48
HOROZ LOJİSTİK BÜYÜMEYE DEVAM EDİYOR TERMİKEL’İN BAŞARISININ SIRRI: CESARET VE NEZAKET KARİA'NIN METROPOLİSİ: AFRODİSİAS (ἈΦΡΟΔΙΣΙΆΣ, APHRODİSİAS) HAVANA HOROZ HOLDİNG’İN SÜRELİ YAYINIDIR. YIL 2 TEMMUZ 2011 SAYI 7 İSPANYOL SÖMÜRÜSÜNDEN 59 KÜBA DEVRİMİNE

HAVANA - HOROZ

  • Upload
    others

  • View
    20

  • Download
    0

Embed Size (px)

Citation preview

Page 1: HAVANA - HOROZ

HOROZ LOJİSTİK BÜYÜMEYE DEVAM EDİYOR�

TERMİKEL’İN BAŞARISININ SIRRI: CESARET VE NEZAKET�

KARİA'NIN METROPOLİSİ: AFRODİSİAS (ἈΦΡΟΔΙΣΙΆΣ, APHRODİSİAS)�

HAVANA

HOROZ HOLDİNG’İN SÜRELİ YAYINIDIR. YIL 2 TEMMUZ 2011 SAYI 7

İSPANYOL SÖMÜRÜSÜNDEN59 KÜBA DEVRİMİNE

Page 2: HAVANA - HOROZ
Page 3: HAVANA - HOROZ

3Pencere Sayı: 7 Temmuz 2011

başyazı

u�ay�7.�sayımızı�çıkardık.�Yine�dopdolu�birsayı�ile�karşınızdayız.�“Pencere”�adını�ver-diğimiz�dergimizin�ilk�sayısını�çıkarma�he-yecanımızın�üzerinden�tam�21�ay�geçmişve�biz�bunun�farkında�bile�olmamışız.�Za-

man�böyle�bir�şey�işte.�Hızla,�doludizgin�akıp�gidiyorve�bunu�yaparken�de�bize�o�gürültülü�akışı�asla�his-settirmiyor.�Tıpkı�Dünyanın�dönüşü�gibi…�Dünyanınkendi�etrafında�döndüğünü,�bununla�kalmayıp�Güneşetrafında�milyarlarca�yıldır�hiç�durmadan�turlar�attığı-nı�ve�bütün�bu�döngünün�bizim�algıladığımız�zamanıoluşturduğunu�biliyoruz,�ama�bu�dönüşlerin�hiçbirinihissetmiyoruz.�Zaman�bize�hissettirmeden�bildiğini�oku-maya�devam�ediyor.�Sadece�akıyor;�akarken�de�kar-şısına�ne�gelirse�önüne�katıp�götüren�bir�sel�gibi�ha-reket�ediyor.�Bizler�gibi�zaman�yolcularının�asla�engelolamayacağı�bir�gidiş�bu.�Çünkü�makinisti�biz�değilizbu�şimendiferin;�biz�yataklı�kompartımanlardayız�ke-derli,�biz�pulmanlardayız�merak�içinde…�Trense�hızlabir�daha�hiç�çıkmayacağı�o�karanlık�tünele�doğru�gi-diyor.�Bu�durumda�bizler�gibi�zaman�yolcularına�ya-pacak�tek�şey�kalıyor:�Zamandan�yararlanmak,�onukendi�tarafımızda�tutmak…�

Vladimir�Nabokov,�hayatı�iki�ebedi�karanlık�ara-sındaki�kısa�bir�ışık�çakmasına�benzetirken�doğumdanönceki�uçuruma�saatte�dört�bin�beş�yüz�kalp�atışı�hız-la�yetişmeye�çalıştığımızı�söyler.�Belki�de�bu�sürat�bizisarhoş�eden.�Fakat�böylesi�bir�hızla�akan�zamanı�bileyönetmek�elimizde.�Yeter�ki�sel�suyuna�kapılmış�yap-rak�olmadığımızın�farkına�varalım.�Başımızı�çamurlu�su-lardan�çıkarıp,�tutunacak�bir�dal,�bir�kaya�parçası�ara-yalım�ve�bulduğumuzda�sıkıca�yakalayalım�onu.�Bun-dan�sonrası�kolay�gelecektir.�

Zaman�yönetimini�doğru�yaparak�işlerimizde,�işdışındaki�özel�yaşantımızda�daha�verimli,�daha�başarılıolmak�elimizde.�Mademki�onu�durduramıyoruz,�ya-vaşlatamıyoruz�o�zaman,�zamansızlıktan�şikâyet�etmekyerine�onu�yönetmeyi�ve�yaşam�dediğimiz�şu�sınırlı�sü-reyi�doğru�değerlendirmeyi�öğrenmeliyiz.�

Günümüzde�pek�çoğumuz�istediklerimizi�yapmakiçin�yeterli�vakit�bulamamaktan�şikâyet�ediyor.�Zamanıiyi�yönetememekten,�daha�da�kötüsü,�zamanın�bizi�yö-netmesine�izin�vermekten,�onun�tahakkümü�altında�birtutsak�gibi�yaşamaktan�muzdaripiz.�İşlerimiz�bir�türlübitmiyor,�sürekli�fazla�mesai�yapıyoruz,�hiçbir�sosyaletkinliğe�zaman�bulamıyoruz,�kitap�okuyacak�zama-nımız�yok,�konsere,�sinemaya,�tiyatroya�gidemiyoruz,dostlarımızla,�ailelerimizle�görüşemiyoruz;�kendimizede�zaman�ayıramıyoruz.�Çünkü�zaman�yok.�

Bütün�bunları�iki�nedenle�yapamıyoruz.�Ya�zamanıdoğru� yönetemediğimiz� için� ya� da� gerçekten� deböyle�bir�hayatı�seçtiğimizden…�Belki�de�yukarıda�say-dıklarımızın�hiçbirini�gerçekten�yapmak�istemiyoruz,sadece�etrafımıza�değil�kendimize�bile�yalan�söylü-yoruz,�önceliklerimiz�farklı.�Böyleyse�sorun�yok�amagerçek�bu�değilse�kesinlikle� zaman�yönetimini�öğ-renmemiz�gerekiyor�demektir.

Ben�hiç�zaman�yönetimi�programına�katılmadım.Benzer� konularda� farklı� isimlerdeki� seminerlerinveya�kursların�hiçbirinde�eğitim�görmedim.�Bu�ko-nunun�uzmanı�da�değilim�ama�zamanı�elimden�gel-

diğince�iyi�kullandığımı�düşünüyorum.�Onu�doğru�yö-netemediğimde�de�suçu�zamanda�değil,�kendimdearıyorum.�

Bana�çokça�sorulan�sorulardan�biridir:�Pek�çokkişi,�günde�sekiz�saatten�fazla�çalışıp,�her�gün�evim-le�işim�arasında�dört�saate�yakın�araba�kullanırken,�hemiş�yerindeki�yöneticiliği�hem�de�yazarlığı�nasıl�yürüte-bildiğimi�merak�eder;�böylesi�yoğun�bir�iş�temposundabir�de�roman�yazmaya�nasıl�zaman�bulabildiğimi�so-rar.�Onlara�hep�aynı�cevabı�veririm.�Önceliklerimi�ger-çekten�yapmak�istediğim�yönde�sıraya�diziyorum,�de-rim,�ve�zamanın�etinden�sütünden�faydalanıyorum.�Ara-ba�kullanırken�geçen�zamandan�başlayalım.�Evet,�gün-de�bazen�üç,�bazen�dört�saat�araba�kullanıyorum.�Amabu�olumsuzluğu�fırsata�dönüştürebiliyorum.�Trafiktegeçirdiğim�süre�bana�çoğu�kimsenin�elde�edemeye-ceği�bir�lüksü�de�beraberinde�sunuyor:�Düşünecek�za-manı� veriyor.� “En�çok�yaşadığımız� zaman,�çok�dü-şündüğümüz�zamandır”�diyor�Fernando�Pessoa.�Tekbaşına�kalıp�sadece�düşünmek,�gerçekten�bulunmazbir�fırsat,�büyük�bir�konfor.�Romanlarımı�işte�bu�sıra-da,�araba�kullanırken�tasarlıyorum.�Bazen�arabada�seskayıt� cihazıma� notlar� alıyorum.� Konu,� karakterler,kurgunun�detayları�hep�direksiyon�başındayken�çıkı-yor�ortaya.�Sonra�çalışma�odamda�bunları�kâğıda�dö-küyorum.�Buna�nasıl�zaman�bulduğuma�da�birazdangeleceğim.�Bu�kısmı,�herkesin�mutlaka�olumsuzluk-lardan� benzer� fırsatlar� çıkarabileceği� durumlar,� za-manlar�vardır�diyerek�tamamlayayım.�

Günün�yirmi�dört�saatini�nasıl�geçirdiğimizin�biranalizini�yapmak�yeterli�aslında.�Zamanı�yönetirken�enönemli�yardımcı�unsurlardan�biri�olan�önceliklerin�doğ-ru�belirlenmesi,�bundan�sonraki�aşamada�devreye�gi-riyor.�Yine�kendimden�örnek�verirsem�televizyondakiyerli�dizileri�seyretmeyerek�bu�süreyi�arabada�tasar-ladıklarımı,�aldığım�notları�kâğıda�dökmek�için�kulla-nıyorum.�Kendiniz�için�ne�yapmak�isterseniz�isteyin�ku-ral�değişmiyor�aslında.�Haftada�bir�TV�dizisi�eksik�sey-rederek�istediğiniz�her�şeyi�yapabilirsiniz.�Ben�“Kurt-lar�Vadisi”�dizisini�seyredeceğim�sürede�bunu�yap-mayarak�iki�roman�bitirdim.�Roman�yazacak�vakti�na-sıl�bulduğuma�şaşıranlara�sıkça�verdiğim�cevaplardanbiri�de�budur�ve�istisnasız�cevabıma�şaşıranların�bü-yük�çoğunluğu�da�bu�dizinin�müptelasıdır.�Önceliklermeselesi…�

Önceliklerinizi�gerçekçi�olarak�belirlediğinizde�vekendinize�dürüst�olduğunuzda,�söylemle�eylemlerinizçelişmediğinde,�farkında�olmadığınız�zaman�aralıkla-rını�görebildiğinizde,�fırsatları� ıskalamadığınızda�herşeye�fazlasıyla�zaman�bulunabiliyor.�

Evet,�zaman�treni�hızla�gidiyor.�Biz�zaman�yolcu-larına�da�bu�trenin�tekerine�çomak�sokmadan�uyumsağlamak� ve� zamanın� bizi� sürüklemesine� izin� ver-meden�onu�yönetebilmek�için�gerekli�yetileri�geliştir-mek�kalıyor.�Onat�Kutlar�bir�yazısında,�iyi�yazarı,�akıpgiden�zamanın�ritmine,�onu�durdurmadan�kalemini�so-kandır,�diye�tarif�eder.�Ben�de�onun�bu�sözüne�kulakverip�zamanı�durdurmadan�onun�ritmine�kalemimi�so-kup�bir�süre�zamanla�dönmüş�oldum,�şimdi�buradakalemimi�çekip�bitirme�zamanı�geldi.�Herkesin�kendizamanının�efendisi�olması�dileklerimle…

Hakan YAMANPencere DergisiGenel Yayın Yönetmeni

ZAMANIN EFENDİSİ

B

Page 4: HAVANA - HOROZ

iç indeki ler

4 Pencere Sayı: 7 / Temmuz 2011

6Haberler

9�Vizyon

Lojistik Yönetim DanışmanıAtilla Öztekin’in

kaleminden lojistik sektörü…

10�Söyleşi

Horoz Lojistik KompleTaşıma Grup Başkanı Alper

Balcı ile firmanın gelişimsüreçleri, kriz etkilerini

bertaraf yolları vehobileri üzerine konuştuk.

12�Bizden

16�İş Ortakları

1950 yılının Kayserisi’ndenbu günlere uzanan birbaşarı hikâyesi

Termikel markası.Termikel Yönetim Kurulu

Başkanı Ahmet Kaya ilemarka olma sürecini konuştuk.

20�Gezi

Salsa keyfinde, purotadında bir cennet

Havana’ya keyifli biryolculuk…

26�Gündem

Lojistik sektöründe neler oluyor, neler

gelişiyor? Dünya çapındalojistik sektörü üzerine

yaşanan gelişmeler busayfada!

27�Teknoloji

28OtomobilAventador

Lamborghini’dengeleceğe doğru büyük bir

adım

30Yat

32�KeşifTanrıça Afrodit’eadanmış bir kent olanAfrodisias’ı keşfe çıktık!

34�KeyifYıllar geçtikçe gençleşipgüzelleşen Şevval Samile hayat üzerine konuştuk.

38�Spor“Şov arttıkça coşku da artıyor”diyor Kerem Gönlüm.Basketbol üzerine keyifli birsöyleşi…

40�Kültür-SanatMüzik, sinema, organizasyon ve kitap dünyasına ait en yeniler bu sayfalarda…

44�SağlıkProf. Dr. NecmettinSökücü önemlihastalıklardan biri olan varishastalığını kaleme aldı.

46�Ağız TadıGazeteci ve Yemek KitabıYazarı Ayfer T. Ünsal,keme ve trüf üzerine bir yazı yazdı.

Page 5: HAVANA - HOROZ

5Pencere Sayı: 7 / Temmuz 2011

Yayına hazırlıkGenel Yönetmen

Me�n GÜLBAY

Görsel YönetmenYavuz KARAKAŞ

EditörSelda YEŞİLTAŞ

GrafikMurat BEŞİKTAŞ

Fotoğraf Editörü Murat GÜNEY

Düzeltmen EditörErsel Ergüz

FotoğraflarDamla SALOR, Nihat MALÇUK

İletişim: (0216) 681 18 73

BaskıGlobus Dünya Basınevi

100.Yıl Mahallesi 3440 Bağcılar /İstanbulTel: 0212 629 08 08

İm�yaz Sahibi: Horoz Holding AŞ’yi temsilenHakan YAMAN

Genel Yayın YönetmeniHakan YAMAN

Yayın KuruluFezal Karakadıoğlu

Fikret Tuzcuİlker ÖzkocacıkGöksenin CesurAnıl Haşimoğlu

Utku Uymaz

Katkıda BulunanlarA�lla YıldıztekinAyfer T. ÜnsalCelal Şeherli

Gencay BurnazMeltem Bozçal

Prof. Dr. Necme�n Sökücü

Adres: Haramidere Horoz Tesisleri Namık KemalMah. Adile Naşit Bulvarı No:56

34850 Esenyurt/İstanbulTel: (0212) 456 10 00 Faks: (0212) 690 17 27

www.horoz.com.tr [email protected]

PENCERE Dergisi Horoz Holding’in 3 ayda biryayımlanan bedelsiz süreli yayın organıdır.

Page 6: HAVANA - HOROZ

haberler

Pencere Sayı: 7 / Temmuz 2011 6

HOROZ LOJİSTİK BÜYÜMEYE DEVAM EDİYOR

Horoz�Lojistik,�İzmir’de�de�müşterimemnuniyetini�artırmak,�hizmet

kalitesine�katkı�sağlamak�amacıylaİzmir�Lojistik�Merkezi’ni,�9�bin�500

m2’lik�yeni�deposuna�taşıdı.

İZMİR

Mayıs�ayı�içinde�Mersin’deki�yeniofisine�taşınan�Horoz�Lojistik,�yine�aynı�ay�içinde�27.�lojistik

merkezini�Aksaray’da�hizmete�açtı.

AKSARAYAntalya’da�13�adet�2011�modelIveco�marka�araç�yatırımıyla�yenidenyapılanan�Horoz�Lojistik,�Antalya’nınyeni�turizm�sezonundaki�lojistikihtiyaçlarını�karşılamaya�hazır.�

ANTALYADağıtım�ağını�sürekli�güçlendirmekamacıyla�yatırımlarını�sürdürenHoroz�Lojistik,�Haziran�ayı�içinde28.�lojistik�merkezi�olan�TrakyaLojistik�Merkezi’ni�Çorlu’da�açtı.��

ÇORLU

Page 7: HAVANA - HOROZ

HABERLER

Pencere Sayı: 7 / Temmuz 2011

nerji�sektöründeki�pek�çok�müşterisinin�lojistikihtiyaçlarına�uzman�çözümler�sunan�SDVHO-ROZ�Proje,�ICCI�17.�Uluslararası�Enerji�ve�Çevre

Fuarı’na�katıldı.15-16-17�Haziran�2011�tarihlerinde�İstanbul�Fuar

Merkezi’nde�gerçekleşen�fuar�ve�konferans�çok�sayıdaziyaretçi�tarafından�gezildi.�SDV�HOROZ�Proje�grubu,ziyaretçi�ve�müşterilerini�fuar�alanında�yer�alan�stan-dında�ağırladı.��

7

SDV Horoz Proje, ICCI 17.UluslararasıEnerji ve Çevre Fuarı’ndaydı

E

Horoz Lojistik Mersin’deyeni ofisine taşındı

Mersin�Limanı�ve�Hinterlandı�ile�çevre�illerde�dahili�konteynertaşımacılığı,�denizyolu,�havayolu,�depolama,�yurt�içi�kompletaşımacılık�hizmetleriyle,�parsiyel�dağıtım�servisi�veren�HorozLojistik,�Prestij�Plaza’daki�yeni�ofisine�taşındı.��

Page 8: HAVANA - HOROZ

haberler

Pencere Sayı: 7 / Temmuz 2011

DV�Horoz,�Paris’in�eski�havali-manı�Le�Bourget’de�iki�yıldabir� yapılan� ve� dünyanın� en

büyük�uzay�ve�havacılık�fuarı�olanParis�Air�Show’a�katıldı.�SDV�Ho-roz’un�Fransız�ortağı�SDV�Interna-tional� Logistic’in� 20-26� Haziran2011�tarihleri�arasında�Paris�Le�Bo-urget’de�49’uncusu�yapılan�fuardaaçtığı�SDV�standında�SDV�Horozyetkilileri�de�hazır�bulundu. �

SDV Horoz, Paris Air Show’daydı

SDV Horoz, SavunmaSanayi Lojistiği içinyeniden yapılanıyor

Lila Kâğıt’ın dağıtımlarınıHoroz Lojistik yapıyor

Lila�Kâğıt’ın�Çorlu'daki�tesislerinden,hem�zincir�marketlere�hem�de�bayilereyapılan�sevkiyatlarını�Horoz�Lojistikgerçekleştiriyor.�Nua,�Sofia,�Maylo�veBerrak�markalarıyla�üretim�yapan�LilaKâğıt,�2005�yılında�Çorlu’da�kuruldu.�Lila�Kâğıt,�toplam100�bin�m2’lik�alanda,�yılda�70�bin�ton�kâğıt�üretimkapasitesiyle,�Türkiye’nin�ikinci�en�büyük�kâğıt�tesisikonumunda.

Memişsan’ın ÇözümOrtağı Horoz LojistikMersin’in�gıda�sektöründefaaliyet�gösteren�önemlifirmalarından�birikonumunda�bulunan�Memişsan,�fabrikasından�zincir�marketve�distribütörlerine�yapılan�sevkiyatlarda,�Horoz�Lojistik’i�seçti.Horoz�Lojistik�ayrıca�Mersin�Limanı’na�gelen�konteynerlerinMemişsan’ın�fabrikasına�taşınması�ve�İstanbul�Yenibosna'dabulunan�Memişsan�deposundan�yakın�mesafe�sevkiyatlardada�hizmet�veriyor.

8

S

SDV�HOROZ,�Savunma�Sanayisektöründeki�müşterilerinin�artanlojistik�taleplerine�cevapverebilmek�amacıyla�Ankara’daSavunma�Sanayi�için�özel�birdepartman�kurdu.�SDV�Horoz

resmi�ve�özel�savunma�sanayisektör�taleplerini�yenidenyapılandırarak,�bu�sektördefaaliyet�gösteren�müşterilerinintaleplerine�daha�kolay�cevapverecek. �

Page 9: HAVANA - HOROZ

üresel�ticaretin�şekli�değişti.�Geçmişte,özellikle�son�kullanıcıya�dönük�tüketimürünleri�üreten�kuruluşlar,�bu�ürünlerinidiğer� ülkelerdeki� acentelerine,� bayile-

rine�veya�toptancılarına�ihraç�edip,�bu�ürünlerin�sonkullanıcıya�teslim�işini�de�bu�kuruluşlara�bırakıyor-lardı.�İthalatçılar�bu�ürünleri�küçük�ölçekli�bir�lojistikşirket�yapısı�altında�kendi�depolarına�alarak�ve�ül-kelerin�farklı�şehirlerindeki�bayilerine�aktararak�da-ğıtım�işini�organize�ediyorlardı.�Bölge�bayileri�dahaküçük�depolarda,�kendi�adına�kayıtlı�araçlarla�ürün-leri�satıcılara�aktarıyordu.�Herkesin�memnun�olduğubir�düzen�kurulmuş�ve�tatlı�kârlar�elde�edilmişti.�

Yerli�sanayinin�gelişmesini�sağlamak�amacıylaönceleri�yüksek�gümrük�vergileri,�ithal�fonlarıyla�ya-ratılan�gümrük�duvarları�devreye�girmiş,�ithalatlarakonan�yüksek�vergiler,�ilave�fonlar�ve�kotalar�ile�ithalmalzemelerin�yerine�yerlilerinin�üretilmesi,�ülkelerin�ana�politikası�halinegelmişti.�Pazarı�ve�ürünü�bilen�yerli�distribütörler�ana�firmanın�da�lisans,sermaye,�bilgi�ve�yarı�mamul�desteği�ile�ülke�içinde�küçük�çaplı�üretimçalışmalarına�başlamışlar�ve�ticaret�yaparken�birdenbire�sanayici�şap-kası�giymek�durumunda�kalmışlardı.�

Önceleri�rekabetin�az�olduğu,�arzın�yetersiz�talebin�hızla�arttığı�dö-nemler�yaşanmış,�zaman�zaman�karaborsanın�da�ortaya�çıktığı�tatlı�kâr-lar�elde�edilmiş�ve�üretim�adetleri�büyümüştü.�Yüksek�döviz�talebininortaya�çıktığı�bu�dönemde,�döviz�ihtiyacımızın�karşılanması�için�dış�ti-caret�sermaye�şirketleri�kurulmuş,�ihracata�verilen�vergi�iadeleri,�teş-viklerle�üretim�artırılmış�ve�Türkiye�dışarı�açılmıştı.�

Avrupa�Birliği�sürecinde,�gümrük�birliğine�giriş�dönemimizde,�ti-caretin�serbestleştiği�ve�gümrük�vergilerinin�düşürülüp,�fonların�sıfır-landığı�bir�dönem�başlamıştı.�Bu�dönemde�yerli�sanayi�artık�ülkeyeucuz�olarak�girebilen�yabancı�markalarla�kalite�ve�fiyat�olarak�rekabeteder�hale�gelmiş,�yerli�üreticilerin�arkalarındaki�açık�veya�gizli�yabancımarkalar�artık�kendi�markaları�ile�üretim�yapmak�için�yerli�ortaklarınfabrikalarını�ve�hisselerini�satın�almaya�ve�küresel�üretime�dönmeyebaşlamışlardı.�Otomotiv,�beyaz�eşya,�elektronik,�hızlı�tüketim�malze-meleri,�ilaç�bu�sektörlere�örnektir.

