Upload
independent
View
0
Download
0
Embed Size (px)
Citation preview
1
Proleter Kamusal Alan İnşası ve Dernekleşme Eğilimi:
İnşaat İşçilerinin Derneği
Halil Çelik1
Yedi kapılı Teb şehrini kuran kim?
Kitaplar yalnız kralların adını yazar.
Yoksa kayaları taşıyan krallar mı?
Bir de Babil varmış boyuna yıkılan,
kim yapmış Babil’i her seferinde?
Yapı işçileri hangi evinde oturmuşlar
altınlar içinde yüzen Lima’nın?
B.Brecht (Çev.A.Kadir)
Giriş
2010 yılından itibaren kurulmaya başlanan işçi derneklerinin sayısı her geçen
gün artmakta, dernekleşme yeni bir örgütlenme biçimi olarak işçi mücadelesinde önem
kazanmaktadır. Dünyada da işçi örgütlenmesinin sendikalardan derneklere kaydığı
gözlenmektedir. Sendikalaşmanın en düşük olduğu alanlardan biri olan inşaat işkolunda
da işçiler, dernekler yoluyla örgütlenmeye çalışmaktadır.
Çalışmada, proleter kamusal alan inşası bakımından işçi örgütlerinin taşıdığı
potansiyel bağlamında, İnşaat İşçilerinin Derneği örneği üzerinden, Oskar Negt ve
Alexander Kluge’nin proleter kamusal alan yaklaşımı esas alınarak dernekleşme
olgusuna odaklanılacaktır. İnşaat İşçilerinin Derneği, emek-sermaye çelişkisi üzerinde
yükselen ve sınıf mücadelesini esas alan hareketlerce inşa edilebilen proleter kamusal
alan açısından değerlendirilmeye çalışılacaktır.
Proleter Kamusal Alan
Oskar Negt ve Alexander Kluge'nin (1993) yaptığı "proleter karşıt kamusal alan"
kavramlaştırması çok fazla tartışılmamıştır. Çalışmalarının Almanca ilk baskısı 1972
tarihli olmasına rağmen, İngilizce'de tam biçimiyle ancak 1993 yılında yayınlanması da
1 Haziran 2013-- Bu yazı Tekhne’de (23.01.2015) yayımlanmıştır.
2
bunun bir kanıtı olarak gösterilebilir2. “Kamusal Alan ve Tecrübe” başlıklı
çalışmalarında odaklandıkları ve merkezi öneme sahip olan “tecrübenin üretimi” dir:
Bu, onların, öznelliğin bireyci ve akılcı nosyonlarının ve kültür-ekonomi ikiliğini
aşmalarının yolunu açmıştır3.
Çalışmalarının daha en başında Negt ve Kluge, bütün kamusal alan biçimlerinin
"işçi sınıfının bu alandan ne derecede yararlanabildiği", "egemen sınıfların hangi
çıkarlarını kamusal alan aracılığıyla sürdürebildiği" soruları etrafında incelenmesi
gerektiğini belirtirler4. Negt ve Kluge
5 için burjuva kamusal alanın üretim ve yeniden
üretiminde işleyen mekanizma ancak burjuvazinin kamusal alandaki çıkarının
incelenmesinden sonra anlaşılabilir. Burjuva üretim biçimi, kendisini, hayali bir
toplumsal bütünlük sentezi iddiası ile toplumun tüm üyeleri üzerinde bir “katılım”
yanılsaması imal eden, burjuvazi diktatörlüğünün örgütsel biçimi niteliğindeki bir
toplumsal düzen olarak inşa eder. Burjuva sınıfında bireylerin çıkarları hem kamusal
hem de özel yapılarda düzenlenir ve uygulanır. Bunun aksine, işçilerin çıkarları yalnızca
yaşam bağlamı içine, bir başka deyişle proleter kamusal alana, girmeleriyle
örgütlenebilir. Ancak o zaman, sadece ihtimal olarak kalmaktan kurtulup çıkarlarını
geliştirmek şansını yakalayabililer.
Proleter kamusal alan, gerçek proleter çıkar ve tecrübeleri engelleyen fakat
onları proleter kamusal alanın özel bir aşamasına yoğunlaştıran burjuva örgüt
biçimlerini kullanmak suretiyle gelişir. Bu alan kendini bujuvaziden, işçi dernekleri ve
sendikalar gibi, dışsal formları ile ayırır. İşçilerin çıkarları, gerçekte, yaşam bağlamı ile
birleşir, ama bu birleşme sadece somut çıkarların tatmini anlamında objektif çıkarlarda
olur. Entegrasyon; işçilerin evliliklerinin de burjuva aile modelini örnek alması, bujuva
toplumunun dil ve kültürünü kullanmaları ile başlar ve onların bu statükoyu
engelleyecek kurum ve örgütlere ihtiyaçları vardır. Bunu başaramadıklarında da,
2 Mustafa Kemal Coşkun, Toplumsal Hareketler ve Proleter Kamusal Alan, Ekonomik Yaklaşım, Cilt: 17,
Sayı: 60-61, s.143-155
3 Monika Krause, The Production of Counter-Publics and the Counter-Publics of Production: An
Interview with Oskar Negt, European Journal of Social Theory, 9/1, 2006, s.119-128
4 Mustafa Kemal Coşkun. age, s.143-155
5 Oskar Negt ve Alexander Kluge, Public Sphere and Experience: Toward an Analysis of the Bourgeois
and Proletarian Public (1972), University of Minnesota, Londra, 1993, Vol. 85, s.54-57
3
statükoyu savunup, sermayenin hareket yasalarına ve tüm tarihsel sürece kör kalırlar6.
Proleter kamusal alanın- işçi sınıfının savunma örgütleri- bu aşamasındaki temel işlevi,
bireyleri bujuva çıkar ve ideolojisinin doğrudan etkilerinden korumaktır. Üretim
üzerinde devrimci dönüşüme dayanmayan bu aşama; aile, eğitim gibi engelleri ve
proleter tecrübenin gelişiminin engellenmesini yıkıp geçecek üretim yöntemlerine sahip
değildir7.
Negt ve Kluge için ölü-canlı (yaşayan) emek ayrımı büyük önem arz eder8;
Negt’e göre emek tarihsel bir kategoridir ve antropolojik bir kategori değildir. Gelişmiş
sanayi toplumlarında işçilerin emeği genel emektir çünkü üretime uygulanan bilim ve
teknoloji bireyi ortadan kaldırmakta, tek başına, yeteneklilik gerektiren iş türünü yok
etmektedir. Kontrol panelinde duran ve sorunsuz çalışan otomatik sistemi denetleyen
işçi gerçekten her zaman etkin değildir ve daha çok makinanın resmi yöneticisi gibidir9.
Teknolojik gelişmenin geldiği bu düzeyde, yaşayan emeğin ölü emeği denetlemesi ve
toplumsal hedefleri örgütlemesi için tüm ön koşullar yaratılmıştır10
. Ancak bu, tüm
toplumsal emek sistemi değiştiğinde gerçekleşebilir11
.
Hansen'in açıkladığı biçimiyle Negt ve Kluge'nin yaptığı, klasik liberal burjuva
kamusal alan, (endüstriyel-ticari alanları içeren) üretimin kamusal alanları ve proleter
kamusal alanı birbirinden ayırmaktır12
. 2004 tarihinde yapılan görüşmede Negt13
,
kamusal alanın, önceden var olan bir nesneden daha çok üretim süreci olduğunu, bir
durumu değil süreci işaret ettiğini, ayrca proleter kamusal alanın sadece işçi sınıfı değil
fakat ezilen ilişkiler, şeyler ve çıkarlar anlamına geldiğini söylemektedir. Bochum’daki
Opel işçileri grevini örnek veren Negt, sendikaların kuşkuyla izlediği bu planlanmayan
6 Oskar Negt ve Alexander Kluge, age, s.59
7 Oskar Negt ve Alexander Kluge, age, s.61-63
8 Oskar Negt ve Alexander Kluge, age, s.82
9 Negt, Oskar; “Ütopya ve Emek”, 21.yy. Eşiğinde Sosyalizm (Der.Miloş Nikoliç), Belge Yay., 1989,
No:67, s.281
10
Negt, Oskar; Ütopya ve Emek, s.284
11
Negt, Oskar; Ütopya ve Emek, s.292
12
Mustafa Kemal Coşkun, age, s.143-155
13
Monika Krause, age, s.119-128
4
sürecin, proleter kamusal için bir başlangıç olduğunu belirtmektedir. Bu anlamda, karşı-
kamusallık, farklı idealleri olan insanlar arasında dayanışmayı ateşleme ve, karşı-
kamunun kendi öğrenme sürecidir, ki kimi zaman ölümcül sonuçları olabilir. İşte bu
nedenle tecrübe, insanların, duygular ve yaşam deneyimlerinin ötesine geçen bir ilişki
biçimidir ve öznenin bir derece risk aldığını ima etmesiyle deneyimden ayrılır14
.
