Upload
arel
View
2
Download
0
Embed Size (px)
Citation preview
AĞ TABANLI TERÖRİST ORGANİZASYONLAR EL KAİDE TERÖR ÖRGÜTÜ
Aşkın İnci Sökmen *
GİRİŞ
Uluslararası İlişkiler disiplini içerisinde, ABD deki 11 Eylül 2001
saldırısı, Soğuk Savaş Sonrası ABD hakimiyetine dayalı tek kutuplu
sistemde, yeni bir dönemin başlangıcı oldu. Saldırı ile ortaya çıkan
küreselleşme karşıtı küresel terörizmin simgesi, İslam dinini referans
alan Sünni El Kaide terörist örgütü, tüm dünya gündeminin odak
noktası yaptı. Dünya Mcluhan’in 1960 da belirttiği gibi dünyanın
Global Köy haline geldiği bir yapıyı amaçlamaktadır. (McLuhan ve
Povers ,2001) Bu fikrin temelinde dünyanın tek bir ulus olması ve 20.yy
da evrensel bir batı kültürü yaratma isteği vardı. Öngörülen yapı
oluşmasa da Bilgi çağının ulusal ve uluslar arası güvenlik sorunları,
geleneksel güvenlik sorunlarından daha dağınık, çok boyutlu ve belirsiz
nitelik kazanmıştır.
* Aşkın İnci Sökmen Beykent Stratejik Araştırmalar Merkezi (BÜSAM) Terörizm Masası Araştırmacısı
1
İlaveten küreselleşme ulus-devletlerin zayıflamasına yol açtığı
gibi farklılıkların birbirini beslediği, etnik, dini, milliyetçi terörünün
gelişimine de katkıda bulunmuştur. Ulus-devletin zayıflaması “çökmüş
devlet” olarak da adlandırılarak, ülke içinde yaratılmış otorite
boşluğunun illegal yapılar tarafından doldurulduğu devlet şekli olarak
küresel terörizmi besleyen bir neden olarak gösterilmiştir.
Geçmişte terörizm, kolayca tarif edilebilen ve belirli bir komuta –
kontrol mekanizmasına sahip, ideolojik bir amaç ya da ulusal kurtuluş
mücadelesi olarak tanımlanırdı. Günümüzde Küresel terör, sınırları
kimliği nerede olabileceği tam belli olmayan yapısıyla geçmişe nazaran
daha tehlikeli ve öldürücü niteliktedir. Ağ tabanlı organizasyon yapısı ve
gevşek bağları nedeniyle çözülmeleri de oldukça zordur. Dünya
üzerindeki hiçbir devlet bu tehditten muaf değildir. Terörizmin değişen
yüzünde,1990 sonrası dönemde değişim geçirmeye başlayan
uluslararası sistemin yapısından kaynaklanan, iletişim ve ulaşım
teknolojilerinde görülen gelişmelerin de önemli bir katkısı vardır.
Diğer bir önemli nokta, küreselleşme öncesi ülkeler arasındaki
rekabet de bir araç olarak kullanılan terörist grupların, Yeni Düzen ‘de
kendini yaratanlara karşı eyleme girmiş olmalarıdır. Devlet Destekli
Uluslararası Terörizm olarak adlandırılan bu faaliyetler, ABD de
Reagan Doktrini çerçevesinde aktif bir dış politika aracı olarak
görülüyordu. Afganistan’ın 1979’da SSCB tarafından işgal edilmesiyle,
El Kaide Rus güçlerine karşı ABD tarafından yaratılmış ve kullanılmış
2
bir örgüttü. 11 Eylül 2001 saldırısı ile bir bakıma kendini yaratmış olan
güce karşı bir tepki verme özelliği vardı.
Terör grupları, bir devlet altı aktör olarak dünya sistemi üzerinde
etkili sonuçlar doğurmaya başlamıştır. El Kaide terör örgütü de
yukarıda sayılan nitelikleri gösteren bir örnektir. El Kaide saldırılarıyla
adlandırılan Küresel terör bu tepkinin ve çökmüş devlet yapısının
yarattığı ortamda ortaya çıkmış ve küreselleşmenin sembolü sayılan
hedeflere yaptığı saldırılar ile bu tepkisini dünya kamuoyunun
gündemine taşımıştır.
Bu çalışmada amaç, küreselleşmeyle ortaya çıkan ağ tabanlı
terörist örgütlerin özelliklerini belirterek; farklı organizasyon yapısı ve
yeni teknikleri kullanmasıyla gerek terörizm literatüründe gerekse
uluslararası ilişkilerde yeni bir dönemin başlamasına neden olan,
küresel terörist organizasyon El Kaide’yi bu yapıya uygun bir örnek
olarak incelemektir. Bu ağ tabanlı organizasyonların ortaya koymuş
olduğu yeni çatışma biçimi Netwars (Ağ Savaşları) özellikleri
toplumların içine girebilecekleri çatışmalar ve bu çatışmalara güvenlik
güçlerinin nasıl hazırlanması ve cevap vermesi gerektiği açıdan önem
taşımaktadır. Gelecekte ağ tabanlı terörist örgütlerin, var olan mevcut
koşulları dikkate alarak Terörizmin Geleceği nasıl şekilleneceği
üzerinde bir öngörüde bulunmaktır.
3
1.1.Küreselleşme
Küreselleşme teriminin isim babası Ronald Robertsin, bu kelimeyi
“dünyanın tek bir mekan olarak belirginleşmesi ve bir bütün olduğu
bilincinin artması” şeklinde tanımlar.(King,1998:11) Son yıllarda
üzerinde en çok tartışılan, çok farklı anlam ve değerler yüklenen
kavramlardan biridir. Geçerli sayılabilecek tanımlar; “ dünyanın tek bir
mekan olarak algılanabilecek ölçüde sıkışıp küçülmesi anlamına gelen
bir süreç “(Tutar, 2000:18); “ Ekonomik, siyasal, sosyal ve kültürel
değerlerin ve bu değerler çerçevesinde oluşmuş birikimlerin ulusal
sınırlar dışına taşarak dünya genelinde yayılması” (Erbay,2000 :170);
“Dünya çapında giderek daha yaygın ilişkiler,artan karşılıklı bağımlılık ve
herkes için daha fazla olanak ve hassasiyetler doğuracak şekilde
yoğunlaşan uluslar arası faaliyetler “(Aydın,2005 :1) süreci şeklinde
belirtilebilir.
Küreselleşme ; siyasal, ekonomik, kurumsal, kültürel olmak üzere
dört boyutlu bir kavramdır.Kimilerine göre ekonomik bütünlük, bazılarına
göre kitle iletişim araçlarının etkisiyle ortak kültüre yönelik bir süreç,
bazılarına göre ise emperyalizmin yeni adı olarak
değerlendirilmektedir.Tek boyutlu değil, birbirine bağlı olan ve birbirini
destekleyen ilişkiler içerisindeki olgular bütünüdür.Bir değişim rüzgarı
olarak nitelendirilebilecek olan bu kavram, teknoloji devriminin meydana
getirdiği haberleşmede yaşanan hızlanma ve ulaşılabilen alanların
genişlemesiyle bir çok alanda sayısız değişimlere yol açmıştır.
(Kazgan,2000:21)
4
Soğuk Savaş sonrası, 1990-2000 dönemi bir yandan her alanda
küreselleşmenin yaşandığı, diğer yandan küreselleşmenin merkezi
ABD'nin savunduğu ekonomik ve siyasal modellerle bunların sosyal
uzantılarının tüm dünyada etkili olmaya başladığı topyekün bir geçiş
dönemi olmuştur. Uluslararası sistemin yapısını temelinden sarsabilecek
yeni olgu ve eğilimler ortaya çıkmıştır; İletişim teknolojisinin ulaştığı
boyut devlet sınırlarını aşındırmış devlet’in bir çok konuda yetkileri
tartışılır hale gelmiştir. Bireyler, Sivil toplum kuruluşları, medya, uluslar
ötesi şirketler ve diğer ekonomik aktörler alternatif bir güç potansiyeli
oluşturmuşlardır. Hükümetlerin denetimi dışında kalan çok uluslu
kuruluşların servetleri bazı ülkelerin ulusal bütçelerinden fazla
gözükmektedir. Küreselleşme sonucunda yeni endüstri alanları ve
e-ticaret gibi iş yapma şekilleri ortaya çıkmıştır. Yönetim kavramları
olarak Ağ tabanlı (şebeke) organizasyonlar, stratejik birliktelikler, sanal
yönetim ve organizasyonlar önem kazanmıştır.
Finansal alanda birçok kontrol edilemeyen finansal araç veya
düzenin oluşmasına yol açmıştır. Devletlerin bu finansal yapıları kontrol
etme gayreti,gerek bu yapıların büyüklüğü gerekse devamlı işler halinde
bulunmaları nedeniyle yetersiz kalmaktadır. Giderek fazlalaşan ve
karmaşıklaşan haberleşme ağları sayesinde para elektronik sinyaller
haline gelmiş ve devletlerce takibi daha da zorlaşmıştır. Bunu bilen terör
ve organize suç grupları devletlerce takibi zor finansal ağları kullanarak
devamlılıklarını ve etkinliklerini sürdürebilir hale gelmişlerdir.