Günümüzde�zincir�mağazaların�ölçekleri�ve�adetleri�artmaya�baş-ladı.�Geçmişte�bölge�bayilerinden�bakkallar�veya�küçük�marketlere�ya-pılan�dağıtımın�oranı�azalmış�ve�üreticiler�doğrudan�zincir�mağazalarlatemasa�geçmeye�başlamışlardı.�Bakkalların�ve�küçük�marketlerin�sa-tışları�azalıp,�günlük�tüketimi�olan�tekel�tarzı�ürünlere�yoğunlaşırkenbüyük�şehirlerimizin�göbeğinde�kurulmuş�veya�yeni�çıkacak�olan�ka-nunla�şehrin�varoşlarına�kurulmakta�olan�büyük�zincir�mağazalar,�pe-rakende�pazarını�ele�geçirmişlerdir.

Zincir�mağazalar�belli�ürünlerde�raf�kiralayarak,�belli�ürünlerde

kendi�markalarında�üretim�yaptırarak,�genellikle�deüreticiden�doğrudan�malı�kendi�rafına�kadar�taşıma-sını�da�dahil�ederek,�bir�teşhir�ve�perakende�satışnoktası�haline�gelmişlerdir.�Üreticiler�tüm�zincir�ma-ğazalara�kendi�araçları�ile�ulaşamadıkları�için,�ya�ma-ğazaların�merkez�depolarına�mallarını�teslim�etmekteveya�mağazalara�bunları�teslim�edecek�olan,�şehiriçin�gerektiğinde�dağıtım�ve�depolama�yapmayanambar�ve�kargo�şirketlerine�bu�hizmeti�outsource�et-mektedirler.�

Farklı�ürünlerin,�farklı�saatlerde,�farklı�araçlarlaaynı�teslim�merkezine�gelmesi�esnasında�büyük�ka-rışıklık�yaşanmaktadır.�Araçlar�saatlerce�sırada�bek-lemekte�ve�araç�içinde�bekleyen�başka�müşterilerinmallarının�tesliminde�gecikmeler�yaşanmaktadır.��Alı-nan�malzemenin�kontrolü,�sayımı�da�bu�süreci�ya-vaşlatmaktadır.� Birçok� zincir� mağazada� teslim

araçlarını�bekletmemek�için�mallar�sayılmadan�alınmakta,�ancak�dahasonra�kendi�kendilerine�yapılacak�olan�sayım,�ödemeye�esas�teşkil�et-mektedir.�Bu�da�her�zaman�kötü�niyete,�firmalar�arasında�sorun�ya-şanmasına�açık�bir�konu�olarak�sürmektedir.�

Çözüm�belli�bölgelerdeki�zincir�mağazalara�veya�satış�nok-talarına�dağıtım�yapacak�bölgesel�lojistik�merkezlerinin�kurul-ması�olacaktır.�Bu�merkezler�üreticilerin�kendi�araçlarıyla,�kargoşirketleri,�ambar,�kamyon�nakliyesi�yapan�kuruluşlarca�yollaya-cakları�veya�merkezin�milk-run�sistemiyle�toplayacağı,�o�böl-gede� dağıtılacak� ürünleri� deposunda� toplaması� şeklindeolacaktır.�Bu�merkezler�kapıdan�kapıya,�çapraz�sevkiyat� tar-zında,� aktarma� şeklinde� ürünleri� depoiçinde�fazla�bekletmeden,�talebeuygun�bir�rota�ile�kısa�mesafeyegünde�birden�fazla�olmak�üzeredağıtacaklardır.� Bu� dağıtımınson�ucu�rafa�dizmeye�kadar�gi-decektir.��Bu�sayede�mağaza-ların� taleplerine� en� kısamesafede,�en�hızlı�ve�konsolideedilmiş�şekilde�cevap�vereceklojistik� aktarma� merkezleriyani�dağıtım�merkezleri�ortayaçıkacak,�hız�artacak,�verimlilikyükselecek�ve�maliyet�azaltıla-caktır.�Bu�çalışma�bazı�lojistikşirketler�tarafından�başlatılmışve�birçoğu�tarafından�da�proje�olarakele�alınmıştır.�Gelişeceğine�eminim.�

vizyon

AT�LLA YILDIZTEK�NLojistik Yönetim Danışmanı

[email protected]

Tedarik zincirinde son metre, raf teslimi…

Mağazaların taleplerine en kısa mesafede, en hızlı ve konsolide edilmiş şekilde cevap verecek lojis�k aktarma merkezleri yani dağı�m merkezleri ortaya çıkacak, hız artacak,

verimlilik yükselecek ve maliyet azal�lacak�r.

K

9Pencere Sayı: 7 / Temmuz 2011

Page 10: HAVANA - HOROZ

s ö y l e ş i ALPER BALCI

Pencere Sayı: 7 / Temmuz 2011

üşteri�memnuniyetini�esas�alan�Horoz�Lojistik,�kurul-duğu�günden�beri�yaptığı�çalışmalarla�sektörde�öncüolma�gayretini�sürdürüyor.�Şirket�içinde�geliştirilen�pro-jelerle�çıtayı�hep�yüksekte�tutmayı�hedefleyen�Horoz�Lo-

jistik�Komple�Taşıma�Grup�Başkanı�Alper�Balcı�ile�firmanın�gelişimsüreçleri,�krizin�etkilerini�bertaraf�yolları�ve�hobileri�üzerine�konuştuk.

Horoz Lojistik hakkında kısaca bilgi vererek faaliyet alanla-rınızdan bahseder misiniz?

Türkiye’nin�önde�gelen�lojistik�liderlerinden�biri�olan�HorozLojistik,�kuruluşundan�bugüne�kadar�edindiği�deneyim�ve�biri-kimleri�ile�lojistik�hizmetleri�kapsamında�farklı�alanlarda�müşteri-lerine�hizmet�sunmaktadır.�

Lojistik�faaliyetlerimizin�iyi�yönetimi,�kalite,�maliyet,�müş-teri�memnuniyeti,�çeşitli�operasyonlar,�fonksiyonlarımızın�ba-şarılı�yürütülmesinden�geçmektedir.�Şirketimiz�bu�anlamdaülke�genelinde�faaliyet�alanını�genişleterek�entegre�lojistik�hiz-metler�üretmek�suretiyle�müşterilerine�hizmet�sunmaktadır.Karayolu,�demiryolu,�denizyolu,�havayolu�alternatiflerindenyararlanarak�kombine�taşıma�modeli�kapsamında�bir�ekipruhu�ile�müşterilerimize�hizmet�vermekteyiz.�Önemli�çalışma-lara�imza�atıyoruz.�Ekibimizin�katkılarıyla,�yaptığımız�işlerdebaşarı�sağlıyoruz.

“Bu yıl önemli bazı projeleri şirke�mizekazandırdık. Önümüzdeki süreçte de çok daha büyük projeleri bünyemizekazandırarak müşteri por�öyümüzügenişletmek arzusu ve gayre�içerisindeyiz.”

2011 yılında ciro bazındayüzde 25 büyüme

hedefi koyduk

M10

Page 11: HAVANA - HOROZ

SÖYLEŞİ

Pencere Sayı: 7 / Temmuz 2011

Kısa-orta vadede planlarınız nelerdir?Kısa�ve�orta�vadede�rekabet�gücümüzü�artırmak�amacıyla�çok

çeşitli�projelerimiz�üzerinde�çalışmalar�yapmaktayız.�Operasyonla-rımız�anlamında,�faaliyetlerimizin�fiziki�altyapılarını�gözden�geçirdik.Faaliyetlerimizi�Türkiye�sathında�yedi�ayrı�bölgede�çok�daha�farklı�biryapı�oluşturarak,�rekabet�konusunda�fark�yaratmaya�çalıştık.�Özel-likle�müşteri�odaklı�hizmet�üretmek�üzere�operasyonlarımızı�iyileş-tirdik.�İş�yapış�modellerimizi�geçmişten�gelen�tecrübelerimizi�dekullanarak�geliştirdik.�Maliyetlerimizi�optimize�ederek,�kalite�anlayı-şımız�ile�hedeflere�ulaşmak�için�gerekli�fonksiyonel�müdahalelerizamanında�yaparak�ilerlemeler�kaydet-tik.�Müşteri�memnuniyetini�her�şeyin�üze-rinde� tutmak,� ekonomik� büyüme� vekârlılığın� önemine� inanmak,� değişimeaçık�olmak,�konusunun�en�iyisi�olmayadair�inanç�ve�hevesi�sürdürmek,�üstün�işahlakı�ve�dürüst�çalışmak,�en�önemli�ser-mayemiz� olan� insan� kaynağımızdanödün� vermemek,� sürekli� gelişmek� vekaynak�yaratmak,�insan,�teknoloji�ve�ka-lite�yatırımına�önem�vermek�gibi�değer-lerimizden� taviz� vermiyoruz.� Böyle� birarzu�ve�niyetle�vizyonumuzu�ve�hedefle-rimizi�belirliyoruz.�Bu�yıl�önemli�bazı�pro-jeleri� şirketimize� kazandırdık.Önümüzdeki� süreçte� de� çok� dahabüyük�projeleri�bünyemize�kazandırarakmüşteri�portföyümüzü�genişletmek�ar-zusu�ve�gayreti�içerisindeyiz.�

2011 yılına dair hedefleriniz ne-lerdi ve yılın ilk yarısını tamamladığımız şugünlerde hedeflerinizin ne kadarına ulaştı-nız?

2011�yılında�ciro�bazında�yüzde�25�büyümehedefi�koyduk.�Henüz�yıl�tamamlanmadan,�yılınilk�yarısında�bu�hedeflere�yaklaştık.�Yılın�ikincialtı�aylık�yarısı�için�yeni�hedefler�belirleyerek�büt-çemizi�revize�etme�çalışmalarına�başladık.�Ra-kamsal�hedeflerimizin�yanı�sıra,�müşterilerimizeve�şirketimize�katkıda�bulunmak�amacıyla�farklıhedeflere�de�koşuyoruz.�Bu�kapsamda;�müşte-rilerimizin�tüm�beklentilerinin�üzerinde�hizmetlerüretmek,�müşterilerimize�sağlayacağımız�faydave�memnuniyeti�artırmak,�mevcut�müşterilerimizile�uzun�soluklu�çalışma�ortamı�yaratmak,�iş�bir-liğimizin� sürdürülebilir� olması� için� gayret� sarfetmek,� operasyonlarımızda� maksimum� faydasağlamak,�kuruluşumuzun�ticari�faaliyetlerdenbeklentisi�olan�maksimum�kârı�elde�etmek�gibihedeflerimizi�sıralayabiliriz.�Bu�hedefleri�gerçek-leştirirken� çevremize,� doğaya,� insanlara� zararvermeden�uyum�içesinde�faaliyetlerimizi�yürüt-meyi�ve�gerçekleştirmeyi�ön�planda�tutuyoruz.�

Yakın dönemde yaşanan global ekonomik krize dair nelersöylersiniz? Krizde sona yaklaşılmasının ardından sektördenasıl gelişmeler gözlendi?

Ekonomik�krizin�ardından,�ülkemizde�iç�talebe�dayalı�büyümegerçekleşti.�2010�yılında�Türk�ekonomisinin�kazandığı�bu�ivmeninsektörümüze�de�olumlu�yönde�yansıdığını�söyleyebiliriz.�2011�yı-lında�da�bu�olumlu�gelişmelerinin�sürdüğünü�görebiliyoruz.�Satış-larımızın�artması,�verimliliğimizin�yükselmesi,�hizmet�kalitemiz�ile�ilgiliperformansımızın�istenilen�seviyelere�gelmesi�ve�en�önemlisi�müş-teri�memnuniyeti�ile�birlikte�kârlılığımızın�artması�için�neler�yapmalı-yız,�ne�gibi�önlemler�almalıyız�sorularına�cevap�aramak�için�bölgeteşkilatlarımız�ile�sık�sık�bir�araya�gelerek�çeşitli�toplantılar�ve�çalış-malar�yapmaktayız.�Satış�aktivitelerimizi�en�üst�seviyeye�getirmeyi

planlıyoruz.�Bu�konuda�ısrarlıyız�ve�ar-zuluyuz.�Yürüttüğümüz�operasyon�faa-liyetlerinin�çok�daha�kaliteli,�çok�dahauygun�maliyetli�olması�için�çaba�harcı-yoruz.

Türkiye’nin konum itibariyle lo-jistik sektörüne avantaj sağladığınısöyleyebilir miyiz?

Ülkemiz,� lojistik�kapsamında�çokönemli�bir�konuma�sahiptir.�Her�geçengün�de�önemi�artmaktadır.�Gerek�coğ-rafi�konum�gerek�nüfus�gerekse�ulaşımbakımından�Avrupa�ülkelerinin�ve�Or-tadoğu’nun� yararlanabileceği� bir� ko-numdadır.� Yerli� lojistik� firmalarımızınyanı�sıra,�özellikle�Avrupa�ülkelerindelojistik�faaliyetler�yürüten�yabancı�kuru-luşlar�ülkemizin�bu�konumundan�ya-rarlanarak,� bu� alandaki� aktiviteleriniartırmaktadır.�Özellikle�küresel�kriz�son-

rasında�meydana�gelen�gelişmeler�sonucundabu�aktivitelerin�hızla�büyüdüğünü�görebiliriz.�Ku-ruluşumuz�da�bu�imkânlardan�yararlanarak�vegeçmişten�gelen�birikimlerini�de�ortaya�koyarakfark�yaratmak�ve�rekabet�gücünü�artırmak�içintüm�gücü�ile�çalışmalarını�sürdürecektir.

İş hayatı dışında kalan vaktinizi nasıl de-ğerlendirirsiniz?

İş�odaklı�çalışıyorum�bu�yüzden�hafta�son-larım�kalıyor�yalnızca.�Hafta�sonları�aileme�vakitayırmayı�tercih�ediyorum.�Hafta�sonu�spor�ya-pıyorum�ve�ailem,�arkadaşlarımla�vakit�geçiri-yorum.�

İlgilendiğiniz herhangi bir spor dalı varmı?

Geçmişte�güreş�yapmıştım�fakat�yaşın�ilerle-mesiyle�birlikte�daha�çok�yürüyüş�yapıyorum.�

Bütün insanlar çalışma yaşamına başla-dığı günden emeklilik planı yapmaya başlar.Sizin emeklilik planınız nedir?

Emeklilik�planım�vardı�ama�2009�yılından�beri�yürüttüğüm�görevdolayısıyla�hedefleri�de�büyüttük�ve�düşündüğüm�emeklilik�planı�er-telenmiş�oldu.�Fakat�ileriki�dönemlerde�de�olsa�emeklilik�planı�yap-mayı�düşünüyorum. �

“Ekonomik krizinardından, ülkemizde içtalebe dayalı büyümegerçekleş�. 2010yılında Türkekonomisinin kazandığıbu ivmeninsektörümüze deolumlu yöndeyansıdığınısöyleyebiliriz. 2011yılında da bu olumlugelişmelerininsürdüğünügörebiliyoruz.”

11

Page 12: HAVANA - HOROZ

bizden

Pencere Sayı: 7 / Temmuz 2011 12

Hazırlayan: Meltem Bozçal / Horoz�Holding�İnsan�Kaynakları�Yönetmeni

Horoz�Holding�geleneksel�“Hoş�Geldin�Bahar”�partisi�22

�Haziran

Çarşamba�günü�Horoz�Lojistik�Genel�Müdürlük�binasını

n

bahçesinde�kutlandı.�Sofra�Grup’un�organizasyonunu�üst

lendiği

partide,�Horoz�Lojistik�çalışanları�doyasıya�eğlendi.�Yurt�

içi�ve�yurt

dışı�seminerlere�katılan�çalışanlara�plaketlerinin�verildiği�

partide

Horoz�Lojistik�çalışanları�canlı�müzik�eşliğinde�dans�eder

ek�bütün

bir�kışın�stresini�attı.

Horoz Lojistik baharapartiyle hoş geldin dedi

Page 13: HAVANA - HOROZ

BİZDEN

Dış Ticaret ve Lojis�k Günleri toplan�sı yapıldı SDV�Leyla�Koç,�29�Mart�2011�tarihinde�Uludağ�ÜniversitesiDış�Ticaret�ve�Lojistik�Topluluğu’nun�düzenlediği�5.�DışTicaret�ve�Lojistik�Günleri�toplantısına�konuşmacı�olarakkatıldı.�"Türkiye'de�Havayolu�Taşımacılığı�ve�TaşımacılıktaMarka"�konulu�panelde�konuşan�Leyla�Koç’un�lojistiksektöründe�2010�superbrand�sahibi�olan�Horoz'un�dündenbugüne�tarihini,�verilen�hizmetleri�ve�marka�olmayı�nasılbaşardığını�anlattığı�sunumu,�öğrenciler�tarafından�yoğunilgi�ile�karşılandı.

Horoz Holding, doğum günlerinde deçalışanlarının yanında 2011�yılı�itibarıyla�HorozHolding�AŞ�tarafındanbaşlatılan�doğum�günüorganizasyonları�devamediyor.�Son�olarak�YönetimKurulu�Başkanımız�M.Nurettin�Horoz’un�dakatılımıyla�gerçekleşenMayıs�ayı�doğum�günü�partisinde�Mayıs�ayında�doğan�92�çalışanarasında�çekiliş�yapıldı�ve�çekiliş�sonucunda�Yurtiçi�DağıtımTaşdelen’de�Sevkiyat�Uzmanı�olarak�çalışan�Yusuf�ErtuğrulBodur’a�bir�derin�dondurucu�hediye�edildi.

Yur�çi Dağı�m Grup Başkanlığı eği�mleri tamamlandıHoroz�Lojistik�Yurtiçi�Dağıtım�Grup�Başkanlığı,�Türkiyegenelinde�verdiği�eğitimlerini�başarı�ile�tamamladı.�Eğitimekatılan�715�kişiye�katılım�belgesi�ve�25�lojistik�merkezindeeğitimleri�veren�8�kişiye�de�bu�süreçteki�desteklerinden�dolayıbirer�plaket�verildi.�Eğitimlerde�Horoz�Lojistik'�in�ürün�teslimineyönelik�talimatları,�prosedürleri,�müşteriye�özel�operasyonelçözümlerine�ait�uygulamaları�ve�iş�güvenliği�konuları�anlatıldıve�kurum�içi�bilgi�akışı,�motivasyona�yönelik�aktarımlar�yapıldı.

Pencere Sayı: 7 / Temmuz 2011 13

Satış ve Operasyon Değerlendirme Toplantısı Horoz�Lojistik�Yurtiçi�Komple�Taşımacılık�Departmanı�2011�yılı�ilk�3�aylık�satış�ve�operasyon�değerlendirme�toplantısını

14�-�15�Mayıs�tarihlerinde�Bursa'da�yaptı.��

Page 14: HAVANA - HOROZ

bizden

Horoz Holding Geleneksel Bilanço Yemeği 10 Haziran'da Maçka Park Meyhanesi'nde yapıldıGeceye,�Horoz�Holding�Yönetim�Kuruluve�İcra�Başkanı�Taner�Horoz'un�yanısıra,�Mali�İşler�Grup�Başkanı�Oğuz

Güleç,�Mali�İşler�ve�Bütçe�Direktörü�M.�Sadık�Karacaoğlu,�FinansmanDirektörü�Mustafa�Horoz,�SDV�Horoz

Mali�İşler�Direktörü�Orkun�İçten�ve�tümholding�şirketlerinin�mali�işler�personelikatıldı.�

Pencere Sayı: 7 / Temmuz 201114

Ödeme ve Teslim Şekilleri Eği�mi verildi Milletlerarası�Ticaret�Odası’nın�(ICC)�belirlediği�ve�tümdünyada�uygulattığı�dış�ticaretin�en�önemli�temellerindenbiri�olan�Incoterms�2000’den�sonra,�1�Ocak�2011tarihinden�itibaren�yeni�Incoterms�2010�yürürlüğe�girdi.Horoz�Lojistik,�revize�edilen�kurallar�ve�lojistikuygulamalarını�tüm�personeline�Nisan�ve�Mayıs�aylarıboyunca�üç�farklı�eğitim�programı�düzenleyerek�tanıttı.��

Eğitim,�Dış�Ticaret�ve�ÜDY3�Lojistik�sertifikalı,Uluslararası�Karayolu�Satış�Direktörü�Göksenin�Cesurtarafından�verildi.�Uluslararası�karayolu,�denizyolu,havayolu�ve�proje�taşımacılığı�ile�yurt�içi�nakliye�gruplarınınsatış�ve�operasyon�birimleri�ve�müşterilerin�de�katılımı�içinözel�hazırlanan�eğitim�kapsamında,�dış�ticarette�teslimşekilleri,�Incoterms�2000�ve�2010�arasındaki�farklar,�dışticarette�ödeme�şekillerinin�lojistik�uygulamaları�ve�vakaçalışmaları�işlendi.

Page 15: HAVANA - HOROZ

Pencere Sayı: 7 / Temmuz 2011 15

BİZDEN

ARAMIZA KATILANLAR

Mustafa KÖKSAL (1.4.2011)Yurtiçi Dağıtım Grup Başkanlığı’na bağlı “Sa-tış Yönetmeni” olarak aramıza katıldı. 1998 yı-lında İstanbul Üniversitesi İşletme Bölümü’ndelisans öğrenimini tamamlayan Köksal, 2001-2007 yılları arasında Yurtiçi Kargo Servisi AŞ’deSatış Uzmanı ve İş Geliştirme-Ürün Yönetimi veStratejik Pazarlama Uzmanı pozisyonlarını üst-

lendi, 2009-2011 yılları arasında Ceva Lojsitik Avrupa Bölge Mü-dürlüğü’nde Bölge Müdür Yardımcısı olarak çalıştı. Köksal’a başa-rılar diliyoruz.

