29
AĞRI Alican UYGUR Dış Ticaret B(2.Öğretim) 3107210112

Ağri sunum

Embed Size (px)

DESCRIPTION

a

Citation preview

Page 1: Ağri sunum

AĞRI

Alican UYGUR

Dış Ticaret B(2.Öğretim)

3107210112

Page 2: Ağri sunum

AĞRI TARİHİ

Orta Asya’dan gelen kavimlerin Anadolu’ya girişleri sırasında Ağrı, bir geçiş oluşturmuş, dolayısıyla bir çok medeniyete sahne olmuştur. Ancak bu medeniyetler Ağrı’yı bir giriş kapısı olarak gördüklerinden burada çok köklü bir uygarlık oluşturamamışlardır. Bölgede egemenlik kurdukları sanılan Hititler’in güçlerini yitirmeleri üzerine, M.Ö.1340-M.Ö.1200 tarihleri arasında Hurriler bölgeye yerleşmişlerdir. Hurriler krallık merkezi olan Urfa’dan uzak olan Ağrı’yı ellerinde tutamamışlardır.

En köklü uygarlığı Urartular oluşturmuştur. Urartu’nun Van Gölü’nün kuzey ve kuzeydoğusundaki ülkeler üzerine, Kral İspuini (M.Ö.825-M.Ö.810) döneminde seferler başlamış, Kral Menua(M.Ö.810-M.Ö.786) döneminde bu akınlar daha da ağırlık kazanmıştır. Kuzeye ve kuzeydoğuya giden yollar üzerinde inşa edilen kaleler, buraya yapılan seferlerin önceden planlandığını göstermektedir.

Page 3: Ağri sunum

Ağrı Dağı’nın yamaçlarında, Karakoyunlu ve Taşburun köylerinin arasında ele geçen bir Urartu yazıtı Kral Menua’nın bu bölgedeki egemenliğinin kesin kanıtıdır. M.Ö.712 yıllarında Kızılırmak boylarına kadar uzanan Kimmerler, Ağrı’da geçici de olsa bir hakimiyet kurmuşlardır. Medler ( M.Ö.708-M.Ö.555 ) Asur Devleti’nin yıkılması ile birlikte bir yayılma ürecine girmiş, bunun sonucu olarakta Ağrı ve çevresini topraklarına katmışlardır. Medler’in yıkılması ile birlikte Persler; Büyük İskender’in Pers Kralı III.Darius’u ( M.Ö.331 ) yenerek Anadolu’yu ele geçirdiği zamana kadar yaklaşık iki yüzyıl kadar bölgede yaşamışlardır. Büyük İskender’in ölümü üzerine oluşan boşluktan faydalanan Ermeniler bölgeyi ele geçirmişlerdir.

Doğu Anadolu’ya gelip yerleşen ilk Türk topluluğu M.Ö.680 yılında bölgeye gelen Sakalardır. Murat Nehri ve Doğubeyazıt çevrelerine kısa sürede yerleşmişlerdir. Daha sonraları Arsaklılar ve Artaksıyaslı Krallığı, Ağrı ve çevresine hakim olmuştur. Bölge, Hz.Osman zamanında islam orduları tarafından fethedilmiştir. 872 yılına değin Abbasilerin kontrolü altında kalan Ağrı, daha sonra Bizans’ın kontrolüne geçmiştir.

Page 4: Ağri sunum

1071 Malazgirt Savaşı sonrası bölgeye Türk boyları gelmeye başlamıştır. Ağrı, yüzyıla yakın bir süre Sökmenli Devleti’nin sınırları içine girmiştir. 1027-1225 yılları arasında Ani Atabekleri, 1239’da Cengizliler, 1256-1358 yılları arasında İlhanlılar ve Celayirliler Ağrı’da hüküm sürmüşlerdir. İlhanlılar bazen kurultaylarını Ağrı Dağı’nda yapmış, Anadolu ve İran’ı buradan yönetmişlerdir. 1393’de Moğol hakanı Aksak Timur, Ağrı bölgesini ele geçirmiştir.

1405-1468 tarihleri arasında Ağrı, Karakoyunlu toprakları içinde yer almış, Karakoyunlular yıkılınca Ağrı Akkoyunlular’ın egemenliğine geçmiştir. Ağrı, Yavuz Sultan Selim tarafından Çaldıran Savaşı sonrası Osmanlı topraklarına katılmıştır.