5
1.2.Küreselleşme ve Terörizm
Küreselleşme, baskıcı devletlerdeki yeni liberalleşme hareketleri,
devletlerin işlevlerinin özelleşmesi ve bilgi teknolojilerindeki artış
dünyanın güvenlik ajandasını,tehditleri ve aktörleri etkilemiştir. Güvenlik
sorunu günümüzde küresel bir hal almıştır. Devlet merkezli ve bölgesel
sorunlar hala önemli güvenlik sorunları olarak kabul edilirken, terörizm
ve örgütlü suçlar başta olmak üzere devlet dışı birimlerce yürütülen ve
kimi zaman bazı devletlerin çıkarları doğrultusunda destek verdikleri
faaliyetler, küreselleşme döneminin uluslararası güvenlik sisteminin
öncelikli sorunları haline gelmiştir. (Tuathail, 2003:162)
1990'lara kadar sınırlı bölgelerde faaliyet gösteren terör örgütleri
küreselleşmenin getirdiği ortamlardan yararlanarak ve yine
küreselleşmeden kaynaklanan olumsuzlukları taraftar toplama ve
meşrulaştırma unsuru olarak kullanarak, küresel ölçekte faaliyet
göstermeye başlamışlardır.. Batılılaşma, demokratikleşme, tüketicilik,
piyasa kapitalizminin artışı şeklinde ortaya çıkan küreselleşme, hem
yarattığı küresel değişiklikler hem de elde edilen faydanın eşit
dağılmaması sonucu tutucu bir kültürle yetişmiş belirli ayrıcalıkları
olmayan insanlarda bir karşı duruş yaratmıştır. Günümüz küresel terör
olarak adlandırılan olaylar, merkez/yerel, büyük/küçük veya
modern/geleneksel güç mücadelesinin devamı niteliğindedir. Terörizm,
zayıfın silahıdır. Gücü açık biçimde üstün olan karşı tarafa karşı yenmek
için en iyi araç asimetrik biçimde saldırmaktır. İslamı referans alan terör
gruplarının etkin olduğu yerlere bakıldığında kapalı, dinin hakim olduğu,
6
mevcut yönetimler için demokrasinin tehdit olduğu ülkeler göze
çarpmaktadır. Güçsüz kesim olarak algılanan bu ülkeler terörizmi bir
araç olarak kullanarak hem amaçlarını dünyaya belirtmek hem de direnç
noktası olarak kullanmaktadırlar.
Terörist gruplar gelişen bilgi teknolojileri ve bunun diğer
imkanlarından yararlanmakta ve bunu kendi lehine yarayacak şekilde
kullanmayı öğrenmeye devam edip bu yolla yeni strateji ve yöntemler
üretmektedir. Bu yüzden bilgi teknolojileri terörizmin değişiminde hem
niteliksel hem de örgütsel bakımdan etkili olmuştur. Organizasyon
yapılarında değişiklikler meydana gelmiş, yapılan eylemlerin nitelikleri
değişmiştir.Kitle imha silahlarını elde edebilmekte, medya ile dünyaya
ulaşabilmektedirler. Karmaşık haberleşme ağları sayesinde elektronik
sinyaller şeklindeki paralar, devletlerce takibi zor olduğundan terör ve
organize suç grupları bu finansal ağlara yoğun ilgi göstererek
devamlılıklarını ve etkinliklerini sürdürebilir hale gelmişlerdir.
(Cronin,2004 :42)
1.3.Bilgi Teknolojileri ve Terörizm
Bilgi Toplumu; toplumsal yaşamda temel kaynağın bilgi olduğu,
toplumda hareketliliğin bilgiye dayandığı ,bilginin kolayca elde
edilebildiği ve dağıtılabildiği, disiplinler arası yatay ilişkilerin önem
kazandığı bir toplum olarak tarif edilmektedir. (Koçel,2005:23) Soğuk
Savaşın tanımlayıcı ölçütü ağırlık,özellikle de füzelerin taşıdığı savaş
başlıklarının ağırlığı iken, küreselleşme sisteminin tanımlayıcı ölçütü
7
ticarette,ulaşımda,iletişimde ve buluşçulukta hızdır.Küreselleşmenin
Geleceği: Lexus ve Zeytin Ağacı kitabının yazarı Thomas Friedman;
“Soğuk Savaş Einstein’in kütle-enerji denklemi e=mc2 ile ilgiliydi.
Küreselleşme Moore Yasasıyla ilgilidir: Silikon çiplerinin işlem gücünün
her on sekiz ila yirmi dört ayda iki katına çıkacağını söyler :soğuk savaş
sırasında en sık sorulan soru şuydu : Füzenizin büyüklüğü ne kadar ?
Küreselleşme çağında ise en sık sorulan soru: Modeminizin hızı ne
kadar ?.”
diyerek hız kavramının bilgi toplumundaki önemine vurgu yapmıştır.
(Friedman,1999 :32)
Bilgi elde edinimi devletler için önemli bir stratejik üstünlük
sağlamaktadır. Bilginin sağladığı bu güç, istihbarat toplama, terörizm,
stratejik savaşlar, saldırılar, ekonomik savaşlar, savaş dışı
faaliyetler,lojistik destek sağlamak gibi birçok faaliyette
kullanılabilmektedir. Bu güce erişim için gereken ücretlerin düşük olması
sebebiyle devletlerin yanında terörist örgütler de etkin bir biçimde bu
güçten faydalanmaktadırlar. (Lonsdale,2003:197)
Bilgi çağının terörizm bağlamında ele alınan yönü, büyük ölçüde
artan teknolojik imkanların teröristlerin de kullanımına açık araçlar haline
gelmiş olmalarıdır. Bilgi çağına uyum sağlamış yeni bir terörizmin
oluşumu, doktrinsel, stratejik, teknolojik ve örgütsel anlamda toplu bir
değişimin sonucunda gerçekleşmiştir. (Arquilla ve Ronfeld,1999:40)
8
Bilgi devrimi doktrin ve strateji bağlamında bazı terörist gruplar
geleneksel olarak benimsemiş oldukları baskı ve zorlamaya dayalı
paradigmalarını terk ederek, daha çok bir savaşın (asimetrik savaş)
özellikleri çerçevesinde eylem yapmaktadırlar. ABD hedeflerine karşı
gerçekleştirilen saldırılar bu paradigma ekseninde gerçekleştirilmiştir.
Teknolojik olarak düşmanın bilgi alt yapılarını yok etme stratejisi, fiziksel
saldırının yanında önem kazanmıştır.Terörist örgütlerin,bilgi sistemlerine
saldırmak yoluyla çok az risk alarak ve gözle görünür faydalar
sağlayabilme potansiyelleri vardır. Ayrıca yüksek ölüm ve zarara yol
açan eş zamanlı saldırılar ve kitle imha silahların üretilmesine ilişkin
bilgilerde bilgi teknolojileri kullanarak sağlanabilmektedir.
Bilgi çağında internet, faaliyet sahasını genişleten terörizmin en
önde gelen araçlarından biri olmuş ve terörizm tarafından kendisine
yararlı olacak her şekilde kullanılmaya başlanmıştır. Tim Thomas
internetin terörist amaçlara ulaşmak için kullanılmasını “ Bilgi Terörizmi “
olarak nitelendirmektedir. (O’Brien ,2002 :86) Terörist örgütler açık veya
gizli şekilde bağış paralarının toplanması, örgüt elemanlarıyla şifreli
mesajlar, operasyonların kontrol edilmesi,örgüte eleman
kazandırma,örgüt içindeki iletişimin sağlanması v e sempatizan kitlelerin
oluşturulması gibi amaçlarda kullanılmaktadır.
Terörist grupların etkinliğini artıran bilgi teknolojileri aynı zamanda
örgütlerin yapısal biçimlerinde ağ tabanlı(network) örgüt yapısının
benimsenmesini sağlamıştır.
9
1.4.Ağ(Network ) Tabanlı Terörist Organizasyonlar
Bilgi devriminin en önemli sonuçlarından biri, şebeke (network)
biçimindeki örgüt yapılarının ulusal ve uluslar arası tüm sosyal
alanlarda yükselişe geçişi olmuştur. Organizasyonların çevredeki
değişimlere hemen cevap verebilecek bir yapıya kavuşması,
etkinliğinin arttırılması ve organizasyonun uzman olduğu asıl işini
yapması, diğerlerini de başka organizasyonlara devretmesi sonucunda
şebeke (network) organizasyonlar ortaya çıkmıştır. Yönetim ve
organizasyon alanında Şebeke (Network); “ Bir mal veya hizmeti
üretebilmek için yapılması gereken faaliyetlerin ve gerekli olan
kaynakların tek bir elde toplanması yerine farklı organizasyonlara
dağıtılmış olması” şeklinde tanımlanmaktadır. (Koçel,1998 :283) Ağ
yapılı örgütlenmeler alışılan hiyerarşik yapılı örgütlerden daha avantajlı
konum sağlamaktadır.