Namık Saade�n LİMAN(1.4.2011)SDV-Horoz Taşımacılık ve Ticaret AŞ’ye bağlı“Savunma Sanayi İş Geliştirme Yönetmeni” olarakaramıza katıldı. 1979’da Kara Harp Okulu’nda lisansöğrenimini tamamlayan Liman, 1987-1989 yılları ara-sında Kara Harp Akademisi’nde linsansüstü öğre-nimini tamamlamıştır. 2003-2007 yılları arasında An-

kara’da K. K. Hrk. Başkanlığı Konsept Şubesi Müdürlüğü, K.K. Havacı-lık Dairesi Başkanlığı ve Ankara Askerlik Dairesi Başkanlığı pozisyonlarınıüstlendi; 2008-2011 yılları arasında TUSAŞ /TAI Yönetim Kurulu Üyesiolarak çalıştı. Liman’a başarılar diliyoruz.

Tolga Serkan KURTOĞLU (1.6.2011)Yurtiçi Komple Taşıma Grup Başkanlığı’na bağ-lı “Trakya Bölge Müdürü” olarak aramıza katıl-dı.1999’da Bilkent Üniversitesi İşletme Bölü-mü’nde lisans öğrenimini tamamlayan Kurtoğ-lu, 2000-2003 yılları arasında Unilever AŞ’deÖzel Müşteriler Yöneticisi; 2003-2008 yıllarıarasında TNT International Express’de Bölge Sa-

tış Müdürü; 2008-2009 yılları arasında Fedex Express’de Bölge Mü-dürü ve 2009-2011 yılları arasında da Tırsan Lojistik’te Satış Müdü-rü olarak görev aldı. Kurtoğlu’na başarılar diliyoruz.

Yahya ERSOY (1.6.2011)01.06.2011 tarihi itibariyle Yahya Ersoy’un Yurti-çi Komple Taşıma Grup Başkanlığı’na bağlı “Böl-ge Yönetmeni, Gaziantep” pozisyonunu üstlenmeküzere Horoz Lojistik Kargo Hizmetleri ve Tic. AŞ’yekatıldığını memnuniyetle duyurmak isteriz. 1999yılında Atatürk Üniversitesi, Ziraat Mühendisliği bö-lümünde lisans öğrenimini tamamlayan Yahya Er-

soy, Yurtiçi Kargo Servisi AŞ’ye Bölge Müdür Yardımcısı, 2008-2010yılları arasında Ceva Lojistik’te Bölge Müdürü ve 2010-2011 yılları ara-sında da Özgüç Ambalaj AŞ’de fabrika müdürü olarak görev almıştır.Yahya Ersoy’a hoş geldiniz diyor, görevinde başarılar diliyoruz.

Lojistikte Satış Kariyeri eğitimi

Uluslararası�Karayolu�Satış�DirektörüGöksenin�Cesur,�Namık�KemalÜniversitesi�Lojistik�Kulübü’nün�25�MayısÇarşamba�günü�Çerkezköy�SanayiOdası’nda�düzenlediği�seminere

konuşmacı�olarak�katıldı.�Seminerde“Lojistikte�Satış�Kariyeri”�başlıklı�birkonuşma�yapan�Göksenin�Cesur,öğrencilere�dünyada�ve�Türkiye’delojistik�sektörü,�faaliyet�gösteren�firmatipleri,�organizasyon�yapıları�ve�kariyerfırsatları�hakkında�detaylı�bilgi�verdi.

Kalabalık�bir�öğrenci�topluluğunun�veNamık�Kemal�Üniversitesi�öğretimgörevlilerinin�de�hazır�bulunduğuseminer,�plaket�sunumu�sonrası�birmüzik�grubunda�aktif�gitar�çalan�ve�şarkısöyleyen�öğrencinin�eşliğinde�konserhavasında�son�buldu.

Page 16: HAVANA - HOROZ

iş ortakları TERMİKEL

16 Pencere Sayı: 7 / Temmuz 2011

emelleri� 1950� yılında� Kayse-ri’de� atılan� Termikel� bugün,Türkiye’nin�yanı�sıra�birçok�ül-kede�ürünlerinin�kalitesiyle�var

olan,�Avrupa�pazarında�farkını�hissettirenbir�marka.�Termikel�Yönetim�Kurulu�Baş-kanı�Ahmet�Kaya,�“Avrupa�pazarının�enhassas�yeri�Almanya�denebilir.�Biz�Termi-kel�olarak�böyle�bir�pazarda�muvaffak�ola-bilmiş� bir� kuruluşuz”� diyor.� � Kaya� ilekurulduğu� günden� bu� yana� Termikelmarkasında�yolculuğa�çıktık�ve�markanıngelişim�süreçlerini�dinledik.

Termikel’in kuruluş hikâyesi ve gelişim sürecini sizden öğ-renebilir miyiz?

Termikel’in�temelleri�1950�yılında,�Kayseri’de�babam�MehmetKaya�tarafından�atıldı.�Kayserili�yedi�arkadaşıyla�birlikte,�Türkiye’ninilk�düdüklü�tenceresini�ürettiler.�1957�yılında�dönemin�BaşbakanıAdnan�Menderes�tarafından�fabrika�açılış�organizasyonunda�baba-mın�görevi,�düdüklü�tencerelerin�satışını�yapmaktı.�Daha�sonra�An-kara’ya� yerleşerek� Ankara’da� düdüklü� tencere� satmaya� devamettiler.�1969�yılında�Ankara’daki�üretim�tesisinde�Türkiye’nin�ilk�kö-

şeli�elektrikli�fırınını,�1973�yılında�da�Tür-kiye’nin�ilk�köşeli�ve�cam�kapaklı�fırınınıürettiler.

Termikel hangi sektörlerde çalış-malarını sürdürüyor?

1980�yılında�Termikel’i�devraldıktansonra,�çeşitli�sektörlerde�faaliyetlere�baş-ladık.�1994�yılında�Elektromed�adlı�şirke-timizle� elektronik� sektörüne� girdik.Türkiye’nin�ilk�ön�ödemeli�sayacını�üret-tik.�Bugün�Elektromed�şirketine�baktığı-mızda,�dünyanın�en�büyük�dördüncü�ön

ödemeli�elektronik�sayaç�üreticisi�olduğunu�görüyoruz.�Geçen�se-neki�elektronik�sayaç�üretimimiz,�1�milyon�200�bindi.�Bunun�yanı�sı-ra�inşaat�şirketimiz�bulunuyor.�Ankara-Eskişehir�yolunda�şu�an�birinşaat�projemiz�devam�ediyor.�Tabii�tamamlanan�projelerimiz�de�bu-lunuyor.�Konut�üretimi�yapıyoruz;�sağlık�sektöründeki�faaliyetlerimizsürüyor.�1997�yılında�Ankara’da�bir�görüntüleme�merkezi�kurduk.2001�yılında�Termikel�Deutschland�adlı�şirketimiz�faaliyetlerine�baş-ladı.�Bu�şirkette�ürettiğimiz�Termikel�ürünlerinin�halen�Almanya’dasatışını�gerçekleştiriyoruz.�1992�yılında�Kırgızistan’da�bir�radyatörfabrikası�kurduk�ve�orada�da�kamyon�radyatörü�üretiyoruz.�Yine�ay-nı�yıl�yayın�sektörüne�girerek,�bir�televizyon�şirketi�kurduk.�Kurdu-ğumuz� televizyon� kanalı� şu� anda� Kanal� A� olarak� yayın� hayatınadevam�ediyor.

Termikel, 1950 yılında başlayan bu başarı yolculuğunda bu-gün Türkiye sınırlarını aşarak dünyaya açılmış bir marka halinegeldi. Bu başarının sırrı olarak, şirketinizin hangi özelliklerini gö-rüyorsunuz?

Termikel�öncelikle�bir�aile�şirketi...�Kararlarımızda,�hep�bu�nok-tadan�hareket�ederek,�birlik�ve�beraberlik�içinde�çalışmalarımızı�sür-dürüyoruz.� Başarımızdaki� en� büyük� pay,� çabuk� karar� verebilmeözelliğimizde�yatıyor.�Babamız�bize�her�zaman�“Ticarette�başarınınyüzde�50’si�cesaret,�yüzde�50’si�nezaket”�derdi.�Bu�sözü�yerine�ge-tiriyor,�cesur�kararlar�alarak�tüm�personelimizin�nezaket�kurallarınauymasına�dikkat�ediyoruz.

Termikel’in ürün yelpazesi ve ürün özellikleri hakkında nelersöylemek istersiniz?

Termikel�şu�anda�Avrupa’nın�en�büyük�ankastre�ocak�ve�fırınfabrikası�olma�özelliğine�sahip.�Üretimimizin�yüzde�80’ini�ihraç�edi-yoruz.�İhracat�pazarımızın�yüzde�70’ini,�Avrupa�ülkeleri�oluşturuyor.Özellikle�İngiltere’de�tam�boylu�fırınlarda�yüzde�12�pazar�payımız�var.Yani�İngiltere’de�satılan�her�100�fırından�12’si�Termikel’e�ait.�Ancakyalnızca�Termikel�markası�olarak�değil,�yine�şirketimize�ait�farklı�mar-kalarımızı�da�satıyoruz.�Almanya’daki�satış�teşkilatımız�sayesinde�Al-

“Termikel, öncelikle bir aileşirke�... Kararlarımızda, hep bu

noktadan hareket ederek, birlik ve beraberlik içinde

çalışmalarımızı sürdürüyoruz.Başarımızdaki en büyük pay,

çabuk karar verebilmeözelliğimizde ya�yor.”

T

Ticarette başarınınyüzde 50’si cesaret,yüzde 50’si nezaket

Page 17: HAVANA - HOROZ

İŞ ORTAKLARI

Pencere Sayı: 7 / Temmuz 2011

manya’ya� ürünler� satıyoruz.� Al-manya,� en� zor� tüketiciye� sahipolan�ülke�çünkü�tüketici�haklarıson�derece�baskın�ve�tüketicilerde�oldukça�bilinçli.�Bu�nedenle�Al-manya’ya�mal�satabilecek�kapasi-tede� bir� ürün� yaparsanız,� bütündünyaya�satarsınız.�Biz�bunu�başarmış�durumdayız.�

Bugüne kadar sektöre kazandırdığınız birçok yenilik oldu. Buyeniliklerden bahseder misiniz?

Termikel’in�en�büyük�özelliği,�her�zaman�ilklere�imza�atmasıdır.Bu�yenilikler�arasında�Türkiye’nin�ilk�düdüklü�tenceresi,�cam�kapaklıfırını,�ön�ödemeli�elektronik�sayacı�ve�mini�motorlu�sıkmalı�çamaşırmakinasını�sayabiliriz.�Elektronik�sektöründeki�firmamızda�bir�Ar-Gebirimimiz�bulunuyor.�Burada�üretim�geliştirme�çalışmaları�yaparak,yeni�ürünler�hazırlıyoruz.�

Ağırlıklı olarak çalıştığınız pazarlar hangileri?Biz�ağırlıklı�olarak�Avrupa�pazarıyla�meşgul�oluyoruz.�En�çok�ça-

lıştığımız�ülkeler�ise�özellikle�İngiltere�ve�Almanya.�Almanya�pazarıdünyanın�en�büyük�üreticilerinin�ve�en�kaliteli,�en�dikkatli�tüketicile-rin�bulunduğu�bir�pazar…�Avrupa�pazarının�en�hassas�yeri�Almanyadenebilir.�Biz�Termikel�olarak�böyle�bir�pazarda�muvaffak�olabilmişbir�kuruluşuz.�2006�yılında�girdiğimiz�Almanya�pazarında,�çeşitli�mar-kalar�dışında�Termikel�markası�olarak�da�hizmet�veriyoruz.�Almantüketicinin�bizi�eğittiğini�söyleyebilirim.�Hassas�müşterilerin�bulun-duğu�bir�pazarda�var�olmak�bize�çok�şey�öğretti,�tecrübelendirdi�veher�konuda�en�üst�seviyede�dikkate�sahip�olmamızı�sağladı.�İşte�bizböyle�ayrıntılı�kriterleri�olan�Almanya�pazarına�mal�satan�bir�üreticiyiz.Bunu�yapabiliyorsak�biz�dünyanın�her�yerindeki�müşterilere�ulaşa-bilir,�onları�memnun�edebiliriz.

Termikel’in Türkiye’deki ve dünyadaki pazar payı üzerine de-ğerlendirmeleriniz nelerdir?

İngiltere’de�fırın�piyasasında�yüzde�12�pazar�payına�sahibiz.�Kap-asite�olarak�son�10�yılda�yapılan�en�iyi�ankastre�ürün�fabrikasını�aç-tık.� Hedefimiz� 1� milyon� 250� bin� pişirici� ve� ocak� grubu� üretimi

yapmak.� Bu� hedefimizi� 2012� yılınınsonlarına�doğru�gerçekleştirmiş�ola-cağız.�Müşterilerimiz,�dünya�çapındafaaliyet� gösteren� büyük� ve� önemligruplar.�Bu�rakama,�onların�bize�ver-diği�tahminlerden�ulaştık.�Bu�doğrul-

tuda� 2012� yılı� sonu� itibarıyla� fabrikamızın� tam� kapasite� olarakçalışmaya�başlayacağını�söyleyebilirim.�

2011 yılı hedefleriniz nelerdir? 2011�yılında,�2012’ye�hazırlık�yapacağız.�Bu�sene�yapmış�oldu-

ğumuz�200�bin�parça�ürünü,�gelecek�sene�600�bine,�sonraki�seneise�1�milyon�200�bine�çıkaracağız.�

Siz yıllardır piyasayı ve üretim işini gözlemleyen biri olarak Tür-kiye’deki ticaret sektörünün gidişatı ve geleceği hakkında nelerdüşünüyorsunuz? Zincir mağazalar yoluyla yakın gelecektesektörün işleyişinde büyük değişiklikler yaşanacak mı?

Türkiye’nin�perakende�beyaz�eşya�ticaretine�baktığımızda�Av-rupa’nın�biraz�gerisinde�olduğunu�görüyoruz.�Bu�yüzden�Türki-ye’nin� önümüzdeki� yıllarda� neler� yapacağını� görebilmek� içinAvrupa’nın�şu�anki�konumuna�bakmak�faydalı�olabilir.�Örneğin,�Al-manya’da�2000�ve�2001�yılları�arasında�şu�an�bizim�ülkemizde�ol-duğu�gibi�mutfak�stüdyolarına�benzer,�ayrı�ayrı�mağazalarda�satışyapılıyordu.�2006�yılına�doğru�bu�işleyiş�zincir�mağazalara�doğrukaydı�ve�mutfak�stüdyolarının�satışları�düştü.�Birçok�bağımsız�be-yaz�eşya�satan�yerler�kapandı�ve�bunlardan�birçoğu�2-3�bin�üyelikooperatifler�haline�geldi.�Bayiler�kendi�kooperatifleri�aracılığıylatoptan�alınan�malları�satmaya�başladı,�böylelikle�fiyat�ve�vade�ko-nusunda�çeşitli�avantajlar�elde�edilmiş�oldu.�Ancak�son�5-6�senedirAvrupa’da�var�olan�yerel�zincirler�bu�kooperatiflerin�satışlarını�etkili-yor.�Türkiye’nin�Almanya’daki�mutfak�stüdyolarından�farkı,�münha-sır�bayi�olması�ve�tek�bir�firma�ile�çalışması.�Eğer�Türkiye�bu�şekildemünhasır�bayilik�sistemiyle�çalışmasaydı�şimdi�zincir�mağazalar�be-yaz�eşya�işinden�daha�fazla�pay�alıyor�olurdu.�Gidişata�bakacak�olur-sak,�işleyiş�açısından�Avrupa’yı�takip�ettiğimizi�söylemek�mümkün.Bu�da�demek�oluyor�ki�zincir�mağazalar�gitgide�pazardan�daha�çokpay�almaya�devam�edecek.��

17

Page 18: HAVANA - HOROZ

iş ortakları

eş�kıtada�70’den�fazla�ülkede,�120�şir-ket,�13�bin�500�çalışanıyla�müşterileri-ne�ve�iş�ortaklarına�hizmet�veren�Sika

Yapı�Kimyasalları�Genel�Müdürü�Bora�Yıldı-rım�“Pazarın�büyümesinden�daha�fazla�bü-yüyerek� pazar� payımızı� artırmaya� devametmeyi�hedefliyoruz.�Aynı�şekilde�yapı�kimya-salları�sektörünün�de�uzunca�bir�süre�dahainşaat�sektörünün�büyümesinden�daha�fazlabüyüme�performansını�sürdüreceğini�öngö-rüyoruz”�diyor.�Yıldırım�ile�Sika’nın�dünü,�bu-günü�ve�yarını�üzerine�bir�söyleşi�yaptık.

Firma olarak Sika’nın gelişimindenbahsedip, dönüm noktaları hakkında bil-gi verebilir misiniz?

Sika,�1910�yılında�İsviçre’de�kurulmuşyapı�ve�endüstri�kollarında�özel�kimyasallarüreten�global�bir�gruptur.�Sika�tam�yüzyıldırhızlı,�yenilikçi�ve�kalıcı�çözümler�sunmakta,�5kıtada�70’den�fazla�ülkede�120�şirket,�13�bin500�çalışanıyla�müşterilerine�ve�iş�ortakları-na�hizmet�vermektedir.�Sika�Türkiye�oluşu-mu�ise�20�yıl�önce�başladığı�faaliyetlerinden

bugün�geldiği�nokta�itibariyle,�tüm�grup�şirketleri�arasında�üre-tim,�satış�ve�ar-ge�açısından�en�önde�gelen�kuruluşlar�arasındayer�almakta�ve�faaliyette�bulunduğu�coğrafi�bölge�içerisinde�deyönetim,�liderlik�görevini�üstlenmektedir.

Hangi ülke ve bölgelere ihracat gerçekleştiriyorsunuzve ne kadar bir ihracat rakamından söz ediyoruz?

Grup�içerisindeki�sorumluluğumuz�gereği�Orta�Asya�ve�Ha-zar�bölgesindeki�ülkelere�ihracat�yapmakla�birlikte,�zaman�za-man� Ortadoğu� bölgesine� de� ihracat� gerçekleştirmekteyiz.Ciromuz�içerisinde�ihracatımızın�payı�yaklaşık�yüzde�10�seviye-lerinde.

B

SİKA YAPI KİMYASALLARI

“pazar payımızıartırdık

Pazarın büyümesinden daha fazla büyümegöstererek

“2010 yılı genelolarak kriz

öncesindekiperformanslaradönülemese deönemli oranda

iyileşmeyaşadığımız ve

geleceğe pozi�fbakmamızı

sağlayan bir yıl oldu.”

18 Pencere Sayı: 7 / Temmuz 2011

Page 19: HAVANA - HOROZ

İŞ ORTAKLARI

Pencere Sayı: 7 / Temmuz 2011 19

Yakın ve komşu ülkeler stratejisi Sika’nın da içinde bu-lunduğu sektörü ne yönde etkiliyor? Özellikle bu bölgeler-de yaşanan son gelişmeler ışığında sektör ve firma olarakne tür bir orta ve uzun vadede etkiden söz edebilirsiniz?

Elbette�ki�söz�konusu�bölgelerde�yaşanan�olumsuz�siyasigelişmeler�ve�olağandışı�durumlar�nedeniyle�tüm�iş�kollarındanegatif�etkiler�meydana�gelmektedir.�Özellikle�inşaat�sektörü-nün�da�bu�durumdan�etkilenmesi,�bu�sektöre�doğrudan�ürünve�uygulama�hizmeti�tedarik�eden�bizim�de�içerisinde�bulundu-ğumuz�alt�sektörleri�etkilemektedir.�Gelecek�ile�ilgili�şu�aşama-da� tahmin� yapmanın� çok� güç� olduğunu,� mevcut� durumunmümkün�olduğunca�normalleşme�sürecine�girmesini�bekledi-ğimizi�söyleyebilirim.

Firma olarak 2010 yılı nasıl bir performansla geçti? Sek-tör olarak genel bir değerlendirme yaptığınızda 2010 ile il-gili neler söyleyebilirsiniz?

2010�yılında�yapı�sektörüne�hitap�eden�grubumuz�yüzde�20civarında�bir�büyüme�gösterdi�ve�pazarın�büyümesinden�dahafazla�büyüme�göstererek�pazar�payımızı�arttırdık.�Geçtiğimiz�yılinşaat�sektörünün�yeniden�toparlanarak�büyüme�seyrine�girmesidiğer�alt�sektörleri�de�pozitif�anlamda�etkiledi.�Sektör�olarak�iseresmi�bir�istatistik�olmadığı�için�kesin�olarak�söylememekle�bir-likte�yapı�kimyasalları�sektörünün,�inşaat�sektörünün�büyümeoranından�daha�fazla�büyüdüğünü�tahmin�ediyoruz.�2010�yılıgenel�olarak�kriz�öncesindeki�performanslara�dönülemese�deönemli�oranda�iyileşme�yaşadığımız�ve�geleceğe�pozitif�bakma-mızı�sağlayan�bir�yıl�oldu.

2011 yılı beklenti ve hedefleriniz hakkında bilgi alabilirmiyiz? Sektörün gelecek hedefleri ile ilgili öngörülerinizi depaylaşabilir misiniz?

Geçtiğimiz�yılın�son�çeyreğinde�2011�yılı�ile�ilgili�bütçe�ön-görülerimizi�oluştururken,�bir�önceki�yıla�göre�büyüme�oranları-nın� daha� düşük� olacağını� ancak� inşaat� sektörünün� Türkiyeekonomisinin�büyümesinden�daha�iyi�bir�performans�göstere-ceğini�öngörmüştük.�Bu�öngörümüz�hala�geçerli.�Ancak,�böl-gemiz�coğrafyasında�yaşanan�politik�gelişmeler,�Japonya’dakideprem�felaketinin�dünya�ekonomisine�olası�yansımaları�ve�Av-rupa’daki�bazı�ekonomilerin�yarattığı�riskler�dolayısıyla�2011�yı-lı�için�öngörüde�bulunabilmek�çok�zor�hale�gelmiş�durumda.�Bizise�her�şart�altında�içinde�bulunduğumuz�pazarın�büyümesin-den�daha�fazla�büyüyerek�pazar�payımızı�artırmaya�devam�et-meyi�hedefliyoruz.�Aynı�şekilde�yapı�kimyasalları�sektörünün�deuzunca�bir�süre�daha�inşaat�sektörünün�büyümesinden�dahafazla�büyüme�performansını�sürdüreceğini�öngörüyoruz.

