753
Eyleyen Felsefe Johann Gottlieb Fichte Haz. Eyüp Ali Kılıçaslan-Güçlü Ateşoğlu Sunuş: Doğan Özlem Düzeltme: Güçlü Ateşoğlu Selâhattin Hilâv’ın aziz anısına... Kanat Yay. İstanbul 2005

Johann Gottlieb Fichteson

Embed Size (px)

DESCRIPTION

johannın hayatı

Citation preview

Johann Gottlieb Fichte

Eyleyen Felsefe

Johann Gottlieb Fichte

Haz. Eyp Ali Klaslan-Gl Ateolu

Sunu: Doan zlem

Dzeltme: Gl Ateolu

Selhattin Hilvn aziz ansna...

Kanat Yay.

stanbul 2005

1Eyleyen Felsefe

3Sunu

5Eyleyen Felsefeye Giri: Fichtenin Yaam ve Felsefesi

19Fichte Kaynakas

42I. Blm

43Aenesidemusun Eletirisi

59nsann Saygnl zerine

63Wissenschaftslehre Kavram ya da Felsefe Olarak Anlan Kavram zerine

101Bilim nsannn Belirlenimi zerine Baz Dersler

138Felsefede Tin ve Yaz Arasndaki Ayrm zerine

160Hakikate Ynelik Saf lgiyi Harekete Geirmek ve Artrmak zerine

169Bilim retisi [Wissenschaftslehre]

177(Wissenschaftslehre) Nova Methodo

216Bilim retisinin Anahatlar

227Bilim retisi lkelerine Gre Uyarlanm Ahlk retisi Sistemi

236Evrenin Tanrsal Ynetimine nancmzn Temeli zerine

244nsann Belirlenimi

250Doal Hukukun Temelleri-Kapal Ticaret Devleti

257amzn Temel Karakteristikleri

266Alman Ulusuna Sylevler

273Seme Mektuplar

296II. Blm

297Fichtenin Hukuk ve Etik Felsefesi

325Siyasal Tarih ile Felsefenin Kesiim Noktas: Fichtenin Alman Ulusuna Sylevleri

347Fichtenin Dizgesinin Anm

373Fichte

393Differenzschriftte Hegelin Fichte Yorumu

401Kant Fichte

418Eyleyen Felsefeye Katkda Bulunanlar

Sunu

Doan zlem

Johann Gottlieb Fichte, Alman dealizminin ilk sistemci filozofu olarak bilinir ve kendisinden daha gen olan dier Alman dealistleri, zellikle Schelling ve Hegel zerinde yapt byk etkiyle tannr. Alman dealizminin temellerini atm ve hatta ksmen atsn da kurmu olmasna ramen, Fichteye Schelling ve Hegel kadar itibar edilmemi olmas ironiktir. nk rnein Hegel, diyalektik tretme yntemini hemen tamamen Fichteden almtr. Ayn yntemi Hegelden alan Marx da bu konuda Hegel dolaymnda Fichtenin miras zerinden felsefe yapmtr. Esasnda Fichte, 19. yzyln son eyreine kadar hak ettii ilgiyi grm olan bir filozoftur. Ne var ki, 20. yzylda ve zellikle kinci Dnya Savandan sonraki dnemde kendisine gsterilen ilgide belirgin bir azalma olmutur ki, bunda onun baz dncelerininin Alman faizmine kaynaklk ettii hakkndaki bir dnce nemli bir rol oynamtr. Fichtenin ulusuluu ile Alman faizmi arasnda dorudan bir bant kurulamayaca bugn artk iyice anlalmtr. Ne var ki, bu arada olan Fichteye olmu, onun Alman dealizmi iindeki kurucu kimlii ve genellikle felsefe tarihindeki byk etkisi bu uzun dnemde laykyla deerlendirilememi veya bilinli, bilinsiz gz ard edilmitir.

lkemizde durum biraz deiiktir. Fichte Alman dealizminin lkemizde geni evrelerce de bilinen ilk filozofudur. Ne var ki, bu tannma, onun byk, sistematik eserlerinden dolay deil, Reden an die deutsche Nation (1808) adl nl konumasnn 1927de Alman Ulusuna Sylevler adyla ve Hasan Cemil ambel evirisiyle yaymlanmas dolaysyla olmutur. ok popler olan bu eviri, ksa bir dnem, Fichtenin Trk ulusuluunu Ziya Gkalpten sonra etkileyen ikinci ad olmasn bile salamtr. Ne yazk ki, o dnemden beri, bu yaz dnda, Fichteden birka sayfalk ksa pasajlar dnda hemen hemen hibir ey evrilmemi, Fichte zerine de ancak felsefe tarihlerinde, felsefe szlklerinde ve ansiklopedilerinde ou ksa ve o lde yetersiz tantc metinlere rastlanabilmi, filozofun ardndan ancak Schelling ve zellikle Hegel zerine almalarda sz edilmekle yetinilmitir.

Eyp Ali Klaslan ve Gl Ateolunun yayma hazrladklar Johann Gottlieb Fichte: Eyleyen Felsefe adl eldeki derleme, Fichtenin en nemli eserlerinden yaplan eviriler kadar Fichte felsefesi zerine Trk felsefecilerin ou geni oylumlu, irdeleyici ve eletirel yazlarn iermekle, u anda dilimizde filozof hakkndaki ilk ve tek kapsaml kaynak olma zelliine ve onuruna sahiptir. Kitaba telif ve eviri olarak katkda bulunan tm felsefecilerimizi kran duygularyla kutlamay bir dev bilirim. Bununla birlikte, sevgili Eyp Ali Klaslan ve sevgili Gl Ateolunun bizzat tank olduum zorlu almalar olmasayd bu kitabn ortaya kamayacan bildiimden, kendilerine okur olarak zellikle teekkr ediyor ve felsefe dnyamza bu deerli katklarndan tr kendilerini kutluyorum.

Eyleyen Felsefeye Giri: Fichtenin Yaam ve Felsefesi

Gl AteoluSistemim, zgrln ilk sistemidir ve balangcndan

sonuna kadar, zgrlk kavramnn bir analizidir.

Fransz ulusunun insanl madd zincirlerinden kurtarmas gibi,

benim sistemim de insanl kendinde eyden ve d etkilerden kurtard

ve ilk ilkeleri, insan zerk bir varlk haline getirdi.

Bilim retisi, Fransz Ulusunun enerjisiyle zgrl zafere

ulatrd yllarda dodu... ve zgrln bylece ele geirilmesi

Bilim retisini yaratt... Devrim zerine bir kitap yazarken,

ilk belirtiler, sistemimin ilk nsezileri bir dl gibi iime dodu.Fichteden Baggesene Nisan 1795 tarihli mektup19 Mays 1762de, Saksonyann krsal bir kesimi olan Rammenau Kynde doan Johann Gottlieb Fichte Lessing, Kant ve Herder gibi alt tabakadan bir ailenin ocuuydu. Kk bir vadide yer alan, dinsel adetlerin ve ataerkil alkanlklarn hkm srd bu yerde, herkesin salam karakterli olmasyla sevip sayg gsterdii babas, kyde keten bezi dokumaclyla urard. Ailenin ok ocuklu olmasnn da etkisiyle Fichte, olduka zor ve yoksul koullar iinde yaama ilk admlarn att.

Dier kardelerinden karakter bakmndan epeyce farkl olan Fichte, kendi yatlaryla bir arada olup onlarla vakit geirmektense, ounlukla krda yalnz gezmeyi, bir aa altnda saatlerce dncelere dalmay seerdi. ok kk yalarda babasnn sayesinde okumay sken Fichte, kvrak zeks ve anlatlanlar abucak anlayp yorumlama gcyle, ilerideki geliim srecinin artc olmayan balangcna, grenleri ortak ediyordu. Bulunduu kyn pastor (papaz) vaaza gelemeyince, onun vaazlarn srekli dinlemeye gelen Baron von Miltitze, vaaz daha ocuk yataki Fichtenin vermesi tavsiye edildi. Fichtenin hitabetinden ve anlatmndan son derece etkilenen baron, kendisini atosuna almay ve okutmay teklif etti; bylelikle Fichte, zorluklarn zincirlerinden kurtulaca ve aynen Spinozada olduu gibi felsefesiyle zdeleen yaamna derinlik kazandraca, bereketli rman sularna ilk kulalarn atmaya balad.

Elbe yaknlarndaki atoda geen dnemde, ilkin Niedermann papaznn eitimine braklan Fichte, on yana geldiinde buradan gzel anlarla ayrlarak, daha sonra Nietzschenin de okumu olduu Pforta Kolejine girdi. Pfortada onu bekleyen ey, okul ynetimi tarafndan zgrlnn kstlanmas, yal profesrlerin eski ve khnemi retilere sk skya ballyd. an byk dnrlerinden Goethe ve Lessingin eserlerinin renciler arasnda okunmasnn yasaklanmas, onun varoluundaki ilk zgrlk kvlcmlarnn ortaya kmasna, zgrlk akyla okuldan kamasna ve bu dnrlerin, zellikle de dnce zgrln savunan Lessingin yazlarn okumaya balamasna neden oldu.

ocukluundan beri sahip olduu zgrlk duygusu ve ideali ve buna elik eden etkinlik dncesi, Pfortada grd basklara ramen, Fichtenin nemli bir felsef konuda ayrntl olarak incelemeler yapmasna ve zgrlk dncesinin edimsellemesi zerine kafa yormaya balamasna neden oldu. Bu konu, zorunluluk ile zgrln karlkl konumuydu.

Pfortadan Jena niversitesine geldiinde, Fichte henz on sekiz yandadr ve niversite yllarnda ekillenen temel felsef tezi, bize grnd kadaryla znel zgrlklerimizin, bunlarn altnda yatan zorunlu ve mutlak bir istencin rn olduklar ynndedir. Bylelikle, balangtaki Jena yllarn karakterize edecek temel ynelim, Almanyada belirli bir dnem l kpek nitelendirilmesinin yapld Spinozaclktr. Hatt bir papazn, Spinozann belirlenimciliine kar Wolffun Etikay rtme amacn gden bir yazsn Fichteye vermesine ramen, o Wolffun yazsnda Spinozay rtecek kuvvetli iddialarn olmadn belirtmi ve yneliminde herhangi bir deime gzlenmemitir. Fichtenin felsefesinin belirlenimcilik dncesiyle flrt ettii bu erken dneminde, Spinozaclkn etkilerinin grld yeterince aktr.

niversite yllar srasnda, hamisinin beklenmeyen lm ile bir an bocalasa da, kendi ayaklar zerinde yrme ve ideallerine erime istei, yakasn bir trl brakmayan geim skntsna ramen kesintisiz bir biimde devam etti. niversite yllarndan sonra, arkada Veissn ona bulduu bir ailenin himayesinde zel retmenlik ii iin Zrihe, herhangi bir tat aracna binecek paras olmadndan, yryerek gitti. Bu dnemde nl bilgin Lavater ile tanacak ve bu vesile ile nl yazar Klopstokun kaynbiraderi ve zengin bir tccar olan Rahnn kz Johanna ile nianlanacaktr.

Daha sonra kariyerini srdrmek iin Almanyaya geri dnen Fichte, bir trl sonu gelmeyen geim sknts dolaysyla nianlsnn yapt yardm teklifini kabul etmemi, ama bununla birlikte bir i bulmada da baarl olamamtr. Sonunda Leipzige eitli edeb iler yapmak zere yerleen Fichte, burada bulunduu dnem iersinde zel retmeni olduu bir rencisinin kendisinden Kantn Eletirel Felsefesini anlatmasn istemesi zerine, daha nce hi tanmam olduu bu felsefeyi enine boyuna irdeleme imkn bulmu; sonrasnda Kant dncenin yaratt devrim, dncesinin bundan sonraki ana izleini belirlemitir. Fichte, bu izlein kkenlerini bizlere gsterir bir biimde, bir arkadana yle yazar: Pratik Akln Eletirisini okuduumdan beri, yeni bir dnyada yayorum.

Kant felsefesini derinlemesine incelemesi her ne kadar vesile olmu olsa da, Fichtenin cokun ve bir o kadar da zgrle tutkun mizac, zaten belirlenimciliin izinde felsefesini ekillendirmesine engel oluyordu. Onun ... mizacm, felsefemi izah eder sz, bu balamda grlerindeki deiiklii anlamamzda nemlidir. Fichteyi Alman dealisti Fichte yapan bu dnemde, felsefesini tersine evrilmi bir Spinozaclk olarak nitelendirmek, sanrm yanl olmayacaktr. Bundaki asl neden ise, felsefesi ile yaam arasnda dolaysz bir rtme olan Fichtenin zgrlk karakterinin, belirlenimcilikle uzaktan yakndan ilikisinin olmamasdr. Ancak her ne kadar Fichte, ... []zgrln ad anlr anlmaz, yreim ferahlar ve ieklenir, nasl ki zorunluluk sz de yreimi acyla burkmaktadr dese ve kendi felsefesini bir anti-Spinozaclk olarak nitelendirmekte srar etse de, yaam boyunca Spinozann dncelerinin retisindeki gl etkisi hibir zaman tmyle silinememitir.

Zrihte bulunduu 1798 yl ve daha sonrasnda Fichte, Rousseau ve Montesquieunun eserlerini okumu ve onlarn dncelerinden esinlenen Fransz Devrimini byk bir heyecan ve itenlikle kutlamaktan da geri kalmamtr. 1791 ylnda evlilik dncesi baarszlkla sonulannca, Varovada bulmu olduu zel retmenlie devam etmi, ancak himayesinde olduu kontesin kendisini kk drc davranlarndan sonra, ksa sren bir macerann ardndan oradan da ayrlmtr. Dnerken, Knigsbergde Kantla bulumu, fakat kendisi iin hayal krkl yaratan bu bulumada, nnn doruklarnda olan Kant tarafndan pek itibar grememitir. Buna karlk olarak Fichte de, onun ders veriini pek bir tekdze ve arkanl bulmutur.

Birka ay yaam olduu Knigsbergde, tilmizi olmak istedii Kanta kararlln ve yeteneini gsterme azmi ile Fichte, baz kaynaklara gre be gn, bazlarna gre ise iki hafta iinde, Kantn Eletirel Felsefesinin vahiy kavram ile olan uygunluunu konu alan Tm Vahyin Bir Eletirisi zerine Deneme [1792] adl ilk eserini kaleme alm ve bu sayede Kantn dikkatini ekmitir. Bu hatr saylr denemesinde Fichte, Eletirel Felsefeyle tutarl olan yegne vahyin, ahlk yasasnn bizzat kendisi olduunu sylemektedir. Kantn ilgiyle karlayp yayncsna yaymlanmas iin verdii bu eser isimsiz bir biimde knca, herkes bunun Kantn henz yazmam olduu din felsefesiyle ilgili metni olduunu dnmtr. Ancak Kant, byk bir ihtiyatllkla eserin yazarnn kendisi deil, Fichte olduunu syleyince, gen yazar birdenbire ne kavumutur.

