8
Ç‹ZG‹M‹ZAH/Atila Özer Klasik Müzik Resitali Doç. Toros CAN Yer: AKM Opera ve Bale Salonu Saat: 20:00 Anadolu Üniversitesi Resital Tiyatro 22 Şubat Cuma 25 Şubat Pazartesi www.ahaber.anadolu.edu.tr ANADOLU ÜNİVERSİTESİ HAFTALIK İLETİŞİM GAZETESİ SAYI: 451 22 - 28 ŞUBAT 2008 Spor Hekimliği Semineri Yer: Eczacılık Fakültesi Saat: 09:00-12:00/14:00-17:00 Eskişehir Tabipler Odası ve Sağlık Kulübü Röportaj Küresel ısınmadan önce küresel yoksulluk kapımızda 7. SAYFADA Öğrenci görüşü Neden devlet üniversitesinde okumayı tercih ettiniz? 8. SAYFADA Macbeth Yönetmen: Gökhan SOYLU Yer: AKM Oda Tiyatrosu Saat: 19:00 Tiyatro Anadolu KAMPUSTE NELER VAR? ? 21 Şubat Perşembe Klasik Müzik Resitali Öğr. Gör. Asu KARADUT Yer: Salon 2003 Saat: 20:00 Devlet Konservatuvarı Resital Seminer 50. yıl kutlama programı 2 20 00 06 6 ö öğ ğr re et ti i m m y yı ıl l ı ı n nd da a A An na ad do ol l u u Ü Ün ni iv ve er rs si it t e es si i n nd de ek ki i a ar ra aş şt t ı ır rm ma al l a ar ra a d de es st te ek k s sa ağ ğl l a ay ya an n k ku ur r u um ml l a ar rı ın n m ma al l i i d de es st te eğ ği i Üniversitemiz 50. Yıl Kutlamaları Etkinlik Programı’nda bilimsel, sa- natsal ve kültürel etkinliklerin yanı- sıra şenlik ve yarışmalar da yer ala- cak. 50. yılda her ay farklı bir etkin- lik gerçekleştirilecek. 6. SAYFADA Avrupa’ya başvuru Avrupa Üniversiteler Birli- ği’ne gönderilen Anadolu Üni- versitesi Özdeğerlendirme Ra- poru, üniversitemizin şuanki va- rolan durumunu yansıtıyor. Kaliteye dönük çalışmala- ra yardımcı olacak rapor, üni- versitemizin tarafsız bir dış ku- rum tarafından ölçülmesi ve değerlendirilmesini amaçlıyor. Üniversitemiz öğretim ele- manları ve öğrencilerinin görüş ve önerilerine açılan rapora in- ternet üzerinde “örgün öğrenci hizmetleri”nden erişilebiliyor. Rektör Yardımcısı Prof. Dr. Atila Barkana raporun, üniver- sitemizin ileriye dönük yatırım ve çalışmaları için bir alt yapı ni- teliği taşıdığını söyledi. 3’DE Özdeğerlendirme raporu geleceğe ışık tutacak Yard. Doç. Dr. Feyyaz Bodur’un sanal fotoğraf sergisi ziyaretlerinizi bekliyor 5. SAYFADA 26 Şubat Salı Sanatçı Dayanışmaları/1960'lı Yıllar İtalyan Endüstriyel Tasa- rım Çağında Seramikçi Lucio Fontana ile Tecno Şirketi Prof. Isabella AMAUZZI Yer: GSF Konferans Salonu Saat: 14:00 Güzel sanatlar Fakültesi Seminer Radyo A’da programcı olmak ister misiniz? 6. SAYFADA Tarafsız inceleme İnternetten okunabilir Geleceğe hazırlık EMYO’dan aşure ziyafeti Tezler Sahne sanatlarında kostüm tasarımı 2. SAYFADA Kadına yönelik şiddetle mücadele için “Şiddete karşı bin kişiye eğitim” 3. SAYFADA Türkiye’de markalaşma Anadolu’dan İstanbul’a kültür merkezi Anadolu Üniversitesi İstanbul Sanat ve Kültür Merkezi, Eğitim Fakültesi öğretim elemanlarının resim sergisi ile hizmete girdi. 6. SAYFADA Sergide sanatçılar, akademisyenler, sanat eleştirmenleri ve İstanbullu sanatseverler bir araya geldi. 43.294.419 YTL Anadolu’dan İstanbul’a kültür merkezi İşletme Fakültesi Öğretim Üyesi Prof. Dr. Yavuz Odabaşı, TVA’da ya- yınlanan Sesli Düşünceler programı- na konuk oldu. Odabaşı, marka ve Türkiye’de markalaşma ile ilgili bilgi- ler verdi. 4. SAYFADA Eskişehir Meslek Yüksek Okulu düzenlediği aşure günüyle öğrencileri sevindirdi. Üniversi- temizin kuruluşunun 50’nci yılı kutlamaları çerçevesinde düzenlenen etkinlik 19 Şubat Salı günü gerçekleştirildi. Aşure dağıtımı, so- ğuk havaya rağmen özellikle öğrenciler tara- fından ilgiyle karşılandı.

 · AraS. Gör. Onur BEKQROOLU, Seza ZERMAN. Görsel Yönetmenler: Yard. Doç. Dr. Sibel ONURSOY, ÖPr. Gör. Cemalettin YILDIZ ANADOLU HABER T el fon :( 2) 35 08 -1 79 Fax 4 e-m

  • Upload
    others

  • View
    5

  • Download
    0

Embed Size (px)

Citation preview

Page 1:  · AraS. Gör. Onur BEKQROOLU, Seza ZERMAN. Görsel Yönetmenler: Yard. Doç. Dr. Sibel ONURSOY, ÖPr. Gör. Cemalettin YILDIZ ANADOLU HABER T el fon :( 2) 35 08 -1 79 Fax 4 e-m

Ç‹ZG‹M‹ZAH/Atila Özer

Klasik Müzik ResitaliDoç. Toros CANYer: AKM Opera veBale SalonuSaat: 20:00Anadolu Üniversitesi

Resital

Tiyatro

22 Şubat Cuma

25 Şubat Pazartesi

w w w . a h a b e r . a n a d o l u . e d u . t r A N A D O L U Ü N İ V E R S İ T E S İ H A F T A L I K İ L E T İ Ş İ M G A Z E T E S İ S A Y I : 4 5 1 2 2 - 2 8 Ş U B A T 2 0 0 8

Spor Hekimliği SemineriYer: Eczacılık FakültesiSaat: 09:00-12:00/14:00-17:00Eskişehir Tabipler Odası veSağlık Kulübü

Röportaj� Küresel ısınmadanönce küresel yoksullukkapımızda 7. SAYFADA

Öğrenci görüşü� Neden devlet

üniversitesinde okumayıtercih ettiniz? 8. SAYFADA

MacbethYönetmen: Gökhan SOYLUYer: AKM Oda TiyatrosuSaat: 19:00Tiyatro Anadolu

KAMPUSTE NELER VAR??

21 Şubat Perşembe

Klasik Müzik ResitaliÖğr. Gör. Asu KARADUTYer: Salon 2003Saat: 20:00Devlet Konservatuvarı

Resital

Seminer

50. yıl kutlamaprogramı

22000066 ööğğrreettiimm

yyııllıınnddaa AAnnaaddoolluu

ÜÜnniivveerrssiitteessii’’nnddeekkii

aarraaşşttıırrmmaallaarraa

ddeesstteekk ssaağğllaayyaann

kkuurruummllaarrıınn

mmaallii ddeesstteeğğii

� Üniversitemiz 50. Yıl KutlamalarıEtkinlik Programı’nda bilimsel, sa-natsal ve kültürel etkinliklerin yanı-sıra şenlik ve yarışmalar da yer ala-cak. 50. yılda her ay farklı bir etkin-lik gerçekleştirilecek. 6. SAYFADA

Avrupa’ya başvuru

� Avrupa Üniversiteler Birli-ği’ne gönderilen Anadolu Üni-versitesi Özdeğerlendirme Ra-poru, üniversitemizin şuanki va-rolan durumunu yansıtıyor.

� Kaliteye dönük çalışmala-ra yardımcı olacak rapor, üni-versitemizin tarafsız bir dış ku-rum tarafından ölçülmesi vedeğerlendirilmesini amaçlıyor.

� Üniversitemiz öğretim ele-manları ve öğrencilerinin görüşve önerilerine açılan rapora in-ternet üzerinde “örgün öğrencihizmetleri”nden erişilebiliyor.

� Rektör Yardımcısı Prof. Dr.Atila Barkana raporun, üniver-sitemizin ileriye dönük yatırımve çalışmaları için bir alt yapı ni-teliği taşıdığını söyledi. 3’DE

Özdeğerlendirme raporugeleceğe ışık tutacak

� Yard. Doç. Dr. Feyyaz Bodur’un sanal fotoğraf sergisi ziyaretlerinizi bekliyor 5. SAYFADA

26 Şubat Salı

Sanatçı Dayanışmaları/1960'lıYıllar İtalyan Endüstriyel Tasa-rım Çağında Seramikçi LucioFontana ile Tecno ŞirketiProf. Isabella AMAUZZIYer: GSF Konferans SalonuSa at: 14:00Güzel sanatlar Fakültesi

Seminer

� Radyo A’da programcı olmakister misiniz? 6. SAYFADA

Tarafsız inceleme İnternetten okunabilir Geleceğe hazırlık

EMYO’dan aşure ziyafeti

Tezler� Sahne sanatlarında

kostüm tasarımı 2. SAYFADA

� Kadına yönelik şiddetle mücadele için “Şiddete karşı bin kişiye eğitim” 3. SAYFADA

Türkiye’demarkalaşma

Anadolu’dan İstanbul’a kültür merkezi

� AAnnaaddoolluu ÜÜnniivveerrssiitteessii İİssttaannbbuull SSaannaatt vvee KKüüllttüürrMMeerrkkeezzii,, EEğğiittiimm FFaakküülltteessii ööğğrreettiimm eelleemmaannllaarrıınnıınn rreessiimm sseerrggiissii iillee hhiizzmmeettee ggiirrddii.. 66.. SSAAYYFFAADDAA

Sergide sanatçılar, akademisyenler, sanat

eleştirmenleri ve İstanbullu sanatseverler

bir araya geldi.

43.294.419 YTL

Anadolu’dan İstanbul’a kültür merkezi

� İşletme Fakültesi Öğretim ÜyesiProf. Dr. Yavuz Odabaşı, TVA’da ya-yınlanan Sesli Düşünceler programı-na konuk oldu. Odabaşı, marka veTürkiye’de markalaşma ile ilgili bilgi-ler verdi. 4. SAYFADA

� Eskişehir Meslek Yüksek Okulu düzenlediğiaşure günüyle öğrencileri sevindirdi. Üniversi-temizin kuruluşunun 50’nci yılı kutlamalarıçerçevesinde düzenlenen etkinlik 19 ŞubatSalı günü gerçekleştirildi. Aşure dağıtımı, so-ğuk havaya rağmen özellikle öğrenciler tara-fından ilgiyle karşılandı.

Page 2:  · AraS. Gör. Onur BEKQROOLU, Seza ZERMAN. Görsel Yönetmenler: Yard. Doç. Dr. Sibel ONURSOY, ÖPr. Gör. Cemalettin YILDIZ ANADOLU HABER T el fon :( 2) 35 08 -1 79 Fax 4 e-m

Sahibi: Rektör Prof. Dr. Fevzi SÜRMELİ[email protected]

Genel Yayın Yönetmeni: Prof. Dr. Ö. Zühtü ALTAN [email protected]

Medya Merkezi Koordinatörü: Prof. Dr. A. Murat [email protected]

Sorumlu Yazı İşleri Müdürü: Doç. Dr. Erkan YÜ[email protected]

Yayın Koordinatörü: Uzman Ufuk TOZELİ[email protected]

Editörler: Araş. Gör. Çağdaş CEYHAN, Araş. Gör. Pelin ÖGÜT,Araş. Gör. Onur BEKİROĞLU, Seza ZERMAN.