27 Nisan - 1 Mayıs tarihlerinde Türkiye’nin en büyük ya-pı fuarlarından 34. İstanbul Yapı Fuarı’na katıldınız. Firma-nız açısından fuar nasıl geçti? İzlenimleriniz nelerdir?

Yapı�Fuarı,�Sika’nın�uzun�yıllardır�katıldığı�ve�önem�verdiğifuarların�başında�gelmektedir.�Fuarın�eski�katılımcılarından�ol-duğumuz�için�dönem�içerisindeki�gelişimini�de�gözlemleme�fır-satı�buluyoruz.�Katılımcı�firma�sayısındaki�artış,�artan�salonlar,seminer,�eğitim�ve�diğer�organizasyonlar�ziyaretçi�sayılarında�daciddi�oranda�artışa� sebep�oldu.� Fuar,� sektörün�gelişimi,� hergruptan�müşteri�ya�da�son�kullanıcıyla�aynı�anda�yakın�iletişimkurabilme�anlamında�önemli�faydalar�sağlıyor.

Hem yapı kimyasallarında hem de endüstri alanında na-sıl bir büyüme ve gelişme stratejisi uyguluyorsunuz?

Bugünlerde�önümüzdeki�beş�yılın�plan�ve�stratejilerini�çalı-şıyoruz.�Hem�şirketimizin�hem�de�içinde�bulunduğumuz�pazarınpotansiyelini�değerlendirerek,�2015�yılına�kadar�ciromuzu�iki�ka-tına�çıkartmayı�planlıyoruz.�Diğer�yandan�inorganik�büyüme�fır-satlarını�da�değerlendireceğiz.�

Biraz da Horoz Lojistik’ten bahsedecek olursak, HorozLojistik’ten ne gibi hizmetler alıyorsunuz?

Horoz�Lojistik�firmasından,�şehir�içi�ve�şehirlerarası,�Türkiyegenelinde�komple�kamyon�nakliye�hizmeti�alıyoruz.

Peki, aldığınız bu hizmetlerden memnun kalıyor musu-nuz? Horoz Lojistik firmasını tavsiye eder misiniz?

Uzun�bir�çalışma�sürecinin�başlangıcındayız.�Henüz�beş�ay-lık�bir�dönem�geçti�ve�biz�Horoz�Lojistik’in�bu�süreç�içerisindekigayretli�ve�süratli�performansını�takdirle�karşılıyoruz.�Temennimizbu�gayretlerin�ve�enerjik�çalışma�temposunun�daha�da�artması.Bu�sayede�başarılı�başlangıcımızın,�gelecek�yıllarda�da�devamederek�uzun�süreli�bir�iş�ortaklığına�dönüşmesidir.��

Page 20: HAVANA - HOROZ

Pencere Sayı: 7 / Temmuz 2011

gezi HAVANA

20

Page 21: HAVANA - HOROZ

Pencere Sayı: 7 / Temmuz 2011

GEZİ

21

üba�deyince�akıllara�işgal�altındaki�bir�ülkeden�özgürlük�mü-cadelesine�uzanan,�güçlü�fakat�yorgun�bir�ülke�geliyor.�İs-panya�sömürgesi�altında�olan�ülkede�özgürlük�anlayışı�öy-lesine�baskın�çıkıyor�ki�dünya�üzerinde�devrim,�Küba’da�an-

lam�buluyor.�Küba�Devrimi,�1953�yılında�Moncada�Kışlası�isyanıyla�baş-lıyor�ve��1959’da�Batista’nın�kovulması�ve�Santa�Clara,�Santiago�de�Cubaşehirlerinin�Fidel�Castro,�Che�Guevara,�Raul�Castro�liderliğindeki�isyancılartarafından�ele�geçirilmesiyle�son�buluyor.�“Küba�devrimi”�terimi,�aynızamanda�kısaca�Batista’nın�devrilmesi�ve�sosyalizan�ilkelerin�yeni�Kübahükümeti�tarafından�uygulanmasını�da�belirtiyor.�Ülkede�hâlâ�İspanyolsömürge�döneminin�etkisini�hissedebilirsiniz�fakat�yaşadığı�kötü�gün-leri�devrim�ateşiyle�atlatmayı�başarmış,�başı�dik�bir�Küba�ile�karşılaşa-caksınız.�

Küba�eşsiz�güzellikteki�denizi,�salsa�ve�puro�ile�de�akıllarda�yer�edi-yor.�Özellikle�puro�Havana�ile�bütünleşmiş.�Bölgenin�en�güzel�purola-rını�Havanalı�genç�kızların�ıslak�tütün�yapraklarını�bacaklarında�sararakyaptığı�rivayeti�tüm�dünyada�kulaktan�kulağa�dolaşıyor.�İçimi�biraz�sertve�aroması�etkileyici�olan�bu�purolar�şehrin�en�önemli�özelliği�olarakön�plana�çıkıyor.�Küba’ya�yolunuz�düşerse�bu�purolardan�mutlaka�ya-nınıza�almalısınız.

İspanyol senyörlerinin barok tarzından kemerli, avlulu evlere…Şehir�bir�yanda�İspanyol�senyörlerinin�sömürge�döneminden�ka-

lan�renkli,�pastel,�barok,�Rokoko�ve�neo-klasik�tarzda�görkemli�sarayve�tropikal�villalar,�diğer�tarafta�sevimli,�rengârenk�panjurlu,�avlulu,�ke-merli�evlerle�dolu.�Ara�ara�rastlanan�harabeye�dönmüş,�yıkılmak�üze-re�olan�ama�hâlâ�içinde�yaşanılan�evler�ise�dikkatleri�üzerine�topluyor.Şehirde�evlerin�duvarlarının�nemden�ve�fırtınalardan�çürümüş�görün-tüsü�gözden�kaçmıyor.�Özellikle�eski�binalarla�süslü�El�Prado�Bulvarı’nda

KHavana, tarihi ve doğalgüzelliğinin yanında anıları

olan bir şehir… Salsakeyfinde, puro tadında bir

cennet... Kristof KolombHavana için şöyle demiş:“Dünyada insan gözünün

görebileceği en muhteşemkara parçası.”

Page 22: HAVANA - HOROZ

gezi HAVANA

yürürken�kendinizi�bu�dokunun�tam�ortasında�bulacaksınız.�Yürümemesafesinde�bir�başka�adres�var�ki�şehrin�en�önemli�noktalarından�biri:Museo�De�La�Revolucion�(Devrim�Müzesi)…�Günümüzde�müze�ola-rak�kullanılan�Museo�De�La�Revolucion,�Fidel�Castro’nun�da�bir�zamanlaryaşadığı�eski�başkanlık�sarayı.�Bir�zamanların�meclis�binası�Capitolio,dünyanın�bir�yapı�içinde�yer�alan,�üçüncü�büyük�heykeli�olan�bronz�ka-dın�heykeline�ev�sahipliği�yapıyor.�Caddelerde�sosyalist�liderlerin�büst-lerinin�bulunduğu�Havana’da�Atatürk’ün�de�büstü�var�ve�kaidesindeAtatürk’ün�tüm�ulusları�etkileyen�“Yurtta�Sulh�Cihanda�Sulh”�cümlesiyer�alıyor.�Havana�halkının�sıcakkanlı�tavrı�şehre�artı�bir�değer�katıyor.Havana’da�kendi�şehrinizde�ve�kendi�evinizde�hissini�yaşamanız�hiç�dezor�değil.�Öyle�ki�Kristof�Kolomb’un�gözünden�“Dünyada�insan�gözü-nün�görebileceği�en�muhteşem�kara�parçası.”�

“Tanrı beni haklı çıkaracaktır!”Hareketli�bir�şehir�olan�Havana,�devrim�ateşinin�de�en�yoğun�his-

sedildiği�yerlerden.�Marksist�politikacı�ve�dönemin�Küba�gerillaları�ileenternasyonalist�gerillalarının�lideri�olan�Ernesto�Che�Guevara,�Kübadevrimine�katkılarının�yanında�yakışıklılığıyla�da�dünyada�nam�salmış,

Şehir Müzesi (Museo de la Ciudad)Müze,�400�yıllık�sömürge�tari-hini�anlatıyor.�Bina,�Küba�ba-rok� mimarisinin� başyapıtı...Kumandanlar�sarayı�olarak�ya-pılan�bina�önce�İspanyol,�son-ra� da� Amerikalı� yöneticilerinmekânı� olmuş.� Küba� devletbaşkanları� da�1920’ye� kadarburada�ikamet�ettikten�sonra,El� Capitolio’ya� taşınmış.� Bu-

gün,� binanın� bir� bölümü� deHavana�belediyesi�olarak�kul-lanılıyor.�

Devrim Müzesi (Museo De La Revolucion)Müze,� bağımsızlık� ve� ege-menlik�için�sonsuza�kadar�sa-vaşan�bir�ulus�ve�ülke�anlayı-şıyla�kurgulanmış.�En�gösterişliobje�Fidel�Castro,�Che�Gue-vara�ve�80�gerillanın,�1956’da

Meksika’dan�Küba’ya�gelmekiçin�kullandıkları,�18�metrelikGranma�adlı�yat.��Müze�bina-sı,�eski�Başkanlık�Sarayı.�

Otomobil Müzesi Bu�müze,�Küba’da,�her�yerdeinsanın�karşısına�çıkan�eski�ara-baların�kaynağını�daha�iyi�anla-mayı� sağlıyor.� 30,� 40� ve� 50’liyıllardan�kalma�Buick,�Packard,Chevrolet,� Chrysler,� Studeba-ker,� Ford� arabalar,� Amerikanambargosundan� önce� ithaledilmiş...�Bu�arabalar,�Küba�ta-rihinin� bir� parçası� ve� koleksi-yoncuların�gözdesi.��

Pencere Sayı: 7 / Temmuz 2011 22

Görm

eden

Dön

meyin

Page 23: HAVANA - HOROZ

Pencere Sayı: 7 / Temmuz 2011

GEZİ

23

Küba’nın�simgelerinden�birisi�olmuştur.�Küba�dışında�birçok�ülkede�dev-rimci�mücadeleye�katkısı�bulunan�Che,�dünya�üzerinde�sosyalist�dev-rimci�hareketlerin�sembolü�haline�gelir.�Öyle�ki�Alberto�Korda�tarafın-dan�çekilen�fotoğrafı�“Dünya�üzerindeki�en�ünlü�fotoğraf�ve�20.�yüzyı-lın�sembolü”�olarak�nitelendirilir.�

Che’nin�yanı�sıra�Kübalı�Marksist�devrimci�Fidel�Castro,�KübaDevrimi’nin�liderlerinden�biri�olmakla�birlikte�uzun�yıllar�devlet�baş-kanlığı�görevini�yürütür.�Batista�diktatörlüğünü�yıkmak�amacıyla��kü-çük�bir�grup�oluşturan�Castro,�26�Temmuz�1953’te�Santiago'dakiMoncada�Kışlası’na�bir�baskın�düzenler�fakat�başarısızlığa�uğraya-rak�tutuklanır.�16�Ekim�1953'te�Santiago'daki�Küba�Yüksek�Mah-kemesi'nde�yapılan�yargılamada�“Sayın�yargıç�siz�beni�mahkûm�edin!

Santa Clara d'AssiseHavana’nın�ilk�manastırı�SantaClara�d'Assise�1600’lerde�açıl-mış,�zamanla�genişlemiş.�Dara-cık� sokakları,� evleri,� çok� inceahşap�işçiliği�ürünü�çatıları� ilehoş�bir�yer.�

San Francisco BazilikasıKilise� ve� manastırdan� oluşanyapı,�şehrin�en�yüksek�çan�ku-lesine� sahip.� Kilise� 1600’lerin

hemen� başında� yapılmış,� 18.yüzyıl�başında�da�çok�sade�birbarok� stille� yeniden� inşa�edil-miş.�Artık�dini�bir�mekân�değil,konser� salonu.� Akustiği� mü-kemmel.�Manastır�bugün�DiniSanatlar�Müzesi.

Hotel Ambos MundosÜnlü�Amerikalı�yazar�Ernest�He-mingway'in�1930’larda�kaldığıoda�restore�edilerek�minik�bir

müze�haline�getirilmiş.�Bu�bina-nın� hemen� karşısında� ise1950’lerden�kalma�tarihi�bina-lar�bulunuyor.

Memorial Museo Jose Marti1950'de�Aquiles�Maza�ve�JuanJoseSicre� tarafından� dizaynedilen�kule�daha�sonra�müzehaline�getirildi.�Marti'nin�hayatınıanlatan� fotoğrafları� ve�bilgileriburada� bulabilirsiniz.� Müzeyigezerken�İngilizce�rehberlik�ya-pılan�turlara�katılabilirsiniz.�Tekkelimeyle�büyüleyici�olan�yapı-da�bir�de�küçük�konser�salonubulunuyor.

Tarih�beni�haklı�çıkaracaktır!�(La�Historia�Me�Absolvera)”�cümlesiylebiten�ünlü�savunmasının�ardından�16�yıl�hapis�cezasına�çarptırılır.Castro,�Juventud�Adası’nda�21�ay�hapis�yattıktan�sonra,�Batista'nınemriyle�cezasının�geri�kalan�bölümü�bağışlanarak�serbest�bırakılır.1955�yılında�Küba’dan�ayrılarak�Amerika’ya�geçen�Fidel�Castro,�26Temmuz�Hareketi�adıyla�kurduğu�örgütle,�hükümet�güçleriyle�ça-tışmaya�katılır�ve�Batista�yaşadığı�birçok�yenilginin�ardından�DominikCumhuriyeti’ne�kaçar.�Castro�1959'un�ilkgünlerinde� Havana'ya� girer� ve� Hu-kukçu�Doktor�Manuel�Urrutia�Leodevlet�başkanlığı,�Castro�da�baş-bakanlık� görevini� yürütmeyebaşlar.�

Page 24: HAVANA - HOROZ

Bolloré Africa Logistics lojistik ağı

Bolloré Africa Logistics’in dağıtım koridorları

Bolloré Africa Logistics ofisleri

Limanlar

Bolloré Africa Logistics’in işlettiği limanlar

Suyolları

Diğer demiryolları

Bolloré Africa Logistics’in işlettiği demiryolları

Bolloré Africa Logistics Hava Kargo ofisleri

SOUTH

NAMIBIA BOT

CHAD

ZA

ANGOLA

DEMOCRREPUBOF CON

GABON

CAMEROON

NIGERIA

NIGERMALI

MOROCCO

ALGERIALIBYA

TUNISIA

CENTRAL AFRIREPUBLIC

CAPE TOWNPORT ELI

KA

Bata

Praia

GA

L

KO

KISAN

BANGUI

SARH

N’DJAMENAKANO

SEGOU

KIDIRA

DIBOLI

KAOLACK

BAMAKO

KANGABA

ZEGOUA

FERKESSEDOUGOU

BOUAKE

ABUJA

NIAMEY

OUAGADOUGOU

BOBO-DIOULASSO

BURKINAFASO

GHANA

CŌTEDIVOIRE

LIBERIA

SIERRALEONE

GUINEA

SENEGAL

GUINEABISSAU

MAURITANIA

KUMASI

ACCRA

GAO

ABECHE

MOUNDOUGAROUA

NGAOUNDERE

BELABO

YAOUNDE

EQUATORIALGUINEA

MATADI

KINSHASA

BRAZZAVILLE

OKOYOFRANCEVILLE

CONGOBRAZZAVILLE

RADESTUNIS

MISURATA

MAMUNO

WINDHOEKWALVIS BAY

NAMIBE

LOBITO

LUANDA

SOYO

BOMA

MAYUMBA

PORT-GENTIL

POINTE-NOIRE

LIBREVILLE

DOUALA

LAGOS

TEMAARIDJAN

FREETOWN

SAN PEDRO

LOMECOTONOU

MALABOKRIBI

LIMBE

WARRI

PORT HARCOURTTAKORADI

MONROVIA

BUCHANAN

CONAKRY

CANARY ISLANDS

CASABLANCA

TANGER

ALGER

BISSAU

BANJUL

DAKAR

CAPE VERDE

NOUAKCHOTT

NOUADHIBOU

GAMBIA

SÃO TOMÉ

São Tomé

CABINDA(ANGOLA)

Grootfountain

OndjivaNamacunde

Lubango

Huambo

KuitoLuena

Luau

Ilebo

Oyo

Mbandaka

Bouar

Kari

Niguigmi

Zinder

Agades

Tombouctou

Mopti

Koutiala

Banfora Niamtougou

Kaya

SikassoKankan

KitaZiguinchor

Kiffa

Zouerate

Marrakech

FesRabat El Djelfa

Constantine

Touggourt

Hassi Messaoud

TozeurGabes

Meknès

Rosso

Saint-Louis

KAYES

Nema

Yamoussoukro

Arlit

Maradi

Sokoto

Kaduna

Parakou

Dosso

BambariBako

BangaKumba

Bandundu

Makodon

TOGO

BENIN

Agadir

El Jadida

OranArzew

BejaiaDjen-DjenSkikda

AnnabaBanzart

Sfax

Tripoli

Benghazi

SDV HOROZ, HOROZ Holding ile Group Bolloré'ye

Bolloré Africa Logistics lojistik ağı

Bolloré Africa Logistics’in dağıtım koridorları

Bolloré Africa Logistics ofisleri

Limanlar

Bolloré Africa Logistics’in işlettiği limanlar

Suyolları

Diğer demiryolları

Bolloré Africa Logistics’in işlettiği demiryolları

Bolloré Africa Logistics Hava Kargo ofisleri

Page 25: HAVANA - HOROZ

AFRICA

TSWANA

ZIMBABWE

MALAWI

MOZAMBIQUE

TANZANIA

KENYAUGANDA

SOMALIA

ETHIOPIA

SUDANERITREA

DJIBOUTI

MADAGASCAR

AMBIA

RATICBLICNGO

EGYPT

ICANC

ZABETH

EAST LONDON

LESOTHO

AZUNGULA

Ngqura

DURBAN

RICHARDS BAY

SWAZILANDMAPUTO

BEIRA

QUELIMANE

TOLIARA

TAOLAGNARO

REUNION ISLAND

ANTSIRABE

ANTANANARIVO

MAHAJANGA

NOSY BE

TOAMASINA

LE PORT

Port-Luis

MAURITIUS

ANTSIRANANA

ABORONE

MARTIN’S DRIFT

LIVINGSTONE

TETE

KATETECHIPATA

MPIKA

LUSAKA

KAPIRI MPOSHI

NDOLAKITWE

CHINGOLA

OLWESI

LUBUMBASHIKASUMBALESA SONGWE

MBEYA

NAKONDE

MPULUNGU

KIGOMA

BUJUMBURABURUNDI

RWANDA

DODOMA

ISAKA

ARUSHA

MOMBASA

TANGA

DAR ES SALAAM

MTWARA

PEMBA

NACALA

MWANZA

NAIROBI

JUBA

BUNIA

BENI

BUTEMBONGANI

GOMA

BUKAVU

ADDIS ABABA

DJIBOUTI

KHARTOUM

PORT SUDAN

KIGALI

ENTEBBE

KAMPALA

LILONGWE

BLANTYRE

HARARE

JOHANNESBURG

Pretoria

Bulawayo

SolwesiTenke

Likasi

Morogoro

Buzwagi

Kananga

Kisumu

Nakuru

Cairo

Assouan

ouma

Kosti

assou

Alexandria

Sokhna

Suakin

Assab

Berbera

Mogadiscio

Port-Saïd

[email protected] www.sdvhoroz.com.tr

İstanbul 0212 456 10 00

İzmir 0232 461 35 80

Bursa 0224 441 23 30

Mersin 0324 238 91 30

bağlı SDV International Logistics'in ortaklığıdır.

Page 26: HAVANA - HOROZ

gündem

DANİMARKA, TIRLARI KONTROLE BAŞLADI� Kuzey�Afrika�ve�Ortadoğu�ülkelerinde�devam�eden�siyasi�ayak-lanmalar�nedeniyle�Avrupa’ya�kaçan�göçmenler,�Avrupa�Birliği’nin�ser-best�dolaşım�politikasına�darbe�vurdu.�Kaçak�göçmenlerin�AB’ye�gi-rişini�engellemek�üzere�İtalya�ve�Fransa�arasında�başlayan�rahatsız-lık,�diğer�AB�ülkelerine�de�sıçradı.�Son�olarak,�Danimarka,�suç�ora-nının�artması�ve�kaçakçılığın�engellenmesi�gerekçesi�ile�Almanya�veİsveç�ile�olan�sınırlarında�özellikle�yük�taşıyan�araçlara�yönelik�güm-rük�kontrollerini�yeniden�başlatacağını�açıkladı.�Serbest�dolaşım�hak-kı� ve�Schengen�Antlaşması’nın�AB’nin�kazanımları�olduğunu�vur-gulayan�bazı�AB�bakanları�Danimarka’yı�eleştirirken,��bazı�ülkeler�ki-şilerin�ve�malların�serbest�dolaşımının�engellenmemesi�kaydıyla�uy-gulamaya�karşı�olmadığını�belirtti.�

‘YEŞİL LOJİSTİK’ DEMİR YOLUNA İLGİYİ ARTIRDI� Küresel�ısınma�ve�çevre�kirliliği�gibi�etkenler�tüm�sektörleri�çevre-ye�karşı�daha�duyarlı�olmaya�zorluyor.�Kuşkusuz�bu�konuda�en�bü-yük�görevlerden�biri�de�taşımacılık�sektörüne�düşüyor.�Avrupa�Birli-ği�azot�ve�karbondioksit�salımını�en�aza�indirecek�önlemlerin�alınmasınısağlayacak�yeni�yasalar�belirlerken,�lojistik�firmalarını�da�alternatif�ta-şıma�modlarını�kullanmaya�zorluyor.�Tüm�bu�gelişmeler�ise�şirketle-ri�karayolu�taşımacılığına�oranla�daha�çevreci�olan�demir�yolu�taşı-macılığına�yöneltiyor.

