30

Fârâbî’nin ahlak anlayışı

Embed Size (px)

Citation preview

Page 1: Fârâbî’nin ahlak anlayışı
Page 2: Fârâbî’nin ahlak anlayışı

Fârâbî’nin Hayatı, Eserleri ve Felsefesi      Tam adı, Ebû Nasr Muhammed b. Muhammed b. Tarkhan b. 

Uzluğ b. Turhan el-Fârâbî et-Türkî’dir . Türkistan’ın Farab şehri yakınlarındaki Vesiç’te yaklaşık 258 (871) yılında doğmuş. Aldığı ilk tahsilin temeli dini eğitim ve dil bilimleriydi; fıkıh, tefsir ve hadis okudu. Türkçe ve Farsça’nın yanı sıra Arapça’yı öğrendi. İslam Felsefe geleneğinin en parlak temsilcilerinden biri olan Fârâbî ilmi ve felsefi disiplinlerin hepsine dair çalışmalarda bulunmuştur. Hem felsefe ile din arasında hem de felsefenin alt disiplinleri arasında bir birlik ve uyum oluşturmaya çalışmıştır 

Page 3: Fârâbî’nin ahlak anlayışı

• Mantık alanındaki başarısı onun Aristoteles’ten sonra “İkinci Muallim” (Mu’allim-i Sanî) olarak anılmasını sağlamıştır. Fârâbî, Türk eğitim tarihinde ilk kez doğrudan eğitime ilişkin görüşler ileri sürdüğü bilinen düşünürdür. Fakat onun eğitim görüşleri sistemli olarak incelenmediğinden birçok yazar onu bir eğitimci olarak değil sadece bir filozof ve düşünür olarak görür. Fârâbî, Bağdat’ta yirmi yıl geçirdikten sonra Halep’e gitti. Sarayda ilim adamı ve hakikat arayan birisi olarak ilk ve en başta gelen bir kişi olarak yaşadı. Fârâbî 337’de Mısır’a kısa bir seyahat yaptıktan sonra Dımeşk’e döndü ve 339/950 yılında vefat etti.

Page 4: Fârâbî’nin ahlak anlayışı

• El- Fârâbî, “Gökyüzünün Hareketi” adlı çalışmasını ve psikoloji alanında “Ruh Hakkında”, “Ruhun Gücü Hakkında”, “Çokluk ve Teklik Hakkında”, “Akıl ve Bilinç” tezlerini yazdı. Bu eserlerin bir kısmı Latince’ye çevrildi ve XVII. yy.a kadar geldi. El- Fârâbî, yakındoğuda ünlü olan müzik eserleri de verdi. Fârâbî’nin günümüze kadar gelen eserlerinden bazıları şunlardır; Ârâu ehli’l medineti’l fâdıle, es-Siyasetü’l-medeniyye, Kitâbü’l-Mille, Tahsîlü’s-saâde, Felsefetü Aristotâlis ve Felsefetü Eflâtûn.

Page 5: Fârâbî’nin ahlak anlayışı

• Fârâbî’nin felsefesinin merkezini siyaset felsefesi oluşturmaktadır; ahlâk veya ahlâk felsefesi ise siyaset felsefesine tabidir. Ahlâk bireyin mutluluğu ile, siyaset ise toplum mutluluğu ile ilgilenir. 

Page 6: Fârâbî’nin ahlak anlayışı

Fârâbî’nin Ahlak Anlayışı

Page 7: Fârâbî’nin ahlak anlayışı

    Fârâbî, kendileri ile, milletlerin ve şehirlerin bu hayatta dünya mutluluğu ve öteki hayatta üstün mutluluğu elde ettikleri insani nesneleri dörde ayırır. Bunlar:

    1) Nazari erdemler    2) Düşünme erdemleri     3) Ahlâkî erdemler    4) İşlek (ameli) sanatlardır.

Page 8: Fârâbî’nin ahlak anlayışı

  Fârâbî, tüm bu insani nesnelerin birbirinden ayrılmamaları gerektiği, aksi takdirde bunların eksik ve sakat olacaklarını düşünüyor. 

     

Page 9: Fârâbî’nin ahlak anlayışı

En güçlü düşünme erdemiyle en güçlü ahlâkî erdemi birbiriyle bağlantılı görüyor. Burada sadece ahlâkî erdemler üzerinde duracağız. 

Page 10: Fârâbî’nin ahlak anlayışı

   Ahlâki erdemler (fazilet) ve aşağılıklar (rezilet) ancak belirli bir huydan doğan eylemlerin, belli bir zamanda defalarca tekrar edilmesi ve ona alışık hale gelmesiyle, insanda meydana gelir ve yerleşir. Bu sebeple huyun değişmesi zordur. Bu huylar, iyiyseler erdem; kötüyseler aşağılık olacaklardır.