Görsel Yönetmenler: Yard. Doç. Dr. Sibel ONURSOY, Öğr. Gör. Cemalettin YILDIZ

ANADOLU HABER Telefon: (222) 335 05 80 - 1790 Fax: (222) 330 74 40

e-mail: [email protected]

Haber Merkezi: (222) 335 05 80 - 24 96 - 24 97

Yıl: 10 Sayı: 451Cuma günleri yayımlanır

Anadolu Üniversitesi Basımevi’nde 5000 adet basılmıştır Yayın Türü: Yerel süreli yayın Bas›m tarihi: 22 Şubat 2008

ISSN 1302-0005

AnadoluHaberEditör: Araş. Gör. Çağdaş CEYHANTasarım: Ali Emre DİNGİL2 T E Z L E R

Yüksek Lisans TeziYüksek Lisans Tezi

Araştırma Görevlisi A. Seçil TekinSAHNE SANATLARINDA KOSTÜM TASARIM SÜRECİ VE BU SÜREÇ İÇİNDE İSTANBUL DEVLET OPERA VE BALESİ’NDE SAHNELENEN ESERLERİN İNCELENMESİ

� Anadolu Üniversitesi Fen FakültesiAraştırma Görevlisi Bilge Erdem, Doç.Dr. A. Safa Özcan danışmanlığında “Na-Bentonit ve Organo-Bentonit Üzeri-ne Boya Adsorpsiyonunun İncelenme-si” isimli yüksek lisans tezinde doğal birkil olan Na-bentonit ve yüzey aktifmadde ile modifiye edilmiş bentonitüzerine Asit Mavisi 193 (AM193) boya-sının adsorpsiyonu inceledi.Bilge Er-dem, birçok endüstri fabrikalarınınözellikle de tekstil fabrikalarının atık su-larında çeşitli boyarmaddeler ve yük-sek oranda organik katkı maddeler bu-lunduğunu belirtti. Bu maddelerin su

kaynaklarının kirlenmesine yok açtığı-nı ifade eden Erdem ayrıca bunlarınçevreye verilmesinin de insan sağlığıüzerinde zararlı etkiler bıraktığını açık-ladı. Erdem “Atıksulardan boyarmad-de arıtımında çeşitli biyolojik ve kim-yasal yöntemler uygulanmaktadır. Bu-nunla birlikte birçok boyarmadde kar-maşık organik yapısından dolayı biyo-lojik olarak bozunmaya, ve ışığa karşıdirençlidirler. Bu durum, araştırmacı-ları atık su arıtımında daha etkili yön-temler bulmaya yöneltmektedir. Buyöntemlerden birisi olan adsorpsiyon,kolay uygulanabilir olmasının yanın-

da, diğer yöntemlere göre daha az atıkiçermesi ve yüksek verimde boya arıtı-mı sağlayabilmesi gibi üstünlüklere sa-hiptir” dedi. Erdem, yapmış olduğu ça-lışmaya yönelik şu bilgileri verdi “Tezkapsamında doğal bir kil olan Na-ben-tonit ve yüzey aktif madde ile modifiyeedilmiş bentonit üzerine Asit Mavisi193 (AM193) boyasının adsorpsiyonuincelenmiş, Na-bentonitin modifiyeedilmesiyle elde edilen organo-bento-nitin adsorpsiyon değerlerinde Na-bentonite göre dikkate değer artışlargözlenmiştir. Ayrıca adsopsiyon üzeri-ne çözelti pH’ının, çözeltideki boyar-

madde miktarının, adsorpsiyon süre-sinin ve adsorpsiyon ortam sıcaklığınınetkisi incelenmiştir. Deneysel verilerkullanılarak adsorpsiyona ilişkin hız sa-bitleri, izoterm sabitleri ve termodina-mik parametreler hesaplanmış ve ad-sorpsiyon süreci hakkında ayrıntılı bil-gi elde edilmiştir.” Erdem, sonuç olarakyaptıkları çalışma ile atıksulardanAM193 boyarmaddesinin arıtılmasın-da Na-bentonit üzerine adsorpsiyonunetkili bir yöntem olduğunu ifade etti.Bilge Erdem, Na-bentonitin yüzeyaktif madde ile modifiye edil-mesiyle adsorpsiyonun daha da

etkin bir şe-kilde ger-çekleştiği-ni sözle-rine ek-ledi.

Yüksek Lisans Tezi

Araştırma Görevlisi Bilge ErdemNA-BENTONİT ve ORGANO-BENTONİT ÜZERİNE BOYA ADSORPSİYONUNUN İNCELENMESİ

� Anadolu Üniversitesi Mühen-dislik Mimarlık Fakültesi MalzemeBilimi ve Mühendisliği BölümüAraştırma Görevlisi Nihan Tuncer“Metalik Köpük MalzemelerinÜretimi ve Karakterizasyonu”isimli yüksek lisans tezindegöreceli yoğunluk, iç-yapı özellikleri vebasma davranışıgibi özelliklerinkontrol edilebi-lirliğinin ince-lemeyi amaçla-dı. Yard. Doç.Dr. Gürsoy Ars-lan’ın danış-manlığında hazır-lanan yüksek li-sans tezi 2006 yılındatamamlandı.

Nihan Tuncer, çalışmada baş-langıç toz boyutu, yer tutucu cinsive miktarı, sinterleme sıcaklığı gi-bi süreç parametrelerinin kulla-nıldığına değindi. Tuncer “Metalik

köpükler düşük yoğunluk, mü-kemmel mekanik, ısıl, elektrikselve akustik özelliklerine sahip yenibir malzeme grubudur. Metalikköpükler arasında titanyum ve ti-tanyum alaşım köpükleri düşük

ağırlık gerektiren yük taşı-ma ve biyomedikal uy-

gulamalar gibi bir-çok uygulama için

potansiyel mal-zemelerdir. Buçalışmada ticarisaflıkta titan-yum köpükleriyer tutucu ilave

ile köpüklendir-me yöntemi kulla-

nılarak üretilmiştir.Çalışma kapsamında

yüzde 30 ve yüzde 70 ara-sında değişen oranlarda gözenek-lilik ve 4-90 GPa arasında değişenelastik modülüne sahip titanyumköpükler üretilmiş ve karakterizeedilmiştir” diye konuştu.

Metalik köpük üretimi

Araştırma Görevlisi Nihan TuncerMETALİK KÖPÜK MALZEMELERİNİN ÜRETİMİ VE KARAKTERİZASYONU

Sahne sanatlarında kostüm tasarımı

Atık su arıtımında ekonomik çözüm: Kil

� Anadolu Üniversitesi Endüstriyel Sa-natlar Yüksekokulu Moda Tasarımı Bölü-mü Araştırma Görevlisi A. Seçil Tekin’inimzasını taşıyan “Sahne SanatlarındaKostüm Tasarım Süreci ve Bu Süreç İçin-de İstanbul Devlet Opera Ve Balesi’ndeSahnelenen Eserlerin İncelenmesi” isimliyüksek lisans tezinde sahne sanatlarındakostüm tasarımının önemi, özellikleri vesahne sanatlarının tarihsel gelişim süreciiçinde kostüm kullanımı konusunu ince-ledi. 2007 yılında tamamlanan tezin da-nışmanlığı Sıdıka Bilgen tarafından yapıl-dı.A.Seçil Tekin kostüm tasarımının öne-mini şu sözlerle aktardı: “ Kostüm tasa-rımcısının görevi, hayal gücünü besleye-bilmek için orada olan izleyicilerin inanç-larına zıt düşmeyecek ve hayal güçlerinitetikleyecek şekilde görsel öğeler sunarakoyunun geçtiği zamanı, mekânı ve ka-rakterlerin özgün özelliklerini doğru ola-rak yansıtmaktır”. Tasarımcı, yaratıcı ça-lışmasını gerçekleştirirken yalnızdır. Per-de açıldıktan sonra oyun geliştikçe, izleyi-ciyle dekor ve kostüm tasarımcısının ke-

siştiği noktada artık izleyici ile birlikte ola-bilmelidir diyen Tekin şunları söyledi:“Rejisör ile kostüm tasarımcısının ortakbir yorumda, ortak bir düzenlemede an-laşmaları ve birleşmeleri en temel ve be-lirleyici başlangıç noktasıdır. Kostüm ta-sarımcısının yorumu ile ortak çalışan birrejisör yorumu, sahne üzerindeki, dahadoğrusu sahne boşluğu içindeki koro, ba-le grubu, katkıda bulunacaktır. Kostümtasarımı, kostümün aynı oyun içindefarklı koşullarda farklı amaçlarla kullanı-labilmesi amacına hizmet edebilecek şe-kilde gerçekleştirilir. Bu nedenle, kostümgerekirse sadece siyah pantolonlardan,siyah gömleklerden, siyah çorap ve ayak-kabılardan oluşabilir. Ya da bazen tümoyuncuların krem rengi keten bir kumaşgiymeleri anlamına da gelebilir. Tasarım-cının kostümü tasarlarken izleyeceği yol-ları belirlemesini sağlayan önemli etken-den biri elbette oyunun yansıttığı dönemözellikleri ve rejisörün tarzıdır. Bu bağ-lamda, tasarımcının kostüm tasarımıhakkında fikir üretmeden önce dönem

özelliklerini ve rejisörün tarzını anlamasıönemlidir.”Tekin araştırmanın materyalini, İstan-

bul Devlet Opera ve Balesi’nde görevalan öncelikle, sahne teknik müdürüBehçet Malikler, kostüm tasarımcısı Gi-zem Betil, dekor tasarımcısı Ferhat Ka-rakaya ve diğer çalışanlar ile yapılangörüşmelerin oluşturduğunu sbunundışında çalışmada Atatürk Kültür Mer-kezi içinde yer alan tasarım, üretimatölyeleri, sahne ve sahne arkası (kulis)incelendiğini ve buradaki görevlilerleve sanatçılarla görüşülerek fotoğrafları-nın çekildiğini belirtti.

Tekin, kaynak taraması ve internet or-tamında yapılan araştırmalar sonucun-da elde edilen bilgiler doğrultusunda sah-ne sanatlarında kostüm tasarım süreci vebu süreç içinde İstanbul Devlet Opera veBalesi’nde sahnelenen eserlerin incelen-mesi ile ilgili veri elde etmek amacıyla bukonu ile ilgili uzmanlarla görüşüldüğünü,gözlem yapıldığını ve araştırmada kulla-nıldığını sözlerine ekledi.

Page 3:  · AraS. Gör. Onur BEKQROOLU, Seza ZERMAN. Görsel Yönetmenler: Yard. Doç. Dr. Sibel ONURSOY, ÖPr. Gör. Cemalettin YILDIZ ANADOLU HABER T el fon :( 2) 35 08 -1 79 Fax 4 e-m

AnadoluHaber 3H A B E R Editör: Araş. Gör. Onur BEKİROĞLUTasarım: Burcu ÜÇOK

Klasik Müzik ResitaliÖğr. Gör. İlkay AkYer: Salon 2003Sa at: 20:00 Devlet Konservatuvarı

Resital

27 Şubat Çarşamba

İlaç Sanayi ve AR-GE’de Eczacı Dr. Ecz. Seval KORKMAZYer: Eczacılık Fakültesi Konferans SalonuSa at: 14:00Eczacılık Fakültesi

Konferans

Sanat Derneği Konseri KlasikMüzik KonseriŞef: Burak TÜZÜN, Berfin AKSU (Keman), Cem AKÇORA (Korno), Sertan SANCAR (Korno)Yer: Atatürk Kültür ve SanatMerkezi Opera ve Bale SalonuSa at: 20:00Anadolu SenfoniOrkestrası

Konser

Oda Müziği ResitaliÖğr. Gör. İlkay AK Öğr. Gör. Asu P. KARADUTYer: Salon 2003Sa at: 20:00Devlet Konservatuvarı

29 Şubat Cuma

Genç Pazar

Yer: Teknopark Zemin Kat(Konservatuvar Karşısı)Sa at: 09:00-17:00Çevre Sorunları Uygulamave Araştırma Merkezi

28 Şubat Perşembe

Kampüste Marketing 08TanıtımıYer: Kongre Merkezi Kırmızı SalonSa at: 16:00Marketing Anadolu kulübü

Tanıtım

Resital

Eğitimci – Yazar Beşir GÖGÜŞ Dil Ödülü 2008 Ödül TöreniYer: Kongre Merkezi SalonAnadoluSa at: 14:00Eğitim Fakültesi ve DilDerneği

Tören

Türkçem Dilim DilimOturum Başkanı: Sevgi ÖZEL(Dil Derneği Başkanı)Yer: Kongre Merkezi Salon AnadoluSa at: 14:30Eğitim Fakültesi ve DilDerneği

Açıkoturum

SEV�L KÖSE � Günümüzde, ulusal kanunlar ve ev-rensel anlaşmalara rağmen kadına yö-nelik şiddet hâlâ devam ediyor. Kadınayönelik şiddetle mücadele edebilmekamacı ile “Toplumsal Çalışmalar ile Ka-dına Yönelik Şiddetle Mücadele” konu-lu bir proje hayata geçirildi. Proje, Tür-kiye Yardım Sevenler Derneği EskişehirŞubesi, Avrupa Komisyonu ve AnadoluÜniversitesi tarafından yürütülüyor.

