239

Pierre Hadot Ruhani Alıştırmalar

  • Upload
    others

  • View
    38

  • Download
    0

Embed Size (px)

Citation preview

Page 1: Pierre Hadot Ruhani Alıştırmalar
Page 2: Pierre Hadot Ruhani Alıştırmalar

Pierre Hadot

Ruhani Alıştırmalar

veAntik Felsefe

Çeviren:KübraGürkan

Page 3: Pierre Hadot Ruhani Alıştırmalar

PIERREHADOT, ilozof, ilolog ve antik felsefe tarihi uzmanı. 1922 yılında Paris'te dogdu.Çocuklugu Reims’de son derece dindar Katolik bir ailenin içinde geçti. Felsefe ve teolojiegitimi aldıktan sonra 1942 yılında papazlık gorevine getirildi. 1952 yılında papazlıgıbırakarak kiliseyle baglantılarını kesti. 1947 yılında Paris’te lisans ve yuksek egitiminitamamladı. Daha sonra, Fransa’da birçok akademik odule layık gorulecek olan, MariusVictorinus ve Porphyre uzerine doktora çalışmasına başladı. 1964’e kadar CNRS’de çeşitliaraştırma ve ogretim gorevlerinde bulundu. 1964 ile 1985 yılı arasında EPHE'de Latinpatristikdonemçalışmalarını,sonradaHelenistikveRomadonemiteolojivemistikuzerineçalışmalarını yonetti. 1982 yılında Michel Foucault'nun inisiyati iyle College de France’aseçildi.1990yılındaaktifogretimhayatınıbıraktı,fakatkonferanslarıveyazdıgıkitaplarıylaentelektuelyaşamınadevametti.PierreHadot24Nisan2010’dahayatınıkaybetti.Hadot’nunçalışmaları ikikulvardailerlemiştir;biryandansondereceuzmanlıkgerektirenantikmetinedisyon kritikleri ve çevirileri yaparken, diger yandan antik donem felse i yaşam uzerineoldukçayenilikçieserlerkalemealmıştır.Filozo larınoluşturdugu topluluklar, felse iyaşambiçimlerininfarklı ozellikleri, felse iyaşantınınpolitikyaşantı uzerindekietkilerini, felsefeciolanlarlaolmayanlararasındakiilişkileribuyukbirtitizlikleincelemiştir.Bubahisteozellikleantikdonemdeki felse i “ruhanialıştırmalar”kavramını onplanaçıkartmışveodonemdençağdaşinsanınkendisiiçinnebulabileceğiüzerinedüşünmüştür.KÜBRA GÜRKAN, 1986’da Izmir’de dogdu. 2010 yılında Galatasaray Universitesi FelsefeBolumu’nden mezun oldu. Fransız Başkonsoloslugu bursu ile Sorbonne – Paris IVUniversitesi’nde Jacqueline Lichtenstein yonetiminde “Kandinsky ve Sanat EserindeOntophanie” uzerine yaptıgı felsefe yuksek lisansını estetik alanında tamamladı. Şu andaSorbonne – Paris IV Universitesi Centre Leon Robin’de (CNRS)Anca Vasiliu yonetiminde“Visibilitedel’lnvisible.LavisionchezPlotin”başlıklıbirdoktorateziyazmaktadır.

Page 4: Pierre Hadot Ruhani Alıştırmalar

PiNHANYAYINCILIKSertifikaNo:20913PierreHadotExercicesspirituelsetphilosophieantique©PierreHadot,2011©PinhanYayıncılık,2012Türkçeçeviri©KübraGürkan,2012YayımYönetmeni:NiyaziZorluBirinciBasım:Haziran2012SonOkuma:NuriyeBiliciKapakResmi:SabineBoehl,RomaIII,2010.Dizgi:MeltemÇağlayanKataloglamaBilgisi:PierreHadotRuhaniAlıştırmalarveAntikFelsefe1.Felsefe2.FelsefeTarihiPinhanYayıncılık:31FelsefeDizisi:10ISBN978-605-5302-10-8

Page 5: Pierre Hadot Ruhani Alıştırmalar

GİRİŞ

ArnoldI.Davidson(ChicagoÜniversitesindefelsefeprofesörü,

ParisVIIÜniversitesiÇağdaşDüşünceEnstitüsüKonseyiüyesi.)Michel Foucault'nun bana ilk defa Pierre Hadot'dan bahsettigi anı çok iyi hatırlıyorum. Osıradanekadarheveslioldugunugormuşolsambile, kendisinehiçdeantik felsefeuzmanıolmadıgımı vebu alandamacera aramadıgımı soyledim.PierreHadot’yuokumayaoldukçageç, Michel Foucault’nun olumunden sonra başladım. Anında altust olmuştum, yalnızcailolojikvetarihselaçıdankusursuzbirbilgininmeyvesiolanmetinyorumlarınınkesinligiveaçıklıgıyladegil,bilhassadenemelerindevekitaplarındasatıraralarındarastladıgım felsefegoruşu ile. PierreHadot’nun çagımızın en buyuk antik duşunce tarihçilerinden biri oldugukuşku goturmez; en azından buyuk bir ilozof oldugu da. Buna ikna olmak için eserinintumunu incelemek yeterlidir. Bu kitap,Exercices spirituels etphilosophie antique, dahaşimdidenbirklasiktirvediğertümhakikiklasiklergibigüncelliğinimuhafazaetmektedir.P. Hadot’nun ruhani alıştırmalar nosyonunu, neden antik felsefe kavramının kılavuzuyaptıgınıdaha iyiaçıklamak içinnosyonunbirkaçaçısınıaydınlıgakavuşturmak isterim.P.Hadotherzaman,ruhanialıştırmalarnosyonukeş inin,har ihar ineedebibirsorunabaglıoldugunu soylerdi: Bazı ilozo ların gorunurdeki tutarsızlıklarını nasıl açıklamalı? Ornekalınacakyenibirruhanilikçeşidiaramaktanote,P.Hadot'nunmeydanokumakistedigi,antikilozo ların sozde tutarsızlıgının tarihsel açıdan duragan temasıydı. Onu “Antikçag felse ieserlerin,bir sistemigozler onunesermek içindegil, lakinbirbiçimleme [formation] etkisiyaratmakiçinmeydanagetirilmişoldugu ikrine”sevkedenbuaraştırmadır:Filozof,bellibirmizaca tabi olmaları için okuyucularının ve dinleyicilerinin zihinlerini çalıştırmalarınısağlar.”{1} Demek oluyor ki zihinleri bilgilendirmektense [informer] onları biçimlendirmek[former],uzerinderuhanialıştırmalarıntemellendigiplatformdur.OhaldeP.Hadot’da,metinokumalarının, durmaksızın dogrulanan onemli bir yer tuttuguna şaşırmayacagız: Okumak,ruhani bir alıştırmadır, ve okumayı ogrenmeliyiz, yani “dertlerimizi bırakmalı, onlardankurtulmalı, tekrar kendimize gelmeli, ustalık ve ozgunluk arayışlarımızı bir yanabırakmalı,sakin bir biçimde duşunmeli, kafamızda ince eleyip sık dokumalı, metinlerin bizimlekonuşmasına izin vermeliyiz” (“Ruhani Alıştırmalar”). Bu bakımdan, Hadot’nun “Ruhanialıştırmalar”bolumunu sonucabaglamak içinseçtigiGoethe’ninolaganustualıntısı uzerineyogunlaşacagız: “Insanlar okumayı ogrenmenin nasıl bir zamana ve çabaya mal oldugunubilmez.Bunuyapmamkırkikiyılımıaldı,haladabaşarıpbaşarmadıgımısoylemeyemuktedirdegilim” (“Ruhani Alıştırmalar”). Okumak, kendinin bir donuşumu ve biçimlenmesifaaliyetidirveP.Hadot’yutakibenruhanialıştırmaların,varlıgımızınbellibiralanıylasınırlı

Page 6: Pierre Hadot Ruhani Alıştırmalar

olmadıgını, çok geniş bir kapsamı oldugunu ve gunluk yaşamımıza nufuz ettiginiunutmayacağız.“Ruhani alıştırmalar” ifadesinde hem “alıştırma” nosyonunu hem de “ruhani” terimininanlamını goz onunde bulundurmak gerekir. Ruhani alıştırmalar sadece onermesel vekavramsalduzeydeişlemez.Bizeburadaonerilenyenibirmeta izikteoridegildir,ziraruhanialıştırmalar tam anlamıyla alıştırmalardır, yani bir pratik, bir faaliyet, kendi uzerine birçalışma, başka bir tabirle bir kendilik çilesidir. {2} Ruhani alıştırmalar, deneyimimizin birparçasıdır;“deneyimlenmiş”lerdir.Ustelik,P.Hadot“ruhani”kelimesini“dini”yada“teolojik”anlamda, ruhani alıştırmanın sadece çok ayrı bir tipi olan dini alıştırmalar için kullanmaz.Oyleyse, neden “ruhani” kelimesi? Diger sıfatları eledikten sonra P. Hadot nihayet bualıştırmaları “ruhani”olaraknitelendirmeyi tercihetti; gerçektende, “zihinsel alıştırmalar”veya“ahlakialıştırmalar”,anlamınyoğunluğunuancakkısmenkarşılar–“zihinsel”sözcüğübualıştırmalarıntumaçılarınıkapsamazve“ahlaki”biriyidavranışkuralıoldugunadairyanlışizlenimverebilir.P.Hadot’nundaaçıkçaifadeettigiuzere:“Ruhani”kelimesibualıştırmalarınyalnızca duşuncenin degil, bireyin tum ruhsallıgının da eseri oldugunu anlamamıza olanaksaglar.”(“Ruhanialıştırmalar”).Ifadeboylelikle,duşunceyi,imgelemi,duyumutıpkıiradegibikapsar.“Nihayetinde,ruhanialıştırmalaradlandırmasıenuygunolanıdır,çunkutumruhuişiniçinekatanalıştırmalarınsozkonusuoldugununaltınıçizer.”(“AntikRuhaniAlıştırmalarveHıristiyan Felsefe”). Antik felsefe “ruhani alıştırmadır, çunku bir yaşam tarzı, bir yaşambiçimi, bir yaşam tercihidir”{3}; yaşam şeklimizi, dunyada olma tarzımızı amaçlayanvaroluşsalbirdegeresahipolduklarındanoturubualıştırmalar,aynızamanda“varoluşsaldır”diyebilsek bile, dunyada yeni bir yonelimin, bir donuşumun, kendi kendinin başkalaşımınıgerektiren bir yonelimin ayrılmaz bir parçasıdırlar. P. Hadot kavramını, ruhani biralıştırmanın“varlıgınkoktenbirbaşkalaşımıgerçekleştirmeyeyonelikbirpratik”{4}oldugunusöyleyereközetledi.P.Hadot’nunkuramında,ruhanialıştırmalar ikrininkoktenliliginivederinliginianlamakiçinfelse i soylemve felsefenin aslı arasında yaptıgı temel ayrımın farkına varmakgerekir.Bu,aslında, ruhani alıştırmaların pratik ve varoluşsal boyutlarını ortaya çıkaran bir ayrımdır.FelsefeyegoresoylemvefelsefeninaslıarasındakistoacıayrımdanyolaçıkarakP.Hadotbuayrımı, “Antikçagda ‘felsefe' fenomenini daha genel bir biçimde tanımlamak” {5} içinkullanabileceğimizigösterir.Stoacılaragore, felse i soylem uçkısmaayrılır:mantık, izikveetik; felsefeyi ogretmeksozkonusuoldugundasunmamızgereken,birmantıkteorisi,bir izikteorisivebiretikteorisidir.Lakin stoacılar için –ve, bir manada, diger antikçag ilozo ları için–, bu felse i soylemfelsefeninaslıdegildi.{6}Felsefehiçdeuçkısmabolunmuşbirteoridegildir;mantıgı, izigiveetig iyaşamaktan ibaret tek bir eylemdir. Artık mantık, yani iyi konuşma ve iyi duşunmeteorisiyapmıyor,amaiyiduşunuyorveiyikonuşuyoruz;artık izikseldunyateorisiyapmıyor,ama kozmosu temaşa ediyoruz; artık ahlaki davranış teorisi yapmıyor, ama dogru ve adildavranıyoruz”(“YaşamTarzıOlarakFelsefe”).Başkabirtabirle,“felsefe, iili,somut,yaşanmışalıştırma,mantık,etikvefizikpratiğiidi.”{7}VeP.Hadotbufikrişöyleözetler:

Felsefe uzerine soylemler felsefe değildir [...]. Felsefe teorileri, felse i yaşamın hizmetindedir [...]. Felsefe kendini,HelenistikveRomendonemde,biryaşamtarzı,biryaşamasanatı,birvarolmabiçimiolaraktakdimeder. İşinaslı, en

Page 7: Pierre Hadot Ruhani Alıştırmalar

azındanSokrates'tenberiantikfelsefebukarakteresahipidi.Antikfelsefeinsanabiryaşamsanatısunar.Bununaksinemodern felsefe kendini, uzmanlara tahsis edilmiş teknik bir dilin inşası olarak takdim eder (“Yaşam Tarzı OlarakFelsefe”).

Antikçagda ilozofunesasgorevikavramsalbirsisteminşaetmekyadagozleronunesermekdegildi; P. Hadot bu sebepten oturu felsefeyi, oncelikle bir soylem ya da felse i bir sistem,önermelersistemiolarakbetimleyenantikfelsefetarihçilerinieleştirir.Bunuşöyleifadeeder:

Felsefisöyleminin,felsefiyaşamileuyuşumuolmaksızınkendikendineyetebileceğinihayaleden ilozofunmaruzkaldığıtehlikeyiaslındatumekollerifşaettiler[...]Gelenekselolarak,yaşamlarınısoylemleriylebağdaştırmayaçabalamaksızınve soylemleri, kendi deneyimleri ve kendi yaşamlarından yayılmaksızın, gorunuşte felse i bir soylem geliştirenler,filozoflartarafından“sofistler”olarakadlandırılırlar[...].{8}

Kesinolarakbubakımdan;so istlerinherzamanfelsefeiçinbirtehlike;felse isoylemi,kendikendineyetenvetamamıylayaşamtercihimizdenbagımsızolarakelealanegilimlerininbirtehditoluşturduklarınısöyleyebiliriz.Son donemde, P. Hadot, felsefenin esasındaki felse i soylemin rolu kuramını açıklamayadevametti.Onagoresoylem, felse iyaşamdanayrılmadıgı,buyaşamınayrılmazparçasıvesoylem, felse i yaşamın bir alıştırması oldugu takdirde, tamamen meşru ve hattavazgeçilemezdir. Eger antikçag ilozo ları, felsefeyi felse i soylem ile ozdeşleştirmeyireddederlerse,

[...]açıktırki, ilozofuniçselvedışsalsöylemiolmaksızınfelsefedeolamaz.Lakintumbu ilozo lar[...]kendilerini ilozofolarak gorurler, felse i bir soylem geliştirdiklerinden değil, felse i bir biçimde yaşadıklarından. Soylem, felse iyaşamlarıylabütünleşir[...].Onlariçin,felsefeninaslıherşeydenötebiryaşambiçimidir,birsöylemdeğil.{9}

P. Hadot, “kavramsal içerigine indirgenmiş” ve “ ilozofun yaşam biçimiyle her halukardadoğrudanbirbağıolamayan”{10}felsefetasvirleriylesavaşmakistemektedir.Felsefe,felsefibiryaşamtarzıylabirleşmişvebütünleşmişolmaksızınfelsefibirsöylemhalinialırkenköktenbirdegişikligeugrar.Felsefe temelolarakokuldave universitedeedinilmişbirdisiplinolmayabaşlarve ilozof,Kant'ınifadesinegore,safbirkurgudanbaşkasınailgigostermeyenbir“akılsanatçısı”halinialır.P.Hadot,Kant'ıalıntılayarak:

Nihayetindenezamanbaşlayacaksınerdemlibirbiçimdeyaşamaya,diyorduPlaton,erdemuzerinederslerdinlediğinisoyleyenbiryaşlıya.Sozkonusuolansureklikurgulamakdeğildir;tekbirseferolsadahialıştırmayageçmeyiduşünmekgerek.Amabugünkendisineöğretileneuygunbirbiçimdeyaşayanıcoşkunaddediyoruz.{11}

BualıntınınbiryankısınaP.Hadot’nunsorularındarastlıyoruz:İnsana insan olarak en yararlışey nedir? Dil uzerinemi yoksa varlık ve varlık-olmayan uzerinemi soylev vermek?Dahası,insanibiryaşamsürmeyiöğrenmekdeğilmidir?(“FelsefeBirLüksmüdür?”)

Felse iyaşamdanayrıveotonomsayılanfelse isoyleminbueleştirisineragmen,busoyleminsaygınlıgını yitirmesinin soz konusu olmadıgı açıktır. Ama yine de, çagdaş ilozo larınçogunun aksine, soylemin, onermesel ve soyut halinden daha fazla ilgi çeken psikagojikhalidir. Işin aslı Pierre Hadot’nun yazılarında, yaşam tercihi ve yaşam tarzı, ruhanialıştırmalar ve psikagojik ve donuşturucu soylem, felsefe goruşunun uç temel unsurunuoluşturur.P. Hadot’nunRuhani Alıştırmaları’nın bu yeni baskısı, şimdiye dek bulunması guç veyayınlanmamış metinler içermektedir. Oncesinde çok tartışılmış bir metin olan “‘Kendilik

Page 8: Pierre Hadot Ruhani Alıştırmalar

Kulturu’NosyonuUzerineDuşunmeler”,MichelFoucault ile“yarımkalmışdiyaloga”devameder. Bu tartışmada P. Hadot ozellikle, Foucault'daki “varoluşun estetigi” ve analizinin birbaşka ana- ikri olan “kozmik bilinç” arasındaki zıtlıgı gozler onune serer. Fizigin ruhanialıştırma olarak pratigine ve bilgelik idealine dayanan kozmik bilinç kavramı, onunduşuncesinin en şaşırtıcı ve en eşsiz yanlarından biri olarak kalır. Kozmik bilincin bualıştırması yalnızca antikçag yorumunun başlıca bir unsuru degildir; onun nazarında,kendimizlevedünyaylaolanbağımızıdeğiştirengüncelbirpratikolarakyeralır.Thoreauhakkındakimetinbizeruhanialıştırmalar ikrinin,duşuncetarihini;felsefetarihiningeleneksel tasviri tarafından, genellikle, golgede bırakılan duşunurlerin felse i boyutlarınıgormemizisaglamakuzereduşuncetarihiniyenidenokumaamacıgudenbiryorummazgalıişlevine burunebilecegini hatırlatır. Thoreau, ayrıca digerlerinin arasındaGoethe,Michelet,EmersonveRilkedeboyleliklekendifelse iboyutlarınayenidenkavuşturulmuşlardır.HattaWittgenstein,P.Hadot’nunnazarındabaşkabirçeşitduşunurhalinialır:Felsefeprofesorununotesinde,buifadelerintammanasıyla,kendimizuzerinebirçalışmayıvedunyagoruşumuzunsuretdeğiştirmesini[transfiguration]gerektirenbirfilozof.P.Hadot“Bilgevedunya”dayenidenkozmikbilinçten, ustelikde içindebulundugumuzanayogunlaşmadanbahsederek,bilge igurununvekendifelsefekavramındakibilgelikalıştırmasırolunun oneminin altını çizer. {12} Bilgeligin bu kuralı, ben ile dunya arasındaki bagındonuşumunu [transformation], “içsel bir degişime ugrama [mutation] sayesinde, gorme veyaşama tarzının tamamen degişimi sayesinde” gerçekleştirebilir ve gerçekleştirmelidir(“Bilge ve Dunya”). Estetik algı, P. Hadot’nun da belirttigi uzere, “felse i algının bir çeşitmodeli”(“BilgeveDunya”),dikkatinyondegiştirmesi[conversion]vebilgelikalıştırmasınıngerektirdigi alışılagelmiş algınındonuşumununbirmodelidir. P.Hadotbize, estetik algınınkozmolojikvevaroluşsalolasılıklarınkavranmasınayarayangereçlerisaglar; tıpkıMerleau-Pontygibi,bellibirestetikgörüşte,dünyayıgörmeyiyenidenöğrenmeninyolunukavrar.Diger uç yeni metin, onceden taslagını vermeye çabaladıgım nosyonların çerçevesinioluşturur,derinleştirirvebizefelsefetarihçisiP.Hadotile ilozofP.Hadotarasındakiyakınbagı gosterir. Bubagın onemini, ondanbaşkahiç kimsebu kadar iyi açıklayamadı. Felsefetarihçisininönemligöreviniinceleyerek,sonucabağlar:

[Felsefetarihçisi]filozofa,herzamanfelsefetarihçisininiçindecanlıkalmakzorundaolanfilozofayerbırakmakzorundakalacaktır.Buyucegorevkendikendinegenişleyenbiraklıbaşındalıkla,belirleyicisoruyusormaktanibaretolacaktır:“Felsefeyapmaknedir?”{13}

Veşimdibırakalımmetinkonuşsun.

Page 9: Pierre Hadot Ruhani Alıştırmalar

1993BASKISINAÖNSÖZ

Elinizdekibaskı,yıllardıryaptıgımyayımlanmışyadayayımlanmamış,butunçalışmalarımıbir araya getirmektedir. Lakin alakalı oldukları genel tema, gençligimden bu yanaugraşlarımınmerkezindeyeralmaktadır.1953’teBrukselActesducongresdephilosophie'deyayımlanan ilk makalelerimden biri, daha o zamandan, felse i, eylemi bir yon degiştirme[conversion] olarak tasvir etmeye ugraşıyordu ve 1939’un tehditkar yazında, felsefebakaloryam esnasında hevesle yorumladıgım Henri Bergson’dan alıntılanmış denemekonusunu hala hatırlarım: “Felsefe bir sistem inşası degil, lakin ele alınır alınmaz, kişininkendisineveçevresinenaifçebakmaazmidir”.Bergson’un,akabindedevaroluşçulugunetkisialtındafelsefeyidaima,dunyayıgormeveonda(var)olmatarzınıntamamenbirbaşkalaşımıolarakelealdım.1939’da, antik duşunceyi ve ozellikle Yunan felsefesinin Latin edebiyatı uzerinde bırakmışolduguetkiyiinceleyerekhayatımıgeçirecegimitahminedemezdim.Tamdabudogrultuda,rastlantının ve kaderimize biçim veren içsel zorunlulugun bu gizemli birleşmesine vakıfoldum. Bu araştırmalarda, antiklerin felse i eserlerini anlamada karşılaştıgımız zorluklarınçogunun genellikle onları yorumlarken yol açtıgımız çifte anakronizmden kaynaklandıgınısaptadım. Zannederiz ki bunlar, pek çokmodern eserdeki gibi, verili kavramsal bir içerigiilgilendiren bilgileri iletmeye yoneliktir ve boylelikle bu eserlerin yazarlarının ikri vepsikolojisi uzerinedogrudananlaşılırbilgilereldeedebiliriz.Fakatbunlaraslında,genellikleyazarın kendisinin uyguladıgı ve okuyucusuna yaptırdıgı ruhani alıştırmalardır. Ruhlarıbiçimlendirmeye yoneliktirler. Psikagojik bir degere sahiptirler. Oyleyse her iddia,oluşturmayı hede ledigi etki perspekti inde degerlendirilmelidir, bir bireyin duygularını veduşuncesini tamı tamına açıklayan bir onerme gibi degil. Boylelikle yontemsel sonuçlarımfelsefiinançlarımakatıldı.Elinizdeki derlemede bu felse i ve yontemsel temalara rastlayacagız. Burada bir arayagetirilen pek çok çalışma başlıklarında dahi ruhani alıştırma ile olan alakalarınıaçıklamaktadır. Lakindiger çalışmalarındanedenbuciltteyeraldıgınıhemenanlayacagız.Sokrates'in efsanevi iguru, ilozofun bilgelige “alışan” [s’exerce] igurunun ta kendisidir.MarcusAurelius, ruhaniçalışmalarınıoldukçasıkıbiryontemegoreuygulayanbirantikçagadamıdır. Michelet, tum hayatı boyuncaMarcus Aurelius'un izinde, kendisinde “uyuşum”ugerçekleştirmeyeadayanmodernbiradamdır.“Geri-donuş”ungenelfenomeniyleilgilieskiz,felsefenin nasıl da esas olarak “geri-donuş”, hatta bir kez daha, yaşanmış bir alıştırmaoldugunudahaiyianlamamızısaglar.Apophatizm'e{14}vemistikdeneyimeadanmışdigerbireskiz ise, dilin sınırlarına çarpan felse i soylemin sorunlarını sezinletmeye yarar, çunkuaçıkça, felsefe her turlu ifadeyi aşan bir deneyimdir (ve bu manada Wittgenstein'ınTractatus'unundaruhanibiralıştırmaolduğunugörüyoruz).Bu derlemenin basılmasına vesile olan, eski arkadaşım Georges Folliet’ye gonuldenteşekkurlerimisunarım.Bueseri,yonteminineşsizligiveeserlerininzenginligiylebanaçokkatkıdabulunanPierreCourcelle'inanısınaithafediyorum.

Page 10: Pierre Hadot Ruhani Alıştırmalar
Page 11: Pierre Hadot Ruhani Alıştırmalar

RUHANİALIŞTIRMALAR

Page 12: Pierre Hadot Ruhani Alıştırmalar

RuhaniAlıştırmalar

“Havalanmakhergun!Enazındanbirsaniye,kısadaolsaolur,yeterkidoludoluolsun.Hergunbir“ruhanialıştırma”–tekbaşına yadakendisi deduzelmek isteyenbir adamıneşliğinde.Ruhanialıştırmalar. Sureden azat olmak. Kendini,kenditutkularından,gururdan,isminiçevreleyengurultununkaşıntısından(kikimizaman,kronikbirkotulukgibisenikaşındırır)arınmaya zorlamak.Dedikodudankaçmak.Merhametten ve hınçtan yoksun olmak. Butun ozgur insanlarısevmek.Kendiniaşarakebedileşmek.

Kendiuzerinebuçabagereklidir,buhırsisemakul.Pekçokları,kendilerinimilitanpolitikada,sosyaldevrimhazırlığındatamamıylayitiripgidenlerdir.Nadirleri,çoknadirleriise,devrimihazırlamakiçin,kendilerinihaysiyetlikılanlardır.”

Son satırları bir yana bırakılırsa, bu metin Marcus Aurelius’un bir benzeri degil midir? G.Friedmann'a{15}aittirvepekmuhtemeldirkiyazar,metniyazarken,bubenzerligin farkındadegildir. Kitabının geri kalanında, başka yerlerde, “nereden kaynak bulacagını” {16} ararken,çagdaşruhanidurumungerektirdikleriyleuyumluhiçbirgelenegin(Yahudi,Hıristiyan,Dogu)var olmadıgı sonucuna varır. Fakat tuhaf bir biçimde, Greko-Romen antikçag felsefegeleneginin degerini sorgulamaz. Halbuki alıntıladıgımız birkaç satır, antik gelenegin, herbirimizde yaşıyormuşçasına kendinde yaşamaya ne derece bilinçsizce devam ettiginigösterir.“Ruhani alıştırmalar”. Bu ifade, çagdaş okuyucuya kısmen yolunu şaşırtır. Oncelikle, bugun“ruhani” kelimesini kullanmak çok da hoş karşılanan bir şey degil. Gene de, bu terimikullanmaya razı olmak gerekir, çunku diger sıfatlar ve olası nitelemeler; “ruhsal”, “ahlaki”,“etik”, “zihinsel”, “duşuncenin”, “ruhun”, vs. tanımlamaya çabaladıgımız gerçekligin tumaçılarınıkapsamamaktadır.Pektabiiki,duşunceninalıştırmasındanbahsedebiliriz,çunku,bualıştırmalarda duşunce, bir anlamda maddenin{17} yerini tutar ve kendi kendini degişimeugratmayaçabalar.Lakin“duşunce”kelimesi,imgeleminveduyumunçokonemlibirbiçimdebualıştırmalaramudahaleettiginiyeterikadaraçıkbirşekildebelirtemez.Aynısebeplerdenoturu, her ne kadar zihinsel yonleri (tanımlama, bolme, akıl yurutme, okuma, araştırma,retorikamplifikasyon) buyuk rol oynasa da, “zihinsel alıştırmalar”la da yetinemeyiz. “Etikalıştırmalar”oldukçabaştançıkarıcıbirifadeolacaktır,çunku,gorecegimizuzere,bahsigeçenalıştırmalar tutkuların tedavi bilimine buyuk olçude katkıda bulunmaktadırlar ve yaşamıngidişatıyla alakadardırlar. Oysa, bu alıştırmalar –ki onları G. Friedmann’ın metnindenbiliyoruz–dunyagoruşununbirdonuşumunevekişiliginbirbaşkalaşımınatekabulederler.“Ruhani” kelimesi bu alıştırmaların yalnızca duşuncenin eseri degil, aynı zamanda bireyintumruhsallıgınıneseriolduklarınıanlamamızısaglarveozellikledebuaraştırmalarıngerçekboyutlarını ifşa eder. Onlar sayesinde birey, nesnel Ruh’un yaşamına erişir, tabiri caizseBütün’ünperspektifineyerleşir(“Kendiniaşarakebedileşmek”).Egergerekirse,bu“ruhanialıştırmalar”ifadesinikabuledelim,diyecektirokuyucumuz.LakinsozkonusuolanIgnatiusdeLoyola’nınExercitiaspiritulia'sımıdır?IgnatiuscumeditasyonlarveG. Friedmann'ın programı arasında nasıl bir ilişki var: “Sureden azat olmak [...] kendiniaşarakebedileşmek”?Fazlauzatmayalım;cevabımız,Exercitiaspiritulia'nın,enginliginigozleronune serecegimiz Greko-Romen gelenegin Hıristiyan bir yorumundan başka bir şeyolmadıgıdır.Oncelikle,exercitiumspiritualeteriminevekavramınalgnatiusdeLoyola’dançokonce, antik Latin Hıristiyanlıgında rastlanır ve Yunan Hıristiyanlıgı {18} askesis’ine tekabul

Page 13: Pierre Hadot Ruhani Alıştırmalar

eder. Lakin, buaskesis, ki bundan anlaşılması gereken çilecilik degil, ruhani alıştırmapratigidir; antikçag felse i geleneginde de bulunur. {19} Ruhani alıştırma kavramının çagdaşbilinçte,G.Friedmann’ınkanıtladıgıuzere,herdaimyaşayananlamınıvekokeniniaçıklamakiçinnihayetindebusonuncusunakadaruzanmakgerekir.Elimizdekiçalışma,sadeceGreko-Romenantikçagdakiruhanialıştırmalarınvaroluşunuçagrıştırmayıdegil,herşeydenote,bufenomenin tum degerini ve onemini belirtmeyi ve antik duşuncenin ve felsefenin aslınınanlaşılmasınayöneliksonuçlarıgöstermeyiamaçlamaktadır.{20}

Page 14: Pierre Hadot Ruhani Alıştırmalar
Page 15: Pierre Hadot Ruhani Alıştırmalar

I.YAŞAMAYIÖĞRENMEK

Fenomen,enkolayşekilde felsefeninHelenistikveRomenekollerindegozlemlenir.Orneginstoacılarınbeyanı açıktır:Onlar için felsefe, bir “alıştırma”dır. {21} Onların nazarında felsefe,soyut bir teorinin{22} egitiminden, hatta tefsirinden{23} ibaret degildir; zira bir yaşamasanatına,{24} somut bir tutuma, varoluşun tumunu işin içine katanbelirli bir yaşam tarzınadayanır. Felse i eylem yalnızca bilgi duzeninde degil, “kendi” ve varlık duzeninde dekonumlanır.Bu,bizidahadavareden,dahada iyikılanbir ilerlemedir.Tumyaşamıaltusteden,tamamlayanı{25}kişininvarlıgınıdegiştirenbirgeri-donuştur. {26}Bilinçsizliktarafındangolgelendirilmiş,sıkıntıylaiçteniçekemirilmişhakikiolmayanbiryaşamhalinden;insanın,kendilik bilincine, muntazam dunya goruşune, içsel barış ve ozgurluge ulaşmış oldugu birhakikiyaşamhalinegeçilmesinisağlar.Tum felse i ekollere gore, insan için ıstırabın, duzensizligin, bilinçsizligin başlıca sebebitutkulardır; duzensiz arzular, abartılı korkular. Kaygının hakimiyeti gerçekten yaşamaktanalıkoyarinsanı.Buyuzdenfelsefe,oncelikletutkularınbirtedavibilimiolarakbelirecektir{27}(“Kendini kendi tutkularından arınmaya zorlamak”, diye yazar G. Friedmann). Her ekolunkendi tedavi yolu{28} vardır, lakin hepsi, bu tedavi yolunu, gorme biçiminin ve bireyinvarlıgının derin bir donuşumune baglar. Kısacası ruhani alıştırmalar, bu donuşumungerçekleştirilmesinikonualacaktır.Onceliklestoacılarıelealalım.Onlaragore,insanlarıntummutsuzluklarıeldeedeceklerikesinolmayan iyiliklere ulaşmaya ya da bunları muhafaza etmeye ve çogu zaman kaçınılmasıimkansız olan kotuluklerden kaçınmaya çabalamaktan kaynaklanır. Filozof; insanı, eldeedebilecegi iyiye ulaşabilmesi ve kaçınabilecegi kotulukten kaçınabilmesi için egitir. Eldeedebilecegimizbu iyinin,kaçınabilecegimizbukotunun,olduklarıgibiolmaları için, sadeceinsan ozgurlugunebagımlı olmaları gerekir; yanibunlar iyi ahlakvekotu ahlaktır. Yalnızcabunlarbizebagımlıdır,gerisi isebizdenbagımsızdır.Yani,bizdenbagımsızolangerikalanı,ozgurlugumuz dahilinde bulunmayan nedenlerin ve sonuçların zorunlu bir zincirlemesidir.Bizim için farksız olmalıdır; demek oluyor ki bunda bir ayrım gozetmemeli, ama kaderingerektirdigiuzeretamamenkabullenmeliyiz.Bu,doganınalanıdır.Ohaldebunoktada,şeylerigormenin alışılagelmiş tarzının tamamıyla bir altust oluşundan bahsedilir. Gerçekligin“insani”goruşunden,degerlerintutkularabagımlıoldugugoruşten,şeylerinherolayıevrenseldoğaperspektifineyerleştirmekteolan“doğal”birgörüşünegeçeriz.{29}

Goruşunbudegişimizordur.Vazgeçilmeziçseldonuşumunyavaşyavaşoluşabilmesiiçiniştetamdaburada ruhani alıştırmalardevreye girmelidir.Bir ruhani alıştırmalar teknigi yadaegitimiderleyebilecekherhangibirsistematikincelemeyesahipdegiliz.{30}BuiçselfaaliyetinşunuyadabunuandırıyorolmasınaHelenistikveRomendönemiyazılarındaçoksıkrastlanır.Bundan, bu alıştırmaların oldukça iyi bilindikleri, felse i ekollerin gundelik yaşamın birparçası,boylelikledesozedayalıgelenekselbiregitiminbirparçasıolmalarıdolayısıylaimaedilmelerininyeterliolduğusonucunuvarmakgerekir.IskenderiyeliPhilonsayesinde,hiçolmazsaalıştırmalarıniki listesinesahibiz.Biridigeriyletamamıyla ortuşmuyor, fakat bize Stoacı–Platoncu ilhamın felse i bir tedavi yolunun

Page 16: Pierre Hadot Ruhani Alıştırmalar

olabildiginceeksiksizbirpanoramasınıvermeonurunalayıklar.Bulistelerden {31}birisırayla;araştırma (zetesis), derinlemesine inceleme (skepsis), okuma, dinleme (akroasis), dikkat(prosoche), kendinehakimiyet (enkrateia), farksız şeylerekarşıkayıtsızlık.Digeri{32} ise artarda şoyle isimlendirilir: Okumalar, meditasyonlar (meletai), tutku terapileri,{33} iyi olanınhatıraları,{34} kendine hakimiyet (enkrateia), gorevlerin tamamlanması. Bu listelerinyardımıyla, sırayla şu grupları çalışarak, stoacı ruhani alıştırmaların kısa bir tanımınıyapabiliriz:Herşeydenoncedikkat,sonrameditasyonlarve“iyiolanınhatıraları”,ardındanokuma,dinleme,araştırmavederinlemesineincelemegibienzihinselalıştırmalar;sonundaisekendinehakimiyet,gorevlerintamamlanması,farksızşeylerekarşıkayıtsızlıkgibienfaalalıştırmalar.Dikkat(prosoche),stoacınıntemelruhanitavrıdır. {35}Bu,ardıarkasıkesilmeyenbirdikkatlilikvebirhazırcevaplık,daimauyanıkbirkendinehakimiyet,ruhundegişmezbirgerilimidir. {36}Onun sayesinde, ilozof her an yapmakta oldugu şeyi bilir ve ister. Ruhun bu dikkatliligisayesindeyaşamıntemelkuralı,digerbirdeyişle,bizebagımlıolanvebizdenbagımsızolanarasındaki ayrım, surekli “el altındadır” (procheiron). Stoacılıgın ozunde (tıpkıEpikurosçuluk’taoldugugibi)yandaşlarına,sondereceyalınveaçık,birkaçkelimeyleformuleedilebilir temel bir ilke saglamak yatar; ki bu ilkenin ozellikle kolayca zihinde kalması, birre leksinsurekliligiveguvenirligiileuygulanabilirolmasıgerekir:“Builkelerdenneuykunda,ne uyanışında, ne yemek yerken ne içerken ne de insanlarla konuşurken ayrılmalısın”. {37}Ruhun bu benzer dikkatliligi; temel kuralın, yaşamın farklı durumlarında uygulanışına veyaptıgımızıdaima“tamdasırasıgelmişken”yapmayaolanaktanır. {38}Budikkatliligi,mevcutanayogunlaşmaolarakdatanımlayabiliriz:“Herşeydevesurekliolarak;mevcutandabaşınageleni saygıyla hoş gormek, mevcut insanlara adilane davranmak ve duşuncede kabuledilemezhiçbirşeyikabuletmemekiçin,mevcuttemsiliyontemlibirbiçimdekontroletmeksanabaglıdır.” {39}Mevcutanadikkat,birbakımaruhanialıştırmalarınesrarıdır. [Bumevcutanadikkat]bizdenbagımsız,geçmişveyagelecek{40}tarafındansurekliuyandırılantutkudankurtarır;minnacıklıgındadaimatahammuledilebilir,daimakontroledilebilirmevcutkısacıkana yogunlaştırarak dikkatliligi kolaylaştırır. {41} En nihayetinde de her anın{42} sonsuzdegerine dikkatimizi çekerek ve kozmosun evrensel yasası perspekti inde, varoluşun heranınıbizekabulettirerekbilincimizi,kozmikbilinceaçar.Dikkat (prosoche), ansızın yonlendirilmiş sorulara oldugu gibi olaylara da derhal cevapvermemizisaglar. {43}Bununiçin, temel ilkelerindaima“elaltında”(procheiron){44} olmalarıgerekmektedir. Soz konusu olan, duşunce aracılıgıyla, yaşamın çeşitli koşullarınauyguladıgımızyaşamkuralını (kanon){45} benimsemektir; tıpkı alıştırmalar aracılıgıyla, ozeldurumlara uygulayarak uydugumuz bir gramer veya aritmetik kuralının olması gibi. Fakatburadabahsigeçenbasitbirbilmedegildir,kişiligindonuşumusozkonusudur. Imgelemveduygulanım, duşunce alıştırmasıyla bagdaşmış olmalıdır. Retorigin tumpsikagojik araçları,tumamplifikasyon{46} yontemleriburadaseferberedilmelidir. Sozkonusuolan,yaşamadairkuralı, encanlı, en somutbiçimde,kendikendinebiçimlendirmektir; temelkuralın ışıgındagorulmuş yaşamın olaylarını “gozler onune sermek”{47} gerekir. Işte yaşam kuralınınanımsama(mneme){48}vemeditasyon(melete){49}alıştırmasıböyledir.Meditasyonun{50} bu alıştırması, beklenmedik ve belki de dramatik bir koşul ortaya çıktıgı

Page 17: Pierre Hadot Ruhani Alıştırmalar

andahazır olmayaolanak saglayacaktır. Yaşamın zorluklarını çok onceden (bu,praemeditiomalorum{51}olacaktır)gozumuzdecanlandıracagız:Yoksulluk,ıstırap,olum;bizdenbagımsızoldukları için kotu olmadıklarını anımsayarak onlarla yuz yuze gelecegiz; vakti gelince,“doga”nın seyrinin bir parçası olan olayları kabullenmemize yardımcı olacak goze çarpanvecizelerihafızasınakazıyacagız.Buvecizelervebucumleler“elaltında”olacak.Bunlar,birkorkuveyahiddetveyamutsuzlukhareketinidurdurmakiçinzorkoşullardakendikendimizesöyleyeceğimiziknaedicikanıtlamalar(epilogismoi{52})yadaformüllerolacaklar.Sabahtanitibaren,gunboyuncaneyapmamızgerektiginioncedensınayacagızvefaaliyetlereyon ve ilham verecek ilkeleri onceden belirleyecegiz.{53} Akşamları, hataları ya datamamlanmış ilerlemeleri tespit etmek için yeniden sınayacagız.{54} Ruyaları bilesınayacağız.{55}

Gordugumuzuzere,meditasyonalıştırması;tutarlıkılmakamacıyla,bizebaglıolanvebizdenbagımsız olan arasındaki, doga ve ozgurluk arasındaki ayrımdan ibaret olan bu basit veevrensel ilkeden hareketle duzenlemek amacıyla içsel soyleme hakim olmaya çabalar.Kendiyle ya da başkasıyla{56} diyalog yoluyla, hatta yazı{57} yoluyla ilerlemek isteyen,“duşuncelerine sırasıyla kılavuzluk etmeye”{58} ve dunya temsilinin, iç ortamının, hatta dışdavranışınındaeksiksizbirdonuşumuneulaşmayaçabalar.Buyontemlersozuntelkinedicigücününmuazzambirbilgisiniaçığaçıkarır.{59}

Bumeditasyonveanımsamaalıştırmasıgiderilmeyibekler.Tamdaburada,Philontarafındansıralandırılan kelimenin tam anlamıyla zihinsel alıştırmalarına rastlarız: Okuma, dinleme,araştırma, derinlemesine inceleme. Meditasyon, halihazırda oldukça basit bir biçimde,şairlerinve ilozo larıncumlelerininyadaozlusozlerinin{60}okunmasıylabeslenecektir.Fakatokuma, tam anlamıyla felse i metinlerin, ekollerin hocaları tarafından kaleme alınmışeserlerin açıklaması da olabilecektir. Ve bir profesor tarafından verilen felse i egitimkapsamında gerçekleştirilebilecek ya da yorumlanabilecektir. {61} Bu egitim sayesinde,kurgusalbutunyapıtemelkuralıdesteklervedogrular;ozetioldugu izikselvemantıksaltumaraştırmalaraçıklıklaçalışılabilecektir. {62}Oyleyse, “araştırma”ve“derinlemesine inceleme”bu egitimin seferber edilmesi olacaktır. Ornegin, nesneleri ve olayları “ iziksel” birperspektifte açıklamaya, bunları kozmik Butun’un içinde bulundukları gibi gormeyealışacağız.”{63}Yadabunları,indirgenebilecekleriunsurlarıtanımakiçinayıracağız.{64}

Vesıranihayetalışkanlıklaryaratmayayonelikpratikalıştırmalargelecek.Bazılarıhala,çok“içsel”, bahsettigimiz duşunce alıştırmalarına çok yakınlardır: Bu, mesela, temel yaşamkuralının uygulamasından başka bir şey olmayan, farksız şeylere kayıtsızlıktır. {65} Digerleripratik davranışlar varsayarlar; kendine hakimiyet, toplumsal hayatın gereklerini yerinegetirmek. Burada G. Friedmann’ın terimlerine rastlıyoruz: “Kendini kendi tutkularından,gururdan, ismini çevreleyen gurultunun kaşıntısından ... arınmaya zorlamak. Dedikodudankaçmak.Acımadanvehınçtanyoksunolmak.Butunozgurinsanlarısevmek.”Plutarkhos’tabualıştırmalarla ilintili oldukça çok sayıda kitaplar bulunmaktadır:Ruhun Sakinliği Üzerine,KardeşSevgisiÜzerine, ÇocukSevgisiÜzerine,GevezelikÜzerine,MeraklılıkÜzerine,MalMülkSevdasıÜzerine,UtanmazlıkÜzerine,KıskançlıkveNefretüzerine.Senecadabutarzdaeserlerverdi:HiddetÜzerine,Lütu larÜzerine,RuhunSakinliğiÜzerine,AylaklıkÜzerine.Oldukçabasitbir ilke, bu tarz alıştırmalarda her daim ogutlenmiştir: Yavaş yavaş sabit ve saglam bir

Page 18: Pierre Hadot Ruhani Alıştırmalar

alışkanlıkedinmeyealışmaya[s’exercer]enbasitşeylerdebaşlamak.{66}

Stoacıiçin,felsefeyapmak“yaşamaya”alışmakdemektir,yani,bilinçlibirbiçimdeveozgurceyaşamak: Akıl tarafından canlandırılmış bir kozmosun parçası olarak kendini tanımak içinbireyselligin sınırlarını aşarak, bilinçli bir biçimde; bize bagımlı olandan başka bir şeyebaglanmamak–aklauygundogrudavranış– içinbizdenbagımsızolanvebizdenkaçanşeyiarzulamayıyoksayarak,özgürce.Stoacılıkgibiruhundikkatliligini,enerjisini,geriliminigerektirenbirfelsefeninozunderuhanialıştırmalaradayandıgınıgayetiyianlıyoruz.Ama,alışılageldigiuzerebirzevkfelsefesiolarakduşunulenEpikurosçulugun,stoacılıktadaoldugugibi,ruhanialıştırmalardanbaşkabirşeyolmayan belli başlı pratiklere oldukça geniş bir yer ayırdıgını saptamak bizi hayreteduşurecektirbelkide.Stoacılardaoldugugibi,Epikuros’agoredefelsefe,birsagaltımyoludur:“Tek ugraşımız, iyileşmemiz olmalıdır.” {67} Lakin bu sefer iyileşme, ruhu, yaşamınkaygılarından var olmanın yalın sevincine geri getirmeye dayanmaktadır. Insanlarınmutsuzlugu, korkmamaları gereken şeylerden korkuyor ve ulaşılması imkansız vearzulanması gereksiz olan şeyleri arzuluyor olmalarından kaynaklanır. Yaşamları,dogrulanmamış korkular ve tatminsiz arzular peşinde tukenip gider. Oyleyse, hakiki tekhazdan,(var)olmahazzındanyoksundurlar.Bunedenle,Epikurosçu izik;tanrıların,dunyanıngidişatındahiçbiretkilerininolmadıgınıvenihaiyokoluşolanolumun,yaşamınbirparçasıolmadıgınıgostererekkorkudanazatedecektir. {68}Epikurosçuetik,hemdogalhemzorunluarzular, dogal olupda zorunlu olmayan arzular ve ne dogal ne de zorunlu olmayan arzulararasındaayrımyaparakdoyumsuzarzulardanazateder.Ilkarzularıntatmini,sonunculardanvemuhtemelen ikincilerdenel ayak çekme; sıkıntı yoklugunu{69} saglamayave var olmanınrefahınıgorunurkılmayayetecektir:“Teninhaykırışlarıbunlardır:‘acıkmamak’,‘susamamak’,‘uşumemek’.Budurumunveumudasahipolmanıntadınıçıkaranbiri,mutluluktaZeus’laboyölçüşebilir.{70}VarolanlarakarşıEpikurosçusaygıdiyeadlandırabilecegimizşeyiaydınlatanminnettarlıgın neredeyse hiç beklenmedik duygusunun kaynagıdır bu: “Zorunlu şeylereulaşmayıkolaylaştıranveulaşmasızorolanşeylerizorunlukılmayanErmişDoga’yasunulsunminnetler.”{71}

Oyleyse,ruhuniyileşmesinibaşarmakiçinruhanialıştırmalarzorunluolacaktır.Stoacılardakigibi, temel ogretileri “el altında” bulundurmamızı saglayacak ozetleri ya da kısa cumleleri“gece gunduz” duşunecegiz ve ozumseyecegiz.{72} Tıpkı meşhurtetrapharmakon, dort-katlıilaç gibi: “Tanrılar korkmak için degil; olum ise risksiz; iyi, elde edilmesi kolay; kotu,katlanması kolaydır.” {73} Epikuros aforizmalarını derlemenin verimliligi, meditasyonun{74}ruhani alıştırmasının gerekliligine yanıt niteligindedir. Fakat, Stoacılarda oldugu gibi, ekolkurucularınınogretiselrisalelerinaraştırmasıdameditasyonubeslemeye,temelbirsezgiileruhudoldurmaya yonelik bir alıştırma olacaktır. Fizik uzerine çalışma, ozellikle onemli birruhani alıştırmadır: Goksel fenomenlerin bilgisinin, ruhun dinginliginden ve kesin birguvenden başka bir sonu –bu aynı zamanda, butun araştırmaların amacı da oldugu için–olmadıgınaiknaolmakgerekir. {75}Fizikseldunyanıntemaşası,sonsuzunimgelemi,Epikurosizigininbutemelunsurları,şeylerigormetarzının(kapalıevrensonsuzayayılır)tamamıylabirdegişimineveyeganeniteligineşsizbir ruhanihazzınayolaçar. “Çokerdunyanınalevlisurları,evreninoluştugunugorurumsonsuzboşlukta. [...]Bugoruntulerkarşısındadolarım

Page 19: Pierre Hadot Ruhani Alıştırmalar

tanrısal bir mutlulukla, titretici bir korkuyla ilahi zevk, bir urperti; senin gucunle (yaniEpikuros’unki)doğanın,kalkarörtüleri,tümayrıntılarıylaserilirgözleriminönüne.”{76}

Meditasyon, isterbasit isterkarmaşıkolsun,Epikurosçutekruhanialıştırmadegildir.Ruhuiyileştirmekiçin,Stoacıların istedigigibi,onugerilmeyealıştırmakdegil,aksinegevşemeyealıştırmak gerekir. Talihsizlikleri, tahammul etmeye hazırlanmak için onceden resmetmekyerine, duşuncemizi acı veren şeylerin goruntusunden ayırmak ve bakışlarımızı hazlarasabitlemekgerekir.Geçmişinhazlarınınhatırasınıyenidenyaşamakveşimdininbuhazlarınınnedenliyogunvehoşoldugunuanımsayarakşimdininhazlarınınzevkinevarmakgerekir. {77}Burada, oldukça iyi belirlenmiş bir ruhani alıştırma vardır: Ahlaki ozgurlugunu her ankorumak için hazır olmaya çabalayan Stoacının suregelen dikkatliligi degil; bunun yerine,dinginligin ve sukunetin, dogaya ve yaşama{78} karşı derin bir minnettarlıgın{79} –ki, egerbunları bulmayı bilirsek, bize bitmek tukenmek bilmeyen haz ve neşe sunarlar– daimayenilenmişvekesinolarakkararlaştırılmıştercihi.Hatta,mevcutandayaşamayaçabalamayadayanan ruhani alıştırma, Stoacılarda ve Epikurosçularda oldukça farklıdır. Birincilerde,alıştırma,ruhungerilimine,ahlakibilincindevamlıdikkatliligine;ikincilerdeise,birkezdahadinginlige ve sukunete davettir. Gelecek ugruna bizi kıvrandıran kaygı, var olmanın basitolgusununeşsizdeğerinibizdensaklar:“Birdefadoğduk,ikincidefasınaizinyok!Öyleysetümebediyet için,artıkolmayacakolmamızzorunludur;amasen,yarınınefendisiolmayansen,genedemutlulugunuyarınabırak.Bununlabirlikte,yaşambumuhletteboşunayitipgiderveher birimiz kaygılardan bezmiş oluruz.” {80} Horatius’un meşhur dizesidir:Carpe diem. “Bizkonuşurken, kıskanç zaman kaçıp gider. Bugunu yakala, yarına ise bel baglama!” {81}Nihayetinde, Epikurosçularda, hazzın ta kendisi ruhani alıştırmadır: doganın temaşasınınzihinsel hazzı, geçmiş ve şimdiki hazzın duşuncesi, nihayetinde de dostlugun hazzı.Epikurosçu cemaatte, dostlugun{82} da neşeli ve dingin bir atmosferde tamamlanan kendiruhani alıştırmaları vardır: bilinç sınanmasıyla{83} ilgili olarak, hataları{84} kamusal itirafı,karşılıklı ıslah.Ama ozelliklededostlugunkendisibir çeşitmukemmel ruhani alıştırmadır:“Herkişi, içindekalplerinyeşerdigiatmosferiyaratmayayonelmekzorundaydı.Herşeydenonce,amaçmutluolmaktıvekarşılıklışe kat,birinindigerinedayanmasınısaglayanguvenbumutluluğaherşeydençokkatkıdabulunuyordu.”{85}

Page 20: Pierre Hadot Ruhani Alıştırmalar
Page 21: Pierre Hadot Ruhani Alıştırmalar

II.DİYALOGKURMAYIÖĞRENMEK

Ruhanialıştırmalarpratigi,buyukolasılıklaçokeskizamanlara{86}dayanangeleneklerdekoksalar.Lakin,bupratik,BatıbilincindesuyuzuneçıkaranSokrates igurudur,çunkubu igurahlaki bilinci uyandıracak olan canlı bir çagrı olmuştur ve olarak da kalır. {87} Bu çagrının,belirlibirdiyalogbiçimindetutunmuşolmasıoldukçadikkatçekicidir.“Sokratesçi”{88} diyalogda ortaya konan asıl soruneden bahsettiğimiz degil,kiminkonuştugudur:“Sokrates’inyakınındaolanveonunladiyalogagirenherhangibirinin,hernekadar onunla alelade bir şey hakkında konuşmaya başlayan kendisi de olsa iddialarlasuruklenerek her turlu dolambaca sapmak durumunda kalacagı kesindir, ta ki hem içindebulundugu bu anın hem de geçmişte yaşamış oldugu hayatın hesabını kendine vermekzorunda kalıncaya kadar. Bir kez buraya kadar gelindi mi Sokrates bu kişinin, kendisiniguzelcevetamamıylainceeleyipsıkdokumadangitmesineizinvermeyecektir...Yapmışyadaşuanyapmaktaoldugumuzpekde iyiolmayanşeyleri,birininbanahatırlatmasındahiçbirkotulukgormuyorum.Bueleştiridenkaçmayankişi,bundansonrakihayatındamutlakadahadaihtiyatlıolacaktır.”{89}“Sokratesçi”diyalogda,Sokrates’inmuhatabıhiçbirşeyogrenmezveSokrates’in de ona herhangi bir şey ogretmek gibi bir niyeti yoktur; dinlemek isteyenlere,aslındabildigi tekbir şeyoldugunu,onundahiçbir şeybilmedigioldugunu”{90} tekrar ederdurur.LakinSokrates,yorulmakbilmezbiratsineği{91}gibi,kendilerinisorgulamalarınanedenolan, kendilerine dikkat etmelerine, kendileri için kaygılanmalarına{92} yol açan sorularsorarak muhataplarını canlarından bezdirir: “Ne! Sen ki, dostum, Atinalısın, dunyanın enbuyukkudretiyle,bilgeligiyle unluşehrininvatandaşı;servetine,şere ine,onurunabukadaronem verirken yuzun kızarmazken; hiç durmadan yukseltilmesi gereken bilgeligin(phronesis), hakikatin (aletheia), ruhun (psyche) için hiç mi tasalanmaz, bunları hiç miumursamazsın?”{93} Sokrates’in gorevi, çagdaşlarını, bilinçlerini sınamaya, içsel ilerlemeleriiçintasalanmayadavetetmektenibarettir:“Butunhayatımboyunca,insanlarınpekçogununduşkunolduguşeyleriçinhiçtasalanmadım:paramevzusu,malınmulkunyonetimi,askerlikrutbeleri,başarılınutuklar,vedigertumpolitikkomplolar,koalisyonlar,hakimlikler.Benbuyola sapmadım [...] ama, kudretimin yettigi olçude, her birinizi; –bireysel ve teker teker–,kendinizi olabildigince mukemmel ve mantıklı kılmak için,sahip olduklarıyla alakadarolmaktansa kendisiyle ilgilenmeye ikna etme yoluna baş koydum.” {94} Platon’unŞölen’indekiAlchibiades, Sokrates ile diyalogun kendi ustunde yarattıgı etkiyi şoyle anlatır: “Oysa bu[Marsyas]çokdefalarbenioylehallereduşurdukiyaşadıgımhayatınhiçdeyaşanasıbirhayatolmadıgını duşunur oldum. [...] Bir şeyden yoksun olmamama ragmen hala kendimleilgilenmediğimikabuletmekzorundabırakıyorbeni.”{95}

BoyleceSokratesçidiyalog,muhataplarını içsel ruhanialıştırmaya,yanibilinçsınanmasına,kendine dikkate, kısacası meşhur bir deyişle “Kendi kendini tanıma’ya davet{96} eden,ortaklaşa yapılan bir ruhani alıştırma gibi gorunur. Bu formulun kokenindeki anlamı ayırtetmek zor olsa da, şurası açıktır ki, formul, her ruhani alıştırmanın temelini oluşturan birkendinin kendiyle ilişkisine davet eder. Kendi kendini tanımak, ya kendini bilgin olmayan(yanisophos gibi degil de,philo-sophosbilgelikyolunda)olaraktanımak,yadakendiniesasvarlıgında tanımak (yani kendimiz olmayanı kendimizden ayırmak) ya da hakiki ahlaksal

Page 22: Pierre Hadot Ruhani Alıştırmalar

halinitanımaktır(yanibilincinisınamak).{97}

BaşkasıilediyalogunustadıSokrates,PlatonveAristophanes’inçizdikleriportrede,kendiylediyalogunustadı,yaniruhanialıştırmalarpratigininbirustadıolarakortayaçıkar.Olaganustubir akılsal yogunlaşmayamuktedir olarak resmedilir. Agathon’un şolenine geç kalır, çunku“yolboyuncaduşunceleredaldıgıiçinarkasındakalmıştıronun”. {98}AlchibiadesPoteidaia’yaseferi boyunca Sokrates’in tum gun ve tum gece “duşuncelerine yogunlaşmış”{99} biçimdeayaktadikildigihikayesinianlatır.Bulutlar’ında,AristophanesdebuSokratesçipratikleriimaeder gibidir: “Anı duşun ve derinlemesine yogunlaş; yogunlaşırken kendi çevreni dolaş.Çıkmaza duşersen eger, hemen başka bir noktaya koş... Duşunceni surekli kendine gerigetirme, bırak zihnin biraz havalansın, tıpkı ayagına baglı ipin tuttugu bir mayısbocegigibi.”{100}

Meditasyon –kendisiyle diyalogun bu pratigi– Sokrates’in muritleri arasında ayrı birsaygınlıgasahipti.Antisthenes’efelsefedenneyararsagladıgısoruldugunda:“Kendimle,diyecevaplar, sohbet etmek”. {101} Başkasıyla diyalog ve kendiyle diyalog arasındaki bu samimibagınderinbir anlamı var. Yalnızca, başkasıylahakiki bir karşılaşmayamuktedir olankişi,kendisiylehakikibirkarşılaşmayamuktedirdir;vetersideaynengeçerlidir.Diyalogancakveancak, başkası ve kendi karşısında var olma çerçevesinde bir diyalog olabilir. Bu bakışaçısından,herruhanialıştırma;kendivedigerleri{102}karşısındahakikivarolmaalıştırmasıolduğuölçüde,diyalogsaldır.“Sokratesçi”diyalog ile“Platoncu”diyalogarasındakisınırıbelirlemek imkansızdır.YinedePlatoncu diyalog ilham açısından daima “Sokratesçi” kalır, çunku zihinsel ve nihayetinde“ruhani”biralıştırmadır.“Platoncu”diyaloğunbukarakterininaltınıçizmekgerekir.Platoncudiyaloglarmodelalıştırmalardır.Modellerdir,çunkugerçekdiyaloglarınkaydedilenkopyalarıdegil, idealbirdiyaloguhayaledenedebikompozisyonlardır.Ozellikledediyalogoldukları olçude alıştırmalardır: Sokrates hakkında, her ruhani alıştırmanın diyalogsalkarakterini çoktan gorduk. Bir diyalog; yolu, bir soru soran ve bir cevap veren arasındakidevamlı suregelen uzlaşmayla belirtilmiş olan duşuncenin guzergahıdır. YontemiEristiklerinkiyle çakışanPlaton, ustunebasarak şunoktayı vurgular: “Tıpkı seninvebenimgibi, iki arkadaş konuşmaya niyetlendiginde, daha nazik ve daha diyalektik bir tarzbenimsemekgerekir. ‘Dahadiyalektik’,banaoylegeliyorki,yalnızcadogrucevaplarvermekgerektiginidegil;bunları,muhatabımızınkendisinindebildigini farzettigicevaplar uzerinetemellendirmekgerektiginiifadeetmektedir.” {103}Gordugumuzuzere,muhatabınboyutuişinenonemlinoktasıdır.Buboyutdiyalogunteorikvedogmatikbirsunumolmasınıengellerveonusomutvepratikbiralıştırmaolmayazorlar;işingerçegi,amaç,birogretisunmakdegil,muhatabı belirli bir akılsal tutuma sevk etmektir; dostane, ama gerçek bir çarpışmadır.Unutmayalım,herruhanialıştırmadaolaniştebudur;bakışaçısında,tutumda,kanaattekendikendini degiştirmek gerekir, yani kendiyle diyalog kurmak, kendiyle kavga etmek. Işte busebeptenPlatoncudiyaloglar,buperspektiftenbakıldıgında,canalıcıbirmenfaatsaglar:“Hernedemişolursakolalım,Platoncuduşunce,utopyanınsafuzayındauçuşmakamacıylayerdenhavalanmak için çok fazla çabaya ihtiyacı olmayan ha if bir guvercine hiç de benzemez ...Guvercin, her saniye, cevap verenin kurşunla dolu kalbiyle mucadele etmek zorundadır.Yukselmeninhermertebesifethedilmiştir.” {104}Bukavgadansagçıkmakiçin,hakikatigozler

Page 23: Pierre Hadot Ruhani Alıştırmalar

onune sermek yetmez, hatta bunu ispatlamak bile yetmez; ikna etmek gerekir, yanipsikagojiyi, ruhları baştan çıkarma sanatını kullanmak gerekir. Hatta yalnızca, her zamanyaptıgıgibi,uzaktan,devamlıbirsoylemileiknaetmeyeçabalayanretorigikullanmakdegil,herşeydenote,hersaniye,muhatabınaşikarrızasınıgerektirendiyalogukullanmakgerekir.Oyleyse diyalektik, muhatabına, kendi konumunun çelişkilerini keşfettirmek ya daongorulmemiş bir sonucu kabul ettirmek için, ustalıkla dolambaçlı bir yolu –dahası,gorunurde birbirinden ayrı, lakin gene de aynı yone yonelen bir yollar serisini{105}– tercihetmelidir. Tum bu sapaklar, dolambaçlar, bitip tukenmez bolunmeler, konu dışı kalmalar,kurnazlıklarmuhatabave antikokuyucuyabelli bir yol kat ettirmekleyukumluDiyaloglarınmodernokuyucusunuyolundaneder.Bunlarsayesinde,“olaganustubirçabaylabiridigerinekarşı, isimleri, tanımları,goruşleriveduyumlarısileriz”, “uzunbirsuresorularlaugraşırız”,“onlarlayaşarız’”{106}takiışıkalevalevparlayanakadar.Genedesabırlaçabalamayadevamederiz: “Bu tarz tartışmalarda olçu, duşunen insanlar için butun bir omurdur.” {107}Onemsenen, belli bir sorunun çozumu degil; ama bu çozume ulaşmak için kat edilmiş biryoldur;muhatabın,muridin,okuyucununkendiduşuncelerinibiçimlendirdigi,buduşunceyi,hakikatinaslınıkeşfetmeyemuktedirkıldıgıyoldur(“diyalogbilgilendirmektense[in-former]biçimlendirmeyi[former]yegler”{108}):“Okumayıogrendigimizsını lardaogrenciye,şuyadabukelimeninhangihar lerdenoluştugunusordugumuzda,buogrencininbelirlibirsorunumuyoksagramerintumolasısorunlarınımıçozmesineugraşıyoruz?–Tumolasısorunlartabii–Pekala, bu ilkeyi, “devlet adamı” uzerine yaptıgımız araştırmamıza nasıl uygulayacagız?Neden bu ilkeyi edindik? Dogrudan bu devlet adamına ulaşmak için mi, yoksa olası tumkonular uzerineenyetkiliduşunurlerhalinegelmekiçinmi?–Buradadapektabiikiamaç,olası tum konular uzerine en yetkili duşunurler haline gelmektir.” {109} Uygulanan yontem,diyalogunkonusundandahaonemlidir,sonucaulaşmakiçinherkesçekatedilenyol,sorununçozumunden daha onemlidir. Burada bahsedilen, çozumu ilk ve en hızlı şekilde bulmakdegildir; lakin bir yontemin uygulanmasında olabildigince etkili bir biçimde çabalamaktır:“Ortayakonmuş sorunun çozumunegelindiginde, bu çozumuolabildigincekolayve suratlebulmak ikincil bir ugraş olmalıdır, ilk amaç degil. Buraya kadar ilk ve en onemli konumuz,sını laraayırmayıogretenyonteminaklauydugunainanmaktır;vebuyuzdendesoylem,takipedilemeyecek kadar uzun olsa bile, sonuç olarak dinleyiciyi [hakikati] keşfetmeye dahamuktedirkılar.”{110}

Diyalektik alıştırma veya Platoncu diyalog iki sebepten oturu tamamıyla ruhani biralıştırmayatekabuletmektedir.Oncelikle,gizlice,amagerçektendemuhatabı(veokuyucuyu)konuşmaya yonlendirir. Aslında, diyalog ancak muhatabın hakikaten diyalog kurmayıistemesi durumunda mumkundur, yani gerçekten hakikati, ve eger dilerse, kalbininderinliklerinde Iyi’yi bulmak istemesi durumunda, Logos’un aklı gerekliliklerine boyuneğmeyikabuletmesidurumundamümkündür.{111}OnuninançedimininSokrates’inkinecevapverebiliyor olması gerekir: “Onun hakikatine inandıgım içindir ki, erdemin ne oldugunuseninlearamaktaazimliyim.”{112}

Diyalektik çaba aslında, “tum ruhların arzuladıgı”{113} Iyi’ye, hakikate dogru ortaklaşa biryükseliştir.Öteyandan,Platon’unnazarında,özellikleLogos’ungerekliliklerineboyuneğmevesaf duşunce alıştırması oldugu için her diyalektik alıştırma; ruhu, duyumsanır olandan

Page 24: Pierre Hadot Ruhani Alıştırmalar

saptırırveİyi'yedoğrudönmesinisağlar”{114}Bu,ruhun,ilahiolanadoğrubirgüzergâhıdır.

Page 25: Pierre Hadot Ruhani Alıştırmalar
Page 26: Pierre Hadot Ruhani Alıştırmalar

III.ÖLMEYİÖĞRENMEK

Dilveolumarasındagizemlibirbagvardır.Bu,ozlemleandıgımızBriceParainduşuncesininen gozde temalarından biri olmuştur: “Dil ancak ve ancak bireylerin olumu uzerinegelişir”.{115}Logos’un,evrenselbirakılsalcılıkgerekliliginitemsilediyorolmasıdegişmezbirkurallardunyasıvarsayar–kibudunya,surupgidengelecegevebireyinbedenselyaşamınındegişken iştahlarına karşıttır. Bu çatışmada, Logos’a sadık kalan, yaşamı kaybetmetehlikesiylekarşıkarşıyadır.Sokrates’inhikayesibudurişte.SokratesLogos’asadakatindenötürüöldü.Sokrates’in olumuPlatonculugukurankoklubirolaydır.Sonuçta,Platonculugun ozu; Iyi’nin,butun varlıkların nihai aklı oldugunun dogrulamasına dayanmaz mı? 4. yuzyıl yeni-Platoncularındanbirinindesoyledigigibi:“Egertumvarlıklar,iyilikdolayısıylavarlıkise,veIyi’den pay alıyorlarsa, ilk ilkenin, varlıgı aşan bir iyi olması gerekir. Işte bunun seçkin birkanıtı: Degerli ruhlar; yurtları için, sevdikleri için ya da Erdem için kendilerini hiçduşunmedentehlikeyeatarlarken,Iyiugruna,varlığıküçümserler.”{116}Sokrateserdemugrunaolumle karşı karşıya kaldı. Bilincinin gerekliliklerini yadsımaktansa olmeyi tercih etti;boylelikleIyi’yivarlıgatercihetti,bilinciveduşunceyibedenininyaşamınatercihetti.{117}Butercih tam anlamıyla temel felse i tercihtir. Eger felsefenin, bedenin yaşama isteginiduşuncenin ustun gerekliliklerine tabi kıldıgı dogru ise, felsefenin bir alıştırma ve olumçıraklıgı oldugunu soylenebilir. “O halde, der SokratesPhaidon'da, felsefe yapmakla –kelimenintamanlamıyla–harmanlananların,olmeyeçabalamalarıvebutuninsanlariçindedeen az onların olumu bir dehşet konusu olarak gormeleri bir hakikattir.” {118} Burada bahsigeçen olum, ruh ve beden arasındaki ruhani bir ayrılmadır: “Ruhu mumkun olduguncabedendenayırmak,bedeninhernoktasındanhareketederek,kendinedonmeye,kendiuzerinekapanmaya,mumkunolduguncaşimdidevegelecekte,baglarındankurtulmuşgibibedendendetamamenkurtulmuşolarak,kendisiylebaşbaşayaşamayaalıştırmayaçalışmak.” {119}IşteboyledirPlatoncuruhanialıştırma.LakinbunuiyiceanlamakveayrıcadaPhaidon diyaloguboyuncaetkisialtındaoldugumuz,Sokrates’infelse iolumundenayırmamakgerekir.Buradasorgulananruhvebedenarasındakiayrılmanın–tarihoncesiherneidiysede–bedeninbilincikaybettigi ve ruhun bu sayede dogaustu bir ongoru halinde bulundugu bir trans veyakatalepsi haliyle uzaktan yakından hiçbir alakası yoktur.Phaidon'unbupasajdan onceki vetakip eden tum onermeleri gosterir ki, burada soz konusu olan, duşuncenin bagımsızlıgınıelde etmek için, ruhun bedensel duyulara baglı tutkulardan kurtulması, sıyrılmasıdır.” {120}Belkidebedeneveduyularabaglı,duşkunvetutkularlailgiligoruşaçısındanazatolmakiçinveduşunceninduzenleyici,evrenselbakışaçısınayukselmekiçinveLogos’ungerekliliklerine,Iyi’ninkuralınatabiolmakiçinbirçabaolarakelealırsak,buruhanialıştırmayıgozumuzdeçok daha net canlandırabiliriz. Olmeye alışmak; şeyleri evrensellik ve nesnellikperspekti indengormekiçin,bireyselliginden,tutkularındanelinieteginiçekmeyealışmaktır.Pektabiikideboylebiralıştırma,duşunceninkendiuzerineyogunlaşmasını,birmeditasyonçabasını,içselbirdiyaloguvarsayar.PlatonDevlet’tebirkezdaha,bireyseltutkularınzulmubaglamında,busureceimadabulunur.Arzularınbuzulmu,derbize,ozellikleruyadakendinigosterir:“Varlıgımızınvahşikısmı...annesiyleyatmayıbileiçindengeçirmektençekinmez,ya

Page 27: Pierre Hadot Ruhani Alıştırmalar

da her kim olursa olsun, insan, tanrı, havyan; dokmeyecegi kan, yemeyecegi halt kalmaz;çılgınlıgın, yuzsuzlugun son kertesine varır kısacası.” {121} Kendini bu zulumden kurtarmakiçin,Phaidon’da betimlenmiş olan ile aynı tarzda bir ruhani alıştırmaya başvuracagız:“Uyumadanonceakılsalyetisiniuyandırsın,guzelduşuncelere,araştırmalaraversinkendini,kendi uzerine yogunlaşarak; varlıgının aç kısmını da doyurduktan ve o keci kısmıyatıştırdıktan sonra, ruhun bu iki yanını yatıştırdıktan ve aklın bulundugu ilk kısmıuyandırdıktansonradırki,ruh,ancakhakikateulaşır.”{122}Buradaokuyucununaffınasığınarakkonudanbirazcıksapıyoruz.Felsefeyibir“olumalıştırması”olaraksunmakfazlasıylaonemlibir karardı.Phaidon'da Sokrates’in muhatabı hemen goze çarpar: Boylesi bir şey ancakguldurur,vebayagıinsanlarınçogu, ilozo ların“canınasusamışinsanlar”oldugunainanırvebu ilozo ların olumu gerçekten olecek kadar istediklerini kabul ederler. {123} Zira, felsefeyiciddiye alan kimse için, bu Platoncu formul oldukça derin bir hakikat degerindedir: Batıfelsefesindezatenolaganustubiryankısıolmuştur;EpikurosveHeideggergibiPlatonculukkarşıtlarıbile,buyankı ilesarılmışlardır.Bu formulunkarşısında,mazininvebugunun tumfelse i gevezelikleri sahiden de bomboş gorunur. “Ne guneşe ne de olume bakılamazkımıldamaksızın.”{124}Birtek ilozo larıngozlerimacerayaatılır;onlarınçeşitliolumtasvirlerialtında,tekbirerdembulunur:Aklıbaşındalık.Platoniçin,duyumsanıryaşamdankurtulmak,duşuncenin olumsuzlugunu çoktan tatmış kişiyi korkutamaz. Epikurosçu için, olum ikri,varoluşun sonlulugununbilincidir veher saniyeye sonsuzbirdegerkatar. Yaşamınher anıkıyaslanamazbirdegerleyuklubiçimdeortayaçıkar: “Inanki ışıldayanhergun, songununolacak; boylece minnettarlıkla karşılarsın her beklenmedik saati.” {125} Stoacı, bu olumçıraklıgında ozgurluk çıraklıgını bulacaktır. En meşhur denemelerinden birinde (“Quephilosopher c’est apprendre a mourir”) Seneca’dan yakınırken Montaigne’nin dedigi gibi:“Olmeyi her kim ogrenmişse, nasıl kullanacagını ogrenmemiş.” {126} Olum ikri iç yaşamıntonunu ve duzeyini donuşturur: “Olum gozlerinin onunde olsun her gun, der Epiktetos,boylecebirdahaaslanebayagı ikirlerinnedeaşırıarzunolur.” {127}Bufelse itema,sankiilkve sondefaymışçasınayaşanmasıgerekenmevcutanın sonsuzdegerininkiylebaglantılıdır.Heidegger içinde felsefe “olumalıştırması”dır:varoluşunhakikiligi, olumunberrakbir onealımındabulunmaktadır.İsteyen,aklıbaşındalıkveeğlencearasındaseçimyapsın.{128}

Platon için, olum alıştırması, perspektif degiştirmeye, şeylerin bireysel tutkular tarafındanyonetilengoruntusundenduşunceninevrenselligivenesnelligitarafındanyonetilenbirdunyatasvirinegeçmeyedayananbirruhanialıştırmadır.Bu,ruhunbutunuyle” {129}gerçekleşenbiryöndeğiştirmedir(metastrophe).Busafdüşünceperspektifinde,“insanca,pekinsanca”şeyleroldukçakuçukgozukur.Platoncuruhanialıştırmalarınanatemasıiştetamdabudur.Bununsayesindetalihsizliktedahisukunetikoruyacagız:“Aklauygunyasa,talihsizlikteolabildigincesakinkalmaktanveisyanetmemektendahaguzelbirşeyolmadıgınıdilegetirir,çunkubutarzrastlantılarda neyin iyi neyin kotu oldugunu bilmeyiz, gelecege kızarak hiçbir şey eldeetmeyiz,insanhayatındaki hiçbir şey uzerinde çok durmaya degmez ve bu gibi koşullardaimdadımıza en hızlı yetişmesi gereken şey keder tarafından engellenir. –Ne demekistiyorsun? diye sordu. –Başımıza gelen şey uzerine derinlemesine duşunmek, diye cevapverdim.Burada,başımızagelendenkurtulmakiçin,tıpkızaroyunugibi,hanginumaragelirsedurumumuzuonagore,aklıneniyiolarakbelirledigiaraçlarla,yenidenduzenlemekgerekir...Ruhunu,hastaolanıolabildiginceçabukgelipiyileştirmeye,duşmuşolanıkaldırmayaveilacı

Page 28: Pierre Hadot Ruhani Alıştırmalar

uygulayarakferyatlarıdindirmeyealıştırmakgerekir.” {130}Buruhanialıştırma,diyebilirizki,zaten Stoacıdır, {131} çunku burada, “ruhu alıştırmaya” ve tutkularından kurtarmaya yonelikilkelerin ve deyimlerin kullanımını goruyoruz. Bu vecizeler arasında, insani ugraşlarınbayagılıgınıdogrulayandeyimoldukçaonemlibirroloynar.Fakatpektabiikidebudeyim,Phaidon’da betimlenmiş, ruhun, kendi aracılıgıyla saf duşunce mertebesine, yanibireysellikten evrensellige, yukseldigi hareketin sonucundan başka bir şey degildir. Insaniugraşların bayagılıgı, olumun kuçumsenmesi ve saf duşunceye ozgu evrensel goruşkavramlarınınhepsi,açıkçasışimdialıntılayacağımızmetneoldukçabağlıgörünüyor:“Felsefi,dogaları, felse i olmayanlarınkinden ayırt etmek istiyorsak, sınanması gereken başka birnokta var; içinde hiçbir bayagılık ve kuçukluk barındırmayan ruh; ilahi ve insani ugraşlarıbütünüyleveevrenselliğiylekapsayanbirruhilebagdaşır...Lakinduşuncesiyucelereulaşanvezamanın ve varlıgınbütününtemaşasınınaitolduguruh,sanıyormusunki, insanyaşamınındegerli bir şey oldugunu duşunsun?.. Ancak boyle bir adam olume korkulacak bir şeymişgozuylebakmayacaktır.” {132}“Olumalıştırması”burada,bireyselvetutkuyadeginoznelliktenevrenselperspekti innesnelligine,yanisafduşuncealıştırmasınageçenbutununtemaşasına,duşuncenin yucelere yukselişine baglıdır. Filozofun bu ozelligi, ilk defa burada, tum antikgelenek boyunca surdurecegi bir isim alır: Ruhun yuceligi.{133} Ruhun yuceligi, duşunceninevrenselligininbirmeyvesidir.Filozofuntumkurgusalvetemaşayailişkinçabasıboylelikle;duşunceyi Butun’un perspekti ine yukselterek, duşunceyi bireyselligin yanılsamalarındankurtardıgı olçuceruhanibiralıştırmahalinegelir.(“Suredenazatolmak.[...]Kendiniaşarakebedileşmek”derG.Friedmann).Bu perspektiften bakıldıgında izigin kendisi bile uç duzeyde konumlanabilen bir ruhanialıştırma haline gelir. Oncelikle, izik, amacı kendinde olan ve ruhu gundelik kaygılarındankurtararakonaneşevesukunetverenbirtemaşasalfaaliyetolabilir.Bu,Aristoteles izigininozudur:“Doga,meydanagetirdigişeyleriinceleyenkişilereinanılmazbirzevkyaşatır;yeterkibu kişiler nedenlere ulaşmaya muktedir ve gerçekten de ilozof olsunlar.” {134} Doganın butemaşasından, Epikurosçu Lucretius, gordugumuz uzere, “ilahi bir keyif ’ alıyordu. StoacıEpiktekos için, varoluşumuzun anlamı bu temaşada barınmaktadır: Dunyaya, ilahi eserleritemaşaetmekiçingetirildikvebuharikalarıgormedenvedogaylauyumiçindeyaşamadanolmemek gerekir. {135} Açıktır ki bu temaşanın bilimsel açıklaması, bir ilozoftan digerineoldukça degişkendir; mesela, Aristoteles izigi ile Iskenderiyeli Philon’da ve Plutharkos’tarastladıgımızdogaduygusuarasındaciddibirayrımvardır.Lakinbusonikiyazarınnasılbirhevesle kendi hayali iziklerinden bahsettiklerini belirtmek yine de ilginçtir. “Bilgeligi icraedenler”, der bize Philon, “dogayı ve kapsadıgı her şeyi mukemmel bir biçimde temaşaederler;dunyayı,denizi,havayıtumyaşayanlarıylabirliktedikkatliceincelerler;aya,guneşe,evrimlerindegezinenyadasabitdigeryıldızlaraduşunceyoluylakatılırlar;egerbedenleriyleburaya,dunyayasabitlenmişiseler,eter(ether)uzerindeyurumekvetıpkıdunyadayaşayanyurttaşlargibioradayaşayanguçleritemaşaetmekamacıylaruhlarınakanatlareklerler.Işteboyle eksiksiz mukemmellik ile doludur bedenin ve dış şeylerin illetlerinden bihaberyaşamayaalışıkolanlar[...]boyleinsanların,erdemlerininkey inisurerek,tumyaşamlarındanbirkutlamayaptıklarıaşikârdır.”{136}Busondizeler,Plutarkhostarafındandaalıntılanan,kinikDiogenes’inbiraforizmasınaimadabulmaktadır:“Iyibirinsaniçinhergunbirbayramdegilmidir?”“Vegözkamaştıranbirbayram,diyedevamederPlutarkhos,eğererdemliysek.Dünya,

Page 29: Pierre Hadot Ruhani Alıştırmalar

tum tapınakların en kutsalı ve en ilahisidir. Insan, doguştan, izleyici olarak sokuldu butapınaga; yapay etten cansız heykellerin degil, akıl edilebilir olan ozlerin duyumsanırtasvirlerinin izleyicisi olarak [...] tıpkı guneş, ay, yıldızlar, suyundaimayenidenveyenidenaktıgınehirlervebitkilerlehayvanlarınbesinleriniuretentoprakgibi.Kusursuzbirvahiyvegizemlerekarışmaolanbuyaşam,sükûnetveneşeiledoluolmalıdır.”{137}

Lakin iziginburuhanialıştırmasıaynızamanda, insaniugraşlarıpekdemuhimgormeyen,hayali bir “ustunkoru” biçim de alabilir. {138} Bu temaylaMarcus Aurelius’ta da karşılaşırız:“Birden bire yukseklerde oldugunu ve yukseklerden insani ugraşları ve rengarenkçeşitlilikleriniseyrettigini farzet;onlarınasıldakuçumserdin,aynıbakışlaseniçevreleyenether’in ve havanın nasılda uçsuz bucaksızcasına varlıklarla kaplı oldugunu gorecekolsan.”{139}ButemaSeneca’dadabulunur:“Ruh;kotuolanherşey,ayaklarıaltındaçignediktensonra, yukseklere çıkıp ve doganın en mahrem kıvrımlarına kadar nufuz ettigi zamanmutlulukbollugunaerişir.Işteozaman,yıldızlararasındadolanırken,sankizenginlerinpahalıdoşemeleriyle alay etmekten hoşlanır gibidir [...] Ama ruh, zenginlerin tum bu luksunu,dunyanın çevresini dolanmadan once kuçumseyemez; gogun tepesinden dar yerkureyeatılmış kuçumseyici bir bakış ile şoyle der kendine: “Demek tumhalkların demir ve ateşlearalarında paylaştıgı toplu igne ucu kadar nokta burası? Ne kadar da gulunç, insanlarınaralarınaçektiklerisınırlar!”{140}

Butunungoruntusundeveduşunceninevrenselduşunceduzeyineyukselmesinde,buruhanialıştırmanın uçuncubir seviyesini keşfederiz; ki bu seviyede, bizebaşlangıçnoktası olarakkatkıda bulunmuş olan Platoncu temaya daha da yakınız: Seni çevreleyen “hava ilesolumaktan”[co-respirer]kendinialıkoyma,derMarcusAurelius,hatta,şuandanitibarenherşeyi saran “duşunce ileduşun” [co-penser]. “Zira, duşuncegucu, heryanadahaazyayılmışdegildir,solumayamuktedirkişininiçindeolanhavayagorekendisinialabilecekhervarlıgıniçinedahaaznufuzedecekdegildir...Onundeuçsuzbucaksızboşbiralanaçılacaktır,çunkusen,duşunceyoluyla,evreninbutununusararsın,sureninebediyetinikatedersin.” {141}Tamdabu duzeyde, bilincin içselligine ve Butun’un duşuncesinin evrenselligine ulaşmak içinbireyselligimizi feda ettigimiz soylenebilir: “Zaten çoktan Butun idin, ama sana Butun’denbaşkabirşeyeklendigiiçin,bueklemeninkendisindenoturu,Butun’dendahaazhalegeldin.Bu ekleme hiç de varlıktan gelmiyordu (çunku Butun’e daha ne eklenebilir?), tamamıylayokluktandı.Buyokluktan,birisihalinegeldiginde,bubirisiartıkButundegildir.Vebu,birisibu yoklugu bırakıncaya kadar devam eder. Oyleyse, ancak Butun’den başka olan her şeyiatarakyukselebilirsin;egerbunuatarsan,Butunsendevarolacaktır...Butun’unvarolmasıiçinvarlıga gelmesine gerek yoktur. Eger var degil ise, sen O’ndan uzaklaştıgın içindir.Uzaklaşmak,başkayerleregitmek içinonubırakmakdegildir, çunkuo,oralardadırda;amauzaklaşmak,ovariken,O’ndansapmaktır.”{142}PlotinosilePlatonculugageridoneriz.PlatoncugeleneklerPlaton’unruhanialıştırmalarınasadık idiler.Yalnızcaşunubelirtebilirizki, yeni-Platonculukta, ruhani ilerlemenosyonuPlaton’unkendisindeoldugundan çokdahabelirginbirroloynar.Ruhaniilerlemeninevreleri,hiyerarşilerininyeni-platoncu {143}pekçokmetindetasvir edildigi ve Marinus’un{144} Viede Proclus'una (Proclus'ün Yaşamı) ana hatlarınıvermekte oldukça işine yarayan erdem seviyelerine tekabul etmektedir. Plotinos’unyazılarınınderleyicisiPorphyros,hocasınıneserleriniburuhaniilerlemeninevrelerinegore

Page 30: Pierre Hadot Ruhani Alıştırmalar

sistematik bir biçimde sınırlandırmıştır: ruhun bedenden koparak arınması, sonraduyumsanırdünyanıntanınmasıveaşılmasıvenihayetindeZekâ’yaveBir’egeri-dönüş.{145}

Bu ruhani ilerlemenin gerçekleşmesi, alıştırmalar gerektirmektedir. Porpyhros, insanınkendiniikialıştırmaya(meletai)vermesigerektiginisoyleyerek,Platoncugeleneklerioldukçaiyi ozetler:Biryandan,duşunceyi, olumcul ve tenselher turlu şeydenayırmak, oteyandan,Zeka’nın faaliyetine dogru donmek.{146} Yeni-Platonculukta, ilk alıştırma, kelimeninmodernanlamıyla, adamakıllı çileci tavırlar ihtiva eder, hatta vejetaryen bir rejim. Aynı baglamda,Porphyros ciddi ciddi, ruhani alıştırmaların oneminin uzerinde durur: mutluluk getirentemaşa(theoria),hernekadarhakikivarlıklarlaalakalıolsalarda,sadecesoyutegitimlerinvesoylevlerin birikmesinden oluşmaz; zira bu egitimlerin bizde “doga ve yaşam” {147} halinegelmeleriiçinbubirikimebirçabailaveetmekgerekir.Plotinosfelsefesinderuhanialıştırmalarınonemibuyuktur.EniyiornekbelkidePlotinos’unruhun ozunu ve ozdeksizligini tanımlama tarzında karşımıza çıkacaktır. Ruhunozdeksizliginden ve olumsuzlugunden şuphelenecek olursak; bu, ruhun, akla uymayanarzularla,şiddetliduygularlavetutkularladoluoldugunugormeyealışkınoldugumuzdandır.“Fakat,birşeyinozunubilmekistiyorsak,buşeyisafhaldeduşunereksınamakgerekir,çunkubir şeye yapılan her ekleme bu şeyin bilgisine ulaşmada bir engeldir. Oyleyse onu onda,kendindenolmayanşeylerikaldıraraksınayadadahaçok,kendigörevlerinikendinbelirlevekendi kendini sına, boylelikle olumsuzlugune inanacaksın.” {148} “Hala kendi guzelliginigoremiyorsan,guzelbirheykelvaretmeyeçabalayanbirheykeltıraşgibiyap:Bunukaldırır,şunukazır,birkısmıparlatır,birdigeriniisetemizler,takiheykeldekiguzelsuretibelirinceyekadar.Aynışekilde,sende,karanlıkolanherşeyiparlakkılmakiçinarındırarak,gereksizolanher şeyi kaldır, egik olandan kurtul; ve kendi heykelini {149} yontmaktan vazgeçme, ta kierdemin ilahi aydınlıgı sende parlayıncaya kadar [...]. Bu hale geldiysen, kendi içinde [...]seninle harmanlanmış hiçbir yabancı şeyi bundan boyle bulundurmaksızın [...] bu halegeldigini kendingorduysen [...] bakışını sabitlevegor.Çunku yalnızcaboylebir gozGuzel’itemaşa edebilir.” {150} Burada ruhun ozdeksizliginin ispatının, deneyime donuştugune tanıkoluyoruz. Yalnızca, –ruhun hakiki gerçekligini saklayan– tutkulardan kendini arındıran vekurtulan kimse, ruhun ozdeksiz ve olumsuz oldugunu anlayabilir. Burada bilgi, ruhanialıştırmadır.{151} Yalnızca ahlaki arınmayı gerçekleştiren kimse anlayabilir. Ruhtan da ote,Zekâ’yı{152} ve ozellikle her şeyin ilkesi olan Bir’i tanımak için, gene ruhani alıştırmalarabaşvurmakgerekir.Busondurumda,Plotinos,haricibiçimde,nesnesindenbahseden“egitim”ile gerçekten Iyi’nin somut bilgisine goturen “yol” arasında oldukça net bir biçimde ayrımyapar: “Bizionunhakkında“eğitim” iledonatan;analojiler,olumsuzlamalar,ondan (Iyi’den)gelen şeylerin bilgisidir;biziona(İyi’ye)götüren isearınmalar,erdemler, içsel tertipler, akıledilebilirdünyayaçıkıştır...”{153}Plotinos’unyalnızcaIyi’yitanımakdegil,onunla–bireyselligintamamen bir parçalanmasıyla– aynı hale gelmek amacı olan bu tarz ruhani alıştırmalarınıbetimleyenpekçoksayfasıvardır.Belirlenmişbirbiçimiduşunmektenkaçınmak; {154} ruhu,her belirli biçimden azat etmek{155}, diger her şeyi uzaklaştırmak{156}gerekir. Boylece,geçiveren bir parıltıda, “ben”in başkalaşımı gerçekleşir: “Goren, artık nesnesini gormez,çunkuoanda,kendini(nesneden)ayıramazolur;artıkikişeytasviretmez,zirabirmanadadiğerihalinegelmiştir,nekendisidirartık,nedekendisinde,amaBir ilebirliktedir, tıpkıbir

Page 31: Pierre Hadot Ruhani Alıştırmalar

daireninmerkezininbaşkabirmerkezileaynıolmasıgibi.”{157}

IVOKUMAYIÖĞRENMEK

Kısaca,oldukçakısacaantikçagdakiruhanialıştırmalarpratigininçeşitliliginivezenginliginibetimledik. Gorunurde belli bir farklılık sunduklarını saptayabildik: Bazıları, ahlaken iyialışkanlıklar edinmeye yonelik pratiklerden (Plutarhkos’un merakı, kızgınlıgı ya daboşbogazlıgı frenleyenethismioi'leri) başka bir şey degillerdi; bazıları, saglam bir akılsalyogunlaşma(ozellikledePlatoncugelenekte,meditasyonlar)gerektiriyorlardı;bazıları,ruhukozmosadonduruyorlardı (herekolde,doganın temaşası); ennihayetindeoldukçanadirveistisnai olan bazılarıysa, kişiligin bir suret degiştirmesiyle (Plotinos’un deneyimleri)sonlanıyorlardı. Aynı şekilde, bu alıştırmaların haletiruhiyesi ve kavramsal içerigi ekolleregore farklılık gosteriyordu: Stoacılarda enerjinin seferber edilmesi ve kadere razılık,Epikurosçulardadinginlikveuzaklaşma,Platonculardaiseakılsalyogunlaşmaveduyumsanırolandanelinieteğiniçekme.Yine de, bu gorunur çeşitliligin altında, kullanılan araçlar ve araştırılan amaç bakımındanderinbirbirlikvardır.Kullanılanaraçlar; iknaetmeninretorikvediyalektik teknikleri, içseldile hakimiyet denemeleri, akılsal yogunlaşmadır. Butun felse i ekollerin, bu alıştırmalardahede ledikleri amaç, kendini gerçekleştirme ve geliştirmedir. Tum ekoller; insanın, felse igeri-dönüştenönce,mutsuzbirendişelenmedurumundabulunduğu,kaygınınkurbanıolduğu,gerçektenyaşamadıgı,kendisideolmadıgıgoruşundehem ikirdirler.Tumekoller;insanınbudurumdan kurtulabilecegine, hakiki hayata ulaşabilecegine, kendini geliştirebilecegine,donuşturebilecegine, mukemmeliyet haliyle yuzleşebilecegine olan inançlarında dahem ikirdirler. Ruhani alıştırmalar tam anlamıyla; bize, insan onyargılarına ve toplumsalanlaşmalara (zira toplumsal hayatın kendisi bir tutkular urunudur) uygun olarak degil,insanın akıldan başka bir şey olmayan dogasına uygun olarak yaşamayı ogretecek olan bukendini biçimlendirme, bupaideia’dır. Tum ekoller, her biri kendi usulune gore, sayesindeinsanın, kendi kendini degiştirme, geliştirme, gerçekleştirme imkanına sahip oldugu, iradeozgurluguneinanır.Bununaltındayatan, izikselalıştırmalarveruhanialıştırmalararasındakiparalelliktir:Tıpkı,tekrarlananbedenselalıştırmalarla,atletinbedenineyenibirbiçimveyeniguçler vermesi gibi; ruhani alıştırmalarla da, ilozof, ruh gucunu geliştirir, içsel havasınıdegiştirir, dunya goruşunu ve nihayetinde de tum varlıgını donuşturur. {158} Analojigymnasion'daçokdahaaçıkgozukmektedir,yani izikselalıştırmalarınyapıldıgıyerde,–aynıyerde felsefe dersleri de veriliyordu– demek oluyor ki, ruhani bir jimnastik idmanınınyapıldığıyerde.{159}

Plotinosçubirifade,ruhanialıştırmalarınbuamacını,kendinigerçekleştirmeninbuarayışınıoldukçaiyisimgeler:“Kendiheykeliniyontmak”.Oteyandan,bu,sıklıklayanlışanlaşılmıştır,çunkubuifadenin,birçeşitahlaksalestetizmetekabulettiginihayalederiz;buyorumagorede şunu ifade edecektir: Bir duruş takınmak, bir davranış seçmek, bir kişilik oluşturmak.

Page 32: Pierre Hadot Ruhani Alıştırmalar

Aslındahiçdeboyledegildir.Antikleriçin,heykeltıraşlık,“ekleyen”resminaksine,“kaldıran”birsanatidi:heykel,mermerparçasındadahaoncedendevardır,veonugorunurkılmakiçingereksiz kısmı kaldırmak gerekir. {160} Bu tasvir tum felse i ekollerde ortaktır: Insanmutsuzdur,çunkututkularınınkolesidir,başkabirdeyişle,eldeedemeyecegişeyleriarzular,kibuşeyler,onundışında,onayabancı,gereksizşeylerdir.Mutluluk oyleysebagımsızlıktan,ozgurlukten,otonomiden;yani, oze,hakikaten“kendimiz”olanşeyevebizebaglıolanşeyedonuşten ibarettir. Ki bu, Platonculukta karşılaştıgımız denizlerin derinliklerinde yaşayandeniztanrısıGlaukos’unmeşhurtasviriiçingeçerlidir:Balçıkla,yosunlarla,denizkabuklarıyla,çakıl taşlarıyla çevrili oldugundan tanınmazbirhaldedir.Aynı şeyler ruh içinde geçerlidir:Beden, ruh için, onu tamamen şekilsizleştiren bir çeşit kalın ve kaba bir kabuktur; ruhunhakikidogası,egerkendineyabancıolanbuşeylerinhepsinifırlatıpatarakdenizdençıkacakolursa, gorunecektir. {161} Kendini; bedenden, tutkularından ayırmaya dayanan olumçıraklıgının ruhani alıştırması, ruhu tum bu gereksiz eklemelerden arındırır; hatta, ruhun,hakikidogasınageridonebilmesivekendiniyalnızcasafduşuncealıştırmasınaadayabilmesiiçin, bu alıştırmayı uygulamak yeterlidir. Stoacılar için de bu geçerlidir. Bize baglı olan vebizden bagımsız olan arasındaki karşıtlık sayesinde, hakiki benligimize –ahlaki ozgurluge–geridonebilmekiçin,bizeyabancıolanherşeyifırlatıpatabiliriz.AynısıEpikurosçulariçindegeçerlidir: Dogal olmayan ve zorunlu olmayan arzulardan ayrılarak, ozgurlugun vebagımsızlıgın, dogal ve zorunlu arzuların tatmini olarak tanımlanacak bu kokenselçekirdegine geri doneriz. Oyle ki, her ruhani alıştırma temelinde kaygıların, tutkuların,arzuların surukledigi “ben”i yabancılaşmadan kurtaran bir kendine geri donuştur. Boylecekurtarılan ben, artık bencil ve tutkularla dolu bireyselligimiz degildir; o, evrensellige venesnelliğeaçık,evrenseldüşünceyeyadadoğayakatılanahlakikişimizdir.Bu alıştırmalar sayesinde, bilgelige; başka bir deyişle, tutkulardan tumuyle kurtulma,mukemmel bir aklı başındalık, kendinin ve dunyanın bilinmesi haline ulaşabilmeliyiz. Buinsanmukemmeliyeti ideali aslında Platon’da, Aristoteles’te, Epikurosçular ve Stoacılar’da,ilahi mukemmeliyetin asıl halini –yani insan için ulaşılamaz bir durumu– tanımlamayayaramıştır.’{162} Bilgelik hakikaten de, kendisine erişmeyi ummaksızın yoneldigimiz biridealdir,buyukihtimalleEpikurosçuluk {163}ekoluhariç.Insaniçinnormaldeulaşılabilirolantekhalphilo-sophia’dır,yanibilgeliksevgisi,bilgeligedogruilerleme. {164}Ruhanialıştırmalardaima,sürekliyenilenenbirçabaiçindetekrarvetekraryinelenmelidir.Filozof boylelikle bir ara halde yaşar: bilge degildir, ama bilge-olmayan da degil. O halde,felse i-olmayanyaşamilefelse iyaşamarasında,alışılmışvegundeliginalanıilebilinçveaklıbaşındalık{165}alanıarasındabocalar.Ruhanialıştırmalarpratigiolduguolçudefelse iyaşam,gundelik yaşamdanbir kurtulmadır, bir geri-donuştur; goruşun, yaşam tarzının, davranışıntamamen bir degişimidir.Askesis şampiyonları kinikler arasında, bu vaat, ka ir dunyadanbutunuyle bir kopuşun ta kendisidir; ki bu, Hıristiyanlıktakimonastik çagrıya benzer. Bukopma, bir yaşam ve hatta insan cemaatine tamamen yabancı biçimde giyinme tarzıylakendini gosteriyordu. Işte bu sebepten oturu bazen, kinizmin gerçek anlamada bir felsefeolmadıgı,fakatbiryaşamhali(enstasis)oldugusoylenirdi.{166}Amaişinaslı,herfelse iekol,hernekadardahaılımlıbirşekildedeolsa,muritleriniyenibiryaşamtarzınadahilediyordu.Ruhani alıştırmalar pratigi, edinilmiş degerlerin tamamen bir alt ust olması anlamına

Page 33: Pierre Hadot Ruhani Alıştırmalar

geliyordu; dogru degerlere, erdeme, temaşaya, yaşamın yalınlıgına, var olmanın yalınmutluluguna yonelmek için yanlış degerler, zenginlikler, şere ler, hazlar inkar ediliyordu.Koktengelenbukarşıtlık ilozofolmayanlarıntepkisiniaçıklıyordu:komikşairlerdeizlerinerastladıgımız alaydan, Sokrates’i oldurmeye kışkırtacak kadar ileri giden, dupeduzdüşmanlığauzanabilecekbirkarşıtlıktırbu.Alışkanlıklarından, toplumsal onyargılarından kopmanın, yaşam tarzının tumuyledegişiminin, dunyayı gorme tarzının kokten başkalaşımının, gundelik anlamına tamamenaykırı fantastik ve acayip gorunebilecek derecede “ iziksel” ve yepyeni bir kozmikperspekti in; bireyde oluşturacagı altust olmanın derinligini ve genişligini ha ife almamakgerekir. Boyle doruklarda, kesintisiz biçimde kendi olarak kalmak imkansızdı. Bu, aralıksızolarak yeniden elde edilmesi gereken bir yon degiştirmedir. Muhtemelen boyle zorluklaryüzünden,Damascius’unIsadorus’unHayatı’ndabahsettigi ilozofSallustius,felsefeyapmanıninsanlariçinimkânsızolduğunusaptamıştır.{167}Büyükihtimallefilozofların,yaşamlarınınheranında,hakikatende ilozofkalmayamuktedirolmadıklarını,hernekadar,buetiketitaşısalarda,gundelikyaşamınalışkanlıklarındadonupdurduklarınısoylemek istiyordu.Septikler iseilozofça yaşamayı açıkça reddediyor, bilinçli olarak “herkes gibi yaşamayı” {168} tercihediyorlardı(lakin[buyaşamtarzı],ancakoldukçayogunfelse ibirsapaktansonramumkunidi; zira biz, septiklerin bu “gundelik yaşamı”nın, zannetmiş oldukları kadar da “gundelik”olmadığınıvarsayıyoruz).Oyleyse, antikçagda hakiki felsefe, ruhani alıştırmadır. Felse i teoriler, ya ruhani pratiginaçıkçahizmetinesunulmuştur,tıpkıStoacılıkveEpikurosçuluk’taoldugugibi,yadazihinselalıştırmaların, yaninihayetinde ruhanibir alıştırmanınkendisindenbaşkabir şeyolmayantemaşayla ilintili yaşamın nesnesi olarak ele alınmıştır. Bu sebepten, antikçag felse iteorilerini, teorilere hakiki anlamlarını katan bu somut perspekti i işin içine katmaksızınanlamakpekdemumkundegildir.Boylece,antikçag ilozo larınıneserlerini,ogretiselyapıyıoluşturanvaroluşsaltavraçogalanbirilgigostererek,okumayayoneliriz.IsterPlaton’unkilergibidiyaloglar, isterAristoteles’inkiler gibidersnotları, isterPlotinos’unkiler gibi risaleler,isterProclus’unkilergibiyorumlarolsun, ilozo larıneserlerivukubuldukları somutdurumgoz onunde bulundurulmaksızın yorumlanamaz. Bu eserler, kelimenin tam anlamıyla, birhocanınmuritleriniyetiştirdigiveonları,kendinigerçekleştirmevedonuşturmeyezorladıgıfelse ibirekoldenyayılırlar.Demekki,yazılıeserpedagojik,psikagojik,yontemselugraşlarıyansıtmaktadır.Esasında,heryazıbirmonologolmasınaragmen,felse ieserherzamanustukapalıca anlatılan bir diyalogdur; muhtemel muhatabın boyutu daima diyalogda bulunur.Modern tarihçilerin, adeta bir şaşkınlıkla, antik ilozo ların{169} eserlerinde keşfettikleritutarsızlıgı ve çelişkiyi açıklayan da budur zaten. Gerçekten bu felse i eserlerde duşunce,sistematikbirduzeninmutlakvesafbirzorunlulugunatabibirbiçimdeifadeedilemez;amamuhatabın seviyesini ve ifade edildigi somut logos’un zamanını goz onunde bulundurmakdurumundadır. Duşunceyi konumlandıran, yazılı logos tasarrufunun ta kendisidir; canlı birsistemolandabulogos’tur,kibulogos,Platon’undadedigigibi,“kendineaitbirbedene,nekafasız ne ayaksız bir biçimde degil; ortamla ve kendileri ile her şey arasındaki uyumukoruyacakbiçimdeçizilmişsınırlarlasahipolmakzorundadır.” {170}Herlogosbir“sistem”dir,fakatbiryazar tarafındanyazılmış logoi’lerinbutunubirsistemoluşturmaz.Kibu,açıkçası

Page 34: Pierre Hadot Ruhani Alıştırmalar

Platon diyalogları için de geçerlidir; keza Aristoteles dersleri için de. Bunlar derslerdir; vekesinlikle, pek çok yorumcusunun yaptıgı hata, Aristoteles’in eserlerinin, ders notlarıoldugunu unutmak ve sistemli bir ogretinin tastamam bir açıklamasını sunmaya yoneliksistemli risalelerin ya da kitapçıkların soz konusu oldugunu hayal etmek idi. Oyle ki, buyorumcular, bir yazıdan digerine rastladıkları tutarsızlıklar, çelişkiler karşısında şaşıpkaldılar. Ama I. During’in {171} de oldukça açık biçimde gosterdigi gibi, farklı Aristoteleslogoi’leri,şuyadabuakademiktartışmatarafındanyaratılmışsomutdurumlaratekabuleder.Herders,farklıkoşullara,belirlibirsorunsalatekabuleder;içselbirligivardır,amakavramsaliçerigi başka bir dersinkiyle tamamen ortuşmez. Bu yuzden de Aristoteles hiç degerçekliğin{172} tastamam bir sistemini onerme hayali kurmaz; ogrencilerini mantık, dogabilimi ve ahlak bakımından dogru yontemler kullanmaları için yetiştirmek ister. I. During,Aristotelesçiyontemimukemmelbirşekildetarifeder:“Aristotelestarzınıkarakterizeeden,daima bir sorun tartışmak uzere olmasıdır. Onemli her sonuç, neredeyse her zaman iyicebelirlenmiş bir biçimde sorulan soruya bir cevap niteligindedir ve bu belirli soruya cevapolmaktan başka bir degeri yoktur. Aristoteles’te, gerçekten de ilginç olan şey, sorunlarkarşısındaki konumudur, cevapları degil. Aristoteles’in alıştırma yontemi, daima yeni biraçıdanyuzleştigibir sorunlardizisineyadabir sorunayaklaşmaktan ibarettir.Buyontemibelirtmekiçinkullandıgıformuliseşudur:“Şimdibaşkabirbaşlangıçnoktasıalarak...Boylece,oldukça farklıbaşlangıçnoktalarıalarak,duşunceninkendi,hattabirbirindenoldukça farklıişleyişleriniaçıklamayaatılırveensonundadakendiaralarındakesinlikleuyumluolmayancevaplaraulaşır,tıpkıruhuzerinearaştırmalarıornegindeoldugugibi[...].Duşunuptaşınınca,herdurumda,cevabın,tamamensorununsoruluşşeklinegoresonuçlandıgınıkabulederiz.Butarztutarsızlıklar,kullanılanyontemindogalsonucuolarakanlaşılabilir.” {173}Aristoteles’inbu“farklı başlangıç noktaları” yonteminde, Aristophanes’in Sokrates’e odunç verdigi yontemihementanırız;kitumantikçag,gordugumuzuzere,buyontemesadıkkalmıştır.Iştetamdabusebepten, mutatis mutandis, I. During’in bu satırları aslında neredeyse antikçagın herfelsefesineuygulanabilir.Zira,birsistemifşaetmeyedegildebelirlivesınırlısorularabelirlicevaplarvermeyedayananbuyontem,diyalektikyontemin,yanidiyalektikalıştırmanın,tumantikçagda devam eden mirasıdır. Aristoteles’e geri donmek gerekirse, kendi derslerinimethodoi{174}diyeadlandırıyorolmasındaderinbirhakikatvardır.Aristotelesçiliginozu,zatenbubakışnoktasınagore;herşeydenonce,muhtemelbirpolitikrolamaçlıyetiştirmeekoluveozgur tartışmacı oze dayandırılan bir araştırmalar enstitusu olan Platoncu Akademi’ninozuyleuyuşur. {175}EgerşimdiPlotinos’unyazılarınageçersek;onun,verdigiderslerdeortayaçıkan sorunlardan kaynaklanan konularla ugraştıgını Porphyros’tan ogreniriz.{176} CiddenbelirlenmişbirsorunsaldankaynaklananbelirlisorularaverilencevaplarolarakfarklıPlotinoslogoi’leri, muritlerinin ihtiyaçlarına uyar ve onlar uzerinde belirli bir psikagojik etkiyaratmaya ugraşır. Logoi’lerin, Plotinos duşuncesinin engin bir sistematik açıklamasınınbirbirini takip eden bolumleri oldugunu hayal etmemek gerekir. Bunların her birinderastladıgımız, Plotinos’un ruhani yontemidir; ama, farklı risalelerin ogretisel içeriklerinikarşılaştırırken, ayrıntının tutarsızlıkları ve çelişkileri gozden kaçmaz.{177} Yeni-Platonculartarafından kaleme alınmış Platon ya da Aristoteles yorumlarına ulaştıgımızda, onceliklekaleme almaların, yalnızca ogretisel ve tefsire dayalı kaygılarca yonlendirilmiş olduguizlenimine varırız. Lakin derinlemesine bir incelemeyle, tefsir yonteminin ve ogretisel

Page 35: Pierre Hadot Ruhani Alıştırmalar

içeriginin, her yorumda, yorumun hitap ettigi dinleyicilerin ruhani duzeyine baglı olduguortaya çıkar. Ruhani ilerleme uzerine kurulu felse i bir kursu vardır. Başlangıçseviyesindekilereveyailerivemukemmelseviyedekilerinhepsineaynımetinleriokumayız;ve yorumlarda ortaya çıkannosyonlar da dinleyicin ruhani yeteneklerine baglıdır.Oyleyse,ogretisel içerik, ikisi de aynı yazar tarafından kaleme alınmasına ragmen, bir yorumdandigerine buyuk olçude degişiklik gosterebilir. Bu yorumcuda ogretisel bir degişiklik olmuşoldugudegil,amamuritlerinihtiyaçlarınınfarklıolduguanlamınagelir. {178}Yenibaşlayanlarıteşvik ederken –ki bu,parenesis edebi turudur–, muhatabının ruhunda belli bir etkioluşturmak için, karşıt bir ekolun onermelerini kullanabiliriz: mesela bir stoacı şoylediyecektir:“Hernekadarhaz,ruhuniyiligiiçinolsada(tıpkıEpikurosçularınkabulettigigibi)kendini, tutkulardan arındırmak gerekir.” {179} Marcus Aurelius kendisini de benzer şekildeyureklendirecektir: “Eger dunya, Epikurosçular’ın da kabul ettigi gibi, atomların bir arayagelmesindenbaşkabirşeydegilise,olum,korkmakiçindegildir.” {180}Ustelikfelse ibirispatınapaçıklıgının, soyutnedenlerden ote, ruhanibiralıştırmaolandeneyimdenkaynaklandıgınıaslaunutmamakgerekir.RuhunolumsuzlugununPlotinosçuispatınınboylebirdurumteşkilettigini gorduk: “Ruh, erdemi deneyimledikçe olumsuz oldugunu anlayacaktır.” Benzer birornege Hıristiyan bir yazarda da rastlarız. Augustinus’unDe Trinitate'si, Uçleme’nin birpsikolojikimgelerdizisinisunmaktadır,kibuimgelertutarlıbirsistemoluşturmazlarvebuyuzdende,yorumculariçinsorunlarayolaçarlar.Amagerçekte,Augustinus,uçlemeyedayalıanalojilerinsistematikbir teorisiniortayakoymakamacındadegildir.Ruhunaslınabirgeridonuşuvasıtasıylaruha,kendisininUçleme’ninbirimgesioldugugerçeginitecrubeettirmekister: “Bu uçlemeler, derkendikendine, anımsarken,bakarken,boyle şeyleri kabul ederkenbizdeoluşurlarvebizdebulunurlar.” {181}Nihayetinde,Tanrı anısının,Tanrıbilgisinin,TanrıaşkınınüçlühareketinderuhÜçleme’ninimgesiolduğunukeşfeder.Şimdiye degin verdigimiz tum ornekler, antikçag felse i eserlerinin yorumunda veokumasında, bu eserleri, ruhani alıştırmalar pratigi perspekti inde ele alma kaygısınıngetirdigi perspektif degişimini gormemizi saglar. Boylece, felsefe, asıl perspekti inde artıkteorik bir yapı olarak degil, yeni bir yaşam ve dunyayı gorme tarzına sahip bir oluşumyontemi olarak, insan donuşumunun bir etkisi olarak meydana çıkar. Felsefenin çagdaştarihçileri, genel olarak, bu perspektife –oldukça onemli olsa da– dikkat etmek niyetindedegiller.Çunkuaçıkça,ortaçagdanvemodernzamanlardanmirasbirkavramauygunolarak,felsefenin,yalnızveyalnız teorikvesoyutbir işleyişgibioldugunuduşunurler.Bu temsilinnasıl dogdugunu kısaca bir hatırlayalım. Bu temsil,philosophia'nın Hıristiyanlık tarafındanyutulmasının sonucu gibi gozukmektedir. Ilk yuzyıllarından itibaren Hıristiyanlık, ruhanialıştırmaların geleneksel pratigini ozumsedigi olçude, kendi kendini birphilosophia gibitanıttı. Işte, bu, Iskenderiyeli Clemens’ta, Origenes’te, Augustinus’ta, keşişlikte de vukubulanın ta kendisidir. {182} Fakat, ortaçag skolastigi ile,theologia vephilosophia açıkçabirbirlerindenayrılmıştır.Teoloji, ustunbilimolarakotonomisininfarkınavardı;vebundanboyle Hıristiyan mistiginin ve ahlakının bir parçası olan ruhani alıştırmalardan mahrumedilmişolanfelsefeise,teolojiyekavramsal,yanitamamenteorikbirmalzemetedarikederek,“teolojininhizmetçisi”konumunaindirgendi.Moderndonemde,felsefeotonomisiniyenidenele geçirmişken, Ortaçag kavramından ve pek tabii, git gide gelişen bir sistemleştirmeyekadaruzanan,tamamenteorikkarakterindenmirasizlerigozetmedendeedemedi.{183}Ancak,

Page 36: Pierre Hadot Ruhani Alıştırmalar

Nietzsche, Bergson ve varoluşçuluk ile felsefe, bilinçli bir şekilde yeniden, bir yaşam vedunyayıgormetarzı,somutbir tavırhalinegelir.Fakat,antikduşunceninçagdaştarihçilerikendi paylarına, genellikle, felsefenin tamamen teorik, antik kavramının tutsakları olarakkalmışlardırveguncelyapısalcıegilimler,tarihçilerin,butemsiliduzeltebilmelerinisaglamaz:ruhanialıştırma,açıklamamodelleriylepekbagdaşmayan oznelveolaylara ilişkinbirbakışaçısınıdaberaberindegetirir.Boylece çagdaş doneme ve başlangıç noktamıza, çalışmamızın başında alıntılanmış G.Friedmann dizelerine geri doneriz. G. Friedmann gibi, kendine “20. yuzyılda ruhanialıştırmalarnasılpratikedilir?”sorusunusoranlara,oldukçazenginveoldukçaçeşitlibirBatıgeleneginin varlıgını hatırlatmak istedim. Soz konusu olan, tabii ki basmakalıplaşmışşemaların mekanik taklidi degildir: Sokrates ve Platon, muritlerini, ihtiyaç duyduklarıçozumleri kendi kendilerine bulmaya davet etmiyor muydu? Fakat bu bin yıllık deneyimigormezden gelemeyiz. Digerleri arasında stoacılık ve Epikurosçuluk, birbirine zıt iki kutbaoldukça benzer, ama bu zıtlık, iç yaşamımızdan ayrılamaz; gerilim ve dinginlik, gorev vesukunet, ahlaki bilinç ve var olma neşesi.{184} Vauvenargues der ki: “Oldukça yeni ve bir okadar da ozgun bir kitap, vakti geçmiş hakikatleri sevdirtecek bir kitap olacaktır.” {185} Bubakımdan,vaktigeçmişhakikatleri sevdirmeyeçabalarken, “oldukçayenivebirokadardaozgun” olmuş olmayı dilerim. Vakti geçmiş hakikatler... zira, insan soyunun, anlamınıtuketmeyevakıfolamayacagıhakikatlerdirbunlar;anlamasıguçolduklarındandegil,aksine,son derece basit{186} olduklarından, çogunlukla bir bayagılık gorunuşune sahiptirler. Fakat,ozellikledeanlamınavakıfolmak için,buhakikatleriyaşamalıvearavermeksizin, yenidendeneyimlemeliyiz.Herdonem;bugorevi,okumayıvebu“vaktigeçmişhakikatleri”yenidenokumayıogrenmeyidevralmalıdır.Hayatımızı“okuyarak”geçiriyoruz,yanitefsirleryaparakvehattatefsirlerintefsirleriniyaparak(“Gelin,yorumlarımıokumamıdinleyin...Chrysippostefsiriyapacagımsize,tektekdegil,metninintamamınıozetleyecegim.Hatta,egergerekirse,Antipater’in ve Archedemos’un da bakış açılarını ekleyecegim. Işte, gelip senin kelimeleri,kuçucukminnacıkkelimeleriaçıklamanıdinleyebilmekiçingençlerinevlerinibarklarınıterketmelerininnedeni..{187}),hayatımızı“okuyarak”geçiriyoruz,amaartıkokumanın–başkabirdeyişle,durmanın,kaygılarımızdankurtulmanın,kendimizegeridonmenin,aklıbaşındalıkveozgunlukarayışlarımızıbirkenarabırakmanın,sakincemeditasyonyapmanın,boyluboyunaduşunmenin,metinlerinbizimlekonuşmasınaizinvermeninnedemekoldugunubilmiyoruz.Bu ruhani bir alıştırmadır, hem de en zorlarından biri: “Insanlar, derdi Goethe, okumayıogrenmeninnasılbirzamanaveçabayamaloldugunubilmez.Bunuyapmamkırk ikiyılımıaldı,hâlâdabaşanpbaşarmadığımısöylemeyemuktedirdeğilim.”{188}

Page 37: Pierre Hadot Ruhani Alıştırmalar

AntikRuhaniAlıştırmalarve“HıristiyanFelsefe”

Seelenführung, Methodik der Exerzitien in der Antike{189} isimli kitabında Paul Rabbow,meditasyon yonteminin, tıpkı lgnatius de Loyola’nın meşhur kitabıExercitia spiritualia'daaçıklandıgıvepratikedildigigibi,antikfelsefeninruhanialıştırmalarındanasılkoksaldıgınıgostermektençokbuyukovunçduymuştur.P.Rabbow,oncelikle,antikçagdadinleyicininiknaolmasını saglamaya yonelik retorik onermelerde kullanılan farklı tip usulleri iyice açıkladı:mesela, hitabete degin ampli ikasyon vc olayların canlı bir betimlemesi.{190} Ama, ozellikle,stoacılarveEpikurosçulartarafındanuygulanmışfarklıtipruhanialıştırmalarıdikkatedegerbirbiçimdeanalizetti,vebunların,IgnatiusdeLoyola’dakarşılaştıgımızaynıcinstenruhanialıştırmalarolduklarınınaltınıçizdi.PaulRabbow’unkitabı,bu ikinokta uzerineyeniyollaraçtı. Ama yine de keş inin sonuçlarını belki bu yazarın kendisi bile gormedi. OncelikleRabbow,ruhanialıştırmalarfenomenini,I.O.III.yuzyıldaYunanzihniyetindeoluşanvestoacıveEpikurosçuekolleringelişmesiyleortayaçıkan,içedoğruyönelim(Innenwendung){191}diyeadlandırdıgışeyebirazfazlabaglamışgozukmektedir.Aslında,olayçokdahageniştir.ÇoktanSokratesçi-Platoncudiyaloglarda izinerastlanırveantikçagınsonunadekuzanır.Antiklerinruhanibiralıştırmaolaraktasarladıklarışey,felsefeninkendisidir.Eger Paul Rabbow, bu olayın yayılımını Helenistik ve Romen donemle sınırlandırmaegilimindeyse, bu, her şeyden ote, olayın yalnızca etik açısını gormesinden ve bu açıyı,stoacılık ve Epikurosçuluk gibi, egitimlerinde etige gozle gorulur bir ustunluk tanıyanfelsefelerdeincelemişolmasındankaynaklanır.PaulRabbow,ruhanialıştırmayı,gerçektendebirahlakialıştırmaolaraktanımlar{192}“Ahlakialıştırmayla,dedi,birişleyişi,belirlibirahlakisonuçgerçekleştirmeninbilinçliniyetiyleyapılan,kendikendinietkilemeyeyonelik,belirlibiredimigosteriyoruz.Kibualıştırma,kendikendinitekrarettigiyadadigeredimlerlebirlikteyontemsel bir butune baglı oldugu olçude daima kendinin de otesini amaçlamaktadır.”Hıristiyanlıktabuahlakialıştırma,ruhanialıştırmahalinialır:“Ozundeveyapısında,tıpkıbirikizgibi,ahlakialıştırmayabenzeyenbirruhanialıştırma{193}IgnatiusdeLoyola’nınExercitiaspiritalia'sındaklasikkatılıgınavemukemmeliyetineyukseltilmişolanbir ruhanialıştırma;yani bu ruhani alıştırma, aslında dinsel kureye aittir, çunku ’Ruh’ta yaşamı’, vita spiritalis'i,guçlendirmeyi, surdurmeyi, yenilemeyi amaçlamaktadır.” Hıristiyan ruhani alıştırmanın,Isa’nın olumunden ve ilahi kişilerin uçlemeci yaşamlarından esinlenen Hıristiyanruhaniliginin kendine ozgu karakteri nedeniyle yeni bir anlam kazandıgı dogrudur. Ama,antikçag felse ialıştırmalarını ifadeetmek içinbasit “ahlakialıştırmalardan”bahsetmekbuolayın onemini ve anlamını tanımamak demektir. Daha yukarıda da soylendigi gibi, bualıştırmalar, dunya goruşunun bir donuşumunu ve varlıgın başkalaşımını gerçekleştirmeyiamaçlarlar. Bu yuzden de yalnızca ahlaki degil, aynı zamanda da varoluşsal bir degerlerivardır. Demek ki, konu, bir iyi davranış kuralı degil, terimin tam anlamıyla, bir var olmatarzıdır.Ruhanialıştırmalaradlandırmasınihayetindeeniyisidir,çunkutumruhuişiniçinekatanalıştırmalardanbahsedildiğinioldukçaiyivurgular.Ote yandan, P. Rabbow’u okurken, Ignatius de Loyola’nın antik retorik çalışmasının 16.

