1
Eğitim sistemimize; eskisine, beklediğimize, özendiğimize..Yeni Teşvik Paketine, çayımıza çorbamıza söyleyeceklerimiz var. Her ne kadar ben üniversite tercih işlemlerinde babamın ısrarına karşı öğretmenliği tercih etmesem de eğitime dair eleştiri üretmeden, paylaşmadan da geçemeyeceğim.. 4+4+4’ün Ankara’da çok tartışmaları oldu, biz işe gidip gelirken kavgaları canlı canlı gördük. Saatlerce trafikte takıldık ama tarihi bir günü hissederek geçir- dik. Ayrıntısını tartışmak uzmanlık ister ama kabaca bizim görüşümüz şudur: Öncelikle dünya ile yarış halindeysek oyunu kuralına göre oynamamız lazım..Dünya nereye biz oraya! Modern dünya hep büyük ve birbirine benzeyen yapılar inşa etti. Her şeyi tektip’leştirdi. Tek tip insan, ip gibi dizilen devasa ordular, kocaman kocaman makinalar.. Ve birileri düşündü hep, birileri karar verdi, tek bir AKIL inşa ettiler.. Birileri söyledi, akıl üretti ve yepyeni bir dünya kurgulandı.. Soylu, ayrıcalıklı, güçlü olanlar kurdu bu düzeni.. Mutlu işçi, mutlu aile, mutlu toplum tasarlandı, laboratuarlarda yeni bir dünya inşa edildi..Herkes nasıl mutlu olur, bunun planları yapıldı, yeni yeni dogmalar üretildi ve ilginçtir bilim dediler..Adı modernizm. Çok çekici değil mi! İkinci Dünya Savaşından sonra yıkılan Japonların Toyota fabrikasından ise modernizmin bir eleştirisi doğdu..Adına toyotizm dediler ilk, sonra post- fordizm dediler, toplam kalite yönetimi dediler, post modernizm dediler vs.vs.vs.. Herkes bir şey buldu, modern olanı eleştirdi adına bişeyler koydu.. Hepsinin de özü şuydu: ESNEKLİK.. Yeni çağın modası esneklik..Birilerinin aklından ziyade herkesin kendi aklı, sert yapılar değil esnek, organize yapılar..büyük değil küçük, AKIL değil “akıl”! Modern ve terbiyesiz adamı öldürmekti amaç. Modernizme gıcıklık özellikle dünyada İkinci Dünya Savaşı’ndan sonra olmak üzere; asıl olarak 70’ler 80’lerdeki petrol krizleri, ekonomik bunalımlarla türedi.. Bizde de biraz bu noktadan son- ra anormallikler başladı..Bütün dünya esnek yapıları benimserken biz katı olanı tercih ettik, ettirildik.. okullarda tek tip öğrenci, tek tip kıyafet..tek tip insan! Birileri düşündü..öyle oldu. Sonuçta geldiğimiz nokta belli..Görüyoruz duyuyoruz.. - Okullaşma oranımız artıyor, yüksek okulda okuyanların oranı Avrupadaki ülkelere yaklaştı, bazılarını geçti bile..Rastgele sorun birilerine bakalım, yarısı daha çarpım tablosunu bilmiyor be! - Üniversite okuyanların çoğu kendi mesleğini yapmıyor..önemli bir bölümü de işini nasıl yapacağını bilmiyor. - Spor deyince herkes top oynamayı, futbolu anlıyor..müzik deyince flüt enstrümanından başka bir şey çalamayan koskoca yığınlar oluşturduk. Herkes sadece flüt çalıyor, nota okumayı kimse bilmiyor.. - Her sene sınavdır şudur budur beş on tane okula girip çıkıyorum.. ama hep aynı manzara.. Şaşırmayın siz de gördünüz ama herkes duyarsız.. Okulların, hatta üniversitelerin tuvaletleri yırıl yırıl kokuyor.. Okuttuk, hepsini modernleştirdik bravo bize ama çoğu tuvaletini nasıl yapacağını bilmiyor.. Askere giden de görmüştür cami tuvaletlerine giren de .. Cami tuvaleti, umumi tuvalet gibi yerlerde de modernliğimizin izini tuvalet kapılarının arkasında görüyoruz.. Öğretmen tuvaletlere sabun koymaz, imam camide temizliği doğru dürüst anlatmaz, doktorların da umrunda mı sanki..millet kırılsın geç- sin hastalıktan. Ben dağ köylerinde, köylerimizde fos- septik çukurlarını çok gördüm bu çağda. Bursa’daki üniversitemiz, Ankara Dikmen’deki bir lise, Bahçeliev- lerdeki bir başka lise tuvaleti de benim gördüğüm en vahim durumdu.. İddia ediyorum, bu ülkede nasıl tu- valet kullanılır herkese öğretelim Sağlık Bakanlığı’nın harcamaları yarıya iner, SGK açıklarını bile kapatır. Bakın elin oğlu neler yapıyor! 2004 yılında yaz tatilinde 7-8 yaşlarında, Almanya’da okuyan bir gurbetçinin çocuğuyla tanıştım..Şunları biliyor: İngilizce, Almanca, komşu ülkenin dili Fransızca ve elbette Türkçe.. Öyle çok bir dersi de yok.. matematik görüyorlar, dil öğreniyorlar, yüzme ve dans dersleri var, ke- man çalmaya başlamışlar..sınıftaki diğer arkadaşı da hatırlayamıyorum ama başka bir müzik aleti çalıyormuş.. Evet..görüntü böyle.. yirmi beş yaşında tuvaletini yapamayan gençler: üç beş sene sonra adı anne ve baba oluyor, toplama çıkarmayı az çok bilen ama çarpma bölmeyi yapamayan, flütten başka bir müzik aleti görmemiş, bir nesil.. kocaman ve etkisi sıfır bir kitle.. Ve dersane çılgınlığı..İlkokul 3 belki daha önce başlayan çılgınlık. Saat üçe kadar okul, üçten dokuza ona kadar dersanede tüneyen öğrenciler..çelimsiz çocuklar. Biz ürettik bunları. Dersanelerde hergün 200 soru çözmeye zorlanan psikolojisi param parça yapılan çocuklar..Allah aşkına böyle bir sistem nerde görülmüş.. bu gaddarlık nerde var. Bu çocuk ne zaman oynayacak,ne zaman dinlenecek, sağlıklı beslenecek, uyuyacak.. ne zaman! Bu dünyaya test çözmeye mi geldi bu çocuklar başka işi gücü yok.. Böyle dandik bir sistem yerine birer sene dört işlem, birer sene sevgi, saygı, sağlık, temiz tuva- let, biraz spor, müzik, iyi ahlak öğretsek başka hiçbir şey yapmasak bugünkü sistem solda sıfır kalır. Her ailenin çocuğunu istediği gibi yetiştirebildiği, özgür- lüklerin yaşanabildiği yer olmalı Türkiyem.. Sokak nasıl yaşıyorsa okul da sokağı geçmeli. Bir insandan bahsediyoruz, sekiz beş başka, beşten sonra başka bir birey bizi bir yere götürmez.. Toplumdan kopuk okul bizi geriye götürür. Kamuoyunda 4+4+4 olarak bilinen yeni sistemden ise umutluyum ben açıkçası..Katı 8 yıllık zorunlu eğitimden ziyade esnek zorunlu 12 yıllık eğitim yeğdir, çağın gereklerine daha uygundur. Ancak elbette içini doldurabilmek çok daha önemli. Önemli olan üçü beşi de değil aslında nitelik, kalite, çağa ayak uydurabilen bir sistem! Gelelim Yeni Teşvik Paketi’ne..Yeni sistemle birlikte anladığımız kadarıyla dinamik bir yapı geli- yor. Örneğin sadece birkaç il kalkınmakta öncelikli yöreler olarak ilan edilmekle kalmayacak, zamanla kalkınmışlık bakımından 6 bölgeye ayrılan iller TÜİK verileri güncellendikçe de sistemde kendi yerini bulacak..Ben de böyle bir şey düşünmüştüm ön- ceden. Bence illerin kalkınmışlık düzeyi belirlenirken Birleşmiş Milletler Kalkınma Programı’nın (UNDP) kullandığı endeks; Beşeri Kalkınma İndeksi (BKI) kullanılırsa çok daha iyi olur. BKI, il bazında ölçüm de yapılabilen bölgelerin, ülkelerin ekonomi, eğitim, sağlık vb. alanlarda gelişimini ölçen bir endekstir. Bu sistemle biz dağ yöresi olarak teşvikten avcumuzu yalasak da bana ideale yakın bir sistem gibi geliyor. Teşvik il değil ilçe bazında verilse daha mı makbul olur? Tartışılır.. İdeal bir sistem yapmak gerçekten çok zor.. Ayrıca kaliteli istatistik üretemeyen ülke olarak ne kadar ölçebiliriz ayrı mesele tabiî ki. Dağyenice turizmde teşviği kapıyor da madem bize neden pay verilmiyor diyorsak kusuru biraz da kendimizde aramalıyız.. Üniversitede iktisatçı Erdal Ünsal hocamızın bir sözü vardı: “ ne kadar ekmek o kadar köfte!” Bu belge, Yeni Teşvik Paketi bir proje..bakınca güzel, adil de duruyor ancak gel gelelim bizim dağ yöresinin de Bursa’nın kalkınmışlığıyla uzaktan yakından bir ilgisi yok. Ayrı dünyalarız. Bursa en kalkınmış iller arasında, dağ yöresinin doktoru bile nazlı geliyor. Sonuçta hiçbir şey için geç kalınmış da değil, projeye bir Dağyenice gibi Dağ yöresi paragrafı da açılır, açılabilir..