60
Öğrenme Psikolojisi Konular Listesi Öğrenme İle İlgili Temel Kavramlar Öğrenme Refleks İçgüdü Dürtü Güdü Yaş Zeka Dikkat Algı Türe özgü hazıroluş Öğrenmeyi Etkileyen Faktörler Büyüme Olgunlaşma Hazırbulunuşluk Gelişme Gelişim Kaygı Genel Uyarılmışlık Düzeyi Öğrenme Kuramları Klasik Koşullanma (Pavlov) Edimsel Koşullanma (Skinner) Pekiştirme Tarifeleri Bitişiklik Kuramı (Watson) İşaret Tepki Bitişikliği (Guthrie) İstenmeyen Davranışların Ortadan Kaldırılması Bağlaşımcılık (Thorndike) Seçme ve Bağlama (Deneme – Yanılma) Öğrenme Kanunları Hazırbulunuşluk Kanunu Tekrar Kanunu Etki Kanunu Sosyal Öğrenme (Bandura) Gestalt Psikolojisi Algı ve Algı Yasaları Zemin-Şekil Yasası Yakınlık Yasası Süreklilik Yasası Benzerlik Yasası Tamamlama Yasası Basitlik Yasası

öğRenme Psikolojisi Konular Listesi

Embed Size (px)

Citation preview

Page 1: öğRenme Psikolojisi Konular Listesi

Öğrenme Psikolojisi Konular Listesi Öğrenme İle İlgili Temel Kavramlar

ÖğrenmeRefleksİçgüdüDürtü GüdüYaşZekaDikkatAlgıTüre özgü hazıroluş

Öğrenmeyi Etkileyen FaktörlerBüyümeOlgunlaşmaHazırbulunuşlukGelişmeGelişimKaygıGenel Uyarılmışlık Düzeyi

Öğrenme Kuramları Klasik Koşullanma (Pavlov) Edimsel Koşullanma (Skinner)

Pekiştirme Tarifeleri Bitişiklik Kuramı (Watson) İşaret Tepki Bitişikliği (Guthrie)

İstenmeyen Davranışların Ortadan Kaldırılması Bağlaşımcılık (Thorndike)

Seçme ve Bağlama (Deneme – Yanılma) Öğrenme Kanunları

Hazırbulunuşluk KanunuTekrar KanunuEtki Kanunu

Sosyal Öğrenme (Bandura) Gestalt Psikolojisi

Algı ve Algı YasalarıZemin-Şekil YasasıYakınlık YasasıSüreklilik YasasıBenzerlik YasasıTamamlama YasasıBasitlik YasasıPragnaz Yasası

İçgörüsel Öğrenme (Köhler) Hümanistik Psikoloji (Maslow – Rogers) Bilgiyi İşleme Kuramı

Öğrenme Stratejileri Öğrenme Stilleri Örtük Öğrenme Ket Vurma

Page 2: öğRenme Psikolojisi Konular Listesi

ÖĞRENME PSİKOLOJİSİ

Bu bölümde Kamu Personeli Seçme Sınavı öğretmen adayları için yapılan Eğitim Bilimleri Sınavı içerisinde yer alan, sınavın %25’lik dilimini (30 soru) kapsayan öğrenme psikolojisi ile ilgili konular üzerinde durulacaktır. Konular kavramsal açıklamalar ve örnekleriyle birlikte verilmeye çalışılacaktır.

Öğrenme İle İlgili Temel Kavramlar ÖğrenmeRefleksİçgüdüDürtü GüdüZekaDikkatTüre özgü hazıroluş

Öğrenme: Yaşantı sonucu bireyin davranışlarında yada potansiyel davranışlarında oluşan kalıcı izli değişikliklerdir. Öğrenmenin gerçekleşebilmesi için bireyin bir uyarıcıya verdiği tepkiyi benzer durumlarda tekrar etmesi yani kalıcı izli tepkiler vermesi gerekmektedir. Davranışlarımız geçici ve kalıcı davranışlar olarak ikiye ayrılabilir. Geçici davranışlar söz konusu olduğunda bireyin herhangi bir uyarıcıya verdiği tepkiyi tekrar etmesi beklenilmez; alkollü iken normalde gösterilen davranışlardan farklı davranışlar sergilemek, ilaç veya uyuşturucunun etkisiyle davranışlarda bulunmak ya da yüksek ateş nedeniyle sayıklamak geçici davranışlar içerisinde sayılabilir. Kalıcı davranışlar söz konusu olduğunda tepkide bir tutarlık söz konusudur. Trafik kurallarına uygun araba kullanmak, eğitimle ilgili bir kavramın tanımını yapmak, bir deneyi işlem sırasına göre yapmak kalıcı izli davranışlar arasında sayılabilir.

Refleks: Doğuştan getirdiğimiz ve bir uyarıcıya karşı göstermiş olduğumuz basit, tutarlı ve ani tepkilerdir. Refleks söz konusu olduğunda öğrenmeden söz edilemez. Refleksif davranışlarımız öğrenmenin etkisi olmadan doğuştan getirilen özellikler taşımaktadır.

Dizimize vurulduğu zaman ayağımızı kaldırmamız. Yüksek ses karşısında irkilme ve o yöne yönelme

refleksif davranışlara örnek olarak gösterilebilir.

İçgüdü: Türe özgü ve karmaşık bir davranış örüntüsü bulunan öğrenme yerine olgunlaşma sonucu gelişen, başka türlerde görülmeyen davranışlardır.

Bu kavram özellikle üzerinde tam bir fikir birliğine varılamamış bir yapı içermektedir. Bazı bilim adamları insanlarda içgüdünün olmadığını ifade ederken bazıları ise içgüdülerin insanlarda görülen bazı davranışlarla kendisini gösterdiğini ifade etmektedir. İnsanlarda içgüdünün olmadığı ancak içgüdüsel bazı davranışların görüldüğü ifade edilmektedir. Örneğin annelik davranışı, kıskançlık, saldırganlık davranışları içgüdüsel davranışlar arasında sayılmaktadır.

Page 3: öğRenme Psikolojisi Konular Listesi

Bebeğin kokusu, kadının annelik içgüdülerini hayata geçirir ve bebeğini göğsüne bastırma, kucağına alıp ninni söyleme ya da yavaşça sallama davranışları görülür.

Hayvanlarda gördüğümüz birçok davranış içgüdüseldir. Köpeklerin kemikleri toprağın altına gömmek için toprağı kazmaları. Karetta karettaların millerce yol kat edip yumurtalarını bırakmak için Patara plajına

gelmeleri.

Dürtü: Organizmanın yaşamını sürdürebilmesi için gerekli olan fizyolojik kökenli ihtiyaçların organizmayı harekete hazır hale getirmesine dürtü denir. Açlık, susuzluk, cinsellik gibi fizyolojik ihtiyaçlarımızın organizmada rahatsızlık hali yaratması ve organizmanın bu rahatsızlıktan kurtulmak için harekete geçmesi dürtü olarak ifade edilebilir.

Susayan birinin su içmek için buzdolabına yönelmesi Karnı acıkan bir bireyin yemek yemek için mutfağa yönelmesi dürtüye örnek olarak

verilebilir.

Güdü: Güdü kavramı dürtüleri de kapsayan genel bir kavramdır. Organizmanın ihtiyaçlarını kapsayan ve onu harekete geçirici bir yapı içerir. İlgilerimiz, arzularımız, isteklerimiz ve dürtülerimiz güdü kavramı içerisinde yer alır. Güdüler organizmayı uyarır ve harekete geçirir.

Güdü organizmayı harekete geçirecek bir enerji durumudur ve bu enerji bireyin o anda ihtiyaç duyduğu etkinliği yapabilmesi için onu tetikler. Biraz önce de ifade edildiği gibi, güdü, fizyolojik ihtiyaçlarımızın yanında psikolojik ve sosyolojik ihtiyaçlarımızı da içerir.

Güdülenme ise, organizmanın ihtiyaçları giderilmesi için harekete geçmeye hazır hale gelmesidir.

Güdülenme içsel ve dışsal güdülenme olmak üzere ikiye ayrılabilir. İçsel güdülenme; organizmanın ihtiyacı kendi hissetmesi ya da bir etkinliği yapmanın

faydalı olacağına kendi inanç getirmesidir. Kendini geliştirmek için farklı kitapları okumaya istekli olmak

Dışsal güdülenme; organizmanın ihtiyacı farklı kaynaklardan hissetmesi ya da bir etkinliği yapmanın faydalı olacağına dışardan gelen uyarılar sonucunda kanaat getirmesidir.

Sınavlarda başarılı olmanın koşulunun günde en az bir saat düzenli ders çalışılması gerektiği yönündeki uyarıların dikkate alınması.“Güdülenme içsel ya da dışsal olsa da unutulmaması gereken bunun içsel bir süreç

olduğudur.”

Zeka: Üzerinde en çok tartışılan ve tanım birliğine ulaşılamamış ve öğrenmeyle doğrudan ilişkili kavramlardan biridir. Zeka farklı birçok disiplinden bilim adamı tarafından tanımlanmıştır. Bu tanımlar içinde görülen ortak nokta, problem çözme, öğrenme ve adaptasyon olarak karşımıza çıkmaktadır. Çevreye uyma, öğrenme hızı, problem çözme, kavram üretme, farklı çözüm önerileri sunma zekanın göstergeleri olarak kabul edilmiştir. Zeka öğrenme ile doğrusal bir ilişki göstermektedir. Zeka düzeyindeki artış öğrenmeyi kolaylaştırırken, zeka düzeyindeki düşüş öğrenmeyi güçleştirmektedir.

Zeka kalıtım ve çevrenin etkileşimi sonucu ortaya çıkmaktadır. Kalıtım zekanın sınırlarını çizerken, çevresel faktörler nerede olacağını belirlemektedir.

Page 4: öğRenme Psikolojisi Konular Listesi

Zeka ile ilgili daha ayrıntılı açıklamalar “Yöntem ve Teknikler” bölümünde Çoklu Zeka Kuramı içerisinde ele alınacaktır.

Dikkat: Odaklanma durumu olarak ifade edilebilir. Organizmanın belli bir anda bir durum ya da nesneye odaklanma durumuna dikkat denilmektedir. Dikkat tek boyutlu olup aynı anda iki farklı duruma odaklanmak mümkün değildir. Yani bir birey hem müzik dinleyip hem de aynı anda ders çalışamaz. Birey ders çalışırken müzik dinliyorsa ya müziği dinliyordur ya da ders çalışıyordur.

Dikkat sınırı bireyin çevresindeki uyarıcıları alabildiği sınırlardır. Ancak bu sınırlar içerisinde yoğunlaşılan uyarıcı diğerlerinden ayırt edilir. Bu ayırt etme durumu odaklanma yani dikkattir.

Türe Özgü Hazır Oluş: Bir organizma ancak fizyolojik donanımının el verdiği ölçüde öğrenebilir. Buna türe özgü hazır oluş denilmektedir. Bir tür kendi fiziksel donanımının el vermediği etkinlikleri gerçekleştiremez.

Papağan ve muhabbet kuşlarının fizyolojik yapısı insan seslerini taklit etmeye uygun olduğundan bu canlılar seslerimizi taklit edebilmektedirler.

Köpeklere istenilen birçok davranış öğretilebilirken, kedilere bu davranışların bir türlü kazandırılamaması türe özgü hazır oluşla açıklanabilir.

Bölüm Sonu Soruları1. Aşağıdakilerden hangisi refleksin bir özelliği değildir?

a) Basit bir davranıştırb) Öğrenme yoluyla ortaya çıkarc) Doğuştan gelmektedird) Ani bir davranış biçimidire) Tutarlı davranışlar görülür

2. İnsanı diğer canlılardan ayıran en önemli özellik hangisidir?a) Düşünmesib) İç güdüleric) Reflekslerid) Öğrenme ve aktarmasıe) Türe özgü davranışları

3. Organizmanın her türlü hareketine ne ad verilir?a) Öğrenmeb) Davranışc) Yaşantıd) Duyume) Algılama

Odak

Page 5: öğRenme Psikolojisi Konular Listesi

4. Aşağıdakilerden hangisi öğrenmeyi doğrudan etkileyen etmenlerden değildir?a) Yaşb) Zekac) Olgunlaşmad) Heyecanlare) Güdülenme

5. Hangisi içgüdülere ilişkin bir özelliği ifade etmemektedir?a) Doğuştan getirilmektedir.b) Öğrenmenin etkisi bulunmamaktadırc) Karmaşık bir davranış örüntüsü bulunmaktadır.d) Türün tüm üyelerinde görülmektedir.e) Olgunlaşma ortaya çıkışını olumlu etkilemektedir.

6. Doğuştan getirdiğimiz ve uyarıcıya karşı verdiğimiz ani ve basit tepki aşağıdaki kavramlardan hangisiyle ifade edilebilir?

a) Refleksb) Dürtüc) Güdüd) Kazanıme) İçgüdü

7. Şiddetli gürültü karşısında irkilme ne tür bir tepkiye örnektir?a) Koşullub) Nötrc) Koşulsuzd) Reflekse) Korku

8. Aşağıdakilerden hangisi zekayı etkileyen en önemli faktördür?a) Çevreyle kurulan nitelikli ilişkib) Anna ve babanın zeka düzeyic) Ailenin sosyal yapısıd) Ailenin ekonomik gelir düzeyie) Öğrenme ortamının düzenlenmesi

9. Dikkat ile ilgili olarak aşağıda verilenlerden hangisi yanlıştır?a) Bir uyarıcıdan başka bir uyarıcıya kayabilirb) Bir uyarıcıyı tanıyıncaya kadar ikinci uyarıcı seçilmezc) Çevredeki uyarıcıların hepsine birden yoğunlaşılır.d) Süresi yaşla birlikte değişim gösterir.e) Aşırı heyecan durumunda kontrolü güçleşir.