Page 38: Pierre Hadot Ruhani Alıştırmalar

yuzyılda yeniden doguşu sayesinde, ruhani alıştırmalar yontemini bulduguizlenimindeyiz.{194} Halbuki Antikçagda retorik, tam anlamıyla felse i olan alıştırmalarınhizmetindeki –digerlerinin arasında– bir araçtan başka bir şey degildir. Diger yandan ise,Hıristiyanruhaniligi,kiliseninilkyuzyıllarındanberi,antikfelsefeninveruhanipratiklerininmirasını kısmen bir araya getirdi; ve bu biçimde, Ignatius de LoyolaExercitia'larınınyontemini, Hıristiyan gelenegin ta kendisinde bulabilmiştir. Takip eden sayfalar, seçilmişbirkaçmetinyardımıyla,buantikruhanialıştırmalarının,nasıldatumbirantikHıristiyanlıkakımıboyunca,açıkçasıHıristiyanlıgınkendinibir felsefeolaraktanımlayanakımıboyuncasüregelmişolduklarınıgöstermekistemektedir.Bu çalışmayabaşlamadan once, ruhani alıştırmakavramını aydınlıga kavuşturmak gerekir.“Alıştırma” Yunancada askesis ya da melete’ye tekabul eder. Oyleyse araştırmamızınsınırlarının iyice altını çizmemiz ve belirlememiz gerekmektedir. “Inziva”dan, kelimeninmodern anlamıyla, mesela K. Heussi tarafından tanımlandıgı haliyle bahsetmeyiz:“Tamamıylabiryoksunlukyadayiyecek, içecek,uyku,giyimkuşam,mulkiyetkullanımındabirkısıtlama,ozellikledecinselalandanefsinehakimiyet”{195}Gerçektende,“çile”kelimesininbu Hıristiyan, akabinde de modern kullanımını, antik felsefedekiaskesis kelimesininkullanımındandikkatlibirşekildeayırtetmekgerekmektedir.Antikçag ilozo larındaaskesiskelimesi yalnızca, bahsettigimiz ruhani alıştırmaları, yani duşuncenin ve iradenin içsel birfaaliyetini belirtmektedir Bazı antik ilozo larda, ornegin kinikler ve yeni-Platoncularda,Hıristiyançilesinebenzerbesinselyadacinselpratiklervardır,kibubaşkabirsorudur.Bupratikler, felse i duşunce alıştırmalarından farklıdır. Pek çok yazar {196} da bu konuyu,ilozo larla Hıristiyanların (kelimenin modern anlamıyla) çileleri arasındaki ayrımları vebenzerlikleribelirterek,mukemmelbirbiçimdeişlemiştir.Buradadahaçokinceleyecegimizise,teriminfelsefianlamıylaaskesis’inHıristiyanlığakabulüdür.Bizi ilgilendiren olayı anlamak için başlıca oge, Hıristiyanlıgın, tum birHıristiyan gelenegitarafından,birfelsefegibitanıtılmışolmasıdır.Bu ozumseme;apolojistlerdiyeadlandırdıgımızII.yuzyılHıristiyanyazarlarıyla, ozellikledeJustinilebaşladı.OnlarınnazarındaHıristiyanlıkolanbufelsefe,Yunanfelsefesininkarşısına“hizim felsefemiz” veya “barbar felsefe{197}” olarak adlandırılarak konumlanır. FakatHıristiyanlıgı, digerlerinin yanındaki bir felsefe gibi degikfelsefe olarak ele alırlar. Yunanfelsefesinde dagınık ve parçalara ayrılmış olan. Hıristiyan felsefesinde sentezleştirilmiş vesistemleştirilrnistir.Analojistleregore,Yunan ilozo lar logos’un {198} kuçukparçacıklarındanbaşka bir şeye sahip degillerdi, Hıristiyanlar ise Isa’da ete kemige burunmuş logos’unkendisine sahiptiler. Eger felsefe yapmak, aklın yasasına uygun yaşamak ise, Hıristiyanlarfelsefeyaparlarçünküilahilogos’unyasasınagöreyaşarlar.{199}ButemaIskenderiyeliClemenstarafındantekrartekrarelealınacaktır.Kio,felsefeileinsanturununegitimini(paideia)sıkısıkıya baglar. Yunan felsefesinde logos, ilahi Pedagog, insanlıgı egitmek için çoktan ortayakonmuştu; ve logos’un vahisiyle dolu Hıristiyanlıgın kendisi ise, “Tanrı’ya benzemeyeyonlenmemiz ve ilahi planı (oikonomia) tum egitimimizin yonetici ilkesi olarak kabuletmemiziçinbiziegiten”hakikibirfelsefedir. {200}Hristiyanlıkvehakikifelsefearasındakibuozdeşleşme,Origenesegitiminepekçokaçıdan ilhamverecekve tumOrigenesçigelenektecanlıkalacaktır,ozellikledeKappadokia’lılarda:Caesarea’lıBasileios,Nazianzos’luGregorios,

Page 39: Pierre Hadot Ruhani Alıştırmalar

Nyssa’lı Gregorios, ve hatta, Yannis Chrysostomos. {201} “Bizim felsefemiz”den ve “eksiksizfelsede”den ya da “Isa’ya gore felsefe”den bahsederler. Kendimize belki de, boyle birozdeşleşmenin geçerli olup olmadıgını ya da bu ozdeşleşmenin genellikle sozunu ettigimizHıristiyanlıgın şu meşhur “helenleştirilmesi”ne adamakıllı katkıda bulunup bunmadıgınısoracagız. Bu karmaşık sorunla burada ugraşmayacagım. Yalnızca şunu soyleyecegim:Hıristiyanlıgıbirfelsefegibisunanbugelenek,uzunsuredirYahudigeleneginde,ozellikledeİskenderiyeliPhilon’da{202}varolanbirakımın–kesinliklebilinçli–mirasıdır.Yahudilik.Philontarafından, birpatrios philnsophia. Yahudi halkının geleneksel felsefesi olarak tanıtılmıştır.AynıterimeFlaviusJosephus’ta{203}darastlarız.Sonraları keşişlik,Hıristiyanmukemmeliyetinin gerçekleştirilmesi olarakortaya çıktıgında,bu da birphilosophia olarak –V. yuzyıldan itibaren, ornegin, Nazianzos’lu Gregorios’ta, {204}Nyssa’lı Gregorios ve Yannis Chrysostomos’ta, {205} ve somut olarak, Pontuslu Evagrios’ta–tanıtılabilirdi.Butavra,V.yuzyıldameselaCyrrhus’luTheodoretos’ta {206}rastlıyoruz.Buradagene Iskenderiyeli Pbilon,{207} Yasa uzerine duşunerek ve kendilerini temaşaya adayarakıssızlıkta yaşayan tedavicilere “ ilozo lar” adını vererek yolu açmıştı. Jean Leclerq’in{208} deoldukça iyi gosterdigi gibi, Yunan geleneginin etkisiyle Latin ortaçag, monastik yasamaphilosophia adını vermeye devam edecektir.Cistersien monastik bir metin, Bernard deClairvaux’nun muritlerine, kendisi tarafından “goksel felsefe disiplinlerinin{209} ogretilmişoldugunu dile getirir. Salisburyli John keşişlerin en durust ve en hakiki biçimde “felsefeyaptıklarını”doğrular.{210}

Hıristiyanlık ve felsefe arasındaki bu ozumseme olayının devasa onemi uzerinde ne kadardursakazdır.Kulakverelim.Hıristiyanlıgınkıyaskabuletmezozgunlugunuyadsımakdegildirsoz konusu olan. Ileride bu noktaya ve “felsefe”nin ozellikle Hıristiyan karakterine, hattaHıristiyanların felsefeyi, kutsal kitabave Incil’edegin geleneklebagdaştırmakaygısınageridonecegiz. Diger yandan, yakından ya da uzaktan apolojist ve Origenesçi gelenegeilişkilendirilmiş,tarihselolaraksınırlandırılmışbirakımdanbaşkabirşeydegildirsozkonusuolan. Nihayetinde boyle bir akım vardı, goz ardı edilemez bir oneme sahip idi ve bununsonucu olarak da felsefenin ruhani alıştırma)arını, Hıristiyanlıga dahil etti. Bu ruhanialıştırmalarla, belli bir yaşam tarzı, belli bir ruhani tavır, normalde Hıristiyanlıktabulunmayan belli bir ruhani tını da girmiştir. Bu olay oldukça manidardır, çunku şunugosterir: Hıristiyanlık bir felsefe tarafından ozumsenmiş olabilseydi, bu, pek tabii ki defelsefenin, her şeyden once, kendi başına bir var olmamodu, bir yaşam tarzı olmasındankaynaklanırdı. Jean Leclercq’in{211} de saptadıgı gibi: “Monastik ortaçagda, antikçagda daoldugu gibi,philosophia bir bilme tarzını ya da teorisini degil, deneyimlenmiş bir bilgeligi,aklauygunbiryaşambiçiminiifadeetmektedir.”Stoacı ya da Platoncu ilozofun temel tavrınınprosoche. Kendinedikkat, her anadikkatlilikoldugunuzatensoylemiştik.“Uyanık”insan,aralıksızolarak,mukemmelbirbiçimdeyalnızcaneyaptığınındeğil,neolduğunun,yanikozmostakiyerininveTanrı’ylabağınınbilincindeolankimsedir.Bukendilikbilinciherşeydenoncebirahlakibilinçtir,heran,niyetinbirıslahınıvebirarındırılmasınıgerçekleştirmeyeçabalar:heran,iyiolanıyapmairadesindenbaşkahiçbirdavranışmoti ine izinvermemeye ozengosterir.Fakatbukendilikbilincisadecebirahlakibilinçdegil,aynızamandadabirkozmikbilinçtir:“Dikkatli”insanaralıksızolarak“Tanrı’nın

Page 40: Pierre Hadot Ruhani Alıştırmalar

anısında”Tanrı’nınonunde,neşelibirbiçimdeevrenselaklıniradesinerazıolarakveherşeyiTanrı'nınkendibakışıylagörerekyaşar.Işte kusursuz felse i, tavır boyledir. Hıristiyan ilozofun tavrı da boyledir. Ki bu tavır,IskenderiyeliClemens’in,dahasonralarıkeşişliktesaltanatsurecekfelse i,ilhamatmosferininhabercisiolanbircumlesindeçoktanortayaçıkmıştır:“Ihtiyat(ıeulabeia)vekendinedikkat(prosoche)sayesindefelsefeninruhsakinligini(amerimnia)eldeedebilmesivekoruyabilmesiiçinilahiyasanınkorkuuyandırmasızorunludur,kibunuherşeydegunahtanvehatadanuzakkalarakyapar.” {212}Clemens'ınzihnindebuilahiyasa,hem ilozo ların“evrenselaklı”hemdeHıristiyanların “ilahi kelam”ıdır; bu yasa, duşuncede ve davranışta bir korkuya yol açar;stoacılarca olduguhaliylemahkumedilmiş bir tutkumanasındadegil, amabir sakınımlılıkmanasında. Bu kendine dikkat, keşişligin arayacagı amaçlardan biri olanamerimnia'yı, ruhsakinliğiniberaberindegetirir.Bukendinedikkat,Caesarea’lıBasileios'un{213}oldukçaonemlibirvaazınınkonusuolmuştur.Deuteronomion’un{214}Yunancaversiyonunbirpasajınadayanarak: “Dikkatet, adaletsizligedairtekbirsozbilekalbindesaklanmışolmasın”,Basileios,buyukolçudestoacıvePlatoncugelenekten etkilenmiş birprosoche teorisigeliştirir.Buolayageridonecegiz.Şuan için ise,Deuteronomion’dakiifadeninonaantikfelsefeninteknikbirkelimesinianımsatmasıuzerineBasileios’unbunuyorumladıgınısaptayabiliriz.Basileios’agorebukendinedikkat,Tanrı’nınruhumuza yerleştirdigi duşuncenin ve davranışın bizdeki rasyonel ilkelerini uyandırmaya,kendimize, yani zihnimize ve ruhumuza{215} –lakin bizim olmayana, yani bedenimize ya dabizim çevremizde bulunmayana, yani sahip olduklarımıza{216} degil– goz kulak olmayadayanmaktadır. Ayrıca, aralıksız biçimde bilincimizin sınanmasını ve kendimizi tanımayıyenileyerek, ruhumuzunguzelliginedikkatetmeyededayanmaktadır. {217} Boylece kendimizhakkındasahipoldugumuzyargılardansıyrılırız:egerzenginveasiloldugumuzusanıyorsak,topraktanmeydanageldigimizihatırlayacagızvebizden oncekişumeşhuradamlarınşimdinerede olduklarını soracagız kendimize. Bunun aksine, eger fakir ve hor gorulmuş isek,kozmosunbizesunduguzenginliklerinveihtişamlarıntekrarbilincinevaracagız:bedenimiz,dunya, gokyuzu, yıldızlar; ve ilahi çagrıyı aklımıza getirecegiz.{218} Bu terimlerinfelsefikarakterikolaycaanlaşılacaktır.Buprosoche,bukendinedikkat{219}, ilozofuntemeltavrı;keşişintemeltavrıhalinegelecektir.Oyle ki, Athanase, 357’de yazılmışVie d’Antoine'de {220} (Antoine’ın Yaşamı) bize, azizin,monastikyaşamadonmesini [conversion] anlatırken, “kendinedikkatetmeye”koyuldugunusoylemekle yetinir. Ve Antoine, olurken, muritlerine diyecektir ki: “Her gun olmekzorundaymışsınız gibi yaşayın, kendinize dikkat ederek ve çagrılarımı hatırlayarak.” {221} 6.yuzyılda, Gaza’lı Dorotheus buna dikkat çeker: “Oyle umursamazız ki, neden dunyadançıktıgımızıdahibilmeyiz[...].Iştebuyuzdendeilerlemekaydetmeyiz[...].Iştebu,kalbimizdeprosocheolmamasındankaynaklanmaktadır.”{222}

Işledigimizbudikkat,budikkatlilik;ilkvesondefaymışçasınayaşanmasıgerekenmevcutanaardı arkası kesilmeyen bir yogunlaşma gerektirir. Antoine, der Athanase, çabalayarakgeçirmiş oldugu zamanı hatırlamaya ugraşmıyordu, ama her gun, yeni bir başlangıçyaparcasına,yepyenibirçabasarfediyordu.{223}Demekki, sanki ilkdefaymışçasınamevcutanı yaşamak, hem de sonuncusuymuş gibi. Antoine'ın, olmek uzereyken, keşişlerine şoyle

Page 41: Pierre Hadot Ruhani Alıştırmalar

dedigini gorduk: “Her gun olmek zorundaymışsınız gibi yaşayın.” Ve Athanase bize,sozlerindenbirbaşkasınıaktarır:“Eger,hergunolmekzorundaymışızgibiyaşıyorsak,gunahişlemeyecegizdir.” Belki de akşamı edemeyecegimizi duşunerek uyanmak, belki deuyanamayacagımızıduşunerekuyumakgerekir. {224}“Olum,gozlerininonundeolsunhergun,”derEpiktetos,“böylecebirdahaaslanebayağıfikirlerinnedeaşırıarzunolur.”{225}VeMarcusAurelius: “Harekete geçmek, konuşmak, duşunmek daima, tıpkı her an yaşamdan çekipgidebilecekbirigibi.” {226}Gaza'lıDorotheusdaprosocheileolumunelikulagındaolmasınısıkısıkıyailişkilendirir:“Dikkatedelimoyleysekendimize,kardeşlerim,dikkatliolalımvaktimizoldugumuddetçe...Konuşmamızınbaşındanberi,ikiyadauçsaatharcadıkveolumedahadayaklaştık, ama vakit kaybettigimize hiç urkmeden tanık oluyoruz.” {227} Veyahut: “Kendimiziçinkaygılanalım,kardeşlerim,dikkatliolalım,Kimbizeşimdikizamanıgeriverebilirki,egeronukaybedersek?”{228}

Şimdiye dikkat, hem duşuncelerin kontrolu, hem ilahi iradenin kabulu, hem de başkasıylailişkide niyetlerin arındırılmasıdır. Marcus Aurelius’un şimdiye dair bu surekli dikkatieksiksiz bir biçimde ozetleyenDüşüncesini oldukça iyi biliriz: “Her yerde ve her saniye,olayların şimdiki rastlaşmasını dindar bir biçimde kabul etmek, adaletli bir biçimde şimdiyanında olan insanlarla birlikte davranmak sana baglıdır, ayırt etme (emphilotechnein)yetisinin kurallarını –gerçekolmayanhiçbir temsilin içine işlememesi için– şimdiki hayale(phantasia)uygulamaksanabaglıdır.” {229}Duşuncelereveniyetlereardıarkasıkesilmeyenbudikkatlilik, monastik ruhanilikte bulunmaktadır. Bu “kalbin gardı” {230} nepsis{231} ya dadikkatlilikolacaktır.Buradayalnızcaahlakibilincinbiralıştırmasındansozedilmez:prosocheinsanı,hakikivarlıgınayerleştirir,yaniTanrı’yla ilişkisine.Tanrı’nınmevcudiyetininsureklibiralıştırmasınadenktir.Porphyros,Plotinos’unmuridi,orneginşoyleyazmıştı:“Heramelde,her eserde, her sozdeTanrı var olsun, şahit gibi vemuhafız gibi!” {232} Felse i,prosoche’nintemel temalarındanbiri işte tamdaburadaydı: Tanrı’da ve kendindemevcudiyet. “Tekbirşeydenbaşkasındaneşeyivehuzuruarama:başkasıiçinyapılmışbirharekettenbaşkasıiçinyapılmış başka bir –Tanrı’nın hatırası eşligindeki– harekete ilerlemek?” {233} MarcusAurelius’unbuDüşüncesi, Tanrı’nınmevcudiyeti alıştırmasının temasıyla alakalıdır, ve aynızamanda daha sonra monastik ruhanilikte buyuk rol oynayacak bir ifadeden haberdarolmamızısaglar.Bu“Tanrı’nınhatırası”,yaşamınheranındaTanrı’yasureklibirreferanstır.Caesarea’lıBasileios,açıkçabuhatırayı,kalbingardınabaglamaktadır:“Kalplerimizi,tambirdikkatlilikle, korumalı, Tanrı duşuncesinden asla kaçmasınlar diye.” Photikili Diadochossıklıklabutemayaçagrışımyapar.Onagorebu,prosoche'yetamamıyladenktir:“Gunahlarınıbilmek,ancakzekalarıTanrı’nınhatırasındanaslauzakolmayacakkimseleremahsustur.” {234}

“O zamandan beri (yani duşuşten bu yana), insan zekası, ancak çabalayarak, Tanrı'yı veemirlerini hatırlayabilir.” {235} “Tanrı’nın hatırası aracılıgıyla, zekanın butun çıkışlarınıkapamak”{236}gerekir.Erdeminarkadaşıolanbirinsanınaslı,aralıksızbirbiçimde,Tanrı’nınhatırası ile, kalbindedunyaya ilişkinnevarsa tuketir; kiboyleliklekotu, yavaşyavaş iyininhatırasınınateşiyledagılsınveruhkusursuzbirbiçimdedogalparıltısına,giderekgenişleyenbirihtişamile,geridönebilsin.”{237}

Tanrı’nınbuhatırası,hiçkuşkuyokki,biranlamdaprosoche’ninozudur,Tanrı’davekendindemevcut olmanın en kokten yoludur. Fakat kendine dikkat, gene de dagınık bir niyetle

Page 42: Pierre Hadot Ruhani Alıştırmalar

yetinemez. Photiki’li Diadochos’un “Tanrı’nın hatırası ve emirleri”nden soz ettigine tanıkolduk.Antikfelsefedede,prosochebirmeditasyonveyaşamkanununun(kanon)veyaşamınher anında, her bir ozel koşula uygulanmak zorunda olan ilkelerin ezberlenmesinigerektiriyordu.Yaşamilkelerinevetemel“ogretilerine”,aralıksızbiçimde,“elaltında”sahipolmakgerekir.Monastikgelenektedekarşımızaçıkanbudur.Burada,“emirler”,İncil’eilişkinyaşamkanunu–yaniIsa’nınHıristiyanyaşamınilkelerinidilegetirensozleri–felse i,“ogretilerin”yerinialır.Ama, Incil’e degin emirlere ek olarak, yaşam kanunu “antiklerin”, yani ilk keşişlerinsozlerinden esinlenebilir. Antoine, olum anında muritlerine, çagrılarını anımsamalarınıtavsiyeeder.“Biziiyiligeyonlendirenoncekikeşişlerinyollarınıdasorgulamakvebuyollarıkendimize ornek almak gerekir”, diye beyan eder Photiki'li Diadochos. {238} Incil’e ilişkinemirler ve Antiklerin sozleri, felse i, gelenekte oldugu gibi kolayca ezberlenebilen veduşunulebilenkısacumlelerşeklindebelirir.Monastikedebiyattakarşılaştıgımızpekçokozlusoz vekephalaia derlemeleri, ezberlemenin ve meditasyonun bu ihtiyacına cevapvermektedir. Ozlu sozler, {239} antiklerin, çol rahiplerinin belirli bir koşulda telaffuz edilmişmeşhursozleridir.Butarzedebiyat,felse igelenektedevardı:DiogenesLaertius’uneserindebunun pek çok ornegine rastlarız.Kephalaia'ya{240} gelince, bunlar, çogunlukla “yuzlukler”şeklinde gruplanmış, kısmen daha kısa cumle koleksiyonlarıdır. Bu da, geleneksel felsefeedebiyatında oldukça gozde bir edebiyat tarzıdır: orneginMarcus Aurelius’unDüşünceler'i,Porphyros’unVecizeler'i bu tarza aittir. Bu tarz edebiyatçılar,meditasyon ihtiyacına cevapverirler.Felse i meditasyon gibi, Hıristiyan meditasyon da ote yandan, retorigin, hitabete deginampli ikasyonun tum yollarını kullanarak, hayal gucunun tum kaynaklarını seferber ederekverimli bir biçimde gelişebilir. Ornegin Pontikos’lu Evagrios’un muridini; kendi olumunu,bedenininçurumesini,ruhununcehennemde,ebediateşteçekecegiıstıraplarıvedehşetleri,ve bunların aksine “adillerin mutlulugunu”{241} gozunde canlandırmaya davet etmesi deböyledir.Her halukarda, meditasyon devamlı olmalıdır. Gaza’lı Dorotheos bu noktanın uzerindefazlasıyladurur:“Aralıksızbirbiçimde,kalbinizdebutavsiyeleruzerineduşununkardeşlerim.Aziz ihtiyarların sozlerini ogrenin.” {242} “Eger, kardeşlerim, aziz ihtiyarların soylediklerinihafızamızda tutarsak, gunah işlemek bizim için zor olacaktır.” {243} “Eger bu sozlere uygunzamandasahipolmak istersen, sık sıkduşunbunları.” {244} Ruhani yaşamda, duşunulmuş veezberlenmiş kuralcı sozler ile uygulanmayaolanakverenolaylar arasındabir çeşit ortaklıkvardır. Gaza’lı Dorotheos keşişlerine, “aziz ihtiyarların sozleri” uzerine aralıksız biçimdeduşunurlerse, “tum olaylardan fayda saglayabilecekleri” vaadinde bulunur. Kuşkusuz;Tanrı’nın iradesini, kendileri de Tanrı’nın iradesinden esinlenmiş rahiplerin sozlerisayesinde,olaylardatasdikedeceğimizisöylemekister.Kendine dikkat, dikkatlilik açıkça bilincin sınanması alıştırmasını gerektirir. Daha once deCaesarea’lı Basileios'taprosoche ile bilincin sınanması arasındaki bu sıkı baga rastladık.Bilincin sınanması pratigi ilk defa, Hıristiyan gelenekte,Canticum Canticorum'un (EzgilerEzgisi) şu pasajını yorumlayanOrigenes’te karşımıza çıkar: “Eger kendini tanımıyorsan, eyguzeller guzeli kadın...” Ruh, der bize Origenes, sınamasını duygularına ve davranışlarına

Page 43: Pierre Hadot Ruhani Alıştırmalar

taşımalıdır. Iyi olarak mı saptar kendini? Çeşitli erdemler mi arar? Ilerlemekte midir?Kızgınlık ya damutsuzluk, korku, zafer aşkı tutkularını tamamen bastırmışmıdır mesela?Verme ve alma, hakikatin uzerine kanıya varma şekli nedir? Aslında Hıristiyan hiçbir izinbelirmedigi bu sorular silsilesi, tam anlamıyla bilincin sınanmasının –tıpkı Pisagorasçılar,Epikurosçular, stoacılar, ozellikle Seneca ve Epiktetos, ve pek tabii ki diger ilozo lar,PlutarkhosyadaGalientarafındantavsiyeedilmişoldugugibi–felse igelenegindeyeralır. {245}BuaynıpratiğinyarınisChrysostomos,{246}veözellikledeGaza’lıDorotheostarafındantavsiyeedildiginetanıkoluyoruz:“Gundeliksınamamızdandaote,heryıl,heray,herhaftakendimizisınamalıveşunusormalıyız:“Geçenhaftabanagozaçtırmayanbututkuylabugunneredeyimacaba?” Hatta her yıl: “Geçen yıl boyle tutkular yuzunden yenildim, şimdi nasıl devamedecegim?” “Rahipler herkesin, her gece gunu nasıl geçirdigini ve her sabah geceyi nasılgeçirdiginitartıpbiçerek,duzenliolarakkendiniarındırmasınınnekadardagereklioldugunusoylerdi[...].Amaişinaslında,pekçokhatayapanbiz,unutkanoldugumuzdan,heraltısaattebir bu saatleri nasıl geçirdigimizi ve bizi neyin gunaha soktugunu bilmek için kendimizisınamaya ihtiyaç duyarız.” {247} Athanase’inAntoine’ın Yaşamı’nda oldukça ilgi çekici birayrıntıya rastlıyoruz. Biyogra isine gore, Antoine, muritlerine, ruhlarının faaliyetlerini vehareketleriniyazılıbirbiçimdenotetmelerinitavsiyeediyordu.Muhtemeldirkibilincinsınanmasıpratigi,yazılıhaldezatenfelse igelenektevardı.{248}Pratik,araştırmaya biraz daha açıklık katabilmek için, zorunlu degilse bile, gerekliydi. FakatAntoine’da,budefa,birmanada,yazınıntedaviedicibirdegerisozkonusuydu.“Herkesyazılıbir biçimde not etsin, diye ogutler Antoine, ruhunun faaliyetlerini ve hareketlerini, tıpkıbunlarıbaşkalarınatanıtıyormuşgibi.” {249}Işinaslı,diyesurdurur,halkarasında,başkalarınınonunde,hatayapmayakesinliklecesaretedemeyiz.“Oyleyseyazı,başkasınıngozununyerinitutsun.”Antoine’agore,yazıyorolmaolgusu,halkarasındaolma,seyredilmekteolmaizlenimiverir. Yazının bu tedavi edici degeri, Gaza’lı Dorotheos’un, ruhani yol gostericisine yazmışolmasınınbasitolgusuile“tesellivefayda” {250}bulmuşoldugunuaktardıgımetindedeortayaçıkıyorgozukmektedir.Ilginçbirbaşkapsikolojiknot:PlatonveZenon,ruyalarınniteliginin,ruhun ruhani durumunu yargılamaya olanak tanıdıgını tespit etmişlerdir. Bu gozleme,Pontikos’luEvagrios{251}vePhotiki’liDiadochos’ta{252}darastlıyoruz.Prosoche nihayetinde; kendine hakimiyet, yani aklın tutkular uzerinde zaferini gerektirir,çunku ruhun dagılmasını, savurganlıgını, dalgınlıgını tetikleyenler tutkulardır. Monastikedebiyat, genellikle şeytani şekillerde karşımıza çıkan tutkuların bu zararları uzerinde çokdurur. Kendine hakimiyetin monastik alıştırmaları antik felsefenin pek çok hatırasınıbarındırmaktadır. Gaza’lı Dorotheos’un, Epiktetos gibi, muritlerine alışkanlık yaratabilmekiçin, oncelikle basit şeylerde alışmaya [s’exercer] başlamaların{253} tavsiye ettigini, ya datutkularının sonunavarmak içinhatalarının sayısınıufakufakazaltmaların{254} ogutlediginigoruyoruz.Evagrios’un,tutkununkarşısınabununzıttıolanerdemikoyabilmeyibeklerkenbirtutkunun karşına bir başka zıttı olan tutkuyu –ornegin, zinanın karşısına iyi bir unvankaygısı– koymayı teklif ettigini de goruyoruz. Bu, Cicero’nun Tusculanes’lerinde çoktanönerdiğiyöntemdir{255}

Ruhani alıştırmaların Hıristiyanlıga bu kabulunun, belli bir ruhani tavrı, normal halindebulunmayanbelli bir yaşam tarzını daberaberinde getirdigini soyledik.Oncelikle alıştırma

Page 44: Pierre Hadot Ruhani Alıştırmalar

kavramınınkendisivar.Hareketleritekraretme,kendikendinidegiştirmekvedonuşturmekiçin bir training’i tamamlama olgusunda Incil’e ilişkin kendiligindenlikten çok farklı birduşunce, birmesafe var. Prosoche’nin ozu olan bu kendine dikkat, tamamıyla bir içebakışteknigi dogurur: Bilincin sınanmasında ve zihinlerin ayırt etme yetisinde olaganustu biranalizkesinligi.Nihayetve ozellikle, araştırılan ideal, ruhaniyaşam için onerilmişamaçlar,stoacı ve Platoncu –yani yeni-Platoncu– antikçagın sonunda yeni-Platonculuk tarafındanbütünleştirilmişstoacıahlaksağlambirrenklendirmeyebürünür.Ruhani mukemmeliyet, ornegin tamamıyla stoacı bir biçimde, “ilahi irade”yle ozdeşleşeniradenin donuşumu olarak betimlenir. Gaza’lı Dorotheos’ta da karşılaştıgımız budur:“Kendineaitiradesiolmayankimsedaimaistediginiyapar.Aslında,kendineaitbiriradesideolmadıgınagore,olanherşeyonumemnunederveçogunluklairadesinegoreeylerkenbulurkendini;ziraşeylerin,olmalarını istedigigibiolmalarınıdegil,amaolduklarıgibiolmalarınıdiler.”{256} SondonemGaza’lıDorotheos yayıncıları bupasajı Epiktetos’unManuel’indenbirmetinle karşılaştırıyorlar: “Olayların diledigin gibi olması için ugraşma, aksine olaylarınolduklarıgibiolmalarınıdilekisendesükûnetiçindeolasın.”{257}

Ruhanimukemmeliyet,birapatheia,tumuylebirtutkulardanyoksunluk–yeni-Platonculukçayeniden ele alınmış Stoacı kavram– olarak da gorunur. Gaza’lı Dorotheos’ta tam anlamıylairadeninkendisininortadankaldırılmasınınsonucudur:“Iradesiniortadankaldırarak,kopma(aprospatheia) edinilir, vekopmadan ise,Tanrı’nındayardımıyla, apatheia' ya{258} ulaşılır.”Bubaglamda,Gaza’lıDorotheos’uniradeyiortadankaldırmakiçintavsiyeettigiyollar,felse igelenegin kendine hakimiyet alıştırmalarıyla tamı tamına ozdeştir: Plutarkhos, ornegin,meraklılıgıonlemekiçinmezartaşıyazılarınıokumamayı,sokakgosterilerindenvazgeçmeyiöğütler.{259} Aynı şekilde, Dorotheos da her istedigimiz yere bakmamayı, aşçıya nehazırladıgını sormamayı, bir sohbete kendimizi dahil etmemeyi ogutler{260} Dorotheos’uniradeyi ortadan kaldırma dedigi tam da budur. Fakat, ozellikle Evagrios’ta Hıristiyanapatheia'nın,felse i,kavramlarlanedenlisıkısıkıyabaglıolduguaçıkçagozleronuneserilir.Evagrios’unPraktikos'undaşutanımarastlıyoruz:“Goklerkrallıgı,varlıklarınhakikibilgisinineşlik ettigi apatheia'dır{261} Boyle bir formul, eger yorumlamaya çalışırsak, bu soyutduşunceleri Incil’e ilişkin ruhtan ayıran mesafeyi gosterir. Incil’e ilişkin mesajın “goklerkrallıgı” ya da “Tanrı’nın krallıgı” olarak adlandırılmış eskatolojik bir olayın ilanınadayandıgınıbiliyoruz.Evagrios,enbaşta,ikiifadeyibirbirindenayırtedervebunlarıoldukçafarklı bir anlamda yorumlar. Origenesçi {262} gelenegi geliştirerek, bu iki ifadenin ruhun ikiiçsel halini, daha da açıkçası ruhani ilerlemenin iki evresini belirttigini duşunur: “Goklerkrallıgı, varlıkların hakiki biliminin eşlik ettigi ruhun telaşsızlıgıdır.” “Tanrı’nın krallıgı,zekanın tozuyle birlikte var olan ve bozulmazlıgını geride bırakan aziz Uçleme’ninbilgisidir.”{263}Burada,bilgiikifarklıduzeyeayrılır:Varlıklarbilgisi,Tanrıbilgisi.Boylece,buayrımın,tamıtamınaOrigenes’inmeşhurfelsefeninkısımlarabolunmesinetekabulettigininfarkınavarıyoruz;lakinayrımzatenPlatonculukta,enazındanPlutarkhos’tanbuyana,tasdikedilmiştir{264}Bubolunme;felsefeninuçkısmınatekabuledenruhaniilerlemeninuçevresini,uç kısmını ayrıştırır. Felsefenin bu kısımlarının her biri etik, ya da Evagrios’un dedigi gibi“pratik”, izikve teolojidir.Etik, ilkarınmaya tekabuleder; izik,duyumsanırolandankesinbiçimde kopmaya ve şeylerin duzeninin temaşasına ve nihayetinde teoloji ise her şeyin

Page 45: Pierre Hadot Ruhani Alıştırmalar

ilkesinin temaşasına tekabul eder. Evagriosçu şemada, etik praktike’ye, izik “varlıklarınhakiki bilimini” kapsayan “gokler krallıgına”, teoloji Uçleme’nin bilgisi olan “Tanrınınkrallıgına” tekabul eder. Lakin yeni-Platoncu sistemleştirmeye gore, bu seviyeler aynızamanda erdem seviyelerine de tekabul eder. Porphyros’a {265} gore ruh, politik erdemlerisayesinde,metriopathia aracılıgıyla tutkularına hakim olmaya başlar sonra da arındırıcıerdemler duzeyine yukselir. Ki bu erdemler, ruhu bedenden koparmaya başlarlar amatamamıyla degil:apatheia'nınbirbaşlangıcıvardır.Ancakteoretikerdemlerduzeyinderuh,tam birapethia’yavebedendenmukemmelbirayrılışaulaşır.Tamdabuduzeyderuh ilahi“zeka”daolanvarlıkları temaşaeder. {266} Varlıkların temaşasının veapatheia'nın oldugubudüzey,Evagrios’un“göklerkrallığına”tekabüleder.Budüzeyde,Evagrios’agöreruh,doğaların(“ izik” kelimesinin kaynaklandıgı yer) çoklugunu, akıl edilebilir dogaları (phuseis) velogoi’lerindekidigerduyumsanabilirleritemaşaeder. {267}Herşeydenotenoetikbirduzendeolan bir sonraki evre, Tanrı’nın kendisinin temaşasıdır. Oyleyse Evagrios, duşuncesini şuşekilde ozetleyebilir: “Hıristiyanlık; Isa’nın, Kurtarıcımızın pratikten, izikten ve teolojidenoluşanöğretisidir.”{268}

Bu teorik yapıdan bagımsız olarak,apatheia, monastik ruhanilikte oldukça muhim bir roloynar. Kafasında oluşturdugu deger; ruhun huzuru, kaygı yoklugu,amerimnia{269} ya datranqauillitas{270}ilesıkısıkıyabaglıydı.GazalıDorotheos{271}ruhunhuzurunun,egerzorunluise, onu kaybetmemek için kalkıştıgımız şeyden vazgeçmeyi gerektirecek kadar onemlioldugunu beyan etmekte tereddut etmemektedir. Ruhun bu huzuru, butranguillitas animifelsefigeleneğinesasdeğeriidi.{272}

Porphyros’da apatheia’nın, ruhun beden ile olan ilişkisinin kopmasından sonuçlandıgınıgorduk. Burada, mukemmel felse i alıştırmalara tekrardan dahil oluyoruz. Platon şoyledemişti:“Her_kimki,kelimenintamanlamıyla,felsefeileharmanlanıro,olmeyeçabalar.” {273}VII.yuzyılda,MaximusConfessor’dabusozunyankısınahalarastlıyoruz:“Isa’nınfelsefesineuygun olarak, yaşamımızı bir olum alıştırması yapalım.” {274} Zaten kendisi de, Hıristiyanfelsefe ile olum alıştırmasını surekli ozdeşleştirmiş olan zengin bir geleneginmirasçısıdır.Buna, bu olum alıştırmasını tamamıyla Platoncu bir anlamda ele alan IskenderiyeliClemens’ta{275} zatenrastlıyoruz:Ruhaniolarakruhubedendenayırmakgerekir.Mukemmelbilgi,irfan;ruhubedendenayıran,butunuyleiyiyeadanmışbiryaşamsureceginivaateden,vearınmış bir ruh ile hakiki gerçekliklerin temaşasını uygulayabilmesini saglayan bir çeşitolumdur.ButemaNazianzos’luGregorios’tadavardır:“Buyaşamı,Platon’undadedigigibi,birolumalıştırmasıyaparakveonungibikonuşmakgerekirse,ruhu,olabildigince,bedendenayırarakyaşamak.”{276}Bu,“felsefepratigi”dir.Evagrios’a {277}gelince,Porphyros’unkullandıgıtemalaraçokyakınbirbiçimde ifadeederkendini: “Bedeniruhtanayırmakancakveancakbunlarıbirleştirenemahsustur;amaruhubedendenayırmak,erdemiarzulayanamahsustur.Rahiplerimiz,aslında, olumalıştırmasınıvebedendenkaçışı;dunyadaneliniayagını çekme[anachorese](yanimonastikyaşam)olarakadlandırır.”Geneburadada,Platoncubedendenkaçışkavramının–ki gençAugustinus’udabaştançıkaracaktır–Hıristiyanlıga eklenenamaozundeolmayanvebutunruhaniliginioldukçafarklıbiranlamadogruyonlendirenbirunsurolduğunugörüyoruz.Buraya kadar, bazı felsefı ruhani alıştırmalarınHıristiyanlıktaki ve keşişlikteki surekliligini

Page 46: Pierre Hadot Ruhani Alıştırmalar

ortaya koyduk, ve bu Hıristiyanlıga kabulun beraberinde getirmiş oldugu ozel tınıyıanlatmaya çalıştık. Ama bu fenomenin menzilini abartmamak gerekir. Oncelikle, dedik ki,ancak oldukça sınırlı bir ortamda, felse i bir kulture sahip Hıristiyan yazarlarda meydanaçıkar. Fakat, onlarda bile nihai sentez, ozu bakımından, Hristiyan’dır. Oncelikle, ama en azehemmiyete sahip olacak şekilde, bu yazarlar mumkun oldugunca bu odunç aldıklarınıHıristiyanlaştırmayaçalışmaktadırlar.Felsefeyletanımayıogrendikleriruhanialıştırmayı,şuya da bu kutsal metinde, yeniden tanıyacaklarını sanıyorlar. Boylelikle, Caesarea’lıBasileios’unprosoche kavramını Deuteronomion’daki birmetne baglıyor oldugunu gorduk.Athanase’in yazdıgıAntoine’in Yaşamı’nda, buprosoche,başkataraftan,“kalbingardı”halinegelmektedir,vehattabutunmonastikedebiyatta,[Suleyman’ın]Özdeyişler'inbirmetninin(IV,23) etkisi altında da: “Her şeyin ustunde, kalbini koru.{278}” Bilincin sınanması, genelliklePavlus’unCorinthliler'e II. Mektup'u (13, 5) tarafından dogrulanır: “Kendinizi kendinizsınayın{279}”; olummeditasyonu, Corinthliler I’e (15, 31) atıfta bulunarak tavsiye edilmiştir:“Her gun oluyorum.” {280} Bu referansların, bu alıştırmaları Hıristiyanlaştırmaya yeteceginiduşunmek gene de bir hata olurdu. Işin aslı, eger Hıristiyan yazarlar Kutsal Kitap’ın bumetinlerine dikkat etmiş iseler, bu, ote yandanprospche’nin, olummeditasyonunun, ya dabilincinsınanmasınınruhanialıştırmalarınıbiliyorolmalarındankaynaklanmaktadır.Kutsalmetinler,birtekonlara,bualıştırmalarıdeneyimlemekiçinbiryontemsaglamışolamaz.Vegenellikledebukutsalmetinlerinbahsigeçenruhanialıştırmaileoldukçauzaktekbirbagıvardır.Hıristiyanvemonastikruhanialıştırmalarınpratikedildiklerigenelatmosferigormekdahaonemlidir. Bu alıştırmalar, daima Tanrı’nın lutfunun yardımını gerektirirler ve erdemleriçinden ilk olarak alçakgonullulugu açıga çıkarırlar: “Tanrı’ya yaklaştıkça”, der GazalıDorotheos, kendimizi daha da gunahkar goruruz.” {281} Bu alçakgonulluluk, kendinibaşkalarındandahaaşagıolarakgormeye,davranıştaveanlatımdamesafeyidahafazlasıylakorumaya,orneginbitkinlikgibi,digerkeşişlerinonundebelirlibedenseltavırlartakınmayayonlendirir. Aynı şekilde temel erdemler de: Tovbe ve itaat. Ilki Tanrı aşkından vekorkusundan kaynaklanır ve oldukça ciddi nefsini koreltme şekillerindemeydana çıkabilir.Olumun hatırası, yalnızca yon degiştirmenin aciliyetinin bilincine vardırtmaya degil, Tanrıkorkusuuyandırmayadayoneliktir,veaynızamandakıyametuzerineduşunmeye,yanitovbeerdemine baglıdır. Aynısı bilincin sınanması için de geçerlidir. Itaat, daha ustun birininduzeninemutlakbiçimdeboyunegerekkendiiradesindenvazgeçmedir.ViedeDosithee'de{282}[Dositheos’un Yaşamı], bu itaatin hangi noktaya kadar gidebilecegini goruyoruz. Bilincinyoneticisiyaşamtarzına,beslenmeye,muridininsahipolabilecegişeyemutlakbiçimdekararverir. Nihayetinde, Tanrı ve Isa aşkının aşkın boyutları, butun bu erdemlerin suretlerinidegiştirir.Olumalıştırması,ruhvebedeninayrılmasıda,Isa’nınolumundenbirpayalmadır.İradedenvazgeçme,ilahiaşkabirbağlılıktır.Genelolarak,keşişliginMısır’daveSuriye'de{283} dogdugu veHıristiyanortamda, felse i birmodelin mudahalesi olmaksızın, kendiliginden geliştigi soylenebilir. Ilk keşişler kulturluinsanlar degillerdi, ama Isa’nın yaşamının taklidi ve Incil’e ilişkin ogutlerin pek etkili birpratigi aracılıgıylaHıristiyanmukemmeliyetineulaşmak isteyenHıristiyanlardı.Buyuzdende dogal olarakmukemmeliyet pratiklerini, Eski ve Yeni Ahit’ten aldılar. Ancak, Philon’dan

Page 47: Pierre Hadot Ruhani Alıştırmalar

uzak,Clemens’aveOrigenes’edahayakınolacakbiçimde,Kappadokia’lılarcamuhteşembirparlaklıkla duzenlenmiş Iskenderiye ekollerinin etkisi altında, bazı felse i, ruhani pratiklerHıristiyan vemonastik ruhanilige dahil edilmiştir; veYunan felse i, geleneginmodelleri vesozcuk dagarcıgı odunç alınarak ise Hıristiyan ideali betimlenir, tanımlanır ve de kısmendeneyimlenir. Bu akım, felse i ve edebi nitelikleriyle benimsenir. Bu akımdır antik ruhanialıştırmalarmirasını,ortaçağvemodernzamanlarınHıristiyanruhaniliğineaktarmışolan.

Page 48: Pierre Hadot Ruhani Alıştırmalar

SOKRATES

Page 49: Pierre Hadot Ruhani Alıştırmalar

SokratesFigürü

Buyılbizeonerilentemayı,“Normalarıngelecegiveevrimi”ni, işlemekiçinaraştırmalarımıve ikirlerimi Batı felsefesinde “bilge” iguru uzerine yogunlaştırdım. Yunan duşuncesininbaşından beri, bilge, gerçekten de, canlı ve somut bir norm olarak belirmektedir, tıpkıAristoteles’inProtreptique'inbirpasajındanotettigigibi:“Iyiilealakalıolarakenkesinhangikurala, hangi olçuye sahibiz ki, bilge hariç?”{284} Norm olarak bilge uzerine bu ikirler vearaştırmalar,pekçoknedendenoturu,yavaşyavaştekbirSokrates iguruuzerineyogunlaştı.Oncelikle onda, butun Batı geleneginde etkili olmuş evrensel bir etki, en azından boyle birsonuç buluyordum. Akabinde –ve ozellikle– Sokrates iguru, en azından Platon'un çizdigişekliyle,bilgeliginaşkın idealivesomut insanlıkgerçekligiarasındabiraracıolmanıneşsizavantajınıgozleriminonuneseriyordu.IştetamamenSokratesçiparadoksveironi;Sokratesbirbilgedeğil,bir“filozof’tur,yanibilgeliğin,idealveaşkınnormunbiraşığıdır.Sokrates’ten bahsetmek, pek tabii ki de tarihsel duzende her turlu zorluga maruz kalmakdemektir. Sokrates, Platon, Xenophon uzerine sahip oldugumuz kanıtlar, tarihselSokrates’i{285}donuşturdu,idealizeetti,onunozunubozdu.Burada,tarihselSokrates’iyenidenbulmaya ya da yeniden oluşturmaya ugraşmıyorum. Şu an size sunmaya çalıştıgım, aynızamanda da –zira devasa bir fenomen soz konusudur– Platon'unŞölen'inde ortaya çıktıgıhaliyle ve Kierkegaard{286} ve Nietzsche{287} gibi iki buyuk Sokratesçi tarafından algılandıgıhaliyleSokrates iguruuzerineyogunlaşarak,BatıgelenegimizdeyeraldıgışekliyleSokratesfigürüdür.

I.Silenos

Sokrates, şimdi de dedigim gibi, ideal norm ile insanlık gerçegi arasında bir aracı olarakbelirmektedir. Aracılık; aracı olma ikri, ortayol ve denge ikirlerini çagrıştırır. Inceayrımlarda, ilahi çizgileri ve insani çizgileri harmanlayan, ahenkli bir igurun belirmesinigormeyi bekleriz. Lakin hiç de alakası yok. Sokrates iguru afallatıcı, anlaşılmaz,kaygılandırıcıdır.Bizimiçinbarındırdıgı ilkşok,Platon'un,Xenophon'unveAristophanes'intanıklıklarıtarafındandoğrulanmışolanbufizikselçirkinliktir.{288}“Sokrates'in,derNietzsche,çirkinolmaklığıylaünlenenilkYunanolmasıhakikatendeoldukçabelirleyicidir.”{289}“Herşeyiolçusuz, soytarıca,karikaturumsu idi.” {290} VeNietzsche “onun ıstakoz gibi gozlerini, sarkıkdudaklarını,kocamangobegini”{291}hatırlatır.Nietzsche, izyonomistZopyre’inSokrates’ebircanavaroldugunuveiçindeenbeterkotulukleriveenbeteristekleribarındırdıgınısoylemişve Sokrates’in buna “Beni nasıl da iyi tanıyorsun” {292} cevabını vermektenmemnun kalmışoldugunu anlatmaktan oldukça hoşlanıyordu. Platon’unŞölen’inin Sokrates’i birtakımşuphelere mahal verebilecek birsilenos’a benzemektedir.Silenos’lar vesatyros’lar, meleziblislere dair yaygın tasvirlere gore, Dionysosmaiyetinde yer alan yarı hayvan, yarı insanidiler. Kustah, gulunç, ehli keyiftirler; satirik dramlar takımını, aralarında Euripides’in

Page 50: Pierre Hadot Ruhani Alıştırmalar

Cyclops'ununoldukçanadirbirkanıtıolarakkaldıgıedebituruoluştururlar.Oyleysesilenos’lartamamen dogal varlıgı, medeniyetin ve kulturun olumsuzlanmasını, grotesk soytarılıgı,içgudulerinbaşıboşluklarınıtemsiletmektedirler. {293}Kierkagaarddiyecektirki:“Sokratesbirkoboldidi.”{294}

B usilenos igurunun bir gorunuşten ibaret oldugu, aynı zamanda Platon’un da anlatmayaçabaladıgı haliyle, başka şeyi saklayanbir gorunuş oldugudogrudur.Şölen'in{295} sonundakimeşhur Sokrates ovgusunde Alchibiades, Sokrates’i, heykeltıraşların vitrininde, tanrıheykelciklerinikoymayayarayankalıplarolarakkullanılansilenos’larlakarşılaştırır.BoylelikleSokrates’in dış gorunuşu, bu neredeyse canavarımsı, çirkin, soytarı, kustah gorunum; birgösterişten,birmaskedenbaşkabirşeydeğildir.Kibubiziyenibirparadoksasurukler:Çirkinliktensonra,sinsilik.Nietzsche’nindedigigibi:“Herşeyisinsi,duzenbaz,gizlikapaklıdır.” {296}BoylelikleSokratesmaskeyeburunurveaynızamandadabaşkalarınadamaskeolur.Sokrateskendikendinemaskeyeburunur:bu,halaanlamınıçozmekdurumundakaldıgımızmeşhur Sokratesçi ironidir. Sokratesbilmezlik ve kustahlık taslamaktadır: “Butunhayatını,der Alchibiades, bilmiyormuş gibi yapıp insanlarla alay ederek geçirir o.” {297} “Sokrates’inkonuşmaları, tıpkıvahşibirSatyros’unpostugibidışarıdanboyle tuhafkelimeve ibarelerebüründürülür.”{298}Aşkkaçamakları,umursamaztavrı,“tıpkıyontulmuşbirSilenosgibidışınabüründüğükılıftırbu.”{299}Sokrates,hernekadarbusinsiliktemukemmelbirbiçimdebaşarılıolmuşsada,sonuçolarak“tarih”tensaklanmıştır.Hiçbirşeyyazmadı,diyaloglarlayetindiveonunhakkındasahipoldugumuz tum tanıklıklar,onuaçıgaçıkarmadıklarıgibi saklarlarda,çunku açıkçası Sokrates, kendisinden bahseden kişileri maske olarak kullanmayı daimabaşarmıştır.KendisizatenmaskelenmişoldugundanSokrates,ardınagizlenmeyeihtiyacıolankişiliklerinmaskesi(prosopon)halinegeldi.Onlara,hemkendilerinigizlemehemdeSokratesçi ironiyimaskeolarakalma ikriniaşıladı.Burada,edebi,pedagojikvepsikolojikiçermeleridolayısıylaoldukçakarmaşıkbirfenomensözkonusudur.Bufenomeninasılçekirdegi,Sokrates’inkendisininironisidir.EbedisorgucuSokrates,ustacasorgulamalarla muhataplarını, cehaletlerinin farkına varmaya yonlendiriyordu. Boylece deonları, tum hayatlarının gozden geçirilmesini gerektiren bir huzursuzlukla dolduruyordu.Sokrates’in olumunden sonra, Sokratesçi konuşmaların hatırası, oldukça çeşitlimuhataplarıyla surdurmuş oldugu sozsel tartışmaları taklit eden bir tur edebiyatın,logoiSokratikoi'ninesinkaynağıoldu.ÖyleyselogioiSokratikoi’lerde,Sokratesbirprosopon,yanibirmuhatap, bir kişi, –tiyatronunprosopon'ununneoldugunuhatırlamakgerekirse–birmaskehaline gelmektedir. Sokratesçi diyalog, ozellikle de Platon’un belirledigi ince ve arıtılmışbiçimde,okuyucununuzerindeSokrates’incanlısoylemlerininyarattıgıetkiyebenzerbiretkiuyandırmaegilimindedir.OkuyucudakendiniSokrates’inmuhatabıkonumundabulur,çunkuSokrates’in sorularının kendini nereye goturecegini bilmez. Sokrates’in, yol şaşırtıcı vekavranılamazprosopon'u, okuyucunun ruhundabir huzursuzlukoluşturur ve ruhunu felse iyondegiştirmeye[conversion]kadaruzanabilecekbirfarkındalıgasevkeder.K.Gaiser’in {300}

de oldukça iyi gosterdigi gibi, okuyucu, kendi istegiyle Sokratesçi maskelerin ardına

Page 51: Pierre Hadot Ruhani Alıştırmalar

saklanmaya davet edilir. Platon’un neredeyse butun Sokratesçi diyaloglarında,muhataplarıbezginliginkapladıgıbirkrizanıgelipçatar.Tartışmayıdevamettirebilmeolanaklarınadairinançlarını yitirirler; diyalog kopma tehlikesiyle karşı karşıyadır. Ki bu noktada Sokratesarayagirer:digerlerininhuzursuzlugunu,şuphesini,sıkıntısını,diyalektikseruveninrisklerinikendisi ustlenir; boylelikle rolleri degiştirir. Eger ki, bir başarısızlık soz konusu olursa, buonun hatası olacaktır. Boylece muhataplarına kendi “ben”lerinin bir izduşumunu sunar,muhataplar bu şekilde Sokrates’e kendi huzursuzluklarını aktarırlar ve guveni diyalektikaraştırmada,logos’unkendindeyenidenbulurlar.Şunueklemekgerekirki,PlatoncuDiyaloglar’da,SokratesPlatoniçinbirmaskegorevigorur,diyecektirNietzsche, “semiyotik”{301} hakkında. P. Friedlander’in {302} açıkçanot ettigi uzere,“Ben” oldukça uzun zamandır, birinci tekil kişiden bahsetmekten çekinmeyen Hesiodes,Xenophanes, Parmenides, Empedokles, so istler, Xenophon sayesinde, Yunan edebiyatındagorunumunu saglamış iken; obur tarafta Platon,Diyaloglar’da, kendini Sokrates’in ardınatamamen saklar ve sistematik olarak “Ben”in kullanımından kaçınır. Burada, anlamınıeksiksizbirbiçimdekavrayamadığımız,sondereceincebirbağbulunmaktadır.K.GaiserveH.J.Kramer’i{303}takibenPlaton’unAkademiuyelerinemahsus,kendigizlivesozselegitimiileSokrates maskesini kullanarak okuyucularını felsefeye çagırdıgı yazılı diyaloglar arasındaoldukça kesin bir ayrım yaptıgınımı varsaymak gerekir? Yoksa Platon’un, belli birmesafe,belli bir ironi ile ogretisini sunmak için Sokrates igurunu kullandıgını mı kabul etmekgerekir? Her ne olursa olsun, bu asıl durum, Batı bilincini fazlasıyla belirlemiştir, veduşunurlerbilinçli–veberaberlerindegetirdiklerikokenselyenilenmelerdenurkmuş–olsalardahi,sırakendilerinegelince,çagdaşlarıylayuzleşmekiçin,birmaskevetercihenSokrates’inironikmaskesinikullandılar.18.yuzyılda,SokratischeDenkwürdigkeitenadlıeserindeHamann,Sokrates'iover;kendisininde dedigi gibi:mimice,{304} yani kendisini Sokrates maskesi –ki bu, 18. yuzyıl ilozo larınınnazarındasaf rasyonalistolmakanlamınagelmektedir–olarakelealır, oylekibumaskeninardındaIsa’nınpeygambervaribir igurunusezinletebilsindiye.Hamann’dageçicibirusuldenbaşkasıolmayanşey,Kierkegaard'datemelvevaroluşsalbir tavırhalinialır.Butavır,ondaoncelikle “takmaadcılık”usuluyleortayaçıkar.Kierkegaardkulliyatınınbuyukbirkısmınıntakma adlarla yayımlanmış oldugunu biliyoruz: Victor Eremita, Johannes Climacus, vb. Biryayıncıhilesisozkonusudegildir,butakmaadlar:“estetik”,“etik”,“dinsel”duzeyleretekabuleder; kendini bu duzeylerde konumlandırdıgı kabul edilen yazar, çagdaşlarının Hıristiyanolmadıklarının farkına varmalarını saglamak amacıyla, birbirini takiben estetikçide, sonraahlakçıda Hıristiyanlıktan bahsedecektir. “Sanatçının ve yarı inançlı ahlakçınınmaskesiyledonatır kendini en derin inançlarından bahsetmek amacıyla.” {305} Kierkegaard, usulunSokratesçikarakterinintamamıylabilincindedir:“Eserinbutununungenelbirbakışaçısındanestetikuretim,takmaadlıeserlerinderinbiranlamkazandıgıbirdalaveredir.Birdalavere!Nekadardaçirkin!Kelimetarafındankotuyekullanılmayaizinvermemeyecevabımneolabilir!Hakikatugrunabirinsanıkandırabiliriz,veyaşlıSokrates'ianımsatmakamacıyla,buadamıhakikate ulaştırmak için kandırabiliriz. Bir yanılsamanın kurbanı oldugunda tek çarebudur.”{306} Okuyucuya hatasını, dogrudan onu çuruterek degil de, saçmalıgının açıkçakendisinegorunmesinisaglayacakbirbiçimdehatasınısergileyerekhissettirmekgerekir.Bu,

Page 52: Pierre Hadot Ruhani Alıştırmalar

tam anlamıyla Sokratesçidir. Lakin, aynı zamanda da “takma adcılık”la Kierkagaard kendimahiyetindeki tum kişiliklere soz verir. Herhangi birinde kendini tanımaksızın farklı“ben”lerini dışa vurur, tıpkı Sokrates’in ustaca sorularıyla, muhataplarının “ben”lerini –bunlardakendinitanımaksızın–dışavurdugugibi.Kierkegaardşoyleyazar:“Yıllarboyunca,melankolim, kendi kendime ’sen’ diyemememe neden oldu.Melankoli ve bu ’sen’ arasındabutun bir fantezi dunyası bulunmaktaydı. Ki bunun bir kısmını takma adlarımlaharcadım.”{307} Ama Kierkegaard takma adlarının ardına saklanmaktan memnun degildir.Onun asılmaskesi, Sokratesçi ironinin kendisi, Sokrates’in ta kendisidir: “Ah Sokrates! [...]Senin seruvenin benim seruvenimdir.” “Ben tekim. Tek benzerim Sokrates’tir. Gorevim,Sokratesçibirgörevdir.”{308}

Kierkagaard, bu Sokratesçi yonteme dolaylı iletişim yontemi adını veriyordu.{309} BunaNietzsche’dederastlıyoruz.Bu,onunnazarında,buyukegitimcininyontemidir:“Biregitimcine duşundugunu asla soylemez, ama haricen ve daima egiten kişi için kullanılabilirliginegelince o şey hakkında ne duşundugunu soyler ancak. Bu gizli kapaklılıgı tahmin etmemizgerekmezaslında.” {310}Egitimcininaşkıngorevitarafındandogrulanmışyontem:“Herderinzihninbirmaskeyeihtiyacıvardır;hattabirmaskedendefazlasına,hayatınıntumsozlerine,tum işleyişlerine, tum tezahurlerine yonelik, devamlı yanlış olan –yani yavan– yorumsayesinde tumderin zihin çevresindebiçimlenir.” {311} Sokratesçisilenosmaskesi, bumasketeorisine model gorevi gorur: “Tam da boyleydi, diye yazar Nietzsche hayatının sondonemindeyazdıgıyayımlanmamışmetinlerinde,Sokrates’inşeytanicazibesi.Birruhuvardı,ama başka bir ruhun ardında ve bir başkasının da ardında. Ilkine, Xenophon uyumak içinyerleşir,ikincisinePlaton,uçuncusunegenePlatonamakendiikinciruhuylaPlaton.Platon’unkendisine gelince, tamamıyla arka-magaralar ve dış gorunuşlerle dolu bir adamdır.” {312}Kierkegaard’da oldugu gibi, Nietzsche’de de pedagojik bir zorunluluk, hatta psikolojik birihtiyaç vardır: “Oyle adamlar vardır ki (ki Nietzsche bunlardan biridir) kendilerini,başkalarınca kısmen ortulmuş olduklarından farklı biçimde gormemizi istemezler. Işteburada,fazlasıylabilgelikvardır.” {313}BoyleceEcceHomo’da{314}kendikendinebunuyenidentanıdıgı haliyle Nietzsche,Unzeitgemasse Betrachtungen’lerini yazarken, hocalarıSchophenhauerveWagner’inmaskelerineburundu;tıpkıPlaton’un,dedi,Sokrates’isemiyotikolarakkullanmasıgibi.Aslındaburada,SokratesvePlatonarasındakiylekarşılaştırılabilecekbir bag bulunmaktadır: Nietzsche, işin aslında Nietzsche’nin kendisinden başka birisiolmayan,idealbirWagner’denveidealbirSokrates’tenbahseder.OzellikleE.Bertram’ın {315}

da açıkça gosterdigi uzere, Nietzsche’nin maskelerinden biri kesinlikle Sokrates’in takendisidir; Nietzsche’nin Nietzsche’ye karşı hissettiginin aynısı, bir aşkla dolu nefret ileizinden gittigi, “bu kadar yakınında oldugundan neredeyse surekli karşı koymak zorundaoldugu” Sokrates, der Nietzsche.” {316} Nietzsche; Sokrates’te, tanrıların yerine iyinin vekotununbilgisinikoymakamacıylaefsaneyiçozenNietzsche'den,ruhlarıinsancapekinsancaşeyleregerikavuşturanNietzsche’dennefreteder;veSokrates'te,kendisininolmakistedigişeyi sever, kıskanır: ruhların baştan çıkarıcısı, egitimcisi, yoneticisi. Bu aşk dolu nefrettengenebahsetmekdurumundakalacağız.Bu Sokratesçi maske, ironi maskesidir. Platon'un {317}, Aristoteles’in{318} ya daTheophrastes’in{319} “eironeia” kelimesinin geçtigimetinlerini inceleyecek olursak, ironinin,

Page 53: Pierre Hadot Ruhani Alıştırmalar

bireyin oldugundan daha aşagı gozukmeye çabaladıgı psikolojik bir tavır oldugunuçıkarabiliriz:Kendikendinikuçumser.Soylemsanatıvekullanımında,buhal,muhatabahakveriyormuşgibigorunmeegilimiaracılıgıylaortayaçıkar.Eironeia’nınretorik igurudemekki;dinleyicinin,dahaçokmuhali ininsoylediklerindebulmayıumdugusoylemigeliştirmeyeyadasozlerikullanmayadayanacaktır. {320} IştetamdaboylesunarkendiniSokratesçi ironi:“Sokrates, kendi kendini kuçumseyerek, der bize Cicero, çurutmek istediginden fazlasınımuhataplarına bahşediyordu: bir şeyi boyle duşunurken ve bir başkasını soylerken,Yunanların ’ironi’dedikleri sinsiligi sıklıkla kullanmaktan zevk alıyordu.” {321} Demek ki sozkonusuolanoncelikle,dışsalolaraktamanlamıylaolaganveyuzeyselbirisiyerinegeçmeyedayanankendidegeriniyapmacıkbirkuçumsemedir.Alchibiades’indeSokrates’eovgusundedile getirdigi gibi: “Soylemleri, açılan silenos’lara fazlasıyla benzerdir. Ilk bakışta, onlarıhakikaten dinlemek istesek de, kuşkusuz onları gulunç bulmaktan kaçınmayacagız [...] Bizekara cahillerden, demircilerden, kunduracılardan, kaynakçılardan bahseder, hep aynı şeyitekrar edip durur gibi bir havası vardır, o kadar ki, dunyada, onun soylemlerini bir alaykonusuyapmayacakcahilyadabudalayoktur.” {322}Konularınbayagılıgı,hattamuhataplarınbayagılıgı! Dinleyicilerini; pazar meydanlarında, gymnasium’larda, zanaatkar atolyelerinde,dukkanlarda arar bulur. O, bir sokak adamıdır. “Vasatlık,” der Nietzsche, “ustun zihnintaşıyabileceğienmutlumaskedir.”{323}

Sokrateskonuşur,tartışır,amabirhocagibiduşunmeyireddeder:“Insanlarona,”diyebelirtirEpiktetos,“diger ilozo larlatanışmasınıistemeyegelince,gonulluolarakkabulederdibunuveaçıkgonulluluklekendisininfarkedilenbiriolmadıgınıkabulederdi.” {324}EgerSokrates,birhoca olarak duşunulmeyi reddediyorsa, –ki burada Sokratesçi ironinin can alıcı noktasınatemas ediyoruz– eger ogretmeyi reddediyorsa; bu, diyecek hiçbir şeyi olmamasındandır,iletecek hiçbir şeyi olmamasındandır, geçerli ve basit tek bir nedenle, hiçbir şeybilmemesindendir, tıpkı sık sıkbeyan ettigi gibi.Diyecekhiçbir şeyi olmayan, savunulacakteziolmayanSokrates,kendisisorularacevapvermeyitamamenreddederek,sadecesorgular:“Işte senin her zamankieironeia'n, diye yazarDevlet'in V. kitabının Thrasymakhos’u, benbiliyordum boyle olacagını, onceden de soylemiştim: Sorulara cevap vermeyeceksin, işibilmezliğedökeceksin.”{325}Aristotelesdegenedahaaçıkbiçimdedurumubetimler:“Sokratesdaima sorgulayan rolunu ustlenirdi, ama asla cevaplayan degil; zira hiçbir şey bilmediginiitirafediyorduzaten.”{326}

Pek tabii ki de Sokrates'in Atinalılarla tartışmalarının tam olarak nasıl cereyan ettiginibilemeyiz. Platon diyalogları, en “Sokratesçi” olanları bile iki kat zayı latılmış bir taklittenbaşka bir şey degildir. Oncelikle bunlar, yazılıdır, sozlu degil, ve Hegel'in de dikkat çektigiuzere, “yazılı diyalogda, cevaplar butunuyle yazarın kontrolu altındadır; ama gerçekte buşekilde cevap veren insanlar bulmak başka bir şeydir.” {327} Ustelik, Platon diyaloglarında,edebi kurgunun cazibesi altında, Platoncu Akademi’nin ekolcu alıştırmalarının izinerastlayabiliriz.Aristoteles,Topikler'indebudiyalektikçekişmelerin{328}kurallarınıderlemişti.Bukanıtlamaalıştırmalarında,sorusoranınvecevapvereninoldukçabelirlibirroluvardıvebu zihinsel eskrimin kuralları sıkı sıkıya tanımlanmıştı. Platon'un aktardıgı tartışmalardaneyin, tarihsel olarak, hakikaten Sokratesçi oldugunu araştıracak degiliz, ama gelenegintanıdıgı haliyle Sokratesçi ironinin anlamını ve tekabul ettigi bilincin devinimlerini açıga

Page 54: Pierre Hadot Ruhani Alıştırmalar

çıkarmamızgerekir.Otto Apelt{329} Sokratesçi ironi mekanizmasını oldukça iyi karakterize etti:Spaltung undVerdoppelung. Sokrates karşıtını ikiye “ayırmak” için kendini ikiye boler: bir yanda,tartışmanınnasılbiteceginioncedenbilenSokratesvardır,digeryanda,yoluoluşturacakolanSokrates.Ironiburadadırişte.Sokrates'inmuhatabıileyoluoluşturması;ortagıyla,aralıksızbirbiçimdetastamambiruzlaşmagerektirir.Buortagınkonumunubaşlangıçnoktasıolarakalarak,bukonumundogurdugutumsonuçlarıyavaşyavaşonakabulettirir.Heran,“mantıklısöylem”in,logos’un{330}akılsalgereklilikleriuzerinekurulmuşolanbuuzlaşmayıgerektirerek,genelişleyişiyansıtır,vemuhatabı,başlangıçtakikonumununçelişkilioldugunufarketmeyesevkeder.Sokratesgenellikle,muhatabınınaşinaoldugubirfaaliyetitartışmakonusuolarakseçerveonunla,bufaaliyetigerçekleştirmekiçinedinilenpratikbilgiyitanımlamayaugraşır:General cesurca savaşmayı bilmelidir; kahin tanrılara karşı saygı çerçevesinde eylemeyibilmelidir. Ve işte, yolun sonunda komutan, cesaretin ne oldugunu, kahin ise saygının neoldugunu bilmez olur.Muhatap, neden eyledigini gerçekten de bilmedigini fark eder. Onundegerler sisteminin tumu ansızın temelsiz gorunur gozune. Buraya kadar kendini, –birmanada– konuşma şeklini yapılandıran bu degerler sistemiyle ozdeşleştirirdi. Şimdi ise,kendisiyle çelişir.Muhatapboylelikle ikiyebolunur: Sokrates ile tartışmadan oncekihaliylemuhatap ve karşılıklı, sabit uzlaşmalarında, Sokrates ile ozdeşleşen ve o andan itibaren,öncesindeolmuşolduğukişiolmayanmuhatap.Bu ironik yontemdeki, mutlak anlamda esas nokta, Sokrates ve muhatabı tarafından katedilmiş yoldur. {331} Sokratesmuhatabından bir şey ogrenmek istiyormuş gibi gorunur: işteironik kendini kuçumseme de tam anlamıyla buradadır. Sokrates, muhatabıyla ozdeşleşir,soylemine tamamıyla dahil olur gorunurken; ne var ki aslında, Sokrates’in soyleminebilinçsizce dahil olan, Sokrates ile ozdeşleşen, yani unutmayalım ki çıkmaz ve şuphe ileozdeşleşen,nihayetindemuhatabınkendisidir.Tartışmanınsonundamuhatap,aslındahiçbirşey ogrenmemiştir. Hatta artık hiçbir şey bilmez. Ama tum tartışma suresince, zihninfaaliyetlerinin ne oldugunu deneyimlemiştir, dahası, Sokrates’in kendisi olmuştur, yanisorgulamanın, gozden geçirmenin, kendine nazaran geri çekilmenin, yani nihayetinde debilincinneolduğunudeneyimlemiştir.Sokratesçimayotiginderinanlamıdabudur.Theaitetos’taSokrates'in,annesiyleaynımeslegiicra ettigini anlatılır.Annesi ebe idi vebedensel dogumlara yardımediyordu. Sokrates ise,ruhların dogurucusudur: ruhların dogumuna yardım eder. Kendisi ise herhangi bir şeydogurmaz, çunku hiçbir şey bilmez, yalnızca digerlerine, kendi başlarına dogurmaları içinyardımcı olur. {332} Bu Sokratesçimayotik, hoca vemuridi arasındaki bagı tamamen tersineçevirir;Kierkegaard’ındadedigigibi:“Hocaolmak,dogrulamalarıdilimlereayırmakdegildir,nede ogrenilecekderslervermek,vb;hocaolmak,hakikatenmuritolmakdemektir.Egitim,sen,yanihoca;murittenogrendiginzaman,onunanladıgışeye,anladıgışekildevakıfoldugunzaman başlar.” {333} “Murit, hocanın kendi kendisini anlaması için bir olanaktır; hoca isemuridin kendi kendisini anlaması için bir olanaktır. Olumunde hocanın, muridinin ruhuüzerindeilerisürdüğühiçbirşeykalmaz,müridinhocasınınüzerindenilerisürdüğündendahafazla [...] Sokrates’i anlamanın en iyi yolu, ona hiçbir borcumuzun olmadıgını anlamaktır,Sokrates’intercihettiğidebudurvebunutercihetmişolmasıdahoştur.”{334}

Page 55: Pierre Hadot Ruhani Alıştırmalar

Sokrates imanınınesrarlı icrasınınmumkunanlamlarındanbirine temasediyoruz: “Tekbirşeybilirim,odahiçbirşeybilmedigimdir.” {335}Aslındaşunudemekistemişolabilir:Sokratesiletilebilirhiçbirbilgiyesahipdegildir,kendiruhundakiideleribaşkasınınruhunageçiremez.Platon'unŞolen’ininSokrates’inindededigi gibi: “AhnehoşolurduAgathon,dahadolubirkaptan daha boş bir kaba akan su gibi, birbirimize dokunmakla daha dolumuzdan dahaboşumuza akan bir şey olsaydı hikmet.” {336} Xenophon’un Memorables'larında, HippiasSokrates’e der ki: “Surekli adalet uzerine soru sormaktansa, bir kez ne oldugunu soylesendaha iyi olurdu.” Buna şu cevabı verir Sokrates: “Soz bulunmadıgından, hareketlerimlecesaretinneoldugunugosteriyorum.” {337}Sokrates'inbirsozvediyalogtutkunuolduguçokdogrudur.Ama, tutkulubiçimdegostermek istedigibirbaşkaşey isedilin sınırlarıdır.Egeradaleti yaşamazsakaslaanlayamayız.Herhakiki gerçeklikgibi, adaletde tanımlanamazdır.Muhatabını,adaleti “yaşamaya”davetetmekamacıylaSokrates’inyaptıgıda tamanlamıylabudur. Soylemin gozden geçirilmesi aslında, bilince ve akla uygun yaşama sonucuna varıpvarmayacagınakararkılmakzorundakalanbireyingozdengeçirilmesineyolaçar.Sokrates’inbir muhatabının dedigi gibi: “Bizi sonu olmayan bir soylem dongusune sokar, ta ki kendiaklımızıbaşımızaalmakzorundakalıncaya,hattaiş,geçmişvaroluşunuyaşamışoldugumuzşekilden ote şu an yaşıyor oldugumuz şekle gelinceye kadar.” {338} Birey, boylelikle kendidavranışının temellerini sorgulamaya koyulmuştur; kendisi için kendi olmaklıgının somutsorununun farkına varır. Butun degerler ve onlara duyulan ilgi boylelikle alt ust olur:“Insanların çogunun,” der Sokrates, Platon'un kaleme aldıgıSokrates’in Savunması’nda,“kaygılandıgışeyleredairhiçbirkaygımolmadı:parameselelerine,malınmulkunyonetimine,askerlikrutbelerine,halkınitibarettiginutuklara,başkanlıklara,kurullara,politikkomplolara.Buyolasapmadım...Tamtersine,herbirinizeiyiliketmemimumkunkılan,herkesinkendiniduşunmekten, kendi işleri peşindekoşmaktan once kendini dahamukemmel vedaha akıllıkılmasını saglayacak yola girdim.” {339} Bireyin varlıgına yapılan bu çagrı dolayısıyla,Sokratesçi işleyişvaroluşsaldır.Busebeptendirki,KierkegaardveNietzsche,herbirikenditarzınagore,buişleyişitekraretmekistediler.Bireyinbugozdengeçirilmesine,Sokrates'indurmaksızın tekrar ettigi bu “Kendin için kaygılan”a{340} nasıl olur da, Nietzsche’ninSchopenhauer’a gore insanı betimleyerek bu insanı, çagdaşlarının bilinçsizliginin tamortasındasoyutlanmışbiçimdegosterenbumetninderastlamayız:“Yuzdenmaskeninaltında,gençinsanlar,yaşlılar,babalar,vatandaşlar,rahipler,memurlar,tuccarlargosterişyaparlarvedunyayı,kendilerindendahaazduşunmeksizinhepberabersergilediklerikomedyadanbaşkabirşeyhayaletmezler.‘Nedenyaşıyorsunuz?’sorusuna,kibirlenerekcevapvereceklerdir:’Iyibir vatandaş, bir bilim insanı, bir devlet adamı olmak için!”{341} “Butun insanlık kurumlarıinsanların, duşuncelerinin devamlı dagılması sayesinde, yaşamlarını hissetmeleriniengellemekiçindegilmidir?”{342}“Telaşgeneldir,çunkuherkeskendindenkaçmakister.” {343}

Şolen’inAlcihiades’içoktandiyorduki:“ŞimdideSokrates’ekulakvermekgeçseiçimdenhiçdayanamam, yine aynı duygulara kapılırım. Çok iyi biliyorum bunu. Çunku birçok şeydenyoksunolmamaragmenhala kendimle ilgilenmeyipAtinalılarındevletiniyonettigimikabuletmek zorundabırakıyorbeni.” {344} Burada, bu altust oluşun, yaşamın yonetici normlarınındegişiminin siyasi kapsamını goruyoruz. Bireysel yazgının kaygısı Site’yle bir kavgayıtetiklemektengeridurmaz{345}BuSokrates’indavasınınveolumununderinanlamıolacaktır.Sokrates’inSavunması'nıntanıklıgısayesinde,Sokratesçiironi; ilozofusuçlayanlarınaleyhine

Page 56: Pierre Hadot Ruhani Alıştırmalar

geliştigini ve –bir anlamda– olume mahkum edilmesini tetikledigini gordugumuz andadramatikbirhalalır.{346}

Kierkagaard’ın bahsettigi “varoluşun ciddiyeti” tam da bu noktadadır. {347} Sokrates’insaygınlıgı, Kierkagaard’ın nazarında, varlıgını ortaya koyan bir duşunur olmasıydı, varolmanınnedemekoldugunuunutmuşkurgusalbir ilozofolmasıdegil.{348}Kierkegaard içinvaroluşuntemelkategorisi“birey”dir,“yegane”dir, {349}varoluşsalsorumlulugunyalnızlıgıdır.Ona gore, bunun mucidi Sokrates olmuştur. {350} Burada Sokratesçi ironinin en derinsebeplerindenbirinerastlıyoruz.Dolaysızdil;varolmadeneyimini,varlıgınhakikibilincini,yaşanmışınciddiyetini,kararınyalnızlıgınıaktarmadaetkisizkalır.Konuşmak,bayagılıga {351}iki katmaruz kalmaktır. Oncelikle, varoluşsal deneyimin dolaysız iletişimi yoktur: Her soz“bayagı”dır. Ve, ote yandan, ironi biçimindeki bayagılık, ancak dolaylı aktarıma olanaktanıyabilir.{352} Nietzsche'nin de dedigi gibi: “Sokrates’in (ki ironisi, insanlarla irtibattakalabilmesi için yuzeysel bir tavır takınmak zorunda olmasına tekabul ediyordu) derinoldugunu sezdigimi zannediyorum.” {353} Varoluşçu duşunur için, bayagılık ve yuzeysel olanaslında birer yaşamsal zorunluluktur: Her ne kadar bilinçsiz olsalar da, insanlarla irtibattakalmaklaalakalıdır.Amabunlaraynızamandapedagojikhilelerdirde:Ironinindolambaçlarıve sapakları, çıkmazın şoku varoluşçu bilincin ciddiyetine vardırabilirler; hatta eklemekgerekirse,kigorecegimizuzere,Eros’unkudretide.Sokrates’inogretecekbirsistemiyoktur.Onunfelsefesi,tamamıylaruhanialıştırma,yeniyaşamtarzı,etkindüşünme,canlıbilinçtir.Belkide,Sokratesçiformuledahadaderinbiranlamvermekgerekir:“Hiçbirşeybilmedigimibiliyorum.” Bu bizi, başlangıç noktamıza geri getirir. Sokrates, bir bilge olmadıgınıbilmektedir.{354} Bireysel bilinç, bu eksiklik ve bitmemişlik duygusunda uyanır. Bu noktauzerine Kierkegaard, Sokratesçi igurun tum anlamını anlamamıza yardımcı olur.Kierkegaard,tekbirşeydenbaşkabirşeybilmediginidogrular,odaHıristiyanolmadıgıdır.Oyle olmadıgına içten bir şekilde ikna olmuştur, zira Hıristiyan olmak, Isa ile kişisel vevaroluşsal hakiki bir baga sahip olmak, bu bagı eksiksiz benimsemiş olmak, “ben”inderinliklerindentaşanbirkarardabubagıiçselleştirmişolmakdemektir.Buiçselleştirmeninaşırı zorlugu yuzunden, hiçbir Hıristiyan yoktur. Yalnızca Isa Hıristiyan idi. En azından,Hıristiyan olmadıgının bilincinde olan, Hıristiyan olmadıgını kabul ettigi olçude, en iyiHristiyan’dır.{355} Demek ki, Kierkegaard’ın bilinci, varoluşsal her bilinç gibi bolunmuştur.Ancak, hakikaten de var olmadıgı bilincinde var olur. Bu Kierkegaardçı bilinç Sokratesçibilinçtir: “Ey Sokrates, sozu, nufuzun pahasına lanetledin; cehaletin sayesinde, digerlerininsenden de az bilgin olduklarını ortaya çıkardın: cahil olduklarını bilmiyorlardı bile. Seninseruvenin benim seruvenimdir. Benim, digerlerinin benden daha az Hıristiyan olduklarınıgostermeye muktedir olmam, lakin gene de benim Hıristiyanlıga bu denli saygılı olmaklaHıristiyanolmadığımıgörmemveitirafetmemkarşındaöfkelendiler.”{356}

Sokratesçibilinç,bölünmüşveparçalanmıştır,İsa’nınfigürüyledeğil,ama“bilge”ninfigürüyle,aşkın normla. Dunyanın butun soylemleri, adil olmayı seçmiş adamın kararının derinliginiaçıklamayayetmez.Lakinherinsanitercihgeçicivekırılgandır.Şuyadabudavranıştaadilolmayı seçerek insan, eksiksiz bir biçimde adil olacak bir varoluş onsezisine kapılır. Bu,“bilge’nin bilinci olacaktır. Sokrates “bilge” olmadıgının farkındaydı. O,sophos degil, fakatphilosophos;bir“bilge”değil,fakatmahrumkaldığıbilgeliğiarzulayanbirisidir.

Page 57: Pierre Hadot Ruhani Alıştırmalar

P.Friedlander’ındamukemmelbirbiçimdedilegetirdigigibi,“Sokratesçiironi,cehalet(yaniadaletin ne oldugunu sozlerle açıklamanın imkansızlıgı) ve bilinmezin (yani adaleti ilahiseviyeye ulaşan adil adamın varoluşunun) dogrudan deneyimi arasındaki gerilimiaçıklar.”{357} Kierkegaard’ın, Hıristiyan olmama bilincinden oturu Hıristiyan olmadıgı gibiSokratesdebilgeolmadıgıbilincindenoturubilgedegildir.Buyoksunlukduygusundanuçsuzbucaksızbirarzudogar.Iştebunedendirki ilozofSokrates,Batıbilinciiçin,Erosçizgilerine,gerçek“güzellik”arayışındadaimigöçebeliğebürünecektir.

II.Eros

Sokrates'in,Batıduşuncetarihininilkbireyioldugunusoyleyebiliriz.W.Jaeger’in {358}dealtınıçizdigiuzere,Sokratesçiedebiyat,ozelliklePlatonveXenophon’uneserleri,Sokrates’inedebiportresiniçizmeyeçalışırken,ozgunlugunuveyeganeliginihissettirmeyeugraşır.Buihtiyaçkuşkusuz, kıyaslanamaz bir kişilikle karşılaşmanın sundugu olaganustu deneyimden dogar.Pek tabii ki, Kierkegaard’ın{359} da belirttigi gibi, Platon{360} diyaloglarında Sokrateskarakterini betimlemek için surekli kullanılanatopos, atopia, atopatos ifadelerinin derinanlamıburadabulunur; orneginTheaitetos'ta (149a): “Benimatopotatos[garip]oldugumveaporia’dan[şaşkınlıktan]başkabirşeyyaratmadıgımsoylenir.”Kelimeetimolojikolarak“yerdışında” anlamına gelir, yani yabancı, kaçık, absurd, sını landırılamaz, yoldan çıkaran.Şölen’de, Sokrates’e ovgusundeAlchibiadesbu ozellik uzerinde ısrarladurur.Normalde,derbize,bireylerindenkgeldikleriinsansını ları,idealtiplerivardır;ornegin,“asilvecesurbuyukgeneral” tipi vardır ki bunun temsilleri: Homerosçu antikçagdaAchilles ve çagdaşlarından,Spartalı onderBrasidas’tır; “surukleyici vebecerikli devlet adamı” tipi vardır ki, temsilleri:Homerosçu antikçagdaYunanNestor, TruvalıAntenor ve çagdaşlarındanPerikles’tir. LakinSokratesbusını larınhiçbirinegirmez.Onabenzerbirinsan,diyesonucabaglarAlchibiades,yoktur,ancaksilenos’laravesatyros’larabenzetilebilir.{361}Evet,Sokrates“birey”,“yegane”dir,bu “birey” Kierkegaard için pek kıymetlidir; kendi mezarının uzerine şunu yazmamızıistemiştir:“Bireyidi’{362}

Yinede,bukıyaslanamazkaraktereragmenSokrates’iEros’un{363}mitikçizgilerineburunmuşgorecegiz. Bunun, Sokrates igurunun bir yansıması olarak algılanan bir Eros olacagı sugötürmezbirgerçektir.Sokrates’te, içtenlik ile diyalogun ironisine baglı, soylem ironisininkilere tamamen benzerdurumunaltustolmalarınayonlendirenbiraşkironisivardır.Şunuhemenbelirtmekgerekirki burada mercek altına alınan aşk, homoseksuel bir aşktır, çunku, ozellikle bir egitimciaşkıdır.SokrateszamanıYunanistan’ında,erilaşk,kadimsavaşçıegitimininbirkalıntısıvebirhatırasıdır,kibuegitimde,erkege ozgubirdostlukçerçevesinde,yaşçabuyukbiragabeyinyonetimialtında,gençasil,kendiniaristokratikerdemlerledonatıyordu.Hoca-muritilişkisi,so istik donemde bu kadim ilişki modeli uzerinde kavranır, ve dogal olarak, erotik birterminolojide açıklanır. Bu tarz konuşmada retorik ve edebi kurgu kısmı asla

Page 58: Pierre Hadot Ruhani Alıştırmalar

unutulmamalıdır.{364}

Sokrates’inaşkadeginironisimuhakkak,aşıkolmuşgibigorunmeyigerektirir,takiironininaltust olmasıyla, buluşmalarını kovalayanın kendisi aşık oluncaya kadar. Alcihiades’inSokrates’eövgüsündeanlattığıbudur.Sokrates’inkendineyaptığıpekçokbeyanlakandırılmışAlchibiades, onun ciddi olduguna inanarak, bir akşambaştan çıkarmak amacıyla Sokrates’idavetetti.Yatagınauzandı,onukucakladı.VeişteSokratestamanlamıylakendininefendisiolarak kaldı ve baştan çıkarılmaya kendini bırakmadı. “Bunca zamandır,” der Alchibiades,“kole haline duşmuş olan bendim, ustelik yılan sokmuş bir adamın felaketini yaşıyorumben.”{365}“Hemdebirinsanınsokulabilecegienhassasyerinden,yuregimden,gonlumdenyadaadınabaşkanedemekgerekiyorsa tamoradan,onun felse ikonuşmalarıylayaralandım,ısırıldım. Çunku onu ne zaman dinlesem hezeyan halindeki Kybele rahiplerinden çok dahaçılgınhallereduşerim,kalbimkutkutatarvegozyaşıdoktururbanabuadamınkonuşmaları[...]Amabirtekbanayapmadıkibunları.Tamtersine[...]Charmenides’e,[...]Euthydemos’a,oncebiraşıkgibiakıllarınıçelipsonrakendisiaşıkolacagınasevgilidurumunageçtigidahabaşkalarınada.”{366}Kierkegaard’ınki,bumetninnekadardaiyibiryorumudur:“Onabelkidebu manada bir baştan çıkarıcı demeliyiz: gençligi buyuluyordu, onda tatmin edemedigiistekleri uyandırıyordu. Hepsini kandırıyordu, Alchibiades’i kandırdıgı gibi. Genç insanlarıcezbediyordu, ama bu insanlar ona dogru yoneldiklerinde, onun yanında huzur bulmakistediklerindeiseo,çoktangitmiş,buyubozulmuşoluyordu,veonlartalihsizbiraşkınderinacılarını hissediyorlardı, kandırıldıkları hissine kapılıyorlardı, çunku onları seven Sokratesdeğildi,onlarSokrates’iseviyorlardı.”{367}

Sokrates’in ironik aşkı, demekki aşık olmuş gibi gorunmekten ibarettir.Diyalektik ironideSokrates, sorularını sorarken muhatabının, kendisine bilgisini ve bilgeligini aktarmasınıarzuluyormuşgibidavranıyordu.Amaaslındamuhatap,busorucevapoyununda,Sokrates’incehaletine derman bulmaya muktedir olmadıgını keşfediyordu; zira işin aslı, Sokrates'evereceknebilgisinedebilgeligivardı.Oyleysemuhatabındahilolmayıarzuladıgı,Sokratesekoluydu,digerbirdeyişlebilmemeninbilinciekolu.AşkailişkinironideSokrates,aşkailişkinbeyanlarıaracılıgıyla,aşıkmışgibigozuktugukişinin,bilgisinidegilamabedenselguzelliginiarzuluyormuşgibiyapar.Durumoldukçaanlaşılırdır:Sokratesguzeldegildir,gençadamiseguzel. Ama bu sefer, aşık olunan ya da oyle oldugu varsayılan, Sokrates'in tavrından,Sokrates’in aşkını tatmin etmeye muktedir olmadıgını keşfeder, zira onda hakiki guzellikyoktur.Yoksunolduguşeyikeşfederek,Sokrates’eaşıkolur;yaniguzelligedegil,ziraSokratesbunasahipdegildir,amaaşka–Sokrates’inŞolen’de {368}tanımını“yoksunoldugumuzGuzellikarzusu”olarakverdiğiaşka–aşıkolur.ÖyleyseSokrates’eâşıkolmak,aşkaâşıkolmaktır.Platon’un Şolen’inin anlamı tam da burada yatmaktadır. {369} Diyalog, Eros iguru veSokrates’inki arasındaki ozdeşligi tahmin ettirecek biçimde yapılandırılmıştır. Platon,gelenegegore,davetlilerinhepsinin,soldansaga,kendisıralarıgeldikçerolgeregiEros’aovguduzeceklerini hayal eder. Birbirini takiben Phaedrus ve Pausanias’ın, sonra hekimEryximakos’un,komedyaşairiAristophanes'in,tragedyaşairiAgathon’unyaptıklarıdabudur.Sokrates’e gelince, onun sırası geldiginde ise,Aşk’ın ovgusunudogrudandile getirmez (bu,onun yontemine karşıt olurdu), ama kendisine Eros’un dogumu efsanesini anlatmış olan,MantineiarahibesiDiotimailevaktiyleyapmışoldugugoruşmeyiaktarır.Normaldediyalog,

Page 59: Pierre Hadot Ruhani Alıştırmalar

bu noktada son bulmalıdır, ama kaba bir biçimde şolenin verildigi salona baskın yaparAlchibiades,menekşelervesarmaşıkyapraklarıylataçlanmışveoldukçasarhoşbiçimde.Genedeşölenkuralınauyar,amaEros’unövgüsüyerineSokrates’inkiniyapar.BuradaSokratesveErosarasındakiozdeşlik,yalnızcaSokrates'eovgununEros’aovguyleaynısırada ve hemen akabinde dile getirilmiş olmasıyla degil; aynı zamanda da Diotima’nınoluşturduguErosportesindeki anahatlarla,Alchibiades’ınoluşturduguSokratesportresineortakanahatlarınsayıcaoldukçafazlavebelirleyiciolmasıylabelirginleşir.Afrodit’indogdugugun,diyeanlatırDiotima,tanrılarınevindeziyafetoldu.YemeginsonundaPenia (“Yoksulluk”, “Yoksunluk”) dilenmeye gelmişti. Poros ise (“Orta”, “Munasip olan”,“Zenginlik”)nektarlasarhoşolmuşveZeus’unbahçesindeuykuyadalmıştı.Yoksullugunaçarebulmak için Penia, Poros’tan bir çocuk peydahlamaya karar verdi. Uykuya dalmış Poros’unyanınasokulduveböylelikleAşk’agebekaldı.Eros’unbusoyagacı,Diotima’nın,butasvirinpekçokduzeydeyorumlanabilmesinisaglayacakEros’un portresini oldukça ustaca bir biçimde yapmasına olanak tanıyacaktır. Oncelikle,efsanenin edebiyatına uygun olarak, Eros’ta babasının çizgilerini tanırız: Baba tarafından,kaşif ve kurnaz ruh halini, euporia’yı alır; anne tarafından ise, yoksul ve dilenci halini,aporia’yı. Aşk’ın belli bir kavramı bu tasvir vasıtasıyla gun yuzune çıkar. Şolenin digerdavetlileriEros’uidealizeedilmişbirbiçimdebetimlemişiken,SokratesAşk’ındahagerçekçibirgorunuşunutekrardanoluşturmakiçinDiotimaileyapmışoldugugoruşmeyiaktarır.Aşk;tragedya şairi Agathon’un dilemiş oldugu gibi guzel degildir. Bu olmaksızın artık Aşk daolmayacaktır.ZiraEros,ozundearzudurveyoksunoldugumuzşeydenbaşkasınıarzulamayız.Erosguzelolamaz:Penia’nınogluguzelliktenyoksundur;amaPoros’unoglu,buyoksunlugaçarebulmayıbilir.Agathon,Aşk’ınesnesiile,yanimaşukilekarıştırır.Ama,Sokratesiçin,Aşkaşıkolandır.Demekkiçoguinsanınzannettigigibi,birtanrıdegil;amayalnızcabirdaimon,ilahiveinsaniarasındaaracıbirvarlıktır.IştetamdabunedendenoturuDiotima’nınyapmışolduguErostasvirindegulunçbirşeylervardır.Kiburada,Aşk’ıntutsakoldugubitkinduşurucuyaşamtarzınarastlarız.Bu,şumeşhurtemadır: “Militat omnis amans.” Aşık, maşukun kapısında nobet tutar, açık havada geceyigeçirir. Bir dilenci ve bir askerdir. Ama aynı zamanda da keşi lerde verimlidir, buyucudur,hokkabazdır, soylev vermede ustadır, çunku aşk, insanı becerikli kılar. Ona gore, cesaretinkırılması ve umut, ihtiyaç ve doygunluk; kesinti olmaksızın, aşkının başarıları vebaşarısızlıkları ilebirbirini izler.Bu, rezil, kepaze, yuzsuz,dikkafalı, geveze, vahşiEros’tur,Bizans donemine kadar Yunan şiirinin haytalıklarını anlatmaktan zevk aldıgı hakikicanavardırbu.{370}

Lakin,buavcıEros igurundePlaton, şaşırtıcıbirhakimiyet ileSokrates’in,yani “ ilozofun”çizgilerini gorunure çıkarır. Eros, der bize Diotima, duyarlı ve guzel olmaktan uzak, tıpkıAgathon’un zannettigi gibi, daima yoksul, kaba, pasaklı, yalınayaktır. Alchibiades’in ovduguSokratesdeyalınayaktır,onukışınsogugundanzorbelakoruyanustunkorubayagıbirpostlaörtülüdür.{371}DiyalogunarkaplanındaSokrates'inşolenegelmekiçinistisnaiolarakyıkanıptemizlendiğiniöğreniyoruz.{372}Komedyaşairleride,onunçıplakayakları,eskipüsküpostuylaalay ederler. {373} Sokrates’in bu iguru, tıpkı dilenci Eros gibi, kinik ilozofun, Diogenes’in,

Page 60: Pierre Hadot Ruhani Alıştırmalar

ateşsiz yersiz yurtsuz, paltosu ve tasıyla dolanan, kendini bu “hiddetli Sokrates” olaraktanımlayan Diogenes’in iguru olacaktır. {374} P. Friedlander’in {375} da belirttigi uzere, buyalınayakEros ayrıca,Protagoras’ın (321c5)veDevlet'in(272a5)tanımladıgışekliyle, ilkelinsanıanımsatır.Boyleliklesilenos igurunegeridonmuşoluruz,başkabirdeyişle,saltdogalvarlık,kulturvemedeniyetoncesiilkelkuvvet igurune.Bubileşenin,karmaşıkSokrates-Erosportresininbirparçasıolmasındanfarksızbirdurumdegildir.Zirabileşen,Sokratesçibilincintetikledigi degerlerin bu altust oluşuna fazlasıyla tekabul etmektedir. Ruhu hakkındakaygılanan kişi için temel olan, goruntulerde, kıyafette ya da rahatlıkta bulunmaz, ancaközgürlüktebulunur.YinedeDiotimabize,Eros’un,babasınınçizgilerinedesahipoldugunusoyler: “Asil ruhlaratuzak kuran, yurekli, gayretli, istekli, usta bir avcı, hep bir takım planlar kuran, duşunceyiarzulayan{376}veveren(porimos),bütünyaşamıboyuncafelsefeyapan,ustabirhokkabaz,ustabir buyucu ve so isttir o.” {377} Aristophanes’inBulutlar'ının Strepsiades’ini, umdugununSokratesçi egitim sayesinde gerçekleşecegini betimlerken duydugumuza inanırız: “Yurekli,guzel konuşan, gayretli, edepsiz... asla laf yetiştirme sıkıntısı olmayan, gerçek bir tilki.” {378}Sokrates’e ovgusundeAlchibiades, Sokrates’i edepsiz birsilenos{379} olarak ele alır, vehatta,ondan once Agathon da, Sokrates’i bumelezlik{380} sıfatıyla odullendirirdi. Alchibiades içinSokrates bir hokkabaz,{381} guzel oglanların dikkatini çekmede usta bir guzelkonuşmacıdır.{382} Eros’un gurbuzlugune gelince, buna, Alchibiades’in orduya anlatırkençizdigiSokratesportresinderastlarız:Soguga,açlıga,korkuyadayanırdı, tıpkıuzayıpgitmişbirmeditasyonaoldugukadarşarabadadayanıklıoldugugibi.{383}Delion’dançekilirken,diyeanlatırAlchibiades, Sokrates sankiAtina sokaklarındaymışçasına serinkanlılıkla yuruyordu,Aristophanes’in de anlattıgına benzer biçimde “kasıla kasıla, gozlerini dondure dondure,keskinbuzlarüzerindeyalınayakvealnıaçık.”{384}

Işte,boylepekdeiyimserolmayanbirSokrates-Erosportresi.Herhalukarda,PlatoncuyadaSokratesçiironiyledoluptaşmışdurumdayız.Lakinbu igurun,derinbirpsikolojikanlamdanyanabireksiğiyoktur.Erosbirdaimon’dur,derbizeDiotima,yanitanrılarveinsanlararasındabiraracıdır.Birkezdaha“aracıolma”sorununageridondukveyenidenbudurumunnekadardarahatsızedicioldugunu dile getiriyoruz. Diotima’nın bize tasvir ettigi Eros demonu tanımlanamaz vesını landırılamazdır,tıpkıSokratesgibi,atopos’tur.Netanrıdırnedeinsan,neguzeldirnedeçirkin,nebilgedirnededeli,neiyidirnedekotu.{385}Busebeptendephilo-sophos’tur,bilgelikaşıgı, yani ilahi mukemmeliyete denk olacak bir varlık seviyesine ulaşmayı arzulayandır.Diotima’nınverdigitanımda,Eroskendimukemmeliyetinin,kendihakiki“ben”ininboylebirarzusudur.Varlıgıntastamamlıgındanyoksunolmaktanoturuıstırapçekerveonaulaşmayacanatar.HattadigerinsanlarSokrates-Eros’useverken,Sokrates’inuyandırmışolduguAşk’ıseverken; Sokrates'te sevdikleri, bu ozlemdir, Sokrates’in Guzellik’e ve varlıgınmükemmeliyetineolanbuaşkıdır.Sokrates gibi, Eros da çagrıdan, açılan bir olanaktan başka bir şey degildir; ama Bilgelikdegildir,nedekendindeGuzellik.Alchibiades'inbahsettigiszlenos’ların,egeronlarıaçarsak,tanrıheykelleriyledoluolduklarınınmeydanaçıkacagıpekdogrudur. {386}Lakinszlenos’larınkendileri heykel degildir. Yalnızca heykellere ulaşılmasını saglamak için açılırlar. Poros,

Page 61: Pierre Hadot Ruhani Alıştırmalar

Eros’un babası, etimolojik açıdan, “geçiş”, “erişim”, “çıkış yolu” anlamına gelmektedir.Sokrateskendini,kendisindenotebirşeyeaçansilenos'tanbaşkabirşeydegildir.Filozofdaaynenboyledir:Varoluşabirçagrı.Sokrates,ironikbiçimdeguzelAlchibiades'ederki:“Oyleya, eger beni seviyorsan, senin yakışıklılıgından busbutun başka, olaganustu bir guzellikgoruyor olmalısın bende. Ama iyice duşun de bir hiç oldugum kaçmasın gozunden.” {387}Sokrates bu şekilde uyarır Alchibiades'i; Sokrates’i severek yaptıgı şey aslında Eros’u,Penia’nınvePoros’unoglunusevmektenbaşkabirşeydegildir,Afrodit’inkinidegil.Lakinegeronu severse, bu, Sokrates’in, kendisi için tum dunyevi guzellikleri aşan olaganustu birguzelligedogrubiryolaçıyorolmasındandır.Sokrates’inerdemleri,ironikszlenos'tasaklıbutanrı heykelleri, Alchibiades’i{388} hayran bırakan Sokrates’in bu erdemleri; Sokrates’inarzuladıgı ve Alchibiades’in Sokrates aracılıgıyla arzuladıgı mukemmel Bilgeligin birtadımlığı,biryansımasındanbaşkabirşeydeğildir.Demekkiboylelikle,SokratesçiEros'ta,Sokratesçiironidebulunanaynıtemelyapıya,olmasıgerektigi gibi olmadıgını çılgınca hisseden ikiye bolunmuş bir bilince rastlıyoruz. Işte buayrılmaveyoksunlukduygusundandoğarAşk.Bu,daima,Sokrates-Erosefsanesiniyaratarak,Aşk’ın,arzununveirrasyonelolanınboyutunufelse i yaşamasokmayıbilmişPlaton’unenbuyuk ovunçlerindenbiri olacaktır.Her şeydenonce, diyalogun deneyiminin ta kendisi vardır; hatta tam da Sokratesçi bir biçimde, ikimuhatabıdacoşturanbirsorunubutunuyleaçıgaçıkarmaistegivardır.Logos’undiyalektikhareketininharicinde,Sokratesvemuhatabıarasındakatedilmişbuyol,buortakuzlaşmayavarma istegi zaten aşktan kaynaklanır; ve felsefe, bir sistemin inşasından çok bu ruhanialıştırmada yatar. Diyalogun gorevi, esasen, dilin sınırlarını, ahlaki ve varoluşsal deneyimiaktarmadadilinyetersizliginigostermektenibarettir.Lakinolayolarak,ruhanifaaliyetolarakdiyalogunkendisizaten,ahlakivevaroluşsalbirdeneyimidi.Sokratesçifelsefe,birsistemintekbaşınakurulumudegildir,amaancakinsanıninsanlaolanilişkisindegerçekleşebilecekbirvarlıkduzeyineulaşım,birbilinçuyanışıdır.Eros’unkendide,ironikSokratesgibi,hiçbirşeyogretmez, zira cahildir:dahabilgekılmaz, amabaşkakılar.Odamayotiktir.Ruhlara, kendikendilerinidoğurmalarıiçinyardımeder.Tumtarihboyunca,SokratesçiEros’un{389}hatırasındarastlananoldukçaheyecanvericibirşey vardır; ornegin, Isa’dan sonra III. yuzyıl Iskenderiye’sinde, Hıristiyan ThaumaturgosluGregoire, kendi terimleriyle, hocası Origenes’e ovgu yagdıracaktır: “Tıpkı ruhlarımızın tamortasındabaşlatılmışbirkıvılcımgibi,işteiçimizdelogosiçinvelogos'unyorumcusuolanbuadam,arkadaşiçinyanıptutuşanaşk”,“buadam,”derdahaileride,“kio,Sokrates’inyaptıgışekilde, bizi, tıpkı vahşi atlar gibi,elenkhos'u” aracılıgıyla ehlileştirmeyi bilirdi”{390} E.Bertram’ın{391} da olaganustu sayfalarında gosterdigi gibi, Nietzsche’de karşılaştıgımız buSokratesçi Eros gelenegi, bu egitimci demonizm gelenegidir. E. Bertram’a gore, uç formul,pedagojinin bu erotik boyutunu eksiksiz biçimde açıklar; Nietzsche boyutu: “Aşktan dogaryalnızca en derin goruntuler”, Goethe’ninki: “Yalnızca sevdigimizden bir şeyler ogreniriz”;Holderlin’inki:“Olumlu,kendisinineniyisiniaşkileverir”;hakikibilinceancakkarşılıklıaşktaulaştığımızıgösterenüçformül{392}.Aşkın,arzunun,hattairrasyonelolanınbuboyutuna,Goethe’ninkullandıgıterimiyenidenelealarak, “demonik” diyebiliriz. Platon bu boyuta, Sokrates’in kendisinde rastlamıştır.

Page 62: Pierre Hadot Ruhani Alıştırmalar

Sokrates’indaimon’ununkimizaman,şuyadabudavranışısergilemesiniyasaklayanolumsuzbir işaretmişçesine, oldukça irrasyonel biçimde dayatan bu istegin kendisi oldugunubiliyoruz.Bu,biranlamda,onunkendi“karakteri”,kendigerçekbenligiidi.Sokratesçibilincinbuirrasyonelunsuru,muhtemelen,Sokratesçiironiyehiçdeyabancıdegildir.EgerSokrateshiçbir şey bilmedigini dogruluyorsa, bu belki de, davranışta kendini kendidaimon’unabırakıyor vemuhataplarınındaimon’unaguveniyorolmasındandır.Herneolursaolsun,ki J.Hillman daha 1966’da bu nokta uzerinde ısrar etmişti: Muhtemelen Platon, Sokrates'tedemonik bir adama rastlamış oldugundandır ki, Sokrates’e uludaimon Eros igurunuverebildi.{393}

Demonikbuboyutunasılbetimlemeli?Bukonudaen iyikılavuzumuz, tumyaşamıboyunca“demonigin”gizemi tarafındanbuyulenmişvekaygılanmışolanGoethe’denbaşkasıolabilirmi?Oteyandan,muhtemelen,SokratischeDenkwürdigkeiten'lerindeHamann,{394}Sokrates’inkendisinindaimon kişiliginde, demonik olan ile ilk defa karşılaşmış olmalıdır, hatta buSokratesGoethe’yiodenlibuyulemiştirki,Herder’eyazdıgı1772tarihlibirmektubundaonunbuolaganustuçıglıgınatanıkoluruz:“War’icheinenTagundeineNachtAlzibiadesunddannwollt’ichsterben.”{395}

Goethe’nindemonigi,SokratesçiEros’un ikiyanlıvebelirsizbutun izlerinesahiptir.Bu,derbizeDichtungundWahrheit'ınyirmincikitabı,tumvarlıklarıayıranvebirleştiren,neilahineinsani,neşeytaninedemeleksibirkuvvettir.Şölen'inEros'ugibi,bukuvvetiancakeşzamanlıvekarşıtolumsuzlamalarlatanımlayabiliriz.Lakinbu,sahipolana,varlıklarveşeyleruzerindeakıl almaz bir guç verecek bir kuvvettir. Demonik, evrende, irrasyonel, açıklanamaz olanınboyutunu, bir çeşit dogal buyuyu temsil eder. Bu irrasyonel unsur, her gerçekleşmeninolmazsaolmazhareketegeçiricikuvvetidir,kullanmayıbilmemizgereken,lakinkendisindenkaçamayacagımız kor ama amansız dinamiktir. Bireyindaimon'u hakkında GoetheUrworte’lerdederki:“Somusstdusein,dirkarınstdunichtent liehen...undkeineZeitundkeineMachtzerstückeltGepragteFormdielebendsichentwickelt.”{396}Goethe'de,budemonikunsuruençoktemsiledenvarlıklarŞölen'inEros'ununçizgileriylegorunurhalegelir.A.Raabe'nin {397}

de fevkalade bir biçimde gosterdigi uzere, ozellikleMignon için geçerlidir. Tıpkı Eros gibi,Mignondayoksuldurvesa lıgı veguzelligi yurektendiler.Muzikalvergisi içsel zenginliginiortayaçıkarırken,kıyafetlerifakirvekabacadır.TıpkıErosgibi,çıplaktopragınuzerindeyadaWilhelmMeister’ınevinineşigindeyatar.VetıpkıErosgibi,Wilhelm'indahaustunbiryaşamiçin duydugu ozlemin ete kemige burunmesi, yansımasıdır.Wahlverwandtschaften’lerinOttilie'sidedemonikbirvarlıktır.Buyuleyici,tuhaf,guçlu,dogalbirkuvvetgibitasviredilir.Erosilearasındakiderinbag,Mignonornegindeoldugundandahagizlicebelirtilmiştir,amaOttiliebirokadardagerçektir.IkinciFaust'unikinciperdesininaçıkçaEros'lailişkilendirdigi,Homonculus'un erdişi igurunu de anımsatmak gerekir.” {398} Belirsiz, iki yanlı,kararlaştırılmamışunsurolandemonikneiyidirnedekotu.Yalnızcainsanınahlakikararıonakesin degerini verecektir. Ama bu irrasyonel ve açıklanamaz unsur, varoluştan ayrılamaz.Erosiletehlikelioyunu,demonikilekarşılaşmayıatlatamayız.

