43
AĞ TABANLI TERÖRİST ORGANİZASYONLAR EL KAİDE TERÖR ÖRGÜTÜ Aşkın İnci Sökmen * GİRİŞ Uluslararası İlişkiler disiplini içerisinde, ABD deki 11 Eylül 2001 saldırısı, Soğuk Savaş Sonrası ABD hakimiyetine dayalı tek kutuplu sistemde, yeni bir dönemin başlangıcı oldu. Saldırı ile ortaya çıkan küreselleşme karşıtı küresel terörizmin simgesi, İslam dinini referans alan Sünni El Kaide terörist örgütü, tüm dünya gündeminin odak noktası yaptı. Dünya Mcluhan’in 1960 da belirttiği gibi dünyanın Global Köy haline geldiği bir yapıyı amaçlamaktadır. (McLuhan ve Povers ,2001) Bu fikrin temelinde dünyanın tek bir ulus olması ve 20.yy da evrensel bir batı kültürü yaratma isteği vardı. Öngörülen yapı oluşmasa da Bilgi çağının ulusal ve uluslar arası güvenlik sorunları, geleneksel güvenlik sorunlarından daha dağınık, çok boyutlu ve belirsiz nitelik kazanmıştır. * Aşkın İnci Sökmen Beykent Stratejik Araştırmalar Merkezi (BÜSAM) Terörizm Masası Araştırmacısı 1

Ağ Tabanlı Terörist Organizasyonlar ve El Kaide Terör Örgütü

  • Upload
    arel

  • View
    2

  • Download
    0

Embed Size (px)

Citation preview

AĞ TABANLI TERÖRİST ORGANİZASYONLAR EL KAİDE TERÖR ÖRGÜTÜ

Aşkın İnci Sökmen *

GİRİŞ

Uluslararası İlişkiler disiplini içerisinde, ABD deki 11 Eylül 2001

saldırısı, Soğuk Savaş Sonrası ABD hakimiyetine dayalı tek kutuplu

sistemde, yeni bir dönemin başlangıcı oldu. Saldırı ile ortaya çıkan

küreselleşme karşıtı küresel terörizmin simgesi, İslam dinini referans

alan Sünni El Kaide terörist örgütü, tüm dünya gündeminin odak

noktası yaptı. Dünya Mcluhan’in 1960 da belirttiği gibi dünyanın

Global Köy haline geldiği bir yapıyı amaçlamaktadır. (McLuhan ve

Povers ,2001) Bu fikrin temelinde dünyanın tek bir ulus olması ve 20.yy

da evrensel bir batı kültürü yaratma isteği vardı. Öngörülen yapı

oluşmasa da Bilgi çağının ulusal ve uluslar arası güvenlik sorunları,

geleneksel güvenlik sorunlarından daha dağınık, çok boyutlu ve belirsiz

nitelik kazanmıştır.

* Aşkın İnci Sökmen Beykent Stratejik Araştırmalar Merkezi (BÜSAM) Terörizm Masası Araştırmacısı

1

İlaveten küreselleşme ulus-devletlerin zayıflamasına yol açtığı

gibi farklılıkların birbirini beslediği, etnik, dini, milliyetçi terörünün

gelişimine de katkıda bulunmuştur. Ulus-devletin zayıflaması “çökmüş

devlet” olarak da adlandırılarak, ülke içinde yaratılmış otorite

boşluğunun illegal yapılar tarafından doldurulduğu devlet şekli olarak

küresel terörizmi besleyen bir neden olarak gösterilmiştir.

Geçmişte terörizm, kolayca tarif edilebilen ve belirli bir komuta –

kontrol mekanizmasına sahip, ideolojik bir amaç ya da ulusal kurtuluş

mücadelesi olarak tanımlanırdı. Günümüzde Küresel terör, sınırları

kimliği nerede olabileceği tam belli olmayan yapısıyla geçmişe nazaran

daha tehlikeli ve öldürücü niteliktedir. Ağ tabanlı organizasyon yapısı ve

gevşek bağları nedeniyle çözülmeleri de oldukça zordur. Dünya

üzerindeki hiçbir devlet bu tehditten muaf değildir. Terörizmin değişen

yüzünde,1990 sonrası dönemde değişim geçirmeye başlayan

uluslararası sistemin yapısından kaynaklanan, iletişim ve ulaşım

teknolojilerinde görülen gelişmelerin de önemli bir katkısı vardır.

Diğer bir önemli nokta, küreselleşme öncesi ülkeler arasındaki

rekabet de bir araç olarak kullanılan terörist grupların, Yeni Düzen ‘de

kendini yaratanlara karşı eyleme girmiş olmalarıdır. Devlet Destekli

Uluslararası Terörizm olarak adlandırılan bu faaliyetler, ABD de

Reagan Doktrini çerçevesinde aktif bir dış politika aracı olarak

görülüyordu. Afganistan’ın 1979’da SSCB tarafından işgal edilmesiyle,

El Kaide Rus güçlerine karşı ABD tarafından yaratılmış ve kullanılmış

2

bir örgüttü. 11 Eylül 2001 saldırısı ile bir bakıma kendini yaratmış olan

güce karşı bir tepki verme özelliği vardı.

Terör grupları, bir devlet altı aktör olarak dünya sistemi üzerinde

etkili sonuçlar doğurmaya başlamıştır. El Kaide terör örgütü de

yukarıda sayılan nitelikleri gösteren bir örnektir. El Kaide saldırılarıyla

adlandırılan Küresel terör bu tepkinin ve çökmüş devlet yapısının

yarattığı ortamda ortaya çıkmış ve küreselleşmenin sembolü sayılan

hedeflere yaptığı saldırılar ile bu tepkisini dünya kamuoyunun

gündemine taşımıştır.

Bu çalışmada amaç, küreselleşmeyle ortaya çıkan ağ tabanlı

terörist örgütlerin özelliklerini belirterek; farklı organizasyon yapısı ve

yeni teknikleri kullanmasıyla gerek terörizm literatüründe gerekse

uluslararası ilişkilerde yeni bir dönemin başlamasına neden olan,

küresel terörist organizasyon El Kaide’yi bu yapıya uygun bir örnek

olarak incelemektir. Bu ağ tabanlı organizasyonların ortaya koymuş

olduğu yeni çatışma biçimi Netwars (Ağ Savaşları) özellikleri

toplumların içine girebilecekleri çatışmalar ve bu çatışmalara güvenlik

güçlerinin nasıl hazırlanması ve cevap vermesi gerektiği açıdan önem

taşımaktadır. Gelecekte ağ tabanlı terörist örgütlerin, var olan mevcut

koşulları dikkate alarak Terörizmin Geleceği nasıl şekilleneceği

üzerinde bir öngörüde bulunmaktır.

3

1.1.Küreselleşme

Küreselleşme teriminin isim babası Ronald Robertsin, bu kelimeyi

“dünyanın tek bir mekan olarak belirginleşmesi ve bir bütün olduğu

bilincinin artması” şeklinde tanımlar.(King,1998:11) Son yıllarda

üzerinde en çok tartışılan, çok farklı anlam ve değerler yüklenen

kavramlardan biridir. Geçerli sayılabilecek tanımlar; “ dünyanın tek bir

mekan olarak algılanabilecek ölçüde sıkışıp küçülmesi anlamına gelen

bir süreç “(Tutar, 2000:18); “ Ekonomik, siyasal, sosyal ve kültürel

değerlerin ve bu değerler çerçevesinde oluşmuş birikimlerin ulusal

sınırlar dışına taşarak dünya genelinde yayılması” (Erbay,2000 :170);

“Dünya çapında giderek daha yaygın ilişkiler,artan karşılıklı bağımlılık ve

herkes için daha fazla olanak ve hassasiyetler doğuracak şekilde

yoğunlaşan uluslar arası faaliyetler “(Aydın,2005 :1) süreci şeklinde

belirtilebilir.

Küreselleşme ; siyasal, ekonomik, kurumsal, kültürel olmak üzere

dört boyutlu bir kavramdır.Kimilerine göre ekonomik bütünlük, bazılarına

göre kitle iletişim araçlarının etkisiyle ortak kültüre yönelik bir süreç,

bazılarına göre ise emperyalizmin yeni adı olarak

değerlendirilmektedir.Tek boyutlu değil, birbirine bağlı olan ve birbirini

destekleyen ilişkiler içerisindeki olgular bütünüdür.Bir değişim rüzgarı

olarak nitelendirilebilecek olan bu kavram, teknoloji devriminin meydana

getirdiği haberleşmede yaşanan hızlanma ve ulaşılabilen alanların

genişlemesiyle bir çok alanda sayısız değişimlere yol açmıştır.

