Upload
vuongthuan
View
229
Download
0
Embed Size (px)
Citation preview
Bireyselleştirilmiş
Eğitim Programları (BEP) 1
Amaçlar
Bu üniteyi çalıştıktan sonra;
Bireyselleştirilmiş eğitim programları ile ilgili temel kavramları açıklayabilecek,
Bireyselleştirilmiş eğitim programını tanımlayabilecek,
Bireyselleştirilmiş eğitim programlarının temel öğelerini sıralayabilecek,
Bireyselleştirilmiş eğitim programları amaç ve işlevlerini açıklayabilecek,
Bireyselleştirilmiş eğitim programlarının nerede ve kimler tarafından geliştirildiğini
açıklayabilecek,
Bireyselleştirilmiş eğitim programlarının yasal dayanaklarını açıklayabilecek,
Bireyselleştirilmiş aile hizmet planının amacını ve işlevini açıklayabilecek,
Bireyselleştirilmiş geçiş planlarının içeriğini ve önemini açıklayabileceksiniz.
İçindekiler
Giriş
Bireyselleştirilmiş Eğitim Programları (BEP)
Bireyselleştirilmiş Eğitim Programlarının Öğeleri
BBP Nasıl ve Kimler Tarafından Geliştirilir?
Bireyselleştirilmiş Eğitim Programları Gereksinimi
BEP'nin Yasal Dayanakları
Bireyselleştirilmiş Aile Hizmet Planı (BAHP)
Bireyselleştirilmiş Geçiş Planları
Özet
Değerlendirme Soruları
Yararlanılan ve Başvurulabilecek Kaynaklar
Çalışma Önerileri
Üniteyi çalışmaya başlamadan önce:
1
Ünitenin sonunda belirtilen kaynaklara ulaşma ya çalışınız ve ilgili konuların ayrıntılarını
okuyunuz.
Üniteyi çalışırken:
Üniteyi dikkatlice okuyunuz.
İlk kez karşılaştığınız terim ve tanımları belirleyiniz.
Altını çizdiğiniz terim ve tanımları ulaştığınız kaynaklardan bir kez daha okuyunuz.
Bu ünitenin devamında yer alan ünitelerden ilgili konuların ayrıntılarını okuyunuz.
Sorun. Tanımı.
Ayşe beş yaşındadır. Akranlarına göre; öz bakım, dil gelişimi, iletişim ve oyun becerilerinde
gerilik göstermektedir. Örneğin, kendi başına lastikli pantolonunu giyememekte, eğer
hatırlatılmazsa tuvaletini altına yapmakta, yalnızca tek sözcüklerle kendini ifade etmekte,
akranları ile birlikteyken oyuna kısa süreli olarak katılmakta, fakat oyun başlatamamaktadır.
Bu farklılıklar ailesini tedirgin etse de onu ana sınıfına gönderdiklerinde bu sorunların
çözümleneceğini düşünmektedirler.
Ayşe altı yaşına bastığında, mahalledeki ilköğretim okulunun ana sınıfına kaydettirilir. Aile
kayıt sırasında farkında oldukları sorunlardan okul yönetimine ve öğretmene söz etmez.
Ayşe okula başladıktan kısa bir süre sonra, öğretmen, ailesini okula çağırır.
Ayşe'nin akranlarına göre geri olduğunu, yirmi öğrencinin bulunduğu bir sınıfta Ayşe'nin
eğitim programını izleyemeyeceğini ve okuldan yeterince yararlanamayacağını açıklar.
Öğretmen, Ayşe’yi rehberlik ve araştırma merkezine götürmelerini, belki bir özel eğitim
okuluna gönderilmesinin uygun olabileceğini söyler.
Aile, rehberlik araştırma merkezine başvurur. Ayşe'nin değerlendirilmesini ister ve
öğretmeninin önerilerini anlatır. Rehberlik araştırma merkezi uzmanları Ayşe'nin
kaynaştırılmasını uygun bularak, kayıtlı olduğu ana sınıfına devam etmesini, ancak eğitim
programının uygun şekilde bireyselleştirilmesini öneren bir yazıyı okula gönderir. Asıl
sorunda burada başlar. Bireyselleştirme ne demektir? Eğitim programı nasıl
2
bireyselleştirilecektir? Bireyselleştirilmiş eğitim programını kim hazırlayacaktır?
Giriş
Çağdaş toplum olmanın temel koşulu demokrasi, demokratik toplum olmanın temel
koşullarından birisi de eğitimde fırsat eşitliğidir. Özel gereksinimli bireylerine eşit eğitim
fırsatı yaratamayan bir toplumda, demokrasiden ve çağdaşlıktan söz etmek olanaklı değildir.
Birbirine bağımlı bu üç kavramın (çağdaşlık, demokrasi ve eğitimde fırsat eşitliği) dünya
gündemine oturmasıyla insana ve bireysel farklılıklara daha ılımlı ve olumlu yaklaşılmaya
başlanmıştır. Bu olumlu yaklaşım özel gereksinimli bireylerin eğitiminde bireyselleştirilmiş
eğitim programı hazırlama bir başka deyişle, bu bireylerin eğitimlerini onların bireysel
gereksinimlerini dikkate alarak planlamayı ve uygulamayı gündeme getirmiştir.
Bu ünitede, bireyselleştirilmiş eğitim programları BEP’le ilgili temel kavramlar, BEP'in
amacı ve işlevleri, öğeleri, neden BEP'e gerek var, nerede ve kimler geliştirilir, BEP'in yasal
dayanakları, bireyselleştirilmiş aile hizmet planları ve bireyselleştirilmiş geçiş planları ele
alınacaktır.
BIREYSELLEŞTİRİLMİŞ EĞİTİM PROGRAMLARI (BEP) .
Temel Kavramlar
Bireyselleştirilmiş eğitim programları, üç temel kavram içermektedir. Bunlar sırasıyla
bireyselleştirme, eğitim programı ve planlamadır.. "
Bireyselleştirme; bir grubun değil, bireyin eğitim ~gereksinimlerini bugün ya da gelecekte onun
bağımsız yaşamını kolaylaştıracak şekilde dikkate almaktır. Eğitim programı; genel anlamı ile
bir birey ya da grubun eğitim gereksinimlerine cevap verecek olan amaçlar, içerik, öğrenme
öğretme süreçleri ve değerlendirme olmak üzere dört önemli öğesi olan yazılı materyallerdir.
Eğitim programlarının hazırlanması ise planlamayı gerektirir. Kısacası programı geliştirme ve
uygulama süreci planlama olarak adlandırılabilir.
Program hangi grup ya da birey için hazırlanacaktır? .Bu grup ya da bireyin işlevde bulunma
düzeyi nedir? Programlama sürecine kim katılacaktır? Programı kim yapacak, yazacak,
3
izleyecek ve değerlendirecektir?
Bireyselleştirilmiş Eğitim Programı (BEP) Nedir?
Bu kavramlar çerçevesinde, bireyselleştirilmiş eğitim programı özel gereksinimli bireyin
gelişimi veya ona uygulanan programın gerektirdiği disiplin alanlarında (özbakım, akademik
beceriler, sosyal beceriler, iletişim v.b) eğitsel gereksinimlerini karşılamak üzere uygun
eğitim ortamlarından (okul, özel eğitim okulu, özel sınıf, mesleki eğitim merkezi, v.b) ve
destek hizmetlerden (kaynak oda, sınıf içi yardım, dil ve konuşma terapisi, fiziksel
rehabilitasyon v.b.) en üst düzeyde yararlanmasını öngören yazılı dokümandır. Bu doküman
aile, öğretmen ve ilgili uzmanların işbirliği ile planlanır ve bireyin ailesinin onayı ile uygulanır.
Özel gereksinimli okulöncesi çocuklar ve aileleri' için neden bireyselleştirilmiş
eğitim programları hazırlıyoruz? Tartışınız.
Bireyselleştirilmiş Eğitim Programı Hazırlama Aşamaları
BEP süreci yedi temel aşamadan oluşur:
1. Bireyselleştirilmiş eğitim programını hazırlayacak ekibin.oluşturulması,
2. Çocuğun eğitsel performans (işlevde bulunma) ,düzeyinin belirlenmesi,
3. Uygun eğitim ortamları ve bu ortamlarda sunulacak destek hizmetlerin belirlenmesi,
4. Bireyselleştirilmiş öğretim programının hazırlanması,
5. Uzun ve kısa dönemli amaçların belirlenmesi,
6. Uygun öğretim materyalleri ve öğretim yöntemlerinin belirlenmesi,
7. BEP'nın uygulanması, izlenmesi ve değerlendirilmesi için sorumluların belirlenerek,
zaman çizelgesinin hazırlanması ve değerlendirme biçimine karar verilmesi.
Bireyselleştirilmiş Eğitim Programının Amaç ve İşlevleri
Özel gereksinimli olduğu belirlenen her öğrenci için BEP hazırlanır. Bu amaçla öğrenci
ayrıntılı değerlendirmeye alınır. Ayrıntılı değerlendirme sonucunda belirlenen performans
düzeyi ve eğitsel gereksinimleri doğrultusunda yılda bir kez BEP hazırlanarak yıl içerisinde
BEP ekibinin uygun gördüğü aralıklarla değerlendirme yapılır. Özel gereksinimli her öğrenci
için hazırlanması gerekli ve yasal olarak zorunlu bireyselleştirilmiş eğitim programlarının
temel amacı, bu öğrencilere en üst düzeyde yararlanabilecekleri eğitim fırsatları sunmaktır.
4
BEP'nın işlevleri şu şekilde özetlenebilir.
ı. BEP toplantıları, aile ve okul personeli arasındaki iletişim aracıdır. Öğrencinin
gereksinimleri, nelerin sağlanabileceği ve karşılaşılabilecek durumların neler olabileceği
konusunda her iki tarafa da eşit söz hakkı sağlar.
2. BEP, öğrencinin gereksinimi olan özel eğitim hizmetleri ve ilişkili destek hizmetlerin
öğrenciye sunulacağına ilişkin yazılı bir taahhüttür.
3. BEP ailenin, okulun ve ilişkili tüm birimlerin çalışmalarını ve bunların öğrenciye
katkılarını izleme ve değerlendirme aracıdır.
BİREYSELLEŞTİRİLMİŞ EĞİTİM PROGRAMLARININ ÖĞELERI
Özel gereksinimli öğrencinin eğitsel gereksinimlerine yanıt vermesi beklenen nitelikli bir
bireyselleştirilmiş eğitim programı aşağıda belirtilen öğeleri içermelidir. Bu öğelerin her biri
kitapta yer alan diğer bölümlerde ayrıntılı olarak anlatılmıştır.
1. Öğrencinin o andaki eğitsel işlevde bulunma veya performans düzeyi, (5. Ünitede ayrıntılı
olarak açıklanmıştır).
2. Eğitsel performans düzeyi, bulunduğu gelişim evresi ve yaş gibi faktörleri dikkate alınarak
belirlenen bir yılın sonunda gerçekleşecek uzun dönemli amaçlar. Uzun dönemli amaçlara
ulaşmayı sağlayacak kısa dönemli amaçlar. (6. Ünitede ayrıntılı olarak açıklanmıştır).
3. Öğrenciye sağlanabilecek özel eğitim ve destek hizmetler. (9. Ünitede ayrıntılı olarak
açıklanmıştır).
4. Öğrenciye sunulacak olan hizmetlerin ne zaman başlayacağını, devam edeceği ve biteceği
süreyi, değerlendirme zamanlarını belirten bir zaman çizelgesi. (8. Ünitede ayrıntılı olarak
açıklanmıştır).
5. Öğrenciye sunulacak hizmetlerden sorumlu olan kişiler. (3. Ünitede ayrıntılı olarak
açıklanmıştır).
6. BEP'nın objektif ölçütlere dayalı olarak hangi araçlarla ve nasıl değerlendirileceği (4. ve
11. Ünitelerde ayrıntılı olarak açıklanmıştır).
BEP NASIL VE KİMLER TARAFINDAN GELİŞTİRİLİR?
BEP'nın geliştirilmesi için öğrenciyi farklı alanlarda değerlendirecek, onun normal, özel ve
5
destek hizmetlerden en üst düzeyde yararlanmasını sağlayacak kararları alacak bir ekip
oluşturulur. Bu ekipte, okul yöneticisi, özel eğitim öğretmeni, sınıf öğretmeni, okul psikologu
veya rehber öğretmeni, ihtiyaca göre dil ve konuşma terapisti, odyolog, fizyoterapist, sosyal
çalışmacı, tıp ve sağlık personeli gibi farklı uzmanlar bulunur. BEP ekibinin anahtar üyesi
öğrencinin ailesidir. BEP toplantılarına duruma göre öğrencinin kendisi de katılabilir. BEP
ekibi görevlerini beş evrede gerçekleştirir:
1. Değerlendirme öncesi çalışmalar:
Gönderme sürecinin düzenlenmesi.
Ailenin haberdar edilmesi ve onayının alınması.
Ekipteki kişilerin bilgilendirilmesi.
çocuğun değerlendirileceği alanların belirlenmesi.
Değerlendirme için gerekli ölçümlerin zaman çizelgesine bağlanması.
Toplantı zamanlarının belirlenmesi.
Okulöncesi kurumda görev yapan bir öğretmen, sınıfında gelişim yetersizliği
olan çocuğa uygun bir eğitim verebilmesi için yapabileceği çalışmaların neler
olabileceğini tartışınız.
2. Değerlendirme: Özel gereksinimli öğrencinin performans düzeyini belirlemek üzere
yapılan bir dizi ölçmeyi içerir. Değerlendirmenin yapılması için standart testler, ölçüt
bağımlı testler, doğal gözlemler, anne baba, öğretmenle görüşme gibi teknikler izlenir. Bu
tekniklere; önceki aşamada belirlenen gelişim alanları, çocuğun özrünün eğitsel
performansa olası etkileri, yaşı, yaşadığı çevre, bu çevrede kullanılan dil gibi faktörler
dikkate alınarak karar verilir. Gerekli ölçmeler yapıldıktan sonra elde edilen veriler
yorumlanır.
Okulöncesi eğitim kurumlarına yetersizliği ve riskli olan çocukları neden
değerlendirme faaliyetlerine yönlendiriyoruz? Tartışınız.
3. Yerleştirme: Bu evrede, değerlendirme evresinde ulaşılan sonuçlara bağlı olarak çocuğun
yerleştirileceği eğitim ortamına, gereksinim duyulan destek hizmetlere ve bunların
sürelerine, zamanına ve kim tarafından yürütüleceğine karar verilir.
6
Ülkemizde özel gereksinimli çocuklara hangi kurumlarda ve kimler tarafından
eğitim verilmektedir? Tartışınız.
4. Program geliştirme: Bu evre iki temel aşamadan oluşmaktadır. Birincisi, programın
hazırlanmasıdır. Değerlendirme aşamasında elde edilen verilere dayalı olarak ki bu veriler
öğrencinin performans düzeyini gösterir, öğrencinin bir yılsonunda kazanacağı uzun
dönemli amaçlara, kısa dönemli amaçlara, kullanılacak öğretim yöntemlerine ve
materyallere karar verilir. Bunlar öğrencinin programına yazılır. İkinci aşama ise
hazırlanan programın uygulanmasıdır.
Okullarda var olan programlarla bireyselleştirilmiş eğitim programları
arasındaki benzerlik ve farklılıkları tartışınız.
;5-. REP'nın izlenmesi ve değerlendirilmesi: Bu evrede, öğrencinin bireyselleştirilmiş eğitim
programında yer alan amaçlara ulaşılıp ulaşılmadığını ve alınan kararların doğru olup
olmadığını belirlemek, gerekirse değişiklikler yapmak için program izlenir ve değerlendirilir.
Bireyselleştirilmiş eğitim programlarının hazırlanması, uygulanması ve
değerlendirilmesinden kimler sorumludur?
Sınıf öğretmeni, öğrenciyi akademik becerilerle ilgili değerlendirip bu konuda gereksinimleri,
amaçları ve yöntemleri önerir. Okul rehber öğretmeni davranış sorunlarını belirleyebilir.
Özel eğitim öğretmeni programın hem belli bölümlerinin uygulanmasından hem de programın
izlenmesi ve değerlendirilmesinden sorumlu olabilir.
Değerlendirme öncesi yapılacak çalışmalar tamamlandıktan sonra öğrenci çok yönlü
değerlendirilir. Değerlendirmeden elde edilen verileri tartışmak için BEP geliştirme ekibi
toplanır. Bilgiler sınıflandırılır ve planlama için yazıya dökülür. Öğrencinin
gereksinimlerine cevap verebilecek eğitim ortamları belirlenir. Bu ortamlar öğrencinin
anne babası ile birlikte gözden geçirilmelidir. Ekipteki uzmanlardan biri aileye bu
çalışma için rehberlik etmelidir. Uzun ve kısa dönemli amaçların belirlenmesi, özel
eğitime destek hizmetler için zaman çizelgesinin hazırlanması, değerlendirme
zamanlarına ve biçimine karar verilmesi için ekip toplantılar yapar. Bu toplantılara,
çocuklarının gereksinimi olan özel eğitim ve diğer hizmetlerle ilgili tartışmalara katılmak
ve ekibe çocuklarına uygun hizmetler konusundaki kararlarda yardımcı olmak üzere anne
babanın katılımı önemlidir. Ayrıca bu onların görevidir.
7
Öğrencinin, özel gereksinim alanları, eğitim amaçları ve bu amaçların hangi ortamlarda
kimlerin sorumluluğunda gerçekleşeceği belirlendikten sonra öğrenci bireyselleştirilmiş
eğitim programında yer alan amaçlar öğretim planlarına uyarlanarak yerleştirilir. BEP
öğrencinin eğitim gereksinimlerinin genel bir planını içerirken öğretim uyarlamaları,
gereksinim olan her alanda öğretimin ayrıntılı olarak planlanması anlamına gelir.
Programda yer alan her bir amacın gerçekleştirilmesinden kimin sorumlu olduğunun
mutlaka belirlenmesi gerekir. Eğer belirlenemezse bu öğrencinin gelişimine olumsuz
yansıyabilir,
Kaynaştırmaya devam eden bunun yanı sıra destek hizmet alacak olan öğrencinin
programında kimin neden sorumlu olduğu belirtilmezse sınıf öğretmeni bazı amaçları özel
eğitim öğretmeninin sorumluluğunda, özel eğitim öğretmeni de sınıf öğretmeninin
sorumluluğunda olduğunu düşünerek atlayabilir.
BİREYSELLETİRİLMİŞ EĞİTİM PROGRAMLARI GEREKSİNİMİ .
Özel gereksinimli öğrencilerin, son derece yoğun ve katı biçimde hazırlanmış normal
eğitim programlarına uymaları çok zor hatta bazen olanaksızdır. Bu nedenle bu bireyler
için eğitsel işlevde bulunma düzeyleri dikkate alınarak, gerek farklı eğitim düzenlemeleri;
gerekse bu düzenlemeler içinde farklı amaçlara gereksinim duyulduğundan bu bireyler
için BEP hazırlamak gereklidir.
Özel gereksinimli çocukların eğitiminde dikkat edilecek temel ilkeler nelerdir?
Ayşe gelişimsel gerilik gösteren 6 yaşında bir çocuktur. Yerleştirildiği anasınıfında oyun,
yemek, uyku saatlerinde akranları ile benzer düzeyde işlevde bulunurken, kavram ve ünite
saatlerinde akranlarından düşük düzeyde performans göstermektedir. Bu saatlerde Ayşe yere
yatmakta, ağlamakta, bu etkinliklere katılmamak için problem davranışlar sergilemektedir.
Ayşe'nin BEP'ında ünite ve kavram öğretiminde kaynak odada, Ali öğretmenle birlikte
çalıştığı ve bunlara ilişkin amaçlara yönelik öğretiminden kaynak oda öğretmeninin sorumlu
olduğu yazılıdır.
BEP'NIN YASAL DAYANAKLARI
Özel eğitim gerektiren her bireyin ona sunulacak eğitim hizmetlerinden en üst düzeyde
yararlanabilmesi ve bu hizmetlerin öğrenciye katkılarının belirlenebilmesi için BEP'nın
8
geliştirilmesi ve uygulanması önemlidir. BEP'nı geliştirme ve uygulama gerek ABD'de
gerekse Türkiye'de yasal anlamda güvence altına alınmıştır. Bir diğer deyişle yasal
zorunluluktur. Türkiye'de bu yasal zorunluluk oldukça yeni bir geçmişe sahiptir. Bu
nedenle de henüz BEP hazırlama ve uygulamada taşlar yerli yerine oturmamıştır.
ABD'ndeki uygulamalar ise 1975'li yıllarda başlamıştır. Aşağıda ABD ve Türkiye’de·
BEP hazırlama ve uygulama sürecinin yasal dayanaklarından söz edilecektir~ '(i"
ABD’ inde Yasal Dayanaklar "
1975 yılında çıkarılan Tüm Engelli Çocukların Eğitimi Yasası (P.L. 94142) ile Amerikan
toplumu ve eğitim sistemi tüm özel gereksinimli çocuklara ve gençlere uygun eğitim
programları sağlamak zorunda bırakılmıştır. Tüm Engelli Çocukların Eğitimi Yasası tüm özel
gereksinimli çocuklara; parasız uygun eğitim, fark gözetmeksizin değerlendirilme,
bireyselleştirilmiş eğitim planı, en az kısıtlayıcı eğitim ortamına yerleştirilme, eğitsel kararları
uygulama garantisi ve ailenin sürece katılması haklarını sağlar.
ABD' inde herhangi bir özüre sahip 3-21 yaş arasındaki her öğrenci uygun özel eğitim
hizmetlerinden ücretsiz yararlandırılır. Özel eğitim hizmetlerine fizyoterapi, psikolojik
danışma, odyoloji hizmetleri de dahildir.
Öğrencinin bu haklardan yararlanabilmesi için özürünün tanılanmış olması gereklidir. 0-2 yaş
dönemindeki bebek ve çocuklar için çocuğun hem kendisi hem de ailesi uygun özel eğitim
hizmetlerinden yararlanma hakkına sahiptir.
Bireyin ya da ailesinin sözü edilen eğitim hizmetlerinden yararlanabilmesi için disiplinler
arası değerlendirmeye tabi tutulmaları gerekir. 3-21 yaşta öğrenci, 0-2 yaşta ise hem çocuk
hem de ailesi değerlendirilir
Özel eğitim hizmetlerinden yararlanacağı belirlenen her birey için BEP hazırlanması
zorunludur. 0-2 yaş grubuna yönelik hazırlanan plan bireyselleştirilmiş aile hizmet planı
(BAHP) olarak adlandırılır. Yasaya göre BEP öğrencinin performans düzeyini, uzun ve kısa
dönemli amaçları, öğrenciye sağlanacak olan özel eğitim ve diğer destek hizmetleri, normal
eğitime katılma sürelerini, tüm hizmetlerin başlama ve bitiş tarihlerini, uygun objektif
ölçütleri olan değerlendirme süreçlerini içerir. Ayrıca programın yılda en az bir kez
9
değerlendirilmesi zorunludur.
En az kısıtlayıcı eğitim ortamı ise öğrencinin eğitsel gereksinimlerinin olabildiğince akranları
arasında karşılanmasını ifade eder.
ABD’ inde aile çocuğun eğitimi ile ilgili alınacak her kararda bilgilendirilir ve onayı alınır.
Aile çocuğu için yapılan değerlendirmeden hoşnut olmazsa yeni bir değerlendirme isteğinde
bulunabilir. Aile ya da okul, öğrenci hakkında verilen eğitsel kararlara ilişkin soruşturma
isteğinde bulunabilirler.
Yasalar ve yönetmelikler, BEP sürecinde anne-baba ve uzmanlardan oluşacak ve çocuk için
önemli kararlar alacak bir ekibin oluşturulmasını zorunlu kılar.
Türkiye'de uygulanan Özel Eğitim Hakkında 573 Sayılı Kanun Hükmünde
Kararname'nin öğeleri ile ABD'in deki Tüm Engelli Çocukların Eğitimi Ya-
sasının temel öğeleri arasında benzerlik ve farklılıkları tartışınız.
Türkiye'de Yasal Dayanaklar
1997 yılında yürürlüğe giren 573 sayılı Özel Eğitim Hakkında Kanun Hükmünde
Kararname'nin 4. maddesi f bendi, "Özel eğitim gerektiren bireyler için bireyselleştirilmiş
eğitim planı geliştirilmesi ve eğitim programlarının bireyselleştirilerek uygulanması esastır."
diyerek BEP'nın hazırlanmasını ve uygulanmasını zorunlu hale getirmiştir.
18 Ocak 2000 tarihinde yayınlanarak yürürlüğe giren Özel Eğitim Hizmetleri
Yönetrneliği' nin 62. maddesinde, "Özel eğitim gerektiren birey için geliştirilen ve ailesi
tarafından onaylanan bireyselleştirilmiş eğitim programı; bireyin, ailenin, öğretmenin
gereksinimleri doğrultusunda hazırlanan. ve hedeflenen amaçlarda verilecek destek eğitim
hizmetlerini içeren özel eğitim programıdır." biçiminde tanımlanmıştır. Aynı maddede,
"Bireyselleştirilmiş eğitim programları, bireyin tüm gelişim alanlarında, gözlem gelişim ve
değerlendirme ölçekleri kullanılarak ve hedeflenen amaçların gerçekleşme düzeyleri
doğrultusunda değerlendirilir. Birey için hazırlanacak yeni bireyselleştirilmiş eğitim
programında ve yöneltme kararında bu değerlendirmeler esas alınır." ibaresi ile ne ve nasıl
yapılacağına ilişkin açıklık getirilmeye çalışılmıştır.
Yönetmeliğin 63. maddesinde kaynaştırma yapılan okul ya da kurumlarda BEP geliştirme
10
biriminin (ekibinin) oluşturulması zorunlu kılınmıştır. Bu birimde okul müdürü birimin
başkanlığını üstlenir. Özel eğitim öğretmeni, sınıf öğretmeni, okul rehber öğretmeni,
gerekiyorsa branş öğretmenleri, öğrencinin kendisi ve ailesi birimin (ekibin) üyeleri olarak
görev yaparlar.
Türkiye'de tarihlerden de anlaşılacağı gibi BEP geliştirme ve uygulama çalışmaları henüz çok
yenidir. Ortam, personel, araç gereç ve bilgi eksiklikleri nedeniyle sistematik yürüyen
çalışmalar sınırlı sayıdadır. Ancak hizmet içi eğitim programları ile BEP hazırlayabilecek
personel yetiştirme çalışmaları göze çarpmaktadır.
BIREYSYLEŞTİRİLMİŞ AİLE HIMET PLANI (BAHP)
ABD'nde, uygun eğitim hizmetleri kapsamında 0-2 yaş grubunda olup akranlarına kıyasla
gelişimsel gerilik gösteren ya da risk faktörüne sahip çocukların özel eğitimden yararlanma
hakları vardır. Bu yaş grubundaki çocuklar kadar aile de özel eğitim hizmetlerinden
yararlandırılır. Buna bağlı olarak da aile ve çocuğu kapsayan bireyselleştirilmiş aile hizmet
planı hazırlanır. Bireyselleştirilmiş eğitim planı ile bir aile hizmet planının işlevi ve amacı
birbirine benzerdir. Her ikisi de taraflar arasında iletişimi kolaylaştırır.
Aile hizmet planı da, bireyselleştirilmiş eğitim planı gibi çok disiplinli (farklı disiplin
alanlarının uzmanlarından oluşan) bir ekip tarafından hazırlanır. Ailenin gereksinimleri
oluşturulan ekip tarafından değerlendirilir.
Özel gereksinim çocuğu olan bir ailenin ne tür gereksinimleri vardır?
Tartışınız.
Aile Hizmet Planının Öğeleri
1. Bebek ya da ilk çocukluk dönemindeki bireyin fiziksel gelişim, bilişsel gelişim, dil ve
konuşma gelişimi, psikososyal gelişim ve öz-bakım becerilerindeki düzeyi.
2. Ailenin güçlü yanları ve çocuğun gelişimini hızlandırması için ilişkili gereksinimleri.
3. Bebek, çocuk ve aile için başarılması beklenen önemli sonuçlar bir başka deyişle amaçlar.
Programda gerekli değişiklikleri yapabilmek için kullanılan ölçütler, süreçler ve zaman
çizelgesi belirtilmelidir.
4. Aileye ve çocuğa sunulacak erken eğitim hizmetlerinin yöntemi, sıklığı, yoğunluğu ve
hizmetin sunulma biçimi.
11
5. Hizmetlerin başlama tarihleri ve süresi.
6. Planın geliştirilmesi, uygulanması, diğer ekip üyeleri ve hizmet sunanlarla bağlantıyı
sağlayacak olan program sorumlusunun adı.
7. Özel gereksinimli çocuğun. erken eğitim hizmetlerinden diğer hizmetlere geçişinin
sağlanması ve kolaylaştırılması için gerekli basamakların planı.
Aile hizmet planı en az altı ayda bir gözden geçirilmeli en az yılda bir kez de
değerlendirilmelidir.
BAHP sorumlusunun yasalarla belirlenmiş görevleri şunlardır:
Değerlendirmeyi koordine etmek.