Çoook çalışmamız lazımdı..yine de çok çalışmalıyız..Bu işler ağız ucuyla söylemekle olmuyor, elbirliğiyle sesimizi duyurmalıyız. Hoş, Bursa’nın en büyük su toplama havzası yöremize de Bursa’ya zarar vermeyecek bir bacasız sanayi yakışır ancak.. Siyaseten sesimizi duyurmamız zor oluyor bununla birlikte sivil toplum örgütlerimize, yine en büyüğümüz Dağ – Der yönetimine de burada ciddi görevler düşmekte.. Bu işlerin kolay olmadığını şahit olduğum bir olayı paylaşarak belirteyim, isteyen istediği yorumu çıkarsın: Yıl 2008 eski Keles Kaymakamımız Akın Ağca ile makamında sohbet ediyoruz. O sırada Bursa İl Spor Müdürlüğünden Şube Müdürü Hamza Bey kaymakamın kapısını çalmıştır, elinde çanta ve bir sürü dosya..Keles’te gençlerin spor yapması için kapalı spor salonunun ilk görüşmeleri yapılmakta. En düşük 600 bin orta halli bir salon 1 milyona çıkar diyor müdür bey. Akın bey dil döker döker gündem oluşturmaya çalışır ama nafile.. Sonra Hamza Bey kaymakamımıza bir teklifte bulunur: “Kaymakam bey! bütçede buna ilişkin kaynak şu an yok, biliyorsunuz ama spor salonu çok masraflı biz size futbol topu, basketbol topu, raket, pinpon verelim.” Akın bey Keles’e spor salonlarının kazandırılmasında olağanüstü çaba sarf etmiştir, Hamza bey de iyi biridir bir süre ilişkimiz devam etmiştir, e biz dağ yöresi insanları olarak da karşıdan samimi, iyi görünüyoruz öyle diyorsunuz.. .Biz de isteriz efendim teşvikten.. Çok değil, bize yetecek kadar.. Ergün TEKİN Dağın teşvikle imtihanı 8 Nisan 2012 Yörem Güncel Kaymakam ....................................... Belediye Başkanı ............................ Cumhuriyet Başsavcısı ................. İlçe Garnizon Komutanı ............ Mal Müdürü ..................................... Milli Eğitim Müdürü ...................... İlçe Nüfus Müdürü ........................ Özel İdare Müdürü ........................ İlçe Tarım Müdürü ......................... İlçe Müftülüğü ................................ İlçe Jandarma Komutanı.............. Tapu Sicil Müdürü ......................... Ptt Müdürü ...................................... Tedaş Müdürü ................................ Halk Eğitim Müdürü ..................... Defterdarlık...................................... Sağlık Ocağı ..................................... E.Ü.A.Ş. Termik Santral................... İlçe Spor Müdürlüğü...................... İlçe Kadastro Müdürlüğü............. İlçe Devlet Hastanesi..................... Minibüsçüler Koop......................... Otobüsçüler Koop.......................... 817 10 10 817 14 30 817 10 14 817 10 11 817 10 45 817 10 19 817 10 95 817 10 38 817 10 31 817 11 41 817 10 23 817 11 53 817 13 22 817 13 45 817 11 42 817 10 27 817 14 16 817 73 47 817 33 31 817 10 20 817 10 33 817 27 21 817 10 64 Orhaneli Rehberi Kaymakam ....................................... Belediye Başkanı ............................ Cumhuriyet Başsavcısı ................. İlçe Jandarma Komutanı ............ Yazı İşleri Müdürü .......................... Mal Müdürü ..................................... Milli Eğitim Müdürü ...................... İlçe Nüfus Müdürü ........................ Özel İdare Müdürü ........................ İlçe Tarım Müdürü ......................... İlçe Müftülüğü ................................ Askerlik Şube Başkanlığı.............. Tapu Sicil Müdürü ......................... Meteoroloji Müdürü...................... Ptt Müdürü ...................................... Tedaş Müdürü ................................ Halk Eğitim Müdürü ..................... Öğretmenevi ................................... Tekel Müdürü .................................. Orman İşletme Müdürü ............... Sağlık Ocağı ..................................... İlçe Seçim Kurulu Başkanı ........... Esnaf Sanatkarlar Kooperatifi .... Ziraat Bankası .................................. Keles Koop ....................................... Keles Taksi ....................................... 861 20 05 861 20 09 861 20 06 861 20 74 861 21 98 861 20 15 861 20 25 861 20 63 861 20 29 861 21 99 861 20 46 861 20 73 861 20 64 861 20 19 861 23 22 861 21 44 861 20 45 861 22 85 861 20 02 861 20 27 861 20 24 861 21 23 861 20 34 861 24 04 861 25 24 881 77 52 Keles Rehberi Kaymakam ....................................... Belediye Başkanı ............................ İlçe Jandarma Komutanı ............ Yazı İşleri Müdürü .......................... Mal Müdürü ..................................... Milli Eğitim Müdürü ...................... İlçe Nüfus Müdürü ........................ Özel İdare Müdürü ........................ İlçe Tarım Müdürü ......................... İlçe Müftülüğü ................................ Vakıf Müd.......................................... Tapu Sicil Müdürü ......................... Emniyet Amiri.................................. Telekom...... ...................................... Tedaş Müdürü ................................ Halk Eğitim Müdürü ..................... Muhtarlar Derneği......................... İcra.................... .................................. Orman İşletme Şefi ....................... Sağlık Ocağı ..................................... Noter .................................................... Kınık Belediye Başkanı.................. Ziraat Bankası .................................. Büyükorhan Koop........................... Dağser Koop..................................... 841 20 01 841 20 69 841 20 20 841 24 16 841 23 88 841 24 20 841 24 17 841 24 18 841 23 53 841 24 77 841 23 02 841 24 19 841 20 10 555 39 20 841 20 95 841 24 74 841 20 50 841 24 73 841 24 10 841 20 05 841 23 45 852 50 01 841 21 18 841 25 55 841 27 72 Büyükorhan Rehberi Kaymakam ....................................... Belediye Başkanı ............................ Harmancık Noteri........................... İlçe Jandarma Komutanı ............ Telekom............................................. Mal Müdürü ..................................... Milli Eğitim Müdürü ...................... İlçe Nüfus Müdürü ........................ Özel İdare Müdürü ........................ İlçe Tarım Müdürü ......................... İlçe Müftülüğü ................................ Karayolları İşletme Şefliği............ Tapu Sicil Müdürü ......................... İcra....................................................... Ptt Müdürü ...................................... Tedaş Müdürü ................................ Halk Eğitim Müdürü ..................... Devlet Hastanesi............................. Harmancık MYO.............................. Orman İşletme Şefliği.................... Sağlık Ocağı ..................................... Esnaf ve Sanatkarlar Odası.......... Tarım Kredi Kooperatifi................. Ziraat Bankası .................................. Otobüs ve Minibüsçüler Koop .. Harmancık Emniyet........................ 881 24 50 881 20 20 881 26 50 881 20 02 881 24 99 881 24 83 881 24 88 881 24 75 881 24 81 881 22 23 881 24 74 881 20 19 881 24 73 881 24 30 881 23 22 881 22 63 881 25 44 881 20 19 881 32 11 881 20 23 881 22 98 881 34 84 881 20 04 881 20 92 881 22 36 881 31 94 Harmancık Rehberi Katkıda Bulunanlar Faruk ANBARCIOĞLU, Yunus Emre COŞAN, Orhan BOZDEMİR, Aydın KURMUŞ, Tarık AS, Tuğba Akbey İNAN, Saadettin TOPÇU, Ergün TEKİN, Ramazan GÜNHAN, Cihan ERDEN, Kamile EMET, Şevki GÜR YayınYönetim Yeri : Tahtakale Mah. Çelebiler Cd. Akarsu İpekçi İş Sarayı Zemin Kat No:44 Osmangazi-BURSA Tel&Fax: 224 56 84 İrtibat Bürosu : Cuma Mh. I. Murat Cd. No:14/A Keles-BURSA Tel&Fax: 861 28 70 Baskı Yeri : Özcan Ofset Baskı Matbaacılık Gülbahçe Mah. Akmal Sok. No: 10 BURSA Tel: 0.224 254 77 14 Yorem Güncel gazetesi basın meslek ilkelerine uymaya söz vermiştir. Yorem Güncel gazetesinde yayınlanan yazıların tüm sorumluluğu yazarlarına aittir. Yıl: 4 Sayı: 37 Nisan 2012 Yerel Aylık Süreli Hukuk Danışmanları Av. Engin KARA Av. Mehmet CAN Yonca Tanıtım ve Yayıncılık Adına İmtiyaz Sahibi Mustafa BALSEVEN Görsel Yönetmen Serkan BALSEVEN Haber Müdürü Fatih GÜÇTÜRK Yazıişleri Müdürü Fatih Mehmet AZER Bursa’nın en hızlı gelişen bölgesi olan Nilüfer’de yaz sezonuyla birlikte yol-asfalt çalışmalarına hız kazandıran Nilüfer Belediyesi, bu yıl 89 kilometre asfaltlama çalışması yapmayı hedefliyor. Geçen yıl hedefini aşarak 67 kilometre asfaltlama yapan Nilüfer Belediyesi ekipleri bu yaz asfaltlama çalışmalarına hız vererek 130 bin ton asfalt dökecek. 