Upload
cihank30
View
711
Download
0
Embed Size (px)
Citation preview
İş Sağlığına Giriş
İş Sağlığına Giriş, Tanım ve Tarihçe
Fzt. Cihan KılıçMart2012
Uluslararası Çalışma Örgütü(ILO) ve Dünya Sağlık Örgütü(WHO) uzmanlarının 1951 yılındaki toplantısında (Joint Committee) iş sağlığının tanımı şudur;
“İş sağlığı, bütün mesleklerde çalışanların bedensel, ruhsal ve sosyal yönden iyilik hallerinin en üst düzeyde tutulması, sürdürülmesi ve geliştirilmesi çalışmalarıdır”
İş sağlığı ve güvenliği;“iş yerlerinde işin yürütülmesi sırasında, çeşitli nedenlerden kaynaklanan sağlığa zarar verebilecek koşullardan korunmak amacıyla yapılan sistemli ve bilimsel çalışmalardır”.
Tanım
Çalışanların sağlığının korunması, hastalanan veya kazaya uğrayanların iyileştirilmesi uygulamaları iş sağlığının tıbbi boyutu olan “İş Hekimliği = occupational medicine”i, işyerindeki sağlığı etkileyen madde ve etkenlerin saptanması, düzeylerinin ölçülmesi ve gerektiğinde kontrol altına alınması gibi teknik konular da “İş Hijyeni = occupational hygiene”i kapsamaktadır.
“İş Sağlığı = occupational health” ise bu iki uygulamayı birden kapsamaktadır.
Tanım
Eski Çağlarda İş Sağlığı İş ve sağlık arasındaki ilişkilerin varlığı çok eski tarihlerden beri
bilinmektedir. Ancak çok eski çağlarda iş türleri ve mesleksel riskler çok azdı. Eski zamanlarda en çok hayvancılık ve avcılık yapılırdı. Sonra buna tarım çalışmaları da eklendi. Daha sonra taş ocakları, yol ve bina yapımı işleri başladı Ancak riskli sayılabilecek bu işlerde de köleler, esirler ve
suçlular çalıştırılırdı. Zamanla madencilikteki gelişmelere paralel olarak mesleksel
riskler artmıştır.
Tarihçe
Tarihçe
Hipokrat (MÖ 460-370) kurşun madeninde çalışanlarda diğer insanlarda görülmeyen kolik tarzında karın ağrıları, diş etlerinde morluk ve deride kansızlık işaretlerinin olmasına dikkat ederek, maden ocaklarındaki zararlı bir madde ile ilişkili olabileceğini belirtmiştir.
Aristotle (M.Ö. 384-322) koşucuların hastalıklarından söz etmiş ve gladyatörler için diyet önermiştir.
Romalı Pliny (23-79) kurşun ve kükürdün zehirli etkilerini ele alarak, ilk kişisel korunma aracı olan deri maskeleri yapmıştır.
Yunanlı Galen (2.yy) kurşun zehirlenmelerinin patolojisini ve bakır ocaklarındaki asit buharlarının zararlarını incelemiştir.
Paracelsus (1493-1541) iş hekimliği alanındaki ilk monografi sayılan “De Marbis Metallicis”i yazmıştır. Bu kitapta madenciler ve dökümcülerde görülen hastalıkların klinik bulguları hastalık adı verilmeden yazılmıştır. Bu bulgular pnömokonyozları tanımlamaktadır.
Agricola-Gearge Bauer (1494-1555) ise “De re Metallica” adlı eserinde maden ocaklarındaki tozun zararlı etkilerini ve korunma yöntemlerini anlatmıştır. Yer altında havalandırma yapmayı ve işçilerin maske kullanmasını önermiştir.
Tarihçe
İş sağlığı alanında köklü ve modern içerikteki yenilik Bernardino Ramazzini (1633-1714) ile başlar.