Varolan hizmetler konusunda ailelere yardım etmek.
BAHP geliştirilmesine katılmak.
Hizmetlerin sunulmasını koordine etmek ve izlemek.
Sunulan savunma hizmetleri konusunda aileyi bilgilendirmek.
Tıbbi ve sağlık hizmetlerini koordine etmek.
Uygun okulöncesi hizmetleri geçiş planı geliştirme fırsatı vermek.
Türkiye'de özel gereksinimli çocuklara ilişkin BEP geliştirme çalışmalarının sürdürülmesine
rağmen, BAHP geliştirmeye ilişkin çalışmalara henüz rastlanmamaktadır. Özel Eğitim
Hizmetleri Yönetmeliğinin 23. maddesinde erken özel eğitim hizmetleri ile ilgili şu
düzenlemeler yer almaktadır: "Özel eğitim gereksinimleri belirlenmiş 0-36 ay arasındaki
çocuklar için özel eğitim hizmetleri öncelikle ailenin bilgilendirilmesi ve desteklenmesi
temeline dayalı olarak üniversitelerle işbirliği ile eğitsel tanılama, izleme ve değerlendirme
ekibi ve gezerek özel eğitim görevi verilen öğretmen tarafından evlerde ve kurumlarda
sürdürülür" denilmektedir.
Bireyselleştirilmiş eğitim programı ile aile hizmet planı arasındaki benzerlik
ve farklılıklar nelerdir?
BEP ile Aile Hizmet Planı Arasındaki Benzerlik ve Farklar
Plan hazırlamak üzere çok disiplinli bir değerlendirmeye dayalı olarak hem BEP hem de
12
BAHP yazılı olarak hazırlanmalı farklı alanlardan uzmanlar ve aile bu toplantılara
katılmalıdır. BEP veya BAHP hazırlama toplantılarına katılacak kişilerin uzmanlık alanları
ihtiyaca göre değişiklik gösterebilir.
Performans düzeyi BEP'nda öğrencinin eğitsel işlevde bulunma düzeyi bulunduğu sınıfın
gerektirdiği gelişim alanlarına göre belirlenirken BAHP'nda bu alanlar fiziksel gelişim,
bilişsel gelişim, dil ve konuşma gelişimi, psiko-sosyal gelişim ve öz-bakımdır. Bu
bölümde ayrıca ailenin güçlü yanları ve gereksinimleri de belirgindir.
BEP'nda amaçlar yalnızca öğrenci içindir. BAHP'ında hem çocuk, hem aile için amaçlar
vardır.
BAHP çocuk kadar, aile üzerinde de odaklaşır. BEP ve BAHP hizmet sunma biçimleri
açısından farklılık gösterirler. BEP genellikle normal sınıfa kaynaştınlan öğrenci içindir,
BAHP'nda hizmetin yeri evde olabilir.
Ailenin kabul etmesi ile BAHP'ında yer alacak erken eğitim hizmetleri değerlendirmenin
tamamlanmasından önce başlayabilir.
BAHP 'ında , planın gözden geçirilmesi için zaman çizelgesi daha belirgindir.
BAHP'ında planın koordinasyon ve geliştirilmesinden sorumlu bir kişi atanır.
BAHP'ında mutlaka bu hizmetlerden diğer hizmetlere geçiş planı (örneğin erken çocukluk
döneminden sonra nerede nasıl bir eğitime geçileceği ve bu süreç) yer almak zorundadır.
BEP okul çağındaki tüm özel gereksinimli öğrenciler için hazırlanır ve uygulanır. BAHP
ise bebek ve ilk çocukluk dönemi çocukları ve ailelerini kapsayacak şekilde hazırlanır.
BİREYSELLEŞTİRİLMİŞ GEÇİŞ PLANLARI
Geçiş, bir eğitim programından bir diğer programa geçme sürecidir. Geçiş süreci öğrencinin
varolan eğitim yaşantısından daha farklı eğitsel, toplumsal ya da mesleki yaşantıya uyumunu
sağlamasına yardımcı olmak, bu süreci etkili ve verimli kılmak kısacası, birey için ortam
değişikliğini kolaylaştırmak adına planlanır. Bu planlama her özel gereksinimli öğrencinin bir
eğitim yaşantısından diğerine geçerken tıpkı BEP geliştirmede olduğu gibi ekibin
oluşturulmasını, bireyin işlevde bulunma düzeyini, uzun ve kısa dönemli amaçları, geçiş
etkinliklerinin yürütülmesini ve değerlendirilmesini kapsar.
Geçiş Planlarına Hangi Aşamalarda Gereksinim Vardır?
13
Özel gereksinimli öğrencinin erken çocukluk dönemi eğitiminden okulöncesi eğitime,
okulöncesinden ilköğretime, ilköğretimden ortaöğretime, ortaöğretimden yükseköğretim veya
mesleki eğitime geçiş dönemlerinin en az hasar ve zaman yitimi ile atlatılması için bu
dönemlerde geçişin planlanması gerekir.
Okulöncesi dönemde özel gereksinimli çocuklar hangi tür programlara geçiş
yapmaktadırlar?
Özellikle erken çocukluk döneminden, okulöncesi eğitim ve ilköğretime geçişte; geçiş
grupları ve geçiş sürecinin planlanması önemlidir. Ev ortamından ya da günlük bakım
merkezinden sonra ilk kez okulöncesi eğitime devam edecek özel gereksinimli çocuk ve ailesi
için geçiş süreci çoğu zaman zor ve üzücü bir deneyim olmaktadır. Çocuk ve aile yeni ortama
uyum sağlamakta zorlanmaktadır. Bu durumda olan ailelerden geçiş grupları oluşturularak,
okullar tarafından aileler geçiş süreci ve çocukların okulöncesi dönemde eğitimi gibi ihtiyaç
duyulan konularda bilgilendirilmelidir. Özellikle yazılı olarak hazırlanmış bir geçiş planı daha
az güçlükle hem çocuğun hem de ailenin okulöncesi eğitim programına uyumunu sağlayabilir.
Çocuk okulöncesi eğitim kurumuna kayıt olmadan önce bir rehabilitasyon merkezinde ya da
evde eğitim alıyor ya da hiç eğitim almıyor olabilir. Bu durumda ailenin çocuğun
yerleşebileceği (kaydedilebileceği okul dönemi başlamadan önce çocuğun haftada bir ya da
iki kez okulöncesi eğitim sınıfına kabul edilmesi de geçişi kolaylaştırabilir (Bu konuda daha
ayrıntılı bilgi 12. Ünitede verilmiştir.)
14
Erken Özel Eği!im Hizmetleri ve Özel Gereksinimi Olan Çocukların Farkına
Varılması
Amaçlar
Bu üniteyi çalıştıktan sonra;
erken özel eğitim hizmetlerinin amaçlarını ve özelliklerini açıklayabilecek,
erken özel eğitim hizmetleri uygulama çeşitlerini belirleyebilecek,
erken özel eğitim hizmetlerinin hangi şekillerde sunulduğunu açıklayıp tartışabilecek,
erken özel eğitim programlarını tanımlayıp örnekler verebilecek,
Türkiye'deki erken özel eğitim uygulamalarına örnekler verebilecek,
erken çocukluk döneminde, farkına varma ve süreçlerini açıklayabilecek,
öğretmen in farkına varmasıyla ilgili örnek bir model sunabilecek,
taramanın ne olduğunu açıklayabilecek ve bu konuda hangi kumların yet kili olduğunu
söyleyebilecek,
tarama sürecinde ilgili kumaların yapmaları gerekenleri açıklayabilecek,
tıbbi tanılamanın ne olduğunu tanımlayabilecek,
bireysel farklılığı; ailesi okul ya da hekim tarafından fark edilen çocuğun izleyeceği
süreçleri açıkla ya bileceksiniz.
15
içindekiler
Giriş
Erken Özel Eğitim Hizmetleri
Erken Özel Eğitim Hizmetleri Uygulama Çeşitleri
Erken Özel Eğitim Sunma Modelleri
Erken Eğitim Programları
Erken Çocukluk Döneminde Farkına Varma
Özet
Değerlendirme Somları
Yararlanılan ve Başvurulabilecek Kaynaklar
Çalışma Önerileri
Üniteyi çalışmaya başlamadan önce:
Daha önceki derslerde gördüğünüz erken eğitim ve erken eğitimin kademelerini gözden
geçiriniz.
Çevrenizde erken özel eğitim hizmeti alan çocuk ve ailesi var mı? Eğer varsa ne tür
çalışmalar yaptıklarını sorarak öğreniniz.
Üniteyi çalışırken:
Üniteyle ilgili verilen tanımları kendi cümlelerinizle yazınız.
Sorulan somları metne bakmadan yanıtlamaya çalışınız.
Verilen örneklerden hareketle örneklerinizi üretiniz.
Sorun Tanım, .
Ozan, Makbule Hanımın iki çocuğundan küçük olanıydı. Ozan iki buçuk yaşında olmasına
karşın henüz konuşamıyor, çevresindeki kişilere ve nesnelere dikkatini yöneltmiyor, sürekli
kendi etrafında dönüyor ve zaman zaman hiçbir sebep yokken kendini yere atıyor ağlamaya
başlıyordu. Makbule Hanım, Ozan 'ın gelişiminin çok farklı olduğunu bu davranışları,
çevresindeki diğer çocuklarda ve ablasın da görmediğini, Ozan 'ın bu davranışları karşısında
ne yapacağını bilemediğini ve bu yüzden çok kaygılandığını eşine, annesine, kayırivalidesine
16
ve arkadaşlarına zaman zaman anlatıyordu. Onlar da genelde hep benzer cevapları
veriyorlardı.
Eşi:
-Hayatım, o daha çok küçük biraz daha bekle düzelecektir. " Annesi:
-Kızım bu çocukta hiçbir şey yok, Allah aşkına abartma, hem o erkek çocuk böyle konuşmalar
yapman doğru olmaz, başkaları yanlış anlar. .
Kayınvalidesi:
-Onun babası da geç konuştu, ama bak adam şimdi mühendis, hem de en iyisi! Sen çocukla
ilgilenmediğin için böyle oluyordur.
Arkadaşı:
Makbuleciğim üzülme, senin çocuğunda vallahi bir şeyi yok. Sen, bir de benim oğlanla yalnız
kalsan, o zaman Ozan 'da. bir şey olmadığını anlarsın.
Makbule Hanım 'ın bu görüşler karşısında hep kafası karışıyordu. Bazen de rahatlıyordu.
Ama o, yine de çocuğunda bir farklılık olduğunu hissediyordu. Hatta bu durun,m onu
korkutuyordu. ,Ama ne yapacağını bilemiyordu: ' " ,
Giriş
Yaşamlarının ilk yıllarını çoğunlukla ev ortamında geçiren özel eğitim gerektiren çocukların
öğretmenleri, ailelerinin kendilerine sunduğu öğretici yaşantıların sonucunda olmaktadır.
Özel eğitim gerektiren çocukların aileleri, çocuklarını günlük yaşama katabilmek için; pek
çok normal etkinlikte uyar/ama yapmak zorunda kalabilmektedirler. Böyle zamanlarda anne-
babalar çocukları için adeta birer öğretmen olmaktadırlar.
Yukarıda belirliden hususlardan yola çıkarak, özel eğitim gerektiren çocuklarının
bakımını üstlenen ailelerin eğitime aktif katılımlarının sağlanmasına yönelik çalışmaların
geliştirilmesiyle ve erken özel eğitim hizmetleriyle ilgili yasal düzenlemeler yapılmaya
başlanmıştır. Bu düzenlemeler, gelişmiş ülkelerde 1960'lı yıllarda yürürlüğe girerken,
Türkiye'de 1997 yılında yürürlüğe girmiştir,
17
ERKEN ÖZEL EĞİTİM HIMETLERI
ı.'
Erken özel eğitim, sıfır altı yaş arasındaki özel eğitim gerektiren çocuklarla ailelerine
sağlanan eğitim hizmetleridir. Wolery (993) erken özel eğitim hizmetlerinin genel amaçlarını,
erken eğitim dönemindeki çocuklar, aileler ve erken eğitim hizmetini sağlayanlar için şu
şekilde sıralamaktadır:
Çocuklar, aileler ve hizmeti sağlayanlar açısından erken özel eğitimin amacı
nedir?
Çocuklar için:
a. gelişimsel becerilerin en iyi şekilde kazanılmasını sağlama;
b. belirli durumlarda ve ortamlarda birlikte yaşayacakları topluma uyumlarını en üst düzeye
çıkarma;
c. kişisel bakımlarını yapabilme düzeylerini ve sosyal yaşamlarının kalitesini arttırma.
Aileler için:
a. çocuklarıyla ilgili uygun kararları alabilme;
b. çocuklarıyla, hem aile hem de çocuk için doyurucu ve yararlı şekilde etkileşimde
bulunabilme;
c. çocuklarının gelişimine katkıda bulunabilme;
d. toplumla bütünleşme.
Hizmeti saI1ayanlar için:
a. özel eğitime gereksinimi olan çocukların ve ailelerinin toplum tarafından kabulünü
arttırma;
b. erken özel eğitim programlarını uygulama ve geliştirme;
c. özel eğitime gereksinimi olan çocukların, ailelerini ve sunulan hizmetleri destekleme ve
savunma.
18
Alan yazında, özel eğitime gereksinimi olan çocuklara sahip ailelere, öğretim etkinlikleri
öğretildiğinde, çocuklarına istenilen davranışları kazandırabildikleri, bir çok kavram ve
beceriyi öğretebildikleri belirtilmektedir. Türkiye'de özel eğitime gereksinimi olan çocukların
ailelerinin, öğretici olarak yetiştirildiği araştırmalara rastlamak mümkündür.
Birkan (2001); aile merkezli eve dayalı yürüttüğü bir erken özel eğitim çalışmasında, gelişim
yetersizliği olan çocuğa sahip annelere "Küçük Adımlar Programı" uygulama becerilerini
öğretmiştir.
Cavkaytar (999); yaptığı çalışmada annelere, zihin özürlü çocuklarına ev içi becerileri
kazandırmayı öğretmiştir.
Vuran (998); annelere, çocukları için belirledikleri sosyal davranışları kazandırmayı
öğretmiştir.
Yine, Sucuogıu, Kanık ve Küçüker (994); otistik çocuğa sahip annelere, öğretme becerilerini
öğretmişlerdir.
Yapılan araştırma bulgularından hareketle, çocukları özel eğitim gerektiren ai!elere de erken
özel eğitim hizmetleri sunulmaktadır. Ailelere sağlanan erken özel eğitim hizmetlerinin temel
özellikleri şu şekilde sıralanmaktadır:
1. Aileyi karar verme planlama:değerlendirme ve uygulama düzeyinde programa katmak.
2. Hizmetleri, sadece çocuğu değil bütün aileyi işin içine katacak şekilde geliştirmek ve
planlamak. ,
3. Amaçların oluşturulmasına ve uygulamanın öncelikle, aile tarafından planlanıp
yürütülmesine rehberlik etmek.
4. Aileye seçenek önerme ve ailenin katılım oranı hakkındaki kararına saygılı olmak..
Okulöncesi dönemde, özel gereksinimli çocuklara ve ailelerine yönelik, özel
eğitim hizmetlerinin farklılaşmasının nedenleri neler olabilir? Tartışınız.
ERKEN ÖZEL EĞİTİM HIZMETLERI UYGULAMA ÇEŞİTLERI
19
Sıfır altı yaş arasındaki özel eğitim gerektiren çocuklara yönelik erken özel eğitim
yaklaşımları, hizmet sağlayıcıların. konumuna ve işlevine yönelik sahip oldukları görüşler ve
yürüttükleri uygulamalar açısından dört gruba ayrılmaktadır:
Uzman merkezli: Ailenin gereksinimleri, ailenin görüş açısıyla ancak uzman ta-
rafından belirlenir. Ailenin daha işlevsel bir uygulama için uzman yardımına gereksinimi
vardır. Aile yeterli görülmediğinden uygulama uzman tarafından yapılır.
Uzman güdümlü: Aile uzmanın yaptığı uygulamaları kısmen yapmaya başlar. Uzman
ailenin yararına olabileceğini düşündüğü uygulamaları belirler. Aile çok düşük düzeyde de
olsa kendi problemlerini çözebilecek düzeyde olduğundan, sadece uzmanın kontrolü altında
uygulama yapar.
Aile odaklı: Ailenin neye gereksinimi olduğu daha işlevsel bir uygulamayla, aile ve
uzmanın işbirliğiyle belirlenir. Aile daha ön plandadır. Ancak, gereksinim duyulduğunda,
uzmanın öneri ve rehberliğine başvurulur. Aile, mümkün olduğunca, önceden uzman
tarafından belirlenen gereksinimleri karşılamaya yönelik programı kullanmaya teşvik edilir.
Aile merkezli: Aile, gereksinimlerini kendisi belirler ve karşılama yollarını kendisi
oluşturur. Kaynak sağlama ve hizmet sunma tamamen ailenin gereksinimlerine ve isteklerine
göre belirlenir. Uzman sadece danışman konumundadır. Uzman ailenin planlama ve
uygulama becerilerini maksimum düzeyde kullanmasına yardım etmek için devreye girer ve
aileyi teşvik eder. Uygulama tamamen yeterliğe dayalıdır. Sağlanan kaynak ve desteklerin
amacı, ailenin gereksinimlerini karşılama yeterliğini arttırmaktır.
Uzman merkezli ile aile merkezli erken özel eğitim uygulamaları arasındaki
farklılıklar nelerdir?
ERKEN ÖZEL EĞİTİM SUNMA MODELLERI
Aile merkezli erken özel eğitim sunma modelleri üç gruba ayrılmaktadır:
Eve dayalı: Uzman aileyi evinde ziyaret ederek, tüm erken özel eğitim çalışmalarını
evde yürütür.
Ev ve kuruma dayalı: Zaman zaman uzmanın eve, zaman zaman da ailenin kuruma
gelmesiyle, erken özel eğitim çalışmaları evde ve kurumda yürütülür.
20
Kuruma dayalı: Ailenin kuruma gelmesiyle, tüm erken özel eğitim çalışmaları
kurumda yürütülür.
Kuruma dayalı erken özel eğitim sunma modelinin yarar ve sakıncalarını tartışınız ..
Kuruma dayalı erken özel eğitim hizmeti sunma modelinde, ortamı yapılandırmak ve
uygulamaları aileye ve çocuğa göre uyarlamak, eve dayalı modele oranla daha kolaydır.
Ancak, kuruma dayalı modelde her çocuğun ve ailenin gereksinimlerinin karşılanması için
sunulacak hizmetin bireyselleştirilmesi oldukça ·zordur. Eve dayalı modelde, bu sınırlılıklar
giderilmeye çalışılır. Ayrıca kurama dayalı 'model, özel eğitim gerektiren çocukların tıbbi
tedavi gerektirmesi (Fizik tedavi ya da ilaç tedavisi vb.) nedeniyle bir kururnda kalması yada
sürekli o kuruma devam etmesi zorunlu olan çocuklar ve aileleri için de uygulanan bir
modeldir. Kurum çocuğun her alanda (Eğitsel, tıbbi) gereksinimini karşılayacak
düzenlemelerle donatılmıştır. Bu hizmet modelinde farklı eğitim programları
uygulanabilir.Fakat bu programların ortak özelliği çocuğun gelişimini değerlendirme ve
destekleme becerilerini içermesidir.
Kuruma dayalı model, çocuğa, çocuklar arası etkileşim ve sosyal oyun fırsatları da
sağlayabilmektedir. Ayrıca, uygulamacının, aile ziyareti yapmak amacıyla sürekli yolculuk
yapması gerekmediği için tercih edilmektedir. Aynı zamanda, kuruma dayalı modelde
uygulamacının, çocuğu yoğun gözleme· fırsatı da olacaktır. Kuruma dayalı modelde, eve
dayalı modele oranla daha çok çocuk ve ailesine eğitim hizmeti götürülebilmektedir.
Ailenin özel gereksinimli çocuğa daha çok hizmet sunabilmesi için özel eğitim
hizmetleri nasıl verilmelidir? Tartışınız.
Eve Dayalı Erken Özel Eğitim Sunma Modeli
Eve dayalı erken özel eğitim sunma modelinde en önemli amaç, çocukların eğitiminde aile
katılımını arttırmaktır. Eve dayalı model, ailenin gereksinimlerini kendi ortamında belirlemek,
aileyle birlikte planlama yapmak, çocuğun gereksinimlerini kendi ortamında karşılamak ve
aileye bilgi ve eğitim sağlamak için ideal modeldir. Pek çok araştırma sonucu, eve dayalı
modeli desteklemektedir. Bunun nedeni şu şekilde açıklanmaktadır2:
21
Bir ortamda öğrendiği beceriyi diğer bir ortama transfer etmede zorluğu olan gelişim
geriliği olan çocuklara, özellikle devinsel becerilerin aileleri tarafından ev ortamlarında
öğretilmesi, becerinin uzmanlar tarafından terapi ortamlarında Öğretilmesinden daha kolay
ve işlevsel olabilin
Uzmanlar çocuklarla belirli sürelerle çalışmaktadırlar. Oysa, çocuklar zamanlarının
çoğunu aileleriyle birlikte geçirmektedir. Dolayısıyla, aileler evde çocuklarıyla
uzmanlardan daha uzun süre verimli şekilde çalışabilirler.
Aileler erken eğitim programına katıldıklarında çocuklarının gelişim ve gizilgüçlerini daha
iyi anlayabilirler ve uygun şekilde gelişmeleri için çocuklarına daha kolay yardım
edebilirler.
Ailelere, kendi çocuklarına öğretim yapma becerilerinin öğretimi, ailelerin yeterliğini ve
kendilerine güvenlerini arttırır.
Eve dayalı erken özel eğitim hizmetleri, eğitim merkezlerine uzak, ailelerin kolay yolculuk
yapmasına engel olan bölgelerde ve kronik hastalığı olan ya da enfeksiyon kapmaya eğilimli
çocukların eğitiminde yeğlenmektedir.
Eve dayalı erken özel eğitim sunma modelinin yarar ve sakıncalarını tartışınız.
Eve dayalı erken özel eğitim sunma modeli, ailenin daha fazla çalışmasını
gerektirmesi nedeniyle aileye ek bir yük getirmektedir. Aynı zamanda, ailede kardeş J ya da
komşu çocukları yoksa, çocuğun, çocuklar arası etkileşim ve sosyal oyun fırsatlarını da
engelleyebilmektedir. Ayrıca, uygulamacının, aile ziyareti yapmak amacıyla sürekli yolculuk
yapması çok yorucu olabilmektedir. Aynı zamanda, eve dayalı modelde uygulamacı, çocuğu,
kuruma dayalı modelde olduğu kadar yoğun gözleme fırsatı da yakalayamayabilir. \
Ev Ziyaretleri
Aileye sağlanan eve dayalı erken özel eğitim hizmetlerinde uzman, aileyi evinde ziyaret eder.
Ev ziyaretinin önemli bir yararı, her çocuğun ve ailenin gereksinimlerinin karşılanması için,
sunulacak hizmetin bireyselleştirilebilmesidir. Her bir ev ziyaretinde, genelde dört
basamaktan oluşan bir öğretim sürecinden söz edilmektedir3. Bunlar;
a. aileye uygulama yapma becerilerini ve uygulama şekillerini anlatına,
b. aileye uygulamanın nasıl yapılacağını gösterip model olma,
c. ailenin yaptığı uygulamayı gözlerne,
22
d. aileye yaptığı uygulamaya yönelik dönüt verme.
Ev ziyaretleri dört aşamada gerçekleşmektedir.
selamlaşma: Uygulamacı, bu aşama boyunca, aile bireyleriyle dostça bir ilişki kurar. Aile
bireyleriyle selamlaşmalar kısa sürer. Bu aşama, aileyle etkileşirinde bulunma şekline ve
ziyaretin gidişatına göre yapılır. Uygulamacı, ev ziyareti sırasında uzmanca bir yaklaşımla
dostça bir etkileşim kurar. Selamlaşma, bazı aile yapılarında çok önemli olabilmektedir.
Selamlaşma sırasında, ziyaret edilen ailenin kültürel yapısına göre, neyin yapılıp neyin
yapılmayacağı, belirlenir. Selamlaşma, zaman zaman farklı etkileşim şekillerini de içerebilir.
Herkesin hatırını ayrı ayrı sorma, ikram kabul etme, hediye alıp verme ya da evin
bahçesini dolaşma gibi.
Böyle durumlarda uygulamacı, ortama göre nasıl bir tavır sergileyeceğine, kendisi karar verir.
Bazen bu etkileşimler uzmana, aile ve çocuk hakkında oldukça yararlı bilgiler
sağlayabilmektedir.
Amaçları Belirleme: Ev ziyareti, aileye sağlanan erken özel eğitim hizmetlerinin uygulama
şekline ve ziyaretin amacına bağlı olarak, belirli aralıklarla ve düzenli olarak ya da gerektikçe
yapılır. Ev ziyaretinin amacı, ziyaret gününden önce aileyle yapılan ön görüşmeler yoluyla
belirlenir. Ev ziyaretinin amacının ne olduğunun bilinmesi, ev ziyaretlerini daha açık ve
işlevsel kılar.Önceden belirlenen amaçlar da, ev ortamındaki duruma göre, zaman zaman
uyarlamalar yapılabilir
'Uygulamacı çocuğu gözlemek amacıyla her zaman yaptığı gibi aileye gitmiş; ancak,
çocuklarının aniden hastalanması nedeniyle aileyi üzüntülü bulmuş olabilir.
. Bu gibi durumlarda Ziyaretin amacı, buna benzer daha acil kaygıları gidermek için
değiştirilebilir. Süreç, ailenin gereksinimleri ve kaygıları çerçevesinde işler ve çerçevesinde
işler ve amaç değişikliğe uğrayabilir.
Öğretim amaçları ,
a. aile bireylerinin çalışmalara katılma derecesine ve şekline,
b. . ailenin yeterliklerine ve kültürel yapısına göre belirlenir. ,. ' .. )
23
Bazı aile bireyleri, uygulamacının uzmanlığına saygı duydukları için, amaçlan belirleme işini
uygulamacıdan bekleyebilir. Böyle durumlarda, uygulamacı aile bireylerinin çalışmaya daha
etkin katılımlarını sağlamak için yönlendirrnelerde bulunur.
Uygulama: Ev ziyaretinde zamanın çoğu, öğretim için belirlenen amaçları
gerçekleştirmek için yapılan etkinliklerle geçer. Bu aşamada,
uygulamacı sadece aile bireylerinin uygulama sırasında göstermiş
oldukları performansı gözleyebilir. Uygulamacı, aile bireylerinin sorularına
cevap vermek, sorunları çözmek ve çocuğa yapılan öğretimin etkililiğini tartışmak için
devreye girer. Uygulamacı, aynı za~anda, ailenin kaygılarını ve önceliklerini göz önüne
alarak aileyle konuşmak için zaman ayırabilir. Aile bireylerini dinlemek için ayrılan süre kısa
tutulurken, zamanın çoğunda, ailelerin kaygılarını azaltacak stratejiler 'geliştirmelerine
yardımcı olunabilir; çocukla doğrudan çalışılarak aileye model olunabilir ya da çocuğun
gelişimi değerlendirilebilir. Erken özel eğitim hizmetlerinde, çok farklı amaçları
gerçekleştirmeye yönelik ev ziyaretleri olabilmektedir. Ailenin kültürel yapısıyla yeterlik
düzeyi, planlama ve öğretim yapma düzeyini de belirlemektedir.
Bazı aile bireyleri çocuğun özrüyle ilgili gereksinimleri ya da duyguları hakkında
başkalarıyla konuştuklarında küçümsendiklerini hissederken; 'bazı aile,er de uygulama
yapma ve amaç belirlemeyi uygulamacıdan bekleyebilmektedirler.
Önemli olan, ailenin gereksinimlerini göz önüne alarak, amaçları ve sağlanacak hizmetleri,
ailenin kültürel yapısıyla yeterliliğine göre uyarlamaktır.
Çalışmayı Bitirme: Ev ziyaretinde son aşama, yapılan çalışmaları özetleyerek görüş birliğine
varılmasıdır. Bu aşamada, uzman ve aile bireylerine, ziyaret boyunca yapılan çalışmaları
tekrar gözden geçireme fırsatı doğar ve farklı uygulama biçimleriyle ilgili görüşlerde, görüş
birliğine varılır. Ayrıca, ev ziyareti boyunca neler yapıldığı özetlenir. Son olarak, bir sonraki
çalışma için gereksinimler belirlenerek, nasıl bir yol izleneceğine karar verilir.
Erken özel eğitim programlarının hazırlanmasında dikkat edilmesi gereken noktalar
nelerdir?
Erken Özel Eğitim Programları
24
Erken özel eğitim programları, sıfır altı yaşındaki özel eğitim gerektiren çocuklar la ailelerine
sağlanan, farklı şekillerde uygulanabilen, sistematik eğitim program arı olarak
tanımlanmaktadır. \
Gelişmiş ülkelerde ailelere, erken eğitim dönemine ilişkin öğretim becerile~ kazandırmak
için, sıklıkla kullanılan erken özel eğitim programlarından bazıları! şunlardır: The Murdoch
Early Intervention Program; Portage; Parent Action ini Childhood Education (PACE); Precise
Early Education for Children with HandiJ caps (PEECH); Small Steps Early Intervention
Program. Kuzey Amerika, Avrupa'daki pek çok ülke ve Avustralya'da aileler bu programları
kendi başlarına ya da uzmanların destegiyle uygulamaktadırlar.
