68
Bulut Çağına Hazır mısınız? SAYI 18 05/2015 4G’yi Beklerken 5G’ye mi Geçiyoruz? • En Tehlikeli İnternet Tuzakları • Türkiye’nin İnternet Yasaklarıyla Sınavı Hizmet Süresiyle Orantılı Ücret Dönemi Başladı • Dünyanın En Çok Para Kazanan Büyük Veri Firmaları Numara Taşıma Türkiye Nüfusunu Geçti • BİT Sektöründe Nitelikli İnsan Gücü Talebi Artıyor Seçim Öncesi “İnternete Sansür Yasası” Yeniden Gündemde • Piyasadaki Akıllı Saat Alternatifleri Bulut Çagına Hazır mısınız? ~

BT Günlüğü MAYIS 2015

Embed Size (px)

Citation preview

Bu

lut Ç

ağına H

azır mısın

ız? SAYI 18

05/2015

4G’yi Beklerken 5G’ye mi Geçiyoruz? • En Tehlikeli İnternet Tuzakları • Türkiye’nin İnternet Yasaklarıyla Sınavı

Hizmet Süresiyle Orantılı Ücret Dönemi Başladı • Dünyanın En Çok Para Kazanan Büyük Veri Firmaları Numara Taşıma Türkiye Nüfusunu Geçti • BİT Sektöründe Nitelikli İnsan Gücü Talebi Artıyor

Seçim Öncesi “İnternete Sansür Yasası” Yeniden Gündemde • Piyasadaki Akıllı Saat Alternatifleri

Bulut Çagğına Hazır mısınız? ~

editör

Resmi Gazete’de 5 Kasım 2014 tarihinde yayımlanan ve 1 Mayıs’ta yürürlü-ğe giren “Elektronik Ticaretin Düzenlenmesi Hakkında Kanun”a göre, yeni dönemde, pazarlama ve tanıtım amaçlı “istenmeyen” mesaj, arama, e-posta gibi uygulamalar son buldu. Buna göre, kanuna aykırı hareket edenlere bin liradan 15 bin liraya kadar değişen idari para cezası uygulanacak.

Kanuna göre, hizmet sağlayıcıları, elektronik iletişim araçlarıyla sözleşme-nin yapılmasından önce, alıcıların kolayca ulaşabileceği şekilde ve güncel olarak tanıtıcı bilgileri sunacak. Alıcının, siparişini elektronik iletişim araç-larıyla vermesi halinde; hizmet sağlayıcı, siparişin onaylanması aşamasında ve ödeme bilgilerinin girilmesinden önce, ödenecek toplam bedel de dahil, sözleşmenin şartlarının alıcı tarafından açıkça görülmesini sağlayacak. Hiz-met sağlayıcı, alıcının siparişini aldığını elektronik iletişim araçlarıyla teyit edecek. Ticari elektronik iletiler, alıcılara ancak önceden onayları alınmak kaydıyla gönderilebilecek. Bu onay, yazılı olarak veya her türlü elektronik iletişim araçlarıyla alınabilecek.

Alıcının kendisiyle iletişime geçilmesi amacıyla iletişim bilgilerini vermesi halinde, mal ve hizmetlere ilişkin değişiklik ile ticari elektronik iletiler için ayrıca onay alınmayacak. Esnaf ve tacirlere önceden onay alınmaksızın ticari elektronik iletiler gönderilebilecek. Ticari elektronik iletinin içeriğinin, alıcı-dan alınan onaya uygun olması gerekecek.

İletide, göndericinin tanınmasını sağlayan bilgiler ile telefon, faks, kısa me-saj numarası ve elektronik posta adresi yer alacak. İletinin konusu, amacı ve başkası adına yapılması halinde kimin adına yapıldığına ilişkin bilgilere de yer verilecek. Ticari elektronik iletiler, alıcılara ancak önceden onayları alın-mak kaydıyla gönderilebilecek. Bu onay, yazılı olarak veya her türlü elektro-nik iletişim araçlarıyla alınabilecek.

Alıcının kendisiyle iletişime geçilmesi amacıyla iletişim bilgilerini vermesi halinde, mal ve hizmetlere ilişkin değişiklik ile ticari elektronik iletiler için ayrıca onay alınmayacak. Esnaf ve tacirlere önceden onay alınmaksızın ticari elektronik iletiler gönderilebilecek. Ticari elektronik iletinin içeriğinin, alıcı-dan alınan onaya uygun olması gerekecek. İletide, göndericinin tanınmasını sağlayan bilgiler ile telefon, faks, kısa mesaj numarası ve elektronik posta adresi yer alacak. İletinin konusu, amacı ve başkası adına yapılması halinde kimin adına yapıldığına ilişkin bilgilere de yer verilecek.

Ticaret Eskisi Gibi OlmayacakElektronik ticarete ilişkin sipariş verme, ticari iletişim, “mesaj, arama, e-posta” gibi iletiler ve yaptırımları içeren tüketici lehine yeni düzenlemeler yürürlüğe girdi.

Ali Yavuz ŞAHİNGenel Yayın Yö[email protected]

4

künye

içindekiler

06 Haberler10 Röportaj: Gökalp Bahçeli16 Röportaj: Aslı Derbent Özkan 20 Röportaj: Mustafa Uyar22 Türkiye’nin En Kapsamlı BT Yöneticileri

Zirvesi Antalya’da Gerçekleştirildi26 Röportaj: Metin Tarakçı 30 Güç EMC’nin Elinde32 Piyasadaki Akıllı Saat Alternatifleri34 Dünyanın En Çok Para Kazanan Büyük Veri

Firmaları36 Kapak Konusu: Bulut Çağına Hazır mısınız? 40 Seçim Öncesi “İnternete Sansür Yasası”

Yeniden Gündemde44 BİT Sektöründe Nitelikli İnsan Gücü Talebi

Artıyor46 Numara Taşıma Türkiye Nüfusunu Geçti48 Hizmet Süresiyle Orantılı Ücret Dönemi

Başladı50 Türkiye’nin İnternet Yasaklarıyla Sınavı54 En Tehlikeli İnternet Tuzakları56 4G’yi Beklerken 5G’ye mi Geçiyoruz?60 BT Günlüğü Test Merkezi

Yazı İşleri

Ali Yavuz ŞAHİNGenel Yayın Yönetmeni

(Sorumlu)

[email protected]

Ecevit BIKTIMYayın Danışmanı

[email protected]

Mehmet Ali GündüzProdüksiyon Sorumlusu

[email protected]

Editörler

Mücahit AytekinBarış TerunErhan TanMutlu ÇavuşAvşar Ö[email protected]

KreatifCreative [email protected]

Reklam

Reklam Departmanı[email protected]

AdresEylül Medyaİnönü Caddesi No: 8 Bulut İş Merkezi 4. Kat Daire: 72 ÇeliktepeKağıthane / İstanbulTel : 0212 270 36 37 PBXFax: 0212 270 36 37

DağıtımEtkin Dağıtım

Baskı ve CiltÖzgün OfsetAytekin sokak no:21

4.Levent / İstanbul

Tel : 0212 280 00 09

Fax: 0212 264 74 33

DÜZELTME: Dergimizin Nisan 2015 sayısında 22 ile 23’üncü sayfasında yayınlanan KOMTAŞ Bilgi Yönetimi Genel Müdürü Yüksel Çomak ile yaptığımız söyleşide Yüksel Beyin soyadı yanlış yazılmıştır. Doğrusu Yüksek Çomak’tır düzeltir özür dileriz.

6 7

haberler

Informatica ve Türkiye’deki iş ortağı KOMTAŞ Bilgi Yönetimi; kurumsal veri yönetiminin 360 derece ele alındığı “Information-Centric Organizations Summit” etkinliğini; veri yönetimi ve iş zekası profesyonelle-rinin katılımlarıyla 29 Nisan’da başarıyla gerçekleş-tirdi. Kurumsal veri yönetiminin tüm yönleriyle ele alındığı toplantıda, veriden tam potansiyelin nasıl sağlanacağı, veriden maksimum katma değer elde etmenin yolları ve “Informatica Akıllı Veri Yönetimi Platformu” tanıtıldı. KOMTAŞ Bilgi Yönetimi Genel Müdürü Yüksel Çomak, uygulama analitiği ve veri arasındaki hızı yönettiklerini dile getirdiği ve veriye hazır mısınız, veri odaklı yaklaşıma hazır mısınız? diyerek başladığı konuşmasında; veriye bakış açısının değişmesi gerektiğini ve uygulamalara hapsolmuş veriyi, “değer” haline getirerek serbest bırakmanın öneminden söz etti. Biz, bir şirketin her katmanından bakıldığında aynı analitik sonucu veren, doğru, güve-nilir ve ilgili veriyi sunduğumuz “Akıllı Veri Yöneti-mi Platformu” ile uygulama temelli yaklaşım yerine şirketlerin veri odaklı yaklaşımı benimsemelerini sağlıyoruz. Uygulama temelli yaklaşım, şirketlerin ge-lirlerini artırmıyor ve yaratıcı ürünleri piyasaya sun-mak adına şirketlere fayda sağlamıyor. Önümüzdeki dönemde liderlik pozisyonunda olanlar daha fazla veri odaklı kararlar vermek zorunda kalacaklar. Bina inşa etmek gibi düşünün. Zamanında bu veri mimarisi ile kurumsal mimariyi doğru bir şekilde kurgulaya-mazsak ileride sıkıntılar yaşarız.” dedi.

Değerli Veri ile “Veri Otobanı” Kurulmalı

QlikView Türkiye, 8 Nisan Çarşamba günü Limak Euroasia Luxury Hotel’de iş ortağı Bilgera Yazılım’la birlikte gerçekleştirdiği “Focus with QlikView” toplantısında FMCG sektöründe faaliyet göste-ren müşterileriyle birlikte, Perakende sektörünün önemli oyuncularını da bir araya getirdi. Toplantının açılış konuşmasını Bilgera Yazılım Genel Müdürü Umut Sevin gerçekleştirdi. Sevin, ‘’2007 yılından itibaren öncelikle mobil teknolojilerine odaklan-dık, ardından İş Zekası gündeme geldi. Müşteriler raporlarına online ve hızlı bir şekilde erişebilmek isteyince çalışmalarımıza bu doğrultuda yön verdik. Amacımız da zaten veriye daha hızlı ulaşmaktı. 2012 yılında dünya genelinde bir araştırma yaptık ve 2013 yılında QlikView ile OEM anlaşması gerçekleştirdik’’. Son dönemde özellikle bulut teknolojileri üzerinde yoğunlaştıklarını belirtten Sevin , ‘’Focus programla-rını buluta taşıyoruz. Raporlama uygulamalarını ise mobil ortamlarda geliştirme yapılabilen, Qlik’in yeni ürünü Qlik Sense ile devam ediyoruz” dedi. QlikView Türkiye Yönetici Ortağı ve CEO’su Ümit Altınay da, tüm Türkiye ve tüm şirketleri kapsama hedefinde doğru iş ortaklarının önemine dikkat çekti. Bilgera’yı bu konuda önemli stratejik ortak olarak tanımlayan Altınay, ‘’Büyüyen verinin doğru biçimde analiz edilmesi giderek önem kazanıyor’’ dedi. Türkiye’de bu konuda birçok başarı hikayesinin oluştuğunu vurguladı. Toplatının son bölümünde, TNB Bilgi Görüntüleme Sistemleri İş Geliştirme Başkanı Hakan Çoruh ile Numil Satış Müdürü Esat İhsan Kocager de kurumlarında yürüttükleri QlikView İş Zekası proje-lerini anlattıkları birer sunumla yer aldılar.

Perakende Sektörünün Önemli Oyuncuları Bir Araya Geldi

6 7

8 9

haberler

Türk Telekom, Avea hisselerinin tamamını satın almak üzere İş Bankası ve ilgili İş Bankası İştirakleri ile Pay Devir Sözleşmesi imzaladı. Anlaş-mayla ilgili ödemeler Türk Lirası üzerinden ger-çekleştirilecek olup, toplam ödemenin %6,3’ünün Ocak 2017’ye kadar iki eşit taksitle, kalan %93,7’lik kısmının ise 2017 yılında başlayıp 2020 yılında bitecek şekilde, yılda bir kez olmak üzere dört eşit taksitte gerçekleştirileceği bildirildi. Türk Telekom Grubu CEO’su Rami Aslan, Avea’nın tüm hissele-rinin Türk Telekom tarafından alınması yönünde anlaşma sağlanmış olmasından dolayı memnuni-yetini dile getirirken bunun Grubun ileriye dönük büyüme hedeflerini destekleyecek önemli bir adım olduğunu söyledi. Anlaşmayla ilgili ödemeler Türk Lirası üzerinden gerçekleştirilecek olup, toplam ödemenin %6,3’ünün Ocak 2017’ye kadar iki eşit taksitle, kalan %93,7’lik kısmının ise 2017 yılında başlayıp 2020 yılında bitecek şekilde, yılda bir kez olmak üzere dört eşit taksitte gerçekleştirileceği bildirildi. İlgili kurum ve kuruluşlar nezdinde ger-çekleştirilecek olan başvuru onay süreçlerinin ta-mamlanmasının ardından Türk Telekom, Avea’nın hisselerinin tamamına sahip olacak. Türk Telekom Grubu CEO’su Rami Aslan, Avea’nın tüm hissele-rinin Türk Telekom tarafından alınması yönünde anlaşma sağlanmış olmasından dolayı memnuni-yetini dile getirirken bunun Grubun ileriye dönük büyüme hedeflerini destekleyecek önemli bir adım olduğunu söyledi.

Türk Telekom, Avea Hisselerinin Tamamını Satın Almak İçin Harekete Geçti

ZyXEL, Türkiye kurulduğu günden beri, en yenilikçi ve ileri teknoloji ürünleri pazara sunarken, aynı zamanda sı-nırsız ve ücretsiz teknik destek hizmeti ile sahada çalışan tüm ürünlerini desteklemeye devam ediyor. İnternet ve telefon kanalı üzerinden 365 gün - 7 gün 24 saat hizmet misyonuyla hareket eden ZyXEL İletişim Merkezi, uz-man bir ekiple müşterilerin soru ve sorunlarına çok kısa sürede çözüm üretebiliyor. ZyXEL, telekomünikasyon ve internet servis sağlayıcıları başta olmak üzere en-tegratörler aracılığıyla eğitim, sağlık, inşaat ve gıda gibi farklı sektörlerden birçok firma ve bireysel kullanıcıların sorunlarına ilk temasla ortalama 6 dakika gibi kısa bir süre içinde çözüm sunuyor. Taleplerini ZyXEL Türkiye’nin web sayfası üzerinden de iletebilen müşteriler, en fazla bir saat gibi kısa bir süre içinde sorularına yanıt alabiliyorlar. Telefonla alınan çağrılar ya da internet sayfasından gelen tüm talepler CRM programı üzerinden takip ediliyor ve oluşturulan kalite standartları çerçevesinde değerlen-dirmeye alınıyor. Konu hakkında açımlama yapan ZyXEL Türkiye Genel Müdürü Vefa Tarhan “ ZyXEL, ilk ürün satın almasının ardından müşterisinin yanında ömür boyu dost olarak bulunuyor” diyor ve ekliyor: “Firma olarak bu güvenin karşılığını her zaman takdir edip korumak için desteğimizi esirgemiyoruz ve bunu her zaman aklımızda tutuyoruz. Daima önceliğimiz müşterimiz diyoruz. Servis kalitesinde hiçbir zaman maddi bakış açısıyla bakmıyoruz. Para kaybetmek müşterimizin dostluğunu kaybetmenin yanında hiç önemli değil” dedi.

ZyXEL Çağrı Merkezi Kapasitesini İki Katına Çıkardı

8 9

C

M

Y

CM

MY

CY

CMY

K

Rekabette bir adım öne geçmek için kurumların gelişen teknoloji yakından takip etmesi gerekiyor. Bu ay kapak konumuzda da detaylarını görebileceğiniz Bulut Bilişim hizmetleri son dönemin en popüler konularından bir tanesi. Bu önemli

konuda aklımıza takılan soruları KoçSistem Yönetilen Hizmetler, Veri Merkezleri ve Bulut Hizmetlerinden sorumlu Genel Müdür Yardımcısı Gökalp Bahçeli’ye sorduk.

Ali Yavuz ŞAHİ[email protected]

Şirketler Kritik Uygulamaları İçin Bizi Tercih Ediyor

söyleşi

Bizlere iş yaşamınız hakkında kısaca bilgi verebilir misiniz?

İş hayatıma 1998 yılında KoçSis-tem’de başladım. Arada dört yıl kadar kendi işimi yapmak için ayrıldım. Ardından yine KoçSis-tem’e döndüm. Pazarlama, Satış ve Üretim departmanlarında gö-rev aldım. 2010 yılından bu yana Yönetilen Hizmetler, Veri Mer-kezleri ve Bulut Hizmetlerinden sorumlu Genel Müdür Yardımcısı olarak çalışıyorum.

Bulut Teknolojileri konusunda KoçSistem olarak sunduğunuz çözümler neler?

Bulut hizmetleri konusunda ça-lışmalarımız 2010 yılında başladı. İlk hizmetlerimiz sanal sunucular üzerinden sunulmaya başlanmış-tı. Geçtiğimiz beş yıl içerisinde portföyümüzü genişlettik. Müş-terilerimizin istekleri farklılaştı. Şu anda 100 kadar müşterimizin aşağı yukarı tüm BT ihtiyaçlarını Bulut hizmetlerimiz üzerinden karşılıyoruz. Bilgi Teknolojilerini servis olarak sağlama konusunda Türkiye’deki en geniş portföye sahip firmayız. Özellikle bu yıl çok yeni servislerimizi kullanıcı-larımızın beğenisine sunduk. İlk olarak Bulut ortamımızı yenile-dik. Türkiye’de ilk defa gerçekten kullandığın kadar öde modelini devreye aldık. Bununla beraber Ocak ayında yeni bir servisimizi daha devreye soktuk. Oracle’ın

Exedata ve Exelogic teknolojisi bulunuyor. Bu teknolojileri servis olarak müşterilerimize sunmaya başladık. Bu servislerimiz de yine kullandığın kadar öde modeli ile sunulmakta. Haziran ayında yeni bir servisimiz devreye girecek. Türkiye’de ilk defa Microsoft’un Azure teknolojisi ile birlikte plat-form servislerini devreye alaca-ğız. Bu da müşterilerimizin uzun süredir beklediği bir servis. İkinci yarıyıl hedeflerimizden bir tanesi de sadece SAP yüklerini çalıştıra-bileceğimiz bir platform servisini müşterilerimize sunmak. SAP yükleri için optimize edilmiş bir ortamda yine kullandığın kadar öde mantığıyla bir servis sunaca-ğız. Bu hizmetlerimizin tamamı-nın üzerinde Bulut ortamında çok geniş bir güvenlik portföyü var ve akılınıza gelebilecek her türlü çözümü servis olarak müşterileri-mize sağlıyoruz.

Sunduğunuz Maximus hizmetinizi rakiplerinize göre farklılaştıran özellikler neler?

Maximus bizim Bulut hizmetleri-mizin şemsiye markası. Çıkış nok-tası itibariyle Maxsimus’un bir farklılığı var. Biz Bulut servisle-rimizi sunmaya en üst seviyedeki kurumsal müşterililerle başladık. Dolayısıyla servislerimizin çıtası çok yukarılarda başladı. Literatü-rü açın, tüm dünyada firmaların Bulut servileri üzerine ilk koya-cakları şeylerin test ve geliştirme

ortamlarının olduğundan bahse-der. Biz servislerimizi sunmaya başladığımızda ise böyle olmadı. Müşterilerimiz en kritik uygula-maları ile sunduğumuz servisle-rin üstüne geldi. Şu anda on tane müşterimiz %90’nın üzerinde sunucusu ile bu servislerimizi kullanıyor. Bunlara tamamen Bulutta koşan müşteriler diye-biliriz. Onun dışındaki müşteri-lerimizde de daha çok en kritik sunucular ağırlıkta diyebilece-ğimiz bir yapı var. Dolayısıyla diğer Bulut servisi üreticileri en basitten daha komplikeye git-meye çalışırken, biz en komplike servislerden basite doğru ilerli-yoruz. Daha uygun fiyatlı ve daha basit servislere doğru yönelmiş durumdayız.

İkinci en önemli konu ise KoçSis-tem’in sağladığı servis operas-yonu. 1300’e yakın çalışanımızın bulunduğu bir operasyona sahi-biz. Bu servislerin arakasında yer alan müşteri hizmetlerimiz her zaman bize en iyi desteği sunuyor. Servislerimizi rakiple-rimizde olduğu gibi yurt dışında bir veri merkezinde sadece oraya ulaş ve kullan mantığıyla değil, Türkiye’de her türlü parametre-sini müşterilerimizle oluştura-rak, gerekiyorsa ve müşterimiz istiyorsa üzerindeki bütün yükle-rin yönetim servislerini sağlaya-rak hizmet sunuyoruz. Ve bunun bizleri farklılaştıran bir unsur olduğunu düşünüyoruz.

Gökalp Bahçeli KoçSistem Genel Müdür Yardımcısı

Bulut Bilişim teknolojilerinin Tür-kiye’deki kullanım oranı ve yerini nerede görüyorsunuz?

Son beş yıldır müşterilerimize Bulut servislerini anlatan bir firmayız. İlk müşterimizi ziyaret ettiğimizde Bulut servisleri böyle olacak diye söze başlarken şimdi-lerde sahip olduğumuz çok geniş bir portföyü anlatmaya çalışıyo-ruz. Toprağa bir tohum atarsanız ve yıllarca hiçbir şey olmaya-bilir. Bizim işimizde öyle oldu. İlk bir iki yıl boyunca hiçbir şey olmadı. Sonrasında bir filiz çıkar ve arkanızı dönüp baktığınızda adam boyunda bir fidan olmuş. Şu anda biz filizden fidana giden süreçteyiz. 2015’in bir kırılma yılı olacağını düşünüyorum. Çünkü en büyük müşterilerimizden orta ve küçük ölçekli müşterilerimize kadar, bir de bunun Bulut versi-yonunu görelim yanıtını alıyo-ruz. Bunun bir sonraki aşaması kartopunun yukarıdan aşağıya büyüyerek yuvarlandığı bölüm olacak gibi görüyorum. Şu anda bilinçlenmenin oldukça iyi oldu-ğunu düşünüyorum. Bu konuda uluslararası ve Telekom opera-törü rakiplerimize çok teşekkür etmemiz gerekli. Çünkü rekabetle birlikte çeşitlilik ve farklılıkların olduğu bir ortam ortaya çıktı. Müşterilerimiz için de seçenekler çoğaldı. Bu durumdan faydalandı-ğımızı söylemeliyim. Artık büyük diyebileceğimiz bir pazar haline geldik.

Sunduğunuz hizmetlerde sahip olduğunuz veri merkezlerinin öne-mi büyük. KoçSistem olarak veri merkezi yatırımlarınız neler ve veri merkezlerinizden kurumlara nasıl hizmetler sunuyorsunuz?

Veri Merkezleri Bulut’un yuvası olarak tanımlanabilir. Veri Merke-zi sektörü tüm dünyada farklı bir noktaya geldi. Bu konuda birkaç tane mega trend var. Veri merkez-

rı küçülüyor ve depolama pazarı sabit kalıyor. KoçSistem olarak iyi bir durumdayız, hedeflerimi-zin %70’ini tamamlamış bulun-maktayız. Bulut ve Veri Merkezi servisleri konusunda herhangi bir kaygımız yok. Bildiğiniz gibi belirsizlik ortamlarında yapılan yatırımlar karşılığını çabuk veriyor ve bu dönemlerin müşterilerimiz için bir fırsat olduğunu söyleme-liyim. Biz Bulut servislerimiz ile birlikte şunu yapabileceğimizi düşünüyoruz. Müşterilerimiz fazla risk almadan sunduğumuz Bulut servisleri üzerinde işlerini gerçek-leştirebilirler. Sunduğumuz esnek modellerin belirsizlik ortamında müşterilerimiz için değerli olduğu-nu düşünüyorum.

leri tıpkı endüstri devrimindeki fabrikalar gibi teknoloji devri-minde fabrika rolü oynuyor. Artık küçük veri merkezlerinden devasa yapılara geçiş yapıyoruz. Biz de Türkiye’de bu trendi yakaladık. Zenium firmasıyla birlikte açtığı-mız Dudullu’daki veri merkezi 12 bin metrekare beyaz alana sahip. Muazzam bir büyüklük farkından bahsediyoruz.

Diğer önemli bir trend ise dışarı-dan tedarik yöntemi. Kendi başı-nıza 3 bin 4 bin metrekare bir veri merkezi açmak yüksek maliyetleri de beraberinde getiriyor. Bunun yerine bu işi kendine iş edinmiş bizim gibi firmalar kurumlara dışarıdan bu hizmeti sağlayabili-yor. Türkiye’de bu trendin de önü açılmış durumda. Bizim burada stratejimiz, özellikle Bulut hiz-metimiz için üç veri merkezi ile ( 2 İstanbul, 1 Ankara) bir üçgen oluşturup aktif-aktif-pasif yapıya geçip bunun üzerinden yıkılmaz ve çökmez servisler vermek istiyoruz.

2015 yılı konusundaki görüşlerinizi alabilir miyiz? 2. Yarıdan KoçSistem olarak beklentileriniz neler?

2015 yılı donanım üreticileri için çok iyi geçmiyor. Sunucu paza-

Söyleşimizi aşağıdaki QR Code sayesinde video olarak izleyebilirsiniz.

12 13

haberler

Samsung Electronics, CES 2015 Fuarı’nda “cebe sığabi-lecek kadar küçük harici SSD ürünler” olarak tanıttığı Samsung T1 ürün serisini Türkiye’de satışa sundu. Samsung Taşınabilir SSD T1 ürünü, kartvizit boyutunda bir sürücüye 1 terabayta kadar veri depolayabiliyor. 3D V-NAND teknolojisiyle desteklenen ve geleneksel harici sabit disklerin dört katı veri okuma/yazma hızına sahip olan Samsung T1 ürünleri, 3GB’lık bir film dosyasını 8 saniye kadar kısa bir sürede kaydetmeyi mümkün kılıyor. Tam olarak 71.0 x 9.2 x 53.2 mm boyutlarında ve sadece 28 gram ağırlığındaki Samsung T1, gelişmiş donanım kriptolama, şifre yazılımı, darbeye dayanık-lılık ve dinamik termal koruma özelliklerine de sahip. 250GB, 500GB ve 1TB kapasitelere sahip ürünler 3 yıllık garanti ile sunuluyor.

Analitik uygulamalar ve iş zekası alanının uzman şir-keti METRIC’in sponsorları arasında yer aldığı 6. Bilgi Teknolojileri Yönetişim ve Denetim Konferansı’nda siber güvenlik konusu ele alındı. Mart ayında BT pro-fesyonellerini bir araya getiren konferansta, METRIC Yazılım Danışmanlık Kurucu Ortağı Ferhat Bakan, iş analitiklerinde veri güvenliği denetimi konulu sunu-muyla katılımcıların güvenlik ve denetim alanındaki sorularına yanıt getirdi. Ferhat Bakan, “Kullanımı her gecen gün yaygınlaşan iş analitiği uygulamaları en önemli ve en hassas kurumsal verilerin erişim noktası haline gelmiştir. Bununla birlikte en önemli özelliği ‘veriye kolay erişim’ olan iş analitiği uygulamalarının kurumun hassas bilgileri üzerindeki bilgi güvenliği altyapısı ve bu süreçlerin denetimi öncelikli konular-dan biridir” diye konuştu. İş analitiği çözümlerinde kullanıcı-yetkilendirme süreçleri, raporlamanın iş ze-kası açısından önemi ve erişim gibi konulara değinen Ferhat Bakan şunları söyledi: “Her gün dünyamızda üretilen inanılmaz miktardaki bilgiyi güvenli bir şekil-de saklamak, hızlı ve doğru şekilde analiz etmek için çok güçlü bir IT altyapısı gerekiyor. Üretilen veri mik-tarları giderek artarken, analiz edilecek verinin kalitesi, bağlamı, elde edilebilirliği, güvenilirliği, yönetimi, güvenliği ve emniyeti gibi konular giderek daha fazla öne çıkıyor. Güvenlik için veri sınıflandırması yoluyla kritik bilgilerin şifrelenerek korunması, veri erişiminde roller ayrılığı ilkesine uygun yetkilendirme tanınması gibi yöntemler etkili sonuçlar üretebiliyor” dedi.

Samsung’dan Taşınabilir SSD Atağı

Kurumların Yumuşak Karnı: Veri Güvenliği ve Denetimi

Sağlık sektöründe adil hizmet dağıtımının önündeki en büyük engellerden biri olarak görülen kimlik sahte-ciliğine son vermeyi hedefleyen Sosyal Gü-venlik Kurumu Biyometrik Kimlik Doğrulama Projesi tekrar uygulanmaya başlıyor. Uygulama sayesinde SGK bünye-sinde sağlık hizmeti almak isteyen Türkiye Cumhuriyeti vatandaşları çok daha güvenli ve doğru hizmet alabilecek. Biyometrik Kimlik Doğrulama sayesinde sahtecilik ve usul-süzlüğün önüne geçileceği için sağlık hizmetleri daha etkin ve daha kaliteli bir şekilde vatandaşlara sunulacak. Böyle-likle kayıp ve kaçaklar en aza indirilecek dolayısıyla kamu harcamalarında önemli oranda tasarruf gerçekleştirilecek. Sağlık hizmetlerinde yapılacak bu tasarruf, kaynakların da farklı alanlara yönlendirilebilmesini sağlayacak.

SGK Biyometrik Kimlik Doğrulama Projesi Yeniden Başladı

www.StorageCraft.com.tr

12 13www.StorageCraft.com.tr

14 15

haberler

Epson’un geliştir-diği akıllı gözlük MOVERIO BT-200, savunma sanayii-nin vazgeçilmez-lerinden zırhlı kara araçlarında kullanılarak, dışa-

rıdaki görüntünün aynısını eş zamanlı ve 360 derece olarak aracın içerisindeki kullanıcılara aktaracak. Bu sene 12. si düzenlenen IDEF Uluslararası Savunma Sanayii Fuarı’nda açıklanan işbirliği, sektörde mobil teknoloji kullanımı sağlayarak kolaylığın yanı sıra güvenlik açısından da önem taşıyor. Konu hakkında açıklamada bulunan Epson Türkiye Müdürü Sevil Kanat; “Epson olarak ağırlıklı yazıcı ve projektör segmentlerinde tanınıyoruz ancak giderek yükselen bir değer haline gelen giyilebilir teknolojiler alanın-da da birçok çözüm sunuyoruz. MOVERIO BT-200 akıllı gözlük modelimiz bunlardan biri. Gerek nihai tüketici gerekse kurumsal firmalar tarafından kulla-nılabilecek MOVERIO BT-200’de ana hedefimiz en-tertainment olarak sektörde yer eden, daha eğlence ve günlük odaklı kullanımdan ziyade sektörlere özel çözümler sunmak” dedi.

