8
DÜZEN LABORATUVARLAR GRUBU ULUSLARARASI KALİTE GÜVENCESİ Bülten YIL: 11 | SAYI: 30 | EKİM 2006 Bu Sayıda Sağlıkta Gündem • Kanser hakkında 10 temel gerçek • HPV aşısı ABD ve AB tarafından onaylandı • WHO dünya genelinde trans yağların üretimini bitirmeyi öneriyor Nobel Ödülleri Sahiplerini Buldu • Nobel ödülü nedir? • Orhan Pamuk ve Osmanlı kökenli diğer nobel ödüllüler Farmakogenetik Farmakogenetik testler bireye özgü ilaç seçimi ve etkin doz ayarlanmasına olanak sağlamaktadır Gençlerde Ani Ölüm Bu gibi ölümlerin oluşma sıklığını azaltabilecek tarama testleri ve rutin sağlık kontrolleri yaşamsal önem taşımaktadır Zayıflamak Ama Nereye Kadar? Çocukluktan itibaren sağlıklı beslenme alışkanlıklarının kazandırılması toplum sağlığı açısından büyük önem taşımaktadır Laboratuvardan Haberler • Klinik Biyokimya Günleri bu yıl 3-5 Kasım tarihlerinde • Kongre ve eğitimlerde aktif rol almaya devam ediyoruz • Yeni BMD cihazımız kullanıma girdi • Çevre ve Gıda Laboratuvarımız büyüyor • Akreditasyon kapsamımız genişliyor 2 3 4 6 7 8 Ülkenin içinde bulunduğu sıkıntılar; huzursuzluk ve tahammülsüzlük, Ramazan bayramını karşılarken hiç de içinde olmamız gereken, arzu edilen bir durum de- ğildir. İhtiyacımız olan, bugün üzüldüğü- müz, hoşnut olmadığımız durum Cumhuri- yetimizin kuruluşundan bu yana var olan, görmemize, algılamamıza rağmen, önlemek için etkin olamadığımız bir tablodur. Bültenimizin Ramazan Bayramı’na denk gelen bu sayısında sizlere tıbbi uygulama ile ilgili güzelliklerden bahsetmek isterken, or- tasında bulunduğumuz ve uzun süredir gün- deme getirdiğimiz ekonomik geleceğimiz yönünden bizleri korkutan cari açıktan ve gelir düzeyindeki dengesizliği hatırlatmadan geçilemiyor. Yapmamız gereken, Bayramın bizlere hatırlattığı sevgi, hoşgörü, af ve pay- laşma kavramlarını özümsemek ve bu çerçe- veden bakarak yasakçı değil özendirici çö- zümler önermektir. Evet, birbirimizi dinler olmalıyız, tabi dinletebilmek için de yapıcı, sosyal dengeleri korur ve saygılı olmalıyız. Bayramda en az görmek istediğimiz; umu- du olmayan neşesiz veya toplumun değer yargılarının dışına çıkmış insan görüntü- leridir. Bayramın paylaşma kavramıyla bu olumsuzluk geçici olarak belki, azaltılabilse dahi, asıl yapmamız gereken, istihdam sağ- lamamız ve üretici olmamızdır. Ülkemizin gelirlerinin borç ödemeye değil ucuz enerji ve iş olanağı üretecek yatırımlara yönelme- si lazımdır. Bence sosyal sıkıntılarımızın en önemli nedeni budur. Bu karamsar tabloya karşın, çaresizlik söz konusu değildir. Şahsi menfaatlerimizle beraber çevre ve ülkemizin menfaatlerini de düşünerek, limitlerde kâr ederek yaşamayı öğrenirsek bize nice mut- lu bayramlar gözüküyor. Bir örnek, Fransız meclisinin ve Nobel edebiyat ödül komite- lerinin hemen hemen aynı zamanda aldığı kararlardır. Orhan Pamuk’la NTV’nin yaptı- ğı söyleşide Sn. Pamuk’un dediği gibi, Fran- sa’da alınan karar ile ödülün aynı zamana denk gelmesinin bir tesadüf olup olmadığı veya çevresindeki konular bir gün unutula- cak, ortada bir Türk’ün Nobel edebiyat ödü- lü aldığı gerçeği kalacaktır. Hükümetin tu- tumu ve 8 Kasım ilerleme raporu nedeniyle müzakereler kesintiye uğrarsa, unutmamalı- yız ki tek Türkiye var hepimiz Türkiye’liyiz. Biz hepimiziz! Editörden Dr. Yahya Laleli Ramazan bayramınız kutlu olsun!... GÜVENİNİZLE TAMAMLANAN 30 YIL www.duzen.com.tr

DUZEN BULTEN 10.2006 bas · kararlardır. Orhan Pamuk’la NTV’nin yaptı-ğı söyleşide Sn. Pamuk’un dediği gibi, Fran-sa’da alınan karar ile ödülün aynı zamana denk

  • Upload
    others

  • View
    1

  • Download
    0

Embed Size (px)

Citation preview

Page 1: DUZEN BULTEN 10.2006 bas · kararlardır. Orhan Pamuk’la NTV’nin yaptı-ğı söyleşide Sn. Pamuk’un dediği gibi, Fran-sa’da alınan karar ile ödülün aynı zamana denk

DÜZENL A B O R AT U VA R L A R G R U B U

ULUSLARARASI KALİTE GÜVENCESİ

Bülten Y I L : 1 1 | S AY I : 3 0 | E Kİ M 2 0 0 6

Bu Sayıda

Sağlıkta Gündem

• Kanser hakkında 10 temel gerçek

• HPV aşısı ABD ve AB tarafından onaylandı

• WHO dünya genelinde trans yağların üretimini bitirmeyi

öneriyor

Nobel Ödülleri Sahiplerini Buldu

• Nobel ödülü nedir?• Orhan Pamuk ve Osmanlı

kökenli diğer nobel ödüllüler

Farmakogenetik

Farmakogenetik testler bireye özgü ilaç seçimi ve etkin

doz ayarlanmasına olanak sağlamaktadır

Gençlerde Ani Ölüm

Bu gibi ölümlerin oluşma sıklığını azaltabilecek tarama

testleri ve rutin sağlık kontrolleri yaşamsal önem

taşımaktadır

Zayıflamak Ama Nereye Kadar?