Page 5: Ağri sunum

Osmanlı döneminde Şorbulak olarak anılan ilin adı, Ermeniler zamanında Karakilise olarak değiştirilmiştir. Kazım Karabekir Paşa zamanında Karakilise ismi değiştirilerek Karaköse diye adlandırılmıştır. Nuh Tufanı ile ilgisinden dolayı Tevrat’ta adı geçen Ararat Dağı ve ülkesinin, Ağrı ve çevresinin olduğu sanılması dolayısıyla Ağrı’ya batılılar tarafından Ararat da denilmektedir. 1834 yılında bucak, 1869 yılında ilçe olan Ağrı, 1927 yılında il merkezi olmuştur. 5165m. yüksekliğiyle Türkiye’nin en büyük dağı olan Ağrı Dağı’ndan dolayı da AĞRI adını almıştır.

Page 6: Ağri sunum

COĞRAFİ KONUM

39.05 ve 40.07 kuzey enlemleri ile, 42.20 ve 44.30 doğu boylamları arasında yer alan il, deniz seviyesinden 1640 m yükseklikte kurulmuştur.

Anadolu’nun İran’la bağlantısını sağlayan yolun üzerinde bulunması ile önemi artan ilin doğusunda İran, batısında Muş ve Erzurum, kuzeyinde Kars, güneyinde Van ve Bitlis ile kuzeydoğusunda Iğdır ili bulunmaktadır.

Doğu Anadolu Bölgesi’nin Yukarı Murat-Van bölümü içinde kalan yüksek Anadolu yaylasının devamı üzerinde yer almaktadır. Yüzölçümü 11376 kilometre karedir. Topraklarının %46’sını dağlık alanlar, %29’unu ovalar, %18’ini platolar ve %7’sini yaylalar oluşturmaktadır.

Page 7: Ağri sunum

EKONOMİK FAALİYETLER

Tarım: Halkın başlıca geçim kaynağı tarım ve hayvancılıktır. Tarım ürünleri buğday, arpa ve şeker pancarıdır. Murad Suyu bataklığında pamuk, kendir, pirinç, mısır ve çavdar yetişir. Bataklıklarda kamış fazladır. Su bakımından zengin olduğu halde ancak 23.522 hektar arazi sulanmaktadır. Doğu Bayezid, Patnos ve Tutak ovalarının sulanması için proje çalışmaları yapılmaktadır.

Hayvancılık: Ağrı ilinin en önemli gelir kaynağı hayvan ve hayvan ürünleridir. Koyun yetiştiriciliği başta gelir. Kırsal bölgelerde göçebeler çoğunluktadır. Geniş mer’a ve otlaklarda, yaylalarda koyun, keçi, sığır, manda beslenmektedir.

.

Page 8: Ağri sunum

İlde, ata rağbet azalmıştır. Ağrı dağlarında yabani keçi, boz ve beyaz ayı, sansar, tilki, kurt ve tavşan; Köse Dağında büyük ve bol sayıda yılan vardır. Ağrı Dağında ise engerek yılanı çoktur. Yazın Tendürk Dağında göç eden av hayvanları kışın Ağrı dağının Kozlu bölgesine gelirler. Kozlu bölgesi devamlı güneş gördüğünden burada kar azdır.

Madenler: Ağrı ilinde asbest, kükürt, ponzataşı, tuz, maden suyu, sıcak su kaplıcaları, çimento taşı, kireç, tuğla ve kiremit hammaddesi ve Eleşkirt’te Linyit yatakları vardır. Ayrıca az mikdarda mermer yataklarına da rastlanmaktadır

Page 9: Ağri sunum

Sanayi: Yeni yeni gelişmektedir. Başlıca sanayii, 1984 yılında faaliyete geçen şeker fabrikası, Doğu Bayezid Yem Fabrikası, Ağrı Tuğla Fabrikası, Et-Balık Kurumu Kombinası, Peynir-Tereyağ Fabrikası, Un Fabrikası, halı-kilim ve hızar atölyeleridir.

Tiftik işi başlık, eldiven ve atkıları ile meşhurdur. Geometrik desenlerle süslü kilim, halı ve heybeler en çok Doğu Bayezid, Karaköse ve Tahiki köyünde yapılır ve çok meşhurdur. Diyadin hidroelektrik santralı ile Patnos ve Şekerovası barajları için ön çalışmalar yapılmaktadır.

Ulaşım: En önemli ulaşım yolu, Trabzon-Erzurum-Tebriz yoludur. Ağrı, İran transit yolu üzerindedir. Asya’ya açılan bir kapıdır. Gürbulak sınır kapısı ile İran’a girilir.

İkinci derece yolları, Doğu Bayezid-Iğdır-Kars yolu ile Ağrı-Patnos-Van ve Muş yollarıdır. Kışın bazı yerlerde ulaşım kızaklarla yapılır.