Page 63: Pierre Hadot Ruhani Alıştırmalar

III.Dionysos

Şimdibizekalan,Nietzsche’ninSokrates’ebesledigibuaşkdolutuhafnefretegeridonmektir.E. Bertram’m{399} bu noktada, esas olanı soylemiş oldugu dogrudur, ama belki de biz,Şolen’dekiSokrates igurunundahaazfarkedilmişbazıunsurlarınıgozonundebulundurarakNietzsche’ninkarmaşıktavrınıdahaiyianlayabiliriz.Nietzsche, Sokrates’in gerçekleştirdigi tuhaf baştan çıkarmayı oldukça iyi biliyordu,“sıçanlarınbubaştançıkarıcısı,”diyordu,“bumuzipveaşıkAtinalı,kendileriyledoluptaşangençleri korkudan titretiyor, hıçkıra hıçkıra aglatıyordu.” {400} Bu baştan çıkarmamekanizmasını gostermeye ugraşıyordu: “Sokrates’in neden insana bu denli igrendiricigozukebilecegini anlatmayaugraştım;nasıl budenli çekici gelmişoldugunuanlatmakdahagereklidir halbuki.” {401} Boylelikle pek çok açıklama onerir: Sokrates, diyalektigiyleYunanlardakigureşsevdasınıteşvikederdi,erotikidi,içgudulerinçokuşunerasyonellikçaresigetirerekoynayabilecegitarihselrolunoneminikavradı.Dogruyusoylemekgerekirse,bugibiaçıklamalarının ilgi çekici hiçbir yanı yok. Lakin,Nietzsche buna çok daha derin bir anlamonerir. Sokrates’in gelecek tum kuşaklar uzerinde gerçekleştirmiş oldugu baştan çıkarma,olumkarşısındatakındıgıtavırdanilerigelmektedir,hattaozellikleolumununkısmengonullukarakterinden. Ilk eserinden,Tragedyanın Doğuşu’ndan itibaren Nietzsche,Phaidon veŞolen’insonsayfalarını,buyukçebirresimdebirleştirir: “Tumaydınlıgı ile, olumkarşısındainsanınhissettigidogalurpertiolmaksızın,surgunedegildeolumemahkumolmayıbaşarmışgozukenSokrates’intakendisidir:Oraya,Platon’unyaptıgı tanımdanodunçaldıgısakinliklegitti,butundavetlilerinsonuncusuolarakşolenişafagınilkışıklarıyla,yenibirgunebaşlamakiçinterkettigisıradaardında,banklarınvetopragınuzerindeSokrates’i,hakikiErotigihayalederekuykuyadalmışdavetlilerkaldı.Sokrates,olurken,gençlerinenseçkinlercedahaoncehiçkarşılaşılmamışyeniidealhalinegeldi.”{402}

Nietzsche,Platon’unŞolen’ininsonunda,Sokrates'inolumununbirsembolunusezdivegordu.Kuşkusuz,Platon'unsozlerioldukçabasittir:“BirAgathonhalauyanıkmış,birAristophanes,birdeSokratesvesagadogrusıraylabirkasedeniçiyorlarmış.Sokratesonlarla la lıyormuş[...]aynıkişininhemtragedyahemdekomedyayazmayıbilmesigerektiginivemarifetlibirtragedya yazarının aynı zamanda bir komedya yazarı da olabilecegini kabul etmeyezorluyormuş Sokrates onları [...]. Ilk once Aristophanes uykuya dalmış, gun dogarken deAgathon. Sokrates [...] kalkıp yola çıkmış. Lykeion’a gitmiş, aklanıp paklanmış, gunun gerikalanınıher zamankigibigeçirmiş.” {403} Yazarlar,bukaranlık sayfadan,belirsiz sembolizmialgılar. C. F. Meyer’in tek bir ilozofun uyanık kaldıgı bu şafakta gordugu, olen Sokratesfigürüdür:

“SokratesileiçerkenarkadaşlarıVekafalarçoktanyastıklaradüşmeyebaşlamışkenGirdiiçerigençbiradam,hatırlayabildiğimİkiincecikflütçüylebirlikteKupalardanakıtıyoruzsondamlalarıKonuşmaktanyorgundudaklarsusarSararmışçelenklerinçevresindedolanırbirtürkü...Sessizlik!Flütlerölümninnisiniçınlatır!”{404}

Page 64: Pierre Hadot Ruhani Alıştırmalar

Tamtersine,Hölderlin’innazarındaburadabeliren,yaşamaâşıkSokratesfigürüdür:“LakinherkesinölçüsükendineAğırdırmutsuzluğunyüküDahadaağırdırmutluluğunkiBirbilgevarmışoysaAydınkalmayıbilmişolanşölendeÖğledengeceninkörünekadarVeşafağınilkışıklarısökünceyekadar”{405}

IşteSokrates'inNietzsche'ninonuneserdigibulmacaboyledir.YaşamaaşıkSokrates,nedenölümistencindevaroluştannefretedergörünsün?ZiraNietzsche, yaşama aşık Sokrates'i tanır ve sever: “Egerher şeyyolundagiderse,” diyeyazarYolcuveGölgesinde, “ahlakenveaklenmukemmelleşmek için Incil'den oteSokrates’inMemorables'larına (‘Yunan edebiyatının en ilgi çekici kitabı' oldugunu soyler Temmuz1879’da,yayımlanmamışyazılarında)başvurmayıtercihedecegimiz,veherkestendahabasitvedaha olumsuzbilgeninvearacının,Sokrates'inanlaşılmasınagoturecekyollarınkılavuzuolarak Montaigne'den ve Horatius'tan faydalanacagımız zaman gelecektir. En farklı felse iyaşam şekillerinin yolları bile hep ona çıkar... Hıristiyanlıgın kurucusuna karşı Sokrates'inustunlugu, agırbaşlılıgını incelikle belirten gulumseme ve insanı en iyi ruh haliyle donatanyaramazlıkla dolu bu bilgeliktir.” {406} Yaramazlıkla dolu bu bilgelik, Xenophon'un {407}

Şolen'indeortayaçıkandansedenSokrates'inbilgeligidir,Platon'unDiyaloglar’ındameydanakoyduguironikvealaycıSokrates'inbilgeligidir,Holderlin'inSokratesundAlkibiadesşiirindebahsettiğiyaşamaâşıkfilozofturbu:

“Nediye,eyilahiSokrates,böylesaygılargöstermekbugençadama?Bilmezmisindahaulusunu?Nediyeseyredalarsınonuaşkilesankitanrılarıseyrediyormuşuzcasına?–EnderindüşünceseverenyaşanasıyaşamıAncakdünyayıbakışlarıyladelipgeçtiktensonradırkianlayabilirizasilgençliğiVebilgeler,sıklıkla,sonlanırlarGüzelliğekendileriniadayarak”{408}

EğitimciOlarakSchopenhauer'da,buencanlıolanaaşıkSokrates iguru,Schopenhauer'inkiniortecek hale gelecektir. Bilgenin neşesinden bahsederken, Nietzsche'nin bu olaganustusatırlarda[buneşenin]tanımınıyapmakiçinbaşvurduğuHölderlin'indizeleridir:

“Kendilerinienderindüşüncelereadamakiçinencanlıgerçekliğifazlasıylasevenveyaşamlarınınsonunadoğruozelliklegüzelilealakadarolmakiçinfazlasıylabilgeolanbugaliplerdenbirineyaklaşmaktanöte/başkadahaneşeliyadadahaiyihiçbir şey bahşedilemez insana... Hakikaten yaşarlar ve hareket ederler... Bu sebeptendir ki, onların temasında birinsanlıkvedoğalolanın izinerastlarız,veGoethe ileşunuhaykırmak isteriz: ’Neharikaneenfesbirşeydirbir canlı!Durumunaoldukçaiyialışmış,gerçek,varolan!'”{409}

Müzisyen birSokrates! Nietzsche, onun gelişini dahaTragedya’nın Doğuşu'nda hissettigineinanmıştı.Ruyalarında ilozofukendinimuzigeadamayadavetetmişolantanrılarınçagrısınacevap veren bu muzisyen Sokrates iguru, akılsal bilincin ironik aydınlıgını ve demonikhevesiniuzlaştırmaktaydı.“Yayımlanmamışeserler”ini{410}bahsettigi“trajikinsan”hakikatende bu olacaktır. Bu muzisyen Sokrates'te, Nietzsche kendi ruyasını, Apollon ve Dionysos

Page 65: Pierre Hadot Ruhani Alıştırmalar

arasındakibiruzlaşmaözleminiyansıtır.Ve ,Ölen Sokrates'te, Nietzsche gene kendi dramını yansıtıyor gozukur. Sokrates olmekistemişti,veolurkendeşuesrarlısozusoylemişti:“EyKriton,Akslepios’abirhorozborcumvar”, tam da, sanki bir hastalıktan kurtulmuşçasına, saglık tanrısına (Akslepios) bir şeyborçluymuşgibi.{411} “Bugroteskvemuthişsozunardında,”diyeyazarNietzsche, “kulaklarıolanherhangibirinehitapedenbirşeyvardır:’EyKriton,varoluşbirhastalıktır!'Mumkunmubu! Onun karakterinde bir adam için... ki boyle bir adam karamsar olmuş olsun! Yalnızcayaşamaguleryuzgostermektenmemnunduvetumyaşamıboyuncasonhukmunu,enderinduygusunuyaymıştı!Sokrates,yaşamdanmustaripti!Ve,sonundaondan,buortulu,urkutucukelimeyle,budinselküfürleöcünüaldı.İsterdimkiyaşamınınsonanlarınakadarsessizkalmışolsun–belkideböylelikleruhlarınüstbirmevkiindesınıflandırılırmışolurdu?”{412}

E.Bertram’ındahayranolunasıbirbiçimdeizahettigigibi,buradaNietzschesırrının,kendimahremkuşkusunun,varoluşunundramının tahminedilmesine izinverir.Nietzscheki,varolmaveyaşamasevincininsozcusuolmakistedi,nihayetindevaroluşunhastalıktanbaşkabirşeyolmamasındanşuphelenmezmi,korkmazmı?Sokratesbusırraihanetetmiştir.Dunyeviyaşamhakkındaneduşundugununanlaşılmasınaizinverir.AmaNietzsche,buurkutucusırrısoze dokmemeyi bilen “ruhların ust bir sınıfına” mensup olmak ister. “Onun, yaşam veyalnızca yaşam uzerine,Dionysosçu, ateşli goklere çıkaran ovgusu,” diye yazar E. Bertram,“yaşamınuluEgiticisininyaşama inanmadıgınıkanıtlayansessizlikbiçimidegilmiydi?”{413}Sonbiralaşagıolmada,PutlarınAlacakaranlığı,Sokrates'insonsozununyenibiryorumunubarındırır. Sokrates’in, pençesinden kurtulacagı hastalık, kısacık yaşamdegildir artık, fakatSokrates’in surdurmuş oldugu yaşam tarzıdır: “Sokrates bir doktor degil, diye mırıldandıkendikendine.Yalnızcaolumbirdoktordur.O,Sokrates,uzunsurehastaolmaktanbaşkabirşeyyapmamıştır.” {414}Budefa,Sokratesçiaydınlık,Sokratesçiahlakolacaktıryaşamıkemiripduranhastalık.Amageneburadada, Sokrates’inbuhastalıgı;Nietzsche’ninkendihastalıgı,efsaneleridagıtanaydınlıgı,acımasızbilinciolmayacakmıydı?Nietzsche’ninSokrates’ekarşıbesledigiaşkdolunefret,kendisinekarşıbesledigiaşkdolunefreteozdeştir.Nietzsche’dekiSokrates igurunun belirsizligi, nihayetinde Nietzscheci mitolojinin, olumun ve yaşamıntanrısıDionysos’unkininbelirsizliğiüzerinekurulmuşdeğilmidir?NihayetindebizimiçinfazlasıylagizemlibirbiçimdePlaton,Şolen’de,butunbirDionysosçusemboller takımyıldızını Sokrates igurunun çevresine yerleştirdi.{415} Hatta diyalogunbutununeDionysos’un Yargısı adını bile verebilirdik, çunku Agathon, Sokrates’e der ki,Sokrates’inmiyoksakendisininmidahabilgeoldugunubilmekiçin,kendileriniDionysos’unyargısınateslimedeceklerdir;buşudemektir,herkimkidahaçokvedahaiyi içerse,şaraptanrısınınnişanıaltınayerleştirilmişbusophia,bilgelikvebilgiyarışmasınıkazanacakolanodur.{416} Daha sonra, şolen salonuna baskın yapan Alchibiades belirir, tıpkı Dionysos gibi,menekşelervesarmaşıkyapraklarıylataçlandırılmış.{417}SalonagirergirmezAlchibiades,birşiir yarışması galibinin usulen taktıgına benzer şeritten bir çelenk kondurur Sokrates’inkafasına.{418} Zira Dionysos, tragedya ve komedya tanrısıdır. Sokrates’e ovgude bulunanAlchibiades,Sokrates’insonrasında“birsatyros’larvesilenos’lardramı”{419}adınıverecegibirdram yazar; çunku o, Sokrates’i bu varlıklarla karşılaştırırdı. Zira satyros’lar ve szlenos’lar,Dionysos'un maiyetini biçimlendirirlerdi ve satirik dram, aslında merkezinde Dionysos

Page 66: Pierre Hadot Ruhani Alıştırmalar

tutkusunu barındırırdı. Son sahnede, Sokrates, tragedya şairi Agathon ve komedya şairiAristophanesilebaşbaşakalır,veaynıadamınhemtragedyayazarıhemdekomedyayazarıolabileceginikabuletmeyezorlaronları.{420}ZiraAgathon,Eros’aovgusundeAşk’ın,şairlerinenustasıoldugunusoylemişti.{421}BoyleceErosalanındamukemmelleşenSokrates,Dionysosalanında da mukemmelleşir. Zaten, şaraba {422} dayanıklılıkta kıyas kabul etmez, ve“Dionysos’unyargısı”sayesinde,bilgelikyarışmasınıkazanır;çunkuşoleninsonundabirtekoayıkkalır. {423}Diyalogunikidefabahsettigihayrankalmalarda,uzunekstaz’lardaDionysosçubirizidemitanımakgerekir?{424}

Demek ki Platon’un Şolen’inde, bilinçli ve istemli gorunen bir biçimde, diyalogun sonsahnesinde doruga ulaşan Sokrates igurunun Dionysosçu karakterine benzerliklerinin birbutunu bulunmaktadır; ki bu sahnede, en iyi şair ve en iyi içici olanSokrates,Dionysos’unyargısındagalipgelir.Oyleyse, paradoksal olarak, gizlice, belki de bilinçsizce, Sokrates igurunun nihayetinde,Nietzsche’deDionysos iguruyleaynıolmasışaşırtıcıdegildir.İyininveKötününÖtesinde'ninsonunda, Nietzsche, Dionysos’a olaganustu bir “Kalp Dehası{425}” ovgusu adar veEcceHomo’da{426}, bu metni, bu sefer kime hitap ettigini soylemeyi reddederek, psikolojikhakimiyetiniresmetmekiçintekrarlar.Builahide,YeniSancteSpiritus'un, buazizRuh’uneskiortaçaga degin ovgusunun bir çeşit yankısı çınlamaktadır – ki Hamann’ın{427} nazarında,Sokratesdemonubuyankınınbir igurudur: “Flecte quod est ridigum, jove quod estfrigidum,regequodestdevium.” KalpDehası’nınyatıştıran,ılımlılaştıran,dogrultanharikuladezarafetivardır. Ruhların yoneticisinden demonik yonetime, bu portrede Nietzsche Dionysos’uneylemini tasvir etmek istemişti. Lakin E. Bertram’ın{428} da şuphelenmiş oldugu uzere,Nietzschesonucavarmamızısaglayanbuovguyudilegetirirken,bilinçliyadabilinçsizcesinegene de Sokrates’i duşunmuyor muydu; çunku o, sunumumuzun tum temalarını hayranolunası bir biçimde bir araya getirmektedir: “Bu ulu Gizemli’nin, bilinç sıçanlarının baştançıkarıcısıolmak içindogmuşolanbuayartıcı tanrınınsahipolduguşekliyleKalpDehası,kisesi, tekbirkelimeetmeksizin,baştan çıkarmanıngizliniyetininbarınmadıgı tekbirbakışatmayan [...] her ruhunyer altı diyarınakadar inmeyibilen [tanrının]KalpDehası, zırlayıpduranlaravekendinibegenmişleresessizligizorlakabulettirirveonlaradinlemeyi ogretir,puruzluruhlarıtemizlerveonlarayenibirarzu,deringokyuzunuyansıtmakugrunatıpkıbirayna gibi duz ve hareketsiz olma arzusunu tattırır [...]. Dokunuşundan sonra, herkeszenginlenmişolarakayrılır;lutufveyahutşaşkınlıkilebahşedilmişbirhediyeyleveyakendinicanındanbezmişhissettirecektuhafbirmutlulukladegil, lakinkendindedahazengin,kendinazarındayenilenmişolarakayrılır[...]erimeninılıknefesiyleokşanmışvebutunçıplaklıgıylaortaya konmuş, belki de daha kararsız, daha dayanıksız, daha hassas, daha kırılgan, henuzisimlendirilmemişumutlarladoluayrılır.”{429}

Page 67: Pierre Hadot Ruhani Alıştırmalar

MARCUSAURELIUS

Page 68: Pierre Hadot Ruhani Alıştırmalar

RuhaniAlıştırmaOlarakFizikyadaMarcusAurelius’taKötümserlikveİyimserlik

MarcusAurelius'unDüşünceler’inden{430}birderlemeninsayfalarınıkarıştırırken,barındırdıgıkotumserbeyanlarınbollugundanoturuhayreteduşmedenedemeyiz.Acı,bıkkınlık,“bulantı”,insanvaroluşukarşısındadahi, çarpıcı formullerleaçıklanmaktadır,misalolarak: “Banyonabak: yagdan, terden, kirden, yapış yapış sudan, butun bu igrenç şeylerden oluşmakta. Iştehayatınheranıböyledir,hernesneböyledir”(VIII,24).Bu tarzkuçumser ifade onceliklebedene, tenemaledilmiş, “balçık”, “toprak”, “safolmayankan”olarakadlandırılmıştır(il,2).Ayrıca,insanların,degerlerolaraktasvirettiklerişeyleredeuygulanmıştır:“Buarananyemek;balıgınyadakuşunyadadomuzuncesedindenbaşkabirşeydeğildir,üzümsuyundanbuFaleme{431},biristiridyeninkanıylaıslanmışkuzununtüyününbukızıllıgı,cinselbirleşme,birkasılmada,yapışkanbirsıvıylaakanmeniilekarnınşişmesi”(VI,13).Aynıbakış,yanılsamaolmaksızın, insanfaaliyetlerinedeçevrilir: “Yaşamdabinbirdurum için yaptıklarımızın hepsi boştur, çurumuşluktur, soysuzluktur, ufak kopeklerinkarşılıklı ısırmalarıdır, oncegulupsonraaglamayabaşlayançocuklarınkavgalarıdır” (V,33,2).Marcus Aurelius’un, sayesinde Imparatorlugun sınırlarını korudugu savaş, bir Sarmatesavıdır, tıpkı orumcegin sinege kurdugu ava benzer (X, 1O). Insansı kuklaların duzensizkıpırdanmasına acımasız bir bakış atar Marcus Aurelius: “Onları, yemek yerlerken,uyurlarken,sevişirlerkenyadatuvaletleriniyaparlarkengozundecanlandırmak.Veakabinde,derin nefes alırlarken, gururla çalım atarlarken ya da sinirlenirlerken ve ustun bir tavırlainsanlarısuzerlerken”(X,19).Insansıkıpırtıoylesinesaçmadırkibirparıltıkadarkısasurerancakvepekazşeyeindirgenir:“Dunbirazcıkyumurtaakı,yarınkullerveyahutiskelet”(IV,48,3).Insan komedyasını ozetlemeye iki soz yeter: her şey bayagıdır, her şey geçicidir. Her şeybayagıdır, çunku gun yuzune çıkmış yeni hiçbir şey yoktur: “Şimdiki saat içerisinde vukubulmakta olan butun olayların nasıl geçmişte de benzer şekilde vuku buldugunu ve vukubulacagınıdurmaksızınduşun.Kişiseldeneyiminyadageçmiştariharacılıgıylatanıdıgınbusahneler,budramlarnasıldatekduzedir.Gozlerindeyenidencanlandıronları,meselabutunHadrien erkanını, tum Antonin erkanını, tum Philippe, Alexandre ve Cresus erkanını. Bugosterilerin hepsi bugunkunun aynısıydı. Bir tek oyuncular farklıydı” (X, 27). Bayagılık;bulantıyakadarvarancansıkıntısı:“Am itiyatrodavebenzermekanlardagorduklerinmidenibulandırır:hepaynışeyler,aynılık,gosteriyiusançvericikılar.Yaşamıntumununkarşısındaaynı izlenimekapılmak.Yukarıdanaşagıyaherşey,daimaaynışeylerdenyapılmışaynışey.Nezamanakadar?”(VI,46).Insanaozguolanşeyleryalnızbayagıdegil,geçicidirde.MarcusAureliusgeçmişzamanlarınbutundonemlerinininsankaynaşmasını,hayalgucuyleyenidenyaşatmaya ugraşır (IV, 32), ornegin, Vespasien donemini, Trajan donemini: dugunler,hastalıklar, savaşlar, şenlikler, ticaret, tarım, hırslar, entrikalar. Butun bu insan kitleleri vebunların faaliyeti yok olup gitti ve hiçbir iz kalmadı bunlardan geriye.Marcus Aurelius bukesintisizyıkımsürecini;kendiniçevreleyenlerkülliyatınakatmayaçalışır(X,18ve31).

Page 69: Pierre Hadot Ruhani Alıştırmalar

Insan, gelecek kuşaklara bırakacagı isimde devam edecegini umarak avunmayacak mıdırvaroluşunun kısalıgıyla? “Basit bir ses, tıpkı bir yankı gibi zayıf ' (V, 33). Ve uçup giden buzavallışeyancak,herbirizamanınsonsuzlugundanbirparıltıdandahauzunsurmeyecekolannesillere intikal edecektir (III, 10). Kendini bu yanılsamaya kaptırmaktansa, MarcusAurelius’laşunutekraretmekdahaiyidegilmidir:“Seniisminevarıncayakadarkimbilirkaçkişigörmezliktengeldi,kimbilirkaçıunutacaktırisminipekyakında”(VII,21).Insan dunyası, gerçekligin butununden başka nedir zaten? Ufak bir toprak parçası kaplardunyayıvetopragınkendisiiseuzayınuçsuzbucaksızlıgındaufakbirnoktadanbaşkabirşeydegildir;halbukiinsanyaşamı,onumuzdeveardımızdauzananzamanınçiftesonsuzlugundauçup giden bir andan ibarettir. Bu uçsuz bucaksızlıkta, butun her şey, acımasızcabaşkalaşımlarınşiddetliseliyle,maddeninvezamanınsonsuzırmağıylaakıpgider(IV,43).Tıpkı butun insani şeylerin, dumandan ve hiçten başka bir şey olmaması gibi (X, 31) . Ve,asırların ve kultur farklılıklarının otesinde Marcus Aurelius, kilisede yankı bulmuş gibidir:“Geçicilikleringeçiciliği,herşeygeçiciliktenibarettir.”Demekki, pek çok tarihçininMarcusAurelius'un kotumserliginden, neredeyse hoşnutlukla,bahsetmiş olmasına şaşırmamak gerekir. P. Wendland {432} “iç karartıcı tevekkulunu”anımsatır,J.M.Rist {433}ise,şupheciligini.E.R.Dodds{434},MarcusAurelius’unkendisinekarşıgeliştirdigi aralıksız ozeleştiri uzerinde ısrar eder. Dodds, bu egilimi, imparatorun, DionCassius{435}tarafındanaktarılanbirruyasıileilişkilendirir.Kabulgecesi,ruyasında ildişindenomuzlarıoldugunugormuşolmalı.Butunbunlar,E.R.Dodds’a {436}gore,MarcusAurelius’un,acı bir biçimde, modern psikologların bir kişilik krizi adını verdikleri şeye maruz kalmışoldugunu bildirir. Son zamanlarda psikosomatik uzmanı, doktor R. Dailly, ve H. VanEffenterre,{437} ortak bir araştırmada “Marcus Aurelius vakasındaki” hem ruhsal hem defizyolojikolmaküzerepatolojikyanlarıaraştırdılar.DionCassius’un{438}tanıklığınadayanarak,Marcus Aurelius'un gastrit ulserden mustarip oldugunu ve imparatorun kişiliginin, buhastalıgın psikolojik bagıntılarına tekabul ettigini varsaydılar: “Ulserli, kendi uzerinekapanmış, endişeli, kafası dolu bir adamdır [...]. Benligin bir çeşit aşırı gelişmesi, onuyakınlarından saklar [...] başkalarınınderinliklerinde aradıgı aslındakendisidir [...]. Enufakayrıntılara karşı bile ozenli, insan ilişkilerinden çok yonetimin teknik mukemmelligiylealakadardır,kizatenbuilişkiler,boylebiryonetimintoplamındanbaşkabirşeyolmamalıdır.Eger bir ikir adamı ise, dogrulamalar araştırmasına, ustun kişilerin oluşumuna, stoacıvefarizaik{439}değintavırlarayönelecektir.”{440}Bumakaleninyazarlarınınnazarında,Düşünceler,“kendikendiniiknaetme”,“kendinazarındadoğrulama”ihtiyacınacevapverir”.{441}

Zannımca, tam da burada,Düşünceler okumasından, stoacı imparatorun psikolojisine dairsonuçlar çıkarabilecegimize inanmamız yuzunden bir yorum hatası belirir. Bu eseri,imparatorun,ruhunuboşalttıgımahrembirgunlukolarakgozumuzdecanlandırırız.Oldukçaromantik bir biçimde, imparatoru; barbarlara karşı savaşının trajik atmosferinde, akşam,insana ozgu şeyler hakkındaki gozu açılmış duşuncelerini yazarken ya da dikte ederken,veyahuthiçaravermedenonukemiripduranşupheyeçarebulmakiçinkendinidogrulamayayadakendiniiknaetmeyeçalışırkenhayalederiz.Amabunlarınhiçbirideğildir.Düşünceler’inneoldugunuanlamakiçin,aitolduklarıedebitarzı

Page 70: Pierre Hadot Ruhani Alıştırmalar

iyi tanımak ve bu duşunceleri Helenistik donem felse i yaşamının ve egitiminin genelperspekti ineyerleştirmekgerekir. {442}Budonemde felsefe, ozubakımındanruhaniyondur:soyut bir egitim vermeyi amaçlamaz, lakin her “ogreti”, muridin ruhunu donuşturmekleyukumludur. Bu sebeptendir ki felse i egitim, her ne kadar uzun araştırmalarla ve genişsentezlerlegelişsede,mumkunmertebeçarpıcıkısaformullerle,[buformulleri]durmaksızınanımsaması için, muridin kalben sahip olduguepitome [ozet] ya da din dersi biçimindekitemelöğretilerledevamlıbirdönüştenayrıtutulamaz.{443}

Felse i yaşamın onemli bir anı, demek ki meditasyon alıştırmasıdır: “Gece gunduzdüşünmek”,{444} tıpkıEpikuros’unMenoikeus’aMektup’undadadenildigigibi.Bumeditasyonsayesinde, ekolun temel ogretilerini –kuvvetli psikolojik tesirleri ruh uzerinde etkili olsundiyehiçkesintisiz“elaltında”,yanimevcutbulundurmaktırsozkonusuolan.Bumeditasyon,kendiilehakikibirdiyalogolacakyazılı{445}biralıştırmaşeklinialabilir:eisheauton.{446}

MarcusAurelius'unDuşuncelerininbuyukbirkısmıbualıştırmayatekabuleder:bahsigeçen,stoacılıgın temel ogretilerini canlı bir biçimde zihindebulundurmaktır.MarcusAurelius'unkendi“kendine”yinelediğistoacı{447}sisteminparçalarıdırbunlar.Ogretilerin bu “ezberlenmesine”, ilozof imparatorda, diger yazılı, tamamen de gelenekselalıştırmalar eklenir. Oncelikle, ruhani surecini gozlemledigimiz bilinç sınanması vardır. {448}Sonrasında, bilgenin, olaydan oturu beklenmedik bir anda şaşıp kalmasını engellemeyeyonelikpraemeditatiomalorum{449}alıştırmasıvardır.Oyleysebaşımızagelebilecekcansıkıcıolayları, kendi kendimize bunların hiç de korkunç olmadıgını gostererek, oldukçacanlıymışçasınagözümüzdecanlandırırız.Marcus Aurelius’unDüşünceler’i oldukçakıymetli bir belgedir.Aslındabuduşuncelerbizimiçin,antikçagdaoldukçasıkkullanılmış,lakingenekarakterindenoturukolaycadayokolmakzorundakalmışbiryazıtarzınınfazlasıyladikkatçekicibirorneginimuhafazaederler.Şimdidegorecegimizuzere,MarcusAurelius'unkotumserformulleri,gozuaçılmışbirimparatorunkişisel goruşlerinin ifadesi degil, ciddi yontemlere uyarak pratik edilmiş ruhanialıştırmalardır.Bu çalışmada dikkatimizi; nesnelerin veya olayların kesin, “ iziksel” bir temsilinicanlandırmaya dayanan, oldukça karakteristik bir ruhani alıştırmaya yogunlaştırıyoruz.Yöntemiaşağıdakimetindeaçıklanmıştır:

Temsildesunulannesnenintanımınıyadatasvirini;bunesneyikendinde,özündeolduğu;butunundevebolmeyonteminitakiben ayrıldığı parçalarının tumunde gozler onune serildiği şekilde gormek ve gerçek adını ve bunu oluşturanparçalarınveçözüleceğiparçalarınadınıkendikendinesöylemekiçin,sürekliyapmakgerekir.Zirahiçbirşey,ruhunyüceliğinioluşturmada;yaşamdabizekendilerinisunannesnelerinherbiriniyontemvehakikatileinceleyebilmekten ve aynı zamanda zihnimizde şu soruları bulundurarak bu nesneleri daima oldukları biçimdegörmektendahamuktedirdeğildir:“Nedirbuevren?Boylebirevreniçin,nesneninsunduğufaydanedir?Butun’lealakalıveinsanlaalakalıolarakdeğerinedir”(III,11).

Alıştırma,demekkiherşeydenonce,nesneyiveyaolayıkendinde,olduguşekliyle,insanlarınona alışageldigi biçimde ekledikleri uzlaşımsal temsillerden ayırarak tanımlamayadayanmaktadır.Aynızamanda,gorecegimizuzere,ikişeklesokabilecekbirbolmeyontemine

Page 71: Pierre Hadot Ruhani Alıştırmalar

başvuracagız: niteliksel parçalara ayırma, eger nesne ya da olay devamlı ve homojengerçeklikleriseler;meydanagetirenparçalaraayırma,yani,çogudurumda,nedenselunsuravemaddeselunsuraayırma.Sonundada,nesneninyadaolayın,evreninbutunuyleilişkisini,nedenlerörgüsündekiyerinigözönündebulunduracağız.Yontemin,nesneyi“kendinde”tanımlamaktanvegerçekisminibizesoylemektenibaretolankısmı,buçalışmanınbaşındaalıntılamışoldugumuzgorunurdekotumserolanbazımetinleribizeaçıklar.Yiyeceklerin,şarabın,kızıllıgın,cinselbirleşmenin(VI,13)tanımlarınınyalnızca“dogal” tanımlar olmak istememeleri de boyledir. Hele ki, cinsel birleşmenin tanımı, şuformuluanımsatır:“Cinselbirleşme,kuçukbirepilepsidir”,kibuformulAuluGelletarafındanHipokrates'e ve Iskenderiyeli Clemens tarafından Demokritos'a ithaf edilmiştir. {450} AynışekildeMarcusAurelius,kustahinsanların,“yemekyerlerken,uyurlarken,sevişirlerkenyadatuvaletlerini yaparlarken”ki (X, 19) mahrem yaşamlarını acımasızca hayal ettiginde, insangerçekliginin iziksel bir tanımını vermeye zorlar kendini. Aynı yontem olum tasvirine deuygulanmıştır: “Olme olgusunu, kendinde, izole edilmiş bir biçimde; kavram analiziyle, buanalizebaglıyanlıştasvirleriçokerterekduşunenkimse,olumun,doganınbireserindenbaşkabirşeyolduguyargısındabulunmayacaktırartık”(II,12).Düşünceler'de,doganınbueserine,kozmik izigin genel teorisine uygunduşecek “bilimsel” bir isim verme teşebbusu pek çokdefaortayaçıkar:“Yadadagılma,atomlarteorisidogruise;yadayokolmaveyadonuşum,eğerbütününbirliğiteorisidoğruise”(VII,32,bkz.VI,4ve10;VI,24;IV,14).Boyle izlenimlerdir, diye not eder Marcus Aurelius, “cismi şeylere erişen”. “Dahası,(izlenimler)oylesineparçaparçadelipgeçerlerki,şeylerikendilerindeolduklarıgibigoruruz[...]. Şeyler fazlasıyla baştan çıkarıcı gorundukleri zaman, kurtul onlardan, iyi bak onlarındegersizliklerine, onlar hakkında anlattıgımız ve onların kibirlendikleri hikayeleri sok atonlardan”(VI,13).{451}

Nesnelerin kesin bilgisine ulaşmada bir başka usul, bolmedir{452}, ister niteliksel parçalara,isterdemeydanagetirenparçalara.Düşüncelerbize,ilktipbölmeninbirörneğinisunar:

Melodik bir ezgiyi, seslerinin her birine ayıracak ve eğer, bunların her birini kendine soracak olursan; eğer pek debeceriklideğilsen,gerçeği itiraf etmekten utanacaksın. Dans için de yaparsan, her harekette ya da igurde aynı şeyiyapacaksın. Pankras gureşi{453} için de aynı şey geçerlidir. Kısacası, erdem ve erdeme goturen şey hariç, kendindeolduğuduşunulenparçalaramumkunoldukçahızlıvarmayıvebubolmearacılığıylaonlarıkuçumsemeyianımsa.Buyöntemiyaşamınbütününedegeçir(XI,2).

Marcus Aurelius’a has temalarından biri olan şimdiki anın uçuvericiligi kokenini,“devamlıların” niteliksel parçalara analizinin bu yonteminden alır. {454} Biraz oncealıntıladıgımız duşunce aslında şunu tavsiye ediyordu: “Bu [saniyelere ayırma] yontemi,yaşamın butunune geçir.” Ve Marcus Aurelius’un bunu soyut bir biçimde uyguladıgınıgoruyoruz:“Kendinitumyaşamınıntoplamtasviriyleallakbullakolmayabırakmak”(VIII,36).Nasılki,birezginin,notalarsuitinden,dansın ise,birbiriardısıra igurlerdenbaşkabirşeyoldugunutasviretmekbiryanılsamaise;tumyaşamınıntoplamtasviriyle,tumzorluklarınvebizibekleyentumsınavlarınçogalarakbirikmesiylekendiniallakbullakolmayabırakmakdaolumculbirhatadır.Yaşamımız,devamlıherşeygibi,nihayetindesonsuzabolunebilirdir. {455}Yaşamımızın her anı, biz onu yakalamak isterken, yitip gitmektedir: “Şimdi, eger onusınırlandırmaya çalışırsak, fazlasıyla kuçulur” (VIII, 36). Işte Marcus Aurelius’un defalarca

Page 72: Pierre Hadot Ruhani Alıştırmalar

yinelenentavsiyesi:“Şimdiyisınırla”(VII,29).Şudemektirki:içindegelecegingeçmişhalinegeldiğianınnekadardasonsuz-küçükolduğunugörmeyeçalış.Oyleyseburadakullanılanyontem,duşunceyoluylazamansalbirdevamlılıgınbirsaniyesiniayrı tutmaya, sonra da parçadan butune dogru sonuca varmaya dayanmaktadır: bir ezgi,notalardan ibarettir, bir yaşam, uçuveren anlardan başka bir şey degildir. Hemen şimdialıntılayacagımız“kotumser”bazıbeyanlarda,aynıilkeninuygulanmasınarastlamaktayız.Birsaniyedenyaşamınbutunu,am itiyatronunusandırıcıgosterilerindenvaroluşuntumsuresi(VI,46),banyosuyununigrençgorunumundenyaşamınanlarınınbutunu(VIII,24)sonucunavarırız. Boyle bir akıl yurutmeyi kim meşru kılar? Bu, zamansal cereyanın; gerçekliginiçerigindehiçbirşeydegiştirmedigi,yanigerçekliginbutununun,herandaverilioldugu,başkabirdeyişlesurenintamamenhomojenoldugu ikridir.Bukavramıneniyicanlandırması,takipedenşuduşuncedir:“Herbirimizde,sonsuz-kuçukbiranda,hattaruhsalalandaoldugukadarbedenselalandada,nekadardaçokşeyinmeydanageldiginibirduşun.Ohalde,dahanekadarçokşeyin,veyadahadaote,doganıntumsonuçlarınınnasıldakozmosdiyeadlandırdıgımızbubirliktevebubutunlukteeşzamanlıbirbiçimdemeydanageldigineşaşırmayacaksın”(VI,25).Başka bir bolme usulu, nesnenin ya da olayın esas meydana getirenlerini ayırt etmeyedayanmaktadır. Bu sebepten oturu, pek çok tekrarda,Marcus Aurelius, bize kendini sunanşeyin mevcudiyetinde kendimize sormamız gereken soruları sıralandırır. Bu sorular dortadettir ve stoacı “kategoriler” olarak adlandırmaya alışageldigimiz şeye oldukça denkduşerler:Şeyinmaddeselunsurunedir?Nedenselunsurunedir?Kozmosilebagınedir?Dogalsuresi nedir?{456} Oyleyse bu yontem, olayı ya da nesneyi “ iziksel” bir perspektife, izikbiliminin genel çerçevesine yerleştirme amacını gutmektedir. Ornegin, bu duşunce: “Ben,nedenselbirunsurunvemaddeselbirunsurunbirleşmesindenoluşmaktayım{457}Parçalarınınhiçbiri yok edilmeyecektir, tıpkı [herhangi] bir parçanın yoktan var olmadıgı gibi. Lakinbenim her bir parçam, donuşme aracılıgıyla, evrenin bir başka parçası ile karışıpbutunleşecektirvebuparçadabirbaşkasına,sonsuzakadar”(V,13).Buperspektifte,bireyindogumuveolumu,doganınzevkaldıgı(IV,36)vekendinebirgorevbelledigi(VIII,6)evrenselbaşkalaşımınsaniyelerihalinegelir.Insanyaşamlarınıtaşıyanevrenselmaddeninvesonsuzzamanın coşkun ırmagının gorunumu, nihayetinde boylelikle yeniden bu bolme yonteminebaglanmaktadır.Onunsayesinde,vukubulanolay, ıstırap,hakaretveyaolum;hakiki izikselnedenine, Kayra’nın başlangıçtaki iradesine ve bunun sonucu olan nedenlerin zorunluzincirlemesinebaglanmakugruna,sadeceinsansıolananlamınıyitirir. {458}“Başınagelen,tumebediyetboyuncahazırlandıvetumebediyetsuresincenedenleragı,soyutgorunumunuvebuolayıbağladı”(X,5).Marcus Aurelius’un onerdigi yontem, demek ki, insan yaşamının nesnelerini ve olaylarınıdegerlendirme biçimimizi tamamen degiştirir. Insanlar, şeyleri degerlendirmekistediklerinde, tutkusal unsurlara ters duşen, genellikle gelenekten miras kalan tamamıylainsani bir degerler sistemini alışılagelmiş biçimde uygularlar. Marcus Aurelius'untuphosadını verdigi, ikir damgası (VI, 13) dedigi budur. Oyleyse belli bir manada diyebiliriz ki,“ iziksel” tanımlama yontemi, antropomor izmi yok etmeye ugraşır, tabii burada“antropomor izm”den insanın şeyleri tasvir ederken, onlara ekledigi insanca, pek insanca

Page 73: Pierre Hadot Ruhani Alıştırmalar

olanı anlamak gerekir: “Sana nesneyi tanıtan ilk temsillerden gayrı bir şey deme kendine.Ornegin farz et ki sana, birisinin sana iftira ettigini bildiriyoruz. Bu, sana bildirdigimizdir.Ama bu: ‘Bunun seni incittigi’, bildirilmemiştir” (VIII, 49). Nesnel bir olgu bilgimizesunulmuştur:Şoylebirkişiboylebirlafetti.Bu,builkizlenimdir.Lakininsanlarınçogubuna;içlerinden gelen, içsel bir soylemde kendini ifade eden, kendilerinden ikinci bir izlenimeklerler:“Buithamedenlaf,banayapılanbirhakarettir.”Böyleliklevaroluşyargısınabirdeğeryargısı eklenir,Marcus Aurelius ve stoacılar için gerçeklikte kurulmamış bir deger yargısı;çunkuinsanaulaşabilecekmumkuntekkotu, işleyebilecegiahlaksalhatadır:“Ilkizlenimleredaima guven, diye sonuca baglarMarcusAurelius, ve yalnızca senin derinliklerinden çekipçıkarılmışolanabaşkahiçbirşeyekleme;boylecebaşınadahiçbirşeygelmez.Yadadahası,dunyada başına gelen olayların her biriyle aşina bir adammışsın gibi bir şey ekle illaekleyeceksen” (VIII, 49). Oyleyse burada iki evre vardır: oncelikle, ilk, hatta naif dediyebilecegimiz,izlenimeguvenmek,yaninesneninyadaolayınkendindealındıgışekildeki,ona yanlış bir deger eklemeksizin yapılan tanımı; sonra nesneye ya da olaya, bunu dogalnedenleriyle ilişkilendirdigimiz olçude, hakiki degerini vermek: Kayra’nın iradesi ve insaniradesi.Burada,MarcusAurelius'aozgubirtemanınaçıgaçıkmasınatanıkoluyoruz:insanınDoga ile aşinalıgı; “ iziksel” tanımlama yontemini uygulayan bilge, her şeyi “dogal” bulur,çunkuo,Doga’nınyollarınaaşinadır:“Nekadardagulunçtur,nekadardayabancıdırdunyaya,yaşamda meydana gelen her ne olursa olsun şaşıran kimse” (XII, 13). “Her olay, oylealışagelmişveaşinadırki,tıpkıbahardagülveyazdameyvegibi”(IV,44).Nihayetinde evrensel Doga’nın kozmik perspekti inde konumlanır nesneler ve olaylar:“Onunde uçsuz bucaksız boş bir alan açılacaktır, çunku sen, duşunce yoluyla, evreninbutununusararsın,sureninebediyetinikatedersin,tektekherşeyinhızlıbaşkalaşımınıgozonundebulundurursun,dogumdandagılmayakadarakıpgidenzamanınkısalıgını,dogumdanonceye dayanan sonsuzlugu, dagılmayı takip eden sonsuzlugu” (IX, 32). Ruhun bakışı,{459}evrenselDoga'nın{460} ilahibakışı ilerastlaşır.Tıpkıbiziçevreleyenhava ilenefesaldıgımızgibi,kendisinebüründüğünüzDüşünceiledüşünmemizgerekmektedir.{461}

Şeylerin “ iziksel”bilgisipratiginedayalıbakışınbubaşkalaşımı, ruhunyuceligindenbaşkabir şey degildir.Daha yukarıda alıntılanmışmetinde (III, l l)MarcusAurelius açıkça soylerbunu:“Ruhunyuceliginioluşturmadahiçbirşey;yaşamdabizekendilerinisunannesnelerinherbiriniyontemvehakikatileinceleyebilmektendahamuktedirdegildir.”MarcusAureliusbuerdeminuzunbirtanımınıvermez.Ustuneustluk,diyenoteder(X,8),hyperphron(“asil”,“yuce gonullu” diye çevirebiliriz) terimi, “duşunen kısmın, tenin şiddetli veya tatlıduygularının ustune, boburlenmenin, olumun ve bu tarz diger şeylerin ustune yukselmesi”anlamına gelmektedir. Boyle bir tanım, stoacıların geleneksel olarak ruhun yuceligineverdikleri tanıma pek yakındır: “Ruhun yuceligi, erdem veya bizi, kotulerin oldugu kadariyilerin de başına gelebilecek olanın otesine yukselten bilgidir,” {462} yani stoacıların teknikdilinin “farksız” şeylerolarakadlandırdıklarının otesine.Aslında stoacılar için, ne iyi nedekotuolmayanşeylerfarksızlardı.Onlariçin,tekiyi,erdemidi,tekkotuisekotuluk.Erdemvekotuluk, bizim irademize bagımlıydı, bizim yetkimizde idi, ama geri kalanın tumu, yaşam,olum,zenginlik,yoksulluk,haz,acı,ıstırap,şanşohretbizdenbagımsızidi.Bizimistegimizdenbagımsız, demek ki Iyi ve Kotu karşıtlıgına yabancı olan bu şeyler farksızdılar. Bu şeyler,

Page 74: Pierre Hadot Ruhani Alıştırmalar

Kayra’nın başlangıçtaki kararı ve nedenlerin zorunlu zincirlemesi nedeniyle, ayrımgözetmeksiziniyilerinvekötülerinbaşınagelmekteydi.“Fiziksel” tanımlama yonteminin, ruhun yuceligini dogurdugunu soylemek; oyleyse buyontemin, erdem olmayan her şeyin farksız oldugunu keşfettirdigini soylemek demektir.MarcusAurelius’unbirdüşüncesininaçıkçaaltınıçizdiğidebudur:

Yaşamınıeniyibiçimdegeçirmek:Bunuyapmagucuruhtabulunmaktadır,farksızşeylerekayıtsızkalmayamuktedirisektabii.Farksızşeylerekayıtsızkalacağız,eğerbuşeylerinherbirinibolmevetanımlamayonteminegoreduşünürsek;tabii ki bunlarınarasından hiçbirinin, kendinden, kendi oznesinin tahminini doğurmayamuktedir olmadığını ve bizekadarulaşamayacağınıanımsamakgerekir.Yargıları oznelerinegorebiçimlendirenbizler iken,şeylerhareketsizkalır[...](XI,16).

Uzerindeçalıştıgımızyonteminanlamıburadayenibirgundahilindeortayaçıkar.Nesneyi,yalnızca“ iziksel”birbiçimde,felsefenin“ iziksel”kısmınauygunbirbiçimdetanımlamakyada bolmek; insan ikrinin ona atfettigi yanlış degeri ondan kaldırmaktır. Oyleyse bu, onu“farksız” olarak, yani irademizden bagımsız, lakin ilahi iradeye bagımlı olarak tanımakdemektir; oyleyse bu, onu insan çıkarlarının sıradan ve bayagı kuresinden doga duzenininkaçınılamazküresinegeçirmekdemektir.“Farksız şeylere kayıtsız kalma” formulune dikkat çekecegiz. Her stoacı bunu kabul etmişgozukmemektedir. Stoacılar, aslında, farksız şeylerin arasında, bir seçimin mumkunoldugunu, bazılarının, dogaya az ya da çok uyumlulukları nedeniyle “tercih edilebilir”oldugunu kabul ederler: ornegin, barışı, savaşa; yurdun refahını, yıkılmasına tercihediyorlardı. Ama “farksız şeylere kayıtsız kalma” formulu, Isa’dan once III. yuzyıl stoacımezhebindenChios’luAriston'agore,yaşamınamacınıntanımınıanımsatır:“Farksızşeylerekarşıkayıtsızbirmizaçtayaşamak.” {463}Aristonbununla,erdemharicinde,dogalolaraktercihedilen şeylerin olmadıgını soylemek istemiştir; şeyler, ancak koşullar nedeniyle tercihedilebilirolabilirlerdi.{464}J.Moreau’nun{465}daoldukçaiyigosterdigigibi,Ariston,erdemdenbaşka tek bir Iyi, tek bir deger tanımayan stoacılıgın temel ilkesinemutlak anlamda sadıkkalmak istiyordu. Aklın; her koşul altında, doganın bilgisine ihtiyaç duymaksızın, gorevinibilmeyemuktedir olmuş olmasını istemiştir. Zira biliyoruz kiMarcusAurelius'un felsefeyeyönelmesinitetiklemişolan,Ariston'unyazılarınıokumuşolmasıdır.{466}

Ote yandan, Marcus Aurelius'un farksız şeylere karşı bu kayıtsızlıga verdigi anlamı iyicebelirtelim.Bukayıtsızlık,ayrımyapmamayadayanmaktadır;ruheşitligidir,alakavebaglılıkeksikligi degil. Farksız şeyler, bilge için alakasız degildir, tam tersine –ve zaten “ iziksel”tanımlama yonteminin başlıca faydası tam da buradadır– bilgenin, farksız şeylerin insaniradesine degil de, evrensel Doga’nın iradesine bagımlı oldugunu keşfetmiş oldugu andanitibaren,bunlaronuniçinsonsuzbiralakanınkonusuolurlar.Onlarısevgiyle,hemdehepsinieşit bir sevgiyle, kabul eder; onları guzel bulur, hem de hepsine karşı besledigi eşit birhayranlıkla.Ruhunyuceligininbaştagelenyanlarındanbiridetamburadadır, lakinbu,aynızamanda da maruz kalmış oldugu etki her ne olursa olsun Marcus Aurelius’un, Chios'luAriston’danveondanogrendiklerimizdenfazlasıylaayrıldıgınoktadır.Ariston,felsefenin {467}

“ iziksel”kısmınıfırlatıpatmıştı,çunkudogabilgisindenbagımsızolanbirtarzıngerekliliginikurmakistiyordu.TersineMarcusAurelius,ruhunyuceliginivefarksızşeylerekayıtsızlıgını,

Page 75: Pierre Hadot Ruhani Alıştırmalar

iziksel dunyanın temaşası uzerine kurar. Bu çalışmayı adadıgımız “ iziksel” tanımlamanınruhanialıştırması,stoacıfelsefeninfizikselkısmınınseferberedilmesidir.Ruhunyuceligivedoganınbilgisiarasındakisıkıbag ozellikleSeneca’da{468} bulunmaktadır.Naturalesquaestionesadlıkitabınınonsozunde,bu izikselalıştırmanınyararınıgozleronuneserer;kibuyarar,pektabiiruhunyuceligiolacaktır:“Arzuladıgımızerdem,ruhunyuceliginioluşturur, çunku ruhu ozgur bırakır, goksel şeylerin bilgisine hazırlar ve ilahi konumupaylaşmayalayıkkılar.” {469}Bunoktada,stoacılar;MarcusAurelius’unkendisinindeaşagıdakibiçimdealıntıladıgıDevlet’in{470}meşhurmetniylebaşlayanPlatoncugelenegekatılıyorlardı:“Ruhuyuceolanvezamanınbutununuvevarlıgınbutununuseyredenkişiye,sanıyormusunki, insanyaşamı onemlibir şey gibi gozuksun?” (VII, 35).Burada ruhunyuceligi, ruhunbirçeşitdunyevişeylerdenuzagauçuşunabaglıdır.HernekadarbumetnialıntılayarakMarcusAurelius kendisini, bu Platoncu gelenege yerleştirmiş gibi gostermiş olsa da, gene de,nihayetinde Aurelius’un ruhun yuceliginin duşunceye dayalı temelleri kavramı, Platoncu“ruhun hayali uçuşu” temasından kokensel olarak farklıdır. Stoacılık, işin aslında, MarcusAurelius'atikelbirolay,hicetnunc[buradaveşimdi] izigisaglamaktadır,veherşeydenonce,ruhunyüceliğierdeminitemellendirenbufiziktir.Zamansal devamlılıgın niteliksel analiz yonteminin neredeyse sildigi mevcut olay, temelbileşenler analizi yontemiyle, sonsuz diyebilecegimiz bir deger kazanır. Aslında, eger bunedenlerin analizini yaparsak, her olay, “kader”i oluşturan nedenlerin zincirlenmesindeyankılanmış ve yayılmışDoga'nın iradesinin ifadesi olarak gorunure çıkmaktadır. “Şimdiyisınır içine almak”, oncelikle imgelemi, pişmanlıgın ve umudun tutkusal temsillerdenkurtarmak,boylelikledekendiniendişelerdenvegereksizkaygılardankurtarmaktır;ama,herşeyden ote, irademizin evrensel Doga’nın Iradesi’ne rızasını yenileyerek “Doga'nınmevcudiyetinin”hakikibiralıştırmasınıhersaniyeyapmaktır.Oyleki,ahlaksalvefelse i,herfaaliyet,saniyedeyogunlaşır:“Işteyeterliolan:hersaniyededilegetirdigingerçekligesadıkyargı,hersaniyedetamamladıgıntoplulugailişkinhareket,hersaniyedeiyiyurekliliklekabuledilecekmizaç,dışsalnedeninmeydanagetirdiğiherolay”(IX,6).Buperspektiftenbakılınca,şeylerinsuretdegiştirdiginisoyleyebiliriz.Artıkbunlararasında“ayrım”yapmayız:bunlareşitolarakkabuledilirler,eşitolaraksevilirler: “Toprakyagmurusever; ulu Ether'i{471} de sever. Evren'e gelince, o, meydana gelmek zorunda olanı sever.Oyleyse Evren’e dedim ki: ‘Ben seninle severim.' Zaten şunu demez miyiz: Bu olmayısever”{472}(X,21).Az once, insani şeylerin ebedi tekrarından oturu her şey bayagı, usandırıcı, hatta igrençgozukuyordu,surehomojendi;hersaniyemumkunolanınhepsiniiçermekteydi.Amaşimdi,sıkıcıveyakorkutucuolanyenibirgorunumkazanır.GoruşunuDoga’nınkiyle ozdeşleştireninsaniçinherşeyaşinahalegelir:artıkevrendebiryabancıdegildir.Hiçbirşeyonuşaşırtmaz,çunku o kendinde “Zeus'un kıymetli kentindedir”{473} Her olayı, yani her mevcut anı, iyiyureklilikle, minnettarlıkla, saygıyla kabul eder, sever. {474} Marcus Aurelius’a ozguhileöskelimesi, bu içsel havayı oldukça iyi yansıtır veDüşünceler bu kelime uzerine sonlanır:“Sükûnetleayrıl,ziraseniözgürkılanınkendisidesükûnetledoludur”(XII,36,5).Bakışınbaşkalaşımı, oyleyse insanve şeylerarasındabiruzlaşmayıdaberaberindegetirir.

Page 76: Pierre Hadot Ruhani Alıştırmalar

Dogayaaşinainsanınkarşısındaherşeyyenibirguzellikbulurvebu,MarcusAurelius’unbirsonrakidüşüncedegeliştirdiğigerçekçibirestetiktir:

Ayrıcabutarzşeylerededikkatçekmekgerekir:doğalolaylarınikincilsonuçlarınınbileçekicivesurukleyicibiryanıvardır.Örneğin,ekmekpişmişiken,bazıparçalarıyuzeyininuzerindeçatlar;vebununlabirliktebuçatlaklardırekmeğinyapımındaağırlığıolan,buçatlakların ta kendisidir, birmanada, hoşumuza giden ve benzersiz bir biçimde iştahımızıaçan. Veyahut incirler: iyice olgunlaştıklarında yarılırlar. Ve olgun zeytinlerde ise, çurumenin i şlenmesidir meyveyekendine has bir guzellik katan. Ve başaklar toprağa doğru eğilirler, ve aslanın buruşuk yuzu ve yabandomuzununburnunu dolduran salya: buşeyler ve daha pek çokları, eğer onları sadece kendilerinde duşunursek, bakması güzelolmaktanuzakolacaklardır.Yinede,buikincilgörünümlerdoğalsüreçlereeşlikederler,busüreçleringüzelliğineyenibirsüslemeeklerlervegönlümüzüokşarlar;öyleki,eğerbirisievrenininsureçlerininderinbilgisinevedeneyiminesahipise,bellibiraçıdan,hoşagidecekbirbiçimdebelirmeyendoğalsureçlereeşanlılıklaeşlikedenfenomenlerinneredeysebirteki bile kalmayacaktır. Bu insan; çıplak gerçekliklerinde, ressamların ve heykeltıraşların [mumkun] tum taklitlerinionerdikleri, vahşilerinhayreteduşmüşağızlarınıseyretmekten daha az bir zevk almaz. Saf gozleri; kadında bir çeşitolgunlukveserpilmeyadayaşınıalmışadamda, kuçuk çocuklarca sevilenbir çeşit cazibe gormeyemuktedirdir. Butarzdakipekçokdurumşuşekildesunulacaktır:zevkinevaracakolanilkgelendeğildir,amasadecedoğayaveeserlerinehakikatenaşinaolandır(IH,2).{475}

Çalışmamızınbaşındaalıntılanmışkotumserbeyanlarınoldukçauzagındayızşuan.Amayinede bu kotumser beyanlar, okumakta oldugumuz Doga’nın guzelligi uzerine bestelenmişezgilerle aynı ruhani alıştırmanın parçasını oluşturmaktadır. Bazıları ve digerleri; aslındakendinde,kendini sunannesneyi tanımlamaya,bunu tamamlayanyadanitelikselparçalarabolmeye, yani onu felsefenin iziksel kısmına has bir perspektife gore goz onundebulundurmayadayananbir ruhani alıştırmaya tekabul etmektedir. “Fiziksel” tanımlamanınbu ruhani alıştırması, ozellikle farksız şeylere kayıtsız kalmamızla sonuçlanır, yani bizebagımlı olmayan şeyler ve evrensel Doga’nın iradesine bagımlı olan şeyler arasında ayrımyapmaktanvazgeçmemizle.Artıkayrımyapmamak;demekkionceliklebazışeylere,yalnızcainsan olçegine gore biçilmiş yanlış bir deger atfetmekten vazgeçmek demektir. Kotumsergozuken beyanların anlamı budur. Ama artık ayrım yapmamak; her şeyin, yıldırıcıgozukenlerinbile,egeronlarıevrenselDogaolçeginegorehesaplarsak,eşitbirdegeresahipoldugunukeşfetmektir;şeylere,tıpkıDoga’nınonlarabaktıgıbakışlabakmaktır.Butundogalolaylarınguzelligininkendisiaracılıgıylataştıgı,Doga’nıniradesinedairsevgidolubirrızanında kendisi aracılıgıyla ifade edildigi iyimser beyanların anlamı budur. Ruhun, kendisiaracılıgıyla ayrım gozetmedigi bu içsel tavır, şeyler karşısında eşit kalır, ruhun yuceliginetekabüleder.Marcus Aurelius'un kendisi kotumser mi yoksa iyimser miydi? Bir mide ulserinden mimustaripti?{476}Düşünceler, bu soruyu cevaplamamızayetmez. stoacı ekolundeki gelenekselruhanialıştırmalarıtanımamızısaglarlar,ama“MarcusAureliusVakası”hakkındaneredeysehiçbirşeybildirmezler.

Page 77: Pierre Hadot Ruhani Alıştırmalar
Page 78: Pierre Hadot Ruhani Alıştırmalar

MarcusAurelius’unDüşünceller’iİçinBirAnahtar:Epiktetos’aGöreÜçFelsefiTopoi

Marcus Aurelius’unDüşünceler’inin edebi degeri haklı olarak pek unludur. Formullerinkesinligi,ifadelerincanlılıgı,tonunsertligihersayfadaokuyucunundikkatinicanlıtutar.Yinede, ilk anda,Düşünceler’in kaleme alınış tarzı, okuyucudan kaçıp kurtulur. Bu cumleler,duzensizbirbiçimde, ilozof imparatorunruhhallerininveizlenimlerininrastlantısınagorebirbirlerinitakipediyorgibigorunurler.UstelikpekdesistematikbiçimdesunulmuşgibibirtavırtakınmayanDüşünceler’inseyrindebirdüzenaramaknediye?Yinede,bu çalışma, gorunurdekibuduzensizligin ardında,Düşünceler’in içerigini açıklayanciddi bir yasanın saklı oldugunu gostermek istemektedir. Hatta bu yasa, bazı cumlelerdesurekliortayaçıkanuçlubirşemadaaçıkçadilegetirilmiştir.LakinbuşemaMarcusAureliustarafındanicatedilmemiştir:[şema]aslındatamanlamıylaEpiktetos’unSöyleşiler’deayırdıgıfelse iuçtopoi’yetekabuletmektedir.ImparatorunDüşünceler’ininkalemealınışınıntumuneesinkaynagıolanbuuçluşemadır:hercumle,buoldukçakarakteristiktopoi’lerinyabirini,yaikisini,yadaüçünügeliştirmektedir.

I.MarcusAurelius’taÜçlüŞema

Buşemayı,takipedenuçmetinde(uçluşemanıntemalarınınherbirini1,2,3numaralarıylabelirledikkiherseferindetanımamızıkolaylaştırsın)oldukçarahatbirbiçimdetanıyacağız:VII,54:Heryerdevesürekliolaraksanabağlıdır

(1)olaylarınmevcutkonumundansaygıylazevkalmak,

(2)mevcutinsanlarakarşıadaletlidavranmak,(3)nesnelolmayanherhangişeyiçineişlemesindiye,mevcuttemsileayırtetmekurallarıuygulamak.{477}

IX,6:Sanayeter

(3)mevcutdeğeryargısı,nesnelolmakşartıyla{478}

(2)mevcuteylem,insantopluluğunahizmetamacıylatamamlanmışolmaşartıyla;(1) mevcut içsel mizaç, dışsal neden tarafındanmeydana gelmiş olayların konumunun butununde, neşesini bulmasışartıyla.

VIII,7:Düşünendoğa,kendineözgüyolugereğigibitakipeder

(3)eğer,temsillere(phantasiai)ilişkinolarak,neyanlışolana,nedebelirsizolanarızasınıgöstermezse;(2)eğer,eğilimlerini(hormai)yalnızcainsantopluluğunahizmetedenfaaliyetlereyönlendirirse;

Page 79: Pierre Hadot Ruhani Alıştırmalar

(1)eğer,bizebağımlıolanşeylerdışındaherhangibirarzu(orexis)vetiksintibeslemiyorsa;bu,evrenseldoğanınonaortaklaşaverdiğiherşeyineşeylekarşılamasındankaynaklanmaktadır.

Buuçduşuncede,ozdeşbiruçluyapıyarastlamakoldukçakolaydır.Ilkkural,evrenseldoganınseyrinden, “dışsal neden”in eyleminden, kozmosun duzeninden kaynaklanan olaylarkarşısında takınılması gereken tavra aittir. Evrensel dogaya bagımlı olan her şeyi neşeyle,saygıvehoşnutluklakarşılamakvebizebagımlıolanşeyden,yanistoacılariçindogruahlaksaleylemolandanbaşkasınıarzulamamakgerekir.Ikincibirkuralinsanlararasıilişkileriyonetir:Insan topluluguna hizmet için adaletli davranmak gerekir. Uçuncu bir kural, nihayetinde,duşuncenin nizamında takınılacak tutumu belirler: Ancak nesnel olan şeye rıza gostermekamacıyla temsili eleştirmek. Bu uç kuralın insan konumunu tanımlayan uç temel bagareferansyaptıgınısaptamakkolaydır.Aslındainsanınesaskısmının,bizdeyargılanmayıtalepedentemsilleroluşturanbedeninaksine,duşunmeveyargılamayetisindebulunuyorolduguolçude, ilktema, insanınkozmoslaolanbagını, ikincisi, insanındiger insanlarlaolanbagını,üçüncüsü,insanınkendisiyleolanbağınıbelirlemektedir.VIII,27’debuüçbağadeğineceğiz:

Üçbağ:

(3)ilki,biziçevreleyenkılıfla;{479}

(1)ikincisi,kendisiaracılığıylabütünolaylarıntümvarlıklariçinaynıdoğrultudailerlediği,ilahinedenle;(2)üçüncüsü,çevremizdeyaşayanlarla.

Bu uç temel baga nihayetinde duşunen ruhun uç işlevi tekabul eder: arzu (orexis), istemlieğilim(horme),temsil(phantasia),tıpkıyukarıdaalıntılanmışuçuncumetindeki(VIII,7)gibi.Duşunen ruhun bu uçe bolunumu Epiktetos'ta fazlasıyla kanıtlanmış bir ogretidir, orneginSöyleşilerIV,11,6’da:

Ruhunedimlerişunlardır:(2)olumlu(horman)veyaolumsuz(aphorman)bireğilimesahipolmak

(1)arzulamak(oregesthai)veyakaçmak(ekklinein)

(2)davranmayahazırlanmak(paraskeuazesthai),davranmakniyetindeolmak(epiballesthai){480}

(3)temsillererızagöstermek(sunkatatithesthai).

Bunlar duşunen ruhun eylemleridir, çunku daima bir temsile ve bu temsil hakkında bireleştiriye tekabul etmektedirler. {481} Oyleyse ilk tema, bir arzu (orexis) disiplinini goklereçıkarmaktadır: bizden bagımsız olanı arzulamaktan vazgeçmek, sadece evrenin genelseyrindebizebagımlıolaniyiyi,yaniiyiahlaksaleylemiarzulamak;evrenseldoga’dangelenher şeyineşeylekabuletmek, çunkudoga,mukemmelAkıl{482} olmasına ragmen,bunubizeortaklaşavermiştir.Ikincitemaegilime(horme)veeylemegeçmeyeaittir:kendiniduzensizisteklerce suruklenmeye bırakmamak, ama insan toplulugunun ve duşunen tabiatımızakazınmış adaletinderin içgudusuneuygunbiçimdehareket etmek.Uçuncu temaya gelince,temsillerin(phantasia)iyibirkullanımına,birrızadisiplininetekabületmektedir.Marcus Aurelius’ta bu uçlu yapıyı temsil eden cumlelere sık sık rastlarız.{483} Bu yapıerdemlerinbellibaşlıbazısıralanışlarındadaayırtedilebilir:ilktemayaoyleysehuzursuzlukyoklugu veya ılımlılık; ikinciye, adalet veya insan aşkı; uçuncuye, hakikat veya yargıdaacelecilik yoklugu tekabul etmektedir. {484} Hatta bazen, Marcus Aurelius’un kaçınılmasını

Page 80: Pierre Hadot Ruhani Alıştırmalar

tavsiyeettiğikötülükisimlerindedeaynışemayarastlarlarız.{485}

II.Epiktetos’aGöreFelsefiÜçTopoi

MarcusAureliusbu uçluşemanınmucididegildir.Filozof imparatorburada, ilozofkolenin,stoacıEpiktetos’unbilinçlimurididir.MarcusAurelius’unDüşünceler’iayrıca,aynıuçlubiçimdahilinde, yaşamın aynı temel kuralını dile getiren Epiktetos’un bir fragmanını muhafazaetmektedirbizimiçin(XI,37):

(3)Rızakonusundabiryöntembulmakgerekir.

(2)Veeğilimlerle(hormai)alakalıyerde(topos),bueğilimlertopluluğunhizmetinevenesnelerindeğeriyleuyumlulukiçinde“(...)kaydıyla”{486}gerçekleşsindiyeuyanıkdikkatinikorumasıgerekir.(1) Ve nihayetinde arzudan (orexis) tamamen sakınmak ve bize bağımlı olmayan şeyler için beslediğimiz tiksintiyigörmezliktengelmekgerekir.

Marcus Aurelius’ta ayrılmış, uç tema, burada nesnelerinde ve ortaya koydukları ruhişlevlerinde kolaylıkla ayırt edilebilir. Arrien vasıtasıyla bize kadar gelen Epiktetos’unSöyleşiler inde, sıklıkla, tıpkı buradaki gibitopoi{487} terimiyle ifade edilen bu uç temanınsıralamasına rastlarız. Bunlar, felse i ruhani alıştırmalar pratiginin konumlanması gerekenalanlardır,örneğin(1,4,11):

Kendigörevinneredebulunmaktadır?

(1)Amacındansapmaveşüpheettiğinşeyinortasınadüşmeyesindiye,arzudavetiksintidebulunur.(2)Davranışındahatasızolasındiye,olumluyadaolumsuzeğilimlerdebulunur.

(3)Hatayapmayasındiye,rızada(prosthesis){488}verızanınaskıyaalınmasında(epokhe)bulunur.İlküçtopoiböyledirveengereklileridebunlardır.

Söyleşilerdekibirbirineparalelpekçokpasajarasından,III,2,1’idealıntılayabiliriz:Mükemmelolmakisteyeninalışmayaçalışmakzorundaolduğuüçalanvardır:

(1)arzularındanyoksunkalmasınvekaçınmayaçalıştığışeyemaruzkalmasındiye,arzularlavetiksintilerlealakalıolanyer;

(2)duzenli,akıllı,dikkatlibirbiçimdeeylemegeçsindiye,olumluveolumsuzeğilimlerlealakalıolan,kısacası,uygun(kathekonta)eylemlerleaitolanyer;

(3)üçüncüsüisehatavehafiflikyokluğuyla,tekbirkelimeyle,rızalarlaalakalıolanyerdir.Marcus Aurelius’tan farklı olarak Epiktetos, bu uçtopoi arasındabir duzenkurar.Arzularlaalakalı olan temayla yani en gerekli temayla başlamayı tavsiye eder, çunku bizitutkularımızdan arındırır; devamında egilimlerle alakalıtopos vardır, ki boylece ileridüzeydekilereayrılmış,rızadisiplinintopos’uylabitirilebilir.Rıza disipliniyle alakalı bu uçuncu temaya yaptıgı benzetmelerde Epiktetos, kıyasın enkarmaşık biçimleriyle ilgili bir egitim ustlenmiş oldugunu anlatır: “Zamanımızın ilozo ları,

Page 81: Pierre Hadot Ruhani Alıştırmalar

uçuncusuyleilgilenebilmekiçinbirinciveikincitemayıbirkenarabırakırlar:zamanladegerdegiştiren akıl yurutmeler, sorgulama aracılıgıyla sonlananlar, hipotetik akıl yurutmeler vesofizmler.”{489} Burada, uçtopoi'ninhakikianlamıylaalakalıoldukçakıymetlibirbilgivardır.Aslında, uçuncu temanın,mantık adı verilen stoacı felsefeninbu kısmınadenk geldigini vedışsalveiçselsoylemegitimininbiryonteminioluşturmaktaoldugunusaptamaktayız.Builksaptama, diger ikisinin yoluna yonelmemizi saglar. Tanımlaması kolay olan ikinci tema,ozellikle “uygun eylemler” (kathekonta) teorisine adanmış stoacı etige tekabul eder.Epiktetos’un uçtopoi'ye{490} verdigi tanımda, bu teknik terimin defalarca ortaya çıktıgınatanıkoluyoruz.Ilktemave–stoacılaragore,mantıkveetikyanındafelsefeni{491}uçkısmındanbirisiolan– izikarasındakibagınkavranmasıoldukçazordurvebununlabirlikte,duşuncedeo denli açıktır da. Arzu disiplini bizi, bir yandan bize bagımlı olan şeyden başkasınıarzulamamaya,oteyandandabizebagımlıolmayan,amaevrenseldoganıneyleminden,yanistoacılar için Tanrı’nın kendisinden kaynaklanan şeyi neşeyle kabul etmeye sevk eder.Oyleyse bu kabul, olayların “ iziksel” bir goruşunu gerektirir, ki bu goruş; olayları, doganınevrenselduzeniperspekti ine,kozmikbirgoruşeyerleştirmekamacıyla,onlarayansıttıgımızantropomor ikveduygusaltemsillerdenarıtmayamuktedirdir.Demekki,bahsigeçenteorikvebilimselolmayan,lakinruhanibiralıştırmaolarakkavranmışbirfiziktir.{492}

Oyleyse,Epiktetos’unuçtopoi’sinin,stoacıfelsefenin,{493}derinlerdeyatanmanasında,ruhanialıştırmalarolarakduşunulen uçkısmına tekabulettigi sonucunavarabiliriz: izikveyaetikveyateorikmantıkdegil,lakindunyayayonlendirilenbakışıdonuşturen izik,eylemdeadaletiyerine getiren etik, yargıda dikkatliligi ve temsillerin eleştirisini oluşturan mantık.Epiktetos’un uç topoi’si, tıpkı stoacı felsefenin uç kısmı gibi, psikolojik yaşamın butununuoldugukadar, tumgerçeklikalanınıdakaplamaktadır.Epiktetos’un formulleri, tıpkıMarcusAurelius’unkilergibi,kısaca uç topoi’yiyanyanadizerek,kolaylıklaulaşılabilecekyerde, “elaltında” olabilecek yogunlaştırılmış bir yaşam kuralı temin etmeye çalışmaktaydı. Herkoşulda,yaşamınbizehersaniyesundugusorunlarıçozmeyeimkantanıyacakilkeleribirkaçkelimeyleözetleyecekbirkural.Felsefenin kısımları ya da erdemler gibi, Stoacı sistemde uç topoikarşılıklı{494} olarakbirbirlerinikapsarlar.Rıza(veya“mantık”)disiplinivearzu(veya“ izik”)disipliniarasındasıkı sıkıya bir karşılıklı bagımlılık ilişkisi vardır. Aslında rıza disiplini, nesnel temsillerdenbaşkasınıkabuletmemeyibenimsetir;amanesnelerinancak izikseltemsillerinesneldir;yanikendileri aracılıgıyla şeylere, tutkuların veya insani anlaşmaların yansımasından başka birşeyolmayanyanlışyuklemleryansıtmakyerine,[onlara]gerçekyuklemlerini,dogal,oyleysede “ iziksel” yuklemlerini atfettigimiz yargılar nesneldir: “Bir istiridyenin kanıyla ıslanmışkuzunun tuyununkızıllıgı, cinselbirleşme,birkasılmada,yapışkanbirsıvıylaakanmeni ilekarnınşişmesi.”{495}Arzudisiplinigibirızadisiplinide,şeylerin,Doga’nınseyriperspekti indekonumlandırılmış olmalarını gerektirir. Aynı şekilde egilimler (veya “etik”) disiplininin degerektirdigi budur. “(...) kaydıyla” eyleme geçmeye davet eder, yani eylemlerimizinsonuçlarının bize degil, ama evrensel nedenlerin birbirine geçmesine ve kozmosun genelişleyişinebagımlıoldugununiyicefarkınavarmakkaydıyla.Ohalde,bellibirmanada,herşeymantıga dayanıyor. Aslında, arzular ve egilimler, ilk iki temanın nesneleri, Epiktetos'ta veMarcusAurelius’ta,stoacıgelenegeuygunolarak,temsillereveyargılarasıkısıkıyabaglıdır:

Page 82: Pierre Hadot Ruhani Alıştırmalar

“Herşeyyargıdırveyargısanabaglıdır.” {496}Arzulardisiplinininveegilimlerdisiplinininherikisi de, bir temsil disiplinine, yani şeyleri gorme biçiminde bir degişime dayanmaktadır:Açıkçası,gorecegimizuzere,nesnelerievrenseldoganınyadaduşuneninsantabiatınıngenelperspekti ine yerleştirmektir bahsi geçen; aynı zamanda da [temsile] eşlik eden ve bizdekargaşayı,uzuntuyuyadatasayıtetikleyenduygudan(yaniyanlıştemsilden)ayırmaktır.Busebeptenoturu“temsil”(phantasia)kelimesi,MarcusAurelius'tagenelliklebellibirduygusaldegerleyukludur; çunkuyalnızcabirnesnenin imgesinidegil,bunesneylealakalıyanlışbiryargının eşlik ettigi bir nesnenin imgesini de belirtmektedir. {497} Her şey “ izik”tir, her şey“mantık”tır, ama nihayetinde, her şey “etik”tir, çunku “ izik” ve “mantık” istemimizi veözgürlüğümüzüişiniçinesokansomutrunahialıştırmalardır.

III.ÜçTopoi,MarcAurelıus’unDüşünceleriİçinAnahtar

Epiktetos'tanmiras bu uçtopoi, Marcus Aurelius’unDüşüncelerimde aleladebir sıralamaylaortayaçıkmaz. II.kitaptanXII.kitabaDüşüncelerinherbiri,bir iiliyatveyaheruçtopoi'ninbutunu, ya bunların arasından ikisi, ya da tekiyle alakalı bir benzeşme alıştırmasıdır.Epiktetos bu uç topoi'yi askesis’in, ruhani alıştırmanın{498} uç temel teması olaraktanımlamıştır.MarcusAurelius’unruhaniaraştırmalarolanDüşünceleriuçlubiçiminbugenelilkesinetamamıylauygunduşmektedir:arzudisiplini,egilimdisiplini,rızadisiplini.MarcusAurelius'ta bu olguya rastlamamış olan M. Pohlenz, Arrien tarafından Epiktetos’uncumleleriyle derlenmiş olanManuel’in bumodele gore oluşturuldugunu fark etmiştir: l’den29'a kadar olan bolumler birinci topos’a, 31–33 arası bolumler ikinci topos'a, 52 numaralıbölümdeüçüncütopos’akarşılıkgelmektedir.{499}

Bu çalışma kapsamında Marcus Aurelius’un tum cumlelerinin, bu genel şemayla nasılbaglantılıoldugunugostermekpektabiikiimkansızdır.Lakinenazından,MarcusAurelius'tatopoi'lerin her birine baglı olan temaları ve degişiklikleri kısaca izah edebilir, akabinde dearaştırmamızı,örnekolarakalınanIV.kitabıncümleleriilesınırlayabiliriz.Ilktema,arzudisiplini,stoacılıgınbaşlıcabirogretisiuzerindetemellenir:bizebagımlıolanve bizden bagımsız olan.{500} Hur davranışlarımız bize bagımlıdır, yani duşunen ruhun uçişlevi: arzu, egilim, rıza. Gerçekleşmesi ozgurlugumuzle ortuşmeyen her şey bizdenbagımsızdır: saglık, şohret, zenginlik, bizim dışımızdaki nedenlerin mudahalesini, digerinsanları, evrensel Akıl tarafından yonetilen kozmosun genel duzenini gerektiren tumilinekler.Bizebagımlıolanındışındaiyivekotuyoktur;iyierdemdir,kotukotuluktur.Durumboyle ise, hakiki iyimizden başka bir şey arzulamamak gerekir; yani yapmış oldugumuzsıralamayıgozonundebulundurursak:iyibirarzu,iyibiregilim,iyibiryargı.Uçtopoi’mizlekarşı karşıyayız: doganın iradesine uygun bir arzu, duşunen tabiatımıza uygun bir egilim,şeylerin gerçekligine uygun bir yargı. Saglık, zenginlik, şohret gibi bize bagımlı olmayanşeyleriarzulamak,doyumsuzarzunun işkencesinemaruzkalmaktır;çunkubiz,buarzularıngerçekleştirilmesininefendileridegiliz.Busebeptenbizdenbagımsızşeylerlealakalıolarak,

Page 83: Pierre Hadot Ruhani Alıştırmalar

ilk temanearzulamayı, nedekin tutmayı; aksine, kayıtsız kalmayı ogutler. {501}Ote yandankayıtsızlık,ilgisizlikanlamınagelmez.Kayıtsızkalmak,aynınyapmakdegil,başımızagelenvebize bagımlı olmayan her şeyi eşit olçude sevmek demektir. Neden sevmek? Çunku Dogakendi kendini sever ve olaylar, butunuyle Kader'i {502} oluşturan ve evrensel Doga'nın dairadesindenilerigelennedenlerinzorunluzincirlenmelerininsonucudur.{503}

Doga’nınkendisiyletemelbiruzlaşmasısozkonusudur:kendikendinisever,veDoga’nınbirparçasıolanbizdebusevgidenpayalırız(X,21):

Toprak, yağmuru{504} “sever”; ulu Ether'i de “sever”! Evren'e gelince, o, meydana gelmek zorunda olan her şeyimeydanagetirmeyi“sever”!OyleyseEvren'ededimki:Benseninle“severim”!Zatenşunudemezmiyiz:buvukubulmayı“sever”?

Yunandilininaşinabirsozcuksıralanışındandestekalarak,MarcusAureliusolayınkendisininvuku bulmayı “sevdigini” ifade eder: [olayın] vuku buldugunu gormeyi “sevmeliyiz” çunkuevrenselDoğa[olayı]meydanagetirmeyi“sever”.AynıyapıIV,23'tedebulunmaktadır:

EyDunya,seninleuyuşanherşeybenimleuyuşur!Seniniçinyoktangelenhiçbir,şeyvarolmaz,benimiçinseeryadageç.Mevsimlerininoluşturduğuherşey,eyDoğa,benimiçinmeyvedir.

Ilk temanın kilit kelimesieuaresteinve turevleriyadaeşanlamlılarıdır,yanineşelivesevgidolu bir hoşgoru ifade eden tum kelimelerdir. {505} Arzu disiplini, Doga tarafından istenen,olaylardakibuşe katdoluhoşgorude,buaşktadoruknoktasınaulaşır.Lakinbutemelduzeneulaşmak için, olayları gorme şeklimizi tamamendegiştirmemiz, onlarınDoga ile ilişkilerinialgılamamızgerekir.Ohaldeonlarıoluşturannedenlerinzincirlenmesinitanımak;herolaya,zorunlu bir zincirlemeyle ilk nedenlerden, tıpkı Kader agında oldugu gibi, meydanagelirmişçesinebakmakgerekir. {506} Boylelikle arzudisiplini tum insanyaşamını kozmikbirperspektifeyerleştirenbir“fizik”halinegelir(VIII,52):

Dünyanınneolduğunubilmeyenkendisininneredeolduğunubilmez;vedunyanınnedenvarolduğunubilmeyenkimsekendisininneolduğunubilmez.Busorulardanbirindenyoksunolankimsekendisininnedenvarolduğunusöyleyemez.

Arzudisiplinininayrılmazparçasıolanbu “ izigi”gerçekleştirmek içinMarcusAureliushernesneyeyadaherolayauygulanabilecekkesin{507}biryontemtakipetmekistemektedir(III,11):

Temsilde ortaya çıkan nesnenin; bu nesneyi kendinde, tıpkı ozunde olduğu, butunuyle ve bolme yontemini takibenayrıldığıparçalarınıntumundegozleronuneserildiğişekildegormekvegerçekisminivebunuoluşturanparçalarınveçözüleceğiparçalarınisminidilegetirmekiçin,daimabirtanımınıyadatasviriniyapmakgerekir.Zirahiçbirşey, ruhun yuceliğini oluşturmada; yaşamda karşımıza çıkan nesnelerin her birini yontem ve hakikat ileinceleyebilmekten ve aynı zamanda zihnimizde şu soruları bulundurarak bu nesneleri daima oldukları biçimdegormektendahamuktedirdeğildir:“Nedirbuevren?Boylebirevreniçin,varolannesneninnefaydasıvardır?Bunun,Bütün’egöreveinsanagöredeğerinedir?”

Oyleyseyontem;nesneyievreninbutunune,olayınedenlervesonuçlar{508}agınayerleştirmekamacıyla, onu, insanların alışagelmiş{509} biçimde oluşturdukları uzlaşımsal temsillerdenayırarak,kendindetanımlamayadayanmaktadır.Bunesneyi,yaniteliksel {510}parçalara,–egernesne veya olay devamlı ve homojen gerçeklikler iselerya da onu meydana getire{511}parçalara–çogudurumda,herşeydenotenedenselunsuravemaddeselunsuraayırmaya–da

Page 84: Pierre Hadot Ruhani Alıştırmalar

dayanmaktadır.Kozmik perspektif, Doga’nın durmaksızın yenilenen ulu yasalarının, hatta butun şeyleri {512}surekli başkalaşımının, zamanın, uzayın ve maddeni{513} sonsuzlugunun bir temaşasını,kozmosun{514} canlı birliginin, butun şeyleri{515} kendileri arasındaki uyumu karşılaştıranyoğunbirmeditasyonuiçermektedir.Bu “ izik”, azar azar, Doga (ilk temanın bir başka anahtar kelimesi) ile “aşinalıga”goturmektedir,çunkuuzunbirdeneyimDoga’nın {516}yollarınıveyasalarınıtanımayaolanakvermiştir.Dogailebuaşinalıksayesinde,herdogalolayaşinahalegelir;şaşırtacakyerdeherdoğalsüreçgüzelhalegelir,kiilkbakıştaçirkinlikten{517}başkabirşeybarındırmazken.Bu “ izik”; ruhun yuceligini{518} yani insani şeylerin kuçuklugu hissini dogurur; bizdenbagımsız olan şeyler (saglık, zenginlik, şohret{519} ve nihayetinde olum:{520} olum uzerinemeditasyon ilk temanın ayrılmaz bir parçasını oluşturur) boylelikle esas oranlarınaindirgenirler.Dunya karşısında neşeli rızanın temel egilimi, nihayetinde bir saygı tavrına, Doga’ya karşısaygıya,hattaDoğa’nınbirçeşitfigürüolantanrıla{521}karşısaygıyadenkgelmektedir.Doğa’yıtakipetmek,öyleysetanrılarıtakipetmek,tanrılaraitaatetmek,saygıgöstermekdemektir.Içinde, Marcus Aurelius’un ilk temayı sundugu, adamakıllı yapılandırılmış, muhtelif açılarboyledir.Butemada iziginonemi,MarcusAurelius'ta,Epiktetos'taoldugundançokdahanetbirbiçimdeortayaçıkmaktadır.Ikinci tema, egilimler disiplini, stoacılıgın bir başka esas ogretisi uzerindetemellenmektedir{522}Kendisisayesindeherdoganınveozelliklededuşuneninsantabiatınınkendisiyle birleştirildigi, kendisine donmeye, kendisini sevmeye yoneldigi, temel biriçgudunun varoluşunu dogrulayan ogreti. Eger temalardan ilki, evrensel Doga çevresindemerkeze oturtulmuş ise, ikincisi, duşunen doga nosyonuna dayanır. Duşunen doganın buderin egilimi, buhorme, dogayı duşunen doganın diger temsilcilerinin hizmetinde eylemegeçmeye iter, yani insan topluluguna {523} hizmetineve insanlarınbubagımsızlıgına tekabuledenadalete{524}goreeylemegeçmeye.Ilktemagibiikinciside,MarcusAurelius’ta,kuvvetlibir haletiruhiyeye burunur: Duşunen varlıkların yalnızca aynı bir butunun parçalarıolduklarınıdegil,aynıbedeninuyelerideolduklarınıduşunerek,digerinsanlarıtumkalbinlesevmengerekir(VII,13,3).Buaşk,bizekarşı{525}hataişleyenlerekadaryayılacaktır;onlarınbizimle aynı insan ırkına mensup olduklarını, cehalet yuzunden ve istemeyerek gunahagirdiklerinidüşüneceğiz(VII,22).Ikinci temaya ozgu alan,kathekonta'nın, “uygun davranışlar”ın{526} geniş arazisidir. Bunlar,bizdenbagımsızolanşeyler(digerinsanlar,meslekler,politika,saglık,vb.),oyleysefarksız {527}

bir madde oluşturan şeyler hakkında takındıgımız eylemlerdir (demek ki bize bagımlı birşey). Ama bu eylemler, akla uygun bir dogrulamaya gore, duşunen insan tabiatını, kendinimuhafaza etmek amacıyla harekete geçmeye iten derin bir içguduye uygun olarakdegerlendirilmiştir. Bu eylemler duşunen tabiatımıza uygun, uyumludur. Iyi olmak için, bueylemlerin,adaleteuygunolarak,insanlıkaşkına,toplulugadegginbirruhileyapılmışolmasıgerekmektedir.

Page 85: Pierre Hadot Ruhani Alıştırmalar

OyleyseMarcusAurelius’ta,duşunenakıl,adaletlive toplulugadegginbireylemsorusuhergundeme geldikçe; genel bir biçimde, insanlar arasındaki ilişki sorunları her defasındasoruldukça; hatta eylemebiçimine ilişkin tavsiyeler her defasında verildikçe ikinci temayarastlayacagız. Bu temaya eylemini bolmemeyi, “bir topaç gibi çevirme”meyi,{528} aksinebelirlenmiş{529} bir amaç ile harekete geçmeyi tavsiye eden vecizelere de rastlayacagız. Butema,Epiktetos'taoldugugibi,“(...)kaydıyla”eylemnosyonunudakapsamaktadır:başarmakiçin her şeyi yapmak gerekir, ama başarının bize bagımlı olmadıgını, lakin nedenlerinbütününe,yaniKader'ebağımlıolduğunubilerek.Uçuncutema,rızadisipliniteması,Epiktetos'çaoldukçaiyiaçıklanmış(Manuel,§5),stoacıogretiye dayanmaktadır: “Insanları sıkıntıya sokan, şeyler degil, şeyler hakkındakiyargılarıdır.” Her şey yargıyla alakalıdır, ve yargı bize bagımlıdır. Pek çok cumle, degeryargılarının,gerçegeaykırıolarak,gerçekligeeklediklerişeyiifşaetmektedir. {530}Butema,biriçsellogos disiplini, yani duşunme tarzını, dayatmaktadır; ama bir dışsallogos disiplini de,yanikendiniifadeetmetarzınıdataşımaktadır.Onerdigitemelerdem,duşunceninvesozundogrulugu olarak algılanan hakikattir. {531} Yalan, istemsiz olsa bile, yargı yetisinin birbiçimsizleşmesinin sonucudur. {532} Bu uçuncu temanın kendisi de,Düşünceler’de kolaycatanınabilirdir, ister Marcus Aurelius açık açık temsilden (phantasia), yargıdan ve rızadanbahsediyorolsun,isterhakikatgörevinianımsatıyorolsun.Düşüncelerde uç temanınkendileridahilindebelirdigi farklıaçılarınoldukçakısabu tasviri,ornekolarakele alınan IV. kitapta,bu uç temayıdaha iyibirbiçimde saptamamızaolanak.sağlayacaktır.Oncelikle burada, iki farklı şekilde, uç topofnin eksiksiz onermesiyle karşılaşırız. Aslındabunlarışuformüldahilindekolaycatanıyacağız(IV,79,2–3):

(2)Politikakıldankaçankimsebirfiraridir.

(3)Aklagözlerinikapatankimsekördür.

(1)Olaylarınbirleşmesini sevgiyle karşılamayı reddederek, kendini evrensel akıldan ayıran ve el ayak çeken kimsedünyanınbirçıbanıdır.

Aşağıdakicümledahadaaçıklayıcıdır(IV,33):Neiçinçabalamakgerekiröyleyse?Tekbirşeyiçin:(2)doğrubirniyet.topluluğunhizmetiiçinyapılaneylemler:

(3)aslaaldatmayacakbirsöylem;

(1)olaylarınbutunbirleşimini,zorunluolarak,aşinaolarak,birilkedenvebirkaynaktanolduklarıgibidokulenolarakkabulederek,sevgiylekarşılayanbiriçseleğilim.{533}

Her biri arzu disiplinine ve eylem disiplinine ait olan ilk ve ikinci tema, pek çok cumledebirlikte gruplanmışlardır. IV, 1’de, bizdeki yonetici ilkenin, eylemlerde (ikinci temamız)oldugu kadar olaylar (ilk temamız) karşısında da, hukum suren ozgurlugu dogrulanmıştır:butunden, maddeyi ahlaksal yukselişe dogru çeker. Ayrıca VI, 10’daki olaylar teması veeylemlertemasıarasındakisıkıbaglantı:Aynıdanvukubulurherolay,çunkudogadogrudur,hatta her eylemde, iyi insan olarak harekete geçmek gerekir. Iyi insan, der bize MarcusAureliusIV,25’te,Kader'inkendisinemuhafazaetmişoldugubutununparçasındatamamlar

Page 86: Pierre Hadot Ruhani Alıştırmalar

kendini(ilktema)vedogrueylemdeveiyiyureklilikegilimindedoyumaulaşır(ikincitema):“Seninbaşınagelenherşey,Butun’unparçasıolarak,başlangıçtanbuyanamuhafazaedilmişveseniniçinsuregelmiştir.”Oyleyse,sonuçşudur:“Şimdidenfaydasaglamakgerekir”;amaburada ikinci temadevreyegirer: “Şimdiden faydasaglamak,evet, amaduşunmeveadaletile.”IV,31’de,tanrılaraguvenilktemamıza,insanlarlaozgurluktavrı(“netiran,nedekole!”)ikincitemamızatekabuletmektedir.Sıradakicumle(IV,32),herşeydenonce,ikincitemayaadanmıştır:Vespasian veTrajan {534} boyundurugu altındaki insanların yarattıgı karışıklıgınoldukça resmedilmiş tasviri, ozellikle insanın duşunen yapısına uygun olmayan eylemingeçiciliginigostermeyeyoneliktir;yinedebutasviresıkısıkıyabaglıolanolumçagrıştırması,ilktemayatekabuleder.IV,37'de,tekbirahlaksalaciliyettebirleşmiş,ruhundinginligini(ilktema) ve adalet uygulamasını (ikinci tema) goruyoruz. IV, 4’te, duşunen varlıklartoplulugundan (ikinci tema) zekamızın kaynaklandıgı Evren sitesi temasına (ilk tema)geçiyoruz.Ikinciveuçuncutemalarsonrakicumledeoldukçaaçıkbirbiçimdebirarayagetirilmiştir(IV,22): “Amacından uzak bir topaç gibi fırıl fırıl donmemek, ama eyleme dogru her hamlefırsatında,adaletiteslimetmekvehertemsilfırsatında,butemsildenesnelolandanbaşkasınımuhafaza etmemek.” Ikinci tema burada, eyleme dogru hamlenin (horme) ve adaletinkarakteristik nosyonlarında; uçuncu tema ise, temsilin (phantasia) ve nesnelligin(kataleptikon) daha az karakteristik olmayan nosyonlarında kolayca tanınabilir. Topaç {535}

imgesi, hem eylemde duzensizlik hem de duşuncede duzensizlik için geçerli gibigözükmektedir.Pek çok cumle; ilk temaya, ayrı tutularak işlenmiş arzular disiplini temasına adanmıştır.Oncelikleburada temel ogretiyerastlarız:ancakahlaki iyide iyivardır,ancakahlakikotudekotuvardır, oyleyse insanıahlakenkotukılmayanşey insan içinkotudegildir(IV,8ve49).Demek ki, bize bagımlı olandan başkasını arzulamamak gerekir, ornegin şohreti ( 19–20).LakinDoga’nıniradesigeregincebaşımızagelenherşeyisevmekgerekir:“Seninleuyuşanherşeybenimledeuyuşur,eyDoga!”(IV,23).ZorunluolarakşuyadabuolayıoluşturanEvren’intamamının yararıdır (9).Dunyanın rasyonel bir duzeni vardır, tıpkı Epikurosçuların dedigigibi:Bizdeiçselbirduzenvarikendunyanasılduzensizolabilirki(27)?Yazgımızınaglarınıormuşolanbuevrenselduzenerazıolmakgerekir. “RızanlabırakkendiniClotho’ya,hernehoşuna giderse ona dolasın diye olayların ilmegini” (34). Dunya; ortasında sıkı sıkıyabirbirine geçmiş ilmeklerden oluşan bir doku biçimindeki olayların oluşmasına katkıdabulunun tum şeyleri barındıran nadide bir canlı varlıktır (40). Doganın yuce yasalarınıntemaşası,arzudisiplininintemelbirunsurudur:şeylerinhepsi,biridigerineolacakbiçimde,birbirlerinedonuşurler zamanın selinde (35, 36, 37, 43, 46), amaolaylarındevamı, kor birzorunlulukla duzenlenmemiştir, farklı anlar arasında hayran olunası bir yakınlık meydanagetirmektedir(45).Butemaşadanortayadogaileaşinalıkçıkar:“Vukubulanherşey,bahardagul ve yazda meyve kadar alışagelmiş ve aşinadır” (44 ve 46). Bu “ iziksel” meditasyon,ruhlarınolumsuzlugusorununauygulanabilir;fakatozellikledeolumu,birdoga“gizemi”(5)gibi,tarihi,zamanınsonsuzluğukarşısındapekdeönemteşkiletmeyen(15,47,48,50),daimaeli kulagında (17) dogal bir fenomen (14, 15) olarak duşunmeye alışmaya yarar. Bu dogalfenomene aşina olmak için,Marcus Aurelius onun evrenselligini; hekimlerin, astrologların,

Page 87: Pierre Hadot Ruhani Alıştırmalar

ilozo ların, prenslerin, olmek istemeyen herkesin olumunu anımsatır (48 ve 50). Insan,Epiktetos’undedigigibi,birceseditaşıyankuçukbirruhtanbaşkasıdegildir(41).“Demekkibirmesele degildir. Ardına bak, ebediyetin dipsiz kuyusu, onune bak, başka bir sonsuzluk.Bunlarakıyasla,nefarkıvaruçgunlukbebekleNestor’dan{536}uçkatdahayaşlıadamın?”(50).IV,3’tekısaveesascümleörneklerinerastlıyoruz,kibunlarsayesinde,heranveneredeolursaolsun, “ruhani inziva” {537} uygulayabiliriz, ki bunlar sayesinde iyi-olmanın, refahın, zihinozgurlugunun,yaninihayetindekatlanırlıgın{538}key iniçıkarabiliriz.Oyleysebutema,temelolarak, arzular disiplini temasıdır, ilk temamızdır, ve sıralandırılmış vecizelerin buyukçogunlugu gerçekten de bu temaya tekabul eder. Tum kargaşa, tum karışıklık, tum endişedagılıp gidecektir eger ki, her hipotezde (dunya ister rasyonel ister irrasyonel olsun), bizeayrılmışkısmettenyakınmakiçinhiçbirnedenolmadıgını;oteyandan,bizdenbagımsızolanı,hazzı ya da şohreti arzulamamak gerektigini; insani şeylerin, kendisi de kozmosta birnoktadanbaşkasıolmayandunyadapekkuçukkaldıklarını;herşeyinsurekliolarakaralıksızbirbaşkalaşımadonuştugunuanımsarsak.Fakatdigertemalardanodunçalınmışvecizelerdearzular disiplininin hizmetinde, yani zihin ozgurlugu ve kayıtsızlık arayışında gibigozukmektedirler.Sakinligimizikorumakiçin“şeylerinruhlatemasetmedigini,amadışarıdahareketsizkaldıklarını;karmaşalarımızınkaynagınınsadeceyargıoldugunu”anımsayacagız.Burada, yargı ve rıza disiplininin esas ilkesine, uçuncu temamıza rastlıyoruz. Insanlaryuzunden hoşnutsuzluk duymaktan kaçınmak için, sabrın, adalet erdeminin parçalarındanbirisioldugunu,insanlarınhatalarınınistemsizceoldugunuvebirbirimiziçinyaratıldıgımızıanımsayacagız.Busefer,ikincitemanıntemelilkelerine,hattabunlarında,arzulardisiplininehizmettebulunduklarınavakıfoluyoruz.Bundabizişaşırtacakbirşeyyoktur,çunkugormuşoldugumuz uzere uçtopoi, karşılıklı bir biçimde birbirlerine dayatmaktadır: her şey hem“ izik”,hem“mantık”,hemde“etik”meselesidir.Farklılıklar,tıpkıkarşılıklıiçermenin.butunstoacı şemalarında oldugu gibi, bir goruşun digerleri uzerinde agır basmasındankaynaklanmaktadır.{539}

Ayrıca ele alınmış ikinci tema, egilimler teması, insan toplulugunda eylemle alakalı ogutleroneren bazı cumlelerin esin kaynagıdır: amaçsızca eyleme geçmemek (2), kaçınılamazolmayanı çekip atmak (24, 51) , eylemin akla yatkın ilkelerine geri donmek (12, 13, 16),başkasının eylemlerinin gudulerini anlamak (6, 38), egilimlerini kontrol etmezsek ne haleduşecegimizi gozumuz onunde canlandırmak (28), başkalarının ne yaptıklarıyla alakadarolmaksızındogruşekildeeylemek(18).Uçuncutemadahaazgeliştirilmiştir:kotu,şeylerdedegil, ama şeyler uzerine vardıgımız yargılardadır (7 ve 39); başkasının yargılarıylaetkilenmeyeizinvermeden,kendiyargısınıeleştirmekgerekir(11);akıl, ilozofayeter,onungereksizbilgilereihtiyacıyoktur(30).IV. kitabın tum cumleleri demek ki, Epiktetos'un uç topoi’sinin iiliyatının ruhanialıştırmalarıdır.Gordukki,bucumlelerbazenuçtopoi’yidilegetirir,bazenbunlardanikisinegonderme yapar, bazen de ayrıca ele alınmış bu topoi'lerin birine ya da bir digerineadanmışlardır.IVkitapiçingeçerliolanMarcusAurelius’uneserinintamamıiçindegeçerlidir.Şoylebirbahsederken,eklemekgerekirki,IVkitapta1.ve3.temalarıbirleştirenherhangibircumleye rastlamadıysak, bu ilişkinin orneklerine diger kitaplarda rastladıgımızdandır,orneginIX,37(yargıeleştirisi,3no'lutema,vekozmikgoruş,1no’lutema).(Çogunlukladiger

Page 88: Pierre Hadot Ruhani Alıştırmalar

yazardanalıntılardanibaretolannadirbazıcumlelerindışında)butuneserinyorumuiçinilkeolarakEpiktetos'unuçtopoişemasınıelealabiliriz:hercumlebuşemalarıisterhepsibirlikte,isterikili,isterdeayrıayrıolsun,faaliyetegeçirmeye,canlandırmayaçalışır.Sonuçta,Epiktetos'unuçtopoi’siyleyadaMarcusAurelius’takiyaşamkuralınınikiliveyauçluonermesiyle ilgilenen tarihçilerin anlayışlarını inceleyecegiz. Epiktetos'un uçlu şeması veMarcusAurelius’unuçlucumleleriarasındakibirbagı farketmişolan ilkyazarıbulmakiçinneredeysedoksanyılgeriyegitmekgerekir.BahsigeçenyazarA.Bonhoffer'dir. {540}LakinbuilişkininMarcusAurelius'untumDüşünceler’iniaçıklamayaolanaksagladıgınıfarketmemişti.Buna ragmen analizleri, daima butun degerlerini korur. Epiktetos'un {541} uç topoi içeriginişahanebirşekildegeliştirdi,buuçtopoi'yeayırmanınEpiktetos’un{542}asıleserindeoldugunuaçıkça kabul etti ve Marcus Aurelius'un kendi uçlu{543} şemalarında bu ayırmayı yenidenurettiginetanıkoldu.Cicero’daveSeneca'dakeşfedebilecegimiziduşundugumuzbuuçtopoiile paralelliklerin, aslında Epiktetos'un ve Marcus Aurelius'un art arda{544} onerdikleribolmeden fazlasıyla farklı olduklarının ayrıca altını çizdi. Bu noktanın, Bonhoffer'in dikkatçekenbuçalışmasınıntakipçileri,M.Pohlenz,W.TheilerveH.R.Neuenschwandertarafındangoz ardı edilmiş olması gerçekten de oldukça tuhaftır. Insani bilimler tarihinde ilginç birorneklekarşıkarşıyayız:bu ornek,bizi,bilimlerintekduzebirşekildehızlananbirhareketegore ilerliyorolduguna inandıranyanılsamayı ifşaetmeyeolanaktanır.Şuyadabualanda,genelde şuyadabubiliminsanı tarafından şuyadabu sorunadahil edilenanlaşmazlıktankaynaklanan bir gerilemenin cereyan etmesinin olabilecegini kabul etmek gerekir.Posidonius’unazyadaçokefsanevi iguru,sorunumuzualakadaredendurumdaugursuzbirroloynamıştır.Bu igur,W.Theiler'in {545}ve takibindeH.R.Neuenschwander’in,{546}MarcusAurelius ve Epiktetos arasında bulunan bagı gormelerini ve ozellikle de Epiktetos'unozgunlugunu tanımalarını engelledi. W. Theiler, Marcus Aurelius’ta ortaya çıkan veyorumumuzagore,1ve2no’lutemaları,yanievrenselDoga'nıniradesinerızayıveduşunendogaya uygun eylemi gruplayan bazı ikili şemaların buyusune kapılmıştır. W. Theiler buşemalar arasında, Marcus Aurelius'un “tanrıların izinden gitmeye” ve “insanlara karşı adilolmaya” davet ettigi şemalardan, yani “saygıyı” ve “adaleti” birleştirdigi şemalardanbaşkasına zaten yer vermez.{547} W. Theiler bu formullerde, kendisi de saygıyı ve adaletibirleştiren, Theaitetos 176b’nin bir yankısına rastladıgına ve bu şemanın PosidoniusçukokeninetanıklıketmişolanCicero’dakiparalelliklerimeydanakoydugunainandı.Onagore,uçlu şemalar bu ikili formullerin bir yayılımından{548} başka bir şey degildir: temsillerineleştirisinineklenmesiSeneca’dakişemanınbenzerbiryayılımına,vebundanoturu,birkezdaha, Posidonius etkisine tekabul etmekteydi. Yukarıda soyledigimiz her şey, Theiler’ınyorumunukolaycaçurutmemizimumkunkılar.Oncelikle,W.TheilerMarcusAurelius’unuçluşemalarıveEpiktetos’unuçtopoi’leriarasındabulunantemelbagıgormemiştir.Demekkio,bu uçlu formullerin aslında ozgun olduklarını da kavramadı; çunku bu formuller eksiksiz,sistematik, hatta felsefenin uç kısımlı sisteminde de oldugu gibi, kendi uzerine kapalı biryapıyatekabuletmektedir.Akabinde,dikkatiniçekenikilişemanındigerikilişemalaryanındaozelbirdurumdanbaşkabirşeyolmadıgınıkavramadı:MarcusAureliusyalnızca1ve2no’lutemalarıdegil,ayrıca2ve3,1ve3no’lutemalarıdabirleştirir.OyleyseW.Theiler’inuzerindeçalışmışoldugutemaayrıcalıklıolamaz,vebuşemailkseluçlubiryapınınbirsapmasındanbaşkabirşeydegildir.Usteliksaygı-adaletkarşıtlıgıbuşemanınDüşünceler’deyapmayıhayal

Page 89: Pierre Hadot Ruhani Alıştırmalar

ettigi biçimlerden birinden başkası degildir. Dogal olarak Marcus Aurelius, 1 ve 2 no’lutemalarıngruplandırılmalarıiçin,şuphesizPlaton’akadaruzanan,lakinHelenistikdonemdebir çeşityaygın temsilhalinegelmişolangeleneksel formulleriyakalamıştı:Tanrılarakarşısaygıyıveinsanlarakarşıyukumlulukleribirleştirmek.Aslında1ve2no’lutemalar(evrenselDoga’nıniradesineveaklauyguneylemerıza),MarcusAurelius’taçokdahazenginveçeşitliaçılar sunmaktadır. Nihayetinde Seneca {549} ile benzerlikler pek de ikna edici degildir.Epiktetos’unuçtopoi’leriile,M.Polhenz’in{550}yorumyapmaksızınbahsettigi,Cicero’daki,{551}Seneca’daki{552}veEudoros’taki{553}uçluyapıarasındakiparalellikdeboyledir.Oyleyseşoylebir sonuca varabiliriz: Epiktetos’un uç topoi’si Marcus Aurelius’unDüşünceler'ininanahtarlarındanbiridir.Busonuç, ilozof imparatoruneserihakkındaverebilecegimizgenelyorumla alakalı olarak oldukça onemlidir.Düşünceler’inin ruhani alıştırmalar olduklarınıçoktanbiliyorduk.Lakinşuan,buruhanialıştırmaların,MarcusAureliustarafındankesinbiryonteme,Epiktetos’unformuleettigiyontemintakendisinegoreuygulanmışolduklarıaçıkçagozukmektedir. Her bir cumle yazışında, Marcus Aurelius ne yaptıgını kesin bir şekildebilmektedir:Arzuyadaeylemyadarızadisiplinindealıştırmayapmaktadır.Aslındayaptıgıfelsefedir: izik, etik,mantık.Düşüncelerin içerigihayliyapılaştırılmışvebirhaylikesinbirbiçimaltındagorunurgozumuze.Aynızamandada,belirlibirdurumda,antikçagdakiruhanialıştırmalar{554}pratiğiyöntemlerininöneminetanıkoluruz.

Page 90: Pierre Hadot Ruhani Alıştırmalar
Page 91: Pierre Hadot Ruhani Alıştırmalar

MicheletveMarcusAurelius

1820’deMichelet yirmi iki yaşındadır.Onceki yıl,ExamendesViesdeshommes illustresdePlutarque{555} başlıklı Fransızca bir tez veDe percipienda in initate secundum Lockium’ı{556}başlıklı Latince bir tez sunarak doktor unvanını almıştır. 1817’den itibaren, BriandEnstitusu’nde, Katolik bir okulda, insanlık ve retorik dersleri için yardımcı egitmen olarakçalışır.PaulPoinsot'yakarşıromantikbirdostlukbeslemektedir:ikiarkadaş,yaptıklarıuzungezintiler sırasında ikir ve guven alışverişinde bulunurlar; uzun uzun mektuplaşırlar. {557}Michelet, dort yıl sonra, 20Mayıs 1824’te evlenecegi, kendinden birkaç yaş buyuk PaulineRousseau{558}ilebirliktedir.4 Mayıs 1820’den itibaren, kendisinin de soyledigi gibi, “tutkularının ve duygularının” {559}mahrembirgünlüğünü,veTemmuz1818'denitibarenfikirlerininveedebiprojelerinin{560}birgunlugunu, hatta okumalarının{561} da bir gunlugunu tutar. Bu degerli belgeler, 1823-1825yıllarında,Vico’nuneseriilenihaitanışmasındanonceMichelet’ninentelektueloluşumunuveiçsel evrimini kesinlikle takip etmemize olanak saglar. Sonraları, 1828'den 1874’e, yaniolumunekadar,Micheletgozlemlerini,duşuncelerini,seyahatlerini,okumalarını,hattaikincieşi,Athena’isMialaret’ninmahremyaşamınınayrıntılarınıbileanlattıgıbirgunlukyazmayadevamedecektir. {562}Buzenginvetuhafbelge,gençlikyazılarınınaçıkçaanlatmayaçalıştıgışeyi dogrular: Marcus Aurelius’unDüşünceler’inin rolu. “Virgile ve Vico”, {563} Michelet’ninnazarında, duşuncesinin babaları gibiydiler. Lakin bu iki isme, 1820’den itibaren gençMichelet’nin ruhani evrimine oldukça derin bir etkide bulunmuş ve tum varoluşu boyuncaona,gorecegimizuzere,yaşamınaegemenolmuş“ikibuyukbakışaçısı”kazandırmayadevametmişolanMarcusAurelius’unkinideeklemekgerektiğikanaatindeyim.

I.(1820-1824)-MarcusAurel,us’aGöreRuhaniAlıştırmalar

O halde, Michelet’nin Marcus Aurelius’un eseriyle ilk defa karşılaşması 1820 yazına denkgelmektedir. Demek ki Michelet, ahlaksal bir endişe donemindedir, ornegin Journal, 22Temmuz1820’deşoylenoteder:“Defalarcastoacılarıokumayaveozellikledeilkeleruzerinedüşünmeyeçokihtiyacımvar.Kendimdeacınasıbirruhzayıflığıhissediyorum.”{564}

Ve 26’sında, şunu ekler: “MarcusAurelius’unDuşunceler'ini okuyorum.” {565} Journal de meslectures'ün, 17 Agustos l 820’de dogrulayacagı ise: “Joly tarafından çevrilmiş MarcusAurelius’unDüşünceler'i.”{566}1803’teçıkanbuçeviri, Jean-Pieerede Joly’nin1770’te ilkkezyayımlamışolduguçevirininyenibirbasımıdır. {567}Buçevirinin,sistematikbirduzenegoregruplandırarakDüşünceler’ingelenekseldizisinialtüstetmekgibibirözelliğivardı.30TemmuzPazargunu,Michelet,keş inionadaanlatmahevesiyle,pekdegerliPoinsot’sununyaşadığıBicetre’yegitmekiçincanatmaktadır:

Page 92: Pierre Hadot Ruhani Alıştırmalar

Orada(Petit-Gentilly’de),pekçokguzelşeylersoyledi:L’lmitationdeJesus-Christ ve ozellikledeMarcusAurelius.Builahiadamınbiralıntısında,coşkuyladoluPoinsotolarakyaşarım.“İnsanlıkişlevleri”onaçarpar.{568}

Michelet’ningözünüdiktiğibupasajkesinlikleJolytarafındanşuşekildeçevrilenmetindir:Dünyayıherbirinineserininkonseriylezenginleştirenbubitkileri,bukuşları,bukarıncaları,buorumcekleri,buanlarıgör;vesen,insanlıkişlevleriniyerinegetirmektenvazmıgeçeceksin?{569}

Micheletdogrugormuştu;butema,imparator ilozoftatemeldir.Herturun,evrendekendinehas bir işlevi vardır, her tur, karınca gibi, orumcek gibi, arı gibi yaşayarak dunyanınduzenlenmesinekatkıdabulunur.Herturundogaloluşumuaracılıgıylakorbirbiçimdeyerinegetirdigini, insanbilinçlice, akıllıca ve isteyerek yerine getirmek zorundadır.O halde insaneylemi;hemdogalhemde rasyonel, insan toplulugunun, yani insanlar sitesinin, vekozmiktopluluğun,yanidünyasitesininhizmetinesunulmuşolmakdurumundadır.İlerleyengünlerde,Michelet’ninahlaksalyaşamıtamamıylaDüşünceler’denesinlenmiştir:

Ateş,deriz,Bicetre’deyenidenalevlendi.Gidipgitmeyeceğimikesinleştirdim.MarcusAurelius'unbirduşuncesikararımıverdirtti:“Biriyilikyapmaksözkonusuolduğundaaslaşöyledeme:vaktimyok.”{570}

Ayrıca,MarcusAurelius tarafından defalarca tavsiye edilmiş bir ruhani alıştırma, temsilleranalizialıştırmasıuygular.MicheletJournal'ındayazar:{571}

Şeylerianalizedelimki,derMarcusAurelius,bizibaştançıkarmasınlar.{572}Bunesnelerdebizibuyuleyennediroyleyse?Fizikennedirler?Dokunmayaürktüğünbukorkunçböcekleaynımaddedendir.

Burada, daha yukarıda bahsettigimiz bir alıştırmaya, şeylerin “ iziksel” tanımlamasınarastlıyoruz: nesnelere ve şeylere antropomor ik bir bakış açısından, tamamen insana ozguonyargılaryadatutkularlabakmakdegil,amaonlarıdoganıngenelperspekti indeolduklarıgibigormek.Burada,korkunç igrençbocekvebizibuyuleyennesnelerinbuaynımaddedenyapıldıgını anımsatırken, Michelet manayı oldukça iyi sezer. Bu “ iziksel” tanımlamayönteminiMarcusAurelius,mesela,şuşekildeuygular:

Buarananyemek;balığınyadakuşunyadadomuzuncesedindenbaşkabirşeydeğildir,uzumsuyundanbuFaleme,biristiridyeninkanıylaıslanmışkuzununtüyününbukızıllığı.{573}

OhaldeMicheletJournal'ındaburuhanialıştırmayıdeneyimlemeyeçabalamaktadır:{574}

Boylesinetatlıbugozler,buağız,buyanaklar,stethead’himeroenta{575}vehayaledebileceğinherşey,bunlarınhepsi,işte bir cesetten ne yapılabileceği. Bu mukemmel, sana gore ise ilahi olan, varlık, en kirli zorunluluklara, en midebulandırıcıduygulanımlaratabikılındı.Buhayranolunasısahiplik?“Kolvebacağınsürtüşmesi,küçükbirkasınma,dolundışarıatılması”,{576}derMarcusAurelius.