10. Bir öğretmen sınıf ortamında öğrencilerin aşağıdaki özelliklerinden hangisini öncelikli olarak dikkate almak zorundadır?

a) Öğrencilerin fiziksel özelliklerib) Öğrencilerin Psiko-motor becerileri c) Bedensel gelişimlerid) Duygusal farklılıklarıe) Bireysel ayrılıkları

Page 6: öğRenme Psikolojisi Konular Listesi

Öğrenmeyi Etkileyen FaktörlerBüyümeOlgunlaşmaHazırbulunuşlukGelişmeGelişimKaygıGenel Uyarılmışlık Düzeyi

Büyüme: Bireyin bedensel yönünde meydana gelen değişimlerdir. Bedenin boy, kilo ve hacim olarak artması büyüme olarak adlandırılmaktadır. Büyüme yaşla bağlantılı ve organizmanın niceliksel değişimleridir.

Büyüme bireyin sadece fizyolojik değişimini içerdiğinden öğrenmenin rolü yoktur. Ancak öğrenmenin gerçekleşebilmesi için büyüme gereklidir. Büyümeyle birlikte öğrenmenin gerçekleşmesinde en önemli faktörlerden birisi de olgunlaşmadır.

Olgunlaşma: Organizmanın büyümenin etkisiyle kendisinden beklenilen etkinlikleri yapabilecek duruma gelmesidir. Bireyin bir etkinliği gerçekleştirebilmesi için fiziksel olarak bu etkinliği yapabilecek bir duruma gelmesi gerekmektedir. Büyümede olduğu gibi olgunlaşmada da öğrenmenin rolü yoktur. Olgunlaşma sadece bir etkinliği yapabilecek yeterli fiziksel ve zihinsel yetiye kavuşmaktır.

Çocukların yürüyebilmesi için yaklaşık 12-14 aylık olmaları gerekmektedir.

Küçük kas faaliyetleri gelişmeyen bir çocuğun kalem tutması ya da yazı yazması beklenilemez.

Hazırbulunuşluk: Bireyin bir öğrenmeyi gerçekleştirebilmesi için gerekli tüm koşullar hazırbulunuşluk olarak nitelendirilebilir. Yanlış bir kanı hazırbulunuşluğun sadece öğrenmenin gerçekleşmesi için gerekli olan “ön öğrenmeler” olduğudur. Oysa bu kavram ön öğrenmelerin yanı sıra, bireyin öğrenebilmesi için psikolojik, fizyolojik ve sosyal yönden öğrenmeye hazır halde olmasıdır. Hazırbulunuşluk önceki öğrenmelerimizi, ilgilerimizi, tutumlarımızı, güdülenmişlik düzeyimizi, yeteneklerimizi ve genel sağlık durumumuzu kapsayan bir kavramdır.

Gelişme : Büyüme, olgunlaşma ve öğrenmenin etkileşimi sonucu sürekli ilerleme sağlayan değişmedir.

Page 7: öğRenme Psikolojisi Konular Listesi

Gelişim : Organizmanın döllenmede başlayarak bedensel, zihinsel, dilsel, duygusal, sosyal yönden belli koşulları olan en son aşamasına ulaşıncaya kadar sürekli ilerleme sağlayan değişimdir.

Gelişme – Gelişim Ürün Süreç

Gelişme, büyüme, olgunlaşma ve öğrenmenin birini etkileyerek devam etmesiyle döllenmeden ölüme dek süren yaşam sürecinde bireyin geçirdiği fiziksel, bilişsel, duygusal ve sosyal değişikliklerdir.

Kaygı: Organizmanın nedeni belli olan ya da olmayan bir durum karşısında üzüntü, sıkıntı, heyecan, gerilim yaşaması haline kaygı denilebilir. Kaygı, organizmanın sonucu bilememe nedeniyle fizyolojik ve psikolojik durumunda değişiklikler olmasına neden olmaktadır.

Kaygı ve öğrenme arasında bir ilişki bulunmaktadır ve bu ilişki normal dağılım eğrisine benzer bir yapı organize etmektedir. Yani kaygının öğrenmeyi tamamen olumlu ya da tamamen olumsuz etkilemesi söz konusu değildir. Kaygı öğrenmeyi belli bir noktaya kadar olumlu yönde etkilemektedir. Kaygının hiç olmaması öğrenmenin gerçekleşmesi için organizmanın harekete geçme isteğini olumsuz etkilemekte ve öğrenmenin gerçekleşmesini güçleştirmektedir. Kaygının çok yüksek olması da yine öğrenmeyi olumsuz yönde etkilemektedir. Bu durumda da organizma öğrenme ortamında çok fazla endişe ve sıkıntı duyacağından bir türlü öğrenme ortamına adapte olamamakta ve öğrenmenin gerçekleşmesini olumsuz yönde etkilemektedir. Öğrenmenin gerçekleşebilmesi için kaygının orta düzeyde olması gerekmektedir.

x x xÇok düşük Orta düzey Çok yüksek

Şekil 1Kaygı ve öğrenme arasındaki ilişki

Genel Uyarılmışlık Düzeyi: Organizmanın öğrenmeyi gerçekleştirebilmesi için duyu organlarının dışarıdan gelen uyarıcıları alabilecek şekilde uyarılmış olması gereklidir. Genel uyarılmışlık düzeyinin çok düşük olması bireyin dışarıdan gelen uyarıcıları almasını engellemektedir. Örneğin yatarak ders çalışmak bireyin çalıştığı konuya yoğunlaşmasını

Page 8: öğRenme Psikolojisi Konular Listesi

engelleyeceği için genel uyarılmışlık düzeyi düşecek ve çalışmaya çok fazla odaklanamayacaktır. Bunun için en uygun çalışma şekli masa başında ve çok fazla uyarıcının bulunmadığı bir ortamda çalışmaktır.

Bölüm Sonu Soruları

1. Aşağıdakilerden hangisi öğrenmeyi doğrudan etkileyen etmenlerden değildir?a) Yaşb) Zekac) Olgunlaşmad) Heyecanlare) Güdülenme

2. Türkiye’de okula gitme yaşı 7’den 6’ya indirilmiştir. Bunun nedeni aşağıdaki kavramlardan hangisi ile doğrudan ilişkilidir.

a) Büyümeb) Gelişmec) Olgunlaşmad) Güdülenmee) Hazırbulunuşluk

3. Gelişmeyle ilgili aşağıdakilerden hangisi yanlıştır?a) Çevre ve kalıtımın karşılıklı etkileşiminin ürünüdür.b) Yaşam boyu devam eden bir süreçtir.c) Bireysel ayrılıklar söz konusu değildir.d) Fiziksel gelişimle birlikte öğrenme de önemlidir.e) Kritik dönemlere sahiptir.

4. Kaygı düzeyi hangi durumda öğrenmeyi olumlu yönde etkiler?a) Çok düşükb) Çok düşük düzeye yakınc) Çok yüksekd) Orta düzeye) Çok yüksek düzeye yakın

5. Organizmanın belirli bir davranışı yerine getirebilecek yeterliğe gelmesi aşağıdaki kavramlardan hangisiyle açıklanabilir?

a) Öğrenmeb) Büyümec) Olgunlaşmad) Gelişmee) Hazırolma

6. Öğrenmeyi etkileyen etkenlerle ilgili aşağıdaki anlatımlardan hangisi yanlıştır?a) Öğrenenle, öğrenme yöntemi (stratejisi) ve öğrenilecek olanla ilgili etmenler vardır.b) Genel uyarılmışlık düzeyi öğrenmeyi doğrudan etkileyen bir etkendir.c) Uygun öğrenme ortamı öğrenmeyi kolaylaştırır.d) Öğrenilecek olanın kavramsal çağrışımı ne kadar yüksekse o kadar kolay öğrenilir.e) Öğrenilecek olanı gruplandırmaktansa tek tek öğrenmek daha kolaydır.

Page 9: öğRenme Psikolojisi Konular Listesi

7. Öğretmen sınıfa girdiğinde ilk olarak dikkat çekme etkinliğine yer vermektedir. Bunun nedeni aşağıdakilerden hangisiyle doğrudan ilişkilidir?

a) Genel uyarılmışlık halib) Etkinliklere giriş yapmac) Türe özgü hazır bulunuşlukd) Güdülere) Transfer

8. Bireyin öğrenme ortamında yeni bir öğrenmeyi gerçekleştirmek için ihtiyaç duyduğu ön öğrenmeler hangi kavramla açıklanmaktadır?

a) Hazırbulunuşlukb) Olgunlaşmac) Gelişmed) Anlamae) Algılama

9. Aşağıdaki ifadelerden hangisi öğrenmeyi en iyi şekilde tanımlar?a) Davranışlarda meydana gelen değişimdirb) Tekrar sonucu davranışların pekişmesidirc) Bireyin yaşantısı sonucu oluşan kalıcı izli değişikliktird) Organizmanın çevreye uyum sürecidir e) İstendik yönde davranış değişikliği oluşturma sürecidir

10. Çocuğun kalem tutma becerisinin yeni yeni gelişmesi sonucu düzgün çizgi çizemediği görülmektedir. Buna karşın öğretmeni öğrenciyi düzgün çizgi çizmesi konusunda sürekli uyarmaktadır. Öğrencide meydana gelen kızgınlık aşağıdakilerden hangisi ile açıklanabilir?

a) Cezab) Büyümec) Hazırbulunuşluk d) Olgunlaşmae) Kaygı

Page 10: öğRenme Psikolojisi Konular Listesi

Öğrenme Kuramları Klasik Koşullanma (Pavlov) Edimsel Koşullanma (Skinner)

Pekiştirme Tarifeleri Bitişiklik Kuramı (Watson) İşaret Tepki Bitişikliği (Guthrie)

İstenmeyen Davranışların Ortadan Kaldırılması Bağlaşımcılık (Thorndike)

Seçme ve Bağlama (Deneme – Yanılma) Öğrenme Kanunları

Hazırbulunuşluk KanunuTekrar KanunuEtki Kanunu

Sosyal Öğrenme (Bandura) Gestalt Psikolojisi

Algı ve Algı YasalarıZemin-Şekil YasasıYakınlık YasasıSüreklilik YasasıBenzerlik YasasıTamamlama YasasıBasitlik YasasıPragnaz Yasası

İçgörüsel Öğrenme (Köhler) Hümanistik Psikoloji (Maslow – Rogers) Bilgiyi İşleme Kuramı

Klasik Koşullanma (Pavlov):

Klasik koşullanma Rus bilim adamı Ivan Petrovic Pavlov’un yaptığı çalışmalar sonucu ortaya koyduğu bir öğrenme kuramıdır. Pavlov yaptığı çalışmada köpeklerin eti gördüğü zaman ne kadar salya salgıladığını ortaya koymak için bir deney düzeneği hazırlamış ve köpeğin hareket etmesini engelleyen bir laboratuar ortamı organize etmiştir. Köpeğe her et verilişinde köpeğin ne kadar salya salgıladığı da düzenli olarak ölçülmüştür. Çalışmanın ilerleyen aşamalarında Pavlov asistanı köpeğe eti götürdüğünde köpeğin eti görmediği halde asistanının ayak sesine salya salgıladığını fark ederek çalışmanın yapısını değiştirmiş ve klasik koşullanma kuramını ileri sürdüğü deney düzeneğini hazırlamıştır.

Page 11: öğRenme Psikolojisi Konular Listesi

Pavlov organizmanın başlangıçta nötr olan ve herhangi bir tepkiye yol açmayan bir uyarıcının organizmanın herhangi bir tepkisine neden olan bir uyarıcıyla birlikte verilmesi durumunda nötr olan uyarıcıya organizmanın tepki verebileceğini ileri sürmüştür.

Pavlov deney düzeneğini hazırlarken köpek için herhangi bir şey ifade etmeyen zil sesini (nötr uyarıcı), köpeğin hoşuna giden eti (koşulsuz – doğal uyarıcı) birlikte ard arda vererek köpeğin ete karşı göstermiş olduğu salyayı (koşulsuz – doğal tepki) zil sesine vermesini sağlamıştır.

Klasik Koşullanma Süreci

Koşulsuz uyarıcı Koşulsuz tepki(et) (salya)

Nötr uyarıcı = zil

Nötr uyarıcı Koşulsuz uyarıcı Koşulsuz tepki(zil) (et) (salya)

Koşullu uyarıcı Koşullu tepki(zil) (salya)

Klasik koşullanma sürecinde köpeğin hoşuna giden ve salya tepkisine neden olan doğal uyarıcı olan et, zil sesinden hemen sonra verilerek köpeğin zil sesine şartlanması sağlanılmaktadır. Önce zil sesi, hemen ardından verilen et birkaç kez tekrar edildikten sonra zil sesi tek başına verilse bile salya tepkisi ortaya çıkmaktadır. Zile karşı gösterilen bu tepki doğal bir tepki olmadığından bu tepkiye koşullu ya da şartlı tepki denilmektedir. .