(Kazgan,2000:21)

4

Soğuk Savaş sonrası, 1990-2000 dönemi bir yandan her alanda

küreselleşmenin yaşandığı, diğer yandan küreselleşmenin merkezi

ABD'nin savunduğu ekonomik ve siyasal modellerle bunların sosyal

uzantılarının tüm dünyada etkili olmaya başladığı topyekün bir geçiş

dönemi olmuştur. Uluslararası sistemin yapısını temelinden sarsabilecek

yeni olgu ve eğilimler ortaya çıkmıştır; İletişim teknolojisinin ulaştığı

boyut devlet sınırlarını aşındırmış devlet’in bir çok konuda yetkileri

tartışılır hale gelmiştir. Bireyler, Sivil toplum kuruluşları, medya, uluslar

ötesi şirketler ve diğer ekonomik aktörler alternatif bir güç potansiyeli

oluşturmuşlardır. Hükümetlerin denetimi dışında kalan çok uluslu

kuruluşların servetleri bazı ülkelerin ulusal bütçelerinden fazla

gözükmektedir. Küreselleşme sonucunda yeni endüstri alanları ve

e-ticaret gibi iş yapma şekilleri ortaya çıkmıştır. Yönetim kavramları

olarak Ağ tabanlı (şebeke) organizasyonlar, stratejik birliktelikler, sanal

yönetim ve organizasyonlar önem kazanmıştır.

Finansal alanda birçok kontrol edilemeyen finansal araç veya

düzenin oluşmasına yol açmıştır. Devletlerin bu finansal yapıları kontrol

etme gayreti,gerek bu yapıların büyüklüğü gerekse devamlı işler halinde

bulunmaları nedeniyle yetersiz kalmaktadır. Giderek fazlalaşan ve

karmaşıklaşan haberleşme ağları sayesinde para elektronik sinyaller

haline gelmiş ve devletlerce takibi daha da zorlaşmıştır. Bunu bilen terör

ve organize suç grupları devletlerce takibi zor finansal ağları kullanarak

devamlılıklarını ve etkinliklerini sürdürebilir hale gelmişlerdir.

5

1.2.Küreselleşme ve Terörizm

Küreselleşme, baskıcı devletlerdeki yeni liberalleşme hareketleri,

devletlerin işlevlerinin özelleşmesi ve bilgi teknolojilerindeki artış

dünyanın güvenlik ajandasını,tehditleri ve aktörleri etkilemiştir. Güvenlik

sorunu günümüzde küresel bir hal almıştır. Devlet merkezli ve bölgesel

sorunlar hala önemli güvenlik sorunları olarak kabul edilirken, terörizm

ve örgütlü suçlar başta olmak üzere devlet dışı birimlerce yürütülen ve

kimi zaman bazı devletlerin çıkarları doğrultusunda destek verdikleri

faaliyetler, küreselleşme döneminin uluslararası güvenlik sisteminin

öncelikli sorunları haline gelmiştir. (Tuathail, 2003:162)

1990'lara kadar sınırlı bölgelerde faaliyet gösteren terör örgütleri

küreselleşmenin getirdiği ortamlardan yararlanarak ve yine

küreselleşmeden kaynaklanan olumsuzlukları taraftar toplama ve

meşrulaştırma unsuru olarak kullanarak, küresel ölçekte faaliyet

göstermeye başlamışlardır.. Batılılaşma, demokratikleşme, tüketicilik,

piyasa kapitalizminin artışı şeklinde ortaya çıkan küreselleşme, hem

yarattığı küresel değişiklikler hem de elde edilen faydanın eşit

dağılmaması sonucu tutucu bir kültürle yetişmiş belirli ayrıcalıkları

olmayan insanlarda bir karşı duruş yaratmıştır. Günümüz küresel terör

olarak adlandırılan olaylar, merkez/yerel, büyük/küçük veya

modern/geleneksel güç mücadelesinin devamı niteliğindedir. Terörizm,

zayıfın silahıdır. Gücü açık biçimde üstün olan karşı tarafa karşı yenmek

için en iyi araç asimetrik biçimde saldırmaktır. İslamı referans alan terör

gruplarının etkin olduğu yerlere bakıldığında kapalı, dinin hakim olduğu,

6

mevcut yönetimler için demokrasinin tehdit olduğu ülkeler göze

çarpmaktadır. Güçsüz kesim olarak algılanan bu ülkeler terörizmi bir

araç olarak kullanarak hem amaçlarını dünyaya belirtmek hem de direnç

noktası olarak kullanmaktadırlar.

Terörist gruplar gelişen bilgi teknolojileri ve bunun diğer

imkanlarından yararlanmakta ve bunu kendi lehine yarayacak şekilde

kullanmayı öğrenmeye devam edip bu yolla yeni strateji ve yöntemler

üretmektedir. Bu yüzden bilgi teknolojileri terörizmin değişiminde hem

niteliksel hem de örgütsel bakımdan etkili olmuştur. Organizasyon

yapılarında değişiklikler meydana gelmiş, yapılan eylemlerin nitelikleri

değişmiştir.Kitle imha silahlarını elde edebilmekte, medya ile dünyaya

ulaşabilmektedirler. Karmaşık haberleşme ağları sayesinde elektronik

sinyaller şeklindeki paralar, devletlerce takibi zor olduğundan terör ve

organize suç grupları bu finansal ağlara yoğun ilgi göstererek

devamlılıklarını ve etkinliklerini sürdürebilir hale gelmişlerdir.

(Cronin,2004 :42)

1.3.Bilgi Teknolojileri ve Terörizm

Bilgi Toplumu; toplumsal yaşamda temel kaynağın bilgi olduğu,

toplumda hareketliliğin bilgiye dayandığı ,bilginin kolayca elde

edilebildiği ve dağıtılabildiği, disiplinler arası yatay ilişkilerin önem

kazandığı bir toplum olarak tarif edilmektedir. (Koçel,2005:23) Soğuk

Savaşın tanımlayıcı ölçütü ağırlık,özellikle de füzelerin taşıdığı savaş

başlıklarının ağırlığı iken, küreselleşme sisteminin tanımlayıcı ölçütü

7

ticarette,ulaşımda,iletişimde ve buluşçulukta hızdır.Küreselleşmenin

Geleceği: Lexus ve Zeytin Ağacı kitabının yazarı Thomas Friedman;

“Soğuk Savaş Einstein’in kütle-enerji denklemi e=mc2 ile ilgiliydi.

Küreselleşme Moore Yasasıyla ilgilidir: Silikon çiplerinin işlem gücünün

her on sekiz ila yirmi dört ayda iki katına çıkacağını söyler :soğuk savaş

sırasında en sık sorulan soru şuydu : Füzenizin büyüklüğü ne kadar ?

Küreselleşme çağında ise en sık sorulan soru: Modeminizin hızı ne

kadar ?.”

diyerek hız kavramının bilgi toplumundaki önemine vurgu yapmıştır.

(Friedman,1999 :32)

Bilgi elde edinimi devletler için önemli bir stratejik üstünlük

sağlamaktadır. Bilginin sağladığı bu güç, istihbarat toplama, terörizm,

stratejik savaşlar, saldırılar, ekonomik savaşlar, savaş dışı

faaliyetler,lojistik destek sağlamak gibi birçok faaliyette

kullanılabilmektedir. Bu güce erişim için gereken ücretlerin düşük olması

sebebiyle devletlerin yanında terörist örgütler de etkin bir biçimde bu

güçten faydalanmaktadırlar. (Lonsdale,2003:197)

Bilgi çağının terörizm bağlamında ele alınan yönü, büyük ölçüde

artan teknolojik imkanların teröristlerin de kullanımına açık araçlar haline

gelmiş olmalarıdır. Bilgi çağına uyum sağlamış yeni bir terörizmin

oluşumu, doktrinsel, stratejik, teknolojik ve örgütsel anlamda toplu bir

değişimin sonucunda gerçekleşmiştir. (Arquilla ve Ronfeld,1999:40)

8

Bilgi devrimi doktrin ve strateji bağlamında bazı terörist gruplar

geleneksel olarak benimsemiş oldukları baskı ve zorlamaya dayalı

paradigmalarını terk ederek, daha çok bir savaşın (asimetrik savaş)

özellikleri çerçevesinde eylem yapmaktadırlar. ABD hedeflerine karşı

gerçekleştirilen saldırılar bu paradigma ekseninde gerçekleştirilmiştir.

Teknolojik olarak düşmanın bilgi alt yapılarını yok etme stratejisi, fiziksel

saldırının yanında önem kazanmıştır.Terörist örgütlerin,bilgi sistemlerine

saldırmak yoluyla çok az risk alarak ve gözle görünür faydalar

sağlayabilme potansiyelleri vardır. Ayrıca yüksek ölüm ve zarara yol

açan eş zamanlı saldırılar ve kitle imha silahların üretilmesine ilişkin

bilgilerde bilgi teknolojileri kullanarak sağlanabilmektedir.

Bilgi çağında internet, faaliyet sahasını genişleten terörizmin en

önde gelen araçlarından biri olmuş ve terörizm tarafından kendisine

yararlı olacak her şekilde kullanılmaya başlanmıştır. Tim Thomas

internetin terörist amaçlara ulaşmak için kullanılmasını “ Bilgi Terörizmi “

olarak nitelendirmektedir. (O’Brien ,2002 :86) Terörist örgütler açık veya

gizli şekilde bağış paralarının toplanması, örgüt elemanlarıyla şifreli

mesajlar, operasyonların kontrol edilmesi,örgüte eleman

kazandırma,örgüt içindeki iletişimin sağlanması v e sempatizan kitlelerin

oluşturulması gibi amaçlarda kullanılmaktadır.