Michelet,anımsattıgımızMarcusAureliusmetninindevamını,“ iziksel”tanımlamakavramınıresmetmek için burada alıntılar. LakinJournal'ın takip eden dizeleri, Marcus Aurelius'unyonteminin anlamını kuçumsedigini gostermektedir. Imparator ilozof, Michelet’ninduşundugu gibi herhangi bir “ebedi guzellik” aşkına dondurmek ugruna bizi, tensel aşktantiksindirmekistemez.Bizeyalnızca“kayıtsız”olmayı,yaniayrımyapmamayı,Doga’nınbizeverdigiherşeyieşitolçudesevmeyi,hoşumuzagidenlergibihoşumuzagitmeyennesnelerideeşit olçude, mutlaka sevmeyi ogretir; çunku onlar bize, aynı ve tek bir Doga tarafındanverilmişlerdir.Micheletisetamtersine,ruhanialıştırmanın,dahaustunbiraşkıkeşfettirmek

Page 93: Pierre Hadot Ruhani Alıştırmalar

amacıyla, bizi iziksel aşktan tiksindirmek zorunda oldugunu duşunur. Burada MarcusAurelius'tanAzizAugustinus’ageçiyoruz:

Kendisiaracılığıyladelitutkunungevşeyeceğieylem,senizayıflatacaktır,aradığınıbundabulamayacaksın.Hazlar senikandıracaktır; sevgililerin hayali olan bu birleşmeyi asla başaramayacaksın. Kendinle karıştıramayacağın bu tapılasıbedeni umutsuzluktan kemirip duracaksın. Bu guçsuzlukten aşkmelankolisi doğar ve her saniye buna karışan olumdüşünceleri.Omihitumquammolliterossaquiescant!{577}

[...] Ağlamakta haklısın, ey bahtsız, sen ki mutluluğunu sonsuzcasına sonlu bir varlıkla sınırlarsın (eğer bunusoyleyebilirsem)veebediguzelliğin,sınırsızcasınavesonsuzcasına,herinsanın{578}aşkınavesahipliğineaçıkolduğunuunutursun,senki,enuluamaçlarruhunuvekalbini,doğanıntemaşasını,kardeşlerinintesellisini,venihayetinde,seniheryandan çevreleyen, lutu larıyla sana her yonden nufuz eden, içinde olduğun, yaşadığın Tanrı’yı çağrıştırdığında herşeyinihazzaverirsin.

BuradaMarcusAurelius’tanAzizAugustinus’a,yaniayrımgozetmeksizin,“dogal”olanugrunaaşktan,ebediguzellikugrunaayrıcalıklıaşkageçeriz.Lakin,Michelet “hazzı”; ruhuvekalbi,doganıntemaşasını,{579}digerinsanlarınkaygılarınıveherşeyeyayılmışTanrı’yıçagrıştıran“uluamaçlar”ınkarşısınakoyunca,nihayetindeMarcusAurelius’ageridöneriz.Bu metnin, Michelet’nin en derin duşuncesini ya da en gizli psikolojisini ifade ettiginiduşunmemekgerekir.Bundan, ikirlerininvekişiligininevrimiylealakalı sonuçlarçıkarmakbir hata olurdu. Michelet’nin, Marcus Aurelius’un cinsel ilişkinin iziksel tanımını verdigipasajla ilgilendigi su goturmez bir gerçektir, çunku Pauline Rousseau’nun kendisinegosterdigiaşktanoturufelegişaşmıştır:“inmetotaruensVenus,” diyeyazacaktırbirkaçgunsonra.{580}Lakinbumeditasyonunyapayveretorikkarakterinikavramakiçinmetniokumakyeterlidir.MeselaMichelet,Pauline’den,“mukemmel,ilahibirvarlık”olarakbahsetmemeliydi,zirabirkaçgünsonra“negüzel,nedeşirin,amanazik”{581}oldugunuyazmakzorundakalmıştı.Demek ki, Marcus Aurelius’un Platoncu ya da Agustinusçu baharatla çeşnilenmiş biröykünmesiylekarşıkarşıyabulunmaktayız,hepsibu.Yirmi yıl sonra, “kelimeler”den başka bir şey olmayan tum bunların, “şeyler” halinegeleceklerini;“ iziksel”tanımın,çıplakgerçeklikhalinegeleceginiduşunmektendahaheyecanvericibirşeyolamaz.Michelet1820’deşoyleyazmıştı:“Boylesinetatlıbugozler[...]bunlarınhepsi, işte bir cesetten ne yapılabilecegi.” 26 Temmuz 1839’da Journal’ına{582} Pauline'inölümühakkındaşöyleyazacaktır:

Yazık,kokuepeydiroldukçabaskındı,yeşilimsikarın,kararanburun.Korkunçbirşekilde,ve iliklerimekadar, Job’unsözünühissettim:“Kurtlaradedimki:‘Benimkardeşlerimsiniz’;çurumeyeise:‘Benimablamsın{583}...”Yazık!Doğa,manayokolmayabaşlıyordu.Arzulanan,tapılanbukadınolmuşolanbuuzgunpostiçin,yirmiyılboyunca,doyurulamazbirtutkuyuyenilemişolansevilenbuşekiliçintiksintiduyuyordum(itirafetmekgerekirmi?)...

Ve, birkaç hafta sonra, 4 Eylul 1839, Pauline'in bedenininmezardan çıkarılması esnasında,şöyleyazmayadevameder:

Yazık,kurtlardanbaşkabirşeygormedim[...].Bugozungudubetyanıdır[...].Hemguzelliğinovuncuiçinhemdearzununbaştançıkarmalarıiçinnasılbirkefaret.

Michelet'ninJournal’ınsonunda,1839yılınınsonuboyuncakaydettigisevilenvarlıgınolumuuzerine butun meditasyonlarının başka bir aksanı, hakikilik ve içtenlik aksanı vardır, ki1820{584}retoriğibununalıştırmasınıyapar.

Page 94: Pierre Hadot Ruhani Alıştırmalar

II.MarcusAurelius’unBirMetnive“İkiÖnemliBakışAçısı”

2Nisan1866,MicheletJournal’ına{585}noteder:Yaşamınaegemenolanikionemlibakışaçısınıhiçunutmadım:enerjileriminheryondedevametmesi–vedenge,genelveilahidüzenle,gelecekdönüşümleuyuşum.

Gorecegimiz uzere,Michelet’ninduşuncesininveyaşamınınesasınımukemmelbirbiçimdeozetleyen, kısmen anlaşılması guç bu ifadelerin ne anlama geldigini açıklamak zorundakalacagız. Ama, şu andan itibaren, diyebiliriz ki bu “iki bakış açısı” Michelet’in eserinde1825’teortayaçıkanvetumJournalboyunca,tıpkıpekçokvezengindegişikliklereizinverenbir ana motif gibi, tekrar ortaya çıkan, Marcus Aurelius’un aynı ve tek birDüşünce’sindenesinlenmiştir.Introductional’Histoireüniverselle’dekibirnottaMichelet’ninkendisininyaptıgıçeviridenalıntıladığımızaşağıdakiDüşünce’dirbahsigeçen:{586}

EyDunya,seninleuyuşanherşeybenimleuyuşur!Seniniçintamvaktindeolanşeybenimiçinneçokgeçtirnedeçokerken.Eydoğa,mevsimlerinhernegetirirsegetirsin,benimiçinbirmeyvedirhep.Sendengelenherşey,sendekiherşey,seniniçinherşey.Diğeridiyorduki:“Kekrops’unkıymetlisitesi!”Vesen,demezmisinki:“EyJupiter’inkıymetlisitesi!”

Michelet’ye gore,MarcusAurelius’un{587} belki de en guzel pasajlarındanbiri olan bupasaj,birkaç satırdaDüşünceler’in temel temalarına yogunlaşmaktadır. Dunya, evrensel Akıltarafından duzenlenen ve canlandırılan nadide bir organizmadır ve bu organizmanın farklıparçalarınınbirbirleriyle ilişkilendirilmesi, kısacası buorganizmanın evrimi zorunluolarakbuevrenselAkıl’caistenmişduzendenilerigelmektedir.Akıl’agoreyaşamak,oyleyse,dunyaiçin“tamvaktinde”olanşeyinbizimiçin“tamvaktinde”oldugunu,dunyaile“uyuşan”şeyinbizimle“uyuştugunu”,dunyanınritmininbizimritmimizoldugunukabuletmektir.Boylelikle,MarcusAurelius’unbaşkabiryerde{588}desoyledigigibi,dunyanınuretmeyi“sevdigi”herşeyi“sevecegiz”, doganın kendisinin uyumuyla uyuşacagız. Ama bu uyum yalnızca yaşayanorganizmanınkidegildir,birsiteninkidirde.SosyaltopluluguntemeliolaninsanAklı,kozmiktopluluguntemeliolanevrenselAklınsudurudur.Ohaldeinsansitesivedunyaarasındabiranalojivardır.Eger insanAklı insansitesiniyaratıyorsa,akıldakozmosunevrenselsitesiniyaratır.Dunyayı,insansitesininkinebenzeryasalarlayonetilenbirsiteolaraktasarlayabiliriz,oyleyse doganın yasaları ile toplumun yasaları arasında derin bir hısımlık bulunmaktadır.TıpkıAtinalı’nınvatanınıduşunurken, sevgiylededigi gibi: “Kekrops’unkıymetli sitesi”, {589}insandaevrenidüşünerek,sevgiyle“Jupiter’inkıymetlisitesi”diyebilir.InsanvatanıvekozmikvatanarasındakibuparalellikMicheletiçinesastır.Bu,onuniçin,hembirduşunceilkesidir:sosyalvedogalolmakuzereçiftdunyaaracılıgıylabilinçbirligi;hemdebiryaşamilkesi:vatanaşkısayesindeevrenileuyuşmanınogrenilmesi.Biliminbirligi ikri,tinin evrenselciligini (“enerjilerimin her yonde devamı”nı) dogurur, evrensel vatan aşkıkalbinevrenselciliğine(“denge,geneldüzenleuyuşum”a)götürür.

Page 95: Pierre Hadot Ruhani Alıştırmalar

III.(1825)–TininKahramanlığı

1822’de, Michelet, Sainte-Barbe Koleji’nde bir profesorluk mevkiine getirildi ve 7 Agustos1825'te,oduldagıtımıvesilesiyle,birsonrakiyıl,Discourssurl’unitedelaScience{590}başlıgıylabir Isviçre dergisinde yayımlanmış bir soylem verdi. Bu soylemde, gelecegin tarihçisinindüşüncesininönemlitemalarınınbellibaşlıbazılarınıntaslağınınçizildiğinigörüyoruz.Insan turunun kimligini, “elden ele geçerek buyuyen kıymetli mirası, genel deneyiminhazinesini”{591} yapan tarihtir. Bu nedenden oturu, “egitim, geçmişi gelecege baglamalı vegeleceğihazırlamalıdır”.Bu,tarihin,dillerinveedebiyatınincelenmesinineseriolacaktır:

Antikdünyanınoğullarıolarak,babalarımızınmirasınıhaybeyereddediyoruz;varoluşumuzonlarınsayısızhatıralarıylaharmanlanmıştır;bizisararlar,bizenufuzederler, şoyle soylemekgerekirse:bunlarıheryandanalırız.Kendini,bizdevucutbulmuşbuunsurlardansıyrılmayıistemek,boşbirgirişimdir,veeğerbunaulaşma talihsizliğinesahipolsaydık,yalnızcaantikolanınaçıklayabileceği,moderndunyanınanlaşılmazbirbilmecesiniyaratmaktanbaşkabirşeyibaşarmışolmazdık.{592}

Felsefe{593},Michelet’ninadlandırmadıgıamaartardabetimledigibufarklıparçalarsayesinde,bubiçimlenmeyi taçlandırmaya gelecektir: genelleştirmeyi ve sistematikleştirmeyi ogretenmantık,insanyetilerinianalizedenpsikoloji,iradeniniyiyekullanımınıogretenahlak,evreningosterisini keşfedendogal felsefe, ve sonolarak insanlıgın ve –”Iradesi,” derbizeMichelet,“varlıklarıntumilişkilerinibiçimlendirenin,zamandavemekandaherşeyi,herşeyekudretiyeten eylemiyle dunyayı, bir lutuf ve minnettarlık bagıyla ahlaki dunyayı birleştireninKimse’nin”{594}–varoluşununveinsanlıgınortakruhunukavrayanmeta izik.Micheletdevameder:

Hangiaşkvecoşkuduygusundan oturu, gençadambubuyuk gosterinin seyrindenhiçde etkilenmeyecek!Oncelikle,bundakiezicigorkemisezemeyecektir;amaeryadageç,butapılasıduzeneyurektenbağlanarak,veyucebirkendindengeçmeyielealarak,MarcusAureliusileşoyleyazacaktır:“Selamsana,Kayra'nınulusitesi!”Bundanboyle,tumbilgileribirbirinebağlamasıgerekenilkeyiaramakzorundadeğildir:ilahiniyetinbirliğinde,dunyagibibilimindebirliğinibuldu.Fiziğin değişmez yasalarını ya da gorunen değişebilirliklerindeki insani uğraşların bağlı bulunduğu daha az duzenliolmayanyasalarıgözlemleyedursun,genebirtekkavramı,birtekiradeyikabuleder.{595}

MarcusAurelius’un fazlasıyladegiştirilmişalıntısında,biraz onceokudugumuzDuşunce'nin“Jupiter’ininkıymetli sitesi”ni tanıyoruz.Michelet’ninburadayenidenelealdıgı,herşeydenonce,insanlarsitesivedunyasitesiarasındakiparalelliktir.Siteyasalarınıvedunyayasalarınıtemellendireniradebirligi–MarcusAureliusAkıluzerinediyecektir–uzerinekurulmuşbilimbirligini dogrulayan odur. Lakin bilimin bu birligi, evrenselcilige bir çagrıdır. Bir şeyi,kendisinindahilolduguevrenselduzenianlamaksızınanlamakimkansızdır.MarcusAureliusşöyledemişti:

Herşey,biribiriyleharmanlaşmıştır,vebubağkutsaldır:birmanada,hiçbiri,birdiğerineyabancıdeğildir;ziraherbiridiğerlerinebağlıdırvedunyaduzeniniduzenegeçirmeyekatkıdabulunur.Zira,butunşeylerden tekbirdunyaduzeniçıkarvebutunşeylertekbirTanrıkatedervetekbirtozvetekbiryasa:duşunceiledonatılmışbutuncanlılardaortakolanAkıl.{596}

Michelet’ninDiscours sur l’unite de la Science’ını bitirirken kelimelere doktugu bu guzelçağrıyaesinkaynağıolandemekkiMarcusAureliusruhudur:

Page 96: Pierre Hadot Ruhani Alıştırmalar

İstersefiziğindeğişmezyasalarınıyadagörünendeğişebilirliklerindekiinsaniuğraşlarınbağlıbulunduğudahaazduzenliolmayan yasaları gozlemlesin, gene tek bir kavramı, tek bir iradeyi kabul eder. Boylelikle bilim, farklı kısımlarınıayırmaktançekindiğimiz,kutsalbirsistemgibigorunurgozune.Ancakyenidenbirleştirmekiçinayırır,ayrıntılarıancakbutununzekasınayukselebilmekiçin inceler;zavallışey, ozellikleçalışmalarınıbirbilgidalınaadasadaha iyiolurdu;amayazıklarolsunona,eğerkikendini tumgerikalandanyadsımayakalkışıyorsa!Olaylarıgozlemleyebilirdi,bunlarıcanlandıran ruhu sezemeyebilirdi; belki de, hiçbir zaman aydınlanmamış, bir bilim insanıolacaktı; bilimin saygınlığı,ahlaklılığıona tuhaf gelecekti. Sizdenuzaktaki, ey genç oğrencilerim, bu olu ve verimsiz bilim!Klasik araştırmalarcayaşamın alıştırmalarına hazırlanmış olarak, tinin bu taraf tutmalığı için, başkalarının onyargılarına karşı tinin birkullanımınıdestekleyenbubunaltantasaiçinsizeilhamverdiğimizuzaklaşmayıgetireceksiniz;hiçbirzaman“Bilimler”demeyeceksiniz,ama“Bilim”diyeceksiniz.Tekbaşınaolaylarınbilgisininkısırveçoğunluklaolumculolduğunu;hakikibağlarıaltındakiolaylarınkininisetamamenışık,tamamenahlak,tamamendinolduğunuunutmayacaksınız.{597}

Tum yaşamı boyunca Michelet’nin duşunme şekli boyle olacaktır; evrensel duzenin genelperspekti ini daima en tepeden sezme ihtiyacı boyle olacaktır; tarihsel çalışmalardandoğa{598}çalışmalarınapekçokgeçişi,enerjileriniheryondedevamettirmesusuzluguboyleolacaktır.TakipedenyıllarındaMichelet,Vico’yukeşfederken, tininbutunedogruvebirligedoğrubuhamlesinebirisimverecektir;bu,tininkahramanlığıolacaktır:Vico,tınınkahramanlıgıDementeheroica{599}uzerine,gençadamınbutunbilimlercevebutunzamanlarca çevrelenmek zorunda oldugu bu cesur egilim uzerine, eger evrensel bir insandegilseherhangibirşeydeozelbirinsanolmasınınimkansızlıgıuzerinebirsoylemvermiştir.Aslındaherşey,herşeyitutar;sınırlarıylaşeylerinevrenselligineyakınolmayanhiçbirozellikyoktur.Buhayranlıkuyandıransoylemiokumadanoncekibirçokyıl,aynıkonuuzerinetekbir,zayıf ve vasat soylem verdim. Vico’nun tavsiye ettigi, bende içgudu olarak vardı... Butunegidiyordum,bütünüseviyordum.{600}

IV.İnsanVatanındanDünyaVatanına

Tininevrenselciligi,hattakalbinevrenselciligi;işte,Michelet’yeMarcusAureliusduşuncesini,kigördüğümüzüzereşuanyaşamınınvedüşüncesinintemeltemasıdır,esinleyenşey.Fikir, çoktan 1831’deIntroduction a l’Histoire üniverselle’de, halaDiscours sur l’unite de laScienceterimlerineoldukçayakınolanterimlerdebelirmektedir:

Toplumsaldunyadayenidenortayaçıkanbirlik, ve bu sefer, ozgur birlik; ayrıntıların gozlemlenmesiyle, gorkemli veuyumluyapısınıyükseltmekiçinmeşrubirtemeledinmişolanbilim;insanlık,bubağıkuraniyiyüreklizekâdakidoğalvesivilçiftdünyanınuzlaşmasınıkabuledecektir.Fakat, ozellikle toplumsal taraf aracılığıyla, evrensel duzen ikrine geri gelecektir. Duzen, vatanın sınırlandırılmıştoplumundabirkezhissedildimi,aynıfikirinsantoplumuna,dünyasitesineyayılacaktır.Atinalıdiyorduki:“Selamsana,Kekropssitesi!”Vesen,demeyecekmisin:“Selamsana,kayrasitesi!”{601}

Toplumsal dunyanın ve dogal dunyanın yasaları arasındaki paralellikten alınmış olan tininevrenselciligininkalbinevrenselciligindenasılgenişlediginigoruyoruz.Bu,vatansevgisidir,evrenseldüzen,kozmikvatanaşkınagirişyapantoplumsalanlayışekolüdür.

Page 97: Pierre Hadot Ruhani Alıştırmalar

Gene burada da,Marcus Aurelius'a ozgu bir temaya rastlıyoruz: “Antonin olarak, sitem vevatanım Roma'dır; insan olarak ise evrendir. Bu iki sitenin çıkarları benim tekuğraşlarımdır.”{602}

Bu ikir,Michelet'ninnazarında,başlıcabironemeburunur,çunkukarşısınaçıkantemelbirsoruyacevapvermektedir:moderninsan,insaniçinkaçınılmazolanevrenselinanlamınınasılyenidenbulur?Busorgulamaözellikle1831’de,Journaldagünyüzüneçıkar:

Genel, evrensel, ebedi; işte insan vatanı. Siz, yardım isteyeceğim kişisinizdir, benim asil ulkem: yakalayamadığımızTanrı’dan yana bizim için yer tutmanız, sonmuş Hıristiyanlığın bizde bıraktığı olçusuz uçurumu doldurmanızgerekmektedir. Bize, sonsuzun eşdeğerini borçlusunuz. Her şeyin bizdeki bireyselliği mahvettiğini hissediyoruz.Toplumsalgenellik,insanevrenselliği,dünyaevrenselliğiduygusunayenidenbaşlayabil!BoylecebelkideTanrı’yadoğruyenidenyükseliriz.{603}

Tum yaşamı boyunca, Michelet, kaçınılmaz ilk evreyi silmek isteyen insanlıkçılıgı inkaredecektir: vatan aşkı{604}, lakin surekli olarak insan vatanından dunya vatanına, “buyuksiteye”, “evrensel doga kucaklamasına {605} yukselecek. Son amaç daima evrensel duzenleuyuşmaya dayanacaktır; burada, onceden bahsetmiş oldugumuz onemli bakış açılarındanbirinerastlıyoruz.

V.TarihileUyuşmak

Çoktan 1831’de taslagı çıkarılmış ve Marcus Aurelius'tan esinlenilmiş olan uyuşum[harmonisation] terimi, 1842’den itibaren yogun bir biçimde, daima Duşunceler’in aynıpasajıylailişkiliolarak,gelişecektir.Micheletbuterimi,öncelikle,tarihindevinimineneşelibirrıza gosterme manasında yorumlayacaktır. Ornegin 4 Nisan 1842’de şoyle yazarJournal’ına:{606}

İlerleme,yeni ikirleriçinhoşgoru,gençlikiçin(çunkuo,bizimevladımızdır),bizdegeçiciolanın(beden, ikir,sistem)terkedilmesinetevekkul,Tanrı’nıngeleceğine,harikuladeverimliliğevekayra’nıngereklerininbilinmezliğineiman,iştebundanötürücömertçeyaşlanmakvemutlucaölümedoğruyolalmak.Banainananölemez.{607}

Vekimengelleryolüstündekigençbircanıkabuletmemizi?Dünyanınbitmektükenmekbilmezgençliği,canlılığınbüyükselibiziyenileyecektir,tabiieğerdaracıkkişiliğimizde,yanigelipgeçiciolanşeylerimizdeuzgunvekıskançbirbiçimdedaralmazsak...

“Verdiğinherşeyi,eydunya,”derMarcusAurelius,“birmeyveolarakkabulederimkendimiçin.Yağverimliyağmur,Jüpiter’insevgiliyağmuru.”

Michelet'de,birkezdaha,MarcusAurelius’unzatenezberdenalıntılanmışveDüşünceler’inbirbaşkapasajıylakarışmışmetne,onemlibirmetnerastlıyoruz.Ana ikir,pekalauyuşum ikriolarak kalır, ancak mevsim, yagmur ve meyveler veren uygun zaman metaforu şeklindesunulmuştur. Dunyanın evriminin meydana getirdigi şeyin daima vaktinde olması; egeraklımızıevrenselaklauydurursak,daimaoldugugibitoplamakzorundaoldugumuzolgunbirmeyvedir. Yagmurmetaforu, Michelet’nin burada pek de dogru bir biçimde alıntılamadıgı,başka bir Marcus Aurelius duşuncesinden ileri gelmektedir. Asıl metin ise şoyledir:

Page 98: Pierre Hadot Ruhani Alıştırmalar

“Atinalıların duası: Agla, agla, sevgili Zeus, Atina tarlaları ve çayırlarının ustune. Ya duaetmemeli,yadaşoyledavranmalı:bencillikveuşaklıkolmaksızın.” {608}MarcusAurelius'unbucumleyeverdigiozgunanlamherneolursaolsun,Michelet,buduanın,yagmurunyagdıgıandemek oldugunu, yani bir kabul etme duası, daha sonraları Michelet'nin kendisinin dekullanacagı,bir“uyuşumduası”demekoldugunuduşunuyorgibidir.Buformullerde,Michelet,inancını“ebedicanlılıgınbuyukseli”nden,“dunyanınbitmektukenmekbilmezgençliginden”alır.OldukçamoderngozukenbusonuncuifadedahiMarcusAurelius’tan–Michelet'nintamda demek istedigine denk duşen bir manadagelmektedir: dunyanın gençligini saglayan,başkalaşımdır,busebeptendirkigelipgeçiciolanabaglanmamalı. “Gordugunherşey,”diyeyazar Marcus Aurelius, “her şeyi yoneten doga, aynı saniyede onları [bu şeyleri]başkalaştıracaktır, ve bunların tozunden başka şeyler yaratacaktır, ve bu başka şeylerintozunden,birkezdahabaşkaşeyler,dunyagencecikolabilsindiye.” {609}Bireylemiçin,deroteyandan Marcus Aurelius, uygun anda durmak kotu degildir. Aynı şekilde, tum eylemlerinsistemiolanyaşam için,uygunandadurmakkotudegildir; “buuygunanı, bubelirli terimisabitleyen dogadır, bazen ise bireysel doga, tıpkı yaşlılıkta oldugu gibi, ama her durumda,evrensel doga: parçaları başkalaştıgından oturu, dunya, butununde, ebedi bir gençlik vecanlılıkbarındırır.Herşeyeuygunolan,daimagüzelveçiçeklenmehalindedir”.{610}

Marcus Aurelius’un bu metinlerinde Michelet oncelikle iyimserligi, “kayra'nın yollarının...verimliligi”esnasındabilebizim içinbilinemezveanlaşılamazkalan,dunyayıyonetenAklaimanı,sarsılmaziyimserligibulur.Buiyimserlik,ancakbiziinsanlıgınvekozmosunkocamanperspekti ine, evrensellige açmak için, kısmi ve bireyin tarafını tutan goruşumuzdenvazgeçtiren bakış açısının butunuyle bir degişimiyle anlam kazanır. Bireyselligimiz(Michelet’egore:bedenimiz, ikirlerimiz,sistemlerimiz)gelipgeçiciolanla,yanihiçacımadangeçmişegomulenleozdeşleşir.Evrenselligeaçılmak,şimdininyeniliginihoşgoruvesevgiyletoplamakdemektir.Butema,MarcusAurelius'aozgudurveDüşüncelerdesıksıkortayaçıkar,lakinbutemaya;kendimodernligindeşimdininkabuluuzerindeısrarederek,muhakkakbirmodern renklendirme kazandıran Michelet’dir. Journa/’ında, {611} 11 Agustos 1850'de,Athenais’e itafen şoyle yazar: “Genç dunyanın bilgeligiyle uyuştur kendini, uçsuz bucaksızilerlemesiyle, dunden kalma bilimlerle, doga araştırmalarıyla, yapabildigin olçude de,zamanınızahassanatla,müzikle.”Fakat, evrensele bu açılış, gelip geçici olandan vazgeçmek ve şimdiyi karşılamak; geçmiştesurekliolanşeyibudenligozardıetmekiçindedegildir.Evrensellik,butununvedevamlılıgınanlamını,geçmiş,gelecekveşimdiarasındakimahrembagıkapsar.Tarihselbilinçtarafındansağlanmışinsanlıkkimliğininbuteması,Discourssurl’unitedelaScience’taçoktanvarolanbutema, 4 Nisan 1842Journar’ın{612} sayfalarında gorkemli yankılar uyandıracak şekildedüzenlenmişolaraktekrarortayaçıkar:

Evet,tumçağlarıbirleştirenbirmahrembağ.Sonrakinesillerolarak,birbirimizitutuyoruz, lakinbirzincirinhalkalarıgibi değil, Lucretius’un bahsettiği koşucuların birbirine geçirdiği meşale gibi değil. Birbirimizi başka bir şekildetutuyoruz.Hepimiz,maddianlamdaanlaşılsınyadaanlaşılmasınfarketmez,ilkinbabalarımızınböğurlerinde,kadınlarıngöğsundeidik.Aynıakıcıyakalanmaztin,nesildennesilegeçer.İçguduselhareketler urpertirbizigeçmiş için,gelecekiçinseinsancinsininderinkimliğiniortayaçıkarır.

Buna ilişkinhiçbirşey hissetmeyecek kimse, bu akıp giden nesillere ait olduğunu inkar ederek dunya yaşamının bir

Page 99: Pierre Hadot Ruhani Alıştırmalar

saniyesinde kendini tecrit edecek kimse, ki eğer yapabilseydi, pek azşeye indirgerdi kendini. Çocuk halinde kalırdı.Nescirehistoriamiddestsemperessepuerum:ama,geçmişehiçbirşeyborçluolmamak,tarihtenkaçmakistemekniye?

Burada belki de Michelet’nin en derin, en yogun dilegiyle temas ediyoruz: Tarihçi olarak“zamanlar arasında bag” olmak istegi.Journal’ın{613} 2 Eylul 1850 tarihli harikulade birsayfasında, kendine yukledigi gorevi mukemmel bir biçimde anlatır “gelecek için diriligiyaymak”:

“Benimişim”mevcutdunyayapekdehizmetetmiyor.Şimdimeşguldür,tıpkıbirduşunceylesağırlaşmışçasınaduymayapekdemuktedirdeğil... Sabit{614} ikiregemen.Nedelinede fanatikolmayarak,ayrıdurmalı,beklemeli.Bekleyerekbeklemekdeğil,mistiklerindediğigibi,daimaureterekbeklemek.Uretmekvemuhafazaetmek.Sabit ikirhukumdarlığıaltında, sağduyu amban. Dunyanın, geçmişinden oluştuğu unutulmuşlukta, zamanlar bağlantısını, bu oylesine gereklibağlantıyı, geçmişingorunurdeki olumundengeleceğediriliği yayan bu hayati zinciri uretmek vemuhafaza etmek. Ohalde,yaşamınakıpgitti.Pekazbirbaşarı,okadardaonemlideğilzaten.Zamanlararasındabağolmuşumolmamışım!Herandunyayıistilaedecekolansabit ikirhukumdarlığıaltında,tarihvedoğa,yarıngelecekolanevrenseldoğaadınaitirazetmekiçinduruyorum.Adaletim,zamanlariçinve ikirleriçintarafsızsempatimdir,herşeyitaşıyabilecekbuyukkalbimdir,enkutsaladalettir:Aşk.

Michelet’ninduşuncesininbuaçısı–aslındatemelbiraçıdır–uzerindeısrarediyorsam,bununnedeni, şimdinin kabulunun yanında, geçmişe saygıyı gozetmek için sarf edilen bu çabada,Michelet’nin modelinin gene Marcus Aurelius olmasıdır. Olum {615} uzerine, 26 Mart 1842tarihli,birmeditasyondaMicheletşöyleyazar:

İnsanlariçinvesistemleriçinolumuncanlılığı,verimliliği.Ayıklar,delikdeşikeder,yanikotuyueler,devamedebilsindiyeiyiyiortayaçıkarır,hakikidevamlılığı,hakikiyaşamısağlar.Amabudahaaziyivedahaazhakiki,bireyselolarakyokolupgidenkısımda,enazındansebepkadariyilikolan–kibusebephafızamızdabizimiçinhazırlanmışolanaadanmıştır–yaşamvardı.Geçmişesaygı,tatlısaygı!Boyleliklebirleştirir tumçağları,duygulanımınmahrembirbağı.MarcusAurelius’un başlarkenher erdeminhocasınatekertekerteşekkürettiğigibi,sen,güçlerinbendekiherasrınanasılolurdateşekküretmezsin?

Düşünceler”ininilkkitabındaMarcusAureliusaslındaatalarına,ebeveynlerine,ustalarınavetanrılaraborçluolduguherşeyisıralar:“BuyukbabamVerus'ten:iyiliginiveruheşitligini[...].Annemden:dindarlıgını,elibollugunu...” {616}Bu,birmirasınhemminnettarlıgı,hemdekadirkıymet bilirligidir, ve Michelet'nin bahsettigi bu “geçmiş için tatlı saygı”dır. Michelet,kendinde,tıpkıkendisinindeonlardaöncedenvarolmuşolduğugibiyaşamayadevamettiğinihissettiğiasırlarabahşetmekisterböylebironurlandırmayı.

VI.MarcusAurelius’aGöreDuayadaDünyaileUyuşum

Michelet'nin Atenais Mialaret ile evliliginden sonra, aşk deneyimi, uyuşum temasına dahakozmikveozellikledahadinselbirtınıverecektir.Bu“MarcusAurelius'unuyumlukılanduası”olacaktır.Journal’danbirmetin(24Mart1851)buyeniatmosferioldukçaiyiozetler:“Uyumluiki ruh”, çoktan bir sitedir. Çoktan bir dünyadır. Bir defa bulunmuş olan uzlaşma, buradan

Page 100: Pierre Hadot Ruhani Alıştırmalar

yıldızlarakadaraynıdır,tümSamanyolu{617}içinaynıdır.”“Nasılduaetmeli?”,diyesorarMichelet'yegençAfenaıs. {618}Micheletona,MarcusAurelius'undua teorisini sık sık açıklayacaktır. Bunun için surekli, oldukça iyi tanıdıgımız bu aynıDuşunce'den feyz alır: “Ey dunya, seninle uyuşan her şey benimle de uyuşur!” Ama başkametinlerdendealıntılaryapabilirdi,özellikledeşualıntı:

Yatanrılarınhiçbirgücüyokturyadavardır.Amaeğerhiçguçleriyokise,nediyeonlaraduaedersinki?Veguçlerivarsa,onlara, boyle şeyin olmaması ya da olması için dua etmek yerine; bu şeylerin hiçbirinden korkmamanı, hiçbiriniarzulamamanı,bunlarınhiçbirindenüzülmemenibahşetmeleriiçinnediyeduaetmeyesin.

Bu adam tanrılara şunu soyleyerek dua eder: “Bu kadınla yatabilir miyim!” Ama sen: “N'olur onunla yatmakistemeyeyim!” Bir başkası: “Bundan kurtulabilir miyim!” Bir başkası: “Evladımı kaybetmeyebilir miyim!” Ama sen:“N'oluronukaybetmektenkorkmayayım!”Genelmanada,dualarınınşeklinideğiştirvebakneleroluyor.{619}

Marcus Aurelius o halde, kaderin akışını degiştirmeye ugraşan talep dualarını, kendinievrensel duzen ile, evrensel Aklın iradesi ile uzlaşmış halde bulmaktan başka bir şeydilemeyenrızadualarıylakarşılaştırır:Uyuşumbudur.Michelet'ninkendisidetalepduasınıveuyuşumduasınıkarşılaştırır:

“İradenizolmuşolsun”,i şteuyuşum.Amaekler:“Bizeekmeğimiziverin.” İşte,azyadaçok,haklıbildiri:Herkeskenditutkusunagöretalepedecektir...İlkmaddeMarcusAurelius’unsözüyleözdeş:“Eydünya,verdiğinherşey,benimiçinbirnimettir.”Nedenikincisi?Doğruise,zatenilkinedahiledilmiştir.{620}

VeMichelet bu duayı tam olarak şoyle betimler: “Çıkar gozetmeyen,modern dua, bireyin,şeylerdenbirlikdoğuranevrenselaşkileuyuşumuolacaktır.”{621}

Sonradaekler:Hernekadarbugün,herkeskendiduasını,kendiuyuşumunuihtiyaçlarınagöreoluşturmakzorundaolsada,yinederuhu,olumanında faal ve istemli uyuşum yoluna sokmak amacıyla yapılmış bir kitap olsun isterdim. Bu uyuşum; kişininkendinedonmesininvesahipolduğueniyişeyi,dunyanınilerlemesinisağlayandoğaaşkınasunmakamacıyla,pişmanolmakvecezasınıçekmekvekefaretinidilemekiçinsoylediklerininozetinivarsayar... talepetmeksizinummakiçin,–zira Tanrı, en iyi olanı daha iyi bilendir ve, hakikaten Tanrı olmayı, orantısal aşk olmayı bırakmaksızın ruhuntarafsızlığındançıkmaksızınaleyhinekullanandır–veozelliklekendinisınıflandırmakiçin,bireyselyaşamının,yaşamınyadaölümünöneminiabartmamakiçin[söyledikleriniözetlemesinivarsayar].{622}

BuuyuşumduasıtemasıJournalboyuncakarşımızaçıkar:26Ağustos1850:“Buzamanınenbuyuksefaletlerindenbirisidirbu:dunyadualarıarar,hiçbirinibulamaz...Dua,insanınTanrıileuyuşmasıolarak,daimadünyanınbüyükbirgereksinimidir.Onunlabirliğimiziyenidenoluşturur.”{623}

14Nisan1854:“Saydamgecelerdedua.Eldeetmekiçinmi?Hayır,amauyuşmakveBütün'üuyumlukılmakiçin:vatanvebütünvatan.{624}

22Kasım1865:“MarcusAurelius’unuyumlulaştıranduasındansorumlu(Athenaısile).”{625}

24 Kasım 1866: “Dun sabah, ciddi bir biçimde duamı ettim, talep duası değil, uyuşum duası (Marcus Aureliusduası).”{626}

Bu uyumlulaştıran dua, demek ki, bizi evrensel duzen goruşune yukseltmek ve “şeylerdenbirlikdoguranbuevrenselaşka”razıolmakadına,dunyagoruşumuzuveiçselegilimlerimizidönüştürmeyedayananhakikibirruhanialıştırmadır.

Page 101: Pierre Hadot Ruhani Alıştırmalar

Uyuşmak, hem adaleti yerine getirerek, insan topluluguyla butunleşmek hem de doganınuyumuncaistenmişevrenselbaşkalaşımıkabulederek,kozmiktopluluklabutunleşmektir. {627}Marcus Aurelius'unDüşünceler’inin butun anlamı tam da budur. Bunun ideali, “toplumdabirlikteyaşamakzorundaolduguinsanlarlaiyiuyuşmuş(euharmoston)”ve“tanrılarlauyum(sumphonon)içinde”,yanievrenselAkıl{628}ile[uyumsağlamış]biradamdır.HangiTanrı'yahitapederoyleysebuuyumlaştırıcıdua?Busoruyacevapvermekiçinuzunbirçalışma yapmak gerekir, zira Michelet’nin dinsel duşuncesi gerçekten de nuanslar {629}taşımaktadır.Enbasithaliylesoylemekgerekirki,Michelet'nindinininesası;ona,tutkulubirbiçimde aşkın ve uyumun hem insanlıgın amacı hem de kozmosun nihai anlamı oldugunukabulettiren,durmaksızınyenilenenbirimaneylemidir:“Uyumlu dunyaya inanmak, kendini onunla uyumlu hissetmek, işte barış. Bu, içselşenliktir.“{630}

Bu iman eyleminin kendisine dogru yukseldigi gizemli guç nedir?Michelet, şeylerin “yuceuyumu”ndan, “dunyaların seven ruhu”ndan, “evrensel ruh”tan{631} bahseder. Yakarışı onadogruyukselir.BuradahalaMarcusAurelius’aoldukçayakınızdır.Stoacılariçin,“dunyaruhu”,“kayra” ve “kader” arasında sıkı sıkıya bir bag olduguna vakıf olabildigimizde, MarcusAurelius’un,şudüşüncesiylederinyakınlığınıdahaiyianlayacağız:

Netice itibariye, tekbirUyumvardır,veaynışekilde,olduğugibiolanKozmosdabedenlerinbutunuylebirleşir, aynışekilde,böylebelirlenmişnedenolarakKader,nedenlerinbütünüylebirleşir.{632}

Michelet’nindüşüncesiise:[...]merkeziyetzorunluluğuveilkesi,yalnızcaidarivesiyasideğil,yalnızcaulusaldeğil,amaaynızamandaevrenseldir;sağlamlığıve butunun dayanışmasını, zincirlenmesini oluşturanmerkeziyetçilik,mekanik vemaddesel olmayan, amacanlıolanmerkeziyetçilik.Öyleysebu,Kayraolancanlıyücenedendeki,canlınedenlerinmerkeziyetçiliğidir.{633}

Michelet'nin bahsettigi iki onemli bakış açısının anlamını çok daha iyi goruyoruz şimdi:“Enerjileriminheryondedevamı”ve “denge, ilahi vegenelduzen ile, sıradakidonuşum ileuyuşum”. Ilki, duşuncenin evrenselligidir, tinin kahramanlıgıdır, evrensel bir insan olmaistencidir. Ikincisi, kalbin evrenselligidir, evrensel duzeni kabul etmek için, kendini gerçekaşka kurban etmek için, sevilen varlık için, vatan için, insanlık için, kozmos için, dunyanınruhu için bencil bireyselligi aşmadır. Bu iki evrenselcilik, gordugumuz uzere, MarcusAurelius'un tek bir Duşunce'sinden –hem de ne Duşunce!– ilham alır. Marcus Aurelius’unMichelet'ye,uyuşumvekalbinevrenselciligitemasını,bireyselinevrenseldebiraşılım ikriniesinledigini fazlasıyla anlıyoruz. Lakin Marcus Aurelius’un da Michelet'ye tininkahramanlıgını, duşuncenin seruvenlerine dogru bu gozupek ve maceraperest atılımıu ledigini gormek belki de bizi şaşırtacaktır. Fakat bu, Marcus Aurelius'un bireysel bakışaçısındanevrenselDoga'nınkineyukselmekiçinsarfettigiçabasınıntumanlamınındegeriniteslimetmemekolurdu.MarcusAurelius’unkendiduşuncesine,kozmosunbutununukavrasındiye,herşeyisaranduşunceileduşunsundiye,kozmikuzaylarasıçrasınveinsandunyasınınvedoganın gosterisini yukarıdan seyretsin diye sıkça yaptıgı çagrıları unutmakolurdu.{634}Şuphesiz,Michelet’ningozupekbirbiçimdegiriştigigibibirbilimselkeşiftenbahsedilmiyormuMarcusAurelius'ta?Lakintemelesinkaynagızatenoradadır,ruhunbutunedogruatılımı,

Page 102: Pierre Hadot Ruhani Alıştırmalar

herşeyikozmikveevrenselbirperspektiftegormeistenci.Ohalde,MicheletbuçifteçagrıyıMarcusAurelius’tanalmıştır:Tininevrenselciliğineveaşkınevrenselciliğineçifteçağrı.ImanedimininesinkaynagınıdaMarcusAurelius'tabulmuştur.Michelet,veinsaniduzenvekozmik duzen arasında bulunan derin uyumda o da kahramandır. Bu iman ediminin tumanlamınıiyiceanlamakgerekir.Adaletininsansıgerekliligi,nihayetindekozmosunduzeninekatılımdatemellenir.Ölümdenbiryılönce,1873’te,Micheletşöyleyazacaktır:

Buyondeki (adalet yonundeki) ilhamlarımyalnızca kalpten gelmez. Bunlar dunyanın ciddi bir gozden geçirilmesiylekabuledilmişlerdir.Budunya,butununde,benzeryasalarında,yontemlerinde,usullerindehayranolunasıbir ozdeşliksunar.Bunuyadsıyansozdebiliminsanları,biriduzenevemukemmeldengeyeboyuneğmiş,diğeritamamıylauyumsuz,duzensiz,hakikibirkaosolanikifarklıdünyayarattıklarınıkavramazlar.Bensadecebirdunyatanıyorumve,heryandadenge,fizikselşeylerdedoğrulukgorenbiriolarak,ahlakişeylerdedeaynışekildedengevedoğrulukolduğundanşüpheetmiyorum.{635}

P.Viallaneix,Michelet’ninbumesajınımukemmelbirbiçimde ozetler: “Insanlıgınkoruyucuatılımı,tıpkıYaratılış’la{636}uyumlaştırılmışgibidir.”Michelet;adaletozlemivedunyaduzeniarasındaki, insani uyum ve evrensel uyum arasındaki bu derin bir uzlaşma ikrini tamanlamıylaMarcusAurelius'a{637}borçludur.

Page 103: Pierre Hadot Ruhani Alıştırmalar

GERİ-DÖNÜŞ

Page 104: Pierre Hadot Ruhani Alıştırmalar

Geri-dönüş{638}

Etimolojikanlamınagore,geri-donuş(Latince,conversio)“tersinedonme”,“yondegiştirme”anlamına gelmektedir. Demek ki kelime her turlu tersine donmeyi ya da yer degiştirmeyibelirtmeyeyarar.Mantıktakelimenin;bir onermeninterimlerinitersineçevirdigimizişlemibelirtmekiçinkullanılmasıdaaynenboyledir.Psikanalizde,bukelime“ruhsalbirçatışmanınyer degiştirmesi ve somatik, motor ya da duyusal semptomlarda bu çatışmanın çozumuteşebbusunu” (Laplanche ve Pontalis,Vocabulaire de la psychanalyse) belirtmek içinkullanıldı. Bumakale, geri-donuşu dinsel ve felse i anlamında inceleyecektir; oyleyse bahsigeçecek olan, bir ikrin basit degişikliginden kişiligin tamamen donuşumune kadaruzanabilecekbir akliduzendegişimidir. Latinceconversiokelimesiaslında farklıanlamlı ikiYunancakelimeyedenkgelmektedir,biryandanepistrophe,“yondegişimi”anlamınagelirvebir donuş (aslına geri donuş, kendine donuş) ikrini içerir; diger yandan,metanoia,“duşuncenin degişimi”, “degişiklik, duzeltme yapmak” anlamına gelir ve bir donuşumeugramaveyenidendoguş ikrini içerir.Ohalde,geri-donuşnosyonunda“aslınageridonuş”ikri ve “yeniden doguş” ikri arasında içsel bir zıtlık bulunmaktadır. Bu baglılık-kopuşkutupsallığı,HıristiyanlığınortayaçıkışındanberiBatıbilinciniadamakıllıbelirlemiştir.Alışılagelmişbiçimdeedindigimizgeri-donuşfenomeninintasvirioldukçatekduzeolsabile,bu fenomen, hiçbir şekilde gormezden gelinemeyecek belli bir tarihsel evrime maruzkalmıştır ve pek çok farklı biçimlerde meydana çıkabilir. Demek ki bu fenomeni farklıperspekti ler altında incelemek gerekecektir: psiko izyolojik, sosyolojik, tarihsel, teolojik,felse i. Tum bu duzeylerde, geri-donuş fenomeni, insan gerçekliginin ortadan kaldırılamazanlam belirsizligini yansıtır. Bir yandan, geçmişini ve gelecegini yeniden yorumlayarakkendini tamamen donuşturmeyemuktedir insanın ozgurlugune tanık olur; ote yandan ise,insan gerçekliginin bu donuşumunun “ben”in dışındaki kuvvetlerin istilasındansonuçlandıgını, ilahi lutfun ya da psikososyal bir zorlamanın soz konusu oldugunu açıgaçıkarır.Geri-donuş ikrinin,Batıbilincinimeydanagetirennosyonlardanbirini temsilettigisoylenebilir: işin aslı, tum Batı tarihini; “geri-donuş” tekniklerini –yani, ister insangerçekligini asıl kokenine geri goturerek (geri-donuş– geri donuş [retour]) olsun, isterkokenden degişime ugratarak (geri-donuş –donuşume ugrama [mutation]) olsun, insangerçekligini donuşturmeye yonelik teknikleri– mukemmelleştirmek amacıyla durmaksızınyenilenenbirçabaolarakhayaledebiliriz.

Page 105: Pierre Hadot Ruhani Alıştırmalar

I.Geri-DönüşünTarihselBiçimleri

HıristiyanlıköncesiantikçağAntikçagdageri-donuşfenomeni,dinselduzenlerde,siyasivefelse iduzenlerdeoldugundandaha az gorunur. Tum antik dinler (Budizm hariç), denge dinleridir, Van der Leeuw’unifadesini tekrar ele almak gerekirse: Dinde ayinler, Tanrı ve insan arasındaki bir çeşityukumluluk degişimi saglar. Bu ayinlere tekabul edebilecek, bir manada psikolojik karşıtıolabilecek içseldeneyim,demekki olmazsaolmazbir rol oynamaktadır.Ohaldebudinler,yandaşlarının içsel yaşamının butununu ileri surmez ve bunlar, kendileri yanında, digerkultlerinvedigerayinlerinçoklugunukabulettikleriolçude,fazlasıylahoşgoruludurler.Bazenbazı yayılma ya da propaganda fenomenleri meydana gelir, tıpkı antikçag sonundaki,Dionysosçukultlervesırkultleripropagandalarıgibi.Budinselakımlar,tanrınınermişkişiyielegeçirdiğiekstatikfenomenleremahalverirler.Genede,buuçdurumlardabile,tamamenvehepsindenayrı “geri-donuş”yoktur.Belki yalnızcaBudacı aydınlanma,bireyin tumununbuderinaltustoluşkarakteriniduşleyebilirdi.HintlikralAçoka’nın(MO268)karalamalarınınbudenli ilgi çekmesinin nedeni budur. Burada kralın, kendisinin Budizm’e donmesine, hattaaydınlanmasının akabinde tum oznelerince gerçekleşen ahlaksal donuşume benzetmedebulunduğunugörüyoruz.Antik Yunan insanları ozellikle siyasi alanda geri-donuş deneyimini tecrube etmişlerdir.Demokrasideadlivesiyasitartışmapratigi,insanlaradilinustacakullanılmasıveiknaetmeyollarının kullanımı aracılıgıyla karşıtlarının “ruhlarını degiştirme” olanagını ifşa etmiştir.Retorik, ikna etme sanatı teknikleri yavaş yavaş yapılanır ve derlenir. Fikirlerin siyasikuvvetini,modernbir ifadekullanmakgerekirse, “ideoloji”degerini keşfederiz.PeloponnesSavaşıbusiyasidönmeçabacılığınınbirörneğidir.Genedaharadikal,amadahaazyayılmışolanfelse igeri-donuştur.Yinedekokenitibariylesiyasigeri-donuşesıkısıkıyabaglıdır.Platoncufelsefe,aslında,kokunekadarbirsiyasigeri-donuşteorisidir:siteyidegiştirmekiçininsanlarıdonuşturmekgerekir,lakinbunuyapmayagerçektenmuktedirolanbirtek ilozoftur,çunkukendisi“donmuştur”.Buradailkdefa,geri-donuş (Devlet, 518c) uzerine bir reaksiyonun ortaya çıktıgını goruyoruz. Filozofun kendisidonmuştur: çunku, “iyi” ikrinden sudur eden ışıga dogru dondurmek amacıyla, bakışınıduyumsanır dunyanın golgelerinden çevirmeyi bilmiştir.Her ruh, “iyi”nin bu ışıgını gormeolanagınasahiptir.Amabakışıyanlışyonlendirilmiştir,veegitimingorevibakışı,dogruyoneçevirmeyedayanacaktır.Boylelikle,bunu,ruhuntumununbirdonuşumutakipedecektir.Egerilozo lar siteyi yonetirlerse. sitenin tamamı boylelikle “iyi” ikrine dogru “dondurulmuş”olacaktır.Platon’dan sonra stoacı, Epikurosçu, yeni-Platoncu ekollerde, sitenin dondurulmesinin,bireylerindondurulmesineoranladaha,azbahsigeçecektir.Felsefe,ozubakımındanbirgeri-donuş eylemi haline gelir. Bu geri-donuş, dinleyicinin ruhunda bir ilozofun sozuyleuyandırılmışbirolaydır.Alışıldıkyasamtarzındantamamıylabirkopuşadenkgelmektedir:Birkıyafet,vesıklıkladabeslenmealışkanlıgıdegişikligi,bazensiyasimeselelerdenferagat,ama ozelliklede ahlaksal yaşamın tumuyledonuşumu, pek çok ruhani alıştırmanınduzenli

Page 106: Pierre Hadot Ruhani Alıştırmalar

pratigi. Boylelikle, ilozof ruhun dinginligine, içsel ozgurluge, tek bir kelimeyle sonsuzmutluluga ulaşır. Bu perspektifte. felse i egitim retorik ya damantık gereçlerinin, ruhlarıngeri-donuşununhizmetinesunuldugubirvaizşeklinialmayaugraşır.Ohalde,antikfelsefe.hiçdesoyutbirsisteminşasıdegildir;dahaçokgeri-donuşebirçagrıgibigorunur.Buçagrıaracılıgıylainsan,toplulugununyaşadıgısapkınlıktanzorlubirkurtulmadavetumvarlıgın(kibu çoktanmetanoia’dır)derinbiraltustoluşunda,kendiesastabiatına(epistrophe}yenidenkavuşacaktır.YahudilikveHıristiyanlıkGeri-donusuniçseldeneyimi,enyuksekyogunluguna,Hegel’inifadesinikullanmakgerekirse,“bahtsız bilinç” dinlerinde. Yani Yahudilik ve Hıristiyanlık gibi dinlerde, insan ve dogaarasında bir kopuklugun bulundugu, insani ve ilahi arasındaki degişimlerin dengesininbozuldugudinlerdeulaşır.Dinselgeri-donuş,budinlerde,felse igeri-donuşuandıran,radikalvebutunselbiraçınınhayalinikurmaktadır.Lakinbuperi-donuş.Tanrı’nınkurtarıcıiradesinevesozunemutlakvekesinbir imanbiçiminialır.EskiAhit’te,Tanrı sık sık,peygamberlerinagzından, halkını onun yoluna “katılmaya”, yani ona dogru donmeye, başka bir zamandaSinai’desonuçlanmışittifakagerigelmeyedaveteder.Demekkidondurme.buradahala,biryandan,asılolana,eksiksizveidealbir-halegeri-donuştur(epistrophe),digeryandanise,birsapkınlık ve gunah halinden kurtulma, tovbe ve pişmanlık, Tanrı'nın kelamına iman edenvarlığıntümüylealtüstolmasıdır(metanoia).Hıristiyan geri-donuş deepistrophe vemetanoia, geridonuşveyenidendoguştur.Lakin,enazındankokeninde,eskatolojikbirperspektiftekonumlanır:YaklaşanTanrıyargısıgunundenoncepişmanlıkduymalı. Burada içsel olay zaten ayrıştırılmayacakbir biçimdedışsal olayabaglıdır:vaftizayiniIsa'dayenidendoguşatekabuledervegeri-donuşbuyenidoguşuniçseldeneyimidir. Hıristiyan geri-donuş, Isa tarafından duyurulmuş Tanrı'nın hukumdarlıgına,yani peygamberliklerin tamamlanmasınınmucizeleriyle ortaya çıkan ilahi gucun baskınınaiman ile uyandırılır. Bu ilahi işaretler, geri-donuşun ilk etkenleri olacaktır. Fakat yakındaHıristiyanvaizi,Greko-Romendunyayahitapederek,felse ivaizinpekçoktemasınıyenidenelealacaktır,veherikitipgeri-donuşde,tıpkıIskenderiyeliClemens'inmetnindedeaçıkçagoruldugu gibi, birbirlerine eklenmeye kalkışacaklardır. Incil'e degin kelamı yorumlayarak:“Ruhunukaybeden[onu]bulacaktır.”Clemensiseşoyleyazar:“Ruhunubulmak,kendikendinitanımaktır. Ilahi şeylere bu geri-donuş, –stoacılar bunun, ansızın bir degişime ugrama ilemeydanageldiginisoyler–ruh,bilgelikşeklineburunur;Platon'agelince,o,bunun,ruhuneniyi olanadogru yonelmesi ilemeydana geldigini ve ruhun geri-donuşunun onu karanlıktançevirdiğinisöyler”(Stromates,IV,IV,27,3).Misyonlar,dinsavaşları,uyanışlarInananlarınıntumuylevemutlakbirgeri-donuşunugerektiren(diniyadasiyasi)herogreti,evrenselveoyleysedemisyonerolmayıamaçlar;birvaiz,bir[dinisavunan]kitapkullanır,veadaletinden ve hakikatinden destek alarak, şiddet yoluyla kendini dayatma arzusuna

Page 107: Pierre Hadot Ruhani Alıştırmalar

kapılarakkolgezmeyebırakabilirkendini.Geri-donuşvemisyonarasındakibag,Budizm’dezatenhissedilirşekildedir.LakinozellikleoldukçanetbirşekildeHıristiyanlıgınkendisindeveHıristiyançagdansonradogandigerdinlerdeortayaçıkar.HıristiyanlıgınveIslam’ınyayılımhareketleri fazlasıyla tanıdıktır. Ama Manikeist misyonların olaganustu gelişiminiunutmamak gerekir: 4. yuzyıldan 8. yuzyıla, Iran’dan başlayarak bir yandan Afrika veİspanya’ya,öteyandanÇin’ekadaryayılacaktır.Geri-donuş yontemlerinin misyonlar tarihindeki evrimi pek de hoş karşılanmamaktadır.Hıristiyan misyonlar, ornegin, ulkelere ve donemlere gore oldukça farklı gorunumlereburunmuştur. Misyoner sorunları Buyuk Gregoire doneminde, buyuk keşi ler doneminde,sömürgecilikçağında,bağımsızlaşmaçağındaçokdeğişikbiçimlerdegündemegelmiştir.Geri-donuş fenomeni, aynı şekilde ıslah hareketlerinde ve dinsel “uyanışlar”da da ortayaçıkmaktadır. Islah hareketleri; geleneksel “kilise”nin gunahlarını, hatalarını ve sapmalarınıatarak, ilkel ve hakiki Hıristiyanlıgı yeniden bulmak ve yeniden keşfetmek isteyen birreformcunungeri-donuşunden[yondegiştirmesinden]dogar:Oyleysehem“aslageridonuş”hemde“yenidoguş”sozkonusudur.Reformcununyondegiştirmesibaşkayondegiştirmelerideberaberindegetirir;buyondegiştirmelerıslahedilmişbir“kilise”ye,yaniyapısı,ayinleri,pratikleri arındırılmış bir dinsel topluma baglılık şeklini alır. Dinsel “uyanışlar”da(yontemcilik,piyetizm{639})da,başlangıçnoktasında,hakikiolanaveesasolanageridonmekisteyen dinsel bir kişiligin yon degiştirmesi araya girer; lakin yon degiştirmeler yeni bir“kilise”ye baglılıktan çok, Tanrı’nın kalpte hissedilebilir ve Ruh'un gorunur hale geldigi birtoplulugagiriştir.Butoplulugailişkindinseldeneyimtoplucoşkuveekstazfenomenlerineyolaçabilir;daimadinselduyarlılığınbirtaşkınlığıolarakyorumlanır.Eger, siyasi ya da askeri kuvvet, bir dinin veya belirli bir ideolojinin hizmetine girerse, bukuvvet, dondurmenin baskıcı yontemlerini kullanır, ki bunlar, propagandadan idama, dinsavaşına ya da haçlı seferine kadar, az çok yogun derecelere burunebilir. Tarih, zorakidondurmeornekleriyledoluptaşar:SaksonlarınCharmelagnetarafındandondurulmesindenitibaren, Muslumanların kutsal cihadından geçerek, Ispanya Yahudilerinin donmesine, XIV.Louis'ninaskerizulumlerine;hepsidemodernbeyinyıkamaamaçlıdır.Ruhlarıherşekliylefethetmeihtiyacı,Batıruhununtemelkarakteristiğidirbelkide.

II.FenomeninFarklıAçıları

Bazıaçılardan,ortayakoydugumuzgeri-donuşfenomenininkanıtlarınıvebelgeleriniitinaylakullanmak gerekir. Aslında geri-donuşun bir “stereotipi” vardır. Geneneksel olarak geri-donuşu; ornegin uzun yoklamaları, geri-donuşten onceki yaşamdaki hataları, birden bireuğranılankesinaydınlanmanınkarşısınakoyan,bellibirsabitşemayagöretasvirederiz.Augustinus’unİtiraflar’ı,pektabiikide,buebedi turun tarihinde,başlıcabirroloynadı.Bustereotip, yalnızca geri-donuşun hikayesini yazma şeklimizi degil, aynı zamanda bunuhissetmeşeklimizideetkilemetehlikesiylekarşıkarşıyadır.

Page 108: Pierre Hadot Ruhani Alıştırmalar

PsikofizyolojikaçılarGeri-donuşfenomeniuzerineyapılanilkpsikolojikçalışmalar,19.yuzyılsonunave20.yuzyılbaşına kadar uzanır. Geri-donuş, o zamanın teorilerinin perspekti inde, bilinç sahasının,yuceleştirilebilirbilinçtensuduredenkuvvetlerinbaskınıylakışkırtılmış, tumuylebir eldengeçirmeolarakyorumlanmaktaydı(W.James).Budonemdepekçokkanıtvebelgebirarayagetirilmiştir.Çagdaş araştırma, fenomenin daha çok izyolojik açısıyla karşı karşıyadır. Fizyolojikkoşullanmanın (koşullanmış re lekslerin kullanımı) ya da beyin cerrahinin (lobotomi),kişiligin donuşumleri uzerindeki etkisi araştırılmaktadır. Bazı siyasi rejimler, karşıtlarının“dönüşümü”içinçoktanpsikofizyolojikyöntemler(beyinyıkaması)kullanmayabaşlamıştır.Psikanalitik bir açıdan ise, “esasa geri donuş” ve “yeni doguş” temsili, nihayetindebir anarahminegerigirişarzusuşeklindeyorumlanabilir.SosyolojikaçılarSosyolojikbirperspektifte,donme,belirlibirsosyalortamdankopuşuveyenibirtoplulugubaglılıgı temsileder.Fenomeninoldukça onemlibiraçısı tamdaburadadır.Aslında, sosyalbaglarınındegişimi,donmeolayınabirkrizkarakterikazandırabilirvebununsonucuolarakda kişiligin altust oluşunu kısmen açıklar: Bilinç sahasının baskını, çozumlenemeyecek birbiçimde bir çevre,Umwelt baskınına baglıdır.Modernmisyonerler, bir kabilenin uyesi içinHıristiyanlıga donmenin sundugu yaşamsal çevreden kopuşun açıga çıkardıgı dramı, sonnoktasınakadarhissetmişlerdir.Bu sorunkendini, neredeyse surekli bir şekildemisyonlartarihinde gostermiştir. Genel olarak, bu bir topluluktan bir digerine geçiş, ahlaksalvesveselerini(aileviyadaulusalbirgelenegeihanetetmişlikyada[bunu]terketmişlikhissi),uyumsağlamaveanlamazorluklarını(tedirginlikhissi)daberaberindegetirir.Öteyandan,buya da şu nedenden oturu, geçici ya da kalıcı olarak dogdukları ortamdan koparılmış olankokensizbireysellikler,donmeyedigerlerinegoreçokdahaegilimlidirler.Tersine,donmeninenkuvvetlidevingenlerindenbirinin,evsahibi toplulugun,hukumsurebilecekhayırseverlikya da buyuleyicilik atmosferiyle uyguladıgı çekicilikte bulundugunun altını çizmek gerekir:ilkel Hıristiyanlıgın durumu da bu olmuştur, dinsel “uyanış” akımlarından etkilenen bazıtopluluklarındurumuhaladaboyledir.Butopluluklarınışımaları,oldukçahızlıgelişebilenbiryayılmafenomeninitetikler.DinselaçılarGeri-donuşfenomeniozelliklede“kopuş”dinlerini–kibunlardaTanrı’nıninisiyati i,dunyayabaskınyaparvetarihinakışınakokenselbiryenilikgetirir–karakterizeeder.Tanrı’nınkelamıinsana hitap eder ve genellikle kutsal bir kitapta yazılı olanmutlak bir baglılık, geçmiştentumuyle bir kopuşu, tum varlıgın adanmasını gerektirir. Bu dinler misyonerdiler, çunkuevrensel olmak isterler ve insanın butununu one surerler. Geri– donuş burada

Page 109: Pierre Hadot Ruhani Alıştırmalar

“tekrarlama”dır, yalnızca yeni bir başlangıç, yeniden doguş anlamında degil, ustelikdondugumuz dinin uzerine temellendigi asıl olayın da bir tekrarlanması anlamındadır; bu,ilahiolanın,bireyseltarihtetekerruredentarihinakışındakibaskınıdır.Egeryaratıcıediminmutlakilahibirinisiyatifolmuşoldugudogruise,geri-donuşburadayenibiryaratılışanlamıkazanır. Augustinus,İtiraflar’ında (XIII), Tanrı tarafından yaratılmış maddenin kendisiaracılıgıyla aydınlanmayı ve biçimlenmeyi karşıladıgı hareketi tespit eder ve kendisiaracılıgıylaruhunungunahtanayrıldıgı,aydınlandıgıveTanrı'yadogrudonduguhareket ileyolunuTanrı’yaçevirir.Geri-donuş teolojisini,yaratılış teolojisininengenelperspekti ineyerleştirerekAugustinus,geri-donuşunun teolojik sorununu çozmeye olanak kılacak yolu işaret ediyordu: Insanozgurlugunuveilahiinisiyati inasıluzlaştırmakgerek?Biryaratıcıedimteolojisinde,herşey“lutuf ’tur, çunku her şeyTanrı'nınmutlak inisiyati ine ve ozgur kararınadayanmaktadır.Ohalde, geri-donuş edimi tamamen ozgurdur, lakin ozgurlugu, her gerçeklik gibi, Tanrıtarafından yaratılmıştır. Lutuf gizemi son analizde, ilahi aşkınlıgın gizemiyleözdeşleşmektedir.FelsefiaçılarAntikçagda,felsefe,esasenbirgeri-donuşidi,yani,bilinçaltınınyabancılaşmasındanşiddetlibirkopuşla,kendine,hakikiozunedonuş.Batıfelsefesibutemelolgudanitibarengelişmişti.Bir yandan, bir geri-donuş izigi ya dameta izigi oluşturmak için çabaladı; ote yandan, veözelliklede,daimahakikibirgeri–dönüşkarakterinesahipbirruhanifaaliyetolarakkaldı.Antik felsefe zaten bir geri-donuş izigi ve meta izigi oneriyordu. Ruhun kendine gerigelebilmesikendinegeridonebilmesi,asılozunuyenidenbulabilmesinasıl-mumkunolabilir?Stoacı ve yeni-Platoncu ogretiler bu ustu kapalı soruya cevap veriyorlardı. Stoacılar için,duyumsanır gerçekligin kendisi bu geri-donuş hareketi ile donatılmıştı.Logos tarafındancanlandırılmış,yaşayanveduşunenbutunevren,içtendışavedıştaniçegidentitreşimselbirhareketledonatılmıştı.Ohalde,ruhunfelse igeri-donuşu,evreninvenihayetindede,evrenselaklıngeri-donuşu ile ilişkilendirilmişti. Yeni–Platoncular içinyalnızcahakiki gerçeklik, yaniruhani gerçeklik, bu kendine donme edimini gerçekleştirmeye muktedirdir. Kendinigerçekleştirmek için tin kendinden çıkar kendine geri gelmek için ise, yaşamda kendindengeçervekendinidüşüncedebulur.Buşema,bütündiyalektikfelsefelerehakimolacaktır.Hegeliçintarih,tininseruvenlerledoluyolculugudur,vefelsefedekavranantarih,tininkendiiçine (Erinnerung) geri donuşudur; bundan, bir açıdan Hıristiyanlık ruhuna sadık kalanHegel’in Insan-Tanrı’nın tutkusundan ibaret olan kurtarıcı edimle ozdeşleştirdigi “geri-donuşu”nu anlamak gerekir: “Kavranılan tarih,içe geri dönüştür ve mutlak ruhun haçlıtepesidir, oylekiburuholmaksızınyaşamdanyoksunbiryalnızlıktanibaretolacaktahtınınkesinligi ve hakikati,mevcudiyetidir” (Tinin Fenomenolojisi’nin son cumlesi). Marx için, buyabancılaşma ve geri donuş, sapkınlık ve geri-donuş hareketiyle donatılmış olan insangerçekligidir: “Komunizm kendi için insana geri donuştur [...] buraya kadar tamamlanmışevriminbütünzenginliğininiçindegerçekleşmiş[birgeridönüştür].”{640}

Page 110: Pierre Hadot Ruhani Alıştırmalar

Geri-donuşuzerinebirteoridenoteolanfelsefe,ozselolarakkendindedaimabirgeri-donuşedimi olarak kalmıştır. Bu edimin tum felsefe tarihi boyunca burundugu biçimleri takipedebilir, bunu, ornegin Kartezyencogito’da, Spinoza’nın amorintelleclualis’inde ya da gene“sure”ninBergsoncuongorusundetanıyabiliriz.Tumbubiçimlerdahilindefelse i,geri-donuş;gundelige,aşinaolana,aklınyalanyanlış“dogal”tavrınanazaranbirkurtulmavebirkopuştur;ozgun ve asıl olana, hakiki olana, içsellige, esas olana bir geri donuştur; mutlak yenidenbaşlangıç,geçmişivegelecegidonuşturenyenibaşlangıçnoktasıdır.Bubenzerçizgilerçagdaşfelsefede,ozellikledeHusserl,HeideggerveMerleau–Ponty’nin–herbirininkendibiçimindeonerdigi–fenomenolojikindirgemelerindebulunur.Kendiniortayakoydugubazıaçılardabufelsefigeri-dönüş;içselözgürlüğe,yenibirdünyaalgısına,hakikivaroluşaerişimdir.Geri-donuş fenomeni, ayrıcalıklı bir biçimde, insan gerçekliginin ortadan kaldırılamazkarmaşıklıgını ve buna uygulayabilecegimiz yorumlama sistemlerinin indirgenemezçoklugunu ifşa eder. Bazıları geri-donuşte, ilahi aşkınlık işaretini, tek gerçek ozgurluguoluşturanlutfuntezahurunugoreceklerdir.Digerleriiseonda,salthaliyle–araştırması,telkintekniklerinin ve kişiligin donuşumu yontemlerinin mukemmelleşmesine belki de olanaksaglayacak–psiko izyolojikyadasosyolojikbirfenomengoreceklerdir.Filozofagelince;onda,insanınhakikitekdönüşümününfelsefigeri-dönüşolduğunudüşünmeeğilimiolacaktır.

Page 111: Pierre Hadot Ruhani Alıştırmalar

KaynakçaR.ALLIER,Psychologiedelaconversionchezlespeuplesnoncivilises,Paris,1925.A.BİLETTE,Recitsetrealitesd’uneconversion,Montreal,1975.J.BLOCH,LesInscriptionsd’Asoka,Paris,1950.L.BRUNSCHVICG,Delavraieetdelafausseconversion,Paris,1950.W.JAMES,“TheVarietiesofReligiousExperience”, GiffordLecturesiçinde,1902;fr.çev.,Paris,1906.C.KEYSSER,EinePapua–Gemeinde,Neuendettelsau,1950.A.D.NOCK,Conversion.TheOldandtheNewinReligionfromAlexandertheGreattoAugustineofHippo,Oxford,1933.W. SARGANT, Physiologie de la conversion religieuse et politique (Battle fort he Mind. APhysiologyofConversionandBrain–Washing),Paris,1967.D. SCHLUMBERGER, L. ROBERT, A. DUPONT–SOM– MER ve E. BENVENISTE, Une bilinguegreco-arameenned’Asoka,Paris,1958.G.VANDERLEEUW, LaReligiondanssonesenceetsesmanifestations.Phenomenologiede lareligion,Paris,1948.J. WARNECK,Die Lebenskrâfte des Evangeliums. Missionserfahrungen innerhalb desanimistischenHeidentums,Berlin,1908.

Page 112: Pierre Hadot Ruhani Alıştırmalar

OLUMSUZTEOLOJİ

Page 113: Pierre Hadot Ruhani Alıştırmalar

ApophatizmveOlumsuzTeoloji

Olumsuzteolojidense,apophatizm'den(Yunanca:apophasis“olumsuzlama”)yadaaphairetik(Yunanca:aphairesis “soyutlama”) yonteminden bahsetmek daha tercih edilebilir olacaktırbelki de. Zira kavranabilir her yuklemi reddeden onermeler ekleyerek Tanrı’yı kavramayıonerenbirduşunceyontemine,gelenekselolarak, “olumsuzteoloji”adıveriliyor ise,bununmantıksal sonucu olarak şu noktaya varmak gerekir: Olumsuz teoloji, ilahiligin kendisininesnesinden yadsımıştır, çunku aksi takdirde halihazırda kavranabilir bir belirleme sozkonusu olacaktır. “Teoloji” (yani “Tanrı uzerine soylem”) kelimesi kendini artıkdogrulamayacaktır.Aksine,apophatizmterimi,olumsuzonermeleraracılıgıylabiraşkınlıkileyuz yuze kalan zihnin işleyişinin genel anlamını belirtme onceligine sahiptir. Buapophatikişleyiş, ki bunun teorisi çoktan Platon’da ilizlenmiştir, Platon teolojisinde, sonra da,Platonculugun mirasçısı oldugu olçude, Hıristiyan teolojisinde sistemleştirilmiştir. Lakinbunun, başka duşunce akımlarında da barındırdıgını keşfederiz, hatta Wittgenstein’ınmantıksalpozitivizmindeyadaJaspersfelsefesindebile.Apophatizm'inyayılması,dililedildeaçıklananıaçıklamakistedigitakdirdeaşılamayacaksınırlaraçarpaninsandilineozgukoşulileaçıklanır:Apophatizmbirişarettir,şifredir,varoluşundilegelmezgizemidir.

Page 114: Pierre Hadot Ruhani Alıştırmalar

I.SoyutlamaYöntemiveZihinselSezgi

Dahadaaçıkolmakgerekirse,apophatik yontemden çokaphairetikyontemden–enazındanMO5.yuzyılakadaryayıldıgıdonemdahilinde–bahsetmekdahayerindeolacaktır.Gerçektende,tumbuzamanboyunca,negatifteoloji;apophasisterimindençok,zihinselbirsoyutlamaişlemini gosterenaphairesis terimiyle gosteriliyordu. Tam da bu sebepten, antikçagdaolumsuzteolojininkesinepistemolojikdurumunuaçıkçatanımlamakzordur. {641}Aslında,eskiAkademigelenegindeveAristoteles’teaphairesiskavramıoldukçakarmaşıktırvemodernler,Aristotelesçisoyutlamanınhakikitabiatıuzerinefazlasıylatartışmışlardır. {642}Herhalukarda,Akademi’de oldugu kadar Aristoteles'te denoesis, bir formun ya da bir ozun sezgisinedayanmaktadır, ve formun bu sezisi, esas olmayandan bir çıkarmayı içerir: Bu ayırmayıgerçekleştirebilmek duşunceye hastır. Bu ayırma ve çıkarma yontemi, tam anlamıylasoyutlamadır; bu ilozofarca, istisnai olarak, matematiksel varlıkları tanımlamak içinkullanılır:derinliginçıkarılmasıylayuzeytanımlanır,yuzeyinçıkarılmasıylaçizgitanımlanır,uzanım çıkarılmasıyla nokta tanımlanır. {643} Zihnin bu işlemi boylece, bir yandan olduguhaliylematematikselniceligitanımlamaya,oteyandanuzaysaluçboyutluluktanilkselbirligincisimsizliginedogrugidenmatematikselgerçekliklerarasındabirhiyerarşikurmaya imkantanır. Zira bu çıkarma işlemi, mantıksal bir perspektifte, bir olumsuzlama işlemi olarakanlaşılabilir. Bir yuklemin bir ozneye atfedilmesi bir ekleme {644} ve bu yukleminolumsuzlaması ise bu eklemenin çıkarılması olarak duşunulebilir. Işte bu sebepten oturu,soyutlamayöntemi,olumsuzbiryöntemolarakdüşünülebilmiştir.Busoyutlama,hakikibirbilgiusuludur.Basitbirunsuraeklenmişolan“fazla”yıyadsırızveçıkarırız. O halde, bu analizde karmaşık olandan basite, gorunur gerçeklikten – izikselbedenden–gerçekliginitemellendirengorunmezvesalthaldeduşunulengerçekliklereçıkarız.Gerçekliklerin varagelişi [genesis] ve hiyerarşisi bunların karmaşıklık ya da basitlikderecelerine gore yapılanır. Karmaşık olan; tıpkı uzaysal boyutlar gibi asıl basitligimaddeleştirenunsurlarıneklenmesiyoluylabasitolandanturer.Buyuzdendirki,cisimsizeveakıledilebiliredogruyukselme,bumaddeselleştireneklemeleriçıkararakgerçekleşir.Demekkibuyukselmeninbirolumsuzaçısı (bueklemelerinçıkarılması)vebirolumluaçısı (basitgerçeklerinsezgisi)vardır.Buyontem,hiyerarşikbirilerlemede,altseviyedekibirontolojikplandanüstseviyedekibirontolojikplanayükselmeyeolanaktanır.Eski donemlerden beri, pagan (Albinus,{645} Celse,{646}Maximus Tyrius,{647} Apuleisus{648} veHıristiyan (Iskenderiyeli Clemens{649} yazarlarda buaphairetik yontemi benimseyen teorikyontemlerin sistematize edilmiş bir teorisine rastlarız. Ornegin Albinus, insan tinininTanrı'ya, yani ancak zekayla {650} sezilebilecek ve tamamıyla bedensiz olan gerçekligeyukselebilecegi dort yol ayırmaktadır. {651} Bu dort yol: (Tanrı’ya olumlu yuklemler atfeden)dogrulayıcıyontem, (Tanrı'yı orneginguneş ilekarşılaştıran)analojiyontemi, (gorunurbirniteliktenbununideasınayukselen)aşkınlıkyontemi,nihayetindede(Tanrıhakkında,onunneolmadığınısöyleyen)olumsuzyöntemdir.İlahiolanaulaşımındörtyoluolmasıolgusubize,bu yontemin burada, mutlak bir Bilinmez’in tanınması olarak ele alınmaması gerektiginiaçıkça gosterir. Tam tersine, soyutlama yonteminden bahsederken anlatmaya çalıştıgımızgibi,(soyutlama)duyumsanırbilgidenzihinselbilgiyeimkantanıyankesinbirtanımlamave

Page 115: Pierre Hadot Ruhani Alıştırmalar

sezgiyontemidir.AlbinusveIskenderiyeliClemens’inherikiside,zatenaphairetikyonteminPlatoncu gelenegine açıkça baglıdırlar. “Tanrı’ya; derinligin soyutlamasını yaparak yuzeyeulaştıgımız, genişligin soyutlamasını yaparak çizgiye ulaştıgımız, uzanım soyutlamasınıyaparaknoktayaulaştıgımızşekilde,”derveeklerClemens,“veuzaysalkonumunuçıkararakmonadaulaştığımızşekildeulaşırız.”Platon’dankalmaveI.veII.yuzyıllardatasnifedilmişbuyontemde,demekkiduyumsanırvebedensel olanın karşısında gerçekleşen bir işlem ile karşı karşıyayız. Lakin bu soyutlama,“soyutlamalara” yol açmaz. Olumsuzlamalar aslında dogrulamalardır, çunku bunlarolumsuzlamaların olumsuzlamaları ya da bir çıkarmanın kaldırılmasıdır. Oyleysesoyutlamalar,hakikisomutuncisimsizveakıledilebilirolmasıkaydıyla,somutbirdolulugunzihinsel sezgisine yonlendirebilir. Platoncu perspektifte, basitlik, cisimsizlik, akıl edilebilirolan;kendisinebaşkahiçbirşeyekleyemeyecegimizbirvarlıkdoluluguyladonatılmıştır.Budolulugu belirleyen, maddeselleştiren, faklılaştıran butun eklemeler aslında alçaltmalar,eksiltmelerveolumsuzlamalardır.Kendibireyselliginiinkaredeninsanıneksilmedigini,hattatam tersine, evrensel gerçekligin, yani akıl edilebilir olanın boyutlarına yayıldıgınıdogrularken Plotinos’un{652} anlatmaya ugraştıgı da budur. Spinoza’nın {653} meşhurformulundeyenidenbulacagımıztemadaboyledir:“Determinationegatioest.” Hertikelform,herbelirlenişbirolumsuzlamadır,Platoncukokenlerindenbuyana,varlıgınsonsuzbirgucufikrinintohumlarınıtaşımaktadır.Oyleysebuaphairetikyonteminakıldışıhiçbiryanıyoktur.Felse i,vematematikselyontem,yalnızca duşunceyi, duyumsanır bilgiden basit ilkelerin, noktanın, monadın, varlıgın,zekânın{654}zihinsel{655} bilgisine ilerletmeyi amaçlar.Buaphairetik yontemulaştıgınesneyiduşunmeyeolanaksaglar.Hattabuyontem,herşeydenonce,duşuncealıştırmasıdır,çunkudüşünce,şeylerinözünüveformunuayırmayadayanmaktadır.

II.DüşünmeİmkânsızlığındanKonuşmaİmkânsızlığına

Şimdi hakkında konuştugumuz ve her şeyden once, akıl edilebilir gerçekliklerin sezgisineulaşmayayonelikbirzihinselyontemolanaphairetikyonteme,Plotinos’tanitibaren,kendisid eaphairetik olan, fakat birmanada zihinler otesi karakterdeki bir başka yontem eklenir;hattabuyontem, sonrakiyeni–PlatonculardaveDamascius’tagitgidedaharadikalbirhalalacaktır.Plotinosiçin,aslında,ilkVarlık’ın,ilkDuşunce’nintemellerikendilerindedegildir,amabunlarkendilerini aşanbir ilkede temellenirler.BuhaliylePlotinoscuduşunceninbudevinimi; bir“iyi”{656} ideasının, ideaların akıl edilebilirliginin temeli gibi oldugunu, ousia’nın, varlıgınotesinde “iyi” ideası oldugunu kabul eden Platon duşuncesiyle bagdaşmaktadır. LakinPlaton’danfarklıolarakPlotinos,buaşkın ilkeyibilmeimkanımız uzerinekesinbirbiçimdekendini sorgular. Çunku bu ilke, varlıgı ve duşunceyi aşar, ne “varlık”tır ne de “duşunce”.

Page 116: Pierre Hadot Ruhani Alıştırmalar

Buradaaphairetikyontemerastlıyoruz:Plotinosbizederki “eger (Ilke’ye)herhangibirşeyeklemiş olsaydık, onu bu eklemeyle azaltıyor olurduk, zira onun hiçbir şeye ihtiyacıyoktur”.{657}

Gene burada her belirleniş ve her yuklem, aşkın olumluluga nazaran bir çıkarma ve birolumsuzlamadır.Ohaldesoyutlamaişlemi,aslındabuolumlulugundogrulanmasıdır.Yalnız,durum şu an farklıdır. Ornegin Albinus’un Tanrı’sına goturen aphairetik yontem, kendisiDuşunce olan bir Tanrı’yıdüşünmeyi mumkun kılıyordu. Nesnesinin bir sezgisinimumkunkılıyordu.Şuanise,duşunceyiaşanbirilkeninbahsigeçmektedir.Ohalde,aphairetikyontem,nesnesinidüşünmeye bundan boyle imkan tanımaz, hattasöylemeye bile imkan tanımaz,yalnızcabundanbahsetmeyeimkantanır.{658}İyi'denyadaBir’denyadaaşkınilkeden bahsedebiliriz, çunku boyle bir ilkenin, kendisi de rasyonel olan zorunlulugunu,rasyonel bir soylem aracılıgıyla ortaya koymak ve bunun ne olmadıgını soylemekmumkundur.Lakinbuilkeyidüşünemeyiz,bununsezgisinesahipolamayız;çunkuaçıkçasıbuilke,duşunceduzeyindedegildir.Boylelikle,aphairetikyontem,birsezgiyegoturenbirbilgiyontemi olmaklıgı olçusunde, anlamının bir kısmını yitirir. Bu perspektifte, ustune ustluk,zihinsel olmayan bir sezinin, diyelim ki ilkenin mistik bir deneyiminin imkanını ortayakoyabiliriz;bunoktayageridöneceğiz.Proclus'tan Damascius’a yeni-Platonculugun sonraki evrimi, bu donuşumun tum anlamınıaçıkça gostemıektedir. Proclus’ta, oldukça karakteristik bir biçimde,apophasis kavramı,aphairesiskavramınabaskınçıkmaktadır. {659}Fakat, ozellikleDamascius’ta,olumsuzyontemdaha radikal bir hal alır. Damascius, duşunceyi aşan mutlak bir ilkenin, butunun, yanikavranabilirolanınbutunlugununbirilkesinininsanduşuncesincedogrulanmasınınsunduguparadoksu hayran kalınacak bir biçimde açıklamayı bilmiştir. {660} Bu ilke aslında, butunundışındaolamaz,zirabutunilehiçbirbagıolmadıgındanartıkilkeolamayacaktır;vebutunileve butunun içinde de olamaz, zira sonucuyla karışmış oldugundan artık ilkeolamayacaktır.{661} Bu yuzden butunu aşan bir ilke koymak gerekir, ama ilkenin kendisine(zatına) dair bir şey diyemeyiz. Plotinos, ilkeyi duşunemeyecegimizi, yalnızca ondanbahsedebilecegimizisoylerdi.Damasciusisetersine,ilkedenbahsedemeyecegimizi,yalnızcabundan bahsedemeyecegimizi soyleyebilecegimizi beyan ederdi: “Kendisi (zatı) hakkındakonuşmaimkânsızlığımızı(aphasia)vecehaletimizikanıtlıyoruz.”{662}Damascius,mukemmelbir aydınlıkla, bilinmezin çıkmazlarını [aporia] analiz eder: aynı şekilde, ilkenin bilinmezoldugunuyadabiliniroldugunusoylemekdeimkansızdır. Ilkedenbahsetmeyiz,ancakiçinebulundugumuz oznel durumu betimleriz: “Kendisi (zatı) hakkındaki cehaletimizin sonuyokturveonunebilinirnedebilinmezolarakbilmeyiz.”{663}

III.ApophatizmveHıristiyanlık

IV. yuzyıldan itibaren, ozellikle Nyssa’lı Gregorios ile, olumsuz teoloji, Hıristiyan teolojinin

Page 117: Pierre Hadot Ruhani Alıştırmalar

yoneticibirparçasıhalinialır.V.yuzyılsonunadogru,anonimbiryazarınDenysl’Areopagitehimayesialtındasunmakistedigibirgrupyazı, ozellikleTheologicaMysticaadlıeserde,herşeyin ilkesine erişiminapophatik yolunuayrıntılarıylaaçıklar.Prestijlibu takmaadaltındakalemealınanbuyazılar,Latinortaçagdabaşlıcabirroloynar;vebunlarsayesindeAquinas’lıThomasgibiskolastikteologlar,kendisıralarıgelince,bazıduzeltmelerile,olumsuzteolojiyiuygularlar.Gelenek,ozellikleNicolasdeCues,JeandelaCroix,AngelusSilesiusgibimistikleryadaruhanilerledevametmiştir.Bazıteologlar, {664}HıristiyanolumsuzteolojisininesasenPlatoncuolumsuzteolojidenfarklıoldugunuduşunurler.Onlaragore,yalnızcaHıristiyan“yaratılış”kavramıhakikibirolumsuzteolojiyi temellendirebilir. Eger Tanrı, insanı kendi iradesinden gayrı ve ozgur bir eylemleyaratmışsa, yaratıcı veyarattıgı arasındaaşılamazbiruçurumbulunmaktadır.Tanrı, kenditabiatı dolayısıyla, mutlak anlamda bilinemezdir ve ancak iradesinden gayrı ve ozgur bireylemileinsanın(O’nu)tanımasınaizinverdi:bu,ilahikelamıntecessumundetamamlanmışbirvahiydir.Aslında, bin yılı aşkın surede gerçekleşen bu uzun oluşumdan sonra, yaratıcı ve yaratılmışarasındakiuçurum,hemTanrı’nınmutlakaşkınlığınısavunanapophatikbirteolojinin,hemdeTanrı’nın Isa peygamber aracılıgıyla bilinebilecegini ortaya koyan “tecessum” teolojisininanımsatıldıgı bu tarz bir teolojiyle kavramakmumkundur. Lakin tarihsel olarak, bu sistembilinçli bir şekilde geliştirilmiş gibi gozukmemektedir. Patristik donem Hıristiyanilozo larının, ozellikle yeni-Platoncuların teknik terimlerini ve kanıtlamalarını kullanarak,apophatizm’iHıristiyanteolojisinedahilettiklerinidogrulamakgerekir.Hatta,yeni-Platoncuilozof Proclus’un Pseudo– Denys’nin yazıları uzerinde bıraktıgı etki tartışılmazdır. {665} Oteyandan, Hıristiyanapophatizm’inin Platoncuapophatizm’den daha radikal oldugunuvarsaymak oldukça zordur. V. Lossky {666} şoyle yazar: “Platoncu gelenekten bir ilozof için,Tanrı’ya ulaşmak için tek yol olarak ekstatik birleşmeden bahsederken bile, ilahi tabiatınkendisi bir nesne, olumlu bir şekilde tanımlanabilir herhangi bir şeydir,hen{667} ise,tanınamazlıgı,çoklugabaglımudrikemizinozelliklezayı lıgıolgusundabulunanbirtabiattır.”“Olumlu bir şekilde tanımlanabilir” ifadesi, ayrımını yaptıgımız ilkapophatik yontem içingeçerli olabilirdi, lakin Plotinos'tan Damascius'a sonraki donem yeni-Platoncuları içinkesinliklegeçerlidegildir.Egeruzerindeısrarladurduklarıbirnoktavarsa,bu,mutlakolanınbirnesneolamayacağıolgusudur.

IV.Apophatizm,DilveMistik

Wittgenstein’m{668} Tractatus logico-philosophicus’unda Damascius’un sormuş olduklarınabenzersorunlararastlıyoruz.Lakinzıtlıkbusefer,butunveilkearasındadegil,dilyadadunyaveanlamıarasındadır.Tumce, butun gerçekligini ortaya koyabilir, ama gerçekligi ortaya koyabilmek için onunlaortaklaşa sahip olması gereken şeyi ortaya koyamaz – mantıksal biçimi. Mantıksal biçimi

Page 118: Pierre Hadot Ruhani Alıştırmalar

ortayakoyabilmekiçinkendimizitumceylebirliktemantıgındışınaçıkarabilmemizgerekirdi,yani,dünyanındışına(4.12).Dilinbirşeyidilegetirdigiolgusunudilegetirebilmekamacıyla(bizimiçinherşeyolan)dilindışınaçıkamayız:“Dildekendinidilegetireni,bizonunladilegetiremeyiz”(4.121).Ohaldeburada radikal birapophatizm’erastlarız:Birdilegelmez,bir ifadeedilemez,vehatta,egeryazaragoreduşunulurolantemsiledilebilirolanlaozdeşleşmekteyse,bellibirnoktayakadar,duşunulemezvardır.Amayinede,bumanadaapophatikgelenegesadıkkalanWittgensteinbudile gelmez olanın belirdigini dogrulamaktan kaçınmaz. Tumce, gerçekligin mantıksalbiçimini “gosterir” (4. 121); mantık tumcelerinin yinelemeler olması, dunyanın mantıgınıgosterir(6.12).Nihayetindekendinigosteren,mantıksalsoylemduzenindendegil,“mistik”duzendendir: “Ifadeedilemeyenvardırherhalukarda;bu,kendinigosterir;mistikdebudurişte” (6.522). “Mistik” Wittegenstein için, herhangi bir ifadeye gelmez bir varoluşsal veyaşanmışdolulugatekabulediyorgibigozukmektedir:“Mistik,dunyanınnasıloldugudegildir,ama, oldugudur” (6.44). Gene buradaapophatik gelenegi takip eden mantıkçı, “kendinigosteren” bu dile gelmez konusunda sessizlige davet ediyor: “Uzerine konuşulamayankonusundasusmalı”(7).Ohaldedilinbiranlamıyardır,ohaldedunyanınbiranlamıvardır,vebununlabirliktebuanlam;dilindışında,dunyanındışındabulunur(6.14).Dilegeleninanlamıdile gelmez. Dil, ne dilin neyi dil yaptıgını, ne de butunu butun yapanın ne oldugunu ifadeedebilir.Wittgensteinboylece“dilegetirilmez”ve“mistik”olanısıkısıkıyayaklaştırır.Hakikatende,genel olarakapophatik yontemi vemistik deneyimi sıkı sıkıya birbirlerine baglama, yoksabirbirleriyle karıştırma egilimimiz vardır. Birinin digerine oldukça yakın oldugu dogrudur,çunku dile sıgmaz olanla alakalıdırlar, ama nihayetinde gene de bunları ayırmak gerekir.Ornegin,aphairetikyonteminprensipolarak,kendisinedogruyukseldigiZeka’nınyadaAkıledilebilirolanınzihinselbirsezgisinegoturdugunugorduk.ZirabuzihinselsezgiPlotinos’ta,hakikaten de belli bir “mistik” karaktere burunur; Plotinos'a gore, rasyonel soylemdensezgiseltemaşayageçmeolgusu,ilahiZeka’nınaydınlanmasınıkarşılamaveonunladuşunmeolgusu,Platon’un{669}Phaedrus yadaŞolen’inden odunçaldıgı aşksaldeliligin–kibu,mistikdeneyimadınıverdigimizbenzerbirdurumaihaneteder–tasvirindekiterimlerlebetimledigiistisnai bir deneyim olarak goz onunde bulundurulmaktadır. Ote yandan, egeraphairetikyontem ilahi Zeka'nın otesinde olan ve onu temellendiren ilkeyi duşunmemize imkantanımazsa,buyontem,bir şekilde,bir teması, bir goruşu yada ilkedenbahsetme imkanınıtemellendiren zihinsel olmayan bir birleşme olanagını ortaya koymaktadır. Bu deneyim,boylelikle,biranlamda,bahsetmekteoldugumuzdadevamedecektir:IlahiZekailebirleşme.Ilahı Zeka'yla birleşmiş insan ruhu, bunun yaşamından pay alır. Zira ilahi Zeka ikili birfaaliyete sahiptir:{670} Bir yandan, kendi kendini ve kendisinde bulunan ideleri duşunur,Duşunce’nin Duşuncesi’dir; lakin, ote yandan, kendisinden sudur ettigi ilke ile basit birtemasta, zihinsel olmayan bir birleşme halindedir. {671} Insan ruhu, yalnızca ilahi Zeka’yladuşunmez,ustelikZeka’nınIlke’yedogruekstazhareketiyledeçakışabilir.Ohalde,Plotinosçumistik deneyimin, kendini duşunen Duşunce’nin zihinsel sezgisi ve ilkesinde kendinikaybedenDuşunce’ninaşksalbirekstazıarasındakibirçeşitsalınımoldugunatanıkoluyoruz.Ama ozellikledePlotinos’un,mistikekstazveteolojikyontemlerarasındakoktenbirayrım

Page 119: Pierre Hadot Ruhani Alıştırmalar

yaptıgının altını çizmek gerekir. Bunlar –ki Plotinos bunları, geleneksel Platon sozcukdaracıgının belirli terimlerinde anımsatır–, onun için oncelikli bir çalışmadan (mathema)başka bir şey degildir{672}; bunlar kesinlikle birleşmenin ya da goruşun kendisi degildir.Olumsuz yontem, akılsal duzene tabidir, birleştirici deneyim ise akıl otesine. Bu iki işleyişkokensel olarak ayrı, lakin sıkı sıkıya birleşmiştir: Olumsuz teolojiyi temellendiren mistikdeneyimdir, tersi degil. Plotinos'un da soyledigi gibi, duşunemedigimiz gerçekliktenbahsetmekiçin,ona“sahip” {673}olmalıyız.Busahiplik,dilegetirilmezinbukaranlıksezisi;birdilegetirilmezoldugunusoylemeyevebundanolumsuzbirbiçimdebahsetmeyeimkantanır;fakataynızamandadaolumsuzbiçiminharicindekendisindenbahsedilmesiniyasaklarbize.Lakin bu, deneyimi saglayabilecek olumsuzlamaların birikmesi degildir. Plotinos insanzekasına içkin nesneleri ve ilahi zekaya has ve aşkın yaşamı ayıran uçurumun fazlasıylafarkındaydı. Olumsuzlamalar oyunu bu uçurumu aşamaz, tıpkı akılsalcılık ve varoluşarasındakiuçurumudaaşamadıgıgibi:“Dunyanınvarolması,iştemistikburadadır.”Ustuneustluk olumsuzlamaların birikmesi ruhta, onu deneyime elverişli kılan bir boşlugutetikleyebilir. Ve birikme, deneyimden sonra, dile getirilemez olanın her turlu tasvirbaşarısızlıgınıifadeetmeyeyarayabilir.HugovonHofmannsthal'ınolaganustuLettredeLordChandos'unun{674} anlamı da muhtemelen boyledir. Hofmannsthal, en ufak nesnede bile,varoluşun gizeminin yogunmevcudiyetini hisseden Lordun, bu her ne olursa olsun, tasviretme yetisini nasıl da tamamıyla kaybettigini anlatır. “Bu garip buyu beni terk ederken,hakkında artık ne diyecegimi bilmem.” {675} Tractatus'un sonunda Wittgenstein tarafındantavsiye edilen sessizlik pek tabii ki de budur. Varoluşun sırrı karşısında dil, aşılamazsınırlarınaulaşır.

Page 120: Pierre Hadot Ruhani Alıştırmalar

ANTİKFELSEFEDERSİ

Page 121: Pierre Hadot Ruhani Alıştırmalar

HelenistikveRomenDüşünceTarihi

CollegedeFrance’dayapılanaçılışdersi18Şubat1983Cuma

SayınBaşkan,SevgiliMeslektaşlarım,BayanlarveBaylar,“Her biriniz benden, bu açılış dersi vesilesiyle iki şey bekliyorsunuz: oncelikle sayelerindeburaya gelebildigim kişilere teşekkur etmemi, akabinde bana emanet edilmiş gorevitamamlamakamacıylakullanacagımyonteminbirsunumunuyapmamı.”KraliyetKoleji'ndefelsefe ve retorik kursusu sahibi olan Pierre de la Ramee tarafından 24 Agustos 1551tarihinde, yanibuenstitununkuruluşundanyalnızcayirmiyıl sonra,Latince telaffuzedilenaçılışdersininilkkelimeleriboyledir.Dortasrıaşkınsuredir,budersin,hattaanatemalarınınkullanımının çoktan sabitlenmiş olduguna tanıgız. Ve sıra bana gelince, bugun bu saygıngeleneğesadıkkalacağım.Biryılıaşkınbirsure once,sevgilimeslektaşlarım,birHelenistikveRomenDuşunceTarihikursusu oluşturmaya karar verdiniz, daha sonrasında ise, bu kursunun sorumlulugunuustlenme onurunu bana bahşettiniz. Bana gostermiş oldugunuz bu guven karşısındakisevinciminveminnettarlıgımınyogunlugunu,beceriksizveyapmacıkolmayacakbirşekildenasıldilegetirmeli?Kararınızda bu ozgurlugun, beni kabul ettiginiz bu buyuk enstituyu geleneksel olarakkarakterize eden bu ruhun bagımsızlıgının izinin ortaya çıkabildigine inanıyorum. Ziratercihiniz haline gelmek için, fark edilmemi saglayacak pek az ozellige sahiptim, ve temsilettigim disiplin guncel olarak pek de moda olanlar arasında degildi. Bir manada, temelsahiplerindenbiriolangelenekselolarakEcolenormalesuperieure’uneskiogrencilerininbuzihinselasaletineaitolmayan,Romalılarındadediğigibi,birhomonouusidim.Oteyandan,sizeyaptıgımziyaretleresnasında,guncelolarakEdebiyat Devleti’nde konuşulan lisanların kullanımı ve hakimiyetinin verdigi bu sakinotoriteye sahip olmadıgıma belli bir şekilde dikkatimi çektiniz. Dilim, gene bugun desaptayacagınızuzere,insanibilimlerdenbahsetmeyeatılıverirken,guncelolarakzorunlugibigozukenbumaniyerizmle sınırlanmaz. Yinede, pek çogunuz, adaylıgımı koymam için benicesaretlendirdiniz,vebenimiçinbuyukbirzenginleştirmeyledoluolangelenekselziyaretleresnasında, karşınızda savunuculugunu yapmakta oldugum araştırma alanına, ozellikle dekesin bilim uzmanları arasında, pek çok ilgi ve sempati duyulmasıyla karşılaşmaktanfazlasıyla etkilendim. Başka bir şekilde soylemek gerekirse, sanıyorum ki sizi ikna etmekzorunda degildim, zira siz zaten College’de genellikle yapay bir biçimde ayrılmışoryantasyonlarasıkısıkıyabaglıbulunmaktaolanbiregitimvebiraraştırmaedinilmesiningerekliligine çoktan ikna olmuştunuz: Latince ve Yunanca, iloloji ve felsefe, Helenizm veHıristiyanlık. Boylelikle, çogunuz gunluk bir biçimde teknik ilerlemeleri, akıl yurutme

Page 122: Pierre Hadot Ruhani Alıştırmalar

usullerini, neredeyse insanustu bir karmaşıklıktaki evren temsillerini kullanıyorken, insanakavranmasının bile imkansız oldugu bir gelecek açan bu 20. yuzyıl sonunda, College deFrance’ınkuruluşunaesinverecekolaninsancılık idealinindaima,hepinizde,şuphesizdahabilinçli,dahaeleştirel,amadahadageniş,dahayogun,dahaderinbirbiçimdetumdegerinivetümanlamınıkoruduğunukeşfetmekbenihayranbırakmıştır.Yunanca ve Latince, iloloji ve felsefe, Helenizm ve Hıristiyanlık arasındaki yakın bagdanbahsettim.Bu formulun tamanlamıyla, ye sectionde l’Ecolepratiquedeshautesetudes’demeslektaşım olan ve bugun kendisine saygılarımı sundugum R. Stein’ın yonetici sıfatıaracılıgıyla, eger diyebilirsek, dolaysız yoldan yerine geçtigim Pierre Courcelle’in egitimtavsiyesinetekabülettiğineinanmaktayım.Buakşam,bizdenöylesinekababirbiçimdesöküpalınmış olan Pierre Courcelle'in çogunuzun kalbinde yogun bir şekilde bulundugunainanıyorum.Banapekçokşeyogretmişbirhoca,amaayrıcabanapekçokdaozengostermişbir arkadaş oldu benim için. Oldukça buyuk kitaplardan, sayısız makaleden, yuzu aşkınozetten oluşan bu devasa eseri anımsatmak için ancak şimdi bahsedebiliyorum bubiliminsanından. Bilmem bu çalışkan insanın devasa degerini yeteri kadar biçebildik mi?Büyükeserininilksatırları:LesLettresgrecquesenOccidentdeMacrobeaCassiodore,araştırmasınınyonunun,kendidonemiiçindevrimcibirniteligesahipoldugununaltınıçizer.“Theodose’un olumunden Justinius’un fethine kadar Batı’daki Helenistik edebiyat uzerinekocamanbirkitabınşaşılacakneyivar,”diyeyazıyorduPierreCourcelle.Şaşkınlık, once, bir Latinistin Yunan edebiyatıyla ilgileniyor olmasıydı. Yine de, PierreCourcelle'in not ettigi gibi, Latin edebiyatının açılmasına imkan kılan, dorugundaki GrekoRomenkulturununenbaşarılıtipini,Cicero’yuyaratan,hattaII.yuzyıldaYunancatarafındanedebidilolarakçevrelenmişLatinceninyerinegeçmeyekalkışanYunanedebiyatıdır.Yinede,PierreCourcelle inisiyati ive ornegineragmen, tamamenaşılmamışveYunancaveLatincearasında Fransız araştırmasının kurdugu felaket kopukluga dayanan bir onyargı yuzunden,PierreCourcelle'in1943tarihinde,yanikırkikiyaşındaikensoyledigininmaalesefbugundegeçerli oldugunu saptamak ve gostermek gerekir: “Imparatorluk Romen kulturu ya dadüşüncesiüzerindekiYunanetkisiniaraştıranbiraraştırmabütünütanımıyorum.”Şaşkınlık, bir Latinistin boylesine onemli bir çalışmayı geç doneme adamasıdır. 5. ve 6.yuzyıllarda, sozumona bir çokuş esnasında, Yunan edebiyatının, Augustinus, Macrobe,Boetius,MartianusCapellaveCassiodoresayesindedikkatedegerbiryenidendoguşatanıkolmuş oldugunu gostermesidir. Ki bu yeniden doguş, Batı ortaçagının Yunan duşuncesiyletemasını muhafaza etmesine –ta ki Arapça çeviriler daha zengin kaynaklarda bunu tekrarkarşısına çıkarana kadar– imkan tanımakla yukumluydu. Şaşkınlık, bir ilologun, Yunan vePagan yeni– Platonculugun, onemle belirtmek gerek ki sadece Plotinos degil hatta muridiPorphyros’un da, Hıristiyan Latin duşuncesi uzerinde gerçekleştirdigi başlıca etkiyigostererekfelsefetarihisorunlarınıortayaçıkardıgınadatanıkolmaktır.Yenibirşaşkınlık:Bu ilolog, sonuçlarını, kesinkes ilolojik bir yontem aracılıgıyla oluşturuyordu. Demekistedigimşu:Oyeni-PlatoncuveHıristiyanogretilerarasındakibellibelirsizanalojileriortayaçıkarmaktan,tamamıylanesnelbirbiçimde,etkileriyadaozgunluklerinidegerlendirmekten,tekbirkelimeylesonuçlarınıoluşturmakiçinretorigeveilhamaguvenmektenhoşnutdegildi.Hemdehiç;bukonudaPlotinoscubirbilimcieditorolanPaulHenry–kikendisibenimiçinbir

Page 123: Pierre Hadot Ruhani Alıştırmalar

bilimsel yontem modeli idi– ornegini takip eden Pierre Courcelle metinlerinikarşılaştırıyordu.Herkesin gormuş olabilecegi, lakin kendisinden once kimsenin gormemişoldugunu–Ambroise'inşumetnininedebiolarakPlotinos'tançevrilmişoldugunu,Boetius'unşumetnininedebiolarakAristoteles'inyeni-Platoncubiryorumcusundançevrilmişoldugunukeşfetmekteydi. Boyle bir yontem, tartışılmaz olgular oluşturmaya; felsefe tarihini, bazıtarihçilerin, hatta Pierre Courcelle'in çagdaşlarının arka plana itme niyetinde oldukları buartistikbulanıklıktan,yaklaşımlarındansıyırmayaimkantanımıştır.Eger,LesLettresgrecques enOccident, bir şaşkınlıkuyandırıyorsa, ilkbaskısı1950’de çıkanRecherches sur les Confessions de Saint Augustin, neredeyse bir skandalı tetikleyecektir;ozellikledePierreCourcelle'inAugustinus'unkendidinedonuşuhakkındayaptıgıanlatıdanyola çıkarak yaptıgı yorum yuzunden. Augustinus, bir incir agacının altında aglayarak,kararsızlıgınakarşıacıyakınmalarvesıkbogazedensorgulamalarilekendinibunaltırken,birçocuk sesinin şunu tekrarladıgınıduydugunuanlatır: “Al veoku.”Tıpkıbir kura çeker gibi,Paul’ünMektupları kitabının rasgelebir sayfasını açarvedinedonmesini saglayancumleyiokur. Augustinus'un edebi usulleri hakkındaki derin bilgisinden haberdar olan PierreCourcelle,inciragacının,“gunahlarınolumculgolgeligini”temsileden,sırfsembolikbirdegeriolabileceginiveçocuksesinindealegorikolarak,Augustinus'unsorgulamalarınaverilenilahicevapanlamınagelen,sırfedebibirbiçimdekullanılmışolabileceginiyazmayacuretetmişti.Pierre Courcelle bu yorumu sunarak fırtınayı alevlendireceginden şuphelenmiyordu. Ki bu,yirmiyılsurecektir.Uluslararasıpatristiginenbuyukisimleritartışmayagirer.Pektabiikideben, bu tartışmayı yeniden alevlendirmek istemem. Lakin Pierre Courcelle'in konumununyontemselaçıdannekadardailginçoldugununaltınıçizmekisterim.Bukonum,aslındabirmetninaitolduguedebituregoreyorumlanmasınıgerektirenoldukçabasitbirilkedenyolaçıkıyordu.PierreCourcelle'inkarşıtlarınınçogu,Augustinus'unItira lar'ınınherşeydenonceotobiyogra ik bir tanıklık olduguna inanmaya dayanan modern ve anakronik onyargınınkurbanlarıydı. Pierre Courcelle ise, tersine, Itirafar'ın esasen, her sahnesinin sembolik biranlamaburundugu,teolojikbireseroldugunuoldukçaiyianlamıştır.Ornegin,yeniyetmeligizamanında Augustinus'un kalkıştıgı armut hırsızlıgının uzunca anlatısı daima şaşırtır bizi.Lakin bu uzunluk, bir bahçeden çalınan bu meyvelerin, Augustinus için, sembolik olarakCennet bahçesinden çalınan yasakmeyvehaline gelmesiyle ve bumeyvelerinAugustinus’agunahıntabiatıuzerineteolojikbirduşunmegeliştirmeolanagıvermesiyleaçıklanır.Butarzedebiyatta,demekkisembolikolarakortayakonulanıveyatarihselbirolayınanlatısınıayırtetmekoldukçazordur.PierreCourcelle’ineserininbuyukbirkısmı“Kendikendinitanı”gibionemlitemalarınyadaAugustinus’unİtiraflar’ıveyaBoetius’unTesellisigibibuyukeserlerinBatıduşuncetarihindekiyazgılarını kovalamaya adanmıştır. Bu perspektifte, ornegin çaglar boyunca Itira lar ya daTeselli'nin illustrasyonlarıyla alakalandırılan ikonogra ik araştırmaları, edebi çalışmaylabagdaştırması, yazdıgı pek çok buyuk eserin daha az ozgun oldugunun bir kanıtı degildir.Zihniyetlervedinihayalgucutarihiniyenidenoluşturmakiçingereklibubaşlıcaikonogra ikaraştırmaların hepsi, sanat tarihi ve ikonogra ik tasvir tekniklerindeki uzmanlıgıyla eşininpek çok eserini zenginleştiren Bayan Jeanne Courcelle ile dayanışma içindegerçekleştirilmiştir.

