102
T.C. GIDA TARIM VE HAYVANCILIK BAKANLIĞI Avrupa Birliği ve Dış İlişkiler Genel Müdürlüğü SERBEST TİCARET ANLAŞMALARININ TÜRKİYE’NİN TARIMSAL DIŞ TİCARETİNE ETKİLERİ AB UZMANLIK TEZİ CANER ERDEM AB UZMAN YARDIMCISI SENEM ODAMAN KÖSE TEZ DANIŞMANI Ankara - 2015 Mayıs

serbest ticaret anlaşmalarının türkiye'nin tarımsal dış ticaretine etkileri

Embed Size (px)

Citation preview

Page 1: serbest ticaret anlaşmalarının türkiye'nin tarımsal dış ticaretine etkileri

T.C.

GIDA TARIM VE HAYVANCILIK BAKANLIĞI

Avrupa Birliği ve Dış İlişkiler Genel Müdürlüğü

SERBEST TİCARET ANLAŞMALARININ

TÜRKİYE’NİN TARIMSAL DIŞ TİCARETİNE

ETKİLERİ

AB UZMANLIK TEZİ

CANER ERDEM

AB UZMAN YARDIMCISI

SENEM ODAMAN KÖSE

TEZ DANIŞMANI

Ankara - 2015

Mayıs

Page 2: serbest ticaret anlaşmalarının türkiye'nin tarımsal dış ticaretine etkileri

T.C.

GIDA TARIM VE HAYVANCILIK BAKANLIĞI

AVRUPA BİRLİĞİ VE DIŞ İLİŞKİLER GENEL MÜDÜRLÜĞÜ

AB Uzman Yardımcısı Caner ERDEM tarafından hazırlanan “Serbest Ticaret

Anlaşmalarının Türkiye’nin Tarımsal Dış Ticaretine Etkileri” adlı tez çalışması aşağıdaki

Tez Değerlendirme Komisyonu tarafından oy çokluğu ile Avrupa Birliği ve Dış İlişkiler

Genel Müdürlüğü AB Uzmanlık Tezi olarak kabul edilmiştir.

Üye : Doç. Dr. Feysel TAŞÇIER

Unvanı : Genel Müdür Yardımcısı V.

Bu tezin, kapsam ve nitelik olarak AB Uzmanlık Tezi olduğunu onaylıyorum. ……………

Üye : Dr. Nevzat BİRİŞİK

Unvanı : Genel Müdür Yardımcısı

Bu tezin, kapsam ve nitelik olarak AB Uzmanlık Tezi olduğunu onaylıyorum. ……………

Üye : Dr. İbrahim ÖZCAN

Unvanı : Genel Müdür Yardımcısı

Bu tezin, kapsam ve nitelik olarak AB Uzmanlık Tezi olduğunu onaylıyorum. ……………

Üye : Selda COŞKUN

Unvanı : AB Uzmanı

Bu tezin, kapsam ve nitelik olarak AB Uzmanlık Tezi olduğunu onaylıyorum. ……………

Tez Savunma Tarihi: ……/……/2015

Tez Değerlendirme Komisyonu tarafından kabul edilen bu tezin AB Uzmanlık Tezi olması

için gerekli şartları yerine getirdiğini onaylıyorum.

Çınar BAHÇECİ

Komisyon Başkanı

Genel Müdür V.

Page 3: serbest ticaret anlaşmalarının türkiye'nin tarımsal dış ticaretine etkileri

i

ÖZET

AB Uzmanlık Tezi

SERBEST TİCARET ANLAŞMALARININ TÜRKİYE’NİN TARIMSAL DIŞ

TİCARETİNE ETKİLERİ

Caner ERDEM

GIDA TARIM VE HAYVANCILIK BAKANLIĞI

AB Uzman Yardımcısı

Türkiye ve Avrupa Birliği arasında 1963 yılında imzalanan Ankara Anlaşması ile nihai

hedefi Türkiye’nin Birliğe tam üyeliği olan sıkı ekonomik ve siyasi ilişkilerin temeli

atılmıştır. İlişkiler 1996 yılında taraflar arasında Gümrük Birliği’nin kurulması ile daha da

ileri düzeye taşınmıştır. Gümrük Birliği ile beraber Türkiye Avrupa Birliği’nin dış ticaret

politikasına uyum sağlama çabasına girmiştir. Bu çabanın önemli ayaklarından biri Avrupa

Birliği’nin Serbest Ticaret Anlaşması müzakereleri yürüttüğü ülkeler ile Türkiye’nin de

benzer anlaşmalar akdetmesidir. Türkiye STA’lar ile bir yandan ihracat pazar çeşitliliğini,

dış ticaret hacmini ve uluslararası rekabet gücünü artırmayı hedeflerken bir yandan da

ihracatçılarını AB ülkelerinin müteşebbisleri ile haksız rekabetten korumaya çalışmaktadır.

Türkiye’nin tamamlamakta geciktiği her STA ticaret sapması riskini artırmakta ve aynı

zamanda AB’nin STA ilişkisi kurmadığı çevre ve komşu ülke pazarlarından yararlanma

olanağını azaltmaktadır. Tarım ürünleri Gümrük Birliği’ne dahil olmamasına karşın

Gümrük Birliği ilişkisi dolayısıyla Türkiye’nin imzaladığı STA’larda tarım ürünleri de

tavize konu olmaktadır. Bu nedenle Türkiye’nin imzaladığı STA’ların tarım ürünleri dış

ticaretine etkileri önem kazanmıştır. Tez kapsamında STA’ların yürürlükte olduğu ülkeler

ile tarımsal dış ticaret ayrı ayrı incelenmiş olup elde edilen sonuçlar genel bir kanıya

ulaşabilmek için birleştirilmiştir. Sonuç olarak, Türkiye’nin imzaladığı Serbest Ticaret

Anlaşmalarının hem ihracat hem ithalat yönünden Türkiye’nin tarımsal dış ticaret hacmini

artırdığı görülmüştür.

Anahtar Kelimeler: Avrupa Birliği, Gümrük Birliği, Serbest Ticaret Anlaşması, Tarım

Ürünleri Ticareti

Page 4: serbest ticaret anlaşmalarının türkiye'nin tarımsal dış ticaretine etkileri

ii

ABSTRACT

EU Expertise Thesis

EFFECTS OF FREE TRADE AGREEMENTS ON TURKEY’S AGRICULTURAL

FOREIGN TRADE

Caner ERDEM

MINISTRY OF FOOD, AGRICULTURE AND LIVESTOCK

Assistant EU Expert

With the Ankara Agreement signed in 1963 between Turkey and the European Union

strong economic and political relationships of which the membership of Turkey to the

Union was final target are founded. In 1996 with the establishment of Customs Union

between two sides the relationships are leveraged to a more advanced level. In conjunction

with Customs Union Turkey entered into the effort of adapting to the European Union’s

foreign trade policy. One of the important elements of this effort is Turkey’s assignment of

Free Trade Agreements with the countries which carry out negotiations on similar

agreements with the European Union. In addition to aiming increase in export market

diversity, trade volume and international competitive capacity with FTAs, Turkey is

struggling to protect its exporters from unfair competition with the EU countries’

entrepreneurs. Every FTA that Turkey could not conclude timely increases the risk of trade

diversion and also decreases the opportunity of benefiting from the nearby and neighbor

country markets with which the EU did not found FTA relationship. Although agricultural

products are not included in Customs Union, in the FTAs signed according to Customs

Union agricultural products are subject to concession. For this reason, the effects of FTAs

signed by Turkey on its agricultural trade have gained importance. Within the thesis the

agricultural trade related to the countries with which FTAs are in force are analyzed

separately and the results obtained are consolidated in order to reach a general conclusion.

Consequently, it is observed that Turkey’s Free Trade Agreements have increased its

agricultural trade volume regarding to both exports and imports.

Keywords: European Union, Customs Union, Free Trade Agreement, Agricultural Trade

Page 5: serbest ticaret anlaşmalarının türkiye'nin tarımsal dış ticaretine etkileri

iii

İÇİNDEKİLER

ÖZET ...................................................................................................................................... i

ABSTRACT .......................................................................................................................... ii

İÇİNDEKİLER ..................................................................................................................... iii

ŞEKİLLER LİSTESİ ............................................................................................................ vi

TABLOLAR LİSTESİ ........................................................................................................ vii

KISALTMALAR ............................................................................................................... viii

1. GİRİŞ ............................................................................................................................. 1

2. SERBEST TİCARET ANLAŞMALARI ....................................................................... 3

2.1. Ekonomik Bütünleşme ............................................................................................... 3

2.1.1. Kısıtlamalar ............................................................................................................. 3

2.1.1.1. Malların Hareketi Önündeki Engeller ................................................................. 3

2.1.1.2. Hizmet Hareketleri Önündeki Engeller ............................................................... 4

2.1.1.3. Kişilerin Dolaşımı Önündeki Engeller ................................................................ 4

2.1.1.4. Sermaye Hareketleri Önündeki Engeller............................................................. 5

2.1.2. Ekonomik Bütünleşme: Sınıflandırma .................................................................... 6

2.1.3. Ekonomik Bütünleşme: Aşamalar .......................................................................... 6

2.1.3.1. Piyasa Bütünleşmesi: Mal ve Hizmetler ............................................................. 6

2.1.3.2. Piyasa Bütünleşmesi: Üretim Faktörleri ............................................................. 8

2.1.3.3. Politika Bütünleşmesi .......................................................................................... 8

2.1.4. Ekonomik Bütünleşmeden Beklenen Yararlar ....................................................... 9

2.1.4.1. Gümrük Birliği’nin Statik Etkileri ...................................................................... 9

2.1.4.2. Gümrük Birliği’nin Dinamik Etkileri ................................................................ 12

2.1.4.3. Gümrük Birliği’nin Gelenek Dışı Etkileri ......................................................... 14

2.2. STA’ların Teorik Çerçevesi...................................................................................... 16

2.2.1. Mutlak Üstünlük Teorisi ....................................................................................... 16

2.2.2. Karşılaştırmalı Üstünlük Teorisi ........................................................................... 17

2.2.3. Faktör Donatımı Teorisi ........................................................................................ 18

2.2.4. Ölçek Ekonomileri Teorisi .................................................................................... 19

2.3. STA’ların Yasal Çerçevesi ....................................................................................... 20

2.3.1. Gümrük Tarifeleri ve Ticaret Genel Anlaşması ................................................... 20

2.3.2. Dünya Ticaret Örgütü ........................................................................................... 21

3. TÜRKİYE VE AVRUPA BİRLİĞİ ............................................................................. 23

Page 6: serbest ticaret anlaşmalarının türkiye'nin tarımsal dış ticaretine etkileri

iv

3.1. Avrupa Birliği ........................................................................................................... 23

3.2. Türkiye Avrupa Birliği İlişkileri .............................................................................. 25

3.3. Türkiye-AB Gümrük Birliği ..................................................................................... 27

4. AVRUPA BİRLİĞİ’NİN SERBEST TİCARET ANLAŞMALARI ........................... 29

4.1. Avrupa Birliği’nin STA’larında Mevcut Durum ...................................................... 29

4.2. Avrupa Birliği’nin STA’lardan Beklediği Yararlar.................................................. 29

5. TÜRKİYE’NİN SERBEST TİCARET ANLAŞMALARI .......................................... 31

5.1. Türkiye’nin STA’larında Mevcut Durum ................................................................ 31

5.2. Türkiye’nin STA’lardan Beklediği Yararlar ............................................................ 32

5.3. Türkiye’nin STA’lar Konusunda Yaşadığı Zorluklar .............................................. 32

6. STA’LARIN SANAYİ ÜRÜNLERİ DIŞ TİCARETİNE ETKİLERİ ........................ 36

6.1. Sanayi Ürünlerinin Sınıflandırılması ........................................................................ 36

6.2. GB’nin Türkiye’nin Sanayi Ürünleri İhracatına Etkileri .......................................... 40

6.3. GB’nin Türkiye’nin Sanayi Ürünleri İthalatına Etkileri........................................... 41

6.4. STA’ların Türkiye’nin Sanayi Ürünleri İhracatına Etkileri ..................................... 43

6.5. STA’ların Türkiye’nin Sanayi Ürünleri İthalatına Etkileri ...................................... 45

6.6. Genel Değerlendirme ................................................................................................ 47

7. TÜRKİYE’DE TARIM SEKTÖRÜ ............................................................................ 49

7.1. Tarımsal Makroekonomik Göstergeler ..................................................................... 49

7.2. Tarımsal Yapı ........................................................................................................... 49

7.3. Tarım Politikaları ...................................................................................................... 50

8. STA’LARIN TARIM ÜRÜNLERİ DIŞ TİCARETİNE ETKİLERİ ........................... 52

8.1. Tarım Ürünlerinin Sınıflandırılması ......................................................................... 52

8.2. GB’nin Türkiye’nin Tarım Ürünleri İhracatına Etkileri ........................................... 53

8.3. GB’nin Türkiye’nin Tarım Ürünleri İthalatına Etkileri ............................................ 54

8.4. STA’ların Ülke Temelinde Tarım Ürünleri Ticaretine Etkileri................................ 55

8.4.1. EFTA - Norveç ..................................................................................................... 60

8.4.2. EFTA - İsviçre ...................................................................................................... 61

8.4.3. EFTA - İzlanda ..................................................................................................... 62

8.4.4. İsrail ...................................................................................................................... 63

8.4.5. Makedonya ............................................................................................................ 64

8.4.6. Bosna-Hersek ........................................................................................................ 65

8.4.7. Tunus .................................................................................................................... 66

Page 7: serbest ticaret anlaşmalarının türkiye'nin tarımsal dış ticaretine etkileri

v

8.4.8. Fas ......................................................................................................................... 67

8.4.9. Suriye .................................................................................................................... 68

8.4.10. Mısır .................................................................................................................. 69

8.4.11. Arnavutluk ......................................................................................................... 70

8.4.12. Gürcistan ........................................................................................................... 71

8.4.13. Karadağ ............................................................................................................. 72

8.4.14. Sırbistan ............................................................................................................. 73

8.4.15. Şili ..................................................................................................................... 74

8.4.16. Ürdün ................................................................................................................. 75

8.5. Genel Değerlendirme ................................................................................................ 76

9. SONUÇ ........................................................................................................................ 83

KAYNAKÇA ...................................................................................................................... 88

ÖZGEÇMİŞ ......................................................................................................................... 91

ETİK BEYAN ..................................................................................................................... 92

Page 8: serbest ticaret anlaşmalarının türkiye'nin tarımsal dış ticaretine etkileri

vi

ŞEKİLLER LİSTESİ

Şekil 1. Gümrük Birliği'nin Türkiye’nin Sanayi Ürünleri İhracatına Etkileri ..................... 40

Şekil 2. Gümrük Birliği’nin Türkiye’nin Sanayi Ürünleri İthalatına Etkileri ..................... 42

Şekil 3. GB Öncesi ve Sonrasında Türkiye’nin STA Ülkelerine İhracatı ........................... 44

Şekil 4. STA'ların Türkiye’nin Sanayi Ürünleri İhracatına Etkileri .................................... 45

Şekil 5. GB Öncesi ve Sonrasında Türkiye’nin STA Ülkelerinden İthalatı ........................ 45

Şekil 6. STA'ların Türkiye’nin Sanayi Ürünleri İthalatına Etkileri ..................................... 47

Şekil 7. Türkiye’nin Tarım Ürünleri İhracatı (Milyar Dolar) .............................................. 53

Şekil 8. Türkiye'nin Tarım Ürünleri İthalatı (Milyar Dolar) ............................................... 54

Şekil 9. Varsayımsal Örnek: Tek Seferlik Değişim ............................................................ 58

Şekil 10. Varsayımsal Örnek: Gelişim Hızında Değişim .................................................... 59

Şekil 11. Varsayımsal Örnek: İkili Değişim ........................................................................ 59

Şekil 12. Türkiye-Norveç Tarımsal Ticareti (Milyon Dolar) .............................................. 60

Şekil 13. Türkiye-İsviçre Tarımsal Ticareti (Milyon Dolar) ............................................... 61

Şekil 14. Türkiye-İzlanda Tarımsal Ticareti (Milyon Dolar) .............................................. 62

Şekil 15. Türkiye-İsrail Tarımsal Ticareti (Milyon Dolar).................................................. 63

Şekil 16. Türkiye-Makedonya Tarımsal Ticareti (Milyon Dolar) ....................................... 64

Şekil 17. Türkiye-Bosna-Hersek Tarımsal Ticareti (Milyon Dolar) ................................... 65

Şekil 18. Türkiye-Tunus Tarımsal Ticareti (Milyon Dolar) ................................................ 66

Şekil 19. Türkiye-Fas Tarımsal Ticareti (Milyon Dolar) .................................................... 67

Şekil 20. Türkiye-Suriye Tarımsal Ticareti (Milyon Dolar) ............................................... 68

Şekil 21. Türkiye-Mısır Tarımsal Ticareti (Milyon Dolar) ................................................. 69

Şekil 22. Türkiye-Arnavutluk Tarımsal Ticareti (Milyon Dolar)........................................ 70

Şekil 23. Türkiye-Gürcistan Tarımsal Ticareti (Milyon Dolar) .......................................... 71

Şekil 24. Türkiye-Karadağ Tarımsal Ticareti (Milyon Dolar) ............................................ 72

Şekil 25. Türkiye-Sırbistan Tarımsal Ticareti (Milyon Dolar) ........................................... 73

Şekil 26. Türkiye-Şili Tarımsal Ticareti (Milyon Dolar) .................................................... 74

Şekil 27. Türkiye-Ürdün Tarımsal Ticareti (Milyon Dolar)................................................ 75

Page 9: serbest ticaret anlaşmalarının türkiye'nin tarımsal dış ticaretine etkileri

vii

TABLOLAR LİSTESİ

Tablo 1. Karşılaştırmalı Üstünlüğe Örnek İki Ülkenin Üretimleri ...................................... 18

Tablo 2. Ölçek Ekonomisine Örnek İki Ülkenin Üretimleri ............................................... 20

Tablo 3. Türkiye'nin İmzalamış Olduğu STA'lar ................................................................ 31

Tablo 4. Grup 1: Emek-yoğun ve Kaynak-tabanlı Üretim .................................................. 36

Tablo 5. Grup 2: Düşük-beceri ve Düşük-teknolojili Üretim .............................................. 37

Tablo 6. Grup 3: Ortalama-beceri ve Ortalama-teknolojili Üretim ..................................... 38

Tablo 7. Grup 4: Yüksek-beceri ve Yüksek-teknolojili Üretim .......................................... 39

Tablo 8. GB Öncesi ve Sonrası Dönemlerde Türkiye’nin Sanayi Ürünleri İhracatı ........... 41

Tablo 9. GB Öncesi ve Sonrası Dönemlerde Türkiye’nin Sanayi Ürünleri İthalatı ............ 42

Tablo 10. 2013 Yılında Türkiye'nin Tarımsal Makroekonomik Göstergeleri ..................... 49

Tablo 11. Gıda Maddeleri .................................................................................................... 52

Tablo 12. Tarımsal Hammaddeler ....................................................................................... 52

Tablo 13. Tarımsal İhracatta Yıllık Ortalama Büyüme (%) ................................................ 53

Tablo 14. Tarımsal İthalatta Yıllık Ortalama Büyüme (%) ................................................. 55

Tablo 15. Türkiye-Norveç Tarımsal Ticari Göstergeler ...................................................... 60

Tablo 16. Türkiye-İsviçre Tarımsal Ticari Göstergeler....................................................... 61

Tablo 17. Türkiye-İzlanda Tarımsal Ticari Göstergeler ...................................................... 62

Tablo 18. Türkiye-İsrail Tarımsal Ticari Göstergeler ......................................................... 63

Tablo 19. Türkiye-Makedonya Tarımsal Ticari Göstergeler............................................... 64

Tablo 20. Türkiye-Bosna-Hersek Tarımsal Ticari Göstergeler ........................................... 65

Tablo 21. Türkiye-Tunus Tarımsal Ticari Göstergeler ....................................................... 66

Tablo 22. Türkiye-Fas Tarımsal Ticari Göstergeler ............................................................ 67

Tablo 23. Türkiye-Suriye Tarımsal Ticari Göstergeler ....................................................... 68

Tablo 24. Türkiye-Mısır Tarımsal Ticari Göstergeler ......................................................... 69

Tablo 25. Türkiye-Arnavutluk Tarımsal Ticari Göstergeler ............................................... 70

Tablo 26. Türkiye-Gürcistan Tarımsal Ticari Göstergeler .................................................. 71

Tablo 27. Türkiye-Karadağ Tarımsal Ticari Göstergeler .................................................... 72

Tablo 28. Türkiye-Sırbistan Tarımsal Ticari Göstergeler ................................................... 73

Tablo 29. Türkiye-Şili Tarımsal Ticari Göstergeler ............................................................ 74

Tablo 30. Türkiye-Ürdün Tarımsal Ticari Göstergeler ....................................................... 75

Tablo 31. STA'ların Tarımsal Ticarete Bütünleştirilmiş Etkileri ........................................ 81

Page 10: serbest ticaret anlaşmalarının türkiye'nin tarımsal dış ticaretine etkileri

viii

KISALTMALAR

AB Avrupa Birliği

AET Avrupa Ekonomik Topluluğu

AKÇT Avrupa Kömür ve Çelik Topluluğu

BTA Bölgesel Ticaret Anlaşması

DTÖ Dünya Ticaret Örgütü

EFTA Avrupa Serbest Ticaret Birliği

Euratom Avrupa Atom Enerjisi Topluluğu

GATT Gümrük Tarifeleri ve Ticaret Genel Anlaşması

GB Gümrük Birliği

GSYH Gayri Safi Yurtiçi Hasıla

ITO Uluslararası Ticaret Örgütü

MERCOSUR Güney Amerika Ortak Pazarı

NAFTA Kuzey Amerika Serbest Ticaret Anlaşması

NATO Kuzey Atlantik Antlaşması Örgütü

OEEC Avrupa İktisadi İşbirliği Teşkilatı

SITC Standart Uluslararası Ticaret Sınıflandırması

STA Serbest Ticaret Anlaşması

TTA Tercihli Ticaret Anlaşması

TÜSİAD Türk Sanayicileri ve İşadamları Derneği

UNCTAD Birleşmiş Milletler Ticaret ve Kalkınma Konferansı

UNSD Birleşmiş Milletler İstatistik Birimi

Page 11: serbest ticaret anlaşmalarının türkiye'nin tarımsal dış ticaretine etkileri

1

1. GİRİŞ

Türkiye ile Avrupa arasında süregelen ilişki çok eski tarihlere dayanmaktadır. Bu

tarih o kadar eskidir ki Sümerlerde ilk yazının kullanılmasından bile daha önceye, milattan

önce sekiz bin yılına uzanır. Türkiye’nin güney doğusunda yer alan Fırat ve Dicle nehirleri

arasındaki verimli toprakları da kapsayan ve açık ağzı güneye bakan hilal biçimindeki

bölgeye bereketli hilal denilmektedir. Bitkiler ve hayvanlar ilk defa bereketli hilalde

evcilleştirilerek tarım ürünleri yetiştirilmeye başlanmış ve insanlar yerleşik hayata dayalı

ilk medeniyetleri kurmuştur. Tarımın insanoğlu tarafından keşfedilmesi ile bu birikim eski

dünyada hızla yayılmış ve tüm Avrupa kıtasını biçimlendirmiştir. Hindistan’dan başlayıp

Anadolu üzerinden Avrupa’ya kadar uzanan kesintisiz bölgede, Türklerin Orta Asya’dan

gelip Anadolu’ya yerleşmelerinden önce, aynı kökten gelen Hint-Avrupa dillerinin

konuşulması bu etkileşimden kaynaklanmaktadır. Türkler Anadolu’ya yerleştiklerinde eski

yurtlarından getirdikleri kültür değerlerini koruyarak Hititlerin torunları olan yerli halk ile

birlikte yaşamaya başlamıştır. Yerli halk ile kaynaşan Türkler onların kültürleri ile kendi

kültürlerini birleştirerek bir sentez oluşturmuştur (Alp, 2001). Zaman ilerledikçe Türkler

nüfusun ancak üçte birlik bölümünü oluşturmalarına rağmen konuştukları dil Anadolu

coğrafyasına egemen olmuştur (Diamond, 2005).

Geçmişte olduğu gibi günümüzde de Türkiye ve Avrupa halklarının yaşamı iç içe

geçmiştir. Komşu coğrafyalarda yaşamanın ve ortak çıkarları paylaşmanın şekillendirdiği

tarihleri bu iki toplumun geleceğe de ortak bir açıdan bakmalarını gerektirmektedir.

Türkiye, 1958 yılında kurulan Avrupa Ekonomik Topluluğuna 31 Temmuz 1959

tarihinde ortaklık başvurusu yapmıştır. Olumlu sonuçlanan başvurunun ardından 12 Eylül

1963 tarihinde imzalanan ve 1 Aralık 1964 tarihinde yürürlüğe giren Ankara Anlaşması ile

Türkiye ve Avrupa Birliği (AB) arasındaki ilişkilerin temeli atılmıştır. Ankara Anlaşması

ile hazırlık dönemi, geçiş dönemi ve nihai dönem olmak üzere üç aşamalı bir bütünleşme

takvimi ortaya konmuştur. 23 Kasım 1970 tarihinde imzalanan ve 1973 yılında yürürlüğe

giren Katma Protokol ile geçiş döneminde tarafların üsteleneceği yükümlükler

belirlenmiştir. Geçiş döneminin tamamlanmasının ardından Türkiye’nin AB ile

bütünleşmesinde önemli bir aşamayı oluşturan Gümrük Birliği (GB), 6 Mart 1995 tarihli

ve 1/95 sayılı Ortaklık Konseyi Kararı ile 1 Ocak 1996 tarihinde kurulmuştur.

Page 12: serbest ticaret anlaşmalarının türkiye'nin tarımsal dış ticaretine etkileri

2

1/95 sayılı Ortaklık Konseyi Kararı’nın 16. maddesinde Türkiye’nin ticaret

politikasını Topluluğun Ticaret Politikası’na beş yıl içinde uyumlu hale getireceği tespit

edilmiştir (Dışişleri Bakanlığı, 2015). Bu nedenle, Türkiye Gümrük Birliği’nin

oluşturulması ile beraber başladığı Avrupa Birliği’nin tercihli gümrük rejimine uyum

çalışmalarını sürdürmektedir. Uyum çalışması, Avrupa Birliği’nin Küresel Avrupa

Stratejisi çerçevesinde dünyanın birçok ülkesi ile yeni Serbest Ticaret Anlaşmaları (STA)

akdetmesi nedeniyle süreklilik arz etmelidir. Diğer bir ifade ile Türkiye’nin AB’nin ticaret

politikasına uyum sağlaması günümüzde hareketli bir hedef halini almıştır. Bu durumun

son örneklerinden biri Avrupa Birliği ve Amerika Birleşik Devletleri arasında görüşmeleri

yürütülmekte olan Serbest Ticaret Anlaşması’dır. Söz konusu anlaşmanın Türkiye’den

bağımsız olarak devreye girmesi durumunda Türkiye ekonomisine olumsuz etkileri olacağı

tahmin edilmektedir (Yavuz, 2014).

Türkiye ile AB arasındaki Gümrük Birliği tarım ürünlerini kapsamamaktadır.

Türkiye dış dünyaya karşı sanayi ürünlerinde AB’nin Ortak Ticaret Politikasını uygularken

tarım ürünlerinde kendi belirlediği ticaret politikasını uygulamaktadır. Ancak, AB’nin

Ortak Ticaret Politikasına uyum çerçevesinde Türkiye’nin imzalamış olduğu STA’larda

tarım ürünleri de tavize konu olmaktadır. Bu nedenle, STA’ların Türkiye’nin tarım ürünleri

dış ticaretine etkileri önem kazanmıştır.

Türkiye’nin Avrupa Birliği’nin tercihli gümrük rejimine ayak uydurmasında

birtakım zorluklarla karşılaşılsa da STA’ların Türkiye’nin dış ticareti ve rekabet

edebilirliğine olumlu etkileri olduğu düşünülmektedir. Bu tez kapsamında, Türkiye’nin

imzalamış olduğu Serbest Ticaret Anlaşmalarının tarım ürünleri dış ticaretine etkisi

araştırılmıştır.

Page 13: serbest ticaret anlaşmalarının türkiye'nin tarımsal dış ticaretine etkileri

3

2. SERBEST TİCARET ANLAŞMALARI

2.1. Ekonomik Bütünleşme

20. yüzyıldaki iktisadi gelişmelerin ortaya çıkardığı önemli kavramlardan birisi

ekonomik bütünleşmedir. Dünyanın farklı bölgelerinde farklı düzeylerde ekonomik

bütünleşme örnekleri görülmekle birlikte bunlardan en ileri düzeye ulaşmış olanı Avrupa

Birliği’dir (Kızılırmak, 2007).

Ekonomik bütünleşme iki veya daha çok ulusal ekonomi arasında bulunan sınırların

kaldırılmasıdır. Ekonomiler arasındaki sınırlarla kastedilen mal, hizmet ve üretim

faktörlerinin (işgücü ve sermaye) serbest dolaşımını yavaşlatan veya engelleyen

kısıtlamalardır.

2.1.1. Kısıtlamalar

Ülke ekonomileri arasında mal, hizmet ve üretim faktörlerinin hareketlerini

sınırlayan kısıtlamalara aşağıda örnekler verilmiştir (Molle, 2001).

2.1.1.1. Malların Hareketi Önündeki Engeller

Malların ülkeler arasındaki hareketini zorlaştıran kısıtlamalar tarifeler ve tarife dışı

araçlar olarak iki başlık altında toplanabilir.

Tarifeler veya diğer adıyla gümrük vergileri ithal edilen malların ülke sınırlarından

girişi sırasında devletçe alınan vergilerdir. Bu tür vergiler değer veya miktar üzerinden

alınabilir.

Tarife dışı araçlar:

- Benzer etkili vergiler: gümrükte alınan test bedelleri, saklama bedelleri ve idari

harçlar gibi gizli vergilerdir.

- Miktar kısıtlamaları (kotalar): belli bir zaman dilimi içinde belli bir malın ithalat

hacmi üzerine konulan sınırlardır. Bazen değer cinsinden de ifade edilir. Bir kota türü de

gümrük tarife kotalarıdır. Gümrük tarife kotaları, belirli bir miktara kadar normal tarife

oranının, bu miktarın üzerinde yüksek tarife oranının uygulanmasını sağlar.