Ramazzini “De Morbis Artificium Diatriba” adını verdiği “meslek hastalıkları” kitabını yazmıştır. Bu kitabın en önemli özelliklerinden biri, hastalıklar ile iş arasında bir bağlantı kurarak etiyolojik etmenleri belirlemiş olmasıdır.
Tarihçe
Sanayi Devrimi Buhar gücünün 18.yy sonlarında üretimde kullanılmasıyla
çalışma hayatı ve toplum hayatında önemli gelişmeler oldu. Fabrikaların kurulduğu yerlere göç başladı. Yeni oluşan göç bölgelerinde beslenme, barınma vs. yetersiz
olduğundan fabrikalarda çalışan işçilerde malnütrisyon ve bazı salgınlar görülmeye başlandı.
Önceleri tarımda çalışan ve makinalara aşina olmayan işçiler çok sık iş kazasına uğramışlar, bu nedenle sakat kalmış hatta hayatlarını kaybetmişlerdir.
Tarihçe
Bir yandan makinalaşma, üretim ve karlılıkta artış ancak çalışanlarda sık sağlık sorunları ortaya çıkması, öte yandan toplumsal yaşamda meydana gelen bu değişimlerin tümüne birden sanayi devrimi adı verilir.
Sanayileşme olgusunun günümüzdeki yansımaları ise doğurganlığın bebek ölümlerinin azalması, ömrün uzaması, yaşlı nüfusun artması, bulaşıcı hastalıkların azalması, kronik ve dejeneratif hastalıkların artması ve çevre kirliliği şeklindedir.
Tarihçe
Sanayileşme ve Sağlık Göç (Olumsuz barınma koşulları) Üretim süreçlerinde kullanılan toksik maddeler nedeniyle
yaşanan zehirlenmeler Güvenlik önlemleri olmayan makinalar Çok uzun çalışma saatleri Çocuk işçiliği Kadın işçiliği Emek sömürüsü
Tarihçe
Konuya ilişkin yasal düzenlemelerin dönüm noktası, Percival Pott‘ un baca temizleyicilerinin kansere yakalanmaları üzerine yaptığı çalışmalar sonucu İngiliz Parlamentosu‘nun 1788‘de Baca Temizleyicileri Yasası ve 1833 yılında İngiliz Fabrikaları Yasasının çıkarılmasıdır.
İş sağlığı ve güvenliğinin ciddi biçimde ele alınması ve yasal düzenlemelere gidilmesi, 19. yüzyıldan sonradır. 1802‘ de çıkarılan Çıraklık Sağlık ve Ahlak Yasası ile çırakların horlanmasına ve emeklerinin kötüye kullanılmasına engel olunmaya çalışılmıştır.
1824‘ e kadar yasak olan sendikal etkinlikler yasallaşmış ve 1833’de kölelik kaldırılmıştır.
Tarihçe
Sanayi Devrimi Sonrası Bu dönemde ABD’de 1884 yılında İş Bürosu, 1910 yılında
Maden Bürosu, 1914 yılında da işyerlerinde sağlık hizmetlerinden sorumlu Halk salığı servisleri kurulmuştur.
Rusya’da, Çarlık döneminde ağır ve kötü koşullarda olan çalışma hayatına 1917 devriminden sonra işçi sınıfının hakları getirilmiştir. Sağlık hizmetleri ücretsiz ve koruma ağırlıklı olarak ülke geneline yaygın bir şekilde örgütlenmiştir. 1922 yılında Moskova’da İş Hijyeni kürsüsü, 1923 yılında da İşçi Sağlığı ve Güvenliği Merkezi kurularak işyeri denetimi ayrı bir örgüte verilmiştir.
Tarihçe
Tarihçe açısından yirminci yüzyılda önemli bir gelişme, ülkeler arasında iş sağlığı alanındaki çalışmaları izleyecek, belirlenen standartların uygulanmasını sağlamaya çalışacak bir kuruluş olan “Uluslararası Çalışma Örgütü (International Labour Office, I.L.O)” nun 1919 yılında kuruluşudur. ILO’nun temeli, I. Dünya Savaşı sonrasındaki barış konferanslarında atılmıştır.