Epson’dan Savunma Sanayi’ne 360 Derece Görüntüleme Çözümü

Dell, tüm dünyada heyecan uyandıran Dell XPS 13’ün Türkiye’deki tüketicilerle buluşmaya başla-dığını açıkladı. Tasarım ve performans arasındaki dengeyi en iyi şekilde sağlayan XPS 13, sadece 5,2 mm kalınlığında neredeyse çerçevesiz ekranıyla bambaşka bir deneyim sunuyor. Dünyanın en yük-sek performanslı 13 inç bilgisayarı olan XPS 13, tek bir şarjla 15 saate kadar kullanım ömrü ile sınıfında rakipsiz özellikleri bir araya getiriyor. Hiçbir raki-binde bulunmayan 5,7 milyon piksellik UltraSharp Quad HD+ ekran bulunan kişisel bilgisayar, göz alıcı renklere ve detayları çok daha net gösteren yapı-ya sahip. Ayrıca 170 dereceye kadar geniş izleme

açısı sunan IGZO2 IPS panel, birden fazla kişinin multimedya içeriklerin keyfini çıkarmasını sağlıyor. Corning® Gorilla® Glass NBT™ QHD+ ekran, çizikle-re karşı geleneksel malzemelere kıyasla 10 kat kadar daha dayanıklı bir yapı sunuyor.

Dell XPS 13 Türkiye'de

Sage, Türkiye pazarına yeni ürünü Sage ERP X3 version 7’nin lansmanı ile giriş yaptı. Başarı-sını dünya çapında 100’den fazla ülkede, 5 bin 100’den fazla kuruluş tarafından kullanılmasıyla kanıtlayan Sage ERP X3 yazılımı, başta üretim, hizmet ve dağıtım olmak üzere farklı sektörlerin özel ihtiyaçlarına cevap verebliyor; özellikle orta ölçekli şirketlerin tercihi olma özelliği taşıyor. Sage Avrupa Kurumsal Pazarlar ve ERP X3 Dünya CEO’su Jayne Archbold, Türkiye’nin yüksek po-tansiyeline vurgu yaparak “Türkiye, son 10 yılın en önemli ekonomik büyüme öykülerinden birini yazdı” dedi. Archbold, sözlerini şöyle sürdür-dü: “Büyümenin tüm endikatörlerini sergileyen Türkiye, aynı zamanda son derece dinamik ve iddialı hedeflere sahip bir pazar yapısı ortaya ko-yuyor. Bu büyük resim, günümüzde iş dünyasının ihtiyaçlarını doğru şekilde karşılayan, özellikle de başta üretim olmak üzere iş kollarında yerel dinamiklere uyum gösterebilen ürünlerin önünde çok net fırsatlar olduğunu gösteriyor.”

Sage'in Yeni Büyüme Rotası Türkiye'den Geçiyor

14 15

Online Kayıt, http://www. idc-cema.com/events/dc2015ank12 Mayıs 2015, Swissotel, Ankara

Gökhan GüvenDaikin

Yunus Emre KuntTHY

IDC’nin 2015 Nisan ayında yayınlanan CIO anketinin

sonuçlarına göre, CIO’lar veri merkezi özelinde

felaket kurtarma ve veri merkezi yatırımlarına öncelik

vereceklerini ifade ettiler. Bu önceliği bulut teknolojileri

takip emektedir. Ayrıca genel bulut da özel bulut

kadar önemsenmeye başlanmıştır. Bulut tarafında

farkındalığın artması ve bazı organizasyonların iş

kritik olmayan uygulamalarını buluta taşımalarının

bu resimde etkisi olduğunu söyleyebiliriz. Sunucu

sanallaştırmanın ise artık standart bir teknoloji haline

geldiğini söyleyebiliriz.

CIO Öncelikleri 2015 (Veri Merkezi)

IDC DATACENTER 360ROADSHOW 2015

Melih MuratIDC

Aslı KoçkalIDC

Konferans hakkında detaylı bilgi için;Pelin Pırnal, [email protected], +905354101632 Şule Saltık, [email protected], +905363505822

Sunum ve standlarınızla yer almak için;Pınar Kartal, [email protected], +905498101750 Onur Hamitoğlu, [email protected], +905333018998Nevin Çizmecioğulları ,[email protected], +905336665587

Online Kayıt, http://www. idc-cema.com/events/dc2015ist

14 Mayıs 2015, CVK Park Bosphorus, İstanbul

Ali Rıza AydınDenizbank – Intertech

Gülcan GüçlüMultinet

Felaket kurtarma

Akıllı veri merkezleri ile teknolojiyi iş değerine dönüştürmek

Bütünleşik ve modüler sistemler ile esnekliği artırmak

Büyük veri ve mobil temelli altyapı mimarisini oluşturmak

Karar verme süreçlerinin verinin etkin kullanımı

Bulut bilişim ve barındırma hizmetlerinin veri merkezi stratejisindeki yeri

Yazılım tanımlı veri merkezi stratejileri

Veri merkezi enerji verimliliği

IDC’nin Datacenter 360 etkinliğinde aşağıdaki konulara odaklanılacak:

15 Mayıs 2014 Ankara

Basın

Gümüş Sergi

Detaylı bilgi için [email protected], Tel: +90 212 3560237.

www.idc.com/ www.idc-cema.com

Ana Başlıklar:

operasyonlarında yeni eğilimler

Yazılım tanımlı veri merkezlerinin yükselişi

Büyük verinin veri merkezine etkisi

Yakınsayan alt yapılar: BT'de yeni iş modelleri

Ana trendler:

Veri merkezi pazar eğilimlerine Türkiye’de genel bakışGeleceğin Veri Merkezi EkonomisiVeri Merkezi konsolidasyonu için stratejiler

Yüksek seviyelerde verimlilik ve esneklik sağlanması

Veri merkezi güvenliğiPlanlama: İş Sürekliliği ve felaket kurtarma

2014_ank

Gökhan GüvenDaikin

Yunus Emre KuntVP Corporate Development & IT

IDC 3rd Platform Transformations:Cloud Computing/Datacenter360;

Bigdata/Business Analytcis; Enterprise Mobility,

Social Media Roadshow

GUNLUGU

Ankara- Istanbul 12-14 May2015

Farklı sektörlerden BT Liderleri Deneyimlerini Paylaşıyor.

Öğle YemeğiAltın

2014_ank

15 Mayıs 2014 Ankara

Basın

Gümüş Sergi

Detaylı bilgi için [email protected], Tel: +90 212 3560237.

www.idc.com/ www.idc-cema.com

Ana Başlıklar:

operasyonlarında yeni eğilimler

Yazılım tanımlı veri merkezlerinin yükselişi

Büyük verinin veri merkezine etkisi

Yakınsayan alt yapılar: BT'de yeni iş modelleri

Ana trendler:

Veri merkezi pazar eğilimlerine Türkiye’de genel bakışGeleceğin Veri Merkezi EkonomisiVeri Merkezi konsolidasyonu için stratejiler

Yüksek seviyelerde verimlilik ve esneklik sağlanması

Veri merkezi güvenliğiPlanlama: İş Sürekliliği ve felaket kurtarma

2014_ank

Gökhan GüvenDaikin

Yunus Emre KuntVP Corporate Development & IT

IDC 3rd Platform Transformations:Cloud Computing/Datacenter360;

Bigdata/Business Analytcis; Enterprise Mobility,

Social Media Roadshow

GUNLUGU

Ankara- Istanbul 12-14 May2015

Farklı sektörlerden BT Liderleri Deneyimlerini Paylaşıyor.

Öğle YemeğiAltın

2014_ank

15 Mayıs 2014 Ankara

Basın

Gümüş Sergi

Detaylı bilgi için [email protected], Tel: +90 212 3560237.

www.idc.com/ www.idc-cema.com

Ana Başlıklar:

operasyonlarında yeni eğilimler

Yazılım tanımlı veri merkezlerinin yükselişi

Büyük verinin veri merkezine etkisi

Yakınsayan alt yapılar: BT'de yeni iş modelleri

Ana trendler:

Veri merkezi pazar eğilimlerine Türkiye’de genel bakışGeleceğin Veri Merkezi EkonomisiVeri Merkezi konsolidasyonu için stratejiler

Yüksek seviyelerde verimlilik ve esneklik sağlanması

Veri merkezi güvenliğiPlanlama: İş Sürekliliği ve felaket kurtarma

2014_ank

Gökhan GüvenDaikin

Yunus Emre KuntVP Corporate Development & IT

IDC 3rd Platform Transformations:Cloud Computing/Datacenter360;

Bigdata/Business Analytcis; Enterprise Mobility,

Social Media Roadshow

GUNLUGU

Ankara- Istanbul 12-14 May2015

Farklı sektörlerden BT Liderleri Deneyimlerini Paylaşıyor.

Öğle YemeğiAltın

2014_ank

15 Mayıs 2014 Ankara

Basın

Gümüş Sergi

Detaylı bilgi için [email protected], Tel: +90 212 3560237.

www.idc.com/ www.idc-cema.com

Ana Başlıklar:

operasyonlarında yeni eğilimler

Yazılım tanımlı veri merkezlerinin yükselişi

Büyük verinin veri merkezine etkisi

Yakınsayan alt yapılar: BT'de yeni iş modelleri

Ana trendler:

Veri merkezi pazar eğilimlerine Türkiye’de genel bakışGeleceğin Veri Merkezi EkonomisiVeri Merkezi konsolidasyonu için stratejiler

Yüksek seviyelerde verimlilik ve esneklik sağlanması

Veri merkezi güvenliğiPlanlama: İş Sürekliliği ve felaket kurtarma

2014_ank

Gökhan GüvenDaikin

Yunus Emre KuntVP Corporate Development & IT

IDC 3rd Platform Transformations:Cloud Computing/Datacenter360;

Bigdata/Business Analytcis; Enterprise Mobility,

Social Media Roadshow

GUNLUGU

Ankara- Istanbul 12-14 May2015

Farklı sektörlerden BT Liderleri Deneyimlerini Paylaşıyor.

Öğle YemeğiAltın

2014_ank

16 17

Finans ve bankacılık sektörüne yönelik geliştirdiği yenilikçi çözüm ve hizmetleriyle, önce Türkiye'nin ardından bulunduğu bölgenin ve bugün dünyanın önde gelen teknoloji şirketleri arasında saygın bir yer edinen VeriPark’ın Türkiye Genel Müdürü Aslı Derbent Özkan sorularımız cevapladı.

Türkiye'nin Yükselen Değeri: VeriPark

Ali Yavuz ŞAHİ[email protected]öyleşi

Bizlere VeriPark’ın macerasından bahsedebilir misiniz?

VeriPark 1998 yılında kurulmuş bir firma. İlk işimiz Pamuk-bank’ın internet bankacılığı sistemini geliştirmek oldu. İnternet üzerinden bankacılık işlemlerinin gerçekleştirilmesi o zamanlarda çok yeni bir iş-lemdi. İlk uygulamamızın ardın-dan birçok bankanın internet bankacılığı sistemini başarıyla devreye alınmasını sağladık. Tabii ki bu anlattıklarım sadece internet bankacılığı için ge-liştirdiğimiz ürünümüz. Çağrı Merkezi, ATM, SMS bankacılığı, Mobil Bankacılık önyüz ve işlem deneyimi konularında da faali-yetimizi sürdürüyoruz. Verimli-liği en üst safhada tutmak için bir kere kodu geliştir ve tüm kanallarda kullan mantığıyla çalışmalarımızı sürdürüyoruz.

Şunu belirtmemde fayda var. İnternet bankacılı üzerine çalı-şırken birçok e-ticaret sitesinin altyapısı da geliştirdik. Bunun yanı sıra 2000’lerin başında başlattığımız bayi-anafirma, bayi-otomasyon sistemleri ve bayi-iletişim sistemleri kur-gulamaya başladık. Bu konuda geliştirdiğimiz uygulamalarımız birçok büyük firma altyapı-sında çalışmaya devam ediyor. 2000’lerin ortalarına doğru mo-

bil kavramı sektörümüze yavaş yavaş girmeye başladı. Biz mo-bil kavramı ile tanıştığımızda geleceğimizin burada olduğunu anlamıştık. O yıllardan itibaren mobil bankacılık ve mobil uygu-lama çözümleri konusunda da yol kat etmeye başladık.

Geçtiğimiz dönemde Enova firmasını satın aldık. Bu saye-de önümüzdeki dönemde Bulut Bilişim üzerinden tüketicilere daha fazla ürün sunabilece-ğiz. Şimdiye kadar VeriPark’ın sunduğu çözümler kurumsal yapılara hitap ediyordu. Eno-va’nın satın alınmasından sonra önümüzdeki dönemde pazara son kullanıcılara yönelik ürün-ler de sunabilir hale geldik. Hep beraber bekleyip göreceğiz. Bu-nun yanı sıra Microsoft Dyna-mics CRM üzerine bankacılık ve finans sektörüne yönelik dikey çözümler geliştirdik. Bu pa-ketler sayesinde bir banka tüm CRM ihtiyacını karşılayabilecek. Bu uygulamanın sertifikasyo-nunu yaptırdık ve Microsoft tarafından VeriPark olmadan da entegre edilebilir bir şekilde sunulabiliyor.

Hali hazırda Türkiye’nin dışında Dubai, Riyad, Kahire ve Lond-ra’da ofislerimiz bulunmakta. İzmir’de de bir ofisimiz bulun-makta ve bu ofisimiz üzerinden

Offshore yazılım geliştirme hizmeti sunuyoruz. Türkye’nin yazılım alanında Hindistan’dan daha büyük bir ülke olabileceği-ni düşünüyoruz. İzmir’deki ope-rasyonumuz ile yurt dışındaki firmalar uzaktan yazılım geliş-tirerek çözümler sunuyoruz. Bu-radaki amacımız ise Türkiye’nin bu konudaki büyümesine hız katmak. İzmi bu konuda bakir bir ilimiz. Çok fazla büyük firma yok. VeriPark olarak İzmir’in en büyük yazılım firmasına sahi-biz. Hedefimiz İzmir operasyo-numuzu daha da büyütmek.

Bankacılık sektörüne özel ürün-ler üreten bir firma olarak Türki-ye’nin Veri Merkezleri konusun-da ki düşünceleriniz neler?

Türkiye’nin üç büyük banka-sı şu anda Gebze’de büyük bir Veri Merkezi yatırımı yapıyor. Çok yakında bu veri merkezi kullanıma sunulacak. Bankalar genellikler işleri fiyat-maliyet üzerinden yürütürler. Muhte-melen Bulut Bilişim hizmetleri kendi yatırımlarını yapmaktan daha uygun bir fiyata mal ol-muyor ki bu yatırımı yapıyorlar. Bulut Bilişim maliyetleri uygun seviyelerde olsaydı bankalar BDDK’yı ikna edecek metotlar, özel alanlar ve farklı çözümler üzerinde çalışabilirlerdi. Benim gördüğüm bankalar dağınık

16 17

yapılardan hoşlanmıyor. Bu se-bepten çalıştıkları alanları aynı noktalarda tutmaya özen göste-riyorlar.

Bulut Bilişim büyüdükçe Veri Merkezi sayıları da artacak. Fakat Bulut Bilişimi tetikleye-cek konuların başında uygula-malar geliyor. Eğer kurumlara katma değer sağlayacak daha fazla uygulama ortaya çıkarsa Bulut Bilişimin hızlı bir şekilde kullanım oranını arttıracağını düşünüyorum.

VeriPark olarak yaptığınız işte rakiplerinize göre sizi ayıran şeyler neler?

Multichannel bankacılık ve CRM konusunda sunduğumuz çözüm-lerde rakibimiz yok. O alanlarda çok niş bir iş çıkartıyoruz ve bugüne kadar birçok başarılı projeye imza attık. Fakat bu durum bizi rehavete sokmuyor ve gelişen teknolojiyi yakından takip ederek diğer alanlarda dahil olma üzere ürünlerimize katma değerli çözümler olarak yansıtıyoruz. Öncelikle müş-terilerimizin ne istediğini çok iyi dinleyip analiz ediyoruz ve onların isteklerine uygun projeler geliştiriyoruz. Müşteri-lerimizi sunduğumuz ürün veya çözümü beğenmeden ve yaptığı işe çözümümüzle birlikte değer katmadan projeyi kapatmıyoruz. Yazılım işi öyle bir şey ki, biz bir hayal satıyoruz ve bu hayali gerçekleştirmek için elimizden geleni yapıyoruz. Tabii ki iki ta-rafın hayal ettiği şey bazen aynı olmayabiliyor. Böyle durumlar-da biz hep müşterinin tarafında yer alıyor ve onların hayaline uygun düzenleme ve çözümler

ile teslim gerçekleştiriyoruz.

VeriPark olarak 2015 yılının ka-lan bölümü için beklentileriniz neler?

2015 yılı hedeflerimizi seçim dolayısıyla diğer yıllarımıza nazaran daha muhafazakâr tut-tuk. % 20’lik bir büyüme hede-fimiz var. Bu sayede Türkiye içi hedefimiz. Yurt dışı ve Türkiye toplamında ise %100 lük bir büyüme hedefimiz bulunmakta. Arap ülkelerinde hali hazırda bitirmeyi beklediğimiz projele-rimiz bulunmakta. Bunun yanı sıra Avrupa ülkelerinden bek-lentimiz çok fazla. Bunun yanı sıra Türkiye Cumhuriyetlerin-de de faaliyetlerimiz sürüyor. Yakın zamanda orada da pro-jelerimize başlayacağız. Bunun yanı sıra Nijerya ve Kenya’da işlerimiz sürmekte. 2015 yılında odağımızın büyük bir bölümü yurt dışında yapacağımız proje-lerle ilgili. İşlerimizi bu alanda

başarılı projeler ile büyütmek istiyoruz.

Önümüzdeki dönemde paket ürün diye tabir ettiğimiz pazara daha fazla girmeyi hedefliyoruz. Mobil pazarda kurumsal uygula-malar tarafında ismimiz bilini-yor. Son kullanıcı tarafında yeni ürünlerimizle birlikte bilinirli-ğimiz arttırmayı hedefliyoruz. Bunların dışında çok şey var aslında. 2015 yılı hedeflerimiz oldukça yüksek. Sigorta sektö-rü özelinde CRM uygulamaları özelleştirmeleri yapıyorduk. Bu alandaki faaliyetlerimizi art-tırdık ve önümüzdeki dönemde bu alana daha fazla eğileceğiz. Sigorta sektöründeki firmalar-da bu tarz çalışmalar var. Fakat yeterli değil veya ihtiyacı karşı-lamayan çözümler. Bu alandaki boşluğu doldurmayı hedefliyo-ruz. 2015 hedeflerimiz fazla, bu hedeflerimize ulaşmak için büyümeye ve iş potansiyelimizi arttırmaya devam ediyoruz.

Aslı Derbent Özkan VeriPark Türkiye Genel Müdürü

18 19

haberler

ESET ve TEB işbirliğiyle yurt çapında düzenlenen Ku-rumsal Bilgi Güvenliği Toplantıları’nın son durağı Bursa oldu. Toplantıda konuşan ESET Türkiye Genel Müdür Yardımcısı Alev Akkoyunlu, siber sanayi casusluğuna ve bu görevi üstlenen botnetlere dikkat çekti. Önemli bir sanayi merkezi olması nedeniyle Bursa’daki kurumların da siber sanayi casuslarının olası hedef listesinde yer aldığını aktaran Akkoyunlu, şirketlerin doğru teknoloji ve bilinçli kullanımla botnetlere karşı korunabileceği-ni söyledi. TEB İnternet ve Mobil Bankacılık Yöneticisi Şahin Gör ise Türkiye’de artan mobil bankacılık kulla-nımına dikkat çekti. “Her ekran artık bir banka“ diyen Gör, Türkiye’de mobil bankacılık müşterilerinin geçen yıl iki kat artarak 6,7 milyon kişiye ulaştığını aktardı. Dünyanın en büyük antivirüs yazılım kuruluşlarından ESET ve ‘teknolojiyi hizmete dönüştüren öncü banka‘ anlayışıyla geliştirdiği yenilikçi fikirlerle dijital banka-cılık sektörüne değer katmaya devam eden Türk Ekono-mi Bankası‘nın (TEB) düzenlediği ESET-TEB Kurumsal Bilgi Güvenliği Toplantıları’nın Bursa ayağı Divan Bursa Otel’inde yapıldı. Dijital dünyadaki güvenlik riskleri ve çözümleri konusunda kurumları ve kullanıcıları bilgi-lendirmeyi amaçlayan toplantıya Bursa’dan pek çok kurumun temsilcisi ve IT yöneticileri katıldı.

Siber Casusluğa Dikkat

Türkiye’de yürürlüğe giren yeni kanunla şirketlerin tüketiciye yönelik izinsiz SMS ve e-posta mesajlarıyla birlikte telefon aramalarının yasaklanmasından sonra kullanıcıların telefonla-rına ve e-posta adreslerine, gönderimin durdurulmasına yönelik birçok onay mesajı gelmeye başladı. Her gün birçok izinsiz gönderimi durdurma mesajıyla karşılaşan kullanıcılar ise genellikle fazla incelemeden ve kaynağından emin olmadan bu mesajlara onay veriyor ve içindeki bağlantıları açıyorlar. Siber suçlular tarafından yapılan olta saldırıları ve uygulanan sosyal mühendislik yöntemleri kapsamında SMS’lere ve e-postalara eklenen zararlı bağlan-tılar, dosyalar ve uygulamalar, özellikle Android platformundaki cep telefonları için ciddi tehlikeler içeriyor. Kullanıcı eğer sahte bir onay mesajıyla karşı karşıyaysa “İzinsiz gönderimi durdurmak için aşağıdaki bağlantıya tıklayın” ya da “Hediyenizi almak için aşağıdaki bağlan-tıyı açın” gibi yönlendirmelere tıkladığı durumda zararlı yazılımlarla karşı karşıya kalabiliyor.

Reklam Mesajlarını Engellerken Aldatılmayın

İzmir Su ve Kanalizasyon İdaresi Genel Müdür-lüğü (İZSU), bilişim altyapısının geliştirilmesi ile ilgili devam eden ihale sürecini geçtiğimiz günler-de sonlandırdı ve 2010 yılından bu yana Atos ile bilişim teknolojileri alanında yürütülen işbirliğini daha etkin ve geliştirilmiş mobil uygulamlar ile 4 yıl daha sürüdüreceğini duyurdu. İzmir halkına İZSU’nun misyonu doğrultusunda etkin, verimli, kaliteli ve sürekli hizmet sunabilme hedefi ile 1 Mart 2015 tarihinde başlayan ve 7 aylık bir çalışma sonrasında hayata geçecek İZSU - Atos Bütünleşik Bilişim Sistemi Projesi ile, birbiriyle entegre çalı-şan yazılım uygulamaları 130 ayrı lokasyonda 2000 bilgisayar 900 El Terminali, 360 termal yazıcı ve 1000 yazıcı ile eşzamanlı çalışmaya başlıyor. İZSU birimlerinin ve saha elemanlarının hızlıca iletişim sağlayabilmesi adına geliştirilen çözümlerle İzmir, dünya çapında bir bilişim altyapısına kavuşuyor.

İZSU, Atos’la Bilişim Altyapısını Geliştiriyor

18 19

Bilgi işlem, iletişim ve eğlence platformlarını kapsayan bir hizmet alanına sahip Logitech’in donanım ve yazılım ürünleri; dijital navigasyon, müzik dinleme ve video izleme, oyun, sosyal ağ oluşturma, internet üzerinden görüntülü ve sesli görüşme,

video güvenliği ve ev eğlence kontrolü gibi deneyimleri yaşamanıza imkân sağlıyor. Uzun yıllardır Türkiye ofisi faaliyette olan Logitech’in Ülke Müdürü Mustafa Uyar ile

keyifli bir sohbet gerçekleştirdik.

Ali Yavuz ŞAHİ[email protected]

Kurumsal Kanala Odaklanmış Durumdayız

söyleşi

Bizlere Logitech’in Türkiye mace-rasından bahsedebilir misiniz? Logitech 1981 yılında İsviçre’de kurulmuş bir firma, hızlı bir şe-kilde Amerika’da Silikon Vadisine taşınmış aynı zamanda Çin’de de üretim operasyonu bulunan bir yapı. Türkiye macerası 2005 yılına kadar distribütörler aracılığı ile gerçekleştirilmiş. 2005 yılından 2015 yılına kadar yaklaşık on yıl içerisinde kendi operasyonumuz ile Türkiye’de faaliyet göstermek-te ve ürünlerimizi Türk tüketicisi ile buluşturmaktayız.

Şimdiye kadar son kullanıcı ürünleriniz ile popülerdiniz fakat bildiğim kadarıyla kurumsal alan-da sunduğunuz ürünler de bulun-makta. Kurumsal alanda sunduğu-nuz ürünler hakkında bizlere bilgi verebilir misiniz?

Firmamızın 2005 ile 2015 ara-sında çalışma şekli ve ürün yelpazesine bakarsak hedefimizi daha çok perakendeye konum-landırmıştık. Çünkü tüketicilerin ürünlerimizi kullanması, bakma-sı, denemi ve dokunması gere-kiyordu. Aynı dönem içerisinde Türkiye’deki perakendeciliğin de hızlı gelişmiş olduğunu düşünür-sek o dönemki yatırımlarımızın doğru olduğunu görüyoruz. Bu durum 2013 yılından itibaren de-ğişmeye başladı. 2013 ila 2015 yılı arasındaki ürünlerimizin farklı gelişimi ve kurumsal kanallardan gelen isteklere karşı cevap verme anlamında yeniden yapılanma-mız bakış açımızı değiştirdi. Daha önceleri satış kanallarımızdaki ürünü kullanıcılar alıyor ve be-ğeniyordu. Ardından bu ürünleri şirketlerinde kullanmak istiyor-lardı ve yetkili kişiye söyleyerek yine perakende olarak ürünümü-zü temin edip kurumsal alanlarda kullanıyorlardı. Bugün ise biz kurumsal kanallarda şirketlerin kapısını çalıp ürünlerimizi tanıta-rak daha verimli ve hızlı çalışmak adına neler yapabileceğimizi gösteriyoruz.

Ürünleriniz en çok hangi sektörle-re hitap ediyor?

Ürünlerimize sektörel olarak bak-mak bizim için çok kolay olmadı. 2013 yılından bu yana yaptığımız analizler ile hangi ürünlerimizin

hangi alanlarda kullanıldığını görmekteyiz. Finans ve bankacılık sektöründe varız. Özellikle ban-kalar kullandıkları fare ve klavye-nin verimliliğini arttırmak adına Logitech markalı ürünleri tercih ediyorlar. Bu işletmelerin çoğunun IP tabanlı telefona geçiyor olması kulaklıklarımız açısından da ken-dimizi gösterebilme imkanı sun-du. Otomotiv sektöründe kullanım oranımız oldukça fazla. Bu sektör-deki firmaların ürünlerimizi doğru yerlerde kullanarak verimlilikleri-ni arttırdıklarını görüyoruz. Sağlık sektörü bizim için çok önemli konumda. Çünkü bu sektördeki kullanım alanları diğer sektörle-re göre farklı ve ihtiyaçlar da bu farklılığa göre talep gösteriyor. Bu alana özel Tablet PC klavyelerimiz ve Tablet PC koruma kılıflarımız mevcut. Aynı zamanda Bluetooth hoparlörlerimiz ve sunum kontrol cihazlarımı ile yine bu sekterdeki çalışanlara iyi bir deneyim sağla-mayı amaçlıyoruz. Eğitim sektörü bizim için kritik alanlardan bir tanesi. Okullarda, üniversitelerde sunum cihazlarımız, hoparlörleri-miz, klavyelerimiz ve farelerimiz ile varız. Keza Turizm sektöründe de varız. Sektörler anlamda bak-tığımızda hemen hemen her sek-törde olduğumuz söyleyebilirim. Tabii ki bir de KOBI dünyası var. O alanda da her ofiste kullanılabi-lecek ve çalışanların verimliliğini arttıracak ürünler ile yolumuza devam ediyoruz.

Söyleşimizi aşağıdaki QR Code sayesinde video olarak izleyebilirsiniz.

Mustafa UyarLogitech TürkiyeÜlke Müdürü

2015 yılının ikinci yarısında Logitech Türkiye’nin yol haritası nasıl olacak?

2015 yılı bizim için önemli yıllardan bir tanesi. Logitech’in mali yılı 1 Nisan – 31 Mart tarihleri arasında olduğu için 2015 yılının ilk çeyreği-mizi yaşıyoruz. Bu yıl piyasaya soka-cağımız yeni ürünlerimiz var. Bunlar hem perakende hem de kurumsal kanalda müşterilerimizle buluşa-cak. Özellikle kurumsal kanalda video konferans ürünlerimizin ilgi çektiğini görüyoruz. Bunun başlıca sebebi ürünlerimizin fazla teferruat gerektirmeden kullanılabilmesi. Bu-nun yanı sıra sahip olunan sisteme kolaylıkla entegre edilebiliyor hatta mobil çözümlerimiz sayesinde müş-terilerimiz nerede olursa olsun vi-deo konferansa katılabiliyorlar. 2015 yol haritamızda B2B çok önemli. Perakende tarafında ise Gaming’in başrol oynadığını söyleyebilirim. O alanda da yatırımlarımız devam edecek. Oyuncuların oyun oyna-dıkları her ortamda deneyimlerinin daha iyi olmasını amaçlıyoruz.

Kutulu ürün satışının yanında müşterilerinize sunduğunuz farklı hizmetler var mı? Logitech’e dışarıdan bakıldığın-da sadece kutulu ürün satan bir firma görünebilir. Sadece bu işi

mız gerekiyor. Logitech olarak Türkiye’de dönemsel bazı pro-jeler yapmayı düşündük. Bunu pazarlama faaliyetlerimiz için kullandık. Genç tüketiciyi her yerde bulmanız mümkün değil. Türkiye bunun için iyi bir alan ve bu konuda gözlemler ger-çekleştirdik. Bizim sattığımız ürünler açısından Türkiye’de ARGE yapıp geliştirmek olduk-ça güç. Fakat başka alanlarda Türkiye’nin büyük bir potan-siyeli var. Bu konunun üzerine fazlasıyla çalışmak gerekiyor. Gelecekte Türkiye’nin ihraç edeceği teknolojiler olacaktır. Bunu şuanda yapan bazı giri-şimciler var. Hedefimiz bunları daha da büyütmek olmalı.

Türkiye’nin günümüz ekonomisi hakkındaki görüşleriniz neler?