Page 14: serbest ticaret anlaşmalarının türkiye'nin tarımsal dış ticaretine etkileri

4

- Döviz kontrolleri: bunlar ülke sakinlerinin ellerinde döviz tutmalarını

engellemektedir. Bu durumda ithalatçıların dövizle ödeme yapmaları ve dolayısıyla ithalat

kısıtlanmaktadır.

- Diğer tarife dışı engeller: sağlık, güvenlik ve çevre standartları, kamu ihaleleri,

devlet tekellerinin faaliyetleri, demiryolu kuruluşlarının ithal mallar için yüksek, ihraç

malları için düşük fiyat alması gibi düzenlemelerdir.

2.1.1.2. Hizmet Hareketleri Önündeki Engeller

Hizmet hareketlerini kısıtlayan araçlar mallar üzerindeki tarife dışı engellere

benzer:

- Özellikle tüketim üzerindeki miktar kısıtlamaları

- Yerli üreticiler için ayrılmış pazar payları

- Sübvansiyonlar

- Kamu alımları

- Yapılan hizmetler karşılığında yabancı ülkelere döviz transferinin kontrolü

- Belli hizmetlerin sunulmasında kullanılacak işgücünün nitelikleri ile ilgili

kısıtlamalar (örneğin hukuk ve tıp alanlarında)

- Sermaye malları ile ilgili teknik gereklilikler (örneğin ulaşım hizmetlerinde)

- Hizmetin sunumu için gereken malların gümrük değerlerinin belirlenmesi ile ilgili

sorunlar

2.1.1.3. Kişilerin Dolaşımı Önündeki Engeller

Kişilerin dolaşımı önündeki engeller ise üç grup içinde incelenebilir:

- İş ve mesleklere giriş üzerindeki engeller: Bunlar yabancıların avukat olmasının

yasaklanması gibi doğrudan yasaklar olabileceği gibi daha dolaylı engeller de olabilir.

Yabancı ülke vatandaşlarının sağlamasının mümkün olmadığı mesleki koşullar dolaylı

Page 15: serbest ticaret anlaşmalarının türkiye'nin tarımsal dış ticaretine etkileri

5

engellerdir. Yabancı ülkelerce verilen mesleki sertifikaların kabul edilmemesi bu duruma

bir örnektir.

- Yerleşme koşulları: Yabancıların ülke içinde barınmasını zorlaştıran engeller

bulunabilir. Örneğin yabancıların oturma izni almasının engellenmesi çalışmalarını da

engellemektedir. Ayrıca konut edinme veya çocukların okula gitmesi üzerine de

kısıtlamalar konulabilmektedir.

- Finansal zorluklar: Yabancıların ülkede çalışmasını finansal açıdan güçleştiren

birtakım uygulamalardır. Yabancılardan yüksek gelir vergisi alınması veya ödenek hakkı

verilmeksizin sosyal güvenlik primi kesilmesi bu engellemelere örnektir. Diğer bir örnek

ise yabancıların kazançlarını ülkelerine geri götürmesinin engellenmesidir.

2.1.1.4. Sermaye Hareketleri Önündeki Engeller

Sermaye hareketleri önündeki engeller şunlardır:

- Faiz veya mevduattan alınan vergiler nedeniyle döviz mevduatı faizlerinin düşük

veya negatif olması

- Hisse senedi ve bono tutma hakkının sadece yurttaşlara verilmesi veya yabancı

menkul kıymet alımlarının yasaklanması

- Yabancıların açabilecekleri mevduat miktarları üzerine sınır konulması veya

yerleşiklerin yabancı ülkelerde açabilecekleri mevduat miktarının kısıtlanması

- Döviz kısıtlamaları: sermaye işlemleri için sadece sınırlı miktarda döviz

tutulmasına izin verilmesi, döviz alımlarına vergi konulması veya bölünmüş döviz

piyasalarında cari işlemlere kıyasla sermaye işlemlerinde daha pahalı döviz kuru

uygulanması

- Yabancı yatırımlardan vergi alınması veya yabancıların karlarından yerleşiklere

oranla daha yüksek vergi alınması

- Elde edilen tüm karların ev sahibi ülkede yeniden yatırılmasının şart koşulması

veya ihracatçılara yurtdışına çıkardıkları sermayeyi belli bir süre içinde geri getirmesinin

şart koşulması

Page 16: serbest ticaret anlaşmalarının türkiye'nin tarımsal dış ticaretine etkileri

6

2.1.2. Ekonomik Bütünleşme: Sınıflandırma

Ekonomik bütünleşmeler farklı türlerde oluşabilir. Bu türlere ilişkin ortaya konan

teorik ayrımlardan birisi piyasa bütünleşmesi ve politika bütünleşmesi arasında

yapılmaktadır. Piyasa bütünleşmesi, sınırlar arasında malların, hizmetlerin ve üretim

faktörlerinin serbestçe hareket edebilmesi olarak tanımlanır. Piyasa bütünleşmesinin

gerçekleşmesi durumunda farklı ülkelerdeki piyasa katılımcılarının faaliyetleri, ekonomik

birliğin tümünde geçerli olan arz ve talep koşullarından etkilenmektedir. Politika

bütünleşmesi ise piyasa bütünleşmesine göre daha belirsiz bir kavramdır. Farklı ekonomi

politikası türlerini ve araçlarını kapsayabilir. Ayrıca bağlayıcılık düzeyi ve yaygınlığı

farklılık gösterebilir: bir uçta koordinasyon yoluyla görüş alışverişi ve işbirliği, diğer uçta

ortak politikalar veya tam merkezileşme olacak şekilde çeşitli biçimleri vardır. Ayrıca

uygulanacak politikaların bazı öğeleri ortak bir kurala bağlanırken diğerleri ülkelerin

takdirine bırakılabilir.

Ekonomik bütünleşmeye ilişkin bir diğer teorik ayrım Tinbergen tarafından 1954

yılında geliştirilen pozitif ve negatif bütünleşme kavramlarıdır. Negatif bütünleşme,

ekonomi ile ilgili kurallar ve politikalarda ayrımcılığın ve diğer kısıtlayıcı uygulamaların

kaldırılmasıdır. Pozitif bütünleşme ise yasaların ve standartların yakınlaştırılmasını, ortak

kuralların ve politikaların uygulanmasını ve en azından bazı yetkilerin ortak kurumlara

devrini içerir (Pelkmans, 2001).

2.1.3. Ekonomik Bütünleşme: Aşamalar

Ekonomik bütünleşme farklı biçimlerde gerçekleşebilir. Bu farklı biçimler ilk

olarak Balassa tarafından 1961 yılında tanımlanmış ve genellikle tam ekonomik

bütünleşmeye giden süreçte yer alan aşamalar olarak ele alınmıştır. Piyasaların ve ekonomi

politikalarının bütünleşmesinde ortaya çıkabilecek bu biçimler aşağıda açıklanmıştır

(Pelkmans, 2001).

2.1.3.1. Piyasa Bütünleşmesi: Mal ve Hizmetler

Tercihli Ticaret Alanı:

Ekonomik bütünleşmenin en dar kapsamlı türüdür. Taraflar aralarındaki ticarete

konu olan belirli ürünler üzerindeki gümrük vergilerini azaltırlar ancak tamamen

Page 17: serbest ticaret anlaşmalarının türkiye'nin tarımsal dış ticaretine etkileri

7

kaldırmazlar. Diğer yandan üçüncü ülkeler ile yapılan ticarette taraflar kendi dış ticaret

politikalarını uygulamaya devam etmektedir.

Serbest Ticaret Alanı:

Üye ülkeler, aralarındaki ticarette gümrük tarife ve kotalarını tamamen kaldırırlar.

Ancak her ülke serbest ticaret alanı dışındaki ülkelere kendi özel tarife ve kotalarını

uygulamaya devam eder. Serbest ticaret alanının en ünlü örnekleri, 1960 yılında kurulan

Avrupa Serbest Ticaret Birliği (EFTA) ile 1994 yılında kurulan Kuzey Amerika Serbest

Ticaret Anlaşması’dır (NAFTA).

Serbest ticaret alanında, alan dışındaki ülkelere tarafların farklı gümrük vergileri

uygulaması ticaretin normal yolundan sapmasına neden olabilir. Örneğin, yüksek gümrük

tarifesi uygulayan bir ülkeye ihracat yapmak isteyen üçüncü bir ülke mallarını önce düşük

tarife uygulayan ülkeye sokarak serbest ticaret alanı üzerinden hedeflediği ülkeye

geçirebilir. Bu yolla yüksek tarife uygulayan ülkelere düşük tarifeler ödenerek ihracat

yapılabilmektedir. Sözü edilen durumu engellemek için serbest ticaret alanına üye ülkeler

çoğunlukla düşük düzeyde de olsa politika uyumlaştırma ve kurumsal eşgüdüm yoluna

gitmektedir. Süregelen uygulamalardan biri menşe belgeleri düzenleyerek malların hangi

ülkede üretildiğinin saptanmasıdır. Böylece serbest ticaret alanı dışında üretilmiş malların

dışarıya düşük tarife uygulayan ülkeden girmesi durumunda, yüksek tarife uygulayan

ülkeye girişinde aradaki gümrük farkının ödenmesi istenir.

Tercihli ticaret alanından serbest ticaret alanına geçilmesi ile birlikte, ülkeler

arasındaki ekonomik bütünleşmeye bazı pozitif bütünleşme öğeleri eklenmiş olmaktadır.

Gümrük Birliği:

Gümrük birliğinde hem ülkelerin kendi aralarındaki ticaret üzerindeki engeller

kaldırılmakta hem de birlik dışında kalan ülkelere ortak gümrük tarife ve kotaları

uygulanmaktadır. Ortak dış ticaret politikası, serbest ticaret alanına kıyasla daha ileri

düzeyde bir kurumsal eşgüdüm gerektirir. Örneğin ortak bir tarifenin uygulanması

durumunda tarife sınıflandırmaları tekdüze hale getirilmeli, gümrük kuralları

uyumlaştırılmalı ve tarife gelirlerinin nasıl dağıtılacağı belirlenmelidir. Bu nedenle,

gümrük birliği pozitif bütünleşmenin önem kazandığı bir ekonomik bütünleşme biçimidir.

Page 18: serbest ticaret anlaşmalarının türkiye'nin tarımsal dış ticaretine etkileri

8

Gümrük birliğine Avrupa dışından bir örnek olarak Arjantin, Brezilya, Paraguay,

Uruguay ve Venezüella’nın dahil olduğu, 1991 yılında kurulan Güney Amerika Ortak

Pazarı (MERCOSUR) verilebilir.

2.1.3.2. Piyasa Bütünleşmesi: Üretim Faktörleri

Ortak Pazar:

Tek pazar olarak da adlandırılır. Gümrük birliğine ek olarak işgücü ve sermaye gibi

üretim faktörlerinin üye ülkeler arasında serbestçe dolaşımına izin verilmektedir. Üçüncü

ülkelere karşı hem mal ve hizmetlerin hem de üretim faktörlerinin dolaşımında ortak

kurallar uygulanır. Faktörlerin serbest dolaşımı nedeniyle ortak pazar, gümrük birliğine

göre daha yüksek düzeyde yönetim ve denetim gerektirir. Üye ülkelerin faktörlerin serbest

dolaşımını ve rekabeti olumsuz etkileyebilecek uygulamalarını izleyebilmek ve bu

uygulamaları engelleyebilmek için kurumlar oluşturulmalıdır. Bu aşamada pozitif

bütünleşme gümrük birliğine göre daha fazla önem kazanmış olmaktadır.

2.1.3.3. Politika Bütünleşmesi

Ekonomik Birlik:

Ekonomik birlik, ortak pazarın yanında ekonomi politikalarının da eşgüdümünü

gerektirir. Ekonomik birlikte üye devletler merkezi kurumların gözetiminde belirli

ekonomi politikalarını uyumlaştırır. Uyumlaştırma genellikle parasal, mali ve sosyal

politikalarda yapılmaktadır. Ekonomik birlik ve bunu izleyen aşamalar pozitif bütünleşme

sınıfına girmektedir.

Parasal Birlik:

Parasal birlikte üye ülkelerin paraları sabit kurla birbirine bağlanarak tam

konvertibilite sağlanır veya tek para birimi kullanılır.

Ekonomik ve Parasal Birlik:

Ekonomik birlik ve parasal birliğin özelliklerini birleştirir. Özellikle parasal birlik

makroekonomi ve bütçe politikalarının yüksek düzeyde eşgüdümünü gerektirir. Ekonomik

ve parasal birliğin parasal birlikten farkı parasal birliğin ortak pazar içermemesidir.

Page 19: serbest ticaret anlaşmalarının türkiye'nin tarımsal dış ticaretine etkileri

9

Tam Ekonomik Bütünleşme:

Tüm ekonomi politikaları uyumlaştırıldığında tam ekonomik bütünleşme

sağlanmıştır. Bu aşamada üye ülkelerin kendi bağımsız ekonomi politikalarını uygulama

güçleri tamamen ortadan kalkmaktadır. Ekonomik kararların alındığı uluslar üstü

kurumlar, ulusal ekonomi kurumlarının ve merkez bankalarının yerini alır. Tam ekonomik

bütünleşmede üye ülkelerin ekonomileri tek bir ülke gibi yönetilmektedir. Tek bir para ve

ortak bir mali ve finansal sistem vardır. Maliye politikalarının tam veya tama yakın ölçüde

uyumlaştırılması söz konusudur.

2.1.4. Ekonomik Bütünleşmeden Beklenen Yararlar

Ekonomik bütünleşmeler üye ülkelerin kendi aralarındaki ticari engellerin

kaldırılmasını gerektirdiğinden dünya ticaretinin serbestleştirilmesi yolunda atılan adımlar

olarak kabul edilmektedir. Ancak, üye ülkeler birlik dışında kalan üçüncü ülkelere karşı

uyguladıkları ticari kısıtlamaları sürdürdüklerinden dünya ticaretini serbestleştirme

çalışmaları sınırlı kalmaktadır (Seyidoğlu, 2001).

Gümrük birliği teorisi ekonomik bütünleşmelerin kaynak dağılımı üzerinde etkili

olduğunu kabul etmektedir. Kaynak dağılımı üzerinde görülen etkiler statik etkiler ve

dinamik etkiler olmak üzere iki gruba ayrılır. Statik etkiler, ülkelerin teknoloji ve üretim

yapısında bir değişiklik olmasa dahi kaynakların (üretim faktörleri) yeniden dağılımı

dolayısıyla milli gelir üzerinde ortaya çıkan bir defalık sonuçlardır. Dinamik etkiler ise

diğerinin aksine süreklilik gösterir ve ekonomik yapının değişime uğramasıyla milli gelirin

büyüme hızını etkiler (Kızılırmak, 2007). Ayrıca, son yıllarda ekonomik bütünleşmeler

gelişmekte olan ülkeler açısından değerlendirilmekte ve geleneksel yaklaşım haricinde

ilave birtakım faydalardan da söz edilmektedir (Yıldırım, 2007).

2.1.4.1. Gümrük Birliği’nin Statik Etkileri

Bir bölge içinde ticari engeller kaldırıldığında üye ülkeler arasında dış ticaret hacmi

artar ve üretim daha etkin ellerde toplanır. Bu durum gümrük birliğinin “ticaret yaratıcı”

etkisi olarak adlandırılır.

Bölge içinde gümrüklerin kaldırılması ve üçüncü ülkelere ortak bir gümrük tarifesi

uygulanması bölge içi ticareti geliştirirken bölge dışı ticareti olumsuz yönde etkileyebilir.

Page 20: serbest ticaret anlaşmalarının türkiye'nin tarımsal dış ticaretine etkileri

10

Böylelikle bölge içi ticaret bölge dışı ticaret aleyhine genişlemiş olur. Gümrük birliklerinin

kurulmasından sonra bölge dışı ile gerçekleşen ticaretteki daralmaya “ticaret saptırıcı” etki

adı verilir.

Ticaret yaratıcı etki gümrük birliklerinde yüksek maliyetli üretimin yerini birlik

içinde gerçekleşen daha verimli üretimin alması ile ortaya çıkar. Bir diğer ifade ile birlik

içinde karşılaştırmalı üstünlüğe sahip olan firmaların veya ülkelerin belirli ürünlerin

üretiminde uzmanlaşması söz konusudur. Ticaret yaratıcı etkinin büyüklüğü gümrük

birliğini oluşturan ülkelerin refah artışının yüksek olacağına işarettir. Ancak, refah

üzerindeki toplam etkinin değerlendirilmesi için refahı olumsuz yönde etkileyen ticaret

saptırıcı etkilerin de göz önünde bulundurulması gerekir.

Ticaret saptırıcı etki gümrük birliğinin kurulması ile verimli üretim yapan ülkenin

birlik dışında kalması ve üye ülkelerin bu ülkeden gerçekleştirdikleri ithalatın olumsuz

etkilenmesi sonucu ortaya çıkar. Böyle bir durumda ithalat en verimli ülke yerine birliğe

üye diğer ülkelerden gerçekleştirilir ve kaynakların kullanım etkinliği azalacağından refah

olumsuz etkilenir.

Ticaret yaratma etkisi pahalı yerli üretimde kullanılan kaynakların daha verimli

alanlara aktarılmasını sağlarken, ticaret saptırıcı etki ise pahalı üretim yapan sektörlere

kaynak aktarımına neden olur. Ticaret saptırma etkisi refahı azaltırken ticaret yaratma

etkisi artırır. Söz konusu iki zıt etkinin toplam sonucu refah etkisi olarak tanımlanır.

Gümrük birliklerinin dünya refahına toplam etkisi oluşturdukları ticaret yaratıcı ve

ticaret saptırıcı etkilerin görece büyüklüğüne bağlıdır. Ticaret yaratıcı etki ticaret saptırıcı

etkiden büyükse ortalama kaynak verimliliği artacağından dünya refahı yükselecektir.

Tersi durumda ise ortalama kaynak verimliliğinin azalması sonucu dünya refahı düşecektir.

Dünya refahı ve kaynak verimliliği üzerindeki etkiler öncelikle gümrük birliğine

üye ülkelerde gerçekleşen değişimler kanalıyla ortaya çıkacaktır. Örneğin ticaret yaratıcı

etkinin büyük olduğu durumda üye ülkelerin kaynak verimliliği ve refahı artacak ve

üçüncü ülkelerden ithalatın artmasıyla refah etkisi yayılacaktır.

Page 21: serbest ticaret anlaşmalarının türkiye'nin tarımsal dış ticaretine etkileri

11

Gümrük birliklerinin refaha olan etkilerini belirleyen bazı etmenler aşağıda

sıralanmıştır.

- Düşük maliyetli üretim gerçekleştiren ülke birliğe dahil ise ticaret saptırıcı etki

ortaya çıkmaz.

- Düşük maliyetli üretim gerçekleştiren ülke birlik dışında kalsa dahi ortak gümrük

tarifesi yeterince düşük tutulursa ticaret saptırıcı etki önlenebilir.

- Ticaret yaratıcı ve saptırıcı etkinin hacmini değiştiren çeşitli etmenler vardır.

Bunlardan biri üye ülkeler ile birlik dışındaki ülkelerin fiyatları arasındaki farklılıklardır.

- Gümrük birliğinden önce bir ürün üye ülkelerin hiçbiri tarafından üretilmiyorsa bu

ürünle ilgili ticaret yaratıcı veya ticaret saptırıcı etki ortaya çıkmaz.

- Gümrük birliğine üye ülkeler coğrafi açıdan birbirlerine ne kadar yakın olurlarsa

taşıma maliyetleri azalacağından ticaret yaratıcı etki o kadar büyük olur.

- Üye ülkelerin gümrük birliğinin kurulmasından önceki tamamlayıcılık ve

rekabetçilik durumu refah artışının oluşmasında önemlidir. Tanım olarak, iki ülkenin

gümrüklerinde korunan sektörler benzer ise bu ekonomiler rekabetçi, korunan sektörler

farklı ise bu ekonomiler tamamlayıcıdır. Bu tanım çerçevesinde üye ülkelerin ekonomileri

ne kadar rekabetçi ise birleşmeden sağlanacak yararlar o kadar yüksek olacaktır. Konuyu

bir miktar daha açmak gerekirse, gümrüklerin kaldırılması ile büyük bir üretim hacmi

bölge içinde yüksek maliyetli üretim yapan firmalardan düşük maliyetli üretim yapan

firmalara kayacaktır. Böylece üretimin daha etkin ellerde toplanması sonucu ticaret yaratıcı

etki çoğalacaktır. Diğer yandan, tamamlayıcı ekonomiler arasında kurulacak gümrük

birlikleri böyle bir ticaret yaratıcı etki oluşturmazlar.

Buraya kadar sözü edilen ticaret yaratıcı ve saptırıcı etkiler yanında gümrük

birliklerinin başka statik refah etkileri de bulunmaktadır. Bunlar gümrük işlemlerinin son

bulması sonucu gümrük idarelerinin ve gümrük görevlilerinin kaldırılması ile oluşan refah

etkileridir. Gümrük işlemleri için ayrılan kaynakların farklı alanlarda kullanılabilmesi

sağlanır.

Page 22: serbest ticaret anlaşmalarının türkiye'nin tarımsal dış ticaretine etkileri

12

Gümrük birliğinin tesis edilmesinin ardından birtakım firmalar rekabete karşı

koyamayarak piyasadan çıkmak zorunda kalabilirler. Ancak, oluşan yeni koşullarda

firmalar kendi varlıklarını koruyabilmek için tröstleşme yoluna da gidebilirler. Tröstleşme

gümrük birliğinden beklenen refah artırıcı etkilerin aşınmasına neden olur. Bu nedenle

ekonomik bütünleşmeye giden ülkelerin rekabeti kısıtlayacak hareketleri önlemek üzere

yasal düzenlemeler yapması gerekmektedir. Bu düzenlemelere örnek olarak Avrupa

Birliği’nin ortak rekabet politikası verilebilir (Seyidoğlu, 2001).

2.1.4.2. Gümrük Birliği’nin Dinamik Etkileri

Statik etkiler bundan önceki bölümde de ifade edildiği gibi ekonomik yapıda bir

değişiklik görülmeden gümrük vergilerinin kaldırılması ile dış ticaret hacmi ve refah

düzeyinde oluşan bir seferlik etkilerdir. Ancak kısıtlı bir ulusal piyasanın yerine birçok

ülkenin ekonomisini birleştiren geniş bir piyasanın geçmesiyle ortaya çıkacak sonuçlar

bunlardan ibaret değildir.

Ekonomik bütünleşmeler üye ülkelerin üretim kapasitesi ve kaynak

verimliliklerinde köklü değişimler yaratır. Ekonomik yapıda oluşan bu değişimler milli

gelir, kalkınma hızı ve ekonomik refahı yakından ilgilendirir. Bu nedenle ekonomik

bütünleşmelerin asıl önem taşıyan yönünün dinamik etkiler olduğu kabul edilir (Seyidoğlu,

2001). Dinamik etkiler aşağıda başlıklar halinde verilmiştir.

Dış Rekabetin Artması:

Gümrük tarifeleri, kotaları ve serbest ticaretin önündeki öteki kısıtlamalar

tekelleşmeyi ve verimliliği düşük işletmeleri destekler. Gümrük birliği içinde

kısıtlamaların kalkması yerli üreticileri dış piyasa ile rekabet etmek zorunda bırakır.

Böylelikle verimliliği düşük üreticiler piyasadan çıkarken rekabet ile başa çıkabilen verimli

üreticiler faaliyetlerini sürdürür.

Ölçek Ekonomileri:

Geniş bir piyasaya arz edilmek üzere üretim hacminin artırılması ölçek

ekonomilerinden yararlanılmasını sağlar. Büyük ölçekli üretimin maliyetleri düşürücü

etkisi içsel ve dışsal ölçek ekonomileri olmak üzere ikiye ayrılır.

Page 23: serbest ticaret anlaşmalarının türkiye'nin tarımsal dış ticaretine etkileri

13

İçsel ölçek ekonomileri işletmenin kendisinden kaynaklanır. Geniş bir pazar

işletmelerin daha ileri teknolojik yöntemleri kullanarak üretim yapmasını teşvik eder.

Artan üretim hacmi pazarlama ve stok yönetimi gibi alanları işletmenin faaliyetlerinde öne

çıkarır. Üretim, planlama, yönetim, araştırma ve geliştirme gibi faaliyet kollarında ileri

derecede kalifiye personel çalıştırılması gerekli hale gelir. Tüm bu gelişmeler işletme

maliyetlerinde düşüş sağlar.

Dışsal ölçek ekonomileri piyasa hacminin genişlemesi ile işletme dışından

kaynaklanmaktadır. İşletmenin yer aldığı endüstri dalının gelişmesiyle işletmenin

maliyetlerinde tasarruflar artar. Büyüyen bir sanayi kolu karşısında eğitim kurumları

ihtiyaç duyulan teknik personel ve yöneticileri yetiştirir. Bu yolla, işletmeler kalifiye

işgücünü kendileri eğitmekle yapacakları maliyetlerden kurtulmuş olurlar. Ayrıca, bir

sanayi dalında gerçekleşen büyüme ve kitlesel üretim, bu sanayiye hammadde ve ara malı

sağlayan işletmelerin ileri teknoloji ve büyük ölçekli üretim yöntemleri kullanmasını

zorunlu kılar. Tedarik tarafında sağlanan bu iyileşmeler hammadde ve ara malların

bollaşmasına, kalitesinin yükselmesine ve fiyatlarının düşmesine yardımcı olur.

Ölçek ekonomilerinden faydalanma düzeyi ülkelerin ekonomik büyüklüklerine göre

farklılık gösterir. Büyük ölçekli üretim yapan ABD gibi ülkeler kendi içinde bir gümrük

birliği gibidir. Diğer yandan Hollanda ve Danimarka gibi iç pazarı sınırlı ülkeler gümrük

birliği ile ölçek ekonomilerinden daha büyük oranda yararlanabilmektedir.

Teknolojik İlerleme:

Gümrük birlikleri üye ülkelerin teknolojik ilerleme hızını artırır. Artan rekabet ve

üretim ölçeklerinin büyümesi firmaları daha etkin üretim yöntemleri bulmaya ve ar-ge

yatırımlarını artırmaya zorlar. Ayrıca, yabancı sermaye yatırımları da yurt dışından ileri

tekniklerin aktarılmasını destekler.

Yatırımları Özendirme:

Gümrük birlikleri kaynakların daha verimli kullanılmasını sağlayarak milli geliri

yükseltir. Milli gelirin yükselmesi tasarrufların ve dolayısıyla yatırımların artmasını sağlar.

Diğer yandan yabancı yatırımcılar açısından da gümrük birlikleri cazip yatırım sahalarıdır.

Birlik dışında kalan ülkelerin birlik üyesi ülkelere yatırım yapmasının temel nedenleri

Page 24: serbest ticaret anlaşmalarının türkiye'nin tarımsal dış ticaretine etkileri

14

şunlardır: i) gümrük birliğinin üyeler arasında tarifelerin tekrar yükseltilmeyeceğine dair

güvence vermesi, ii) gümrük birliği dolayısıyla oluşan ticaret sapmasının üyelerin dış

dünyadan yaptıkları ithalatı azaltması, iii) birlik içinde dış ticaret hacminin artması, iv)

birlik içinde daha verimli hale gelen üretim faktörlerinin yabancı yatırımcılar tarafından

kullanılmak istenmesi.

Kaynak Hareketliliği:

Ekonomik bütünleşmeler birlik içinde emek ve sermayenin kolayca hareket

etmesini sağlayarak kaynakların daha verimli kullanılmasını sağlar. Kaynakların daha etkin

kullanılması da milli gelir ve refahı artırmaktadır.

2.1.4.3. Gümrük Birliği’nin Gelenek Dışı Etkileri

Ekonomik bütünleşmelerin birtakım gelenek dışı etkileri de bulunmaktadır. Daha

çok gelişmekte olan ülkeleri ilgilendiren gelenek dışı etkiler statik ve dinamik etkiler kadar

literatürde yer bulamamaktadır (Yıldırım, 2007). Gelenek dışı etkiler aşağıda başlıklar

halinde verilmiştir.

Zaman Tutarsızlığı:

Uygulanacak ekonomik politikaların yeterli bir süre önceden ilan edilmesi

belirsizliği ortadan kaldırarak yatırımcıların geleceğe dönük kararlarını kolaylaştırır.

Ancak kimi zaman dönem başında ilan edilen politikalar ile uygulama dönemi içindeki

politikalar farklılaşarak yatırımcıları şaşırtabilmektedir. Bu soruna politikaların “zaman

tutarsızlığı” adı verilir.

Politikacılar tarafından etkin müdahaleci yöntemlerin kullanılması ekonomik

dengesizliği büyütmekle kalmayıp dengeli bir ekonomiyi de sarsabilmektedir. Ekonomi

politikalarında ketum ve hareketli davranılması yerine kuralların takip edilmesi ve politika

değişikliklerinin açıklandıktan makul bir süre sonra devreye girmesi ekonomik dengeyi

korumaktadır (Kydland & Prescott, 1977).

Ekonomik bütünleşmeler taraf ülkelerin bir ortaklık sözleşmesi ile uygulayacakları

ekonomik politikaları bir çerçeveye oturttuğu ve takvime bağladığı oluşumlardır.

Bütünleşmeler uluslararası alanda politikacıların kararlarına olan güvenin artmasına ve

şaşırtıcı politika değişikliği beklentisinin azalmasına neden olur. Örneğin yabancı sermaye

Page 25: serbest ticaret anlaşmalarının türkiye'nin tarımsal dış ticaretine etkileri

15

yatırımlarını ülkesine çekmeyi temel ekonomik büyüme aracı olarak benimsemiş bir ülke

için yabancı yatırımcının kendisine güveni hayati önemdedir. Yabancı yatırımcı dönem

başında ilan ettiği ekonomik politikaları uygulama sürecinde sık sık değiştiren bir ülkeye

yatırım yapmayacaktır. Ancak, uluslararası bir sözleşme ile kendisini bağlamış olan

devletler uyguladıkları politikalara olan güveni artırır.