2011 yılında makine parkı yatırımlarına ağırlık verdiklerini dile getiren Nilüfer Belediye Başkanı Mustafa Bozbey, “Nilüfer’in en büyük sorunları arasında gösterilen yol ve asfalt sorunlarına çözüm bulmak için tüm imkanlarımızı seferber ediyoruz. Hızla gelişen Nilüfer’de yol ve asfalt konusunda gelen talepleri karşılamak için bu yıl da çalışmalarımızı sürdüreceğiz. Ekiplerimiz sürekli yol iyileştirme ve bakım onarım çalışmalarını sürdürüyor” dedi. Yaz döneminde 130 bin ton asfalt dökerek 89 kilometrelik yol asfaltlayacaklarını kaydeden Başkan Bozbey, bu yıl öncelikle; Ahmetyesevi, Alaaddinbey, Altınşehir, Ataevler, Balat, Barış, Beşevler, Çalı, Çamlıca, Demirci, Ertuğrul, Fethiye, Görükle, Hasanağa, İhsaniye, İrfaniye, Karaman, Kayapa, Konak, Kültür, Minareliçavuş, Odunluk, Özlüce ve Üçevler mahallelerinde asfaltlama çalışması yapılacağını söyledi. Nilüfer’in en öncelikli ihtiyacı olan yol-asfalt çalışmalarını aksaksız yürütebilmek için İller Bankası’ndan kredi desteği aldıklarını sözlerine ekleyen Başkan Bozbey, Nilüfer Belediyesi’ne 17 milyon 500 bin TL tutarında kredi imkanı sunan İller Bankası yetkililerine de teşekkür etti. Gürsu Belediyesi ve Tophane Endüstri Meslek Lisesi ortaklığında hazırlanan, Ulusal Ajans tarafından desteklenen “El Ele Daha Genç Bir Demokrasiye” Projesi kapsamında düzenlenen “Yönetim Modelleri ve Temsili Demokrasi” etkinlikleri kapsamında, Gürsu Belediye Başkanı Orhan Özcü, Tophane Endüstri Meslek Lisesi öğrencileriyle bir araya geldi. Ulusal Ajans tarafından Türkiye genelinde kabul edilen 3 projeden biri olma özelliği taşıyan projeyle amaçlanan, gençlerin yerel yönetimler başta olmak üzere demokratik karar alma süreçlerine daha fazla dâhil olmalarını sağlamak ve demokrasinin gelişmesinde gençlerin becerilerinin ve enerjilerinin daha fazla kullanılmasını temin etmek. Söyleşide gençlerin sorularını yanıtlayan Gürsu Belediye Başkanı Orhan Özcü, demokrasinin gelişmesinde gençlerin sorumluluk bilincine sahip olması gerektiğini vurgulayarak “ Ülkemizin geleceğini aydınlatacak gençlerimiz, kendilerine söz sırası gelmesini beklemeden her konuda fikirlerini ortaya koymalıdır. Toplumsal olaylara karşı duyarlı olmalı ve tepkilerini ortaya koyabilme cesaretini gösterebilmelidir” diye konuştu. Gençlerimiz demokraside sorumluluk hissetmeli Nilüfer’de asfalt sezonu başladı KUTLAMA Yörem Güncel gazetesinin 4.yılını kutlar, yayın hayatında başarılar dileriz. İsmail DORU UK-DER Uluçam Köyü Kültür ve Yardımlaşma Derneği Yön. Kur. Başkanı KUTLAMA Yörem Güncel gazetesinin 4.yılını kutlar, yayın hayatında başarılar dileriz. NOT: 6 Mayıs 2012 Pazar günü köyümüzde düzenlenecek olan mezarlık temizliğimize tüm üyelerimiz davetlidir. M. Emin ALIÇ KOZ-DER Kozbudaklar Köyü Yardımlaşma ve Dayanışma Derneği Yön. Kur. Başkanı KUTLAMA Yörem Güncel gazetesinin 4.yılını kutlar, yayın hayatında başarılar dileriz. Ramazan EYİL BAK-DER Bıyıklıalanı Köyü Kültür ve Yardımlaşma Derneği Yön. Kur. Başkanı 5 Nisan 2012 Yörem Güncel Her geçen yıl daha büyük bir coşku ile kutlamaya başladığımız Yüce Peygam- berimizin doğum yıldönümünde ülkemizin dört bir tarafında çok güzel etkinlikler yapılmaya başlandı. O önce yüreklerimize hitap etti. Kendi kız çocuklarını diri diri toprağa gömen bir kavimden, yürekleri paslı bir kavimden, kendi elleriyle helva- dan yaptıkları putlara tapan bir kavimden, yürekleri insan sevgisiyle dolu pırıl pırıl bir toplum oluşturdu. Önce “ ilim ” dedi. Uçak hızı ile yarışan hızlı trenlerin olmadığı, 10 000 kilometre yükseğe çıkan 900-1000 km hızla giden uçakların olmadığı bir zamanda “ İlim Çin’de bile olsa gidiniz alınız ” diyerek ilme verdiği önemi ortaya koydu. Toplum- sal duyarlılığı ön plana çıkartıp “ Komşusu aç iken kendisi tok yatan bizden değildir ” diyerek açların ve yoksulların durumuna dikkatlerimizi çekti. Sevgiyi, mütevaziliği, kusurları örtmeyi ilke edinerek “ Birbirinizi sevin, merhametli olun, mütevazi olun, birbirinizin dertleri- yle ilgilenin, birbirinizin hatasını düzeltin, hediyeleşin, birbirinizle selamlaşın ” diyerek toplumdaki sevgi çemberinin ne şekilde olması gerektiğinin metotlarını öğretti. İnsan haklarına saygısını “ Emaneti ehline verin” diyerek insan hakları evrensel beyan- namelerinin öncülüğünü yaptığı. Koyduğu bu düstur ile konuyu cihanşumul hale getirdi. Çalışanların emeğine olan saygısı ile bütün dünyaya örnek oldu ve “ Çalıştırdığın işçinin ücretini alın teri kurumadan ödeyin” diyerek emeğin kutsallığını tüm dünyaya duyurdu. Günümüz dünyasında kadın haklarından yeni yeni bahsedilirken ve kendisi de bir erkek olmasına rağmen O “ Cennet anaların ayakları altındadır ” dedi. Annesini, babasını yitirmiş insanlara, aç- açık insanlara, hastalara ilgi duymayı O’ndan öğrendik. Çünkü O “ bugün bir yetimin başını okşadın mı, bugün bir açı doyurdun mu, bugün bir hastayı ziyaret ettin mi” derdi. Bitmez tükenmez bir sevginin ve merhametin çağlayanıydı. Nice paslı kalpler O’nun mektebinde terbiye gördü. Nice kirli yürekler O’nun meclisinde aydınlığa kavuştu. Sadece zamanındaki insanlara değil, tüm insanlığa öğretmen oldu, eğitici oldu. İnsanlık, insanlığı aslında O’ndan öğrendi. Sadece insanlara insanca değil, hayvanlara bile insanca davranmamız gerektiğini öğretti. Bir gün askerleri ile savaşa giderken bir köpeğin yavrularını emzirdiğini görünce, köpek de, yavruları da rahatsız olmasın diye tüm ordunun yolunu değiştirdi. Düşene tekmelerin atıldığını yaşadığımız dünyada acaba bugün aynı şartlarda ki bir komutan köpeğe ve yavrularına nasıl davranırdı sizce. Üç-dört sene önce Irak’da Ebu Gureyb hapishane- sinde yaşanan ve tüm dünyada infialler uyandıran iğrenç görüntüleri hatırlayınca 1400 yıl öncesinin o Güzeller Güzeli Rah- metin Peygamberi-Sevginin Peygamberi geliyor gözlerimizin önüne. Hoş geldin sefalar getirdin Güzel İnsan, Güzel Peygamber. Yüce Yaratanımız zaten Senin için “ Sen olmasaydın ben bu alemi yaratmazdım” diyor. Aslında Sen varsın diye biz de varız. Bütün kainat var. Börtü böcek var. Ağaçlar var. Dağlar, taşlar var. Evren var. Kainat var. Hoş geldin Güzel İnsan yüreklerimize. Her tarafta vahşet, her tarafta zulmet vardı. Kararan ruhlar, zulmün pençeler- inde katılaşmış kalpler, aslında bu zulmet perdelerinin yıkılacağı zamanı bekliyordu. Doğudan batıya, kuzeyden güneye, bütün alem aydınlığa kavuşacağı günü bekliyordu. Hüzün örtülerine bürünmüş, anlamsız başıboşluk deryasındaki insanlık bir ışık bekliyordu. Yahudi ve hristiyan din alimleri bu ışığın kendi kutsal kitaplarından edin- dikleri bilgiler doğrultusunda yaklaştığını çok iyi biliyorlardı. Çünkü doğacak olan ışığın işaret ve müjdelerinin açığa çıktığını görüyorlardı. Kimsenin haberi olmadan bu alimler müjdeyi verdiler. Vahşetin hüküm sürdüğü bir acımazsız devirde O kainatın ufkuna birden doğuverdi. O gece, yani yeryüzüne teşrif ettiği gece Yahudi âlimleri semâya bakıp “Bu yıldızın doğduğu gece Ahmed doğmuştur” dediler. Bîr Yahudi İleri geleni Mekke’de Peygam- berimizin doğduğu gece, içlerinde Hişam ve Velid bin Muğire, Utbe bin Rabia gibi Kureyş ileri