Klasik Koşullanma İlkeleri Bitişiklik Haber vericilik Genelleme Ayırt etme Sönme Kendiliğinden geri gelme

Bitişiklik: Klasik koşullanmada koşullanmanın gerçekleşmesi için nötr uyarıcı ile koşulsuz uyarıcının birlikte ve ard arda verilmesidir. Klasik koşullanmanın gerçekleşebilmesi için temel ilke nötr uyarıcının koşulsuz uyarıcıdan hemen önce verilmesidir.

Page 12: öğRenme Psikolojisi Konular Listesi

Haber Vericilik: Koşullanmanın gerçekleşmesinde nötr uyarıcının koşulsuz uyarıcının geleceğini organizmaya bildirmesi gerekmektedir. Buna haber vericilik ilkesi denilmektedir. Pavlov’un deneyinde zil sesi köpeğe etin geleceğini haber vermekte ve köpek salya salgılamaktadır.

Genelleme: Koşullanmanın gerçekleşmesinin ardından koşullu uyarıcıya gösterilen tepkinin tüm benzer uyarıcılara gösterilmesine genelleme denilmektedir. Pavlov deneyinde zil sesine salya tepkisi alındıktan sonra sesin düzeyini değiştirmiş ve sürekli olarak etten önce verdiği zil sesini değiştirmiş farklı zil seslerinde de köpeğin salya salgıladığını gözlemiştir.

Sürekli olarak 75 desibel düzeyinde zil sesinde et verildiğinde köpeğin 50 ve 100 desibellik zil sesine de salya salgılaması genellemedir.

50 Salya75 Salya (Koşullu Tepki)100 Salya

Ayırt Etme: Organizmanın koşullanma sürecinde kullanılan koşullu uyarıcıyı diğerlerinden ayırt ederek tepkide bulunma eğilimidir. Organizma koşullu uyarıcıya benzeyen uyarıcılar içerisinde koşullu uyarıcıyı seçerek buna tepkide bulunması ve diğerlerini ayırması durumudur.

Sönme: Koşullu uyarıcı koşulsuz uyarıcının uzun bir süre birlikte verilmesinin ardından, koşullu uyarıcının uzun bir süre boyunca koşulsuz uyarıcı olmadan tek başına verilmesi sonucunda koşullu tepkinin ortadan kalkmasına sönme denilmektedir. Sönmenin gerçekleşmesi durumunda koşullu uyarıcıya koşullu tepki artık gösterilmez. Köpeğin zil sesine salya salgılamaktan vazgeçmesi sönmedir.

Kendiliğinden Geri Gelme: Sönmenin gerçekleşmesinden sonra koşullu uyarıcı ve koşulsuz uyarıcının birkaç kez birlikte verilmesi durumunda koşullu tepkinin tekrar ortaya çıkmasına kendiliğinden geri gelme denir.

Bir örnekle klasik koşullanmayı açıklamaya devam edelim;Ayı oynatıcıların ayıları tef sesiyle nasıl oynattığını biliyor musunuz?Ayı oynatıcısı tef çaldığında ses başlangıçta ayı için herhangi bir şey ifade etmez tef

sesi ayı için nötr uyarıcıdır. Ayı bir sac üzerine çıkarılıp altı açıldığında ayakları yanmaya başlayacaktır. Bu da ayı için koşulsuz yani doğal bir uyarıcıdır. Bu uyarıcı karşısında ayı ayaklarını kaldırma eğilimi gösterecektir. Bu gösterilen tepki koşulsuzdur. Önce tef sesi verilip hemen ardından ayı kızgın sac ile karşı karşıya kaldığında göstereceği tepki ayaklarının yanmasından dolayı koşulsuz bir tepki olan ayaklarını kaldırma davranışı olacaktır. Tef sesi ve kızgın sac yeterince birlikte verildiğinde artık kızgın sac olmasa bie ayı ayaklarını kaldırma davranışını gösterecektir. Ayının kızgın sac olmadığı halde daha doğrusu ayakları yanmadığı halde ayaklarını kaldırma davranışı koşullu bir tepki bu koşulu tepkiye neden olan tef sesi ise koşullu uyarıcı olacaktır.

Page 13: öğRenme Psikolojisi Konular Listesi

Tef sesi (nötr uyarıcı)Kızgın sac (koşulsuz uyarıcı)Ayının ayaklarını kaldırması (koşulsuz tepki)

Tef sesi kızgın sac ayının ayaklarını kaldırması(nötr uy.) (koşulsuz uy) (koşulsuz tepki)

Tef sesi ayının ayaklarını kaldırması(koşullu uy.) (koşullu tepki)

Bitişiklik: Tef sesi ve kızgın sacın birlikte verilmesi.Haber vericilik: Tef sesinin kızgın sacın geleceğini bildirmesi.Genelleme: Tüm tef seslerine (tef sesine benzer diğer vurmalı çalgılar da olabilir) ayının ayak

kaldırma davranışını göstermesi.Ayırt etme: Ayının sadece kızgın sacın verildiği tef sesine ayaklarını kaldırması diğer benzer

seslere herhangi bir tepkide bulunmaması.Sönme: Uzun süre sadece tef sesi verilip kızgın sacın verilmemesi durumunda tef sesine

gösterilen ayaklarını kaldıra davranışının ortadan kalkması.Kendiliğinden geri gelme: Tef sesi ve kızgın sacın sönmenin ardından birkaç kez birlikte verilmesiyle ayının tef

sesine ayaklarını kaldırma davranışını yeniden göstermesi.

Edimsel (Operant) Koşullanma (Skinner):

Skinner’e göre organizma Pavlov’un klasik koşullanma kuramında ortaya koyduğu gibi kendisine verilen bir uyarıcıya otomatik tepkiler vermekten daha çok bilinçli tepkiler vermektedir. Davranışlarımızın çoğu otomatik değil bilinçlidir ve yaptığımız bir davranışın sonucunda elde ettiğimiz kazanımlar o davranışlarımızı şekillendirir.

Skinner’in yaptığı çalışmaların temelinde Thorndike’ın etki yasası yatmaktadır. Etki yasasına göre organizma yaptığı bir davranışın sonucu tatmin edici, haz verici ise uyarıcı ve tepki arasındaki bağın gücü artar. Tepkinin sonucu rahatsız edici ise uyarıcı ve tepki arasındaki bağın gücü zayıflar. Bu bağın gücünü artıran uyarıcı pekiştireç, bağın gücünü azaltan ise cezadır.

Skinner yaptığı çalışmada deney hayvanının manivelaya basma davranışını kazanıp kazanmadığını ortaya koymak istemiştir. Aç halde kafeste bulunan bir farenin manivelaya basma davranışını kazanmasını sağlamak için kafesin bir bölümünde hayvanın erişebileceği

Page 14: öğRenme Psikolojisi Konular Listesi

bir noktaya bir manivela koymuş ve bu manivelaya her basılışında önünde bulunan kutuya yem dökülmesini sağlayan bir düzenek hazırlamıştır. Hayvan bir süre aç bırakıldıktan sonra kafese konulduğunda doğal olarak yem arama eğiliminde olmuş ve kafes içerisinde gezinmiştir. Tesadüfen manivelaya bastığında ise kutuya düşen yemleri yiyen hayvan tekrar aç bırakıldığında yine gezinme eğiliminde olmuş ve yem ararken manivelaya yine basarak yemi elde etmiştir. Birkaç tesadüften sonra artık hayvan ne zaman yem istese gidip manivelaya basma davranışını kazanmıştır.

Klasik koşullanmadaki otomatik tepkiler edimsel koşullanmada yerini bilinçli vücut hareketlerine bırakmıştır.

Skinner’in uygulamasının benzeri güvercinler üzerinde de yapılmıştır. Fareler üzerinde görülen davranışların benzerleri güvercinler üzerinde de görülmüştür.

Edimsel koşullanmada pekiştirme ve ceza bir davranışa şekil vermede çok büyük öneme sahiptir.

Pekiştireç: İstenilen bir davranışın sıklığını artırmak için verilen uyarıcıya denilmektedir.

Edimsel koşullanmada bir davranışın sıklığını artırmak için bu davranışın pekiştirilmesi yani davranışı yapanın hoşuna giden bir uyarıcının verilmesi gerekmektedir. Ortama sokulan bu uyarıcı pekiştireç, işlemin kendisi pekiştirmedir. Pekiştireçler birincil ve ikincil pekiştireç olarak iki gruba ayrılmaktadır.

Birincil pekiştireç; organizmanın ihtiyaçlarını doğrudan gideren fizyolojik kökenli pekiştireçlerdir. Yiyecek, su, cinsellik birincil pekiştireçtir.

İkincil pekiştireç; organizmanın ihtiyacını dolaylı olarak gideren psikolojik ve sosyal kökenli pekiştireçlerdir. Bir öğrencinin derste başarılı olması sonucu öğretmeninin defterine yıldız atması, küçük bir çocuğun babasından aldığı para ikincil pekiştireçtir.

Olumlu / Olumsuz Pekiştireç ve Birinci / İkinci Tip Ceza

Page 15: öğRenme Psikolojisi Konular Listesi

Olumlu Pekiştireç: Ortama bir uyarıcı girer ve bu uyarıcı bireyin istediği ve hoşuna giden bir özellik taşımaktadır.

Örnek: Okumayı başaran bir öğrenciye kırmızı kurdele takılmasıOlumsuz Pekiştireç: İstenilen davranışın ön plana çıkması söz konusudur. Bu

davranışın ortaya çıkabilmesi için bireyin davranışı ortaya çıkarmasına engel uyarıcı ortamdan çekilir.

Örnek: Ders çalışılmasına engel olan gürültünün ortamdan çıkarılması.

Ceza: İstenmeyen bir davranışın sıklığını azaltmak ya da davranışı ortadan kaldırmak için verilen uyarıcıya denilir.

Birinci Tip Ceza: İstenmeyen bir davranışın ortadan kaldırılması için bireyin hoşuna gitmeyen bir uyarıcı ortama sokulur.Örnek: Sınıfta çok fazla gürültü çıkaran ve arkadaşlarını rahatsız eden öğrenciyi

öğretmeninin azarlaması. İkinci Tip Ceza: İstenmeyen bir davranışın ortadan kalkması için bireyin hoşuna

giden bir uyarıcının ortamdan çıkarılması.Örnek: Alışverişe her çıkışında ağlayarak istediğini yaptırmak isteyen bir çocuğun

istediği halde bir daha alışverişe götürülmemesi.

Uyarıcı

Davranış Sıklığı

Ortama Girer

Ortamdan Çıkar

Artar Olumlu Pekiştireç

Olumsuz Pekiştireç

Azalır Birinci tip ceza

İkinci tip ceza

Unutulmaması gereken en önemli nokta pekiştireç söz konusu olduğunda davranışın sıklığı artarken, ceza söz konusu olduğunda davranışın sıklığı azalır.

Premack İlkesi (Büyükanne Kuralı):Hoşa gitmeyen bir uyarıcının bireyin çok hoşuna giden başka bir uyarıcıyla birlikte

verilmesi durumunda istenmeyen uyarıcının veya davranışın yerine getirilmesidir. En çok büyükanneler tarafından kullanıldığı için Büyükanne kuralı olarak da anılmaktadır. Büyükanneler torunlarına sevmediği yemeği yedirmek için genellikle yemekten sonra çok sevdikleri yiyeceği alabileceklerini söyler ve yemeği yedirirler.

Page 16: öğRenme Psikolojisi Konular Listesi

Ispanağını yersen dondurmayı yiyebilirsin.

Pekiştirme Tarifeleri: Sürekli pekiştirme Sabit aralıklı pekiştirme Sabit oranlı pekiştirme Değişken aralıklı pekiştirme Değişken oranlı pekiştirme

Sürekli Pekiştirme: İstenilen bir davranışın sıklığının artırılması için davranışın yapılmasından sonra her seferinde pekiştirecin verilmesi işlemidir. Bu pekiştirme tarifesinin yeni kazandırılmak istenilen bir davranış ya da zor, karmaşık işlemlerin öğrenilmesinde kullanılması uygundur. Sürekli pekiştirmenin davranışın kazanılmasından sonra kademeli olarak azaltılması gerekmektedir. Bu durum devam ettirildiğinde pekiştirecin organizma için herhangi bir etkisi kalmayacaktır.

Örnek: Yazı yazmayı yeni öğrenen bir öğrencinin defterinin öğretme tarafından sürekli

kontrol edilerek imzalanması. Sınıfta konuşmaktan çekinen bir öğrencinin her parmak kaldırışında öğretmenin söz

vermesi.

Sabit Aralıklı Pekiştirme: Bu pekiştirme tarifesinde önemli olan belirlenen sabit zamanlarda pekiştirecin verilmesidir. Belirlenen zaman dilimi içerisinde organizmanın davranışı ne kadar yaptığı üzerinde durulmaz. Pekiştirme zamanı sabittir ve davranış sayısına bağlı kalınmaksızın belirlenen bu sabit zamanlarda pekiştireç verilir. Sabit aralıklı pekiştirmede pekiştirecin alınma zamanı yaklaştıkça istenilen davranışın sıklığı artarken, pekiştirecin alınmasından sonra davranışın sıklığında düşüş gözlenir.

Örnek: Memurların her ayın onbeşinde maaş almaları. Bir dershanenin her ay düzenli olarak deneme sınavı yapması.