Knigsbergde geen ksa yaam aralndan sonra Fichte, Kantn da yardmyla Danzigde bir zel retmenlik buldu. Burada, yine isimsiz bir ekilde yaymlanan ve ilk politik denemesi olan Avrupa Prenslerinin imdiye Kadar Yasaklam Olduklar Dnce zgrlnn Geri stenmesi [1793] adl denemeyi kaleme ald. Ayn yln yaznda Zrihe geri dnen Fichte, otuz yanda iken Johanna Rahn ile evlendi.

Fichte iin, an ve Almanyadaki dnce dnyasn yakndan ilgilendiren ve hararetlendirici tartmalara neden olan Fransz Devrimi zerine bir yaz yazmak, toplumsal-pratik konulara olan youn duyarllnn bir izdmnden baka bir ey deildi. Ona gre Fransz Devrimi, insanlara hakik zgrln ortaya kp yaylabilecei dncesi ve umudunu veriyor, bu devrim sayesinde yeni bir dnyann kaplar hi kapanmamasya aralanyordu. te tam da 1793 ve 1794 yllar arasnda yazm olduu Fransz Devrimi zerine Kamunun Yargsn Dzeltmeye Dair Katk, byle bir duyarll iinde barndrmakta olup, devrimin tm pratiklerini olmasa da, aslolan ilkelerini sadece savunmakla kalmam, ayn zamanda kendi meru devlet otoritesi grnn anahatlarn ortaya koymaya girimi ve devrimin hakll zerinde vurgu yapmtr. Bu politik yaz isimsiz yaymlanmasna ramen, yazarn kimlii geni bir topluluk tarafndan biliniyordu ve ok gemeden Fichte, tmyle bunu hak etmese de radikal bir Jakoben olarak n sald.

Zrihte bulunduu sre iinde Fichte, bir taraftan Kant felsefesi zerine almalarn srdryor, arkadalarna ve isteklilere bu felsefenin anahatlarn anlatyor, bir taraftan da bu felsefenin eksik kald baz noktalara k tutan, dahas yetersizliini ak ak syleyen Reinhold, Maimon ve Schulzenin eletirel yazlarndan etkilenip kendi felsefesinin Kantnkinden ayrt edici taraflarnn altn izmeye alyordu. Bu noktadan sonra Transendental dealizmin yolu, Kantn kendinde ey [Ding-an-sich] kavramnn ortadan kaldrlmas ile Mutlak dealizme doru evrilecektir. Bu gereksinim, daha nce Reinhold, Jacobi ve Maimon tarafndan da dillendirilmiti. Ne var ki Jacobi, Maimon ve Schulzenin yaymlanm eletirilerindense Fichtenin oluturmaya alaca felsefe, Reinholdun yaln bir ilk ilke zerinde temellenen bir sistem iin arsna karlk olacakt. Doa ve akl, zne ve nesne arasnda getirilen ayrmn yaratt dualizmin kkleri transendentalizmde aranmaktayd. Fichtenin, ona hibir ey eklenmemi saf bir znellik ilkesinden balamas ve bundan yola karak varl karsamas; dahas, kendinde ey kavramn btnyle reddetmesi ve nesneden deil, mutlak zneden balayarak kendi sistemini ortaya koymas, byle bir detransendentalizm (transendentalizmin skm) iin Kant-sonras felsef hareketin gerekli istei kendisinde fazlasyla bulmasna katkda bulunuyordu. Oysa Fichte, kendi felsefesini Kantnkinin bir devam ve Transendental dealizm Sisteminin tamamlan olarak gryordu; her ne kadar Kant, kendisinin felsefesiyle Fichteninkinin btnyle ayr felsefeler olduunu kamuya ak bir bildirisinde belirtip idealist metafiziki btnyle reddetmi olsa da.

Bylece 1794 ylnda Fichte, esinini Kantn Eletirel Felsefesi ve Reinholdun Temel Felsefesinden alan yepyeni bir felsefe, mutlak bir ilk ilke temelinde ykselen felsef bir bilim retisi gelitirmeye balad. Transendental dealizmin bu yeni ekline Fichte, Wissenschaftslehre [Bilim retisi] adn verdi.

Ayn yl, Jena niversitesinde Reinholdtan boalan Eletirel Felsefe krssne felsefe profesr olarak atanmak zere davet edildi. Almanyada rencisi en fazla olan bu niversitede kalm olduu alt yl boyunca, kendi sisteminin temelleri zerine teorik almalarn srdrmekle birlikte, bilim insannn retici rol, belirlenimi ve devleri zerine bir dizi konferans da vermi; niversite yaamn dzenleyecek, renci topluluklarn iyiletirmeyi salayacak ve ister niversite iinde olsun isterse dnda, politikaya ve dine dair dogmalar ortaya serecek birok pratik etkinliin de ncs olmutur.

Geni katlml bir dinleyici kitlesi nnde, kendi retisini en ince ayrntlarna kadar ortaya koyabilme ans kendisine tannan Fichtenin karakterindeki kat ve sarslmaz yap, felsefesinde de paralellik buluyor, kendi felsefesinin, insann tm gereksinimlerine yant olabileceine tm kalbiyle inanyordu. Yukarda ismi anlan konferans dizisinin ilk be konferans, 1794te Bilim nsannn Belirlenimi zerine Baz Dersler ad altnda yaymlanmtr. Bu dersler, evresini, zellikle de rencilerini etkileyebildii bir dnemde haftann her pazar gn pazar ayininden sonra vermi olduu gayr resmi derslerden olumaktadr. Ancak Jena Konsistar, Fichteyi devrim dncelerini Almanyada atelemek ve Hristiyanlk yerine akla tapmakla itham edince, Fichte bu dersleri vermekten vazgemi, kamusal alanda etkin kiiliine gelebilecek herhangi erken bir tehlikeden bu ekilde kurtulabilmitir.

almalar balamnda Fichte iin olduka verimli geen bu ylda, kendi felsefe anlaynn rtk bir biimde davurumu olan Aenesidemus ncelemesi ile daha belirgin bir ortaya koyuluu olan Wissenschaftslehre Kavram zerine adl eserleri, rencilerine kendi grlerini tantmak amacyla yazlm ve yaymlanmtr.

Daha nceki sulanmalarna benzer trden bir nedenden dolay 1795 yaz yarylnda ders vermesi engellenmi, o da bunu frsat bilerek Weimara gidip felsef sisteminin ikinci ksmn ve hukuk felsefesinin ilk ksmn kaleme almaya balamtr. zleyen dnemde, bir taraftan Wissenschaftslehre ile urarken, bir taraftan da sisteminin alt dallar olan hukuk felsefesi ile ilgili olarak Doal Hukukun Temelleri [1796-7] ve ahlk felsefesi alanyla ilgili olarak Ahlk retisi Sistemi [1798] yaymlanmtr. Felsef sisteminin iki alt alann ortaya koyduktan sonra Fichte, bu kez de din felsefesi alannda sistemini geniletmek niyetindeydi. Tam da bu alanla ilikili 1799 bahar yarylnda bir ders verme hazrlndayken, kariyeri beklenmedik ve talihsiz bir olayla kesintiye uramtr: Ateizm tartmas. 1798 ylnda Fichte, Evrenin Tanrsal Ynetimine nancmzn Temeli zerine adl ksa bir denemeyi yaynlad ve bu deneme, Wissenschaftslehreye gre uyarlanm bir din felsefesinin gizli karakterini ilk defa kamuya aka iln eden dnceleri ieriyordu. Denemeyi, ayn konudaki Profesr Forbergin yazs izledi ve ne olduysa bu iki yaz, isimsiz yaymlanan provokatif bir yaznn her iki yazar da ateizmle sulamasna ve Fichtenin Jenadaki grevinden istifa etmesini talep etmesine yol at. Sulamaya temel oluturan ey, Fichtenin yazsnda Tanry, insan istenci tarafndan yaratlacak ve srdrlecek bir ahlksal dnya dzeni ile zdeletirmesiydi. Konu, olduka geni katlml bir kamunun nne abucak tartlmak zere geldi ve bu srada Fichteyi destekleyen ve ona kar kan birok yaz yaymlanmaya balad. Bunlardan birisi, Fichtenin kendisini savunan yazs, bir dieri ise Fichteye kar yazlm olan Jacobinin nl Ak Mektupuydu. Bu mektupta Jacobi, genel olarak felsefeyi, zel olarak da Fichtenin transendental felsefesini nihilizmle zdeletiriyordu. Kamuya intikl eden bu ateizm tartmasnda gerekeleri yerinde bulunmayan Fichte istifasn verdi ve Jenadaki grevinden 1799 ylnda ayrlmak zorunda brakld ve Berline gitti.

Fichte, Berlindeki gnlerinde zel retmenlik yapmaya devam etti ve ayrca kendisinden, geni katlml bir dinleyici kitlesi nnde Wissenschaftslehre zerine seminerler vermesi istendi. Burada kaleme alm olduu yazlar arasnda en nemlilerinden biri, genelde dier eserlerindeki ar ve tumturakl diliyle tezat oluturacak nitelikte edeb bir dille ve sradan okuyucunun anlayabilecei ekilde yazlm olan nsann Belirlenimi [1800] idi. Bu eserinde Fichte, sisteminin ahlk ve dinsel karakterine gl bir vurgu yapyor ve Jacobinin, Wissenschaftslehreyi kamu nnde reddine dorudan olmayan bir yant vermeyi amalyordu. Kitap kuku blmyle balyor ve bunu, bilgi ve inan blmleri izliyordu. Fichtenin okuyucuyu iine katm olduu dnce serveninin yolu, duyu dnyasndan bunun tesindeki bir alana doru uzanyordu. Bu balamda eser, kolayca tahmin edilebilecei gibi idealist bir felsefeye diliyle berrak, akl yrtme ekliyle ak bir balang kitab olma niyetini kendinde barndryordu.

Fichte, ayn yl iinde bir dier nemli esere daha imza att: Kapal Ticaret Devleti. Bu eserinde o, ekonomi politik alannda daha nce grlmemi bir tarzda sosyalist ekonomi zerine dncelerini ortaya koyuyor ve kendi yayla kavrulan bir devlet sosyalizminin anahatlarn iziyordu. Bu devlet sosyalizminin temellerinde, hem eski toplumsal rgtlenme biimini cokuyla savunan merkantilistlere hem de yepyeni adna gelenein bugndeki izlerini tmyle gz ard eden liberallere ak kap brakmayacak derecede kararllkla kar klmaktadr. Bundan bir yl sonra, 1801de Fichte, Jacobiye kar daha dorudan biimde yazlm, kendi felsefesinin temellerini daha ak bir dille aklayan denemesini yaymlad: En Yeni Felsefenin Edimsel z zerine Kamuya Gn Gibi Ak Bildiri: Okuyucuyu Anlamaya Zorlayan Bir Giriim.

Felsefe tarihinin en nemli eserlerinden biri olan ve 179495, 179697, 1799, 1804 yllarnda yazlm drt ana blme ayrlan Wissenschaftslehre, Faustu yazarken Goetheyi olduu gibi, Fichteyi de mrnn sonuna dek megul etmitir. Tm sisteminin ak bir ortaya seriliini bu eserde bulmak olanakldr. Hatt o bir eser deil, Fichtenin tm yaam boyunca temellendirmeye alt felsef sistemin addr. Dolaysyla, Berlin dneminde de bu sistem zerine yeni dzeltmeler yapmaktan vazgememitir.

1805 ylna gelindiinde ise Fichte, Erlangen niversitesinden gelen bir teklifi deerlendirmi ve bir yaryl burada profesr olarak ders verdikten sonra yine ayn yl iinde Berline geri dnmtr. Bir sonraki yl, daha nce yine Berlinde vermi olduu ders dizisinden oluan ve popler nitelikte olan bir lemeyi yaynlamtr: (Daha nce 1794te ayn balkla yazlan, benzer konularn yeniden gzden geirilmesine dayanan) Bilim nsannn z zerine, (zgrlk bilincinin, speklatif bir tarih felsefesine uygulanmn gsteren bir giriim olan) amzn Temel Karakteristikleri ve (felsefe ve din zerine hitabeti kuvvetli ve olduka mistik bir deneme olan) Kutsal Bir Yaam in Klavuz. Bu lemenin ieriinin, Fichtenin erken dnemdeki radikalizminin izlerini tayp tamad ya da btnyle farkl bir eilim gsterip gstermedii tam anlamyla tartmal bir konu olmasna ramen, kendi btnlkl sistemi iinde bunlarn yer bulamayacaklar ynndeki eletirileri Fichte srekli olarak inkr etmitir.

1806 ylna gelindiinde Prusya iin nemli bir gelime meydana gelmi, Napolyonun ordular Berlinin ilerine kadar gelerek, ynetimi Knigsbergde bir srgn hkmeti olarak etkisiz kalmaya zorlamtr. Byle bir dnemde Fichte, Prusya birliklerine vaiz olarak alnmay talep etse de, bu istei kabul edilmemitir. Savan seyri tehlikeli bir hal almaya baladnda Berlini terketmi, ancak ksa bir sre sonra tekrar geri dnmtr. te 1807-8in k mevsiminde Alman Ulusuna Sylevler bal ile askerlere verdii ateli ve bir o kadar da ajitatif sylevler byle bir dnemin rn olup, daha sonra kendisinin haksz bir ekilde Alman milliyetiliinin babas olarak anlmasna neden olacaktr. Bu sylevlerde yer alan Alman diline, kltrne ve eitimine yaplm ar vurgular, dolayszca dnldnde her ne kadar bu izlenimi vermi olsalar da, dnemin olaanst atmosferini ve ayn zamanda bamszlk iin gereksinim duyulan itkiyi de gzden uzak tutmamak gereklidir.

