Upload
khangminh22
View
0
Download
0
Embed Size (px)
Citation preview
T.C SÜLEYMAN DEMİREL ÜNİVERSİTESİ
SAĞLIK BİLİMLERİ ENSTİTÜSÜ PROTETİK DİŞ TEDAVİSİ ANABİLİM DALI
ZİRKONYUM KOR YAPILARIN KISA İMPLANT DAYANAKLARI ÜZERİNE SİMANTASYONUNDA
KULLANILAN FARKLI YAPIŞTIRMA SİMANLARININ VE YÜZEY İŞLEMİNİN TUTUCULUĞA ETKİSİNİN
İNCELENMESİ
M. Mustafa ÖZARSLAN
DOKTORA TEZİ
DANIŞMAN
Prof. Dr. M. Üstün GÜLDAĞ
Bu tez Süleyman Demirel Üniversitesi Bilimsel Araştırma Projeleri Yönetim Birimi tarafından 1695-D-08 ve TÜBİTAK Hızlı Destek tarafından 108-S-414
proje numarası ile desteklenmiştir
Tez No: 45
2010 - ISPARTA
ii
ÖNSÖZ
Doktora eğitimime başladığım günden itibaren desteğini her an hissettiğim değerli hocam ve tez danışmanım Prof. Dr. M. Üstün GÜLDAĞ’a,
Tezimin tüm aşamalarında yardım ve desteğini esirgemeyen, değerli görüş ve
fikirlerine başvurduğum Doktora Tez İzleme Komitesi Üyeleri Hocalarım Sayın Yard. Doç. Dr. Süha TÜRKASLAN ve Sayın Yard. Doç. Dr. Esra UZER ÇELİK’e,
Doktora eğitimim boyunca her konuda yardımcı olan hocalarım Doç. Dr. Erdal EROĞLU’na, Yard. Doç. Dr. Cenker KÜÇÜKEŞMEN’e, Yard. Doç. Dr. Şebnem BÜYÜKKAPLAN’a, Yard. Doç. Dr. Hakan TUNA’ya
Süleyman Demirel Üniversitesi Diş hekimliği Fakültesi’ndeki yardımlarını esirgemeyen tüm arkadaşlarıma ve çalışanlara,
Tez projeme maddi destek sağlayan S.D.Ü. Bilimsel Araştırma Projeleri Koordinasyon Birimi’ne, Türkiye Bilimsel ve Teknolojik Araştırma Kurumu (TÜBİTAK)’na ,
Çalışmamızın deney aşamalarını gerçekleştirmemizi sağlayan Selçuk
Üniversitesi Diş Hekimliği Fakültesi Araştırma Merkezi çalışanlarına teşekkürlerimi sunuyorum.
Ayrıca, bu zorlu ve yorucu dönemde, göstermiş olduğu sonsuz sabır ve desteği
için sevgili eşim Dr. Semra KAYAALTI ÖZARSLAN’a,
Tüm yaşamımda sevgi ve destekleriyle yanımda olan, özveri ve sabırla beni yetiştirerek bugünlere gelmemi sağlayan, sevgili aileme ve kardeşlerime, gösterdikleri sabır, anlayış ve her türlü maddi-manevi desteklerinden dolayı,
Sonsuz saygı ve teşekkürlerimi sunuyorum.
M. Mustafa ÖZARSLAN
iii
İÇİNDEKİLER
Kabul ve Onay .............................................................................................................. i
Önsöz ........................................................................................................................... ii
İçindekiler ................................................................................................................... iii
Simgeler ve Kısaltmalar Dizini ................................................................................... vi
Şekiller Dizini ........................................................................................................... viii
Resimler Dizini ........................................................................................................... ix
Tablolar Dizini ............................................................................................................. x
1. GİRİŞ ...................................................................................................................... 1
2. GENEL BİLGİLER ............................................................................................... 3
2.1. Dental İmplantlar .................................................................................................. 3
2.1.1. Dental İmplantların Tarihçesi ........................................................................ 3
2.1.2. İmplant Materyalleri....................................................................................... 4
2.1.3. İmplant Üstü Protezlerin İmplanta Bağlanma Mekanizmaları....................... 6
2.1.4. İmplant Dayanak Seçimi ................................................................................ 8
2.1.4.1. Prefabrik Dayanaklar .............................................................................. 8
2.1.4.2. Kişisel Olarak Hazırlanabilen Dayanaklar .............................................. 8
2.2. Seramikler ........................................................................................................... 10
2.2.1. Metal-Seramik Restorasyonlar ..................................................................... 11
2.2.2. Metal Desteksiz Seramikler (Tam Seramikler) ............................................ 13
2.2.2.1. Isıya Dayanaklı Daylar Üzerinde Fırınlanan Porselen Sistemleri ........ 13
2.2.2.1.1. Alümina Kor Seramikler ................................................................ 14
2.2.2.1.2. Magnezyum Kor Seramikler .......................................................... 15
2.2.2.1.3. Magnezyum Alüminyum Oksit ...................................................... 15
2.2.2.2. Dökülebilir Porselen Sistemleri ............................................................ 16
2.2.2.3. Sıkıştırılabilir Porselen Sistemleri......................................................... 16
2.2.2.4. CAD/CAM Sistemleri ........................................................................... 18
2.3. Zirkonyum .......................................................................................................... 22
2.3.1. Zirkonya Seramiklerin Mekanik Özellikleri ............................................ 23
2.3.2. İtriyum-Tetragonal Zirkonya Polikristalleri (Y-TZP) .............................. 25
iv
2.3.3. Magnezyum Katyonlu Parsiyel Stabilize Polikristal Mg-PSZ ................. 27
2.3.4. Zirkonya İle Sertleştirilmiş Seramik (ZTA, ZTM) .................................. 27
2.3.5. Zirkonyum Seramiklerin Işık Geçirgenliği .............................................. 27
2.3.6. Zirkonyum Seramiklerin Biyouyumluluğu .............................................. 28
2.3.7. Zirkonyum Seramiklerin Simantasyonu .................................................. 29
2.3.8. Diş Hekimliğinde Zirkonya Seramiklerin Kullanım Alanı ...................... 32
2.4. Sabit Protezlerde Tutuculuğu Etkileyen Faktörler .............................................. 35
2.4.1. Çinkofosfat Siman .................................................................................... 40
2.4.2. Çinko Polikarboksilat Siman ................................................................... 41
2.4.3. Cam İyonomer Siman .............................................................................. 42
2.4.4. Rezin Modifiye Cam İyonomer Simanlar ................................................ 43
2.4.5. Kompozit Rezin Yapıştırma Simanları .................................................... 43
2.4.6. Geçici Simanlar ........................................................................................ 46
3. GEREÇ VE YÖNTEM ........................................................................................ 48
3.1. Titanyum Dayanakların Hazırlanması ............................................................ 51
3.2. Zirkonyum Dayanakların Hazırlanması .......................................................... 52
3.3. Zirkonyum Üst Yapıların Hazırlanması .......................................................... 54
3.4. Zirkon Örneklerin Sinterlenmesi ..................................................................... 56
3.5. Dayanaklara Yüzey Uygulaması Yapılması ................................................... 56
3.6. Simantasyon İşlemi ......................................................................................... 58
3.7. Termal Siklus İşlemi ....................................................................................... 60
3.8. Bağlanma Dayanımının Ölçülmesi ................................................................. 60
3.9. İstatistiksel Değerlendirme.............................................................................. 62
4. BULGULAR ......................................................................................................... 63
4.1. Yüzey İşlemi Uygulanmamış Titanyum Dayanakların ve Zirkonyum
Dayanakların Vertikal Çekme Kuvvet Değerlerinin Karşılaştırılması .................. 63
4.1.1. Yüzey İşlemi Uygulanmamış Zirkonyum Dayanakların Vertikal Çekme
Kuvvet Değerlerinin Karşılaştırılması ............................................................... 65
4.1.2. Yüzey İşlemi Uygulanmamış Titanyum Dayanakların Vertikal Çekme
Kuvvet Değerlerinin Karşılaştırılması ............................................................... 66
4.2. Yüzey İşlemi Uygulanmış Titanyum Dayanakların ve Zirkonyum
Dayanakların Vertikal Çekme Kuvvet Değerlerinin Karşılaştırılması .................. 68
v
4.2.1. Yüzey İşlemi Uygulanmış Zirkonyum Dayanakların Vertikal Çekme
Kuvvet Değerlerinin Karşılaştırılması ............................................................... 70
4.2.2. Yüzey İşlemi Uygulanmış Titanyum Dayanaklarının Vertikal Çekme
Kuvvet Değerlerinin Karşılaştırılması ............................................................... 71
4.3. Siman Grupları İçerisinde Dayanakların Tutuculuklarının Karşılaştırılması . 72
4.4. Siman Başarısızlık Tipleri ............................................................................... 74
5. TARTIŞMA .......................................................................................................... 77
5.1 İmplant Tedavilerinde Zirkonyum ................................................................... 77
5.2. İmplant Üstü Protezlerin Tutuculuğunu Değerlendirmede Kullanılan
Materyal Metodlar .................................................................................................. 79
5.2.1. Çalışmalarda Kullanılan Dayanaklar ve Üst Yapılar ............................... 80
5.2.2. Vida Giriş Yolunun Kapatılması .............................................................. 82
5.2.3. Üst Yapıları Yerleştirme Kuvveti ............................................................ 83
5.2.4. Termal Siklus İşlemi ................................................................................ 84
5.2.5. Mekanik Yükleme .................................................................................... 85
5.2.6. Üst Yapıların Tekrar Kullanılması ........................................................... 87
5.2.7. Gerilme Testi ............................................................................................ 87
5.2.8. Yüzey Özellikleri ..................................................................................... 88
5.2.9. İmplant Üstü Protezlerin Tutuculuğunu Değerlendirmede Kullanılan
Simanlar ............................................................................................................. 90
5.2.10. Siman Başarısızlık Tipleri ...................................................................... 94
6. SONUÇ VE ÖNERİLER ..................................................................................... 95
ÖZET ......................................................................................................................... 97
ABSTRACT .............................................................................................................. 98
KAYNAKLAR ......................................................................................................... 99
ÖZGEÇMİŞ ............................................................................................................ 112
vi
SİMGELER VE KISALTMALAR DİZİNİ
Al2O3 : Alüminyum oksit
Bis-GMA : Bis- fenol- a-diglisidimetakrilat
CAD : Bilgisayar destekli tasarım
CADD : Bilgisayar destekli dental tasarım
CAM : Bilgisayar destekli üretim
CaO : Kalsiyum oksit
CİS : Cam iyonomer siman
cm : Santimetre
dak : Dakika
DCM : Direkt seramik üretimi
g : Gram
GPa : Gigapaskal
H2O : Dihidrojenmonooksit
H3PO4 : Fosforik asit
HEMA : Hidroksimetilmetakrilat
Hf : Hafnium elementi
HF : Hidroflorik asit
HV : Vickers sertlik derecesi
K2O : Potasyum oksit
kg : Kilogram
M.Ö. : Milattan önce
MDP : Metakriloyloksidesildihidrojenfosfat
Mg-PSZ : Magnezyum katyonlu parsiyel stabilize polikristal
vii
Mg2Al2O3 : Magnezyum aluminat
MgAl2O4 : Magnezyum aluminyum oksit
MgO : Magnezyum oksit
Mg-PSZ : Magnezyum katyonlu parsiyel stabilize polikristal
mm : Milimetre
µm : Mikrometre
MPa : Megapaskal (birim alana düşen kuvvet)
mW : Megavat
n : Örnek sayısı
N : Newton
Nm : Nano metre
oC : Santigrat derece
pH : Hidrojenin gücü
psi : Basınç birimi
PSZ : Parsiyel stabilize zirkonyum
SIE : Selective infiltration etching
SiO3 : Silikat
Ss : Standart sapma
TEG-DMA : Trietilen glikol dimetakrilat
UDMA : Üretan dimetakrilat
Y2O3 : İtriyum oksit
Y-TZP : İtriyum-tetragonal zirkonya polikristalleri
Zn3(PO4)2 : Çinko fosfat
ZnO : Çinko oksit
ZrO2 : Zirkonyum dioksit
ZrSiO4 : Zirkonyum ortosilikat
viii
ŞEKİLLER DİZİNİ
Şekil 1. Stresle indüklenen “Transformasyon sertleşmesi işlemi” ........................... 24
Şekil 2. Tribokimyasal kaplama ................................................................................ 32
Şekil 3. Test düzeneğin şematik görüntüsü ............................................................... 61
Şekil 4. Yüzey işlemi uygulanmamış titanyum ve zirkonyum dayanakların
vertikal çekme değerleri ............................................................................................. 63
Şekil 5. Yüzey işlemi uygulanmış titanyum ve zirkonyum dayanaklarının
tutuculuk değerleri ..................................................................................................... 68
Şekil 6. Yüzey işlemi uygulanmamış ve uygulanmış titanyum dayanakların
simanlara göre başarısızlık tipleri .............................................................................. 75
Şekil 7. Yüzey işlemi uygulanmamış ve uygulanmış zirkonyum dayanakların
simanlara göre başarısızlık tipleri .............................................................................. 75
ix
RESİMLER DİZİNİ
Resim 1. Titanyum dayanakların hazırlanması ......................................................... 51
Resim 2. Zirkonyum dayanakların hazırlanması ....................................................... 53
Resim 3. Zirkonyum üstyapıların hazırlanması ......................................................... 55
Resim 4. ZirkonZahn sinterleme fırını ...................................................................... 56
Resim 5. Cojet cihazı ................................................................................................. 57
Resim 6. Yüzey işlemi uygulanmış titanyum dayanak .............................................. 58
Resim 7. Çalışmada kullanılan simanlar ................................................................... 59
Resim 8. Örneklerin 5 kg yük altında simantasyonu ................................................. 59
Resim 9. Termal siklus cihazı .................................................................................... 60
Resim 10. Elista üniversal test cihazı ve test cihazına yerleştirilmiş bir örnek ......... 61
Resim 11. Dayanaklarda karışık tip siman başarısızlığı ............................................ 76
x
TABLOLAR DİZİNİ
Tablo 1. Y-TZP’nin mekanik özellikleri ................................................................... 26
Tablo 2. Çalışmada kullanılan materyal ve üretici firma detayları ........................... 48
Tablo 3. Zirkonzahn blokların kimyasal içeriği ........................................................ 49
Tablo 4. Çinko polikarboksilat siman içeriği ............................................................ 49
Tablo 5. Dual sertleşen rezin siman içeriği ............................................................... 49
Tablo 6. Self adeziv rezin siman içeriği .................................................................... 50
Tablo 7. Ojenolsüz rezin siman (İmplant simanı) içeriği ......................................... 50
Tablo 8. CoJet, ESPE Sil ve Visio-Bond’un içerikleri .............................................. 57
Tablo 9. Yüzey işlemi uygulanmamış dayanaklara ait vertikal çekme kuvvetin
tanımlayıcı değerleri. ................................................................................................. 63
Tablo 10. Yüzey işlemi uygulanmamış titanyum dayanakların ve zirkonyum
dayanakların tutuculuk değerlerinin karşılaştırılması ................................................ 65
Tablo 11. Yüzey işlemi uygulanmamış zirkonyum dayanaklarda simanların
tutuculuk değerlerinin karşılaştırılması ...................................................................... 65
Tablo 12. Yüzey işlemi uygulanmamış zirkonyum dayanaklarda simanların
tutuculuk değerlerinin istatistiksel analizi .................................................................. 66
Tablo 13. Yüzey işlemi uygulanmamış titanyum dayanaklarda simanların
tutuculuk değerlerinin karşılaştırılması ...................................................................... 67
Tablo 14. Yüzey işlemi uygulanmamış titanyum dayanaklarda simanların
tutuculuk değerlerinin istatistiksel analizi .................................................................. 67
Tablo 15. Yüzey işlemi uygulanmış dayanaklara ait vertikal çekme kuvvetin
tanımlayıcı değerleri. ................................................................................................. 68
Tablo 16. Yüzey işlemi uygulanmış titanyum dayanakların ve zirkonyum
dayanakların tutuculukları değerlerinin karşılaştırılması ........................................... 69
Tablo 17. Yüzey işlemi uygulanmış zirkonyum dayanakların tutuculuk simanların
değerlerinin karşılaştırılması. ..................................................................................... 70
Tablo 18. Yüzey işlemi uygulanmış zirkonyum dayanaklarda simanların
tutuculuk değerlerinin istatistiksel analizi .................................................................. 70
Tablo 19. Yüzey işlemi uygulanmış titanyum dayanakların tutuculuk değerlerinin
karşılaştırılması .......................................................................................................... 71
xi
Tablo 20. Yüzey işlemi uygulanmış zirkonyum dayanaklarda simanların tutuculuk
değerlerinin istatistiksel analizi .................................................................................. 71
Tablo 21. Siman kullanımlarına göre titanyum dayanakların tutuculuk
değerlerine ait istatistikler .......................................................................................... 72
Tablo 22. Titanyum dayanaklarının tutuculuk değerlerinin simanlara göre
karşılaştırılması .......................................................................................................... 73
Tablo 23. Siman kullanımlarına göre zirkonyum dayanakların tutuculuk
değerlerine ait istatistikler .......................................................................................... 73
Tablo 24. Siman kullanımlarına göre zirkonyum dayanaklarının tutuculuk
değerlerinin karşılaştırılması ...................................................................................... 74
Tablo 25. Çalışmalarda kullanılan prefabrik dayanaklar ve üst yapılar .................... 80
1
1. GİRİŞ
İmplant uygulaması diş hekimliğine yeni bir boyut kazandırmış ve protetik diş
tedavisinde birçok sorunun çözümüne yardımcı olmuştur. Ancak materyallerin
geliştirilmesi ve klinik kullanımı ile birlikte yeni sorular gündeme gelmiştir. Bu
sorulardan biri, protezin dayanağa bağlantı tipinin nasıl olması gerektiğidir
(Michalakis et al., 2003, Chee and Jivraj 2006).
İmplant üstü vidalı protezler, karşıt ark ile yeterli mesafenin olmadığı
durumlarda tercih edilmektedir (Armellini et al., 2006). Ancak implant üstü vidalı
protezlerin uygulanmasında estetik problemlerle oklüzyonu sağlamada zorluklarla
karşılaşılmaktadır. Ayrıca implant üstü vidalı protezin yapımı siman tutuculu
protezlere göre daha hassas ve pahalı olmasından dolayı diş hekimleri tarafından çok
tercih edilmemektedir. Özetle implant tedavilerinde siman tutucu restorasyonların
kullanımı; yapım tekniğinin kolay olması, daha iyi estetik sonuç vermesi ve
potansiyel pasif uyumu olması dolayısıyla daha çok kullanılmaktadır (Sadig and Al
Harbi 2007, Sheets et al., 2008).
Siman tutuculu restorasyonların tutuculuğunu birçok faktör etkilemektedir.
Bunlar doğal diş veya implant dayanaklarında dayanak preparasyon geometrisi,
yüzey alanı ve yüksekliği, yüzey pürüzlülüğü ve siman türünü içermektedir (Misch
2005, Sadig and Al Harbi 2007, Sheets et al., 2008, Abbo et al., 2008). Uzun
dayanaklar kısa dayanaklardan daha iyi tutuculuk sağlarlar (Bernal et al., 2003,
Bresciano et al., 2005, Abbo et al., 2008). Doğal dişlerde kısa restorasyonların
retansiyonunu arttırabilmek için birçok araştırma bulunmaktadır ve doğal
dayanaklara yerleştirilen sabit protezlerin retansiyonunu etkileyen faktörler çok iyi
bilinmektedir. Ancak implant destekli protezlerde hangi tip siman kullanılacağı
tartışması ise devam etmektedir (Mansour et al., 2002, Sheets et al., 2008).
İmplant uygulanacak bölgelerde protetik rehabilitasyon için ideal mesafenin az
olması sıklıkla karşılaşılabilecek problemden biridir. Bunun iskeletsel uyumsuzluk,
abrazyon ve atrizyondan dolayı azalmış vertikal boyut, diş kaybından sonra çok az
miktarda kemik atrofisi ve karşıt dişlerin supra erupsiyonu gibi birçok nedeni
olabilir. İmplant dayanakların yükseklikleri genellikle 5, 7 ya da 9 mm’dir. Ancak
2
klinikte implant uygulanacak sahada mesafenin az olmasından dolayı dayanakların
boylarının kısaltılması gerekebilir. Kısa dayanakların kullanılması restorasyonun
yetersiz retansiyonuna, estetik ya da direnç için yetersiz miktarda restoratif materyale
neden olacaktır. Özellikle çeneler arası mesafenin kısıtlı olduğu durumlarda
kullanılan kısa implant dayanakları üzerindeki restorasyonların retansiyonunu ve
bütünlüğünü korumak implant tedavisinin başarısında çok önemlidir (Misch et al.,
2006, Sadig and Al Harbi 2007).
Tam seramik kuronlar tek ve çok üyeli sabit protezlerde geniş bir alanda
kullanılmaktadır. Tam seramik kuron yapımında birçok seramik alt yapı materyali
kullanılmaktadır ancak son yıllarda zirkonyum en popüler olanıdır (Agnes et al.,
2007). Zirkonyum, gren çapının düşük olması ve yüksek gerilme direncine sahip
olması sayesinde diş hekimliğinde alt yapı materyali olarak kullanılmaya
başlanmıştır. Zirkonyumun dişe benzer bir rengi olması ve metal yapısında olmaması
estetik restorasyonlara olanak tanımaktadır (Oliva et al., 2008).
Bu çalışmanın amacı, implant tedavisinde kısıtlı arklar arası mesafede
uygulanacak olan titanyum ve zirkonyum dayanakların üzerine yapılan zirkonyum
restorasyonların tutuculuğunda yüzey uygulamasının ve farklı yapıştırma
simanlarının etkinliğini belirlemektir.
3
2. GENEL BİLGİLER
2.1. Dental İmplantlar
Dişsiz arkların rehabilitasyonunda geleneksel protetik tedavilerin yanı sıra
dental implantlar da hasta ve hekimler tarafından tercih edilir hale gelmiştir. Dişlerin
çürük, ileri periodontal hastalık veya travma gibi etkenlerle kaybedildiği durumlarda
dental implantlar sabit restorasyonlara olanak sağlamaları, hareketli protezlerde
retansiyon ve stabilizasyonun artması gibi avantajlarıyla daha yaygın olarak
kullanılmaktadır (Tonetti 1999, Türkaslan ve ark., 2009). Aynı zamanda diş
hekimliğinde çok önemli bir yer kazanan estetik kavramıyla birlikte hastalar diş
eksiklerini doğal görünümlü, implant destekli estetik sabit restorasyonlar ile restore
edilmesini istemektedirler (Firidinoğlu ve ark., 2007).
Geleneksel protezlerle karşılaştırıldığında estetik, rahatlık ve stabilite açısından
hastalar dental implant destekli protezlerden çok memnun olduklarını ve yaşam
standartlarını yükselttiğini bildirmişlerdir (Abu Hantash et al., 2006).
2.1.1. Dental İmplantların Tarihçesi
Bilinen ilk endoosseöz implanta Honduras’ta Ulva vadisinde, 1350 yıl önce
yaşamış olan mayalara ait bir mezar kazısında rastlanmıştır. Bulunan alt çene
üzerinde, kaybedilmiş 3 kesici diş yerine deniz hayvanlarının kabuklarından diş
şekline getirilmiş parçaların yerleştirildiği tespit edilmiştir (www.wikipedia.org,
Erişim tarihi: 10 Mayıs 2009, Sandallı 2000).
Ondokuzuncu yüzyıl sonları ve 20. yüzyıl başlarında çeşitli materyaller
implantasyon amacıyla kullanılmıştır. Bin dokuz yüz kırk yedi yılında Formiggini,
kemiğin implantın kıvrımlarının arasına girmesini sağlamak ve böylelikle implantın
sabitleşmesini elde etmek amacıyla hazırladığı içi boş vida şeklindeki implantı
kullanmıştır. Bin dokuz yüz yetmişli yılların başından itibaren saf titanyum ve
4
titanyum alaşımlarından yapılan vida şeklindeki endoosseoz implantların çeşitli
firmalar tarafında üretilmesiyle, implantolojinin bugün ulaştığı noktanın ilk adımları
atılmıştır (Spiekermann et al., 1995).
Bränemark ve arkadaşlarının çalışmaları oral implantolojide yıllardan beri
eksik olan ciddi, uzun süreli, bilimsel, deneysel ve klinik araştırmaları gidermek
bakımından çok önemli olmuştur. Günümüzde araştırmacılar, diş hekimleri ve ticari
firmalar tarafından çok çeşitli implantlar planlanarak satışa sunulmuştur (Sandallı
2000).
2.1.2. İmplant Materyalleri
İmplantların yapımında birçok biyolojik uyumlu materyal kullanılmaktadır.
İmplant materyalinin seçimini biyolojik ve mekanik özellikler önemli oranda
etkilemektedir (Berner et al., 2009).
Endoosseoz implant materyali olarak kullanılan materyaller şunlardır:
A. Metal ve Metal Alaşımları - Saf titanyum ve titanyum- 6alüminyum-4vanadyum
- Kobalt-krom-molibden (döküm şekli)
- Demir-krom-nikel, altın alaşımları
B. Seramikler
- Alüminyum oksit (alumina ve kristal safir)
- Hidroksiapatit
- Beta-trikalsiyum fosfat
- Kalsiyum aluminatlar
- Zirkonyum oksit
- Roxalit
5
C. Karbonlar
- Polikristalin camsı karbon
- Karbon-silikon
D. Polimerler
- Polimetilmetakrilat
- Politetrafluoro etilen
- Polietilen
- Silikon lastik
- Polisülfon
- Poliüretan (Wataha 1996, Sandallı 2000)
Titanyum ilk olarak tıbbın değişik dallarında özellikle ortopedi ve rekonstrüktif
cerrahi alanlarında kullanılmaya başlanmıştır. Yüksek oranda doku uyumluluğuna
sahiptir. Titanyum reaktif bir metal olduğundan dolayı, hava, su gibi elektrolit
ortamlarda kendiliğinden bir oksit tabaka oluşturur. Titanyumun en büyük özelliği
üzerinde oluşan pasif oksit tabakasıdır (Spiekermann et al., 1995). Bu tabaka
sayesinde kimyasal etkilerden ve vücut sıvılarından kendini korur. Aynı zamanda bu
oksit tabaka çözünmez ve iyon ayrışımı olmaz. Bundan dolayı organik moleküllerle
reaksiyona girmez. Titanyum istenilen mekanik özelliklere sahiptir. Çekme
kuvvetlerine direnci yüksektir, baskı ve çarpma kuvvetlerine karşı dayanıklıdır
(Schroeder et al., 1991, ADA council on scientific affairs, 2003). Ayrıca anti
bakteriyel etkiye sahiptir. Kemikten daha sert olmasına rağmen saf titanyum, diğer
tüm implant materyallerine göre kemiğe en yakın elastik modülüne sahiptir, bu
nedenle kemik implant ara yüzeyinde stres dağılımının daha düzenli olmasını sağlar
(Spiekermann et al., 1995). Tüm bu özelliklerinden dolayı titanyum ve alaşımları
dental implantoloji alanında en çok tercih edilen materyallerdir (Spiekermann et al.,
1995, ADA council on scientific affairs, 2003).
6
2.1.3. İmplant Üstü Protezlerin İmplanta Bağlanma Mekanizmaları
Geçmişte, implantların başarılı olarak kabul edilme kriterleri osseointegrasyon
varlığı, implantlarda klinik olarak mobilite, süpürasyon (irinlenme) ve periimplant
bölgesinde kemik kaybının bulunmaması idi. Günümüzde ise uzun dönem başarı için
implant üstü protezlerin estetiği ve fonksiyonu da önem taşımaktadır. İmplant üstü
restorasyonların estetiğini ve fonksiyonlarını etkileyen en önemli faktörlerden biri de
implant üstü protezlerin implantlara bağlanma şeklidir. İmplant üstü protezler
implantlara vidalanabilir veya geleneksel protezlerde olduğu gibi simante edilebilir.
Literatürde simante ve vidalı protezlerin kullanımına dair pek çok çalışma vardır.
Vidalı protezlerin total dişsiz hastalarda uzun yıllardır başarı ile kullanıldığı
bildirilmiştir. Parsiyel dişsizlik vakaların rehabilitasyonunda implantların kullanımı
arttıkça simante sabit protezler kullanılmaya başlanmıştır ( Chee and Jivraj 2006, Lee
et al., 2010).
Günümüzde firmalar çok çeşitli tasarımlarda titanyum veya seramikten
üretilmiş çeşitli simante ve vidalı dayanaklar üretmektedir.
Vidalı sistemlerde vidalar protezi dayanağa, dayanağı ise implanta
bağlamaktadır. Bağlantılar arasında başarısızlık olmaması için vidalar mutlaka üretici
firmaların önerdikleri tork değerleri ile sıkıştırılmalıdır. Vidaların hazırlanmaları
sırasında kullanılan alaşımlar, boyutları ve tasarımları değiştirilerek farklı vida tipleri
üretilmektedir. Günümüzde sıklıkla altın ve titanyum vidalar kullanılmaktadır.
Titanyum vidalar kullanıldığında bağlantı, implant ve vida arasındaki sürtünme ve
yapışma ile meydana gelmekte, bu da her iki materyale az da olsa zarar
verebilmektedir. Altın vidalar kullanıldığında ise sürtünmenin az olması nedeni ile
vidanın yivlerine ve implanta zarar verme riski bulunmazken yumuşak olmaları
sebebi ile altın vidaların yivleri kolaylıkla aşınabilmektedir. Bu nedenle laboratuar
işlemleri esnasında kullanılmaları önerilmemektedir. Vida bağlantılı implant üstü
protezlerin en önemli dezavantajı pasif olarak hazırlanabilmelerinin imkânsız
olmasıdır. Pasif oturmayan protezlerde vidalarda gevşeme veya kırılmalar
olabilmekte ve implant ile çevresinde kemiğe aşırı yükler iletilebilmektedir. Vida
bağlantılı protezlerin en önemli endikasyonları ise arklar arası mesafenin yetersiz
7
olduğu ve simante protezler ile retansiyonun sağlanamayacağı durumlardır
(Michalakis et al., 2003, Bölükbaşı ve ark., 2007).
Simante restorasyonların en önemli üç avantajı şunlardır:
1. Vida giriş oluğunun görünmemesinden dolayı estetiktir.
2. Restorasyon tutucu vidanın kırılması veya kaybının elimine edilmiştir.
3. Diş destekli kuronlar ve köprülerin yapımı ile benzer teknikle yapılmaktadır. Bu
şekilde klinik prosedürler kolaylaşmış olmaktadır (Christian et al., 2008).
Günümüzde dental implant uygulamalarında fonksiyonun sağlanmasının yanı
sıra estetik de çok önemli bir faktördür. Vidalı protezlerde vida giriş deliği kompozit
esaslı dolgu maddeleri ile kapatıldığı için özellikle alt çenede premolar ve molar
dişlerde estetiği bozmaktadır. Simante restorasyonlar vidalı restorasyonlara göre
daha estetiktir (Bölükbaşı ve ark., 2007).
Vida tutuculu tasarımlarda vidanın kırılması ya da kaybı protezin
yenilenmesine ya da tamir edilmesine neden olabilir. Siman tutuculu tasarımlarda
protezin implant dayanağına bağlantısında bağlanma ajanının kaybı protezin
başarısızlığı ile sonuçlanabilir (Hebel and Gajjar 1997).
Simante üst yapıların kullanımı protezin çıkarılabilirliğini kısıtlamasına
rağmen tedavinin restoratif aşamasını basitleştirdiğinden tercih edilmektedir.
Ancak simante üst yapıların da bazı dezavantajları vardır. Bunlar:
1. Dayanağın simantasyonu ve artan simanı implant çevresindeki sulkustan
temizlemek için fazladan zaman gerektirmektedir.
2. Periimplantitis ya da vertikal kemik kaybı olduğu durumlarda tedavi seçeneklerini
azaltmaktadır.
Retansiyon metotlarından hangisinin daha üstün olduğu hakkında bir görüş
birliği yoktur, fakat simante restorasyonlar daha düşük komplikasyon oranına sahip
olması ve üst yapıların yüksek kırılma direnci nedeniyle daha fazla tercih
edilmektedir (Christian et al., 2008).
8
2.1.4. İmplant Dayanak Seçimi
İmplant dayanakları titanyum, döküm alaşım ve yüksek dayanımlı seramikler
(alumina, zirkonya) olmak üzere 3 farklı materyalden yapılmaktadır. Rimondini et al.