Toplumsal dönüşüm

Proje KoordinatörüSusin Gören, AnadoluÜniversitesi İletişimBilimleri FakültesiDekanı Prof. Dr.Nazlı Bayram ile öğ-retim üyeleri Prof. Dr.Sezen Ünlü, Yard. Doç.Dr. Canan Uluyağcı ve Yard.Doç. Dr. Sevil Bayçu’nun projeye ile-tişim danışmanı olarak katkıda bulun-duklarını belirtti.

Proje için İletişim Bilimleri Fakülte-si’nden 22 öğrencinin de gönüllü ola-

rak çalıştığını vurgulayan Gören, proje-nin amacını “Kadınların güvenliğinisağlayacak koşulları yaratmak ve kadı-na yönelik şiddeti toplumsal bir dönü-şüm yoluyla engellemek” olarak açıkla-dı. Projenin Eskişehir, Kütahya ve Bile-cik illerini kapsadığını ifade eden Gö-ren, “Bu illerdeki yerel otoriteler, adlikurumlar, güvenlik sağlayıcıları, eğitimkurumları, sağlık kuruluşları, kitle ileti-şimi ve sivil toplum kuruluşları ile bir-likte iletişim ağı kurarak, 1000 kişiye

şiddet konusunda eğitimvermeyi hedefliyoruz.

Bu eğitim 5 farklıoturum ile ger-çekleşecek” dedi.

Susin Gören,“Projedeki eği-

timlerimizin temelodağını, iletişim da-

nışmanları tarafındanhazırlanan özel makaleler oluşturu-yor” dedi. Gören, oturumlarda İleti-şim Bilimleri Fakültesi öğretim üyele-ri tarafından hazırlanan kadına yö-nelik şiddet, kadın ve çocuk istismarı

ve kadın hakları ile ilgili 1000 kişiyeçeşitli eğitimlerin verileceğinin üze-rinde durdu.

Farkındalık yaratmak

Projenin iletişim danışmanlarındanAnadolu Üniversitesi İletişim BilimleriFakültesi Dekanı Prof. Dr. Nazlı Bayramda amaçlarının, şiddete maruz kalaninsanlara doğrudan yardım etmek de-ğil, şiddetin ortaya çıkışına neden olandüşünceleri değiştirmek olduğunu söy-ledi. Bayram, “Biz bilgilendirmek ve far-kındalık yaratmak istiyoruz. Bunun so-nucunda tutumlar ve davranışlar deği-şecek. Hedefimiz belirlediğimiz 7 farklısektör aracılığı ile topluma ulaşabilmek.Bu sektörlerde farkındalık yaratarak,halka halka büyüyecek bir bakış açısıoluşturmaya çalışıyoruz. Bu bakış açısıdeğişmediği sürece kadına yönelik şid-deti daraltmak ya da engellemekmümkün değil” dedi.

Projenin 21 Eylül 2007 tarihindebaşladığını kaydeden Prof. Dr. NazlıBayram, çalışmalarının bir yıl içerisindetamamlanacağını belirtti.

MEVLÜT DEM�RC�OĞLU � Anadolu Üniversitesi Özdeğerlendir-me Raporu’nu hazırlayan komisyonunbaşında bulunan Rektör YardımcısıProf. Dr. Atila Barkana, Avrupa Üniver-siteler Birliği’ne raporla ilgili olarak ge-rekli başvurunun yapıldığını söyledi.

Prof. Dr. Barkana, ÖzdeğerlendirmeRaporu’nun Anadolu Üniversitesi’nin şuanki durumunu yansıttığını belirterek,üniversitemizin gerçekleştireceği çalış-maların tarafsız bir kurum tarafındanölçülmesi ve değerlendirilmesi amacıylaböyle bir çalışmaya başlandığına dikkatçekti. Prof. Dr. Atila Barkana AnadoluHaber’e özdeğerlendirme raporuyla ilgi-li açıklamalarda bulundu.

� Anadolu Üniversitesi Özdeğerlendir-me Raporu ne için hazırlandı, nereyebaşvuruldu ?

Üniversitemiz Senatosu, Rektörü-müz Prof. Dr. Fevzi Sürmeli’nin önerisiüzerine geçen Haziran ayında bir de-ğerlendirme için Avrupa ÜniversitelerBirliği’ne başvurmaya karar verdi. De-ğerlendirme çalışmaları Avrupa Üni-versiteler Birliği Değerlendirme Komis-yonu tarafından gerçekleştiriliyor. Ko-misyon üç rektör ve bir uzman profe-sörden oluşuyor. Haziran ayındaki baş-vurunun kabulünden sonra üniversite-miz çalışmalara ağırlık verdi ve Özde-ğerlendirme Raporu’nu oluşturdu. Ko-

misyon üyeleri 2-4 Mart günleri arasın-da üniversitemize gelecekler ve çeşitligörüşme ve incelemeler yapacaklar.Bazı yeni bilgilerin de kendilerine veril-mesinden sonra komisyon üyeleri Ha-ziran ayında tekrar üniversitemize ge-lecekler. Üniversitemizin çeşitli birimle-riyle bilgi alışverişinde bulunacaklar.İkinci ziyaret sonrasında hakkımızdabir rapor hazırlayacaklar. Hazırladıkla-rı raporu üniversitemize gönderecek-ler. Sonuç itibariyle çeşitli görüşmeler-den sonra rapor sonuçlanmış olacak.

Biz, Anadolu Üniversitesi olarak Avru-pa Üniversiteler Birliği’nin uzun yıllardırüyesiyiz. Kuruluş, bu tür değerlendirme-lerle üniversitelerin kalite ve yönetim sü-reçlerindeki gelişmelerini gözlüyor. On-

lar da hakkında önerilerde bulunabili-yor. Böylece üniversitemizin gerçekleşti-receği işlerde kaliteye dönük çalışmala-ra yardımcı olunabilecek. Anadolu Üni-versitesi, kurumsal değerlendirme baş-vurusuna, çalışmalarımızın tarafsız birdış kurumun bizleri ölçmesi ve değer-lendirmesi amacıyla başladı.

� Hazırlanan rapor neden öğrencileri-mize ve öğretim elemanlarımıza yollan-dı. Gelen sonuçları değerlendirebilir mi-siniz ?

Raporun içeriği aslında kendi ken-dimizin bir değerlendirmesi. Bu çalış-mada 15 kişilik bir takım görev alıyor.Bu çalışmayı gerçekleştirirken üniver-sitemizin birimlerine çeşitli sorular

soruldu ve bunların cevapları dikkatealınarak çalışıldı. Kısaca diyebiliriz ki;bir swot analizi gerçekleştirildi. Gelencevaplar sonucunda da üniversite-miz genelinde bir rapor hazırlandı.Uzun bir çalışmanın ardından oluş-turulan raporu üniversitemiz öğren-cilerine ve öğretim elemanlarımızagöndermeyi uygun gördük. Çünküöğrencilerimiz ve öğretim elemanları-mızla bu raporun bir parçasıyız. Öz-değerlendirme Raporu’nun enönemli özelliği Anadolu Üniversite-si’nin şu anki durumunu yansıtması.Onlardan gelen görüşler doğrultusun-da düzeltmeler yaptık ve raporu de-ğerlendirmeleri için takım üyelerineOcak sonu itibariyle gönderdik.

� Özdeğerlendirme Raporu neleri kap-sıyor? İçeriği hakkında biraz bilgi vere-bilir misiniz ?

Raporun ilk kısmında Anadolu Üni-versitesi’ni tanıtan bilgiler yer alıyor. Ek-lerinde de bir takım istatistiki bilgilermevcut. Dolayısıyla üniversitemizin hâ-lihazırdaki durumunu aktarmaya çalış-tık. Ardından üniversitemizin vizyonu-nu, misyonunu, temel değerlerini vestratejik amaçlarını ifade ettik. Dahasonrası için neler yapılabilir onları belir-ledik. Bu çalışma ileriye dönük yatırımve çalışmalarımızın bir alt yapısı niteli-ğinde olmuş oldu.

Özdeğerlendirme raporu açıklandı

BURCU DURMUŞOĞLU � Eğitim Fakültesi Güzel SanatlarEğitim Bölümü Öğretim Üyesi Yrd.Doç. Dr. İsmail Özgür Soğancı’nın re-sim sergisi 15 Şubat Cuma günüaçıldı. Güzel Sanatlar Fakültesi tara-fından düzenlenen serginin açılışınaAnadolu Üniversitesi Rektörü Prof.Dr. Fevzi Sürmeli de katıldı. AnadoluÜniversitesi Kütüphane ve Dokü-mantasyon Merkezi Sergi Salo-nu’nda açılan sergi, Soğancı’nın 40farklı eserinden oluşuyor.

Farklı dönemlerde yapılmış deği-şik türlerdeki eserlerden oluşan re-simlerini 2 ayrı kategoride toplayanYrd. Doç. Dr. Soğancı, şunları söyledi:

“Sergim tuval üzerine yağlı boya,kağıt üzerine değişik malzemeler ileyapılmış resimler ve de defterlerüzerine yapılan çalışmalardan mey-dana geliyor. Bunun dışında öğren-cilik yıllarımda ve Eskişehir’e geldi-ğimde yaptığım birkaç çalışmamı dasergiye dahil ettim.”

Sanatseverler 28 Şubat’a kadarÖzgür Soğancı resim sergisini ziyaretedebilir.

Sanatseverlereotoportreağırlıklı sergi

ÜÜnniivveerrssiitteemmiizz hheemm bbiilliimmsseell hheemm ddeessoossyyaall vvee kküüllttüürreell aaççııddaann TTüürrkkii--

yyee’’ddee ççookk öönneemmllii bbiirr ddeeğğeerr ttaaşşııyyoorr..

Şiddete karşı bin kişiye eğitim

Page 4:  · AraS. Gör. Onur BEKQROOLU, Seza ZERMAN. Görsel Yönetmenler: Yard. Doç. Dr. Sibel ONURSOY, ÖPr. Gör. Cemalettin YILDIZ ANADOLU HABER T el fon :( 2) 35 08 -1 79 Fax 4 e-m

H A B E R AnadoluHaber4 Editör: Seza ZERMANTasarım: Bahadır AYHAN

� İşletme Fakültesi Öğretim Üyesi Prof.Dr. Yavuz Odabaşı, TVA’da yayınlananSesli Düşünceler programına konuk ol-du. Yönetmenliğini İlknur Uluatak’ın,sunuculuğunu İletişim Bilimleri Fakül-tesi’nden Doç. Dr. Ferruh Uztuğ’un üst-lendiği programda Odabaşı, marka veTürkiye’de markalaşma ile ilgili bilgilerverdi.

� Türkiye’de markalaşma konusundaçok büyük arzu ve istek var ama takatyok gibi. İstenen başarıları elde ede-memenin nedenlerini nerde görüyor-sunuz?

Türkiye’de yerel, bölgesel, ulusal dü-zeyde firmalar bir markalaşma mara-tonu içindeler. Bu, güzel bir göstergeçünkü rekabetçi kapitalist bir toplum-da marka aynı zamanda bir rekabetaracı da. Firmaların kendilerini göster-dikleri ve tüketici tercihlerini kendileri-ne yönlendirmeye çalıştıkları bir simge,yöntem, düşünce biçimi. “Ben buyum!”deme türü. Bu açıdan çok olumlu birgelişme ve heyecan var. Ancak herkesinmarka olup olamayacağı ya da hangiölçekte marka olacağı, üzerinde tartışıl-ması gereken bir konu.

