GÜNEŞ ENERJİSİ İLE HİDROJEN ÜRETİMİ - 090704021 - Fatih ÇELİK

Embed Size (px)

Citation preview

  • 8/13/2019 GÜNEŞ ENERJİSİ İLE HİDROJEN ÜRETİMİ - 090704021 - Fatih ÇELİK

    1/55

  • 8/13/2019 GÜNEŞ ENERJİSİ İLE HİDROJEN ÜRETİMİ - 090704021 - Fatih ÇELİK

    2/55

    I

    TEŞEKKÜR  

    Bitirme ödevimin konusunun seçiminde ve çalışmalarım süresince  bilgi veyardımlarını esirgemeyen bitirme ödevi yöneticim sayın hocam Doç. Dr. KadirBAKIRCI’ ya en içten teşekkürlerimi sunarım. 

    Fatih ÇELİK  

  • 8/13/2019 GÜNEŞ ENERJİSİ İLE HİDROJEN ÜRETİMİ - 090704021 - Fatih ÇELİK

    3/55

    II

    İÇİNDEKİLER  

    TEŞEKKÜR  .................................................................................................................... I

    1. GİRİŞ ........................................................................................................................... 1

    1.1. Genel Bilgiler  ............................................................................................................. 1

    1.1.1. Güneş Enerjisi ile İlgili Temel Bilgiler  ................................................................... 1

    1.1.2. Hidrojen ile İlgili Temel Bilgiler  ............................................................................ 2

    1.1.2.1. Hidrojenin Özellikleri .......................................................................................... 3

    1.2. Yakıt Olarak Hidrojen ................................................................................................ 4

    1.3. Hidrojenin Kullanıldığı Alanlar  ................................................................................. 7

    1.3.1. Kimyasal Madde Olarak Kullanıldığı Alanlar  ........................................................ 7

    1.3.2. Yakıt Olarak Kullanıldığı Alanlar  ........................................................................... 8

    1.4. Çalışmanın Amacı ve Kapsamı .................................................................................. 8

    2. GÜNEŞ ENERJİSİNDEN HİDROJEN ÜRETİMİNİN

    SINIFLANDIRILMASI .......................................................................................... .12

    2.1. Fotovoltaik Yöntemle Hidrojen Üretimi ................................................................. 13

    2.1.1. Fotovoltaik Sistemin Genel Bölümleri.................................................................. 15

    2.1.2. Fotovoltaik Teknolojisinin Dünyadaki Durumu ................................................... 17

    2.2. Fotoelektrokimyasal Hidrojen Üretimi .................................................................... 20

    2.2.1. Fotoelektrokimyasal Yöntem ile Hidrojen Üretimi .............................................. 20

    2.2.2. Fotoelektroliz Sistem Tasarımı ............................................................................. 22

    2.2.3. Fotoelektrolizin Hidrojen Ekonomisi Üzerine Etkisi ............................................ 23

    2.3. Fotobiyolojiksel Hidrojen Üretimi ........................................................................... 24

    2.3.1. Direk Biyofotoliz .................................................................................................. 25

    2.3.2. İndirek Biyofotoliz ................................................................................................ 27

    2.3.3. Foto-Fermantatif Prosesler  .................................................................................... 28

    2.3.4. Karanlık Fermantasyon ......................................................................................... 31

    2.4. GüneşEnerjisi Destekli Yüksek Sıcaklık Hidrojen Üretimi ..................................... 33

    2.4.1. Güneş Termoliz .................................................................................................... 33

    2.4.2. Güneş Termokimyasal Çevrimler  ........................................................................ 34

    2.4.3. Güneş Karbonsuzlaştırma .................................................................................... 37

  • 8/13/2019 GÜNEŞ ENERJİSİ İLE HİDROJEN ÜRETİMİ - 090704021 - Fatih ÇELİK

    4/55

    III

    2.4.4. Güneş Termal Esaslı Elektrolizör  ......................................................................... 39

    3. DEPOLAMA VE TAŞIMA ...................................................................................... 40

    3.1. Depolama ................................................................................................................. 40

    3.1.1. Sıkıştırılmış Hidrojen ........................................................................................... 41

    3.1.2. Sıvılaştırılmış Hidrojen ......................................................................................... 41

    3.1.3. Metal Hidrürler ...................................................................................................... 41

    3.1.4. Karbonda Depolama.............................................................................................. 44

    3.1.5. Metanol ................................................................................................................. 46

    3.1.6. Benzin ve Diğer Hidrokarbonlar  ........................................................................... 46

    3.1.7. Sabit Depolama ..................................................................................................... 47

    3.2. Taşıma ..................................................................................................................... 48

    SONUÇ ........................................................................................................................... 49

    KAYNAKLAR .............................................................................................................. 50

  • 8/13/2019 GÜNEŞ ENERJİSİ İLE HİDROJEN ÜRETİMİ - 090704021 - Fatih ÇELİK

    5/55

    1

    1. GİRİŞ 

    1.1. Genel Bilgiler

    1.1.1. Güneş Enerjisi ile İlgili Temel Bilgiler

    Güneş enerjisi, güneşteki hidrojen gazının helyuma dönüşmesi  şeklindeki füzyon

    sürecinden açığa çıkan ışıma enerjisidir. Termonükleer bir reaktör olan güneşten çeşitli

    dalga  boylarında (62 MW/2) enerji yayılmakta ve güneşin bütün yüzeyinden yayılanenerjinin sadece iki milyarda biri yeryüzüne gelmektedir. Dünya’ya güneşten, 150 milyon

    km kat ederek gelen ener  ji, dünyada bir yılda kullanılan enerjinin yaklaşık 15 bin katıdır. 

    Güneş enerjisinin atmosfer dışındaki ışınım değeri yaklaşık 1.370 MW/2‘dir. Güneş

    enerjisinin yeryüzündeki dağılımı dünyanın şekli nedeniyle büyük farklılıklar

    göstermekte olup, dünyaya gelen ortalama güneş enerjisi 0  – 1.100 MW/2 

    mertebesindedir. Güneş radyasyonununenerji olarak % 46’sı spektrumun kızılötesi bölgesinde, % 45’i görünür ışık bölgesinde geri kalan yüzdesi de mor ötesinde bulunur. 

    Güneş ışınımının tamamı yer yüzeyine ulaşmaz, % 30 kadarı dünya atmosferi tarafından 

    geriye yansıtılır, % 50’si atmosferi geçerek dünya yüzeyine ulaşır. Güneşten gelen

    ışınımının % 20’si ise, atmosfer ve bulutlarda tutulur. Bu enerji ile Dünya’nın sıcaklığı

    yükselir ve yeryüzünde yaşam mümkün olur . Rüzgar hareketlerine ve okyanus

    dalgalanmalarına da bu ısınma neden olur. Yer yüzeyine gelen güneş ışınımının % 1’denazı bitkiler tarafından fotosentez olayında kullanılır. Bitkiler, fotosentez sırasında güneş

    ışığıyla  birlikte karbondioksit ve su kullanarak, oksijen ve şeker üretirler. Fotosentez,

    yeryüzünde  bitkisel yaşamın kaynağıdır. Dünya’ya gelen bütün güneş ışınımı, sonunda

    ısıya dönüşür ve uzaya geri verilir. 

    Güneş enerjisinden yararlanma konusundaki çalışmalar özellikle 1970’lerden sonra hız

    kazanmış, güneş enerjisi sistemleri, teknolojik olarak ilerleme ve maliyet bakımından

  • 8/13/2019 GÜNEŞ ENERJİSİ İLE HİDROJEN ÜRETİMİ - 090704021 - Fatih ÇELİK

    6/55

    2

    düşme göstermiş ve güneş enerjisi çevresel bakımdan temiz bir enerji kaynağı olarak

    kendini kabul ettirmiştir. 

    1.1.2. Hidrojen ile İlgili Temel Bilgiler

    Hidrojen “su yaratıcı” anlamında bir sözcüktür. Saf hidrojen (H2) yapay bir maddedir;

    doğal olarak yeryüzü atmosferinde sadece 1 ppm  gibi eser miktarlarda bulunur, oysa

    Jüpiter’in %75’i, Evrendeki atomların %90’ı hidrojendir. Yeryüzündeki hidrojen su

    molekülünde, canlılarda ve fosil maddelerde bulunur. 

    Hidrojeni 1520’de ilk defa Paracelsus kullandı, element olarak keşfi ise 1766 yılında

    İngiliz fizikçi Henry Cavendish tarafından gerçekleştirildi. Antoine-Laurent de Lavoisier,

     bu elemente 1781 de, havada yandığı zaman su meydana geldiğinden Yunanca su

    anlamına gelen ‘hidro’ ile oluşum anlamındaki ‘genes’ terimlerinin birleştirilmesiyle

    ‘hidrojen’ adını verdi ve ilk hidrojen gazı 1782 de Jacques Charles tarafından üretildi. 

    Hidrojen, geçmişten yakın zamana kadar endüstriyel bir   kimyasal madde olarak

    kullanılmıştır; en  yaygın kullanım alanı rafinerilerde ham petrolün işlenmesi

  • 8/13/2019 GÜNEŞ ENERJİSİ İLE HİDROJEN ÜRETİMİ - 090704021 - Fatih ÇELİK

    7/55

    3

     prosesleridir. Hidrojenin bir kimyasal madde olmasının dışında, bir enerji kaynağı olarak

    kullanılabildiği  teknolojilerin geliştirilmesi çağımızın önemli   buluşlarındandır. 19.

    Yüzyılda Jules Verne de, bilim adamlarımız günümüzde gerçekleştirdiği bu gelişimi

    öngörerek, gelecekte hidrojenden bir enerji kaynağı olarak yararlanılabileceğini

    söylemiştir. 

    1.1.2.1. Hidrojenin Özellikleri

    Hidrojen periyodik sistemin ilk elementidir. H sembolüyle gösterilen hidrojen atomu +1değerli bir çekirdek ve 1 elektrondan oluşur, atom ağırlığı 1.008’dir; buna protyum denir.

    İki hidrojen izotopu daha vardır; bunlar az miktarda bulunan deuteryum (bir pr oton ve bir

    nötron) ve doğal olarak bulunmayan yapay olarak üretilen radyoaktif trityumdur (bir

     proton ve iki nötron).

    Hidrojen molekülü, bir elektronu olan pozitif yüklü iki hidrojen atomundan oluşur;

    normal şartlar altında renksiz, kokusuz, toksik   olmayan, havadan ve helyumdan dahahafif ve gaz halindedir, –253

    0C’nin altında (20.3 K) sıvı (deuteryum) ve 11 K derecede

    katı (trityum) haldedir (Tablo-1).

    Boron (NaBH4) bileşikleri metal hidratlar arasında en güvenli hidrojen kaynakları ve

    depolarıdır; suda %50’den fazla konsantrasyonlardaki çözeltisine “sodyum borohidrür”

    denir, yakıt olarak kullanılır ve bu konsantrasyonlarda alevlenmez. Borohidrür   toksik

    değildir, yandığı zaman  çevreye zarar vermeyen normal boraksa dönüşür. Türkiye

    dünyadaki en büyük boron üreticisidir (Tablo-2)

  • 8/13/2019 GÜNEŞ ENERJİSİ İLE HİDROJEN ÜRETİMİ - 090704021 - Fatih ÇELİK

    8/55

    4

    1.2. Yakıt Olarak Hidrojen 

    Hidrojenin, kullanılmakta olan yakıtların yerini alması halinde sağlanacak faydaları ve

    karşılaşılacak problemleri belirlemek   için Hidrojenin özellikleri diğer yakıtlarla Tablo 

    1.1’de karşılaştırılmıştır. 

  • 8/13/2019 GÜNEŞ ENERJİSİ İLE HİDROJEN ÜRETİMİ - 090704021 - Fatih ÇELİK

    9/55

    5

    a-Hidrojen en hafif gaz olduğu için birim kütlesinin yanma enerjisi diğer yakıtlardan çok

     büyük olduğu halde, birim hacminin yanma enerjisi diğerlerinden çok düşüktür. 

    2+1

    2---------------2 + Q 

    Q = 120 kJ/g alt yanma ısısı 

    Q = 140 kJ/g üst yanma ısısı 

    Q = 11,6 kJ/lt alt yanma ısısı 

    b-Patlama ve yanma tehlikesi diğer yakıtlardan daha yüksek değildir. Oksijen ve hava ile

    500°C üstündeki sıcaklıklarda kendiliğinden yanar. Daha düşük sıcaklıklarda elektr ik

    kıvılcımı veya platin, palladyum gibi katalizörlerle reaksiyon başlatılırsa yanar. 

    c-  Yanma ürünleri yalnız sudur. Azot oksitlerde oluşabilir   ancak 800°C'deki katalitik

    yanma sureti ile azot oksit () oluşumu önlenebilir. 

    d- Zehirli olmayan renksiz ve kokusuz bir gazdır. 

    e-  Hidrojenin düşük tutuşma enerjisi ve geniş alev alma sınırları yanma olayında

    kolaylıklar sağladığı gibi erken  tutuşma türünden problemlere de neden olur. Bu problemler, motorda egzoz gazının sirküle ettirilmesi, motora su enjek siyonu gibi bazı

    dizayn teknik leri ile ortadan kaldırılabilmektedir. 

    f- Hidrojen içinde bulunduğu ortamın duvar malzemesine etki ederek onu deforme eder.