Çocukluktan itibaren sağlıklı beslenme alışkanlıklarının

kazandırılması toplum sağlığı açısından büyük önem

taşımaktadır

Laboratuvardan Haberler

• Klinik Biyokimya Günleri bu yıl 3-5 Kasım

tarihlerinde• Kongre ve eğitimlerde aktif

rol almaya devam ediyoruz• Yeni BMD cihazımız

kullanıma girdi• Çevre ve Gıda

Laboratuvarımız büyüyor• Akreditasyon kapsamımız

genişliyor

2

3

4

6

7

8

Ülkenin içinde bulunduğu sıkıntılar; huzursuzluk ve tahammülsüzlük, Ramazan bayramını karşılarken hiç de içinde olmamız gereken, arzu edilen bir durum de-

ğildir. İhtiyacımız olan, bugün üzüldüğü-müz, hoşnut olmadığımız durum Cumhuri-yetimizin kuruluşundan bu yana var olan, görmemize, algılamamıza rağmen, önlemek için etkin olamadığımız bir tablodur.

Bültenimizin Ramazan Bayramı’na denk gelen bu sayısında sizlere tıbbi uygulama ile ilgili güzelliklerden bahsetmek isterken, or-tasında bulunduğumuz ve uzun süredir gün-deme getirdiğimiz ekonomik geleceğimiz yönünden bizleri korkutan cari açıktan ve gelir düzeyindeki dengesizliği hatırlatmadan geçilemiyor. Yapmamız gereken, Bayramın bizlere hatırlattığı sevgi, hoşgörü, af ve pay-laşma kavramlarını özümsemek ve bu çerçe-veden bakarak yasakçı değil özendirici çö-zümler önermektir. Evet, birbirimizi dinler olmalıyız, tabi dinletebilmek için de yapıcı, sosyal dengeleri korur ve saygılı olmalıyız. Bayramda en az görmek istediğimiz; umu-du olmayan neşesiz veya toplumun değer

yargılarının dışına çıkmış insan görüntü-leridir. Bayramın paylaşma kavramıyla bu olumsuzluk geçici olarak belki, azaltılabilse dahi, asıl yapmamız gereken, istihdam sağ-lamamız ve üretici olmamızdır. Ülkemizin gelirlerinin borç ödemeye değil ucuz enerji ve iş olanağı üretecek yatırımlara yönelme-si lazımdır. Bence sosyal sıkıntılarımızın en önemli nedeni budur. Bu karamsar tabloya karşın, çaresizlik söz konusu değildir. Şahsi menfaatlerimizle beraber çevre ve ülkemizin menfaatlerini de düşünerek, limitlerde kâr ederek yaşamayı öğrenirsek bize nice mut-lu bayramlar gözüküyor. Bir örnek, Fransız meclisinin ve Nobel edebiyat ödül komite-lerinin hemen hemen aynı zamanda aldığı kararlardır. Orhan Pamuk’la NTV’nin yaptı-ğı söyleşide Sn. Pamuk’un dediği gibi, Fran-sa’da alınan karar ile ödülün aynı zamana denk gelmesinin bir tesadüf olup olmadığı veya çevresindeki konular bir gün unutula-cak, ortada bir Türk’ün Nobel edebiyat ödü-lü aldığı gerçeği kalacaktır. Hükümetin tu-tumu ve 8 Kasım ilerleme raporu nedeniyle müzakereler kesintiye uğrarsa, unutmamalı-yız ki tek Türkiye var hepimiz Türkiye’liyiz. Biz hepimiziz!

Editörden Dr. Yahya Laleli

Ramazan bayramınız kutlu olsun!...

GÜVENİNİZLE TAMAMLANAN 30 YIL

w w w . d u z e n . c o m . t r

Page 2: DUZEN BULTEN 10.2006 bas · kararlardır. Orhan Pamuk’la NTV’nin yaptı-ğı söyleşide Sn. Pamuk’un dediği gibi, Fran-sa’da alınan karar ile ödülün aynı zamana denk

2 Düzen Laboratuvarlar Grubu

Kanser Hakkında 10 Temel Gerçek

Dünya Sağlık Örgütü (WHO) tarafından yapılan kanser araştırmalarının sonuçları, kurumun resmi internet sitesinde “Kanser Hakkında 10 Temel Gerçek’’ başlığı altında toplandı. Raporda, gelişmiş ülkelerin, erken teşhis ve tedavi olanakları nedeniyle, gelişmekte olan ülkelere oranla tedavide daha başarılı oldukları bir kez daha vurgulandı.

WHO tarafından belirlenen “Kanser Hakkında 10 Temel Gerçek’’ şunlar:

1. Vücudun çeşitli bölgelerini etki altına alan 100’den fazla kanser çeşidi bulunmaktadır.

2. 2005 yılında dünya genelinde hayatını kaybeden 58 milyon kişinin yüzde 13’ü olan 7,6 milyon insanın ölüm nedeni kanserdir.

3. Kanser sonucu ölümlerin yüzde 70’ten fazlası, az gelişmiş ya da gelişmekte olan ülkelerde meydana gelmektedir.

4. Erkeklerde ölümle sonuçlanan kanserlerde ilk beş sıra: Akciğer, mide, karaciğer, kolon, yemek borusu.5. Kadınlarda ölümle sonuçlanan kanserlerde ilk beş sıra: Meme, akciğer, mide, kolon ve rahim.6. Tütün ürünleri kullanımı, tüm dünyada en büyük ve önlenebilir kanser nedenidir.7. Dünya genelinde kanserlerin beşte biri, rahim kanserine

neden olan HPV virüsü ya da karaciğer kanserine neden olan Hepatit B virüsü gibi kronik enfeksiyonlardan kaynaklanmaktadır.

8. Doğru zamanda teşhis edilmesi ve uygun şekilde tedavi edilmesi durumunda, kanserlerin üçte biri tedavi edilebilmektedir.

9. Ağrı kontrolü ve destekleyici tedavi yöntemlerinin uygulanması durumunda, tüm hastaların hastalık sürecinde ağrı çekmemeleri sağlanabilir.

10. Sadece sigara kullanmamak, sağlıklı beslenme, fiziksel olarak aktif olmak ve enfeksiyonlara zamanında müdahale edilmesiyle, kanserin yüzde 40 oranında önlenmesi mümkündür.