gelenlerinin bulunduğu bir toplantıda, - “Bu gece sizlerden birinin çocuğu oldu mu?” diye sordu. - “Bilmiyoruz” diye cevap verdiler. Yahudi, “Vallahi sizin bu ihmalinizden iğreniyorum” dedi. “Bakın, ey Kureyş topluluğu, size ne söylüyorum, iyi dinleyin. Bu gece, bu üm- metin en son peygamberi Ahmed doğdu. Eğer yanlışım varsa, Filistin’in kudsiyetini inkâr etmiş olayım. Evet, onun iki küreği arasında kırmızımtırak, üzerinde tüyler bulunan bir ben var” dedi. Toplantıda bulunanlar Yahudinin sözünden hayrete düştüler ve dağıldılar. Her birisi evlerine döndüğünde bu durumu ev halkına anlattılar. “Bu gece Abdülmuttalib’in oğlu Abdullah’ın bir oğlu doğdu. Adını Mu- hammed koydular.” haberini aldılar. Ertesi gün Yahudiye gittiler: “Bahsettiğin çocuğun bizim aramızda dünyaya geldiğini duydun mu?” dediler. Yahudi “Onun doğumu benim size haber verdiğimden önce midir, sonra mıdır?” dedi. Onlar, “Öncedir ve ismi Ahmed’dir” dedi- ler. Yahudi, “Beni ona götürün” dedi. Yahudi ile beraber kalkıp Hz. Âmine’nin evine gittiler, içeri girdiler. Peygamberimizi yahudinin yanına çıkardılar. Yahudi Peygamberimizin sırtındaki beni görünce, üzerine baygınlık geldi, fenalaştı. Kendine gelip ayıldığı sırada, “Ne oldu sana, yazıklar olsun” dediler. Yahudi, “Artık İsrailoğullarndan pey- gamberlik gitti. Ellerinden kitap da gitti. Artık yahudi âlimlerinin kıymet ve itibarları da kalmadı. Araplar peygamberleriyle kurtuluşa ereceklerdir. “Ey Kureyş topluluğu, ferahladınız mı? Vallahi size, doğudan batıya kadar ulaşacak bir güç, kuvvet ve bir üstünlük verilecektir” dedi. Kâinatın Efendisini dünyaya getiren bahtiyar annenin henüz dünyaya gelmeden görüp, gördükleri de çok manalıydı.. Peygamber Efendimize hamileyken rüyasında, “Sen, insanların en hayırlısına ve bu ümmetin efendisine hamile oldun. O’nu dünyaya getirdiğin zaman ‘Her hasetçinin şerrinden koruması için Bir ve Tek Olan’a sığınırım’ de, sonra O’na Ahmed yahut Mu- hammed ismini ver.” Denilir. Yine kendisinden çıkan bir nurun aydınlığında bütün doğuyu ve batıyı, Şam ve Busra saray ve çarşılarını, hattâ Busra’daki develerin uzanan boyunlarını gördüğünü Abdülmüttalib’e anlatmıştı. Aynı gece Hz. Âmine’nin yanında bulu- nan Osman bin Âs’ın annesinin gördükleri de şöyledir: “O gece evin içi nurla doldu, yıldızların sanki üzerimize dökülecekmiş gibi sarktıklarını gördük.” Evet bu ulvî anı dile getiren Mevlid’in yazarı Süleyman Çelebi bütün bu hakikatleri şu beytiyle şiirleştirmiştir: “Hem Muhammed gelmesi oldu yakin Çok alâmetler belürdi gelmeden” Rabiülevvel ayının 12. Pazartesi gecesi, yapılan hesaplamalara göre, Miladi takvime göre 20 Nisan’a denk gelen gece idi. Dünyayı şereflendiren iki Cihan Server- inin üzerini o günün bir âdeti olarak bir çanakla kapattılar. Araplara göre o zaman, gece doğan çocuğun üzerine bir çanak koymak ve gündüz olmadan ona bakmamak âdetti. Fakat bir de baktılar ki, Peygamber Efen- dimizin üzerine konulan çanak yarılmış ikiye ayrılmış, Efendimiz gözlerini gökyüzüne dikmiş, başparmağını emiyordu. Evet, bu işaret her türlü küfrün, zulmün, şirkin ve her türlü bâtıl inanç ve âdetlerin parçalanıp yok olması, imanın, nurun ve hidâyetin kâinatı aydınlatması için gönderilmiş bir Peygamberi işaret ediyordu. Aynı gece Kabe’de tapılmakta olan cansız putların çoğunun başaşağı devrildiği görüldü. Aynı gece Kisra sarayının beşik gibi sallanıp, on dört balkonunun parçalanıp yerlere düştüğü öğrenildi. Sava’da mukaddes tanınan gölün suyu- nun çekilip gittiği görüldü. Bin senedir yakılan ve söndürülmeyen mecusi ateşinin sönüverdiği görüldü. Bütün bunlar, o gece doğan Yüce Peyg- amberimizin ateşe ve puta tapmayı kaldırıp, Fars saltanatını parçalayarak, Allah’ın izni olmadan kutsal tanınan şeylerin kutsallığını ortadan kaldıracağının belirtileriydi. İşte bu Kutlu Doğum Haftasını bütün kalbimizle, ruhumuzla her sene yeniden yâd edip kutluyoruz. O’nun getirdiği ebedi nura, açtığı huzur ve sevgi caddesinde yürümek, O’ na yeniden bağlılığımızı tazelemek ne yüce bir şeref ve ne büyük bir saadettir. Yüce Peygamberimize yazılmış o kadar güzel şiirler var ki. Her biri birbirinden harika olan bu şiirlerden Merhum Mehmet Akif ERSOY’ a ait bir şiir ile sizleri baş başa bırakıyorum. Selam ve sevgi… On Dört Asır Evvel Ondört asır evvel, yine böyle bir gec- eydi, Kumdan, ayın ondördü, bir öksüz çıkıverdi! Lakin, o ne hüsrandı ki: Hissetmedi gözler, Kaç bin senedir halbuki bekleşmedelerdi! Nerden görecekler, göremezlerdi tabii; Bir kere, zuhur ettiği çöl en sapa yerdi, Bir kerede, ma’mure-i dünya, o zaman- lar, Buhranlar içindeydi, bu günden de beterdi. Sırtlanları geçmişti beşer yırtıcılıkta; Dişsiz mi bir insan, onu kardeşleri yerdi! Fevza bütün afakını sarmıştı zeminin. Salgındı, bugün şarkı yıkan, tefrika derdi. Derken, büyümüş kırkına gelmişti ki öksüz, Başlarda gezen kanlı ayaklar suya erdi! Bir nefhada insanlığı kurtardı o ma’sum, Bir hamlede kayserleri, kisraları serdi! Aczin ki, ezilmekti bütün hakkı dirildi; Zulmün ki, zeval aklına gelmezdi geberdi! Âlemlere rahmetti evet şer-i mübini, Şehbalini adl isteyenin yurduna gerdi. Dünya neye sahipse, O’nun vergisidir hep; Medyûn ona cemiyyeti, medyûn O’na ferdi. Medyûndur o mâsuma bütün bir beşeriyyet Yâ Rab, bizi mahşerde bu ikrâr ile haşret. Mehmed Akif Ersoy Kutlu Doğum Faruk ANBARCIOĞLU [email protected] Keles ÇPL Almanya yolcusu Nilüfer Nur Hayati Kurtcan Ticaret Meslek Lisesi koordinatörlüğünde hazırlanan ve Avrupa Birliği Eğitim ve Gençlik Programları Merkezi Başkanlığına sunulan “EKONOMİNİN LOKOMOTİFİ: DIŞ TİCARET” adlı Leonardo da Vinci Mesleki Eğitim Projesi Ulusal Ajans tarafından kabul edildi. Bu kapsamda Keles Çok Programlı Lisesi ile birlikte Yıldırım Ticaret Meslek Lisesi, Nilüfer İslam Uyar TML ve Osmangazi ÇPL’de eğitim gören toplam 25 Öğrenci ve bu öğrencilere refakatçilik edecek 4 Öğretmen Almanya’nın Augsburg şehrinde eğitim ve staj faaliyetlerine katılacak. Proje katılımcıları eğitim ve staj faaliyetinin dışında, Almanya ekonomisinin lokomotifini oluşturan BMW, Mesleki Yönlendirme Merkezi(İŞKUR) ve çok sayıda mesleki eğitim kurumlarına düzenlenecek teknik gezilere katılarak uygulamaları yerinde görme imkanını elde edecekler. 06 Mayıs 2012 ve 26 Mayıs 2012 tarihleri arasında “Moortex GbR” ve “South East Training Academy GmbH” bünyesinde gerçekleşecek olan yurt dışı hareketlilik faaliyeti 3 hafta(21 gün) boyunca devam edecek. Dış Ticaret Alanında hazırlanan Ekonominin Lokomotifi: Dış Ticaret adlı projenin yurtdışı hareketlik faaliyetinin başarı ile tamamlanması sonucunda mesleki nitelikleri artırılan katılımcılar istihdam edildikleri KOBİ’lerin; Gelişmiş ülkelerde faaliyet gösteren KOBİ’ler ile rekabet edebilir duruma gelebilmeleri, Ülke ekonomisine daha fazla katkı sağlayabilmeleri, Satış ve karlarını artırabilmeleri, Dünya pazarlarındaki pastadan daha fazla pay alabilmeleri ve Fazla üretim kapasitelerini satabilmeleri gibi durumlarının gelişmesine katkı sağlayabilecekler. Keles Çok Programlı Lisesi’nin de 5 Muhasebe ve Finansman alanı öğrencisi ile katkı sunduğu proje yolculuğuna öğretmenleri Serkan Karademir eşlik edecek. Proje faaliyetleri ile ilgili açıklamalarda bulunan Keles Çok Programlı Lisesi Muhasebe ve Finansman Alanı Bölüm Şefi Serkan Karademir “Nilüfer Nur Hayati Kurtcan Ticaret Meslek Lisesi koordinatörlüğünde hazırlanan proje, Bursa’da özellikle dış ticaret alanında faaliyet gösteren işletmelere yetiştirecek elemanlarla çeşitli fırsatlar sunacak. Dış Ticaret alanında faydalı olacak bu projeyi koordine eden Nilüfer Nur Hayati Kurtcan Ticaret Meslek Lisesi’ne teşekkür ediyoruz.” dedi.