KÜRESEL ISINMA İNTERMODAL TAŞIMACILIĞA ZORLUYOR� UTİKAD’ın�ev�sahipliğinde�gerçekleştirilen�10.�Güneydoğu�Av-rupa�Forwarderlar�ve�Lojistik�Operatörleri�Kongresi’nin�önemli�gün-dem�konularından�biri�de�“intermodal�taşımacılık”�oldu.�Toplan-tıya�katılan�uluslararası�lojistik�sektör�temsilcilerinin�buluştuğu�or-tak�nokta;�firmaların�kara�yolu�taşımacılığının�oranını�azaltarak�çev-reye�duyarlı�alternatif�taşıma�modlarını�içeren�intermodal�taşıma-cılık�sistemine�geçmesi�gerektiğiydi.�

SABİHA GÖKÇEN’E BİR ÖDÜL DAHA� İstanbul�Sabiha�Gökçen�Uluslararası�Havalimanı�dünyanın�en�bü-yük�havacılık��haber��ve�analiz�sitesi��anna.aero��tarafından,�kapasi-tesi�10�milyon�ve�üzerinde��olan�havalimanları�arasında�2009�yılındaolduğu�gibi�bu�yıl�da�Avrupa’da�yolcu�trafiğini�en�fazla�artıran�hava-limanı�(Fastest�Growing�Airport)�seçildi.2009’da�anna.aero�tarafından�kapasitesi�5-10�milyon�arasında

değişen�havalimanları�arasında�Avrupa’da�yolcu�trafiğini�en�fazla�ar-tıran�havalimanı�seçilen�Sabiha�Gökçen�Uluslararası�Havalimanı;�ge-çen� yıl� yolcu� sayısını� 2009’a� oranla� yüzde� 75’lik� artış� oranıylakapatarak,�10�milyon�ve�üzerinde�yolcu�kapasiteli�havalimanları�ara-sında�birinci�oldu.��Üst�üste�iki�yıl�aynı�ödüle�layık�görülmenin�başa-rılarını�tescil�ettiğini�belirten�İSG�CEO’su�Gökhan�Buğday,�“Routes�veanna.aero’dan�birbiri�ardına�gelen�ödüller�bizi�gururlandırmanın�ya-nı�sıra,�geçen�yıl�aldığımız�iki�ödüle�bu�yıl�da�tekrar�bizim�layık�gö-rülmemiz�kısa�dönemde�ne�kadar�doğru�adımlar�attığımızın�bir�tesciliolarak�ayrı�bir�önem�arz�ediyor.�Havacılık�sektörünün�nabzını�tutananna.aero�gibi�bir�otorite�tarafından�bu�ödüle�layık�görülmek�son�de-rece�mutluluk�verici.�Yolcu�kapasitelerine�göre�10�milyon�ve�üzerin-deki�havalimanları�arasında�2010�yılında�yüzde�75’lik�artış�oranıylaAvrupa’da�yolcu�trafiğini�en�fazla�artıran�havalimanı�seçildik.�Aldığı-mız�bu�ödüller�2011�yılında�da�hedeflerimize�ulaşmamız�için�bizlerimotive�ediyor’’�diye�konuştu.

IATA, 2011 TOPLAM KÂR TAHMİNİNİ 4 MİLYAR DOLARA DÜŞÜRDÜ

� Uluslararası�Hava�Taşımacılığı�Birliği�(IATA),�mart�ayında�8,6�mil-yar�dolar�olan�havayolu�şirketleri�2011�yılı�toplam�kâr�tahminini,�4�mil-yar�dolar�seviyesine�indirdi.�Birliğe�üye�havayolu�şirketleri�2010�yılındatoplam�18�milyar�dolar�kâr�etmişti.IATA�Başkanı�Giovanni�Bisignani�düzenlediği�basın�toplantısın-

da,�yüksek�petrol�fiyatları,�Ortadoğu�ve�Kuzey�Afrika�ülkelerindekihalk�ayaklanmaları�ile�Japonya'da�11�Mart'ta�meydana�gelen�dep-rem�ve�tsunami�felaketinin�etkisiyle�havayolu�sektörü�için�2011�yılıkâr�tahmini�ile�yolcu�ve�kargo�talebi�öngörülerini�mart�ayında�yaptı-ğı�tahminlere�göre�düşürdüklerini�açıkladı.�IATA'nın�tahminlerine�gö-re,�2011�yılında�havayolu�şirketlerinin�kâr�marjının�yüzde�0,7,�gelirininise�598�milyar�dolar�olacağı�öngörülüyor.�Tüm�uluslararası�havayo-lu�trafiğinin�yüzde�93'ünde�faaliyet�yürüten�240�havayolu�şirketinitemsil�eden�IATA,�küresel�ekonomi�için�büyüme�tahminini�yüzde3,1'den�3,2'ye�yükseltmesine�karşın,�2011�için�yolcu�talebi�büyümetahminini�yüzde�5,5'ten�4,4'e,�kargo�talebi�büyüme�tahminini�ise�yüz-de�6,1'den�5,5'e�düşürdü.�IATA,�2011�yılı�için�daha�önce�96�dolarolarak�açıklanan�Brent�tipi�ham�petrolün�ortalama�varil�fiyatının�110dolar�seviyelerinde�olacağını�tahmin�ederken,�havayolu�şirketlerineyakıt�faturasının�yaklaşık�10�milyar�dolar�daha�artmasını,�toplam�176milyar�dolara�ulaşmasını�bekliyor.

Pencere Sayı: 7 / Temmuz 2011 26

Page 27: HAVANA - HOROZ

teknoloj i

Dünyanın�en�küçük�konuşmaya�duyarlı�vetaşınabilir�müzik�çaları�yeni�nesil�iPod�Shuffle,zengin�renk�seçenekleri�ile�piyasada!�Yeni�nesiliPod�Shuffle,�daha�önceki�modellere�göre�yüzde50�daha�uzun�pil�ömrü,�15�saat�kesintisiz�müzik�ve2�GB’lık�belleği�ile�500’den�fazla�şarkı�kapasitesisunuyor.�VoiceOver�teknolojisi�ile�konuşmayeteneğine�sahip�dünyanın�en�küçük�taşınabilirmüzik�çaları�olan�yeni�nesil�iPod�Shuffle,kullanıcısına�müzik�ve�şarkı�listelerini�iPodShuffle’larına�bakmadan�kontrol�etme�fırsatısunuyor.�Türkçe�de�dahil�olmak�üzere�birçoklisanda�konuşmaları�algılayan�ve�sesle�komut�alanyeni�nesil�iPod�Shuffle�bu�sayede�büyük�kullanımkolaylığı�sağlıyor.

YENİ NESİL iPod SHUFFLE

Genius;�zarif,�ince�tasarımlı�ve�5.25”�x�8.75”likyeni�boyutlara�sahip�tableti�G-Pen�F509’u�tanıttı.Tablet,�Windows�PC�ve�MAC�kullanıcılarınınyazma,�çizme,�taslak�oluşturma�ve�e-postaimzalama�gibi�fonksiyonları�daha�etkin�biçimdekullanabilmelerini�sağlayan�tasarımı�ile�dikkatçekiyor.�

ZARİF TASARIMLIGENIUS G-PEN F509

TOSHIBA’DAN İKİ YENİ ÜRÜN

27

Sony’nin�yenilikçi�2011�Internet�TV�serisi,�artan�internet�içerikleri,�akıllıbağlantı�özellikleri�ve�gelişmiş�ağ�seçenekleri�ile�TV�deneyimini�yenidentanımlıyor.�2D�ve�3D’de�geliştirilmiş�Full�HD�görüntü�kalitesi,�tam�entegre�3D�veİnternet�TV�bağlantısı�ile�izleyicinin�de�birebir�içinde�olduğu�tamamen�etkin�birizleme�deneyimi�ve�çevrimiçi�eğlence�keyfi�yaşatıyor.�Monolithic�Design’e�sahipyepyeni�modeller�adeta�minimalist�bir�tasarım�eseri�gibi�oturma�odasına�etkileyicibir�görünüm�kazandırıyor.��En�az�flulukla�daha�net�ve�daha�aydınlık�Full�HD�3Dgörüntüye�sahip�Sony�BRAVIA®�3D�TV’ler,�3D�eğlencesinin�keyfini�ailecekyaşamak�için�mükemmel�bir�seçim.�2011�yelpazesi�ayrıca�geliştirilmiş�HD�2Dgörüntü�kalitesine�de�sahip.�HX920,�koyu�siyahlar�ve�güçlendirilmiş�beyazseviyeleri�ile�güzel�bir�sinematik�görüntü�için�yenilikçi�Intelligent�Peak�LEDarkadan�aydınlatma�teknolojisini�kullanıyor.��

Toshiba�Europe�GmbH’ye�bağlı�bir�birim�olan�Toshiba�Bilgisayar�Sistemlerinotebook�ailesinin�iki�yeni�üyesini�tanıttı:�Mini�NB500�modeli�ve�üstün�sesözelliklerine�sahip�ince�ve�şık�bir�notebook�isteyen�kullanıcılar�için�tasarlananmini�NB520�modeli.�Mini�NB520�modeli�canlı�sesler�ile�üstün�bir�eğlencedeneyimi�sunan�dâhili�harman/kardon�hoparlörlere�sahip�dünyanın�ilknotebook’u�olarak�karşımıza�çıkıyor.�Küçücük�boyutuna�rağmen,�mini�NB520modeli�ise�2�watt�harman/kardon�stereo�hoparlörleri�ile�normalde�notebook’larınsağlayamadığı�yüksek�ses�gücünü�ve�kalitesini�sunuyor.�

Pencere Sayı: 7 / Temmuz 2011

Page 28: HAVANA - HOROZ

otomobil LAMBORGHINI

Pencere Sayı: 7 / Temmuz 2011 28

Aventador Lamborghini’den,

geleceğe doğru büyük bir adım...Automobili Lamborghini, Aventador lp 700-4 ile

dünya süper spor otomobil pazarının zirvesiniyeniden tanımlıyor. Adını arenaların efsanevi boğası

Aventador’dan alan otomobil, mükemmel tasarımve birinci sınıf donanım ile birleşen muhteşem güç,

hafif yapı tekniği ve olağanüstü yol tutuşözellikleriyle benzersiz bir sürüş deneyimi sunuyor.

Page 29: HAVANA - HOROZ

OTOMOBİL

Pencere Sayı: 7 / Temmuz 2011 29

amborghini’nin�yeni�amiral�gemisi,�geleneğine�uygunşekilde�bir�boğanın�adını�taşıyor:�Aventador�LP�700-4.�İspanyol�Corrida�(boğa�güreşi)�dünyasının�en�gö-züpek�isimlerinden�Aventador,�1993�yılının�Ekim�ayın-

da�Saragossa�Arena’da�güreşerek,�muhteşem�cesareti�ile�“Tro-feo�de�la�Pena�La�Madronera”�unvanını�alan�boğanın�adı.�Lam-borghini�Aventador�LP�700-4’ün�teknoloji�paketi�tek�kelimeyle�eş-siz.�Araç,�sıra�dışı�hafif�yapım�tekniğini,�en�yüksek�sağlamlık�vegüvenlik�seviyeleriyle�birleştiren�karbon�fiberden�üretilen�yenilikçimonokok�yapıya�dayanıyor.

Olağanüstü dinamiklerin yarattığı heykelimsi tasarımLamborghini�için�tasarım�her�zaman�agresif�gücün�güzelliği,�ne-

fes�kesen�dinamiklerin�zarafeti�olmuştur.�Daha�ilk�bakışta�yeni�Aven-tador’un�son�derece�güçlü�hatları�ve�kusursuz�yüzeyleriyle�birlikte,her�bir�ayrıntısında�görülen�kaslı�yapısı�ile�markanın�karakteristik�veözgün�tasarım�dilini�ortaya�koyuyor.�Centro�Stile�Lamborghini’de-ki�tasarımcılar�Aventador’a�bu�önemli�yeni�avantajı�katmak�amacıylaaracın�hatlarını�dikkatle�geliştirdi.�Keskin�bir�şekilde�sivriltilmiş�ön�kı-sımdan�son�derece�alçak�tavan�çizgisine�ve�özgün�arka�difüzöre�ka-dar�bu�araç;�öncü�bir�sanat�eseri�ve�inanılmaz�ölçüde�dinamik,�hey-kelimsi�bir�tasarım.�

Kapılar yukarıya doğru açılıyor Tam�anlamıyla�etkileyici�oranlar;�dış�aynalar�dâhil�2,26�metre-

lik�çarpıcı�genişlikle�eşleşen�ve�bir�de�1136�milimetrelik�son�dere-ce�alçak�yükseklikle�vurgulanan�4,78�metrelik�toplam�uzunluk�ta-rafından�ortaya�konuluyor.�Karbon�fiber�monokok�gövdenin�her�ikikapısının�da�yukarıya�doğru�açıldığını�söylemek�ise�elbette�gerek-siz.�Bu�özellik�ilk�defa,�şimdilerde�efsanevi�bir�kimlik�kazanan�Co-untach’ta�kullanılmış�olup,�daha�sonraları�Diablo�ve�Murciélago�gibitakip�eden�V12�modellerinde�uygulandı.�Bununla�birlikte�Aventadoraynı�zamanda�önceki�model�olan�Murciélago’yu�da�çağrıştırıyor.�Elek-tronik�olarak�çalışan�arka�tekerlekler�üzerindeki�hava�girişleri,�dış�sı-caklığa�ve�soğutma�havası�ihtiyacına�bağlı�olarak�açılıyor.

L

Page 30: HAVANA - HOROZ

yat SESSA C54 SPORTS COUPE

Pencere Sayı: 7 / Temmuz 2011 30

Page 31: HAVANA - HOROZ

YAT

Sessiz, hızlı ve konforlu

rio Deniz Araçları Dış Tic. Ltd. Şti. denize sevda-lıların, sevdalılarına kavuşmak için gereksinim duy-duğu deniz araçlarının Türkiye distribütörü. Trio,yelkenliler, günlük gezi tekneleri, sürat tekneleri,

motoryatlar ve lüks motoryatlar konusunda dünyada saygınbir yeri olan Sessa Marine (İtalya), Hanse, Moody (Almanya),Bayliner, Meridian (ABD) markalarının Türkiye’deki satış vesatış sonrası hizmetlerini üstlenmiştir. Sessa marine, mü-kemmelliğin nesilden nesile aktarılması gereken bir kültürolduğu anlayışı ile bir aile şirketi olarak 1958 yılında kurul-du. 1972’de polyester reçineden küçük tekne üretimine baş-layan Sessa Marine, teknelerine “Piaggio Jet” koyan ilk şir-ket olarak İtalya’da bütün dikkatleri üzerine çekti. Sadece kü-çük tekneleri hedefleyerek yüksek kaliteli, yenilikçi fikirleribarındıran, tasarıma ve ekibinin eğitimine verdiği önem ilegerek yerel gerekse uluslararası pazarda adından söz ettir-meye başladı.

Sessa Marine 1988 yılına gelindiğinde büyüttüğü he-deflerini hayat geçirmek için, büyük tekne üretiminde uz-manlaşmış önemli tersanelerden “Fyberstamp”ı bünyesinekattı. Sessa Marine artık dünyanın kabul ettiği kalite, tasa-rım ve yenilikçi fikirlerini hayata geçirecek, dünyada da git-tikçe gelişen büyük ve prestijli tekne pazarına yönelik tek-neleri üretmeye başladı. Bu arada Iseo Gölü yakınlarındaki“Cividate al Piano”da bulunan tersane şirketin ana üretimüssü haline dönüştü.

T

Avrasya Boat Show 2011’de görücüye çıkan Sessa C 54 SportsCoupe, Chris�an Grande tasarımı bir tekne. Ya�n odak noktasıdev güneşlenme minderlerine dönüşebilen oturma grubu,sekiz kişilik yemek bölümünün bulunduğu kokpit bölümü, içerigeçiş için kullanılan cam kapı açıldığında bu alan ve havuzlukyaz kış kullanılabilen sıcak ve geniş bir alana dönüşüyor.

Pencere Sayı: 7 / Temmuz 2011 31

Page 32: HAVANA - HOROZ

Karia’nın Metropolisi

Afrodisiaskeşif AFRODİSİAS

irçok�kültüre�ev�sahipliği�yapan�Anadolu,�üzerinde�yerleşmişher�kültürden�etkilenerek�zamanla�mimarisinden�tarihine,�eko-nomisinden�kültürüne�başlı�başına�bir�uygarlık�beşiği�hali-ne�geldi.�Özellikle�de�Ege�Bölgesi,�Antik�Yunan�ve�Roma�uy-

garlıklarının�etkilerinin�en�çok�görüldüğü�bölge�olarak�biliniyor.�Af-rodisias�ise�Anadolu’nun�Karia�bölgesinde�aşk�ve�güzellik�tanrıça-sı�Afrodit’e�adanmış�bir�Antik�Roma�kenti.��Kentin�adını�Ninoe�ola-rak�belirten�antik�çağ�yazarlarından�Byzantionlu�Stephanos,�bu�is-min�Akadlardaki�Tanrıça�Nin�ya�da�Nina�ile�benzer�olup�Afrodit�kül-türüyle�ilişkili�olduğunu�biliyor�muydu�bilinmez�fakat�bölgeye�yakış-tığı�su�götürmez�bir�gerçeklik.�Fakat�Bizanslılar�ile�Hıristiyanlığın�ya-yılmaya�başlaması�ve�Hıristiyanlığın�derece�derece�din�olarak�adap-te�edilmesi�şehrin�statüsünde�büyük�bir�değişikliğe�de�sebep�oldu.

Tanrıça Afrodit’e adanmış bir kent Afrodisias(Ἀφροδισιάς, Aphrodisias). Anadolu gibi

kültür mirası zengin bir coğrafyada bulunankent, An�k Roma döneminde

kültür ve sanat alanında büyük gelişmelerkaydederek günümüze kadar ulaşmış. Tarihin arka bahçesinde bir yolculuğa

çıkmaya ne dersiniz…

Pencere Sayı: 7 / Temmuz 2011 32

B

Page 33: HAVANA - HOROZ

KEŞİF

Yunan ve Roma dünyasının en önemli heykelcilik okullarından biri

Afrodisias’ın�Roma�ile�yakın�ilişkilerinin�MÖ�82’de�İmparator�Sulaile�başladığı�hakkında�birçok�kayıt�bulunuyor.�Kentlere�imparatorlarınyardım�ettiği�bir�dönemde�Afrodisias�hem�dini�bir�merkez�halini�al-mış,�hem�de�kültür�ve�sanat�alanında�gelişerek�Karia'nın�bir�metro-polisi�olmuş.�Bu�dönemlerde�Afrodit’in�adını�unutturmak�ister�gibi�adıStauropolis� olarak� değiştirilmiş.� Yapılan� kazılardan� Afrodisias'ınYunan�ve�Roma�dünyasının�en�önemli�heykelcilik�okullarından�biriolduğu�anlaşılıyor,�bunun�yanında�kentte�bilim,�edebiyat,�felsefealanında�da�değerli�isimler�yetişiyor.�Yabancı�akınlarının�tehdidinekarşı�surla�çevrili�olan�Afrodisias�kenti,�daha�sonraları�onarımdangeçirilmiş�ve�surların�iç�kısmına�kuleler�yerleştirilmiş. �

Afrodit�Tapınağı,�Afrodisias�kentinin�odaknoktası�olmuş,�ancak�sonradan�bir�Hıristiyanbazilikasına�dönüştürülmesi�esnasındakarakteri�önemli�ölçüde�değiştirilmiştir.Afrodisiaslı�heykeltıraşları�antik�çağda�haklıbir�üne�kavuşturan�ustalıklarının�veüretkenliklerinin�örneklerini�bu�tapınakta,sitin�diğer�bölümlerinde�ve�AfrodisiasMüzesi'nde�görebilirsiniz.�Agorabölümünde�pek�çok�hasarsız�heykeleulaşılabilmiş,�gerçek�anlamda�birheykelcilik�okulunun�varlığına�işareteden�deneme�heykelleri�vetamamlanmamış�eserlerkeşfedilmiştir.�Ayrıca,�sitin�çeşitlinoktalarında�sütunlar�ve�çelenklerlebezenmiş�Sarkofajlar�bulunmuştur.İnsan,�kuş�ve�diğer�hayvan�figürlerive�bitkisel�motiflerle�süslenmişPilasterler�de�Afrodisias'ıncevherleri�arasındadır.�Yakınçevrede�zengin�mermeryataklarının�varlığı�ise�heykelsanatının�gelişimine�doğrudankatkıda�bulunuyor.�

Afrodit Tapınağı

Pencere Sayı: 7 / Temmuz 2011 33

Page 34: HAVANA - HOROZ

Pencere Sayı: 7 / Temmuz 2011

keyif ŞEVVAL SAM

34

Page 35: HAVANA - HOROZ

Pencere Sayı: 7 / Temmuz 2011

KEYİF

35

Türkiye’de

asaksoru sormak

nce�annesi�Leman�Sam�ile�tanıştık.�Sonra�yavaş�yavaş�yüzüne�alıştığımız,�gülüşüyle�içimizi�ısıtan�Şevval�Sam,“Süper�Baba”�dizisiyle�“Merhaba”�dedi.�Müzik,�televizyon,�sinema�derken�her�yerde�görmeye�alıştığımız�Şev-val�Sam’ı,�en�son�“Siyah-Beyaz”�isimli�sinema�filminde�keyifle�seyrettik.�Şimdilerde�TRT�Müzik�kanalındaprogram�yaparak�başarısını�taçlandıran�Şevval�Sam�ile�müzik�serüveni,�arabesk�algısı,�televizyon�dünyası

ve�sinema�üzerine�uzun�ve�keyifli�bir�sohbet�gerçekleştirdik.�

Müzik yaşamına nasıl adım attınız?Ben�aslında�on�beş�yaşımdan�beri�şarkı�söylüyorum.�Milliyet�gazetesinin�liselerarası�müzik�yarışmalarında�yer�al-

dım.�Reklam�cıngılları�yaptım.�Uzun�bir�süre�reklam�müzikleri�derken…�

En son yaptığınız “Has Arabesk” albümüyle arabesk algısını da farklılaştırdınız sanki…Arabesk�sadece�bir�müzik�değil.�Sosyolojik�bir�olgu.�Dolayı-

sıyla�insanlar�o�müziğe�ön�yargıyla�bakıyor.�O�yaşam�tarzını�ken-dilerine�yakın�bulmayan�ve�eleştiren�insanlar,�onun�temsil�ettiğimüziğe�mesafeli�yaklaştı.�Müziğin�bir�suçu�yok�bu�anlamda.�Hermüzik�ilk�çıktığı�zaman�masumdur.�“Bir�Teselli�Ver”�çıktığında�her-kes�dinliyordu.�Zaman�içinde�bu�bir�kesimin�müziği�olmaya�dön-üştü�ve�ticari�bir�formüle�dönüştükten�sonra�da�masumiyetini�yi-tirdi.�Biz�de�bu�sebepten�70’lerin�soundunu�kullandık�albümde.Türkiye’ye� arabeskin� nasıl� geldiğine� dair� in-sanların�pek�de�fikri�olmadığı�için�ona�dair�biraraştırmayı�da�albümün�içine�koyduk.�Kapak�ta-sarımından�şarkıların�seçimine�kadar�her�şey�birkonsepti�ortaya�koyan�bir�çalışmaydı.�Tavrımıda�arabeskin�kirli�tavrından�farklı�bir�şeye�dön-üştürdüm.�Gırtlak�nağmeleri�daha�net�ve�ka-rakteristik�oldu�ama�kanırtan,�acıları�göze�sokanbir�tavır�yok.�Bu�da�arabeskin�müzikal�tarafını�ön�plana�çıkardı.Bu�benim�için�bir�riskti,�çünkü�bazı�eleştiriler�bu�yönde�oldu.�

Arabesk albümü yapmaya karar verdiğinizde çevrenizdennasıl tepkiler geldi?