Page 124: Pierre Hadot Ruhani Alıştırmalar

Bu fazlasıyla kısa çagrıştırma, umarım, Pierre Courcelle’in araştırmalarının guzergahının,genel hareketinin sezilmesini saglayacaktır. Geç antikçagdan yola çıkarak, ozellikle “Kendikendini tanı”ma uzerine kitabında, imparatorluk ve Helenistik donem felsefesine dogruyukselmeye; ve ote yandan, çaglar boyunca eserlerin, temaların, antik imgelerin Batıtarihindeki geleceklerini takip etmeye itilmiştir. Nihayet, gorecegimiz uzere, şu an sizlerebahsetmek istedigim bu Helenistik ve Romen duşunce tarihini ilişkilendirmek istedigim,PierreCourcelleeğitimininveeserininderinyönelimi,ruhudur.Pierre de la Ramee tarafından tanımlanmış plana gore, aslında, kendisininratio munerisof iciique nostri adını verdigi şeyi sunmaya çabalıyorum sizlere: Bana bahşedilmiş egitimyontemivenesnesi.Kursumunbaşlıgında,“duşunce”kelimesioldukçabelirsizgozukebilir;bukelime gerçekten de, siyasetten sanata, şiirden bilime ve felsefeye ya da dine ve buyuyeuzanan, uçsuz bucaksız ve belirsiz bir alana uygulanmaktadır. Her halukarda, uzerineçalışmayı onerdigim insanlık tarihinin onemli donemi boyunca uretilmiş olan goz alıcı vebuyuleyicieserlerinkocadunyasında,tutkuvericigezileredaveteder.Belkideşimdiyadabirbaşkaseferbudavetikabuledecegiz,lakinniyetimizesasolanainmek,tipikolanı,belirleyiciolanıtanımak,Goethe’nindemişoldugugibi,Urphanomene'lerisezmeyeçalışmaktır.Açıkçasıphilosophia; terimden anladıgımız manasıyla, Greko-Romen dunyasının belirleyici ve tipikfenomenlerindenbiridir.Özelliklededikkatimiziçekecekolanbudur.Ençeşitlitezahürlerindeb uphilosophia’yı takip edebilme hakkını kendimize tanımak ve ozellikle de “felsefe”kelimesinin modern insanın zihninde uyandırabilecegi onyargıları elemek için gene de“HelenistikveRomendüşünce”denbahsetmeyitercihettik.“Helenistik veRomen”: Işte, kendileri de kocamanbir donem açan niteleyiciler. Tarihimiz;Iskender’infantastikseferinintemsilettigibuyuksekderecedesembolikolaylaveHelenistikdedigimiz dunyanın ortaya çıkmasıyla, yani Iskender’in zaferleri, sonra da takip edenkrallıkların gelişmesi sayesinde, bu medeniyetin Mısır’dan Hindistan sınırlarına, barbardunyayayayıldıgıveboylelikleoldukçaçeşitliuluslarvemedeniyetlerletemasageçtigiandanitibaren bu yeni biçimin ortaya çıkmasıyla başlar. Boylelikle Helenistik duşunce veoncesindekiYunangelenegiarasında,birçeşittarihselmesafe,uzaklaşmaoluşur.Tarihimizakabinde,I.O.30yılındaCleopatra’nınolumuyletamamlanmış,Helenistikkrallıklarınyıkımınıtetikleyecek olan Roma’nın ilerleyişini gorur. Sonrasında ise Roma Imparatorlugu'nungenişlemesi,Hıristiyanlıgınyukselmesivezaferi,barbar istilalarıveBatı imparatorlugununsonuolacaktır.Boyleliklebirmilyonyılıkatettik.Fakat,duşuncetarihibakışaçısınagore,buuzundonem,birbutun olarak işlenmelidir. Gerçekten de Helenistik duşunceyi, bize ifşa eden sonraki,imparatorluk donemi ve geç antikçag belgelerine başvurmaksızın tanımak imkansızdır; veaynı şekilde Romen duşuncesini, Yunan arka planını hesaba katmaksızın anlamak daimkânsızdır.Her şeyden once, neredeyse tum Helenistik edebiyatın, ozellikle de felse i uretiminkayboldugunukabuletmekgerekir.Stoacı ilozofChrysippos,digerleriarasındayalnızcabirtekorneginialıntıladıgımız,yediyuzeseryazmıştı;hepsikayboldu;sadecebazıfragmanlarıgunumuzekadarulaştı.Egerbudevasayıkımmeydanagelmeseydi,hiçkuşkusuzHelenistikfelsefehakkındabambaşkabir ikrimizolacaktı.Butamirolunamazkaybınasıltela ietmeyi

Page 125: Pierre Hadot Ruhani Alıştırmalar

ummalı? Tabii ki de, bazen bilinmeyenmetinleri gun ışıgına çıkarmayı saglayacak keşi lerolurtesadufen.Ornegin,Epikurosçubirkutuphane:yalnızcabuekolundegil,ayrıcastoacılıgınve Platonculugun da tanınması için gerekli, dikkat çekecek derecede ilginç metinlerbarındırmaktaydı.NapoliPapirusbilimEnstitusubugunhala, ornekteşkiledenbirbiçimde,bu degerli belgeleri, okuma ve yorumunu kesintisiz olarak iyileştirerek işlemektedir. Birbaşkaornek:MeslektaşımızPaulBemard'ın,AfganistanveS.S.C.Barasındakisınırayakın,Ai-Khanoum’da,BactrianakrallığınınbirHelenistikşehrininkalıntılarınıbulmakamacıylaonbeşyıl boyunca surdurdugu kazılar esnasında maalesef yırtık pırtık bir felse i metinbulunabilmiştirsadece.BoylebirmekandaboylebirbelgeninmevcudiyetiyinedeIskender’inzaferlerinin tetikledigi, Helenizmin olaganustu yayılımını anlatmak için yeterlidir.Muhtemelen3. ya da2. yuzyıl tarihlidir, veAristotelesçi gelenekten ilhamalmış bir pasajarastladığımızbirdiyaloğunmaalesefokumasıoldukçazorbirfragmanınısunmaktadır.Oldukça nadir bu tarz bulgular dışında, bilgi edinmek için, çogunlukla Helenistik donemsonrasınaaitmevcutmetinlerdenmumkunmertebeyaralanmakzorundayız. Işe tabiikideYunanca metinlerle başlamak gerek. Çogu fevkalade çalışmaya ragmen, bu alandaaraştırılacak daha pek çokları vardır. Ornegin bize kadar ulaşan felse i fragmanlarınderlemesinigerçekleştirmekyadagun ışıgınaçıkarmakgerekmektedir.H.vonArnim'ineneskistoacılarınfragmanlarınıbirarayagetiren,tamıtamınaseksenyıllıkveciddibirgozdengeçirme gerektiren eseri boyledir. Ustelik, Arcesilas’tan Larissalı Philon’a olan doneme aitAkademicihiçbir fragmanderlemesibulunmamaktadır.Oteyandan,IskenderiyeliPhilon’un,Galien’in, Athene’nin, Lucien’in eserleri gibi ya da antikçag sonunda yazılmış Platon veAristotelesyorumlarıgibibilgimadenlerihiçbirzamansistematikbirbiçimdeişlenmemiştir.LakinLatinyazarlardabuaraştırmanınolmazsaolmazıdırlar.Zira,hernekadarLatinistlerher zaman katılmasalar da, Latin edebiyatının, (ve bir kez daha!) tarihçiler hariç, buyukçogunlugundayaçevirilerden,yacumlealıntılarından,yadaYunanmetinlerintaklitlerindenoluştugunu kabul etmek gerekir. Bazen bu taklit oldukça belirgindir, zira Latin yazarlarcaçevrilmişyadacumlehalindealıntılanmışYunanmetinlerinasıllarınısatırısatırına,kelimesikelimesine karşılaştırabiliriz; bazen de Latin yazarlar Yunan kaynaklarını kendilerialıntılarlar; nihayetinde yanıltmayan işaretler yardımıyla bu etkileri dogruya yakın birbiçimde tahmin edebiliriz. Helenistik duşunce tarihinin buyuk bir kısmı Latin yazarlarsayesinde kurtarılmıştır. Cicero, Lucretius, Seneca, Aulu–Gelle olmadan, Epikurosçuların,stoacıların, akademicilerin felsefelerinin oldukça buyuk kısmı tela isi olmayacak biçimdekaybolacaktı. Hıristiyan donem Latinleri de bir o kadar degerlidir: Marius Victorinus,Augustinus,MilanlıAmbroise,Macrobe,Boetius,MartianusCapellaolmadan,kimbilirkaçtaneYunankaynaktamamıylagozardıedilecekti!Ohaldeikiişleyişibirbirindenayırmanınimkanıyoktur:Biryandan,Latinduşuncesini,Yunanarkaplanıylaaçıklamak, oteyandan,Latinyazarlararacılıgıyla,kaybolanYunanduşuncesiniyenidenbulmak.Burada, Batının buyuk kulturel olayıyla karşı karşıya bulunmaktayız, Yunancadan çevrilmişLatince bir felse i dilin ortaya çıkışı. Gene burada, Cicero, Seneca, Tertullien, Victorinus,Calcidius,AugustinusveBoetiussayesinde,ortaçagboyuncamodernduşunceninvaragelişinedamgasınıvuracakolanbutekniksözcükdaracığınınoluşturduğuşeklisistematikbirbiçimde

Page 126: Pierre Hadot Ruhani Alıştırmalar

araştırmak gerekir. Guncel teknik araçlarla, Yunanca ve Latince felse i terimlerinkarşılıklarının tastamambir sozcukdaracıgınıbirgunoluşturabilecegimiziumabilirmiyiz?Zaten uzun bir yoruma ihtiyaç duyulacaktır, zira en ilginci bir dilden digerine geçiştegerçekleşen anlam kaymasını analiz etmek olacaktır. Ontolojik sozcuk daracıgı durumu,örneğinousiavesubstantiaçevirilerihakikatendemeşhurdurvesondonemdetakdireşayançalışmaları tetiklemiştir. Burada, bu sunum boyunca tekrar karşılaşacagımızphilosophiakelimesi hakkında olçulu bir benzetme yaptıgımız bir fenomene rastlarız. Gelenek, çeviri,tefsirolduguanbitiveren,hattabazenkarşıtanlamakadarvaranyanlışanlamalardan,anlamkaymalarından ve kayıplarından, yeniden yorumlamalardan bahsetmek istiyorum. O haldeHelenistikveRomenduşunce tarihimiz,herşeyden once,anlamve ifadelerevriminianalizetmeyevetanımayadayanacaktır.Açıkçası bu, bahsettigimiz donemi bir butun olarak çalışma niyetimizi dogrulayan evrimiaçıklamazorunlulugudur.YunancadanLatinceyeçevirilergerçektende,MO4.yuzyıldanantikdunyanınsonunakadargitgidegerçekleşen,farklıAkdeniz,Avrupa,OrtaAsyakulturlerininbudevasabirleşimsurecinintikelbiryanındanbaşkabirşeydegildir;yaniHelenleştirmesureci.Helenistikduşunce,ençeşitlikavramsalveefsaneviverileriiçineçekenilginçbirgucesahipti.Akdeniz dunyasının tum kulturleri, kendilerini Helenistik duşunce kategorilerinde –hattaefsanelerin, degerlerin, bu kulturlere ait bilgeliklerin içeriklerinin oldugu kadar Helenistikgelenegin kendisinin de içeriginin biçimini degiştiren onemli anlam kaymaları pahasına–ifade ederek son buldu. Romalılar, sonra Yahudiler, sonra da Hıristiyanlar, hepsi kendidillerini muhafaza ederek, sırayla bu tarz tuzaklara duştuler. Greko-Romen dunyasınıkarakterizeeden,dikkatçekicikulturvedilbirligibununpahasınayaratılmıştır.Buayırtetmesüreci,edebi,felsefiyadadinselgelenekleriçindedeşaşılasıbirdevamlılığısağladı.Evrimdekibudevamlılıkve ilerleyenbubirleşme, felsefealanındaendikkatçekenbiçimdegozlemlenebilir. Helenistik donemin başında, so istik akım ve Sokratesçi deneyim izindeekollerin olaganustu bir artışına tanık oluyoruz. Lakin, MO 3. yuzyıldan itibaren bir çeşitsını landırma gerçekleşir. Atina’da, kurucularının oldukça duzenli kurumlar kazandırmayıhayal ettikleri ekoller haricinde hiçbiri tutunamaz: Platon ekolu, Aristoteles veTheophrastes’inki, Epikuros’unki, Zenon ve Chrysippos’unki. Bu dort ekolun yanı sıra,ozelliklederuhanigelenekleriolanikiakımvardır:septisizmvekinizm.Atina'da,kurumsaltemelli ekollerin yok olmasından sonra, Helenistik donem sonunda ozel ekoller ve hattamaddiolarakdesteklenenresmikursulertumImparatorluktakurulmayadevamedecektir,vebunlarkurucularınınruhanigeleneklerinedayandıklarınıbeyanedeceklerdir.Boylece,MO2.yuzyıldançagımızın3.yuzyılınakadar,altıasırboyunca,bahsettigimizaltıgeleneginşaşılasıbirsabitliginetanıkoluyoruz.Genede,digertumgeleneklersıradışıbirhalalırlarken,MS3.yuzyıldanitibaren,1.yuzyıldanberitaslakhalindekibirhareketitamamlayanPlatonculuk,birkez daha anlam kayması ve pek çok yeniden yorumlama pahasına, ozgun bir sentezdeAristotelesçiligi ve stoacılıgı içine çekecektir. Bu birleşme olgusunun başlıca tarihsel bironemivardır.ErkendonemAntikçagyazarlarısayesinde,ustelikdeArapçaçevirilerveBizansgelenegisayesinde,buyeni-Platoncusentez,tumortaçagveRonesansduşuncesineegemenolacaktır, ve birmanada da, Yahudi, Hıristiyan veMusluman teoloji vemistiklerinin ortakpaydasıolacaktır.

Page 127: Pierre Hadot Ruhani Alıştırmalar

Antikçagdakifelse iekollertarihininanahatlarınınkısabirtaslagınıverdik.FakatHelenistikveRomenduşuncetarihimiz,tıpkıantikphilosophiatarihigibi,bufarklıekollerehasogretiselozellikleri ve çeşitlilikleri araştırmaktansaphilosophia fenomeninin ozunun ta kendisinibetimlemeyeveantikçagda“ ilozof ’yada“felsefeyapma”nınortakkarakteristikleriniortayakoymaya çabalamaya yanaşacaktır. Bir anlamda, bu olgunun garipligini, akabinde tumBatıduşuncetarihindekisurekliliginingaripliginidahaiyianlamayaçalışmakamacıyla,tanımayaçalışır. Bahsi geçen oldukça genel ve ortak bir şey iken, ne diye, denilecektir, garipliktenbahsedilsin ki? Felse i bir ton, tum Helenistik ve Romen duşuncesini renklendirmez mi?Felsefeningenelleştirilmesi,halkayayılması,doneminkarakteristiklerindenbiridegilmidir?Felsefe her yerde mevcuttur, soylemlerde, romanlarda, şiirde, bilimde, sanatta. Yine dealdanmamak gerekir. Edebi bir gelişmeyi susleyebilen bu genel ikirlerle, ortak alanlarlahakiki“felsefeyapma”arasındabiruçurumvardır.Kibugerçektende,septiklerinbiosadınıverdikleri ile, yani gundelik yaşam ile bir kopuşu kapsamaktadır. Ozellikle septikler, digerilozo ların, yaşamın ortak gidişatını, yani torelere ve yasalara saygıya dayanan gorme vedavranmanınalışagelmiştarzınıtakipetmemelerindenyakınmaktaydılar.Butarz,sanatsalyada ekonomik teknikler pratiginden, beden ihtiyaçlarının tatmininden, eyleme geçmek içinolmazsa olmaz goruntulere inançtan ibaret idi. Bunu yaparak, yaşamın ortak gidişatınauygunlukseçiminde,septiklerinkendilerinin ilozofkaldıgıdogrudur,çunkuoldukçatuhafbirbutunsel alıştırma olan yargının askıya alınmasını uygulamaktadırlar ve onların hede i,yaşamınortakgidişatınınhiçdebilmedigi bir son, yarıdabırakılmamışbir sakinlik ve ruhdinginliğidir.Açıkçası ilozofun, bu gundelik yaşam gidişatından kopuşu, ilozof-olmayanlarca şiddetlehissedilmektedir.Komikvesatirikyazarlarda ilozo lar,tuhafveyahuttekinsizinsanlarolarakbelirirler. Tum antikçagda, kendilerini ilozof olarak tanıtan şarlatanların sayısı, goz ardıedilmeyecek kadar fazladır ve ornegin Lucien hayal gucunu, memnuniyetle onlarınsırtlarındanbesleyecektir.Lakinhukukçularda ilozo ları,insanlardanayrıtutarlar.Ulpien'egore,profesorlerinnakledenlerle,otoritelerleuyuşmazlıgı, ilozo larınugraşıdegildir,çunkubunlarınkendileri,parayıkuçumsemeyiogretmektedir.ImparatorAntoninusPius'unmaaşlarvetazminatlarlaalakalıbirsaptaması,mülklerihakkındaçekişenlerinfilozofolamayacaklarınıgösterdiğininoteder.Ohaldefilozoflar,insanlardanayrıvetuhaftır.Kendifelsefiçevrelerindeadamlarvekadınlararasında,vehattaevlikadınlarvefahişelerarasındatamamenbireşitlikuygulayarakyaşamsurenbuEpikurosçularaslındatuhafinsanlardır;kendilerinebahşedilmişImparatorlukeyaletleriniçıkargozetmeksizinyonetenveluksekarşıilanedilmişyasalarıtekciddiyealankişilerolanbuRomalıstoacılartuhaftırlar;yargıçvazifeleriniustlenmesigerekengun resmi gorevinden vazgeçen, tum malını mulkunu bırakan, kolelerini azat eden ve ikigündebiryemekyiyenPlotinos'unmüridisenatörRogatianus,buPlatoncuRomalıdatuhaftır.Davranışları, dinden etkilenmeksizin, olumluler toplulugunun goreneklerinden vealışkanlıklarındantamamenkopantümbufilozoflartuhaftırlar.Platoncu diyalogların Sokrates'i epeydiratopos, yani “sını landırılmaz” olarakadlandırılıyordu.Onuatoposkılan,tamolarak,kelimeninetimolojikanlamıyla“philo-sophos”olması,yanibilgeligeaşıkolmasıydı.Çunkubilgelik,derPlaton’unŞolen’indeDiotima,varlıktave ilahiden başkası olamayacak bilgide bir mukemmeliyet durumudur. Filozofu dunyaya

Page 128: Pierre Hadot Ruhani Alıştırmalar

yabancıkılan,dünyayayabancıbubilgelikaşkıdır.Herekoldemekki,bilgenindurumuolmasıgerekenbumukemmeliyetdurumununrasyoneltemsilinioluşturacakvebununportresini çizmeyeçalışacaktır.Buaşkın idealin,neredeyseulaşılamazolarakduşunulecegidogrudur:bazıekolleregore,hiçbirzamanbilgegelmemiştirdunyaya;digerekolleregore–Epikurosgibi– insanlararasındakibu tanrı gibibiryada ikitanesigelmiştirdunyaya;nihayetindebaşkalarınagoreise,insanbudurumaancakveancaknadideveuçupgidenanlardaulaşabilir.Akıltarafındanortayakonmuşbuaşkınnormda,herekol kendine has dunya goruşunu, kendi yaşam tarzını, mukemmel insan idesiniaçıklayacaktır. Bu sebepten, bu aşkın normun tasviri, nihayetinde her ekolde, Tanrı'nınrasyonel idesine denk gelecektir.Michelet bundanderinlemesine bahsetmişti: “Yunandini,gerçektanrısıylasonbulur:Bilge.”Michelet'ningeliştirmedigibuformulu; ilozo larTanrı’yırasyonelbirbiçimdekavradıklarıandaYunanistan'ın,tanrılarınınefsanevitasviriniaştıgınısoyleyerekyorumlayabiliriz.Kuşkusuz,bilgeninbuklasiktasvirlerinde,insanyaşamınınbazıkoşullarıanımsatılacaktır.Bilgeninşuyadabudurumdaneyapacagını,hattaozelliklede,şuya da bu zorlukta sarsılmaz bir şekildemuhafaza edecegi sonsuzmutlulugun Tanrı'nın takendisinin mutlulugu oldugunu soylemekten memnuniyet duyacagız. Eger tutuklu ya dasurgunde,yadaçolefırlatılmışise,diyesorarSeneca,neolacaktıryalnızlıktabilgeninyaşamı?Vecevapverir: “Zeus'unyaşamı [yani stoacılaragoreevrenselAklınyaşamı]olacaktır.Herkozmikdonemin sonunda,doganın faaliyeti durmuşbirbiçimde, Zeuskendini ozgurcesineduşuncelerinebırakır.Bilgede,tıpkıonungibi,kendiyleolmaktanmutlulukduyar.”Stoacılaragorebilgelerininduşuncesive iradesi,Kozmos’unevrimine içkinolanAklınevrimi, iradesi,duşuncesi ile tamamıyla uyuşur. Epikurosçu bilgeye gelince, tanrılar gibi o da, sonsuzboşluktaatomlardan,dunyalarınsonsuzlugununmeydanageldiginigorur.Dogaihtiyaçlarınıkarşılarvehiçbirşeyaslaruhununhuzurunaelsurmez.PlatoncuveAristotelesçibilgeler,herbirikendifarklılıklarıölçüsünde,düşünceyaşamlarıylailahiDüşünceseviyesineyükselirler.Şimdi atopia’yı, ilozofun insandunyasınayabancılıgını çokdaha iyi anlarız. Filozofuhangisınıfadahiledecegimizibilmeyiz,zirao,nebirbilgedirnededigerlerigibibiradam.Filozof,insanlarınnormalhalinin,dogalhalininbilgelikolmasıgerektiginibilir.Zirabilgelik,olduklarıgibiolanşeyleringorunumunden,aklınışıgındabelirdigihaliyleoldugugibiolankozmosungorunumundenbaşkabirşeydegildir,vebugorunumetekabuletmekdurumundakivarlıkveyaşam tarzındanbaşkabir şeydedegildir.Fakat ilozof,bilgeliginneredeyseulaşılamazveidealbirhaloldugunudabilir.Boylebiradamiçin,digerinsanlarcaduzenlenmişveyaşanmışhaliylegundelikyaşam,kaçınılmazolaraktıpkıanamoligibi,birdelilik,bilinçsizlik,gerçeklikyadsıması hali gibi gorunmekdurumundadır. Yinede ilozof, kendine yabancı hissettigi vekendisinin de başkalarınca yabancı olarak algılandıgı bu yaşamı hakkını teslim ederekyaşamalıhergun.Tamdabugundelikyaşamda;gundelikyaşamatamamenyabancıolanbuyaşamtarzınaegilimgostermeyeçabalamakzorundakalacaktır.Filozofun,şeyleri,evrenseldoganın bakış açısından gorundukleri gibi gorme girişimi ile insan toplumunun temelindeyatanşeylerinuzlaşımsalgorunumuarasında,yaşanmasıgerekenyaşamvegundelikyaşamıngorenekleri, uzlaşımları arasında suregelen bir çatışma vardır. Bu tartışma, hiçbir zamantamamıyla çozumlenemez. Hatta kinikler, uzlaşımsal toplumu inkar ederek tamamıyla birkopuşu tercih etmektedirler. Septikler ise tersine, kendi içselhuzurlarınımuhafaza ederek,

Page 129: Pierre Hadot Ruhani Alıştırmalar

butunuyle uzlaşımsal toplumu kabul edeceklerdir. Epikurosçular, kendi aralarında, bilgelikidealine uygun bir gundelik yaşamı yeniden yaratmaya çabalayacaklardır. NihayetindePlatoncular ise, en buyuk zorluklar pahasına, gundelik yaşamı ve hatta kamusal yaşamı“felse i, şekilde” yaşamak için gayret gostereceklerdir. Hepsi için, her halukarda felse i,yaşam;birbilgeliknormunagoreduşunmeveyaşamagirişimiolacaktır;bu, aşkındurumadogru, kelimenin tam anlamıyla kavuşmaksızın [surdurulen] bir yuruyuş, bir ilerlemeolacaktır.O halde her ekol, bir bilgelik ideali ile belirlenmiş bir yaşam biçimini temsil edecektir.Boylelikle her ekole temel içsel bir tavır tekabul etmektedir: ornegin, stoacılarda gerilim,Epikurosçulardadinginlik;bellibirkonuşmatarzı:ornegin,stoacılardaçarpıcıbirdiyalektik,Akademililerdeverimlibirretorik.Ama,herşeydendeote,herekolde,bilgeliginidealhalinedogru ruhani ilerlemeyi saglamaya yonelik alıştırmalar, ruh için, atletin idmanına ya damedikal bir tedavinin pratiklerine benzer olacak akıl alıştırmaları pratik edilecektir. Genelbakımdan, bu alıştırmalar ozellikle de kendine hakimiyete vemeditasyona dayanmaktadır.Kendine hakimiyet, temel olarak kendine dikkattir: Stoacılıktaki gergin dikkatlilik,Epikurosçuluktaki belirgin olmayan arzulardan vazgeçme. Bu hakimiyet; daima bir iradeçabasını, demek ki ahlaki ozgurluge, kendini iyileştirme imkanına bir inancı içerir. Bilinçsınanması ve ruhani yon pratigiyle arıtılmış, keskin bir ahlaki bilinci ve nihayetinde dePlutarkhos’un fevkalade bir saptamayla belirttigi pratik alıştırmaları içerir: kızgınlıgını,merakını, sozlerini, zenginlik sevdanı, ufak ufak sabit ve saglam bir alışkanlık kazanmayaedinmekiçinenbasitşeylerdealışkanlıkkazanmayaçabalayarakkontroletmek.Ozellikleakıl“alıştırması”meditasyondur:zatenetimolojikolarakbuikikelimeeşanlamlıdır.Budist tipli Uzakdogu meditasyonlarından farklı olarak felse i GrekoRomen meditasyonu,bedenselbirtavrabaglıdegildir.Amabumeditasyonsaltolarakrasyonelyadahayaliyadasezgiselbiralıştırmadır.Biçimleriisefazlasıyladegişkendir.Bumeditasyon,oncelikleekolunyaşam kurallarının temel ogretilerinin benimsenmesi ve ezberlenmesidir. Bu alıştırmasayesinde, ruhani açıdan ilerlemeye çabalayan kişinin dunya goruşu, tamamıyla donuşmuşolacaktır. Hele ki, izigin esas ogretilerinin felse i meditasyonu, ornegin sonsuz boşluktadunyaların varagelişinin [genesis] Epikurosçu temaşası ya da kozmik olayların rasyonel vezorunlu seyrinin stoacı temaşası; imgelem alıştırmasına esin kaynagı olabilecektir. Ki bualıştırmada insanca şeyler, uzayın ve zamanın uçsuz bucaksızlıgında pek onemsizgoruneceklerdir. Bu ogretiler, bu yaşam kuralları; yaşamın her koşulunda felsefeyeyonelebilmekiçin,bunları“elaltındatutmaya”çabalamalı.Olaylarınşokunahazırolmakiçin,zatenbukoşullarıoncedengozonundecanlandırmakgerekecektir.Farklınedenlerdenoturu,butun ekollerde felsefe, bir olummeditasyonu ve key ine varmak ya da bilinçli bir şekildeyaşamakamacıyla,mevcutanayogunlaştırılmışbirdikkatolacaktır.Tumbualıştırmalarda,diyalektigin ve retorigin seferber ettigi tum vasıtalar, maksimum verim saglamak içinkullanılacaktır. Bazı okuyucuların Marcus Aurelius’unDüşünceler’inde keşfettigini sandıgıkotumserlikizleniminiaçıklayan,retoriginbilinçliveistemlibuturdenbirkullanımıdır.Tumimgeler,egerimgelemeçarpıpinsanuzlaşmalarınınveyanılsamalarınfarkınavardırabilirse,güzelgörünürgözüne.Işte,budoneminfelsefesindekiteorivepratikarasındakibaglarıbumeditasyonalıştırmaları

Page 130: Pierre Hadot Ruhani Alıştırmalar

perspekti inde anlamak gerekir. Kendisi için teori hiçbir zaman kendinde bir amaç olarakduşunulmedi. Başka bir deyişle, teori, açıkça ve kesin bir biçimde pratigin hizmetinesunulmuştur. Epikuros bunu açık açık dile getirir: doga biliminin amacı, ruhun sukunetinisaglamaktır.VeyaAristotelesçilerdeoldugugibi, teorilerinkendisindençok,neredeyse ilahibirmutlulukvebirhazsaglayanbiryaşamtarzıolarakduşunulenteorikfaaliyetebaglanırız.VeyaAkademiekolundeyadaseptiklerdeoldugugibi,teorikfaaliyeteleştiriselbirfaaliyettir.Veya Platoncularda oldugu gibi, soyut teori, hakiki bilgi olarak duşunulmez: Porphyros’undedigi gibi, “mutlukılan temaşa;nebirakılyurutmeleryıgılmasındannedebir ogrenilmişbilgiler yıgınından ibarettir. Teorinin, bizde doga ve yaşam haline gelmesi gerekir”. VePlotinos’a gore, eger kendimizde ruhunbedene gore aşkınsallıgını deneyimlemek amacıylatutkularımızdan kurtulmazsak, ruhu tanıyamayız; ve butun şeylerin ilkesini, eger onunlabirleşmedeneyiminesahipdeğilsek,bilemeyiz.Meditasyonalıştırmalarına imkan tanımak için,ekolun ogretisel temellerinin ozetleriyadacumleleri,acemilerindikkatinesunuluyordu.DiogenesLaertius’unbizimiçinmuhafazaettigiEpikuros’unMektuplar'ı, bu rolu oynamayayoneliktir.Bu ogretilere, onemlibir ruhani etkisaglamak için, bunları, tıpkı Epikuros'un Seçilmiş Cumleler'i gibi, kısa ve çarpıcı formullerbiçimindeyadatıpkıaynıyazarınHerodotos’aMektup’ugibi,ciddendesistematikbirbiçimdesunmak gerekirdi. Bu sonuncusu, muride, ogretinin esasını bir çeşit nadide sezgidesezmesine imkan tanıyordu; ki murit, bu esası kolaylıkla “el altında” bulundursun. Budurumda,sistematiktutarlılıkkaygısı,ruhanietkihizmetinesunulmuştur.Yontemselilkelerveogretiler,herekoldetartışılabilirdegildir.Felsefeyapmak,odonemiçin,birekolseçmek,yaşamtarzınayonlenmekveogretilerinikabuletmektir.Busebeptendirki,esasen, Platonculugun,Aristotelesçiligin, stoacılıgın veEpikurosçulugun yaşamkuralları vetemelogretileri,tumantikçagboyuncagelişmemiştir.Antikçagbiliminsanlarıbile,daimabirfelse i ekole baglıdır: onların matematiksel ya da astronomik teoremlerinin gelişmesi,mensupolduklarıekolüntemelilkelerinideğiştirmez.Bu,duşunmeninve teorikgeliştirmenin, felse i yaşamdanyoksunolduklarıdemekdegildir.Genedebufaaliyet,aslaogretilerinkendileriyadayontemselilkelerihakkındadegildir.Lakinogretilerin kanıtlanması ve sistemleştirilmesi hakkında, ve bunlardan çıkan ikIncil ogretinoktalan hakkındadır, ama bu noktalar ekolde oybirligi saglamazlar. Bu tarz bir araştırmadaima ileri seviyedekilere mahsustur. Ileri seviyedekiler için, onları felse i yaşamlarındapekiştiren bir akıl alıştırmasıdır. Ornegin Chrysippos, Zenon ve Cleanthes tarafındansunulmuşogretileridogrulayanakılyurutmelerinikendikendinebulmayamuktediroldugunuhissediyordu.ZatenChrysippos'ubunlarlahem ikirolmamayaiten,ogretileriyledegil,bunlarıoluşturma şekliyle alakalıydı. Epikuros da, ileri seviyedeki muritlerine ayrıntılarınaraştırmasını ve tartışmasını ayırır. Daha sonraları –kendisinin de dedigi gibi– aynı tavra;“ruhaniler”e,araştırmaaracılıgıyla,“nasıl”larıve“neden”leriaraştırmavebelirsizve ikIncilsorularıtartışma ikriaşılayanOrigenes’tederastlayacagız.Buteorikduşunmeçabası,genişölçeklieserlerinyazımınayolaçabilecektir.Pek haklı olarak felsefe tarihçisinin ilgisini çeken bu bilge yorumlar ya da bu sistematikrisalelerdir pek tabii ki: ornegin Origenes’in Ilkeler uzerine risalesi, Proclus'unTeolojininUnsurları.Buiki onemlimetindekiduşuncenindevinimiçalışması, felsefefenomeniuzerine

Page 131: Pierre Hadot Ruhani Alıştırmalar

duşunmenin temel gorevlerindenbiri olmalı.Genedebuna iyicehakimolmakgerek, genelmanada, Greko-Romen antikçag felse i eserleri neredeyse her zaman çagdaş okuyucuyuyolundan etme tehlikesiyle karşı karşıyadır: Yalnızca sıradan okurdan degil, antikçaguzmanlarındandabahsediyorum.Antikyazarlarınyanlışkompozeettiklerinden,kendileriyleçeliştiklerinden, kesinlik ve tutarlılıktan yoksun olduklarından şikayet eden modernyorumcularca antik yazarlara yapılmış sitemlerin tamamının bir antropolojisini pekalayapabilirdik.Bu,hembueleştirilerkarşısındakihemdebueleştirilerinifşaettigifenomeninsurekliligiveevrenselligikarşısındakişaşkınlıgımdır.Buşaşkınlık,sizingozlerinizinonundegeliştirmekte oldugum duşuncelerimin oldugu kadar şimdi sunacagım, ileri surdugumdüşüncelerimindeesinkaynağıolmuştur.Antikçag felsefe yazarlarının eserlerini anlamak için yapılması gereken, yazarken içindebulundukları somut tum koşulları, Uzerlerine çoken tum baskıları goz onundebulundurmaktır:Ekolünçerçevesi,philosophia'nınkenditabiatı,edebiturler,retorikkurallar,ogretiselemirler,akıl yurutmenin geleneksel usulleri. Antik bir yazarı, çagdaş bir yazar okuyormuşuzcasınaokuyamayız (ki bu, çagdaş yazarları anlamak, antikçag yazarlarını anlamaktan daha kolaydemekdegildir).Aslındaantikeser,moderneserinkoşullarındantamamıylafarklıkoşullardauretilmiştir. Maddesel araç sorununa geçiyorum:volumen ya da codex, ki kendilerinceengelleri vardır. Ama ozellikle, işledigimiz doneme ait yazılı eserlerin, sozselliginengellerindenbutunuylehiçbirzamankurtulmadıgıolgusundaısrarediyorum.Sondonemdeyaptıgımız gibi,Greko-Romenmedeniyetinin erkendenbir yazımedeniyetihalinegeldiginidogrulamak ve boylelikle yontemsel olarak antikçag felse i eserlerinin herhangi bir yazılıesermişçesineişlendiğinidoğrulmakoldukçaabartılır.Bu donemin yazılı eserleri gerçekten de sozsel gudumlere sıkı sıkıya baglıdırlar. Bunlarçogunlukla bir katibe dikte edilirler. Ve gerek efendisine okuma yapacak bir kole, gerekseokuyucunun kendisi tarafından yuksek sesle okunmaya yoneliktirler. Bu, alışılageldigi gibi,eserini dikte ederken yazarın kendisinin zaten sınamış olabilecegi kelimelerin sestitreşiminin ve donemin ritminin altını çizerek yuksek sesle okumaktır. Antikler seslifenomenlerekarşıoldukçaduyarlıdır.Uzerineçalıştıgımızdonemdepekaz ilozof,kelamınbubuyusunekarşıkoymuştu;nestoacılar,nedePlotinos.Demekki,eger,yazınınkullanımındanonce,sozseledebiyat,ifadeyeciddizorluklardayatıyorveritmik,tekduzeleşmişvegelenekselbelli başlı bazı formulleri –kibu formullerduşuncedenbagımsız, hattadiyebilirsekyazarıniradesindenbagımsız,içeriklerveimgelertaşımaktadır–zorunlututuyoridiyse;bufenomen;ritimdenvesestitreşimindenendişelendigiolçudeyazılıedebiyatahiçdeyabancıdegildir.Uçama açıga vuran bir durumu ele almak gerekirse,De natura rerum’ da, bir anlamdatekduzeleşmiş bazı formullere başvurmayı dayatan poetik ritim yuzunden Lucretius,gereksinimiolduğuhalde,Epikurosçuluktekniksözcükdarağacınıözgürcesinekullanamaz.Yazınınsozilebubaglantısıohaldeantikçageselerininbazıtara larınıaçıklar.Sıklıklaeser,sistematik bir kesinlik olmaksızın, duşunce çagrışımlarıyla gelişir; konuşulan soyleminduzeltmelerini,duraksamalarını, tekrarlamalarınıvarlıklarınısurdurmeyebırakır.Yada,birtekrardanokumadansonra, farklıkısımlarageçişler,girişleryadasonuçlarekleyerekbirazzorakibirsistemleştirmeeseredahiledilir.

Page 132: Pierre Hadot Ruhani Alıştırmalar

Felse ieserler,digerlerinenazaransozselligedahadabaglıdır,çunkuantikfelsefe,herşeydenonce,sozseldir.Pektabiikidebirkitapokurken ikirdegiştirdigimizolurşuphesiz,nevarkibiz, ilozofun sozunu dinlemek, onu sorgulamak, onunla ve diger muritlerle, daima birtartışmayeriolanbirtopluluktatartışmakiçincanatarız.Felse iegitimekıyaslayazı,canlısözünyeriniaslatutmayacakbirehven-i’şerden,akıldefterindenbaşkabirşeydeğildir.Hakikiegitim[biçimleme]daimasozseldir;çunkubirteksozdiyalogkurmaya,yanimuridinsorucevapoyunundahakikatikendikendinekeşfetmesinevehocanındaegitimini,muridinihtiyacınauydurmasınaimkantanır.Pekçokfilozof,Platon’dansonraveşüphesizhaklıolarak,sozileruhlarayazılanın,papirusyadaparşomenuzerinekazınankarakterlerdendahagerçekvedahakalıcıolduğunudüşünerekyazmakistememiştir.Filozo larınyazılıuretimleri;ohalde,buyukçogunluguiçin,sozselegitimlerininbiryankısıyadabiruzantısı yadabirhazırlıgıdırveboylebirdurumundayattıgı sınırlarlaveengellerledamgalanmıştır.Buuretimlerinbazılarızatendogrudanegitimfaaliyetiylealakalıdır.Buuretimler,gerçektende ya dersini hazırlamak uzere hoca tarafından kaleme alınmış akıl defterleri ya dersleresnasındaöğrencilercealınmışnotlaryadadikkatlekalemealınmış,dersesnasındaöğretmenyadabirogrencitarafındanokunacakolanmetinlerdir.Budurumlarınhepsinde,duşunceningenel devinimi, [duşuncenin] asıl zamanı olarak adlandırabilecegimiz [duşuncenin] seyri,sozunzamanıtarafındanduzenlenir.Bu,bugunbutunciddiyetiyleuygulamaktaoldugum,agırgelenbirzorunluluktur.Kendileriiçinyazılmışeserlerbile,egitimfaaliyetinesıkısıkıyabaglıdırvebueserlerinedebiturleri, egitimsel yontemleri yansıtır. Ekoldeki gozde alıştırmalardan biri, –ister diyalektik,yani soru ve cevaplarla, ister retorik, yani devamlı soylemle– “savlar” adını verdigimiz,sorularbiçimindesunulanteorikgoruşleritartışmayadayanmaktaydı:olum,birkotumudur?Bilge sinirlenir mi? Bu, hem bir soz hakimiyeti egitimi hem de tam anlamıyla bir felse ialıştırmaydı.Antikçagfelse ieserlerininbuyukçogunlugu,orneginCicero'nun,Plutarkhos'un,Seneca'nın, Plotinos'unkiler ve genel olarak modernlerin yergi adını verdikleri ture baglıolanlar, bu alıştırmaya tekabul etmektedir.Kitabınbaşında sorulmuş, normalde evet yadahayır cevabınıverecekleri,bellibir soru uzerine tartışırlar.Bueserlerdekiduşunce işleyişi,demekki ekol tarafındankabuledilmiş,bahsigeçensorunuçozmeyeyonelikgenel ilkelereyukselmeyedayanmaktadır.Bu,duşunceyisıkısıkıyabelirlenmişsınırlarahapsedenverilibirsorununçozumilkelerininaraştırmasıdır.Aynıyazarda,bu“zetetik” {676}yonteme,“araştıran”yonteme gore gerçekleştirilmiş farklı yazılar, zorunlu olarak her noktada tutarlıolmayacaklardır, çunku her eserdeki kanıtlama ayrıntıları, sorulan soruya gore degişiklikgösterecektir.Bir başka ekolse) alıştırma, her ekolun otoritesi haline gelen metinlerin okunması vetefsiriydi. Pek çok edebi eser, ozellikle de antikçag sonunda rastlanan uzun yorumlar, bualıştırmadan kaynaklanmaktadır. Daha genel olarak ise, felse i eserlerin buyuk bir kısmıtefsiredayalıbirduşunceusulunukullanır.Bir“savı”tartışmak,çoguzaman,şeyinkendisini,kendindesorunudegil,amabusorunlaalakalıPlatonyadaAristotelesformullerineverilmesigerekenanlamadayanır.Buuzlaşmabirkezsaglandımı,sorununkokeniniciddentartışırız;

Page 133: Pierre Hadot Ruhani Alıştırmalar

ancak Platoncu ya da Aristotelesçi formullere, bahsi geçen sorunun çozumunu saglayacakanlamı ustalıkla vererek yaparız bunu. Muhtemel her anlam, metinde keşfettigimizeinandıgımızhakikatiletutarlıolmasıbaglamındageçerlidir.Herekolunruhanigeleneginde,ama ozellikle de Platonculukta; otorite iddiasından destek alarak, temel ogretiler uzerineolaganustubirduşunmearacılıgıyla,devasa ogretiselyapılarkurmuşolanbirskolastik işteboyle, yavaş yavaşoluşmuştur.Bu, ozelliklede uçuncu turdenbir felse i edebiyattır, bazenProclus'ta oldugu gibi,moregeometrico, Euklid'inUnsurlar'ı modeline gore sunulmuş olanogretinin butununun akılsal bir tasni ini oneren sistematik risaleler edebiyatıdır. Bu sefer,bellibirsoruiçin,çozumilkelerinekadaruzanmayız,fakathemenilkelerintemelleriniatarvebunlarınsonuçlarınıvarsayarız.Buyazılar,diyebilirizki,digerlerinegore“dahayazılı”dırlar;genellikleuzunbirkitaplarseyrivebutunungenişbirduzlemişeklindeoluşmaktadırlar.Fakatbueserler,OrtaçağSommatheologica’sınınilanettigiuzere,ekolsel,diyalektikvetefsiredeginalıştırmalarperspektifindeanlaşılmalıdır.Tumbu felse i uretimler, hatta sistematik eserler bile,modern eserler gibi, tum insanlara,evrensel bir dinleyici kitlesine degil, fakat oncelikli olarak ekol uyelerince egitilmiş grubahitapetmektedirvebueserlergenelliklesozselegitimtarafındanortayakonmuşsorunlarınyankısıdır.Zaten ilozof genellikle, yazarken ekolde gerçekleştirdigi ruhani kılavuzluk faaliyetininuzantısını takip eder.Eserboylelikle, çagrı çıkarılmak zorundaolanyadabelli bir zorluklakarşıkarşıyabulunanbelirlibirmuridehitapeder.Veyahuteser,hitapettigikişilerinruhaniduzeyine uyarlanır. Yeni başlayanlara, yalnızca ileri seviyedekilerin vakıf olabildiklerisistemin tum ayrıntıları açıklanmaz. Ozellikle eser, her ne kadar gorunurde teorik vesistematik olsa da, okuyucuyu ogretisel içerik hakkında bilgilendirmek için degil, buokuyucuyu seyrinde ruhani olarak ilerleyecegi belli bir guzergahı kat ettirerekbiçimlendirmek için yazılmıştır. Bu usul Plotinos'ta ve Augustinus’ta apaçıktır. Eserin tumdolambaçları,yinelemeleri,konudışılıklarıdemekkibiçimlendiriciunsurlardır.Birantikçagfelse ieserinikonuederken,daimaruhaniilerleme ikrinigozonundebulundurmakgerekir.Ornegin Platoncular için, matematik bile ruhun, duyumsanır olandan akıl edilebilir olanayukselmesinehizmetetmektedir.Eserinplanı,sunuluşşeklidaimabutarzsaplantılaracevapniteliğindeolabilir.Antikyazaruzerindeetkiliolanvemodernokuyucuyagenellikle[yazarın]soyledigişeydenvesoyleyişşeklindenoturuyolunuşaşırtanpekçokengeldemekkiboyledir.Birantikçageserinianlamak,bueseri sudurettigi grupta, ogretisel geleneginde, edebi turundeveerekliligindeyeniden konumlandırmaktır. Yazarın soylemek zorunda oldugu ve soyleyebildigi ya dasoyleyemediginiveozellikledesoylemekistediginibirbirindenayırtetmekgerekir.Ziraantikyazarınsanatı,amaçlarınaulaşmakiçin,kendisiuzerindeagırbasantumengellerivegelenektarafındanedinilmişmodelleriustacakullanmayadayanmaktadır.Zatençoguzaman,bunlarsadece ikirler, imgeler, kanıtlama şemaları degil, fakat yazarın bu şekilde kullandıgı enazındanzatenmevcutolanformulleryadadahasımetinlerdir.Bu,enyalınvebasitintihalden,oncekigelenekçekullanılmışkelimelerinveyaformullerinedebikullanımındanyararlanarak–kienkarakteristikolandabudur;veyazarbunlaragenelliklesoylemekistedigineuygunyenibiranlamverir–alıntılamayadakesitvermeyekadarvarmaktadır.

Page 134: Pierre Hadot Ruhani Alıştırmalar

Yahudi Philon’un Kutsal Kitabı yorumlarken Platon’un formullerini kullanması, ya daHıristiyanAmbroise'ınHıristiyanogretilerisunarkenPhilon'unmetinleriniçevirmesi,yadaPlotinos'un kendi deneyimini ifade etmek için Platon'un kelimelerini ya da cumlelerinikullanmasıtamdaboyledir.Herşeydenoncedikkatedegerolan,antikvegelenekselformulunitibarıdır, aslen sahip oldugu kesin anlamı degil. Kendinde ideden ote, kendi duşuncesinevakıf oldugumuza inandıgımız onceden yapılandırılmış unsurlarla ve edebi organizmaylabutunleşmelerindebeklenmedikbirereksellikvebiranlamortayakoyanunsurlarlailgileniriz.Onceden yapılandırılmışın bazen dahiyane olabilen bu yeniden kullanımı, yalnızcaantropologlar degil, fakat biyologlar için de geçerli –guncel olarak pek meşhur olan birkelimeyielealmakgerekirsebir“onanın”izlenimiyaratmaktadır.Duşunce,bunlarırasyonelbirsistemlebutunleştirmeçabasındayenibiranlamkazandırdıgıoncedenyapılandırılmışveoncedenmevcutolanunsurlarıyenidenelealarak ilerler.Bubutunleşmeseyrindeneyinenolaganustu oldugunu bilmeyiz: kullanılmış unsurlardan ileri gelen olaganlıgın, tesadufun,irrasyonelligin, saçmalıgın ta kendisi mi, ya da tam tersine, bu uyumsuz unsurlarısistemleştirmek,butunleştirmekvebunlarayenibiranlamvermekiçinaklınsarfettigituhafgüçmü?Buyenibiranlamkazandırılmasının,Husserl'ınKartezyenMeditasyonlar’mmsonsatırlarındasonderecebelirleyicibir ornegine rastlıyoruz.Kendi teorisini ozetleyenHusserl şoyleder:“Delpheskehaneti,‘Kendikendinitanı'yepyenibiranlamkazandı...Oncelikledunyayıepoche(Husserl için dunyanın ‘fenomonolojik paranteze alınması') ile kaybetmek, ki akabinde budunya kendinin evrensel bir farkındalıgında yeniden bulunabilsin.Noli foras ire, der AzizAugustinus,inteYedi,ininteriorehaminehabitatveritas .”Augustinus'unbucumlesi“Kendinidışarıda bulmaya çalışma, kendi içine geri don, hakikat içindeki adamda yaşar”, Husserl'ekendi farkındalılık kavramını açıklamak ve ozetlemek için elverişli bir formul saglar.Husserl'inbucumleyeyenibiranlamverdigidogrudur.Augustinus'un“içtekiadam”ı,Husserliçin bilginin oznesi olarak dunyayı “evrensel bir kendilik bilincinde” yeniden bulan “aşkınBen”halinialır.Augustinusbuterimlerdekendi“içtekiinsan”ınıaslatanıyamazdı.AmagenedeHusserl'inbuformulukullanmayaniyetlenmişoldugunuanlıyoruz.ZiraAugustinus'unbucumlesi,Greko-Romenfelsefenin,–Derscartes'inMeditasyonlar'ınıoldugukadarHusserl’indeKartezyenMeditasyonlar’ınıhazırlayan–tumozunuhayranolunasıbirbiçimdeozetler.Bizde,bir formulu yineleyerek Husserl'in kendi felsefesi hakkında soyledigini antik felsefeyeuyarlayabiliriz: “Kendi kendini tanı” Delphes kehaneti yepyeni bir anlam kazandı. Zirabahsetmekteoldugumuzfelsefenintumude,Delphesformuluneyenibiranlamvermektedir.Filozofa, insanın “ben”indeki ilahi Aklın mevcudiyetini tanıtmaya ve onun, kendisindenbagımsız,kendiahlakibilinciyleevreningerikalanınıkarşılaştırmasınaugraşanstoacılardabu yeni anlam çoktan gorunmektedir. Bu yeni anlam gene, hakiki “ben”, dunyanın kurucuzekasıadınıverdiklerişeyilevehattatumduşunceyivetumgerçekligitemellendirenaşkınBirlik ile ozdeşleştiren yeni-Platoncular'da daha da açıkça gorunmektedir. Helenistik veRomenduşuncedeboylelikle,Husserl'inbahsettigi,evrenselkendilikbilincindetekrarbulmakiçindunyayıkaybettigimizbuhareketintaslagıoncedenhazırlanmıştır.Bilinçliveistemlibirşekilde Husserl kendini, Sokrates'ten Augustinus'a ve Descartes'a kadar uzanan “Kendikendinitanı”geleneğininmirasçısıolaraktanımlar.

Page 135: Pierre Hadot Ruhani Alıştırmalar

Amahepsi bu kadar da degil. Husserl'den odunç aldıgımız bu ornek, soyut bir biçimde busefer antikçagda, yeni anlamdaki verilerinnasıl gerçekleştigini daha iyi anlamamıza imkantanımaktadır.Aslında,“ininteriorehominehabitatveritas”ifadesi,meslektaşımvearkadaşımG. Madec'in bana fark ettirdigi uzere,Paul’unEfesliler eMektubunun bolum III, ayet 16 ve17’den,tamolarakmetninşuşekildesunulduguantikbirLatinversiyonundanodunçalınmışbirkelimegurubunayapılanbirgondermedir:“ininteriorehomineChristumhabitareAmabukelimeler;sadecebuLatinversiyondabulunan,saltmaddeselbirdevamdanbaşkasıdegildir;Paul’un duşuncesinde hiçbir içerige tekabul etmezler; zira iki farklı cumle parçacıklarınamensupturlar. Bir yandan, Paul “Isa'nın” iman aracılıgıyla muritlerinin “kalbinde yaşıyor”olmasını diler; ote yandan onceki cumle parçacıgında, Tanrı'nın muritlerine, Vulgate'ınyazmış oldugu gibi,“in interiorem hominem”, “içteki insanla alakalı olarak”, [muritlerinin]KutsalRuh'taguçlendirilmişolmalarınıbahşetmesinidiler.DemekkiAntikLatinceversiyonu,“in interiore homine” ve“Christumhabitare”yi birleştirerek bir kopya hatasına ya da çevirianlamsızlıgınayolaçar.Boylelikle,Augustinusçu“ininteriorehominehabitatveritas”formulu,Aziz Paul'de anlam butunlugu temsil etmeyen bir kelimeler grubundan hareketleuydurulmuştur. Fakat kendinde ele alındıgında bu kelimeler grubunun Augustinus için biranlamıvardır,vebunu,kelimeyikullandıgıDeverareligionebaglamındaaçıklar:içtekiinsan,yani insan ruhu, duşunmesine ve akıl yurutmesine imkan tanındıgı şeyi keşfeder; buHakikat’tır, yani ilahi Akıl’dır, yani Augustinus için, insan ruhunun içinde yaşayan,mevcutolan Isa'dır. O halde formul burada Platoncu bir anlam kazanır. O halde Augustinus'tangeçerekAzizPaul’denHusserl'evaran,aslındayalnızcasaltbirmaddeselbirliktenoluşanbirkelimeler grubunun ya da Latin çevirmenin yanlış anlaşılmasının Augustinus’ta, sonra daHusserl’de,kendilikbilincininderinleşmesiningenişgelenegindenasıldayepyenibiranlamkazandığınatanıkoluyoruz.Husserl’den odunç aldıgımız bu ornek, Batı duşuncesindetopos adını verdigimiz şeyinoneminiapaçıkgormemizisaglar.Edebiyatteorileri,boyleliklezorakibirbiçimdeyazarayada duşunure kendini dayatan formulleri, imgeleri, metaforları çagrıştırır; oyle ki oncedenyapılandırılmış modellerin bu şekilde kullanımı, bu yazarların ve duşunurlerin kendidüşünceleriniaçıklamalarıiçinkaçınılmazgözükmektedir.Batı duşuncemiz, boyle beslenmiştir; ve kendisinin kaynaklandıgı degişik geleneklerdenodunç alınmış metaforların ve formullerin kısmen sınırlı bir sayısıyla hala yaşamaktadır.Mesela, “Kendi kendini tanı” gibi belli bir içsel tutuma davet eden, uzun zaman boyuncadogayı gorme şeklini yonlendirmiş olan vecizeler vardır: “Doga sıçramalar yapmaz”, “Dogaçeşitliliktenhoşlanır”.“Hakikatinkuvveti”,“kitapgibidunya”(kibelkidebirmetningenetikkodukavramındauzantısıdevamedecektir)gibimetaforlarvardır. “Benolankişiyim”gibi,Tanrı ikriniderinlemesineetkilemişkutsalkitabadairformullervardır.Israrlaaltınıçizmekistedigimnoktaşudur:Birkaçorneginivermişoldugumoncedenyapılandırılmışbumodeller,Ronesans’ta ve modern dunyada, ozellikle Helenistik ve Romen geleneginde belirdikleribiçimdetanınmışlardırvebumodeller,aslen,Ronesans’tavemoderndunyada,GrekoRomendonemde ve hele de antikçag sonunda sahip oldukları duşunce modelleri manasındaanlaşılmışlardır. O halde bumodeller halihazırda, çagdaş duşuncemizin pek çok açısını vehatta ozellikle de [bu duşuncemizin] antikçagdan edindigi bazen beklenmedik ifadeleri

Page 136: Pierre Hadot Ruhani Alıştırmalar

açıklamaktadır.Mesela,geçdonemLatinveYunanedebiyatıçalışmalarınabudenlizararvermişolanklasikonyargı; maniyerizm’e{677} ve baroga karşı bir reaksiyon olarak, “asianizm” {678} olarakadlandırdıkları,klasikyazarlarınbirkanonmodelinioluşturmuşolanGreko-Romendonemimbir icadıdır. Lakin eger klasik onyargı, çoktan Helenistik ve ozellikle de imparatorlukdonemindevarolmuşise,buaçıkça,klasikYunankarşısındahissettigimizuzaklıgıntamdabuanda ortaya çıkmış olmasındandır. Açıkça Yunan ozunu oluşturan da budur, bir anlamdamodernolanbuuzaklıktır.Buuzaklıknazarında, ornegin,gelenekselefsaneler, felse iyadaahlaki yorumveyauzmanlık konusuhaline gelir.Ozellikle geç donemHelenistik veRomenduşuncesiaracılıgıylaRonesans,Yunangeleneginifarkedecektir.Buolgunun,modernAvrupaduşuncesinin ve sanatının doguşu uzerinde belirleyici bir onemi olacaktır. Zaten, yazılımetnin otonomisini ilan eden çagdaş hermenotik teoriler; tum anlamlarınmuhtemel halegeldigi,biraz oncebahsettigim,antik tefsirgeleneklerindenkopupgelen,yorumlarınhakikibir Babil kulesini kurmuşlardır. Başka bir ornek: ozlemle andıgımız meslektaşımız RolandBarthes’a gore, “edebiyatımızın, egitimimizin, dil kurumlarımızın pek çok çizgisi; egerkulturumuzedilinisaglayanretorikkoduesasındabiliyorolsaydık,oldukçafarklıbirbiçimdeaydınlanacak ve anlaşılacak olurdu”. Bu, tamamen dogrudur ve buna, bu bilginin; belki deinsani bilimlerimizin, kendi yontemleri ve kendi ifade usullerinde, genellikle antik retorikmodellerine oldukça benzer bir biçimde işlemekte olması olgusunun farkına varmamızaimkantanıyacağınıdaekleyebiliriz.Helenistik ve Romen duşunce tarihimiz o halde, yalnızca felse i eserlerdeki duşuncehareketininbiranaliziolmayacaktır,aynızamandatopoi,bahsettigimizmodellerinanlamınınevriminiveBatıduşuncesininbiçimlenmesindeoynadıkları roluaraştıracakolanbir felse itopik de olacaktır. Formullerin ya da modellerin ozgun anlamını ve takip eden yinelenenyorumlarınbunlaraverdiğifarklıifadeleriayırtetmeyekoyulacaktır.Bu tarihsel topik, oncelikle bazı eserlerin kurucu modellerini ve bunların yarattıgı edebiturleri konu edinecektir. Euclides’inUnsurları ornegin Proclus’unTeolojinin UnsurlarTna,hatta Spinoza’nınEtikinemodelteşkiletmiştir.KendisiSokratesoncesikozmikşiirlerindenilhamalanPlaton’unTimeios'u,Lucretius’un,17.yuzyılda,sırasıgelincebiliminsonkeşi lerinisunacak kozmik yeni bir şiire burunecek olanDe rerum natura’sına model teşkil etmiştir.Augustinus'un halihazırda yanlış bir şekilde yorumlanmışİtiraflar’ı, J.–J. Rousseau’ya veromantiklerekadargenişbiredebiyatınilhamkaynağıolmuştur.Bu topik aynı zamanda, aforizmaların, mesela, 19. yuzyıla kadar bilimsel hayal gucunehukmetmişolandoganınvecizelerinindebirtopigiolabilir.Boylelikle,buyıl,Herakleitos'unalışılagelmiş bir şekilde şu biçimde dile getirdigimiz aforizmalarını işleyecegiz: “Dogasaklanmayı sever”,hernekadarbuşekildeçevirdigimizYunanca uçkelimeninesasanlamıkesinliklebuolmasada.Formulun,antikçagboyuncavesonrasındada“doga” ikrininevrimiaçısından,Heideggertarafındanönerilenyorumakadarüstleneceğitümanlamlarıgöreceğiz.Bu tarihsel topik, her şeyden ote de, biraz once bahsettigimiz ve Batı duşuncemizehukmetmişvehala hukmetmekteolanmeditasyon temalarınınbir topigi olacaktır.Mesela,Platon felsefeyi, ruh ve bedenin ayrılması gibi anlaşılmış bir olum alıştırması olarak

Page 137: Pierre Hadot Ruhani Alıştırmalar

tanımlamıştır.Epikuros’ta ise,bu olumalıştırmasıyenibiranlamkazanır;bualıştırmaheranasonsuzbirdegerkatan,varoluşunsonlulugununbilincihalinialır:“Inankiışıldayanhergun son gunun olacak; boyleceminnettarlıkla karşılarsın her beklenmedik saati.” Stoacılıkperspekti indeolumalıştırması,tamamenfarklıbirkaraktereburunur;dolaysızgeri-donuşedavetederveiçsel ozgurlugumumkunkılar:“Olumhergungozlerininonundeolsun,nesıgduşuncenolacaktırnedeaşırıarzun.”Ulusal(Romen)Muze'ninbirmozaigi,biriskeletiyalanyanlış bir:“Gnothiseauton”,“Kendikendinitanı”yazısıiletasvirederkenbelkideironikbirbiçimde bu meditasyondan ilham alır. Her ne olursa olsun, bu meditasyon terimiHıristiyanlıktabolbolyenidenelealınacaktır.Bubaglamda,birkeşişinduşunuşundeoldugugibi, stoacılıga yakınbirbiçimde işlenebilir: “Konuşmamızınbaşındanberi, olumedahadayaklaştık. Vaktimiz varken dikkatli olalım.” Fakat, Isa’nın olumunden pay almanın tamanlamıylaHıristiyantemasıylaharmanlandıkçatemellidegiştirirkendini.Montaigne’in“Quephilosopher c’est apprendre a mourir” bolumunde de resmedildigi uzere, zengin Batıedebiyatı gelenegini bir yana bırakarak, olumun aydınlık oncelemesi olarak varoluşunhakikiligi tanımında bu temel felse i alıştırmaya rastlamak için dosdogru Heidegger'eyönelebileceğiz.Olummeditasyonunabaglıolanmevcutanındegeriteması,butunfelse iekollerdetemelbirrol oynar. Bu, butununde, bir içsel ozgurlugun farkındalıgıdır. Bunu şu tarz bir formulleozetleyebiliriz: “Geçmiş içinvegelecek içinkaygılanmaktanvazgeçerek, içselhuzuraderhalkavuşmaniçinkendindenbaşkasınaihtiyacınyok.Şuandanitibarenmutluolabilirsin,yadaasla olmayacaksın.” Stoacı, kendinedikkat çabası, kader tarafındanbizedayatılmışmevcutan'a neşeyle rıza gosterme uzerinde daha çok duracaktır. Epikurosçu ise, bu geçmiş vegelecekkaygısındankurtulmayıbirdinginlik,safbirvarolmasevinciolarakkabuledecektir:“Biz konuşurken, kıskanç zaman uçup gitmekte. Oyleyse yarına bel baglamaksızın karşılabugünü.”Bu,Horatius'unmeşhur“laetusinpraesens”\,–AndreChastel’inözellikleHoratius'unbu formulunu ozdeyişihalinegetirmişMarsileFicin içinkullandıgı guzel ifadeyi yinelemekgerekirse–“saltşimdinintadı”dır.Geneburadada,butemanınBatıduşuncesindekigeçmişibuyuleyicidir.Goethe’ninİkinciFaustunundorugunda,FaustveHelene'nindiyalogunundilegetirdigi hazza nasıl karşı koyulur:“Nun schautmein Geist nicht vorwarts nicht zurück, DieGegenwart allein ist unser Glück.” “Işte, ruhum ne ileri ne geriye bakar. Bir tek şu anmutluluğumuzdur...”Başınagelenianlamayaçalışma.Oradaolmakbirgörevdirvebudabiraniçingeçerliolmayacakmıdır?Sizlerinhuzurunda,antikçagdabirepideixisadıverilen,şatafatlıbirsoylemigerçekleştirdigimanlamınagelenbuaçılışdersinidilegetirmeyibitirmişoluyorum.Misal,Libaniusdevrinde,hocalar,dinleyicilertoplamakiçin,hemihtisasalanlarınınkıyaslanmazdegeriniifşaetmeyehemdehitabetlerinigostermeyeugraşarakuzunuzadıyadildokmekzorundaydılar.Buantikkullanımın College de France'ın ilk profesorlerine kadar aktarıldıgı tarihsel geçitleriaraştırmak ilginç olacaktır. Her halukarda biz, içinde bulundugumuz şu an içinde,GrekoRomen geleneginin tam ortasında yaşamaktayız. Iskenderiyeli Philon bu şatafatlısoylemhakkında,konuşmacının“busoylemde,tıpkıressamlarveheykeltıraşlarıneserleriniyaratarak insanların alkışlarını beklemeleri gibi, bir başına takip edilmiş uzun çabalarınmeyvesini gun ışıgına çıkardıgını” soylerdi. Ve bu tutumu; hocanın sozunu dinleyicilerin

Page 138: Pierre Hadot Ruhani Alıştırmalar

durumuna gore uyarladıgı ve iyileşmeleri için ihtiyaç duydukları çareleri onlara sagladıgıhakikifelsefiöğretimlekarşılaştırırdı.

Page 139: Pierre Hadot Ruhani Alıştırmalar

Tum ekollerin, hatta septiklerinkinin bile, felsefenin sonu [amacı], ciddiyet ve varoluşunyuceligi duygusu olarak onerdikleri bireysel kader ve ruhani ilerleme kaygısı, ahlakigerekliliginuzlaşmazdogrulaması,meditasyona çagrı, bu içselhuzur arayışınadavet; banaoylegeliyorkiantikfelsefedeaslaaşılmadıvehalacanlıdır.Bazılarıbudavranışlardabelkidebir kaçış tavrına, insan ıstırabından ve sefaletinden sorumlu olmamızı gerektiren vicdanlauyumlu olmayan bir kafa dinle–meyetanık olacaklar ve boylece ilozofun dunyaya çaresizolarakyabancıkaldıgınıduşunecekler.Enyalınhaliyle,GeorgesFriedmanrı’nın,1942tarihli,adaletkaygısını ve ruhani çabayıuzlaştırmaolasılıgını sezdirenvebir antikçag stoacısınınşoylediyebilecegi,şuguzelmetnindenalıntıyaparakcevapverecegim:“Havalanmakhergun!En azından bir saniye, kısa olsa bile olur, yeter ki dolu dolu olsun. Her gun bir ‘ruhanialıştırma’–tekbaşınayadakendisideduzelmekisteyenbiradamıneşliginde...Suredenazatolmak.Kendinikenditutkularındanarınmayazorlamak...Kendiniaşarakebedileşmek.Kendiuzerinebuçabagereklidir,buhırsisemakul.Pekçoklarıkendilerinimilitanpolitikada,sosyaldevrim hazırlıgında tamamıyla yitirip gidenlerdir. Nadirleri, çok nadirleri ise, devrimihazırlamakiçinkendilerinihaysiyetlikılanlardır.”

Page 140: Pierre Hadot Ruhani Alıştırmalar
Page 141: Pierre Hadot Ruhani Alıştırmalar

YaşamTarzıOlarakFelsefe

“Yunanlarda ve barbarlarda,bilgelik icra edenlerin, ayıplanmaksızın ve yakınmaksızın biryaşam surenlerin hepsi, istemli olarakadaletsizlik yapmaktan veya başkasına adaletsizdavranmaktankaçınır,dalaverecikişilerleticaretyapmaktankaçınırvebutarzinsanlarınsıksık bulundukları yerleri, mahkemeleri, kurulları, ortak kullanım alanlarını, meclisleri,duşuncesiz insanların bulundukları butun toplantıları ve gruplaşmaları kınarlar. Huzur vedinginlik dolu bir yaşamı arzulayarakdoğayı ve dogada bulunan her şeyitemaşa ederler,dikkatliceyeri,denizi,havayı,gokyuzunuveburadabulanantumdogalarıincelerler;duşunceyoluyla aya, guneşe, hareketli ya da sabit diger yıldızların devirlerine, dunya uzerindekicisimlerine eşlik ederler, hattaether'de yukselerek burada bulunan kuvvetlerigozlemleyebilsindiyeruhlarınakanatlarverirler.Gerçektendedünyavatandaşıhalinegelmişolanlar, dunyayı, vatandaşlan bilgelige aşina olan, kendi siteleri olarak goz onundebulundururlar, Evren’in yonetimine egemen olan Erdem’in sivil yasalarını kabul ederler.Boylelikle, eksiksiz mukemmeliyetle dolu, bedenin kotuluklerini ve dıştaki kotuleri artıkhesaba katmamaya alışmış, hazlara ve arzulara karşı korunaklı, tek bir kelimeyle, daimakendinitutkularınustundetutmayacanatan[...],saldırılarınıoncedentahminettikleri(zira,duşunce, olaylarda beklenemedik hiçbir şeyle karşılaşmayıp da algıyı, sanki eski vekullanılmış şeylerden bahsediliyormuşçasına, korelttigi zaman; dilemedigimiz halde vukubulanşeylerinenacıverenleribile,ongoruyleha i letilmiştir)içinfelegindarbelerineboyuneğmeyen,neşeyierdemdebulanböyleinsanlariçinbütünyaşambirşenliktir.Bunlar; erdem tamamen sonup gitmesin ve turumuz bundan yoksun kalmasın diye, sitedesüregelenbilgelikleyanıptutuşanpekazkişidir.Lakineğerheryanda,buazsayıdakilerinduygularınasahipinsanlarvaridiyse,eğerhakikatende doga kendilerinden ayıplanmaksızın, yakınmaksızın, iyiden zevk alan,bilgeliğin âşıklarıhaline gelmelerini istediyse, bu, bunun iyi olmasından ve ahlaki iyiyinin tek iyi olarakduşunulmesindenkaynaklanmaktadır...boyleliklesitelermutlulukdolu,herturlukederdenvekorkudankurtulmuş,neşeyiveruhanihazzıoluşturanherturluşeyledolu,hiçbiranınneşelibiryaşamdanmahrumkalmadığıvebütünyıldöngüsününbirşenlikolacağışekildeolacaktır.'Stoacılıktan esinlenmiş Iskenderiyeli Philon’un bu metninde (De special. leg., 11, § 44),Helenistik ve Romen donemde felsefenin en temel açılarından biri açıkça gorunmektedir:Felsefe bir yasam tarzıdır, bu. yalnızca belli bir ahlaki tutum –zira bu metinde dogayıtemaşanın oynadıgı role tanık oluyoruz– oldugu anlamına gelmez fakat her andeneyimlenmesigereken, tumyaşamıdonuşturmesigerekenbirdunyadavarolmatarzıdırda.Philo-sophia, “bilgelik aşkı” kelimesi, antiklerin nazarında, felsefe kavramını açıklamak içinyeterliydi. PlatonŞölen'de, philo-sophos iguru olan Sokrates’in,Poros (çare) ve Penla’nın(yoksulluk) ogluEros ile ozdeşleşebilecegini gostermiştir. Bilgelikten yoksundu, fakatnasılsaglanacagını biliyordu. Felsefe de, neredeyse insan için ulaşılamaz bir hale, bilgeligeulaşmayaçabalamakamacıylabirduşunce,istenç,varlıgınhepsininalıştırmasıolarakortayaçıkmaktadır.Felsefe,koktenbirgeri–donuş,olmatarzınınkoktenbirdonuşumunugerektiren

Page 142: Pierre Hadot Ruhani Alıştırmalar

bir ruhani ilerleyiş yontemiydi. Felsefe demek ki bilgelige ulaşmak için, çabasında,alıştırmasındabiryaşamtarzıidi,ustelikdebuamaçtabilgeligintakendisiydi.Zirabilgelikyalnızca bilmeyi degil, aynı zamanda farklı “olmayı” da saglar. Antik felsefe paradoksu veyuceligi, hembilgeliginulaşılamazoldugu gerçegininhemde ruhani ilerleyişi kovalamanınzorunlulugunaiknaolmuşolmanınfarkındaydı.Quintilien’in(Institut.Orat.,1,proem.,19)dededigigibi:“Enyuksekolanadogruyonelmeli:Hepsidehenuzbilgeliklekarşılaşmadıgımızıduşunen,bilgelik ogretilerindendahasını ogretmeyenantiklerinçogununyaptıgıdabudur.”Kendindesabitvekesinbirevreolarakbilgeligehiçbirzamanerişmeyecegimizibiliyorduk,ancak en azından bazı ayrıcalıklı anlarda buna ulaşmayı umuyorduk; ve bilgelik eylemiyönlendirenaşkınbirnormdu.Bilgelik, ruhun dinginligini (ataraxia), içsel-ozgurlugunu (autarkeia), kozmik bilinciberaberinde getirenbir yaşam şekliydi.Oncelikle felsefe, sıkıntıyı iyileştirmeye yonelik birtedaviyoluydu.Bu;ustukapalıbirhaldedeolsa,Platon’unmuridiXenocrates'te,Epikuros’ta(Pythocles’ eMektup, § 85: “Goksel fenomenler bilgisinden, ruhun huzurundan başkaedinilecek meyve yoktur”), stoacılarda (Marcus Aurelius, IX, 31) , septiklerde guzel birimgesine rastladıgımız bir temadır (Sextus Empiricus,Hypotyp., 1, 28): “Meşhur ressamApelle, atın terini resim ile yeniden canlandırmak istiyordu. Bir turlu başaramadıgındanvazgeçmeye karar verdi. Boylece tablonun ustune, fırçalarını temizlemek için kullandıgısungeri fırlattı. Tam da tabloyla temas ettigi noktada sunger, atın terinin taklidinioluşturmaktaydı.”Aynışekildeseptiklerde,ruhunhuzurunu,yargınınkapalılıgıveteminatınıarayan diger ilozo lar gibi yapmaya başlarlar. Ve işte, şans eseri, ruhun huzuru, golgeninbedenitakipettiğigibiyargınınaskıyaalınmasınaeşlikeder.Felsefe aynı zamandada bagımsızlıga, içsel ozguluge (autarkeia) “ben”in kendinden başkahiçbir şeye bagımlı olmadıgı hale ulaşmak için bir yontem olarak ortaya çıkıyordu. Tema,Sokrates’te (Xenophon,Memorables, I, 2, 14), kiniklerde, temaşa yaşamının bagımsızlıgıntemelioldugu(Eth.Nicom.,X,7,1178b3)Aristoteles’te,Epikuros’ta(Gnomol.Vatican.,§77),stoacılarda (Epiktetos, IH, 13, 7) bulunmaktadır. Tum felse i ekollerde, çeşitli yontemleruyarınca, insan“ben”ininsahipoldugu,kendisineyabancıolanherşeyiaşmagucununaynıfarkındalıgına rastlarız, ki bu septiklerde oldugu gibi, karar vermeyi inkar etmeyle ortayaçıkmayacakmıdır?Epikurosçuluktavestoacılıktabutemelegilimlere,kozmikbilinç,yanikozmosunbirparçasıolmabilinci,“ben”inevrenseldoganınsonsuzlugunayayılımıdaeklenir.Epikuros'unmuridiMetrodoros’un dedigi gibi: “Hatırla ki, olumlu olmana ve yalnızca sınırlı bir yaşama sahipolmana ragmen, gene de, doganın temaşası aracılıgıyla, uzayın ve zamanın sonsuzlugunayukseldinvetumgeçmişivetumgelecegigordun.”VeMarcusAurelius’a(Xl,1)gore,“insanruhu kozmosun butununu ve kendini çevreleyen boşlugu kat eder, sonsuz zamanınsonsuzlugunayayılırveevrenindonguselyenidendoguşunuduşunurvekavrar.”Antikbilge,heran,kozmostayaşamanınbilincindedirvekozmosileuyumiçindedir.Antikfelsefeninnetarzdabiryaşamşeklioldugunudahaiyianlamakiçin,belkideStoacılarınfelsefe uzerine soylem ve felsefenin aslı (Diogenes Laertius, VII, 39) arasında onerdikleriaynınabaşvurmakgerekir.Stoacılaragore, felsefeninkısımları, izik,etikvemantık,aslındafelsefenin aslının kısımları degil, felse i soylemin kısımlarıydı. Bununla; felsefe ogretmenin

Page 143: Pierre Hadot Ruhani Alıştırmalar

bahsi geçtiginde, bir mantık teorisi, bir izik teorisi, bir etik teorisi onermek gerektiginisoylemekistiyorlardı.Soyleminhemmantıksal,hemdepedagojikgereklilikleri,buayrımlarıyapmayızorunlukılar.Fakatfelsefeninaslı,yanifelse iyaşamşekli,kısımlarabolunmuşbirteori degil, ama mantıgı, izigi ve etigiyaşamaya dayanan tek bir eylemdir. O halde artıkmantık, yani dogru konuşma ve dogru duşunme teorisi yapmayız, fakat dogru duşunur vekonuşuruz; artık iziksel dunya teorisi yapmayız, fakat kozmosu temaşa eder; artık ahlakteorisiyapmayız,fakatdoğruvehaklıbirbiçimdedavranırız.Felsefe uzerine soylem, felsefe degildir. Antik Akademi ekolunun onderlerinden biri olanPolemon şoyle derdi: “Muzik manuellerini okumaktan memnun olup da hiçbir zamançalmayacakolanbirmuzisyenhakkındanedenilebilir?Filozo larhernekadarkıyaslamalarıiçinhayranlıkuyandırmışolsalarda,yaşamdakendileriyleçelişirler”(DiogenesLaertius,IV,18).Vebusoz,beşasırsonraEpiktetos'tayankıbulur(111,21,4–6):“Marangozsizegelipde‘Marangozluk sanatı hakkında nasıl akıl yuruttugumu dinleyin” demez, fakat bir ev içinanlaşmayaparveeviinşaeder[...].Sendeaynısınıyap.Insangibiye,insangibiiç[...]evlen,çocukyap,siteyaşamınakatıl,haksızlığamaruzkalmayıbil,diğerinsanlaratahammület...”Stoacılarca formuleedilmiş, lakin ilozo larınçogunca ortukbirşekildeelealınmış, teorivepratikarasındakiilişkileriilgilendirenbuayrımınsonuçlarınıhemensezinliyoruz.Epikurosçubir cumle bunu açıkça soyler: “Ruhun hastalıgına çare olmayan ilozofun soylemi boştur”(Usener,Epicurea,222).Felse i teoriler, felse iyaşamınhizmetialtındadır.Buyuzdendirki,HelenistikveRomendonemdebunlar,teorik,sistematik,fazlasıylasomut,kuvvetlibirruhsaltesir uyandırmaya muktedirdir ve daima bunu el altında bulundurabilelim diye yeterincekullanışlı bir çekirdege indirgenmişlerdir. Felse i soylem sistematiktir; tum gerçekliginsistematik ve butunlemesine bir açıklamasını verme arzusundan oturu degil, fakat zihne,birbirine sıkı sıkıya baglı ilkeleri saglamak amacıyla sistematiktir. Ilkeler busistematikleştirmeden, en onemli ve oldukça ikna edici kuvveti, en iyi bellek egitici tesiriedinirler. Zaten, içinde yaşamak zorunda oldugumuz mizaçta konumlanmamıza imkantanımakamacıyla,bazençarpıcıbirşekilde,kısacümlelerdeözetleniresasöğretiler.Oyleysefelse iyaşam,yalnızcayaşamınsorunlarınıçozmekiçinsahipoldugumuzteoremlerihersaniyeuygulamaktanmıibarettir?Aslında,felse i,yaşamınneyikapsadıgınıduşunurken,felse i teorivecanlıedimolarak felsefeyapmakarasındabiruçurumoldugunu farkederiz.Sanatçı da kurallar uygulanmaktan hoşnut gibi gozukur. Lakin sanatın soyut teorisi vesanatsal yaratım arasında olçulemez birmesafe vardır. Zira, felsefede de soz konusu olan,yalnızcabir sanat eseri yaratmakdegil, kendi kendinidonuşturmektir.Gerçektenyaşamak,filozofta,felsefi,söyleminkindenbütünüylefarklıbirgerçeklikdüzeyinetekabüleder.Epikurosçuluktaoldugugibistoacılıktadafelsefeyapmak,surekliligiolanbireylem,yaşamlaozdeşleşensureklibireylem,hersaniyeyenilenmesigerekenbireylemdir.Herikidurumdada bu eylemi, bir dikkat yonlendirilmesi olarak tanımlayabiliriz. Stoacılıkta dikkat, niyetinsa lıgına, yani insan iradesinin Akıl’la –evrensel Aklın iradesiyle– uygunlugunayonlendirilmiştir.Epikurosçuluktadikkat,nihayetindehazza,yani“varolmahazzıolanhazza”yonlendirilmiştir. Fakat, bu dikkati gerçekleştirmek için her turlu alıştırma zorunludur:Bilhassa temel ogretilerin yogun meditasyonu, yaşamın sonlulugunun yenilenmişfarkındalılıgı,bilinçsınanması,herşeydenotedezamankarşısındatakınılmasıgerekenbelli

Page 144: Pierre Hadot Ruhani Alıştırmalar

bir tavır. Stoacılar ve Epikurosçular, aslında, geçmiş tarafından allak bullak edilmeksizin,belirsizgelecekiçinkaygılanmaksızın,şimdideyaşamayıtavsiyeederler.Onlaragoreşimdi,mutlulugayeter,çunkubizimolantekgerçeklik,bizebagımlıolantekgerçekbudur.StoacılarveEpikurosçularheranınsonsuzdegeriniteslimetmektehem ikirdirler;onlariçinbilgelik,tumebediyetboyuncaoldugukadarbir saniyededeeksiksizvemukemmeldir.Ozellikledestoacı bilge için, kozmosunbutunu, her saniyede içerilir, kapsanır. Zaten, her daim sadecemutluolabilirizdegil,mutluolmalıyızda.Durumunaciliyetivardır,gelecekbelirsizdir,olumtehdit eder. “Biz yaşamayı beklerken, yaşam geçip gider” (Seneca,Lucilius’ aMektup, 1, 1 ).Boylebirtavır,antikfelsefede;varolmanın,Kozmos'dakozmikolayınnadidegerçekligindevarolmanınsonsuz,ölçülemezdeğerininkeskinbirfarkındalılığınıvarsayarsakanlaşılabilir.OyleyseHelenistikveRomendonemdefelsefe,biryaşamşekli,biryaşamasanatı,varolmatarzı olarak ortaya çıkar. Aslında, en azından Sokrates’ten beri, antik felsefe bu karakteresahipti. Sokratesçi bir yaşam stili (ki kinikler bunu taklit edeceklerdir) vardı ve Sokratesçidiyalog, Sokrates’in muhatabını kendini sorgulamaya, kendisi için kaygılanmaya, mumkunolduguncaruhunudahaguzelvedahabilgekılmayasevkedenbiralıştırmaydı(Platon,Sokr.Sav., 29e 1 ). Platon felsefeyi. olum alıştırması olarak, ve ilozofu, zamanın ve varlıgınbutununutemaşaettigindenoturuolmektenkorkmayaninsanolacaktanımlar(Devlet,474dve476a).BazenAristoteles’insaltbirteorisyenolduğunudüşünürüz,amaonuniçindefelsefe,felse isoylemeyadabirbilgilerkulliyatınaindirgenmez,fakatbu,tininbirniteligi, içselbirdonuşumunsonucudur:goklereçıkardıgıyaşambiçimidir,tinegoreyaşamaktır(Eth.Nicom..1178asq.).O halde, sıklıkla yaptıgımız gibi, felsefenin Helenistik donemde, yani Yunan sitelerininMakedon egemenligi altında kaldıgı donemden sonra ya da imparatorluk donemindetemelden donuştugunu duşunmemek gerekir.MO 330’dan sonra, çogunlugumuzun kolaycasokupatılamayanklişelerinetkisialtındakabulettigibu“Yunansitesininvesiyasiyaşamınolumu” diye bir şey olmamıştır. Ve her şeyden ote de yasama sanatı olarak, yaşambiçimiolarakfelsefekavramı:siyasikoşullarakaçıpgitmeihtiyacına,kaybolansiyasiözgürlüğütelafiedecek olan bir içsel ozgurluk ihtiyacına baglı degildir. Halihazırda. Sokrates’te vemuritlerinde felsefe, bir yaşam şekli, bir içsel yaşam teknigidir. Felsefe, antikçag seruveniboyuncaözündenbirsevkaybetmemiştir.Felsefe tarihçileri genelde, antik felsefeninher şeyden otebir yaşam tarzıolmasıolgusunapek fazla dikkat etmezler. Felsefeyi ozellikle bir felse i soylem olarak duşunurler. Buonyargının kokenini nasıl açıklamalı? Bunun, felsefenin aslının ortaçagda ve modernzamanlardaki evriminebaglı oldugunuduşunuyorum.Hıristiyanlık bu fenomende, goz ardıedilemezbirroloynadı.Başlangıçta,MS2.yuzyıldanitibarenHıristiyanlıkbirfelsefeolarakyani bir Hıristiyan yaşam şekli alarak ortaya çıktı. Ve eger Hıristiyanlık, bir felsefe olarakortayaçıkabilmişse,buancak, felsefeninantikçagdadabiryasamşekliolarakkavranmaktaoldugunudogrular.Eger felsefe yapmak.Aklınyasaları gereginceyasamaksa,Hıristiyanbirilozoftur,çunkuo,logos’un,ilahiDoga’nınyasalarıgereginceyaşar(Justin,Apol.,1,46,1–4).Felsefe olarak ortaya çıkmak için Hıristiyanlık, zaten antik felsefeden odunç almış olduguunsurlarıbenimsemiş,Jean’ınIncil’ininlogos’unustoacıkozmikAkılile,sonradaAristotelesçiya da Platoncu Zeka ile uyuşturmuş olmalıdır. Felse i ruhani alıştırmaları da, Hıristiyan

Page 145: Pierre Hadot Ruhani Alıştırmalar

yaşamla butunleştirmiş olsa gerek. Bu butunleştirme fenomeni Iskenderiyeli Clemens’taaçıkçagozukmektedir,vestoacıyadaPlatoncukendinedikkat(prosoche),bilinçsınanması,olum alıştırması,meditasyon gibi ruhundinginligine ve ozdeksizlige ithaf edilendegerlerevakıfolduğumuzalıştırmalararastladığımızmonastikharekettedeyoğunbirbiçimdegelişir.Ortaçag, Hıristiyan felsefe olarak, yani yaşamanın Hıristiyan tarzı olarak monastik yaşamkavramınınmirasçısıolacaktır.DomJeanLeclercqdesoyler(“Pourl’histoiredel'expression‘philosophie chretienne”’, dans Melanges de scince religieuse, cilt IX, 1952, s.221 ):“Antikçagda oldugu gibi monastik ortaçagda da.philosophia bir bilme teorisi ya da tarzınıdeğil,yaşanmışbirbilgeliği,aklagörebiryaşamatarzınıifadeetmektedir.”Lakinaynızamanda,ortaçagdauniversitelerde,ilkolarakHıristiyanlıkta,imankuralıuzerinetemellendirilenteolojiveakıluzerinetemellendirilengelenekselfelsefearasındabulunmaktaolan karmaşıklıga bir son verilir. Felsefe, artık ustun bilim degil, fakat “teolojininhizmetkarı”dır; teolojiye, ihtiyaç duydugu kavramsal, mantıksal, izik ya da meta izik anamaddeyi saglar. Sanatlar yetisi, teoloji yetisine bir hazırlıktan başka bir şey degildir.Ortaçagda, eger philosophia kelimesininmonastik kullanımını bir kenara koyarsak, felsefesaltanlamdateorikvesoyutbirfaaliyethalinialır,artıkbiryaşamtarzıdegildir.Antikruhanialıştırmalar, bundan boyle felsefenin bir parçası degildir, ama Hıristiyan ruhaniligiylebutunleşmişlerdir:bunaAzizIgnatius’unExercitiaspititualia’sındarastlarız;veyeni-Platoncumistigin uzantısı, Hıristiyan mistikte, ozellikle de Maitre Eckhart gibi Rhin’li Dominikenmistigindedevameder.Ohaldefelsefeniniçeriginin,antikçagagorekoktenbirdegişimisozkonusudur. Bir yandan, teoloji ve felsefe, bundan boyle ortaçagda “kilise”nin eseri olanuniversitelerdeogretilmiştir.Hernekadarzamanzaman“universite”kelimesiniantikekolcukurumlariçinkullanmakistemişolsakda,universitenosyonuvegerçekligi,belkiDoguhariç,antikçagsonundahiçdevarolmamıştır.Universiteninkarakteristiklerindenbiri,profesorleriegitenprofesorler,profesyonelleriegitenprofesyonellertarafındanoluşturulmuşolmasıdır.Ohalde egitim, artık insan olsunlar diye egitmek istedigimiz insanlara degil, ama digeruzmanları egitmeyi ogrensinler diye uzmanlara hitap etmektedir. Bu, antikçag sonundataslagıçıkarılmışolan,ortaçagdagelişenvebugunhalafelsefedemevcudiyetinihissettigimiz“skolastik”tehlikedir.Teolojinin hukum surdugu skolastik universite, 18. yuzyıl sonuna kadar işlevine devamedecektir, ama 16. ve 17. yuzyıllar arasında gerçek bir yaratıcı felse i, faaliyet, universitedışındaDescartes,Spinoza,Malebranche,Leibnizilegelişecektir.Felsefe,teolojikarşısındakiotonomisini yeniden kazanacaktır, ama ortaçag skolastigine tepki olarak dogmuş olan buhareket, onunla aynı paydada konumlanacaktır. Felse i teorik soylem karşısına başka birteoriksöylemçıkaracağız.18. yuzyıl sonundan itibaren yeni felsefe, Wolff, Kant, Fichte, Schelling ve Hegel ileuniversiteyegirervebundanboylefelsefe,SchopenhaueryadaNietzschegibibirkaçistisnahariç, kaçınılmaz bir şekilde, Bergson, Husserl ya da Heidegger ile gordugumuz uzere,universiteye baglıdır. Sonuç olarak, olay, ehemmiyetini kazanır. Gordugumuz uzere, felse isoyleme indirgenmiş felsefe kesin olarak antik felsefeden başka bir atmosferde, başka birçevredegelişir.Modernuniversitefelsefesinde,felsefepekaçıktırkiartıkbiryaşamtarzı,biryaşamturudegildir,enazındanfelsefeprofesorununyaşamturuoldugundandahafazladegil.

Page 146: Pierre Hadot Ruhani Alıştırmalar

Felsefe, yaşamsal yer olarak, unsur olarakDevlet’in okulsal kurumudur, ki bu da felsefeninbagımsızlıgı için daima bir tehtid unsuru olmuştur ve olmaya da devam edecektir.Schopenhauer'ın (Le Monde comme volonte..., cilt II, s.297, çev. Burdeau) dedigi gibi:“Universitelerin felsefesi, bir ayna karşısında eskrimdir. Esasında hakiki amacı, kursuleridagıtanbakanıngonlunuhoş tutan ikirleri ogrencilere iletmektir [...].Bunupekde ciddiyealamayız.Gulunecekbirfelsefedirbu.Genede,dunyadaarzulanantekbirşeyvarsabu,birışıksuzmesinin yaşamımızın gizemli bilmecesi uzerine duştugunu gormektir...” Her ne olursaolsun,modern felsefe, her şeyden ote, derslerde keşfettigimiz, kitaplarda kaydettigimiz birsöylem,tefsiriniyapabildiğimizbirmetindir.Bu,modernfelsefenin,farklıyollardan,antikfelsefeninbazıvaroluşsalaçılarınarastlamamışolmasıdemeyegelmez.Zatenbuaçılarınhiçbirzamanbutunuylekaybolmadıgınısoylemekgerekir. OrneginDerscartes eserlerinden birinin adınıMeditasyonlar koyuyorsabu yalnızcabir tesaduften ibaret degildir. Bunlar, gerçekten de Aziz Augustinus'un Hıristiyan felsefesiozunegoremeditasyonlandır (alıştırmaanlamındameditatio),veDescartesbunlarıbellibirsure boyunca deneyimlemeyi onerir. Sistematik ve geometrik biçimiyle Spinoza'nın Etik’i,stoacılıkta sistematik felse i soylem olabilecek şeye pekala denk duşer. Antik felsefedenbeslenmiş olan bu soylemin, insanın varlıgını kokten ve somut bir şekilde donuşturmeyi,insanı sonsuzmutluluga kavuşturmayı ogrettigi soylenebilir. Zatenbilge iguru, eserin sonsatırlarındaortayaçıkar.“Bilge,”derSpinoza,“olsaolsaruhundakikargaşayıbilir,amaebedibirzorunlulukilekendinin,Tanrı'nınveşeylerinbilincindedir;varolmayıaslabırakmaz,fakatdaimaruhungerçekmemnuniyetinesahiptir.”Schopenhauer ve Nietzsche felsefeleri de, yaşama tarzının kokten bir donuşumune davetniteligindedir.SchopenhauerveNietzschezatenantikgelenegebulanmışduşunurlerdir.Oteyandan,Hegelciyöntemin,yaniinsanbilincininsalttarihselkarakterifikrinin–kibufikregöredaimiolantekşey,insantinininkendisinin,surekliyenibiçimleroluşturan,eylemidir-etkisialtında, genç Hegelcilerde ve Marx’ta, teorinin praksis’ten ayrı tutulamayacagı, temsillerioluşturanıninsanındunyauzerindekieylemlerioldugu ikribelirmiştir.20.yuzyılda,BergsonfelsefesiveHusserl fenomenolojisikendilerini, sistemden ote,dunyaalgımızıdonuşturmekiçin yontemler olarak sunarlar. Ve ilk adımı Heidegger tarafından atılmış ve varoluşçuluktarafındantakipedilmişduşuncehareketi, teorikolarak, ilkeselolarak, insanınozgurlugunuveeylemini,felse iişleyişe–hernekadarbu,nihayetindeherşeydenoncebirfelse isoylemolsada–katmayıamaçlamaktadır.Antik felsefeyi modern felsefeden ayıran şeyin, antik felsefede yalnızca, felse i bir soylemgeliştirdikleri için ilozof olarak duşunulen Chrysippos ya da Epikuros’un degil, amaChrysippos ve Epikuros usullerine gore yaşayan her insanın da ilozof olarak duşunulmesioldugunu soyleyebilriz. Caton d’Utique gibi bir siyaset adamı, her ne kadar, hayatınımukemmelbirstoacıolarakyaşasa,hiçbirşeyyazmamışyadakimseyiegitmemişolsada,ilozofvehattabirbilgeolarakduşunulur.Kendilerinebahşedilmiştopraklarınyonetimininde her turlu çıkardan uzakta ornek alınacak bir insanlık gosteren, stoacılıgı deneyimlemişolanRutiliusRufusveQuintusMuciusScaevolaPontifexgibiRomendevletadanılaniçindeaynısı geçerlidir. Bunlar yalnızca ahlak timsalleri degil, aynı zamanda stoacılıgı tamamıylayaşayan,stoacılargibikonuşan(Ciceron,takipçisiolduklarıseyirdebellibirtipretorigebaglı

Page 147: Pierre Hadot Ruhani Alıştırmalar

kalmayı reddettiklerini ortuk bir şekilde soyler), dunyayı stoacılar gibi goren, yani kozmikAkıl ileuzlaşma içindeyaşamak isteyen insanlardır.Bunlar, stoacıbilgelik idealini,bellibirmanada insan olma, kozmosta ve diger insanlarla, akla uygun yaşamayı gerçekleştirmeyeçalışaninsanlardır.Busadecebirahlakmeselesidegildir;tumvarlıkişiniçinekatılır.Modernfelsefenin her şeyden once kendini, uzmanlara mahsus teknik bir dil kurulumu olarakgörmesinintersine,antikfelsefe,insanabiryaşamsanatıönerir.Felsefeyi istedigimiz gibi tanımlamakta, diledigimiz felsefeyi seçmekte, eger yapabilirsek,geçerli olduguna inandıgımız felsefeyi icat etmekte ozguruz. Fakat egerDescartes'ın ya daSpinoza’nındayaptıklarıgibi,antik tanıma–kibutanımagore felsefe, “bilgelikalıştırması”idi– sadık kalmak istersek, insanlar için esas olanın bu bilgelik haline ulaşmaya çalışmakoldugunu duşunursek, antik geleneklerde, farklı felsefe ekollerinde –Sokratesçilikte,Platonculukta,Aristotelesçilikte,Epikurosçulukta,stoacılıkta,kinizmde,septisizmde–,yaşam“modelleri”yle, aklın insan varoluşuna uygulanabilir olmasını saglayan temel biçimlerle,bilgelikarayışıtipleriylekarşılaşacagız.Kısacasıkıymetliolanantikekollerinçoklugudur.Buçokluk bize aklın muhtemel farklı temel tavırlarını karşılaştırma imkanı sunar,deneyimlemenin ayrıcalıklı bir sahasını sunar. Bu da açıkça, bu felsefeleri, hukumsuzkozmolojik ya da efsanevi unsurlarından ayırarak, ozlerine, esaslarına indirgemizi ve bufelsefelerinkendilerincetemelolduguduşunulenonermeleriniortayaçıkarmamızıvarsayar.Elbette, bu geleneklerden birini seçmek degildir soz konusu olan. K. Jaspers'ın da dikkatçektigiuzere(“Epikur”,danslesMelangesE.Beutler,1960,s.132),Epikurosçulukvestoacılık,–bir ornekvermekgerekirse– içsel yaşamımızın zıt amabirbirindenayrılamaz iki kutbunatekabületmektedir:ahlakibilincingerekliliğivevarolmasevinciiçindefilizlenme.Antikçagda felsefe, her an bir alıştırmadır; yaşamın her anına yogunlaşmaya, –kozmosperspekti inde yeniden konumlarıdıracak olursak– mevcut her anın sonsuz degerininfarkında olmaya davet eder. Zira, bilgelik alıştırmasının beraberinde getirdigi bir kozmikboyutvardır.Olaganinsan,dunyailetemasınıkaybetmiş,dunyayıdunyaolarakgormeyipde,dunyayıarzularıtatminetmeninbiryoluolarakelealırken;bilgeninyaptıgı,Butun'uzihnindearalıksız bir şekilde bulundurmayı surdurmektir. O, evrensel bir perspektifte duşunur veeyler.BireyselliginsınırlarındantaşanbirButun’eaidiyetduygusunasahiptir.Antikçagdabukozmikbilinç, orneginastronomik fenomenlerbilimiolabilen,Evren’inbilimselbilgisindenfarklı bir perspektifte konumlanmaktaydı. Kozmik bilinç, kozmosun buyuk akımındaki,Butun’unperspekti indekibireysel varoluşunyerinin farkınavarmayadayanmaktaolanbirruhani alıştırmanın sonucu iken, bilimsel bilgi nesnel ve matematikseldi:“toti se inserensmundo”,“dunyanınbutununedalarak”(Seneca,Lucilius’aMektuplar,66,6).Bualıştırma,kesinbiliminmutlakuzayındadegil, somut,yaşayanvealgılayan ozneninyaşanmışdeneyimindekonumlanmaktaydı. Bunlar birbirlerinden kokensel olarak farklı, dunyayla ilişkinin ikiduzenidir.Husserltarafındanaltıçizilmiş,bilimselolarakdogrulanmışvekanıtlanmışYer’inkendieksenietrafındakidevriveYer’inhemgundelikdeneyimizcehemdeaşkınvekurucubilinççe ortaya çıkarılmış devinimsizligi arasındaki zıtlıgı anımsayarak, bu iki duzenarasındaki ayrımı anlayabiliriz.Bu sonuncusunagoreYer, yaşamımızındevinimsiz topragı,duşuncemizin referansı, ya daMerleau–Ponty’nin dedigi uzere (Eloge de la philosophie etautres essais, N.R.F., s.285), “uzayımızın oldugu gibi zamanımızın da ana kalıbıdır. Benzer

Page 148: Pierre Hadot Ruhani Alıştırmalar

şekilde,kozmosvedoga,yaşanmışdeneyimimiziçin,yaşamımızınsonsuzu ku;canlıalgımıziçin, Lucretius’un dile getirmiş oldugu uzere“horror et divina voluptas”, “ilahi bir haz veurperti”denesinlenenvaroluşumuzunsırrıdır.Goethe’nindehayranlıkuyandırıcıdizelerindesoyledigigibi(Faust,dize6272):“Urperiş insanlıgınen iyikısmıdır.Lakindunya,buhissinbedelinipahalıyaodetir;insanınhissettigiolaganustugerçekliginsezisiyledoludur.”Kendiyleilişki,kozmoslailişki,diğerinsanlarlailişki:busonuncualandaantikfelsefigelenekleroldukçaegiticidir.Dogrusunusoylemekgerekirse,modern tarihçilerinzihniyetinde,antik felsefeninbirkaçıpgitme,–isterPlatoncularda idealargogundeolsun, isterEpikurosçulardasiyasetininkarındaolsun,istersedestoacılardaKader’eboyunegmedeolsun–kendiuzerinekapanmatutumunailişkin ikirdendahakokukazınamaz,dahasıkıcabaglanmışbaşkabirklişeyoktur.Aslında, şeyleri bu şekilde gorme biçimi, iki bakımdan yanlıştır. Oncelikle, ilk olarak antikfelsefe, daima grup halinde pratik edilen, Pisagorasçı toplulukların, Platoncu aşkın,Epikurosçu dostlugun, stoacı ruhani kılavuzlugun soz konusu oldugu bir felsefedir. Antikfelsefe, toplu halde bir çabayı, bir araştırmayı, karşılıklı yardımlaşmayı, ruhani destektoplulugunuvarsayar.Lakinozelliklede ilzo lar,nihayetindeEpikurosçularbile,sitelerekarşıharekete geçmekten, toplumu donuşturmekten, kayıtların tanıklık ettigi gibi, genelliklesitenin nimetlerinin dışında kalan vatandaşlara hizmet etmekten hiçbir zamanvazgeçmemişlerdir. Siyasi kavramlar ekollere gore farklılık gosterse de, site ya da Devletuzerinde, kral uzerinde, imparator uzerinde bir etkiye sahip olma kaygısı daima sabitkalmıştır. Hele de, Stoacılıkta (ki Marcus Aurelius'un pek çok metninde buna dikkatçekebiliriz),heranduşunmekzorundaoldugumuzuçyukumlulukarasında,kadertarafındandayatılmış olaylara rıza gostermenin ve duşunceye dikkatliligin yanı sıra, daima insantopluluguugrunaeylemegeçmegorevi,adaletegoreeylemegoreviayrıcaklıbiryeresahiptir.Bugereklilik,diger ikisinesıkı sıkıyabaglıdır.HemkozmikAklavehemde insanlaraortakAkla uygunolan aynı bilgeliktir. Bu insan toplulugu hizmetinde yaşamakaygısı, bu adaletegoreeylemekaygısıtumfelse iyaşamıntemelbirunsurudur.Başkabirdeyişle,felse iyaşamnormal olarak, topluluga ilişkin bir sozleşmeyi beraberinde getirir. Ki muhtemelengerçekleştirilmesi en zor olan da budur, çunku aklın duzleminde bozulmadan kalmaya,kendinisiyasiarzularca,kızgınlıklarca,kırgınlıklarca,onyargılarcakorleşmeyebırakmamayaerişmektirsozkonusuolan.Bilgeliktenkaynaklanan içselhuzurve insanlarınsefaletlerinin,ıstıraplarının, adaletsizliklerinin gorunumunu kışkırtmaktan çekinmeyen tutkular arasındagerçekleştirilmesineredeyseimkansızbirdengeninoldugudogrudur.Fakatbilgelikozellikle,budengeyedayanmaktadır;içselözgürlük,verimlilikleeyleyebilmekiçinolmazsaolmazdır.Boyledir işte antik felsefe dersi: Her insanın kendini donuşturmesi için bir davet. Felsefe;geri-donuş,varolmatarzınınveyaşamatarzınındonuşumu,bilgelikarayışıdır.Bubasitbirşey degildir. “Bu bilgelik haline goturen yol çetin gozukse bile,” diye yazar Spinoza Etik’insonunda,“genedeyolubulabiliriz.Fakat,egerbuyoluboylesinezorlanarakkeşfedersek,bu,pekalaçetinbiryololmasındandır.Egerrefahelatındaidiysevebuyukçabasarfetmeksizinbuna ulaşabiliyorduysak, nasıl olur da bu refah neredeyse herkes tarafından goz ardıedilebilir?Lakin,güzelolanherşey,nadirolduğukadardazordur.”

Page 149: Pierre Hadot Ruhani Alıştırmalar
Page 150: Pierre Hadot Ruhani Alıştırmalar

MichelFoucaultileYarımKalmışBirDiyalogOrtaklıklarveAyrılıklar

“...felsefe,enazındanbu,öncedenneidiyse,

yanibir‘çile’,hâlihazırdadaodur...“MichelFoucault.{679}

BireyselolarakMichelFoucaultileilkdefa1980yılısonunda,CollegedeFrance'aadaylıgımıkoymamı tavsiye ettiginde tanıştım. Utanarak itiraf etmem gerekir ki, araştırmalarımafazlasıyla gomulmuş oldugumdan eserininden pek az haberdardım. Ilk karşılaşmamızdanitibaren, ve pek de şaşırmıştım, Michel Foucault bana tam tersine bazı çalışmalarımım,ozelliklede1953’teBruksel'deFelsefeKongresi'nde“Epistrophe etmetanoiadans l’histoiredee laphilosophie” uzerineyaptıgımkonuşmanın, veherpeyden otede1975–1976 tarihliAnnuairedelaVSectiondel’Ecolepratiquedeshautesetudes içinyazmışoldugum“Exercicesspirituels”başlıklıgirişmakalesininoldukçadikkatlibirokuyucusuolduğunusöyledi.O gunden itibaren, kendisinin deL’Usagedes plaisir'in girişinde deginmiş oldugu,maalesefnadirengerçekleştirmeolanagınasahipoldugumuzkonuşmalarımızda,hemMichelFoucaultdehasının muhteşem keskinligini hem de olaganustu kişisel mevcudiyetini keşfetmektenbuyukmutlulukduymuşumdur.Greko-Romenyaşamfelsefesinden,bazendeMarcusAureliusyadaSeneca’danbahsediyorduk.Seneca'nınLucilius'a ilkmektubundaki“vindicate tibi”nintam anlamı hakkında sordugu soruyu kesin olarak cevaplayamamış olmaktan her zamanpişmanlık duymuşumdur.Maalesef tum arkadaşlarını altust eden erken olumu, henuz yenibaşlamış olan ve şuphesiz karşılıklı olarak uzlaşmalarımızdan, ama ozellikle deuyuşmazlıklarımızdan yararlandıgımız bir diyalogu yarıda bıraktı. Bunları titizliklebelirlememkesinlikleçokzamanımıaldı.Şuaniçinsekısabireskizleyetinmekzorundayım.Çıkarlarımızın ve tasalarımızın ne olçude uyuştugunu,M. Foucault'nun 1981–1982 yılı içinAnnuiare du College de France'ta yayınlanmış olan derslerinin ozetini ve bahsetmekteoldugum“Exercicesspirituels”makalemikarşılaştırarakgozlemleyebiliriz.Aşagıyukarıaynıtemalara,felsefeninSokrates’egoretedavigibioldugunavekendilikkaygısının,farklıtiptekiruhani alıştırmalarınpraemeditatiomalorumyada olumalıştırmasıgibioldugunarastlarız.Hatta 1983’te “L'ecriture de soi” {680} makalesinde M. Foucault, Aziz Antoine tarafındanmuritlerine tavsiyeedilmiş–kibenimde ilgimiçekmişti–bilinçsınanmasınınyazılıpratigiuzerinebirduşunceyibaşlangıçnoktası olarakalır; çunkubu, yazının tedavi edici degeriniaçıkça resmeden bir pratiktir. Nihayet 1984’te, M. Foucault'nunSouci de soi’da kendilikkulturuneayırdıgıbolum,bualandakiaraştırmalarımareferansyaparakbutemalarınhepsiniyenidenelealıyordu.Öteyandan,“Hıristiyanlığın,zatenstoacılar{681}donemindebulunanbellibirsayıdakikendininsınanmasıtekniklerinikendihesabınayenidenelealmışoldugu” ikriP.Rabinow'utakibenbueserdeuzunuzadıyageliştirilmiştir.

Page 151: Pierre Hadot Ruhani Alıştırmalar

BenimiçinoldugugibiM.Foucaultiçinde,bunlarınhepsiyalnızcatarihselbirilgininnesnesidegildi. Foucault,L’Usage des plaisir'in girişinde şoyle yazar: “Deneme –ki bunu hakikatoyununda kendinin degiştirici sınavı olarak algılamak gerekir, iletişim amaçları ugrunabaşkasının basitleştirici benimsenmesi olarak degil– felsefenin canlı bedenidir; en azındanbu, onceden ne idiyse halihazırda da odur, yani bir “çile”, duşuncede bir kendilikalıştırması.”{682}Demekkiyaşamınınsonunadogrufelsefeyiboylealgılamaktaydı,P.Veyne’inmakalesinin de (“Le dernier Foucault et sa morale”) dogruladıgı gibi: “Varoluş stili ikri,konuşmalarda ve şuphesiz olecegini hissettigi yaşamının son ayları boyunca Foucault'nuniçsel yaşamında onemli bir rol oynadı. ‘Stil', burada bir ayrım demek degildir; kelimeyi,sanatçınınonceliklebirzanaatkarvebirsanateserininbireseroldugunuduşunenYunanlargibi ele almak gerekir. Yunan ahlakı çoktan olmuştur [...] ama bu ahlakın bir ayrıntısı, birkendininkendiuzerineemegi ikrinigozonundebulundurarak,guncelbiranlamkazanmayaelverişligibigozuktuFoucaultiçin[...]. ‘Ben',kendinitamamlanmasıgerekenbireserolarakalarak,negeleneginnedeaklınartıksırtlanamadıgıbirahlakıdestekleyebilir;kendiligindensanatçıolarak,modernliginaşamadıgıbuotonomidenzevkalacaktır.‘Herşeykayboldugitti,derdi Medee, fakat tek bir şey kaldı geriye: ben”'.{683} 1983 tarihli H.L. Dreyfus ve PaulRabinow{684}ilesöyleşiside,Foucaultiçin,zatenpekmuhtemelen,tümyaşamıboyuncasomutbir biçimde pratik etmiş oldugu felsefeye tekabul eden felsefenin son kavramı olan bu“varoluşunestetiği”niiyicedeğerlendirmektedir.Bu kendinin kendi uzerine emeginde, bu kendilik alıştırmasında, kendi açımdan felse iyaşamıntemellerindenbirinedevakıfoluyorum:Felsefe,biryaşamsanatı,tumvaroluşuişiniçinekatanbirstildir.YinedeM.Foucaultile“varoluşunestetigi”hakkında,antikçaghakkındadaoldugugibi,genelolarakfelsefeningorevihakkındakonuşmayaçekinirdim.M.Foucault,gordugumuzuzere,buifadeyi,kendiyaşamımızın;yapacaklarımızınbireseriolmasıanlamındaalgılamaktadır.“Estetik”kelimesi aslındabizim için, “guzellik”{kalan,kallas)kelimesininantikçagdasahipoldugundançokdaha farklı,modernyankıları çagrıştırmaktadır.Gerçektendemodernlerin,guzeliiyidenvekotudenbagımsızotonombirgerçeklikolaraktasviretmeegilimlerivardır;halbuki Yunanlılar için, tam tersine, insanlara da uygulanan kelime, normal olarak ahlakideger içerir, orneginM. Foucault {685} tarafından alıntılanmış Platon ve Xenophonmetinleri.Gerçektendebuantikçag ilozo larınınaradıkları,ilkolarakguzellik{kalan)degil,fakatiyidir{agathan); digerleri için oldugu kadar Epikuros için de geçerlidir bu. Hele de bilhassaPlatonculuktavestoacılıkta, iyi,en ustundegerdir: “Degerli ruhlar,vatanları için,sevdikleriiçin ya da erdem için kendiliginden tehlikeye atılırlarken, iyi yuzunden varlıgıküçümseler.”{686} Bu nedenle, “kendilik kulturu”nden bahsetmek yerine, donuşumden, suretdegişiminden, “kendiligin aşılması”ndan bahsetmek daha yerinde olacaktır. Bu hali tasviretmekamacıyla,oldukçanadir,neredeysehiçbirzaman,M.Foucault’daortayaçıkan“bilgelik”terimini bir yana koyamayız. Bilgelik, belki de ilozofun hiçbir zaman ulaşamayacagı, ama,kendi kendini aşabilmek için donuşmeye çabalayarak, daima yoneldigi haldir. Uç temellekarakterize edilmiş bir var oluş şeklidir soz konusu olan: ruhun huzuru (ataraxia), içselozgurluk(autarkeia) ve (septiklerhariç) kozmikbilinç (insani vekozmikButun’e aidiyetinfarkındalıgı, ruhun yuceligini (megalopsuchia) gerçekleştiren “ben”in bir çeşit suret

Page 152: Pierre Hadot Ruhani Alıştırmalar

değiştirmesi,yayılımı).Tuhaf bir biçimde, tedavi olarak telefe kavramına geniş bir yer ayıran M. Foucault, butedavininher.şeydenonceruhunhuzurunusaglamaya,yanisıkıntılarıyaşamınkaygılarının,hattainsanvaroluşunungizemlerinindeuyandırdıgısıkıntılardan(tanrılardankorkma,olumkorkusu)kurtarmayayonelikoldugunadikkatçekmemişgibidir.Hernekadarbunaulaşmayolları farklılık gosterse de butun ekoller, felsefenin ruhun huzura kavuşmasını amaçladıgıkonusundahem ikirdir.Septikleriçinenustunruhanialıştırma,yargınınaskıyaalınmasıdır(epoche); dogmatikler için, yani diger tum ekoller içinse huzura, “dogal” bir varlıkoldugumuzun,yanibuyadabaşkabirşekildekozmosunbirparçasıoldugumuzunveevrenselvaroluş olayından pay aldıgımızın farkına vararak erişebiliriz. Soz konusu olan; şeyleri,evrenseldogaperspekti indengormektir.Boylelikleruhunyuceligineulaşırız,tıpkıPlaton'unoncedensoyledigigibi:“Içindehiçbirbayagılıkvealçaklıkbarındırmayanruh;ilahiveinsaniugraşları butunuyle ve evrenselligiyle kapsayan bir ruhla bagdaşır [...] Lakin duşuncesiyucelereulaşanvezamanınvevarlıgınbutunununtemaşasınınaitolduguruh,sanıyormusunki, insan yaşamının degerli bir şey oldugunu duşunsun? Ancak boyle bir adam olumekorkulacakbirşeymişgözüylebakmayacaktır.”{687}

v Platonculukta, aynı zamanda Epikurosçuluk ve stoacılıkta, demek ki, bireysel ve tutkusaloznellikten evrensel perspekti in nesnelligine geçtigimiz bir hareket aracılıgıyla sıkıntıdankurtulunabilir. “Ben”in,birsanateseriolarakoluşturulmasıdegil, fakat tamtersine“ben”inaşılması,yadaenazından“ben”inbutundekonumlanmasınıvekendinibubutununparçasıolarakhissetmesinisağlayanbiralıştırmadansözedilmektedir.M.Foucaultilearamdakibaşkabiruyuşmazlıknoktasıdaşusoruçerçevesindebelirir:Hangiandanitibarenfelsefe,birkendininkendiuzerineemegi(isterbirsanateseriyaratmakiçinisterdeevrenselliktekendiniaşmakiçinolsun)olarakyaşanmışolmayıbırakmıştır?Benbukopuşun ortaçagda, felsefenin teolojinin yardımcısı haline geldigi ve ruhani alıştırmalarınHıristiyanyaşamlabutunleştigivefelse i,yaşamdanbagımsızhalegeldigiandabulunmaktaoldugunuduşunuyorum:Modern felsefe, antik kavramını ufakufak ve parçaparça yenidenkeşfetti. Foucault, tam tersine,bukopuştanDescartes’ı sorumlu tutar: “Descartes'tan once,oncelikle, hakikati tanımasına olanak tanıyacak olan kendi uzerine belli bir emegigerçekleştirmeyenbir oznenin hakikate erişimimumkun olamazdı.” AmaDescartes’a gore,“hakikateulaşmakiçin,apaçıkolanıgormeyemuktedirherhangibirozneolmamyeterlidir”.“Apaçıklık, çilenin yerini tutar.” {688} Bu goruşun tamamen dogru oldugundan pek de emindegilim. Descartes ozellikleMeditasyonlar yazdı: kelime çok onemlidir. Ve buMeditasyonlarhakkında,okuyucununbirkaçayyadabirkaçhaftaboyunca,evrenselşüpheden,sonradatinindogasındanbahsetmekteoldugubirinciveikincisini“medite”etmesinionerir. {689}Bupekala,Descartes için, apaçıklıgın ancak ruhani bir alıştırma sayesinde algılanabilecegini gosterir.Descartes'ın da, tıpkı Spinoza gibi, felsefenin antik geleneginin bilgelik alıştırması olarakkavranması sorunsalında ısrarla durdugunu duşunuyorum.{690} Filozo ların felsefedenkaynaklandıklarının temsilinin bir tarihini yazmakta karşılaşmış olacagı zorluklara tanıkoluyoruz.Bu deginiler, Foucault’nun eserinin ortaya koydugu sorunları olsa olsa şoyle birincelemektedir, vebir gunbukonuyadahadetaylı vedahaderinlemesinebir biçimdegeri

Page 153: Pierre Hadot Ruhani Alıştırmalar

donmekniyetindeyim.Buradayalnızca,diyalogumuzunyarımkalmışolmasındannekadardaüzgünolduğumudilegetirmekistedim.M.Foucault’dandahafazlaolmayacakbiçimde,bendezamanımızınfelse isorunlarınabelirlive genel çozumler sunma iddiasında degilim. Yalnızca, tıpkı yaşamının son yıllarında bir“varoluşunestetigi”nigerçekleştirmeyeçabalamasındaoldugugibi,benimiçindeyaşamşekliolarak, bilgelik alıştırması olarak, butunun canlı farkındalıgına dogru bir çaba olarakfelsefenin antik ikrinin daima guncel bir degere sahip oldugunu itiraf etmekteyim. Vezamanın, benim nazarımda, bu ikri, beklenmedik ve yoldan çıkaran bir imge halinegetirdigini duşunuyorum; 20. yuzyılın bu sonunda Foucault, ben ve aynı zamanda elbettedigerleri de, tamamıyla farklı istikametlere ragmen, antik deneyimin bu canlı keş indebuluşmaktayız.