    Bazı elementlerle veya metaldeki  bazı safsızlıklarla reaksiyona girerek malzemeyi bozar,

    karbonla metan, oksitlerle buhar meydana getirir. Yada hidrojen önce malzeme yüzeyinde

    adsorblanıp sonra alaşım içine difüzlenerek hidrojen gevrekliği denilen kırılganlığa neden

    olur. Basınç ve sıcaklık arttıkça hidrojen gevrekliği artar. Bu nedenle hidrojen depolama

  • 8/13/2019 GÜNEŞ ENERJİSİ İLE HİDROJEN ÜRETİMİ - 090704021 - Fatih ÇELİK

    10/55

    6

    tankları, nakil boruları,  pompaları hidrojenden etkilenmeyen malzemeden yapılmalıdır.

    Hidrojene dayanıklı malzemeler şöyle sınıflandırılmıştı: 

    - Hidrojenden çok etkilenen malzemeler: Çok sert çelik

    - Hidrojenden etkilenen malzemeler:  Nikel ve alaşımları, titanyum ve alaşımları,

    yumuşak çelik

    - Hidrojenden az etkilenen malzemeler: Paslanmaz çelik

    - Hidrojenden etkilenmeyen malzemeler: Monel, Alüminyum, Bakır ve alaşımları

    (%71 Ni -% 29 Cu)

    g-Ticari hidrojen  basınçlı gaz veya sıvı hidrojen seklinde depolanıp nakledilmektedir.

    Gaz hidrojen tanklarda 350 bar'a kadar sıkıştırılıp depolanmakta,140 bar'a kadar basınç-

    lı tüplerde veya 3-50 bar basınçta gaz boruları ile nakledilmektedir. Borularla hidrojen

    gazının nakli doğal gaz naklinden daha pahalıdır. Sıvı hidrojen 1 litreden 2,5 3'e kadar

    değişik hacimlerde dewar kaplarında saklanır. Dewar kabı olarak vakumlaştırılmış perlit,

    köpük veya çok tabakalı süper yalıtkanlar kullanılır. 

    Hidrojeni daha uygun ve ekonomik bir şekilde depolamak için yeni yöntemler araştırıl-

    maktadır. Metal hidritleri , metanolve amonyak gibi bileşikleri ve kriyo  adsorblanmış

    (Silika veya aktif karbona 65-100°K adsorbe ettirilerek) hidrojen halinde depolanmakta-

    dır). Birçok metal ve alasımlar hidrojenle birleşerek  hidr itleri meydana getirirler. Bazıları

    düşük sıcaklık (0-200°C) ve basınçlarda (1-10 bar) kolaylıkla hidrojenlenebilir  ve sonra

    hidrit kolaylıkla hidrojen verebilir. Magnezyumhidrit (2), demirtitanyum- hidrit

    () ve nadir toprak metallerinin geçiş elementleri ile yaptığı bileşiklerin hidritleri 

    ( 5) hidrojen depolamada kullanılmaktadır. 

  • 8/13/2019 GÜNEŞ ENERJİSİ İLE HİDROJEN ÜRETİMİ - 090704021 - Fatih ÇELİK

    11/55

    7

    h-Ticari hidrojenin satış fiyatı petrolden yüksektir. Birim maliyeti ucuz olacak üretim

    yöntemleri geliştirilmelidir. 

    Tablo 1.1 

         B     E     N     Z      İ     N

         H      İ     D     R     O     J     E     N

      M   E   T   A   N

       P   R   O   P   A   N

       M   E   T   A   N   O   L

    Alt Yanma Isısı ( 1000 kJ/kg ) 44 120 50 48 20Yoğunluk ( kg/lt )  - 0.071 0.425 0.58 0.79

    Min. Tutuşma Enerjisi ( MJ/kg ) 0.25 0.02 0.28 0.25 -

    Tutuşma Sıcaklığı ( °C )  440 585 540 510 385

    Sönme Mesafesi ( cm )  0.25 0.06 - - -

    Alev Alma Limiti ( % Hacim Hava )1.3-7.1

    4-75 5-152.2-9.5

    6.7-13.6

    Stokiometrik Karışım ( % Hacim Hava)

    1.7 29.6 9.5 - -

    Max. Alev Hızı ( Laminer cm/sn ) 30 270 38 40 12.3Alev Emisivitesi 0.1 0.1 - - -

    Hava Düfüzyonu (cm2/sn) 0.08 0.63 0.2 - -

    1.3. Hidrojenin Kullanıldığı Alanlar 

    Hidrojen bugüne kadar genellikle kimya sanayiinde hammadde olarak kullanılıyordu.

    Son zamanlarda enerji kaynağı olarak kullanılmaya başlandı ve ekonomik bir yakıt haline

    getirebilmek için birçok araştırmalar yapılmaktadır. 

    1.3.1. Kimyasal Madde Olarak Kullanıldığı Alanlar 

    - Amonyak sentezi,

    - Metanol üretimi,

    - Petrol rafinerisi,

  • 8/13/2019 GÜNEŞ ENERJİSİ İLE HİDROJEN ÜRETİMİ - 090704021 - Fatih ÇELİK

    12/55

    8

    - Doymamış yağların hidrojenasyonu, 

    - Oksijen-Hidrojen kaynağı, 

    - Birçok kimyasal maddelerin üretimi,

    - Sentetik sıvı ve gaz yakıtların üretimi, yarı iletken endüstrisi, çelik rafinasyonu, izotop

    ayırma. 

    1.3.2. Yakıt Olarak Kullanıldığı Alanlar 

    - Uzay araştırmaları ve uçaklarda, - Kara ulaşımında, 

    - Elektrik üretiminde,

    - Binaların ısıtılmasında, 

    - Soğutmada, 

    - Su ısıtmada, 

    - Pişirmede, 

    - Sanayide ısıtma işlemlerinde. 

    Hidrojeni yakmak için uzay araştırmalarında roket motorları, uçaklarda turbo makinalar,

    taşıtlarda içten  yanmalı motorlar, elektrik üretimi için yakıt hücreleri veya  magneto

    hidrodinamik jeneratörler, ısıtma, pişirme vs. için katalitik ocaklar veya alev ocakları

    kullanılır. 

    1.4. Çalışmanın Amacı ve Kapsamı 

    Günümüzde enerji ihtiyacının büyük bir   bölümü kömür, petrol ve doğal gaz gibi fosil 

    yakıtlardan karşılanmaktadır. Fosil yakıt kaynakları sınırlı olup, çevre açısından zararlı 

    emisyonlara ( karbondioksit, kükürt dioksit, azot oksit emisyonları vb. gibi ) neden ol-

    maktadır. Dolayısıyla, dünyanın giderek artan enerji gereksinimini çevreyi kirletmeden

    ve sürdürülebilir olarak karşılayabilecek en önemli alternatif enerji taşıyıcısının hidrojen

    olduğu düşünülmektedir. Hidrojen, karbon ve sülfür içermediği için yanma  sırasında poliaromatik hidrokarbonlar ve 2  oluşmamaktadır. Hidrojen bir yakıt olarak yakıt

  • 8/13/2019 GÜNEŞ ENERJİSİ İLE HİDROJEN ÜRETİMİ - 090704021 - Fatih ÇELİK

    13/55

    9

     pillerinde değerlendirildiğinde yalnızca su açığa çıkmaktadır. Yapılan çalışmalar  evrende

     bol miktarda bulunan hidrojenin, bir yakıt için gerekli özelliklerin birçoğuna sahip

    olduğunu göstermektedir. 

    Motor ve araç teknolojisi açısından alternatif olarak seçilen yakıtın; kullanımı,

    depolanması  doğal dengenin korunması ve fosil yakıt türleri ile rek abet edebilir bir

    karakteristiğe sahip olmasını gerektirmektedir. Hidrojenin birçok yönüyle ekolojik açıdan

    avantajlı olduğu bilinmektedir. Hidrojen yenilenebilir enerji kaynaklarının kullanımı ile

    (rüzgar, güneş, biyokütle vb.) elde edilebilmektedir. Hidrojen geleceğin en önemli enerji

    taşıyıcısıdır. Ayrıca hidrojen diğer fosil yakıtlarla kullanılabilme özelliğine de sahiptir.

    Bu özelliğiyle de birçok avantajlar sağlamaktadır: Bunlar arasında; 

    • Yakıt/hava karışım oranının düşürülmesi sonucu  ve  emisyonlarının azalması 

    ve ısıl verimliliğin artması, 

    • Yakıt karışımının alev hızının artması, gibi hususlar yer almaktadır. 

    Günümüzde gelişmiş ülkelerde birçok uygulama için hidrojenden faydalanılmaktadır. 

    Amonyak ve metanol üretimi, petrol rafinasyonunda gerçekleştirilen hidro parçalama ve

    sülfür giderme prosesleri hidrojenin başlıca kullanım alanlarıdır. Ayrıca cam ve metal

    sanayinde indirgen atmosfer yaratmak için, yağ sanayinde hidrojenasyon için ve uzay  

    çalışmalarında roket yakıtı olarak da hidrojenden faydalanılmaktadır.  Son yıllarda hidro jenin içten yanmalı motorlarda ve yakıt pillerinde bir yakıt olarak kullanımı yönünde

    de önemli araştırma ve uygulama çalışmaları yapılmakta olup, sonuçlar umut vericidir.

    Bugün gelişmiş ülkelerde yoğunlaşan bu araştırmalar artık ticari ve endüstriyel bir boyuta

    taşınmış olup; birçok başarılı projenin tanıtımı yapılmaktadır. Örneğin, BMW firması bu

    alanda ilk iki yakıtlı (benzin ve hidrojen) aracı pazara sunmak üzeredir. Ya- kın bir

    gelecekte yakıt pilli araçların da üretimine geçileceği beklenmektedir. 

  • 8/13/2019 GÜNEŞ ENERJİSİ İLE HİDROJEN ÜRETİMİ - 090704021 - Fatih ÇELİK

    14/55

    10

    Fosil yakıtların yakın bir gelecekte tükenecek olması ve fosil yakıtlardan kaynaklanan

    çevre kirliliği problemleri (2,

    ,

    vb. emisyonları) nedeniyle alternatif enerji

    kaynaklarıve kullanımı üzerine araştırmalar hız kazanmıştır. Alternatif enerji

    kaynaklarının kullanılabilirliği değerlendirilirken, söz konusu kaynağın dünyanın enerji

    ihtiyacına ne oranda katkı sağlayabileceği ve kullanım sırasında  çevresel açıdan ne

    oranda zararlı olup olmadığı en önemli iki parametredir. 

    Hidrojen sentetik bir yakıt olup, üretim kaynakları son derece bol ve çeşitlidir. Bunların 

    en başta gelenleri arasında su, kömür ve doğal gaz sayılabilir. Hidrojen, bilinen tüm ya-

    kıtlar içerisinde birim ağırlık başına en yüksek enerji içeriğine sahiptir (120.000 kJ/kg).

    Sıvı haline  dönüştürüldüğünde gaz halindeki hacminin sadece 1/700’ünü  kaplar. Saf

    oksijenle yandığında sadece su ve ısı açığa çıkar. Hava ile yandığında ise azot oksitler

    açığa çıksa da diğer yakıtlara göre kirliliği son derece azdır. Bu açılardan hidrojen,

    geleceğin ikincil enerji kaynağı olma yönünde önemli bir avantaja sahiptir.

    Hidrojen doğal gaz, petrol ürünleri, kömür gibi fosil yak ıtlardan ve sudan elde

    edilmek tedir. Elektroliz yöntemi ile sudan hidrojen üretimi oldukça pahalıdır. 

    Günümüzde hidro jen üretimi için en çok kullanılan diğer yöntemler, ototermal dönüşüm

    reaktör sistemleri (autothermal reforming) , kısmi oksidasyon (partialoxidation) sistemleri

    ve su buharı ile katalitik dönüşüm sistemleri (steamreforming) şeklindedir. 

    Dünya genelinde üretilen hidrojenin % 48’i doğal gazdan üretilmektedir. Bunun nedenidoğal gazın hidrojen oranı yüksek, nispeten ucuz, temiz, şebeke altyapısı yeterli ve

    rezervleri yüksek bir yakıt olmasıdır. Ayrıca doğal gazdan hidrojen üretim sistemleri de

    diğer kaynakları kullanan sistemlere nazaran daha basit ve yatırım maliyeti daha düşük

    olan sistemlerdir.