O ana kadar Prusyann bakenti olan Berlinde herhangi bir niversite yoktu. Nihayet 1810da kurulan Berlin niversitesi iin Fichteye felsefe fakltesi dekanl teklif edildi ve Fichte bu grevi kabul etti. Ayn zamanda 18112 yllar arasnda da niversitenin seimle i bana gelen ilk rektr oldu. Kendisinin ge dnemi diye nitelendirebileceimiz bu dneminde de felsef etkinliinde herhangi bir d gzlenmemi, daha nceki alma alanlarn yeniden gzden geirerek yeni dzenlemelere gitmitir. Bu dnemindeki en nemli yazs ise, Bilincin Olgulardr [1813]. Ayn yl, Napolyona kar rencilerinin savaa katlabilmelerini salamak iin derslerini iptal eden Fichte, bir sonraki yln 29 Ocak gnnde, gnll hemire olarak Berlin askeri hastanesinde hizmet veren einden lmcl bir hastalk mikrobu kaparak hayata veda etmitir.

*

Johann Gottlieb Fichte, Alman dealist Felsefesinin Schelling ve Hegelden nceki en nemli temsilcisidir. Kantn Eletirel Felsefesine bir tepki niyetinde olmamakla birlikte, onu btnle sahip bir metafizik olmas yolunda gelitirmeyi deneyerek felsefeyi sistemletirmeyi amalamtr. Bu anlamda Kanta kar Alman Romantikleri ya da dolaysz bilgilenmeyi savunanlar ve kukucularn dnda, felsefesinin karakteristik nitelii ile ilk sistemli eletiriyi yapan odur. Onun ellerinde Eletirel Felsefe, dealist Metafizik haline dnmtr.

Kendi anda olduka tartmal, bir o kadar da sylevleri ve yazdklaryla etkili olan Fichtenin retisinin cokulu karakteri, hem edebyat alannda hem de felsefede yansmalarn ok gemeden bulmutur. Byle nevi ahsna mnhasr bir kiilii hazrlayan unsurlar da, en az belirttiimiz zellikler kadar arpcdr.

Fichtenin felsefesinin ortaya k srecine kadarki dnemde Alman Felsefesi, Kantn Eletirel Felsefesinden derin izler tad gibi, ayn zamanda ona kart olan, ama salt bununla da kalmayan zengin bir tartma alann kklerinde barndryordu. Genel olarak ngilizce konuulan dnyann etkisi altnda byle bir dnemi atlayarak Kanttan Husserl, Scheler, Hartmann, Heidegger ve Levinas gibi nemli filozoflarn felsefelerine dolaysz bir gei yapan felsef devime ramen, bu felsefelerin kklerinde 18. yzyl sonu ile 19. yzyl balarnda ortaya km gl dncelerin olduunu sylemek sanrm yanl olmayacaktr. Kant ve Fichtenin felsefeleri arasndaki dnemde ki her ikisi de hayattaydlar ynelimlerinin kaynanda Wolffu, Lockecu ve Spinozac elerin olduu felsefe akmlar, kukuculuun yeni biimler alm grnmleri, dolaysz bilgilenme ve sezginin nemine ilikin yeni araylar ve iman ya da inanca vurgu yapan felsefe eilimlerinin oluturduu bir tartma dzlemi mevcuttu. Almanyadaki felsef devimin zengin ama bir o kadar da gerilimli bir dneminde ortaya kan Fichtenin etkinlie vurgu yapan felsefesi, kendisini Kantn mirass olarak grm ve Transendental dealizmin sistematik ve bilimsel bir serimlenii olduu iddias zerinden kendi isel dinamiini oluturan elerini ekillendirmeye almtr.

Gnmzde zellikle Anglo-Amerikan dnyada tekrar nem kazanmaya balayan ve zgn kaynaklarndan ngilizceye evirilerle daha yakndan tannmaya balayan Fichtenin felsefesi, znenin ya da Egonun monadik kavranlnn zneleraraslk (intersbjektivite) kavram sayesinde ilk sistemli eletirisini yapm; teori ve pratik arasndaki ayrmn ortadan kaldrlmasn savunmu ve bireyin kendisinin, yapp etmelerinin bir btn olduunu sylemesi ile modern anlamda edime ve etkinlike n sray vererek kendisinden sonra gelen idealistleri, Marx ve varoluu dnrleri yakndan etkilemitir.

Fichtenin en nemli eseri olan Wissenschaftslehre, Kanttan Schelling ve Hegele uzanan bir gelenek iinde, felsefeler arasnda bir kpr ilevi grm; ayn zamanda da baka bir kulvardan Marksist Felsefe ve Varoluuluk zerinde etkide bulunmu bir eserdir. Kapsam dahilinde bulunan Ben-olmayan kavram, Fichtenin hi de onaylamad bir biimde, Schellingin felsefesinde Doa Felsefesi [Naturphilosophie] kapsamnda gelitirilmek zere kullanlmtr. Bir dnem Fichtenin hayranlk duyduu Jacobi ise, Wissenschaftslehreyi nihilizm olarak karakterize etmitir. Aslnda bu eserin ortaya koyduu yeni bir eydir; ne var ki gemiin, onun zerindeki srekli etkililiini unutmak, ileriye doru sabrsz bir srama olacaktr. Bu nedenle Fichtenin felsefesini anlamak, Kanttan balayan ve Kanta kar eletirileri de iine alan bir dnemin dnce yapsn anlamakla ancak mmkn olabilir. Heideggerin dedii gibi, Descartesta balayan ve Husserlde son bulan bir bilin felsefesi geleneinin orta noktasnda, Kartezyen znelliin bir srdrl olduunu syleyecek olursak, kanmca felsefesinin en nemli yap talarnn hakkn yeterince vermemi oluruz.

Almancada Wissenschaftslehrenin imlemi, dar anlamda bilim kavramnn tesine ular; ve terimi bu anlamda, tm bilgilenmeyi olanakl klan bilgilenme, bilginin bilgisi, bilimin bilimi ya da Bilim retisi diye evirmek daha doru olacaktr. Fichtenin terimi bu ekilde kullanmasndaki amac, felsefeyi bir bilgelik sevgisi olmaktan kurtarmak isteyerek ona yeni bir isim nermek ve onun bundan daha fazla bir ey olduunu, kesin ve sistematik bir bilim olduunu gstermektir. Bunun dnda daha dar anlamda Wissenschaftslehre, o gne kadar ortaya km olan felsefeleri idealizm ve dogmatizm eklinde iki temel kategoriye ayran Fichte iin, Transendental dealizmin ya da Eletirel Felsefenin yeni addr.

Fichteye gre felsefe, en temel bilimdir. Bu temel bilim olmasn, tm dier bilimlere nsel olan ilk ilkeden almaktadr. Dier bilimlerin de ilk ilkeleri vardr fakat bu ilkelerin dolayl bir kesinlii vardr. Felsefenin ilk ilkesi ise dolayszca kesindir. Bunun anlam, onu nceleyen, ona varolu imkn veren nitelikte bir ilkenin olmamasdr. O, sui generis belirleyici olandr, belirlenen deil. Bu yzden de dier bilimleri temellendiren bir yapdadr.

Yukarda da belirtildii zere, Fichtenin grnde iki tr felsefe vardr: Nesneden balayan ve deneyimin btn oluturucu unsurlarn nesneden, d-Varlktan yola karak ortaya koyan dogmatizm ve deneyimi, d dnyann varln ve ahlksal dnyay zneden/Benden yola karak oluturan, kuran ya da in eden felsefe olarak idealizm. Fichte bu ikincisini tercih eder ve Bilim retisini Benden yola karak ortaya koymaya alr.

Bu Ben, tm sonlu Benlere nsel olan mutlak, koulsuz Bendir ve kendisinde snrsz bir etkinliktir. Nesnelletirilemeyendir, nk onun nesnelletirilmesi, onun bir baka eye dayanmasna, ona koul olabilecek bir baka eyin olmasna ihtiya duyar. Fichtenin ok bilinen bir rneini tekrarlamak, bu Mutlak Beni anlamamz salayacaktr. Derslerinde Fichte rencilerine Duvar dnn, der. Sonra da Duvar dneni dnn. Bir sonraki admda da, Duvar dneni dneni dnn. Her bir aamada, bilince nesne olmaktan kaan bir Ben vardr ve bu sonsuza kadar byle devam eder. Sonunda bilince nesne olmaya direnen bir Ben kalr ki bu, transendental ya da saf Ben olarak felsefenin ilk ilkesidir.

Bu saf Beni biz, ancak ve sadece anlksal sezgi [intellektuele Anschauung] yoluyla ortaya koyarz. Daha doru bir ifadeyle kendisini o, dnceye/dncemize bildirir. Fichtenin felsefesinin ge dneminde bu saf Ben, snrsz etkinlik olarak kendisini bilinlerde dnceye sezdiren ey olan Yaam(a) kavramna dnecektir.

Baz yorumculara gre Wissenschaftslehre ile yaplmak istenen, bir ontolojidir ve yeni bir felsefe olmasndaki neden, etikten balayan bir ontoloji olmasdr. Pratik olann, etkinlik olarak kurgulanan eyin, teorik olan karsndaki stnlnn gsterilmesiyle; yaamn ve varln kendisinin etkin olutan, dnya zerinde etkinlikte bulunmaktan, onu deitirip dntrmek ve bu sayede etkinlii yapann kendisinin de deiip dnt gereinden yola klarak aklanmaya allmas, bu iddiay kuvvetlendirmektedir.

Bir baka yoruma gre ise, fenomen-numen ayrmnda numeni, kendinde eyi [Ding-an-sich] ortadan kaldrmak, e deyile bir tr numenolojiyi reddetmek, ayn zamanda geleneksel anlamda ontolojiyi de reddetmek anlamna gelmektedir. Bu balamda Fichteye gre ilk ilke, bilinte belirdii biimiyle saf Bendir. Bu ise bir ey deil, saf etkinlikin kendisidir. Ben varm nermesi, sadece olanakl tek eyi, bir Edimi ifade eder. Bu bak asna gre Fichtede ontoloji yoktur; eer bir eyden balam olsayd, ontolojisi olduu anlamna gelecekti; oysa ilk ilke olarak saf Benin etkinlik olmas, ii deitirmektedir. Bir baka deyile ontoloji ve metafizik ayr eylerdir. zneden bamsz bir nesne olmad iin, Fichtenin felsefesi bir zne metafiziidir. Tikel zne bir etkinliktir ve yapp etmelerinin bir btndr. zne kendisini farkl ekillerde koyar ve bu koyu ve bildiri, onun neliini oluturur. Mutlak anlamda zne ya da Mutlak Ben ise, sonsuz ve snrsz bir etkinliktir ve bunun d diye bir ey olamaz.

Bir baka okumaya gre ise, Fichtenin genel felsefesinden bir fenomenoloji tretmek olasdr. Zaten bu yzden Heidegger, onun, Hegelin Tinin Fenomenolojisine giden yolu hazrladn sylemektedir. Tm bilgilenmenin ilk, mutlak ve koulsuz ilk ilkesinden hareket etmesi; zne-nesne ilikisine nsel olan ve ona zemin hazrlayan ilkenin kendisinin aratrlmas, bizi, zne-nesne ilikisini ieren bir zdelik dncesine, ama sonsuz bir etkinlik olan zdelik dncesine gtrr. Ayn zamanda Fichtenin felsefesinin geneline baktmzda, drt ve aba gibi en yaln iki insan halin, akln geliimi ve ahlk dnya dzeninin oluturulma srecine dsal olmamas, tam tersine bu srecin gelimesinin oluturucu temel eleri olmas nemlidir. Hegelin Tinin Fenomenolojisine benzer bir yoldan Fichte de insann yaratc ediminin ve bunun toplumsal-tarihsel imleminin farkndadr. Pratik bir etkinlikten hareketle kendisini srekli olarak koyma [Setzen, posit], konumlama ve onu snrlayan kendi yaratsn da arkasna katarak ilerleme; statik bir Ben ve Ben-olmayan (doa, toplum ya da her neyse) karlkl ilikisindense, znel etkinliin nesnel etkinlie dnt, tikelliin kendisini daha yksek bir btnlkte ortaya koyduu diyalektik bir dnme eklidir. Snrsz-sonsuz etkinlik ile onu snrlayan-engelleyen etkinlik, ideal ve real aktiviteler/etkinliklerde terminolojik anlamn bulur. Bu iki etkinliin kartl ve bu kartln bir sre iinde almas; srecin balangcna ise, hibir belkili ya da nceden varsaylan bir postlasyonun/koyutlamann konulmamas, bu felsefedeki fenomenolojik betimlemenin zsel olan yolunu izer. Kendisini koyma ile olmak tmyle zde eyler olduklar iin, Fichteye gre Ben, kendisini mutlak olarak koyar; bu anlamda Fichteye gre varlk, kendisini koyandr, nk o etkinliktir [Tat-Handlung].

Wissenschaftslehrenin, kesin olan bir karsamac tavrla, her eyi tek, mutlak ve kesin bir ilk ilkeden yola karak aklarken amalad ey; ... sadece gr/sezgi ve dnmenin ortak kklerini deil ki bu transendental estetik ile transendental mantk arasndaki ayrmn, gr formlaryla dnce kategorilerinin zdeletirilmesi yoluyla ortadan kaldrlmasdr ayn zamanda ve daha nemlisi, sistematik bir tavrla, teorik ve pratik akl arasnda yakn bir ba, doa alan ile zgrlk alan arasndaki ba gsterebilmektir.

Byle bir itkiyle yola kan Fichtenin, 1796-7de yaymlad Doal Hukukun Temelleri [Grundlage des Naturrechts] ve 1798de yaymlad Ahlk retisi Sistemi [System der Sittenlehre] adl kitaplarnn ikisi de Wissenschaftslehrenin ilkeleri zerinde kurulmutur. Bu eserlerindeki temel vurgu ise, bilincin teorik karsanmas iinden ok, insan varoluun anlam ve onun ahlk belirlenimi zerinedir. Bu anlamyla ortaya koyduu felsefe, toplumsal yaam ve rgtlenmeyi dta brakmayacak bir sistemin anahatlarn belirlemek arzusundadr.

*

Fichtenin eserlerinden Trkeye ilk eviri Hasan Cemil ambele [1877(1879?)-1967] aittir. Trk Yurdu Dergisinde tefrika halinde yaymlanm bu eser, Alman Ulusuna Sylevlerdir ve daha sonra (1927) Trk Ocaklar Hars Heyeti tarafndan eksik ksmlar tamamlanarak Fichte ve Fichtenin Hitabeleri balyla kitap eklinde yaymlanmtr. Ayn metin, 1938 ylnda bir kez de Rahmi Balaban tarafndan Fihtenin Hitabeleri balyla evrilmitir. Ne var ki, aradan geen 67 yla ramen Fichteden dorudan ve tam bir eviri yaplmamtr. Bu anlamyla, tm yaam boyunca yazdklarndan seilerek derlenmeye allan, ayn zamanda onun felsefesi zerine yazlarn da yer ald Eyleyen Felsefenin, Alman dealizminin en nemli urak noktalarndan birisi olan Johann Gottlieb Fichtenin felsefesi zerine Trkede yllardr hissedilen bir a kapataca ve bu felsefenin hak etmi olduu yeri ksa zamanda da olsa alaca dncesindeyim.