Washington Uzlaşısı ilkeleriyle 1980’li yıllardan itibaren
yaygınlaşan neo-liberal politikalarla sermayenin uluslar arasılaşması hız
kazanmış ve şirketlerin şebeke sistemlerinin işleyişi ulusal politikaların
küreselleşmeye uyumlaştırılmasıyla güçlü kurumlar olarak dünya
sisteminde yer almaya başlamışlardır. Neo-liberalizm çok uluslu
şirketlerinin uluslararası işbölümü vasıtasıyla şebeke sistemi
kurmalarının itici gücü olmuş, şirket birleşmeleri veya satın almaları
sonucunda sermaye yoğunlaşması paralelinde oligarşik yapılanma
oluşmuştur. Devletlerin milli gelirinden daha üstün dev şirketler
olduğundan bu şirketlerin gücü ticari kârlarının artması ötesinde siyasi
10
olarak da kendini göstermiştir. Ekonomik olarak devletlerden daha güçlü
çok uluslu bir şirketin devletin karar mekanizmasında de facto yer
alması, uluslararası kurumların toplantı gündemini oluşturması, gittikleri
ülkelerdeki ulusal mali ve siyasi politikaları kendi yapılarına uyumlu hale
getirmeleri günümüzde yaygın olan uygulamalardır. Şebeke şirketi
olgusu, denizaşırı ortaklıkları olan çok uluslulardan daha karmaşıktır
çünkü bu şebekeler, ulusal sınırların ötesinde, firmalar arası teknoloji,
üretim, finansman ve pazarlama becerileri ittifaklarına dayanır. Son
zamanlarda sadece bir ülkenin uluslararası rekabetçiliğinden çok
küresel ya da birçok yerli firmaya dayanan daha ileri düzeydeki bir
teknolojik uluslar arasılaşma eğilimini ifade etmek üzere Tekno
küreselleşme terimi de kullanılmaya başlamıştır. (Freeman ve Soete,
2003 )
İyi yapılanmış bir şebeke organizasyonun, haberleşme , güven ve
güç olarak üç önemli unsuru vardır. Şebeke organizasyonlar, faaliyet
gösterdikleri çevrede stratejik ve taktik planları oluşturabilmeyi
haberleşme kanalları sayesinde gerçekleştirirler. Doğru ve hızlı bilgi
akışı (hem yatay hem de dikey) başarı için belirleyici bir faktördür.
Daha fazla güven duyan organizasyonlar arasında kurulur. Bir
işbirliğinde organizasyonlar kendi personellerini, teknolojilerini ve
bilgilerini ortakları ile paylaşırlar. Güven olmadan her şeyin paylaşımı
çok güç olacaktır. Yine organizasyonların sahip oldukları
geçmişleri,etnik yapıları,bölgesel ve ideolojik yapıları veya
profesyonellikleri bu işbirliğini daha da kolaylaştırmaktadır. Şebeke
sisteminin çalışması benzer görüş ve değerlere sahip kurumlar
11
arasında daha da kolaylaşmaktadır. Güç ise karşılıklı dayanışmadan
doğar.Şebekedeki her organizasyonun farklı kapasiteye sahip
olmasının sonucu (ekonomik,teknolojik,uzmanlık) karşılıklı dayanışma
gerçekleşmektedir. (Dinçer,1991 :334-335)
Ağ tabanlı organizasyonların temel özellikleri, organizasyon
içindeki iletişim ve koordinasyonun dikey veya yatay resmi bir rapor
verme şeklinde olmayıp,mevcut görevin niteliğine göre şekil alan bir
yapılanma biçiminde olması, ağın iç yapısındaki çeşitli bağlantılar
organizasyon dışında ulus sınırları boyunca dağılmış bireylerle
oluşturulan ilişkilerle tamamlanması, örgüt içi ve dışındaki bağların
bürokratik emirlerle değil karşılıklı güvene dayanan,ortak paylaşılan
kural ve değerler yoluyla güçlü tutulması sayılabilir. (Zanini ve
Edwars,2001 :32-33)
Yeni tür ağ tabanlı örgütlenmeler ana olarak üç biçimde
şekillenmektedir. Bu örgütlenme biçimleri Zincir,Yıldız (Tekerlek Göbeği)
ve Çok Bağlı Ağ yapılarıdır. Bu ağ tabanlı örgütlenme biçimleri kısaca
şunlardır (Arquilla ve Ronfeldt,2001 :7-8)
1.Zincir Ağ (Chain Network) : Bu ağ yapısında bir kaçakçılık
güzergahındaki gibi insanlara, mallar ve bilgi birbirinden ayrı temas
noktaları boyunca bir çizgi üzerinde hareket etmektedir. Bu örgütlenme
de iletilen bir mesajın bir uçtan diğer bir uca ara noktalar üzerinden
geçmesi gerekmektedir.
12
Şekil -1 : Zincir Ağ Yapısı (Arquilla ve Ronfeldt, 2001 :8)
2. Yıldız (Tekerlek Göbeği) Ağ (Hub and Spoke Network) : Bu
tür ağ yapılanmaları bir kartel yapılanması veya bir şirkete bağlı
bayiliklerde görülen yapıya benzemektedir.Bu örgütlenme biçiminde her
aktör veya grup merkezde ki bir noktaya bağlanmaktadır.Bu
organizasyon yapısında örgüt içi iletişim ve koordinasyon ,merkezde
bulunan noktadan geçerek diğer noktalara iletilmektedir.Şekil -2 itibariyle
yıldız veya tekerlek göbeğini andırmaktadır.
Şekil -2 : Yıldız Ağ Yapısı (Arquilla ve Ronfeldt, 2001 :8)
13
3.Çok Bağlı Ağ Yapısı (All Channel Network): Ağ yapısında
bulunan herkes birbiriyle ve diğer herkesle bir bağlantıya sahiptir.Şekil-3
de görüldüğü gibi her bağlantı noktası bir bireyi ,bir grubu,
organizasyonu veya bunların bir bölümünü nitelediği gibi bir devleti de
temsil edebilir.Bu ağ modelinde bağlar küçük veya geniş olabileceği gibi
sıkı veya gevşek bir şekilde de bağlanmış olabilir. Ağ içerisindeki bu
bölünmeler bir konuda uzmanlaşan kısımlar olabileceği gibi aynı konuda
görevler yapan noktaları da temsil edebilirler. Ağ yapısının mevcut
sınırları dış ortamla girilen ilişkiye göre ya çok belirli ya da belirsiz bir
şekil almaktadır.
Şekil -3: Çok Bağlı Ağ Yapısı (Arquilla ve Ronfeldt, 2001 :8)
Ortaya konulacak bu üç ana ağ organizasyon modeli
kullanılacakları yere ve amaca uygun olacak şekilde
seçilmektedir.Örneğin zincir ağ modeli kaçakçılık eylemlerinde
kullanılabilirken, yıldız modeli bir terörist örgütün lider kadrosunun
yapılanmasında kullanılabilmektedir.Genelde çok bağlı ağ yapısını
14
dağınık hareket eden ,iletişim imkanı yüksek merkez yapısı olmayan
militan gruplarında görebilmekteyiz.İlaveten bu ağ yapıları beraber
kullanılarak melez ağ yapıları (hibrid) oluşturabilmekte hatta hiyerarşik
yapılarla birlikte bu organizasyonlarda yer almaktadır. ( Jackson,2006 :
255)
Ancak bu üç ağ modeli içerisinde organizasyon ve
sürdürülebilirlik bakımından oluşturulması en zor olanı, çok yoğun bilgi
akışı nedeniyle çok bağlı ağ yapısıdır. Yatay organizasyon şekli
bulunan ağ yapısında terörist grup olarak bakarsak hedef alınarak yok
edilebilecek belirli bir lider, karargah veya komutan bulunmamaktadır.Ağ
içerisinde hiyerarşik yapı en az seviyededir fakat birden fazla lider
yönlendirmede rol almaktadır. Karar alma ve eylemlerde merkezi
olmayan bir yaklaşım bulunmakta, yerel inisiyatife ve otonomiye izin
verilmektedir.Baş olmayan bir grup olarak hareket edilebilirken başka
zamanlarda çok başlı hareket edebilme kabiliyetine sahip bir yapılanma
biçimi ortaya çıkmaktadır. (Arquilla ve Ronfeldt,2001 :2)
Ağ tabanlı örgütlenmelerin sayısı artıkça yaptırım gücü devlet dışı
aktörlere geçmesi ve onlar tarafından kullanılmaya başlaması uluslar
arası sistem için en önemli sonuçlardan biridir. Aktif olarak bu tip
örgütlenmeler ;terörist gruplar, organize suç örgütleri ve hükümet dışı
örgütlerce (NG0) benimsenmiştir.Geniş bir alana yayılarak ve çoklu
örgütlenme yapılarıyla devlet kaynaklı aktörlerden daha hazırlıklı ve
yeterli olarak karar alıp hareket edebilir hale gelmişlerdir. (Arquilla ve
Ronfeldt ,1999:45-46)
15
Örgütsel anlamda terörist gruplarda da, özel şirketler gibi
geleneksel hiyerarşik gruplardan daha esnek şebeke biçiminde örgütlere
doğru bir dönüşüm gerçekleştirmişlerdir. (Hoffman,1998-1999:19)
Hiyerarşik yapılanmanın terk edilmeye başlanması terörist grupların
karar alma mekanizmalarında tek adam liderliğinin yerini daha düz
merkez niteliğinde olmayan örgüt tasarımlarına bırakarak terörizmin ulus
aşan/uluslararası nitelik kazanmasına neden olmuştur.