Terörist grupların etkinliğini artıran bilgi teknolojileri aynı zamanda

örgütlerin yapısal biçimlerinde ağ tabanlı(network) örgüt yapısının

benimsenmesini sağlamıştır.

9

1.4.Ağ(Network ) Tabanlı Terörist Organizasyonlar

Bilgi devriminin en önemli sonuçlarından biri, şebeke (network)

biçimindeki örgüt yapılarının ulusal ve uluslar arası tüm sosyal

alanlarda yükselişe geçişi olmuştur. Organizasyonların çevredeki

değişimlere hemen cevap verebilecek bir yapıya kavuşması,

etkinliğinin arttırılması ve organizasyonun uzman olduğu asıl işini

yapması, diğerlerini de başka organizasyonlara devretmesi sonucunda

şebeke (network) organizasyonlar ortaya çıkmıştır. Yönetim ve

organizasyon alanında Şebeke (Network); “ Bir mal veya hizmeti

üretebilmek için yapılması gereken faaliyetlerin ve gerekli olan

kaynakların tek bir elde toplanması yerine farklı organizasyonlara

dağıtılmış olması” şeklinde tanımlanmaktadır. (Koçel,1998 :283) Ağ

yapılı örgütlenmeler alışılan hiyerarşik yapılı örgütlerden daha avantajlı

konum sağlamaktadır.

Washington Uzlaşısı ilkeleriyle 1980’li yıllardan itibaren

yaygınlaşan neo-liberal politikalarla sermayenin uluslar arasılaşması hız

kazanmış ve şirketlerin şebeke sistemlerinin işleyişi ulusal politikaların

küreselleşmeye uyumlaştırılmasıyla güçlü kurumlar olarak dünya

sisteminde yer almaya başlamışlardır. Neo-liberalizm çok uluslu

şirketlerinin uluslararası işbölümü vasıtasıyla şebeke sistemi

kurmalarının itici gücü olmuş, şirket birleşmeleri veya satın almaları

sonucunda sermaye yoğunlaşması paralelinde oligarşik yapılanma

oluşmuştur. Devletlerin milli gelirinden daha üstün dev şirketler

olduğundan bu şirketlerin gücü ticari kârlarının artması ötesinde siyasi

10

olarak da kendini göstermiştir. Ekonomik olarak devletlerden daha güçlü

çok uluslu bir şirketin devletin karar mekanizmasında de facto yer

alması, uluslararası kurumların toplantı gündemini oluşturması, gittikleri

ülkelerdeki ulusal mali ve siyasi politikaları kendi yapılarına uyumlu hale

getirmeleri günümüzde yaygın olan uygulamalardır. Şebeke şirketi

olgusu, denizaşırı ortaklıkları olan çok uluslulardan daha karmaşıktır

çünkü bu şebekeler, ulusal sınırların ötesinde, firmalar arası teknoloji,

üretim, finansman ve pazarlama becerileri ittifaklarına dayanır. Son

zamanlarda sadece bir ülkenin uluslararası rekabetçiliğinden çok

küresel ya da birçok yerli firmaya dayanan daha ileri düzeydeki bir

teknolojik uluslar arasılaşma eğilimini ifade etmek üzere Tekno

küreselleşme terimi de kullanılmaya başlamıştır. (Freeman ve Soete,

2003 )

İyi yapılanmış bir şebeke organizasyonun, haberleşme , güven ve

güç olarak üç önemli unsuru vardır. Şebeke organizasyonlar, faaliyet

gösterdikleri çevrede stratejik ve taktik planları oluşturabilmeyi

haberleşme kanalları sayesinde gerçekleştirirler. Doğru ve hızlı bilgi

akışı (hem yatay hem de dikey) başarı için belirleyici bir faktördür.

Daha fazla güven duyan organizasyonlar arasında kurulur. Bir

işbirliğinde organizasyonlar kendi personellerini, teknolojilerini ve

bilgilerini ortakları ile paylaşırlar. Güven olmadan her şeyin paylaşımı

çok güç olacaktır. Yine organizasyonların sahip oldukları

geçmişleri,etnik yapıları,bölgesel ve ideolojik yapıları veya

profesyonellikleri bu işbirliğini daha da kolaylaştırmaktadır. Şebeke

sisteminin çalışması benzer görüş ve değerlere sahip kurumlar

11

arasında daha da kolaylaşmaktadır. Güç ise karşılıklı dayanışmadan

doğar.Şebekedeki her organizasyonun farklı kapasiteye sahip

olmasının sonucu (ekonomik,teknolojik,uzmanlık) karşılıklı dayanışma

gerçekleşmektedir. (Dinçer,1991 :334-335)

Ağ tabanlı organizasyonların temel özellikleri, organizasyon

içindeki iletişim ve koordinasyonun dikey veya yatay resmi bir rapor

verme şeklinde olmayıp,mevcut görevin niteliğine göre şekil alan bir

yapılanma biçiminde olması, ağın iç yapısındaki çeşitli bağlantılar

organizasyon dışında ulus sınırları boyunca dağılmış bireylerle

oluşturulan ilişkilerle tamamlanması, örgüt içi ve dışındaki bağların

bürokratik emirlerle değil karşılıklı güvene dayanan,ortak paylaşılan

kural ve değerler yoluyla güçlü tutulması sayılabilir. (Zanini ve

Edwars,2001 :32-33)

Yeni tür ağ tabanlı örgütlenmeler ana olarak üç biçimde

şekillenmektedir. Bu örgütlenme biçimleri Zincir,Yıldız (Tekerlek Göbeği)

ve Çok Bağlı Ağ yapılarıdır. Bu ağ tabanlı örgütlenme biçimleri kısaca

şunlardır (Arquilla ve Ronfeldt,2001 :7-8)

1.Zincir Ağ (Chain Network) : Bu ağ yapısında bir kaçakçılık

güzergahındaki gibi insanlara, mallar ve bilgi birbirinden ayrı temas

noktaları boyunca bir çizgi üzerinde hareket etmektedir. Bu örgütlenme

de iletilen bir mesajın bir uçtan diğer bir uca ara noktalar üzerinden

geçmesi gerekmektedir.

12

Şekil -1 : Zincir Ağ Yapısı (Arquilla ve Ronfeldt, 2001 :8)

2. Yıldız (Tekerlek Göbeği) Ağ (Hub and Spoke Network) : Bu

tür ağ yapılanmaları bir kartel yapılanması veya bir şirkete bağlı

bayiliklerde görülen yapıya benzemektedir.Bu örgütlenme biçiminde her

aktör veya grup merkezde ki bir noktaya bağlanmaktadır.Bu

organizasyon yapısında örgüt içi iletişim ve koordinasyon ,merkezde

bulunan noktadan geçerek diğer noktalara iletilmektedir.Şekil -2 itibariyle

yıldız veya tekerlek göbeğini andırmaktadır.

Şekil -2 : Yıldız Ağ Yapısı (Arquilla ve Ronfeldt, 2001 :8)

13

3.Çok Bağlı Ağ Yapısı (All Channel Network): Ağ yapısında

bulunan herkes birbiriyle ve diğer herkesle bir bağlantıya sahiptir.Şekil-3

de görüldüğü gibi her bağlantı noktası bir bireyi ,bir grubu,

organizasyonu veya bunların bir bölümünü nitelediği gibi bir devleti de

temsil edebilir.Bu ağ modelinde bağlar küçük veya geniş olabileceği gibi

sıkı veya gevşek bir şekilde de bağlanmış olabilir. Ağ içerisindeki bu

bölünmeler bir konuda uzmanlaşan kısımlar olabileceği gibi aynı konuda

görevler yapan noktaları da temsil edebilirler. Ağ yapısının mevcut

sınırları dış ortamla girilen ilişkiye göre ya çok belirli ya da belirsiz bir

şekil almaktadır.