    Üretim esnasında, hidrojen ile birlikte karbon monoksit,  karbondioksit ve reaksiyon

    sırasında ürüne dönüşmemiş metan açığa çıkmaktadır. Açığa çıkan karbon monoksit, yüksek ve düşük sıcaklık -2reaksiyonları ve seçici karbon monoksit

  • 8/13/2019 GÜNEŞ ENERJİSİ İLE HİDROJEN ÜRETİMİ - 090704021 - Fatih ÇELİK

    15/55

    11

    reaksiyonlarıile hidrojen ve karbondioksite dönüştürülmektedir. Doğal gazın yanı sıra

    diğer hidrokarbon yakıtlardan da ( Metanol, LPG, Nafta, Benzin) su buharı ile katalitik  

    olarak hidrojen üretilebilmektedir. Hidrokarbon yakıtın ortalama molekül ağırlığı arttıkça

    hidrojen üre- tim prosesinde zorluklar da (koklaşma, buharlaştırma için enerji ihtiyacı vb. 

    gibi) art- maktadır. Hidrokarbon yakıtın sülfür içeriği  de proseste önemli katalizör

    zehirlenmesi problemlerine yol açmaktadır. Hidrojen, hidrokarbon yakıtların su buharı 

    oksidasyonu üretim yöntemine alternatif olarak, saf oksijen veya hava ile kısmi

    oksidasyon, piroliz ve ototermalreforming (kısmi oksidasyon ve su buharı  oksidasyonu

     bir arada ) reaksiyonları ile de üretilebilmektedir. 

    Yakıt pili teknolojileri, yüksek verimleri ve düşük emisyon değerleri nedeni ile hidrojenin

    kimyasal enerjisinin elektrik enerjisine dönüştürüldüğü önemli bir enerji dönüşüm ve

    üretim teknolojisidir. Geliştirilmiş olan yakıt pilli mikro kojenerasyon sistemlerinin

    temelde, yakıt dönüştürme sistemi, yakıcı, enerji koşullandırma sistemi ve yakıt pilinden

    oluştuğu görülmektedir. Teknoloji olarak ergimiş karbonatlı yakıt pilleri (EKYP), katı 

    oksit yakıt pilleri (KOYP) ve PEM (Proton Exchange Membrane) yakıt pillerinin yoğun

    olarak çalışıldığı görülmektedir. İki farklı alternatif üzerine odaklanılmıştır. Enerji

    taşıyıcısı  olarak hidrojen, bu teknolojiler sayesinde önemini giderek arttırmaktadır. 

    Ancak gerçek anlamda hidrojen ekonomisine geçiş için stratejik ve teknolojik anlamda

    halen çözümlenmesi gereken önemli konuların olduğu değerlendirilmektedir. 

  • 8/13/2019 GÜNEŞ ENERJİSİ İLE HİDROJEN ÜRETİMİ - 090704021 - Fatih ÇELİK

    16/55

    12

    2. GÜNEŞ ENERJİSİNDEN HİDROJEN ÜRETİMİNİN SINIFLANDIRILMASI 

    Güneş enerjisinden hidrojen üretimi dört ana grupta toplanabilir;

    1-) Fotovoltik (PV)

    2-) Fotoelektrokimyasal

    3-) Fotobiyolojiksel

    4-) Güneş termal enerji 

    Güneş enerjisinden sağlanan termal enerji iki farklı yolla kullanılabilir; düşük  sıcaklık ve

    yüksek sıcaklık (aynı zamanda yoğunlaştırılmış güneş enerjisi olarak da adlandırılabilir). 

    Fotovoltaik, fotoelektrokimyasal ve fotobiyolojik hidrojen üretim sistemleri düşük

    sıcaklık uygulamaları olarak verilirken güneş termoliz, güneş termokimyasal çevrimler,

    güneş enerjili gazlaştırma, güneş reformasyon ve güneşli kraklama yoğunlaştırılmış

    güneş enerjisinin yüksek sıcaklık uygulamasıdır. Yoğunlaştırılmış güneş enerjisi buharüretmekte kullanılabilir. Daha sonra buharın gücü kullanılarak elektrik ür etilebilir.

    Üretilen hibrit güneş termal-elektrik sistemi ile üretilen elektrik elektroliz ile hidrojen

    üretiminde kullanılabilir. Güneş-hidrojen enerjisi sistemi üretimden uygulamaya kadar

    işletim prosesleri Şekil 1’de verilmiştir. 

  • 8/13/2019 GÜNEŞ ENERJİSİ İLE HİDROJEN ÜRETİMİ - 090704021 - Fatih ÇELİK

    17/55

    13

    Şekil 1. Güneş-hidrojen üretim sistemleri

    2.1. Fotovoltaik Yöntemle Hidrojen Üretimi

    Hidrojen üretimi için en basit yöntem doğru ak ım kullanılarak  suyun, hidrojen ve oksijene

    ayrılması işlemi olan elektroliz yöntemidir.

    Şekilde fotovoltaik teknolojiyi kullanarak hidrojen üretiminin şematik sunumu

    verilmiştir.

    Şekil. Fotovoltaik hidrojen üretim sistemi

  • 8/13/2019 GÜNEŞ ENERJİSİ İLE HİDROJEN ÜRETİMİ - 090704021 - Fatih ÇELİK

    18/55

    14

    Elektroliz için gerekli olan elektrik enerjisi genellikle güneş  enerjisinden doğrudan

    elektrik üreten fotovoltaik gözelerden sağlanmaktadır. Literatürde fotovoltaik elektrolizör

    sistemleri üzerine deneysel ve teoriksel olmak üzere çeşitli çalışmalar vardır. 

    Deneysel çalışmalarda, çeşitli teknolojiler testedilmiş, gerçek durumlardaki sistem

     performansları  çalışılmış  ve güvenlik durumları  verilmiştir. Teoriksel çalışmalarda,

    seçilen şartlar için toplam sistem performansı  değerlendirilerek, hidrojenin üretim

    maliyetinin şimdiki ve gelecek teknolojiler için tahmin edilmiştir. Bazı diğer durumlar

    için fotovoltaik ve elektrolizör yardımcı sistemlerin genellikle optimize edilmiş işletimleri

    ve gerçek çalışmalardaki güneş- hidrojenin maliyeti bildirilmiştir. Elektroliz hücresi için

    gerekli elektrik fotovoltaik panellerden sağlanabildiği gibi, yoğunlaştırılmış  güneş 

    enerjisi ile önce buhar elde etmek ve buhar türbinleri ile üretilen elektriğin yine elektroliz

    hücrelerinde kullanılması  mümkündür. Burada önemli olan yüksek çevrim verimi ve

    düşük maliyettir. Prensip olarak, bir elektroliz hücresi içinde, genelde düzlem bir metal

    veya karbon plakalar olan, iki elektrot ve bunların  içine daldırıldığı,  elektrolit olarak

    adlandırılan  iletken bir sıvı  bulunmaktadır.  Doğru ak ım  kaynağı  bu elektrotlara

     bağlandığında ak ım, iletken sıvı içinde, pozitif elektrottan (anot), negatif elektroda (katot)

    doğru akacak tır. Bunun sonucu olarakda, elektrolit içindeki su, katottan çıkan hidrojen ve

    anottan çıkan oksijene ayrışacak tır. Burada yalnız suyun ayrışmasına kar şılık, su iyi bir

    iletken olmadığı  için elektrolitin içine iletkenliği ar ttırıcı  olarak genelde

     potasyumhidroksit gibi bir madde ilave edilir. Elektrokimyasal reaksiyonlar şu şekilde

    verilmektedir;

    4H2O + 4e- → 2H2 + 4OH-  (katottaki kimyasal değişme) (1)

    4OH- → 2H2O + O2 + 4e-  (Anottaki kimyasal değişme) (2)

    H2O + elektrik → H2 + ½O2 + ısı  (Toplam reaksiyon) (3)

  • 8/13/2019 GÜNEŞ ENERJİSİ İLE HİDROJEN ÜRETİMİ - 090704021 - Fatih ÇELİK

    19/55

    15

    Fotovoltaik-elektrolizör sistemlerde güneş  enerjisi ile hidrojen üretimi iki basamak lı 

    olarak gerçek leştirilir. Burada ilk basamakta, genelde silisyumdan yapılan  güneş  pili

    vasıtasıyla doğru ak ım  elde edilir daha sonra bu ak ım, bir elektroliz hücresinin

    elektrotlarına verilerek suyun oksijen ve hidrojene ayrıştırılması  gerçek leşir. Güneş 

    gözeleri güneş enerjisini doğrudan elektrik enerjisine dönüştüren yar ı-iletken sistemlerdir.

    Paneller birçok fotovoltaik (PV) hücreden meydana gelir ve bu sistemler bazen tek

     başlarına bazen de diğer konvansiyonel kaynaklarla beraber kullanıla bilirler. Güneş 

    gözelerinin verimi, ortalama %18, elektroliz hücresi verimleri ise %75-80 ar asında

    alınabilir. Elektrolizin verimi, verilen bir ak ım değeri için ayrışma voltajını düşürmekle

    ar ttırıla bilir. Voltaj düşürme işlemi ise elektrot yüzeyi elektroliz işlemini hızlandıracak  

    şekilde ayarlanmalıdır.  Geliştirilen yöntemlerden bir tanesi, ince toz haline getirilmiş 

     platin par çalarının  herhangi bir metal taban üzerine kaplanmasıdır.  Fakat platinin çok

     pahalı  bir metal olması  nedeniyle, diğer elektrot yüzeyleri de kullanıla bilir. Pratikte

    kullanılan  elektroliz hücrelerinde, nikel kaplı  çelik elektrotlar kullanılmaktadır.

    Elektrotların etkin alanları ve dolaysıyla elektroliz işlem hızı, gözenekli nikel şeritleri bir

    tel örgü üzerine yer leştirmekle ar ttırılır. Araştırmalar, elektroliz işleminden daha yüksek

    verim elde etmek için elektrot yapılarını  ve yerleştirme düzenekleri üzerinde devam

    etmektedir. Endüstriyel elektroliz hücrelerinde genellikle, tank tipi ve süzgeçli pres olmak

    üzere iki tür elektrot düzenlemesi yapılmaktadır.  Hidrojen üretiminin ekonomikliği

    kullanılan metodun verimliliğine bağlı olup, hidrojendeki enerji çık tısının girdiye oranı 

    olarak ifade edilebilir. Elektroliz yoluyla hidrojen üretim verimi sadece elektrik

    düşünüldüğünde %80’dir. Fakat bu elektrik üretiminin ısı verimi hafif su reaktörlerinde

    yak laşık %34’den, gelişmiş sistemlerde %50’ye kadar değişir ve ortalama olarak %25– 

    40 civar ındadır. Bu sistemler, düşük verimlerine kar şın, çevre üzerine olumsuz hiçbir

    etkisinin olmaması ve güneş enerjisi kullandığı için son derece önem taşımaktadırlar. 

    2.1.1. Fotovoltaik Sistemin Genel Bölümleri

    Bir güneş pili, aktif fotovoltaik  malzeme, metal ızgaralar, yansımayı önleyici tabakalar

    ve destekleme malzemesinden oluşur. Tamamlanmış bir güneş pili, güneş pili içerisine

    giren güneş ışığını maksimum yapmak ve pilden en yüksek verimi elde etmek için

  • 8/13/2019 GÜNEŞ ENERJİSİ İLE HİDROJEN ÜRETİMİ - 090704021 - Fatih ÇELİK

    20/55

    16

    optimize edilmektedir. Güneş pilleri ve bağlantı telleri kırılgan ve aynı zamanda, nem ve

    uygulanacak baskı ile kolayca aşınabilecek bir yapıdadır. Tek bir güneş pilinin gerilimi

    0,5 V civarındadır, bu nedenle çoğu uygulamada yeterli olmamaktadır. 

    Fotovoltaik modüller, güneş pillerinin paralel veya seri olarak bağlanması ile elde

    edilirler. İki güneş pili paralel bağlandığında, voltaj sabit kalırken akım iki katına çıkar,

    seri bağlandığında ise, akım sabit kalırken, voltaj iki katına çıkar. Bu şekilde, gerilimi 14-

    16 volta çıkarmak mümkündür.  Fotovoltaik modüller, sert dış ortam şartları için

    tasarlanmaktadır. Güneş pillerinin ve elektriksel bağlantıların dış ortamdan korunması

    için modüller kapsüllenirler. Fotovoltaik paneller, fotovoltaik modüllerin, paralel veya

    seri olarak bağlanması ile elde edilirler. Bu şekilde 12-600 V arasında gerilim elde etmek

    mümkün olabilmektedir.