Page 154: Pierre Hadot Ruhani Alıştırmalar

ÎKÎNCÎBASKIYASONSÖZ(1987)

Bir eserin ikinci baskısını yapmayı kabul etmek daima bir tembellik itirafıdır. Baştanbaşaelden geçirmek, geliştirmek, ilerletmek daha iyi olacaktır. Her halukarda ilk baskınınmetinlerine bunları aydınlatacak yeni birkaçmetin eklemenin faydalı olacagını duşundum.Oncelikle,1983’teCollegedeFrance'tayaptıgım,bueserinilkbaskısındataslakhalindekipekçoktemayıgeliştirenaçılışdersibulunmaktadır.Aynızamanda1984-1985yılıiçinCollegedeFrance'taverdigimderslerimin ozetidebulunmaktadır: “Yaşamtarzıolarak felsefe”,bununfelsefevefelse isoylemarasındaki onemlioldugunainandıgımayrımıaçıklayanveoldukçakısaolsada,filozoflarınyaşamşekliolarakfelsefedenedindikleritemsilintarihinibelirlemeyeçalışanbirmetinoldugunubelirtmekgerekir.Nihayetinde,sonkitaplarındabueserereferansyapmış ve erken olumu aramızdaki verimli olmayı vaat eden bir diyalogu yarıda bırakmışolanMichelFoucault’yaadanmışbirkaçsayfabulunmaktadır.Ensonunda,yorucuolmaktanbir hayli uzak kısa bir kaynakça, okuyucunun, eger dilerse, notlarda ya da sonsozdealıntılanmış eserler haricinde ruhani alıştırmalar temasıyla alakalı başka eserlere debaşvurmasınaimkântanıyacaktır.Bu ikincibaskı, felsefeveruhanialıştırmalararasındaki ilişkileringenel tezihakkındabanasorulmuşbirkaçsoruyucevaplamaolanağıvermektedir.R. Imbach'ın{691} yaptıgı [bu eserin] uzun ve hararetli ozetinde, neden septisizmdenbahsetmedigimisorar.Aslındaseptisizmin,her ikisideruhunhuzurunusaglamayayonelik,isostheni{692} veepoche olan bu ruhani alıştırmaların pratigini gerektiren tedavi edici biregitimoldugugerçegininaltınıçizmektetamamıylahakkıvar.R.lmbach’ınalıntıladıgı“SextusEmpiricus” pasajı bu noktada oldukça aydınlatıcıdır. Lakin septisizmin ortaya çıkardıgısorunlarıntastamambirsunumubenikonudanfazlasıylauzaklaştıracakgibigozukmekteydi.Bu baskıda açınladıgım yeni metinlerde bu tema hakkında birkaç tamamlayıcı ogeylekarşılaşacağız.R. Imbach ayrıca bana felsefenin, ortaçagda salt bir biçimde teorik hale gelmiş olmasınınnedenininAristoteles'in13.yuzyıldakialgılanışşekliolupolmadıgınıdasormaktadır.AslındaAristoteles, R. Imbach’a gore, “bilgiyi bilgi aşkına amaçlayan salt bir biçimde teorik birkavramın babası”dır. Ona, Aristotelesçi felsefenin birtheoria felsefesi oldugu dogru ise, buAristotelesçitheoria'nınyinedekelimeninmodernanlamıylasaltbirbiçimdeteorikolmadıgıcevabınıverebilirim.Bununikinedenivar:Oncelikle;çunkuAristoteles,hakikatinbilgisininyadatemaşasının,kişiselbiralıştırmanınsonucundanbaşkabirşeyolamayacagı ikrinitumantik ilozo larlapaylaşmaktadır.Veakabindede;çunkuAristoteles,bu theoria'yıbireylemvebir yaşam olarak kavramaktadır: “Faal yaşam,” der Aristoteles, “başkasına donuk olmak

Page 155: Pierre Hadot Ruhani Alıştırmalar

zorunda degildir [...] ve eylemden dogacak sonuçları amaçlayan duşuncelerden başka faalduşuncelerde vardır: hakiki faal duşunceler, ki bunlarpekala, sonları kendindebulunanvekendilerini nesne olarak ele alanmeditasyonlar ve duşunmelerdir.” {693} Bu, tam anlamıyla,kendindeensafhazlarıbarındırantheoria'nınfaaliyetidir.Zatenbirmanada,Aristoteles'in13.yuzyıldaalgılanışşeklidahaçok,teolojidenbagımsızbirfelse i yaşam ikrine yeniden donuş pisti saglamıştır, tıpkı 1270'e dogru kaleme alınmışDacia’lı Boetius'un eserinde meydana çıktıgı gibi: “Du Souverain Bien ou de la viephilosophique”,bueserdeşugibi formulleriokuyabiliriz: “Dogaduzeninegoreyaşayanherinsana ilozof adını veririm [...]. Filozof oldukçaharikabir yaşam surmektedir.” {694} Dacia’lıBoetius o halde burada, Hıristiyan yaşamdan ayrı bir felse i yaşam ve oyleyse de antikilozo larca tasvir edilmiş oldugu biçimde felse i yaşama bir geri donuş olasılıgınısezinlemektedir. Fakat R. Imbach’ın bu açıklamasından ozellikle çıkarılması gereken şey,ilozo larınfelsefeyibukavrayıştarzınınbelirliveayrıntılıbirtarihininyazılmışolmayıhakettiğidir.Nihayetindebutariholdukçakarmaşıktır.R. lmbach, aynı şekilde, “kendilik kaygısı” ve adalet arasındaki ilişki sorununu da ortayakoymaktadır: “Oznenin bir donuşumu aracılıgıyla yabancılaşmadan kurtulmayı umarız,adaletsiz olabilecek insan ilişkilerinin bir donuşumu aracılıgıyla degil.” {695} Kısaca cevapvermekiçin,G.Friedmann'ınkitabınbaşınailiştirdigimmetninibirkezdahaanımsatacagım:“Pek çokları kendilerini militan politikada, sosyal devrim hazırlıgında tamamıyla yitiripgidenlerdir. Nadirleri, çok nadirleri ise, devrimi hazırlamak için kendilerini haysiyetlikılanlardır.”Bundanotesidevardırzaten.Antikçagdaoznenindonuşumçabaları,daimainsanilişkilerininbirdonuşumçabasınabaglıydı,oncelikleveenazındanekolde,felsefeyapmaktaoldugumuzgrupdahilinde, ustelikde,oyadabuşekilde,siteninkendisinde.Adaletpratigi,felse i,yaşamınbaşlıcaunsurlarındanbiriydi.Tersine,insanilişkilerinintamamıylazorlayıcıyadakuralcıdonuşumunun,nihayetindeozneninbirdonuşumununeşligiolmadanhiçbirişeyaramayacagını açıkça bilmek gerekir. Antikçag her şeyden once, oznenin “egitimini[biçimlenmesini (formation)]” (paideia) goz onunde bulundurmaktaydı; modern dunya ise“bilgilendirme[information]”çevresindekonuşlanmaktadır.NihayetR.Imbach'ınbanayonlendirdigisonsoru:felsefevedinarasındakibag.ArkadaşımF.Brunner de bana şunu sorar: “Antik felsefe ve Hıristiyan dini turleri altında, Pierre Hadotfelsefeyivedinikarşıkarşıyamıgetirmekistemektedir?”{696}

Şu an için bu tartışma sahasında çok da ileriye gitmek istemiyorum, çunku “dini” alanıntanımıbile sonderecekarmaşık ve karanlıktır.Ohalde yalnızca sorununnihai bir çozumuamacıylabenimiçinilkadımlargibiolacakbirkaçaçıklamayapacağım.1.HerşeydenonceAntiklerin,felsefeyibiryaşamşekliolarak,kendinindonuşumununsomutbir çabası olarak kavramakta olduklarını gostermek istedim, ilozofun seçmiş oldugufelsefenin ogretisel içerigi herneolursaolsun–bubutunuyle septik olmuşolsabile–.Tumekollerde bu çaba, kesinkes rasyonel olmayı hede ler. O halde bunu oncelikle kendinde,katışıksızlığındatasviretmekkaçınılmazidi.2.Oyleyseantikçagda felsefe, ilozofun tum içselyaşamınındonuşumunuveyaşamınınhersaniyesinekişiselbirkatılımıgerektirenbirvaroluşşeklidir.Resmidininboylegereklilikleri

Page 156: Pierre Hadot Ruhani Alıştırmalar

yoktu, ve gizem kultleri, her ne kadar bir geri-donuşu beraberinde getiriyor olsalar da,felsefenin rasyonel ve ruhani disiplinine tamamıyla yabancıydılar. Filozof dine, toplumsalyaşamda (şenliklerde, tapınakta, kultte ve resmi kutsal gorevlerde) ve kulturel yaşamda(şairler tarafından anlatılmış efsanevi geleneklerde, sanat eserlerinde) rastlar. Ama diniilozofça yaşar. Zira, her şeyi felsefeye donuşturmek, yani karşılaştıgı her şeyirasyonelleştirmek ve içselleştirmek, açıkça felsefeye has bir şeydir. Dinsel pratikle ilintiliolarak,mesela,egerEpikurossiteninşenliklerineveduasınakatılmayıoneriyorsabile,bununamacı, Epikurosçu ilozofa, tanrıları Epikurosçu doga teorisinin kavradıgı şekilde temaşaetmeolanagınıtanımaktır. {697}Veegergeçdonemyeni-Platoncular, teurjipratikediyorlarsa,bunutamamıylafelse ibirruhaniilerleyişlebutunleştirmek,bunuaşmak{698}venihayetindeaşkın ve bilinemez olan, kısacası, salt bir biçimde felse i bir kavram oldugundan oturugelenekseldinetamamıylayabancıolanTanrı’larınayükselmekamacıylayaparlar.Aslında, antik felsefe, geleneksel efsaneleri efsanevi içeriklerinden tamamıyla arındırır.Alegori geregince, mitoloji tanrıları, stoacılarda iziksel kuvvetler, yeni-Platoncularda daPlatoncuidealarhalinialırlar.Oyleysebusonuncularda,ciddibirşekildesistemleştirilmişbirfelse i,teolojigelişmektedir,fakattumtanrılarınbilinemezveaşkınBir’inardısıradizildikleribuhiyerarşi,–”Henades”lerin,“akıledilebilirtanrılar”ın,“akıledilebilirvezekasaltanrılar”ın,“salt şekliyle zekasal tanrıların birbirini takip eden duzlemlerine gore– kocamanbir yapayyapıdan başka bir şey degildir. Ustelik bu yapının, yeni– Platoncuların Hıristiyanlıga tepkiolarak savundukları duşunulen antik inanışlarla pek de bir alakası yoktur. Ve bir anlamda,antikçagda, sadece Anaxagoras ya da Sokrates’e karşı degil, tum ilozo lara karşı dinsizlikdavaları açmaya kalkışmalıydık da diyebiliriz. Zira ilozo lar, bu ya da şu şekilde,desteklediklerineinansalarbile,diniaşıyorvenihayetindendeyokediyorlardı.3.Hıristiyanfelsefesorununagelince,busorun,banaoylegeliyorkiE.Gilson{699}zamanındayanlış bir şekilde ortaya koyulmuştur; çunku tam olarak, felsefeyi salt biçimde teorik birişleyişolarak tasvir etmekteydi.Hıristiyanlıgın, felsefeyeyenibir sorunsal, yenikavramlar,mesela oz ve varoluş arasında gerçek bir ayrım getirip getirmeyecegini bilmek sozkonusuydu.Elinizdekibueserdededegindigimgibi,1937’deyayımlananbirThomasçıfelsefekitapçıgında, ahlak, dogaustu teolojiye “mutedahil” oldugundan ve teolojiden bagımsız birşekilde sunulmuş olan ahlakın, ogrencilere “naturalizm” {700} hatasına duşme riskini ifşaetmesindenoturu,felsefeninahlakkısmınıntamamıylakaldırıldıgınoktadaortaçagteolojisi,aslında felsefeyi, bu salt biçimdeki teorik role indirgedi. Fakat şu anda yaptıgımız uzere,felsefeyibiryaşamşekliolarakgozonundebulundurursak,sorunçokdahakarmaşıkbirhalalır; zira, bir manada Hıristiyanlık ve felsefe “totaliter”dir. Hıristiyan yaşamını yogun birşekildeyaşayanbirHıristiyan,felse ibiryaşamanedenihtiyaçduysunki?Veoteyandan,egerHıristiyangerçektende ilozofolmakistiyorsa,Hıristiyanlıgınıfelsefeye,Hıristiyanyaşamınıfelse i yaşama donuşturmeyecek midir? Bir defasında H.–1. Marrou’nun şu açıklamayıyaptıgını duydum: “Genellikle yeni-Platonculuk, bazı çagdaş Hıristiyanların,Hıristiyanlıklarındanbirfelsefeoluşturmalarınaimkantanır.”4.Şimdi,dinselsorunsorunsalınınbaşkabiraçısınıaydınlatmakiçinantikfelsefeyeyenidendonuyorum: his ve duygu sorunu. Goethe’nin FauV’unun iman icraatını hatırlayalım: “Buebedi sır oylesine buyuktur ki, doldur ruhunu bununla, ve eger ki, bu hisle mutluysan,

Page 157: Pierre Hadot Ruhani Alıştırmalar

istediginşekildeadlandırbunu:Mutluluk!Kalp!Aşk!Tanrı!Benimbunaverebilecegimhiçbirad yoktur. His, her şeydir, ad ise gogun ateşini orten sisten ve dumandan başka bir şeydeğildir!”{701}

Buperspektifte,bazıantikçag ilozo larında,varoluştan,kutsallıkhissindenbahsedebiliriz.Kibu kutsallık hissi, içsel yaşamın kendisiyle ve derinlikleriyle oldugu kadar kozmosla daalakalıdır; oyle bir histir ki, yogunlugumistik deneyime kadar varabilir, lakin bu his, isterduzenlenmiş ister ifşa edilmiş olsun her turlu belirlenmiş dine tamamıyla yabancıdır. Bukutsallık hissi, evrenin efsanesini ve kutsallıgını bu denli yok etmiş Epikurosçuluk'ta dahibulunur.E.Hoffmann’ın {702}da,varoluşusalt,acımasızcasınanadidebirtesadufolaraktasvirediyorolmasıolgusuyla,açıkçagosterdigiuzereEpikurosçu,yaşamı,birçeşitmucizeolarak,tıpkı ilahi bir şeymişçesine, engin bir minnettarlıkla kabul eder. Ve ilozof da, Epikuros’laevreninsınırsızenginliginikeşfederek,derbizeLucretius{703},“kutsalbirdehşet”,ve“ilahibirhaz”–kişuphesizherbiranıeşsizkılan,varoluşun{704}fevkadeligindenbupayalmahazzıdır–duyar.

Page 158: Pierre Hadot Ruhani Alıştırmalar

BENVEDÜNYA

Page 159: Pierre Hadot Ruhani Alıştırmalar

“KendilikKültürü”NosyonuÜzerineDüşünmeler{705}

M.Foucault,L’Usagedesplaisirs 'inonsozundenveSoucidesoi[SS/’nınbirbolumunde,1975–1976 içinAnnuaire de la V Section de l’Ecolepratique des hautes etudes'de ve 1 981’deyayınlanmış,l987’deyenidenbasılmışExercicesspirituelsetphilosophieantiquekitabımdaki“Exercices spirituels”makalemi anımsattı. Burada tanımını yaptıgım, yaşam sanatı olarak,yaşamstiliolarak,yaşamtarzıolarakantikfelsefe;vebuçalışmada,modernfelsefeninnedenbu gelenegi unutmuş oldugunu ve neredeyse munhasıran teorik bir soylem haline gelmişoldugunuaçıklamakiçinsarfettigimçaba,buradataslagınıçizdigimveakabindedeExercicespirituels kitabımda geliştirdigim ikir, Hıristiyanlıgın kendi payına antikçagdadeneyimlenmişbazıruhanialıştırmateknikleriniyenidenelealmasınısaglayan ikir,bunlarınhepsi,banaöylegeliyorki,M.Foucault’nundikkatiniçekti.Burada, bu karşılaşmanın otesinde, yorum ve nihayetinde bizi ayıran ve maalesef M.Foucault'nun erken olumunun yarıda bıraktıgı bir diyalogu beslemiş olan felse i seçenekfarklılıklarınıbelirginleştirmeyeyönelikbazıaçıklamalarısunmakisterim.M.Foucault,LeSoucidesoi’da,antikçag ilozo larıncagoklereçıkarılmış,“kendilikpratikleri”adınıverdigişeyikesinbirşekildebetimlemektedir:ruhanibirkılavuzunyonlendirmesindenbaşkabir şekildegerçekleşmeyecekkendine ozen,bukendilikkaygısınınkapsadıgı ruhavebedene dikkat, yoksunluk alıştırmaları, bilincin sınanması, temsillerin denetlenmesi,nihayetinde kendine geri-donuş, kendilik mahiyeti. M. Foucault bu pratikleri “varoluşsanatları”, “kendilik teknikleri” olarak algılar. Antikçagda, “yaşama sanatı”ndan bu şekildebahsettigimiz dogrudur. Lakin, bana oyle geliyor ki M. Foucault’nun benim “ruhanialıştırmalar”dedigimşeye,“kendilikteknikleri”demeyitercihederekverdigitanım,ozellikle“kendilik” uzerinde aşın derecede merkezleşmiştir, ya da en azından, kendiligin belli birkavramıüzerine.Ozellikle,FoucaultGreko-Romendunyasıetigini,kendimizdeedindigimizbirhazetigiolaraksunmaktadır (SS, s.83): “Bu tip şiddetli, belirsiz ve geçici hazlara gore, kendine erişim;sükûnettevedaima,kendimiziyolagetirdiğimizbirhazbiçimininyerinitutmayaelverişlidir.”Niyetini ifade etmek için, kendimizdeki neşeyi tam da kendimizin en iyi yanındabulmaklıgımızınsorgulandıgıSeneca'nınMektupXXIII'unualıntılar.Fakat,aslında,şeylerinbusunumundapekçokbelirsizlikoldugunusoylememgerekir.MektupXXIlI'teSenecagerçektende açıkçavoluptas veeaııdium'u. haz ve neşeyi karşı karşıya getirmektedir, o halde,Foucault'nun yaptıgı gibi (s.83) neşeden, “başka bir haz formu”uymuş gibi bahsedemeyiz.Stoacılar her ne kadar sozcuklere fazlasıyla onem yuklemiş olsalar vehedone veeupathha,kısacası haz ve neşe arasında itinalı bir şekilde ayrım (bu ayrıma Plotinos ve Bergson’darastlayacagız,hattaBergsonneşeyiveyaratılışıbirbirinebaglamaktadır)yapmışolsalardahibahsi geçenyalnızcabir sozcukmeselesi degildir.Hayır, yalnızca sozcukdagarcıgı degildirsorgulanan: eger stoacılargaudium kelimesine, “neşe” kelimesine baglıysalar, bu hazprensibini ahlaki yaşama sokmayı açıkça reddetmelerindendir. Onlar için mutluluk, hazzadegil, lakin kendi karşılıgı kendinde olan erdemin ta kendisine dayanır. Kant'tan çok daha

Page 160: Pierre Hadot Ruhani Alıştırmalar

once stoacılar, ahlaki bilincin niyet sa lıgını kıskanç bir biçimde muhafaza etmekistemişlerdir.Ikinci olarak ve ozellikle de, stoacı neşesini kendi “ben”inde degil, Seneca'nın dedigi gibi,“kendisinineniyiyanında”,“hakikiiyi”de(Seneca,MektupXXllI,6),yani“iyiyedogrudonmuşbilinçte,erdemdenbaşkabiramacıolmayanniyetlerde”(XXIII,7),yaniSeneca'nınmukemmelakıl(CXXlV,23)dedigişeydebulunmaktadır;yaninihayetindeilahiakılda(XCIl,27).Çunkuonagore,insanaklı,mukemmelleştirilebilirbirakıldanbaşkabirşeydegildir.Kendinin“eniyiyanı”, demek ki nihayetinde aşkın bir kendiliktir. Seneca neşesini “Seneca”'da degil, fakatSeneca'yıaşarak,kendindeevrenselAklınbirkısmını,tuminsanlarınvekozmosunkendisininiçindekibiraklıbarındırdığınıkeşfederekbulur.Stoacıalıştırma,aslındakendiniaşmayı,evrenselAkılilebirlikiçindeeylemeyiveduşunmeyiamaçlar.Epiktetos’utakibenMarcusAureliustarafındanbetimlenmişuçalıştırma(VII,54;IX,6;VIII,7),bumanadaoldukçabelirleyicidir:içselaklauygunolaraknesnelbirbiçimdeyargıdabulunmak, her insanda ortak olan akla uygun olarak eylemek, kozmik akıl tarafından bizedayatılan kaderi kabul etmek. Stoacılar için ancak bir tek akıl vardır ve bu, insanın hakikikendiliğiolanakıldır.Foucault’nunoldukça iyibildigi buaçılan silmesinenedenolanmoti i fazlasıyla anlıyorum.Kendilikpratikleribetimlemesi (tıpkıbenimruhanialıştırmalarbetimlememgibi)yalnızcatarihsel bir çalışma degildir, lakin ortuk biçimde, çagdaş insana bir yaşammodeli sunmakister(kiFoucaultbuna“varoluşunestetigi”der).Zira,modernduşunceninneredeysegenelbir egilimine, duşunulmuşten çok içgudusel bir egilime gore, “evrensel Aklın” ve “evrenselDoğanın”nosyonlarınınşuanpekdeanlamıyoktur.Ohaldebunlarıparantezealmakgerekir.Şu an için, tarihsel bir bakış açısından, stoacıların ve Platoncuların felse i pratiklerininkendiyle bir bag, bir kendilik kulturu, kendinde alınan bir hazdan başka bir şey olmamışoldugunu kabul etmenin zor geldigini soyleriz. Alıştırmaların ruhsal içerigi ise banatamamıylabaşkagozukmektedir.BirButun’e aidiyetduygusubununbirunsuruolmakgibigozukmektedir:InsantoplulugununButun'eaidiyeti,kozmikButun’eaidiyet.Senecabunuuçkelimede ozetler (MektupLXVI,6):“Totiseinserensmundo”(“dunyanınbutununedalarak”).Groethuysen, hayran olunasıAntropologie philosophique’inde (s.80), bu temel çizgiyi kabuletmiştir.Ziraboylebirkozmikperspektif,kendimizdenedinebilecegimizduyguyukoktenbirbiçimdedönüştürür.Tuhafbirbiçimde,Foucault,Epikurosçulardanpekazbahseder.Bu;birmanada,Epikurosçuetiginnormsuzbir(ftik,Doga uzerinetemellenebilen,rastlantıdankaynaklananotonombiretik,demekkimodernzihniyetemukemmelbirbiçimdeuyacakgibigozukecekbiretikolmasıolçusundebeklenmediktir.Busessizliginnedeni,belkide,Epikurosçuhazcılıgı,M.Foucaulttarafından onerilmiş hazlar kullanımının genel şemasına sokmanın oldukça zor olmasıolgusunda bulunmaktadır. Her ne olursa olsun, Epikurosçularda da ruhani alıştırmalar,ornegin bilincin sınanması vardır. Ama, dedigimiz gibi, bu pratikler, Doga'nın ve evrenselAklın normları uzerinde temellenmezler; çunku, Epikurosçular için, dunyanın oluşumurastlantınınsonucundanbaşkabirşeydegildir.Bununlabirlikte,buruhanialıştırma,yalnızcabir kendilik kulturu olarak, kendinin kendiyle basit bir ilişkisi olarak, kendi benimizde

Page 161: Pierre Hadot Ruhani Alıştırmalar

bulacagımız bir haz olarak tanımlanamaz. Epikurosçu, arzularını tatmin etmek ve hazzınıbulmak için kendisinden başka bir şeye ihtiyacı oldugunu itiraf etmekten korkmaz: ona,bedenselbesin,aşkınhazları,hattatanrıveolumkorkusunuyoketmekiçinevrenin izikselbir teorisi gerekmektedir. Ona, karşılıklı duygulanımdamutlulugu bulmak için Epikurosçuekolun diger uyelerinin ahbaplıgı gerekmektedir. Ona, nihayetinde Lucretius'undivinavoluptas et horror dedigini gormek için sonsuz boşluktaki evrenin sonsuzluklarının hayalitemaşası gerekmektedir. Epikurosçu bilgenin kozmosa bu dalışı, Epikuros'un muridi,Metrodoros tarafından iyice açıklanmıştır: “Hatırla ki, olumlu olarak, sınırlı bir yaşamladogmuşsen,doganınduşuncesiyleşeylerinebediyetinevesonsuzlugunakadaryukseldin,vesenolmuşolanveolacakolanherşeyigordun.”Epikurosçulukta,perspekti inolaganustubirters duz edilmesi bulunmaktadır: bu, tamda, varoluşun, bir Epikurosçuya, gozunun yaşınabakmaksızın nadide, saf bir rastlantı olarak gozukmesinden, yaşamı bir çeşitmucizeymişçesine,Doga'nınkarşılıksızvebeklenmedikbirverisiymişçesinekarşılamasındanvevaroluşufevkaladebirşenlikolarakdüşünmesindenkaynaklanır.Şimdi, “kendilik kaygısı” yorumlarımızın faklılıgını resmetmek için başka bir ornegi elealacagım.M.Foucault,kendisidezatenbaşlangıçnoktasınıyazınıntedaviseldegeriylealakalıdikkate şayan bir metinden alan,Exercices spirituels’te (s.69) ele almış oldugum, “KendilikYazını” adlı ilginç bir makale yazdı. Ki bunu takiben meşhur keşiş Antoine, muritlerine,ruhunun eylemlerini ve hareketlerini yazılı olarak, tıpkı digerlerinin bilmesini saglanmakzorundaymış gibi, not etmelerini salık vermiştir: “O halde yazı, başkasının gozunun yerinialsın”,diyorduAntoine.BuanekdotM.Foucault’yu,antikçagda“kendilikyazımı”adıverilenşeyinelealmışoldugubiçimleruzerineveozellilikledehypomnemata,ruhani“notdefterleri”–ki bunlar aracılıgıyla başkasının duşuncelerinin, yazanın kendi yapılanmasına da hizmetedebilecegini belirtiriz– olarak da adlandırabileceklerimizin edebi tur uzerine duşunmeyesevkeder.Foucaultbununamacınışöyletanımlar(s.8):Bahsigeçen“öncedensöylenmişolanıyakalamak”,“duyabildigimiziyadaokuyabildigimizitoparlamakvebunukendiliginoluşumuamacıuğrunayapmak”.Öyleyseşöylesorarkendine:“Kaynağıbelliolmayacakkadarkadimveoradan buradan, her yandan biraz kulaga çalınmış soylemin yardımıyla nasıl olur dakendiligin mevcudiyetine konulur?” Işte cevabı: “Bu alıştırma geçmişe bir bakış atmayaolanak tanımaktaydı:hypomnemata katkısı, ruhu, geçmişin meditasyonuna yoneltmekamacıyla gelecegin kaygısından azat ettigimiz vasıtalardan biridir.” Stoacı ahlakta oldugukadarEpikurosçuahlaktada,gelecegedonukbirtintavrınıninkarınıvesıkıntısızbirbiçimdehakimolarakkendisindenzevkalınılanbirgeçmişinmahiyetineolumlubirdegerbahşetmeegilimini ortaya koyduguna inanır. Bana oyle geliyor ki burada bir yorum hatası var.Epikurosçuların, ama yalnızca onların, geçmişin hoş anlarının hatırasını, hazzın temelilkelerinden biri olarak duşundukleri dogrudur; ki bu hatıranın, hypomnemala'larda pratikedilmiş“çoktan-soylenmiş”inmeditasyonuylauzaktanyakındanhiçbiralakasıyokturzaten.Gene de Diogene'de 1986’da (n. 133) yayımlanmış bir makalede, stoacıların veEpikurosçuların, ister bundan zevk almak, ister bunda eyleme geçmek için mevcut anayogunlaşmak amacıyla olsun, geçmişin yuklerinden oldugu kadar gelecek kaygısından dakendini sıyırmaya yonelik bir tavırda uzlaştıklarını gosterdim. Bu bakış açısına gore, nestoacılarnedeEpikurosçular, geçmişeolumlubir deger katmışlardır: felse i tavır, şimdideyaşamaya, geçmişe degil şimdiye sahip olmaya dayanmaktadır. Ustelik, kendilerinden

Page 162: Pierre Hadot Ruhani Alıştırmalar

oncekilerceformuleedilenduşuncelerefazlasıylaonemvermişolmaları,bambaşkabirşeydir.Fakat,eğerhypomnemataçoktan-soylenmişlealakalıysa,bu,sadecegeçmiştenkalmaşere inenail herhangi bir “onceden-soylenmiş” degildir, fakat bu, onceden-soylenmişte (genelde,ekolunkurucularının ogretileri)aklınkendisininşimdidesoyledige tanıklıketmemizdendir,Epikuros'un ya da Chrysippos'un bu ogretilerinde,daima mevcut bir degere tanıklıketmemizdendir;bu,ozelliklede,buogretilerin,aklınifadelerinintakendileriolmalarındandır.Başkabirdeyişle,yazarken,notalırkenkendimizemalettigimiz,yabancıbirduşuncedegildir,lakinyazanınaklınıniçindezatenmevcutolanıcanlıkılmakiçin,gerçekleştirmekiçingeregineyseöyleoluşturulduğudüşünülenformüllerikullanırız.M.Foucault'yagorebualıştırma,istemlibirşekildeseçmeciolmakistemektedir,veohalde,boylelikle “kendilik oluşumunu” açıklayacak olan kişisel bir tercihi içermektedir.“Kendiligindenvekendisiiçinyapılmışkişiselalıştırmaola/1akyazım;biruyumsuzhakikatsanatı veya daha da açıkçası, onceden soylenmiş şeyin geleneksel otoritesini, kendinidogrulayan hakikatin tekilligiyle ve bunun kullanımını belirleyen koşulların tikelligiylebirleştirmenin duşunulup taşınılmış bir biçimidir.” Ama aslında, en azından stoacılar veEpikurosçular için, kişisel tercihinbulundugu yer, eklektizmdedegildir. Eklektizm, yalnızcayenibaşlayanlarıdöndürmeksözkonusuolduğundakullanılır.Oandada,tümyollarmübahtır.Foucault,Lucilius’un–stoacıSeneca'nınEpikuros’uncumlelerinialıntıladıgı–Mektuplar’indabireklektizmörneğineböyleliklerastlar.BuEpikuroskullanımıbirtekilkMektuplar'daortayaçıkarvehemengozdenkaybolur.Gerçektendekişiseltercihtamtersine,aklauygunoldugunuduşundugumuz, Stoacı ya da Epikurosçu, belli bir yaşam biçimine has katılımdakonumlanmaktadır.AncakyeniAkademide,orneginCiceron’da,kişiseltercih;aklın,şuyadabuolasıolduğunudüşündüğüşeyegöreoluşur.Demekkibu,Foucalt'nun (s.11–13)duşundugu uzere,uyumsuzduşunceleri yazarakvetekrardanokuyarakbireyin,kafasındaruhanibirkişilikkurmasıdegildir.Ilkolarak,gordukki,bu duşunceler uyumsuz degildirler, fakat tutarlılıkları için seçilmişlerdir. Ikinci olarak,yazarak,kafasındaruhanibirkişilikkurmakdegildir,fakatevrenselligeyukselmekiçinkendibireyselligindenkurtulmaktırbahsigeçen.Ohalde,“kendilikyazımı”ndanbahsetmekdogrudegildir; yalnızca kendi kendimize yazmayız, ustelik de yazım, kendiligi oluşturmaz: digerruhanialıştırmalargibi,buda“ben”inseviyesinidegiştirir,evrenselleştirir.Yalnızlıktapratikedilmiş bu alıştırmanınmucizesi, zamanda ve uzayda aklın evrenselligine ulaşmaya imkantanımasıdır.KeşişAntoineiçin,yazınıntedaviedicidegeriozelliklebuevrenselleştiriciguçtebarınmaktadır. Yazı, der Antoine, başkasının gozunun yerini tutar. Yazan kişi kendini, birmanada, izleniyormuş gibi hisseder, yalnız degildir, fakat sessizce var olan insantoplulugunun bir parçasıdır. Kişisel edimlerini, yazı yoluyla formul ederek, aklın,mantıgın,evrenselliğinçarkınadahilediliriz.Karmaşıkyadakişiselolanınesnelleştiririz.I Soylediklerimizi bir ozetleyelim. Foucault’nun stoacılarda ve Platoncularda “kendilikpratikleri”adınıverdigişey,hakikatende,kendinedogrubirgeri-donuşhareketinetekabuleder: dışsallıktan, dışsal nesnelere ve yol açabilecekleri hazlara tutkusal baglılıktankurtuluruz; bu alıştırmada ilerleyip ilerlemedigimizi gormek için kendimizi gozlemleriz,kendimizinefendisiolmaya,kendimizesahipçıkmaya,mutlulugumuzuiçselbagımsızlıktaveozgurlukte bulmaya çalışırız. Bu noktaların hepsiyle hem ikirim. Lakin bu içselleştirme

Page 163: Pierre Hadot Ruhani Alıştırmalar

hareketinin; dunyada-olmanın yeni bir şekline, dışarıyla başka bir ilişkiye, başka birdışsallaşmatarzınarastladıgımızdahaustunbirruhsalseviyeyeyukseldigimizvekendinin,Doga'nınbirparçası olarak, evrenselAklınbirparçası olarak, farkınavarmayadayananbirbaşkahareketeayrılamazcasınabaglıbulundugunuduşunuyorum.Uzlaşımsalvealışılagelmişinsandunyasındayaşamıyoruzartık,Dogadunyasındayaşıyoruz.Başkabiryerdedededigimgibi,böylece“fiziği”tıpkıruhanialıştırmagibipratikediyoruz.Boyleliklekendimizi,bir“başka” ile ozdeşleştiriyoruz,kibu,herbireydemevcutolanDoga,evrensel Akıl'dır. Burada, Foucault'nun yeteri kadar uzerinde durmadıgı, perspekti lerinkoktenbirdonuşumu,evrenselcivekozmikbirboyutvardır:Içselleştirme,kendiliginaşılmasıveevrenselleşmedir.Geliştirmekte oldugum tum açıklamalar, yalnızca antik felsefenin tarihsel bir analiziçerçevesinde konumlanmazlar, ayrıca da modern insanın, antikçagda keşfedebilecegi etikmodelinintanımınıamaçlarlar.Açıkça,ozelliklekendilikkulturuhakkındaki,kendilikkaygısıhakkındaki, kendine geri-donuş hakkındaki yorumunu gereginden fazla merkeze aldıgıkonusunda endişelerim var ve genel bir biçimde, etikmodelini bir varoluş estetigi olaraktanımlarkenM. Foucault, tamamıyla estetik bir kendilik kulturu, yani, korkanın ki, yeni bir“dandizm”biçimi,bir20.yuzyılsonuversiyonuonerir.Lakin,bubenimyapabilecegimdençokdahadikkatlibirbiçimdearaştırılmışolmalıdır.Kendiaçımdan, ortukbirbiçimde,belkidenaifçe, modern insan için bilgeligi (antiklerin çogu bu olasılıga inanmıyordu) degil, amaMarcus Aurelius'un, gordugumuz uzere, tanımladıgı uçlu bir biçimdeki, daima kırılgan birbilgelikalıştırmasınıyaşamaolasılıgına inanıyorum:yargınınnesnelliginipratiketmek içinçaba, insan toplulugunun hizmetinde ve adalete gore yaşamak için çaba, (somut, canlı vealgılayan oznenin yaşanmış deneyiminden itibaren alışarak) evrendeki yerimizin farkınavarmakiçinçaba.Ohalde,bubilgelikalıştırması,evrenseleaçılmakiçinbirçabaolacaktır.Dahadaaçıkça,moderninsanın,antikçagfelse ialıştırmalarını,eşlikettikleriefsaneviyadafelse i soylemden tamamıyla ayırarak uygulayabilecegi kanaatindeyim. Aslında aynı ruhanialıştırmayı; beceriksiz girişimlerden başka bir şey olmayan, varoluşsal yogunlugununnihayetinde her turlu teorileştirme ve sistemleştirme çabasından kaçtıgı içsel deneyimleridogrulamak ve betimlemek için iş işten geçtikten sonra gelen, son derece farklı felse isoylemlerle dogrulayabiliriz. Ornegin, stoacılar ve Epikurosçular, tamamıyla farklınedenlerden oturu, muritlerini, gelecegin kaygısından ve geçmişin yukunden kurtularak,dikkatlerinimevcutanayoğunlaştırmayadavetettiler.Lakinsomutbirbiçimdebualıştırmayıpratikedenkimse,evreni,sankiilkdefagoruyormuşçasına,yenigozlerlegorur;saltşimdininzevkindevaroluşungizemineveihtişamınavakıfolur.Nietzsche’nindededigigibi,diyoruzki,“yalnızca bize degil, tum varoluşa” evet. Demek ki, bu alıştırmaları pratik etmek içinstoacılarınevrenselAklı’naveDoga’yainanmakmecburidegildir,fakat,bunlarıpratikederek,somutça akla gore yaşarız (“Eger her şey rastlantı eseri işliyorsa, sen, rastlantıya goreişleme,” diyordu Marcus Aurelius [X, 28, 13]), somut olarak kozmik perspekti inevrenselliğine,evreninfevkaladevegizemlimevcudiyetineulaşırız.

Page 164: Pierre Hadot Ruhani Alıştırmalar

KaynakçaBERGSON,J.,L’Energiespirituelle,Paris,PUF,14ced.,l930,s.24(HazveZevkUstüne).FOUCAULTM.,“L'ecrituredesoi”,Corpsecrit,n°5,1983,s.3–23.–Histoiredelasexualite,t.Il,L’Usagedesplaisirs;t.I11,LeSoucidesoi,Paris,Gallimard,1984.GROETHUYSENB.,Antropologiephilosophique,Paris,Gallimard,l952.HADOTI.,“Epicureet l'enseignementphilosophiquehellenistiqueetromain”,dansActesduVIIECongresdel’AssociationGuillaumeBude, Paris,LesBellesLettres,l970,s.35(Seneca'nınEpikurosAlıntılarınınÖngörüselveTedaviEdiciKarakteriUzerine).–Senecaunddiegriechisch-römischeTraditionderSeelenleitung,Berlin,l969.HADOTP.?Exercicesspiritulesetphilosophieantique,Paris,Institutd'Etudesaugustiniennes,2eed.,l987.– “Lepresent seulestnotrebonheur.Lavaleurde l'instantpresentchezGoetheetdans laphilosophieantique”,Diogene,n°133,Paris,l986,s.58–8l(Nietzschealıntısı,s.80).SCHMIDW.,DieGeburtderPhilosophie imGartenderLüste,FrankfurtanıMain,Atheniium, l987.

Page 165: Pierre Hadot Ruhani Alıştırmalar

“GünümüzdeFelsefeProfesörleriVar,AmaFilozoflarYok...”{706}

Walden’ınilksayfalarının,insanınalışagelmişyaşamınıneleştirisineadanmışolmasıoldukçadikkatçekicidir.Thoreaubuyaşamı,Brahmanlarınçilesinden,Herakles'inonikiişindendahabeterbirkefaretolarak ironikbiçimdetasvireder. Insanlarakıldışıbiryaşamsurmektedir.Yapmacıkkaygılaravegereksizcesinekabaişlerebogulmuşlardır,cehaletvehataiçindedirler.Makinelerden, araçlarının araçlarındanbaşka bir şey degildirler. Varoluşları umutsuzluk vetevekküldenbaşkabirşeydeğildir.Thoreau’nunnazarında,insanlarınmutsuzlugununnedeni,yaşamakiçin,yanibasitbirtabirle,yaşamsalateşinikorumakiçingerekliveyeterliolanıunutuyorolmalarıdır.“Bedenimiziçinilksel gereklilik, sıcak hissetmek, yaşamsal ateşimizi içte muhafaza etmektir.” {707} AslındaThoreau'nundagosterecegiuzere,busonucaulaşmakiçininsanınihtiyaçduydugupekazşeyvardır,ki luksbunlardanbiridegildir. “Luksalışkanlıklarınınçogu,”der, “veyaşamkonforuadını verdigimiz şeyin buyuk bir kısmı, vazgeçilemez şeyler olmamakla kalmaz, ustelik deinsanlıgınyukselmesikarşısındahakikiengelleroluşturmaktadır.” {708}Buna iknaolmak içindışsalzenginlikaçısından fakir, içselzenginlikaçısındanzengin,Çinli,Hintli,FarsveYunanilozo larınyaşamşeklinianımsamakyeterlidir.Kibunlarşuanbizeoldukçauzakorneklerdir,zira, diye devam eder Thoreau, “gunumuzde felsefe profesorleri vardır, ama ilozo laryoktur”.{709}Onagore,“ ilozofolmak,yalnızcakeskinduşunceleresahipolmakdegil,ayrıcadabir yalınlık ve bagımsızlık, comertlik ve guven yaşamı surmek için bilgeligi yeteri kadarsevmektir”.{710} “Felsefeyapmak,ohalde,yalnızca teoridedegil,ayrıcadapratikte,yaşamınbirkaç sorununu çozmektir”. {711} Thoreau, felsefe profesorlerine, başarıları “ne kraliyeteilişkin, ne de erkege yaraşır olan, dalkavuk bir başarı”dan başkası olmayan bu buyukbiliminsanlarına ve duşunurlere çatmak için fırsattan yararlanır. Ustu kapalı bir biçimdesoylemek gerekirse; çunku onlar, felse i soylemden memnun kalarak, insanları absurd birbiçimde yaşamaya devam etmeye yureklendiriyorlar. Bu ilozo ların yaşamı, salt birkonformizmdir ve bu ilozo lar, insanlıgı luks içinde yozlaşmaya bırakırlar. Thoreau kendipayına,kendinidolaylıdaolsa“çagdaşlarıgibikamınıdoyurmayan,barınmayan,giyinmeyen,ısınmayan”,{712} gerçek ilozof olarak sunar. Gelişmesini, kesinlikle bir ironi vuruşuyla,afallatabilenbir ilozoftanımıaracılıgıylabitirir:“Yaşamsalateşimizidigerinsanlarınkindenfarklıyollarlamuhafazaetmiyorsak,nasıl ilozofolabiliriz?”{713}Veyaşamsalateşinikorumakiçin insanın buyuk çabalar sarf etmesi gerekmez. Ihtiyaçlarını karşılamak için Thoreau, yılboyuncaaltıhaftaçalışmasıgerektiginihesapetmiştir:“Budunyadayaşamınıkazanmakbircezadeğil,fakatbirvakit-geçirmedir,tabiieğeryalınlıklavebilgelikleyaşıyorsak.”{714}

EgerThoreauboylelikleormandayaşamakiçinyolaçıktıysa,bu,tabiikideyaşamsalateşiniolabilecek en ekonomik biçimde korumak için degil, “olum anı gelip çattıgında aslındayaşamamış oldugunu hissetmemek amacıyla, acele etmeksizin yaşamak, yalnızca yaşamınesas olgularıyla yuzleşmek, ona ogreteceklerini keşfetmek”i{715} istemesindenkaynaklanmaktadır.“Derinlemesineyaşamayıarzulamaktayım,”der,“yaşamıiliklerinekadarsomurerek.”Yaşamınbuesaseylemleriarasında,heryanıyladunyayıalgılamahazzıvardır.

Page 166: Pierre Hadot Ruhani Alıştırmalar

OrmandaThoreau’nunvaktininçogunuadadıgı şeybudur. “Solitude”bolumunundokunaklıgirişiniyenidenokumaktanbıkıpusanmayız:“Butunbedeninizinbiranlamdanibaretolduguve tum gozeneklerden lezzetin sogruldugu leziz bir gece. Kendisinin bir parçası olarakDoga’da,tuhafbirozgurluklegelirvegiderim.Goluntaşlıkıyısıboyuncadolanırken,gomleginkollarında,serinligeragmen,bulutlugokyuzuveruzgar[...]butununsurlarşaşılasıbirşekildehomojendir. Kızılagacın ve kavagın kıpırdaşan yapraklarıyla uyum, neredeyse solugumukeser; gene de, tıpkı gol gibi, sukunetim bulanmaksızın ha ifçe dalgalanır.” {716} “Solitude”bolumundeThoreauzaten,hattabir tek, aslayalnızolmadıgını, çunkuDoga ile iletişimininbilincinde oldugunu gostermek ister: “Kendisinin bir parçası olarak Doga’da, tuhaf birozgurluklegelirvegiderim.”“Entatlı,enyumuşak,encesaretlendiricitopluma,herhangibirdogal nesnede karşılaşılabilir.” {717} Boylelikle yagmur damlalarının gurultusunde bile“kavranılmazoldugukadarsonsuzdaolanbiriyiyurekliligi”algılar.Herbirkuçukçamignesi,onuarkadaşolarakelealırveDoga’nınenuzgunenkorkutucusahnelerindedahikendisinebirşeyingöründüğünühisseder.“Nedenyalnızhissedecekmişimki?GezegenimizSamanyolu'ndadeğilmi?”{718}böylelikledünyaalgısı,birçeşitkozmikbilincedalar.Şimdiyekadarsoylemeyeçabaladıgımherşeyin,Epikurosfelsefesiyle,hattastoacılıgınbazıaçılarıyla, dikkate deger bir benzerlik taşımaktadır.Walden’in sayfalarında karşılaştıgımız,insanların alışagelmiş yaşama biçimlerinin bu eleştirisine oncelikle Epikurosçuluktarastlıyoruz.“Insanturu,”derLucretius,“faydasaglamaksızınçalışır,saltkayıptadırdaima,vekendinikaygılarlaboşyeretuketir.” {719}Ciceron’unbahsettigiEpikurosçularagore, insanlar,uçsuz bucaksız arzularından oturu mutsuzdurlar ve zenginligin, şohretin, egemenliginçukuruna batmışlardır. “Gun gelip de, vakit vakitten geçtikten sonra, insanlar, para, guç veşohret için tutkularına kapılmış olmalarının gereksiz oldugunu anlar [...] Varoluşları,sıkıntılarlabölünmüşbirseyirdenibarettir.”{720}

Epikuros için selamet, dogal ve zorunlu arzular arasındaki ayrımda yatmaktadır; yaşamınmuhafazasıylaalakalıarzular,yalnızcadogalarzular, tıpkıcinselhazgibi;venedogalnedezorunlu olmayan arzular, tıpkı zenginlik hazzı gibi. {721} Ilkesel olarak, birIncilerinin tatmini,insana sabit bir haz, yanimutluluk saglamaya yeter. Bu, Epikuros için demektir ki, felsefe,esasen, tıpkı Thoreau için oldugu gibi, yaşamsal ateşi, diger insanlardan daha bilge birbiçimdemuhafazaetmeyedayanır.Bellibirtahriketmearzusuyla,Thoreau'nunkinebenzerbir Epikurosçu cumle aslında şunu beyan eder: “Tenin çıglıgı: acıkmamak, susamamak,uşumemek.Herkimkibudurumdanvebundanzevkalmaumudundanzevkalırsa,mutluluktaTanrı'nınkendisiyleyanşabilir.” {722}Mutluluk,ulaşılmasıkolaydır:“Zorunluşeylereulaşmayıkolaylaştıran ve ulaşması zor olan şeyleri zorunlu kılmayan,” der Epikuros “ermiş dogayasunulsunminnetler.” {723} “Dogalolanher şeyedinilmesikolayolandır,boşolanher şey ise,edinilmesizahmetliolandır.”{724}

O halde felse i eylem, basitçe, “acıkmamaktan ve uşumemekten” hoşnut kalmayadayanmaktadır.LakinThoreauiçinoldugukadar,Epikurosiçindefelsefe,yalnızcayaşamsalateşini mumkun oldugunca ekonomik bir biçimde muhafaza etmekten ibarettir. EgerEpikurosçu ilozof, kaygılardan ve gereksiz arzulardan kurtulursa, bu, tıpkı Thoreau gibi,yaşamın esas eylemlerine, hissetme ve var olma hazzına geri donmek içindir. Eger,acıkmayan,susamayan,uşumeyenkişi,mutluluktaTanrı’nınkendisiyleyanşabilirse,butam

Page 167: Pierre Hadot Ruhani Alıştırmalar

da, tıpkı Tanrı gibi, kosteksizccsine, var olma bilincinden ve ustelik dunyanın guzelliginialgılamanın yalın hazzından zevk alıyor olmasındandır. Ki bu haz, ornegin Lucretiustarafından şu şekilde dile getirilmiştir: “Gerçekten azdır bedenimizin gereksinimleri...Dostlugu koyultup yayıldımı insan çimenlere, bir çayın yanı başına, golgesindebir agacın,ayaklaraltınadahaucuzunusereraynıguzelligindoga{725}.”ŞeylereEpikurosçubakış,zatençok daha oteye atılmakta tereddut etmez. Hatta dunyaların sonsuzluguna bile uzanır.Epikuros'un mesajı sayesinde, diye yazar Lucretius, “çoker dunyanın surları, şeylerinoluştugunu gorurum sonsuzlugunda boşlugun. Yer, boşlugun derinliklerinde tamamlananayaklarımın altındaki şeyi ayırt etmemi engellemez. Bu goruntuler karşısında kaplar benititreticibirkorkuylailahizevk...” {726}Havuçlarıolgunlaştıranguneşin,bizimki{727}gibitumbiryerkureler sistemini aydınlattıgını unutmayan ve kendini bir başına yalnız hissetmeyen –çunku, der, gezegenimiz Samanyolu’ndadır– kozmosunbumevcudiyeti, gormuş oldugumuzüzereThoreau'dadabulunmaktadır.Demek ki Thoreau, Walden’e yerleşmeyi seçerek, Epikurosçu bir yaşam şekli adınıverebilecegimizşeyegoreyaşamakararıaldı.Bununla,tamdaEpikurosçubiryaşamşeklininbahsinin geçiyor oldugunun farkında oldugunu degil, belki de kendiliginden ve farkınavarmaksızın,belkideantiklerinvemodernlerinbazıokumalarınınetkisialtında,Epikuros’unvemuritlerininuyguluyorve ogretiyorolduklarışeyerastladıgınısoylemek istiyorum.Aynıbiçimdediyebilirizki,birçeşitevrensel{728}stoacılıkvardır,birçeşitevrenselEpikurosçulukdavardır,yaniinsaniçindaimamümkün,daimaaçıkbirtavırvardır,kibutavır,arzularınbellibir disiplini ve indirgenmesiyle, tasa ve acıyla karışık hazlardan var olmanın yalın ve safhazzınagerigelmeyedayanmaktadır.Gene de, Thoreau’da, Epikurosçu tavra tekabul etmeyen bazı nuanslar vardır. Oncelikle,Thoreau yalnızlıktan bahseder ve yalnızlıgı ileri surer. Zira Epikurosçu için, arkadaşlarlapaylaşılmamış ise,hakikibirhazyoktur:Lucretius, katıgımserin ilkbahar çimleri uzerindeEpikurosçu arkadaşlarıyla paylaşır. Ote yandan, Epikurosçu için, Doga'yla kaynaşma veuyuşma hissi degil, yalnızca degişmezDoga'nın ebediyetinin ve dunyaların sonsuzlugununtemaşası vardır. Toplumun dogayla bu uyuşma hissi, daha çok stoacı bir histir. Butununbutundeoldugunainananstoacı,aslında,kozmik{729}Butun’unbirparçasıoldugununbilincinevarmayaçabalar.Seneca’nındedigigibi,bilge“dunyanınbutununedalar” {730}:totiseinserensmundo.Walden'in sayfaları boyunca icra edilmiş, doganın ve evrenin, {731} tum açılarında, bu neşelikabulu –ister zarif ister urkutucu ister iticiolsunlar–vebutununperspekti indegoz onunealdıgımızzamanhergerçekliginkendifaydasınıbarındırdıgı ikriThoreau’dadastoacıdır{732}“Havuçlarımısulayanvebugundışarıçıkmamıengelleyenbutatlıyagmurneiçkarartıcınedemelankoliktir, benim içinde iyidir [...] alçak topraklardakipatatesleri yokedecekkadar [...]uzunsürsede,yinededüzlüklerdekiotlariçiniyiolacaktır,benimiçiniyidir.”{733}“Buhavuçlarbenden kaynaklanmayan sonuçlar uretirler. Dag kostebekleri, bunun meyvelerini taşımazmı?”Bu,birhasadınyadaekinindunyaiçinaslakaybolmadıgınınkanıtıdır.“Iyiçiftçiohaldeendişelenmeyibırakacak[...]vetarlalarınınurunleriuzerindekiherturluhakkıreddederekvekalbinde yalnızca ilk meyveleri degil sonuncuları da kurban ederek her gun işinibitirecektir.{734}

Page 168: Pierre Hadot Ruhani Alıştırmalar

NihayetindeThoreau’da,yaşamsalateşininmuhafazasını,olçuluolsabile,elemegineborçluolankesinolarakkararlaştırılmışbiriradesozkonusudur.ZiraEpikurosçularda,sorunortayaçıkmamışgibigozukmektedir.Bildigimkadarıyla,bununlehineyadaaleyhinehiçbirbeyandabulunmamışlardır.Stoacılardaiseolaybaşkadır.Stoacılardasadecegun {735} içindeZenon’unegitimini takip edebilmek için geceleri su alıp taşıyan Cleanthes ornegine rastlamaklakalmayız,ustelikdeRomenstoacıMusonius'untoprakemegivefelse iyaşamınbirleşmesiniörtükbiçimdegöklereçıkarankısacıkbirmetninebilesahibiz:“Gençler;şehirdebirhocayısıksık ziyaret etmez ve bu hocanın bir felsefe ekolunde soylem verdigini duymaz da, onutarlalardaçalışırkenvesozununogreteceginieylemlekanıtlarkengorduklerinde,kendilerininçaba sarf etmeleri ve bizi besleyen bir başkasına ihtiyaç duymaktansa bedensel olarak acıçekmelerigerektiginibilmektenoldukçafaydasaglayacaktırlar.” {736}VeMusonius,“tarlalardayaşamcemaatinde”,“gecegunduzortaklaşayaşamda”verilmişolacakfelse ibiregitimintumavantajlarınıbetimleyerekdevameder.Thoreau’nun felsefeden edindigi kavramı renklendiren bu stoacı ve Epikurosçu nuanslarkarışımına şaşmamalı. Goethe, orneginEntretiens avec Falk'ında, doguştan egilimleriyle,kısmen stoacı, kısmen Epikurosçu bazı varlıklardan bahsediyordu: iki sistemin temelilkeleriniaynıandakabulediyorvehattamumkunolduguncabunlarıbirleştirmeyeçabalıyorolmalarında,diyordu,şaşırtıcıhiçbirşeyyoktur. {737}ZatenGoethe’ninkendisinindekısmenstoacı, kısmen Epikurosçu oldugunu soyleriz; mesela o, her birmevcut anı bir stoacı gibiyogun bir şekilde diliyor ve bir Epikurosçu gibi bundan zevk alıyordu. Batı duşuncegelenegindebufenomenedairsoylenecekpekçokşeyolacaktır.Lakinbenyalnızca,yinedeThoreau’ylaarasındakibenzerligisunanbirornegielealacagım;hemdalgalarıngurultusuvesuyunkıpırtısıvaroluşunuzevklehissetmesineyeterkenki(“Benzerbirdurumdanedenzevkalırız? Kendinin haricinde hiçbir şeyden, hiçbir şeyden, yoksa kendinden ve kendivaroluşundan zek alırız; bu hal surdukçe, tıpkı Tanrı gibi kendi kendimize yeteriz”) {738}Epikurosçu duyumculuga; hem de kendisinin de doganın bir parçası oldugunun bilincinevarır– kenki dogayla stoacı uyuşuma rastladıgımız Rousseau’nunYalnız GezerinHayalleri’nden* bahsetmek isterim: “Kendisini ozdeşleştirdigi bu guzel sistemin uçsuzbucaksızlıgındakaybederkendinilezzetlibirsarhoşlukla”;“Varlıklarınsistemindekelimenintamanlamıyla eridigim, doganın butunuyle ozdeşleştigim ekstazlar, dile gelmez kendindengeçmelerhissederim{739}.”Waiden'da dile getirilen deneyim, bana fazlasıyla ilginç gelmektedir, çunku belli bir sureormandayaşamayıseçerekThoreau,felsefibireylemdebulunmak,yanikendini,hemelemeğihemde fakirligibarındıran,amaonadauçsuzbucaksızcasınagenişleyenbirdunyaalgısınıaçan belli bir felse i yaşam şekline adamak istedi. Gordugumuz uzere, antik ilozo larınbenimsediklerifelse iyaşamşekliylekarşılaştırırsakbukararın,buyaşamtercihinintabiatınıdahaiyianlıyoruz.Ote yandan,Walden'ın kendisi, yani Thoreau’nun bu felse i pratigi ve alıştırmayı yaşadıgıbiçimi anlattıgı hikaye, olabildigince hayran bırakan, felsefenin aslından, yani Thoreau’nungerçektenyaşadıgıdeneyimdentamamıylafarklıbirduzendenbahsedenbirfelse isoylemdir.Gerçeksorun,yazmakdegil,ormandayaşamak, temaşayla ilgili,hattadiyebilirizkimistik–doganın ortasına bu dalış– açısından oldugu kadar çileci –ormanda yaşam– açıdan da

Page 169: Pierre Hadot Ruhani Alıştırmalar

boylesinezorbirdeneyimikaldırabilmeyemuktedirolmakidi.Başkabirdeyişlefelse ieylem,onu açıklayan edebi eseri aşar; ve bu eser Thoreau’nun yaşamış oldugunu butunuyleanlatamaz... Hugo von Hofmannsthal diyordu ki: “Bir şeyi asla tam da oldugu gibisöyleyemeyiz.”{740}

Thoreau’da felsefede gerçekleşen gundelik yaşamın suret degiştirmesinin dile gelmezkarakterinedairgizlibirbenzerligimeydanaçıkarabilecegimizkanaatindeyim;Thoreauşoyleyazar:“Enşaşırtıcıveengerçekolgular,birinsandanbirdigerinsanahiçbirzamaniletilemez.Gundelik yaşamının hakiki hasadı, birmanada elle tutulamayandır ve sabahın ve akşamınrenkleri kadar tasvir edilemezdir. Sezinlenmiş olan, birazcık yıldız tozudur, bu pasajailiştirebildiğimbirgökkuşağıparçasıdır.”{741}

Page 170: Pierre Hadot Ruhani Alıştırmalar
Page 171: Pierre Hadot Ruhani Alıştırmalar

BilgeveDünya

I.SorununOrtayaAtılışı

HiçkimseBemardGrothuysen’dendahaiyibetimlememiştirantikbilgevedunyaarasındakiilişkiyi:“Sahipoldugudunyabilinci,bilgeyehasbirşeydir.Birtekbilge,surekliolarakozundebutunesahipolmayıkesmez,dunyayıaslaunutmaz,kozmosagoreduşunurveeyler[...].Bilge,dunyanın parçasıdır, kozmiktir. Dunyadan sapmaya, kozmik butunden kopmaya bırakmazkendini[...].Bilgetiplemesivedunyatasviri,birmanadaayrılmazbirbutunoluşturur.” {742}Bu,ozellikle,temeltavrıneşelibirrızaya,evrenselAkıltarafındanyonetilendunyanınhareketineher an bir “evet”e dayanan stoacı bilge için geçerlidir.Marcus Aurelius’unmeşhur duasınıhepimizbiliriz:“Seninleuyuşanherşeybenimledeuyuşur,eyDunya.” {743}MarcusAurelius'unaynı perspektifte geliştirdigi estetik teoriyi belki de daha az tanırız: “Eger birisi, dunyanınsurecinin derin bilgisine ve deneyimine sahip ise, belli bir açıdan, bu surece baglıfenomenlerinneredeysebirtekibile[bubirisine]hoşbirbiçimdegozukmeyecektir.Buadam;çıplakgerçekliklerinde,ressamlarınveheykeltıraşların[mumkun]tumtaklitlerinionerdikleri,vahşilerin hayrete duşmuş agızlarını seyretmekten daha az bir zevk almaz [...]. Zevkinevaracakolanilkgelendegildir,amasadecedogayaveeserlerinehakikatenaşinaolandır.” {744}

Diyebilirizki,dunyanınbirparçasıoldugununbilincindeolanstoacıbilge, tıpkıSenecagibikozmosunbütününedalar:“Totiseinserensmundo.”{745}

Bu; her ne kadar ogrettigi izigi, dunyayı ilahi mudahale olmaksızın, rastlantının sonucuolarakelealsada,Epikurosçubilge içindegeçerlidir.Fakataçıkçası,ancakboylebirdunyakavramı,Epikurosçubilgeninaradıgı ruhunhuzurunuvesafhazzısaglar;çunkubukavrambilgeyi, akıldışı tanrı korkusundan kurtarır ve her anı, umulmadık bir mucize olarakdüşündürtür.E.Hoffmann'ın{746}danotettiğiüzere;özellikledevaroluşutıpkı,acımasızcasınayegane,safbirrastlantıolarakduşundugu içindirki,Epikurosçu,yaşamıuçsuzbucaksızbirminnettarlıklabirmucize, ilahibir şeyolarakkabul eder.Bilgeninhazzı, dunyayahuzurvesukunetiçindebakmaktır,tıpkıdunyaşeyleriningidişatınahiçbirşekildekarışmayantanrılargibi; çunku bu gidişata mudahalede bulunmak tanrıların ebedi dinginligini bozacaktır.Bilgenin bu temaşasını tanrılarınkine benzeterek tasvir edenLucretius şoyle yazar: “Çokerdunyanınalevlisurları,unuturumkorkuyu;Evreninoluştugunugorurumsonsuzboşlukta[...].Tanrısalbirmutlulukladolarım işteoan, titreticibirkorkuyla;doganın, [...]kalkar ortuleri,serilirtümayrıntılarıylagözleriminönüne.”{747}

Bukozmikboyut,antikbilge iguruiçinesastır:Sonuçtabanaoylegeliyorki;antikçagfelse i,“pratiklerini” ve kendisinin onerdigi “varoluşun estetigi”ni, bir kendilik kulturuneindirgerken,MichelFoucault’da,hemtarihselbirbelirsizlikhemdefazlasıylasınırlı,yetersizbir“etik”projesioluşmuştur.Antikbilgeligin,kısmenbir“kendilikkaygısı”na,kendinegeri-donuşe dayandıgı dogrudur. Ama bu alıştırmada, antik bilge kendi bireysel “ben”inde,Foucault’nun duşundugu gibi haz bulmaz, lakin evrensel bir duzeye yerleşmek amacıyla,

Page 172: Pierre Hadot Ruhani Alıştırmalar

akılsalyadamaddeselbirparçasıoldugudunyanınButun’undekonumlanmakamacıylakendi“ben”iniaşmayaugraşır.Bununsonucunda,banaoylegeliyorki,Foucault’nunmoderninsanaonerdigi, bir “varoluşun estetigi”nin etikprojesi –ki buproje, Foucault’unnazarında “antikilozo ların kendilik kaygısı”ndan esinlenmiştir–; bilgeligin ozundeki kozmik boyutunyeterince farkınavarmayacakve“dandizm”inyenibirversiyonundan fazlasını taşımayacakkadardardır.Bana kesin olarak şunu diyecekler: antik bilgelik, ister Platoncu, Aristotelesçi, stoacı ya daisterEpikurosçuolsun,dunyaylabirbagaiçeridenbaglıydıbelkide;lakindunyanınbuantikgoruşu zaman aşımına ugramış degil midir? Modern bilimin niceliksel evreni, tamamıylatasvir edilemezdir ve birey bu evrende kendini bundan boyle izole edilmiş, kaybolmuşhisseder.Doga,bizimiçininsan“çevre”sindenbaşkabirşeydegildirartık,tamamıylainsancabir sorun, endustriyel temizlik sorunuhalini almıştır.Evrenseldoga ikrininpekdeanlamıyoktur artık. Oyleyse Foucault'nun projesi, ahlaka tanınan tek şans degil midir: “Kendinitamamlanmasıgerekenbireserolarakelealan‘ben’,negelenegin,neaklınartıkustlenmedigibir ahlakı destekleyebilirdi; kendiliginden bir oyuncu olarak, modernligin artık yerinitutmadıgı bu otonomiyi doguştan bir oyuncu olarak oynayabilirdi: ‘Her şey yok oldu gitti,diyorduMedee,‘tekbirşeykalırgeriye:ben.’”{748}

Kendipayıma,modern insanın, bilgeligi degil (Antiklerin çogu, bilgeligi, eylemiduzenleyenulaşılmazbiridealolarakduşunuyorlardızaten,gerçekleştirilmişbirdurumolarakdegil)amabilgeligindaimakırılgan,daimayenilenmişbiralıştırmasınıyaşamaolanagına inanıyorum.Bu bilgelik alıştırmasının, “ben”in dunyaya ve evrene yeniden konmasını gerçekleştirmeyihedefliyorolabilirliğiveolmazorunluluğuvardır.Birazdan geliştirecegim duşunceler; dunyanın antik deneyiminin ve modern deneyiminin,hangi alanda, hangi durumda, hangi psikolojik işleyiş bahanesiyle karşılaşabileceklerinigöstermeyeçalışacaktır.

II.BilimDünyasıveGündelikveAlışılagelmişAlgıDünyası

Gundelikyaşamımızdaalgılanandunyanın,biliminsanı tarafındankurulmuştasviredilemezdunyadankokenselaçıdanfarklılıgınıortayakoymakoldukçabayagıbirgirişimdir.Dogruyusoylemekgerekirse,pekçokteknikuygulamalarıylabilimdunyası,gundelikyaşamımızınbazıaçılarını kokten donuşturur. Lakin gundelik yaşamımızda dunyayı algılama biçimimizin,bilimin kavramlarından derinlemesine etkilenmedigini ortaya koymak oldukça onemlidir.Hepimiz için, hatta evine donen astronom için bile, guneş dogar ve batar, yeryuzuhareketsizdir.Husserl’itakibenMerleau–Ponty,bilimdunyasıvealgıdunyasıarasındakibukarşıtlıkuzerinedikkat çekici bir duşunce geliştirdi: “Bilim evreninin tumu, yaşanmış dunya uzerine

Page 173: Pierre Hadot Ruhani Alıştırmalar

kuruludur. Ve eger, ciddiyetle bilimin kendini duşunmek, anlamını ve degerini tam olaraktakdir etmek istersek, oncelikle ikincil ifadesi oldugu bu dunya deneyimini uyandırmakgerekir.”{749}Yaşanmışvevaroluşsaldeneyimegoreyeryuzu;tamanlamıyla,kendisinekıyaslahareket ettigim ve varoluşumuzun temel referansı olan hareketsiz{750} zemindir. Uzaydan,kuçukmavibiryuvarlakgibigozukenyeryuzunugordugundeastronotlarınbilebaşvurdugu,yaşanmışhareketlerekıyaslahareketsizkalanbuzemindir.Ohalde,Husserl’inveMerleau–Ponty’nin bu analizleri; defalarca felsefe kitaplarında bahsettigimiz Kopernik devriminin,sadece biliminsanlarının ve ilozo ların dunya hakkında ileri surdurdukleri teorik soylemialtust ettigini, lakin dunyadan edindigimiz alışılagelmiş ve gundelik algımızda hiçbir şeyideğiştirmediğinianlamamızısağlar.Yinedebilimdunyasıvegundelikalgıdunyasıarasındakikarşıtlıgıbelirginleştirmekgerekir.AslındaHusserlveMerleau–Ponty,buyaşanmışalgıdunyasınınyadaaslındadunyaolarakbualgının farkına vardırmak amacıyla bizi bu algıya sevk ederler. Oyleyse, bu farkına varış,dunyanın kendisinin algısını kokten donuşturecektir; çunku bu algı, artık çeşitli nesneleralgısıdegil,fakatdunyaolarakdunyaalgısı,veMerleau–Pontyiçin,herşeydenote,dunyanınbirliginin ve algının algısı olacaktır. Onların nazarında açıkçası felsefe, “dunyayı gormeyiyenidenöğrenmeye”çalıştığımızbuharekettenbaşkabirşeyolmayacaktır.“{751}

Bir manada, bilim dunyasının ve felsefe dunyasının, her biri kendi şeklinde, alışılagelmişalgınındunyasınakarşıtolduklarısoylenebilir:algınınelenmesiilebilim,hemmatematikselhem de teknik işleyişlerle niceliksel yanlarına indirgenmiş bir evreni bize açarak; kendikoşesinde ise, alışılagelmiş algının donuşumu ve derinleştirilmesi ile felsefe, dunyayıalgıladıgımız ve dunyanın algıladıgımız şey oldugu olgusunun farkına vardırarak [yaparbunu].AynışekildeBergson’dadaalışılagelmişalgıvefelse i,algıarasında,şuşekildesunulmuş,birayrımlakarşılaşıyoruz:“Yaşam,atgozlugutakmamızı,saga,solayadageriyedegilonumuze,yurudugumuz istikamete bakmamızı gerektirir.” “Yaşamak için, bilgileri ve anıları seçmek,şeyler uzerindeki eylemimizi ilgilendirecek olandan başkasını kaale almamak gerekir.”“Oldugu kadarıyla algı denilecektir”, diye devam eder Bergson. “Eyleme yardımcı algı,gerçekligin butununde, bizi alakadar edeni izole eder ...” {752} Ama, diye dikkat çeker,kopukdogmuşolaninsanlarvardır.Bunlarsanatçıdırlar:“Birşeyebaktıklarında,oşeyikendisiiçingorurler, kendileri için degil. Sadece hareket etmek için algılamazlar artık; algılamak içinalgılarlar–başkabirşeyiçindegil,zevkiçin...”“Doganınbirkaçayrıcalıklı için,eglenceiçin,uzaktanuzagayaptıgını,felsefe[...]başkabiryondevebaşkabirbiçimde,herkesiçinyapmayakalkışmayacakmı?Felsefeninburadakirolu,dikkatimizinbellibiryonekaydırılmasıilebizi,gerçekliğindahatambiralgısınasevketmekolmayacakmıdır?”Bergson’un bahsettigi bu “dikkatimizin bir yone kaydırılması”, tıpkı Merleau–Ponty'nin“fenomenolojik indirgeme”si gibi, bunlar aslında yon degiştirmeler [conversion], insanınalışılagelmiş biçimde yaşadıgı bilinçsizlik haline kıyasla kokten kopuşlardır. Gundelikyaşamdadunyadanedindigimizyararcıalgı,aslındadunyaolarakdunyayısaklarbizden.Vefelse iveestetikalgılar,ancakdunyailebagımızıntamamıylabirdonuşumuylemumkundur:artıkbahsigeçen,dünyayıkendisiiçinalgılamaktır,kendimiziçindeğil.

Page 174: Pierre Hadot Ruhani Alıştırmalar

III.EstetikAlgı

BergsonvegöreceğimizüzereMerleau–Pontydünyanınestetikalgısını,felsefialgınınbirçeşitmodeli olarak duşunurler. Aslını soylemek gerekirse, J.Ritter’in {753} de gosterdigi uzere, 18.yuzyıldan itibarenmodernbilimin ilerlemesi vebunun sonucuolarakda ilozofundoga ileolan ilişkisinin donuşumu soz konusudur. Ki bu donuşumle, varoluşun, insanDasein’mm;insan varlıgının temelini oluşturan kozmik boyutu korumayabilmesine imkan tanımakamacıyla, “estetik” usuldeki bir algı gerekliliginin farkındalıgının ortaya çıktıgına tanıkoluyoruz. 1750’den itibaren, Baumgarte{754} Aesthetica’ s ı ndaveritas logica'y ıveritasaesthetica'nınkarşısınakoyar;ornegin,astronomaozgututulmasıbilgisivebununsevdiginehitap eden çobandaki duygusal algısı. 1790’daYargı Yetisinin Eleştirisi'nde Kant da estetikalgıyıvebilimselbilgiyikarşılaştırır.Okyanusuyuceolarakkavrayabilmekiçinonu,cogra iyadameteorolojikherturlubilgiyleilişkilendirerekdegil,“okyanusu,yalnızca–şairlerinyaptıgıgibi, ister seyrine dalındıgında, suyun belirgin bir aynası kadar durgun, ister her şeyi yoketmekle tehdit edenbiruçurumgibidalgalanmış iken–sadecegözebelirdiği halde gormeyemuktedirolmakgerekir.{755}

1815’ten 1830’a C.G. Carus,Lettres sur la peinture de paysage’larını{756} bu resmi “yeryuzuyaşamının temsili sanatı” (Erdlehenbildkunst) olarak nitelendirerek kaleme alırken, kendiside,estetikalgısayesindeinsanın,varoluşununesasboyutuolanyeryuzuyleyaşamışvealgısalilişkisidahilindeyaşamayadevamedebildiğindenbahseder.O halde, dunyanın bu estetik ve çıkar gozetmeyen algısı, insan için kozmik bilincin neolabileceginihayaletmemizimumkunkılar.Modernressamlar,sanatlarıuzerineduşunurkenbunudünyanınherhangibirbaşkadeneyimindenayırmazlar.Oncelikle,modernsanatçıbilinçlibirşekildekozmikyaşamdanpayalarakyaratır:“Dogayladiyalog,” der Paul Klee, “sanatçı içinsine qua non bir koşuldur. Sanatçı insandır. Kendisidogadır, doga alanında doganın parçasıdır.” {757} Ve açıkçası bu diyalog, dunya ile yalnızcaoptik bir açıdan gerçekleşmekte olmayan, yogun bir iletişimi varsayar: “Sanatçı bugun, birfotograf makinesinden daha iyidir, daha keskin... Yeryuzunde bir yaratık ve Evren’de biryaratıktır: yıldızlar arasında bir yıldızdaki yaratık.” Bu sebepten, Klee’ye gore, “ben” venesnesi arasındaki ilişkiyi kurmak için gozunkinden farklı yollar vardır; ortak bir yerselkokleşme yolu, ortak bir kozmik pay alma yolu.Oyleyse bu, ressamın yeryuzu ve evren ilekendisiarasındakibirliğinianladığışekilderesimyapmasıgerektiğianlamınagelir.Yani soyut resim Klee için doganın eserinin bir çeşit uzantısı gibi gorunmektedir:“Gozlemdeki gelişimi ve doga goruşu, yavaş yavaş, ozgurcesine soyut biçimler yaratmaimkanı tanıyanevrenin felse ibirgoruşuneulaşmasınısaglar [...].Sanatçıboylelikleeserleryaratır,yadaTanrı’nıneseri,suretindekieserlerinyaratımındanpayalır.”“Tıpkıbirçocugun,oyunundabizitaklitetmesigibibizdedunyayıyaratmışolanveyaratanguçleri,sanatdenenoyundataklitederiz.”“Ressamiçinyaratandoğa,yaratılmışdoğadançokdahaönemlidir.”Bu kozmik bilince Cezanne’da da rastlarız: “Kafalaruzerinde asılı; derin ve yer degiştirenu kunhakimoldugu,uzaktakidenizcilerinvebedenlerinuçuştugu;duşen,havadayuvarlananuçsuzbucaksızyuvarlıktakidunyaharitasının tıpkıatılmışgezegengibidurdugu, toprakve

Page 175: Pierre Hadot Ruhani Alıştırmalar

sudanoluşmuşdunyanıntasviredildigiVenedikte’kişudevasaTintoret’yigordunuzmu?[...]Bize vahiy yoluyla iniyordu. Bizi parçalayarak yiyen bukozmik saplantıya çoktan sahipti.”“Ben, kendimi dogada kaybetmek, onunla, onun gibi çiçek açmak istiyorum[...]. Bir yeşilde,beyniminhepsiagacınozsuyununselinekapılıpgidiverecek...”“Sınırsızlık,dunyanınseli,avuçiçikadarbirmaddede.”{758}

O halde ressam, Klee’ye gore, kendini “doga alanında doganın parçası” gibi gorur. Aynıkonuya, Roger Caillois’nınEsthetique generalisee’sinde, guzelligin deneyimi bahsinderastlıyoruz: “Dogal yapılar, hayal edilebilir tum guzelligin, ki guzellik her ne kadar insanıntakdiriolsada,ensonreferansınıvebaşlangıcınıoluşturur.Lakin,insanınkendisidogayaaitoldugundan, dongu kolayca sonlanır ve insanın, guzelligi duyumsuyor olması, yaşayan birvarlıkveevrenin içerdigiparçaolmadurumunuyansıtmaktanbaşkabirşeydegildir.Bunu,doğanın,sanatınmodeliolduğunufikritakipetmez,dahaçoksanatın,doğanınbellibirhalini–kibuhalestetik işleyişin, tasarınınveuygulamanın ilaveten ısrarı uzerinemeydanageldigizamanatekabüleder–oluşturduğufikridir.”{759}

Sanatsalsureçtevedoganınyaratıcısurecinde,şeyleringorunurkılınması,ortayaçıkarılmasıortaktır. Merleau–Ponty {760} bu ikir ustunde çok ısrar etti: “Resim gorunuru taklit etmez,gorunur kılar{761}, şeylerin varagelişinin bir çizimidir; tablo, şeylerin şeyler ve dunyalarındunyalarhalinenasılgeldiklerini[...],dagıngozlerimizdenasıldagoldugunugosterir.”Resimbizeşeylerinmevcudiyetlerini,“şeylerinoradaolma”olgusunuhissettirir.“Cezannederinligiaradığında,aradığı,Varlık’ınbututuşmasıdır.”Ohalde,modernresmindeneyimi,nihayetindefelse ibiraçıdan,dunyayıbizeaçanalgınıntakendisininmucizesini sezdirir. Fakat bumucize, ancak algı uzerine bir duşunme, dikkatindonuşmesi ile algılanabilir. Ki bunlar aracılıgıyla dunyayla bagımızı degiştirir, dunyadaolmaklıgımızahayreteder,“dunyaileaşinalıgımıza”tersduşeriz“vebukopuşbizedunyanıngerekçesiztaşmasındanbaşkahiçbirşeyogretmez.” {762}Oyleyse,bellibiranlamdadunyanıngözlerimizdeilkdefagörünürhalegelmesinigörüyoruz.

IV.SpectatorNouus

Soylemekte oldugumuzher şey zaten bilindiktir.Hatırlarsak bu soz, antik bilge ve kozmosarasındaki ilişkiyle birkaç benzerlige sahip olabilecek bir dunyayla ilişkinin mumkunolabilecegideneyim(algıalanınıgoz onundetutmakkaydıyla)alanımızı tanımlamak içindi.Ayrıca,antikçagda, ilozofundunyaalgısınıdonuşturmeyeçabaladıgı,Bergson'unbahsettigidikkatin yonlendirilmesine ya da Merleau-Ponty'nin fenomenolojik indirgemesine benzerbiçimde,antikçagda ilozofundunyaalgısınıdonuşturmeyeçabagostertenalıştırmalarındaoldugunuşimdigosterebilmekiçindi.Bergson'un,Merleau-Ponty'nin,antikçag ilozo larının,[kendileri] aracılıgıyla algının donuşumune yonlendiren işleyişi ifade ettikleri ya dadoğruladıklarıfelsefisöylemlerin,birbirlerindenoldukçafarklıolduklarıaçıktır.TıpkıKlee'ninya da Cezanne'ın resim uzerine soylemlerinin, Merleau–Ponty fenomenolojisiyle

Page 176: Pierre Hadot Ruhani Alıştırmalar

karışmayacagı gibi. Ama bununla beraber, Merleau–Ponty, Klee'nin ya da Cezanne'ındeneyiminin, soylem farklılıklarının otesinde,kendideneyiminekatıldıgınıderindenderinehissediyordu. Tam anlamıyla şaşırtıcı bazı antikçag metinleri aracılıgıyla gorunmeyebaşlayandeneyimiçindeaynısıgeçerlidir.Seneca’nınLucilius'ayazdığıbirmektubunpasajındakidurumbunaörnekteşkiletmektedir:

Kendipayıma,bilgeliğintemaşasınafazlasıylazamanayırmaktayım:birzamanlardunyayabaktığımdakapıldığımaynıafallamışlıklabakarımbilgeliğe.Budunya, oylezamanlarvardırki, sankibudunyayı ilkdefagoruyormuşçasına (tamquamspectatornouus)hissederim.{763}

Senecaafallamışlıktanbahsediyorsa,bu, “sanki ilkdefagoruyormuşçasına”dunyayıansızınkeşfettigindendir.Boylelikledunyaalgısındagerçekleşendonuşumun farkınavarır:dunyayıalışıldıgı uzere gormez, şaşırmaz; lakin ansızın afallamıştır, çunku yepyeni bir bakışlagörmektedir.EpikurosçuLucretius,stoacıSenecagibiaynıdeneyimiyaşamıştır.Dererumnatura'nınikincikitabında,sunumununbellibirnoktasında,yenibiregitimbildireceginiilaneder:“Birgerçek,canatıyorgozonuneserilmeye,Evreninbirbaşkagorunumubelirmeçabasında.”Gerçektenbuyeniegitim,hayalgucuneherneçarpıyorsaonasahiptir.Sonsuzbiruzayınvarlıgınınvebusonsuz uzayda bir dunyalar çoklugunun dogrulanmasıdır bahsi geçen. Okuyucusunu buyeniligehazırlamakamacıylaLucretius,insanınyenikarşısındakipsikolojiktepkileriuzerinebirkaç duşunce açımlar. Bir yandan, yeni olan, inanılması zor olarak gorunur. Başka birdeyişle, ruh alışkanlıklarımızı rahatsız eden bizea priori olarak yanlış ve kabul edilemezgorunur.Lakin,bunubirkerekabulettikmi,oyeniligişaşırtıcıveparadoksalkılmaktaolanalışkanlıgınbukuvvetibile,yeniligiakabindebayagıkılar,vehayranlıgımızyavaşyavaşazalır.Sonrasında ise, Lucretius, dunyayı, ilk defa goruyor olsaydık, gozumuze gorunecegi şekildetasvireder:

Göğunkatışıksız,karartısızparıltısınıalalım,Kapsadıklarını: yuzeyinde dolanan yıldızları, ayı ve gunışığının tumunubastırangorkemini.Bunlarumulmadıkbirandagorunselerdi;bundandahabuyukbirharikaolabilirmiydi?Kimseciklerinanırmıydıöncedensöylense?Oysaşimdikimsebaşınıkaldırıpbakmıyorbilegöğünışıklarına!{764}

Bu metinler, amacımız dogrultusunda, oldukça buyuk ehemmiyete sahiptir. Aslında bumetinler,antikinsanındunyadayaşamanınfarkınavaramadıgını,dunyayabakmayavaktininolmadıgını ve ilozo ların dunyada dunyayı algılamaksızın yaşanan insanın bu durumununskandalını ve paradoksunu ciddi bir şekilde sezinlediklerini ifade etmektedir. Yaşam içingerekli, alışılagelmiş ve yararcı algıyı sanatçının ya da ilozofun çıkar gozetmeyen, ilgisizalgısından ayırırken Bergson, bu durumun nedenini açıkça gormuştu. Demek ki, bizidunyadan ayıran, bilimsel evrenin tasvir edilemez karakteri degildir (zira yaşanmış algıdunyasında yaşıyoruz) ve dunyanın rasyonel karakteri uzerine çagdaş şuphe de degildir (Lucretius dunyanın bu rasyonelligini reddediyordu). Antikçag insanları, modern bilimitanımazlar; ama yine de, dunyaya bizim bakmaya alıştıgımız şekilde bakmazlar. fusanlıkdurumu işte budur. Yaşamak için insan, dunyayı “insanlaştırmak”, yani eylemiyle oldugukadaralgısıyladadunyayı,yaşamiçingerekli“şeyler”butunune,kaygıkonularına,uzlaşımsaldegerlere donuşturmek zorundadır. Onun dunyası ordadır. Ve artık dunya olarak dunyayıgormez. Rilke'nin dedigi gibi, “Butun'u ve daima kurtarılmış olarak Butun'de kendinigörmesi”{765} gerekirken; “Açık” olanı, yani “gelecek”ten başkasını gormez artık. Dunya

Page 177: Pierre Hadot Ruhani Alıştırmalar

algısına engel, demek ki modernlikte degil, insanın kendisindedir. Gundelik yaşamınıyaşayabilmek için insan kendisini, dunya olarak dunyadan ayırmalıdır ve dunya olarakdünyayıyenidenbulabilmekiçin“gündelik”dünyadanayrılmalıdır.Antikbilgelik, dunyaylaboyle sıkıcasınabaglı idiyse, bu, sınırlı (Epikuros veLucretius içinsınırsız idi) ya da rasyonel (bir kez daha, Epikuros ve Lucretius için, rastlantı sonucuydu)dunyaya inanmasından oturu degildi; bu, her şeyi yeni bir bakışla gorme, insanca, pekinsancanınuzlaşımsaldunyasındankopmavedunyaolarakdunyanıngoruntusuyleyuzleşmeçabasıolmasındanötürüidi.

V.An

Hem antik gelenegin yankısına hem de bazı modern tavırların onsezisine rastladıgımızmeşhur birmetinde–YalnızGezerinHayalleri'ndenbahsetmekteyim–Rousseau'nunkozmikekstazı ve zaman karşısında içsel tavrının donuşumu arasındaki sıkı baga tanıklık etmekoldukçailginçtir.Biryandan,“tikelhernesneondankaçar;butundekindenbaşkabirşeyinegörürnedehisseder”;{766}oteyandan,“Zamanartıkonuniçinbirhiçtir[...]şimdi;yinedebellietmeksizin ve ilerlemeye dair hiçbir iz bırakmaksızın, bir tek varoluşumuzda{767} başkaherhangibiryoksunluk,neneşe,haznedeacı, arzunedekorkuduygusuolmaksızınsurerdaima [...].” Rousseau boylelikle, dunyanın çıkarsız algısını mumkun kılan ve oluşturanunsurlarıoldukçadikkatçekicibirbiçimdeanalizeder.Bahsigeçen;biranlamda,negeleceknedegeçmişolmaksızın,basit“varoluşduygusunu”hissedentininiçindeoldugu,mevcutanabir yogunlaşmadır; ama bir kendi uzerine kıvrılma degildir, tam tersine, varoluş duygusu,çözülmezcesinebütündevarolmaduygusudurvebütününvaroluşuduygusudur.Tumbunlar,Rousseau'da,edilgen,neredeysemistikbirhaldedir.Fakatantiklerde,dunyayabakışınbudonuşumu, tininmevcut ana{768} yogunlaşma alıştırmalarına içten içe baglıymışgibigozukmektedir.Epikurosçuluktaoldugukadarstoacılıktadabualıştırmalar,“mevcutanısınırlandırmak”{769} amacıyla “kendini gelecekten ve geçmişten ayırma”ya dayanmaktadır.Boylebirişleyiş;buiçseluzaklaşma,geleceginkaygısındanoldugugibigeçmişinyukundenveonyargılarından kurtulmuş tinin bu ozgurlugune ve sakinligine olanak tanır; ki bu, dunyaolarakdunyayıalgılamanınolmazsaolmazıdır.Buyuzdendezatenburadabirçeşitkarşılıklınedensellik vardır. Zira dunyayla aramızdaki bagın farkındalıgı; varoluşumuz kozmikperspektifeyerleştirildiğiölçüde,sırasıgeldiğinde,tineiçselbirsükûnetvehuzurverecektir.Mevcut ana bu yogunlaşma, dunyadaki mevcudiyetimizin sonsuz degerini, duyulmamışmucizesini keşfetmeye olanak tanıyacaktır. Aslında, mevcut ana yogunlaşma, gelecekhakkındaki projelerimizin askıya alınmasını içerir, başka bir deyişle mevcut anı, sonanmışçasınadüşünmemizi,hergünü,hersaati,sankisonuncusuymuşçasınayaşıyorolmamızıiçerir. Epikurosçular için boyle bir alıştırma, dunyada yaşanan her saniyenin temsil ettigiinanılmaz bir şansı ifşa eder: “Inan ki ışıldayan her gun, son gunun olacak: boyleceminnettarlıkla karşılarsın her beklenmedik saati.” {770} “Inanılmaz bir şansla vuku

Page 178: Pierre Hadot Ruhani Alıştırmalar

buluyormuşçasına eklenen zamanın her saniyesini, tum degerini teslim ederekkarşılamak.”{771}“Ruhneşesinişimdidebulsunvegelecektelaşındannefretetsin.”{772}

Gorunure çıkan, mevcut anda ortaya çıkan karşısında bu hayran olma egilimi, başkanedenlerdenoturustoacılardadabulunur.Onlaragore,heran,mevcutherolay,tumevreni,tum dunya tarihini kapsar. Bedenimiz tum evreni varsayar tıpkı her anın, zamanın uçsuzbucaksızlıgını varsaydıgı gibi. Gerçekligin taşması, varlıgın mevcudiyeti, bunları ancakkendimizde hissedebiliriz. Yaşamımızın tek bir anının, kalbimizin tek bir atışının bilincinevararak, kendimizi tum kozmik enginlige ve dunyanın varoluşunun harikalıgına baglıhissedebiliriz. Gerçekligin her parçasında evren mevcuttur. Stoacılarda, anın bu deneyimi,evreninparçalarınınkarşılıklınufuzuteorilerinetekabuletmektedir.Lakinboylebirdeneyimzorunluolarakbirteoriyebaglıdegildir.OrneginWilliamBlake'inbudizelerindeifadeedilmişhaliylekarşımızaçıkabilir:

GörmekDünya’yıbirkumtanesinde,GökyüzünübirkırçiçeğindeSonsuzluğuavuçiçindeVeebediyetibirsaatte.{773}

Dunyayı son defaymışçasına gormek, aslında onu ilk defaymışçasına gormektir,tam quamspectator nouus. Bu izlenim; hem, daima tehditkar, daima beklenmedik olan dunyaylailişkimizin bir anlamda mucizevı karakterini bize ifşa eden olum duşuncesiyle, hem dedunyanın bir saniyesine, bir anına yogunlaşan bakışı tetikleyen yenilik duygusuylatetiklenmiştir: [dunya] boylelikle, gozlerimizin onunde oluşa geliyor, gorunure çıkıyor gibigozukur.Oyleysedunya,bir“doga”olarak,kelimeninetimolojikanlamıyla,birphusisolarak,yanikendisiaracılıgıylaşeyleringorunuregeldigi çogalma,dogmahareketiolarakalgılanır.Kendimizi; bu hareketin, bizi aşan, bizim daima otemizde, bizden çok once orada olan buenginolayınbirsaniyesiymişçesine,biranıymışçasınagoruruz.Dunyayabirlikte-dogarız.{774}Rousseau’nun bahsettigi varoluş duygusu, evrensel varoluş ve varoluşumuz arasındakiözdeşlikduygusudur.

VI.BilgeveDünya

Seneca, aynı zamanda (tamquam spectator nouus olarak seyretmekte oldugu) dunyanıngosterisiylevebilgelikgosterisiyleafallamıştır; “bilgelik”derkenanladıgı, ilozofSextius'unkişiliğindesezinlemekteolduğuhaliylebilgefigürüdür.Buparalellikoldukçayapıcıdır.Aslındadunyanıngoruntusunekendisiyleulaştıgımızhareketile bilge igurunu kendisiyle oluşturdugumuzhareket arasındaoldukçabuyukbir benzerlikvardır.Oncelikle,Platon’unŞolen'indenberiantik ilozo lar,bilge igurunu;philo-sophos'un(bilgeligisevenin)daimayenilenenbirçabayla,heranbiralıştırmaaracılıgıylataklitetmeyeugraştıgıulaşılmazbirmodelolarakduşunduler.Şuyadabukişiliktebilgeligitemaşaetmek,o halde, bu kişiligin yaşamı aracılıgıyla, tum mumkun canlandırmalarının otesinde olacak

Page 179: Pierre Hadot Ruhani Alıştırmalar

mutlakbirmukemmeliyetintemsilinedogruyonelenbirtininhareketinigerçekleştirmektir.Aynışekilde,dunyanıntemaşasıda,baktıgıkısmiarıdadunyanınbutununukeşfeder:gorunurhernesneyiaşanbirbutununtemsilininotesinedogrugidebilmekamacıyla,buyadaşuandasezilmişmanzarayı{775}aşar.Ayrıca da, Seneca’nın bahsettigi temaşa, birleştiren tarzda bir temaşadır. Tıpkı, dunyayıalgılamakiçin,anayogunlaşmaalıştırmasıaracılıgıyladunyailearasındakibirliginialgılamakgerektigi gibi; bilgeligi teslim etmek için de, bir manada bilgelige alışmak gerekir. Ancaknesnemize benzer hale gelerek biliriz. Dunyaya ve bilgelige, ancak tamamıyla bir yondegiştirmeyle açılabiliriz. Bu sebepten Seneca, dunya gosterisiyle oldugu kadar bilgelikgosterisiyledeafallamışvekendindengeçmiştir.BuyadabaşkabirdurumdaSenecaiçinsozkonusu olan, içsel degişime ugrama sayesinde, yaşama ve gorme biçiminin tamamıyla birdegişimisayesindeeldeedilmişbirkeşiftir.Boylelikle, temelinde,bir tekveaynıharekettebelirirbilgelik aşıklarına,bilgeninbilincindealgılanandunyavedunyanınbutununeyayılanbilgeninbilinci.

Page 180: Pierre Hadot Ruhani Alıştırmalar
Page 181: Pierre Hadot Ruhani Alıştırmalar

FelsefeBirLüksmüdür?{776}

Felsefe bir luks mudur? Bir luks olan, pahalı ve gereksiz olandır. Demek ki, bu sorununekonomik açısı adını verebilecegimiz şeyi, yani modern dunyamızda felsefe yapmak içinolmazsa olmaz parasal koşulları çok kısaca anımsatmamız gerekecek. Ama bu açıyıderinleştirmek bizi, mesleklerdeki fırsat eşitliginin sosyolojik, genel sorununa dogrusurukleyecektir. Pek tabii ki de ustunde duracagımız sorun, felsefenin yararı olacaktır.Oyleyse sordugumuz soru bizi, felsefenin tanımının kendisi hakkında zorunlu olaraksorgulama yapmaya zorunlu tutacak gibi gorunmektedir. Ve nihayetinde, duşunuşumuzunyöneleceğişey,felsefenintabiatınındaötesinde,insanlıkdurumunundramıolacaktır.Filozof-olmayanlar, genelde felsefeyi, kavranması guç bir dil, soyut bir soylem olarak elealırlar. Bunu [felsefeyi] anlayabilen yalnızca kuçuk bir uzmanlar grubu; anlaşılmaz sorularhakkındasonuolmaksızınveçıkarıolmaksızın,birkaçayrıcalıklıya–kibunların,paralarıyadakoşullarıntalihlibirrastlaşmasısayesinde,bugrubakatılmayavakitlerivardır–mahsusbirugraş geliştirir, yani bir luks. Tek bir ogrencinin bile bakalorya adayı olabilmesi, mevcutfelsefe kompozisyonunu kaleme alabilme ayrıcalıgına erişmesi için, ebeveynleri vemukelle leri tarafından parasal açıdan yukluce harcamaların ustlenilmiş olması gerektiginikabul etmek gerekir. Iyi de, bu stil alıştırmasını kaleme almış olma olgusu, “yaşamda”gerçektendeneişeyarayacaktır?Bilimselveendustriyeltekniginhukumsurdugu,herşeyingetirdigigelireveticariçıkaragoredegerlendirildigimoderndunyamızda,hakikatveoznellik,dolaylıvedolaysız,olasılıkvezorunlulukarasındakiilişkiyadaDerscartes’tametodikşuphehakkındatartışmakneişeyarayabilir?Yinedefelsefenin,moderndunyadan,yanitelevizyonekranlarındantamamıylayokolmaktanuzakoldugudogrudur.Çunkugenelde,çagdaşinsan,ancak [dunyayı] bu kuçuk dortgenlerde yansıttıgı zaman dış dunyayı hakikaten algıladıgıhissinekapılır.Ohalde,zamanzamantelevizyonda,şuyadabuyayında ilozo larıgosteririz:genellikle, konuşma sanatlarıyla halkı baştan çıkarırlar, hemen ertesi gun kitaplarını satınalırız, çogunlukla jargonlarının anlaşılmazlıgından usandıgımız eserini kesin olarakkapatmadan once sayfalarına goz atarız. Lakin bunların hepsi, ozellikle, ayrıcalıklıların birluksu olarak, yaşamın onemli seçenekleri uzerinde etkisi olmaksızın “oldukça kuçuk birdünyanın”meselesiolarakanımsanır.Felsefeninşanı,diyecevapverecektirbazı ilozo lar, tamanlamıylabir luksvegereksizbirsoylemolmasındankaynaklanır.Oncelikle,dunyadagerekliolandanbaşkabirşeyolmasaydı,dunya nefes alınamaz [bir yer] olurdu. Şiir, muzik, resim, bunların hepsi gereksizdir.Verimliligigeliştirmezler.Amayinedebunlaryaşamınolmazsaolmazlarıdırlar.Biziyararcıaciliyettenazatederler.Bu,aynızamandafelsefeiçindegeçerlidir.Platon’undiyaloglarındaSokrates.muhataplarının, tartışmak için tumvakte sahip olduklarını, onları acele ettirecekhiçbirşeyinolmadıgınadikkatçeker.Vepektabiikidebununiçinboşzamangerekmektedir,tıpkıresimyapmakiçin,müzikbestelemekyadaşiiryazmakiçinboşzamanıngerektiğigibi.Ve tabii ki, insanlara gereksiz olanın gerekliligini açıga çıkarmak, ya da istersek, gereklikelimesinin iki anlamıarasındaayrımyapmayı ogretmek felsefenin roludur.Boylebir tikelamaç içingerekliolanşeyvardır: ısınma,yadaaydınlanma,yada taşıtlar, ve insanolarak,

Page 182: Pierre Hadot Ruhani Alıştırmalar

duşunen varlık olarak insana gerekli olan şey vardır. Felsefe soylemi, bu sonuncusubakımından “gerekli”dir, ama eger tikel ve maddesel amaçlara yarayanı “gerekli” olarakdüşünürsek,busöylembirlükstür.Teorik bir soylem olarak kavranan bu felsefenin genel bir tanımını verebilir miyiz? Farklıegilimlerarasındaortakbirpaydabulmakoldukçazordur.Belkide, iki onemligrubu ornekolarak ele almak gerekirse, yapısalcılarda ve analizcilerde, insan soyleminin tum biçimlerihakkında –ister bilimsel, teknik, siyasi, sanatsal, poetik, felse i olsun isterse gundelik–duşunsel bir soylem geliştirmenin ortak oldugu soylenebilir. O halde felsefe; zaten insansoyleminibasitçetanımlamaktanpekdehoşnutolmayacak,lakinbusoylemleri,aklın–hernekadar bu “akıl” nosyonu bu duşunsel soylemler tarafından sorgulanmakta da olsa–gereklilikleridiyebilecegimizşeyadınaeleştirilecekbirçeşitsoylem-otesiolacaktır.Ohalde,Sokrates'tenberi,soylemler uzerinebusoylemin, felsefeninbiraçısıoldugunukabuletmekgerekir.Yinedebuçozumletatminolmakbayagızordur.Egerinsanlarınçogufelsefeyibirluksolarakduşunuyorsa,bu,herşeydenote,felsefeninonlara,yaşamlarınıntemelinioluşturanşeyden–kaygılarından, ıstıraplarından, sıkıntılarından, kendilerini ve sevdiklerini bekleyen olumperspekti inden–sonsuz–casınauzakgozukuyorolmasındandır.Yaşamınbuezicigerçekligikarşısındafelse isoylem,insanlara,boşbirgevezelikvesudanucuzbirluksgibigorunebilirancak...“Kelimeler,kelimeler,kelimeler”diyorduHamlet.Nihayetindeinsanolarakinsanaengerekli olan nedir?Dil uzerinemi yoksa varlık ve hiçlik uzerinemi soylem vermek? Yoksainsansıbiryaşamyaşamakdeğilmidir?AzonceSokrates’insoylemlerini,digerlerininsoylemleriuzerinesoylemlerianımsattık.Yinede bu soylemler kavramsal bir yapı, salt biçimde teorik bir soylem oluşturmaya yonelikdegillerdi;gundelikyaşamdankopukolmayan,insaninsana,canlıkonuşmalardı.Sokratesbirsokak adamıdır. Herkesle konuşur, pazarlarda, spor salonlarında, zanaatkar atolyelerinde,tuccar dukkanlarında dolanır. Gozlemler ve tartışır. Bir şey biliyormuş havasına yatmaz.Sadecesorgularvesorguladıgıkişilerboyleliklekendilerinisorgularlar.Kendikendilerinivedavranmabiçimlerinisorguyaalırlar.Bu perspektifte felse i soylem, kendinde bir amaç degildir, lakin felse i yaşamınhizmetindedir. Felsefenin esası, soylemdegildir artık, fakat yaşamdır, fakat eylemdir. Tumantikçag,Sokrates'in,soylemlerindenoteyaşamıveolumuyle ilozofoldugunukabuleder.Vekendini-surekli,teorikbirsoylemdenotebiryasamtarzıolaraksunduguolçudeantikfelsefedaimaSokratesçikalmıştır.Filozof,ozelliklebirprofesoryadabiryazardegil,fakatbellibiryaşamtercihiyapmış,bellibiryaşamstilibenimsemişbiradamdır;Epikurosçuyadastoacı[bir adam] ornegin. Soylem, şuphesiz felse i yaşamda onemli bir rol oynamaktadır; yaşamtercihi, “ogretiler”de, belli bir dunya goruşunun betimlemesinde ifade edilir. Ve bu yaşamtercihi, temel ogretileri tekrardan ezberleyen ilozofun içsel soylemi sayesinde canlı kalır.Lakinbusöylem,yaşamaveeylemebağlıdır.Boylelikle,birmanadainsanyaşamıyla,kendisininbilincindeolan,durmaksızınduşuncesinive eylemini duzenleyen, insanlıga ve dunyaya aidiyetinin bilincinde olan bir adamınyaşamıyla ozdeşleşen bir felsefe tarzına tanık oluruz. Bumanada, “felsefe yapmak, olmeyi

Page 183: Pierre Hadot Ruhani Alıştırmalar

ogrenmektir”meşhur formulu, felsefeye verilmiş olan en uygun tanımlardan biridir. Olumperspekti inde, “her an”, beklenmedik ve mucizevi bir şansmışçasına gorunur ve dunyayaatılan her bakış onu [dunyayı] ilk ve belki de son defaymışçasına goruyormuşuz izlenimiverecektir.Boylelikle,dunyanınbelirivermesininakılermezsırrınıhissedecegiz.Yaşamınvevaroluşun bir manada kutsal bu karakterinin kabulu, digerlerine karşı ve kendimize karşısorumlulugumuzuanlamayayonlendirecektir.Antiklerboylebirbilinçteveboylebiryaşamtavrında; ruhun huzurunu, sukunetini, içsel ozgurlugu, ozgeciligi, eylemin kesinliginibulmaktaydılar.Ornegin, Bergson, Lavelle ya da Foucault gibi bazı 20. yuzyıl ilozo larında,felsefeninbuantikkavramınabellibirgeridönmeeğiliminigözlemleyebiliriz.Gorunenoki,boylebir felsefe,bir luksolamaz,çunkuyaşamınkendisinebaglıdır.Boylebirfelsefe, insan için daha çok temel bir ihtiyaç olacaktır. Bu sebepten, Epikurosçuluk ya dastoacılıkgibifelsefeler,evrenselolmayıistemekteydiler.Insanlara,insandayaşamasanatınısunan bu felsefeler, butun insanlara hitap etmekteydi: kolelere, kadınlara, yabancılara.Misyonerdiler,kitleleridönüştürmeyeçabalıyorlardı.Amaboşuna.Zirayanılsamayakapılmamalı:biryaşamtarzıolarakkavrananbufelsefe,genevedaimabirlukstenbaşkabirşeyolamaz.Insanlıkdurumunundramı,felsefeyapmamanınveaynızamandadafelsefeyapmanınimkansızolmasıdır.Felse ibilinçaracılıgıylainsanaaçıktırkozmosunveyeryuzununharikalarınıncomertligi;digerruhlarla,digerinsanlarlaalışverişintukenmeyenbirzenginligi,keskinbiralgısı,hoşgoruyleveadaletledavranmayadavet.Fakat,gundelik yaşamın bayagılıkları, zorunlulukları, kaygıları; insanın, ihtimallerinin tumununbilincindeolanbuyaşamaulaşmasınıengeller.Uyumlubirşekildenasılbirleştirmeligundelikyaşamıvefelse i.bilinci?Bu,ancakdaimatehditkarvekırılganbirfetiholabilir.“Guzelolanher şey,” der Spinoza Etik’in sonunda, “nadir oldugu kadar zordur da.” Sefalet ve ıstıraplaezilmişmilyarlarcainsannasılolurdabubilinceulaşabilir?Filozofolmakda,butecritten,buayrıcalıktan, bu luksten muzdarip olmak ve bu insanlık durumunun dramını daima akıldabulundurmakolmayacakmıdır?

Page 184: Pierre Hadot Ruhani Alıştırmalar
Page 185: Pierre Hadot Ruhani Alıştırmalar

KitaplarımveAraştırmalarım{777}

Benitanımayandinleyicileriçinedebivebilimselfaaliyetimikısacahatırlatayım.Oncelikle,pekçokantikçagmetnininbasımınıveçevirisiniyaptım:1960’taLatinHıristiyanbiryeni-Platoncunun,MariusVictorinus’unteolojikeserlerini;1977'deAmbroise’inApologiedeDavid'ini;1988'deve1990'daPlotinos'unikirisalesini.Bunundışında,hatırısayılırsayıdakitap yazdım, oncelikle, 1963'te,Plotinou lasimpliciteduregard başlıklıbirkitap, akabinde1968’de,yeni-Platonculugunbiraçısına,4.yuzyılHıristiyanteologuVictorinusileMS4.yuzyılpaganbir ilozofu,Plotinos'unmuridiPorphyrosarasındakiilişkiyeadanmışbirdoktoratezi,sonra 1981’de,Exercices spirituels etphilosophie antique başlıklı bir eser ve geçen yıl da,Marcus Aurelius’unDüşünceler ine adanmış,La Citadelle interieure başlıklı bir kitap.Felse iKolej’inbeni bu akşamburayadavet etmesininnedeni, kesinlikle bu son iki eserdir,çunkubueserlerde,antik felsefeninbellibirkavramının ifadesinivegenelolarakfelsefeninbellibirkavramınıntaslağınıbulmaktayız.Tekbirkelimeyleifadeetmekgerekirse,[bueserlerde]felsefeninbir“ruhanialıştırma”olaraktanımlanması gerektigi ikrine rastlıyoruz. Bu nosyona nasıl oldu da boylesine onem veriroldum? Sanının bu, l 959–1960 yıllarına, Wittgenstein'in eseriyle karşılaşmamadayanmaktadır. Bu karşılaşmadan esinlendigim duşunmeleriRevue de metaphysique et demorale'dekibirmakaledegeliştirmiştim:“Jeuxdelangageetphilosophie”l960'tayayımlarıdı,vebenbumakaledeşoylediyordum:“Birdiloyununda,yaniWittgenstein'ınifadesiniyenidenele almak gerekirse, sozumuze anlam veren bir yaşam biçiminde ve tavrında felsefeyapıyoruz.”Wittgenstein’in,dilindaimatekbirbiçimdevedaimaaynıamaçugrunaişledigiikrinden (duşunceleri çevirmedek) tamamıyla kopmak gerektigini ifade ettigi ikrini eleıılıınk. felse i dilin de tekduze bir biçimde işledigi ikrinden de kopmak gerektiginisoyluyordum. Filozof aslında. daima bir dil oyununda, yani bir yaşam biçiminde, belli birtavırdadır;ve içindebulunduklarıdiloyunlarınayerleştir–meksizin ilozo larınmetinlerineanlam yuklemek imkansızdır. Ustelik, felse i dilin temel işlevi; dinleyicileri, belli bir yaşambiçimindeki bu soylemden belli bir yaşam stiline yerleştirmeye dayanmaktadır. Boylece,kendinindonuşumuvedegişimiçabasıolarak,ruhanialıştırmanosyonuortayaçıkar.Felse idilinbuaçısınaduyarlıolmam,bunuduşunmeminnedeni,bendenoncekilerveçagdaşlarımgibi,benimdebupekbilindikfenomeneçarpmışolmamdır.Bu,antikçagfelsefeyazarlarınıneserlerinde karşılaşılan tutarsızlıklar, çelişkiler fenomeninin ta kendisidir. Antik felse iyazılarda, ikir işleyişini takip etmenin aşırı derece zor oldugu çogunlukla bilinir. IsterAugustinus'un, Plotinos’un, Aristoteles'in ister de Platon'un olsun; modern tarihçiler,sunumun beceriksizligini, eserlerde karşılaşılan kompozisyon hatalarını ortaya sermektenkaçınmazlar.Bufenomeniaçıklamakiçin,metnidaimaiçindedogmuşoldugucanlıbaglamagore,yanifelse iekolunsomutyaşamkoşullarınagoreaçıklamakgerektiginiyavaşyavaşfarkettim.Kelimeninkurumsalanlamınagoreekol,antikçagdahiçbirzaman,oncelikolarak,bizimuniversitelerimizin yaptıgı gibi teorik ve soyut bir bilgi yaymayı hede lemiyordu; ama herşeyden once, tinleri bir yonteme, bir konuşabilmeye, bir tartışabilmeye gorebiçimlendiriyordu.Felse iyazılar,daimabirsozselegitiminuzakyadayakınyankılarıidi;ve

Page 186: Pierre Hadot Ruhani Alıştırmalar

herhalukardaantikçag ilozo ları için,bir cumleyadabirkelimeyadabirgelişme oncelikolarak,birbilgiyiiletmeyeyonelikdegil,fakatbiryandandadinleyicininyetilerinipedagojikolarakgozonundebulundurarak,okuyucuveyadinleyicidebellibirruhsalsonuçyaratmayayonelikti.Onermeselunsurbubaglamda“enonemliolan”degildi.V.Goldschmidt'inPlatoncudiyalog hakkındaki fevkalade formulune gore, antik felse i soylemin, bilgilendirmektensebiçimlendirmeyemeyilliolduğusöylenebilir.Gerekirse, sunmakta oldugumu ozetlemek için, antik felsefenin, sistematik bir yapıdan çokpedagojik ve zihinsel bir alıştırma oldugunu soyleyebiliriz. Lakin ikinci bir evrede, busaptamayı,antikfelsefeninkendisini,enazındanSokratesvePlaton’danberi,birtedaviolaraksunuyor olması olgusuyla ilişkilendirdim.Tum antik felse i ekoller, her biri kendi tarzında,insanlarınolaganhalinin,ıstırap,duzensizlikvebilinçsizlikhalinineleştirisinivebuhaldekiinsanları iyileştirmek için bir yontem sunmaktadır: “Filozofun ekolu bir kliniktir,” diyorduEpiktetos. Bu tedavi oncelikle, tabii ki de tıpkı Platon'un Şolen'inde Sokrates'in soylemlerihakkındaanlatıldıgıgibi,dinleyiciyialtustedenşiddetlibirşokyadaısırık,bircanlandırmaetkisiyaratanhocanınsoylemindebulunmaktadır.Ama,iyileştirmekiçin,duygulanmışolmakyeterlidegildir,gerçektendeyaşamınıdonuşturmekistemekgerekir.Butunfelse iekollerde,profesor, bilinç yoneticisidir de. Bu aşamada, eşimin çalışmalarına, digerlerinin arasındaSeneca’da ruhani yon hakkındaki kitabına ve antikçagda ruhani kılavuz hakkındaki genelçalışmasınaçokşeyborçluolduğumukabuletmemgerekir.Demekkifelse iekol,uyelerinebiryaşamşekli,tumvaroluşuişiniçinekatanbiryaşamtarzıdayatmaktadır. Ve bu yaşam şekli, kısacası ruhani alıştırmalar adını verebilecegimiz bellibaşlı bazı işleyişlere, yani kendinin degişimine, gelişmeye, kendinin donuşumune yonelikpratikleredayanmaktadır.Ohalde,bunlarınkokeninde,birtercihedimi,biryaşamşeklinigozonundetutantemelbirseçenekvardır.Kibuseçenek,sonrasındayaiçselsoylemveruhanifaaliyet duzeninde somutlaşır –meditasyon, kendi ile diyalog, bilinç sınanması, imgelemalıştırmaları, tıpkıyukarıdankozmosaveyayeryuzuneatılanbirbakışgibi–yadaeylemvegundelik davranış duzeninde somutlaşır, – kendine hakimiyet, farksız şeylere kayıtsızlık,stoacılıktasosyalyaşamıngerekliliklerinintamamlanmasıEpikurosçuluktaarzularındisiplinigibi. Tum bu ruhani alıştırmalar, her ekolde geleneksel olan bir yonteme goretamamlarımalıdır. Oyleyse, bu perspektifte felse i soylemin; felse i, faaliyetin bir unsuruoldugu, ekolun temel bir seçenegine tekabul eden varoluşsal bir tavrı oluşturmaya,dogrulamayayonelikolduguortayaçıkmaktadır.Zatenstoacılar,felse isoylemivefelsefeninaslınıaçıkbirbiçimdekarşılaştırıyorlardı.Zirafelsefe,onlariçin,nadidebiredim,sureklibirgundelik tavır idi; mukemmel bilgelik degil, fakat bilgelik ugruna bir alıştırma, dahilinde,gerçekligiolduguhaliyleduşunerekmantıgı,başkalarınınhizmetindeeyleyerekahlakı,bilinçlibir şekilde kozmosun bir parçası olarak yaşayarak izigi somut olarak deneyimledigimizaraştırmaidi.Felse isoylemise,tamtersine,yalnızcaegitimzorunluluklarına,yanibuşekildeyaşamamızınnedenlerinindiskürsif,teorikvepedagojiksunumunatekabuletmekteydi.Digerekollerde,ozellikledePlatonveAristoteles’te–tabiikideburadaayrıntılarınainemiyorum–,ortukbirşekildebutarzınayrımınarastlarız.Kibutarzınhaklınedenindenoturu,antikçagdagenel bir biçimde, ilozof; felse i bir soylem geliştirdiginden degil, ilozofça yaşadıgındanoturu,kendini ilozofolarakgorur.Felsefe,herşeydenoncebutunleyicibirparçaolarak,fakat

Page 187: Pierre Hadot Ruhani Alıştırmalar

yegane parça olmaksızın davranan bir yaşam şeklidir, belli bir soylem şeklidir. Bu bakışaçısına gore, Yunancada felsefe “soylem” ( logos) kelimesinin iki anlamının ayırtedilebilecegini belirtmenin yerinde olacagına inanıyorum. Bir yanda, bir muride ya dakendinehitapedenhaliylesoylem,yanivaroluşsalbirbaglama,somutbirpraksisebaglıbirsoylem, gerçekten de ruhani alıştırma olan soylem; ote yanda ise, temel yapısında, akıledilebilir içeriginde soyutça duşunulen soylem vardır. Stoacıların felsefeden farklı olarakduşundukleri,fakatalışılagelmişbiçimdefelsefetarihininmodernaraştırmalarınınçogununkonusu olan bu sonuncudur. Lakin antik ilozo ların nazarında, eger bu soylemden hoşnutisek, felsefe yapmıyoruz demektir. Antik felsefe tarihinin bir ucundan digerine, ilozofolduklarınısananlarakarşıyapılanbenzereleştirilerlevebenzerkavgalarlakarşılaşırız;çunkuilozof olduklarını sananlar, yaşam tarzlarını donuşturmek yerine, ozellikle diyalektik vemantıksal,teknikveparlakfelse ibirsoylemgeliştirirler.Bunun,felsefeyitehditedensureklibirtehlikeoldugusoylenebilir:kendininkoktendonuşumuriskinekatılmakamacıylasoylemiaşmaktansa,söyleminvekavramlarıniçferahlatıcıevreninekapanmak.Buna, felse i soylemin yalnızca yaşamı degiştirme kararında degil, ayrıca da tamamıyladiskursif olmayan, Platon’da aşkla ilgili, Aristoteles'te temaşayla ilgili, Plotinos'ta isebirleştirici felse i deneyimlerde de aşıldıgını eklemek gerekir. Ki bu sonuncusu [Plotinos],oldukça bilinçli bir şekilde Iyi'den bahseden, ama Iyi'ye goturmeyen teolojik soylemi ilemevcudiyet deneyimine yonlendiren birleştirme ve arındırma ruhani alıştırmalarını karşıkarşıyagetirir.La Citadelle interieure adlı kitabımda, felsefenin bu kavramını Marcus Aurelius'unDüşünceler'ine uygulamaya çalıştım.Düşünceler' i, gerçekten de, ruhani alıştırmalar,meditasyonlar,bilinçsınamaları,imgelemalıştırmalarıolarakanlamakgerekir.FakathocasıEpiktetos’untavsiyeettigiuzere,MarcusAurelius,stoacılıgınyaşamkurallarınıveogretileriniyazıylabenimsemeyeçabalar.Düşünceler'iokurken,aynıyaşamkurallarınınveogretilerinin,daimayeni,oldukçaçarpıcıbiredebibiçimdeformüleedilmesiiçindurmaksızınyenilenenbirçabayatanıkoluyoruz.MarcusAurelius’taonemliolannebirsistemsunmak,nedehatırlamakiçin not almaktır; ihtiyaç duydugunda, kendini belli bir mizaca yerleştirmek için içselsoylemini, stoacılıgın Epiktetos tarafından dile getirilmiş uç temel ilkesini uygulayacakbiçimde degiştirmektir: Gerçekligi oldugu haliyle gormeye curet etmek, başkalarınınhizmetindeeylemek,kozmosunbirparçasıoldugununbilincindeolmakvekaderinisukunetlekabul etmek; başka bir deyişle, hakikatte, adalette ve sukunette kok salmaktır. Bunun için,çoktanyazılmışolanı tekrar tekrarokumakdahiyetmeyecektir.Bu, anın ihtiyacına tekabuletmezolurartık.Bazen,şuphesiz,oncedenyazılmışolanıtekrardanyazmanınyeterlioldugudurumlar vardır, kiDüşünceler’deki yinelenen tekrarlamalar buradan kaynaklanır. Amayazmak, yeniden yazmak gerekir. Zira onemli olan tek şey, bu belirli anda yazmaalıştırmasınıntakendisidir.Bubaglamda,MarcusAurelius'unDüşünceler'ibelkideedebiyattarihindeeşibenzeriolmayanbirkitaptır.MarcusAurelius,yaşamkurallarınıveogretileriformuleetmektenzatenhoşnutdegildir;lakinsıklıkla,ogretileriniknaediciguçlerinikuvvetlendirenimgelemalıştırmasınaçagrışımyapar.Ornegin, her şeyin daimi bir başkalaşımda oldugunu soylemekten hoşnut degildir, amaAugustus'unzamanlayokolmuştumerkanını,Vespasiendevrindekinebenzertumbirnesli

Page 188: Pierre Hadot Ruhani Alıştırmalar

gozler onune serer. Boylesine zengindirDüşünceler’deki şokedici imgeler,butunuyle çıplakgerçeklikteki kabaca tasvirler. Bu imgeler ve tasvirler, imparator- ilozofon kotumserligini,tevekkulunu, uzgunlugunu ifşa etmekten keyif alan tarihçileri derinden sarstı. Onlarınhataları,bu formulleri ruhanialıştırmalarvehakiki stoacı ogretibaglamınayerleştirmemişolmalarıdır. Sozde kotumser bu beyanlar; Marcus Aurelius’un deneyimlerini ya daizlenimlerinidilegetirmemektedir,zirabubeyanlarozelliklestoacılıgıntemelperspekti ineyerleştirilmelidirler:Ahlakiiyidenbaşkaiyiyoktur,ahlakikotudenbaşkakotuyoktur.TekbirDeger vardır; hakikatin, insan aşkının ve Kader’e boyun egmenin çozulmez bir haldegerekliliğiniteşkiledenahlakiniyetinsaflığı.Felsefeninbuantiktemsili,şuansahipoldugumuzfelsefetemsilindenoldukçauzaktır.Nasıloldu da boyle bir evrimmeydana gelebildi? Bahsi geçen, temel iki açıyı ustlenen oldukçakarmaşık bir fenomendir. Bu açılardan biri, yeri geldikçe dile getirdigim ve bir manadailozofuntabiatınıngeregidir:Filozofun,antikçagdabile,daimasahipoldugu,kendiyaşamınıtartışma konusu yapmaksızın, kurdugu kavramsal mimariden, soylemden tatmin olmanındevamlı egilimdir. Bir digeri ise, olası ve tarihsel duzene ait olan; Hıristiyanlık tarafındangerçekleştirilmiş,felsefisöylemveruhanialıştırmaarasındakiayrılıktır.Aslında, Hıristiyanlıgın ortaya çıkışıyla, sorgulanmaya başlanmıştır antikphilosophianosyonu. Antikçagın sonuna dogru,Hıristiyanlık kendini bir philosophia olarak, yani zatenozelliklemonastikyaşamdaantik felsefeninpekçokruhanialıştırmasınımuhafazaetmekteolan bir yaşam şekli olarak sunar. Ortaçag ile, (bundan boyle Hıristiyan ruhaniliginin birkısmınıoluşturan)ruhanialıştırmalarınveteolojininhizmetinde(anallatheologiae)basitbirteorikgereçhalinegelenfelsefenintamamıylaayrılmasınatanıkoluruz.Antikfelsefedeartıksadece ekolsel teknikleri, egitim usullerini goz onunde bulundururuz. Antikçagda felsefe,teolojiyi kapsarken ve dinsel pratikler hakkında tavsiyeler vermekten çekinmezken, tumortaçagvemodernzamanlarboyunca,engizisyonkarşısındaihtiyaten,biryandansoyutbiryapı –sistematik felsefe ikri ilk defa Suarez'de ortaya çıkacaktır–, ve ote yandan, teolojikduşunce ve dinsel pratik olacak olan felse i kurguyu tamamen bir kenara koyacagız. Bunauniversitelerin işleyişi de eklenir. Antikçagda oldugu gibi, insanları egitmek degil, fakatsıralarıgeldigindedigerprofesorleriegitecekprofesorleriegitmektirbahsigeçen.Boylebirdurum; felse i tinin dogal bir duşuşu olan, teknikligin, soylemin ve kavramların elverişlievrenindesaklanmaegilimini–kibuegilimantiklerceçoktanilanedilmiştir–desteklemektenbaşkabirşeyyapamayacaktır.Fakat, dostum, Polonyalı ilozof J. Domanski'nin ortaçag ve humanizm uzerine çalışmalarısayesinde, bu tablonun inceliklerini belirtmeye yoneldim. Oncelikle, 12. yuzyıldan itibaren,ornegin Abelard’da, ilozofun antik temsiline belli bir geri donuş gozlemlenebilir. Hattaboylelikle, Ronesans’ta humanistler, skolastikler karşısında ve belli bir manada da resmiHıristiyancılıkkarşısındamesafelerinikorumayabaşladıklarında,Petrarque'ta,Erasmus'tavedigerlerinde,felsefeninantikkavramınabirgeridonuşetanıkolduk.Buperspektifte,teorikvesoyutakımtarafında,pragmatikdiyebilecegimiz,antikfelsefekavramınınsurekliliginiortayakoymakmumkungozukmektedir:16.yuzyılda,Essais’leriruhanialıştırmalardanbaşkabirşeyolmayan,Montaigne’de;18.yuzyıldaDescartes’ınMeditations'larında;18.yuzyıldaFransa'da,“ ilozo lar”da; Ingiltere’de, digerleri arasında, tamamen Hıristiyan olmayanlardan, Marcus

Page 189: Pierre Hadot Ruhani Alıştırmalar

Aurelius'tanveEpiktetos’tanesinlenenruhanialıştırmalarolan,–Laurent Jaffro'nunAubieryayınevinde yayımlanan– olaganustuExercices'in yazarı Shaftesbury gibi bir kişilikte;Almanya’daki “populer” felsefeakımında.Kant’ın “kozmik” felsefededigi venihayetindedegerçek felsefe olarak duşundugu şeyi, bu perspektifte konumlarıdırmak gerekir. Bu konuhakkında, meslektaşım ve arkadaşım, Lausanne Universitesi profesoru, ozlemle andıgımızAndre Voelke; benimkinden tamamıyla bagımsız bir şekilde,La Philosophie commetherapeutique uzerine, stoacılar, Epikurosçular ve septikler hakkında dikkate deger birduşunce tarzı geliştirmişti. Benim gibi Wittgenstein’den yola çıkan Voelke, haklı olarakKant’ınaklınçıkarınosyonu uzerinde ısraretmişti.Felse ibirsoyleminkuvvetini,hareketegeçme,yaniaklı ilgilendirmegucuyletanımlayarakbunosyonuzerindeısraretmişti;çunkuakılKant’agore,E.Weil’indezatengosterdigigibi,herşeydenonce,enyuksekamaçlarla–kibunlar ahlaksallıgın amaçlarıdır– ilgilenmektedir. Kant’ın aklın çıkarı nosyonu, bilgelikarayışındaki pratik aklın bir onceligine uygun duşmektedir. Boylece, aklın “ilgili” olmasıparadoksunda, bilgelik aşkı olarak, yani bilgelige ait bir yaşam şekline, haline ulaşmakamacıyla durmaksızın yenilenen çaba olarak felsefenin antik tanımıyla karşılaşıyoruz. Dilsurçmesiyle, surekli olarak bilge igurunden ilozofun ideal modeline, yani hakiki ilozofidesinegeçenKant,tamamenPlatonculukvestoacılıktavrında,buidealdunyanınerişilemezkarakteriüzerindeşiddetleısrareder:

Bumodeleuyanbir ilozofyoktur,tıpkıhakikibirHıristiyanıngerçektendeolmadığıgibi.Herikisidemodeldir.Model,normahizmetetmelidir.“Filozof ',biridedenbaşkabirşeydeğildir.Belkideonabirbakışatabilir,bazınoktalardaonutaklitedebiliriz,lakinonatamamıylaaslaerişemeyeceğiz.