(2002) yaptıkları çalışmada seramik ve titanyum implant dayanaklarının yumuşak
doku cevabı ve marjinal kemik stabilitesi açısından başarıyla uygulanabileceğini
belirtmişlerdir.
Restorasyonun retansiyon sisteminin ve kullanılacak dayanağın seçimi, cerrahi
aşamalardan önce protez uzmanı tarafından yapılmalıdır.
Dayanakların sınıflandırılması temel olarak iki şekilde yapılmaktadır.
1. Prefabrik dayanaklar
2. Kişisel olarak hazırlanan dayanaklar
2.1.4.1. Prefabrik Dayanaklar
Prefabrik dayanakların bazılarının kişisel olarak ağız içinde veya laboratuar
ortamında prepare edilebilmesi mümkündür. Prefabrik dayanakların kişisel olarak
modifiye edilebilmesinin; daha iyi çıkış profili (emergence profile) elde edilebilmesi,
dayanağın şekline göre restorasyon hazırlanmasındansa dayanağın restorasyona göre
modifiye edilebilmesi, stres ve yüklerin daha iyi iletilebilmesi, oral hijyenin daha
rahat sağlanma potansiyeli ve farklı servikal bölgelerde supragingival ve subgingival
marjinlerin oluşturulmasına olanak sağlanması gibi bazı avantajları vardır. Prefabrik
dayanaklar, titanyum veya estetik alanlarda kullanılmak üzere seramik olarak
üretilebilmektedirler (Yüzügüllü ve Avcı, 2008).
2.1.4.2. Kişisel Olarak Hazırlanabilen Dayanaklar
Kişisel olarak hazırlanabilen dayanaklar, her vakada gereksinimlere uygun
olarak dayanak üretimine olanak vermektedirler. Bu dayanaklar üretici firmalar
9
tarafından farklı yöntemler ile titanyum veya estetik alanlarda kullanılmak üzere
seramik olarak üretilebilmektedir. Prefabrik dayanaklar ile karşılaştırıldığında,
özellikle CAD/CAM (Computer Aided Design/Computer Aided Manufacture)
teknolojisinin kullanımı sayesinde istenilen bölgelerde maksimum veya minimum
kalınlıklar elde edilebilmektedir. Uygulama sonrası uyumlama ihtiyacı yok denecek
kadar azdır ve özellikle seramiklerin yapılarında uyumlama sırasında frezler ile
meydana gelebilen mikro çatlak oluşturma riski de kişisel olarak hazırlanan
dayanaklarda azalmaktadır (Yüzügüllü ve Avcı, 2008).
İmplant dayanaklarının ve protetik parçaların seçimi klinik problemlerin
meydana gelmemesi için teşhis ve tedavi planlaması aşamasında yapılmalıdır.
Azalmış ve yetersiz arklar arası mesafe varlığında implant uygulayacak cerrah ile
konsültasyon implant tedavisinin sonucu için önemlidir (Alsiyabi et al., 2005).
Ingber and Prestipino tarafından Bränemark implantları için 1993 yılında
alüminyum oksit seramik dayanakların (CerAdapt, Nobel Biocare) geliştirilmesi
metalsiz dayanak için atılmış ilk adımdır. Bu gelişmenin amacı diş renginde bir
malzemenin fiksasyon seviyesi ile yumuşak dokunun geçiş yeri arasındaki
subgingival bölgede kullanmak olmuştur. Ayrıca, dentine benzer renge sahip bir
malzeme restorasyonun koronal kısmındaki tam seramik kuron için ideal bir zemin
oluşturmaktadır. Seramik dayanakların düz silindirik formda üretilmesi nedeni ile
prepare edilmesi gerekmektedir. Kırılma dayanıklılığı, metal dayanaklara göre çok
daha azdır (Prestipino and Ingber 1993, Lewis 1995). İlerleyen yıllarda daha
dayanıklı olan diğer seramik materyallerden cam infiltre zirkonya alümina ve itriyum
ile stabilize edilmiş zirkonyum oksit dayanaklar geliştirilmiştir (Giglio 1999).
Restoratif diş hekimliğinde zirkonya, kanal postları olarak 1989’dan beri implant
dayanakları olarak 1995’den beri ve posterior bölgede köprü protezlerinde alt yapı
malzemesi olarak 1998’den beri kullanılmaktadır (Glauser et al., 2004).
10
2.2. Seramikler
Seramik, yakılmış toprak anlamındaki keramos kelimesinden türemiştir, ancak
günümüzde yakılarak veya pişirilerek elde edilen madde anlamında kullanılmaktadır.
İlk seramikler çeşitli ev ve süs eşyalarının yapımında kullanılmıştır. Bu materyal
opak ve oldukça zayıf ve poröz yapısından dolayı diş hekimliğinde kullanımı uygun
değildir (Nayır 1999). Dental restorasyonlar için gerekli olan translusensi ve ekstra
dayanıklılığı bu madde ile harmanlanan silika ve feldspar gibi mineraller
sağlamaktadır. Bu önemli katkı maddesini içeren maddelere de porselen adı
verilmektedir (Shillingburg 1995).
18. yüzyıl boyunca yapay dişler olarak insan dişleri, kesilmiş hayvan dişleri
fildişi ve mineral ya da porselen dişler kullanılmıştır. 1723 yılında, Piere Fauchard
porselenin dişler için uygun olduğunu düşünerek porselenin dişler ve diş eti
dokularının rengini taklit etmesi için araştırmalara başlamıştır. 1774 yılında Alexis
Duchateau ve Nicholas Dubois de Chemant tarafından başarılı bir şekilde porselen
protez yapılmıştır. 1788 yılında Nicholas Dubois De Chemant, Duchateau’nun
yöntemini geliştirmiş ve ilk seramik dişler için patent almıştır. Porselenin diş
hekimliğinde kullanımının fark edilmesiyle birlikte, materyali dental
restorasyonlarda uygulanabilir hale getirmek için çeşitli modifikasyonlar ve
geliştirmeler yapılmış (Akın 1999).
İlk kişisel seramik dişlerin, 1808 yılında Paris’te İtalyan kökenli bir diş hekimi
olan Giuseppe-Angelo Fonzi tarafından yapılması ile estetik ve mekanik açıdan
protetik diş hekimliğinde büyük gelişme sağlamıştır. Porselenin restoratif bir
materyal olarak kullanılması, estetik diş hekimliğinde yeni bir çağı başlatmıştır
(Sukumaran et al., 2006).
Dr. Land 1903 yılında yüksek ısı seramikleri ve platin folyo matriks kullanarak
seramik jaket kuronların imalatına yönelik bir teknik tanımlamıştır. Bu kuronlar
mükemmel estetiğe sahip olmalarına rağmen kırılma olasılığının yüksek olması,
düşük direnç ve kötü kenar uyumu nedeni ile yüksek oranda klinik başarısızlık
göstermiştir. 1958 yılında Vines vakumlu fırınlamada veya düşük ısıda fırınlama için
uygun porselen tozları geliştirmiştir. Weinstein ve ark. 1960’ların başında vakumlu
fırınlama yoluyla altın alaşımına bağlanan porselenleri tanıtmıştır. 1962 yılında
11
Weinstein tarafından metal alaşımları ile ısısal olarak uyumlu yüksek genleşmeye
sahip seramikler tanıtılmıştır (Anusavice 2003, Yavuzyılmaz ve ark., 2005).
Metal desteksiz restorasyonlardaki gelişme 1965 yılında McLean ve
Hughes’ın kuronların, küçük sabit bölümlü protezlerin yapımında % 40-50 oranında
Al2O3 içeren camsı matrikse sahip alüminöz kor seramikleri kullanmasıyla
başlamıştır. Bu kuronlar ön bölgede başarıyla kullanılırken, arka bölgede yapılan tam
seramik kuronlar aynı başarıyı gösterememiştir. MacCulloch 1968 yılında yapay diş,
veneer ve kuron yapımında cam seramik kullanmıştır. 1980’lerin başında Adair ve
Grossman tarafından mika kristalleri içeren seramik esaslı materyali (Dicor) piyasaya
sunulmuştur. Bruggers yeni bir refraktor day metodu olan %70 alümina içeren Hi-
Ceram’ı geliştirmiştir. Sadoun tarafından 1989 yılında slip-casting yöntemi ile elde
edilen alümina alt yapının cam infiltrasyonu ile güçlendirildiği sistem (Inceram)
tanıtılmıştır. Wohlwend porselen yapının bağlanması için lösit kristallerinin dağılımı
prensibini kullanan bir materyal geliştirerek piyasaya sunmuştur. Empress ismindeki
bu materyal, sadece birkaç mikron boyutundaki lösit kristallerinden oluşur ve
çekirdek oluşturucu ajanlar içeren özel bir cam içerisinde kontrollü kristalizasyon ile
üretilir. 1998 yılında tanıtılan lityum disilikat cam seramikler (IPS Empress 2)
yüksek kırılma dayanıklılığına sahiptir (Deany1996, Mc Lean 2001, Gürel 2007).
Diş hekimliğinde prefabrike hazır tam-seramik blokların bilgisayar destekli
üniteler aracılığı ile aşındırılarak biçimlendirildiği teknikler de kullanılmaktadır. Son
yıllarda geliştirilen ve arka dişlerde kullanılan yüksek dayanıklılıkta oksit seramik
materyallerinden biri olan zirkonyum dioksit (ZrO2) seramiklerin dayanım
özellikleri, bu kor materyalinin kullanımı çok yaygın hale gelmiştir. Zirkonya
seramiklerin kullanıma girmesi, CAD/CAM teknolojisinin gelişmesi ile paralellik
göstermiştir (Nağaş ve Ergün 2008, McLean 2001 ).
2.2.1. Metal-Seramik Restorasyonlar
Restoratif materyal olarak porselenin tarihsel gelişiminde direnci arttırmak için
metal alt yapı kullanılmıştır. Metal seramik restorasyonlar ilk kez 1960’ların başında
Weinstein ve arkadaşları tarafından tarif edilmiştir. Porselenin vakum altında
12
pişirilmeye başlanması ve altın alaşımlarına bağlanmasındaki gelişmeler dental
estetikteki en önemli ilerlemelerden birisi olarak bilinir. Bu gelişme altın alt yapının
estetik olarak porselen ile bağlanarak kapatılmasına ve doğal dişlere benzer seramik
restorasyonların yapımına olanak tanımıştır (McLean 2001).
Metal alt yapı ile restorasyon direnci artmış ancak metalin gelen ışığı
geçirmemesi porselenin yarı geçirgen özelliğini tamamen gidererek, restorasyonun
doğal rengini etkilemesine neden olmuştur. Metal alt yapı üzerine uygulanan opak
tabakanın renk üzerindeki etkisini gidermek için gövde porseleninin kalın olması
gerekmiştir. Metal alt yapı ve kalın porselen tabakası derin diş kesimini zorunlu
kılmış, araştırıcılar bu dezavantajları gidermek için metal desteksiz yüksek dirençli
porselenler elde etmeye yönelmişler ve estetik olarak son derece başarılı materyaller
elde etmişlerdir (Doğan 2006).
Folyoyla güçlendirilmiş restorasyonlar, yapımlarının kolay olması bakımından
döküm metal alt yapılara alternatif sağlamasının yanı sıra, pahalı ekipmanlara ihtiyaç
duyulmaksızın oldukça estetik restorasyonlar yapılması açısından da bir avantaj
sağlamışlardır. Oldukça ince metal yapraklar kullanılarak güçlendirilmiş kuron
sistemi 1976 yılında McLean ve Sced tarafından geliştirilmiştir. Bu sistemde platin
folyonun yüzeyi 2 μm’a kadar kalay ile kaplanmış ve bu tabakanın oksidasyonu ile
porselene bağlantı sağlanmıştır (McLean et al., 1994, McLean 2001). Porselenin
kırılma direncini arttırmak için geleneksel jaket kuronların içinde bulunan platin
folyonun grimsi bir renk oluşturması nedeniyle altın folyo kullanılmıştır.
Renaissance ve Sunrise denilen bu tip porselenlerin kırılma direncinin geleneksel
jaket kuronlardan daha düşük olması ve çok üyeli restorasyonlarda başarısız olması
kullanım alanlarını sınırlamıştır. Bu sistemle iyi bir estetik ve marjinal adaptasyon
sağlanabilmekle birlikte kırılma direncinin geleneksel kuronlardan daha düşük
olması ve çok üyeli restorasyonların yapımında uygun olmaması kullanım alanlarını
sınırlamaktadır (Coşkun ve Yaluğ 2002, Yavuzyılmaz ve ark 2005a).
13
2.2.2. Metal Desteksiz Seramikler (Tam Seramikler)
Tam seramik sistemlerdeki gelişmeler 1980’den sonra daha da ilerlemiştir.
Günümüzde seramik sistemleri güçlendirici tipine, yapım teknikleri ve kimyasal
yapılarına göre gruplandırılmaktadır.
Tam porselen sistemlerinin yapım tekniği dört gruba ayrılmıştır:
1. Isıya dayanaklı daylar üzerinde fırınlanan porselen sistemleri:
A. Alümina Kor
i. Aluminöz seramik
ii. Hi-ceram,
ii. In-Ceram infiltre seramikler (Slip-Cast)
B. Magnezyum kor
C. Cerestore/Alceram ( Enjeksiyon yöntemi ile şekillendirilen kor)
D. Optec-HSP
2. Dökülebilir porselen sistemleri.
3. Sıkıştırılabilir porselen sistemleri (Isı ile basınçlı olarak üretilen porselen
sitemleri).
4. Kopya freze ve bilgisayar yardımı ile freze tekniği uygulanılarak şekillendirilen
(CAD/CAM) tam seramikler.
2.2.2.1. Isıya Dayanaklı Daylar Üzerinde Fırınlanan Porselen Sistemleri
Porselen tozlarının suyla karıştırılmasıyla elde edilen ürün day materyali
üzerine uygulanarak restorasyon formu oluşturulur. Farklı renkte porselen tozları
vardır ve istenen renkte hazırlanan restorasyona son aşamada yüzey boyaları
uygulanabilmektedir (Rosenblum and Schulman, 1997).
14
2.2.2.1.1. Alümina Kor Seramikler
Alümina kor porselenler kristal fazın dağılımıyla güçlendirmenin tam bir
örneğidir. Alüminöz seramik jaket kuronlar McLean ve Hughes tarafından 1965
yılında geliştirilmiştir. Alüminöz seramikten oluşan alt yapı, %40-50 oranında Al2O3
kristalleri içermekte ve bilinen seramikten iki kat daha dayanıklıdır. Bu sistemde
seramik, 0,50-1 mm kalınlığındaki platin folyo üzerinde pişirilmektedir. Alumina
mat ve opak olduğu için üzerine estetik amaçlı feldspatik seramik uygulanmaktadır.
Uygulamanın estetik başarı, basit yapım tekniği ve ekonomik olması gibi avantajları
vardır. Ancak posterior bölgede kuronlarda ve köprü protezlerinde
kullanılmamaktadır (Deany 1996, Bayındır 2007).
Alümina seramiklerde son yıllarda en çok dikkati çeken Procera All-Ceram
sistemi ve %99,98 alüminyum oksit materyalinden oluşan Turcom-Cera (Turkom-
Ceramic (M), Kuala Lumpur, Malaysia) sistemidir. Bu materyaller tek kurondan,
full mouth köprülere kadar tüm restoratif ihtiyaçlara cevap verebilecek bir materyal
olarak sunulmaktadır (Bayındır 2007, Al-Makramani et al., 2009).
Hi- Ceram %70 Al2O3 içeren ve geleneksel porselenden %25 daha sert olan bir
kor materyalidir. Hi-Ceram refraktör day üzerinde platin folyo kullanmaksızın
alumina porseleni fırınlanarak elde edilmiştir (Rizkalla and Jones 2004).
In-Ceram Alumina 1989 yılında Dr. Mickael Sadoun tarafından geliştirilmiş ve
yüksek kırılma direnci sayesinde tüm tek kuronların ve ön bölgedeki köprülerin
yapımında kullanılabilmektedir. Altyapı ya slip-cast yöntemiyle ya da yarı sinterize
hazır bloklardan freze tekniğiyle elde edilir. Slip Cast tekniği kapiller kuvvetlerle
likit fazdaki maddenin pöröz bir yapının yüzeyinde sertleşerek bir tabaka oluşturması
şeklinde açıklanır. In-Ceram restorasyonlar %90 alumina içeren 236-630 MPa gibi
yüksek bir dayanıklılağa sahip kor materyalidir (Rizkalla and Jones 2004, Bayındır
ve Uzun 2007, Şener ve Türker 2009).
In-Ceram Alumina sistemininin alternatif olarak 1994 yılında In-Ceram spinell
sistemi üretilmiştir. In-Ceram Spinell iki kat daha translüsent özelliğine sahip olduğu
için daha estetiktir ancak bükülme direnci daha düşüktür (283-350 MPa). Estetik
bölgede yapılan kuron restorasyonlarında kullanılmaktadır (Bayındır ve Uzun 2007,
Şener ve Türker 2009).
15
In-Ceram Zirkonya anterior ve posterior kuron, üç üyeli anterior ve posterior
köprülerde kullanılır. Saydamlığı düşük, direnci çok yüksektir (Polat ve ark., 2008).
2.2.2.1.2. Magnezyum Kor Seramikler
Magnezyum kor seramikler 1985 yılında O’Brien tarafından geliştirilmiştir.
Temel yapısını, ağırlığının %40-60 oranında magnezyum veya magnezyum oksitin
oluşturduğu kor sistemidir. Yüksek ısısal genleşme katsayısına sahip olması, metal
destekli seramik sistemlerinde kullanılan dentin ve mine seramiği ile uyumlu
olmasını sağlamaktadır (Wagner et al., 1992). Kor yapımı platin yaprak üzerinde
ısıya dayanıklı day tekniği ile gerçekleştirilmektedir (Denry 1996).
2.2.2.1.3. Magnezyum Alüminyum Oksit
Cerestore/Alceram (Enjeksiyon yöntemi ile şekillendirilen kor) 1983 yılında
Soziu ve Rilley Coors Biyomedikal firması ile cerestore sistemini tanıtmışlardır.
Sistemde, ısıya dayanıklı epoksi day kullanılmaktadır. Kor materyalinde alumina ve
magnezyum oksit bulunur. Bu materyalin fırınlama siklusu sırasında ısının kontrolü
ile orijinal materyalin boyutlarından daha fazla magnezyum oksit kristal formu
(MgAl2O4) oluşup bunun büzülmeyi kompanse etmesi ile büzülmesiz porselen elde
edilir. Sonuç ürün olarak Magnezyum aluminat (Mg2Al2O3) mekanik olarak en güçlü
oksit seramik materyalidir. Kor materyalinin %70 kadar alumina kristali içermesi,
direncini arttırmıştır. Posterior dişlerde ve sabit bölümlü protezlerde uygulanması
doğru değildir (Yavuzyılmaz ve ark. 2005).
Kristalin lösit içeren ve kor kullanılmaksızın tam porselen kuron yapımında
kullanılan bir başka sistem de Optec HSP'dir. Optec lösit kristallerinden oluşur.
Folyo veya refraktör day model üzerinde yapılabilen bu sistem, feldspatik
porselenden daha dirençli olmakla birlikte kor içeren porselenlere göre beklentileri
16
yerine getirememiştir. En önemli avantajı üç üyeli köprü de yapılabilmesidir.
Dezavantajı yarı şeffaf bir yapı sergilemesi nedeni ile estetik sağlamak güçtür
(Coşkun ve Yaluğ 2002).
2.2.2.2. Dökülebilir Porselen Sistemleri
Bin dokuz yüz seksen beş yılında kullanıma sunulmuş olan bu sistemde kristal
fazı mika kristalleri oluşturmaktadır. Bu grupta en bilinen yöntem olan Dicor
sistemidir (Gökçe ve Beydemir 2002).
Dökülebilir apatit porselen olarak bilinen CeraPearl, Hobo ve Iwata tarafından
doğal diş yapısını taklit etmek için sentetik hidroksiapatitin en ideal restoratif
materyal olacağı düşüncesiyle 1985 yılında endirekt bir teknik olarak geliştirilmiştir.
CeraPearl adı verilen bu sistemin tekniği Dicor cam porselene benzemektedir. Bu
sistemde kalsiyum fosfat esaslı cam kontrollü ısı uygulamasıyla kısmen kristalin bir
yapıya dönüştürülür. Bu ilk kristalin faz oksiapatit yapısındadır ve stabil değildir.
Suyun varlığında hemen hidroksiapatite çevrilir. Işık kırma indeksi, densitesi ve
termal iletkenliği doğal mineye benzer bulunmuştur (Yavuzyılmaz ve Bavbek 2005).
2.2.2.3. Sıkıştırılabilir Porselen Sistemleri
Günümüzde birçok firma, piyasaya ilk sunulan IPS Empress sistemi ile uyumlu
press seramik ürünleri imal etmektedir. Bu ürünlerin büyük bir kısmi, Empress II
dışında lösit ile güçlendirilmiş feldspatik seramiktir (Bayındır 2007).
IPS-Empress I ısı ve basınç altında şekillendirilen, temelde esas yapısı yüksek
lösit içerikli feldspatik porselendir. IPS Empress seramik ticari adıyla Ivoclar
Vivadent tarafından 1991 yılında piyasaya sunulmuştur (Qualtrough ve Piddock
1999, McLean 2001). IPS Empress I kimyasal yapısı Si02-Al2O3-K2O birleşiminden
meydana gelmiştir. Seramiklerin içeriğine lösit güçlendirme amacıyla eklenmiştir.
Cam matriks hacminin %30–40 kadarını 1–5μm büyüklüğünde lösit kristalin faz
17
oluşturur. Lösit ile güçlendirilmiş cam tabletler (ingotlar) fırında 1075 ºC ve 1180 ºC
de visköz alümina özelliğine ulaşır ve kayıp mum tekniği ile elde edilen kalıp
içerisine basınç ile transfer edilerek şekillendirilmesi sağlanır (Kelly et al., 1996,
Polat ve ark., 2008).
Klinik araştırmalar sonucunda 11 yıllık kullanımında %95-97 oranında başarı
sağlandığı ve inley, onley, laminate ve kuron protezi yapımında kullanılabileceği
bildirilmiştir (Kelly et al., 1996). Materyalin yüksek yarı geçirgenliği ve aşındırma
etkisi doğal dişe benzer ve bükülmeye karşı direnci ise 120-200 MPa’dır (Tinchert et
al., 2000).
IPS Empress I ve IPS Empress II arasındaki temel fark materyalin kor
kısmındaki kimyasal yapıdır. Bu farklılık IPS Empress II’nin kırılmaya karşı olan
direncini IPS Empress I’e göre üç kat arttırmıştır (Polat ve ark., 2008). IPS Empress
II sisteminde lityum disilikat cam alt yapı kullanılır. Bu alt yapı, ya kayıp mum
tekniği ve ısıyla presleme ya da fabrikasyon blokların freze tekniği ile işlenmesiyle
hazırlanır. IPS Empress I materyalindeki %30-40 oranında kristal içeriğine karşılık
yaklaşık %60 oranında kristal yapı içeren IPS Empress II materyalinde 350-400 MPa
bükülme dayanıklılığı ve 2,8-3,5 MPa kırılma dayanıklılığı göstermiştir. IPS-
Empress II ön ve arka grup dişlerde tek kuronlarda, ön ve arka grup dişlerde üç üyeli
köprü yapımında kullanılabilir. Arka grup köprülerde kullanılabilmesi için ikinci
premolar dişin en son destek diş olması ve gövde bir premolar genişliğinde olması
gerektiği ifade edilmiştir (Yavuzyılmaz ve ark., 2005, Conrad et al., 2007). Esquivel-
Upshaw et al. (2004) Empress II’ nin posterior bölgede iki yıllık başarı oranını %93
olarak belirtmişlerdir. Marquardt ve Strub (2006) çalışmalarında 5 yıllık kullanımı
sonucunda tek kuronlarda başarı oranını %100 ve ikinci premolara kadar uzanan 3
üyeli köprülerde %70 olarak belirtmişlerdir.
IPS e.max daha estetik ve daha dirençli restorasyonların yapılabilmesi için
homojenize edilmiş lityum disilikat cam seramik şeklinde 2005 yılında piyasaya iki
farklı şekilde sunulmuştur (Toman ve ark., 2008). IPS e.max CAD bloklar
CAD/CAM teknolojisi kullanılarak altyapılar hazırlanmasında kullanılırken, IPS
e.max Pres ingotlar basınç altında enjeksiyonla altyapıların hazırlanmasında
kullanılmaktadır (IPS e-max Scientific Documentation 2005).
18
IPS e.max’den sonra bükülme direnci 450 MPa’ya kadar çıkan e-max Pres
sistemi piyasaya sunulmuştur (Toman ve ark., 2008). IPS e.max altyapıları anterior
ve posterior bölgede kuron ve köprülerin yapımında kullanılabilmektedir (IPS e-max
Scientific Documentation 2005).
2.2.2.4. CAD/CAM Sistemleri
CAD/CAM (bilgisayar ile tasarım/bilgisayar ile üretim) sistemleri son 30 yılda
büyük gelişme göstermiş ve yaygın olarak diş hekimleri tarafından kullanılmaya
başlanmıştır.
CAD: Computer Aided Design (Bilgisayar destekli tasarım)
CAM: Computer Aided Manufacturing (Bilgisayar destekli üretim)
CADD: Computer Aided Dental Design (Bilgisayar destekli dental tasarım)
Restoratif diş hekimliğinde CAD/CAM’in kullanılabileceği Francois Duret
tarafından 1971 yılında belirtilmiş, optik okuyucular ile ağız içi dokuların
bilgisayarda görüntülenebilmesi 1977’de ABD’ de Bruce Altschuler tarafından
sağlanmıştır (Karaalioğlu ve Duymuş 2008). Herhangi bir laboratuar işlemine tabi
tutulmadan sekilendirilen ve ağza yerleştirilen ilk kuron 1985’te uygulanmıştır
(Duret et al., 2005). İlk geliştirilen CAD/CAM sistemleri düşük çözünürlükte tarama
cihazı ve yetersiz bilgisayarlar ile yapılan restorasyonlar kenar uyumu ve internal
adaptasyon açısından yetersizlerdi. Ancak CAD/CAM sistemindeki teknolojik
gelişmeler bu olumsuzlukları azaltmış ve uyum açısından mükemmel restorasyonlar
yapılabilmiştir (Mc Laren ve Terry 2002).
Sistemin temeli çok hassas bir freze makinesinin, bilgisayar yazılımı ile
çalıştırılarak seramik, kompozit veya metal bloklardan kuronlar, köprüler ve sabit
protez alt yapıları üretmesi esasına dayanır (Karaalioğlu ve Duymuş 2008).
Günümüze kadar CAD/CAM sistemlerinin gelişmesin de özellikle 3
araştırmacı önemli katkıda bulunmuştur. Dr. Duret dental CAD/CAM teknolojisini
ilk geliştiren araştırmacıdır. Duret başlangıçta kendi adı ile anılan, sonraları Sopha
Bioconcept System (Los Angeles, CA) olarak piyasaya sunulan tek diş restorasyonu
19
üretme kapasiteli CAD/CAM sistemini 1984’te geliştirmiştir. Ancak pahalı oluşu ve
detaylarından ötürü bu sistem başarılı olmamıştır (Tosun 2007).
Dr. Moermann ve Brandestini CEREC sisteminin geliştiricisidir. Geliştirdiği
bu sistem ile hasta başında bilgisayar destekli optik ölçü alınmakta ve restorasyon
mevcut diş yapısına ve oklüzal kayıta uygun olacak şekilde program tarafından
şekillendirilerek freze ünitesinden üretilmektedir (Miyazaki et al., 2009, Liu 2005).
Bu sistem tanıtıldıktan sonra diş hekimliğinde CAD/CAM çok hızlı bir şekilde
yayılmıştır. Üçüncü olarak Dr. Andersson Procera sistemini geliştirmiştir. Altın
fiyatlarının 1980’lerin başında çok yükselmesinden dolayı altyapı olarak nikel-krom
alaşımı kullanılmıştır. Ancak Kuzey Avrupa’da metal alerjisinin problem
olmasından dolayı alerjik olmayan titanyum kullanıma sunulmuştur (Denissen et al.,
2000, Fradeani and Redemagni 2002).
CAD/CAM sistemlerinde verilerin toplanarak kaydedilmesi, geleneksel
kurallara uygun olarak seçilen restorasyon tasarımının bilgisayar yardımı ile
hazırlanması (CAD) ve restorasyonun üretilmesi (CAM) olmak üzere tüm üç
fonksiyonel bölümü bulunmaktadır (Miyazaki 2009).
CAD/CAM sistemi inley, onley, kuron ve köprü protezler gibi sabit
restorasyonların yapımı için kullanılmaktadır. Son senelerde bu sistemdeki
teknolojik gelişmelerle birlikte farklı materyaller kullanılarak alternatif
restorasyonların yapımına olanak sağlamıştır. Özellikle implant destekli protezlerin
ve dayanakların yapımında da yaygın olarak kullanılmaya başlamıştır (Kucey and
Fracer 2000, Voitik 2002).
CAD/CAM kullanımının avantajları (Karaalioğlu ve Duymuş 2008): 1. Geleneksel ölçü yöntemlerini ortadan kaldırmış ve bekleme süresini
kısaltmıştır.
2. Hata potansiyelini oldukça azaltmış ve indirekt restorasyonlardan
kaynaklanabilecek muhtemel çapraz kontaminasyonların da önüne geçmiştir.
3. Seramik materyallerin kondansasyon, eritme, kaynaştırma işlemleri nispeten
azalmıştır.
4. Alt yapılar ve restorasyonlar CAD yazılımları ile tasarım edildikleri için
teknisyenlerin işleri kolaylaşmaktadır.
20
5. Tek seansta uygulanabildikleri için hem hastalar hem de hekimler için zaman
kaybı olmamaktadır.
CAD/CAM kullanımının dezavantajları (Karaalioğlu ve Duymuş 2008): 1. Üretim maliyeti fazladır.
2. Monokromatik blokların kullanılması ile ideal estetik beklentiler her zaman
karşılanamaz.
3. Derin subgingival marjinlere sahip dişlerin bilgisayar ortamına aktarılmasında
sorunlar yaşanmaktadır.
Dental Cad/Cam Sistemlerinin İmplant Uygulamalarında Kullanımı
Son yıllarda implant tedavilerinde CAD/CAM sistemlerinin kullanımı
artmıştır. Bilgisayarlı tomografiden elde edilen veriler kullanılarak CAD/CAM
sistemleri ile dental implantların yerleştirilebilmesine yardımcı olan cerrahi
stentlerin üretimi (SurgiGuide, Materialise, Leuven, Belçika) ve implantların
yerleştirilmesinden hemen sonra restorasyonların immediat olarak
hazırlanabilmesine olanak tanıyan çalışma modellerinin üretimi yapılabilmektedir.
Ayrıca CAD/CAM sistemleri kişisel implant dayanakların üretiminde
kullanılmaktadır (Tabar 2005, Ersu ve ark., 2008, Fuster-Torres et al., 2009).
İdeal olarak dayanaklar prepare edilmiş diş formuna, morfolojisine ve çıkış
profiline benzemelidir. CAD/CAM dayanakları her hasta için özel olarak
üretildiğinden sonuçlar hazır dayanaklara göre daha uygundur. Teknisyen CAD
yazılımını kullanarak dayanak tasarımını kontrol edebilir ve CAM ile dayanağı
seçilen dayanak materyalinden elde edebilmektedir (Fuster-Torres et al., 2009).
İmplant dayanaklarının yapımında CAD/CAM teknolojisi ile titanyum
alaşımlar, alüminyum oksit ve zirkonyum kullanılmaktadır. Sadece CAD/CAM ile
şekillendirilen bu materyallerin yüksek dirence sahip olması bu restorasyonların
ömrünü uzatmakta ve diş hekimleri tarafından tercih edilmesini sağlamaktadır.
Günümüzde internal ve external hex fark etmeden bu sistem ile dayanak üretimi
yapılabilmektedir. Günümüzdeki CAD yazılımları dayanağın seçilmesine izin veren
21
verilere sahiptir ya da tarama yapılarak istenilen dayanak şeklinin bilgileri yazılıma
yüklenebilir. Daha sonra vakaya göre tasarımın şeklinde değişiklikler
yapılabilmektedir (Rekow 2006, Strub et al., 2006).