Sabit Oranlı Pekiştirme: Bu pekiştirme tarifesinde ise önemli olan belirlenen davranış sayısıdır. Organizmanın belirlenen sayıda davranışı yerine getirmesinden sonra pekiştireç verilir. Sabit oranlı pekiştirmede yapılan doğru davranış sayısı dikkate alınarak belirlenen sayıya ulaşıldığı taktirde pekiştireç verilmektedir

Örnek: Bir öğretmenin her beş doğru cevap veren öğrencisine sözlü notu vermesi. Bir mobilya üreticisi çalışanlarına parça başı ücret ödemesi.

Değişken Aralıklı Pekiştirme: Değişken aralıklı pekiştirme tarifesinde ne zaman pekiştireç verileceği belli değildir. Davranışın sayısı ya da geçen sabit zaman aralığına bakılmaz. Bu tarifede önemli olan pekiştirmenin ne zaman yapılacağının belli olmaması durumudur pekiştireç farklı zamanlarda verilebilir.

Örnek: Hazırlık sınıflarında ne zaman yapılacağı belli olmayan quizler. Ne zaman yapılacağı belli olmayan denetimler.

Page 17: öğRenme Psikolojisi Konular Listesi

Değişken Oranlı Pekiştirme: Davranış sayısına bağlı kalınmaksızın farklı davranış sayıları sonunda pekiştireç

verilmesi durumudur. Bu tarifede önemli olan hangi davranıştan sonra pekiştirecin geleceğinin belli olmamasıdır. Bu nedenle organizma sürekli olarak istenilen davranışı yapma eğilimindedir.

“En güçlü pekiştirme tarifesi değişken oranlı pekiştirmedir.” Örnek:

Kumarhanelerde kullanılan kollu kumar makineleri. Sınıf içinde hangi doğru cevaptan sonra verileceği belli olmayan artı.

Bölüm Sonu Soruları

1. Öğretmenin sınıfta sıcak, olumlu, rahat ve demokratik bir ortam yaratması sonucunda öğrencilerin okulla ilgili tüm etkenlere karşı olumlu duygular içinde olmaları aşağıdaki kavramlardan hangisi ile açıklanabilir?

a) Ayırt etmeb) Sönmec) Genelleme*d) Operant şartlanmae) Şartsız tepki

2. Bir öğrencinin harçlığının kesilmesini önleyebilmek için ders çalışma davranışını sürdürmesi aşağıdakilerden hangisi ile açıklanabilir?

a) Olumlu pekiştirmeb) Olumsuz pekiştirme*c) Premack ilkesid) Birinci tip cezae) İkinci tip ceza

3. Sıklığı arttırılmak istenen davranışın organizma için çok yeni olduğu durumlarda başlangıçta kullanılması en uygun olan pekiştirme şekli aşağıdakilerden hangisidir?

a) Sabit aralıklı pekiştirmeb) Sabit oranlı pekiştirmec) Değişken aralıklı pekiştirmed) Değişken oranlı pekiştirmee) Sürekli pekiştirme *

4. Karşıdan karşıya geçerken kendisine bisikletli bir kişinin çarpması sonucu bisikletten çok korkan hiç bir çocuğun daha sonraları bisikletlere ilgi duyması ve bisiklete binmeye çalışması aşağıdakilerden hangisiyle açıklanabilir?

a) Genellemeb) Olumlu transferc) Olumsuz transferd) Koşullanmae) Sönme*

5. “Ortama sokulduğunda davranışın sıklığını arttıran uyarıcıdır.” İfadesi aşağıdaki seçeneklerden hangisi için söylenebilir?

Page 18: öğRenme Psikolojisi Konular Listesi

a) Olumlu pekiştireç*b) Olumsuz pekiştireçc) İkinci tip cezad) Olumlu pekiştirmee) Olumsuz pekiştirme

6. İnsan davranışlarının sonuçlarına göre şekillendiğine vurgu yapan öğrenme kuramı aşağıdakilerden hangisidir?

a) Klasik koşullamab) Edimsel koşullama*c) Sosyal öğrenmed) Bilgiyi işlemee) Tam öğrenme

7. Memurlara aylık olarak ücret ödenmesi ne tür bir pekiştirme tarifesine örnek olarak gösterilebilir?a) Sabit oranlıb) Sabit aralıklı*c) Değişken aralıklıd) Değişken oranlıe) Sürekli

8. Edimsel koşullama kuramının en önemli temsilcisi aşağıdakilerden hangisidir?a) Pavlovb) Piagetc) Bandurad) Skinner*e) Gagne

9. Öğrencilere her defasında farklı sayıdaki doğru cevaplarından sonra pekiştireç verilmesi ne tür pekiştirme tarifesine örnektir?

a) Sabit oranlıb) Sabit aralıklıc) Değişken oranlı*d) Değişken aralıklıe) Sürekli

10. Klasik koşullanma ve edimsel koşullanma arasındaki farklılıklar dikkate alındığında aşağıdakilerden hangisi yanlıştır?

a) Klasik koşullanmada davranış uyarıcıyı takip ederb) Edimsel koşullanmada davranış uyarıcıdan önce gelirc) Edimsel koşullanmada pekiştirme gösterilen tepkiden bağımsızdır*d) Edimsel koşullanmada davranışın sonucu önemlidire) Genelleme ve ayırt etme edimsel koşullanmada istemli, klasik koşullanmada istemsiz

tepkilerdir.

11. Pekiştireçle ilgili olarak aşağıdakilerden hangisi söylenemez?a) Pekiştireç istenilen davranışın hemen öncesinde verilmelidir*b) Niçin pekiştireç verildiği öğrenciye bildirilmelidirc) Pekiştireçlerin değeri öğrenciden öğrenciye değişird) Pekiştireç yeni ve güç davranışların kazandırılmasında daha sık verilmelidire) Davranış öğrenildikten sonra pekiştireçler azaltılmalıdır

12. Klasik koşullama üzerinde çalışarak öğrenme psikolojisi alanında çok önemli veriler ortaya koyan bilim adamı aşağıdakilerden hangisidir?

a) Pavlov*

Page 19: öğRenme Psikolojisi Konular Listesi

b) Piagetc) Bandurad) Skinnere) Gagne

13. Klasik koşullanma yoluyla kazandırılmak istenilen bir davranışta aşağıdaki süreçlerden hangisi görülmez?

a) Uyarıcıların arasında bağların kurulması b) Benzer uyarıcıların genellenmesic) Ceza verilmesi **d) Uyarıcının ayırt edilmesie) Davranışın sönmesi

14. Sosyal alanda başarı gösterme, sevilme, saygı görme gibi uyarıcılar birey için aşağıdakilerden hangisiyle ifade edilebilir?a) İkincil pekiştireçlerb) İhtiyaçlarc) Birincil pekiştireçlerd) Nötr pekiştirmee) Sosyal davranış

15. “Sütten ağzı yanan yoğurdu üfleyerek yer” özdeyişi aşağıdaki kavramlardan hangisi için bir örnek teşkil eder?a) Kazanmab) Sönmec) Genellemed) Ayırtetmee) Pekiştirme

16. Koşulsuz uyarıcı ile koşulsuz tepki arasında nasıl bir bağ vardır?a) Bir anlık bağb) Doğal bir bağc) Sonradan edinilmiş bağd) Öğrenilmiş bir bağe) Bir süre varlığını koruyan bir bağ

17. Klasik koşullanmada sönmenin gerçekleşmemesi için ne yapılmalıdır?a) Aralıklarla koşullu uyarıcı koşulsuz uyarıcıyla birlikte verilmelidirb) Yalnızca koşulsuz uyarıcı verilmelidirc) Sürekli olarak koşullu ve koşulsuz uyarıcı birlikte verilmelidir.d) Koşulsuz tepki koşullu tepkiye dönene kadar tekrar edilmelidir.e) Koşullu uyarıcıya benzer uyarıcıların pekiştirilmemesiyle

18. Ceza ile ilgili olarak aşağıdakilerden hangisi yanlıştır?a) Birincil ve ikincil olmak üzere iki türdür.b) İstenilen davranışın sıklığının artırılması önemlidir.c) Davranış değişikliğine yol açard) İstenmeyen davranışların tekrar edilme sıklığını azaltır.e) Birey için istendik uyarıcı ortamdan çekilir.

19. Aşağıdakilerden hangisi operant koşullanmaya bir örnektir?a) Yemek kokularının duyulması sonucu acıkmaya başlandığının fark edilmesib) Akşam üzeri bası gelen çocuğun hava kararmaya başladığında kapıya doğru yönelmesic) Babasının bisiklet almasını isteyen çocuğun notlarını yükseltmek için çalışmasıd) Bir kişinin sokak köpeklerinden kaçtığı halde evcil köpekleri sevmek için onlara yaklaşması

Page 20: öğRenme Psikolojisi Konular Listesi

e) Tef çalar çalmaz bir ayının oynamaya başlaması

20. Bir davranış yapıldığında; hoşa giden uyarıcının verilmesi, hoşa gitmeyen uyarıcının ortamdan çekilmesi durumunda davranışta nasıl bir değişim meydana gelir?a) Davranış tekrar ederb) Davranışta sönme meydana gelirc) Davranışın yapılma olasılığı azalırd) Davranış değişire) Davranış zayıflar veya durur.

Bitişiklik Kuramı (Watson):

Page 21: öğRenme Psikolojisi Konular Listesi

Watson’a göre insanlar refleks denilen uyarıcı-tepki bağıyla dünyaya gelir. Doğuştan getirdiğimiz bu refleksif davranışlarımızın yanında diğer davranışlar kalıtımsal değil insanın çocukluğundan beri çevresindeki belli uyarıcılarla belli tepkilerin birleşmesi sonucu U-T bağlarının birbiri üzerine şartlanma yoluyla inşa edilmesi sonucu gerçekleşir.

Watson’ın öğrenmeye diğer açıklaması iki prensibe bağlı olarak olmuştur.En sık prensibi ve en son prensibi. En sık prensibi, verilen bir uyarıcıya ne kadar sık verilecek tepkiyi oluşturursak o uyarıcıya o tepkinin verilme olasılığı da o kadar artar. Benzer şekilde en son prensibi, verilen uyarıcıya verdiğimiz tepki ne kadar yeniyse aynı şekilde tepki verme olasılığı o kadar artar.

Watson’a göre öğrenme koşullu uyarıcı ile koşulsuz uyarıcıların birbirlerine çok yakın zamanda verildiğinde meydana gelmektedir.

Koşullanma, pekiştirici uyarıcı olan koşulsuz uyarıcı önce koşullu uyarıcı sonra verildiğinde oluşmaktadır ve ancak koşulsuz uyarıcı hemen sonra verildiğinde meydana gelmektedir.

Bu uyarıcılar ne kadar sık birlikte verilirse, aralarındaki ilişki de o kadar güçlenmektedir.

Watson, sonuç olarak, öğrenmede sadece bitişiklik ve sıklık ilkelerini kabul etmekte, pekiştirmenin gereğine inanamamaktadır.

İşaret –Tepki Bitişikliği (Guthrie):

Guthrie’ye göre öğrenme; bir uyarılma ve tepkisinin arasındaki bitişikliğin sonucudur ve öğrenme bir uyarıcı ile bir tepki çiftinden sonra tamamlanır. Bu kural şunu ifade eder; verilen durumda bir şey yaptıysanız gelecek sefere aynı durumda aynı şeyi yapma eğiliminde olursunuz. Verilen bir zaman ve durumda, çok sayıda uyarıcının olduğu bir ortamda, organizma tüm bu uyarıcılarla bağlantı kuramaz sadece az sayıdaki uyarıcıyı seçerek alır ve tepkisi bu uyarıcıları oluşturduğu çağrışıma göre olur. Guthrie bunu tek-deneme öğrenme olarak açıklamaktadır.

Guthrie’nin yaptığı bir diğer önemli çalışma da hareket eden uyarıcı ya da başka bir değişle işaret tepki bitişikliğidir. Guthrie bitişiklik kuralına inanmış olmasına rağmen bazen uyarıcı ile oluşan davranış belli bir süreç içinde gerçekleşir ki burada bitişiklikten söz etmek zorlaşır. Yani, dış uyarıcı alındığında vücut buna tepki verirken aynı zamanda yeni bir uyarıcı da üretmiş olur ki bu da gelecek tepkiyi oluşturur ve böyle devam ederek sonuçta dıştan gelen uyarıcı ile tepki arasında hareket üreten bir uyarıcı meydana gelir. Örnek olarak:

Dışsal uyarıcı (telefon zili) açığa çıkan tepki (telefona doğru yönelme hareketi) hareket-üreten uyarıcı açığa çıkan tepki (sandalyeden kalkış) hareket-üreten uyarıcı açığa çıkan tepki (telefona doğru yürüyüş) hareket-üreten uyarıcı açığa çıkan tepki (telefonun ahizesini kaldırış).

Bugün ise bu öğrenme kavramına “zincirleme” denilmektedir.

Page 22: öğRenme Psikolojisi Konular Listesi

Zincirleme: Bir tepkiye neden olan uyarılmayla oluşan o tepki yeni bir tepki için bir uyarıcı olarak davranır ve bu da yeni bir tepki için tekrar bir uyarıcı olursa ve bu durum böylece devam ederse işte bu sürece “zincirleme” denir.

İstenilmeyen Davranışların Ortadan KaldırılmasıEşik Yöntemi: İstenmeyen tepkiye neden olan uyarıcının şiddeti organizmayı rahatsız

etmeyecek bir şiddette verilir ve bu şiddet kademeli olarak artırılır. Burada önemli olan istenilmeyen bir uyarıcının şiddetinin tepkiye neden olmayacak şekilde yavaş yavaş artırılmasıdır. Eşik metodu kademeli ilerleme olarak da nitelenebilir. Sistematik duyarsızlaştırma da eşik metodunun uygulama yollarından biridir.