Page 10: Ağri sunum

AĞRI'NIN TURİZM AÇISINDAN YERİ VE ÖNEMİ

Ağrı, turizm bakımımdan özel ve önemli bir yapıya sahiptir. Coğrafî konumu, doğal güzellikleri ve İshak Paşa Sarayı gibi tarihî zenginlikler, il Turizminin ana kaynaklarıdır. Turizm endüstrisi için önemli olan ulaşım, otel, lokanta, motel ve turistik tesis yapımında faaliyetler gittikçe artmaktadır.

Bir çok uygarlığın izlerini bünyesinde barındıran Ağrı, tarihi ve kültürel değerlerin yanısıra bozulmamış doğal kokusu, yüksek dağları, yayları ile ülkemiz turizmi içerisinde kendine iyi bir yer edinmiştir. Ağrı Dağı, Nuh'un Gemisi, İshakpaşa Sarayı, büyük meteor çukuru, ile yüksek turizm potansiyeline sahip olan Ağrı'da 950 turistik belgeli olmak üzere 3000 yatak kapasiteli ev sahipliği yapabilecek yapıya sahiptir. Ağrı Dağı, İshak Paşa Sarayı, Meteor çukuru, Diyadin kaplıcaları. Kudret köprüsü, Meya mağaraları. Balık gölü, Anzavur Tepe, Toprakkale ... görülmeğe değer turizm köşeleridir. Doğubeyazıt, Gürbulak gümrük kapı ve buradaki Açık Pazar yeri, turizm yönünden ayrı bir öneme sahiptir.Pek çoğu yıkılmış olsa bile, tarihî eserler ve turistik zenginlikleri bakımından Ağrı, Türkiye'nin önemli turistik beldelerindendir.Türkiye'nin en yüksek tepesi ve Nuh tufanı ile devamlı kamuoyu gündeminde kalan Ağrı dağı, eşine az rastlanan manzaralı Balık gölü, geniş ve zümrüt yeşili ovaları, bu ovaları sulayan ırmakları, yaylaların güzellikleri, dere boyları ile Ağrı ayrı bir güzelliğe sahiptir.

Page 11: Ağri sunum

DOĞU BEYAZIT KALESİ:

Page 12: Ağri sunum

Doğubeyazıt'ın 5km doğusunda, Eski Beyazıt'ın kuzeydoğusundaki Belleburç denilen yerde bulunmaktadır. Bugün için harap bir vaziyet arz etmektedir. Yapanı ve yaptıranı bilinmeyen kalede, Urartu mezarları ve antik çağlara ait kalıntılar bulunmaktadır. Kale plan olarak üç bölümden meydana gelmiştir. Orta bölümde tapınak ve mağaralar mevcuttur. Kalenin etrafını çeviren surlar tamamen kaybolmuştur. Kalenin Urartular tarafından yapıldığı sanılmaktadır.

Page 13: Ağri sunum

BEYAZIT ESKİ CAMİ:

Doğubeyazıt'ın doğusunda, Kalenin güney eteğinde bulunmaktadır. Cami, muhtemelen Yavuz Sultan Selim tarafından yaptırılmıştır. Caminin taç kapısı üzerindeki onarım kitabesinden H.1096 (M.1687) 'da onarım gördüğü anlaşılmaktadır. Kare planlı, tek kubbeli cami plan tipindedir. Harim mekanı 11.50m çapında bir kubbe ile örtülüdür. Beş gözlü son cemaat yeri yıkılmıştır. Üzerinde herhangi bir süslemesi bulunmayan cami, değişik renklerdeki taşların karışık bir biçimde kullanılmasıyla yapılmıştır.

Page 14: Ağri sunum

DİYADİN KALESİ:

Diyadin ilçe merkezinin güneyinde, Murat Irmağı'nın kıyısındaki kayalıklar üzerinde kurulmuştur. Yapanı ve yaptıranı belli değildir. Evliya Çelebi, Uzun Hasan oğlu Ziyaüddin tarafından yaptırıldığını belirtmektedir. Kale, yapılış tarzı ve kullanılan malzeme bakımından Urartu kalelerine benzemektedir. Birçok dönemde tamir ettirilen kale, bugün harap bir vaziyettedir.

Page 15: Ağri sunum

AVNİK KALESİ:

Koçbaşı Kalesi olarakta bilinen yapı Diyadin ilçe merkezine 29 km mesafede, Yankaya (Ali Hido) mezrasında, Aladağ'ın yüksek bir yerindedir. Taşlarının sökülüp, ev yapımında kullanılmasından dolayı, bıgün ancak temelleri günümüze gelebilmiştir.