CAD/CAM sisteminde kullanılabilen materyal grupları şunlardır (Salihoğlu
2009):
1. Silikat seramikler,
2. Cam infiltre aluminyum oksit seramikler,
3. Yoğun sinterlenmiş aluminyum oksit seramikler,
4. Yoğun sinterlenmiş zirkonyum oksit seramikler,
5. Titanyum,
6. Kıymetli ve kıymetsiz alaşımlar,
7. Dayanıklılığı artırılmış ve dökülebilir akrilikler.
İtriyum ile stabilize edilmiş zirkonyum oksit (Y-TZP) konvansiyonel
seramiklerden daha büyük kırılma direncine sahip olduğundan sabit protezlerde
altyapı materyali olarak sıklıkla kullanılmaktadır. Günümüzde kullanılan bütün
CAD/CAM sistemleri sabit protezlerin yapımında Y-TZP’ yi kullanmaktadır
(Fasbinder 2002).
CAD/CAM uygulamalarında iki farklı zirkonya bloğu mevcuttur:
1. CAD/CAM ile doğrudan frezlenebilen tamamen sinterlenmiş bloklar.
2. Parsiyel olarak sinterlenmiş bloklar.
İlk yöntem ile elde edilen restorasyonların uyumu daha iyidir çünkü bu
işlemde materyalde herhangi bir büzülme yoktur, fakat frezleme yapan aletlerin sık
aşınması ve maliyeti dezavantaj olarak görülmektedir. Ek olarak materyal üzerinde
frezleme işlemi esnasında oluşabilecek çatlaklar mekanik dayanıklılığı olumsuz
etkilemektedir.
İkinci yöntemde aletlerde herhangi bir aşınma olmadan kolayca
frezlenebilmesi avantajıdır. Ancak sinterleme işlemi esnasında aşırı sinterleme
büzülmesinden dolayı alt yapının uyumu CAD işleminin boyutsal ayarlaması
yapılmasıyla kompanse edilmelidir.
22
2.3. Zirkonyum
Zirkonyum, sembolü ‘Zr’ olan kimyasal bir elementtir. Zirkonyum atom
numarası 40 olan metalik bir element olup parlak gri-beyaz renktedir ve periyodik
cetvelin 4B grubundadır. Zirkonyum metali ilk olarak 1789 yılında Martin Heinrich
Klaproth tarafından keşfedilmiştir. Jons Jakob Berzelius tarafından 1824 yılında
izole edilmiştir. Saf zirkonyum 1914 yılına kadar kullanılmamıştır. Erime derecesi
1800°C, kaynama derecesi ise 4300°C'dir (Tosun 2007, Pilathadka et al., 2007).
Zirkonyum doğada saf halde olmayıp birçok farklı bileşik halinde bulunabilir.
Bunların en önemlisi zirkonya olarak bilinen baddeleyit (ZrO2) ve zirkon (ZrSiO4)
şeklindedir. Baddeleyit'in (1892’de Sri Lanka’da keşfeden Joseph Baddeley’in
isminden) eşanlamlıları zirkonyum oksit, zirkonyum dioksit ve zirkonya'dır.
Zirkonyumun başlıca elde edildiği kaynak zirkon (ZrSiO4) madenleri olup, bunlar
Avustralya, Brezilya, Hindistan, Rusya ve ABD’dedir. Zirkon içerisinde her zaman
%1 ila %3 oranında hafnium (Hf) elementi de bulunur. Zirkonyum heksagonal kristal
formunda bir yapı gösterir. Sıcaklığa ve korozyona karşı çok dirençlidir ve sanayide
pek çok alanda kullanılmaktadır (Piconi and Maccauro 1999). Zirkonyanın kimyasal
ve boyutsal stabilite, fiziksel dayanımı ve sertliğinin oldukça iyi olması, Young’s
modülünün paslanmaz çelikle benzer olması ve bununla birlikte biyouyumlu olması
seramik biyomateryal olarak kullanılmasına olanak sağlamaktadır (Piconi and
Maccauro, 1999, Vagkopoulou et al.,2009).
İtriyum ile stabilize edilmiş zirkonyum oksit (Y-TZP) esaslı bu maddeler
yüksek mekanik ve biyolojik özellikleri nedeniyle biyomedikal amaçlı olarak ilk kez
ortopedide kalça protezi yapımında kullanılmış ve oldukça başarılı sonuçlar
alınmıştır. Diş hekimliğinde zirkonyumun kullanımı itriyum oksit ile stabilize
edilmesi ile ilk kez 1990’ların başında endodontik postlarda, ortodontik braketlerde
ve implantlarda kullanılmaya başlanmıştır (McLaren 1998, Vigolo et al., 2005).
23
2.3.1. Zirkonya Seramiklerin Mekanik Özellikleri
En önemli mekanik özellikleri dayanıklılık, yüksek kırılma direnci, uzun
dönem renk stabilitesi ve korozyona dirençli olmasıdır. Garvie zirkonyumun
mekanik özelliklerine dayanarak “ seramik çelik” olarak adlandırmıştır. Zirkonyum
seramiklerin kırılma direnci 9-10 MPa(m1/2) ve bükülme direncinin 900-1200 MPa
olduğu, alüminyum oksit seramiklerin ise; 3,1-4,6 MPa(m1/2) kırılma tokluğuna, 236-
600 Mpa bükülme direncine sahip olduğu bildirilmiştir. Zirkonyum seramiklerin
kırılma dayanımı değerlerinin, lityum silikat esaslı seramiklerin (2,8-3,5 MPa(m1/2))
yaklaşık 3 katı olduğu da bildirilmiştir (Manicone et al., 2007, Nağaş ve Ergün
2008). Yüzey işlemleri zirkonyanın fiziksel özelliklerini modifiye edebilmektedir.
Çok uzun süre için neme maruz kalma zirkonyanın özellikleri üzerinde zararlı
etkilere yol açabilir. Bu fenomen zirkonyanın yaşlandırılması olarak bilinir. Ayrıca
yüzey aşındırılması dayanıklılığı azaltabilir (Manicone et al., 2007).
Zirkonya oldukça küçük çaplı taneciklerden (<0,5-0,6μm) oluşan bir
materyaldir (Ardlin 2002). Zirkonya kristalleri monoklinik, tetragonal ve kübik
olmak üzere 3 ana fazda bulunmaktadır. Bu fazlar benzer yapıya ve kimyasal
özelliklere sahiptir ve hangi fazda bulunacağını sıcaklık ve basınç belirler. Saf
zirkonya oda ısısında monoklinik fazdadır. Bu faz 1170 ºC üzerinde daha yoğun bir
yapı olan tetragonal faza geçmektedir. Bu faz değişimi ile beraber kitle ortalama %5’
lik bir hacimsel büzülme göstermektedir ve soğuma esnasında 950 ºC de
başlamaktadır. 1170 ºC ve 2370 ºC arasında tetragonal fazda stabil olan zirkonya,
daha yüksek sıcaklıkta kübik kristal bir yapı kazanmaktadır. Kitlenin soğutulması
sırasında yaklaşık % 3-4’ lük bir hacim artışına sebep olan tetragonal-monoklinik (t-
m) faz değişimi meydana gelmektedir. Meydana gelen hacimsel artış saf zirkonyada
stres oluşturur ve bunun sonucunda çatlaklar oluşur. Bu faz transformasyonu
stabilize edici oksitler olan %3-5 oranında itriyum partikülleri Y2O3, CaO, MgO ve
CeO2 eklenerek engellenmektedir. Saf zirkonyaya stabilize edici oksitlerin
katılmasıyla oda sıcaklığında tetrogonal yapının bulunmasına izin vermekte ve bu
yüzden strese bağlı t-m dönüşümü kontrolü, etkin çatlak ilerlemesini durdurmakta ve
yüksek dayanıklılığı sağlamaktadır. Böylece faz dönüşümünün kontrolü sağlanarak
oda sıcaklığında yarı stabil bir madde olan yarı stabilize zirkonya (PSZ- Partially
Stabilized
2008).
Tam
mol Y2O3
direncinin
ve de ateş
materyali
Özkurt ve
Zirk
karşısında
fazdan m
sonradan
bırakabilir
ve kırığın
durur ve t
2008).
Şekil 1. Transform
d Zirconia)
m stabilize z
3 ilavesi il
n yüksek olm
e dayanıklı
ise daha ku
Kazazoğlu
konyanın m
a kafes şek
monoklinik
yarı kararl
r. Oluşan h
n ilerlemesi
tüm yapı g
Stresle İnmation tough
elde edilm
zirkonya, zi
le elde edi
masından d
bir ürün ol
ullanışlı me
u 2010).
mekanik öze
klinde organ
faza dönüş
lı tetragona
acim artışı
için ekstra
güçlenmiş o
düklenen “hened zircon
miştir (Picon
irkonyaya %
ilir. Kübik
olayı seram
larak kullan
kanik özell
elliklerinin
nize olmas
şmesine ba
al yapıdan
kırığın ön
a enerjiye i
olur (Piconi
“Transformnia ceramic
ni ve Macc
% 16 mol C
form içer
mik endüstri
nılabilmekte
iklere sahip
yüksek olm
ına ve zirk
ağlıdır (Şek
monoklinik
kenarında k
ihtiyaç gere
and Macc
masyon sertcs. Mat. Sci.
cauro, 1999
CaO, % 16
rir. Sertliğin
sinde aşınd
edir. Parsiye
ptir (Vagkop
ması, yap
konya krist
kil 1). Yay
k faza geçe
kompresif s
ekir. Sonuçt
auro, 1999
tleşmesi işl. Tech. 1985
9, Denry an
mol MgO
nin ve term
dırıcı bir ara
el stabilize z
poulou et a
ının mekan
tallerinin te
yılan kırık
en komşu
streslerle so
ta çatlak il
, Hisbergue
lemi” (But5;1:417-432
24
nd Kelly
ve % 8
mal şok
aç olarak
zirkonya
al., 2009,
nik stres
etragonal
stresini,
taneciğe
onuçlanır
erlemesi
es et al.,
tler ED, 2)
25
Günümüzde çok farklı zirkonya içeren seramik sistemleri kullanılmasına rağmen
diş hekimliğinde sadece 3 tanesi kullanılmaktadır. Bunlar:
1. İtriyum tetragonal zirkonya polikristali 3Y-TZP
2. Magnezyum katyonlu parsiyel stabilize polikristal Mg-PSZ
3. Zirkonya ile sertleştirilmiş seramik ZTA, ZTM
2.3.2. İtriyum-Tetragonal Zirkonya Polikristalleri (Y-TZP)
İtriyum-tetrogonal zirkonya polikristali (Y-TZP) saf zirkonya ağırlığının %2-
3’ü oranında stabilize edici oksit olarak İtriyum oksitin ilave edilmesiyle elde edilir.
Y-TZP nin mekanik özellikleri tane boyutuna bağlıdır. Kritik tane büyüklüğünün
üzerinde Y-TZP daha az stabildir ve spontan t-m dönüşümüne daha hassastır, gren
boyu 1 µm’dan daha küçük olduğunda daha düşük oranda transformasyon
oluşmaktadır. Ayrıca tane boyunun 0,2 µm’dan düşük olduğunda transformasyon
oluşmamaktadır. Sonuç olarak gren boyunu belirlediği için sinterleme koşullarının
final ürününün mekanik özellikleri ve stabilitesi üzerinde çok önemli etkisi vardır
(Denry and Kelly 2008).
Yapının çatlak ilerlemesine karşı direnci oldukça fazladır. Sinterlenmenin
daha zor olmasına rağmen Y2O3 ile stabilize edilmiş zirkonya diğer
kombinasyonlardan daha iyi mekanik özelliklere sahiptir ve günümüzdeki medikal
kullanımlarda zirkonyumun başlıca şeklidir (Hisbergues et al., 2008).
Y-TZP seramik restorasyonların üretimleri esnasında uygulanan işlemler
mekanik özelliklerini etkileyebilmektedir Bunlar, CAD/CAM sisteminin kesme ve
aşındırma işlemleri, bitmiş restorasyonun prepare edilmiş dişe uyumlanması
sırasında yapılan aşındırmalar, veneer porselenin şekillendirilmesi esnasında
uygulanan ısı işlemleri ve materyalin yapıştırma ajanına olan bağlantısını arttırmak
amacıyla uygulanan kumlama işlemleridir (Kosmac et al., 1999, Guazzato et al.,
2005).
26
Tablo 1. Y-TZP’nin mekanik özellikleri (Piconi and Maccauro, 1999)
Kimyasal Kompozisyon ZrO2 + %3molY2O3
Yoğunluk > 6g cm-3
Pörözite < %0,1
Bükülme Direnci 900-1200 MPa
Basma Direnci 2000 MPa
Young Modulü 210 GPa
Kırılma Direnci 7-10 MPa m1/2
Isısal genleşme katsayısı 11x10-6 K-1
Isısal iletkenlik 2 W m K-1
Sertlik 1200 HV
Y-TZP restorasyonlar, yarı sinterize blokların frezeleme ile şekillendirilmesi
ardından yüksek sıcaklıklarda tam sinterize edilmesi ile veya tam sinterize edilmiş
blokların sisteme ait freze ünitesi tarafından şekillendirilmesi ile yapılmaktadır. Y-
TZP blokların makine ile şekillendirilmesi esasına dayanan bu sistemler, iki grup
altında incelenebilmektedir.
1.Bilgisayar destekli tasarım/bilgisayar destekli üretim (CAD/CAM)
2. Seramiğin direkt işlenmesi (DCM - Direkt Ceramic Machining)
Zirkonyum alt yapıların üretiminde en çok kullanılan metod bloklardan CAD/CAM
kullanılarak aşındırılmasıdır.
27
2.3.3. Magnezyum Katyonlu Parsiyel Stabilize Polikristal Mg-PSZ
Biyomedikal uygulamalar için çok fazla araştırılmış olan magnezyum ile
stabilize edilen zirkonyum (Mg-PSZ) seramikleri büyük partikül oranları (30-60 µm)
nedeniyle aşınmaya meyillidir ve pöröz yapılarından dolayı yüksek mekanik
özellikler sergileyemezler. Mg-PSZ sinterlenmesi Y-TZP’ den daha yüksek ısılarda
(1400-1800 ºC) olmaktadır ve bu yüzden özel fırınlar kullanılmaktadır. Mg-PSZ
seramiklerin tam sinterlenmiş blokları CAM ünitesinde kullanılır. Denzir-M bu tip
seramiklere örnektir (Karaalioğlu 2008, Malkoç ve Sevimay 2009).
2.3.4. Zirkonya İle Sertleştirilmiş Seramik (ZTA, ZTM)
Dağılma yoluyla sertleştirilen bu materyaller, alümina (Al2O3) ile kombine
edilen ZrO2 (ZTA) ve mullit (3Al2O3-2SiO2) ile kombine edilen ZrO2 (ZTM)’dir. Diş
hekimliğinde kullanılan tek ticari ürün olan In-Ceram Zirconia, In-Ceram
Alumina’ya hacimce %12 mol seria ile stabilize zirkonyanın %33’ü eklenerek elde
edilmiştir. In-Ceram Zirconia slip-casting veya hafif şekilde işlenme ile
üretilmektedir. Slip-casting tekniğinin avantajı büzülme miktarının çok az olmasıdır
ancak porozite miktarı Y-TZP ile karşılaştırıldığında daha fazladır. Yaklaşık %8-11
arasındadır. Bu nedenle In-Ceram Zirconia Y-TZP ile karşılaştırıldığında mekanik
açıdan daha zayıftır (Kelly and Denry 2008, Nağaş ve Ergün 2008).
2.3.5. Zirkonyum Seramiklerin Işık Geçirgenliği
Seramiklerin doğal görünümleri uygun ışık geçişi ile sağlanmaktadır. Işık
geçişini sağlayan ise materyalin translüsentlik özelliğidir. Zirkonya seramikler dişe
benzer bir rengi olmakla birlikte opak bir renge sahiptir. Bu durum renklenmiş bir
dişin veya metal bir postun renginin maskelenmesi durumunda avantaj
oluşturmaktadır (Watkin and Kerstein 2008).
28
Seramiklerin matriks yapısındaki kristallerinin miktarı, büyüklüğü ve kimyasal
özelliklerine bağlı olarak ışığın saçılması ve yansıtması artabilmektedir. Özellikle
zirkonyum esaslı tam seramik sistemlerde, korun opak olması nedeniyle minimal kor
kalınlığı istenmekte ve bu opak görüntüyü azaltmak için dentin ve mine
seramiklerinden yararlanılmaktadır. Günümüzde çoğu üretici firma Y-TZP seramik
sistemlerinin dentine bağlanma, flüoresans ve renk parlaklığı özelliklerini geliştirmek
için astar materyallerin üretimini gerçekleştirmektedir. Zirkonya seramiklerin
radyoopasitesi, radyografik değerlendirmede marjinal uyumun belirlenmesinde
kolaylık sağlamaktadır (Nağaş ve Ergün 2008). Günümüzde çoğu CAD/CAM
sistemi farklı porselen renk grupları için farklı renk tonlarında zirkonya korları
sağlamaktadır (Watkin and Kerstein 2008).
2.3.6. Zirkonyum Seramiklerin Biyouyumluluğu
Zirkonyum oksit medikal alanda ilk olarak 1969’da ortopedik uygulamalar için
önerilmiştir. Zirkonyum kalça protezlerinde aluminyum ve titanyum protezlerin
yerine önerilmiş yeni bir materyaldir. ZrO2’nin maymun femuruna yerleştirildiği
çalışmada herhangi bir ters etki oluşmadığı rapor edilmiştir (Piconi and Maccauro,
1999). İlk çalışmalar genellikle in vivo olarak yapılmıştır, çünkü in vitro teknikler o
dönemde yeterli şekilde gelişmemiştir. 1990’dan önce yapılan birçok çalışmada
zirkonyanın kemik ve kas üzerinde istenmeyen sonuçlarla karşılaşılmamıştır.
1990’dan sonra in vitro çalışmalar zirkonyanın hücreler üzerinde davranışları
hakkında bilgi toplamak üzere yapılmıştır. İn vitro değerlendirmeler ZrO2’in
sitotoksik olmadığını doğrulamıştır. Aynı zamanda zirkonya implantların yüksek
biyouyumluluğa ve kemik yapımını uyarıcı etkiye sahip olduğunu bildirmişlerdir
(Manicone et al., 2007, Hisbergues et al., 2009).
29
2.3.7. Zirkonyum Seramiklerin Simantasyonu
Zirkonyum seramiklerin simantasyonunda kompozit rezin, kompomer, rezin
modifiye cam iyonomer gibi simanlar kullanılmaktadır. Cam seramik
restorasyonlarda simanların mekanik özellikleri önem taşırken zirkonya seramiklerde
yapı dirençli olduğu için adeziv simantasyona gerek duyulmadan polikarboksilat
veya cam iyonomer simanlar ile geleneksel simantasyon işlemi yapılabilmektedir.
Ancak geleneksel simanların çoğu ağız sıvılarında yüksek çözünürlük özelliği
gösterirler. Bu açıdan bakıldığında sistemin direncini etkilemese de tutuculuğu
artırması ve daha iyi bir kenar uyumu sağlaması açısından adeziv siman tercih
edilmelidir. Özellikle retansiyonun az olduğu ve klinik kuron boyunun kısa olduğu
durumlarda adeziv siman kullanılması gerekir. Çeşitli in vitro çalışmalarda güçlü
rezin bağlantısı elde edebilmek için, farklı yüzey uygulamaları incelenmiştir (Kern
and Wegner 1998, Dérand and Dérand 2000).
Zirkonyum aside dirençli bir materyal olduğu ve diğer cam içeren seramik
materyalleri gibi pürüzlendirme ve silanlama işlemine cevap vermediği için
zirkonyum ile kuvvetli ve stabil bir bağlantı oluşturmanın zorluğu çalışmalarda
bildirilmiştir. Dérand and Dérand (2000) farklı yüzey uygulamalarının bağlanma
dayanımı üzerine etkisini araştırdıkları çalışmalarında, hidroflorik asit ile
pürüzlendirmenin en düşük bağlanma dayanımı değerlerini verdiğini, alüminyum
oksit ile kumlamanın ise bağlanma dayanımı üzerine etkisinin çok az olduğunu
bildirmişlerdir. Kern and Wegner (2002) çalışmalarında, farklı adeziv yöntemlerin
bağlanma dayanımı üzerine etkisini ve termosiklustan sonra dayanıklılıklarını
değerlendirmişlerdir. Kumlama ve silanın birlikte uygulanmasının ve Bis- GMA
rezin simanın zirkonyuma bağlantısında başarısızlığa neden olduğunu; uzun dönem
değerlendirmede başarılı bir bağlantının ise, sadece kumlama sonrası fosfat
monomeri içeren rezin siman ile sağlandığını ifade etmişlerdir. Son yıllarda yapılan
çalışmalar, mekanik tutuculuk açısından zirkonyanın kompozit rezinlere bağlantısını
arttırmak için fosfat ester monomeri (10-metakriloyloksidesildihidrojenfosfat, MDP)
ile birlikte kumlama yöntemini önermektedirler. Bununla birlikte, MDP’nin uzun
dönem performansı ile ilgili yeterli bilgi bulunmamaktadır. Destek dişin tümünün
restore edildiği zirkonya kuron ve köprüler, adeziv simantasyon gerektirmeyebilir,
30
bunun yerine geleneksel simanlar da kullanılabilir. Fakat tutuculuğun gerekli olduğu
kısa destek dişlerin varlığında rezin bağlantısının sağlanması avantaj haline
gelebilmektedir (Atsu et al., 2006, Nağaş ve Ergün 2008)
Feldspatik seramiklerde, hidroflorik asitle (HF) dağlama yapılarak cam faz
ortamdan uzaklaştırılır ve bağlantı için gerekli yapı elde edilir (Salmang ve
Scholze,1982; Pape ve ark, 1991). Ancak, zirkonyum seramiklerde asitle dağlama işe
yaramamaktadır.
Restorasyonun yapışma yüzeyine simanın yeterli adezyonunu sağlamak
amacıyla farklı yüzey hazırlık yöntemleri kullanılmaktadır. Bunlar:
1. Al2O3 İle Kumlama Yöntemi
2. Tribokimyasal Silika Kaplama Yöntemi
a. CoJet Sistemi
b. Rocatec Sistemi
3. Kumlanan Yüzeye Silan Uygulanması
4. Selective infiltration etching (SIE)
5. Plazma sprey tekniği
Aluminyum oksit ile kumlama yöntemi kullanılarak zirkonya üzerinde pürüzlü
bir yüzey elde edilmektedir. Kumlama yolu ile yüzeydeki kontamine tabakalar
kaldırılır ve oluşan pürüzlü yüzey sayesinde rezin esaslı siman ile bir miktar mekanik
bağlantı oluşmaktadır. Pürüzlendirme için 50 μm ya da 110 μm’luk Al2O3
partikülleri içeren kumlar kullanılmaktadır. Aluminyum oksit ile kumlama zirkonya
seramiklerin de mekanik özelliklerinin ve tutuculuğunun arttırılması için kullanılan
bir yöntemdir (Blatz et al., 2003, Müjdeci ve Gökay 2004).
Tribokimyasal silika kaplama yönteminde kumlama yapılmadan ya da
yapıldıktan sonra seramik yüzeyi silika ile kaplanır. Seramik yüzeyi, silika (silisilik
asit) ile modifiye edilmiş aliminyum oksit tanecikleri içeren kumla kumlanır. Çarpma
hızıyla silika seramik yüzeyinde 15 μm derinliğe gömülür ve silika ile modifiye olan
yüzeyler silanla kimyasal bağ kuracak hale gelirler. Silika kaplama üniteleri hem
laboratuarda hem de klinikte kullanılabilecek sistemler şeklindedir. Tribokimyasal
silika kaplama yöntemi iki şekilde yapılmaktadır (ESPE 1998, Piwowarczyk ve ark
2005). Klinikte kullanılabilen tribokimyasal silika kaplama yöntemi Cojet (3M
ESPE) sistemi kaplayıcı-aşındırıcı bir kum, bir silandan oluşur. 30 µm silika ile
31
modifiye Al2O3 kum partikülleri 90o’lik açıyla, 2,5 bar basınçla, 15 saniye boyunca
püskürtüldüğünde, yüzey küçük silika partikülleri ile kaplanır (Şekil 2). Böylece hem
yüzey alanı arttığı için mikromekanik tutuculuk elde edilmekte hem de silan
uygulaması ile kimyasal tutuculuk sağlanmaktadır (Bona et al., 2007). Özcan and
Vallitu (2003) yüksek oranda alumina ve zirkonyum oksit içeren tüm seramik
sistemleri ile yaptıkları çalışmada, seramik yüzeylerinin silika kaplanmasının
kumlama işlemine göre bağlanma direncini oldukça artırdığını saptamışlardır. Cojet
sistemi (3M ESPE), tüm konvansiyonel dental alaşımların veya seramik yüzeylerin
silika ile kaplamasını sağlayarak, kompozit rezinin bu materyallerle adeziv olarak
bağlanmasını sağladığı belirtilmektedir.
Laboratuarda kullanılabilen bir tribokimyasal silika kaplama yöntemi olan
Rocatec (3M ESPE) sisteminde iki aşamalı kumlama yapılır. Birinci aşama Rocatec-
Pre adı verilen restorasyonun 110 μm’luk Al2O3 kumu ile 2,5 bar basınç altında
temizlenip, aktive edilmesidir. İkinci aşama ise Rocatec-Plus adı verilen, 110 μm
SiOx kumunun 2,5 bar basınç altında püskürtülmesi ile yüzeye silika partiküllerinin
gömülmesini sağlayan uygulamadır. Silika kaplama ve silan uygulaması yapıldığında
zirkonya oksit seramiklerde sadece kumlama ile elde edilen bağlantıdan daha yüksek
bağlantı kuvvetleri elde edilmektedir. Silika kaplanan yüzey silan aracılığı ile rezin
siman ile bağlantı kurar. Bu bağlantı iki şekildedir. Birincisi seramiğin inorganik fazı
ile rezinin organik fazı arasındaki kimyasal kovalent bağdır. İkincisi ise andırkatların
artması ile seramiğin mekanik tutuculuğunun artması ve silanların seramik yüzeyinin
ıslatılabilirliğini artırması şeklindedir (ESPE 1998). Bitter ve arkadaşları (2006)
zirkonya postlara kumlama, silika kaplama ve silanlama (CoJet); silika kaplama,
silan ve kumlama (Rocatec) yapıldıktan sonra rezin simanın bağlanma dayanımı
üzerine etkisini değerlendirmişler ve tüm uygulamaların bağlanmayı arttırdığı
sonucuna varmışlardır. Şahmalı et al. (2004) rezin simanın titanyuma bağlanma
direncinin yüksek olması, abraze edilen yüzeye rezinin mikromekanik bağlanmasıyla
elde edildiğini belirtmişlerdir.
Şekil 2. Tr
2.3.8. Diş
Di
dolayı gün
Diş hekim
1. İm
2. İm
3. Ku
4. Or
5. Kö
2.1.8. Zirk
İmp
üretilmişti
alümina
dayanakla
biouyumlu
ribokimyas
Hekimliğin
ş hekimliği
ndeme gelm
mliğinde;
mplantlarda,
mplant dayan
uron ve köpr
rtodontik br
ök kanal pos
konyum Da
lantlarda i
ir. Bu day
seramikleri
ar optik o
uluk ve dü
al kaplama
nde Zirkon
nde, zirkon
miştir.
naklarında,
rülerde alty
aketlerde,
stlarında ku
ayanak
ilk seramik
yanak meta
in prototip
olarak isten
üşük termal
nya Serami
nyum kullan
yapı malzem
ullanılmakta
k dayanak
al seramik
piydi. Meta
nilen özell
genleşme
iklerin Kul
nımı sağlam
mesi olarak,
adır.
k küçük v
kuronların
al dayanak
iklere sahi
potansiyeli
lanım Alan
mlığı ve koro
ve büyük
n kırılma d
klarla karş
ip düşük
ine sahipti.
nı
ozyona dire
çaplarda
dayanımına
şılaştırıldığı
korozyon,
Gelenekse
32
encinden
1993’te
a ulaşan
ında bu
yüksek
el olarak
33
elde edilen seramik dayanaklar aluminyum blokların freze edilmesiyle elde
ediliyordu. Günümüzde seramik dayanak üreticilerin pek çoğu Y-TZP kullanarak
dayanak üretmektedirler. Mukozanın kalınlığı 2,5 mm’den daha kalın ise dayanağın
rengi mukozanın rengini negatif olarak etkilemez. Mukozal kalınlık 2,5 mm’in
altında olduğu durumlarda seramik dayanakların kullanımı estetik tedavi sonucunu
olumlu yönde etkiler (Andersson and Oden 1993, Cho et al., 2002).
Günümüzde implant üreticilerinin çoğu seramik dayanakları piyasaya
sürmektedirler. Dayanaklar prefabrik veya işlenebilir formdadır ve dental
laboratuarlarda teknisyenler veya CAD/CAM kullanılarak prepare edilebilirler
(Sennerby et al., 2005). Tercih edilen materyaller, alümina (Al2O3) seramik ve
itriyum ile stabilize edilmiş zirkonya seramiklerdir (Kohal et al., 2008). İtriyum ile
stabilize edilmiş zirkonya seramiklerin bükülme direnci alümina seramiklerden iki
kat fazladır (900-1400MPa). Bu seramiklerin kırılma direnci 10 MPa/m0.5 ‘dan
yüksek ve elastisite modülü 210 GPa’dır. Alümina seramiklerle karşılaştırıldığında,
zirkonyanın (ZrO2) artmış dayanaklığının nedenleri; yüksek yoğunluk, küçük
partikül boyutu ve çatlakların yayılmasını önleyen polimorfik mekanizma gibi mikro
yapısal farklılıklar ile açıklanabilir (Christel et al., 1989, Cho et al., 2002).
Zirkonyum dayanaklar periodonsuyum ve etrafını çevreleyen oral dokularla iyi
uyum gösterirler. Ağzın estetik alanlarında, implant dayanağının rengi optik
görünümü ve reflektif karakteriyle birlikte restorasyonların servikal bölgelerinde
dişetinden ışığın geçişini arttırır. Bu durum dişetinin ince ve translüsent olduğu
durumlarda oldukça önemlidir. Estetik görünüş özelliğini vermek için doğal diş
yapısını andırmaktadır. Yüksek cilalanabilme özelliğinden dolayı enflamatuar yanıt
görülmez. Böylece implant çevresindeki mukoza sağlıklı gözlenir (Malkoç ve
Sevimay 2009).
Butz ve arkadaşları (2005) bu tür implantların başarı oranlarını kırılma
dayanıklılığını ve hata çeşitlerini değerlendirmişler ve çiğneme simülasyonu ve
kırılma yüklemesinden sonra zirkonyum dayanakların titanyum olanlarla benzer
olduğu sonucuna varmışlardır. Ayrıca zirkonyum dayanakların kırılma oranı da
titanyum olanlarla benzerdir. Marjinal infiltrasyon ya da periodontal değişimler
olmaksızın zirkonyum restorasyonların devamlılığını sağlamak için önemli bir faktör
olan bakteriyel tutulum araştırılmıştır. Scarano et al. (2004) zirkonyumda %12,1
34
titanyumda %19,3 bakteriyel tutulum oranı rapor etmiştir. Rimondini et al. (2002) Y-
TZP’de titanyumdan bakterilerin toplam sayısı değerlendirildiğinde daha az bakteri
birikimini ve potansiyel patojen bakterilerin varlığının daha az olduğunu öne süren
çalışmasıyla bu durumu doğrulamıştır. Bu çalışmalar zirkonyum oksidin implant
dayanağı için uygun olabileceğini göstermektedir. Fakat uzun bir dönemde
zirkonyum dayanakların tam olarak özelliklerini anlayabilmek için daha fazla klinik
ve mekanik çalışmaya ihtiyaç vardır (Malkoç ve Sevimay 2009).
2.1.9. Zirkonyum İmplant
Zirkonyum oksidin implant materyali olarak kullanımı, 20 yıldır yapılan farklı
çalışmalarla araştırılmıştır ve ilk zirkonyum oksit implantlar 2004 yılında
tanıtılmıştır. Zirkonyum oksit implantlar mükemmel biyouyumluluğa sahiptir ve
titanyumla kıyaslandığında hem yumuşak hem de sert doku ile çok daha iyi
reaksiyona girmektedir. Yüzey modifiye zirkonyum implantlar, tavşan kemik
dokusunda incelenmiş, 6 haftadan sonra yüksek biyouyumluluk gösterdiği rapor
edilmiştir. Yapılan diğer çalışmalarda zirkonyum implantların osseoentegrasyonları
incelenmiş, kemik ve implant materyali arasında direkt bağlantı sağlandığı
gözlenmiştir (Kohal et al., 2008). Akagawa et al. (1998) köpekler üzerinde yaptıkları
çalışmada zirkonyum implantların başarılı bir osseointegrasyon sağladığını ve
histolojik olarak direkt implant kemik ara yüzeyi elde edildiğini bulmuşlardır.