Süt içmekten hoşlanmayan ve süt içmeyi reddeden bir çocuğun süt içmesi için sütün kakao ile birlikte çocuğu rahatsız etmeyecek şekilde yavaş yavaş oranının artırılarak başka bir ifadeyle kakao oranının her gün azaltılarak verilmesi sonucu süt içmeme davranışının ortadan kaldırılması.

Bıktırma (Yorgunluk) Yöntemi: Yapılması istenilmeyen bir davranışın organizmanın bu davranışı bir daha yapmayı istemeyinceye kadar yani bıkıncaya kadar yaptırılmasıdır. Bıktırma yönteminde istenmeyen tepki, davranışı yapmaktan yoruluncaya-bıkıncaya kadar yaptırıldığı için organizma bir daha bu davranışı yapmayı istemeyecek bu yolla istenmeyen davranış ortadan kaldırılabilecektir. Bıktırma yönteminde dikkat edilmesi gerek istenmeyen davranışın organizmaya zarar vermeyecek bir şiddette olmasıdır. Sigara içmesi istenilmeyen bir bireye bıkıncaya kadar sigara içirilmesi bıktırma yöntemine bir örnek olabilir ancak bu organizmanın zarar görmesine neden olacaktır.

Kibritlerle sürekli oynayan bir çocuğun önüne annesi tarafından yığılan kibritlerin çocuğun bir daha kibrit yakmak istemeyinceye kadar zorla yaktırılması.

Zıt Tepki: İstenilmeyen tepkiyi oluşturan uyarıcı, organizmanın çok sevdiği ve güvendiği başka bir uyarıcıyla birlikte ele alınır. Burada istenmeyen tepkiye neden olan uyarıcı tepkinin gerçekleştiği sırada yani henüz tamamlanmadan organizmanın sevdiği uyarıcıyla birlikte verilir.

Denize girmekten çok korkan bir kişinin çok güvendiği ve sevdiği bir kişiyle birlikte denize girmesi. Denize karşı duyulan korku, diğer bireye karşı duyulan sevgiyle birlikte bastırılacaktır.

Bağlaşımcılık (Thorndike):

Thorndike’a göre öğrenmenin temelinde duyusal uyarıcılar ile harekete geçiriciler arasında kurulan bir bağ vardır. Duyusal uyarıcılar ve tepkiler arasındaki bağın güçlenmesi ya da zayıflaması, alışkanlıklarımızın meydana gelmesi ya da yok olmasına neden olmaktadır.

Page 23: öğRenme Psikolojisi Konular Listesi

Thorndike uyarıcı ve tepki arasında kurulan bu sinirsel bağa bağlaşımcılık adını vermiştir. Yaptığı çalışmalarla çok önemli üç görüş ortaya koymuştur.

Uyarıcı ve tepki sinirsel bir bağla bağlanmıştır Öğrenmenin temelinde deneme-yanılma (seçme ve bağlama) vardır. Öğrenme birdenbire içgörüsel şekilde değil küçük adımlarla yavaş yavaş

oluşur.

Thorndike’ın Temel KanunlarıHazırbulunuşluk Kanunu:

Bir kişi etkinlik göstermeye hazır ise, etkinliği yapması mutluluk verir. Kişi etkinliği göstermeye hazır fakat etkinliği yapmasına izin verilmiyorsa bu

durum bireyde kızgınlık yaratır. Kişi etkinliği göstermeye hazır değil ancak yine de etkinliği yapmaya

zorlanıyorsa durum bireyde kızgınlık yaratır.

Tekrar Kanunu: Uyarıcı tepki arasındaki bağ kullanıldıkça güçlenir. Tekrar devam etmediğinde ya da sinirsel bağ kullanılmadığında uyarıcı

durumlar ve tepkiler arasındaki bağ zayıflar.

Etki Kanunu: Tepkinin sonucu tatmin edici, haz verici ise uyarıcı ve tepki arasındaki

bağın gücü artar. Tepkinin sonucu rahatsız edici ise uyarıcı ve tepki arasındaki bağın gücü

zayıflar.

Sosyal Öğrenme Kuramı (Bandura):

Sosyal öğrenme kuramı Bandura’nın yaptığı çalışmalar sonucu ortaya koyduğu bir öğrenme kuramıdır. Bu kuram hem davranışçı hem de bilişsel öğrenme kuramından farklı bir yapıya sahip olmakla birlikte her iki kuramın özelliğini de taşımaktadır. Bandura’ya göre öğrenmelerin temelinde mutlaka her davranışı organizmanın yapması ve elde ettiği sonuçlara bağlı olarak davranışı şekillendirmesi söz konusu değildir. Birçok öğrenmenin temelinde gözlem ve başkalarının yaptığı davranışlar yoluyla öğrenme vardır.

Sosyal öğrenmede aslolan bireyin başkalarını gözlemleyerek öğrenmesidir. Öğrenmenin etkililiği, öğrenenin modelden gözlemlediği davranışı taklit edebilme kabiliyetidir.

Bandura Sosyal Öğrenmeyi gözlem yoluyla öğrenme olarak da isimlendirmektedir. Ancak taklit yoluyla öğrenme ile gözlem yoluyla öğrenmenin birbirinin yerine kullanılamayacağını da vurgulamaktadır.

Model almada birey gözlediği kişinin başarıya ulaştığı ve hoşa giden sonuca ulaşılan davranışlarını alırken, taklit söz konusuyken iyi ya da kötü ayrımı yapılmaksızın gözlenilen

Page 24: öğRenme Psikolojisi Konular Listesi

kişinin tüm davranışlarının aynen alınması söz konusudur. Model alma söz konusu olduğunda bir sınıf ortamında yanındaki arkadaşıyla konuşup öğretmeni tarafından azarlanan arkadaşını gören öğrenci bu davranışı yapmama eğiliminde olacaktır. Azarlanan öğrenci başka bir derste öğretmenin sorduğu soruları cevaplayarak öğretmeninden övgü almış ise bu davranışlar ise davranışları gözleyen öğrenci tarafından yapılacaktır.

Çocuk yetişkinden gördüğü davranışların aynısını tekrar etme eğilimi göstermektedir.

Page 25: öğRenme Psikolojisi Konular Listesi

Sosyal Öğrenme Kuramındaki Temel KavramlarSosyal öğrenme kuramında öğrenme ortamında olan kişi yani öğrenen gözlemci,

öğrenilecek olan ise model olarak isimlendirilebilir. Gözlemci başkalarının davranışlarını gözleyip bu davranışları tekrar etme ya da yapmama eğiliminde olacağından da etkinliği doğrudan kendisi yapmayıp dolaylı yoldan etkilenecektir. Bu nedenle Sosyal öğrenme kuramında öğrenmeyi sağlayan dolaylı yaşantılar bulunmaktadır. Bunlar;

Dolaylı Pekiştirme Dolaylı Ceza Dolaylı Güdülenme Dolaylı Duygusallık

Dolaylı Pekiştirme: Model yapmış olduğu davranışlar sonucunda ödüllendirilmiş ise, gözlemcinin (öğrenen) o davranışı tekrar etme olasılığı artacaktır. Dolaylı pekiştirmede pekiştireç öğrenene değil davranışı yapana yani modele verilmektedir.

Dolaylı Pekiştirme: Modelin yapmış olduğu davranış sonunda bir ceza ile karşı karşıya kalır ise, davranışı gözleyenin o davranışı yapma eğilimini azaltır ya da ortadan kalkar. Dolaylı pekiştireçte olduğu gibi ceza öğrenene değil davranışı yapana yani modele verilmektedir.

Dolaylı Güdülenme: Gözlenen davranış sonucunda model hoşa giden bir sonuçla karşılaşır ise, gözleyen kişi bu davranışı yapmaya istek duyar. Modelin başarısı gözleyenin o davranışı yapması için onu tetikler ve harekete geçirir.

Dolaylı Duygusallık: Gözleyen davranışı yapıp herhangi bir zarar görmese de modelin davranışları nedeniyle korku ve kaygı hissedebiliriz. Model alınan kişi bizim sevdiğimiz ve bize yakın bir insansa onun korktuklarından korkma, onun sevdiklerini sevme eğiliminde oluruz.

Modelin Nitelikleri ve Model AlmaSosyal öğrenme kuramında model alınanın temel nitelikleri model alma davranışına

yön veren önemli bir kriterdir. Yaş: Model alınan kişinin yaşı gözleyene ne kadar yakınsa model alma davranışı

o kadar artacaktır. Cinsiyet: Gözlemci kendi cinsinden kişilerin davranışlarını daha çok model alır.

Özellikle çocukluğun ilk yıllarında bireylerin cinsiyet kavramını öğrenmeleri için önlerinde kendi cinslerinden bir modelin olması gereklidir.

Karakter: İçinde bulunduğu grup içerisinde büyük bir güce sahip, karar verme ve uygulama açısından baskın karakterlerin davranışlarının model alınması daha yüksektir. .

Benzerlik: Gözleyen kendisine benzeyen ortak noktaya sahip olduğunu düşündüğü kişilerin davranışlarını daha çok model alır. Özellikle yakın arkadaş

Page 26: öğRenme Psikolojisi Konular Listesi

gruplarında bireylerin birbirinden nasıl etkilendiği ve giyim, konuşma, yürüyüş vb. gibi davranışların birbirine ne kadar çok benzediğine dikkat edin.

Statü: Model almayı etkileyen bir diğer özellikte modelin sahip olduğu statüdür. Eğer model toplumda yüksek bir statüye sahipse, bu modelin davranışlarının model alınması daha yüksek bir ihtimaldir. .

Öz Yeterlik ve Model AlmaBandura’ya göre sosyal öğrenme kuramında model alma ya da taklidi etkileyen en

önemli faktörlerden biri gözleyenin kendi yeterlikleri konusunda duyduğu inançtır. Bireyin karşılaştığı sorunlara nasıl çözümler getirebileceğine ilişkin kendi hakkında duyduğu inanç öz yeterlik olarak adlandırılmaktadır.

Öz yeterlik algısı yüksek olan bireylerin karşılaştığı problemleri çözebileceğine karşı duyduğu inanç taklit ya da model alma davranışlarını azaltacak, birey yeni yaşantılar geçirmeye, çevreyi kontrol etmeye daha çok istek duyacaklardır. Öz yeterlik algısı düşük olan bireylerde farklı etkinliklerde bulunma ya da yeni şeyler deneme isteği daha az olacağı, karşılaştığı problemleri çözebileceğine duyduğu düşük inanç başkalarının davranışlarını taklit etme ya da model almayı artıracaktır.

Gözlem Yoluyla Öğrenme Süreci Dikkat Hatırlama (Zihinde Tutma) Davranışa Dönüştürme Güdüleme

Dikkat: Sosyal öğrenme kuramında ilk adım dikkattir. Gözleyenin, modelin davranışlarını izlemesi ve algılaması gerekmektedir. Modelin davranışlarındaki, basitlik, açıklık, ilgi çekicilik ve işlevsel olması dikkat sürecini etkilerken, gözlemcinin tercihleri, hazırbulunuşluğu, duygusal durumu ve algılama kapasitesi bu süreci etkilemektedir.

Hatırlama (Zihinde Tutma): Dikkat edilen davranışın gözleyen tarafından zihinde tutulması gerekmektedir. Gözleyen modelin davranışlarını sembolleştirerek kodlamakta ve belekte saklamaktadır. Kodlama sürecinde sözel semboller, görsel semboller ağırlıklı olarak kullanılmaktadır. Hatırlama sürecinde gözleyenin modelin davranışlarını zihinsel olarak tekrar etmesi gerekmektedir.

Davranışa Dönüştürme: Üçüncü aşama, gözleyenin bellekte kodladığı davranışları yerine getirmesidir. Zihinde saklanan ve tekrar edilen davranışlar gözleyen tarafından psiko-motor (bedensel) olarak yerine getirilir. Davranışa dönüştürme aşamasındaki en önemli özellik gözleyenin fiziksel kapasitesidir. Gözleyen davranışı yerine getirdiğinde, yerine getirdiği davranış ile gözlediği davranış arasında bir fark görür ise düzeltme işlemine girişecektir.

Güdülenme: Sosyal öğrenme kuramında model alınan yaptığı davranışlar sonucunda çevreden olumlu dönütler alır ise bu davranışların yapılma sıklığı artacaktır. Sosyal öğrenme kuramı davranışçı yaklaşımlardaki güdülenme anlayışına karşı çıkarak bireyin yaptığı bir davranış sonucunda karşılaştığı duruma göre etkinliği yapma yada yapmama eğiliminde olmadığını ifade etmektedir. Kurama göre gözleyeni güdüleyen modelin yaptığı davranış sonucunda elde ettiği kazanımlardır.