Son birkaç yıla baktığımızda Türkiye’nin büyüme açısından yavaşladığı gibi gözüküyor. Fakat dünya ortalamasını ya-kalamış durumdayız. Bu durum Türkiye’nin içinde bulunan dünya krizine rağmen iyi bir performans sergilediğinin göstergesi. Tabii ki bu büyü-me hızının yeterli olmadığını ve arttırmamız gerektiğini de düşünmeliyiz. Bugünlerde bizi etkileyen en önemli konular-dan bir tanesi dolar kurunun hareketli olması. Kurun yukarı-lara çıkması ürün fiyatlarımızı olumsuz anlamda etkiliyor. Bu konuda Logitech olarak fark-lı bir şeyler yapmak istedik ve ürünlerimizi dünya stan-dartlarının biraz daha altında tüketiciler ile buluşturduk. Bu negatif anlaşılmasın bu durum tamamen Türkiye’nin alım gücü, büyüklüğü ve değişkenli-ğiyle ilgili. Kısaca Türk insanını kaliteli ürünlere uygun fiyata erişebilmeleri için elimizden geleni yapıyoruz ve yapmaya da devam edeceğiz.

yaptığınızda kullanıcılara bir hiz-met vermemiş olursunuz. Bunun tam tersi bir yapıya sahip oldu-ğumuzu söyleyebilirim. Ciddi bir çağrı merkezimiz var ve bu mer-kez uluslararası düzeyde kontrol ediliyor. Her gelen isteğe tek tek cevap veriyoruz. Arıza sorunlarını uluslararası boyutta çözüyoruz ve herhangi bir sorun halinde müşterilerimizi bir gün içerisinde yurt dışından yeni ürün gönde-rimi gerçekleştiriyoruz. Bunun yanı sıra sosyal medya üzerinde de aktifiz ve müşterilerimizle bu kanla üzerinden de irtibata geçe-rek farklı ihtiyaçlarını karşılaya-biliyoruz.

Türkiye teknoloji kullanımı konu-sunda hızlı büyümekte olan bir ülke. Teknolojiyi sizin gibi marka-lar sayesinde ithal edip kullanı-yoruz. Bu konudaki görüşleriniz neler? Biz teknoloji üretip ihraç edebilir miyiz?

Türkiye’nin nüfusu ve eğitimi dünya geneline bakıldığında çok önemli bir nokta. Bazı şeyleri eksik yapıyor olmamız ileride bunları gerçekleştiremeyeceği-miz anlamına gelmiyor. Tabii ki doğru doğru alana odaklanmamız ve buna uygun yatırımlar yapma-

Bu sene altıncısı gerçekleştirilen IDC’nin geleneksel CIO zirvesinde sektörümüzün durumu ve gelecek trendleri mercek altına alındı. Tabii ki IDC’nin 2015 CIO ödülleri de

bu etkinlik kapsamında sahiplerine verildi. Etkinlik hakkında tüm detaylar sizin için hazırladığımız yazımızda.

Ali Yavuz ŞAHİ[email protected]

Türkiye’nin En Kapsamlı BT Yöneticileri Zirvesi Antalya’da Gerçekleştirildi

özel haber

Bahar aylarının ilk günlerinde gerçekleşen bu etkinlik sayesin-de BT yöneticileri bir araya gelip dertleşme imkanı buldu. 8 – 10 Nisan tarihlerinde Antalya’da gerçekleştirilen etkinlik 100’ün üzerinde CIO’a 50’nin üzerinde ICT tedarikçisi ve 40’ın üzerinde üst düzey konuşmacıyı ağırladı. Toplamda 300 kişinin üzerinde bir grup Türkiye’nin BT durumu ve gelecekte yapmak istedikleri konusunda görüş alışverişin-de bulundu. IDC CIO zirvesinin resmi açılışından önce 8 Nisan akşam saatlerinde CIO’lara özel düzenlenmiş oturumlar ile erken

açılış yapıldı. Bu oturumlarda IDC’nin Başkan Yardımcıları Ser-ge Findling, Stephen Elliot, Mike Jennett ve Karan Dixit farklı ko-nulardaki görüşlerini katılımcıla-ra anlattı. Karan Dixit’in gerçek-leştirdiği yenilikçilik ve karlılığın arttırılması konulu sunumu ilgi çekerken Serge Findling kurum-sal BT dönüşümü yolculuğundan, Stephen Elliot optimal iş çıktıla-rına ulaşmak için yapılması ge-rekenlerden ve Mike Jennett ise kurumsal mobiliteden bahsetti. Bu sunumların CIO’ların gelecek planları için yararlı olacağını düşünüyoruz.

CIO Zirvesi Başlıyor

9 Nisan sabahı 2015 IDC CIO Zir-vesinin açılışı IDC Ülke Müdürü nı çizdi. Nevin Çizmecioğulları’nın konuşması ile yapıldı. Nevin Ha-nım etkinliğin ana temasına dikkat çekerek “3. Platformda BT ve İş Birimlerinin Buluşması” konusun altını çizdi. Sürekli yaptıkları gö-rüşmeler ile CIO’ların ihtiyaçlarını anlamaya çalıştıklarını ve etkinlik kapsamında bu ihtiyaçlara yönelik bir içerik oluşturduklarını belirten Çizmecioğulları yeni çalışma-lar için iyi bir ortam yaratmaya çalıştıklarından bahsetti. Nevin

22

Çizmecioğulları’nın ardından sözü IDC Başkan Yardımcısı Stephen Elliot aldı. Elliot güven-liğin öneminden ve gelecekte bununla ilgili alınacak tedbirler-den bahsetti Kurumların güvenlik konusunda daha da hasas ola-caklarının altını çizdi. Elliot’un ardından IDC’nin Grup Başkan yardımcılarından Jyati Lalchan-dani’nin konuşmasıyla birlikte ilk bölüm kapandı.

Toplantının ikinci bölümü hızlı başladı. Microsoft’tan Çiğdem Kayalı, Borusan Holding’den Ali Fuat Çötelioğlu, Eczacıba-şı Holding’den Levent Kızıltan, TAV Airport Holding’den Binnur Güleryüz Onaran, Ak Sigorta’dan Metin Demirel, Zorlu Hol-ding’den Murat Zeren, Ülker’den Murat Özkan bu bölümde fir-maların yaşadığı sorunlar ve bu sorunlar karşısında nasıl davran-dıklarıyla iligli bilgiler aldık. Bizi şaşırtan ve heyecanlandıran bir durum ise Microsoft’tan Çiğdem Kayalı’nın Skype for Bussines ürününün tanıtılacağı bilgisini vermesi oldu. Skype for Bussines 16 Nisan tarihi itibariyle Türki-ye’de tanıtılacak ve kullanıcıların beğenisine sunulacak.

Yeni Nesil BT Projeleri Şirketlere Değer Kazandırıyor

Bu oturumun ardından HP ve Intel’in sunumlarının olduğu bir bölüm vardı. Bu bölümün yeterli dikkati toplamadığını söyleme-liyiz. Genel olarak BT teknoloji konusundaki yeni trendlerden bahsettiler. Ardından Eczacıbaşı CIO’su Levent Kızıltan modera-törlüğünde TAV CIO’su Binnur Oran, AK Sigorta CIO’su Metin Demitel, Ülker CIO’su Murat Özkan ve Zorlu holding CIO’su

Murat Zeren’in katıldığı otu-rumda BT’nin yeni yüzünden ve yeni teknolojiler ile işlerin nasıl büyütüleceğinden bahsedildi. Firmaların kendi imkanları ile yaptıkları işleri burada iki satıra sığdırmamız mümkün değil. Eğer bu projelere yakından göz atmak istiyorsanız internetten aratarak ulaşabilirsiniz.

9 Nisan günü öğleden sonra ise pararlel oturumlar ve fuaye alanında bulunan firmaların yeni ürünlerinin tanıtımıyla karşılaş-tık. Paralel oturumlarda güvenlik, veri merkezleri, gelişen teknolo-jilerin iş dünyasına katkıları ve ağ dönüşümlerinden bahsedildi. Fuaye alanında ise Doruknet, Crypttech, Cyberark, Shneider Electric, Endersys, E-Kalite, ige, Lostar, nebula, Panasonic, Pla-tin Bilişim, Samsung Bussiness, Tesan Network, Xerox, Dete-ch, Simplivity, ITway, Nebula, Ganteki İHS Telekom, Logitech, Fotinet, Veripark, Nutanix, OKI, Veam, Asus, Symtürk, Destek AŞ, Vitel, Mechsoft, Avaya, Infoblox, Data Market, Biznet, Symantec, Oracle, Logsign, CSC, HDS, Cisco, Zenium, Intel, HP, Microsoft, Akamai, Dataserv, F5, Turkcell, Natek standları yer alıyordu. Standlarda firmaların sunduğu yeni teknolojiler anlatılırken CIO’lara özel olarak demoların da yapıldığını gördük.

CIO Ödülleri

Tabii ki akşam gerçekleştiri-len Gala Yemeği ile birlikte CIO ödülleri de sahiplerini buldu. IDC 6 farklı alanda ilk üç sıraya giren projeler ödüllerini verdi. 2015 Yı-lının En İyi Yenilikçi Projelerinde 1. Sıra Kuveyt Türk Participation Bank 2. ISS Turkey ve 3. ODEA-

BANK oldu. Yılın En İyi Değişim Yönetimi Projesi kategorisin-de ise 1. MUDO 2. Boehringer Ingelheim İlaç Tic AŞ ve 3. TAV Information Technologies oldu. Yılın En İyi BT Yönetim Projeleri alanında 1. Divan Turizm Islet-meleri A.S. 2. TAV Information Technologies ve 3. Kuveyt Türk Participation Bank oldu.

Yılın En İyi İş Etkinleştirme Pro-jesi kategorisinde 1. SETUR SER-VIS TURISTIK A.S. 2. Kuveyt Türk Participation Bank ve 3. ANA-DOLU HAYAT EMEKLILIK oldu. Yılın En İyi Verimlilik Projesi alanında 1. Boehringer Ingelheim İlaç Tic AŞ 2. Adalet Bakanlığı ve 3. MUDO oldu. Yılın CIO’la-rı ödülü ise 1. TAV Information Technologies 2. ODEABANK ve 3. İse ANADOLU HAYAT EMEKLILIK firmalarına gitti. Ödül töreninin ardından toplantının bu günü sone ermiş oldu.

10 Nisan günü yine oturumlarla açıldı. Öğlene kadar süren etkin-likte yeni nesil BT teknolojile-ri, Güvenlik, yeni teknolojilere adaptasyon ve doğru partner seçimi gibi konular üzerine su-numlar gerçekleştirildi. Özellikle BT yöneticileri açısından oldukça verimli bir etkinlik oldu. Yöneti-ciler ikili ilişkilerini güçlendirir-ken gelecekte ne gibi konularla karşılaşacaklarını da öğrendiler. Özellikle üst düzey konuşmacı-ların sunumlarının çokça katı-lımcı tarafından takip edildiğini gördük. Bu ve bunun gibi et-kinliklerin Türk yöneticilerinin başarılı projelere imza atmaları için büyük bir destek olduğunu belirtmeliyiz. Bu tarz etkinlik-lerin teknoloji, ürün ve hizmet sağlayıcıları tarafından destek-lenmesi şart.

23

24 25

haberler

Büyük tartışma yaratan 4G ihalesinin 26 ağustos 2015 tarihine ertelendiği açıklandı. Asgari değeri 2,3 milyar Euro olması beklenen ihale, önce yerli baz istasyonu Ulak nedeniyle sonra da Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın “4G ile zaman kaybetmeye gerek yok 5G alalım” sözleri nedeniyle tartışma nedeni olmuştu. BTK’dan konuyla ilgili olarak yapılan açıklama şu şekilde; Ulaştırma, De-nizcilik ve Haberleşme Bakanlığı’nın 14.05.2015 tarihli ve 33528 sayılı yazısı ve ilgili ihale komisyonunun tuta-nağı çerçevesinde, IMT Hizmet ve Altyapılarına İlişkin Yetkilendirme İhalesi’nin yapılma tarihinin 26.08.2015 tarihine ertelenmesiyle ilgili gerekli değişikliklerin ya-pılmasına yönelik iş ve işlemlerin yürütülmesini temi-nen icraya yetki verilmesi hususuna karar verilmiştir. Ardından Ulaştırma, Denizcilik ve Haberleşme Bakan-lığı konuyla ilgili bir açıklama yayınladı. Bu açıklama şu şekilde; Söz konusu ihale ile; frekansların teknoloji bağımsız olarak kullanılması, işletmeciler arasında halen mevcut olan frekans dengesizliğinin giderilmesi, mevcut teknolojik gelişmelerin yanı sıra 5G (5nci Nesil) gibi yeni teknolojilerin ilave bir işleme tabi tutulmak-sızın anında ülkemizde hizmete sunulabilmesinin önü açılmış olacaktır.Ancak, bu süreçte gerek isteklilerin ve işletmecilerin şartnameye yönelik açıklama ve zeyil

talepleri ve gerekse ihaleye teknik ve finansal ola-rak daha iyi hazırlanabilmelerini teminen; sektörde faaliyet gösteren mevcut işletmecilerle birlikte yapı-lan değerlendirmeler sonucunda, daha önce 26 Mayıs 2015 tarihinde yapılacağı duyurulan “IMT (Internati-onal Mobile Telecommunications – Uluslararası Mobil Telekomünikasyon) Hizmet ve Altyapılarına İlişkin Yetkilendirme İhalesi” nin 3 ay ertelenmesi hususunda mutabık kalınmış olup, bu çerçevede söz konusu ihale Bilgi Teknolojileri ve İletişim Kurumu’nca 26 Ağustos 2015 tarihine ertelenmiştir.

4G İhalesi Ertelendi!

TP-LINK, üniversitelerde yapılan etkinliklere deste-ğini sürdürüyor. Şirket, 2-3 Mayıs 2015 tarihlerinde Bartın’da yapılacak olan II. Ulusal Yönetim Bilişim Zirvesi’ne ana sponsor oldu. TP-LINK Ülke Müdür Yardımcısı Ali Dinçer, üniversite-sanayi işbirliğine önem verdiklerini belirterek, bu nedenle üniversite-lerde yapılan bilişim etkinliklerine mümkün oldu-ğunca destek vermeye çalıştıklarını ifade etti. “Bu yıl Bartın Üniversitesi’nde yapılacak olan Ulusal Yönetim Bilişim Zirvesi’nde hem sponsor olarak hem de stand açarak üniversitelilerle bir arada olacağız. Karşılıklı beklentilerimizi paylaşıp, birkaç yıl içinde sektörümüzde çeşitli kademelerde görev alacağına inandığımız arkadaşlarımızla birbirimizi daha iyi tanıma yolunda bir adım atacağız” diyen Dinçer, bu etkinlik vasıta-sıyla Bartın üniversite gençliği ile daha yakın ilişki kurmayı hedeflediklerini vurguladı. TP-LINK, etkinlik boyunca standında gençlere yönelik bir de yarışma yapacak. “En güzel t-shirt tasarımı” yarışmasında, sprey boyalar ile t-shirt’leri renklendirip, TP-LINK Facebook sayfasında paylaşanlar arasından seçilecek kişilere sürpriz hediyeler verilecek.

TP-LINK, II. Ulusal Yönetim Bilişim Zirvesi Ana Sponsoru Oldu

2524 25

Turkcell, kendi markasıyla çıkardığı T serisi akıllı telefonlara bir yenisini daha ekledi. 8 çekirdekli işlem-cisi, 13 MP’lik gelişmiş kamerası ve akıllı sensörleri ile Turkcell T60, satış rekorları kıran T serisinin en gelişmiş ve en yeni üyesi. 150 Mbps hız kapasitesiyle 4G tekno-lojisine uyumlu olan T60’ın 16 GB’lık dahili hafızası, SD kart ile 32 GB’a kadar artırılabiliyor. Turkcell Genel Müdürü Kaan Terzioğlu, Turkcell T60’ın Haziran ayının ikinci yarısında raflarda olacağını belirterek şunları söyledi: “Turkcell T60, en son teknolojiyi en uygun koşullarda insanımızla buluşturduğumuz T serisi akıllı telefonlarımızın en yenisi. T60 da, serinin diğer cihazla-rı gibi birçok yeniliği beraberinde getiriyor. Türkiye’nin Turkcell markasını taşıyan akıllı telefonlara gösterdiği ilgi, bizim için çok önemli bir motivasyon kaynağı. T se-risinin toplam 2 milyondan fazla kullanıcıya ulaşması, Turkcell T50’nin 500 binin üzerinde satarak rekora imza atması, yalnızca Turkcell açısından değil ülke ekonomi-si açısından da büyük anlam taşıyor. T serisinin bugüne kadarki en gelişmiş üyesi olan Turkcell T60 ile bu başa-rının katlanacağına inanıyoruz.” Turkcell şebekesinde akılllı telefon penetrasyonunun yüzde 42’lik oranla 13,2 milyona ulaştığını belirten Terzioğlu, “T serisini tercih eden müşterilerimizin yüzde 70’i hayatlarında ilk kez bir akıllı telefon kullanıyor. T serisi, Turkcell’in hızlı internetiyle birleşince insanlarımızın ve şirketlerimizin hayatları daha da kolaylaşıyor, işlerini her yerden rahat ve hızlı bir şekilde yapabilmelerine imkan sağlıyor. Turkcell T40 ile Türkiye’nin ilk yerli akıllı telefonuna imza atmış, T50 ile bu geleneği devam ettirmiştik. Turkcell T60’ın üretiminin bir kısmını yine Türkiye’de gerçekleştireceğiz.” dedi.

Turkcell Yeni Akıllı TelefonuT60'ı Tanıttı!

Sahip olduğu yetkinlik, geniş bilgi ve güçlü deneyimle sek-törde saygın bir konuma sahip olan ComPro Bilişim Tekno-lojileri, bu yılki ikinci etkinliğini Avnet sponsorluğunda Four Seasons Bosphorus’da düzenledi. IBM Altyapı Çözümleri özelindeki etkinlik, IBM üst düzey yöneticilerinin yanı sıra farklı sektörlerden müşterilerin katılımı ile gerçekleşti. ComPro Bilişim Teknolojileri Genel Müdürü Abdurrahman Keklik ve IBM Türk Sistemler Donanım Ülke Müdürü Gürol Çolak’ın açılış konuşmasını yaptığı etkinlikte büyük hacimli verilere ve artan güvenlik tehditlerine dikkat çekilirken; gerçek zamanlı öngörüler ve yüksek düzeyde güvenlik gerektiren işlemleri desteklemek için hızlı, güvenli ve güçlü altyapı çözümlerinin önemi vurgulandı. Yeni nesil teknolojik çözümler ile ortaya çıkan bulut, analitik, güvenlik, mobilite ve sosyal iş konularına değinen ComPro Bilişim Teknoloji-leri Genel Müdürü Abdurrahman Keklik “Verilerin işlenmiş hali ile müşteriye sunulacağını ve mobil yeteneklerin iş dünyasında önem kazandığı bir döneme giriyoruz. Bu gibi değişimler ile birlikte önümüzdeki dönemlerde altyapı, orta katman yazılımları ve uygulamalar açısından çok değişiklik-ler olacağını öngörüyoruz.” dedi. IBM’in bu alandaki strate-jisine de değinen Keklik “Bu noktada geçtiğimiz yıl IBM’in x86 sunucularını satması ve yeni iş kolları olan bulut bilişim, analitik, mobilite, güvenlik ve sosyal iş konuları ışığındaki stratejisinin çok önemli bir dönüşümü başlattığına inanıyo-rum. ComPro ailesi olarak IBM’in bu radikal dönüşümünü önemsiyoruz ve bu dönüşümü IBM ile birlikte gerçekleştir-mek istiyoruz.” şeklinde konuştu.

IBM Altyapı Çözümleri İle İşinizi Dönüştürün

Türkiye’deki istihdam kaynaklarının öncülerinden olan Çağrı Merkezi sektörü her geçen gün büyümeye devam ediyor. Sektörün gidişatını ve aklımıza takılan soruları ÇMD Yönetim Kurulu Başkanı Metin Tarakçı’ta yönelttik. Bakın Metin bey bizlere nasıl cevaplar verdi.

Görevinizin yanı sıra Çağrı Merkezi Derneğinin Yönetim Kurulu Başkanı olarak görev yapıyorsunuz. Dernek olarak amacınızı birkaç cümle ile açıklayabilir misiniz?

Çağrı Merkezleri Derneği, Tür-kiye’de çağrı merkezleri sek-törünün gelişimini sağlamaya, faaliyet ve etki alanını genişlet-meye yönelik bir iş/güç birliğini hedefleyen referans kuruluş ol-mak üzere, Kasım 2008 tarihinde 9 kuruluşun ortak girişimiyle kurulmuştur. Bugün geldiği-miz noktada, 45 üyesiyle çağrı merkezi sektörünün %90’ından fazlasını temsil eden bir dernek konumundayız. Özetle, üyele-rimizden de aldığımız güç ile birlikte, bugün Yatırım Teşvik-leri, İstihdam Teşvikleri, BDDK sorumluluğundaki çağrı merkezi sektörünü etkileyen düzenle-meler ve 1 Mayıs’ta yürürlüğe girecek olan Elektronik Ticare-

tin Düzenlenmesi Hakkındaki Kanun’dan tutun da Mesleki Yeterlilik Kurumu ile birlikte hazırlanan Mesleki Sertifikasyon sürecine dek, çağrı merkezi sek-törünü etkileyen her türlü yasal düzenlemede söz sahibi olabil-mek ve sesimizi duyurabilmek adına güç birliği oluşturuyoruz.

1 Mayıs tarihi itibariyle yeni pazarlama yasası devreye girecek. Bu tarihin ardında Çağrı Merkezi sektöründe neler değişecek?

Sizin de belirttiğiniz üzere, Elektronik ticarete ilişkin bilgi verme hizmeti sunanlara yöne-lik çeşitli yükümlülükler geti-ren Elektronik Ticaretin Dü-zenlenmesi Hakkındaki Kanun 1 Mayıs’ta yürürlüğe giriyor. İzinli pazarlama faaliyetlerini de düzenleyen bu yeni kanunla birlikte, çağrı merkezi sektö-ründe önemli değişikliklerin

yaşanması bekleniyor.

Öncelikle belirtmek gerekiyor ki, Elektronik Ticaretin Düzenlen-mesi Hakkındaki Kanun, hizmet alanların satın alacağı ürün veya servis hakkında bilgi sahibi ol-malarını, yanlış bilgi aktarımının engellenmesini ve tüketici hak-larının korunmasını amaçlıyor. Ayrıca istenmeyen elektronik postalarla ilgili düzenlemeleri de kapsıyor. Bu bağlamda ÇMD olarak bizler de bu tip düzenle-melerin, tüketicinin haklarının korunması ve bilgilerinin gü-venliğinin sağlanması, hizmet sağlayıcı sektörlere olan güvenin artırması ve AB uyumu açısından son derece önemli olduğunu ve bir takım faydalar sağlayacağını düşünüyoruz.

Bununla birlikte, kanunun en önemli uygulama alanlarından birisi de çağrı merkezleri gibi aracı hizmet sağlayıcılara getiri-

söyleşi Ali Yavuz ŞAHİ[email protected]

26 2726

Çağrı Merkezleri Türkiye’nin Bacasız Fabrikalarıdır

Metin Tarakçı ÇMD Yönetim Kurulu Başkanı

len yükümlülükler. İlgili yasada çağrı merkezlerinin tanımından, izin alma süreçlerine, firmaların taşıması gereken sorumluluk-lardan uygulanacak yaptırımlara dek birçok belirsizlik ve sıkıntı söz konusu. Örneğin Kanun-da tanımlar bölümünde çağrı merkezleri, ticari elektronik ileti tanımının içerisinde yer almaktadır. Bu teknik bir hata-dır çünkü çağrı merkezleri, sms, e-mail, faks gibi bir ticari ileti türü değil, tüzel kişiliklerdir.

Ayrıca, Geçmişte izin alınamamış bir müşterinin, izin durumunun hangi sürelerde güncellenebile-ceği açık olarak ifade edilmemiş-tir. İzin alınamamış bir müşteri belirli bir süre geçtikten sonra tekrar izin alınması hususun-da arama yapılabilmelidir. Aksi takdirde sonsuza kadar kendisi ile iletişim kurulması mümkün olamayacaktır. Bu da kurumun müşterisi ile olan ilişkisi açısın-dan oldukça sıkıntılı bir durum yaratmaktadır.

Çağrı merkezleri açısından söz konusu yasanın en yıkıcı yönü ise, aracı hizmet sağlayıcı ile hizmet sağlayıcının yüküm-lülükleri farklılık göstereceği halde kanundaki cezai hüküm-ler kapsamında, aynı oranda ve mükerrer olarak hem hizmet sağlayıcıya hem de aracı hizmet sağlayıcıya ceza uygulanabilece-ğinin ifade edilmiş olmasıdır. Bu konuda herhangi bir ihtar meka-nizması da bulunmamaktadır.

Özetle, ilgili yasanın önemli bir sorunu adreslemek için çıkarıldı-ğını düşünmekle birlikte, özel-likle bugün pazar büyüklüğü 1,6 milyar Dolar seviyesine ulaşan

ve 80.000 kişiye istihdam sağla-yan çağrı merkezi sektörünün di-namikleri göz önüne alınmadan ve etraflıca bir değerlendirme yapılmadan düzenlendiği görü-şündeyiz. Bu konuda sektörümü-zü temsilen başta T.C Gümrük ve Ticaret Bakanlığı İç Ticaret Ge-nel Müdürlüğü yetkilileri olmak üzere üst düzey yetkililer ve yasa koyucular ile temaslar gerçek-leştirdik ve ikincil düzenleme ve yönetmeliklerin çağrı merkezi sektörünün gereksinimleri dik-kate alınarak hazırlanması için önerilerimizi kendilerine ilettik.

2015 yılında Çağrı Merkezi sektörüne bakışınız nasıl? Her yıl büyüyen sektörün bu yıl ki gidişatını nasıl görü-yorsunuz?

Son yıllarda gerçekleştirdiği dönüşüm ve atılım hamlele-riyle Türkiye’nin stratejik iş alanlarından birisi haline gelen Çağrı Merkezi Sektörü, 2014 yılında toplam pazar değeri olarak %12, istihdam anlamın-da ise %14 büyüme gösterdi. Toplam pazar değeri 1,6 milyar Dolar seviyesine, istihdam ise 80.000’e ulaştı. Bu kapsamda son 7 yıla baktığımızda sürekli büyüyen bir pazar görüyoruz ve 2015 yılında da pazardaki büyümenin süreceği öngörüsü-nü taşıyoruz. Ancak özellikle 1 Mayıs’ta yürürlüğe girecek olan Elektronik Ticaretin Düzen-lenmesi Hakkındaki Kanun’un mevcut haliyle ve yeterli ikincil düzenlemeler olmaksızın uygu-lanmaya başlamasıyla birlikte, pazarda olumsuz gelişmeler ya-şanacağı ve büyümenin gerçek potansiyelinden oldukça uzak-laşacağı da açık.

Örneğin Türkiye çağrı merke-zi sektöründe çalışan 80.000 kişinin yaklaşık %25’i dış arama yaptığından, bu yasa devreye girdiğinde 12.000 kişinin istih-damı olumsuz etkilenecek. Bizim değerlendirmelerimiz göre, bu yeni yasayla birlikte ticari faa-liyetlerin daralması ile Anado-lu’daki çağrı merkezlerimizin iş hacmi yaklaşık %10 kadar, tüm sektörün de yaklaşık %15 kadar küçülmesi söz konusu olacak.

Türkiye’nin Çağrı Merkezleri konusundaki potansiyelini nasıl görüyorsunuz?

Türkiye, çağrı merkezi alanında hızla yol kat eden ve büyümesini sürdüren ülkelerden birisi. Üs-telik kendi potansiyelini henüz yakalayamamış durumda. Örne-ğin IMI Conferences işbirliğiyle gerçekleştirdiğimiz ve sonuçla-rını bir süre önce yayınladığı-mız araştırmamıza göre, şuanda 80.000 düzeyinde olan istihdam sayısı 2024 yılında 450.000’e ulaşma potansiyelini taşıyor. Ayrıca yetişmiş eleman sayısıyla, genç nüfusuyla, bölge ülkelerine kıyasla muazzam altyapısıyla birlikte ele aldığımızda Türki-ye’nin çağrı merkezi alanında bölgesel bir güç olma ve Türki Cumhuriyetlerden Balkan ülkele-rine ve Orta Doğu’dan Doğu Av-rupa’ya dek uzanan coğrafyada pek çok ülkeye dış kaynak modeli ile hizmet verme potansiyeli mevcut. Üstelik doğru yatırım-lar ve doğru teşvik modellerinin sağlanması ve sektör dinamik-leriyle uyumlu yasal mevzuat düzenlenmelerinin yapılması durumunda bu potansiyel, son derece rasyonel bir hedef olarak görülmelidir.

26 27

28 29

haberler

Siber Güvenlik Standartları Çalıştayı, HUAWEI öncü-lüğünde Bilgi Teknolojileri ve İletişim Kurumu (BTK) mahiyetinde ve ASELSAN’ın desteğiyle, 12-13 Mayıs 2015 tarihlerinde Ankara’da gerçekleşti. Bilgi Teknolojileri ve İletişim Kurumu (BTK) Türkiye’nin siber güvenlik gün-demi özelinde uzun süredir kapsamlı çalışmaları orga-nize ediyor. BTK bünyesinde ilgili kurum, kuruluşların katılımıyla “Güvenlik Standardizasyonu Çalışma Grubu” düzenli olarak çalışmalarını sürdürüyor. BTK bünyesin-de oluşturulan çalışma grubunda HUAWEI, AVEA, ESER TELEKOM, KAREL, KOÇ NET, TSE, TTNET, TURKCELL, TURKTELEKOM ve TÜRKSAT’tan temsilciler yer aldı. Çalışmaları desteklemek amacıyla HUAWEI genel merke-zinden ve Avrupa ofisinden uzmanlar da çalıştayda hazır bulundu. Çalıştay, HUAWEI Almanya Güvenlik Birimi Di-rektörü Ulf Feger, HUAWEI Standardizasyon ve Endüstri Bölümü Müdür Yardımcısı Fan Dongyang, Huawei Global Siber Güvenlik uzmanı Li Yuhang ve HUAWEI Türkiye İnovasyon Bölümü Direktörü Özcan Özay’ın katılımıyla gerçekleşti. BTK’nın inisiyatifi doğrultusunda kurulan

birçok komiteden biri olan “Güvenlik Standardizasyon Çalışma Grubu”, standartlarının analizi ve Türkiye uyar-lamaları üzerine çalışmalarını hassasiyetle sürdürüyor. Bu amaç doğrultusunda BTK, tüm sektörel paydaşlarla birlikte bu standartlar üzerine yoğunlaşarak, çalışma gruplarını bu önemli çalıştaya davet etti. HUAWEI Türki-ye de bünyesinde bulunan özel uzmanlık grupları ile bu çalışmalara aktif olarak katılmaya devam ederken, “Gü-venlik Mimarisi Sistemi” ve “Siber Güvenlik” başlıkları altında bu çalışmaların önemli bir parçası olarak çalış-taylardaki yerini aldı. Huawei, bugün de bu ekosistemin önemli sektörel paydaşlarından biri olarak sürece katkı sağlamaya devam ediyor.