    Şekil 1. Fotovoltaik modül ve panel uygulamaları 

  • 8/13/2019 GÜNEŞ ENERJİSİ İLE HİDROJEN ÜRETİMİ - 090704021 - Fatih ÇELİK

    21/55

    17

    Şekil 2. Güneş pili, modül ve panele ait görünüm 

    Fotovoltaik modüllerin birlikte kullanıldıkları cihazlar arasında, batarya (battery), şarj

    kontrolcüleri (charge controller), evireç (inverter) ve tepe güç noktası takipçisi (peak -

     powertrackers) bulunmaktadır. 

    Bataryalar, fotovoltaik sistemlerde, geceleri veya fotovoltaik sistemler talebi

    karşılayamadığı zamanlarda, güç sağlamak için kullanılır. 

    Evireç, doğru akımı alternatif akıma dönüştüren cihazdır. 

    Şarj kontrolcüleri, fotovoltaik modüllerden gelen gücü, bataryaları fazla yüklenmeden

    korumak için, ayarlamak amacıyla kullanılır. 

    Tepe güç noktası takipçisi, akımı maksimum yapmak için, fotovoltaik sistem tarafından

    üretilen gerilimi optimize etmek amacıyla kullanılır. 

    2.1.2. Fotovoltaik Teknolojisinin Dünyadaki Durumu

    Dünya genelinde, fotovoltaik teknoloji pazarı hızla büyümektedir ve yapılan çalışmalar

    önümüzdeki yıllarda da bu büyümenin devam edeceğini göstermektedir. Tüm dünya

    genelinde, toplam kapasite, 2007 sonunda, 9 GWp (gigawatt- peak) miktarını aşmıştır.

    Avrupa’da yaklaşık 1,5 milyon konutun elektriği fotovoltaik sistemler ile üretilen elektrik

    enerjisi ile karşılanabilmektedir. Şekil 3 ve Şekil 4’de mevcut durum ve ileriye dönük

    fotovoltaik gelişimi görülmektedir. 

  • 8/13/2019 GÜNEŞ ENERJİSİ İLE HİDROJEN ÜRETİMİ - 090704021 - Fatih ÇELİK

    22/55

    18

    Şekil 3. Yıllara göre fotovoltaik enerji kapasitesi 

    Şekil 4. 2012 yılına kadar dünya genelinde fotovoltaik kurulu gücü değişim öngörüsü 

    Geçtiğimiz son beş yılda, dünya genelinde fotovoltaik pil üretimi, yıllık bazda yaklaşık

    %30 oranında bir büyüme göstermiştir. 2007 yılı dünya fotovoltaik pil üretim pazarı 2826

    MW'a ulaşmıştır. 2008 yılında ise (Şekil 5), fotovoltaik piyasasında, dünya genelinde

    Avrupa’nın %81’lik bir paya sahip oldu görülmektedir. Avrupa’yı %6 ile ABD ve %5 ile

    Güney Kore izlemektedir.

  • 8/13/2019 GÜNEŞ ENERJİSİ İLE HİDROJEN ÜRETİMİ - 090704021 - Fatih ÇELİK

    23/55

    19

    Şekil 5. 2008 yılı fotovoltaik pazarının dünya ülkelerine dağılımı 

    Avrupa içinde ise, son yapılan yatırımlarla İspanya’nın %56, arkasından Almanya’nın

    %33’lük bir payla piyasadaki yeri dikkat çekmektedir (Şekil 6). 

    Şekil 6. 2008 yılı fotovoltaik pazarının Avrupa ülkeleri arasındaki dağılımı 

  • 8/13/2019 GÜNEŞ ENERJİSİ İLE HİDROJEN ÜRETİMİ - 090704021 - Fatih ÇELİK

    24/55

    20

    2.2. Fotoelektrokimyasal Hidrojen Üretimi

    Bu tür yapılarda ışık soğurucu yarı-iletkenin anot veya katodu, ya da her ikisi birden

    elektrokimyasal hücrenin içinde yer alabilirler. Bu yöntem, suyu hidrojen ve oksijene

    ayrıştırmak için, yüksek sıcaklık veya elektriğe gerek olmadan, doğrudan güneş

    enerjisinin mor ötesi (UV) bölgesini kullanmaktadır. Güneşten gelen UV ışınımları suyun

    doğrudan ayrıştırılması için yeterli enerjiye sahip olmakla birlikte, atmosferdeki ozon

    tabakası tarafından büyük miktarlarda tutulduklarından çok az bir kısmı dünyaya

    gelebilmektedir. Gerçekte tüm canlılar için oldukça zararlı olan UV ışınımlarının, incelen

    ozon tabakasından daha fazla miktarda geçmesi, fotokimyasal yöntem için verimi artırıcı

     bir öğe olarak görülse de, dünyamız için ciddi bir tehlike oluşturmaktadır. Ancak

    fotokimyasal yöntem için bu ışınımların güçlendirilmesi veya su tarafından

    soğrulmasının arttırılması gerekmektedir. Bunun için, güneş ışınımını yoğunlaştırıcı bir

    takım düzenekler ile su içerisine bazı mineral ve metaller eklenerek UV etkisi

    arttırılmaktadır. 

    2.2.1. Fotoelektrokimyasal Yöntem ile Hidrojen Üretimi

    Güneş ışığını kullanarak hidrojen üretiminin diğer bir yolu da suyun elektrolizi için

    gerekli olan gücü üreten fotoelektrokimyasal hücre (PEC) adı verilen ışık toplama

    sistemleridir. Bu tip yapılarda ışık absorplayıcı yarıiletkenin anot veya katodu ya da her

    ikisi birden elektrokimyasal hücrenin içinde yer alabilir. Fujishima ve Honda'nın 1972

    yılında ilk olarak geliştirdiği ve titanyumdioksit elektrot (TiO2) kullanılan hücrede,

    hidrojen ve oksijen elde edilmesinden sonra, bu alanda büyük bir gelişme yaşanmıştır.

    Homojen elektrolit içine yerleştirilmiş yarıiletken fotoelektrot (anot veya katot) güneş

    enerjisi ile aydınlatılmaya başlandığında PEC su moleküllerine ayrıştırmaya yetecek

    voltajı üretmeye başlar. Bu arada diğer elektrot ise genellikle metal olmaktadır .

    Günümüzde, p-InP üzerine küçük Pt alanlar kaplanmış fotokatotlu hücreler %13 gibi

    yüksek verim vermektedirler. n-CdS, n-TiO2 veya SrTiO3’un foto-anot olarak

    kullanıldığı hücrelerden yaklaşık % 10 verim sağlanmaktadır. Fotoelektrokimyasal

    hidrojen üretimi için toplam hücre reaksiyonu aşağıda verilmiştir. 

  • 8/13/2019 GÜNEŞ ENERJİSİ İLE HİDROJEN ÜRETİMİ - 090704021 - Fatih ÇELİK

    25/55

    21

    2 hv+ H  2O(1)

    Burada h Planck sabiti ve v ise frekanstır. Fotoelektrokimyasal piller, elektrotların cinsine

    göre üç şekilde hazırlanır; 

    a)  n-tipi yarıiletken anot, inert metal katot b)  inert metal anot, p tipi yarıiletken katot c)  n tipi yarıiletken anot, p tipi yarıiletken katot.

    Yarıiletkenin elektronik yapısı yarıiletken fotokatalizlerde anahtar rol oynamaktadır.

    İletkenden farklı olarak, yarıiletken değerlik ve valans bandından oluşmaktadır. Bu iki

    seviye arasındaki enerji farkı band boşluğu (Eg) olarak adlandırılır. Uyarma olmadan hem

    elektronlar ve hem de boşluklar valans bandında bulunur. Yarıiletkenler band boşluk

    seviyelerine eşit veya daha fazla enerji içeren fotonlarla etkileştiğinde, elektronlar

    fotonlardan enerji alırlar ve eğer enerji kazancı bant boşluğu enerji seviyesinden daha

    yüksekse elektronlar valans bandından iletkenlik bandına yükseltilirler. Foto-üretilenelektronlar ve boşluklar ısı veya fotonların formundaki ilişkili enerji ile çok kısa zamanda

    yarıiletkenlerin yüzeylerinde veya hacminde yeniden birleşebilir. Yeniden birleşme

    olmadan yarıiletkenlerin yüzeyine giden elektronlar ve boşluklar sırasıyla yarıiletken

    tarafından absorbe edilen reaktanlar indirgenmeli ve yükseltgenmelidir. İndirgenme ve

    yükseltgenme reaksiyonları sırası ile fotokatalitik hidrojen üretiminin temel

    mekanizmasıdır. Fotokatalitik reaksiyonları içeren her iki yüzey adsorbsiyonu reaktif

    yüzey alanı daha kullanılabilir olduğu için nanoboyutlu yarı iletkenlerle arttırılabilir.

    Fotokataliz ile sudan verimli hidrojen üretimi için valans bandı  su yükseltgenme

    seviyesinden daha pozitifken iletkenlik bandı seviyesi hidrojen üretim seviyesinden daha

    negatif olmalıdır. 

    Yukarıda bahsedilen gereksinimleri karşılanmış yarıiletken tiplerinin hepsi hidrojen

    üretimi için fotokataliz olarak kullanılabilir. Yinede, CdS ve SiC gibi yarıiletkenlerin

    çoğu fotokorozyondan dolayı su parçalama için uygun değildir. Güçlü katalitik aktiviteye

    sahip yüksek kimyasal karalılığa ve elektron boşluk çiftlerinin uzun hayatta kalma zamanı

     ½ O 2(g) + H  2(g)

  • 8/13/2019 GÜNEŞ ENERJİSİ İLE HİDROJEN ÜRETİMİ - 090704021 - Fatih ÇELİK

    26/55

    22

    göz önüne alındığında TiO2fotokataliz olarak en geniş kullanıma sahiptir. Günümüzde,

    TiO2fotokatalitik su parçalama ile güneş destekli hidrojen üretiminin enerji dönüşüm

    verimi hala düşüktür. Bunun ana sebepleri aşağıda verilmiştir; 

    1-)  Foto-oluşturulan elektron- boşluk çiftinin yeniden birleşimi, iletkenlik bandı

    elektronları değerlik bandı boşlukları ile çok hızlı olarak yeniden birleşebilir ve verimsiz

    ısı veya fotonların formundaki enerjiyi serbest bırakır. 

    2-) Hızlı geriye dönük reaksiyon: suyun hidrojen ve oksijene dönüşümü enerjiyi arttıran prosestir. Bundan dolayı geri dönüşüm reaksiyonu (hidrojen ve oksijenin yeniden birleşip

    suyu oluşturması) kolayca sürdürülebilir. 

    3-) Görünür ışıkta dönüşüm: yapılmasındaki yetersizlik. TiO2’din bant boşluğu yaklaşık

    olarak 3,2 eV’dur ve yalnız UV ışık hidrojen üretimi için kullanılabilir. Görünür ışık

    yaklaşık %50 oranında katkıda bulunurken UV yalnızca güneş radyasyon enerjisinin

    yaklaşık %4 içinde bulunduğu için, güneş fotokatalitik hidrojen üretiminin veriminigörünür ışığın yetersiz kullanımını sınırlar. 

    2.2.2. Fotoelektroliz Sistem Tasarımı 

    Yüksek verimli ve düşük maliyetli fotoelektroliz sistemi içindeki fotoelektrot, bakır -

    indiyum-galyum diselenit (CIGS) yarıiletken, katalitik ve paslanmaz çelik tabaka üzerine

    kaplanmış koruyucu filmden oluşmaktadır. Burada CIGS den oluşturulan yarıiletkeneklem güneş enerjisini elektrik enerjisine çevirmekte olup, elektriksel iletkenliğe sahip

    indiyum kalay oksit (ITO) filmi, oluşan bu akımı hidrojen reaksiyonu katalizörü olarak

    davranan nikel molibden tabakaya aktarır. Yarıiletken tabakanın üzeri korozyona karşı

    şeffaf bir koruyucu tabaka ile kaplanmıştır. Paslanmaz çelik tabakanın arka yüzeyi ise

    oksijen reaksiyon katalizörü olarak davranan demir-nikel oksit (Fe:NiOx) ile

    kaplanmıştır. Fotoelektroliz sisteminin şematik gösterimi şekilde verilmiştir. 

  • 8/13/2019 GÜNEŞ ENERJİSİ İLE HİDROJEN ÜRETİMİ - 090704021 - Fatih ÇELİK

    27/55

    23

    Şekil.Fotoelektroliz Sistemi

    Bu tasarımın, elektriksel akımın ITO tabakası boyunca toplanması nedeniyle verimi ters

    yönde etkilemesi ve NiMo tabakasının küçük alanın hidrojen çevrim verimini azaltması

    gibi dezavantajları bulunmaktadır. Bununla beraber, CIGS fotoelektrodu % 10’un biraz

    üzeri bir verime sahip olup, gelecek için ümit vermektedir.