Page 11: Fârâbî’nin ahlak anlayışı

   Fârâbî, birçok milletin, bir milletin veya bir şehrin başına ortak bir olay geldiğinde, onların ortak (erdemli) faziletli amaçları için en faydalı olan nesneyi iyice keşfetmeyi sağlayan bir düşünme erdemi (fazileti) olduğunu söylüyor. Ona göre, bir erdemli amaç için en faydalı olan ile en güzel olan arasında fark yoktur. Bu düşünme erdeminin siyasi bir düşünme erdemi olduğunu ifade eder.

Page 12: Fârâbî’nin ahlak anlayışı

    Siyasi (düşünce) erdemler ile ahlaki erdemler arasında karşılıklı bir etkileşim vardır. Bir yandan siyasi (düşünce) erdemlerinin gerçekleşmesi ahlâkî erdemlerin miktarıyla doğru orantılı iken, diğer yandan siyasi lider kadronun yönetim tarzları ve öncelikleri bireylerin hayattaki gayelerini ve ahlâklarını belirleyebilmektedir.

Page 13: Fârâbî’nin ahlak anlayışı

   Fârâbî, ahlâkî erdemleri ve aşağılıkları belirli bir huydan oluşan eylemlerin tekrar edilmesiyle alışkanlıkla yerleşmesinden dolayı huyların değiştirilemeyeceğini düşünüyor. Ahlâkî erdemleri ve aşağılıkları, huyların iyi olup olmamasına bağlıyor. Ona göre faziletli amaç için en faydalı nesne düşünme erdemiyle birlikte keşfedilir.

Page 14: Fârâbî’nin ahlak anlayışı

    Fârâbî, düşünce erdemlerine örnek olarak, hikmet, akıllılık, anlayış yetkinliği gibi erdemleri sıralar. Ahlâkî erdemler, ise iffet, yiğitlik, cömertlik ve adalet gibi istekle ilgili olan erdemlerdir. Bu erdemlerin ise alışkanlık ile edinildiğini söylüyor. Bu sebeple ahlâkî erdemlerin kazanılmasını düşünce erdemlerinde olduğu gibi insani bir çabayı gerektirdiğini belirtiyor.

Page 15: Fârâbî’nin ahlak anlayışı

     Fârâbî, araştırılan nesnenin, ister insanın kendisi 

için arzuladığı gerçek bir iyi, ister başkasının sahip olmasını istediği gerçek iyi veya onu arzulayacak kimse tarafından iyi olduğuna inanılan bir nesne olsun, bu en faydalı, en güzel olanın ve iyi erdemli bir amacın kendisiyle araştırıldığı bir erdeme sahip olan kimsenin ahlâkî bir erdeme sahip olmadan bu güce sahip olamayacağını düşünüyor. Erdemin, ahlâkî davranışları ve işleri, düşünme gücünün en faydalı ve en güzel olanı keşfetme kabiliyeti olduğu ölçüde gerçekleşeceğini düşünüyor.

Page 16: Fârâbî’nin ahlak anlayışı

    Fârâbî’ye göre doğru, şeylerin zihnin dışında, zihinde inanıldığı şekilde bulunmasıdır. Kişinin ilk inancı hakkında herhangi bir inanç alındığında, bu inanç, onun nezdinde ilk inançtan farklı olamaz ve bu, sonsuza kadar böyle devam eder. Fârâbî bunu zorunlu kesinlik olarak tanımlıyor. Zorunlu olmayan kesinliğin ise değişmesi ve böylece          –zihinde bir eksiklik meydana gelmeksizin- yanlış olması mümkündür. Zorunlu olmayan kesinin mukabilinin varlığı, olası yanlıştır. Zorunlu olanın mukabili ise, varlığının imkânsız yanlış olduğunu belirtiyor. Yanlışın bir kısmının mümkün olmadığını bir kısmının ise mümkün olabileceğini ifade ediyor.

Page 17: Fârâbî’nin ahlak anlayışı

    Fârâbî, uzun bir süre geçmeden değişmeyen ve birçok millette, bütün bir millette veya bütün bir şehirde ortak olan amaçlara göre en faydalı ve en güzel olanın kendisiyle keşfedilen düşünme erdemi, ortak bir olay karşısında en olgun reisliğe (nüfuz’a) ve en büyük kuvvete sahip olursa, onunla beraber bununla (ahlâkî) erdemlerin hepsinden en üstün nüfuza ve en büyük kuvvete sahip olacaklarını ifade ediyor. Bunu, her ne kadar kısa süreli muvakkat olsa da, ortak bir amaç için en faydalı olanın kendisiyle iyi araştırmayı sağlayan düşünme erdemi takip eder; onunla beraber bulunan (ahlâkî) erdemler ona göre kıyaslanabilecektir.