Bilgi çağı koşullarına uyarlanmış terörizmde, müttefikler bulmak
insan topluluklarını etkilemek ve komuta ve kontrolü sağlayabilmek
yoğun bir karşılıklı iletişimi gerektirdiğinden şebeke yapılar bilgi
teknolojileri kullanarak, terörist örgüt içerisinde birden fazla liderin farklı
ülkelerde birbirine paralel faaliyet göstermelerine olanak
sağlamıştır.Ayrıca bu ortam içerisinde teröristler parasal kaynak
sağlanması ,istihbarat paylaşımı, eğitim,lojistik, planlama, saldırıların
icrası konusunda beraber çalışmaktadırlar. Bu bağlantılar sayesinde
eylem yapacak olan gruplar farklı coğrafyada ki diğer gruplardan ihtiyaç
duydukları güç ve desteği rahatça sağlayabilmektedirler. Gerek siber
alanda gerekse fiziksel olarak coğrafi alanda yayılmışlık teröristler için
eylemlerinin maliyetini azaltarak devamlılıkları içinde güvenli ortamlar
oluşturmaktadır. .
Günümüz tehlikeli terör grupları çoklu ağ yapılanmasını
kullanarak hareket etmekte ve bilgi teknolojilerinin yardımı ile
yakalanmadan, etkili ve eş zamanlı eylemler yaparak hiyerarşik yapılı
devlet örgütlenmelerine karşı bir üstünlük sağlamaktadırlar. Terörizm
16
tehdidi bugün,esnek ve uluslar ötesi erişime sahip ağ tabanlı bir
örgütlenme biçimindedir. (National Strategy for Combating Terrorism
[web] ,2003 :8) Gerilla tarzı vur-kaç yöntemi düzenli birliklere karşı terör
örgütlerinin geçmişte sonuç elde edebildiği bir savaşma şekline ilaveten
bu tip çoklu ağ yapısı da aynı açıdan militan gruplara üstünlük sağlayan
bir unsur olmuştur. Ağ yapısını bir silah olarak kullanarak ,eylemlerinin
hem şiddet miktarını hem de yaratacağı etkiyi çoğaltmak için eşgüdümlü
planlama yaparak farklı noktalarda eylem gerçekleştirebilmektedirler.
Militan grubu genç insanlardan oluşan terör grupları,bilgi teknolojilerini
yakından bilen bu gençleri örgüt içerisine alarak kendilerine de yüksek
seviyede ağ tabanlı ve bilgisayar kullanan yapılar haline dönüşmelerine
olanak sağlamaktadır. Terörizm tehdidi bu ağ yapısı sayesinde daha
yaygın, güçlü ve korkutucu bir hale gelmiştir.
İlaveten elinde ciddi maddi gelir bulunan organize suç örgütlerinin
kimi yerlerde terör örgütleriyle iç içe geçmekte ya da ortaklıklar kurarak
melez bir yapıda finansal network ağı içinde çalışmaktadırlar. Farklı
ideolojik amaç (radikal veya etnik ) ve farklı coğrafyalarda eylem yapan
terör grupları aynı finansal network havuzundan beslenebilmekte,
amacını yitirmiş terör grupları organize suç gruplarına dönüşerek
sisteme katkılarını devam ettirebilmektedirler. İllegal yollardan elde
edilen gelirlerin sisteme girişi aklanarak yani kara paranın aklanması
şeklinde olmakta ve ortaya çok ciddi bir terörizm ekonomisi yaratılmış
olmaktadır. Resmi olmayan bankacılık sistemleri bu tip örgütler
tarafından rahatlıkla kullanılmaktadır. Küreselleşmeyle birlikte
özelleştirme, kuralsızlaştırma, açıklık,emek ve sermayenin serbest
17
dolaşımı,teknolojik ilerleme gibi gelişmeler terör ekonomisi tarafından da
benimsenmiş ve kapsamlı işletme teknikleri ve finansman araçları
kullanarak kendilerini finanse edebilen organizasyonlara
dönüşmüşlerdir.(Napoleoni,2004 : 14-15)
1.5.Ağ savaşları (Netwars)
Ağ tabanlı yapılar yoluyla terör örgütlerinin yürüttüğü bu
mücadele Ağ Savaşları (Netwars) terimiyle de kullanılmaktadır. Ağ
Savaşları genel bir ifadeyle terörist gruplar gibi devlet dışı aktörlerin
bilgi çağı ile uyumlu şebeke tipi örgüt yapılarını ,doktrin,strateji ve
teknolojileri kullandıkları,yeni oluşmakta olan bir çatışma şeklidir. Bu
yeni çatışma biçimi küçük gruplardan oluşan ve dağınık bir biçimde
yerleşmiş, eylemlerini oluşturdukları ağ yapısı üzerinden planlayıp icra
eden ağ tabanlı örgütlenmeler yer almaktadır. Geleneksel savaşın
sahip olmadığı özellikleri içeren bir çatışma ve suç şeklidir.(Arguilla ve
Ronfeldt, 2005 : 15)
Siber savaş ise internet ortamında karşı tarafın bilgilerine
ulaşabilme, stratejik noktaları çökertme şeklinde gerçekleşen savaştır.
Gerek siber savaş ve Ağ Savaşı geleneksel olarak tanımlandığı
şekliyle gerçek savaşlar değildir.Her ikisi de bilgi hakkında,kimin
neyi,ne zaman,nerede ve niçin bildiği ve bir toplum ya da bir
ordunun ,kendisi ve düşmanları ile ilgili bilgisine bağlı olarak ne kadar
güvende olduğu hakkında bir savaş biçimidir.Siber boşluktaki tüm
18
silahlar Ağ Savaşı’nda ,propaganda faaliyetleri ve veri tabanlarına,bilgi
sistemlerine müdahale bulunma amaçları için kullanılabilmektedir.
Ağ savaşının uygulayıcıları, mutlak bir merkezi komuta sistemi
olmayan, karşılıklı olarak birbirine bağlanmış biçimde, mesafe
gözetmeksizin iletişim ve koordinasyon gerçekleştirip, kampanyalarını
bu şekilde sürdürebilen küçük ölçekli,coğrafi anlamda yayılmış küçük
gruplardan oluşmaktadır. Toplumsal düzeyde çatışmalar ve eylemler
asimetrik olarak planlanıp, tüm bilgi toplumu teknolojisini ve bağlantılı
hücreleri kullanarak gerçekleştirilmektedir. Hücreler merkezi otoriteden
bağımsız hareket etmektedir.Eylem yapılacak ülkede yetkili bir kişi ya
da o ülkeye gelen örgüt temsilcisi 5 kişilik bir grup (hücre) oluşturarak
eylem yapmakta,eylem sonrası grup dağılmaktadır.
11 Eylül 2001 Saldırısı Ağ savaşı biçimindeki çatışmanın
örneklerinden sayılabilir. El Kaide terörist örgütünün gevşek,çok ağ
tabanlı yapısı bilgi teknolojilerini kullanarak eylemi gerçekleştirecek
militanlarını eğitmiş,haberleşmelerini sağlamış,eylem için militanlar
farklı ülkelerden bir araya gelerek operasyonu gerçekleştirmişlerdir.
Küresel alanda yaşanan gelişmeler Ağ Savaşı’nın gelip geçici bir
güvenlik sorunu olmayacağını göstermektedir. Bilgi devrimi dünya
çapında genişlemeye ve derinleşmeye devam ettiği sürece Ağ
Savaşı’nın daha da sıklıkla uygulanması beklenebilir. Ağ Savaşı
örnekleri çoğaldıkça farklı terörist grupların sahip oldukları tekniklerin
ve kapasitelerin seviyesinin de arttığının bir göstergesi olmaktadır. Ağ
Savaşı uygulamaları şebeke tipi örgüt yapısına önemli ölçüde bağımlı
19
olduğundan dolayı son yıllarda uluslararası karşılıklı bağımlılığın
artması Ağ savaşının uygulanmasını kolaylaştırıcı bir etki yapmıştır.