Kitab hazrlarken iki ana blmleme yaptk: Johann Gottlieb Fichtenin Yazlar ve Johann Gottlieb Fichtenin Felsefesi zerine Yorumlar. Okuyucunun da pekl fark edebilecei gibi, ilk blmde, Fichtenin eserlerinin genel yazl sras ve konu birliine gre kendi yazlarn deerlendirdik. Bu blmde, srasyla erken yazlarndan balayarak ge dnem yazlarna kadar, felsef sisteminin tm alt dallarna ilikin eserlerinden blmlerle birlikte ksa yazlarna yer verdik. kinci blmde ise, ada olduu filozoflardan Schelling ve Hegelin, Fichtenin felsefesi zerine yorumlarna yer vermekle birlikte, ada dnce asndan almlanmas iini Allen Wood, Kaan kten ve Eyp Ali Klaslann yazlarna braktk. Son olarak, Fichtenin eserlerinin zgn dilinde yaplm derlemeleriyle birlikte, bu eserlerin dier dillerdeki evirilerini ve Fichte felsefesi zerine bugne kadar yaplm olan almalar, Trke olanlar da ierecek ekilde Eyleyen Felsefenin sonuna ilitirdik.

Trkede bir felsefe terminolojisi oluturmann ne kadar zor olduu zerine bir eyler syleyecek olursak, bu konuda ne ilk oluruz ne de son. Felsefe terminolojisinin lkemizde henz tam olarak yerlememesinin skntlarn ekmedik desek, en az bizden nce ayn eyi syleyenler kadar yalan sylemi oluruz. Ancak yine de umutsuz deiliz. eviri srasnda ekilen tm bu skntlardan dolaydr ki, evirileri yapanlarn znel ynelim ve tutumlarn dikkate almakszn hareket edemezdik. Bu nedenle de iimiz iki kat daha zor oldu: Asgari dil birliini salamak ve evirmenlerin znel tercihlerini yanstmak. Bu iki kutbu tek bir zaman ve meknda bir araya getirmenin, editr despotizmi olacan dndk; takdir sizden, ikinci baskda dzeltmek bizden.

Seilmi olan yazlarn evirileri iin emeklerini ve deerli zamanlarn bizlerden esirgemeyen, yaptklar son derece nemli ve anlaml katk ile lkemizde felsefe alannda kolektif i yapabilme dncesinin yerleebilmesine ve geliebilmesine nc olan deerli dnce insanlarna teekkr bir bor biliyoruz. evirilerden kaynaklanan sorunlar zerine yardmlarn bizden esirgemeyen, kendisine her bavurumuzda ayn duyarllk ve itenlikle bize yaklaan dostumuz Mehmet Elgine mteekkiriz. Gnlerce sren bir hazrlk aamasndan sonra kitab baskya bu takdire deer haliyle veren bata Sayn Orhan Koak ve Sayn Sinan Kl olmak zere tm Kanat Yaynevi alanlarna teekkr ediyoruz. Son olarak, almalarmzn alm olduu yol boyunca manevi desteiyle bizden yardmlarn esirgemeyen, tm uralarnn arasnda bizi krmayp zaman ayrarak Eyleyen Felsefeye sunu yazmay kabul eden saygdeer hocamz Doan zleme mteekkiriz.

Kaynaka

1) Johann Gottlieb Fichte (1970) Science of Knowledge, ev. P. Heath ve J. Lachs, New York: Appleton-Century-Crofts.

2) Daniel Breazeale (1993) Fichte and Schelling: the Jena Period, The Age of German Idealism, Routledge History of Philosophy Volume VI iinde, R. Solomon ve K.M. Higgins (haz.), London ve New York: Routledge.

3) Daniel Breazeale (2001) Johann Gottlieb Fichte, Stanford Encyclopedia of Philosophy, http://plato.stanford.edu/entries/johann-fichte/

4) Frederick Copleston (1996) Alman dealizmi, Felsefe Tarihi iinde, ev. A. Yardml, stanbul: dea Yay.

5) George Seidel (1998) Fichte and German Idealism: The Heideggerian Reading, Idealistic Studies iinde, vol. 28, say: 1/2.

6) Allen Wood (1991) Fichtes Philosophical Revolution, Philosophical Topics iinde, vol. 19, say: 2.

7) Allen Wood (1995) Idealism and Revolution: Human Nature and the Free Society in Kant, Fichte and Hegel, Philosophy and the History of Science: A Taiwanese Journal iinde, vol. 4, say: 1.

8) Roger Garaudy (1975) Fichtenin Miras ve Prometheenin Anlamsz Dncesi, Marx in Anahtar iinde, ev. A.T. Klal, stanbul: Bilgi Yay.

9) Isaiah Berlin (2004) Romantikliin Kkleri, ev. Mete Tunay, stanbul: Yap Kredi Yay.

ngilizce Baskda Daniel Breazealein Kullanm Olduu

zgn Kaynaklarn KsaltmalarAA J.G. Fichte Gesamtausgabe der Bayerischen Akademie der Wissenschaften. Haz. Reinhard Lauth, Hans Jacob ve Hans Gliwitsky. Stuttgart-Bad Cannstatt: Friedrich Frommann, 1964 (Bu bask, drt blm halinde yaymland: I = Fichte tarafndan yaymlanan eserler; II = Fichte kendisi tarafndan yaymlanmayan eserler; III = Mektuplar ve IV = renci ders notlar. Her bir blm kronolojik olarak dzenlendi ve birka ciltten meydana geldi. Bu baskya yaplan gndermeler, blm, cilt ve sayfa numaralarn iermektedir).

B J.G. Briefwechsel: Kritische Gesamtausgabe. Haz. Hans Schulz. 2 cilt. 2. bask: Leipzig: Haessel, 1930.

EPW Fichte: Early Philosophical Writings. Haz. ve ev. Daniel Breazeale. Ithaca: Cornell University Press, 1988

FvB Fichte in vertraulichen briefen seiner Zeitgenossen. Der. ve haz. Hans Schulz. Leipzig: Haessel, 1923.

GEWL J.G. Fichte. Grundri des Eigentmlichen der Wissenschaftslehre in Rcksicht auf das theoretische Vermgen (1795) [SW I basksndaki sayfalandrl ekline gre gnderme yaplmtr].

GWL J.G. Fichte. Grundlage der gesamten Wissenschaftslehre (1794/95) [SW I basksndaki sayfalandrl ekline gre gnderme yaplmtr].

H WLnmnin Halle Nachschrifti (1797/98?) [AA IV, 2 basksndaki sayfalandrl ekline gre gnderme yaplmtr].H/L J.G. Fichte. Science of Knowledge. Haz. ve ev. John Lachs. Cambridge: Cambridge University Press, 1982 (ilk bask: 1970)

K WLnmnin Krause Nachschrifti (1798/99) = Johann Gottlieb Fichte. Wissenschaftslehre nova methodo. Kollegnachschrift K. Chr. Fr. Krause. Haz. Erich Fuchs. Hamburg: Meiner, 1982.

KGS Kants gesammelte Schriften. Haz. Kniglich Preuischen Akademie der Wissenschaften. Berlin: Reimer/de Gruyter, 1902 [Cilt ve sayfa numarasna gre gnderme yaplmtr].

KRV Immanuel Kant. Kritik der reinen Vernunft [lk bask: [A], 1781; ikinci bask: [B], 1787].

LB Johann Gottlieb Fichtes Leben und litterarischer Briefwechsel. Haz. I.H. Fichte. 2 cilt. kinci bask. Leipzig: Brockhaus, 1862.

SK Fichte: Science of Knowledge. Haz. ve ev. John Lachs. Cambridge: Cambridge University Press, 1982 (ilk bask: 1970)

SW, I-VIII Johann Gottlieb Fichtes smmtliche Werke. Haz. I.H. Fichte. 8 cilt. Berlin: Veit, 1845-46.

SW, IX-XI Johann Gottlieb Fichtes nachgelassene Werke. Haz. I.H. Fichte. 3 cilt. Bonn: Adolph-Marcus, 1834-35.

WLnm Wissenschaftslehre nova methodo (1796/99) [Genellikle, yukardaki ekliyle, K ya da H olarak gnderme yaplmtr].

I. Blm

Johann Gottlieb Fichtenin Yazlar

Aenesidemusun Eletirisi([1792]

Felsef akl, bugne dek gerekletirdii tm insan ilerlemeyi, akln huzur bulduu herhangi bir yerin tekin olmad yolundaki kukucu gzleme borlu ise; ve eer felsef akln yakn zamanda eletirel ura yoluyla gerekletirdii dikkate deer gelimesini, bizzat nl kifi kukuculua borlu olduunu aka itiraf ettiyse; ve eer bununla birlikte aratrmalar ilerledike, kendi aralarnda gittike blnen bu yeni felsefenin yandalar tarafndan sergilenii devam eden manzara, her eyden habersiz bir gzlemciye bile akln her ne kadar yaknlam olsa da, henz felsefeyi bir bilime dntrme amacna ulamam olduunu ak ediyorsa; o zaman kukuculuun grevini tamamlamasndan ve akl yce amacna erime yolunda sorgulamaya devam etmesinden daha fazla arzulanr bir ey yoktur. stelik kukuculuun felsefeye kar hl meru iddialarnn ak bir ifadeden yoksun olduu dnldnden, kukuculuun bu iddialarndan vazgemeyecek, hatt onlar aka ortaya koyacak yetenekte bir szcye sahip olmasndan da daha arzulanr bir ey yoktur. Kitabn yazarnn kukuculuun arzulanan szcs olup olmad, kitabn incelenmesinden sonra ortaya kacaktr.

Aenesidemusun yazar tarafndan betimlenen kukuculuk, oklarn elbette zellikle Reinholdun Temel Felsefesine, yani bu felsefenin Reinholdun Katklarnda alm olduu en son haline dorultmak zorundayd; nk Kant felsefenin hayranlarnn byk ounluunun gznde Reinhold, felsefeyi bir bilim olarak kurmay ya baarm ya da byle bir baarnn en iyi yolunu hazrlam kiidir. Ancak kukucu saldr niha bir sava hedefliyorsa, Reinholda dair her iki iddiay da reddedeceklerin kar iin oklar, bu yeni felsefenin en gvenilir belgesine, Saf Akln Eletirisine dorultulmaldr. Burada incelenen kitap, Kant felsefenin cokulu hayran Hermias ile Aenesidemusun birbirlerine yazdklar mektuplardan olumaktadr. Hermias, bu felsefenin doruluu ve evrensel geerliliine, zellikle Reinholdun Temel Felsefesini esas alan iten inancn bildirmektedir. Aenesidemus ise farkl grtedir ve Hermiasa bu felsefenin bir sorgulamasn gnderir.

Reinholdun [felsefesinin] iyi temellendirilmi talebine uymak iin Aenesidemus, Temel Felsefenin eletirisini, u nermelerin kurulduu ve geerli olduu varsaym zerine oturtur: (1) (Olgu) Bizde tasarmlar vardr ve bu tasarmlar birbirlerinden ayrt edilmelerini salayacak zellikler kadar baz ortak zelliklere de sahiptirler. (2) (Yarg Kural) Evrensel mantk, doru olan her eyin ltdr ve olgular hakkndaki herhangi bir argman, ancak mantk yasalar ile uyumlu olduu mddete doruluk iddiasnda bulunabilir. Aenesidemusun sorgulamasnn her bir blm, Reinholdun Temel Felsefesinin incelenecek olan paragrafnn en son Katklarda ortaya koyulduklar biimdeki (I: 165-254) alnts ile balar.

