40
HAFTALIK BİLİŞİM TEKNOLOJİLERİ VE EKONOMİSİ GAZETESİ www.bthaber.com.tr SAYI 15 -21 ŞUBAT 2016 Lider* IPS Çözümü. Tam 9 Yıldır! McAfee Network Security Platform *Gartner Magic Quadrant Raporu'na göre. 1059 Sayfa 10 Sayfa 12 Sayfa 6 BTvizyon Anadolu Toplantıları, 2016’nın ikinci durağı olan Gaziantep’te gerçekleşti. Gaziantep’te teknoloji konuşuldu Panasonic, iş dünyasını ve buna bağlı gelişen iş süreçlerini daha verimli hale getirmek için çalışmalarını sürdürüyor. Panasonic kurumsal dünyaya değer katmak istiyor Uğur Çağlar Ulaştırma, Denizcilik ve Haberleşme Bakanı Binali Yıldırım, yetki karmaşasının da ele alarak fiber işinde seferberlik yapılması gerektiğini söyledi. Fiber için seferberlik Binali Yıldırım BTK, e-Dönüşüm sürecini destekliyor, güvenliği hedefliyor Haber Merkezi Sayfa 3-4 Bilgi Teknolojileri ve İletişim Kurumu, ‘BTK 2016 Yılı Kurum Dışı İş Planı’nı yayımladı. Elektronik Haberleşme Altyapı Bilgi Sistemi, Eylül ayında tamamlanırken, 5G koordinasyon çalışmaları Nisan ayında sonuçlandırılacak. Adil Kullanım Noktası Uygulamaları’na ilişkin çalışma Ağustos ayında gerçekleştirilirken, güvenlik tatbikatları ise yıl boyunca sürdürülecek. Sedef Özkan

BThaber Sayı 1059

  • Upload
    bthaber

  • View
    261

  • Download
    15

Embed Size (px)

DESCRIPTION

 

Citation preview

Page 1: BThaber Sayı 1059

HAFTALIK BİLİŞİM TEKNOLOJİLERİ VE EKONOMİSİ GAZETESİ www.bthaber.com.tr

SAYI

15 -21 ŞUBAT 2016

Lider* IPS Çözümü.Tam 9 Yıldır!

McAfee NetworkSecurity Platform

*Gartner Magic Quadrant Raporu'na göre.

1059

Sayfa

10

Sayfa

12

Sayfa

6

BTvizyon Anadolu Toplantıları, 2016’nın ikinci durağı olan Gaziantep’te gerçekleşti.

Gaziantep’te teknoloji konuşuldu

Panasonic, iş dünyasını ve buna bağlı gelişen iş süreçlerini daha verimli hale getirmek için çalışmalarını sürdürüyor.

Panasonic kurumsal dünyaya değer katmak istiyor

Uğur Çağlar

Ulaştırma, Denizcilik ve Haberleşme Bakanı Binali Yıldırım, yetki karmaşasının da ele alarak fiber işinde seferberlik yapılması gerektiğini söyledi.

Fiber için seferberlik

Binali Yıldırım

BTK, e-Dönüşüm sürecini destekliyor, güvenliği hedefliyor

HaberMerkezi

Sayfa

3-4

Kuştepe Mh. Leylak Sk. Nursanlar İş Mrk. Kat:6 N:22 Şişli, İSTANBUL

T +90 212 252 2222 Pbx / +90 850 460 2222

www.ce-sa.com.tr | [email protected]

Bina TeknolojilerindeProfesyonel Çözüm Ortağınız...

Sizleri önemsiyor, ve teknolojinin tümyeniliklerini sizler için takip ediyoruz...

Bilgi Teknolojileri ve İletişim Kurumu, ‘BTK 2016 Yılı Kurum Dışı İş Planı’nı yayımladı. Elektronik Haberleşme Altyapı Bilgi Sistemi, Eylül ayında tamamlanırken, 5G koordinasyon çalışmaları Nisan ayında sonuçlandırılacak. Adil Kullanım Noktası Uygulamaları’na ilişkin çalışma Ağustos ayında gerçekleştirilirken, güvenlik tatbikatları ise yıl boyunca sürdürülecek.

Sedef Özkan

Page 2: BThaber Sayı 1059
Page 3: BThaber Sayı 1059

GÜNDEM 3

bilgilendirmelerinin etkin bir şekilde gerçekleştirilmesi amaçlanıyor ve tamamlama tarihi olarak Haziran ayı veriliyor.

‘Elektronik Haberleşme Sektöründe Tüketici Hakları Yönetmeliği’nin güncellenmesi’ somut çıktısı; Ekim ayında gerçekleştiriliyor. Yılsonunda tamamlanacak olan ‘Abonelik fesih işlemlerinin elektronik ortamda yapılabilmesinin sağlanması’ çalışması, elektronik haberleşme sektöründeki toplam tüketici memnuniyetinde iyileştirmelerin desteklenmesini ve özendirilmesini hedeflemekte. ‘Adil Kullanım Noktası (AKN) uygulamalarına ilişkin çalışma’ Ağustos ayında gerçekleştiriliyor. ‘Sabit internet hizmet kalitesine dair ölçütlerin bağımsız izleyici metodu ile izlenmesine yönelik çalışmaların somut çıktısı olacak ‘İnternet hizmet kalitesinin bağımsız izleyiciler metodu ile ölçülmesi ve raporlanması amacıyla ilgili düzenlemelerin hazırlanması’nda planlanan tarih haziran ayı. Telsiz ve Telekomünikasyon Terminal Ekipmanları Yönetmeliği’nin (TTTE Yönetmeliği) 2014/53/EU sayılı Telsiz Cihazları Direktifi (Radio Equipment Directive-RED) ile uyumlaştırılması da aynı ayda gerçekleştiriliyor. Mart ayında da; ‘2015 Yılı Piyasa Gözetim ve Denetimi Faaliyet Raporu’ hazırlanıyor. BTK’nın denetimine tabi gerçek ve tüzel kişiler ile yetkilendirilmiş işletmecilerin denetimi ise yıl boyunca sürecek bir çalışma. ‘Güncel Elektronik Haberleşme Yer Altı Tesisleri Referans Dokümanı Ağustos ayında hayata geçiyor.

Elektronik Haberleşme Altyapı Bilgi Sistemi (EHABS) Eylül ayında tamamlanacak

EHABS ile ülkemizin elektronik haberleşme altyapı bilgilerinin tek merkezde toplanması, bu bilgilerin Coğrafi Bilgi Sistemi

BTK, e-Dönüşümsürecini destekliyor, güvenliği hedefliyor

BTK’nın İş Planı’nda yer alan her çalışma için; ‘Çalışma’, ‘Açıklama’, ‘Somut Çıktısı’, ‘Tamamlama Tarihi’, ‘İlişikli Olduğu Stratejik Plan Hedefi’ bölümleri bulunuyor. Plan; ‘Uluslararası elektronik haberleşme sektöründe düzenleyici gelişmeler bülteninin yayımlanması’ çalışmasıyla başlıyor ve çalışmanın, Ocak-Aralık 2016 tarih aralığında her ay yayımlanması öngörülüyor. Amaç; tüketicinin bilinçlendirilmesi ve farkındalık seviyesinin yükseltilmesi. ‘Türkiye elektronik haberleşme sektörü üç aylık pazar verileri raporunun yayımlanması’ çalışması; elektronik haberleşme sektöründeki düzenlemelere ilişkin kamuoyunun etkin ve düzenli bir biçimde bilgilendirilmesini hedefliyor. ‘Elektronik haberleşme sektörüne ilişkin il bazında yıllık istatistik bülteninin yayımlanması’ için verilen tarih, Mayıs ayı olarak göze çarpıyor. ‘Elektronik haberleşme sektöründe kişisel verilerin işlenmesi ve gizliliğinin korunması yönetmeliğinin çıkarılması’ için verilen tarih ise Aralık ayı. Ağustos ayında tamamlanacak olan ‘Abone İadelerinde Uygulanacak Yöntemlere İlişkin Usul ve Esaslar’, elektronik haberleşme sektöründeki toplam tüketici memnuniyetinde iyileştirmelerin desteklenmesi ve özendirilmesini hedefliyor.

Abonelerin yüksek faturalarla karşılaşması önlenecek!

‘Katma değerli elektronik haberleşme hizmetlerine yönelik düzenlemenin hazırlanması’ için verilen tamamlama tarihi; Haziran 2016. ‘Kullanım miktarı sınırlı hizmetler ile fatura üst sınırı uygulamasına ilişkin usul ve esasların hazırlanması’ ile abonelerin yüksek faturalarla karşılaşmalarının önlenmesi, fatura tutarlarının kontrol edilebilmesi imkânının sağlanması ve abone

(CBS) tabanlı bir haritada gösterilmesi, geçiş hakkı ve tesis paylaşımına ilişkin süreçlerin etkin ve hızlı bir şekilde uygulanmasına katkı sağlanması, geçiş hakkı süreçlerinin anlık takip edilmesi, afet ve acil durum haberleşme envanter bilgilerinin tutulması hedefleniyor. Aynı zamanda evrensel hizmet ile afet ve acil durum haberleşmesi kapsamında genişbant erişimin yaygınlaşmasına ilişkin politika belirlenmesine yardımcı olması, diğer kurumların karar destek sistemlerine katkı sağlanması amaçlanmakta. EHABS’ın işletime alınmasıyla işletmecilerin altyapılarına ilişkin faaliyetleri kolaylıkla takip edilebilecek, tesis edilen altyapının ayrıntılı biçimde görüntülenmesi mümkün olabilecek. Diğer yandan geçiş hakkını kullanan işletmeciler ile geçiş hakkı sağlayıcısı arasında yapılan işlemler takip edilebilirken, geçiş hakkı ve tesis paylaşımının uygulanmasında yaşanan sorunlar tespit edilerek çözüme yönelik işlemler de gerçekleştirilebilecek. Eylül ayında tamamlanması öngörülen ‘Elektronik Haberleşme Altyapı Bilgi Sisteminin (EHABS) kurulması’ çalışmasıyla EHABS sisteminin arayüzünün işletime alınarak işletmecilerin veri girişine hazır hale getirilmesi amaçlanıyor.

Elektromanyetik alan ölçüm kursu düzenlenerek başarılı olanlara ‘Ölçüm Sertifikası’ veriliyor

Güvenlik sertifikası düzenleme süreçlerinin sadeleştirilmesi ve ölçüm süreçlerinin kısaltılması Haziran ayında tamamlanıyor. Elektromanyetik alan ölçüm kursu düzenlenerek başarılı olanlara ‘Ölçüm Sertifikası’ verilmesi tasarlanıyor. ‘Yerinde Denetim ve Ölçüm Sisteminin (YEDES) geliştirilmesi’ çalışmasına yönelik ölçümlerin belirli bir standartta yapılmasının

15 - 21 ŞUBAT2016

BThaber

Sedef Özkan

Devamı 4. sayfada

Page 4: BThaber Sayı 1059

GÜNDEM4 15 - 21 ŞUBAT2016

BThaber

sağlanmasına yönelik gerekli düzenlemelerin aralık ayında tamamlanması planlanmakta. Referans erişim tekliflerine ilişkin işletmeci taleplerinin değerlendirilmesi ve gerekli güncellemelerin yapılması, yıl boyunca sürecek bir çalışma. ‘Hesap ayrımı ve maliyet muhasebesi yükümlülüğü bulunan işletmecilerin Ağırlıklı Ortalama Sermaye Maliyeti (AOSM) oranlarının belirlenmesi’; ‘Elektronik haberleşme sektöründe etkin ve sürdürülebilir rekabetin tesis edilmesi’ ve ‘İlgili pazar analizleri çerçevesinde etkin ve sürdürülebilir rekabet ortamı oluşturulmasına yönelik erişim ve tarife düzenlemelerinin yapılması’ stratejik plan hedefleri doğrultusunda mayıs ayında gerçekleştirilmekte. ‘Güncel Hücresel Sistem Anten Tesislerinin Tasarımı, Kurulumu ve Paylaşımına İlişkin Usul Ve Esaslar Hakkında Yönetmelik’ Aralık ayında tamamlanıyor.

5G koordinasyon çalışmaları Nisan ayında sonuçlandırılıyor

BTK tarafından düzenli olarak gerçekleştirilmekte olan pazar analizlerinin 4. turu, 2016 yılı içerisinde gerçekleştiriliyor. Söz konusu pazar analizleriyle ilgili pazarlarda EPG’ye (etkin piyasa gücü) sahip olan işletmecilere getirilen yükümlülükler gözden geçirilip olası yeni yükümlülükler değerlendirilecek ve sektörde rekabetin sağlanmasına yönelik analizler yapılacak. Tamamlama tarihi Temmuz ayı olan çalışmanın somut çıktısı ise; ‘Kurul Kararıyla etkin piyasa gücüne sahip işletmecilerin ve bu işletmecilere getirilen yükümlülüklerin belirlendiği pazar analizi dokümanları’ olacak. Başka bir çalışma olan ‘Mobil Elektronik Haberleşme Hizmetleri Azami Ücret Tarifesi çizelgesinin güncellenmesi’ ise BTK tarafından, Nisan ve Ekim ayları olmak üzere, yılda iki kere gerçekleştirilmekte. ‘Düzenleyici Etki Analizi Kılavuzu’ ise Aralık ayında bitiriliyor. ‘Elektronik haberleşme sektöründe yeni nesil mobil haberleşme (5G) teknolojileri konusunda koordinasyon çalışmaları ve rapor hazırlanması’ Nisan ayında tamamlanıyor. Çalışma; bilimsel toplantılar, sanayi formları, sivil toplum

kuruluşları, araştırma kurumları ve üniversiteleri de içerecek biçimde geniş kesimlerle etkileşimin sağlanmasını hedeflemekte. Milli Monitör Sistemi (MMS) revizyonu için ise Aralık ayı planlanmakta. Planda; ‘Kısa Mesafe Erişimli Telsiz (KET) Cihazları Hakkında Yönetmelik’in güncellenmesi için de Aralık ayı öngörülüyor. ‘IMT yetkilendirmesi kapsamında yer alan Ar-Ge ve yerli malı belgeli ürün kullanım yükümlülükleri kapsamında ikincil düzenlemelerin yapılması’ Temmuz ayına kadar bitirilmiş olacak.

AB’ye uyum kapsamında e-imza ile ilgili düzenlemeler yıl boyunca sürecek

Veri merkezlerinin desteklenmesi ve siber güvenliğinin sağlanmasına ilişkin tedbirleri içeren yol haritası, yıl sonunda tamamlanıyor. Hedef ise; ülkemizdeki e-Dönüşüm sürecinin desteklenmesi. Ülkemizde İDN’lerin desteklenmesine yönelik senaryoları içeren raporun, eylül ayında bitirilmesi öngörülmekte. Kayıtlı elektronik postanın ve elektronik imzanın yaygınlaştırılmasına ve farkındalığın artırılmasına ilişkin çalışmalar da yılsonuna kadar sürecek. Kayıtlı elektronik posta düzenlemelerinin güncellenmesi, ihtiyaç duyulan alanlarda yeni

düzenlemelerin yapılması da; ‘Kayıtlı elektronik postanın

etkin kullanılması amacıyla, birlikte çalışabilirliğin sağlanması ve güvenliğin artırılması’ ve ‘e-İmza ve kayıtlı elektronik posta konusunda uluslararası standartlara uygun hizmet verilmesinin sağlanması’ stratejik plan hedefleri dahilinde bulunuyor. ‘Kayıtlı Elektronik Posta Hizmet Sağlayıcılar (KEPHS) arası birlikte çalışabilirliğin sağlanması’ ve ‘AB’ye uyum kapsamında elektronik imzaya ilişkin düzenlemelerin güncellenmesi’ çalışmaları da yıl boyunca devam edecek. ‘Temel Telekomünikasyon Hizmetleri Büyüklüklerine İlişkin Tahminler Raporu’nun Temmuz ayında tamamlanması planlanmakta. Mobil spektrum stratejisinin hazırlanması, Aralık ayında bitiriliyor. ‘Elektronik haberleşme alt yapısı tesisleri asgari gerekliliklerinin belirlenmesine ve denetimine ilişkin yönetmelik hazırlanması’ çalışmasının hedeflerinden biri de; altyapıya bağlı rekabetin sağlanması.

Kurumsal SOME’ler ile koordinasyonun geliştirilmesi için Siber Güvenlik Tatbikatı düzenleniyor

‘Elektronik haberleşme sektöründe siber güvenlik çalışmaları’ yıl boyunca sürecek. Bu kapsamda; BTK bünyesinde elektronik

haberleşme sektörüne yönelik olarak kurulan Sektörel SOME’nin (Siber Olaylara Müdahale Ekibi) yürüttüğü faaliyetler raporlanacak, elektronik haberleşme sektöründe faaliyet gösteren işletmecilerin Kurumsal SOME’leri ile koordinasyonun geliştirilmesi amacıyla bir Siber Güvenlik Tatbikatı düzenlenecek. Ayrıca Kurumsal SOME’lerde çalışan siber güvenlik personelinin iş tanımlarının belirlenmesi için çalışmalar yapılacak. Siber olaylara müdahale süreçlerinin en temel yapıtaşı olan SOME’lerin bilinirliği ve bilgi paylaşımında bulunmaları, bu süreçlerin etkinliğini ve farkındalık düzeyini artıracağı için BTK bünyesindeki Sektörel SOME ve sektördeki kurumsal SOME’lerin web sayfalarının oluşturulması sağlanacak. İlaveten, siber güvenlik alanında uluslararası iş birliğinin güçlendirilmesi amacıyla çeşitli çalışmalar yürütülecek. Yıl boyunca sürecek bu çalışmanın stratejik plan hedefi ise elektronik haberleşme güvenliğinin sağlanması ve ulusal siber güvenliğin artırılması.

‘Uluslararası ikili iş birliği faaliyetlerinin geliştirilmesi’ süreklilik arz eden bir faaliyet

‘İnternet alan adları yönetiminin yeniden yapılandırılması’ çalışmasının stratejik plan hedefi; .tr uzantılı alan adlarının sayısının artırılması amacıyla son

kullanıcıların, .tr uzantılı alan adlarına güvenli, etkin, uluslararası standartlarda ulaşabilmesinin sağlanması. Süreç ise devam ediyor. ‘Dış Müşteri Memnuniyeti Değerlendirilmesi Raporu’ Haziran ayında tamamlanıyor. 2016 yılı içerisinde uluslararası ikili iş birliği kapsamında bir eğitim programı düzenlenmesi için Eylül ayı hedefleniyor. ‘Uluslararası ikili iş birliği faaliyetlerinin geliştirilmesi’ çalışması, süreklilik arz eden bir faaliyet.

11. Uluslararası Elektronik Haberleşme Düzenleyiciler Konferansı’nın BTK’nın ev sahipliğinde, 2016 yılının ikinci yarısında yapılması planlanıyor. ITU Konsey toplantılarına yönelik çalışmaların yapılması için hedeflenen tarih; Haziran ayı. İki gün sürecek olan ‘Çocukların Çevrimiçi Korunması Çalıştayı’nın düzenlenmesi çalışması da, Haziran ayında tamamlanmış olacak. 26. UPU (Dünya Posta Birliği) Dünya Kongresi hazırlık çalışmaları kapsamında İstanbul Posta Stratejisi’nin hazırlanması için hedeflenen tarih ise Aralık ayı. ‘Elektronik Haberleşme Sektörüne İlişkin Yetkilendirme Yönetmeliği’nin (EHSİYY) gözden geçirilmesi çalışmasının Temmuz ayında bitirilmesi öngörülmekte. Posta Hizmetlerinin Sunulmasına İlişkin Yönetmelik kapsamında düzenleme yapılmasına dair çalışma, yıl sonunda tamamlanıyor.

Baştarafı 3. sayfada

Page 5: BThaber Sayı 1059
Page 6: BThaber Sayı 1059

E-TOPLUM6 15 - 21 ŞUBAT2016

BThaber

Faaliyetlerinin büyük çoğunluğunu İstanbul’da gerçekleştiren teknoloji şirketleri, ne

yazık ki Anadolu’daki teknoloji yatırımcılarına ulaşmakta güçlük çekiyor. Şirketlerin pazarlama, satış ve yönetim kadrolarının İstanbul’da yer aldığını göz önünde bulundurursak, böyle bir sonucun neden gerçekleştiğini daha rahat anlayabiliriz. Fakat Anadolu’da da teknoloji yatırımı yapmaya hazır pek çok şirket bulunuyor. Bu şirketlerin tek tek kapısını çalarak bilgi vermek mümkün ama bu yöntemin yeterince efektif olmayacağı da aşikar.

BTvizyon, Anadolu’nun pek çok şehrinde Anadolu Toplantıları başlığıyla İstanbul’daki teknoloji şirketleri ve teknoloji yatırımı yapmayı planlayan şirketlerin, potansiyel müşterilerle bir araya gelmesini sağlayarak bir nevi köprü görevi görüyor. Teknoloji şirketlerinin konuyla alakalı yetkilileri, sesini aynı anda çok sayıda katılımcıya duyuruyor. Konuyla ilgilenen potansiyel yatırımcılar ise gerek iletişim için verilen arada, gerekse toplantı sonrasında ulaşmak istedikleri şirketlerle bir araya gelerek iş konuşabiliyorlar, firmaların tanıtım alanlarını ziyaret edebiliyor ve sorularını direkt olarak alakalı kişilere yöneltebiliyorlar.

2016’nın ilk BTvizyon etkinliği Bursa’da gerçekleşmişti. 4 Şubat’ta gerçekleşen ikinci etkinlik ise Gaziantep’te, Divan Otel’de düzenlendi. Etkinliğe Ansa, Dell – Intel, DİA, GData, Nakivo, Orion, Panasonic, Vector, Tesan, Quadro ve ZyXEL sponsor oldu.

Açılış konuşmasını Bilişim Zirvesi Genel Müdürü Neslihan

Gaziantep’te teknoloji konuşuldu

Aksun yaptı. Aksun, kurumsal teknolojilere şirketlerin neden ihtiyacı olduğu hakkında bilgi verdi. Yatırımların sürekli olması gerektiğini söyleyen Aksun, Gaziantep’ten önceki BTvizyon Anadolu Toplantıları etkinliklerinin şirketlere sağladığı faydalardan da bahsetti.

Açılış konuşmasının ardından Ansa Bilgisayar Genel Müdürü Hamit Deveci söz aldı. Nesnelerin İnterneti konusuna ağırlık veren Deveci, bu konsept için altyapıların oluşturulduğunu belirtti. Nesnelerin İnterneti’nin alıcılar, bağlanabilirlik ve insanlar – işleme olarak üç aşamadan oluştuğuna değinen Hamit Deveci, Nesnelerin İnterneti aracılığıyla elde edilecek bilgilerin işlenmesiyle hayatımızın kolaylaştırılabileceğini söyledi.

Vector Grup Şirketleri’nden Trinoks’un Yazılım Genel Müdürü Cüneyt Gargın, bir sonraki konuşmacı olarak kürsüye çıktı. Otomasyon sistemlerinin önemine

değinen Gargın, Trinoks’un bu konuda geliştirdiği yazılımların yeteneklerinden söz etti. Anlatımda, Trinoks’un ağırlıklı olarak stok kontrolü ve depolama alanlarında otomasyon sağladığı görülüyor.

Cüneyt Gargın’ın ardından kürsüye gelen Panasonic Kurumsal Mobil Çözümler Bölge Müdürü Onur Cansu, “Endüstri 4.0 yolunda mobil iş sürekliliği ve verimliliği” başlıklı konuşmasını yaptı. Konuşmasına endüstrinin ilk nesilden itibaren gelişimini anlatarak başlayan Onur Cansu, sonrasında konuyu günümüz endüstri teknolojilerine bağladı. Endüstri 4.0’ın zorluklarına da değinen Onur Cansu, sonrasında Panasonic’in zorlu koşullara dayanıklı tablet ve dizüstü bilgisayarlarını anlattı. Dayanıklı dizüstü bilgisayar ve tablet pazarında Panasonic’in lider olduğunu belirten Onur, sonrasında ürünlerin özelliklerine ve kullanılabilecekleri alanlara

değinerek konuşmasını bitirdi.İletişim arasından önceki son

konuşma ise Dell’in konuşması oldu. Anadolu’dan Sorumlu Satış Yöneticisi Ümit Yeşiltaş, Dell’in Türkiye’deki yapılanma süreci ile konuya giriş yaptı. Şirketlerin bilişim teknolojilerine neden yatırım yapma ihtiyacı duyduğuyla sözüne devam eden Yeşiltaş, teknolojinin odağında insanın olduğunu söyledi. Dell’in sürekli olarak kendini geliştirdiğinden bahseden Yeşiltaş, Dell tarafından satın alınarak tamamlanan eksikliklere değindi. Bilişim trendlerinin sürekli yenilendiğini belirten Yeşiltaş, mevcut altyapıların yeni trendler için hazır tutulması gerektiğini ileterek konuşmasını sonlandırdı.

İletişim arasının ardından ZyXEL İletişim Teknolojileri Ürün ve İş Geliştirme Yöneticisi Kaan Tunçer, internet ve ağ teknolojisindeki trendler hakkında konuşmasını yaptı. Tunçer, yüksek geniş bant

ihtiyacının yıldan yıla artışını katılımcılarla paylaşırken ZyXEL’in bu konudaki çözümlerine değindi.

BTvizyon Anadolu Toplantıları’nın bu seneki ilk ayağı olan Bursa’ya da katılım gösteren DİA Genel Koordinatörü Süha Onay, Gaziantep’te de konuşmasını yaptı. DİA’nın bulut bilişim üzerinden çalışan kurumsal yönetim sistemi olduğunu anlatan Onay, bulut bilişimin avantajlarını anlatan eğlenceli bir animasyon ile sunumunu sürdürdü. DİA’nın sunduğu ekstra avantajlara da değinen Onay sonrasında konuşmasını bitirdi.

Tesan Proje Yöneticisi Mustafa Akçin, bir sonraki konuşmacı olarak kürsüye çıktı. Ağ güvenliği çözümlerinden bahseden Akçin, aynı zamanda ağ üzerinde sağladıkları optimizasyonlara da değindi. Eğitim, sağlık, finans sektörleri, özel kurumlar ve kamu kurumlarında gerçekleştirdikleri projelerden bahseden Akçin, konuşmasını sonlandırdı.

Hediye çekilişlerinin yapılmasından önce sahneye çıkan Orion Teknoloji Genel Müdürü Ebru Güç, Orion Teknoloji’nin geçmişinden ve faaliyetlerinden söz etti. Daha sonra tekrar söz alan Ansa Bilgisayar Genel Müdürü Hamit Deveci, bulut mimarisinin önemini ve BTvizyon Anadolu Toplantıları’nın sağladığı avantajlarını anlatarak kapanış konuşmasını gerçekleştirmiş oldu.

Hediye çekilişlerinin yapılmasıyla beraber etkinlik sona erdi. Katılımcılar, toplantının interaktif geçmesinden dolayı memnun olduklarını belirterek etkinlik alanından ayrıldılar.

Teknoloji üreticileri ile teknolojiye yatırım yapmayı planlayan müşterileri, Anadolu’nun çeşitli şehirlerinde

bir araya getirerek iki yönlü fayda sağlamayı amaçlayan BTvizyon Anadolu Toplantıları, 2016’nın ikinci durağı olan

Gaziantep’te gerçekleşti.