Negt ve Kluge’ye göre proleter kamusal alan; üretici sınıfın çıkarları üzerinde
yükselmeli, üretici sınıfın özel çıkarları ile bir bütün olarak toplumla karşılıklı bağ
kuran bir ilişki ortamı yaratmalı, burjuva kamusal alandan sızan yıkıcı ve engelleyici
etkiler, proleter kamusal alanın gelişimini baskılamamalıdır 15
. Özetle proleter kamusal
alan, içinde işçi sınıfı çıkarlarının geliştiği, doğrudan emek-sermaye çelişkisi üzerinde
yükselen, sınıf mücadelesini öne çıkaran, anti-kapitalist ve kurucu nitelikteki politik
eylemliliklerin oluşturduğu bir alandır16
.
Sendikadan Derneğe
1960'larda yükselen işçi hareketlerinin 1970'lerin sonuyla birlikte gerilemesi ve
1980'lerde uygulanmaya başlanan yeni liberal politikalar nedeniyle, sendikalaşma
oranlarının dünyanın birçok bölgesinde hızla düştüğü görülmektedir17
. Tarihsel olarak
sendikalaşma oranlarının görece yüksek olduğu Avrupa Birliği (AB) üyesi
ülkelerde bile sendika üyesi işçi sayısında azalma dikkat çekici olup, sendika
yoğunluğu %27,8’den %23,4’e düşmüştür. Türkiye’de ise sendikalaşma oranı18
%
9,21’dir. Ocak 2013 istatistikleri ile yıllardır açıklanan sendikal istatistiklerin hayali
olduğu da ortaya çıkmış, en son 2009 yılında açıklanan istatistiklerde sendikalaşma
oranı yüzde 59,9 iken, yeni SGK verilerine göre açıklanan istatistikler ile işçi sayısı
14
Miriam hansen, “Yirmi Yılın Ardından Negt ve Kluge’nin “Kamusal Alan ve Tecrübe”si: Değişken
Karışımlar ve Genişlemiş Alanlar”, Kamusal Alan (der.Meral Özbek), Hil yay., 2004
15
Oskar Negt ve Alexander Kluge, age, s.91
16
Mustafa Kemal Coşkun, age, s.143-155
17 http://www.marksist.org/dosyalar/3550-sendikalar-isci-sinifinin-goz-bebegidir?start=2
18 Resmi Gazete, 26 Ocak 2013 tarih ve 28540 sayılı
5
artmasına rağmen, sendikalı işçi sayısı düşmüştür19
. Açıklanan en son istatistikler,
Türkiye’de sendikalaşma oranlarının oldukça düşük olduğunu, özel sektör işyerlerinde
örgütlenmenin çok zayıf olduğu ve % 9,2 olan sendikalaşma oranının gelişmiş ülke
ortalamalarının dörtte birinden bile daha az20
olduğunu göstermiştir. En düşük
sendikalaşma oranları inşaat, sağlık ve sosyal hizmetler ile gazetecilik işkolunda olup
inşaat işkolunda bu oran % 2,35 düzeyindedir21
.
Tüm dünyada sendikalaşma oranlarının düşmesine neden olan ortak dışsal22
ve
içsel faktörler23
bulunmaktadır. Dışsal faktörler olarak; neoliberalizm ve küreselleşme
süreci, emek yoğun reel sektör üretimindeki azalışın sendika üyesi sanayi
sektöründe çalışan işçi sayısını azaltması, teknolojik değişimlerin üretim ve istihdam
yapısını değiştirmesi, hizmetler sektöründe istihdam artışı, sendikalaşma eğilimi düşük
nitelikli işgücüne talebin (kadın, genç, göçmen) yükselmesi, sendikal örgütlenmenin
oldukça zor olduğu esnek ve düzensiz istihdam biçimlerinde artış, sendikaların
geleneksel olarak güçlü olduğu kamu sektöründeki istihdamın özelleştirmeler
sonucunda önemli ölçüde azalması, küresel krizler sonucu artan işsizlik ve
güvencesizlik, sağ partilerin iktidara gelişi ve sendikaların politik gücünü kaybetmeleri
belirtilmektedir. Değişen koşullara yanıt verme konusunda eylemsizlik ve geç
kalınması, geleneksel örgütlenme metotlarına bağlı kalınması ve yeni
örgütlenme modellerinin geliştirilememesi ile özellikle Türkiye açısından
değerlendirildiğinde, sendika içi demokrasi kanallarının yeterince iyi işletilememesi ise
içsel faktörleri oluşturmaktadır. Bunlara24
, Türkiye'de özellikle 50 kişinin altında işçi
çalıştırılan işyerlerinin sendikacılık ve toplu pazarlık sürecinin dışında kalmaya çaba
sarf etmeleri, çeşitli bahanelerle işyerinde çalışan sendikalı işçileri işten çıkarmaları,
sendikasız işçi ve stajyer öğrenci istihdamına ağırlık vermeleri de ilave edilebilir. 19
Yeni Sendikal İstatistikler yayınlandı http://www.kristalis.org.tr/yeni/?p=11453
20 Cem Kılıç, Çalışma Bakanlığı İstatistikleri Sendikaları Biçecek http://www.cnbce.com/yorum-ve-
analiz/prof-dr-cem-kilic/calisma-bakanligi-istatistikleri-sendikalari-bicecek
21 Aziz Çelik, Sendikasızlaştırma İstatistikleri, 29 Ocak 2013,
http://www.sendika.org/2013/01/sendikasizlastirma-istatistikleri-aziz-celik-t24/
22 Aziz Çelik, Avrupa Sendikalarının Yükselişi ve Düşüşü Üstüne, Birikim Dergisi, Aralık 2005, Sayı 200
23
Şenay Gökbayrak, Sendikacılığın Geleceği:Tehditler ve Fırsatlar, Türk Metal Dergisi, 2012, Sayı : 158
/ Eylül 24
Adnan Mahiroğulları, Türkiye’de Sendikalaşma Evreleri ve Sendikalaşmayı Etkileyen Unsurlar, C.Ü.
İktisadi ve İdari Bilimler Dergisi, Doç.Dr. Feramuz AYDOĞAN’ın Anısına , Cilt 2, Sayı 1, s.161-190
6
Sendika üyeliği azalırken, dünyada olduğu gibi Türkiye’de de, işçi derneği sayısı
artmaktadır. Örneğin ABD’de sendika üyeliğinde düşüş25
(1973 deki % 26.7 den 2001
yılındaki % 13.1’ e düşmüştür) üzerine, sendikalar tarafından da desteklenen
“sendika olmayan işçi dernekleri” yeni bir hareket olarak ortaya çıkmaktadır. Dev
Sağlık-İş Yönetim Kurulu Üyesi Tufan Sertlek26
, hükümetlerin “sivil” uzantısı
konumundaki dernekleşme çabalarını hariç tutarak, sendika dışı örgütlenme
arayışlarının işçilere cazip gelmesini iki önemli nedene bağlamaktadır: Korku ve
güvensizlik. İşçiler, sendikalaşmanın “tehlikeli” bir işe atılmak anlamına geldiğini
gördüklerinden korkmakta ve sendikal harekete halen egemen olan geleneksel sendikal
tarz ve sarı sendikacılık, güven telkin etmemektedir.
Gezici Araştırma Şirketi’nin Nisan 2013 tarihinde yaptığı anket27
sonuçlarına
göre; kadınlarda daha yüksek olmakla birlikte, çalışan işçilerin %67,3’ü işini kaybetme
korkusu yaşamaktadır. Genel olarak işçilerin %58,8’i işten atılma korkusuyla sendikalı
olmamakta, %87,9’u sendikaya üye olması durumunda işveren tarafından
cezalandırılacağını düşünmektedir. Anket sonuçlarının gösterdiği üzere, “korku”, en
açık ve billurlaşmış haliyle “işten atılma “ korkusudur. Korku, kapitalizmin ayrılmaz bir
parçasıdır28
. “Sendikalaşmayı tehlikeli görmek”, sendikaya üye olunması halinde işten
çıkarılmaktan korkmakla ilişkilidir. Taşeron İşçileri Derneği’yle ilgili bir çalışmada29
da, çaresizlik ve korku vurgulanmakta, dernekleşen işçilerin, iş güvenceleri olmadığı
için işten atılma korkusu yüzünden sendikalı olmaktan çekinmeleri sebebiyle dernek
örgütlenmesine sıcak baktığı belirtilmektedir. Diğer öğe olan “güvensizlik”in, anket
sonuçlarına göre, sendikaya üye olmaya etkisi bakımından, düşünüldüğü kadar önemli
olmadığı görülmektedir.