     

Page 18: Fârâbî’nin ahlak anlayışı

     Fârâbî, Tenbih Ala Sebili’s-Sa’ade adlı eserinde, insanın arzuladığı her yetkinliğin ve amacın, iyi olduğu için arzulandığını ifade ediyor. Kesinlikle her iyinin tercih edilebileceğini söylüyor. Herkes kendisinin kesin olarak mutluluk olduğunu düşündüğü şeyin, en çok tercih edilen, en üstün ve en yetkin “iyi” olduğuna inandığını belirtiyor. 

O, sonunda amaçlarla beraber tek sanatlarla, tek tek evler halkı olarak tek tek insan varlıklarıyla ilgili olan düşünme erdemlerine gelineceğini bunların da onlara göre kıyaslanabilen (ahlâkî) bir erdemle beraber bulunduklarını belirtiyor. İnsanlar amaçları, iyi olduğu için arzular. En üstün iyinin mutluluk olduğuna inanıldığı için kişilerin mutluluk olarak düşündükleri şeyler en çok tercih edilendir.

Page 19: Fârâbî’nin ahlak anlayışı

    Fârâbî hangi erdemin olgun ve en kuvvetli erdem olduğunun araştırılması gerektiğini düşünüyor. Hangi erdemin kuvveti bütün erdemlerin kuvvetine eşit olmalıdır ki en kuvvetli erdem olsun. Bu erdem, insan, onun işlerini yapmaya karar verdiği zaman diğer bütün erdemlerin işlerini kullanarak onları yapabileceği bir erdemdir. İnsanların, diğerlerince sahip olunan erdemlerin işlerini kullandığı bir erdem ahlâkî bir erdem olacaktır.

Page 20: Fârâbî’nin ahlak anlayışı

    Fârâbî, Fusulu’l-Medeni ve Tenbih Ala Sebili’s-Sa’ade adlı eserlerinde iyi ahlakın meydana getirilmesini sağlıklı olmaya benzetiyor. Sağlıklı olmak için yenilen şeylerin orta derecede olduğu durumda sağlıklı olunabildiği ve fazla ya da eksik olduğu durumda sağlıklı olunmadığı gibi, iyi ahlâk da ahlâk elde edilen eylemlerin orta derecede olması durumunda iyi ahlak gerçekleşecek eylemler, mutedillikten uzaklaşıp alışkanlık haline gelirlerse iyi ahlâkı meydana getirmez.

Page 21: Fârâbî’nin ahlak anlayışı

   Fârâbî eylemlerin orta halini, cesaret, cömertlik, iffet, incelik, sadakat ve dostluk olarak sıralar. Bu örnekler pratik yetkinliğin ilk örnekleri olarak ahlaki davranış olarak yol gösterici ve karşılaştırma ölçütü olarak iş görürler.

Page 22: Fârâbî’nin ahlak anlayışı

   Fârâbî’ye göre düşünme erdemine sahip olan bir kişi ahlâkî erdemlerin düşünme erdemlerine sahip olmaz. Eğer düşünme erdemi tek ise doğuştan iyilikler olan erdemleri keşfetme yeteneği olan kişiler bile sadece bu erdemle iyi olamazlar. Eğer kişi iyi değilse, kendileri veya diğer insanlar için iyiyi isteyemezler.

Page 23: Fârâbî’nin ahlak anlayışı

    Fârâbî, düşünce erdeminin tek başına olduğu durumda ahlaki erdemi keşfetmenin imkânsız olduğuna inanıyor. Eğer kişide düşünme erdeminin ve ahlâkî erdemin ikisi de varsa, düşünce erdemi ahlaki erdemi keşfedemez. Çünkü beraber iseler, düşünme erdeminin ahlâkî erdemi keşfetmemesi gerekir. Düşünce erdemi ahlâkî erdemi keşfederse, bu, düşünce erdeminin ahlâkî erdemden ayrı olmasını gerektirir. Bu sebeple düşünce erdeminin kendisi ya iyilik erdemidir ya da düşünme gücü tarafından keşfedilen ahlâkî erdemden farklı başka bir erdem olduğu düşünülmelidir.

Page 24: Fârâbî’nin ahlak anlayışı

    Düşünme kuvveti sayesinde iyi amaçlar ve bu amaçlara götürecek araçlar tespit edildiğinde, bunun adı düşünme erdemi olur. Bunun sayesinde erdemli bir amaca yönelik en yararlı olan şeyler keşfedilir. Düşünce kuvveti ile iyi işlere yönelen bir kimsenin ahlâkî erdemlere sahip olması gerekir. Çünkü ahlâkî erdemlere sahip olmayan bir kişi kendisi ve başkaları için iyiyi isteyemez. Yani insanlar düşünme kuvvetiyle iyi işlere yönelirlerse ahlâkî erdeme sahiptirler. Eğer ahlâkî erdeme sahip değillerse kendileri ve başkaları için iyiyi isteyemezler.