Son yapılan araştırmaların sonuçları incelendiğinde zirkonyumun kemikle olan
integrasyonu daha uyumlu hale gelmiş ve titanyumdan farklı olmadığı saptanmıştır
(Akagawa et al., 1998, Malkoç ve Sevimay 2009).
2.1.10. Zirkonyum Boyunlu İmplantlar
Bu implantlarda en önemli özellik bir yüzük gibi implantın boyun kısmını
saran zirkonyum halkadır. Bu zirkonyum boyun halka titanyum ile soğuk füzyon
35
tekniği ile bağlantılı ve yüksek dayanıklılığı ile okluzal ve lateral kuvvetlerde
dirençlidir. Bu kombinasyonun amacı güvenli olan titanyumla zirkonyumun estetik
niteliklerini birleştirmektir. Zirkonyum boyunlu implantların yorgunluğa
dayanabildiği ve anterior dişler için implant uygulamalarında yeterli dayanıklılık
sağladığı belirtilmiştir (Malkoç ve Sevimay 2009).
Klinik uygulamalarda açık gülüş hattı olan veya ön bölge implantlarında dişeti
altından titanyumun gri metalik yansıması özellikle estetik kayıplara sebep
olmaktadır. Bu açıdan değerlendirildiğinde diş rengine yakın bir tonda olan
zirkonyum bu bölgelerde çok daha doğal bir görünüm sağlamaktadır. Zirkonyum
boyunlu implantların bir diğer avantajı da, zirkonyum yüzeyin titanyum ve diş
yüzeyine oranla çok daha az bakteri kolonizasyonuna müsaade etmesidir. Bu peri-
implant dokuların uzun dönem stabil bir şekilde sağlığını idame etmesine destek
olmaktadır. Günümüzde kullanılan zirkonyum seramik sistemlerinin birbirinden
farklı üretim ve uygulama biçimleri vardır (Malkoç ve Sevimay 2009).
Bu malzemelerin başarılı bir şekilde kullanımı hekim becerisi, üretim tekniği,
simantasyon ve bonding teknikleriyle yakından ilişkilidir. Klinik başarı için anahtar
uygun endikasyon ve doğru klinik uygulamalardır (Winston et al., 1998, Malkoç ve
Sevimay 2009).
2.4. Sabit Protezlerde Tutuculuğu Etkileyen Faktörler
Doğal dişlerde kısa restorasyonların retansiyonunu arttırabilmek için birçok
araştırma bulunmaktadır ve doğal dayanaklara yerleştirilen sabit protezlerin
retansiyonunu etkileyen faktörler çok iyi bilinmektedir. Simante implant üstü
protezlerde de tutuculuk doğal dişlerde olduğu gibi dayanağın yüksekliğine, yüzey
alanına, yan duvarlarının açılarına, yüzey pürüzlülüğüne ve kullanılan siman tipine
bağlıdır (Sheets et al., 2008). Tutuculuk, implant üstü protezlerin ömrünü etkileyen
bir faktördür. İyi bir tutuculuk, hem protezde hem de implantta komplikasyon
oluşmasını engellemektedir. Desimante olmuş restorasyonlar hem hasta hem de diş
hekimi için klinik problemlere neden olmaktadır (Squier et al., 2001). Bu problemler
genellikle protezin inhalasyonu, implant çevresinde hızlı şekilde kemik kaybı,
36
protezin kırılması, karşıt dişte travma, dayanak ile restorasyon arasında
mikroorganizma ve gıda artıklarının birikimi ve bunun sonucunda kötü koku ile
birlikte istenmeyen yumuşak doku cevabıdır (Covey et al., 2000).
Jorgensen doğal dişlerde ideal kuron preparasyon açısının 6º olduğunu
bildirmiştir. Ayrıca çalışmasında tutuculuğun preparasyon açısının 6º olduğu
hazırlanma şekline göre, 15º olduğu durumlarda üçte iki oranında, 25º olduğu
durumlarda ise dörtte üç oranında azaldığını göstermiştir (Shillinburg et al., 1981).
Bu nedenle günümüzde çoğu üretici firma 6º taper açılı dayanaklar üretmektedir.
Dayanakların yüzey alanı ve yüksekliği tutuculukta birbirleriyle bağlantılı iki
önemli faktördür. Yüzey alanının ve yüksekliğin artması ile üst yapının tutuculuğu
ve direnci arttığı bildirilmiştir. Üst ön dişler anatomik olarak klinik kronlarında kısa
palatal duvarlara sahiptirler. Bu dişlerde yapılacak olan kron kesimleri çok kısa
palatal duvarlara neden olacaktır. Bu palatal duvarlar genellikle 0,5-1 mm arasında
bir yüksekliğe sahip olduklarından, tutuculuk ve dirence az miktarda katkı
sağlamaktadırlar. Bu bölgede implant dayanakların bitim sınırları 2-3 mm daha
apikalde olacağı bu nedenle lingual, mesial ve distal yüzeyler doğal dişlerle
karşılaştırıldığında doğal daha uzun olduğu bildirilmiştir. Bu durum diğer dişlerde de
aynı şekilde olduğundan implant dayanakların, kesimi yapılmış doğal dişlerden daha
fazla yüzey alanına sahip olacağı bildirilmiştir. Molar bölgeye uygulanan
implantların dayanaklarında istisna görülmektedir. Bu implant dayanaklarının kesimi
yapılmış doğal dişlere göre daha uzun oldukları ama yüzey alanlarının her zaman
daha fazla olmadığı bildirilmiştir (Hebel and Gajjar 1997).
Kuron boyu hem tutuculuk hem de direnç için önemli bir etkendir. Boşluğun
karşısındaki dişler ise genel olarak boşluğa doğru uzama eğilimi gösterirler ki ciddi
uzamaların olduğu durumlarda boşluğun restorasyonunu yapabilmek için yeterli yer
de bulunamayabilir. Böyle durumlarda tam bir fonksiyonun sağlanabilmesi için
karşıt arka ait dişi de restore etmek gerekebilir. (Shilinburget al., 1981)
İmplant uygulanacak bölgelerde protetik rehabilitasyon için ideal mesafenin az
olması sıklıkla karşılaşılabilecek problemden biridir. Bunun birçok nedeni olabilir
iskeletsel uyumsuzluk, abrazyon ve atrizyondan dolayı azalmış vertikal boyut, diş
kaybından sonra çok az miktarda kemik atrofisi ve karşıt dişlerin supra erupsiyonu.
İmplant dayanakların yükseklikleri genellikle 5, 7 ya da 9 mm’dir. Ancak klinikte
37
implant uygulanacak sahada mesafenin az olmasından dolayı dayanakların boylarının
kısaltılması gerekebilir. Bu durum restorasyonun yetersiz retansiyonuna, estetik ya
da direnç için yetersiz miktarda restoratif materyale neden olacaktır. Özellikle kısıtlı
arklar arası mesafede kullanılan kısa implant dayanakları üzerindeki restorasyonların
retansiyonunu ve bütünlüğünü korumak implant tedavisinin başarısında çok
önemlidir (Misch 2005, Misch et al., 2006).
İmplant destekli simante protezlerde tutuculuğu etkileyen önemli bir faktör
yüzey özelliğidir. Kesimi yapılmış doğal dişin yan yüzeylerinin pürüzlü hazırlanması
önerilmektedir. Pürüzlü yan yüzeyler die spacer kullanıldığında proteze temas
etmemektedir ve siman için mekanik tutuculuğu arttırmaktadır. İmplant üstü
dayanaklar simante protezlerin tedavi planlamalarında daha fazla tutuculuk ihtiyacı
varsa pürüzlendirilebilirler. Bu işlem elmas frezlerle veya kumlama ile yapılabilir.
Fakat dayanak yan yüzeylerinin toplam 6° açıda üretilmesinin ve yüksekliğin yeterli
miktarda olmasının yüzey pürüzlülüğünün önemini azalttığı bildirilmektedir (Hebel
and Gajjar 1997).
İmplant destekli simante protezlerde tutuculuğu etkileyen diğer bir faktör
siman seçimidir. Günümüzde implant diş hekimliğinde kullanılan simanların çoğu
kuronların doğal dişe bağlanması için geliştirilmiştir. Kuronlar mine, dentin veya
restoratif materyal içeren doğal yüzeyli diş dokusunun yerine implant dayanaklara
simanla yapıştırılırken iki metal yüzeyden dolayı yapıştırma ajanları farklı
davranışlar göstermektedir (Sheets et al., 2008).
İmplant üstü protezleri yapıştırmak için siman seçerken kuron ve dayanak
materyali, karşıt yüzeylerin karakteristiği, retansiyon gerekliliği ve tercih edilen
simanın özellikleri dikkatlice göz önünde tutulmalıdır (Sheets et al., 2008). Farklı
tipteki simanlar kuron retansiyonun farklı seviyelerde olmasını sağlamaktadır. Aynı
tip simanın farklı implant sistemlerinde ve farklı in vitro koşullarda retansiyon
miktarlarında çeşitlilik göstermesine rağmen kuronun sökülebilme derecesi geçici ve
daimi simanın kullanımına bağlanmaktadır. Ağız ortamındaki sıcaklık değişiklikleri,
tükürük pH’ı ve oklüzal kuvvetler gibi birçok faktör dental simanın iç özelliklerini ve
retansiyonunu etkilemektedir. İn vivo olarak materyallerin potansiyel
performanslarını belirlemek için in vitro koşullar ağız ortamını taklit etmelidir (Mehl
et al., 2008).
38
Geçici simanlar, vidalı implant üst parçalarında vida gevşemesi durumunda
kuronun rahatlıkla yerinden çıkarılmasına izin verebilir. Ancak kısa üst parçalarda
geçici siman kullanılması kuronun gevşemesine neden olabilir. Bu durumda daimi
simanlar kullanılmaktadır (Sadan et al., 2004).
Sabit restorasyonların başarısızlık nedenlerinden biri olan kuron retansiyonun
kaybedilmesi simantasyon işlemi ile doğrudan ilişkilidir. Yapıştırıcı simanlar, uzun
yıllar boyunca sıcak ve ıslak bir çevrede çiğneme ve parafonksiyonel kuvvetler
altındayken stres iletimini yapmalı ve fiziksel bütünlüklerini korumalıdırlar
(Tulunoğlu ve ark., 2005).
Belirli klinik durumlarda hangi simanın kullanılacağına diş hekimleri,
çalışmalardan ziyade genellikle kendi tecrübe ve tercihi ile karar vermektedirler.
İdeal olarak simanlar tutuculuğu uzun süre sağlayabilecek kadar güçlü ve
gerektiğinde protezin kolaylıkla sökülebileceği kadar da zayıf olmalıdırlar (Sheets et
al., 2008). Siman tutuculu üst yapılı dental implantların avantajları ve dezavantajları
çok iyi dokümante edilmiştir, ancak simante üst yapıların çıkarılabilmesi ile kolayca
kaybedilmesi en çok göze çarpan dezavantaj olarak bu tekniğin genel uygulamasını
kısıtlamıştır. Bu çözülmesi zor durum doğal olarak dikkatleri simanların seçimi
üzerine odaklamıştır (Hebel an Gajjar, 1997, Rosenstiel et al., 2006).
Bir açıdan tutuculuğu çok iyi olan simanın seçimi agresif çıkartma
tekniklerinde zarara yol açacaktır diğer yandan, tutuculuğu yeterli olmayan siman
seçimi de hasta için mali sıkıntı kaynağı olacaktır. Sonuç olarak düzeltilebilme
özelliğini isteyen doktorlar genellikle “hafif girişli” (sub-maximal) tutucu özellikli
simanlara yönelmişlerdir (Sheets et al., 2008).
Bütün klinik durumlar için tek bir çıkarılabilir siman yeterli olmayacaktır.
Direnç ve tutuculuk formu gibi mekanik faktörler, yükseklik, dayanakların sayısı ve
dağılımı, üst yapının uyumu, ek olarak üst çeneye karşı alt çene arkının restorasyonu
siman tutuculuğunu büyük oranda etkileyeceklerdir (Sheets et al., 2008).
Mansour ve arkadaşları bu gibi çalışmaların amacının en iyi simanı keşfetmek
olmadığını söylemişlerdir. Daha doğrusu amaç simanların tutuculuk değerlerine göre
sıralamasını sağlamaktır. Hekimin farklı simanların tutuculuğuna bağlı olan tercihleri
ve uygulaması kuron restorasyonun uygulanmasından sonra kontrolü ve konforu
sağlayabilir (Mansour et al., 2002).
39
Daimi yapıştırma ajanları olarak üretilen simanların (örn: çinkofosfat, cam
iyonomer, rezin modifiye cam iyonomer) retansiyon listesinin en üstünde olduğu
tahmin edilmektedir (Sheets et al., 2008). Fakat Mansour et al. (2002) siman
tutuculuğunun sıralamadaki yerinin doğal dişlerde ve implantlarda farklı olduğunu
bulmuştur.
Singer and Serfaty (1996) implant üstü sabit protezlerin geçici simante edilerek
idame aşamasında destek dokuların ve implantların kontrol edilebilmesinin başarıyı
arttırdığını rapor etmişlerdir. Ancak geçici simantasyon amacıyla kullanılan birçok
siman zaman içerisinde çözünerek uzun dönem geçici simantasyonda yeterli
tutuculuğu gösterememektedir (Breeding et al.,1992, Ramp et al., 1999, Tulunoğlu
ve ark., 2005).
Çiğneme fonksiyonu sırasında oluşan farklı yönlerdeki kuvvetler
restorasyonlar üzerinde farklı etkilere sahiptirler. Sert bir besinin ısırılması sırasında
restorasyon üzerine dik gelen kuvvetler simanda bir basma gerilimi oluştururken,
yapışkan bir besin çiğnendiği zaman restorasyonun giriş yolunun tersi yönde oluşan
kuvvetler simanda bir çekme gerilimi oluştururlar. Bu nedenle yapılan
restorasyonlarda bu kuvvetleri karşılayacak düzeyde iyi bir tutunma özelliği
olmalıdır. Çiğneme sırasında oluşan yatay yöndeki kuvvetler ise restorasyonlar
üzerinde istenmeyen makaslama gerilimleri nedeniyle, restorasyonun bu yatay
kuvvetlere karşı koyacak yeterli direnci de olmalıdır. Kuvvetlerin olumsuz
etkilerinden kaçınmak için özellikle simantasyon yüzey alanı az olan
restorasyonlarda dayanıklılığı ve tutuculuğu yüksek kompozit rezin simanların
kullanılması klinik olarak büyük avantaj sağlamaktadır (Toksavul ve ark., 2008).
Geleneksel kuron ve köprü işlemleri için rezin, cam iyonomer, çinko
polikarboksilat ve çinko oksit simanlar en çok kullanılan materyallerdir. Bu simanlar
kuronların implant dayanağına simantasyonunda da klinik olarak kullanılmaktadır
(Dudley et al., 2008).
40
İmplant üstü dayanaklara protezlerin simantasyonunda kullanılan simanlar:
1. Çinko Fosfat Siman
2. Çinko Polikarboksilat Siman
3. Cam İyonomer Siman
4. Kompozit rezin yapıştırma simanları
5. Rezin Modifiye Cam İyonomer Simanlar
6. Geçici Simanlar
2.4.1. Çinkofosfat Siman
Çinkofosfat siman yaklaşık 100 yıldır sabit restorasyonların yapıştırılması
amacı ile kullanılmaktadır. En eski yapıştırma simanları olan çinko fosfat simanlar,
yeni sistemler ile karşılaştırıldıklarında en uzun takip kayıtlarına sahiptirler
(Zaimoğlu ve Can 2004).
Çinko fosfat simanın en önemli avantajı kolayca karıştırılabilmesi ve ıslak bir
ortamda da kimyasal reaksiyon olabilmesidir. Pulpa irritasyonu, antibakteriyel
özelliklerinin olmaması, kırılganlık, yapışkan olmaması ve ağız sıvılarıyla zaman
içinde çözünmesi çinko fosfat simanın dezavantajları olarak sayılabilir (O’Brien,
2002).
Çinkofosfat simanlar biri toz diğeri likitten oluşan ve elle karıştırılan iki
kısımdan meydana gelir. Tozunu temel olarak %90 çinko oksit oluşturur; oksitin en
büyük tamamlayıcısı %2-10 oranında kullanılan magnezyum oksittir. Likidi % 45 -
60 oranında fosforik asit ve % 30-55 oranında su içerir. Toz ve likit karıştırılınca
asit-baz reaksiyonu meydana gelir. Bu reaksiyonun sonucunda nispeten çözünmeyen
çinko fosfat oluşur:
3ZnO+2H3PO4+H2O Zn3(PO4)2·4H2O
Çinko oksitin yalnızca yüzey tabakaları reaksiyona girer, reaksiyona girmemiş
iç kısımlar fosfat matriks ile bir arada tutulur (Nayır E,1999). Simanın direnci toz
likit oranına bağlıdır. Toz oranı arttıkça direnç artar. Baskı (80-110 MPa) ve çekme
41
(5-7 MPa) dirençleri çiğneme kuvvetlerine karşı yeterlidir. Çinko fosfat simanlar,
uzun köprülerde oluşan yüksek çiğneme kuvvetlerine karşı dirençli olacak şekilde
yüksek elastisite modülüne sahiptir (13 GPa). Çinko fosfat simanları herhangi bir
madde ile kimyasal bağlantı oluşturmaz bağlantı yalnız mekaniktir. Çinko fosfat
simanlar; prefabrike veya döküm post, metal inley, onley, sabit kuron köprü
restorasyonları ve alüminöz tam seramik kuronların simantasyonunda kullanılırlar
(Anusavice 1996, Diaz-Arnold et al., 1999).
2.4.2. Çinko Polikarboksilat Siman
Polikarboksilat simanlar fosfat sistemin dayanıklılık özellikleri ile çinkooksit
öjenol maddelerin biyolojik uyumunu birleştiren bir siman olarak 1960’ların
sonlarında geliştirilmiştir (O’Brien 2002). Bu simanların tozu çinkofosfot simana
benzer şekilde çinko oksit ve %10 oranında magnezyum oksit oluşturur. Likiti
poliakrilik asit ile kopolimerlerin sulu çözeltisidir. Bazı ürünlerde % 4-5 oranında
kalay florür ilave edilerek çürüğü önleyici etki amaçlanmıştır. Bazı çeşitlerinde
poliakrilik asit kurutulmakta ve toz karışıma eklenmektedir. Bu simanlarda toz haline
getirilmiş bileşenlere sıvı olarak su eklenebilmektedir. Toz ve likit karıştırıldığı
zaman başlayan siman sertleşme mekanizmasının çinko iyonlarının, karboksil
grupları üzerinden poliakrilik asit ile reaksiyonu şeklinde meydana geldiği
sanılmaktadır. Çinko fosfat simana göre düşük basma dayanıklılığı 55-85 Mpa ve
yüksek çekme 8-12 Mpa direncine sahiptir. Çiğneme kuvvetlerinin fazla yüksek
olmadığı bölgelerde ve hassasiyeti olan dişlerde tek ve çok üyeli restorasyonların
simantasyonunda kullanılır (Anusavice 1996, Shillingburg et al., 1997, O’Brien
2002).
Bu simanlar düşük irritasyonu, diş yapılarına ve metallere adezyonu, kolay
manipülasyonu, güçlü olması, çözünürlüğü ve film kalınlığı özellikleri bakımından
çinkofosfata simanlara göre avantaj sağlamaktadır. Bu simanların çalışma süreleri
oldukça kısadır. Eğer tatminkâr sonuçlar elde edilmek isteniyorsa karıştırma ve
yapıştırma işlemlerinin dikkatli bir şekilde yapılması gerekmektedir. Serbest
42
karboksilik asitin kalsiyum iyonları ile birleşimi ile diş yapısıyla kimyasal adezyon
oluşturduğu bildirilmektedir (Tulunoğlu ve ark., 2005).
2.4.3. Cam İyonomer Siman
Silikat ve çinko polikarboksilat simanların avantajları biraraya getirilerek
geliştirilen geleneksel cam iyonomer simanlar (CİS) ilk olarak 1972 yılında Wilson
ve Kent tarafından tanıtılmıştır. Cam iyonomer simanlar; silikat simanlara benzer
iyon salabilen cam partikülleri ve polikarboksilat simanlardaki gibi poliakrilik asidin
sulu solüsyonlarını veya likit yerine toza ilave edilen akrilik veya maleik asit
polimerlerini içermektedir (Çelik ve ark., 2008).
Polialkenoat simanlar olarak da adlandırılan geleneksel cam iyonomer
simanlar; mine ve dentine doğrudan bağlanma kabiliyetleri, uzun süreli fluor
salınımları ve kolay uygulanmaları gibi sebeplerle diş hekimliğinde uzun yıllardır
yaygın kabul gören, popüler restoratif materyallerdir. Bununla birlikte, asit-baz
reaksiyonu ile polimerize olan geleneksel cam iyonomer simanların; çalışma
zamanlarının kısa, sertleşme sürelerinin uzun, nem hassasiyetlerinin oldukça fazla
olması, yüksek oranda mikrosızıntı gösterebilmeleri ve pulpa için irritan olabilmeleri
gibi bazı olumsuz özelliklere sahip oldukları da bilinmektedir (Küçükeşmen ve ark.,
2005).
Sıkıştırma direnci markaya bağlı olarak 24 saat sonra 90-140 MPa (13000-
20000 psi) olarak ölçülmüştür. Elastikiyet dayanımı 24 saat sonunda 6-8 MPa (900-
1100 psi) çıkmaktadır. Kuvvet altındayken elastikiyet modülü 7 Gpa (900000 psi)
olarak ölçülmüştür. Film kalınlığı 25 ile 35 µm arasındadır, akışkanlık özellikleri
toz/likit oranına bağlı olmasına rağmen dökümün yerleştirilmesi için yeterlidir
(O’Brien 2002).
43
2.4.4. Rezin Modifiye Cam İyonomer Simanlar
Rezin modifiye Cam İyonomer Simanlar geleneksel CİS’dan daha dirençli
daha az çözülebilir ve simantasyondan sonra daha az hassasiyet oluşturan, CİS ile
kompozit rezin siman arasında hibrit bir simandır. Geleneksel cam iyonomer
simanlardaki poliakrilik asit zinciri üzerine metakrilat gruplarının yerleştirilmesi ile
cam iyonomer simanlar rezin modifiye simanlardır. Bu simanlar, hibrit cam
iyonomer, rezin ile güçlendirilmiş cam iyonomer siman, rezinomer, rezin iyonomer,
ışıkla sertleşen cam iyonomer rezin şeklinde isimlendirilir.
Rezin modifiye cam iyonomer simanlar metal destekli seramik kuron ve
köprüler, tam seramik kuron ve köprüler, metal inley ve onleyler, post-kor
simantasyonunda kullanılmaktadır (Nalbant 2002, Smales 2004, Zaimoğlu ve Can
2004).
2.4.5. Kompozit Rezin Yapıştırma Simanları
1973 yılında ilk kez Rochette tarafından kullanımı önerilen rezin simanlar,
doldurulmuş BIS-GMA rezin ve diğer metakrilat varyasyonlarıdır. Rezin simanlar, diş
dokuları olan mine, dentin ve porselen yüzeyi gibi farklı yapıdaki maddelere
kuvvetle bağlanabilmektedirler. Rezin simanlar yüksek dayanım, ağız ortamında
düşük çözünürlük, renk uyumundaki üstünlük gibi özelliklerden dolayı, inley, onley,
lamina ve kuron-köprü uygulamaları gibi tam seramik sabit protetik restorasyonların
simantasyonunda tercih edilirler. (Diaz-Arnold et al., 1999).
Kompozit rezin simanlar, organik ve inorganik fazlar ile bu iki fazı birleştiren
ara faz olmak üzere üç fazdan oluşmaktadır.
44
2.4.5.1. Organik Faz
Kompozitlerde en yaygın olarak kullanılan monomer Bis-GMA ( Bis-phenol-
A-diglycidmethacrylate) rezindir. Son yılarda iyi adezyon sağlayan ve renk
değişimine daha dirençli olan UDMA ( üretan dimetakrilat) polimer matriks olarak
kullanılmaktadır. Hem Bis-GMA hem de UDMA aşırı visköz yapıya sahip
olduğundan dolayı TEG-DMA (trietilen glikol dimetakrilat) ve HEMA gibi hidrofilik
monomerlerle seyreltilerek viskoziteleri azaltılabilir (Zaimoğlu ve Can 2004,
Anusavice 1996).
2.4.5.2 İnorganik Faz
İnorganik doldurucu miktarı ağırlık olarak %20-75 arasında değişir. Matriks
içinde dağılmış olan çeşitli şekil ve büyüklükte kuartz (kristalin silika) borosilikat
cam, stronsiyum, baryum, lityum alüminyum silikat, yitriyum, cam, çinko gibi
doldurucu partiküller bulunur. Doldurucu partiküllerin büyüklüğü arttıkça organik
matriks oranı düşer, ısısal genleşme katsayısı, polimerizasyon büzülmesi, su emilimi
azalır, dayanıklılık artar. Ancak yüksek doldurucu içeriği akıcılığı azaltarak simanın
film kalınlığını artırır (Dayangaç 2000).
2.4.5.3. Ara Faz
Matriks ile doldurucular arasında bağlanmayı sağlayan fazdır ve bu ara faz
silanlardan oluşur. Materyalin özelliklerinin iyileştirilmesi ve kimyasal yapının
devamlılığının sağlanması açısından önemlidir. Silan bağlayıcı ajanlar zayıf yapıya
sahip matriksten nispeten daha güçlü yapıda olan dolduruculara streslerin iletimini
sağlar, rezinin fiziksel ve mekanik özelliklerini geliştirdiği gibi rezin doldurucu ara
yüzü boyunca suyun geçişini önleyerek rezinin çözünürlüğünü ve su emilimini
azaltır (Zaimoğlu ve Can 2004).
45
Kompozit rezin yapıştırma simanları polimerizasyon şekillerine göre üçe
ayrılırlar:
1. Kimyasal olarak polimerize olanlar
2. Işıkla polimerize olanlar
3. Hem kimyasal hem de ışık ile polimerize olanlar (Öztürk ve Uludağ 2002)
Kimyasal olarak polimerize olan rezin simanlar karıştırılmaya hazır iki pattan
ya da toz likit şeklinde oluşur ve karıştırıldıktan bir süre sonra sertleşmeye başlar. Bir
tüpte benzoil peroksit başlatıcı, diğerinde ise tersiyer amin aktivatör bulunur ve
karıştırmayı takiben amin benzoil peroksitle reaksiyona girerken serbest radikaller
oluşturur. Böylece polimerizasyon başlar. Işıkla sertleşenlerde ise ışığa duyarlı
başlatıcılar ve amin aktivatörler içeren tek pat halinde bulunur ve optimum 468 nm
dalga boyundaki ışığa maruz kaldıklarında ışığa duyarlı başlatıcılar amin ile
reaksiyona girerek polimerizasyonu başlatırlar. Işık ile polimerize olan rezin siman
ışığın penetrasyonuna tamamen izin veren, kalınlığı 1,5-2 mm’den az olan ve
translüsens yapıdaki porselen veya kompozit laminate veneerlerin yapıştırılmasında
kullanılır.
Dual polimerize olan sistemlerde iki sertleşme mekanizması bir arada
kullanılır. Baz ve katalizör olmak üzere iki kısımdan oluşur. Dual sertleşen rezin
simanlar pat-pat ya da toz-likit şeklinde üretilir. Dual sertleşen rezin simanlarda hem
ışık ile aktive olan başlatıcı kamforokinon hem de kimyasal akitivatör olan peroksit
amin bulunur (O’Brien 2002). Bu tip simanlarda polimerizasyon ışık aktivasyonu ile
başlar ve kimyasal olarak devam eder. Amin/peroksit sisteminin yavaş reaksiyonu
simanın erken donmasını önler ve restorasyon yerleştirildikten sonra artık siman
alınırken ışık ile polimerize olan kısım aktive edilirken, kendi kendine polimerize
olan bilesen reaksiyona devam eder (Diaz-Arnold et al., 1999). Dual sertleşen rezin
simanlar iç yüzeyleri pürüzlendirilebilen porselen inlay, onlay veya ışıkla
polimerizasyonun tam olmayacağı şüphesi olan opak yapıda hazırlanmış porselen
laminate veneer restorasyonların yapıştırılmasında tercih edilir (Anusavice 1996,
Dayangaç 2000, O’Brien 2002).
Rezin simanlar mekanik özellikleri en yüksek olan siman grubudur. Doldurucu
içeriği ağırlığının %50-70’i cam ve silika partiküllerinden oluşur. Dolayısıyla baskı
46
ve gerilme dirençleri çok yüksektir. Çözünürlüğü en düşük olan yapıştırıcı simandır
(Blatz et al., 2003).
Self-adeziv rezin simanlar geleneksel simanların uygulama kolaylığı ile rezin
simanların üstün mekanik özellikleri, adezyon ve estetik kalitelerini birleştirmeyi
amaçlamıştır (3M ESPE Research and Development Scientific Service, 2002).
2.4.6. Geçici Simanlar
Geçici simantasyon amacıyla kullanılan materyaller, fonksiyon sırasında yeterli
tutuculuğu sağlamalıdır. Bu tutuculuğun miktarı geçici simantasyon materyalinin
sıkışma kuvvetlerine dayanıklılığı, retantif özellikleri, materyalin fiziksel özellikleri
ve siman kalınlığı ile ilişkilidir. Yine kullanma süresi de tutuculuğu etkileyen diğer
bir faktördür (Tulunoğlu ve ark., 2005).
Geçici simanlar performansını etkileyecek birçok bileşikler içermektedir.
İçeriklerine göre geçici simanlar dörde ayrılmaktadır
1. Diüretan dimetakrilat içeren rezin bazlı: TNE (Temrex)
2. Çinko oksit ojenol: TempBond (Kerr), Temrex Cement (Temrex), Temrex CR
Plus (Temrex) ve Embonte (DUX)
3. Ojenolsüz çinko oksit: Temrex CR (Temrex), ZONE (DUX) ve TempBond NE
(Kerr)
4. Polikarboksilat siman: Hy bond temporary cement (Shofu)
Geçici simantasyon daimi restorasyonlarda ilave oklüzal uyumlamanın
gerektiği, periodontal tedavinin devam ettiği, dayanak dişlerin kontrol edilmesi
gerektiği gibi klinik durumlarda genellikle tercih edilmektedir. Ayrıca hastanın
konuşması, oral hijyen devamlılığının değerlendirilmesi ve restorasyonun estetik
görünüşü ile ilgili memnuniyetin değerlendirilmesi içinde tercih edilmektedir.
Geçici simanlar implantolojide de sıklıkla kullanılmaktadır. Simante kuronların
vida tutuculu kuronlar üzerinde avantajları çok iyi bilinmektedir ancak protezin
uyumlaması ya da hijyenin kontrolü için çıkarılması gerektiğinde çıkarılması ile ilgili
zorluklar meydana gelmektedir. Bu problemin üstesinden gelmek için geçici
47
simanlar implant destekli protezlerin daimi simantasyonunda kullanılmaktadır.
Ancak kısa üst parçalarda geçici siman kullanılması kuronun gevşemesine neden
olabilir. Bu durumda daimi simanlar kullanılmaktadır. Siman seçimi implantın
uygulandığı bölgeye ve implant üst parçası kuron materyaline göre yapılabilir.
Ayrıca hekimin klinik tecrübesi ve uygulanabilme kolaylığı da siman seçimini
etkileyebilir (Watanabe et al., 1997, Sadan et al., 2004).
48
3. GEREÇ VE YÖNTEM
Çalışmamızda 64 adet titanyum dayanak ve 64 adet zirkonyum dayanak
üzerine toplam 128 adet zirkonyum üst yapı hazırlanmıştır. Deney grubuna yüzey
işlemi uygulanırken kontrol grubuna herhangi bir yüzey işlemi uygulanmamıştır. Üst
yapıların simantasyonunda dört farklı siman kullanılmıştır. Çalışmada kullanılan
materyal ve üretici firma detayları Tablo 2’de verilmiştir.