    2.2.3. Fotoelektrolizin Hidrojen Ekonomisi Üzerine Etkisi

    Yakıt pili ile çalışan araçların özellikle çevre üzerindeki olumlu etkileri göz önüne

    alındığında, son zamanlarda hidrojen enerjisi üzerindeki çalışmalar gittikçe yoğunluk

    kazanmıştır. Yapılan hesaplar 2010 yılında 100,000 den fazla hidrojenli aracın yollarda

    olacağını göstermektedir. Buna göre yılda yaklaşık 40 milyon ton civarında hidrojen

    yakıtı üretilmesi gerekmektedir. Günümüzde fosil yakıtlardan hidrojen üretim

    maliyetleri, yenilenebilir enerji kaynaklarından yapılan hidrojen üretimine göre daha

    ucuzdur. Mevcut doğal gaz fiyatları ile hidrojen üretimi GigaJoule başına yaklaşık 7.0

    USD’dir. Buna karşın Fotoelektroliz yöntemi ile hidrojen üretim maliyeti Gigajoule

     başına halen yaklaşık 41.0 USD civarındadır . Ancak, fotoelektroliz yöntemi üzerindeki

    çalışmalarla bu fiyatların giderek düşeceği buna karşın petrol ve gaz fiyatlarının artışı ile

    fosil yakıtlardan  hidrojen üretim maliyetlerinin de giderek artacağı açıktır. Buna göre

    aradaki fiyat farkının önümüzdeki 10-15 yıl içerisinde kapanması beklenmektedir.

  • 8/13/2019 GÜNEŞ ENERJİSİ İLE HİDROJEN ÜRETİMİ - 090704021 - Fatih ÇELİK

    28/55

    24

    2.3. Fotobiyolojiksel Hidrojen Üretimi

    Fotobiyolojiksel hidrojen üretiminde bitki ve alg fotosentezi olarak aynı proses

    kullanılmaktadır. Biyolojiksel hidrojen üretimi iki gruba ayrılabilir: 

    1-) Işığa bağlı proses 

    2-) Işıktan bağımsız proses 

    İlk proses direkt veya indirekt biyofotolizi ve fotofermantasyonu içermekte iken, ikinci proses karanlık fermantasyonu kapsamaktadır. Fotosentetik organizmalar, güneş

    enerjisini bütün dünyada çok büyük miktarlarda depolayan bir enerji depolama

    mekanizması oluşturmaktadır. Genel olarak fotobiyolojiksel sistemler hidrojen üretmede

     bakterilerin doğal fotosentetik aktivitesini ve yeşil algleri kullanırlar. Fotosentetik

    sistemler normalde CO2’di karbon hidratlara indirgerken, hidrogenaz veya nitrognaz gibi

    hidrojen içeren enzimleri birleştiren fotosentetik   prosesin sonunda indirgeme gibi

    değiştirme şartlarını barındırması muhtemeldir. Fotosentez reaksiyonları aşağıdaki gibiverilebilir.

    4H2O + 4e- 2H2 + 4OH- (katottaki kimyasal değişme)

    4OH- 2H2O + O2 + 4e- (Anottaki kimyasal değişme)

    H2O + elektrik H2 + ½O2 + ısı (Toplam reaksiyon)

    Bütün prosesler hidrogenaz ve nitrogenaz gibi hidrojen üreten enzimler ile kontrol edilir.Bu enzimlerin özellikleri aşağıdaki çizelgede verilmiştir. 

  • 8/13/2019 GÜNEŞ ENERJİSİ İLE HİDROJEN ÜRETİMİ - 090704021 - Fatih ÇELİK

    29/55

    25

    2.3.1. Direk Biyofotoliz

    Direk biyofotoliz ile hidrojen üretimi, hidrojen oluşturmak amacıyla güneş enerjisini

    kimyasal enerji biçimine dönüştürmek için mikro alg fotosentetik sistemlerin kullanıldığı

     biyolojik bir prosestir.

    İki fotosentetik sistem fotosentez prosesinden sorumludur.

    1) CO2 azalması için indirgeyici üretecek fotosistem I (PSI)

    2) Oksijen açığa çıkaran ve suyu ayrıştıran fotosistem II(PSII). 

    Biyofotoliz prosesinde sudan gelen iki proton hidrogenazın varlığında hidrojen oluşumu 

    yada PSI ile CO2 azalmasını sağlayabilir. 

    Yeşil bitkilerde hidrogenaz eksikliğinden dolayı sadece karbon azalımı olur. Diğer  

    tarafta, yeşil alg ve Cyanobacteria (mavi-yeşil alg) gibi mikroalgler  hidrogenaz içerir ve

     bu yüzden hidrojen üretme yeteneğine sahiptir. Bu proseste PSII ışık enerjisiniabsorbladığı zaman elektronlar üretilir. Daha sonra elektronlar PSI tarafından absorbe

  • 8/13/2019 GÜNEŞ ENERJİSİ İLE HİDROJEN ÜRETİMİ - 090704021 - Fatih ÇELİK

    30/55

    26

    edilen güneş enerjisini kullanarak ferrodoksine (Fd) transfer edilir. Hidrogenaz enzimi

    şekilde gösterildiği gibi hidrojen üretmek için Fd’den elektronları kabul eder. 

    Hidrogenaz oksijene duyarlı olduğu için hidrojen üretiminin sürdürülebilir olması

    amacıyla oksijen içeriğini % 0.1’in altındaki düşük seviyelerde tutmak gereklidir. Bu

    koşul oksidatif solunum süresince oksijeni tüketen yeşil alg Chlamydomonasreinhardtii’nin kullanımı  ile elde edilebilir. Fakat substratın önemli miktarı bu proses süresince

    harcandığı ve solunum olduğu için verimlilik düşüktür. Son zamanlarda, mikro alglerden

    kaynaklanan mutasyonların iyi bir O2 toleransına ve bu yüzden de daha yüksek hidrojen

    üretimine sahip olduğu görülmüştür. 

  • 8/13/2019 GÜNEŞ ENERJİSİ İLE HİDROJEN ÜRETİMİ - 090704021 - Fatih ÇELİK

    31/55

    27

    2.3.2. İndirek  Biyofotoliz

    Dolaylı biyofotoliz kavramı şekilde gösterildiği gibi 4 aşamada yapılır: 

    i) Fotosentezle biyokütle üretimi

    ii) Biyokütle zenginleşmesi 

    iii) 2 mol asetat ile birlikte alg hücresi içindeki 4 mol H2/mol glikoz verim getiren aerobik

    karanlık fermantasyon 

    iv) Asetatın 2 molünün hidrojene dönüşümü. 

    Tipik bir dolaylı biyofotolizde, Cyanobacteria (mavi-yeşil alg) aşağıdaki reaksiyonla

    hidrojen üretmek için kullanılır: 

    12H2O+ 6CO2→C6H12O6 + 6O2 

    C6H12O6 + 12H2O→12H2 + 6CO2

  • 8/13/2019 GÜNEŞ ENERJİSİ İLE HİDROJEN ÜRETİMİ - 090704021 - Fatih ÇELİK

    32/55

    28

    Troshina ve ark.,Cyanobacterium gloeocapsa alpicola ile yapılan dolaylı  biyofotolizçalışmasında pH değeri 6.8 ila 8.3 arasında tutularak optimum hidrojen üretiminin elde

    edildiğini bulmuştur. Sıcaklığı 30ºC’den 40ºC’ye artırmak hidrojen üretimini iki kata

    kadar artırabilir. 

    2.3.3. Foto-Fermantatif Prosesler

    Fotosentetik bakteriyal hidrojen üretimi olarak da isimlendirilen fotofermantatif proseslerhidrojen geliştirmek için mor non-sülfür bakterisinin nitrogenaz enzim aktivitesine

    katkıda  bulunur. Bu proseste klorofil, carotenoids ve phycobilin’ler gibi ışığı toplayan

     pigmentler ışık  enerjisini ayırır ve ayrılan enerjiyi fotolitik organizmalar (alg) içindekilere

     benzer membran reaksiyon merkezlerine transfer eder. Güneş ışığı suyu proton, elektron

    ve oksijene dönüştürür.  Nitrogenaz katalizör amonyak, hidrojen ve ADP oluşturmak için

    ATP ve azot ile proton ve elektronları tepkimeye sokmak için kullanılır. Oksijen

    nitrogenazı engellediği için cyanobacteria mekana ya da zamana bağlı olarak azot

    sabitleşmesi ve oksijen üretimini ayırır. Gerçekte bakteri, hidrogenaz enzimini yapısına

  • 8/13/2019 GÜNEŞ ENERJİSİ İLE HİDROJEN ÜRETİMİ - 090704021 - Fatih ÇELİK

    33/55

    29

    aldığında diğer enerji gerektirecek proseslere  yakıt sağlamak için yan ürün olarak

    hidrojeni kullanır. Bu yüzden, araştırmacılar bu enzimi ortadan kaldırmak için bakteriyi

    genetik olarak modifiye etmeye çalışmaktadır. Proses ilk olarak infrared ışık enerjisi

    kullanarak yetersiz azot koşullarında yapılır ve tercihen, diğer indirgenen  bileşikler

    kullanılabilmesine rağmen organik asitler azalır. 

    Bu prosesin avantajları oksijen prosesi inhibe etmez ve bu bakteri çok farklı koşullarda

    (kesikli prosesler, sürekli kültürler ve karragenan, agar jel, gözenekli cam, aktive edilmiş

    cam ya da poliüretan köpük içinde immobilizasyon) kullanılabilir. Dezavantajları,

    organik asitlerin sınırlı kullanılabilirliliği, nitrogenaz enziminin yavaşlatıcı olması,

     prosesin nispeten yüksek miktarda enerji gerektirmesi ve hidrojenin tekrar

    oksidasyonunun gerekiyor olmasıdır. Nitrogenaz aktivitesini artırmak ve enerji ihtiyacını

    azaltmak için C/N oranı korunmalıdır. 

    Fotosentetik bakteriler güneş enerjisi ve organik asit ya da biyokütle kullanarak  

    nitrogenaz aktivitesi ile hidrojen üretme kapasitesine sahiptir. Bu proses şekilde

    gösterildiği  gibi foto fermantasyon olarak bilinir. Son yıllarda endüstriyel ve tarımsal

  • 8/13/2019 GÜNEŞ ENERJİSİ İLE HİDROJEN ÜRETİMİ - 090704021 - Fatih ÇELİK

    34/55

    30

    atıklardan etkili atık   yönetiminde hidrojen üretimi için bazı teşebbüsler yapılmıştır.

    Çizelgede özetlendiği gibi hidrojen çeşitli tipteki biyokütle atıklarının foto fermantasyonu 

    ile üretilebilir.

    Fakat foto fermantasyon üç temel dezavantaja sahiptir:

    1) Yüksek enerjili nitrogenaz enziminin kullanımını gerektirir. 

    2) Güneş enerjisi dönüşüm verimliliği düşüktür. 

    3) Geniş alanları kaplayacak anaerobik fotobiyo reaktörlerin hazırlanması gerekir. 

    Bu yüzden şu anda, fotofermantasyon prosesi hidrojen üretimi için diğer proseslerle

    rekabet edecek durumda değildir. 

  • 8/13/2019 GÜNEŞ ENERJİSİ İLE HİDROJEN ÜRETİMİ - 090704021 - Fatih ÇELİK

    35/55

    31

    2.3.4. Karanlık Fermantasyon 

    Karanlık fermantasyon ile H2  üretimi karbonhidratlarca zengin substratlar üzerinde

    karanlıkta  büyüyen anaerobik bakteri ile gerçekleştirilir. Fermantasyon reaksiyonları

    mezofilik (25-40ºC), termofilik (40-65ºC), aşırı termofilik (65-80ºC) ve hipertermofilik

    (>80ºC) üzerindeki sıcaklıklarda gerçekleşebilir. 

    Direk ve dolaylı fotoliz sistemleri saf H2  üretirken karanlık fermantasyon prosesleri 

    öncelikli olarak H2 ve CO2 içeren karışık biyokütle üretir. Fakat daha az miktarda CH4,

    CO veH2S içerebilir. Karanlık fermantasyon sistemleri hidrojen eldesi ve elde edilen

    enerjinin yakıt hücrelerinde kullanımı için mükemmel bir potansiyel sunar.

    Karbonhidratça zengin substratlar üzerinde büyüyen bazı alg türleri de kullanılıyor  

    olmasına rağmen karanlık fermantasyon da öncelikli olarak anaerobik bakteri kullanılır. 