Yorem Guncel 4. yıl ilk sayısı

Embed Size (px)

DESCRIPTION

Keles Rehberi Orhaneli Rehberi Büyükorhan Rehberi Aczin ki, ezilmekti bütün hakkı dirildi; Zulmün ki, zeval aklına gelmezdi geberdi! Âlemlere rahmetti evet şer-i mübini, Şehbalini adl isteyenin yurduna gerdi. Dünya neye sahipse, O’nun vergisidir hep; Medyûn ona cemiyyeti, medyûn O’na ferdi. Medyûndur o mâsuma bütün bir beşeriyyet Yâ Rab, bizi mahşerde bu ikrâr ile haşret. Mehmed Akif Ersoy Nisan 2012 Yıl: 4 Sayı: 37 Faruk ANBARCIOĞLU Ergün TEKİN

Citation preview

Page 1: Yorem Guncel 4. yıl ilk sayısı

Eğitim sistemimize; eskisine, beklediğimize, özendiğimize..Yeni Teşvik Paketine, çayımıza çorbamıza söyleyeceklerimiz var.

Her ne kadar ben üniversite tercih işlemlerinde babamın ısrarına karşı öğretmenliği tercih etmesem de eğitime dair eleştiri üretmeden, paylaşmadan da geçemeyeceğim..

4+4+4’ün Ankara’da çok tartışmaları oldu, biz işe gidip gelirken kavgaları canlı canlı gördük. Saatlerce trafikte takıldık ama tarihi bir günü hissederek geçir-dik. Ayrıntısını tartışmak uzmanlık ister ama kabaca bizim görüşümüz şudur:

Öncelikle dünya ile yarış halindeysek oyunu kuralına göre oynamamız lazım..Dünya nereye biz oraya! Modern dünya hep büyük ve birbirine benzeyen yapılar inşa etti. Her şeyi tektip’leştirdi. Tek tip insan, ip gibi dizilen devasa ordular, kocaman kocaman makinalar.. Ve birileri düşündü hep, birileri karar verdi, tek bir AKIL inşa ettiler.. Birileri söyledi, akıl üretti ve yepyeni bir dünya kurgulandı.. Soylu, ayrıcalıklı, güçlü olanlar kurdu bu düzeni.. Mutlu işçi, mutlu aile, mutlu toplum tasarlandı, laboratuarlarda yeni bir dünya inşa edildi..Herkes nasıl mutlu olur, bunun planları yapıldı, yeni yeni dogmalar üretildi ve ilginçtir bilim dediler..Adı modernizm. Çok çekici değil mi!

İkinci Dünya Savaşından sonra yıkılan Japonların Toyota fabrikasından ise modernizmin bir eleştirisi doğdu..Adına toyotizm dediler ilk, sonra post-fordizm dediler, toplam kalite yönetimi dediler, post modernizm dediler vs.vs.vs.. Herkes bir şey buldu, modern olanı eleştirdi adına bişeyler koydu..Hepsinin de özü şuydu: ESNEKLİK.. Yeni çağın modası esneklik..Birilerinin aklından ziyade herkesin kendi aklı, sert yapılar değil esnek, organize yapılar..büyük değil küçük, AKIL değil “akıl”! Modern ve terbiyesiz adamı öldürmekti amaç.

Modernizme gıcıklık özellikle dünyada İkinci

Dünya Savaşı’ndan sonra olmak üzere; asıl olarak 70’ler 80’lerdeki petrol krizleri, ekonomik bunalımlarla türedi.. Bizde de biraz bu noktadan son-ra anormallikler başladı..Bütün dünya esnek yapıları benimserken biz katı olanı tercih ettik, ettirildik.. okullarda tek tip öğrenci, tek tip kıyafet..tek tip insan! Birileri düşündü..öyle oldu. Sonuçta geldiğimiz nokta belli..Görüyoruz duyuyoruz..

- Okullaşma oranımız artıyor, yüksek okulda okuyanların oranı Avrupadaki ülkelere yaklaştı, bazılarını geçti bile..Rastgele sorun birilerine bakalım, yarısı daha çarpım tablosunu bilmiyor be!

- Üniversite okuyanların çoğu kendi mesleğini yapmıyor..önemli bir bölümü de işini nasıl yapacağını bilmiyor.

- Spor deyince herkes top oynamayı, futbolu anlıyor..müzik deyince flüt enstrümanından başka bir şey çalamayan koskoca yığınlar oluşturduk. Herkes sadece flüt çalıyor, nota okumayı kimse bilmiyor..

- Her sene sınavdır şudur budur beş on tane okula girip çıkıyorum.. ama hep aynı manzara.. Şaşırmayın siz de gördünüz ama herkes duyarsız.. Okulların, hatta üniversitelerin tuvaletleri yırıl yırıl kokuyor.. Okuttuk, hepsini modernleştirdik bravo bize ama çoğu tuvaletini nasıl yapacağını bilmiyor.. Askere giden de görmüştür cami tuvaletlerine giren de .. Cami tuvaleti, umumi tuvalet gibi yerlerde de modernliğimizin izini tuvalet kapılarının arkasında görüyoruz.. Öğretmen tuvaletlere sabun koymaz, imam camide temizliği doğru dürüst anlatmaz, doktorların da umrunda mı sanki..millet kırılsın geç-sin hastalıktan. Ben dağ köylerinde, köylerimizde fos-septik çukurlarını çok gördüm bu çağda. Bursa’daki üniversitemiz, Ankara Dikmen’deki bir lise, Bahçeliev-lerdeki bir başka lise tuvaleti de benim gördüğüm en vahim durumdu.. İddia ediyorum, bu ülkede nasıl tu-valet kullanılır herkese öğretelim Sağlık Bakanlığı’nın harcamaları yarıya iner, SGK açıklarını bile kapatır.

Bakın elin oğlu neler yapıyor!2004 yılında yaz tatilinde 7-8 yaşlarında,

Almanya’da okuyan bir gurbetçinin çocuğuyla tanıştım..Şunları biliyor: İngilizce, Almanca, komşu ülkenin dili Fransızca ve elbette Türkçe..Öyle çok bir dersi de yok.. matematik görüyorlar, dil öğreniyorlar, yüzme ve dans dersleri var, ke-man çalmaya başlamışlar..sınıftaki diğer arkadaşı da hatırlayamıyorum ama başka bir müzik aleti çalıyormuş..

Evet..görüntü böyle.. yirmi beş yaşında tuvaletini yapamayan gençler: üç beş sene sonra adı anne ve baba oluyor, toplama çıkarmayı az çok bilen ama çarpma bölmeyi yapamayan, flütten başka bir müzik aleti görmemiş, bir nesil.. kocaman ve etkisi sıfır bir kitle..

Ve dersane çılgınlığı..İlkokul 3 belki daha önce başlayan çılgınlık. Saat üçe kadar okul, üçten dokuza ona kadar dersanede tüneyen öğrenciler..çelimsiz çocuklar. Biz ürettik bunları. Dersanelerde hergün 200 soru çözmeye zorlanan psikolojisi param parça yapılan çocuklar..Allah aşkına böyle bir sistem nerde görülmüş.. bu gaddarlık nerde var. Bu çocuk ne zaman oynayacak,ne zaman dinlenecek, sağlıklı beslenecek, uyuyacak.. ne zaman! Bu dünyaya test çözmeye mi geldi bu çocuklar başka işi gücü yok..

Böyle dandik bir sistem yerine birer sene dört işlem, birer sene sevgi, saygı, sağlık, temiz tuva-let, biraz spor, müzik, iyi ahlak öğretsek başka hiçbir şey yapmasak bugünkü sistem solda sıfır kalır. Her ailenin çocuğunu istediği gibi yetiştirebildiği, özgür-lüklerin yaşanabildiği yer olmalı Türkiyem.. Sokak nasıl yaşıyorsa okul da sokağı geçmeli. Bir insandan bahsediyoruz, sekiz beş başka, beşten sonra başka bir birey bizi bir yere götürmez.. Toplumdan kopuk okul bizi geriye götürür.

Kamuoyunda 4+4+4 olarak bilinen yeni sistemden ise umutluyum ben açıkçası..Katı 8 yıllık zorunlu eğitimden ziyade esnek zorunlu 12 yıllık eğitim yeğdir, çağın gereklerine daha uygundur. Ancak elbette içini doldurabilmek çok daha önemli. Önemli olan üçü beşi de değil aslında nitelik, kalite, çağa ayak uydurabilen bir sistem!

Gelelim Yeni Teşvik Paketi’ne..Yeni sistemle birlikte anladığımız kadarıyla dinamik bir yapı geli-yor. Örneğin sadece birkaç il kalkınmakta öncelikli yöreler olarak ilan edilmekle kalmayacak, zamanla kalkınmışlık bakımından 6 bölgeye ayrılan iller TÜİK verileri güncellendikçe de sistemde kendi yerini bulacak..Ben de böyle bir şey düşünmüştüm ön-ceden. Bence illerin kalkınmışlık düzeyi belirlenirken Birleşmiş Milletler Kalkınma Programı’nın (UNDP) kullandığı endeks; Beşeri Kalkınma İndeksi (BKI) kullanılırsa çok daha iyi olur. BKI, il bazında ölçüm de yapılabilen bölgelerin, ülkelerin ekonomi, eğitim, sağlık vb. alanlarda gelişimini ölçen bir endekstir. Bu sistemle biz dağ yöresi olarak teşvikten avcumuzu yalasak da bana ideale yakın bir sistem gibi geliyor. Teşvik il değil ilçe bazında verilse daha mı makbul

olur? Tartışılır.. İdeal bir sistem yapmak gerçekten çok zor.. Ayrıca kaliteli istatistik üretemeyen ülke olarak ne kadar ölçebiliriz ayrı mesele tabiî ki.

Dağyenice turizmde teşviği kapıyor da madem bize neden pay verilmiyor diyorsak kusuru biraz da kendimizde aramalıyız.. Üniversitede iktisatçı Erdal Ünsal hocamızın bir sözü vardı: “ ne kadar ekmek o kadar köfte!”