25 Drew Mendelson, With Unions On the Decline, Will Workers' Alliances Take Their Place?
http://www.policymic.com/articles/24938/with-unions-on-the-decline-will-workers-alliances-take-their-
place (Çevirisi: http://iscider.org/amerika-da-sendikalar-dusus-de-iken-isci-dernekleri-onlarin-yerini-
alabilir-mi/)
26 Tufan Sertlek, Sendika mı, Dernek mi?, 3 Temmuz 2012, http://www.sendika.org/2012/07/sendika-mi-
dernek-mi-tufan-sertlek/
27 http://galeri.sozcu.com.tr/2013/foto/genel/isciler-gelecekten-umutsuz.html
28
Dieter Duhm, Kapitalizmde Korku, Çev. Sargut Şölçün, Ayraç Yay., Ankara, 2002, s.203-225
29
Gülçin Taşkıran, Sınıf Örgütlenmesinde Yeni Deneyimler: Taşeron İşçileri Derneği, Çalışma ve
Toplum, 2011-4, s.158
7
Sendikalar, informal sektörü örgütlemedikleri yönünde bir eleştiriye de maruz
kalmaktadır. İnformal sektördeki sayısı gittikçe artan işçilerin örgütlenememesinin
birçok nedeninin bulunduğu belirtilen ILO-200230
raporunda, bu işçileri örgütlemek
isteyen sendikaların karşılaştıkları temel güçlüklerin daha çok sendikalardan ziyade
sektör ve sektörde çalışan işçilerin özelliklerinden kaynaklandığı görülmektedir.
İnformal ekonomi işçileri arasında çıkar birliği bulunmamakta, mevcut sendika
üyeleriyle ortak çıkarları paylaşmamakta (çoğunda; etnik, aile ve akrabalık bağları işçi
sınıfı dayanışmasından daha güçlü), sendika üyeliği ya da eylemin, temel ihtiyaçlarını
veya pratikteki sorunlarını çözmede yardımcı olacağını görmedikleri zaman kolektif
eyleme katılma eğilimi geliştirmemektedirler. Sendikaların, informal işçilerle iletişim
kurması, onları harekete geçirmesi ve üye olarak tutması ise önemli güçlükler
barındırmakta ve örgütleme, zaman ve kaynak tüketimi bakımından, maliyetli ve zor
olmaktadır. Bu nedenle, birçok sendika böyle bir örgütleme stratejisini
denememektedir.
Sendikaların, 20-30 yıllık “profesyonellerin” yönetiminde şirketleşmiş, içi boş
kişisel iktidarlara, hatta çıkar merkezlerine dönüşmesiyle ilişkili olarak
eleştirilmelerine31
karşılık; işçi derneklerinin hükümetin bir işçi örgütlenmesi içinde
olduğu ve sipariş üzerine kurulduğu, mevcut derneklerin ve bu dernekçilik anlayışının
asla bir işçi mücadelesi olmadığı ileri sürülmektedir32
. İşçi sendikalarının içinde
bulunduğu durumu sabit bir veri kabul ederek, sendikaların geri dönüşsüz biçimde
burjuva düzenle tamamen bütünleştiğini, işçi sınıfının kitlesel mücadelesinin aracı olma
vasfını yitirdiğini ve dolayısıyla artık mevcut sendikalarda çalışmanın bir anlamının
kalmadığını söyleyen siyasal tutumu, aslında sınıftan kaçış eğilimidire tekabül ettiğini
kabul etmek gerekir.33
.
30
ILO- 2002, Decent work and informal economy, International Labour Conference, 91st Session,
Cenevre, 2002
31
Bahadır Altan, Sendika İktidarı mı, Örgütlülük mü?, 30 Nisan 2011,
http://gokkusagihareketi.com/2011/04/30/sendika-iktidari-mi-orgutluluk-mu/
32 Abdullah Tayfa, Dernekler Erken Sendikalaştı, 2013-02-12, http://iscigazetesi.com/Sizdengelen/186-
dernekler-erken-sendikalasti.html#.UXe6V0qjOrl
33 Elif Çağlı, İşçi Sendikalarının Önemi, 21 Nisan 2013, http://uidder.org/isci_sendikalarinin_onemi.htm
8
Bu tartışmada, sendikaların, sermaye saldırıları karşısında yeniden
mevzilenmeleri ve kendilerini bir değişime tabi tutmaları gerektiği34
, geleneksel ve
bürokratik merkeze dönüşmüş yapının değişmesi hususları üzerinde genel bir uzlaşı
olduğu görülmektedir. Sendikaların, öncelikle geleneksel sendikacılık anlayışından
uzaklaşarak “genişleme”yi inşa etmeleri, iş, çıkar, politik ve kültürel hakimiyet alan
konseptlerini genişletmeleri, kültürel boyutu da hesaba katmaları gerekmektedir.35
Bunun yanısıra, sendikalar arası birleşmeleri amaçlamak ve geleneksel bir sendikaya
katılmayanlara ulaşmayı hedefleyen geleneksel-olmayan işçi örgütleri yaratmak
suretiyle emeğin yöndeşmesi sağlanmalıdır36
. Bu işçi derneği ya da yeni işçi
organizasyon biçimleri olabilir37
. Ancak, Gramsci’nin bilincin en basit derecesi olarak
nitelendirdiği ekonomik-korporatif aşamanın ötesi de hedeflenmelidir38
.
Türkiye’de İşçi Dernekleri
1961-2010 döneminde, siyasi hareketlerin bir bölümü, çeşitli dernekler
aracılığıyla işçi sınıfı içinde etkili olmaya çalışmış (Örn. SİDER, İŞHAKDER, Tüm
İnşaat İşçileri Derneği, EMEKAD), ancak bunlar geniş işçi kitlesi üzerinde etkili
olamamış, dernekler aracılığıyla sendikalarda etkili olma girişimleri de başarısızlıkla
sonuçlanmıştır39
. 2010 yılından itibaren yeniden ortaya çıkan dernekleşme eğilimi
ağırlıklı olarak, sendikalaşmanın olmadığı sektörlerde çalışan, güvencesiz olarak
nitelendirilen işçiler arasında (özellikle taşeron işçileri) gelişmektedir40
. Örneğin; İŞÇİ-
DER (15.11.2012), Taşeron İşçileri Dayanışma ve Yardımlaşma Derneği (TAŞİŞDER)
(2010), Kamu Şirket İşçileri Sosyal Yardımlaşma ve Dayanışma Derneği (KAŞİD).
34
İşsiz ve Güvencesizler Nasıl Örgütlenir?
https://www.facebook.com/media/set/?set=a.196364707050847.44247.195011567186161&type=1
35 Monika Krause, age, s.119-128
36
Vincent Mosco, Bilgi Endüstrilerinde Emeğin Yöndeşmesi, Çev.Gamze Yücesan-Özdemir, İletişim
Kuram ve Araştırma Dergisi, 2006, Sayı: 23 Yaz-Güz, s. 63-80
37
Forum: Medya ve Etik, İletişim Kuram ve Araştırma Dergisi, 2006, Sayı: 23 Yaz-Güz, s. 265-288
38
Mustafa Kemal Coşkun, Sınıf, Kültür ve Bilinç, Dipnot yay., Ankara, 2013, s.149 39
Yıldırım Koç, age, s.457-458
40
http://iscigazetesi.com/sizden%20gelenler/82-isci-dernekleri-sendikalar-ve-dusuncenin-
guncellenmesi.html#.UYlquUq-g4Q
9
2010 sonrası kurulan derneklerden Ostim İşçileri Derneği ve DEKTİD, işçi sınıfı
ve sömürüye vurgu yapan söylemleriyle diğerlerinden ayrılmaktadır. Örneğin OSTİM
İşçi Derneği (21.04.2012); işçi sınıfı ve emekçi halka yönelik her türlü sömürü ve
baskının ortadan kaldırılması için mücadele edeceğini41
, Deri, Kundura, Tekstil
İşçileri Derneği (kuruluş: 31.12.2010); işçi sınıfının ortaya çıktığı günden bu yana işçi
sınıfıyla burjuvazi arasında ezme-ezilme yani sömürü ilişkisinin sürdüğünü42
söyleyebilmektedir.