(www.who.int)

HPV Aşısı ABD ve AB Tarafından Onayladı

Seks yoluyla geçen ve serviks kanserine yol açan HPV virüsüne karşı geliştirilen HPV aşısı, ABD’de FDA tarafından onaylandıktan sonra, Avrupa Birliği tarafından da onaylandı. Cinsel yolla bulaşan hastalık etkenleri içinde en sık

görülenlerden biri olan ve rahim ağzı kanserlerinin oluşumu için temel risk faktörü olarak kabul edilen HPV’ye (Human Papilloma Virus) karşı geliştirilen “Gardasil” adlı aşı piyiasaya sürülebilmesi için gerekli izinleri aldı. HPV’nin prekanseröz tipleri olan 6, 11, 16 ve 18’e karşı geliştirilen aşının 9-26 yaş arası kız çocuk ve kadınlarda rutin uygulamaya konulmasıyla servikal kanser vakalarının önlenebilmesi öngörülmekte. (HPV ve kanser bk. www.duzen.com.tr)

WHO Dünya Genelinde Trans Yağların Üretimini Bitirmeyi Öneriyor

Dünya Sağlık Örgütü (WHO), ürünlerin içerdikleri trans yağ miktarlarına ilişkin bilginin ürün etiketlerinde yer alması zorunluluğuna ilişkin bildirinin, bu tip yağların kullanımında kayda değer bir azalmaya yönelim sağlamaması durumunda, dünya genelinde

kısmen hidrojenize edilmiş yağların üretimlerinin durdurulmasını önermektedir. WHO ayrıca diyet, fiziksel aktivite ve sağlık ilişkisinin doğru biçimde algılanması ve hayata geçirilmesi doğrultusunda evrensel bir strajeji geliştirilmesinin önemini de vurgulamaktadır. Bitkisel yağlar, katılaştırmak için hidrojenize edilir. Eğer bu hidrojenizasyon işlemi kısmi ise “cis formu”ndaki yağ asitlerinin transformları teşekkül eder. Trans formdaki yağlar kolay metabolize edilemez ve daha sert damarlar oluşumuna yol açarlar. Yapılan araştırmalara göre trans yağ kullanımının mutlaka azaltılması veya terkedilmesi gerektiği, bu sayede koroner kalp hastalıklarına yakalanma riskinin en aza indirilmesinin sağlayabileceği belirtilmiştir. Bu ay içinde yayınlanan evrensel strateji planında, ayrıca, taze meyve, sebze ve lifli gıdalar ile baklagillerin tüketiminin arttırılması, tahıl tüketiminin tercih edilmesi vurgulanmaktadır. (Trans yağlar için bk. www.zeytinim.com)

Basında Sağlık

HPV Virüsü

Page 3: DUZEN BULTEN 10.2006 bas · kararlardır. Orhan Pamuk’la NTV’nin yaptı-ğı söyleşide Sn. Pamuk’un dediği gibi, Fran-sa’da alınan karar ile ödülün aynı zamana denk

Düzen Laboratuvarlar Grubu 3

Edebiyat Ödülü Orhan Pamuk’unİngiliz oyun yaza-rı Harold Pinter, ülkesinin Irak sa-vaşındaki müda-halesini cesur ve dobra bir üslupla eleştirerek geç-

tiğimiz yılı Nobel edebiyat ödülünü almış, 2004 yılında da Avusturya’nın tutucu politi-kalarını ve sosyal sınıf ayrımcılığını eleştiren yaklaşımlarıyla Elfriede Jelinek, Nobel ede-biyat ödülüne layık görülmüştü.

Bu yıl Nobel edebiyat ödülü, kentinin melankolik ruhunun izlerini sürerken kül-türlerin birbirleriyle çatışması ve örülmesi için yeni simgeler bulduğu gerekçesiyle Or-han Pamuk’a verildi. Bu, ülkemiz için bir onurdur. Aslında Cumhuriyet’ten önce de Osmanlı topraklarında yaşamış olan yazar-lardan 3’üne Nobel Edebiyat ve birine de Nobel Tıp ödülü verilmiştir.

Nobel edebiyat ödülünü daha önce 1961 yılında “Osmanlı yönetimindeki Bosna-Her-sek’te Kültür Yaşamı” konulu yapıtı ile Sırp yazar İvo Andriç (1892-1975), 1981 yılında ise Elias Canetti “Drina Köprüsü”nün de içinde olduğu yapıtları nedeniyle almıştı.

1905 yılında şimdi Bulgaristan sınırları için-de bulunan Rusçuk kentinde doğan Canetti, İspanya’dan gelen bir Yahudi aileye men-suptu. Hayatının bir kısmını İzmir’de geçi-ren Yunan şair Odisseus Elitis de Osmanlı toplumunun kültürünü yansıttığı şiirleriyle daha önce edebiyat ödülünü almıştı. Dr.Fe-rid Murad ise 1998 yılında “Kardiyovasküler sistemde sinyalleme molekülü olarak nitrik oksit” keşfi ile Nobel tıp ödülüne layık gö-rülmüştü. Dr.Murad da Osmanlı toprakla-rına bağlı olduğu dönemde Arnavutluk’ta yaşayan bir aileden gelmektedir.

Ülkemizde çok farklı kültürler bir arada bulunmakta, bu bizim zenginliğimiz. Önemli olan Türkiye’den bir düşünürün Nobel ödülü almasıdır, yazdıkları veya söylediklerini be-nimsemesek de birileri için bir değerdir. Os-manlı topraklarında Osmanlı kültürüyle ye-tişmiş, yazılarında yaşadıkları bölgeleri veya hayat anlayışlarını inceleyen Nobel ödüllü yazarlar gibi ne Orhan Pamuk bu ülkenin vatandaşlığından çıkacaktır, ne de diğer ödül-lere konu olan bölgeler ülke sınırları içinde kalacaktır. Bu ödül genç Türkiye Cumhuriye-ti’nin ilk Nobel ödülüdür, hep beraber sahip çıkalım, anlamaya çalışalım, kıymetini bile-lim, tadını çıkaralım.

Tıp Ödülü �ki Genetikçinin2006 Nobel Tıp Ödülü, “genetik bilginin akışının denetlenmesiyle” ilgili çalışmaların-dan dolayı ABD’li Andrew Z. Fire ve Craig Mello’ya verildi. Genetik bilginin akışının de-netlenmesi için bir yol bulan Fire ve Mello, “RNA müdahalesi” sürecini keşfetmeleriyle İsveç’in başkenti Stockholm’deki Koralinska Enstitüsü tarafından bu ödüle layık görüldü.

Kimya Ödülünün Konusu da Yine Tıpla �lgiliABD’li bilim adamı Roger D. Kornberg, gen-lerdeki bilginin depolanması ve daha sonra hücrenin protein üreten bölümlerine transfe-ri ile ilgili çalışmaları ile 2006 Nobel Kimya Ödülü’nü kazandı.