Tablo 2. Çalışmada kullanılan materyal ve üretici firma detayları
Çalışmada kullanılan malzemeler
Malzemenin adı Üretici firma
Titanyum dayanaklar
NucleOSS T4 Düz Abutment
Şanlılar, Türkiye
Zirkonyum Dayanaklar
Zirkonzahn Bruneck, Italy
Zirkonyum Üst yapılar
Zirkonzahn Bruneck, Italy
Polikarboksilat siman
Adhesor® Carbofıne Spofa Dental,
Germany
Dual-sertleşen rezin siman
RelyX ARC 3M Espe, USA
Self adeziv rezin siman
RelyX U1000 3M Espe, USA
İmplant simanı (Ojenolsüz geçici rezin
siman)
Premier İmplant Cement Premier Dental Products, USA
Cojet mikrokumlama
cihazı
3M™ ESPE™ CoJet™ Silicate Ceramic Surface
Treatment System 3M Espe, USA
Tablo 3’de Zirkonzahn blokların kimyasal içeriği sunulmuştur. Zirkonyum üst
yapıların simantasyonu için kullanılan çinko polikarboksilat simanın Tablo 4’de,
49
dual sertleşen rezin simanın Tablo 5’de, self adeziv rezin simanın Tablo 6’da ve
implant simanın (ojenolsüz rezin siman) Tablo 7’de bileşimleri verilmiştir.
Tablo 3. ZirkonZahn blokların kimyasal içeriği
Zirkonzahn
Zirkonyum Oksit
Yttrium Oksit
Alüminyum Oksit
Silikon Oksit Max.
Demir Oksit Max.
Sodyum Oksit Max.
%4-6
%<1
%0.02
%0.01
%0.04
Tablo 4. Çinko polikarboksilat siman içeriği
Adhesor® Carbofıne toz likit
Çinko oksit %60-95
Magnezyum Oksit %5-10
Poliakrilik asit %30-50
Tablo 5. Dual sertleşen rezin siman içeriği
RelyX ARC Paste A Paste B
Silan ile Muamele Görmüş Seramik 60 - 70 55 – 65
Trietilen Glikol Dimetakrilat (TEGDMA) 10-20 10 – 20
Bisfenol A glisidil dimetakrilat (BİSGMA) 10-20
10 – 20
Silanlanmış Silika 1-10 1-10
Fonksiyonalize Dimetakrilat Polimer 1-10 1-10
50
Tablo 6. Self adeziv rezin siman içeriği
Tablo 7. Ojenolsüz rezin siman implant simanı içeriği
Premier İmplant Simanı, Base Katalizör
Aliphatic Urethane Diacrilate Resilient
Oligomer Aliphatic Urethane Diacrilate Resilient
Oligomer
Triethylenglycoldimethacrylate Triethylenglycoldimethacrylate
2-Hydroxyethylmethacrylate Benzoyl Peroxide
Co-initiator Talk
Talk Fumed Silica
Fumed Silica TiO2
TiO2 Pembe pigment
RelyX U100 Base Katalizör Cam, oksit ve kimyasallar 55-65 55-65
Metakrilat fosforik asit esterleri 15-25
2,2'-Etilendioksitdietil dimetakrilat 10-20
Silanlanmış silika 1-5 1-5
Disodyum peroxodisülfat 1-5
(1-Methylethylidene)Bis(4,1-
Phenyleneoxy-3,1-
Propanediyl)Bismethacrylate 20-30
Sodyum P-Toluensülfanat �2
Kalsiyum dihidroksit �2
3.1. Titan
Bu
implantlar
dayanakla
uygun an
yüksekliği
GmbH &
mm olarak
rehber kul
kısaltılan
aşındırma
gösterildi.
dikkatli b
uygulandı
kadar düşü
Resim 1. T
nyum Daya
u çalışmada
rı (Şanlılar,
ar kullanıld
naloglara sa
ini 3’mm ye
Co. Germa
k hazırlandı
llanılarak im
dayanaklar
yapıldı. D
Dayanakl
bir şekilde
. Bütün da
ürüldü (Res
Titanyum d
anakların H
a implant da
, Türkiye)
dı. Dayanak
abitlendi. P
e kadar aşın
any) iki ayr
ı. İkinci reh
mplant daya
r daha son
Dayanaklard
ların prepa
e incelend
ayanaklara
sim 1).
dayanakların
Hazırlanma
ayanağı ola
için kulla
klar labora
Prepare edil
ndırmak için
rı rehber yü
hber ise tam
anakları karb
nra ikinci
da keskin k
arasyonları
di. Düzens
aynı işlem
n hazırlanm
ası
arak 3,8 ve
anılan, dişet
atuar işlem
lebilen titan
n krom-nike
üzük elde e
m olarak 3 m
bon separe
rehber ile
kenar ya d
tamamland
sizlik görü
mler uygulan
ması
4,2 mm ça
ti yüksekliğ
mlerinin uy
nyum impl
el alaşımdan
dildi. Bu re
mm boyunda
ile aşındırıl
aynı seviy
a köşe bıra
dıktan son
ülen bölüm
narak yüks
apında Nucl
ği 1 mm o
ygulanabilm
lant dayana
n (Wiron99
ehberlerden
a hazırlandı
ldı (Resim 1
yeye gelen
akılmaması
nra okluzal
mlerde düz
eklikleri 3
51
leoss T4
olan düz
mesi için
aklarının
9; BEGO
n ilki 3,2
ı. Birinci
1). Boyu
ne kadar
na özen
yüzeyi
zeltmeler
mm ye
52
3.2. Zirkonyum Dayanakların Hazırlanması
Bu çalışmada kullanılan zirkonyum dayanaklar prefabrik ZirkonZahn
(Bruneck, Italy) bloklardan elde edildi. Zirkonyum dayanaklar analoglara sabitlenmiş
titanyum dayanaklardan CAD/CAM sistemi kullanılarak üretildi.
CAD/CAM sistemleri; bilgisayarlı yüzey taraması (Computer surface
digitization- SD), alt yapının tasarımı (CAD), alt yapının üretimi (CAM) olmak üzere
3 fonksiyonel unsur içerir.
İmplant dayanağı ve analog bağlantısı modelleri optik tarayıcı ünitesine
(3Shape Dental Sistem™) yerleştirildi (Resim 2a). Tarayıcıda objenin geometrisini
edinmede 2 kamera ve 3-eksenli hareket sistemi bulunmaktadır. 3-eksenli hareket
sistemi ile kolay obje yerleşimi, tam girinti taraması ve ölçü taraması sağlanmaktadır.
3-eksen dayanağın yatırılmasını, döndürülmesini ve çevrilmesini sağlayarak her
noktadan taranmasını sağlamaktadır. Optik yüzey tarayıcı ile yüzeyin üç boyutlu
bilgisayar modeli elde edildi (Resim 2b, 2c). Taramalar uygun yazılım (3Shape
Dentaldesigner) kullanılarak elektronik olarak incelendi. Modelin oluşturulmasından
sonra, yapılacak dayanakların boyutuna göre zirkon blok cihazın kesici bölümüne
yerleştirildi (Resim 2c, 2d).
CAM ünitesinde tam sinterlenmemiş (Y-TZP) itriyum ile stabilize edilmiş
zirkonyum kullanıldı. Bilgisayar, tasarımı yapılan implant dayanağının formunu,
seramik blokları, çeşitli eksenlerde hareket edebilen kesici uçlar sayesinde
şekillendirerek oluşturuldu (Resim 2e, 2f, 2g). Freze işlemine tutulan zirkon blok
içerisindeki örnekler işlem sonunda tutucu parçalardan kesilerek ayrıldı (Resim 2h).
Tam sinterlenmemiş Y-TZP restorasyonlar, nihai sinterlemede %20-25
oranında büzülmeye uğrayacağından, restorasyonlar bu oranda büyük üretildi.
Örnekler kenarlarındaki çapakların düzeltilmesinden sonra Zirkonzahn sinterleme
fırınında, 1500 °C de 8 saat süreyle üretici firma önerisi doğrultusunda sinterlendiler.
Sinterleme sonrası örnekler % 20 oranında boyutsal değişiklik göstermişlerdir.
Her dayanak ayrı ayrı optik tarayıcıda taranarak zirkonyum dayanaklar elde
edildi. Elde edilen bütün zirkonyum örneklerin dayanak kısmı elde edildiği titanyum
dayanak ile boyutsal uyumuna dijital kumpas ile bakıldı ve kontrol edildi.
54
3.3. Zirkonyum Üst Yapıların Hazırlanması
Bu çalışmada kullanılan zirkonyum üstyapılar prefabrik Zirkonzahn
bloklardan elde edildi. Zirkonyum üstyapılar analoglara sabitlenmiş titanyum
dayanaklara ve zirkonyum dayanaklara ayrı ayrı CAD/CAM sistemi kullanılarak
üretildi.
Dayanaklar optik tarayıcı ünitesine (3Shape Dental Sistem™) yerleştirildi. 3-
eksen dayanağın yatırılmasını, döndürülmesini ve çevrilmesini sağlayarak her
noktadan taranmasını sağlamaktadır. Optik yüzey tarayıcı ile yüzeyin üç boyutlu
bilgisayar modeli elde edildi. Taramalar uygun yazılım kullanılarak elektronik olarak
incelendi. Modelin oluşturulmasından sonra, programın hızlı ve otomatik sınır hattı
algılaması dental teknisyenlerin ‘kırmızı kalemini’ taklit eden gelişmiş algoritmalar
sayesinde yapıldı (Resim 3a, 3b). Otomatik olarak algılanan sınır hattı düzenlenerek
üst yapıların sınırları belirlendi (Resim 3c). Üst yapıların yan duvar kalınlıkları 0,8
mm olarak hazırlandı. Üst yapının oklüzal kısmında zirkon bloğun izin verdiği
miktarda kalınlık belirlendi (Resim 3c).
Modelin oluşturulmasından sonra, yapılacak dayanakların boyutuna göre
zirkon blok cihazın kesici bölümüne yerleştirildi (Resim 3d).
Üst yapılar için tam sinterlenmemiş (Y-TZP) itriyum ile stabilize edilmiş
zirkonyum kullanıldı. Bilgisayar tasarımı yapılan üst yapının formu, seramik
blokları, çeşitli eksenlerde hareket edebilen kesici uçlar sayesinde şekillendirerek
oluşturuldu (Resim 3e). Freze işlemine tutulan zirkon blok içerisindeki örnekler
işlem sonunda tutucu parçalardan kesilerek ayrıldı. Sinterlenmeden önce bütün
dayanakların üst kısmına üniversal test cihazında çekme yapılabilmesi için 1,5 mm
çapındaki frezlerle delik açıldı (Resim 3g). Daha sonra örneklerin kenarlarındaki
çapaklar düzeltildi. Üst yapıların dayanaklardan renklerinin farklı olması için
renklendirici solüsyonda bekletildi (Resim 3h).
3.4. Zirko
Ör
sinterleme
doğrultusu
Resim 4. Z
3.5. Daya
Ha
(Delab PS
mm uzakl
veren bir
işleminin
Bü
bloklara g
grubundak
titanyum
(Resim 5,
Germany)
on Örnekle
rnekler ken
e fırınında
unda sinterl
Zirkonzahn
naklara Yü
azırlanan zir
SG, Almany
lıktan tutula
cihazla (T
ardından ku
ütün dayana
gömüldü. D
ki dayanakl
dayanaklara
, 6). Cojet
) ile doldur
erin Sinterl
narlarındaki
(Resim 4)
endiler.
n sinterleme
üzey Uygul
rkonyum üs
ya) 50 μm A
arak kumlan
Triton SLA
uronların iç
aklar uzun
aha sonra d
lara yüzey i
a yüzey işl
cihazı 30
rularak, 2,5
enmesi
i çapakları
, 1500 °C
fırını
laması Yap
st yapıların
Al2O3 ile 2,
ndı. Kumla
A, Almanya
yüzeyi bası
eksenleri y
dayanaklara
işlemi uygu
lemi olarak
μm boyutun
bar basınç
ın düzeltil
de 8 saat
pılması
tümünün iç
5 atmosfer
ama sonrası
a) 15 sn sü
ınçlı kuru h
yatay düzle
a yüzey işle
ulanmadı. D
Cojet siste
nda SiOx k
çla örnek y
lmesinden
süreyle ür
ç yüzeyi kal
basınç altın
ı örnekler b
üreyle temi
hava ile kuru
me dik ola
emi aşaması
Deney grubu
emi ile silik
kumu (Coje
yüzeyine 10
sonra Zir
retici firma
lem uçlu bi
nda 3 sn sür
basınçlı sıca
izlendi. Tem
utuldu.
acak şekilde
ına geçildi.
unda zirkon
ka kaplama
et-Sand, 3M
0 cm uzaklı
56
rkonzahn
a önerisi
ir aygıtla
re ile 10
ak buhar
mizleme
e akrilik
Kontrol
nyum ve
a yapıldı
M ESPE,
ıktan 15
saniye sür
uzaklıştırı
kurumaya
Cojet siste
• COJET S
• ESPE SI
• VISIO-B
• SINFON
kullanılır
Tablo 8. C
CoJ
Silika uy(partik
Resim 5. C
reyle kumla
ldı. Dayana
a bırakıldı.
eminin içeri
Sand: Metal
IL: Silika uy
BOND: Tam
NY Opaque
CoJet, ESPE
Jet® Sand
ygulanmış kukül büyüklüğ
30 μm)
Cojet cihaz
ama yapıld
akların yüz
iği aşağıda b
l, seramik v
ygulanmış y
mir kompozi
r: Kompozi
E Sil ve Vis
um ğü
ı
dı. Daha son
eyine fırça
belirtilmişti
ve kompozit
yüzeyin sila
iti içi bağlam
it uygulanm
sio-Bond’un
ESPE Si
Silan
Etanol
nra hava sp
ile silan (E
ir:
tlerin silikaz
anizasyonun
ma ajanı
madan önce
n içerikleri
l®
preyi ile yü
Espe-Sil) u
zasyon için
nu sağlayan
metal yüze
Visi
Bi
Aminod
Kan
Benzil d
Stabil
üzeydeki fa
uygulandı ve
abraziv kap
ajan
eyini kaplam
o-Bond®
isakrilat
diol metakrila
nforkinon
dimetil ketale
lize ediciler
57
azlalıklar
e 5 dak.
plama
mak için
at
e
Resim 6. Y
3.6. Siman
Ça
kompozit
8 adet day
altında 10
Sim
ESPE, St.
ABD) self
Yü
yapılar si
yapıştırıla
seramik p
3M Click
karıştırıldı
uygulandı
Çin
direktifler
yoğunluğu
yoğunlukt
Yüzey işlem
ntasyon İşl
alışmada 4
rezin siman
yanaktan ol
dakika süre
mantasyon
Paul, ABD
f adeziv rez
üzey işlemi
imantasyon
an zirkonyu
rimer uygu
ker Dispens
ıktan sonra
.
nko polikar
rine uygun
u açısından
ta görünür
mi uygulanm
lemi
farklı sima
n, self adezi
luşmaktadır
e beklenere
işleminde
D) dual sertl
in siman ve
uygulanma
ndan önce
um üst yap
ulandı ve 5
ser yardımıy
a üst yapı
rboksilat, se
n olarak u
periyodik o
mavi ışık v
mış titanyum
an kullanıld
iv kompozit
r. Simantas
k uyguland
Adhesor p
leşen rezin
e Premier im
ayan kontrol
15 saniye
pıların bağ
saniye hava
yla rezin s
ının bağlan
elf adeziv re
uygulandı.
olarak test e
vermesi sağ
m dayanak
dı; polikarb
t rezin sima
yon işlemi
ı.
polikarboksi
siman, Rely
mplant sima
l grubundak
hava ile
lanma yüz
a ile kurutu
siman hafif
nma yüzey
ezin siman v
Çalışmada
edilmiş ve c
ğlanmıştır.
boksilat sim
an ve implan
oda sıcaklı
ilat siman,
yX U100 (3
anı kullanıld
ki dayanakla
kurutuldu.
eyine ve d
uldu. Karıştı
fçe sıkılıp
yine ince b
ve implant s
a kullandı
cihazın 500
Üst yapı d
man, dual s
nt simanı. H
ığında 5 kg
RelyX AR
3M ESPE,
dı (Resim 7)
ar ve zirkon
. RelyX A
dayanaklara
ırma kağıdı
10 saniye b
bir tabaka
simanı üreti
ğımız ciha
-600 mW/c
dayanaklara
58
sertleşen
Her grup
g kuvvet
RC (3M
St. Paul,
).
nyum üst
ARC ile
a RelyX
ı üzerine
boyunca
halinde
ici firma
az, ışık
cm2 arası
parmak
basıncıyla
kuvvet alt
Resim 7. Ç
Resim 8. Ö
a yerleştirild
ında 10 dak
Çalışmada k
Örneklerin
dikten sonr
kika süre be
kullanılan s
5 kg yük al
ra kenardak
eklenerek sim
simanlar
ltında siman
ki siman fa
mantasyon
ntasyonu
azlalıkları t
işlemi tama
temizlendi v
amlandı (Re
59
ve 5 kg
esim 8).
3.7. Term
Ba
bekletildik
toplamda
Resim 9. T
3.8. Bağla
Zir
hazırlandı
İtalya) çel
zirkonyum
kuvvetleri
Türkiye) ç
yapı ile d
(Resim 9)
mal Siklus İş
ağlanma işl
kten sonra
5000 devir
Termal sikl
anma Daya
rkonyum üs
ve üst yap
lik ortodont
m üst yapı
i uygulandı
çapraz başlı
ayanaklar a
.
şlemi
lemi tamam
5-55ºC ar
termal siklu
lus cihazı
anımının Öl
st yapıları t
pılara bağla
tik tam yuva
ı ile dayan
ı. Test ciha
ık hızı 2mm
arasında ayr
mlandıktan
rasında her
us işlemine
lçülmesi
test cihazın
antısı 0,9 m
arlak tel kul
naklar aras
azında ( TS
m/dak olarak
rılma oluşu
sonra tüm
r bir derec
tabi tutuldu
na bağlamak
mm çapında
llanıldı (Şek
sında ayrılm
STM 02500
k ayarlanara
uncaya kada
m örnekler
cede 20 sa
u (Resim 8)
k için uyum
a Leowire
kil 3). Örne
ma oluşunc
0; ELİSTA
ak uyguland
ar çekme ku
37 ºC de
aniye olma
.
mlu döküm
(Fiorentina
eklere test c
caya kadar
A Ltd Şti, İ
dı ve zirkon
uvvetleri uy
60
24 saat
ak üzere
kalıplar
, Leone,
ihazında
r çekme
İstanbul,
nyum üst
ygulandı
Resim 10.
Şekil 3. T
. Elista üniv
est düzeneğ
versal test c
ğin şematik
ihazı ve tes
görüntüsü
t cihazına yyerleştirilmi
iş bir örnek
61
62
3.9. İstatistiksel Değerlendirme
Elista test cihazında zirkonyum üst yapıların dayanaklardan ayrıldığı en büyük
kuvvet değerleri Newton (N) biriminde MS Office Excel 2007 (Microsoft, ABD)
programına kaydedildi. İstatistiksel analizler Windows XP ortamında çalışan SPSS
13.0 paket programı kullanılarak yapılmıştır.
Çalışmada gözlem sayısının n<30 olmasından dolayı verilerin normal
dağılmadığı kabul edilmiştir. Uygulamada Kruskal Wallis testi grup
karşılaştırılmalarında kullanılmıştır. Kruskal Wallis testi sıra sayılarına dayanan, iki
ve daha fazla örneklem arasında ortalamalar açısından fark olup olmadığını araştıran
bir testtir. Bu test, bir gruptaki ortalamanın diğer gruptaki ortalamadan önemli
derecede farklı olup olmadığını belirler.
Bu araştırmada karşılaştırma analizlerinde iki farklı siman grubunun
karşılaştırılmasında Wilcoxon Testi ve grup içindeki bütün simanların
karşılaştırmalarında Friedman Testi kullanılmıştır. Friedman testi birbiriyle ilişkili
örneklemlere ait değişkenlerin dağılımlarını karşılaştırmak için kullanılır.
H0: Ortalamalar arasında farklılık yoktur.
H1: Ortalamalar arasında farklılık vardır.
Testin uygulanmasında anlamlılık düzeyi 0,05 olarak alınmıştır ve test
sonuçlarında elde edilen p değerleri 0,05’e göre kıyaslanmıştır. Hesaplanan p değeri
0,05’den küçük ise H0 hipotezi ret edilmiştir ve anlamlı farkın olduğu sonucuna
ulaşılmıştır.
63
4. BULGULAR
4.1. Yüzey İşlemi Uygulanmamış Titanyum Dayanakların ve Zirkonyum
Dayanakların Vertikal Çekme Kuvvet Değerlerinin Karşılaştırılması
Tablo 9’da, yüzey işlemi uygulanmamış titanyum ve zirkonyum dayanaklarının
vertikal çekme işleminde ölçülen kuvvet değerlerine ait temel istatistiksel göstergeler
verilmiştir.
Tablo 9. Yüzey işlemi uygulanmamış dayanaklara ait vertikal çekme kuvvetin tanımlayıcı değerleri (N: Newton, TD: Titanyum Dayanak, ZD: Zirkonyum Dayanak).
Polikarboksilat siman
Self adeziv siman
Dual sertleşen rezin siman İmplant simanı
N=8 TD ZD TD ZD TD ZD TD ZD
Ortalama (N) 57,87 67,17 227,22 367,89 53,01 111,69 54,39 60,42
Stand. Sapma 18,47 22,23 37,65 47,36 9,35 24,82 18,09 11,69
Minimum 34,08 37,57 200,81 314,02 42,28 84,37 35,80 42,08
Maksimum 88,19 97,03 311,88 444,10 70,54 142,34 78,21 80,17
Titanyum ve zirkonyum dayanaklara yapıştırılan zirkonyum üst yapıların
simanlara göre tutuculuk ortalamalarının farklı olduğu görülmektedir (Şekil4).
Şekil 4. Yçekme değ
Tabl
değerlerin
istatistikle
değeri 57
(±22,23) N
simanın
bulunmam
rezin sima
zirkonyum
adeziv re
tutuculuk
Titanyum
zirkonyum
simanda
arasında is
ait titany
zirkonyum
İmplant s
Ti
zi
Vertikal Çekme
Değeri (N)
Yüzey işlemiğerleri.
lo 10’da y
nin karşılaş
er incelendi
7,87 (±18,4
N’dur. Tita
tutuculuk
mıştır (p>0,0
anla yapıştı
m dayanakl
ezin simanı
değerlerind
dayanaklar
m dayanakla
titanyum d
statistiksel
yum dayana
m dayanakl
simanı ile
Po
tanyum
rkonyum
050100150200250300350400
YüzeyZir
i uygulanm
yüzey işlem
ştırma sonu
ğinde, titan
47) N iken
anyum daya
değerleri
05). Zirkon
ırıldığında
larda ortala
ın titanyum
de istatistik
rda dual sert
arda ortalam
dayanakların
olarak anlam
aklarda ort
larda ortala
yapıştırılan
olikarboksilat siman
57,87
67,17
y İşlemi Uyrkonyum D
amış titanyu
mi uygulan
uçları verilm
nyum dayan
n zirkonyum
anaklar ile
arasında
nyum üst ya
ortalama tu
ama tutucul
m dayanak
ksel olarak
tleşen rezin
ma değer 11
n değerleri
mlı bir fark
talama tutu
ama tutucu
n zirkonyum
Self adesiman
227,22
367,89
ygulanmamDayanakları
um ve zirko
nmamış day
miştir. Gru
naklarda pol
m dayanak
zirkonyum
istatistikse
apıların tita
utuculuk de
luk değeri
lar ile zirk
anlamlı bi
ne ait ortalam
1,69 (±24,8
i ile zirko
k bulunmuşt
uculuk değ
uluk değeri
m üst yapıl
eziv n
Durez
2
9 1
mış Titanyuının Vertik
onyum daya
yanaklar ar
up içerisind
likarboksila
klarda ortal
m dayanakla
l olarak
anyum daya
eğeri 227,2
367,89 (±4
konyum da
ir fark bulu
ma değer 53
82) N’dur. D
nyum daya
tur (p<0,05)
ğeri 54,39
i 60,42 (s.
ların titany
ual cure zin siman
53,01
111,69
um Dayanakal Çekme D
anakların ve
rasındaki tu
de dayanak
at simanın o
lama değer
arda polikar
anlamlı b
anaklara sel
22 (±37,65)
47,36) N’d
ayanaklar
unmuştur (p
3,01 (±9,35
Dual sertleş
anakların d
). İmplant s
(±18,09)
.s. ±11,69)
yum ile zir
İmplant simanı
54,39
60,42
aklarının veDeğerleri
64
ertikal
utuculuk
klara ait
ortalama
ri 67,17
rboksilat
bir fark
lf adeziv
N iken
dur. Self
arasında
p<0,05).
) N iken
şen rezin
değerleri
simanına
N iken
) N’dur.
rkonyum
e
65
dayanakları arasında tutuculukları istatistiksel olarak anlamlı değildir (p>0,05).
Ortalama değerleri birbirine yakın olan gruplarda, istatistiksel olarak anlamlılık
bulunmamıştır.
Tablo 10. Yüzey işlemi uygulanmamış titanyum dayanakların ve zirkonyum dayanakların tutuculuk değerlerinin karşılaştırılması
Polikarboksilat siman
Self adeziv siman
Dual sertleşen
rezin siman
İmplant simanı
Test İstatistiği* 0,706 11,294 11,294 0,706
p değeri 0,401 0,001 0,001 0,401
* Kruskal Wallis Testi
4.1.1. Yüzey İşlemi Uygulanmamış Zirkonyum Dayanakların Vertikal Çekme
Kuvvet Değerlerinin Karşılaştırılması
Tablo 11’e göre, yüzey işlemi uygulanmamış zirkonyum dayanaklarda dört
ayrı simanın değerleri istatistiksel olarak anlamlı derecede farklılaşmaktadır
(p<0,05).
Tablo 11. Yüzey işlemi uygulanmamış zirkonyum dayanaklarda simanların tutuculuk değerlerinin karşılaştırılması
Ortalama Test İstatistiği* p değeri
Polikarboksilat siman 67,17 (±22,23)
21,05 0,00 Self adeziv rezin siman 367,89 (±47,36)
Dual-sertleşen rezin siman 111,69 (±24,82)
İmplant simanı 60,42 (±11,69)
* Friedman Testi
66
Bu farklılaşmanın hangi gruptan kaynaklandığını incelemek için ortalama
değerlere bakılmıştır. Buna göre self adeziv rezin simana ait tutuculuk değeri 367,89
N ile en yüksek değere sahip olduğu görülmüş ve self adeziv rezin simanın diğer
siman grupları ile ortalama tutuculuk değeri arasındaki fark istatistiksel olarak
anlamlı bulunmuştur (p<0,05). Dual sertleşen rezin simana ait ortalama değeri diğer
ortalamalardan farklılaşmaktadır (p<0,05). Polikarboksilat siman ile implant simanın
ortalama tutuculuk değeri arasında istatistiksel bir fark bulunmamıştır (Tablo 12).
Tablo 12. Yüzey işlemi uygulanmamış zirkonyum dayanaklarda simanların tutuculuk değerlerinin istatistiksel analizi
Z p
Polikarboksilat siman- Self adeziv rezin siman -2.521a ,012
Polikarboksilat siman- Dual sertleşen rezin siman -2.521a ,012
Polikarboksilat siman- İmplant simanı -.700b ,484
Self adeziv rezin siman- Dual sertleşen rezin siman -2.521a ,012
Self adeziv rezin siman- İmplant simanı -2.521a ,012
Dual sertleşen rezin siman- İmplant simanı -2.521a ,012
* Wilcoxon Testi
4.1.2. Yüzey İşlemi Uygulanmamış Titanyum Dayanakların Vertikal Çekme
Kuvvet Değerlerinin Karşılaştırılması
Tablo 13’e göre, yüzey işlemi uygulanmamış titanyum dayanaklarda dört ayrı
simanın tutuculuk değerleri istatistiksel olarak anlamlı derecede farklılaşmaktadır
(p<0,05).
67
Tablo 13. Yüzey işlemi uygulanmamış titanyum dayanaklarda simanların tutuculuk değerlerinin karşılaştırılması
Ortalama Test İstatistiği* p değeri
Polikarboksilat siman 57,87 (±18,47)
14,55 0,002 Self adeziv rezin siman 227,22 (±37,65)
Dual-sertleşen rezin siman 53,01 (±9,35)
İmplant simanı 54,39 (±18,09)
* Friedman Testi
Self adeziv rezin simanın diğer siman grupları ile ortalama tutuculuk değerleri
arasındaki fark istatistiksel olarak anlamlı bulunmuştur (p<0,05). Dual sertleşen rezin
siman ile implant simanın ve polikarboksilat simanın ortalama tutuculuk değerleri
arasında istatistiksel bir fark bulunmamıştır (Tablo 14.).
Tablo 14. Yüzey işlemi uygulanmamış titanyum dayanaklarda simanların tutuculuk değerlerinin istatistiksel analizi
Z p
Polikarboksilat siman- Self adeziv rezin siman -2.521a ,012
Polikarboksilat siman- Dual sertleşen rezin siman -.280b ,779
Polikarboksilat siman- İmplant simanı -.280b ,779
Self adeziv rezin siman- Dual sertleşen rezin siman -2.521a ,012
Self adeziv rezin siman- İmplant simanı -2.521a ,012
Dual sertleşen rezin siman- İmplant simanı -.280b ,779
* Wilcoxon Testi
4.2. Yüz
Dayanakl
Tabl
vertikal çe
grubuna a
değerlerin
Tablo 15tanımlayıc
Şekil 5. Ydeğerleri.
Titan
Zirko
N=8
Ort.
S.s.
Min.
Max.
zey İşlemi
ların Vertik
lo 15’de yü
ekme değerl
ait titanyum
nin farklı old
5. Yüzey icı değerleri.
Yüzey işlem
Poliks
nyum 7
onyum 1
0
100
200
300
400
500
Yüzey İşDayanakla
Polikarboksiman
TD
75,44 1
17,05 2
50,64 8
99,3 1
i Uygulan
kal Çekme
üzey işlem
lerine ait tem
m ve zirk
duğu görülm
işlemi uygu.
mi uygulanm
arboksilat siman
75,44
115,78
şlemi Uyguarın Tutucu
ksilat n Sel
ZD T
15,78 358
24,05 61
88,09 283
52,09 443
nmış Titan
Kuvvet De
i uygulanm
mel istatisti
onyum day
mektedir.
ulanmış da
mış titanyu
Self adeziv siman
358,01
407,31
ulanmış Tituluk Değer
f adeziv sim
TD ZD
8,01 407,3
,92 29,4
3,87 366,9
3,24 449
nyum Da
eğerlerinin
mış titanyum
iksel gösterg
yanakların
ayanaklara
um ve zirko
Dual cursima
245,
187,
tanyum ve Zrlerinin Kar
man Dualrezi
D TD
31 245,05
40 39,49
91 190,06
,1 290,47
yanakların
n Karşılaştı
m ve zirkon
geler verilm
ortalama v
ait vertika
onyum daya
re rezin an
İmp
,05
,85
Zirkonyumrşılaştırılm
l sertleşen in siman
ZD
5 187,85
36,67
6 123,31
7 251,53
n ve Zirk
rılması
nyum daya
miştir. Her b
ve standart
al çekme k
anakların tu
plant simanı
136,67
92,57
m ması
İmplant
TD
136,67
40,63
97,02
202,87
68
konyum
anakların
bir siman
t sapma
kuvvetin
utuculuk
simanı
ZD
92,57
17,86
71,81
121,77
69
Tablo 16’da yüzey işlemi uygulanmış dayanaklarda vertikal çekme kuvvet
değerlerinin karşılaştırma sonuçları verilmiştir. Siman gruplarının kendi içerisinde
dayanaklara ait istatistikler incelendiğinde, titanyum dayanaklarda polikarboksilat
simanın ortalama değeri 75,44 (±17,05) N iken zirkonyum dayanaklarda ortalama
değeri 115,78 (±24,05) N’dur. Titanyum dayanaklar ile zirkonyum dayanaklarda
polikarboksilat simanın tutuculuk değerleri arasında istatistiksel olarak anlamlı bir
fark bulunmuştur (p<0,05). Titanyum dayanaklarda self adeziv rezin simana ait
ortalama değeri 358,01 (±61,92) N iken zirkonyum dayanaklarda ortalama değeri
407,31 (±29,40) N’dur. Titanyum dayanakları ile zirkonyum dayanaklarda self
adeziv rezin simanın tutuculuk değerleri arasında istatistiksel olarak anlamlı bir fark
bulunamamıştır (p>0,05). Titanyum dayanaklarda dual sertleşen rezin simana ait
ortalama değeri 245,05 (±39,49) N iken zirkonyum dayanaklarda ortalama değeri
187,85 (±36,67) N’dur. Titanyum dayanaklar ile zirkonyum dayanaklarda dual
sertleşen rezin simanın tutuculuk değerleri arasında istatistiksel olarak anlamlı bir
fark bulunmuştur (p<0,05). Titanyum dayanaklarda implant simana ait ortalama
değer 136,67 (±40,63) N iken zirkonyum dayanaklarda ortalama değer 92,57
(±17,86) N’dur. Titanyum dayanakları ile zirkonyum dayanaklarda İmplant simanın
tutuculuk değerleri arasında istatistiksel olarak anlamlı bir fark bulunmuştur
(p<0,05).