Gaziantep Ticaret Odası Yönetim Kurulu Başkanı Eyüp Bartık, bilişim teknolojilerini kullanmanın önemiyle konuşmasına giriş yaptı. Bu teknolojileri kullanmayanların gelecekte var olamayacağını söyleyen Bartık, Gaziantep Ticaret Odası’nda aktif 15 bin üyenin bulunduğunu belirtti. Bilişim teknolojilerinin kendi başına büyütülüp, ticari anlamda fayda sağlanacak bir sektör olarak görülmemesi gerektiğini söyleyen Bartık, bilişim teknolojilerinin diğer

sektörlerdeki etki alanının artması gerektiğini düşündüğünü belirtti. Bilginin çığ gibi arttığına da değinen Bartık, 1976 yılında ortalama bir insanın beynindeki bilginin bugün New York Times gazetesinde bulunduğu örneğini verdi. Eyüp Bartık, veri kirliliğinin de bir tehdit olduğuna dikkat çekti. BTvizyon’un Gaziantep bilişim dünyası için önemiyle ilgili bilgi veren Bartık, BTvizyon Gaziantep toplantılarının her geçen yıl daha kalabalık geçtiğini söyledi.

Bİlİşİm etkİ alana Daha Da artmalı

Gaziantep ticaret Odası Yönetim kurulu Başkanı

eyüp Bartık

ruşen Göbel

Page 7: BThaber Sayı 1059

E-TOPLUM 715 - 21 ŞUBAT2016

BThaber

Özgür yazılımla tanışma, ilköğretimde olmalı

Engelliler için siber güvenlikle ilgili neler yapabiliriz?

EPEYD (Engelsiz Perspektif Engellilere Yardım Derneği) ve BGD (Bilgi Güvenliği Derneği ) tarafından 8 Ocak tarihinde düzenlenen ‘Engelsiz Siber Güvenlik Konferansı’nın ardından hazırlanan ‘Sonuç Bildirgesi’, BGD Denetleme Kurulu Başkanı Mustafa Ünver tarafından sunuldu. EPEYD ve BGD tarafından Alanya’da gerçekleştirilen konferansın bitiminde hazırlanan ‘Engelsiz Siber Güvenlik Konferansı Sonuç Bildirgesi’, Konferans Yürütme Kurulu tarafından hazırlandı. Bildirge şu maddeleri kapsıyor:

• Zihinsel melekeleri yüksek fiziksel engelli bireyler için fazla fiziksel aktivite gerektirmeyen ‘siber güvenliğin’ iyi bir çalışma ve istihdam alanı olduğu teyit edilmiş ve buradan hareketle de bilgi teknolojileriyle ilgili, belirli bilgi birikimi ve yeteneğine haiz bu kişilere siber güvenlik uzmanlığı eğitimi verilmesinin, bu eğitimi almış bireylerin kamu ve özel sektörde istihdamının sağlanmasına yönelik ortak çalışmalar yapılmasının uygun olacağı,

• Engelsiz Kent Alanya’da ilgili kurumların da desteğini de alarak EPEYD ve BGD tarafından ‘Engelliler Siber Güvenlik Kış Kampı’ düzenlenmesi,

• EPEYD ile BGD’nin düzenleyeceği bir çalıştayla konunun paydaşları olan; bakanlık, belediye, üniversite ve ilgili STKlar ile ‘Engelliler İçin Siber Güvenlikle İlgili Neler Yapabiliriz?’

konusu ile ‘Engelliler için olası IoT çözümlerinin tartışılması ve çalıştayda ele alınan konuların iş planı haline getirilmesi,

• EPEYD bünyesinde, engellilerin bilişim ve siber güvenlik ile ilgili görüş, öneri, beklentilerini aktarabileceği bir sayısal platform kurulması, gelen görüş, öneri ve beklentilerden uygun görülenler üzerinde çalışılması,

• Havelsan tarafından kurulmakta olan ‘Engelsiz Eğitim Merkezi’nin 1-2 ay içinde hizmete gireceği ifade edilmiştir. BGD’nin Havelsan ile görüşerek makul sayıda engelliye bu merkezden eğitim verilmesinin sağlaması,

• Engellilere verilecek ‘beyaz şapkalı hacker’ eğitimiyle ülkemizin siber güvenlik kapasitesinin arttırılması,

• Siber güvenlik ekosisteminde engellilerin yerinin tanımlanması, bu ekosistem içerisinde nitelikli engelli istihdamına yönelik politikaların belirlenmesi ile yasal altyapının oluşturulması,

• Engelsiz eğitimin yaygınlaştırılması amacıyla Fatih Projesi’ne engelli öğretmenler için içerikler eklenmesi ve bu içeriklerin etkin olarak kullanılmasına yönelik eğitimlerin engelli öğretmenlere verilmesi,

• Avrupa Birliği’nin engellilerin BT uygulamalarını kullanmasına yönelik mevzuatının ve uygulamalarının incelenmesi ve uygun görülen konularla ilgili Ar-Ge projeleri hazırlanması.

18. Akademik Bilişim Konferansı, 3-5 Şubat tarihinde, Aydın’da Adnan Menderes Üniversitesi’nde gerçekleştirildi. Konferans öncesi; 30 Ocak - 2 Şubat’ta da eş zamanlı olarak 35 kurs ve 40’tan fazla sınıfta düzenlendi. Konferansta; 18 seminer, 6 panel organize edilirken ve 210 adet de bildiri sunuldu. Toplamda 9 salonda 92 oturum yapıldı. Bunun yanı sıra 74 firmanın katıldığı bir Bilişim Fuarı düzenlendi. Aynı zamanda firmalar ek 2 salonda teknoloji sunularını gerçekleştirdi. Herkese açık ve ücretsiz olarak yapılan konferans öncesi kurslara yoğun şekilde; bilgisayar, bilişim ve BÖTE öğrencileri ilgi gösterdi. Kurslar; 100 gönüllü eğitmen tarafından verildi.

18. Akademik Bilişim Konferansı’nın açılışında konuşan Mustafa Akgül, amaçlarını; ulusal boyutta üniversitelerde bilgi teknolojileri konusunda ilgili grupları bir araya getirerek bilgi teknolojileri altyapısı kullanımı, eğitimi ve üretimini tüm boyutlarıyla tanıtmak, tartışmak, tecrübe ve bilgi

paylaşımında bulunarak ortak akıl arayışıyla ortak politika oluşturmak olarak açıkladı. İlk Akademik Bilişim Konferansı’nın Nisan 1999 tarihinde ODTÜ’de düzenlendiğini hatırlatan Akgül, konferans öncesi eğitimler ve konferans ile ‘bilişim fırtınası yaratmak’

istediklerine dikkat çekti.

Akgül, “Adil rekabet

koşulları sağlanmalı.

Özgür yazılımla tanışma,

ilköğretimde olmalı. Her

bireye kapsamlı BT eğitimi

verilmeli. Politikacılara BT

öğretilmeli” açıklamasını

yaptı.

mustafa akgül

Çevre ve şehircilik Bakanı Fatma Güldemet Sarı

Çevre ve Şehircilik Bakanı Fatma Güldemet Sarı, 21-22 Ocak tarihinde Ankara’da düzenlenen ‘Yapı Malzemeleri Mobil Denetim Sistemi’nin 81 ile Yaygınlaştırılması Programı’nda; bakanlığının yaşanabilir çevre ve marka şehirler konusunda çok önemli hedefi olduğunu vurguladı. Bakan Sarı, katıldığı ‘Yapı Malzemeleri Mobil Denetim Sisteminin 81 ile Yaygınlaştırılması Programı’nda; ‘Yapı Malzemeleri Piyasa Gözetim ve Denetimi Mobil Sistemi’ni 81 ile yaygınlaştırmak ve denetim araçlarının 11 ile dağıtımını gerçekleştirmek için bir araya geldiklerini kaydederek “Sadece kalite, verimlilik, kalıcılık değil, insan hayatını ve güvenliğini de her şeyin üzerinde tutuyoruz” açıklamasını yaptı. Sarı, bu bakış açısından aldıkları güçle yerleşme ve yapılaşmayla ilgili genel ilkeleri, stratejileri ve

Pazarda söz sahibi olabilmek uluslararası standartlarda üretimden geçiyor

standartları belirlediklerini, buna uygun mevzuatlar hazırlamayı öncelikli görevleri arasına aldıklarını ifade ederek konuşmasını şöyle sürdürdü: “Bu çerçevede inşaat ve altyapı alanında insanlarımızın çağdaş standartlara uygun altyapıya ve konutlara sahip, depreme karşı güvenli, sağlıklı ve çevresiyle

barışık evlerde yaşamasını sağlamak temel hedefimizdir. Sürdürülebilir yapılaşmayı, yapıma ilişkin uygulamaları ve mesleki hizmetleri katılımcı, çözüm odaklı ve denetleyici bir anlayışla düzenlemek için çalışıyoruz. Marka şehirler oluşturma misyonumuzun, güvenli yapı

malzemeleri kullanmakla, nitelikli, enerji verimliliği olan yapılar ve yaşanabilir mekânlar oluşturmakla gerçekleşebileceğini çok iyi biliyoruz. Modern yapım yöntemleri geliştirerek ve inşaat malzemesi üretiminde çağdaş teknolojiler kullanarak, uluslararası platformlarda daha etkin rekabet etmek istiyoruz. İhracat kalemlerimiz arasında çok önemli bir yere sahip olan yapı malzemeleri sektörümüzün, uluslararası pazarda daha fazla yer bulmasını istiyoruz. Ancak şunu unutmamamız lazım; bu büyük pazarda söz sahibi olabilmenin yolu, daha nitelikli, daha kaliteli ve uluslararası standartlara

uygun üretim yapmaktan geçiyor.”

Mobil denetim ile kamu kurumlarında eşgüdüm sağlanacak

Dağıtım töreniyle mobil denetim sistemini devreye aldıklarını, böylece uygulamayı ülke çapında yaygınlaştırmış olacaklarını söyleyen Bakan Sarı, “Bu sistem sayesinde, denetim verilerinin eş zamanlı olarak merkeze aktarılması ve şeffaflığın artması mümkün olacak. Sistem ayrıca piyasaya güvenli yapı malzemelerinin arz edilmesini, tüketicinin ve rekabetin korunmasını sağlayacak. Adres ve koordinat bilgi sistemine göre çalışan uygulama sayesinde ilgili kamu kurumlarıyla eşgüdüm oluşacak, kayıt dışı üretimin kayıt altına alınması konusunda büyük kolaylık elde edilecek” değerlendirmesini yaptı.

Page 8: BThaber Sayı 1059

8 E-TOPLUM Edip Emil Öymen [email protected]

Robotlar çiftçiliğe başladı

Daha çok, daha pek çok

Geçen hafta medyada, “Türkiye’de icat sayısı patlama yaptı, bir önceki seneye göre % 13 arttı” tarzı haberler yayınlandı. Bir ülkenin patent zenginliği, başvuru sayısında değil, patent tesçiliyle ölçülür. Ancak, sayı yetmez. Patentin içerdiği yeni bilgi, ürüne dönüşme potansiyeli daha önemlidir. TPE’den bu tür bilgiler gelmiyor. Sadece sayılar geliyor o kadar. Ek olarak, TPE’nin, ülkemizin kaç adet Triadik Patent sahibi olduğunu ve konularını neden açıklamadığını da merak ediyoruz doğrusu. (Bu patent; AB, ABD ve Japonya patent kurumlarınca ortaklaşa tesçil edilir). TPE, ayrıca neden nanoteknoloji, biyoteknoloji, ileri teknoloji patent başvurularını, tesçillerini duyurmuyor?

Medyaya yansıdığı kadarıyla, başvuru “patlaması” sağlayan (!) bazı örnekler:

Sökülüp katlanabilir tabut: Cenazelerin nakledilmesine kolaylık

getirme iddiasındaki bu tabut, cenazenin ardından istiflenerek taşınabiliyor.

Soğutmalı musalla taşı: Cenazeyi özellikle yaz aylarında güneşten ve sıcaktan koruyan bir soğutma tertibatına sahip musalla taşı.

Çay demleme tepsisi: Her yerde çay demleme imkânı veren ürün mum, köz, elektrik veya gaz ile çalışabiliyor. Ayrıca elektronik, dijital veya kum saati aracılığıyla demleme zamanı ayarlanabiliyor.

Kameralı kasa: Bankaların veya benzeri işletmelerin sunduğu emanet kasaların, müşteri tarafından istenilen her an uzaktan kontrol edilmesini sağlıyor.

Hareketli balkon: Bilinen teknikte sabit olarak imal edilen balkon ve verandaların, istendiğinde açılabilmesine ve istendiğinde kapatılarak yerine gizlenebilmesine imkân veriyor.

Seccade otomatı: Banka kartı, banknot ve bozuk para ile otomattan seccade temin edilebiliyor.

Patentte trajik komedi

15 - 21 ŞUBAT2016

BThaber

Japonya’da tamamen robotların yöneteceği, dünyanın ilk roboçiftliği SPREAD adlı şirket kuruyor. 47,300 square feet alanda yılda 11 milyon adet marul yetiştirilecek. İlk mahsulün 2017 sonbaharında alınması planlandı. İşletmede işçilik giderleri % 50 azalacak. Bu kadar büyük bir tesisin inşaatı için gereken masraf % 25 azalacak. Tesisin enerji ihtiyacı % 30 azalacak. Tesiste, tohumların ekilmesini işçiler yapacak, ama geri kalan bütün süreç robotlara bırakılacak. Burada sihirli sözcük: Sürdürülebilirlik.

SPREAD’in bu konuda zihni berrak. Güvenli gıdayı istikrarlı bir şekilde üretmek ve tüketiciye sunmak, sosyal bir sürdürülebilirlik. İş yönetimi olarak yine istikrarlı karlılık sağlamak, ekonomik bir sürdürülebilirlik. Çevreyi koruyan, doğal kaynaklara saygılı tutum ise çevresel sürüdürülebilirlik.

Bunu da şöyle sağlayacaklar: Kullanılan suyun % 98’i geriye dönüşle yeniden kullanılacak. Her bir marul için 0.11 litre su harcanacak. Normalde, tek bir marulun yetiştirilmesinde 0.85 litre harcanıyor.

Avustralya’da Port Augusta yakınlarında çöl kadar kurak bir arazide kurulan 2 bin metre karelik Sundrop Farm’da yenilikçi yöntemlerle domates yetiştiriliyor. Hollandalı Reinier Wolterbeek ve Philipp Saumweber’in tesisi, en olmadık coğrafyada

The Economist dergisi, internet dünyada bir günlüğüne kesilse ne olurdu diye bir infografik yaptı. Aslında, “bilinen bir şeyi” farklı bir şekilde tekrar anlatmış oldu.

196 milyar eposta gönderilemeyecekti.

12 milyar Facebook ve YouTube video izlenemeyecekti.

3 milyar Google araması yapılamayacaktı.

500 milyon tweet atılamayacaktı.

The Economist bu rakamları, Radicati Group, Ampere

Analysis, Google ve Twitter’a dayandırdı, kendi hesabını da yaptı. Yayınladıktan sonra, bu rakamlar o an eskidi tabii. Örneğin, Radicati Group’un hesabına göre 2018’e vardığımızda eposta gönderim sayısı 228 milyara varmış olacak.

İnternette artık saniyenin değil, salisenin milyon dolar değeri olduğunu biliyoruz. 2014 hesabına göre dünyada internet üzerinden her 30 saniyede 1 milyon 200 bin dolar harcama yapılıyor.

Economist diyor ki: Bu, daha buzdağının su üstündeki kısmı. Siz hele bir de yapay zeka, M2M, IoT falan daha

yaygınlaşsın, o zaman göreceksiniz.

İnternette 60 saniyede ne oluyor hesabı da artık

şaşırtmıyor. Smart Insights’ın yeni yayınladığı, 2013-14 -15 arasındaki değişime baktı:

Facebook’a 2013’te 2.5 milyon yükleme yapılmış, 2015’te sayı olmuş 3.3 milyon.

YouTube yüklemesi 100 saatmiş, şimdi olmuş 400 saat.

Atılan eposta sayısı 182.9 milyondan 205.6 milyona...

Google arama sayısı 2013’te 2.6 milyonmuş, iki yılda çıkmış 3.1 milyona.

Instagram 28 bin fotoğrafken 55 bin 555 olmuş.

Twitter 278 binden 422 bin 340’a çıkmış.

Whatsapp mesajları 11.8 milyondan 44.4 milyona.

bile tarım yapılabileceğini gösteren ibretlik bir girişim.

Suyu, bir kilometre uzakta denizden boruyla alıyorlar. Tuzu ayırmak gerek tabii. Tuzlu suyu, içinde termal yağ bulunan (toplam uzunluğu 70 metre) boruların üzerinden geçiriyorlar. Borular, gün boyu güneşi izleyen panellerle 160 dereceye kadar ısıtılıyor. Tuzlu su kaynıyor, ve buharlaşıyor. Bundan, içilebilir su elde ediliyor. Ama işin ikinci kısmı var: Kurak çorak coğrafyada 48 dereceye kadar yükselen sıcakta, tesisin ısısını ayarlamak. Bunun için ise, tuzlu suyu oluklu mukavva duvarlardan akıtıyorlar. Su buharlaşırken, büyük vantilatörler, buharı serin hava olarak tesisin içine

yayıyor. Tıpkı, yazın sıcakta vücudun terleyerek iç ısıyı koruması gibi.

İşin bir de üçüncü aşaması var: Tohumlar nasıl döllenecek? Avustralya arıları domates çiçeklerini sevmiyormuş. Arı, çiçekten çiçeğe dolaşmayınca döllenme de yok. Hollandalı girişimcilerin buldukları çare, bitkileri “heavy metal” bangır müzikle sarsmak. Vibrasyonla sarsılan çiçekler havada uçuşmaya başlıyor. İşte, arısız döllenme...

Çevreyi koruyan, doğal kaynakları israf etmeyen bu domates üretim tesisini şimdi 8 hektarlık bir seraya dönüştürmek için bürokratik işlemlere başlamışlar. Şimdilik en çözemedikleri sorun, tesisi “merak edip” içine dalan kangurular.

haberturk, 06.02.16

Page 9: BThaber Sayı 1059

Oracle Türkiye Genel Müdür Yardımcısı Cem Şatana, 18 Şubat’ta Ankara’da düzenlenen

‘Oracle Cloud Day’in içeriğini aktarırken, bulut bilişimin kamu kurumlarına sağlayacağı avantajların altını çizdi. Seçimlerden dolayı yorgun bir 2015 geçirildiğini belirterek sözlerine başlayan Cem Şatana, 2015 yılını değerlendirip, 2016 hedeflerini paylaştı. “2014 sonu trafiğiyle başlayan 2015 yılı içerisindeki tamamlanmış olan seçim trafiğinde, sektör arzu ettiği büyüme seviyelerini yakalayamadı. Özellikle e-devlet içerisinde vatandaşımızın beklediği birçok proje ertelendi” diyen Şatana, konuşmasını şöyle sürdürdü: “Bunlar gerçekleştirilemeyince biraz yorulduk ama Aralık ayı itibarıyla yani hükümetin kurulmasıyla beraber, sektörde hafif bir kıpırdanma görüyoruz. 2016’nın daha da olumlu olacağını düşünüyorum. Geçtiğimiz yıllardaki yani 2015 ve 2014 sonunda başlayan yavaşlamayı kapatabileceğimizi ve şu anda vatandaşın beklediği birçok kamu projesinin de hızlanacağını tahmin edebiliyoruz.”

Oracle, birçok çözümünü ‘bulut’la pekiştirmeye başladı

Şatana, 2016’daki önceliklerinin, özellikle Ankara ve kamu camiası içerisindeki kullanıcıların yani devletin öncelikleriyle örtüştüğüne dikkat çekerek “Onlar hangi projelere ağırlık verecek ve zaman ayıracaksa biz de ürünlerimiz, çözümlerimiz ve hizmetlerimizle beraber o projelere odaklanıyor olacağız. Teknolojik olarak da; zaten bugünün anlam ve önemiyle ilgili olarak hemen söylemek isterim ki

“İş ortaklarımızla beraber Türkiye yazılım sektörünü

genişletmek istiyoruz”

‘Oracle Cloud’ yani ‘Bulut Çözümleri’, Oracle’ın tüm dünyadaki en öncelikli konularından bir tanesi. Kullanıcıya sonsuz avantajlar sağlanıyor. Bulut ortamına geçişle beraber; zamandan, maliyetten, iş gücü ve birçok başka kaynaklardan avantaj elde ediliyor. Oracle; hemen hemen şu anda sahada sunmuş olduğu birçok çözümünü ‘Bulut’la pekiştirmeye başladı. Portal uygulamalarını, iş zekâsı raporlamalarını, mobil uygulamaları, test ve geliştirme ortamlarını, felaket kurtarma ya da uzak yedeklik olarak sayabileceğimiz her türlü ‘Bulut Hizmeti’ni ve hatta büyük veri analitik çözümlerini ‘Public Cloud’ ortamında (PaaS) Oracle olarak sunabiliyoruz, altyapı imkânlarını ‘Bulut’ ortamında verebiliyoruz.”

Kurumlar ve kullanıcılar isterse, ‘Private Cloud’ denilen kendi ortamlarında, özel Bulut hizmetleri ile de sağlayabildiklerinin altını çizen Şatana, “Türkiye’de bununla ilgili çok güzel çalışmalar yaptık. ODTÜ Geliştirme Vakfı Okulları’nın

portal projesi; tamamen Oracle’ın ‘Public Cloud’undan sunulan bir çözüm. Milli Eğitim Bakanlığı ile beraber yaptığımız ve özellikle öğrencilerimizin kodlamaya yönelik çalışmalarını tamamlayabilmesi ve pekiştirebilmesine yönelik programlama eğitimini de bulut hizmetleri üzerinden sunmaktayız” dedi.

Yerli yazılım iş ortaklarımızla bulut hizmetleri sunmak önemli önceliklerimizden

Kamu kuruluşlarının buluta bakışını da değerlendiren Cem Şatana, “Bulut önümüzdeki günlerin vazgeçilmez hizmetlerinden bir tanesi olacak. Ben önümüzdeki üç, beş yıl içinde tüm dünya genelinde bilişim hizmetlerinin yüzde 35 ile

yüzde 50’ye varan kısmının tamamen bulut hizmetlerine dönüşeceğine inanıyorum. Türkiye’de, yine Ankara’daki birçok projede de, öncelikli olarak ‘Private Cloud’ yani özel bulut çözümleri ile ilgili ilerlemeler var ki bunlardan en önemlisi Kamu Entegre Veri Merkezleri. Kamu kurumları doğal olarak bazı endişeleri ortadan kaldırmak için veri merkezlerindeki verilerin ve sistemlerin kendi ortamlarında ve Türkiye sınırları, ülke sınırları içerisinde olmasını tercih ediyor. Hem yazılım hem de donanım çözümlerimizle ‘Private Cloud’u itekleyecek ve ileriye taşıyacak olan hizmetlere ve ürünlere sahibiz. Çok yakında ‘Public Cloud Sistemi’ dediğimiz bir sistem sayesinde, PaaS hizmetlerini, kullanıcının kendi veri merkezi ortamında

ilgili donanımları sağlayarak sunuyor olacağız. Bu bence bir evrim. Kalkınma Bakanlığı’nın strateji ve eylem planı içerisinde de, bulut bilişime önemli yer ayrılmış durumda. Bulut bilişime geçişin kamu kuruluşlarına sağlayacağı avantajlar planda da mevcut. Bundan sonrası bunun bir an önce hayata geçmesiyle ilgili” açıklamasını yaptı. Türkiye’de var olan yerli yazılım iş ortaklarıyla da bulut hizmetleri sunmanın önemli öncelikleri arasında olduğunu kaydeden Şatana, sözlerini şöyle sürdürdü: “Çünkü Türkiye olarak bilişim sanayinde katma değerli hizmetleri üretip, bu üretmiş olduğumuz hizmetleri yurt dışına, yakın coğrafyaya pazarlayarak ülkemize gelir sağlayabiliriz. Biz Türkiye’den, Orta Afrika’ya, Güney Afrika’ya, Türkiye Cumhuriyetleri’ne, çok yakın zamanda belki de İran’a çözümler sunuyor olacağız. Bu yüzden yazılım evlerimizin çözümlerini buluta taşıyarak bu hizmetleri yurt dışına sunmaya çalışıyoruz. Ekim ayında Amerika’da ki yapılan ‘Oracle Cloud’ etkinliğinde, yerli iş ortağımız Sisoft kendi sunduğu hastane bilgi yönetim sistemini Oracle’ın ‘Cloud’ ortamına taşıyarak bu konudaki dünya çapındaki önemli ödüllerden bir tanesini aldı.” Şatana, 2016’daki önceliklerini sıralamaya devam ederek şunları aktardı: “İkinci önceliğimiz büyük veri ve analitik karar sistemleri. Diğer önemli konulardan bir tanesi de ‘güvenlik’ konusu ki ben bunu özellikle kamu kuruluşları için vurgulamak istiyorum. Şu anda güvenlikle ilgili konular, çok konuşulmasına rağmen maalesef arzu edilen seviyede değil. Bilişim camiası içerisinde yeterli yatırımların yapılmadığı bir alan olarak ortaya çıkıyor. Bir diğer önemli konu da; mobilite. Kendi içimizdeki yazılımların birçoğunu mobil ortamdan erişilebilir hale getirdik.”

Oracle, bulut hizmetlerinin

sunumunu yerli yazılım iş ortakları

ile birlikte gerçekleştirmeyi

öncelikleri arasına aldı.

Oracle türkiye Genel müdür Yardımcısı Cem şatana

SAS, “Kamuda Veriden İnovasyona” başlığıyla Ankara’da 25 Şubat’ta düzenleyeceği etkinlikte, kamu kurumlarının büyük veri analitiği ile elde edilecek fırsatları nasıl değerlendireceği konuşulacak. Merkez

Büyük veri ile inovasyonun kamu için önemiBankası İstatistik Genel Müdür Yardımcısı Dr. Timur Hülagü’nün oturum açılışını yapacağı ve Enerjisa İç Denetim Müdürü Faik Selim Demircan’ın da konuşmacı olarak yer alacağı etkinlikte kamu kurumlarının

inovasyona büyük veri ile nasıl yön verebileceği ortaya konacak.

SAS Türkiye Genel Müdürü Hakan Erdemli ve SAS Türkiye Ankara Bölge Müdürü Tansel Okay’ın ev sahipliğinde gerçekleşecek olan etkinlikte,

oturum açılış konuşmasını TCMB İstatistik Genel Müdür Yarımcısı Dr. Timur Hülagü yapacak. Enerjisa İç Denetim Müdürü Faik Selim Demircan’ın “Enerjisa İç Denetim Süreçlerinde SAS ile Büyük Veri Analiz

Uygulamaları” başlıklı bir konuşma yapacağı etkinlikte ayrıca, kamuda güvenlik ve suistimal konularında uzman yabancı konuşmacılar ve etkinlik sponsoru Sade Yazılım’dan Deniz Çelik de sahne alacak.

BİLİŞİM DÜNYASI 915 - 21 ŞUBAT2016

BThaber

Sedef Özkan

Page 10: BThaber Sayı 1059

BİLİŞİM DÜNYASI10 15 - 21 ŞUBAT2016

BThaber

Bireylerin internetin sunduğu faydalardan daha etkin şekilde yararlanabilmelerinin özel sektör, devlet ve sivil toplum kuruluşlarının ortaya koyacağı bilinçlendirme çalışmalarıyla sağlanabileceği mottosuyla harekete geçen Facebook, Google, Twitter ve Bilgi Teknolojileri ve İletişim Kurumu, 9 Şubat günü “Daha İyi Bir İnternet İçin El Ele” etkinliğinde, tüm paydaşları bir araya getirdiler. Etkinliğin açılış konuşmasını BTK Başkanı Dr. Ömer Fatih Sayan ve İstanbul İl Milli Eğitim Müdürü Dr. Muammer Yıldız’ın yaptığı etkinlikte, art arda düzenlenen panellerde güvenli internet için önem taşıyan konular uzmanlar tarafından masaya yatırıldı.