Huawei, Siber Güvenlik Süreçlerine Katkıda Bulunuyor

IFS, Gartner Magic Quadrant raporunda Liderler kategorisinde yer alan ürünü IFS ERP Uygulamala-rı (IFS Applications™) ile 1 milyon aktif kullanıcı sayısına ulaştı. IFS’in gerek mevcut müşterilerin kullanıcı sayılarını arttırması ve sistem kullanım-larını genişletmesi, gerekse yeni yapılan satışlarla birlikte hızla artan kullanıcı sayısı geçtiğimiz hafta itibari ile 1 milyon oldu. 1 milyonuncu kullanıcı hali hazırda IFS müşterisi olan Linemar ile yapı-lan sistem kullanımını genişletme anlaşması ile gerçekleşti. Otomotiv ve endüstriyel üretim sek-töründe global olarak faaliyet gösteren Linamar, 2005 yılından bu yana süreçlerini IFS ile yönetiyor. Bugün Linamar 2600 kullanıcısı ile dünyanın 37 farklı lokasyonunda bulunan tesislerinin hepsinde IFS ERP kullanmaya devam ediyor.Linemar IFS ERP Proje Yöneticisi Lori Gofton yaptığı açıklamada “IFS’in esnek kullanım özellikleri bizim her daim

maliyetlerimizi azaltmamızı, verimliliğimizi art-tırmamızı ve karar süreçlerimizi hızlandırmamızı sağladı. IFS’in 1 milyonuncu kullanıcısına ulaştıran müşterisi olduğumuzun açıklanması bizim de 10. yılımızda oldu. Bu zamanlama bizim için oldukça anlamlı idi. IFS ile büyümeye devam ediyoruz ve edeceğiz.” dedi.

IFS ERP, 1 Milyon Kullanıcıya Ulaştı

28 29

TELKODER tarafından yapılan çalışmada, Türkiye’de telekomünikasyon sektörünün dolar bazında büyüme-diği, işletmecilerin kârlılıklarının önemli oranda düştü-ğü, sektör üzerindeki maliyet yükünün giderek arttığı ve eşit rekabet koşullarının oluşmadığı gibi dikkat çekici sonuçlar ortaya kondu. Hazırlanan raporda, telekomü-nikasyon sektörünün içinde bulunduğu durumun düzel-tilmesi için atılması gereken adımlar da açıklandı.

TELKODER tarafından düzenlenen raporda Türkiye’de telekomünikasyon sektörünün 2014 yılındaki toplam büyüklüğü 16,21 milyar dolar olarak belirtildi. 2013 yılında 16,78 milyar dolar büyüklüğünde olan sektörün 2008 yılından bu yana 16 - 17 milyar dolar aralığında kaldığına dikkat çekildi. Sektörün büyümemesinin yanı sıra işletmecilerin kârlılıklarını da hazırladığı raporda ortaya koyan TELKODER, sektör toplam kârlarının 2010 yılından 2013’e kadar %43 oranında azaldığına dikkat çekerek bu durumun sektörün geleceği açısından bir tehdit olduğunu belirtti. Raporda üzerinde durulan bir diğer nokta ise serbestleşme sürecinin üzerinden 13 yıl gibi uzun bir süre geçmesine rağmen yeni nesil işletme-cilerin gelirlerinin toplam gelirin %6’sı seviyesinde kal-ması oldu. Hazırlanan rapor hakkında açıklamalarda bu-lunan TELKODER Yönetim Kurulu Başkanı Yusuf Ata ARIAK, “Türkiye’de elekt-ronik haberleşme sektörün-de son birkaç yıla bakacak olursak dolar bazında sektör gelirlerinin artmadığını hatta 2014 yılında bir miktar gerilediğini görüyoruz. GSM firmaları ve Türk Telekom’un kârlılıklarına bakıldığında,

2008 yılından itibaren toplam kâr miktarlarının %60 oranında eridiğini görüyoruz. Sonuç; gelirler artmıyor, kârlılık azalıyor. Bu veriler ışığında sektörün ciddi bir tehlike altında olduğunu söylemek yanlış olmaz.” di-yerek Türkiye’de telekomünikasyon sektörünün içinde bulunduğu durumu özetledi. “2013 yılında sektörden devlete kazandırılan paranın yaklaşık 14,6 milyar dolar gibi muazzam bir rakam olduğuna şaşkınlık içerisinde tanıklık ettik. Neredeyse sektörün kendi büyüklüğü kadar bir miktar para devlete aktarılıyor. Bu mali yükü azalttığımızı düşündüğümüzde, sektörün büyüme hızı-nı ne kadar etkileyeceğini dikkate almamız gerekiyor.” ifadelerini kullanan ARIAK, tüketici hakları adı altın-da yapılan aşırı düzenlemelerin işletmecileri çok zor durumda bıraktığını ve uzun vadede tüketiciye de fayda değil zarar verdiğine de dikkat çekti. 4G sürecinin yaklaştığı ve 5G tartışmalarının yaşan-dığı bu dönemde Türkiye’deki fiber yaygınlık oranının yeterli oranda olmadığına ve yatırımların azaldığına dikkat çeken Yusuf Ata ARIAK, “4G ve bir sonraki adım

olan 5G teknolojileri ancak fiber şebekelerin yaygın-laşmasıyla etkin olarak kullanılabilir. Bu amaçla, fiber şebekelerin hızla yaygınlaşması, isteyen işletmelerin herhangi bir şart olmadan fiber şebeke tesis edebilmesi gereklidir. Belediyeler ise bu konudaki engelleyici tavırlarından vazgeçip tüm dünyada olduğu gibi teşvik edici olmalı. Var olan yer altı tesisleri makul şartlarda kiralanabilmeli.” şeklinde konuştu.

Türkiye’de Telekomünikasyon Sektörü 16 Milyar Dolar, Ödenen Vergi 14

Milyar DolarTELKODER, 2014 Yılı Telekomünikasyon Sektörü Düzenlemelerine Yönelik

Değerlendirmeler Raporu’nu yayınladı. TELKODER Yönetim Kurulu Başkanı Yusuf Ata ARIAK, Türkiye’de telekomünikasyon sektörü büyüklüğünün 16 milyar dolar, ödenen

yıllık verginin 14 milyar dolar olduğuna dikkat çekerek, sektörün 2008’den bu yana dolar bazında büyümediğini ve kârlılıkların düştüğünü belirtti.

özel haber

30 31

EMC World 2015 etkinliği ile birlikte yeni ürün ve stratejilerini gün yüzüne çıkartan EMC veri konusunda ne kadar etkin işler yaptığını bir kere daha bizlere gösterdi. Kurumların gücünü sahip oldukları verilerden alacağını savunan firma depolama, güvenlik, Bulut Bilişim ve daha birçok yeni ürünü ile birlikte yeni dünyanın yaratılmasında kurumların yanında olmak istiyor.

Güç EMC’nin Elinde

Ali Yavuz ŞAHİ[email protected]özel haber

4-7 Mayıs 2015 tarihleri arasında ABD’nin Las Vegas kentinde gerçekleştirilen EMC World etkinliği geçtiği-miz yıllara nazaran daha yüksek bir katılıma sahipti. 165 basın mensubu tüm dünyayı yakından ilgilendi-ren bu olayı yerinde takip etti. Türkiye’den katılan dört basın kuruluşunun temsilci arasında BT Günlüğü olarak yerimizi aldık. EMC World 2015 etkinliğinin mottosu ise “Redifine.Next” olarak belirlenmiş. Geçti-ğimiz yıl bu mottonun “Redifine” olduğunu belirtme-mizde fayda. EMC birçok firma gibi gelişen teknoloji ile birlikte yeni bir dünyanın kapılarının açıldığını ve bu kapıdan geçmek için kurumların teknolojiye ayak uydurmaları gerekliliğini savunuyor. Bu konuda da onlarda ürün geliştirmiş ve kurumların beğenisine sunmuş durumda. Hem yazılım hem de donanım ge-liştiren firmanın kapsama alanı dikkate aldandığında rakip tanımadığını söyleyebiliriz. EMC’nin ürün geliş-tirdiği alanlarda faaliyet gösteren birçok rakip firma var fakat bunların hemen hemen hepsi EMC kadar farklı alan ve konuda çözüm üretemiyor.

Gelelim EMC World 2015’e. On binin üstünde katılım-cı ile gerçekleşen gösterişli açılışta EMC’nin CEO’su David Goulden söz aldı ve EMC’de neler yapmaya çalıştıklarından bahsetti. Esprili bir dille anlatım yapan David Goulden’nin tüm sözlerini sizlere bura-dan aktarmayacağız fakat EMC’nin yapmaya çalıştığı

şeylerden bir tanesini “CIO’ların çektiği sancılara son vermek” olarak açıklıyor. Ayrıca geçmiş dönemden bugüne kadar uzanan büyük ölçekli firmaların hayatta kalma istatistiğini oraya koyan David Goulden bu ko-nuda da gelişen teknolojinin altını çiziyor ve kurum-ların gelecek kaygısını en aza indirmesi için gelişen teknoloji yerinde ve zamanında kullanmaları gerekti-ğini belirtiyor.

Yeni Ürünler Saymakla Bitmiyor

Tabii ki yeni ürünlere değinmemek olmaz. EMC World 2015’in açılış konuşmasını yapan David Goul-den firmanın yeni ürünlerini de gün yüzüne çıkardı. XtremIO, VMAX3, VCE, VNX, Data Domain ve Data Protection Suite portföyünde önemli güncelleştir-meler gerçekleşti. Müşteriler tarafından “Canavar” olarak isimlendirilen XtremIO, sınırları zorlayan bir performans, otomasyon ve aynı çizgide veri hizmeti seçenekleri sunuyor. Hatta sunum sırasında verilen canavar sesleri de katılımcıları biraz ürkütmedi değil.

30 31

EMC’nin elindeki en büyük kozlardan bir diğeri ise VMAX3. Bu yeni ürün ile birlikte otomasyon, moder-nizasyon ve konsolidasyonun yeni seviyeleri kullanı-cıların beğenisine sunulmuş oldu. VCE VxRack ürünü özelinde ise büyük işletmeler ve servis sağlayıcı veri merkezleri için endüstrinin ilk raf ölçeğinde hiper-ya-kınsanmış sistemi tanıtıldı. EMC’nin hassas oldu-ğu konulardan bir diğeri ise Veri Koruma. EMC’nin tanıttığı yeni platformlar ve hizmetler veri merke-zinde, veri merkezinden buluta giden yolda ve bulut içerisinde veri koruması tam anlamıyla sağlaması için geliştirilmiş.

EMC Ürün ve Pazarlama Başkanı Jeremy Burton yaptığı konuşmada “Tüm sektörlerdeki liderler, kendi iş modellerini yeniden tanımlayarak müşterilerin taleplerini çevrimiçi ortamda, mobil cihazlar üzerinde ve daha yetenekli, akıllı ve erişilebilir uygulamalarla karşılamak istiyor. BT birimleri dönüşmek zorunda ama yatırımlarının çoğu geleneksel altyapı ve uygu-lamalara bağlanıp kalmış durumda. İki dünya olduğu

ve her ikisinin de var olması gerektiği bir masal. EMC, müşterilerinin dönüşüm süreçlerinde günümüzün veri merkezlerini optimize etmelerine yardımcı oluyor. Böylece daha düşük maliyetler ve artan hizmet sevi-yeleriyle her zaman erişilebilir uygulamalar ve verinin sağlanmasına yardımcı olacak verimliliği kazandırı-yor” dedi.

EMC BT’yi Sadeleştiriyor

EMC, sektörün lider ürünü, tamamı flash katmanından oluşan XtremIO ve kurumsal veri hizmet platformu VMAX3 sadece üstün performans, otomasyon ve veri hizmet yetenekleri sunmakla kalmazken, aynı za-manda yönetim zorluklarını önemli ölçüde düşürmek, genel görevleri gerçekleştirmek için ayrılan zamanı saatlerden dakikalara indirmek ya da tamamen orta-dan kaldırmak için özel olarak tasarlandı.

VCE, işletmelerin ve hizmet sağlayıcıların yeni nesil mobil, bulut ve dağıtık Tier 2 uygulamalarının kurulu-munu önemli ölçüde sadeleştiren Hiper Yakınsanmış Raf Ölçeğinde Sistemler (Hyper-Converged RackScale Systems) ailesini tanıttı. VxRack sistemi, en yüksek performansı ve $/IOPS (saniyede IO başına düşen dolar ) verimliliğini garanti ederken, müşterilerin düzinelerce sunucudan, onlarca petabayt depolama kapasitesi sunan binlerce sunucuya kadar ölçekleme yapabilmesine olanak tanıyor.

Tüm bunlara ek olarak BT organizasyonları yazılım ta-nımlı depolama sayesinde, geliştirme ve operasyonel (DevOps) ortamlarını çevik ve esnek hale getirme ara-yışındalar. EMC, ilk kez tamamen sanallaştırılmış EMC VNXe yazılım yığınını piyasaya sürdüğünü duyurdu. EMC vVNX Community Edition, müşterilerin hiçbir depolama donanım sistemine bağlı çalışmadan VNXe depolama üzerindeki test ve geliştirme ortamları oluşturabilme fırsatı veriyor. Ayrıca endüstri standardı sunucu donanımı kullanarak çoklu sanal VNXe olu-şumu karşısında maliyet etkin durma imkanı tanıyor. VNX ailesinin yanı sıra EMC, yeni VNXe3200 all-flash modelini piyasaya sürüyor. EMC’nin İş Ortağı Prog-ramı (Business Partner Program) ağı üzerinden satışa sunulan 3 TB VNXe3200, 25 bin doların altından başlayan fiyatlarıyla piyasanın tamamı flash katmanlı tümleşik çözümleri arasında en erişilebilir ürün olarak öne çıkıyor.

32 33

Apple, büyük bir tanıtım kampanyasıyla Apple Wathc’u duyurmuş olsa da, akıllı saat piyasa-sına geç kaldığı inkar

edilemez. Piyasada halihazırda çok sayıda akıllı saat bulunuyor ve bunların çoğunun Apple Watch’tan daha mantıklı seçenekler olduğu bile söylenebilir. Eğer akıllı saat edinmek istiyorsanız, ihtiyaçları-nıza cevap verebilecek bir model seçmeniz sizin için yararlı olacaktır. Saatiniz üzerinden e-postalarınızı okumak, SMS’lerinizi görmek, cevap yazmak istiyorsanız, gösterişine aldanacağınız bir egzersiz saatinin işinize yaramayacağını hatırlatalım. Veya akıllı saatin tüm gün boyunca

size hizmet etmesini, adımlarınızı saymasını, kalori yakmanıza yar-dımcı olmasını, sağlık verilerinizi kontrol altında tutmasını istiyorsa-nız, pili bir gün bile dayanmayan bir akıllı saatin işinizi görmeyeceğini tahmin edebilirsiniz. İşte, piyasa-daki ilginizi çekebilecek akıllı saat modelleri...

Moto 360

Yuvarlak tasarıma sahip Moto 360 bu formuyla piyasadaki diğer akıllı saatlerden ayrılıyor. Motorola’nın, teknolojiyi düşük fiyatla geniş kit-lelere ulaştırma felsefesine uygun olarak rakiplerine göre daha uygun fiyat etiketine sahip olan Moto 360,

kullanıcılarının övgüyle bahsetti-ği bir ürün. Android Wear işletim sistemiyle çalışan Moto 360 akıllı telefonla bağlantılı halde çalışıyor ve sosyal medya hesaplarınızda-ki tüm gelişmeleri bildirim olarak saat ekranına taşıyor. Google Voice hizmeti sayesinde, saate konuşarak kumanda edebiliyorsunuz ve iste-diğiniz aramayı saatiniz üzerinden gerçekleştirebiliyorsunuz. Moto 360’da adım sayar ve kalp ritminizi anlık ölçmenizi sağlayan sensörler yer alıyor. Ancak diğer saatlerde yer alan uyku takibi yapan sensör-ler mevcut değil. Cihazın pil süresi yoğun bir kullanımda 1 gün çok sık kullanmadığınız ve geceleri kapat-tığınız zaman ise 3 güne kadar idare

özel haber

Akıllı saat deyince aklınıza sadece Apple Watch geliyorsa diğer önemli alternatifleri gözden kaçırmışsınız demektir.

Piyasadaki Akıllı Saat Alternatifleri

32 33

edebiliyor. Moto 360 ‘ın kablosuz şarj olduğunu ve şarj süresini 1 saat gibi kısa bir sürede tamamladığının altını çizelim.

Sony SmartBand Talk

Şarj sorunu canınızı sıkıyorsa ve uzun süre şarj olmadan çalışacak bir saat arıyorsunuz, Sony SmartBand Talk derdinize çare olabilir zira e-ink teknolojisi kullanan saatin ekranı çok az enerji tüketiyor. Bu da saatin tek bir şarjla 3 gün boyunca çalışmasını sağlıyor. 1.4 inçlik ekra-nın çözünürlüğü 296 x128 piksel ve e-ink teknolojisi kullandığı için ek-ran sadece siyah beyaz. Ancak saat ekranınızda sinema filmi seyret-meyeceğinize göre, ihtiyacınız olan bilgileri göstermek için bu kadarı yeterli. Cihazın fiyatı ise 149 dolar.

Samsung Gear Live

1.63-inç Super AMOLED ekrana sahip Samsung Gear Live, Android Wear işletim sistemiyle geliyor. 320 x 320 piksel ekran çözünürlüğüne sahip saatin Google Now sayesinde kontrolünü sesli komutlarla sağ-lamak mümkün. Saatin ayrıca kalp ritmi sensörü sayesinde egzersiz-lerinizde kalp ritminizi kontrol ederek, yağ yakmak için gerekli olan doğru kalp ritmini yakalamanız ko-laylaşıyor. Ancak bu tür egzersizler

öncesinde, doktorunuza danışmayı da ihmal etmemelisiniz.

Asus Zenwatch

Asus Zenwatch, pil ömrü veya yetenekleri konusunda rakiplerinin biraz gerisinde kalsa da şık bir klasik saat görünümündeki tasarımıyla be-ğeni topluyor. Android Wear işletim sistemine sahip saat dikdörtgen ek-ranıyla mail ve SMS okumayı kolay-laştırıyor. Rakipleri gibi yine Google Now desteği olan saat, şık gecelerde takım elbiselerin altında sırıtmadığı için de tercih edilebiliyor.

Apple Watch

Herkes, onu bekliyordu. Apple’ın pi-yasaya süreceği akıllı saatle devrim yaratacağı ve diğer saatlerin onu taklit etmeye başlayacağı düşünü-lüyordu ancak işler pek öyle olmadı. Pil sorunu nedeniyle adeta ölü do-ğan Apple Watch, yoğun kullanımda günde iki kere şarj etmeyi gerekti-ren zayıf performansı ile insanla-rın kollarında taşıdığı işlevsiz bir ağırlığa dönüşebiliyor. Apple Watch eğer tüm gün boyunca çalışmayı başaracak olursa bile gece yine şarj olmak istiyor. Aksi halde ertesi gün onu çalıştırmak mümkün değil. Şarj sorunu dışında saatin yetenekleri etkileyici. Çok sayıda sensöre sahip olan saat, deri üzerinden aldığı sin-

yaller sayesinde kullanıcının sağlık durumu hakkında da analizler yapa-biliyor. Saati prestij için kullanmak isteyenlere özel altın kaplamalı ve yüksek fiyatlı bir modeli de bulunu-yor ancak Apple Watch’ın en düşük modeli, 350 dolar fiyat etiketiyle satılıyor. Apple’ın zengin uygulama desteğine sahip olan saat, prestijli imajı ve zengin yetenekleri nedeniy-le çok tercih edilecek gibi görünüyor ancak piyasaya henüz çıkmış olma-sına rağmen, kullanıcıları şimdiden pil performansından şikayet etmeye başladı. Zaman geçtikçe pilin eski-yeceğini ve çok daha fazla şarj iste-yeceğini de unutmamak gerekiyor.

Sony Smartwatch 3

Akıllı telefon pazarındaki en önemli oyunculardan biri Sony. Smartwat-ch serisiyle uzun zamandır akıllı saat üreten Sony’nin Smartwatch 3 ürünü çok güçlü bir cihaz.1.2GHz dört çekirdekli işlemcisi ve 512MB RAM’i ile dikkat çeken saatin da-hili bir GPS sensörü de bulunuyor. Böylece spor yaparken ne kadar me-safe kat ettiğiniz çok daha hassas şekilde ölçülebiliyor veya saatinizi bir navigasyon cihazı olarak da kul-lanabiliyorsunuz. 249 dolar etiketle satılan saatin tasarımını beğenme-yenler için, ayrıca çelik çerçeveli bir kılıf da bulunuyor. Böylece kolunu-za metal bir saat takmışsınız gibi görünüyorsunuz.

34 35

pratik 10

1

42

3

5

PWC (PriceWaterhouseCoopers)

Firma geçtiğimiz yıl kendini bir hayli

yormuş durumda. Büyük Veri geliri 312

milyon dolar olan firmanın bu rakamı

toplam gelirinin sadece %41’i diğer

bölüm ise danışmanlıktan geliyor

Accenture

Firmanın gelirlerinin %50’si Büyük Ve-

riden %50’si ise danışmanlıktan geliyor.

Büyük Veriden 415 milyon Dolar elde

eden firma Microsoft, Oracle, SAP gibi

partnerlerle çalışıyor.

Palantir

Çok bilinen bir firma olmasa da gelirlerinin

%50’sini büyük veriden sağlıyor. Büyük Veri geliri

418 milyon Dolar olan firmanın çalışma alanının

büyük bölümü ise hükümetlerle ilgili. Terörist ve

yasadışı ticaret yapanları bulmak için analizler

yapan firma bu konuda oldukça başarılı.

SAS

İş analitiği ve zekasının en

başarılı isimlerinden biri o

lan

SAS, Büyük Veriden 480 mil-

yon Dolar elde etmiş durumda.

Gelirlerinin %62’si yazılım

dan

gelen firmanın kalan kısmı ise

hizmetlerden gelmekte.

Oracle

Veri tabanı ve uygulama-

ları konusunda tanınan

firmalardan biri olan

Oracle Büyük veri konu-

sunda 491 milyon Dolar

gelir elde etmiş durumda.

Firmanın donanım satış-

larının da iyi olduğunu

belirtmemizde fayda var.

Dünyanın En Çok Para Kazanan Büyük Veri FirmalarıVerinin değeri her geçen gün artıyor. Veriden değer yaratan firmalar da gün geçtikçe karlarını arttırıyorlar. Peki, dünyanın en çok kar eden Büyük Veri firması konusunda bir bilginiz var mı? Wikibon’un yaptığı araştırma bu firmaları gözler önüne seriyor. Bakın dünyanın en çok para kazanan Büyük veri firmaları hangileri.

Süleyman [email protected]

34 35

6

108

79Dell

Donanım yine Dell’in gelirle

ri-

nin büyük bir bölümünü oluş-

turuyor. Dell’in sunucu, veri

merkezi, donanım ve destek

hizmetleri bulunuyor. Dell’in

Büyük veri ile ilgili g

elirleri is

e

toplam 652 milyon dolar.

SAPFirma, HANA teknolojisi üzerinde

yoluna emin adımlarla devam edi-

yor. Toplamda Büyük Veriden 545

milyon dolar gelir elde eden fir-

manın gelirler toplamının %76’sı

yazılımdan ve %24’ü danışmanlık

hizmetlerinden geliyor.

HPFirma büyümeye ve gelirle

ri-

ni arttırmaya devam ediyor.

Firmanın Büyük Veri gelir-

lerinin toplamı 869 milyon

dolar. Toplam gelirinin

%44’ünü BT hizmetlerinden

elde eden firmanın donanım

gelirleri is

e %42 seviyelerin-

de.

Teradata

Veri ambarı konusunda en iyi

firmalardan biri olan Teradata

geçtiğimiz dönemde Büyük

Veriden 518 milyon Dolar gelir

elde etmiş durumda. Gelir-

lerinin %36’sı donanımdan,

%30’u yazılımdan ve %34’ü

hizmetlerden gelen firmanın

büyümesini göz ardı etmemek

gerekiyor.

IBMFirma geçtiğimiz dönemdeki gelirle

-

rinde gerileme yaşamasına rağmen

Büyük Veri konusunda 1.3 milyar dolar

gelir ile dünyada ilk sırada yer alan fir-

ma. Firma yazılım, donanım ve hizmet

konusunda satışlarına devam ediyor.

Dünyanın En Çok Para Kazanan Büyük Veri Firmaları

30 31

kapak konusu

Bulut Çağına Hazır mısınız? Kurumların inovasyona, işlerini büyütmeye, rekabet etmeye odaklanmaları için teknolojiyi en kolay, en az maliyetli ve en güncel biçimiyle kullanabilecekleri ve asıl işlerine odaklanabilecekleri fırsatlara ihtiyaçları var. Bu fırsatların başında da Bulut Bilişim geliyor.

30 31

ulut sembolü 1990’lı yıl-ların ortalarına kadar in-terneti temsil etmekteydi. Ardından bu kavram ya-vaş yavaş farklı hizmetler

için kullanılmaya başlandı. 2000’li yıllar ile birlikte web servisleri kendilerini Bulut olarak adlan-dırdılar. 2008 yılında ise kurum-sal yapılar için Bulut hizmetleri kavramı ortaya çıktı. 2010 yılına geldiğimizde tüm dünya Bulut ko-nuşuyor ve Bulut üzerinden kulla-nılacak hizmetler ile ilgili bilgiler ortaya çıkıyordu. O zamanlarda sadece depolama servisleri için Bulut tabiri kullanılsa da, Bulut’un asıl anlamı şimdilerde anlaşılmış durumda.

Kullandığı Kadar Öde

Kullandığın kadar öde mantığıyla çalışan Bulut servisleri geçtiğimiz dönemde birçok kurum tarafından kullanıldı. Türk şirketler Bulut’a pek fazla ısınmamış olsa da 2014 ve 2015 yılı ile birlikte bu servis-leri sunan firmaların artışı sektörü tetikledi ve kurumlar Bulut’un maliyet avantajlarını göz ardı edemediler. Tabii ki bu durumun başrollerini hizmet sağlayan fir-malar üstlenmiş durumda. Eğer kurumlar sağlayacağı yararları bilmezlerse teknolojiyi kullanmı-yorlar. Bulut hizmet sağlayıcıları da 2014 yılı ile birlikte Türkiye’de-ki potansiyeli fark etti ve çalışma-larını hızlandırarak yeni ürün ve servisleri devreye aldılar. Bundan sonra iş Bu yeni ürün ve servisleri kurumlara tanıtmak olmalı. Ticari yapıların birinci kuralı kar etmek. Ve siz birisine bunu kullanırsanız kar edeceksiniz dediğinizde çetin rekabet ortamında onu kullan-maktan başka çaresi yoktur. Hali hazırda Bulut Bilişim bu seviye-lere gelmiş durumda. Şirketler ilk olarak test ve deneme servislerini Bulut servisleri üzerine geçirecek-ler. Ardından yavaş yavaş iş kritik uygulamalar gelecek.

Özel Sunucular Bulut’tanKiralanabiliyor

Geçtiğimiz dönem NetApp tanıt-tığı yeni ürün ve servisi ile bizleri şaşırtmıştı. Artık Amazon’un Bulut servisinden NetApp sunucu kirala-yabiliyorsunuz. Bu sayede NetApp üzerinde çalıştırmak istediğiniz uygulamaları yüksek maliyetler altına girmeden istediğiniz süreler çerçevesinde kiralayarak çalıştırma-nız mümkün. İhtiyacınız olmadı-ğında aldığımız servisi kesebiliyor veya ihtiyacınız arttığında makine sayınızı çoğaltabiliyorsunuz. Bu ve bunun gibi hizmetler önümüzdeki dönemde çok daha artacak ve yeni sunucu türlerinin de Bulut ser-visleriyle sunulacağını göreceğiz. Tabii ki Bulut Bilişim hizmetlerinin kullanım oranının artması sadece sektörü takip eden bizlerini dikka-tini çekmemiş durumda. Sizler de bu konuyu yakından takip ediyor ve gerekli bilgileri topluyorsunuz. IDC’nin geçtiğimiz dönemde sizleri dinleyerek yaptığı araştırma da dikkat çekici sonuçları gün yüzüne çıkarmış durumda. Firmanın SaaS (Software as a Service) adı altındaki araştırması Doğu Avrupa, Orta Asya ve Afrika’da 160 firmadan 500’den fazla CIO katılımı ile gerçekleştiril-miş. Araştırmada görülen sonuçlar sırasına göre; daha iyi teknolojilere erişim (%58), hızlı BT yaygınlaştı-rılması (%53), işe alım yapmadan daha fazla proje uygulama imkanı (%51), standardizasyon (%50), daha iyi kalitede BT imkanları (%49) ve en yeni yazılım ve tekniklere erişim imkanı (%48) SaaS kullanımının başlıca nedenleri olarak ortaya çıkıyor.

Araştırmaya göre belli sektördeki firmaların önde gelenlerinin %60 gibi bir çoğunluğu bulut çözümle-rini kullanıyor veya kullanıma geç-mek üzere çalışmalarını başlatmış olduğunu söylüyor. Katılımcıların %69’u bulutun yüksek ölçüde somut kazanç sağlandığını, %55’i katma

B

32 33

kapak konusu

değer elde ettiklerini vurguluyor. Firmaların %48’i SaaS teknoloji-lerini kullandığını, %31’i bir iki yıl içerisinde kullanmaya başlayacakla-rını, %22’si PaaS kullandıklarını ve %36’sı yakın gelecekte PaaS kulla-nacaklarını belirtiyor. Bankacılık sektörüne bakıldığında veriler ban-kaların %59’unun somut avantajlar elde ettiğini, %52’sinin hâlihazırda SaaS kullandığını gösteriyor. %87 ise daha iyi teknolojiye erişimin bankalarında üretkenliği arttırdığını belirtiyor.

Bulut’a Geçiş Hızla Artıyor

Zenium tarafından İngiltere, Al-manya ve Türkiye pazarlarında ger-çekleştirilen bağımsız araştırma da şirketlerin Bulut’a geçiş konusunda hızlı hareket ettiğini gözler önüne seriyor. “Büyüme, Risk ve Bulut Yönetimi” adlı araştırmaya göre 3 pazarda faaliyet gösteren şirketle-rin yarıya yakını (%44) veri merkezi operatörlerinin geçmişini inceliyor. Ancak operatörün kredi geçmişini ve geçmiş müşterilerin deneyimle-rini merak edip araştırdıklarını be-lirten şirketlerin oranı yüzde 36’da kalıyor. Türkiye özelinde kredi geç-mişini araştıran şirketlerin oranı ise sadece yüzde 29. Veri merkezinin bir

üçüncü parti tarafından yönetilip yönetilmediğini soran şirketlerin 3 ülkede ortalaması, yüzde 33 olarak dikkat çekiyor. Yani her 3 şirket-ten sadece 1’i bu soruyu soruyor. Veri merkezinin fiziksel özellikleri konusunda Türk şirketlerin daha hassas olduğu görülüyor. Türkiye’de şirketlerin yarıdan fazlası (yüzde 53), veri merkezinin fiziksel özellik-lerini merak ederken, Almanya ve İngiltere’de bu oran sırasıyla yüzde 34 ve yüzde 39 olarak gerçekleşti.