Vebirazdahaileride:Bilgelikidesi,felsefeninzeminindeolmalıdır,tıpkıazizlikidesininHıristiyanlığınzeminindeolmasıgibi...Bazıantikler,hakiki ilozof modeline yaklaşmış... sadece buna asla ulaşmamışlardır... Epikuros, Zenon, Sokrates, vb. antikçağfilozoflarını goz onunde bulundurursak, onların bilgisinin nesnelerinin, insanın yaratılış amacı ve buraya ulaşacakaraçlarolduğunukavrarız.Demekkionlar,modernzamana–kimodernzamanda ilozof,aklınbirsanatçısıolarak[yani,Kant için,teorikvekurgusalsoylemdenbaşkasınıhede lemeyenbirisiolarak]kavranmıştır–ulaşmamışhakiki ilozofidesinedahasadıkkalmışlardı.{778}

Demekkiortaçagsonundanitibaren,antikkavramabirgeridonuşhareketibaşlamıştır.Fakatskolastik model, universite yaşamının zorlukları ve alışkanlıkları, ozellikle de bahsettigimteoriksoyleminbukendinitatmini;buyenidendoguşufrenlemeyeguçlubirşekildedevametmektedir.Soylemekte oldugum şey; nihayetinde, benim nazarımda, antik felsefe modelinin daimaguncel oldugunu, bir bilgelik arayışını ifade eden şeyin daima guncel ve daima mumkunoldugunu anlamanızı saglar. Bu akşam, bu zor ve karmaşık temayı sizler için geliştirmemibeklemeyin benden. Yalnızca şunu soyleyebilirim, bana oyle geliyor ki, bilgeligi ararken,insanıntemelveevrenseltavırlarıvardır;bubakışaçısınagore,kendilerinikesinbirbiçimdedogrulamaya kalkışmış olan ya da kalkışan efsanevi ya da felse i, soylemlerden bagımsız,evrenselbirstoacılık,birEpikurosçuluk,birSokratesçilik,birPyrrhonculuk,birPlatonculukvardır.Vesonsözü,geneKant’tanödünçalacağım:

Page 190: Pierre Hadot Ruhani Alıştırmalar

Erdemhakkındaderslerdinlediğinianlatanyaşlıbiradama,sorduPlaton:“Ozamannezamanbaşlayacaksınerdemliceyaşamaya?” Surekli teori yapılmaz. Bir defa duşunmeli ve akabinde alıştırmaya geçmeli. Ama bugun, oğrettiği şeyiyaşayankişi,birhayalperestolarakgörülür.{779}

Page 191: Pierre Hadot Ruhani Alıştırmalar
Page 192: Pierre Hadot Ruhani Alıştırmalar

EtikNedir?PierreHadotileSöyleşi

Pierre Hadot, büyük bir antik felsefe uzmanısınız. Örnek vermek gerekirse, Qu'est-ce que laphilosophie antique?'in{780} yazarısınız; Manuel d'Epictete{781} adlı eserinizin yeni bir baskısıyayımlarıdı. Monteigne, Kierkegaard, Thoreau, Foucault, fVittgenstein üzerine de yazılaryazdınız. Böylesine çeşitli düşünürlere yönelik ilginizin etiksel bir düzeyden kaynaklandığınısöyleyebilirmiyiz?Vehangimanada“etik“ten?“Etik” kelimesini işittigimde, biraz şaşırırım; bumanada “etik” kelimesi eylemlerin, ya daboylelikle insanların, ya da şeylerin iyisini ve kotusunu ilgilendiren bir degerlendirmeyikapsamaktadır.Butunbuyazarlarayonelikilgimbelkigerçektendeetigetabidegildir.Dahaçok, varoluşsal bir ilgi derim ben buna. Ornegin 1959'da Wittgenstein'ı, onu okurkentakındıgım zihniyetten oturu onda beni ilgilendiren şey, her şeyden oncemistik idi, ya dadahası, bana gore mistik pozitivizmdi. Bu, neredeyse terimlerdeki bir çelişkiydi: nedenWittgensteinmistiktenbahsetmeyecuretetmişolsunki?Kanaatimegore,Wittgenstein'da,Tractatus'un sonu ozellikle çarpıcıydı. Kendi yorumuna gore, ki çok da yanlış oldugunuduşunmuyorum,bahsigeçen“sessizbirbilgelik”tir.Buayrıca,BayanAnscombe’unkitabındaokudugum, Wittgenstein hakkında, onun için en onemli olan şeyin, dunya karşısındakibüyülenmeolduğunusöylediğibirformüldüde.Tümbunlar,odenlide“etik”değildir.Genel bir bakımdan, pek de ahlakçı degilim ve “etik” kelimesinin, en azından Spinoza'nınetigindenanladıgımızkadarsınırlıbiranlamıolmamasındanşupheliyim.Nedeolsa,Spinoza,bir meta izik kitabınaEtik adını vermişti. Demek ki, “etik” kelimesini daha ziyade genişanlamıylaelealmakgerekir.

İlerisurduğunuzbu“etik”kelimesininkendinehasanlamınabazen“mukemmeliyetçilik”'adını,çağdaşfelsefedenbirazkurtulmuşbirahlakfelsefesibiçiminidevermektesiniz.Bu,Platon’dakaynağınıbulanve-eserinizindegosterdiğiuzere-antik felsefeninbutunundeortayaçıkankendinimukemmelleştirme ikri, en iyi “ben ““in araştırılması ikri olacaktır.Buna,aynızamanda,dahaçağdaşdüşünürlerdederastlayabiliriz:örneğin,AmerikalıfilozofEmersonyadaNietzsche.Bumukemmeliyetçilik –ki hunu ruhani alıştırma ikrine de bağlamaktasınız– ruhani alıştırmaların tarihsel donemininötesindetanımlanabilirmi?Kısacası,buetik,dahamodernbiryerindeliğesahipolabilirmi?

Evet, mukemmeliyetçilik nosyonu, bir yandan, bir etik biçimi olarak duşunulebilir ve oteyandan, tam anlamıyla etik olmayan her çeşit nosyonu kapsama avantajına sahiptir.Nihayetinde bu, Platon'a kadar uzanan bir gelenege tekabul eden elverişli bir formuldur.Timeos'un sonunda Platon, butunun uyumuyla uzlaştırmamız gereken kendimizin enmukemmelkısmındanbahseder.Yinede, ozellikledeEpiktetos'unManuel'ini yorumlarken,pekçokdefaortayaçıkanen iyiolanadogrugitme,en iyiolanadonmenosyonunun,pratikolarak Lucien donemi bir kinikten ote, Epiktetos'un kendisinde felsefe nosyonuna denkoldugunugormekbeni sarsmıştı.Bahsi geçenMO2. yuzyıldameşhur satirist Samosatos'luLucienhakkındatamda“Demonaxeniyiyedogrudondu”,yanifelsefeyedondugusoylenenkişidir.BuPlaton'unTimeios’ununsonundaki ikrede fazlasıylauymaktadır:enmukemmelkısımbütünile,dünyaileuyumhalindedir.Bu bizi, etik ve tanımı sorununa geri getirmektedir. Mukemmeliyetçilik adını verdigimiz

Page 193: Pierre Hadot Ruhani Alıştırmalar

perspektiftediyebilirizki,bu,“ben”inüstbirseviyesininyadahalininaraştırılmasıdır.Demekki,yalnızcabirahlaksorunudegildir.Antikçagın–ozelliklestoacılarhakkındasoylemeyesevkedilmişoldugum,fakatnihayetindetumfelsefeiçingeçerlioldugunainandıgım–,felsefeninuçkısmıvardır:mantık, izikveetik.Aslında,teorikbirmantık,teorikbir izikveteorikbiretikvardır; sonra yaşanmış bir mantık, yaşanmış bir izik, yaşanmış bir etik vardır. Yaşanmışmantık,temsilleri–degeryargılarını–eleştirmeye,yanienyalınhaliylekendiniyanlışyargılartarafındangundelikyaşamdayolundansapmayabırakmamayadayanmaktadır.Epiktetos'untumugraşı aslındamuridini, her şeyden onceoldugugibiolan şeylere, yaninekadar ciddiolursa olsunlar olaylar karşısında dolaysız bir şekilde deger yargıları eklemekten kaçınannesnelbirtemsileguvenerekbaşlamasıgerektigininfarkınavardırmaktanibarettir.Yaşanmışmantıkbunadayanmaktadır.Yaşanmış izige,sıklıklaMarcusAurelius’ta,amaEpiktetos’tadarastlarız. Soz konusu olan, stoacı ilozof için kaderin ya da Epikurosçular için izikselgerçeklerin farkına varılmasıdır. Bu sonunculara gore, tanrılardan korkmaksızın –çunkudunyayı tanrılar yaratmamıştır– yaşayabilecegimizin farkına varmak için, izigi her gunkudavranışımızauygulamakgerekir.Yaşanmışetikle ilgilikonuedinilen, tabiikide teorikbiretikten hoşnut kalmak degil, bunu deneyimlemektir. Stoacılar için bilhassa odevler adınıverdikleri şeylerdir, yani gunluk yaşamın zorunluluklarıdır. O halde bahsi geçen, ruhanialıştırmalardır,yadabenimbahsettigimanlamdaruhanialıştırmalar, “ben”idonuşturmeyeveonuustbirseviyeyeveevrenselbirperspektifeulaştırmayayonelikpratiklerdir,kibunlariziki dunyayla ilişkinin bilinci ya da ortak iyi’nin farkına varma odevini işin içine sokan,bütünüyleinsanlıklailişkininbilincisayesindegerçekleştirilirler.Oyleyse tum bunların guncel bir anlamı olabilir mi? Bu pratiklerin, bir devamsızlıklayinelenmiş bir devamlılıgı oldugunu duşunuyorum. Bu ruhani alıştırmalar her yuzyılda birtekrar ortaya çıkarlar. Ornegin bunlara, ortaçagda, Hıristiyan yaşamla butunleşmiş halderastlarız; zira Hıristiyanlar, bilincin sınanması, (az çok biçimini degiştiren) olummeditasyonu, vb. pek çok ruhani alıştırmayı yeniden ele almışlardır. Ote yandan, bunlara,orneginDescartes'tada(enaçıkorneklerindenbiriniyenidenelealmakgerekirse,enazındanMeditasyonlar'da),tamamenEpiktetosveMarcusAureliususulunebenzerkısaExercices'ınyazarıShaftesbury’de,Goethe’de(bazışiirlerinde),Emerson’da,Thoreau’daveBergson'dadarastlarız.Herhalukardamukemmeliyetçilikvardır;zirabahsigeçen, ustunbir“ben”edogrubirharekettir.BuBergson’daoldukçanettir,ziraodaima,algımızıkoreltenalışkanlıkları(yanibu alışkanlıklar, kararlarımızın, dogru kararlar degil, fakat alışılageldik durumlara verilenneredeysemekanik cevaplar olmasına yol açar), daha derin (ters imgeyi kullanır) olan bir“ben”in açık bilinciyle karşılaştırmaktadır. Gene daima bahsi geçen, mukemmeliyetçiliktir.Ustelik“biz”i–kibu“biz”mekanikalışkanlıklarda, tamamenotomatikre lekslerebogulmuş“ben”denibarettir–zatensıkıntıdankorkmayanveoyleyseustun“ben”inbirhalinigerektirenbirvaroluşolanhakikivaroluşlakarşılaştırdıgıolçude,bumukemmeliyetçiligeHeidegger’dederastlarız.Buperspektiftemükemmeliyetçilik,oldukçagünceldir.

MarcusAureliusüzerinekitabınız,LaCitadelleinterieure’de,{782}MarcusAurelius’u,gündelikyaşamdanmidesibulanmışbir kotumser olarak temsil eden geleneksel bir okumayı değiştirmek istediniz, ve bize, yaşamın guzelliğini, az oncebahsettiğinizdunyakarşısındakibuhayranlıkhakkında oğrettikleriniaydınlığakavuşturdunuz.Buperspektif ’tefelse ialıştırma,ruhanialıştırmalardatanımladığınızbirgündelikyaşamdankopmadeğildirartık,fakatgündeliğinkendisininneolduğununanlaşılması ilegundelikyaşamda tamamlanabilenbir felse ialıştırmadır.Bubir sorunyaratır:bugundelik

Page 194: Pierre Hadot Ruhani Alıştırmalar

olan ikrininkarmaşıklığısorunu.Çunkusizegore,olağanolanıkabuledebilmekhattakendinibundanayırmakgerekir.Buikileminasılçozuyorsunuz?BunoktadaaklımaAmerika ilozofStanleyCavell’in{783}ikiçeşitgundelikolanuzerinesoylediklerigeliyor,ilki,şimdibahsettiğimizvesakınmamızgerekenalışkanlıklarıbarındırır.İlkininbirdonuşumuolanikincisi ise, “ikincibirnai lik”gibiolacaktır.KendiMarcusAureliusokumanızda,aşılacak gundelik olan ile ulaşılacakgündelikolanarasındabirikilemvarmı?

Evet. Bu zaten tamamıyla kişisel bir sorgulamaya tekabul etmektedir.Qu’est-ce que laphilosophie antique?’in sonunda felsefeyi, gundelik olanın bir suret degiştirmesi olaraktanımlamayı duşunmuştum. Bu gundeligin durumunun ne oldugunu, yani ilozofungundelikten kopmasımı yoksa tam tersine gundeligin suretini degiştirmesimi gerektiginisormaklakesinlikleiyiediyorsunuz.Pekala,gundeliktenbirkopuşvardır.MarcusAurelius’ta,ornegin, gundelik yaşamda genelgeçer yargılara ya da temsillere sahip olmaktan kaçınmaçabasına tanık oluruz. Sofrada yedigimiz yemek karşısında hayran kalan bir adama, butunbunlarınbalıkyadahayvancesedindenbaşkabirşeyolmadıgıcevabınıverir.Kendikızıllıgıkarşısında, bunun postu kanla ıslanmış bir hayvandan kaynaklandıgını soyler. Ve gundelikyaşamdaolaganustubirşeyolarak tasvirettigimizcinselarzularla ilintiliolarak,bununbirkarınşişmesioldugunusoyler,iştebukadar...MarcusAurelius,dunyadakiyadakozmostakigundelikgerçekliklerinyerinitutantanımlaruretir;bugerçeklerin izikseltanımlarınıverir.StanleyCavellhakkındasoylediginizuzere,bugundelikolanhakiki“ben”inişiniçinekatıldıgı,lakin alışkanlıklar ve onyargılarca hakimiyet altına alındıgı yargılara ve davranışlaradayandığıölçüde;gündelikolandanbirkopuşvardır.Her ne kadar felsefe, bu gundelikten bir kopuşsa da, yine de bu gundelikten ayrılmaz.Si lapolitique est /’affaire des vieillards risalesindeki Plutarkhos’un pasajını hep sevmişimdir.Burada,Sokrates'tenbahseder,onun,yol uzerinde ogretiyorvesavlarınıgeliştiriyorolmasınedeniyle bir ilozof olmadıgını, fakat dalga geçerek, içki içerek, savaş yaparak, agorayagiderek ve ozellikle de baldıran içerek bir ilozof oldugunu soyler. Sokrates boylelikle herdaim,başımızahernegelirsegelsinyadaherneyaparsakyapalım,gundelikyaşamın,felsefeyapma ihtimalinden ayrılmaz oldugunu gostermiştir. Bunun, Cavell’in kavramlarıyla dafazlasıyla ortuştugunu duşunuyorum: gundelik olan ile felsefe arasında bir ayrılık yoktur.Felsefe,işyerindekalan,o istenyadaderstençıktımıdaaraverecekolangozlemciyemahsusbirfaaliyetdeğildir,fakatbahsigeçenmutlakanlamdagündelikolanbirfaaliyettir.

MarcusAureliushakkındasurekli,ruhanialıştırmanın,dilalıştırmasıdaolduğunadikkatçektiniz.Vesiz,sureklihudilsorularıyla ilgilendiniz. Epiktetos ve Marcus Aurelius hakkında, “‘yazı alıştırmalarının daima yenilendiğini, daimayinelendiğini“ndenbahsettiniz.Etiktarafındangerçekleştirilenkendinindönüşümündedilinveyazınınrolünedir?

Ikiçeşitsoylemvardır...Stoacılarboylederlerdi,amabubirsagduyumeselesidir.Dışsalbirsoylemvardır,kibu,ornegin, ilozofundilegetirdigiyadayazdıgısoylemdemektir.Veiçselbirsoylemvardır.Dışsalsoylem,banagorefelsefenindaimaikikutbununolmasımanasındaonemli bir rol oynar. Etik perspekti inde, geniş anlamda dahi, dışsal soylem, edinilmişformullereindirgenir,enazındanMarcusAureliusveEpikte/1osgibiinsanlariçin.Çokbasitbirsoylemornegibulmakiçin,Sloacılariçinesasolanbirnoktayıhatırlamakyeterlidir:Ahlakiiyidenbaşkaiyiyokturveahlakikotudenbaşkakotuyoktur.Bunungibibirformulu,felsefederslerindeogretiriz.Birdefabuegitimedinildimi,bundanitibarenbunugerçekleştirmekveuygulamak gerekir. Içsel soylem tam da burada işin içine girer. Bahsettigim; egitimi

Page 195: Pierre Hadot Ruhani Alıştırmalar

içselleştirmekyadabenimsemektir.Burayavarmakiçin,ahlakiiyidenbaşkaiyiolmadıgınıveahlaki kotuden başka kotu olmadıgını hatırlamak yetmez, fakat bu formulun gerçekten deçekici bir hale gelmesidir soz konusu olan; ornegin kendi kendinize şunu demenize kararverdirmesigerekir:“Hastayım,acıçekiyorum,amabu,ahlakikotununyanındabirhiçtir,buahlakikötüyeoranlakötüdeğildir.”Lakin hayali yada duyumsal herçeşit faktor, bu uygulamaya imkan saglamak için arayagirmelidir.Busorun,tumvaroluşumboyuncabeniilgilendirmiştir.HıristiyanegitimialdıgımveHıristiyanbirortamdayetiştigimdonemboyunca,odonemdeçokdaokunmayanbiryazarolanbaşrahipNewman’ınGrammairedel’assentiment{784}eseriniokudum.Newman,nosyonelrızavegerçekrızaarasındailginçbirayrımyapar.DunyanıntumnosyonelrızalarınınhiçbirzamanHıristiyanıninancınıuyandırmaya,egerkendisidegerçek(Ingilizce“gerçekleştirmek”iili anlamı oldukça yogundur) bir rıza gostermezse, muktedir olamayacagını açıkçagormuştu. Etik perspekti inde içsel soylem, ozellikle de “gerçekleştirir” iken ya da“gerçekleştirilir”iken,demekkisondereceönemlidir.

Etikkavramınızın, teorik olmaktan çok pratik ve “tedavi edici” olduğunu çıkarıyoruz. Bu tedavi, sizde, stoacılıktanWittgenstein’akadarbirçıkışyoluoluşturmaktadır.BelkideWittgenstein ilehukadarerken ilgilenmenizibuaçıklar.Sanırım,Fransa’dabu ilozofuzerine(Critiquedergisinde1959’da)ilkmakaleyayımlayankişisizdiniz.Oldukçaçetin,birsessizliküzerinekapananeserle,Tractatuslogico-philosophicusileilkolaraksizilgilendiniz.

Tractatus'un sonunun son derece gizemli oldugunu soylemek gerekir. Kanaatimce,Wittgenstein’ınokuyucuyu,tumonermelerininmantıkdışıoldugunu(belkideherşeydenoteTractatus ile yapmaya çalıştıgı buydu) saptamaya sevk etmeye ugraşmış oldugunu açıkçagoruyoruz. Her ne kadar anlaşılır da olsa, neden susmamız gerektigini sorarız kendimize.Zaten,JacquesBouveresse'insoylediklerindensonraWittgensteinhakkındakonuşmayacuretedemeyiz. KitabıLaRime et la raison,{785} fazlasıyla hayran oldugumhakiki bir başyapıttır.Daha iyisini yapmak gibi bir iddiam yok. Oyleyse ufak tefek şeylere dikkat çekmekleyetineceğim.Temelde bu sessizligin birçok anlamı olabilir. L. von Ficker’e 1919 tarihli bir mektupperspekti indebiranlamkazanabilir.WittgensteinbumektuptaTractatus'taikişeyoldugunuyazar: Soylemiş oldugu ve soylememiş oldugu, ve soylememiş oldugunun en onemlisioldugunuekler,yani:“Eserim,ozellikleyazmamışoldugumdur.”Ziraaçıkçaderki,yazmamışoldugukısım,etikkısmıdır.Boylelikle,sessizbiretiktenbahsedebiliriz.Aslında,Tractatus'unsonundadaima,Wittgenstein'ın,okuyucusununfelsefeyiterkedipdebilgeligedahilolmayayetecekkadarogrenmişoldugunuduşundugunuanlamaegilimindeolmuşumdur:Sessizolanbilgelik.Bununbaşkaanlamlarıdaolabilirpektabiiki,çunkuhiçbirşeydemedigiiçin,hayaledebiliriz.Oyleyse bu sessizlik, terimin antik anlamına gore septik bir anlama sahip olabilir. Demekoluyorki,herturludegeryargısınıninkarınıiçeren,butunuyleiçselbirkopuşasahipolarak,herkesgibiyaşamayadayanacakolanbir septik tavırdır sozuedilen.Bu,birbilgelikbiçimisunmaktadır.Veyahut Wittgenstein, dunyanın butunluklu bir goruşune sahip olabilecegimizi soyler.Gottfried Gabriel{786} bu butunluklu goruşun, temelde dunyanın bir butun olarak goruşuoldugunuduşunmektedir.Bu ikir,Cavell'indesoyleyecegigibi,dunyaylanaifbirbagı ifade

Page 196: Pierre Hadot Ruhani Alıştırmalar

edebilir.Bu ikirBergson'ave formulunedeyollamaktadır: “Felsefe,birsisteminşasıdegil,fakat kendine ve çevreye naifçe bakma kararıdır.” Bu sessizlik oyleyse en basit haliyle şuolabilir:Aslındaoldukçakarmaşıkbirkopuşunsonucuolanbirnaiflik.Fakat bu sessiz bilgelikte, oldukça kuvvetli bir iman eylemine rastlamaktayım. Ki buna,oncesinde Sokrates’te de, gundelik dile ve kendine hizmet etmekte olan insanın, iyiyiarzulamaya, yani Wittgenstein'ın dedigi gibi, “dogru” bir ahlaki yaşama sahip olmayamuktedir oldugu olçude rastlamaktayız. Kişisel duzlemde, bu sessiz tavn tamamıyla kabuletmem, çunku felsefenin, oylesine, bir kitaptan sonra durmak zorunda olmadıgınıduşunuyorum.Felsefenin sonuyoktur, vebu sonuncusudaima ikikutuparasında teredduteder:söylemveyaşamşekliniilgilendirenkarar.

Wittgenstein’ın kendisi de Tractatus’tan sonra felsefeye geri dondu. Butun bunlar, pratik bilgelik ve felsefenin aslıarasındakibağı sorgulamaktadır. Tractatus’ta Mttgenstein, ahlak felsefesi gibi bir şeyin varoluşunun dahi karşısındadurmaktadır, çunku onun için felsefe, bir teori, bir oğretiler kulliyatı değil, fakat duşuncelerimizin bir açıklığakavuşturulmasıfaaliyetidir.Etik, sizin içinde, teorik onermelerinbirbutununden ote,bir faaliyet,biryaşamtarzımıolacaktır?

Evet, diye cevaplamak isterim, sonra da evet ve hayır. Oncelikle evet, çunku bu pratikleruzerine duşunurken... “Exercices spirituels” adlı makalemi yazdıktan sonra, oncelikleantikçagdan bahsetmek istemiş oldugumun farkına vardım. Bu benim gorevimdi, çunkubenden EPHE’nin 5. Şubesi’nin kitapçıgında yer alan makaleyi yazmamı istediler, ve bumakale,benimçalışmalarımla ilgilizorundaydı.Fakatbununhakkındakoquştukça,antikçagperspekti indençıkıverdimrastlantıeseri.Oncelikleherturlutikelfelsefedenvesonradaherturludindenbagımsızolanbirfelse itavrıonermeyeçalışmaktaoldugumunfarkınavardım.Kendikendinidogrulayanbirşey.Temelde,ruhanialıştırmaolarakadlandırdıgımşeyinherturlu teoriden bagımsız olabileceginin de farkına vardım. Demek istedigim şu: Eger bualıştırmayıdeneyimlersek,oldukçabelirliogretilerolmaksızınyaşamımızıdonuştururuz.Birornekverelim(belkidetekornektirbu,lakinbanaoldukçaonemligozukmektedir):“Şimdideyaşamak.”Eger,kendimegeçmişinartıkoradaolmadıgını,geleceginhenuzoradaolmadıgınısoylersem,hareketedebilecegimtekbirşeykalır,odaşimdidir.Busaptama,pekçokşeyeyolaçmaktadır.Ornegin, olumudeduşunerek, şimdinin sonsuzdegerininbilincinevarabilirim.Tum bunlar, tikel her turlu teoriden bagımsızdır. Şimdinin degerinin bilincine vararak,yalnızca karşımda mevcut eylemimin oldugunu degil, aynı zamanda tum evreninmevcudiyetinin de, yani tum dunyanın da bana gorundugunu soyleyebilirim. Boylece, hertürlüşey,küçücükbirkarardakapsanabilir.Işteevet.Ama,hemevethemdehayırdiyedecevapverebilirim;ziraogretiselveteorikherreferansıortadankaldırırsak,birey,tamamenkendikendiylebaşbaşadır.Toplumsalnonnlar(ya da toplumsal onyargılar) oldugunda bile, durumun ne kadar da karmaşık olduguna birturlukararveremez.Sonuçolarak,herşeyeragmenbellibirolçude,yaşammodelleriniyadaher halukarda yonlenmek için insan modellerini tanımak gerektigini duşunuyorum. Herzamanoldukçaolumsuzdegerlendirilmişbirtavrıeskisaygınlıgınayenidenkavuşturacagım:Eklektizm. Akademisyenlerin (Platoncu Akademi’nin mirasçıları olan, fakat olasılıkçı biregilimesahipakademisyenlerin)tinbagımsızlıgınıveozgurlugunuovenCiceron’a{787}daimahayrankalmışımdır.Kararlarınıalmakiçinrasyonelolarakengerçekçiolanıaraştırıyorlardı;

Page 197: Pierre Hadot Ruhani Alıştırmalar

başka bir deyişle, stoacı ya da Epikurosçu tavrın, ya da Platoncu tavrın onerisini dikkatealıyorlardı.Koşullarıtakipederek,özgürvekişiselbirbiçimdekararveriyorlardı.Nietzschede,oldukçailginçbirşekilde,yaşamınihtiyaçlarınıtakipederken, oncestoacıbirreçeteyi,sonradaEpikurosçubirreçeteyibenimsemektenkorkmamakgerektiginisoyler.Bu,muhtemel bir tavır olarak stoacılıgın ya da Epikurosçulugun artık olmadıgı, fakat Platoncutavrınolduguanlamınagelmez.Sonuçta,bazıları,yollarınıBudizm’deyadaseptiktavırda,yada varoluşçulukta bulabilirler, çunku bu da nihayetinde bir yaşam stilidir. Marksızınindurumudahakarmaşıktır,lakin,temelinde,budabirmodeldirvebunutakibenornekteşkiledenyaşamlarasahipolaninsanlarvardır.

Bueklektizm,bumodellerarayışıoyleyseahlakteorisiylesınırlıkalmamaktadır.Bunlar–,yaşama,başkasınıngozlemine,hattaedebiyattayadasinemadarastladığımız igurlerebaşvurmayıiçermektedir.Etikbazen,felsefedenbaşkabiryerdede,bumodellerinsınanmasındadabulunabilirmi?Bazıkitaplarınsiziniçinnedenlionemliolduğunubiliyorum:Birgun,kitaplarınsiziniçin,sankiparçanızolankişiliklermişçesinegerçekteniçimizeişlediklerinisoylemiştiniz.Sanırımkiherbirimizbudeneyimiveetikleilgisiniyaşadık.

Evet,Montaigne,Wittgenstein,Rilke,Goethehakkındakonuşurkenbundanbahsettim.FakatDavid Lodge gibi, daha çagdaş ve daha populer birisi hakkında da bundan bahsedebiliriz.Romanlarınınpekçogugerçektendefelse i,yadadinselsorunlarıyadagenelolarakdavranışsorunlarını ortaya çıkarmaktadır. Ve romanında, ilozofun hiçbir zaman uretemeyecegi birşeyvardır:Seyirhalindekinintemsili.Bu,almamızgerekenbirkararoldugunda,Lodge'unbirromanını okumak zorunda oldugumuzu ifade etmez, ama, ornegin, telaş içinde olmaksızın,yaşamdaolmaktaolanşeykarşısındaciddibiraydınlıgasahipolanromanlarındanpekçokşey ogrenebiliriz.Maalesef tersidegeçerlidir.Savaşdoneminde,CharlesMorganromanları,Fontaine veSparkenbrok okudum, ve bu bana çok dokundu! Bu romanlarda, daima aşagıyukarıaynıdurumdusozkonusuolan,oldukçakulturluyadadahaçokPlatoncu,temaşayavesanata oldukça deger veren ve kadını salt bir ilham kaynagı olarak kullanan bir adam.Esasında budurum, yanlış bir aşk kavrayışına sahip olmamaneden oldu şunuda eklemekgerekirkisozunuettigiminsanaşkınınyanlışbirkavrayışıdır,Platoncuaşkındegil–çunku,bu aşk, Platonculuk cilası yuzunden, hatta bu romanlarda, ruhun bir birligini saglayan biruçlemeninvarlıgıyuzundenoldukçabaştançıkarıcıidi:sanat,aşk,olum.Sahte–Platonculugunoldukçatehlikeliolduğukanaatindeyim.Ama kotu okumalarımdan bahsetmemi istemediniz. Edebiyat ve felsefe karışımına pek deguvenmemek gerektigini duşunuyorum. Ornegin, olaganustuİskenderiye Dörtlüsünde*Lawrence Durrell. Bunun hiç de o kadar tehlikeli oldugunu sanmıyorum, fakat romanıagırlaştıran mutlak anlamda anlaşılmaz felsefe pasajları vardır. Demek ki roman yardımcıolabilir,sadecebirmukemmeliyetçilikçabasınıtasvirediyorsa;ornegin,dogrudangosterdigiile.

O halde okumadan edindiğimiz yalnızca takip edilmesi gereken bir model, bu koşullar altında nasıl yapacağımızısoyleyenbirdersdeğildir.Oyleyse,ahlak felsefesininguncel jargonunukullanmakamacıylanormatifkuralcıbiretik,diyelimkiKantçıahlakyasasınınbirzorunluluketiğinivebirtanımlamaetiğini,hattasizindedediğinizgibibirdonuşümetiğinimiayrımsamakgerekir?

SorununtamortasındayeralanKantetigihakkındaherşeyeragmendahaayrıntılıolacagım.Belki de yanlış bir biçimde, genelde yaptıgımızdandaha sert bir şekildeKant’ı yorumlama

Page 198: Pierre Hadot Ruhani Alıştırmalar

egilimindeyim. Kant’ın formulunu pek sık alıntılarını: Oyle eyle ki, eyleminin çıkış noktası,yanieylemineyonverenşey,doganınevrenselbiryasasıolabilsin.Tabiiki,formulbugunpekde ilgiçekici, iştahkabartıcıdegildir, fakatburadagordugum, tamdaevrensellik istencidir.“Ruhani bir alıştırma” da olan, mevcut ana yogunlaşmanın sırlarından biri, evrensel birperspektifteyeralmaistencidir.Ilkolarak,kendinidigerininyerinekoymakvesonra,enbasithaliyle bumeşhur formulu uygulamaktır: Sana yapılmasını istemedigin şeyi bir başkasınayapma.Bu,herhangibirfelsefeuzerinetemellenmemiş,yalnızcainsandeneyiminebaglıbirilkedir.VeaslındaKant’ınformulu;aşagıduzeydeki,bencil,kısmi,kendiçıkarındanbaşkasınıgozetmeyen bir “ben”den, ust duzeydeki, dunyada bir başına olmadıgını, fakat dunyanınoldugunu,insanlıgınoldugunuvedigerinsanlarınoldugunu,sevdigimizinsanlarınoldugunu,vb.açıkçakeşfedenbir“ben”egeçme ikrinedetekabuletmektedir.EsasındayaşlıKant’ıbuformulu yuzunden pek çok defa mazur gorurum: bu formul, yasaları formule etmeninsistematik istenci manasında, pekala Kantçıdır, ama esasında bu, kendi kendimizekoydugumuzbiryasadırvebunaçokguvenir.Bu,dışarıdandayatılmamış,amaiçeridengelenbiryasadır.Vebuyasanın,hiçbirogretionermemegibidebiravantajıvardır.OyleyseKant’ınhakkınıteslimetmemgerekir.

MükemmeliyetçibirKantyerinebizebugünyürürlükteolanbirahlakçıKantönermektesiniz,huoldukçaözgünbirşey!Sonbirsoru.YaşamınınsonundaMichelFoucault,sizinruhanialıştırmalar ikrinizetkisialtında,kendilikteknikleriyle,kendilik pratikleriyle yakından ilgilendi: hu nokta uzerinde birbirinize pek yakınsınız; çoğu çağdaş ilozof, kendilikpratiklerihakkındakonuşmaz, kendilik teorileri hakkındakonuşur. Siz, aksine, Foucault’nun varoluşun estetiğifikrinieleştirdiniz.Etikhakkındakikarşılıklıtutumlarınızınasılkonumlarıdırmayasınız?

Foucaultbirgunbana, ikiçeşitgeri-donuş:epistrophe, kendinebirgeri-donuş, vemetanoia,kendinin bir donuşumu, ayırt ettigim geri-donuş nosyonu uzerine kaleme aldıgım ilkmakalemdendeetkilenmişoldugunusoyledi.Bubakışaçısından,aramızdaapaçıkbiryakınlıkvar.Amabelkibirfarklılıkdavardır:bumanadaFoucault,varoluşunestetigiadınıverdigivekesin olarak varoluşunun guzel olmasını amaçlayan, daha çok bireyin belli bir tavrıhakkındaki kendilik pratikleri ikrini temel aldı. Ben, o halde, Foucault’da, “dandizm” adınıverdigim taraftan şikayetçiyim. Foucault’nun onemli adamları genellikle dandy'dir, tıpkıBaudelairegibi–önceliklegüzelbirvaroluşuaramışolaninsanlar.Aksine, ben, daha çok, tamamıyla daha az “etik” olma ve Antikçag boyunca, Timelos’tanantikçagsonunakadarçalıştıgımruhanialıştırmaolarak iziknosyonunadahaduyarlıolmaegilimindeyimdir. Felsefenin kozmik açısı –belki de, bir “okyanussal duygu” deneyimi gibi,yaşadıgımkişiseldeneyimlerdenoturu–dahaçokilgimiçeker.Ohalde ilozofun,evrenyadabutunundekiinsanlık,yadabaşkasıolarakinsanlıkperspekti indedahaçokkonumlanmasınıdilerim.

(SandraLaugierveArnoldI.Davidsontarafındanderlenmişsöyleşiler.)

Page 199: Pierre Hadot Ruhani Alıştırmalar

Kaynakça

Notta ve sonsozde alıntılanmış eserler haricinde, elinizdeki kitabın konularıyla ilgili şueserleredebaşvurulabilir.Archiv Jur Begriffsgeschichichte, t. 26, 1982, s.166–230 (Hommage a Jacob Lanz: articlesconsacresauconceptde“philosophie”).DOMANSKIJ.,LaPhilosophie,theorieoumodedevie.LescontroversesduMoyenAgeetdudebutdelaRenaissance,önsözP.Hadot,Fribourg–Paris,Cerf,1996.GIGANTEM.,“PhilosophiamedicansinFilodemo”,CronacheErcolanensi,t.5,1975,s.53–61.– “Motivi paideutici nell’opera ilodemea sula liberta di parola”,CronacheErcolanensi, t. 4,1974,s.37–42.GROETHUYSENB.,Antropologiephilosophieque,Paris,1952,bolumIV:“Laphilosophiegreco-romainedelavie”.GUILLAUMONTA.,Auxoriginesdumonachisme.Pourunephenomenologiedumonachisme,coll.“Spiritualiteorientale”,n”30,AbbayedeBellefontaine,Begrolles-en–Mauges.HADOT 1.,Arts liberaux et philosophie dans la pensee antique, Paris, 1984 (Kişilik GelişimiOlarakPaideiaÜzerine)–“TheSpiritualGuide”,ClassicalMediterraneanSpirituality,A.H.Armstrang(ed.),NewYork,Crossroad,1986,s.436–59.MASULLO R., “Il tema delgi esercizi spirituali nella VitaIsidori di Damascio”, in Talariskos(ed.),StudiagraecaAntonioGarzyaadiscipulisohlata,Napoli,1987.MERLAN Ph.,Monopsychism, Mysticism, Metaconsciousness. Prohlems of the Sou/ in theNeoaristotelianandNeoplatonicTradition, 2. ed., LaHaye, 1969 (ozellikle s. 113–37,KantçıKategorikEmrinAnlamıÜzerine).NUSSBAUMM. C.,TheTherapyofDesire.TheoryandPractice inHellenisticEthics, Princeton,1994.PERRETJ.,“Lebonheurdusage”,HommagesaHenryBardan,coll.“Latomus”,t.197,Bruksel,1985,s.291–8.PIGEAUD J.,LaMaladie de l’dme. Etude sur la relationde /’dme et du corps dans la traditionmedico-philosophiqueantique,Paris,1981.RABBOWP.,Paidagogia.DieGrundlegungder

Page 200: Pierre Hadot Ruhani Alıştırmalar

abendliindischenErziehungskunstinderSokratik,Göttingen,1960.VOELKEA.–J.,LaPhilosophiecommetherapiedel'âme,Onsoz:P.Hadot,Fribourg–Paris,Cerf,1993.VOGEL,C.De,“WhatPhilosophymeanttotheGreeks”, InternationalPhilosophicalQuarterly,t.1,1961,s.35–7.

PierreHadotKaynakçası

LaCitadelleinterieure.IntroductionauxPenseesdeMarcAurele,Paris,Fayard,1992.Qu’est-cequelaphilosophieantique?Paris,Gallimard,1995(FolioEssais);Türkçesi:İlhçağFelsefesiNedir?,çev.MinaCedden,DostKitabeviYayınları.Plotinoulasimpliciteduregard,Paris,Gallimard,1997(FolioEssais), Icrced.,Paris,Plon,1963(coll.“LaRecherchedel’absolu”).LaPhilosophiecommemanieredevivre,EntretiensavecJeannieCarlieretArnold1.Davidson,Paris,AlbinMichel,2001(coll.“İtinerairesdusavoir”);Türkçesi:YaşamiçinFelsefe,çev.KağanKahveci,PinhanYayıncılık.

MakaleDerlemeleri

Etudesdephilosophieancienne,Paris,LesBellesLettres,1998(coll.“L’Aned’or”).Plotin,Poıpryre.Ftudesneoplatonidennes,Paris,LesBellesLettres,1999(coll.“L’Aned’or’).

YorumKatığıÇeviriler

Platin,Ecrits.Traite38(VI,7),Paris,LeCerf,1988.Plotin,Ecrits.Traite50(ili,5),Paris,LeCerf,1990.Plotin,Ecrits.Traite9(VI,9),Paris,LeCerf,1994.Manueld’Epictete,Paris,Livredepoche,2000(Classiquesdelaphi/1osophie).MarcAurele,Ecritspourlui-meme,1,Paris,LesBellesLettres,1998(CUF).

Page 201: Pierre Hadot Ruhani Alıştırmalar
Page 202: Pierre Hadot Ruhani Alıştırmalar

{1}PierreHadot,La Philosophie commemaniere de vivre,entretiens avec Jeanne Carliet et Arnold 1. Davidson, Paris, AlbinMichel,s.101;.Türkçesi:Yaşamİçinfelsefe,çev.KağanKahveci,PinhanYayıncılık.

{2}Buradavemetnindevamında“ascese”kelimesini,hernekadardinselyadatamamıyla izikselbirçileanlamındaolmasada–bubağlamda daha çok dinsel kısmı on planda tutan “çile” kelimesi yerine “inziva”yı kullanmak da mantıklı gelmesinerağmen–, “çile” olarak kullanmayı uygun gordum. Eserin devamında da ascèse kelimesinin –ki ilerleyen sayfalarda P.Hadot'nundazatenaçıklayacağı–Yunancaaskesiskokeni,bukelimeyiyalnızcabedeniyoksunbırakarakruhuıslahetmeyideğil, daha çok iziksel ve ahlaki belli başlı alıştırmalar ile zihni ve ruhu, gerektiğinde bedeni de işin içine katarakbiçimlendirmeyigerektiğinikanıtlamaktadır.

A.FranckDictiannairedessciencesphilosophiques'inde(3.ed.,1885)çileciliği,“insanın,ihtiyaçlarınıaklaveodevyasasınatabikılarakyonetmesinideğil,amaolabildiğincevemumkunmertebekudretimizyettiğincebuihtiyaçlara–kiyalnızcabedenindeğil, ustelikdekalbin, imgeleminvezihninde ihtiyaçlarına–karşıkoymayı tavsiyeedenher turlu ahlaki sistem”olaraktanımlamıştır.Çileveçilecilikkelimelerinienanlaşılırhaliyle,ruhaniyaşamdaalıştırmayı,çabayı,kendinevedışsalbaştançıkarmalarakarşısavaşı,ruhanifaaliyetlerimizinmükemmelleştirilmesininolumlubirçabasıolaraktasviretmekteyiz.

Bu kelimenin Turkçedeki “çile” karşılığının otesinde, P. Hadot'nun eserinin mihenk taşlarından biri olan askesis teriminin,askesis'tençileyeveaskesis'tenalıştırmayaevriminindekısaca taslağınıçizmek isterim.Etimolojikolarakkelime,AntikYunancadakiάσκέϣ(alışmak,alıştırma yapmak, çabalamak),άσκησις; (alıştırma),άσκητής (alıştırma yapan, çabalayankişi)kokenindenkaynaklanmaktadır.Yunanlarda,ozellikledeGreko-Romenantikçağfelsefelerinde; insanınkendi uzerineve bir manada da kendine karşı çabası, aslında kendi tabiatı dahilinde içsel bir çelişki, mahrem bir zıtlık duygusunuvarsaymasındankaynaklanmaktadır.İşteinsanbuçelişkiden,zıtlıktankurtulmayıarzular.Çileveçilecilik, tamdabu içselsaflığıngerçekleştirilmesi,ruhunvebedeninhertürlükarşıtlıktanarındırılmasıarzusundakokeninibulurvebuçabadanyolaçıkarakyöntemlerinisağlar.–ç.n.

{3}A.g.e.,s.132.{4}PierreHadot,Qu'est-ceque laphilosophieantique?,Paris,Folio,1995, s.217;Turkçesi: İlkçağFelsefesiNedir?,çev.Mina

Cedden,DostKitabeviYayınları.{5}A.g.e.,s.256.{6}Plotinos'takiolumsuzteolojivemistikdeneyimarasındakibenzerayrımiçin“ApophatizmveOlumsuzTeoloji”bolumune

bakınız.{7}PierreHadot,LaPhilosophiecommemanieredevivre,a.g.e.,s.153.{8}PierreHadot,Qu'est-cequelaphilosophieantique?,s.268–9.{9}PierreHadot,“Laphilosophieantique:uneethiqueouunepratique”,Etudesdephilosophieancienne,Paris,LesBellesLettres,

1998,s.228.{10}PierreHadot,Qu'est-cequelaphilosophieantique?,s.387,379.{11}PierreHadot,Philosophiecommemaneredevie,s.185.ayrıcabkz.Qu'est-cequelaphilosophieantique?s.387–91–9–406.{12}AyrıcabakınızPierreHadot,“Lafiguredusagedansl'Antiquitegreco-latine”,Etudesdephilosophieancienne,a.g.e.{13}PierreHadot, “PrefaceaRichardeGoulet,Dictionnairedesphilosophesantiques”, Etudesdephilosophieancienne,a.g.e.,

s.272.{14}Apophatizm,Yunancaάποϕασις(apophasis)kelimesindenturetilmiş,“olumsuzlama”anlamınagelenterim;olumsuzteoloji

adınıdaverdiğimiz,yalnızcaolumsuzonermelerileTanrıuzerinebirsoylemonerenteolojikarakteridir.Apophatikişleyiş,Tanrı'danO'naithafedilebilecekherturlusıfatı(iyi,adil,ezeli,vb.)çıkararak,Tanrı'nınneolmadığınısoylemeyedayanır,neolduğunudeğil.

Hıristiyanlığınilkasırlarındanitibaren,yaratılmışşeylerintersineTanrı'nınhiçbirldea'danpayalmadığınısavunanPlatoncubirgeleneksuregelmektedir.BugeleneğegoreTanrıneharekethalindeolacaktırnedesabitkalacaktır,neçoğulolacaktırnedebasityadabileşik.Ohertürlünitelendirmeyiaşar.–ç.n.

Page 203: Pierre Hadot Ruhani Alıştırmalar

{15}G. Friedmann, La Puissance et la sagesse, Paris, 1970, s.359. 30 Temmuz 1977'de, olumunden kısa bir sure once, G.Friedmann, kitabı hakkındaki tutumumun kendisine ne kadar da “dokunmuş” olduğunu dile getirmek için bana yazmakibarlığındabulundu.Aynımektuptabeni,Spinoza'nınolumununuçyuzuncuyılınıanmatoreniiçinC.N.R.S.tarafından3–5Mayıs 1977'de duzenlenen kolokyum sonunda sunmakla yukumlu olduğu nihai duşüncelerine –ki bunlarda, Spinoza'nınEtik'indenbirpasajdanhareketleAntiklerinstoacılığınıanımsatıyordu–başvurmayasevkediyordu.Bkz.G.Friedmann,“LeSageetNotresiecle”,Revuedesynthese,cilt.99,1978,s.288.

{16}G.Friedmann,LaPuissanceetlasagesse,a.g.e.,s.187–284.{17}Epiktetos,Söyleşiler,III,22,20(çev.Souihe):“Bundanboyle,işlemekzorundaolduğummadde,duşuncedir(dianoia),tıpkı

marangozunkinintahta,kunduracınınkininderiolmasıgibi”.{18}LatinHıristiyanlığında, orneğin,Rutin,Hist.Monach.,bolum7 (PL, ciltXXI, 410D):“Cum quadraginta annis fuissent in

exercitiis spiritualibus conversatus...”; ve bolum 29 (453 D): “Adacrioria semetipsum spiritalis vitae extendit exercitia”.Yunan Hıristiyanlığında, İskenderiyeli Clemens, Strom., İV, 6, 27,1. Bkz. J. Leclerrq, makale.”Exercices spirituels”,DictionnairedeSpirualite,ciltİV,col.1902–1908.

{19} P. Rabbow'un pek onemli eseri olan Seelenführung. Methodik der Exerzitien in der Antikite,Munih, 1954, lgnatius deLoyola'nınantikgelenektekiExertiaspiritualia'sınınyerinialdı.

{20}Bukonu uzerineyazılmışeserler oldukçanadirdir. Temel kitap onceki notta al ıntıladığımız P. Rabbow'unkidir. Hatta G.Luck'ın P. Rabbow ozetine bak ınız,Gnomon,cilt XXVIII, 1956, s.268–271;B.–L. Hijmans Jr, Askesis.Notes on EpictetusEducationalSystem,Assen,1959(Askesisbaşlığıaltındaileridekinotlardaalıntılanmıştır);A.C.VanGeytenbeek,MusoniusRufusandGreekDiatribes,Assen,1963;W.Schmid,makale, “Epikur”, Reallexikon fürAntikeundChristentum,ciltV, col.740–755; I. Hadot, Seneca und die griechisch-römische Tradition der Seelenleitung, Berlin, 1969; H.–G. lngenkamp,PlutarchsSchriften über die Heilung derSeele,Gottingen, 1971; P. Hadot, “Ruhani Alıştırma Olarak Fizik ya da MarcusAurelius'taKotumserlikveİyimserlik’,dahailerides.120–36.Ayrıcabkz.V.Goldschmidt, Le systemestoıcienet l'ideedutemps,Paris,1953.

{21}Psuedo-Galien,Hist.Phil.,5,DoxographieGraeci,s.602,18Diels,vePlutarque,Deplac.,1,2,a.g.e.,s. 273, 14 Diels. Bukavramkiniklerdengelmektedir;bkz,DiogenesLaertius,VI,70–71.Askesiskinikkavramı içinbkz.M.–0.Goulet–Caze'ninonemlieseri,L'Ascesecynique.UncommentairedeDiageneLaerce,VI,70 –71,Paris,1986.Lucien (Toraxis,27, Vitarumauctia,7)askesisadını, felse imezheplerinkendilerineverir.Felse ial ıştırmanıngerekliliği uzerinebkz.Epictete,Dissert,11,9,13;11,18,26;III,8,1;III,12,1–7;IV,6,16;IV,12,13;MusoniusRufus,s.22,9sq.Hense;Seneca,Epist.,90,46.

{22}Seneca,Epist.,20,2:“Faceredocetphilasophia,nandicere.”{23}Epiktetos,1,4,14–18:ruhaniilerlemeHrisippos'udahaiyiaçıklamayadeğil,kendisininözgürlüğünüdönüşturmeyedayalıdır;

11,16,34.{24}Epiktetos,1,15,2: “Yaşamasanatı(=felsefe)herkesinyaşamınıelealır”,bkz.1,26,7.Plutarkhos, Quest. conviv,1,2,613B:

“Yaşamasanatıolanfelsefe,hiçbireğlencenindışındatutulmamalıdır.”{25}Seneca,Epist.,6,1:”Intellego,Lucili,nanemendarimetantumsedtrans igurari...Cuperemitaquetecumcommunicaretam

subitammutationemmei.“{26}Bkz.A.D.Nock,Conversion,Oxford,1933,s.164-186;P.Hadot, “Epistrophéetmetanoiadansl'histoiredelaphilosophie”,

ActesduXICongresinternationaldephilosophie,Bruksel,1953,ciltXII,s.31-36;mak.“Conversio”, HistorischesWörterbuchderPhilosophie;mak.“Conversion”,EncyclopediaUniversalis.

{27}Cicero,Tuscul.,III,6:“Estprofectoanimimedicinaphilosophia.” Epiktetos,İl,21,25.Hrisipposdabir“Ruhların tedavisi”(Therapeutique des âmes) oluşturmuştu. Stoic. Vet. Fragm.,cilt III, prg. 474. Ayrıca bkz. H. Usener, Epicurea, fr.221,tara indanEpikuros'aitafedilmişşucumle:“insanınbirtutkusunuiyileştirmeyekatkıdabulunmayanbir ilozofunsoylemiboştur.”H.Chadwick,TheSentencesofSextus,Cambridge,1959,s.178,n.338'egorebucumledahaçokPisagorasçıolmalıydı.Epiktetos,III,23,30:“Filozofunekolübirkliniktir”.

Page 204: Pierre Hadot Ruhani Alıştırmalar

{28}StoacıyontemileEpikuroscuyontemiayırmamızgerekmektedir.Olympiodoros'ta(Platon,Alchibiades,p.6,6sq.,54,15sq.,145,12sq.)anlatıldığıuzerebubirbirindenfarklıekollerinozelliklerinigozunundetutacağız.Westerink:Stoacılarkarşıtlarıkarşıtlarla iyileştirirler;Pisagorasçılar insanın, tutkularıparmakucuyla tatmasına izinverirler;Sokrates, orneğindunyeviguzelliklerinaşkınıebediguzellikleraşkınayonlendirerek,homeopati ile iyileştirir.”Sokrates'inhomeopatikyontemi içinayrıcabkz.Proclus,Alchb.,A.Segonds(baskısı),Paris,BellesLettres,1986,s.151,14;ciltil,s.217.

{29}Bkz.P.Hadot, “Ruhanial ıştırmaolarak izik...”,dahaa şağıdas.127–136.BizebağımlıvebizdenbağımsızolanarasındakiayrımEpiktekos'tadabulunur,1,1,7;1,4,27;1,22,9;il,5,4veManuel,§l.

{30}Alıştırmaüzerine(De l'exercice)pekçokStoacırisalekaybolmuştur, bkz.DiogenesLaertius,VII, 166–167. Epiktetos'unSöyleşilerindeaskesis'eayrılmışbirbolumvardır(ili,12,1–7).Alıştırmaları,ruhunuçyetisiyleilintilifelse itopoiaçısındansınıflandırır;arzuyetisi,eylemyetisi,duşunceyetisi.Arzuyetisiyle ilgiliolarak,şusatırlaradikkatedeceğiz: “Al ıştırmayaozguolan,kesinliklezorvetehlikeliolanşeydeğildir,aksineçabalarımızınniyetlendiğiamacauygunolandır.Nedirozamanbuamaç?Baskıolmaksızınarzularımızavetiksintimizebaşvurmak.Bunedemektir?Kendiniarzularındanyoksungörmemekvekaçındığımızşeyerastlamamak.İştealıştırmanınyoneldiğiamaç...Arzularımızavetiksintimizeozelliklebizdenbağımsızolanşeyler içinbaşvurmayaalışkınolduğumuzdan bu alışkanlığınkarşısınabaşka bir alışkanlıkkoymalıyız” (bkz. not 2,s.19). Metnin geri kalanı ufak şeylerle başlayarak alıştırmaya çağırıyor. Eylem yetisine ozgu gelişme oldukça kısadır:istenilen yerde ve zamandahareket etmeye çabalamak.Duşunce yetisine ozgu son gelişme;muridi, tasvirlerinin değerinikontrol etmeye çağırır. Sonuç olarak, Epiktetos bu alıştırmaları, ağırbaşlılıkla ve gosteriş olmaksızın yapmayı öğütler.MusoniusRufus'undaAlıştırmaüzerinebirrisalesivardır(s.22–7,Hense).Felsefedealıştırmanıngerekliliğiyleilgiligenelbirgiriştensonra,kuvvetveılımlılıkvererekruhadafaydasıolan izikselalıştırmayı(havadeğişikliklerine,açlığa, susuzluğaalışma)ve ruhunkendisineaitalıştırmaları tavsiye eder.Musonius içinbu sonuncular, ispatlarla, gerçekve yanl ış, iyi ilegerçekveyanlışilekotuarasındakiayrımadayalıilkelerledoluolmaktanibarettir.Buikilialıştırmasayesinde,çoğuinsanınkotuolarakgorduğüşeydenkorkmamayaalışacağız: fakirlik, ıstırap, olum.Pseudo-Plutarque'ınArapçadilindemuhafazaedilmiş(bkz. J.GildemeisterveF.Bucheler, “Pseudo-Plutarchos,peri askeseös”,RheinischesMüzesi, NF, ciltXXVII,1872,s.520–38)Alıştırmaüzerinerisalesipekdeilgiçekmez.

{31}Philon,Quisrerumdiv.heres,§253.{32}Philon,Leg.Alleg.,III,§18.{33}Therapeiaikelimesikulteylemleranlamınadagelebilirvebu,İskenderiyeliPhilon'agoreoldukçamakulbiranlamolurdu.

Genede,banaoylegeliyorki,mevcutbağlamda,tutkularıntedaviyolunuifadeediyor,bkz.Special.leg.,1,§§191,197,230veİl,§17.

{34}Tönkalönmnémai,bkz.Galien,Decognosc.cur.animimorbis,1,5,25,s.19,8Marquardt,vedahaaşağıdanot35.{35}Bu konu için bkz. P. Rabbow, Seelenfürung..., a.g.e., s.249–56; B.–L. Hijmans, Askesis..., a.g.e., s.68–70. Ozellikle bkz.

Epiktetos,İV,12,1–21.{36}Gerilim(tonos) ikriozellikleEpiktetos'ta,IV,12,15ve19aç ığaçıkar.ButonoskavramıStoacılık'ta,Epikurosçuluk'taki

dinginlik(anesis)gibi,merkezdeyeralır;bkz.F.Ravaisson,EssaiesurlaMetaphysiqued'Aristote,ciltil,s.117.{37}Epiktetos,IV,12,7;MarcusAurelius,Düşünceler,III,13;Galien,Decognosc.cur.animimorbis,1,9,51,s.40,10Marquardt.{38}Epiktetos,IV,12,15–18.{39}MarcusAurelius,Düşünceler,VII, 54; ayrıca bkz. III, 12; VIII, 36; IX, 6. Bu eserde kullanılan Marcus Aurelius çevirileri

genellikleA.–1.Trannoy'aaittir,amabazenbüyükölçüdetekrargözdengeçirilmiştir.{40}Sadecemevcutanbizebağlıdır;ozgurhareketimizgeçmişeyadageleceğeyayılamaz.Ozgurhareketyamevcutbirşeyler

yaparyadamevcutolayınkadertarafındandilenmişolduğunukabuleder:MarcusAurelius,Düşünceler,il,14;iV,26,5;Xll,26;Seneca,Debenef.VII,2,4:“Hispraesentibusgaudet.”

{41}MarcusAurelius,III,10;il,14;VIII,36.

Page 205: Pierre Hadot Ruhani Alıştırmalar

{42}Örneğinbkz.MarcusAurelius,III,2;IV,23.MarcusAurelius'un(III,2)metnidahaçokdoğaileyakınlığareferanstabulunur.V,8,12'deanınkozmikdeğerinibulacağız:“Tabaşlangıçtaeneskinedenlerdenitibarensuregelmişolanbuolay,seninbaşınageldi,sanagöredüzenlendi,seninleilişkilendirildi.”

{43}Epiktetos,II,16veIII,8,1–5.{44}Bkz.P.Rabbow, Seelenführung...,a.g.e.,s.124–30ve334–6; I.Hadot,Seneca..., a.g.e.,s.57–8.Galien,Decognosc. cur.onimi

morbis,1,5,24,s.18–9;5,25,s.19,8Marquardt;Seneca,Debenef.VII,2,1;MarcusAurelius,Düşünceler,VII,63.{45}Seneca,Debenef.VII,2,1;Epiktetos,III,3,14–16.{46}Retoriğinruhanialıştırmalardakiburolüiçin,bkz.P.Rabbow,Seelenführung...a.g.e.,s.55–90;B.–L.Hijmans,Askesis...,a.g.e.,

s.89;I.Hadot,Seneca...,a.g.e.,s.17ve184,vePlutarkhos'takiornekleriiçinbkz.H.–G.lngenkamp,PlutarchsSchriften...,a.g.e.,s.99sq.

{47}MarcusAurelius,Düşünceler,VII,58: “Her fırsatta,başınaaynışeygelmişvebuna uzulmuş,şaşırmış, bundan yakınmışkimselerinyerinekoykendini.Neredeşimdi onlar?Hiçbir yerde.” Epiktetos,Manuel,s. 21: “Olum, surgun ve korkutucugozukenherşey,hergungozlerininonundeolsun;hepsindendeoteolum;nesığdüşuncenolacaktırnedeaşırıarzun.”Bualıştırmaiçinbkz.P.Rabbow,Seelenführung...a.g.e.,s.330.

{48}Bkz. Philon, B.–L. Hijmans,Askesis..., a.g.e., s.69 Epiktetos'ta “hatırla” ifadesinin sık kullanımına dikkat çeker. MarcusAurelius'tadaoldukçafazlaçıkagelir,orneğin,il,4;VIII,15;VIII,29.Galien,Decognosc.cur.animimorbis,1,5,25,s.19,8Marquardt : “Hafıza sayesinde hiddete yenilmişlerin çirkinliğini ve kendine hakim olanların guzelliğini’el altında'bulundurmak.”

{49}Melete'yi “meditasyon” diye çevirirken epeyce tereddut ettim. Aslındamelete ve Latince karşılığı meditatio, özellikleretorikçilerin “hazırlayıcı alıştırmaları”nı ifade eder. Bu yuzden, “meditasyon” sozcuğunde kanaat kıldım, çunkumeletearacılıyla ifadeedilenalıştırma,nihayetindemodernlerinmeditasyondediklerinepekalauyuyor:Ruhtabirduşunceyi,birkavramı,birilkeyicanlıkılmak,ozumsemek.Lakinteriminbelirsizliğinihiçbirzamanunutmamalı;meditasyonalıştırmadırvealıştırmadameditasyon.Orneğin, olumun “on-meditasyonu” olumun “on-alıştırması”dır:Bir sonraki notta alıntılanmışcottidianameditatio“gündelikalıştırma”dır.

{50}Bkz.P.Rabbow,Seelenführung...,a.g.e.,s.23–150ve325–8;bkz.Seneca,Debenef.,VII,2,1:“HaecDemetriusnosterutraquemanutenerepro icientemiubet,haecnusquamdimittere,immoad igereetpartemsuifacereeoquecottidianameditationeperduci,utsuasponteoccuranssalutaria.”Galien,Decognosc.cur.animimorbis,1,5,25,s.19,13Marquardt.

{51}Praemeditatiomalorumiçinbkz.P.Rabbow,Seelenführung...,a.g.e.,s.160–79,veP.Hadot,Seneca...,a.g.e.,s.60–1.{52}Bkz.H.G.lngenkamp,PlutarschsSchriiften...,a.g.e,s.99–105;P.Rabbow,Seelenführung...,a.g.e.,s.148ve340–2.{53}Galien,Decognosc.cur.animimorbis,I,5,24,s.18,12Marquardt:“Tutkularınatutsakmıyaşamanınyoksabunlarakarşı

akıldanyardımmıalmanın daha iyi olduğunu bilmek gerekirse, sabah yataktan kalkar kalkmaz, gunun farklı faaliyetiniöncedensınamakgerekir.”MarcusAurelius,Il,1,1:“ Şafakvaktindenitibaren,şoyledekendineonceden:'Birpatavatsız,birnankor, kustah, bir dalavereci, bir bencil ile karşılaşacağım.' Tum bu kusurlar, gerçek iyilerin ve gerçek kotulerinbilinmezliğindenoturumeydanageldi.”V,1,1:“Sabah,uyanmakgucunegidiyorsa, şuduşunceelaltındaolsun: İnsaneseri[reuvred'homme]yapmakiçinuyanıyorum.”

{54}Bilincinsınanmasıiçinbkz,P.Rabbow, Seelenführung... ,a.g.e.,s.180–8ve344–7;P.Hadot, Seneca..., a.g.e.,s.68–70;B.–L.Hijmans,Askesis...,a.g.e.,s.88.

{55}Plutarkhos,Quomodoquissent.profuirt.,§12,82BF:“Zenon,ruyalarısayesindeherkesin,gerçekleştirdiği ilerlemelerinbilincinevaracağınıdüşunurdu.Kendimiziartık ruyada,utançvericibirtakım tutkuyamağlupyadakotuveyahaksızbirşeye rıza gosteren, hatta bunu yapmaya kalkışan bir durumda hissetmiyorsak bu ilerlemeler gerçektir; ama ruhun akıltarafından sakinleştirilmiş temsil ve duygulanım yetileri, hiçbir dalganın gelip bozmadığı, sukunet içindeki berrak birokyanustadaolduğugibiışıldar.”

{56}Bu,ruhaniyonunbutunalanıdır.P.Hadot, Seneca...,a.g.e.,s.5–97.OzellikleGalien,Decognosc.cur.animimorbis,1,7,36,s.27,22Marquardt;bizigerçektendehatalarımızdanvazgeçirmesiniyaşlıbiradamdantalepetmekgerekir.

Page 206: Pierre Hadot Ruhani Alıştırmalar

{57}P.Rabbow,Seelenführung...,a.g.e.,s.311,not64;I.Hadot,Seneca...,a.g.e.,s.59.MarcusAurelius'unDüşünceleribunoktadahakikatendemukemmelbirmodelteşkiletmektedir.Genedebkz.Horatius,Saturae(Türkçesi:Yergiler,çev.Ç.Duruşken,E.Alova,İşBankasıYayınları)\,4,138:“Boşvaktimolduğunda,buduşuncelerikağıdageçirmektenkeyifalırım.”(“Ubiquiddaturoti,inludochartis.”)

{58}FormulDescartes'a(DiscoursdelaMethode(Türkçesi:YöntemÜzerineKonuşma,çev.A.Timuçin,BulutYay ınları)il,s.18,27Gilson)aittir,lakinStoacıiçseltutarlılıkidealinioldukçaiyiifadeeder.

{59}Bu konu için bkz. P. Lain Entralgo, “Die platonische Rationalierung der Besprechung ( epöide) und dir Er indung derPsychotherapiedurchdasWort”, Hermes,sayı86,1958,s.289–323,veTheTherapyoftheWordinClassicalAntiquity, NewHaven,1970(F.Kudlien'inGnomon,1973,s.410-2'dakiözeti).

{60}Bkz.P.Rabbow, Seelenführung...,a.g.e.,s.215–22ve352–4;G.A.Gerhard,PhoinixvonKolophon,Leipzig,1909,s.228–84;I.Hadot,Seneca...,a.g.e.,s.16–7.BkzSeneca,Epist.,94,27ve43;98,5;108,9.Felse iveşiirselcumlelerinderlemeleriiçinbkz.W.Spoerri,makale“Gnome”, DerkleinePauly,ciltil,1967;H.Chadwick,TheSentencesodSextus,a.g.e.;Th.Klauser,makale“Apophthegma”,ReallexikonfürAntikeunChristentum,a.g.e.,cilt1,1950,col.545–50.AyrıcabkzP.Wendland, AnaximenesvonLampsokas,Berlin,s.100sq.

{61}Philon'unkullandığıakroasisterimi(dahayukarıda,not1,s.21),diğerlerininarasında,birfelsefedersinindinlenmesiniifadeetmektedir,bkz.Epiktetos,III,23,27ve38.Dersgenelolarak,çoğunluklabirmuridingerçekleştirdiğiveefendinintartıştığıfelse ibirmetnin(anagnosis)açıklanarakokunmasınıkapsamaktaydı(Epiktetos,1,26,1;Porphyros,VitaPlatini, §14).Bkz. 1, Bruns,De schola Epicteti,Kiel, 1897. Tabii ki de bu, felse imetinlerin bireysel okumalarını yok saymamaktadır,Epiktetos,IV,4,14–18(kiburadaEpiktetos,metinleriuygulamayakoymaksızınokuyanmüritlerindenyakınır).Felsefedersi,açıklamalıokumayıtakiben,dinleyicilerlebirsöyleşi(diatribe)vebireyseltartışmalariçermekteydi(Bkz.I.Hadot,Seneca...,a.g.e.,s.65).Tumbutoplam,dinleyiciiçinruhanibiralıştırmaolabilirdi.Dahası,okumaylailintiliolarakyorum,edebiyadaalegorikolsun,antikçağınsonunda,HıristiyanlardaolduğugibiPaganlardadaenönemliruhanialıştırmalardanbiriolacaktır.

{62}Helenistikekollerineğitimprogramı,cümlelerdenepitomai(buyukilkelerinozetlerine)sonradabuyukkitaplarageçişiçinBkz. I. Hadot, s. 53–56 ve “Epicure et l'enseignement philosophique hellenistique et romain”, Actes du VIW congres del'AssociationGuillaumeBude,Paris,1969,s.347–353.

{63}Tanımınbualıştırmasıiçinbkz.P.Hadot,“RuhaniAlıştırmaOlarakFizik...”.{64}Bualıştırmaiçinbkz.P.Rabbow,Seelenführung...,a.g.e.,s.42–49.{65}Philon'un(Bkz.not1,s.23)ifadesi,“farksızşeylerekayıtsızlık”,MarcusAurelius'unruhanialıştırmalarıylatamamenortuşür,

IX,16:“Daimaeksiksizcemutluyaşamak;ruhumuz,eğerfarksızşeylerhakkındakayıtsızkalırsa,bunungucunukendindebulur.” Bu formul, Chioslu Ariston'a ( Stoic. Vet. Fragm., cilt 1, s. 360) gore insan yaşamının ve amacının tanımının biryankısınabenzemektedir.Bukonuiçin,bkz.P.Hadot“RuhaniAl ıştırmaOlarakFizik...”.Hat ırlatalımki“kayıtsızlık”ilgisizlikanlamınagelmez,aksineyaşamınheranıiçineşitbirsevgi(“ayrım”yapmama)anlamınagelir.

{66}Bkz.P.Rabbow, Seelenführunç...,a.g.e.,s.223–249veG.–H.lngenkamp,PlutarchsSchriften...,a.g.e.,s.105–118.Teknikterimethismos'tur.

{67}GnomologiumVaticanum,§64.Ayrıcabkz.Menoikeus'aMektup,§122: “Hiçkimse, ruhsağlığıyla ilgilenemeyecekkadargenç ya da yaşlı değildir.” Al ıntıladığımız eserlerin Yunan metinlerini kolaylıkla G. Arrignetti, Epicuro derlemesindebulabiliriz.

{68}RataeSententia,§11:“Eğerkigoksel fenomenlerve olumhakkındakikuşkularımızyuzunden–kibusonuncusununbizialakadar etmesine rağmen– arzunun ve acının sınırlarını bilmezliğimiz yuzunden huzursuz olmuyorsak; physialogia'ya[doğabilimi]ihtiyacımızdaolmamalı.”Ekipurosteolojisiiçinbkz.W.Schmid,makale“Epikur”, ReallexikonfürAntikeundChristentum,a.g.e.,ciltV,1962,col.735–740;D.Lemke,DieTheologieEpikurs,Münih,1973.

{69}RataeSententia,§29;Menoikeus'aMektup,§127.{70}Bukonuiçinbkz.W.Schmid,“Epikur”makalesi,col.722–723.

Page 207: Pierre Hadot Ruhani Alıştırmalar

{71}Fragm.496,H.Usener,Epicurea,s.300;fragm.240,G.Arrighetti,Epicuro...,a.g.e.,s.567.{72}Bumeditasyonlariçinbkz.W,Schmid,makale“Epikur’,s.744;P.Rabbow,Seelenführung...,a.g.e.,s.129ve336–338;I.Hadot,

Seneca..., a.g.e.,s.52–3,Menoikeus'a Mektup, § 135: “Oyleyse tum bu şeyler ve aynı türden şeyler uzerine duşun, gecegunduz,tekbirbaşınaveyakendinebenzerbiryoldaşeşliğinde.Boylece,neuykudanedeuyanıkken,birdahaasla rahatetmeyeceksin;lakininsanlararasındabirtanrıymışçasınayaşayacaksın”(çev.Ernout).Ayr ıcabkz.a.g.e.,§123:“Durdurakbilmeksizin tavsiye vermeye çabaladığım sen, bunları yaşama geçir ve iyi yaşamanın hukumleri olan bu unsurlarıdüşüncendetasarla...”;§124:“Ölümünbizimiçinbirhiçolduğubufikirleyaşamayaalıştırkendini.”

{73}Bkz.Philodeme,Adversus[sophistas?],col.4,10–14,s.87Sbordone,ref.A.–J.Festugiere,Epicureetsesdieux,a.g.e.,s.46,not1,veW.Schmid,“Epikur”,al ıntılanmışmakale,col.744..Yukarıdabudeyişindaima“elaltında”bulunmakzorundaolduğunuifadeetmekiçinburadakullanılantekniktenimparhepomenon'dur.

{74}ÖrneğinRataeSententiae(KuriaiDoxai)(Cicero,Defin.,il,20ileünlüdür)veGnomologiumVaticanum.{75} Pythocles'e Mektup, § 85, ve Heredot'o Mektup, § 37: “Physiologia çalışmasına; yaşamda, dinginliği en çok sağlayan

faaliyetinbuolduğunugözönündebulundurarak,değişmezbirfaaliyetuygulamayıtavsiyeediyorum.”{76}Lucretius,Dererumnatura(Türkçesi:EvreninYapısı,çev.TomrisUyar,TurgutUyar,NorgunkYay ıncılık), III,16ve30:

“Moeniamundi;discedunt,totumuideoperinanegerires...Hisibimerebusquaedomdiuinauoluptaspercipitatquehorror,quod sic natura tua ui tammanifesto patens ex omni parte retecta est.” Lucretius'un bu parçası tam anlamıyla dikkateşayandır. Bir yandan, Epikuros iziğinin, gerçekten de bilgenin zevklerinden biri olduğunu açıkça gosterir; izik, uzayınsonsuzluğunda, biçimlenmenin ve evrenin çozunmesinin ulu bir duşselgoruşune olanak tanımaktaydı. Ote yandan, insandeneyiminin en temel duygularındanbirini iyice değerlendirir;doğanınsırrıkarşısındakidehşet (horror).Goethe'nin birsozuaklagelir,Faust,Il6272:“Urperişinsanlığıneniyikısmıdır.Lakindunya,buhissinbedelinipahalıyaodetir;olağanüstügerçekliği,kalbininderinliklerindeşaşkınlıklahisseder.”( “DasSchaudernistderMenschheitbestesTeil.WieauchdieWeltihmdasGefühlverteure/ErgriffenfühltertiefdasUngeheure.”)Epikurosçuruhanialıştırmalarlailintiliolarak,ozellikleP.H.Schrijvers,HorroracdivinaVoluptas.EtudessurlapoetiqueetlapoesiedeLucrece,Amsterdam,1970kitabınabakınız.

{77}Bkz.I.Hadot,Seneca...,a.g.e.,s.62–63;P.Rabbow, Seelenführung...,a.g.e.,s.280.BakCicero,De inibus,1,17,55ve1,19,62;Tuscul.,III,15,32–33.

{78}Gnom.Vot.§ 75 : “(Mutlu olup olmadığınıbilmek için) uzun bir yaşamın sonuna kadar bekle” diyen atasozu, geçmişiniyiliklerinekarşıbirminnetsizliktir.”;ayrıca§69ve§19:“Geçmişiyiliğiunutankimseçoktanbirbunaktır.”

{79}Bkz.E.Hoffmann, “Epikur”,M.Dessoir, DieGeschichte derPhilosophie içinde,cilt 1,Wiesbaden, 1925, s. 223: “Varoluş,oncelikle saf bir rastlantıgibiduşunulmelidir, ki sonrasında, tamamen nadide bir harikaymışçasına yaşanmış olsun. Herşeydenonce,varoluşun,hiçacımadan,yalnızcatekbirseferlikolduğunufarketmekgerekirki,akabindeyeridoldurulamazvenadideolmaklığıylakutlanabilsin.”

{80}Gnom.Vat.,§14,veLucretius,III,957–960.Bkz.G.Rodis–Lewis,Epicureetsonecole,Paris,1975,s.269–83.{81}Horatius,Odes,1,11,7:“Dumloquimurfugerit inuidaaetas:carpediem,quamminimumcredulapostero”, ve11,16,25 :

“Laetusinpraesensanimus”.{82}Bukonuiçinbkz:W.Schmid,“Epikur”,alıntılanmışmakale,col.740–755;A.–J.Festugiere,Epicureetsesdieux,a.g.e,s.36–70;

I.Hadot,Seneca...,a.g.e.,s.63;G.Rodis–Lewis,Epicure...,a.g.e.,s.362–369.{83}Bkz.S.Sudhaus,“EpikuralsBeichtvater”, ArchivfürReligionswissenschaft,cilt14,1911,s.647sq.AnametinisePhilodeme,

Periparresias,(ed.)A.Olivieri,Leipzig,1914;bkz.I.Hadot,Seneca...,a.g.e.,s.63.Bkz.M.Gigante,“Philodeme:Surlalibertedeparole”,ActesduVIIIcongresdel'AssociationGuillaumeBude,Paris,1968,s.196–217.

{84}W.Schmid,“Epikur”,alıntılanmışmakale,col.741–3.{85}G.Rodis–Lewis,Epicureetsesdieux,a.g.e.,s.69.{86}Ruhanialıştırmanınbutarihoncesini, onceliklegelenekselyaşamkurallarıvehalka ozguteşviktearamakgerekir. (bkz. I.

Hadot,Seneca...,a.g.e.,s.12–22). Hatta, daha da geriye gidip, oncelikle Pisagorasçılıkta, hatta Pisagorasçılığın da otesinde,

Page 208: Pierre Hadot Ruhani Alıştırmalar

buyusel-dinselveşaman geleneklerdeki nefes alma teknikleri ve hafızaalıştırmalarında mı aramak gerekir acaba? E.–R.Dodds,LesGrecsetl'irrationnel,Paris,1965.,s.135–174;L.Gernet,AnthropologiedelaGreceantique,Paris,196B,s.423–5;J.–P.Vernant, MytheetpenseechezlesGrecs,Paris,1971,s.94ve108sq.,M.Detienne,LesMaitresdeveritedanslaGrecearchaique, Paris, 1967, s.124, sq., veDe la pensee religieuse a la pensee philosophique, La notion de Daimon dans lepythagorismeancien,Paris,1963;H.Joly,LeRenversementplatonicien,Paris,1974,s.67–70...Bunlartarafındandesteklenenbuteorioldukçamakuldur.Lakinbuteorininayrıntısınaburadagirmeyeceğim;oncelikletarihoncesiantropolojialanındavekadimYunanalanındayetersizolduğumu; ikinciolarakdaPisagorasçılık tarihininsorunlarının kendi başına bile oldukçakarmaşık olduğunu ve kaynaklarımızın oldukça ciddi bir eleştirel bakışa tabi tutulması gerektiğini duşunmekteyim (bukaynaklarınçoğustoacıvePlatoncukavramlarınaksettiğigeçdönemidillerdenibarettir);üçüncüolarak,buradabahsigeçenruhanialıştırmalarozellikle,kataleptiktranslarlahiçbiralakasıolmayan,aksineoldukçaciddibirakılsalkontroltalepeden,kibuihtiyaç,Sokratesfigüründesuyüzüneçıkar,aklisüreçlerdir.

{87}TarihselSokratesbuyukolasılıklaçozumlenemezbirbulmacadır.Lakin,Sokrates iguru,Platon,XenophonveAristophanestarafından resmedildiği haliyle, doğruluğu kanıtlanmış tarihi bir olgudur. Takip eden ileriki sayfalarda, Sokrates'tenbahsederkenbaşvurduğumiştebuSokratesfigürüdür.

{88}Butırnakişaretleriyle,burada,hakikatenSokratesçidiyaloglarladeğil,amaSokratesdiyaloglarınıiyiyadakotutaklitedenyadaSokratesfigürününmüdahaleettiğiedebikompozisyonlarlauğraştığımızınaltınıçizmekisterim.

{89}Platon,Laches,187e(LeonRobinçevisisi).{90}Aristoteles,Sophist.Elenchi,183b8:“Sokratesdaimasorusorucurolunuustleniyordu,cevapverenideğil;çunkuhiçbirşey

bilmediğini iddia etmekteydi.” Platon, Apolog. Socrat., (Sokrates'in Savuması), 21d 5: “Bilmediklerimi bildiğimizannetmiyorum.”

{91}Platon,Apolog.Socrat.,30e5:“Benioldururseniz;Tanrı'nınbiratıyerindenoynatmakiçinmusallatettiği,benimgibibiratsineğinekolaykolaybirhalefbulamazsınız.”

{92}Kendisiiçinkaygılanmak,Apolog.Socrat.,29d,3lb,36c.{93}Platon,Apolog.Socrat.,29d5;veayrıca30a6:“Benimtekvazifemsizi,oncelikliuğraşınızınnebedeniniznedeservetiniz

olmadığına,amaruhunuzuolabildiğinceiyikılmakolduğunaiknaetmekiçinsokaklardadolanmaktır.”{94}Platon,Apolog.Socrat.,36c1.{95}Platon,Banquet(Türkçesi:Şölen,çev.E.Çoraklı,KabalcıYayınevi,İstanbul,2005)215c–216a.{96}Bubakışaçısından,stoacıteşvikaslındaoldukçaSokratesçikalır.Epiktetos'unbirden fazla soyleşisiSokratesçi stili taklit

ediyorgibidir,mesela,I ,11,1–40.Epiktetos,il,12,5–16'dadaSokratesçiyontemiover,amabuyontemi,kendizamanındauygulamanınpekdekolayolmadığınıdabelirtir(Il,12,17ve24):“Gunumuzde,ozellikledeRoma'da,meselepekdetekindeğildir.” Epiktetos, Sokratesvari biçimde diyaloğu surdurmeye çalışan bir ilozof ile akıl hocası kılığına burunmuş vesuratınayediğiokkalıbiryumruklasonaerenbirkişilikhayaletmektedir.DiogenesLaertius'ainanırsak,Sokrates'inbaşınadabenzerbirmaceranıngeldiğidoğrudur.

{97}Bukonununtarihiiçinbkz.P.Courcelle,Connais-toitoi-meme.DeSocrateaSaintBernard,Paris,cilt1–III,1974–1975.{98}Platon,Şölen,174d.{99}A.g.e,220c-d.{100}Aristophanes,Nuees(Bulutlar),700–706;740–745;761–763 (van Daele'nin kısmen değiştirilmiş çevirisi). Aslında, bu

dizeninanlamıçokdaaçıkdeğil.Akılsalyoğunlaşmaalıştırmalarınabirimaolarakyorumlanabilirler;kibu,G.Maeutis,L'Amehellenique,Paris,1932,s.183;A.–J.Festugiere,ContemplationetviecontemplativeselonPlaton,Paris,1950(2.baskı),s.67–73;W. Schmid, “DasSokratesbildderWolken”, Philologus,1948, cilt 97, s.209–28; A.E. Taylor, Varia Socratica,Oxford,1911, s.129–175 vd'nin ikridir. Aristophanes'in tanımında kullanılmış terimler phrontizein ve ekphrontizein, belki deAristophanes'in etkisiyle, Sokrates'in alışkanlıklarını niteleyen teknik terimler halini almıştır: bkz. Platon, Şölen, 220c(Sokrates ayakta dikilir, phrontizön tf); Xenophon, Şölen, VI,6 (Sokrates'e phrontistes adı takılmıştır). Gene deAristophanes'te,phrontizein'inkişinindoğrudan kendiyle alakalımeditasyonalıştırmasıolduğu kesin değildir. Oncelikle,

Page 209: Pierre Hadot Ruhani Alıştırmalar

mayısböceği ile karşılaştırma, duşuncenin “yukselmiş” şeylere doğru havalandığını anlamımızı sağlıyor; Xenophon'unŞolen'indedesoylediğigibi,(duşunce)“meteorlar”laalakalıdır,yanigokselfenomenlerle(bkz.Platon,Apol. Socrat.,18b).Ote yandan,Bulutlar'da, Strepsiades, bir meseleyi halletmek amacıyla kullanacağı çareleri phrontizei (çareler uzerine,kendisiuzerinedeğil)duşunur.Sozkonusuolanaslındabiraraştırmayontemidir(Bkz.742:“BolmeveSınama”).Banaoylegeliyorkienilgiçekiciayrıntıisebuformuldeolsagerek:“Çıkmazaduşerseneğer,hemenbaşkabirnoktayakoş”;743'tetekrarlanmış:“Birdüşüncetarafındansarıpsarmalanıyorsan,bırakgitsin,kurtulondan;sonrayenidenyargınınhukmualtınasokarak,şeyibirazevirçevirveiyicebirtart.”Buşu'anlamagelir;biraporia(çıkmaza)duştüğumuzde,soruyubaşkabirnoktadan yeniden almak gerekir. Bu yontemPlaton diyaloglarında surekli uygulanmıştır, tıpkıRene Schaerer tarafındangösterilmiş olduğu gibi. Rene Schaerer, La Question platonicienne, Paris, 1969 (2.baskı), s.84–87, alıntılar Menon, 79e;Phaidon,105b,Theaetetus, 187a-b; Philebus, 60a. R.Schaerer'ın s.86 da belirtği uzere, “zihnin yorulmaksızın, hakikatinarayışındadairelerçizerekdonmeyezorlayan”birusuldenbahseder.BelkiAristophanes'induşuncenindolambaçlarınavedevirlerineyaptığıimalarıaçıklayan,yonteminbuyonudur.NeolursaolsunbuyontemAristoteles'tedebulunur(birarayagetirilmişornekleriçinbkz.H.Bonitz,lndexAristotelicus,Berlin,1871(2.baskı,Graz,1955),col.111,satır35sq:“Başkabirbaşlangıçnoktasıalarakderizki[...]”.Ayn ıyontemPlotinos'adabulunur,orneğin,Enn.,V,8,54;V,8,13,24;VI,4,16,47.Aristoteleshakkında, I.During, “Aristoteles unddasplatonischeErbe”, Aristoteles in der neueren Forschung,Darmstadt,1968,s.247–8tespitlerinebak.

{101}DiogenesLaertius,VI,6.Buçeşitpratiklere ornekleri(antikadamsıklıklayuksekseslekendinekonuşurdu):Pyrrhon inDiogenesLaertius,IX,64:“Pyrrhon'ukendikendinekonuşurkenbulanlar,şaşıraraknedenbunuyaptığınısorarlar.Erdemliolmaya alışmaya çalıştığı (meletan) cevabını verir.” Atinal ı Philon, Diogenes Laertius, IX, 69: “Philon'un sıklıkla kendikendinekonuşmaalışkanlığıvardı;buyuzdenTimononunhakkındaderki: 'İnsanlardanuzakbiriolanPhilonkendisiylekonuşurvesohbeteder,zaferyadatartışmalariçinkaygılanmaksızın.'“Cleanthes,DiogenesLaertius,VII,171: “Cleanthessıklıklakendindenyakınırdıyukseksesle.OnuduyanAristonbirgunsordu: 'Kimdenyakınıyorsun?'Cleanthescevapladı:'Beyazsaçlıolan, lakinbeyinsiz bir yaşlıdan.”'Horatius, bkz.Horatius,Sat., \,4, 137: “İşte, kendim uzerine duşünürüm,dudaklarımkapalı.”(“Haecegomecumcompressisagitolabris.”)Epiktetos,III,14,2:“Adamsan –hakikatenbiradamsangitdolaştekbaşına,kendinlekonuş.”Dolanırkenmeditasyonuzerine,bkz.Horatius,Epist.,\,4,4–5:“Yoksa,sessizcevekuçukadımlarlatertemizormanlardamıdolaşıyorsun,kafandabirbilgininveiyibiradamıntümdeğerli ikirleriyle?”Kendiyleiçselvedışsaldiyalogla ilgiliher sorun içinbkz.F.Leo, “DerMonolog imDrama”, AbhandlungenderGötting,GesellschaftderWissenschaft, NF 10,5, 1908; W. Schadewelt, Monolog und Selbstgespröch, Untersuchungen zur Formesgeshichte dergriechischen Tragödie, Berlin, 1926; F. Dirlmeier, “Vom Monolog der Dichtung zum 'inneren'Logos bei Platon undAristoteles”,Auserwöhlte Schriften zu Dichtung und Philosophie der Griechen, Heidelberg, 1970, s.142–154; G. Misch,GeschichtederAutobiographie,cilt \, Berlin, 1949, s.86,94,363–80,426–50–68. Ruhani alıştırmanın tarih oncesi için bkz.Homeros,Odysseus,XX,17–23:“Göğsunuyumruklayarakyureğineçıkışıyordu:'Dayanyureğim!Gun,o kedengozudonmuşCyclops'untümcesuryandaşlarımıyediğizamankatlanmakzorundakaldığımızdanbinkatbeterbirgundur!'İşteboyledediyüreğinehitaben;karşıkoyuyorduyüreği,tahammüledemirlenmiş.”BumetinPlatontarafındanalıntılanmıştır,Devlet,441b(Turkçesi:çev.S.Eyuboğlu,M.A.Cimcoz,İşBankasıYayınları):“DeminHomeros'tanaldığımızbupasajdaşunudestekler:İnsanın içindeki bir yan başka bir yanını azarlıyor; iyiyle kotuyu akıl eden akıl, aklı dinlemeyen o keyle çatışıyor” vePhaidon,94d-e.

{102}Ayrıca,Porphyrios'agöre,VitaPlatini,8,9:“Plotinoshemkendihembaşkalarıkarşısındavaridi.”*Eristike (Yun.):Didişim.Tartışmasırasındakarşıdakininsavını, çeşitlimantıkoyunlarıyla, saçmaya indirgeyerekçurutmeye

dayalıtartışmayöntemi.–y.n.{103}Platon,Menon,7Sc-d.{104}V.Goldschmidt,LesDialoguesdePlaton,Paris,1947,s.337–8.{105}R.Schaerer,LaQuestionplatonicienne,a.g.e.,s.84–7;buPlatoncuyönteminbütünanlamınıoldukçaiyianlatır.{106} Platon, Mektup VII, 344b ve 341c-d. Bkz. .Goldschmidt, LesDialogues de Platon, a.g.e., s.8; R. Schaerer, La Question

Page 210: Pierre Hadot Ruhani Alıştırmalar

platonicienne,a.g.e.,s.86.İçindebulunduğumuzperspektifgereğincebuikiesergözardıedilemezbirönemesahiptir.{107}Platon,Devlet,450b{108}V.Goldschmidt, LesDialoguesdePlaton,a.g.e.,s.3budoğrulamayıkanıtlamak içinDevletAdamı'nın285–286metnini

alıntılar.Ayrıcabkz.R.Schaerer,LaQuestianplatanicienne,a.g.e.,s.216.{109}Platon,DevletAdamı,285c-d.{110}Platon,DevletAdamı,286d.R.Schaerer,LaQuestionplatonicienne,a.g.e.,s.87'denotettiğigibi:“Tanımkendindevetek

başınahiçbirşeydeğildir;herşeybutanımaulaşmakiçinkatedilenyoldabulunmaktadır;muhatapbuyoldadahabirzihinkavrayışı(Sofist,227a-b),dahabirguven(Theatetos,187b),herşeydedahabirustalık(DevletAdamı,285d)kazanır; ruh,eğitimyollarınıkapatankanılardanuzaklaşarakkendiniarındırır(Sofist,230b-c).Fakatbudiyalektikilerlemeyiifadeetmekiçin hangi sozcukleri kullanırsakkullanalım bu ilerleme daimamuhatabınruhunda–ve bundan dolayı, zeki okuyucununruhunda–tamamlanır.

{111}Bkz.R.Schaerer,LaQuestionplatanicienne,a.g.e.,s.38–44.V.Goldschmidt, LesDialoguesdePlaton,a.g.e.,s.79–80,292ve321: “Devlet, adalet ve getirileri sorununu çozer. Aynızamanda ve işinaslında Adalet'e çağırır.” Diyaloglar ın protreptikkarakteri uzerinebkz.K.Gaiser,ProtreptikundParönesebeiPlaton.UntersuchungenzurFormdesplatonischenDialogs,Stuttgart,1959,vePlatonecomescrittorefilosofico,Napoli,1984.

{112}Platon,Menon,81e.{113}Platon,Devlet,505d.{114}Diyalektik alıştırma, duşunceyi duyuların yanılsamalarından ayırarak, birazdan bahsedeceğimiz olumun bu çıraklığını

gerçekleştirir:Bkz.Platon,Phaidon,83a.{115}B.Parain, “Le langageet l'existence”,kolektifderleme L'Existence,Paris,1945, s.173.B.Parain'in romanlarıdilve olum

arasındakibuilişkiyiaydınlatmayaçalışıyordu,özellikledeLaMortdeSocrate,Paris,1950.{116}Saloustios,Desdieuxdumonde,V,3(gözdengeçirilmişçev.Rochefort).{117}Platon,Apol.Socrat.,28b–30b.{118}Platon,Phaidon,67e(çev.Robin);ayrıcabkz.64ave80e.{119}Platon,Phaidon,67c(birçeşitalıştırma[exercice]varsayan“alıştırmak”[l'habituer]fiilininaltınıçiziyoruz).{120}Bkz.,Platon,Phaidon,65e,66c,79c,Slb„83b-d,84a:“Felse iruhtutkularıyatıştırır,akılyurutmeninadımlarınabağlanırve

ondanayrılmaz;hakikati,ilahiyi,sanınınkonusuolmayanşeyikendineseyirvebesinolarakalır...”{121}Platon,Devlet,571c.{122}Platon,a.g.e.,571d–572a.{123}Platon,Phaidan,64a-b.Aristophanes'inBulutlar'ınaimadabulunur.{124}LaRochefoucauld,Maximes,s.26.{125}oratius,Epist..,1,4,13–14:“Omnem crede diem tibi diluxisse supremum; grata superueniet quae non sperabitur hora.”

BuradabirkezdahaminnettarlığınEpikurosçutemasıylakarşılaşıyoruz.{126}Montaigne,Denemeler,A.Thibaudet(ed.),Paris,1953,s.110;bkz.Seneca,Epist.,26,8:“InterimcommodabitEpicurusqui

ait:“Meditaremortem”uelsicommodiussictransireadnoshicpotestsensus:“Egregiaresestmartemcondiscere...Meditaremortem:quihocdicitmeditarilibertatemiubet.Quimoridicit,seruirededdidicit.” StoacıSeneca'nınEpikuros'un“Meditaremortem”deyiminiödünçaldığınıgörürüz.

{127}Epiktetos,Manuel,§21.MarcusAurelius,İl,11:“Hareketegeçmek,konuşmak,duşunmekdaima, tıpkıheranyaşamdançekipgidebilecekbirigibi.”

{128}Bkz. A. DeWaelhens,La Philosophie de MartinHeidegger, Louvain, 1942, s.135–51. Bkz. ozellikle M. Heidegger, SeinundZeit(Türkçesi:VarlıkveZaman,çev.K.H.Okten,AgoraKitaplığı),prg.53,s.260.R.Brague,bueserin ozetinişuşekilde

Page 211: Pierre Hadot Ruhani Alıştırmalar

yapmaklahaklıydı,(Etudesphilosophiques,1982):Heigedder,“olum-için–Varlığı[l'Etre-pour-la-mort]meditatiomortis'tenayırmayadikkateder.”Heideggerciolum-için–VarlığınancakveancakHeidegger'eaitbirperspektifteanlamınakavuştuğusugoturmezbirgerçektir.Geriyebirtekşukalır:Olumunilerialımındanyadaeğlencesindenhakikivaroluşunbirkoşulunuyaratan bir duşunceye sahibiz. Anımsayalım ki, Platoncu felsefede, yalnızca olumu duşunmek değildir bahsi geçen, aynızamandaölümübiryaşamalıştırmasıhalinegetirenbirölümalıştırmasıdayapmaktır.

{129}Platon,Devlet,525c5ve532b8:“Ruhunbutunuylebirlikte”,bkz. a.g.e.,518c:“Gözünkaranlıktanaydınlığaçevrilmesiiçinnasılbutunbedeninbirdendonmesilazımsa,öğrenmeyetisinindebutunruhlabirliktegeçicişeyleresırtınıdonmesigerekir,takivarolanıngörünüşünedayanmayamuktedirolsun[...].Eğitimruhunbugözünüçevirmesanatıdır.”

{130}Platon,Devlet,604b-d.{131}Bualıştırmaçoktanstoacıdırmıdemekgerekir,yoksastoacıalıştırmalarhâlâPlatoncumu?İşteburada,birgunuzerinde

durmayıumduğumbirtarihselperspektifsorunubulunmaktadır.{132}Platon,Devlet,486aalıntılanmıştırMarcusAurelius,Düşünceler,VII,35'de.{133}Bkz.I.Hadot,Seneca...,a.g.e.,s.115–7ve128–30.{134}Aristoteles,Depart.animal.,645a(PLouisçevirisi).{135}Epiktetos,1,6,19:“İnsanise,tamtersine;Tanrı,insanı,Tanrı'yıveeserlerinitemaşaetmesiiçindunyayakoydu;yalnızca

bunlarıtemaşaetmesi içindeğilaynızamandadayorumlaması için... İnsan içindoğanınsonu; temaşaya,anlamayetisine,doğaylauyumiçindebiryaşamavarır.Tumbuşeyleritemaşaetmedenolmemeyeçabagosterin.Phidias'ıneserinigormekiçinOlympos'akadarseyahatedersiniz,boylebirşeyigormedenolmuşolmanınşanssızlıkolduğunuduşunursunuz.Lakinseyahatetmekgerekmediğinde,evinizdevegözlerinizinönündesanateserleriolduğunda,onlarıtemaşaetmekyadaanlamakiçinarzunuzolmazmı?Kimolduğunuzu,nedendoğduğunuzu,katıldığınızgösterininanlamınınneolduğunusezmezmisiniz?”

{136}Philon,Special.Leg.il,§44–45(Festugiereçevirisi,Larevelationd'HermesTrismegiste,ciltil,Paris,1949,s.566;buradaPhilon'undünyanıntemaşasıüzerinediğermetinlerinidebulacağız.)

{137}Plutarkhos,Detranquill.animae,§20,477c.(birazdaolsagözdengeçirilmişDumoriter–Defradasçevirisi).{138}Bukonuiçinbkz.A.–J.Festugiere,Larevelationd'HermesTrismegiste,a.g.e.,ciltil,s.441–57;P.Courcelle, LaConsolation

dephilosophiedanslatraditionlitteraire,Paris,1967,s.355–72.{139}MarcusAurelius,Xll,24,3;ayrıcabkz.IX,30,1:“Yukarıdantemaşaetmek”.{140}Seneca,Quaest.Natur,1,praef.7–13(Oltamareçevirisi).{141}MarcusAurelius,VIII,54veIX,32(Türkçesi:MarcusAurelius,Düşünceler,çev.Ş.Karadeniz,YKY){142}Plotinos,Enn,VI,5,12,19.{143}Plotinos,Enn.,1,2;Porphyros,Sententia,§32;Macrobe,İnSomn.Scipionis,1,8,3–11;Olympiodoros,İnPhead.,s.23,25

sq.ve45,14sq.Ayrıcabkz.I.Hadot,LeProblemeduneoplatonismealexandrin.HieroclesetSimplicius,Paris,1978,s.152sq.Bukonuuzerinebkz.O.SchisselVonFleschberg,MarinosvonNeapolisunddieneuplatonischenTugendgrade,Atina,1928ve ayrıca bu eserin W.Theiler tarahndanGnomon, cilt V, 1929, s.307–17'daki ozeti. Bu tema, Hıristiyan mistisizmininsistemleştirilmesindeçokbuyukbirroloynadı,bkz.H.VanLieshout,LaTheorieplotiniennedelavertu.Essaisurlagenesed'unarticledelaSommeTheologiquedeSaintThomas,Fribourg(İsviçre),1926;vediğeralıntılanmışmetinlerP.Henry,Platinetl'Occident,Paris,1934,s.248–50.

{144}Marius,VitaProcli,§14,18,21,22,24,28.{145}Bkz. P. Hadot, “La metaphysique de Porphyre”, dans le recueil Porphyre Entretiens sur l'Antiquite classique, cilt Xll,

FondationHardt,Cenevre,1966,s.127–9.{146}Porphyros,Deabstin.,1,§30.{147}Porphyros,Deabstin.,1,§29(physiösiskaizöe).{148}Plotinos,Enn.İV,7,10,27sq(EmileBrehierçevirisi).

Page 212: Pierre Hadot Ruhani Alıştırmalar

{149}Plotinos'unheykeliçinkullandığıYunancaterim“ılycıA^a”dır.Buterim,heykel,imge,tanrılarınimgesiniifadeetmekteveTanrıyadaİlkeilebenzerliğedikkatçekenkutsalbirimgeyinitelemektedir.Bumanadayontulanheykelyalnızcabireyinkendisideğil,bireyinkendisindebarınanTanrı'nınyadaİlke'ninsuretidir.Ensafveenyalınhalegetirilmeyeçabalananbusurettir.–ç.n.

{150}Plotinos,Enn.1,6,9,7.{151}Eğerbunu,dahayukarıdabahsettiğimiz“olumalıştırması”ilekarşılaştırırsak,Platonculuğun ozununaslındabilgiden,bir

ruhanialıştırmayaratmakolduğunugörürüz.Bilmekiçin,kendikendinidönüştürmekgerekir.{152}Örneğin,Enn.V,8,11,1–39.Zeka'nındeneyimlenebilirbubilgisiAristotelesçigeleneğinbazıaçılarıylabağlıdır, tıpkıPh.

Merlan'ın gosterdiği gibiMonopsychism, Mysticism, Metaconsciousness: Problems of the Soul in the Neoasitotelian andNeoplatonicTradition,LaHaye,1963.

{153}Plotin,Enn.VI,7,36,6.{154}A.g.e.,VI,7,33,1–2.{155}A.g.e.,VI,7,34,3.{156}A.g.e.,V,3,17,38.{157}A.g.e.,VI,9,10,12sq.TabiikidetumPlotinossonrasıgelenektenbahsetmekgereklidir.Belkideyeni-Platoncuekolunson

yazılarından biri olan, Damascius tarafından kaleme alınmış, V/e d'lsidore'u (İsidora'nın Yaşamı) anımsamak yeterliolacaktır.

{158}BukarşılaştırmaEpiktetos'tasıklıklagorulur,1,4,13;111,21,3;İl,17,29.Ruhunolimpikoyunlarımetaforunadasıklıklarastlanır,Epiktetos,Manue/,51,2,hattaPhaton,Phaedrus,256bvePorpyros,Deabstin.,1,§31.

{159}J.Delorme,Gymnasion,Paris,1960,s.316sq.ves.466:“Atletikalıştırmalarazihinselalıştırmalardaimaeşlikeder.”{160}Bkz.K.Borinski,DieAntikePoetikundKunsttheorie,Leipzig,1914,cilt1,s.169sq.{161}Platon,Devlet,611d-e.{162}Bkz.K.Schneider,DieschweigendenGötter,Hildesheim,1966,s.29–53.{163}Bkz. Lucretius, V, 8 (Epikuros hakk ında): “Deus ille fuitEpikurao,Menoikeus'a Mektup, § 135: “İnsanlar arasında bir

tanrıymışçasınayaşayacaksın.”{164}Filozof ne bilgindir, ne de bilgin olmayan; bkz. H.–J.Kramer,Platonismus und hellenistische Philosophie,Berlin, 1971,

s.174–5ve228–9.{165}Heidegger'in,varoluşunhakiki [authentique]vehakikiolmayan [inauthentique]halleriylealakalıanalizleri, bu durumu

anlamamızayardımcıolabilir;bkz.A.DeWaelhens,LaPhilosophiedeMartinHeidegger,a.g.e.,s.109–69.{166}DiogenesLaertius,VI,103.{167}Damascius,VitaIsidori,s.127Zintzen.{168}SextusEmpiricus,Adv.Math.,VIII,3555;IX,49;XI,165;Hypotyp.,111,2;DiogenesLaertius,IX,61ve62:“Gündelikyaşama

(bios)uyuyordu.”Bu,Pyrrhon'un,gorunenokiolulerinkindenpekdefarklıolmayanyaşamtarzıdır(IX,66):“Ebeolankızkardeşiyledindarbirbiçimdegeçirdiomrunu;bazızamanlar,pazaratavukvedomuzsatmayagiderdivekayıtsızcatemizlikyaparvedomuzpisliklerini temizlerdi.”Tumolay iç tutumdabiter;bilgin,yanılsamalarolmaksızın “yaşama”,yani ilozofolmayanlarınkanılarına uyar, fakat kayıtsızlıkla,başka bir deyişle, ruhun sukunetini, ruhunun barışını koruyan bir içselozgurlukle.GeneaynıPyrrhon,birkopektenkorkmuşşekilde,kendisiyledalgageçenbirineşoylecevapverdi:“İnsanlıktansıyrılmakzortabiikide.”

{169}Birgun,antikfelsefetarihininbusorunuuzerinegeridonmekniyetindeyim.Platon'laalakalıolarakbkz.V.Goldschmidt,“Surleproblemedu“systemedePlaton'“',Rivistacriticadistoriadella iloso ia,ciltV,1959,s.169–178.K.GaiserveH.–J.Kramer'in Platon'da sozlu eğitim uzerine yaptıkları son donem araştırmaları, antikçağda sistematik duşunce probleminiyenidenortayakoymuştur.

Page 213: Pierre Hadot Ruhani Alıştırmalar

{170}Platon,Phaedrus,264c.{171}I.Düring,Aristoteles,Heidelberg,1966,s.29,33,41,226.{172}I.During,“VonAristotelesbisLeibniz”, AristotelesinderneuerenForschung,a.g.e,s.259:“İnWirklichkeitwarAristoteles

Problemdenker,Methodenschöpfer,PadagogeundOrganisatorwissenschaftlicherZusammenarbeit.GewisshatteereinenstarkensystematischenTrieb,aberwaseranstrebtewarProblemsystematik...AberderGedanke,eingeschlossenesSystemzuerschaffen,batihmgewissnichteinmalvorgeschwebt.”

{173}I.Düring,“AristotelesundasplatonischeErbe”,alıntılanmışmakale,s.247–8.{174}I.Düring,Aristoteles...,a.g.e.,s.41,not253.{175}A.g.e.,s.5,289ve433.{176}Porphyros,VitaPlatini,4,11;5,60.{177} Örneğin, ruh oğretisiyle ilintili olarak bkz. H. Blumenthal, “Soul, World–Soul and lndividual Soul in Plotinus”, Le

Neoplotonisme,Paris,CNRS,1971,s.55–63.{178}Bkz.I.Hadot,“LesystemetheologiquedeSimpliciusdanssoncommentairesurleMonue/d'Epictete”,Le Neoplotonisme,

a.g.e.s.266ve279.I.Hadot,LeProblemeduneoplatonismealexandrin,a.g.e.,s.44–65ve147–67'detekrardanelealınır.{179}Bkz.Chrysippus'unTherapeutikos'undan alıntısı, Stoic. Vet. Fragm. cilt 111, § 474; Origenes'in Contra Celsum'undan

yapılmışalıntısı,1,64veVIII,51.Origenes'ingirişcumlelerinedikkatçekelim(1,64): “Chrysippus,bir oğretininhakikatderecesinikendisinetasaetmeksizin, insanruhununtutkularınıbastirmakamacıyla,Artdeguerir lespassions(TutkularıİyileştirmeSanatı)kitabında,farklıekolleritakiben,ruhubututkularagomulmuşleriiyileştirmeyekalkışır.”Bukonuuzerinebkz. I.Hadot,Seneca..., a.g.e.,s.3,21,44,54ve83, ve “Epicureet l'enseignementphilosophiquehellenistiqueet romain”,alıntılanmışmakale, s.351. Mudiri Lucilius'u teşvik etmek için stoacı Seneca'nın, Epikuros'un cumlelerini kullanmasınaşaşmamakgerekir,bkz. l.Hadot,Seneca..., a.g.e.,s.83.VaticanusGraecus,1950elyazmasının ikincikısmındabuparenetikeklektizminsomutbirdelilinerastlıyoruz.TıpkıA.–J.Festugiere'in,LaRevelationd'Hermes...,a.g.e.,ciltİl,s.90,not2gibi:“Kendibaşınatoplubirbütünüoluşturancod.Vatic.gr,1950'ninikincikısmınınXenophone'unLesMemorables'ını(f.280ss.),sonraMarcusAurelius'unDüşüncelerini(f.341ss.),hattaEpiktetos'unManue/'ini(f.392),nihayetindede,retorikparçalarladolubirsayfandansonra(f.401),Epikuros'unGnomologiumVaticanum(f.401vss.)isimlicumlelerininderlemesiiçerdiğininotetmekoldukçailgiçekicidir.Bubutununhepsi,Epikuros'underlemesidedahil,kendikişiselkullanımıiçin,ahlakioğretihakkındaki temel metinlerin ciddi bir kısmını – “ibadet kitabı” gibi– bir araya getirmiş bir stoacının eseridir. ZiraMemorables'inSokrates'iaklagelir.Bkz.Usener,Kİ.Schrift,1(1912),s.298ve311–312”

{180}MarcusAurelius,Düşünceler,IX,39;İV,3,5.{181}Augustinus,DeTrin,XV,6,10:“Quiainnobisfiuntuelinnobissunt,cumistameminimus,aspicimus,uolumus.”Hafıza,bilgi,

irade;uçlemeyedeğinuç imgedir.Augustinus'taexercitatioanimiuzerinebkz.H.–l.Marrou,SaintAugustinet la inde lacultureantique,Paris,1938,s.299.

{182} Philosophia kelimesinin Hristiyanlıktaki kullanımı için bkz. A.–M. Malingrey, Philosophia, Paris, 1961. İskenderiyeliClemensruhanialıştirmalarınantikgeleneğinineniyitanıklarındanbiridir;hoca-muritarasındakibağınonemi(Strom.,1,1,9,1),psikagojinindeğeri(1,2,20,1),hakikatinbiravının,biralıştırmasınıngerekliliği(1,2,21,1)“Hakikat,onuaradığımızvefazlasıylaemeksarfettiğimizde,tatlılıkladolubiçimdekendinigösterir.”

{183}H.Happ,Hyle,Berlin,1971,s.66,not282'yegöre“sistem”kaygısıözellikleF.Saurez'ekadargerigitmekteydi.{184}Bkz.K.Jaspers,“Epikur”, WeltbewohnerundWeimarianerFestschriftE.Beutler, 1960,s.132.Bkz.1.Kant,DieMetaphysik

derSitten.EtnischeMethodenlehre,il,prg.53.Kant,erdem,çilealıştırmasının,nasılhemstoacıbirenerjihemdeEpikurosçubiryaşamasevinciylepratikedilmesigerektiğinigösterir.

{185}Vauvenargues,Re lexionsetmaximes,§400vetamamladığı§398:“Herduşunce,yazaronukendineaitbirbiçimdeifadeettiğizaman,yenidir”;veözellikle§399:“Yanlışbildiğimizveyinedeoldukçaiyiyinelediğimizpekçokşeyvardır.”

{186}“Kısacası,soylenecekbaşkabirşeyyok”derPlatonkendioğretisindenbahsederken(MektupVII,344e).“Felsefeninozu,

Page 214: Pierre Hadot Ruhani Alıştırmalar

yalınlık halidir [ ... ) karmaşıklık daima yuzeysel; yapı, bir aksesuar; sentez, bir gorunuştur: Felsefe yapmak basit bireylemdir”(H.Bergson,laPenseeetleMouvant,Paris,1946,s.139).