Çocuklar ve gençlerin yanı sıra ailelerin ve akademisyenlerin ‘Güvenli İnternet’ konusunda bilinçlendirmesine yönelik çalışmaların büyük önem taşıdığına ve toplumun tüm kesimlerinin internette alacakları aksiyonlar konusunda doğru ve bilinçli kararlar vermelerinin, dijital okuryazarlık konusunda bilinçlenmelerin gerektiğine dikkat çekildi.

İnsanların Facebook’u kullanırken kendilerini güvende hissetmelerini istediklerini altını çizen Facebook Türkiye Kamu Politikaları Sorumlusu Nilay Erdem, “Güvenli İnternet

Google, Facebook, Twitter Güvenli İnternet için

bir araya geldiler

İmtiyaz sözleşmeleri imza töreninden fiber seferberlik çıktı

İzmir ERP ile gelişiyor

Günü” etkinliğine ilişkin görüşlerini şu şekilde dile getirdi.

“İnsanların güvende kalmasını sağlamaya yardımcı olmak ve onları bu konuda desteklemek için pek çok ürün, politika ve eğitici programlar geliştiriyor ve Facebook olarak topluluğumuzla paylaşıyoruz. Topluluğumuz platformumuz üzerinde her gün daha da iyi ve güvenli bir deneyim yaşamalarını sağlamak için gerekli önlemleri almaya devam edeceğiz.”

Tüm kullanıcılarının bilgilerinin güvenliği ve emniyeti için en üst düzeyde koruma önlemleri aldıklarının belirten Google Türkiye Kamu İlişkileri Müdürü Pelin Kuzey, Google’ın kullanıcılarının güvenliğinin ürün geliştirilme safhasından itibaren en önem verdikleri konulardan biri olduğuna dikkat çekerek ekliyor:

“Kullanıcılarımıza kullanımı kolay ve etkin araçlar sunarak güvenli ve emniyetli bir çevrimiçi deneyim yaşamalarını sağlamak ve böylece kontrolü onlara vermek için çalışıyoruz. Bu çabalarımızı, sivil toplum kuruluşları ve devlet kurumları ile kurduğumuz ortaklıklar aracılığı ile düzenlediğimiz eğitim programları ile geniş kitlelere ulaştırmaya çalışıyoruz.”

İstanbul Ticaret Merkezi’nde düzenlenen GSM ve IMT-2000/UMTS İmtiyaz Sözleşmeleri İmza Töreninde konuşan Ulaştırma, Denizcilik ve Haberleşme Bakanı Binali Yıldırım, yetki karmaşasının da ele alarak fiber işinde seferberlik yapılması gerektiğini söyledi. Geçtiğimiz günlerde Turkcell Genel Müdür Kaan Terzioğlu da fiber erişim konusunda yapılacak bir atılımın Türkiye’nin önünü açacağı açıklamasını yapmıştı.

Bilgi Teknolojileri ve İletişim Kurumu ile Avea iletişim Hizmetleri AŞ, Turkcell İletişim Hizmetleri AŞ ve Vodafone Telekomünikasyon AŞ arasında GSM ve IMT200/UMTS İmtiyaz Sözleşmeleri imzalandı. Avea adına Türk Telekom CEO’su Rami Aslan, Turkcell adına Turkcell Genel Müdürü Kaan Terzioğlu, Vodafone Türkiye adına Vodafone Türkiye CEO’su Gökhan Öğüt ve BTK Başkanı Ömer Fatih Sayan katıldı.

İmza töreninde bir konuşma yapan ve 1 Nisan’dan itibaren 4G hizmetinin verilmeye başlanacağını vurgulayan Ulaştırma, Denizcilik ve Haberleşme Bakanı Binali

Yıldırım, altyapının tamam olduğunu üstyapının operatörlerin sorumluluğunda olduğunu belirtti ve sözlerine şöyle devam etti: “4.5G ile birlikte hem çeşitliliği artırma hem de mükerrer yatırımları ortadan kaldırma adına önemli bir adım atıyoruz. Bu aynı zamanda 5G’ye yaklaşmanın da bir adımıdır. Ama en önemli iki özelliği vardır. Bir tanesi iletişimde hızın artması, ikincisi şerit yani akıl yollarının artmasıdır.” Bakan Yıldırım ayrıca operatörlerin kapsama alanını daha da genişletmeleri konusunda uyarılarda da bulundu.

Fiber seferberlik şartBakan Yıldırım konuşmasında

ayrıca fiber erişim konusunda seferberliğin kaçınılmaz olduğunu vurguladı ve sözlerine şöyle devam etti: “Artık yetki karmaşasını da ele alarak fiber erişim konusunda seferberlik yapmak zorundayız. Bugün elimizdeki kapasiteye güvenip geleceği planlayamayız. Şu anda trafik miktarı gelişmiş ülkelerin çok altında. Bu bizim için bir ölçü olamaz. Bu gelecek planlarımızı da alt üst eder. 2009 ulaştırma

haberleşme şurasında 100 Megabit internet evleri diyorduk. Millet bu bakan kafayı yemiş diyordu. Şimdi bu hıza millet burnunu büküyor. İletişimde hayallerimizin ufkumuzun çok uzun vadeli olması mümkün değil. Bizim hemen fiber ağı geciktirmeden seferberliği başlatmamız lazım.”

Geçtiğimiz günlerde bir açıklama yapan Turkcell Genel Müdürü Kaan Terzioğlu da fiber erişim sorununun çözülmesinin Türkiye’nin önünü açacağını söylemiş ve çözüm önerisi getirmişti. İsveç’teki gibi “Ortak Şirket” kurularak fiber erişim sorununun çözülebileceğini vurgulayan Kaan Terzioğlu şunları söylemişti: “Kamu otoritesi, tüm fiber altyapı sahiplerinden sahip olduğu altyapıyı kağıt üzerine dökmesini, bu altyapıları bir şirkete devretmesini istiyor. Bu şirket bütün operatörlere eşit şekilde hizmeti taahhüt ederek, halka açılabilir, fon toplayabilir, daha hızlı yatırım için de yetkili hale gelir. Türkiye için de ideal modellerden biri bu olabilir. Fiber altyapı kimindir, kim kullanabilir gibi bir soruları kaldırır ve Türkiye’nin de önünü açar.”

ERP Komitesinin İzmir’deki üçüncü buluşması 23 Ocak 2016 Cumartesi günü gerçekleşti. ERP Komitesi İzmir temsilcisi Bakioğlu Holding A.Ş. Denetim Müdürü Fatih Güllükaya’nın moderatörlüğünü üstlendiği toplantıya 50’ye yakın kişi katıldı ve şu ana kadar İzmir’de düzenlenen en geniş katılımlı ERP Komitesi toplantısı oldu.

ERP Komitesi Koordinatörü M.Göker Sarp ‘ın katılımıyla düzenlenen toplantıya ilk iki toplantıdan farklı olarak kullanıcılar ile birlikte, kurumsal yazılım üreticileri ve hizmet sağlayıcıları, akademisyenler ve yönetim danışmanları da katıldı.

Bölgedeki kurumsal dönüşüm

değerlendirmek, yol haritası belirlemek ve bilgi alışverişinde bulunmak amacıyla düzenlenen etkinlikte İzmir’deki ERP, CRM ve iş zekası projeleri değerlendirildi, kullanıcı istekleri, ERP, CRM ve iş zekası proje süreçleri, süreç analizlerinin önemi, şirketlerdeki yönetim kademesinin kurumsal yazılım projelerine bakış açısı ile İzmir’deki başarı hikayeleri ve başarısızlık faktörleri üzerine görüş

alışverişi yapıldı.ERP Komitesi yeni dönemde

İzmir’deki etkinliğini geliştirmeye devam edecek, yoğun olarak yer alan sektörlere yönelik çalışma grupları oluşturacak, teknik görüşleri içeren kurumsal dönüşüm, ERP, CRM ve iş zekası kullanımı raporlarını yayınlayacak, seminer, panel ve farkındalık artıran etkinliklerini düzenlemeye başlayacak.

Page 11: BThaber Sayı 1059

C

M

Y

CM

MY

CY

CMY

K

VE16312_BT Haber Trinoks ilan.ai 1 08.02.2016 14:10

Page 12: BThaber Sayı 1059

BİLİŞİM DÜNYASI12 15 - 21 ŞUBAT2016

BThaber

Panasonic, kurumsal dünyaya odaklı geliştirdiği ürünlerle iş süreçlerini çok daha sağlam

temeller üzerine oturtmayı amaçlıyor. Panasonic Kurumsal Sistemler Ülke Müdürü Uğur Çağlar ve Panasonic Toplam Güvenlik Çözümleri Avrupa Kategori Yöneticisi Gökhan Erdoğan ile Panasonic’in gerçekleştirdiği çalışmalar üzerine konuştuk.

Güvenlik odaklı çözümler

Panasonic, 2009 yılından bu yana Türkiye pazarında. Türkiye pazarında güvenlik odaklı çalışmalar yürüten şirket, bu alandaki yatırımlarına ve ürün geliştirme politikasına hız kesmeden devam ediyor. Türkiye’deki müşterilerin de bu konuda önemli yatırımları bulunurken, özellikle kamu tarafındaki “kent güvenlik çözümleri” üzerine ağırlık veriliyor.

“Dikey pazarlarda şirket olarak önceliklendirdiğimiz belli başlı sektörler bulunuyor” şeklinde konuşan Panasonic Kurumsal Sistemler Ülke Müdürü Uğur Çağlar sözlerine şöyle devam ediyor:

“Bunlardan biri de finans. Finans sektörüne sunulan çözümler doğası gereği, kritik zamanlarda kesintisiz hizmet verebilmelidir. Bunun yanı sıra müşteri verilerini koruma adına, müşterilerimize ekstra çözümler sunmayı hedefliyoruz. Güvenlik kamerası ile kayıt altına alınan bir görüntüye kimin erişebileceği ve sistem ayarlarını kimin değiştirebileceği gibi. Bu noktada bir ‘güçler ayrılığı’ yaratmak ve ‘karşılıklı

Bosch aktif gaz pedalı; sürücülerin yakıt tasarrufu yapmasına yardımcı oluyor ve tehlikeli durumlarda sürücüleri uyarıyor. Bosch’un bu tasarımının hedefinde ise çevreleriyle bağlantı içinde olan otomobiller var. Aracın bir sürücü destek sistemine sahip olması halinde pedal, bir uyarı göstergesi haline geliyor. Bu yapı navigasyon sistemiyle veya yol işaretlerini tanıyan bir kamera ile birleştirildiğinde, Bosch gaz pedalı sürücülere, örneğin tehlikeli bir viraja yüksek hızda yaklaşmaları halinde dokunsal bir uyarı sinyali veriyor.

Aktif gaz pedalı, sürücülerin

gaz pedalına oldukça hafif basmasına yardımcı oluyor. Gaz pedalının şanzıman gibi diğer otomobil işlevleri ile bağlantılı olması ışığında pedaldan alınan geribildirim, yakıt tüketimini yüzde 7’ye kadar azaltmayı sağladığı gibi, CO2 emisyonları da aynı şekilde azalıyor. Aktif gaz pedalı, en iyi vites değiştirme zamanını hissedilir biçimde belirtme özelliğine sahip. Pedal, sürücüye ekonomi ve hızlanma eğrilerinin kesişme anını söylüyor, ama sürücü vites değiştirmeden önce hala hızlanmak istiyorsa, hafif bir basınç uygulamak yeterli oluyor.

Aktif gaz pedalı, otomobilleri

daha güvenli hale getiriyor ve bunu bir dizi destek sistemiyle bağlantı kurarak sağlıyor. Örneğin, çarpışma uyarı sistemlerine bağlantı ile sistem, sürücülerin daha fazla hızlanmamasını söyleyen titreşimli bir sinyal oluşturabiliyor. Dokunsal geribildirimin türünü ve gücünü otomobil üreticilerinin tanımlamalarına uygun hale getirmek için tek gerekense pratik bir yazılım değişikliği.

Panasonic kurumsal dünyaya değer katmak istiyor

Gaz pedalı zeka dolu

denetmeler’ yapmak gerekiyor. Panasonic olarak finans sektöründeki müşterilerimizin birbirinden farklı ihtiyaçlarını belirleyerek, onların bu ihtiyaçlarına en iyi şekilde cevap verebilmek için çalışmalar yürütüyoruz.

Finans sektörünün yanı sıra, kamu tarafındaki çözümlerimiz de bizim için oldukça önemli. Kent güvenlik çözümleri olarak da adlandırabileceğimiz bu çözümler çerçevesinde kamu kurumlarının farklılaşan ihtiyaçlarını karşılamaya gayret ediyoruz.

Perakende sektörü de güvenlik çözümleri sunduğumuz alanlardan bir diğeri. Bu noktada geliştirdiğimiz yeni nesil kameralarla yüz tanıma analizi yaparak, kötü amaçlı

kişileri çok daha rahat bir şekilde ayırt edebilen müşterilerimiz, olası sorunları daha başlamadan fark edip, çözümleyebiliyorlar. Bunun yanı sıra yine aynı teknoloji sayesinde, mağaza içerisindeki yoğun saatler belirlenerek, iş süreçlerine önemli ölçüde katkı yapılmasına olanak sağlanıyor.”

Otomotiv ve enerji sektörüne yönelik yaratıcı çalışmalar

Kurumsal dünyayı çok daha sağlam temeller üzerine oturtmak isteyen Panasonic, bu alanda bünyesinde yer alan farklı şirketlerden faydalanıyor. Otomotiv ve enerji sektöründe önemli yatırımlar yapan şirket, özellikle enerji alandaki yatırımları ve ürünleri ile dikkat çekiyor.

Panasonic’in araç içi eğlence

sistemleri ve enerji sektörleri özelinde ciddi yatırımları olduğunu ifade eden Uğur Çağlar, konuşmasını şöyle sürdürüyor:

“Günümüzün en önemli otomotiv trendleri arasında yer alan elektrikli araçlar konusunda da çalışmalarımız bulunuyor. Elektrikli araçların enerji saklama teknolojileri üzerine yoğunlaştırılmış çalışmalar hız kesmeden devam ediyor. Ayrıca klima ve havalandırma sistemleri özelinde de çalışmalar yürütüyoruz. Enerji tarafında, daha önce bahsettiğim dört şirketten biri olan “Eco Solutions” üzerinden çözümler geliştiriyoruz. Eco Solutions, Türkiye’deki faaliyetlerini ise satın aldığı Viko üzerinden yürütüyor.

Sunulan çözümlerden en

dikkat çekici olanları güneş panelleri. Müşterilerimize kaliteli ve verimli panelleri sunmak için çalışmalar sürdürürken, özellikle yer konusunda sorunlar yaşayan müşterilerimizin problemlerini gidermeyi hedefliyoruz.”

Kurumsal dünyanın ihtiyaçları, teknolojik gelişmelerle paralel olarak yeniden şekilleniyor. Panasonic, iş dünyasını ve buna

bağlı gelişen iş süreçlerini daha verimli ve kaliteli hale getirmek için sürdürdüğü çalışmalarını hız kesmeden sürdürüyor.

Panasonic toplam Güvenlik Çözümleri avrupa kategori Yöneticisi Gökhan erdoğan

C

M

Y

CM

MY

CY

CMY

K

partnera_09.02.2016_con.pdf 1 09/02/16 09:46

ekrem Uçman“Panasonic denildiğinde akla televizyon ve kamera gibi son kullanıcı ürünleri gelse de Panasonic, dört ana şirkete sahip bir yapı. Bu şirketlerin bir tanesi, bilindiği gibi, tüketici elektroniği üzerine çalışmalar gerçekleştiriyor. Diğer üç şirketimiz ile kurumsal dünyayı çok daha iyi bir hale getirmek için çalışmalar yürütüyoruz” diyen Panasonic Toplam Güvenlik Çözümleri Avrupa Kategori Yöneticisi Gökhan Erdoğan şöyle devam ediyor: “Biraz daha detay vermek gerekirse, geçtiğimiz yıllarda Panasonic’in iş hacminin yüzde 70’ini ‘B2B’ ürünler oluşturdu. Bu rakamlar, Panasonic’in aslında tüketici elektroniğinden çok, kurumsal dünyaya yönelik ürünler geliştirmeye yoğunlaştığını ortaya koyuyor. Şirket olarak, önümüzdeki yıllarda yapılan yatırımların, satın almaların ve bu yöndeki vizyonumuzun da etkisiyle kurumsal taraftaki etkinliğimizi artırmayı amaçlıyoruz.”

Gelİrlerİn BüYük BÖlümü kUrUmSal taraFtan

Panasonic kurumsal Sistemler ülke müdürü Uğur Çağlar

Page 13: BThaber Sayı 1059

BİLİŞİM DÜNYASI 1315 - 21 ŞUBAT2016

BThaber

Her geçen gün yeni saldırı yöntemleri geliştiren siber saldırganlara karşı, iş dünyasına çözümler ve hizmetler sunan Arbor Networks Türkiye Müşteri İlişkileri Yöneticisi Melih Artar, sektörlerin güvenlik konusuna olan bakış açılarını, yeni nesil güvenlik tehditlerini ve alınması gereken önlemler konusunda sorularımızı yanıtladı.

n Kurumlar ve şirketler, güvenliği kurumsal bir kültür haline getirebilmek için nasıl bir yol haritası izlemeliler?

Güvenlik sorunları yaşanmadan önce bağımsız firmalar aracılığı ile gerekli

“Güvenlik konusunda büyük resme odaklanmamız gerekiyor”

saldırılardan ülke olarak çok daha az zararla çıkmamızı sağlayacaktır.

n Devlet destekli siber saldırılar hakkında neler düşünüyorsunuz? Son dönemlerde gerçekleşen siber saldırılar özelinde de değerlendirebilir misiniz?

Devlet destekli siber saldırılar uzun zamandır dünyanın çeşitli ülkelerinde gerçekleşiyordu. Hatta bu saldırıları kimin yaptığı tespit edilemediği için yaygın şekilde kullanılıyordu.

Öncelikle bu saldırıların kimin tarafından yapıldığı tespit edilemediği için Rusya tarafından geldiğini resmi olarak söyleyemeyiz. Ama son zamanlarda Türkiye olarak maruz kaldığımız DDoS saldırıları Türkiye’de “ulusal siber güvenlik” konu başlığı altında en üst seviyelerde görüşülecek kadar önemli noktaya geldiğini söyleyebilirim. Türkiye artık gerek ekonomisi gerek dış politikaları nedeni ile hedef bir ülke haline geldiği için bu saldırıların artarak devam edeceğini düşünüyoruz. Bu sebepten dolayı firmaların ve kurumların bu saldırıların gerçekleşmesini beklemeden doğru yatırımları yapmalarının çok önemli olduğunu belirtmek isteriz.

n Kamunun güvenlik politikaları, bireysel özgürlüğü ve güvenliği hangi açılardan etkiliyor?

Güvenlik politikaları bir sunucuyu alıp, dış dünya ile bütün ilişkisini kesmek olarak değerlendirilmemelidir. Yani erişilebilirlik ve güvenlik beraber olduğu zaman doğru yatırım yapılmış demektir. Güvenlik politikalarının bu şekilde değerlendirilmesi gerektiğini düşünüyorum. Yani kişilerin bireysel özgürlüklerini maksimum derecede sağlayarak gerekli korumayı yapabiliyorsanız, doğru yatırımları yapıyorsunuz demektir. Çeşitli kamu kuruluşlarının bu değerlendirmeye uygun yatırımlar yaptıklarını söyleyebilirim. Ama genel olarak baktığımızda kamu tarafında daha gidilecek yolumuz var.

Verinin ve marka değerinin giderek önem kazandığı günümüz iş

dünyasında, güvenlik konusunun önemi de aynı oranda artıyor.

Kurumlar ve şirketler, ellerindeki verileri korumak için ekstra çaba

sarfetmeye başlarken, bu noktada oluşan “güvenlik bilinci” bu yapıların

karşı karşıya oldukları siber saldırı risklerini de en az seviyeye indiriyor.

arbor networks türkiye müşteri İlişkileri Yöneticisi melih artar

türkİYe’Dekİ ServİS SağlaYıCılara BüYük İş DüşüYOr “Açıkçası yapılan yatırım rakamları açısından kıyaslama yaparsak Türkiye olarak gerideyiz ama Türkiye’de bazı firmaların bu konuda çok ilgili olduğunu söyleyebiliriz. Maalesef bu son yaşadığımız DDoS saldırılarından sonra güvenlik yatırımlarına bakış açılarının üst yönetimler tarafında da değişmeye başladığını görüyoruz. Şu an güvenlik birimlerinin bu

yatırımlar için gerekli onayları almalarının daha kolay olduğunu düşünüyoruz” şeklinde konuşan Melih Artar sözlerine şöyle devam ediyor:“KOBİ’ler tarafında farkındalık yaratmak için internet servis sağlayıcıları ile ortak çalışmalar yürütüyoruz. Bizim gördüğümüz kadarı ile KOBİ’lerimiz genellikle kendi bünyelerinde değişik güvenlik uzmanları

bulundurmak ve tek başlarına bu yatırımları yapmak istemedikleri için güvenlik çözümlerini servis olarak almak istiyorlar. Burada Türkiye’de bulunan servis sağlayıcılara çok iş düşüyor. Çünkü KOBİ’lere yönetilebilir servis şeklinde değişik güvenlik çözümlerini sunmaları gerekiyor. Böylelikle hem kendilerine yeni iş alanları yaratırlar,

hem de KOBİ’lerimizin bu hizmetlerden ciddi yatırımlar yapmadan yararlanmalarını sağlayabilirler. Arbor Networks olarak 2015 senesinde başladığımız çalışmaların sonucunu aldık ve 2016 senesinde bazı servis sağlayıcıların kendi müşterilerine Arbor Networks kalitesi ile DDoS güvenlik hizmeti sunmalarını sağlıyoruz.”

güvenlik testleri periyodik olarak yapılmalıdır. Bu test sonuçları üst yönetime riskleri ile anlatılmalıdır. Burada firma ve kurumların güvenlik ekiplerine ciddi anlamda iş düşmektedir. Yani sadece teknik olarak çözümü bilmek yeterli değildir. Bu çözümün doğru

bir şekilde üst yönetimlere zamanında anlatılması gerekmektedir. Bu aşamada gerekirse üreticilerden destek isteyebilirler. Arbor Networks olarak biz bu tip konularda DDoS saldırıları konusundaki tecrübemiz ile firma ve kurumlarımıza iş işten geçmeden elimizden

geldiğince destek olmaya çalışıyoruz.

n Şirketlerin ve kurumların, yeni nesil güvenlik tehditlerine karşı almaları gereken önlemlerden söz edebilir misiniz?

Güvenlik açıklarının firmaların veya kurumların marka değerlerine ciddi anlamda zarar verdiğini artık herkesin çok net anlaması gerekiyor. Güvenlik için yapılan yatırımlar her zaman kullanılan yatırımlar gibi gözükmese bile, zamanında yapılan doğru yatırımların fazlası ile geri dönüşü sağlanmaktadır. En son ülke olarak yaşadığımız DDoS ataklarında gördüğümüz gibi doğru yatırımları yapan firmalar ve kurumlar, bu süreçten bileğinin hakkı ile çıkmışlardır. İlerisi için de şimdiden firmaların ve kurumların açıklarının tespit edilerek doğru yatırımların yapılması, bu tip

Ekrem Uçman

Page 14: BThaber Sayı 1059

BİLİŞİM DÜNYASI14 15 - 21 ŞUBAT2016

BThaber

2016, “dijital dönüşüm yılı” olarak nitelendiriliyor. Fujitsu tarafından Birleşik Krallık, İspanya, İsveç ve Almanya’da gerçekleştirilen “Walking the digital tightrope” (Dijital ipte yürümek) araştırması ise Avrupa’daki iş liderlerinin dijital dönüşümü gelecekteki başarıları için kritik önemde görmelerine rağmen, pek çok şirketin bunun için gereken stratejiye sahip olmadığını, hatta tüm dijitalleşme adımlarını karmaşık bir süreç olarak gördüklerini ortaya koyuyor.

Avrupa’da 600’ün üzerinde BT yöneticisinin katılımıyla yapılan araştırma,

Dijital dönüşümde karmaşayı en aza indirmek gerek

Büyümenin itici gücü servis gelirleri ve veri kullanımı

Taksiden sonra sıra ‘resepsiyonda’

e-Mutabakat ile tasarrufimkanı sağlanıyor

dijital dönüşüm alanında sektörün iyimserliğini ortaya koyuyor. Yöneticiler, kendi kuruluşlarının dönüşüm projelerindeki ilerleme becerisinden emin olduklarını belirtirken, ciddi bir çoğunluk da daha hızlı hareket etmenin gerekliliğine vurgu yapıyor. Katılımcılar, dijital dönüşümde gerekli adımların atılamaması halinde verimlilik kaybı, pazar

beklentilerine yanıt verememe, müşteriyi, müşteri sadakatini yitirme gibi sorunlarla karşı karşıya kalacağı konusunda hemfikir.

Yöneticiler, çözümü zor bilmece ile karşı karşıya

Araştırmaya katılanların sadece üçte biri dijital önceliklerin şirketlerine göre belirlendiğini belirtirken, her iki

yöneticiden biri dijitalleşmenin BT departmanına bırakılacak bir iş olduğu kanısında. Sonuçlara göre, her üç yöneticiden biri dijital projelere yüksek meblağlar harcamaya da hazır. Dijital dönüşüm alanındaki iyimserliğin gösterişten çok daha fazlası olduğunun altını çizen Fujitsu EMEIA Başkanı Duncan Tait’in dikkat çektiği gibi, araştırmaya

Vodafone Türkiye, istikrarlı büyümesini 2015-16 mali yılının üçüncü çeyreğinde de sürdürdü. Ekim-Aralık 2015 dönemine ait 3. çeyrekte şirket; servis gelirlerini geçen yılın aynı dönemine göre yüzde 21,3 artırdı ve 25 çeyrek dönem kesintisiz çift haneli büyümesini devam ettirdi. Büyümede öne çıkan unsurlar ise ise veri kullanımındaki artış paralelinde veri gelirlerinde büyüme, faturalı abone sayısı ve kurumsal segment gelirlerindeki artış oldu. Ekim-Aralık 2015 dönemini kapsayan 2015-16 mali yılı 3. çeyrek finansal sonuçlarına göre, şirketin 3. çeyrekte servis gelirleri 1,8 milyar TL’ye ulaştı. Vodafone Türkiye CEO’su Gökhan Öğüt, rakamları şu sözlerle açıkladı:

“2015-2016 mali yılımızın üçüncü çeyreği; bireylerden kurumlara, sosyal hayattan ekonomik yaşama kadar Türkiye’nin uçtan uca dijital kalkınması hedefiyle ilan ettiğimiz Dijital Dönüşüm Hareketi’nin istikrarlı büyümemize katkı sağladığı bir dönem oldu. Bu çeyrekte mobil hizmetler alanında 1 Nisan 2016’da Türkiye’yi dijitalleşme liginde öne çıkaracak 4.5G için çalışmalarımızı yürütürken, sabit hizmetler alanında iddiamızı artıran çalışmalar yaptık. Bundan sonra da mobil iletişimde 4.5G ile, sabit hizmetlerde ise evlere, binalara kadar gidecek uçtan uca fiber ağlarla

‘Gigabit Toplumu’na liderlik edeceğiz.”

Veri kullanımı yüzde 116 arttı

Dijital Dönüşüm Hareketi’nin etkisiyle, şirketin finansal sonuçlarında veri gelirlerindeki artış dikkat çekti. 3. çeyrek itibariyle akıllı telefon penetrasyonunu yüzde 57’ye çıkaran şirket, veri gelirlerini geçen yılın aynı dönemine göre yüzde 86 artırdı. Vodafone Türkiye abonelerinin veri kullanımı da geçen yılın aynı dönemine

göre yüzde 116 artarak toplam 50 bin terabayta ulaştı.