Reinholdun ilk ilkelerinin, bir Temel Felsefenin doas ve zsel zelliklerine ilikin incelenmesi. Aenesidemus, felsefenin imdiye dek en yksek ve evrensel olarak geerli bir ilk ilkeden yoksun olduunu ve kendisini bir bilim dzeyine ancak bu ilk ilkenin kurulmasndan sonra ykseltebileceini kabul ederek balar. Ayrca, Aenesidemusa gre, bu ilk ilkenin ancak en yksek kavramlar, yani tasarmn ve de tasarmlanabilenin kavramlarn kuran ve belirleyen bir ilke olmas gerektii reddedilemezdir. Bir kukucu ile Temel Felsefeyi savunan filozof bu noktada anlasalar bile, bu eletirinin yazarna gre felsefenin bu gr birliinden bir kazanm olup olmad tartmaldr. Varsayalm ki, tm felsefenin ilk ilkesi olarak Bilin lkesine kar hakl bulunabilecek itirazlar, bizi gelecekte bir btn olarak felsefe iin (sadece teorik felsefe iin deil) tasarm kavramndan bile daha yksek bir kavram olmas gerektiinden kukulanmamza yol amaldrlar. Reinholdun ilk paragrafndaki iddiasna (bu iddiaya gre zne, bilinte tasarm hem zneden hem de nesneden ayrt eder ve de onu her ikisiyle ilikilendirir) kar Aenesidemus unu belirtir: (1) Bu bir mutlak ilk ilke deildir, nk bir nerme ve yarg olarak tm yarglarn en yksek kuralna, elime ilkesine tbidir. Bu itiraz daha nce de getirilmiti ve Reinhold, bilin ilkesi kukusuz elime ilkesine tbidir; ancak bu tbiyet, bir nermenin kendisini belirleyen bir ilk ilkeye tbiyeti deil, daha ok elimeyecei bir yasaya tbiyetidir diyerek yantlamt (Foundation, s. 85). Eer eletirmen (Aenesidemusu tatmin etmeyen) bu yant doru anladysa, Reinhold, tpk Kant gibi (Kant sadece teorik felsefe iin yapm olsa bile) eliki ilkesinin madd bir geerlilii olduunu reddetmekte ve ona sadece formel ve mantksal bir geerlilik atfetmektedir. Reinholdun yant bu aamada dorudur ve Temel Felsefesi zerine pein hkml yarglar iin verdii yanta benzer: Dncenin yasalar zerine, ancak yine bu yasalara gre dnlebilir. Herhangi olanakl bir refleksiyon gibi, Bilin lkesi zerine refleksiyon da, formu asndan eliki ilkesine tbidir; ne var ki ierii, eliki ilkesi tarafndan belirlenmez. yleyse, Aenesidemusun grnn herhangi bir gerek anlam olabilmesi iin, hibir yerde aka belirtmemi olmasna ramen, eliki ilkesine formel olduu kadar madd bir geerlilik de atfetmesi, yani eliki ilkesinin kkensel olarak temellendii bir zihinsel olgu varsaymas gerekmektedir. Bu olgunun ne olduu hemen aklk kazanacak, nk Aenesidemus u bildirimde bulunur: (2) Bilin lkesi, tamamen kendisi tarafndan belirlenen bir ilke deildir. zne ve nesne kavramlar, Reinholdun aklad gibi, ilk olarak tasarmda ayrt edilmeleri ve tasarmla ilikilendirilmeleri tarafndan belirlendiinden, bu ayrt etmenin ve ilikilendirmenin kendisi en azndan tek bir yorumu mmkn klacak ekilde tamamen ve ak olarak belirlenmelidir. Ancak durum bu deildir. Aenesidemus, bu kavramlarn olanakl birok anlamlarn sralayarak ve Reinholdun tam da bu kavramlara aklk getirmek zere kulland trl trl, hatt mulak ifadeleri alntlayarak, en azndan eletirmeni tatmin edecek ekilde bunu kantlar. Peki, ya (daha kefedilecek olan) bu en yksek ilkeye ve zdelik ilkesi ile kartln madd geerliliine iaret eden, tam da bu kavramlarn belirlenimsizlii ve belirlenemezlii ise? Dahas, ya ayrt etme ve ilikilendirme kavramlar sadece zdelik kavram ve kart yoluyla belirlenebilirse? Son olarak Aenesidemus unu ekler: (3) Bilin lkesi, ne evrensel olarak geerli bir ilkedir ne de herhangi bir tikel deneyim ve zel argmanla balanmam bir olguyu dile getirir. Aenesidemus, kendi bak asndan, tm bilincin gerektirdii varsaylan eden (bir tasarm, bir tasarmlayan ve tasarmlanan) yoksun olduunu dnd bilincin empirik belirilerini rnek gsterir. Daha sonra, deneyime dayal bu tarz bir kar kn nereye kadar kabul edilebilecei ve nerede reddedilmesinin uygun olaca zerine syleyecek birka szm olacak. Bu ilkenin ne olamayacann yakn bir incelemesi u soruyu dourur: Bu ilke aslnda ne tr bir ilkedir? Aenesidemusun yant udur: Bu (1) zne kavramna kendisinde ierilmeyen fakat deneyimde ona katlan bir yklemin (bilin) eklendii sentetik bir nermedir. Reinholdun, bu ilkenin salt analitik olduunu iddia ettii iyi bilinir. Burada Aenesidemusun Bilin lkesinin evrensel geerliliini reddettiini, bylelikle bu ilkeye uymayan bir bilin biimi olduunu varsaymasn dikkate almayacaz. Ancak, Aenesidemusun ve Reinholdun bu soruya ilikin farkl iddialarda bulunmalarnn, Bilin lkesini iki farkl yoldan ele almalarnda yatan daha derin bir sebebi var. Eer herhangi bir bilin bu eden ayr dnlemezse, o zaman haliyle bu e bilin kavramnda ierilir ve elbette bunu ne sren nerme, mantksal geerlilii asndan refleksiyona dayanan bir nerme olarak analitik bir nermedir. Ne var ki ayn zamanda ayrt etme ve ilikilendirmeyi ierdiinden, bu tasarmlama eyleminin ta kendisi, yani bilincin kendi edimi, apaktr ki bir sentezdir ve aslnda tm dier mmkn sentezlerin temeli olan en yksek sentezdir. Bu ise, son derece doal bir soruyu beraberinde getirir: Zihnin tm eylemlerinin, bir birletirme edimine dek geriye doru izini srmek nasl mmkndr? Sentezi, tez ve antitez varsaymadan dnmek nasl mmkndr? Bilin lkesi (2) bilincin Aenesidemusa gre baz, Reinholda gre tm belirilerine ortak olan ifade eden soyut bir nermedir. Reinholdun, bu ilkenin herhangi bir soyutlamaya dayandn reddettii gayet iyi bilinir. Bu, Bilin lkesinin sezginin, kavramn ve ideann koullarndan soyutlanarak elde edildiini dnenlere kar sylenirse son derece aydnlatcdr. nk, salt tasarm kavramnn sezgiler, kavramlar ve idealara dayanmasndan ziyade; sezgi, kavram ve idea kavramlarnn aslnda bu birka salt tasarmn ayrt edilmesi ve ilikilendirilmesiyle mmkn hale geldiini gstermek aydnlatcdr. Byle bir tasarm kavram, dier kavram belirlenmeden de tamamyla belirlenebilir. Ancak sezgi, kavram ve idea kavramlar, tasarm kavram belirlenmi olmadan belirlenemez. Buna ramen Reinhold, ilkenin yalnzca bu tikel soyutlamaya dayandn deil, dahas herhangi bir soyutlamaya dayandn yadsyorsa, o zaman Bilin lkesinin felsefenin zirvesinde ilk ilke olarak kalaca varsayld mddete, iddiasnn tam tersi kantlanabilir. Bu demek oluyor ki, zihinde kefedilebilecek her ey, bir tasarmlama edimi ise ve her tasarmlama edimi reddedilemez biimde zihnin empirik bir belirlenimi ise, tasarmlama ediminin kendisi, btn koullaryla birlikte bilince sadece tasarmlamann tasarmlanmas yoluyla verilidir. yleyse, empirik olarak verilidir ve empirik tasarmlar, bilince ilikin tm refleksiyonun nesnesidirler. Her empirik tasarmn nesnesi, belirlenimli bir biimde verilidir (zamanda, meknda, vs.); ancak tasarmlamann tasarmnda (bu, Bilin lkesinin ifade ettii eydir), verili nesnenin empirik belirlenimlerinden zorunlu olarak bir soyutlama yaplr. Sonu olarak, tm felsefenin zirvesine yerletirilen Bilin lkesi, empirik anlamda kendini gzleme dayanr ve kesinlikle bir soyutlamay ifade eder. Kukusuz bu ilkeyi iyi anlayan herhangi biri, ona sadece empirik bir geerlilik atfetmede isel bir gnlszlk hissedecektir. Bu ilkenin ileri srd eyin kart, kavranlabilir dahi deildir. Ancak bu durum, tam da bunun bir olgudan baka bir eye dayanmas gerektiine iaret eder. Bu eletirmen, Bilin lkesinin a priori ve tm deneyimden bamsz olarak kesinkes tretilebildii baka bir ilk ilkede temellenen bir teorem olduuna ikna olmutur. Bilin lkesinin, tm felsefenin ilk ilkesi olduunun nerilmesine yol aan ve de yanl olan balangtaki varsaym, kesinlikle bir olgu ile balanmas gerektii varsaymdr. Kesinlikle, sadece formel olmayan, madd bir ilk ilkeye ihtiyacmz vardr. Ancak byle bir ilke, bir olguyu ifade etmek zorunda deildir, bir Edimi de ifade edebilir. Burada, ne aklanabilir ne de kantlanabilir bir ey ileri srme riskini gze alrsam: Aenesidemus, daha nce de belirtildii gibi, bu teoremi deneyimden tretilen bir nerme olarak ele almak zorundaysa, bu nermeyle elien deneyimlerin de olabileceini kabul etmek gerekir. Ancak eer bu ayn ilke, tartlmaz ilk ilkelerden tretilirse ve sz konusu nermenin yadsnmasnn bir eliki ierdii gsterilebilirse, Bilin lkesiyle badamayacak iddia edilen deneyimlerin kavranlamaz bir ey olarak bir kenara braklmas gerekecektir.

Tasarm, nesne, zne ve salt tasarm temel kavramlarnn belirlendii [Reinholdun] 2-5in rdelenmesi. Aenesidemus, nceden sylenmi olanlar tekrarlamaya ek olarak, tasarmn aklad eyin, aklamas gerekenden daha dar olduuna iaret eder. Bir tasarm (Reinholdun tanmn izleyerek), eer yalnzca znenin, hem zneden hem de nesneden ayrt ettii ve her ikisiyle de ilikilendirdii ise ve eer (Aenesidemusun varsaymn izleyerek) yalnzca nceden alglanandan ayrt edilebilen bir tasarm ise, o zaman sezgi (ki ilk algdr) bir tasarm olamaz. Ne var ki Reinholda gre, kukusuz, bir tasarm olmak zorundadr, vs. vs. Reinhold, hakl olarak bu tasmdaki kk ncl yadsyacaktr. Kkensel/temel nesne hibir ekilde alglanmaz, hatt alglanamaz. Ve bu nedenle, tm dier alglara nsel olarak sezgi, kkensel olarak zneye kart bir nesneyle, yani hibir ekilde alglanmayan, ancak kkensel olarak koyulan Ben-olmayanla ilikilendirilebilir. Aenesidemus devam eder: Tasarm iin gerekli olan ayrt etme ve ilikilendirmenin kendisi bir tasarmlama edimidir; ancak bu, Reinhold tarafndan uygun bir biimde yadsnmtr. Hem ayrt etme hem de ilikilendirme, tasarmn nesneleri haline gelebilirler ve gerekten de Temel Felsefe balamnda byledirler. Ne var ki bunlar, balanacak tasarmlar deildirler; sadece zihnin, bir tasarm retecekse, zorunlu olarak iinde edimde bulunaca yollar olarak dnlmeleri gerekir. Ancak elbette bundan, yadsnamaz bir biimde, tasarmn zihnimizin dnlebilir her etkinlii iin en yksek kavram olmad kar.

Reinhold 5teki aklamasnda yle der: Salt tasarm, bilinte dolaysz olarak varolur; ancak zne ve nesne, bilinte yalnzca tasarmn onlarla olan ilikisi araclyla varolurlar. Bu nedenle zne ve nesneyle ilikilendirilen, ilikilendirme edimine nsel bir biimde bilinte varolmaldr (elbette zamansal olarak deil, zsel olarak nsel), nk ilikilendirilebilecei herhangi bir ey mevcut deilse, hibir eyle ilikilendirilemez. Aenesidemus bu ispat, u benzer ispat ile geersizletirmeye alr: Nesne ve zne dolayszca varolurlar. Bilinte dolayl olarak retilenler yalnzca tasarmlardr, nk hibir ey gndermede bulunaca ey imdiden varolmadan bir eye gndermede bulunamaz, vs. vs. znenin ve nesnenin aslnda tasarm nceledii dnlmelidir, ancak Reinholdun hep sz edip durduu gibi bilinte empirik bir zihinsel durum olarak deil. Mutlak zne, Ben, empirik sezgi tarafndan verilmez; bunun yerine anlksal sezgi tarafndan ortaya konulur. Mutlak nesne, Ben-olmayan da Bene kart olarak ortaya konulandr. Bunlarn hibiri, eer bir tasarm onlarla ilikilendirilmezse empirik bilinte ortaya kmaz. Empirik bilinte bunlarn ikisi de, ancak dorudan olmayan bir yolda, tasarmlayan zne ve tasarmlanan olarak mevcutturlar. Bir kimse, empirik olarak verili bir ey olarak mutlak znenin (tasarmlanmayacak tasarmlayan znenin) ya da mutlak nesnenin (tm tasarmlardan bamsz bir kendinde eyin) asla bilincinde deildir. Reinhold, bu balklarn tartlmasn gelecekte bir zamana erteliyor olabilir.

imdiye kadar sylenenlerden, Aenesidemusun kendinde Bilin lkesine ynelik itirazlarnn temelsiz olduu sonucu kar. Ancak bunlar, tm felsefenin ilk ilkesi ve salt bir olgu olarak ele alnan Bilin lkesi iin uygun itirazlardr ve bu ilke iin yeni bir temellendirmeyi gerekli klarlar. Ayrca Aenesidemusun kendisinin, daha nce belirtilen ilkelerine sadk kald srece rakibine adilne davrand dikkate deerdir. Birazdan bu sadakat ve adaletin birlikte yok olduu akla kavuacaktr. Eer irdelemesi bu noktada sona ermi olsayd, kukusuz felsefeye bir hizmet sunmu olacak ve tm nyargsz ve bamsz dnrlerin hakl saygsn kazanacakt. Ne var ki irdelemesine devam ettii iin, bu saygdan geriye ne kaldn birazdan greceiz. Bu eletirmeni Eletirel Felsefenin ayrt edici zelliinin bir deerlendirmesine gtren, Reinholdun (tasarm yetisinin temel kavramnn belirlendii) 6-8dir. Burada eletirmen, Eletirel Felsefenin unda ierildiini bulur: Tasarm yetimizin doas, tasarmlarmzn nesnelerinin ayrt edici zelliklerinin oundan sorumludur. Bundan, son derece kibirli bir dogmatizmle sonlanan ve hatt bu dogmatizmin zaten ksmen gsterildiini varsayan (ki bu daha nce ima ettii ilkelere ters der) Aenesidemusun kukuculuunun doas hakknda da belli bir kavray edinebiliriz. Kukucu, bu paragraflarda bulunduu varsaylan iddialar listelemekle balar: (a) Tasarmlarn gerekliinin temeli, tasarm yetisidir; (b) tasarm yetisi, halihazrda kendine mahsus bir biimde tm tasarmlardan nce mevcuttur (Bu ne anlama geliyor ve Reinhold bunu nerede sylyor?); (c) her bir nedenin etkilerinden ayr olmas gibi, tasarm yetisi de tasarmlardan ayrdr; (d) tasarm yetisi kavramnn kendisi, bu yetinin bir rndr ve bir kimse tasarm yetisinin isel zelliklerini kavramak iin, yalnzca salt tasarm kavramn dikkatlice gelitirmelidir. Bu iddialarn listelenmesinden sonra Aenesidemus, tasarm yetisi olduu sylenen bir eyin nesnel varl hakknda Temel Felsefenin bu heyecan uyandran bilgisine nasl ulalabileceinin varsayld sorusunu sorar. Aenesidemus, bir Eletirel filozof olarak Reinholdun, u karsamay yapmas gerektiine yeterli lde aknlk gstermez: (Tasarm Yetisi Teorisi s. 190): Bir tasarm kabul eden kii, ayn zamanda bir tasarm yetisini de kabul eder. ncelemede bulunan, yahut armaya abucak eilimli olabilecek herhangi biri; ksa bir sre nce bizde farkl tasarmlar olduundan baka hibir eyin kesin olmad, ancak imdi tasarm yetisi szcn duyar duymaz, sadece, tasarmlanm olmasndan bamsz kendinde bir ey olarak ve aslnda tasarmlayan bir ey olarak varolan belli bir eyi (yuvarlak m, keli mi?) dnebilen kukucudan hi de daha az aknlk gstermez. Okur, ksa srede bu yorumun kukucumuz iin hibir hakszlk iermediini grecektir. Tasarm yetisi, tasarm yetisi iin ve tasarm yetisi araclyla varolur: Bu her sonlu anln, yani dnebileceimiz her anln, iinde zorunlu olarak hapsolduu dngdr. Bu dngden kurtulmak isteyen herhangi bir kimse, kendini anlayamaz ve ne istediini bilemez. Bu tek ilkeyle eletirmen, Aenesidemusun bu konu zerine sylemek zorunda olduu daha te herhangi bir eyi belirtmekten kendini muaf tutar; nk o, bunu sylerken Temel Felsefeye nceden yklemi olduu eyi iddia etmek iin onu sulayarak, aka ya Reinholdu yanl anlar ya da onu yanl yorumlar.