Araştırmaya Türkiye’den katılan şirketlerin yüzde 43’ü, bulut servis sağlayıcısı seçerken altyapılarını barındıracak veri merkezi tesisleri-ni bizzat ziyaret ettiğini söylüyor. İngiltere’deki şirketlerde bu rakam yüzde 39 iken, Alman şirketlerinde yüzde 34 olarak dikkat çekiyor. Türk şirketlerinin yarıdan fazlası (%55) üçüncü parti ile çalışmaya başla-madan önce verilerini yönetecek olan ekiple tanışırken; Almanya’da bu oran yüzde 40 ve İngiltere’de ise yüzde 43 seviyesinde kalıyor.

Zenium’un araştırması, bulut orta-mında yönetilen kurumsal verilerin hızla arttığı günümüz iş dünyasında şirketlerin veri merkezlerine karar verirken daha titiz ve kapsamlı

değerlendirme yapması gerektiğini ortaya koyuyor. Üç ülkede araş-tırmaya katılan ve verilerini hâli-hazırda bulut üzerinde depolayan şirketlerin yüzde 83’ü, bu servisleri kullanmaya devam edeceklerini belirtiyor. Yaklaşık her 4 BT pro-fesyonelinden 3’ü de (%71), hızla büyüyen verilerini yönetmek için bulut hizmetlerine geçmeyi plan-ladığını söylüyor. Türkiye’de veri depolama ve yönetimi konusunda bulut hizmetlerine geçmeyi plan-layan BT profesyonellerinin oranı yüzde 78 iken; Almanya yüzde 69 ile ikinci, İngiltere de yüzde 65 ile üçüncü sırada yer alıyor. Bu durum, her 3 ülkede de müşterilerine sun-dukları sistemleri en verimli şekilde çalıştırma ve yönetme konusun-da veri merkezlerinin üzerindeki baskının artacağını gösteriyor. Oysa servis sağlayıcısının saygınlığı ve bulut hizmetlerine geçiş konusun-da işi tamamen şansa bırakmasa-lar da, şirketlerin değerlendirme kriterlerinde belirgin eksikliklerin var olmaya devam ettiği görülüyor. Üç ülkede şirketlerin neredeyse tamamı (%98) yukarıda sözü geçen kontrol mekanizmalarından sadece birini gerçekleştirirken, kriterlerin tamamını göz önüne alıp gerçekleş-tirdiklerini belirten şirketlerin oranı sadece yüzde 5.

Finans Sektörü Daha Titiz

Araştırmaya göre özel (private) bulut çözümlerini tercih eden şir-ketler, bulut servis sağlayıcılarını değerlendirirken genel (public) ve melez (hybrid) çözümler kullanan şirketlere göre daha titiz davranı-yor. Değerlendirme süreci sektör bazında incelendiğinde de, finan-sal hizmet sunan şirketlerin kamu kurumlarına veya kâr amacı gütme-yen organizasyonlara oranla daha kapsamlı kontroller gerçekleştirdiği görülüyor.

32 33

Karma Bulut’a Talep Artıyor

Vanson Bourne tarafından dünya çapında 33 ülkeden BT konusunda karar verme yetkisine sahip 10 bin 451 BT yöneticisinin katılımıyla gerçekleştirilen araştırma sonuçları bulut bilişimin dünya çapında her geçen gün daha fazla benimsendiği-ni ortaya koymuş durumda. Araştır-maya katılanların çoğu karma bulu-tun daha fazla çeviklik ve güvenlik sağlaması sebebiyle tercih ettikleri seçenek olduğunu belirtmiş. Araş-tırmaya katılanlar, BT departman-larının iş hedeflerine ulaşmada daha önce hiç olmadığı kadar etken rol oynadığına ancak harcamalar konusundaki kontrolü kaybettiğine inanıyor. Katılımcıların çoğunluğu BT departmanlarının işte büyümeyi desteklemeye yardımcı olmak için talebe bağlı hizmetlerin kurum içi aracı sağlayıcısı olarak görev görmesi gerektiğini düşünüyor. BT departmanları üzerindeki bu baskı ve BT becerilerindeki eksiklik BT uzmanlarının karma buluta yönelik

ilgilerinin artmasında rol oynuyor gibi görünüyor.

Araştırmanın kritik önem taşıyan sonuçlarına baktığımızda: Katı-lımcıların yüzde 71’i BT depart-manlarının talebe bağlı hizmetleri sağlayacak kurum içi bir aracı gö-revi görmesine yönelik bir strate-jiyi onaylarken, araştırmadan elde edilen bulgular BT departmanları-nın işte büyümeye yardımcı olma konusundaki becerilerine güvenil-mediğini ortaya koymuş durumda. Yüzde 35’i parçası oldukları BT departmanının işle ilgili kilit önem taşıyan öncelikleri yerine getirme konusunda uygun düzeyde bilgi ve beceriye sahip olmadığına inanı-yor. Araştırmaya katılanların yüzde 69’u BT çalışanlarının bulut, mobil teknolojiler, sosyal medya ve Bü-yük Veri gibi mega trendlerin olası sonuçları konusunda eğitilmesinin önümüzdeki 1-2 sene içinde BT de-partmanları için aşılması gereken bir zorluk olacağını düşünüyor.Karma Bulut’un benimsenme oranı

2013’ten günümüze yüzde 9 artış gösterdi. Tüm dünyada ise yüzde 27’lik bir yükselme gösteren Karma Bulut en yüksek EMEA bölgesin-de (yüzde 28) ardından da Güney Amerika (yüzde 24) ve Asya Pasifik ve Japonya bölgelerinde (yüzde 24) benimsendi. Araştırmaya dünyanın dört bir yanından katılanların yak-laşık üçte ikisi (yüzde 64) sundu-ğu çeviklik ve güvenlik nedeniyle karma buluta ihtiyaç duyduklarını ifade etti. Yüzde 74’ü altyapı-larında otomasyonu artırmanın işte büyüme için elzem olduğuna inanıyor.

Genel Buluta Şüpheci Yaklaşım

İşletmelerin buluta geçişi gün geçtikçe artarken, katılımcıların yalnızca yüzde 16’sı genel bulut üzerine herhangi bir uygulamayı koyma konusunda istekli olduğunu ifade etmiş durumda. Katılımcı-ların genel buluta koyma konu-sunda en çok çekince gösterdikleri uygulamalar, finansal planlama (yüzde 39), insan sermayesi yöne-timi (yüzde 35) ve ERP (yüzde 32) olmuş. Daha ileri düzeyde BT eko-nomisine sahip gelişmiş pazarlar bulut bilişimin benimsenmesine öncülük ederken, gelişmekte olan pazarlar riskten daha çok kaçınıyor ve buna bağlı olarak da bulut plat-formlarının benimsenme düzeyi-nin daha düşük olduğu görülüyor. Ancak gelişmekte olan pazarlar BT departmanları ve karma bulut konusunda daha olumlular- yüz-de 79’u bulut, mobil teknolojiler, sosyal medya ve Büyük Veri gibi mega trendlerden rekabet avan-tajı sağlamayı bekliyor. (Bu oran gelişmiş ülkelerde yüzde 75) Yüzde 67’si genel ve özel bulut platform-larını bir araya getirerek güvenli-ği ve çevikliği artırabileceklerini düşünüyor. (Gelişmiş ülkelerde bu oran yüzde 60)

40 41

internet

Seçim Öncesi “İnternete Sansür Yasası” Yeniden Gündemde

Türkiye’de, “İnternete sansür yasası” olarak bi-linen ve Anayasa Mah-kemesi’nin (AYM) geçen yıl “temel hak ve hürri-

yetleri kısıtladığı” gerekçesiyle iptal ettiği düzenlemenin genişletilerek tekrar yasalaştırılmaya çalışılması tartışma yarattı. Muhalefete göre, Adalet ve Kalkınma Partisi (AKP) 7 Haziran’da yapılacak genel seçimler öncesi sosyal medyada muhalif ses-leri “sindirerek” kendisini güvence altına almaya çalışıyor.Konuyla ilgi-li görüşlerini açıklayan Cumhuriyet Halk Partisi (CHP) İzmir Milletvekili Erdal Aksünger, “Bu düzenlemenin amacı, internetin yargıya rağmen kontrol altında tutulacağı bir seçim süreci geçirmek” dedi.

Erdal Aksünger, AYM’nin, teklifin

bu haliyle yasalaşması durumunda yine iptal kararı vereceği görüşünde olduğunu söyledi. Aksünger, daha önce iptal edilen bir yasanın geniş-letilerek yeniden Meclis’e getiril-mesinin hukuk devleti açısından kabul edilemez olduğunu ifade etti.

Devlet İlkeleri Çiğneniyor

Bilkent Üniversitesi Öğretim Üyesi ve İnternet Teknolojileri Derneği Başkanı Doç. Dr. Mustafa Akgül de, AKP’nin hukuk devleti ilkelerini çiğnediği kanısını taşıyor. Hüküme-tin “Kişisel haklara, aileye saldırı olduğunda bunu nasıl engelleye-ceğiz?” söylemini dile getirdiğini söyleyen Akgül, “Hukuk devletinde bu, hakim kararıyla olur. Kurallar çok açık yazılır ve siyasiler karar vermez. Bu teklifte bakanlık iste-

diği zaman en erken iki gün son-ra mahkeme karar verecek ama bunun ne zaman uygulanacağını da bilmiyoruz çünkü yazılı değil” diye konuştu.

AKP’li Yücel: AYM İptal Etmez

Teklife yönelik eleştirilerle ilgili olarak, AKP Isparta Milletvekili ve Adalet Komisyonu Üyesi Recep Özel ise “Kişisel hak ve özgür-lükler, bilginin paylaşılması gibi sözler kulağa hoş geliyor. Ancak aslı olmayan paylaşım çok hızlı bir şekilde herkese ulaşıyor” dedi. Özel, teklifin yasalaşması halinde Başbakana ve bakanlara “savcı-ha-kim yetkisi değil, içeriği durdurma yetkisi” verildiğine ve Sulh Ceza Hakimliği’ne gidileceği için de yargı denetiminin öngörüldüğüne dikkat

Düşünce kuruluşu Freedom House’un Türkiye’deki interneti ‘Özgür Değil’ biçiminde açıklamasından 5 ay bile geçmeden internete sansür yeniden gündemde.

Avşar Ö[email protected]

40 41

çekiyor. AKP’li Recep Özel, CHP İzmir Milletvekili Erdal Aksünger’in aksine, AYM’nin teklifin yasalaşma-sı halinde iptal kararı almayacağını söyledi. Özel, teklifin seçimlerden önce Meclis’e getirilmesinin de özel bir amacı olmadığını belirtti.

“Torba Kanun Teklifi” Genişletildi

Bu arada TBMM Genel Kurulu’nda görüşülen Torba Kanun teklifine yapılan ekle, Başbakanlık veya ilgili bakanlıklar, Telekomünikasyon İle-tişim Başkanlığı’ndan (TİB) içeriğin kaldırılması ve erişimin engellen-mesini talep edebilecek. Buna göre, başbakanlık, bakanlıklar, bağlı ve ilgili kuruluşlar ile düzenleyici ve denetleyici kurumlar, TMSF’de üst düzey yönetici kadro ve pozisyo-nunda bulunanların görev süre-leri sona erdiğinde veya görevden alındıklarında atanacakları kadro ve pozisyonlar standart hale getirildi. Atamalar için uygun boş kadro ve pozisyon bulunamaması halinde, başka bir işleme gerek kalmaksızın söz konusu kadro ve pozisyonlar ih-das edilmiş ve kurumların kadro ve pozisyon cetvellerinin ilgili bölüm-lerine eklenmiş sayılacak. Bu şekil-de ihdas edilmiş sayılan kadrolar ve pozisyonlar boşalması halinde her-hangi bir işleme gerek kalmaksızın iptal edilmiş sayılacak. Anılan kadro ve pozisyonlara atananlar atamaya yetkili amirler tarafından belirlenen birimlerde istihdam edilecek.

Erişimin Engellenmesi

Yaşam hakkı ile kişilerin can ve mal güvenliğinin korunması, milli gü-venlik ve kamu düzeninin korunma-sı, suç işlenmesinin önlenmesi veya genel sağlığın korunması sebep-lerinden bir veya bir kaçına bağlı olarak hakim veya gecikmesinde sakınca bulunan hallerde, başba-kanlık veya milli güvenlik ve kamu düzeninin korunması, suç işlenme-sinin önlenmesi veya genel sağlığın

korunmasıyla ilgili bakanlıkların talebi üzerine TİB tarafından in-ternet ortamında yer alan yayınla ilgili olarak içeriğin çıkarılması veya erişimin engellenmesi kararı verilebilecek.

Karar, başkanlık tarafından derhal erişim sağlayıcılara ve ilgili içerik ve yer sağlayıcılara bildirilecek. İçerik çıkartılması veya erişimin engel-lenmesi kararının gereği, derhal ve en geç kararın bildirilmesi anından itibaren 4 saat içinde yerine getiri-lecek. Söz konusu içerikler çıkarı-lıncaya kadar erişimin engellenmesi tedbirine devam edilecek.

Başbakan ve Bakan Talebiyle İçerik Çıkarılabilecek

Başbakanlık veya ilgili bakanlıkla-rın talebi üzerine başkanlık tara-fından verilen içeriğin çıkarılması veya erişimin engellenmesi kara-rı, başkanlık tarafından, 24 saat içinde sulh ceza hakiminin onayına sunulacak. Hakim, kararını 48 saat içinde açıklayacak; aksi halde, karar kendiliğinden kalkacak. Bu madde kapsamında verilen erişimin engel-lenmesi kararları, ihlalin gerçek-leştiği yayın, kısım, bölüm ile ilgili olarak içeriğe erişimin engellen-mesi yöntemiyle verilecek. Ancak, teknik olarak ihlale ilişkin içeriğe erişimin engellenmesi yapılamadığı veya ilgili içeriğe erişimin engel-lenmesi yoluyla ihlalin önleneme-diği durumlarda, internet sitesinin tümüne yönelik olarak erişimin engellenmesi kararı verilebilecek. Bu madde kapsamındaki suça konu internet içeriklerini oluşturan ve yayanlar hakkında başkanlık tara-fından, cumhuriyet başsavcılığına suç duyurusunda bulunulacak. Bu suçların faillerine ulaşmak için gerekli olan bilgiler içerik, yer ve erişim sağlayıcılar tarafından hakim kararı üzerine adli mercilere verile-cek. Bu bilgileri vermeyen içerik, yer ve erişim sağlayıcıların sorumluları,

fiil daha ağır cezayı gerektiren baş-ka bir suç oluşturmadığı takdirde, 3 bin günden 10 bin güne kadar adli para cezası ile cezalandırılacak.Verilen içeriğin çıkarılması veya eri-şimin engellenmesi kararın gereğini yerine getirmeyen erişim sağlayı-cılar ile ilgili içerik ve yer sağlayı-cılara 50 bin liradan 500 bin liraya kadar idari para cezası verilecek.Ayrıca, içeriğin çıkarılması veya erişimin engellenmesi kararının uygulanmaması sonucunda dev-let veya kişiler zarara uğramış ise, zararın niteliği ve derecesine göre Başkanlığın talebi üzerine Kurum tarafından yetkilendirmenin iptali-ne de karar verilebilecek.

Kişisel Verilerin İşlenmesi

Kişisel verilerin işlenmesinde; hukuka ve dürüstlük kurallarına uy-gun olması, doğru ve gerektiğinde güncel olması, belirli, açık ve meşru amaçlar için işlenmesi, işlendikleri amaçla bağlantılı, sınırlı ve ölçülü olması ile işlendikleri amaç için gerekli olan süre kadar muhafaza edilmesi ilkelerine uyulacak.Elektronik haberleşmenin ve ilgili trafik verisinin gizliliği esas olacak. İlgili mevzuatın ve yargı kararları-nın öngördüğü durumlar haricinde, haberleşmeye taraf olanların tama-mının rızası olmaksızın haberleş-menin dinlenmesi, kaydedilmesi, saklanması, kesilmesi ve takip edilmesi yasak olacak. Elektronik haberleşme şebekeleri, haberleşme-nin sağlanması dışında, abonelerin terminal cihazlarında bilgi sakla-mak ya da saklanan bilgilere erişim sağlamak amacıyla işletmeciler tarafından ancak ilgili abonelerin, verilerin işlenmesi hakkında açık ve kapsamlı olarak bilgilendirilmeleri ve açık rızalarının alınması kaydıyla kullanılabilecek. İşletmeciler, şe-bekelerinin, abonelerine ait kişisel verilerin ve sundukları hizmetlerin güvenliğini sağlamak amacıyla uy-gun teknik ve idari tedbirleri alacak.

42 43

internet

Verilerin İşlenmesinde İlgili Kişilerin Rızası Aranacak

Şeffaflığın sağlanması ve bilgilen-dirme kapsamında ve kamu yara-rının sağlanması amacıyla Bilgi Teknolojileri ve İletişim Kurumu (BTK) tarafından işletmelere getiri-len yükümlülüklerin yerine getire-bilmesi için kişisel veriler işlenebi-lecek. Kişisel verilerin yurt dışına aktarılmasına ilişkin ilgili mevzuat hükümleri saklı kalmak kaydıyla, trafik ve konum verileri, ancak ilgili kişilerin açık rızaları alınmak koşu-luyla yurt dışına aktarılabilecek.Trafik verileri, trafiğin yönetimi, arabağlantı, faturalama, usulsüzlük, dolandırıcılık tespitleri ve benze-ri işlemleri gerçekleştirmek ya da tüketici şikayetleri ile arabağlan-tı ve faturalama anlaşmazlıkları başta olmak üzere, uzlaşmazlıkların çözümü amacıyla, sadece işletmeci tarafından yetkilendirilen kişilerle sınırlı kalmak kaydıyla işlenecek. Bu uzlaşmazlıkların çözüm süreci

tamamlanıncaya kadar gizliliği ve bütünlüğü sağlanarak saklanacak.Katma değerli elektronik haberleş-me hizmetlerinin sunulması ya da elektronik haberleşme hizmetleri-nin pazarlanması amacıyla ihtiyaç duyulan trafik verileri ile konum verileri anonim hale getirilerek ya da ilgili abonelerin açık rızası-nın alınması ve sadece işletmeci tarafından yetkilendirilen kişilerle sınırlı kalmak kaydıyla belirtilen faaliyetlerin gerektirdiği ölçü ve sürede işlenebilecek.

Elektronik haberleşme hizmeti sunan şirketin işletmecileri konum verilerinin işlenmesinde abonelere bu verilerin işlenmesini reddetme imkanı sağlayacak. İlgili mevzuat ve yargı kararlarının öngördüğü durumlar haricinde, ancak acil ya-dım çağrıları ile afet ve acil durum hallerinde, abonelerin açık rızası aranmaksızın konum verileri ve il-gili kişilerin kimlik bilgileri işletme-ci tarafından yetkilendirilen kişilere

sınırlı olmak kaydıyla işlenebilecek.Abone şikayetlerinin incelenmesi ve denetim faaliyetleri kapsamında trafik ve konum verileri ile kişisel veriler belirtilen faaliyetlerle sınırlı olmak kaydıyla işlenebilecek.

Verilerin Saklanma Süreleri

Kanun kapsamında sunulan hiz-metlerle ilişkin olarak, veri katego-rileri ile haberleşmenin yapıldığı tarihten itibaren bir yıldan daha az ve iki yıldan daha fazla olmamak üzere verilerin saklanma süreleri yönetmelikle belirlenecek.Soruşturma, inceleme, denetleme ya da uyuşmazlığa konu olan kişisel veriler ilgili süreç tamamlanınca-ya kadar; kişisel verilere ve ilişkili diğer sistemlere yapılan erişimlere ilişkin işlem kayıtları iki yıl; kişisel verilerin işlenmesine yönelik abo-nelerin rızalarını gösteren kayıtlar asgari olarak abonelik süresince saklanacak.

İşletmeciler, tahsilata ilişkin riskin yönetilmesi ve kötü niyetli kullanım-ların önlenmesi amacıyla abonelerin elektronik haberleşme hizmetlerine yönelik fatura tutarı ve ödeme bilgi-lerini diğer işletmecilerle paylaşabi-lecek ve işleyebilecek. Kanun kapsa-mında, kişisel verilerin gizliliğinin, güvenliğinin ve amacı doğrultusunda kullanılmasının temininden işletme-ciler sorumlu olacak.

Ulaştırma, Denizcilik ve Haberleş-me Bakanlığı’nın görevleri arasında, ulusal kamu entegre veri merkez-lerine yönelik politika, strateji ve hedefleri belirlemek, eylem planlarını hazırlamak, e-devlet hizmetlerinde kullanılan verilerin ve sistemlerin barındırıldığı veri merkezlerini kamu entegre veri merkezlerinde toplamak amacıyla gerekli altyapıları kurmak da olacak.

CHP İzmir Milletvekili Erdal Aksünger

42 43

AYM İptal Etmişti

Eylül 2014’te Meclis’te kabul edilen torba yasada, internet içeriğine erişimin engellenmesi yetkisi, TİB Başkanının talima-tıyla ve mahkeme kararı olmak-sızın 4 saat içinde gerçekleşe-cek şekilde düzenlenmişti. Bu düzenlemeye göre içeriğe erişim önce engelleniyor, sonra mahke-meye taşınıyordu.

Yasaya gerekçe olarak da “Mil-li güvenlik ve kamu düzeninin korunması, suç işlenmesinin önlenmesi nedenlerinden bir veya birkaçına bağlı olarak, gecikmesinde sakınca bulunan haller” gösterilmişti. Anayasa Mahkemesi ise 2 Ekim 2014’te yeni teklifin daha dar kapsamlı olan halini iptal etmişti. AYM iptal kararı ile internet siteleri-nin idare tarafından değil ancak yargı kararıyla kapatılabileceğini de hükme bağlamıştı.

Türkiye İnternet Özgürlüğünde 6 Basamak Yükselmişti

Aslında çok da değil, daha bundan birkaç ay önce Aralık 2014’te internetin ülkelerin sos-yal ve ekonomik kalkınmasına katkısını ölçen Dünya İnternet Endeksi 2014 raporunda Türki-ye’nin bir yıl öncesine göre daha iyi durumda olduğu belirtiliyor-du.

Genel endeks sıralamasında Tür-kiye 100 üzerinden 53,30 puan alarak 86 ülke içinde 38’inci ol-muştu. Alt endeks gruplarından ‘Özgürlük ve Şeffaflık’ alanında ise Türkiye’nin sıralamadaki yeri 52’ncilik olarak belirlenmişti.World Wide Web Vakfı tarafın-dan hazırlanan yıllık raporlarda

Türkiye 2013 yılında aynı alanda 58’inci sırada bulunuyordu. Türkiye’nin 2013 yılına göre kaydettiği ilerlemede internete erişimde kadınlara fırsat eşitliği tanınmasının rolü olduğu ifade edilmişti.

Raporda birçok gelişmiş ülkede dahi internet üzerinden kadınla-ra baskının yoğunlaştığı vurgusu yapılmıştı. Raporda, intikam pornosu olarak adlandırılan ve eski partnerlerin çektiği özel görüntüleri internet ortamında paylaşması olarak bilinen olay-larda ciddi artış yaşandığı, emni-yet güçlerinin bu vakaları önleme konusunda yetersiz kaldığı ifade edilmişti. İnternette kişilerin mahremiyetinin korunması konusunda Türkiye dahil pek çok ülkenin 10 üzerinden 3 puanın altında kaldığı da belirtiliyordu.

Şeffaflık Yok

Raporda eleştirilen bir diğer nokta ise emniyet güçlerinin internet sağlayıcısı firmalar-dan kullanıcı bilgilerini isteyip, bu konuyu gizli tutmayı tercih etmesi olmuştu.

“İnternette güvenliğin sağ-lanmasında şeffaflık başlangıç noktası olmalı” denilen rapor-da, Türkiye dahil birçok ülkede yetkililerin kullanıcı bilgilerini hiçbir yerde açıklama yapmadan şirketlerden talep ettiği de ifade edilmişti. Sosyal medya üzerin-den organize edilen protesto gösterilerinin etkinliği alanında ise Türkiye’nin yanı sıra Şili, Meksika ve ABD’nin giderek daha etkin hale geldiği de ra-porda yer alan yorumlar arasın-da yer almıştı.

AKP Isparta Milletvekili Recep Özel

44 45

sektörden

Bilgi ve İletişim Teknolojileri (BİT) bazı iş alanlarının ortadan kalkmasına neden olurken yeni iş alanlarının ortaya çıkmasına imkân tanıyor ve uzaktan çalışma ve

esnek çalışma biçimlerinin gelişmesini sağlıyor.

BİT sayesinde işgücünde verimlilik artışları görülürken engelliler, ev kadınları ve öğren-ciler gibi kesimler için daha iyi bir yaşam dengesi ve işletmeler için de düşük maliyet-ler sağlanabiliyor. Diğer yandan, BİT des-

tekli otomasyon sistemleri ve yeni iş modellerinin orta-ya çıkması mevcut insan kaynağının yetkinliklerinin gelişmesini de zorunlu kılıyor.BİT, otomasyonu yaygın-laştırmasıyla düşük eğitimli işgücünün istihdamında ve rutin işlemler gerçekleştiren orta seviyede eğitimli kişi istihdamında azalmaya sebep olmakla birlikte, eğitimli işgücü açısından yeni iş kollarının ortaya çıkmasına da vesile oluyor. 2012 yılında 30 ülke dikkate alınarak yapılan bir araştırmaya göre internetin gelişimiyle beraber kaybolan 1 işin karşılığı olarak 3,1 yeni işin ortaya çıktığı görüldü. Türkiye’nin de içinde bulunduğu 8 ülke (Türkiye, Arjantin, Macaristan, Malezya, Meksi-ka, Fas, Tayvan, Vietnam) için bu oran 3,2 iken Rusya, Hindistan ve Çin’de 3,5 seviyesinde bulunuyor.

BT Hizmetlerinin İstihdamı Giderek Artıyor

BİT sektöründe nitelikli insan gücü talebi dünya genelinde artıyor. Buna paralel olarak BİT sek-

töründeki istihdam artışı diğer sektörlere oranla daha yüksek gerçekleşiyor. 2009-2011 döneminde AB ülkelerinde istihdam edilen toplam kişi sayısı yüzde 0,2 azalırken, BİT sektöründe yüzde 2,1’lik istihdam artışı meydana geldiği görülüyor. OECD ülkelerinde ise 2009 yılı itibarıyla özel kesim is-tihdamının yüzde 6’sını oluşturan BİT sektöründe 1995-2009 döneminde yıllık yüzde 0,8 istihdam artışı gerçekleşirken, bu rakamın toplam özel kesim istihdam artışından yüksek olduğu görülüyor.

BİT sektöründe sağlanan bu artış, yazılım ve Bili-şim Teknolojileri (BT) hizmetlerinden kaynaklanı-yor. OECD ülkelerinde, donanım istihdamı giderek azalan bir eğilim gösterirken, yazılım ve BT hiz-metlerinin istihdamı giderek artıyor. 1995-2009 yılları arasında OECD ülkeleri genelinde yazılım ve BT hizmetlerinde yüzde 2’lik bir istihdam artışı ya-şanırken aynı dönemde donanım sektöründe yüzde 1,9’luk azalma oldu. Ülke örneklerine bakıldığında 2008-2011 yılları arasında İngiltere’de donanım sektöründe yüzde 6,5 istihdam kaybı yaşanırken, Almanya’da yazılım ve BT hizmetlerinde yüzde 3’lük istihdam artışı meydana geldi.

Avşar Özgen [email protected]

BİT Sektöründe Nitelikli İnsan Gücü Talebi Artıyor

44 45

BİT sektöründeki artan işgücü talebine karşın arzın bu konuda nitelik ve nicelik olarak yetersiz kaldığı görülüyor. AB’de 2010-2015 dönemi için yapılan senaryo bazlı tahminlerde BİT alanında ihtiyaç duyulan niteliklerde insan kaynağı arzının sağlana-mayacağı öngörülmüştü. 2015 yılında, düşük ekono-mik büyümenin esas alındığı senaryoda 86 bin 500 nitelikli eleman açığı tahmin edilirken BİT tabanlı yeniliklerin sektörlere çok hızlı nüfuz ettiği senar-yoda bu açığın 669 bin olması bekleniyor.

İşgücü talebindeki artışın nitelik ve nicelik olarak karşılanabilmesi amacıyla ülkeler kendi koşulla-rını dikkate alan stratejiler geliştiriyor. Avrupa için Sayısal Gündem kapsamında nitelikli işgücü yetiştirmeye yönelik eylemlere yer verilirken, üye ülkeler ise bu doğrultuda kendi stratejilerini belir-liyor. Örneğin, Avusturya BİT eğitiminin kalitesini artırmayı, öğrencilere dijital yetkinlik kazandırmayı, e-yetenekleri geliştirmeyi ve e-içerme faaliyetlerine ağırlık vermeyi temel hedefler olarak belirledi. Ayrı-ca, AB Dijital İşler İçin Büyük Koalisyon Programı ile nitelikli BİT uzmanlarının arzının artmasını ve nite-lik uyuşmazlığını en aza indirmeyi hedefliyor. Prog-ram kapsamında, BİT alanında kariyerin cazibesinin artırılması ve eğitim programlarının oluşturulması, öğrenci ve işverenlerin beklentileri doğrultusunda mesleki eğitimdeki ve üniversitelerdeki müfredatın gözden geçirilmesi gibi faaliyetlere yer veriliyor.

Yeni Mesleklere Talebin Artması Bekleniyor

İrlanda’da nitelikli BİT uzmanı ve yönetici açığı-nı gidermek amacıyla kamu kurumları ve meslek birlikleri işbirliği ile bir eylem planı hazırlandı. Bu kapsamda, kısa vadede, staj programları, iş arayan kişilere destek programı oluşturulması, uzun vadede ise lisans bölümlerinde eğitim görenlerin matema-tik yeteneğinin geliştirilmesi, lisans eğitimlerinin özel sektör işbirliği ile güçlendirilmesi gibi eylemle-re yer verildi.

BİT alanında sektörün yapısını ve işleyişini değişti-ren yeni alanlardaki mesleklere olan talebin artması bekleniyor. Bu kapsamda büyük veri alanında veri bilimcileri, bilgi güvenliği alanında siber güvenlik uzmanları ve çeşitli sektörlerdeki akıllı uygulamala-rı geliştirecek uzmanlar gibi talebin yüksek olacağı alanlar göze çarpıyor.