Beni�gerçekten�tanıyanlardan�olumsuz�tepki�gelmedi�ama�bazısanatçı�dostlarım�çok�büyük�tepki�gösterdiler,�eğer�arabesk�ya-parsan�bir�daha�çalmayı�bırak,�görüşmem�bile�diyenler�oldu.�Ben-ce�müzikal�olarak�dışlamaktan�ziyade,�sosyal�bir�olgu�olarak�dış-lıyorlar�o�kişiler�arabeski�ve�bu�da�ayrımcılığın�başka�bir�çeşidi.Aslında�birbirinden�farklı�şarkılar.�Ama�tabii�ki�benim�yorumum-

Ö

SÖYLEŞİSelda Yeşiltaş

FOTOĞRAFLARDamla Salor

Yaşamış olmak için yaşayanlardan değil… Düşünüyor,üre�yor, bilinç yaratarak hayata değer ka�yor Şevval

Sam. “Her yap�ğım şeyin hassasiye�ni kişisel olarakhissediyorum. Kimseye mesaj kaygım yok bu konuda” diyor

ve hayat karşısında duyarlı olduğunu bir kez daha kanıtlıyor.

Page 36: HAVANA - HOROZ

keyif ŞEVVAL SAM

la.�Ufak�tefek�tercihlerimiz�oldu�tabii.�Orhan�Gencebay’dan�“Bir�Te-selli�Ver”i�değil,�“Benim�Dünyam”ı�tercih�ettim.�Çok�seviyorum�çün-kü…�Mesela�“Bu�Şehirde�Yaşanmaz”ı�nasıl�zevkle�okuduğumu�an-latamam.�Kendim�söylüyormuş�gibi�dinlemiyorum.�Hiç�bıkmadanda�söyleyebilirim�o�şarkıyı.�İnanılmaz�bir�şarkı.�Düzenlenmesi�deharika…�Albümdeki,�kitapçıktaki�bilgi�akışı�da�benim�için�çok�önem-liydi.�İnsanların�niye�reddettiklerini�anlatıyor…�Kültürel�bir�olgu�ol-duğunu�anlamalarını�istedim.

Farklı müzik dallarına eşit mesafede durmak avantaj sa-nırım. Her müziği dinlemek, hepsine bir anlam yükleyebilmek…

Her�müziğin�farklı�bir�günü,�anı�vardır.�Ben�her�zaman�her�yer-de�pop,�rock,�arabesk,�türkü,�klasik�müzik�dinleyemem.�Biz�hü-zünle�eğlenen�bir�milletiz.�Arabesk�anımız�da�oluyor.�Daha�yük-sek�bir�duygu�yaşamak�istediğimizde�cazdinliyoruz.�Ya�da�huzur�bulmak�için�kla-sik�müzik…�Hepsinin�modu�farklı,�insan-lar�neden�bir�şeylere�sıkıştırılmak�zorundakalsın.�Ayrıca�kime�neyi� ispat�etmek�zo-rundayız.�

Toplumun önünde giden, daha fazlagöz önünde olan ve insanlara bir şeylerigösterme potansiyeli olan kişilerin böyleşeyler yaparak daha fazla insana ulaşmasıki bir de bunu ticari kaygı gütmeden yap-maları çok daha saygı duyulası.

Şöhret�enteresan�bir�güç�de�veriyor�in-sana,�gerçekten�değiştirme�ve�dönüş-türme�gücü�veriyor.�Ben�bunu�fark�et-tikten�sonra�işimi�algılayışım�biraz�dahadeğişti.�Gördüm�ki�insanlar�beni�takip�edi-yor,�dinliyor,�feyzalıyorlar.�O�zaman�öncekendimi�geliştirmeye�sonra�ortaya�bir�fo-toğraf�koymaya�karar�verdim.�İnsanlardinliyorlarsa�cümlelerimi�onlara�görekurmam�gerektiğini�düşündüm.�Has-sasiyetlere� dair,� barışa� dair,� çevreyedair�cümleler�kurduğumda�bunu�duyu-rabiliyorum.�Şöhret�bu�anlamda�benim�içinönemli�bir�güç�kaynağı.�Herkes�bu�hassasiye-ti�hissedecek�diye�bir�kaide�yok.�Ben�bu�hassa-siyeti�hissediyorum�çünkü�ben�zaten�işimi�yapar-ken�kendime�üç�tane�konu�seçtim:�Eğitim,çevre� ve� etnik� farklılıklar…� Üçü� çokönemli.� Etnik� farklılıkları,� farklılıkları-mızın�zenginliğini�tanıtım�insanlardabir�şekilde�farkındalık�yaratabilirsemne�mutlu�bana.�Bütüne�tekabül�edenbir�kavram�olduğu�için�insanoğlunundoğayla�kopmaması�gerektiğini�dü-şünüyorum.�Nefes�alan�her�varlığın�vehatta� nefes� almayan� taşın,� suyun,toprağın�da�yaşam�hakkı�olduğunu�dü-şündüğüm�için�buna�dair�farkındalıklar�ya-ratmak�adına�çabalıyorum.�İnsanın�tabiatlaolan�bağını�güçlendirecek�konularımdanbir�tanesi�bu.�Diğeri�eğitim.�Bütün�bunla-

rı�yapabilmek�için�eğitimin�daha�doygun,�daha�geliştirici,�daha�netsorular�soran�bir�şekle�girmesi�gerekiyor.�

Türkiye’de belki de en büyük sorun insanların soru sor-maması…

Türkiye’de�soru�sormak�yasak.�Bu�sebepten�dolayı�ülke�ola-rak�birçok�ceza�yiyoruz.�Ben�vergilerimin�düşünce�özgürlüğün-den�dolayı�yediğimiz�cezalara�gitmesini�istemiyorum.�Düşünceözgürlüğünü�savunan�bir�birey�olarak�savunduğum�şeyin�ihma-linden�kesilen�cezaları�ödemek�istemiyorum.�Her�yaptığım�şeyinhassasiyetini�kişisel�olarak�hissediyorum.�Kimseye�mesaj�kaygımyok�bu�konuda.�Ama�yaşayan�herkes�gibi�bir�vizyonum�olduğu-nu�düşünüyorum.�Boşa�yaşamıyoruz�çünkü.�İnsanlar�bana�gü-

veniyorlar�çünkü�ben�taraf�değilim.�Birfanatizm�başka�bir�fanatizmi�tetikler.

Hiçbir�konuda�yani� ideoloji,�din,görüş,�milliyetçilik�gibi�kavramlarda�herhangi�bir�şeyi�hedef�alanhiçbir� şeye� inanmıyorum.�Ben�sadece�yaşam�hakkına� inanı-yorum.�Çünkü�yaşamaya�ve�gelişmeye�geldik�ve�bütün�insanlareksik�yaratıldık.�Dostoyevski’nin�bir�sözü�var:�“Yaşanan�herkötü�hadisenin�ardında�yine�yaşam�vardır.”�Sadece�insana

dair�bir�yeteneksizliktir�yaşayamamak.�Yoksa�serçenindamdan�düştüğü,�balığın�boğulduğu�görülmemiştir.�İn-sana�verilen�tek�kılıf,�tek�elbise�düşünce�gücüdür.�Çün-

kü�tanrı�insanı�dünyaya�tekâmül�etmek�için�gön-deriyor.�Daha�fazla�sorumluluğun�var.�Oyüzden�doğar�doğmaz�ayağı�kalkıyor�biratın�yavrusu…�Yollarını�bulabiliyorlar�kı-taları�geçen�göçmen�kuşlar.�O�donanarak

gelen�hayvanların�yanında�biz�çok�aciziz�ve�bizim�tekelbisemiz,�tek�gücümüz�düşünmek�ve�bunu�da�yapmak

zorundayız.�Sadece�şöhretli�insanların�değil,�so-kaktaki�herhangi�birinin�de�düşünmesi�gere-kiyor.�Bende�herhangi�biriyim�fakat�benim�ka-dar�herhangi�biri�olan�sokakta�başka�birininde�hassasiyet�göstermesi�lazım…�İnsanla-rın�kimin�hayatında�nasıl�etki�göstereceği-ni�hiç�kimse�bilmez.�Sokakta�bir�an�boş-luğuma�gelir�ben�kediye�uzanırken�başka

bir� çocuk� vuracağımı� dü-şünür�belki,� ya�da�vu-rulması�gerektiğini�dü-şünür.�Başka�bir�gün

36

Page 37: HAVANA - HOROZ

içim�mutludur�baharın�neşesiyle�ağaca�sarılırım�belki�bunu�gö-ren�çocuk�ağaca�sarılabilir�bir�şey�zanneder.�Bütün�bunların�hiçfarkında�bile�olmayabiliriz.�Bir�üniversite�söyleşisine�gittiğimde�bel-ki�de�oradaki�yüzlerce�çocuktan�bir�tanesinin�hayatını�öyle�bir�de-ğiştiririm�ki�onu�ben�hiçbir�zaman�bilmeyebilirim.�O�genç,�yarınöbür�gün�kitlelerine�hitap�eden�ve�kitlelerini�dönüştüren�bir�ka-rakter�olabilir.�İnsanlar�yaptıklarının�karşılığını�şöhretle�ölçmek�is-tiyorlar.

Televizyondan tamamen uzaklaştınız diyebilir miyiz ar-tık? Bu bilinçli bir tercih mi?

Evet.�Şu�andaki�dizi�koşullarını�kaldırabilecek�yaşı�geçtim�sa-nırım.� O� insanüstü� koşullarda� çalışamıyorum.� Televizyon� işibeni�mahvetti.�Çok�yoruldum.�Boşa�giden�emek�diye�düşünü-yorum.�Doğru�kesişme�her� za-

man�olmuyor.�“Süper�Baba”,�“Gül-beyaz”�doğru�kesişmeydi�ama�bu�her�zaman�ol-muyor.�Zaten�insani�koşullarda�çalışmıyorsunuz.O�yüzden�sitcom�falan�olabilir�belki.�Komediyiseviyorum.��

Artık diziler eskisi kadar kalıcı olamıyor…Kalıcı�olabilirler�aslında�ama�bu�özenle�alakalı.

Eskiden�35�mm�ile�çekilen�TRT�dizileri�vardı.�“Ka-vanozdaki�Adam”,�“Üç�İstanbul”,��“Aşk-ı�Memnu”vardı�ve�bunlar�çok�önemli�dizilerdi.�Ben�bu�işle-re�başladığımda�yalnız�üç�tane�dizi�vardı:�SüperBaba,�Şehnaz�Tango,�Bizimkiler...�Bakıyoruz�şim-di�yüzlerce�dizi�var�ve�özgün�senaryolar�da�kalmadıartık.�Bir�şeyleri�yapmış�olmak�için�yapıyoruz.�Do-layısıyla�gerçekten�eski�anlayışta,�özenle�çalışa-bilecek,�insani�koşullarda�güzel�bir�senaryo�ve�ekip-le�karşılaşırsam�tabii�ki�kabul�ederim.�

Güzel bir ekip demişken “Siyah Beyaz” fil-minde Tuncel Kurtiz ile oynadınız. Böyleönemli bir oyuncuyla aynı seti paylaşmak na-sıl bir duygu?

Tuncel�Kurtiz�benim�için�çok�özel�insanlardan.Biz�filmden�hemen�önce�tanıştık�ve�çok�sevdikbirbirimizi.�O�benim�konserlerime�ve�dinletilerimegeldi�ben�onun�doğum�gününde�şarkı�söyledim.�

Filmde sizin oynadığınız karakterin mesleğini bilmiyoruzEvet,�bu�özellikle�Ahmet’in�(Boyacıoğlu)�tercihiydi.�Hangi�mes-

lekten�olursam�olayım�farklı�yorumlamalara�sebep�olabilirdi�o�yüz-den�burjuva�bir�kadından�ibarettim.�Siyah�Beyaz�mekânına�gelenkadınların�bir�temsili�profili�gibi�olmasını�istedi�bende�öyle�oynadım.

Karakter burjuva ve yalnız bir kadın…Burjuva�yalnız�ve�aidiyet�duygusu�olan...�Aidiyet�duygusu�olan

çünkü�hem�mekân�hem�arkadaşlık�ortamı�da�onun�için�aidiyet.Burjuva�tabi�yeni�dönem�burjuvalarından...�Fiziğine�çok�önem�ve-ren,�güçlü,�gücünü�de�biraz�erkek�gibi�de�olmakta�bulan,�hem�deçok�efeminen…�Aslında�cinsiyetsiz,�ne�kadın�ne�erkek,�öyle�bir�ka-rakter...

Filmde en fazla aklımda kalan sahne makarna sahnesi oldu.Orada�kullandığım�bir�saat�vardı�o�saat�benim�çocukluğum-

dan�kalma�müzikli�bir�saat.�O�sahnede�çalması�için�onu�kurduk.Sıkıntıdan�makarna�yemek�en�klasik�kadın

tarzı...�Makarna�yer,�ardından�pişman�olurve�karın�adalesi�yapar.

Metropollerde yaşayan ve kariyersahibi kadınların genelinin mutsuz ol-duğunu söyleyebiliriz sanırım…

Evet�mutsuzlar.�Çünkü�o�güce�ulaş-mak�onların�mutlu�olması� için�yeterli�ol-muyor.�O�kadınlardan�çok�var.�Yalnız�çün-kü�güçlü�olmak�bir�yandan�yalnızlığı�da�ge-tiriyor.

Filmi Antalya’da seyrettim ve nasıl biralgı yarattığını da gözlemlemeye çalıştım.Gördüğüm kadarıyla film oldukça beğe-

nildi fakat yeterince gişe yapamadı. Galibagişe beklentisiyle yapılmış bir film de değil…

Gişe�filmi�değil.�Çünkü�bu�Ahmet’in�anlatmakistediği�bir�hikâyeydi.�Bizler�de�ona�hizmet�ettik.O�nasıl�anlatmak�istediyse�biz�de�ona�yardımcı�ol-duk�ki�bence�yönetmen�setin�Allahıdır.�Yani�o�ka-rar�verir,�o�yönlendirir,�biz�onun�yapmak�istediğiniuygularız.�Yükümlülüğümüz�ise�kendi�elimizde-ki�malzemeyi�ortaya�koyarak�onun�istediği�şek-le�dönüştürüp�oynamak.�Biz�de�onu�yaptık.�Benfilmden�yana�mutluyum�zaten�gişe�beklentim�yok-tu.�Set�çok�keyifliydi�ve�kamera�asistanına�kadarçok�önemli�isimler�vardı.�“Siyah�Beyaz”da�kameraasistanlığı�yapan�Özcan�Alper,�“Sonbahar”�filmiyleödüller�almış�bir�yönetmen.�Kadro�çok�iyiydi.

Ayrıca yönetmen Ahmet Boyacıoğlu’nunda ilk filmi. İlk filmde böyle isimleri bir arayagetirmek zor olmalı.

Evet,�ilk�filmiydi.�O�zaten�çok�uzun�yıllardır�yak-laşık�10-15�yıldır�sektörün�içinde�olduğu�için�kim-se�hayır�diyemedi.�Kimsenin�öyle�çok�büyük�birbeklentisi�yoktu,�yapımında�Pana�Film�ortaktı�vehatta�Kültür�Bakanlığı’ndan�para�alınmadı�çünküherkes�için�gönül�işiydi. �

KEYİF

37

Şehir: İstanbulParfüm: Christian�DiorHypnotic�Poison�veL’Occitane�Amber

Şarkı: Her�tarzın�iyi�örneğiŞarkıcı: Her�tarzın�en�iyisi

Tat: EkmekAşk: AynaDost: Aile

Hedef: TekâmülAile: Çete.�Annem,�ablam,

oğlum,�arkadaşlarımRenk: Gökkuşağı.�Doygun

tonlar…Korku: Bu�dünyaya�ait�bir

şeyHayvan: Dünyaya�en

büyük�armağanŞair: Çok�var.�Edip

Cansever,�Cemal�Süreya,Can�Yücel

Film: Kahire’nin�Mor�GülüÜlke: Patagonya

Lider: Gandhi

KISA-KISA

Pencere Sayı: 7 / Temmuz 2011

Page 38: HAVANA - HOROZ

spor KEREM GÖNLÜM

38

ev�Adamları”�tanımayan�zaten�yoktu�ama�2010yılında� Türkiye’de� yapılan� Dünya� BasketbolŞampiyonası,�hem�Türk�insanının�basketbolaolan�ilgisini�artırdı�hem�de�oyuncuları�teşvik�et-

ti.�Görsel�bir�şov�olması,�oyun�esnasında�seyircileri�coş-turması�basketbolun�önemini�artırıyor.�Milli�Takımve�Efes�Pilsen’in�yıldız�oyuncularından�KeremGönlüm’e�göre�de�şov�arttıkça�coşku�da�ar-tıyor.�“Sahada�mücadeleyi�görmek�iste-yen�de�maça�gelir,�heyecan�bulmakisteyen�de…”�diyen�Kerem�Gönlümile�futbolun�gölgesinde�kalsa�da“başı�dik”�bir�spor�dalı�olan�bas-ketbol�hakkında�konuştuk…

Basketbola başlama öykünüz-den başlayabilir miyiz?

Basketbola� altyapı� eğitimi� almadan,1995�yılında�başladım.�Ankara’da�üniversitesınavına�girdikten�sonra�ailemle�beraber�bir�kon-sere�gittik�ve�o�konserde�Şekerspor�antrenörüy-le� tanıştım.� Bana� basketbol� oynamayı� isteyipistemediğimi�sordu.�Henüz�17-18�yaşlarınday-dım�ve�o�zaman�da�boyum�iki�metreye�yakındı.Ben�de�Ankara’ya�yeni�geldiğimi,�üniversite�sı-navından�yeni�çıktığımı�ve�bu�teklifi�düşünebi-leceğimi� söyledim.�O�da�bana�kartını� verdi.Akşam�ailemle�konuştuk�ve�ertesi�gün�AnkaraŞekerspor’da�basketbola�başladım.�

Öncesine dair planınız neydi?Daha�öncesinde�üniversiteyle�ilgili�planlarım

vardı.�Böyle�olması�daha�iyi�oldu.�İmkânlarım�da-ha�iyi,�her�şey�çok�güzel�gelişti.�

Efes Pilsen de bu anlamda oldukça önem-li olsa gerek.

Tabii.�Efes�Pilsen’de�beşinci�senem...�EfesPilsen’e�gelmeden�önce�altı�sene�Ülker’de�oy-nadım.

Efes Pilsen’e geçişiniz nasıl oldu?Ülkerspor’la�kontratım�bitti.�O�dönemlerde�Efes�Pil-

sen� ile�birlikte�birkaç� takımla�daha�görüşme�halin-deydim.�Vizyon�olsun,�kulüp�yapısı�olsun�bana�dahaçok�uygun�olacağını�düşünüp�Efes�Pilsen’i�tercih�ettim.�

Smaç basketbolda en çok keyif verenhareketlerdendir. Kadın ve erkek bas-

ketbolunda pota yüksekliği aynı ve ka-dın basketbolcular smaç basma ko-

nusunda daha şanssız. Böyle ba-kıldığında kadın basketbolunda potayüksekliğinin indirilmesi gerektiğineinananlardan mısınız?

Basketbol�görsel�bir�şov...�NBA’e�bak-tığımızda,�onlar�bu�işi�tamamen�pazarlama-

ya� dökmüş� durumda.� Görsellik� istiyorlar.Böyle�olunca�insanlar�sahada�çok�daha�güzel

hareketler�görmek�istiyor.�Belki�kadın�basketbo-lunda�seyircilerin�az�olması�bundan�kaynaklanıyorolabilir.�Çünkü� insanlar�görsel� anlamda�kendisinicoşturacak�hareketler�görmek�istiyor.�Sahada�mü-cadeleyi�görmek�isteyen�de�maça�gelir,�heyecanbulmak�isteyen�de…�Ama�erkeklerle�bayanların�tabiiki�farkı�olacak.�Basketbol�erkeklere�çok�daha�fazlayakışıyor.�

NBA’de oynamayı düşünür müydünüz?Evet,�aslında�benim�önüme�öyle�bir�fırsat�geldi.

Ülkerspor’da�oynarken�San�Antonio�Spurs’dan�teklifalmıştım�ama�maalesef�kontratım�olduğu�için�gide-medim.� Şu� anki� aklım� olsa� bütün� gemileri� yakıpNBA’e�giderdim.�

Takımlar kurulurken Türk oyuncuların daha faz-la tercih edilmelerinin avantajı olduğunu düşünüyormusunuz?