Ekonomik bütünleşmelerin zaman tutarsızlığını azaltmasını destekleyen birtakım

koşullar vardır: ekonomik bütünleşmeden önceki politikaların zaman tutarsızlığı olması;

ekonomik bütünleşme sürecinin başarıyla tamamlanacağına duyulan güven; ekonomik

bütünleşmeden çıkma maliyetinin, zaman tutarsızlığı olan politikalar uygulamanın

getireceği kazançtan daha yüksek olması.

Güvence:

Ekonomik bütünleşmelerden sağlanabilecek bir diğer gelenek dışı fayda ülkelerin

gelecekte oluşabilecek olumsuz ekonomik koşullara karşı kendilerini korumak istemesidir.

Ekonomik bütünleşmenin büyük ve küçük ülkeler arasında gerçekleşmesi söz konusu

korunmanın sağlanması için önemlidir.

Dünya çapındaki çeşitli ekonomik bloklar arasında gerçekleşebilecek bir ticaret

savaşından en az hasarla çıkabilmek için küçük ve büyük ekonomiler bütünleşme yoluna

gitmektedir. Ekonomik bütünleşmeler ticareti kolaylaştırıcı geleneksel faydalarının

yanında özellikle kısıtlı bir pazara ve küçük bir ekonomiye sahip ülkeler için zor

zamanlarda güvence görevi üstlenmektedir (Perroni & Whalley, 1994).

Gelişmekte olan küçük ülke ekonomileri arasında gerçekleştirilen bütünleşmeler

ekonomik bütünleşmelerin güvence faydasını azaltmaktadır. Küresel bir ticaret savaşı ya

da gelişmiş ülkelerin bir nedenle dış ticarette korumacılık oranlarını artırması üyeleri

yalnızca gelişmekte olan ülkelerden oluşan bütünleşmeleri diğerlerine göre daha olumsuz

etkileyecektir.

Pazarlık Gücü:

Pazarlık gücü faydası ülkelerin yalnız başlarına sahip oldukları pazarlık güçlerinin

ekonomik bütünleşmeler ile ortak pazarlık gücüne dönüşmesi yoluyla oluşur. Ülkeler daha

yüksek bir pazarlık gücü ile ortak çıkarlarını koruma şansı elde etmektedir.

Page 26: serbest ticaret anlaşmalarının türkiye'nin tarımsal dış ticaretine etkileri

16

Ekonomik bütünleşmelerin pazarlık gücü faydası ele alınırken birliği oluşturan

ülkelerin ortak çıkarlar etrafında birleşmesi gerektiği göz önünde bulundurulmalıdır.

Küçük ülke ekonomileri bir birlik içinde çıkarlarını kovalarken büyük ülkelerinki gibi bir

bağımsızlığa sahip değillerdir.

Eşgüdüm Aracı:

Ekonomik serbestleşmeden diğer bir ifade ile ülkeler arasında karşılıklı gümrük

tarifelerinin indirilmesinden birçok kazanç beklenmektedir. Serbestleşme yanlıları için

ekonomik bütünleşmeler küreselleşmeye geçiş aşamasında doğabilecek olası zararları en

aza indiren eşgüdüm araçlarıdır.

Serbestleşmeden beklenen kazançların nasıl dağıtılacağı belirsizdir. Birtakım

sektörler büyüyerek kazanç elde ederken diğerleri küçülmeye veya yok olmaya

gidebilmektedir. Söz konusu zıt etkilerin doğrulukla değerlendirilmesi ve geleceğin

öngörülmesi çoğu zaman mümkün olmamaktadır. Bu nedenle, ekonomik bütünleşmeler

serbestleşme yanlıları ve karşıtları arasında bir uzlaşma aracı görevini üstlenmektedir. Yeni

ekonomik bütünleşmeler ile küresel ekonomik serbestleşme hedefine her seferinde yeni

adımlar atılmaktadır.

2.2. STA’ların Teorik Çerçevesi

Serbest Ticaret Anlaşmaları akdedilerek ülkeler arasındaki dış ticaretin artırılması

hedeflenmektedir. Dış ticaretin ekonomik büyümeye katkıları iktisat teorisinde

açıklanmıştır.

Dış ticaret, bir ülke içinde verimli üretimi sağlanabilen ürünlere odaklanılabilmesini

sağlar. Tüketiciler tarafından çok çeşitli ürün ve servislere erişim olanağı yaratır. Ölçek

ekonomisi yoluyla üretim faktörlerinin daha verimli kullanılabilmesini sağlar. Ticaret

yoluyla artan rekabet fiyatlara olumlu etkide bulunur, teknoloji transferini ve yenilikleri

teşvik eder.

2.2.1. Mutlak Üstünlük Teorisi

Ünlü iktisatçı Adam Smith 1776 tarihli “Ulusların Zenginliğinin Doğası ve

Nedenleri Üzerine Bir İnceleme” adlı kitabında mutlak üstünlük teorisini ortaya

koymuştur. Bu kitapta yer alan görüşler Klasik Liberalizm ya da bir diğer ifade ile Klasik

Page 27: serbest ticaret anlaşmalarının türkiye'nin tarımsal dış ticaretine etkileri

17

İktisat Ekolünün de doğuşunu temsil etmektedir. Kitapta serbest ticaret ve uluslararası

uzmanlaşmanın yararları açıklanmıştır (Seyidoğlu, 2001).

Ticaretin en önemli getirisi ülkelerin belirli ürünlerin üretimine odaklanmasıdır. Bir

ülke diğer ülkeye karşı belirli bir ürünün üretiminde üstünlüğe sahip ise aralarında

oluşacak ticaretten fayda sağlayabilir. Durumun örneklendirilmesi için A ve B ülkelerinin

ürettiği iki ürünün gül ve bilgisayar ürünleri olduğu varsayılacaktır. Belirli sürede belirli

sayıda işçi ile A ülkesi B ülkesinden daha fazla gül üretebiliyorsa A ülkesinin gül

üretiminde mutlak üstünlüğü vardır. A ülkesinin gül üretiminde, B ülkesinin de bilgisayar

üretiminde mutlak üstünlüğü olduğunu varsayarsak bu ülkelerin kendi verimli ürettikleri

ürünlere odaklanması ve ihtiyaç duydukları diğer ürünü ticaret yolu ile elde etmesi her iki

ülkenin refahını artıracaktır. Bunun nedeni, odaklanma ile A ve B ülkelerinin toplam gül

ve bilgisayar üretiminin en yüksek seviyeye çıkarılabilmesidir.

2.2.2. Karşılaştırmalı Üstünlük Teorisi

David Ricardo, Adam Smith’ten yaklaşık kırk yıl sonra 1817 tarihli “Ekonomi

Politiğin ve Vergilendirmenin İlkeleri” adlı kitabında Mutlak Üstünlük Teorisi’ne ilişkin

analizleri geliştirerek Karşılaştırmalı Üstünlük Teorisini ortaya atmıştır. Teori oldukça

güçlü bir yapıya sahiptir ve karşılaştırmalı üstünlüklerin günümüzde de uluslararası

ticaretin temelini oluşturduğu kabul edilir. Ricardo’nun teorisine göre uluslararası ticareti

mutlak üstünlüklerle kısıtlamamak gerekir çünkü mutlak üstünlükler karşılaştırmalı

üstünlüklerin özel bir durumudur. Teorinin yaptığı katkılara göre bir ülkenin bazı malları

diğer ülkelerden daha ucuza üretmiş olması, yani bu mallarda mutlak üstünlüğe sahip

olması önemli değildir (Seyidoğlu, 2001).

Teoriyi açıklamak üzere bir önceki bölümde verilen örnek geliştirilebilir. A

ülkesinin ne gül üretiminde ne de bilgisayar üretiminde mutlak üstünlüğe sahip olmaması

mümkündür. Söz konusu koşullarda dahi ticaret ve karşılaştırmalı üstünlüğe sahip olunan

ürüne odaklanma toplam refahı artırmaktadır. A ve B ülkelerinin örnek olarak alınan

üretim kapasiteleri Tablo 1’de yer almaktadır. Tablo 1 (a) incelendiğinde bir işçi ile B

ülkesinin 8 milyon gül üretirken A ülkesinin 5 milyon gül üretebildiği ve yine bir işçi ile B

ülkesinin bin adet bilgisayar üretirken A ülkesinin 200 adet bilgisayar üretebildiği

anlaşılmalıdır. Söz konusu durumda B ülkesinin her iki üründe de mutlak üstünlüğü

bulunmaktadır. Bu durumda her iki ülkenin nasıl bir üretim dağılımı ile refahlarını en

Page 28: serbest ticaret anlaşmalarının türkiye'nin tarımsal dış ticaretine etkileri

18

yüksek seviyeye çıkarabileceklerini anlamak için karşılaştırmalı üstünlük teorisinden

yararlanılır.

B ülkesi için bin adet fazla bilgisayar üretmenin maliyeti bir işçilerini gül

üretiminden bilgisayar üretimine kaydırmaları gerekeceği için 8 milyon güldür. A ülkesi

için ise bin adet fazla bilgisayar üretmenin maliyeti 5 işçilerini gül üretiminden bilgisayar

üretimine kaydırmaları gerekeceği için 25 milyon güldür. B ülkesi için Bilgisayar

üretmenin gül cinsinden maliyeti A ülkesine göre daha az olduğundan B ülkesi bilgisayar

üretiminde karşılaştırmalı üstünlüğe sahiptir. Diğer taraftan, A ülkesinin ise gül üretiminde

karşılaştırmalı üstünlüğü bulunmaktadır. Eğer iki ülke aralarındaki ticareti serbestleştirirse

A ülkesinin gül üretimine B ülkesinin ise bilgisayar üretimine odaklanması beklenir.

Tablo 1. Karşılaştırmalı Üstünlüğe Örnek İki Ülkenin Üretimleri

a)

b)

Gül Bilgisayar

Gül Bilgisayar

A ülkesi 5 milyon 200

A ülkesi + 10 milyon - 400

B ülkesi 8 milyon 1.000

B ülkesi - 8 milyon + 1.000

Toplam + 2 milyon + 600

A ülkesi iki işçisini bilgisayar üretiminden gül üretimine kaydırırsa 400 bilgisayar

eksik üretirken 10 milyon gül fazla üretecektir (Tablo 1 (b)). Aynı zamanda, B ülkesi bir

işçisini gül üretiminden bilgisayar üretimine kaydırırsa 8 milyon gül eksik üretirken bin

adet bilgisayar fazla üretecektir. Sonuç olarak, toplam gül üretimi 2 milyon adet artarken

bilgisayar üretimi 600 adet artacaktır. Ticaretin önündeki engellerin kalktığı bir ortamda

toplam üretimdeki bu artıştan her iki ülke de kazançlı çıkabilir.

2.2.3. Faktör Donatımı Teorisi

Karşılaştırmalı Üstünlükler Teorisine göre uluslararası emek verimliliğindeki

farklılıklar sonucunda ülkeler dış ticaretten yarar sağlarlar ancak teori uluslararası emek

verimliliğinde farklılık yaratan nedenler üzerinde durmamaktadır. Karşılaştırmalı

Üstünlükler Teorisi’nin bu eksikliği Ricardo’dan yaklaşık bir asır sonra İsveçli İktisatçı Eli

Heckscher tarafından giderilmiştir. Heckscher 1919 yılında yayımlanan “Dış Ticaretin

Gelir Dağılımı Üzerindeki Etkileri” adlı makalesine dayandırdığı yaklaşımına “faktör

oranları teorisi” adını vermiştir. Heckscher’in makalesi yaklaşık on yıl sonra öğrencisi

Page 29: serbest ticaret anlaşmalarının türkiye'nin tarımsal dış ticaretine etkileri

19

İsveçli İktisatçı Bertil Ohlin tarafından yeniden ele alınıncaya kadar fazla dikkat

çekmemiştir. Ohlin bu makaledeki görüşlere açıklık kazandırdığı ve yeni katkılarda

bulunduğu “Bölgelerarası Ticaret ve Uluslararası Ticaret” adlı kitabını 1933 tarihinde

yayınlamıştır. Bu iktisatçıların isimlerinden dolayı Faktör Donatımı Teorisi’ne Heckscher-

Ohlin Teorisi de denmektedir. Heckscher-Ohlin Teorisi ile savunulan ana düşünce şu

şekilde ifade edilebilir: “Bir ülke hangi üretim faktörüne zengin olarak sahipse, üretimi o

faktörü yoğun biçimde gerektiren mallarda karşılaştırmalı üstünlük elde eder, yani onları

daha ucuza üretir ve o alanlarda uzmanlaşır” (Seyidoğlu, 2001).

Ticaret önceki iki bölümde açıklandığı gibi yalnızca teknolojik farklılıklar

tarafından belirlenmez. Ticaret aynı zamanda ülkeler arasındaki üretim faktörlerine sahip

olma farklılığını da yansıtır. Örneğin Kanada Amerika Birleşik Devletleri’ne orman

ürünleri ihraç etmektedir, ancak bu durum Kanadalı işçilerin Amerikalı işçilere göre

ormancılıkta daha verimli olmalarından ziyade Kanada’nın daha fazla ormana sahip

olmasından kaynaklanır.

Sermayeye yoğun olarak sahip olan bir ülkede sermayenin maliyeti görece

düşüktür. Sermaye yoğun üretim gerektiren mallarda bu ülkenin üretim maliyetleri ve

fiyatları daha düşük olacaktır. Bunun tersi durum düşünülecek olursa işgücünün yoğun

olarak bulunduğu bir ülkede emek yoğun malların üretim maliyeti düşük olacaktır. Sözü

edilen iki ayrı türde malın görece fiyatları arasındaki farklılıklar ticarete kapı açacaktır.

Her iki ülke karşılaştırmalı üstünlüğe sahip olduğu malları çokça üreterek ihracatını

gerçekleştirebilir. Böylelikle, küresel üretim artacak ve malların değişimi sayesinde her iki

ülke ticaretten kazanç elde edecektir (Dünya Ticaret Örgütü, 2014).

2.2.4. Ölçek Ekonomileri Teorisi

Buraya kadar sözü edilen teoriler ile ilgili olarak akılda tutulması gereken bir nokta

da ne Karşılaştırmalı Üstünlük Teorisi’nin ne de Faktör Donatımı Teorisi’nin birbirine

benzer teknolojik düzeye veya üretim faktörlerine sahip olan ülkeler arasındaki ticareti

açıklayamamasıdır. Bu teorilerde ülkeler karşılaştırmalı üstünlüğe sahip oldukları malları

üretir ve ihraç ederler. Oysaki dünya ticareti incelendiğinde ticaret hacminin büyük

bölümünün ekonomik açıdan benzer ülkeler arasında oluştuğu görülmektedir (Dünya

Ticaret Örgütü, 2014).

Page 30: serbest ticaret anlaşmalarının türkiye'nin tarımsal dış ticaretine etkileri

20

Teknolojik düzey veya faktör donatımı anlamında özdeş ekonomilerin kendi

aralarındaki ticareti artırmak üzere Bölgesel Ticaret Anlaşmaları imzalaması dikkat

çekicidir. Özdeş ekonomilere sahip iki ülkenin ticaret sonucunda belirli ürünlerin üretimine

odaklanması ölçek ekonomisine yol açarak ülkelerin kazancını artırır. Ölçek Ekonomileri

daha geniş bir pazara yapılan büyük çaplı üretimin maliyet azaltıcı etkilerine

dayanmaktadır. Bu durumu örneklendirmek için Tablo 2’den yararlanılmıştır.

Tablo 2. Ölçek Ekonomisine Örnek İki Ülkenin Üretimleri

Ticaret yok Ticaret var

A ülkesi B ülkesi Dünya A ülkesi B ülkesi Dünya

Kamera 10 10 20 25 0 25

Bisiklet 5 5 10 0 15 15

Tablo 2’de A ve B ülkeleri özdeş ekonomilere sahiptir ve bir işçi ile

üretebilecekleri kamera ve bisiklet sayıları aynıdır. Her iki ülkenin iki işçisi olduğunu ve

işçilerden birinin kamera üretirken diğerinin bisiklet ürettiğini varsayarsak dünyanın

toplam kamera üretimi 20 adet ve bisiklet üretimi 10 adet olacaktır. Eğer A ülkesi kamera

üretimine B ülkesi de bisiklet üretimine odaklanırsa ilgili ürünlerde işçi sayılarını iki katına

çıkarmalarına karşın üretimleri iki kattan fazla artacaktır. Bu durum üretim hacmi

büyüdükçe ürün başına maliyetin azalmasından kaynaklamakta ve ölçek ekonomisi adını

almaktadır. Nihai sonuca bakıldığında dünya üretiminin 25 kameraya ve 15 bisiklete

çıktığı görülmektedir. Ticaret ile bu ürünler paylaşıldığında her iki ülkenin de refahının

arttığı görülecektir.

2.3. STA’ların Yasal Çerçevesi

2.3.1. Gümrük Tarifeleri ve Ticaret Genel Anlaşması

1948 yılından 1994 yılına kadar Gümrük Tarifeleri ve Ticaret Genel Anlaşması

(GATT) uluslararası ticarete ilişkin kuralları sağlamış ve uluslararası ticarette en yüksek

büyüme oranlarının görüldüğü bir dönemde yürürlükte kalmıştır. Bu haliyle GATT iyi

kurgulanmış gibi görünmesine karşın aslında 47 yıllık bir süre boyunca geçici bir anlaşma

ve örgüt olmuştur. GATT’ın kurulmasından önce uluslararası ekonomik işbirliğinin ticaret

yanını ele alacak üçüncü bir kuruluş oluşturulması amaçlanmıştır. Söz konusu kuruluşun

Bretton Woods Konferansı’nda kurulan Dünya Bankası ve Uluslararası Para Fonu ile

beraber uluslararası işbirliğinin temellerini atması planlanmıştır. Ancak Birleşmiş

Page 31: serbest ticaret anlaşmalarının türkiye'nin tarımsal dış ticaretine etkileri

21

Milletlerin özelleşmiş bir ajansı olarak kurulması öngörülen Uluslararası Ticaret Örgütü

(ITO) işlerlik kazanamamıştır. ITO’nun kuruluşuna kadar geçici olarak kabul edilen GATT

ise yaşanan gelişmeler sonrasında yaklaşık yarım asır boyunca uluslararası ticaretin temel

ilkelerini oluşturmuştur (Dünya Ticaret Örgütü, 2015).

İkinci Dünya Savaşı ile beraber dünya ticaretini serbestleştirme eğilimleri hız

kazanmıştır. 1947 yılında kurulan GATT çerçevesinde gümrük tarife ve kotalarının

kaldırılarak uluslararası ticaretin serbestleştirilmesi amaçlanmıştır. Bugün GATT’ın yerine

görevleri ve kapsamı GATT’tan daha geniş ve yaptırım gücü daha yüksek bir kurum olan

Dünya Ticaret Örgütü (DTÖ) geçmiş bulunmaktadır.

İkinci Dünya Savaşı’ndan sonra ticaretin serbestleşmesi iki ayrı doğrultuda ilerleme

göstermiştir. Bunlardan birincisi GATT çerçevesindeki çok taraflı görüşmelerle ticaretin

serbestleşmesine dayanan küresel yaklaşım, diğeri ise Avrupa Birliği örneğinde olduğu

gibi ekonomik bütünleşme hareketleridir. Ekonomik bütünleşme hareketlerinde genellikle

belirli bir coğrafi bölgede yerleşik ve yakın ekonomik ilişki içinde bulunan ülkeler arasında

ticareti serbestleştirme çalışmaları söz konusudur. Günümüzde bölgesel ekonomik

bütünleşmelerin sayı ve kapsamında büyük artışlar görülmektedir.

Bölgesel ticari yaklaşım küresel yaklaşımla çelişkili gibi görünmesine karşın

küresel yaklaşımı destekler niteliktedir. Bölgesel ticari birlikler oluşturan ülkelerin çoğu

DTÖ’ye de üye olup bu kuruluş bünyesinde alınan kararlar doğrultusunda tarife ve tarife

dışı engellerini tüm üye ülkelere karşı azaltmakla yükümlüdürler. Bölgesel yaklaşımla

kendi aralarındaki ticareti adım adım serbestleştiren ülkeler küresel ticari serbestleşmeyi de

güçlendirmektedir (Seyidoğlu, 2001).

2.3.2. Dünya Ticaret Örgütü

Çok taraflı ticaret sisteminin yasal ve kurumsal çerçevesini oluşturan DTÖ Uruguay

Turu müzakereleri sonunda GATT’ın yerini alarak 1994 yılında kurulmuş ve 1 Ocak 1995

yılında faaliyete geçmiştir. DTÖ, uluslararası ticaretin serbestleşmesi yolu ile dünya

genelinde ekonomik büyüme ve kalkınma sağlamayı hedeflemektedir. Aynı zamanda

küresel ticaret anlaşmalarının uygulamalarından kaynaklanan ticari sorunların çözümü için

mekanizmalar barındırmaktadır.

Page 32: serbest ticaret anlaşmalarının türkiye'nin tarımsal dış ticaretine etkileri

22

DTÖ anlaşmalarının temel ilkelerinden biri en çok gözetilen ulus kuralıdır. Bu

kural, üye ülkelerin ticari ortakları arasında ayrım yapmamasını zorunlu kılmaktadır. Bir

üye ülke herhangi bir ülkeye tanıdığı elverişli bir rejimi koşulsuz olarak tüm üye ülkelere

uygulamak zorundadır. Bu ilkenin temel istisnası GATT’ın 24. maddesi ile yasal temelleri

kurulan Bölgesel Ticaret Anlaşmalarıdır (BTA). BTA’ların akdedilebilmesi için tarafların

arasındaki ticareti önemli ölçüde kolaylaştırması ve diğer DTÖ üye ülkelerine ek

kısıtlamalar getirmemesi gerekmektedir.

DTÖ anlaşmalarının temel ilkelerinden biri olan en çok gözetilen ulus kuralına sözü

edilen istisnanın getirilmesinin önemli bir nedeni vardır. DTÖ bünyesinde gerçekleştirilen

küresel ticaret müzakerelerinin sonuçlanması tarım gibi stratejik ve hassas bir sektör

nedeniyle uzun yıllar alabilmektedir (Özcan, 2015). Bu durumun en belirgin örneği 2001

yılında başlayan ve ülkelerin henüz anlaşmaya varamadığı Doha Kalkınma Turu’dur.

Küresel ölçekte bir mutabakatla ticarete getirilen kısıtlamaların kaldırılması zorlu ve uzun

bir süreçtir. Bu nedenle DTÖ Bölgesel Ticaret Anlaşmalarına izin vererek gruplar halinde

de olsa ülkeler arasında ticari işbirliğinin geliştirilmesini desteklemektedir.

BTA’lar, Gümrük Birlikleri ve Serbest Ticaret Anlaşmaları olmak üzere ikiye

ayrılır (Dünya Ticaret Örgütü, 2015). Bu anlaşmalar ile taraflar gümrük vergilerinde

muhataplarına imtiyazlar tanıyarak ticaret hacimlerini artırmayı hedefler. Bilindiği üzere

Türkiye’nin Avrupa Birliği ile Gümrük Birliği ilişkisi ve 20’ye yakın ülke ile Serbest

Ticaret Anlaşması bulunmaktadır.

Page 33: serbest ticaret anlaşmalarının türkiye'nin tarımsal dış ticaretine etkileri

23

3. TÜRKİYE VE AVRUPA BİRLİĞİ

3.1. Avrupa Birliği

Dünyadaki ekonomik bütünleşme hareketleri içinde kuşkusuz en çok göze çarpanı

Avrupa Birliği’dir. İkinci Dünya Savaşı’ndan önce süregelen düşmanlıklar, aşırı

milliyetçilik ve emperyalizm akımları Avrupa ülkeleri arasında bütünleşmeye izin

vermemiştir. Diğer yandan savaşın bir sonucu olarak ülkelerin içinde bulunduğu ekonomik

ve siyasal çöküntü birleşme için fırsat yaratmıştır.

Avrupa bütünleşmesini destekleyen üç ana neden bulunmaktadır. Bunlardan ilki

Avrupa kıtasının yüzyıllardır sürdürmüş olduğu dünyanın merkezi olma niteliğini

kaybetmeye başlamasıdır. Amerika Birleşik Devletleri ve Sovyetler Birliği dünyanın yeni

iki süper gücü olarak Avrupa kıtasının yerini almıştır. Avrupa bu iki büyük güçle rekabet

edebilmek için tek seçeneği olan ekonomik ve siyasal birleşmeyi seçmiştir.

Avrupa bütünleşmesinin önemli bir ikinci nedeni de dünya savaşlarından ders

çıkaran Avrupalı liderlerin kıtalarını harabeye çeviren yeni yıkımların önüne geçmek

istemesidir. Özellikle Fransa ve Almanya’yı Yüzyıl Savaşları’na götüren uzun süreli

düşmanlıklar Avrupa’da sürekli bir barışa büyük özlem duyulmasına yol açmıştır.

Son olarak, Avrupa bütünleşmesi ekonomik nedenlere dayanmaktadır. Daha yüksek

bir refah düzeyine ulaşabilmek için işsizliğin önlenmesi, az gelişmiş yörelerin

kalkındırılması ve ekonomik gelişmenin hızlandırılması temel ekonomik amaçlar olmuştur.

Sözü edilen nedenler ile Savaş’tan sonra Avrupa’da çeşitli ekonomik, siyasi ve

askeri örgütler kurulmuştur. Marshall yardımları olarak bilinen Amerikan yardımlarının

dağıtılması, Avrupa’nın onarım çabalarının düzenlenmesi ve ticaretin serbestleştirilmesi

gibi amaçlar doğrultusunda 1948 yılında kurulan Avrupa İktisadi İşbirliği Teşkilatı

(OEEC) bu örgütlere bir örnektir. OEEC’in kuruluşunu 1949 yılında Batı Avrupa ülkeleri

ve ABD’nin dahil olduğu bir savunma paktı olan Kuzey Atlantik Antlaşması Örgütü’nün

(NATO) kuruluşu izlemiştir. 1954 yılında ise Batı Avrupa ülkeleri arasında güvenlik

işbirliğini ve NATO içinde Avrupalıların etkisini artırma amacı ile Batı Avrupa Birliği

kurulmuştur.

Page 34: serbest ticaret anlaşmalarının türkiye'nin tarımsal dış ticaretine etkileri

24

5 Mayıs 1949 yılında Avrupa ülkeleri arasında ekonomik ve sosyal gelişmeyi teşvik

etmek amacı ile kurulan Avrupa Konseyi ise siyasal bir örgüttür. 1950 tarihli “İnsan

Hakları Sözleşmesi” konsey üyelerinin benimsemiş olduğu en önemli sözleşmedir.

Buraya kadar sözü edilen öteki birleşme hareketleri Avrupa Birliği’nin kuruluşunu

destekleyen aşamalar olmuştur. Ancak Avrupa Birliği’nin temeli 9 Mayıs 1950 tarihinde

Fransız Dışişlerleri Bakanı Robert Schuman’ın Jean Monnet ile birlikte hazırladığı bildiriyi

yayınlaması ile atılmıştır. Bu bildiri ile Fransız ve Alman kömür-çelik üretim ve dağıtım

faaliyetlerinin kurulacak bir birliğe devredilmesi öngörülmüştür. Diğer ülkelerin de

diledikleri takdirde katılabilecekleri bu yapıya Schuman Planı denmektedir. Plan’ın ana

amacı savaşın iki temel maddesi olan kömür ve çeliği denetim altına almak olmuştur. Bu

yöntem ile bir yandan Almanya’nın ekonomik dinamizminden faydalanmak bir yandan da

Almanya’yı yalnız bırakmanın dünya barışı üzerinde doğurabileceği tehlikelerden

korunmak hedeflenmiştir. Sonuç olarak Almanya’nın da dahil olduğu, ekonomik ve politik

açıdan sıkı bağlarla kenetlenmiş bir Avrupa oluşturulmuştur.

18 Nisan 1951 tarihinde “altılılar” olarak da tanımlanan Belçika, Almanya, Fransa,

İtalya, Lüksemburg ve Hollanda Avrupa Kömür ve Çelik Topluluğu’nu (AKÇT) kurarak

Schuman Planı’nı gerçekleştirmiştir. Daha sonra gelişen süreçte AKÇT’yi kuran ülkeler

daha ileri bütünleşme için çalışmaya devam etmiştir. Bu doğrultuda 1955 yılında bir araya

gelen altılıların Dışişleri Bakanları Belçika Dışişleri Bakanı Paul-Henri Spaak

başkanlığında bir rapor hazırlanmasına karar vermiştir. Spaak Komitesi tarafından

hazırlanan bu rapor 25 Mart 1957 yılında Roma’da imzalanarak 1 Ocak 1958 yılında

yürürlüğe girmiştir. Roma Anlaşması ile Avrupa Ekonomik Topluluğu (AET) ve Avrupa

Atom Enerjisi Topluluğu (Euratom) kurulmuş olup daha önce tesis edilen AKÇT ile

beraber tamamlayıcı üç kuruluş oluşturulmuştur. Avrupa Birliği’nin öncüsü olan söz

konusu üç örgüt de altılılar tarafından kurulmuştur.

Avrupa Topluluğu’nun kuruluşu aşamasında birçok önemli güçlükle

karşılaşılmasına rağmen altılıların kararlılığı ve tecrübesi ile bunlar sırasıyla aşılabilmiştir.

Bu güçlüklerden önde gelenlerden biri İngiltere’nin birliğin niteliğine ilişkin tutumu

olmuştur. İngiltere özellikle ABD ve İngiliz Uluslar Topluluğu ile tarihsel ilişkileri

nedeniyle geliştirilecek birliğin gümrük birliğinden ziyade kendi dost ülkelerini de

kapsayan bir serbest ticaret bölgesi olmasını istemiştir. Bu fikir birtakım diğer Avrupa

Page 35: serbest ticaret anlaşmalarının türkiye'nin tarımsal dış ticaretine etkileri

25

ülkelerinin desteğini almış olsa da özellikle Fransa’nın şiddetli itirazları neticesinde zemin

bulamamıştır. Sonuçta, İngiltere topluluğun dışında kalmış ve sıkı ekonomik ve siyasi

ilişkiler temeline dayanan bir yaklaşım benimsenmiştir.