Herkes marka çabaları ile, küreselmarka olmayı arzuluyor. Dünya mar-kası olmayı hedefliyor. Bu durumolumlu görülebilir ancak marka olarakulusal, bölgesel ve hatta yerel marka bi-le olunabilir. Yerel marka olmayı tercihedebilirsiniz. Takip edilecek şey, bu he-yecanın bilimsel alt yapılarının kurul-muş olması. Kimse markayı “Ben böyleistiyorum” diyerek yaratamaz.

� Ben şöyle gözlemliyorum: Bizdemarkalaşmayı hedefleyen pek çok yö-netici, pazarlama yönetimine, temel ile-tişim yönetimine sahip olmadan mar-kalaşmayı ayrı bir şey olarak görüyor.Pazarlama ve satış farkını belirleyeme-miş firmalarla karşılaştık. Bu engellerleilgili ne söyleyebiliriz?

Bu durum Türkiye’nin modernleşmemacerası ile paralel giden bir durum.80’lere kadar dışa kapalı bir ekonomiyaşadık. “Ürettiğin her şeyi satarsın” an-layışı vardı. Bu anlayış içinde pazarlamave satış kavramları doğal olarak iç içegeçti. Dışarı açılıp dünyadaki gelişmele-ri gören ve bundan satış ve ihraç yoluy-la kazanımları da olan Türk işletmeler,

dünyada ticaret temelinin hatta kültü-rünün altında pazarlama anlayışı oldu-ğunu fark ettiler. Model alarak öğrenmeyöntemi ile bazı işletmeler bu kavramıniçine girdi. Sosyal bilimler ve işletme bi-limleri şunu söyler: Ya akıl, bilim yolu ileihtiyaçlarınızı görerek kendiniz değişi-mi gereçekleştirirsiniz, ya da şartların si-zi zorlaması ile değişirsiniz. İkincisini se-çenler daha sıkıntılı anlar yaşıyorlar.

� 80 sonrası dönüşüm toplumsal açı-dan ve işletmeler açısından zorlayıcı ol-du. Dünya markası mücadelesinde, ih-racat ve dışa açılma konusunda Türklerolarak bizim performansımız nedir?

Bu soru sadece Türk işletmelerinindeğil Türkiye’nin de çözülmesi gerekensorusu. Burada bir paradigma değişimisöz konusu. Fason üretim ile ihracat ar-tırma konusunda başarıyı sürdürebil-mekteyiz. Sevindiricidir ancak yeterlideğildir. Bu yapının, fason üretimdenmarkalı üretime geçmesi gerekir. Kat-ma değeri yüksek olan ürün ihracatınadayanması gerekir. Marka küresel bo-yuta geldiğinden, öncelikli olarak bu in-sanların kültürel yapılarını ,düşünce ya-pılarını ve yaşam biçimlerini çok iyianaliz eden yapıda olmalısınız.

�Türkiye’deki işletmelerin iç pazarlarayönelimi açısından ciddi bir değişimyaşadık…

Kısa bir dönem öncesine kadar şöy-le bir ayrım yapılabiliyordu: Türkiyeulusal pazarı ve küresel pazarlar. Sankibirbirinden bağımsız koşullar gibi. Amabugün Brezilya’daki faiz oranının Türk

tüketicisinin tasarruf yapısını ve tüketi-mini nasıl etkilediği biliniyor. Yerel baz-da çalışan şirketlerin de küresel düşün-me gerekiliğini ortaya koydu.

� Toplumsal olarak hizmet kalitesininarttığı bir döneme girdik. Eskişehir öğ-renci kenti olarak hizmet sektörününgeliştiği bir yer. Siz, müşteri odaklı (öğ-renci odaklı) bir hizmet kültürü görü-yor musunuz?

Kesinlikle evet. Değişime tanık oldumben. Bana “Eskişehir’i tanımla” derse-niz, “Sanayileşmede öncü olan ulusalsanayi anlayışının Türkiye’ye hediyeedildiği bir sanayileşme konseptine sa-hip bir şehir” derim. Son 20 yılda sana-yiyi terk etti; sanayiden, hizmet üretenbir kent haline döndü. Bu bir tercihmiydi bir dönüşüm müydü bilmiyo-rum. Sanat, kültür ve hizmet üreten birkent olarak tarif edilebilir Eskişehir. Hiz-metin altında da eğitim üretimi. İyi li-derler sayesinde de son 10 yılda büyükdeğişim geçirdik. İlerde yaratıcılığa da-yalı bir teknoloji üssü olabilir. Bir slikonvadisine sahip bir yer olabilir Eskişehir.

�Türkiye‘ye model olan bir hizmet kül-türüne doğru yol alındığını düşünüyo-rum. Ancak pazarlamayı, reklamcılğı,markalaşmayı eleştiren bir görüşle dekarşı karşıyayız. “No logo” gibi akımlartoplumu sarmakta. Tüketim kültürü-nün Türkiye’deki seyri nasıldır?

Bir metafor kullanıyorum ben. “Yü-rüyen merdivenli Esnaf Sarayı’ndan1500 araçlık otoparkı olan alışverişmerkezlerine dönüşen Eskişehir” di-

ye. Bu benzetme ülkedeki tüketimkültürü yapısını da gösteriyor. Bura-da olumsuz tutum hala geçerli. Özel-likle de alt kesimlerde ve üst sosyal sı-nıflardaki bazı yapılarda meydanageliyor. Orta sınıflarda böyle bir kaygıyok bence. Pazarlama kelimesini na-sıl kullandığınıza bağlı. Bu ülke zatenticareti, almayı satmayı hoş karşıla-mayan bir kültürden geliyor. TicaretOsmanlı’da biliyorsunuz azınlıklarabırakılan bir şeydi. Türk ve Müslü-man kimlikler tarımla uğraşır ya daasker olurdu. Cumhuriyetle gelen sa-nayileşme bu durumu değiştirdi. Buinsanlar onurlu bir şekilde, etik kural-lar, hatta uluslararası kurallara uygunolarak bu mesleklerini devam ettiri-yorlar. Yurt dışında en popüler okul-lar pazarlama, satış ve reklamcılıkokullarıdır.

� Markaların artık ticari iletişim değe-rinin yanında sosyolojik bir iletişim de-ğeri taşımakta olduğu önemli bir eleş-tiri konusu oldu. Ne dersiniz?

Yanlış değil ama tamamen haklı dadeğil. Sembolik değeri olmazsa insanlarneden yeni ürün ve marka alsın? O za-man daha yalın, daha sade, markasızürün alır . Tüketim kültürünün egemenolduğu bir post modern dünyanın için-de, ürünün taşıdığı kültürel göstergelerimajlar önem kazanıyor. Bu durumureddetmek çözüm getirmiyor. Bir çö-züm var: Yasalar ve rekabet seçenekleriile tüketici bir güç haline gelebilir. Çağ-daş dünya içinde en büyük güç demo-kratik seçme hakkıdır. Yanıltmamakyönlendirmemek, hegomonik baskıkurmamak gerekir.

� “Masum değiliz hiç birimiz!” diyo-rum ben. Tüm alanlara sızan kültürelbir dönüşümle ifade etmek gerekiyordurumu galiba?

Eğitim çok önemli ama hiçbir alan-dan bir tüketici eğitimi önerisi gelmi-yor. Bu gün gelinen nokta kırsal ke-simden gelen, kısa zamanda moderntoplum tüketim anlayışına yönelen birdönüşüm içindeyiz. İnsanların gözlerikapalı şekilde deneyerek çıkış yolunabırakılamayacakları kadar önemli birolgu tüketim. Bunun doğru biçimdeyapılması için üniversiteler ve medya-nın görevleri var.

Yerel şirketler de küresel düşünmeli Prof.Dr.Yavuz Odabaşı:

“Yürüyen merdivenli Esnaf Sara-yı’ndan 1500 araçlık otoparkı

olan alışveriş merkezlerine dö-nüşen Eskişehir” metafo-

ru, ülkedeki tüketimkültürü yapısını da

gösteriyor.

BURCU DURMUŞOĞLU � Anadolu Üniversitesi Fen Fakültesitarafından organize edilen “YüksekKritik Sıcaklıklı Süper İletkenlik Çalış-malarında Son Gelişmeler” konulusöyleşiye katılan Çukurova Üniversite-si Adana Meslek Yüksekokulu Öğre-tim Görevlisi Dr. Ahmet Ekicibil, süpe-riletken malzemelerin teknoloji içinfaydalı olduğunu söyledi.

Deneylerden örnekler

Fen Fakültesi tarafından organizeedilen söyleşi, 13 Şubat Çarşambagünü Kongre Merkezi Kırmızı Sa-lon’da gerçekleşti. Söyleşide, Çuku-rova Üniversitesi Adana Meslek Yük-sekokulu Öğretim Görevlisi Dr. Ah-met Ekicibil, yüksek sıcaklık süperi-letkenliği hakkında katılımcılara bil-giler vererek slayt gösterisi eşliğindeçeşitli çalışmalardan ve deneylerdenörnekler de sundu.

Süperiletken maddelerin tarihinianlatan Dr. Ekicibil süperiletken mad-delere yönelik gelişmelerle ilgili şunla-rı söyledi: “Süperiletkenlik çalışmaları-na paralel olarak gelişmelerden ilhamalan dünyanın her tarafındaki bilimadamları, daha yüksek Tc değerlerinesahip malzemeler keşfetmek için ça-lışmalarını büyük bir hızla sürdür-mektedirler. 1987’nin başlarında, Ala-bama ve Houston Üniversitesi’ndekiaraştırma grupları; yitriyum, baryum,bakır ve oksijenden oluşan karışık birfazda 92K’e yakın bir sıcaklıkta süpe-riletkenlik gözlendiği haberini verdi-ler. Bu keşif, dünyanın başka yerin-deki gruplar tarafından da doğrula-narak, süperiletken fazınYBa2Cu3O7- olduğu belirlenmiştir.Bu bileşiğin geçiş sıcaklığı, kolaycabulunabilen ve bir soğutucu olan sı-vı azotun kaynama sıcaklığı olan77K’in üzerindedir. Bu buluş yükseksıcaklık süperiletkenliği için bir dö-nüm noktası olmuştur.”

Hızlı tren projesi

Süperiletken malzemelerin tekno-loji için faydalı olduğunu belirten vebu düşüncesini Japonya’da yapılanhızlı tren projesiyle destekleyen Ekici-bil, “Japon bilim adamları saatte 580Km hız ile gidebilen bir hızlı tren üret-ti. Burada raylar ile trenin kendisi ara-sında sürtünme tamamen yok oluyorve tren sanki havada hareket ediyor-muşçasına bir görüntü oluşturuyor”dedi. Düşük sıcaklık nedeniyle buprojenin kullanılmasının şu an içinmümkün olmadığını kaydeden Dr.Ahmet Ekicibil, projenin gelecektegerçekleşebileceğini söyledi.

Süperiletkenteknolojisi hızla gelişiyor

Dr. Ahmet Ekicibil

Fakülte, yüksekokul ve enstitü sekreterleri buluşması

AYÇ�N GEL�R� Anadolu Üniversitesi fakülte,yüksekokul ve enstitü sekreterle-ri düzenlenen bir yemekle bir

araya geldi. Fakülte, yüksekokul ve enstitü

sekreterlerinin buluşmasını sağ-layan yemek, 15 Şubat Cuma ak-

şamı Anadolu Üniversitesi İki Ey-lül Kampusü Fevzi Gündüz Res-taurant’ta gerçekleştirildi. Yeme-ği organize eden Eğitim Fakülte-

si Sekreteri Cemalettin Özdamar,buluşmanın tanışma, moral vemotivasyon amaçlı olduğunusöyledi.