    Fermantatif prosesler için kullanılan biyokütlenin biyolojik parçalanabilir olması, yüksek

    miktarlarda elde edilebilir olması, pahalı olmaması ve yüksek karbonhidrat içeriğine

    sahip olması gerekir. Glikoz ve laktoz gibi kolaylıkla biyolojik parçalanmaya uğrayan

    saf, basit şekerler tercih edilir fakat bunlar yüksek miktarlarda kolaylıkla elde edilemezler

    ve nispeten pahalıdırlar.  Biyohidrojen üretimi için kolayca kullanılabilen başlıca

     biyokütle atıkları çizelgede listelenmiştir. 

  • 8/13/2019 GÜNEŞ ENERJİSİ İLE HİDROJEN ÜRETİMİ - 090704021 - Fatih ÇELİK

    36/55

    32

    Anaerobik fermantasyonda üretilen gaz H2, CO2, CH4, CO ve bazı hidrojen sülfitlerin

    karışımıdır. Bu yüzden yüksek saflıkta hidrojen elde etmek için ayırma aşaması

    gereklidir. Karanlık fermantasyon prosesleri için hidrojenin kısmi basıncı bir faktördür,

    hidrojen basıncını  artırırken hidrojen üretimini azaltır. Bu kısıtlamalara belirgin bir

    çözüm üretim olurken hidrojeni uzaklaştırmaktır. Fermantasyon prosesi asetik, butirik ve

    daha önemli bir problem olan diğer  organik asitleri üretir. Bu asitler organik kimyasal

    üretim yönündeki metabolik akışı yönlendirerek hidrojen verimini bask ılayabilir. Aynı

    zamanda bu asitlerin üremesi sistemdeki komplekslik ve maliyete ek olarak daha

    sonrasında atık  su arıtımını gerektirir. Bu işlemlerden herhangi birinin hidrojen üretimini

    maksimum yapmak ve prosesi basitleştirmek için elimine edilmesi gerekebilir.

    Karbonhidratça zengin substratlar ile yeşil alg gibi bazı mikroalglere ek olarak  anaerobik

     bakteri ile fermantasyon, karanlık koşullarda özellikle 30-80ºC’de hidrojen üretebilir.

    Hidrojen üretimi için karanlık fermantasyonun kullanıldığı bir proses örneği şekilde 

    verilmiştir. Sadece H2 üreten biyofotoliz prosesi aksine karanlık fermantasyon ürünleri 

    çoğunlukla kullanılan substrat ve reaksiyon prosesine bağlı olarak CH4 yada H2S gibidiğer gazlar   ile birleşen H2  ve CO2’dir. Karanlık fermantasyon ile hidrojen üretim

    teknolojisi çok fazla alan gerektirmediği ve hava koşullarından etkilenmediği için ticari

    değer kazanmaktadır. 

  • 8/13/2019 GÜNEŞ ENERJİSİ İLE HİDROJEN ÜRETİMİ - 090704021 - Fatih ÇELİK

    37/55

    33

    2.4. GüneşEnerjisi Destekli Yüksek Sıcaklık  Hidrojen Üretimi

    2.4.1. Güneş Termoliz

    Suyun yüksek sıcaklıkta termal olarak parçalanması sonucu hidrojen üretilmesi işlemine

    termoliz denilmektedir. Bu yöntemde sıcaklık 1400 °C veya daha yüksek sıcaklıklara

    çıkarıldığında buhar molekülleri hidrojen ve oksijen gazlarına ayrışacak şekilde

     parçalanmaya başlar. Sıcaklık arttıkça buhar moleküllerinin parçalanma oranı da artar.

    Aynı durum buhar basıncı düşürülerek de elde edilebilir. Endüstriyel kullanımı

    karşılayacak ölçüde hidrojen üretmek için sıcaklık 2500 –3000 °C’ye yükseltilmelidir.

    Gerekli olan bu enerjiyi temin etmenin en temiz yolu güneş ışığını toplayacak ve küçük

     bir alanda yoğunlaştıracak güneş kulesi sistemidir. Güneş güç kuleleri, güneş ışınlarını

    kule tepesine monte edilmiş olan ısı değiştiricisine (alıcı) odaklama ile yoğunlaştırarak

    ısı üretirler. Sistemde, gelen güneş ışınlarını yansıtan ve helyostat diye adlandırılan,

  • 8/13/2019 GÜNEŞ ENERJİSİ İLE HİDROJEN ÜRETİMİ - 090704021 - Fatih ÇELİK

    38/55

    34

    yüzlerce ya da binlerce güneş izleme aynaları kullanılır. Helyostat kuleyi çevreleyen alan,

    tesisin yıllık verimini optimize edecek şekilde düzenlenir. Alan ve alıcının boyutları

    işletmenin ihtiyaçlarına da bağlı olarak değişir. Proses oldukça yüksek verime sahiptir ve

    üretiminde ara kimyasal maddelere ihtiyaç olmadığından çevresel kirliliği çok azdır.

    Bununla birlikte çok yüksek sıcaklığın ticari olarak maliyeti arttırması ve oldukça hafif

    olan hidrojenin yüksek sıcaklıklarda diğer gazlardan ayrılarak saflaştırma zorlukları bu

    yöntemin dezavantajları olarak görülmektedir. Bu proses kimyasal olarak aşağıdaki gibi

    verilmektedir.

    H2O + ısı → aH2O + bH2 + cO2

    a, b ve c mol kesirleridir. Burada dikkat edilmesi gereken, yüksek sıcaklık altında

     birbirinden ayrılıp gaz formuna geçenoksijen ve hidrojenin hemen birbirlerinden izole

    edilmesinin gerekli olduğudur. Diğer yöntemlerin arasından efüzyon ayrıştırma ve

    elektrolitik ayrıştırma ürünlerden hidrojenin ayrıştırmasında kullanılan en başarılı

    yöntemlerden iki tanesidir. Proses süresince çok yüksek sıcaklıklara gereksinim

    duyulduğu için bazı materyal problemleri ortaya çıkmakta aynı zamanda absorbsiyon

    veriminin düşmesine neden olan güneş ışığının önemli miktarda reaktörden geri

    yansıması problemi bulunmaktadır. 

    2.4.2. Güneş Termokimyasal Çevrimler

    Termokimyasal çevrimlerde H2 /O2  ayrışım problemleri olmadığı için ve daha düşükçalışma sıcaklıklarına (1000 °C’ye kadar) oldukları için gelecek açısından güneş termoliz

    yönteminden daha fazla uygumla alanı bulacaktır. Bu yöntem ile hidrojen elde

    edilmesinde, su ve bir veya birkaç reaktan yüksek sıcaklıklarda kimyasal değişime

    uğratılırlar. Değişim sonucunda bazı kimyasal bileşiklerle  birlikte hidrojen ve oksijen

    gazları da elde edilir. Bu değişimlerde kullanılan reaktanlar tekrar tekrar kullanılabilirler.

    Termo-kimyasal olarak suyun bozunması genel olarak üç basamakta gerçekleşir; oksijen

    üretimi, hidrojen üretimi ve kullanılan materyallerin yeniden kazanılması şeklindedir. Bu

     proses için temel basamaklar; ısı ve elektrik üretimi, termo-kimyasal olarak suyun

  • 8/13/2019 GÜNEŞ ENERJİSİ İLE HİDROJEN ÜRETİMİ - 090704021 - Fatih ÇELİK

    39/55

    35

     bozunması, üretilen hidrojen ve oksijenin saflaştırılmasıdır. Literatürde mevcut olan ve

    en yaygın kullanılan bazı termokimyasal çevrimler ve gerekli maksimum sıcaklıklar

    aşağıdaki Tablo’daverilmiştir. 

    Tablo : Bazı termokimyasal çevrimler ve maksimum işletim sıcaklıkları 

    Termokimyasalçevrimler  Maksimumsıcaklık °C Cerium-chlorine(Ce-Cl) 850 

    Hybridcopper-chlorine(Cu-Cl) 550 

    Hybridcopper-sulfate (Cu-SO4) 850 Iron-chlorine(Fe-Cl) 925 

    Hybridchlorine(Cl2)  850 

    Magnesium-iodine(Mg-I) 600 

    Vanadium-chlorine(V-Cl) 850 Brom-kalsiyum-demir (Br-Ca-Fe) 725 

    Tablo incelendiğinde iki çevrimin; Cu-CI ve Mg-I, işletim sıcaklığının 600 °C’den dahaaz olduğu görülmektedir. Böyle bir sıcaklığı noktasal güneş yoğunlaştırıcılarından

    kolaylıkla üretmek mümkündür. Aşağıda Mg-I çevrimi için kullanılan çevrim adımları

    sıcaklıkları ile birlikte verilmiştir. 

    (120°C) 6/5 MgO + 6/5 I 2 → 1/5 Mg( IO3)2 + MgI 2 

    (600°C) 1/5 Mg( IO3)2→ 1/5 MgO + 1/5 I 2 + 1/2O2

    (120°C)  MgI 2 + 6 H 2O→  MgI 2.6 H 2O

    (450°C)  MgI 2.6 H 2O→ MgO+ 5 H 2O + 2 HI  

    (500°C) 2 HI→  I 2+ H 2 

  • 8/13/2019 GÜNEŞ ENERJİSİ İLE HİDROJEN ÜRETİMİ - 090704021 - Fatih ÇELİK

    40/55

    36

    South Carolina Üniversitesi tarafından geliştirilen Mg-I çevrimi ise aşağıda verilmiştir. 

    (150°C) 6 MgO + I 2 →  Mg( IO3)2 + MgI 2 

    (600°C)  Mg( IO3)2→ MgO + I 2 

    (400°C) 5 MgI 2 + 5 H 2O → 5 MgO +10 HI  

    (500°C) 10 HI→ 5 H 2 + 5 I 2 

    Mg-I çevriminin avantajı reaksiyon sıcaklığını düşük olması, ürünlerin kolay

    ayrıştırılabilmesi (çoğunlukla filitrasyonla veya iyodun katılaştırılması ile) ve kimyasal

    türlerin birçoğu için termodinamik verilere ulaşılabilir. 

    Bakır klor çevrimi üç termal reaksiyon ve bir tanede elektrokimyasal reaksiyonadımından oluşmaktadır. Bu çevrim beş adımdan oluşmaktadır; 

    (1) akışkan yatak gibi cihazı kullanarak HCI(g) üretim adımı, 

    (2) oksijen üretim adımı, 

    (3) bakır (Cu) üretim adımı, 

    (4) kurutma adımı, 

    (5) hidrojen üretim adımı. 

    Kurutma adımı hariç, kimyasal reaksiyon her adımda gerçekleşmektedir. Kimyasal

    reaksiyonlar devamlı olarak bakır -klor bileşiklerinin kapalı bir iç döngü formu

    oluşturduğu için atmosfere herhangi bir sera gazı yayılımı olmamaktadır. Beş adımda

    gerçekleşen bakır -klor çevrimi aşağıda verilmiştir . 

    (400°C) 2CuCl2 + H 2O → CuO + CuCl2 + 2 HCI  

  • 8/13/2019 GÜNEŞ ENERJİSİ İLE HİDROJEN ÜRETİMİ - 090704021 - Fatih ÇELİK

    41/55

    37

    (550°C) CuO + CuCl2 → 2CuCl + 1/2O2 

    (80°C) 4CuCl + H 2O → CuCl2 + 2Cu 

    (100 °C) CuCl2 → CuCl2 

    (475°C) 2Cu + 2 HCI  → 2CuCI  + H 2 

    Yüksek sıcaklık prosesi ihtiva etmesine rağmen gelecek vadeden brom-kalsiyum-demir

    (Br-Ca-Fe) çevriminin reaksiyon adımları ve anahtar proses   parametreleri aşağıdaverilmiştir. 

    (725°C) CaBr 2 + H 2O→ CaO + 2 HBr  

    (550°C)CaO + Br 2→ CaBr 2 + 1/2O2 

    (250°C) Fe3O4 + 8 HBr  → 3FeBr 2 + 6 HBr  + H 2 

    (575°C) 3FeBr 2 + 4 H 2O → Fe3O4 + 6 HB + H 2 

    2.4.3. Güneş Karbonsuzlaştırma 

    Güneş termokimyasalprosesler  kullanılarak fosil yakıtlardan hidrojen üretilebilir. Güneş

    termokimyasal prosesler üç alt başlık altında toplanabilir 1-) Güneş kraklama 2-) Güneş

    Reformasyon 3-) Güneş gazlaştırma. Güneş kraklamaprosesi hidrokarbonların (doğalgaz,

     petrol vb.) termal ayr ıştırması ile açıklanabilir. Güneş kraklamaprosesi kısaca aşağıdakinet reaksiyon ile verilebilir.

    C  x H  y→ xC ( gr) + y/ 2 H 2 

    Yukarıdaki reaksiyon karbonca zengin yoğunlaştırılmış faz ve hidrojence zengin gazın

    fazını ihtiva eder. Karbon yapılı katı ürün materyal endüstrisinde kullanılabilir.