Sendikalaşmanın olmadığı alanlarda dernekler kurulmaya devam etmektedir
(Örn. Geri Dönüşüm İşçileri Derneği43
ve mevsimlik tarım işçileri44
). Diğer bir gelişme
de derneklerin federasyon çatısı altında toplanmalarının, parçalı yapı ve federasyon
enflasyonu tehlikesini ortaya çıkarmasıdır. Örneğin; İşçi Dernekleri Federasyonu
(İDEF), Kamu İşçi Dernekleri Federasyonu (KİDEF), Taşeron İşçi Dernekleri
Federasyonu (TİDEF)
İnşaat İşkolunun Özellikleri
Lokomotif sektör olarak nitelendirilen Türkiye inşaat sektöründe yaşanan
küçülme 45
, 2012 yılında yeniden nüksetmiş, sektörde %0.6 büyüme oranı ile yeniden
durgunluk ve gerileme görülmüştür46. Ocak 2013 için veri elde edilebilen üye ülkelere
bakıldığında inşaat sektörü üretimi tüm ülkelerde gerileme içindedir47
. Ancak TOBB
Mart 2013 istatistiklerine göre48
; en çok şirket kuruluşu olan ilk 10 faaliyet alanında
inşaat sektörü birinci sırada bulunmaktadır. İnşaat sektöründe faaliyet gösteren
işletmelerin ölçek büyüklüklerine bakıldığında, 2010 yılı verilerine göre, çok önemli bir
41
http://ostimiscidernegi.org/
42 http://www.dektid.com/?p=701
43 http://hurbakis.net/content/kagit-toplayicilari-geri-donusum-iscileri-dernegi-aciyor
44 http://www.bianet.org/bianet/emek/145709-mevsimlik-tarim-iscileri-derneklesiyor
45
Rana Eşkinat ve Filiz Tepecik, İnşaat Sektörüne Küresel Bakış, Afyon Kocatepe Üniversitesi, İİBF
Dergisi (Cilt: XIV, S I, 2012)
46
İnşaat Sektörü Analizi, Türkiye Müteahhitler Birliği, Nisan 2013 Bülteni
47
İnşaat Sektörü Analizi, Türkiye Müteahhitler Birliği, Nisan 2013 Bülteni
48
http://www.tobb.org.tr/BilgiErisimMudurlugu/Sayfalar/KurulanKapananSirketistatistikleri.aspx
10
bölümünün çok küçük (mikro) ölçekli (çalışan sayısı 1 – 9 arası olan) – % 88,64 –
olduğu görülmektedir.49
Türkiye genelinde tarım dışı işsizlik oranı % 12,9 iken daha önceki çalıştığı
faaliyet alanı “inşaat sektörü” olanların işsizlik oranı %17,6’dır50
. SGK’nın “Ocak 2013
Sosyal Güvenliğe İlişkin Temel Göstergeler51
” raporu sigortalı istatistiklerine göre
çalışan (4-a) zorunlu sigortalı işçilerin % 6,3’ü inşaat sektöründe yer almaktadır. İnşaat
sektöründe istihdam edilenlerin önemli bir bölümü kayıtlı değildir. TÜİK tarafından
yayımlanan Hanehalkı İşgücü Anketi 2011 yılı verilerine göre inşaat sektöründe
istihdam edilenlerin % 49,9’u kayıtdışında çalışmaktadır. Kayıtlı olanların da yine
önemli bir bölümünün sosyal güvenlik primleri, elde ettikleri gerçek ücret üzerinden
değil, asgari ücret düzeyinden ödenmektedir52
. Ayrıca, kadın istihdamı içinde inşaat
sektörünün oranı % 0,8 olup sektörde çalışanların neredeyse tamamının erkek olduğu
anlaşılmaktadır.
Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanlığının bir soru önergesine verdiği cevaba
göre53
yılda ortalama 1072 işçi hayatını kaybetmektedir. İstatistiklere göre ölümlü iş
kazalarının yüzde 33'ü inşaat sektöründe gerçekleşmektedir.54
. Yine istatistiklere göre iş
kazalarının yüzde 56,3'ü 1 ile 49 kişi arası sigortalı işçi çalıştıran işletmelerde
yaşanmaktadır. Sonuç olarak, inşaat sektörü, işçiler bakımından, iş güvencesinin ve
sendikalaşmanın çok düşük, kayıtdışı çalışma ve işçi ölümlerinin oldukça yüksek
olduğu bir işkolu olarak tanımlanabilir.
İnşaat İşçilerinin Derneği
Resmen kurulmadan önce “İnşaat İşçileri Derneği Girişimi” adı altında iki yıl
hazırlık süreci geçiren Dernek, geçmişte” İnşaat İşçileri Derneği” isminde bir başka
49
İdris Sarısoy ve Harun Sandıkçı, Türkiye’de İnşaat Sektöründeki Kayıt Dışı Faaliyetlerin SGK Primleri
ve Vergisel Açıdan Değerlendirilmesi, İ.Ü.İktisat Fakültesi Mly.Arş.Mrk, 54.Seri, 2010, s.45-66
50
Hanehalkı İşgücü İstatistikleri-Ocak 2013, TÜİK Haber Bülteni, 15 Nisan 2013, Sayı:13483
51
www.sgk.gov.tr
52
İdris Sarısoy ve Harun Sandıkçı, age, s. 60
53
20 Nisan 2013 http://sgkrehberi.com/haber/9010/
54 http://www.guvenlicalisma.org/index.php?option=com_content&view=article&id=4857:2012-yilinda-
en-az-867-isci-hayatini-kaybetti&catid=149:is-cinayetleri-raporlari&Itemid=236
11
dernek yasal olarak kapatıldığı için aynı ismi almalarına izin verilmediğinden “İnşaat
İşçilerinin Derneği” adıyla, 3 Aralık 2012 tarihinde resmi kuruluşunu gerçekleştirmiştir.
Bir sendikaya bağlı olarak veya bağımsız bir sendika biçiminde örgütlenme yerine
Dernek olarak kurulmalarının nedeni; güçlü bir ön örgütlenme yapmadan önce sendika
kurulmasının sakıncalarından kaçınmak ve sendikal bürokrasinin sorunlarını yeniden
üretmemek olarak ifade edilmektedir. Geniş iletişim ağları, örgütlenme deneyimi ve
zamanla eğitimle bilinçlenecek işçi liderleri oluşturmadan sendika kurmak
istenmemiştir. Uzun vadede ise güçlü bir sendika kurmak amaçlanmaktadır 55
. 2010-
2012 yıllarını kapsayan hazırlık sürecinde yapılan faaliyetler şunlardır56
:
Şantiye toplantıları ve eğitim: Belli aralıklarla İstanbul’da pek çok inşaat
alanında (Halkalı, Sefaköy, Esenyurt, Avcılar, Esenler, Bahçehir, Bayramtepe,
Beylikdüzü, Ataşehir, İkitelli) şantiye toplantısı yapılıp işçilere yasal hakları anlatılmış,
bu konularla ilgili materyaller dağıtılmış ve birlikte mücadele etmenin önemi
vurgulanmıştır. Örgütlenmenin yayılabilmesi ve daha çok işçinin örgütlenmede
sorumluluk alması için, akademisyen, hekim ve hukukçularla birlikte çalışılarak eğitim
çalışmaları tasarlanmış, bu eğitimlere yasal haklar, somut örgütlenme becerileri,
şantiyelerde risklerin değerlendirilmesi gibi konular ilave edilmiştir.
Veri, Bilgi Toplama: İnşaat sektöründeki durumu daha iyi değerlendirmek,
sektörü çalışanların lehine yeniden düzenleyebilmek ve somut çözüm önerileri
getirebilmek için saha verileri toplanmış, iletişim formları ve şantiye bilgi formları
doldurtularak işçilerin sorunları ve işçilerle ilgili bilgiler kayıt altına alınmıştır.
İletişim: Açılan blog (http://insaatiscileridernegi.wordpress.com/) sayfasıyla
geçiş sürecindeki iletişim faaliyeti yürütülmüştür.