2015-16 mali yılının 3. çeyrek sonu itibariyle Vodafone Türkiye’nin abone sayısı 21,9 milyon olarak gerçekleşirken, şirketin faturalı abone bazının toplam içindeki oranı yüzde 43,5’e ulaştı. Vodafone Red tarifeleri, faturalı abone bazında büyümede öne çıktı. Faturalı abone sayısı geçen yılın aynı dönemine göre 1,2 milyon net abone artışı ile 9,5 milyona ulaştı. Yarına Hazırım Platformu’nun etkisi ve genişbantta büyüme

Türkiye’de işletmelerin dijital haritasını çıkarmak ve ihtiyaçlarını belirlemek amacıyla Yarına Hazırım Platformu’nu hayata geçiren şirket, kurumsal alanda da büyümeyi sürdürdü. Şirket, kurumsal segment toplam gelirlerini mali yılının 3. çeyreğinde bir önceki yılın aynı dönemine göre yüzde 20 artırdı.

1 Ocak 2015 tarihinde “Vodafone SüperNet Telefonsuz ADSL” hizmetini lanse eden Vodafone Türkiye’nin sabit genişbantta hızlı büyümesi de devam etti. Üçüncü çeyrekte 97 bin net abone artışı sağlayan şirketin sabit genişbant abone sayısı, geçen yılın aynı dönemine göre 4 katına çıkarak 280 bine ulaştı. Şirketin sabit hizmetlerden elde ettiği servis gelirleri ise üçüncü çeyrekte geçen yılın aynı dönemine göre yüzde 54 arttı.

katılanların sadece dörtte biri verdikleri dijital kararlardan emin, üçte ikisi ise dijital dönüşüm projelerinin bir bilmece olduğu kanısında. Duncan Tait, araştırma ile ilgili şu yorumları yaptı:

“Gelişmek için işletmelerin teknolojiyi ve yeni fikirleri bir araya getirmesi gerek. Ama bu süreçte yetki sahibinin kim olacağının net belirlenmemesi ve önceliklerin çakışması büyük engel. Fujitsu, müşterilerine dijital dönüşümde destek olmaya çalışırken, iş süreçlerinde kesintiye uğramamaları için dengeyi sağlamalarına çaba gösteriyor.”

BiTaksi, gerçekleştirdiği 4 milyon yolculuğu İstanbul Taksi Fuarı TaxiWorld 2016’da kutladı. BiTaksi, fuarda kurumlara birden fazla taksi çağırma hizmeti sağlayan BiTaksi Resepsiyon’un lansmanını da gerçekleştirdi. BiTaksi ile yapılan yolculukların toplamı 35 milyon kilometreyi aştı. İstanbul’da 11 bin, Ankara’da ise bin beş yüz kayıtlı sürücü ile hizmet veren BiTaksi’nin indirilme sayısı da 1,5 milyon oldu. BiTaksi Saha ve Operasyonlar Direktörü Çağlar Ergin, ‘resepsiyon’ hizmetini de şöyle anlattı:

“BiTaksi Resepsiyon hizmeti ile kurum ve kuruluşlar, gerek

misafirleri gerekse çalışanları için hızlı ve kolay taksi çağırabilir. Aynı anda birden fazla taksi çağırabilir, geçmiş yolculuk bilgilerini takip edebilir, adres bilgisi girmeden tek tuşla taksi çağırma ve ücret hesaplama gibi hizmetlerden faydalanabilir. Tüm kurumsal yolculuklar, kurumsal panel üzerinden anlık olarak takip edilebilir. Resepsiyon hizmeti ile istediğiniz tarih aralığı veya çalışan için rapor alabilir, nakit veya kredi kartı ödeme tercihlerini kullanabilir, kurumsal panel üzerinden ekleyebileceğiniz şirket kredi kartı ile tek kart üzerinden tüm çalışanlar güvenli ödeme yapabilirler.”

e-Dönüşüm hizmetleri sunan FIT Solutions, hizmet portföyüne e-Mutabakat’ı ekledi. e-Mutabakat ile işgücünde yüzde 70, maliyetlerde ise yüzde 40’a varan tasarruf sağlanabiliyor. e-Mutabakat; şirketler arası cari hesap ve BABS mutabakat yazışmalarının telefon, faks ya da posta yerine elektronik ortamda yapılmasını içeriyor. e-Mutabakat ile her şirket kendi cari verilerini sisteme yükleyebiliyor ve karşı tarafın gönderdiği verilerle kolayca karşılaştırma yaparak mutabakat işlemlerini kısa sürede gerçekleştirebiliyor. FIT Solutions, verdiği KEP (Kayıtlı

Elektronik Posta) hizmeti ile bunun yasal zeminini de müşteriye hazır sunuyor.

FIT Solutions’ın e-Mutabakat çözümü hem SAP hem de SAP olmayan sistemlerde, istenirse bulut üzerinde veya kurumun kendi veri merkezinde çalışabiliyor. KEP üzerinden mutabakat gönderimi sağlayarak yasal zemin oluşturan hizmet, e-Faks gönderimi ve kısa mesaj hatırlatma işlevlerini içeriyor. e-Mutabakat üzerinden cari kalem bazında anında karşılaştırma ve farklılık tespiti yapılabildiği için zaman tasarrufu da öne çıkıyor.

vodafone türkiye CeO’su Gökhan Öğüt

Page 15: BThaber Sayı 1059

Dünyanın önde gelen borsalarına elektronik alım-satım imkanı ve algoritmik emir iletimi teknolojisi sunan Horizon Software, Borsa İstanbul’a bağlantı sertifikasyonunu tamamladığını açıkladı. Horizon Software, 80’den fazla borsaya yüksek hızla emir yönlendirme ve emir gerçekleştirme imkanı sağlıyor. Bu yeni entegrasyonla birlikte yatırımcılar, Horizon yazılımı ile Borsa İstanbul Vadeli İşlemler Piyasası’na (VİOP) doğrudan yüksek performanslı olarak bağlantı sağlayacak.

Borsa İstanbul Genel Müdür Yardımcısı Çetin Ali Dönmez, “Horizon Software’in bağlantısı Borsa İstanbul’un uluslararası

VSY Biotechnology; Bilim Sanayi ve Teknoloji Bakanlığı’ndan onaylı Ar-Ge Merkezi’nde, TÜBİTAK desteğiyle göz içi lens hammaddesini üretti. Şirket, Türkiye’den ve yurtdışından üniversiteler ile gerçekleştirdiği testlerle bu materyalin kalitesini kanıtladı, bu yeni formülü ile ABD’den ve Türkiye’den patent aldı.

VSY Biotechnology tarafından geliştirilerek üretilen hammadde materyali, Enova markalı yeni göz içi lenslerin imalatında kullanılıyor. Materyal hidrofobik yapıda ve glistening-free (parlama yapmayan) özelliğe sahip olan dünyadaki ilk ve tek göz içi lensin üretilmesine olanak sağlıyor. Materyalin camsı geçiş sıcaklık değerinin (Tg) yüksek olması, yapısı itibariyle göz ameliyatlarında kolay kullanım imkânı, tek kullanımlık kalıplama teknolojisi ile üretimi de öne çıkan diğer özellikleri.

Yeni hammadde materyali ile Enova lensler, robot sistemi ile el değmeden tek kullanımlık plastik kalıplama yöntemi ile üretiliyor. Lensler, yüksek optik kaliteye ve düşük üretim maliyetine sahip. Enova

Horizon Software’in BIST’e bağlantı sertifikasyonu

tamamlandı

Göz içi lens maddesinde inovasyon Türkiye’den

niteliğini geliştirecek ve hızla artan likiditesine katkıda bulunacak” dedi. Borsa İstanbul VİOP İş Grubu Grup Müdürü Muammer Çakır da bu tür işbirliklerinin Borsa İstanbul’un küresel erişimini daha da güçlendirmesini beklediklerini vurguladı.

Yatırım tercihlerine göre şekillendirme ön planda

Türk ekonomisine ve sermaye piyasasının gelişeceği inancını dile getiren Horizon Software üst düzey yöneticisi Gregory Couratier, “Teknolojimiz, Borsa İstanbul VİOP’un işlemlerinin artmasına ve uzun vadede küresel

göz içi lenslerinin refraktif indeksinin yüksekliği ile lensler benzer standartlara göre daha ince üretilebiliyor ve daha dar alandan (1,8 mm) göz içine yerleştirilebiliyor, ameliyat sonrası hızla iyileşme sağlanabiliyor. VSY

Biotechnology CEO’su Dr. Ercan Varlıbaş, yaptıkları çalışma ile ilgili şu bilgileri verdi:

“Projemiz ülkemizde öncelikli alanlardan biri olan biyoteknoloji alanına yönelik Ar-Ge faaliyetlerine katkı sağlayacak. Ön yüklü göz içi lensi yerleştirme sistemi ile

borsacılıkta gelişmesine katkı sağlayacak” dedi. Horizon Software Elektronik Alım-Satım Müdürü Benoit Deckmyn de yapılan çalışma ile ilgili şu bilgileri paylaştı:

“Kullanıcılarımızın talepleri doğrultusunda, piyasa erişimimizi ve bağlantı kapsamımızı devamlı geliştirmeye çalışıyoruz. “Trade Your Way” felsefemiz ışığında, teknolojimiz müşterilerimizin yatırım tercihlerine göre şekillenebildiği için tamamen onların kontrolleri altında. Gerçekleştirdiğimiz VİOP bağlantısı ile teknolojimiz, müşterilerimizi Türkiye’deki vadeli işlemler piyasasının büyümesinin odağına yerleştirdi.”

BİLİŞİM DÜNYASI 1515 - 21 ŞUBAT2016

BThaber

-Geçiş kontrol-Kimlik doğrulama

-Personel devam kontrol-Windows Logon/Login

-Mobil ve İnternet bankacılığı

Yüz

DNA

3DYüz

İris

Hareket

Ses

Parmak izi

Göz damar izi

Parmak damar izi

www.olcsancad.com+90 212 216 5080

doktorlar, operasyonlarını daha hızlı ve kolay şekilde gerçekleştirebilecekler. Katma değeri yüksek olan bu üründen elde edeceğimiz kazanımları diğer Ar-Ge projelerinde kullanarak, ürün çeşitliliğimizi artıracağız.”

Page 16: BThaber Sayı 1059

BİLİŞİM DÜNYASI16 15 - 21 ŞUBAT2016

BThaber

Siparişi ve ödemeyi mobil cihazda bir araya getiren HesapAl uygulaması, hem restoran

ziyaretçileri hem restoran sahipleri için kolaylık sunuyor. Menü ve ödeme talimatı sonrası POS cihazı beklemek gerekmiyor, aynı mekanda önceki siparişleri görüntülemek mümkün oluyor, kredi kartını kolayca kaydedip hesabı tek tuşla ödemek güvenli bir alternatif sunuyor. HesapAl CEO’su Emre Yılmaz, restoran yönetimi çözümü Micros olan noktalardaki müşteri ilişkisi, satış ve dağıtım ağını kullanmaya önem verdiklerini, Protel’in de bu yapının ortağı olduğunu belirtti. “Kendi satış ekibimiz de restoranlarla bağlantıya geçiyor” diyen Emre Yılmaz, iki temel özelliğe işaret etti: HesapAl üzerinden sipariş verebilmek ve ödeme yapabilmek. Bu mini ödeme işlemi için finans kurumları ile de bağlantı kurduklarını söyleyen Emre Yılmaz, yurtdışı hedeflerinden yatırım odaklı beklentilerine, detayları paylaştı:

n Bu, farklı bir mobil sipariş yöntemi. Bunu ne zaman geliştirdiniz?

Fikir olarak aklımıza gelmesi 2013 yılına dayanıyor. O zaman

Menü-sipariş-ödemeüçgeni mobilde buluşuyor

beyaz yakalı olarak çalışır ve öğle yemekleri için dışarı çıktığımızda 1 saatlik öğle arasını iyi değerlendiremediğimizi düşünürdük. Malum, mekana gitmek, sipariş vermek, hesap beklemek gibi süreçler var. Bu ‘kayıp’ zamana karşı, mobil başlığında nasıl bir çözüm olabileceği üzerine araştırma yapmaya başladık. Fark ettik ki, insanların en fazla işlem sıklığı olan sektörlerden biri yeme içme sektörü. Ama bu

kadar sık işleme rağmen, müşterisi hakkında bu kadar az veriye sahip başka sektör de yok. Bazı işletmelerde farkındalık var, ama çözümleri hayata geçirmek ve verim almak, yatırım ve emek işi. CRM noktasında da eksiklikler vardı. İki ihtiyacın birbirini tamamladığını anladık ve 2013’te bu konuda çalışma kararı aldık, 2014 ortasında ortaya bir ürün çıktı. Bunun saha testlerini yaptık ve Protel’in Micros çözümü ile entegre ettik. Restoranın omurgası olan otomasyon sistemlerine ulaşmaya başladık. Bu hem sürecin hissedilmeden yürümesi hem de halihazırda Micros çözümü kullanan restoranın BT yatırımı odaklı rahatsızlık hissetmemesini sağladı. Uygulama iOS ve Android tabanlı. Micros dışındaki noktalar içinse web tabanlı bir çözümümüz var. Yani sistem iki taraflı işliyor.

n Bu yapıyı kurmak ne kadar sürüyor?

İşletmenin interneti, internete bağlı bilgisayarı veya tableti varsa, QR kodu biz kuruyoruz Altyapı beklentimiz en basit seviyede internet ve ona bağlı cihaz. Sisteme uzaktan erişerek kurulumu yapıyoruz. Micros olan bir işletmede Micros ile bağlantı kurup ürünleri kendi veri tabanımıza alıp, kullanıma hazır hale getiriyoruz. Micros olmayan işletmede ise yine aynı gün veritabanı bağlantısı kuruluyor. Sahada kurulması ve çalışanlara tüm operasyon sürecinin anlatılması yarım gün alıyor. Böylece maksimum 1,5 günde tüm yapıyı devreye alabiliyoruz.

n Bu uygulamanın İngilizcesi de var, neden?

Burada hedef kitlemizin bir bölümü yabancılar. Temelde de küresel

düşünüyoruz bu projeyi. Çünkü servis süresi bekleme, işgücü maliyeti sadece Türkiye’deki işletmelerin problemi değil. Hedef; bu yapıyı yurtdışına taşımak. Çözüm çoklu dille çalışabilecek bir altyapıya sahip ve kullanıcının telefon dilini anlayıp ona dönüşebilecek şekilde tasarlandı. Bu dil desteğini yaygınlaştırdıkça, iş ortaklarımızla daha çok ülkeyi hedefleyebileceğiz. Micros ile ortak çalışmamız artı değer. Ödeme tarafında Mastercard ile işbirliği yapıyor, altyapı tarafında Mastercard’ın PCI sertifikalı kart saklama altyapısını kullanıyoruz. Sistem Micros ile Mastercard ile entegre olup, çoklu dil altyapısını destekleyince, küresel olmanın önünde de engel kalmıyor.

n Yurtdışına açılım ne zaman olacak?

Önceliğimiz Türkiye pazarında başarı. 2016 sonlarına doğru yurtdışı adımlarını atmaya daha hazır oluruz. Hedefimiz potansiyelin yüksek olduğu ABD ve İngiltere gibi pazarlarla, işgücünün pahalı olduğu, mobil alanda gelişmiş Kuzey Avrupa ve İskandinav ülkeleri. Bu bölgelerde self servis hizmetler öne çıkıyor. Ortadoğu ve Körfez bölgesi de önemli. Ama acelemiz yok ve ince eleyip sık dokumak için vaktimiz var.

n Hedefiniz nedir? Bu yapıyı daha ileri

taşımak için yatırım arayışlarımız var ve bunun için adımlar atıyoruz. Bu yurtdışından risk sermayesi şeklinde olacak. Türkiye’nin ardından, bizi küresele götürecek bir paydaş arıyoruz. Yurtdışında risk sermayesi şirketleri de bu tarz girişimlere sıcak bakıyor.

Sınırlı zamanda garson yakalayıp sipariş vermek, siparişi beklemek, yetmezmiş gibi ödeme için ayrıca geçirilen vakit hele de çalışanların öğle tatillerinde aslan payını

alıyor. Bu soruna, restoranın internet bağlantısı ile çözüm sunan HesapAl uygulaması ise restoranlar ve uygulamanın

kullanıcısı bireyler için hız ve kolaylık demek.

hesapal CeO’su

emre Yılmaz

handan aybars

Bizim bu tek çözümümüz, her işletmede satış ve kurulum adına ayrı bir proje. Her işletmenin iç operasyon yapısı kendine has ve her biri için bazı değişikler yapmak gerekebiliyor. Bunun için de restoran operasyonlarını bilmek gerek. Birçok noktaya dokunan bir sistem var. İşletmenin konumu ve altyapısının, internet bağlantı kalitesinin seviyesi önemli.

İşletmeler; operasyonu daha verimli hale getirmesi, sadakat programları ve indirimlerin müşteriye kullandırılabilmesi gibi farklı beklentilerle bu işe adım atıyor. Bu sistemle son kullanıcının da önemli bir alışkanlığını değiştirmeye çalışıyoruz. Her nesil kendine has özelliklere sahip, ama ortak noktaları sipariş verme alışkanlığı. Gençler bu yapımıza çabuk uyum sağlayıp

kolayca kullanıyor ve olumlu yorumunu paylaşıyor. Beyaz yakalıların önemli bir bölümü de uygulamanın kendisine zaman kazandıracağı yorumunu yapıyor, çevresini bilgilendiriyor. Sistemin işlerliğini işletmelere göstermiş durumdayız. Bu yapıyı onlara tanıtıp deneme amaçlı kullanmalarını sağladığımızda, olumlu dönüşler alıyoruz.

Bİr reStOranDa YaPılanma SüreCİ naSıl İlerlİYOr?

Uygulamayı mobil cihazına yükleyen kullanıcı söz konusu olduğunda, hem sertifikalarımız hem insanların mobil ödeme sistemlerine yönelik güveni ön planda. Mastercard ile işbirliğinin en önemli

avantajı bu. Kullanıcıya, yükleme sürecinde şu bilgilendirmeyi yapıyoruz: Kart bilgilerinizi görmüyoruz, bunlar Mastercard tarafından saklanıp şifreleniyor. Sahadaki arkadaşlarımız da bu konuda bilgilendirmeye

önem veriyor. Bankalar da bu sistemde yer almak istiyor. Sonuçta tüm sektörlerde dönüşüm ve self-servise gidiş var. Bu etki restoran başlığında da kendini gösterecek, bu kaçınılmaz.

BİlGİlerİnİz şİFrelenİYOr

Page 17: BThaber Sayı 1059

BThaber

DOSYA 15 - 21ŞUBAT 2016www.bthaber.com

Finansta Dijitalİnovasyon ve Dönüşüm

İnovasyon ve işbirlikleri,

gerçekten ‘paraya para

katıyor’

Finans sektörü, dijital yenilikleri en yakından takip eden sektör dersek, abartmış olmayız. Hele de Türkiye özelinde teknolojik yeniliklere

uyum hızı ile beklentileri de sürekli yükselen müşteriler, finans dünyasına yol gösteriyor. Finans sektörü bu yönüyle sadece kendi iç yapısında BT yetkinliğini artırmak için bilişim yatırımları yapmakla kalmıyor, müşteri beklentilerini takip edip bunlara hızlı dönüşler yapabilmek için ya kendi içinde çalışmalar yapıyor ya da bu konuda dış kaynak kullanımını

tercih ediyor. Türkiye, finansal ürün ve çözümleri ile birçok ülkeye fark atıyor ve bunda finans kurumlarının uzmanlığı kadar, bu kurumların tercih ettiği bilişim şirketlerinin yetkinliğinin de payı var. Düzenleyici kurumlar da bu gelişimin bir diğer itici gücü.Bundan sonra ise finans sektörünün dijital yolculuğunda paydaşları daha da artacak ve bunda, yine gelişen teknolojik eğilimler belirleyici olacak. Bunun ilk akla gelen örneği giyilebilir teknolojiler ve sırf bu başlıkta bile dünyada ‘fintech’ olarak nam salan ‘finans odaklı girişimler’ sayıca artacak. Şu dönemde Türkiye’de sayısı sınırlı bulunan ‘fintech’lerin ilerleyen süreçte artacağına sektör temsilcileri kesin gözüyle bakıyor. Bu dosyamızda bankacılık sektöründen, sektöre BT uygulamaları sağlama yetkinliği ile öne çıkan şirketlerden aldığımız yorumlar, 2016 yılında ve sonrasında daha birçok yeniliğin hayatımızda yerini alacağını gösteriyor. Hem de artan paydaşlarla, katma değeri daha da yükselen işbirlikleri ile…

17

handan aybars

Page 18: BThaber Sayı 1059

18 15 - 21 ŞUBAT2016

BThaberFinAnsTA DijiTAlinovAsyon ve DönüŞümDosyA

DİJİTAL KANALLAR, TEMEL HİZMET NOKTASI OLUYOR

ÖNEMİ DAHA DA ARTAN BAŞLIK; KİŞİSEL VERİLERİN KORUNMASI

Yeni teknolojilerin yarattığı yeni mecralara uygun, müşterilerin ihtiyacını karşılayacak ürün ve hizmetler üretmek en önemli amaç haline geliyor. Yeni hizmet ve ürünler üretirken başarı sağlamak için teknolojinin yanı sıra müşterilerin kullanım alışkanlıklarının da yakından takip edilmesi gerek. Kullanıcılar, özellikle mobil ya da giyilebilir teknolojiler gibi gündelik hayatta kullanım sıklığı hızla artan yeni kanallardan da sunulan ürün ya da hizmetlere ulaşmak istiyor. Dijitalleşen dünyada değişen hayat tarzları ve tüketim alışkanlıkları bankacılık sektöründe de yenilikleri beraberinde getiriyor.

Yapı Kredi Alternatif Dağıtım Kanalları Genel Müdür Yardımcısı Yakup Doğan’a göre, kurumların yeni teknolojilere uygun ürünler sunması ve bunları ne şekilde sundukları yakından takip ediliyor. Bu anlamda düzenleyici otoritenin de teknolojik gelişmeleri ve bunların yarattıkları sonuçları yakından takip etmesi, gerekliliklere uygun düzenlemeleri hayata geçirmesi gerek. Yakup Doğan, sektörde değişen rekabet yapısını da şöyle anlattı:

Dijital dünya katlanarak büyüyor

“Dijital tarafta rekabetin düzeyi her geçen gün artıyor. Bankacılık sektöründe şubeler hala önemini korusa da dijital bankacılık, bankalar için oldukça önemli bir konumda. Ülkemizde bankacılık sektörü, dijital bankacılık alanında dünyada örnek gösterilen pek çok yeniliğe imza atıyor. Artık dijital kanallar, bankacılıkta destekleyici bir dağıtım kanalı olmaktan çıkıyor ve temel hizmet noktalarından birine dönüşüyor. Türkiye bankacılık sektörü, internet bankacılığında ilk 5 milyon kullanıcıya 12 yılda ulaşırken, üçüncü 5 milyon müşteriye son 30 ayda ulaştı. Mobil bankacılıkta ise ilk 3 milyon kullanıcıya 4 yılda ulaşılırken, dördüncü 3 milyona ise 6 ayda ulaşıldı. Bu verilerden de anlaşıldığı gibi, dijital dünya katlanarak büyüyor. Dijitale yeteri kadar önem vermeyen ya da adapte olamayan ve bu hızı yakalayamayan kurumların gelecek 10 yılda ayakta kalmaları olası gözükmüyor. İnternet ve mobil şube kanallarımızı aktif kullanan müşterilerimizdeki büyüme, özellikle son 2-3 yılda çok hızlandı. Dijital bankacılıkta 2015 dördüncü çeyreği itibarıyla pazar payımız, 13 çeyrektir aralıksız büyüyor. Dijital dünyada fırsatları kovalamaya devam ediyoruz. Örneğin, 2015 yılında Türkiye’de bir ilki gerçekleştirerek Apple Watch ürünü için geliştirdiğimiz bankacılık uygulamamız ile Sınırsız Bankacılık deneyimini bir adım öteye taşıdık. Mobil bankacılık yolcuğumuza bugün

iPhone, iPad, Android, Android Tablet, Blackberry ve Windows Phone 8, Google Glass ve Apple Watch cihazlarının kullanım alışkanlıklarına uygun mobil bankacılık uygulamalarımız ile mobil internet deneyimi sağlayan m.ykb.com ile devam ediyoruz. Akıllı cihaz sahibi müşterilerimiz, mobil bankacılık uygulamalarımızı yukle.yapikredi.com adresi üzerinden veya cihazlarına ait uygulama marketlerinden yükleyebiliyorlar. Mobil şubeden ve internet şubesinden anında ihtiyaç kredisi hizmetimizi hayata geçirdik. Akıllı telefonlara indirilebilen yeni “Yapı Kredi Cüzdan” uygulamamız ile kredi kartı deneyimini dijitale taşıdık.”

Önümüzdeki süreçte internet ve mobil bankacılık üzerinden kişilerin ihtiyaçları daha iyi analiz edilebilecek, onlara özel ürünler ve hizmetler sunulabilecek. “Amacımız tüm kanalların birbiriyle konuştuğu bir bankacılık anlayışı ve dünyasını tüketicilerimize sunabilmek” diyen Yakup Doğan, ekledi: “Bankacılık hizmetlerinin farklı teknolojilere entegrasyonu üzerine çalışıyoruz. Lokasyon bazlı hizmetler, giyilebilir teknolojiler, yeni mobil finansal servisler üzerinde çalışmalarımızı sürdürüyoruz.”

Mobil teknolojiler, finans dünyasını da dönüştürüyor ve finansta dijitalleşme süreci hızlanıyor. Bu yeni dijital dünya ile birlikte sınırlar hızla ortadan kalkıyor. Artık alışveriş yapıp, ödeme yapmak veya para transferi için mesafelerin ve sınırların çok önemi kalmadı. Birkaç gün gecikmeyi göz önüne alan kullanıcılar, Çin’deki veya Amerika’daki servis sağlayıcılar üzerinden, aynı sepette üç farklı kıtadaki tedarikçilerden sipariş verip, Türkiye’deki bir bankaya ait olan banka kartını ilişkilendirdiği mobil cüzdanı ile alışveriş yapabiliyor. “Bu doğrultuda dönüşümün itici gücü olan unsurları özetlemek gerekirse; mobilite, dijitalleşme ve küresel hizmetlere doğrudan erişim diyebiliriz” tespitini yapan Cardtek Payment Processing Services Genel Müdürü İbrahim Durak’a göre, tüm bu mobilite, dijitalleşme ve küresel servis sağlayıcılar dönüşümü tetiklerken, diğer yandan da finans dünyasındaki en önemli ve hassas sorun büyüyor: Kişisel ve hassas verilerin korunması. Tüm bu ekosistemin kullandığı temel kurallar var. “Bu kuralların tümü, kişiyi ve işlemi doğrulamak üzere kurgulandığı için bu ekosistem kendisini korumakta gün geçtikçe daha da zorlanır hale geliyor” yorumunu yapan İbrahim Durak, yorumlarına şöyle devam etti:

Kural koyucular işbirliği içinde olmalı

“Önem arz eden diğer iki konu da sınır ötesi ticaretin yerel ekonomiler üzerindeki etkilerle oluşabilecek kullanıcı mağduriyetleri ile, bu dijital dünyada dönen işin ülke sınırları içinde vergilendirilmesi. Bunlarla ilgili olan düzenleyici kurumlar Gümrük ve Ticaret Bakanlığı, Gelir İdaresi Başkanlığı ve BDDK olarak öne çıkıyor. Son derece yeni ve farklı olan, sürekli değişen ve dijital dünyada kontrolü

zor olan bu konularda, yurtiçinde kural koyucu olarak aktif ve işbirliği içinde olmak lazım. Küresel ve sınır ötesi bir konu olduğu için dünyadaki diğer benzer kurum ve paydaşlarla da mutlaka birlikte hareket edilmeli.”