BİT alanındaki eğitimin geliştirilmesi yanında ülkeler, eğitim politikalarında bilişim teknolojile-ri yetkinlikleri genel seviyesini artırmak amacıyla farklı yaklaşımlar da benimseyebiliyor. Bunlardan en dikkat çekeni, ABD’de orta öğretim düzeyinde ya-zılım kodu geliştirmeyi özendirmeye yönelik olarak başlatılan program.

BİT’in istihdam piyasasına olan bir diğer etkisi de iş bulma platformları üzerinden iş arayanlarla işve-renleri buluşturması. Bu sayede işin gerektirdiği niteliklere uygun eleman hızlı ve etkin şekilde bu-lunabiliyor. Bu platformların kullanım yaygınlığının dünya genelinde artmakta olduğu gözleniyor.

BİT’in Topluma Nüfuzu

BİT’in kullanımı dünya genelinde hızla yaygınlaşı-yor. Ancak kullanım yoğunluğu ve niteliği açısından bölgeler ve ülkeler arasında belirgin farklılıklar bulunuyor. İnternet kullanım oranları yıldan yıla artmakla beraber halen dünya genelinde 4 milyarın üzerinde insan henüz internetle tanışmadı.Pek çok ülke BİT’in kullanımını yaygınlaştırmak için kapsamlı politikalar yürütüyor. Gelişmekte olan ülkeler erişim altyapısının yaygınlaştırılmasına, cihaz ve erişim fiyatlarının düşürülmesine, bireylere temel BİT becerilerinin kazandırılmasına odaklanır-ken, gelişmiş ülkeler bireylerin sayısal yetkinlikle-rinin geliştirilmesine, dezavantajlı kesimlerin BİT ile tanışmasına ve içerik ve uygulama ekosisteminin gelişmesine yönelik çalışmalar yürütüyor.

Telemerkezler, bireylerin erişim imkânlarının artı-rılmasında ve sayısal becerilerinin geliştirilmesinde pek çok ülkede etkili bir araç olarak kullanılıyor. Çoğunluğu gelişmekte olan ülkelerde olmak üzere farklı adlar altında faaliyet gösteren yaklaşık 500 bin telemerkezden yılda ortalama 1 milyar insan faydalanıyor. Bu merkezler özellikle eğitim ama-cıyla gelişmiş ülkelerde de kullanılıyor. Örneğin, İngiltere’de 2010-2012 döneminde 4 binin üzerinde telemerkezde erişim imkânı sunuldu ve yaklaşık 1,2 milyon insana bu merkezlerde eğitim verildi. Kısa-cası dünyada BİT sektöründe nitelikli insan gücüne talebin artmasıyla BİT’in eğitim-öğretimin tüm aşamalarında erişim ve verimliliği artırıcı bir unsur olarak kullanılmasına ilişkin pek çok yaklaşım da geliştiriliyor.

46

Ulaştırma, Denizcilik ve Haberleşme (UDH) Bakanı Feridun Bilgin yaptığı açıklamada, bilgi teknolojileri ve iletişim sektörünün geçen yıl da büyümeye ve gelişmeye de-vam ettiğini ifade ederek, 2013’te 500 olan

sektörde hizmet veren işletmeci sayısının, geçen yıl 672’ye yükseldiğini bildirdi. Sabit telefon abone sayısı-nın geçen yıl, bir önceki yıla göre yüzde 7 azalarak 13,5 milyondan 12,5 milyona gerilediğini belirten Bakan Bilgin, “Buna karşın mobil telefon abone sayısında artış olduğu görülmektedir. 2013 yılı sonu itibariyle 69,7 milyon olan mobil abone sayısı, yüzde 3’lük artışla 72 milyona yaklaştı. Aralık 2014 itibarıyla Türkiye’de yaklaşık yüzde 92,5 penetrasyon oranına karşılık gelen toplam 71 milyon 888 bin 416 mobil abone bulunuyor” diye konuştu. Bakan Bilgin, 9 yaşın üzerindeki nüfus dikkate alındığında mobil penetrasyon oranının yüzde 100’ün üzerine çıktığına dikkati çekerek, 2008’de 6 mil-yon olan geniş bant internet abone sayısının 2013 sonu itibariyle 32,6 milyon olarak gerçekleştiğini kaydetti. Geçen yılsonu itibariyle ise geniş bant internet abo-ne sayısının 2013 yılına göre yüzde 27’lik artışla 41,3 milyona yükseldiğini dile getiren Feridun Bilgin, “2008 yılında ülkemizde 6 milyon geniş bant internet abonesi

sayısının bugün gelinen noktada 41 milyonu aşması büyük bir başarıdır” dedi.

3G Abone Sayısı Yüzde 18 Arttı

2009 yılı Temmuz ayından itibaren hizmete sunu-lan 3G’de, abone sayısında kısa sürede büyük bir artış yaşandığını vurgulayan UDH Bakanı Feridun Bilgin, 2013’te 49,3 milyon olan 3G mobil abone sayısının, geçen yıl, yüzde 18 artışla 58,3 milyona yükseldiğini söyledi.Fiber kablo uzunluğunda da büyük bir artış yaşandığına dikkati çeken Bilgin, 2013’te 181 bin 973 ki-lometre olan Türk Telekom’un fiber kablo uzunluğunun geçen yıl 192 bin 671 kilometreye, 45 bin 440 kilometre olan alternatif işletmecilerin toplam fiber uzunluğunun ise 52 bin 176 kilometreye ulaştığını bildirdi.

İnternette Yüzde 39’luk Artış

UDH Bakanı Bilgin, 2013 yılında 3 milyon 33 bin 830 TByte olan sabit geniş bant internet kullanım miktarı-nın, geçen yıl yüzde 39 artışla 4 milyon 225 bin 172 TBy-te olarak gerçekleştiğini de belirtti. Bakan Bilgin, mobil internet trafiğindeki artış oranının daha hızlı olduğunu

UDH Bakanı Feridun Bilgin, bugüne kadar toplam 80 milyon numara taşıma işlemi gerçekleştirildiğini

bildirdi.

Numara Taşıma Türkiye Nüfusunu Geçti

Avşar Ö[email protected]

iletişim

47

belirterek, mobil geniş bant kullanım miktarının, söz konusu dönemde yüz-de 109 artarak 141 bin 637 TByte’dan 295 bin 756 TByte’a çıktığını kaydetti.

Faturalı hat kullanan abone sayısında da artış yaşandığına dikkati çeken Feridun Bilgin, 2013 yılı sonunda abonelerin yüzde 59’u ön ödemeli iken, geçen yılsonu itibarıyla bu ora-nın yüzde 55’e gerilediğini bildirdi. Bilgin, abone başı gelirler göz önüne alındığında faturalı abonelerdeki artı-şın sektör açısından önemli olduğunu vurguladı. Sektörde oluşan rekabet ortamı ve operatörlerin cazip kam-panyaları sonucunda mobil numara taşıma sayısının da hızla arttığını ifa-de eden Bilgin, bugüne kadar toplam 80 milyon numara taşıma işleminin gerçekleştirildiğini bildirdi. Bilgin, 2013 yılında 185,9 milyar dakika olan toplam mobil ses trafik hacminin yüzde 10’luk artışla 2014’te 205,1 milyar dakikaya yükseldiğini dile getirdi. Sektördeki büyümeye bağlı olarak işletmecilerin gelirlerinde de artış yaşandığına dikkati çeken UDH Bakanı Feridun Bilgin, şöyle konuştu: “2013 yılında 18,8 milyar lira olan mobil işletmecilerin net satış gelirleri, yüzde 9’luk artışla 2014 yılında yakla-şık 20,4 milyar lira olarak gerçekleşti. 2014 yılında işletmeciler tarafından sektöre toplam 5 milyar 670 milyon lira yatırım yapıldı. 2013 yılındaki 5 milyar 462 milyon liralık yatırım mik-tarına göre yüzde 3,8 artış gerçekleşti. Geçen yıl Türk Telekom, mobil şebeke işletmecileri ve diğer işletmecilerin toplam gelirleri 35,5 milyar lira dü-zeyinde gerçekleşti. 2013 yılının 32,3 milyar liralık gelir seviyesine göre yüzde 10’luk artış söz konusu.”

Ses, Veri ve Mesaj Trafiğine 35,5 Milyar Lira Harcandı

Bu arada Bilgi Teknolojileri ve İle-tişim Kurumu’nun (BTK) açıkladığı rakamlara göre, Türkiye’de geçen yıl ses, data ve mesaj trafiğine 35,5 milyar lira harcandı. BTK’nın Türkiye

Elektronik Haberleşme Sektörü 2014 yılı 4. Çeyrek Pazar Verileri Raporu’na göre, Türk Telekom ve mobil şebeke işletmeciler 2014’te bir önceki yıla göre yüzde 8,6 artışla yaklaşık 28,1 milyar lira net gelir elde etti. Söz konusu işletmecilerin 2013 yılında-ki net satış gelirleri 25,9 milyar lira olmuştu. Bilindiği gibi BTK’nın 2014 yılı 3. Çeyrek Üç Aylık Pazar Verileri Raporu da mobil internet ve görüşme sürelerinin hızla arttığını gösteriyor-du. Geçen yıl Temmuz, Ağustos ve Eylül aylarını kapsayan verilere göre Türkiye 370 dakika olan aylık orta-lama mobil görüşme süresi (MoU) ile Avrupa ülkelerine kıyasla en fazla görüşme yapan ülke olmuştu. Pazar-da Türk Telekom ve mobil şebeke iş-letmecileri haricindeki işletmecilerin net satış gelirleri bir önceki yıla göre 16’lık artışla 7,4 milyar lira düzeyine çıktı. Sektörün toplam net satış geliri de bir önceki yıla göre yüzde 10 arttı. Böylece “Alo”ya geçen yıl 35,5 milyar lira harcandı. Geçen yıl toplam gelir-lerin yaklaşık yüzde 26,4’ünü Turk-cell, yüzde 21,69’unu Türk Telekom, yüzde 19,01’ünü Vodafone, yüzde 12,15’ini Avea ve yüzde 20,76’sını diğer işletmeciler elde etti. Geçen yılın son çeyreğinde ise Türk Telekom ve mobil şebeke işletmecilerinin net satış gelirleri yaklaşık 7,4 milyar lira oldu. Türk Telekom ve mobil şebeke

işletmecileri haricindeki işletmecile-rin söz konusu dönemde 1,9 milyar lira net satış geliri elde etti. Böylece sektörde faaliyet gösteren tüm işlet-mecilerin toplam gelirleri 2014’ün 4’üncü çeyreğinde yaklaşık 9,3 milyar lira düzeyinde gerçekleşti.

Konuşma ve Mesaj Trafiği

Sabit ve mobil telefon trafiği miktarı, geçen yıl bir önceki yıla göre yüzde 8 artarak 219,25 milyar dakikaya ulaştı. Söz konusu trafiğin 14,07 milyar dakikasını sabit hatlardan yapılan görüşmeler oluştururken, sabit trafik 2013’e göre yüzde 16 azalış gösterdi. Mobil telefonlardan yapılan görüşme miktarı ise 2014’te bir önceki yıla göre yüzde 10 artarak 205,18 mil-yar dakika oldu. Son üç senedir kişi başına ortalama aylık mobil telefonla konuşma süresinde Avrupa’nın zirve-sinde yer alan Türkiye’de, 2014’te bu süre yüzde 10,91 artışla 366 dakikaya çıktı. WhatsApp ve benzeri uygula-malarla internet ortamında mesaj-laşmanın yaygınlaşması, kısa mesaj (SMS) sayılarındaki artış oranının yavaşlamasına neden oldu. 2014 yılı ilk çeyreğindeki 34,5 milyon olan SMS sayısı 2014 yılı son çeyreğinde yüzde 21,2 azalışla 27,2 milyona geriledi. Geçen yıl 124 milyar 323 milyon SMS gönderildi.

50 51

İnternet ve telefon abonelerinin, yararlandıkları hizmetin süresi ve miktarıyla orantılı ücret ödemesiyle ilgili düzenleme yürürlüğe girdi.

Bilgi Teknolojileri ve İletişim Kurumunun (BTK), internet ve telefon abonelerinin yararlandıkları hizmetin süresi ve miktarıyla orantılı ücret ödemesiyle ilgili düzenlemesi yürürlüğe girdi.Abonelik sözleşmelerine ve

sözleşmelere bağlı süresi devam eden taahhütnamelere, şirketlerinin internet sayfaları üzerinden erişilebilme imkânı da başlatıldı. BTK’nın, fatura dönemi içinde tü-keticilerin aldığı hizmetlerin tamamından yararlandırıl-mış gibi ücretlendirilmelerine yönelik şikâyetler üzerine düzenleme yapmıştı. Yürürlüğe giren düzlenmeye göre, aboneler kullanmadıkları hizmetler için ücret ödemeye-cek. Ücretler, yararlanılan hizmetin süresi ve miktarıyla orantılı hesaplanacak.

Ücretler, hizmetten faydalanılan gün sayısı, kullanılan dakika ve veriyle orantılı olarak belirlenecek. Kıst ücret adı verilen uygulama, faturalı aboneliklerdeki ses, kısa mesaj ve veri hizmetleri için geçerli olacak. Abonelik tesisi, abonelik feshi/numara taşıma, aboneliğin don-

durulması, abonelik devri, nakil gibi durumlarda kıst ücret uygulanacak. İşletmeciler, kıst ücret uygulamasına ilişkin hesaplamayı, sadece süre bazlı olarak ya da abone tarafından gerçekleştirilen kullanım miktarı ve kullanım süresini göz önünde bulundurarak yapabilecek.

1 Temmuz 2014 Öncesi Sözleşmeler Elektronik Ortama Aktarılacak

Kurulun, tüketicilere abonesi bulundukları işletmecile-rinin internet siteleri üzerinden imzaladıkları abonelik sözleşmelerine ve taahhütnamelere erişebilme imkânı getirdiği düzenleme de başladı. Düzenleme çerçevesinde işletmecilerce, 1 Temmuz 2014’ten önce imzalanan abo-nelik sözleşmeleri ve sözleşmelere bağlı süresi devam eden taahhütnameler elektronik ortama aktarılacak. İşletmeciler, bu tarihten sonra imzalanan abonelik söz-leşmelerinin ve sözleşmelere bağlı taahhütnamelerin bir suretinin elektronik ortama aktarılması işlemini ise 3 ay içinde tamamlayacak.

Hizmet Süresiyle Orantılı Ücret Dönemi Başladı

50 51

Tayfun Acarer’den Açıklama

Konuyla ilgili yazılı bir açıklama ya-pan BTK Başkanı Tayfun Acarer de, sabit ve mobil telefon ile internet abonesi milyonlarca vatandaşın, sunulan hizmetten yararlandıkları süre ve miktar kadar ücret ödeye-ceğini belirtti. BTK Başkanı Tayfun Acarer, yazılı açıklamasında, va-tandaşların elektronik haberleşme sektöründe abonelik tesisi, numa-ra taşıma, aboneliğini feshetmek istemeleri durumunda mağduriyet yaşadıklarını hatırlatarak, “Vatan-daşlarımız abonelik tesisi, numa-ra taşıma, aboneliğini feshetmek istemeleri gibi durumlarda almış oldukları hizmetlerin tamamından yararlandırılmış gibi ücret ödemek zorunda kalıyordu. Aboneliğini sona erdirmek veya numarasını taşımak isteyen bir tüketici 1 gün veya 1 hafta hizmet almış olsa bile 1 aylık hizmet almış gibi fatura öde-mek zorunda kalıyordu. Bu durum haklı olarak tüketicilerimizin mağ-duriyetine ve çok sayıda şikâyetine konu olmaktadır” ifadesini kullandı.

Aboneler Kullandıkları Kadar Ödeyecek

Tüketicileri mağdur eden bu uy-gulamaya 1 Nisan’dan itibaren son verildiğini belirten Acarer, yeni düzenlemeye göre abonele-rin yararlanmadıkları bir hizmetin bedelini ödemek zorunda kalmaya-caklarını bildirdi. BTK’nın hazırla-dığı, Elektronik Haberleşme Sektö-ründe Kıst Ücrete İlişkin Uygulama Esasları’na ilişkin düzenlemenin ayrıntıları hakkında bilgi veren Acarer şunları kaydetti: “Kıst ücreti uygulaması getiriyoruz. Kıst ücreti, hizmetten faydalanılan gün sayısı, kullanılan dakika, veri ile oran-tılı olarak hesaplanan tahakkuka esas ücreti ifade etmektedir. Artık aboneler kullandıkları gün sayısı, kullanılan dakika ve veri ile orantılı olarak hesaplanan fatura ödeyecek.

Kullanmadıkları telefon ve inter-netin faturasını ödeyerek mağdur olmayacak. Kıst ücret uygulaması-nın, hizmetin sunumunu takiben ücretin tüketiciden tahsil edildiği aboneliklerdeki yani faturalı temel elektronik haberleşme hizmet-leri ses, SMS ve veri için geçerli olacak. Abonelik tesisi, abonelik feshi, numara taşıma, aboneliğin dondurulması, abonelik devri, nakil gibi durumlarda kıst ücret uygulanacaktır.”

TÜSODER Başkanı: “Elektronik Haberleşmede Taksimetre Uygulaması”

Tüketici Sorunları Derneği (TÜSO-DER) Başkanı Aydın Ağaoğlu ise, “BTK tarafından yapılan yeni dü-zenlemeyle, aboneliğini fesih eden ya da numarasını başka operatöre taşıyan tüketicilerin hesabına bir aylık paket ücreti yansıtılmayacak” açıklamasında bulundu.

TÜSODER Başkanı Ağaoğlu, nu-marasını taşıyan ya da aboneliğini sonlandıran abonelerden gelen şikâyetler ve tüketicinin örgütleri-nin talebi üzerine BTK’nın Elekt-ronik Haberleşme Sektöründe Kıst Ücrete İlişkin Uygulama Esasları’na ilişkin düzenleme yaptığını söyledi. Bu düzenlemenin 1 Nisan’dan iti-baren geçerli olduğunu ifade eden Ağaoğlu, şöyle konuştu: “Yapılan düzenlemeye göre aboneliğini fesih eden ya da numarasını başka opera-töre taşıyan tüketicilerin hesabına bir aylık paket ücreti yansıtılma-yacak. Bilindiği gibi aboneliğin feshi ve numara taşıma taleplerinin gerçekleşmesi fatura kesim tarih-leriyle aynı güne denk gelmiyor. Bu durumda tüketiciye bazen bir gün bazen de birkaç gün için hiç kul-lanmadığı halde bir aylık tam ücret yansıtılıyordu. Yeni düzenlemeyle kıst ücret uygulaması hayata geçti. Cep telefonu ve internet servis sağ-layıcıları yani elektronik haberleş-

me sektöründe hizmet sunan tüm işletmeler, tüketicilerin aboneliğini sonlandırma veya numara taşıma talebinden sonra çıkaracakları fatu-ralara sadece feshin ya da taşıma-nın gerçekleştiği güne kadar geçen ücret yansıtabilecekler.”

Bu uygulamanın büyük bir mağ-duriyeti önlediğini ve tüketicileri sevindirdiğini belirten Ağaoğlu, “Elektronik haberleşmede taksi-metre uygulaması’ olarak nitelen-dirilebilecek düzenlemeyle tüke-ticiler, kullanmadıkları hizmetin parasını ödemek zorunda kalma-yacak. Örneğin, aylık paket ücreti 60 lira olan tüketicinin fesih ya da numara taşıma talebi, hesap kesim tarihinden 3 gün sonra gerçekleş-tirilmişse, 3 günlük bedele tekabül eden 6 liralık ücret faturalandırı-labilecek. Bu uygulama, kullanılan dakika, SMS ve veri için de hesap-lanacak ve faturalara kullanılama-yan kısımlar için ücret yansıtılma-yacak” dedi.

Tüketici İstenmeyen Kısa Mesajlardan Kurtulamayacak

Bu arada TÜSODER Hukuk Komis-yonu Üyesi Rıdvan Yıldız da, kısa mesajlarla ilgili önemli yaptırım getirecek kanunda bazı boşluklar bulunduğunu öne sürerek, “Va-tandaşlar istenmeyen kısa me-sajlardan kurtulamayacak” dedi. Yıldız, son zamanlarda “05” ile başlayan ve bireysel gibi görünen statik telefon numaralarından cep telefonlarına reklam mesaj-ları gelmeye başladığını söyledi. İstenmeyen kısa mesajlarla ilgili çalışma yapıldığını anımsatan Yıldız, “Elektronik ticaretle ilgili yürürlüğe girecek kanundaki para cezalarının kimler tarafın-dan gönderildiğinin tespiti güç, kısa mesajlara uygulanması zor. GSM firmalarının da bu mesajları engellemeleri mümkün değildir” görüşünü savundu.

50 51

internet

Türkiye’nin İnternet Yasaklarıyla Sınavı

31 Mart’ta İstanbul Cum-huriyet Savcısı Mehmet Selim Kiraz’ın rehin alınıp öldürülmesiyle sonuçla-nan olayla ilgili gelişme-

leri izlerken hükümet yetkililerin-den gelen, “Savcının başına silah dayanmış görüntülerini yayımla-mak etik değil. O görüntülerin en-gellenmesi için her şeyi yapacağız” açıklaması, yasaklarla somutlaştı. Savcının görüntülerinin yer aldığı içerikleri yayımlayan Facebook, Twitter ve Youtube’a erişim mah-keme kararıyla engellendi. İçerikle-rin kaldırılmasıyla birlikte sırasıyla Facebook ve Twitter, 6 saatlik erişim engelinden sonra ulaşıma açıldı.

Facebook ve Twitter’da yaşanan bu erişim engelinin arama motoru Go-

ogle’a da sıçrayacağı haberleri de ‘sosyal medyaya yasak’ endişelerini artırdı. İstanbul Cumhuriyet Baş-savcılığı; Twitter, Youtube ve bazı haber sitelerindeki Savcı Mehmet Selim Kiraz’ın rehin alınmasıyla ilgili görüntülerin kaldırılmasını istedikten sonra Google’dan da ilgili içeriklerin kaldırılması için 6. Sulh Ceza Hakimliği’ne başvurdu. Bu isteği değerlendiren mahkeme, savcıyla ilgili bazı görüntülerin kaldırılması, kaldırılmadığı tak-dirde Google’a erişimin tamamen engellenmesini kararlaştırdı. Savcı-lığın isteği doğrultusunda mahke-menin aldığı karar Youtube’u da içeriyordu. Kararın uygulanması için Google ve Youtube’e 4 saatlik süre verildi. Youtube, Savcı Kiraz’la ilgili görüntülere Türkiye’den eri-şimi engelledi. Bunun ardından da

Youtube yeniden erişime açıldı.

Hükümete Büyük Tepki

Google’un da içerikleri kaldırma-ması durumunda erişimin engel-lenmesi bekleniyordu. Ancak Goog-le’un da kısa bir süre sonra savcıyla ilgili görüntüleri kaldırdığı ve erişimin engellenmesinin yolunu kapattığı görüldü. Google’la ilgili karara Twitter üzerinden yapılan eleştirilerin hedefinde hükümet vardı. Türkiye Gazeteciler Cemi-yeti de hükümetin sansürü meşru kılma çabasında olduğunu duyur-du. Çağdaş Gazeteciler Derneği Başkanı Ahmet Abakay, “Savcının görüntülerini yayımlamak, sosyal medyaya erişimi kesmeyi meşru kı-lar mı?” sorusunu yanıtlarken, AKP hükümetinin Savcı Kiraz’ın ölümü-

Sosyal medyaya getirilen yasaklarla yeniden dünya gündemine oturan Türkiye’de iletişim özgürlüğü tartışmaları alevlenirken, yasağın Google’a kadar uzanmasına tepki büyük.

Avşar Ö[email protected]

50 51

nü bahane ederek iletişim özgür-lüğünü sınırlandırmayı kendine hak gördüğünü savundu. Abakay, “Medyanın büyük kısmını kendine bağlayan, diğer kısmını da ceza ve tehditlerle sindirmeye çalışan AKP, sosyal medya kanallarıyla yayıl-maya çalışılan bilgiyi de engelleme çabasındadır. Savcının ölümüyle ilgili de kamuoyundaki sorula-rın yanıtlanması engellenmiştir. AKP hükümetinin derdi; kişi hak ve özgürlükleri değildir, yasakları yaygınlaştırıp-iktidar pekiştirmek-tedir” değerlendirmesi yaptı.

AKP’nin her uygulamasıyla kişi temel hak ve özgürlükleri konu-sunda ‘tek yönlü ve çıkarcı’ hareket ettiğinin bugün toplumun daha ge-niş kitleleri tarafından anlaşılma-ya başlandığını söyleyen Abakay, gazetecilik örgütlerinin sansür ve yasaklara karşı direncinin engelle-nemeyeceğine dikkat çekti. Yasak-ların internet ortamında hakim kılınması çabasının da hükümetin ‘seçim paniği’ olarak görülmesi gerektiğini anlatan Abakay, “Tür-kiye’de iletişim özgürlüğü karnesi her geçen daha da kararmaktadır. AKP, yasakçı zihniyetini bir an önce sonlandırmak durumundadır. Aksi durumda toplumdaki kaos ortamı genişleyecektir” dedi.

Kaboğlu: “Türkiye İçin Büyük Talihsizlik”

Hükümetin sosyal medya yasağıyla savcının hakkını gerçekten koru-maya mı çalıştığı ya da kişi hak ve hürriyeti korunurken yasakla-rın meşru olup olmadığıyla ilgili görüşlerini açıklayan Marmara Üniversitesi’nden İnsan Hakları Hukuku Uzmanı İbrahim Kaboğ-lu, Twitter’a yasağın geçen yıl da getirildiğini ve Anayasa Mahkeme-si’nin 2 Nisan 2014’te aldığı kararla bu yasağı ‘temel hak ve hürriyetle-rin ihlali’ saydığını hatırlattı.“Savcıyla ilgili fotoğraf ve görüntü-

lerin yayımlanması rahatsız edici bulunmuş olabilir ama bu durum tüm internet sitelerine toptan bir yasağı meşru kılmaz” diyen Ka-boğlu, AKP hükümetinin Anayasa Mahkemesi kararlarını içselleştir-mediğini aksine Anayasa’ya aykırı davranmayı alışkanlık haline ge-tirdiğini söyledi. Savcının hakkını korumak isteyen AKP hükümetinin aynı dönemde iç güvenlik pake-tini gündeme getirdiğini belirten Kaboğlu, “Bir yanda sokağı boşalt-ma çabası var, bir yanda da sanal ortamı tamamen kapatmak çabası. Telekomünikasyon İletişim Baş-kanlığı da, hükümetin arka bahçesi gibi çalışıyor. Alınan önlemler ile özgürlük kısıtlamaları arasında tamamen bir ters orantı var. Ne yazık ki bu durum, Türkiye için büyük talihsizliktir” yorumunda bulundu.Kaboğlu, yaklaşan parlamento seçimleri öncesi Türkiye’de yaşa-nanların kamuoyuna doğru yansı-tılması için hükümetin de sorum-luluğu olduğuna dikkat çekerken, “Oysa ağır bir yasakçı zihniyet kendini göstermektedir. Halkın bu zihniyetten olumsuz etkilene-ceği, kaos ortamının genişleye-ceği ve bunun toplumda sorunlar yaratacağı hesaplanabilmelidir. Hükümetten beklenen; anayasaya uygun hareket etmesi ve sağduyu-lu davranmasıdır” uyarısında da bulundu.

Savcı Kiraz’ın kafasına silah da-yanmış halde gösteren fotoğrafın bazı basın yayın organlarında kullanılmasına en sert tepkileri Cumhurbaşkanı Erdoğan ve Başba-kan Davutoğlu verdi. Erdoğan, “Bu görüntüleri yayınlamak suretiyle ne elde edeceksiniz? Neyi kazana-caksınız? Yani arkadan bunlarla ilgili hemen anında bazı yasaklar gelmemiş olsa bunları gün boyu yayınlamaya devam edecekler. Böyle bir anlayış olamaz. Bu anlayış insani değildir, bu anla-

yış vicdani değildir” ifadelerini kullanmıştı.

Akreditasyon Krizi de Yaşandı

Ancak tepkiler açıklamayla sınırlı kalmadı. Önce Başbakan Yardımcısı Yalçın Akdoğan’ın talebiyle rehine krizinin yaşandığı gün basına ‘geçi-ci yayın yasağı’ getirildi. Ardından ise Başbakan Davutoğlu’nun tali-matıyla, düzenlenen operasyonda iki militan ile birlikte hayatını kaybeden Savcı Kiraz’ın cenaze töreninde akreditasyon uygulama-sı yapıldı ve söz konusu fotoğrafı basan yayın organları içeriye alın-madı. İstanbul Cumhuriyet Başsav-cılığı da fotoğrafı birinci sayfasında genişçe kullanan Cumhuriyet, Bu-gün, Posta gibi gazeteler hakkında soruşturma başlattı.

Başbakan Davutoğlu ise tartışma yaratan fotoğrafı kullanan yayın organlarını sert bir dille eleştirdi. Söz konusu resmi yayınlamanın savcının ailesi ve kamuoyuna karşı “ahlaksızlık, nezaketsizlik” olduğu-nu öne süren Davutoğlu, akreditas-yon uygulamasını savundu. Davu-toğlu, “Herkes insanların acısına saygı duyacak. Teröristlerin propa-gandasını yapmayacaklar. Bundan sonra herkes dikkat edecek. Onları bugün o cenazeye katılma hakları yoktu, o çocuğun karşına çıkmala-rına hakları yoktu” dedi.

Hükümete yakınlığı ile bilinen yayın organları getirilen yasak-lardan yana tavır alırken, muhalif basın kuruluşları ve basın örgütleri hükümetin tavrını protesto etti. Çağdaş Gazeteciler Derneği’nden yapılan açıklamada, AKP hükü-metlerinin yıllardır basın üzerinde uyguladığı sansür ve baskının bu olayda da yaşandığı belirtildi ve “Bu anlayış, görevlerini yapmak isteyen meslektaşlarımıza da olay sırasında engel olmaya çalışmak-tan kaçınmadı. Ülkeyi karartmaya

52 53

internet

çalışsanız da o gerçekleri halka duyurma kararlılığını sürdürece-ğiz” denildi.