Eylemler: Hakları talep etmek için sokak eylemleri yapılmış, eylemler başarıyla
sonuçlandırılmıştır. Sosyal Güvenlik Kurumu’na, yatırılmayan ya da eksik yatırılan
sigorta primleriyle ilgili şikâyet dilekçeleri verilmiştir. Dernek tarafından, hazırlık
sürecinde yapıldığı belirtilen eylemler57
den; 6’sının direniş, oturma ve iş bırakma gibi
doğrudan hak mücadelesiyle ilişkili ve etkili eylem biçiminde; 8’inin ise basın
55
Eğitim sorumlusu Demet Ş.Dinler ile yapılan yazışma
56
http://insaatiscileridernegi.wordpress.com/
57
http://insaatiscileridernegi.wordpress.com/
12
açıklaması, toplantı ve çelenk bırakma şeklinde gerçekleşen eylem olduğu
görülmektedir. 2012 yılı 1 Mayıs’ına katılınmış; 2010 yılında 1, 2011 yılında 3, 2012
yılında 10 eylem gerçekleştirilmiştir. Özellikle 35 gün süren ve başarıyla neticelenen
Sapphire direnişi önem taşımaktadır. Sapphire İşçileri Dayanışma Platformu
oluşturulmuş, yeni medya olanakları kullanılarak (http://sapphireiscileri.blogspot.com/)
blog sayfası açılmış, basın duyuruları ve gelişmeler bu ortam üzerinden paylaşılmıştır.
Bu direnişe Birgün ve Etha’nın yoğun ilgi gösterdiği blog kayıtlarından anlaşılmaktadır.
Vatan gazetesinden Müge İplikçi de “Kamu hepimizin alanıdır” başlıklı yazısında
direnişe yer vermiştir.58
İnşaat İşçileri Derneği’nin kuruluşuyla (3 Aralık 2012) ilgili; Birgün, Evrensel
ve Cumhuriyet gazeteleri ile özellikle emek haberlerine yer veren internet kaynaklarında
haber yapılmıştır. Örneğin; bianet, güvenli çalışma ve sendika.org siteleri. Kimi
yazarlarca gazete yazılarında Dernek hakkında bilgi ve yorum yapılmış, TV-radyo
programlarında söyleşiler gerçekleştirilmiştir: Örneğin; 5 Aralık 2012 Milliyet
gazetesinde Melih Aşık, 6 Aralık 2012 Vatan gazetesinde Müge İplikçi. Ana akım
medyada yer almaları, gazetecilerin kişisel ilgileri sayesinde olmaktadır. Kuruluş
sonrasında gerçekleştirilen faaliyetler şunlardır:
Örgütlenme: Merkezi İstanbul olan Dernek’in; Ankara, Adana, Adapazarı ve
Samsun’da açılan temsilciliklerle örgütlenme faaliyeti devam etmektedir. Dernek
faaliyetlerinin birçoğu gönüllü akivistlerce yapılmakta ve giderleri kendileri tarafından
karşılanmaktadır.
Eğitim ve Bilgilendirme: Daha önce informal olarak yürütülen eğitim faaliyetinin
düzenli bir kadro ile yürütülmesi için yeni bir eğitim programı hazırlanmış ve kadro
oluşturulmuştur. Örgütlenmeyi yürüten kişilere örgütlenme becerileri ve haklarıyla ilgili
eğitimler verilmektedir59
. Dernek tarafından hazırlanan eğitim materyalleri, şantiye
ziyaretleri, işçi toplantıları ve iştirak edilen eylemlerde dağıtılmaktadır. Ayrıca,
şantiyelerdeki barınma sorunlarıyla ilgili bir rapor hazırlanarak Dernek web sayfasında
kullanıma sunulmuştur. Bu rapor, işçilerin kendi mücadelesinin, denetiminin ve
çözümünün başlangıcı olarak görülmektedir. İnşaat sektörü verileri (TÜİK) ve İşçi
Sağlığı ve İş Güvenliği hakkında bilgilendirme de, hem web sayfasından hem de
58
http://insaatiscileridernegi.wordpress.com/ 59
Eğitim sorumlusu Demet Ş.Dinler ile yapılan yazışma
13
facebook üzerinden, yapılmaktadır. İşçilerle ilgili önemli haberler internet aracılığıyla
paylaşılmakta, yurt dışındaki işçi haberlerine de yer verilerek “enternasyonal”
dayanışma bilinci vurgulanmaktadır.
Eylem ve Dayanışma: Dernek üyesi olup olmamasına bakılmaksızın inşaat işçilerinin
eylemlerine katılım sağlanmakta, doğrudan ya da dolaylı destek verilmekte, işçi
eylemleri web ve facebook sayfalarından duyurulmakta, dayanışma bilinci
vurgulanmaktadır. Bu dönemde; Giresun TOKİ, Teknopark ve Ekşioğlu işçileri
eylemleri önemli eylemler olarak öne çıkmaktadır. Eylem önemlidir, çünkü “tecrübe”
eylem üzerinden oluşturulmaktadır. TEKEL eylemi, egemen sınıfların kamusal alandaki
hegemonik söylemini yıkarak kendi söylemlerini kamusallaştırmasının ve böylelikle de
kısa bir süre için de olsa burjuva kamularından farklı bir proleter kamusal alan
yaratabilmelerinin olanaklarını ve sınırlarını göstermiştir60
. Çünkü çağımızın temel
problemi, yaşanan siyasal, ekonomik ve sosyo-kültürel krizlere karşı ne yapılması
gerektiği değil, yapılması gerekeni yapma gücü ve kararlılığına kimin sahip
olduğudur61
. Bu ise, öznenin “tecrübe” ile öznelik bilincini geliştirmesi ile mümkün
olacaktır.
Ücret Alacağı: Üye olsun olmasın işçilere hukuki yardım yapılmakta, haklarına sahip
olmaları için yardımda bulunulmakta, kazanımlar “örgütlü olmaya” bağlanarak, örgütlü
mücadelenin önemi vurgulanmaktadır.
İletişim : Derneğin yazılı yayın organı bulunmamakta, ancak internet olanağı yeterince
kullanılmaktadır: https://twitter.com/insaatiscileri, http://insaatiscilerider.com/,
www.facebook.com/InsaatIscilerininDernegi Dernek62
’in öncelikli hedefi yüzyüze ve
birebir iletişimle işçiler arasındaki gücünü arttırmaktır. İşçilerin sürekli başka şehirlere
dağılması iletişimi zorlaştırmakta, ancak gittikleri yerleri örgütlemeleri yeni olanaklar
sunmaktadır. Dernek web sayfasında eksik olan husus, her şeyden önce Dernek
Tüzüğü’dür. Bunun yanında, yeterli eğitim materyali yer almamakta, üyeliği teşvik
60
Mustafa Kemal Coşkun ve Burcu şentürk, Tekel İşçilerinin Varoluşsal İkilemi: “Ölmek Var Dönmek
Yok”, Ankara Üniversitesi SBF Dergisi, 2012, Cilt: 67, No: 3, s. 57-74
61
Tuba Asrak Hasdemir ve Mustafa Kemal Coşkun, Kamusal Alan ve Toplumsal Hareketler, Ankara
Üniversitesi SBF Dergisi, 2008, 63-1, s.142-146
62
Eğitim sorumlusu Demet Ş.Dinler ile yapılan yazışma
14
edecek hususlar (üyelik koşulları, nasıl üye olunur, üyelerin hak ve ödevleri vb.)
kullanıcıya sunulmamaktadır.
Faaliyet ve Talepler : Derneğin web sayfası “Hakkımızda” bölümünde inşaat
işçilerinin sorunları ve Derneğin amacı açıklanmakta; iş kazaları ve hak gaspına karşı
birlik olma, birlikte mücadele etme çağrısı yapılmaktadır. Faaliyetleri63
; sorun çözümü
ve bu yolla kazanılan güvenle işçilere sorumluluk verilmesi, işçilerin iletişim sorumlusu
olmasıyla örgütlenme ağlarının geliştirlmesi, işçi eğitimleriyle işçilerin bilincinin
artması ve sahada uygulamaları, işçilerin kendilerinin sorunu çözen haline gelmesi,
şantiyelerde ve sektörde bütünsel değişim konularına odaklanmaktadır. Geleceğe
yönelik olarak güçlü bir iletişim ağı, bölgelerde iletişim sorumluları oluşturma,
işbölümü ve örgütlenmenin bizzat işçiler tarafından götürülmesi hedeflenmektedir. Web
sayfasındaki talepler de inşaat işçilerinin güncel sorunlarını yansıtmaktadır. Örneğin;
artık ölmek istemiyoruz, ücretler zamanında ödensin.
Mevcudun İçinden…
Birgün gazetesinde yayımlanan röportajda Dernek üyesi bir işçinin söyledikleri
64 mevcut durumu özetlemektedir. İnşaat işçileri, hiçbir partinin gölgesinde yer almayan
inşaat işçilerinin tüm sorunlarını sahiplenene bir dernekte örgütlenmek istemektedirler.