Şekil -3: Çok Bağlı Ağ Yapısı (Arquilla ve Ronfeldt, 2001 :8)

Ortaya konulacak bu üç ana ağ organizasyon modeli

kullanılacakları yere ve amaca uygun olacak şekilde

seçilmektedir.Örneğin zincir ağ modeli kaçakçılık eylemlerinde

kullanılabilirken, yıldız modeli bir terörist örgütün lider kadrosunun

yapılanmasında kullanılabilmektedir.Genelde çok bağlı ağ yapısını

14

dağınık hareket eden ,iletişim imkanı yüksek merkez yapısı olmayan

militan gruplarında görebilmekteyiz.İlaveten bu ağ yapıları beraber

kullanılarak melez ağ yapıları (hibrid) oluşturabilmekte hatta hiyerarşik

yapılarla birlikte bu organizasyonlarda yer almaktadır. ( Jackson,2006 :

255)

Ancak bu üç ağ modeli içerisinde organizasyon ve

sürdürülebilirlik bakımından oluşturulması en zor olanı, çok yoğun bilgi

akışı nedeniyle çok bağlı ağ yapısıdır. Yatay organizasyon şekli

bulunan ağ yapısında terörist grup olarak bakarsak hedef alınarak yok

edilebilecek belirli bir lider, karargah veya komutan bulunmamaktadır.Ağ

içerisinde hiyerarşik yapı en az seviyededir fakat birden fazla lider

yönlendirmede rol almaktadır. Karar alma ve eylemlerde merkezi

olmayan bir yaklaşım bulunmakta, yerel inisiyatife ve otonomiye izin

verilmektedir.Baş olmayan bir grup olarak hareket edilebilirken başka

zamanlarda çok başlı hareket edebilme kabiliyetine sahip bir yapılanma

biçimi ortaya çıkmaktadır. (Arquilla ve Ronfeldt,2001 :2)

Ağ tabanlı örgütlenmelerin sayısı artıkça yaptırım gücü devlet dışı

aktörlere geçmesi ve onlar tarafından kullanılmaya başlaması uluslar

arası sistem için en önemli sonuçlardan biridir. Aktif olarak bu tip

örgütlenmeler ;terörist gruplar, organize suç örgütleri ve hükümet dışı

örgütlerce (NG0) benimsenmiştir.Geniş bir alana yayılarak ve çoklu

örgütlenme yapılarıyla devlet kaynaklı aktörlerden daha hazırlıklı ve

yeterli olarak karar alıp hareket edebilir hale gelmişlerdir. (Arquilla ve

Ronfeldt ,1999:45-46)

15

Örgütsel anlamda terörist gruplarda da, özel şirketler gibi

geleneksel hiyerarşik gruplardan daha esnek şebeke biçiminde örgütlere

doğru bir dönüşüm gerçekleştirmişlerdir. (Hoffman,1998-1999:19)

Hiyerarşik yapılanmanın terk edilmeye başlanması terörist grupların

karar alma mekanizmalarında tek adam liderliğinin yerini daha düz

merkez niteliğinde olmayan örgüt tasarımlarına bırakarak terörizmin ulus

aşan/uluslararası nitelik kazanmasına neden olmuştur.

Bilgi çağı koşullarına uyarlanmış terörizmde, müttefikler bulmak

insan topluluklarını etkilemek ve komuta ve kontrolü sağlayabilmek

yoğun bir karşılıklı iletişimi gerektirdiğinden şebeke yapılar bilgi

teknolojileri kullanarak, terörist örgüt içerisinde birden fazla liderin farklı

ülkelerde birbirine paralel faaliyet göstermelerine olanak

sağlamıştır.Ayrıca bu ortam içerisinde teröristler parasal kaynak

sağlanması ,istihbarat paylaşımı, eğitim,lojistik, planlama, saldırıların

icrası konusunda beraber çalışmaktadırlar. Bu bağlantılar sayesinde

eylem yapacak olan gruplar farklı coğrafyada ki diğer gruplardan ihtiyaç

duydukları güç ve desteği rahatça sağlayabilmektedirler. Gerek siber

alanda gerekse fiziksel olarak coğrafi alanda yayılmışlık teröristler için

eylemlerinin maliyetini azaltarak devamlılıkları içinde güvenli ortamlar

oluşturmaktadır. .

Günümüz tehlikeli terör grupları çoklu ağ yapılanmasını

kullanarak hareket etmekte ve bilgi teknolojilerinin yardımı ile

yakalanmadan, etkili ve eş zamanlı eylemler yaparak hiyerarşik yapılı

devlet örgütlenmelerine karşı bir üstünlük sağlamaktadırlar. Terörizm

16

tehdidi bugün,esnek ve uluslar ötesi erişime sahip ağ tabanlı bir

örgütlenme biçimindedir. (National Strategy for Combating Terrorism

[web] ,2003 :8) Gerilla tarzı vur-kaç yöntemi düzenli birliklere karşı terör

örgütlerinin geçmişte sonuç elde edebildiği bir savaşma şekline ilaveten

bu tip çoklu ağ yapısı da aynı açıdan militan gruplara üstünlük sağlayan

bir unsur olmuştur. Ağ yapısını bir silah olarak kullanarak ,eylemlerinin

hem şiddet miktarını hem de yaratacağı etkiyi çoğaltmak için eşgüdümlü

planlama yaparak farklı noktalarda eylem gerçekleştirebilmektedirler.

Militan grubu genç insanlardan oluşan terör grupları,bilgi teknolojilerini

yakından bilen bu gençleri örgüt içerisine alarak kendilerine de yüksek

seviyede ağ tabanlı ve bilgisayar kullanan yapılar haline dönüşmelerine

olanak sağlamaktadır. Terörizm tehdidi bu ağ yapısı sayesinde daha

yaygın, güçlü ve korkutucu bir hale gelmiştir.

İlaveten elinde ciddi maddi gelir bulunan organize suç örgütlerinin

kimi yerlerde terör örgütleriyle iç içe geçmekte ya da ortaklıklar kurarak

melez bir yapıda finansal network ağı içinde çalışmaktadırlar. Farklı

ideolojik amaç (radikal veya etnik ) ve farklı coğrafyalarda eylem yapan

terör grupları aynı finansal network havuzundan beslenebilmekte,

amacını yitirmiş terör grupları organize suç gruplarına dönüşerek

sisteme katkılarını devam ettirebilmektedirler. İllegal yollardan elde

edilen gelirlerin sisteme girişi aklanarak yani kara paranın aklanması

şeklinde olmakta ve ortaya çok ciddi bir terörizm ekonomisi yaratılmış

olmaktadır. Resmi olmayan bankacılık sistemleri bu tip örgütler

tarafından rahatlıkla kullanılmaktadır. Küreselleşmeyle birlikte

özelleştirme, kuralsızlaştırma, açıklık,emek ve sermayenin serbest

17

dolaşımı,teknolojik ilerleme gibi gelişmeler terör ekonomisi tarafından da

benimsenmiş ve kapsamlı işletme teknikleri ve finansman araçları

kullanarak kendilerini finanse edebilen organizasyonlara

dönüşmüşlerdir.(Napoleoni,2004 : 14-15)

1.5.Ağ savaşları (Netwars)

Ağ tabanlı yapılar yoluyla terör örgütlerinin yürüttüğü bu

mücadele Ağ Savaşları (Netwars) terimiyle de kullanılmaktadır. Ağ

Savaşları genel bir ifadeyle terörist gruplar gibi devlet dışı aktörlerin

bilgi çağı ile uyumlu şebeke tipi örgüt yapılarını ,doktrin,strateji ve

teknolojileri kullandıkları,yeni oluşmakta olan bir çatışma şeklidir. Bu

yeni çatışma biçimi küçük gruplardan oluşan ve dağınık bir biçimde

yerleşmiş, eylemlerini oluşturdukları ağ yapısı üzerinden planlayıp icra

eden ağ tabanlı örgütlenmeler yer almaktadır. Geleneksel savaşın

sahip olmadığı özellikleri içeren bir çatışma ve suç şeklidir.(Arguilla ve

Ronfeldt, 2005 : 15)

Siber savaş ise internet ortamında karşı tarafın bilgilerine

ulaşabilme, stratejik noktaları çökertme şeklinde gerçekleşen savaştır.

Gerek siber savaş ve Ağ Savaşı geleneksel olarak tanımlandığı

şekliyle gerçek savaşlar değildir.Her ikisi de bilgi hakkında,kimin

neyi,ne zaman,nerede ve niçin bildiği ve bir toplum ya da bir

ordunun ,kendisi ve düşmanları ile ilgili bilgisine bağlı olarak ne kadar

güvende olduğu hakkında bir savaş biçimidir.Siber boşluktaki tüm

18

silahlar Ağ Savaşı’nda ,propaganda faaliyetleri ve veri tabanlarına,bilgi

sistemlerine müdahale bulunma amaçları için kullanılabilmektedir.

Ağ savaşının uygulayıcıları, mutlak bir merkezi komuta sistemi

olmayan, karşılıklı olarak birbirine bağlanmış biçimde, mesafe

gözetmeksizin iletişim ve koordinasyon gerçekleştirip, kampanyalarını

bu şekilde sürdürebilen küçük ölçekli,coğrafi anlamda yayılmış küçük

gruplardan oluşmaktadır. Toplumsal düzeyde çatışmalar ve eylemler

asimetrik olarak planlanıp, tüm bilgi toplumu teknolojisini ve bağlantılı

hücreleri kullanarak gerçekleştirilmektedir. Hücreler merkezi otoriteden

bağımsız hareket etmektedir.Eylem yapılacak ülkede yetkili bir kişi ya

da o ülkeye gelen örgüt temsilcisi 5 kişilik bir grup (hücre) oluşturarak

eylem yapmakta,eylem sonrası grup dağılmaktadır.

11 Eylül 2001 Saldırısı Ağ savaşı biçimindeki çatışmanın

örneklerinden sayılabilir. El Kaide terörist örgütünün gevşek,çok ağ

tabanlı yapısı bilgi teknolojilerini kullanarak eylemi gerçekleştirecek

militanlarını eğitmiş,haberleşmelerini sağlamış,eylem için militanlar

farklı ülkelerden bir araya gelerek operasyonu gerçekleştirmişlerdir.