Hiçbir Haber BaşbakanTalimatıyla Gizlenemez

Hükümetin topa tuttuğu muhalif yayın organlarının başında gelen Cumhuriyet gazetesinde yayın-lanan başyazıda ise “Çağımızda hiçbir haber, Başbakan talimatıyla gizlenemez. Bir gazeteye hangi fotoğrafın basılacağına Başbakan karar veremez. O karar, gazetecilere aittir” ifadelerine yer verildi.Söz konusu fotoğrafı basarak gaze-tecilik görevini yerine getirdikle-rini söyleyen Cumhuriyet Gazetesi Haber Koordinatörü Murat Sabuncu yaptığı açıklamada, “Fotoğrafı kul-lanan gazetecileri ahlaksız olarak niteleyen Davutoğlu, önce devlet terörü konusunda adım atmalı. Meslektaşımız Hrant Dink cinayeti-nin arkasındaki isimler hala bulu-namadı. Berkin Elvan’ı öldüren po-

lisler hala açığa çıkarılmadı” dedi.Fotoğrafı kullanırken büyük üzün-tü yaşasalar da tüm okuyuculara karşı duydukları sorumluluk gereği hareket ettiklerini anlatan Sabuncu, artık günümüzde sosyal medyanın her haberi yayabilme özgürlüğü olduğuna da dikkat çekti. Sabuncu, “Dünyadaki pek çok yayın kuruluşu yayın yaparken, Türkiye’de yayın yasağı getiriliyor. Hükümet adalet sistemindeki zaafların acısını gaze-tecilerden çıkarmaya çalışıyor” diye konuştu.

Silah ve Yüzler Örtülebilirdi

Öte yandan basın dünyası içinde, söz konusu fotoğrafın herhangi bir süzgeçten geçirilmeden kullanılma-sına itiraz edenler oldu. Sınır Tanı-mayan Gazeteciler Örgütü Türkiye Temsilcisi Erol Önderoğlu, “Sorun fotoğrafın yayınlanmasından çok, nasıl bir teknik müdahaleden geç-tiği. Bir basın kuruluşu fotoğrafı dümdüz basmak yerine yüzlerin,

örgüt amblemlerinin ve silahın belirginliğini azaltarak da o ortamı yansıtabilir” şeklinde konuştu. Tür-kiye medyasında herhangi bir siyasi polemiğin parçası olmadan gazete-cilik etiğini tartışmanın mümkün olmadığına işaret eden Önderoğlu, “Basın kuruluşları, siyasi tavırları-nı akla getirmeyecek standart bir yayın çizgisine sahip olmalı. Ancak Türkiye’de gazeteciler arasında ge-lişmesi gereken etik tartışması ceza tehdidi altında köreltiliyor. Terörle Mücadele Yasası ve Ceza Kanunları nedeniyle gazeteciler profesyonel tartışma ortamı yaratamıyor” diye konuştu.

Yayın Yasağı ve Akreditasyon Basın Özgürlüğü İhlali

Devletin tüm medyanın gözünün önünde gerçekleşen bir olaya ilişkin yayın yasağı ve akreditasyon uygu-laması getirerek basın özgürlüğünü defalarca ihlal ettiğinin altını çizen Önderoğlu, şu değerlendirmeyi yap-tı: “Hükümet yanlısı yayın organla-rındaki etik ihlallerine karşı hiçbir şey yapılmıyor. Medya ancak özgür olduğu zaman kendi standartlarını ortaya koyabilir. Gazetecilerin bir standarda ihtiyacı var ama siyaset ve yargının da basın ile ilişkilerde bir standarda ihtiyacı var. Char-lie Hebdo katliamında ve sonraki rehine olaylarında Fransız yetkililer öyle ayrıntılı ve her soruya yanıt veren basın toplantıları yaptılar ki, muhabirler haber merkezlerine sayfalar dolusu bilgi ile döndü. Tür-kiye’de ise verilen eksik ve şaibeli bilgiler nedeniyle gazeteci haberi verirken risk almak zorunda kalı-yor.”

Medya Özgürlüğü İçin “Online” Platform

Ülkemizde bu tartışmalar yaşanır-

52 53

ken, Avrupa ülkelerinde gazeteci-lere yönelik fiziksel ve hukuksal tehditlere karşı Avrupa Konseyi ve uluslararası basın kuruluşla-rı tarafından “online” platform oluşturuldu. Dünyada bir ilk olan platform sayesinde, Avrupa coğrafyasında tehdit altında olan gazetecilerin durumu internet ortamında duyurulacak, Avrupa Konseyi derhal harekete geçebi-lecek.

Platform projesi, aralarında Tür-kiye’nin de bulunduğu 47 Avrupa ülkesini çatısı altında toplayan Avrupa Konseyi’nin girişimiy-le doğdu. Hükümetlerarası bir teşkilat olan Avrupa Konseyi’nin temel misyonu Avrupa kıtasında demokrasi, insan hakları ve hu-kuk devletini güvence altına al-mak. İfade ve medya özgürlükleri bu nedenle Avrupa Konseyi’nde en önem verilen konular arasın-da. Avrupa Konseyi’nin değişik organları tarafından son yıllarda toplanan veriler, Avrupa genelin-de gazetecilere yönelik fiziksel ve hukuksal baskıların giderek arttığını gösteriyor.

Gazetecilerin uluslararası bir platformda “online” korunması fikri Avrupa Konseyi Parlamenter Meclisi (AKPM) Medya ve Bilgi Toplumu Alt Komitesi’nin Mayıs 2014’te İstanbul’da düzenlediği “Avrupa’da Medya Yönetişimin-de Ulusal Parlamentoların Rolü” konulu toplantıda gündeme getirildi. Avrupa Konseyi tara-fından derhal benimsenen fikir sonrasında, Konsey ile medya özgürlüğü konusunda uzman altı uluslararası kuruluş (Ulusla-rarası Gazeteciler Federasyonu, Avrupa Gazeteciler Birliği, Sınır Tanımayan Gazeteciler, Article 19, Uluslararası Haber Güvenliği

Enstitüsü ve OSI-Media) arasında Aralık 2014’te Paris’te bir anlaş-ma imzalandı.

Düzenli Raporlar Hazırlanacak

Anlaşma kapsamında; Avru-pa’da tehdit altındaki gazeteciler konusunda basın örgütlerinin toplayacağı güvenilir verilerin Avrupa Konseyi’nin oluşturacağı ve barındıracağı özel bir internet sitesi üzerinden yayımlanması kararlaştırıldı. Buna göre; ölüm tehdidi, fiziksel saldırı, siyasi bas-kı, sansür, haksız yere işten atılma gibi medya mensuplarının maruz kaldığı sıkıntılar, uluslararası basın örgütleri tarafından değişik kaynaklar aracılığıyla teyit edil-dikten sonra Avrupa Konseyi’nin internet sitesinde yayımlanacak.

Kamuoyunda önceden duyulmuş bilgiler dışında, tehdit altındaki medya mensuplarının yaşadıkları sıkıntılar sadece onların rızasıyla yayımlanacak. Bu veriler temelin-de, sadece Avrupa Konseyi değil, AB, AGİT ve hatta BM, gerektiği zaman ivedi olarak gazeteciler için harekete geçebilecek. Avrupa

Konseyi, toplanan verilerle ilgili düzenli raporlar hazırlayacak.

Kırk Gazeteci İçin Alarm

Geçtiğimiz ay yayın hayatına başlayan platformda 12 Avrupa ül-kesinden 40 gazeteci için “alarm” veriliyor. Bu alarmlar, gazeteci-lerin içinde bulunduğu sıkıntıya göre birinci, ikinci ve üçüncü derece olarak sınıflandırılıyor. Birinci derece alarmlar, öldürmeye teşvik ve fiziksel tehdit de dahil olmak üzere en ciddi tehditleri içeriyor. İkinci derece alarmlar, hukuksal ve idari planda medya ile hükümetler arasındaki ilişkileri konu alıyor. Hükümetlerin medya üzerindeki baskıları veya terör-le mücadeleyle ilgili yasaların suiistimal edilip ifade özgürlüğü-nün kısıtlanması gibi durumlar bu derece alarm kategorisinde yer alıyor. Medya yöneticilerinin etik anlayışı ve gazetecilerin çalış-ma koşulları ise üçüncü derece alarm kategorisinde gösteriliyor. Platformda, tehditlerin “devlet kaynaklı” veya “devlet kaynaklı olmadığı” da belirtiliyor. Türkiye 13 alarm ile ilk sırada yer alıyor.

54 55

En Tehlikeli İnternet Tuzaklarıİnternet dünyası birçok tuzak ve tehlikelerle dolu. Neredeyse gezdiğimiz birçok site, potansiyel bir tehdit olarak karşımıza çıkıyor. Bu yazıda İnternet dünyasında en sık ve en tehlikeli tuzakları sizler için sıraladık.

Dünyanın en tehlikeli zararlı yazılımlar kuş-kusuz Trojan ve Worm tehditleri. Trojanlar, kendilerini fark ettir-

meyerek cihazlara saldırıyorlar ve bu cihazlara sessizce yerleşiyorlar. Yerleştikten sonra da cihazları ele geçirip tehlikeli işlemler yapıyor-lar. Worm saldırıları ise İnternet ortamında çoğalıyorlar ve İnternete bağlı olan cihazlara bulaşarak zarar veriyorlar. Diğer bir önemli tehdit ise web tabanlı zararlı yazılımlar. Drive By Download olarak da adlan-dırılan bu yazılımlar Web sitelerine yerleşiyorlar ve bu ziyareti eden cihazlara anında bulaşıyorlar. Eski-den bir elin parmaklarını geçmeyen tehditlerden bahsederdik. Günü-müzde durum inanılmaz değişti. Öyle ki yapılan araştırmalara göre her gün 350 000 zararlı yazılım

piyasaya sürülüyor. Durum böyle olunca İnternet kullanıcıları, suç işleyen Hacker’lardan tutun me-raklı gizli servislere kadar verilerini korumaları gerekiyor. Bu yazımızda İnternet ortamında sıkça rastlanan saldırı ve tehditleri sıraladık. Son kullanıcılardan tutun şirketlere kadar, en çok zarar veren tehditler aşağıdaki gibi.

Trojan ve Worm Saldırıları

Listemizin başında Trojan ve Worm saldırıları yer alıyor. Bu saldırı-lar yıllardır var ve hala en büyük siber tehditlerin başında geliyor. IT endüstrisinin klasik tehditlerinden olan Trojan ve Worm saldırıları ses-sizce bilgisayar sistemlerine ken-disine bir yer ediniyor. Kimse fark etmeden yer edindikten sonra ise hassas veriler ve şifreler kötü niyetli

kişilere yollanıyor. Bununla birlikte de bulaştıkları sistemlerden başka sistemleri de etki altında tutmak için zararlı e-postalar yolluyorlar. Bu yöntem o kadar popüler ki nere-deyse her gün 350 000 yeni zararlı yazılım yazılıyor. Güncel Anti Virüs yazılımları bu tehditleri anında algılayıp yok edebiliyorlar. Fakat yapılan bir araştırmaya göre, bilgi-sayarlara bulaşan zararlı yazılım-ların neredeyse yarısı algılanamı-yor. Uzmanların tavsiyesi, koruma yönteminin sadece son kullanıcı sistemlerde sınırlı kalmaması. Ko-ruma yöntemleri ağ yapılarında da yer almalı ve tehditler son kullanıcı cihaza ulaşmadan ağ tarafından algılanıp yok edilmeli. Bununla birlikte yeni saldırı yöntemleri için her zaman tetikte olunmalı ve bu yöntem sistemlere bulaşmadan önceden önlemler alınmalı.

Mutlu Çavuş[email protected]

güvenlik

54 55

Web Tabanlı Zararlı Yazılımlar

Kullanıcılar, Web siteleri gezerken, farkına varmadan sistemlerine zararlı yazılımlar yükleyebiliyor-lar. Bu yazılımlar tarayıcıların Plug In açıklarından sistemlere bulaşıyorlar ve yine tarayıcıla-ra zararlı Plug In’ler yükleyerek yeni güvenlik açıkları oluşturu-yorlar. Bu olduktan sonra sistem tamamen ele geçirilmiş oluyor ve kötü niyetli kişiler bu sistemlerde istediklerini yapabiliyorlar. Yapılan bir araştırmaya göre, geçen yıl 145 Milyon zararlı Web sitesi tespit edildi. Genelde siteyi gezerken arka planda Download penceresi açılıyor ve kullanıcı farkına var-madan zararlı yazılımlar sistemine kuruluyor. Bu yüzden bu tehditlere Drive-by-Downloads adı verilmiş durumda ve IT endüstrisinin en büyük tehditlerin arasında yer alı-yorlar. Bu saldırı yöntemlerden ko-runmak için, mutlaka Flash, Java ve Acrobat gibi Plug In’leri en güncel sürümlerine yükseltilmesi şart.

BOTNET Ağları

Günümüzde sık kullanan bir saldırı yöntemi Botnet ağları. Botnet ağ-ları, Botmaster tarafından ele geçi-rilen ve kontrol edilebilen yüzlerce bilgisayardan oluşabiliyor. Botmas-ter, bu tehditten etkilenen sistem-lerin kişisel verilerine ve şifrelerine rahatlıkla ulaşabiliyorlar. Bununla birlikte bu sistemlerden başka sis-temlere Spam ve Phising saldırıları düzenleyebiliyor. En büyük tehdit ise ele geçirilen bu bilgisayarları tek bir sisteme saldırmak için de kullanılabiliyor olması. Botnet ağlarını çökertmek için elbette harekete geçilmiş durumda. Öyle ki bazı büyük Botnet ağları tespit edi-lip yok edildi. Durum böyle olun-ca kötü niyetli kişiler bu yüzden stratejilerini değiştirmiş durumda. Botmaster, artık sadece bilgisayar sistemlerine saldırmıyorlar. Akıllı

telefonlar, Web sunucular, Router ve Internet’e bağlı olabilen tüm ci-hazlar hedef haline gelmiş durum-da. Bu saldırılardan korumak için mutlaka Firewall özelliği olan bir güvenlik paketi kurulmalı.

Zararlı Web Siteleri ve Mobil Uygulamalar

Siber suçlular belli başlı Web site-lere görünümü değiştiren zararlı kodlar yerleştiriyorlar. SQL Injek-tion olarak adlandırılan bu yöntem ile, bu siteler vasıtasıyla sistem-lerde kayıt edilmiş hassas Login verilere ulaşabiliyorlar. Benzer bir durum Akıllı telefon ve Tablet uygulamaları için de geçerli. Bu yöntemden korunmak için mutlaka Javascript ve Flash uygulamaları kapatılmalı. Bununla birlikte sade-ce emin olduğunuz ve uygulamala-rı zararlı yazılımlara karşı kontrol eden kaynaklardan uygulamalar indirin.

Phishing

Çok kısa bir süre içinde mümkün olduğunca çok veriye ulaşmak. Phishing saldırıların temeli olan bu düşünce, sahte eposta trafiği ile IT sistemlerine bulaşıyor. Sahte epos-ta hizmeti ve Trojan yardımı ile ile kullanıcıların verilerini çalan bu saldırı yöntemi oldukça yaygın. Si-ber suçlular özellikle kullanıcıların online bankacılık verilerin peşin-deler. Bu yüzden de şüpheli gör-düğünüz epostaları mutlaka silin. Bununla birlikte kişisel verilerinizi eposta ortamında paylaşmayın.

Spam

Yapılan bir araştırmaya göre her gelen dört e-posta’dan üçü isten-miyor. Spam, günümüzde ciddi an-lamda azalmış durumda olmasına rağmen hala en büyük tehditlerden biri. Genelde gelen e-postaların içinde fatura veya online sipariş

bilgileri yer alıyor. Bu bilgilere daha detaylı erişmek için de bir link bulunuyor. Meraklı kişiler, bu linklere tıklayarak zararlı yazılım-ları sistemlerine indirmiş oluyorlar. Birçok servis sağlayıcı Spam filtre-ler ile bu tehdittin önüne geçiyor-lar. Yine de dikkatli olmakta fayda var. Tanımadığınız bir epostanın içinde yer alan bir Linke kesin-likle tıklanmamalı. Spam tehditi günümüzde sosyal ağlara sıçra-mış durumda. Social Media Spam olarak adlandırılan bu tehdit mobil uygulamalar ve RSS servislerinden de bulaşabiliyor.

DOS: Denial-of-Service

Denial of Service saldırılarının en büyük mantığı bir sunucu sistemini veya bir İnternet hizmetini aşırı yük altında bırakarak erişilemez hale getirmek. Bunu yapabilmek için, oldukça yüksek veri paketleri bir çok sistemden hedeflere gön-deriliyor. Birkaç sistemden tutun Botnet ağlara kadar bu saldırılar yönetilebiliyor. Bu saldırılar bek-lenmedik bir şekilde ortaya çıkıyor ve gün geçtikçe de şiddetleniyorlar. IT mimarisinin farklı yerlerine dü-zenlenen bu saldırılar ciddi zarara-lar verebiliyor. Ama bu saldırıların en önemli nedeni, IT yöneticisini farklı bir yöne çekerek oyalamak ve arka planda da IT sisteminin içine zararlı bir yazılım yerleştirerek hassas verilere ulaşmak.

Exploit Kit

Virüs oluşturan kitler oldukça popülerler. Kötü niyetli kişiler bu kitler sayesinde siber saldırıla-rı otomatik hale getirebiliyorlar. Oluşturulan bu zararlı yazılımlar bir çok saldırı yöntemine ve yayıl-ma tiplere göre dönüştürülebiliyor. Oldukça kolay bir kullanıma sahip olan bu kitler sayesinde her bir bi-rey potansiyel bir siber saldırgana dönüşebiliyor.

Mutlu Çavuş[email protected]

56 57

mobil

Resmi Gazete’de 18 Mart 2015 tarihli, yani bundan sadece 1 ay önce Cum-hurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’ın da altında

imzası bulunan kararla, 4G ihale süreci resmen başlamıştı. BTK, iha-lenin 26 Mayıs Salı günü Ankara’da yapılacağını duyurduktan sonra GSM operatörleri harıl harıl bu ihaleye ha-zırlanıyordu. İhalede belirlenen asgari muhammen bedel de 2 milyar 300 milyon Euro olarak duyurulmuştu.

Ancak Türk Telekom’un 175’inci yıl kutlamalarına katılan Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan kürsüye çıktı ve bir anda gündemi değiştirdi. Cum-hurbaşkanı Erdoğan, “Dünya 5G’yi

konuşuyor, biz 3G’deyiz. 4G ile zaman kaybetmeye gerek yok. İki yılda Türkiye 5G’ye geçmeli. Aksi takdirde Türkiye çöplük olur” sözleri ile hem ihaleye hazırlanan bürokratları hem de GSM şirketi yöneticilerini şoke etti.Şimdi herkes bundan sonra süreç belirlenen takvim üzerinden devam edecek mi yoksa 4G ihalesi iptal mi edilecek diye merak ediyor. Aslında buradaki asıl sorun 4G ihalesinin iptal edilip edilmemesi değil. Konunun uzmanlarına göre asıl sorulması gere-ken soru; 5G’ye geçiş gerçekten 2 yıl içinde mümkün olabilir mi?

2017’ye Yetişemez

Şu bir gerçek ki 5G teknolojisi

henüz geliştirilme aşamasında. Dünyada henüz 5G teknolojisi ile çalışan bir mobil şebeke yok. Avrupa’nın en erken 2021’de bu teknolojiye geçebileceği tahmin ediliyor. Bu teknolojiyi ilk kulla-nacak ülkenin Güney Kore olması bekleniyor. Güney Kore’nin de ülke genelinde 5G hızına 2020’de ulaşacağı tahmin ediliyor. 2018 Olimpiyatları’nda dar bir alanda 5G teknolojisinin sporseverlere dene-yimlendirilmesi amaçlanıyor. Dola-yısıyla 4G ihalesini iptal etmek ve bu teknolojiyi atlamak Türkiye’nin en az 4-5 yıl daha 3G teknolojisi ile devam etmesi anlamına geliyor. Yani 2017’de 5G’ye geçmek imkan-sız gibi görünüyor.

GSM operatörleri büyük bir heyecanla 26 Mayıs’taki 4G ihalesine hazırlanırken Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’ın “4G ile zaman kaybederiz. 2 yıl sonra direkt

5G’ye geçilmeli” sözleri piyasada tam anlamıyla şok etkisi yarattı. Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın 5G konusundaki bu çıkışı Türkiye’deki iletişim, bilişim konusunda

uzmanlar arasında gerçekten 2 yıl içinde 5G’ye geçmek mümkün mü tartışmalarını da beraberinde getirdi.

Avşar Ö[email protected]

4G’yi Beklerken 5G’ye mi Geçiyoruz?

56 57

Peki, Türkiye 3G ile 5 yıl daha idare edebilir mi? Uzmanlara göre 3g ile 5 yıl daha devam edilebilmesi aslın-da mümkün görünüyor. Bunun en önemli nedenlerinde biri de Türki-ye’deki 3G’nin aslında dünyadaki 3G teknolojisinden ileride olması. Hatta zaman zaman Türkiye’de kullanılan 3G teknolojisine 3.5G denmesinin bir nedeni de bu. Yani Türkiye 3G teknolojisine diğer bir-çok gelişmiş ülkeye göre daha geç başladığı için şu anda ülkemizde kullanılan 3G teknolojisi diğerlerine oranla daha ileri bir seviyede bulu-nuyor diyebiliriz.

Fakat bu işin olumsuz tarafları da bulunuyor. Yani Türkiye’de data trafiği çok hızlı arttığı için 3G bant-larını genişletmek imkansız. Hatta daha şimdiden yoğun bölgelerde 3G bağlantılarında sorunlar çıkıyor. Yani ilerlemiş 3G teknolojisiyle bile 5 yıl beklemek ve 5G’ye geçmek çok uzun bir süre. Uzmanlara göre Tür-kiye 4G’yi atlayıp 5G’yi beklemeye karar verirse, bu yollar artan trafiğe yetmeyebilir. Yani bugünkü kalite-yi koruyamayabiliriz. Ayrıca bir de işin gelir sorunu var. 26 Mayıs’ta yapılması planlanan 4G ihalesinde devletin kasasına en az 2.5 milyar Euro’luk bir gelir girmesi planlanı-yor. Yani 4G ihalesinin iptali Tür-kiye’nin bu gelirden de vazgeçmesi anlamına geliyor.

GSM operatörleri tarafından ba-kıldığında ise işin bir de maliyet analizi bulunuyor. Uzmanlara göre belki şu an operatörler için 4G bile lüks olabilir. Bu durumda yüksek yatırım bedelleriyle karşı karşıya olan operatörleri bunun karşılığını alıp alamama sorusu da endişelen-diriyor. Çünkü Türkiye’de ARPU’lar yani abone başına gelirler çok düşük.

3G Atlanıp 4G’den Başlanabilirdi

Aslında Cumhurbaşkanı Erdoğan

bu görüşünü 4G ihalesi öncesi değil de 3G ihalesi öncesi belirtseydi, uzmanlara göre o zaman işler çok daha kolay ilerleyebilirdi. Yani Cumhurbaşkanı Erdoğan, “Biz 3G’yi atlayıp direkt olarak 4G’ye geçiş yapalım” deseydi o seçenek daha ulaşılabilir olabilirdi. Çünkü Türkiye 3G teknolojisi ile tanıştığında yani 2009 yılında dünyada 4G teknolojisi kullanılmaya başlanmıştı. Mesela Almanya 4G’ye 2009’da geçmişti. Ancak Türkiye 3G ile tanışan ilk 100 ülkenin içinde bile olamamıştı.4G teknolojisinin atlanarak 5G’ye geçmeyi beklemek cep telefonu sektöründe de sıkıntılara yol açabi-lir. Mobil İletişim Araçları ve Bilgi Teknolojileri İşadamları Derneği Genel Sekreteri Ömer Kavas, 5G tartışmalarının cep telefonu sa-tışlarını frenleyeceğini belirtiyor. “5G uyumlu telefon henüz yok. Standartları oturmamış durumda. Japonya ve Güney Kore’de kullanı-labilen modeller var ama onlar da yaygın değil. Bu yılsonunda ancak standartları oturur” diyen Kavas, “Telefon alan herkes artık bunları sormaya başladı. Satıcılar açıkla-ma yapmaya çalışıyor. 4G ihalesi öncesi ve sonrasında piyasada ticari bir hareket bekleniyordu. Eğer 26 Mayıs’taki ihale yapılmazsa bu yaşanmayacak sanırım. Sektör zarar görecek. Ancak kişisel olarak uzun vadede 3G’den 5G’ye geçilmesini tasvip ediyorum” şeklinde konuşu-yor.

4G’nin 3G’den, 5G’nin 4G’den Ne Farkı Var?

Araştırmacılar, henüz geliştirme aşamasının ilk evresinde olan 5G teknolojisiyle, mobil şebekelerin hız, esneklik ve sistem zekâsı gibi özelliklerinde köklü gelişmeler yaşanacağını tahmin ediyor. Buna göre, 5G teknolojisiyle birlikte, ge-cikme süreleri ciddi biçimde kısal-tılarak yeni nesil M2M (makinalar arası iletişim) uygulamaları hayata

geçirilebilecek. Bunu bir örnekle açıklamak gerekirse; otomobillerde 5G teknolojisi olursa saliselerle ön-deki aracın frene bastığını fark edip araç vites küçültebilecek ya da fren yapabilecek. Ultra hızlı mobil şebe-ke erişimi genişletilebilecek. 4G’ye göre çok daha hızlı bir teknoloji olan 5G ile dünya üzerinde birbirine bağlanmış durumdaki milyarlarca cihaz, sorunsuz idare edilebilecek akıllı bir iletişim ağı haline gelecek. Telefon ve tabletler, iletişim aracı olmaktan çıkıp portatif birer asista-na dönüşecek. İsveç merkezli Erics-son’un liderliğinde devam eden 5G sisteminin geliştirilmesi için Avrupa Birliği’nin yanı sıra Japonya, Güney Kore ve Çin’de de çalışmalar yürü-tülüyor.2020’ye yönelik bir çalışma olan 5G’nin temel hedefi, herkesin, her yerde her türlü bilgiye sınırsız erişimi ve her türlü veriyi paylaşa-bilmesi olarak ifade ediliyor. Artan veri boyutu nedeniyle küresel öl-çekte 5 yıldır birçok şirket ve resmi kurum, 5G çalışmalarını sürdürüyor. İsveç merkezli Ericsson’un lider-liğinde devam eden 5G sisteminin geliştirilmesi için Avrupa Birliği’nin yanı sıra Japonya, Güney Kore ve Çin’de de çalışmalar yürütülüyor. Güney Kore’de 2008’de başlayan 5G çalışmalarının katkısıyla, 2 kilomet-relik mesafede 28 Ghz spektrumun-da 1 Gbps hıza ulaşıldığı açıklandı. Samsung ise 5G hız rekorunu 7.5 Gbps ile kırdığını Ekim 2014’te duyurdu.

Bugünden 100 Kat Hızlı

4G’nin 3G’ye göre teorik olarak 10 kat, 5G’nin de 4G’ye göre 10 kat hızlı olduğu düşünüldüğünde, 5G’nin gelecekte çok daha yüksek hızlara çıkabileceği tahmin edi-liyor. Bu da bugünkü 3G hızının tam 100 katı hıza çıkılmış olacağı anlamına geliyor. 5G teknolojisinin tüm dünyada 2020 yılında hizmete sunulması bekleniyor. 5G, şu an için teorik tartışmaları yürütülen ve

58 59

mobil

2020 gibi ileri tarih için planlanan bir teknoloji ve henüz standartları-nın uluslararası kurumlar tarafın-dan oluşturulması gerekiyor. Tabii ayrıca, her teknolojide olduğu gibi 5G’nin kullanımında da bu hizme-ti verebilecek cihazların piyasaya çıkması gerekiyor.

4G ilk olarak 2009 yılında lisans-landı ama dünyada genel geçer kul-lanıma ulaşması 2013 yılını buldu. Bunun nedeni de cep telefonu üre-ticilerinin bu teknolojiyi destek-leyen üretimlerinin zaman alması oldu. Yani tüketiciler de hemen bu ürünlere ulaşamıyor. Bu yüzden her ne kadar 5G’nin 2020’de ticari olarak piyasaya sunulması söz konusu olsa da gerçekten 5G des-tekli telefonların yaygınlaşması ve kullanılması için bir kaç sene daha beklemek gerekebilir.

Türkiye’nin 5G Yol Haritası Hazır

Diğer taraftan Türkiye’nin 5G’ye ilişkin hedeflerinin belirlendiği Bilgi Toplumu Stratejisi ve Eylem Planı’na göre, yerli sanayinin alana özendirilmesi amacıyla Ar-Ge kay-nakları kullandırılacak. Kalkınma

Bakanlığı koordinasyonunda ha-zırlanan 2015-2018 Bilgi Toplumu Stratejisi ve Eylem Planı’na göre, söz konusu dönemde 5G Ar-Ge ve standart çalışmaları yürütülecek.Çalışmalarda, Ulaştırma, Denizcilik ve Haberleşme Bakanlığı, Bilim, Sanayi ve Teknoloji Bakanlığı, Bilgi Teknolojileri ve İletişim Kurumu, TUBİTAK, Türk Standartları Ens-titüsü ve sivil toplum kuruluşları işbirliği yapacak. Bu kapsamda, 5G mobil geniş bant internet için kullanılacak elektronik haberleşme ekipmanlarının Ar-Ge çalışmaları-na başlanacak ve 5G için uygulana-cak standartların gelişmesi sureci-ne katılım sağlanacak.

5G’ye ilişkin standartların ve tesis edilecek şebekelerin 2020 sonrası için gündeme geleceği öngörülü-yor. 5G standartlarının gelişimi-ne paralel olarak AB başta olmak üzere uluslararası platformlardaki Ar-Ge çalışmaları yakından takip edilecek, bu çalışmalara Türkiye adına katılım sağlanması teşvik edilecek. 5G elektronik haberleş-me ekipmanlarının Türkiye’de de üretilmesine imkân sağlamak üzere yerli sanayinin bu alana özendi-

rilmesi amacıyla Ar-Ge kaynakları kullandırılacak.

5G’yi gündeme getiren faktörlerDünya genelinde akıllı cihaz sayısındaki hızlı artış, teknolojik gelişmeler ve hız ve kapasite talebi gibi etkenler mobil geniş bant teknolojilerinde sürekli olarak yeni gelişmeleri tetikliyor. İnternete bağlı cihaz sayısındaki hızlı artış, M2M (makinalar arası iletişim) uygulamaları, nesnelerin interneti, haberleşme cihaz ve ekipmanların-daki enerji verimliliği, artan hız ve kapasite talebi ise 5G’yi gündeme getirdi. 5G’ye ilişkin standartların ve tesis edilecek şebekelerin 2020 sonrası için gündeme geleceği ön-görülüyor.

Avrupa Birliği 700 Milyon Euro Bütçe Ayırdı

AB ve Güney Kore arasında 5G’ye ilişkin bir anlaşma imzalandı. Anlaşma kapsamında 5G mobil in-ternet teknolojisinin geliştirilmesi için çalışılacak, 5G’nin iletişim ağları ve bulut bilişim üzerindeki etkilerine yönelik değerlendirme-lerde bulunulacak, bu teknolojinin getireceği avantaj ve dezavantajlar ele alınacak. AB’nin, bu kapsam-da 2020’ye kadar 700 milyon avro yatırım yapması bekleniyor.

Cumhurbaşkanı Erdoğan Ne Demişti?