1.6.Ağ Tabanlı (Network) Terörist Örgüt :El Kaide Terör Örgütü
11 Eylül 2001 de dört yolcu uçağı füze şeklinde kullanılarak,
ABD Dünya Ticaret Merkezi ile Pentagon olarak bilinen Amerikan
Savunma Bakanlığı’na çarptırılmıştır. Bu eylemin sorumlusu merkezi
Afganistan’da bulunan ve dünyanın altmış dan fazla ülkesinde şubesi
olduğu söylenen İslam dinini referans alan Sünni El Kaide örgütü
olarak belirtilmiştir. El Kaide 11 Eylül 2001 saldırısının sorumlusu
olarak geçen altı yılda dünyanın değişik bölgelerinde, büyük çaplı
silahlı saldırı eylemleri gerçekleştirmiş, birbirinden bağımsız , farklı
ülkelerde bulunan, adem-i merkeziyetçi örgüt yapısına sahip Sünni
radikal dinci terörist örgüt organizasyonun adıdır.Liderliğini Yemen
doğumlu zengin bir Suudi aileden gelen Usame bin Ladin’ in yürüttüğü
düşünülen bu örgüt dünyanın birçok ülkelerine yayılmış çok sayıda
hücrelerden oluşmaktadır. Usame bin Ladin ve El Kaide isimleri
birbirleriyle özdeş hale gelmiş olsalar bile, örgüt sadece Ladin
tarafından tek başına yönetilmemektedir.
1988 yılında Usame Bin ladin tarafından Sovyet birlikleri ile
savaşmak için Afganistan’da kurulmuş örgüt, Soğuk Savaş sonrasında
yüksek gücüyle denetimsiz kalmıştır. Siyasi ajanda olarak Müslüman
ülkelerde halifelik adı altında büyük bir devlet hedefini belirlemiştir.
20
Terör uzmanı Thornton’ın terörizmi tanımlarken “ şiddet
kullanmaya ya da şiddet tehdidi içeren normal dışı yollarla siyasal
davranışları etkilemek üzere dizayn edilmiş sembolik bir fiildir “ diyerek
sembolik yanını vurgulamaktadır (Thornton,1964:77) Terörizmde eylem
semboliktir. El Kaide örgütü 11 Eylül saldırılarında seçmiş olduğu
hedefleri, amacına uygun olarak belirlemiştir. Hedeflerin bu yönü ile
simgesel özellikleri iyi vurgulanmıştır. Küreselleşme sürecine ve bu
sürecin lideri olan ABD ye karşıdır.
Şekil -4: 11 Eylül 2001 Saldırı Hedefleri
ABD tarafından küreselleşme karşıtı hedefi ile bu terör
Küresel/Global Terör olarak adlandırılmıştır. Bu saldırı ile birlikte
terörizm dünya barışını ve güvenliği tehdit eden küresel/global bir
21
DÜNYA TİCARET MERKEZİ
Uluslar arası sermayenin ekonomik egemenliğinin, emperyalizmin ve kapitalizmin sembolü olarak algılanmış ve vurularak ABD ekonomik alandaki hegemonyasını yok etme anlamı yüklemiştir.
ABD SAVUNMA BAKANLIĞI PENTAGON
Pentagon, dünyadaki ABD askeri gücünün varlığının merkezi olarak algılanmış ve sembol olan Pentagon’u vurarak dünyadaki ABD askeri gücünü vurma anlamı yüklenmiştir.
sorun olarak kabul edilmiştir. Dünya güvenliğinde bu tip terörist
örgütlerin Kitle İmha Silahlarına sahip olabileceği de ihtimal dahilinde
tutularak 21.yy da yükselen yeni küresel tehditler olarak
tanımlanmıştır.
Her yeni terör örgütü bir öncekinden daha fazla yaratıcı, daha
kuralsız ve acımasız savaşmanın yollarını bulmakta ve geliştirmektedir.
19.yy da basit silahlar ile mücadele eden teröristler 20.yy da bir yolcu
uçağını füze olarak kullanarak, veya biyolojik ve kimyasal silahlar ile
eylemlerini gerçekleştirebilmektedirler. David Rapoport’a göre Terörizm
tarihinde dördüncü dalganın bir ürünü olan dini motifli küresel terör,
terör gruplarının hem eylem hem de kullandıkları taktikler açısından
yeni teknolojik gelişmeleri kullanarak ne kadar profesyonelleştiklerini
göstermektedir. Yaşanan saldırıların boyutu ,etkisi,yöntemi ve
sonuçları daha önceki terörist eylemlerden bazı yönlerden farklı olarak
terörizm literatüründe yer almıştır. Bu özellikleri nedeniyle küresel terör,
terörizmin yeni miladı olarak da adlandırılmaktadır.
El Kaide terörist örgütü gevşek bağlarla birbirine bağlanmış ağ
örgütlenmesi yapılanmasına sahiptir. Küresel terör ve El Kaide nin
korkutucu yanlarından biri dünyada farklı yerlerde bağlantıları olan bir
terörist şebekesi (Ağ Yapısı) olmasıdır. Bu tip şebeke terör örgütü
biçimi modern tarihte tek ve yeni değildir. Terörizmin üçüncü dalgası
1960 ve 1970 lı yıllarda, sol ideolojili terörist örgütleri şebekle örgüt
yapılarını kullanmaktaydı. Marksist gruplar endüstriyel açıdan gelişmiş
ülkelerde özellikle öğrenci grupları arasında sempatizan kazanarak
22
küçük grupların örgütlenmesine neden olmuşlardı. Kentli şiddet
hareketlerini gerçekleştiren terör örgütleri arasında Baader –Meinhof,
Kızıl Tugaylar ve Japon Kızıl Ordusu gibi örgütler bu şekilde ortaya
çıkmış ve kendi aralarında bağlar kurarak ve birbirlerinden çok şeyler
öğrenerek evrensel bir iletişim ağı şeklinde hareket etmişlerdir. Filistin
Kurtuluş Örgütü de (FKÖ) İsrail güvenlik güçlerine göre 1981 de 22
tane alt grubu olan yarı network bir terör örgütüydü.
(Mcallister,2004 :304) El Kaide örgütü de değişik alt kültürlerden gelen
ve üçüncü dünya ülkelerinde yaşayan Müslümanların mağduriyet,
mazlum duygularını,kurban psikolojisini kullanarak eleman
toplamaktadır. Terörist ağı ile radikal İslam düşüncesini Cihat adı
altında tüm dünyaya yaymayı hedeflemektedir.
Oliver Roy’un Afgan Matrisi diye tanımladığı göçebe
cihatçılardan oluşan El Kaide, birçok ülkedeki radikal İslamcı örgütlerin
bir araya gelmesiyle ilan edilmiş bir cihat”ın yönlendiricisidir. Örgütü
oluşturan temel mantık ise, tek başına hareket ederek başarılı
olamayacak örgütlerin amaçlarına bir arada ulaşmasıdır. Nihai amaç
dünyadaki bütün Müslümanları tek bir hilafet yönetimi altında
toplamaktır.(Roy,2003:172)
Siyasal islamın Sünni terörizm kolu Usame Bin ladin İslam
adına yaptığı savaşı cihatçılık ideolojisini yeniden yorumlayarak
yaymaya çalışmaktadır. Bu yeni cihat ideolojisi ; cihatçıları gerçek
inanlar ,onların dışında kalanları kafir yapmaktadır. Dar-ül Harbte
bulunan kafirler dine zarar verdikleri için öldürülmeleri gerekir. Bu
23
savaşın sonunda kalıcı olan bir İslami dünyaya yani tüm dünyanın Dar-
ül İslam olmasıdır. İslamın küresel olarak egemen olması ile dünya
barışı sağlanacaktır. Ladin’in Benim Cihadım kitabını temel eğitim
kitabı olarak kullanarak, terörizmi dini söylemler ile
meşrulaştırmaktadır. Terörist eylemini terör olarak görmemekte, Allah
yolunda cihat yaptığını düşünmektedir.
Maaş verilen teröristlerin dünyanın her yerindeki varlığının
sağlanması, istihbarat elde edilmesi, finansal kaynakların
dolaşımı ,insan kaynaklarının elde edilmesi ,eğitim kamplarının
mevcudiyetinin sürdürülmesi ve birçok saldırının planlaması,örgüt lider
Usame Bin Ladin’in çok uluslu yapılanmış terör örgütü (network)
aracılığıyla kendisine bağlı veya beraber hareket eden gruplar arasında
kurduğu ağ yoluyla gerçekleştirmektedir.Örgütün bilinen lideri Ladin
olmasına karşın, Irak’ta şimdi hayatta olmayan Ebu Musab El Zarkavi
gibi örgütün bağlantıda bulunduğu topraklarda liderler farklıdır.
(Jenkins,2001 :11-12)
Terörist organizasyonlar zayıf yapılar oldukları için gizli hareket
etmek ve korunaklı alan bulmak zorundadırlar. Küresel terör’ün hücre
tipi yapılanması güvenlik güçleri ve istihbarat servislerinin süreklilik arz
eden yöntemlerini terör örgütlerini izlemede başarısız kılmaktadır.