Türkiye’de sektörün ana oyuncuları olan bankalar dışındaki oyuncular için gereken ekosistem henüz oluşmadığından dolayı, rekabet olması gereken şekilde gelişemiyor. Bu alanda yeni regülasyonlar var. “Ancak bunlar henüz gereken şekilde hayatımıza giremediler” yorumunu yapan Durak’ın da dikkat çektiği gibi, bankaların yanında diğer ödeme hizmet sağlayıcılar ve katma değer sağlayacak olan fintec şirketlerinin gelişmesi lazım. Rekabetin de bankalar arasında pay kapma şeklinde değil, tam aksine, yeni oyuncular ve katma değerli hizmetler ile pastanın büyütülmesi şeklinde şekillenmesi Durak’a göre önem taşıyor.

Yapı kredi alternatif Dağıtım kanalları Genel müdür Yardımcısı Yakup Doğan

Cardtek Payment Processing Services Genel müdürü İbrahim Durak

Page 19: BThaber Sayı 1059

C

M

Y

CM

MY

CY

CMY

K

280x400_BT_Haber_YKB_MOBILCUZDAN.pdf 1 08/02/16 13:55

Page 20: BThaber Sayı 1059

20 15 - 21 ŞUBAT2016

BThaberFinAnsTA DijiTAlinovAsyon ve DönüŞümDosyA

MOBİL BANKACILIKTA YENİLİKLERİN SINIRI YOK

FİNANS SEKTÖRÜNDE KURALLAR YENİDEN YAZILIYOR

Tüm sektörlerde servisleri mobile taşıma eğilimi var. Mobil bankacılığa haftalık giriş yapma rakamları, internet bankacılığına giriş yapma rakamlarını geçmek üzere ve birçok banka için en büyük dijital kanal haline geldi. Bu dijital dönüşüm, ürün ve hizmetlerde müşteri deneyimi anlamında da değişikliklere sebep oluyor. “İlk sırada, dijital kanallardan toplanan datalara dayalı alınan aksiyonları sayabiliriz” diyen Garanti Bankası Genel Müdür Yardımcısı Didem Dinçer Başer’e göre, spesifik olarak müşterilerden toplanabilen bilgilere göre tamamen müşterilerin ihtiyaçlarına göre çalışılan ürünler ve hizmetlerin yer aldığı bir finans döngüsüne girmiş durumdayız. Bu çalışmalardan müşterileri haberdar etme anlamında da veriye dayalı pazarlama trendleri mevcut. “Servislerin ve API’lerin birbirlerine bağlanarak çalışılması bir başka itici güç” yorumunu yapan Didem Dinçer Başer’in de belirttiği gibi, farklı platformları kullanmaya olanak veren üçüncü partilerle yapılan çalışmaların artması ve entegrasyonların sağlanması da döngünün bir parçası. Didem Dinçer Başer, bu eğilim doğrultusunda banka olarak kanallarındaki durumu şöyle anlattı:

“Garanti İnternet Şubesi, bir şubede yapılan neredeyse tüm işlemleri sunan yapısıyla fiziksel bir şubeye yakın. Buna bağlı olarak Cep Şubesi de kullanım anlamında İnternet Şubesi’ne yaklaşmış bulunuyor. Bu da gösteriyor ki, müşterilerimiz İnternet Şubesi’ni yatırım, fon alış-satış ya da döviz işlemleri gibi daha çok zaman gerektiren işler için kullanırken, Cep Şubesi’ni mobil alışkanlıklarıyla doğru orantılı olacak şekilde, hareket halindeyken daha rahat ve hızlı yapabilecekleri işlemler için tercih ediyorlar.”

Rekabeti avantaja çevirebilenler kazanacak

Bankalar ve finans sektöründeki diğer oyuncular, tüm dijital kanallar üzerinden müşterilere ulaşabilmek ve hizmetler sunabilmek üzere çalışmaya devam ediyor. Bankaların sadece kendi sektörlerinde ve birbirileri arasındaki rekabete göre değil, fark yaratacağı ve

taşınabilir servisler yaratarak, kendi uygulamaları dışında hizmet verebilecek stratejiler geliştireceği bir geleceğe doğru ilerliyoruz. Öte yandan, dijital dönüşümle beraber eskiden müşterilere ulaşmak için yapılması gereken büyük fiziksel yatırımlara gereksinim azaldı. Başer, Türkiye’deki durumu ve 2016 yılı projeleri hakkında şu bilgileri verdi:

“Türkiye’de ekosistem henüz çok müsait olmasa da, dünyada oldukça büyüyen bir fintech furyasından söz etmemek olmaz. Rekabet anlamında bu finans-teknoloji işbirliğini avantaja çevirebilen bankalar, önümüzdeki dönemde avantajı eline alacak. Bankalar kendi ürünlerini birer servis olarak açıp, farklı teknolojilerin bu

servisleri kullanarak yeni hizmetler üretmesine müsaade etmeli. Stratejik önceliklerimizi, mobil bankacılık üzerinde konumluyoruz ve yaşayan servisler yaratma üzerinde çalışıyoruz. İşlemlerini bankamızın internet ve/veya mobil kanallarından gerçekleştiren, dijital müşteri olarak tanımladığımız kişi sayısı 4,1 milyona ulaştı. Bu müşterilerimizin 2,6 milyondan fazlası da mobil bankacılığı aktif kullanıyor. 8 farklı platforma özel geliştirdiğimiz 12 uygulamamız içerisinde Cep Şubesi, mobil bankacılığın lokomotifi. Hedeflerimizden biri; önümüzdeki dönemde mobil bankacılığın sadece telefonlarda değil, kullanıcı hareket halindeyken ekran olan her yerde hayatında olmasını sağlamak olacak. Kullanıcılar araba kullanırken, evde televizyon izlerken ya da yolda yürürken saatlerine bakarak mobil bankacılık uygulamalarıyla etkileşim halinde olabilecekler. Bir önemli konu da kullanıcının mobil bankacılık uygulamalarıyla etkileşime girdiği anların, onların ihtiyaç anları ve bağlamsal durumlarıyla birebir örtüşmesini sağlamak olacak. Kullanıcının uygulamayı açmasını beklemek yerine, zamansal/mekânsal durumları ve ihtiyaçlarına göre mobil bankacılık uygulamalarımızın kullanıcıyı yakalaması ve isteklerine cevap vermesi amacıyla hedeflerimizi belirliyoruz.”

Finans sektöründe müşteri ve ürün çeşitliliği giderek artıyor. Ürün çeşitliği bakımından mobil ve giyilebilir cihazlar, akıllı şehir ve akıllı enerji ürünlerinin kullanımları ile müşteriler finansal hareketlerini dijital platformlarda yönetiyor. Yeni nesil “Z” kuşağı, dijital kuşak olarak bu dönüşümün öncülüğünü yaparken, finansal hizmtlerin en önemli müşteri segmenti olma yolunda da ilerliyor.

Bankalar, müşterilerinin operasyonel ve analitik verilerini, veri gizliliği yönetmeliği ile yurt içinde tutma zorunluğunun nedeniyle, kendi teknolojilerine, süreçlerine yatırım yaparak bilgi birikiminin yurt içerisinde gelişmesine ve istihdam edilmesine olanak sağlıyor. “Böylece birçok BT projesi hayata geçirilmeye başladı” diyen KoçSistem Finans Müşteri İlişkileri Grup Yöneticisi Hatice Kartal, buna örnek olarak müşteri odaklı hizmetler sunabilmek için müşteriyi daha iyi tanıma, kullanım davranışlarını anlama ve ihtiyaçlarını anlayıp en doğru hizmeti sunabilmeyi gösterdi. “Finans sektöründe dijital dönüşüm ile kurallar yeniden yazılmakta” yorumunu yapan Hatice Kartal, yorumlarını şu sözlerle detaylandırdı:

İşbirliğinde özgün yaklaşımlar

“Özellikle müşterinin herhangi

bir kanaldan başlattığı süreci diğer bir kanalda devam ettirmek ve tamamlamak hedef ve bunu hayata geçirecek süreç ve mimariyi oluşturmak en önemli çalışma konusu. İç kullanıcılara yönelik süreç ve uygulamalar da dijital dünyaya yön verecek şekilde baştan tasarlanıp uygulamaya alınmakta. Bir diğer çalışma konusu ise yeni iş

modelleri yaratmak, hem entegre hem özgün işbirliği yaklaşımları ile rakiplerle birlikte çalışmanın yollarını açmak.”

Finans sektöründe değişimin öncülüğünü yapan “C” seviye yöneticilerin ve şirketlerin hedef kartlarında yer alan “Digitalization” başlığı altında IoT, daha fazla mobil teknoloji ve bulut

servisleri yıllık proje planlarında en önemli yeri alıyor. Bu bilgiyi veren Hatice Kartal, IoT, büyük veri ve bulut bilişim gibi yeni teknolojileri müşterilere sunarak; üretim izleme sistemleri ile montaj işlemlerinin anlık olarak izlenmesini ve gerekli önleyici kontrol mekanizmalarının devreye girmesini sağlayan akıllı fabrikalar, satın alma otomasyon çözümleri ile doğru ve verimli üretim planlaması gerçekleştirmesini sağlayan akıllı tarım çözümleri, kamera görüntülerinin işlenerek, verilerin anlık olarak değerlendirilmesini sağlayan akıllı güvenlik çözümleri yarattıklarını vurguladı.

koçSistem Finans müşteri İlişkileri Grup Yöneticisi

hatice kartal

Garanti Bankası Genel müdür Yardımcısı Didem Dinçer Başer’

Page 21: BThaber Sayı 1059

2115 - 21 ŞUBAT2016

BThaber FinAnsTA DijiTAlinovAsyon ve DönüŞüm DosyA

E-DÖNÜŞÜM VE DEVLET MOTİVASYON KAYNAĞI

MOBİL ÖDEMELERDE BİYOMETRİK TEKNOLOJİLER TERCİH EDİLECEK

E-devlet olgusu etrafında şekillenen e-dönüşümün öncüsü e-fatura ve türevleri. E-fatura ve türevleri hem firmalar hem devlet olmak üzere her iki tarafta da, başta kağıt evrak dolaşımını ortadan kaldırarak ciddi kazanımlar yarattı. Bu kazanımlar, özellikle devlet tarafında firmaların kayıp kaçak durumlarını tam anlamıyla kontrol altına almalarını sağlamasıyla devam etti. “Konuya bu yönüyle baktığımızda, itici güç olarak devleti, özellikle de Gelir İdaresi’ni görmek pek tabi” yorumunu yapan 6Kare Satıştan Sorumlu Yönetici Ortağı Veysel Karslı, düzenleyici kurumların rolünü şöyle anlattı:

“Finans sektöründe düzenleyici kurum olarak karşımıza Gelir İdaresi çıkıyor. Özellikle e-imza’nın yasal geçerliliğinin kanunlaşması sonrası e-haciz, e-fatura, e-defter, e-arşiv, e-tebligat gibi bu konuda katma değerli servisler üreten öncü kurum Gelirler İdaresi olmuştur. Bununla beraber, Kamu İhale Kurumu da EKAP ile e-dönüşüme katkı sağladı. Fakat aynı etkileri maalesef KEP tarafında hâlâ görememekteyiz. Bunun sebebinin KEP’in finans tarafında yaratacağı faydaların yeterince iyi ortaya konmamasından kaynaklandığını düşünüyorum. Her ne kadar KEP tarafında itici güç olarak Adalet Bakanlığı gözükse de, KEP’in çok geniş spektrumlu olması nedeniyle yaygınlaşması biraz zaman alacak gibi gözüküyor.”

Rekabet giderek kızışıyor

Finans, tüm kurumların ana merkezinde yer aldığı için bu konudaki e-dönüşüm faaliyetleri tüm firmaları ilgilendiriyor. Bu da müşteri odaklı hareket eden tüm firmaların iştahını kabartıyor. “Bunu e-fatura ilk ortaya çıktığındaki entegratör firma sayısı ile şu anki sayıları kıyaslayıp görebiliriz”

örneğini veren Karslı’ya göre, özellikle bankaların da olduğunu düşündüğümüzde, bu kadar çok oyuncunun olduğu bir ortamda rekabet kaçınılmaz. “Başlangıçta liralar seviyesinde olan fiyat hesaplama kriterleri, artık kuruşlar seviyesinin altına gerilemiş durumda” diyen Karslı’ya göre, bu fiyatlar artık doygunluğa ulaştığı ve daha aşağıya düşmesi mümkün olmayacağı

için firmalar rekabeti güçlendirmek için operasyon maliyetlerini minimize etmeli ve ellerindeki müşterilere katma değerli farklı servisler sunmalı. Karslı, 2016 yılı beklentilerini de şöyle anlattı:

“Rekabetin bu denli kızıştığı ortamda biz, kendi müşterilerimize ve e-dönüşüm hizmeti veren sağlayıcı firmaların müşterilerine kağıtsız ortamı teşvik edecek, e-postalarıyla boğuşmalarına gerek bırakmayan katma değerli iş uygulamaları geliştirmeye devam edeceğiz. Ayrıca bu uygulamaları, müşterilerimiz kuruluma gerek duymadan, lisans ücreti ödemeden bulut ortamından anında kullanabilirler.”

Akıllı telefonlar sayesinde kullanıcıların birçok işlemi mobil yapmaya başlaması, hem teknoloji hem de finans sektörünü harekete geçirdi. Kullanıcılar artık banka şubesine gitmek yerine, internet üzerinden bankacılık işlemlerini yapmak istiyor. İnternet bankacılığı üzerinde yatırım yapanların sayısı da artıyor. Müşteriler için hız ve güvenlik ön planda. Bu da mobil ödemelerde güvenlik ve biyometrik sistemlerini ön plana çıkarıyor. “Geleneksel iş modelleri değişecek” diyen Ölçsan Genel Müdürü Burak Sondal’a göre, yakın gelecekte mobil ödemelerde biyometrik teknolojiler tercih edilecek. Finans sektörü biyometrik doğrulama teknolojilerini daha yakından tanımak ve kullanmak istiyor, sektörün bu konuda yatırım hazırlıkları var. “Ama öncelikli olarak, mobil işlemlerde güvenliğin sağlanması gerek” hatırlatmasını yapan Burak Sondal ekledi: “Bu nedenle düzenleyici kurumların da standardizasyon çalışmaları devam ediyor. Klasik

kullanıcı adı ve şifre kullanımı, kötü niyetli yazılımlara karşı tam koruma sağlamıyor. Bu nedenle kişiye özel biyometrik temelli parmak izi, göz izi ve yüz izi gibi teknolojiler ön plana çıkıyor.”

Finans sektöründe rekabet, mobil ödeme sistemlerinin geliştirilmesi ve biyometrik sistemlerin kullanılması

alanında olacak. “Bu konuda geçtiğimiz yılın son üç ayında Avrupa Biyometri Birliği (EAB) biyometrik sistemlerin bankacılık sektöründe uygulanabilirliğiyle ilgili toplantılar düzenlendi” bilgisini veren Burak Sondal, şöyle devam etti:

“Frankfurt, Hollanda ve Londra’da düzenlenen bu toplantılara Avrupa’nın önde gelen finans kuruluşları katıldı. Seminerlerin ana

sponsorları arasında yer aldık. Bizim uzmanlık alanımız fiziksel ve sanal güvenlik. Biyometri ve mobil çözümler alanında çözüm üreticisi ve sistem entegratörüyüz. Dünyanın önde gelen birçok biyometri firmasının Türkiye distribütörlüğünü yapıyoruz.”

Ölçsan Genel müdürü Burak Sondal

6kare Satıştan Sorumlu Yönetici Ortağı veysel karslı

Page 22: BThaber Sayı 1059

22 15 - 21 ŞUBAT2016

BThaberFinAnsTA DijiTAlinovAsyon ve DönüŞümDosyA

DÜZENLEYİCİ KURUMLAR LOKOMOTİF ROLÜ ÜSTLENİYOR

HEDEF Y KUŞAĞI OLMALIBLOCKCHAİN, DEĞİŞİMİN İTİCİ GÜCÜ OLACAK

Dijital dünyanın kazanımlarından daha fazla fayda elde etmek için, kurumsal yapılarda maliyet kalemlerini azaltıcı ürün ve hizmetler, özellikle regülatif kurumların bu durumu destekleyici projeleri hayata geçirmesiyle daha sık ortaya çıkmaya başladı. “Bu dönüşümdeki asıl itici güç olarak kurumların kârlılık hedeflerini gösterebiliriz” eklemesini de yapan Vega Bilgisayar Genel Müdürü Okan Emir’in dikkat çektiği gibi, finans sektöründe düzenleyici

kurumlar, özellikle bu kapsamlı dönüşümlerde lokomotif rolü üstlenmekte. “Regülatif kurumların sektör kuruluşlarını teknoloji dönüşümlerine yönlendirmesi, sektörün hızlı bir adaptasyon sürecine girmesini ve sonucunda, verimli bir ortama sahip olmasını sağlamakta” diyen Okan Emir, eklemeden geçmedi: “Bu dönüşüm, finans sektöründe rekabeti kaçınılmaz hale getirmekle birlikte, firmalar proaktif olmalı, hızlı kararlar alabilmeli ve

alınan bu kararları uygulayabilmeli.” 2016 yılı hedefleri konusunda ise Okan Emir şu bilgileri paylaştı:

“2016 yılında regülatif istekler doğrultusunda ortaya çıkmasını beklediğimiz eğilimler için öncelikle kendi altyapı ve yapılanmamızda 2015 son çeyreği itibariyle hız verdiğimiz gelişim projemizi yılın ilk çeyreği itibariyle tamamlayarak, sektörden gelebilecek ürün ve hizmet taleplerini en iyi düzeyde sağlamaya hazır durumda olacağız.”

Dijitalleşme, Y kuşağı nüfusun artışı ve ekonomik koşullar, bireylerin ve kurumların daha hızlı, her yerden ve her cihazdan erişilebilir, ucuz, kârlı ve ileri teknoloji ürünü hizmetler beklentisini artırıyor. Finansal servis sunan kurumlar da sağladıkları ürün ve hizmetleri bu beklentileri karşılayacak şekilde değiştirmek, farklılaştırmak zorunda. Diğer taraftan, Arvato Telekomünikasyon Hizmet ve Çözüm Geliştirmeden Sorumlu İcra Kurulu Üyesi Ali Murat Alkanlı’nın da işaret ettiği gibi, yüksek getirili araçların azalması da bankaların kârlılıklarını etkiliyor, müşterilerine kârlı araçlar sunmalarını zorlaştırıyor. Bu da bankaları, iş gücünü verimli kullanmaya ve teknolojiden daha fazla yararlanmaya iterek; hem bireysel, hem kurumsal finans hizmetlerinde dönüşümü beraberinde getiriyor. Finans sektöründe bu hızlı ve kapsamlı dönüşüm gerçekleşirken, Alkanlı’ya göre, düzenleyici kurumları daha da zor bir görev bekliyor.

Önümüzdeki yıllarda finans sektöründe, özellikle bireysel

bankacılıkta rekabet, artık iş yaşamına atılmış Y kuşağı gençlerini müşteri olarak kazanmak ve tutmak alanında gerçekleşecek. “Y kuşağı aldıkları hizmetin hızlı, kişiye özel, anında ve her yerden ulaşılabilir olmasını talep etmekte ve banka şubesine gitmeyi tercih etmemekte” yorumunu yapan Alkanlı’ya göre, bu durum bankalardan alınan ürün ve hizmetler için geçerli olduğu gibi hem diğer finans sektörü kuruluşlarından, hem de diğer sektörlerden alınan ürün ve hizmetler için de geçerli. Bu nedenle Alkanlı, finans sektörü oyuncularının yeni müşteri kazanmak için Y kuşağının beklentilerini karşılayacak hizmetleri mobil çözümlerle sunması ve kurum ile müşteri arasındaki ilişkiden şubeyi ve aracıları çıkaracak iş modelleri üzerinde çalışması, müşteri ilişkileri süreçlerini ve teknolojilerini dönüşümü destekleyecek şekilde güncellemesi gerektiği kanısında. Çünkü Alkanlı’ya göre, bu yönde çalışmalarını başlatmamış veya sürdürmeyen kurumlar, orta ve uzun vadede özel alanlara sıkışmaya mecbur kalacaklar.

vega Bilgisayar Genel müdürü Okan emir

İş süreçleri açısından bakıldığında, dijitalleşme, bankacılık sektöründeki büyük çaplı projelerin büyük kısmının anahtarı konumunda. Bankaların bu dönüşüm için artan maliyet baskısı, rekabette artış ve farklılaşma, yeni müşteri talepleri ve yeni nesil kullanıcı profilleri gibi farklı nedenleri var. CSC Türkiye Genel Müdürü Alev Alp Esen, buna sermaye piyasalarındaki dönüşümü örnek gösterdi ve şöyle devam etti:

Günümüz finans dünyasında değişen regülasyonlar, risk yönetimi ve kurumsal uyum gereksinimleri bankaların hem iş birimleri hem de BT süreçleri için yeni düzenlemelerin uygulamaya konulmasını zorunlu kılıyor. Bu da finansal kurumları dönüşüme iten faktörlerden. Finansal kurumların gerçekleşen tüm işlemler için işlemin başlangıcından itibaren tüm kayıtları sistemlerinde tutmaları, talep edilen farklı raporları olabildiğince kısa sürelerde oluşturmaları ve bu sırada güvenliği sağlamaları gerek. Günümüzde veri ihlalleri ve siber güvenlik tehditleri de dijital dönüşümü tetikleyen etmenler arasında. İç süreçlerdeki etkinliği artırmak adına maliyetlerin aşağı çekilmesine yönelik ihtiyaçlar da yapısal ve BT dönüşümünü hızlandırıyor.

“Örneğin, yeni nesil teknolojilerden Blockchain, bankacılık sektöründe bazı uygulamaların tamamen değişmesine neden olacak. Bitcoin gibi kripto para birimlerini barındıran dağınık yapıdaki muhasebe kayıt sistemleri maliyetleri azaltıp süreçleri basitleştirerek dönüşümlere liderlik edecek” diyen Esen, 2016 yılı beklentilerini şöyle anlattı:

“Bankaların rakiplerinin artık farklı sektörlerden ortaya çıktığı bir gerçek, ancak bankaların müşteri sadakati ile müşteri tabanlarını büyük ölçüde koruyacak olmaları da muhtemel. Ayrıca, geleneksel bankaların büyük bölümü dönüşüme başladı ve farklı sektörlerden ortaya çıkarak piyasaya girmeye çalışan yeni rakiplerin akıbeti belirsiz. Her halükarda, bankalar, finansal teknoloji şirketleri gibi yeni oyuncuların varlığını hafife almamalılar. Biz de bankaların ekosistemlerini genişletmeleri ve doğru iş ortaklıklarına girmeleri gerekliliğinin altını çizmek istiyoruz. 2016’daki yeni eğilimlerin daha çok banka müşterileri ve yatırımcılara yeni finansman kanalları sağlayan ‘Crowdfunding’ ve ‘P2P’ platformları yönünde olacağını öngörüyoruz.”

Page 23: BThaber Sayı 1059

MOBİL ODAKLI ADIMLAR, YÜKSELEN DEĞER

İŞBİRLİKLERİ, SEKTÖRÜ İLERİ TAŞIYACAK

DÜZENLEMEDE YENİLİKLER HAYATA GEÇECEKTİR

Başta finans ve bankacılık sektörleri olmak üzere otomotiv, sağlık, üretim, lojistik ve perakendecilik sektörlerinde faaliyet gösteren firmalar e-dönüşüm ve veri hizmetlerine hızla geçiş yapıyor. E-dönüşüm projelerinde kağıttan elektroniğe geçiş aşamasında tereddüt yaşayan kurumlar, e-dönüşümün işlerine sağladığı hız ve avantajları görünce e-dönüşümün önemini kavrıyor. Bir taraftan da, dünyada üretilen veri miktarı hızla artıyor. Bu veri artışı Türkiye’deki işletmeleri de etkiliyor. Yakın tarihe kadar kurumlar, verilerini ve işletim sistemlerini kendi bünyelerinde barındırıyorlardı. Bilgi teknolojisi ihtiyaçlarının üçüncü parti firmalardan hizmet modeli olarak alınması ender rastlanan bir durumdu. “Fakat günümüz rekabet koşullarında, konusunda uzman bilişim firmalarından bu hizmetlerin alınması şart oldu” tespitini yapan Anadolu Bilişim Dönüşüm Projeleri ve Müşteri İlişkileri Grup Müdürü Yaser Aras, “Her yerden ve her zaman güncel veri üzerinde çalışmayı destekleyen iş modeli ile hayatımıza giren mobilite

kavramı iş dünyasında verimliliğin en önemli şifrelerinden biri haline geldi” yorumunu yaptı.

Bankacılık ve finans sektöründe oluşturulan regülasyonlar dijital dönüşüm kapsamında pek çok ürün ve hizmet için arz/talep yaratıyor. Bu da BT alanında çalışan firmalar açısından olumlu. Öte yandan, finans ve bilişim teknolojileri bu sayede bir sinerji yaratarak yeni açılımlar geliştirebiliyor. “Mobil bankacılık ve sayısal ekonomi ile birlikte artan e-ticaret kavramlarına yönelik düzenlemeler hem ilgili sektörlerin gelişimine hem de bir düzen içerisinde işlemesine destek olacak” yorumunu yapan Yaser Aras, finans sektöründe rekabeti ve hedeflerini şöyle anlattı:

4.5G etkisini gösterecek“Finans ve bankacılık sektörleri

sürekli olarak dijital değişikliğin içerisinde. Finans ve bankacılığın dijital dönüşümü, sadece bu sektörlerin müşteriye bire bir ilişkili kısmının dönüşmesi anlamına gelmiyor. Kurumlarda pek çok fonksiyonun da

dijitalleşmesi anlamına geliyor. Dijital dönüşüm finans sektörünü rekabette öne taşıyor. Biz de bu doğrultuda stratejiler geliştirerek portföyümüzde bulunan Kurumsal Kaynak Planlama (ERP), Müşteri İlişkileri Yönetimi (CRM), İş Zekası (BI), Büyük Veri Analizi (Big Data) gibi kurumsal uygulamalarda endüstrinin önde gelen tedarikçileriyle iş ortaklıklarımız ile çözümler sunuyoruz.”

2016 yılında hizmete girecek 4.5G mobil internet hizmetleri, tüm BT pazarının mobile yaklaşımını değiştirecek. “3G ile yaşanan sıçramanın ötesinde bir sıçrama yaşayacak mobil iletişimle iş süreçlerinin mobile taşınmasında da ivme bekliyoruz” yorumunu yapan Aras, bu sebeple 2016 ve sonrasında mobil uygulamalar, mobil iş çözümleri ve bulut veri depolama sistemlerinin yükselen değere dönüşeceği kanısında. Aras, beklentilerini şöyle anlattı:

“2016’da veri merkezi pazarının toplam BT pazarının üzerindeki büyüme trendini sürdüreceğini öngörüyoruz. Bunun en önemli nedeni şirketlerin

içerisindeki yeni nesil BT yöneticilerinin bu işin çekirdeğinden gelen, operasyonel BT ile uğraşmak yerine, stratejik BT faaliyetleri yürütmek isteyen bilinçli profesyonellerden oluşması. Dolayısıyla veri hizmetlerini dış kaynak olarak satın almak artık şirketler için doğal bir yaklaşım oldu.”