Küresel alanda yaşanan gelişmeler Ağ Savaşı’nın gelip geçici bir

güvenlik sorunu olmayacağını göstermektedir. Bilgi devrimi dünya

çapında genişlemeye ve derinleşmeye devam ettiği sürece Ağ

Savaşı’nın daha da sıklıkla uygulanması beklenebilir. Ağ Savaşı

örnekleri çoğaldıkça farklı terörist grupların sahip oldukları tekniklerin

ve kapasitelerin seviyesinin de arttığının bir göstergesi olmaktadır. Ağ

Savaşı uygulamaları şebeke tipi örgüt yapısına önemli ölçüde bağımlı

19

olduğundan dolayı son yıllarda uluslararası karşılıklı bağımlılığın

artması Ağ savaşının uygulanmasını kolaylaştırıcı bir etki yapmıştır.

1.6.Ağ Tabanlı (Network) Terörist Örgüt :El Kaide Terör Örgütü

11 Eylül 2001 de dört yolcu uçağı füze şeklinde kullanılarak,

ABD Dünya Ticaret Merkezi ile Pentagon olarak bilinen Amerikan

Savunma Bakanlığı’na çarptırılmıştır. Bu eylemin sorumlusu merkezi

Afganistan’da bulunan ve dünyanın altmış dan fazla ülkesinde şubesi

olduğu söylenen İslam dinini referans alan Sünni El Kaide örgütü

olarak belirtilmiştir. El Kaide 11 Eylül 2001 saldırısının sorumlusu

olarak geçen altı yılda dünyanın değişik bölgelerinde, büyük çaplı

silahlı saldırı eylemleri gerçekleştirmiş, birbirinden bağımsız , farklı

ülkelerde bulunan, adem-i merkeziyetçi örgüt yapısına sahip Sünni

radikal dinci terörist örgüt organizasyonun adıdır.Liderliğini Yemen

doğumlu zengin bir Suudi aileden gelen Usame bin Ladin’ in yürüttüğü

düşünülen bu örgüt dünyanın birçok ülkelerine yayılmış çok sayıda

hücrelerden oluşmaktadır. Usame bin Ladin ve El Kaide isimleri

birbirleriyle özdeş hale gelmiş olsalar bile, örgüt sadece Ladin

tarafından tek başına yönetilmemektedir.

1988 yılında Usame Bin ladin tarafından Sovyet birlikleri ile

savaşmak için Afganistan’da kurulmuş örgüt, Soğuk Savaş sonrasında

yüksek gücüyle denetimsiz kalmıştır. Siyasi ajanda olarak Müslüman

ülkelerde halifelik adı altında büyük bir devlet hedefini belirlemiştir.

20

Terör uzmanı Thornton’ın terörizmi tanımlarken “ şiddet

kullanmaya ya da şiddet tehdidi içeren normal dışı yollarla siyasal

davranışları etkilemek üzere dizayn edilmiş sembolik bir fiildir “ diyerek

sembolik yanını vurgulamaktadır (Thornton,1964:77) Terörizmde eylem

semboliktir. El Kaide örgütü 11 Eylül saldırılarında seçmiş olduğu

hedefleri, amacına uygun olarak belirlemiştir. Hedeflerin bu yönü ile

simgesel özellikleri iyi vurgulanmıştır. Küreselleşme sürecine ve bu

sürecin lideri olan ABD ye karşıdır.

Şekil -4: 11 Eylül 2001 Saldırı Hedefleri

ABD tarafından küreselleşme karşıtı hedefi ile bu terör

Küresel/Global Terör olarak adlandırılmıştır. Bu saldırı ile birlikte

terörizm dünya barışını ve güvenliği tehdit eden küresel/global bir

21

DÜNYA TİCARET MERKEZİ

Uluslar arası sermayenin ekonomik egemenliğinin, emperyalizmin ve kapitalizmin sembolü olarak algılanmış ve vurularak ABD ekonomik alandaki hegemonyasını yok etme anlamı yüklemiştir.

ABD SAVUNMA BAKANLIĞI PENTAGON

Pentagon, dünyadaki ABD askeri gücünün varlığının merkezi olarak algılanmış ve sembol olan Pentagon’u vurarak dünyadaki ABD askeri gücünü vurma anlamı yüklenmiştir.

sorun olarak kabul edilmiştir. Dünya güvenliğinde bu tip terörist

örgütlerin Kitle İmha Silahlarına sahip olabileceği de ihtimal dahilinde

tutularak 21.yy da yükselen yeni küresel tehditler olarak

tanımlanmıştır.

Her yeni terör örgütü bir öncekinden daha fazla yaratıcı, daha

kuralsız ve acımasız savaşmanın yollarını bulmakta ve geliştirmektedir.

19.yy da basit silahlar ile mücadele eden teröristler 20.yy da bir yolcu

uçağını füze olarak kullanarak, veya biyolojik ve kimyasal silahlar ile

eylemlerini gerçekleştirebilmektedirler. David Rapoport’a göre Terörizm

tarihinde dördüncü dalganın bir ürünü olan dini motifli küresel terör,

terör gruplarının hem eylem hem de kullandıkları taktikler açısından

yeni teknolojik gelişmeleri kullanarak ne kadar profesyonelleştiklerini

göstermektedir. Yaşanan saldırıların boyutu ,etkisi,yöntemi ve

sonuçları daha önceki terörist eylemlerden bazı yönlerden farklı olarak

terörizm literatüründe yer almıştır. Bu özellikleri nedeniyle küresel terör,

terörizmin yeni miladı olarak da adlandırılmaktadır.

El Kaide terörist örgütü gevşek bağlarla birbirine bağlanmış ağ

örgütlenmesi yapılanmasına sahiptir. Küresel terör ve El Kaide nin

korkutucu yanlarından biri dünyada farklı yerlerde bağlantıları olan bir

terörist şebekesi (Ağ Yapısı) olmasıdır. Bu tip şebeke terör örgütü

biçimi modern tarihte tek ve yeni değildir. Terörizmin üçüncü dalgası

1960 ve 1970 lı yıllarda, sol ideolojili terörist örgütleri şebekle örgüt

yapılarını kullanmaktaydı. Marksist gruplar endüstriyel açıdan gelişmiş

ülkelerde özellikle öğrenci grupları arasında sempatizan kazanarak

22

küçük grupların örgütlenmesine neden olmuşlardı. Kentli şiddet

hareketlerini gerçekleştiren terör örgütleri arasında Baader –Meinhof,

Kızıl Tugaylar ve Japon Kızıl Ordusu gibi örgütler bu şekilde ortaya

çıkmış ve kendi aralarında bağlar kurarak ve birbirlerinden çok şeyler

öğrenerek evrensel bir iletişim ağı şeklinde hareket etmişlerdir. Filistin

Kurtuluş Örgütü de (FKÖ) İsrail güvenlik güçlerine göre 1981 de 22

tane alt grubu olan yarı network bir terör örgütüydü.

(Mcallister,2004 :304) El Kaide örgütü de değişik alt kültürlerden gelen

ve üçüncü dünya ülkelerinde yaşayan Müslümanların mağduriyet,

mazlum duygularını,kurban psikolojisini kullanarak eleman

toplamaktadır. Terörist ağı ile radikal İslam düşüncesini Cihat adı

altında tüm dünyaya yaymayı hedeflemektedir.

Oliver Roy’un Afgan Matrisi diye tanımladığı göçebe

cihatçılardan oluşan El Kaide, birçok ülkedeki radikal İslamcı örgütlerin

bir araya gelmesiyle ilan edilmiş bir cihat”ın yönlendiricisidir. Örgütü

oluşturan temel mantık ise, tek başına hareket ederek başarılı

olamayacak örgütlerin amaçlarına bir arada ulaşmasıdır. Nihai amaç

dünyadaki bütün Müslümanları tek bir hilafet yönetimi altında

toplamaktır.(Roy,2003:172)

Siyasal islamın Sünni terörizm kolu Usame Bin ladin İslam

adına yaptığı savaşı cihatçılık ideolojisini yeniden yorumlayarak

yaymaya çalışmaktadır. Bu yeni cihat ideolojisi ; cihatçıları gerçek

inanlar ,onların dışında kalanları kafir yapmaktadır. Dar-ül Harbte

bulunan kafirler dine zarar verdikleri için öldürülmeleri gerekir. Bu

23

savaşın sonunda kalıcı olan bir İslami dünyaya yani tüm dünyanın Dar-

ül İslam olmasıdır. İslamın küresel olarak egemen olması ile dünya

barışı sağlanacaktır. Ladin’in Benim Cihadım kitabını temel eğitim

kitabı olarak kullanarak, terörizmi dini söylemler ile

meşrulaştırmaktadır. Terörist eylemini terör olarak görmemekte, Allah

yolunda cihat yaptığını düşünmektedir.

Maaş verilen teröristlerin dünyanın her yerindeki varlığının

sağlanması, istihbarat elde edilmesi, finansal kaynakların

dolaşımı ,insan kaynaklarının elde edilmesi ,eğitim kamplarının

mevcudiyetinin sürdürülmesi ve birçok saldırının planlaması,örgüt lider

Usame Bin Ladin’in çok uluslu yapılanmış terör örgütü (network)

aracılığıyla kendisine bağlı veya beraber hareket eden gruplar arasında

kurduğu ağ yoluyla gerçekleştirmektedir.Örgütün bilinen lideri Ladin

olmasına karşın, Irak’ta şimdi hayatta olmayan Ebu Musab El Zarkavi

gibi örgütün bağlantıda bulunduğu topraklarda liderler farklıdır.