Cumhurbaşkanı Erdoğan 4G teknolojisi ile “zaman kaybedil-memesi” gerektiğini iddia etmişti. Geçtiğimiz Nisan ayında Cumhur-başkanı Recep Tayyip Erdoğan, Türk Telekom’un 175. yıl dönümü etkinliğine katıldı. Burada konuşan Cumhurbaşkanı Erdoğan, 4G ihale-sinin gündemde olmasına rağmen 2 yıl daha beklenip 5G’ye geçilmesi

58 59

gerektiğini kaydederek, “Buraya gelirken kısa bir brifing aldım. Gündemde 4G ihalesi var. Ama dünya 5G’yi konuşuyor. 4G’yle hiç zaman kaybetmeyelim. O za-man 3G’de 2 yıl daha sabreder-sek, 5G’ye geçeriz. Aksi takdirde 4G’ye geçersek Türkiye çöplük haline döner” diye konuştu. Dünyanın 2020 yılında 5G tek-nolojisine geçmesi bekleniyor.

5G nedir?

5. Nesil GSM Hizmeti; bant genişliği açısından son aşama olarak kabul edilen, doğrudan uydu çıkışı yapabilecek (zira şu anki cep telefonları GPS üzerin-den konumlama yapabiliyor), dahası dünya çapında coğrafi ve fiziki koşullardan bağımsız olarak ses harici veri transferi yapabilecek GSM hizmetinin adı. Yapılan çeşitli öngörülerde çok uluslu iletişim markalarının bu alanda tek başlarına tekel olabileceği düşünülüyor. Birçok ülkede uyduya çıkış frekansı yasak olduğu için uluslararası bir ticari rekabet ortamı oluş-tuğu takdirde küresel iletişim anlamında 5G standartlarının zaman içerisinde oturtulabilece-ği düşünülüyor.

BTK’dan Türk Telekom’un üc-retsiz internet kampanyasına onay. İletişim sektörü 4G mi 5G mi tartışmalarını yaşarken, Bilgi Teknolojileri ve İletişim Kurumu (BTK), Türk Telekomünikasyon AŞ’nin (Türk Telekom), 1 milyon hanede ve yeni tesis edilecek aboneliklerde geçerli olması öngörülen 4 Mbit/sn hızında ve 4 GB kotalı DSL genişbant in-ternet hizmetinin 24 ay süreyle ücretsiz sunulmasına yönelik kampanyasını onayladı. Kam-

panya kapsamında sunulacak paket, yeni aboneliklerde ve tesis adresinde abonelik iptali üzerinden en az 3 ay geçmiş satışlarda uygulanacak.

Bilgi Teknolojileri ve İletişim Kurumu’nun internet sitesinde yer alan kurul kararına göre, Türk Telekom’un 4 Mbit/sn hı-zında ve 4 GB kotalı DSL geniş-bant internet hizmetinin 24 ay süreyle ücretsiz sunulmasına yönelik kampanya uygulama esasları onaylandı. Onaylanan kampanya uygulama esaslarının, Türk Telekom tarafından İnter-net Servis Sağlayıcılara duyurul-masına karar verildi. Buna göre, kampanya 13 Temmuz 2015’e kadar xDSL Toptan Al-Sat ve IP Seviyesinde Veri Akış Erişimi modellerinde ve 4 Mbit/sn hız ve 4GB kotalı internet paketinde yapılan yeni satışlarda geçerli olacak. Kampanya kapsamında sunulacak paket, yeni abonelik-

lerde ve tesis adresinde abone-lik iptali üzerinden en az 3 ay geçmiş satışlarda uygulanacak. Kampanya bitiminde isteyen abone hattını iptal ettirebilecek. Bu durumda herhangi bir ceza uygulanmayacak. İsteyen abone 4 Mbit/sn 4 GB paketinde ka-labilecek, bu durumda tarifede duyurulan paket ücreti üzerin-den ücretlendirme yapılacak.

Bir milyon hanede ve yeni tesis edilecek aboneliklerde geçerli olması öngörülen kampanyanın, toptan genişbant erişim hiz-metlerinin kullanımının teşvik edilmesi yönüyle internet kulla-nımını yaygınlaştıracağı, ülkede nüfus ve bölgeler arası sayısal uçurumu gidereceği ve sabit internet aboneliği bulunmayan kullanıcıların genişbant internet abonesi olmalarını temin etmek suretiyle elektronik haberleşme hizmetlerine yönelik talebi ve arzı artıracağı değerlendiriliyor.

60 61

BT Günlüğü Test Merkezi, bundan böyle her ay yeni çıkan ürünleri mercek altına alıyor. Deneyimli bir kadro ile özellikle mobil hayatın inceliklerine parmak basacak olan BT Günlüğü, sunuculardan tutunda basit bir cep telefonuna kadar düşünebileceğiniz her türden ürünü sizlere anlatmak ve açıklamak için çabalayacak. Eskiden kurumsal ve son kullanıcı olarak iki ayrı ürün grubu pazarı bulunuyordu, fakat son yıllarda bu pazar ayrımı yavaş yavaş ortadan kalkıyor. Kurumsal pazara hitap eden ürünlerin çalışan kullanıcılar için tasarlandığı bir gerçek. Ama şunu da unutmamamız gerekiyor her kurumsal kullanıcı aynı zamanda bir son kullanıcı ve birçok çalışan kendi özel teknolojik cihazını aynı zamanda işyerinde de kullanıyor. Yapacağımız ürün incelemelerindeki amacımız ise siz değerli okuyucularımıza satın alma kararı konusunda yardımcı olmak. Bu konuda aklınıza gelebilecek herhangi bir soruyu istediğiniz zaman bizlere sorabilirsiniz. E-Posta adresimiz [email protected].

donanım

60 61

Çok kaliteli bir işçiliğe sahip olan Dell XPS 13, Alümin-yum alaşımlı bir kasa sistemi kullanıyor. Yaptığımız testlerde bu kasa sisteminin çok stabil olduğunu gör-dük. Ürünü, kenarlardan bastırdığımızda, herhangi bir çıtırtının duyulmaması çok büyük bir artı. Benzer durum ekran için de geçerli. Kullanılan Gorilla Glass ekranı bükmek gerçekten çok zor. Ekran çerçevenin 1.2 mm değeri ile çok ince olması da ergonomiye ekstra bir güzellik katıyor. Bununla birlikte alt tarafta bulunan lastik ayaklar, hem cihazın kaymadan sağlam oturması-na ve bu alanda bulunan fanların daha rahat çalışmasına neden oluyor.

Dizüstü sistemlerde bildiğimiz kamera sistemi, Dell XPS 13’de (720p kamera) ekranın altında yer alıyor. Fakat en önemli değişiklik bu üründe kullanılan Sharp’ın IPS paneli. Bu panelin en büyük özelliği sahip olduğu Igzo teknolojisi sayesinde oldukça ince bir alanda 400 cd/m²’lik bir parlaklığa ulaşması. Bu parlaklık değeri otomatik olarak değişebiliyor. Benzer bir durum kont-rast değeri için de geçerli. Örneğin karanlık sahneleri bol olan bir video seyrettiğinizde kontrast ve parlak-lık değeri otomatik olarak yükseltiliyor. Birçok kişinin hoşuna gidecek olan bu başarılı özellik ne yazık ki iptal edilemiyor. Unutmadan söyleyelim. Dell XPS 13 iki farklı çözünürlükte satışa sunuluyor. Dokunmatik olmayan ekran 1920x1080 piksel çözünürlüğüne ulaşırken, do-kunmatik özellikli ekran 3200x1800 piksel çözünürlüğe ulaşıyor. 4K ekran inanılmaz keskin ve net bir görüntü oluşturuyor. Fakat bazı uygulamalarda görüntüyü 4K’ya yükseltmek, zaman zaman sorunlar yaşatabiliyor.

Yüksek Bir Performansa Sahip

XPS 13, yüksek performansta çok düşük güç tüketen Intel’in Broadwell teknolojisini kullanıyor. XPS 13’de kullanılan Core i7 5500U işlemcisi sadece 15 Watt’lık bir

güç tüketiyor. Hyperthreading destekli iki çekirdekli bu işlemci (toplam 4 çekirdek) 2.4 ile 3 GHz saat frekan-sı arasında çalışıyor. HD Graphics 5500 grafik yongası ise günümüzün birçok oyununu rahatlıkla çalıştıra-biliyor. Üründe kullanılan 8 GByte büyüklüğündeki DDR3L-RS-1600 bellekler, benzer belleklerle kıyasla Windows 8.1 işletim sistemi altında dörtte bir oranında güç tüketiyor. Yaptığımız testlerde bu zaten hemen belli oluyor. Dell XPS 13’un bataryası yaklaşık 10 saat boyun-ca kesintisiz çalışabiliyor. Bu batarya iki saat’te dolması önemli bir avantaj.

Ultrabook Standardı Yeniden Yazıldı

Üründe beğendiğimiz bir özellik, yüksek performansta bile sessizce çalışabilmesi. Bununla birlikte üç kademeli aydınlatmalı klavye önemli bir artı. Kasa sisteminin üze-rinde parmak izinin oluşmaması da kullanıcıyı sevindi-receğini düşünüyoruz. Çok keskin bir ekrana sahip olan Dell XPS13, uzun çalışma süresi ile de kendisinden söz ettirecek. Son olarak şunu belirtmek isteriz. 4K destekli bir ekran yerine 1080p Matt ekranlı ürünü de rahatlıkla tercih edilebilirsiniz. Bu sayede görüntüyü 4K yükseltme sorunundan kurtulacağınız gibi, pil kullanım süresi de ciddi anlamda artacak.

Dell XPS 1312 inç Boyutunda 13.3 inç Dizüstü

Dell’in yeni canavarı olan XPS13 yüksek performansı, 4K destekli ekranı ve inceliği ile rakiplerine gözdağı veriyor.

Teknik Özellikler:

İşlemci: Core i7 5500U (2.4 GHz)Bellek: 8 GByteDepolama Kapasitesi: 256 GByte SSDEkran Boyutu: 13.3 inçEkran Çözünürlüğü: 3200 x 1800 pikselBoyut: 200 x 304 x 9-15 mmAğırlığı: 1.27 kg

62 63

donanım

Günlük aktivitelerinizi takip edebilmeniz için içerisinde “Adımsayar”, harcanan kalorilerin ölçülmesi için “Kalori Hesaplayıcı”, uyku düzen ve kalitesinin takibi için “Sleep Monitör”, günlük hayatın içinde hareket etmeyi ve spor yapmayı unutturmayan “Eksersiz Hatırlatıcı” ve kadınlar için “Özel Gün Takvimi” gibi birçok katma değerli uygulama barındıran Smart Watch S71’i kolu-nuzdan çıkarmayacaksınız. Ürün Android 2.3+, IOS 6.0+ ve Windows Mobile 5.0+ bütün işletim sistemlerini desteklemesinin yanı sıra Bluetooth barındıran bütün akıllı telefonlar ile senkronize edilerek kullanılabiliyor.

Görüşme, Mesaj, Rehber, Arama Kayıtları, Müzik, Radyo, Takvim başta olmak üzere bir çok ekstra işlevi bulunan ürünün üzerinde 1.54 inç kapasitif ekran bulunmakta. 240 x 240 piksel çözünürlüğe sahip bu ekranın pil tüketimini olumlu etkilemesi sevindirici. Çünkü Smart Watch S71’in 72 saat bek-leme ve 6 saat konuşma süresi bulunuyor. 8 GB’a kadar Micro SD kart desteğine sahip ürünün üze-rinde 2 Megapiksel kamera yerleştirilmiş durumda. Bu kameranın görüntü kalitesi vasat seviyede olsa-da acil durumlar için ideal bir çözüm sunuyor.

Peki S71 İle Daha Neler Yapılabiliyor?

Adından da anlaşılacağı gibi akıllı saatler normal işlevlerinin yanı sıra birçok akıllı uygulama ile birlikte geliyor. Quadro Smart Watch S71 üzerinde sesli görüşmeler yapabiliyorsunuz, SMS’lerinizi okuyabilir veya cevaplayabilir, arama kayıtlarınıza ulaşabilir, akıllı saatinizden rehberinizde kayıtlı bir numarayı ya da istediğiniz herhangi bir numa-rayı arayabilir, E-mail, Facebook, Twitter, Instag-ram, Whatsapp, Wiber, Takvim vb. sosyal medya

ve iletişim uygulamalarınızdan gelen bildirimleri takip edebilirsiniz. Saatin akıllı özellikleri bununla sınırlı değil. Quadro Smart Watch ile FM frekan-sında radyo dinleyebiliyorsunuz. Yerleşik video oynatıcı ile ister saatinizde ister telefonunuzda olan videoları da oynatabilirsiniz. Saatin bir diğer önemli özelliklerinden biri ise Bluetooth Camera. Bu sayede akıllı telefonunuzun kamerasına ula-şabiliyor ve saatinizi kullanarak fotoğraf ve video kaydedebiliyorsunuz.

Quadro bu saati geliştirirken güvenlik özelliklerini de unutmamış. Saatin üzerinde bulunan Anti- Lost özelliği sayesinde telefonunuz sizden 10 metreden fazla uzaklaştığında akıllı saatiniz size uyarı veri-yor. Başarılı tasarımı uygun fiyatı ve sunduğu farklı özellikleri ile bizden geçer not alan Quadro Smart Watch S71, akıllı saat alacakların gözden kaçırma-ması gereken bir ürün.

Quadro Smart Watch S71 Kolunuzdaki Güç

Quadro’nun yeni akıllı saati Smart Watch S71 şık tasarımı ve farklı uygulamalarıyla dikkatleri üzerine çekiyor.

Teknik Özellikler:

Ekran: 1,54 inç Kapasitif Dokunmatik İletişim: BluetoothBellek Kart Desteği: 8 GB'a kadar MicroSDKamera: 2 Mega PixelG-Sensor: VarBatarya: 3.7V / 450mAh Li-ionBekleme Süresi: 144 saatKonuşma Süresi: 6 saatMüzik Çalma Süresi: 8 saat

62 63

Ürüne uzaktan baktığımızda sıra dışı tasarımı ile he-men göze çarpıyor. Galaxy Note Edge’den bildiğimiz kıvrımı ekran bu üründe de kullanıldı. Tek bir fark ile. Galaxy Note Edge’de tek kenar kıvrık iken, Samsung Galaxy S6 Edge’in her iki kenarı kıvrık. Galaxy Note Edge’de yer alan kenar ekrana ekstra fonksiyonlar atabiliyorken, Galaxy S6 Edge’de bu ne yazık ki söz konusu değil. Kenarların kıvrık olması, Galaxy Note Edge deki gibi ekstra bir özellik sunmuyor. Tasarı-mın böyle olmasının başlıca sebebi, kullanıcıya rahat bir kullanım sunması. Tıpkı iPhone 6 gibi ele çok iyi oturan Galaxy S6 Edge (7 mm), Galaxy S5 ile kıyas-landığında (8.1mm) çok daha ince ve kısa. Galaxy S6 Edge’in arka kısmında bulunan kamera lensi tıpkı Galaxy S6 gibi hafif öne çıkık. Kullanılan 5.1 inç bü-yüklüğündeki Super-AMOLED ekran güçlü kontrast ve zengin bir renk doygunluğuna ulaşıyor. 2560×1440 Piksel çözünürlüğüne ulaşan bu ekran 577 ppi piksel yoğunluk değeri ile piyasanın en keskin görüntü-lerinden birini oluşturuyor. Bunda çok şaşırmamak gerekiyor. Çünkü Galaxy S6 Edge, metrekareye düşen 763 Candela parlaklık değeri ile tüm rakiplerini geride bırakıyor.Alüminyum bir gövdeye sahip olan Galaxy S6 Edge, iPhone 6’ya inanılmaz çok benziyor.

Bu üründe hep alıştığımız arka kapak ne yazık ki yok. Dolaysıyla yaklaşık 9 saat kesintisiz konuşma sağ-layan 2600 mAH’lik pil de değiştirilemiyor. Bununla birlikte bellek kart yuvası ve Samsung’un Galaxy S5’de hep övündüğü su ve toz’a karı olan teknolojisi ne yazık ki yer almıyor.

Sekiz Çekirdekli İşlemci İle Müthiş Performans

Galaxy S6 Edge’de sekiz çekirdekli Exynos 7420 iş-lemcisi yer alıyor. Bu işlemci 3 GByte LPDDR4 bellek ile birleştiğinde müthiş bir performansa ulaşıyor. Kullanım oldukça hızlı ve kolay. Pencereler arası geçişlerde ve uygulamalar anında açılıyor. 802.11ac WLAN teknolojisini (MIMO) destekleyen Samsung Galaxy S6 Edge, 300 Mbps hızında LTE teknolojisi-ne uyumlu. 32,64 ve 128 GByte kapasitelerle piya-saya sunulan Galaxy S6 Edge, UFS 2.0 standardına sahip Flash kullanıyor. SSD disklerde de kullanılan bu Flash, çok daha düşük bir güç ihtiyacı ile benzer ürünlerle neredeyse 3 kat daha hızlı.

16 MP’lik Süper Kamera

Galaxy S6 Edge, F1.9 diyafram açıklığı ve optik görüntü sabitleyici 16 MP’lik bir kameraya sahip. Bunun avantajı, düşük ışıklı ortamlarda çok iyi fotoğ-raflar çekebilmesi ve yapılan video kayıtlarda sarsın-tının önlenmesi. HDR fotoğraflar da çekebilen Galaxy S6 Edge, tıpkı iPhone 6 gibi saniyede 240 fotoğraf ile ağır çekim yapabiliyor. 5 MP’lik ön kamera da, F1.9 diyafram açıklığına sahip. Ürünün en büyük özelliği ise 0.7 saniye içinde hızlı fotoğraflar çekebilmesi. Yaptığımız testlerde ise, Galaxy S6 Edge’in en çok dü-şük ışıklı ortamlarda çok iyi fotoğraflar çekebildiğini gördük. Galaxy S6 Edge, rakipleriyle kıyasla çok daha parlak, keskin ve gren değeri az fotoğraflar çekiyor.

Samsung Galaxy S6 Edge Piyasanın En İddialı Telefonu

Samsung Galaxy S6, kullanılan malzeme, kaliteli işçilik, zeki tasarım ve zengin donanım birleşenleri ile beklentileri fazlasıyla karşılıyor.

Teknik Özellikler:

Ekran: 5.1 inç (2560×1440)İşlemci: Exynos 7420 (8 çekirdek)Bellek: 3 GByteKapasite: 32/64/128 GByteİşletim Sistemi: Android 5.0Kamera: 16 MP Arka, 5 MP önBoyutlar: 142.1 x 70.1 x 7 mmAğırlık: 132 g

64 65

donanım

Sony’nin yeni ürünü olan Xperia M4 Aqua, özellik-le fiyat/performans oranı ile piyasada yer edinmek istiyor. Daha doğrusu, Galaxy S6, HTC One M9 ve Xperia Z3’ün bütçelerini yüksek bulan ama giriş seviyesi telefonları da tercih etmeyen veya isteme-yen kullanıcıları hedef alıyor. Xperia Z3’ün kırpıl-mış kardeşi olan Xperia M4 Aqua, kendi kategori-sinde su geçirmez özelliği ve kamerası ile önemli avantajlar sağlıyor. 5 inç büyüklüğünde bir ekrana sahip olan Xperia M4 Aqua, kaliteli işçiliği ve 140 gr ağırlığı ile birçok kişinin beğenisini kazanacak. Sahip olduğu çerçevenin yuvarlatılmış olması, bu ürünün ele çok iyi oturmasına neden oluyor. Xpe-ria M4 Aqua, tek ile çok rahat bir şekilde kullanıla-biliyor. Öyle ki Tuş takımı ürünün sağ tarafında yer alıyor. Bununla birlikte kamera için ayrı bir tuşun olması da önemli bir artı. Bundan da önemlisi, kamera tuşuna bastığınızda Stand By modundan anında kamera moduna geçmesi büyük bir avantaj.

Sony Xperia M4 Aqua, Xperia Z3’e çok benziyor. Farkı, Cam yüzey ve metal çerçeve yerine plastik malzeme kullanılması. Bununla birlikte tıpkı Xpe-ria Z3 gibi su ve Toz’a karşı koruma sağlayan IP65 ve IP68 sertifikalarına sahip. Üzerinde bulunan Micro USB girişini de artık bir tıpa ile korumanız gerekmiyor. Su geçirmez kasa sisteminin içinde değiştirilemeyen 2400 mAh’lik pil mevcut. Bu pil yaklaşık 2 gün kullanılabiliyor. Xperia M4 Aqua’nın ekranı, M2 Aqua ile kıyasladığımızda, 4.8 inç’den 5 inç’e yükselmiş durumda. Aynı zamanda qHD (960x540) çözünürlük 1280x720 HD çözünürlüğüne çıktı. Bizim beğendiğimiz bir özellik ise, yeni nesil 64 bit Qualcomm Snapdragon 615 işlemcisinin kul-lanılması. Dört çekirdekli bir işlemci olan Snapd-ragon 615, 1.5 GHz’lik çalışma frekansı ve 2 GByte

belleği ile iyi bir performans sergiliyor. Tabi bura-da kullanılan 64 bit Android 5.0 işletim sisteminin de önemi büyük. Xperia M4 Aqua, menüler arası geçişlerde oldukça hızlı. Yaptığımız uygulama ve oyun testlerinde de iyi bir performans elde ettiği-mizi söylemeliyiz. Bu işlemcinin diğer bir avantajı oldukça düşük güç tüketmesi. Bu alanda yaptığımız testlerde, Xperia M4 Aqua’yi iki gün boyunca şarj etmeden kullanabildiğimizi gördük. Unutmadan söyleyelim. Xperia M4 Aqua, 8 Gbyte kapasite ile satılıyor. Bu kapasiteye, üzerinde bulunan microSD kart yuvası sayesinde 128 Gbyte daha eklenebili-yor. Xperia M4 Aqua’yı ucuz telefonlarından ayıran en büyük özelliği sahip olduğu su geçirmez kasa ve otofokuslu kamera özelliği. Su altında fotoğ-raf çekmenize olanak veren LED ışıklı 13 MP’lik kamera, birçok çekim modu ve fonksiyonlara sahip. Oldukça kaliteli, keskin ve renk doğrulu üst sevi-yede fotoğraflar çekebilen Xperia M4 Aqua, düşük ışıkta bile iyi bir performans sergiliyor. 5 MP’lik ön kamera, sahip olduğu geniş açı lensi ile grup selfieler için ideal. Sonuç olarak uygun fiyata, iyi bir kameralı akıllı telefon almak isteyen kullanıcı-lar Xperia M4 Aqua’ya mutlaka bir göz atmalarını tavsiye ederiz. Sahip olduğu donanım birleşenleri bir çok isteğe rahatlıkla karşılık veriyor. Bununla birlikte su ve toza karşı korumalı yapı, rakiplerde pek bulunmayan önemli bir özellik.

Sony Xperia M4 Aqua Z3’e Yeni Kardeş Geldi

Xperia Z3’e sahip olamayan kişiler Sony’nin yeni ürünü olan Xperia M4 Aqua ile isteklerini karşılayabilecek-ler. Xperia Z3’ün kırpılmış sürümü olan Xperia M4 Aqua, uygun fiyatı ile dikkatleri üzerine topluyor.

Teknik Özellikler:

Ekran: 5 inç (1280x720)İşlemci: Snapdragon 615 (1.5 GHz/1 GHz)Bellek/Kapasite: 2 / 8 GByteKamera: 13 MP Arka, 5 MP önİşletim Sistemi: Android 5.0Ağırlık: 140 gr

64 65

Epson, son dönemlerde mürekkep tankına sahip Inkjet yazıcılarıyla tüm ilgiyi kendisine çekmeyi başardı. Öyle ki, geliştirilen bu ürünler Lazer yazıcılardan çok daha az bir maliyet ile baskı yapabilmeleri herkesin dilinde. Epson L1300 işte bu tür bir ürün. Epson L1300, dahili ultra yüksek kapasiteli mürekkep tankı sistemi saye-sinde, sayfa başına en düşük maliyetin öncelikli olduğu yerlerde, başarılı bir seçenek sunuyor. Sayfalarca rapor, reklamcılık malzemeleri ve CAD çizimlerini basmak isteyen ofislerin yardımına koşan L1300 (70 ml mürek-kep şişeleriyle birlikte veriliyor) siyah beyazda 7.100 renklide de 5.700 sayfaya mürekkebi değiştirmeden basabiliyor.

Üründe beğendiğimiz bir nokta, hızlı mürekkep dol-durma teknolojisi sayesinde çok kolay, hızlı ve temiz olarak tankların doldurulabilmesi. Epson L1300, 5.706

x 1.440 piksel çözünürlüğünde siyah beyaz baskıda dakikada 30, renkli baskıda 17 sayfa basabiliyor. ISO baskı hızında bu değerler 15 ve 5.5 sayfa olarak değişi-yor. USB arabiriminden haberleşen L1300, ne yazık ki Ethernet ve WLAN teknolojilerine sahip değil. Bununla birlikte çift taraflı baskı manuel olarak yapmak gereki-yor. Sonuç olarak zarf boyutundaki kağıtlardan A3 bo-yutuna kadar baskı yapabilen L1300, kurumsal ofisler, perakende ve eğitim ortamları, reklamcılık malzemeleri ve CAD ofisleri için uygun bir çözüm sunuyor.

Logitech ConferenceCam CC3000e, taşınabilir, kolay kullanımlı ve üstelik uygun fi-yatlı olan bir video konferans çözümü. 10 kişilik gruplar için geliştirilen bu konferans çözümü yüksek video kalitesi ile de fark yaratıyor. Benzer ürünlerle kıyasla bir ekrana sahip olmayan bu çözüm, ekran ve yazılım seçimini kullanıcıya bırakıyor. Microsoft Lync’ten tutun Cisco Jabber, WebEx, LifeSize UVC Clearsea, Vidyo veya Skype. Logi-tech ConferenceCam CC3000e hepsini destekliyor. Üç parçadan oluşan bu ürünün kurulumu oldukça basit. Yalnız burada dikkat edilmesi gereken bir nokta, bu ürünü ekrana bağladığınızda HDMI bağlantısını kullanmak zorunda olmanız. Logitech ne yazık ki eski görüntü bağlantılarını desteklemiyor. Buna karşın, Telekonferans cihazı gürültü ve eko sesleri filtreleyebiliyor. Ayrıca 6 metre çapında tek yönlü olarak Stero ses verebiliyor. Logitech ConferenceCam CC3000e ile birlikte bir Hub cihazı sunu-luyor. Bu cihazın özelliği 5 metre ile sınırlı olan USB kablo uzunluğunu 10 metreye kadar çıkarabilmesi. Büyük toplantı odalarının en büyük derdi olan bu sorun, bu Hub cihazı ile gideriliyor. Carl Zeiss lensine sahip olan kamera, 10x zum özelliğine sahip ve 260 derecelik bir dönüş açısı yakalayabiliyor. 90 derecelik bir görüntü açısına sahip olan bu kamera ince detayları rahatlıkla yakalayabiliyor. Üründe beğendiğimiz bir özellik ekrandaki dalgalanmaları yok edebilen görüntü frekansını ayarlanabilmesi (50/60 Hz). Bununla birlikte sahip olduğu NFC ve Bluetooth teknolojisi sayesinde akıllı telefon veya Tablet cihazları bu sisteme entegre edilebiliyor.

Epson L1300 A3 Yazıcı Çözümü

Logitech CC3000eUygun Fiyatlı Video Konferans Çözümü

Teknik Özellikler

Arabirim: USBTür: Mürekkep püskürtmeBaskı Çöz: , 5.706 x 1.440 Baskı Hızı: Dakikada 30/17 Siyah Beyaz/renkliBoyut: 705 x 798 x 215 mmAğırlık: 12.2 kg

Teknik Özellikler

Kamera: 1080p, Saniyede 30 resim kayıtTelekonferans cihazı: Bluetooth ve NFC desteği varHoparlör: 95 dB SPL, 120 Hz–10 kHzSertifika: Skype, Lync, , Cisco Jabber, WebExUyum: UVC varUSB: USB 2.0

66 PB

editör

Türkiye’de kullanıcıların yüzde 36’sı “şifrem siber suçluların ne işine ya-rayacak” diye düşünüyor ama hata ediyor.Parolaların ve hesap sahiple-rinin kişisel bilgileri, özel hayatları ve hatta paralarının anahtarı olduğu ve çalındığı taktirde meydana gelebilecek sonuçların sadece kullanıcıyı değil, aynı zamanda çevresini de etkileyeceği bir gerçek.

Örneğin güvenliği ihlal edilmiş e-postalar, kayıtların başarılı olduğunu bildiren mesajlar veya parola kurtarma taleplerinin yanıtlarını içeren mesajlar aracılığıyla dolandırıcılara, kullanıcının bağlandığı her hesa-ba erişim olanağı veriyor. Bir sosyal ağ sitesinde güvenli ihlal edilmiş bir hesap, istenmeyen reklamlar ve zararlı bağlantılar yaymayı olanaklı hale getiriyor. Bir çevrimiçi mağaza hesabının parolası siber suçlulara, finansal verileri elde etme ve insanların paralarını harcama fırsatı veri-yor. Bununla birlikte katılımcıların sadece yarısı (%54) parolalarını siber suçluların elinde görmek istemeyecekleri değerli bilgiler olarak tanımla-mış ve %21’i, parolalarının siber suçlular için hiçbir değer taşımadığını düşündüğünü belirtmiş.

Ankette, kullanıcıların genellikle parola oluşturur ve saklarken en kolay yolu tercih ettiği görülmüş. Kullanıcıların sadece %24’ü her hesap için farklı bir parola oluştururken, %7’si özel parola depolama yazılımı kul-lanmakta. Katılımcıların %18’i parolalarını bir deftere yazdığını, %7’i cihazlarında bir dosyada sakladıklarını ve %14’ü bilgisayarın yanında bir kağıda not aldıklarını belirtmiş. Aynı zamanda kullanıcıların %8’i de kişisel hesap parolalarını aile üyeleri ve arkadaşlarıyla paylaştığını belirtmiş.

İstatistikler parola hırsızlığının sık görülen bir vaka olduğunu göster-mektedir. 2014 yılında Kaspersky Lab ürünleri 3,5 milyon kişiyi, çeşitli türlerdeki hesapların kullanıcı adları ve parolalarını çalma becerisine sahip zararlı yazılım saldırılarına karşı korudu. 23 ülkeden ankete katı-lanların %14’ü hesaplarının geçtiğimiz yıl içinde ele geçirildiğini belirt-miş.

Şifrem Suçluların Ne İşine Yarayacak?

Yapılan bir ankete göre Türkiye’de üç İnternet kullanı-cısından biri parolalarının siber suçlular için bir değer taşımadığını düşünüyor.

Ecevit BIKTIMYayın Danışmanı[email protected]

BT YöneticileriBu Adreste Buluşuyor

BTGunlugu.com