 

Page 25: Fârâbî’nin ahlak anlayışı

    Fârâbî, nazari erdemin, en yüksek düşünme erdeminin, en yüksek ahlâkî erdemin ve en yüksek sanatın doğuştan teçhiz edilmişlerde bulunduğunu söylüyor. Bunların pek büyük bir kabiliyet, üstün tabiatlara sahip insanlar olduğunu düşünüyor. Fârâbî, milletlere ahlâkî erdemleri ve iş sanatlarını var etmenin yönteminin eğitim olduğunu ifade eder.

Page 26: Fârâbî’nin ahlak anlayışı

• Sonuç  Erdemli bir amaç için faydalı ve güzel olan farklı 

değildir. Faydalı olan mecburen erdemli bir amaç için ve 

faziletli bir amaç için en faydalı olan, en güzeldir.

Ahlâkî erdemi baş erdem olarak görür.Ahlâkî davranışları ve işleri, düşünme gücünün 

en faydalı ve en güzel olanı keşfetme yeteneği ne kadar ise erdemin de o ölçüde olduğunu belirtir.

Page 27: Fârâbî’nin ahlak anlayışı

    Fârâbî tüm insani nesneleri birbiriyle bağlantılı görmekle birlikte düşünce erdemiyle ahlâkî erdemi birbirinden ayırmıyor. Doğuştan var olan ve iradeyle birlikte bulunan ahlâkî erdemler kendisiyle keşfedilen bir düşünme erdemi ile beraber olmalıdır. En üstün düşünme gücüyle birlikte bulunan en yüksek insani ahlâk erdemine benzer bir erdeme doğuştan eğilimli bazı insanların olması gerekir. Herhangi bir insan ahlâkî erdeme sahip olamaz.

Page 28: Fârâbî’nin ahlak anlayışı

Yararlanılan Kaynaklar • Akyüz, Yahya. “Fârâbî’nin Türk ve Dünya Eğitim Tarihindeki 

Yeri” http://dergiler.ankara.edu.tr/dergiler/40/512/6288.pdf adresinden 01.06.2009 tarihinde indirilmiştir.

• Arkan,Atilla.“ Fârâbî’nin Gözüyle Ahlak-Siyaset İlişkilerinin Analizi” Adapazarı:Sakarya Üniversitesi İlahiyat Fakültesi,ss.387-396. http://www.etikturkiye.com/etik/siyasetetik/1AtillaArkan.pdf adresinden 01.06.2009 tarihinde indirilmiştir.

• Aydın, İnayet. Eğitim ve Öğretimde Etik. Ankara: Pegem A Yayıncılık, 2006.

 

Page 29: Fârâbî’nin ahlak anlayışı

• Fârâbî. Fârâbî’nin Üç Eseri. (Çeviren: Hüseyin Atay). İstanbul: Morpa Kültür Yayınları, 2008a.

• Fârâbî. Kitabu’l-Burhan. (Çevirenler: Ömer Türker ve Ömer Mahir Alper). İstanbul: Klasik Yayınları, 2008 b.

• Pieper, Annemarie. Etiğe Giriş. İstanbul: Ayrıntı Yayınları, 1999.• Kuyurtar, Mehmet. “İbni Haldun’un Ahlak Hakkındaki Görüşleri” 

Yayınlanmamış Yüksek Lisans Tezi, İzmir: Ege Üniversitesi Sosyal Bilimler Enstitüsü, 1992.

• Özgen, Mehmet Kasım. Fârâbî’de Mutluluk ve Ahlak İlişkisi. İstanbul: İnsan Yayınları, 1997.

• Yılmaz, Münevver Mücahide.“ Fârâbî’de Siyaset-Ahlak İlişkisi” Yayınlanmamış Master Tezi, Ankara: Gazi Üniversitesi Sosyal Bilimler Enstitüsü,2006.

• El- Fârâbî Milli Devlet Üniversitesi. Felsefe Kolu. http://mimoza.marmara.edu.tr/~avni/dersbelgeligi/felsefekolu/farabi.htm adresinden 01.06.2009 tarihinde indirilmiştir.

 

Page 30: Fârâbî’nin ahlak anlayışı

Bizi Sabırsızlıkla dinlediğiniz için

Teşekkür Ederiz.Saygılar…

Nazlım & Atalay & Gündüz• Dr. Hasan OCAK hocamıza bu fırsatı verdiği için ayrıca

teşekkür ederiz.