Roma Anlaşması ile üye ülkeler arasındaki gümrük tarifelerinin kademeli olarak

azaltılarak 12 yıl sonra gümrük birliği oluşturulması planlanmıştır. Altılılar bu süreçte

zorluk yaşamamış ve gümrük tarifelerini hedeflenenden 18 ay önce 1968 yılında tamamen

kaldırmıştır. İç gümrüklerin kaldırılması ile beraber aynı yıl içinde dışarıya karşı ortak

gümrük tarifesi uygulamasına da geçilmiş ve böylelikle ticaret sapmasına engel

olunmuştur.

Avrupa Topluluğu üyeleri arasında gümrük birliği kurulmasına karşın “eş etkili

önlemler” varlığını 1993 yılı başında sonlandırılana kadar koruyabilmiştir. Eş etkili

önlemler gümrük kotaları gibi belirli ürünlerin ithalat ve ihracatını güçleştirebilmekte veya

tamamen önleyebilmektedir. Eş etkili önlemlere yorucu gümrük işlemleri, çeşitli nedenler

öne sürülerek konulan gereksiz idari, yasal ve teknik düzenlemeler örnek gösterilebilir.

1993 yılı başında bölge içinde sınır gümrüklerinin kaldırılması ile bu engellerin

giderilmesine çalışılmıştır (Seyidoğlu, 2001).

3.2. Türkiye Avrupa Birliği İlişkileri

Avrupa Birliği çeşitli ülke grupları arasında hiç kuşkusuz ki Türkiye için en önemli

grup olmuştur. AET’yi kuran altılılar geleneksel olarak Türkiye’nin sıkı ekonomik ve

siyasal ilişki içinde olduğu ülkelerdir. Roma Anlaşması’nın yürürlüğe girdiği 1958 yılında

Türkiye’nin ihracatının %40 ve ithalatının %30’luk bölümü altılılar olarak ifade edilen

ülkeler ile ilişkilidir. Diğer taraftan dış politikada Batı’ya yakın bir çizgi benimseyen ve

Batılı uluslararası örgütlerin etkin bir üyesi olan Türkiye’nin AET’ye kayıtsız kalması

olanaklı olmamıştır (Seyidoğlu, 2001).

Türkiye Roma Anlaşması’nın yürürlüğe girmesinden bir yıl sonra 31 Temmuz 1959

tarihinde Topluluğa ortaklık başvurusunda bulunmuştur. AET Bakanlar Konseyi,

Türkiye’nin yapmış olduğu başvuruyu kabul etmiş ve üyelik koşulları sağlanıncaya kadar

geçerli olacak bir ortaklık anlaşması önermiştir. Türkiye AB ilişkilerinin hukuki temelini

oluşturan Ankara Anlaşması 12 Eylül 1963 tarihinde imzalanmış ve 1 Aralık 1964

tarihinde yürürlüğe girmiştir.

Page 36: serbest ticaret anlaşmalarının türkiye'nin tarımsal dış ticaretine etkileri

26

Ankara Anlaşması’nın 2. maddesinde Anlaşma’nın amacı şu şekilde

belirtilmektedir: “Türkiye ekonomisinin hızlı kalkınmasını ve Türk halkının istihdam

düzeyinin ve yaşam koşullarının yükseltilmesini sağlama gereğini göz önünde

bulundurarak, taraflar arasındaki ticari ve ekonomik ilişkileri aralıksız ve dengeli olarak

güçlendirmeyi özendirmektir.” Ayrıca, her zaman tartışmalı bir konu olan Türkiye’nin

Topluluğa tam üyeliği de Anlaşma’nın 28. maddesi ile düzenlenmektedir: “Anlaşma’nın

işleyişi, Topluluğu kuran Anlaşma’dan doğan yükümlülüklerin tümünün Türkiye’ce

üstlenilebileceğini gösterdiğinde, Akit Taraflar, Türkiye’nin Topluluğa katılması olanağını

incelerler.” Bu maddeden anlaşıldığı gibi Türkiye ile AET arasındaki ortaklık ilişkisinin

nihai hedefi Türkiye’nin Topluluğa tam üyeliğidir (Avrupa Birliği Bakanlığı, 2015).

Türkiye’nin Topluluğa katılmaya karar vermesinde ekonomik gerekçeler ile beraber

siyasal, kültürel ve askeri gerekçeler de etken olmuştur. Bu gerekçelerden bazıları

şunlardır: 1)Sağlanacak ticari kolaylıklarla ihracatın artırılması; 2)Topluluktan gelecek

mali yardımlar ile sanayinin güçlendirilmesi; 3)Başlıca rakibi Yunanistan’ın Topluluğa

girmesi durumunda Batı Avrupa piyasasını kaybetmekten duyulan endişe; 4)NATO içinde

yer alan ve batı uygarlığını benimseyen bir ülke olarak ileride kurulacak bir birliğin dışında

kalınmak istenmemesi.

Türkiye Ankara Anlaşması’nın imzalandığı dönemde Topluluğa katılmaya hazır

değildir. Bu nedenle Türkiye için aşamalı bir katılım süreci oluşturulmuş olup aşamalar

şunlardır: a) Hazırlık dönemi; b) Geçiş dönemi; c) Nihai dönem veya tam üyelik.

Hazırlık döneminde Türkiye herhangi bir yükümlülük üstlenmemiş olup taraflar

arasındaki ekonomik farklılıkları azaltmaya yönelik Topluluğun bazı yardım ve imtiyazları

ile geçen bir dönem olmuştur. Bu dönemde Topluluk Türkiye’nin geleneksel dört ihraç

ürünü olan tütün, kuru üzüm, kuru incir ve fındığa tarife kontenjanları tanımış; 1967

yılından itibaren de kaliteli şaraplar, bazı deniz ürünleri, sofralık üzüm ve narenciye gibi

birkaç tarımsal ürün ve birtakım sanayi mallarının Türkiye’den ithalatını kolaylaştırmıştır.

Ayrıca, Birinci Mali Protokol uyarınca özellikle altyapı ve sanayi projelerinin finansmanı

amacıyla 175 milyon dolar yardım sağlamıştır.

13 Kasım 1970 tarihinde Katma Protokol’ün imzalanması ile Ankara

Anlaşması’nda öngörülen hazırlık dönemi sona ermiş ve geçiş dönemi başlamıştır. Katma

Protokol geçiş döneminin esaslarını belirleyen bir anlaşma niteliğindedir. Bu dönemde

Page 37: serbest ticaret anlaşmalarının türkiye'nin tarımsal dış ticaretine etkileri

27

Türkiye ile AET arasında sanayi ürünlerini kapsayan bir gümrük birliği kurmak

amaçlanmıştır. Tarımsal ürünler ile beraber kömür ve çelik gümrük birliği kapsamı dışında

tutulmuştur. 1971 yılı itibariyle AET bazı petrol ve tekstil ürünleri dışında Türkiye’den

ithal edilen tüm sanayi ürünlerine uyguladığı gümrük tarife ve kotalarını kaldırmıştır.

Karşılık olarak da, Türkiye’ye Topluluk kaynaklı sanayi ürünlerinde gümrük vergilerini

tedricen sıfırlaması ve Gümrük Birliği’nin kurulması için 22 yıllık bir süre tanınmıştır.

Gümrük Birliği, Katma Protokol’de öngörüldüğü biçimde 6 Mart 1995 tarihinde

gerçekleşen Ortaklık Konseyi toplantısında alınan kararla 1 Ocak 1996 tarihinde

kurulmuştur. Böylelikle Türkiye-AB ilişkilerinde “nihai döneme” girilmiştir. Bu dönemde

sanayi ürünlerinde olduğu gibi tarım ürünlerinde de serbest dolaşımın sağlanması ve

Türkiye’deki yasal mevzuatın ve ekonomi politikalarının AB ile uyumlaştırılması

öngörülmüştür. Özetle, bu dönem Türkiye’nin AB’ye tam üyelik için gerekli tüm

hazırlıkları tamamlamasına yöneliktir.

Türkiye-AB ilişkisinde önemli sıçramalardan biri 10—11 Aralık 1999 tarihlerinde

Helsinki’de yapılan AB Zirvesi ile gerçekleşmiştir. Helsinki Zirvesi’nde Türkiye’nin AB

adaylığı onaylanmış ve diğer adaylarla eşit statüde değerlendirileceği ifade edilmiştir. 17

Aralık 2004 tarihine gelindiğinde ise Brüksel Zirvesi’nde Türkiye’nin siyasi kriterleri

yeterli ölçüde karşıladığı tespit edilerek 3 Ekim 2005 tarihinde müzakerelere başlanması

kararı alınmıştır. 3 Ekim 2005 tarihinde Lüksemburg’da gerçekleşen hükümetler arası

konferans ile Türkiye Avrupa Birliği’ne katılım müzakerelerine başlamıştır (Avrupa Birliği

Bakanlığı, 2015) (Seyidoğlu, 2001).

3.3. Türkiye-AB Gümrük Birliği

Türkiye-AB arasında gümrük birliği 1 Ocak 1996 tarihinde yürürlüğe girmiş ve

sanayi ürünlerinde karşılıklı gümrük tarife ve kotaları sonlandırılmıştır. Ayrıca, işlenmiş

tarım ürünlerindeki sanayi payı da karşılıklı olarak gümrük vergisinden muaf tutulmuştur.

Bu yeni uygulamalar ile beraber Türkiye üçüncü ülkelere karşı sanayi ürünlerinde AB’nin

ortak gümrük tarifesini uygulamaya başlamıştır.

Gümrük birliğini kuran 1/95 sayılı Ortaklık Konseyi Kararı’nın 16. maddesinde

topluluğun tercihli ticaret rejiminin 5 yıllık bir süre içinde Türkiye tarafından üstlenilmesi

karara bağlanmıştır. Bu kararla gümrük birliğinin de bir gereği olarak Türkiye az gelişmiş

Page 38: serbest ticaret anlaşmalarının türkiye'nin tarımsal dış ticaretine etkileri

28

ülkelere Topluluğun sağlamış olduğu genelleştirilmiş tercihler sistemini ve Topluluğun

diğer ülkelerle olan tercihli ticaret rejimini üstlenmekle yükümlü kılınmıştır. Söz konusu

yükümlülük kapsamında Türkiye çok sayıda Orta ve Doğu Avrupa ülkesi ve Kuzey Afrika

ülkeleriyle serbest ticaret anlaşmaları imzalamıştır (Seyidoğlu, 2001).

Türkiye ile AB arasındaki ticaret hacmi Gümrük Birliği sonrasında büyük artış

göstermiştir. 1995 yılında 30 milyar dolar olan Türkiye-AB ticaret hacmi 2013 yılında 156

milyar dolara yükselmiştir. Gümrük Birliği Türk imalat sektörüne rekabet ve verimlilik

anlamında önemli katkıda bulunmuştur. Ayrıca, yabancı yatırımcılar açısından Türkiye

daha tahmin edilebilir, ekonomik ve siyasi açıdan daha kararlı bir ülke olmuştur.

Gümrük Birliği’nin bilenen olumlu katkılarının yanında çokça eleştiriye uğrayan

tarafları da mevcuttur. Bu eleştiriler temelde Türkiye’nin AB’ye üye olmadan gümrük

birliğine katılmış olmasından kaynaklanmaktadır. Türkiye karar alma mekanizmalarına

katılamadığı AB mevzuatı ile bağlı hale gelmiştir (Avrupa Birliği Bakanlığı, 2015).

Page 39: serbest ticaret anlaşmalarının türkiye'nin tarımsal dış ticaretine etkileri

29

4. AVRUPA BİRLİĞİ’NİN SERBEST TİCARET ANLAŞMALARI

Önümüzdeki 10-15 yıllık süre içerisinde dünya talebinin %90 gibi büyük bir

bölümünün Avrupa dışından kaynaklanması beklenmektedir. Bu nedenle Avrupa Birliği,

söz konusu büyüme potansiyelinden faydalanmak üzere firmalarının yurtdışındaki

pazarlara girebilmesi için yoğun çaba sarf etmektedir. Anahtar ticari ortakları ile

anlaşmalar akdetmek bu hedefe ulaşmanın başlıca yoludur.

Bugün dünya ticaretinde gümrük tarifeleri görece düşük olmasına karşın ticari

engeller gümrük sınırlarının gerisinde yatmaktadır. Bu nedenle gümrük tarifelerinin

kaldırılmasının ötesinde hizmetler, yatırım, kamu alımları ve yasal mevzuat gibi konuları

da içeren “Derin ve Kapsamlı Serbest Ticaret Anlaşmaları” akdetmek AB’nin yeni hedefi

olmuştur.

Avrupa Birliği görüşmelerini sürdürdüğü STA’ları bugün tamamlayabilse Gayri

Safi Yurtiçi Hasılasına (GSYH) %2,2 oranında veya 275 milyar dolar düzeyinde katkı

yapabilecektir. Bu katkı Avusturya veya Danimarka büyüklüğünde bir ekonominin AB

ekonomisine katılmasına eşdeğerdir. İstihdam açısından değerlendirildiğinde ise bu

anlaşmaların AB’ye 2,2 milyon yeni iş veya %1 oranında katkı sağlaması beklenmektedir

(Avrupa Komisyonu, 2015).

4.1. Avrupa Birliği’nin STA’larında Mevcut Durum

Avrupa Birliği’nin halihazırda Andora, San Marino ve Türkiye ile gümrük birliği;

Arnavutluk, Bosna-Hersek, Cezayir, El Salvador, Fas, Filistin, Guatemala, Güney Afrika,

Güney Kore, Honduras, İsrail, İsviçre, İzlanda, Karadağ, Kolombiya, Kosta Rika, Lübnan,

Makedonya, Meksika, Mısır, Nikaragua, Norveç, Panama, Peru, Sırbistan, Suriye, Şili,

Tunus ve Ürdün ile serbest ticaret anlaşması bulunmaktadır. Bunlardan Suriye ile olan

STA askıya alınmış durumdadır (Avrupa Komisyonu, 2013).

4.2. Avrupa Birliği’nin STA’lardan Beklediği Yararlar

Avrupa Birliği’nin Serbest Ticaret Anlaşmalarından beklediği yararlar şunlardır

(Avrupa Komisyonu, 2015):

- Ürün ve hizmetler için yeni pazarlar açmak

- Yatırım olanaklarını artırmak

Page 40: serbest ticaret anlaşmalarının türkiye'nin tarımsal dış ticaretine etkileri

30

- Tüm gümrük vergilerini kaldırarak ticaretin maliyetini düşürmek

- Ürünlerin gümrüklerden geçişini kolaylaştırarak, ayrıca teknik ve sağlıkla ilgili

standartları ortak kurallara bağlayarak ticareti hızlandırmak

- Ticareti etkileyen fikri mülkiyet hakları, rekabet mevzuatı ve kamu alımları karar

çerçevesi gibi alanlarda ortak komiteler kurarak politik havayı daha tahmin edilebilir

kılmak

Page 41: serbest ticaret anlaşmalarının türkiye'nin tarımsal dış ticaretine etkileri

31

5. TÜRKİYE’NİN SERBEST TİCARET ANLAŞMALARI

5.1. Türkiye’nin STA’larında Mevcut Durum

Türkiye’nin Gümrük Birliği dolayısı ile Avrupa Birliği’nin Ortak Ticaret

Politikasını üstlenme yükümlülüğü bulunmaktadır. Türkiye, yalnızca AB’nin STA

müzakereleri yürüttüğü ülkeler ile STA imzalayabilmektedir. Halihazırda Türkiye’nin STA

imzalamış olduğu 22 ülke Tablo 3’te verilmektedir. Ayrıca, müzakeresi tamamlanan Gana

STA’sının 2015 yılında imzalanması beklenmektedir. Diğer taraftan, Türkiye’nin STA

müzakereleri yürüttüğü 14 ülke/ülke grubu şunlardır: Peru, Ekvator, Meksika, Japonya,

Singapur, Ukrayna, Kolombiya, Çad, Kongo Demokratik Cumhuriyeti, Kamerun,

Seyşeller, Körfez İşbirliği Konseyi, Libya ve MERCOSUR (Ekonomi Bakanlığı, 2015).

Tablo 3. Türkiye'nin İmzalamış Olduğu STA'lar

Sıra Ülke Yürürlüğe Girişi Tarihi

1 EFTA 01.04.1992

2 İsrail 01.05.1997

3 Makedonya 01.09.2000

4 Bosna ve Hersek 01.07.2003

5 Filistin 01.06.2005

6 Tunus 01.07.2005

7 Fas 01.01.2006

8 *Suriye 01.01.2007

9 Mısır 01.03.2007

10 Arnavutluk 01.05.2008

11 Gürcistan 01.11.2008

12 Karadağ 01.03.2010

13 Sırbistan 01.09.2010

14 Şili 01.03.2011

15 Ürdün 01.03.2011

16 Güney Kore 01.05.2013

17 Moritus 01.06.2013

18 Lübnan (İç onay süreci bekleniyor)

19 Kosova (İç onay süreci bekleniyor)

20 Malezya (İç onay süreci bekleniyor)

21 Moldova (İç onay süreci bekleniyor)

22 Faroe Adaları (İç onay süreci bekleniyor)

*06.12.2011 tarihinde askıya alınmıştır.

Kaynak: Ekonomi Bakanlığı

Page 42: serbest ticaret anlaşmalarının türkiye'nin tarımsal dış ticaretine etkileri

32

5.2. Türkiye’nin STA’lardan Beklediği Yararlar

Serbest Ticaret Anlaşmalarının bir ülkenin ekonomisine çeşitli getirileri

bulunmakla beraber Türkiye özelinde bu getiriler Avrupa Birliği ile Gümrük Birliği

ilişkisinden bağımsız olarak değerlendirilemez. Bu çerçevede STA’ların Türkiye açısından

getirileri şunlardır (Ekonomi Bakanlığı, 2015):

- Hedef pazarlara giriş olanaklarının artırılması ve Batı Avrupa pazarlarına olan

bağımlılığın azaltılması,

- Türk ihracatçılarının üçüncü ülke pazarlarında, başta AB ülkelerinin

müteşebbisleri olmak üzere rakipleri ile eşit şartlara sahip olması,

- İhracatın ürün bazında çeşitlendirilmesi ve miktar bazında artırılması,

- Dışa açık rekabetçi bir altyapının tesisi ile ülke ekonomisinin uluslararası rekabet

gücünün artırılması,

- İç pazarda yaşanan durgunlukların ekonomi üzerindeki etkilerinin azaltılması,

- Hizmet ticaretinde pazara giriş imkanlarının sağlanması,

- Tercihli ticaret imkanlarından yararlanmak isteyen doğrudan yabancı sermayeli

yatırımların artması

Yukarıda maddeler halinde ayrıntıları verilen Serbest Ticaret Anlaşmalarının

getirileri genel itibariyle üç başlık altında toplanabilir. Bu başlıklar, dış ticaret hacminin

artması, pazar çeşitlenmesi ve uluslararası rekabet gücünün artması olarak ortaya

çıkmaktadır.

5.3. Türkiye’nin STA’lar Konusunda Yaşadığı Zorluklar

1/95 sayılı Ortaklık Konseyi Kararı’nın 16. maddesine göre Serbest Ticaret

Anlaşmaları Türkiye tarafından uyumlaştırılmalıdır. Türkiye ancak Avrupa Birliği’nin

Serbest Ticaret Anlaşması müzakereleri yürüttüğü ülkeler ile karşılıklı yarara dayanan

benzer anlaşmalar akdedebilmekte, AB ile Gümrük Birliği ilişkisinden ötürü bağımsız

olarak üçüncü ülkeler ile müzakere masasına oturamamaktadır. Bu durumun bir istisnası

olmakla birlikte Türkiye açısından istisnanın yol açtığı kazanımlar son derece sınırlıdır.

Page 43: serbest ticaret anlaşmalarının türkiye'nin tarımsal dış ticaretine etkileri

33

AB’nin STA ilişkisine girmediği bir ülke ile Türkiye arasında ikili ticareti geliştirmek için

Tercihli Ticaret Anlaşması (TTA) imzalanabilmektedir. Ancak, AB’nin Ortak Ticaret

Politikası yükümlülükleri nedeniyle olası bir TTA’da Türkiye yalnızca tarım ürünlerinde

taviz verebilmekte, sanayi ürünlerinde üçüncü ülkelere uygulanacak gümrük vergileri AB

bünyesinde belirlenmektedir. Tarım ürünlerinin Türkiye açısından hassasiyeti de

düşünüldüğünde Türkiye’nin verebileceği tarım ürünleri tavizleri karşılığında karşı taraftan

tatmin edici miktarda sanayi ve tarım ürünleri tavizi alması mümkün görünmemektedir.

Sınırlı orandaki karşılıklı gümrük vergileri indiriminin ise ikili ticaret hacmine yansıması

sınırlı olmaktadır. Bu nedenle, dar kapsamlı bir STA olarak düşünebilecek TTA’nın

Türkiye’nin dış ticaretine ve dolayısı ile refahına büyük çaplı bir etkisi olmayacaktır.

Dünya’nın diğer bölgelerinde yürürlükte bulunan çok taraflı ticaret anlaşmalarına

bakıldığında Türkiye’nin AB’nin ticaret politikasına uyum için harcadığı çaba daha fazla

sorgulanır hale gelmektedir. Örneğin, MERCOSUR ve Körfez İşbirliği Konseyi gibi

bölgesel birliklerde STA’lar tüm üyeler adına müzakere edilmekte ve tüm üye ülkelerde eş

zamanlı yürürlüğe girmektedir. Ek olarak, AB Türkiye gibi Gümrük Birliği ortağı olduğu

Andorra ve San Marino’yu imzaladığı STA’lara eklediği hükümlerle anlaşma kapsamına

almaktadır. Sonuç olarak, Türkiye Gümrük Birliği içinde olmasına karşın STA

müzakerelerini ayrı olarak yürütmekte ve STA’ları AB ile eş zamanlı yürürlüğe

koyamamaktadır.

Gümrük Birliği Kararı’nın 16. maddesi 3. paragrafında Türkiye’nin 2001 yılına

kadar üçüncü ülkelerden ithal edilen ve Avrupa pazarında serbest dolaşıma giren

ürünlerden telafi edici vergi alması kararlaştırılmıştır. Bu telafi edici vergi ile STA’ların

Türkiye tarafından müzakere edilip yürürlüğe konmasına kadar geçen sürede oluşabilecek

ticaret sapmasının önüne geçilmesi hedeflenmiştir. Ancak, günümüzde şartlar Gümrük

Birliği’nin devreye girdiği dönemden çok uzaklaşmıştır. 1996 yılında GB kapsamında

Türkiye’nin STA uyumu sağlayacağı ülkeler sınırlı sayıda iken güncel koşullarda AB’nin

2006 yılında kabul edilen Küresel Avrupa Stratejisi nedeniyle Güney Amerika’dan Uzak

Doğu’ya, Rusya’dan Afrika’ya kadar geniş bir coğrafyadaki birçok ülkeyi kapsar hale

gelmiştir. Söz konusu süreç ile beraber Türkiye AB’nin saldırgan dış ticaret politikasına

yetişmekte ve STA imzalanan yeni ülkeler ile müzakere masasına oturmakta güçlük

çekmektedir.

Page 44: serbest ticaret anlaşmalarının türkiye'nin tarımsal dış ticaretine etkileri

34

Türkiye’nin yoğun girişimleri sonucu Avrupa Birliği, üçüncü ülkeler ile imzaladığı

STA’lara “Türkiye Hükmü” eklemiştir. Bu hükmün üçüncü ülkeyi Türkiye ile STA

imzalamaya davet etmekten başka bağlayıcılığı yoktur. Nitekim kimi ülkelerin Türkiye’nin

ısrarcı çağrılarına ve Avrupa Komisyonu’nun girişimlerine rağmen Türkiye ile STA

imzalamaya yanaşmadığı bilinmektedir. Bu durum ticaret sapması riskini daha kaygı verici

boyuta çıkarmaktadır (TÜSİAD, 2008).

Ticaret sapması, Avrupa Birliği’nin STA imzaladığı ülkelerin mallarının Gümrük

Birliği üzerinden Türkiye’ye sıfır vergi ile girmesi ile oluşur. Diğer yandan, AB’de serbest

dolaşımda bulunan Türkiye menşeli mallar ilgili üçüncü ülkelere AB ile olan STA

ilişkilerine rağmen tercihli rejim kapsamında gönderilemez. Bunun nedeni üçüncü

ülkelerin AB’den aldıkları ürünleri menşei bazında tespit etmeleridir. Türkiye’nin ise AB

pazarından kendisine gelen ürünleri menşei bazında tespit etmesi Gümrük Birliği’nin

serbest dolaşım ilkesine aykırılık teşkil eder.

Ticaret sapmasının yanında bir diğer önemli konu da Avrupa Birliği üyesi ülkelerin

ihracatçılarının AB’nin STA imzaladığı ülkelere tercihli giriş imkanı elde ederken Türk

ihracatçıların bundan yararlanamaması ve mevcut pazarlarını AB’li ihracatçılara

kaptırmasıdır. Böylece Gümrük Birliği ortağı ülkeler arasında haksız rekabet oluşmaktadır.

Ticaret sapması ve Türk ihracatçılarının üçüncü ülke pazarlarında dezavantajlı konuma

gelmesinin yanında Avrupa Birliği pazarının giderek daha açık hale gelmesi Türkiye’nin

AB pazarında günümüze kadar elde etmiş olduğu yerin aşınmasına yol açmaktadır.

Son olarak değinilmesi gereken konu ise Ortak Ticaret Politikası’na uyum

zorunluluğu nedeniyle AB’nin STA imzalamadığı çevre ve komşu ülke pazarlarından

Türkiye’nin yeteri kadar yararlanamamasıdır. Bu ülkeler ile son olarak 29 Ocak 2014

tarihinde İran ile akdedildiği gibi Tercihli Ticaret Anlaşması akdedilmesi mümkündür.

Ancak, bölümün başında da açıklandığı gibi Tercihli Ticaret Anlaşmalarından büyük

getiriler beklemek rasyonel değildir.

Türkiye ile AB arasında Serbest Ticaret Anlaşmalarının uygulamalarından

kaynaklanan sözü edilen sorunların çözümü için AB’ye görevler düşmektedir. AB

halihazırda yürürlükte bulunan STA’larını Türkiye’yi de kapsayacak hale getirmeli ve

müzakerelerini sürdürdüğü veya yeni başlayacak olan STA’lara Türkiye’yi de dahil ederek

STA’ların Türkiye ile eş zamanlı yürürlüğe konulmasını sağlamalıdır. Bu önerilerin

Page 45: serbest ticaret anlaşmalarının türkiye'nin tarımsal dış ticaretine etkileri

35

dikkate alınmaması durumunda Türkiye’nin en kısa zamanda AB üyesi yapılması dışında

bir seçenek bulunmamaktadır (Damlacı, 2009).

Page 46: serbest ticaret anlaşmalarının türkiye'nin tarımsal dış ticaretine etkileri

36

6. STA’LARIN SANAYİ ÜRÜNLERİ DIŞ TİCARETİNE ETKİLERİ

Türkiye’nin imzalamış olduğu Serbest Ticaret Anlaşmalarının sanayi ürünleri dış

ticaretine etkileri incelenmeden önce Gümrük Birliği’nin sanayi ürünleri dış ticaretine

etkileri incelenmiştir. Böylelikle, STA’lar ile meydana gelen değişimlerin karşılaştırılması

için GB’nin yarattığı değişimler referans alınabilmiştir.

6.1. Sanayi Ürünlerinin Sınıflandırılması

Bir ülkenin uluslararası ticaretinde açık ve fazla verdiği ürün ve sektörler, o ülkenin

üretim yapısının ilerilik düzeyini göstermektedir. Ticarete konu ürünlerde ilerilik “ticaret

mamullerinin, kendilerine uluslararası pazarda rekabet avantajı sağlayan ve gelişmiş

teknolojik düzey, teknik emek, beceri, tedarik zincirleri ve yenilikçilik sistemlerini

yansıtan özellikleri” olarak tanımlanmaktadır (Ercan, 2013). İlerilik düzeyi daha yüksek

olan ürünlerde daha yüksek beceri ve teknoloji kullanılmaktadır. Türkiye’nin ilerilik

düzeyi yüksek ürünlerde sağlayacağı uluslararası rekabet gücü daha yüksek gelir elde

etmesini ve dış ticaret açığını azaltmasını olanaklı kılacaktır.

Birleşmiş Milletler Ticaret ve Kalkınma Konferansı (UNCTAD) dış ticarete konu

sanayi ürünlerini ilerilik düzeylerine göre sınıflandırmaktadır. Bu sınıflandırma Standart

Uluslararası Ticaret Sınıflandırması 3. sürümünün (SITC.Rev3) 3 basamak ayrıntısında

belirlediği ürünlere dayanmaktadır (UNCTAD, 2014). UNCTAD tarafından sanayi

ürünlerinin ilerilik düzeylerine göre oluşturulan ürün grupları ve bu grupların içerdiği

ürünler Tablo 4, 5, 6 ve 7 ile verilmiştir. Bu gruplarda birden dörde doğru ilerledikçe

ürünlerin üretiminde kullanılan beceri ve teknoloji düzeyi artmaktadır.