{187}Epiktetos,111,21,7–8(epeycedeğiştirilmişSouilheçevirisi).{188}Goethe,EntretiensavecEckermann,25Ocak1830.{189}PaulRabbow,Seelenführung.MethodikderExerzitieninderAntike,Münih,1954.{190}A.g.e.,s.23.{191}A.g.e.,s.17.{192}A.g.e.,s.18.{193}A.g.e.{194}P.Rabbow,Seelenführung...,s.301,not5ves.306,not14ve17.{195}K.Heussi,DerUrsprungdesMönchtums,Tübingen,1936,s.13.{196}G.Kretschmar,“DerUrsprungderfruhchristlichenAskese”, ZeitschriftfürTheologieundKirche,cilt61,1964,s.27–67;P.

Nagel, Die Motivierung der Askese in der alten Kirche und der Ursprung des Mönchtums, Berlin, 1966 (Texte undUntersuchungenzurGeschichtederaltchristlichenLiteratur,cilt95);B.Lohse,AskeseundMönchtuminderAntikeundinderaltenKirche,Münih–Viyana,1969;Askese undMönchtum in der alten Kirche,Wege der Forschung, 409, Darmstadt,1975;R.Hauser veG. Lanczkowski,makale. “Askese”, HistorischesWörterbuch der Philosophie,cilt 1, col.538–541, birbibliografyaile;J.DeGuibert,“Ascese”,Dictionnairedespiritualite,i,col.936–1010.

{197}Justin,Dialog.,8;Tatien,Adv.Graecos,31,35,55;Eusebe,HistEcel.,IV,26,7'dekiMeliton.{198}Justin,Apol.,İl,10,1–3;13,3.Lactance,Inst.,VII,7,7:“Particulatimveritasabhistotacomprehensaest';VII,8,3:“Nosigitur

certioribus signis eliigere possumus veritatem, qui eam non anticipiti suspicione collegimus, sed divina traditionecognovimus.”

{199}Justin,Apol.,1,46,1–4.{200}İskenderiyeliClemens,Strom.,1,13,57,1–58,5:1,5,28,1–32,4.{201}A.g.e,I,11,52,3.{202}Philon,LegatioadCaium,§156ve§245;VitaMosis,il,216;Devitacontemplativa,§26.{203}PlaviusJosephus,Antiquit.lud.,18,11ve23.{204}Nazianzos'luGregorios,Apo/.,103,PG35,504A.{205}YannisChrysostomos,Adv.op.vit.mon.,111,13,PG47,372.{206}Ohyrrhus'luTheodoretos,Hist.Philoth.,11,3,1;IV,1,9;IV,2,19;IV,10,15;VI,13,1VIII,2,3Cavinet.{207}Philon,Devitacontemolat..§2ve§30.{208}J.Leclerq,“Pourl'histoiredel'expression“philosophiechretienne”,Melangesdesciencereligieux,ciltIX,1952,s.221–6.Cistersienler,NursiaBenedict'ikurallarınınbutununuuygulayan12.yuzyılrahibelervekeşişlerdir.Cistersienduzeni,adını,bu

reformu benimseyen ilk cemaatten, Fransa'da Burgundy'de bulunan Citeaux Manastır'ından alır. Benedict'in 500 yılıcivarındayazdığıManasbrlar Kuralı adlı eseri Charlemagne doneminde BatıAvrupa manastırlarının çoğunda uygulanankurallarıntemelinioluşturur.–ç.n.

{209}ExordiummagnumCisterciense,PL185,437.{210}Salisbury'liJohn,Policraticus,VII,21,PL199,696.{211}J.Leclercq,“Pourl'histoiredel'expression“philosophiechretienne”,alıntılanmışmakale,s.221.{212}İskenderiyeliClemens,Strom.,İl,20,1201.{213} Caesareal'ıBasileios, İn lllud Attende tibi ipsi (PG 31, col. 197–217), yay. Critique 5.Y. Rudberg, Acta Universitasis

Page 215: Pierre Hadot Ruhani Alıştırmalar

Stochlomensis, StudiaGraeca Stocholmensia,2, Stockholm, 1962. P. Andes, Dictionnaire de spiritualite, cilt VI, col. 108,makale“Gardeducceur”pekçokvaazınbutemaylailintiliolduğunubelirtir,veC.Baur“lnitiaPatrumGraecorum”, StudieTesti,VatikanŞehri,1955,cilt181,2,s.374'üalıntılar.

{214}Deuter.,15,9.{215}Caesarea'lıBasileios,İnllludAttende,2,201B.{216}A.g.e.,3,204A.Meşhurstoacı–Platoncuayrım.{217}A.g.e.,3,204B;5,209B.{218}A.g.e,5–6,209C–213A.{219} Takip eden alıştırmalarla ilgili olarak, Dictionnaire de Spiritualite’nin belli başlı bazı makalelerine başvuracağız:

“Attention”,“Apatheia”,“Contemplation”,“Examendeconscience”,“Directionspirituelle”,“Exercicesspirituels”,“Cor”,Gardeducceur”.

{220}Athanase,Vied'Antoine,PG26,844B.{221}A.g.e.,969B.{222}Gaza'lıDorotheus,Didaskafiai,X,104,satır9,L.RegnaultetJ.DePreville(ed.),Paris,Sourceschretiennes,1963,cilt92

(ilerikinotlardaparagrafvesatırnumarasıylaalıntılanmıştır).Prosochekavramıbutunmonastikgelenekteçokonemlibirroloynamaktadır;bkz.örneğinPhotiki'liDiadochos,KephalaiaGnostika,s.27,s.98,19EdesPlaces.

{223}Athanase,Vied'Antoine,853A,868A,969B.{224}Athanase,Vied'Antoine,872A.{225}Epiktetos,Manuel,§21.{226}MarcusAurelius,Düşünceler,il,11.{227}Gaza'lıDorotheus,§114,1–15.{228}A.g.e.,§104,1–3.{229}MarcusAurelius,Düşünceler,VII,54.{230}Athanase,Vied'Antoine, 873C.Basileios,Regulaefusiustractatae,PG31,921B;Bkz.dahaaşağıda,not2,p.98.Cassien,

Collat.,cilt1(SC,cilt42),s.84:“Utscilicetperillas(virtutes)abuniversispassionibusnoxiisinlaesumpararecornostrumetconservarepossimus.”

{231}Gaza'lıDorotheus,§104vepassim.{232}Porphyros,Marcella'yaMektup,§12,s.18.10,Pötscher.{233}MarcusAurelius,Düşünceler,VI,7.{234}Photiki'liDiadochos,KephalaiaGnostika,27,s.98,11desPlaces.{235}A.g.e.,56,s.117,15desPlaces.{236}A.g.e.,39,s,119,1–21desPlaces.{237}A.g.e.,97,s.160,3desPlaces.{238}Evagrios,Praktikos,§91Guillaumont.{239}“Apophtegma”makalesineBkz.,ReallexikonfürAntikeundChristentum,cilt\,1950,s.545–550(Th.Klauser).{240}E.Vonlvanka,“Kephalaia”,ByzantinischeZeitschrift,cilt47,1954,s.285–291.{241}ApophtegmataPatrum,PG65,173A–B.{242}Gaza'lıDorotheos,§60,27.{243}Gaza'lıDorotheos,§189,4–5.

Page 216: Pierre Hadot Ruhani Alıştırmalar

{244}A.g.e.,§60,30.{245}Referanslariçinbkz.I.Hadot,Senecaunddiegriechisch-römischeTraditianderSeelenleitung,Berlin,1969,s.66–71.{246}58YannisChrysostomos,Nanesseadgratiamconcionandum,PG50,659–660.{247}Gaza'lıDorotheos,§111,13ve117,7.{248}Bkz.I.Hadot,Seneca...,a.g.e.,s.70.{249}Athanase,Vied'Antoine,924B.{250}Gaza'lıDorotheos,§25.{251} Pontikos'lu Evagrios, Praktikos, §§ 54–56. Bkz. F. Refoule, “Reves et vie spirituelle d'apres Evagre le Pontique”,

SupplementdelaViespirituelle,cilt59,1961,s.470–516.{252}Photiki'liDiadochos,KephalaiaGnostika,37,s.106.{253}Gaza'lıDorotheos,§20.EditörlernottaEpiktetos'u(Söyleşiler,1,18;18)alıntılarlar.{254}A.g.e,§120.EditörlernottaEpiktetos'u(Söyleşiler,İl,18;15)alıntılarlar.{255}Evagrios,Praktikos,§58.EditörlernottaCicero'yu(Tuscul,IV,75)alıntılarlar.{256}Gaza'lıDorotheos,§102,12.{257}Epiktetos,Manuel,§8.{258}Gaza'lıDorotheos,§20,11–13.{259}Plutarhkos,Decuriositate,520Dsq.{260}Gaza'lıDorotheos,§20.{261}Evagrios,Praktikos,§2.{262}A.veCI.Guillaumont'unPraktikosiçinyaptıklarıyorumunnotlarındaalıntıladıklarımetinlerebak;Praktikos,s.499,not2

ves.501not3.{263}Evagrios,Praktikos,§§2–3.{264}Bkz.P.Hadot,“Ladivisiondespartiesdelaphilosophiedansl'Antiquite”,MuseumHelveticum,cilt36,1979,s.218sq.{265}Bkz.I.Hadot,LeProblemeduneoplatonismealexandrin,Paris,1978,s.152–8.{266}Porphyros,Sent.,32,s.27,9Lamberz:bilgelik;apatheia'damüdrikeyi,gücüiçerenintemaşasınadayanmaktadır.{267}Bkz.SC,cilt171,s.500'dekinot.{268}Evagrios,Praktikos,§1.{269}Bkz.PhotikiliDiadochos,KephalaiaGnostika,25, s.97, 7; 30, s.100, 19; 65, s.125, 12; 67, s.127, 22. Gaza'lıDorotheos,

örneğin,§68,2.{270}Cassien,Collat.,1,7,cilt1,s.85yadaXIX,11,Cilt111,s.48Pichery.{271}Gaza'lıDorotheos,§§58–60.{272}Bkz.PlutarkhosveSeneca'nınbubaşlığıtaşıyankitapları.{273}Platon,Phaidon,67e.{274}MaximusConfessor,CommentairesurlePater,PG90,900A.{275}İskenderiyeliClemens,Strom.,V,11,67,1.{276}Nazianzos'luGregorios,Mektup31,cilt1,s.39Gallay(PG37,68C).{277}Evagrios,Praktikos,§53,Pophyros,Sent.,8,s.3,6Lamberz:«Doğanınbağladığını,oçozer,amaruhunbağladığını, ancak

ruhçozer.Doğa, ruhubedenebağladı, ruh kendini bedene bağladı; demekki doğa, bedeni ruhtan çozer, fakat ruh kendikendinibedendençözer.”

Page 217: Pierre Hadot Ruhani Alıştırmalar

{278}Athanase,Vied'Antoine,873C.{279}A.g.e.,924A.{280}A.g.e.,872A.{281}Gaza'lıDorotheos,§151,47.{282}Gaza'lıDorotheos,CEuvresspirituelles(SC,cilt92),ViedeDosithee,§5–9,s.129sq.{283}A.Vööbus,HistoryofAsceticismintheSyrianOrient,CorpusScript.Christ.Orient.,vol.184,Subsidia,cilt14,Louvain,1958

vevol.197,Subsidia,cilt17,Louvain,1960.{284}Aristoteles,Protreptique,frgm.5,AristotelisFragmentaselecta,W.D.Ross(ed.),Oxford,1955;Almancaçevirisiiçinbkz.I.

Düring,Aristoteles,Heidelberg,1966,s.414(venot87).{285}Bu tarihsel Sokrates sorunu için bkz. O. Gigon, Sokrates, sein Bild in Dichtung und Geschichte, Berne, 1945; V. De

Magalhaes–Vilhena,LeProblemedeSocrate.LeSocratehistoriqueetleSocratedePlaton,Paris,1952.Belirtmekgerekirki,oldukçagenişbiredebiyatta,Sokratesiçinkıymetliikikuçukgirişiçin:A.–J.Festugiere,Socrate,Paris,1934veM.Sauvage,Socrateetlaconsciencedel'homme,Paris,1970.

{286}Kierkegaard ve Sokrates uzerine bkz. J. Himmelstrup, S.Kierkegaards Sokrates Auffassung,Neumunster, 1927; J.Wild,“KierkegaardandClassicPhilology”, PhilosophicalReview,cilt49,1940, s.536–7; J.Wahl,£tudeskierkegaardiennes,Paris,1938;E.Pivcevis,IroniealsDaseinsformbeiSörenKierkegaard,Gutersloh,1960;T.Bohlin, SörenKierkegaard.L'hommeet/'reuvre,fr.çev.P.–H.Tisseau,BazogesenParends(Vendee),1941.

{287}NietzscheveSokratesuzerinebkz.E.Bertram,Nietzsche,VersucheinerMythologie,9.baskı,Bonn,1985(fr.çev.R.Pitrou,Paris,1932;2.baskı,Paris,Letelin,1991);H.Hasse,DasProblemdesSokratesbeiF.Nietzsche, Leipzig,1918;K.Hildebrandt,Nietzsches Wettkampf mit Sokrates und Platon,Dresden, 1922; E. Sandvoss, Sokrates und Nietzsche, Leyde, 1966; H.J.Schmidt,NietzscheundSokrates,Meisenheim,1969.Sokrates igurununBatıdayükselmesininoluşturduğugenişçaplıolayınbutunuiçin,elverişlibirmetinlerderlemesibulunmaktadır,H.Spiegelberg,TheSocraticEnigma,TheLibraryofLiberalArts,1964ve,17.ve19.yuzyıllarlailişkinolarakbaşvuracağımızB.Bohm,Sokrates imachtzehnten Jahrhundert. StudienzumWerdegang des modernen Persönlichkeitsbewusstseins, Leipzig, 1929, ve H.–G. Seebeck, Das Sokratesbild vom 19.Jahrhundert,Göttingen,1947.

{288}Platon,Şölen,215b-c;Xenophon,Şölen, İV,19veV,7;Aristophanes, Bulutlar,362(bakışlarıneğikliği), ayrıca Platon,Phaidon,117b.

{289}Fr.Nietzsche,SokratesunddieTrogödie(fr.çev.G.Bianquis,Nietzsche, LaNaissancedelatragedie,Paris,NRF, “ldees”,1949,s.213).NietzscheveKierkegaard'ınmetinlerinindahadetaylıbirreferansıiçinbuikiyazarınalıntıdizinlerinebakınız.

Page 218: Pierre Hadot Ruhani Alıştırmalar

{290} Fr. Nietzsche,Götzen–Dammerung, Das Problem des Sokrates, §§ 3–4 (fr.çev. J.–CI. Hemery, Fr. Nietzsche, CEuvresphilosophiques completes. Le CasWagner; Crepuscule des ldoles..., Paris, NRF, 1974, s.71. Takip eden tum notlarda, buFransızcaçeviriyereferansyalnızcaNRFişaretiylebelirtilecektir.)

{291}Fr.Nietzsche,SokratesunddieTragödie(fr.çev.G.Bianquis,s.212).{292}Fr.Nietzsche,Götzen–Dammerung,DasProblemdesSokrates,a.g.e.,§3(çev.NRF).Buhikayeiçinbkz.Cicero,Defoto,V,

10;Tusculan.Disput.,İV,37,80,veAphrodisiasl ıAlexandros,Defoto.,s.171,11Bruns.Zopyre'egoreSokrates,aptalvekababirisiidi,çunkukoprucukkemiğindeçukurlukyoktu.Butemsil,belkiC.G.Carus'unSymbolikdermenschlichenGestalt,1858(reed.Hildesheim–Darmstadt,1962),s.266'dayaptığı“hantaltip”betimlemesindedebulunmaktadır.

{293}Nietzsche,kendisi,DieGeburtderTragödie(TragedyanınDoğuşu),§8'desilenosvesatyros igurundeilkeliçgudulervebilgelik arasındaki ittifak uzerinde ısrarla durur. C.G. Jung'un açıklamalarıyla bağdaştırabileceğimiz tema, varlıktakisoytarılıkvebilgelikarasındakiittifağınelfdoğasınauygunolmasıdır(C.G.Jung,VondenWurzelndesBewusstseins, Zürih,1954,s.42)Bkz.birsonrakinot.

{294}S.Kierkegaard,ÜberdenBegriffderlroniemitstadigerRücksichtaufSokrates,Berlin,1929,s.7.{295}Platon,Şölen,215b.{296}Fr.Nietzsche,Götzen–Dammerung,DasProblemdesSokrates,a.g.e.,§4(çev.NRF).{297} Platon, Şölen 216 e. Platon alıntılarının çevirileri için C.U.F., Paris, Les Belles Lettres koleksiyonundan ç ıkmış Platon

eserleribaskısınabaşvurulmaktadır.Buçevirilerbazenkısmendeğiştirilmiştir.[Şölen'inburadaalıntılananTurkçeçevirileriiçinKabalcıYayınları'ndançıkanE.Çoraklıçevirisindenyararlanılmıştır.–ç.n.].

{298}A.g.e.,221e.{299}Platon,Şölen,216d.{300}K.Gaiser,ProtreptikundParanesebeiPlaton.UntersuchungenzurFormdesplatonischenDialogs,Stuttgart,1959,s.26,149

sq.ve197.{301}Nietzsche,EcceHomo.DieUnzeitgemasse,§3.{302}P.Friedlander,Plato,cilt1,NewYork,1958,s.126.{303}K.Gaiser,PlatonsungeschriebeneLehre.StudienzursystematischenundgeschichtlichenBegründungderWissenschaftenin

derPlatonischenSchule,Stuttgart,1963(2.baskı,1968).H.J.Kramer,AretebeiPlatonundAristoteles.ZumWesenundzurGeschichtederplatonischenOntologie,Heidelberg,1959(2.baskı,Amsterdam,1967).Busorununbirgeçmişivedurumuiçinbkz.DasProblemderungeschriebenenLehrePlatons,Darmstadt(WegederForschung,cilt186),1972.Ayr ıcabkz.M.–D.Richard,L'EnseignementoraldePlaton,Paris,1986.

{304}J.G.Hamann,SokratischeDenkwürdigkeiten,F.Blanke'ninaçıklamasıyla,Gütersloh,1959,s.74.{305}J.Wahl,Etudeskierkegaardiennes,s.282.{306}S.Kierkegaard,Pointdevueexplicatifdemonceuvre,§5(DerGesichtspunktfürmeineWirksamkeitalsSchriftsteller), fr.

çev.P.–H.Tisseau,Bazoges-en–Pareds,1940,s.35.{307}J.Wahl,Etudeskierkegaardiennes,a.g.e.,s.52'dealıntılanmıştır.{308}S.Kierkegaard,L'lnstant(Almancabaşlık:DerAugenblick),fr.çev.P.–H.Tisseau,1948,s.174–176.{309}26Dolaylıiletişimiçinbkz.J.Wahl,Etudeskierkegaardiennes,s.281–8ve684(Nietzsche'demasketeorisiüzerine).{310}E.Bertramtarahndan,Nietzsche,a.g.e.,s.341(Pitrouçevirisi,s.408)'denalıntılanmıştır.{311}Fr.Nietzsche,JenseitsvonGuteundBöse,§40(G.Bianquisçev.).{312}E.Bertramtarahndan,Nietzsche,a.g.e.,s.188'den(Pitrouçevirisinde,s.240'den)alıntılanmıştır.{313}A.g.e.,s.181(Pitrouçevisiri,s.234).{314}Fr.Nietzsche,EcceHamo.DieUnzeitgemösse,§3.

Page 219: Pierre Hadot Ruhani Alıştırmalar

{315} E. Bertram, Nietzsche, a.g.e., s.182 (Pitrou çevirisi, s.235). Bertram'ın “Nietzsche'de maske”yle ilgili tum bolumuokunmalıdır.

{316}A.g.e.,s.319(alıntı,Pitrouçevirisi,s.385).{317}Platon,Devlet,337a;Şölen,216e5;Sokr.Sav.,38a1.{318}Aristoteles,Niko.Etik,1108a22;1127a22.{319}Theophrastes,Karakterler,§1.{320}Bkz.H.Lausberg,HandbuchderliterarischenRhetorik,Munih,1960,§§582ve902;buradatumreferanslarıbulabiliriz.

ironininretorikkullanımınınenguzelorneklerindenbiriMontesquieu'nun“zencilerinkoleliğineovgusu”dur,Espritde lois,XV,5.

{321}Cicero,Lucullus,15;Brutus,292–300.{322}Platon,Şölen,221e.{323}Nietzsche,Menscliches,Allzumenschliches,DerWandererundseinSchatten,§175(NRFçevirisi).{324}Epiktetos,Manuel,§46.Bkz.F.Schweingruber,“SokratesundEpiktet”,Hermes,cilt78,1943,s.52–79.{325}Platon,Devlet,337a(Gorgias,489e,Theaitetos,150c).{326}Aristoteles,Sophist.Elenchi,183b3.{327}G.W.Hegel,Vorlesungen über die Geschichte der Philosophie,Bd. il, 65 (Gardiron çevirisi, s.291). Hegel’in bu eserinde

Sokrates'eayrılmışsayfalarınbüyükbirderinliğivardır,ki,bundanötürüromantikironisorununanüfuzedebilmiştir.{328}P.Moraux, “La joutedialectiqued'apres lehuitieme livredesTopiques”, AristotleonDialectic.Proceedingsof theThird

SymposiumAristotelicum,Oxford,1968,s.277–311.Budiyalektikçekişmelerinfelse ianlamıuzerinebkz.E.Weil,“Laplacedelalogiquedanslapenseearistotelicienne”, Revuedemetaphysiqueetdemorale,cilt56,1951,s.283–315.Ayrıcabkz.E.Hambruch, “Logische Regeln der Platonischen Schule in der Aristotelischen Topik”, Wissenschaftliche Beilage zumJahresberichtdesAskanischenGymnasiumszuBerlin,Berlin,1904.

{329}O.Apelt,PlatonischeAufsatze,Berlin,1912, s.96–108.Sokratesçi ironihakkında,M.Landmann'ınElenktikundMaieutik,Bonn,1950adlıçokonemlieserine,veR.Schaerer'in“Lemecanismedel'ironiedanssesrapportsavecladialectique”, Revuedemetaphysiqueetdemoraleadlıharikamakalesinedebaşvuracağız.

{330}Sokrates'evemuhatabınaözgünbulogos,“Platon,Protagoras,361a”dakişiselleştirilmiştir.{331}Biröncekinotabakınız.{332}Platon,Theaitetos,150a.{333}S.Kierkegaard,Pointdevueexplicatifdemonreuvre,s.28.{334}S.Kierkegaard,Riensphilosophiques(PhilosophischeBrocken),fr.çev.FerlovveGateau,Gallimard,“Idees”,1948,s.68ve

119.{335}Platon,Sokr.Sav,21d5.{336}Platon,Şölen,175d.{337}Xenophon,Memorables,IV,4,10.{338}Platon,Laches,187e.{339}Platon,Sok.Sav.,36b.{340}Platon,Alchibiades,120d4;Sokr.Sav.,36c.{341}Fr.Nietzsche,UnzeitgemasseBetrachtungen,111,4,fr.çev.G.Bianquis,Paris,Aubier,1966,s.79.{342}A.g.e.,s.79.

Page 220: Pierre Hadot Ruhani Alıştırmalar

{343}A.g.e.,s.87.{344}Platon,Şölen,216a.{345}Hegelbunoktauzerindefazlasıyladurur;VorlesungenüberdieGeschichtederPhilosophie,1,1,2,s.115(fr.çev.Garnion,

s.333sq.):“Hiçbirhalkın,hattahiçbirozgurAtinalıhalkvaribirozgurluktekihalkınahlakibilincinmahkemesinitanımamakgibibirseçeneğiyoktur.”

{346}Sokrates'tekibuölümistenci,Nietzsche'de,dahaileridebahsedeceğimiz,birsorunayolaçacaktır.{347}64Bkz.J.Wahl,Ûtudeskierkegaardiennes,a.g.e.,s.350sq.{348}Bukonuuzerine,bkz.S.Kierkegaard,Post-scriptumnonscienti ique(AbschliessendeunwissenschaftlicheNachschrift),çev.

PaulPetit,Paris,1941,s.47sq.{349}Bkz.J.Wahl,Ûtudeskierkegaardiennes,a.g.e.,s.270.{350}S.Kierkegaard,Pointdevueexplicatifdemonceuvre,a.g.e.,İl.kısım,İl.bölüm,B,s.50.{351}Bayağılıktemasıiçin,bkz.L.Jerphagnon,Delabanalite,Paris,1965.{352}Bkz. J. Wahl, İtudes kierkegaardiennes, s.281 sq., ve ozellikle ilahi gizlilikve yazarın gizliliği arasındaki bağ üzerine

açıklamalariçins.285,not1.{353}Nietzsche,lneditsde18821888,Leipzig,1903,ciltXlll,s.327.{354}Platon,Sokr. Sav., 23b : “Ey insanlar,aranızdaenbilgesi (sopholatos),Sokratesgibibilgeliğin (sophia)gerçektebirhiç

olduğunubilendir.”{355}Bkz.J.Wahl,Ğtudeskierkegaardiennes,s.387ves.409,not1,olumsuzteolojiüzerine.{356}S.Kıerkegaard,L'lnstant(DerAugenblick),a.g.e.,n10,s.176.{357}P.Friedlander,Plato,a.g.e.,cilt1,s.153.{358}W.Jaeger,Paideia,Berlin,1954,cilt11,s.64.{359}5.Kierkegaard,Pointdevueexplicatifsurmonceuvre,a.g.e.,s.50.{360}Platon,Şölen,215a;Phaedrus,229–230;Alchibiades,106a.{361}Platon,Şölen,221d-e.{362}S.Kierkegaard,PointdevueexplicatifsurmonCEuvre,a.g.e.,s.100.{363}Bukonu,SokratesveErosuzerinebkz.J.Hillman,“OnPsychologicalCreativity”, Eranos,cilt35,1966,s.370–98;ozellikle

SokratesçiEros'undemonikaçısıiçin.Araştırmalarımız,banaöylegeliyorki,birbirlerinitamamlıyor.{364}Bkz.H.–l.Marrou,Histoire de l'education dans l'Antiquite, Paris, 1971 (6.baskı), bolum 111, “De la pederastie comme

education”.{365}Platon,Şölen,217–218.{366}A.g.e,215e,218a,222b.{367}J.Wahl,İtudeskierkegaardiennes,s.60'tanalıntılanmıştır.{368}Platon,Şölen,200–201.{369}Bukonuuzerine,herşeydenoncebkz.L.Robin'inPlaton,Banquet,Paris;LesBellesLettres'deki,(1951)girişyazısı,s.G–

CIX,veLaTheorieplatoniciennedet'amour,Paris,1933,a.195;P.Friedlander,Plato,a.g.e.,cilt1,bölümil,“DemonveEros”.{370}Bkz.Eros'unsoyağacıuzerine,M.DetienneveJ.–P.Vernant, LesRusesdel'intelligence.LametisdesGrecs,Paris,1974,s.

140.“Militatomnisamans”temasıiçinBkz.A.Spies,Militatomnisamans.EinBeitragzurBildersprachederantikenErotik,Tübingen,1930.RezilkepazeErosiçinbkz.AnthologiePalantine,kitapV,yazıtlar176–180.

{371}Platon,Şölen,203c-d–ve220b.Sokrates–Eros teması içinbkz.VJankelevitch,L'lronie,a.g.e., s.122–125, ve Th. Gould,PlatonicLove,Londra,1963,s.57.

Page 221: Pierre Hadot Ruhani Alıştırmalar

{372}Platon,Şölen,174a.{373}Bkz.DiogenesLaertius'un,FilozoflarınHayatları,il,27–28'dealıntıladığımetinler.{374}KinikDiogenes tarzıyaşamşekli içinBkz.DiogenesLaertius'un,FilozoflarınHayatları,VI, 20, sq. Diogenes'in “hiddetli

Sokrates”(VI,54)olarakbetimlenmesiniiçerenmetin,eleştirelaçıdanyanlışaktarılmıştır,lakinkelimeninpsikolojikhakikatigeçerliliğinikorur.

{375}P.Friedlander,Plato,a.g.e.,cilt1,s.368,not6.{376}Yunancadakullanılanterimlerbilinçlibirşekildebirkaçanlamaçekilebilenbiçimdekullanılmıştır:Erospronesis'iarzular

gözükür,yanibilgeliği,düşüncevermeyi(porimos)vebütünyaşamıboyunca“felsefe”yapmayı.{377}Şölen,203d.{378}Aristophanes,Bulutlar,445sq.{379}Platon,Şölen,221e.{380}A.g.e.,175e.{381}A.g.e.,215c;Menon,8Oa3;Charmides,155e,Phaidon,77e.{382}Platon,Şölen,218a-b.{383}Platon,Şölen,220a-d.{384}A.g.e.,221bveAristophanes,Bulutlar,362.{385} Platon, Şölen, 203–204. Bu eşzamanlı olumsuzlamaların felse i sonuçları için bkz. H.–J. Kramer, Plotinismus und

hellenistischePhilosophie,Berlin,1971,s.174–5ve229–30.{386}Platon,Şölen,215b.{387}Platon,Şölen,218e.{388}Alchibiadesbirbirinitakipedenbirbiçimde,ılımlılığıvekuvvetisıralar,bkz.217–221.{389}Örneğin,Kierkegaard,J.Wahl,Etudeskierkegaardiennes,a.g.e.,s.100,notl'denalıntılanan:“OkumalarımSokrates'ikarşıma

çıkardığızaman,kalbim,sankionunlagoruşengençbiradamınkigibiçarpıyordu.Sokratesduşuncesi,gençliğimicoşturuyorveruhumudolduruyordu.”

{390}Thaumarturgos'lu Gregoire,Remerciements a Origene (Prosphonetikos), VI, 83, ve VII, 97; VI bolumunun tamamı bukonuyaadanmıştır.

{391}E.Bertram,Nietzsche,a.g.e.,s.326sq.(Pitrouçevirisi,s.393sq.).P.Friedlander(Plato,a.g.e.,cilt1,s.50)debusayfalaragöndermeyapar.

{392}E.Bertram,Nietzsche,a.g.e,s.327(Pitrouçevirisi,s.394).{393}J.Hillman,“OnPsychologicalCreativity”,alıntılanmışmakale,s.380.{394}J.G.Hamann,SokratischeDenkwürdigkeiten,s.149sq.BueserinGoetheuzerindekietkisiiçinbkz.A.Raabe,DasErlebnis

desDamonischeninGoethesDenkenundSchaffen,Berlin,1942,s.30.{395}“Alchibiades,birgünvebirgeceolabilmekvesonradaölmeğidilemek!”:Herder'eMektup,Temmuz1772.Bukonuiçinbkz.

A.Raabe,DasErlebnisdesDamonischen...,a.g.e.,s.26–31.{396}“Öyleysekendikendineolmangerekir,kikaçamayacaksın[...]hiçbirzamanvehiçbirguç,yaşayarakgelişenbelirtilmişşekli

parçalaraayıramasın”:Ch.duBosçevirisi,Ch.duBos,Goethe,Paris,1949,s.38(ayrıcabkz.a.28sq.).{397}A.Raabe,DasErlebnisdesDamonischen...,a.g.e.,s.142.Mignonözlemi,bkz.Goethe,WilhelmMeistersLehrjahre,VIII,2:“So

lasstmichscheinen,bisichwerde/ZiehtmirdasweisseKleidniehtaus/leheilevondersehönenErde/HinabinjenesfesteHaus/Dortruh'ich,einekleineStille/DannöffnetsichderfriseheBliek/lehJassedanndiereineHülle/DenGürtelunddenKranzzurüek/UndjenehimmlisehenGestalten/SiefragenniehtnachMannundWeib/UndkeineKleider,keineFalten/Umgeben den verklarten Leib.” Bkz. M. Delcourt, “Utrumque–Neutrum” Melanges H.–Ch. Peuch, Paris, 1974, s. 122:

Page 222: Pierre Hadot Ruhani Alıştırmalar

“Çalınmış,mutsuzçocuk,oğlangibigiydirilmişve cinsiyetindennefret eden,MignonbirzwitterhaftesWesengibi belirir.Nihayetinde kendisiyle bağdaşmış, çocuklar bayramında, birmelek rolunu oynar ve yaklaşan olumunu ilan ettiği bir lidsöyler:“leheilevonderschönenErde...”, “Buguzeldiyarıaceleyleterkediyorum–busabitmekaniçin–veoradayaşayangoksel formlar – sormazlar erkek mi yoksa kadın mı olduğumuzu – ve hiçbir kıyafet, hiçbir ortu – sarmaz nurlanmışvucudu.”Mignon iguru içinbkz.W.Embrich, DieSymbolikvonFaust, il, Francfort-sur-le–Main, 1957, s.172, ve notlardaalıntılanmışbibliyografya,s.459.

{398}Ottilie iguruvedemonikuzerinebkz.W.E.DieSymbolik...,a.g.e.,s.214(Ungeheureskavramıylailişkiliolarak).Erdişilikiçinbkz.a.g.e.,s.171–6.

{399}E.Bertram,Nietzsche,a.g.e.,“Sokrates” uzerineolanbolum.Uzunbir tartışmaya girmeksizin, son zamanlarda bu konuuzerine yapılan çalışmaların, Bertram'ın Nietzsche'nin Sokrates ile olan ilişkileri karşısındaki konumunu aşmadığıkanaatindeyim.

{400}Fr.Nietzsche,DiefröhlicheWissenschaft,a.g.e.,§340.{401}Fr.Nietzsche,Götzen–Dammerung,DasProblemdesSokrates,a.g.e.,§8(NRFçevirisi).{402}Fr.Nietzsche,DieGeburtderTragödie,a.g.e.,§13;Turkçesi:TragedyanınDoğuşu,çev.MustafaTuzel,İşBankasıKültür

Yayınları.{403}Platon,Şölen,223c.BumetinvehattaAlchibiades'inŞölen'dekisoylemiiçin,nihayetindededahagenelbirşekilde,Platon

diyalogları için, K. Gaiser,Platone come scrittore iloso ico.Ayrıcabkz. şu harikulade kitaba: Saggi sull'ermeneutica deidialoghiplatonici,Napoli(lnstitutoltalianopergliStudiFilosofici,LezionidellaScuoladiStudiSuperioriinNapoli2).

{404}C.F.Meyer,Gedichte,iV,Reise,DasEndedesFestes:DamitSokratesdieFreundetranken,UnddieHaupteraufdiePolstersanken,/KameinJüngling,karınichmitentsinnen,/Mit^eischlankenFlötenblasennnen./AusdenKelchenschüttenwirdieNeigen,/DiegeprachesmüdenLippenschrneigen,/UmdiewelkenKrdnpeziehteinSingen.../Stili!DesTodesSchlummeiflötenklingenl(yazarınçevirisi).

{405}F.Hölderlin,DerRhein:NurhateinjederseinMass/Dennschweristzutragen/DasUnglück,aherschwererdasGlück/EinWeiserabervermochtes/VomMittagbisindieMitternacht/UndbisderMorgenerglanze/BeimGastmahlhellezubleiben.(G.Bianquisçevirisi,Paris,Auber,1943,s.391–393).

{406} Fr. Nietzsche,Menschliches, Allzumenschliches, Der Wanderer und sein Schatten, a.g.e, § 86 (NRF çevirisi); Turçesi:İnsanca,Pekİnsanca,çev.MustafaTüzel,İthakiYayınları.

{407}Xenophon,Şölen,il,16.{408}Warumhuldigestdu,heiligerSokrates,/DiesemJünglingestets?KennestduGrisseresnicht?/WarnmsiehtmitLiebe/Wie

aufGiıtter,deinAugaufihn?/WerdasTiefstegedacht,iiehtdasLebendigste/HoheJugendversteht,werindieWeltgehlickt/Und es neigendieWeisen /Oft amEnde%uSchönem sich.(G.Bianquis çevirisi, ha ifçedeğiştirilmiştir, ozellikle de 6.dizede,Hölderlin'inasılmetniHoheJugendadınıtaşır).

{409}Nietzsche,UnzeitgemasseBetrachtungen,SchopenhaueralsErzieher,§2:WdhrenddemMenschennichtsFröhlicheresundBesseres zuTheilwerden karın, als einem jener Siegreichen nahe%u sein, die,weil sie dasTiefstegedacht, gerade dasLebendigsteliebenmiissenundalsWeiseanıEndesichzumSchönemneıgen....Siebewegensichundlebenwirklich...weshalbesunsinihrerNahewirklicheinmalmenschlichundnatiirlich%uMutheistundwirwieGoetheausrufenmöchten:“Wasistdoch einLebendiges far einherrliches köstlichesDing!wieabgemessen%u seinemZustande,wiewahr,wie seiend!” (G.Bianquisçevirisi,Paris,Aubier,1966,s.37.)

{410}Nietzsche,Die Geburt der Tragödie, a.g.e.,§ 15. Sokrates'in ruyası, ki tanrılar ona, ruyada, kendini muziğe adamasınıemrederler,Phaidon'daanlatılmıştır:Phaidon,60–61: “Der tragischemenschalsmusiktreibendeSokrates”, Nachlass,ed.Kröner,ciltIX,s.179.

{411}Platon,Phaidon,118a.{412} Nietzsche, Die fröhliche Wissenschaft, a.g.e., § 340, E. Bertram, Nietzsche, a.g.e., s.341'den (Pitrou çevirisi, s.408)

alıntılanmıştır.

Page 223: Pierre Hadot Ruhani Alıştırmalar

{413}A.g.e.,s.341(Pitrouçevirisis.408).{414}Fr.Nietzsche,Götzen–Dammerung,DasProblemdesSokrates,a.g.e.,§12(NRFçevirisi).{415}Bukonuiçinbkz.HelenH.Bacon,“SocratesCrowned”,TheVirginiaQuarterlyReview,cilt35,1999,s.415–30.{416}Platon,Şölen,175e.{417}A.g.e.,212e.Bkz.Th.Gould,PlatonicLove,a.g.e.,s.40{418}Platon,Şölen,213e.{419}A.g.e.,222d.{420}Platon,Şölen,223d.{421}A.g.e.,196e.{422}A.g.e,176c;220a;223d.{423}A.g.e.,223d.{424}A.g.e.,174dve220c.{425}Nietzsche,JenseitsvonGuteundBöse,§295;Türkçesi:/yininveKötününÖtesinde..,çev.Ahmetİnam,SayYayınları.{426}Nietzsche,EcceHomo,WarumichsoguteBücherschreibe,§6;Turkçesi:EcceHomo(KişiNasılKendisiOlur?),çev.Can

Alkor,İşBankasıKültürYayınları.{427}J.G.Hamann,SokratischeDenkwürdigkeiten,s.149sq.{428}E.Bertram,Nietzsche,a.g.e.,s.346(Pitrouçevirisi,s.413).{429}Çeviri,kısmenGenevieveBianquis,kısmenRobertPitrou'danalıntılanmıştır.{430}TakipedeceğimizMarcusAurelius'unmetinlerininçevirileri,W.Theiler'inderlediğieleştiriselmetinuzerindenyapılacaktır,

Marcus Aurelius,Wege zu sich selbst,Zurih, 1951.Marcus Aurelius'un Yunancametinden yeni bir eleştirisel baskısı sondonemdeçıkmıştır:Marci Aurelii Antonini Ad se ipsum libri X/ll, J. Dalfen (ed.), Leipzig, Teubner, 1979;mukemmel bireleştirelgereç.Ama,esasolarak,mukemmelbirçeviriveoldukçadeğerlinotlarlabezeliW.Theilerçevirisinitakipedebiliriz;Türkçesi:Düşünceler,çev.ŞadanKaradeniz,YKY.

{431}Eskiçağlardapeksevilenbirşarap.–ç.n.{432}P.Wendland, Diehellenistische-römischeKuttur in ihrenBeziehungenzu JudentumundChristentum,Tubingen,4.baskı,

1972,s.238.{433}J.M.Rist,StoicPhilosophy,Cambridge,1969,s.286.{434}5 E.R. Dodds, Paiens et chretiens dans un âge d'angoisse, fr.çev. H.– D. Saffrey, Paris, 1979, s.43, not 2 (E.R. Dodds,

DüşüncelerVIII,1,1;X,8,1–2;XI,18,5;V,10,l'eçağrışımyapar).{435}DionCassius,LXXI,36,1.{436}E.R.Dodds,Paiensetchretiensdansunâged'angoisse,a.g.e,s.43,not2.{437}R.DaillyveH.VanEffenterre,“LecasMarcAurele.Essaidepsycholo-somatiquehistorique”, Revuedesetudesanciennes,

ciltLVI,1954,s.347–65.{438}DionCassius,LXXll,6,4.{439}“Farizaik”terimi,Hasmonean'lıJonathan'dan(MO143)İkinciTapınak'ınyokedilişine(MS70)kadarYahudilerarasında

yaygınüçdüşunceekolunden(Sadduce,Essene,Pharise)birisineaittarikatuyelerinivebutarikataaitgeleneklerinitelemekiçinkullanılmaktadır.–ç.n.

{440}R.DaillyveH.VanEffenterre,“LecasMarcAurele.Essaidepsycholo-somatiquehistorique”,alıntılanmışmakale,s.354.{441}A.g.e.,s.335.

Page 224: Pierre Hadot Ruhani Alıştırmalar

{442}G.Misch,GeschictederAutobiographie,1,2,Berne,1950,s.479sq.'daMarcusAurelius'uneserininbütünününfevkaladebirsunumunudeğil,aynızamandada “kotumserliğine” iyibirnoktakoymayıbuluruz.Antikçağdayonve ruhanialıştırmalaruzerine bkz. P. Rabbow, Seelenführung. Methodik der Exerzitien in der Antike,Munih, 1954; I. Hadot, Seneca und diegriechisch-römischeTradition der Seelenleitung,Berlin, 1969, ve aynıyazarın, “Epicure et l'enseignement philosophiquehellenistiqueetromain”ActesduVIWcongresdel'AssociationGuillaumeBude,Paris,1969,s.347–53.

{443}Bkz.I.Hadot,“Epicureetl'enseignementphilosophique...“,alıntılanmışmakale,s.349.{444}DiogenesLaertius,X,135.{445}Epiktetos,Dissert.,111,24,103;111,5,11.{446}MarcusAurelius'unDüşüncelerininYunancabaşlığıbudur.Şöyleçevirebiliriz:“kendiiçin”.{447}MarcusAurelius,Wegezusichselbst,W.Theiler(yay.),a.g.e.,s.14.{448}Bkz.Epiktetos,Dissert.,il,18,12.{449}Cicero,Tuscul.,111,29veiV,37.Bkz.P.Rabbow,Seelenführung...,a.g.e.,s.160,I.Hadot,Seneca...,a.g.e.,s.60sq.{450}AuluGelle,XIX,2;İskenderiyeliClemens,Pedagog.,il,10,94,3.{451}P.Rabbow, Seelenführung...,a.g.e., s.328 ile elyazmalarının, tarihçi dersini muhafaza ederim, ve “gevezelik” anlamında

algılarım.{452}AnatoleFrance,LeLivredemonami,XI,Ciuvres, cilt1,Paris,Gallimard, “Bibliothequede laPleiade”, s.515: “Annemin,

detayvermektençoksoylemehuyuvardı,BayanGance'ninçizgilerininolağandışıhiçbirşeyiyoktu.Annembuduyguyuheraçıkladığında,babam inanmadığını,başınısallayarakbelirtirdi.Şuphesizbenimgibiyapardıbumukemmelbaba:oBayanGance'ninçizgilerinidetaylandırmazdı.Vehangidetayolursaolsun,genelicezbediciydi.”

{453}Pankrasgüreşi,antikYunanolimpikoyunlardasergilenenbirdovuşsporudur.Rakibingozlerinioymakverakibiniısırmakharicindebaşkahiçbirkısıtlamanınyadayasağınolmadığı,çıplakyapılan,oldukçaçetinveacımasızbirgüreştir.–ç.n.

{454}Bukonuiçinbkz.V.Goldschmidt,LeSystemestoıcienetl'ideedetemps,Paris,1953,s.168sq.{455}Kesinlikle; stoacılar, zamanın sonsuza bolunebilir olduğunu ve boylelikle de kelimenin tam anlamıyla şimdi olmadığını

doğruluyorlardı, ama insanbilinci tarafındanyaşanmışşimdininbir “yoğunluğu” (platos)olduğunu kabul ediyorlardı. Veozelliklede insanbilinci “şimdiyi sınırlayabilir”,kibunun ikianlamıvardır:biryandan,bizebağımlıolanı(şimdiyi) bizebağımlıolmayandan(geçmiştenvegelecekten)ayırmak; oteyandanbiziallakbullakedebilecekbirşeyi,kaçıveren (amagenede, herne kadarufakolursaolsun, “yoğunluğu” olan) bir ana indirgemek: toplamda ise, yaşamın tum zorluklarınıntoplamtasviriylekorkmayabırakmakyerinezorluklarıbölmek.

{456}İl,4;111,11;İV,21,5;VII,29;VIII,11;IX,25;IX,37;X,9;Xll,10,18,29.Maddeselunsurilkkategoriyedenkduşmektedir,nedenselunsurikincikategoriye,kozmosileilişkiuçuncuye(=varolmaşekli,bkz.Stoic.Veter.Fragm., cilt1,il,§550),sureisedördüncüye(=görecelivarolmaşekli).Bkz.O.Rieth,GrundbegriffederstoischenEthik,Berlin,1933,s.70sq.

{457}Maddeselunsurbedenvepneuma(nefeslhava),nedenselunsurakıldır.{458}Bkz.iV,26;V,8,12.{459}Bkz.XI,1,3veXll,8.{460}Bkz.Xll,2.{461}Bkz.VIII,54.{462}Stoic.Veter.Fragm.,cilt111,§246.“Farkhlar”ınstoacıkavramıüzerinebkz.Stoic.Veter.Fragm.,cilt1,§47;cilt111,§70–

71ve117.Bukavramınkokenleriveanlamıiçinbkz.O.Luschnat,“DasProblemdesethischenFortschritts”, Philologus,ciltCll,1958,s.178–214.

{463}Stoic.Veter.Fragm.,cilt1,§351.{464}Bkz.SextusEmpiricus,Adv.Math,XI,61.

Page 225: Pierre Hadot Ruhani Alıştırmalar

{465}J.Moreau,“Aristonetlestofcisme”,Revuedesetudesanciennes,ciltL,1948,s.27–48.{466}MarcusAurelius'unFronton'aMektubu,§35,satır12,L.Pepe,MarcoAurelioatino,Napoli,1957,s.129:“Aristonislibri me

hactempestatebeneaccipiuntatqueidemhabentmale:cumdocentmeliora,tumscilicetbeneaccipiunt;cumveroostenduntquantumabhismelioribusingeniummeumrelictumsit,nimisquamsaepeerubescitdiscipulustuussibiquesuscenset,quadvigintiquinquenatusannosnihildumbonarumopinionumetpuriorumrationumanimohauserim.ltaquepoenasdo,irascor,tristis sum,zelotupö, cibo careo.” Marcus Aurelius'un yoneliminde [conversion]Ariston'un rolu için Ecole pratique deshautesetudes'deverdiğimdersinozetineBkz.Ecolepratiquedeshautesetudes,VSection,Sciencesreligieuses.Resumesdesconferences et travaux, cilt 92, 1983–1984, s.331–336: Marcus Aurelius'un Fontan'a mektubu, Marcus Aurelius'un“yonelim”ini [conversionl anlatmamaktadır, ama Marcus Aurelius tarafından yapılan bir Ariston okumasını kanıtlıyorgözükmektedir.Ariston'unMarcusAureliusüzerindekietkisikonusunda,bugünbirazdahaazdoğrulayıcıolabilirdim.

{467}Stoic.Veter.Fragm.,cilt1,§351–354.{468}Bkz.I.Hadot,Seneca...,a.g.e.,s.115.{469}Seneca,Nat.Quaest.,1,6.Ayrıcabkz.Lucilius'aMektup,CXVII,19.{470}Platon,Devlet,486a.“Ruhunyuceliğive izikseldunyanıntemaşası”hakkındabkz.A.–J.Festugiere,Revelationd'Hermes

Trismegiste,cilt il, s.441 sq., ve genel bir sunum için bkz. R.–A. Gauthier,Magnanimite. L'ideal de la grandeur dans laphilosophiepaienneetlatheologiechretienne,Paris,1951.

{471}Euridipos,fragm.898Nauck.{472}Ayrıcabkz.İV,23veVII,57.{473}İV,29;VIII,15;Xll,1,5;İV,23.{474}VII,54.{475}A.S.L.Farquharson(TheMeditationsoftheEmperorMarcusAntonius,cilt1,Oxford,1944,s.36)haklıolarakAristoteles'in

(Part.Animal.,645a11)metniylekıyaslamaktadır.{476}Benzerbirsoruniçinbkz.P.Hadot,“MarcAureleetait-ilopiomane?”,MemorialA.–J.Festugiere,Cenevre,1984,s.33–50.{477}BumakaledekiMarcusAureliusalıntılarıW.Theilertarafından,MarcusAurelius,Wegezusichselbst,Zurih,2.baskı,1974

basımındaoluşturulmuşYunancametnegöreyapılmıştır;çeviriorijinalidir.“Anlaşılabilir temsil” [representationcomprehensive] olarak bilinen Fransızca ifadeyi yeniden ele almak yerine phantasia'yı

niteleyenkataleptike teknik ifadesini çevirmek için “nesnel” terimini kullandım. “Nesnel”, kelimenin etimolojisine hiç deuygundüşmemektedir,amaboylebirtemsilinancakveancaknesnesiniiçerdiğini,veyabancıhiçbirşeyiçermediğini,vebusebeptenötürüderızayalayıkolduğunugöstermedeönceliklidir.

{478}Öncekinotabakınız.{479}“Bizi çevreleyen kılı la” : Burada bahsi geçen pek tabii ki de bedendir; bedenden gelir duyumlar ve temsiller: uçuncu

temanınnesnesiolantemsillerineleştirisi,bedenaracılıylaruhanüfuzedeninbireleştirisinetekabüleder.{480}EpiktetosalıntılarıJ.Souilhe(Epiktetos,Söyleşiler,Paris,LesBellesLettres,1948–1965)tarafındanderlenmişmetnegore

yapılmıştır.J.Souilhe'ninçevirisigenellikledeğiştirilmiştir.Buikihareketegeçmehazırlığı,eğilimin(horme)ozelliklerindendirvebundanoturuikincitemayadenkgelirler.A.Bonhoffer,

EpictetunddieStoa,Stuttgart,1980,s.257–9.{481} Bkz., a.g.e., s.24 ve s.92; Epiktetos, 111, 22, 4 ve daha aşağıda not 2, p.178. burada onemli bir sorunu bir kenara

bırakıyorum:MarcusAurelius'tapsikolojik işlevleroğretisini saptırmayaçalışmışolanmuhtemelPlatoncuetkiler sorunu.Esasolan,çoktanA.Bonhöffer,EpictetunddieStoa,a.g.e.,s.30–2ve93–4'tesöylenmişgibigeliyorbana.

{482}Bkz.,MarcusAurelius,IX,1,6–10;111,12,1:“Hiçbirşeybekleme,hiçbirşeydenkaçınma.”{483}Bkz.il,2,3;İl,13,2;111,6,2;111,9;111,16,3;iV,29,2–3;iV,33;VI,16,10;VII,29;VII,55;VII,66,3;VIII,26(1no'lu

temanınikiyebölündüğükısım);VIII,51;IX,1;X,24;Xll,3,3.

Page 226: Pierre Hadot Ruhani Alıştırmalar

{484}Örneğin,XII,15:hakikat,adalet,ılımlılık;111,9,2:yargıdaacelecilikyokluğu,insanaşkı,tanrılaraitaat(akolouthia);VIII,32,2:“Adaletle,ılımlılıkla,akılla”.

{485}Örneğin,II,5;X,24:“Zekadanyoksun,topluluktanayrılmış[...].teninkıpırdanmalarınakatılan.”{486}Buifadeninanlamıiçinbkz.dahaaşağıdanot144,s.166.{487}Toposkelimesi,stoacıgelenekte felsefeninkısımlarınıbelirtmek içinkullanılırdı;bkz.DiogenesLaertius,VII,39,43,84,

137,160,189;İskenderiyeliClemes,Stromates,İV,25,162,5.{488}J.Souilheçevirisindegozukmeyenkelimeninanlamıiçinbkz. J.Schweighauserdizini,EpictetiPhilosophiaeMonumenta,

Leipzig,1799,cilt111,s.433.{489}Epiktetos,Söyleşiler,111,2,6.Zamanladeğerdeğiştirenakılyurutmeleriçinbkz.Stoic.Vet.Fragm.,ciltİl,§206ve§954,

satır 42. Sorgulama aracılığıyla sonlanan akıl yurutmeler Aristoteles'ten beri kullanılan geleneksel diyalektik yonteminetekabüleder.

{490}61Epiktetos,Söyleşiler,il,8,29;il,17,15ve31;111,2,2ve4,IV,4,16;IV,10,13. İfadeninanlamıiçinbkz.dahaaşağıda,not4,s.185.Stoacıetikte“uygunedimlerin”yeriiçin,bkz.Stoic.Vet.Fragm.,cilt111,§1.

{491}62Bkz,a.g.e,ciltil,§35–44.{492}Bkz.P.Hadot“RuhaniAlıştırmaOlarakFizik”.{493}A.Bonhöffer'in,EpictetunddieStoa,a.g.e.,s.23–37'de,birkaçnüansvesınırlamaylaçoktanbelirtğisonuçtu.{494}65Stoacışemayabenzerbukarşılıklıkapsamaiçinbkz.,P.Hadot, PorphyreetVictorinus,Paris,1986,cilt1,s.240–245,ve

V.Goldschmidt,Lesystemestoicienetl'ideedetemps,Paris,1953,s.66sq.{495}MarcusAurelius,VI,13;bkz,P.Hadot,“Ruhanial ıştırmaolarak izik”,dahayukar ıda,s.120.AynıifadeMarcusAurelius'ta

İV,1,2; V,20,2;VI, 50, 2;VIII, 41, 4'undedebulunmaktadır.Anlamı içinbkz.Stoic. Vet. Fragm.,cilt 111, §§ 564–565,ozellikledeSeneca,Debene iciis, İV, 34, 4: “Bilgeher şeye “( ...) kaydıyla” (cumexceptione)kalkışır: eylemin sonucunuengellemekamacıylahiçbirşeyinarayagirmemesikoşuluyla.Eğer,herşeyibaşarırvebeklentisinindışındabaşınahiçbirşeygelmezdiyorsak,bu,yazgısınıngerçekleşmesiniengelleyecekherhangibirşeyinarayagireceğini oncedenzihninde tahminetmişolmasındandır...Bu“kayıt”,kioolmaksızınhiçbirşeydüşünmezvehiçbirşeyegirişmez;onukoruyandabudur.”

{496}MarcusAurelius,Xll,22.Hupolesis'i“yargı”olarakçevirdim.{497}MarcusAurelius,il,5,1;V,2;V,22,2;V,36;VII,17;IX,7.{498}Epiktetos,Söyleşiler,111,12,1–17.{499}M.Pohlenz,DieStoa,ciltil,378numaralısayfadakinot,ilkparagraf.{500}Bkz.Epiktetos,Manue/,§1.MarcusAurelius,VI,41;VIII,28.{501}MarcusAurelius,İl,11,6;VII,31;XI,16,1.{502}Bkz.MarcusAurelius,V,8,4:“Neticeitibariyle,yalnızcatekbiruyumvardırveaynıbiçimde,bedenlerinhepsiyleKozmos,

'boyle' bir beden olmaklığıyla tamamlanır;aynıbiçimde nedenlerin hepsiyle Kader (ıHeimarmene) de, 'boyle' bir nedenolmaklığıylatamamlanır.”

{503}MarcusAurelius,V,8,12:“Taba şlangıçtaeneskinedenlerdenitibarensuregelmişolanbuolay,seninbaşınageldi,sanagoredüzenlendi,seninleilişkilendirildi.”İV,26:“Seninbaşınagelenherşey,Butun'unparçasıolarak,başlangıçtanbuyanaseninleharmanlanmıştır ve senin için suregelmiştir.” X, 5: “Her ne olursa olsun, ezelden beri senin için çoktan haz ırlanmıştır venedenlerinbirbirinegeçmesi,daimamevcudiyetinivebuolayınrastlantısınıbirlikteharmanlamıştır.”VIII,7,1: “Duşünendoğa kendi yolunu izler, bize bağımlıolanşeylerdışında herhangi bir arzusu ya da tiksintisi beslemiyorsa, bu, evrenseldoğanınonaortaklaşaverdiğiherşeyineşeylekarşılamasındankaynaklanmaktadır.”

{504}MarcusAureliusburadaEuridipos'u imaetmektedir, frag. 890,7–9Nauck: “Kuraklığınverimsiz tarlasının neme ihtiyacıolduğunda, toprak yağmuru sever. Yağmurla dolu yuce goğun kendisi de, Afrodit'in gucuyle, toprak uzerine yayılmaarzusuylayanıpkavrulmaktadır.”EvrenseldoğademekkiburadaAfrodit'inefsaneviçizgilerinitaşımaktadır.

Page 227: Pierre Hadot Ruhani Alıştırmalar

{505}Bkz.MarcusAurelius,111,4,4;111,16,3;İV,25;V,8,10;V,27;VII,54;VIII,7,1;ıx,3,1;ıx,6,4ve6.{506}77Bkz.111,4,5;111,16,3;iV,26,4;V,8,12;VII,57;VIII,23;X,5;111,11,4:“BanagorebuolayTanr ı'dankaynaklanır,bu

diğeri;kura,alınyazısınınipliklerininsıkısıkıyabirbirinedolaşmasıvehattabeklenmedikbirkarşılaşmavetalihgereğincemeydanagelir,banagörebudiğerolaybenimleaynıinsanırkınamensup,hısmımolan,benimleaynıtopluluktabulunanlakinkendisinegöredoğayauygunolanıyadsıyaninsandankaynaklanır.”

{507}Bkz.P.Hadot,“RuhaniAlıştırmaOlarakFizik”.{508}Bkz.diğerlerininarasında,il,4;il,9;X,11;X,17;X,18;Xll,32.{509}Bkz.il,12,3;iV,14;iV,41;V,33;VI,13(oldukçaonemli);VI,14;VI,15;VII,3;VIII,11;VIII,24;X,10;XI,16;Xll,10;Xll,18;

Xll,29.{510}Bkz.XI,2;VIII,36;bkz.V.Goldschmidt,LeSystemestotcienetl'ideedetemps,a.g.e.,s.168sq.{511}Bkz.11,4;il,17;111,11;IV,21,5;V,13;VII,29;VIII,11;IX,25;IX,37;X,9;Xll,10;Xll,18;Xll,29.{512}83Bkz.il,17,5;iV,36;iV,42–43;V,13;VI,15;VII,18;VII,23ve25;VIII,6;IX,28;IX,29;IX,32;IX,35;X,11;X,18;XI,17;

Xll,21.{513}Bkz.iV,50,5;V,23;V,24;VI,36;IX,32;X,17;X,31;Xll,7;Xll,32.{514}Bkz.iV,40;VI,25;VII,9;IX,8;Xll,30.{515}Bkz.IV,45;V,8;VI,38;VII,9.{516}Bkz.111,2,6;iV,33;iV,44;VII,29,4;VII,66;VII,68;VIII,49,4.{517}Bkz.111,2;tamamengerçekçibirestetiksunar.{518}Bkz.111,11,2veX,11,1edebitekrarlama.Ruhunyuceliğive izikseldunyanıntemaşasıarasındakibağiçinbkz.I.Hadot,

Senecaunddiegriechisch-römischeTraditionderSeelenleitung,Berlin,1969,s.115.{519}Bkz.il,11,6;111,10,2;İV,3,7–8; İV,19;İV,33;V,33;VI,16;VI,18;VI,36;VII,21;VIII,1;VIII,8;VIII,21;VIII,44;VIII,

52,3;X,10;X,19;Xll,2;Xll,24,3.{520}Bkz.il,12,3;il,14;il,17,4–5;111,3;İV,5;İV,14;İV,15ve17;İV,47–48;İV,50;V,4;V,33;VI,10;VI,24;VI,28;VI,49;VI,

56;VII,21;VII,32;VII,50;VIII,18;VIII,25;VIII,31;VIII,58;IX,3;IX,33;IX,37;X,7;X,29;X,36;XI,3;Xll,7;Xll,21.{521}Bkz.111,9;VI,16;10;VII,31;Xll,27,2;Xll,31,2.AyrıcaVII,54'ededikkatçekiyoruz:“saygıylahoşlanmak”vetumcumle

IX,1,kiburadaadaletekarşı(2no'lutema),hakikatekarşı(3no'lutema),ruhundinginliğinekarşı(1no'lutema)hatalar,kutsalşeyleresaygısızlıkolaraksunulmuştur.

{522}Bkz.Cicero,Definibus,111,5,16sq:MarcusAurelius,il,1,4;İV,3,4;İV,29;3;V,1,5;V,9,3;V,16,3;V,20,1;V,30;VI,33;VII,13;VII,55,2;IX,1,1;IX,9,1–12;X,2;XI,1,4.

{523}Bkz.il,2,4;111,5,1;111,9,2;111,11,5;İV,29,2;İV,33,3;V,6,6;V,30,1;VI,7;VI,14,2;VI,16,10;VI,23,1;VI,30,4;VII,5,3;VII,52;VII,55,3;VII,72;VIII,7,1;VIII,12;IX,23,2;IX,31,2;X,6,5;XI,4;XI,21,3;Xll,20;Xll,30,6.

{524}Bkz.111,16,3;IV,12,2;İV,22;İV,25;İV,26,5;IV,37;VI,47,6;VII,54;VII,66,3;VIII,39;IX,1;IX,31;Xll,3,3.{525} Bkz. Epiktetos, Söyleşiler, 111, 22, 54, kiniklerler alakalı olarak: “Boylesine dayak yemiş biçimde, onu doveni bile

sevmelidir.”R.Joly,Christianismeetphilosophie,Brüksel,1973,s.225'dealıntılamışolduğumetin.{526}Buçeviriyi, l.G.Kidd, “PosidoniusonEmotions”, Problems inStoicisme,A.A. Long (ed.), Londra, 1971, s.201'den odunç

alıyorum. Bu çeviri; madde için, farksız şeylere sahip olan bu kathekonta'ların, fazlasıyla doğanın temel eğilimineuygundurlar, tekabul ederler. Kelimenin, al ışılageldiği gibi ,”gorev” olarak çevrilmesi bu açının onemini yadsır. Bukathekonta'larhakkındaaynıderlemedeşumakaleyiokuyacağız.l.G.Kidd,“StoiclntermediatesandtheEndforMan”.Ayr ıcaBkz.I.Hadot,Seneca..,a.g.e.,s.72–78.

{527}Bkz.MarcusAurelius,iV,1,2:eylemininnesnelerikarşısındaözgürlüğünkayıtsızlığı;VII,68,3;VII,58,3.{528}Bkz.VII,29;il,2,4;VI,16,1;VI,28.

Page 228: Pierre Hadot Ruhani Alıştırmalar

{529}Örneğin,il,16,6yadaXll,20.{530}Bkz.111,9;İV,3,10;İV,7;İV,11;İV,22;V,2;V,16;V,19;V,26;VI,3;VI,52;VII,2;VII,14;VII,16;VII,17;VII,29,1;VII,54;

VIII,7,1;VIII,26;VIII,29;VIII,40;VIII,47;VIII,48;VIII,49;VIII,50;IX,50;IX,6;IX,7;IX,13;IX,15;IX,32;IX,32;XI,11;XI,16;XII,22;XII,25.

{531}Bkz.Il,11,1(sözlervedüşünceler);il,16,5;111,12,1;111,16,3;IV,33;VI,21;IX,1,2;Xll,15.{532}Bkz.IX,1,2.{533}Marcus Aurelius'ta surekli yineleyen bir terimi (toioutos) bu biçimde çevirdim; orneğin, daha yukarıda alıntılanmış

metinde,not3,s.146,şeylerinolduklarışeylerolduğu,aslındaşuyadabubiçimdebelirlenmişoldukları,başkabirdeyişledünyanın,tümolabilirlerarasında,olduğuşeyolduğufikriniaçıklamakiçinkullandım.

{534}Vespasien, 69–79 yılları arasında tahta çıkmış bir Roma imparatorudur. Trajan ise Roma kokenli olmayan ilk Romaimparatorudur;imparatorlukTrajandönemindeengenişsınırlaraulaşmıştır.–ç.n.

{535}Butemaiçinbkz.A.J.Festugiere,“Uneexpressionhellenistiquedel'agitationspirituelle”, Annuairedel'Ecolepratiquedeshautesetudes,il'sectiondesSciencesreligieuses,annee1951–1952,Paris,1951,s.3–7.MarcusAurelius'ta,bkz. İl,7,1ve111,4,l.

{536}YunanmitolojisindeNestor,Apollon'un,kendiamcalar ınıveteyzelerioldurmesikarşılığındaomruneuçnesillikdahaomurkattığı,dörtnesilyaşamışmitolojikkarakterdir.–ç.n.

{537}“Ruhaniinziva”konusuiçin,bkz.P.Rabbow,Seelenführung...,a.g.e.,s.91sq.{538}TıpkıEpiktetos'un,İl,2,2'dazihninbueğiliminiruhundinginliğiyleilişkilendirmesigibi,MarcusAureliusdaeumareia'dan

bahseder.{539}Bkz.P.Hadot,PorphyreetVictorinus,o.g.e.,cilt1,s.240.{540}A.Bonhöffer,EpictetunddieStoa,Stuttgart,1890,veDieEthikdesStoikersEpictet,Stuttgart,1894.{541}A.Bonhöffer,DieEthik,a.g.e.,s.18–127.{542}A.Bonhöffer,Epictet...,a.g.e.,s.27.{543}A.g.e.,s.27.{544}A.g.e.,s.27–28.{545}W.Theiler, Die Vorbereitung des Neuplatonismus,Berlin, 1930, s.111–123. Ayrıca bkz. Marcus Aurelius,Wege zusich

selbst,W.Theiler(ed.),Zürih,1974,2.baskı.{546}H.R.Neuenschwander,MarkAurelsBeziehungenzuSenecaundPoseidonios,Berne,1951,s.60–65.{547}W.Theiler,DieVorbereitung...,a.g.e.,s.117–6;MarcusAurelius,Wegezusichselbst,a.g.e.,s.19.{548}W.Theiler, Die Vorbereitung..., a.g.e.,s.121; Marcus Aurelius,Wege zu sich selbst, a.g.e., s.19. İlk eser, bu sozum ona

eklemeyidoğruduzgunbirşekildebetimlemektedir:Şeylerkarşısında temsilindoğrubir tavrıdırbahsigeçen, lakin ikincieser bu eklemeyi “insanındışsalşeyler ve etkileri karşısındaki bir tavrı” gibi yanlış bir biçimde sunmaktadır (s.19). Bubetimlemehatalıdır:1no'lutemayadenkgelmektedir,3no'luyadeğil;W.Theiler,Senecailedoğruolmayanbirparalelliktenetkilendiğiiçinyanılmaktadır.

{549}Seneca,Mektup95,47–59.Seneca(gorunenoki)uçalandatemelilkeler(amaozeloğutlerdeğil)onermektedir:tanrılarakarşıyukumlulukler (onları taklit etmek gerekmektedir), insanlara karşı yukumlulukler (toplu olarak yaşamayı bilmekgerekmektedir), şeylere karşı tavır (yoksulluk, zenginlik, vb. durumlar hakkında hangi ikre sahip olunması gerektiğinibilmek). Paralel bir yaşam kurmak için ilk zorluk, ki oldukça belirleyicidir: Seneca uçkısımlı bir bolme onermez, lakintanrılardan, insanlardan, şeylerden sonra erdemlere geçer. İkinci zorluk: ilk uç alt bolmeyle sınırlı olduğumuzu kabulederkenbile,aslındaşeylerekarşıtavır,rızadisiplinine tekabuletmez,ama1no'lu temaya,MarcusAureliusveEpiktetosperspekti inde Doğa'ya rıza temasına, yani tanrılara karşı yukumluluklere bağlanır. Paralelliği kolaylaştırmak için, W.Theiler,MarcusAurelius,Wegezusichselbst,s.19MarcusAurelius'taki3no'lutemanınanlamınıdeğiştirir;bkz.öncekinot.

Page 229: Pierre Hadot Ruhani Alıştırmalar

{550}M.Pohlenz,DieStoa,a.g.e.,ciltil,sayfa328'dekinot,ilkparagraf.{551}Cicero,Deof!., il,18 (=Panetius):hererdem, uçkısımdagelişir; ilki,herşeydedoğruolanı tanımayıgerektirir; ikincisi,

arzularveeğilimler (pathevehormai) içermeyi; uçuncusu insanlar ileustacadavranmayıbilmeyi.A.Bonhoffer,Epictet,a.g.e., s.27'nin de onceden dediği gibi, her ne kadar Panetius'un ilk temasını Epiktetos'taki rıza disiplini temasıyla, vePanetius'unuçuncutemasınıEpiktetos'takieylemveinsanlarlailişkilerdisiplinitemasıylabağdaştırabilsekde,hiçolmazsa,EpiktetosveMarcusAureliusbunlarıköktenayırırken,Panetius'takiikincitemahormevepathas,eğilimvetutkuilekarışır.Herşeydenotede,butemalarıniçeriğifarklıdır;Panetiusgibibirstoacının,kardeşlerinekarşı [takındığı] tavrıbuşekildeanladığınıgormekoldukçaşaşırtıcıdır:“Gosterdikleriçabasayesinde,doğanıngerektirdiğinidoyasıyavebolcaedinmekve[...]bunlararacılığıylabizekarşıbeslenmiştümönyargılarısafdışıetmek”.Nihayetindeyapınıngenişbiranalojisindenbaşkabirşeyyoktur.

{552}Seneca,Mektup89,14.Ahlakınbolunuşu:1°şeylerindeğerinisınamak;2°eğilimleriniduzenlemek;3°eylemeveeğilimedüzenvermek.GenebunoktahakkındaA.Bonhöfferesasolanısöylemişti:oncelikle,bahsigeçenetikbirbolmedir,felsefeninbutununundeğil; sonra, ilknokta tamı tamınarızadisiplinine tekabul etmez; sonundada, arzu kavramıaçık bir biçimdeortayaçıkmaz.

{553}Eudoros,Stabee,il,7,ciltİl,s.42,13Wachsmuth,tamamenSeneca'nınyaptığınabenzer–biröncekinottaalıntılanmış–birbolme sunar. Bahsi geçmekte olan, etiğin değerle alakalı araştırmaya ve eğilimle alakalı ve eylemle alakalı alanlarabölümüdür.

{554}Bugeneltemaiçin,bkz.dahayukarıda,“RuhaniAlıştırmalar”.{555}J.Michelet,CEuvrescompletes,P.ViaNaneix(haz.)(takipedennotlardaJ.Michelet,O.C.olarakk ısaltılmıştır),Paris,1971,

cilt1,s.29–43.{556}A.g.e.,cilt1,s.47–57.{557}128J.Michelet,Ecritsdejeunesse,P.Viallaneix(haz.),Paris,1959,s.253–69:MicheletvePoinsotarasındakimektuplar.{558}A.g.e.,s.341,not1P.Viallaneix.{559}A.g.e.,s.75–173.{560}A.g.e.,s.221–48.{561}A.g.e.,s.330–1.{562}J.Michelet,Journal,cilt1veil,P.Villaneix(haz.),Paris,1952–1962;cilt111veİV,C.Digeon(ed.),Paris,1976.{563}Bkz.4Mayıs1854'teJ.MichelettardındanyazılmışveG.MonodtarafındanJulesMichelet'deyayımlanmışnot,Paris,1905,

s.15–16:“Onbeşinde,Virgile'ihatmettim;yirmisinde,Vico'yu,genebirİtalyan'ıhatmettim.Tarihtenbirsanatyarattı.Vico,tıpkıTanrılar'ınyaptıklarıveyapacaklarıgibi,Tanrılaryaratma,siteleryapmasanatını,insanyazgısınınçiftipliğinidokuyancanlımekanizmayı,dinbilimiveyasalarbilimini, imanıveyasayıöğretir. İnsandurmaksızınyerinivegoğunukurar. İşteaçığaçıkmışgizem.Vicoinanılmazçabalarsarfettihalabirinananolduğunainanmakiçin.Hıristiyanlık,gerçekdin,kendisinereverans yapılan istisna gibi kalır tek başına; Virgile ve Vico Hıristiyan değildirler, Hıristiyan'dan da otedirler. Virgile,tanrıların olumunun sızlanışlı melodisidir;VicoTanrılar'ın kendisi aracılığıyla olduracakları mekanizmadır. Adalet ile,Tanrılar'ıyapar. Vico'yu çevirirken, hala bilimi ve dini uzlaştırmayıumuyordum; lakin 1833'ten itibaren, Hıristiyanlığınzamansal olumunubiryanabıraktimve,1848'dede tumdinleri. İtalyaaracılığıylaoldukça ozgur,Hıristiyanolmayanbireğitim aldım, Virgile, Vico ve Hukuk. Ortaçağ geleneğini yeniden canlandırmak için on yıl (1830–1840) geçirdim, kiboşunaymış.Onyıl(1840–1850)boyuncaanti–Hıristiyan,anti–İsacıgeleneğioluşturmaklauğraştım.” Journa/'dakiVirgilealıntıları pek çoktur. Vico'ya gelince, ona, Michelet'nin yapmış olduğu çevirilere, J. Michelet, O.C., cilt I, s.256–605'darastlarız.

{564}J.Michelet,Ecritsdejeunesse,a.g.e.,s.98.{565}A.g.e.,s.100.{566}A.g.e.,s.309.

Page 230: Pierre Hadot Ruhani Alıştırmalar

{567}Penseedel'empereurMarcAurele,çev.M.deJoly,Paris,1803.{568}J.Michelet,Ecritsdejeunesse,a.g.e.,s.101.{569}MarcusAurelius,V,1,3;ayrıcabkz.X,8,6.Jolyçevirisinde,Paris,1803,bölümXXIV,s.199.{570} J.Michelet, Ecrits de jeunesse,a.g.e.,s.102.MicheletmuhtemelenMarcus Aurelius'u ezberden alıntılamaktadır. Marcus

Aurelius'ta VI, 2'de benzer formullere rastlamaktayız: koşullar her ne olursa olsun, yukumluluğunu yerine getirmekgerektiğinde (Joly çevirisi, bolumXXVI, s.204); veya1, 12:PlatoncuAlexandre, kafasının işlerledoluolduğu bahanesiyleyükümlülüklerindenkaçmıyordu(Joly,bölüm1,s.51).

{571}J.Michelet,Ecritsdejeunesse,a.g.e.,s.102{572}Micheletgeneburadadaezberdenalıntılamaktadır.Fikiriçin,bkz.MarcusAurelius,iV,21(Joly,bolumXV,s.143);111,11

(Joly,bölümXV,s.148).{573}MarcusAurelius,VI,13(Joly,bölümXV,s.143);bkz.ayrıcaIX,14ve36.{574}J.Michelet,Ecritsdejeunesse,a.g.e.,s.102{575}“Arzulananbugöğüsler”;Homeros,lİlyada,111,397.{576}Marcus Aurelius, VI, 13 (Joly, bolum XV, s.144; bu k ısımlarda Başrahip Barberini'nin İtalyanca çevirisini vermektedir,

“dilimizinnezaketimetninbukısmınıçevirmemizemusaadeetmemektedir”).MicheletmuhtemelenMarcusAurelius'unbumetniniaklındangeçirmektedir,amabuseferbunaitirazetmekiçin,22Temmuz1856'daJournal'inde(cilt İl,s.302)deşöyleyazar:“Hayır,aşkbirkasılmadeğildir.”

{577} Virgile, Bucol., X, 33. Michelet'nin alıntıladığımısra Virgile'in X. Bucolique'inden, Lycoris'in ihanet ettiği Gallus'unşikayetinin turkusunu soylediği aşk ve olum şiirinden alınmıştır. Tek tesellisi, olumunden sonra, Arcadia'l ı çobanlarınaşklarının turkusunu soyleyeceklerini bilmek olacaktır: “Hangi tatlıhuzurda dinlenecek kemiklerin eğer lutunuz birgunaşklarımınezgisiniçalarsa!”Bumısra,Pauline'inbedenininmezardançıkarılmasıesnasındaMichelet'ninaklınagelecektir.

{578}Bu,Conf., 1, 1, l'inin meşhur formuluyle canlandırılmışAugustinusçu temadır: “Fecisti nos ad te et inquietum est cornostrumdonecrequiescatinte.” İnsanınmutluluğu,ancakdeğişmeyenbiriyilikilesağlanabilir(Debeatavita,il,ll'daçoktankarşımızaçıkar).

{579}Örneğin,MarcusAurelius,VIII,26,JolyçevirisindebolumXXXI,s.245:“İnsanruhununneşesi,insanaozguolanıyapmaktanibarettir.Zira insana ozguolan,yakınınısevmek,duyularıetkileyenherşeyi kuçumsemek, istisnalarıdoğrudan ayırmak,sonundadaevrenseldoğayıveeserlerinitemaşaetmektir.”

{580}J.Michelet,Ecritsdejeunesse,a.g.e.,s.105.Tumyaşamıboyunca,amaozellikledeyaşlılığındaMichelet,Pauline'inaşkınınateşli bir anısını taşıyacaktır. Altmışdokuz yaşında, Journal'de 25 Ağustos 1867 tarihli şu notu duşer (cilt 111, s.517):“1818'de,iniviseptiesPaulinammeam'ınolduğukulubenin onundengeçtim.”Yada17Kasım1862 tarihlinot: ( cilt111,s.155):“Onuncazibeliuysallığıaklımageliyorveihtiyaçlarımıdindirmekiçinsabırsızlığı;siyahtüyleriaşağılarakadareğilen,kadifedenbirşapkasıvardı.”Ve sonolarak11Ocak1868 tarihli not:( cilt İV, s.6): “M. Et. Coquerel, ve ihti şamlı, yırtıcı,sevecen eşinden soz edildi; itiraf ettim ki hoşuma giderdi. Bazı zamanlar..., Pauline'im geldi aklıma (metnin devamıokunmuyor).”

{581}A.g.e.,s.106.{582}J.Michelet,Journal,a.g.e.,cilt1,s.309.{583}Job,17,14.{584} Gençlik yıllarında, Marcus Aurelius'a yaptığı diğer benzetmeler: Düşünceler, Bryon'un eserlerini okurken duyduğu

bunaltıcıetkiyiaşmasınayardımederler (Ecritsde jeunesse,a.g.e., s.104);17Mart1821(Ecritsde jeunesse,a.g.e., s.311),Düşüncelerin Yunanca metninin okumasına, belki Adamantios Coraes adlı Yunan yurttaşı tarafından 1816'da Paris'teyayımlanmış baskısının (her şey Yunancadır, başlık ve giriş, Thomas tarafından kaleme alınmış Fransızca bir MarcusAurelius'a ovguhariç)okumasınabaşlamışolduğunu gosterir; sonunda, 12Temmuz1823'te not eder: “Erdemdendaimacoşkuyla,acımaylabahsederim,MarcusAurelius'uokurum.Vebenzayıfveahlaksızım”(Ecritsdejeunesse,a.g.e.,s.173).

Page 231: Pierre Hadot Ruhani Alıştırmalar

{585}J.Michelet,Journal,a.g.e.,cilt111,s.381.{586}J.Michelet,O.C.,a.g.e.,ciltİl,p.296.{587}A.g.e.{588}MarcusAurelius,X,21.{589}Bu,Aristophanes'in,metindengeriyesadecefragmanlarınkaldığıbirkomedyasından,Köylüler'denbiralıntıdır(fr.100).{590}Bkz.J.Michelet,O.C.,cilt1,s.249–255.{591}J.Michelet,O.C.,cilt1,s.250.{592}A.g.e.,cilt1,s.251.{593}A.g.e.,cilt1,s.253.{594}A.g.e.,cilt1,s.254.{595}A.g.e.{596}MarcusAurelius,VII,9.{597}J.Michelet,O.C.,cilt1,s.254.{598}TarihveDoğaarasındamunavebeiçinbkz.11Temmuz1867tarihlinot;C.Digeontarafından,J.Michelet,Journal,a.g.e.,cilt

111,s.725'tenalıntılanmıştır.{599}Micheletbununbirfragmanını,çevirisiCiuvreschoisiesdeVico'dayeralanderlemesinde,Extraitsdediversopusculesde

Vico'danalınmamıştır,1835'tekiikincibaskı,bkz.J.Michelet,O.C.,cilt1,s.376.{600}P.Viallaneixtarafından,LaVoieroyale.Essaisurl'ideedepeupledansl'ceuvredeMichelet,Paris,1971,s.230adlıeserinde

alıntılananmetin.{601}J.Michelet,O.C,ciltİl,s.256.Öneminibelirtmekiçin“toplumsalanlayış”cümlesininaltınıçizdim.{602}MarcusAurelius,VI,44,§6.{603}7Ağustos1831Journal,(ciltI,s.83).{604}Bkz.,C.Digeon'unJ.Michelet,Journal,cilt111,s.723'tekinotu.{605}J.Michelet,Journal,cilt111,s.475(4Ağustos)ve“Montauban1863”).{606}A.g.e.,cilt1,s.391.{607}Jean,11,26.{608}Marcus Aurelius, V, 7. Joly çevirisi (bkz, VI, s.74) de, Michelet'nin metninden oldukça farklıdır: “Her Atinalının duası

şöyledi:“Yağmuryağdır,eyiyiyürekliJupiter,yağmuryağdırtarlalarımızınvetümAtinatopraklarınınüstüne.Aslında,yahiçdua etmemeli, ya da bu şekilde dua etmeli, basit bir şekilde ve asilce.” Belki burada da, toprağın yağmura olan aşkınabenzetmeyapanDüşünce,X,21ilebirkarışmışlıkvardır.

{609}MarcusAurelius,VII,25.{610}MarcusAurelius,Xll,23.Bkz. J.Michelet, Journal, a.g.e., cilt il, s.533: “Değişenyaşamınvebaşkalaşımınanlamı.Her şey

değişirsennedendeğişmeyesinki?Nedenbubiçimetutunupkalmak?Nedenbirsonrakideğişiminikabuletmemekveburadakalmak,bilinmeyendünyalarınürkütenkıyısında?”

{611}A.g.e.,ciltil,s.116.{612}A.g.e.,cilt1,s.393.{613}A.g.e.,ciltil,s.125.{614}Busabitfikir,sosyalizm,“yarın,mülkiyeteçarpacakolankocayumruğun”korkusudur.{615}J.Michelet,Journal,a.g.e.,cilt1,s.385.

Page 232: Pierre Hadot Ruhani Alıştırmalar

{616}MarcusAurelius,1,1sq.{617}J.Michelet,Journal,a.g.e.,ciltİl,s.154.Anahtarkelimelerinaltımçiziyorum.{618}A.g.e.,ciltİl,s.112.{619}MarcusAurelius,IX,40.{620}J.Michelet,Journal,a.g.e.,ciltil,s.225.{621}A.g.e.,ciltil,s.224.{622}A.g.e.{623}A.g.e.,ciltil,s.122.{624}A.g.e.,ciltil,s.244.{625}A.g.e.,cilt111,s.356.{626}A.g.e.,cilt111,s.420.{627}Bkz.,dahayukarıda,not2,s.176.{628}Bkz.MarcusAurelius,VI,16§6.{629}200Bu tema için, diğerlerininarasında,şu eserlere başvurabiliriz; J. L. Cornuz, Jules Michelet. Un aspect de la pensee

religieuseauXIXesiecle,Cenevre,1955,P.Viallaneix, LaVoieroyale,a.g.e.,s.343–468.Enzornoktalardanbiri,bana oylegeliyorki,Michelet içinDoğa'nın ilahikarakterininkesinsaptamasınabağlıbulunmaktadır, orneğin, Journal,a.g.e.,cilt1,s.119;buradaDoğabirCirce'dir.(bkz.ayrıca,ciltİl,s.38).

{630}J.Michelet,Nos ils,kitap,bolumV,J.Viallaneix, LaVoieroyale,a.g.e.,s.445'tealıntılanmıştır.Ayr ıcabakınız : “Tanrı'danvazgeçemem.MerkeziyuksekFikrintamvaktindekitutulması,bukeşi lervebilimlerinharikulademoderndunyasınagolgedüşurur.Herşeyilerlemedir,herşeykuvvettir,veherşeyyuceliktenyoksundur[...].Tanrı'danvazgeçemem.Onyıl once,curetiniveenerjikağırbaşlılığınısevdiğimunlubiryazaradiyordum:'Sizademimerkeziyetçisiniz.'Vebirmanadabendeöyleyim,zirayaşamakistiyorum,vekesinkesmerkeziyetçiliktümbireyselyaşamıöldürürdü.Lakindünyanınsevecenbirliği,bireyselyaşamıoldurmektençoktetikler;bundandolayıdırki,buBirlikAşk'tir.Buradanyıldızlarakadar,yaşamıistemeyen,onuhissetmeyenboylebirmerkeziyetçilik?”BumetinLaFemme,kitapil,bolumXlll'denalınmıştırveP.Viallaneix, LaVoieroyole,a.g.e.,s.456'daalıntılanmıştir.Aynıeserde,buaşkveuyumtemasıiçinbkz.s.379'dan465'ekadar.

{631}Bkz.J.Michelet,LaMer,kitapiV,bolumVI:“Bireyde,farkl ıazalarınıarasındavarolanozguralışverişikabuledelim.Aynıbirbedenincanlıazalarınıbirleştirenustunyasayıkabuledelim:insanlık.Vebunlarınustunde,dunyalarınsevenUyumu'nabağlı(bizimolçumuzde),Tanrı'nınyaşamıylabağlıolanYuceRuhileyaratmamızıveişbirliğiyapmamızısağlayanuluyasavardır.”Journal(19Ağustos1866),cilt111,s.413:“(Athenaısiçinbeslediğim)bupekcanlıtutkuya,bireyselduyguyaçokşeyverdim.Amanekadardagayretsarfettim!Bu,şeylerinyüceuyumundadeğerlendirilsindiye.Aşk,dünyalarınsevenruhuiçinbirgereçdeğilmi?”Journal(23Ağustos1869),ciltiV,s.156:“Evrenselruhiçin,sonuçtabanapekçok şeykatanyuceuyumiçinminnettarım.”Ayrıcabkz.Athenais'eMektuplar(Journal,ciltil,s.631):“Ah!Doğa,vebusbutundoğa,uluşiirdirveTanrı'nınkendisininşiiridir...Yapt ığıherşeyiyiveuyumluyapılmıştır,vebununlabirlikte,dunyanınuyumuolanenyuceşiirinbirparçası.”

{632}MarcusAurelius,V,8,§4.{633} J.Michelet, Journal,a.g.e.,cilt il, s.154.Merkeziyetçilik teması için bkz. not 6, s.181, ve Journal, cilt iV, s.437: “Ya şam

merkezileşir!Bu,bütünorganlarınaynıandayumuşakveözgüruzlaşmasındakiuyumluyaşamdır.”{634}Bkz.Marcus Aurelius, IX, 32: “Onunde uçsuz bucaksızboşbir alan açılacaktır...”; VIII, 54: “Tum şeyleri saran zekayla

“birlikte-düşünmek”zorundayız”;VII,47“Bakışlasarmalayıldızlarınınseyrini,sankisenidonuşlerineçekiyorlarmışgibi...”;X,30:“Yukarıdanseyretmek...”

{635}J.Michelet,HistoireduXIXsiecle,ciltİl,Önsöz(3.kısım);P.Viallaneix,LaVoieroyale,a.g.e.,s.450'dealıntılanmış.

Page 233: Pierre Hadot Ruhani Alıştırmalar

{636}P.Viallaneix, LaVoie royale, a.g.e.,s.465.Aynıyazar, s.93'te aynışekildeMarcus Aurelius'un Duşuncele^inin Micheletuzerindekietkisinedikkatçekmektedir,XI,8,§6:“Birleşmişkalalım,amaherbiriniayrıayrıdüşunelim”, Jolyçevirisinde(bolumXIX,s.178);tamolarak:“Ayn ısoykütüğudahilindeçoğalmak(homothamnein),amaaynıilkeleri(homogogmatein)kabuletmemek.”MarcusAurelius'unbuduşuncesi1850'deMichelet'ninCollegedeFrance'davereceğidersinesinkaynağıolur:“Munzevilervesessizler,eğeraynışeyleri isterseniz, toplumdakalınız.”MarcusAurelius'unduşuncesininanlamıbudeğildi. Aslında şunu soylemek istemişti: “Ayn ı kaynaktan (homothamnein) gelen kardeşler gibi olduklarını düşünerekinsanlarlayaşamalı,amaonlarınhatalarını(homodogmatein)paylaşmamalı.”

{637}Bkz.Düşünce,XI,10“Adaletindoğuşu”nunevrenseldoğasanatiylaaçıklandığıkısım.{638} “Conversation” terimini Turkçede tek bir kelimeyle karşılamak oldukça zor ve bir o kadar da iddialı bir mesele. P.

Hadot'nun bu makalesinde tum ayrıntıları, değişik açılarını gozler onune sereceği “conversation” fenomeni için, “yondeğiştirme”,“dondurme”kelimelerihernekadar,genelaç ıdan,dahauygungozuksede,onceliklefelse ianlamınıgozonundebulundurarak terimi “geri-dönüş” olarak Turkçeye çevirmekte karar kıldım. Terimin Yunanca kokenine geri donmekgerekirse,esasındaaynıdinamiğesahipfakatfarklıyönelimleretekabüledenikikelimeylekarşılaşırız:fiilinden(döndürmek,–edoğruyonlendirmek,arkayadondurmek,geriyevermek)tureyenkelimenintamanlamıylabirgerigonuşu,esasavarışı,kokenedonuşuifadeetmektedir;^Eidvoıaise“duşuncenindeğişimi”,“duygular ındeğişimi”,“duzeltme”anlamınagelenbirdönümnoktasınıbelirler.Teriminilkkökenigeçmişedonukbiryonelim,donmehalinitasvirederken,ikincikokeniedinilmişolan bilginin, duşuncenin, ikrin ilerisine sıçramaya, ötesine geçmeye yonelik bir eğilimle butunleşmektedir. Bu ikincikokenini hesaba katmamıza rağmen terimi karşılamak için “geri-donuş” kelimesini seçmiş olmam, ister kokeninde isterşimdiyekadaredinilmişolanınotesindearansın,kendisineyoneleceğimizşeyindinamiğinin, oncekendimizedonerek/geridonerek, kendimizden hareketle ve kendimiz ile gerçekleştireceğimiz bir eylemle başlatılıyor olmasındankaynaklanmaktadır.Metnindevamındadagoruleceğiuzere,bugeri-donuş;dinselanlamdabirgeri-donuşu,Tanrı'yamutlakbirbiçimdegeridönüşu;siyasiveideolojikanlamdadondurmeyi;sosyalojikanlamdaeskihalden,mizaçtankoparakyenisinedonmeyi,yonelmeyi;nihayetindedefelse ianlamdahakikate,varlığınaslınavakıfolabilmekiçinbireyingerçekleştirdiğibirgeri-dönüşügerektirmektedir.

Metnin oncesinde ve devamında bazı yerlerde, alabileceği değişik ifadelere rağmen kelimenin ozgun halini “[conversition]”yazarak belirtmemin başlıca nedeni de bu kelimenin, tek bir kelimeyle sınırlandırmaya çabalamış olmama rağmen,barındırdığıtümzenginliğinveyerigeldiğindedezıtlığınokuyucunungözündenkaçmamasınıistememdir.–ç.n.

{639}Piyetizm:DindarlığınyenilenmesiniamaçlayanProtestandinakımı.-y.n.{640}K.Marx,1844İktisadiveFelsefiElYazmaları,çev.:A.Fethi,HilYayınları.{641}Olumsuzteoloji uzerineedebiyatgoz onundebulundurulmalıdır.Diğerlerininarasındaşunlarısayabiliriz;H.A.Wolfson,

“AlbinusandPlotinusonDivineAttribues”, HarvardTheologicalReview,cilt45,1952,s.115sq.;H.A.Wolfson,“ln initiveandprivatejudgementsinAristotle,AverroesandKant”, PhilosophyandPhenomenologicalResearch,cilt8,1947,s.173sq.;H. J. Kramer, Der Ursprung der Geistmetaphysik, Amsterdam, 1967, s.105–8, 343–50, 359–61; John Whittaker,“Neopythagoreanism and Negati– ve Theology”, Symbolae Oslrenses, cilt 44, 1969, s.109–25; H. Theil–Wunder, Diearchaische Verborgenheit. Die philosophischenWurzeln der negativen Theologie, Munih, Humanistische Bibliothek, 1, 8,1970;J.Hochstaffi,NegativeTheologie.EinVersuchzurVermittlungdespatristischenBegrifs, Munih,1976;M.J.Krahe,VonderWesenheitnegativerTheologie,Diss.Münih,1976.

{642}Bkz.,orneğin,Ph.Merlan,FromPlatonismtoNeoplatonism,2'ed.,LaHaye,1960,s.85sq.,veH.Happ,Hyle.StudienzumaristotelichenMaterie–BegriffBerlin,1971,s.615–39.

{643}Bkz.H.Happ,Hyle...,a.g.e.,s.186.{644}Bkz.Aristoteles,PeriHermen,21b27ve30.{645}Albinus,Disakalikos,10,PlatonisOprea,Teubner (ed.), cilt İV, s.164, 6Hermann.Albinusmetinleri ve sonraki notlar ın

göndermeyaptığımetinler,A.–J.Festugiere,LaRevelationd'HermesTrismegistre,ciltIV,s.95sq.'daçevrilmiştir.{646}Celse,AlethesLogos,inOrigenes,ContraCelsum,VI,62–66;VII,36,42,45;VIII,63.

Page 234: Pierre Hadot Ruhani Alıştırmalar

{647}MaximusTyrius,QuisdeussecundumPlatonem,Disc.XVII(Dübner)=XI(Holbein),s.137,16sq.Hobein.{648}Apuleius,DedeoSocratis,124,s.23Beaujeu;DePlatone,190,s.64Beaujeau;Apologie,s.64,7Thomas.{649}İskenderiyeliClemens,Strom.,V,11,71,2–5,A.Leboulluec(Sourceschretiennes,cilt279,s.244sq.)yorumuylabirlikte,ve

R.Mortley,ConnaissancereligieuseethermeneutiquechezClementd'A!exandrie, Leyde,1973,s.87sq.Gnostiklerinolumsuzteolojisihakkında,bkz.A.Orbe,EstudiosValentinianos,Roma,1985,s.3–37.

{650}Albinus,Didask.,s.165,4(Festugiere,s.98).{651}A.g.e.,s.165,30(Festugiere,s.100).{652}Plotinos,Enn.,VI,5,12,20.{653}Spinoza,Mektup50.{654}Albinus'unTanrı'sıZeka'dır(s.165,17sq.Hermann).{655}Örneğin,İskenderiyeliClemens,Strom.,V,11,71,2:yontemilk noesis'egoturur;Celse(VII,36;Festugiere,s.116):“Tanr ı'yı

görmekiçin,Zekaaracılığıylabakmakveruhungözünüuyandırmakgerekir.”{656}Platon,Devlet,509b9.{657}Plotinos,Enn.,111,8;11,13.Bkz.VI,8,21,26.{658}Plotinos,Enn.V,3,13,36:“Oduşunmezveonunduşuncesiyoktur.Oyleysenasılolurdaondanbahsederiz?–Soylediğimiz

şey zatıyla alakalı bir şey olmayacak mıdır, lakin onun ne olduğunu soylemeyiz, ve onun ne bilgisine ne de idrakınasahibizdir?Amaeğersahipdeğilsek,nasılolurdazatıhakkındakonuşuruz?–Şundanoturudeğilmidir,eğeronabilgiyoluylasahipdeğilisek,onamutlakbiçimdesahipolmadığımızdoğrudeğildir,amaonunzatıhakkındakonuşabildiğimizşekildeonasahipolduğumuz,genedekendisininneolduğunusoyleyemediğimizdoğrudur.Ziraonunneolmadığınısoyleriz; lakinneolduğunu soylemeyiz; oyleki ondanbahsetmeye,ondanaşağıseviyedekişeylerdenbahsederekbaşlarız. Lakin ona sahipolmaktanacizdeğilizdir,hernekadaronusöyleyemesekde.Ama,tıpkıesinlenmişlervekarışmışlargibi[...]”Bumetin,mistikdeneyim(onamalikolduğumuz)üzerine,“bir”hakkındabirşeysöyleyebilmeolasılığımızıtemellendirir.

{659}Bkz.W.Beierwaltes,Proklos,Francfort-sur-le–Mian,1972,s.339sq.{660}Damascius,Traitesdespremiersprincipes,cilt1,L.G.Westerinktarafındanderlenmişve J.Combes tarafındançevrilmiş

metin,LesBellesLettres,1986,s.1–22.{661}A.g.e.{662}A.g.e.{663}A.g.e.Porphyros'a itafenderlemişolduğumuzParmenides uzerinebir yorumun fragmanında, olumsuz teolojinin kayda

değerbirparçasınadikkatçekeriz,bkz.P.Hadot,PorphyreetVicrotinus,Paris,1986,ciltİl,s.65sq.{664}V.Lossky,Essaisurlatheologiemystiquedel'^glised'Orient,Paris,1944,s.30.E.Muhlenberg,DieUnendlichkeitGottesbei

Gregar von Nyssa,Gottingen, 1966: ilahi sonsuzluk nosyonunun aslında, Nyssa'lı Gregorios'tan once rastlanmayan vegelenekselolumsuzteolojidenfarklıbirHıristiyannosyonolduğunudüşünür.

{665} Bu soru için, bkz. H.–D. Saffrey, “Nouveaux liens objectifs entre le Pseudo–Denys et Proclus”, Revue des Sciencestheologiquesetphilosophiques,cilt63,1979,s.3–16.

{666}V.Lossky,Essai...,a.g.e.,s.30.{667} Yunancada “bir” kelimesini karşılayan EV (hen), varlığın mutlak birliğini arayan Parmenides'ten itibaren antik Yunan

felsefesi,birlikideasınınaslınıbulmaamacıylavarolanlarınçeşitliğinintekbiranamaddeye,ilkeye(arkhe)indirgenmesineuğraşmıştır. Platon'un “bir”i, idealar teorisini, – yani fenomenal dunyanın çokluğuna anlam kazandıran birlik ikri –açıklamaya yoneliktir. Zaten Parmenides diyaloğunda da Platon, bir ve çok, var olan ve var olmayan arasındaki ilişkiyiincelemektedir, ki bu bağlamda “bir” Platon'da ilk ontolojik ilkeye denktir ve İyi (agathon) ile ozdeşleştirmiştir. OzubakımındanVarlık'ınotesindevetamamıylaniteliksizolan“bir,”Plotinosontolojisindeilk hûpostasis'edenkgelmektedir.

Page 235: Pierre Hadot Ruhani Alıştırmalar

Onahiçbirşey yuklenemez [iV, 9, 5], içinde hiçbir şey yoktur; o, ne ise o'dur, olduğuşey'dir, kısacası kendi kendisininetkinliğiveozudur[VI,8,12–13].Plotinos'utakipedenyeni-Platoncuvesonrasındakifelse igelenekteBir'inaşkınlığıbirbilgikrizine(agnöstos),mutlakolanın,Varlık'ınbilinemezliğinegötürür.–ç.n.

{668}Wittgenstein,Tractatus logica-philosophicus(Turkçesi: çev. Oruç Aruoba, Metis Yay ınları), onerme numaralarına gorealıntılanmıştır.

{669}Bkz.P.Hadot,“LesNiveauxdeconsciencedanslesetatsmystiquesselonPlotin”,Journaldepsychologie,1980,s.243–266.{670}Butemalariçinbkz.Ph.Merlan,Monopsychism,Mysticism,Metaconsciousness,LaHaye,1969,2eed.,s.17–25,81–2ve131.

AyrıcaEcritsdePlotin,Traite38'dePlotinos'unrisale38'ine(=fnn.,VI,7)yazdığımgirişebakınız;EcritsdePlotin,Traite38,introduction,traductionetnotespar,P.Hadot,Paris,EditionsduCerf,1987.

{671}Plotinos,Enn.,VI,7,35,19sq.{672}A.g.e.,VI,7,36,5sq.{673}Bkz.,not1,s.202.{674}HugoVonHofmannsthal,Lettresduvoyageurasonretour,LettredeLordChandos’undevamında,Paris,1969.

Page 236: Pierre Hadot Ruhani Alıştırmalar

{675}Hofmannsthal'e gonderme yapılanpasajın bir kısmınıalıntılamayı yerinde bulmaktayız : “Oyle geliyor ki [...] bedenimyalnızca,kendileriyleherşeyiaçabileceğimşifrelikarakterlerdenoluşmaktadır.Veyahut,eğerkalbimizleduşunecekolursak,bütünvaroluşlayepyeni,gizemlibirilişkiyegirebilirmişizgibigelmektedir.Lakinbugaripbuyubeniterkederken,hakkındaartıknediyeceğimibilmem;tumdunyayıvebenitelipgeçenbuahenginneydenoluştuğunurasyonelkelimelervasıtasıylaartıkaçıklayamazolurum[...]”–çn.

{676} Yunanca “ÇrrEw”, ara ştırmak, araştırmak, derinlemesine incelemek iilinden tureyen Çnı:rıı:İKo<; (zetetikos) terimi“araştırmayapmayıseven”anlamınagelmektedir.Zetetikterimiseptikyöntemikarakterizeetmektedir.–ç.n.

{677}“Maniyerizm“,başlıcaresimolmakuzere,guzelsanatlaralanınave ozelliklede16.yuzyılınikinciyarısıve17.yuzyılınbaşlarındagelişensanatakımıdır.–ç.n.

{678}“Asianizm” iseMO3.yuzy ıldaOrtaAsya'dagelişenvestil inceliğive imgearayışı ilekarakterizeedilmişantikbir sanatekoludur.Ronesans'tanitibarenisebuterim,ifadebiçimciliğinegalipgelenKarşı–Reform'unbarokgeleneğindenbeslenenİspanyolveFlamancizvitlerin,İtalyanöncülerinacıklıvehayalpereststiliniyansıtmaktadır.–ç.n.

{679}M.Foucault,L'Usagedesplaisirs,Paris,1984,s.15.{680}M.Foucault,“L'ecrituredesoi”,Corpsecrit,n°3,1989,s.3–23.{681}H.DreyfusveP.Rabinow,MichelFoucault,unparcoursphilosophique,Paris,1984,s.349.{682}Bkz.,not1,makaleninilksayfası.{683}P.Veyne,“LedernierFoucaultetsamorale”,Critique,471–472,1986,s.939.{684}H.DreyfusetP.Rabinow.{685}M.Foucault,L'Usagedesplaisirs,a.g.e.,s.103–5.{686}Saloustios,Desdieuxetdumonde,V,3,s.9Rochefort(Paris,LesBellesLettres,1960).{687}Platon,Devlet,486a;MarcusAurelius,Düşünceler,VII,35'tedealıntılanmıştır.{688}H.DreyfusveP.Rabinow,a.g.e.,s.345.{689}Descartes,ReponsesauxSecondesObjections(contreles...Meditations),Ch.AdamveP.Tanrıery(ed.),CEvresdeDescartes,

IX, 1, s.103–104: “Bununla tekbir sefer yuzleşmişolmakyeterlideğildir, bunu sıksık sınamalıve akıl edilebilir şeylericisimsel[...]olanlarlakarıştırmaalışkanlığı,bunlarıayırtetmeninbirkaçgundeedinilmiş,zıtbiralışkanlığıileyokolsundiyeuzunsüredüşunulmeli.”Bkz.P.Hadot,“Lesdivisionsdespartiesdelaphilosophiedansl'Antiquite”, MuseumHelveticum,36,1979,s.214.

{690}Descartes,Principesdelaphilosophie,CEvresdeDescartes'ınÖnsözü,a.g.e.,IX,2,s.2–3:“Felsefe,bilgelikçalışmasınıifadeeder”;Spinoza,Etik,V,prop.42,scholie.

{691}R.Imbach,“Laphilosophiecommeexercicespirituel”,Critique,n°454,s.275–283.{692}“İsostheni”,Yunanca“’ ıaoc;”,“eşit,eşitsayıda,eşitolarakpaylaşılan,hakçaeşit”kokenindenturetilen“iaoa0f:vEia”terimi,

gücünvekudretineşitliğiniifadeetmektedir.–ç.n.{693}Aristoteles,Politika,VII,8,132Sb16.{694}Dacia'lıBoetius,DuSouverainbien(=Desummonono},§31ve22,çev.lmbach–Meleard,Philosophesmedievaux,Paris,

10–18,senemedievale,1986,s.164–6.{695}R.lmbach,“Laphilosophiecommeexercicespirituel”,alıntılanmışmakale,s.282–3.{696}F.Brunner,“Existe-t–ilunetheologiephilosophique?”, Paradigmesde theologiephilosophique,M.–D.Philippe'e ithafen,

Fribourg,1983,s.11.{697}Temelmetinlerinçevirileriiçinbkz.A.–J.Festugiere, İpicureetsesdieux,Paris,1968,s.71–100,ozellikledes.87–98;P.–H.

Schrijvers,HorrosacdivinaVoluptas.EtudessurlapoetiquedeLucrece,Amsterdam,1970,s.337(kaynakçaile);W,Schmid,makale“Epicurus”,ReallexikonfürAntikeunChristentum,col.730–735.

{698}Bunoktadabkz.AnneSheppard,“Proclus'AttitudetoTheurgy”,ClassicalQuarterly,32,1982,s.212–4.

Page 237: Pierre Hadot Ruhani Alıştırmalar

{699}Bkz.E.Gilson,L'Espritdelaphilosophiemedievale,Paris,1944,s.1–38ve413–440.{700}F.–X.Maquart,Elementaphilosophiae,cilt1,Paris,1937,s.37: “Dephilosophiapratica(morali)ni ilhicdicimus,etsietiam

in praesenti hominum statu supernaturali, remaneat dictincta a theologia supernaturali philosophia quaedammoralis,subalternata tamen theologiaq supernaturali. Nam in seminariis, discipuli potius instruendi sunt de theologia quam dephilosophia morali, nec sufftciens tempus datur ut de eisdem quaestionibus bis insturuantur, iuxta methodos utriusquedisciplinae proprias, praesertim cum expositio recta philosophiaemoralis, propter eius subordinationemad theologiam,nimioricalleatdifftcultateutabsquedetrimentonecnonetpericulonaturalismi,iunioribus,nanadhucdetheologiainstructis,instituatur.”

{701}Goethe,Faust,1,dize3451.{702}E.Hoffmann,“Epikur”,dansM.Dessoire,DieGeschichtederPhilosophie,cilt1,Wiesbaden,1925,s.223–5.{703}Lucretius,111,28–29.{704}Epikurosçuluğundinikarakteriüzerinebkz.W.Schmid,makale,“Epicurus”.{705}İlkdefaMichelFoucaultphilosophe.Rencontre 'Internationale,Paris,9,10,11 janvier1988,Paris,Seuil, “Des travaux”,

1989,s.261–70'teyayımlanmıştır.{706}İlkolarakHenryD.Thomas,Paris,L'Herne,1994,s.188–194.Walden,çev.Landre–Augier(Paris,Aubier,1967),s.121.Parantezarasında,Gallimardbaskısınareferans(1990):(s.39).{707}W,s.87;(s.17).{708}W,s.89;(s.18).{709}A.g.e.{710}A.g.e.{711}A.g.e.{712}A.g.e.{713}A.g.e.{714}W,s.167;(s.70).{715}W,s.195;(s.90).{716}W,s.253;(s.129).{717}W,s.255;(s.131).{718}W,s.259;(s.133).{719}Dererumnatura,V,mısra1430.{720}Ciceron,Definibus,I,18,60.{721}Epikuros,RataeSententiaa,§29,Menekeios'aMektup,§127.{722}GnomologiumVaricanum,§33,dansG.Arrighetti,EpicuroOpere,Turin,Einaudi,1973,s.146.{723}Bkz.Arrighetti,not240,s.567.{724}Menekeios'aMektup,§130.{725}Lucretius,Dererumnatura,il,20–31.{726}A.g.e.,111,16–30.{727}W,s.83;(s.14).{728}Bkz.P.Hadot,LaCitadelleinterieure,Paris,Fayard,1992,s.330–332.{729}Bkz.MarcusAurelius,Düşünceler,il,3,2ve4,2;11,9.

Page 238: Pierre Hadot Ruhani Alıştırmalar

{730}Seneca,Lucilius'aMektup,66,6.{731}AşkınlıkcıMargaretFullerinbeyanıaklımızagelir:“IaccepttheUniverse”,G.Landre–Augiertaraf ındanThoreau,Walden,

Giriştealıntılanmıştır,Paris,1967,s.31.{732}P.Hadot,LaCitadelleinterieure,s.181–195.{733}W,s.255;(s.131).{734}W,s.307;(s.166).{735}DiogenesLaertius,VII,168.{736}“Quelestlemoyendeseprocurerdesressourcesconvenablesauphilosophe”,dansTelesetMusonius, Predications,fr.çev.

A.–J.Festugiere,Paris,1978,s.91.{737}F.vonBiedermann,GoethesGesprache,Leipzig,1910,ciltiV,s.469.{738}J.–J.Rousseau,LesReveriesdupromeneursolitaire,“Cinquiemepromenade”,Paris,GF–Flammarion,1997,s.102.{739}A.g.e.,“Septiemepromenade”,s.126ve129.{740}Lettre a Edgar Karg, du 18 juin 1895, J.–CI. Schneider ve A. Kohn tarafından Hugo Von Hofmannsthal, Lettre de Lord

Chandosetautrestextes'tenalıntılanmıştır,Paris,NRF,s.223.{741}W,s.376;(s.215).{742}B.Grothuysen,Antropologiephilosophique,Paris,Gallimard,1952,s.80.{743}MarcusAurelius,Düşünceler,IV,23.{744}MarcusAurelius,Düşünceler,IlI,2.{745}Senaca,Ludlius'aMektuplar,66,6.{746}E.Hoffmann,“Epikur”,dansM.Dessoir,DieGeschichtederPhilosophie,Wiesbaden,1925,ciltI,s.223.{747}Lucretius,Dererumnatura,111,16–30.{748}P.Veyne,“LedernierFoucalutetsamorale”Critique,471–472,1986,s.939.{749}M.Merleau–Ponty,Phenomenologiedelaperception,Paris,Gallimard,s.11.{750}M.Merleau–Ponty,Eloge de la philosophie et autres essais, Paris, Gallimard, 1953 ve 1960, s.285–6. Bkz. E. Husserl,

“Grundlegende Untersuchungen zum phanomenologischen Ursprung der Raumlichkeit der Natur”, dans Marvin Faver,PhilosophicalEssays inMemory of E. Husserl,Cambridge (Mass.), HarvardUniversity Press, 1940, s.309–25, Fransızcaya“L'archeoriginaireTerrenesemeutpas”başlığıaltındaçevrildi,Philosophie,1,1984,s.4–21.

{751}M.Merleau–Ponty,Phenomenologiedelaperception,a.g.e.,s.xvı.{752}H.Bergson,LaPenseeetleMouvant,Paris,PUF,1946,s.152.{753}J.Ritter,Paysage,Fonctiondel'esthetiquedanslasocietemoderne,trad.Fr.G.Raulet,Besançon,1997,s.69–71.{754}A.g.e.p.155.{755} I.Kant, Critique de la faculte de juger, § 29 (Genel açıklama); Turkçesi: Yargı Yetisinin Eleştirisi, çev. Aziz Yardımlı,

ParadigmaYayınları.{756}BunlarıC.D.FriedricheveC.G.Carus'underlemelerindebulacağız,Delapeinturedepaysoge,Paris,Klincksieck,1988.{757}P.Klee,Theoriedel'artmoderne,Paris,Denoel–Gonthier,“Mediations”,1975,s.42–6.{758}J.Gasquet,Cezanne,Paris,Cynara,s.154.{759}R.Caillois,Esthetiçuegeneralisee,Paris,Gallimard,1962,s.8{760}M.Merleau–Ponty,“L'c:eiletl'esprit”, LesTempsmodernes,cilt27,1961,s.217ve219;Turkçesi:GözveTin,çev.Ahmet

Soysal,MetisYayınları.

Page 239: Pierre Hadot Ruhani Alıştırmalar

{761}P.Klee'ninifadesinialıntılıyor,Theoriedel'artmoderne,a.g.e..,s.34.{762}M.Merleau–Ponty,Phenomenologiedelaperception,s.VIII.{763}Seneca,Lucilius'aMektuplar,64,6.{764}Lucretius,Dererumnatura, il,1023sq.BenzeraçıklamalaraCicero,Denaturadeorum,111,38,96.Seneca,Questions

naturelles,VII,1.Augustinus,Deutilitatecredendi,XVI,34'tederastlarız.{765}R.M.Rilke, “Huitiemeelegie” inElegiesdeDuino,Paris,Aubier, 1943, s.87;Turkçesi:DuinoAğıtlan,çev. CanAlkor, İş

BankasıKültürYayınlan.{766}J.–J.Rousseau,LesReveriesdupromeneursolitaire,“Septiemepromenade”,Paris,Flammarion,1964,s.126.{767}A.g.e,“Cinquiemepromenade”,s.102.{768}Temahakkında,“LepresentseulestNotrebonheur”,Diagene,133,1986,s.58–81.{769}MarcusAurelius,Düşünceler,Xll,3,3–4veVII,29,3ve111,12,1.{770}Horatius,Epitres,1,4,13.{771}M.Gigante,RicercheFilodemee,Napoli,Macchiaroli,1983,s.181ve215–6.{772}Horatius,Odes,il,16,25.{773}W.Blake,AuguriesofInnocence.{774}P.Claudel'inmeşhurifadesinegöre;P.Claudel,Artpoetique,Paris,MercuredeFrance,1946,s.54sq.(Cumleninaslı“Nousco-naissonsaumonde”dur.Fransızcadaki“connaître”(bilmek, tanımak) iili“con”(birlikte) onekinive

“naître”(doğmak,olmak,meydanagelmek) iilinibarındırır.Busebeptencumle;dunyayabirliktedoğma,dunyayıbilerekdünyaylabirliktedoğmaanlamlarınıdabarındırmaktadır.–ç.n.)

{775}J.Ritter,Paysage...,a.g.e.,s.61.{776}MetinilkdefaLeMondedel'education,Mart1992,s.90–3'teyayımlanmıştir.{777}1993yılındaFelsefiKoleji'ndeyapılanyayımlanmamışkonuşma.{778}Kant,“VorlesungenuberdiephilosophischeEnzyklopadie”, Kant'sgesammelterSchrifteniçinde,XXIX,Berlin(Akademie),

1980,s.8–9.{779}A.g.e.,s.12.{780}P.Hadot,Qu'est-cequelaphilosophieantique?,Paris,Gallimard,“FolioEssais”,1995.{781}P.Hadot,Manueld'Epictete,Paris,LeLivredePoche,2000.{782}P.Hadot,LaCitadelleinterieure,Paris,Fayard,1991.{783}St.Cavell,UnenouvelleAmeriqueencoreinapprochable.DeWittgensteinaEmerson,L'Eclat,1991.{784}J.H.Newman,AnEssayinAidofaGrammarofAssent,1870.{785}J.Bouveresse,Wittgenstein.Larimeetlaraison,scince,ethiqueetesthetique,Minuit,1973.{786}G.Gabriel,“Lalogiquecommelitterature”,LeNouveauCommerce,Cahiers82/83,1992,s.76.{787}Ciceron,Tusculanes,V,11,33.