Son yıllarda finans dünyasında inanılmaz bir hareketlilik var. Özellikle e-ticaret ve mobil ödeme çözümleri konusunda rekabet söz konusu. “Bankalarımız ve onlara itici güç olan, yine bankalar tarafından şekillendirilen ödeme sistemlerimiz Avrupa’nın birçok ülkesinden çok daha iyi durumda” yorumunu yapan PayU Türkiye Ülke Direktörü Y. Emre Güzer’in de belirttiği gibi, bu minvalde teknoloji ihraç ettiğimiz ülkeler var. Ancak yine Güzer’in dikkat çektiği gibi, bankaların erişemediği, radarlarında olmayan işler de var. Bu noktada yeni partiler, pazara girip yeni iş modelleri geliştiriyor. Bununla birlikte, klasik pazar anlayışından farklı olarak, sektördeki oyuncuların, başta bankalar olmak üzere diğer oyuncularla yapacağı işbirliklerinin finans ekosistemini çok ileriye taşıması mümkün. Emre Güzer, beklentilerini şöyle anlatıyor:

Bazı oyuncular erken havlu atabilir

“Ödeme kuruluşları ya da fintech projeler açısından 2015 yılı, birçok küresel ölçekli firmanın ve irili ufaklı yerli oyuncunun 6493 sayılı kanun kapsamında lisanslama çalışmalarına ağırlık verdiği ve ekosistemin mihenk taşlarının yerine oturtulmaya çalışıldığı bir yıl oldu. Bu kapsamda

BDDK’ya yapılan 43 başvurunun yarısına yakını fintech projelerden oluşuyor. Bu kanun kapsamında değerlendirilmeyen, altyapı sağlayan bazı fintech oluşumlarımız da var. Dolayısıyla 2015 yılı biraz eksiklerin giderildiği bir yıl oldu. Bu oyuncular, kendi sermaye ve teknik yeterliliklerini ispat edip planlarını ve büyüme stratejilerini masaya yatırdı. Ancak pazarın yeteri kadar olgunlaşmamasından dolayı 2016 yılında bazı oyuncuların erken havlu atabileceğini öngörüyoruz. Zira fintech projeler; yapısı gereği beraberinde müşteriyi tanıma (Know Your Customer – KYC), bilinirlik gibi birçok zorlu unsuru beraberinde getiriyor. Bu nedenle güçlü sermaye ile desteklenen bankacılık kökenli ekiplerin, Türkiye gibi kendine has dinamikleri olan pazarlarda daha şanslı olduğunu düşünüyoruz. 2016 yılında da hem oyuncuların hem de ürünlerin çeşitlenmesini bekliyoruz. Bu çeşitliliğin son kullanıcı tarafında mutlaka olumlu etkilerini göreceğiz. Uzun süredir üye işyerlerimizin her alanda ödeme ihtiyaçlarını eksiksiz karşılamak ve onların ticaretlerine odaklanmalarını sağlamak için çalışıyoruz. 2016 yılında kullanıma sunacağımız yeni ürün ve servislerimizden ilki mPOS uygulamasıyla bu alanda somut adımlar atmaya başladık.”

Hem bireysel hem de kurumsal anlamda finansal ürün/hizmetler ve bu ürün/hizmetleri sağlayan kurumlar, kaçınılmaz bir dijitalleşme dönüşümü içinde. Önceki dönüşümlerden farklı olarak, bu kez yalnızca belirli sektörler değil, müşteriye dokunan tüm sektörler etkileniyor. Diğer sektörlerde olduğu gibi, finans sektöründe de bu dönüşüme itici güç oluşturan faktörlerin başında mobil geliyor. Müşterilerin taleplerini kişiselleştirilmiş olarak cep telefonları üzerinden talep edebiliyor ve tüketebiliyor olmaları etkili bir itici güç. Teknoloji tarafında ise bu talebin hem hızlı hem ölçeklenebilir yönetimini sağlayan bulut çözümleri önemli bir faktör. “Her ne kadar finans sektörünün mevcut durumunda, düzenleyici kurumların kısıtlamaları nedeniyle bulut çözümleri tüm potansiyeli ile sektördeki yerini alamamış olsa da, kısa ve orta vadede bu alandaki düzenlemelerin hayata geçirileceğini düşünüyoruz” beklentisini dile getiren IBM Türk Kurumsal Satış, Finansal Hizmetler Sektörü Ülke Lideri Volkan Sözmen, bu beklentisini şöyle detaylandırdı:

“Bulut çözümlerinin yaygınlaşması her sektörde olduğu gibi finans sektöründe de kapsamlı dönüşümün hızlı ve uygun maliyetlerle gerçekleştirilmesi adına önemli. Gerekli düzenlemelerin hayata geçirilmesini hızlandırmak adına düzenleyici kurumların, ekosistemin önde gelen yerel ve küresel teknoloji firmaları ile yakın bir çalışma ortamını sağlaması ile, finans sektörünün dünya genelindeki rekabet gücüne ivme kazandırılacağını düşünüyoruz. Finans kuruluşlarının bulut ve analitik çözümlerini kullanarak büyük veriden kişiselleştirilmiş hizmetler sunma amaçlı inisiyatifleri, kişisel bilgilerin ve özel hayatın gizliliği sınırlarına ilişkin belirsizlikler yaratabiliyor. Bu noktada, dünyada benzer örneklerini de görebildiğimiz üzere, düzenleyici kurumlar bu alana dahil olabiliyorlar.”

anadolu Bilişim Dönüşüm Projeleri ve müşteri İlişkileri Grup müdürü Yaser aras

2315 - 21 ŞUBAT2016

BThaber FinAnsTA DijiTAlinovAsyon ve DönüŞüm DosyA

Page 24: BThaber Sayı 1059

24 15 - 21 ŞUBAT2016

BThaberFinAnsTA DijiTAlinovAsyon ve DönüŞümDosyA

TÜM ŞİRKETLER İÇİN SÜREÇLER HIZLANIYOR

GİYİLEBİLİR BANKACILIK ÖNE ÇIKACAK

MÜŞTERİ HIZ VE GÜVENLİK İSTİYOR

Gelişen teknoloji ve finansal gereklilik sonucunda ortaya çıkan bireysel ve kurumsal ürünler, elektronik dönüşümü de yarattı. Başarılı olarak nitelendirilebilecek ve regülasyonla platformdaki yerini alan ürünler, işletmelere de finansal avantaj sağladı. “Dijital dönüşüm platformu üzerinde bulunan tüm paydaşlar itici güç haline geldi” yorumunu yapan FIT Solutions CEO’su Koray Gültekin Bahar’ın dikkat çektiği gibi, regülasyonları belirleyen devlet organlarından, bu regülasyonlar üzerinden süreçlerini yönetir duruma gelen son kullanıcılara kadar tüm paydaşların platformun gelişimine katkısı oldu. “FIT Solutions gibi özel

entegratörler sayesinde şirketlerin doğrudan Gelir İdaresi Başkanlığı (GİB) bürokrasisi ile uğraşmamaları da süreçleri çok hızlandırıyor” tespitini paylaşan Koray Gültekin Bahar’a göre, dijitalleşen finansal ürünlerde etkili bir rol üstlenen düzenleyici kurumlar, sahada edinilen tecrübe ile bu dönüşümün daha geniş bir alana yayılmasını sağlayacak. Dijital dönüşüm uygulamaların kapsamının genişlemesi de bu ekosistemin güçlenmesini beraberinde getirecek.

Şirketler gönüllü olarak bu yapıda yerini alıyor

Dijitalleşen finansal ürünlere sahip

olmak artık bir gereklilik haline geldi. Bu gerekliliğin şirketlere sağladığı fayda ise rekabet avantajı yaratması. “Rekabet avantajı fark edilince, regülasyon kapsamında olmayan şirketler de gönüllü olarak bu uygulamalara yöneldiler” yorumunu yapan Bahar’a göre, uygulama üzerinde yerini alan her işletme, her anlamda hız kazandı ve bu hızın yarattığı pozitif farklılıklar da işletmelere finansal güç kazandırdı. Bahar, 2016 yılına yönelik beklentilerini ise şöyle anlattı:

“Regülasyonla önümüze gelen ürünler dışında, finansal avantajlar yaratacağını düşündüğümüz, hem

kurumsal hem de bireysel anlamda katma değer yaratacak dijital uygulamaları, bu platform üzerine taşımaya devam edeceğiz. 2016, dijital ortama taşınan tüm bilgilerin ortaya çıkaracağı avantajlardan yararlanma yılı olacak. Yeni finansal uygulamaları, dönüşüm içerisinde olan tüm işletmelere sunma eğiliminde olacağız. Hali hazırda zorunluluk kapsamındaki e-Fatura, e-Arşiv ve e-İmza uygulamaları haricinde e-Denetleme, e-Bilet, e-Mutabakat, e-Ödeme, e-Yedekleme, Süreç Yönetimi ve e-Finansman hizmetlerini de sunuyoruz.”

Çeşitlenen müşteri kitlesiyle birlikte finansal ürün ve hizmetlerin de çeşitliliğinin arttığı bir dönemdeyiz. Y kuşağının hız, verimlilik, kolay ulaşılabilirlik, tasarım ve finansal alanlardaki bireysel beklentileri, sektördeki tüm kurumları dijital dönüşüm başlığı altında uygulamaya itiyor. “2016 yılıyla beraber dünyanın artık giyilebilir bankacılığa doğru gittiğini görmekteyiz” örneğini veren Monitise MEA İş Operasyonları Direktörü Alper Sağız, bu nedenle ülkemizdeki bankaların da 2016 yılında giyilebilir bankacılık alanında müşterilerine çeşitli hizmetler sunacağına yönelik öngörüsünü paylaştı. Dijital bankacılık kullanımının yaygınlaştığı bu dönemde Bankacılık Düzenleme ve Denetleme Kurumu’nun (BDDK) yayınladığı tebliğlerin bankaların tüm dijital kanallarının daha güvenli olmasını sağladığına dikkat çeken Alper Sağız, şöyle devam etti:

“Bu durum, ister istemez bankaların dönüşüm planlamalarının değişmesine neden olurken, bu kanallara giriş yapan kullanıcılar için daha gelişmiş güvenlik uygulamalarının oluşmasına

da katkıda bulunuyor. Örneğin BDDK’nın 26 Kasım 2015 tarihli tebliği ile bankalar, kendi dijital kanallarına giriş yapılırken ikinci faktör olarak kullanılan müşteri kredi kartı bilgilerini ve “Touch ID” ismini verdiğimiz parmak izi ile doğrulamayı giriş mekanizmasından 31 Aralık 2015 itibariyle çıkarmak durumunda kaldı. Bu tebliğ ile farklı girişi senaryoları üretilip dönüşümün gerektirdiği güvenlik seviyesine rahatça ulaşılacaktır.”

Süreç optimizasyonu öncelikli tercih

Finans kuruluşlarının temel hedefi; dönüşüm içinde, süreçlerini büyük veriden faydalanabilecek şekilde optimize etmek olacak. Ürün odaklı yapıdan, müşteriyi birebir tanıyıp kişiye özel hizmet odaklı yapıya dönüşen sektörde tüm platformlarda aynı kullanıcı deneyimi altında büyük veriyi kişiye özel hizmet verisine dönüştürebilecek ve bunu ilerleyen dönemde giyilebilir teknolojilerle destekleyebilecek olan bankalar, rekabet dünyasında birkaç adım önde olacak.

İnternet kullanımının yaygınlaşması, mobil telefon kullanım oranlarının artması gibi itici güçlerin neden olduğu gelişmeler, müşterilerin aldıkları hizmetlere olan bakış açılarını kökten bir değişime uğrattı. Her birey ya da kurum, aldıkları hizmetin karşılığında yaptıkları ödeme süreçlerinin çağın gereklilikleri ışığında daha kolay ve hızlı, daha güvenli olmasını talep ediyor. Temel bankacılık ve finans işlemlerini mobil ya da sabit internet üzerinden gerçekleştiren müşteri sayısı da artıyor. Gelişen teknoloji ve genç nesil ile mobil bankacılığın yükselişi söz konusu. Özellikle güvenliğin söz konusu olduğu bu dönüşüm içerisinde düzenleyici kurumların regülasyonları kritik önem taşıyor. Bu yorumu yapan Kobil Türkiye Ülke Müdürü Ümit Yaşar Usta, “Bankacılık Düzenleme ve

Denetleme Kurumu’nun (BDDK) 2015 Kasım ayında yaptığı yeni düzenleme ile internet bankacılığı kapsamında değerlendirilmesi gereken tüm mobil uygulama ve internet sitelerinin giriş yöntemlerinde iki faktörlü doğrulamayı zorunlu hale getirmişti” bilgisini verdi. “Biz de m-Identity Application Security Technology (AST) çözümümüz ile bankaların müşterilerine sunduğu bankacılık hizmetlerini, BDDK’nın mevzuatlarına uygun şekilde daha da güvenli hale getiriyoruz” diyen Ümit Yaşar Usta, bu çözümü Türkiye’de halen dokuz bankanın kullandığını, bu sayıyı artırmak istediklerini vurguladı.

Page 25: BThaber Sayı 1059

2515 - 21 ŞUBAT2016

BThaber FinAnsTA DijiTAlinovAsyon ve DönüŞüm DosyA

MOBİLİN GÜCÜNE İNANIYORUZ

DİJİTAL CÜZDAN YATIRIMLARI DAHA DA ARTACAK

Dünyada mobil teknoloji şu ana kadar gelişen herhangi bir teknolojiden daha hızlı büyüyor. Bunun bankacılığa yansıması da aynı şekilde ve mobil internette dahil tüm diğer bankacılık kanallarını geçiyor. Bu ortamda müşteri deneyimi; hız, yer, zaman ve cihaz bağımsız hizmet alabilme, güvenlik ve tek tıklama ile işlem yapma gibi mobile özel unsurlarla belirleniyor. “Biz de Direkt Bankacılık kanallarımızla mobiliteye ve hıza önem veren müşterilerimize ulaşıyor, kolayca kullanabilen, istedikleri zaman istedikleri yerden bankacılık işlemlerini gerçekleştirebilecekleri bir mobil bankacılık hizmeti vermeye odaklanıyoruz” diyen Akbank Direkt Bankacılıktan Sorumlu Genel Müdür Yardımcısı Orkun Oğuz, şu detayları da paylaştı:

“Akbank Direkt olarak, teknoloji alanındaki gelişmeleri, ürün ve hizmetlerimize çok hızlı adapte ederek, mobil bankacılıkta sektörümüze öncülük ediyoruz. Ortalama vermek gerekirse, bir müşterimiz senede iki üç defa şubeye giderken, internet bankacılığını ayda 4-5 defa, mobil bankacılığı ise ayda 15-20 defa kullanıyor. Özellikle Akbank Direkt Mobil kullanan müşterilerimizin yüzde 80’i her ay kanalımızı düzenli kullanır hale geliyor. Biz de mobilin gücüne inanıyor, müşterilerimizi mobil bankacılık uygulamamızı kullanmaya yönlendiriyor ve bu alanda yatırımlarımıza devam ediyoruz.”

Teknolojinin gelişimiyle her geçen gün daha da hızlanan dünyada, mobil kanalda başarılı olabilmek için sadece mobil uygulama yapmak yeterli değil. Müşteri beklentilerine göre uygulamayı geliştirmek de önemli. “Eskiye kıyasla, yükselen yatırım maliyetleri, azalan kar marjları, yeni yasal/yapısal düzenlemelerle doğan/değişen yatırım alanları, tüketicilerin dijital dönüşümü ile beraber finans dünyasında yaşanan teknolojik

değişim, gelişen ve artan rakiplerle beraber değişen rekabet unsurlarına sahip olmak, diğer sektörlerle stratejik işbirlikleri gibi pek çok konu, finans ve bankacılıkta dijital dönüşümü ve inovasyonu zorunlu hale getiriyor” tespitini yapan Orkun Oğuz, hedeflerini şöyle anlattı:

“Banka olarak mobil alanda tüm teknoloji şirketleri ile yakın çalışmalar içerisindeyiz. Apple Pay ile de yakın görüşmeler içerisinde ürün geliştirmeleri yapıyor, kendi teknoloji ekiplerimizle de içeride mobil ödeme alanında geliştirmelerimize devam ediyoruz. Yıllardır bir teknoloji şirketi gibi bankacılık alanında, ödemeler ve yatırım alanında çalışmalara devam ediyoruz. Örneğin yapay zeka ve sanal gerçeklik konularında gelişmeleri yakından takip ediyoruz. Apple TV için ya da Görüntülü Bankacılık Noktaları için geliştirdiğimiz, alanında öncü kanal çalışmalarımız var. Sanal gerçekliğin veya yapay zekanın hayatımızın içine girdiği gün, bu alandaki çalışmalarımızı müşterilerimizin kullanımına sunmaya hazır olacağız.”

Finans sektöründeki firmalar, şu an bu dijital dönüşümü sağlamak için öncelikle eski iş yapış şekillerini değiştirmek için tüm organizasyonel ve iç süreçlerini tekrardan gözden geçiriyor. Artık finans sektöründe CDO (Chief Digital Officer) pozisyonları karşımıza çıkmaya başladı. Alışkanlıkların değişmesi ile beraber müşteriye ulaşım kanallarında da değişiklikler yaşanmaya başladı. Artık akıllı telefonu olan kullanıcıların tamamı iletişim kurmak için sosyal medyayı kullanmaya başladı. Bu nedenle firmalar ürünlerinin tanıtımını buraya taşımak zorundalar. Intertech ADK ve Dijital Kuşak Bankacılığı Projeleri Genel Müdür Yardımcısı Kadir Mustafa Öztürk’ün dikkat çektiği gibi, son dönemde bankalar teknoloji yatırımlarında mobil ve şubesiz bankacılık projelerine ciddi kaynaklar ayırmaya başladı. Çünkü artık müşteriler, finans sektöründen hızlı ve güvenli kullanabilecekleri ürünler bekliyorlar. Mobil bankacılık tarafında ise tüm bankaların olmazsa olmazı mobil bankacılık uygulamaları. “Özellikle kullanıcı deneyimi anlamında ciddi yatırımlar yaparak kullanıcılarına rahat ve hızlı kullanımlı uygulamalar geliştirdiler. Bunun yanında, önemi gelecek

yıllarda kredi kartlarının yerini almaya başlayacak dijital cüzdan yatırımlarını devam ettiriyorlar” diyen Kadir Mustafa Öztürk, eklemeden geçmedi: “Fakat herkesin ortak problemi, güvenlik teknolojinin gelişmesine paralel, güvenlik sorunları da aynı hızla gelişiyor. Bu nedenle işin bu tarafını da yakından takip edip, gerekli önlemleri almak için araştırma ve yatırımlarını devam ettirmek zorundalar.”akbank Direkt Bankacılıktan Sorumlu Genel

müdür Yardımcısı Orkun Oğuz

ıntertech aDk ve Dijital kuşak Bankacılığı Projeleri Genel müdür Yardımcısı kadir

mustafa Öztürk

Rekabetin olduğu her yerde müşteriler açısından avantajlı bir ortam oluşuyor. Bu sayede sektördeki herkes, müşterinin ilgisini çekip ürün kullanılabilirliğini artırmak için yatırımlar yapmak zorunda kalıyor. Bu ürün çeşitliliğini de destekliyor. “Şu an bu rekabeti bankalarda dijital cüzdan alanında görüyoruz” yorumunu yapan Kadir Mustafa Öztürk, 2016 yılı beklentilerini ise şöyle anlattı: “Bankacılık sektöründe bireysel anlamda sosyal hesaplar ve dijital cüzdan üzerinden yapılan işlemler, kurumsal anlamda da IoT, büyük veri ve şu an için bulut bankacılığı tarafında regülatif kısıtlamalar olduğu için bankaların yan ürünlerin geliştirmesini yaptıkları bulut bankacılığı üzerine yoğunlaşacaklar. Özellikle IoT,

bankaların ilgisini çeken bir konu. Çünkü müşteriye daha iyi hizmeti götürebilmek için bunun nimetlerinden hem pazarlama faaliyetlerinde hem operasyonel verimlilik anlamında fayda sağlayacaklar. Buradan elde ettikleri verileri de bankaların esas işi olan risk hesaplamada kullanacaklar. Ayrıca uzun dönemde finans sektöründe inovasyon anlamında ismini çokça duymaya başlayacağımız BlockChain hayatlarımıza girecek. Yurt dışında büyük bankaların çoğu yavaş yavaş bu protokolü destekleme kararı almaya başladılar. Finans sektöründeki firmaların dünya üzerinde hem kendi içinde hem de müşterileri ile yapacakları parasal işlemlerde güvenli ve ucuz bir iletişim protokolü sağlanıyor olacak.”

ıOt Bankaların İlGİSİnİ ÇekİYOr

Page 26: BThaber Sayı 1059

BTnet com tr26 15 - 21 ŞUBAT2016

BThaber. .

Securing Smart Citiesakıllı şehirleri korumayı amaçlıyor

Securing Smart Cities, Avrupa Birliği Ağ ve Bilgi Güvenliği Ajansı’nın akıllı şehirlerde toplu taşıma siber güvenliği hakkındaki iki çalışmasına da katkıda bulundu.

Dünyanın her yerinden şirketler, kamu kuruluşları, medya kuruluşları, kar amacı gütmeyen girişimler ve kişilerin işbirliğiyle akıllı şehirlerin mevcut ve gelecekteki siber güvenlik sorunlarını çözmeyi hedefleyen ve kar amacı gütmeyen bir girişim olan

Securing Smart Cities, 2015 yılında IO Active, Kaspersky Lab, Bastille, Cloud Security Alliance ve bir dizi önde gelen BT güvenliği şirketinin yanı sıra dünyanın dört bir yanında çeşitli bağımsız uzmanlar tarafından başlatılmıştı.

“Akıllı Toplu Taşıma Siber Güvenliği ve Dayanıklılığı”

Securing Smart Cities’in katıldığı ilk çalışma, akıllı şehirler bağlamında Akıllı Toplu Taşıma (IPT) için kritik

öneme sahip varlıkların korunmasına odaklanıyor. Çalışmada ele alınan varlıklar metro, otobüs, hafif raylı sistem ve akıllı şehirlerde bulunan diğer toplu taşıma modlarını da içerecek ve akıllı şehirlerdeki IPT operatörleri için “dahili” varlıklar olarak değerlendirilebilecek yerel toplu taşıma ağlarının normal işletimine katkıda bulunuyor. Çalışmada bu kritik varlıklar iş ve toplum bakış açısından anlatılıyor ve IPT’nin dayanıklılığını

artırmak amacıyla siber tehditlere karşı iyi güvenlik uygulamalarının altı çiziliyor.

“Akıllı Şehirlerde Ulaşım Sektörünün Mimari Modeli”

İkinci çalışmada akıllı şehirlerde ulaşım sektörünün mimari modeli çiziliyor ve IPT operatörleri için pratik ve uygulamalı bir rehberlik sağlayan iyi siber güvenlik uygulamaları hakkında bilgi veriliyor.

Gelişmiş ve akıllı bir toplu taşıma sistemi, modern ve rahat bir şehir için olmazsa olmazlar arasında, akıllı şehir konseptinin köşe taşlarından biri. Ancak herhangi bir akıllı toplu taşıma sisteminde büyük ölçüde ağ haberleşmesi ve BT’den faydalanılıyor ve bu da sistemi ve şehri siber saldırıların potansiyel bir hedefi haline getiriyor. Bu nedenle siber güvenliğin her akıllı ulaşım projesinin önemli bir parçası olması kritik öneme sahip.

Geçtiğimiz yıldan bu yana zor günler geçiren Yahoo, Verizon tarafından satın alınmak isteniyor.

Yahoo son dönemde zor bir süreçte geçiyor. 2015 yılı ilk çeyrek finansal raporunu açıklayan şirket, 4,43 milyar dolar zarar ettiğini açıklarken, Marissa Mayer şirket başarısızlığını kabul ederek, toplam iş gücünün yüzde 10’undan fazlasına denk gelecek bir işten çıkarma operasyonu yapacaklarını duyurmuştu. Marissa Mayer’in son açıklamasına göre, Yahoo’nun yeniden yapılanması kapsamında 2016 sonuna kadar iş gücünün yüzde 15 oranında azaltarak, 1700 kişinin işten çıkarılacağı duyuruldu. Yahoo iş ve ürün gücünü azaltarak ve 5 bölgedeki Yahoo ofislerini kapatarak, 1 milyar dolar tasarruf yapmayı planlıyor.

Yahoo buna benzer sorunlarla uğraşırken, Verizon’un Yahoo’ya olan

ilgisi de artmış durumda. Bir süredir Yahoo’ya ait çekirdek şirketleri ve Yahoo’nun tamamını satın almak konusunda girişimlerde bulunan şirket, somut adımlar atmaya başladı.

Yahoo’nun çekirdek hizmetlerini satın almak için girişimlerde bulunan Verizon için görüşmeleri Verizon’ın geçtiğimiz yıl satın aldığı AOL‘un mevcut CEO’su olan Tim Armstrong yürütüyor. Yahoo Mail, News, Sport, Finance ve Video departmanlarını içeren çekirdek hizmetler konusunda Yahoo ile görüşmeler yürüten Verizon, Yahoo’nun sunduğu bu hizmetlerden yararlanan 1 milyar kullanıcılık bir portföyün de sahibi olmak istiyor.

Verizon, bu sayede kablosuz internet hizmetinin yanı sıra içerik konusunda da önemli bir manevra alanına sahip olacak.

Ericsson’un, yeni ICT Merkezi, İsveç’in Rosersberg şehrinde açıldı. 20 bin metrekare büyüklüğündeki Rosersberg tesisi, Ericsson’un Linköping’te 2014 yılında açtığı ICT Merkezi’nden sonra, hizmete soktuğu ilk ICT Merkezi olma özelliğini taşıyor. İsveç’te bulunan iki merkezin yanı sıra Ericsson, 2016’nın ikinci çeyreğinde Kanada’nın Montreal şehrinde de bir ICT Merkezi açmayı planlıyor.

Tesis, Ericsson’un yeni

çözümlerini, gerçeğe en yakın mobil operatör ağları üzerinde test etmesine olanak tanıyor. Yakın bir gelecekte Ericsson’un müşterileri de 2016’da detayları açıklanacak on adet ‘Business Near Centers’ vasıtasıyla birlikte çalışabilirlik testleri, denemeler, erken erişim ve yeniliklere ulaşmak için ICT Merkezlerine uzaktan bağlanabilecekler. Merkezler, bulut çözümlerinden beslenecek ve Ericsson’un ürün portfolyosunun önemli bir

kısmına ev sahipliği yapacak. Küresel ICT Merkezleri,

Ericsson’un aynı zamanda sürdürülebilirlik hedeflerine ulaşması anlamında da çok nemli bir adım niteliğini taşıyor. Tesislerin özel dizaynı, modüler ve ölçeklenebilir yapısı ile enerji ve alanların etkin kullanımını mümkün kılıyor. Ericsson, Kanada’daki Montreal tesisini de açtıktan sonra, 2012 test laboratuvarlarındaki tüketimine oranla yüzde 40 daha az enerji harcayacağını öngörüyor.

VerizonYahoo’nun peşinde

Ericsson yeni ICTMerkezi’ni hizmete açtı

Page 27: BThaber Sayı 1059

16 Şubat İstanbul - 23 Şubat 2016 Ankara IDC Security Road Show’dayız.

Satış e-posta:

Merkez Ofis: Cevizlidere Caddesi No:58/B-C

Siber tehditlere karşıgüvende misiniz?