ILO Anayasası, 1919 yılının Ocak-Nisan aylarında ve Barış Konferansı’nda oluşturulan 9 ülkeden temsilcilerle oluşan bir komisyonca yazılmıştır. Bu 9 ülke Belçika, Küba, Çekoslavakya, Fransa, İtalya, Japonya, Polonya, Birleşik Krallık ve ABD’dir.
Bugün itibarı ile 183 ülke ILO üyesidir.
Tarihçe
Ekim-Kasım 1919’da Washington’da gerçekleştirilen Birinci Uluslararası Çalışma Konferansı ile altı sözleşme ve altı tavsiye kararı kabul edilmiştir. (İş günü süresi ile ilgili 1 No.lu Sözleşme dahil)
International Labour Office4, route des Morillons, 1211 Genève 22, Switzerland
The Organization is also present worldwide through its field offices
Address: Ferit Recai Ertuğrul Caddesi No. 4, 06450 Oran, Ankara / TURKEYTel: + 90 312 491 98 90 Fax: +90 312 491 99 45 E-mail: [email protected]
ILO Office for TURKEY
Türkiye ILO’ya 1932 yılında üye olmuştur. ILO Ankara Ofisi ise 1976 yılında açılmıştır. Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanlığı ve sosyal ortakların girişimiyle Türkiye hükümetinin ILO’ya Oran'daki diplomatik alanda tahsis ettiği arsada ILO Ankara Ofisi ve Enformasyon Merkezi inşa edilmiş ve 2001 yılında hizmete girmiştir. ILO Ankara Ofisi ILO’yu Türkiye’de temsil etmeyi, Türkiye’de uluslararası çalışma standartlarının uygulanmasını izlemeyi, teknik işbirliği program ve projelerini uygulamayı, Türkiye hakkında veri toplamayı ve toplanan verileri değerlendirmeyi ve Enformasyon Merkezi aracılığıyla kamuoyuna ILO yayın, belge ve dökümanları sunmayı, yayın satış programını yürütmeyi hedeflemektedir.
Türkiye’deki Tarihsel Gelişme Ülkemizde işçi sağlığı alanına ilişkin ilk yasal düzenleme, Dilaver Paşa
Nizamnamesi (1865) ile gerçekleşmiştir. Ereğli kömür havzasında çalışan işçilere yönelik bazı haklar
tanımlanmıştır. Yasal alandaki ikinci düzenleme, 1869 tarihli Maaddin
Nizamnamesi’dir. Bu Nizamname (Tüzük) ile iş kazalarında tazminata ilişkin hükümler getirilmiştir.
1. Dünya Savaşı sonrası dönemde, 1921 tarihli 114 Sayılı Kanun ve 151 Sayılı Kanun ile yeni düzenlemeler getirilmiştir. 114 sayılı Kanun, Zonguldak ve Ereğli kömür havzasında kömür tozlarının işçilerin yararına kullanılmak üzere değerlendirilmesini içermektedir.
Tarihçe
151 Sayılı Kanun ile Ereğli maden işçilerine yönelik sosyal sigorta kurulmuş, işçi ve işverenden kesilen primlerle işçi sandıkları oluşturulmuş, prim ödeme zorunlu tutularak, sosyal güvenlikle ilgili ilk uygulama yaşama geçirilmiştir.
Bu düzenleme, “Ereğli Havza-i Fehmiyesi Maden Amelesinin Hukukuna Müteallik Kanun” adını taşımaktadır.
Maden ocakların günlük çalışma süresi 8 saate sınırlanmış, fazla çalışmaya ek ödeme yapılması, 18 yaşın altındakilerin maden ocağında çalıştırılmaması, hasta ve yaralı işçilerin tedavi zorunluluğu, kaza sonu tazminatı getirilmiştir.