Tablo 4. Grup 1: Emek-yoğun ve Kaynak-tabanlı Üretim

SITC Ürün Adı

611 İşlenmiş deri ve köseleler

612 Deri ve köseleden mamul eşya (makina, mekanik işlerde kullanılan saraciye eşyası)

613 Dabaklanmış, aprelenmiş, bütün halinde kürkler

633 Mantardan eşya

634 Kaplamalık ağaçlar, levhalar, kontaplak, sırık, kazık vs. ile ağaç yünü

635 Ağaçtan muhafazalar, kutu, kafes sandık, vs. ile inşaat ve marangozluk mamülleri

641 Kağıt ve karton

642 Kağıt, kağıt hamuru, karton ver selülozik liflerden mamul eşya

651 Tekstil iplikleri

652 Pamuklu mensucat

653 Sentetik veya suni flamentler ve devamsız liflerden mensucat

654 Dokumaya elverişli diğer maddelerden dokunmuş mensucat (ipek, yün, keten vb.)

Page 47: serbest ticaret anlaşmalarının türkiye'nin tarımsal dış ticaretine etkileri

37

655 Örme mensucat

656 Kordelalar, etiketler, armalar, tüller vb.

657 Özel iplikler ve dokunmamış mensucat (keçe, vatka, sicim, ip, şapka taslakları, eknik eşya)

658 Dokumaya elverişli maddelerden diğer hazır eşya ve takımlar

659 Halılar ve diğer yer kaplamaları

661 Kireç, çimento, tabii taşlar, asfalt ile bunlardan eşya

662 Silisli fosil unları ve benzerlerinden eşya, tuğla, kiremit, karolar vb. eşya

663 Mineral maddelerden mamul diğer eşya ve cihazlar

664 Cam

665 Züccaciye, cam eşya

666 Çanak-çömlek

821 Mobilya, aksam ve parçaları

831 Sandıklar, bavullar, çantalar ve kılıflar

841 Erkek/erkek çocuklar için örülmemiş giyim eşyası ve aksesuarlar

842 Kadın/kız çocuklar için örülmemiş giyim eşyası ve aksesuarları

843 Erkek/erkek çocuklar için örme giyim eşyası

844 Kadın/kız çocuklar için örme giyim eşyası

845 Örülmüş olsun olmasın diğer giyim eşyası

846 Giyim eşyası iç aksesuar ve giyim eşyası parçaları (çorap, mendil, eldiven vb.)

848 Tekstil dışında kalan giyim eşyası, şapka vs.

851 Ayakkabılar ve aksamı

894 Çocuk arabaları, oyuncaklar, spor malzemeleri

Tablo 5. Grup 2: Düşük-beceri ve Düşük-teknolojili Üretim

SITC Ürün Adı

671 Dökme ve aynali demir, ferro alyajlar

672 Demir veya çelikten külçe ve diğer ilk şekillerde yarı mamuller

673 Demir veya alaşımsız çelikten kaplanmamış yassı hadde mamulleri

674 Demir veya alaşımsız çelikten kaplanmış yassı hadde mamulleri

675 Paslanmaz veya alaşımsız çelikten yassı hadde mamülleri

676 Demir veya çelikten (alaşımlı, alaşımsız) filmaşin, çubuk ve profiller

677 Demir veya çelikten demiryolu ve tramvay hattı malzemesi

678 Demir veya çelikten teller

679 Demir veya çelikten ince, kalın borular ve içi boş profiller, boru bağlantı parçaları

691 Demir, çelik veya aluminyumdan inşaat ve inşaat aksamı

692 Demir çelik veya aluminyumdan depo, sarnıç, vb. kaplar

693 Aluminyum, bakır veya demir çelikten teller, halatlar, kablolar, mensucat

694 Bakır, Aluminyum, demir veya çelikten çivi, vida, pim, rondela vb. eşya

695 El aletleri ve makineler için aletler

696 Bıçakçı eşyası ve sofra takımları, bunların aksam ve parçaları

697 Adi metalerden ev işlerinde kullanılan eşya ve aksam

699 Diğer adi metallerden eşya (kilit, zincir, yay, fermuar, dikiş, nakış aletleri vb.)

785 Motosikletler, bisikletler, sakatlar için koltuklar vb. aksam parçaları

786 Römorklar ve yarı römorklar

791 Demiryolu taşıtları, aksam ve parçaları

793 Gemiler ve suda yüzen taşıtlar

812 Demir, çelik ve seramikten radyatörler (elektriksiz) laobalar, küvetler, musluk taşları

813 Işıklı isim tabelaları ve aksamı, portatif elektrik lambaları

Page 48: serbest ticaret anlaşmalarının türkiye'nin tarımsal dış ticaretine etkileri

38

Tablo 6. Grup 3: Ortalama-beceri ve Ortalama-teknolojili Üretim

SITC Ürün Adı

621 Kauçuk ve kauçuktan eşya

625 Kauçuktan iç ve dış lastikler (yeni/eski)

629 Kauçuktan diğer eşya (hijenik, eczacılık ürünleri, taşıyıcı kolonlar)

711 Buhar kazanları, kızgın su kazanları ve aksamı

712 Buhar turbinleri ile aksam ve parçaları

713 Motorlar ve aksamı

714 Turbojetler, tepkili motorlar, diğer gaz türbinleri vb. aksamı

716 Elektrik motorları ve jeneratorler ile bunların aksam ve parçaları

718 Diğer güç motorları (su tribünleri, su çarkları, nükler reaktörler, ışınlanmış yakıt elemanları)

721 Tarımsal makinalar (traktörler hariç) ve aksam parçaları

722 Traktörler (744.14 ve 744.15 tekilerin dışındakiler)

723 Toprağın tesviyesi, cevherleri taşıma, yayılması, kar küreyicileri vb.

724 Tekstil, çamaşır yıkama ve kurutma, ütüleme makina ve aksam ve parçaları

725 Kağıt hamuru, kağıt/karton imaline, işlenmesine mahsus makina ve cihazlar

726 Matbaacılıkta kullanılan makinalar

727 Gıda işleme makinaları

728 Diğer makinalar ve cihazlar ile aksam parçaları

731 Takım tezgaları (torna tezgahları, planya, vergel, yiv açma, dişli açma vb. makinalar)

733 Metalleri dövme, çekiçleme veya kalıpta dövme suretiyle işlemeye mahsus takım tezgahları

735 Alet tutucular ile 731 ve 733 gruplarındaki makinaların aksam ve parçalar

737 Tav ocakları, döküm potaları, hadde lehim, hadde makinaları

741 Isıtıcı ve soğutucu ekipmanları, bunların aksam ve parçaları

742 Sıvılar için pompalar, sıvı elevatörleri ile bunların aksam, parçaları

743 Diğer pompalar, fanlar, santrifujler, filtre makine ve cihazları

744 Forkliftler, diğer yük arabaları ve kaldırıçlar, asansörler

745 Elektrikli olmayan diğer makine ve el aletleri vb. aksam parçaları

746 Her nevi rulmanlar

747 Borular, kanallar, depolar için musluklar, valfler vb. cihazlar

748 Transmisyon milleri ve kranklar

749 Döküm plakaları ve modelleri, kalıplar, contalar

771 Elektrikli güç makinaları (716 hariç) (transformatörler, statik konvertörler, endüktörler)

772 Elektrik devreleri, rezistanslar vb. aksam ve parçaları

773 Elektrik dağıtım donanımı (teller, kablolar, izalötörler, bağlantı parçaları)

774 Elektro teşhis cihazlari (X ışınlı, alfa, beta, ve gama ışınlı cihazlar)

778 Elektrikli makinaların aksam ve parçaları

781 Motorlu yolcu taşıtları (binek otomobilleri vb.)

782 Eşya taşımaya mahsus motorlu taşıtlar

783 Başka yerde belirtilmeyen motorlu karayolu taşıtları

784 Motorlu taşıtların aksam ve parçaları ile şase ve karoserleri

811 Prefabrik yapılar

893 Plastikten mamul esya

Page 49: serbest ticaret anlaşmalarının türkiye'nin tarımsal dış ticaretine etkileri

39

Tablo 7. Grup 4: Yüksek-beceri ve Yüksek-teknolojili Üretim

SITC Ürün Adı

511 Hidrokarbonlar ve türevleri

512 Alkoller, fenoller, fenol-alkoller vb. türevleri

513 Karboksilik asitler ve türevleri

514 Azot fonksiyonlu bileşikler

515 Organo-inorganik, heterosiklik bileşikler, nükleik asitler

516 Diğer organik kimyasal maddeler

522 İnorganik kimyasal elementler, asitler, bileşikler, metallerin asit, hidroksit ve peroksitleri

523 Diğer inorganik kimyasal maddeler

524 Oksi ve peroksi metalik asitlerin tuzları, kıymetli metallerin bileşikleri

525 Radyoaktif elemanlar ve bileşikleri, bunları içeren karışım ve atıklar

531 Sentetik organik boyayıcı maddeler

532 Debagatta kulllanılan boyayıcı hülasalar ve sentetik boyama müstahzarlar

533 Pigmentler, vernikler, boyalar

541 Eczacılık ve eczacılık ürünleri

542 İlaçlar

551 Uçucu yağlar rezinoitler

553 Parfüm ve kozmetik veya tuvalet mustahzarları

554 Sabunlar, temizleme, cilalama ürünleri

562 Mineral kimyasal gübreler (272.grubun dışındakiler)

571 Etilen polimerleri (ilk şekillerde)

572 Stiren polimerleri (ilk şekillerde)

573 Vinil klorür veya halojenli diğer olefin polimerleri (ilk şekilde)

574 Poliasetaller ve diğer polieterler ve epoksi reçineler (ilk şekillerde)

575 Diğer plastikler (ilk şekillerde)

579 Plastikten döküntü, kalıntı ve hurdalar

581 Plastikten tüpler, borular, hortumlar; conta, dirsek, rakor vb

582 Plastiklerden levhalar, filmler, yapraklar, plakalar

583 Plastikten monofil, çubuk, profiller-enine kesiti 1mmyi geçen

591 Haşarat öldürücüler ve zararlı bitkileri yok ediciler

592 Nişasta, inülin, buğday gluteni, albuminler, yapıştırıcı ve tutkallar

593 Patlayıcı maddeler, fitiller ve fişekler

597 Ateşlemeyi önleyici müstahzarlar, çözücü müstahzarlar, yağlama müstahzarları

598 Diğer kimya sanayi ürünleri

751 Büro makinaları (yazı, hesap, fotokopi)

752 Otomatik bilgi işlem makinalari vb. ait birimler

759 Büro ver bilgi işlem makinalarının aksam ve parçaları

761 Televizyon alıcıları (kombine olsun olmasın)

762 Telsiz telefon, telsiz telgraf ve radyo yayınları için alıcı cihazlar

763 Plak döndürücüler, pikaplar, kaset çalarlar, video kayıt ve gösterme cihazları

764 Telli telefon ve telgraf cihazları, telsiz telefon telgraf vihazları vb. aksamı

776 Katod ışınlı tüpler, yarı iletken tertibat; elektrik devreleri

792 Hava taşıtları, uzay araçları vb. aksam, parçaları

871 Optik aletler ve aksamı

872 Tıbbi araç ve gereçler

873 Başka yerde sınıflandırılmamış metreler ve sayaçlar

874 Ölçü, kontrol, ölçü, ayar alet ver cihazlar, bunların aksam ve parçaları

881 Sinema ve fotoğrafçılıkla ilgili aletler

882 Fotoğrafçılıkta kullanılan filmler, kimyasal müstahzarlar ve kağıt, karton vs.

883 Sinemacılıkta kullanılan filmler

Page 50: serbest ticaret anlaşmalarının türkiye'nin tarımsal dış ticaretine etkileri

40

884 Optik cihazlar ile aksam ve parçaları

885 Saatler

6.2. GB’nin Türkiye’nin Sanayi Ürünleri İhracatına Etkileri

1 Ocak 1996 tarihinde yürürlüğe giren GB öncesi ve sonrasında sanayi ürünleri

ihracatında meydana gelen yapısal değişimler Şekil 1 ile gösterilmiştir. Şekilden

anlaşılacağı gibi Gümrük Birliği öncesi on yılda sanayi ürünleri gruplarının ihracat içinde

aldıkları paylar büyük ölçüde sabittir. Dönemsel dalgalanmalar göze çarpmakla birlikte söz

konusu on yıl içinde ilgili sanayi ürünleri gruplarından birinin ihracat içinde aldığı pay

belirgin ölçüde değişmemiştir. Gümrük Birliği sonrası döneme bakıldığında ise grup-3 ile

ifade edilen ortalama-beceri ve ortalama-teknolojili üretimin ihracat içindeki payının

büyük oranda arttığı ve grup-1 ile ifade edilen emek-yoğun ve kaynak-tabanlı üretimin

payının büyük oranda azaldığı görülmektedir. Grup-4 ile ifade edilen yüksek-beceri ve

yüksek-teknolojili üretimin ve grup-2 ile ifade edilen düşük-beceri ve düşük-teknolojili

üretimin ihracat içindeki payı ise Gümrük Birliği sonrası dönemde önemli bir değişime

uğramamıştır.

Şekil 1. Gümrük Birliği'nin Türkiye’nin Sanayi Ürünleri İhracatına Etkileri

Gümrük Birliği öncesi ve sonrası dönemlerde sanayi ürünlerinin ilerilik düzeylerine

göre ihracat içinde aldıkları paylar Tablo 8 ile verilmiştir. GB öncesi on yılda emek-yoğun

ve kaynak-tabanlı üretimin ihracat içindeki payı ortalama %60,6 iken GB sonrası on yılda

ortalama %49,3’e düşmüştür. Aynı dönemde düşük-beceri ve düşük-teknolojili ürünlerin

ihracat içindeki payı %18,9’dan %16’ya gerilemiştir. Ortalama-beceri ve ortalama-

0%

10%

20%

30%

40%

50%

60%

70%

80%

90%

100%

19

86

19

87

19

88

19

89

19

90

19

91

19

92

19

93

19

94

19

95

19

96

19

97

19

98

19

99

20

00

20

01

20

02

20

03

20

04

20

05

20

06

20

07

20

08

20

09

20

10

20

11

20

12

20

13

Grup 4

Grup 3

Grup 2

Grup 1

Page 51: serbest ticaret anlaşmalarının türkiye'nin tarımsal dış ticaretine etkileri

41

teknolojili ürünlerin payı %10,6’dan %23’e çıkmıştır. Yüksek-beceri ve yüksek-teknolojili

ürünlerin payı %9,9’dan %11,6’ya yükselmiştir.

Tablo 8. GB Öncesi ve Sonrası Dönemlerde Türkiye’nin Sanayi Ürünleri İhracatı

1986-1995 1996-2005 2006-2013

Grup 1 60,6 49,3 34,1

Grup 2 18,9 16,0 21,1

Grup 3 10,6 23,0 33,7

Grup 4 9,9 11,6 11,1

Toplam 100,0 100,0 100,0

Gümrük Birliği öncesi ve sonrası dönem sanayi ürünleri ihracatı açısından

değerlendirildiğinde önemli yapısal değişimlerin varlığı tespit edilmiştir. Türkiye’nin dış

ticaret açığını kapatabilmesi için ortalama-beceri ve ortalama-teknolojili ürünlerin

ihracatındaki artışı yüksek-beceri ve yüksek-teknolojili ürünlerde de yakalayabilmesi

gerekmektedir. Bu amaç doğrultusunda araştırma-geliştirme faaliyetlerinin artırılması,

yüksek teknolojili ürünlerin üretimi için yeni yatırımlar ve ihtiyaç duyulan insan

kaynağının yetiştirilmesi gerekmektedir.

6.3. GB’nin Türkiye’nin Sanayi Ürünleri İthalatına Etkileri

1 Ocak 1996 tarihinde yürürlüğe giren Gümrük Birliği öncesi ve sonrasında sanayi

ürünleri ithalatında meydana gelen yapısal değişimler Şekil 2 ile gösterilmiştir. Şekilden

anlaşıldığı üzere GB’nin sanayi ürünleri ithalatına etkileri sınırlı düzeydedir. Sanayi

ürünleri ihracatında aynı dönemde gerçekleşen önemli değişimlerin aksine ithalatın

Gümrük Birliği’nden etkilendiğini söylemek güç görünmektedir.

Page 52: serbest ticaret anlaşmalarının türkiye'nin tarımsal dış ticaretine etkileri

42

Şekil 2. Gümrük Birliği’nin Türkiye’nin Sanayi Ürünleri İthalatına Etkileri

Gümrük Birliği öncesi ve sonrası dönemlerde sanayi ürünlerinin ilerilik düzeylerine

göre ithalat içinde aldıkları paylar Tablo 9 ile verilmiştir. GB öncesi on yıllık dönemde

emek-yoğun ve kaynak-tabanlı üretimin ithalat içindeki payı ortalama %10,2 iken GB

sonrası on yıllık dönemde ortalama %13,4’e yükselmiştir. Yine aynı dönemlerde düşük-

beceri ve düşük-teknolojili üretimin ithalat içindeki payı %14,8’den %11,7’ye gerilemiştir.

Ortalama-beceri ve ortalama-teknolojili üretimin ithalat içindeki payı %37,2’den %38,8’e

yükselmiştir. Yüksek-beceri ve yüksek-teknolojili üretimin payı ise %37,2’den %38,8’e

yükselmiştir.

Tablo 9. GB Öncesi ve Sonrası Dönemlerde Türkiye’nin Sanayi Ürünleri İthalatı

1986-1995 1996-2005 2006-2013

Grup 1 10,2 13,4 13,8

Grup 2 14,8 11,7 14,1

Grup 3 37,2 38,8 37,3

Grup 4 37,8 36,1 34,8

Toplam 100,0 100,0 100,0

Gümrük Birliği öncesi ve sonrası dönem sanayi ürünleri ithalatı açısından

değerlendirildiğinde önemli yapısal değişimler görülmemektedir. Türkiye’nin dış ticaret

açığının azaltılması çerçevesinde bu durum incelendiğinde ileri teknoloji ve beceri

gerektiren üretimin ithalat içindeki payının düşürülmesi gerektiği düşünülmektedir. Bu

payın düşürülebilmesi ise önceki bölümde belirtildiği gibi araştırma geliştirme

faaliyetlerinin artması ve nitelikli insanların yetiştirilmesi ile mümkün olabilecektir. Katma

0%

10%

20%

30%

40%

50%

60%

70%

80%

90%

100%

19

86

19

87

19

88

19

89

19

90

19

91

19

92

19

93

19

94

19

95

19

96

19

97

19

98

19

99

20

00

20

01

20

02

20

03

20

04

20

05

20

06

20

07

20

08

20

09

20

10

20

11

20

12

20

13

Grup 4

Grup 3

Grup 2

Grup 1

Page 53: serbest ticaret anlaşmalarının türkiye'nin tarımsal dış ticaretine etkileri

43

değeri yüksek ürünlerin yurtiçinde üretilebilmesi için ulusal hedeflerin konulması ve

siyasetten bağımsız uzun döneme yayılan kalkınma politikalarının belirlenmesi

gerekmektedir. Ancak bu sayede Türk toplumunun refah düzeyinde yukarı doğru anlamlı

sıçramalar sağlanabilir.

6.4. STA’ların Türkiye’nin Sanayi Ürünleri İhracatına Etkileri

Türkiye’nin imzalamış olduğu Serbest Ticaret Anlaşmalarının yürürlüğe giriş

tarihleri 1992 yılı ile 2013 yılı arasında değişmektedir. Lübnan ve Kosova ile imzalanan

STA’lar tarafların iç onay sürecinin tamamlanmasının ardından yürürlüğe gireceği için bu

iki ülke değerlendirmenin dışında tutulmuştur. Türkiye’nin EFTA ile STA ilişkisine girmiş

olduğu dört ayrı ülke olup bu ülkelerle beraber STA’ların yürürlükte olduğu diğer ülkelerin

sayıları toplamı yirmidir. Söz konusu 20 ülke ile Türkiye’nin sanayi ürünleri ticaretinin

Gümrük Birliği öncesi ve sonrasındaki durumu Şekil 3 ile verilmiştir. Şekilden anlaşılacağı

üzere STA’ların yürürlükte olduğu ülkelere yapılan ihracatın yapısı Gümrük Birliği öncesi

ve sonrasında belirgin ölçüde değişmemiştir. Gümrük Birliği öncesi dönemde

dalgalanmalar göze çarpmakta ancak bunlar dönemsel karakter göstermekte ve belirgin bir

eğilim oluşturmamaktadır.

Şekil 3’te STA’ların ne zaman yürürlüğe girdiğinin bir önemi bulunmamakta ancak

zaman ölçeğinde ilgili ülkeler ile ticaret ortaya konmaktadır. STA’ların yürürlüğe giriş

tarihinden bağımsız olarak söz konusu ülkeler ile gerçekleşen ticarette Gümrük Birliği’nin

Türkiye’nin ihracat yapısında yarattığı ve iki önceki bölümde açıklanan belirgin değişimin

bir benzeri gözlenmemektedir.

Page 54: serbest ticaret anlaşmalarının türkiye'nin tarımsal dış ticaretine etkileri

44

Şekil 3. GB Öncesi ve Sonrasında Türkiye’nin STA Ülkelerine İhracatı

STA ülkelerine olan ihracatın daha iyi değerlendirilebilmesi için STA’ların

yürürlüğe giriş tarihlerinin göz önüne alınması gerekmektedir. 1992 ile 2013 yılı arasında

farklı dönemlerde yürürlüğe giren STA’ların aynı yıl devreye girmiş gibi

değerlendirilmeleri STA’ların ihracata etkilerininin daha yalın olarak görülmesini

sağlayacaktır. Bu gerekçe ile STA’nın yürürlükte olduğu 20 ülke ile ticaret bir ölçek

üzerinde yürürlüğe giriş tarihleri aynı zamana gelecek biçimde toplanmıştır. Bu toplamdan

elde edilen yeni sonuçlar, yıllar ile ifade edilen bir zaman ölçeği içermemekte ancak

STA’ların yürürlüğe giriş tarihini milat olarak alan bir yıllık zaman dilimleri

kullanmaktadır. Söz konusu yöntem ile oluşturulan ve Türkiye’nin STA ülkelerine

gerçekleştirdiği ihracatın yapısındaki değişimleri daha iyi yansıtabileceği düşünülen veriler

Şekil 4 ile verilmiştir.

Şekil 4’te STA’ların yürürlüğe giriş tarihi yatay eksende bulunan sıfır noktası

olarak düşünüldüğünde ihracatın yapısında belirgin bir değişim göze çarpmamaktadır. Bu

noktadan hareketle Türkiye’nin imzalamış olduğu STA’ların Gümrük Birliği’nin aksine

Türkiye’nin sanayi ürünleri ihracat yapısında belirgin bir değişime neden olmadığı

görülmektedir.

0%

10%

20%

30%

40%

50%

60%

70%

80%

90%

100%

1982 1984 1986 1988 1990 1992 1994 1996 1998 2000 2002 2004 2006 2008 2010 2012

Grup 4

Grup 3

Grup 2

Grup 1

Page 55: serbest ticaret anlaşmalarının türkiye'nin tarımsal dış ticaretine etkileri

45

Şekil 4. STA'ların Türkiye’nin Sanayi Ürünleri İhracatına Etkileri

6.5. STA’ların Türkiye’nin Sanayi Ürünleri İthalatına Etkileri

Bir önceki bölümde açıklandığı gibi Türkiye ile STA ilişkisi bulunan 20 ülke

bulunmaktadır. Söz konusu STA ülkelerinden Türkiye’nin gerçekleştirmiş olduğu sanayi

ürünleri ithalatının yapısındaki değişimler Şekil 5 ile gösterilmiştir. STA’ların yürürlüğe

giriş tarihleri 1992 yılı ile 2013 yılı arasında değişmekte ancak Şekil 5’te bu durum dikkate

alınmamaktadır. STA’ların yürürlüğe giriş tarihlerinin dikkate alındığı veriler daha sonra

incelenecektir.

Şekil 5. GB Öncesi ve Sonrasında Türkiye’nin STA Ülkelerinden İthalatı

0%

10%

20%

30%

40%

50%

60%

70%

80%

90%

100%

-10 -8 -6 -4 -2 0 2 4 6 8 10 12 14 16 18 20

Grup 4

Grup 3

Grup 2

Grup 1

0%

10%

20%

30%

40%

50%

60%

70%

80%

90%

100%

1982 1984 1986 1988 1990 1992 1994 1996 1998 2000 2002 2004 2006 2008 2010 2012

Grup 4

Grup 3

Grup 2

Grup 1

Page 56: serbest ticaret anlaşmalarının türkiye'nin tarımsal dış ticaretine etkileri

46

Şekil 5 incelendiğinde STA ülkelerinden sanayi ürünleri ithalatının yapısında yıllar

içinde büyük değişimler olduğu görülmektedir. Söz konusu ülkeler ile ticarette yüksek-

beceri ve yüksek-teknolojili üretimin ithalat içindeki payı büyük oranda azalmış, ortalama-

beceri ve ortalama-teknolojili ürünlerin payı ise önemli ölçüde artmıştır. Ancak özellikle

Gümrük Birliği’nin bu değişimde etkisi bulunduğuna dair önemli bir işaret

bulunmamaktadır. 1993 yılı itibari ile veriler değerlendirildiğinde GB’den bağımsız çok

zayıf değişim eğilimleri görülmektedir.

Bir önceki bölümde ifade edildiği gibi Serbest Ticaret Anlaşmalarının sanayi

ürünleri ticaretine etkisini daha iyi çözümleyebilmek için anlaşmaların yürürlüğe girdiği

tarihlerin dikkate alınması gerekmektedir. Bu doğrultuda elde edilen sonuçlar STA’ların

dış ticarete etkilerinin daha yalın biçimde gözlenmesini sağlayabilir. STA’ların yürürlüğe

giriş tarihlerine göre bir ölçekte birleştirildiği ve milat olarak sıfır noktası alınan veriler

Şekil 6 ile verilmiştir.

Şekil 6 incelendiğinde STA’ların yürürlüğe giriş tarihi olarak alınan sıfır noktasının

yakın çevresinde büyük dalgalanmalar olduğu görülmektedir. Bu dalgalanmalar STA’ların

önemli bir bölümünün son yıllarda devreye girmesinden ötürü sıfır noktasından ölçeğin artı

işaretli kısmına ilerlerken birkaç basamak sonra birçok ülkenin dış ticaret verisinin

hesaplamaya girmemesinden kaynaklanmaktadır. Örnek olarak 2011 yılında yürürlüğe

giren Şili ve Ürdün STA’ları artı ikinci basamağa kadar dış ticaret verisi sağlayabilirken (0.

basamak için 2011; 1. basamak için 2012; 2. basamak için 2013 yılı ticaret verileri) 2013

yılında yürürlüğe giren Güney Kore ve Moritus STA’ları yalnızca sıfır ile belirtilen

basamağa kadar veri sağlamaktadır. Bu nedenle STA’ların yürürlüğe giriş tarihlerine göre

birleştirildiği Şekil 6 ile gösterilen veriler değerlendirmelerde kullanılmaya uygun değildir.

Türkiye’nin ilgili ülkelerden STA’nın öncesinde ve sonrasında gerçekleştirdiği ithalatın

ayrı ayrı değerlendirilmesi ve çıkan sonuçların beraber okunması yolu ile STA’ların sanayi

ürünleri ithalatına genel etkileri hakkında fikir yürütmek mümkün olabilir. Ancak, söz

konusu çalışmada da birçok STA’nın son yıllarda yürürlüğe girmesinden ötürü ülkelerin

önemli bir bölümü için değerlendirme yapmak mümkün olmayacaktır. Dolayısı ile az

sayıda ülke ile yapılacak anlamlı değerlendirmeler bütünü kapsayan bir sonuca ulaşmada

yeterli olmayabilir.

Page 57: serbest ticaret anlaşmalarının türkiye'nin tarımsal dış ticaretine etkileri

47

Şekil 6. STA'ların Türkiye’nin Sanayi Ürünleri İthalatına Etkileri

6.6. Genel Değerlendirme

Bu bölümde ticarete konu sanayi ürünlerinin ilerilik düzeylerine göre ayrılması için

Birleşmiş Milletler Ticaret ve Kalkınma Konferansı’nın oluşturduğu sınıflandırmadan

yararlanılmıştır. Söz konusu sınıflandırma sanayi ürünlerini üretimlerinde kullanılan beceri

ve teknoloji düzeyine göre dört farklı gruba ayırmaktadır. Bu grupların ticaret içinde

aldıkları payların zaman içindeki gelişimi ülkelerin kalkınmasına dair değerlendirmelerin

yapılmasında faydalı olmaktadır.

Gümrük Birliği sonrası dönemde Türkiye’nin sanayi ürünleri ihracatı

incelendiğinde önemli yapısal değişimlerin meydana geldiği görülmektedir. Ortalama

beceri ve teknolojili üretimin ihracat içindeki payı önemli ölçüde artarken emek-yoğun ve

kaynak-tabanlı üretimin payı önemli ölçüde düşmüştür. Bu gelişmeler Türkiye’nin üretim

yapısının daha ileri düzeye taşındığını ve dünya pazarında katma değeri daha yüksek

ürünler ile yer almaya başladığını göstermektedir. Ancak bu olumlu gelişmeler Türkiye’nin

refah düzeyini gelişmiş ülkelerin düzeyine çıkarabilmesi için yeterli görünmemektedir.

Gümrük Birliği sonrası dönemde yüksek beceri ve teknolojili üretimin ihracat içindeki payı

önemli bir değişime uğramamış, %10 gibi düşük bir seviyede seyretmiştir. Bu ürün

grubunun ihracat içindeki payının istikrarlı bir biçimde artırılması Türkiye’nin gelişmiş

ülkeleri yakalamasının en önemli habercisi olacaktır.

Gümrük Birliği sonrası dönemde Türkiye’nin sanayi ürünleri ithalatı incelendiğinde

önemli bir yapısal değişimin gerçekleşmediği görülmektedir. Ancak, sanayi ürünlerinin

0%

10%

20%

30%

40%

50%

60%

70%

80%

90%

100%

-10 -8 -6 -4 -2 0 2 4 6 8 10 12 14 16 18 20

Grup 4

Grup 3

Grup 2

Grup 1

Page 58: serbest ticaret anlaşmalarının türkiye'nin tarımsal dış ticaretine etkileri

48

ithalat içindeki paylarını değerlendirmek mümkündür. Yüksek beceri ve teknolojili üretim

ile beraber ortalama beceri ve teknolojili üretim sanayi ürünleri ithalatının yaklaşık

%75’ini oluşturmaktadır. Bu yüksek oranın zaman içinde azaltılması Türkiye’nin üretim

yapısını güçlendirmesi ile mümkün olabilir. İthalatında düşük beceri ve teknolojili üretim

ile emek-yoğun ve kaynak-tabanlı üretimin payının yüksek olduğu, diğer gruplarda yer

alan ürünlerin payının ise düşük olduğu ülkeler rekabet açısından dünyada güçlü ülkelerdir.

Bu ülkeler ilerilik düzeyi yüksek ürünleri ihraç ederken düşük ürünleri ithalat yolu ile

sağlamaktadır.

Türkiye’nin Serbest Ticaret Anlaşmalarının yürürlükte bulunduğu 20 ülkeye olan

sanayi ürünleri ihracatı incelendiğinde Gümrük Birliği’nden kaynaklanan yapısal bir

değişim gözlenmemektedir. Diğer yandan sanayi ürünleri ihracatı Serbest Ticaret

Anlaşmalarının yürürlüğe giriş tarihlerine göre değerlendirildiğinde de yapısal bir değişim

görülmemiştir. Gümrük Birliği’nin aksine Serbest Ticaret Anlaşmalarının Türkiye’nin

sanayi ürünleri ihracatında yapısal bir değişime yol açmadığı sonucuna ulaşılmıştır.