Page 5:  · AraS. Gör. Onur BEKQROOLU, Seza ZERMAN. Görsel Yönetmenler: Yard. Doç. Dr. Sibel ONURSOY, ÖPr. Gör. Cemalettin YILDIZ ANADOLU HABER T el fon :( 2) 35 08 -1 79 Fax 4 e-m

H A B E R Editör: Araş. Gör. Onur BEKİROĞLUTasarım: Burcu ÜÇOK 5AnadoluHaber

� Anadolu Üniversite-si’nde fotoğrafçılık ders-leri veren ve birçok çalış-mada yer alan Yard. Doç. Dr. FeyyazBodur’un “www.feyyazbo-dur.com”isimli web sitesi yayına girdi. Bodur,web sitesinin oluşum sürecini ve fotoğ-rafçılığa başladığı günleri Anadolu Ha-ber’e anlattı.

� Uzun zamandır Anadolu Üniversi-tesi’nde fotoğrafçılık alanında birçokçalışmanız var. Fotoğraflarınızı birweb sitesinde toplamak nereden aklı-nıza geldi?

Fotoğraf uğraşım Gazi Üniversite-si’nde öğrenciyken başladı. AnadoluÜniversitesi’nde fotoğraf dersleri ver-meye başladığım 1980’li yılların ortala-rından itibaren daha yoğun şekilde fo-toğrafla ilgilenir oldum. Fotoğrafın da-ha çok eğitim boyutuyla uğraşırken bi-rikimlerimi bu yönde değerlendirmeyidüşünmemiştim. Çünkü o yıllarda in-ternet diye bir şey söz konusu değildi.Yıllar geçtikçe, birikimlerim sonucundaiçimde farklı bir şey yapma ihtiyacıdoğmaya başladı. Daha önceki yıllarkarma sergilere katılma, basında haberfotoğrafı ve haber yazısı şeklinde fotoğ-raf birikimlerimi kullandığım oldu. İlkolarak da geçtiğimiz yıl “Geçen Kış Ana-dolu” isimli kişisel fotoğraf sergimi aç-tım. Açtığım sergiye katılamayan arka-daşlarımdan ve hocalarımdan sergiyisanal ortamda izlemek istediklerini be-lirten çok sayıda mesaj aldım. Bu du-rum beni biraz heveslendirerek site

kurma düşüncesine yöneltti. Bir öğren-cimin de bu fotoğrafları bir site kurarakdeğerlendirelim diye ısrar etmesi üzeri-ne birlikte tasarladığımız ama teknikolarak öğrencimin hazırladığı bu siteyiaçtım. Siteyi hazırlayan öğrencim H.Yu-suf Özer İletişim Bilimleri Fakülte-si’nden geçtiğimiz günlerde mezun ol-du. Öğrencim sitenin teknik boyutunuhazırlarken ben de sitenin içeriğindeneler olabileceğini kurgulamaya başla-dım. Aklımda hep normal bir sitedendaha kapsamlı bir şeyler yapma dü-şüncesi vardı. Uzun bir çalışmanın so-nucunda yaptığım çalışmaları da biraraya toplayarak web sitemizi yayınasoktuk. Şu an tam istediğim gibi değil.“www.feyyazbodur.com” isimli web si-temde fotoğrafların dışında, fotoğraflailgili makalelerim ve özellikle fotoğrafayeni başlayanlara yararlı olabilecek bil-giler yer alıyor.

� Fotoğraf geçmişinizden biraz bahse-der misiniz ?

İletişim Fakültesi mezunuyum. Çok

eski adıyla Ankara İktisadi Ticari ve İlim-ler Akademisi Gazetecilik Yüksek Okuluolan bugünkü adıyla Gazi Üniversitesiİletişim Fakültesi’ni 1981 yılında bitir-dim. İlk çalışmalarım fakülte yıllarımarastlıyor. Öğrenciliğimin son sınıfındadaha da yoğunlaştım. Ankara FotoğrafSanatçıları Derneği (AFSAD)’da kurslarakatıldım. AFSAD’da fotoğraf üzerine ça-lışma yapan arkadaşlarımla etkileşimiçinde olmam fotoğrafa daha çokbağlanmamı sağladı. Okulbittikten sonra amatör-ce, özellikle gezilerdegittiğim gördüğümyerleri belgelemeyeçalıştım. AnadoluÜniversitesi’nde öğ-retim üyesi olmadanöncede ticari anlamdafotoğraf stüdyosu yönetici-liği yaptım. Profesyonel şekilde fo-toğrafçılığı sürdürüyordum. Daha son-ra Anadolu Üniversitesi’nde alanımla il-gili çalışmaya başladım. Üniversitemi-zin Anadolu ve Genç Anadolu gazetele-rinin yazı işleri müdürlüğünde görev al-dım. O dönemde hem fotoğraf hem degazetecilik çalışmalarım devam etti.Konya Selçuk Üniversitesi İletişim Fa-kültesi’nin kuruluş yıllarında reklam vebasın fotoğrafçılığı üzerine derslere gir-dim. O zamanlar da ders verirken biryandan da fotoğraf çekim çalışmaları-ma devam ettim. O günden bu yanahem fotoğraf dostlarıyla hem de öğren-cilerimle fotoğraf çalışmalarımı paylaş-ma fırsatı buldum. Yaptığım çalışmala-rı bir web sitesinde topladım. Umarımbeğenilir. Olumlu veya olumsuz tümeleştirileri bekliyorum. Tabii güncelle-meler sırasında bazı değişiklikler yapa-cağım.

� Fotoğraf çekerken en çok neleredikkat ediyorsunuz, neye önem ve-riyorsunuz ?

Web siteme koyduğum fotoğraflarüzerinden konuşursak, genelde benfarklı kareler arıyorum. Kareler için-de gereksiz görüntülerin yer alma-masına dikkat ediyorum. Her güngördüğümüz fakat farkına varmadı-ğımız nesneleri belgelemeye çalışı-yorum. Tabii bu arada başkaları ta-rafından birçok kez fotoğraflanmışgörüntüler de var. Ben onları da fark-lı bir açıdan kaydetmeye çalışıyo-rum. Hem teknik hem de görsel açı-dan farklı olmasına dikkat ediyorum.Yoksa duvara asılacak süs fotoğrafla-rından mümkün olduğunca uzakduruyorum. Arada tabii ki güzel, du-vara asılacak fotoğraflar da çıkıyor.Önemli olan öğrencilerimize öğretti-ğimiz çerçevede biraz daha düşüne-rek ve görerek yani rastgele çekmek-ten çok her çektiğim kareye ayrı bir

özen göstererek çalışmalarımısürdürüyorum. Web si-

teme de özellikleonları koymayaçalıştım.

� Kısaca özet-lersek fotoğraf

severlere ne gibimesajlar vermek is-

tersiniz ? Fotoğraf severlere ya da

web sitemi ziyaret edenlere, fotoğra-fın çerçevesine, açısına ve ışığınabakmalarına özen göstermelerini is-tiyorum. Fotoğraf uğraşılarını dapaylaşmalarını öneriyorum. Yakınbir zamanda çektiğim öyküsü olanfotoğrafların çekim öykülerini de ya-zacağım. Amatörlerin fotoğrafçılığailk adımı atarken yapması ve özengöstermesi gereken konular üzerinemakalelerim sürecek. Yazılarıma ile-riki tarihlerde biraz daha profesyo-nelleştirerek devam edeceğim. Bukonuda birçok güzel fotoğraf sitesivar. Benim yaptığım sitenin bunlarabir kardeş niteliğinde olmasını isti-yorum. Benim bakış açımdan fotoğ-raf budur demek için böyle bir çalış-maya giriştim. Paylaşmak amacıylakurdum. Bilinen söz “Bilgiler paylaş-tıkça çoğalır”.

Mevlüt DEMİRCİOĞLU

Her fotoğrafa özen gösteriyorum

Yard. Doç. Dr. Feyyaz Bodur:“Hergün gördüğümüz fakatfarkına varmadığımız nesneleri belgelemeyeçalışıyorum.”

BİLİM ve TEKNOLOJİHatice GÖLCÜ

Türk Hidrojen yakıtlı araç

� Sakarya Üniversitesi, ''SAHİMO'' adı-nı verdikleri hidrojen yakıtlı araçla 22- 24 Mayısta Fransa'da düzenlenecekShell Eco Marathon yarışına katıla-caklarını bildirdi. SAÜ İleri Teknolojiler

Uygulama Topluluğu (SAİ-TEM) Proje Başdanış-

manı Yrd. Doç. Dr.Ahmet Özel,

fosil yakıtlaryerine alter-

natif enerji kullanan araçların 10 yıliçinde yollarda olacağını söyledi. Özel,SAİTEM olarak 2003 yılından itibarengüneş ve hidrojen enerjili araçlar üze-rinde çalıştıklarını, yarışlara iki ay kal-dığını ve hidrojen enerjili aracı yarışayetiştirmek için yoğun çaba harcadık-larını belirtti.

Yeni güneş sistemi bulundu

� Astronomların uzayın derinliklerin-de yeni bir güneş sistemi buldukları,güney siteminde iki gezegen bulun-duğu bildirildi.Ohio State Univer-sity'den Scott Gaudi, "İki gezegeni bul-manın bu sistemlerin, bizim galaksi-mizde yaygın olduğu anlamına geldi-ğini düşünüyorum" dedi. Science der-gisinde yayımlanan yazıda buluşları-nı sergileyen bilim adamları, yeni gü-neş ve uydularının, astronomlarıngözlediği daha uzaktaki bir yıldızınönünden geçtikleri sırada belirlendi-ğini belirtti. Araştırmacılar yeni güne-şin etrafındaki gezegenlerin Satürn veJüpiter'e benzediklerini, ama yüzde20 daha küçük olduklarını kaydetti.

Geleceğin evi açılıyor

� ABD'de bulunan dünyanın en bü-yük eğlence parkı Disneyland'da yak-laşık 50 yıl önce kurulan ''Geleceğin

Evi'', 21'inci yüz-yılın tekno-

loji devle-rinin iş-birliğiyleyeniden

açılıyor.Dışardan

normal birAmerikan evi gibi gözükecek evin içi-nin, günlük yaşamı kolaylaştıracakyazılım, donanım ve dokunmatik sis-temlerle donatılacağı ve mayıs ayındaziyaretçilere açılmasının planlandığıbelirtildi. 15 milyon dolara mal ola-cak evde Ziyaretçiler, evde yaşayan 4kişilik bir aileyi canlandıran Disneyoyuncularını izleyerek yarının ev ya-şantısı hakkında bilgi sahibi olacaklar.

AIDS aşısı araştırmaları çıkmazda

� Nobel ödüllü biyolog Profesör Da-vid Baltimore, bilimadamlarının, AIDSaşısının geliştirilmesine yönelik çalış-malarda çıkmaza girdiğini söyledi.Amerikan Bilimsel Gelişme BirliğiBaşkanı Baltimore, birliğin yıllık top-lantısında, AIDS hastalığına yol açanHIV virüsünün kendini koruyacak biryol geliştirdiğini söyledi. Çalışmaların,aşının hiçbir zaman bulunamayaca-ğına dair açıklamalara rağmen de-vam etmesi gerektiğini ifade edenBaltimore, sıradışı bir yol bulmalarıgerektiğini belirtti.

Odunpazarı evleri önündeçekilen bir portre

Balıkesir Erdek Plajından günbatımı görüntüsü 2006

Page 6:  · AraS. Gör. Onur BEKQROOLU, Seza ZERMAN. Görsel Yönetmenler: Yard. Doç. Dr. Sibel ONURSOY, ÖPr. Gör. Cemalettin YILDIZ ANADOLU HABER T el fon :( 2) 35 08 -1 79 Fax 4 e-m

6 Editör: Seza ZERMANTasarım: Bahadır AYHAN

Ahmet CEMAL

Okuma Köşesi

EDEBİYATTA KLASİKLERNEDEN OKUNMALI ?Yukarıdaki başlık, Can Yayınları’nın

geçtiğimiz yılki TÜYAP İstanbul KitapFuarı’nda düzenlediği bir panelinadıydı.