Bu belge, Yeni Teşvik Paketi bir proje..bakınca güzel, adil de duruyor ancak gel gelelim bizim dağ yöresinin de Bursa’nın kalkınmışlığıyla uzaktan yakından bir ilgisi yok. Ayrı dünyalarız. Bursa en kalkınmış iller arasında, dağ yöresinin doktoru bile nazlı geliyor.

Sonuçta hiçbir şey için geç kalınmış da değil, projeye bir Dağyenice gibi Dağ yöresi paragrafı da açılır, açılabilir..Çoook çalışmamız lazımdı..yine de çok çalışmalıyız..Bu işler ağız ucuyla söylemekle olmuyor, elbirliğiyle sesimizi duyurmalıyız. Hoş, Bursa’nın en büyük su toplama havzası yöremize de Bursa’ya zarar vermeyecek bir bacasız sanayi yakışır ancak.. Siyaseten sesimizi duyurmamız zor oluyor bununla birlikte sivil toplum örgütlerimize, yine en büyüğümüz Dağ – Der yönetimine de burada ciddi görevler düşmekte.. Bu işlerin kolay olmadığını şahit olduğum bir olayı paylaşarak belirteyim, isteyen istediği yorumu çıkarsın:

Yıl 2008 eski Keles Kaymakamımız Akın Ağca ile makamında sohbet ediyoruz. O sırada Bursa İl Spor Müdürlüğünden Şube Müdürü Hamza Bey kaymakamın kapısını çalmıştır, elinde çanta ve bir sürü dosya..Keles’te gençlerin spor yapması için kapalı spor salonunun ilk görüşmeleri yapılmakta. En düşük 600 bin orta halli bir salon 1 milyona çıkar diyor müdür bey. Akın bey dil döker döker gündem oluşturmaya çalışır ama nafile.. Sonra Hamza Bey kaymakamımıza bir teklifte bulunur:

“Kaymakam bey! bütçede buna ilişkin kaynak şu an yok, biliyorsunuz ama spor salonu çok masraflı biz size futbol topu, basketbol topu, raket, pinpon verelim.”

Akın bey Keles’e spor salonlarının kazandırılmasında olağanüstü çaba sarf etmiştir, Hamza bey de iyi biridir bir süre ilişkimiz devam etmiştir, e biz dağ yöresi insanları olarak da karşıdan samimi, iyi görünüyoruz öyle diyorsunuz.. .Biz de isteriz efendim teşvikten.. Çok değil, bize yetecek kadar..

Ergün TEKİN

Dağın teşvikle imtihanı

8 Nisan 2012Yörem Güncel

Kaymakam .......................................Belediye Başkanı ............................Cumhuriyet Başsavcısı .................İlçe Garnizon Komutanı ............Mal Müdürü .....................................Milli Eğitim Müdürü ......................İlçe Nüfus Müdürü ........................Özel İdare Müdürü ........................İlçe Tarım Müdürü .........................İlçe Müftülüğü ................................İlçe Jandarma Komutanı..............Tapu Sicil Müdürü .........................Ptt Müdürü ......................................Tedaş Müdürü ................................Halk Eğitim Müdürü .....................Defterdarlık......................................Sağlık Ocağı .....................................E.Ü.A.Ş. Termik Santral...................İlçe Spor Müdürlüğü......................İlçe Kadastro Müdürlüğü.............İlçe Devlet Hastanesi.....................Minibüsçüler Koop.........................Otobüsçüler Koop..........................

817 10 10817 14 30817 10 14817 10 11817 10 45817 10 19817 10 95817 10 38817 10 31817 11 41817 10 23817 11 53817 13 22817 13 45817 11 42817 10 27817 14 16817 73 47817 33 31817 10 20817 10 33817 27 21817 10 64

Orhaneli RehberiKaymakam .......................................Belediye Başkanı ............................Cumhuriyet Başsavcısı .................İlçe Jandarma Komutanı ............Yazı İşleri Müdürü ..........................Mal Müdürü .....................................Milli Eğitim Müdürü ......................İlçe Nüfus Müdürü ........................Özel İdare Müdürü ........................İlçe Tarım Müdürü .........................İlçe Müftülüğü ................................Askerlik Şube Başkanlığı..............Tapu Sicil Müdürü .........................Meteoroloji Müdürü......................Ptt Müdürü ......................................Tedaş Müdürü ................................Halk Eğitim Müdürü .....................Öğretmenevi ...................................Tekel Müdürü ..................................Orman İşletme Müdürü ...............Sağlık Ocağı .....................................İlçe Seçim Kurulu Başkanı ...........Esnaf Sanatkarlar Kooperatifi ....Ziraat Bankası ..................................Keles Koop .......................................Keles Taksi .......................................

861 20 05861 20 09861 20 06861 20 74861 21 98861 20 15861 20 25861 20 63861 20 29861 21 99861 20 46861 20 73861 20 64861 20 19861 23 22861 21 44861 20 45861 22 85861 20 02861 20 27861 20 24861 21 23861 20 34861 24 04861 25 24881 77 52

Keles RehberiKaymakam .......................................Belediye Başkanı ............................İlçe Jandarma Komutanı ............Yazı İşleri Müdürü ..........................Mal Müdürü .....................................Milli Eğitim Müdürü ......................İlçe Nüfus Müdürü ........................Özel İdare Müdürü ........................İlçe Tarım Müdürü .........................İlçe Müftülüğü ................................Vakıf Müd..........................................Tapu Sicil Müdürü .........................Emniyet Amiri..................................Telekom...... ......................................Tedaş Müdürü ................................Halk Eğitim Müdürü .....................Muhtarlar Derneği.........................İcra.................... ..................................Orman İşletme Şefi .......................Sağlık Ocağı .....................................Noter....................................................Kınık Belediye Başkanı..................Ziraat Bankası ..................................Büyükorhan Koop...........................Dağser Koop.....................................

841 20 01841 20 69841 20 20841 24 16841 23 88841 24 20841 24 17841 24 18841 23 53841 24 77841 23 02841 24 19841 20 10555 39 20841 20 95841 24 74841 20 50841 24 73841 24 10841 20 05841 23 45852 50 01841 21 18841 25 55 841 27 72

Büyükorhan RehberiKaymakam .......................................Belediye Başkanı ............................Harmancık Noteri...........................İlçe Jandarma Komutanı ............Telekom.............................................Mal Müdürü .....................................Milli Eğitim Müdürü ......................İlçe Nüfus Müdürü ........................Özel İdare Müdürü ........................İlçe Tarım Müdürü .........................İlçe Müftülüğü ................................Karayolları İşletme Şefliği............Tapu Sicil Müdürü .........................İcra.......................................................Ptt Müdürü ......................................Tedaş Müdürü ................................Halk Eğitim Müdürü .....................Devlet Hastanesi.............................Harmancık MYO..............................Orman İşletme Şefliği....................Sağlık Ocağı .....................................Esnaf ve Sanatkarlar Odası..........Tarım Kredi Kooperatifi.................Ziraat Bankası ..................................Otobüs ve Minibüsçüler Koop ..Harmancık Emniyet........................

881 24 50881 20 20881 26 50881 20 02 881 24 99881 24 83881 24 88881 24 75881 24 81881 22 23881 24 74881 20 19881 24 73881 24 30881 23 22881 22 63881 25 44881 20 19881 32 11881 20 23881 22 98881 34 84881 20 04881 20 92881 22 36881 31 94

Harmancık Rehberi

Katkıda BulunanlarFaruk ANBARCIOĞLU, Yunus Emre COŞAN, Orhan BOZDEMİR,

Aydın KURMUŞ, Tarık AS, Tuğba Akbey İNAN, Saadettin TOPÇU,Ergün TEKİN, Ramazan GÜNHAN, Cihan ERDEN, Kamile EMET, Şevki GÜR

YayınYönetim Yeri : Tahtakale Mah. Çelebiler Cd. Akarsu İpekçi İş Sarayı Zemin Kat No:44 Osmangazi-BURSA Tel&Fax: 224 56 84İrtibat Bürosu : Cuma Mh. I. Murat Cd. No:14/A Keles-BURSA Tel&Fax: 861 28 70Baskı Yeri : Özcan Ofset Baskı MatbaacılıkGülbahçe Mah. Akmal Sok. No: 10 BURSA Tel: 0.224 254 77 14

Yorem Güncel gazetesi basın meslek ilkelerine uymaya söz vermiştir. Yorem Güncel gazetesinde yayınlanan yazıların tüm sorumluluğu yazarlarına aittir.

Yıl: 4Sayı: 37

Nisan2012

Yerel Aylık Süreli

Hukuk DanışmanlarıAv. Engin KARA

Av. Mehmet CAN

Yonca Tanıtım ve Yayıncılık Adına İmtiyaz Sahibi Mustafa BALSEVEN

Görsel YönetmenSerkan BALSEVEN

Haber Müdürü Fatih GÜÇTÜRK

Yazıişleri Müdürü Fatih Mehmet

AZER

Bursa’nın en hızlı gelişen bölgesi olan Nilüfer’de yaz sezonuyla birlikte yol-asfalt çalışmalarına hız kazandıran Nilüfer Belediyesi, bu yıl 89 kilometre asfaltlama çalışması yapmayı hedefliyor.

Geçen yıl hedefini aşarak 67 kilometre asfaltlama yapan Nilüfer Belediyesi ekipleri bu yaz asfaltlama çalışmalarına hız vererek 130 bin ton asfalt dökecek.

2011 yılında makine parkı yatırımlarına ağırlık verdiklerini dile getiren Nilüfer Belediye Başkanı Mustafa Bozbey, “Nilüfer’in en büyük sorunları arasında gösterilen yol ve asfalt sorunlarına çözüm bulmak için tüm imkanlarımızı seferber ediyoruz. Hızla gelişen Nilüfer’de yol ve asfalt konusunda gelen talepleri karşılamak için bu yıl da çalışmalarımızı sürdüreceğiz. Ekiplerimiz sürekli yol iyileştirme ve bakım onarım çalışmalarını sürdürüyor” dedi.