Tabii�ki.�İnanmanın�yanında�bunun�önemlisavunucularındanım.�Yabancı�oyuncular�bi-zim�yaşadığımız�duygusal�durumu�yaşaya-

Basketb l

‘‘

Pencere Sayı: 7 / Temmuz 2011

Basketbol her ne kadar futbolun gerisinde kalmış olsa dadünyanın birçok yerinde olduğu gibi Türkiye’de de ikinci spordalı. Milli Takım ve Efes Pilsen’in yıldız oyuncusu Kerem Gönlüm,

“Dünya şampiyonasından sonra seyirci sayısı müthiş ar�. Federasyonun yapacağı dahaiyi bir organizasyonla basketbol çok daha iyi bir yere gelebilir” diyor.

görsel bir şov

SÖYLEŞİ

Selda Yeşiltaş

D

Page 39: HAVANA - HOROZ

SPOR

Pencere Sayı: 7 / Temmuz 2011

mıyor.�Bu�duyguları�yaşayan�ve�Türk�oyuncularla�kaynaşanyabancı�oyuncuların�olduğu�takımlar�elbette�ki�daha�başa-rılı�oluyor.�Bir�maçı�kaybettiğimizde,�hele�ki�bizim�için�önem-li� bir� maçsa� Türk� oyuncular� olarak� çok� daha� fazlaüzülüyoruz.�Ben�yurt�dışında�herhangi�bir�yabancı�takımdaoynasam,�belki�o�yerli�oyuncunun�hissettiği�duyguları�his-sedemeyeceğim.�Türkiye’de�o�kaynaşmayı�sağlayan�ta-kımlar�daha�da�başarılı�oluyor.�Basketbol�bir�takım�oyunuve�o�anlamda�da�fedakârlık�çok�önemli.�Türk�oyuncularbunun�biraz�daha�farkında.�Bu�yüzden�takımlarda�Türkoyuncuların�sayısının�artması�önemli…

2010 yılında Türk Milli Takımı dünya ikincisi oldu.Türk basketbol ligi de Avrupa’nın sayılı ligleri arasındagösteriliyor. Bütün bunların yanında siz Türk takım-larının yeterli başarıyı gösterebildiğine ina-nıyor musunuz?

İnanmak� istiyorum� ama� inanamıyorum.Efes�Pilsen�olsun,�Fenerbahçe�Ülker�olsun�iti-bar� anlamında�Avrupa’da�çok�önemli� takımlar.Bütçe�anlamında�da�iyi�bütçeleri�olan�takımlar�ve�bütçe�arttıkçakaliteli�oyuncu�sayısı�da�artıyor.�Her�imkâna�sahip�olduğumuz�hal-de,�milli�takım�haricinde�kulüp�takımı�düzeyinde�başarı�yakalaya-mıyoruz.�

Milli takımın basketbolda dünya ikincisi olmasında şam-piyonanın Türkiye’de oynanmış olmasının etkisi var mı?

Türk�toplumu�fazlasıyla�duygusal�bir�toplum�dolayısıy-la�etkisi�olduğunu�düşünüyorum.�Dünya�şampiyonası-nın� Türkiye’de� oynandığı� 2010� senesinde� tümTürkiye’nin�kenetlendiğini�gördük.�Bunun�başarıda�çok

büyük�bir�rolü�var.�

Taraftar desteği oyuncular için çok önemli. Taraftarınalınmadığı bir maça çıktığınızda neler hissediyorsunuz?Biz�taraftarlarla�motive�oluyoruz�ve�taraftar�desteği�oyuncula-

ra�büyük�bir�güç�veriyor.

Türkiye’de futbol basketbolun önüne geçmiş bir spor dalı.Şu anda Türkiye’de basketbola ilgiyi yeterli buluyor musu-nuz?

Dünya�şampiyonası�basketbolun�Türkiye’de�öne�çıkmasıanlamında�çok�büyük�bir�fırsattı.�Dünyanın�birçok�yerinde�fut-bol�birinci�spor�dalı...�Türkiye’de�yapılan�dünya�şampiyona-sını,�kulüpler�de�federasyon�da�daha�iyi�değerlendirebilirdi.Şampiyona�sonrasında,�basketbol�seyircisinde,�geçtiğimiz

seneye�göre�müthiş�bir�artış�oldu.�İnsanlar�çocuklarını�basketbolokullarına�yazdırmaya�başladı.�Federasyonun�yapacağı�daha�iyibir�organizasyonla�basketbol�çok�daha�iyi�bir�yere�gelebilir.��

39

KISA-KISAŞehir: İstanbulParfüm: Gucci

Vazgeçemem: AilemŞarkı: Şarhoş,�BebeğimŞarkıcı: İbrahim�Tatlıses

Tat: Sütlü�tatlılarAşk: Tarifsiz

Basketbol: Yaşam�biçimiDost: PaylaşımHedef: Önemli,

belirlenmesi�gerekiyorAile: HuzurRenk: Siyah

Korku: Yeteneklerikısıtlıyor,�olmaması�gerekir

Hayvan: KediFilm: Avatar

Page 40: HAVANA - HOROZ

kültür-sanat SİNEMA

40 Pencere Sayı: 7 / Temmuz 2011

Bir Zamanlar Anadolu’daYönetmen: Nuri�Bilge�Ceylan��Senaryo: Nuri�Bilge�Ceylan�Oyuncular:Muhammet�Uzuner,�Yılmaz�Erdoğan,�Taner�Birsel,Ahmet�Mümtaz�Taylan

Ülkemizin�uluslararası�arenadakigururu�Nuri�Bilge�Ceylan,�sonfilmi�Bir�Zamanlar�Anadolu’da�ileCannes’dan�yine�eli�boşdönmedi.�Jüri�özel�ödülünüdünya�sinemasının�devleriDardenne�Kardeşler�ile�paylaşanfilmi�yakın�zamanda�ülkemizde�degösterime�girecek.

Filmin konusu: Anadolu’nun�küçük�bir�kentinde�işlenencinayetin�yer�tespiti�için�katil�eşliğinde�üç�arabalı�(savcı,doktor,�polis�ve�jandarma)�bir�ekip�sabaha�kadar�maktulüngömüldüğü�yeri�arar.�Ancak�iş�cesedin�bulunması�ilebitmemektedir.�Filmin�resmi�sitesinde�ise�konu�şöyleözetlenmiş:�Kasabalarda�hayat,�bozkırın�ortasında�sürdürülenyolculuklara�benzer.�Her�tepenin�ardında�"yeni�ve�farklı�birşey"�çıkacakmış�duygusu,�ama�her�zaman�birbirine�benzeyen,incelen,�kıvrılan,�kaybolan�veya�uzayan�tekdüze�yollar.

Kadın İsterse (François Ozon)

Yönetmen: François�OzonSenaryo: Pierre�Barillet,�Jean-Pierre�GrédyOyuncular: CatherineDeneuve�(Suzanne�Pujol),Gérard�Depardieu�(MauriceBabin),�Fabrice�Luchini(Robert�Pujol),�Karin�Viard(Nadège)

Tiyatro�eserinden�uyarlanan,�oyuncularının�oldukça�başarılıolduğu,�güldürürken�hayatın�acı�gerçeklerini�aktarmaktanda�geri�kalmayan�bir�Francois�Ozon�filmi.�Filmin�konusukısaca�şöyle:�Suzanne�ile�Robert�evli�bir�çifttir.�Suzanne,işyerinde�çalışanlarına�ve�evde�kendisine�dikta�uygulayankocasının�bu�durumunu�kanıksamış�halde�yaşamaktadır.İşçilerin�grev�yaparak�kocasını�rehin�alması�üzerineyönetimi�devralmak�zorunda�kalır.�Bu�sayede�kişiliğinikeşfedip�özgüveni�artacaktır.�Kocasından�bağımsız�tekbaşına�ayakta�kalabileceğini�görecektir.�Özellikle�kadınseyircilerin�beğeneceği�neşeli�bir�Fransız�komedisi…

Hazırlayan: Celal Şeherli / SDVHOROZ İzmir�Bölge�Satış�Yönetmeni

Ömrümüzden Bir Sene (Another Year)Yönetmen: Mike�Leigh�Senaryo:Mike�LeighOyuncular: Jim�Broadbent�(Tom),�Lesley�Manville�(Mary),�RuthSheen�(Gerri),�Oliver�Maltman�(Joe)

Tom�ve�karısı�Gerri,�hayatlarınınikinci�baharına�gelmiş�mutlu�veistedikleri�her�şeye�ulaşmış�birçifttir.�Çiftin�çevresi�ise�onlarınaksine�yıpranmış,�tutunamamış,mutluluğu�bir�türlüyakalayamayan�kişilerlesarılmıştır.�30’lu�yaşlarında�birtürlü�ciddi�yaşamayan�oğullarıJoe,�sürekli�olarak�iniş�çıkışlaryaşayan,�alkol�sorunu�olandepresyon�hastası�Mary�vediğerleri.�Tom�ve�Gerriyalnızlıktan�bir�türlükurtulamayan�Ken,�Katie,�Carl

ve�diğer�kaybedenleri�bir�mıknatıs�gibi�çekmektedir.�Uyumlu�birçift,�kusursuz�evlilikleri,�insanlara�sevgiyle�yaklaşmaları�diğerkarakterlerin�durumunun�vahametini�daha�da�belirginleştirir.�Senaryo�dalında�2011�Oscar�adayı�olan�Mike�Leigh’densımsıcak�“küçük�ve�sıradan�insan�hikayeleri”�filmi.�Her�birkarakterin�incelikle�işlendiği,�yalnızlığı,�yabancılaşmayı,�hayatabir�yerinden�tutunmayı�anlatan�bu�filmi�izlemenizi�tavsiye�ederiz.Özellikle�Mary�rolündeki�Lesley�Manville�olağanüstü.�

Felekten Bir Gece Daha(Hangover II)

Yönetmen: ToddPhillips��Senaryo: CraigMazin,�Scot�Armstrong,Todd�Phillips�Oyuncular: BradleyCooper�(Phil�Wenneck),Zach�Galifianakis��(AlanGarner),�Ed�Helms�(StuPrice),�Justin�Bartha(Doug�Billings),�KenJeong�(Mr.�Chow)

2009�yapımı�serinin�çoksevilen�ilk�filmi,�tümzamanların�en�çokhasılat�yapan�komedisi

unvanına�da�sahip.�Aynı�zamanda�en�iyi�film�dalında-Komediya�da�Müzikal,�Altın�Küre�kazanmıştı.�Devam�filmi�“TheHangover�II:�Felekten�Bir�Gece�Daha”�yine�Todd�Phillips’inyönetimiyle�geliyor.�Devam�filminde�kafadarlar,�arkadaşlarınındüğünü�için�Bangkok'a�gider.�Las�Vegas’ta�unutulmaz�birbekarlığa�veda�partisi�geçirmişlerdir.�Damat�düğün�öncesinisakin�geçirmeyi�planlamıştır�ancak�her�zaman�her�şeyplanlandığı�gibi�gitmez.�Olaylar�gelişir�ve�seyirlik�bir�komedihaline�gelir.�

Page 41: HAVANA - HOROZ

MÜZİK

41Pencere Sayı: 7 / Temmuz 2011

Moby / Destroyed Moby’nin�merakla�beklenen�10.�albümü

"Destroyed"�sevenlerinden�tam�not�aldı.��

Dinleyicilerin�aşina�olduğu�tarzından�busefer�de�ödün�vermeyen�sanatçı,�yeni�albümühakkında�“Gece�saat�ikideki�boş�şehir�içinmüzik…”�yorumunu�yapıyor.�Albümünprodüktörlüğünde�Moby�imzası�var.�Miksler�isedaha�önce�David�Bowie,�Queen,�Sigur�Ros�veM83�gibi�birçok�başarılı�ismin�albümüne�imzaatan�müzik�dünyasının�dahi�adamı�Ken�Thomastarafından�yapıldı.

R.E.M. / Collapse Into NowAlternatif�rock’ın�en�önemli�ve�başarılı

gruplarından�R.E.M.’in�15.�stüdyo�albümü“Collapse�Into�Now”�hayranlarının�beğenisinesunuldu.

İrlandalı�müzik�prodüktörü,�Grammy�ödüllüve�R.E.M.'in�önceki�albümü�"Accelerate”in�deyapımcılığını�üstlenmiş�Jacknife�Lee�ve�R.E.M.tarafından�yapımcılığı�gerçekleştirilen�albüm�4farklı�şehirde�kaydedildi:�Berlin-Hansa�Studios(David�Bowie-"Heroes",�U2-"Achtung�Baby"�veIggy�Pop-"Lust�for�Life"),�Nashville,�New�Orleans,Portland...�Bu�albümde�Patti�Smith,�EddieVedder�(Pearl�Jam),�Peaches,�Lenny�Kaye�veJoel�Gibb�gibi�çok�özel�konuk�sanatçılar�da�yeralıyor

‘Mine�Smell�Like�Honey’,�‘Oh�My�Heart’�ve‘Überlin’�isimli�parçaların�daha�önce�singleolarak�sunulduğu�bu�yeni�albüm,�billboard�Top200�listesinde�2�numaraya,�Kanada,�İngiltere,İrlanda,�Danimarka,�Norveç,�İsviçre'de�ise�1numaraya�yerleşerek,�grubun�hayranlarınınbeklentilerini�fazlasıyla�karşılamışa�benziyor.

Tanju Okan / Ve Tanju Okan Sahnede

Tanju�Okan'ın�ilk�canlı�kayıt�ve�4�dilde,farklı�türlerdeki�şarkılardan�oluşan�“VeTanju�Okan�Sahnede”�adlı�albümü,sanatçının�15'inci�ölüm�yıldönümündepiyasaya�çıktı.�Müzik�şirketinden�yapılan

açıklamaya�göre,�sanatçının�ölümünden�sonra�piyasaya�sunulan�3'üncü�albümüolduğu�ifade�edildi.�Proje�koordinatörlüğünü�Zeynep�Göktürk'ün�yaptığı�ve�TanjuOkan'ın�ölümünün�15.�yıl�dönümünde�sevenleriyle�buluşması�üzere�hazırlanan�buçalışmada,�Türkçe’nin�yanı�sıra�İngilizce,�İtalyanca�ve�İspanyolca�“The�Shadow�ofYour�Smile”,�“Non�pensare�a�me”,�“T'amo�et�t'amero”�ve�“Quattro�chitarre”şarkılarının�farklı�dillerden�ve�türlerden�oluşmasının�bu�albümü�diğer�albümlerdenayıran�en�önemli�özelliği�olduğu�anlaşılıyor.

Albümün,�sanatçının�1965�ve�1975�yılları�arasında�İzmir'de�söylediği�eserlerdenoluştuğu�dikkati�çekmekte�ve�daha�önce�plak�kayıtları�yayımlanan�ve�Okan�ilebütünleşen�“Kadınım”�parçası�ile�“Şerefe”�şarkısının�da�ilk�kez�canlı�kayıt�olarak�“VeTanju�Okan�Sahnede”de�yayımlandığı�görülmektedir.

Albüm�içinde�ayrıca,�“Roberta”,�“Mühür�Gözlüm”,�“İzmir'in�Kavakları”,“Yolculuk”,�“Pınar�Başı�Burma�Burma”�ve�“Kızılcıklar�Oldu�mu?”�gibi�13�farklı�türdenparça�yer�alıyor.

Kaybedenler Kulübü / SoundtrackAynı�adlı�filme�ait�müziklerin�derlenmesinden

oluşan�albümünün�parçaları,�Can�Gox,�Cavit�Ergünve�Erdem�Tarabuş�tarafından�bestelendi.�Albümüngenel�konseptinde�blues'dan�rock,'a,�chanson'daneski�Türk�pop�şarkılarına�kadar�pek�çok�tarzdaparçaya�rastlamak�mümkün.

Özgün�bestelerin�yanı�sıra,�radyo�programınınorijinal�playlist'inden�seçilen�şarkılar�da�albümdeyerini�alıyor.�Ferdi�Özbeğen'den�Moody�Blues�veOtis�Redding�cover'larına,�MFÖ'den�Titanic'e�uzanan�müzikler,�filmin�benzersiz�atmosferineeşlik�ediyor.

Sezen Aksu / Bakarsın Umduğundan İyi Geçer Yaz... Öptüm Sezen

Sezen�Aksu’nun�"Bakarsın�Umduğundanİyi�Geçer�Yaz...�Öptüm�Sezen"�ismini�taşıyan�buyeni�albümünde�"Ey�aşk�neredesin�şimdi?�Sende�mi�terk�ettin�beni?"�sözleriyle�beğenitoplayan�"Unuttun�mu�Beni"�ve�Nazan�Öncelimzalı�"Ballı"�isimli�parçalar�albümün�iddialışarkıları�olarak�öne�çıkıyor.�Sezen�Aksuhayranlarının�beğenisini�toplayacağı�tahminedilen�bu�yeni�albümün�prodüktörlüğünü�deMithan�Can�üstlenmiş.

Yepyeni bir sayıda ve yine yepyeni yerli ve yabancı yapımlarla dinlemektenoldukça keyif alacağınızı ümit e�ğim cd seçeneklerini beğeninize

sunuyorum. Bol müzikli günler dileğiyle…

Hazırlayan: Gencay Burnaz / Horoz�Lojistik�Yurt�İçi�Komple�Taşıma�Satış�Yönetmeni

YABANCI ALBÜM YERLİ ALBÜM

Page 42: HAVANA - HOROZ

kültür-sanat KİTAP

Pencere Sayı: 7 / Temmuz 2011 42

Terk EdildimEski Erkek Arkadaşın Günlüğü

Yazar: Matt�DunnÇeviren: Filiz�İnceoğlu�ÖztürkYayınevi: Doğan�Kitap

Bomboş�bir�ev…Gardıroptaki�boş�askılar…Kısa�bir�veda�mektubu…Terk�Edildim�-�Eski�Erkek

Arkadaşın�Günlüğü,�okurkenkahkahalarınıza�engelolamayacağınız�bir�kitap.�Bu�kezkırılan�kalp�bir�erkeğinki...Kahramanımız�kırık�kalbiniiyileştirmek�için�kendini�baştan�yaratmak�zorunda…Kahramanımız�Edward�Middleton�30�yaşında�bir�genç

adam.�Okul�yıllarından�beri�kız�arkadaşı�Jane�ile�birlikte�yaşayan

Edward,�bir�sabah�uyandığında�terk�edilmiştir.Jane�ona�bir�not�bırakarak�gitmiştir.�

Selanikli Dönmeler

Yazar:Marc�David�BaerÇeviren: Sevinç�KayırYayınevi: Doğan�Kitap

17.�yüzyılda�Haham�SabetaySevi�liderliğinde�Yahudiliktenİslamiyete�geçen�SelanikliDönmeler,�Osmanlıİmparatorluğu’nun�son�dönemiyleTürkiye�Cumhuriyeti�tarihi�boyuncamerak,�hatta�şüphe�uyandıran�birgrup�oldular.�Selanik’in�modern�yapıları,�ilerici�eğitim�kurumlarıyla�önemli

bir�ticaret�ve�finans�merkezine�dönüşmesine�büyük�katkıdabulunan�Selanik�Dönmeleri�1908�Devrimi’nde�de�belirleyici�roloynadılar.

Tiz Perdeden Gümbür Gümbür Oktay Yenal KitabıSöyleşi: Ersel�ErgüzYayınevi: İş�Bankası�KültürYayınları

Milton�Friedman'ın�"Akıntı�ilegiden�balık,�ölü�balıktır"düsturunun�her�daim�takipçisibir�liberal,�DPT'ninkuruluşundaki�çekirdekkadroda�yer�almasına�karşınplanlamaya�inanmayan�birplancı,�Oktay�Yenal.�DünyaBankası’nda�geçen�25�yılını�

3.�Dünya'nın�kalkınmasınaadayan�Yenal'ın�kartviziti�haylikabarık:�Dünya�BankasıHindistan�Temsilcisi,�DoğuAfrika�Bölgesi�Özel�ÇalışmalarGrubu�Başkanı,�Asya�BölümüBaşiktisatçısı...�5�Nisan�Kararlarıdiye�bilinen�önlemler�paketininana�hatlarını�çizen�Yenal,devletçi,�karma�ekonomici,merkantilist�tutumlara�karşı�heppozitif�iktisat�ile�serbest�ticaret,kambiyo�ve�kredi�siyasalarını

savundu.�Oktay�Yenal,�şimdiBüyükada'daki�evinde�resimleve�şiirle�uğraşıyor,�işsizlik,�gelirdağılımı�ve�vergi�adaletine�kafayormaya�devam�ediyor:�"Türkiye,deprem�ya�da�savaş�gibi�çokbüyük�bir�felaket�olmazsa�tümartı�ve�eksilerine�rağmen�zenginbir�ülke�olacak,�buna�hiç�şüpheyok.�Hangi�hükümet�gelirsegelsin,�zenginleşecek.�Dahamutlu�ve�uygar�bir�ülke�olacakmı,�asıl�mesele�bu!"�

Aramızdaki Duvar

Yazar: Ludmila�FilipovaÇeviren: Hasine�ŞenYayınevi: Doğan�Kitap

Roman�ayrı�dünyalara�ait�bir�kız�veerkeğin�tanışmasıyla�başlıyor.�Anna,�ülkenin�başbakanının�kızı.Boris,�partiye�sadık�babasının

üstün�hizmetleri�sayesinde,�partiyöneticilerinin�çocukları�için�düzenlenen�bir�partiye�katılmafırsatı�yakalar.Ve�burada�güzel,�kızıl�saçlı�Anna’ya�âşık�olur.Ancak�aşkına�ulaşamayacak�olmanın�verdiği�derin�acı

Boris’i�kökten�değiştirir.Artık�Anna’nın�dünyasına�ait�olmak�için�ne�gerekiyorsa

yapmaya�kararlıdır.�Parlak�zekâsıyla�kısa�zamanda�sivrilen�Boris,üniversitenin�ekonomi�bölümünden�mezun�olur.�

Nilüfer -Beyaz Adam Öncesinde Bir Kızılderili Kızının Öyküsü

Yazar: Ella�Cara�DeloriaÇeviren: Cemil�BüyükutkuYayınevi: İmge�

On�dokuzuncu�yüzyılda,beyazların�ovalara�yerleşmesindenönceki�dönemde,�bir�Dakota�(Siu)kadınının�yaşamının�romanformatında�muhteşem�bir�anlatımı…Bilimsel��yaklaşımla�kurgununbileşiminin�kasıntıdan�uzak�birörneği.