PEECH ve PACE ABD'de, özel eğitim gerektiren çocukların erken eğitimine yardımcı olmak
için çocukları gereksinimleri doğrultusunda eğitmektedirler. Haftanın belirli bir gününde
aileyle yapılan görüşmede, çocuk için amaçlar belirlenerek aileye öğretim stratejileri
gösterilmektedir. Haftanın geri kalan kısmındaysa aile çocuğuyla çalışmakta ve çocuğun
performansına ilişkin veri toplamaktadır. Bu bilgiler, bir sonraki haftada uzmanın aileyle
görüştüğü oturumda yeniden gözden geçirilerek değerlendirilmektedir .
Portage, ABD'de özel eğitim gerektiren çocukların okulöncesi eğitimine yardımcı olmak
amacıyla geliştirilmiştir. Program; Portage kontrol listesi, ve Wessex yeniden düzenlenmiş dil
gelişimi kontrol listesiyle altı gelişim alanına ayrılan 624 davranışı içerir. Bu gelişim alanları;
bebeklerde uyarım, öz-bakım, büyük ve küçük kas, toplumsallaşma, bilişsel ve dil gelişimi
alanlarıdır. Altı alan içindeki davranışlar gelişimsel aşamalara göre sıralanmıştır. Her
davranışın öğretilmesi için ayrıntılı önerilerin listelendiği etkinlik kartları bulunmaktadır.
Kontrol listeleri, çocuğa öğretilmesi gereken davranışların öncelik sırasını belirlemede
kullanılmaktadır. Uygulamaya başlarken aile ve aile rehberi çocuğun performansını birlikte
belirler. çocuğun performansına göre öğrenmeye hazır olduğu beceriler belirlenir, öğretim
etkinliği kartları kullanılarak öğrenmeye hazır olduğu davranışlar aile tarafından çocuğa
öğretilir. Aile rehberi belirli zamanlarda aileyi ziyaret ederek programın amacına uygun
olarak yürütülmesini sağlar.
Erken Genel Eğitim Programları
Erken genel eğitim kurumlarında, kurumların özelliklerine göre değişik programlar
uygulanmaktadır. Tarihsel süreç içinde zaman zaman Milli Eğitim Bakanlığı tarafından
25
hazırlanmış program örneklerine rastlanmıştır. Ancak bunların daha çok 36 yaş grubu için
hazırlandığı, 03 yaş grubu için uygun olmadığı söylenebilir.
Erken genel eğitim programları 0-72 aylık çocukların ev ve kurum ortamlarında bedensel,
zihinsel, duygusal ve sosyal yönden gelişmelerini desteklemeyi amaçlamaktadır. Programlar,
her çocuğun farklı bir gelişim gösterebileceği ve her eğitim ortamının farklı olabileceği
varsayımından hareketle, farklı uygulama ve etkinliklere olanak verecek bir esnekliğe sahip
bulunmaktadır. Programlar üç farklı yaş grubu temel alınarak hazırlanmıştır. Bu yaş grupları
şöyle sıralanabilir:
0-36 ay (03 yaş) Kreş programı
37-60 ay (45 yaş) Anaokulu programı
6-172 ay (6 yaş) Anasınıfı programı
Kreş Programı: Program, 03 yaş çocuklarının bilişsel, dil, sosyal, duygusal, öz-bakım ve
fiziksel gelişim alanlarına ait özellikleri dikkate alınarak 0-12 ay, 13-24 ay ve 25-36 ay
şeklinde üç ayrı gelişim evresine bölünmüştür. 0-3 yaş arasındaki çocuklar için hazırlanan bu
programın amacı, bu yaş grubundaki çocukların sağlıklı bakım, beslenme, bedensel ve ruhsal
gelişimine katkıda bulunmaktadır. Programın bakım ağırlıklı olduğu kadar çocukların
gelişimini de desteklediği söylenebilir. Program, 03 yaş arasındaki çocukların gelişim
özellikleri dikkate alınarak düzenlenmiştir. Programın içeriği, bu yaş grubundaki çocukların
sağlıklı bakım, beslenme ve çeşitli gelişim alanlarıyla ilgili eğitimini kapsamaktadır.
Programda bu yaş grubunun gelişim özellikleri çizelge halinde verilmiş; amaç ve davranışsal
amaçlarla, bu amaçları gerçekleştirecek etkinlikler gösterilmiştir. Ayrıca, kreş programında
çocuğun gelişimini desteklemek bakımından, çocukla ilgilenecek bir yetişkinin hangi
konulara dikkat etmesi gerektiği vurgulanmıştır.
Anaokulu Programı: Program, 3760 aylık çocukların bedensel,' bilişsel, sosyal ve duygusal
alanlardaki gelişimini desteklemek, hızlandırmak ve anasınıfı programına temel oluşturmak
üzere düzenlenmiştir. Bu programın amacı, 3760 aylık çocukların gelişim özelliklerine dayalı
olarak saptanmış olan amaçların bu yaş grubundaki çocuklara kazandırılmasıdır. Anaokulu
programında konuların öğretimi yerine, konular aracılığıyla çocukların belirlenen amaçlara
ulaşmaları amaçlanmaktadır. Programda yer alan konular öğretmene rehberlik edecek özellik
26
taşımaktadır.
Anasınıfı Programı: Bu program, 6172 aylık çocukların tüm gelişimlerine yardım etmek,
hızlandırmak ve ilköğretim programlarına temel oluşturmak üzere hazırlanmış bir programdır.
Program, bir çerçeve program niteliğiyle öğretmene rehberlik edici bir özellik taşımaktadır.
Programda yer alan amaçlar, 61-72 aylık çocukların gelişim özellikleri dikkate alınarak
saptanmıştır. Ayrıca, programda amaçları kazandıracak konulara da yer verilmiştir. Anaokulu
programında olduğu gibi, bu programda da konular, belirlenen amaçları kazandırmaya
yarayacak bir araç olarak ele alınmıştır.
Türkiye'deki Erken Özel Eğitim Uygulamaları
Portage programı, Türkiye'de ailelerin kendi ev ortamlarında, uzmanların desteğiyle
uyguladıkları, ilk erken özel eğitim programıdır. Program ilk kez Hacettepe Üniversitesi
tarafından uygulanmıştır. Programda yer alan tüm öğretim çalışmaları evde yaptırılmaktadır.
Her aileye bir öğretmen atanmaktadır. Bu öğretmen aileye, amaç belirlemeyi, öğretim
yöntemlerini ve davranış kontrolü ilkelerini tanıtmaktadır. Öğretmen aileyi haftada bir kez
yarım saatlik bir süre için ziyaret etmektedir. Her bir ziyaret süresince, bebekteki uyarım, öz-
bakım, büyük ve küçük kas, toplumsallaşma, bilişsel ve dil gelişimi alanları için öğretim
planlanmaktadır. Her hafta uygulamada,bir sonraki ev ziyareti için üç hedef davranış
belirlenmektedir. Öğretim öncesi veriler öğretmen tarafından kaydedilmektedir. Aile öğretme-
nin sunduğu yazılı yönergeler doğrultusunda, hafta boyunca öğretim çalışmalarını
yürütmektedir.
Türkiye'de aileler tarafından ev ortamında uygulanan diğer bir programsa özel eğitim
gerektiren çocukların erken çocukluk dönemi eğitimlerine yardımcı olmak amacıyla
Avustralya'da geliştirilmiş ve Türkçeye de uyarlanmış olan "Küçük Adımlar Gelişimsel
Geriliği Olan Çocuklara Yönelik Erken Özel Eğitim Programı"dır.
1990'lı yıların sonlarına doğru İstanbul'daki Zihinsel Engellilere Destek Derneği, özel
eğitim gerektiren çocukların erken çocukluk döneminde eğitilmelerine olanak veren Küçük
Adımlar Programı'nın Türkiye'ye getirilmesine ve Türkçeye uyarlanmasına öncülük etmiştir.
Küçük Adımlar Programı'nın eğitim materyali sekiz kitaptan oluşmaktadır ve programda
alıcı dil, iletişim, kişisel toplumsal becerileriyle, küçük kas ve büyük kas becerilerinin
öğretimini hedeflemektedir.
27
Küçük Adımlar Programı kitaplarının birincisi, programın dayanaklarını ve hangi
koşullarda geliştirildiğini anlatmaktadır. İkinci kitap, değerlendirme yapma, öğretim
programı hazırlama, öğretim yapma ve çocukların olumsuz davranışlarıyla başa çıkma
yollarını anlatmaktadır. Üçüncü, dördüncü, beşinci, altıncı ve yedinci kitaplar, gelişim
alanlarına yönelik hazırlanmıştır. Üçüncü kitap, iletişim becerilerinde çocuğun düzeyini
belirleme, öğretim amaçlarını saptama ve öğretim yapma becerilerini kapsamaktadır. Bu
kitabın kullanımı diğer kitaplardan bağımsız olarak yapılabilmektedir. Dördüncü kitap,
büyük kas becerilerini; beşinci kitap, küçük kas becerilerini; altıncı kitap, alıcı dil
becerilerini; yedinci kitapsa kişisel toplumsal becerileri kapsamaktadır. Bu kitapların her
birinde, her bir becerinin nasıl değerlendirileceği, nasıl öğretileceği, değerlendirme ve
öğretim sırasında hangi araç gerecin kullanılacağı, sonuca nasıl karar verileceği, sonucun
ne şeklide kayıt edileceği ve öğrenilen becerilerin nasıl genelleneceği açıklanmaktadır.
Sekizinci' kitap; dört, beş, altı ve yedinci kitaplarda yer alan becerilerin değerlen-
dirilmesine ve bu becerilerle ilgili öğretim programı hazırlanmasına hizmet eden kontrol
listelerini kapsayan Gelişim Becerileri Envanteri'nden oluşmaktadır. Gelişim Becerileri
Envanteri'ndeki beceriler, çoğu normal gelişim gösteren çocuk tarafından envanterde
gösterilen yaşlarda edinilmektedir.
Küçük Adımlar Programı, gelişimsel gerilik gösteren çocukların aileleri tarafından
kullanılmak üzere hazırlanmıştır. Ancak çoğu aile, anlama ve uygulamada desteğe
gereksinim duymakta4ır. Dolayısıyla, Türkiye'de Küçük Adımlar Programı'nın
uygulanması, Zihinsel Engellilere Destek Derneği'nin koordinasyonuyla, üniversitelerin
denetiminde, aile rehberi desteğiyle yürütülmektedir. 1996 yılından bu yana, özel eğitim
ya da benzeri bölümü olan üniversiteler, öğrencilerini aile rehberi olarak yetiştirerek
Küçük Adımlar Programı'nda görevlendirmektedir ve aile rehberlerinin yürüttükleri
çalışmaları yakından izlemektedirler.
Okulöncesi dönemde aileler ve öğretmenler, öğrenme ve gelişim alanlarında
farklılık gösteren çocukları, nasıl fark ediyor? Tartışınız.
ERKEN ÇOCUKLUK DÖNEMİNDE FARKINA VARMA
Gelişim geriliği gösteren bireylerin eğitsel ve tıbbi gereksinimlerini belirlemek amacıyla
tanımlama mümkün olduğunca erken yaşta yapılmalıdır. Yönetmelik Madde 16/b'de, özel
eğitim hizmetleri kurulunun görevleri arasındaki erken tanı ve müdahale için, ana okulları
28
ve anasınıflarında yapılacakları öncelikle planlar ve bunların uygulamasını sağlar
denilmektedir. Erken tanı, tıbbi ve rehabilitasyon hizmetlerinin başlatılması, ailenin
kederinin azaltılması, bireyin ve engelinin kabulü, eğitim hizmetlerinin sağlanabilmesi
için önemlidir.
7.5.1987 tarih, 3359 sayılı Sağlık Hizmetleri Temel Kanununun 3'üncü maddesi i
bendinde "Özürlü çocuk doğumlarının önlenmesi için, gebelik öncesi ve gebelik
döneminde tıbbi ve eğitsel çalışmalar yapılır. Yeni doğan bebeklerin metabolizma
hastalıkları için gerekli olan testlerden geçirilerek risk taşıyanların belirlenmesine ilişkin
tedbirler alınır" denmektedir. Birey düzenli hekim kontrolünde olsa bile yaşadığı bazı
sorunlar fark edilmeyebilir. Bireyin eğitim ve öğretim süreciyle doğru orantılı olan
olgunlaşma evresinde açığa çıkabilir, bu durumda sorunlar tarama ölçekleri ve testleri ile
fark edilebilir.
0·3 Yaş Dönemi
Gelişim süreci içinde bireysel farklılıkları aile ya da çevresi tarafından fark edilen birey, tıbbi
açıdan incelenmek ve bu farklılığın nedeni, var olan durumu, ileride ortaya çıkabilecek
sorunlar açısından değerlendirilmek üzere hekime götürülmelidir. Hekimin varolan bulgular
ışığında, aileye vereceği bilgiler, ışığında; ailenin bu bilgilerle önerilerin ne kadar
kullanabildiği izlenerek değerlendirilmeli, iyileşme yönünde yapabileceklerinin çareleri
araştırılmalıdır. Elde edilen bilgiler, edinilen bulgular, aile ve hekim tarafından eğitim
sürecine aktarılmak üzere düzenli bir biçimde korunmalıdır.
3-6 Yaş Dönemi
Tıbbi tanısı konulmuş özel eğitim gerektiren çocuklar için; okul öncesi eğitim zorunludur.
Bu eğitim, özel eğitim okullarıyla diğer okul öncesi eğitim kurumlarında verilir. Gelişim ve
bireysel özellikleri dikkate alınarak, özel eğitim gerektiren çocukların okul öncesi eğitim
süreleri uzatılabilir (573 sayılı Özel Eğitim Hakkında I<HK, Madde.n Özel eğitim
gereksinimleri belirlenmiş, 3772 ay arasındaki çocuklar için okulöncesi eğitim zorunludur ve
kaynaştırma uygulamaları temeline dayalı olarak, destek eğitim planları çerçevesinde
sürdürülür.
29
Özel eğitim gerektiren çocukların, bireysel yeterliliklerine dayalı gelişim özellikleri dikkate
alınarak okul öncesi özel eğitim sınıfları ve okulları da açılabilir. Oluşturulacak özel eğitim
sınıflarında ve okul öncesi özel eğitim okullarında sınıfların mevcudu, bir öğretmen için altı,
iki öğretmen için on çocuktan fazla olamaz. Bu çocuklarda tuvalet eğitimi koşulu aranmaz.
Tıbbı tanısı konmamış ve çocuk okulöncesi eğitime devam ediyorsa; Bu durumda çocuğun
özel eğitim gereksinimlerinin belirlenmesi, kayda alınması, çocukla ilgili temel bilgiler
toplanması, gereksinimlerinin normal sınıf ta karşılanması için eyleme geçilmesi, kaydettiği
ilerlemenin izlenmesi gerekir.
Okulöncesi eğitim kurumunda görev yapan öğretmen, anne baba ya da bir uzmanın elindeki
kanıtlara dayanarak, çocuğun özel eğitime gereksindiği düşüncesine ulaşılabilir. Bu
düşünceye ya kendi gözlemlerinden ya da kendisine iletilen verilerden ulaşacaktır. Böylece
öğretmen sorumluluğu gereği, çalıştığı okulun özel eğitim öğretmenine ya da rehber
öğretmenine danışacaktır, onların önerileri doğrultusunda çocuğun anne babasıyla görüşüp
gerekli eğitim etkinliklerini planlayabilecek ve özel yardım sağlayacaktır.
Tıbbi tanı konmamış çocuk, okul öncesi eğitime devam ediyorsa, öğretmen
durumun farkına vardığında ne yapabilir?
Çocuğun öğretmeni, çocukla ilgili bilgi toplayacak ve sahip olduğu özel eğitim
gereksinimlerine ilişkin ilk değerlendirmeyi yapacaktır. çocuğun gereksinimlerinin en iyi
biçimde karşılanması amacıyla sınıf içinde yürütülen çalışmalarının farklılaştırılmasının
yollarını araştırarak normal eğitim programı çerçevesinde çocuğa özel yardım sağlayacak,
çocuğun kaydettiği ilerlemeleri izleyecek ve gözden geçirecektir.
Ancak, öğretmenin atması gereken en önemli adımlardan biri de gelişim süreci içinde
bireysel farklılıklarının ayrımına varılan çocuğu, tıbbi açıdan incelemek ve bu farklılığın
nedenini, var olan durumunu, ileride çıkabilecek sorunlar açısından değerlendirilmek üzere,
hekime götürmek olmalıdır.
Altı yaş döneminde öğrenme ve davranış alanlarında yetersizliğin farkına
varıldığında ne yapılabilir?
30
6 Yaş Dönemi
Yukarıda belirtilen aşamaların hangisinden geçerek gelmiş olsa da, zorunlu eğitim çağına
gelen çocuk zorunlu eğitime hazır değilse; 573 sayılı KHK Madde 8'de "okulöncesi eğitimini
tamamlayan ya da zorunlu ilköğretim çağına gelmiş özel eğitim gerektiren için hazırlık
sınıflarının açılabileceği" belirtilmektedir. Hazırlık sınıflarının amaçları, öğrencilerin gelişim
ve bireysel özellikleriyle gereksinimleri doğrultusunda onları örgün eğitimi izleyebilecekleri
duruma getirmektir ve Yönetmelik Madde 25 bünyesinde Özel eğitim sınıfları bulunan
ilköğretim okullarıyla özel eğitim ilköğretim okullarında, öğrencilerin gelişim ve bireysel
özellikleri doğrultusunda, onları örgün eğitimi izleyebilecekleri duruma getirmek için hazırlık
sınıfları açılabilir. Hazırlık sınıflarında en az 10 öğrenci bulunur.
Hazırlık sınıf programı; bireylerin sosyal etkileşim, iletişim ve temel yaşam be-
cerilerini geliştirme, sınıfa, okula ve yaşama uyumlarını arttırmaya· yönelik hazırlanır.
Kavrama, dinleme, anlama, anlatma, okuma ye yazmayla ilgili hazırlık çalışmalarını içeren bu
programın i süresi, en fazla 1;Jir ders yılıdır. Ders yılı sonunda, hazırlık sınıfı öğretmeni, aile,
okul rehber öğretmeni ya da psikolojik danışmanıyla okul yönetiminin ortaklaşa aldığı
yöneltme kararı doğrultusunda öğrenci:
a. Kaynaştırma, uygulamaları yapılan ilköğretim okuluna,
b. Özel eğitim ilk Öğretim okuluna,
c. ilköğretim programlarının amaçlarını gerçekleştiremeyecek öğrenciler için, gelişim
alanlarındaki performans düzeyi dikkate alınarak 'hazırlanmış bit eğitim programına
devam' ettirilir denmektedir.
Öğretim ve gelişim alanlarındaki farklılığı belirleme sürecinde, taramayı hangi
kurumlar yapar?
Belirleme Süreci
Tarama: Birey, düzenli hekim kontrolünde olsa bile yaşadığı bazı sorunlar fark edilmeyebilir.
Bu durum: bireyin eğitim ve öğretim süreciyle doğru orantılı olan olgunlaşma evresinde açığa
çıkabilir, bu durumda tarama ölçekleri ve testleriyle fark edilir.
Ana Çocuk Sağlığı merkezleri, hastaneler ve diğer sağlık kurumları, okullar, rehberlik
31
araştırma merkezleri, konuyla ilgili özel hizmet veren kuruluşlar tarama sürecinde tarama
hizmeti veren kurumlardır.
Tarama çabuk yerine getirilen bir ölçmedir ve amacı bireyin yaşıtlarından önemli bir şekilde
farklı, olup,. daha ayrıntılı bir değerlendirme gerektirip gerektirmediğidir.
Tarama sürecinde okul, RAM ve özel eğitim hizmetleri kurulunun yapmaları
gerekenler nelerdir? , ıJ
Tarama sürecinde okul: Özellikle hafif derecede yetersizliği olan bireylerin belirlenebilmesi için,
sınıf öğretmeninin, öğrencilerin akademik ve sosyal davranışlarını gözleyerek analiz etmesi
gerekmektedir. Ayrıca öğretmen, zihinsel, dil, kas, görme, işitme ve davranış sorunu olan
öğrencileri, farklı günlerde ve farklı ortamlarda gözleyebilir. Öğretmen ve rehberlik servisi
gözlem bilgilerini kaydedebilir ve ilerlemeleri izleyebilir.
Taama sürecinde RAM: Rehberlik ve Psikolojik Danışma Hizmetleri Yönetmeliği'ne göre,
Rehberlik Araştırma Merkezi tarama amacıyla yapılacak taramalarda yer alır.
Tarama sürecinde özel eğitim hizmetleri kurulu: Öğretim yılı başında düzenlenen bir program
dahilinde; zihin, beden, duygu ve sosyal yönden farklılık gösteren, öğrenme yetersizliği olan
bireyleri belirlemek amacıyla örgün ve yaygın eğitim kurumlarında yapılacak taramalar ve
evde eğitim programları için; rehberlik ve araştırma merkezlerinde oluşturulacak eğitsel
tanılama, izleme ve değerlendirme ekibinin gerekli personel, araç gereç, taşıt gibi her türlü
gereksinimini karşılayarak, taramaların ve eğitim programlarının sağlıklı bir şekilde
yürütülmesini sağlar. Erken tanı ve müdahale için, anaokulları ve anasınıflarında yapılacak
taramaları değerlendirir, gerekli özel eğitim önlemlerini alır. Tarama programları mümkün
olduğunca birinci yarıyıl içinde düzenlenir, uygulanır ve sonuçlandırılır. Ancak olanak ve
koşullara göre ikinci yarı yılda da sürdürülebilir (Yönetmelik Madde ı6/b).
Taramalar sonucunda:
a. Bireyin öğrenmesini engelleyenin yetersizliği olmadığı düşünülüyorsa, bireyin bulunduğu
ortamda kalmasına ve öğrenmeyi engelleyen etmenlerin engelleyici özelliklerinin
giderilmesine karar verilir.
b. Bireyin yetersizliği hafif düzeydeyse ve öğrenmesine destek hizmet sağlandığında
etkilenmeyecekse, bireyin bulunduğu ortamda kalmasına karar verilir, uzmanlara
32
danışarak, birey için geliştirilecek program ve düzenleme yardımı alınır, bilgi toplamaya
devam edilir.
c. Yetersizliğin bireyin öğrenmesini engellediği düşünülüyorsa, birey özel eğitim
gereksinirrılerinin belirlenmesi (eğitsel tanılama) için eldeki kanıtlarla birlikte "eğitsel
tanılama izleme değerlendirme ekibine gönderilir.
Tamlama
Özel eğitim açısından tıbbi tanılama, özel eğitim gerektirdiği düşünülen bireyin yaşamını,
eğitim ve öğretimini sürdürebilmesi için fizyolojik ve psikolojik açıdan literatürde saptanmış
alt ve üst sınırların dışında olup olmadığının belirlenmesi sürecidir. Bu belirleme süreci
şöyledir:
Farkına varma • Tıbbi tanı • Tıbbi tedavi ve rehabilitasyon
(Hekim-sağlık kurulu)
Tıbbi tanılamadan sonra hekim epikriz hazırlayacaktır. Epikriz eğitimciye ya da
aileye, izlenecek yolu gösteren bilgi ve öneriler içeren bir rapordur. Bu açıdan epikriz,
hastalığın, engelin, kullanılan cihazın, ilacın niteliği vb. konularda hekim eğitimci işbirliği
içinde ele alınacak bir formattır. çocuğun ne tür bir özel eğitim ve destek hizmetinden
yararlanacağını belirleyecek olan "eğitsel tanılama izleme değerlendirme ekibi" epikrizden;
a. Eğitim ve öğretimin bireye ulaşması sürecinde, bireyin, tıbbi sınırlılıklarının bilgisini
(örneğin, işitme cihazı kullanan bir çocukta, kulak akıntısı varsı, ilaç tedavisi süresince
cihaz kullanamayacaktır),
b. Bireyin özel durumlarının ne ve ne kadar olduğu bilgisini (örneğin epilepsisi olan bireyin
nöbetleri ile ilgili uygulama ve önlemler) bekler.
Eğitim açısından epikrizin sürekliliği de önemlidir. Çünkü bireyin tıbbi sınırlılıklarının sürekli
değerlendirilmesi, eğitim ve öğretim otururlarının da sürekli yeniden değerlendirilmesine yani
daralmasına ya da genişlemesine yol açacaktır. Ancak tıbbi tanılama sürecine giren her
bireyin özel eğitime gereksinimi varmış gibi düşünülmemeli, bazı durumlarda bireyin sadece
uygun tedavi ve rehabilitasyon hizmetlerine ihtiyaç duyuyor olabileceği hatırlanmalıdır.
Ortopedik engeli nedeniyle eğitim ortamına giremeyen bir bireye, uygun tıbbi tedavi ve
33
rehabilitasyon hizmeti sunulursa, birey bu tedavi ve rehabilitasyon sonucunda, aynı yaş
grubundaki bireylere sağlanan eğitim olanaklarından yararlanacaktır.
Gönderme
Erken çocukluk döneminde sağlık kurumları tarafından özel eğitim gerektirdiği belirlenen
çocuğa yönelik özel eğitim hizmetleri, ailenin bilgilendirilmesi ve desteklenmesi temeline
dayalı olarak evlerde ve kurumlarda sürdürülür.
Gelişim süreci içinde bireysel farklılıkları aile ya da çevresi tarafından ya da taramalar sonucu
fark edilen çocuk;
0-36 ay döneminde: Çocuğun, tıbbi tanılamasıyla tıbbi tedavisi ve rehabilitasyonu yanında, özel
eğitime gereksinimi olduğu belirlenmişse; anne-babası ya da hekim sağlık kuruluşu tarafından
eldeki bulgularla birlikte, "eğitsel tanılama" amacıyla "eğitsel tanılama değerlendirme"
ekibine gönderilir.
Okulöncesi ya da zorunlu eğitim çağında: Ana sınıfı ve sınıf öğretmenleri kendi olanakları içinde,
rehberlik servisinden yardım alarak, özel eğitim gerektirdiğini gözledikleri bireye yönelik
eğitsel ve fiziksel ortamı düzenler. Ana sınıfı öğretmeni, sınıf öğretmeni ve rehberlik servisini
aşan eğitsel ve fiziki ortam düzenlemeleri okul yönetimince yapılır. Yapılan sınıf içi ve okul
ortamı düzenlemelerinin, etkili olmaması durumunda okul yönetimi, özel eğitim gerektirdiği
düşünülen bireyin eğitimi ve desteklenmesi amacıyla ilgili ve her tür kademedeki sorumlu ku-
rumlardan ve uzmanlardan özel destek hizmeti sağlar.
Sağlanan her tür destek hizmetine karşın bireyin verilen eğitim hizmetlerinden
yararlanamaması durumunda, yapılan tüm çalışmalar ve verilen destek hizmetleri
raporlaştırılarak, varsa tıbbi tanıyla birlikte eğitsel tanılama amacıyla birey, "eğitsel tanılama
izleme değerlendirme ekibi"ne gönderilir.
Özel eğitim gerektiren bireylerin özel eğitim gereksinimlerinin belirlenmesi için
başvuracakları kurumlar, yönetmeliğin 7. maddesinde;
Özel eğitim gerektiren birey, ailesi ya da gönderen kaynak;
34
a. Milli Eğitim Müdürlüğüne,
b. Rehberlik ve araştırma merkezi müdürlüğüne,
c. En yakın özel eğitim kurumuna,
d. d. En yakın okula" şeklinde belirtilmektedir.
·
Bireyselleştirilmiş Eğitim Programlarında Ekip Çalışmalarına Yer Verilmesi
35
Amaçlar
. Bu üniteyi çalıştıktan sonra;
· ekip çalışmasının önemini açıklayabilecek,
· ekip çalışmasında yer alması gereken kişileri sıralayabilecek,
· ekip çalışmasının nasıl gerçekleştiğini açıklayabilecek,
· ekip modellerini sıralayabilecek ve her birini açıklayabilecek; "
· ülkemizde ekip çalışmalarının nasıl gerçekleşebileceğini. İfade edebilecek,
· ekip çalışması yapabilme becerilerini sıralayabilecek,
· ekip çalışmasının başanyla gerçekleşmesinde engel oluşturabilecek faktörleri
sıralayabilecek,
· ekip çalışmasında koordinasyonu n nasıl yapılması gerektiğini ifade edebileceksiniz.
İçindekiler
· Giriş
· Ekip Çalışması
· Ekip Modelleri
· Ekip Çalışması Yapabilme Becerileri
· Ekip Çalışmasına Engel Olabilecek Faktörler
· Ekip Çalışmasında koordinasyon
· Özet
· Değerlendirme Sorulan
· Yararlanılan ve Başvurulabilecek Kaynaklar
Çalışma Önerileri
36
Üniteyi çalışmaya başlamadan önce:
· "Özel Eğitim ve Ek Hizmetler" ünitesini gözden geçiriniz.