Türkiye’nin Serbest Ticaret Anlaşmalarının yürürlükte olduğu ülkelerden sanayi

ürünleri ithalatı incelendiğinde önemli düzeyde yapısal değişimler gözlenmektedir. Bu

ülkelerden ithalatında yüksek beceri ve teknolojili üretimin payı azalırken, ortalama beceri

ve teknolojili üretimin payı artmıştır. Söz konusu değişimler Gümrük Birliği’nin yürürlüğe

girmesinden önce tamamlanmış olup değişimlerin Gümrük Birliği ile ilişkisine dair bir

işaret görülmemiştir. Diğer taraftan sanayi ürünleri ithalatının Serbest Ticaret

Anlaşmalarının yürürlüğe girdiği tarihe göre değerlendirilmesi mümkün olmamıştır.

Sanayi ürünleri ithalatındaki yapının ülkeden ülkeye büyük ölçüde değişmesi ve birçok

Serbest Ticaret Anlaşmasının son yıllarda yürürlüğe girmesi nedeniyle yürürlüğe giriş

tarihlerinin temel alındığı tüm ülkeler için topluca bir çözümleme yapılamamaktadır.

Page 59: serbest ticaret anlaşmalarının türkiye'nin tarımsal dış ticaretine etkileri

49

7. TÜRKİYE’DE TARIM SEKTÖRÜ

7.1. Tarımsal Makroekonomik Göstergeler

Tarım sektörü ekonomi içindeki payı giderek azalmasına rağmen günümüzde de

GSYH ve istihdam açısından gelişmiş ülkelere kıyasla Türkiye açısından önemli bir

sektördür. Ayrıca, tüm dünya ülkeleri için insanların temel gereksinimlerini karşılaması

bakımından ekonomideki payı ne olursa olsun sürdürülebilir kılınması gereken bir iş

koludur. Türkiye’nin tarımsal makroekonomik göstergeleri Tablo 10 ile verilmiştir.

Tablo 10. 2013 Yılında Türkiye'nin Tarımsal Makroekonomik Göstergeleri

Genel Tarım Tarım Payı (%)

GSYH (milyar dolar) 823,2 60,8 7,4

İstihdam (milyon kişi) 24,6 5,2 21,2

İhracat (milyar dolar) 151,8 17,7 11,7

İthalat (milyar dolar) 251,7 16,9 6,7

Kaynak: TÜİK

Tablo 10 incelendiğinde GSYH içinde tarım sektörü payının gelişmiş ülkelere göre

yüksek olduğu anlaşılmaktadır. Bununla birlikte tarım istihdam açısından gelişmiş ülkelere

kıyasla daha da dikkat çekici durumdadır. Türkiye’de her beş kişiden biri tarım alanında

istihdam edilmektedir. Tarımsal dış ticaret incelendiğinde ise tarım sektörünün genel mal

ticaretinin aksine dış ticaret fazlası verdiği görülmektedir.

7.2. Tarımsal Yapı

Türkiye’nin içinde bulunduğu iklim kuşağı ve arazi yapısı farklı coğrafi bölgelerin

ve bu coğrafi bölgelerde de mikro klimaların oluşumunu olanaklı kılmıştır. Bu nedenle

Türkiye’de çok çeşitli türden tarımsal ürünler yetiştirilebilmektedir. 78,4 milyon hektar

olan toplam arazi varlığının 23,9 milyon hektarını tarım arazileri oluşturmaktadır (Invest In

Turkey, 2015) (TÜİK, 2015).

Türkiye’de özel mülkiyete dayalı küçük aile çiftçiliğinin hakim olduğu bir tarımsal

yapı bulunmaktadır. İşletme başına düşen tarımsal arazi büyüklüğü yaklaşık 6 hektardır.

Miras hukukunda yapılan düzenlemelerle arazi bölünmesinin önüne geçilerek ortalama

işletme büyüklüğünün artırılması hedeflenmektedir (Gıda, Tarım ve Hayvancılık

Bakanlığı, 2015). Türkiye’de genel tarım sayımı en son 2001 yılında, tarımsal işletme yapı

Page 60: serbest ticaret anlaşmalarının türkiye'nin tarımsal dış ticaretine etkileri

50

araştırması 2006 yılında gerçekleştirilmiş olup tarımsal yapıya ilişkin güncel bilgi

bulunmamaktadır.

7.3. Tarım Politikaları

Türkiye’nin tarım politikalarına ilişkin çözümlemeler Osmanlı tarımı üzerine

yapılmış bilimsel çalışmalardan beslenmediği sürece eksik kalmıştır. Cumhuriyet dönemi

boyunca Türkiye’nin geçirdiği tüm hukuki, ekonomik, sosyal ve teknolojik değişimlere

rağmen tarım kesimi günümüzde de Osmanlı mirasının ve özellikle tımar sisteminin

izlerini taşımaktadır.

Osmanlı İmparatorluğu Batı’dan farklı bir tarımsal üretim ve örgütlenme yapısını

benimsemiştir. İmparatorluk güçlü merkezi yapısı ile tarımda feodal sistemin oluşmasını

engellemiş, üreticiyi kendi atadığı memurlarla denetlemiş ve böylelikle küçük aile

işletmeciliğinin uzun yıllar sürdürülmesini sağlamıştır. Ancak, feodal sistemin tersine

bireysel ekonomik ve politik güç birikimine izin vermeyen tımar sistemi tarımsal

dönüşümle beraber sanayileşmeyi de büyük ölçüde engellemiştir.

Türk tarımının günümüzdeki yapısına yüzyıla yaklaşan Cumhuriyet dönemi

tarımsal politikaları da etki etmiştir. 1925 tarihli Medeni Yasa ile işlediği toprağın hukuki

mülkiyetini alan küçük aile işletmeleri 1950’li yıllardan sonra modern tarım teknikleri ile

tanışmış, destekleme alımlarının güvencesinde kentleşmenin yarattığı iç talebi ve yeni

ihracat olanaklarını değerlendirerek piyasa ekonomisi ile bütünleşmeye başlamıştır.

Günümüz Türk tarımında kapitalist işletmeler sınırlı olup küçük aile işletmeciliği

yaygındır. Cumhuriyet döneminde anlamlı bir tarım ve toprak reformu

gerçekleştirilememiş olup tarımsal modernizasyona sağlanan devlet destekleri ve bazı

dönemlerde hazineye ait toprakların az topraklı veya topraksız çiftçilere dağıtılması küçük

aile işletmeciliğini güçlendirmiştir. Küçük aile işletmeciliği eksik beslenmeyle de olsa gıda

güvencesini sağlamış ve gerçekleştirdiği üretim artışları ile ekonomik kalkınmanın

finansmanına katkıda bulunmuştur.

Son otuz yılda yaşanan hızlı kırsal göçe karşın küçük aile işletmeciliğinin

gösterdiği direnç tarım dışı kesimin istihdam yaratmadaki zayıflığına bağlanabilir. Tarım

kesimi söz konusu dönem boyunca ekonomik krizlerle boğuşan Türkiye için bir sosyal

güvence olmuştur. Ekonomik bunalım dönemlerinde kırsaldan kentlere ulaşan erzak

Page 61: serbest ticaret anlaşmalarının türkiye'nin tarımsal dış ticaretine etkileri

51

kolileri ve kentlerden tarıma doğru gerçekleşen tersine göçler tarımın Türkiye için

ekonomik olduğu kadar sosyal işlevinin de bulunduğunu göstermektedir.

Günümüzde tarım kesiminde küçük aile işletmeciliği ağır basıyor olsa da tarım

sektörü ulusal ekonomi ile bütünleşmiş ve uluslararası ekonomiye duyarlı hale gelmiştir

(Şahinöz, 2011).

Page 62: serbest ticaret anlaşmalarının türkiye'nin tarımsal dış ticaretine etkileri

52

8. STA’LARIN TARIM ÜRÜNLERİ DIŞ TİCARETİNE ETKİLERİ

8.1. Tarım Ürünlerinin Sınıflandırılması

Uluslararası ticaret istatistiklerinin karşılaştırılması ve çözümlenmesi için Birleşmiş

Milletler İstatistik Birimi (UNSD) tarafından yayımlanan Standart Uluslararası Ticaret

Sınıflandırması (SITC) kullanılmaktadır (UNSD, 2014). SITC gıda maddeleri ve tarımsal

hammaddeler ayrımını içerecek şekilde gruplandırılmış olup dış ticaret istatistiklerinin

analizinde yaygın olarak bu gruplardan yararlanılır (Dünya Ticaret Örgütü, 2014).

SITC’nin 3. sürümünde iki basamak ayrıntısında belirtilen gıda maddeleri Tablo 11’de ve

tarımsal hammaddeler Tablo 12’de verilmiştir.

Tablo 11. Gıda Maddeleri

SITC Ürün Adı

00 Canlı hayvanlar

01 Et ve et müstahzarları

02 Süt, süt ürünleri ve yumurtalar

03 Balıklar ve diğer deniz ürünleri

04 Hububat, hububat ürünleri

05 Meyve ve sebzeler

06 Şeker, şeker ürünleri ve bal

07 Kahve, çay, kakao, baharat ve ürünleri

08 Hayvanlar için gıda maddeleri

09 Çeşitli yenilebilir ürünler

11 İçkiler

12 Tütün ve tütün mamulleri

22 Yağlı tohumlar, yağ veren meyveler

41 Hayvansal sıvı ve katı yağlar

42 Bitkisel sıvı yağlar ve fraksiyonları

43 Kimyasal işlem görmüş bitkisel ve hayvansal katı/sıvı yağlar, mumlar

Tablo 12. Tarımsal Hammaddeler

SITC Ürün Adı

21 İşlenmemiş kösele, deri ve kürk

23 Ham kauçuk

24 Mantar, odun ve kereste

25 Kağıt hamuru ve kullanılmış kağıt

26 Dokuma elyafı ve bunların artıkları

29 Başka yerde belirtilmeyen hayvansal ve bitkisel menşeli hammaddeler

Page 63: serbest ticaret anlaşmalarının türkiye'nin tarımsal dış ticaretine etkileri

53

8.2. GB’nin Türkiye’nin Tarım Ürünleri İhracatına Etkileri

Tarım ürünlerinin Gümrük Birliği dışında tutulması sebebiyle Gümrük Birliği’nin

tarım ürünleri dış ticaretine doğrudan bir etkisi olması beklenmemektedir. Ancak, artan

sanayi ürünleri dış ticareti ile oluşan gelir ve bilgi birikiminin yayılmasıyla olumlu

dışsallıkların tarım ürünleri ticaretini de etkilemesi beklenebilir. Söz konusu olası etkileri

tespit edebilmek amacıyla GB’nin on yıl öncesinden başlayıp günümüze kadar olan

tarımsal dış ticaret incelenmiştir. Gıda maddeleri ve tarımsal hammaddeler ayrımını içeren

yaklaşık son otuz yılın tarımsal ihracatı Şekil 7 ile verilmiştir.

Şekil 7. Türkiye’nin Tarım Ürünleri İhracatı (Milyar Dolar)

Şekil 7 incelendiğinde GB’nin imzalandığı yıllara kadar tarımsal ihracatta düzenli

bir artış olduğu görülmektedir. 2000’li yılların başında Türkiye’yi etkisi altına alan

ekonomik kriz tarımsal ihracatı da olumsuz etkilemiştir. Krizin etkisinin azalması ile

tarımsal ihracatın GB öncesi artış seyrine geri döndüğü görülmektedir. Şekil bütünsel

olarak yorumlandığında GB’nin tarımsal ihracata etki etmediği çıkarımı yapılabilir. Bu

çıkarımı sayısal olarak destekleyebilmek için GB öncesi ve sonrasında tarımsal ihracatta

meydana gelen ortalama yıllık büyüme rakamları Tablo 13 ile verilmiştir.

Tablo 13. Tarımsal İhracatta Yıllık Ortalama Büyüme (%)

1986-1996 1996-2013

Gıda Maddeleri 7,42 7,96

Tarımsal Hammadde 1,12 5,60

Tarım Ürünleri 6,74 7,80

0,00

2,00

4,00

6,00

8,00

10,00

12,00

14,00

16,00

18,00

20,00

19

86

19

87

19

88

19

89

19

90

19

91

19

92

19

93

19

94

19

95

19

96

19

97

19

98

19

99

20

00

20

01

20

02

20

03

20

04

20

05

20

06

20

07

20

08

20

09

20

10

20

11

20

12

20

13

Gıda Maddeleri Tarımsal Hammadde

Page 64: serbest ticaret anlaşmalarının türkiye'nin tarımsal dış ticaretine etkileri

54

Tablo 13 incelendiğinde Türkiye’nin tarımsal ihracatının büyük kısmını oluşturan

gıda maddelerinin ihracat artış hızında GB sonrası anlamlı bir değişim olmadığı

görülmektedir. Genel tarım ürünleri ihracat artış hızının da GB’den etkilenmediği

görülürken tarımsal hammadde ihracatının ise diğer iki grubun aksine GB sonrası artış hızı

yükselmiştir.

8.3. GB’nin Türkiye’nin Tarım Ürünleri İthalatına Etkileri

Önceki bölümde ifade edildiği üzere Gümrük Birliği’nin tarım ürünleri ticaretine

doğrudan bir etkisi olması beklenmese de yarattığı olumlu dışsallıkların dolaylı yoldan

tarımsal ticareti etkilemesi beklenebilir. GB’nin tarım ürünleri ithalatı üzerindeki etkilerini

değerlendirebilmek üzere geniş bir aralık belirlenmiş ve GB’nin on yıl öncesinden başlayıp

günümüze kadar izlenen tarımsal ithalat verileri Şekil 8 ile verilmiştir.

Şekil 8. Türkiye'nin Tarım Ürünleri İthalatı (Milyar Dolar)

Şekil 8 incelendiğinde GB öncesi on yılda tarım ürünleri ithalatında önemli artışlar

olduğu görülmektedir. Tarım ürünlerinin her iki alt kolunda da görülen bu artışların GB

sonrasına da aynı hızla devam ettiğini söylemek güçtür. Görsel olarak yapılan bu çıkarımı

Tablo 14 ile verilen ithalatın yıllık ortalama büyüme rakamlarına bakarak teyit etmek

mümkündür.

0,00

2,00

4,00

6,00

8,00

10,00

12,00

14,00

16,00

18,00

20,00

19

86

19

87

19

88

19

89

19

90

19

91

19

92

19

93

19

94

19

95

19

96

19

97

19

98

19

99

20

00

20

01

20

02

20

03

20

04

20

05

20

06

20

07

20

08

20

09

20

10

20

11

20

12

20

13

Gıda Maddeleri Tarımsal Hammadde

Page 65: serbest ticaret anlaşmalarının türkiye'nin tarımsal dış ticaretine etkileri

55

Tablo 14. Tarımsal İthalatta Yıllık Ortalama Büyüme (%)

1986-1996 1996-2013

Gıda Maddeleri 17,80 8,21

Tarımsal Hammadde 15,91 6,65

Tarım Ürünleri 16,97 7,60

Tablo 14 incelendiğinde Gümrük Birliği’nin kurulduğu 1996 yılı itibariyle gıda

maddeleri, tarımsal hammaddeler ve toplam tarım ürünleri ithalatında yıllık artış hızının

yavaşladığı görülmektedir.

8.4. STA’ların Ülke Temelinde Tarım Ürünleri Ticaretine Etkileri

AB ile Türkiye arasında 1996 yılında kurulan Gümrük Birliği ile beraber Serbest

Ticaret Anlaşmaları Türkiye’nin ekonomi politikasında ve daha özelde dış ticaret

politikasında vazgeçilmez araçlar halini almıştır. AB’nin Ortak Ticaret Politikasına uyum

çalışmalarının parçası olan STA’lar bir yükümlülük olmaktan ziyade bir gereksinimdir.

STA’ların imzalanmasında yaşanan gecikmeler Türkiye’nin birtakım fırsatlardan

yararlanmasını engellerken bir yandan da sahip olduğu ayrıcalıkları yitirmesine neden

olmaktadır. “Türkiye’nin Serbest Ticaret Anlaşmaları” başlıklı bölümde ayrıntıları ile

anlatılan bu olumsuzluklardan ötürü Türkiye yeni STA’lar imzalayarak AB’nin ticaret

politikasına uyum sağlamak için çok yoğun çaba sarf etmektedir.

Türkiye-AB Gümrük Birliği tarım ürünlerini kapsamamakla birlikte Gümrük

Birliği ilişkisi uyarınca üçüncü ülkeler ile imzalanan STA’larda tarım ürünleri de tavize

konu olmaktadır. Bu nedenle STA’ların tarım ürünleri dış ticaretine etkileri tarım

sektörünün Türkiye açısından hassasiyeti de düşünüldüğünde ilgi çeken bir konu haline

gelmiştir.

STA’ların tarım ürünleri dış ticaretine etkisinin araştırılmasında STA’ların sanayi

ürünleri ticaretine etkilerinin araştırıldığı bölümden çıkarılan tecrübeler büyük yarar

sağlamıştır. STA’ların sanayi ürünleri ithalatına etkisi ilgili bölümde ayrıntılı olarak

açıklanan nedenlerle tüm ülkeler için topluca ölçülememiştir. Bu durumda STA’ların tüm

ülkeler için farklı zamanda ve koşullarda yürürlüğe girmesi ile birçok STA’nın son yıllarda

imzalanması önemli rol oynamıştır. Buradan kazanılan tecrübe ile STA’ların tarım ürünleri

dış ticaretine etkisi araştırılırken değerlendirmelerin ülke özelinde ayrı ayrı yapılmasına ve

Page 66: serbest ticaret anlaşmalarının türkiye'nin tarımsal dış ticaretine etkileri

56

elde edilen sonuçların sonradan beraberce çözümlenmesine karar verilmiştir. Diğer bir

ifade ile STA’ların ticarete etkisi incelenirken kısa ve topluca değerlendirme yapmanın zor

olduğu, ülke özelinde ve ayrıntılı değerlendirme gerektiği görülmüştür.

STA’ların Türkiye’nin tarım ürünleri dış ticaretine etkileri ele alınırken bütüncül bir

yaklaşım benimsenmiştir. Bütüncül yaklaşım ile anlatılmak istenen incelenen verilerin alt

ayrımlarının hesaba katılmamasıdır. İncelenen verilerin alt ayrımlarının hesaba

katılmaması tarımsal dış ticaret hacminin görece düşük hacimli olmasından

kaynaklanmaktadır. Tarım ürünleri ticareti Türkiye’nin toplam dış ticareti içinde %10’dan

küçük bir yer tutmaktadır. STA’ların tarımsal ikili ticarete etkileri ölçülürken zaten küçük

olan tarımsal dış ticaret hacminin gıda maddeleri ve tarımsal hammaddeler olarak

ayrılması yanıltıcı sonuçlar doğuracaktır. Bu nedenle STA’ların etkileri araştırılırken gıda

maddeleri ve tarımsal hammaddeler toplamından oluşan genel tarımsal ticaret

değerlendirilmiştir.

Türkiye’nin yürürlükte bulunan Serbest Ticaret Anlaşmaları 1992 ile 2013 yılları

arasında işlerlik kazanmıştır. EFTA ile STA ilişkisi kurulan dört ayrı ülke olup bu ülkeler

ile beraber Türkiye’nin 20 ülke ile STA’sı yürürlüktedir. Ancak, EFTA üyesi Lihtenştayn

ile tarım ürünleri taviz değişimi yapılmamış olup Filistin ile de yalnızca bir kalem üründe

taviz değişiminde bulunulmuştur (Ekonomi Bakanlığı, 2015). Bu iki ülke ile beraber

STA’nın 2013 yılında yürürlüğe girdiği Güney Kore ve Moritus değerlendirme dışında

tutulmuştur. Güney Kore ve Moritus için değerlendirmeler aradan birkaç yıl geçtikten

sonra yapılabilecektir.

STA’ların tarımsal ticarete etkisi ülke özelinde ayrı ayrı incelenirken STA’ların

imzalandığı tarihten önceki ve sonraki 4 yıl hesaba katılmıştır. Toplam 8 yıllık bir dönemin

değerlendirmeye alınmasının nedeni STA’ların ağırlıklı olarak son yıllarda yürürlüğe

girmesidir. Türkiye ile anlaşmaya varan 20 ülkeden 10 tanesinin STA’sı 2007 yılı ve

sonrasında yürürlüğe girmiştir. Söz konusu ülkeler için geniş bir aralıkta gerçekleşmiş dış

ticaret verisi edinebilmek mümkün değildir. Veriler için uzun bir aralık almaya uygun olan

diğer 10 ülkeden ikisi ile de tarım ürünlerinde taviz değişimi gerçekleşmemiştir. Geriye

kalan 8 ülke için uzun aralıklar alınarak değerlendirme yapmak mümkün olsa da genel

hakkında fikir verebilecek sonuçlara ulaşmak mümkün olmayacaktır. Bu nedenle, STA

öncesi ve sonrası 4 yıl hesaplamalarda kullanılarak en çok sayıda ülkenin gözlemlenmesi

Page 67: serbest ticaret anlaşmalarının türkiye'nin tarımsal dış ticaretine etkileri

57

amaçlanmıştır. Diğer taraftan, ülkeler için gözlem sürelerinin ayrı ayrı belirlenmesi

mümkün olsa da sonuçların son aşamada birleştirileceği düşünüldüğünde bu yaklaşım

tutarsızlığa neden olabilir. Örneğin, EFTA ülkeleri için 44 yıllık bir dönem ele

alınabilecekken Şili ve Ürdün için 6 yıllık bir dönem değerlendirilebilecektir. Bu durumda,

ülkelerin bir kısmının dış ticaret verisinde STA dışında birçok farklı etkenin de yarattığı

değişimler bulunacaktır.

STA’ların ülke bazında tarım ürünleri ticaretine etkisini ölçmek için iki olgu

beraber dikkate alınmıştır. Bunlardan birincisi STA’nın yürürlüğe girdiği yıl dış ticarette

meydana gelen tek seferlik değişimlerdir. Bu tek seferlik değişimler “Ekonomik

Bütünleşmeden Beklenen Yararlar” başlıklı bölümde anlatılan ekonomik bütünleşmelerin

statik etkisine bir örnektir. Statik etkiler, ülkelerin teknoloji ve üretim yapısında bir

değişiklik olmadan üretim faktörlerinin yeniden dağılması sonucunda milli gelir üzerinde

kısa vadede ortaya çıkan bir defalık değişimlerdir. Örneğin, STA’nın imzalanmasından

kısa süre sonra ticaret hacminde görülecek önemli bir artış statik etkilerin sonucudur.

Ülkelerin karşılıklı sağladıkları gümrük vergileri indirimi neticesinde STA’nın yürürlüğe

girmesi ile beraber dış ticaret hacminde bir sıçrama görülmesi beklenmektedir.

Ölçülmek istenen diğer olgu ise STA’nın ticaretin gelişim hızında bir değişime

neden olup olmadığıdır. Bu ikinci olgu da yine “Ekonomik Bütünleşmeden Beklenen

Yararlar” başlıklı bölümde anlatılan ekonomik bütünleşmelerin dinamik etkilerine örnek

teşkil eder. Dinamik etkiler, statik etkilerin aksine uzun vadeye yayılır ve ekonomik

yapının değişime uğraması sonucunda milli gelirin büyüme hızını etkiler. Örneğin,

STA’larda elde edilen tavizler sonucu belirli ürünlerin üretiminde uzmanlaşan ve

verimlilik artışları kaydeden bir ülke arz miktarını artırarak dış ticaretin büyüme oranını

etkileyebilir. Böylelikle, dış ticaretin normal gelişim hızının üstünde artış oranları

yakalanabilir. Ne var ki, tarım sektörünün hassasiyeti nedeniyle STA’larda karşılıklı

verilen tavizlere azami ölçüde dikkat edildiğinden STA’ların tarımsal ekonomik yapının

değişimine neden olabilecek ölçüde büyük sonuçlar doğurması beklenmemektedir.

Yukarıda açıklanan birinci olgu çerçevesinde STA’nın tarım ürünleri ticaretine

yaptığı tek seferlik katkıyı görebilmek için anlaşma öncesi ve sonrası dört yılın toplam

tarımsal ticaret hacmi incelenmiştir. Anlaşma sonrası dört yılın toplam tarımsal ticaret

hacmi anlaşma öncesi dört yıldan belirgin biçimde farklı ise tarımsal ticarette tek seferlik

Page 68: serbest ticaret anlaşmalarının türkiye'nin tarımsal dış ticaretine etkileri

58

bir değişim olduğu sonucuna varılabilir. Ticaretin seyrinde oluşabilecek tek seferlik bir

değişimin açıklanması için oluşturulan varsayımsal örnek Şekil 9’da verilmiştir. Şekil 9

incelendiğinde 21. basamağa kadar dalgalı ve sabit bir eğilim gösteren verilerin 21.

basamak itibariyle hızlı bir yükseliş gösterdiği ve sonrasında dalgalı ve sabit eğilimine

devam ettiği görülmektedir. Şekil 9’da 21. basamak ile ifade edilen zaman bir STA’nın

yürürlüğe giriş tarihi olarak düşünülürse STA’nın tarımsal ticaret hacminde tek seferlik bir

artışa yol açtığı sonucuna varılabilir.

Şekil 9. Varsayımsal Örnek: Tek Seferlik Değişim

Yukarıda açıklanan ikinci olgu çerçevesinde STA’nın ticaretin gelişim hızına

etkisini görebilmek için anlaşma öncesi ve sonrası dört yıldaki ticaretin ortalama büyüme

oranları incelenmiştir. Anlaşma sonrası dört yıldaki ticaretin ortalama büyüme oranı

anlaşma öncesi dört yıldan belirgin biçimde farklı ise ticaretin gelişim hızında bir değişim

olduğu sonucuna varılabilir. Ticaretin gelişim hızında oluşabilecek bir değişimin

açıklanması için oluşturulan varsayımsal örnek Şekil 10’da verilmiştir. Şekil 10

incelendiğinde 21. basamağa kadar yavaş bir artış eğilimi gösteren verilerin 21. basamak

itibariyle daha yüksek bir artış eğilimine girdiği görülmektedir. Şekil 10’da 21. basamak ile

ifade edilen zaman bir STA’nın yürürlüğe giriş tarihi olarak düşünülürse STA’nın tarımsal

ticaretin gelişim hızını yükselttiği sonucuna varılabilir.

0

10

20

30

40

50

60

70

80

90

100

1 3 5 7 9 11 13 15 17 19 21 23 25 27 29 31 33 35 37 39

Page 69: serbest ticaret anlaşmalarının türkiye'nin tarımsal dış ticaretine etkileri

59

Şekil 10. Varsayımsal Örnek: Gelişim Hızında Değişim

Şekil 9 ve Şekil 10 ile örneklendirilen STA’nın ticaret üzerindeki olası etkileri ayrı

ayrı görülebileceği gibi beraber de görülebilir. Böylesi bir durumda STA’nın yürürlüğe

girmesi ile tek seferlik bir değişim yaşandığı gibi ticaretin gelişim hızında da değişim

görülecektir. Söz konusu etkilerin beraber izlenebilmesi için oluşturulan varsayımsal örnek

Şekil 11’de verilmiştir.

Şekil 11. Varsayımsal Örnek: İkili Değişim

Bölümün ilerleyen kısmında STA’ların Türkiye’nin tarım ürünleri ticaretine etkileri

her ülke için ayrı ayrı incelenmiştir. Ülke özelinde elde edilen ticarete ilişkin bulgular

sonraki bölümde derlenerek genel bir kanıya varılmaya çalışılacaktır.

0

20

40

60

80

100

120

140

160

1 3 5 7 9 11 13 15 17 19 21 23 25 27 29 31 33 35 37 39

0

50

100

150

200

250

1 3 5 7 9 11 13 15 17 19 21 23 25 27 29 31 33 35 37 39

Page 70: serbest ticaret anlaşmalarının türkiye'nin tarımsal dış ticaretine etkileri

60

8.4.1. EFTA - Norveç

Türkiye-Norveç Serbest Ticaret Anlaşması 1 Nisan 1992 tarihinde yürürlüğe girmiş

olup iki ülkenin tarımsal ticaretine ilişkin veriler Şekil 12 ve Tablo 15’te verilmiştir.

Şekil 12. Türkiye-Norveç Tarımsal Ticareti (Milyon Dolar)

Şekil 12 incelendiğinde 1992 yılı itibariyle tarımsal ithalatta tek seferlik bir

değişimin ortaya çıktığı görülmektedir.

Tablo 15. Türkiye-Norveç Tarımsal Ticari Göstergeler

Yıllık Ortalama Büyüme (%) Ticaret Hacmi (Milyon Dolar)

STA Öncesi STA Sonrası STA Öncesi STA Sonrası Değişim (%)

İhracat 39 7 27 33 25

İthalat 24 -5 37 82 122

0

5

10

15

20

25

30

1988 1989 1990 1991 1992 1993 1994 1995

İhracat İthalat

Page 71: serbest ticaret anlaşmalarının türkiye'nin tarımsal dış ticaretine etkileri

61

8.4.2. EFTA - İsviçre

Türkiye-İsviçre Serbest Ticaret Anlaşması 1 Nisan 1992 tarihinde yürürlüğe girmiş

olup iki ülkenin tarımsal ticaretine ilişkin veriler Şekil 13 ve Tablo 16’da verilmiştir.

Şekil 13. Türkiye-İsviçre Tarımsal Ticareti (Milyon Dolar)

Şekil 13 incelendiğinde tarımsal ithalatta tek seferlik bir artış göze çarparken

ihracatın ve ithalatın değişim hızında önemli bir farklılık görülmemektedir.

Tablo 16. Türkiye-İsviçre Tarımsal Ticari Göstergeler

Yıllık Ortalama Büyüme (%) Ticaret Hacmi (Milyon Dolar)

STA Öncesi STA Sonrası STA Öncesi STA Sonrası Değişim (%)

İhracat 5 4 392 299 -24

İthalat 11 4 54 90 68

0

20

40

60

80

100

120

140

1988 1989 1990 1991 1992 1993 1994 1995

İhracat İthalat

Page 72: serbest ticaret anlaşmalarının türkiye'nin tarımsal dış ticaretine etkileri

62

8.4.3. EFTA - İzlanda

Türkiye-İzlanda Serbest Ticaret Anlaşması 1 Nisan 1992 tarihinde yürürlüğe girmiş

olup iki ülkenin tarımsal ticaretine ilişkin veriler Şekil 14 ve Tablo 17’de verilmiştir.