Ekonomi Ödülü ABD’li Phelps’inNobel Ekonomi Ödülünü bu yıl, ABD’li eko-nomist Edmund S. Phelps kazandı. Phelps’in “ekonomik politikaların kısa ve uzun vadeli et-kileri arasındaki ilişki hakkındaki anlayışı derin-leştirdiği için” ödüle layık görüldüğü bildirildi.

Fizik Ödülü, Evrenin Oluşumunu Anlamaya2006 Nobel Fizik Ödülü’nü de George Smoot ile John Mather paylaştı. İki ABD’li bilim adamı, evrenin nasıl oluştuğuna iliş-kin Büyük Patlama Teorisi ile galaksi ve yıldızların kökenini daha da anlamaya yardımcı olan çalışmaları nedeniyle ödüle layık görüldü

Barış Nobeli Yoksul Dostu Yunus’a verildi

2006 Nobel Barış Ödü-lü’nü Bangladeş’te yok-sullara koşulsuz kredi sağlayan Grameen Bank ve kurucusu kazan-dı. Nobel Komitesi’nin açıklamasında, “Her bi-

reyin, iyi bir yaşam hakkı ve potansiyeli vardır. Yunus ve Grameen Bankası, kültür-ler ve uygarlıklar boyunca yoksulların en yoksulunun bile kendi kalkınmalarını sağ-lamak için çalışabildiklerini gösterdi” ifa-desi kullanıldı.

Nobel Ödülleri

Muhammed Yunus

“Nobel ödülü” �sveç kraliyet akademisi tarafın dan Stockholm’de dağıtılan uluslararası bir ödüllendirmedir, 1901 yılından bu yana fizik, kimya, tıp veya fizyoloji,

edebiyat ve barış dallarında insanlığın en saygın ödülü olarak verilmeye devam etmektedir. Ödül vakfının kurucu bir dahi olarak kabul edileceğimiz Alfred Nobel mal varlığının kaynağı, bulduğu dinamit ve patentini aldığı 350’nin üzerindeki patentli ürünlerle beraber Azerbeycan’da dinamit kullanarak çıkarttığı petrol gelirleridir. Dinamitin mucidi Alfred Nobel, Apşeron yarımadası çevresinde ilk petrol kuyularını açan adam olarak biliniyor. Bu arada, Alfred Nobel’in icadı olan dinamitten de ilk kez Azerbaycan’da boru hattının inşasında yararlanılır ve dinamitler kayalık bölgelerde güzergah açmak amacıyla kullanılır. Diğer yandan bu hattın işletmeye açılması ile birlikte, daha çok petrol taşınmaya

başlanır. Dolayısıyla üretim de artar. 20. yüzyıla girerken, Alfred Nobel’in vasiyeti üzerine, malvarlığının bir kısmı bu ödülün adaletle dağıtılması yolunda kullanılmaya başlanmıştır. Albert Einstein’a göre Alfred Nobel, vicdanen rahat ölebilmek, alnına yediği “gaddar” damgasından kurtulabilmek için servetini insanlığa hizmet edenlerin ödüllendirilmesi amacıyla harcanmasını vasiyet etmiştir. 1968 yılında Sveriges Riksbank katkılarıyla NOBEL ödülü, madalya, ödül sahibine takdir belgesi ve para ödülü olarak dağıtılmaya başlanmıştır. Alfred Nobel ölümünden hemen önce, ödüllerin verilmesine karar verecek jüri üyelerinin seçileceği enstitüleri adlandırmıştır. Fizik ve kimya dallarında �sveç Kraliyet Akademisi, fizyoloji ve tıp alanında Karolinska enstitüsü, edebiyat alanında �sveç Akademisi ve barış ödülü sahibinin belirlenmesi konusunda da Norveç parlamentosundan seçimle belirlenecek 5 kişilik bir komiteyi görevlendirmesini istemiştir. (www.newsvine.com)

105 yıldan beri verilen Nobel tıp, kimya ve fizik ödüllerinin hepsini bu yıl ABD’li bilim adamları paylaştılar. Bu yılki Nobel ödüllerinin bir özelliği de, içinde bulunduğumuz yüzyıla en fazla damgasını vuran alanlardaki çalışmaların seçilmiş olması.

Nobel Ödülleri Nedir, Nasıl Verilir?

Alfred Nobel

Orhan Pamuk

Page 4: DUZEN BULTEN 10.2006 bas · kararlardır. Orhan Pamuk’la NTV’nin yaptı-ğı söyleşide Sn. Pamuk’un dediği gibi, Fran-sa’da alınan karar ile ödülün aynı zamana denk

4 Düzen Laboratuvarlar Grubu

Günümüzde, genetik alanındaki bir-çok bilginin kişi ve toplum sağlığı yararına kullanılabilir hale geldiği

bilinmektedir. Bireye ait genetik yapının or-taya konması, hastalıkların teşhisi, prognozu veya tedavi süreci gibi birçok alanda sayısız olumlu etkiye neden olmaktadır.

İnsan genetiği alanındaki ilerlemeler, tıp biliminde çeşitli genetik disiplinlerin orta-ya çıkmasını sağlamıştır. Bu disiplinlerden biri olan farmakogenetik, gün geçtikçe öne-mi artan ve tıp dünyasına katkıları değer-li hale gelen bir alandır. Farmakogenetik,

bireye özgü genetik-metabolik profilin ilaç kullanımı üzerindeki etkisini, değişik ilaç-lara karşı cevabını ve bunlara bağlı olarak gelişebilecek toksisitenin nedenlerini ince-leyen bir alandır. ABD ve Avrupa’da, her sene etkin olamayan tedaviler için 100 mil-yar dolar harcandığı, 2 milyon kişinin gö-rülen yan etkiler nedeni ile hastaneye kal-dırıldığı, 1000’den fazla vakada önlenebilir ölümlerin ve 3 milyon vakada tıbbi hata-ların görüldüğü bilinmektedir. Medikal te-davi hastalık semptomlarını dikkate alarak belirlenmektedir. İlaç seçimi yapılırken hastanın genetik ve moleküler altyapısı ve verilen ilaçlarla ne şekilde etkileşeceği konusu çok önem kazanmaktadır. Farma-kogenetik çalışmalar doğru ilacın seçimine büyük ölçüde yardımcı olacaktır.