Seçilmiş hedef ülkede El Kaide örgütünün yetkili kişisi taşeronlar
kullanmak suretiyle eylem yapabilmektedir. 11 Eylül ve Londra
patlamalarında Amerikan Gizli Sevisi CIA ve İngiliz Gizli sevisi M16 bu
yapıyı gerekçe göstererek eylemi önceden engellemeyi
24
başaramadıklarını bildirmişlerdir. Çökmüş devlet yapıları ve istikrarsız
bölgeler örgüt için korunaklı alan imkanı sağlamaktadır.
El Kaide örgütü bugüne kadar bilinen terör örgütlerinin hiyerarşik
dikey yapılanmasından çok farklı; yatay , gevşek ve dünyanın dört bir
yanında birbirinden bağımsız ağ tabanlı yapıyı 3 şekilde
biçimlendirmiştir:
1.Hücreler Hücreler yarı bağımsız ve yalnızca kendilerine
verilen görevleri yerine getirmektedirler. Her grup dört veya beş kişiden
oluşan hücre sistemini kullanırlar.Her hücreden yalnız bir kişinin diğer
hücreler ile veya daha yüksek liderlik sorumlularıyla teması vardır.
Böylece birimlerden biri yakalanacak olursa diğerlerini ele
veremez .Her hücre bağımsız eylem yapmakta ve diğer hücrelerde
faaliyet gösteren örgüt üyelerinin kimliğini bilememektedir . Kendi
teröristlerinin bile birbirini tanımadığı bu örgüte Ladin’in Gizli Ordusu
demek daha uygun olur. Gizli polis ve istihbarat ajanlarının sızmasına
karşı çok geniş ve dağınık olarak büyürler.Kolluk kuvvetlerinin örgüte
yönelik operasyonlarında yerel hücrelerden üst düzey kadrolara
ulaşmak mümkün değildir.
ABD olaydan sonra Afganistan’a yaptığı saldırı ve bombalama
sonucu, örgüt zarara uğrasa da ve Usame Bin Ladin ölse de sistem bir
şekilde kendini devam ettirecek şekilde oluşturulmuştur. Hücrelerin
liderleri gizli ve özel eğitim almış kişilerden oluşur. Operasyon
esnasında kimlerin yer alacağı yapılmasına çok kısa bir süre önce
25
belirlenir. Şebeke elemanları sadece internet ya da video kasetleri
üzerinden mesajları almaktadır. El-Kaide liderinin hiç tanımadığı ya da
hiçbir şekilde bir araya gelemeyeceği dünyanın çeşitli yerlerinde
destekçileri böylece ortaya çıkmaktadır. Yerel yerlerde taşeron
kullanmak suretiyle örgüte üye olmadan bağımsız kişiler de
kullanılabilmektedir.
TERÖRİST ÖRGÜTSEL KUMANDA Liderin kimliği gizli Yönetim elemanı Sadece operasyon
zamanı tim bir araya gelecek
İSTİHBARAT DESTEK TAKTİKHer birimin 2-3 hücresi ve her hücrenin 2-5 elemanı vardır. KUMANDA
Yönetim Elemanı
ALT-KUMANDA ALT-KUMANDA ALT-KUMANDA ALT-YÖNETİM ALT-YÖNETİM ALT-YÖNETİM
BİRİM BİRİM BİRİM
Hedef hakkında İstihbarat Destek Taktik Bir kişi daha bilgi toplama kısmı kısmı kısmı görevliyle kontak kuracak
Şekil-5 HÜCRE TİPİ (Brown,2004:45)
26
2.Mücahit Gruplar :Bir kısmını 1980 ler de Afganistan’daki savaş
için başta ABD, Mısır, Suudi Arabistan ve Pakistan’da bulunan
yaklaşık 50 ülkedeki temsilcilikler aracılığıyla toplamış olduğu
gönüllüler,diğer bir kısmını Bosna, Çeçenistan Somali,Kosova,
Irak,Lübnan ve Filistin gibi dünyanın birçok bölgesinde yaşanan
çatışmalara cihat yapmak amacıyla katılan kişilerden meydana
gelmektedir. El Kaide gerek Cihat Bölgeleri olarak adlandırılan ülkelere
savaşmak için gelen mücahitlerin eğitimi, gerekse de özel bazı
hücrelerin eğitimi için Afganistan, Sudan, Yemen, Pakistan gibi
ülkelerde eğitim kampları ve barınak sağlamaktadır.
3.Yerel Örgütlenmeler El-Kaide organizasyonu altında faaliyet
gösteren, bir kısmı doğrudan veya dolaylı irtibat halinde bulunan
değişik İslam ülkelerindeki radikal İslamcı gruplardan oluşan
örgütlenmelerdir. El-Kaide, bir yönüyle radikal İslamcı grupların
toplanma noktası ya da Cemaat-i İslamiye, Özbekistan İslam Hareketi
ve Hareket-ül Mücahidin gibi dünya çapında faaliyet gösteren radikal
İslamcı örgütlerin içinde yer aldığı geniş bir yelpaze olarak
nitelendirilebilecek yapıya sahip bir örgüttür. El Kaidenin merkezi ile bu
örgütler arasındaki ilişki hiyerarşik değil gevşektir. Bilgi teknolojilerini
kullanarak ağ merkezli yapıyı yaratmıştır.Bu ağ 60 ülke üzerinde
faaliyet göstermektedir; (wikipedia,[web],2008)
Bilinen bağlantısı olan gruplar ;Esbat el Ensar (Lübnan), Hareket
ül Ensar/Mücahitler (Pakistan),El Badar (Pakistan), Silahlı İslami
Grup/GIA (Cezayir), Saafi Grup (Cezayir), Taha el Fetih (Fetihin
27
Öncüleri),Grup Roubaix (Kanada/Fransa), Hareket ül Cihat
(Pakistan),Şah Muhammed (Pakistan), Cemaat Ulema-e İslam
(Pakistan),Hizb-ul Mücahitler (Pakistan),El Gama’a İslamiya (Mısır),
Beytül İmam (Ürdün), İslami Cihat (Filistinli yetkililer),Özbekistan İslamı
Hareketi,el Cihat (Mısır), El –Cihat (Yemen),Laskar-e Tuba
(Pakistan),Libya İslami Grubu ,Moro İslami Özgürlük Cephesi
(Filipinler),Partizanlar hareketi (Keşmir),Ebu seyf (Filipinler),El İttihat
(Somali)-Tevhid ve Cihat (Irak) sayılabilir. (Swetnam ve
Alexandar,2001:52-53)
Usame Bin Ladin’in liderliğinin altında eylemlere ve faaliyetlere
onay veren Danışma Meclisi altında örgütün üst yönetimi ve
yapılanması içinde 4 ayrı komite bulunmaktadır;
1.Askeri Komite: Askeri konular ile ilgili komite. Eleman toplama,
eğitim,silah tedariki
3. Finans Komite: Örgütün finansal kaynaklarını organize eden komite.
İslami vakıflardan gelen paraları kontrol etmektedir.
4.Dini Komite (fetva komitesi): Dini propagandanın hazırlandığı komite
5. Medya Komitesi : Basın ve yayınla ilgili komite
28
Usame Bin Ladin
Danışma Meclisi
Asıl Komiteler
Dini Politika Belirleme Askeri Finans Medya
Bütün dünyadaki hücreler ve ilişkide bulunan
örgütler
Şekil-6 ÖRGÜT ORGANİZASYON YAPISI
Bu şekli ile çok uluslu bir şirketin örgütlenme modeline
benzemektedir. Danışma Meclisi -Yönetim Kurulu, Mali komite-
Finansman Müdürlüğü, Dini Komite – Stratejik Planlama, Askeri Komite-
Eğitim ve Satın alma Departmanı, Medya Komitesi- Basın ve Halkla
İlişkiler Departmanı, diğer farklı ülkelerdeki örgütler ise şirketin
şubeleridir. Çok uluslu şirketin örgüt yapısından esinlenmiş küresel bir
terör şebekesi görünümündedir. Usame Bin Ladin iş adamı kimliği
altında, ortak olduğu telekomünikasyon,inşaat,emlak alanlarında faaliyet
de bulunan Bin Ladin Şirketler grubundan örgüt modelinden
esinlenmiştir.