· Özel Eğitim Hizmetleri Yönetmeliği'ni gözden geçiriniz.
· Ekip çalışmasının önemini düşününüz.
· Ekip çalışmasında yer alabilecek ekip çalışanlarının kimler olabileceğini düşününüz.
Üniteyi çalışırken:
· Konular içinde geçen ekip çalışanları kimler olduğunu okuyarak bu çalışmanın bizim
ülkemizde nasıl yapılabileceğini düşününüz.
· Sorulan soruları metne bakmadan cevaplamaya çalışınız.
Sorun Tanımı
Serap Öğretmenin sınıfında özel gereksinimi olan bir öğrencisi bulunmaktadır. Burak, beş
yaşında ve okulöncesi sınıfa devam eden ve Down sendromu olan bir; öğrencidir. Burak,
okulöncesi sınıfla birlikte, haftada iki gün, birer saat olmak! üzere, bir özel eğitim
kurumundan da ek hizmet almaktadır. Burak'ın bir özelliği de kalbinin delik olmasıdır. Bu
nedenle, düzenli doktor kontrolüne gitmektedir.
Serap 6gretmen, Rehberlik Araştırma Merkezi'nden aldığı bilgilerle, Burak için bir
bireyselleştirilmiş eğitim programı hazırlaması gerektiğini bilmektedir. Ancak, sağlıklı bir
program hazırlayabilmek için de bir ekip çalışması yapılması gerektiğini de bilmektedir. Bu
amaçla, Burak'ın özel eğitim öğretmeniyle görüşerek, bir ekip çalışması yapmayı teklif
etmiştir. Özel eğitim öğretmeni bu teklifi seve seve kabul etmiş, ancak bu ekip çalışmasının
Burak'ın doktoru ve en önemlisi ailesinin de katılımıyla, tam bir ekip çalışması olabileceğini
ifade etmiştir.
Sınıf Öğretmeninin girişimleriyle bir gün özel eğitim öğretmeni, doktor, anne, baba ve
sınıf öğretmeni Burak'ın devam ettiği okulöncesi kurumda bir araya gelmişlerdir. Okulda
işlenen her konuyla ilgili detaylı bir çalışma yapmışlar ve Burak için bir yıllık bir program
hazırlamışlardır. ,
Sınıf öğretmeninin ekipteki varlığı, okuldaki günlük çalışmalarla ilgili bilginin; özel eğitim
37
öğretmeninin varlığı, Burak'a sağlanması gereken ek hizmetlerle ilgili bilginin; doktorun
varlığı, Burak'ın kalp sorunuyla ilgili olarak etkinliklerin nasıl gerçekleşmesi gerektiğiyle
ilgili bilginin; ve anne babasının vaıtığı da Burak'la ilgili olarak bütün bilinmesi gereken
bilgilerin toplantıya gelmesini sağlamıştır. Ayrıca tüm ekip çalışanları Burak'la ilgili detaylı
bilgi sahibi olmuşlar ve ortak amaçlar belirlemişlerdir. Dahası artık hepsi bu ortak amaçlarla
ilgili olarak kendilerine düşen görev ve sorumlulukları bilmektedirler. O gün toplantıdan hep-
si mutlu, ne yapacaklarını bilerek, gerek duyulduğunda sınıf öğretmeninin koor-
dinatörlüğünde tekrar bir araya gelmek üzere ayrılmışlardır.
Giriş
Yurt dışında konuyla ilgili yazın alanı incelendiğinde ekip çalışmasının son derece yaygın bir
sistem olarak kullanıldığı görülmektedir. Ülkemizdeyse yeni yeni gündeme gelmeye başlamış,
ancak uygulamaları henüz sıklaşmamıştır. Özel gereksinimi olan bir öğrenci söz konusu
olduğunda, öğrencinin gereksinimlerini karşılamak amacıyla, Pek çok kişinin bir arada
çalışması gerekmektedir. Bir arada çalışacak uzmanların ve aile üyelerinin etkili bir şekilde
çalışabilmeleri için belli becerilere sahip olmaları gerekmektedir. Ancak bu şekilde uzmanlar
ve aile işlevsel olarak özel gereksinimi olan öğrencinin yararına çalışacaklar ve gereksi-
nimlerini karşılamak için çabalayacaklardır. Yapılacak ekip toplantılarının tüm ekip
çalışanları için uygun bir zamanda gerçekleşmesi ve ek hizmetlerin çocuk için en uygun
şekilde karşılanmasıysa, bir hizmet koordinatörünün çalışmaları sonucu gerçekleşecektir.
Hizmet koordinatörü, tüm ekip çalışanlarının kararıyla, ekipte yer alan herhangi bir kişi
olabilir. Ancak, öğrencinin gereksinimlerine bağlı olarak, öğrencinin günlük yaşantısı
boyunca en fazla birlikte olduğu kişi bu işi en etkili biçimde yapabilecek kişi olacaktır.
Bu ünitede ekip çalışanlarının kimler olması gerektiği, nasıl toplantılar gerçekleştirmeleri
gerektiği, ekip çalışanlarının sahip olması gereken özellikler ve başarılı bir ekip çalışmasını
engelleyebilecek faktörlerden söz edilecektir.
Ekipte Kimler Yer Almalıdır?
Bireyselleştirilmiş eğitim programlarının hazırlanmasında, ekip çalışmasına yer verilebilmesi
için, ekipte kimlerin çalışacağının önceden belirlenmesi gerekmektedir. Ekipte yer alması
gereken bireyler, çocuğun anne-babası, (eğer uygunsa) kendisi, danışmanlık yapabilecek bir
38
özel eğitim öğretmeni, çocuğun (varsa) sınıf Öğretmeni ve değerlendirmeyi yapan kişilerden
birisi ya da değerlendirme konusunda bilgisi olan bir kişidir.
Bireyselleştirilmiş aile hizmet planlarında da bireyselleştirilmiş eğitim programlarında
olduğu gibi ekip çalışmasına yer verilmesi gerekmektedir. Ancak bireyselleştirilmiş aile
hizmet planlarında yer alması gereken ekip çalışanları bireyselleştiri1miş eğitim
programlarındakinden bir parça farklılık göstermektedir Anne baba (ya da çocuğun'
bakımından' sorumlu olan kişiler); (anne babanın isteğine bağlı olarak) ailedeki diğer kişiler,
(anne babanın isteğine bağlı olarak) aile dışından bir tanıdık, (varsa) ailenin çocuklarıyla ilgili
olarak önceden birlikte çalıştığı uzman, değerlendirmede doğrudan görev almış uzman(lar) ve
(uygunsa) çocuğa ve aileye hizmet götürecek uzman(lar)bu ekip içinde yet\'alrtıa1ıdır.
Her iki ekip çalışmasında da unutulmaması gereken noktalardan biri ve belki de en
önemlisi, uygun, yeterli ve taraflı olmayan bilgi edinmektir. Aileden ve çorcukla ilgili diğer
bireylerden bu bilgileri topladık1'an sonra, aileye ve öğrenciye: doğru seçenekler arasından
seçim yapma hakkı verilmelidir: Bu seçim yapıldıktan sonraysa, hizmet sağlayacak uzmanlar
devreye girmeli, aileye ve öğrenciye gerekli hizmetleri sağlamalıdır. Ayrıca akılda tutulması
gereken bir başka önemli nokta da ailenin mümkün olan en üst düzeyde işe katılmasının
gerektiğidir.
Ülkemizde, okulöncesi eğitim kurumlarında, ki bireyselleştirilmiş eğitim
programlarının hazırlanmasında kimler görev alabilir?
Ekip Nasıl Çalışır?
Bireyselleştirilmiş eğitim programı ekibinin ilk işi, özel gereksinimi olan öğrenci için, yarar
sağlayacak özel eğitim hizmetleri ve ek hizmetlerinin bir arada sağlanabileceği, bir program
planı yapmaktır. Bunun gerçekleşebilmesi için de ekipte yer alacak uzmanlar arasında genel
eğitim sistemini çok iyi bilerek özel eğitim ve ek hizmetlerle birleştirebilecek bir uzmanın
bulunması gerekmektedir. Böylelikle özel gereksinimi olan öğrenci, mümkün olduğunca
normal akranlarıyla birlikte özel eğitim ve ek hizmetlerinden yararlanabilecektir.
Ekip Ne Zamanlar Toplanır? ','
Bireyselleştirilmiş eğitim programları ekibi, programda belirgin 'bir değişikliğin yapılması
gerektiğinde, belirlenen uzun ve kısa dönemli amaçlara ulaşmada aksaklıklar görüldüğünde
39
yeniden değerlendirme yapılması gerektiğinde, çocukla ilgili yeni bilgilere gereksinim
duyulduğunda, gerektikçe bireyselleştirilmiş eğitim programını güncellemek için en az yılda
bir kez toplanmalıdır.
Bu geçişlere örnek olarak, evden okul öncesi eğitim kurumuna, okul öncesi eğitim
kurumundan anaokuluna, anaokulundan ilköğretime geçiş örnekleri verilebilir.
Bu ekip, bireyselleştirilmiş eğitim programının geliştirilmesi, gözden geçirilmesi ve yeniden
oluşturulması dışında başka amaçlarla da bir araya gelebilir. Bu amaçlar; var olan
değerlendirme sonuçlarını gözden geçirme ve eğer gerekiyorsa eksik bilgilerin neler olduğunu
saptama, işlevsel değerlendirmeyi gözden geçirme ve geliştirme, öğrenciye sunulabilecek
alternatif yerleştirme seçeneklerini değerlendirme olabilir.
Yukarıda sayılan durumların yanı sıra bir programdan başka bir programa geçiş sürecinde de
ekip bir araya gelmelidir.
Ayrıca öğrencinin bir ilden başka bir ile taşınması durumunda da ekip bir araya gelmeli ve
öğrenci ayrılmadan bireyselleştirilmiş eğitim programına gerekli eklemeler yapılmalı ve yeni
taşınılacak şehirde oluşturulacak ekibe son bilgileri aktaracak hale getirilmelidir.
Ekip Nerede Toplanır?
Ekip çalışmasının genellikle öğrencinin devam ettiği okul binasında yapılması beklenir, bu
mümkünse değiştirilmemesi gereken bir uygulama olmalıdır. Ancak, ekip çalışanları bu
toplantılar için yerin uygun olmadığını düşünüyorlarsa ya da okul binası bu toplantılar için
uygun değilse, o zaman toplantı yerinde bir değişiklik yapılmalıdır.
Yapılan ekip çalışmalarında, çalışanların yaptıkları çalışmalardan memnun olmaları ve bu
toplantıların öğrenci için yararlı olduğunu düşünerek ayrılmaları çok önemlidir. Böyle
olduğunda bir sonraki toplantı için katılımın tam olması sağlanabilecektir. Aksi
gerçekleştiğinde, katılımcılar toplantıdan gereksiz zaman kaybı olduğunu düşünerek
ayrıldıklarında, bir sonraki toplantıya tam katılımı sağlamak mümkün olmayacaktır.
Toplantılarda tam katılımın sağlanamaması durumundaysa, özel gereksinimi olan öğrenciyle
40
ilgili alınacak kararlarda gerektiği şekilde sağlıklı olmayacaktır.
Özel gereksinimi olan öğrencinin, bireyselleştirilmiş eğitim programı için, gerçekleştirilecek
ilk ekip toplantısı tercihen, öğrencinin devam ettiği okul binasında ve yüz yüze bir toplantıyla
gerçekleşmelidir. Ayrıca, öğrencinin başka bir okula geçmesi ya da şehre taşınması
durumunda, o şehirde gerçekleştirilecek ilk ekip toplantısının, yine bir araya gelinerek, yüz
yüze toplantı şeklinde gerçekleşmesi gerekmektedir. Eğer bireyselleştirilmiş eğitim
programıyla ilgili bir sorun, bir aksaklık ya da sorular varsa, bu durumda da toplantının bir
araya gelinerek gerçekleştirilmesi gerekmektedir.
Yukarıda sözü edilen toplantılar dışında gerçekleştirilecek toplantıların tüm katılımcıların
uygun görmesi şartıyla telefon aracılığıyla yapılmasında bir sakınca olmayabilir.
Ekip çalışanları, hangi farklı şekillerde çalışabilirler, ne tür farklı çalışma
modelleri oluşturabilirler?
Gelişmiş ülkelerde yapılan uygulamalara bakıldığında ekip çalışmalarında üç modelin
sıklıkla kullanıldığı görülmektedir: çoklu disiplinli ekip modeli, tek yönlü disiplinler arası
ekip modeli ve çok yönlü disiplinler arası ekip modeli. Aşağıda adı geçen modeller tek tek ele
alınacaktır.
Çoklu Disiplinli Ekip Modeli
En sıklıkla sağlıkçılar tarafından kullanılan bir modeldir. Çoklu disiplinli ekip modeli ayrıca
ek hizmet personelinin de özel eğitim hizmetleriyle birlikte rahatlıkla kullanabileceği bir
modeldir. Bu modele, daha çok değerlendirme çalışmalarında ve bilgi paylaşımında
başvurulmaktadır. Çoklu disiplinli ekip modelinde, her uzman kendi uzmanlık alanında,
öncelikle değerlendirme sırasında', daha sonra da öğrencinin bireysel gereksinimlerini
karşılamak amacıyla çalışmalarını sürdürür. Ancak bu çalışmalar sırasında her bir uzman
kendi bireysel çalışmalarını sürdürürken diğer uzmanlarla paylaşım ve işbirliği içerisinde
olmalıdır.
İş uğraş terapistleri, konuşma terapistleri ve fiziksel terapistler bu modeli kullanması gereken
uzmanlardır.
Tek Yönlü Disiplinler Arası Ekip Modeli
41
Bu modelde de çoklu disiplinli ekip modelinde olduğu gibi değerlendirme temellidir. Önemli
farklılık ise, tek yönlü ekip modelinde ekip üyeleri değerlendirmede ve alınan kararlarda etkin
rol oynarnasıdır. Disiplinler arası ekip modelinde, ekip çalışanları arasında resmi iletişim ağı
kurulur ve disiplinler arasında, çoklu disiplinler modeline göre, daha fazla işbirliğiyle
paylaşıfi1 olmalıdır. Ekipte yer alan bireylerden biri hizmetler arasında koordinasyonu
sağlamakla görevlendirilir. Ekip çalışanları genellikle kararları birlikte verirler ve
uygulanacak planları birlikte geliştirirler. Ekip içinde bilgiler sadece tek yönlü olarak iletilir.
İzleme ve geri bildirim sağlama yoktur yada çok azdır. Bu modelde değerlendirmede yer alan
ekip çalışanlarından, doğrudan hizmeti sunacak personele,uygulamacılardan ekip çalışanlarına
hiç geri dönüt gerçekleşmesi beklenmez.
Murat beş yaşında zihin özürlü bir öğrencidir. Oluşturulan ekip çalışanları Murat'ın ayrıntılı
değerlendirmesini yapmışlar, tıbbi ve eğitsel özelliklerini raporlaştırmışlardır. Ayrıca yapılan
ekip toplantısında da değerlendirme sonuçları ekipte yer alan tüm çalışanlara ayrıntılı olarak
aktarılmış ve Murat'ın eğitimiyle ilgilenecek olan ekip çalışanları Murat'ın hem sağlık hem de
eğitim anlamında gereksinimlerini öğrenmişlerdir. Buradan yola çıkılarak Murat'ın
bireyselleştirilmiş eğitim programı hazırlanmış ve ekip çalışanlarıyla paylaşılmış daha sonra
da uygulamasına başlanmıştır.
Çok Yönlü Disiplinler Arası Ekip Modeli
Bu model, Hutchinson (1974) tarafından, özel gereksinimi olan öğrencilerin de-
ğerlendirme sürecinde yer alan, birey sayısını azaltmak için geliştirilmiş bir modeldir.
Çok yönlü disiplinler arası ekip modeliyle diğer iki model arasında gözle görünür pek
çok fark bulunmaktadır. En belirgin fark, ekip çalışanları (öğrencinin bakımından
sorumlu kişiler, öğretmenler ve ek hizmet personeli) arasındaki bilgiyi ve becerileri
paylaşma anlaşmasıdır.
Diğer modellerde de olduğu gibi, çok yönlü disiplinler arası ekip modelinde de uzmanlar,
kendi uzmanlıklarıyla ilgili olan değerlendirmeyi gerçekleştirirler. Ancak, diğer
modellerle benzerliği bu kadardır.
42
Çok yönlü disiplinler arası ekip modelinde; uzmanlar, çocuğun bakımından sorumlu bireyler,
çocuğun ailesi, birbirlerine ve doğrudan hizmet sağlayacak bireylere, sürekli bir destek,
danışmanlık ve yardım sağlarlar.
Bu modelde, bebekler ve erken çocukluk dönemindeki çocuklar için doğrudan hizmet
sağlayacak kişiler, çocuğun ailesi ya da bakımından sorumlu kişilerdir. Okulöncesi
dönemdeki çocuklar için doğrudan hizmet sağlayacak kişiyse sınıf öğretmenidir.
Çok yönlü disiplinler arası ekip modelinde, ekip çalışanları, gereken hizmetleri mümkün
olduğunca birlikte sağlamaya çalışırlar. Ayrıca bu modelde, sürekli bir personel eğitimi
devam etmektedir. Böylelikle ekip çalışanlarının sürekli birbirlerini yetiştirmeleri ve
becerilerini arttırmaları söz konusu olmaktadır. Yine bu modelde, ekipte yer alan her bir
uzmanın rolünü bir diğeriyle değişmesi söz konusudur. Böylelikle ekipte yer alan her
doğrudan hizmet veren kişi, daha sonra, kendi uzmanlık alanıyla ilgili olarak, danışman
ya da doğrudan hizmet sağlayan kişiye, yardımcı rolünü üst1enebilir.
Ekipte liderlik yapacak olan kişi çocuğun ailesinin tercihine bağlıdır. Eğer çocuğun
bireyselleştirilmiş eğitim programı eğitim ağırlıklı bir programsa, o zaman ekip liderinin
öğretmen olması düşünülebilir. Böylelikle ekip çalışanlarını, öğrencisi için gerekli olan
tüm ek ve destek hizmetlerinin zamanında ve yeterince sunulmasını sağlamak için
öğretmen koordine edebilir. Ancak bu modelde akıldan çıkarılmaması gereken bir nokta,
ekip lideri kim olursa olsun, ailenin bu modeldeki anahtar eleman olmasıdır. Rol değişimi
sırasında, özellikle ailenin, tüm ekip çalışanlarının rollerini iyi öğrenmesi, özel
gereksinimi olan öğrenci için hazırlanan bireyselleştirilmiş eğitim programının doğru
olarak uygulanmasında önemli bir kriter olacaktır.
Yukarıda söz edilen modellerin ülkemiz koşullarında kullanılabilirliğini
tartışınız.
Ülkemizde Ekip Modelleri Nasıl İşlevsel Olarak Uygulanabilir? Şu anda ülkemizdeki
eğitim sistemi düşünüldüğünde, Özel Eğitim Hizmetleri Yönetmeliği’nde yer alan
hükümlerden söz etmek mümkündür. Özel Eğitim Hizmetleri Yönetmeliği'nde Eğitsel
Tanılama, izleme ve Değerlendirme Ekibi oluşturulmasından söz edilmektedir. Yönetmeliğe
göre bu ekipte yer alması gereken kişiler şunlardır: Rehberlik ve araştırma merkezi müdürü,
bir özel eğitim öğretmeni, gezerek özel eğitim veren bir öğretmen, bir psikolog, eğitim
43
programı hazırlamakla görevli bir öğretmen, bir rehber öğretmen, bir sosyal çalışmacı,
öğrenciyi gönderen aile ya da kaynak kişi, gereksinim duyulduğunda kaynaştırma yapılan
okulun ya da özel eğitim okulunun okul müdürü, sınıf öğretmeni, rehber öğretmeni, odyolog,
fizyoterapist ya da hekim. Bu ekipte görev verilecek ekip çalışan· Milli Eğitim Müdür
yardımcısı, şube müdürü ve rehberlik ve araştırma merkez müdürünün işbirliği ile
görevlendirilecektir. Eğitsel tanılama, izleme ve değerlendirme ekibinin görevleri şöyle
sıralanabilir: ) Özel eğitim gerektiren bireyin eğitsel tanılamasından önce; psiko sosyal ve
tıbbi değerlendirmesinin yapılmasını sağlamak için aileyi yönlendirir ve ilgili kurumlarla
işbirliği yapar,
Birden fazla yöntem ve teknik kullanarak, başvurusu yapılan özel eğitim gerektirdiği
düşünülen bireyleri, eğitsel tanılama sürecine alır,
Bireyin gereksinimlerini belirler ve öncelik sırasına koyar. Uzun dönemli öğretim amaçlarını
içeren Destek Eğitim Planı ve Yöneltme Raporu'nu hazırlar ve özel eğitim hizmetleri
kuruluna gönderir,
a) Doğrudan okula kayıt ya da özel eğitim hizmetleri kurulu tarafından verilen yerleştirme
kararı sonucunu izler, ilgili okulla işbirliği yapar, bireyin uygun yerleştirilmediği
durumlarda tanılama sürecini yineler,
b) Hazırladığı yöneltme raporu doğrultusunda, yerleştirmenin yapıldığı kuruma, özel
eğitim gerektiren bireye, destek eğitim planının uygulanmasında görev alanlara ve
aileye danışmanlık yapar,
c) Ailelerin gereksinimleri doğrultusunda aile eğitim programı düzenler. Üniversite ya da
diğer kurumlarda düzenlenen aile eğitim programları hakkında aileyi bilgilendirir.
Ancak uygulamaya bakıldığında çok sınırlı bir ekip çalışmasından söz etmek mümkün
olabilmektedir. Ailesi ya da öğretmeni tarafından fark edilen özel gereksinimi olan öğrenciye
tanısını doktor koymakta ve daha sonra öğrenci bir şekilde Rehberlik Araştırma Merkezlerine
yönlendirilmektedir. Burada, özel eğitim gereksinimi olduğu belirlenen öğrencinin, eğitim
alacağı kuruma karar verilmekte ve öğrenci bu kurumda eğitim almaya başlamaktadır. Ekip
çalışması, bazı öğrenciler için, bu aşamada devreye girmekte ve öğrenci eğer kaynaştırma
ortamına yerleştirilmişse normal sınıf öğretmeniyle öğrencinin (varsa) özel eğitim desteği
aldığı özel eğitim öğretmeni birlikte çalışabilmektedirler. Eğer öğrenci, ek hizmetlere ge-
44
reksinim duyan bir öğrenciyse, sınıf öğretmeni ya da Rehberlik Araştırma Merkezi tarafından
ek hizmet personeline yönlendirilmekte ve yine sınıf öğretmeniyle ek hizmet personeli
arasında bir ekip çalışması olabilmektedir.
Okulöncesi eğitim düzeyi düşünüldüğünde, özel gereksinimi olan öğrencinin, sınıf öğretmeni
ve öğrencinin gereksinimine bağlı olarak, ek ve destek hizmet personeli arasında, bir ekip
çalışması gerekebilir. Ancak, yukarıda sayılan tüm bireyler arasında gerçekleşebilecek ekip
çalışmasının olması, bazı ekip çalışması yapabilme becerilerinin, ekip çalışanlarında var
olmasına bağlıdır.
EKİP ÇALIŞMASI 'YAAPABILME BECERILERI
Ekip çalışmasının başarıyla gerçekleşebilmesi için tüm ekip bireylerinin sahip Olması gereken
beceriler bulunmaktadır. Bunlardan en temel üçü; becerilerde birbirine bağımlılık,
ürünlerde .birbirine. bağımlılık ve yeterliktir. Her bir beceriyi ayrı ayrı ele alalım.
Becerilerde birbirine bağımlılık, ekip çalışanlarının bir amaca ulaşma sırasındaki etkileşim
dereceleridir. Ekip çalışanları bir zamanlı tarife belirlemeli ve bu tarifeye uygun olarak
birbirlerini tanımak ve bir arada çalışmak için her fırsatı değerlendirmelidir. Başlangıçta tüm
ekip çalışanları ekip çalışması ve uygulamada f. amaçları konusunda fikir. birliğine varacakları
alanları saptamaya yoğunlaşmalıdır .Ekip çalışanlarının etkili iletişim kurma becerilerini
bilme ve uygulama düzeyin sır bağlı olarak ekip çalışmaları başarılı olacaktır.
Haftada belli bir günün belli bir saatini toplantı zamanı olarak belirleyebilirler ve her hafta
rutin olarak aynı zamanda buluşmaya gayret ederek birbirlerini tanıma ve bir arada çalışma,
ortak amaçlar saptamaya yönelik çalışmalarını gerçekleştirebilirler.
Ürünlerde birbirine bağımlılık, ekip çalışanlarının güçlerini ve uzmanlıklarını aynı ürün için
birleştirmesi anlamına gelmektedir. Özel gereksinimi olan öğrenciye hedeflenen beceri ve
kavramların öğretiminde tüm ekip çalışanlarının fikir birliğine varmış oldukları bir tutum
sergilerneleri çok önemlidir. Öğretirnin yeterince etkili ve kalıcı olmasında pekiştireçlerin
önemi yadsınamaz. Diğer derslerde de değinildiği gibi, somut pekiştireçler, her zaman el
altında bulunması zor olan pekiştireçler olduğundan, ekip çalışanlarının daha çok kullanması
gereken pekiştireçler sosyal pekiştireçlerdir. Ne tür pekiştireç kullanılırsa kullanılsın, ekip
45
çalışanlarının ortak bir kararla hangi pekiştireçlerin öğrenci için gerçekten pekiştirme
özelliğini gösterdiğinden emin olmaları gerekmektedir. Ancak bu şekilde ekip çalışanlarının
aynı ürün için güçlerini ve uzmanlıklarını birleştirmelerinin etkileri olumlu bir şekilde
görülebilecektir. Ayrıca, ekip çalışanları için de (tüm uzmanlar ve aile J bireyleri) kendi
çalışmalarının bir içsel pekiştireç olma özelliği göstermesi çok i önemlidir.
Yeterlik, etkili ekip olmanın gerektirdiği üçüncü temel beceridir. Bu beceri, ekibin kendilerinin
bu işi yapabilmek için gerekli becerilere ve çevresel deste~e sahip olduklarına inanmasını
gerektirmektedir. Ekibin dahil olduğu sistem ya da kurumun, ailenin ekibe katılımına ve ekip
çalışmasına verdiği önem ve değer, ekibin amaçlarına ulaşmasıyla ve başarılı olmasında etkili
olacaktır.
Tüm bu becerilerin yerine getirilmesinde ve ekip çalışmalarının gerçekleştirilmesinde en
önemli olarak kullanılması gereken beceri ise iletişimdir. Ekip çalışanlarının çok iyi iletişim
ve etkileşim içerisinde olmaları ve işbirliği içinde çalışmaları ekip çalışmalarının başarıyla
gerçekleşebilmesi için gerekmektedir. Ancak bu . şekilde çalışıldığında başarılı bir ekip
çalışmasından söz etmek ve çalışmaların sonuçlarının olumlu olması mümkün olabilecektir.
Ekip çalışanlarının toplantı haricinde de birbirlerine ya da aileye yazılı notlar ya da
telefonlar aracılığıyla gelişmeleri ya da önerileri iletmeleri ekip çalışmasının olumlu
sürmesinde etkili olabilecektir.
Yukarıda sayılan becerilere ek olarak, ekip çalışanlarının ekip çalışmasını geren istemeleri ve
bu tür çalışmanın özel gereksinimi olan öğrenci için yararına inanılması gerekmektedir.
Ülkemizdeki sistem göz önüne alındığında ekip çalışmalarının daha çok sınıf öğretmeni ve
özel eğitim öğretmeninden oluşabileceği düşünülürse, her iki öğretmenin de birbirleriyle
çalışmaya istekli olması ve tüm çalışma boyunca işbirliği içinde çalışması gerekmektedir.
Kaynaştırma programında, sınıf öğretmeni ve özel eğitim öğretmenin birlikte
çalışabileceği konular nelerdir?
Ülkemizdeki sistemde, eğer öğrenci tanılanmadan sınıfa alındıysa ve normal sınıf öğretmeni
tarafından özel gereksinimi olduğu fark edilirse, öğrencinin tanılanması ve kaynaştırma
kararıyla tekrar aynı sınıfa dönmesi söz konusu olabilmektedir. Dolayısıyla sınıf öğretmeninin
aynı öğrenciyle olan ilişkisi devam ettirmekte ancak bu defa eğer gerek varsa özel eğitim
öğretmeniyle de birlikte çalışması gerekebilecektir. Bu durumda, öğrencinin gereksinimlerine
46
bağlı olarak sınıf 6gretmeniyle özel eğitim öğretmeninin birlikte plan program yapmaları ve
öğrenci için ortak amaçlar saptayarak bu amaçlara birlikte nasıl ulaşabileceklerini belir-
lemeleri gerekecektir. Bu çalışma kapsamına, her iki öğretmenin de ortak kararıyla öğrencinin
ailesinin de katılmasını sağlamak, öğrencinin daha kısa zamanda daha fazla gelişmeler elde
etmesini sağlayacaktır. Bunun için de başlangıçta, her iki öğretmenin de (mümkünse birlikte)
aileyle konuşarak işbirliği yapmanın, kendi çocukları için ne anlama geldiğini, ailenin
anlayabileceği şekilde anlatmaları gerekecektir. Daha sonra da çalışmanın her aşamasında
aileyi mümkün olduğunca işe katmalı ve aileye çocuklarındaki her gelişmeyle ilgili düzenli
dönütler sağlamalıdırlar. Başka bir deyişle, ailenin, kendi çocuklarıyla ilgili çalışmalarda etkin
rol sahibi ekip çalışanları haline gelmesine yardımcı olmalıdırlar.