Klasiklerin “okunması gerektiğini”,belki de ilkokulun sonundan başlaya-rak hep duyarız. Ama bu bağlamda asılönem taşıyan noktayı, yani klasiklerinneden okunması gerektiğini öğrenme-miz epey zaman alır. Bu, sadece bizdedeğil, şu ya da bu ölçüde bütün dün-yada böyledir. Herhalde bu nedendenötürü olacak, şimdi adını unuttuğumBatılı yazarlardan biri şöyle demiştir :“Klasikler, adlarını herkesin bildiği, amapek az kişinin okuduğu eserlerdir …”

Bu bağlamdaki bilgisizliğin bir türkalıplaşmadan ve alışkanlıktan kay-naklanma olduğunu sanırım rahatlıklasöyleyebiliriz : Öteden beri ‘kalsikler’ di-ye nitelendirildiğini duyduğumuz vekitapçılarda, kitaplıklarda hep karşılaş-tığımız eserler vardır; bunlar her kuşaktarafından okunagelmiştir; şimdi bi-zim de okumamamız, biraz ayıp ol-maz mı? Gerçekte bu eksikliğimizi as-lında o kitapları sadece kendi kitaplık-larımızda bulundurmakla gidermeyeçalışıyor olsak bile!

Şakalar ve hep yinelediğimiz ihmal-kârlıklar bir yana, edebiyatta klasikler,gerçekten mutlaka okunmalıdır; çün-kü onlar, en kısa tanımıyla, insanlığındüşünce mirasının en değerli belgele-ri, kanıtları ve ileticileridir. Elbet za-man içersinde değişen bir varlık olaninsanoğlunun yüzyıllardır süren dü-şünsel değişimini, ama bunun yanı sı-ra da yapısal ve içgüdüsel değişmezli-ğini bize en iyi anlatabilen eserler, kla-siklerdir. Evet, geçmişin bilimi, tarihtir;fakat geçmişi kişileri ve olaylarıyla zi-hinsel süreçlerimize en yetkin düzey-de yönlendiren, böylece de o geçmişibizim için düşünce düzlemlerimizdeyeniden-yaşanabilir kılan en önemlikanallardan birisi de, hiç kuşkusuzklasiklerdir.

Ruhbilim (psikoloji), bir bilimdir veinsanoğlunun ruhsal yapısı konusun-da bilgi edinmek isteyenin psikoloji ilede haşır neşir olması, kesinlikle şarttır.Ama öte yandan aynı isteği duyan in-sanın, örneğin Dostoyevski’nin “Kara-mazov Kardeşler”ini, o eserde kurma-canın en yetkin örnekleri düzlemindesergilenmiş olan ruhsal kesitleri oku-masa da olabileceği, kolaylıkla söylene-bilir mi? Ya da : “19. yüzyılda Fran-sa’daki kapitalizm hakkında Balzac’ınromanlarından edindiğim bilgileri değ-me tarihçilerde bulamadım!” demişolan Karl Marx’ın bu sözüne aldırmaz-lık edebilir miyiz? Bir Ahmet HamdiTanpınar’ın romanlarını okumadan,bu ülkede yaşanmış ve yaşanmaktaolan Doğu-Batı ikilemini anlayabilmekiçin yeterince çaba harcadığımızı söy-leyebilir miyiz?

Evet, klasikleri, kendimizi her ba-kımdan tamamlamak için okumak zo-rundayız!

K Ü L T Ü R - S A N A T

TVA’DA BU HAFTA Tel: 335 12 88 - 2499http://e-gazete.anadolu.edu.tr/tva

Üniversitemizin güncel haber portalı:http://e-gazete.anadolu.edu.tr

FRAG

MAN

27 Şubat ÇarşambaPiyasalarda yaşanan eko-nomik gelişmelerin konu-şulduğu ve Prof. Dr. İlyasŞıklar’ın sunduğu prog-ram 15:00’da canlı yayın-da ekranlarda.

25 Şubat PazartesiBeyaz perdeye yansı-yan filmlerin tanıtıldı-ğı Fragman 16:45’teTV A’da. Program salı,çarşamba ve cumagünleri aynı saatteekranlarda. Programıyayına Ayla Yıldırımve Samile Yılmaz bir-likte hazırlıyor.

EKO

NO

Mİ G

ÜN

DEM

İ

MEVLÜT DEM�RC�OĞLU � Anadolu Üniversitesi’nin 50. yıl kut-lamaları unutulmayacak bir program-la gerçekleştirilecek. 2008 yılının herayına farklı bir etkinlik programı hazır-layan üniversitemiz rektörlüğü, her ke-sime hitap edecek birbirinden değerliçalışmalara imza atmaya hazırlanıyor.Yayınlanan 50. Yıl Kutlamaları Etkin-lik Programı’nda bilimsel, sanat-sal ve kültürel etkinliklerin ya-nısıra şenlik ve yarışmalarda yer alacak.

50. Yıl Kutlama Prog-ramı’yla ilgili bilgi verenRektör Prof. Dr. FevziSürmeli, Türk eğitim sis-teminde ilkleri yaratanöncü bir kurumun üyeleriolarak Anadolu Üniversite-si’nin tüm öğretim elemanla-rı, öğrencileri, mezunları ve çalı-şanlarının 50. yılda anlamlı bir heye-canı paylaştıklarını belirterek, yarımyüzyılı bulan başarılarla yüklü tarihi-mizi, tüm paydaşlarımızla kutlama-nın haklı gururunu ve sevincini yaşa-dıklarını söyledi.

Hız kesmek yok

Her yıl Anadolu Üniversitesi’ninRektörlük ve farklı birimleri tarafın-dan gerçekleştirilen çok sayıdaki et-kinliğin 50. yılda da hız kesmeden sü-

receğini ifade eden Rektör Prof. Dr.Sürmeli şöyle konuştu:

“Bu olağan etkinliklerimizin yanısı-ra 50. yıla özgü ve onu simgeleştirenfarklı bir kutlama programı; tüm bi-rimlerimizin öneri ve katkıları ileuzun süren bir çalışma sonunda or-

taya çıktı. 50.Yıl Kut-

l a -

m aEtkinlikle-

ri, bilimsel, eğitsel,kültürel ve sanatsal çerçeveleri kap-sayan zengin bir içeriğe sahip. Bukutlama programının, Anadolu Üni-versitesi’nin kültürünü ve değerlerini,bu büyük ailenin tüm üyeleri ve ulu-sal kamuoyu ile bir kez daha paylaş-maya vesile olmasını umuyoruz.”

“Anadolu Üniversitesi Hayatınİçinde” sloganıyla başlayan prog-ramda şimdiye kadar planlanan

20 etkinlik yer alıyor. Üniversitemizin köklü va başarı-

lı tarihini simgeleştirmek amacıylabir anıt heykel yarışması düzenle-necek. Ulusal bir yarışma sonucun-da belirlenecek olan anıt heykel,50. yıl anısına Yunus Emre Kampu-sü’nde belirlenen bir yere yerleşti-rilecek. Ulusal boyutta yapılmasıplanlanan resim yarışmasında ise;başarılı eserler sergilenecek ve sa-natçılarına ödülleri, düzenlenecektörenle verilecek.

Sertifika programına ezgiler

Anadolu Üniversitesi’nin İnter-nete dayalı Türkçe Sertifika Progra-mı, tüm dünyada Türkçe öğren-mek isteyenlere yönelik hazırlananbir program. Türkiye ve Türkiye dı-şında Türkçe Sertifika Programı sa-yesinde, Türkçe öğrenmeyi talepeden kişilere uzaktan öğrenmeyöntemleri sunuluyor.

Uzaktan öğretim ilkelerine göretasarlanmış bu sertifika programı-nın en dikkat çekici özelliklerin-den biri, program için üretilmiş öz-gün müzik eserleri. Program içinhazırlanan konserler, Devlet Kon-servatuvarı Çok Sesli Korosu, ASOve konuk sanatçıların katılımıylaEskişehir ve İzmir’de dinleyicileriy-le buluşacak.

Tel: 335 03 33 - 2699www.rad yoa.anadolu.edu.tr

RADYO A’DA BU HAFTA

26 Şubat SalıGündemdekiler, kitapanaliz, en çok satanlar,haftanın sorusu ve ki-tapların dünyasınaaçılan Parantez, BurcuKopar’la her salı16:00’da Radyo A’da.

27 Şubat ÇarşambaMüzik dünyasına dair

haberlerin dinleyciyle

buluştuğu Haberin Ol-

sun, her çarşamba

16:00'da Radyo A'da.

HAB

ERİN

OLS

UN

PARA

NTE

Z

AnadoluHaber

İşte 50. yıl kutlama programı

� Anadolu Üniversitesinin ya-yın organlarından Radyo A, ye-ni dönemde programcılarınıbekliyor. Anadolu Üniversite-si’nin son sınıfta öğrenim gören-ler hariç tüm fakülte ve yüksek-okul öğrencileri programcı ol-mak için başvurabilir. Yapılacakelemelerin ardından eğitime alı-nacak adaylar, teorik bilgilerini,uygulamaya geçirebilecekleribir ortamda yayıncılık hayatına“merhaba” diyecekler. Başvuru-lar, 18-28 Şubat tarihleri arasın-da Radyo A’nın YunusemreKampusu, Medya Merkezi’ndekibiriminde gerçekleşecek. Başvu-ru yapmak isteyen adaylarınyanlarında ders programları, öz-geçmişleri ve fotoğraflarını getir-meleri gerekiyor.

Program yapmak ister misiniz?

� Akademisyen ve sanatçılarakapılarını açan Anadolu Üniver-sitesi İstanbul Sanat ve KültürMerkezi, Anadolu ÜniversitesiEğitim Fakültesi’nin resim sergisiile 4 Şubat 2008 İstanbul’daki sa-natseverlerle buluştu.

Anadolu Üniversitesi tarafın-dan restore edilen; tamamenkültür ve sanat amaçlı faaliyet-lerde kullanılacak olan merkez,Beyoğlu’ndaki sanat hayatını da-ha da zenginleştirecek. AnadoluÜniversitesi Eğitim Fakültesi Gü-zel Sanatlar Eğitimi bölümü öğ-retim elemanlarının sergisi ile sa-natseverlere “merhaba” diyenSanat ve Kültür Merkezi’ndekisergide sanatçılar, akademisyen-ler, sanat eleştirmenleri ve İstan-bullu sanatseverler bir araya gel-di.

Sergiye katılan ziyaretçiler,Anadolu Üniversitesi’nin İstan-bul’da Kültür ve Sanat Merkezikurmasından dolayı mutlulukla-rını ifade ederken, Anadolu Üni-versitesi’nin geleceği aydınlatansanat ve kültür ağırlıklı vizyonukatılımcılar tarafından dile geti-rildi. Sergide dikkat çeken bir di-ğer unsur ise kültür merkezi bi-nasının mimari dokusu ile sergi-de yer alan eserlerin uyumu idi.Kültür ve sanat etkinliklerinin sü-rekliliğinin sağlanacağı AnadoluÜniversitesi İstanbul Kültür veSanat Merkezi’nin sanatseverleriçin sürekli buluşma merkezi ha-line gelmesi bekleniyor.

İstanbul’akültürmerkezi

� Yunus Emre Yeni Nesil Öğrenme Portalı � Eskişehir Seçilmiş Sektörler Analizi Kitabı � Anadolu Üniversitesi’nin Şehre Katkısı ve Eskişehir’in Üniversite AlgıAraştırması � 50. Yıl Konserleri ve 50. Yıla Armağan CD’si � Yerler, Yerleştirmeler, Yer Değiştirmeler/Tasarım Çalıştayı

� 50. Yıl Anıt Heykeli Proje Yarışması � 50. Yıl Ulusal Resim Yarışması � Çağdaş Sanatlar Müzesi, Kolleksiyonu Kitabı ve Kartpostalları � Çevre Bilincinin Artırılmasına Yönelik Toplumsal Sorumluluk Kampanyası � 50. Yıl Ulusal Bilim ve Sanat Teşvik ileHizmet Ödülleri � Anadolu Üniversitesi Uluslararası Yayın Kataloğu

� 50. Yılda Açan Laleler Sermaik Sergisi � Karma Sergi � 50. Yılda Lezzet Günleri � Sivil Havacılık Şenliği � Tiyatro Anadolu Frig Vadisinde � Uluslararası “Niçin Matematik” Sergisi � Türkçe Sertifika Programı’ndan Müzikal Tatlar � Karagöz Akademisi

� 50. Yıl Resepsiyonu

50. Yıl Kutlama Programı

Page 7:  · AraS. Gör. Onur BEKQROOLU, Seza ZERMAN. Görsel Yönetmenler: Yard. Doç. Dr. Sibel ONURSOY, ÖPr. Gör. Cemalettin YILDIZ ANADOLU HABER T el fon :( 2) 35 08 -1 79 Fax 4 e-m

� Yoksulluk tartışmalı birkavramdır. Ancak çok ge-nel bir ifadeyle, yoksulluk içinde bulu-nulan toplumda insanca ve onurlu biryaşam sürdürebilmek için fiziksel vetoplumsal ihtiyaçların karşılanamamadurumudur.