Ağ tabanlı (şebeke) terör örgütlerinin işleyişinin sağlıklı olması
için temel unsur karşılıklı güvendi. El Kaide terör örgütünün yerel
29
örgütlenmeleri sahip oldukları geçmişleri, etnik yapıları,bölgesel ve
ideolojik yapılarındaki homojenlik ile amaçlarda ortaklığı hedeflemiş
çok uluslu bir yapı niteliğini ortaya koymaktadır.Şebeke sisteminin
çalışması benzer görüş ve değerlere sahip kurumlar arasında daha da
kolay olduğundan El Kaide terör örgütünün etrafında birleştirdiği ortak
değer yada başka bir deyişle ideoloji; Cihat tır. Uzun vadeli hedefi
Müslüman topraklardan batılıları çıkararak, sınırları kaldırılmış din
temeline dayalı tek bir hilafet devleti kurmaktır. Buna Grand strateji
denmektir. Bu hedefe ulaşmak için sürekli ABD ve müttefiklerini
rahatsız ederek onların İslam devletlerine yönelik politikalarını
değiştirmektir. Kısa vadeli hedef öncelikle batılı güçlerin Müslüman
topraklarından çıkması ,ülke rejimlerinin Ladin görüş açısını
benimseyen rejimlere dönüşmesidir.Devrimci bir amaçla yeniden İslam
coğrafyasının şekillenmesidir. Bu cihat sonunda belirtilmiş topraklarda
bir halifelik kurulacak ,İslami esaslara uygun yaşam sürdürülecektir.
Örgüt yapısında küresel bir yaklaşım olmasına rağmen ,ilişkili
bulunan örgütler kendi geleneklerini ve düşünce biçimlerini danışma
kurulunun dikkatine taşımışlardır. Örneğin, Filistin meselesi El
Kaide’nin gündemine asıl olarak Usame Bin Ladin ile Ayman El
Zevahiri’nin örgütlerini birleştirmesiyle girmiştir. O zamandan beri,
örgütte Mısır’daki İslamcı hareketlerden gelenlerin ağırlığı
bulunmaktadır. Örgütün iç güvenlik teşkilatında sorumlu ve birçok
eylemin asıl ismi olarak görülen kişiler, iki kuşaktan beri Mısırlıdır.
30
Fiziksel birlikteliği olmayan değişik bir örgütlenme tarzına sahip,
El Kaide örgütünün bu yapısını eleştirenler onu daha çok sanal bir
örgüt yapısı içinde farklı coğrafya da eylem yapan hayalet
savaşçılarına benzetmektir. Bileşim terminolojisinde kullanılan Sanal
kelimesi hem Ladin’in 1988 de dünyanın çeşitli yerlerinden topladığı
mücahitlerin bilgisini içeren bir veri tabanı oluşturmasından hem de
açılmış farklı Arapça dini siteler ile kendi görüşlerinin propagandasını
yapmasından almaktadır. Bu siteler bir bakıma Ladin’in hücre
üyelerini etkilediği sanal ümmet şeklindedir. (Roy,2003:158-163)
El Kaide terör örgütü bileşim teknolojisini azami şekilde
kullanmaktadır. Enformasyon teknolojisine çok sıkı bir şekilde entegre
olmuştur. Kayıt edilmiş lider ve yardımcılarının konuşmaları VCD
şeklinde dağıtılarak ve internet ortamında El Kaide web sitelerinde
herkesin ulaşabileceği şekilde yer almaktadır. Bu sitelerde El Kaide
ideolojisi ve amaçları detaylı şekilde yer alarak yeni militan kazanımı
hedeflenmektedir. Lider fetvaları bilgisayar ortamının dışında el ilanı ve
cep telefonlarına gelen mesajlar şeklinde de militanlarına
ulaştırılmaktadır.
El Kaide terör örgütünün finans kaynakları da dünya geneline
yayılmış bir ağ üzerinden çeşitli kaynaklardan toplanmaktadır. Suudi
Arabistan, Taliban ve Pakistan’daki sponsorlara çok ciddi mali
yardımlarda bulunmuşlardır. İslam dünyasında yapılan para transferleri
çoğu gizli Havale sistemiyle elden yapıldığı için izlenmesi zordur.
Afganistan’da yaygın olarak kullanılan fakat yasal olmayan Havale
31
sistemini uyuşturucu kaçakçıları ,kara para aklayıcıları kullanmaktadır.
Güven anlamındaki Havale sisteminde dünyanın herhangi bir yerine
para göndermek isteyen kişi parayı nakit olarak simsara teslim etmekte
verilen kod ve faksla öbür taraftaki simsara kod söylenerek parasını
almaktadır. (Napoleoni,2003:12) Başta lider Bin laden şahsi serveti,
medrese ve camilerden gelen bağışlar,terör aktiviteleri,havale
sisteminden toplanan paralarla Şekil-6 da görüldüğü gibi bir ağ tabanlı
yapı üzerinden örgüte ciddi paralar aktarılmaktadır.
Şekil-6 El Kaide Finans Ağı (Basile ,2004 :170)
SONUÇ
Küreselleşme ile iletişim, bilgi teknolojilerinde görülen gelişmeler
bundan istifade eden terör gruplarını yeni dönemin özelliklerine adapte
32
olmalarını sağlamıştır. Terörist gruplar dünya sisteminde önümüzdeki
dönemde de kıt kaynakların olduğu bölgelerde devletlerin bir aracı, kimi
nokta da onlarla rekabet eden bir güç olarak aktör rolünü devam
ettireceklerdir. Geleceğin savaşı, bir milletin ya da devletler grubunun
ordularının birbirleriyle savaş meydanındaki mücadelesi olarak
düşünülmemelidir. Savaş kavramı da, teknolojideki gelişmelere paralel
olarak, askeri gücün kullanımından ibaret olmaktan çıkmış, terörist
organizasyonlardan, uyuşturucu kaçakçılığına, psikolojik harekattan
sistematik ve bilinçli bilgisayar saldırılarına kadar geniş bir boyuta
yayılmıştır..
Ağ tabanlı örgütsel modeli benimsemiş El Kaide terör örgütü
şebeke sisteminin tüm özelliklerini taşımaktadır;
Dağınık ve ağ yapılı bir organizasyon yapısı, çağdaş ordulara
göre daha ademi merkeziyetçi.
Ulus içi ve uluslar arası örgütlenmesi bir arada.
Uluslararası sistemdeki boşluklardan faydalanmakta (finansal ve
siber alem) ve küresel biçimde ülkeler içinde var olmakta.
Bireysel hücre yapılanmaları ve işlevsel alanlar (planlama,
operasyonlar, destek, istihbarat, medya) birbirinden izole edilmiş
Kaynaklara, eylemcilere ve genel konulara ilişkin talimatlar
merkezden verilse dahi inisiyatif daha çok merkez dışında
bulunanlarca kullanılmakta.
33
Bilgi teknolojilerinden en üst düzeyde faydalanma.
Ağlar sayesinde birden fazla eylem çok farklı coğrafyalarda eş
zamanlı eylem yapabilme.
Küresel alanda yaşanan gelişmeler Ağ Savaşı’nın gelip geçici bir
güvenlik sorunu olmayacağını göstermektedir. Bilgi devrimi dünya
çapında genişlemeye ve derinleşmeye devam ettiği sürece Ağ
savaşı’nın daha da sıklıkla uygulanması beklenebilir. Temelde terörist
organizasyonlar Darvinci bir yaklaşımla kendinden öncekilerden çok
şey öğrenme eğilimindedirler. Bu yüzden de mevcut uluslararası
sistemdeki yeni değişikliklere adapte olmak için yenilikçi tarzlar
geliştirmek eğilimindedirler.Ağ savaşı uygulamalarının sayısal olarak
artması ,farklı terörist grupların sahip oldukları tekniklerin ve
kapasitelerin seviyesinin de arttığının bir göstergesi olacaktır.
Conor Cruise O’Brien Küresel terörizmin devamına neden olan
faktörleri şöyle sıralamaktadır; (Arıboğan,2001:250)
1.Dünyadaki siyasi bölünmeler ,istikrarsız rejimler,çökmüş devletler
terörist taktiklere başvurmayı teşvik etmektedir.
2.Dünyada daha küçük,hafif,taşınabilir,eksiksiz ve daha ucuz silahlara
doğru bir eğilim vardır.
3.Modern endüstriyel toplum çok karmaşık ve bütünleşmiş durumda
olduğu gibi, hassas teknolojisi de çökmelere başarısızlıklara karşı çok
34
duyarlıdır.
4.Terörizm özgür toplumlara karşı sürdürülmesi göreceli olarak çok
daha kolay olduğu için totaliter toplumlarda fazlaca karşılaşılmaması
şaşırtıcı olmamalıdır.
5.Devlet destekli terörizm zayıf devletlere bundan sonra da fazla
kullanılır hale gelecek,düzenli ordular karşısında amaca ulaşmada tek
yol durumuna gelecektir.
6.Teröristler açısından da terörizmin devamında birtakım çıkarlar söz
konusudur.Teröriste bu yöntem statü,prestij, örgütlenme ve para
sağlamaktadır.