Bölüm Sonu Soruları

Page 27: öğRenme Psikolojisi Konular Listesi

1. Dikkat, zihinde tutma, davranışı yeniden üretme, pekiştireç süreçleri hangi öğrenme modelinin süreçleridir?

a) Edimsel Koşullanmab) Problem Çözmec) Bilgiyi İşleme Kuramıd) Klasik Koşullanmae) Sosyal Öğrenme Kuramı

2. Aşağıdakilerin hangisi davranışçı öğrenme kuramlarının ilk çalışmalarıyla bu alanın babası olarak isim yapmıştır?

a) Pavlovb) Skinnerc) Watsond) Thorndikee) Bandura

3. Bireyin her işi doğrudan öğrenmesine gerek olmadığını, başkalarının deneyimlerini gözleyerek de birçok şeyi öğrenebileceğini savunan öğrenme kuramı hangisidir?

a) Gelstalt Kuramıb) Sosyal Öğrenme Kuramıc) Klasik Koşullanmad) Sistematik Davranış Kuramıe) Bilgiyi İşleme Kuramı

4. I. Yüzme hareketlerini sembolleştirip kodlamakII. Yüzen insanların hareketlerini izlemekIII. Denize girip yüzmeye çalışmak IV. Yüzmeyi başardıktan sonra kendini ödüllendirmek

Yukarıda yer alan maddeleri öğrenme sırasına göre diziniz? a) I. II. III. IVb) III. II. I. IVc) II. III. I. IVd) I. III. II. IVe) II. I. III. IV

5. Aşağıdakilerden hangisi, gözlem yoluyla öğrenmeyi doğrudan etkileyen öğelerden biri değildir?a) Dikkatb) Anımsamac) Uygulamad) Tekrare) Pekiştirme

6. Sosyal Öğrenme Kuramı hangi bilim adamına aittir?a) Pavlovb) Thorndikec) Watsond) Skinnere) Bandura

7. Bir kişinin istenmeyen bir davranışı tekrar etmemesi için o davranışın organizmanın bir daha yapmak istemeyinceye kadar yaptırılması gerektiğini savunan bilim adamı aşağıdakilerden hangisidir?

a) Watsonb) Skinnerc) Thorndike

Page 28: öğRenme Psikolojisi Konular Listesi

d) Guthriee) Gagne

8. “Organizma bir etkinliği tekrar etmesi onun organizma üzerinde bırakacağı izlenime bağlıdır” aşağıdakilerden hangisi yukarıdaki ifadeye aittir?

a) Hazırbulunuşluk yasasıb) Tekrar yasasıc) Etki yasasıd) Pragnaz yasasıe) Süreklilik yasası

9. Bir kişinin model alma davranışlarını aşağıdakilerden hangisi öncelikli olarak etkiler?I. Gözlemci modelin ortak yaşantılarının olması

II. Modelin her istediğini yapabilmesiIII. Modelin içinde bulunduğu gruptan çok farklı bir yapıya sahip olmasıIV. Modelin yüksek bir statüye sahip olmasıV. Gözlemcinin modelin güçlü karakterinden etkilenmesi

a) I, II, IIIb) II, IV, Vc) I, IV, Vd) II, III, IVe) III, IV, V

10. Organizmanın bir uyarıcıya yönelik verdiği tepkinin diğer bir tepki için uyarıcı niteliği taşıması ve bunun zincirleme şekilde devam etmesi aşağıdaki kuramlardan hangisi ile açıklanmıştır.

a) İşaret – tepki bitişikliğib) Uyarıcı – tepki bitişikliğic) Zıt tepki metodud) Eşik metodue) Tekrar kanunu

Page 29: öğRenme Psikolojisi Konular Listesi

Gestalt Psikolojisi (Wertheimer, Koffka, Köhler)Gestalt kelimesi bütün anlamına gelmektedir. Gestalt psikolojinsin temelini oluşturan

düşünce, organizma kendini oluşturan parçaların örgütlenmiş bir bütünüdür, fiziksel ve kimyasal elementlere indirgenemez anlayışıdır. Gestalt psikolojisine göre bütün parçaların toplamından fazladır ve farklıdır.

Gestalt psikologları davranışça yaklaşımla ortaya konulan görüşlere karşı çıkmaktadırlar. Gestalt psikologlarına göre öğrenme basit bir uyarıcı tepki ilişkisi değildir. Öğrenme olayları algılamak parçalar arasında ilişkiler kurmayı gerektirir.

Gestalt psikolojisinde algılama ve algı yasaları çok önemli bir yer tutmaktadır. Algı, bu kuramda örgütleme olarak ele alınmaktadır ve öğrenmeyle ilgili görüşlerin çoğu algılamayla ilgili çalışmalara dayanmaktadır.

Algı ve Algı YasalarıBiraz önce de ifade edildiği gibi algı Gestalt psikologlarını göre bir örgütlemedir. Bu

örgütleme bütüncüdür ve bütün parçaların toplamından daha büyük ve farklı bir yapı oluşturur. Gestalt psikologlarının yaptığı çalışmalar günümüzde üzerinde halen çalışılmakta olan kuantum fiziğinin temel verilerine de gönderme yapmaktadır. Kuantum fiziği, basit varlıklar birleştiğinde veya ilişki kurduğunda yeni özelliklerin ortaya çıkacağını varsayar. Buna göre bütün, parçaların toplamından fazladır. Her kuantum parçası her yerde, her zaman olma potansiyeline, dünyayı etkilemek için çok yönlü kapasiteye sahiptir.

Algı Yasaları Zemin-Şekil Yasası Yakınlık Yasası Süreklilik Yasası Benzerlik Yasası

Page 30: öğRenme Psikolojisi Konular Listesi

Tamamlama Yasası Basitlik Yasası Pragnaz Yasası

Zemin-Şekil İlişkisi: Bütün algılarda bir zemin ve bu zeminden önce göze çarpan bir şekil bulunmaktadır. Algılamalarımızda zemin üzerinde dikkatimizi çeken şekli görür ve onu algılarız. Zemin-şekil yer değiştirebilir ve dikkat ettiğimiz nesne şekil olurken diğer uyarıcılar zemini oluşturmaktadır. Zemin-şekil algısında şeklin algılanmasına neden olan daha çok dikkat çekici olmasıdır.

Yakınlık Yasası: Organizma bir alan içinde bulunan nesnelerin birbirine yakınlıklarına göre gruplayarak algılama eğilimindedir. Buna yakınlık yasası denilmektedir. Yakınlık, zamanda ve mekanda yakınlık olarak iki grupta ele alınabilir.

Zamanda yakınlık için verilebilecek en iyi örnek, müziktir. Müzikteki notalar zamanda yakınlık algısına göre düzenlenmiştir. Zaman içinde birbirine yaklaşan ya da uzaklaşan vuruşlar melodileri oluşturmakta ve bu vuruşlar ritim algımızı oluşturmaktadır.

Mekanda yakınlık algısına, bireylerin bir araya geldiğinde tek tek değil de bir topluluk olarak algılanmasını örnek verebiliriz. Mekan içinde birbirine yaklaşan nesneler bir bütün olarak algılanma eğilimine neden olmaktadır.

Süreklilik Yasası: Organizma ani, birdenbire olan değişikliklerden daha çok düz giden sürekliliği algılama eğilimindedir. Aynı yönde giden birimler, çizgiler birbiri ile ilişkili olarak algılanmaktadır. Süreklilik algısında organizma devam eden bir etkinliği algılama eğiliminde olurken ani meydana gelen olaylar süreklilik algısını olumsuz etkiler. Akış halinde olan bir trafikte uzun süre araç kullanan bir sürücü aniden meydana gelen bir duruma hemen tepki gösteremez.

Benzerlik Yasası: Organizma birbirine benzeyen uyarıcıları gruplayarak algılama eğilimindedir. Buna benzerlik yasası denilmektedir. Benzerlik yasasında hem görsel hem de işitsel uyarıcıların algılanması da önemli görülmektedir. Örneğin birçoğumuz çekik göz yapısına sahip insanları gruplayarak algılama eğilimindeyizdir. Çoğu kişiye göre tüm çekik gözlüler ilk başta Japon olarak algılanır. Şarkıcıları düşündüğümüzde de birbirine benzeyen ses yapısına sahip şarkıcıları gruplayarak algılama eğilimindeyizdir.

Tamamlama Yasası: Gestalt psikolojisinde tamamı görülmeyen ya da daha tamamlanmamış nesneler bütün olarak algılanır. Tamamlama yasası nesneleri tamamlama olduğu gibi olayları da tamamlama eğiliminde olmamıza neden olur. Tamamını görmediğimiz nesneleri organizma tamamlarken, tamamını bilmediğimiz olayları da zihinde tamamlama yoluna gideriz. Karşınızdan gelen bir çiftin kendi aralarında yaptıkları tartışmayı bir anlık duyduğunuzda ne yapıyorsunuz. Birçoğumuz bu olayı zihnimizde tamamlamaya gitmekteyiz.

Basitlik Yasası: Organizma, karmaşık, zor olaylar yerine daha basit ve düzenli olanı algılama eğilimindedir. Basit, düzenli bir şekilde organize edilmiş şekiller karmaşık olanlardan daha kolay algılanır. Oldukça karmaşık bir yapıya sahip bir problemin daha kolay ve tek boyutlu probleme göre algılanması daha zordur.

Pragnaz Yasası: Gestalt psikologların algı yasalarıyla ilgili öne sürdükleri en kapsamlı yasa Pragnaz yasasıdır. Bu yasaya göre;

“her psikolojik olayda anlamlı, tam ve basit olma eğilimi vardır.”

Page 31: öğRenme Psikolojisi Konular Listesi

Pragnaz yasası, Gestalt psikolojisinin temel bir ilkesi olup aslında diğer tüm yasaları içine alan bir yapı sergilemektedir.

İçgörüsel Öğrenme (Köhler)

İçgörüsel öğrenme, diğer bir ifadeyle sezgisel ya da seziş yoluyla öğrenme Köhler’in yaptığı çalışmaların bir ürünüdür. Köhler’e göre öğrenmede öğrenen kişi, bütün durumu amaçlar arasındaki bağları algılamayı ya da mantıksal ilişkileri anlamayı içeren yeni bir şekilde görür. Köhler, İçgörüsel öğrenme konusunda maymunlarla çalışmalar yürütmüştür. Bu çalışmalardan en önemlisi Sultan isimli bir maymunla yaptığı çalışmadır. Köhler, maymunun en sevdiği yiyeceği maymunun bulunduğu kafesin hemen dışına koymuş ve mesafeyi bedeniyle uzanamayacağı bir mesafede bırakmıştır. Ancak kafes içinde maymunun birleştirerek uzatabileceği sopalar koymuştur. Sultan kafes dışındaki muza eliyle ulaşamayacağını anlayınca kafes içinde bulunan sopaları incelemiş ve uzun bir düşünme sürecinden sonra sopaları birbirine ekleyerek kafes dışındaki muza ulaşabilmiştir. Bir başka çalışmada başka bir maymunun yetişemeyeceği ve tırmanamayacağı bir şekilde muz kafesin üzerine bağlanmış ve içeriye de kutular konulmuştur. Maymun kutuları üst üste koyarak kutulara tırmanıp tavanda asılı olan muzu alabilmiştir.

Sultan muzu almak için sopaları birleştirirken.

Grande muzu almak için kutuları üst üste koyuyor.

Page 32: öğRenme Psikolojisi Konular Listesi

İçgörüsel öğrenme de deneme-yanılma kuramında olduğu gibi çözüme ulaşmak için denemeler yapılıp sonuca ulaşılamadığı durumlarda yeni denemelere girişilmez. Aslolan problemin çözümü için deneme yanılma yoluna gitmeden zihinsel olarak problemin çözülüp çözümün uygulamaya geçirilmesidir.

İçgörüsel öğrenmede, öğrenme birdenbire meydana gelmiş gibi görünse de süreç aslında uzun bir düşünme, tüm uyarıcılar arasında bağlantıları kurma ve eyleme geçme aşamalarından oluşmaktadır. Bu aşamalar;

Problemin çözümü için gerekli olan tüm öğelerin görülmesi, Öğelerin arasındaki ilişkilerin kurulması ve yeni ilişkileri algılanması, Uzun süren bir problem çözme dönemi, başka bir ifadeyle uzun bir ön çözüm dönemi Problemin çözümlenmesi

İçgörüsel örenmede çözüm öncesi dönemden çözüme Geçiş uzun sürmekle birlikte çözüm genellikle ani ve hatasız olarak gerçekleşir. Elde edilen çözümler benzer problemlerin çözümünde de kullanılabilir.

Hümanistik Psikoloji (Maslow – Rogers)

Maslow

Hümanistik psikoloji temele bireyi alan ve bireyi değerli ve doğuşta “iyi” olarak gören bir anlayıştır. Bu psikolojinin temelinde insanın mekanik, uyarıcılara otomatik tepkiler veren bir makine olmadığı, her bireyin değerli ve önemli olduğu görüşü yatmaktadır. Hümanistik psikoloji iki bilim adamıyla anılmaktadır; Rogers ve Maslow. Hümanistik psikoloji içerisinde benlik kavramı, kendini gerçekleştirme gibi konular yer almaktadır.

Benlik kavramı bireyin kendini algılayışı, güçlü ve zayıf yönler ve değer sistemleri ile ilgilidir. Aşağıdaki temel sorular benlik kavramı içerisinde yer almaktadır.

Ben kimim? Benim için değerli olanlar nelerdir? Ben neleri yapabilirim? Ne istiyorum?

Benlik kavramı bireyin yaşantıları sonucunda gelişmekte ve değişmektedir. Bireyin benlik algısıyla yaşantısı arasındaki fark büyükse mutsuzluk o derece artacaktır. Eğer bireyin benlik algısı ile yaşantısı arasında yüksek bir ilişki bulunuyorsa bu bireyin mutlu olmasını sağlayacaktır.