    Hidrokarbonların (doğalgaz, petrol, vb.) buhar reformasyonuve katı karbonların

    (taşkömürü,linyit, vb.) buhar gazlaştırılması aşağıdaki net reaksiyon ile verilebilir. 

  • 8/13/2019 GÜNEŞ ENERJİSİ İLE HİDROJEN ÜRETİMİ - 090704021 - Fatih ÇELİK

    42/55

    38

    C  x H  y + xH 2O →  ( y / 2 + x) H 2 + xCO2

    Reaksiyon materyallerine ve ham materyallerdeki saf olmayan materyallerin varlığına

     bağlı olarak diğer birleşenlerde üretilebilir. Aşağıdaki reaksiyonun ürünleri sentez gazdır.

    Sentez gazda bulunan CO aşağıda verilen katalitik su-gaz değişim reaksiyonu ile hidrojen

    üretmede kullanılabilir. 

    CO + H 2O → H 2 + CO2

    Yukarıda verilen reaksiyon kullanılan katalizöre bağlı olarak düşük ve yüksek sıcaklık sugaz değişim reaksiyonu olarak kullanılmaktadır. Bu reaksiyonda üretilen CO2  gazı

     basınçlı salınım adsorbsiyon tekniği kullanılarak hidrojenden ayrıştırılabilir. Şekilde

    güneş kraklama, reformasyon ve gazlaştırma  ile hidrojen üretiminin şematik görünüşü

    sunulmuştur. 

    Şekil.Güneşkraklama, reformasyon ve gazlaştırma ile fosil yakıtlardan hidrojen

    üretiminin şematik diyagramı 

  • 8/13/2019 GÜNEŞ ENERJİSİ İLE HİDROJEN ÜRETİMİ - 090704021 - Fatih ÇELİK

    43/55

    39

    2.4.4. Güneş Termal Esaslı Elektrolizör 

    Yoğunlaştırılmış güneş radyasyonlarının termal enerjisi orta ve yüksek sıcaklıklarda özel

     bir akışkana (faz değiştirici materyaller veya molden tuz karışımları) ısı olarak verilebilir

    ve bu akışkan kullanılarak buhar ve eş zamanlı olarak elektrik üretilebilir. Faz değiştirici

    materyaller veya molden tuz karışımları termal enerjiyi yaklaşık 500°C’de

    depolayabilirler. Yoğunlaştırılmış güneş enerjisinden üretilen elektrik elektroliz ile

    hidrojen üretimi için kullanılabilir. Şekilde güneş termal esaslı elektroliz ile hidrojen

    üretiminin şematik gösterimi sunulmuştur. 

    Şekil. Güneş termal elektroliz hidrojen üretimi 

  • 8/13/2019 GÜNEŞ ENERJİSİ İLE HİDROJEN ÜRETİMİ - 090704021 - Fatih ÇELİK

    44/55

    40

    3. DEPOLAMA VE TAŞIMA 

    Fosil, nükleer, yenilenebilir ve elektrik enerjilerinden üretilen hidrojen çeşitli şekillerde

    depolanarak tüketiciye ulaştırılır. 

    3.1. Depolama 

    Hidrojen kullanımının fazla olduğu yerlerde depolama önemlidir; örneğin, araç yakıtı

    olarak kullanıldığında araç deposunun en az bir benzin deposu kadar güvenli ve bir depo

     benzinin kat edebildiği kadar yol alabilecek kapasitede olması önemlidir. 

    Hidrojen depolama genel olarak üç şekilde yapılabilir; 

    • Basınçlı tankta sıkıştırılmış gaz halinde depolama, 

    • Sıvılaştırılmış halde özel izolasyonlu tanklarda depolama, 

    • Özel katı maddeler içinde absorblatılarak depolama 

  • 8/13/2019 GÜNEŞ ENERJİSİ İLE HİDROJEN ÜRETİMİ - 090704021 - Fatih ÇELİK

    45/55

    41

    3.1.1. Sıkıştırılmış Hidrojen 

    Hidrojenin sıkıştırılmış halde taşınması yıllardır uygulanan bir taşıma yöntemidir.

    Hidrojen 800 bar basınca kadar sıkıştırılarak depolanabilir. Ayrıca, doğal gazın

    depolanmasında uygulanan teknolojiler hidrojen için de kullanılabilir. 

    Sıkıştırılmış hidrojen depolama tankları çelik, kompozitle (özel alaşımlar) kaplanmış

    alüminyum veya kompozitle kaplanmış plastik malzemelerden yapılır. Bunlardan en

    ekonomik olanı çelik malzemedir, fakat fazla ağır olduğundan sabit depolamalar içinuygundur. Ancak taşıtlarda kullanılacak depo tanklarının hafif kompozit malzemelerden

    yapılması gerekir; bunlar 350 bar basınca kadar (ağırlıkça %10-12 hidrojen) güvenle

    kullanılabilmektedir. Halen 700 bar basınca dayanıklı hafif kompozit malzemeler

    üretimine yönelik çalışmalar devam etmektedir. 

    3.1.2. Sıvılaştırılmış Hidrojen 

    Hidrojen, süper izolasyonlu vakumlu tanklarda – 253 °C’de sıvı halde (LH2)

    depolanabilir. Sıvı hidrojen uzun mesafe yolcu araçlarında, uçaklarda ve uzay araçlarında

    çok avantajlı bir yakıttır. Bu konuda uzun yıllardır yapılan araştırmalarla uygulama için

    önemli veriler elde edilmiştir. Günümüzde sıvı hidrojen uzay araçlarında

    kullanılmaktadır, ancak kara araçlarında kullanıma geçilmesi daha sonraki yıllarda

    olabilecektir.

    3.1.3. Metal Hidrürler 

    Bazı metaller ve alaşımlar, normal basınç ve sıcaklıkta hidrojen absorblayarak hidrür

     bileşiklerini meydana getirirler; hidrürler, hidrojen ile bir veya daha fazla başka

    elementler içeren kimyasal maddelerdir.

  • 8/13/2019 GÜNEŞ ENERJİSİ İLE HİDROJEN ÜRETİMİ - 090704021 - Fatih ÇELİK

    46/55

    42

    Bir metal hidrür tankta bir ısı alışveriş sistemi ile metal granülleri bulunur. Metal

    granüller, tıpkı bir süngerin suyu emmesi gibi hidrojeni absorblar. Isı alışveriş sistemiyle

    tanka hidrojen doldurulurken ısı çekilir, tank boşaltılırken de ısı verilir; metal hidrür

    ısıtıldığında absorbladığı hidrojeni serbest bırakır. 

    Metal hidrür oluşum mekanizması şematik olarak gösterilmiştir. Şemada görüldüğü gibi,

    hidrojen gazı metal ara yüzeylere doğru gider, buralarda her bir hidrojen molekülü iki

    hidrojen atomuna ayrılır ve metal granüller tarafından absorblanır; böylece metalik

    matriks içinde depolanır. 

    Metal hidrür sistemi pahalıdır ve hidrojenin doldurulması uzun zaman alır. Fakat

    depolama ve taşımada çok güvenlidir; örneğin tankın delinmesi halinde ısı sistemi hemen

    soğutmaya geçerek hidrojen kaçağını engeller. Güvenlik yönünden benzin depo

    tanklarından daha üstündür.

    Ticari amaçlı kullanılabilen birkaç metal hidrür vardır. Bu tür depolamada en önemli

    dezavantaj depolanan hidrojene kıyasla metal hidrürün fazla ağır bir malzeme olmasıdır.

    Araştırmacılar tarafından daha ucuz, daha hafif ve daha fazla hidrojen absorblayabilen,

    ayrıca absorbladığı hidrojeni daha düşük   sıcaklıklarda serbest bırakacak alaşımlar

    üzerinde çalışmalar devam etmektedir. Yeni bulunan bazı alaşımlar %5 kadar hidrojen

    tutabilmekte ve içerdiği hidrojeni 100 °C da bırakmaktadır. 

  • 8/13/2019 GÜNEŞ ENERJİSİ İLE HİDROJEN ÜRETİMİ - 090704021 - Fatih ÇELİK

    47/55

    43

    Sodyum alüminyum hidrür (NaAlH4) de bu sayılan gereksinimlerin çoğunu karşılayan

    yeni ve gelecek vadeden bir metal hidrürdür; hidrojen absorblama kapasitesi %4,hidrojeni bırakma sıcaklığı 150°C ‘dir (LaNi

    5H

    6de ~%2).

    Diğer bir hidrojen depolama bileşiği sodyum bor hidrürdür (NaBH4). Bu bileşiğin

    avantajı depoladığı hidrojenin normal şartlar altında ve katalizörlü ortamda kontrollü

    olarak geri alınabilmesidir. Bu konudaki çalışmalar NaBH4

    elde edilmesi, bu bileşikten

    hidrojen üretimi ve reaksiyon sonucunda oluşan sodyum metaboratın (NaBO2) tekrar

    sodyum bor hidrüre dönüştürülerek kullanıma alınmasını hedeflemektedir. 

    Sodyum bor hidrür üretimim için çeşitli araştırmalar yapılmıştır; örneğin, çalışmaların

     biri boraks (susuz), kuvartz ve sodyumun 450-500°C’de hidrojen atmosferi altında

    reaksiyona sokulmasına dayanır, bir diğer çalışmada boraks magnezyum hidrür ve

    değişik sodyum bileşikleriyle normal şartlar altında öğütülerek NaBH4 elde edilmiştir. 

    Devam etmekte olan NaBH4

    üretimi çalışmalarının önemli bir bölümü de sodyum bor

    hidrürden hidrojenin çekilmesinden sonra oluşan metaboratın ekonomik ve basit

    yöntemlerle tekrar NaBH4

    dönüştürülmesidir; örneğin, sonuçlanmış bir çalışmaya göre

    sodyum metaborat MgH2

    (veya Mg2Si) ve hidrojen yüksek sıcaklık (350-750°C) ve

    yüksek basınç altında reaksiyona sokularak NaBH4'e dönüştürülmüştür (Kojima ve Haga

    2003).

    Günümüzde hızla yol alan teknoloji otomotiv sanayiini yoğun enerjili su- bazlı yakıtla

    (sulu sodyum bor hidrür gibi) çalışan araçlar üzerinde araştırmalara yöneltmiştir; örneğin,

    ağırlıkça %30’luk NaBH4

    çözeltisinde %6.7 H2 bulunur. Katalitik ortamda aşağıdaki

    ekzotermik reaksiyon meydana gelir.

    kat. NaBH

    4

    + 2 H2

    O ⎯→ 4 H2

    + NaBO2

    (sulu) + ~300 kJ

  • 8/13/2019 GÜNEŞ ENERJİSİ İLE HİDROJEN ÜRETİMİ - 090704021 - Fatih ÇELİK

    48/55

    44

    Ayrılan saf ve nemlendirilmiş hidrojen yakıt pili veya hidrojen motoruna  verilir.

    Reaksiyonda oluşan borat hidrojenle reaksiyona sokularak tekrar sodyum borohidrür ’e

    dönüştürülür. 

    Volumetrik hidrojen depolama verimi dikkate alındığında, %30’luk NaBH4

    çözeltisinde

    ≈63 g H2/L bulunur. Bu değer sıvılaştırılmış ve basınçlandırılmış hidrojenle kıyaslanırsa,

    sıvılaştırılmış hidrojende ≈71 g H2/L, 5,000 psi sıkıştırılmış H

    2≈23 g H

    2/L, 10,000 psi

    sıkıştırılmış H2

    ≈39 g H2/L olduğu görülür. 

    3.1.4. Karbonda Depolama 

    Çok yeni ve gelecek vadeden bir teknoloji de özellikle nanofiberler, nanotüpler vefullerenler gibi nano yapılı farklı karbonların ve bazı karbon siyahlarının hidrojen

    depolayan absorblayıcılar olarak kullanılmasıdır; karbon siyahı daha ucuz ve çok

    miktarlarda üretilebildiğinden daha avantajlıdır. 

    Karbon nanotüpler tüp şeklinde dizilmiş grafit tabakalardır; çapları birkaç nanometre ile

    20 nanometre, boyları mikron seviyelerindedir. Çeşitli ilavelerle oluşturulan, örneğin

    alkali-ilaveli (Li-K), nanotüpler de mevcuttur

  • 8/13/2019 GÜNEŞ ENERJİSİ İLE HİDROJEN ÜRETİMİ - 090704021 - Fatih ÇELİK

    49/55

    45

    Hidrojen, nanotüplerde iki şekilde depolanabilmektedir; fiziksel ve kimyasal olarak.