Şekil 14. Türkiye-İzlanda Tarımsal Ticareti (Milyon Dolar)

Şekil 14 incelendiğinde ihracatın 1991 yılına kadar hızlı şekilde arttığı ardından ise

kademeli olarak düştüğü görülmektedir. İthalatta ise STA öncesi büyük dalgalanmalar

göze çarpmaktadır. Türkiye’nin İzlanda ile tarımsal ticaretinde görülen söz konusu ani

değişimler ticaret hacminin küçük olmasının bir sonucudur.

Tablo 17. Türkiye-İzlanda Tarımsal Ticari Göstergeler

Yıllık Ortalama Büyüme (%) Ticaret Hacmi (Milyon Dolar)

STA Öncesi STA Sonrası STA Öncesi STA Sonrası Değişim (%)

İhracat 254 -17 2 2 22

İthalat -4 - 1 0 -94

0

0

0

1

1

1

1

1988 1989 1990 1991 1992 1993 1994 1995

İhracat İthalat

Page 73: serbest ticaret anlaşmalarının türkiye'nin tarımsal dış ticaretine etkileri

63

8.4.4. İsrail

Türkiye-İsrail Serbest Ticaret Anlaşması 1 Mayıs 1997 tarihinde yürürlüğe girmiş

olup iki ülkenin tarımsal ticaretine ilişkin veriler Şekil 15 ve Tablo 18’de verilmiştir.

Şekil 15. Türkiye-İsrail Tarımsal Ticareti (Milyon Dolar)

Şekil 15 incelendiğinde ithalatın 1997 yılında tek seferlik bir değişime uğradığı

göze çarpmaktadır.

Tablo 18. Türkiye-İsrail Tarımsal Ticari Göstergeler

Yıllık Ortalama Büyüme (%) Ticaret Hacmi (Milyon Dolar)

STA Öncesi STA Sonrası STA Öncesi STA Sonrası Değişim (%)

İhracat 25 5 189 252 33

İthalat 30 -5 87 182 110

0

10

20

30

40

50

60

70

80

1993 1994 1995 1996 1997 1998 1999 2000

İhracat İthalat

Page 74: serbest ticaret anlaşmalarının türkiye'nin tarımsal dış ticaretine etkileri

64

8.4.5. Makedonya

Türkiye-Makedonya Serbest Ticaret Anlaşması 1 Eylül 2000 tarihinde yürürlüğe

girmiş olup iki ülkenin tarımsal ticaretine ilişkin veriler Şekil 16 ve Tablo 19’da

verilmiştir.

Şekil 16. Türkiye-Makedonya Tarımsal Ticareti (Milyon Dolar)

Şekil 16 incelendiğinde ihracatın durağan seyrini terk ederek hızlı bir artış

eğilimine girdiği, aynı biçimde azalan ithalatın da 2000 yılı itibariyle yeniden yükselmeye

başladığı görülmektedir.

Tablo 19. Türkiye-Makedonya Tarımsal Ticari Göstergeler

Yıllık Ortalama Büyüme (%) Ticaret Hacmi (Milyon Dolar)

STA Öncesi STA Sonrası STA Öncesi STA Sonrası Değişim (%)

İhracat -1 20 52 91 77

İthalat -52 17 33 20 -40

0

5

10

15

20

25

30

35

1996 1997 1998 1999 2000 2001 2002 2003

İhracat İthalat

Page 75: serbest ticaret anlaşmalarının türkiye'nin tarımsal dış ticaretine etkileri

65

8.4.6. Bosna-Hersek

Türkiye-Bosna-Hersek Serbest Ticaret Anlaşması 1 Temmuz 2003 tarihinde

yürürlüğe girmiş olup iki ülkenin tarımsal ticaretine ilişkin veriler Şekil 17 ve Tablo 20’de

verilmiştir.

Şekil 17. Türkiye-Bosna-Hersek Tarımsal Ticareti (Milyon Dolar)

Şekil 17 incelendiğinde 2003 yılı itibariyle tarımsal ihracatın artış hızı kazandığı,

ithalatın ise yavaşladığı görülmektedir.

Tablo 20. Türkiye-Bosna-Hersek Tarımsal Ticari Göstergeler

Yıllık Ortalama Büyüme (%) Ticaret Hacmi (Milyon Dolar)

STA Öncesi STA Sonrası STA Öncesi STA Sonrası Değişim (%)

İhracat 12 30 18 74 304

İthalat 139 -16 6 12 86

0

5

10

15

20

25

30

1999 2000 2001 2002 2003 2004 2005 2006

İhracat İthalat

Page 76: serbest ticaret anlaşmalarının türkiye'nin tarımsal dış ticaretine etkileri

66

8.4.7. Tunus

Türkiye-Tunus Serbest Ticaret Anlaşması 1 Temmuz 2005 tarihinde yürürlüğe

girmiş olup iki ülkenin tarımsal ticaretine ilişkin veriler Şekil 18 ve Tablo 21’de

verilmiştir.

Şekil 18. Türkiye-Tunus Tarımsal Ticareti (Milyon Dolar)

Şekil 18 incelendiğinde 2005 yılında ithalatın tek seferlik bir değişimle yükseldiği

görülmektedir.

Tablo 21. Türkiye-Tunus Tarımsal Ticari Göstergeler

Yıllık Ortalama Büyüme (%) Ticaret Hacmi (Milyon Dolar)

STA Öncesi STA Sonrası STA Öncesi STA Sonrası Değişim (%)

İhracat -17 17 93 99 6

İthalat 6 5 9 26 187

0

5

10

15

20

25

30

35

40

2001 2002 2003 2004 2005 2006 2007 2008

İhracat İthalat

Page 77: serbest ticaret anlaşmalarının türkiye'nin tarımsal dış ticaretine etkileri

67

8.4.8. Fas

Türkiye-Fas Serbest Ticaret Anlaşması 1 Ocak 2006 tarihinde yürürlüğe girmiş

olup iki ülkenin tarımsal ticaretine ilişkin veriler Şekil 19 ve Tablo 22’de verilmiştir.

Şekil 19. Türkiye-Fas Tarımsal Ticareti (Milyon Dolar)

Şekil 19 incelendiğinde ihracatın düzenli artış eğiliminde bir değişim

gerçekleşmediği, ithalatta ise 2006 yılı itibariyle tek seferlik bir artış yaşandığı

görülmektedir.

Tablo 22. Türkiye-Fas Tarımsal Ticari Göstergeler

Yıllık Ortalama Büyüme (%) Ticaret Hacmi (Milyon Dolar)

STA Öncesi STA Sonrası STA Öncesi STA Sonrası Değişim (%)

İhracat 11 7 77 92 19

İthalat 21 -2 49 120 145

0

5

10

15

20

25

30

35

2002 2003 2004 2005 2006 2007 2008 2009

İhracat İthalat

Page 78: serbest ticaret anlaşmalarının türkiye'nin tarımsal dış ticaretine etkileri

68

8.4.9. Suriye

Türkiye-Suriye Serbest Ticaret Anlaşması 1 Ocak 2007 tarihinde yürürlüğe girmiş

olup iki ülkenin tarımsal ticaretine ilişkin veriler Şekil 20 ve Tablo 23’te verilmiştir.

Şekil 20. Türkiye-Suriye Tarımsal Ticareti (Milyon Dolar)

Şekil 20 incelendiğinde tarımsal ihracatta 2007 yılı itibariyle tek seferlik yüksek bir

artışın gerçekleştiği görülmektedir.

Tablo 23. Türkiye-Suriye Tarımsal Ticari Göstergeler

Yıllık Ortalama Büyüme (%) Ticaret Hacmi (Milyon Dolar)

STA Öncesi STA Sonrası STA Öncesi STA Sonrası Değişim (%)

İhracat 70 44 286 848 196

İthalat -2 57 267 184 -31

0

50

100

150

200

250

300

2003 2004 2005 2006 2007 2008 2009 2010

İhracat İthalat

Page 79: serbest ticaret anlaşmalarının türkiye'nin tarımsal dış ticaretine etkileri

69

8.4.10. Mısır

Türkiye-Mısır Serbest Ticaret Anlaşması 1 Mart 2007 tarihinde yürürlüğe girmiş

olup iki ülkenin tarımsal ticaretine ilişkin veriler Şekil 21 ve Tablo 24’te verilmiştir.

Şekil 21. Türkiye-Mısır Tarımsal Ticareti (Milyon Dolar)

Şekil 21 incelendiğinde tarımsal ihracat ve ithalatın düzenli gelişim çizgisini

koruduğu görülmektedir.

Tablo 24. Türkiye-Mısır Tarımsal Ticari Göstergeler

Yıllık Ortalama Büyüme (%) Ticaret Hacmi (Milyon Dolar)

STA Öncesi STA Sonrası STA Öncesi STA Sonrası Değişim (%)

İhracat 35 29 294 556 89

İthalat 18 -12 239 356 49

0

50

100

150

200

250

2003 2004 2005 2006 2007 2008 2009 2010

İhracat İthalat

Page 80: serbest ticaret anlaşmalarının türkiye'nin tarımsal dış ticaretine etkileri

70

8.4.11. Arnavutluk

Türkiye-Arnavutluk Serbest Ticaret Anlaşması 1 Mayıs 2008 tarihinde yürürlüğe

girmiş olup iki ülkenin tarımsal ticaretine ilişkin veriler Şekil 22 ve Tablo 25’te verilmiştir.

Şekil 22. Türkiye-Arnavutluk Tarımsal Ticareti (Milyon Dolar)

Şekil 22 incelendiğinde tarımsal ihracatın artış hızını koruduğu, tarımsal ithalatta

ise durağan bir seyir yaşandığı görülmektedir.

Tablo 25. Türkiye-Arnavutluk Tarımsal Ticari Göstergeler

Yıllık Ortalama Büyüme (%) Ticaret Hacmi (Milyon Dolar)

STA Öncesi STA Sonrası STA Öncesi STA Sonrası Değişim (%)

İhracat 6 1 133 149 12

İthalat 3 11 13 17 30

0

5

10

15

20

25

30

35

40

45

2004 2005 2006 2007 2008 2009 2010 2011

İhracat İthalat

Page 81: serbest ticaret anlaşmalarının türkiye'nin tarımsal dış ticaretine etkileri

71

8.4.12. Gürcistan

Türkiye-Gürcistan Serbest Ticaret Anlaşması 1 Kasım 2008 tarihinde yürürlüğe

girmiş olup iki ülkenin tarımsal ticaretine ilişkin veriler Şekil 23 ve Tablo 26’da

verilmiştir.

Şekil 23. Türkiye-Gürcistan Tarımsal Ticareti (Milyon Dolar)

Şekil 23 incelendiğinde tarımsal ihracatın 2008 yılında tek seferlik bir artış

gösterdiği, tarımsal ithalatın ise azalma eğilimine girdiği görülmektedir.

Tablo 26. Türkiye-Gürcistan Tarımsal Ticari Göstergeler

Yıllık Ortalama Büyüme (%) Ticaret Hacmi (Milyon Dolar)

STA Öncesi STA Sonrası STA Öncesi STA Sonrası Değişim (%)

İhracat -1 1 185 286 55

İthalat 22 -21 56 94 68

0

10

20

30

40

50

60

70

80

90

2004 2005 2006 2007 2008 2009 2010 2011

İhracat İthalat

Page 82: serbest ticaret anlaşmalarının türkiye'nin tarımsal dış ticaretine etkileri

72

8.4.13. Karadağ

Türkiye-Karadağ Serbest Ticaret Anlaşması 1 Mart 2010 tarihinde yürürlüğe girmiş

olup iki ülkenin tarımsal ticaretine ilişkin veriler Şekil 24 ve Tablo 27’de verilmiştir.

Şekil 24. Türkiye-Karadağ Tarımsal Ticareti (Milyon Dolar)

Şekil 24 incelendiğinde tarımsal ihracattaki artış eğiliminin tersine döndüğü,

ithalattaki artış eğiliminin ise korunduğu görülmektedir. Ancak, Türkiye-Karadağ ticaret

hacmi üzerinde kesin yargıya varılamayacak ölçüde düşük düzeydedir.

Tablo 27. Türkiye-Karadağ Tarımsal Ticari Göstergeler

Yıllık Ortalama Büyüme (%) Ticaret Hacmi (Milyon Dolar)

STA Öncesi STA Sonrası STA Öncesi STA Sonrası Değişim (%)

İhracat 10 -3 10 10 -6

İthalat 42 30 1 1 104

0

1

1

2

2

3

3

4

2006 2007 2008 2009 2010 2011 2012 2013

İhracat İthalat

Page 83: serbest ticaret anlaşmalarının türkiye'nin tarımsal dış ticaretine etkileri

73

8.4.14. Sırbistan

Türkiye-Sırbistan Serbest Ticaret Anlaşması 1 Eylül 2010 tarihinde yürürlüğe

girmiş olup iki ülkenin tarımsal ticaretine ilişkin veriler Şekil 25 ve Tablo 28’de

verilmiştir.

Şekil 25. Türkiye-Sırbistan Tarımsal Ticareti (Milyon Dolar)

Şekil 25 incelendiğinde ihracattaki durağan eğilimin artış çizgisine girdiği, ithalatta

ise tek seferlik bir artışın yaşanmış olduğu görülmektedir.

Tablo 28. Türkiye-Sırbistan Tarımsal Ticari Göstergeler

Yıllık Ortalama Büyüme (%) Ticaret Hacmi (Milyon Dolar)

STA Öncesi STA Sonrası STA Öncesi STA Sonrası Değişim (%)

İhracat -2 3 145 169 16

İthalat 22 -1 65 107 64

0

5

10

15

20

25

30

35

40

45

50

2006 2007 2008 2009 2010 2011 2012 2013

İhracat İthalat

Page 84: serbest ticaret anlaşmalarının türkiye'nin tarımsal dış ticaretine etkileri

74

8.4.15. Şili

Türkiye-Şili Serbest Ticaret Anlaşması 1 Mart 2011 tarihinde yürürlüğe girmiş olup

iki ülkenin tarımsal ticaretine ilişkin veriler Şekil 26 ve Tablo 29’da verilmiştir.

Şekil 26. Türkiye-Şili Tarımsal Ticareti (Milyon Dolar)

Şekil 26 incelendiğinde 2011 yılında ithalattaki düşüş eğiliminin yerini artış

eğilimine bıraktığı görülmektedir.

Tablo 29. Türkiye-Şili Tarımsal Ticari Göstergeler

Yıllık Ortalama Büyüme (%) Ticaret Hacmi (Milyon Dolar)

STA Öncesi STA Sonrası STA Öncesi STA Sonrası Değişim (%)

İhracat 19 5 10 18 71

İthalat -5 17 107 151 41

0

10

20

30

40

50

60

70

2008 2009 2010 2011 2012 2013

İhracat İthalat

Page 85: serbest ticaret anlaşmalarının türkiye'nin tarımsal dış ticaretine etkileri

75

8.4.16. Ürdün

Türkiye-Ürdün Serbest Ticaret Anlaşması 1 Mart 2011 tarihinde yürürlüğe girmiş

olup iki ülkenin tarımsal ticaretine ilişkin veriler Şekil 27 ve Tablo 30’da verilmiştir.

Şekil 27. Türkiye-Ürdün Tarımsal Ticareti (Milyon Dolar)

Şekil 27 incelendiğinde tarımsal ihracatın ilgili dönemde düzenli artış eğilimini

sürdürdüğü görülmektedir.

Tablo 30. Türkiye-Ürdün Tarımsal Ticari Göstergeler

Yıllık Ortalama Büyüme (%) Ticaret Hacmi (Milyon Dolar)

STA Öncesi STA Sonrası STA Öncesi STA Sonrası Değişim (%)

İhracat 8 7 233 257 10

İthalat 12 -21 1 6 353

0

20

40

60

80

100

120

2008 2009 2010 2011 2012 2013

İhracat İthalat

Page 86: serbest ticaret anlaşmalarının türkiye'nin tarımsal dış ticaretine etkileri

76

8.5. Genel Değerlendirme

1996 yılında Türkiye ile AB arasında Gümrük Birliği’nin kurulması ile beraber

Serbest Ticaret Anlaşmaları Türkiye’nin ekonomi politikasında ve daha özelde dış ticaret

politikasında vazgeçilmez araçlar halini almıştır. Gümrük Birliği’nin bir gereği olarak

Türkiye AB’nin Ortak Ticaret Politikasını üstlenmekle yükümlüdür. Bu yükümlülüğün bir

parçası olan STA’lar Türkiye için yalnızca bir zorunluluk olmaktan ziyade bir ihtiyaçtır.

Türkiye AB’nin STA müzakereleri yürüttüğü ülkeler ile benzer anlaşmalar imzalayabilmek

için yoğun çaba sarf etmektedir. Bunun nedeni imzalanamayan veya imzalanmasında

gecikme yaşanan STA’ların Türkiye’nin yeni ticari ayrıcalıklardan yararlanmasını

engellemesi ve ayrıca daha önceden sahip olduğu ayrıcalıkları da zayıflatmasıdır.

“Türkiye’nin Serbest Ticaret Anlaşmaları” başlıklı bölümde ayrıntılı olarak anlatılan söz

konusu olumsuzluklardan ötürü Türkiye AB’nin STA’larını takip etmek için tüm gücüyle

çalışmaktadır.

Türkiye ile AB arasında yürürlükte olan Gümrük Birliği tarım ürünlerini

kapsamamakla birlikte GB dolayısıyla Türkiye’nin üçüncü ülkelerle akdettiği STA’larda

tarım ürünleri de tavize konu olmaktadır. GSYH ve özellikle istihdam açısından tarım

ürünlerinin Türkiye açısından önemi göz önünde bulundurulduğunda STA’ların

Türkiye’nin tarım ürünleri dış ticaretine etkisi ilgi çeken bir konu haline gelmiştir. Bu

çerçevede, Türkiye’nin ekonomi politikasının önemli araçlarından STA’ların tarımsal dış

ticarete etkileri tez kapsamında incelenmiştir.

STA’ların tarım ürünleri dış ticaretine etkilerinin incelenmesinde STA’ların sanayi

ürünleri dış ticaretine etkilerinin incelendiği bölümden yarar sağlanmıştır. STA’ların

sanayi ürünleri ithalatına etkileri ilgili bölümde açıklandığı üzere tüm ülkeler için topluca

ölçülememiştir. STA’nın etkilerinin topluca ölçülememesinde STA’ların farklı zamanlarda

ve koşullarda yürürlüğe girmesi ile birçok STA’nın son yıllarda imzalanması etkili

olmuştur. Söz konusu tecrübeden çıkarılan ders ile STA’ların tarım ürünleri ticaretine

etkileri ölçülürken ülkelerin ayrı ayrı değerlendirilmesi ve elde edilen sonuçların son

aşamada beraber okunması uygun görülmüştür. Daha yalın şekilde ifade edilecek olursa

STA’ların etkileri incelenirken hızlıca ve topluca değerlendirme yapmanın zor olduğu,

ülke temelinde ve ayrıntılı değerlendirme gerektiği görülmüştür.

Page 87: serbest ticaret anlaşmalarının türkiye'nin tarımsal dış ticaretine etkileri

77

STA’ların Türkiye’nin tarım ürünleri ticaretine etkisi araştırılırken tarım ürünlerinin

alt ayrımları olan gıda maddeleri ve tarımsal hammaddeler ayrımlarına yer verilmemiştir.

Tarım ürünlerinin topluca değerlendirilmesinin nedeni tarımsal dış ticaret hacminin genel

dış ticaret hacminin küçük bir bölümünü oluşturmasıdır. Türkiye’nin toplam dış ticareti

içinde tarım ürünlerinin payı %10’dan küçüktür. Bu bölümdeki değerlendirmelerin ülke

özelinde yapıldığı düşünüldüğünde tarımsal dış ticaret hacmi zaten küçük paylara

ayrılmıştır. Bu küçük payların daha da küçültülerek gıda maddeleri ve tarımsal

hammaddeler olarak ayrılması yanıltıcı sonuçlar doğuracaktır. Bu nedenle söz konusu

ayrımdan uzak durularak tarımsal ticarete bir bütün olarak bakılmıştır.

Türkiye’nin Serbest Ticaret Anlaşmaları 1992 ile 2013 yılları arasında yürürlüğe

girmiştir. EFTA dolayısıyla STA imzalanan dört ayrı ülke olduğu düşünüldüğünde

Türkiye’nin 20 ülke ile STA’sı yürürlüktedir. Bunlardan Lihtenştayn ile tarım ürünlerinde

taviz değişimi yapılmamış olup Filistin ile yalnızca bir üründe taviz değişimi yapılmıştır

(Ekonomi Bakanlığı, 2015). Söz konusu iki ülke ile beraber 2013 yılında yürürlüğe giren

Güney Kore ve Moritus STA’ları değerlendirmeye alınmamıştır. Güney Kore ve Moritus

STA’ları için değerlendirmeler aradan birkaç yıl geçmesinden sonra yapılabilecektir.

STA’ların tarım ürünleri ticaretine etkileri araştırılırken STA’ların imzalandığı

tarihten önceki ve sonraki 4 yıl gözlenmiştir. Toplamda 8 yıllık bir dönemin

gözlenmesinde STA’ların ağırlıklı olarak son yıllarda yürürlüğe girmesi etkili olmuştur.

Türkiye’nin yürürlükte bulunan 20 tane STA’sından 10 tanesi 2007 yılı ve sonrasında

işlerlik kazanmıştır. 2007 yılı ve sonrasında yürürlüğe giren STA’lar için geniş bir aralıkta

gerçekleşmiş dış ticaret verisi gözlemek mümkün değildir. Geniş aralıkta dış ticaret verisi

almaya uygun diğer 10 STA’dan ikisinde ise tarım ürünlerinde taviz değişimi

yapılmamıştır. Bu durumda geriye geniş aralıklar alınarak değerlendirme yapılabilecek 8

adet STA kalmaktadır. Ancak, bu kadar az sayıda anlaşma incelenerek STA’ların tarım

ürünleri ticaretine etkisi hakkında genel bir kanıya ulaşmak mümkün olmayacaktır. Bu

nedenle, STA’ların öncesinde ve sonrasında yer alan 4’er yıl değerlendirmelerde

kullanılarak en çok sayıda ülkenin gözlemlenmesi amaçlanmıştır. Diğer taraftan, her ülke

için gözlem süresinin birbirinden farklı belirlenmesi mümkün olsa da sonuçların en son

aşamada birleştirilmesi düşünüldüğünden bu yaklaşım tutarsızlığa neden olabilir. Örneğin,

STA’ları 1992 yılında yürürlüğe giren EFTA ülkeleri için 44 yıllık bir dönem

değerlendirilebilecekken STA’ları 2011 yılında yürürlüğe giren Şili ve Ürdün için yalnızca

Page 88: serbest ticaret anlaşmalarının türkiye'nin tarımsal dış ticaretine etkileri

78

6 yıllık bir dönem değerlendirilebilecektir. Bu durumda, EFTA ülkeleri gibi geniş

dönemde izlenen ülkelerin dış ticaret verisinde STA dışında birçok farklı etkenin yarattığı

değişimler de bulunacaktır. Ülkelerin bir kısmı için çok çeşitli etkenlerin de tarım ürünleri

ticaretinde yer bulmasının sonuçların birleştirileceği son aşamada tutarsızlığa yol açacağı

düşünülmüştür. Burada sözü edilen tüm gerekçelerle STA’lardan önceki ve sonraki 4 yılın

hesaplamalarda kullanılmasına karar verilmiştir.

STA’ların tarım ürünleri ticaretine etkisi iki yönden değerlendirilmiştir. Bunlardan

birincisi STA’ların yürürlüğe girmesi ile dış ticarette ortaya çıkan tek seferlik

değişimlerdir. Dış ticarette meydana gelen tek seferlik değişimler “Ekonomik

Bütünleşmeden Beklenen Yararlar” başlıklı bölümde anlatılan ekonomik bütünleşmelerin

statik etkilerine örnektir. Statik etkiler, ülkelerin teknoloji ve üretim yapısında bir

değişiklik gerçekleşmeden üretim faktörlerinin yeniden dağılması sonucunda dış ticarette

ve dolayısıyla milli gelirde ortaya çıkan tek seferlik değişimlerdir. Statik etkiler kısa

vadede ortaya çıkar ve uzun vadede dış ticaretin büyüme hızında bir değişikliğe neden

olmazlar. Örneğin, STA’nın imzalanmasından kısa süre sonra dış ticaret hacminde

görülecek önemli bir artış statik etkilerin sonucudur. STA’larda ülkelerin karşılıklı olarak

gümrük vergilerini indirerek birbirilerine ticari kolaylık sağladığı bilinmektedir. Bu

nedenle STA’ların yürürlüğe girmesi ile beraber kısa zamanda dış ticaret hacminde önemli

artışlar görülmesi beklenmektedir.

STA’ların tarım ürünleri ticaretine etkisi ikinci bir yönden daha değerlendirilmiştir.

Bu ikinci yön ise STA’ların ticaretin olağan gelişim hızında bir değişikliğe neden olup

olmadığı ile ilgilidir. Ticaretin gelişim hızında ortaya çıkan değişimler “Ekonomik

Bütünleşmeden Beklenen Yararlar” başlıklı bölümde anlatılan ekonomik bütünleşmelerin

dinamik etkilerine örnek teşkil eder. Dinamik etkiler, statik etkilerin aksine uzun vadeye

yayılır ve ekonomik yapının değişime uğraması sonucunda ticaretin ve dolayısıyla milli

gelirin gelişim hızını etkiler. Örneğin, STA’larda karşılıklı sağlanan gümrük vergileri

indirimi sonucunda ülkeler belirli ürünlerin üretiminde uzmanlaşıp kaynakların daha etkin

kullanılmasını sağlayarak verimlilik artışı sağlayabilir. Böylesi koşullarda, söz konusu

ürünlerde arz miktarının her yıl daha çok artması dış ticaretin olağan büyüme oranını

etkileyecektir. Örnek geliştirilecek olursa, toprakları yalnızca muz üretimine elverişli olan

bir ülkenin yüksek gümrük vergileri nedeniyle tüm ihtiyacı olan ürünleri kendisinin

üretmesi kaynak verimliliğini azaltır. Anılan ülke, diğer ülkeler ile gümrük vergilerinde

Page 89: serbest ticaret anlaşmalarının türkiye'nin tarımsal dış ticaretine etkileri

79

karşılıklı taviz değişimi yaparsa verimli üretim yapamadığı diğer alanları giderek daha

fazla biçimde muz üretimine ayırabilir. Böylelikle, muz ihracatında her geçen gün daha

yüksek artışlar yakalayan ülke ihracatının gelişim hızını pozitif yönde değiştirmiş olur. Bu

örnekte, dinamik etkilerin bir sonucu olarak dış ticaretin normal gelişim hızının üzerinde

artış oranları yakalayabildiği görülmektedir. Türkiye açısından ise dinamik etkilerin statik

etkilerin aksine tarımsal ticarette görünür değişimler yaratması beklenmemektedir.

Türkiye’de tarım sektörünün hassasiyeti nedeniyle STA’larda tarım ürünlerine verilen

tavizlere azami ölçüde dikkat edilmektedir. Bu nedenle, tarım ürünlerinde verilen kısıtlı

tavizlerin tarımsal ekonomik yapının köklü değişimine neden olarak ticaretin uzun vadeli

gelişim hızını etkilemesi beklenmemektedir.

STA’ların tarım ürünleri dış ticaretine etkisi yukarıda açıklandığı gibi iki ayrı

yönden değerlendirilmiştir. Bu yönlerden birincisi STA’nın tarımsal ticarette ortaya

çıkardığı tek seferlik değişimdir. Tek seferlik değişimi görebilmek için STA öncesi ve

sonrası dört yılın toplam tarımsal ticaret hacmi karşılaştırılmıştır. İkinci yön ise STA’nın

tarımsal ticaretin gelişim hızına etkisidir. Gelişim hızına etkiyi görebilmek için ise STA

öncesi ve sonrası dört yıldaki tarımsal ticaretin ortalama büyüme oranları

karşılaştırılmıştır. “Tek seferlik değişim” ve “gelişim hızında değişim” kavramları bir

önceki bölümde ayrıntılı örneklerle (Bakınız: Şekil 9-11) anlatılmıştır.

Serbest Ticaret Anlaşmalarının Türkiye’nin tarım ürünleri ticaretine etkileri

hakkında genel bir sonuca varabilmek için ülke özelinde elde edilen bulguların

birleştirilmesi gerekmektedir. Son bölümde her ülke için STA öncesi ve sonrasını kapsayan

yıllık ortalama büyüme oranları ve ticaret hacimleri verilmiştir. Ayrıca, sayısal verilerin

okunabilirliğini artırmak için grafikler de sunulmuştur. STA’ların etkileri konusunda genel

bir kanıya varabilmek için tüm ülkeler için ayrı ayrı sunulan bu verilerin birbirleri ile

kıyaslanabilir hale getirilmesi önemlidir. Farklı STA’lardan elde edilen verilerin

kıyaslanabilmesi için belirli ölçülere göre sınıflandırma işlemi uygulanmıştır. Verilerin

belirli ölçülere göre ayrılarak sınıflandırılmasına standartlaştırma adı da verilmektedir.

Önceki bölümde her ülke için ayrı ayrı gözlemlenen değişimler sınıflandırılarak

standartlaştırılmıştır. Standartlaştırma ile tüm STA’ların oluşturduğu değişimler beraberce

okunabilir düzeye getirilerek sadeleştirilmiştir. Standartlaştırma işlemi uygulanmazsa her

ülke için ayrı ayrı yapılan tespitlerden STA’lar hakkında genel bir yoruma

Page 90: serbest ticaret anlaşmalarının türkiye'nin tarımsal dış ticaretine etkileri

80

ulaşılamayacaktır. Standartlaştırma işlemi için azalan sınıf (-1), yansız sınıf (0) ve artan

sınıf (1) olmak üzere üç ayrı sınıf kullanılmıştır.