Tablo 16. Yüzey işlemi uygulanmış titanyum dayanakların ve zirkonyum dayanakların tutuculukları değerlerinin karşılaştırılması
Polikarboksilat siman
Self adeziv siman
Dual sertleşen rezin siman İmplant simanı
Test İstatistiği* 8,040 2,482 5,338 6,353
P değeri ,005 ,115 ,021 ,012
* Kruskal Wallis Testi
70
4.2.1. Yüzey İşlemi Uygulanmış Zirkonyum Dayanakların Vertikal Çekme
Kuvvet Değerlerinin Karşılaştırılması
Tablo 17’de yüzey işlemi uygulanmış zirkonyum dayanakların dört ayrı
simanda tutuculuk değerleri istatistiksel olarak anlamlı derecede farklılaşmaktadır
(p<0,05).
Tablo 17. Yüzey işlemi uygulanmış zirkonyum dayanakların tutuculuk simanların değerlerinin karşılaştırılması.
Ortalama Test İstatistiği* p değeri
Polikarboksilat siman 115,78 (±24,05)
22,20 0,00 Self adeziv rezin siman 407,31 (±29,40)
Dual-sertleşen rezin siman 187,85 (±36,67)
İmplant simanı 92,57 (±17,8) * Friedman Testi
Yüzey işlemi uygulanmış zirkonyum dayanaklarda simanların tutuculukları
arasındaki fark istatistiksel açıdan anlamlı bulunmuştur (Tablo 18.)
Tablo 18. Yüzey işlemi uygulanmış zirkonyum dayanaklarda simanların tutuculuk değerlerinin istatistiksel analizi
Z p Polikarboksilat siman- Self adeziv rezin siman -2.521a ,012
Polikarboksilat siman- Dual sertleşen rezin siman -2.521a ,012
Polikarboksilat siman- İmplant simanı -2.100b ,036
Self adeziv rezin siman- Dual sertleşen rezin siman -2.521a ,012
Self adeziv rezin siman- İmplant simanı -2.521a ,012
Dual sertleşen rezin siman- İmplant simanı -2.521a ,012
* Wilcoxon Testi
71
4.2.2. Yüzey İşlemi Uygulanmış Titanyum Dayanaklarının Vertikal Çekme
Kuvvet Değerlerinin Karşılaştırılması
Tablo 19’da yüzey işlemi uygulanmış titanyum dayanakların dört ayrı simanda
çekme değerleri istatistiksel olarak anlamlı derecede farklılaştığı görülmektedir
(p<0,05).
Tablo 19. Yüzey işlemi uygulanmış titanyum dayanakların tutuculuk değerlerinin karşılaştırılması
Ortalama Test İstatistiği* p değeri
Polikarboksilat siman 75,44 (±17,05)
24,00 0,00
Self adeziv rezin siman 358,01 (±61,92)
Dual-sertleşen rezin siman 245,05 (±39,49)
İmplant simanı 136,67 (±40,63)
* Friedman Testi
Yüzey işlemi uygulanmış titanyum dayanaklarda simanların tutuculukları
arasındaki fark istatistiksel açıdan anlamlı bulunmuştur (Tablo 20.).
Tablo 20. Yüzey işlemi uygulanmış zirkonyum dayanaklarda simanların tutuculuk değerlerinin istatistiksel analizi
Z p
Polikarboksilat siman- Self adeziv rezin siman -2.521a ,012
Polikarboksilat siman- Dual sertleşen rezin siman -2.521a ,012
Polikarboksilat siman- İmplant simanı -2.521a ,012
Self adeziv rezin siman- Dual sertleşen rezin siman -2.521a ,012
Self adeziv rezin siman- İmplant simanı -2.521a ,012
Dual sertleşen rezin siman- İmplant simanı -2.521a ,012
* Wilcoxon Testi
72
4.3. Siman Grupları İçerisinde Dayanakların Tutuculuklarının Karşılaştırılması
Tablo 21’de yüzey uygulaması yapılmış ve yüzey uygulaması yapılmamış
titanyum dayanaklarının dört ayrı simanda vertikal çekme değerleri verilmiştir.
Tablo 21. Siman kullanımlarına göre titanyum dayanakların tutuculuk değerlerine ait istatistikler (D: Yüzey işlemi uygulanmış deney grubu, K: Yüzey işlemi uygulanmamış kontrol grubu)
Polikarboksilat siman Self adeziv siman Dual sertleşen
rezin siman İmplant simanı
N=8 D K D K D K D K
Ort. 75,44 57,87 358,01 227,22 245,05 53,01 136,67 54,39
S.s. 17,05 18,47 61,92 37,65 39,49 9,35 40,63 18,09
Min. 50,64 34,08 283,87 200,81 190,06 42,28 97,02 35,80
Max. 99,30 88,19 443,24 311,88 290,47 70,54 202,87 78,21
Zirkonyum üst yapıların titanyum dayanaklarda tutuculuk değerleri simanlara
göre analiz edildiğinde, polikarboksilat simanın tutuculuk değeri yüzey işlemi
yapılmış dayanaklar ile yüzey işlemi yapılmamış dayanaklar arasında fark olmadığı
görülmektedir (p>0,05). Self adeziv rezin siman, dual sertleşen rezin siman ve
implant siman uygulamalarında yüzey işlemi yapılmış titanyum dayanakların
tutuculuk değerleri ile yüzey işlemi yapılmamış değerler arasında istatistiksel olarak
anlamlı derecede fark bulunmuştur (p<0,05). Yüzey işlemi yapılmış simanlarda
tutuculuğun daha yüksek olduğu sonucuna varılmıştır (Tablo 22).
73
Tablo 22. Titanyum dayanaklarının tutuculuk değerlerinin simanlara göre karşılaştırılması
Polikarboksilat siman
Self adeziv siman
Dual sertleşen rezin siman İmplant simanı
Test İstatistiği* 3,574 9,926 11,294 11,294
p değeri 0,059 0,002 0,001 0,001
*Kruskal Wallis Testi
Tablo 23’de yüzey işlemi yapılmış ve yüzey işlemi yapılmamış zirkonyum
dayanaklarına ait simanların tutuculuk değerleri verilmiştir. Tüm siman
uygulamalarında yüzey işlemi yapılmış dayanakların tutuculuk değerleri yüzey
işlemi yapılmamış dayanakların tutuculuk değerlerinden daha yüksek çıkmıştır.
Tablo 23. Siman kullanımlarına göre zirkonyum dayanakların tutuculuk değerlerine ait istatistikler (D: Yüzey işlemi uygulanmış deney grubu, K: Yüzey işlemi uygulanmamış kontrol grubu)
Polikarboksilat siman Self adeziv siman Dual sertleşen
rezin siman İmplant simanı
N=8 D K D K D K D K
Ort. 115,78 67,17 407,31 367,89 187,85 111,69 92,57 60,42
S.s. 24,05 22,23 29,40 47,36 36,67 24,82 17,86 11,69
Min. 88,09 37,57 366,91 314,02 123,31 84,37 71,81 42,08
Max. 152,09 97,03 449,10 444,10 251,53 142,34 121,77 80,17
Simanlara göre zirkonyum dayanaklarının tutuculuk değerleri analiz
edildiğinde, yüzey işlemi yapılmış zirkonyum dayanaklarının tutuculuk değerleri ile
yüzey işlemi yapılmamış dayanakların tutuculuk değerleri arasında polikarboksilat
siman, self adeziv, dual sertleşen rezin ve implant siman uygulamalarında
istatistiksel olarak anlamlı derecede fark bulunmuştur (p<0,05).
74
Tablo 24. Siman kullanımlarına göre zirkonyum dayanaklarının tutuculuk değerlerinin karşılaştırılması
Polikarboksilat siman
Self adeziv siman
Dual sertleşen rezin siman İmplant simanı
Test İstatistiği* 9,926 3,982 9,276 9,276
p değeri 0,002 0,046 0,002 0,002
*Kruskal Wallis Testi
4.4. Siman Başarısızlık Tipleri
Kopma yüzeyi değerlendirmeleri en az bağlanma kuvvetleri kadar önemlidir.
Kopma tipleri genellikle adeziv, koheziv ve her ikisinin görüldüğü karışık kopma
olarak sınıflandırılır (Marshal et al., 2010). Çalışmada gözlenen adeziv tip
başarısızlıkların tamamı dayanak yüzeyinden gerçekleşti. Çekme işleminden sonra
siman hem dayanak yüzeyinde hem de zirkonyum üstyapıda bulunuyorsa karışık tip
başarısızlık meydana gelmiştir. Test işleminden sonra dayanakların yüzeyi 40x’lık
ışık mikroskobu (Olympus, Melville, NY, USA) altında incelendi (Resim 10). Şekil
6’da yüzey işlemi uygulanmamış ve uygulanmış titanyum dayanakların simanlara
göre başarısızlık tipleri görülmektedir. Şekil 7’de yüzey işlemi uygulanmamış ve
uygulanmış zirkonyum dayanakların simanlara göre başarısızlık tipleri
görülmektedir. Resim 11’de karışık tip siman başarısızlık örnekleri görülmektedir.
Her iki dayanak tipinde de Cojet ile yüzey işlemi uygulanması ile karışık tip
başarısızlığının arttığı görülmektedir.
Şekil 6. simanlara siman, DPolikarboksertleşen r
Şekil 7. simanlara
0
1
2
3
4
5
6
7
8
9
PK
0
1
2
3
4
5
6
7
8
9
PK
Yüzey işlgöre başarı
DC: Dual sksilat simanrezin siman,
Yüzey işlegöre başarı
K SA
K SA
lemi uyguısızlık tiplersertleşen ren, CSA: Co, CİS: Cojet
emi uygulaısızlık tipler
DC
DC
ulanmamış ri. (PK: Polezin simanojet + Self t +İmplant s
anmamış vri
İS CPK
İS CPK
ve uygulalikarboksilan, İS: İmpf adeziv rezsimanı)
ve uygulan
K CSA
K CSA
anmış titanat siman, SAplant simanzin siman, C
nmış zirkon
CDC C
CDC C
nyum dayaA: Self adeznı, CPK: CCDC Cojet
nyum daya
CİS
ka
ad
CİS
ka
ad
75
anakların ziv rezin Cojet + t + Dual
anakların
arışık
deziv
arışık
deziv
77
5. TARTIŞMA
Dental implantlar günümüzde tedavi seçenekleri arasında artan bir şekilde
önem kazanmaktadır. Yayınlanmış veriler, hem tek dişin (Creugers et al., 2000,
Gotfredsen 2004,) hem de birden fazla dişin yerine konması amacıyla kısmi dişsiz
arklara yerleştirilen implantların yüksek başarı oranları gösterdiklerini bildirmişlerdir
(Lindth et al., 1998, Lekholm et al., 1999, Romeo et al., 2002).
İmplant uygulanacak bölgelerde protetik rehabilitasyon için mesafenin az
olması sıklıkla karşılaşılabilecek problemden biridir. Doğal dişlerde kısa
restorasyonların retansiyonunu arttırabilmek için birçok araştırma bulunmaktadır ve
doğal dayanaklara yerleştirilen sabit protezlerin retansiyonunu etkileyen çeşitli
faktörler bildirilmektedir (Misch et al., 2006, Sadig and Al Harbi 2007). Mansour et
al. (2002) yaptıkları araştırmada siman tutuculuğunun sıralamadaki yerinin doğal
dişlerde ve implantlarda farklı olduğunu bulmuştur. İmplant üstü siman tutuculu
kuron tekniğinde hangi tip siman kullanılacağı tartışması devam etmektedir
(Mansour et al., 2002, Sheets et al., 2008).
Bazı özel klinik durumlarda uygun simanın seçiminde hekimler bilimsel
verilerin azlığından dolayı daha çok kendi tecrübelerinden yararlanmaktadır.
Özellikle kısıtlı arklar arası mesafede kullanılan kısa implant dayanakları üzerindeki
restorasyonların retansiyonunu ve bütünlüğünü korumak implant tedavisinin
başarısında çok önemlidir (Misch et al., 2006, Sadig and Al Harbi 2007).
Çalışmamızda, implant tedavisinde kısıtlı arklar arası mesafede uygulanacak
olan titanyum ve zirkonyum dayanakların üzerine yapılan zirkonyum
restorasyonların tutuculuğunda silika kaplamanın ve farklı yapıştırma simanlarının
etkinliği incelenmiştir.
5.1 İmplant Tedavilerinde Zirkonyum
Simante implant protezlerinde metal seramik sabit protez implanta sabitlenmiş
transmukozal dayanak üzerine yapıştırılır. Transmukozal dayanaklar fabrikasyon ya
78
da bireysel olarak kıymetli alaşımdan, titanyumdan ya da güçlendirilmiş seramikten
üretilmektedir. Transmukozal dayanağın şekli ve büyüklüğü, simanın farklılığı ve
protez ile dayanakların materyalleri bu restorasyonların ömrünü etkileyebilmektedir
(Bresciano et al., 2005).
Dental implantlar ve dayanaklar, kanıtlanmış biouyumlulukları ve mekanik
özellikleri nedeniyle genellikle saf titanyumdan üretilmektedirler. Bununla birlikte,
metal dayanakların üretiminde ve tasarımında birçok modifikasyon yapılmasına
rağmen, bu dayanaklar kullanıldığında metalik komponentlerin görülmesi gibi
dezavantajları hala devam etmektedir (Jemt 1998, Holst et al., 2005). Sonuç olarak
elde edilen mat grimsi zemin, yumuşak dokuya doğal olmayan mavimsi bir görüntü
verebilecektir. Gri gingival renklenmenin, metalik dayanak yüzeyinden yansıyan
ışığı engelleyemeyen ince dişeti nedeniyle ortaya çıktığı söylenebilir (Yıldırım et al.,
2000, Glauser et al., 2004). Optimal mukogingival estetiği elde etmek için seramik
dayanaklar geliştirilmiştir. Seramik dayanaklar arasında giderek kullanım alanı artan
zirkonyum esaslı protezler, yapılan çalışmalarda daha az plak birikimine neden
olması ve başarılı yumuşak doku uyumları nedeniyle tercih edilmektedir. Özellikle
yapım aşamalarında bilgisayar destekli programların kullanılması laboratuara bağlı
hataların azalmasına bununla birlikte periimplant sert ve yumuşak dokularla son
derece uyumlu protezlerin yapılmasına olanak sağlamaktadır (Gültekin ve ark. 2007).
Kohal et al. (2008), zirkonya implantları farklı tam seramik kuronlar ile restore
ederek kırılma dayanımlarını değerlendirmişler ve Procera kuron ile zirkonya
implant kombinasyonunun ön dişlerde biyomekanik gereksinimleri
karşılayabileceğini belirtmişlerdir. Glauser et al. (2004) 54 zirkonya implant üst yapı
materyalini 4 yıl süre ile değerlendirmişler, tüm restorasyonlarda implant çevresi
dokunun sağlıklı olduğunu ve restorasyonların hiçbirinde yapısal başarısızlık
oluşmadığını bildirmişlerdir.
Metal destekli restorasyonlar hem simante hem de vidalı implant destekli sabit
restorasyon yapımında uzun yıllardır kullanılmaktadır. Bu restorasyonların diş
hekimliğinde oldukça fazla yer tutmasının sebebi çiğneme kuvvetlerine karşı yeterli
direnci gösterebilmesidir. Ancak metal destekli porselen restorasyonların fonksiyonel
kuvvetler karşısındaki yüksek başarısı; estetik beklentilerin karşılanması, yumuşak
doku uyumu ve antimikrobiyal etki bakımından yeterli olmayabilir. Bu nedenle tam
79
seramik restorasyonların hem anterior hem de posterior bölgede kullanılması giderek
yaygınlaşmaktadır. Zirkonyum esaslı kuronların bir diğer avantajı ise simantasyon
konusundaki geniş özgürlüğüdür. Zirkonyum kuronlar metal-seramik kuronlarda
uygulanan klasik yapıştırma yöntemleri ile simante edilebilir (Arısan ve Kütan 2007,
Heydecke et al., 2007). Gültekin ve ark. (2007) implant destekli zirkonyum esaslı
tam seramik restorasyonların; periimplant sağlığın kazanılması ve korunmasında,
protetik başarının elde edilmesinde uygun bir alternatifi olduğunu belirtmişlerdir.
Bütün bu avantajlarından dolayı zirkonyum dayanakların giderek daha yaygın
şekilde kullanılması nedeniyle çalışmamızda zirkonyum dayanakları ve zirkonyum
üst yapıları kullandık.
Birçok firma alümina ve zirkonyumdan yapılmış seramikleri tam seramik
restorasyonlarda koping için ve implant dayanakları için kullanmaktadır. Günümüzde
zirkonya dayanakların ve zirkonya implantların kullanımı gittikçe yaygınlaşmaktadır.
Kokubo et al. (2009) implant tedavilerinde kullanılan zirkonyum kopinglerin ve
dayanakların tutuculukları ile ilgili çok az bilgi olduğunu bildirmişlerdir.
5.2. İmplant Üstü Protezlerin Tutuculuğunu Değerlendirmede Kullanılan
Materyal Metodlar
Birçok faktör protetik restorasyonların retansiyonun etkilemektedir. Bunlar
arasında dayanağın yüksekliği ve preparasyon geometrisi, yüzey alanı ve yüzey
pürüzlülüğü, dayanağın materyali, simantasyon ajanı sayılabilir (Kim et al., 2006,
Montenegro et al., 2008).
Klinik durumlar göz önüne alınarak kullanılan farklı dayanak tasarımlarının ve
farklı dayanak materyallerin kuron retansiyonuna etkisi üzerine birçok araştırma
yapılmıştır.
80
5.2.1. Çalışmalarda Kullanılan Dayanaklar ve Üst Yapılar
Günümüzde yapılan çalışmaların çoğunda yapıştırma ajanlarının tutuculuk
değerleriyle ilgili literatürlerde elde edilen veriler prefabrike dayanaklar üzerinde test
edilmiştir (Breeding et al., 1992; Kerby et al., 1992; Clayton et al., 1997; Kent et al.,
1997; Ramp et al., 1999; Covey et al., 2000; Michalakis et al., 2000; Squier et al.,
2001; Akca et al., 2002; Mansour et al., 2002, Pan and Lin 2005).
Tablo 25. Çalışmalarda kullanılan prefabrik dayanaklar ve üst yapılar
Yazar,Yıl Kullanılan prefabrik
dayanaklar
Dayanakların
uzunlukları ve açısı Üst yapılar
Pan and Lin, 2005 Nobel Biocare,
Steri-Oss Belirtilmemiş
Gümüş, paladyum
döküm kuron
Wolfart et al. 2006 Camlog 6 mm ve 5º Değerli alaşım
döküm
Emms et al. 2007 Bränemark Esthetic
Abutment
15º estetik dayanak,
9 mm Tip III altın döküm
Kaar et al. 2006 CeraOne Abutment Belirtilmemiş Altın döküm
Felice et al. 2007 ITI solid abutment 5,5 mm ve 8º Galvanik kuron,
Döküm kuron
Mansour ve ark.
2002 ITI solid abutment 5,5 mm ve 8º Altın döküm
Mehl et al. 2008 Camlog 6 mm ve 5º CoCr döküm
Dudley et al. 2008 Straumann, synOcta
titanium abutments 5,5 mm ve 8º
Altın paladyum
kuron
Squier et al. 2001 ITI solid abutment 5,5 mm ve 8º CoCr döküm
Maeyama et al.
2005 Nobel Biocare 5 mm ve 6º Au-Pt-Pd Alaşım
Naik et al. 2009
Straight abutment
(Bränemark, Nobel
Biocare)
9 mm ve 15º, 22º,
30º Tip III altın döküm
81
Abbo et al. (2008) zirkonya kopinglerin titanyum dayanaklara tutuculuklarını
inceledikleri çalışmada 6,5 mm ve 5,5 mm yüksekliğinde dayanaklar kullanmışlardır.
Her dayanağın üzerine CAD/CAM ile tamamıyla aynı zirkonya koping üretilmiş. 6,5
mm yüksekliğindeki dayanakta tutuculuk değeri %66 daha yüksek bulunmuş ve kısa
dayanaklarda restorasyonların geçici siman ile yapıştırılmasının uygun olmadığını
belirtmişlerdir.
Titanyum dayanağın çapının artması ile üst yapının retansiyonuna etkisinin
incelendiği bir çalışmada; geniş dayanaklar kullanılarak yüzey alanın artmasının
retansiyon miktarını değiştirmediği bulunmuştur (Covey et al., 2000).
Bresciano et al. (2005) farklı klinik seçenekleri içeren durumları simule etmek
için bilgisayarda tasarımlanan ve üretilen farklı yüksekliklerde ve açılarda titanyum
implant dayanakların üzerine 3 farklı simanla yapıştırılan metal restorasyonların
retansiyonlarını değerlendirmişlerdir. Dayanaklar bilgisayarda Procera CAD
programı kullanılarak 5, 7 ve 9 mm yüksekliğinde ve 0º, 4º ve 8º yaklaşma açılarında
dokuz farklı şekilde üretilmiştir. Bernal et al. (2003) 20º ve 30º yaklaşma açılarında 4
mm ve 8 mm oklüzoservikal yüksekliğinde üretilmiş titanyum silindirler üzerinde
simante edilen altın kuronların tutuculuğunu değerlendirmişlerdir. En yüksek
tutuculuk değeri 20º açıya sahip 8 mm uzunluğundaki dayanakta elde edilmiştir.
Bütün tasarımlarda en yüksek tutuculuğun çinkooksit simanda oluştuğu belirtilmiştir.
Bernal et al. (2003) ve Bresciano et al. (2005) uzun oklüzoservikal boyuta ve daha
düşük yaklaşma açısına sahip dayanakların daha yüksek tutuculuğa sahip olduğunu
belirtmişlerdir.
Kokubo et al. (2009) zirkonyum dayanakların üzerine simante edilen zirkonya
üst yapıların tutuculuk kuvvetini değerlendirdikleri çalışmada zirkonyum dayanaklar,
CAD/CAM ile 7,4 mm yüksekliğinde ve 8º olacak şekilde üretilmiştir.
Çalışmalarında sadece zirkonyum dayanaklar değerlendirilmiştir. Zirkonyum
kuronların zirkonyum dayanaklara 5 farklı geçici simanla yapıştırıldığı bu çalışmada
en yüksek tutuculuk değerini geçici polikarboksilat siman 290 N olarak göstermiştir.
Ancak ısısal çevrim (2000 çevrim) işleminden sonra tutuculuk değeri 110 N’ a
düşmüştür. Termal siklus işleminden sonra diğer 4 geçici simanda tutuculuk
değerleri 50 N’nun altına düşmektedir. Özellikle çinko oksit simanlarda termal siklus
işlemi sonrasında desimantasyon meydana gelmiştir (Kokubo et al., 2009).
82
Kaynaklar incelendiğinde aynı ebatlara sahip titanyum ve zirkonyum
dayanakların tutuculuklarını karşılaştıran bir çalışma yoktur. Çalışmamızda aynı
ebatlara sahip titanyum ve zirkonyum dayanakların gösterdiği tutuculuk değerleri de
karşılaştırılmıştır. Çalışmamızda kullandığımız zirkonyum dayanaklar CAD/CAM
teknolojisi kullanılarak prefabrike titanyum dayanaklardan (Nucleoss, Türkiye) elde
edilmiştir. Her siman grubu içinde zirkonyum dayanaklar titanyum dayanaklara göre
daha yüksek oranda tutuculuk değerlerine sahiptir. Ancak self adeziv rezin siman ve
dual sertleşen rezin simanın tutuculuk değerlerinde istatistiksel olarak belirgin bir
fark bulunmuştur. Zirkonyum dayanakların tutuculuk değerleri titanyum
dayanaklarla karşılaştırıldığında polikarboksilat simanda %16,07 (67,17 N) , self
adeziv rezin simanda %32,7 (367,89 N), dual sertleşen rezin simanda %110,69
(111,69 N), implant simanında %11,7 (60,42 N) oranında yüksek çıkmıştır.
5.2.2. Vida Giriş Yolunun Kapatılması
İmplant dayanaklarının vida giriş yolunun kapatılmasının tutucu kuvvetleri
etkilediği ve vida giriş yolunun kapatılma şeklinin önemli olduğu vurgulanmıştır.
Ayrıca dayanak vida giriş yolunun tamamen doldurulması, parsiyel olarak
doldurulması ya da boş bırakılması ve hangi materyal kullanılması gerektiği ile ilgili
bir görüş birliği yoktur (Koka et al., 1995, Kent et al., 1997, Chu et al., 2005).
Koka et al. (1995) dayanak giriş yolunun kapatılmasının ve kapatılmamasının
tutuculuk üzerine etkilerini inceledikleri çalışmada giriş yolunun kapatılmasının daha
yüksek tutuculuk değeri gösterdiğini belirtmişlerdir. Kent et al. (1997) dayanak giriş
yolunun yarısını otopolimerizan rezin doldurarak yaptıkları çalışmada giriş yolunun
doldurulmasının kuron retansiyonu üzerinde etkisinin istatistiksel olarak farklı
olmadığını belirtmişlerdir. Chu et al. (2005) vida giriş yolunun doldurulmasının
implant destekli kuronlarda retansiyonunu incelemiştir. Çalışmalarında 15º estetik
dayanak kullanmışlar ve 3 farklı şekilde vida giriş yolunun kapatılmasının tutuculuğa
etkisini incelemişlerdir. Birinci grupta vida giriş yolu polivinilsiloksanla kapatılmış,
ikinci grupta parsiyel olarak polivinilsiloksanla kapatılmış ve üçüncü grupta bir
kısmı polivinilsiloksanla kalan kısmı kompozit rezinle kapatılmıştır. Tamamen
83
kapatılan vida giriş yolunda çıkarma kuvvetinin daha düşük olduğunu bulmuşlardır.
Sonuç olarak implant dayanaklarında vida giriş yolunu kapatmak için seçilen
yöntemin, simante restorasyonun retansiyonunu önemli oranda etkileyebileceği
belirtilmiştir (Chu et al., 2005, Emms et al., 2007).
Naik et al. (2009) implant dayanağının vida giriş yolunun içine giren
dökümün, geçici siman ile simante edildiğinde retansiyona etkisini farklı açılara
sahip dayanaklarda incelemişlerdir. Çalışmalarında dökümün vida giriş yoluna
uzanması çıkarma kuvvetini anlamlı şekilde artırmıştır.
Çalışmamızda vida giriş yolunun kapatılmasının tutuculuk değerlerini
değiştirebileceği göz önüne alınarak CAD/CAM ile elde edilen zirkonyum
dayanaklarda titanyum dayanaklardaki vida giriş yoluna benzer vida giriş yolu açıldı.
Titanyum dayanak ve zirkonyum dayanaktaki vida giriş yolu gutta perka ile
dolduruldu. Böylece vida giriş yolunu kapatan materyal ile kullanılan simanlar
arasında potansiyel bir bağlanma olması engellenmiştir.
5.2.3. Üst Yapıları Yerleştirme Kuvveti
Kuronların doğal diş ve implant dayanakları üzerine simantasyonu için gereken
kuvvet kuronun tam oturmasını sağlaması için önemlidir. Piemjai (2001) yerleştirme
kuvveti, marjin tasarımı ve simanın metal kuronların marjinal sızıntısı ve retansiyonu
üzerinde etkisini incelemiştir. Kuronları yerleştirirken kullanılan büyük kuvvetin
(30,6 kg) düşük kuvvetlerle ( 10,2 kg ve 2,6 kg) karşılaştırıldığında kuronun daha iyi
oturmasını sağladığı ancak kuronun retansiyonu üzerinde önemli bir etkisi
olmadığını belirtmiştir.
Çalışmalarda simantasyon işlemi esnasında uygulanan yerleştirme kuvveti 750
g dan 10 kg’a kadar farklılık göstermektedir. Simantasyon işlemini Ebert et al.
(2007) 750 g altında, Mansour et al. (2002), Michalakis et al. (2003), Wolfart et al.
(2006), Emms et al. (2007), Sadig et al. (2007) 5 kg altında, Bernal et al. (2003) ve
Bresciano et al. (2005) 10 kg altında, Sheets et al. (2008) 2 kg altında, Abbo et al.
(2008) parmak basıncı altında uygulamışlardır.
84
Kaar et al. (2006) simantasyon esnasında kuvveti kontrol etmek için
yapıştırmadan hemen sonra 1 kg kuvveti 10 dakika boyunca uygulamışlardır.
Mansour et al. (2002) dökümlerin ITI solid dayanaklara simantasyonunu 10 dakika
boyunca 5 kg yük yüklemiştir. Kent et al. (1997), Dudley et al. (2008) üst yapıları
dayanaklara ilk önce parmak basıncıyla yerleştirmişler daha sonra 5 kg yükü 10
dakika boyunca uygulamışlardır. Mehl et al. (2008) 10 dakika boyunca 5 kg yük
uygulamışlardır. Alfaro et al. (2004) yapıştırma ajanını dökümün iç yüzeyine
uygulayıp parmak basıncıyla 5 saniyeliğine yerleştirdikten sonra 10 dakika boyunca
5 kg yük kullanmıştır. Literatürlerde uygulama süresinin ve uygulanan kuvvetlerin
farklılık gösterdiği görülmüş ancak en sık uygulanan yöntemin 10 dakika boyunca 5
kg yük altında simantasyon işleminin tamamlandığı görülmüştür. Bu nedenle
çalışmamızda üst yapılar parmak basıncıyla yerleştirildikten sonra 10 dakika
boyunca 5 kg kuvvet uygulandı.
5.2.4. Termal Siklus İşlemi
Yapıştırıcı simanın tutuculuğunu konu alan in vitro çalışmalarda ağız içinde
nem varlığı olduğu göz önüne alınarak deney gerçekleştirilmelidir. Bu nedenle
simanların sertleşmesi nemli ortamda yapılmalıdır (Ergin and Gemalmaz 2002).
Aynı şekilde Kious et al. (2009) yapıştırma simanlarının restorasyon yerleştirildikten
sonra vücut sıcaklığına ulaştığını düşünerek çalışmalarda örneklerin simantasyondan
sonra 37°C %100 bağıl nemli ortamda 24 saat bekletilmesini önermişlerdir.
Kent et al. (1997) örnekleri testten önce %100 nemli ortamda 37ºC’ de 24 saat
bekletmişlerdir. Mehl et al. (2008) testten önce örnekleri fizyolojik salin
solüsyonunda 24 saat 37ºC’ de bekletmişlerdir. Squier et al. (2001) Bernal et al.
(2003) örnekleri testten önce %100 nemli ortamda 37ºC’ de bir saat bekletmişlerdir.
Kaar et al. (2006) örnekleri inkübatörde %100 nemli ortamda 37 ºC’ de 84 saat
bekletmişlerdir.
Alfaro et al.(2004) 11 simanın tutuculuk değerlerini inceledikleri çalışmada
örneklerin yarısını salin solüsyonunda 37ºC’ de 72 saat diğer yarısını ise kuru
ortamda 22ºC’ de bekletmişlerdir. Araştırmacılar salin solüsyonunda bekletmenin
85
farklı simanları farklı şekilde etkilediğini ve çoğu simanda retansiyon değerlerinin
farklı olduğunu bulmuşlardır. Ongthiemsak et al. (2005) %100 nemli ortamda
çinkooksit ojenol simanın suyla temas ettiğinde yüksek çözünürlüğünden dolayı
retantif kuvvetinin azaldığını belirtmişlerdir. ISO standartlarına göre örnekler
termosiklusdan önce %100 nemli ortamda 37ºC’ de 24 saat bekletilmelidir.
Çalışmamızda örnekler simantasyon işleminden hemen sonra %100 nemli ortamda
37ºC’ de 24 saat bekletilmiştir.
Laboratuar ortamında gerçekleştirilen çalışmalarda ağız ortamının taklit
edilebilmesi amacıyla termal siklus işleminden sıklıkla yararlanılmaktadır
(Frankerberger and Franklin 2005). Termal siklus, materyalleri yormak için ve dental
restorasyonları yaşlandırmak için kullanılan bir yöntemdir. Örnekler banyoya
bırakıldığında meydana gelen ani sıcaklık değişiklikleri örnekte stres oluşturmaktadır
(Vult Von Steyern et al., 2006).