Bu yanl yorumlamaya gre Reinhold, Eletirel Felsefenin karakteristik ilkelerini teyit edecek hibir ey sunmadndan, eletirmen Saf Akln Eletirisinde bu felsefenin kurucusu tarafndan sunulmu kantlara ynelir. Humecu kukuculuun ksa bir anlatm, Kantn incelenmesini nceler. Humeun kendisi, kesinlikle ciddi bir biimde tm tasarmlarmzn eylerden, onlarn bizde braktklar izlenimlerden elde edildiini dnmemiti; nk bunu, nedensellik yasasnn geerliliini (buna gre izlenimlerimiz eylerden kaynaklanr) varsaymadan dnemezdi. Bu elbette Humeun itiraz ettii eyin ta kendisidir. Bu nedenle, en bariz tutarszlk olmakszn tasarmlarn kkeniyle ilgili bu grnde srar edemezdi. Bunun yerine, yalnzca bu gr varsaymsal [hipotetik] olarak, bu sistemin kendi kendini yanllamasna izin verecek biimde, o zaman hemehrileri arasnda egemen olan Lockeu sistemle uyum iinde gelitirmitir. Humeun kendi gerek sistemi u nermelerden oluur: (1) Bilinecek olan tasarmlanmaldr. (2) Gerek bilgi, kendinden baka eylerle balanmaldr. (3) Bizim tasarmlarmzdan ayr ve bylelikle kendilerinde varolan nesnelerle ilgili herhangi bir eyi bilmemizi salayacak bir ilke yoktur. (4) Ne nedensellik ilkesi ne de eliki ilkesi, arzulanan bilgi iin gerekli temeli sunmakta bize yardm edebilir. Bunun, Humeun sisteminin doru bir betimlemesi olup olmad bir kenara braklabilir, nk mevzu, Humeun kukuculuunun rtlp rtlmedii deil, tm kukuculuun rtlp rtlmediidir. Sz konusu sistemin kukulu olduunu kabul etmek yeterlidir; nk bu, onun aradn kefetme olaslndan kuku duyar grnmektedir. Soru, bu sistemin Kant tarafndan rtlp rtlmediidir. Aenesidemus yle olmadn sylyor, (1) nk Saf Akln Eletirisinde Kant, tam da zihinlerimizin yapsnn sentetik yarglarmzn tek temeli olduu dncesini gz nnde tutabileceimizden, kendinde zihnimizin gerekten bu temel olmas gerektiini karsar. Bu nedenle, tam da Humeun ilgilendii karsama biiminin geerliliini nceden varsayar. Bu eletirmen, bu hususta kukucudan iki ey talep eder: (a) Bir eyin dncemizden bamsz ve kendinde yarglarmzn temeli olduunu sylemenin, bu ayn eyin kendisi bir dnce ise, ne anlama gelebileceini bir an nce, ak ve seik olarak kamuya aklamasn ve (b) Kantn yazlarnda, bu samaln ifadesini hangi blmde bulduunu gstermesini. Kant, zihnin sentetik yargnn belli formlar iin temel saladn syler. Burada, aka bu formlarn bir temele gereksinim duyduklarn ve bu nedenle sorguland sanlan, nedensellik yasasnn geerliliini, nceden varsayar. Bu formlarn gerek bir temeli olmas gerektiini nceden varsayar. Ancak eer biri, basite bizim bu formlar iin aklmzda bir temel aramamz gerektiini sylerse (ve daha fazla bir ey sylenmiyor), o zaman yeterli neden ilkesi ncelikle salt mantksal geerli olarak uygulanyordur. Ancak burada kurulan yalnzca bir dnce olarak var ise, o zaman bir dncenin mantksal temelinin, ayn zamanda onun gerek ve varolusal temeli olduu dnlebilir. Aenesidemus, bundan teye Kantn kukuculuu rttn reddeder, (2) nk Kant, zihnimizin sentetik yarglar iin tek dnlebilir temel olduunu dahi ispatlamamtr. Eer bu iddiann doru olduu gsterilebilirse, hatt Aenesidemus, imdiye kadar kimsenin onaylamad bir eyi rtmeyi ve kimsenin anlamad bir eyi talep etmeyi becermi olsa bile, o zaman elbette ki bu, kesinlikle Eletirel Felsefeye kar olacaktr. Kendi iddiasn desteklemek iin Aenesidemus, u iki argman verir: (a) Mevcut durumda bir eyi, sadece bir ekilde aklayabiliyor ya da kavrayabiliyor olmamzdan, onu hibir zaman farkl bir ekilde kavrayamayacamz sonucu kmaz. Bu, empirik bir ispata kar belirtilebilecek uygun bir nokta olabilir, ancak ilk ilkelerden yaplan a priori bir ispata kar olamaz. Eer zdelik ve eliki ilkesi, tm felsefenin ilk ilkesi olarak (Kantn, aslnda kendi kurma niyetinde olmad, ama ins mmkn olan her bilgiyi sunduu sistemin kurulmas iin) nerilirse (olmas gerektii gibi), o zaman hi kimsenin, gelecekte bir tarihte belki de kendisiyle eliik olann olanaklln kavrayabileceimiz bir kltr dzeyine erieceimizi iddia edemeyecei mit edilecektir. Aenesidemusun itirazyla ilgili dier argman (b) yarg formlarmzn farkl bir kkeninin kavranabilirliini gsterme abasn ierir. Bu itiraz, aslnda Saf Akln Eletirisini okuyup anlad ynndeki (Hermiasn azndan ifade edilen) nahif teminatna karn, bu kitab anlamadn apak ortaya seren bir biimde yapar. Tm bilgimizin, aslnda varolan nesnelerin zihnimizdeki etkisinden tretildii ve daha da tesi, bilgimizin bir ksmnda bulduumuz zorunluluun, bizi belli bir biimde etkileyen eyler tarafndan retildii kavranabilirdir. Bu nedenle, rnein bir duyuma sahip olduumuz sre boyunca bir duyuma sahip olduumuzu dnmeliyiz ve bu zorunluluk bizim dmzdan gelir, nk izlenim dardan gelir. Olanakl en talihsiz rnek! ster istemez bu duyumun nesnesinin edimsel (olanakl ya da zorunluya kart olarak) bir ey olduunu dnmeliyiz. Ancak tasarm yetimizle bu dolaysz ilikinin kendisi, bizim dmzda ve bu yetiden bamsz bir ey olarak m farz ediliyor? Biz, gzlemlediimiz bir aacn dallarn, zorunlu olarak zihnimizde kendilerini bize sunduklar srayla alglarz. Evet doru, aacn her bir parasnn srekli bir biimde uzayda algs ile bunlarn zorunlu balantsnn karlkl etkileim kategorisine gre algs sayesinde! Eer kendinde eylerden tamamen habersiz olmu olsaydk, o zaman bizdeki belli belirlenimlerin kendinde eyler tarafndan retilmeyebileceini bilemezdik. Ancak eer kendinde eyler, bizim tasarm yetimizden bamsz olarak bizde her ne olursa olsun herhangi bir belirlenim retemezlerse, o zaman bunlarn bizde halihazrda mevcut bulunan belirlenimlerden sorumlu olmadklarn pekl bilebiliriz. Bilgimizin zorunluluunun ve evrensel geerliliinin zihinden tretilmesi, bu zorunluluun varln, bu zorunluluk ve evrensel geerliliin d nesnelerden etkilenme biimimizden tretilmesinden en ufak bir ekilde daha kavranabilir yapmaz. Burada varlk ve kavranabilir ne anlama geliyor? Belki de temellerini tamamen zihnimizde bulduu kabul edilen bu zorunluluk iin hl daha yksek bir temel mi aramalyz? Zihinlerimizde kefedilen bu koulsuz zorunluluk, daha yksek bir ey tarafndan tretilmi, onun terimlerinde aklanm ve kavranm olmakla m koullu olmal? Bu yksek temel iin nereye bakmalyz? Daha nce mutlak otonomiye erimi olduumuz kendi iimize mi? Mutlak otonomi, baka bir ey stne mi kurulmu olmal? Bu kendisiyle elikilidir. Yahut, bu yksek temel iin kendimizin dna m bakmalyz? Ancak sorgulanan, tam da dtan ie bu gei ya da tersidir. Eletirel Felsefenin grevi, tam da byle bir geiin gerekli olmadn, zihnimizde beliren her eyin, zihnin kendisinin temelinde tam olarak aklanabileceini ve kavranabileceini gstermektir. Eletirel Felsefe, akla aykr bir soruyu yantlamay tahayyl dahi etmez. Bu felsefe, bize iinden kaamayacamz dngy iaret eder. te yandan, bu dngnn iinde bizi tm bilgimizin en byk tutarllyla donatr. Saf Akln Eletirisi, bizde olduu sylenen a priori tasarm ve yarglarn, yalnzca empirik sezgiyle iliki iinde geerlilik ve anlama sahip olabilecek saf empirik bilginin formlar olduklarn (iddia edildii gibi) kantlamamtr. nk burada, a priori kavramlar ve eyler arasndaki ilikiyi kavramann baka bir yolu, kavramlar eyler hakkndaki bilgimizin salt koullar ve formlar olarak dnmekten farkl bir yol vardr. Daha ak olursak, kavramlar nceden kurulmu bir uyum araclyla eylerle ilikilenmi olarak kavrayabiliriz; yle ki, eer bu eyler zihni etkileyebilecek olsaydlar, birinin a priori tasarmlar kendinde eylerin nesnel niteliklerinden elde edilenlerle ayn ierie sahip olurlard. Bu a priori yarg formlarnn kendileri birlikler olmasalar bile, (birlie kendinde oklu olan bir eyde rastlanamayacandan), uyum farkl unsurlarn en azndan bir eyde birlemesi deil midir? O zaman, bir yanda bizim a priori tasarmlarmz, dier yanda kendinde eylerin nesnel nitelikleri, en azndan saysal olarak farkl iki eye eit olacaklard. Ne tasarm ne de ey olan, ama onlarn ikisini de kendinde birletirmesi gereken bu nc ey, bir tr tasarm yetisi olmayacak mdr? Bizim tasarm yetimiz, Aenesidemusun kendi varsaymnda kabul ettii gibi, elbette byle deildir. Bu nedenle, Aenesidemus bizimkinden farkl bir tr tasarm yetisinden sz ediyor olmal. Ancak byle bir tasarm yetisi (yani zdelik ve eliki ilkesine gre yarglamayan) bizim iin kavranamazdr ve bu yzden byle bir tasarm yetisinde bulunduu zannedilen bu szde uyum iin de durum byledir. A priori tasarmlarmz ve nesnel olarak varolan eyler arasnda byle bir nceden kurulmu uyum varsaymnda sama bir ey yoktur, diye devam ediyor Aenesidemus. Bu konuda ona katlacak myz? Aenesidemus, a priori bilginin temeli olarak zihnin bir kendinde ey olarak m, bir numen olarak m ya da bir transendental idea olarak m dnldn sorar. Aenesidemusun ok doru olarak reddettii gibi, bu elbette bir kendinde ey deildir. Kantn kendi ifadelerine gre de nedensellik kategorisi bir numene uygulanamaz. Yine de zihnin, a priori bilginin temeli olduu sonucuna ularken, yeterli neden ilkesi madd anlamda geerli bir ilke olarak deil, yalnzca mantksal geerli bir ilke olarak uygulanr (Her ne kadar zihin salt anlk olsa da, mantksal ilke madd olana da dnr). Zihin, dncenin tm zel formlarnn niha temeli olduu mddete bir numendir. Bu dnce formlar, koulsuz olarak zorunlu yasalar olarak dnldkleri srece, zihin transendental bir ideadr. Ancak bu transendental idea, anlksal sezgi ile, Ben varm ve dorusu Ben yaln olarak varolduum iin varm yoluyla gerekletirildiinden, dier tm transendental idealardan ayrdr. Aenesidemusun bu ileme itirazlarnn tamam, yalnzca Benin kendisi iin geerli olan Benin mutlak varl ve otonomisini, kendinde (nasl ya da kimin iin olduunu bilmiyoruz) geerli bir eye dntrme istei stne kuruludur. Ben ne ise odur, varolduu iin vardr ve Ben iin vardr. Bilgimiz bundan tesine uzanamaz. yleyse Eletirel sistem, nceden Humecu olarak tanmlanandan nasl farkl olabilir? Fark tam da undadr: Humecu sistem, bir gn insan zihninin snrlarnn tesine gidebileceimiz olasln ak brakrken, Eletirel sistem byle bir ilerlemenin mutlak olarak olanaksz olduunu kantlar ve kendinde belirli varla ve niteliklere sahip, ayrca herhangi bir tasarm yetisinden ayr bir ey dncesinin biraz heves, bo bir d, dnce olmayan bir dnce olduunu gsterir. Bu dzeye dek Humecu sistem kukucu, Eletirel sistem ise dogmatiktir ve aslnda olumsuz anlamda byledir.