Bireyin ilaçları metabolize etmesi bazı enzimlerin aktivitesine ve çevre şartları-na bağlı olarak belirlenir (fenotip). Bu en-zimleri kodlayan genlerde meydana gelen mutasyon/polimorfizmler bu aktivitenin azalmasına veya artmasına neden olabilir ve dolayısıyla birey ilaçları yavaş veya hızlı metabolize eder duruma gelebilir. İlaç me-tabolizması için bireyler;• Hızlı Metabolizörler (EM)• Orta Hızlı Metabolizörler (IM)• Yavaş Metabolizörler (PM)• Ultra Hızlı Metabolizörler (UM) olarak 4 ayrı grupta incelenmektedir.

Farmakogenetik testler bireyin genotipi ile tedavi sürecinde ortaya çıkan fenotipik fark-lılıkları ilişkilendirerek, bireye özgü etkin ilaç seçimi ve doz tayininin yapılabilmesine olanak sağlamaktadır.

Farmakogenetik testlerin hem doktor hem de ilaç tedavisi alan birey açısından ve teda-vinin maliyeti bakımından sigortalar yönün-den birçok yararı söz konusudur:• Bu testler, bireyin genlerinde belirlenen

varyasyonlara bağlı olarak, hekimin re-çete öncesi tedavi dozunda ayarlamalara gitmesine ve ilaç tedavisinden optimum yararlanmasına olanak sağlayabilir.

• Testler aracılığı ile hekime ilaç-ilaç etkile-şimi hakkında bilgi verilebilir.

• Bireye ait genetik bilgiler ışığında, han-gi ilacın hasta için daha yararlı veya yan etkilerin görülmesi açısından daha zararlı olabileceği konusunda bilgi verilebilir.

• Hekim tarafından tedavi için verilen ilaç-ların güvenilirlik ve etkinliğini, dolayısıyla tedavi başarısını arttıran bir parametre ha-line gelebilir.

• Bireydeki genetik değişiklikler, aynı deği-şikliği taşıyan diğer aile fertlerinde de yol gösterici olabilir.Farmakogenetik testler psikiyatri, on-

koloji, gastroenteroloji ve kardiyovasküler hastalıklar gibi tıbbın bir çok alanında kul-lanılmaya başlamıştır. Laboratuvarımızda bu konuda gerekli altyapı kurulmuş ve test çalışması başlatılmıştır. Çalışmalar sonu-cunda elde edilen bilgiler ışığında kapsamlı değerlendirmeleri içeren kişiye ait rapor dü-zenlenmektedir.

Hastadan alınan kan materyali DNA analizi için Genetik Tanı Merkezimize gönderilir. Sonuç çıkma süresi 4-6 hafta-dır. Çoklu ilaç kullanımını gerektiren te-davilerde, bir ilaç, diğer ilacın metaboliz-masında indüksiyona neden olarak etkisini azaltabilir veya inhibisyona neden olarak toksisiteye zemin oluşturan durumlara ne-den olabilir. Verilecek raporlar, sitokrom P450 üzerinden gerçekleşecek ilaç-ilaç et-kileşimleri ile ilgili bilgiyi de içerecek şe-kilde hazırlanacaktır.

�laç Seçimi Sırasında Kullanılabilecek Yeni Bir Yaklaşım

Farmakogenetik

Farmakogenetik testler psikiyatri, onkoloji, gastroenteroloji ve kardiyovasküler hastalıklar gibi tıbbın bir çok alanında kullanılmaya başlamıştır.

Page 5: DUZEN BULTEN 10.2006 bas · kararlardır. Orhan Pamuk’la NTV’nin yaptı-ğı söyleşide Sn. Pamuk’un dediği gibi, Fran-sa’da alınan karar ile ödülün aynı zamana denk

Düzen Laboratuvarlar Grubu 5

Laboratuvarcılık alanındaki gelişmeleri yakından takip eden laboratuvarımızda farmakogenetik çalışmalar, Kanada’daki Genome Quebec Pharmacogenomics Center Laboratuvarı ile paralel olarak başlatılmıştır. Çalışılan parametreler aşağıda verilmiştir.

Hastalık Grubu �laç

Onkoloji

Urinotekan6-Merkaptopurin6-TioguaninTamoksifen

Psikiyatri

Zolpidem AmitriptilinSitalopramKlozapinTrazodonFluvoksaminNortriptilinParoksetinFluoksetinRisperidonNefazodonTioridazinImipraminDiazepamSertralinOlanzapin

Kardiyovasküler Hastalıklar

Hipertansiyon

Diyabet

GlimepiridIrbesartanLosartanWarfarinMetaprololMeksiletinRitmolFlekainid

Gastroenteroloji

OmeprazolLansoprazolPantoprazolRapebrazolAzothiopirine6-Mercaptopurine

Farmakogenetik alanında yapılan en kapsamlı ve güncel araştırma olan “HapMap” çalışması, Nature dergisinde yer almış ve insan DNA’sı üzerindeki anahtar bölgelerin tespit edilmesi amacıyla 269 insanın gen haritasının çizilmesi süreçlerini içermiştir. Sosyolojik ve coğrafik faktörlerin de gen yapısı kadar belirleyici olduğu hastalıkların oluşumunda, deneklerin Nijerya, Japonya, Çin ve Amerika’dan bir araya getirilmiş olması farklı etnik grupların profilini görmek açısından dikkat çekicidir. Gen haritasının çizilmesi ile birlikte, araştırmacılar diyabet, bipolar bozukluklar, kanser vb. önemli hastalıkları önleme, erken tanı ve tedavi süreçlerini öne alma yolunda yeni yaklaşımlar elde edilebilecektir.Farmakogenomik çalışmalar sayesinde genetik mühendisler tarafından sağlıksız hücre büyümesini önleyen ilaçlar da üretilmeye başlanmıştır. Bu sayede, kişinin hastalığının henüz ilk evrelerinde, normal dışı büyüme tespit edilebilirse, bireye yönelik, daha spesifik ve kişiselleştirilmiş bir tedaviye fırsatı doğacaktır. Lösemi ve kısmen romatoid artrit tedavisinde kullanılan MabThera/Rituxan adlı ilacın, bu doğrultuda çok değerli olduğu kanıtlanmıştır (www.drugresearcher.com).

HapMap Çalışması

Page 6: DUZEN BULTEN 10.2006 bas · kararlardır. Orhan Pamuk’la NTV’nin yaptı-ğı söyleşide Sn. Pamuk’un dediği gibi, Fran-sa’da alınan karar ile ödülün aynı zamana denk

6 Düzen Laboratuvarlar Grubu

“Her ölüm erken ölümdür” demiş ünlü şair Cemal Süreyya. Yine de hiçbir sağlık sorunu olmayan, genç bir insanın ani ölümü gibi bazı ölümler daha da erkendir. Özellikle sporcu-larda görülen ölümler konuya olan ilgiyi de arttırmaktadır. Bu nedenle bu gibi ölümlerin oluşma sıklığını azaltabilecek tarama testleri ve rutin sağlık kontrolleri oldukça önemlidir.