Yaz döneminde 130 bin ton asfalt dökerek 89 kilometrelik yol asfaltlayacaklarını kaydeden Başkan Bozbey, bu yıl öncelikle; Ahmetyesevi, Alaaddinbey, Altınşehir, Ataevler, Balat, Barış, Beşevler, Çalı, Çamlıca, Demirci, Ertuğrul, Fethiye, Görükle, Hasanağa, İhsaniye, İrfaniye, Karaman, Kayapa, Konak, Kültür, Minareliçavuş, Odunluk, Özlüce ve Üçevler mahallelerinde asfaltlama çalışması yapılacağını söyledi.

Nilüfer’in en öncelikli ihtiyacı olan yol-asfalt çalışmalarını aksaksız yürütebilmek için İller Bankası’ndan kredi desteği aldıklarını sözlerine ekleyen Başkan Bozbey, Nilüfer Belediyesi’ne 17 milyon 500 bin TL tutarında kredi imkanı sunan İller Bankası yetkililerine de teşekkür etti.

Gürsu Belediyesi ve Tophane Endüstri Meslek Lisesi ortaklığında hazırlanan, Ulusal Ajans tarafından desteklenen “El Ele Daha Genç Bir Demokrasiye” Projesi kapsamında düzenlenen “Yönetim Modelleri ve Temsili Demokrasi” etkinlikleri kapsamında, Gürsu Belediye Başkanı Orhan Özcü, Tophane Endüstri Meslek Lisesi öğrencileriyle bir araya geldi.

Ulusal Ajans tarafından Türkiye genelinde kabul edilen 3 projeden biri olma özelliği taşıyan projeyle amaçlanan, gençlerin yerel yönetimler başta olmak üzere demokratik karar alma süreçlerine daha fazla dâhil olmalarını sağlamak

ve demokrasinin gelişmesinde gençlerin becerilerinin ve enerjilerinin daha fazla kullanılmasını temin etmek.

Söyleşide gençlerin sorularını yanıtlayan Gürsu Belediye Başkanı Orhan Özcü, demokrasinin gelişmesinde gençlerin sorumluluk bilincine sahip olması gerektiğini vurgulayarak “ Ülkemizin geleceğini aydınlatacak gençlerimiz, kendilerine söz sırası gelmesini beklemeden her konuda fikirlerini ortaya koymalıdır. Toplumsal olaylara karşı duyarlı olmalı ve tepkilerini ortaya koyabilme cesaretini gösterebilmelidir” diye konuştu.

Gençlerimiz demokrasidesorumluluk hissetmeli

Nilüfer’de asfalt sezonu başladı

KUTLAMA

Yörem Güncel gazetesinin 4.yılını kutlar,

yayın hayatında başarılar dileriz.

İsmail DORU UK-DER

Uluçam Köyü Kültür ve Yardımlaşma Derneği

Yön. Kur. Başkanı

KUTLAMA

Yörem Güncel gazetesinin 4.yılını kutlar,

yayın hayatında başarılar dileriz.

NOT: 6 Mayıs 2012 Pazar günü köyümüzde düzenlenecek olan mezarlık temizliğimize tüm üyelerimiz davetlidir.

M. Emin ALIÇKOZ-DER

Kozbudaklar Köyü Yardımlaşma ve Dayanışma Derneği

Yön. Kur. Başkanı

KUTLAMA

Yörem Güncel gazetesinin 4.yılını kutlar,

yayın hayatında başarılar dileriz.

Ramazan EYİLBAK-DER

Bıyıklıalanı Köyü Kültür ve Yardımlaşma Derneği

Yön. Kur. Başkanı

5Nisan 2012 Yörem Güncel

Her geçen yıl daha büyük bir coşku ile kutlamaya başladığımız Yüce Peygam-berimizin doğum yıldönümünde ülkemizin dört bir tarafında çok güzel etkinlikler yapılmaya başlandı. O önce yüreklerimize hitap etti. Kendi kız çocuklarını diri diri toprağa gömen bir kavimden, yürekleri paslı bir kavimden, kendi elleriyle helva-dan yaptıkları putlara tapan bir kavimden, yürekleri insan sevgisiyle dolu pırıl pırıl bir toplum oluşturdu. Önce “ ilim ” dedi. Uçak hızı ile yarışan hızlı trenlerin olmadığı, 10 000 kilometre yükseğe çıkan 900-1000 km hızla giden uçakların olmadığı bir zamanda “ İlim Çin’de bile olsa gidiniz alınız ” diyerek ilme verdiği önemi ortaya koydu. Toplum-sal duyarlılığı ön plana çıkartıp “ Komşusu aç iken kendisi tok yatan bizden değildir ” diyerek açların ve yoksulların durumuna dikkatlerimizi çekti.

Sevgiyi, mütevaziliği, kusurları örtmeyi ilke edinerek “ Birbirinizi sevin, merhametli olun, mütevazi olun, birbirinizin dertleri-yle ilgilenin, birbirinizin hatasını düzeltin, hediyeleşin, birbirinizle selamlaşın ” diyerek toplumdaki sevgi çemberinin ne şekilde olması gerektiğinin metotlarını öğretti. İnsan haklarına saygısını “ Emaneti ehline verin” diyerek insan hakları evrensel beyan-namelerinin öncülüğünü yaptığı. Koyduğu bu düstur ile konuyu cihanşumul hale getirdi. Çalışanların emeğine olan saygısı ile bütün dünyaya örnek oldu ve “ Çalıştırdığın işçinin ücretini alın teri kurumadan ödeyin” diyerek emeğin kutsallığını tüm dünyaya duyurdu. Günümüz dünyasında kadın haklarından yeni yeni bahsedilirken ve kendisi de bir erkek olmasına rağmen O “ Cennet anaların ayakları altındadır ” dedi. Annesini, babasını yitirmiş insanlara, aç- açık insanlara, hastalara ilgi duymayı O’ndan öğrendik. Çünkü O “ bugün bir yetimin başını okşadın mı, bugün bir açı doyurdun mu, bugün bir hastayı ziyaret ettin mi” derdi.

Bitmez tükenmez bir sevginin ve merhametin çağlayanıydı. Nice paslı kalpler O’nun mektebinde terbiye gördü. Nice kirli yürekler O’nun meclisinde aydınlığa kavuştu. Sadece zamanındaki insanlara değil, tüm insanlığa öğretmen oldu, eğitici oldu. İnsanlık, insanlığı aslında O’ndan öğrendi. Sadece insanlara insanca değil, hayvanlara bile insanca davranmamız gerektiğini öğretti.

Bir gün askerleri ile savaşa giderken bir köpeğin yavrularını

emzirdiğini görünce, köpek de, yavruları da rahatsız olmasın diye tüm ordunun yolunu değiştirdi. Düşene tekmelerin atıldığını yaşadığımız dünyada acaba bugün aynı şartlarda ki bir komutan köpeğe ve yavrularına nasıl davranırdı sizce. Üç-dört sene önce Irak’da Ebu Gureyb hapishane-sinde yaşanan ve tüm dünyada infialler uyandıran iğrenç görüntüleri hatırlayınca 1400 yıl öncesinin o Güzeller Güzeli Rah-metin Peygamberi-Sevginin Peygamberi geliyor gözlerimizin önüne.

Hoş geldin sefalar getirdin Güzel İnsan, Güzel Peygamber. Yüce Yaratanımız zaten Senin için “ Sen olmasaydın ben bu alemi yaratmazdım” diyor. Aslında Sen varsın diye biz de varız. Bütün kainat var. Börtü böcek var. Ağaçlar var. Dağlar, taşlar var. Evren var. Kainat var. Hoş geldin Güzel İnsan yüreklerimize.

Her tarafta vahşet, her tarafta zulmet vardı. Kararan ruhlar, zulmün pençeler-inde katılaşmış kalpler, aslında bu zulmet perdelerinin yıkılacağı zamanı bekliyordu. Doğudan batıya, kuzeyden güneye, bütün alem aydınlığa kavuşacağı günü bekliyordu. Hüzün örtülerine bürünmüş, anlamsız başıboşluk deryasındaki insanlık bir ışık bekliyordu. Yahudi ve hristiyan din alimleri bu ışığın kendi kutsal kitaplarından edin-dikleri bilgiler doğrultusunda yaklaştığını çok iyi biliyorlardı. Çünkü doğacak olan ışığın işaret ve müjdelerinin açığa çıktığını görüyorlardı. Kimsenin haberi olmadan bu alimler müjdeyi verdiler. Vahşetin hüküm sürdüğü bir acımazsız devirde O kainatın ufkuna birden doğuverdi.

O gece, yani yeryüzüne teşrif ettiği gece Yahudi âlimleri semâya bakıp “Bu yıldızın doğduğu gece Ahmed doğmuştur” dediler.

Bîr Yahudi İleri geleni Mekke’de Peygam-berimizin doğduğu gece, içlerinde Hişam ve Velid bin Muğire, Utbe bin Rabia gibi Kureyş

ileri gelenlerinin bulunduğu bir toplantıda, - “Bu gece sizlerden birinin çocuğu oldu

mu?” diye sordu.- “Bilmiyoruz” diye cevap verdiler.Yahudi, “Vallahi sizin bu ihmalinizden

iğreniyorum” dedi.“Bakın, ey Kureyş topluluğu, size ne

söylüyorum, iyi dinleyin. Bu gece, bu üm-metin en son peygamberi Ahmed doğdu. Eğer yanlışım varsa, Filistin’in kudsiyetini inkâr etmiş olayım. Evet, onun iki küreği arasında kırmızımtırak, üzerinde tüyler bulunan bir ben var” dedi.