Page 16: Ağri sunum

KUJE KALESİ

Avnik Kalesi'ne yakın bir yerde bulunan küçük çapta bir kaledir. Günümüze ancak kalıntıları ulaşabilmiştir.

Page 17: Ağri sunum

MEYA (GÜNBULDU) MAĞARALARI:

Diyadin ilçe merkezine 12 km uzaklıktaki Günbuldu köyündedir. Antik bir kent görünümündeki yerleşim yerinde mağaralar ve tarihi kalıntılar köyün 400 m uzağında bulunmaktadır. Kayalara oyularak yapılmış, barınma yerleri, tapınak, ibadethane, oda ve mağaralar oldukça ilgi çekicidir. Barınarak ve ibadethanelerde değişik inançların izleri görülmektedir.Oldukça tahrip edilmiş kentten, günümüze mihrap, haçlı taşlar ve mezarlar kalmıştır.Buradan çıkarılan iki koç heykeli, şu anda il merkezinde bulunmaktadır.

Page 18: Ağri sunum

İSHAKPAŞA SARAYI

Dogubeyazıt'ın 8 km güneydoğusunda, Eski Doğubeyazıt'ın kayalıkları üzerindedir. Sarayın harem girişi üzerinde bulunan kitabesinde;

"Bin yüz ile doksan dokuz oldu buna tarih,

İshaka meram üzere kem kıl dü cihanı"

yazılıdır. Buradan yapının H.1199 (M.1784) tarihinde yaptırıldığı anlaşılmaktadır. Kitabede adı geçen İshak ise, II.İshak Paşa'dır. Yapı yaklaşık yüz yıllık bir dönem içerisinde tamamlanmıştır. Dolayısıyla 1634-1680 yılları arasında Beyazıt Sancakbeyliği'ni yapan Çolak Abdi Paşa döneminde yapının imarına başlanılmış ve 1784 yılında II.İshak Paşa döneminde yapı tamamlanmıştır.

Page 19: Ağri sunum

İki avlu ve bu avlularda yapılmış bölümlerden oluşan sarayda, binalar "U" şeklinde düzenlenmiştir. Birinci avluya girişi sağlayan taç kapı, dışa doğru çıkıntılıdır. Her iki yönden yuvarlak altışar sütunla takviye edilmiştir. Yüzey yuvarlak kemerli, mukarnas kavsaralı bir niş içine alınmıştır. Asıl giriş kapısı basık kemerli olarak düzenlenmiştir. Taç kapı; kabartma bitki motifleri, stilize ağaçlar, mukarnası andıran bezemeler ve kemerlerle süslenmiştir. Birinci avluda; nöbetçi odası, çeşme, muhafız koğuşları, zindan ile at koşum ve araba yerleri bulunur.

Orta avlu, dört tarafı çeşitli binalar ile çevrilmiş olup, dikdörtgen planlıdır. Bu kısımda, hizmetli odaları, selamlık, cami ve türbe yer alır.

Dikdörgen planlı caminin, harim kısmı kare planlı olup üzeri yüksek kasnaklı tromplu bir kubbe ile örtülüdür. Önünde üzeri teras şeklinde düzenlenmiş kapalı bir son cemaat yeri bulunur. Cami iç mekanında, ampir üslubu hatırlatan süslemelere sahiptir.

Caminin güneyinde yer alan Çolak Abdi Paşa Türbesi, Selçuklu tarzına uygun olarak, iki kat halinde yapılmıştır.

Page 20: Ağri sunum

Orta avludan bir kapıyla, dikdörtgen planlı harem dairelerine geçilir. Bu bölümde ayrıca hamam, kiler, aşhane ve tuvalet gibi kısımlar bulunmaktadır. Sonuç olarak, İshak Paşa Sarayı farklı üslup ve bezeme şekilleriyle inşa edilmiş olup, ortaçağ şatolarını anımsatan gösterişli bir eser olarak karşımıza çıkmaktadır.

Page 21: Ağri sunum

ANZAVUR TEPE

Patnos ilçe merkezinin 2km kuzeybatısında yer almaktadır. Patnos Kalesi olarak da bilinir. Urartular'dan kalma antik bir kenttir. Saray, tapınak ve bina kalıntılarının olduğu tespit edilmiştir. Kale Kral Menua ve I.Argişti, tapınak ise İspuını zamanında yapılmıştır. Oldukça harap olan kentten günümüze. Ancak tapınak,kale ve bazı binaların kalıntıları ulaşmıştır.