Kapısını ilk çaldığımızda bizi sert mi-zaçlı, üstten bakan, öğretim üyesi olma-nın verdiği haklı bir otoritenin karşılaya-cağını düşünmüştük. Çünkü randevualmadan önce üniversitenin internetsayfasındaki fotoğrafına bakmıştık vebizde uyandırdığı izlenim buydu. Fakatdüşündüğümüzün aksine; bizi soyadıgibi sıcak, sevecen ve içten davranan biröğretim elemanı karşıladı. Kendisininbu hali, odasının her köşesine hakimdi.Yaptığı araştırmalar sonucu aldığı ödül-ler, katıldığı seminerlerin ve toplantılarınkatılım belgeleri duvarları süslüyordu.Gözümüze tam da orada neden oldu-ğumuzu hatırlatacak bir şey ilişti: Yoksulinsan fotoğrafları...

Fotoğraflardan yansıyan insanlarınyüzlerinde hüzün, umutsuzluk, acı veçaresizlik var. Siyah-beyaz fotoğrafın so-ğukluğundan yansıyan küçük çocuk,yalınayak... “Üşüyorum” demesine ge-rek yok, adeta onun bakışlarında üşü-yorsunuz...

Çok etkilendiğimiz bu odanın sahibiAnadolu Üniversitesi Edebiyat FakültesiSosyoloji Bölümü öğretim elemanların-dan Yard. Doç. Dr. Fatime Güneş. Kendi-siyle, Dünya Yoksullukla Mücadele Gü-nü ve Yoksulluk üzerine konuştuk...

� Yoksulluk nedir?Yoksulluk tartışmalı bir kavramdır.

Ancak çok genel bir ifadeyle, bana göreyoksulluk; içinde bulunulan toplumdainsanca ve onurlu bir yaşam sürdürebil-mek için fiziksel ve toplumsal ihtiyaçla-rın karşılanamama durumudur. Diğerbir deyişle, insanların yeme,içme, barınma, ulaşım,eğitim, sağlık, çalış-ma, siyasal ya-şama katılım,kültürel ihti-y a ç l a r ı nkarşılan-ması gibigeniş biryelpaze için-de yer alabi-lecek, insanınkendini var edenolanak ve koşullar-dan mahrum olması biryoksulluk ve yoksunluk duru-mudur.

� Yoksulluğun nedenleri nelerdir?Öncelikle yoksulluk yeni bir olgu de-

ğildir.Biz hep şunu varsaydık; toplumla-rın gelişimiyle, ilerlemesiyle, eşitlik, öz-gürlük, fırsat koşullarıyla insanlar dahaadil özgür bir toplum içerisinde refahiçinde yaşayacaklar. Küreselleşmeninkaranlık yüzü tüm bunları yanlışladı.Modern toplumun eşitlik ve özgürlük il-keleriyle, iktisadi ayağı olan piyasa eko-nomisinin yarattığı eşitsizlik tarihsel ola-rak hep bir gerilim yaratmıştır. Bu gerili-mi bu gün daha çok derinleşen yoksul-luk olgusu ile ifade ediyoruz. Yoksulluk,1980 sonrası makro ölçekte yeni liberalpolitikaların uygulanması ile beraber

daha da derinleşti. Sosyal devlet anlayı-şının terk edilmesi, eğitim, sağlık, ulaşımgibi en temel kamusal hizmet alanların-dan devletin gücünü çekmek zorundakalması, bu hizmetlerin özelleşmesi, is-tihdam oranlarının düşmesi, işsizliğinartması, yoksullaşmayı ve eşitsizliği kö-rüklemiştir. Önceden yoksulluk sadecebizim gibi gelişmekte olan ülkelerin so-runuyken şimdi küresel düzeyde bir so-run haline geldi. Eskişehir kenti de ken-di payına düşeni yaşamaktadır. Eskişe-hir eğitim olanaklarıyla, sanayileşmesiy-le, alt yapı hizmetleri ve konut sektörün-deki hızlı gelişimiyle şüphesiz önemlinoktalara gelmiştir. Zaten sorun geliş-menin, zenginliğin, refahın adil bölüşül-memesidir. Yani nedenler hep aynı...

� Yoksulluğu yoksul insanlaryaratıyormuş gibi düşü-

nenler var. Yoksul in-sanlara karşı ön-

yargılar var mı?Toplumda,

günlük yaşami ç e r i s i n d e ,medya tarafın-dan da ideolo-jik olarak yok-

sulları yoksullu-ğun nedenini in-

sanların kendilerinintutum ve davranışları-

nın sonucunda ortaya çıktı-ğı konusunda bir eğilim var. Yani

eğer kişi yoksulsa bu onun tembel ol-ması, çalışmaması, bunu istemesiyle il-gili. Akademik literatürde de bunun sa-vunucuları mevcut ve dünyanın pek çokyerinde bu böyle.Yoksul olanlar acizolanlardır. Yoksulsan tüm kabahat se-nindir. İnsanların genel yaklaşımı bu-dur. Ülkemizde bu düşünce şu an içinçok yaygın değil diye düşünüyorum.Ancak yardım almak zorunda kalan in-sanların sayısı çoğaldıkça, bir süre sonrabizde de, eli ayağı tutuyor, çalışsın, insanekmeğini taştan çıkarır gibi düşüncele-rin yaygınlaşma potansiyeli mevcut. Oy-sa, yardım alan insanlarla yaptığım gö-rüşme ve araştırmalarda da ortaya çı-kan sonuçlar, ailelerin sıcak yemek, ya-kacak ve eğitim ihtiyaçları için yardımı

en son noktada talep ediyorlar. Çaresiz-liğpin ve varolmanın son mücadelesiyardım başvurusu yapmak.

� Yoksulluğun önlenmesi için ne gibiönlemler alınmalı?

Türkiye’de 1986 yılında ToplumsalYardımlaşma ve Dayanışma Teşvik Fo-nu kuruldu. 1992 yılında yeşil kart uy-gulaması başlatıldı. 2001 yılında Yoksul-lukla Riski Azaltma projeleri hayata ge-çirildi. Valilik, belediye ve sivil toplum ku-ruluşlarıyla insanların gıda, eğitim gibibirtakım ihtiyaçları giderilmeye çalışılı-yor. Bunlar yüzeysel olarak sorunu çöz-meye yönelik önlemlerdi. Bunlara karşıçıkalım demiyorum ancak daha kapsa-yıcı ve köklü çözüm yolları üretmeliyiz.Toplumsal dayanışma ağları tarihsel ola-rak ülkemizde hep hayata geçirilmiştir.Bu ağlar da zayıflamaya başladı. Kana-yan yaranın kendisi geçici de olsa hafif-letilmeye çalışılıyor. Tamamen ortadankaldırılması için tabii ki istihdam ve gelirgetirecek olanakların yaratılması halentemel çözüm olarak duruyor. En temelinsanca yaşama hakkının bölüşüm iliş-kilerinde düzenlenmesi zorunlu. Tersibir durum toplumsal barış ve güvenliğitehdit edecektir.

� Dünya Yoksullukla Mücadele Günühakkında neler söylemek istersiniz?

Yoksulu biz ve onlar diye ayırmama-lıyız. Ötekileştirmemeliyiz. Çünkü in-sanları o zaman etiketlemiş olursunuz.Akademik çalışmalarda da, yoksullukaraştırmaları yaparken de bu ayrım vemeselenin etik boyutunda dikkatliolunmalı. Çalışmalarda elit ve yukarı-dan bakış meselenin derinden kavra-nışını olumsuz etkileyecektir. Bütünhepimiz yaşam mücadelesi vererek oyoksullaşma süreci içinde yer alan bi-reyleriz. Bence yoksulluk ve eşitsizliğikimse unutmuyor. Yoksulluk bir gündehatırlanıp unutulacak kadar basit değil.“Kendinizi yoksul görüyor musunuz?”diye insanlara sorduğumuzda, kimsekendini yoksul görmeyecektir. “Geçimsıkıntısı çekiyor musunuz?” dediğimiz-de bunu kabul edecektir. Yoksulluklamücadele gününde insanca yaşamakiçin bu günü bir mücadele gününe

dönüştürebiliriz. Çünkü nüfusun bü-yük bir kısmı eşitsiz koşullarda ve ge-çim sıkıntısı çekerek yaşıyor.

� Küreselleşen Dünya’da kuraklığın ko-rkulacak boyuta gelmesi, bizi gelecektedaha büyük felaketlerin beklediğinin mihabercisi?

Türkiye’nin bu sene gündemindeolan en temel sorunu; kuraklık ve su so-runuydu. Su bir insanın en temel hakkı-dır. Yalnız bu noktada su demiyorum;temiz ve güvenilir suya erişme. 2015 yı-lına kadar hedeflenen bin yıllık kalkın-ma programı belirlendi. Yoksulluğu veaçlığı yarıya indirmek, çevre hastalıklarıvb.çözüm bulmak. En son 2006 yılı içinsu temel konuydu. Çünkü; su ve özellik-le temiz ve güvenilir suya ulaşma insanyaşamı için temel bir unsurdur. Yoksul-luğun en önemli göstergelerinden biri-dir susuzluk. ABD ve Avrupa ülkelerindebir kişinin günlük su tüketimi sadece si-fonu çekmekle 50 litredir. Günlük 20 lit-relik bir oranla yoksul insanların suyaolan ihtiyacını dünya karşılayabilecekkapasiteye ve güce sahip. Bunun içinneler yapmak gerekiyor: suyu etkin veidareli kullanmalı, kaynakları iyi belirle-mek, öncelikleri belirlemek ve etkin birkurumsal müdahale. Eğer tüm bunlardikkate alınmazsa büyük felaketler çokyakınımızda.

R Ö P O R T A JAnadoluHaber Editör: Araş.Gör. Çağdaş CEYHANTasarım: Bahadır AYHAN 7

� Anadolu Üniversitesi Erkek Vo-leybol Takımı, Türkiye VoleybolErkekler 3. Ligi 16. hafta karşılaş-masında Havagücü ile karşı kar-şıya geldi. 17 Şubat Pazar günüAnadolu Üniversitesi Spor Salo-nu’nda oynanan karşılaşmayaetkili başlayan ekip Anadolu Üni-versitesi oldu. İlk teknik molaya8-3, ikinci teknik molaya ise 16-12 önde giren Anadolu Üniversi-tesi ilk seti 25-17 kazanan tarafoldu. Üstün oyununu maç bo-yunca sürdüren Anadolu Üniver-sitesi 2’nci seti 25-22, 3’üncü setide 25-14 kazanarak karşılaşma-dan 3-0 galip ayrıldı. Sezon sonuplay-off karşılaşmaları oynamayıhaftalar önce garantileyen Ana-dolu Üniversitesi, aldığı bu galibi-yet ile 27 puana ulaştı ve 2’nci sı-radaki yerini korudu. 17. haftayımaç yapmadan tamamlayacakolan Anadolu Üniversitesi, liginson haftasında 2 Mart Pazar gü-nü Atatürk Spor Salonu’nda play-off mücadelesi veren Sağlık Sporile karşı karşıya gelecek.