9-14n rdelenmesi. 9da Reinhold, salt tasarmn iki farkl bileenden olumas gerektiini syler ve Aenesidemus bu sonuca u byk nclden varlmas gerektiine inanr: eitli trlerdeki nesnelerle ilikilendirilebilen her ey, kendi iinde eitli bileen paralar kapsamaldr. Elbette Aenesidemus iin bu dedksiyonu rtmek zor deildir. Ancak Reinholda atfettii bir koulu, farkl nesnelerin [bu bir eyin ilikilendirilecei] kendilerinin ilk defa ancak bu iliki yoluyla ayrt edilmelerinin beklendiini byk ncle dahil etmez. Ancak, bu koul eklenirse, o zaman eer x=A ve =B ise, xin =A olan bir y ve =B olan bir z iermesi gerektii ve bunun reddinin kendisiyle eliik olaca aktr. Aenesidemusun, burada tekrar karmza kan salt tasarmn iki bileen paras arasndaki gerek bir fark ile sadece dncedeki bir fark arasndaki ayrmndan sz etmeye bile demez. nk, kendinde ve bir tasarm yetisinden ayr salt bir tasarm ne tr bir ey olabilir? Salt tasarmn bileen paralar, tasarmlayan zne tarafndan birbirlerinden ayrt edilmedilerse, baka trl nasl birbirlerinden farkllaabilirler? Aenesidemus, son derece rahat bir biimde bu ayrm yaparken ciddi olabilir mi, yoksa kamuyla alay m ediyor? Reinhold, 10-11de formu, tasarmda zneye ait olan olarak ve maddeyi de, nesneye ait olan olarak tanmlar. Aenesidemusun bu tanmlamalara itiraz, bu eletirmene daha iyi temellendirilmi gibi grnyor. Aenesidemus, bu tanmlamalarn eit ekilde tersyz edilebileceklerini sylyor ve eletirmen de onlar burada igal ettikleri konumda, keyfi etiketler dnda bir ey olarak dnmeye asla muktedir olamamtr (Eer Temel Felsefe, aka A ve Bnin x ile ilikilendirilmeden nce tamamen bilinmez ve belirsiz olduunu iddia ediyorsa, o zaman yklemlerini xteki iki farkl bileen para yoluyla, yani y ve z yoluyla edinirler. Ne var ki, Ann Bden nasl farkllat, ancak ynin zden farkllamas yoluyla bilinebilir). imdi eer bu yklemler, sadece keyfi etiketler olarak uygulanyorlarsa ve eer onlardan hibir karm yaplamazsa, o zaman buna kar sylenebilecek bir ey yoktur. Ancak Aenesidemus (bu eletirmene doru grnd zere), daha sonra yaplan karmn, yani maddenin verili olmas ve formun retilmesi gerektii karmnn, yalnzca bu aklama stne kurulu olduunu belirtir.

Nihayet eletirmen, Temel Felsefenin balca hatas ve tm hatalarnn temeli olarak grdne dnyor, bir baka deyile: Bu, yalnzca tasarmda zneyle ilikilendirilen bir ey ve nesneyle ilikilendirilen bir baka ey deil; bu, her biriyle farkl biimde ilikilendirilmi olsa da, hem zne hem de nesneyle ilikilendirilmi tm tasarmdr. Tasarm, zneye her bir niteliin znesiyle ilikili olduu yolda; nesneye ise, her bir semboln sembolize ettiine ilikili olduu yolda ilikilendirilmitir. Reinhold, ilikilendirme biiminde tam da bu fark gzden karmtr ve bu nedenle, bir eyi iki farkl eyle ilikilendirmenin olasln aklamann tek yolunun, tasarmn kendisinin iki farkl bileen parasn varsaymak olduunu dnmtr. Kendi bana dnlnce bu ok doru grnyor; ancak Aenesidemusun terimlerini kullanmaktansa eletirmen, tasarmn nesneye, etkinin onun nedeniyle ilikili olduu yolda ve zneye, ilinein tzle ilikili olduu yolda ilikilendirilmi olduunu sylemeyi tercih eder. Ancak bu gerek, Aenesidemusun sand gibi, Reinholdun tamamen bilmedii bir ey deildir; nk Reinhold, zneye tm tasarmn formunu ve nesneye tm tasarmn maddesini atfeder. Ne var ki, eer zne ve nesnenin, sadece tasarmla ilikileri tarafndan belirlendikleri ve bunun ncesinde tamamyla bilinmez olduklar doruysa, o zaman Aenesidemus, tasarmn, kendisinde kkensel olarak bir etki ya da bir sembol olduunu gsteren bir ey yoksa, nasl tasarmn nedeni (ya da dedii gibi sembolize edilen) olarak bir nesneye gndermede bulunabilir? Ayrca tasarmn kendisinde, onun bir ilinek ya da yklem olduunu gsteren ayrt edici bir ey yoksa, tasarmn bir zneye gndermede bulunduunu nasl syleyebilir?

13teki, hibir nesnenin kendinde ey olarak tasarmlanamayaca nerisi hakknda Aenesidemus yle diyor: Doamzn tm yapsnn yaln bir ekilde kklerinde olan, tasarmlarmz ve onlarda ierilen nitelikler ile tamamen onlardan bamsz olarak varolan bir ey arasndaki balant ve uyumu tam olarak grdmzde ancak bilgimizin bizi tatmin edebilir olduudur. Bu nedenle, bu yeni kukuculuun temelinde, Kanta kadar kendinde eye verilmi bu eski zarar ak seik grebiliriz. Bu satrlarn eletirmenine grnen odur ki, Eletirel Felsefeye ynelik gerek kukucu gerekse dogmatik tm itirazlarn ortak kayna olan bu zarara kar, ne Kant ne de Reinhold kendilerini asla yeterince yksek sesli ve gl ifade edememilerdir. Bir eyin, herhangi bir tasarm yetisinden herhangi bir biimde bamsz olduunu dnmek, insan doasnda hibir zaman kklememitir; tersine bunu dnmek, dpedz olanakszdr. te yandan Kant, kategorileri yapt gibi, sezginin saf formlarn zaman ve mekn bir ilk ilkeye dayandrmamtr (sadece bilim iin yolu hazrlama niyeti dikkate alnrsa, byle yapamazd da). Bu sezgi formlar, Kanta sadece insann tasarm yetisinin formlar olarak grndklerinden, elbette ondan sonra, eylerin insan olmayan kimi tasarm yetileri iin sahip olabilecei nitelikler hakknda dnmek mmkn olmutur. Tabii ki, Kantn kendisi de, bize grndkleri haliyle eyler ve kendinde eyler arasndaki sk sk tekrarlanan ayrmyla, bir dereceye kadar eylerin insan olmayan bir tasarm yetisi iin sahip olaca nitelikler dncesine izin verdi her ne kadar, Kant iin, bize grndkleri haliyle eyler ile kendinde eyler arasndaki ayrmn, kesinlikle geici bir geerlilie ve sadece onun iin bir geerlilie sahip olduu varsaylm olsa da. Ancak ne kadar tersiymi gibi davranlsa da, hi kimse, Aenesidemusun yalnzca insann tasarm yetisinden deil, herhangi bir anlktan bamsz ayrt edici nitelikler ve gereklie sahip olan bir ey dncesine sahip olmamtr ne de olabilir. Buna ek olarak, kii kendisini her zaman bir eyi bilmeye abalayan bir anlk olarak dnr. te bu nedenle, pek ok takipisinden biraz daha fazla uza grm olan lmsz Leibniz, zorunlu olarak kendinde eyi ya da monad tasarm gcyle donatmak zorunda kald. Eer karmlar, insan aklnn kapatld o dngy amam olsalard (bu, baka her eyi grebilen Leibnizin grmeyi baaramad tek eydi), o zaman bunlar kar konulmaz biimde doru olacaklard: ey, tpk kendini kendine tasarmlad haliyle kendinde olumu olacakt. Bu dng, Kant tarafndan kefedildi. Kant izleyerek Reinhold, felsefenin kendi btnl iinde tek bir ilk ilkeye dayandrlmas gerektiine ve insan zihninin edimde bulunmasn salayan kalc kiplerin bir sisteminin, sistemin mihenk ta kefedilmedike kefedilemeyecei olgusuna felsef akln dikkatini ekerek, lmsz bir hizmet yerine getirdi (Reinhold olmasayd felsef akl, Kantn sisteminin ayrt edici zelliini dahi kefetmeden, belki de uzun sre, kendini Kant stne tekrar tekrar yorum yapmakla megul ederdi; nk bu, kendi kefi iin kendi yolunu aa sermeyen biri tarafndan kefedilemezdi). Reinholdun, kendi namna bizim iin am olduu yoldaki ilerlemelerin unu aa karacan farz edelim: Tm eylerin en dolaysz olan, Ben varm, ayn zamanda sadece Ben iin de geerlidir; Ben-olmayanlarn hepsi, yalnzca Ben iindir; yalnzca bir Ben ile ilikisi araclyla Ben-olmayan, bu a priori varln tm belirlenimlerini elde eder; ancak bu belirlenimlerin hepsi, a priori olarak bilinebildikleri srece, Ben-olmayan ve herhangi bir Ben arasndaki bir ilikinin yaln koulu stne mutlak zorunlu hale gelirler. Bundan, bir kendinde ey kavramnn, herhangi bir Bene kart olmayan bir Ben-olmayan olarak farz edildii mddete kendisiyle eliik olduu ve eyin esasnda kendinde, tpk kavranabilir herhangi bir anlk (yani zdelik ve eliki ilkesiyle dnen herhangi bir varlk) tarafndan oluturulduunun dnld gibi olumu olduu sonucu kar. Buradan, sonlu bir anlk tarafndan dnlebilir herhangi bir anlk iin, mantksal olarak doru olann ayn zamanda gerekte de doru olduu ve bundan baka bir doru olmad sonucu da kar. Bu nedenle, Aenesidemusun tekrarlad eyi iddia etmek, artk kimse iin mmkn olmayacaktr; bir baka deyile, Aenesidemusa gre Eletirel Felsefe, idealisttir ve her eyi bir yanlsama olarak yorumlar; yani bu felsefe, bir anln dnlebilir olan bir eyle ilikisinden ayr olarak dnlebileceini varsayar. Aenesidemus, Kantn Saf Akln Eletirisindeki idealizme kar eletirisini kant olarak alr ve ok doru olarak bu kantn, Aenesidemusun yneltildiini dnd Berkeleyci idealizmi rtmede baarsz olduunu gsterir. Ne var ki Saf Akln Eletirisinin, 274. sayfasndaki pek ok cmlede, bu kantn Berkleyci idealizme (Transendental Estetikte bunun temeli zaten ortadan kaldrlmtr) ynelik olmayp Descartesn problemli idealizmine ynelik olduunu okuyabilirdi. Bu kant, byle bir idealizme kar Descartesn kendisi tarafndan anlald gibi, dnen Ben bilincinin, ancak dnlecek bir Ben-olmayan varsa olanakl olacan aka gsterir.

Aenesidemusun, kukuculuunu in ettii temelin savunulamazln gsterdikten sonra; Aenesidemusun genel olarak Eletirel Felsefenin teorik ksmna kar, zelde ise Reinholdun buna yapt aklamalara ynelik dier itirazlarn eletirmenin ele almamas herhalde mazur grlr. Eletirmen bunu, Kantn ahlk teolojisi hakkndaki Aenesidemusun itirazlaryla ilgili bir ey sylemek amacyla yapyor. Bu ahlk teolojisi, bir eyin buyrulmas olgusundan, bu buyruun yerine getirilebilecei asl koullarn gerekten varolduklar karmnda bulunur. Aenesidemusun bu karm biimine kar itiraz, teorik ve pratik felsefe arasndaki gerek fark eksik kavramasndan kaynaklanyor. Bu itirazlar, kabaca u tasmda zetlenmitir: Bir eyi yapmann ya da bundan kanmann mmkn olup olmadna karar verene kadar, onu yapmamz ya da ondan kanmamz buyruu altnda olduumuza karar veremeyiz. Ancak bir eylemin mmkn olup olmad, sadece teorik ilkelere gre karar verilebilecek bir eydir. Bu nedenle, bir eyin buyrulduu yargs dahi teorik ilkelere dayanr. Kantn buyruktan ilk olarak kard ey zaten gsterilmi ve herhangi bir buyruk rasyonel olarak kabul edilmeden nce karar verilmi olmaldr. Bir buyruun bilinip-tannmasnn, onun yerine getirilme koullarnn gerekten varolduu inancna temel oluturaca ok uzak bir olaslktr. Tam tersine bu bilip-tanma, ancak bu inanc izleyebilir. Aenesidemusun, Kant ahlk teolojisinin asl temeline, yani pratik olann teorik olana nceliine saldrd grlebilir. Ancak, bu saldry kendi namna nasl basitletirdii de grlebilir. Yapmamz ya da yapmaktan kanmamz gereken, yani grnler dnyasnda etkin olarak yerine getirmemiz gereken, elbette bu dnyann yasalar tarafndan ynetilmesi gereken bir eydir. Ancak kim burada yapmaktan ya da yapmaktan kanmaktan sz ediyor? Kendisinin tesinde bir ey retebilecek etkin bir nedenden farkl olarak etik yasa, ilk elde fiziksel bir gce ynelmez. Bunun yerine, bir istek ya da abann (ya da buna ne derseniz) fizik tesi (hiperfiziksel) yetisine ynelir. Etik yasann, ilk elde bir eylem retecei varsaylamaz; sadece bir eylem iin bu eylem, doa gleri tarafndan engellenmi ve madd dnyada hibir etki yaratmayacak olsa dahi srekli bir aba retecei varsaylr. Baka bir ifadeyle ve bu karm biiminin unsurlarn onlarn en yksek soyutlamasnda gstermek amacyla: Eer anlksal sezgide, Ben var olduu iin varsa ve ne ise o olarak varsa, o zaman bu dzeye dek o kendini-koymadr, mutlak olarak bamsz ve otonomdur. Empirik bilinte Ben, ancak anlk olarak Ben, yalnzca kavranlabilir bir eyle ilikisinde vardr ve bu dzeye dek bamldr. Ancak bu surette kendine kart olan Benin iki deil, bir olduu varsaylr ki bu olanakszdr, nk bamllk, bamszlk ile eliir. Ancak Ben, mutlak bamszlndan feragat edemeyeceinden, bir abaya yol alr: Ben, dnlebilir [intelligible] olann tasarmlarn dnen Benin, kendini-koyan Ben ile bir birlie girmesini salamak amacyla, dnlebilir olan kendine baml klmak iin aba sarf eder. Akln pratik olduunu sylemenin anlam budur. Saf Bende akl pratik olmad gibi, anlk olarak Bende de pratik deildir. Akl, ancak bunlarn ikisini birletirmeye abalad srece pratiktir. Bunlarn, Kantn kendi aklamalarnn (bunlar hibir zaman zel olarak kurmad kabul edilecek olursa) altnda yatmas gereken ilk ilkeler olduklarnn gsterilecei yer buras deildir. Ayrca buras, anlksal Benin (bu kendi iinde fizik tesidir) abas tasarmlandnda, yani bir bakasnn teorik felsefede yukar doru att admlar aa doru attmz takdirde pratik felsefenin nasl ortaya ktn gstereceimiz yer de deildir. Bu birlik kendini belirlerken, ayn zamanda Ben-olmayan her eyi (tanrsallk dncesi) de belirleyen bir Ben bu abann niha hedefidir. Hedef, anlksal Ben tarafndan kendisinin tesinde yatyor olarak tasarmlandnda, bu aba inantr (tanr inanc). Bu aba hedefine ulamadan duramaz; yani anlk, hedefin sonunda (lmszlk inanc) ulalmam olarak kalaca varlnn tek bir dakikasn dahi tasavvur edemez. Ancak bu dncelere gre, inan dnda hibir ey mmkn deildir, yani anln tasarmnn nesnesi olarak empirik duyumu yoktur, ancak Benin zorunlu abas vardr ve bu nedenle de tm sonsuzluk boyunca olmaldr. Ancak byle bir inan, sadece bir muhtemel gr olmaktan ok uzaktr. Tam tersine, bu eletirmenin en derin kanaati, bu inancn dolaysz kesinlikteki Ben varm ile ayn derecede bir kesinlie sahip olduudur. Bu yle bir kesinlik ki, sadece anlksal Benin dolaym ile mmkn hale gelen nesnel kesinlii sonsuz olarak aar. Doal olarak Aenesidemus, tanrnn varl ve ruhun lmszl iin nesnel bir kant istiyor. Bunu isterken ne dnyor olabilir ki? Belki de nesnel kesinlik, ona karlatrlamaz bir biimde salt znel kesinlikten daha m stn grnyor? Ben varmn kendisinin yalnzca znel kesinlii vardr ve tanrnn z-bilincini dnebildiimiz mddete, onun kendisi Kendi iin zneldir. imdi bir de lmszln nesnel varl ha! (Aenesidemusun kendi szleri). Zamandaki kendi varoluunu sezen herhangi bir varlk, kendine varoluunun herhangi bir annda imdi ben sonsuzum! derse, o zaman sonsuz olmaz. Teorik akln stnln tanmak zorunda olmann ok tesinde, pratik akln tm varoluu, bizdeki kendini belirleyen unsur ile teorik-bilen unsur arasndaki eliki stne kuruludur. Bu eliki ortadan kaldrlm olsayd, pratik akln kendisi de iptal edilmi olurdu.