Ekip çalışmasının gerçekleştirilmesi sırasında hangi faktör/er çalışmanın akışına
engel olabilir?
EKİP ÇALIŞMASINA ENGEL OLABILECEK FAKTÖRLER
Ekip çalışması söz konusu olduğunda akılda tutulması gereken en önemli nokta, tüm ekip
çalışanlarının rollerinin belirlenmesidir. Ekip çalışmasının başında ekip çalışanlarının rolleri
belirlenir ve tüm ekip üyelerinin kendi rollerini ve diğer çalışanların rollerini bilmeleri
sağlanırsa, daha sonra çıkabilecek karışıklık ve sorunlar baştan engellenmiş olabilecektir.
Böylelikle her bir çalışan kendisinin ve diğer çalışanların sınırlarını ve sorumluluklarını
bilecek ve bunun sonucu olarak herkes işini tam olarak yerine getirebilecektir.
Ekipte yer alan uzmanlar dışında özel gereksinimi olan öğrencinin ailesinin de kendi
rolünü bilmesi çok önemlidir. Ayrıca ekip çalışanlarının da ailenin ekipteki rolünü bilmesi
aynı derecede önemlidir. Ekipte çalışan uzmanlar mümkün olduğunca aileyi işe katmalı ve
ekibin bir parçası haline getirmeye çalışmalıdırlar. Eğer mümkünse ekipte görev alan sınıf
öğretmeni ya da özel eğitim öğretmeninden birinin, aileyi ekibin bir parçası haline getirecek
çalışmaları gerçekleştirmesi, daha sonra meydana gelebilecek sorunları engelleyecektir. Özel
gereksinimi olan öğrencinin ailesine de çalışmalar sır;ısında danışabilecekleri, kendileriyle
ilgilenmekle sorumlu bir uzmanla çalışma rahatlığını verecektir.
Ekip içindeki dengenin kurulması için, ekip çalışanlarının her birine, eşit mi tarda rol
verilmelidir. Ekip çalışanlarının birine daha ağırlıklı bir rol verildiğinde bu ekip çalışanı
diğerlerinden daha fazla çalışmayı istemeyebilir ve kendisini a tif çalışmada geri çekebilir. Bu
47
durumda ekip içerisindeki rol dağılımı tekrar gözden geçirilmeli ve sorumluluklar daha eşit
olabilecek şekilde, roller tekrar paylaşılmalıdır.
Ekip çalışmasının başarıyla gerçekleşmesine engel olabilecek faktörlerden biride ekip
çalışanlarının görmezden gelme becerisini tam olarak kullanamamaları olabilir. Sıklıkla ekip
çalışmaları sırasında, ekip çalışanlarının yanlışlık yapmaları söz konusu olabilecektir. Bu
durumda diğer ekip çalışanlarının görmezden gelme becerisini kazanmış olmaları, hata yapan
ekip çalışanının yaptığı hatayı tolere edebilmelerini sağlayacaktır. Ancak bu şekilde tüm ekip
çalışanları birbirleriyle rahat çalışabileceklerdir. Aksi gerçekleştiğindeyse, her bir ekip
çalışanı birbirinde rahatsızlık duyacak ve yaptıkları hatayı dile getirmekten çekineceklerdir.
Ekip çalışmasının başarıyla gerçekleşmesine engel olabilecek diğer faktörlerse liderlik
özelliğinin eksik olması, iletişim becerilerinde eksiklik, kendi çalışmasa hasına sahip çıkmada
aşırıya kaçma, disiplinler arasında benimsenen yaklaşımlar da farklılığı tolere edememe,
kendi uzmanlık alanındaki terminolojiyi fazlaca kullanılarak diğer ekip çalışanlarınca
yeterince anlaşılamama ve toplantılara yeterince zaman ayıramamadır.
Aynı amaca ulaşabilmek için, tüm ekip çalışanlarının yukarıda söz edilen fak törlere dikkatle
yaklaşmaları ve mümkün olan en üst düzeyde işbirliği içinde çalışmaları gerekmektedir.
Ekip içinde çalışılacak yaklaşımla ilgili fikir birliğine varılamamışsa, aynı amaca ulaşmak
için kullanılacak tek bir yöntem olmayacak, dolayısıyla amaca ulaşma zamanında gereksiz
artış olabilecektir.
Yine aynı ekip içinde bir arada çalışacak uzmanlar, kendi uzmanlık alanlarındaki
terminolojiden fazlaca yararlanacak olurlarsa, diğer çalışanların kendisini an{ lamaları
güçleşecek ve yine aynı amaca hizmet etmede zorlanacaklardır. Bir başka nokta da ekip
çalışanlarının toplantılara katılmaya zaman ayırmaları gerektiğidir. Daha önceki paragraflarda
ekibin ne zamanlar ve nasıl toplanacağı konusunda bilgi verilmişti. Sözü edilen bölümde de
yer aldığı gibi, her toplantının bir araya gelinerek yapılması gerekmemektedir. Bu nedenle bir
arada yapılacak toplantılara tüm ekip çalışanlarının katılmasına özen gösterilmelidir.
Yukarıda sayılan faktörlere ek olarak, her bir ekip çalışmasının, kendi özelliğinden
kaynaklanan başka engelleyici faktörler bulunabilir. Her ekip, kendi özelliklerine göre
48
çözümler üreterek, başarıyla gerçekleştirilebilecek ekip çalışmasını oluşturmalıdır. Tüm bu
noktalara dikkat edilerek gerçekleştirilecek bir ekip çalışmasının başarılı bir çalışma olma
olasılığı yüksek olacaktır.
Ekip çalışmasında koordinasyon sağlanamazsa ne gibi aksaklıklar olur,
tartışınız.
EKİP ÇALIŞMASINDA KOORDINASYON
Özel Eğitim ve Ek Hizmetler Ünitesinde "ilgili Hizmetlerin Koordinasyonunun" başlığı
altında bir arada çalışması gereken ekip çalışanlarının koordinasyonunun nasıl bileceği
konusuna yer verilmiştir. Bu bölümdeyse, değinilmemiş koordinasyon modellerinden söz
edilecektir .
Daha önce söz edilen koordinasyon modellerinden farklı olarak karşımıza aileyi
güçlendirme modeli çıkmaktadır. Bu modelde, ailenin hizmetleri sağlama konusunda,
koordinatörlüğü üstlenmesi söz konusudur. Özel gereksinimi olan bir , k belirlendikten ve
çocuğun gereksinimleri saptandıktan sonra ailesi koorditörlük yaparak, çocukları için gerekli
olan ekip üyelerine ulaşarak, bir ekip çalışması planlama işini üstlenir. Bu modelin başarıyla
uygulanabilmesi için, ailenin kendi gereksinimlerini karf1lamak ve problemlerini çözmek için
kendi sorumluluğunu alması gerekmektedir. Ayrıca kendi yaşamları içindeki olayları anlama,
öğrenme ve yönetme becerisine sahip olması gerekmektedir. Kendi gereksinimlerinin
farkında olarak bunları öncelik sırasına dizebilmeleri gerekmektedir.
Yukarıda açıklanan şeklinden başka, aileyi güçlendirme modelinde ailenin dışında
ekip çalışanlarından birinin de koordinatör olması söz konusu olabilmektedir. Bu durumda da
görev yapacak koordinatörün bazı özelliklerinin olması gerekmektedir. Bu özellikler
aşağıdaki şekilde sıralanabilir:
Ailelerle ilgili olumlu bir bakış açısına sahip olma,
Ailenin kendi gereksinimlerini karşılayabileceğine ve problem çözebileceğine inanına,
Ailelerin kendi yaşamlarındaki olayları anlama, öğrenme ve yönetme becerisine sahip
olduğuna inanma,
Ailelerle çalışırken, bekleyip bir şeyleri yanlış yapmalarını görmek yerine,
49
ileriye dönük olabilecekleri tahmin ederek çalışma,
Ailelere gelişim sağlayabilmeleri için gerekli olan yeterlikleri kazandırma,
Ailelere, gereksinimlerini fark ettikçe, öncelik sırasına dizmeyi öğretme,
Ailelerin güçlenebilmesi için aile uzman işbirliğinden yararlanmalarını sağlamayı
öğretme,
Ailelerin doğru karar verebilmelerini sağlayacak becerileri öğretme,
Aileler tarafından verilen kararları onaylama.
Aileyi güçlendirme modelinde, aile dışında ekip çalışanlarından bir uzmanın
i hizmet koordinatörlüğünde koordinatörün, yukarıda sıralanan özelliklere sahip olması,
tüm ekip çalışmasının başarısını etkileyecektir. çünkü yukarıda da görüldüğü gibi sahip
olunması gereken tüm özellikler aileyi güçlendirmeye yönelik kullanılacak becerilerle
ilgilidir. Uygulama söz konusu olduğunda, ekip çalışanlannın her birinin bu becerilere
sahip olmaları gerekmektedir. Ayrıca, Özel Eğitim ve Ek Hizmetler Ünitesinde
belirtildiği gibi, hizmet koordinatörlerinin diğer ekip çalışanlarıyla etkili bir biçimde
çalışabilmeleri için işbirliği becerilerine sahip olmaları gerekmektedir.
Bu modelde hizmet koordinatörü ailenin gereksinimlerini belirlemek yerine, ailenin kendi
gereksinimlerini fark edebilmesi için aileye yardımcı olmalıdır. Yine bu modele göre hizmet
koordinatörü ailenin yerine hizmet sağlayacak personeli özel gereksinimi olan öğrencinin
gereksinimlerini karşılamak üzere harekete geçirmez, bunun yerine aileye gereksinim duyulan
hizmetleri almaları ve organize edebilmeleri için yol gösterir. Aile her zaman "yapan kişi"
değildir ancak her zaman yapılacaklara "karar vericidir.
50
Özel Gereksinimi Olan Çocukları Değerlendirme
Amaçlar
Bu üniteye çalıştıktan sonra
özel gereksinimi olan çocukları değerlendirmenin gerekliliğini ve temel ilkelerini
açıklayabilecek,
özel eğitimde değerlendirmenin amaçlarını sınıflandırabilecek ve \. 6rnekleyebilecek,
özel eğitimde değerlendirme sürecinde izlenen aşamaları sıralayabilecek, • formal
ve informal değerlendirme yaklaşımlarını karşılaştırabilecek,
formal ve informal değerlendirme tekniklerini açıklayabilecek,
çevresel değerlendirme yaklaşımın da izlenen aşamalara göre özel gereksinimi olan
çocukları ve çevresini değerlendirebilecek,
okulöncesi çocukların değerlendirilmesinde oyuna dayalı değerlendirmenin ön{!mini
betimleyebilecek,
okulöncesi çocukların değerlendirilmesinin yanı sıra ailenin de değerlendirilmesinin
gerekliliğini açıklayabileceksiniz.
İçindekiler
Giriş
Özel Eğitimde Değerlendirmenin Tanımı
Özel Eğitimde Değerlendirmenin Amaçları i • Değerlendirme Sürecine Katılanlar
51
Eğitsel Değerlendirme Sürecinin Aşamaları
Değerlendirme Yöntemleri ve Araçları
Özet
Değerlendirme Soruları
Yararlanılan ve Başvurulabilecek Kaynaklar
Çalışma Önerileri
Üniteyi çalışmaya başlamadan önce:
Özel eğitime gereksinimi olan öğrencilerin özelliklerini hatırlayınız.
Özel gereksinimi olan çocukların, eğitim almadan önce ne tür değerlendirme çalışmalarına
tabi tutulduğunu öğreniniz.
Değerlendirme etkinliklerinde başvurulan değerlendirme tekniklerini inceleyiniz.
Sizlere uygulanan değerlendirme araçlarının yeterliklerini ve sınırlı/ık/arını inceleyiniz.
Daha önceki sınıflarda okuduğunuz "Bireyi Tanıma Teknikleri" kitabını gözden geçiriniz.
Özel Eğitim Hakkında 573 Sayılı Kanun Hükmünde Kararnameyi ve Özel eğitim
Yönetmeliğini gözden geçiriniz.
Eğitimde ölçme ve değerlendirme ile ilgili kaynakları inceleyiniz.
Üniteyi çalışırken:
Bu ünitede kimi konuların, ileriki ünitelere temel oluşturduğuna dikkat ediniz.
İlk kez karşılaştığınız terim ve tanımları belirleyiniz.
Belirlediğiniz terim ve tanımları kendiniz açıklamaya çalışınız.
Ünitede verilen örnekleri çoğaltınız.
Sorulan somları; metin kısmına bakmadan yanıtlamaya çalışınız.
Sorun Tanımı
Aysel, Anne babası ve 10 yaşındaki erkek kardeşiyle yaşayan 5 yaşında bir kız ço-
cuğudur.mahallelerindeki ilköğretim okullarının anasınıfına annesi getirip götürmektedir. Dışarıdan
bakıldığında Aysel'in akranlarından farklı olduğunu arılamak zordur. Ancak annesi, evde, verilen yönergeleri
anlamadığını ve isteklerini daha çok işaretlerle anlattığını, kardeşi ve akranları ile
anlaşamadığını evde istenmeyen davranışlar sergilediğini belirtmektedir. Annesi Aysel'in bu
sorunlannı öğretmeniyle de paylaşmış, Öğretmeni de annenin ifade ettiği sorunlara benzer
52
davranışları sınıfta da yaptığını saptamıştır. Ayrıca anasınıfı programını fark edemediğini ve
arkadaşlarına uyum sağlamada zorlandığını açıklamaktadır. Öğretmeni aileden Aysel'i
Rehberlik ve Araştırma Merkezi'ne götürülmesini ister. Anne, öğretmenlerinin isteğiyle Aysel
i’ merkeze götürür. Rehberlik ve Araştırma Merkezinde annesinde ayrı küçük bir odaya
alırlar. Odada bir masa, sandalye ve test materyalleri bulunmaktadır. Aysel ve testör
karşılıklı olarak masaya otururlar Testör çeşitli materyallerden yararlanarak farklı test
maddelerini öğrenciye sunar ve cevap vermesini bekler. Aysel şaşırır, ürker ve annesini ister,
testlere cevap vermesini bekler.. Testör öğrenciyi cesaretlendirmeye çalışır ve yönelttiği test
maddelerine cevap vermesinde ısrar eder. Sonunda Aysel ağlamaya başlar. Değerlendirmeyi
yapan testör annesine çocukla iletişim kuramadığını bildirir. Değerlendirme uzmanı, sınıf
öğretmeni ve annesi Aysel'i değerlendirmek için yeni arayışlar içine girerler. Aysel'in evde,
sınıfta ve doğal ortamlarda gözlenmesine karar verirler.
Giriş
Değerlendirme, özel eğitim gerektiren çocuklarla ve onların aileleri ile çalışan uzmanlar için
önemli bir kavramdır. Hangi çocukların özel eğitim hizmetine ve destek hizmetlere gereksinimi
olduğunun belirlenrnesinde ve erken eğitim hizmetlerinin etkililiğini tanımlamada başarılı
ölçme çalışmalarına gereklilik vardır. Değerlendirmenin değişkenleri gerek Özel Eğitim
Hakkında 573 Sayılı Kanun me Hükmünde Kararname 'de gerekse 18 Ocak 2000 tarihli Özel
Eğitim Hizmetleri Yönetmeliği'nde yer almaktadır. Özel eğitimin temel ilkelerinden birisinde
"özel eğitime erken başlamak esastır" denilmektedir. Bu ilkenin gerçekleştirilebilmesi için
özel eğitime gereksinimi olan çocukların farkına varılması, tanılanması ve özel eğitim
hizmetlerinin verilmesi gerekir. Bu hizmetlerin gerçekleştirilebilmesi için okulöncesi
dönemdeki çocukların gelişim seyrini ve performansını anlamak için ailelerin özelliklerini
belirlemek ve bireyselleştirilmiş eğitim programlarını geliştirebilmek için değerlendirme
çalışmalarına gereklilik vardır.
Okulöncesi eğitim kurumlarda çalışan öğretmenler ve uzmanlar, değerlendirme
kavramlarını ve uygulamalarını sürekli anlamaya çalışmalıdır. Okulöncesi öğretmeni
değerlendirme etkinliklerinde yeni araçlara, yeni düzenlemelere ve yeni eğilimlere sahip
olmalıdır.
Bu ünite, okulöncesi dönemdeki özel gereksinimli çocukların eğitiminden sorumlu
öğretmenleri değerlendirme konusunda bilgilendirmek için düzenlenmiştir. Bu ünitede özel
53
eğitimde değerlendirme ne anlama gelmektedir? Hangi amaçları gerçekleştirmek için
değerlendirme yapılmaktadır? Değerlendirme süreci nasıl işlemektedir?
Değerlendirmeye/kimler katılmaktadır? Soruları cevaplandırılmıştır. Ayrıca öğrencinin
performansı hakkında bilgi toplamak için formal ve informa değerlendirme teknikleri
açıklanmıştır. Okulöncesi dönemdeki çocukların değer değerlendirilmesinde önemli olan
çevresel değerlendirme, oyuna dayalı değerlendi ve aile değerlendirmesi ile ilgili konulara da
yer verilmiştir.
ÖZEL EĞİTIMDE DEĞERLENMENIN TANIMI
Değerlendirme, genel olarak çocuk ile ilgili sorunların belirlenip incelenmesi ve ilgili
kararların alınması amacıyla veri toplama sürecidir. Değerlendirme sürecinde çocukların
akademik, davranışsal ya da fiziksel sorunları belirlenmekte ve bu sorunları çözmek amacıyla
veri toplanmaktadır.
Çocukların psikolojik ve eğitsel olacak değerlendirilmesinin en önemli nedenlerinden
biri, onların akranlarının gösterdiği akademik başarıyı gösteremedikleridir. Okulöncesi
dönemde bazı çocuklar var olan programı izlemekte zorlanır.
, Nesneleri sınıflamada, eşlemede, sıralamada yeterli değildirler. Alıcı ve ifade edici dil
becerilerinde sınırlılıklar gösterirler.
öğretmenlerin ne öğreteceğine karar verirken öğrencilerin sahip olduğu becerileri belirlemesi
gerekir. Çocukların psikolojik ve eğitsel olarak değerlendirilmesinin diğer bir nedeni de
onların gösterdiği davranış sorunlarıdır. Davranış sorunu olan çocukların özel eğitim
hizmetlerine gereksinimi olup olmadığı belirlenir ve davranış değiştirme programı hazırlanır.
Davranış sorunları yıkıcı, saldırgan davranışlar olduğu gibi çekingenlik ve grupla
çalışamama gibi davranış sorunları olabilir.
Çocukları değerlendirmenin bir başak nedeni de bedensel sorunlarıdır.
Duyularla ilgili yetersizlikler (duyma, görme v.b.), fiziksel yapıyla ilgili yetersizlik/er beyin
inmesi (cerebralpalsy), çocuk felci (polio) ve süreğen sağlık sorunları (şeker, astım vb.)
olabilir.
İleri derecede bedensel sorunu olan çocuklar için tıbbi ve eğitsel değerlendirmeye yer
54
verilmeli, elde edilen bilgiler öğretmen ve aileyle paylaşılmalıdır.
Tıbbi değerlendirme ile eğitsel değerlendirme arasındaki farklılıklar nelerdir?
Tartışınız.
Özel gereksinimli öğrencilerin sorunlarını belirleyip uygun kararlar alabilmek için,
değerlendirme süreci geçerli ve güvenilir bir biçimde gerçekleştirilmelidir. Bugün özel eğitim
alanında, değerlendirmede öne çıkan temel ilkeler şu şekilde sıralanabilir1.
Değerlendirme, yetersizliği olan her çocuğun bireysel gereksinimlerine göre
gerçekleştirilmelidir.
Değerlendirme verileri özel eğitime gereksinimi olan çocukla ilgili yasal ve özellikle
öğretimsel kararlar almak için kullanılmalıdır.
Değerlendirme, öğretimsel amaçlar gibi eğitimle ilgili bilgiyi tanımlamalıdır.
Değerlendirmede öğrencinin performansı kadar öğrenme ortamı da incelenmelidir.
Değerlendirme sürecinde sadece standart testler değil, çeşitli değerlendirme teknikleri
kullanılmalıdır. Özellikle öğretimle doğrudan ilişkisi olan informal değerlendirme
tekniklerine yer verilmelidir.
Değerlendirme bir ekip yaklaşımı ile gerçekleştirilmelidir. Özel eğitimci bu ekibin
önemli bir üyesi olmalıdır.
Değerlendirme sürecinde dil ve kültürel öğeler dikkate alınmalıdır.
Öğretim programları sürekli olarak izlenmeli ve değerlendirilmelidir.
Akademik, dil ve diğer beceri alanlarının değerlendirilmesi için yeni testler ve yöntemler
geliştirilmeli ve kullanılmalıdır. S
Değerlendirme sürecinde kullanılan yöntemler okulöncesi dönemdeki çocukların
gereksinimlerini belirlemek için uygun olmalıdır.
Çocukları standartlaştırılmış testlerle değerlendirirken dikkatli olunmalıdır.
Okulöncesi dönemde özel gereksinimli çocukları niçin değerlendirmek
zorundayız?
ÖZEL EĞİTİMDE DEĞERLENDIRMENIN AMAÇLARI
Değerlendirme bir öğrenci için düzenlenen programın her aşamasında kullanılır. Öğrenme
sorunu ile karşılaşan öğrenci için ilk yapılacak iş, öğretmenlerin sistematik olarak karar
vermeye yardımcı olacak bilgi toplamasıdır. Genellikle bu bilgi bireyselleştirilmiş eğitim
55
programını planlamak ve özel eğitim gerektiren öğrenciler için uygun özel eğitim verebilmek
için kullanılır. Bu kısımda eğitsel değerlendirmenin beş temel amacı olan; tarama, tanılama,
programı planlama, öğrencilerin ilerlemelerini gözleme ve programı değerlendirme ile ilgili
açıklamalara yet verilmiştir.
Tarama/Eleme ve Gönderme Amacıyla Değerlendirme Değerlendirmede ilk adım özel
eğitim programları ve hizmetlerine gereksinimi olan okulöncesi dönemdeki çocukları
bulmaktır. Toplumsal yaşama uyumda yetersiz olan ya da yetersiz olma riski bulunan
çocukların farkına varılması gerekir. Bazı aileler çocuklarının normal bir gelişim içinde
olmadığını fark etmeyebilir ya da yetersiz olan çocukları için özel eğitim hizmetlerinin
var olduğunu bilmeyebilirler Bazı durumlarda aileler var olan sorunun inkârı ya da
kültürel gelene nedeniyle çocuğunun yetersiz olduğunu kabul etmede isteksiz davranırlar.
Ayıca çocuk, ağır derecede sorun yaşıyorsa erken fark edilebilir, hafif derecede sorun
yaşıyorsa ailesi ve çevresi tarafından okula başlayıncaya kadar fark edilmeyebilir. Bu nedenle
tarama amacıyla yapılan değerlendirme etkinliklerine yer vermek gerekmektedir.
Tarama, daha ayrıntılı bir değerlendirmeye gereksinim olan bebek ve çocukları belirlemek
için başvurulan işlemleri kapsar. Sorunlu olan çocukların uzman kişilere ve kuruluşlara
gönderilmesiyle ilgili kararlar almak için yapılan veri toplama çalışmalarıdır. Öğretmen ve
aile, çocuğa uygun bir eğitsel programa ihtiyaç olduğunu düşündüklerinde, uzman bir kişinin
yardımını isteyebilirler. Ne tür bir sorunu olduğu, buna karşın ne yapılabileceğidir? Aşağıdaki
sorular tarama çalışmalarına gerek duyan ailelere ve öğretmenlere yardımcı olabilir:
Çocuğun gelişimi normal bir süreç izliyor mu? Okulöncesi dönemdeki çocuk gelişim
dönemi noktalarında başarılı mı?
Çocuk yaşının düzeyine uygun davranışlar gösteriyor mu?
Çocuğun gelişiminde kaygı duyulacak nedenler var mı?
Ev ve okul ortamında çocuğun bilişsel, fiziksel, dil ve duygusal gelişimi olumsuz olarak
etkileyecek durumlar var mı? Çocuğun sağlıklı gelişimi iç' daha çok uyarıma ve eğitime
gerek duyuyor mu?
Okul yaşamınızda gerçekleştirilen tarama çalışmalarının amacı neydi ve sizlere
yararı ne oldu?
56
Tarama süreci, öğrenme yetersizliği var gibi görünen bir grup çocuğun davranışlarının
gözlenmesi ve analiz edilmesidir. Öğrenme yetersizliğinin olup olmadığına bakılır.
Taramalarda çocuklar teşhis edilmiyor ve adlandırma yapılmıyor. Çocuğun ele alınan özellik
açısından normal olup olmadığı, riskli, şüpheli çocuklar belirlenmeye çalışılıyor.
Görme ve işitme testleri, görme ve işitme sorunları olan çocuklan belirlemek için yapılır.
Zekâ testleri, zihinsel yeterlilikte normalin altında ve üstünde olan çocuklan belirlemek için
yapılır.
Başarı testleri, akademik sorunu olan çocuklan belirlemek için yapılır.
Kişilik testleri, özel bir sorunu olan çocuklan belirlemek için yapılır.
,Taramada yer alan değerlendirme işlemleri mümkün olduğu kadar etkili ve güvenilir olmalı.
Öğretmen, anne ve baba tarafından farklı davranış gösteren çocukları gözlemeli, akademik
performans ve sosyal davranışları ile ilgilenilmelidir. Anne ve babanın öğrenme sorununun
varlığını fark edip etmediklerini belirlemek için danışılmalıdır. Çocuklar var olan ortamlarda,
incelenmeli ve öğren· akademik ve davranışsal gereksinim için alternatif stratejiler
uyarlanmalı· Sınıf düzenlemeleri ve uyarlarnaların sonuçları ve elde edilen bilgiler, öğrene
sorununun devam ettiğini gösteriyorsa, öğrenci daha ayrıntılı bir değerlendirme için
yönlendirilmelidir.
Tarama kısa süre içinde gerçekleştirilir. Tarama, çocuğun gelişim durumu ile, ayrıntılı
bilgi vermez. Gelişimsel tarama amacıyla yapılan değerlendirme sonuçları, tanılama ve
yerleştirme kararı için kullanılmamaktadır. Ancak ileri düzey, değerlendirmeye gerekli olup
olmadığını gösterir. Gelişimsel tarama çocuğun gelişimi hakkında genel bilgi sağlar. Tarama
bilgisi, "Bu çocuğun bir sorunu olma olasılığı var mı?" sorusunu cevaplamak için tasarlanır.
Özel eğitime gereksinimi olan çocukların belirlenmesi ile ilgili çalışmalara mümkün
olduğu kadar erken başlanmalıdır. Gerek özel eğitimle ilgili yasalar gerekse yönetmelikler
özel eğitime gereksinimi olan bebek ve çocukları erken tanılamanın gerekliliğini
vurgulamaktadır. Çocuk gruplarının gelişimsel taramasında kullanılan testler, kısa, ucuz ve
objektif bir puanlama sistemi için gereklidir. ayrıca, tarama testleri ayırt edici olmamalı ve
olabildiği kadar güvenilir ve geçerli olmalıdır.
Tarama sürecinde iki olasılıkla hata oluşabilir; yanlış pozitifler ve yanlış negatifler. Yanlış
pozitifler, çocukların özel eğitime gereksinimi varmış gibi tanımlana. Tarama ölçümlerinde
57
başarısızlık gösterip sonraki aşamalarda başarı gösterenlerdir. Bu tür çocuklar daha sonraki
öğrenim yaşantısı içinde yeterli olduğu anlaşılır.. Yanlış negatifler ise tarama ölçümlerinde
başarılı, sonraki aşamalarda Başarısız olan çocuklardır. Okulun programına uymayan ve
yetersizliği olabilecek öğrencilerin belirlenmesi için tarama çalışmalarına yer vermek gerekir.
Ancak çoğu okul tarama sürecinin yararlarından faydalanamamaktadır. Varolan süreçler
uygun olarak tüm alanları kapsamamakta ya da bu tarama işlemi ile belirlenen öğrenci için
yeterli izleme çalışması yapılamamaktadır. Okul tarama süreçlerinde rutin olarak görme,
işitme, konuşma ve dil, bazen de sağlık kontrolleri yer almaktadır nadiren de akademik ve
zihinsel beceriler, davranış sorunları ile ilgili değirdirmeler yer almaktadır. Toplumda yetersiz
olan ve risk altında olan çocukla fark edilebilmesi için taramalar yaparken, taramanın amacı
hakkında ailelere bilgi vermek, tarama sonuçları ile ilgili bilgileri paylaşmak ve eğer
gerekliyse değerlendirme sürecindeki bir sonraki adımı açıklamak önemlidir. Çocuk hakkın
aile tarafından verilmiş bilgiyi tarama işleminde geçerli ve kullanışlı olarak dikkate almak
gereklidir.