Erkek voleybolcularçok farklı

Habibe ALTINTAŞ

� Türkiye Basketbol 2. Ligi BGrubu’nda mücadele eden Ana-dolu Üniversitesi, 16. hafta müca-delesinde Bursa Basketbol ile karşıkarşıya geldi. 15 Şubat Cuma gü-nü, Anadolu Üniversitesi Spor Sa-lonu’nda oynanan karşılaşmaya,Anadolu Üniversitesi Aydın, Melih,Fatih, Cem ve Günay beşi ile başla-dı. Maça istekli başlayan AnadoluÜniversitesi, 2’nci dakikaya 8-0 ön-de girmesine rağmen, Bursa Bas-ketbol’un oyunda dengeyi kurma-sına engel olamadı. 4’ncü dakika-da 12-12’lik eşitliği yakalayan Bur-sa Basketbol, özellikle pota altımücadelelerinde rakibine üstün-lük sağladı ve ilk çeyreğe 25-18,devre arasına ise 53-27 önde girdi.İkinci yarıda aradaki farkı dış atış-larla kapatmaya çalışan AnadoluÜniversitesi, yakaladığı şanslarıdeğerlendiremedi. Maç boyuncayüzde 24 üç sayı ortalamasıyla oy-nayan Anadolu Üniversitesi, raki-bine ribauntlarda da üstünlük

Galibiyethasreti

Küresel ısınmadan önceküresel yoksulluk kapımızda

Edebiyat Fakültesi Sosyoloji Bölümü Yard.Doç. Dr. Fatime Güneş:“ Yoksulluk tartışmalı bir kavramdır. Ancakçok genel geçer bir tanım söylersek; içindebulunduğumuz toplumda daha insanca bir yaşam sürebilmekiçin ihtiyaçların karşılanamama durumu olarak tanımlanabilir .”

Rakamlarla Yoksulluk

Dünyadaki en zengin500 kişinin toplam yıllıkgeliri, en yoksul 416 mil-yon kişinin toplam geliri-nin üzerinde bulunuyor.2015 yılına kadar yoksul-lukla ciddi olarak mücade-le edilmezse 210 milyon ki-şi daha temiz suya erişim-den yoksun kalacak, gün-de 1 dolardan az paraylayaşamak zorunda olan nü-fusa 380 milyon kişinin da-ha eklenecek. 19 milyonuAfrika’da olmak üzere 47milyon çocuğun daha oku-la gidemeyecek.

Page 8:  · AraS. Gör. Onur BEKQROOLU, Seza ZERMAN. Görsel Yönetmenler: Yard. Doç. Dr. Sibel ONURSOY, ÖPr. Gör. Cemalettin YILDIZ ANADOLU HABER T el fon :( 2) 35 08 -1 79 Fax 4 e-m

ÖĞRENCİ GÖRÜ ŞLERİEditör: Araş. Gör. Pelin ÖĞÜT Tasarım, röportaj ve fotoğraflar: Berk ÜTKÜ - Mehmet DALYANOĞLU AnadoluHaber

� Anadolu Üniversitesi’ni Türki-ye’deki büyük üniversitelerden biriolduğu için seçtim. Diğer bir nedenise akademisyenlerin iyi eğitimlerive sosyal olmaları. Devlet üniversi-telerinde kısıtlı bütçeyle pek çokşey yapılmaya çalışılıyor. Özel üni-versitelerdeki öğrenciler devlet üni-versitesinde okuyanlardan oldukçafarklı. Pek tabi ki orada da çok başa-

rılı öğrenciler var ama sanırım kısıtlı kaynaklar insanı dahafazla çalışmaya ve üretmeye itiyor. Diğer neden ise ekonomiktabi. İstesem de gidemezdim özel üniversiteye.

� Ailemin bana sunduğu imkanlardoğrultusunda maddi açıdan sıkıntıçekmemek için devlet üniversitesiniseçtim. Hayatımın en güzel yılları diye-bileceğim bu beş seneyi daha rahatkoşullarda geçirmeyi isterdim. Devletüniversitelerinde okuyan öğrencileriçin bile maddi sorunlar var. Bu sorun-ları yaşamadan okumak mümkün de-

ğil. Bu üniversitenin değil de, hükümetlerin sorumluluğu aslında.Eğitime daha fazla destek olmaları gerekirken gündemi farklı ko-nular belirliyor maalesef. Bizim geleceğimizi biraz da bu imkan-lar belirliyor aslında.

� Devlet üniversitesinde oku-mak istememin nedeni buradadaha rahat ve farklı bir ortam bu-lacağımı düşünmemdi. Farklı yer-lerden, toplumun farklı kesimlerin-den gelen insanlar çeşitlilik getiri-yor. Özel üniversitelerin imkanlarıtabi ki çok daha fazla olacaktır veeğitimin kalitesi tartışılmaz ancaküniversite sadece bundan ibaretdeğildir. Bence samimi bir ortamda olmak hepsinden dahaönemlidir. Burada tüm bu çeşitlilik bizi hayata hazırlıyor. Ken-dimi rahat hissettiğim bir yerde okumaktan memnunum.

Ceren Günay Eğitim Fakültesi

� Devlet üniversitelerinde vakıfüniversitelerine göre daha eşitşartlarda öğrenim göreceğimi dü-şündüm. Vakıf üniversiteleri öğ-rencilerine daha iyi şartlar sağlıyorgibi görünseler de bence aslındadevlet üniversiteleri zor şartlarladaha nitelikli insanlar yetiştiriyor.Buraya gelen herkes belirli bir

aşamadan geçerek gelmiştir. Bence kaliteli eğitim adıyla üc-retsiz öğrenim hakkı engellenmektedir. Toplumsal eşitlik içindevlet üniversitelerine daha fazla yatırım yapılmalı, bu üniver-siteler daha iyi şartlar sunabilecek hale getirilmelidir.

� Devlet üniversitesinde oku-mayı tercih etmiş olmamınbaşlıca nedeni buradaki tümöğrencilerin de benim gibi Ana-dolu’nun çeşitli köşelerindengelmiş, birbirine üstünlüğü ol-mayan insanlar olmasıdır. Ben-ce burada edindiğimiz arka-daşlıklar kalıcı olacaktır. İkinci

neden ise tahmin edilebileceği gibi ekonomik. Özel üni-versitelerde okumak daha avantajlı ama bir sene okuma-nın bedeli oldukça yüksek. Buradaki ortamdan çok farklıolması da bence bu üniversitelerin dezavantajı. Bu ne-denlerle tercihim devlet üniversitesi oldu.

� Devlet üniversitesini tercih etme-min başlıca sebebi pek tabi ki devletüniversitesinde okumanın fazla biryükümlülük getirmemesi. Devlet üni-versitesinde okumaktan çok memnu-num. İletişim Fakültesi öğrencisi ola-rak şu kadarını söyleyebilirim. Fakül-temin bana sağladığı olanakları çoğuözel üniversitenin İletişim Fakülteleri-nin sağladığını düşünmüyorum. Pek tabi ki devlet üniversitele-ri pek çok sorunla boğuşuyor. Yine de ileriki yıllarda bu prob-lemlerin aşılacağına inanıyorum.

� Devlet üniversitesini tercih etme-min ilk nedeni maddi olarak daha uy-gun olması. Diğer bir neden ise devletgüvencesi altında herkesin eşit ola-naklarla okumasına olan inancım. Benözel üniversitelerin nihayetinde maddikazançlarını ön planda tutarak eğitim-den ziyade bununla ilgileneceklerineinanıyorum. Bu nedenle devlet üniver-sitesinde verilen eğitimin hem daha

eşitlikçi hem de daha kaliteli olduğunu düşünüyorum.

� Devlet üniversitesinde oku-mayı seçtim ve çok mutluyumçünkü burada insanların sosyalve ekonomik statülerine bakıl-maksızın bir değerlendirme ya-pılmakta. İnsanlar bilgileriyleölçülmekte. Bu durumun enbüyük katkısı ise insanları da-ha fazla öğrenmeye ve araştır-

maya itmesi. İnsanlar burada birbirleri gibi, sınıfsalfarklar yok. Böylece bir arada yaşamayı en iyi şekildeöğrenmiş oluyoruz.

� Devlet üniversitesinde okuma-yı tercih etmemin en önemli ne-deni maddi koşullar. Fakat mali-yet söz konusu olmasaydı da yi-ne de devlet üniversitesini seçer-dim. Bunun başlıca nedeni iseburslu öğrencilerle burssuz olan-lar arasındaki fark. Ayrıca Anado-lu Üniversitesi’ni seçmemdeki enbüyük neden ise, üniversitemizin bize sunduğu iyi bir dil eği-timi için hazırlık sınıfı ya da Erasmus gibi imkanlar. Atölyeleröğrencilerin isteklerini tamamen karşılıyor. Eskişehirli olupda kendi memleketinizde böyle bir üniversite bulunması,yüksek kalite eğitim almanız büyük bir şans.

Önder Öztürk Hukuk Fakültesi

Setenay Spahin Güzel Sanatlar Fakültesi

Samet İnce Turizm ve Otel İşletmeciliği Y.O.

Onur Meriç Gür Sivil Havacılık Yüksekokulu

� Benim devlet üniversitesiseçmemin başlıca nedeni ka-zanmanın daha kolay olması.Ekonomik yönden çok rahat daolsam özel üniversiteye git-mezdim. Eğitimin devlet üni-versitelerinde daha kaliteli ol-duğunu düşünüyorum. Özelüniversitelere verilen yüksek

miktardaki harçların gereksiz olduğunu düşünüyorum.Burada sosyal ve kültürel anlamda da daha farklı alter-natifler var elimizde.

Kemal Taşçıoğlu İletişim Bilimleri Fakültesi

Hülya Güvendik Fen Fakültesi

� Devlet üniversitesinde oku-mayı seçtim çünkü eğitim ha-yatıma başladığım ilkokuldanbu yana devlet okullarındaokudum ve bunun kalitesineinanıyorum. Devlet üniversite-lerinde eğitim bireyin sorumlu-luğundadır. Bilginizle değer-lendirilirsiniz. Bu nedenle ter-cihlerimi yaparken de özel üniversiteyi tercih etme ge-reği duymadım.

Esra Yüksel İktisadi ve İdari Bilimler Fakültesi

Barış Erdinç Bilecen Mühendislik ve Mimarlık Fak.

� Devlet üniversitelerinin ülke-mizin genel kültürünün yansıtıl-dığı yerler olduğunu düşünüyo-rum. Türkiye’nin her yerindenüniversiteyi kazanarak gelen öğ-renciler burada güzel bir toplulukoluBütçe yetersizlikleri yaşama-larına rağmen eğitim ve öğretimseviyesi olarak iyiler bence. Buüniversiteler ülkemizdeki en köklü üniversiteler. Ben Ame-rika’da özel bir üniversitede de okudum. Özenilecek hiçbiryanı olmadığını arkadaşlarıma hatırlatmak isterim.

Turca Koray EMYO

Ergül Gaytanlı Açıköğretim Fakültesi

�Akademik eğitimimi devlet üniversite-sinde tamamlamayı tercih etmemin te-mel sebebi pek çok kişiyle aynı. Nedenekonomik. Türkiye’nin çoğunluğu alt yada orta gelir seviyesine sahip. Bununlabirlikte özel bir üniversiteye gitme olana-ğım olsaydı bile yine de devlet üniversi-tesini tercih ederdim. Ben özel üniversi-telerin öğrenci profilinin çok farklı oldu-ğunu düşünüyorum. Genellemeden ka-

çınmak isterdim, ancak çoğunun böyle olduğunu düşünüyorum.

Eylül Altan Devlet Konservatuvarı

Fadime Eser Edebiyat Fakültesi

� Anadolu Üniversitesi’nin herhan-gi bir özel üniversiteden çok da farklıolduğunu düşünmüyorum. Bana göreTürkiye’de özel bir üniversitede oku-mak ayrıcalıklı bir şey değil. Onun yeri-ne yurtdışında okuma imkanlarını de-ğerlendirmek isterdim. Sonuçta herikisi de yüksek bir maliyet getiriyor. Di-ğer yandan bir devlet üniversitesi olanAnadolu Üniversitesi ise Erasmus programı ile zaten bize bu kapı-yı açıyor. Burada ayrıca özel üniversitelerde olmayan imkanlarvar. Örneğin spor tesisleri çok güzel. Ayrıca pek çok alanda Türki-ye’de lider olan bölümlerimiz var. Ben bu nedenlerle özel bir üni-versite yerine devlet üniversitesi olan Anadolu Üniversitesi’ndeokumayı tercih ettim.

Ziya Volkan Aksu BESYO

Neden devlet üniversitesinde okumayı tercih

ettiniz?