Michalakis et al. (2007) termal siklus işleminin implant destekli köprü
protezlerin tutuculuklarına etkisini inceledikleri çalışmalarında 4 farklı geçici siman
kullanmış ve bir gruba termal siklus uygulanırken diğer gruba termal siklus
uygulanmamıştır. Tutuculuk değerlerinin termal siklus işlemi uygulandığında 2 üyeli
implant destekli köprüde %15,89 ile %75,84 arasında, 4 üyeli implant destekli
köprüde %7,37 ile %68,99 oranında düştüğünü bildirmişlerdir.
Bazı çalışmalarda gerek erken dönemdeki bağlantıyı incelemek gerekse çeşitli
işlemlerle ağız ortamında mevcut olan ısısal etkenlerin ve okluzal yüklemelerin
birebir taklit edilmesinin mümkün olmaması düşüncesiyle mekanik yükleme tercih
edilmemiş ve örnekler 24-72 saat 37˚C ya da oda sıcaklığında distile suda
bekletilmiştir (Ernst et al., 2006). Çalışmamızda örnekler inkübatörde 37°C de
%100 bağıl nemli ortamda 24 saat bekletildikten sonra termal siklus işlemi
uygulanmıştır.
5.2.5. Mekanik Yükleme
Ağız içi oklüzal kuvvetler dinamik tekrarlanan kuvvetleri oluşturmaktadır.
Siman seçerken simanın baskı direnci ve restoratif materyalin alt yapının ve simanın
86
elastiklik modülü değerlendirilmesi gereken konulardır. Çiğneme kuvveti altında
restorasyon, dayanak ve yapıştırma ajanı aynı miktarlarda gerilmeye maruz
kalmalıdır. Oklüzal yükleme altında restorasyon özellikle ince marjinal yüzeyler de
deforme olur ve restorasyon siman ara yüzeyinde muhtemelen kayıplar olacaktır.
Benzer şekilde yükleme altında simanın plastik deformasyonu ve restorasyonun
zamanından önce başarısızlığı yetersiz mekanik özelliklere ya da dayanağın kötü
retansiyon ve rezistansına neden olacaktır (Pan et al., 2007).
Onghthiemsak et al. (2005) ve Kaar et al. (2006) siman tutuculu implant
sistemlerinde mekanik kuvvet uygulaması öncesi ve sonrası tutuculuk kuvvetlerini
değerlendirmişlerdir. Her iki çalışmada da mekanik yüklemenin kuronun çıkarılması
için gereken çekme kuvvetini azalttığı bildirilmiştir.
Dudley et al. (2008) mekanik yüklemenin implant dayanaklarına simante
edilen döküm kuronların tutuculuğunda etkisini araştırmışlardır. Bu çalışmada
Onghthiemsak et al. (2005) ve Kaar et al. (2006)’ın çalışmalarından farklı olarak
termal siklus işlemi de uygulanmıştır. Dudley et al. (2008) üç farklı siman (rezin
siman, cam iyonomer ve ojenolsüz geçici siman) kullanmış ve her grupta en yüksek
tutuculuk değerini rezin siman (0 devirde 336,3N, 192 devirde 176,7N, 5000 devirde
209,4N, 10000 devirde 196,8N) göstermiştir. Mekanik yükleme yapılmış gruplar
arasında cam iyonomer simanın ve ojenolsüz geçici simanın tutuculuk değerlerinde
istatistiksel olarak bir fark bulunamamıştır. Dudley et al. (2008) sonuç olarak implant
dayanaklarına simante edilen döküm kuronların tutuculuğunun siman tipi tarafından
etkilendiğini ancak mekanik yükleme tarafından etkilenmediğini belirtmişlerdir.
Çalışmamızda bu koşullar düşünülerek mekanik yükleme işlemi uygulanmamıştır.
Aynı zamanda kuronlar, çeşitli hareketleriyle intraoral olarak çekme (tensile),
makaslama (shear), basma (compressive), oblik ve tüm bunların kombinasyonu
tipteki kuvvetlere maruz kalırlar. Tüm bu kuvvetlerin aynı anda simülasyonun
gerçekleştirilmesi mümkün değildir (Chang et al., 2003, Ertuğrul and İsmail 2005).
87
5.2.6. Üst Yapıların Tekrar Kullanılması
Dayanakların tutuculuk özelliklerini inceleyen çoğu çalışmada dayanaklar ve
kuronlar birden fazla kullanılmıştır. Deney aşamasında uygulanan temizleme
prosedürleri implant dayanağında ve kuronda değişikliklere neden olmakta ve tekrar
kullanılması sonuçları etkileyebilmektedir. Literatürlerde temizleme protokolünün
olmadığı ve farklı yöntemlerin kullanıldığı görülmüştür.
Bresciano et al. (2005)’ın çalışmalarında kuronlar kullandıktan sonra simanları
elle kaldırıp 15 dak. boyunca ultrasonik banyoda temizlenen örnekler daha sonra
durulanmış, kurulanmış ve 50 µm çapında Al2O3 ile kumlanarak tekrar dayanaklara
simante edilmiştir. Bernal et al. (2000) dayanakları ultrasonik temizleyicide 20 dak
beklettikten sonra durulayıp distile su içinde 5 dakikalığına bırakmıştır. Çalışmada
dayanaklar tekrar kullanılırken her test için yeni kuronlar kullanılmıştır. Ramp et al.
(1999) ve Mansour et al. (2002) çalışmalarında üst yapılar ve dayanaklar için aynı
temizleme protokolünü uygulamışlardır. Dökümler 600ºC de 1,5 saat ısıtılmış daha
sonra oda sıcaklığında bekletilmiş ve ultrasonik temizleyicide 30 dak distile suda
bekletilmiştir. Ongthiemsak et al. (2005) çalışmalarında örneklerin 30 dak ultrasonik
temizleyicide solüsyonun içinde ve 30 dak distile suda bekletilerek yapılan
temizleme işlemini takiben tekrarlanan simantasyonun kuron tutuculuğunu
değiştirmediğini bildirmiştir.
Çoğu çalışmadaki sapmaların kaynağı olarak üstyapıların ve dayanakların
tekrar kullanılması olduğunu düşünmekteyiz. Çalışmamızda dayanaklarda ve üst
yapılarda herhangi bir değişiklik sonuçları etkileyeceği için bir kere kullanıldı.
5.2.7. Gerilme Testi
Dişler fonksiyondayken üzerlerine vertikal ve lateral kuvvetler gelmektedir. Bu
kuvvetler altında, kuronların dayanaklardan ayrılmamaları için, yeterli tutuculuk
sağlayan simanlarla yapıştırılmaları gerekmektedir. Literatürde vertikal çekme
kuvvetinin implant üstü tek kuronlarda ölçüldüğü görülmektedir (Covey et al., 2000,
88
Ernst et al., 2005). Çalışmamızda bu nedenle implant üstü tek kuronlar düşünülerek
örnekler hazırlanmıştır.
Kaar et al. (2006) kuronların dayanaklara tutuculuk direncini belirlemek için
standart bir test metodunun hala belirlenemediğini belirtmiştir. Ancak Mansour et al.
(2002) gerilme testinin uygulanması ile sonuçların önceki çalışmalarla
karşılaştırılabilmesine imkân vereceğini bildirmiştir. Çalışmamızda Universal test
cihazı (TSTM 02500; ELİSTA Ltd Şti, İstanbul, Türkiye) çapraz başlık hızı 2
mm/dak olarak ayarlanarak yapıldı, diğer çalışmalara bakıldığında başlık hızı 0,125
ve 5 mm/dak arasında değişiklik göstermektedir.
5.2.8. Yüzey Özellikleri
İmplant üstü kuronların tutuculuğunu inceleyen çalışmalarda tutuculukları
artırmak için dayanaklara çeşitli yüzey işlemleri uygulanmıştır. Ancak daha önce
yayınlanan çalışmalar incelediğinde çalışmamızda kullandığımız Cojet sisteminin
dayanaklarda kullanılmadığı görülmektedir. Çalışmamızda Cojet sistemini
kullanmamızın nedeni hekim tarafından, hasta yanında kullanılabilecek pratik bir
yöntem olmasıdır (Blixt et al., 2000).
Michalakis et al. (2007) 2 ve 4 implantla desteklenen sabit protezlerin
simantasyonu için kullanılan 4 geçici yapıştırma simanın simantasyon
başarısızlıklarını değerlendirdikleri çalışmada abrazyonun tutuculuğa etkisini
incelemişler ve dayanak ile dökümün iç yüzeyine abrazyon işlemi yapılmasının daha
güçlü tutuculuk için önemli olduğunu belirtilmişlerdir. Squier et al. (2001)
eloktrolitik ortamda anotla yüzey kaplaması yapılmış dayanak yüzeyi ile standart
yüzeyin tutuculuk değerlerini karşılaştırmışlardır ve aralarında fark olmadığını
belirtmişlerdir. Wolfart et al. (2006) dayanakların 50µm Al2O3 ile pürüzlendirilmesi
ile üst yapıların çinko fosfat, cam iyonomer ve self adeziv rezin kullanıldığında
tutuculuğu artırdığını bildirmişlerdir. Aynı çalışmada pürüzlendirme ile ojenolsüz
çinko oksit ve polikarboksilat simanın tutuculuk değerlerinde değişme olmamıştır.
Felice et al. (2007) ITI solid dayanak üzerine Panavia 21 ile simante edilen galvanik
kuronların ve döküm kuronların tutuculuklarını araştırmışlardır. Test grubu
89
(67.26±16.61 kgf) kontrol grubundan (44.03±9.45 kgf) daha yüksek tutuculuk değeri
göstermiş ve istatistiksel olarak farklı çıkmıştır. Rapelli et al. (2008) 5,5 mm
uzunluğundaki implant dayanaklarına uygulanan kumlamanın tutuculuğa etkisini
incelemişlerdir. Üst yapıların dayanaklara simantasyonunda Panavia 21 kullandıkları
çalışmada test grubunda tutuculuk değeri (83.78 kgf+/-19.61) çıkarken kontrol
grubunda (44.03 kgf+/-9.45) çıkmıştır.
Sadig and Al Harbi (2007) farklı yüzey işlemlerinin kısaltılmış (3 mm) ITI
solid dayanaklar üzerine simante edilen titanyum kuronların tutuculuğuna etkisini
inceledikleri çalışmalarında her biri 8 örnekten oluşan 6 deney grubu
oluşturmuşlardır. İlk üç grupta simantasyon ajanı olarak çinko fosfat diğer 3 grupta
ise Panavia 21 kullanılmıştır. İlk grupta dayanağın boyu kısaltılmamış (5,5 mm) ve
herhangi bir yüzey işlemi uygulanmamış diğer gruplarda dayanağın boyu (3 mm)
kısaltılmıştır. İkinci gruptaki örneklere herhangi bir yüzey işlemi uygulanmazken
üçüncü gruptaki döküm kurona ve dayanağa 50 µm Al2O3 ile yüzey işlemi
yapılmıştır. Aynı şekilde dördüncü grupta döküm kurona ve dayanağa 50 µm Al2O3
ile yüzey işlemi yapılmış, bunlara ek olarak beşinci gruptaki örneklere alloy primer,
altıncı gruptaki örneklere ise Siloc Bond uygulanmıştır. Örneklerin Instron test
cihazında 0,5 cm/dak hızla yapılan bağlanma dayanımı ölçümleri sonucu (1. grup:
394,19 N, 2. grup: 215,39 N, 3. grup: 319,37 N, 4. Grup: 372,99 N, 5. Grup: 517,62
N, 6. Grup: 572,74 N), yüzey işlemlerinin tutuculuk değerlerini anlamlı ölçüde
artırdığı gösterilmiştir. Bu değerlerin araştırmamızdaki bulgulardan yüksek olması
termal siklus işleminin uygulanmaması ve kuvvet hızının 0,5 cm/dak olmasından
kaynaklandığını düşünmekteyiz.
Bona et al. (2007) silika kaplama ile elde edilen pürüzlü yüzeyin, yüzey alanını
arttırdığını belirtmiştir. Artan bu yüzey alanı mekanik bağlantıya katkıda bulunur.
Dayanak yüzeyindeki silika tabakası, silika ile modifiye edilmiş Al2O3 kumunun
yüzeye gömülmesi ile oluşur. Yüzeye gömülen silika partikülleri kimyasal bağlantıya
katkıda bulunmaktadır. Bu tabaka seramik ile silan arasında kimyasal bir bağ
kurulmasını sağlar. Kullanılan silan da reçine içeren simanın metakrilat grupları ile
çapraz bağlantılar kurarak kimyasal bağ yoluyla bağlantı kuvvetlerine katkıda
bulunmaktadır. Ayrıca silan yüzey enerjisini ve yüzeyi ıslatabilirliğini de arttırır
(Debnath et al., 2003, Della Bona et al., 2007) . Çalışmamızın sonuçlarına göre silika
90
kaplama; zirkonyum ve titanyum dayanaklarda test edilen bütün simanların ortalama
tutuculuk değerlerini artırmıştır. Bu da silika kaplamanın mekanik ve kimyasal
açıdan bağlantı değerlerine katkıda bulunduğunu göstermektedir. Silika kaplama
yapılan dayanağın yüzeyine simanların adezyon gösterdiği gözlemlenmiştir. Silika
kaplamanın özellikle titanyum dayanaklarda tutuculuk değerlerini arttırdığı
gözlenmiştir. Tutuculuk değerinin titanyum dayanaklarda artışın nedeni cojet
işleminin dayanak yüzeyini daha çok pürüzlendirmiş olması ve yüzeyin zirkonyum
dayanaktan daha belirgin şekilde silika ile kaplanması olabilir. Cojet uygulaması ile
dual sertleşen rezin siman ile yapıştırılan zirkonyum üst yapıların tutuculuk değeri
titanyum dayanakta %362,22 (245,05 N), zirkonyum dayanakta %68.18 (187,85 N)
artmıştır. Polikarboksilat simanda (titanyum dayanakta %30,36, 75,44 N; zirkonyum
dayanakta %32, 115,78) tutuculuk değerlerinin artışın nedeni simanın dayanaklara
yapışmasından çok yüzey pürüzlülüğünden kaynaklandığı düşünülmektedir..
Polikarboksilat simanın tutuculuk değerinin yüzey işlemi yapılmış titanyum
dayanaklar ile yüzey işlemi yapılmamış titanyum dayanaklar arasında fark olmadığı
görülmektedir (p>0,05). İmplant simanında silika kaplaması ile dayanaklara
adezyonun arttığı ve buna bağlı olarak tutuculuk değerinin belirgin şekilde arttığı
gözlenmektedir (titanyum dayanakta %152,67, 136,67 N; zirkonyum dayanakta %
53,21, 92,57 N).
5.2.9. İmplant Üstü Protezlerin Tutuculuğunu Değerlendirmede Kullanılan
Simanlar
İmplant destekli protezlerin simantasyonunda sıklıkla daimi siman
kullanılmaktadır ve geçici simanlardan daha çok kullanıldığına ilişkin yayınlar vardır
(Akashi et al., 2002 Montenegro et al., 2008). Akça ve ark. (2002)’na göre geçici
simantasyon birden fazla implant tarafından desteklenen protezlerde tercih
edilmelidir. Bununla birlikte posterior bölgede (özellikle kısa dayanaklarda) tek
kuron vakalarında rezin siman, cam iyonomer siman ve çinkofosfat simanın daha iyi
91
tutuculuk sağlayacağı için kullanılması önerilmiştir. Çalışmamızda kullandığımız
dayanakların uzunlukları 3 mm olduğundan geçici simanları kullanmadık.
Firidinoğlu (2007) implant destekli seramik dayanakların üzerine yapılan tüm
seramik restorasyonların adeziv siman ile yapıştırılmasını önermektedir.
Simantasyon işleminin doğru bir şekilde yapılması restorasyonun uzun dönem
başarısını etkileyen önemli bir faktördür (Firidinoğlu 2007). Rezin simanlar, ışık
geçirgenliği bakımından fosfat ve cam iyonomer simanlara göre yarı geçirgendir ve
farklı renkleri mevcuttur. Estetik avantajlarından dolayı da tercih edilir (Peumans et
al., 2004).
Friederich and Kern (2002) çalışmalarında Panavia F ve RelyX Unicem
simanlarının kullanımı ile en yüksek bağlantı kuvvetlerinin elde edildiğini
açıklamışlardır. Bunun nedeni her ikisi de fosforik-asit metakrilatları içeren bu
simanların kimyasal bağlantı kurma kapasitesine sahip olmalarıdır (Guazatto et al.,
2005). Çalışmamızda self adeziv rezin siman olarak bu özelliğinden dolayı RelyX
Unicem ile aynı içeriğe sahip RelyX U100 kullanılmıştır.
Çalışmamızda her iki dayanakta self adeziv rezin simanın (RelyX U100)
tutuculuk değeri diğer simanlardan daha yüksektir ve istatistiksel olarak anlamlı
bulunmuştur.. Çalışmamızda en yüksek ortalama tutuculuk değeri 407,31 (±29,40) N
ile yüzey işlemi uygulanmış zirkonyum dayanakta elde edilmiştir. Deney grubundaki
self adeziv rezin simanların ortalama tutuculuk değerleri kontrol grubuna göre
titanyum dayanaklarda %57,55, zirkonyum dayanaklarda %10,89 oranında daha
yüksek çıkmıştır. Diğer simanlarla karşılaştırıldığında self adeziv rezin siman, en
yüksek tutuculuk değerine karşın yüzey işlemi uygulaması sonucu retantif değerlerde
artışın en düşük olduğu siman grubudur. Bunun nedeni self adeziv rezin simanın
başarısızlık şekline bakıldığında ortaya çıkmaktadır. Diğer simanlardan farklı olarak
self adeziv rezin simanların, yüzey işlemi uygulanmamış titanyum ve zirkonyum
dayanaklarda başarısızlık şekli karışık tip olarak görülmektedir.
Titanyum dayanaklarda polikarboksilat simanın, dual sertleşen rezin simanın
ve implant simanın tutuculuk değerleri birbirine çok yakın çıkmıştır. Ancak
zirkonyum dayanakta tutuculuk değerlerinin farklılaştığı görülmektedir. Dual
sertleşen rezin simanın zirkonyum dayanakta tutuculuk değeri diğer simanlara göre
daha çok arttığı görülmüştür. Dual sertleşen rezin siman (RelyX ARC) ile
92
simantasyondan önce zirkonyum dayanaklara seramik primerin uygulanmış olmasını
bunun nedeni olarak düşünmekteyiz. Polikarboksilat simanın ve implant simanın
tutuculukları zirkonyum dayanakta yüksek çıkmıştır ancak istatistiksel olarak anlamlı
değildir.
Kuronların ya da kuron kopinglerin implant dayanaklarından ya da implant
dayanak replikalarından çeşitli simanlar ile yapıştırıldıktan sonra çıkarılması için
gereken gerilme kuvveti birçok çalışmada belirtilmiştir.
Akashia et al. (2002) 4 farklı geçici simanın sıralamasını altın silindirlerin
CeraOne dayanakların paslanmaz çelik replikalarının üzerine simantasyonunda
kullanarak yapmışlardır. Bütün simanların tutuculuk değerleri benzer olmasına
rağmen en yüksek tutuculuğu kalsiyum hidroksit (71,8 N ± 9,3) daha sonra sırasıyla
akrilik üretan bazlı geçici siman (61,8 N ±17,1), ojenollü geçici siman (58,5 N ±
14,8) ve ojenolsüz geçici siman (51 N ± 8,2) göstermiştir.
Maeyama et al. (2005) altın-platin-palladyum alaşım kopingin prefabrike
dayanaklara tutuculuklarına göre 5 farklı yapıştırma simanın tutuculuklarına göre
sıralamıştır. Çalışmalarında kompozit rezin (477 ± 52 N) ve rezinle güçlendirilmiş
cam iyonomer siman (478 ± 50 N) çinko fosfattan 3 kat (158 ± 79 N), CIS’den 3,5
kat (132 ± 29 N) ve ojenolsüz çinkooksit simandan 8,5 kat (56 ± 12 N) daha fazla
tutuculuk sağlamıştır. Çinkofosfat siman ile görülen geniş standart sapmalar simanın
özelliğiyle ilgilidir. Çinkofosfat siman sıcaklığa , neme ve karıştırma metotlarına
karşı hassastır (Maeyama et al., 2005).
Clayton et al. (1997) 5 farklı siman kullanarak (çinko oksit ojenol, cam
iyonomer siman, hibrit cam iyonomer siman, kompozit rezin ve çinko fosfat)
CeraOne altın silindirin CeraOne dayanaklara tutuculuk direncini test etmişlerdir.
Araştırmanın sonuçlarına göre çinko fosfat siman (46,6 kg) cam iyonomer simanın
bağlantısından %164 (17,46 kg), kompozit rezinin bağlantısından %49 (30,90 kg)
daha güçlü çıkmıştır. Sonuç olarak çinko fosfat simanı klinik olarak kullanımını
önermiş ancak üst yapının çıkartılmasında zorluk çıkarabileceğini belirtmiştir.
Bernal et al. (2003) yaklaşma açıları 20º ve 30º olan, 4 mm ve 8 mm oklüzoservikal
yüksekliğinde üretilmiş titanyum silindirleri üzerinde altın kuronların tutuculuğunu 4
farklı simanda (Çinkofosfat, vazelinli ve vazelinsiz TempBond, Improv)
93
değerlendirmiştir. Ortalama en yüksek tutuculuğu Improv geçici simanın gösterdiği
belirtilmiştir.
Dayanak veya dişlerin yüzey pürüzlülükleri kumlama, asitleme ve frez
kullanarak artırıldığında mekanik olarak tutunan simanların tutuculuk değerindeki
artışın, adeziv simanlardan daha fazla olduğu bildirilmektedir (Sadig and Al Harbi
2007).
Dayanağın toplam yüzey alanı ve çapındaki değişim tutuculuğu her zaman aynı
yönde etkilememektedir. Farklı çaplarda dayanaklar kullanarak yapılan çalışmada
çaptaki değişimin tutuculuk üzerindeki etkisinin de paralel olmadığı bildirilmektedir
(Covey et al., 2000). Wolfart et al. (2006) 6 mm uzunluğunda titanyum dayanaklarda
üst yapıların tutuculuklarını değerlendirdikleri çalışmalarında beş farklı siman
kullanmışlardır. Çalışmalarında kullandıkları simanlar ojenolsüz çinko oksit
(Freegenol), çinko fosfat (Harvard), cam iyonomer (KetacCem), polikarboksilat
(Durelon), ve self adeziv rezin (RelyX Unicem) simandır. Simanlara göre tutuculuk
değerlerine bakıldığında ojenolsüz çinko oksit 177 N, çinko fosfat 346 N, cam
iyonomer 469 N, polikarboksilat 813 N ve self adeziv rezin 653 N dur. Bizim
çalışmamızda self adeziv rezin siman polikarboksilat simandan farklı şekilde yüksek
tutuculuk değeri gösterirken bu çalışmada bizim bulgularımızın tersine
polikarboksilat siman daha yüksek tutuculuk değeri göstermiştir. Ancak
polikarboksilat simanın yüksek tutuculuk değerinin açıklaması yapılmamıştır. Aynı
çalışmada dayanak yüzeyinin pürüzlendirilmesinin polikarboksilat ve geçici simanda
tutuculuk değerlerini arttırmadığı belirtmişlerdir (Wolfart et al., 2006).
Mansour et al. (2002) döküm kuronların 5,5 mm yüksekliğinde ITI solid
titanyum dayanaklar da tutuculuğuna 6 farklı siman (Rezin siman, çinko
polikarboksilat, rezinle güçlendirilmiş cam iyonomer, çinko fosfat, çinkooksit ojenol
ve ojenolsüz geçici siman) kullanarak bakmışlardır. Panavia 21 (36.53±8.1 kg)
ortalama retansiyon miktarı TempBond NE’ den (3.18±1.1 kg) yaklaşık 11,5 kat,
polikarboksilat simandan %60 ve çinko fosfat simandan 3 kat fazladır. Mansour et al.
(2002) çalışmada elde edilen verilerin aynı simanların doğal dişlerde kullanıldığında
elde edilen değerlerden farklı olduğunu bildirmişlerdir.
94
5.2.10. Siman Başarısızlık Tipleri
İmplant destekli protezler için siman seçiminde siman başarısızlığının hangi
tipte olduğu bir diğer dikkate alınacak konudur. Çalışmamızda örnekler çekme
işleminden sonra dayanak yüzeyinde 40x ışık mikroskobu altında incelendi. Simanın
dayanağa yapıştığı durumlarda üst yapının çıkarılmasının zorlaşacağı ve çıkarma
esnasında dayanak yüzeyine zarar verebileceği bildirilmiştir (Kaar et al., 2006).
Mansour et al. (2002) ve Mehl et al. (2008) çalışmalarında polikarboksilat simanın
titanyum dayanağa yapıştığını bildirmişlerdir. Çalışmamızda polikarboksilat simanın
yüzey işlemi uygulanmamış titanyum dayanaklara yapışmadığı görülmüştür. Bu
durum termal siklus işleminin önemli bir parametre olduğunu göstermektedir (Mehl
et al., 2008). Adeziv başarısızlıkların hepsi dayanak yüzeyinden gerçekleşmiştir.
Yüzey işlemi sonucu simanların hem titanyum hem de zirkonyum dayanaklara
yapıştığı gözlenmiştir. Dayanaklara yapışan polikarboksilat siman ve implant siman
dayanak yüzeyinden kolayca uzaklaşırken self adeziv rezin siman ve dual sertleşen
rezin siman dayanaklara daha sıkı yapışmaktadır. Yüzey işlemi uygulanmış titanyum
ve zirkonyum dayanağa self adeziv rezin simanın adeziv olarak bağlandığı
görülmektedir. Özellikle uzun dayanak varlığında self adeziv rezin siman
kullanımının uygun olmayacağını ve kuronu çıkarmak gerektiğinde implant
komponentlerine ve/veya kurona zarar vereceğini düşünmekteyiz. Dayanaklara
tribokimyasal kaplama işleminin uygulanması özellikle rezin simanların dayanağa
bağlanmasını arttıracaktır. Kısa dayanaklarda istenilen bu tutuculuk artışı uzun
dayanak varlığında dezavantaja dönüşebilir.
95
6. SONUÇ VE ÖNERİLER
İmplant tedavisinde kısıtlı arklar arası mesafede uygulanacak olan titanyum ve
zirkonyum dayanakların üzerine yapılan zirkonyum restorasyonların tutuculuğunda
yüzey işleminin ve 4 farklı yapıştırma simanın tutuculuk değerlerini incelediğimiz
çalışmada çıkan sonuçlar aşağıda gösterilmiştir.
1. Yüzey işlemi uygulanmayan aynı ebatlardaki zirkonyum dayanakların tutuculuk
değerleri titanyum dayanaklara göre daha yüksektir.
2. Zirkonyum ve titanyum dayanaklara yapılan tribokimyasal silika kaplama
işleminin, zirkonyum üst yapıların simanlarla olan bağlantı kuvvetlerini olumlu
yönde etkilediği görüldü.
3. Self adeziv simanın tutuculuk değerinin diğer simanlardan daha yüksek olduğu
saptandı. Bununla birlikte, yüzey işlemi uygulaması sonucu retantif değerlerdeki
artışın self adeziv siman grubunda en düşük olduğu gözlendi.
4. Yüzey işlemi uygulanmamış dayanaklarda kırılmaların büyük çoğunlukla adeziv
başarısızlık sonucu oluşması, simanlar ve dayanaklar arasında gerçek anlamda
kimyasal bir bağlantının sağlanamadığına işaret etmektedir.
5. Yüzey işlemi uygulanmış dayanaklarda karışık kırılmaların oranının artması,
simanlar ve dayanaklar arasında hem kimyasal hem de mekanik bağlantının
sağlandığını göstermektedir.
Bu çalışmanın sonuçları genel olarak değerlendirildiğinde kısa dayanaklara
yüzey işlemi uygulanmadığı durumlarda üst yapıların tutuculuğunu sağlamak için
self adeziv rezin siman kullanılabilir. Dayanaklara yüzey işlemi uygulandığı
durumlarda ise üst yapıların simantasyonunda implant simanı ve dual sertleşen rezin
simanı kullanılabilir ancak polikarboksilat siman her iki durumda da düşük oranda
96
tutuculuk gösterdiği için tercih edilmemelidir. Bu konu ile ilgili yapılacak
çalışmalarda alternatif simanlar ve yüzey işlemleri uygulanabilir.
97
ÖZET
Restorasyonların bütünlüğünün ve tutuculuğunun korunması implant
tedavilerinin başarısında önemlidir. Bu yüzden kuron tutuculuğu, sabit restoratif
işlemlerin kritik bir yönü olarak görülmektedir. Dayanakların aksiyal duvar
yüksekliği kısa olduğu durumlarda implant dayanakları üzerine simante edilen
restaorasyonların tutuculuğunu ve bütünlüğünü başarmak çok zordur.
Bu çalışmanın amacı zirkonyum kuronların kısa implant dayanakları (3 mm)
üzerine simantasyonunda kullanılan 4 farklı yapıştırma simanın ve yüzey işleminin
tutuculuğa etkisinin incelenmesidir.
Bu çalışmada 3 mm uzunluğunda 64 adet zirkonyum ve 64 adet titanyum
dayanak kullanıldı. Dayanaklar zirkonyum kuronlar ile restore edildi. Deney
grubundaki dayanaklara yüzey işlemi uygulandı (tribokimyasal silika kaplama,
Cojet). Kontrol grubundaki dayanaklara yüzey işlemi uygulanmadan zirkonyum
kuronlar simante edildi. Zirkonyum kuronlar 4 farklı siman (self adeziv rezin
siman; RelyX U100, dual sertleşen rezin siman; RelyX ARC, çinko
polikarboksilat; Adhesor Carbofine and implant simanı; Premier) ile simante edildi.
Yaşlandırma işleminin ardından tutuculuk değerleri universal test cihazı ile çapraz
başlık hızı 2 mm/dk olacak şekilde ölçüldü. Verilerin analizi Friedman ve Kruskal-
Wallis testi kullanılarak tamamlandı.
Kontrol grubu ve deney grubunda self adeziv rezin siman ile simante edilen
zirkonyum kuronların ortalama tutuculuk değerlerinin dual sertleşen rezin siman,
çinko polikarboksilat siman ve implant simanından istatistiksel olarak anlamlı
şekilde yüksek olduğu görülmektedir (p� 0,05).
Zirkonyum ve titanyum dayanaklara yapıştırılan zirkonyum kronların
tutuculukları yüzey pürüzlülüğünden, yüzey işleminden ve siman tipinden
etkilenmektedir. Tribokimyasal silika kaplama zirkonyum kuron ve implant
dayanakları arasındaki tutuculuğu artırmaktadır.
Anahtar Kelimeler: Zirkonyum dayanak, titanyum dayanak, zirkonyum kron,
tutuculuk, yapıştırma ajanları
98
ABSTRACT
Maintaining the integrity and retention of implant supported restorations is
important for the success of implant therapy. Crown retention remains a critical
aspect of fixed restorative procedures. The integrity and retention of cemented
restorations over implant abutments is difficult to achieve when the axial wall height
of the abutment is short.
The objective of this study was to determine the effect of surface treatment
method on the retentiveness of zirconium crowns cemented over short (3mm)
zirconium and titanium abutments using 4 types of final cements.
In this study 64 zirconium and 64 titanium abutments 3 mm in height were
used. Abutments were restored with zirconium crown restorations. In experimental
group surface treatment (tribochemical silica coating, Cojet) was applied to
abutments. In control group zirconium crown restorations were cemented without
any surface treatment. Zirconium crown restorations were cemented with 4
different luting cements (self adhesive resin cement; RelyX U100, dual cure resin
cement; RelyX ARC, zinc polycarboxilat cement; Adhesor Carbofine and implant
cement; Premier). After aging procedure, retention values were measured in a
universal testing machine at a crosshead speed of 2 mm/min. Data were statistically
analyzed using Friedman and Kruskal-Wallis test.
The mean retention values for zirconium crowns cemented with self adhesive
resin cement were statistically significantly greater than dual cure adhesive resin
cement, zinc polycarboxilat and implant cement at (each groups) control group and
experimental group (p� 0,05).
The retention of zirconium crown luted over zirconium and titanium abutments
was influenced by surface texture, surface pretreatment, and type of cement.
Tribochemical silica coating increased the retention between zirconium crown and
implant abutments.