Ülkelerin önceki bölümde verilen yıllık ortalama büyüme verileri STA sonrasında

negatif bir değişime uğradıysa azalan sınıf (-1), değişime uğramadıysa yansız sınıf (0) ve

pozitif bir değişime uğradıysa (Bakınız: Şekil 10) artan sınıf (1) kapsamında

değerlendirilmiştir. Aynı biçimde, önceki bölümde verilen ticaret hacmi verileri STA

sonrasında negatif bir değişime uğradıysa azalan sınıf (-1), değişime uğramadıysa yansız

sınıf (0) ve pozitif bir değişime uğradıysa (Bakınız: Şekil 9) artan sınıf (1) kapsamında

değerlendirilmiştir.

Yıllık ortalama büyüme ve ticaret hacmi verileri sınıflandırılırken grafikler ve

tablolar birlikte değerlendirilmiştir. Bir ülkenin verileri sınıflandırılırken söz konusu

ülkenin Türkiye ile ikili ticaret hacmi göz önünde bulundurulmuş ve düşük ticaret hacmine

sahip ülkeler ile görülen büyük ticari değişimler sınıflandırılmamıştır. Örneğin, İzlanda ve

Karadağ ile Türkiye’nin ticaret hacminin çok küçük olması bu ülkelerin verilerinin

değerlendirmelerde yansız sınıfa alınmasını gerektirmiştir. Diğer ülkelerin verileri ise

azalan veya artan sınıfa girdiği kuşkuya yer vermeyecek ölçüde açık olmadıkça yansız

sınıfta değerlendirilmiştir. Açıklanan ihtiyatlı yaklaşım neticesinde oluşan sınıflar Tablo

31’de verilmiştir.

Page 91: serbest ticaret anlaşmalarının türkiye'nin tarımsal dış ticaretine etkileri

81

Tablo 31. STA'ların Tarımsal Ticarete Bütünleştirilmiş Etkileri

Yıllık Ortalama Büyüme Ticaret Hacmi

İhracat İthalat İhracat İthalat

1 Norveç 0 0 0 1

2 İsviçre 0 0 0 1

3 İzlanda 0 0 0 0

4 İsrail 0 0 0 1

5 Makedonya 1 1 1 0

6 Bosna-Hersek 1 -1 1 0

7 Tunus 0 0 0 1

8 Fas 0 0 0 1

9 Suriye 0 0 1 0

10 Mısır 0 0 1 0

11 Arnavutluk 0 0 0 0

12 Gürcistan 0 -1 1 1

13 Karadağ 0 0 0 0

14 Sırbistan 0 0 0 1

15 Şili 0 1 0 0

16 Ürdün 0 0 0 0

Toplam 2 0 5 7

Tablo 31’de verilmiş olan rakamlar STA’lardan sonra ticaretin seyrinde iki ayrı

yönden görülen değişimlerin standartlaştırılmış halidir. Bu yönlerden birincisi tablonun

yıllık ortalama büyüme sütunuyla işaret edilen “gelişim hızında değişim” ve ikincisi ise

ticaret hacmi sütunuyla işaret edilen “tek seferlik değişim”dir (Bakınız: Şekil 9-11).

Tablo 31’de verilmiş olan rakamlar (-1, 0, 1) standartlaştırılmış sınıflara karşılık

gelmekte olup mutlak değerler değildir. Örneğin, Türkiye’nin toplam 5 ülkeye ihracatında

tek seferlik artış görülürken toplam 7 ülkeden ithalatında tek seferlik artış görülmesi,

Türkiye’nin STA ülkelerinden ithalatının ihracatından daha fazla arttığı anlamına gelmez.

Verilen rakamlar yalnızca STA’lardan sonra ortaya çıkan değişimin yönünü ve toplam

sayısını vermektedir.

Tablo 31 incelendiğinde STA’ların yürürlüğe girmesinden sonra yıllık ortalama

ihracat ve ithalat büyüme hızının değiştiğini söylemek mümkün görünmemektedir.

İncelenen 16 ülkeden 2 tanesinde ihracatın yıllık ortalama büyüme hızı STA’dan sonra

artmıştır. İthalat yönünden ise 2 ülkede yıllık ortalama büyüme oranı artarken 2 ülkede

azalmıştır. Yıllık ortalama büyümedeki toplam değişim sayılarının son derece düşük

Page 92: serbest ticaret anlaşmalarının türkiye'nin tarımsal dış ticaretine etkileri

82

olduğu gözlenmektedir. Bu nedenle, ihracat veya ithalat açısından STA’lardan sonra

tarımsal ticaretin gelişim hızında (Bakınız: Şekil 10) genel bir artış veya azalış olduğu

söylenemez. Bölümün başında STA’ların tarımsal ekonomik yapıda köklü değişime neden

olarak ticaretin gelişim hızını etkilemesinin beklenmediği açıklanmış olup elde edilen

sonuçlar beklentilerle örtüşmüştür.

Tablo 31 ticaret hacmi yönünden incelendiğinde ise farklı sonuçlar göze

çarpmaktadır. STA’lardan sonra hem ihracat hem ithalat hacminde tek seferlik artışların

gerçekleştiği yönünde güçlü kanıtlar vardır. İncelenen 16 ülkeden 5 tanesinde ihracat

hacmi, 7 tanesinde ithalat hacmi STA’lardan sonra artmıştır. Söz konusu yüksek toplam

değişim sayıları STA’ların ticaret hacmi üzerinde etkili olduğuna işaret etmektedir. Ayrıca,

STA’lardan sonra hiçbir ülke ile tarımsal ticaret hacminin azalmamış olması STA’ların

tarımsal ticarete olumsuz katkısı olmadığını göstermiştir. Sonuç olarak, hem ihracat hem

ithalat açısından STA’ların tarımsal ticarette tek seferlik artışa (Bakınız: Şekil 9) neden

olduğu söylenebilir. Bölümün başında STA’ların kısa sürede tarımsal dış ticaret hacmini

artırmasının beklendiği açıklanmış olup elde edilen sonuçlar beklentilerle örtüşmüştür.

Page 93: serbest ticaret anlaşmalarının türkiye'nin tarımsal dış ticaretine etkileri

83

9. SONUÇ

Türkiye ile Avrupa arasındaki ilişkilerin geçmişi tarımın keşfedilmesi ile yerleşik

hayata dayanan medeniyetlerin kurulduğu günümüzden 10 bin yıl öncesine dayanmaktadır.

Bu ilişkiler çağlar boyunca gelişerek önemini ve etkisini korumuştur. Günümüzde ise

Türkiye Avrupa devletleri ile olan ilişkisini çok daha ileriye taşımış, Avrupa Birliği süreci

ile kıtanın ekonomik ve siyasi bütünleşmesinde yer edinme iradesini göstermiştir.

Türkiye Avrupa Ekonomik Topluluğuna 1959 yılında ortaklık başvurusu yapmıştır.

Olumlu sonuçlanan başvurunun ardından taraflar arasındaki ilişkilerin temelini oluşturan

Ankara Anlaşması 1963 yılında imzalanmıştır. Ankara Anlaşması ile ortaya konan hazırlık

dönemi ve geçiş döneminin tamamlanmasıyla Türkiye’nin AB ile bütünleşmesinde önemli

bir aşama olan Gümrük Birliği 6 Mart 1995 tarihli ve 1/95 sayılı Ortaklık Konseyi Kararı

ile kurulmuştur.

1 Ocak 1996 tarihinde yürürlüğe giren Gümrük Birliği ile beraber Türkiye’nin

AB’nin Ortak Ticaret Politikasını üstlenme yükümlülüğü doğmuştur. Söz konusu

yükümlülük çerçevesinde, Türkiye yalnızca AB’nin STA müzakereleri yürüttüğü ülkeler

ile STA imzalayabilmekte, bağımsız olarak üçüncü ülkeler ile STA müzakeresine

başlayamamaktadır. Anılan kısıtlayıcı durumun bir istisnası olmakla birlikte istisnanın

getirileri Türkiye açısından son derece sınırlıdır.

AB’nin STA ilişkisine yanaşmadığı bir ülke ile Türkiye arasında ikili ticareti

geliştirmek üzere TTA imzalanabilmektedir. Ancak, AB’nin Ortak Ticaret Politikası

nedeniyle olası bir TTA’da Türkiye yalnızca tarım ürünlerinde taviz verebilmekte, sanayi

ürünlerinde dış dünyaya uygulanacak gümrük vergileri AB bünyesinde belirlenmektedir.

Tarım sektörünün Türkiye açısından hassasiyeti düşünüldüğünde, TTA’larda Türkiye’nin

verebileceği tarım ürünleri tavizleri karşılığında karşı taraftan tatmin edici düzeyde sanayi

ve tarım ürünleri tavizi alması mümkün görünmemektedir. Sınırlı düzeydeki karşılıklı

gümrük vergileri indirimi ise ticaret hacminde sınırlı bir iyileşme sağlamaktadır. Bu

nedenle, dar kapsamlı bir STA olarak düşünülebilecek TTA’nın Türkiye’nin dış ticaretine

ve dolayısı ile refahına önemli ölçüde katkısı olmayacaktır.

Türkiye AB’nin Serbest Ticaret Anlaşması müzakereleri yürüttüğü ülkeler ile

benzer anlaşmalar imzalayabilmek için çok yoğun çaba sarf etmektedir. STA’ların Türkiye

Page 94: serbest ticaret anlaşmalarının türkiye'nin tarımsal dış ticaretine etkileri

84

ekonomisi için vazgeçilmez araçlar halini alması yalnızca Gümrük Birliği’nden

kaynaklanan yükümlülükle ilgili değildir. STA’lar Türkiye için bir zorunluluk olmanın

ötesinde bir ihtiyaçtır. Türkiye’nin imzalayamadığı veya imzalamakta gecikme yaşadığı

STA’lar yeni ticari ayrıcalıklardan yararlanmasını engellemekte ve daha da kötüsü önceden

sahip olduğu ticari ayrıcalıkları aşındırmaktadır.

Türkiye’nin Gümrük Birliği içinde olmasına karşın STA’ları AB ile eş zamanlı

olarak yürürlüğe koyamamasının çeşitli nedenleri vardır. Bu nedenlerden en önemlisi

Gümrük Birliği’nden sonra Türkiye’nin karar alma mekanizmalarında yer almadığı AB

mevzuatı ile bağlı hale gelmesidir. Dünya’nın diğer bölgelerinde yürürlükte bulunan çok

taraflı ticari anlaşmalara bakıldığında STA’ların tüm üyeler adına müzakere edildiği

görülmektedir. Ancak, Türkiye GB içinde olmasına rağmen AB’nin STA müzakere

süreçlerine dahil edilmemekte ve kendi müzakerelerini ayrı olarak yürütmektedir.

Günümüzde koşullar GB’nin yürürlüğe girdiği yıllara göre çok değişmiştir. 1996

yılında Türkiye’nin STA uyumu sağlayacağı ülkeler sınırlı sayıda iken güncel durumda

AB’nin değişen stratejisi ile beraber dünyanın birçok ülkesini kapsar hale gelmiştir. Bu

nedenle, Türkiye AB’nin saldırgan dış ticaret politikasını takip etmekte ve STA imzaladığı

yeni ülkeleri müzakere masasına çekmekte güçlük yaşamaktadır.

Türkiye’nin ısrarcı çağrılarına ve Avrupa Komisyonu’nun girişimlerine rağmen

kimi ülkeler Türkiye ile STA imzalamaya yanaşmamaktadır. Bunun başlıca nedenlerinden

birisi söz konusu ülkelerin sanayi ürünlerinde ticaret sapmasından faydalanarak kendi

pazarlarını Türkiye’ye açmadan Türkiye pazarına girebilmesidir. Ticaret sapması, AB’nin

STA imzaladığı ülkelerin malları Gümrük Birliği üzerinden Türkiye’ye sıfır vergi ile

girerken, AB’de serbest dolaşımda bulunan Türkiye menşeli malların ilgili ülkelere tercihli

rejim kapsamında girememesi ile oluşur. Zira üçüncü ülkeler AB’den aldıkları ürünleri

Türkiye’nin aksine menşei bazında tespit etmektedir. Türkiye’nin ise AB’den gelen

ürünleri menşei bazında tespit etmesi Gümrük Birliği’nin serbest dolaşım ilkesine

aykırıdır.

Ticaret sapmasının yanında bir diğer önemli konu da AB ihracatçıları AB’nin STA

imzaladığı ülkelere tercihli giriş imkanı elde ederken Türk ihracatçıların bu imkandan

yararlanamamasıdır. Dolayısı ile Gümrük Birliği ortağı ülkeler arasında haksız rekabet

oluşmakta ve Türkiye mevcut pazarlarını AB’li ihracatçılara kaptırmaktadır.

Page 95: serbest ticaret anlaşmalarının türkiye'nin tarımsal dış ticaretine etkileri

85

Türkiye açısından uygulamadan kaynaklanan sorunlar bir kenara bırakılacak olursa,

Serbest Ticaret Anlaşmalarının ülke ekonomilerine çeşitli katkıları olması beklenir. Bu

katkılar dış ticaret hacminin artması, pazar çeşitlenmesi ve uluslararası rekabet gücünün

artması başlıkları altında toplanabilir.

Türkiye 22 ülke veya ülke grubu ile 5’i onay aşamasında olan ve diğerleri

yürürlükte bulunan Serbest Ticaret Anlaşmaları imzalamıştır. Bu ülkelerin dışında

Türkiye’nin anlaşma imzalamak için yoğun çaba sarf ettiği birçok ülke bulunmaktadır.

Ancak, tamamlanması beklenen anlaşmaların yanında Türkiye ile anlaşmaya yanaşmayan

diğer ülkeler ile ilgili sorunların çözülmesi için Avrupa Birliği’nin etkili adımlar atması

gerekmektedir.

Türkiye-AB Gümrük Birliği yalnızca sanayi ürünlerini içermekte olup tarım

ürünleri kapsam dışında tutulmuştur. Türkiye dış dünyaya karşı sanayi ürünlerinde AB’nin

Ortak Ticaret Politikasını uygularken tarım ürünlerinde bağımsız politikalar uygulamakta

ve gümrük vergilerini kendi yetkisinde belirlemektedir. Ancak, AB’nin Ortak Ticaret

Politikasına uyum zorunluluğu Türkiye’nin çok çeşitli ülkeler ile STA imzalamasını

gerektirmekte ve STA’larda tarım ürünleri de tavize konu olmaktadır. Bu nedenle,

Türkiye’nin imzaladığı STA’ların tarım ürünleri ticaretine etkileri önem kazanmış olup

tezde söz konusu etkiler araştırılmıştır.

Tez kapsamında öncelikle Gümrük Birliği’nin sanayi ürünleri ticaretine etkileri

incelenmiştir. GB’nin Türkiye’nin sanayi ürünleri ihracatına olumlu katkıda bulunduğu ve

daha yüksek beceri ve teknolojili üretimin ihracat içindeki payının arttığı görülmüştür.

İthalat yönünden ise Gümrük Birliği’nin önemli bir yapısal değişime yol açmadığı

anlaşılmıştır. Bu sonuçlar GB’nin sanayi ürünleri ihracatına yaptığı ekonomi çevrelerince

kabul edilen olumlu katkıları teyit etmektedir. Ayrıca Serbest Ticaret Anlaşmalarının da

Türkiye’nin sanayi ürünleri dış ticaretine etkisi incelenmiştir. STA’ların sanayi ürünleri

ihracatında yapısal bir değişime yol açmadığı görülürken sanayi ürünleri ithalatına etkileri

ise ölçülememiştir. STA’ların sanayi ürünleri ithalatına etkilerinin ölçülememesi tüm

ülkeler için topluca değerlendirme yapılmak istenmesinden kaynaklanmıştır. Sanayi

ürünleri ithalatındaki yapının ülkeden ülkeye büyük ölçüde değişmesi ve birçok Serbest

Ticaret Anlaşmasının son yıllarda yürürlüğe girmesi nedeniyle tüm ülkeler için topluca

değerlendirme yapmak mümkün olmamıştır. Bu sonuçtan elde edilen tecrübe ile STA’ların

Page 96: serbest ticaret anlaşmalarının türkiye'nin tarımsal dış ticaretine etkileri

86

tarım ürünleri ticaretine etkisi incelenirken değerlendirmelerin ülke özelinde ayrı ayrı

yapılmasına ve elde edilen bulguların son aşamada birleştirilmesine karar verilmiştir.

STA’larda ülkeler karşılıklı olarak gümrük vergilerini indirerek birbirlerine ticari

kolaylıklar sağlamaktadır. STA’ların yürürlüğe girmesi ile beraber anlaşmaya taraf

ülkelerin ikili dış ticaret hacminde artışlar görülmesi beklenir. Dış ticaret hacminin artması

ise ekonomik refahın artmasına katkı sağlar. Bu beklentilerle Türkiye de ekonomi

politikasında STA’lara büyük önem vererek dış ticaret hacmini artırmaya çalışmaktadır.

Tezin ana konusunu oluşturan STA’ların Türkiye’nin tarımsal dış ticaretine etkileri

çerçevesinde beklentilerle örtüşen sonuçlar alınmıştır. Birçok ülke ile STA’nın yürürlüğe

girmesinden sonra Türkiye’nin tarımsal ticaret hacminde hem ihracat hem ithalat yönünden

artışlar gerçekleştiği görülmüştür. Bununla birlikte STA’ların yürürlüğe girmesinden sonra

Türkiye ile tarımsal ticaret hacminde azalış görülen bir ülke bulunmamaktadır. Elde edilen

sonuçlar STA’ların Türkiye’nin tarımsal dış ticaret hacmini artırdığını göstermektedir.

Türkiye’nin ihracata dayalı büyüme hedefine ulaşmasında STA’lar önemli

araçlardır. Tez kapsamında STA’ların ikili tarımsal ticarete olumlu etkilerinin görülmesi de

bu kanıyı destekler niteliktedir. Türkiye’nin ticari hedeflerine ulaşmasında söz konusu

anlaşmaların sayısının artırılması yararlı görülmektedir. Ancak, ticari anlaşmaların sayısı

artırılırken Türkiye’nin ekonomik ve sosyal gerçekleri de göz önünde tutularak dengeli

politikalar izlenmelidir.

Türkiye’de tarım sektörü yapısı itibariyle yalnızca ekonomik bir faaliyet kolu

olmayıp aynı zamanda sosyal bir faaliyettir. Türkiye’nin GSYH’si içinde tarım sektörünün

payı dikkat çekici düzeyde iken istihdamdaki payı ise çok çarpıcıdır. İstihdamın

%21,2’sine kaynaklık eden tarım sektörü gelişmiş ülkelere nazaran Türkiye için büyük

öneme sahiptir. Tarım sektörü TTA ve STA gibi çeşitli araçlarla dış rekabete daha açık

hale getirilirken azami ölçüde dikkat gösterilmelidir. Tarım sektöründe oluşturulacak aşırı

rekabetin birçok çiftçinin işsiz kalmasına neden olabileceği düşünüldüğünde Türkiye’nin

dış ticaret politikasında çok dengeli bir tutum izlemesi gerekmektedir. Dengeli politika ile

bir yandan dış ticaretin artması ile tüketici refahının artması sağlanırken bir yandan da

üreticinin korunması sağlanmalıdır.

Page 97: serbest ticaret anlaşmalarının türkiye'nin tarımsal dış ticaretine etkileri

87

Ticari anlaşmaların imzalanması ve yürütülmesinde Türkiye’nin ekonomi

kurumları ile eşgüdümlü çalışan Gıda, Tarım ve Hayvancılık Bakanlığına birtakım

sorumluluklar düşmektedir. Ticari anlaşmalar ile Türkiye ekonomisine katkı sağlanmaya

çalışılırken tarım sektörünün durumunu en iyi bilen kurum olarak ilgili Bakanlığın dikkatli

tutumunu sürdürmesi önemlidir. Bakanlık tüketicilerin talep ettiği tüm ürünlerin Türkiye

içinde verimli üretilmesinin mümkün olmadığını göz önünde bulundurarak üreticileri daha

verimli üretim yapabilecekleri seçeneklere tedricen yönlendirmelidir. Uyumlu yürütülen

bir üretim ve ticaret politikası ile tüketicilerin daha uygun fiyata daha çeşitli ürünlere

ulaşması sağlanırken üreticiler de korunabilecektir. Uzun vadede üretimde ve ticarette

uzmanlaşmanın Türkiye’nin ekonomik refahını artıracağı düşünülmektedir.

Gıda, Tarım ve Hayvancılık Bakanlığı Türkiye’nin en önemli ekonomi araçlarından

biri haline gelen STA’lar konusunda çeşitli kurumlar ile beraber yoğun çalışmasını

sürdürmektedir. STA’ların tarım ürünleri ticaretine etkisi konusunda hazırlanan bu tezin

ilgili Bakanlığın STA’lar konusunda alacağı kararlara katkıda bulunması beklenmektedir.

Page 98: serbest ticaret anlaşmalarının türkiye'nin tarımsal dış ticaretine etkileri

88

KAYNAKÇA

Alp, S. (2001). Hitit Çağında Anadolu. Ankara: TÜBİTAK.

Avrupa Birliği Bakanlığı. (2015, Ocak 16). Türkiye-AB İlişkileri. T.C. Avrupa Birliği

Bakanlığı Web Sitesi: http://www.ab.gov.tr/files/rehber/03_rehber.pdf adresinden

alınmıştır

Avrupa Komisyonu. (2013). The EU's bilateral trade and investment agreements - where

are we? Brüksel: Avrupa Birliği.

Avrupa Komisyonu. (2015, Ocak 17). Ticari Anlaşmalar. Avrupa Komisyonu Web Sitesi:

http://ec.europa.eu/trade/policy/countries-and-regions/agreements/ adresinden

alınmıştır

Damlacı, C. (2009). AB'nin Üçüncü Ülkelerle Yaptığı Serbest Ticaret Anlaşmalarının

Türkiye-AB Ekonomik İlişkilerine Etkisi. Ankara: Dış Ticaret Müsteşarlığı.

Diamond, J. (2005). Collapse - How Societies Choose to Fail or Succeed. New York:

Viking Penguin.

Dışişleri Bakanlığı. (2015, Şubat 11). 1/95 Sayılı Ortaklık Konseyi Kararı. Dışişleri

Bakanlığı web sitesi: http://www.mfa.gov.tr/1-95-sayili-ortaklik-konseyi-karari-

gumruk-birligi-karari.tr.mfa adresinden alınmıştır

Dünya Ticaret Örgütü. (2014, Şubat 5). WTO ECAMPUS - Online Course of Introduction

to the WTO. Dünya Ticaret Örgütü Web Sitesi:

http://ecampus.wto.org/admin/files/Course_480/CourseContents/N-INTRO-E-

Print.pdf adresinden alınmıştır

Dünya Ticaret Örgütü. (2014, Aralık 15). WTO Statistical data sets - Metadata. Dünya

Ticaret Örgütü Web Sitesi:

http://stat.wto.org/StatisticalProgram/WSDBStatProgramTechNotes.aspx?Languag

e=E#Product_Def adresinden alınmıştır

Dünya Ticaret Örgütü. (2015, Ocak 11). Bölgesel Ticaret Anlaşmaları. DTÖ Web Sitesi:

http://www.wto.org/english/tratop_e/region_e/regatt_e.htm adresinden alınmıştır

Page 99: serbest ticaret anlaşmalarının türkiye'nin tarımsal dış ticaretine etkileri

89

Dünya Ticaret Örgütü. (2015, Şubat 17). The GATT years: from Havana to Marrakesh.

Dünya Ticaret Örgütü Web Sitesi:

http://www.wto.org/english/thewto_e/whatis_e/tif_e/fact4_e.htm adresinden

alınmıştır

Ekonomi Bakanlığı. (2015, Haziran 09). Serbest Ticaret Anlaşmaları. Şubat 05, 2014

tarihinde Türkiye Cumhuriyeti Ekonomi Bakanlığı: http://www.ekonomi.gov.tr/sta/

adresinden alındı

Ercan, M. (2013, Ekim 12). Uluslararası ticarette sofistikasyon. Şubat 11, 2014 tarihinde

Radikal Gazetesi:

http://www.radikal.com.tr/yazarlar/metin_ercan/uluslararasi_ticarette_sofistikasyon

-1155343 adresinden alındı

Gıda, Tarım ve Hayvancılık Bakanlığı. (2015, Şubat 15). Tarım Arazilerinin Miras Yoluyla

Bölünmesi Sona Erdi. T.C. Gıda, Tarım ve Hayvancılık Bakanlığı Web Sitesi:

http://www.tarim.gov.tr/Sayfalar/Detay.aspx?OgeId=412&Liste=Haber adresinden

alınmıştır

Invest In Turkey. (2015, Şubat 15). TR - Güncel Görünüm. T.C. Başbakanlık Türkiye

Yatırım Destek ve Tanıtım Ajansı Web Sitesi: http://www.invest.gov.tr/tr-

TR/turkey/factsandfigures/Pages/TRSnapshot.aspx adresinden alınmıştır

Kızılırmak, B. (2007). Ekonomik Bütünleşme Teorileri Çerçevesinde Avrupa Birliği.

Avrupa Birliği: Temel Konular (s. 203-234). içinde Ankara: İmaj Yayınevi.

Kydland, F. E., & Prescott, E. C. (1977). Rules Rather than Discretion: The Inconsistency

of Optimal Plans. The Journal of Political Economy, 473-492.

Molle, W. (2001). The Economics of European Integration: Theory, Practice, Policy.

Aldershot: Ashgate Publishing Limited.

Özcan, M. (2015, Ocak 11). Dünya Ticaret Örgütü Doha Kalkınma Turu Müzakerelerini

Ne Durdurdu? Tarih Tekerrürden Mi İbarettir? Türkiye Cumhuriyeti Dışişleri

Bakanlığı Web Sitesi: http://www.mfa.gov.tr/dunya-ticaret-orgutu-doha-kalkinma-

turu-muzakerelerini-ne-durdurdu_-tarih-tekerrurden-mi-ibarettir_.tr.mfa adresinden

alınmıştır

Page 100: serbest ticaret anlaşmalarının türkiye'nin tarımsal dış ticaretine etkileri

90

Pelkmans, J. (2001). European Integration: Methods and Economic Analysis. Harlow:

Pearson Education Limited.

Perroni, C., & Whalley, J. (1994). The New Regionalism: Trade Liberelization or

Insurance? NBER Working Paper Series. Cambridge: National Bureau of Economi

Research.

Seyidoğlu, H. (2001). Uluslararası İktisat. İstanbul: Güzem Yayıncılık.

Şahinöz, A. (2011). Neolitik'ten Günümüze Tarım Ekonomi ve Politikaları. Ankara: Turhan

Kitabevi.

TÜİK. (2015, Şubat 15). Tarım ve Orman Alanları. Türkiye İstatistik Kurumu Web Sitesi:

www.tuik.gov.tr/PreIstatistikTablo.do?istab_id=53 adresinden alınmıştır

TÜSİAD. (2008). Avrupa Birliği'nin Üçüncü Ülkelerle Yaptığı Serbest Ticaret

Anlaşmaları ve Gümrük Birliği Yoluyla Türkiye'ye Etkileri. İstanbul: TÜSİAD

Avrupa Birliği İşleri Komisyonu.

UNCTAD. (2014, Şubat 10). South-South Trade Monitor. Birleşmiş Milletler Ticaret ve

Kalkınma Konferansı Web Sitesi:

http://unctad.org/en/PublicationsLibrary/webditctab2012d2_en.pdf adresinden

alınmıştır

UNSD. (2014, Aralık 15). SITC Rev.3 - Detailed structure and explanatory notes.

Birleşmiş Milletler İstatistik Birimi Web Sitesi:

http://unstats.un.org/unsd/cr/registry/regcst.asp?Cl=2 adresinden alınmıştır

Yavuz, Ö. (2014, Kasım 29). TTIP'in faturası 5 milyar dolar. Sabah Gazetesi Web Sitesi:

http://www.sabah.com.tr/ekonomi/2014/11/29/ttipin-faturasi-5-milyar-dolar

adresinden alınmıştır

Yıldırım, E. (2007). Gümrük Birliği'nin Türkiye Ekonomisi Üzerindeki Etkileri

Konusundaki Literatüre Bir Bakış. Erciyes Üniversitesi İktisadi ve İdari Bilimler

Fakültesi Dergisi, 141-177.

Page 101: serbest ticaret anlaşmalarının türkiye'nin tarımsal dış ticaretine etkileri

91

ÖZGEÇMİŞ

Kişisel Bilgiler

Adı soyadı : Caner ERDEM

Uyruğu : T.C.

Doğum tarihi ve yeri : 1984 / Ankara

Medeni hali : Evli

Telefon : 0 (312) 2873360

Faks : 0 (312) 2877266

E-posta : [email protected]

Eğitim Bilgileri

Yüksek Lisans : TOBB ETÜ Fen Bilimleri Enstitüsü

Bilgisayar Mühendisliği Bölümü 2010

Lisans : ODTÜ Fen Edebiyat Fakültesi

İstatistik Bölümü 2007

Lise : Atatürk Lisesi 2002

İş Deneyimi

2011 – sürüyor : Gıda Tarım ve Hayvancılık Bakanlığı

AB ve Dış İlişkiler Genel Müdürlüğü

AB Uzman Yardımcısı

2008 – 2010 : TOBB ETÜ

Bilgisayar Mühendisliği Bölümü

Araştırma Görevlisi

2007 – 2008 : Yapı ve Kredi Bankası A.Ş.

Teftiş Kurulu

Müfettiş Yardımcısı

Page 102: serbest ticaret anlaşmalarının türkiye'nin tarımsal dış ticaretine etkileri

92

ETİK BEYAN

Gıda, Tarım ve Hayvancılık Bakanlığı Avrupa Birliği ve Dış İlişkiler Genel

Müdürlüğü Tez Yazım Kurallarına uygun olarak hazırladığım bu tez çalışmasında;

Tez içinde sunduğum verileri, bilgileri ve dokümanları akademik ve etik kurallar

çerçevesinde elde ettiğimi,

Tüm bilgi, belge, değerlendirme ve sonuçları bilimsel etik ve ahlak kurallarına

uygun olarak sunduğumu,

Tez çalışmasında yararlandığım eserlerin tümüne uygun atıfta bulunarak kaynak

gösterdiğimi,

Kullanılan verilerde herhangi bir değişiklik yapmadığımı,

Bu tezde sunduğum çalışmanın özgün olduğunu, bildirir, aksi bir durumda

aleyhime doğabilecek tüm hak kayıplarını kabullendiğimi beyan ederim.

Caner ERDEM

…/…/2015