Gençlerde ani ölüm kavramı temelde “ani kalp durması” başlığı altında incele-nebilir. Kalp fonksiyonunun, solunumun ve bilincin ani ve beklenmedik kaybıyla ortaya çıkan bu tablo çok kısa zamanda, genellikle şikayetlerin başlamasından son-raki bir saat içinde gelişen tıbbi açıdan acil bir durumdur. Doğru ve acil müdahale ile sağ kalım sağlanabilir.

Ani kalp durması kalp krizi ile aynı şey değil-dir. Ani kalp durması genellikle kalbin pompa fonksiyonunu ve kalpten vücuda kan gönderil-mesini ani olarak bozan ciddi bir ritm bozuklu-ğu sonucu ortaya çıkar. Kalp krizi ise kalbi bes-leyen damarların (koroner arterlerin) ani tıka-nıklığı sonucu kalp kasına kan gidememesi ile karakterize bir durumdur. Ani kalp durmasının çoğunlukla altta yatan başka kalp hastalıklarına bağlı olabileceği unutulmamalıdır.

35 yaş ve altında ani ölüm görülme sık-lığı yıllık olarak yaklaşık 100.000’de 1’dir. Erkeklerde kadınlara göre daha sıktır. Er-

genlerde ve genç erişkinlerde spor aktivite-leri ani ölüm riski ile ilişkili görünmektedir. Spor aktivitesi doğrudan ölüm oranlarını arttırıcı bir faktör olarak kabul edilmese de, kalp hastalığı olan genç sporcularda egzersiz esnasında yaşamı tehdit eden ritm bozukluk-larının oluşma riski artmaktadır.

Ani ölüm için kimlerin olası aday oldu-ğunu saptayabilmek çok kolay olmasa da rutin sağlık kontrolleri mevcut risklerin sap-tanabilmesi ve takibi için şarttır. Ani ölüm nedenleri arasında ailevi nedenlere bağlı hastalıklar da yer aldığından ayrıntılı bir aile öyküsü çok önemlidir. Ailede açıklanama-yan ani bayılma, ani ölüm, kas güçsüzlüğü ve doğuştan sağırlık mutlaka sorgulanmalı-dır. Kişinin kendi özgeçmiş bilgileri önceden varolan sağlık sorunlarını aydınlatabilmek açısından değerlidir. Ani ölümle kaybedilen bireylerin birinci derece akrabalarına doktor kontrolünde EKG, Ekokardiyografi, Holter (24 saat veya daha uzun EKG monitorizasyo-nu) ve efor testi yapılması uygun olacaktır.

Genç sporculara, özellikle de atletlere öykü ve fizik muayenenin yanı sıra EKG’nin de yer aldığı kardiyovasküler taramanın ru-tin ve periyodik olarak uygulanması öneril-mektedir. Daha önceden ani kalp durması problemi yaşamış ve doğru acil müdahele ile yaşama dönmüş kişilerin de EKG, kalp en-zimleri, kan elektrolitleri, tiroid hormon test-leri, uyuşturucu ilaç testleri, akciğer garfisi, EKO, elektrofizyolojik testler, kalp sintigra-fisi, ejeksiyon fraksiyon testleri ve koroner kataterizasyon ile takibi gerekebilir.

Ani ölümlere toplum sağlığı açısından bakıldığında ilk yardım eğitiminin yay-gınlaştırılmasının bu konuda da bir katkı sağlayabileceği gerçeği özellikle akılda tu-tulmalıdır. Ayrıca sporcuların rutin sağlık kontrollerinin önemi de hiçbir zaman unu-tulmamalıdır. (www.mayoclinic.com)

Gençlerde Ani Ölüm

Ani ölüm için kimlerin olası aday olduğunu saptayabilmek çok kolay olmasa da rutin sağlık kontrolleri mevcut risklerin saptanabilmesi ve takibi için şarttır.

Ani kalp durmasında ortaya çıkan bulgular çok hızlı gelişir ve tablo ürkütücüdür. Bu tabloda;

• Bilinç kaybı ortaya çıkması

• Nabzın durması

• Solunumun durması

• Ani bayılma, düşme

Ani Kalp Durması Nedenleri

• Kalp ritm bozuklukları: Ventriküler taşikardi, ventriküler fibrilasyon, ciddi bradikardi. Uzamış ve ciddi ritm bozuklukları çoğu zaman normal, sağlıklı kalp fonksiyonları olan bir insanda tetikleyici bir faktör (elektrik şoku, uyuşturucu ilaç kullanımı) olmadan ortaya çıkmaz.

• Koroner arter hastalıkları: Sorun kalbi besleyen damarlardadır.

• Konjenital kalp hastalıkları

• Kardiyomyopati: Kalp kasında anormallik ile seyreden, dolayısıyla kalp dokusunda hasara yol açan klinik tablolar ile karakterizedir.

• Kalp kapak hastalıkları: Özellikle kalpten çıkan ana damar olan aortun kapağındaki darlık kanın kalpten vücuda akışını engelleyerek ani ölüm nedeni olabilir.

• Elektrofizyolojik bozukluklar: Kalbin elektriksel iletim sisteminde problem vardır: Uzamış QT sendromu, Wolf Parkinson White Sendromu bu grupta sayılabilir.

Page 7: DUZEN BULTEN 10.2006 bas · kararlardır. Orhan Pamuk’la NTV’nin yaptı-ğı söyleşide Sn. Pamuk’un dediği gibi, Fran-sa’da alınan karar ile ödülün aynı zamana denk

Düzen Laboratuvarlar Grubu 7

Ünlü ressamlar Rubens, Rembrandt ve Breugel’in tablolarında, yaşadıkları dönemin estetik değerlerine tanıklık eden dolgun hatlı hanımlar, yirminci yüzyılda estetik ve güzellik arenasındaki yerlerini daha ince hatlı hemcinslerine bıraktılar. Geçirilen iki büyük dünya savaşı, kadınların çalışma hayatında daha aktif yer alması, değişen beslenme ve yaşam tarzı alışkanlıkları, moda akımları gibi pek çok faktör, bu yeni güzellik kavramının oluşumunu pekiştirdi.