İşçilerin, örgütten beklentileri, haklarını almak için mücadele etmesi ve politikadan uzak
durmasıdır. Taban örgütlenmesi olarak gelişmek isteyen Dernek, bu beklenti
doğrultusunda hak mücadelesini odağına almakta, önceliği “işçi olmak, birlik olmak ve
sınıf olmak” bilincinin geliştirilmesine vermektedir.
İnşaat işçilerinin çok fazla sorunu bulunmakta, yasal haklarını almakta bile
güçlük çekmektedirler. Sendikalaşmanın olmadığı bir alanda Dernek, işçilerin haklarını
almaları için “örgütlenmenin, birlik olmanın” altını çizmekte, inşaat işçilerinin örgütlü
bir güce kavuşmalarını sağlamaya çalışmaktadır. Burada karşılaşılan sorun, derneklerin
bir işçi örgütü değil de hemşehri derneği, tahsilat komisyonu gibi algılanmasıdır ve
Dernek bunu aşmak için uğraşmaktadır. Şantiyelerde65
aynı yerde yatıyor olmak,
63
Eğitim sorumlusu Demet Ş.Dinler ile yapılan yazışma
64
http://www.birgun.net/workers_index.php?news_code=1354613692&year=2012&month=12&day=04
65
Eğitim sorumlusu Demet Ş.Dinler ile yapılan yazışma
15
çalışıyor olmak bir avantaj gibi görünse de farklı ekipler arasında da birlik olmaması
(örneğin kalıpçı ve sıvacı arasında) aslında genel problemin parçalanmışlık ve
dağınıklık olduğunu göstermektedir. Ayrıca, işbirliğinin önündeki en önemli engelin;
parti, sendika vb. yapıların işbirliğinden ziyade tabi olunmasını önermeleridir. Bu
nedenle Dernek, imkanları çok kısıtlı olsa da bağımsız ilerlemeye karar vermiştir.
Dernek66
, sınıf bilincini yükseltmek meselesini sadece eğitime indirgememekte
deneyim paylaşımı ve pratiği öne çkarmaktadır. Yani eğitimler işçilerin özgüven
edinmesini ve sahada kullanabilecekleri beceriler kazanmasını, sadece sermayeye değil
kendilerine de eleştirel bakmalarını hedeflemekte, gündelik problemler üzerinden devlet
ve sermaye de eleştiriye açılmaktadır.
Derneğin iletişim ortamı olarak kullandığı; facebook, twitter ve resmi web
sayfasındaki içerik incelendiğinde; “sınıf” sözcüğünün az da olsa geçtiği, hak
odaklı talep ve mücadelenin “birleşerek, örgütlü mücadele” ile kazanılacağının
vurgulandığı, başta “ücret alacağı” olmak üzere örgütlü mücadele ile kazanılan haklara
ilişkin haberlerin yer aldığı, dayanışmaya önem verildiği, eylem ve direnişlere destek
verildiği, Meslek Odaları, akademisyen ve hukukçularla işbirliği içinde hareket
edildiği, din, etnisite gibi konular ve sorunlar ile güncel politikadan uzak durulduğu
görülmektedir. Özellikle 2000’li yılların, işçilerin önemli bir bölümünde etnik kimliğin
ve inanç kimliğinin öne çıkarak sınıf kimliğinin gerilere itildiği yıllar olduğu67
göz
önüne alındığında, Dernek’in bu konulardan uzak durarak işçi olmak ortak paydası
üzerinden hareket etmesi sınıf bilincinin gelişmesine katkı sağlayacaktır.
Bunun yanında; işyerine odaklanıldığı, işçilerin gündelik yaşam pratikleri ve
“yaşam bağlamı” üzerinde çalışılmadığı, sınıf mücadelesi, burjuva, emek-sermaye
çelişkisi, kapitalizm gibi kavramların kullanılmadığı görülmektedir. Bu ise, Dernek’in
önceliği “hak eksenli” mücadeleye vermesi ve örgütlenme düzeyini yükseltmeye çaba
harcaması ile ilişkilidir.
Her ne kadar iki yıllık bir hazırlık süreci geçirse de, kurulalı henüz yaklaşık altı
ay geçmiş, beş ilde örgütlenebilmiş bir Dernek’ten söz edildiği unutulmamalıdır.
Mevcut durum itibariyle proleter kamusal alan inşa etme gücünden uzak görünse de;
sendikalaşmayı hedeflediği, örgütlü mücadele geleneği olmayan bir alanda faaliyet
66
Eğitim sorumlusu Demet Ş.Dinler ile yapılan yazışma 67
Yıldırım Koç, age, s.433
16
gösterdiği düşünüldüğünde; örgütlenme düzeyini artırması, mücadele geleneğini
oluşturarak inşaat işçilerinin eylem içinden “tecrübe” geliştirmelerini sağlaması ve hak
ekseniyle sınırlı kalmayıp kapitalizme karşı bir mücadeleyi hedefine alması halinde
gelecek için bir potansiyel taşıdığı da söylenebilmektedir.
İnşaat işçilerinin yaşamlarında şantiyelerinin önemi (şantiyelerde barındıkları)
göz önüne alındığında “işyeri”ni temel almak aslında yaşam bağlamına da bir nebze
dokunmak anlamına gelmektedir. İşkolunun diğerlerinden bir farkı da ölü emeğin canlı
emek üzerindeki egemenliğinin yüksek düzeyde olmamasıdır. Ancak68
bu durum
değişmekte, zanaatkar ustaların sayısı azalmakta ve sektörde vasıfsız emek
yoğunlaşmaktadır. İşçiler kendilerini işçi olarak tanımlamakta, aşırı işçi talebi ve
firmaların maliyet düşürmek için ucuz işçi almak istemesinden kaynaklanan bir
işçileşme, proleterleşme süreci yaşanmaktadır. Bu nedenle, inşaat işçileri arasında “işçi
olma ve işçi sınıfı içinde kendilerini görme” bilincinin gelişmesi bile önemli bir aşama
olarak değerlendirilmelidir. Ancak işçi örgütleri, üretim ve yaşam alanını birlikte
örgütlemek hedefinden de sapmamalıdır.
Bunun zor bir süreç olduğu açıktır. Maden ve tekstil işçileriyle ilgili yapılan
çalışmada, sınıf bütünlüğü algısının bütün değişkenlerde çok düşük düzeyde olduğu
belirtilmektedir. Grev, iş bırakma gibi eylemlere katılmayı isteme oranları %30-40
arasında, iş arkadaşlarıyla özdeşleşme çok düşük düzeyde (ancak başka gruplarla da
özdeşleşme düşük), Türk ve müslüman kimliği ön planda ve sektör, yaş ve cinsiyet
değişkenlerine göre karşılaştırıldığında bütün gruplarda muhafazakar bir tutum
hakimdir69
. Sonuçlar, sendika ve derneklerin kültürel boyutu hesaba katmaları
zorunluluğunu göstermektedir.
Bir diğer konu da medyanın yaklaşımıdır. Demirovic70
, Almanya’da 1975-1983
yılları arasında toplumsal hareketler ile kamusallık arasındaki ilişki konulu araştırma
projesinin sonuçlarına göre, kamusal alanın protesto hareketleriyle zamanla genişlediği
tezinin dayanağı olmadığını belirtmektedir. Araştırmada; toplumsal hareketleri gündeme
taşıma bakımından kitlesel medya gazeteleri ile kendi kendini yöneten kamusal
68
Eğitim sorumlusu ile yapılan yazışma
69
Mustafa Kemal Coşkun , age, s.237
70
Alex Demirovic, Hegemonya ve Sivil Toplum: Kamusallık Kavramı Üzerine Eleştiri-Ötesi Düşünceler,
Çev.İlker Ataç, Praksis, 2003, Sayı:10, s.73-91
17
gazetelerin yaklaşımı incelenmiştir. Değerler göstermektedir ki kitlesel medya
kamusallığı, protesto hareketlerine gösterdikleri tepki bakımından dışlayıcı ve kapsayıcı
kamusallık olmak üzere iki kısma ayrılmaktadır. Araştırmanın yapıldığı yıllarda
dışlayıcı ve kapsayıcı kamusallıklar belirgin ve gittikçe keskinleşen bir şekilde
kutuplaşmıştır. Bu durumda her iki kamusallık için de kamusal alanın
demokratikleşmesinden bahsetmek mümkün değildir, çünkü kapsayıcı kısım sürekli
açıkken, dışlayıcı kısım gittikçe kendini kapatmıştır.