Ahlk inancnn temelini tamamen yanl anlayan bu gr, Aenesidemusun belirttii ikinci bir noktann da altnda yatar: Aenesidemus, [tanrnn varlnn] ahlk kantndaki karm biimi ile Kant tarafndan eletirilen kozmo-teolojik kanttaki karm biimi arasnda fark olmadn iddia eder; nk bu ikincisinde de kant, bir dnyann varolmasndan onun varolma olanann tek tasavvur edilebilir koullarnn da varolmas gerektiini karmlar. Bu kantlar arasndaki temel fark, kozmo-teolojik olann tamamen teorik akl stne kurulmu olmas, ahlk kantn ise teorik akl ve kendinde Ben arasndaki eliki stne kurulu olmasdr. Teorik akl, en azndan hakknda bir eyler kantlamas gerektii ey konusunda kendisiyle uzlamaldr. Doal olarak, ancak dnyay koulsuz bir btnlk olarak ve bu nedenle bu dnya iin bir ilk neden dnerek ancak kendi iinde birlie ular. Ne var ki, tam da byle bir ilk neden dncesi araclyla teorik akl, tekrar kendi iinde zmsz bir atmaya der; nk teorik akln yasalarnn, kendisine uygun olarak dnebilecei her nedenin, yine bir kendi nedeni olmak zorundadr. Bu nedenle, bir ilk neden arama grevi varln korusa dahi, kefedilen hibir neden asla ilk neden olamaz. Bundan dolay, kendisiyle elimeksizin akl asla bir ilk neden dncesini etkin bir biimde gerekletiremez; ayrca bu dnceyi zel ve kefedilmi bir ey olarak da alamaz. Ne var ki, kendisiyle elikide sonlanan hibir kant geerli olamaz.

Eletirmen, bu kitab ayrntl olarak deerlendirme sorumluunu kendinde hissetmitir. Ksmen, birok iyi ve yerinde saptamalar ierdiinden; ksmen, yazarn kendisi kantlanmam iddialardan yakndndan (bunlardan dolay bu yorumu sulamayaca umulmaktadr); ksmen, gerekten de bu kitap urada ya da burada dikkat ektiinden ve kimi okuyucularn, ondan Eletirel Felsefenin kayp bir dava olduu sonucunu kardklar sylendiinden; son olarak ksmen de, Kant felsefesine ynelik itirazlarn gereince takdir edilmedii ve bunlara ynelik iyi temellendirilmi bir karlk olmadndan, bunun derhal unutulaca dncesine dayanan nyargnn almasnda belli kiilere yardmc olmak iin. Bu eletirmen, deerlendirmesiyle Eletirel Felsefenin her ne kadar materyalleri iyi in edilmi ve sarslmaz bir btn iinde dzenlemek iin ok emek gerekiyor olsa dahi kendinde ve derinliklerindeki ieriinde hep olduu gibi salam durduuna, pek ok bamsz dnr ikna etmeye katkda bulunmay hararetle istemekten te bir ey dilemiyor. Dilerim, bu inan onlar her birinin kendi bulunduu yerde ve yetenei elverdiince bu yce hedefe katkda bulunmalar iin kkrtabilir.

ev. zlem Barn

nsann Saygnl zerine([1794]

Yazar, bir aratrma olarak deil de, sadece kendinden gemi bir halde iini dkt bu satrlar, hakikate ynelik ortak bir aba iinde onlarla geirmi olduu tm mutlu saatlerin ansna, hamilerine ve arkadalarna adamtr.

nsan zihnini btnyle ele alp gzden geirerek, insandaki kkensel sistemin uygun bir sunumu olacak olan bilimsel bir sistemin, zerinde ykselebilecei bir temeli atm olduk. [almamz] sonlandrrken, u ana kadar yapm olduumuza bir btn olarak gz atalm.

Felsefe bize, Bene dahil her eyi aratrmay retti. Formu olmayan, l maddeye ilk kez dzen ve uyum getiren Bendir. Dzenlilik, yalnzca insandan kaynaklanr, onu sarar ve onun grebildii yere kadar alabildiine uzanr. yle ki, gzlemlerinin alann genilettike de, dzen ve uyumun alan daha bir genilemi olur. nsan gzlemi, sonsuz okluktaki farkl eylerin her birini yerli yerine oturtur; bylece hibiri dierini yerinden etmez. Sonsuz eitlilie birlik getirir. nsan gzlem, sadece onun sayesinde organize olmu tek bir btn oluturan gezegenleri bir arada tutar. Onun sayesinde gneler, yrngeleri dorultusunda hareket ederler. Kayalarda biten yosundan meleklere kadar bu mthi hiyerari, varoluunu Bene borludur. Tinsel dnyann eksiksiz sistemi, onun iinde bulunur ve insan, anlalabilir biimde kendisi ve bu dnya iin koyduu yasann bu dnyada geerli olmasn bekler. Ben, dzen ve uyumun, ondan ne dzenin ne de uyumun olduu sonsuzlua doru da yaylacann kesin garantisini kendinde ierir; yle bir garanti ki, evrenin kltrel geliimi, ayn zamanda insann kltrel geliimi ile birlikte meydana gelir. Henz biimlenmemi ve dzenlenmemi her ey, insann sayesinde en gzel dzen ierisinde eriyecek ve zaten uyumlu olan ise, hl tam gelimemi yasalara uygun olarak daha uyumlu hale gelecektir. nsan karkla dzen, evrensel muammaya pln getirecektir. Onun sayesinde rme meydana gelecek ve lm, yeni ve grkemli bir yaam iin arda bulunacaktr.

Bu yalnzca gzlem yapan bir zek/kavray olarak kabul edilen insandr. Peki, pratik ve etkin kapasitesini de gz nne aldmzda insan nedir?O yalnzca eylere zorunlu bir dzen getirmez; gnll olarak setii bir dzeni onlara getirir. nsan admn attnda uyanan doa, onun karsnda kendisini ondan alaca yeni ve daha gzel bir yaradl iin hazrlar. nsan bedeni bile, mevcut maddeden biimlenebilir olan en tinsel eydir. Meltem [rzgr], insann olduu atmosferde daha hafif, iklim daha bir yumuak olur; doa, insan tarafndan canl varlklarn bir evi ve bir koruyucusu haline dntrlme beklentisi ile canlandrlr. nsan, hammaddeleri kendi idealine uygun olarak ve gereksindii eyi ona salamas amacyla organize etmek zere dzenler. Onun iin nceden souk ve l olan, besleyici tahla, can katan meyveye, ferahlatan zmlere dnr nsan bu ekilde emrettii srece de, kendini tekrar baka eylere dntrmeye hazr olacaktr. Etrafndaki hayvan trleri geliir; efendilerinin zeki gzlerinin kontrolnde, vahiliklerini bir tarafa brakrlar ve onlarn elinden, kendilerine yarayacak besinlerini alrlar; karln ise onlara, gnlden ballkla geri derler.

Bunun yan sra, tinsel yaam da insann evresinde geliir. Bir kii ne kadar insan zelliklere sahipse, dier insanlar da o kadar derinden ve o kadar fazla etkiler. nsanlk, kendisinin gerek mhrn tayan tanmada hibir zaman baarsz olmaz. Her insan zihni ve yrei, insanln saf olarak ortaya kna kendisini aar. nsanl daha yksek olann etrafnda, dierleri bir daire oluturur ve onlarn iinde en byk insanla sahip olanlar ise, merkeze en yakn olanlardr. Onlarn tinleri, birlemek ve farkl bedenlerin iindeki tek bir tini oluturmak iin abalar ve mcadele eder. Btn hepsi, tek bir anlay ve tek bir arzu olarak orada, insanln yalnzca olanakl tek byk projesini oluturan yolda iiler olarak yer alrlar. nsanl yksek olan kii, an daha yksek bir insanlk dzeyine karmak iin tm gcyle urar; insanla yeni alar aar. Geriye baktnda insanlk, zerinden atlam olduu uurum karsnda aakalr. te byle yce bir insan, insan trnn yaam serveninden elde edebileceini, bir devin kollaryla ekip alr.

nsann iinde yaad kilden kulbeyi silkeleyip ykn! Varoluunun doas gerei insan, kendi dndaki her eyden bamszdr. Kilden kulbesinin iinde bile, kendinde byle bir varolu hissine sahiptir zaman, mekn ve kendisine ait olmayan her eyin ortadan kaybolduu, tininin kendisini gl bir biimde bedeninden koparp ald tm bu sevin dolu anlarda, artk zgr bir biimde, tinin yalnzca bir beden yoluyla baarabilecei tm bu amalarn peine dmek iin bir bedene geri dner. Onu meydana getiren son toprak parasn da blseniz, o hl varolacaktr. Varolacaktr, nk varolmay isteyecektir. Kendi sayesinde, kendi gcyle o, sonsuzdur.

Haydi plnlarn engelleyip hayal krklna uratn onu! Plnlar belki ertelenebilir, peki insanlk tarihindeki binlerce yl ne olacak? Uyanm olduumuz, bir zaman hatrladmz tatl bir ryadan baka bir ey deil! nsan, edimde bulunma konusunda srarldr ve bunu srdrr. Size ortadan kaybolmu grndnde, aslnda yalnzca alann geniletiyordur. Size lm gibi grnmesi ise, daha yksek bir yaam iin yapm olduu hazrlktr. Ulamaya alt amalarnn renkleri ve dsal formlar yok olabilir ama amac ayn kalr: Varoluunun her annda, kendisinin dndaki yeni bir eyi kendi emberinin iine zorla tar ve bu ii yapmay; ember iinde her ey tketilene, madd olan tm ey etkinliinin damgasn tayana ve tm tinsel olan eyler, onunkiyle tek bir tini oluturana kadar srdrecektir.

te bu insandr. Bu, kendisine ben bir insanm diyebilen herkes iin byledir. Kendi kutsall karsnda, hayranlkla kark bir korkuya m kaplmaldr? Kii, kendi krallnn nnde titreyip sarslmamal mdr? Bu da, ayn ekilde bana ben varm diyebilen herkes iin byledir. Her nerede yaarsan yaa, yalnzca bir insan yz tadn iin bir kle sahibinin kams altnda ekerkam ekerken hl bir hayvandan farksz yayor olsan da; Tierra del Fuego sahilinde oturup kendi tututurmadn bir alevde snyorsan ve kendi sayesinde yanm olmayan bu alev ac ac alayarak kendiliinden snp gitse de, yahut en zavall ve ahlksz bir alak olarak bana grnsen de yine de tm alardan sen, ben neysem osun. nk, bana ben varm diyebilirsin ve tam da bu nedenle sen, benim yoldam ve kardeimsin. phesiz, ben de bir zamanlar senin imdi zerinde durduun insanlk merdiveninin o basamanda bulundum. nk o, insanlk merdiveninin bir basamadr ve bu merdiven stnde hibir srama olmaz. Muhtemelen, ben bu basamaktayken net bir bilince sahip deildim; belki de o noktay, yle abucak getim ki, konumumun bilincinde olmaya zamanm yoktu ama kesinlikle oradaydm. Milyonlarca, hatt milyarlarca bile yl alacak olsa (zaman nedir ki!), sen de benim imdi bulunduum basamak zerinde bir gn kesinlikle bulunacaksn. Bir gn benim seni etkileyebileceim, senin de beni etkileyebilecein bir aamada olacaksn. Bir gn sen benim emberime dahil olacak, bir gn de ben seninkine dahil olacam. Bir gn seni de byk amacm stnde alan emeki bir yolda olarak tanyacam. Ben bir Benim ve benim iin, bir Ben olan herkes ayndr. Peki, insan imgesinde ierilen ihtiam karsnda titrememeli miyim? Her ne kadar karanlkta gizlenebilmi olsa da, ak bir ekilde bu insan damgasn tayan tapnakta mesken tutan tanrsallk nnde rpermemeli miyim?

Yeryz, cennet, zaman, mekn, duyusalln snrlar. Tm bunlar, benden gelen bu dncede kayboluyor. Peki, ayn zamanda bireysellik de yok olmamal m? Sizi bireysellie geri gtrec