Page 43: HAVANA - HOROZ

AJANDA

Pencere Sayı: 7 / Temmuz 2011

İstanbul Caz Fes�vali

Tarih: 1-28�Temmuz�2011�Yer: İstanbul

Tünel Şenliği cazseverlerisokaklara çağırıyor!1-28�Temmuz�2011�tarihleri

arasında�İstanbul’un�kalbi�cazla�atacak.�İstanbul�Caz�Festivali�geçtiğimiz�yıl

olduğu�gibi�bu�yıl�da�Tünel’i�bir�şenlikalanına�çevirecek!�Festivalin�ilk�haftasısonunda,�2�Temmuz�Cumartesi�akşamıdüzenlenecek�Tünel�Şenliği’yle�festival,kentin�kültür-sanat�yaşamının�nabzınınattığı�Beyoğlu,�Tünel,�Asmalımescit,Şişhane�ve�Galata’da�bir�kez�daha“festival�içinde�festival”�yaratacak.2�Temmuz�Cumartesi�günü�saat

18.00’de�başlayacak�şenlik,�Beyoğlu�veGalata�bölgesinde�sokaklarda�ve�değişik�mekânlarda�ücretli�ve�ücretsiz�konserler,atölye�çalışmaları,�özel�sergiler�ve�ikramlarla�gecenin�ilerleyen�saatlerine�kadar�devamedecek.�Tünel�Şenliği’nin�ayrıntılı�programı,�bölgede�birbirine�yakın�mekânların�haritasıüzerinden�takip�edilebilecek.�Galata�ve�Tünel’de�kurulacak�iki�ana�sahnedeki�ücretsiz�konserlerle�bütün�bölgede

bir�festival�atmosferi�yaşanırken�gece�boyunca�seyirciler�değişik�mekânlar�ve�sahnelerarasında�mekik�dokuyarak,�birbirinden�farklı�etkinliklere�katılacak.�Salon,�Salt�Beyoğlu,Nardis�Jazz�Club,�Hollanda�Konsolosluğu�Bahçesi,�İtalyan�Kültür�Merkezi�ve�GalataCabaret�gibi�Tünel’in�renkli�mekânlarında�gece�boyunca�sahne�alacak�sanatçılararasında�Okay�Temiz,�Emin�Fındıkoğlu�Dörtlüsü�(Konuk�sanatçı:�Hakan�Behlil),�NeilCowley�Trio,�The�Souljazz�Orchestra,�Mdungu,�Pinettes�Brass�Band,�East�Park�ReggaeCollective,�Elif�Çağlar,�Jehan�Barbur�ve�Emir�Ersoy�gibi�isimler�yer�alıyor.

Joss Stone

Tarih: 28�Temmuz�2011Saat: 21.00Yer: Santralistanbul�Kıyı�Amfi

İngiltere’den�çıkmış�en�güçlüseslerden�biri,�Grammy�ödüllü�soulşarkıcısı�ve�şarkı�yazarı�Joss�Stone�ilkkez�Türkiye’de.�“You�Had�Me”�ve“Fell�in�Love�with�a�Boy”�gibişarkılarıyla�son�yılların�en�iyi�çıkışyapan�sanatçıları�arasında�sayılanStone,�“geleceğin�Aretha�Franklin’i”olarak�da�anılıyor.�Tutkulu�vokali�vedoğal�sahne�performansıyla�JossStone,�İstanbul’da�iz�bırakacak.

Yasemin Peker Çiçekler Aç�ğında

Tarih: 15�Eylül’e�kadarYer: Alta�Sanat�Galerisi

Yasemin�Peker,�“Çiçekler�Açtığında”kişisel�resim�sergisi�ile�14�Mayıs�-15�Eylül2001�tarihleri�arasında�Alta�SanatGalerisi’nde…Baharla�birlikte�uyanan�doğanın�renkleri�Yasemin�Peker’in

tuvallerinde�tekrar�canlandı�ve�tüm�yaz�boyunca�canlılığını�Alta�SanatGalerisi’nde�sergiliyor.�Yasemin�Peker’in�natürmortlarında,�doğanınolağanüstü�biçim�ve�renklerini�usta�bir�teknik�ve�sadelik�içinde,�zorkontrast�renkleri�dahi�cesaretle�ve�uyumla�kullanılarak�kendine�özgüüslubuyla�resimleştirdiği�görülüyor.Peker’ın�çalışmalarında,�hiçbir�tuş�rastlantıya�bırakılmamış,�geçişler,

bağlantılar,�açık�koyu�dengeleri�arayışların�ve�hesaplaşmaların�sonucu.Bazı�yerlerde�öylesine�rahat,�uyumlu�ve�çevresine�hayat�veren�tuşlarlakarşılaşıyoruz�ki,�izleyiciye�soyutun�o�gizemli�tadını�veriyor�ve�paylaştığıalandaki�renklerle�bütünleşiyor.

43

Page 44: HAVANA - HOROZ

sağl ık

VARİSarisler�bacaktaki�yüzeysel�toplardamarların�değişik�ne-denlerle�genişlemesi�sonucu�oluşur.�Görünüşleri�birbirin-den�farklı�üç�tip�varis�vardır.�Genişleyen�toplardamarların(ven)�çapı�1�mm’nin�altında�ise�buna�“telenjiektazi”�adı�ve-

rilir;��çok�ince�kılcal�damarlar�örümcek�ağı�şeklinde�bir�görünüm�ka-zanırlar.�Diğer�bir�şekilde�varisler�çapı�5�mm’yi�aşmayan�paketlerşeklinde�ortaya�çıkarlar.�En�sık�rastlanan�varis�tipi�ise�gözle�görülen,elle�hissedilebilen,�mavi-yeşilimtırak�renkli,�yukarıdan�aşağıya�doğ-ru�uzanan�toplardamar�genişlemeleridir.�

Varislerin�oluşumunu�anlamak�için�bacaktaki�toplardamar�sis-temini�tanımak�gerekir.�Bacakta�toplanan�kirli�kanı�kalp�ve�akci-ğere� taşıyan� toplardamarlarderin�ve�yüzeysel�venler�olmaküzere�iki�gruptur.�Ayrıca�her�ikisistemi�birbirine�bağlayan�da-ha� ince�çaplı� venler�bulunur.Yer�çekimine�karşın�kanın�kal-be�doğru�gönderilmesi,�bu�da-marları� çevreleyen� bacakkaslarının�kasılarak�kanı�pom-palamaları�ile�sağlanır.�Ayrıcabacak�venleri� içinde�bulunanve�kanın�geriye�kaçmasını�en-gelleyen�kapakçıklar�kanın�kal-be� taşınmasına� yardımcıolurlar.� Derin� ya� da� yüzeyseltoplardamar�sistemindeki�tıka-nıklık�veya�basınç�artışları,�içle-rindeki� kanın� pompalanmasını� güçleştirir.� Bunun� sonucundayüzeysel�damarların�içindeki�kapakçıklar�işlevlerini�yapamaz�halegelir�ve�kan�geriye�kaçmaya�başlar.�Kapakçıkların�yetersizliği�vebiriken�kanın�etkisiyle�cilt�altındaki�venler�genişler,�görülür�hale�ge-lir�ve�varis�oluşur.�Derin�ve�yüzeysel�sistemler�arasındaki�birleştiri-ci�damarların�yetersizliği�bir�diğer�varis�nedenidir.�

Varis�oluşumuna�değişik�etkenler�katkıda�bulunurlar.�Derin�ven-lerin�tıkanıklığı�ve�ailevi�yatkınlık�yanında�bazı�meslekler�varis�olu-şumunu�kolaylaştırır.�Hastalık�uzun�süre�ayakta�çalışan�cerrahibranşlardaki�hekimler,�diş�hekimleri,�garsonlar,�öğretmenler�gibikişilerde�sık�görülür.�Yaşlılık,�aşırı�şişmanlık,�gebelik,�doğum�kont-rol�hapları�diğer�kolaylaştırıcı�nedenlerdir.�

Varisli�hastaların�ana�yakınmaları�kozmetik�görünüm�bozuklu-ğudur.�Hastalık�ilerledikçe�bacaklarda�ağrı,�kas�yorgunluğu,�yan-ma,�sızlama,�halsizlik,�özellikle�gece�gelen�kramplar�ortaya�çıkar.Zamanla�tabloya�bacaklarda�şişlik,�renk�değişiklikleri,�iltihaplanmave�ayak�bileğinin�iç�kısımlarına�yakın�kesimlerde�“varis�ülserleri”�de-nilen�yaralar�eklenir.�Açığa�çıkan�damarlardan�oluşan�kanamalarbazen�acil�girişim�gerektirir.�

PROF. DR. NECMETT�N SÖKÜCÜ

Varis, bacaktaki toplardamarların (ven) genişlemesi, uzaması ve büklümlü birgörünüm kazanmasıdır. Hastalık her iki cinste de görülebilir; kadınlarda görülüş sıklığı 3-4 kat daha fazladır. 30-40 yaşlardan sonra sıklık giderek artar. Toplumun % 2-5 inde

tedavi gerek�ren varis hastalığı bulunmaktadır.

V

Pencere Sayı: 7 / Temmuz 2011 44

Page 45: HAVANA - HOROZ

SAĞLIK

Pencere Sayı: 7 / Temmuz 2011

Varis�tanısı�fizik�muayene�ile�konu-lur.� Hastalar� ayakta� iken� genişleyentoplardamarlar�kolayca�görülür.�Teda-viyi�planlamak�için�varisin�türü,�yerleşti-ği�damar�alanı,�bacaktaki�derin�venlerintıkalı�olup�olmadığı,�yüzeysel�ve�derinvenleri�birleştiren�damarlarda�yetersiz-lik� olup� olmadığı� araştırılır.� Hastanınayakta�ve�yatırılarak�yapılan�muayene-leri� bu�konularda�oldukça�bilgi� verir.Ancak� tedavi� kararını� etkileyecek� enönemli�tanı�yöntemi�renkli�Doppler�ult-rason� ile�yapılan�muayenedir.�Uygunbir�ultrason�aleti�ile�yukarıdaki�soruların�tümü�doğru�olarak�yanıtla-nır�ve�tedavi�planlanır.�Geçmişte�genişleyen�ven�içine�radyoaktifmaddeler�ya�da�benzerleri�verilerek�yapılan�görüntüleme�yöntem-leri�günümüzde�terk�edilmiştir.�

Varis�tedavisi�hastanın�yakınmalarına,�isteğine,�varisin�tipi�vederecesine�dayandırılır.�Varisi�kozmetik�kusur�saymayan�ve�yakın-maları�fazla�olmayan�hastalara�varis�çorabı�önerilir.�Varis�çorabı�has-talığı�tedavi�etmez,�ancak�ilerlemesini�durdurur,�yakınmaları�azaltır.Çorap�sabah�damarlar�boşken�giydirilir,�yatarken�çıkarılır.�Terleme,kaşınma�ve�deride�alerjik�döküntülere�yol�açabilir.�Şişman�hastalarzayıflatılmaya�çalışılır.�Otururken�bacakların�sarkıtılmaması�söyle-nir.�Yüzme�ve�eksersizlerin�yararlı�olduğuna�inanılmaktadır.�Sürek-li�varis�çorabı�giymek�istemeyenler,�kozmetik�görünümüne�önem

verenler�ve�yakınmaları�ciddi�olan�hastalar�farklı�seçeneklerle�te-davi�edilirler.�

Çapı�5�mm’nin�altındaki�varisler�için�“skleroterapi”�uygun�biryöntemdir.�Genişlemiş�damarın�içine�çok�ince�bir�iğne�ile�girilerekdamarı�kurutan�bir�madde�injekte�edilir.�Genellikle�2-3�seansta�ge-nişlemiş�damar�tıkanarak�kurutulur.�Daha�büyük�çaptaki�damarlariçin�uygun�değildir.�Çapı�1�mm’yi�geçmeyen�kılcal�varis�tedavisin-

de�diğer�bir�seçenek�“deri�lazeri”dir.�Isı-dan� zarar� görmemesi� için� soğutulanderi�üzerine�lazer�uygulanarak�genişle-yen�damar�yumağı�ortadan�kaldırılır.�Birya�da�iki�seans�gerekir.�

Daha�geniş�varisler�için�son�birkaçyıldan�beri�“endovenöz�lazer”�ve�“endo-venöz� radyofrekans”�uygulamaları�ya-pılmaktadır.�Her�iki�yöntemin�prensibiaynı�olup�genişlemiş�damar�içine�ultra-son�yardımıyla�ince�bir�katater�yerleşti-rilmekte�ve�katater�aracılığı�ile�lazer�veyaradyofrekans� enerjisi� verilerek� damarkurutulmaktadır.�Her�iki�yöntem�de�lokalanestezi�altında�yapılır,�işlem�süresi�30-60�dakikadır.�Nadiren�ciltte�yanıklara�verenk�değişikliklerine�neden�olabilirler.Başarı�şansının�yüksek�olduğu�bildiril-mektedir.�Bu�tedavilerden�sonra�hasta-lar� erkenden� işlerine� ve� günlükyaşantılarına�dönerler.�Hastanede�yat-mak�gerekmez.�

Yukarıda�anlatılan�yöntemlerin�uygun�olmadığı�ya�da�başarısızkaldığı�vakalarda�cerrahi�tedavi�yapılır.�Geçmişte�ana�yüzeysel�top-lardamarın�ayaktan�kasığa�kadar�boydan�boya�çıkarıldığı�ameliyatşekli�terk�edilmiştir.�Günümüzde�en�sık�yapılan�cerrahi�tedaviler-den�biri�ana�yüzeysel�toplardamarın�derin�sisteme�katıldığı�kasıkbölgesinden�bağlanmasıdır.�Böylece�içinde�kan�kalmayan�varislidamar�kuruyarak�ortadan�kalkmaktadır.�Bir�diğer�yöntem�tüm�da-mar�yerine�yalnızca�genişlemiş�kesiminin�çıkarılmasıdır.�

En�sık�yapılan�uygulamalardan�bir�diğeri,�paket�şeklindeki�var-islerin�küçük�bir�deri�kesisi�ile�çıkarılmasıdır.�Varise�yüzeysel�ve�de-rin� sistemi� birleştiren� damarların� yetersizliğinin� neden� olduğuvakalar�bu�damarların�bağlanması�ile�tedavi�edilirler.�Bacakta�ya-raların�açıldığı�ileri�aşamadaki�hastaların�tedavisi�hastaneye�yatırı-larak�yapılır.��

45

Varis oluşumuna değişiketkenler katkıda bulunurlar.Derin venlerin �kanıklığı veailevi yatkınlık yanında bazımeslekler varis oluşumunukolaylaş�rır. Hastalık uzunsüre ayakta çalışan cerrahibranşlardaki hekimler, diş

hekimleri, garsonlar,öğretmenler gibi kişilerde sık

görülür. Yaşlılık, aşırışişmanlık, gebelik, doğum

kontrol hapları diğerkolaylaş�rıcı nedenlerdir.

Page 46: HAVANA - HOROZ

ağız tadı

46

eme,�neredeyse�Gaziantep’le�özdeş-leşmiş�bir�mantar�türü.�Nitekim:“Kemebite,� Yumma� sata”� Keme� yetişsin,Yumma�satsın...�Gaziantep’te�eskiden

kullanılan�bir�deyimmiş.�Yumma’nın�yine�Gazi-antep’te�eskiden�kullanılan�kadın�ismi�olduğunuda�buraya�yazmadan�geçmeyelim.

İçerisinde�bulunduğumuz�mevsim�itibariyleve�bu�sene�havaların�çok�serin�gitmesi,�mevsiminhafif�kayması�nedeniyle�keme�halen�var...�Tari-hin�çok�eski�çağlarından�beri�bilinen�ve�zevkletüketilen� keme� ve� Avrupa’daki� kardeşi� trüfünönce�bizim�coğrafyamızdaki�tarihine,�türüne�veyemeklerine�bakalım,�sonra�da�Avrupa’daki�çe-şitlerine�bir�gözatalım.

Keme,�Sevan�Nişanyan’a�göre�kelime�olarakAkad�dilindeki�kam’atum�kelimesinden�geliyor-muş.� Farsçası� ise� semaruğ� imiş.� Semaruğ,� gökten� gelme� de-mekmiş.�Hiçbir�yere�tutunmadan�yaşayan�bu�mantar�için�doğruisim�bence.

“Boğazköy�Metinlerine�Göre�Hititler�Devri�Anadolusu’nun�Flo-rası”�isimli�kitabında�Prof.�Dr.�Hayri�Ertem,�Hitit�metinlerinde�ke-menin�yer�mantarı�olarak�yer�aldığını�belirtmiş.

“Food�in�antiquity/Antik�Çağ’da�Yiyecek”�isimli�kitabında�Donve�Patricia�Borthwell,�Mezopotamya’da�yaşayanların�zehirli�vezehirsiz�mantarları�ayırt�edebildiklerini�ve�kemeyi�de�bil-diklerini�yazmış.�Keme�halen�o�bölgede�çok�mik-tarda� bulunmaktadır.� Mezopotamya’da� mi-lattan�önce�1800’den�beri�keme�olduğutahmin� ediliyor.� Arkelolojik� bulgularböyle�gösteriyor.�Maguelonne�To-ussaint� ise,� kemenin� yazılı� ol-duğu�kaynakların�MÖ�5.�yüz-yıla�uzandığını�söylüyor.

Greg� ve� Lucy� Malouf,Lübnan�ve�Suriye�mutfağınıanlattıkları� “Saha”� isimli� ki-tapta�Suriyelilerin�“çama”�de-diği�kemeyi�gayet�güzel�tarif�et-mişler:

“Mezopotamya’da� Fırat� Neh-ri’nin�etrafında�kazı�yapılan�sitelerde�çı-kan�çivi�yazılı�tabletlerde�içi�keme�dolu�se-petlerin� kralın� sarayına� gönderildiği� anlatılmış.İşte�bu�nedenle�de�Orta�Çağ�Arap�mutfağında�verilen�ta-riflerde�kemeye�de�yer�veriliyor.”

Bizim�ülkemize�de�ithal�eden�Suriye’deki�kemeler�daha�çokantik�Palmyra�kentinin�etrafındaki�verimli�arazide�bolca�yetişir.�Ye-rin�altındaki�kemeyi�bulup,�çıkarmak�insana�imkânsız�gibi�görünsede�köylüler�bunun�uzmanı�olmuşlardır.�Kemenin�hemen�yanındaminik�bir�yabani�ot�yetişir�ayrıca�olduğu�yerde�de�çıkıntı�yapmış-tır,�toprak�hafif�kabarık�durur.

Malouf,�satıcıya�kemeyi�nasıl�yediğini�sormuş.�Satıcı�:�“İki�çe-şit�çöl�kemesi�olur,�siyah�ve�beyaz”�demiş�ve�eklemiş:�“Şu�anda16�dolar�beyazının;�20�dolar�siyahının�ise�fiyatı.�Eğer�bana�kalır-

sa�ben,�kemeyi�dilimlerim�ve�sade�yağda�sarım-sakla�kavurarak�yerim”�diye�de�bir�tarif�vermiş.�

Keme,�hem�antik�Yunan’da�hem�de�eski�Ro-ma’da�beğenilerek�tüketilmiştir.�Eski�insanları�bu,hiçbir�şeye�tutunmadan�toprağın�altında�oluşanmantar�çok�şaşırtmıştır.�Pliny’e�göre�o�zamankien�değerli�keme�çeşitleri�Afrika’dan�geldi.�Özel-likle�Libya’dan�gelenler�pek�beğeniliyordu.�

Kemenin�yetişmesi�için�toprağın�sonbahar�veilkbaharın�başında�bol� yağış� alması� gerekiyor.Ama�diğer�taraftan�keme,�su�tutma�kapasitesi�za-yıf�ve�geçirgen�kumlu�ve�taşlı�toprakları�seviyor.Bu�konuyu�en�geniş�araştıran�“Yiyecek�Tarihi”�ki-tabının�yazarı�Maguelonne�Toussaint-Samat,�ba-harda� hava� gök� gürültülü� geçmişse,� şahanekeme�yetişecek�anlamına�gelir�diyor�ve�devam�edi-yor:�Antik�Çağ’da�keme,�kırmızı,�siyah�veya�be-

yazdı�ve�ayvadan�daha�büyük�değildi.Bu�yazılanları�doğrularcasına�Gaziantepli�yazar�Cemil�Cahit

Güzelbey,�1946’da�yazdığı�bir�yazıda�Urfa’dan�getirilen�kemeninesmer�olduğunu,�Konya’dan�gelen�domalanın�ise�kırmızıya�çalanakçıl�domalan�olduğunu�yazmış.�Bu�arada,�benim�keme�dediğimmantara�ülkemizin�başka�yörelerinde�domalan;�komi;�dümbelek;tombalak,�domuz�elması,�Arap�mantarı,�kemi�veya�tomalan�den-diğini�de�yazayım.

Ülkemizde�iklimsel�koşullar�uygun�olduğunda�keme;bahar�aylarında;� sürülmemiş� topraklarda,�asalak�ol-

dukları�ağacın�–daha�çok�meşe�ağacı-��beşveya� on�metre� çapındaki� çevresinde,toprak�yüzeyinden�5-10�santim�derin-

de�yetişiyor.�Altında�yetiştiği�alanınüst�kısmındaki�toprakta�katiyenot� yetişmiyor.� Yine� altındakeme�yetişen�toprağın�yanmışgibi� kavruk� bir� görüntüsüoluyor.� Toussaint’e� görekeme,�tam�bir�barbar�asalak!Kendini�toprağın�altında�ga-yet�iyi�sakladığı�gibi,�doymak

bilmediği�ve�toprağın�besininiemdiği�için,�toprağı�kavruklaştırı-

yor.� Zaten,� asalak� olduğu� meşeağacı�da�çok�sağlıklı�görülmez.�Ortak�ya-

şamın�büyük�payını�alan�da,�gerçek�bir�asalakolan�da�kemedir!

Jilber�Barutçiyan,�ülkemizdeki�en�tanınmış�mantar�uzmanla-rından�birisi.�20�Mart�2010’da�Milliyet�gazetesine�verdiği�bilgide,kemenin,�Avrupa’da�yetişen�ve�pek�ünlü�olan�trüf�ile�aynı�ailedengeldiğini�ancak�tadlarının�çok�farklı�olduğunu�belirtiyor�ve:“-Latinceadı� terfezia� arenaria’dır.� Tuber� familyasına� ait� bir� mantardır.Keme,�trüf�mantarıyla�aynı�aileden�gelir,�ama�tadı�kesinlikle�onabenzemez.�Trüf�kalkansa�keme�ancak�alabalık�olabilir.”�dediktensonra�kemenin,�Avrupa’daki�trüfle�karıştırıldığı�için�piyasada�abar-tılı�fiyatla�satıldığını�söylüyor.�Keme�yemeklerinden�bir�başka�ya-zıda�bahsedeyim.��

Ayfer T. ÜNSALGazeteci ve Yemek Kitabı Yazarı

[email protected]

Keme ve Trüf Üzerine

Pencere Sayı: 7 / Temmuz 2011

K

Page 47: HAVANA - HOROZ
Page 48: HAVANA - HOROZ

Afrika șimdi çok daha yakın...

[email protected] www.sdvhoroz.com.tr

İstanbul 0212 456 10 00

İzmir 0232 461 35 80

Bursa 0224 441 23 30

Mersin 0324 238 91 30