Toplantıda bulunanlar Yahudinin sözünden hayrete düştüler ve dağıldılar. Her birisi evlerine döndüğünde bu durumu ev halkına anlattılar. “Bu gece Abdülmuttalib’in oğlu Abdullah’ın bir oğlu doğdu. Adını Mu-hammed koydular.” haberini aldılar.

Ertesi gün Yahudiye gittiler:“Bahsettiğin çocuğun bizim aramızda

dünyaya geldiğini duydun mu?” dediler.Yahudi “Onun doğumu benim size

haber verdiğimden önce midir, sonra mıdır?” dedi.

Onlar, “Öncedir ve ismi Ahmed’dir” dedi-ler. Yahudi, “Beni ona götürün” dedi.

Yahudi ile beraber kalkıp Hz. Âmine’nin evine gittiler, içeri girdiler.

Peygamberimizi yahudinin yanına çıkardılar. Yahudi Peygamberimizin sırtındaki beni görünce, üzerine baygınlık geldi, fenalaştı. Kendine gelip ayıldığı sırada,

“Ne oldu sana, yazıklar olsun” dediler.Yahudi, “Artık İsrailoğullarndan pey-

gamberlik gitti. Ellerinden kitap da gitti. Artık yahudi âlimlerinin kıymet ve itibarları da kalmadı. Araplar peygamberleriyle kurtuluşa ereceklerdir.

“Ey Kureyş topluluğu, ferahladınız mı? Vallahi size, doğudan batıya kadar ulaşacak bir güç, kuvvet ve bir üstünlük verilecektir” dedi.

Kâinatın Efendisini dünyaya getiren bahtiyar annenin henüz dünyaya gelmeden görüp, gördükleri de çok manalıydı..

Peygamber Efendimize hamileyken rüyasında, “Sen, insanların en hayırlısına ve bu ümmetin efendisine hamile oldun. O’nu dünyaya getirdiğin zaman ‘Her hasetçinin şerrinden koruması için Bir ve Tek Olan’a sığınırım’ de, sonra O’na Ahmed yahut Mu-

hammed ismini ver.” Denilir.Yine kendisinden çıkan bir nurun

aydınlığında bütün doğuyu ve batıyı, Şam ve Busra saray ve çarşılarını, hattâ Busra’daki develerin uzanan boyunlarını gördüğünü Abdülmüttalib’e anlatmıştı.

Aynı gece Hz. Âmine’nin yanında bulu-nan Osman bin Âs’ın annesinin gördükleri de şöyledir:

“O gece evin içi nurla doldu, yıldızların sanki üzerimize dökülecekmiş gibi sarktıklarını gördük.”

Evet bu ulvî anı dile getiren Mevlid’in yazarı Süleyman Çelebi bütün bu hakikatleri şu beytiyle şiirleştirmiştir:

“Hem Muhammed gelmesi oldu yakinÇok alâmetler belürdi gelmeden”Rabiülevvel ayının 12. Pazartesi gecesi,

yapılan hesaplamalara göre, Miladi takvime göre 20 Nisan’a denk gelen gece idi.

Dünyayı şereflendiren iki Cihan Server-inin üzerini o günün bir âdeti olarak bir çanakla kapattılar.

Araplara göre o zaman, gece doğan çocuğun üzerine bir çanak koymak ve gündüz olmadan ona bakmamak âdetti. Fakat bir de baktılar ki, Peygamber Efen-dimizin üzerine konulan çanak yarılmış ikiye ayrılmış, Efendimiz gözlerini gökyüzüne dikmiş, başparmağını emiyordu.

Evet, bu işaret her türlü küfrün, zulmün, şirkin ve her türlü bâtıl inanç ve âdetlerin parçalanıp yok olması, imanın, nurun ve hidâyetin kâinatı aydınlatması için gönderilmiş bir Peygamberi işaret ediyordu.

Aynı gece Kabe’de tapılmakta olan cansız putların çoğunun başaşağı devrildiği görüldü.

Aynı gece Kisra sarayının beşik gibi sallanıp, on dört balkonunun parçalanıp yerlere düştüğü öğrenildi.

Sava’da mukaddes tanınan gölün suyu-nun çekilip gittiği görüldü.

Bin senedir yakılan ve söndürülmeyen mecusi ateşinin sönüverdiği görüldü.

Bütün bunlar, o gece doğan Yüce Peyg-amberimizin ateşe ve puta tapmayı kaldırıp, Fars saltanatını parçalayarak, Allah’ın izni olmadan kutsal tanınan şeylerin kutsallığını ortadan kaldıracağının belirtileriydi.

İşte bu Kutlu Doğum Haftasını bütün kalbimizle, ruhumuzla her sene yeniden yâd edip kutluyoruz.

O’nun getirdiği ebedi nura, açtığı huzur ve sevgi caddesinde yürümek, O’ na yeniden bağlılığımızı tazelemek ne yüce bir şeref ve ne büyük bir saadettir.

Yüce Peygamberimize yazılmış o kadar güzel şiirler var ki. Her biri birbirinden harika olan bu şiirlerden Merhum Mehmet Akif ERSOY’ a ait bir şiir ile sizleri baş başa bırakıyorum.

Selam ve sevgi… On Dört Asır EvvelOndört asır evvel, yine böyle bir gec-

eydi,Kumdan, ayın ondördü, bir öksüz

çıkıverdi!Lakin, o ne hüsrandı ki: Hissetmedi

gözler,Kaç bin senedir halbuki

bekleşmedelerdi!Nerden görecekler, göremezlerdi tabii;Bir kere, zuhur ettiği çöl en sapa yerdi,Bir kerede, ma’mure-i dünya, o zaman-

lar,Buhranlar içindeydi, bu günden de

beterdi.Sırtlanları geçmişti beşer yırtıcılıkta;Dişsiz mi bir insan, onu kardeşleri yerdi!Fevza bütün afakını sarmıştı zeminin.Salgındı, bugün şarkı yıkan, tefrika

derdi.Derken, büyümüş kırkına gelmişti ki

öksüz,Başlarda gezen kanlı ayaklar suya erdi!Bir nefhada insanlığı kurtardı o ma’sum,Bir hamlede kayserleri, kisraları serdi!

Aczin ki, ezilmekti bütün hakkı dirildi;Zulmün ki, zeval aklına gelmezdi

geberdi!Âlemlere rahmetti evet şer-i mübini,Şehbalini adl isteyenin yurduna gerdi.Dünya neye sahipse, O’nun vergisidir

hep;Medyûn ona cemiyyeti, medyûn O’na

ferdi.Medyûndur o mâsuma bütün bir

beşeriyyetYâ Rab, bizi mahşerde bu ikrâr ile haşret.Mehmed Akif Ersoy

Kutlu Doğum

Faruk ANBARCIOĞ[email protected]

Keles ÇPL Almanya yolcusuNilüfer Nur Hayati Kurtcan Ticaret Meslek

Lisesi koordinatörlüğünde hazırlanan ve Avrupa Birliği Eğitim ve Gençlik Programları Merkezi Başkanlığına sunulan “EKONOMİNİN LOKOMOTİFİ: DIŞ TİCARET” adlı Leonardo da Vinci Mesleki Eğitim Projesi Ulusal Ajans tarafından kabul edildi. Bu kapsamda Keles Çok Programlı Lisesi ile birlikte Yıldırım Ticaret Meslek Lisesi, Nilüfer İslam Uyar TML ve Osmangazi ÇPL’de eğitim gören toplam 25 Öğrenci ve bu öğrencilere refakatçilik edecek 4 Öğretmen Almanya’nın Augsburg şehrinde eğitim ve staj faaliyetlerine katılacak. Proje katılımcıları eğitim ve staj faaliyetinin dışında, Almanya ekonomisinin lokomotifini oluşturan BMW, Mesleki Yönlendirme Merkezi(İŞKUR) ve çok sayıda mesleki eğitim kurumlarına

düzenlenecek teknik gezilere katılarak uygulamaları yerinde görme imkanını elde edecekler. 06 Mayıs 2012 ve 26 Mayıs 2012 tarihleri arasında “Moortex GbR” ve “South East Training Academy GmbH” bünyesinde gerçekleşecek olan yurt dışı hareketlilik faaliyeti 3 hafta(21 gün) boyunca devam edecek. Dış Ticaret Alanında hazırlanan Ekonominin Lokomotifi: Dış Ticaret adlı projenin yurtdışı hareketlik faaliyetinin başarı ile tamamlanması sonucunda mesleki nitelikleri artırılan katılımcılar istihdam edildikleri KOBİ’lerin; Gelişmiş ülkelerde faaliyet gösteren KOBİ’ler ile rekabet edebilir duruma gelebilmeleri, Ülke ekonomisine daha fazla katkı sağlayabilmeleri, Satış ve karlarını artırabilmeleri, Dünya pazarlarındaki pastadan daha fazla pay alabilmeleri ve Fazla üretim

kapasitelerini satabilmeleri gibi durumlarının gelişmesine katkı sağlayabilecekler.

Keles Çok Programlı Lisesi’nin de 5 Muhasebe ve Finansman alanı öğrencisi ile katkı sunduğu proje yolculuğuna öğretmenleri Serkan Karademir eşlik edecek. Proje faaliyetleri ile ilgili açıklamalarda bulunan Keles Çok Programlı Lisesi Muhasebe ve Finansman Alanı Bölüm Şefi Serkan Karademir “Nilüfer Nur Hayati Kurtcan Ticaret Meslek Lisesi koordinatörlüğünde hazırlanan proje, Bursa’da özellikle dış ticaret alanında faaliyet gösteren işletmelere yetiştirecek elemanlarla çeşitli fırsatlar sunacak. Dış Ticaret alanında faydalı olacak bu projeyi koordine eden Nilüfer Nur Hayati Kurtcan Ticaret Meslek Lisesi’ne teşekkür ediyoruz.” dedi.