Ülkemizde tarama ve gönderme sürecinin yeterli bir biçimde işlemediğini görüyoruz.
"Çocuğu göndermenin amacı nedir? Sorun alanları nelerdir? Okulda neler yapıldı da başarılı
olmadı?" gibi bilgilere rehberlik ve araştırma merkezlerin' ihtiyacı vardır. Ancak, şu anki
uygulamada merkeze başvurduktan sonra bu bilgiler toplanıyor. Oysa, başvuru yapılmadan
önce öğrenci sınıfta gözlenmeli, aile hakkında bilgi toplanmalı, ailesiyle görüşülmeli, çocuk
için gerekli çalışmalar yapılmalı ondan sonra merkeze gönderilmelidir. Okulun ve ailenin
başvuru/gönderme kararını olabildiğince "erken" alması gerekir. Çünkü değerlendirmede öne
olan gönderme kararının erken alınmasıdır. Burada yapılacak iş ise, aileyi bilgilendirmektir.
Basın, televizyon ve sağlık kuruluşları aracılığıyla, ailelerin özel gereksinimli çocukların
durumları, özellikleri ve eğitimleri konusunda bilgilendirilmesi sağlanmalıdır. Burada,
geleneksel ve eğitsel olmak üzere iki yaklaşımda söz edebiliriz. Geleneksel Yaklaşım:
Öğretmenin öğrenci üzerindeki sorumluluğunun kalkması olayıdır. Damgalama, etiketleme
geleneksel yaklaşımla birlikte bunlar. "Bu çocuk benim sınıfımdan gitsin de ne olursa olsun."
Şeklinde bir düşüne' hakimdir. Geleneksel yaklaşım ülkemizde geçerliliğini koruyan bir
özellik gösterir. Öğretmenler sınıflarında özürlü öğrenci görmek istememekte, başka sınıfa
veya okula gitmesi yönünde davranış sergilemektedirler. Bu davranışlar aile ve çocuğu
olumsuz yönde etkileyen türden davranışlar olabilmektedir. Eğitsel Yaklaşım: Çocuğa uygun
eğitsel ortamın sağlanmasında yardım için istekte bulunma olayıdır. "Ben bu çocuğun
eğitimiyle ilgileneceğim ancak yardıma ihtiyacım var Şeklindeki düşünce yapısıdır. Eğitsel
58
yaklaşımda öğretmenler aileyle işbirliği yapma, çocuğu daha iyi tanıma şeklinde davranışlar
sergilerler. Çocuk hakkında bilgi toplaması, aileyle konuşması, sınıfta neleri yapıp neleri
yapamadığı, yapıp ulaşamadığı amaçları saptaması sonucu buna göre istekte bulunur, başvuru
yapar
Gelişimsel tarama sonuçlan çocuğun dil performansının zayıf olduğunu gösterebilir.
Tanılamada ise, çocuğun dil sorunu hakkında daha çok bilgi elde etmek gerekecektir.
Konuşma ve dil uzmanının okulöncesi ortamda çocuğun dil gelişimini ayrıntılı gözlemesi ve
incelemesi gerekir. İşitme dalında bir uzmanın dil gecikmesinin bir işitme kaybından olup
olmadığını belirlemek için işitme testlerine vermesi gerekir. Bir psikolog okulöncesi
dönemdeki çocuğun gelişimsel durumun dil güçlüğünü nasıl etkilediğini belirlemek için
çocuğu değerlendirebilir. çocuğu özgeçmişini, evdeki dil performansını ve ailenin Türkçeyi
ana dili olarak kullanıp kullanmadığını belirlemek için aile ile görüşebilir.
Ülkemizde özel gereksinimli çocukların farkına varılmasında ailenin, öğretmelerin ve okul
yönetiminin, devletin sorumluklarının neler olabileceğini tartışınız
Tanılama ve Yerleştirme Amacıyla Değerlendirme
Tanılamada, çocuğun gelişim geriliğine ya da yetersizliğine sahip olup olmadı eğer gerilik ve
yetersizlik varsa bunun yapı ve derecesi belirlenmeye çalışılır. Taramanın amacı hangi
çocukların yetersizlikleri olduğunu araştırmak, tanılama amacı ise yetersizliği olan çocuklara
yardım edecek eğitim hizmetlerinin türle . ve yapısını belirlemektir. Verilecek hizmetlerin
türünü belirleyebilmek için, ay tılı olarak değerlendirilmeye ve ailenin de dahil olduğu
disiplinler arası ekip tarafından toplanacak bilgiye gerek vardır.
Tanılama, taramadan daha yoğun bir işlem ve çocuğun sahip olduğu sorunla,im
özelliklerini açıklama yoludur. çocuğun okulda varolan performans sorununun yetersizlikle
ilgili olup olmadığını tanımlamak ve öğrencinin hangi nitelikte eğitime gereksinimi olduğunu
belirlemek için gerçekleştirilir. Özel eğitim hizmetleri almak için öğrenciler seçilmiş
olmalıdır. Tanılama süreci için gerekli gözlem, görüşme ve standartlaştırılmış testlerle elde
59
edilebilir. Bu bilgiler eğitim hizmetlerine seçilebilirliği belirlemek için temel oluşturur. Bir
öğrencinin zihinsel, akademik, duyusal ve' diğer yeterlik alanları incelenmelidir. Eğer
öğrencinin performansı ve diğer veriler standartlara uygunsa öğrenci özel eğitim hizmetleri
için seçilir. Bireyselleştirilmiş testler okul başarısı ile ilgili önemli alan, sosyal beceri gelişimi,
zeka ve diğer alanlar için uygulanır. Yararlı bilgiler çeşitli ortamlarda ve çeşitli kaynaklardan
elde edilir
Tanılama ve seçilebilirlik erken özel eğitim hizmetinden yararlanabilmek için çocuğun
koşulların varlığını açıklamaya yönelik değerlendirmedir. Çocuğun tıbbi özellikleri genel
gelişim görevi duyusal ve motor beceriler, uyumsal davranışlar belirli ortamlarda
açıklanmalıdır. Bu işlemlerin sonucu çocuğun tanılanmasına
yardımcı olur. Bununla birlikte pek çok vaka da var
olan problemlerin nedenlerini oluşturan faktörleri
belirlemek mümkün olmayabilir. 'Değerlendirme ekibi
çocuğun özelliklerinin erken sağaltım ya da erken çocuklukta özel eğitim hizmetlerine uygun
olup olmadığını belirlemelidir. Bunun yanı sıra değerlendirme ekibi çocuğun gelişimini
kolaylaştıran hizmetler için önerilere de yer vermelidir
Geçmişte tanılama amacıyla yapılan değerlendirmeler, informal okullarda sorun
çıkaran çocukları sorunlarına göre kümelere ayırmak şeklindeydi. Bu tür çocuklar kolayca
okul dışında bırakılmakta, çocuklar dışlanmaktaydı. Okul programları normal dağılımın
normal sınırları içinde kalmaktaydı. Bir kısım çocuk evlerinde eğitilmekte, diğer bir kısım ise
yatılı okullara gönderilmekteydi. Şu andaki uygulamalarda; özürlü çocuklar için değişik
eğitim ortamları sunulabilmektedir ve normallerle birlikte eğitim alabilmektedir. Bu nedenle
sınıflama, teşhis ve damgalama kavramları önemli bir sorun oluşturmaktadır.
Özel gereksinimi olan çocukları özür durumlarına göre sınıflama yerine eğitim
gereksinimlerine göre sınıflamanın yararları nelerdir?
,Eğitsel Programı Planlama Amacıyla Değerlendirme
Eğer tanılama, erken öğretim hizmetlerinden yararlanmanın gerekliliğini gösteriyorsa
değerlendirmenin bir sonraki aşaması olan bireyselleştirilmiş eğitim program1arının
planlanması için yapılan değerlendirmeyi ortaya çıkarır. Bu tür değerlendirme ile çocuğun var
olan performans düzeyinin ne olduğu, sınıfta, evde ve toplumsal ortamda çocuk için gerekli
60
olan ihtiyaçlarının ve performansını etkileyen çevresel faktörlerin neler olduğu araştırılır.
Kısacası bu tür değerlendirme özel gereksinimli çocuğa ne öğretileceğinin ve nasıl
öğretileceğinin planlandığı bireyselleştirilmiş eğitim programlarının geliştirilmesiride
kullanılır.
Bireyselleştirilmiş eğitim programlarının hazırlanabilmesi, çocuğun çeşitli öğretim
alanlarında işlevde bulunma düzeyleri, programa dayalı ya da ölçüt bağımlı testlerle
belirlenmesini gerektirir Ayrıca değerlendirme çalışmaları, çocuğun doğal ortamlarda
gözlenmesini, aile ve öğretmeniyle yapılacak görüşmeleri ve diğer informal değerlendirme
tekniklerini kullanmayı da içermelidir.
Planlama işleminde değerlendirme ve öğretim arasında sıkı bir bağlantı kurulmalıdır.
Eğitsel değerlendirmede elde edilen bilgiler doğrudan öğretim etkinliklerinin planlanmasında
ve geliştirilmesinde kullanılabilmelidir. Okulöncesi dönem· de planlama işleminde göz önüne
alınan alanlar; duyusal fiziksel gelişim, dil ve iletişim yeterlikleri, küçük ve büyük kas
gelişimi, bilişsel yeterlikler, kendi kendine uyum becerileri, soysal duygusal gelişimdir. Bu
alanlarda, çocuğun yeterlik ve yetersizlik nelerdir? Eğitsel gereksinim nedir? Hangi uzun ve
kısa dönemli amaçlar yer almalıdır? Hangi eğitim hizmetleri sunulacak ve hizmetlerden kim
sorumlu olacak? Bu hizmetler ne kadar süre devam edecek? sorularının cevaplandırılmasına
gerek vardır.
Gelişimsel bir alandaki performans çoğunlukla başka bir alandaki gelişimi etkiler. Bu
nedenle belli bir alanda yeterliliği araştıran değerlendirme, okulöncesi dönemde planlama
işlemine yardımcı olacaktır. Programı ve öğretimi planlama için yapılan değerlendirmede
çocuk düzenli aralıklarla izlenmeli uzun ve kısa dönemli amaçlar ailenin katılımıyla uygun bir
zamanda güncelleştirilmeli ve gözden geçirilmelidir. Çocuğun yetenekleri çok yönlü kontrol
edilmeli ve evinde dahil olduğu çeşitli doğal ortamlarda gözlenmeli, ekip üyeleriyle ve aileyle
elde edilen değerlendirme bilgileri paylaşılmalıdır.
Bireyselleştirilmiş eğitim programlarının hazırlanmasında değerlendirme
öğesinin yerini ve önemini tartışınız.
Programı planlamak için yapılan değerlendirme, değerlendirme ekibi tarafından
bireyselleştirilmiş aile hizmet planı ya da bireyselleştirilmiş eğitim programlarını geliştirmek
ve gerektiğinde bu planları gözden geçirmek için gerçekleştirilen işlemleri kapsar. BEP
61
öğrenci ile ilgili amaçlara ulaşabilmesi için, hangi ortamlardan yararlanacak, hangi ve ne
kadar süre ile özel hizmetler alacağını belirtir. Plan ayrıca özel ve genel eğitimcilerin ve
destek personelinin görevlerini açıklar.
Öğrencilerin İlerlemelerini İzlemek Amacıyla Değerlendirme
Bir başka değerlendirmede özel eğitime gereksinimi olan öğrencilerin öğretim programının
uygulanması sırasındaki ilerlemeleri izlemek amacıyla yapılır. Bu amaçla elde edilen veriler
öğretimin etkililiğine ilişkindir. Uzun ve kısa dönemli amaçlara ilişkin başarının türü ve
düzeyinin belirlenmesine hizmet eder. Elde edilen bilgiler programının geliştirilmesinde
kullanılır. Çocukların ilerlemelerinin belirlenmesinde informal değerlendirme teknikleri
yardımcı olur.
Özel gereksinimli çocuk öğretim sürecinde sık sık izlenmelidir. Çocuğun
performansındaki ilerlemeler gözlem, gelişimsel kontrol listeleri, derecelerne ölçekleri ve
ölçüt bağımlı testlerle izlenmelidir. Performansı izleme etkinliklerinde, (a) sorun alanlarıyla
ilgili sistemli bilgi toplanmalı, (b) hedeflenen becerilerin yeterliliğine ilişkin veriler analiz
edilmeli(c),bireyselleştirilmiş eğitim programı ya da bireyselleştirilmiş aile hizmet planı
üzerinde okulöncesi dönemdeki çocuklar ve aileler için belirlenmiş olan uzun ve kısa dönemli
amaçlardaki ilerlemeler not edilmeli, (d) öğrenilmiş becerilerin başka ortamlarda gerekli
olduğunda kullanılmadığı gözlenmelidir. Bu tür bilgiler, öğretim planında gereksinim duyulan
değişikliklerin yapılmasında, özel eğitim ve destek hizmetlere ilişkin yeni kararların
alınmasında kullanılmalıdır.
Öğretim Programınım Değerlendirilmesi
Değerlendirmenin önemli bir amacı da öğretim programının kendisini değerlendirmektir. Özel
gereksinimli çocuklar için hazırlanan BEP yılda en az bir kez gözden geçirilmelidir. Program
değerlendirmesi, çocukların öğretim sonundaki performansını belirlemek ve gerçekleştirilen
öğretim etkinliklerinin ne denli etkili olduğunu belirlemeyi hedefler. Ayrıca öğretim sürecinde
öğrencinin karşılaştığı güçlük ve hataları ortaya çıkarmak amacına da hizmet eder.
Bir programın değerlendirilmesinin önemli bir nedeni de çocuklar ve ailelerinin üzerinde
programın etkilerini değerlendirmektir. Program değerlendirmesi hem çocuk merkezli
amaçları hem de aile amaçlarını dikkate alarak çok boyutlu olmalıdır. Program
değerlendirmesi, hem biçimlendirici değerlendirmeyi hem de sonucu yorumlamaya yönelik
62
değerlendirmeyi içerir.
Personel ve aileler öğretim süreci sonunda programda gerçekleşenleri incelemelidir. Özel
hizmetleri devam edip etmeyeceğini, yeni uyarlarnalara gereksinim olup olmadığına karar
verebilmek için programın değerlendirilmesi gerekir. Bu değerlendirme çalışmaları hem
formal hem de infom'lal değerlendirme teknikleri ile gerçekleştirilir.
DEĞERLENDİRME SÜRECİNE KATILANLAR
Özel eğitime gereksinimi olan çocuklar hakkında önemli eğitsel kararlar tek bir eğitimciden
çok bir ekip tarafından verilir. Çeşitli alan uzmanlarından oluşan bir i ekip özel eğitime
gereksinimi olan çocuk için çeşitli kararlar alabilir. Kararlar sınıf öğretmeni, özel eğitim
öğretmeni, psikolog, dil ve konuşma uzmanı, sağlık personeli aile ve uygun olduğunda
öğrencinin de dahil olduğu bir ekibin ortak çalışması ile verilir. Her ekip üyesi öğrenci
hakkında gerekli bilgileri toplar. Topladığı bilgiyi ekip üyeleri ile paylaşır, analiz eder ve
çocuk hakkında uygun kararlar alınır. Ekip üyeleri değerlendirmeye alınan çocuğun;
özel eğitime gereksinimi olup olmadığına,
ne tür bir programdan yararlanacağına,
hangi tür özel eğitim hizmetlerine katılacağına,
uygulanan programın etkili ve verimli olup olmadığına karar verir.
Belirtilen kararların alınabilmesi, çeşitli ekip üyelerinin değerlendirme sürecine katılması ve
çocuğun eğitim sürecini doğru yönlendirilebilmesiyle mümkündür.
Okul Personeli: Özel eğitim öğretmeni, normal sınıf öğretmeni, okul yöneticisi ve okulda
bulanan diğer görevliler okul personelini oluşturur. Genel ve özel eğitim öğretmenleri
öğrenciyle her gün doğrudan ilgilenen ve onun yetişmesinden sorumlu olan bireylerdir.
Öğretmenler özellikle akademik performans, sosyal ve duygusal özellikleri gibi alanlarda
bilgi toplamada ekibe yardımcı olur. Sınıf öğretmeninin, özel eğitim öğretmeninin rolleri ve
sorumlulukları çeşitlilik gösterebilir. BEP'nın planlanmasında, uygulanmasında ve
değerlendirilmesinde önemli görevler üstlenirler.
Anne Baba ve Öğrenciler: Özel eğitime gereksinimi olan çocuğun anne babası ve uygunsa
öğrencinin kendisi eğitsel kararların alınması sürecine katılabilir. Anne baba çocuğun
gelişimi, evdeki etkileşimi ve performansı hakkında ekibe bilgi verebilir.
63
Okul Destek Personeli: Psikologlar, rehberlik ve sosyal hizmet uzmanları, dil ve konuşma
uzmanları çocukla ilgili eğitsel kararların alınmasında özel eğitimcilere destek olurlar.
Psikologlar çocukların özel eğitim programlarına seçilebilirliğini belirlemek amacıyla
değerlendirme etkinliklerinde görev alırlar. Dil ve konuşma uzmanı özürlü öğrencinin dil ve
konuşma sorununu değerlendirmeyle ve öğretimi ile ilgilenir. Sosyal hizmet uzmanları
çocuğun sosyal, duygusal gelişimi ile ilgili bilgi toplar, ailenin ve çocuğun topluma uyumunu
kolaylaştırmaya çalışır.
Motor Gelişim Personeli: Öğrencinin motor gelişimine ilişkin bilgi, fizik tedavi uzmanı ve iş -
uğraşı terapistlerinden elde edilebilir. Ayrıca okul hemşiresi ya da doktorlar motor
bozukluklar hakkındaki bilgileri elde etmeye katılabilirler. Fizyoterapist ve iş uğraşı
terapistleri çocuğun motor yetenekleri hakkında bilgi sağlar ve bu alanda sağaltım sürecine
katılır.
Tıbbi Personel: Çocukla ilgili tıbbi bilgiler doktorlar, okul hemşiresi ve diğer sağlık
görevlileri sağlar. Bu bilgiler çocuğun daha çok var olan fiziksel durumu kadar, işitme, görme
tarama sonuçlarım içerir.
Ekip yaklaşımın amacı, çocuk hakkında eğitsel kararların alınmasında tüm ekip üyelerinin
elde ettiği bilgiyi bir araya getirmek ve doğru kararlar alabilmeye yardımcı olmaktır. Ekip
sadece eğitimcileri ve anne babayı kapsayabilir ya da tüm disiplin alanlarına uzanabilir.
Özel gereksinimi olan okulöncesi dönemdeki çocukların değerlendirilmesin de
program geliştirme üyelerinin sorumlukluları nelerdir? Bu sorumluluklarını
yerine getirmede karşılaştığı güçlükler neler olabilir?
EĞİTSEL DEĞERLENDIRME SORECININ AŞAMALARI
Özel eğitimde değerlendirme amaçlarından biri ve en önemlisi öğrenciler için uygun eğitim
kararları almak yani bireyselleştirilmiş eğitim programları hazırlamaktır. BEP öğrencinin var
olan performans düzeyini, bireyselleştirilmiş öğretim planlarım, öğretim hizmetlerini ve
bunların yerine getirilmesini ve gelişimin değerlendirilmesinin içerir. Öğretim kararları BEP
ekibi ya da sorumlu bireyler tarafından yapılır. Bunun için özel gereksinimli çocuğun var olan
performans düzeyinin yeterli ve yetersiz alanlarının belirlenmesi, öğretim sürecinin ve
gelişmelerin izlenmesi ve değerlendirilmesi gerekir. Öğrenme ve davranış sorunu olan
çocukların özel eğitim hizmetlerine uygunluğunu ve var olan eğitim gereksinimlerini belirle-
64
yebilmek için değerlendirme sürecinde şu adımlar izlenmelidir;
Birinci adım: Tarama Eleme Amaçlı Değerlendinse. Öğrencinin okul davranışlarında ya da
gelişim alanlarındaki sorunlara bağlı olarak potansiyel yetersizliğe sahip olan öğrencileri
belirlemek. amacıyla yapılır. Bu değerlendirmede öğretmen gözlemleri, tarama test
puanlarıma gözden geçirilmesi, anne baba ile görüşmelere yer verilir. Çocuğun eğitim
gereksinimlerini karşılayacak değişikliklere gidilir.
ikinci adım: Başvuru/Gönderme. Okulda sorunlara çözüm getirme uğraşları sonucunda,
öğrencinin özel eğitime gereksinimi olup olmadığım belirlemek için ayrıntılı değerlendirmeye
gönderilir.
Üçüncü adım: Bireyselleştirilmiş Değerlendirme Planının Hazırlanması. Öğrenme ve davranış
sorunu olan ve ayrıntılı değerlendirmeye gönderilen her çocuğun kendine özgü sorunları
vardır. Bireye özgü sorunları sistematik olarak inceleyebilmek için bir değerlendirme plan
geliştirilir. Planda değerlendirilecek gelişim alanları, başvurulacak işlemler, personel ve
zamım belirlenir. Ailenin izni alınır
Dördüncü adım: lJygulama, puanlama ve Yorumlama. Disiplinler arası değerlendirme ekibi
öğrenciyi formal ve informal değerlendirme araçları kullanarak değişik ortamlarda inceler.
Beşinci adım:· Sonuçların Rapor Edilmesi. Ekip üyeleri değerlendirme sonuçlarım birleştirir,
tartışır ve öğrencinin yeterli ve yetersiz özelliklerini belirler.
Altına adım: Özel Eğitim için Uygunluğa Karar Verilmesi. Ekip üyeleri, öğrencinin gereksinimlerini
ve değerlendirme verilerini uygunluk ölçütüne bağlı olarak inceler. Bir çocuğun özel eğitim
hizmetleri için uygunluğuna karar vermede, her özür için belirlenmiş olan tanımlar ve ölçütler
dikkate alınır. .
Yedinci adım: Bireyselleştirilmiş Eğitim Programlarının Oluşturulması. Ekip üyeleri çocukların
öncelikli gereksinimlerini belirler ve eğitim programı geliştirir. Programda öğrencinin var
olan performansını, uzun ve kısa dönemli amaçlarını, özel eğitim ve destek hizmetlerini
oluşturur ve en az kısıtlayıcı eğitim ortamına yerleştirir.
Sekizinci adım: Bireyselleştirilmiş Eğitim Programı için Ailenin İznini Alma. Anne babanın
değerlendirme toplantılarına, BEP'nın hazırlanmasına, uygun bir eğitim ortamına
65
yerleştirmesine ilişkin kararlara katılması sağlanır.
Ülkemizde özel eğitime gereksinimi olan öğrencilerin tanılanması ve okullara
yerleştirilmesi sürecinden sorumlu olan kurumlar nerelerdir ve izlenen süreç
nasıldır?
DEĞERLENDIRME YÖNTEMLERI VE ARAÇLARI
Özel eğitim gerektiren çocukların performansının belirlenmesinde. çeşitli değerlendirme
yöntem ve araçlarından yararlanılmaktadır. Bu araçlar çeşitli seviyelerde uzmanlık
deneyimini gerektirir. Bu yaklaşımların birçoğu eğitsel değerlendirmeyi gerçekleştirmek için
kullanılır. Bu yöntemlerin bazıları ilk değerlendirmede ya da programdaki başarıyı izlemek
için, bazıları da tanılama ya da bir kuruma yerleştirme amacıyla kullanılır. Değerlendirme
yöntem ve araçları forınal değerlendirme ve informal değerlendirme olmak üzere iki grupta
toplanmaktadır.
Formal Değerlendirme
Formal testler hazırlanması, uygulanması, puanlanması ve sonuçların yorumlanması belirli
kurallara uymayı gerektiren araçlardır. Bu araçların kullanımında test kitapçıklarından
yararlanılmaktadır. Testi uygulayan ve teste tabi tutulan bireylerin davranışları test
kitapçıklarında yer alan kurallar içinde' gerçekleştirilir. Öğrencinin çeşitli öğretim
alanlarındaki durumlarının aynı yaş grubundaki diğer bireylere kıyasla nasıl olduğunu
belirlemek amacıyla gerçekleştirilir. Formal değerlendirmeler standartlaştınlmış testlerle
yapılır.
Standartlaştırılıııış başarı testleri ya da zeka testleri kitapçığını inceleyerek.
testin amacını. testi alacak öğrencinin re testi uygulayacak kişinin özelliklerini
neler olduğunu belirleyiniz?
Standartlaştırılmış Testler
Standartlaştırılmış testler norma dayalıdır, nicelikseldir ve karşılaştırmaya yöneliktir. Bireysel
farklılıkları ölçer ve bireyi bir grupla karşılaştırır. Benzer puanlı çocukların benzer özelliklere
sahip olacağı düşünülür. Norma dayalı testler, bir çocuğun performansını başka bir çocuğun
performansı. ile karşılaştırır. Örneğin, bir dil testinde çocuğun dil performansı aynı yaştaki bir
66
çocuğun dil performansı ile karşılaştırılır. Performans sonuçlarında yaş puanları, sınıf
puanları, standart puanlar ve yüzdeler gibi niceliksel değerlerler elde edilir., Örneğin
standartlaştırılmış bir dil testi sonucu, beş yaşındaki bir çocuğun üç yıl altı aylık dil becerisine
sahip olduğu gösterilebilir.
Standartlaştınlmış testlerin hazırlandığı norm grup engelli çocukları temsil etmemektedir. Bu
nedenle norma dayalı ölçümlerin kullanımında dikkat edilmesi gereken iki önemli nokta
vardır. Bunlardan biri; norm grup, yetersizliği olan çocuğun yaş, cinsiyet, sosyoekonomik
geçmiş, dil, coğrafi yerleşim ve benzer özelliklerini temsil etmekte midir? Diğeri ise standart
test için örneklem olarak alınan grubun genişliği yeterli midir? Araştırmacılar, erken çocukluk
değerlendirmesi için kullanılan Standartlaştınlmış testlerin bu özellikleri taşımadığını
belirtmektedirler. Ayrıca norma dayalı bilgi özel eğitime gereksinimi olan çocuklar için
eğitim programının planlanmasının hazırlanmasında yardımcı olmamaktadır. Standartlaştınl-
mış testlerden elde edilen puanlar özel eğitime gereksinimi olan bireylere ne öğreteceğiz
sorusuna cevap vermemektedir. Bu sınırlılıklarına karşın, Standartlaştınlmış testler öğrencinin
uzun dönemli performansının özet bir değerlendirmesini sunar. Tanılama, yerleştirme ve
gelişimin değerlendirilmesi amacına hizmet eder. Ayrıntılı değerlendirmenin nereden
başlayacağına ilişkin ipuçları sunar.
Rehberlik ve araştırma merkezleri özel gereksinimi olan çocukların tanılanmasında
standartlaştınlmış testlerden yararlanmaktadır. Özellikle zihin özürlü çocukların
tanılanmasında kullanılan StanfordBinet Zeka Ölçeği, Wechsler (WlSCR) Çocuklar için Zeka
Ölçeği ve AAMR Uyumsal Davranış Ölçeği (ABS) standartlaştınlmış ölçme araçlarıdır.
Informal Değerlendirme
Öğrencilerin çeşitli öğretim alanlarındaki işlevde bulunma düzeylerini belirlemek amacıyla
gerçekleştirilir. Belirlenen işlevde bulunma düzeyleri bireyselleştirilmiş eğitim programlarının
hazırlanmasına hizmet eder. Öğretmenler her gün sınıf ta öğrencilerin davranışlarını
gözlerken, yaptıkları çalışmaları ve ödevleri incelerken, öğrencinin yazılı kağıtlarını okurken,
öğretim süreçleri ile ilgili bir görüşme yaparken, problem çözerken, soruları cevaplandırırken
informal değerlendirme tekniklerini kullanırlar. tnformal değerlendirme tekniklerinin temel
avantajı öğretimle ilgili olmasıdır. Özel eğitimde informal değerlendirme tekniklerinin pek
67
çoğu kullanılmaktadır. tnformal değerlendirme teknikleri öğrencinin var olan performans
düzeyi hakkında bilgi verir. Uzun ve kısa dönemli amaçların seçimine, öğretirnin
planlanmasına yardım eder. Öğretirnin etkililiği ve verimliliği hakkında da bilgi sağlar.
Norma dayalı ölçmeler yapılandınlmış test ortamında öğrencinin belirli yeteneği üzerinde
odaklaşırken, informal ölçmeler daha çok sınıf koşullarında öğrencinin çeşitli öğretim
alanlarındaki performansı üzerinde odaklaşır. tnformal değerlendirmeler sadece öğrencinin
performansını belirlemek için değil, aynı zamanda öğretirnin planlanması ve geliştirilmesi
için de kullanılır. tnformal değerlendirmeler öğretmen yapımı testlerle ve araçlarla yapılır.
Formal ve informal ölçme araçları arasında çeşitli alanlarda önemli farklıklar bulunmaktadır.