Tenable çözümlerinin size sağlayacağı faydaları öğrenin

Zafiyet Değerlendirme

Zafiyet Yönetimi

Zafiyet Analizi

Ağ Monitörizasyonu

www.e-data.com.tr

Page 28: BThaber Sayı 1059

BTnet com tr28 15 - 21 ŞUBAT2016

BThaber. .

yaptığı yatırımlar ile dikkat çeken Amazon, özellikle robot bazlı depolama yöntemleriyle hata payını en aza indirmişti. Bahsi geçen “Dragon Boat” adlı projenin hayata geçmesi durumunda, lojistik ve depolama faaliyetlerinde de robotlara yer vermeye hazırlanan Amazon, proje

Wi-Fi sinyallerini yayabilecek ve saniyede gigabitlerce veri aktararak, 4G/LTE internet bağlantısından 40 kat daha fazla hıza ulaşabilecek. Projedeki tek problemin ise, milimetrik dalgaların kısa mesafelerde kullanılabilmesi ve hava koşullarından etkilenmesi olarak belirtiliyor. Ancak

Amazon lojistik işine girebilir

İnternet bağlantısına drone desteği

Geleceğin teknolojisi “ekran yetenekli kontakt lensler”

Bilgisayar programı insanların gerçek zamanlı düşüncelerini çözüyor

Drone’lar ile sevkiyat işine giriş yapmak için gün sayan Amazon, lojistik konusunda önemli bir adım atmaya hazırlanıyor.

Drone teknolojisini ticari amaçla kullanmak için önemli çalışmalar gerçekleştiren Amazon, yakında hizmete sokmayı planladığı Prime Air adlı servisinin yanı sıra, lojistik konusunda işleri büyütecek gibi görünüyor.

Amazon’un, lojistik konusunda kendi yolunu çizmek için hazırlıklar içerisinde olduğu ileri sürülüyor. Hali hazırda UPS ve Fedex gibi lojistik şirketleri ile işbirliği içerisinde olan şirket, bu hamlenin hayata geçmesi durumunda kendi işini, kendisi görecek.

Depolama ve lojistik üzerine

Hızlı internet bağlantısını her yere ulaştırmayı hedefleyen Google, projelerine bir yenisini daha ekliyor. Google daha önce hayata geçirdiği Project Loon ile balonlarla interneti yaymaya çalışan bir proje yürütüyordu. İnterneti yaymak için yeni bir projeye imza atan Google, bu sefer drone’lar ile interneti yaymaya çalışacak. Google’ın SkyBender olarak adlandırdığı proje ile Amerika’nın New Mexico eyaletinde yaklaşık 1.300 metrekarelik bir depo kiralayan Google, güneş enerjisiyle çalışan drone’lar ile 5G bağlantısı dağıtmayı planlıyor.

Projenin detayları sır gibi saklansa da, projede isimleri belli olmayan milimetrik radyo dalgaları iletebilen uçan cihazlarda yer alıyor. Bu cihazlar sayesinde, Google’ın planladığı yeni jenerasyon 5G

Washington Üniversitesi’nden bilim insanları, ürettikleri bilgisayar programının gerçek zamanlı olarak insan düşüncelerini çözebildiğini duyurdu. Seattle’da bulunan Washington Üniversitesi’nden nörolog Rajesh Rao, bu araştırmanın bir gün insanlara yardım edeceğini belirterek, konuşma ve iletişim problemi yaşayan insanların kendi düşüncelerini bu uygulama ile ifade edebileceklerinin altını çizerek, “Klinik olarak, felç

ya da inme geçiren, iletişim mekanizması tamamen kilitli hastalarda, yeni bir iletişim mekanizması inşa ediliyor diyebiliriz” dedi.

Son yıllarda bilim insanları, insanların düşüncelerini çözmek adına birçok atılımlarda bulundu. 2011’de gerçekleşen bir çalışmada, araştırmacılar beyin dalgalarını bir film klibine çevirerek, beyin dalgalarını izleme fırsatı buldu. 2014’te iki bilim adamı, beyin için beyin bağlantısını kullanarak birbirlerine

düşüncelerini iletti. Ve başka bir çalışma da, bilgisayarlar ile insanların beyin aktivitesi izlenerek, insanların neler hayal ettiği görüntülendi.

İnsan beyninin dört lobundan biri olan temporal lob, kişinin görselleştirme, gördüğü nesneleri tanıma gibi duyusal girdileri işlediği sorumlu beyin bölgesi olarak tanımlanabilir. Rajesh Rao ve meslektaşları, deneklerin temporal lob bölgesine elektrotlar yerleştirerek, bilgisayar ekranında

birbirinden farklı insan yüzleri, boş ekranlar, ev görüntülerini kısa bir şekilde gösterdi. O sırada elektrotlar bilgisayar programıyla bağlantı kurarak, saniyede bin beyin sinyali algıladı. Bilgisayar programı, denekler görüntüleri incelerken, onların beyin sinyallerinin neye benzeyeceğini belirledi. Görüntülerin ilk üçte ikisi için, bilgisayar programı beyin sinyallerini işaretleyerek temelini kavradı. Kalan 3’te birini ise program yüzde 96’sını doğru tahmin etti. Bilgisayar programı

kişi, nesneye baktığında, 20 milisaniye içerisinde bu görevi başardı.

Geleneksel olarak bilim adamlarının sadece nöronlara baktığını söyleyen Rao sözlerine şöyle devam etti: “Çalışmamız bir kişinin nesneyi nasıl algıladığının ve nöronların çok büyük ağların düzeyinde küresel bir resim verdiğini gösteriyor. Araştırmacılar beyinin belli bölümlerini gerçek zamanlı olarak tanıyarak, yeni teknikler ile insan beynini haritalandırabilir.”

Bilim insanları, iletken polimer film kaplamalar ile lensleri küçük bilgisayarlara dönüştürerek, gözbebekleri üzerinde elektronik görüntüler yaratmaya çalışıyor. Güney Avusturalya Üniversitesi Gelecek Sanayi Enstitüsü’nden bir ekip, esnek hidrojeller (kontakt lensler) ile hidrofil organik elektrotların kullanımı hakkında detaylı bir çalışma yayınladı. Araştırmacı Doçent Drew Evans sağ göz lenslerinde, glikoz seviyelerini ölçmek için ya da elektronik görüntüler oluşturmak için bir sensör yer alabileceğini söyledi.

Asıl hilenin kontakt lense güç sağlamak olduğunun altını çizen Evans sözlerine şöyle devam etti: “Bataryalara güç üretmek için gözyaşı kullanan bazı araştırmalar bulunuyor. Bu araştırmalardaki gelişmeler için heyecanlıyız. Biz lensleri iletken kaplama ile değiştirebiliyoruz. Uygulama bataryaları ve kapasitörleri

özel hava elektrotları içeriyor. Tüm dünyada bu ilkeler aynı ve birçok araştırmacı bunları geliştirmeye çalışıyor. Bu iletken polimer lensler, kontakt lenslerden daha fazla kullanılabilir. “

Son dönemlerde popülerleşen giyilebilir teknolojiden esinlenerek hayata geçen araştırmalar, biyo uyumlu teknolojilerin ilerlemesine ön ayak oluyor. Daha önce 2014 yılında bu konuda patent alarak çalışmalara başlayan Google ile aynı sene içerisinde Innovega’da gözlerin odaklanmasına yardımcı olan gelişmiş bir lens üzerinde çalıştığını duyurmuştu. Evans ve ekibi yıllardır kontakt lens üzerinde çalışsalar da, iki yıl önce akıllarına iletken polimeri kullanma fikrinin geldiği belirtiliyor. Ekibin ekran yetenekli lensler yaratma fikri, gelecekte sanal gerçeklik ve akıllı gözlük endüstrileri için değiştirici bir role sahip olabilir.

dâhilinde insan gücünü en az seviyede tutmak istiyor.

Prime Air ile insansız hava araçları ile sevkiyat gerçekleştirmek için gün sayan Amazon, başarılı depolama yöntemi ve uzun süredir yaptığı yatırımlarla birlikte lojistik tarafında da etkin bir rol oynayabilir.

Google’ın bu konuda özel teknolojiler üzerinden çalıştığı da vurgulanıyor.

Guardian’da yer alan habere göre, teknoloji devinin interneti geniş kitlelere yaymak adına, binlerce dört pervaneli drone’unun uçmaya hazır olduğu ve şirketin testlere çoktan başladığı belirtiliyor.

Page 29: BThaber Sayı 1059

Başarımızın sırrı nedir?

Doğru ekip, yenilikçi yaklaşım, bakış açısı, tam destek ve hep fokus.Datacore olarak, 16 yıllık bilgi birikim ve deneyimimizi her geçen

gün yenilikçi bakış açımız ile büyütüyor ve değer katmaya devam

ediyoruz. Sektörümüz gerekliliği de bu yönde tabiki. Yeni gelişimle-

re ayak uyduramayan firmaların zamanla tükendiğini görebiliyoruz.

Başarı sadece yeni teknolojileri takip etmekle gelmiyor. Herzaman

söylediğimiz gibi, Başarı Ekip Ruhu ile gelir bunu çok iyi biliyoruz.

Bir araya gelmek bir başlangıç, beraberliği sürdürmek

bir ilerleme, beraber çalışmak ise başarıdır. Ekibimiz

dinamik, çalışkan, kendini geliştirmeye açık, takım

ruhu ile daha da motive olan bir ekip. Herkes özverili

bir şekilde işini en iyi derecede yapabilmek adına çalı-

şır ve ekip arkadaşlarına da aynı ölçüde yardımcı olur.

Datacorlu olmak bir ayrıcalık mı? Kesinlikle evet. Çalı-

şan tüm ekip, firmamız için çok değerli. Yönetimimizin

yaklaşımı, çalışanların motive bir ofis ortamında ça-

lışması, işlerimizin büyümesi ve emek veren herkesin

de yükselmesi yönünde. Bu bilinçte karşılıklı keyifli bir Datacore yaşamı sürüyoruz.

Müşterilerimiz bizim için çok değerli. Datacore’dan yıllardır hizmet

alan Türkiye’nin önde gelen değerli firmaları bizi tercih etmeye de-

vam ettiği sürece biz de verdiğimiz hizmeti her geçen gün daha üst

boyuta taşıyarak büyümeye devam edeceğiz. En keyifli tarafı müş-terilerimiz ile olan bağımız. Projeler 3 yıl 5 yıl gibi uzun vadeli

projeler olduğu için ve büyüyen müşterilerimizin de aynı oranda ard

arda gelen projeleri ile vazgeçilmez bir süreklilik oluşuyor. Tabiki

bu sürede birbirimizi çok iyi tanıyor, aile gibi oluyoruz. Kurumsal bir

aileyiz diyen müşterilerimiz bile var.

Bakış açısı önemli. Siz eğer projeyi sadece kazanmaya odaklanırsa-nız kaçırdığınız değerler olur. O günün parlayan yıldızı olursunuz evet. Rakkamsal açıdan büyük bir iş bitirmiş de olabilirsiniz. Ancak zamanla herşey görülüyor. Kaçırdığınız o değer projeye, kuruma nasıl zarar vermiş görülüyor. Yalnışlar tek tek ortaya çıkıyor. Kim hata yapmış, neden yapmış. Kurulduğumuz günden bu güne kadar geçen zamanda biz Datacore olarak bu hataya hiç düşmedik.

Çözüme müşteri gözünden aynı kaygılar ve heyecan-lar ile bakıp İhtiyacı doğru algılamak önemli. Bu ne-denle müşterilerimiz bize çok güveniyor. Teklif edilecek çözüm bugünün değil yarının da ihtiyaçlarına cevap verecek mimarileri desteklemeli. Ayrıca fiyat ve perfor-mans doğru dengelenmeli. Bu konuda da çok başarılı olduğumuzu düşünüyorum.

Yaptığınız işin arkasında olmalısınız. Bügün çözümü-nü sağladığımız değerli markalarda en üst seviyede iş ortağıyız. Bakım ve destek hizmetlerimizi güncel ve eksiksiz sertifikalara sahip uzman teknik mühendisler ile veriyoruz. Teknik Hizmetler Müdürlüklerine bağlı her hizmet için takım liderlikleri var. Bu yaklaşım da her

takım liderinin kendi alanında verdiği hizmet’i geliştirmesi anlamına geliyor ki ne kadar başarılı olduğumuzu, en doğru Müşterilerimi-zin memnuniyeti cevaplıyor.

Son olarak bahsetmek istediğim konu, odaklılık. Biz kendi alanı-mıza odaklı olarak çalışıyoruz. Düşünsenize 16 yıl boyunca başka alana odaklanmamış, fokusunu kaybetmemiş her gün, her saat, her dakika verinizin nasıl doğru yönetilebileceği ile ilgili çalışan, geli-şen ve arkasında duran bir ekip var.

Senelerdir Türkiye’de duruşumuzla kendi alanımızda Lider bir Sis-tem Entegratörü nasıl olmalı gösterdiğimizi ve kanıtladığımızı dü-şünüyoruz.

Demet ErolDatacore

Satış Müdürü

Datacore

16.Yılında

Page 30: BThaber Sayı 1059

BTnet com tr30 15 - 21 ŞUBAT2016

BThaber. .

bloğuna sahip olan AquaForce W120, bu blok içerisinde pompasını da barındırıyor. İki hortum aracılığıyla radyatöre bağlanan AquaForce W120, kendi içerisinde modüler değil, hazır bir yapıda satılıyor. Yani blok ile radyatör, aralarındaki hortumlar aracılığıyla birbirine sürekli bağlı bir biçimde geliyor.

Kasanın arka tarafındaki fanı sökerek yerine monte edebileceğiniz radyatörün hem önüne hem de arkasına fan takmanız mümkün. Kutusundan iki fan çıkan Dark AquaForce W120, bu şekilde kullanılabiliyor.

İşlemci uyumluluğu bir hayli geniş olan ürün, hemen hemen tüm işlemcilerle kullanılabiliyor. 775, 1150, 1151, 1155, 1366 ve 2011 pinli Intel işlemcilere uyumlu olan ürün, AMD tarafında ise AM3, AM3+, AM2, AM2+, FM1, FM2 ve FM2+ soketlerine takılabiliyor. İlk kurulumu biraz uğraştıran ürünü takabilmek için, anakartın arka tarafındaki bükülme engelleyici metali çıkarmamız gerekiyor.

Peki, bu soğutucu bize nasıl bir avantaj sağlıyor?

İşlemcinize sıvı ferahlığı

Amazon ücretsiz oyun motoru sunuyor

Masaüstü bilgisayarlarda işlemcinin iyi soğutulması büyük önem taşıyor. Yeterince ferah çalışabilen bir işlemcinin fiziksel anlamda ömrü uzarken, aynı zamanda daha yüksek performans edilmesi için “overclock” yapılabilmesinin de önünü açıyor. Overclock, 3 GHz hızında çalışan bir işlemciyi 3 GHz’ın üstünde bir hızda çalıştırmak anlamına geliyor. 3.5 GHz’de çalıştırmak da overclock yapmak anlamına geliyor, 5 GHz’de de çalıştırmak da. Saat hızı arttıkça işlemcinin sağladığı performans artıyor, ihtiyaç duyduğu voltaj artıyor. Daha yüksek voltaj değeri, tahmin edeceğiniz üzere ısıyı da beraberinde getiriyor. Dolayısıyla overclock yapacak kullanıcılar için soğutma büyük önem taşıyor. Dark AquaForce W120, “overclock” yapmayı düşünen kullanıcılar için uygun fiyatlı bir sıvı soğutma çözümü.

Dark AquaForce W120, sıvı soğutma bloğu ve radyatörden oluşan bir hazır işlemci soğutucusu. İri bir soğutma

Soğutma konusunda bir hayli başarılı olan Dark AquaForce W120’yi piyasadaki en zorlu işlemcilerden biri olan (hatta belki de en zorlusu) AMD FX-9590 ile denedik. 4.7 GHz hızında çalışan bu işlemci, en zor soğutulan işlemcilerden biri olmasıyla ünlü. Herhangi bir stok soğutucusu bulunmayan ürünü Cooler Master’ın giriş – orta seviye soğutucularıyla stabil hale getirmeyi başaramadık. 85 dereceye kadar ısınan işlemci, hemen ardından bilgisayarın kapanmasına sebep oluyordu. Kendini kapatmasa sıcaklığın daha da yükseleceği aşikar. AquaForce W120 ile kullandığımızda ise sıcaklığın yaklaşık 75 derecede sabitlendiğini gördük.

“Sıvı soğutma için 75 derece olur mu?” diyebilirsiniz ama kullanılan işlemciyi göz önünde bulundurmak gerek. Intel’in 6. nesil Core işlemcilerinden 6600K’yı standart hızında ve voltajda çalıştırdığımızda bu soğutucuyla yük altında yaklaşık olarak 38 derece sıcaklığa ulaşılıyor. Boştayken ise neredeyse oda sıcaklığı…

Günümüzün önemli, geleceğin çok daha önemli hale gelecek eğlence dalı bilgisayar oyunları için büyük şirketler yatırım yapmaya devam ediyor. Amazon’un 2014’te satın aldığı çevrimiçi oyun canlı yayını platformu Twitch, bugün Alexa’da dünya sıralamasında 140. sırada yer alıyor. Bilgisayar veya konsol oyuncularının oyunlarını oynarken canlı yayın yapmasını ve izleyicilerin de sohbet bölümüyle yayına dahil olmasını sağlayan Twitch, günümüzde pek çok gencin geleceğini şimdiden garanti altına aldığı bir gelir kaynağı aynı zamanda. Twitch’in iyi gidişinin farkında olan Amazon, bu alandaki yatırımlarını biraz daha genişleterek ücretsiz oyun motoru sunmaya hazırlanıyor.

Lumberyard adı verilen yeni oyun – grafik motoru, kullanıcıların istedikleri gibi, çoklu platform oyunlar tasarlamalarına olanak sağlayacak. Henüz beta aşamasında olan Lumberyard SDK’si, Twitch’e ve Amazon’a özel yetenekleriyle dikkat çekiyor.

Lumberyard motorunun Amazon’un bulut servisleriyle uyumlu olacağı belirtiliyor. AWS Cloud ile beraber hem işlem, hem de depolama servislerinden faydalanabilecekler. Pek çok çevrimiçi oyun kendine özel sunuculara sahip ve bunların gerek bakımı, gerek ilk kurulum masrafları oldukça maliyetli. Görünen o ki “kullandığın kadar öde” bulut bilişim modeli, oyun sektörüne de böylece adım atıyor. Oyun geliştiriciler kullanılacak sunucuların ilk maliyetini düşünmeden, büyük bir yatırıma ihtiyaç duymadan AWS servislerinden faydalanarak oyunlarının sunucu maliyetlerini

karşılayabilecekler. Ayrıca oyuncu başına ufak bir ücret karşılığında, GameLift servisi ile tüm sunucu operasyonlarını karşılayabilecekler.

Bir diğer dikkat çekici nokta ise motorun Twitch entegrasyonu. Twitch’in sohbetiyle uyumlu olan Lumberjack, sohbetteki kullanıcıların oyun içerisine komut verebilmesini mümkün kılıyor. Bu “oyun içine komut” sistemi, daha önce Twitch Plays Pokemon isimli bir kanalda kullanıldı. Nintendo’nun efsane oyunu Pokemon’a Twitch sohbet entegrasyonu getiren bir yayıncı, Pokemon’u komutlar aracılığıyla tamamen sohbetteki insanların oynamasını sağlıyor. “!up” yazan bir kullanıcı yukarı tuşuna basmış sayılıyor, ardından “!start” yazan başka kullanıcı da başlat tuşuna basmış oluyor. Böyle bir entegrasyonun Lumberjack motoruna direkt entegre olması heyecan uyandırıcı. Oyun geliştiricilerin bu özellik sayesinde neler yapabileceğini tahmin etmek kolay değil. Mesela bir futbol oyununda tribünün, tamamen Twitch sohbet odasındaki kullanıcılarla doldurulması mümkün olabilir. Hatta “zıpla” gibi bir komut ayarlanarak izleyicilerin Meksika Dalgası yapması bile sağlanabilir. Ya da “bağır” komutuyla yayıncıya oyun içerisinde tribünden daha fazla ses gitmesi sağlanabilir. On binleri bulan izleyici sayısına sahip yayıncıların Lumberjack ile yapılmış bir oyunu oynaması halinde ne gibi etkileşimler gerçekleşebileceğini önü açık.

Bakalım Amazon’un Lumberjack oyun motoru Unreal Engine ve Unity gibi dev oyun motorlarıyla yarışabilecek mi?

Kurumsal mobil cihazların yönetiminde kurallar değişiyorÇalışanların gizliliğini ve

şirket için hassas verilerin korunmasını sağlarken aynı zamanda verimliliği artıran Sophos Mobile Control 6.0 kurumsal mobil yönetim çözümünü duyuruldu. Sophos Mobile Control 6.0, aynı mobil cihaz üzerinde bireysel ve kurumsal e-posta, takvim ve kişi bilgilerinin bağımsız bir şekilde yer almasını ve yönetilmesini sağlıyor. Ayrıca mobil cihazla bulut depolama servisleri arasındaki veri aktarımının

şifrelenmesi, Güvenli Kurumsal Tarayıcı ile kurumsal kaynaklara erişimin güvence altına alınması ve yaygın cihaz desteği Sophos Mobile Control 6.0 ile gelen özellikler arasında yer alıyor. Sophos Mobile Control 6.0, beraberinde gelen Sophos Secure Email çözümüyle aynı mobil cihaz üzerinde kişisel ve kurumsal bilgilerin birbirinden tamamen ayrı olarak güvenle bir arada yer alabilmesini sağlıyor. Ayrıca kurumsal verilerin korunmasına yönelik

sunduğu yeteneklerle, bilgi teknolojileri yöneticilerinin basit ve kullanışlı bir arayüz üzerinden organizasyondaki tüm mobil cihazları denetim altında tutabilmesine yardımcı oluyor.

Sophos Mobile Control 6.0 ile birlikte gelen Sophos Secure Email, mobil cihazlardan kaynaklanan kurumsal veri sızıntılarını önlemek üzere e-posta, takvim ve kişilerden oluşan hassas kurumsal bilgilerin mobil cihaz üzerinde

tamamen izole edilmiş güvenli bir bölgede tutulmasını sağlıyor. Böylece kişisel ve kurumsal verileri birbirinden kesin çizgilerle ayırarak, kullanıcıların kişisel gizliliğini ihlal etmeden kurumsal verilerin güvenli bir şekilde yönetilebilmesini sağlıyor.

Buluta kaydedilen dosyalar da koruma altında

iOS ve Android’in farklı sürümleriyle uyumlu olan Sophos Mobile Control 6.0’ın özellikleri arasında mobil

cihazlarda çalışma ortamının güvenliğini artıran Sophos Secure Workspace adlı çözümler de yer alıyor. Böylece çalışanlar Corporate Browser ile şirket web sitelerine ve web kaynaklarına güvenle erişerek, paylaşılan dokümanlar üzerinde zaman ve mekandan bağımsız olarak birlikte çalışabiliyor.

Sophos Mobile Control 6.0, ayrıca çalışanlara Dopbox, Google Drive, Microsoft OneDrive ve Egnyte gibi popüler bulut tabanlı depolama

IncelemeBTnet

Page 31: BThaber Sayı 1059

BTnet com tr 3115 - 21 ŞUBAT2016

BThaber. .

piksel sıklığı değerine denk geliyor.

Sony’nin kendi Android arayüzünü kullanan cihazda Android 5.1 işletim sistemi kurulu olarak geliyor. Bir süre sonra Android 6.0’a geçişi yapılacaktır. Arayüzde son derece hızlı çalışan Z5 Compact’in bu donanımla oyun performansı da bir hayli yüksek. Ekran çözünürlüğünün düşük, çipsetinin hızlı olması sebebiyle Z5 Compact,

yakalayamıyor. Fakat gündüz çekimlerinde, yüksek ışıkta ve orta seviyede ışıkta gerçekten iyi iş çıkarıyor. Z5 Compact, aynı zamanda 4K – 30 fps veya Full HD – 60 fps video kaydı da alabiliyor.

Z5 Compact’in içerisinde 2700 mAh’lik bir batarya var. Bu batarya ile telefon standart bir kullanımda 1,5 gün kadar kullanılabiliyor. Daha az kullanım ve tasarruf modu kullanılarak bu süre daha da uzatılabilir.

Küçük ama güçlü telefon arayanlaraAkıllı telefonun büyük ekranlısının makul görüldüğü şu dönemde küçük olmasına rağmen yüksek performans sergileyen akıllı telefon arayanlar, uzunca bir süre iPhone’dan başka telefon bulamadılar. Sonrasında Sony bir atılım yaparak Xperia Z1 Compact’i piyasaya çıkardı. Bu model çok fazla tutmamış olsa da sonrasında çıkan Z3 Compact modeli, en iyi Android akıllı telefonlardan biri olmayı başarmıştı. Şimdi ise firma, Compact serisine en yeni üyeyi, Z5 Compact’i ekliyor.

Başarılı tasarımSony Xperia Z5

Compact, oldukça şık bir tasarıma sahip. Ürünün ön kısmı sadece ekran, bir çift hoparlör (evet stereo), kamera ve LED aydınlatmadan oluşuyor. Arka tarafına baktığımızda ise Z3 Compact’te kullanılan parlak cam yerine buzlu cam kullanılmış. Z3 Compact’in kenarlarını kaplayan saydam plastikten ise vazgeçilerek bu kısmında boyalı bir metal kullanılmış. Evet, metal daha güzel görünüyor fakat Z3’teki saydam plastiğin eğimi, telefonun elde daha da kolay tutulmasını sağlıyordu.

Ürünün ekranı 4.6 inç. Çerçeve kısmı bir hayli dar olan Z5 Compact, bu sayede ciddi anlamda küçük bir telefon. Tek el ile çok kolay bir şekilde tutulabiliyorken, ekranın tamamına hâkim olmak için tek elinizin sadece başparmağı yeterli olabiliyor.

Z5 Compact, içerisinde Snapdragon 810 çipsetini bulunduruyor. 2 GB RAM ile desteklenen donanıma, 32 GB hafıza eşlik ediyor. Ürünün 4.6 inçlik ekranında Triluminos IPS ekran bulunuyor. Bu ekranın çözünürlüğü 1280 x 720 piksel olarak belirlenmiş. Bu da 323 ppi gibi uygun bir

3D oyunlarda harika bir performans sergiliyor.

Başarılı kameraZ5 Compact ile

beraber uzun süredir 20 megapiksel olan Sony akıllı telefon kameraları da 23 megapiksele taşındı. Kameranın başarılı olduğunu söylemek mümkün. Oldukça kaliteli çekimler yapabiliyor. Ne var ki Sony’nin düşük ışık çekimleri hala Samsung’un Galaxy S6’daki performansını

IncelemeBTnet

Page 32: BThaber Sayı 1059

32 KARİYER 15 - 21 ŞUBAT2016

BThaber

Accenture, işe alım süreçlerine dijital yapıyı dahil ederek, iş görüşmelerini dijital platformlar üzerinden yapıyor. Adaylara yeni bir işe alım süreci deneyimi sunan uygulama ile iki farklı mülakat görüşmesi yapmak mümkün. Adaylar, ister bir platform aracılığıyla işe alım uzmanı ile canlı olarak karşılıklı görüşebiliyor, ister önceden belirlenmiş sorular üzerinden kendilerine tanınan 3 günlük süre içerisinde zaman ve yer sınırlaması olmadan yanıtlarının yer aldığı videolarını kaydedebiliyorlar. Dijital mülakat İngiltere, Güney Afrika, Filipinler, Kuzey Amerika, Finlandiya,

Hindistan, Meksika, Polonya ve Almanya gibi birçok ülkede uygulanıyor. Türkiye ise kullanımda 9’uncu, kullanımdaki artış oranında 2’inci sırada. Dijital mülakat uygulamasının birçok avantajı olduğunu vurgulayan Accenture Türkiye İnsan Kaynakları Ülke Lideri Sure Köse, şu detayları paylaştı:

“Yalnızca giriş seviyesi pozisyonlar için yıllık yaklaşık 500 dijital mülakat yapmayı hedefliyoruz. Bunun adaylar için en önemli faydası; dört aşamadan oluşan işe alım sürecinde ilk aşamayı istedikleri zaman ve istedikleri yerden, cep telefonlarından

bile görüntülü şekilde tamamlayabilmeleri. Uygulama, adaylara zaman açısından ve maddi olarak avantaj sağlıyor. Mülakat yapan yöneticiler de mülakatları diledikleri zaman ve yerden izleyebiliyor, aday videolarını diğer yönetici arkadaşlarıyla paylaşıp onların görüşlerini alabiliyorlar. Kısa sürede birçok adaya ulaşmak mümkün oluyor. Ağustos ayında giriş seviyesi pozisyonlar için başlattığımız bu uygulamayı, deneyimli adaylar için de başlatacağız. Altı ayda 250 adaya dijital sistem ile ulaştık ve süreci başarıyla tamamlayan 20 adayın işe alım sürecini tamamladık.”