Benlik algısı ile öğrenme arasında yakın bir ilişki bulunmaktadır. Bireyin ne istediğini bilmesi, güçlü ve zayıf yönlerinin farkında olması ve yapabileceğine ilişkin duyduğu kanaat öğrenmesini doğrudan etkileyecektir.

Page 33: öğRenme Psikolojisi Konular Listesi

K

Değer, başarı

Kendine saygı

Ait olma ve sevgi

Emniyet, güven, düzen ve değişmezlik

Açlık, susuzluk ve cinsiyetin fizyolojik doyumu

Kendini Gerçekleştirme

Benlik kavramıyla birlikte hümanistik psikolojide yer alan en önemli kavram kendini gerçekleştirmedir.

Kendini gerçekleştirme, Maslow’un “Temel Gereksinimler Hiyararşisi”nin en üst basamağını oluşturmaktadır. Temel Gereksinimler Hiyararşisi bir piramit gibi aşağıdan yukarıya doğru basamaklı bir yapı oluşturmaktadır. Piramidin en altında temel gereksinimler bulunurken, en tepede ise kendini gerçekleştirme bulunmaktadır. Hiyerarşide alt basamaktaki gereksinimler giderilmeden üst basamaktaki gereksinimler birey üzerinde önemli bir etki yaratmaz.

Piramidin en altında, açlık, susuzluk, cinsellik gibi temel fizyolojik gereksinimler bulunmaktadır. Bu gereksinimler hayati bir önem taşımakta ve bireyin hayatta kalması ve türün devamlılığı için bu gereksinimin karşılanması gerekmektedir.

İkinci basamakta, emniyet, güven, düzen ve değişmezlik gereksinimleri bulunmaktadır. İlk basamaktaki gereksinimler karşılanmadan birey bu basamaktakileri gereksinim olarak görmeyecektir.

Üçüncü basamakta, ait olma ve sevgi gereksinimleri gelmektedir. Bu gereksinimin karşılanmaması bireyin yabancılaşmasına neden olmakta ve onu toplumdan koparmaktadır. Kendini bir yere ait hissetmeyen birey içinde bulunduğu toplumdan uzaklaşma yoluna gidecektir.

Dördüncü basamakta, saygı görme, bir statü sahibi olma gereksinimi ortaya çıkmaktadır. Bu basamakta bireyin başarı duygusun tatması ve kendini değerli hissetmesi gerekmektedir.

Son basamakta ise kedini gerçekleştirme bulunmaktadır. Kendini gerçekleştirme en üst basamak olup bireyin kendiyle barışık olmasıyla doğrudan ilişkilidir. Kendini gerçekleştiren bireyin temel özellikleri aşağıdaki gibidir;

Gerçekçi olma ve gerçekleri kabullenme Özerk olma, kendine yetebilme Kendini ve başkalarını olduğu gibi kabullenme Yaratıcı olma ve problem çözücü bir kişiliğe sahip olmak İnsanlarla samimi ve çıkarsız ilişkiler kurma İçinden geldiği gibi davranabilme Yalnız yaşamaktan keyif almak

Page 34: öğRenme Psikolojisi Konular Listesi

Bilgiyi İşleme KuramıBilişsel psikoloji üzerinde çalışan bilim adamları, davranışçı psikoloji üzerinde çalışan

bilim adamlarının öne sürdüğü öğrenmenin gözlenebilen davranışlarla açıklanması görüşünü reddederek öğrenmenin sadece gözlenebilen davranışlarla değil zihinsel süreçleri de içeren bir yapıya sahip olduğu görüşünü benimsemişlerdir. Bilgiyi işleme kuramında birey uyaranları algılama, anlama, sebep-sonuç ilişkisi içinde yapılandırma, değerlendirme ve gerektiğinde kullanmaktadır. Bilişsel öğrenme davranışçı öğrenmecilerin öğrenmeyi sadece gözlenen davranışlarla sınırlı tutmasına karşı çıkarak öğrenmenin bu kadar basit bir süreç olmadığını vurgulamaktadırlar.

Bilgiyi işleme kuramı zihinsel süreçleri ve bu süreçlerin nasıl bir yol izlediği üzerinde durmaktadır. Biliş kavramı ise tüm zihinsel işlemleri kapsayan bir terim olarak kullanılmaktadır.

Bilgiyi işleme kuramında öğrenme; bireyin yetenekleri, güdüleri, inançları, tutumları ve tecrübelerinden edindikleri ile etkilenen bir karar verme sürecidir.

Bilişsel kuramcılar insan zihninde meydana gelen süreçleri ortaya koymaya çalışarak öğrenmenin zihinde nasıl meydana geldiğini açıklamaya çalışmışlardır. Bilgiyi işleme kuramında temel olarak dört soru üzerine inşa edilmiştir:

1. Dışardan gelen uyarıcılar nasıl alınmaktadır.2. Alınan uyarıcılar zihinde nasıl bir işlemden geçmektedir.3. İşlemden geçirilen bilgiler zihinde nasıl saklanmaktadır.4. Zihinde saklanan bilgiler nasıl geri getirilip kullanılmaktadır.

Bilgiyi işleme kuramında süreç dışardan gelen uyarıcının duyu organlarıyla alınmasıyla başlanıp, bu uyarıcıların tanımlanması ve depolanmasıyla devam etmektedir. Depolanan bu bilgiler gerektiğinde geri getirilerek kullanılmaktadır. Bu sistem bilgisayarların çalışma sistemine benzetilmektedir.

Bu süreç aşağıda şematize edilmiştir.

Şema: Bilgiyi İşleme Kuramı

Bilgiyi işleme kuramında bilişsel süreç;

Duyusal Kayıt (Bellek)

Kısa Süreli Bellek (İşleyen Bellek)

Uzun Süreli Bellek

KodKod

Kod

Anısal (Epizodik) Bellek

İşlemsel Bellek

Anlamsal (Semantik) Bellek

Uyarıcı

Page 35: öğRenme Psikolojisi Konular Listesi

Dikkat Algılama Tekrar Kodlama Depolama Geri Getirme

Dikkat: Dışarıdan gelen uyarıcılar duyu organları yoluyla alınır. Uyarıcıların alınmasında en önemli olan seçici dikkattir. Dışarıdan gelen uyarıcılar öncelikle duyusal kayıta gelir ve burada uyarıcı dışarıdan alındığı şekliyle hiçbir değişikliğe uğratılmadan saklanır. Daha sonra hemen kısa süreli belleğe gönderilir.

Algılama: Duyu organlarıyla alınan uyarıcıların tanımlanması işlemidir. Algılama işleminde uyarıcının ne olduğuna karar verilir. İşlem kısa süreli bellekte yapılır. Bilgiyi işleme kuramında tüm işlemler kısa süreli bellekte gerçekleşir. Bu nedenle bu bellek işleyen bellek olarak da isimlendirilmektedir.

Tekrar: Kısa süreli bellekte bilginin daha uzun süre kalabilmesi için bilgi tekrar edilerek saklanır. Saklama süresinin uzatılmasının nedeni kodlama işleminin yapılarak bilginin uzun süreli belleğe gönderilmeden önce herhangi bir kayba uğramamasıdır.

Kodlama: Bilginin uzun süreli belleğe gönderilebilmesi için birey tarafından anlamlı şekilde kodlanması gerekmektedir. Kodlama her birey için kendisi için en anlamlı gelecek şekilde yapılır.

Depolama: Uzun süreli belekte bilgiler gelişi güzel şekilde saklanmaz. Bilgiler depolanırken anısal (epizodik), anlamsal (semantik) ve işlemsel bellek türlerinden uygun olan bölüme yerleştirilir.

Geri Getirme: Uzun süreli bellekte bulunan bilgilerin gerektiğinde kullanılmak üzere işleyen belleğe (kısa süreli bellek) getirilmesi. Geri getirme işleminde önemli olan saklanan bilgileri geriye getirecek uygun ipuçlarının bulunmasıdır.

Yukarıdaki şemada da görüldüğü gibi bilgiyi işleme kuramında üç bellek türü bulunmaktadır. Şimdi bu bellek türlerinin özelliklerini açıklamaya çalışalım.

Duyusal KayıtBu belleğin kapasitesi sınırsızdır. Dışardan gelen tüm uyarıcılar algılanabilir. Dikkatle

doğrudan ilişkilidir. Dışardan gelen uyarıcılara dikkat ettiğimizde ilk olarak duyusal kayıt tarafından alınır. Buraya gelen bilgiler eğer kısa süreli belleğe gönderilmezse birkaç saniye içerisinde yok olur.

Kısa Süreli Bellek: Bu bellek işleyen bellek olarak da isimlendirilmektedir. Duyusal kayıtla gelen bilgiler burada işlenerek uzun süreli bellekteki bilgilerle ilişkilendirilip, anlamlı ve önemli görülürse uzun süreli belleğe gönderilir. Bu belleğin kapasitesi sınırlı olmakla birlikte bilgiyi yaklaşık 20 saniye kadar hafızada tutmak mümkündür. Bilgiyi kısa süreli bellekte tutmanın yolu tekrardır. Burada anlamlandırılan bilgiler uzun süreli belleğe gönderilir.

Uzun Süreli Bellek: Depo da denilebilir. Kısa süreli bellekte işlenen bilgiler uzun süreliğine saklanmak üzere buraya gönderilir. Burası bir kütüphaneye benzetilebilir. Bilgiler kendi içlerinde gruplandırılarak depolanır. Kısa süreli bellekten gelen bilgiler türlerine göre burada uygun yere yerleştirilir.

Bellek türleri:

Anısal Bellek: Yaşantılarımız sonucu edindiğimiz bilgiler burada depolanır.

Page 36: öğRenme Psikolojisi Konular Listesi

Anlamsal Bellek: Genel kavramlar, ilkeler, olaylar burada saklanır.

İşlemsel Bellek: Bir işin işlem basamakları burada depolanır.

Öğrenme Stratejileri

Öğrenme stratejileri, bireyin öğrenme sürecinde izlediği yollar ve bu yolları nasıl kullandığı ile ilişkilidir. Öğrenme stratejisi bireyin öğrenme sürecinde ağırlıklı olarak kullandığı bir yoldur. Öğrencilerin öğrenme sürecinde kullanabilecekleri birçok öğrenme stratejisi vardır. Bu stratejiler günümüze değin çeşitli biçimlerde sınıflandırılmıştır. Burada temele alınacak sınıflama aşağıdaki şekildedir.

A. Dikkat Stratejileri

B. Tekrar Stratejileri

C. Anlamlandırmayı Güçlendiren Stratejiler

1. Eklemleme Stratejileri

2. Örgütleme Stratejileri

3. Bellek Destekleyici Stratejiler

A. Dikkat Stratejileri

Çevreden gelen bilginin birey için gerekli olanlarının kısa süreli belleğe geçişini sağlayan en önemli süreç dikkattir. Bu nedenle, öğretimde yerine getirilmesi gereken ilk işlev, öğrencinin dikkatini belirginleştirmek ve arttırmaktır. Kendi kendine öğrenecek bireyde kendi için en uygun dikkat stratejisini seçip uygulayabilir. Anahtar sözcük veya temel fikirlerin altının çizilmesi, inceleme sorularının incelenmesi, metnin kenarına not almak ve başlık, tablo ve şemaları incelemek gibi yollarla dikkatin konuya yoğunlaşması sağlanabilir.

Altını çizmek

İnceleme soruları

Metnin kenarına not alma

Başlık, tablo ve şemaları inceleme

B. Tekrar Stratejileri

Kısa süreli belleğin aldığı bilgi miktarı ve bilginin burada kalış süresi açısından varolan sınırlılıkları en aza indirmek için bireyler zihinsel tekrar ve gruplama stratejilerini kullanmaktadırlar. Bu stratejiler, bilgiyi daha sonra uzun süreli belleğe yerleştirmek için gerekli işlemlere hazır halde tutmaya ve ezberlemeye yardımcı olurlar. Bu stratejiyi kullanan kişi, olguları zihinsel ya da sesli yineler, bir metni aynen kopya eder veya önemli cümleleri aynen tekrarlar. Kısa süreli belleğin sınırlarını azaltmak için, çok birimli bilgilerin gruplanarak tekrar edilmesi de bu stratejiye örnek olarak verilebilir. Tekrar okuma, sesli anlatma, bilgileri olduğu gibi not alma, altını çizme bu stratejide kullanılan tekniklerdir.

C. Anlamlandırmayı Güçlendiren Stratejiler

Anlamlandırma, öğrencinin eski bilgileriyle yeni bilgileri arasında ilişkiler kurması yoluyla bilginin anlamlı hale getirilmesi sürecidir. Yeni bilgi, eskilerle ne kadar çok yolla ilişkilendirilirse, bilgiye ulaşma yolları da o kadar çok artar. Bu strateji özellikle ön öğrenmelerin hatırlanması, uyarıcıların sunulması, öğrenme rehberi sağlanması gibi etkinliklerde kullanılmalıdır Bu stratejilerin bazıları, eklemleme, örgütleme ve bellek destekleyici stratejilerdir.

Page 37: öğRenme Psikolojisi Konular Listesi

1. Eklemleme Stratejileri: Eski ve yeni bilgiler arasında ilişkiler kurmayı sağlayan stratejilerdir. En önemlisi, benzetimler olup, bu yeni bilginin eskiyle benzerliklerini bularak ilişkisini kurmamızı ve anlamlandırmamızı sağlar. Zihnin işleyişi ile bilgisayarın benzetilmesi buna örnek olarak gösterilebilir. Bunun yanı sıra, telefon numarasının anlamlı bir tarihle, birinin doğum günüyle ilişkilendirilmesi telefon numarasının anlamlı hale getirilmesini sağlar. Karşılaştırmalar yapmak da eklemlemeyi sağlayan başka bir yoldur.