Özellikle 1970’lerin tarz ikonu haline gelen manken Twiggy ile neredeyse “hastalıklı bir zayıflık imgesi” kollektif bilinçaltının özeni-len hedefine dönüştü. Modanın medya ola-naklarını kullanarak insanlara ve toplumlara yaşam tarzı alışkanlıkları dayatması sonu-cunda, genç kuşaklar “sıfır beden” manken-leri sağlıklı, güzel ve mutlu olmanın tek yolu gibi algılamaya başladılar. Ergenlerde, özel-likle de genç kızlarda anoreksiya ve bulimiya adı verilen, yeme bozukluğu ile karakterize hastalıkların görülme sıklığı her geçen gün biraz daha arttı. İlk kez bu yıl Madrid, Barce-lona, Milano ve Edingburgh’da düzenlenen uluslararası moda gösterilerinde yerel yöne-ticiler tarafından belli beden ölçüsünün al-tındaki mankenlerin podyuma çıkmalarının yasaklanmasıyla “zayıflık” imgesinin top-lumsal boyutu bir kez daha gündeme geldi.

Anoreksiya ve BulimiyaBu iki bozukluk da temelde yemek olgusu-na ve zayıf olmaya odaklıdır. Refah düzeyi-nin yüksek, yemek olanaklarının çeşitli ve bol olduğu, göze hoş görünmenin zayıf bir vücut yapısı ile paralel düşünüldüğü batı toplumlarında, kentsel alanlarda daha çok gözlenmektedir. 12-25 yaş arası genç kızlar, göz önünde olan bazı meslek grupları (man-kenler, modeller, sahne sanatçıları, hostes-ler vb.) özellikle risk altındadır. Bu yeme bozukluklarına sahip bireylerin ailelerinde depresyon, obesite, alkolizm gibi sorunlara rastlanma olasılığı anlamlı ölçüde yüksektir. Bu durum genetik yatkınlıkla ilgili olabilece-ği gibi aile içi bireylerde karşılıklı etkileşim

yoluyla birbirine benzer davranışların varlı-ğıyla da açıklanabilir.

Anoreksiyalı bireyler, vücut ağırlıkları yaş-ları ve boylarına göre normalden daha düşük olmasına karşın, kilo fazlalıkları olduğunu dü-şünürler. Bu düşünce hastalarda ölümcül so-nuçlara varabilen davranış değişikliklerine yol açar. Hastalar yiyecek alımlarını ciddi oranda kısıtlayarak veya aşırı egzersiz yaparak, vücut ağırlıklarını kontrol altında tutmaya çalışırlar.

Bulimiya sorunu olan hastalar ise yedik-lerini kusarak, müshil ya da lavman kulla-narak çıkartırlar. Yedikleri yemek çok bol miktarda olabileceği gibi bir parça şeker gibi az miktarda da olabilir. Bulimiyalı hastalar yeme dürtülerini kontrol edememekte, ye-mek yedikten sonra da suçluluk duymakta-dırlar. Bulimiyalı hastaların kiloları normal ya da normale yakın olabilir. Yeme bozuk-luğu olan hastalar, dönem dönem hem ano-reksiyaya, hem de bulimiyaya ait davranış özelliklerini sergileyebilirler.

Yeme bozukluğu olan hastalarda kilo kay-bının yanı sıra başka fiziksel bulgular ve ruh-sal davranış değişiklikleri de dikkat çeker. Yorgunluk, baş dönmesi, göz kararması, cilt kuruluğu, tırnaklarda ve saçlarda zayıflık, kı-rılma, saçlarda dökülme, düşük kan basıncı, sıvı alım azlığına bağlı susuzluk belirtileri, osteoporoz, kadınlarda adet düzensizliği ve adetten kesilme görülebilir. Ayrıca bulimiya-lı hastalarda kişinin kendi tarafından tetikle-nen kronik kusma eylemlerine bağlı olarak ağız boşluğunda deformasyonlar, tükürük bezlerinde genişleme, el parmaklarında diş izleri gibi bulgular gözlenebilir.

Bu hastalıkların psikiyatrik bozukluklar olduğu hiçbir zaman unutulmamalıdır. Ano-reksiyalı hastalarda yemeyi red, açlığı inkar, aşırı egzersiz daha ön planda iken bulimiyalı hastalar yemekle aşırı ilgili olup gizli saklı ye-mek tüketip kusmak ve suçluluk duyguları ön plandadır. Anoreksiyalı ya da bulimiyalı has-talarda duygulanım eksikliği, konsantrasyon güçlüğü gibi şikayetler de tabloya eşlik eder.

Yeme bozukluklarında multidisipliner bir yaklaşım ve psikolojik destek tedavi öncelikli yaklaşım olmalıdır. Anoreksiyanın ölümcül bir hastalık olduğu ve hastaların tedaviden kaçma eğilimi unutulmamalıdır. Aşırı kilo

kaybı olan kişilerin hastanede tedavi görme-si, tedaviye hastanın katılımının sağlanması şarttır. Kişinin yeme davranışı üzerine kuru-lu yanlış düşünce tarzının değiştirilmesine, benlik algısına yönelik olumsuz algısının düzeltilmesine öncelik verilen davranışçı te-rapiler tedavide tercih edilir. İlaç tedavisinde ise antidepresanlardan yararlanılır.

Günümüzde obesitenin zararları sürekli vurgulanıp, insanların zayıflamaya yönelmesi gerektiği vurgulanırken, bazı insanların zayıf-lamak için midelerine kelepçe taktırmak dahil her yolu denemesi ve “sıfır beden”e inmeye çalışması bir çelişki gibi görülse de, beslenme bozukluklarının her türünün insan sağlığı için ne kadar büyük bir sorun olduğu daha iyi an-laşılmaktadır. Bu tip hastalıklar göstermekte-dir ki, çocukluktan itibaren sağlıklı beslenme alışkanlıklarının kazandırılması toplum sağlı-ğı açısından büyük önem taşımaktadır.