Benzer bir durum İnşaat İşçileri Derneği’nin medyada yer almasında
görülmüştür. İnşaat İşçilerinin Derneği’nin yanı sıra hemen hemen aynı tarihte kurulan
İnşaat ve Yapı İşçileri Derneği de aynı işkolunda örgütlenmeye çalışmaktadır. Emek
hareketine gündeminde yer veren, Demirovic’e atfen “kapsayıcı” olarak
nitelendirilebilecek medya bu iki dernek’le ilgili haberlerde ayrımcı bir politika
izleyebilmekte, birine kapsayıcı diğerine dışlayıcı olarak yaklaşabilmektedir. Örneğin
Birgün gazetesi İnşaat İşçilerinin Derneği’ne, Sol Gazetesi ise İnşaat ve Yapı İşçileri
Derneği’ne daha kapsayıcı yaklaşmaktadır.
Sonuç
Üretimin Post-fordist örgütlenme biçimi, işsizlik baskısı ve bununla da ilişkili
olarak işten atılma korkusu, hizmet sektörünün büyümesi, yasal engeller gibi dışsal;
geleneksel anlayıştan vazgeçmeme ve demoratik işleyişi gerçekleştirememe gibi içsel
nedenler sonucunda sendikalaşma oranları düşmekte, işçi sınıfının elinden, uzun
mücadeleler sonucu kazanılan hakları alınmaya devam edilmektedir. Böyle bir ortamda
işçiler derneklerde örgütlenerek haklarını korumaya çalışmaktadır.
İşçi dernekleri sendikaların alternatifi olacak yasal araçlara (toplu sözleşme,
grev) sahip değildir. Bu nedenle, sendika ile dernek arasında bir seçim ya da
birbirlerine alternatif olma sorunu değil, zorunluluklar sonucu ortaya çıkan çeşitli
örgütlenme biçimleri söz konusudur. 2010 yılından itibaren yeniden ortaya çıkan
dernekleşme eğilimi ağırlıklı olarak, sendikalaşmanın olmadığı sektörlerde çalışan,
güvencesiz olarak da nitelendirilebilen işçiler arasında gelişmektedir.
Günümüzün asıl meselesi, hangi biçim altında olursa olsun örgütlenme
düzeyinin yetersiz olması ve birbirinden kopuk çok parçalı yapıdır. Sendikalar arası
birleşmeler, sendika ve dernekler arası işbirliği yaratmak suretiyle yöndeşme
18
hedeflenmelidir. Ayrıca sendikaların ve derneklerin mücadelede ayakta kalabilmek
için kültürel boyutu da hesaba katmaları gerekir. Bu nedenle, örgütlenme işyerleri dışına
da odaklanmalıdır.
İnşaat işçilerinin çok fazla sorunu bulunmakta, yasal haklarını almakta bile
güçlük çekmektedirler. Sendikalaşmanın olmadığı bir alanda İnşaat İşçilerinin Derneği,
işçilerin haklarını almaları için “örgütlenmenin, birlik olmanın” altını çizmekte, inşaat
işçilerinin örgütlü bir güce kavuşmalarını sağlamaya çalışmaktadır.
Şimdilik sadece ücretlerini alamama gibi hak odaklı bir mücadeleye işaret eden
bu girişimler, işçiler bir araya gelip mücadele ettikçe, farklı karakterler kazanmaya,
bilinçli bir örgütlenme faaliyetine doğru yönelebilecektir71
. Sendikalar bu
durumu bir fırsata çevirip, bu işçilerin ileride sendikalı olmaları açısından hazır bir
taban olabilme özelliği taşıdığının farkına varabilirse ve kendi içlerinde örgütlenen
güvencesiz işçileri de örgütlemeye yönelik stratejiler geliştirip gereken çabayı
gösterebilirse, dernekler gibi sendika altı oluşumlar güçlü bir sınıf hareketi için
potansiyel olabilir72
.
Bu sürecin gelişmesini, aynı işkolunda kurulan derneklerin birbirleriyle rekabete
girişmesi engelleyebilir. Böyle bir tehlike, önümüzdeki dönemde, inşaat işkolu için de
söz konusu olabilir. Örneğin İnşaat İşçilerinin Derneği’nin yanı sıra hemen hemen aynı
tarihte kurulan İnşaat ve Yapı İşçileri Derneği de aynı işkolunda örgütlenmeye
çalışmaktadır. Buna eklenmesi gereken bir husus da, gönüllülük esasıyla yürütülen
faaliyetler uzun erimli olamayacağından, kurumsallaşmanın ivedilikle tamamlanması
gerekliliğidir.
Emek –sermaye çelişkisini esas alacak, işçi sınıfının çıkarları üzerinde
yükselecek proleter kamusal alanın inşası, işçilerin gündelik yaşam deneyimleri ve
örgütlü toplumsal mücadele pratikleri ile kazanılan “tecrübe” sonucu
gerçekleştirilebilecektir.
71 http://www.alinteri.org/?p=18487
72 Gülçin Taşkıran, age, s.159
19
Kaynakça
COŞKUN, Mustafa Kemal, Toplumsal Hareketler ve Proleter Kamusal Alan,
Ekonomik Yaklaşım, Cilt: 17, Sayı: 60-61
COŞKUN, Mustafa Kemal, Sınıf, Kültür ve Bilinç, Dipnot yay., Ankara, 2013
COŞKUN, Mustafa Kemal ve Şentürk, Burcu; Tekel İşçilerinin Varoluşsal
İkilemi: “Ölmek Var Dönmek Yok”, Ankara Üniversitesi SBF Dergisi, Cilt 67, No. 3,
2012
ÇELİK, Aziz, Avrupa Sendikalarının Yükselişi ve Düşüşü Üstüne, Birikim
Dergisi, Aralık 2005, Sayı 200
DEMİROVİC, Alex, Hegemonya ve Sivil Toplum: Kamusallık Kavramı
Üzerine Eleştiri-Ötesi Düşünceler, Çev.İlker Ataç, Praksis, Sayı:10, 2003
DUHM, Dieter, Kapitalizmde Korku, Çev. Sargut Şölçün, Ayraç Yay., Ankara,
2002
EŞKİNAT, Rana ve TEPECİK, Filiz, İnşaat Sektörüne Küresel Bakış, Afyon
Kocatepe Üniversitesi, İİBF Dergisi (C.XIV, S I, 2012)
FORUM: Medya ve Etik, İletişim Kuram ve Araştırma Dergisi, Sayı 23 Yaz-
Güz 2006
GÖKBAYRAK Şenay, Sendikacılığın Geleceği:Tehditler ve Fırsatlar, Türk
Metal Dergisi, Sayı : 158 / Eylül 2012
HANSEN, Miriam, Yirmi Yılın Ardından Negt ve Kluge’nin “Kamusal Alan ve
Tecrübe”si: Değişken Karışımlar ve Genişlemiş Alanlar, Kamusal Alan (der.Meral
Özbek), Hil yay., 2004
HASDEMİR, Tuba Asrak ve COŞKUN, Mustafa Kemal, Kamusal Alan ve
Toplumsal Hareketler, Ankara Üniversitesi SBF Dergisi, 2008, 63-1
KOÇ, Yıldırım, Türkiye İşçi Sınıfı Tarihi, Epos Yay., Ankara, 2010
KRAUSE, Monika, The Production of Counter-Publics and the Counter-Publics
of Production: An Interview with Oskar Negt, European Journal of Social Theory 9/1,
2006
MAHİROĞULLARI, Adnan, Türkiye’de Sendikalaşma Evreleri ve
Sendikalaşmayı Etkileyen Unsurlar, C.Ü. İktisadi ve İdari Bilimler Dergisi, Cilt 2, Sayı
1, Doç.Dr. Feramuz AYDOĞAN’ın Anısına
MOSCO, Vincent, Bilgi Endüstrilerinde Emeğin Yöndeşmesi, Çev.Gamze
Yücesan-Özdemir, İletişim Kuram ve Araştırma Dergisi, Sayı 23, Yaz-Güz 2006
20
NEGT, Oskar, Mass Media: Tools of Domination or Instruments of Liberation?
Aspects of the Frankfurt School’s Communications Analaysis, New German Critique,
No.14, 1978
NEGT, Oskar ve KLUGE, Alexander, Public Sphere and Experience: Toward an
Analysis of the Bourgeois and Proletarian Public (1972), University of Minnesota Press,
1993 Vol. 85
NEGT, Oskar; “Ütopya ve Emek”, 21.yy. Eşiğinde Sosyalizm (Der.Miloş
Nikoliç), Belge Yay., No:67, 1989
SARISOY, İdris ve SANDIKÇI, Harun, Türkiye’de İnşaat Sektöründeki Kayıt
Dışı Faaliyetlerin SGK Primleri ve Vergisel Açıdan Değerlendirilmesi, İ.Ü.İkt.Fak.