(Jenkins,2001 :11-12)

Terörist organizasyonlar zayıf yapılar oldukları için gizli hareket

etmek ve korunaklı alan bulmak zorundadırlar. Küresel terör’ün hücre

tipi yapılanması güvenlik güçleri ve istihbarat servislerinin süreklilik arz

eden yöntemlerini terör örgütlerini izlemede başarısız kılmaktadır.

Seçilmiş hedef ülkede El Kaide örgütünün yetkili kişisi taşeronlar

kullanmak suretiyle eylem yapabilmektedir. 11 Eylül ve Londra

patlamalarında Amerikan Gizli Sevisi CIA ve İngiliz Gizli sevisi M16 bu

yapıyı gerekçe göstererek eylemi önceden engellemeyi

24

başaramadıklarını bildirmişlerdir. Çökmüş devlet yapıları ve istikrarsız

bölgeler örgüt için korunaklı alan imkanı sağlamaktadır.

El Kaide örgütü bugüne kadar bilinen terör örgütlerinin hiyerarşik

dikey yapılanmasından çok farklı; yatay , gevşek ve dünyanın dört bir

yanında birbirinden bağımsız ağ tabanlı yapıyı 3 şekilde

biçimlendirmiştir:

1.Hücreler Hücreler yarı bağımsız ve yalnızca kendilerine

verilen görevleri yerine getirmektedirler. Her grup dört veya beş kişiden

oluşan hücre sistemini kullanırlar.Her hücreden yalnız bir kişinin diğer

hücreler ile veya daha yüksek liderlik sorumlularıyla teması vardır.

Böylece birimlerden biri yakalanacak olursa diğerlerini ele

veremez .Her hücre bağımsız eylem yapmakta ve diğer hücrelerde

faaliyet gösteren örgüt üyelerinin kimliğini bilememektedir . Kendi

teröristlerinin bile birbirini tanımadığı bu örgüte Ladin’in Gizli Ordusu

demek daha uygun olur. Gizli polis ve istihbarat ajanlarının sızmasına

karşı çok geniş ve dağınık olarak büyürler.Kolluk kuvvetlerinin örgüte

yönelik operasyonlarında yerel hücrelerden üst düzey kadrolara

ulaşmak mümkün değildir.

ABD olaydan sonra Afganistan’a yaptığı saldırı ve bombalama

sonucu, örgüt zarara uğrasa da ve Usame Bin Ladin ölse de sistem bir

şekilde kendini devam ettirecek şekilde oluşturulmuştur. Hücrelerin

liderleri gizli ve özel eğitim almış kişilerden oluşur. Operasyon

esnasında kimlerin yer alacağı yapılmasına çok kısa bir süre önce

25

belirlenir. Şebeke elemanları sadece internet ya da video kasetleri

üzerinden mesajları almaktadır. El-Kaide liderinin hiç tanımadığı ya da

hiçbir şekilde bir araya gelemeyeceği dünyanın çeşitli yerlerinde

destekçileri böylece ortaya çıkmaktadır. Yerel yerlerde taşeron

kullanmak suretiyle örgüte üye olmadan bağımsız kişiler de

kullanılabilmektedir.

TERÖRİST ÖRGÜTSEL KUMANDA Liderin kimliği gizli Yönetim elemanı Sadece operasyon

zamanı tim bir araya gelecek

İSTİHBARAT DESTEK TAKTİKHer birimin 2-3 hücresi ve her hücrenin 2-5 elemanı vardır. KUMANDA

Yönetim Elemanı

ALT-KUMANDA ALT-KUMANDA ALT-KUMANDA ALT-YÖNETİM ALT-YÖNETİM ALT-YÖNETİM

BİRİM BİRİM BİRİM

Hedef hakkında İstihbarat Destek Taktik Bir kişi daha bilgi toplama kısmı kısmı kısmı görevliyle kontak kuracak

Şekil-5 HÜCRE TİPİ (Brown,2004:45)

26

2.Mücahit Gruplar :Bir kısmını 1980 ler de Afganistan’daki savaş

için başta ABD, Mısır, Suudi Arabistan ve Pakistan’da bulunan

yaklaşık 50 ülkedeki temsilcilikler aracılığıyla toplamış olduğu

gönüllüler,diğer bir kısmını Bosna, Çeçenistan Somali,Kosova,

Irak,Lübnan ve Filistin gibi dünyanın birçok bölgesinde yaşanan

çatışmalara cihat yapmak amacıyla katılan kişilerden meydana

gelmektedir. El Kaide gerek Cihat Bölgeleri olarak adlandırılan ülkelere

savaşmak için gelen mücahitlerin eğitimi, gerekse de özel bazı

hücrelerin eğitimi için Afganistan, Sudan, Yemen, Pakistan gibi

ülkelerde eğitim kampları ve barınak sağlamaktadır.

3.Yerel Örgütlenmeler El-Kaide organizasyonu altında faaliyet

gösteren, bir kısmı doğrudan veya dolaylı irtibat halinde bulunan

değişik İslam ülkelerindeki radikal İslamcı gruplardan oluşan

örgütlenmelerdir. El-Kaide, bir yönüyle radikal İslamcı grupların

toplanma noktası ya da Cemaat-i İslamiye, Özbekistan İslam Hareketi

ve Hareket-ül Mücahidin gibi dünya çapında faaliyet gösteren radikal

İslamcı örgütlerin içinde yer aldığı geniş bir yelpaze olarak

nitelendirilebilecek yapıya sahip bir örgüttür. El Kaidenin merkezi ile bu

örgütler arasındaki ilişki hiyerarşik değil gevşektir. Bilgi teknolojilerini

kullanarak ağ merkezli yapıyı yaratmıştır.Bu ağ 60 ülke üzerinde

faaliyet göstermektedir; (wikipedia,[web],2008)

Bilinen bağlantısı olan gruplar ;Esbat el Ensar (Lübnan), Hareket

ül Ensar/Mücahitler (Pakistan),El Badar (Pakistan), Silahlı İslami

Grup/GIA (Cezayir), Saafi Grup (Cezayir), Taha el Fetih (Fetihin

27

Öncüleri),Grup Roubaix (Kanada/Fransa), Hareket ül Cihat

(Pakistan),Şah Muhammed (Pakistan), Cemaat Ulema-e İslam

(Pakistan),Hizb-ul Mücahitler (Pakistan),El Gama’a İslamiya (Mısır),

Beytül İmam (Ürdün), İslami Cihat (Filistinli yetkililer),Özbekistan İslamı

Hareketi,el Cihat (Mısır), El –Cihat (Yemen),Laskar-e Tuba

(Pakistan),Libya İslami Grubu ,Moro İslami Özgürlük Cephesi

(Filipinler),Partizanlar hareketi (Keşmir),Ebu seyf (Filipinler),El İttihat

(Somali)-Tevhid ve Cihat (Irak) sayılabilir. (Swetnam ve

Alexandar,2001:52-53)

Usame Bin Ladin’in liderliğinin altında eylemlere ve faaliyetlere

onay veren Danışma Meclisi altında örgütün üst yönetimi ve

yapılanması içinde 4 ayrı komite bulunmaktadır;

1.Askeri Komite: Askeri konular ile ilgili komite. Eleman toplama,

eğitim,silah tedariki

3. Finans Komite: Örgütün finansal kaynaklarını organize eden komite.

İslami vakıflardan gelen paraları kontrol etmektedir.

4.Dini Komite (fetva komitesi): Dini propagandanın hazırlandığı komite

5. Medya Komitesi : Basın ve yayınla ilgili komite

28

Usame Bin Ladin

Danışma Meclisi

Asıl Komiteler

Dini Politika Belirleme Askeri Finans Medya

Bütün dünyadaki hücreler ve ilişkide bulunan

örgütler

Şekil-6 ÖRGÜT ORGANİZASYON YAPISI

Bu şekli ile çok uluslu bir şirketin örgütlenme modeline

benzemektedir. Danışma Meclisi -Yönetim Kurulu, Mali komite-

Finansman Müdürlüğü, Dini Komite – Stratejik Planlama, Askeri Komite-

Eğitim ve Satın alma Departmanı, Medya Komitesi- Basın ve Halkla

İlişkiler Departmanı, diğer farklı ülkelerdeki örgütler ise şirketin

şubeleridir. Çok uluslu şirketin örgüt yapısından esinlenmiş küresel bir

terör şebekesi görünümündedir. Usame Bin Ladin iş adamı kimliği

altında, ortak olduğu telekomünikasyon,inşaat,emlak alanlarında faaliyet

de bulunan Bin Ladin Şirketler grubundan örgüt modelinden

esinlenmiştir.