2. Örgütleme Stratejileri: Gruplama, terim ya da düşünceleri bir araya getirme, materyali küçük alt parçalara bölme gibi etkinlikleri içeren örgütleme stratejileri; öğretilecek materyalin yeniden yapılandırılarak, organize edilerek anlamlandırılmasını sağlar. Bu strateji, not alma, özetleme, uzamsal temsilciler oluşturma ve SQ4R gibi teknikleri içerir.

3. Bellek Destekleyici Stratejiler: Bellek destekleyiciler sözel ve görsel bellek destekleyiciler olarak iki şekilde organize edilebilir.

Sözel Bellek Destekleyiciler: Bu stratejide birey öğrendiği bilgiyi kendisi için anlamlı kelimelerle zihninde tutmaya çalışır. En çok kullanılan yolu öğrenilenin baş harflerinden oluşan anlamlı bir kelime oluşturmaktır.

Görsel Bellek Destekleyiciler: Bu stratejide ise birey öğrendiği bilgiyi zihninde canlandırır. Görsel imajlar öğrenilen bilgiyle eşleştirilerek saklanılmaya çalışılır.

Öğrenme Stilleri

Öğrenme stillerini Görsel, İşitsel ve Kinestetik / Dokunsal olarak üç ana grupta ele alabiliriz.

Görsel: Görsel öğrenme stiline sahip olan öğrenciler genellikle düzenli bir çalışma sistemine

ve ortamına sahiptirler. Sözcüklerden daha çok görsel imajlara ihtiyaç duyarlar. Posterler, grafikler, diyagramlar, resimler yazılardan daha çok anlam taşır. Öğrendikleri bilgileri genellikle gözlerinin önüne getirerek hatırlamaya çalışırlar.

İşitsel: Bu öğrenme stilinde olan öğrenciler sessiz kalmak yerine konuşmayı tercih ederler.

Öğrenmenin gerçekleşmesi için duymaları gerekmektedir. Duymadıklarını öğrenmede zorlanırlar. Konuşma ve dinleme becerileri oldukça iyidir.

Kinestetik/Dokunsal: Bu öğrenme sitilindeki öğrencilerin en önemli özelliği yerlerinde durmaktan çok

hoşlanmayışlarıdır. Öğrenmenin gerçekleşmesi için öğrenilecek olanın incelenmesi, ellenmesi gerekmektedir. Sınıf içinde yapılacak etkinliklere katılmaktan hoşlanırlar. Uzun süre sıranın üzerinde oturmaktan çok sıkılıp hareket etmek isterler.

Örtük Öğrenme

Örtük öğrenme, öğrenme ortamında öğrenenin herhangi bir çaba harcamadan öğrenmenin gerçekleşmesi durumudur. Öğrenmelerimizin tamamı için bilinçli bir sürecin geçtiğini söylemek mümkün değildir. Bazı öğrenmelerimiz kendiliğinden gerçekleşir. Öğrenmek için hiç çaba harcamasak da bazı şeyleri kendiliğinden öğrendiğimizi fark ederiz. Evde, iş yerinde, sokakta onu dinlemek için bir çaba harcamasak da son dönem popüler bir şarkıyı bazen söylerken buluruz kendimizi. Aslında bu şarkıyı hiçbir zaman bilinçli bir şekilde dinlememişizdir. Öyle olmak için hiç uğraşmasak da bazen kardeşimiz, annemiz, babamız ya da arkadaşımızın davranışlarının hemen hemen aynını sergilediğimizi görürüz. Bu davranışların kazanılabilmesi için ne bir gözlem, ne denemeler ne de pekiştireç

Page 38: öğRenme Psikolojisi Konular Listesi

almamışızdır. Öğrenme biz dikkat etmeden gerçekleşmiştir. Bu tür öğrenmelere örtük öğrenme denilmektedir.

Ket Vurma

Ket vurma kavramı için engelleme kelimesini kullanmak doğru olacaktır. Ket vurma bir davranışın oluşumunun engellenmesidir. Öğrenmelerimizde yeni davranışların kazanılması ya da eski davranışlarımızın korunması bazen yeni öğrenme durumlarında güçleşir buna ket vurma denilmektedir. Ket vurma iki şekilde gerçekleşir;

İleriye ket vurma

Geriye ket vurma

İleriye Ket Vurma: Eski öğrenmelerimizi yeni öğrenmeleri engellemesi durumuna denir. Yıllardır kullandığınız bir ev aletini yenisi ile değiştirdiğinizde genellikle çalışmasını hep eski haliyle düşünüp yeni aletin kullanımına bir türlü alışamazsınız. Uzunca bir süre kullandığınız cep telefonunuzu değiştirip farklı bir marka cep telefonu kullandığınızda kullanımı sık sık karıştırmaz mısınız. Bu duruma ileriye ket vurma denilmektedir.

Geriye Ket Vurma: Yeni öğrenilen bilgilerin eski bilgileri karıştırarak onları unutturmasına denir. Türkiye’de doğup büyüyen bir kişinin yurt dışında yaşamaya başlaması ve uzunca bir süre sonra ülkesine döndüğünde Türkçe konuşmasında güçlük yaşaması geriye ket vurma olarak ifade edilebilir.

Bölüm Sonu Soruları

1. Aşağıdakilerden hangisi Gestalt psikologlarına göre algılarımızı etkileyen ilkelerden değildir?a) Yakınlıkb) Tamamlamac) Küçüklükd) Benzerlike) Süreklilik

2. İlke, kavram ve genellemelerin yer aldığı bellek hangisidir?a) Anısal (Epizodik) bellekb) İşleyen Bellekc) Kısa Süreli Bellekd) Duyusal Kayıte) Anlamsal (Semantik) Bellek

3. Aşağıdakilerden hangisi duyusal kayıtın özelliklerinden değildir?a) Dışarıdan gelen uyarıcılar duyu organları ile alınırb) Bilgi edinmenin ilk sürecidirc) Elde edilen bilgilerin çoğu unutulurd) Bilginin zihinde kalış süresi kısadıre) Bilgilerin zihinsel tekrarını sağlar

4. Aşağıdakilerden hangisi işleyen belleğin işlevlerindendir?a) Yeni bilgilerin tekrar yoluyla depolarb) İlke kuram ve genellemeleri depolar

Page 39: öğRenme Psikolojisi Konular Listesi

c) Kişisel yaşantılarımızı depolard) Birçok uyarıcıyı aynı anda algılare) Hissettiğimiz duyguları depolar

5. Aşağıdakilerden hangisi bilgiyi işleme kuramına göre bilgilerin kısa süreli bellekten uzun süreli belleğe geçişinde kullanılan süreçlerden değildir?

a) Tekrarb) Kodlamac) Gruplamad) Anlamlandırmae) Algılama

6. Bisiklet kullanan birisinin motor bisiklet kullanmayı öğrenmesi aşağıdaki kavramlardan hangisine örnek olabilir?

a) Bitişiklikb) Genellemec) Geçişd) Sönmee) Ayırt etme

7. Kısa süreli bellekte yeni bilgilerin daha büyük ve anlamlı birimler haline getirilerek işlenmesine ne denir?

a) Depolamab) Düzenleyici tekrarc) Koruyucu tekrard) Gruplamae) Hatırlama

8. Öğrencinin metni okuduktan aynı şekilde anlatması ne tür öğrenme stratejisine örnektir?a) Tekrarb) Sembolleştirmec) Anlamlandırmad) Örgütlemee) Geri Çağırma

9. “Ekmek, süt, yumurta alacağım” diye tekrarlayarak markete giden bir çocuk bu bilgiyi hangi belleğine saklamaya çalışmaktadır?

a) Anısalb) Anlamsalc) Uzun Sürelid) Duyusal Kayıte) Kısa Süreli

10. Bilgiyi geri getirmede kodlamayı önemli kılan en önemli etken ya da etkenler aşağıdakilerden hangisidir?

I. Bir uyarıcıya geliştirilen tepkinin benzer uyarıcılara genellenmesiII. Önbilgilerle yeni bilginin anlamlı bir şekilde ilişkilendirilmesiIII. Uzun süreli bellekte varolan bilgi ve yeni bilgi arasında çok sayıda ilişki kurulması

a) Ib) IIc) IIId) I ve IIe) II ve III

Page 40: öğRenme Psikolojisi Konular Listesi

11. Aşağıdakilerden hangisi Gestalt kuramının bir özelliği değildir? a) Öğrenme uyarıcılara basit tepkiler vermekten daha karmaşık bir süreçtir.b) İlkeler, kavramlar ve olgular ezberleyerek değil, anlayarak öğrenilir.c) Mantıklı ve çok yönlü düşünme önemlidir.d) Bilginin önce ayrıntıları daha sonra bütünü öğrenilir.e) Üretici problem çözme önemlidir.

12. Gestalt kuramcılarına göre “her psikolojik olayın basit, tam ve bütün olma eğilimini” açıklayan genel yasa hangisidir?

a) Yakınlıkb) Tamamlamac) Süreklilikd) Devamlılıke) Pragnaz

13. Maslow’a göre gereksinimler hiyerarşisinin ilk basamağında yer alan gereksinim hangisidir?a) Kendini gerçekleştirmeb) Sevgi ve yakınlıkc) Saygınlıkd) Fizyolojik ihtiyaçlare) Güvenlik

14. Bir melodiyi meydana getiren notalar ayrı ayrı sesler olarak değil, zaman içinde bağlanmış olarak algılanır. Bu olay aşağıdakilerden hangisiyle bağlantılıdır?

a) Süreklilik kanunub) Benzerlik kanunuc) Bütünleme kanunud) Yakınlık kanunue) Bütünleştirme kanunu

15. Genellikle telefon numarası gibi bir ya da iki kez kullanmamız gereken basit bilgilerin hatırlanmasını kolaylaştıran öğrenme stratejisi hangisidir?

a) Anlamlandırmab) Tekrarc) Örgütlemed) Kodlamae) Akılda tutma

16. Bireyin okuduğu metni kendi kelimeleri ile özetleyerek çalışması hangi öğrenme stratejisine uygundur?

a) Akılda tutmab) Örgütlemec) Tekrard) Kodlamae) Anlamlandırma

17. Yeni öğrenilen bilgilerin eskiden öğrenilen bilgileri unutturması nasıl adlandırılmaktadır?a) Söndürmeb) Unutma

Page 41: öğRenme Psikolojisi Konular Listesi

c) Anımsamad) İleriye ket vurmae) Geriye ket vurma

18. Aşağıdakilerden hangisi, içgörüsel öğrenmenin özelliklerinden değildir?a) Çözüme ulaşmak uzun zaman alırb) Elde edilen çözümler benzer diğer problemlerde de kullanılabilirc) Bilgilerin tekrar edilmesi ve ezberlenmesi çözümü kolaylaştırır d) Çözüm öncesi dönemde zihinsel çözüm önerileri üretilire) Genellikle üretilen çözüm doğru ve kalıcı izlidir

19. Bir biçki – dikiş öğretmeni kursta yıllardır kullandıkları makineleri değiştirerek yeni modellerle ders vermek istemiştir. Ancak bu öğretmen yeni gelen bu makineleri kullanmakta oldukça güçlük yaşamış ve sürekli olarak eski makinelerin çalışma sistemine yönelik davranışlarda bulunmuştur. Öğretmenin yeni makineleri kullanamamasının nedeni aşağıdakilerden hangisidir?

a) İleriye ket vurmab) Geriye ket vurmac) Geçişd) Örtük öğrenmee) Unutma

20. Aşağıdakilerden hangisi kapasite yönünden en geniş ve saklama süresi sınırsız olan bellek türüdür?

a) Kısa süreli bellekb) Duyusal kayıtc) Uzun süreli bellekd) İşleyen belleke) Depo bellek

Page 42: öğRenme Psikolojisi Konular Listesi

Bu Bölümde Yararlanılan Kaynaklar

BACANLI, Hasan2000

Gelişim ve Öğrenme Nobel YayıncılıkAnkara

BİNBAŞIOĞLU, Cavit1995

Eğitim Psikolojisi Yargıcı MatbaasıAnkara

CHARLES, C.M. (Çev.ÜLGEN Gülten)2000

Öğretmenler İçin Piaget İlkeleri PegemA Yayıncılık, Ankara

CÜCELOĞLU, Doğan1991

İnsan ve Davranışı Remzi Kitabevi, İstanbul

ELLİS, C. Henry & HUNT R. Reed1993

Conitive Psychology Hill ComponiesUSA

ERDEN M. ve AKMAN Y. 1997

Gelişim-Öğrenme-Öğretme Alkım Yayınları

ÖZDEN, Yüksel2003

Öğrenme ve Öğretme PegemA Yayıncılık, Ankara

Page 43: öğRenme Psikolojisi Konular Listesi

SENEMOĞLU, Nuray2004

Gelişim-Öğrenme ve Öğretim Gazi KitabeviAnkara

SCHUNK, Dale H.2000

Learning Theories Macmillan PublishingUSA

ÜLGEN, Gülten1995

Eğitim Psikolojisi Bilim Yayınları, Ankara

YEŞİLYAPRAK, Binnur 2003

Gelişim ve Öğrenme Psikolojisi PegemA Yayıncılık, Ankara