Key Words: Zirconium abutment, tiatnium abutment, zirconium crown, retantion,
luting agents
99
KAYNAKLAR
Abu Hantash RO, Al-Omiri MK, Al-Wahadni AM. Psychological impact on implant patients' oral health-related quality of life. Clin Oral Implants Res 2006; 17(2): 116-123.
ADA Council On Scientific Affairs. Titanium applications in dentistry. J Am Dent Assoc. 2003; 134(3): 347-9.
Adell R, Lekholm U, Rockler B, Branemark P-I. A 15-year study of osseointegrated implants in the treatment of the edentulous jaw. Int J Oral Surg 1981; 10: 387-416. Akagawa Y, Hosokawa R, Sato Y, Kamayama K. Comparison between freestanding and tooth-connected partially stabilized zirconia implants after two years' function in monkeys: a clinical and histologic study. J Prosthet Dent 1998; 80(5): 551-8. Akashia AE, Francischone CE, Tokutsune E, da Silva W Jr. Effects of different types of temporary cements on the tensile strength and marginal adaptation of crowns on implants. J Adhes Dent 2002r;4(4):309-15. Akça K, İplikcioglu H, Cehreli MC: Comparison of uniaxial resistance forces of cements used with implant-supported crowns. Int J Oral Maxillofac Implant. 2002; 17(4):536-42. Akın E. Diş hekimliğinde Seramik. 3. Baskı, İstanbul Üniversitesi Basımevi ve Film Merkezi, İstanbul: 1999. Albrektsson T. Bone tissue response, in Branemark P-I, Zarb G, Alberktsson T. Tissue Integrated Prostheses. Osseointegration in Clinical Dentistry. Quintessence Pub Co Inc, Chicago 1985. Albrektsson T, Zarb G, Worthington P, Eriksson AR. The long-term efficacy of currently used dental implants: a review and proposed criteria of success. Review. Int J Oral Maxillofac Implants 1986; 1(1): 11-25. AL-Makramani BM, Razak AA, Abu-Hassan MI. Comparison of the load at fracture of Turkom-Cera to Procera AllCeram and In-Ceram all-ceramic restorations. J Prosthodont 2009; 18(6): 484-8. Alsiyabi AS, Felton DA, Cooper LF. The role of abutment-attachment selection in resolving inadequate interarch distance: a clinical report. J Prosthodont 2005; 14(3): 184-90. Anusavice KJ. Philips’ Science of dental materials. 10th ed., WB Saunders, Philadelphia: 1996; 555-81.
100
Anusavice KJ. Philips’ Science of dental materials. 11th Ed., St. Louis, Missouri: Elsevier Science, 2003. Aramouni P, Zebouni E, Tashkandi E, Dib S, Salameh Z, Almas K. Fracture resistance and failure location of zirconium and metallic implant abutments. J Contemp Dent Pract 2008; 9(7): 41-8. Ardlin BI. Transformation-toughened zirconia for dental inlays, crowns and bridges: chemical stability and effect of low-temperature aging on flexural strength and surface structure. Dent Mater 2002; 18(8): 590-595. Arısan V, Kütan E. İmplant üstü tam seramik Zirkon Post (Abutment) ve Kuronlar. J Oral İmplantology 2007; 8(1): 39-43. Arslan Malkoç M, Sevimay M. Protetik diş hekimliğinde zirkonyum ve kullanım alanları. SÜ Diş hek Fak Derg 2009; 18: 208-216. Atsu SS, Kılıçarslan MA, Küçükeşmen HC, Aka PS. Effect of zirconium-oxide ceramic surface treatments on the bond strength to adhesive resin. J Prosthet Dent 2006; 95(6): 430–436. Bayındır F, Uzun İH. Tam Seramik Kuron Sistemleri. Atatürk Üniv Diş Hek Fak Derg 2007; 2: 33-42. Bränemark PI. Osseointegration and its experimental background. J Prosthet Dent 1983; 50(3): 399-410. Bränemark PI, Zarb G, Albrektsson T. Tissue integrated prostheses. Chicago: Quintessence Pub Co Inc, 1985. Behr M, Rosentritt M, Lang R, Handel G. Glass fiber-reinforced abutments for dental implants. A pilot study. Clin Oral Implants Res 2001; 12(2): 174-8. Bernal G, Okamura M, Muñoz CA. The effects of abutment taper, length and cement type on resistance to dislodgement of cement-retained, implant-supported restorations. J Prosthodont 2003 ; 12(2): 111-5. Berner S, Dard M, Gottlow J, Molenberg A, Wieland M. Titanium-Zirconium: A novel Material for Dental Implants. European Cells and Materials 2009; 17(1): 16. Bitter K, Priehn K, Martus P, Kielbassa AM. In vitro evaluation of push-out bond strengths of various luting agents to tooth-colored posts. J Prosthet Dent 2006; 95: 302-310. Blatz MB, Sadan A, Kern M. Resin-ceramic bonding: a review of the literature. J Prosthet Dent 2003; 89(3): 268-274.
101
Blixt M, Adamczak E, Linden LA, Oden A, Arvidson K. Bonding to densely sintered alumina surfaces: effect of sandblasting and silica coating on shear bond strength of luting cements. Int J Prosthodont 2000; 13: 221-6. Breeding LC, Dixon DL, Bogacki MT, Tietge JD. Use of luting agents with an implant system: Part I. J Prosthet Dent 1992; 68(5):737-741. Bölükbaşı N. Simante ve vidalı implant üstü restorasyonların karşılaştırılması. Journal of Oral Implantology 2007; 8(1): 34-39. Carl E. Misch. Dental Implant Prosthetics. St. Louis: Mosby, 2005. Chang JC, Hart DA, Estey AW, Chan JT. Tensile bond strength of five luting agents to two CAD/CAM restorative materials and enamel. J Prosthet Dent 2003; 90: 18-23. Chee W, Jivraj S. Screw versus cemented implant supported restorations. Br Dent J 2006; 201(8):501-507. Chu KM, Tredwin CJ, Setchell DJ, Hems E. Effect of screw hole filling on retention of implant crowns. Eur J Prosthodont Restor Dent 2000; 13(4): 154-8. Clayton GH, Driscoll CF, Hondrum SO. The effect of luting agents on the retention and marginal adaptation of the CeraOne implant system. Int J Oral Maxillofac Implants 1997; 12(5): 660-5. Conrad HJ, Seong WJ, Pesun IJ. Current ceramic materials and systems with clinical recommendations: a systematic review. J Prosthet Dent 2007; 98(5): 389-404. Coşkun A, Yaluğ S. Metal Desteksiz Porselen Sistemleri. Cumhuriyet Üniv Diş Hek Fak Derg 2002; 5(2): 97-102 Covey DA, Kent DK, St Germain HA Jr, Koka S. Effects of abutment size and luting cement type on the uniaxial retention force of implant-supported crowns. J Prosthet Dent 2000; 83(3): 344-348. Creugers NH, Kreulen CM, Snoek PA, de Kanter RJ. A systematic review of single-tooth restorations supported by implants. J Dent 2000; 28: 209–217. Çapa N, Kazazoğlu E, Boşal N. Üst çene ön bölgedeki tek diş eksikliklerinde uygulanan implant destekli sabit restorasyonlar. Cumhuriyet Üniv Diş Hek Fak Derg 2007; 10(2): 128-133. Dayangaç B. Kompozit Rezin Restorasyonlar. Ankara: Günes Kitapevi, 2000. Deany IL. Recent advances in ceramics for dentistry. Crit Rev Oral Biol Med 1996; 7(2): 134-43.
102
Debnath S, Wunder SL, McCool JI, Baran GR. Silane treatment effects on glass/resin interfacial shear strengths. Dent Mater 2003; 19: 441-8. Della Bona A, Borba M, Benetti P, Cecchetti D. Effect of surface treatments on the bond strength of a zirconia-reinforced ceramic to composite resin. Braz Oral Res 2007; 21(1): 10-15. Denissen H, Dozić A, van der Zel J, van Waas M. Marginal fit and short-term clinical performance of porcelain-veneered CICERO, CEREC, and Procera onlays. J Prosthet Dent 2000; 84(5): 506-13. Denry IL, Recent Advances In Ceramics For Dentistry. Crit Rev Oral Biol Med 1996; 7(2): 134–143. Denry I, Kelly JR. State of the art of zirconia for dental applications. Dent Mater 2008; 24(3): 299-307. Derand P, Derand T. Bond strength of luting cements to zirconium oxide ceramics. Int J Prosthodont 2000; 13(2): 131-5. Diaz-Arnold AM, Vargas MA, Haselton DR. Current status of luting agents for fixed prosthodontics. J Prosthet Dent 1999; 81(2): 135-41. Dixon DL, Breeding LC, Lilly KR. Use of luting agents with an implant system: Part II. J Prosthet Dent 1992; 68(6): 885-90. Doğan E, Zaimoğlu A. Temel metal ve kor alt yapı üzerine farklı kalınlıklarda hazırlanan düşük ısı porseleninin renk stabilitesinin eskitme sonrası karşılaştırılması. A.Ü. Diş Hek Fak Derg 2006; 33(1): 107-118. Dudley JE, Richards LC, Abbott JR. Retention of cast crown copings cemented to implant abutments. Aust Dent J 2008; 53(4): 332-9. Duret F, Blouin JL, Duret B. CAD-CAM in dentistry. J Am Dent Assoc 1988; 117(6): 715-720. Ernst CP, Aksoy E, Horn JG, Stender E, Willershausen B. Retentive strength of all ceramic crowns after long-term water storage. J Dent Res 2006; 85: 122-8 Ergin S., Gemalmaz D. Retentive properties of five different luting cements on base and noble metal copings. J. Prosthet. Dent 2002; 88: 491-498. Ersu B, Yüzügüllü B, Canay Ş. Sabit Restorasyonlarda CAD/CAM Uygulamaları. Hacettepe Diş hekimliği Fakültesi Dergisi 2008; 32(2): 58-72. Ertuğrul HZ, İsmail YH. An in vitro comparison of cast metal dowel retention using various luting agents and tensile loading. J. Prosthet. Dent 2005; 93: 446-452.
103
Esquivel-Upshaw JF, Anusavice KJ, Young H, Jones J, Gibbs C. Clinical performance of a lithia disilicate-based core ceramic for three-unit posterior FPDs. Int J Prosthodont 2004; 17(4): 469-75. ESPE (1998). Clinical Report Product Dossier CoJet; No:3 Fasbinder DJ. Restorative material options for CAD/CAM restorations. Compend Contin Educ Dent 2002; 23(10): 911-6.
Di Felice R, Rappelli G, Camaioni E, Cattani M, Meyer JM, Belser UC. Cementable implant crowns composed of cast superstructure frameworks luted to electroformed primary copings: an in vitro retention study. Clin Oral Implants Res 2007; 18(1): 108-13.
Firidinoğlu K, Toksavul S, Toman M. İmplant Destekli Sabit Protezlerde Seramik Dayanak Kullanımı. EÜ Diş hek Fak Derg 2007; 28: 145-150. Fradeani M, Redemagni M. An 11-year clinical evaluation of leucite-reinforced glass-ceramic crowns: a retrospective study. Quintessence Int 2002; 33(7): 503-10. Frankerberger R., Franklin R.T.: Self-etch vs etch-and-rinse adhesives: effect of thermo-mechanical fatigue loading on marginal quality of bonded resin composite restorations. Dent Mater 2005; 21: 397-412. Friederich R, Kern M. Resin bond strength to densely sintered alumina ceramic. Int J Prosthodont 2002; 15: 333-8 Fuster-Torres MA, Albalat-Estela S, Alcañiz-Raya M, Peñarrocha-Diago M. CAD / CAM dental systems in implant dentistry: update. Med Oral Patol Oral Cir Bucal 2009; 14(3): 141-145. Glauser R, Sailer I, Wohlwend A, Studer S, Schibli M, Schärer P. Experimental zirconia abutments for implant-supported single-tooth restorations in esthetically demanding regions: 4-year results of a prospective clinical study. Int J Prosthodont 2004; 17(3): 285-90. Giglio GD. Abutment selection in implant-supported fixed prosthodontics. Int J Periodontics Restorative Dent 1999; 19(3): 233-41. Gotfredsen K. A 5-year prospective study of single-tooth replacements supported by the Astra Tech implant: a pilot study. Clin Implant Dent Relat Res 2004; 6: 1–8. Guazzato M, Albakry M, Quach L, Swain MV. Influence of surface and heat treatments on the flexural strength of a glass-infiltrated alumina/zirconia-reinforced dental ceramic. Dent Mater 2005; 21(5): 454-63. Gökçe HS, Beydemir B. Yüksek Dirençli Seramik Sistemlerin Dayanıklılığı. Gülhane Tıp Dergisi 2002; 44(4): 457–463.
104
Gültekin. A, Özgen M, Bayraktar M, Şiraliyev Ş, Akıllı E, Yalçın S. The Clinical Evaluation of İmplant Supported Full Ceramic Zirconium Screw-Retained Prosthesis: 1 Year Pilot Study. Journal of Oral İmplantology 2007; 8(1): 50-56. Güngör H, Holoğlu B, Duymuş ZY. Diş hekimlerinin implant planlamasında kullanılan radyografi teknikleri konusundaki tercihlerinin değerlendirilmesi. Atatürk Üniv Diş Hek Fak Derg 2008; 18(2): 60-65. Hallgren C, Sawase T, Ortengren U, Wennerberg A. Histomorphometric and mechanical evaluation of the bone-tissue response to implants prepared with different orientation of surface topography. Clin Implant Dent Relat Res 2001; 3(4): 194-203. Hebel KS, Gajjar RC. Cement-retained versus screw-retained implant restorations: achieving optimal occlusion and esthetics in implant dentistry. J Prosthet Dent 1997; 77(1): 28-35. Heydecke G, Butz F, Binder JR, Strub JR. Material characteristics of a novel shrinkage-free ZrSiO(4) ceramic for the fabrication of posterior crowns. Dent Mater 2007; 23(7): 785-91. Hisbergues M, Vendeville S, Vendeville P. Zirconia: Established facts and perspectives for a biomaterial in dental implantology. J Biomed Mater Res B Appl Biomater 2009; 88(2): 519-29.
Holst S, Blatz MB, Hegenbarth E, Wichmann M, Eitner S. Prosthodontic considerations for predictable single-implant esthetics in the anterior maxilla. J Oral Maxillofac Surg 2005; 63: 89–96.
Hooshmand, T., Van Noort, R., Keshvad, A., Bond durability of the resin-bonded and silane treated ceramic surface. Dent Mater 2002; 18: 179-188. IPS e-max Scientific Documentation (2005) Ivoclar-Vivadent
Jemt T. Customized titanium single-implant abutments: 2-year follow-up pilot study. Int J Prosthodont 1998; 11: 312–316.
Van der Zel JM.. Zirconia ceramic in dental CAD-CAM. Journal of Dental Technology. 2007; 17-24. Kaar D, Oshida Y, Andres CJ, Barco MT, Platt JA. The effect of fatigue damage on the force required to remove a restoration in a cement-retained implant system. J Prosthodont. 2006; 15(5): 289-94. Karaalioğlu OF, Duymuş ZY. Diş hekimliğinde uygulanan CAD/CAM sistemleri. Atatürk Üniv Diş Hek Fak Derg 2008; 18(1): 25-32.
105
Kelly JR, Campbell SD. Ceramics in dentistry. J Prosthet Dent 1996; 75(1): 18-32. Kelly JR, Denry I. Stabilized zirconia as a structural ceramic: an overview. Dent Mater 2008; 24(3): 289-98.
Kent DK, Koka S, Froeschle ML. Retention of cemented implant-supported restorations. J Prosthodont 1997; 6(3): 193-6.
Kern M, Wegner SM. Bonding to zirconia ceramic: adhesion methods and their durability. Dent Mater 1998; 14(1): 64-71.
Koka S, Ewoldsen NO, Dana CL, Beatty MW. The effect of cementing agent and technique on the retention of a CeraOne gold cylinder: a pilot study. Implant Dent 1995; 4(1): 32-5.
Kokubo Y, Kano T, Tsumita M, Sakurai S, Itayama A, Fukushima S. Retention of zirconia copings on zirconia implant abutments cemented with provisional luting agents. J Oral Rehabil 2010; 37(1): 48-53.
Kosmac T, Oblak C, Jevnikar P, Funduk N, Marion L. The effect of surface grinding and sandblasting on flexural strength and reliability of Y-TZP zirconia ceramic. Dent Mater 1999; 15(6): 426-33. Kucey BK, Fraser DC. The Procera abutment--the fifth generation abutment for dental implants. J Can Dent Assoc 2000; 66(8): 445-9. Küçükeşmen HC, Küçükeşmen Ç, Öztaş D, Kaplan R. Farklı tiplerdeki geleneksel ve rezin-modifiye cam iyonomer simanların su emilimi ve suda çözünürlüğü. A.Ü. Diş Hek Fak Derg 2005; 32(1): 25-34. Lee A, Okayasu K, Wang HL. Screw- versus cement-retained implant restorations: current concepts. Implant Dent 2010; 19(1): 8-15.
Lekholm U, Gunne J, Henry P, Higuchi K, Linde´n U, Bergstrom C, van Steenberghe D. Survival of the Bränemark implant in partially edentulous jaws: a 10-year prospective multicenter study. Int J Oral Maxillofac Implants 1999; 14: 639–645.
Lewis S. Anterior single-tooth implant restorations. Int J Periodontics Restorative Dent 1995; 15(1): 30-41.
Lindh T, Gunne J, Tillberg A, Molin M. A meta-analysis of implants in partial edentulism. Clin Oral Implants Res 1998; 9: 80–90.
Liu PR. A panorama of dental CAD/CAM restorative systems. Compend Contin Educ Dent 2005; 26(7): 507-8.
106
Liu PR, Essig ME. Panorama of dental CAD/CAM restorative systems. Compend Contin Educ Dent 2008; 29(8): 482-493. Maeyama H, Sawase T, Jimbo R, Kamada K, Suketa N, Fukui J, Atsuta M. Retentive strength of metal copings on prefabricated abutments with five different cements. Clin Implant Dent Relat Res 2005; 7(4): 229-34. Manicone PF, Rossi Iommetti P, Raffaelli L. An overview of zirconia ceramics: basic properties and clinical applications. J Dent 2007; 35(11): 819-26. Marquardt P, Strub JR. Survival rates of IPS empress 2 all-ceramic crowns and fixed partial dentures: results of a 5-year prospective clinical study. Quintessence Int 2006; 37(4): 253-9. Marshall SJ, Bayne SC, Baier R, Tomsia AP, Marshall GW. A review of adhesion science. Dent Mater 2010; 26(2): 11-6. Mc Laren EA. All-ceramic alternatives to conventional metal-ceramic restorations. Compend Contin Educ Dent 1998; 19(3): 307-8. Mc Laren EA, Terry DA. CAD/CAM systems materials and clinical guidelines for all-ceramic crowns and fixed partial dentures, Compend Contin Educ Dent 2002; 23: 637-653 Mc Lean JW. The nature of dental ceramics and their clinical use. In: The science and art of dental ceramics. Vol.1, 1th ed., Illinois: Quintessence Pub. Co, 1979. McLean JW. Evolution of dental ceramics in the twentieth century. J Prosthet Dent 2001; 85(1): 61-6. Mehl C, Harder S, Wolfart M, Kern M, Wolfart S. Retrievability of implant-retained crowns following cementation. Clin Oral Implants Res 2008; 19(12): 1304-11. Miyazaki T, Hotta Y, Kunii J, Kuriyama S, Tamaki Y. A review of dental CAD/CAM: current status and future perspectives from 20 years of experience. Dent Mater J 2009; 28(1): 44-56.
Morgano SM, Haddad MJ. Design for artificial crown cemented to custom implant abutment. J Prosthet Dent 1994; 72(3): 344-5.
Müjdeci A, Gokay O. The effect of airborne-particle abrasion on the shear bond strength of four restorative materials to enamel and dentin. J Prosthet Dent 2004; 92(3): 245-9. Nağaş IÇ, Ergün G. Zirkonya seramiklerin diş hekimliğindeki yeri ve geleceği. GÜ Diş Hek Fak Derg 2008; 25(3): 51-60.
107
Nalbant D. Rezin modifiye cam iyonomer simanlar. GÜ Diş hek Fak Derg 2002; 19(1): 47-51. Nayır E. Diş hekimliği Maddeler Bilgisi. 7. Baskı, İstanbul: İ.Ü. Basımevi, 1999. O’Brien WJ. Dental Materials and Their Selection. 3rd Ed., Chicago: Quintessence Publishing Co., 2002.
Ongthiemsak C, Mekayarajjananonth T, Winkler S, Boberick KG. The effect of compressive cyclic loading on retention of a temporary cement used with implants. J Oral Implantol 2005; 31(3): 115-20.
Özcan M, Vallittu PK. Effect of surface conditioning methods on the bond strength of luting cement to ceramics. Dent Mater 2003;19:725-31.
Özcelik TB, Yilmaz B. A laboratory procedure for optimal implant abutment preparation. J Prosthodont 2009; 18(6): 537-40.
Özkurt Z, Kazazoğlu E. Clinical success of zirconia in dental applications. J Prosthodont 2010; 19(1): 64-8.
Öztürk Ö, Uludağ B. Kompozit rezin esaslı yapıştırma simanları ve adeziv simantasyon tekniği. TDB Dergisi 2002; 66: 33-39. Peumans M., Munck J., Fieuws S., Lambrechts Pç, Vanherle G., Van Meerbeck B. A Prospective Ten-year Clinical Trial of Porcelain Veneers. J Adhes Dent 2004; 6: 65-76. Piconi C, Maccauro G. Zirconia as a ceramic biomaterial. Biomaterials 1999; 20(1): 1-25. Piemjai M. Effect of seating force, margin design, and cement on marginal seal and retention of complete metal crowns. Int J Prosthodont. 2001; 14(5): 412-6. Pilathadka S, Vahalová D, Vosáhlo T. The Zirconia: a new dental ceramic material. An overview. Prague Med Rep 2007; 108(1): 5-12. Piwowarczyk A, Lauer HC, Sorensen JA. The shear bond strength between luting cements and zirconia ceramics after two pre-treatments. Oper Dent 2005; 30(3): 382-8. Prestipino V, Ingber A. Esthetic high-strength implant abutments. Part I. J Esthet Dent 1993; 5(1): 29-36. Priest G. Virtual-designed and computer-milled implant abutments. J Oral Maxillofac Surg 2005; 63(9): 22-32. Qualtrough AJ, Piddock V. Ceramics update. J Dent 1997; 25(2): 91-5.
108
Rappelli G, Corso M, Coccia E, Camaioni E, Di Felice R, Procaccini M. In vitro retentive strength of metal superstructures cemented to solid abutments. Minerva Stomatol 2008; 57(3): 95-101.
Razzoog ME, Lang LA, McAndrew KS. AllCeram crowns for single replacement implant abutments. J Prosthet Dent 1997; 78: 486-9. Renouard F, Rangert B. Risk Factors in Implant Dentistry. Chicago: Quintessence, 1999: p. 51-53. Rekow ED. Dental CAD/CAM systems: a 20-year success story. J Am Dent Assoc 2006; 137:5-6. Rimondini L, Cerroni L, Carrassi A, Torricelli P. Bacterial colonization of zirconia ceramic surfaces: an in vitro and in vivo study. Int J Oral Maxillofac Implants 2002; 17(6): 793-8. Rizkalla AS, Jones DW. Mechanical properties of commercial high strength ceramic core materials. Dent Mater 2004; 20(2): 207-12. Romeo E, Chiapasco M, Ghisolfi M, Vogel G. Long-term clinical effectiveness of oral implants in the treatment of partial edentulism. Seven-year life table analysis of a prospective study with ITI dental implants system used for single-tooth restorations. Clin Oral Implants Res 2002: 13: 133–143. Rosenblum MA, Schulman A. A review of all-ceramic restorations. J Am Dent Assoc 1997; 128(3): 297-307. Rosenstiel SF, Land MF, Fujimoto J. Contemporary Fixed Prosthodontics. 4th Ed. St Louis: Mosby, 2006: p. 420-421. Sadan A, Blatz MB, Salinas TJ, Block MS. Single-implant restorations: a contemporary approach for achieving a predictable outcome. J Oral Maxillofac Surg 2004; 62(9): 73-81. Sahmali S, Demirel F, Saygili G. Comparison of in vitro tensile bond strengths of luting cements to metallic and tooth-colored posts. Int J Periodontics Restorative Dent 2004; 24(3): 256-63. Salihoğlu E. Farklı zirkonya sistemlerinde glazür ve termal siklus uygulamalarından sonra kırılganlık ve mikrosertlik değişimleri. Yeditepe Üniversitesi Sağlık Bilimleri Enstitüsü, Doktora tezi, İstanbul,(Prof. Dr. Ender Kazazoğlu), 2009. Sandallı P. Oral İmplantoloji. İstanbul: Erler matbaacılık, 2000. Scarano A, Piattelli M, Caputi S, Favero GA, Piattelli A. Bacterial adhesion on commercially pure titanium and zirconium oxide disks: an in vivo human study. J Periodontol 2004; 75(2): 292-6.
109
Schroeder A, Sutter F, Krekeler G. Oral Implantology. New York: Thieme Medical Publishers Inc., 1991: p. 5-58.
Sheets JL, Wilcox C, Wilwerding T. Cement selection for cement-retained crown technique with dental implants. J Prosthodont 2008 ; 17(2): 92-6.
Shillingburg HT, Hobo S, Whitsett LD, Jacobi R, Brackett SE. Fundementals of Fixed Prosthodontics. 3rd Ed., London: Quintessence Publishing Co., 1997: p. 400-405, 433-452. Singer A, Serfaty V. Cement-retained implant-supported fixed partial dentures: a 6-month to 3-year follow-up. Int J Oral Maxillofac Implants 1996; 11: 645–649. Spiekermann H, Donalt K, Hassel T. Color atlas of dental medicine implantology. Rateitschak KH, Eds. Newyork: 1995. SPSS Inc. SPSS for Windows. Version 11.00, Chicago, 2008. Squier RS, Agar JR, Duncan JP, Taylor TD. Retentiveness of dental cements used with metallic implant components. Int J Oral Maxillofac Implants 2001; 16(6): 793-8. Smales R. Longevity of a resin-modified glass ionomer cement and a polyacid modified resin composite restoring non-carious cervical lesions in a general dental practice. Aust Dent J 2004; 49(4): 196-200. Strub JR, Rekow ED, Witkowski S. Computer-aided design and fabrication of dental restorations: current systems and future possibilities. J Am Dent Assoc 2006; 137(9): 1289-96. Sukumaran VG, Bharadwaj N. Ceramics in Dental Applications Trends Biomater. Artif Organs 2006; 20(1): 7-11. Şahmalı S, Demirel F, Saygılı G. Comparison of in vitro tensile bond strengths of luting cements to metallic and tooth-colored posts. Int J Periodontics Restorative Dent 2004; 24(3): 256-63. Şener ID, Türker B. Kimyasal Yapılarına Göre Tam Seramik Restorasyonlar. Atatürk Üniv Diş Hek Fak Derg 2009; 19(1): 61-67. Tabar G. Total dişsiz hastalar için implant destekli sabit protetik restorasyonların tedavi planlamasında ve uygulamasında kullanılan bilgisayar destekli dizayn ve üretim (cad-cam) yönteminin geleneksel yöntemle karşılaştırılması. İstanbul Üniversitesi Sağlık Bilimleri Enstitüsü, Doktora tezi, İstanbul, Prof. Dr. Çetin Sevük, 2005. Tecnical Product Profile: RelyX Self-adhesive Resin Cement, 3M ESPE Research and Development Scientific Service, 2002.
110
Tan PL, Dunne JT Jr. An esthetic comparison of a metal ceramic crown and cast metal abutment with an all-ceramic crown and zirconia abutment: a clinical report. J Prosthet Dent 2004; 91(3): 215-8. Toman M, Toksavul S, Firidinoğlu K. Tüm seramik restorasyonlar ve klinik uygulaması: olgu sunumu. Cumhuriyet Üniv Diş Hek Fak Derg 2008; 11(1): 49-52 Tonetti MS. Determination of the success and failure of root-form osseointegrated dental implants. Adv Dent Res 1999; 13: 173-80. Tosun T. Zirkonyum, Zirkonyum oksit seramikleri ve diş hekimliğinde kulanım alanları -I- Kuron ve Köprü Protezlerinde Zirkonyum. Dentalife 2007. Trier AC, Parker MH, Cameron SM, Brousseau JS. Evaluation of resistance form of dislodged crowns and retainers. J Prosthet Dent 1998; 80(4): 405-9. Tulunoğlu İ, Çiftçi Y, Muhtaroğulları M, Müftü A. Prepare edilmiş diş ve implantüstü desteklerde kullanılan iki geçici ve bir daimi yapıştırma yönteminin çekme dayanıklılığının değerlendirilmesi. Hacettepe Diş hekimliği Fakültesi Dergisi 2005; 29(3): 51-56. Türkaslan S, Baykul T, Özarslan MM, Fındık Y. ITI İmplantları İle Tedavi Edilen Hastaların Klinik Değerlendirilmesi. Türk Diş hekimliği Dergisi 2009;74(16): 18-21. Uzer Çelik E, Ermiş BR. Koruyucu Rezin Uygulamasının Yüksek Viskoziteli Geleneksel Cam İyonomer Simanın Mikrosertliği Üzerine Etkisinin In Vıtro Olarak Değerlendirilmesi. Cumhuriyet Üniv Diş Hek Fak Derg 2008; 11(2): 91-95 Vagkopoulou T, Koutayas SO, Koidis P, Strub JR. Zirconia in dentistry: Part 1. Discovering the nature of an upcoming bioceramic. Eur J Esthet Dent 2009; 4(2): 130-51. Vigolo P, Fonzi F, Majzoub Z, Cordioli G. An in vitro evaluation of ZiReal abutments with hexagonal connection: in original state and following abutment preparation. Int J Oral Maxillofac Implants 2005; 20(1): 108-14. Voitik AJ. CT data and its CAD and CAM utility in implant planning: part I. J Oral Implantol 2002; 28(6): 302-3. Vult Von Steyern P, Ebbesson S, Holmgren J, Haag P, Nilner K. Fracture strength of two oxide ceramic crown systems after cyclic pre-loading and thermocycling. J Oral Rehabil 2006; 33: 682- 689. Wataha JC. Materials for endoosseous dental implants. J Oral Rehabil 1996; 23: 79-90.
111
Watanabe EK, Yamashita A, Imai M, Yatani H, Suzuki K. Temporary cement remnants as an adhesion inhibiting factor in the interface between resin cements and bovine dentin. Int J Prosthodont 1997; 10(5): 440-52. Watkin A, Kerstein RB. Improving darkened anterior peri-implant tissue color with zirconia custom implant abutments. Compend Contin Educ Dent 2008; 29(4): 238-40. Wegner SM, Gerdes W, Kern M. Effect of different artificial aging conditions on ceramic composite bond strength, Int J Prosthodont 2002; 15: 267-272 Yavuzyılmaz H, Turhan B, Bavbek B, Kurt E. Tam seramik sistemleri I. Gazi Üniv Diş Hek Fak Derg 2005; 22: 41-48. Yavuzyılmaz H, Turhan B, Kurt E, Baybek B. Tam porselen sistemleri II. Gazi Üniv Diş Hek Fak Derg 2005; 22(1): 49-60. Yıldırım M, Edelhoff D, Hanisch O, Spiekermann H. Ceramic abutments – a new era in achieving optimal esthetics in implant dentistry. Int J Periodontics Restorative Dent 2000; 20: 81–91. Yüzügüllü B, Avcı M. Maksiller anterior bölgede estetik implant dayanak seçimi. ADO Klinik Bilimler Dergisi 2008; 2(2):116-122.
Zaimoğlu A ve Can G. Sabit Protezler. Ankara: AÜ Diş hekimliği Fakültesi Yayınları, 2004.
112
ÖZGEÇMİŞ 21 Nisan 1978’de Ankara’da doğdu. İlköğrenimini Demetevler İlkokulu, orta ve lise
öğrenimini Çankaya Anadolu Lisesi’nde tamamladı.
1997 yılında Gazi Üniversitesi, Diş hekimliği Fakültesi’nde lisans eğitimine başladı.
2002 yılında Gazi Üniversitesi Diş Hekimliği Fakültesi’ nden mezun oldu.
2004 yılında Süleyman Demirel Üniversitesi, Diş Hekimliği Fakültesi, Protetik Diş
Tedavisi Anabilim Dalı’nda doktora eğitimine başladı. Halen doktora çalışmalarına
devam etmektedir.