Mly.Arş.Mrk, 54.Seri, 2010
TAŞKIRAN, Gülçin, Sınıf Örgütlenmesinde Yeni Deneyimler: Taşeron İşçileri
Derneği, Çalışma ve Toplum, 2011-4
İstatistik ve Resmi Yayın
GSYH-IV.Çeyrek 2012, TÜİK Haber Bülteni, 1 Nisan 2013, Sayı:13471
Hanehalkı İşgücü İstatistikleri-Ocak 2013, TÜİK Haber Bülteni, 15 Nisan 2013,
Sayı:13483
ILO. 2002, Decent work and informal economy, International Labour
Conference, 91st Session, 2002 (ILO, Cenevre).
İnşaat Sektörü Analizi, Türkiye Müteahhitler Birliği, Nisan 2013 Bülteni
İnşaat İşgücü Girdi Endeksleri-IV.Çeyrek 2012, TÜİK Haber Bülteni, 5 Mart
2013, Sayı:13454
RESMİ GAZETE, Tarih: 26 Ocak 2013, Sayı: 28540
Sanayi ve Hizmet Sektöründe Yoğunlaşma-2010, TÜİK Haber Bülteni, 29 Mart
2013, Sayı:15846
Sektörel Güven Endeksleri-Nisan 2013, TÜİK Haber Bülteni, 24 Nisan 2013,
Sayı:13489
Sosyal Güvenliğe İlişkin Temel Göstergeler, SGK, Ocak 2013
Yıllık Sanayi ve Hizmet İstatistikleri-2010, TÜİK Haber Bülteni, 27 Aralık
2012, Sayı:13658
İnternet
21
AKKAYA, Yüksel, Seka’dan Tekel’e Dersler: Panoptik Sendikacılığı Aşmak,
http://www.inadina.com/inadeski/sayi162/yazi8.htm
ALTAN, Bahadır, Sendika İktidarı mı, Örgütlülük mü?, 30 Nisan 2011,
http://gokkusagihareketi.com/2011/04/30/sendika-iktidari-mi-orgutluluk-mu/
ÇAĞLI, Elif, İşçi Sendikalarının Önemi, 21 Nisan 2013,
http://uidder.org/isci_sendikalarinin_onemi.htm
ÇELİK, Aziz, Sendikasızlaştırma İstatistikleri, 29 Ocak 2013,
http://www.sendika.org/2013/01/sendikasizlastirma-istatistikleri-aziz-celik-t24/
ÇİDAMLI, Çiğdem, Kamusal Alanın Dönüşümü Sorunu Devrimci Bir
Sorundur, 2005, http://www.sendika.org/2005/11/kamusal-alanin-donusumu-sorunu-
devrimci-bir-sorundur-cigdem-cidamli/
KILIÇ, Cem, Çalışma Bakanlığı İstatistikleri Sendikaları Biçecek
http://www.cnbce.com/yorum-ve-analiz/prof-dr-cem-kilic/calisma-bakanligi-
istatistikleri-sendikalari-bicecek
MENDELSON, Drew, With Unions On the Decline, Will Workers' Alliances
Take Their Place? http://www.policymic.com/articles/24938/with-unions-on-the-
decline-will-workers-alliances-take-their-place (Çevirisi: http://iscider.org/amerika-da-
sendikalar-dusus-de-iken-isci-dernekleri-onlarin-yerini-alabilir-mi/
ÖZVERİ, Murat, Taşeron İşçileri Kimdir?, 10 Şubat 2013
http://www.devsaglikis.org.tr/2013oncesi/index.php?bolum=yazioku&no=1970
Sendikasızların Vatanı Türkiye
http://www.aksam.com.tr/yazarlar/sendikasizlarin-vatani-turkiye--9071y/haber-198444
SERTLEK, Tufan, Sendika mı, Dernek mi?, 3 Temmuz 2012,
http://www.sendika.org/2012/07/sendika-mi-dernek-mi-tufan-sertlek/
TAYFA, Abdullah, Dernekler Erken Sendikalaştı, 2013-02-12,
http://iscigazetesi.com/Sizdengelen/186-dernekler-erken-
sendikalasti.html#.UXe6V0qjOrl
Yeni Sendikal İstatistikler yayınlandı http://www.kristalis.org.tr/yeni/?p=11453
ZORLU, Mihrican, Farklı Sendikal Örgütlenme Modelleri Kimlerin Kabusu?, 15
Ocak 2003, http://www.sendika.org/2013/01/farkli-sendikal-orgutlenme-modelleri-
kimlerin-kabusu-mihrican-zorlu/
http://galeri.sozcu.com.tr/2013/foto/genel/isciler-gelecekten-umutsuz.html
https://www.facebook.com/media/set/?set=a.196364707050847.44247.1950115
67186161&type=1
22
http://www.intes.org.tr/UyeFirmalar.asp
http://www.intes.org.tr/ti.asp?eid=595
http://www.marksist.org/dosyalar/3550-sendikalar-isci-sinifinin-goz-
bebegidir?start=2
http://laborsta.ilo.org/xls_data_E.html
http://www.etuc.org/IMG/pdf_TURKISH_T_ALL.pdf
http://stats.oecd.org/Index.aspx?DataSetCode=UN_DEN
http://www.worker-participation.eu/National-Industrial-Relations/Across-
Europe/Trade-Unions2
http://www.sabah.com.tr/Yasam/2013/03/13/emek-sinemasinin-binasi-yikiliyor
http://www.acikradyo.com.tr/default.aspx?_mv=a&aid=30836
http://iscigazetesi.com/sizden%20gelenler/82-isci-dernekleri-sendikalar-ve-
dusuncenin-guncellenmesi.html#.UYlquUq-g4Q
http://iscider.org/neden-dernek-neden-yeni-bir-dernek/
https://www.facebook.com/pages/Tiyad/298424540216697
http://www.bizimsivas.com/haberdetay/KASID-meydanlara-inmeye-
hazirlaniyor/440
http://www.kasic.org/?SyfNmb=2&pt=Hakk%C4%B1m%C4%B1zda
http://www.orduidd.com/makale/32/isci-derneklerinin-yoneticilerine.html
http://ostimiscidernegi.org/
http://www.dektid.com/?p=701
http://hurbakis.net/content/kagit-toplayicilari-geri-donusum-iscileri-dernegi-
aciyor
http://www.bianet.org/bianet/emek/145709-mevsimlik-tarim-iscileri-
derneklesiyor
http://www.adaletbiz.com/gundem/yargitay-ev-iscileri-dernek-kursun-
h9630.html
http://www.memurlar.net/haber/280515/
http://www.bizveyasam.com/kamu-haber/isci-haberleri/kamu-iscileri-dernekleri-
federasyonu-kuruldu-h6105.html
http://aydinlikgazete.com/ekonomi/16861-taseron-isci-dernekleri-federasyonu-
kuruluyor.html
http://iscigazetesi.com/Yazarlar/142-tidep-ve-konya.html#.UZzSZti-g4Q
http://www.tobb.org.tr/BilgiErisimMudurlugu/Sayfalar/KurulanKapananSirketis
tatistikleri.aspx
www.sgk.gov.tr
http://www.tuik.gov.tr/Gosterge.do?id=58983&metod=IlgiliGosterge
http://www.csgb.gov.tr/csgbPortal/cgm.portal?page=asgari
23
http://www.guvenlicalisma.org/index.php?option=com_content&view=article&i
d=4857:2012-yilinda-en-az-867-isci-hayatini-kaybetti&catid=149:is-cinayetleri-
raporlari&Itemid=236
http://sgkrehberi.com/haber/9010/
http://insaatiscileridernegi.wordpress.com/
www.bianet.org/
www.guvenlicalisma.org
www.anf.bz/
www.sendika.org
www.ozgur-gundem.com/
www.etha.com.tr
www.kizilyildiz.org
www.demokrathaber.net/
www.cnnturk.com
http://www.yuksekovaguncel.com/
http://alternatifsiyaset.net
https://www.facebook.com/ins.iscileri
https://twitter.com/insaat_iscileri
https://twitter.com/insaatiscileri
http://insaatiscilerider.com/
www.facebook.com/InsaatIscilerininDernegi
http://www.birgun.net/workers_index.php?news_code=1354613692&year=2012
&month=12&day=04
http://aleyhtar.org/x/guvencesizler-hareketi-paneli-sonuc-bildirgesi/
http://www.alinteri.org/?p=18487
http://haber.sol.org.tr/yazarlar/alpaslan-savas/sendikal-kriz-i-deniz-bitiyor-73340