Page 22: Ağri sunum

GİRİK TEPE

Patnos'un 1km güneydoğusundadır. Değirmentepe olarak da bilinir. Urartular'a ait bu antik kent, Kral Menua ve oğlu I.Argişti dönemlerinde kurulmuştur. 1960-1963 yılları arasında yapılan kazılar neticesinde, yanmış bir iç avlu, taht odası, salonlar, kiler ve mutfak ortaya çıkarılmıştır. Ayrıca buradan çok sayıda yüzük, küpe, bilezik, kemer, mühür, altın ve tunçtan yapılmış süs eşyaları elde edilmiştir.

Page 23: Ağri sunum

TOKLUCA KALESİ

Diyadin ilçe merkezine 19 km uzaklıktaki Tokluca köyünde bulunmaktadır. Yapıda yer altına inen merdivenler mevcuttur. Ancak bu merdivenli yolun nereye ulaştığı bilinmemektedir.

Page 24: Ağri sunum

ÜÇ KİLİSE:

Taşlıçay'ın 18 km doğusunda yer alan bugünkü Taşteker köyüdür.Birçok kaynakta adına rastladığımız Üçkilisenin kutsallığı M.Ö.'ye dayanır. Arsaklı Türkleri burada Bagavan adında bir Güneş Tapınağı yapmışlardır. Sonradan Ermeniler tarafından bir manastır inşa edilmiştir. Ancak bahsedilen ve diğer tarihi değerler yok edilmiştir. Ermenilerin yaptırdığı manastır, 1950 yılında sökülmüş, taşları Ağrı Merkez Camii'nin yapımında kullanılmıştır. Nuh Peygamber'in mezarının burada olduğuna ilişkin bir inanışta vardır.

Page 25: Ağri sunum

KIZILZİYARET KALESİ:

Balıklı Göl yakınlarındaki aynı adı taşıyan köyde bulunmaktadır. Hangi dönemde yaptırıldığı bilinmeyen yapının yapanı ve yaptıranı bilinmemektedir. 1918 yılında yöre terk edilip barınak ve kale surları tahrip edildiğinden dolayı, kale harap bir görünüm arz etmektedir.

Page 26: Ağri sunum

DOĞAL GÜZELLİKLER

Page 27: Ağri sunum

DİYADİN KAPLICALARI

Diyadin ilçe merkezinin 5 km. güneyinde bulunmaktadır. Diyadin Kaplıcaları, Yılanlı. Davud, Köprü kaplıcaları olmak üzere üç bölüme ayrılır. Akkoyunlu Beyi Uzun Hasan'ın oğlu Ziyaeddin Bey, binlerce seneden beri kullanılagelen bu kaplıcaların civarında ilk tesisleri kurmuştur.Davut ve Köprü çermikleri, sularının özellikleri bakımından birbirlerine benzemektedir. Köprü çermiğinin tortuları Murat Nehri üzerinde tabii bir köprü meydana getirdiği için bu isim verilmiştir. Demir, kükürt, sülfat, kalsiyum ve bikarbonat bakımından zengin olan bu kaplıcalar romatizma, cilt hastalıkları ile nefrite iyi gelir. Suyun sıcaklığı 60-70 derecedir. Kaplıca kuruluşları, havuz, özel banyoları olan bir hamam ve bir de hidroloji bölümünden oluşmaktadır. Toplam 150 yataklı turistik otellerin yanı sıra, kamp çadırları da kullanılır.Çevresindeki Murat Nehri ve Kudret Köprüsü ile güzel bir manzara oluşturan Diyadin Kaplıcaları, yaz aylarının en çok rağbet gören yerleridir.

Page 28: Ağri sunum

DAMBAT KAPLICASI:

Ağrı'ya 5km uzaklıktaki Yolluyazı (Dambat) Köyü'nde, Murat Irmağı kıyısında bulunmaktadır. Deri ve romatizma hastalıklarına iyi gelmektedir.

Page 29: Ağri sunum

NUH'UN GEMİSİ'NİN İZİ:

Türkiye-İran transit yoluna 3,5km uzaklıkta bulunan ve Ağrı Dağı'nın güneyinde Telçeker ile Meşar Köyleri arasında doğal bir anıttır. Bu anıt gemiye benzer siluet şeklindedir.

Kültür ve Turizm Bakanlığı, gemi kütlesinin korunması gerekli taşınmaz kültür varlığı özeliğiyle 3657 sayılı kararı ile 1987'de burayı doğal sit alanı ve açık hava müzesi olarak koruma altına almıştır. Geminin kalıntısını Kuşbakışı olarak görülecek bir yere turistik niteliklere sahip bir kafeterya yapılmıştır.