Birinci farklılık karşılaştırmak için esas alınan dayanak, ölçüt ile ilgilidir. Standart testlerde
öğrencinin performansı, norm grubunun performansı ile karşılaştırılır. tnformal ölçmelerde
öğrencinin performansı başka bir birey ya da grubun performansı ile karşılaştınlmaz.
Öğrencinin öğretilen becerideki yeterliliğine bakılır.
ikinci farklılık ölçme araçlarının teknik özellikleri ile ilgilidir. Formal ölçme araçlarının geçerlik
ve güvenirlik özellikleri bulunmasına karşın, informal ölçme araçlarının çoğu
standartlaştınlmadıkları için çok az geçerlik ve güvenirlik bilgilerine sahiptirler.
Üçüncü farklılık verimlilikle ilgilidir. Norma dayalı standart testlerle doğru ve tutarlı ölçme
gerçekleştirilmektedir. Ancak bu araçların hazırlanması, uygulanması, puanlanması ve
yorumlanması, fazla zamanı ve uzman personeli gerektirmektedir. lnformal ölçme araçlarını
öğretmenler değişik ortamlarda öğrencinin performansını belirlemek ve öğretimi geliştirmek
için kolaylıkla kullanabilmektedir.
Formal ve informal ölçme arasındaki dördüncü farklılık ölçülen içerikle ilgilidir. Formal ölçmeler
programın geniş bir alanını değerlendirir. lnformal ölçmeler program içinde bir ya da birkaç
alt beceriyi değerlendirir.
lnformal değerlendirme tekniklerinin çeşitli türleri vardır. Bunları üç grupta toplamak
mümkündür.
a. ölçüt bağımlı değerlendirme ve programa dayalı değerlendirme,
b. gözlem, iş örnekleri ve öğrenci dosyaları(portfolyo) analizi ve beceri analizi,
c. bilgi veren kişilere göre değerlendirme teknikleri; kontrol listeleri, dereceleme ölçeği,
68
görüşmeler ve anketler.
Ölçüt Bağımlı Değerlendirme ve Programa dayalı Değerlendirme
Ölçüt Bağımlı Değerlendirmeler: Standartlaştırılmış değerlendirmeler, bireysel farklılıklar ya da
bireyler arası farklılıklar üzerinde yoğunlaşırken, ölçüt bağımlı değerlendirmeler bireyin
kendi içindeki farklılıklara önem verir. Ölçüt bağımlı testler Ö çocuğun performansını başka
bir grup ya da çocuğun performansı ile karşılaştırmak yerine, çocuğun ölçülen alandaki
yeterliliğini belirlemeye hizmet eder. Bu k; nedenle eğitim programının planlaması için
kullanışlıdır. Erken çocukluk eğitimcileri ölçüt bağımlı araçların sınıf etkinliklerine
uygunluğundan dolayı, değerlendirme çalışmalarında kullanılmasını önerirler. Normal eğitim
hizmetlerinden yete
ri kadar yararlanamayan çocuklar için ölçüt bağımlı değerlendirme bir alternatif
değerlendirme olarak düşünülebilir. Ölçüt bağımlı testler, değerlendirme ve öğretim arasında
sıkı bir bağlantının kurulmasına yardımcı olur. Bu tür testler öğretim amaçlarının ve
öğretirnin eğiliminin belirlenmesini sağlamak için kullanışlıdır. Öğretmenler tarafından ölçüt
bağımlı testler geliştirilebilir.
Ölçüt Bağımlı Testlerin Geliştirilmesi
Ölçüt bağımlı testlerin geliştirilmesinde izlenecek adımlar
Birinci adım: Değerlendirilecek öğretim amaçlarının açık olarak tanımlaııınası. Ölçüt bağımlı bir test,
bir beceri ve kavram ya da ünitenin içinden bir grup amaç belirlenerek geliştirilebilir. Öğrenci
davranışını doğru bir şekilde yansıtabilmek için her amaç yeterli büyüklükte olmalıdır.
ikinci adım: Her amacın öğretilebilir adımlar ya da beceri1er şeklinde analizi. Amacın, öğrenci
tarafından gerçekleştirilecek adımlara ayrılması ve sıralanması. Bu öğretilebilir adımlar
öğrencinin yeteneğine dayalı olarak çok küçük ya da büyük olabilir.
Üçüncü adım: Beceri analizindeki her adımın ölçülebilir ve gözlenebilir davranışlar olarak tanımlanması.
Beceri analizindeki her adım gözlenebilir ve ölçülebilir bir davranış olmalıdır.
Dördüncü adım: Değerlendirilecek her bir beceri için perfonnans ölçütünün belirlenmesi. Performans
ölçütü öğrencilere göre değişiklik gösterir. Ölçüt ölçülebilir olmalıdır.
69
Beşinci adım: Her bir amaç için test maddelerinin hazırlanması. Programda öğretilecek becerilere
uygun test maddelerinin seçilmesi ve materyallerinin hazırlanması. Farklı becerilerin
performansından ziyade ölçülen alandaki performansı ortaya çıkaran test maddeleri yer
almalıdır.
Altıncı adım: Öpencinin performansını etkili ve doğru bir şekilde tanımlayacak puanlama ve kayıt etme
sistemlerini geliştirme. Beceriye ilişkin performans ölçütünün ve öğrenci performansının açık bir
şekilde ifade edilmesi gerekir. Sonuçlar öğretmenler ve ailelerin yorumlaması için kola
yolmalıdır.
Ölçüt bağımlı testlerin avantajları dezavantajları
Ölçüt bağımlı testlerin pek çok olumlu özellikleri bulunmaktadır. Öncelikle, belirli amaç ve
becerilerin değerlendirilmesine izin verirler. Ölçüt bağımlı testler öğrencinin belirli bir
alandaki yeterliklerini ve yetersizliklerini açıklar. İkinci olarak, bir öğrencinin performansını
başka bir öğrencinin performansı ile karşılaştınlmaz. Üçüncü olarak, bir öğrencinin gelişimini
devamlı izlemeye izin verirler. Öğrencinin öğretim öncesi, öğretim anı ve öğretim sonrasında
performansını ortaya koyar. Dördüncü olarak, bu değerlendirme araçları öğrencinin
gereksinimlerine göre değiştirilmiş davranışların değerlendirilmesine izin verirler. Son olarak,
değerlendirme için seçilmiş test maddeleri ve performans ölçütü doğrudan gözlenebilir ve
ölçülebilir olduğundan geçerlilik ve güvenirlikleri yüksektir.
Ölçüt bağımlı testlerin bireyselleştirilmiş eğitim programlarını geliştiril-
mesinde sağladığı katkılar nelerdir?
Ölçüt bağımlı testlerin iki tür dezavantaj ı bulunmaktadır. tık olarak programın bazı alanlarını
gözlenebilir ve ölçülebilir terimlerle tanımlama ve beceri analizi açısından diğerlerinden daha
zordur.
işbirliği, demokrasi veya ahlaki davranışlar gibi daha soyut ve karmaşık kavramlan
değerlendirilmesi, matematiksel işlemleri veya somut bir görevin performans yeterliliğini
değerlendiren ölçüt bağımlı testlere göre daha zordur.
İkinci dezavantajı ise, öğretilecek içeriği belirlemede yararlı olmasına rağmen, bu içeriğin
nasıl öğretileceğine ilişkin bilgi vermez.
70
Programa Dayalı Değerlendirme: Özel eğitim alanında programa dayalı değerlendirmeye yer
verilmesinin pek çok nedeni bulunmaktadır. Nedenlerden biri özel eğitim alanında özel
gereksinimli çocukların, 1970'lerden sonra özürlerine göre sınıflandırma yerine, eğitim
gereksinime göre sınıflandırılmaya başlanmış olmasıdır. İkinci neden ise genel eğitim
sınıflarında eğitim hizmeti alan öğrenme ve gelişim yetersizliği olan öğrencileri sınıflarnaktan
ya da etiketlemekten daha çok, öğrencileri var olan programdaki gereksinimleri üzerinde
yoğunlaşan değerlendirme yöntemlerine yer verilmiş olmasıdır. İkinci nedende
Standartlaştınlmış başarı testlerinin değerlendirdiği içerikle, belirli bir okulda uygulanan
program arasında bir uyumsuzluk olmasıdır.
Özel gereksinimi olan okulöncesi çocukların izlediği programın
değerlendirilmesinde kullanılabilecek değerlendirme tetkikleri nelerdir?
Gözlem, İş Örnekleri ve Öğrenci Dosyaları (Portfolyo) Analizi ve Beceri Analizi
Gözlem, iş örneklerinin analizi ve beceri analizi öğrencinin davranışını doğrudan ölçmeye
imkan verir. Bu araçların her biri, her yaştaki birey için, her program alanında ve her öğretim
oturumunda kullanılabilir. Diğer veri toplama yöntemleri ile birlikte sık sık kullanılmaktadır.
Sınıfta öğrencinin performansını belirleme, izleme ve öğretimi geliştirme amacıyla kullanılan
önemli araçlardır.
Gözlemsel Değerlendirme
Gözlemsel değerlendirme belirli bir ortamda ve zamanda çocuğun hareketlerini ve
davranışlarını doğrudan izlemeyi, dinlemeyi ve kaydetmeyi içerir. Gözlemsel değerlendirme
doğrudan ölçülebilen ve tanımlanabilen davranışlar için kullanılabilir. Gerek okul
ortamlarında gerekse daha farklı ortamlarda çocukların temel akademik, günlük yaşam,
eğlenme ve boş zaman, iletişim, sosyal, motor ve işlevsel becerilerinin ölçülmesinde bu tür
değerlendirmeden yararlanılabilmektedir. Gözlemler ev ve sınıf gibi çocuğun yaşadığı ve
öğrenim gördüğü doğal ortamlarda kullanılabilmektedir. Gözlem tekniğinin esnekliği"
özellikle erken çocukluk dönemlerinde ve ortamlarında sıkça kullanılmasına neden
olmaktadır. Gözlemsel değerlendirme çocukların oyun ortamlarındaki davranışlarını,
başkalarıyla olan etkileşimini gözlersek için bir çok fırsat sunar.
71
Yazarlar doğrudan ve dolaylı değerlendirme arasındaki ayrıma dikkat çekmektedirler. Dolaylı
değerlendirme, doğrudan gözlemlenip ölçülemeyen bir özelliği bildiren cevapların ölçümünü
yansıtır.
Bir öğrencinin bireysel bir zeka testinde verdiği cevaplar, doğrudan gözlenebilir ancak
zekanın dolaylı bir ölçümü olarak yorumlanabilir.
Geçmişte gerçekleşmiş davranışlar hakkında değerlendirme bilgisi edinirken dolaylı
değerlendirmeye yer verilmektedir.
çocuğun geçmişteki gelişimi hakkında aileden bilgi almak için başvurulan görüşme tekniği
dolaylı bir değerlendirme yoludur.
Doğrudan değerlendirme davranışın gerçekleştiği ortamda ve zamanda gözlemleri
kaydetmeye dayalıdır.
öğretmen basket potasına serbest atışlar yapan ya da boncuk dizen bir çocuğu doğrudan
gözlemleyebilir.
Doğrudan değerlendirme geçmiş performansın yargılarını ve raporlarını içermez.
Gözlemsel değerlendirmeyi gerçekleştirmeden önce öğretmen ya da ekip üyeleri gözlernin
amacını, neyi Tanım açık, anlaşılır ve ölçülebilir olmalıdır. Hedef davranış olarak belirlenen
gözlenebilir davranışı, davranış gerçekleştiği zaman gözlersek istediklerini ve gözlernin ne
zaman yer alacağını açıklamalıdır. tık yapılacak iş gözlemlenecek davranışın tanımlanmasıdır.
farklı gözlemciler tarafından da aynı şekilde anlaşılmalıdır. çocuğun elbiselerini giyme ve
çıkarma becerisi, yemek yerken kaşık ve çatal kullanma becerisi gibi.
Yapılması gereken ikinci iş, hedef davranışın nasıl ölçülebileceğidir. Bir davranışın sıklığını
ölçebilir ve kaydedebiliriz. Eğer davranış sık meydana gelmiyor ama meydana geldiği
zamanda uzun sürüyorsa, süreyi belirlemek uygun ölçü olabilir.
Çığlık atma, küfür etme, arkadaşının saçını çekme gibi bir davranışın sıklığını ve
yoğunluğunu da ölçebiliriz. Ağlama, sınıf ta dolaşma gibi davranışların ise süresini
ölçebiliriz.
Üçüncü olarak, hedef davranışın yeterli ve temsil edici bir örnek sağlamak için ne kadar
72
zaman dilimine ihtiyaç olduğuna karar vermeliyiz.
Sınıf ta çığlık atma sayısını ya da ağlama süresi gibi bazı davranışları gözlemlerken,
öğrencinin davranışı yerine getirmesi birkaç günlük dersi gözlemlenerek kaydedilebilir.
Bir arkadaşımızın belirli bir davranışım seçebiliriz. Değişik ortam/arda ve
zamanlarda gözlemleyiniz ve kayıt ediniz. Kayıt ettiklerinde analiz ederiz.
Elde ettiğiniz bulguları tartışınız.
İş Örnekleri ve Öğrenci Dosyası (Portfolyo) Analizi
Öğrenci dosyası (portfolyo), öğrencilerin sınıfta, okulda ve evde yaptığı ürünleri içeren bir
gelişim dosyasıdır. Bu dosyada yer alan bir veya daha çok alandaki amaçlı işlerin ve
çalışmaların incelenmesiyle öğrencilerin gayretlerini, ilerlemelerini ve başarılarını
değerlendirmek mümkün olabilmektedir. Bu ürünler yazılı, görsel ya da işitsel kayıtlar
olabilir.
Örneğin, öğrencinin resim boyama, resim yapma, çizgi çizme ve boncuk dizme çalışmaları ve
çıkardığı sesleri kayıt etme gibi.
Bu ürünler öğrencilerin hem öğrenme sürecini ve hem de öğrenme performansı i nı yansıtır.
Bireye özgü çalışma dosyaları, öğrencinin yaşına, yeteneğine ve içerik alanına göre çeşitlilik
göstermesine rağmen, pek çok özellikler tipik olarak var olmuştur. Öğrenci dosyaları (a) belli
bir zaman içinde toplanmış davranış örneklerini, (b) çeşitli ortamlar ve koşullar altında
geliştirilmiş öğrenme ürünlerini, (c) doğal ortamlarda sıkça yerine getirilen görevlere ilişkin
ürünleri, (d) öğrencinin ürünlerine ilişkin öğretmenin değerlendirme bilgilerini ve (e)
öğrencinin ürün tercihlerini içerir.
Okullarımız da öğrenciler için hazırlanan dosyaların içeriğinde ne olduğunu
ve nasıl kullanıldığını tartışınız.
Öğrenci dosyasını oluşturabilmek için öncelikle dosyanın kavramsal içeriği ve fiziksel
formatının belirlenmesi gerekir. İkinci adımda içerecek ürünlerin türleri, üçüncü adımda hangi
ürünlerin yer alacağı belirlenmeli, dördüncü adımda puanlama ölçütü geliştirilmelidir. Beşinci
73
adımda ise değerlendirme işlemleri belirlenmeli ve son olarak da öğrenci dosyalarının nasıl
kullanılacağına karar verilmelidir. Öğrenci dosyalarını değerlendirmekle hem çocukların
gelişen performansı hem de öğretim programının değerlendirilmesi için de kullanılabilecek
bilgi elde edilebilir. Bu konu ile ilgili olarak ıl. Ünite'deki "Gelişimin Kaydedilmesi ve
Öğretimin Gözlenmesi" ne bakınız.
Becert Analizi
Bir beceriyi oluşturan temel ve alt becerileri belirlemek için kullanılan informal
değerlendirme tekniğidir. Beceri analizi bir informal değerlendirme tekniği olduğu kadar, bir
öğretim tekniği olarak da kullanılmaktadır. Bu nedenle beceri analizi, bütün becerilerin
kendisinden daha küçük parçalara ayrılabildiği, sıralanabildiği ve öğrenmenin daha kolay
gerçekleşebileceği temeline dayanır.
Beceri analizinin öğretim sürecindeki işlevi, karmaşık becerileri öğretilebilir bileşenlerine
ayrıştırmaktır. Beceri analizini gerçekleştirebilmek için öncelikle yapılacak şey öğretilmesi ya
da değerlendirilmesi gereken beceriyi belirlemektir. Daha sonra bu becerinin önemli
bileşenlerini ölçülebilir ve gözlenebilir alt basamaklara ayırmaktır. Son olarak en alt becerinin
belirlenmesi ve beceriler arasında aşamalılık ilişkisinin kurulmasını gerektirir. Kitabımızın 7.
Ünitesi bütünüyle bu konuya ayrılmıştır.
Ayakkabı giyme, dişlerini fırçalama ya da çizgi çizebilme becerisinin öğretimini ve
değerlendirmesini kolaylaştırmak için bu beceri daha küçük basamaklara ayılmalı ve
sıralanmalıdır.
Çorap giyme. gömlek giyme. çatal kullanma ve dişlerini fırçalama gibi be-
ceri/erini nasıl analiz edersiniz edersiniz? Becerilerin alt basamaklarını bizzat
kendiniz yaparak yazl1llz.
Bilgi Veren Kişilere Göre Değerlendirme Teknikleri
Kontrol listesi, dereceleme ölçekleri, anket ve görüşme; anne baba, öğretmen, öğrenci ve onu
tanıyan kişilerden bilgi almak amacıyla kullanılan informal değerlendirme teknikleridir.
Değerler, kanılar, veya geçmişteki olaylar gibi gözlemi mümkün olmayan konulardaki
bilgileri elde etmek için kullanılır.
74
Değerlendirmede bilgi veren kişileri kullanmanın nedenleri şunlardır. Öncelikle bireyin
geçmişine bakmamızı sağlar. Örneğin okul yaşamına girmeden önce çocuğun gelişim seyrini
en iyi bilen kişi anne ve babasıdır. İkincisi, öğrenci ile ilgili olarak geniş bir deneyimi
bulunanlar gözlemlerini aktarabilir. Son bir neden olarak da bilgi veren kişilerin tavırları,
algıları ve değerleri gibi edinilmesi kolay olmayan bilgilerle ilgili görüşlerini verebilir. Ancak
bu araçlarla dolaylı olarak toplanan bilgilerin hata oranı yüksek olabilir. Bilgi veren kişiler
geçmiş olayları tam olarak hatırlayamayabilir. Hatta kişiler gerçeği söyleyerneyebilir.
Kontrol Listesi (Checklist)
Kontrol listesi belirli bir alanda ya da gelişim alanlarındaki becerileri ölçmek için kullanılan
informal bir değerlendirme tekniğidir. Kontrol listelerinin amacı çocukların gelişimini
değerlendirmek ve sonuçlarını kaydetmektir. Kontrol listeleri, genellikle bilişsel, küçük ve
büyük motor gelişim, sosyal ve dil gelişimi alanlarına göre hazırlanmıştır. Kontrol listeleri,
değerlendirme için gereksinim duyulan bilgiye göre bir ya da birden fazla gözlemi içerebilir.
Kontrol listelerinin bir diğer amacı da çocukların öğretim süreci sonunda gelişimlerindeki
değişiklikleri izlemektir. Kontrol listeleri ile elde edilen bilgi, programı planlama ve
öğretimsel düzenlemeleri yapmak için kullanılabilir.
Kontrol listesi ya daha önceden hazırlanmış olan listelerden yararlanılır ya da öğretmen
tarafından geliştirilebilir. Öğretmenler ya da ekip üyeleri kontrol listeleri geliştirirken,
öncelikle çocuğa uygun bir gelişim alanı ya da beceri alanı seçer. Daha sonra gelişimsel ve
beceri alanlarını araştırır. Araştırma sonrasında kontrol listelerinde yer alacak maddeleri açık
ve belirgin olarak tanımlar ve kayıt formunu desenler. Son olarak hazırlanan formu kontrol
eder ve uygulamaya koyar.
Öz-bakım becerilerini ölçen bir kontrol listesinde hangi beceriler yer alabilir?
Derecelendirme Ölçekleri
Çocukların gelişimi ve belirli özellikleri hakkında bilgi toplamanın bir yolu da derecelendirme
ölçeklerini kullanmaktır. Derecelendirme ölçeklerinin amacı öğretimi planlamak amacıyla
çocuklar hakkında gerekli bilgiyi hızlıca tanımlamaktır. Gelişimin belirli alanlarını
değerlendirmek için hazırlanmış derecelendirme ölçekleri bulunmasına rağmen, öğretmenler
kendi sınıflarındaki öğrencilerin başarılarını ortaya koyacak becerileri ve yeteneklerin ölçümü
için derecelendirme ölçekleri geliştirebilirler. Derecelendirme ölçekleri öğretmene belirli bir
75
ilgi alanında daha detaylı bilgi elde etmesini sağlar.
Derecelendirme ölçeklerinin iki çeşidi özellikle erken çocuklukta kullanılmaktadır. Bunlar
grafiksel ve sayısal derecelendirme ölçekleridir. Sayısal derecelendirme ölçeği ile gelişimin
özellikleri listelenir ve derecelendirmeyi yapan likert tipi ölçek kullanılarak çocuğun
performansı puanlamasını gerektirir. Grafiksel derecelendirme ölçeği ile derecelemeyi
yapanın asla ve her zaman gibi değişen belirteçlerle çocukların performansının puanlamasını
gerektirir. Bu konuda "Bireyi Tanıma Teknikleri" kitabınızdan yararlanabilirsiniz.
An1let ve Görüşmeler
Anketler, bilgi verenden yazılı olarak, görüşme ise sözlü olarak yürütülen informal
değerlendirme teknikleridir. Anne babalar, uzmanlar, öğretmenler ve öğrencilerden bilgi
almak için başvurulan bir yöntemdir. Bu teknik ailenin, öğrencinin eğitimine katılımını sağlar.
Ancak elde edilen bilgilerin gözlemlere göre doğruluğu azalabilir. Bu konularda "Bireyi
Tanıma Teknikleri" kitabınızdan
yararlanabilirsiniz. i
Okulöncesi eğitim kurumuna devam eden özel gereksinimi olan bir çocuğun
annesi ile görüşme yaparken anneye ne tür sorular yöneltirsiniz? Listeleyiniz.
Çevresel Değerlendirme
Norma dayalı testlerle elde edilen bilgilerin yetersizliği, evde, okulda, işte ya da toplumda
önemli becerileri ileri düzeyde özürlü öğrencilere kazandırılamaması, her bir öğrencinin
yaşamını etkileyen faktörlerin farklılığı, bir öğrenci için işlevsel ve yararlı olan bir becerinin
başka bir öğrenci için işlevsel ve yararlı olmaması. Geleneksel değerlendirme yöntemlerinin
doğal ortamlarda yapılmaması, çocuğun tanımadığı kişiler tarafından yapılması, çocuğun
yaşadığı çevre ve kültürü göz ardı etmesi gibi nedenlerle alternatif değerlendirme yaklaşımları
gündeme gelmiştir. çevresel değerlendirme de bu alternatif yaklaşımlardan birisidir. Burada,
özel eğitime gereksinimi olan öğrencilerin, özel eğitim hizmetlerinden daha iyi yararlana-
bilmeleri ve uygun eğitim programlarının geliştirilebilmesi sürecinde çevresel değerlendirme
yaklaşımının yapısı ve uygulanması tartışılacaktır.
Okulöncesi dönende özel gereksinimli çocukların değerlendirilmesinde neden
76
çevresel değerlendirmeye yer verilmelidir?
Çevresel değerlendirme, özürlü öğrencinin şu anda içinde bulunduğu ve gelecekte içinde
bulunacağı farklı (aile, okul, toplum ve iş yeri gibi) ortamlardaki gereksinimlerini belirlemek
ve buna dayalı öğretim programları hazırlamak üzere geliştirilmiş bir değerlendirme
yaklaşımıdır.
çevresel Değerlendirmenin Yapısı
çevresel değerlendirmenin amacı, birey yaşamındaki işlevsel etkinlikleri belirlemek, bu
etkinlikleri ev, okul, iş ve toplum gibi ortamlarla ilişkilendirmek, bireyin bu ortamlardaki
performansını ortaya koymak ve performansı ile ilgili ileriye yönelik kestirimde bulunmaktır.
Bu amaç doğrultusunda, çevresel değerlendirmenin yararlarından birisi, birey için işlevsel
becerilerin seçiliyor olmasıdır. Bu beceriler, bir kez öğrenildikten sonra sürekli olarak
kullanılacak ve doğal olarak kalıcılığı sağlanacak olan becerilerdir. Çünkü özürlü bireylerde
öğrenme yavaş olur ve az kullanılan beceriler çabuk unutulur. İşlevsel beceriler ise, sürekli
kullanılacağı için daha kolay hatırda tutulabilir. Bir diğer yararı ise, içeriğin değiştirilebilir
olmasıdır. İçerik önceden belirlenmiş değildir ve her öğrencinin durumuna bağlı olarak
değişiklik gösterir. Öğrenciler kendi çevrelerine ve gereksinimlerine göre değerlendirilirler.
Yani; bir öğrenci kırsal kesimde yaşıyorsa ondan bu çevreye ilişkin, kent merkezinde yaşıyor-
sa bu çevreye ilişkin iş ve çalışmalar beklenir.
Değerlendirmenin yapılandırılmış ortamlar yerine doğal ortamlarda yapılması, davranışların
gerçekleştiği doğal ortamlarda analiz edilebilmesi, çocuğun çeşitli ortamlardaki
davranışlarının yer, zaman ve kişilerle ilişkilerinin dinamikliğinin ve doğal ortamlarda
bulunan kişilerin çocuğun davranışlanna bakışındaki ayrılıkların gözlenebilmesi, çevresel
değerlendirmenin üstünlükleri olarak gösterilebilir.
Çevresel Değerlendirme Alanları
çevresel değerlendirme dört temel alanda gerçekleştirilir. Bu alanlar; günlük yaşam, boş
zaman, toplumsal, iş ve meslek alanlarıdır.
Günlük yaşam alanı; ev içinde ve çevresinde gerçekleştirilen becerileri içerir. Kişisel bakım,
giyinme becerileri, yemek yeme ve hazırlama becerileri gibi.
77
Boş zaman alanı; sosyal bir etkinlik içinde gerçekleştirilen becerileri içerir; izleyicilik ve
dinleyicilik etkinliklerini, oyun oynama ve eğlenme etkinlikleri, gezi, yürüme etkinlikleri gibi.
Toplumsal alan; toplumsal uyumu kolaylaştıran becerileri içerir. Karşıdan karşıya geçme, toplu
taşıma araçlarını kullanma, alışveriş yapma, restoranda yemek yeme gibi.
İş ve meslek alanı; korumalı ve serbest iş yerlerindeki çalışma becerilerini içerir.
İş ve meslek becerileri, motor beceriler, iletişim beceriler ve akademik beceriler gibi.
Çevresel Değerlendirene Sürecinin Aşamaları
Bu dört alanda çevresel değerlendirme yapmak üzere beş aşamalı bir süreç geliştirilmiştir. Bu
aşamalar:
Program alanların belirlenmesi: Program oluşturacağımız öğrenci, günlük yaşam, boş zaman,
toplumsal, iş ve meslek alanlarının hangisi ya da hangileri ile ilgilidir.
Okulöncesi dönem çocuklarının yaşadığı ve öğrenim .gördüğü alanlar
nereleridir?
Mevcut ve gelecekteki ortamların belirlenmesi: Öğretmen öğrencinin yaşadığı, öğrenimini
sürdürdüğü, oyun oynadığı, çalıştığı ortamları incelemeli ve bu ortamın özelliklerini
belirlemelidir. Ayrıca öğrenciyi ileride sürekli içinde bulunacağı ortamın işleyişine
hazırlayabilmesi için gelecekteki ortamları da ortaya koymalıdır. Örneğin, şu anda
okulöncesi kurumda ve ev ortamında olabilir. Gelecekte ise ilköğretim ortamında ve daha
farklı toplumsal ortamlarda bulunabilir.
Belirlenen ortamları alt ortamlara ayırmak: Çocuklar için gerekli olan etkinlikleri saptamak
amacıyla ortamları, alt ortamlara ayırmalı ve özelliklerini belirlemelidir. Belirlenen
ortamın fiziksel özellikleri, gün içindeki zamanı ve süresi, temel etkinlikler ve kişilerin
sergiledikleri davranışlar açıklanmalıdır.
Ev ortamını, mutfak, banyo, oturma odası gibi alt ortamlara ayrıştırmak mümkündür.
seçilen alt ortam1ardaki etkinliklerin belirlenmesi: Öğrencinin seçilen ortamlarda kabul
edilebilir performansı için gerekli olan veya olacak olan etkinlikler belirlenmelidir.
Etkinlikleri belirlerken göz önünde bulundurulacak değişkenler şunlardır; öğrencinin
78
varolan performansı, öğrencinin tercih ve ilgileri, ailenin öncelikleri, ortamın özellikleri,
önkoşul olan etkinlikler.
Alt ortam olarak mutfak seçilmiş ise burada gerçekleştirilen temel etkinlikler belirlenmelidir.
Mutfakta yemek hazırlama, yemek yeme, yemek pişirme ve bulaşık yıkama gibi.