Ağ tabanlı (şebeke) terör örgütlerinin işleyişinin sağlıklı olması

için temel unsur karşılıklı güvendi. El Kaide terör örgütünün yerel

29

örgütlenmeleri sahip oldukları geçmişleri, etnik yapıları,bölgesel ve

ideolojik yapılarındaki homojenlik ile amaçlarda ortaklığı hedeflemiş

çok uluslu bir yapı niteliğini ortaya koymaktadır.Şebeke sisteminin

çalışması benzer görüş ve değerlere sahip kurumlar arasında daha da

kolay olduğundan El Kaide terör örgütünün etrafında birleştirdiği ortak

değer yada başka bir deyişle ideoloji; Cihat tır. Uzun vadeli hedefi

Müslüman topraklardan batılıları çıkararak, sınırları kaldırılmış din

temeline dayalı tek bir hilafet devleti kurmaktır. Buna Grand strateji

denmektir. Bu hedefe ulaşmak için sürekli ABD ve müttefiklerini

rahatsız ederek onların İslam devletlerine yönelik politikalarını

değiştirmektir. Kısa vadeli hedef öncelikle batılı güçlerin Müslüman

topraklarından çıkması ,ülke rejimlerinin Ladin görüş açısını

benimseyen rejimlere dönüşmesidir.Devrimci bir amaçla yeniden İslam

coğrafyasının şekillenmesidir. Bu cihat sonunda belirtilmiş topraklarda

bir halifelik kurulacak ,İslami esaslara uygun yaşam sürdürülecektir.

Örgüt yapısında küresel bir yaklaşım olmasına rağmen ,ilişkili

bulunan örgütler kendi geleneklerini ve düşünce biçimlerini danışma

kurulunun dikkatine taşımışlardır. Örneğin, Filistin meselesi El

Kaide’nin gündemine asıl olarak Usame Bin Ladin ile Ayman El

Zevahiri’nin örgütlerini birleştirmesiyle girmiştir. O zamandan beri,

örgütte Mısır’daki İslamcı hareketlerden gelenlerin ağırlığı

bulunmaktadır. Örgütün iç güvenlik teşkilatında sorumlu ve birçok

eylemin asıl ismi olarak görülen kişiler, iki kuşaktan beri Mısırlıdır.

30

Fiziksel birlikteliği olmayan değişik bir örgütlenme tarzına sahip,

El Kaide örgütünün bu yapısını eleştirenler onu daha çok sanal bir

örgüt yapısı içinde farklı coğrafya da eylem yapan hayalet

savaşçılarına benzetmektir. Bileşim terminolojisinde kullanılan Sanal

kelimesi hem Ladin’in 1988 de dünyanın çeşitli yerlerinden topladığı

mücahitlerin bilgisini içeren bir veri tabanı oluşturmasından hem de

açılmış farklı Arapça dini siteler ile kendi görüşlerinin propagandasını

yapmasından almaktadır. Bu siteler bir bakıma Ladin’in hücre

üyelerini etkilediği sanal ümmet şeklindedir. (Roy,2003:158-163)

El Kaide terör örgütü bileşim teknolojisini azami şekilde

kullanmaktadır. Enformasyon teknolojisine çok sıkı bir şekilde entegre

olmuştur. Kayıt edilmiş lider ve yardımcılarının konuşmaları VCD

şeklinde dağıtılarak ve internet ortamında El Kaide web sitelerinde

herkesin ulaşabileceği şekilde yer almaktadır. Bu sitelerde El Kaide

ideolojisi ve amaçları detaylı şekilde yer alarak yeni militan kazanımı

hedeflenmektedir. Lider fetvaları bilgisayar ortamının dışında el ilanı ve

cep telefonlarına gelen mesajlar şeklinde de militanlarına

ulaştırılmaktadır.

El Kaide terör örgütünün finans kaynakları da dünya geneline

yayılmış bir ağ üzerinden çeşitli kaynaklardan toplanmaktadır. Suudi

Arabistan, Taliban ve Pakistan’daki sponsorlara çok ciddi mali

yardımlarda bulunmuşlardır. İslam dünyasında yapılan para transferleri

çoğu gizli Havale sistemiyle elden yapıldığı için izlenmesi zordur.

Afganistan’da yaygın olarak kullanılan fakat yasal olmayan Havale

31

sistemini uyuşturucu kaçakçıları ,kara para aklayıcıları kullanmaktadır.

Güven anlamındaki Havale sisteminde dünyanın herhangi bir yerine

para göndermek isteyen kişi parayı nakit olarak simsara teslim etmekte

verilen kod ve faksla öbür taraftaki simsara kod söylenerek parasını

almaktadır. (Napoleoni,2003:12) Başta lider Bin laden şahsi serveti,

medrese ve camilerden gelen bağışlar,terör aktiviteleri,havale

sisteminden toplanan paralarla Şekil-6 da görüldüğü gibi bir ağ tabanlı

yapı üzerinden örgüte ciddi paralar aktarılmaktadır.

Şekil-6 El Kaide Finans Ağı (Basile ,2004 :170)

SONUÇ

Küreselleşme ile iletişim, bilgi teknolojilerinde görülen gelişmeler

bundan istifade eden terör gruplarını yeni dönemin özelliklerine adapte

32

olmalarını sağlamıştır. Terörist gruplar dünya sisteminde önümüzdeki

dönemde de kıt kaynakların olduğu bölgelerde devletlerin bir aracı, kimi

nokta da onlarla rekabet eden bir güç olarak aktör rolünü devam

ettireceklerdir. Geleceğin savaşı, bir milletin ya da devletler grubunun

ordularının birbirleriyle savaş meydanındaki mücadelesi olarak

düşünülmemelidir. Savaş kavramı da, teknolojideki gelişmelere paralel

olarak, askeri gücün kullanımından ibaret olmaktan çıkmış, terörist

organizasyonlardan, uyuşturucu kaçakçılığına, psikolojik harekattan

sistematik ve bilinçli bilgisayar saldırılarına kadar geniş bir boyuta

yayılmıştır..

Ağ tabanlı örgütsel modeli benimsemiş El Kaide terör örgütü

şebeke sisteminin tüm özelliklerini taşımaktadır;

Dağınık ve ağ yapılı bir organizasyon yapısı, çağdaş ordulara

göre daha ademi merkeziyetçi.

Ulus içi ve uluslar arası örgütlenmesi bir arada.

Uluslararası sistemdeki boşluklardan faydalanmakta (finansal ve

siber alem) ve küresel biçimde ülkeler içinde var olmakta.

Bireysel hücre yapılanmaları ve işlevsel alanlar (planlama,

operasyonlar, destek, istihbarat, medya) birbirinden izole edilmiş

Kaynaklara, eylemcilere ve genel konulara ilişkin talimatlar

merkezden verilse dahi inisiyatif daha çok merkez dışında

bulunanlarca kullanılmakta.

33

Bilgi teknolojilerinden en üst düzeyde faydalanma.

Ağlar sayesinde birden fazla eylem çok farklı coğrafyalarda eş

zamanlı eylem yapabilme.

Küresel alanda yaşanan gelişmeler Ağ Savaşı’nın gelip geçici bir

güvenlik sorunu olmayacağını göstermektedir. Bilgi devrimi dünya

çapında genişlemeye ve derinleşmeye devam ettiği sürece Ağ

savaşı’nın daha da sıklıkla uygulanması beklenebilir. Temelde terörist

organizasyonlar Darvinci bir yaklaşımla kendinden öncekilerden çok

şey öğrenme eğilimindedirler. Bu yüzden de mevcut uluslararası

sistemdeki yeni değişikliklere adapte olmak için yenilikçi tarzlar

geliştirmek eğilimindedirler.Ağ savaşı uygulamalarının sayısal olarak

artması ,farklı terörist grupların sahip oldukları tekniklerin ve

kapasitelerin seviyesinin de arttığının bir göstergesi olacaktır.

Conor Cruise O’Brien Küresel terörizmin devamına neden olan

faktörleri şöyle sıralamaktadır; (Arıboğan,2001:250)

1.Dünyadaki siyasi bölünmeler ,istikrarsız rejimler,çökmüş devletler

terörist taktiklere başvurmayı teşvik etmektedir.

2.Dünyada daha küçük,hafif,taşınabilir,eksiksiz ve daha ucuz silahlara

doğru bir eğilim vardır.

3.Modern endüstriyel toplum çok karmaşık ve bütünleşmiş durumda

olduğu gibi, hassas teknolojisi de çökmelere başarısızlıklara karşı çok

34

duyarlıdır.

4.Terörizm özgür toplumlara karşı sürdürülmesi göreceli olarak çok

daha kolay olduğu için totaliter toplumlarda fazlaca karşılaşılmaması

şaşırtıcı olmamalıdır.

5.Devlet destekli terörizm zayıf devletlere bundan sonra da fazla

kullanılır hale gelecek,düzenli ordular karşısında amaca ulaşmada tek

yol durumuna gelecektir.

6.Teröristler açısından da terörizmin devamında birtakım çıkarlar söz

konusudur.Teröriste bu yöntem statü,prestij, örgütlenme ve para

sağlamaktadır.