Benzer bir şekilde Ocak 2005’te CIA tarafından yayınlanan
Mapping the Global Future raporunda, terörizm geleceği konusunda
şu fikirler ileri sürülmüştür ;( CIA Map,[web], 2005 ) ABD’nin başlattığı
küresel terörle mücadelenin ardından yeni bir militan sınıfı ortaya
çıkacaktır. El Kaide’nin yerini aşırı dinci, merkezi olmayan küçük
örgütler alacaktır. Tespit edilmesi ve yakalanması daha zor olan bu
örgütler güvenlik güçlerinin işini zorlaştıracaktır. Önümüzdeki 15 yılda,
uluslararası terör örgütleri radikal İslam kimliği ile tanımlanmaya devam
edecek,Ortadoğu,Batı Avrupa, Güneydoğu Asya,Orta Asya gibi
bölgelerde radikal İslam ideolojisi yayılacaktır. Mensuplarının sayısı
azalsa da terör örgütlerinin tehdidi devam edecektir
35
Tabanlı terörist örgütler ile mücadele de güce dayalı askeri
çözümlü politikalar sonuçları itibariyle bekleneni ortaya koyamayacak
aksine var olan nefreti daha da körükleyerek eylemlerin sürekliliğini
sağlayacaktır. Bu nedenle küresel terörün nedenlerine inerek,ekonomik
sosyal,psikolojik ve siyasi çok yönlü politikalar ortaya konarak ağ
yapılarının beslendiği damarları ortadan kaldırmak gerekir. Özellikle
dünyadaki artan insan nüfusu karşısında mevcut kıt kaynakların
dağılımına yönelik uzun vadeli uluslararası işbirliği ve planlama
olmazsa bu kaynakların bulunduğu bölgelerde terör gruplarından
kaynaklanan istikrarsızlıkların olması kaçınılmazdır.
Kısaca B.M.Jenkins’e göre terörizmin geleceği;(Pırtaş,2002:94)
“ Teröristler,dünyanın herhangi bir yerinde ki hedefi vurabilecek nitelik
de,akışkan olarak kalacaklardır. Aralarındaki bağlar ise,giderek
güçleneceğe ve karmaşık bir hal alacağa benzemektedir. Kendi
hesabına çalışan (freelance) teröristler çıkabilir. Bazı ülkeler terörist
grupları kendi çıkarları doğrultusunda çalıştırabilir. “ şeklinde
özetlemiştir.
Terörü tam anlamıyla yok edilmese de kontrol altına alınabilecek
seviyeye getirmek önemlidir. 2001 yılından itibaren yapılan tüm uluslar
arası işbirliği ve güçlü istihbarat terör gruplarının var oldukları alanları
daraltacaktır.
36
KAYNAKLAR
Arıboğan, Deniz Ülke.2001 Globalleşme Senaryosunun Aktörleri,İstanbul Der yay
Arquilla John and Ronfeldt David.2005.” Netwar Revitised:The Fight for
the Future Continues”,R.Bunker(ed),Networks Terrorism and Global Insurgency,New York :Rout ledge Group,pp 8-20.
Arquilla John and Ronfeldt David.2001.” The Advent of Netwar” A.
John and R. David (ed) Networks and Netwars :The Future of Terror, Crime and Militancy ,Santa Monica, Rand Copr.pp.51-62
Arquilla John and Ronfeldt David.1999. “Networks, Netwar and the
Information Age Terrorism”,I.O.Lesser, (ed) Countering the New Terrorism,Santa Monica Rand ,pp.39-85.
Aydın.Mustafa.2005.” Küreselleşme Karşısında Ulus Devlet-Ulusal
Ekonomi ve Güvenlik “,Panorama Dergisi, Sayı 12,İstanbul,sf:1-15.
37
Basile Mark .2004 “Going to The Source Why Al Queda’s Financial Network is Likely to withstand the current War on Terrorist Financing “,Studies in Conflict & Terrorism,27:169-185
Brown,Doug 2004. Terörizm ve Terör ile Mücadele Eğitim Kitabı (ACT-TM-1) (çev.) Lütfi Tamer .Emniyet Md.
Cronin A.Kurt.2004.” Behind the Curve : Globalization and International
Terrorism “,M.E.Brown ,O.R. Cote,S.M. Lynn-Jones ,S.E. Miller (ed)
New Global Dangers Changing Dimensions of International Security,Cambridge,MIT Pres,pp.448-477.
Dinçer,Ömer.1991.Stratejik Yönetim ve İşletme Politikası.İstanbul :
Beta Yay.
Erbay. Y.2000. ” Kavram olarak Küreselleşme “,Yeni Türkiye Dergisi,21.Yüzyıl Özel Sayısı 1, Ankara,sf.155 -170.
Freeman Chris .Soete Luc.2003.Yenilik İktisadı.Ankara : TÜBİTAK
yay.
Friedman.Thomas.1999. Lexux ve Zeytin Ağacı. Küreselleşmenin Geleceği. İstanbul :Boyner Yay.
Global Map report <www.dni.gov/nic/NIC_2020_project.htm>
Hoffman Bruce.1998-1999.”Terrorism Evolves Toward Netwar “,RAND Review ,Vol 22, No2. Winter1998 -1999,pp.1-25.
38
Jackson,Brian.2006.” Groups, Networks, or Movements : A Command-
and-Control-Driven Approach to Classifying Terrorist Organizations
and Its Application to Al-Qaeda “, Studies in Conflict & Terrorism ,Rout ledge Taylor & Francis Group , 29,pp241-262
Jenkins,Brian.2001.1 The Organization Men :Anatomy of a Terrorist
Attack“, J.F.Hoge, J.R. ve G.Rose (ed),How Did This Happen :Terrorism and The New War ,New York , Public Affairs,
pp1-15.
Kazgan. Gülten.2000.Küreselleşme ve Ulus Devlet: Yeni Ekonomik Düzen. 1.basım, İstanbul : Bilgi Üniversitesi yay.
King.A.D.1998. Kültür, Küreselleşme ve Dünya Sistemi,(Çev.G.Seçkin, Ü.Hüsrev Yolsal),2.Baskı, Ankara :Bilim ve Sanat
yayınları.
Koçel.Tamer.2005 “ Bilgi çağı,Yönetim Düşüncesi ve Uygulamaları”,
Uluslar arası Yönetim ve Askerlik Sempozyum Bildirisi,26-27
Mayıs 2005, Ankara : Kara Harp Okulu,sf.15-35.
Koçel,Tamer.1998.İşletme Yöneticiliği.İstanbul :Beta yay.
Lonsdale.David.”Enformasyon Gücü:strateji,Jeopolitik ve beşinci
Boyut”, C.S.Gray,G.Sloan (ed)Jeopolitik, Strateji ve Coğrafya .(çev
T.Karabacak), Ankara:Asam yay. Sf.184-268
39
Napoleoni Loretta.2003. Modern Cihat , Neşenur Domaniç ve Nusrey
Ayhan (çev) ,İstanbul :Bulut yayınları.
Mcallister.Brad.2004.” Al Qaeda and The Innovative
Firm :Demythologizing the Network”, Studies in Conflict & Terrorism,27 ,pp,297-319.
Marshall McLuhan, Bruce R. Povers.2001.Global Köy. İstanbul :Scala
Yayıncılık
O’Brien.Kevin.2002. ” Networks, Netwar and Information – Age
Terrorism”, A.Tan ,K.Ramakishna (ed).The New Terrorism Anatomy, Trends and Counter Strategies, Singapore :Eastern Universities
Pres,pp.73-107.
Pırtaş Fırat .2002.” Yeni Boyutlarıyla Terörizm ve Dış Politika “,Uluslararası Terörizm ve Dış Politika,Prof.Dr.Osman Metin Öztürk
(der.) ,Ankara:Biltek yay.
Roy Oliver.2003.Küreselleşen İslam.İstanbul :Metis Yay.
Thornton Perry,Thomas.1964 "Terror as a Weapon of Political
Agitation," in Internal War: Problems and Approaches, ed. Harry
Eckstein New York: Free Press of Glencoe.s.71-99
Swetnam Michel ve Alexander Yonah.2001. Bir Terörist Ağının Profili; Usame Bin Laden,İstanbul : Güncel yayıncılık.
40
Tuathail,Gearoid.O.2003.” Eleştirel Jeopolitiği Anlamak :Jeopolitik ve
Risk Toplumu”,C.S.Gray,G.Sloan (ed)Jeopolitik, Strateji ve Coğrafya .(çev T.Karabacak), Ankara:Asam yay. Sf.143-168.
Tutar.H.2000.Küreselleşme Sürecinde İşletme Yönetimi. İstanbul:
Hayat yayıncılık.
<http://en.wikipedia.org/wiki/Al_Quaeda>
Whelan Richard.2006 El-Kaidecilik. İslam’a tehdit, Dünya’ya tehdit. Ankara: Platin yayınları.
White House,” National Strategy for Combating Terrorism”, Şubat
2003.The White House Web sitesi, 1 Aralık 2005.
<www.Whitehouse.gov/news/releases/2003/02/counterterrorism/counte
rterrorismstrategy.pdf>
Zanini M ve Edwards S.J.A. 2001.“The Networking of Terror in The
Information Age “ , J.Arquilla ve D.Ronfeldt (ed) Networks and Netwars : The Future of Terror, Crime and Militancy, Santa
Monica,Rand Corp.pp.29-60
.
41