Bu yasa çalışma hayatına getirdiği yeni kurallar yanında ülkenin içinde bulunduğu zor koşullara karşın konuya verilen önemi yansıtması açısından önem taşımaktadır.
Tarihçe
Cumhuriyet sonrası dönem ve günümüz 1921’de 151 sayılı “Ereğli Havza-i Fehmiyesi Maden Amelesinin
Hukukuna Müteallik Kanun” kömür işçilerinin çalışma şartları, iş güvenliği ve işçi sağlığı ile ilgili ilk yasadır.
1924’de 394 sayılı yasa çalışanlara hafta tatilini getirmiştir. 1926’da 818 sayılı Borçlar yasası, iş kazası, meslek hastalıkları ile
ilgili hukuki hükümler getirmiştir. 1930’da çıkarılan Belediyeler Yasası 1930’da çıkarılan 1593 sayılı “Umumi Hıfzıssıhha Kanunu” 1935’de milli bayram ve genel tatil günleri hakkındaki yasa 1937’de çıkarılan 3008 sayılı İş Yasası 1945’de 4792 sayılı “İşçi Sigortaları Kurumu Yasası”
Tarihçe
1946’da Çalışma Bakanlığının kurulması 1964’da çıkarılan 506 sayılı Sosyal Sigortalar Yasası 1967’de 3008 sayılı İş Yasası 931 sayılı yasayla yürürlükten
kaldırılmış 1971’de 1475 sayılı İş Yasası gelmiştir. Bu yasa uzun bir süre
yürürlükte kalmış ve bu yasaya dayanarak birçok tüzük ve yönetmelikte çıkarılmıştır.
2003’de son olarak 4857 sayılı İş Yasası yürürlüğe girmiştir. 2003’da çıkarılan 4958 sayılı yasa 506nın yerini almıştır. 2006’da 5510 sayılı Sosyal Sigortalar ve Genel Sağlık Sigortası
Yasası kabul edilmiştir.
Tarihçe
“…Osmanlılar madencilikte Batı ile aynı teknolojiyi uygulamaktaydılar. Buradaki maden kuyusu 115–155 metre derinliğine kadar inmekteydi. Su boşaltma işlemi çarkla dönen kovalara ilave el pompalarıyla yapılıyordu. Mekanik olarak çalışan çarklar ile havalandırma sistemi vardı…”
“Çınarlı’da Mustafa Bey ocağında gaz tutuşarak 5 amele yanmıştır. Amale ocağa gitmekten çekinmektedir. Tahkikat yapılması babında. 27 Temmuz 1878”
Amele kulübelerin usulüne uygun olması, belirtilmişse de bu hususun dikkate alınmadığı görülmektedir. 14 Ekim 1902”
Tanır F., “İş Sağlığı ve Güvenliği”, Bölüm 11, Ders Notları TTBSH, “İşçi Sağlığına Giriş”, Türk Tabipleri Birliği İşçi Sağlığı ve İşyeri
Hekimliği Temel Eğitim Programı Ön Eğitimi, sunum Bilir N., Halk Sağlığı Temel Bilgiler(içinde), İşçi Sağlığı(Bölüm 10), Editör;
Güler Ç., Bertan M., Güneş Kitabevi, Ankara, 2.Basım, 1997, syf 265-281 http://www.ereglikomurtarihi.com/osmanli-doneminde-maden-
muhendislerinin-isci-sagligi-ve-is-guvenligi-gorevleri.html (erişim tarihi 11mart2012)
http://www.ilo.org/global/lang--en/index.htm (erişim tarihi 11mart2012) Çetindağ Ş., İş Sağlığı ve Güvenliği’nin Tarihsel Gelişimi ve Mevzuattaki
Güncel Durum, sunum
Kaynaklar