Benzer bir şekilde Ocak 2005’te CIA tarafından yayınlanan

Mapping the Global Future raporunda, terörizm geleceği konusunda

şu fikirler ileri sürülmüştür ;( CIA Map,[web], 2005 ) ABD’nin başlattığı

küresel terörle mücadelenin ardından yeni bir militan sınıfı ortaya

çıkacaktır. El Kaide’nin yerini aşırı dinci, merkezi olmayan küçük

örgütler alacaktır. Tespit edilmesi ve yakalanması daha zor olan bu

örgütler güvenlik güçlerinin işini zorlaştıracaktır. Önümüzdeki 15 yılda,

uluslararası terör örgütleri radikal İslam kimliği ile tanımlanmaya devam

edecek,Ortadoğu,Batı Avrupa, Güneydoğu Asya,Orta Asya gibi

bölgelerde radikal İslam ideolojisi yayılacaktır. Mensuplarının sayısı

azalsa da terör örgütlerinin tehdidi devam edecektir

35

Tabanlı terörist örgütler ile mücadele de güce dayalı askeri

çözümlü politikalar sonuçları itibariyle bekleneni ortaya koyamayacak

aksine var olan nefreti daha da körükleyerek eylemlerin sürekliliğini

sağlayacaktır. Bu nedenle küresel terörün nedenlerine inerek,ekonomik

sosyal,psikolojik ve siyasi çok yönlü politikalar ortaya konarak ağ

yapılarının beslendiği damarları ortadan kaldırmak gerekir. Özellikle

dünyadaki artan insan nüfusu karşısında mevcut kıt kaynakların

dağılımına yönelik uzun vadeli uluslararası işbirliği ve planlama

olmazsa bu kaynakların bulunduğu bölgelerde terör gruplarından

kaynaklanan istikrarsızlıkların olması kaçınılmazdır.

Kısaca B.M.Jenkins’e göre terörizmin geleceği;(Pırtaş,2002:94)

“ Teröristler,dünyanın herhangi bir yerinde ki hedefi vurabilecek nitelik

de,akışkan olarak kalacaklardır. Aralarındaki bağlar ise,giderek

güçleneceğe ve karmaşık bir hal alacağa benzemektedir. Kendi

hesabına çalışan (freelance) teröristler çıkabilir. Bazı ülkeler terörist

grupları kendi çıkarları doğrultusunda çalıştırabilir. “ şeklinde

özetlemiştir.

Terörü tam anlamıyla yok edilmese de kontrol altına alınabilecek

seviyeye getirmek önemlidir. 2001 yılından itibaren yapılan tüm uluslar

arası işbirliği ve güçlü istihbarat terör gruplarının var oldukları alanları

daraltacaktır.

36

KAYNAKLAR

Arıboğan, Deniz Ülke.2001 Globalleşme Senaryosunun Aktörleri,İstanbul Der yay

Arquilla John and Ronfeldt David.2005.” Netwar Revitised:The Fight for

the Future Continues”,R.Bunker(ed),Networks Terrorism and Global Insurgency,New York :Rout ledge Group,pp 8-20.

Arquilla John and Ronfeldt David.2001.” The Advent of Netwar” A.

John and R. David (ed) Networks and Netwars :The Future of Terror, Crime and Militancy ,Santa Monica, Rand Copr.pp.51-62

Arquilla John and Ronfeldt David.1999. “Networks, Netwar and the

Information Age Terrorism”,I.O.Lesser, (ed) Countering the New Terrorism,Santa Monica Rand ,pp.39-85.

Aydın.Mustafa.2005.” Küreselleşme Karşısında Ulus Devlet-Ulusal

Ekonomi ve Güvenlik “,Panorama Dergisi, Sayı 12,İstanbul,sf:1-15.

37

Basile Mark .2004 “Going to The Source Why Al Queda’s Financial Network is Likely to withstand the current War on Terrorist Financing “,Studies in Conflict & Terrorism,27:169-185

Brown,Doug 2004. Terörizm ve Terör ile Mücadele Eğitim Kitabı (ACT-TM-1) (çev.) Lütfi Tamer .Emniyet Md.

Cronin A.Kurt.2004.” Behind the Curve : Globalization and International

Terrorism “,M.E.Brown ,O.R. Cote,S.M. Lynn-Jones ,S.E. Miller (ed)

New Global Dangers Changing Dimensions of International Security,Cambridge,MIT Pres,pp.448-477.

Dinçer,Ömer.1991.Stratejik Yönetim ve İşletme Politikası.İstanbul :

Beta Yay.

Erbay. Y.2000. ” Kavram olarak Küreselleşme “,Yeni Türkiye Dergisi,21.Yüzyıl Özel Sayısı 1, Ankara,sf.155 -170.

Freeman Chris .Soete Luc.2003.Yenilik İktisadı.Ankara : TÜBİTAK

yay.

Friedman.Thomas.1999. Lexux ve Zeytin Ağacı. Küreselleşmenin Geleceği. İstanbul :Boyner Yay.

Global Map report <www.dni.gov/nic/NIC_2020_project.htm>

Hoffman Bruce.1998-1999.”Terrorism Evolves Toward Netwar “,RAND Review ,Vol 22, No2. Winter1998 -1999,pp.1-25.

38

Jackson,Brian.2006.” Groups, Networks, or Movements : A Command-

and-Control-Driven Approach to Classifying Terrorist Organizations

and Its Application to Al-Qaeda “, Studies in Conflict & Terrorism ,Rout ledge Taylor & Francis Group , 29,pp241-262

Jenkins,Brian.2001.1 The Organization Men :Anatomy of a Terrorist

Attack“, J.F.Hoge, J.R. ve G.Rose (ed),How Did This Happen :Terrorism and The New War ,New York , Public Affairs,

pp1-15.

Kazgan. Gülten.2000.Küreselleşme ve Ulus Devlet: Yeni Ekonomik Düzen. 1.basım, İstanbul : Bilgi Üniversitesi yay.

King.A.D.1998. Kültür, Küreselleşme ve Dünya Sistemi,(Çev.G.Seçkin, Ü.Hüsrev Yolsal),2.Baskı, Ankara :Bilim ve Sanat

yayınları.

Koçel.Tamer.2005 “ Bilgi çağı,Yönetim Düşüncesi ve Uygulamaları”,

Uluslar arası Yönetim ve Askerlik Sempozyum Bildirisi,26-27

Mayıs 2005, Ankara : Kara Harp Okulu,sf.15-35.

Koçel,Tamer.1998.İşletme Yöneticiliği.İstanbul :Beta yay.

Lonsdale.David.”Enformasyon Gücü:strateji,Jeopolitik ve beşinci

Boyut”, C.S.Gray,G.Sloan (ed)Jeopolitik, Strateji ve Coğrafya .(çev

T.Karabacak), Ankara:Asam yay. Sf.184-268

39

Napoleoni Loretta.2003. Modern Cihat , Neşenur Domaniç ve Nusrey

Ayhan (çev) ,İstanbul :Bulut yayınları.

Mcallister.Brad.2004.” Al Qaeda and The Innovative

Firm :Demythologizing the Network”, Studies in Conflict & Terrorism,27 ,pp,297-319.

Marshall McLuhan, Bruce R. Povers.2001.Global Köy. İstanbul :Scala

Yayıncılık

O’Brien.Kevin.2002. ” Networks, Netwar and Information – Age

Terrorism”, A.Tan ,K.Ramakishna (ed).The New Terrorism Anatomy, Trends and Counter Strategies, Singapore :Eastern Universities

Pres,pp.73-107.

Pırtaş Fırat .2002.” Yeni Boyutlarıyla Terörizm ve Dış Politika “,Uluslararası Terörizm ve Dış Politika,Prof.Dr.Osman Metin Öztürk

(der.) ,Ankara:Biltek yay.

Roy Oliver.2003.Küreselleşen İslam.İstanbul :Metis Yay.

Thornton Perry,Thomas.1964 "Terror as a Weapon of Political

Agitation," in Internal War: Problems and Approaches, ed. Harry

Eckstein New York: Free Press of Glencoe.s.71-99

Swetnam Michel ve Alexander Yonah.2001. Bir Terörist Ağının Profili; Usame Bin Laden,İstanbul : Güncel yayıncılık.

40

Tuathail,Gearoid.O.2003.” Eleştirel Jeopolitiği Anlamak :Jeopolitik ve

Risk Toplumu”,C.S.Gray,G.Sloan (ed)Jeopolitik, Strateji ve Coğrafya .(çev T.Karabacak), Ankara:Asam yay. Sf.143-168.

Tutar.H.2000.Küreselleşme Sürecinde İşletme Yönetimi. İstanbul:

Hayat yayıncılık.

<http://en.wikipedia.org/wiki/Al_Quaeda>

Whelan Richard.2006 El-Kaidecilik. İslam’a tehdit, Dünya’ya tehdit. Ankara: Platin yayınları.

White House,” National Strategy for Combating Terrorism”, Şubat

2003.The White House Web sitesi, 1 Aralık 2005.

<www.Whitehouse.gov/news/releases/2003/02/counterterrorism/counte

rterrorismstrategy.pdf>

Zanini M ve Edwards S.J.A. 2001.“The Networking of Terror in The

Information Age “ , J.Arquilla ve D.Ronfeldt (ed) Networks and Netwars : The Future of Terror, Crime and Militancy, Santa

Monica,Rand Corp.pp.29-60

.

41

42

43