Artık tüm pozisyonlar için mülakatlar dijital

Küresel seyahat ve turizm sektörü için gelişmiş teknoloji çözümleri üreten Amadeus’un Türkiye Genel Müdürlüğü’ne Eric Willems getirildi. 1 Şubat 2016 itibariyle görevine başlayan Willems, Amadeus BT Grubu’nun Türkiye pazarındaki stratejilerine yön verecek. Willems, 20 yılı aşkın süredir Amadeus bünyesinde görev alan Nil Canal’dan görevi devralacak. Canal ise danışman olarak Amadeus’un operasyonlarına destek vermeye devam edecek. Havacılık ve konaklama

sektöründe 15 yılı aşkın tecrübeye sahip olan Willems, Hollanda’da MTRO Üniversitesi Turizm Yönetimi Bölümü’nü bitirdikten sonra Orlando Disney Üniversitesi’nde ve Londra’da Delta Hava Yolları’nda Yönetim Becerileri ile ilgili eğitimler aldı. Willems 2000-2003 arasında Delta Hava Yolları Londra bölge ofisinde Uluslararası Satış Geliştirme Koordinatörü; 2003-2004 arasında İstanbul Conrad Oteli’nde Pazarlama Müdürü; 2004 - 2007 arasında Gulf Air Havayolları’nda Türkiye Genel Müdürü; 2007-2010 arasında Qatar Havayolları Türkiye, Yunanistan ve Kıbrıs Bölge Müdürü; 2010-2011 yılları arasında da Airmark Havayolları’nda Seyahat Servisleri & Yolcu Hizmetleri Direktörü olarak görev yaptı. 2012 yılında Özyeğin Üniversitesi‘nde Danışma Kurulu Üyesi olan Willems, 2012-2014 arasında Çelebi Hava Servisi’nde Ticaret ve Yer Hizmetleri ve Global İş Geliştirme Başkanlığı’na bağlı Proje Direktörü görevlerini üstlendi. Willems, Amadeus Türkiye’ye katılmadan önceyse Batı Göz Sağlık Grubu’nda Uluslararası Pazarlama ve İş Geliştirme Koordinatörü olarak görev yapıyordu.

F-Secure, Cyberoam, Sophos ve Trustwave gibi yazılım ve donanım çözümlerinin Türkiye distribütörlüğünü üstlenen Lidyum’da Genel Müdürlük görevine Barbaros Akkoyunlu getirildi. Akkoyunlu, görevine Aralık 2015 itibarıyla başladı. Bilişim güvenliği alanında yaklaşık 15 yıllık deneyime sahip olan Akkoyunlu, iş hayatına Panda Antivirüs Bayi Sorumlusu olarak başladı ve ardından Küresel Teknoloji Sistemleri’nde Proje Yöneticisi olarak

görev yaptı. 2003 yılında Kaspersky ve F-Secure distribütörlüğünü üstlenen 64K Bilgisayar’da Bayi Sorumlusu olan Akkoyunlu, 2005 – 2015 arasında da ESET Türkiye Satış Müdürlüğü görevinde bulundu.

Neriman Öğüt, Huawei Türkiye Enterprise birimine Kanal Direktörü olarak atandı. Öğüt, Huawei Enterprise Kanal Direktörlüğü görevinde; kanal yapısının yönetimi ve güçlendirilmesi, iş ortaklarına finansal alternatiflerin yaratılması ve çözüm yönetimi operasyonlarından sorumlu olacak. Yıldız Teknik Üniversitesi Elektronik ve Haberleşme Mühendisliği Bölümü mezunu olan Öğüt, kariyerine Nebim’de Donanım Mühendisi

olarak başladı. Sırasıyla Estron’da Satış Sonrası Destek Müdürü, R&CIAS’da İstanbul Bölge Müdürü, Multimedya’da Teknik Servis ve Kanal Müdürü, Mikrotek’de Pazarlama ve Teknik Servis Müdürü ve Prolink’de Satış Direktörlüğü görevlerini üstlendi. Öğüt, 2012 – 2015 yılları arasında, Huawei Türkiye’de Kanal Grup Müdürü olarak görev yaptıktan sonra bir yıl süreyle Logicom Genel Müdürlüğü görevini yürütmüştü.

HAVELSAN kadrosuna katılan Bilekli, daha önce TRT, Kanal Türk ve SKY Türk’te Ankara muhabirliği, Bloomberg HT televizyonu Ankara Temsilciliği ile Gas&Power ve Enerji, Petrol, Gaz gazetelerinin de bünyesinde olduğu Enerji Yayın Grubu Ankara Temsilciliği görevinde bulundu. Aylin Erokay Bilekli, gazetecilikten sonra Meteksan Savunma Kurumsal İtibar Müdürü olarak çalışıyordu.

EricWillems

Barbaros Akkoyunlu

Neriman Öğüt

Aylin Erokay Bilekli

amadeus türkiye Genel müdürlüğü’ne Willems atandı

lidyum’un Genel müdürü akkoyunlu oldu

huawei enterprise kanal Direktörü neriman Öğüt

aylin erokay Bilekli, havelSan kurumsal İletişim ve tanıtım müdürü oldu

E T K İ N L İ K L E R Y U R T D I Ş I

Bu köşede yayınlanmasını istediğiniz etkinliklerinizle ilgili bilgileri [email protected] adresine gönderebilirsiniz.

22-25 Şubat 2016

GSMA Mobile World CongressBarselona, İspanyaAYRINTILI BİLGİ: www.mobileworldcongress.com/

14-18 Mart 2016

CeBITHannover, AlmanyaAYRINTILI BİLGİ: www.cebit.de/home

23-25 Şubat 2016

“embedded world” Exhibition&Conference Nürnberg, Almanya AYRINTILI BİLGİ: www.embedded-world.de/en/

E T K İ N L İ K L E R

Bu köşede yayınlanmasını istediğiniz etkinliklerinizle ilgili bilgileri [email protected] adresine gönderebilirsiniz.

Y U R T İ Ç İ

18 Şubat 2016

Oracle Cloud DayAnkara Rixos Grand OtelAYRINTILI BİLGİ: https://eventreg.oracle.com/profile/web/index.cfm?PKWebId=0x3003917039

23 Şubat 2016

UXİstabul Conference 16’Dedeman OtelAYRINTILI BİLGİ: http://uxistanbul.org

25 Şubat 2016

Finans’ta Dijital İnovasyonHilton İstanbul BosphorusAYRINTILI BİLGİ: www.bilisimzirvesi.com.tr

25 Şubat 2016

Bilgi ve Doküman YönetimiHilton İstanbul BosphorusAYRINTILI BİLGİ: www.bilisimzirvesi.com.tr

25 Şubat 2016

SASMarriot Otel Ankara AYRINTILI BİLGİ: www.sas.com/tr_tr/home.html

27 Şubat 2016

Bilişim ve Teknolojide Lider KadınlarBoğaziçi Üniversitesi AYRINTILI BİLGİ: buecieee.com/liderkadinlar/

27-28 Şubat 2016

Ankara StartupBilkent CyberparkAYRINTILI BİLGİ: http://www.ankarastartup.com/Program

3-4 Mart 2016

VII. Bilgi Teknolojileri Yönetişim ve Denetim KonferansıMilli Reasürans Konferans SalonuAYRINTILI BİLGİ: www.btyd.org.tr

4-6 Mart 2016

BİLMÖKŞanlıurfa Harran ÜniveristesiAYRINTILI BİLGİ: www.bilmok.org.tr

10 Mart 2016

BTvizyon / KocaeliAYRINTILI BİLGİ: www.bilisimzirvesi.com.tr

16-18 Mart 2016

6. CityExpo / Antalya Expo CenterAYRINTILI BİLGİ: http://www.antalyacityexpo.com/#

19-20 Mart 2016

III. Ulusal Yönetim Bilişim ZirvesiBeykent Üniversitesi- Ayazağa KampüsüAYRINTILI BİLGİ: http://ybzirvesi.com

23 Mart 2016

Kamuda BT Yönetişimi Teknoloji PlatformlarıAYRINTILI BİLGİ: www.bilisimzirvesi.com.tr

23 Mart 2016

Biyometri ve Güvenlik Teknoloji PlatformlarıAYRINTILI BİLGİ: www.bilisimzirvesi.com.tr

25-26 Mart 2016

BETA 2016 Sektör Günleri Boğaziçi ÜniveristesiAYRINTILI BİLGİ: buec.boun.edu.tr/beta/

Page 33: BThaber Sayı 1059
Page 34: BThaber Sayı 1059

Türkiye ve AKADEMETRE işbirliğiyle “İtibar ve Marka Değer Performans Ölçümü” araştırmasını temel alan The ONE Awards Bütünleşik Pazarlama Ödülleri kapsamında, 2015 yılında Elektronik ve Teknoloji kategorisinde ‘’Marka Değerini ve İtibarını En Fazla Yükselten’’ marka seçilmiş.

Yine burada seninle ödül sahiplerini paylaşmak için geri sayımda olduğum, IAB Türkiye tarafından bu yıl 6’ıncısı düzenlenen MIXX Awards Türkiye’ye başvuru sayısı 614, geçerli başvuru da 597 olmuş. MIXX Awards Türkiye’nin kazananları, 24 Şubat’ta açıklanacak ve detaylar da www.mixxawards-tr.org sitesinde.

Biraz da sanat diyerek, rotamı Mart ayı için Ankara’ya çeviriyorum. Ankara Dünya Müzikleri Festivali ikinci senesinde Ankara Palas’ta bir Fransa-Türkiye buluşması olan Renaud Garcia-Fons/Derya Türkan, Portekiz’in yeni Fado prensi Ricardo Ribeiro, Afrika’nın etnik zenginliği Batı müziğiyle harmanlayan Ballake Sissoko/Vincent Segal, Dağıstanlı kemençe ve bağlama üstadı Mark Eliyahu’yu müzikseverlerle buluşturacak. Festivalin kapanışında İstanbul’da dinlemeye doyamadığımız İspanyol Buika da yeni albümü Vivir Sin Miedo’dan şarkılarla Congresium’da olacak.

Haftaya noktayı bir tiyatro haberi ile koyuyorum. Mike Bartlett’in kaleme aldığı ve Çağ Çalışkur’un yönettiği, beyaz yakalıların ‘mobbing’ sorununu ele alan Personel, CRAFT Kadıköy Sahne’de devam ediyor. Oyun Dolunay Soysert ve Aslı Enver’in ast-üst ilişkisini paylaştıkları bir mizansene sahip. İstanbul’a gelmen, Kadıköy’de seninle bu oyunu izlemek dileğiyle.

Bu hafta da bu kadar, yeni gündem başlıkları ile haftaya yine buradayım,

34 MEKTUPYeni bir haftadan merhaba,

Bu hafta açılışı sosyal medya ile yapıyorum. HTC, Türkiye’de Instagram’da 2015 yılı boyunca en çok paylaşılan ve beğenilen içerikleri araştırmış, Instagram Türkiye 2015 sonuçlarına göre aile ve arkadaşları konu alan paylaşımlar açık ara önde. Ama takipçilerden paylaşım başına en az beğeniyi de yine bu içerikler alıyormuş. Özel günler ve aile konulu paylaşımlar kadınlardan, spor ve tatil paylaşımları da daha çok erkeklerden. Batı bölgelerde gezi ve tatil, yeme-içme konuları daha çok paylaşılırken, doğuya gittikçe aile ve arkadaşların konu edildiği paylaşımlar öne çıkıyormuş. Bu arada, enteresan biçimde yeme-içme kategorisi altında en çok paylaşılan içeriğin yüzde 27 ile “kahve” olduğuna dikkatini çekerim. Vazgeçilmezimiz “çay” ise yüzde 12 ile üçüncü. Neyse, biz çayımızı tazeleyelim ve devam edelim…

Sırada yararlı bir yayın var, alalım ve çevremizdeki çocukları sevindirelim bence: Bahçeşehir Üniversitesi STEM (Science, Technology, Engineering, Mathematics) Merkezi ve Pusula Yayıncılık işbirliğiyle yayına hazırlanan “Çocuklar İçin Kodlama” kitabı. 4 yaş üstü tüm çocukları kodlama, yazılım ve programlama ile tanıştıran kitapta çocukların, öğretmenleri ve ebeveynleri rehberliğinde algoritma ve programlamaya ilişkin temel kavramları öğrenebilmeleri için hazırlanan grafik ve platformlar anlaşılır dille tanıtılıyormuş. Daha birçok detay var kodlamaya dair. Kitabı yayına hazırlayan ve 30 yıldır programcılık yapan Zafer Demirkol da kitabı yedi yaşındaki oğluyla yardımlaşarak hazırlamış. Daha ne olsun…

Kendi kodumuzu kendimiz yazıp küreesel çalışmalar ortaya koyana kadar, olanlarla idare edelim. Enteresan atölye çalışmaları Twitter’da ve eminim

ilgini çekecek her biri. En azından hafta sonlarını daha verimli geçirmek adına yoğun takip edilen hesapları, yani Mutfak Sanatları Akademisi, Eataly İstanbul, Maker Çocuk, Akıl Atölyesi, SEOZEO ve ATÖLYE İstanbul’u gündemine alabilirsin.

Genç yetenekler için verimli çalışmalardan birine Bosch Türkiye imza attı. Bosch Türkiye’nin ikinci kez düzenlediği ve mühendislik öğrencilerine şirketin tüm süreçlerini yerinde izleme imkânı sunan Bosch Talent Camp-From Campus to Camp etkinliği, farklı üniversitelerden gelen 5 mühendislik öğrencisinin katılımıyla gerçekleşmiş. Öğrenciler, Bosch’un Manisa ve Bursa’daki fabrikalarını ziyaret ederek, mühendislik süreçlerini gözlemleme fırsatı bulmuş. Hazır sosyal medyadan dem vurduk, etkinlik boyunca yapılan aktivitelerin

tamamı Twitter hesaplarından #BoschTalentCamp etiketiyle paylaşılmış.

Bu arada Media Markt da, “Gülmek Sana Yakışıyor” sloganı ve aynı adlı şarkının eşliğinde yeni reklam kampanyasını hayata geçirmiş. Kampanyanın konsept tasarımını ve tüm yaratıcı süreçlerini de bünyesinde tanıdığımız arkadaşları barındıran Wanda Digital yönetiyor. Film de nostaljik “Gülmek Sana Yakışıyor” şarkısı ve bunu temsil eden rozetleri başrole taşıyormuş. Reklam kampanyası www.youtube.com/watch?v=WQJGBXPKbZo adresinde.

Bu hafta enerji ve tasarruf başlığım biraz geride kaldı, ama bu seferki konum hele de şu soğuk günlerde çok kritik: Doğalgaz faturası. Honeywell’in araştırmasına göre; Türkiye’de, ısınma toplam ev giderlerinin

yüzde 16’sını oluşturuyor. Katılımcıların kış boyunca ısınma giderleri ayda ortalama 268 TL ile 1.300 TL’lik asgari ücretin beşte birinden fazlası. Yine araştırmaya katılanların yarıdan fazlası, bizim gibi, kışın doğalgaz faturalarını “yüksek” veya “çok yüksek” olarak değerlendiriyor. Ama buna rağmen, yüzde 53’ü ısınma maliyetini azaltmak için bir adım da atmıyor. Bunun yerine insanlar evlerini sıcak tutmak için esasında maliyetleri daha da artıran yollara başvuruyor. Örneğin kombiyi sürekli düşük sıcaklıkta çalıştırmak... Oysa kombi kullanıcıları termostat kullanarak evlerindeki ısınmayı konforlu ve ekonomik olacak şekilde daha iyi yönetebilir. Mesajımı aldığına inanıyorum.

Gelelim haftanın ödüllerine… Çeyrek yüzyılı devirip 25’inci yılını kutlayan Casper, 2016 yılına iki ödülle başladı. Casper, Marketing

15 - 21 ŞUBAT2016

BThaber

Doğalgaz faturası dert olmasın

YIL 22SAYI 105915 - 21 ŞUBAT2016

www.bthaber.com

Yönetim Yeri: BThaber Yayıncılık ve Etkinlik Hizmetleri A.Ş.Fetih Mah. Tahralı Sokak Kavakyeli Plaza C Blok 7/5 34704 Ataşehir/İSTANBULTel 0216- 291 13 90

ISSN 1300-6495

Satış Grubu

Evrim Koç DemirciPerihan Kıtay ÖzdenÖzge KarataşCanan Şahin

Reklam Rezervasyon [email protected]

REKLAM SATIŞ GRUBU

Cilt, Baskı, Poşetleme: Apa Uniprint San. ve Tic. A.Ş. - Hadımköy İstanbul Asfaltı Ömerli Köyü İstanbul - Tel 0212-798 28 40. l BThaber kontrollü abonelik sistemiyle dağıtılmaktadır. - Fiyatı 1 Kuruş (KDV dahil) - BThaber, 5187 sayılı Basın Kanunu’nun 2/f maddesi hükmü gereği ‘yerel süreli yayın’dır.

BThaber Yayıncılık ve Etkinlik Hizmetleri A.Ş. adına SahibiAyhan Sevgi

[email protected]

www.linkedin.com/groups/BThaber

twitter.com/bthaber

www.facebook.com/BThaber

Bültenlerinizi

[email protected] adresine gönderebilirsiniz

Abone ve Dağıtım SorumlusuKutay Göç[email protected]

BThaber GrubuYayın KoordinatörüAyhan [email protected]

Yazı İşleri Müdürü(Sorumlu)Bülent [email protected]

EditörlerHandan Aybars [email protected] Özkan (Ankara) [email protected][email protected]

Haber MerkeziRuşen Gö[email protected] Yaylacı[email protected]

Okur TemsilcisiBehçet Envarlı

[email protected]

Görsel Tasarım Nevzat Karataş [email protected]

Mukadder Keskingö[email protected]

Page 35: BThaber Sayı 1059
Page 36: BThaber Sayı 1059

BTK supports e-Transformation process and aims at security

For each chapter in the Business Plan of BTK, there are ‘Work’, ‘Description’, ‘Concrete Outcomes’, ‘Completion Date’ and ‘Related Strategic Plan Goal’ sections. The plan starts with the work of ‘The publication of the international regulatory developments in the electronic communications sector bulletin’ and the work is expected to be published every month in the range of January - December 2016. The goal is to increase the awareness levels of consumers. ‘The publication of Turkey electronic communications sector quarterly market data report’ aims to inform the public effectively and periodically. The deadline set for ‘The publication of the provincial annual statistical bulletin for the electronic communications sector’ is May. The deadline for ‘Actualizing the regulations to protect the processing of personal data and privacy in the electronic communications sector’ is December. To be completed in August, ‘Subscriber Refund Procedures and Principles Regarding Methods’ aims at supporting total customer satisfaction and at encouraging improvements in the electronic communications sector.

Subscribers will not be facing astronomical bills

The completion date for ‘the preparation of regulations for value added electronic communication services’ is June 2016. ‘The preparation of procedures and of principles for amount of use limiting services with billing limit application’ will be completed in June and it aims subscribers’ not having to face high bills, providing the opportunity to control their bill amounts and subscribers’ being informed in and effective manner.

‘Updating the Consumer Rights Directive in Electronic Communications Sector’ concrete output will be reached in October. To be completed at the end of the year, ‘termination of subscriptions electronically’ project aims at promoting the improvement of the total consumer

infrastructure of the operators can be tracked easily and the infrastructure facilities can be displayed in detail. On the other hand, conversion transactions will be tracked and the problems will be detected and solved. Expected to be completed in September, ‘Electronic Communications Infrastructure Information System (EHABS) establishment’ aims at operating the EHABS interface and getting ready for data inputs.

Electromagnetic field measurement trainings will grant ‘Measurement Certificates’ to the successful

The security certificate process and simplification of regulations to shorten the measurement processes will be completed in June. Electromagnetic field measurement trainings will be organized and ‘Measurement Certificates’ will be presented to the successful participants. ‘Location Control and Metering System (YEDES) development’

will be conducted in December and setting a standard for measurement is aimed. Evaluation of operator demands for reference access and making necessary updates will take all year. ‘Operators with obligations of accounting separation and cost accounting determining the rate of Weighted Average Cost of Capital (AOSM)’; ‘Setting a sustainable and effective competition in electronic communications sector’ and ‘relevant market analysis and tariff regulation within the framework of effective and sustainable competition’ are to be completed in May. ‘Current Design of Cellular System Antenna Plants, Regulations on the Procedures and Principles Regarding the setup and Sharing’ is planned to be completed in December.

5G coordination works will be completed in April

4th round of market analysis being carried out regularly by BTK is carried out in 2016. In

related markets, obligations for operator which has significant market power will be evaluated and renewed while analysis is being made for ensuring competition. The concrete result of the study which has a completion date of July will be ‘Operators which have the significant market power and obligations imposed market analysis documents’. Another study is being carried out by BTK twice a year in April and October: ‘maximum tariff of Mobile Electronic Communication Services table update’. ‘Regulatory Impact Analysis Guide’ is to be terminated in December. ‘Coordination studies and reports on next-generation mobile (5G) technologies in the electronic communications sector’ will be completed in April. The work aims at ensuring the interaction among scientific meetings, industry forms, non-governmental organizations, research institutions and universities. National Monitoring System (MMS) is being planned to be revised in December.

satisfaction in the electronic communications sector. ‘Fair Use Point’ (AKN) studies will be conducted in August. There will be the concrete outputs of ‘Studies for monitoring the fixed internet service quality by independent monitoring methods’. The preparation for it should be completed in June. Radio and Telecommunications Terminal Equipment Directive (TTE Directive) will be harmonized with 2014/53 / EU Radio Equipment Directive (Radio Equipment Directive-RED) in the same month. In March; ‘2015 Annual Report of the Market Surveillance and Auditing Activities Report’ will be prepared. The supervision of the legal and private entities and authorized companies will be carried out by BTK throughout the year. ‘Current Electronic Communications Underground Facilities Reference Document’ will be brought to life in August.

Electronic Communications Infrastructure Information System (EHABS) will be completed in September

With EHABS, the collection of electronic communication infrastructure information in a single center, this information being displayed in a map based on Geographic Information System (GIS), contributing the process for the conversion among operators and facility sharing to be implemented effectively and quickly, conversion among operators’ being track simultaneously and keeping an inventory in disaster and emergency communication status information are the targets. At the same time, it is aimed to help in determining policies for broadband access expansion in the scope of universal service with disaster and emergency communications. With EHABS being activated, the

36 ICT NEWS 15 - 21 ŞUBAT2016

BThaber

Information and Communication Technologies Authority published the ‘BTK 2016 External Business Plan’. Electronic Communications Infrastructure Information System (EHABS) will be completed in September, 5G coordination studies will be finalized in April. The project related to the Fair Use Applications will be performed in August, while security drills will be done throughout the year.

Page 37: BThaber Sayı 1059
Page 38: BThaber Sayı 1059

38 ICT NEWS 15 - 21 ŞUBAT2016

BThaber

“We need to focus on the big picture on security”

Complexity in digital transformation should be minimized

Panasonic wants to add value to the corporate world

2016 is described as “the year of digital transformation”. “Walking the digital tightrope” research conducted by Fujitsu in the United Kingdom, Spain, Sweden and Germany reveals the fact that despite the business leaders’ seeing the digital transformation critical for

the future success in Europe; many companies have got no strategies for it and even see it as a complicated process.

The research conducted in Europe with more than 600 IT managers reveals the optimism of the industry on digital transformation. Managers say that they are

sure of the progress skills of their enterprises and many of them also emphasize the need of taking faster actions. Participants agree that in case of not taking the necessary steps for digital transformation could cause efficiency loss, customer and loyalty decrease and many other related problems.

Corporate world needs are being re-shaped in parallel with technological developments. Panasonic continues to make efforts without ever slowing down in order to make the business world and the business processes much more efficient.

Panasonic aims at creating much more solid foundation for business processes thanks to its corporate world

focused products. Panasonic has been in the Turkish market since 2009. The company conducts security-oriented works in the Turkish market and continues to invest in this area and to develop products. Customers in Turkey also have significant investments on this issue; they focus especially in the public sector “urban security solutions”.

“There are some spesific

sectors our company prioritizes in vertical markets.” says Panasonic Corporate Systems Country Manager Uğur Çağlar and continues:

“One of them is finance. The solutions offered to the financial sector, by nature, should be able to provide uninterrupted service at critical times. Besides, in order to protect the customer data, we aim to offer our customers

additional solutions. For example; who can access the security camera images and who can change the system settings etc. At this point, ‘separation of powers’ and ‘mutual controls’ should be conducted. As Panasonic, we are carrying out studies for our customers in the finance sector with different needs from one another, and aiming at responding them in the best possible way.”

In today’s business world where data and brand value is increasingly gaining importance, the importance of security is growing at the same time. While institutions and companies begin to exert extra effort to protect the data in hand, at this point; the emerging “security awareness” reduces cyber-attack risks they might face to a minimum level.

Offering services and solutions to the business world against cyber attackers who develop new attacking method each passing day Arbor Networks Turkey Customer Relations Manager Melih Artar says; “The required safety tests should be performed periodically through independent companies before security problems are experienced. The test results and the risks should be told to senior management.

Here, the responsibility actually belongs to the security teams of the companies and institutions. So technically, it is not enough just to know the solution. This solution must be told in time to the management. At this stage, they can ask for support from the producers, as well. As Arbor Networks, we are trying to support

companies and institutions as much as we can before it’s too late with our experience on DDoS attacks.”

Artar continued: “Security flaws hurt companies or institutions’ brand value seriously; everyone needs to understand this clear fact. Even if the investments for safety do not seem to be the investments that are always used, the right investments in the right time provide great returns. As we have experienced in the recent DDoS attacks that our country lived through, the companies and institutions which have made right investments benefited greatly from those investments. For the future, making right investments by identifying the security flaws of companies will allow us to clear out a lot less damage from such attacks towards our country.”

Technology was the main topic in GaziantepThe main objective of BTvizyon Anatolia Meetings is to provide mutual benefits for customers who plan to invest in technology and technology producers by bringing them together in the various cities of Anatolia, in this case in Gaziantep; as the second destination of 2016.

The technology companies that perform majority of their activities in Istanbul unfortunately have difficulty in reaching technology investors in Anatolia. When we consider companies’ marketing, sales and management teams are located in İstanbul, so it is easier understand why such a result occurs. However, there are many companies in Anatolia which are ready to invest in technology. It is possible to provide information to those companies by knocking on every the single door, but obviously it would not be an effective method.

Btvizyon plays the role of a bridge through Anatolia Meetings by bringing technology companies in İstanbul and companies

who would like to invest in technology together. Representatives of the technology companies have a chance to be heard by a large number of participants. Meanwhile, the potential investors interested in the subject meet with the companies in the coffee breaks, or after the meetings and talk business, visit the stands of the companies and ask questions directly related parties. The first BTvizyon event of 2016 was held in Bursa. The second event took place on February 4 in Gaziantep, Divan Hotel. The event was sponsored by Ansa, Dell – Intel, DİA, GData, Nakivo, Orion, Panasonic, Vector, Tesan, Quadro and ZyXEL.

Page 39: BThaber Sayı 1059
Page 40: BThaber Sayı 1059