    •  Fiziksel depolama zayıf Van der Waals kuvvetlerinin etkin olduğu bir depolamadır;depolanan hidrojen etkin kuvvetlerin kaldırılmasıyla tekrar  geri kazanılır. Depolama ve

    geri kazanma işlemleri sürekli olarak  tekrarlanabilir.

    •  Kimyasal depolamada atomlar arasında kovalent bağlar oluşur, yüklenen hidrojeningeri kazanılması için bu bağların kırılması, yanı yüksek  sıcaklıklara gereksinim olur. 

    Bu konuda yapılan çalışmalar karbon nanotüplerde ağırlıkça yüzde 4-14 arasında hidrojen

    depolanabildiğini göstermişti. Bunun ne kadarının fiziksel ne kadarının kimyasal bazlı

    olduğu henüz kesin olarak bilinememektedir. 

    Karbon nano tüplerin hidrojen depolama kapasiteleri nanotüpün cinsine (tek duvarlı, çok

    duvarlı), tüplerin kapalı veya açık olmasına, ölçülerine (tüp çapı ve uzunluğu vb.) ve tüp

    yüzeylerinin aktifliğine göre değişir. 

    Nanotüp (veya Karbon Nanotüp): Uzun ve ince karbon silindirlerdir; nanotüpler çapı,

    uzunluğu ve bükülme şekline göre çeşitli elektronik, termal ve yapısal özellikler

    gösterirler. Örneğin elektronik bir parça olan diod farklı elektronik özeliklerdeki iki nano boyutlu karbon tüpün birbirine bağlanmasıyla yapılır. 

  • 8/13/2019 GÜNEŞ ENERJİSİ İLE HİDROJEN ÜRETİMİ - 090704021 - Fatih ÇELİK

    50/55

    46

    3.1.5. Metanol 

    Metanol, hidrojen ve karbon monoksitten elde edilir, normal şartlar altında sıvıdır ve

    hidrojen içeriği yüksektir; bu özellikleri nedeniyle metanol uygun bir taşıt yakıtı olarak

    değerlendirilebilir. Kullanım prensibi metanolün parçalanarak hidrojen açığa çıkması ve

    oluşan hidrojenin yakıt olarak harcanmasıdır. Parçalanma prosesinde enerji kaybı oldukça

    yüksektir, dolayısıyla sistemin verimi düşük olur. Bu olumsuzluğu yenmek için doğrudan

    metanolle çalışan yüksek verimli yakıt pilleri geliştirilmiştir. Yapılan çalışmalara göre

    metanol reformerli yakıt piliyle çalışan bir araç, benzeri benzinli bir araca kıyasla %40-

    70 daha fazla CO2

    emitler; ayrıca CO ve hidrokarbon emisyonları da vardır. 

    Metanol zehirli, suyla karışabilen ve çok korozif bir maddedir. Bu özellikleri dolayısıyla

    taşıma ve kullanım sırasında benzinle kıyaslandığında, daha özel güvenlik önlemlerine

    ihtiyaç vardır. Olumsuz özellikleri ve yüksek emisyonları metanolün fazla tercih edilen

     bir yakıt olmasını engellemektedir. 

    3.1.6. Benzin ve Diğer Hidrokarbonlar 

    Benzin ve diğer hidrokarbonlar bir reformerden geçirilerek hidrojen üretilebildiğinden bu

    ürünler birer hidrojen depolama sistemleri olarak düşünülebilir. Ancak benzinden

    hidrojen üretilmesi için 30 dakika kadar süre gerekir; yani araç kullanılmadan  önce 30

    dakika ısıtılmalıdır; dolayısıyla araç bataryasının hareketten önce en az 30 dakika

    dayanıklılığı olması gerekir. Reformer ve batarya bağlantısının karmaşık, zor ve pahalıolması, hidrojen üretimi yanında oluşan hidrokarbonlar ve CO’in uzaklaştırma

    zorunluluğu, CO’in reformer membranlarını tahrip etme olasılığı ve yüksek sıcaklıklarda

    çalışma gereğinden dolayı oluşan NOx  bileşikleri ve dolayısıyla emisyon sorunları benzin

    ve hidrokarbonları ideal hidrojen taşıyıcı olmaktan uzaklaştırır. 

    Benzin motorlu bir araçta hidrojen deposu olarak sıkıştırılmış hidrojen, metanol ve benzin

    kullanılması halinde, farklı hızlarda ölçülen CO2 emisyonları verilmiştir. Görüldüğü gibi

  • 8/13/2019 GÜNEŞ ENERJİSİ İLE HİDROJEN ÜRETİMİ - 090704021 - Fatih ÇELİK

    51/55

    47

    en düşük CO2

    emisyonu elektroliz yoluyla üretilen hidrojen kullanılması durumunda elde

    edilmiştir. 

    3.1.7. Sabit depolama

    Hidrojen sabit basınçlı tanklarında, yeraltı mağaralarında ve sıvı halde süper izoleli

    tanklarda depolanabilir. Çok fazla miktarlarda hidrojen depolama için en ekonomik olanı

     basınçlı yer altı takalarıdır. 

  • 8/13/2019 GÜNEŞ ENERJİSİ İLE HİDROJEN ÜRETİMİ - 090704021 - Fatih ÇELİK

    52/55

    48

    3.2. Taşıma 

    Boru Harlarıyla Taşıma: Hidrojenin uzun mesafelere boru hattıyla taşınması ekonomik

    ve güvenli bir taşıma şeklidir. 2004 yılı itibariyle Avrupa’da 1500 km, Amerika’da 720

    km hidrojen boru hattı ağı vardır. 

    Hidrojen transferinde kullanılan boru hatları 25-30 cm çaplı çelikten borulardan yapılır,

    10-20 bar basınç altında kullanılır. Doğal gaz veya LPG naklinde kullanılan bazı boru

    hatları olduğu gibi veya çok az değişikliklerle hidrojen taşımada da kullanılabilir. Buradaönemli kriter boru metalinin içerdiği karbon miktarıdır (hidrojen için düşük karbonlu

    çelik tercih edilir).

    Boru hatları gazların transferinde kullanıldığı gibi bir miktar basınçlandırılarak depolama

    görevi de yaparlar.

    Sıvılaştırılmış Halde Taşıma: Sıvılaştırılmış hidrojen -253°C’ye soğutulmuştur.Soğutma prosesinde büyük miktarlarda enerji gerekir; fakat uzun mesafelere taşımada ve

    ayrıca yakıt olarak havacılık ve uzay seyahatlerinde diğer yakıtlara göre hala daha

    avantajlıdır.

    Karayoluyla Taşıma:  Hidrojen hem sıvı ve hem de sıkıştırılmış gaz halinde özel

    tankerlerle taşınabilir. 

    Denizyoluyla Taşıma: LH2, deniz tankerleriyle de taşınır; bunlar LNG tankerlerine

     benzer, ancak, uzun mesafelere taşındığında daha iyi izolasyonlar  gerekir.

    Havayoluyla Taşıma: Sıvı hidrojenin hava yolu ile taşınmasının gemiyle taşımaya

    kıyasla bazı avantajları vardır. LH2 hafiftir, hava yoluyla teslim yerine çok çabuk

    ulaştırılacağından buharlaşma kaybı sorunu olmaz. 

  • 8/13/2019 GÜNEŞ ENERJİSİ İLE HİDROJEN ÜRETİMİ - 090704021 - Fatih ÇELİK

    53/55

    49

    SONUÇ

    Hidrojen sentetik bir yakıt olup üretim kaynakları son derece bol ve çeşitlidir. Hidrojen

    fosil yakıtlar (kömür, doğalgaz, vb.) yardımıyla olabildiği gibi güneş enerjisi kullanılarak  

    da üretilebilir. Bu çalışmada farklı güneş hidrojen üretim metotları, günümüzdeki ve

    yakın gelecekteki durumları göz önünde bulundurularak incelenmiştir. Düşük sıcaklık

    güneş enerjisi destekli hidrojen üretim metotları içerisinde yer alan elektroliz,

    fotoelektrokimyasal ve fotobiyolojiksel yöntemlere bakıldığında en rasyonel çözümü

    elektroliz yönteminin sunduğu görülmektedir. Fotoelektrokimyasal ve fotobiyolojiksel

    hidrojen üretimlerinin ise teknolojiksel olgunluğa ulaşmadığı, pratiksel kullanım ve

    verimlilik potansiyelinin yükseltilmesi sorunun henüz çözülmediği görülmektedir.

    Yüksek sıcaklık güneş enerjisi destekli hidrojen üretim metotlarının güneş termal

    hidrojen üretimi için yüksek sıcaklık mebranlarına ve ısı değiştiricilerine ihtiyaç

    duyulmaktadır. Ekolojik açıdan çevre ile dost güneş enerjili hidrojen üretimi, hiçbir

    zararlı emisyon atığı içermemesi ve alternatif enerji üretim opsiyonları içinde

    sürdürülebilir çözüm sunması açısından önemi her geçen gün artmaktadır. Güneşli bir

    kuşakta yer alan ülkemiz açısından güneş enerjisi destekli hidrojen üretiminin gelişen

    teknoloji ile birlikte uygulama alanlarının artacağı beklenmektedir. 

  • 8/13/2019 GÜNEŞ ENERJİSİ İLE HİDROJEN ÜRETİMİ - 090704021 - Fatih ÇELİK

    54/55

    50

    KAYNAKLAR

    M.Öztürk, A.Elbir, N.Özek, A.K.Yakut, “Güneş  Hidrojen Üretim Metotlar ının 

    İncelenmesi”

    Ö.F.Noyan,“Entegre Bir Hidrojen Ekonomisi İçin Hidrojen Üretiminin K ısa,  Orta ve

    Uzun Vadede Optimizasyonuna Yönelik Bir Deneme”, Yeni ve Yenilenebilir

    Enerji Kaynaklar ı Enerji Yönetimi Sempozyumu, Kayseri,2005.

     Noyan, Ö.F., (2003), “Hidrojenin Özellikleri”, II. Ulusal Hidrojen Kongresi, 9 Temmuz

    2003, Ankara .

    Prof. Dr. Zafer AYVAZ , “GÜNEŞ IŞIĞIYLA DENİZ SUYUNDAN  HİDROJEN

    ÜRETİLMESİ” . 

    Alnıak M.O., Bayramoğlu F.M., “Hidrojen Enerjisi ve Ekonomisi”, IV. Ulusal Hidrojen 

    Enerjisi Kongresi ve Sergisi, Kocaeli .

    Bahadır T., “Yenilenebilir Enerji Kaynakları Kapsamında Biyolojik Hidrojen Üretimi” 

    Doktora Semineri, Fen Bilimleri Enstitüsü, O.M.Ü., 2009.

    İ. Güler Şentürk, H. Büyükgüngör , “BİYOHİDROJEN ÜRETİM YÖNTEMLERİ VE

    KULLANILAN FARKLI ATIK MATERYALLERİN İNCELENMESİ” . 

    Veziroğlu, T. N. ve Noyan, Ö. F. ,2003, “21. Yüzyılın Enerjisi: Hidrojen Enerji Sistemi,

    Türkiye 4. Enerji Sempozyumu” .

     N. GENÇ , BAÜ FBE Dergisi , Cilt:11, Sayı:2 ,2009 “Biyolojik hidrojen üretim

     prosesleri”.

    Tamer KARAKAŞ , “GÜNEŞ PİLLERİ ile HİDROJEN ÜRETİMİ” . 

    M. Öztürk, B. Bozkurt Çırak, N. Özek , “Evsel Fotovoltaik Sistemlerin Ömür Boyu

    Maliyet Analizi” .

    İbrahim ATILGAN , “HİDROJEN ENERJİSİ VE UYGULAMA ALANLARI” . 

    Ayşegül PAŞAOĞLU , YÜKSEK   LİSANS TEZİ , “HİDROJEN YAKITLI,ÇOK

    AMAÇLI BİR BİLEŞİK ISI-GÜÇ SANTRALİ TASARIMI, TEKNİK VE

    EKONOMİK ANALİZLERİ” . 

    Prof.Dr . Bilsen BEŞERGİL , “Hidrojen” .

    Dünya Enerji Konseyi Türk Milli Komitesi , “DÜNYA’DA VE TÜRKİYE’DE GÜNEŞ

    ENERJİSİ”.

  • 8/13/2019 GÜNEŞ ENERJİSİ İLE HİDROJEN ÜRETİMİ - 090704021 - Fatih ÇELİK

    55/55

    51

    Ç.Tırıs, M.Tırıs, “Kollektör Yutucu Yüzeyi Optik Özelliklerinin Toplam Isı Kayıp  

    Katsayısına Etkisi”, Güneş Günü Sempozyumu ve Fuarı, İzmir, 1998.

    Kılıç, Abdurrahman. Öztürk, Aksel. “ Güneş Enerjisi ” / İstanbul Teknik Üniversitesi 

    Makina Fakültesi.