ZayıflamakAma Nereye Kadar?

illüstr

asyo

n: ça

ğlar

töng

ür /

3tas

arım

Page 8: DUZEN BULTEN 10.2006 bas · kararlardır. Orhan Pamuk’la NTV’nin yaptı-ğı söyleşide Sn. Pamuk’un dediği gibi, Fran-sa’da alınan karar ile ödülün aynı zamana denk

www.duzen .com.t re-mail : [email protected]

Hazırlayanlar

Dr. Murat Öktem

Yalçın Yıldız

Dr. Özlem Aker

Dr. Serpil Eraslan

Emine Tokalı

Grafik Tasarım3tasarım www.3tasarim.com

AnkaraTunus Caddesi No: 95 06680Tel: 0.312.468 70 10 Faks: 0.312.427 81 74

Atatürk Bulvarı No: 237/39 06680Tel: 0.312.468 95 41 Faks: 0.312.426 99 56

Mithatpaşa Cad. No: 16/15 06420Tel: 0.312.433 29 24 Faks: 0.312.434 09 70

�stanbul

Avrupa Yakası 2. Taşocağı Cad. No: 8 MecidiyeköyTel: 0.212.272 48 00 Faks: 0.212.272 48 04

Anadolu YakasıBağdat Caddesi Gündüz Apt. B Blok No: 160/7 Selamiçeşme KadıköyTel: 0.216.302 97 93 Faks: 0.216.363 51 88

AdanaAtatürk Bulvarı No: 34/2 01120Tel: 0.322.454 49 01 Faks: 0.322.457 55 05MersinAtatürk Caddesi 4303 No: 25 ÇamlıbelTel: 0.324.237 59 59 Faks: 0.324.239 02 95

BursaBozkurt Cad. Raca Apt. No: 18 Altıparmak 16050 Tel: 0.224.225 56 80 Faks: 0.224.225 56 84

Ü C R E T S İ Z D A N I Ş M A H A T T I

☎ 0800 314 73 93

15. Klinik Biyokimya Günleri 3-5 Kasım 2006 Tarihlerinde

Klinik laboratuvarcılık sektöründeki sorunların, son gelişmelerin ve rutin uygulamada karşılaşılan problemlerin tartışılacağı toplantıya tüm Türkiye ve KKTC’den 100’ü aşkın laboratuvar sahibi veya işletmecisinin katılması beklenmekte. Laboratuvarlar arası uyum ve karşılaştırma programları, otoantikorlar, elektroforez, infertilite, kanser genetiği ve tümör markerları gibi konuların ele alınacağı toplantı programına www.duzen.com.tr adresinden ulaşabilirsiniz.

Eğitim Bizim �çin Önemli

Geçtiğimiz aylarda laboratuvarımızın kurucu ve yöneticisi Dr.Yahya Laleli iki ayrı kongrede konuşmacı olarak yer aldı. Eylül ayında Antalya’da yapılan ve Kurucu Başkanı Olduğu Viral Hepatit derneği’nin 8. Kongresi’nde “Viral Hepatitlerle Savaşımda Derneklerin Rolü” konulu sunumunun yanında, derneğin topluma yönelik bilgilendirme ve kontrol veri takibi fonksiyonlarının etkinleştirilmesi için yeni uygulama alanları ve yaklaşımların yer alması planlandı. Dr.Laleli, yine aynı ay içinde �zmir’de Kimya Mühendisleri Odası tarafından organize edilen ve “TBMM yenilebilir yağlar komisyonu” ve ilgili milletvekillerinin de katıldığı “Ulusal Zeytin ve Zeytinyağı Sempozyumuda”

zeytinyağın sağlık üzerine genel pozitif etkileri, özel üretimlerin antienflamatuvar ve açlık geni üzerindeki etkileri ve bu etkilerin elde edilebilmesi için üretimin nasıl yapılması gerektiği konusundaki bildirisini sundu.

“Türkiye’de Kalite Altyapısının Desteklenmesi” adlı AB projesinin bir ayağı olan “Yeterlilik Testleri

ve Laboratuvarlar Arası Karşılaştırmalar” programında laboratuvarımız uzmanlarından Dr.Murat Öktem eğitmen olarak görev aldı. Eylül ayında �stanbul’da yapılan eğitimde tekstil, alüminyum, gıda, çevre ve veterinerlik sektörlerinden katılımcılara yeterlilik testleri programlarının oluşturulması ve yürütülmesi hakkında eğitim verildi. Bu konudaki eğitimin devamı Aralık ayı içinde Ankara’da yapılacak.Laboratuvarlar arası uyumu arttırmak amacıyla 5 yıldır düzenlediğimiz “Laboratuvarlar Arası Karşılaştırma Programı” kapsamında 19.dönem örnekler 120’yi aşkın laboratuvara gönderildi. Biyokimya, Hematoloji ve Periferik yayma bölümlerinden oluşan programa önümüzdeki dönemden itibaren Mikrobiyoloji bölümü de eklenecek.

Kemik Sağlığınızı Daha �yi Takip Edebilmek �çin

Osteoporozun tanı ve takibinde kemik mineral dansite ölçümünün önemi tartışılmaz. Kemik erimesinin tanısına büyük önem veren laboratuvarımızda yeni BMD cihazı kullanıma girdi. Hologic Discovery cihazı ile kemik mineral dansite ölçümü ve vertebral kırık değerlendirmesi birarada yapılacak. Bu cihaz sayesinde daha hassas ve doğru görüntülerin elde edilmesi ve tedavi etkinliğinin daha kısa sürede belirlenebilmesinin yanı sıra, kırık risklerinin değerlendirmesi de daha kesin bir şekilde yapılacak ve ayrıntılı bir biçimde rapor

edilebilecektir. Bu sistemde ölçüm değerleri ve birimleri korunduğu için eski veriler sağlıklı bir şekilde mukayese için kullanılmaya devam edebilecektir.

Çevre ve Gıda Laboratuvarları

DAP’dan (Almanya Akreditasyon Kurumu) 2005 yılında akreditasyon

alan çevre ve gıda laboratuvarlarında da gelişmeler oldu. Personel, donanım ve kapasite yönünden genişletilen her iki bölümde de çok değişik sektörlere cevap verecek şekilde kapsam genişletildi. Çevre laboratuvarının ruhsatı yenilenirken, gıda laboratuvarı için yeni yerleşim ve hizmet alanları için yapılan müracaatta yerleşim onayı alındı. Hizmet verdiğimiz alanları web sayfamızdan takip edebilirsiniz.

Akreditasyon Kapsamı Genişliyor

2004 yılı Haziran ayında klinik laboratuvarcılık alanında ilk akreditasyonu alan laboratuvarımız, akreditasyon kapsamını da

her yıl genişletmekte. Bu kapsamda bu yıl Mikrobiyoloji bölümümüzün de akreditasyon kapsamına alınması için başvuru yapıldı. Kasım ayındaki rutin yıllık akreditasyon denetimi sırasında bu başvuru TÜRKAK tarafından değerlendirilecek. Bundan sonraki hedefimiz ise �stanbul şubemizin akredite olması.

Laboratuvardan Haberler

Hologic Discovery