Etkinliklerin yerine getirilmesi için gerekli beceri1erin açıklanması: Bu adım becerilerin
belirlenmesini ve analiz edilmesini gerektirir. Beceri analizi değerlendirme ile ilgilidir. Bu
amaçla öğrenciden seçilen etkinliği veya beceriyi yerine getirmesi istenir, daha sonra
becerinin hangi basamaklarını öğrenmeye gereksinim olduğu belirlenir.
Mutfakta yemek yeme etkinliği için kaşık, çatal, bıçak kullanma, bardağa su doldurma ve
bardaktan su içme, peçete kullanma gibi.
Okulöncesi kurumlarına devam eden bir çocuk sınıfta ve okul bahçesindeki et-
kinlikleri gerçekleştirebilmesi için hangi becerilere sahip olması gerekir?
Oyuna Dayalı Değerlendirme
Oyun sırasında bir çocuğun gözlemlenmesi ve elde edilen bilgilerin analiz edilmesine oyuna
dayalı değerlendirme denir. Oyuna dayalı değerlendirme, yetersizlikleri olan çocuklar için
geçerli bilgileri elde etmek için kullanılan doğal ve fonksiyonel bir değerlendirme
yaklaşımıdır. Değerlendirme sonrası çocuğa yönelik bireysel program oluşturmaya hizmet
eder. Son zamanlarda yapılan çalışmalar 'Oyun'un erken özel eğitim alanında, özellikle oyunu
temel alan değerlendirmenin özel eğitime gereksinimi olan çocuklarda kullanımını destekler
niteliktedir.
Oyuna dayalı değerlendirme 'Disiplinler Arası Oyuna Dayalı Değerlendirme' adı ile Linder
(990) tarafından geliştirilmiştir. Disiplinler Arası Oyuna Dayalı Değerlendirme gelişimsel,
disiplinler arası, dinamik ve fonksiyonel bir değerlendirme yaklaşımıdır. Disiplinler Arası
Oyuna Dayalı Değerlendirme farklı disiplinlerden oluşan bir ekip tarafından gerçekleştirilir.
Anne-baba ve değişik uzmanlar çocuğu, akranıyla ve anne-babasıyla oyun oynarken
gözlemler. çocuğun gelişim düzeyi, öğrenme, etkileşim biçimi ve diğer davranışları analiz
edilir. Değerlendirmenin içeriği, ekip elemanları, oyun oturumlarının yapısı, sorulacak sorular
çocuktan çocuğa değişebilir.
79
Disiplinler arası oyuna dayalı değerlendirmeden elde edilen bilgiler, çocuğun bilişsel,
sosyal duyuşsal, iletişim, küçük kas, büyük kas gibi gelişim alanlarını tanımlamaya yardım
eder. çocuğun yeterli ve yetersiz alanlarını belirlemeye hizmet eder. Elde edilen bilgilere göre
bireysel eğitim programı ve bireysel aile hizmet planı geliştirirken kullanılır.
Disiplinler arası oyuna dayalı değerlendirme yaşları 6 ay ile, 6 yıl arasında olan özel
eğitime gereksinimi olan ve olmayan tüm çocuklara uygulanabilir. Değerlendirme sürecinde,
değerlendirilecek çocuğun gereksinimine göre katılacak ekip elemanları farklılaşabilir. Anne
baba değerlendirme sürecinde önemli rol oynar.
Özel gereksinimli okulöncesi bir çocuğu oyun ortamında gözlemleyiz ve elde
ettiğiniz bilgileri tartışınız.
Disiplinler arası oyuna dayalı değerlendirme, hem bir değerlendirme yaklaşımı hem de erken
eğitim sürecinin bir parçası, başlangıç noktasıdır. Değerlendirme çocuğun gelişimsel, sosyal,
bilişsel veya davranışsal gereksinimlerini karşılayacak şekilde planlanır ve çeşitli safhalara
ayrılır. Linder (990) oyuna dayalı değerlendirmedeki safhaları şu şekilde açıklamaktadır:
tık safhada oyun etkinliği yapılanmamış bir ortamda gerçekleştirilir. Anne baba, çocuğun
oyununu yönlendirecek elemana uyum sağlaması için ilk oturuma katılır. Daha sonra ekip
elemanları anne baba ile çocuğu gözlemler.
ikinci safhada oyun etkinlikleri oyun yönlendiricisinin rehberliğinde yapılandırılmış
ortamda yürütülür.
Üçüncü safhada iki çocuk arasında etkileşimi gözlemlemek için gerekli düzenlemeler
yapılır.
Dördüncü safhada anne baba yapılandırılmış ve yapılandırılmamış oyun ortamlarında
çocuk ile oynarken gözlemlenir.
Beşinci safhada çocuğun motor becerileri gözlemlenir.
Altıncı safhada çocuğun yeme/çiğneme gibi motor becerilerini gözlemlemek için yemek
yeme oturumu düzenlenir.
Oyun oturumu sonrası, elde edilen bilgilerin analizi yapılır. Gözlem kılavuzlarına . göre
yapılmış gözlemler incelenerek, çocuğun yeterli olduğu, ilgi duyduğu alanlar ve gereksinimler
belirlenir. Disiplinler arası öneri ve düşüncelerin alınmasından sonra, anne-baba ile birlikte
bireyselleştirilmiş eğitim programlarının geliştirileceği program planlama toplantısı yapılır.
80
Disiplinler arası oyuna dayalı değerlendirmeyi çocuklarda kullanmanın bazı yararları
bulunmaktadır. Bir yararı çocuklar, ailelerin ve uzmanların da dahil olduğu doğal ortamlarda
değerlendirilmesidir. İkincisi, çocukların gelişiminin tüm yönleri ve bilgiyi nasıl işledikleri
doğal bir süreç içinde izlenmesidir. Üçüncüsü, bu tür değerlendirmede kullanılan işlemler,
çocukların bireysel olarak değerlendirilebilmesini sağlayacak şekilde esnektir. Son olarak bu
değerlendirme etkili öğretim planlaması için yararlıdır.
Çevresel değerlendirme ile oyuna dayalı değerlendirme arsındaki benzerlik ve
farklılıklar nelerdir?
Aile Değerlendirmesi
Özel gereksinimli çocuklar için hazırlanacak programların aile odaklı olması beklenir.
Çocuklara verilecek hizmetler, çocuğun ihtiyaçları gibi ailenin de ihtiyaçlarını karşılamalıdır.
Bireyselleştirilmiş aile hizmet planı, O~3 yaş arası çocukların ve ailelerinin gereksinimine
dayalı olarak hazırlanır. Okul öncesi çocuklar ve aileler için, aile kaynakları, öncelikleri ve
kaygılarının değerlendirilmesi önemlidir.
Aile yeterliklerinin ve endişelerinin tanımlanması, aileye ve, çocuğa götürülecek hizmetlerin
belirlenmesine katkı sağlar. Özellikle ailenin çocuk üzerindeki işlevini artırmak için doğrudan
bilgi toplanmalıdır. Ailenin değerlendirilmesiyle çocuğun gereksinimleri ve özellikleri, aile
çocuk etkileşimini, aile kaygılarını, aile ve çevresel kaynakları gibi yararlı bilgiler elde
edilebilir.
Aile değerlendirmesi için çeşitli teknikler kullanılabilir. Ancak bu tekniklerin
kullanımında erken eğitim uzmanlarının bazı önlemleri alması gerekir. Aile değerlendirmesini
yürütürken genelde kullanılan teknikler, test, gözlem ve görüşmelerdir. Bu tekniklerin
kullanımı için, ailenin işlevini yerine getirebilmesi için aileye yetki vermektir. Disiplinler
arası değerlendirmelerde aile katılımı önemlidir. Değerlendirme sürecinde, aile merkezli
olmaya gereksinim vardır. Aile üyeleri çeşitli işlevsel alanlarda okulöncesi dönemdeki
çocukların performansları hakkında bilgiler vermektedir. Değerlendirme sürecinde aile üyeleri
hem içeriğin hem de öncelikli amaçların tanımlanmasında disiplinler arası ekibe yardımcı
olur. En iyi değerlendirme kararları, aile ve diğer ekip üyelerinin işbirliği ile verilir.
VAR OLAN PERFORMANS DÜZEYİNİN DEĞERLENDİRİLMESİ VE YAZILMASI
ÜNİTE 5
81
SORUN TANIMA
Ayşe Öğretmen bir okul öncesi eğitim kurumunda çalışmaktadır. Ayşe Öğretmenin sınıfında,
dönem ortasında başka bir okuldan nakil yoluyla gelen 6 yaşında bir kız öğrenci
bulunmaktadır. Öğretmen, sınıfına yeni katılan öğrenci için, önceki okulundan gelen bilgilere
göre, öğretim amaçlarını belirlemiştir. Ancak, günler geçip günlük planlar uygulandıkça;
öğretmen, öğrencinin planlarda yer alan bazı amaçlan kolaylıkla yerine getirdiğini, bazı
becerilere de sahip olmadığını fark etmiştir. Bu nedenle, Ayşe Öğretmen, öncelikle öğrencinin
yapabildiği ve yapamadığı becerilerin neler olduğunu belirlemesi gerektiğinin farkına
varmıştır.
GİRİŞ,
Özürlü çocukların eğitim ve öğretim gereksinimlerini karşılamak için, bireysel farklılıklarını
göz önünde bulundurulduğu bireyselleştirilmiş eğitim programlan hazırlanmaktadır.
Bireyselleştirilmiş eğitim programını hazırlarken üç temel basamak izlenmektedir. Birincisi,
değerlendirme sonuçlarına dayalı olarak öğrencinin gereksinimlerini ve özelliklerini
belirlemektir. Bu süreç sonunda öğrencinin performans düzeyine ilişkin bilgiler elde
edilmektedir. Daha sonra, öğrencinin performans düzeyine dayalı olarak uzun ve kısa
dönemli amaçlar hazırlanmaktadır. Bireyselleştirilmiş eğitim programı hazırlamanın en son
basamağı ise, bu amaçlara ulaşmak için öğrenciye verilecek hizmetlerin planlanmasıdır.
Bu ünitede, bireyselleştirilmiş eğitim programında bulunan performans düzeyi ifadelerinde
yer alan bilgiler ve bu bilgilerin nereden elde edebileceğimize ilişkin açıklamalar yer
almaktadır. Performans düzeyi ifadeleri yazılırken dikkat edilmesi gereken konular üzerinde
durulmaktadır Ayrıca özel gereksinimli çocuklar için bireyselleştirilmiş eğitim programında
hangi gelişim alanlarında performansa yer verileceği açıklanmaktadır.
Bireyselleştirilmiş eğitim programında çocuğun, performans düzeyine ilişkin ifadelerin yer
alması gerekmektedir. Öğrencinin performans düzeyi, ayrıntılı değerlendirme sonuçlarına
dayalı olarak hazırlanan, öğrencinin yapabildikleri ve yapamadıklarını tanımlayan özet
ifadelerdir. Performans düzeyi ifadesinin bireyselleştirilmiş eğitim programında yer alması,
ailelerin ve öğretmenlerin öğrencinin programda göstermiş olduğu ilerlemeyi belirlemeleri
açısından son derece önemlidir. Bu ifadeler, değerlendirme sonuçlarını açık ve anlaşılır
82
şekilde özetlemektedir. Ayrıca, performans düzeyi ifadesi, öğrencinin belirli ihtiyaçlarını
tanımlamayı ve öncelik sırasına dizmeyi sağlamaktadır.
Özel gereksinimi olan çocuğun performans düzeyinin bilinmesinin,
bireyselleştirilmiş eğitim programlarının geliştirilmesine olan katkısını
tartışınız.
Bireyselleştirilmiş eğitim programında yer alan her bir amaç, performans düzeyi ifadesinde
belirtilen ve öğrencinin geliştirilmesi gereken program alanlarına yönelik olmalıdır.
Performans düzeyini belirlemede aile ve öğretmen birlikte çalışarak, öğrencinin eğitim
önceliklerini belirlemede işbirliği yapmalıdır. Performans düzeyi belirlemenin amacı, uzun ve
kısa dönemli amaçlar için öğrencinin ihtiyaçlarını belirlemek ve amaçlarda yer alan ölçüte ne
zaman ulaşılacağına ilişkin kestirimde bulunmayı sağlamaktır.
Performans düzeyinin ifadelendirilmesinde, ekip üyelerinin görevleri nelerdir?
PERFORMANS DOZEYIIFADELERINDE YER ALMASI GEREKEN BILGILER
Performans düzeyi yazılırken gerekli olan bilgileri seçmede, ne tür verilere ihtiyaç olduğu
belirlenmelidir. Öğretmen, öğrencinin hangi okuma becerilerine sahip, hangilerine sahip
olmadığını belirlerken, öğrencinin sınıf düzeyini göz önünde bulundurarak sahip olması
gereken becerileri belirlerse, yeterli olmayabilir.
Performans düzeyinde yer alması gereken bilgiler üç ana başlık altında toplanmaktadır:
Bunlar; belirli bir alandaki öğrenci performansını akran grubuna göre karşılaştıran bilgiler;
Öğrencinin program alanlarına göre yapabildikleri ve yapamadıklarını belirten bilgiler;
Öğrencinin belirli bir müfredat programına katılım düzeyini gösteren ifadeleri yer almalıdır.
İzleyen bölümde her bir maddeye ilişkin açıklamalar yer almaktadır:
Belirli bir alandaki öğrenci performansını akran grubuna göre karşılaştıran bilgiler:
Bazı durumlarda, performans düzeyi ifadesinde, öğrencinin standart testlerden aldığı sonuçlar
yer almaktadır. Pek çok ebeveyn akran grubuna göre çocukların performans düzeylerinin ne
olduğunu bilmek istemektedirler. Ayrıca, bu bilgi, öğrencinin akranlarına göre yapabildikleri
ve yapamadıklarını açıklamayı kolaylaştırması açısından da önemli olmaktadır. Öğrencinin
83
bir okula yerleştirilmesi ya da bir okuldan diğerine geçişi için standart test puanlarından
yararlanıldığından, bu
İfadelerin performans düzeyinde yer alması gerekmektedir. Aşağıdaki örneklerde,
öğrencilerin standart testlerden aldıkları puanları ve norm grubuna göre karşılaştırıldıkları
bilgiler içeren performans düzeyi ifadeleri yer almaktadır.
Eskişehir ilinde okul öncesi eğitim kurumlarında uygulanan Ankara Gelişim Envanteri
testinden, Ayşe, katılan tüm öğrenciler arasında genel gelişim özellikleri açısından %20'lik
dilimde yer almaktadır.
Standart test puanları, genellikle öğrencileri tanılama, sınıflandırma ve yerleştirme amaçlı
kullanıldıkları için, bu bilgiler öğretim amaçlarını belirlemek için kullanılmamaktadır. Sınıf
düzeyi göz önünde bulundurularak yapılan değerlendirmeler, öğrencilerin yaşı gereği olması
gerektiği sınıf düzeyinden, ne kadar geri olduğunu belirlemek açısından önemli olabilir.
Ancak, tek başına bu bilgilerin performans düzeyi ifadesinde yer alması öğretim amaçlarını
belirlemeye hizmet etmemektedir.
Öğrencinin yapabildikleri ve yapamadıkları becerilere ilişkin bilgiler: Öğrencinin yapabildikleri ve
yapamadıkları beceriler performans düzeyi ifadesinde yer almalıdır. Bu bilgi, aileye ve
öğretmenlere belirli beceri alanlarında, öğrencinin var olan durumuna ilişkin fikir
vermektedir.
Öğrencinin matematik testinden birinci sınıf öğrencilerin düzeyinde puan aldığını söylemek
yerine, birer ona kadar sayamamaktadır gibi bir ifadeyi kullanmak, öğrencinin matematik
becerilerinde var olan performans düzeyine ilişkin fikir verebilir.
Belirli beceri alanlarına ilişkin, öğrencinin performans düzeyini belirlemede, ölçüt bağımlı
test sonuçlarından yararlanılmaktadır. Ölçüt bağımlı testlere göre yazılmış bir performans
düzeyi ifadesi aşağıda verilmiştir:
Ayşe boncuk gibi küçük objeleri tutabilir ve ipe dizebilir. Merdivenleri çift ayakla çıkabilir ve
inebilir. Her büyüklükteki topa her iki ayağını da kullanarak vurabilir. Verilen tek kelimelik
yönergeleri takip ederek söylenen bedensel hareketleri yapabilir.
84
Belirli bir eğitim programına katılım düzeyini gösteren ifadeler: Bazı durumlarda, öğrencinin okul
eğitim programında yer alan derslerdeki düzeyini belirlemekte gerekli olabilir. Bu
durumlarda, eğitim programına dayalı değerlendirme teknikleri kullanılarak, öğrencinin
eğitim programında yer alan konulardaki düzeyi belirlenebilmektedir. Öğrencinin devam
edeceği okulun eğitim programına dayalı olarak yapılan değerlendirme sonuçları, öğrencinin
gerçek performansının yansıtmakta oldukça yararlı olmaktadır. Bu ifadeler sadece test
sonuçlarını değil, gözlem sonuçlarını da içermektedir.
Ayşe, 10 cm çapındaki topu, iki metre uzağa, iki elini kullanarak atabilir, suyun yüzünde
durabilir, kol/arını ve ayaklarını kullanarak beş metre yüzebilir.
Öğretmenlerin derslerde uyguladıkları değerlendirme tekniklerinin, per-
formans düzeyinin belirlenmesine olan katkısını tartışınız.
ÖĞRENCININ PERFORMANS DÜZEYINDE YER ALAN BILGILERIN ELDE
EDILMESI
Öğrencinin performans düzeyinde yer alan bilgiler; aile görüşmelerinden, ölçüt bağımlı
değerlendirme sonuçlarından, doktor raporlarından, sınıf gözlemlerinden, öğretmen
raporlarından, standart test sonuçlarından elde edilebilir.
Sınıf gözlem sonuçlarından öğrencinin konuşma ya da sorulan sorulara yanıt verme düzeyine
ilişkin bilgi sağlanabilir.
Diğer bir değerlendirmeyse sonuçlarından olan ölçüt bağımlı test sonuçlarına dayalı olarak,
öğrencinin sayıları tanıyıp tanımadığına ya da renk kavramına sahip olup olmadığına ilişkin
bilgiler sağlanabilir.
informal değerlendirme teknikleriyle elde edilen bilgilerin öğretimle olan
ilişkisi nedir?
ÖĞRENCININ PERFORMANS DÜZEYINI YAZARKEN KULLANILACAK
BILEŞENLER
Öğrencinin performans düzeyini yazarken: (a) Öğrencinin yetersizliğinin, öğrencinin genel
85
eğitim programına katılımını nasıl etkilediğine ilişkin bilgi, (b) Öğrencinin sahip olduğu özür
nedeniyle gerçekleştiremediği beceri alanlarına ilişkin bilgiler. Bu bilgi zihinsel beceri,
günlük yaşam, iletişim, sosyal beceriler gibi alanları ve geçişi içermelidir. (c) Öğretim
amaçlarını belirlemek için mantıksal ipuçları yer almalıdır.
Öğrencinin performans düzeyi ifadesi,
Ali'nin sahip olduğu iletişim becerileri genel eğitim programının gereği olarak diğer
bireylerle etkileşim kurma yeteneğini sınırlamaktadır. Ali "Kim?" "Ne?" gibi kelimeleriyle
başlayan soruları sormakta ve cevaplamaktadır. Bununla birlikte, "Nerede", "Ne zaman"
"Neden" soru kelimeleriyle başlayan soruları soramamakta ve cevaplayamamaktadır. Ali tek
basamaklı basit yönergeleri yerine getirmektedir. Ancak, diğer bireylerin ona söylediklerini
anlamadığını ifade edememektedir.
Ali'nin performans düzeyi ifadesinde gerekli bileşenlerin olup olmadığının incelenmesi:
a. Öğrencinin özrü, öğrencinin eğitim programlarına katılımının nasıl etkilediğine ilişkin
bilginin performans düzeyi ifadesinde yer alıp almadığı: Ali iletişim becerilerinde sorunu
olan bir öğrencidir. Ali'nin sahip olduğu iletişim becerileri sınıfındaki arkadaşları ve
öğretmenle iletişim kurmasını ve eğitim programını izlemesini ve katılımını
sınırlamaktadır.
b. Öpencinin sahip olup özür nedeniyle gerçekleştiremediği beceri alanlarına ilişkin bilgilerin
performans düzeyi ifadesinde yer alıp almadığı: Ali "Kim?" "Ne?" gibi kelimelerle başlayan
soruları sormakta ve cevaplamaktadır. Bununla birlikte, "Nerede", "Ne zaman" "Neden"
soru kelimeleriyle başlayan soruları soramamakta ve cevaplayamamaktadır. Ali basit
yönergeleri yerine getirmektedir. Ancak, diğer bireylerin ona söylediklerini anlamadığını
ifade edememektedir.
c. Öğretim amaçlarını belirlemek için mantıksal ipuçları yer almalıdır: Kim?" "Ne?" gibi
kelimeleriyle başlayan soruları sormakta ve cevaplamaktadır. Bireylerin ona söylediklerini
anlamadığını ifade edememektedir. Bu ifadeler Ali nin bu becerileri öğrenmesi
gerektiğini göstermektedir.
86
PERFORMANS İFADESİ YAZILIRKEN IZLENMESI GEREKEN KURALLAR
Özel gereksinimi olan çocukların sahip olduğu performans düzeyleri ifade edilirken dikkat
edilmesi gereken kurallar şunlardır: (a) Performans düzeyi ifadeleri, bireyselleştirilmiş eğitim
programının diğer öğeleriyle doğrudan ilişkili ve ilgili olmalıdır. (b) Performans düzeyi
ifadelerinde, öğrencinin yapabildikleri ve yapamadıklarına ilişkin ifadeler yer almalıdır. (c)
Performans düzeyi ifadelerinde, öğrencinin özrünün, öğrencinin eğitsel performansına olan
etkisinin tanımı yer almalıdır. (d) Performans düzey'i ifadeleri, öğrenciye ilişkin güncel
bilgileri içermelidir. (e) Performans düzeyi ifadeleri, açık ve anlaşılır bir dille yazılmalıdır.
1z1eyen bölümde her bir maddeye ilişkin açıklamalar yer almaktadır.
Performans düzeyi ifadeleri, bireyselleştirilmiş eğitim programının diğer öğeleriyle doğrudan ilişkili ve
ilgili olmalıdır: Öğrencinin performans düzeyiyle bireyselleştirmiş eğitim programının diğer
öğeleri arasında doğrudan ilişki olmalıdır.
Eğitim gereksinimi olarak az, çok kavramı belirlenmişse, öğrencinin performans düzeyi de az,
çok kavramını yansıtmalı ve amaçlarda bu beceriye ilişkin amaçlar yer almalıdır.
Performans düzeyi ifadelerinde, öğrencinin yapabildikleri ve yapamadıklarına ilişkin ifadeler yer
almalıdır: Öğrencinin performans düzeyi yazılırken, eğitim programı çerçevesinde
yapabildikleri ve yapamadıkları yer almalıdır. Öğrencilerin belirli alanlarda yapabildiklerini
bilmek, yapamadığı becerilerin öğretiminde yararlanılması açısından önemlidir.
Öğrenci matematik dersinde paylaşma becerisini gerçekleştirememektedir. Ancak, öğrenci
verilen yönergeleri izlemekte ve verilen görevleri yerine getirmektedir.
Böyle bir bilgi, öğrenci için hazırlanacak öğretim programını biçimlendirmeye yardımcı
olabilir. Öğrencinin, herhangi bir alandaki yapabildiklerine bakarak, yapamadığı beceri ve
kavramlar belirlenebilir.
Öğrencinin gerçekleştiremediği becerileri sıralamak, uzun ve kısa dönemli amaçlara temel
oluşturması açısından oldukça önemlidir. Öğrencinin gerçekleştiremediği beceriler,
performans düzeyi ifadesinde yer almazsa, uzun ve kısa dönemli amaçların neler olacağını
belirlemek mümkün olmamaktadır.
87
Öğrencinin sahip olduğu öz bakım becerilerine ilişkin performans düzeyinde herhangi bir
ifade yer almazsa, amaçlarda da öz bakım becerilerine ilişkin herhangi bir amaç yer
almayacaktır.
Öğrenci, öğretmenin istediği bir tane, iki tane nesneyi verebildiği, ancak üç
tane, dört tane ve beş tane nesneyi veremediğine göre bu öğrencinin
performans düzeyini nasıl ifade edersiniz?
Performans düzeyi ifadelerinde, öğrencinin özrünün eğitsel performansına olan etkisinin
doğru tanımlanması gereklidir: Tüm program alanlarına ilişkin olarak, öğrencinin özrünün
etkilerini betimleyici ifadeler performans düzeyi ifadesinde yer almalıdır. Öğrencinin sahip
olduğu özrün etkileri ya da standart testlerden almış olduğu puanlar, öğrencinin eğitsel
performansına ilişkin' bilgi vermemektedir. Bununla birlikte, öğrencinin özrünün ne
olduğunun ve derecesinin bilinmesi, bireyselleştirilmiş eğitim programı hazırlamada
önemlidir.
A]'zihinsel zekâ bölümü, Stanford Bilet Testine göre 60'tır. Bu ifadeye göre
öğrencinin performans düzeyi açıklanabilir mi? Neden.
Performans düzeyi, öğrenciye ilişkin güncel bilgileri içermelidir: Bireyselleştirilmiş eğitim
programı hazırlanırken yapılan en büyük hatalardan biri, performans düzeyi ifadesinde yer
alan bilgilerin güncel olmamasıdır. Genellikle öğretmenler, öğrencinin, önceki
bireyselleştirilmiş öğretim programlarında yer alan bilgileri ya da öğrenciye ilişkin hazırlanan
eski raporlara dayalı bilgileri kullanarak, performans düzeyi ifadeleri oluşturmaktadırlar.
Böylece öğrencinin, geçen zaman içinde performansının değişebileceği göz ardı edilmiş
olmaktadır. Ayrıca, öğrenci için öğretimsel amaçları belirlemede performans düzeyi ifadeleri
doğru ve yeterli bilgi sağlamamaktadır. Dolayısıyla, öğrencinin tanılanması ve yerleştirilmesi
sürecinden sonra, ayrıntılı değerlendirilmesi ve bu değerlendirme sonuçlarının performans
düzeyi ifadelerinde yer alması gereklidir.
Öğrencin’ in geçmişte yaptıklarına ve yapamadıklarına bakarak var olan
performansını niçin ifade edemeyiz?
Performans düzeyinde yer alan bilgilerin güncel olabilmesi için, bu bilgilerin son altı ay
içinde toplanmış olması gerekir. Öğrencinin performans düzeyine ilişkin bilgilerin güncel
olması sağlamak için, .elde edilen: bilgilerin tarihlerinin de performans düzeyi ifadesinde yer
88
alması oldukça önemlidir. Özellikle, okullar arasında geçiş yapan öğrenciler için, bu durum
daha da önem kazanmaktadır.
Performans düzeyi ifadeleri, açık ve anlaşılır bir dille yazılmalıdır: Öğrencinin performans
düzeyini yazarken kullanılan dilin açık ve anlaşılır olması oldukça önemlidir. Performans
düzeyi ifadeleri gözlenebilir ve ölçülebilir terimler kullanılarak yazılmalıdır. Bu özelliklere
sahip performans düzeyi ifadelerini okuyan her birey, ifadeyi herhangi bir yorum yapmaksızın
anlayabilir.
"Öğrenci toplama işlemini bilir" gibi bir performans düzeyi ifadesi yerine, öğrenci iki nesne
kümesinin elemanlarını sayar ve sonucu söyler" ifadesi gözlenebilir ve ölçülebilir terimleri de
içerdiği için daha uygun olabilir.
Performans düzeyi ifadeleri, uzun ve kısa dönemli amaçlara ve programın diğer öğelerine
temel oluşturması açısından oldukça Önemlidir. Öğretmenlerin ve ailelerin performans düzeyi
ifadelerini anlayabilmeleri ve uygulamalarını kolaylaştırmak için, bu ifadeler mümkün olduğu
kadar açık ve anlaşılır yazılmalıdır.
ÖNCELIKLI BECERİLERIN SEÇİMİ
Öğrencinin performans düzeyini belirlemek için gerçekleştirilen ayrıntılı değerlendirme
sonucunda, öğretmen bir öğretim yılında öğretilmesi gereken pek çok beceri ve kavram
olduğunu fark edebilir. Ancak, bu becerilerin öğretimi için bir öğretim yılı olduğu
unutulmamalıdır. Dolayısıyla, her yıl öğrencinin performans düzeyi tekrar gözden geçirilerek,
yeni amaçlar belirlenmelidir.
Öğretim için seçilecek öncelikli becerileri belirlerken göz önünde bulundurulması gereken
özellikler şunlardır:
I. Öğrenci için işlevsel olan ve daha sık kullanılacak beceriler, daha az işlevsel olan ve daha az
kullanılacak becerilere göre tercih edilmelidir: Eğitim programında yer alan beceri alanları,
öğrencilerin bu becerileri ne kadar sıklıkla kullanacakları, okulda ve toplumda bağımsız
olarak yaşamaları için bu becerilerin ne kadar önemli olduğu çeşitlilik gösterebilir.
Öğrencilerin toplum içinde bağımsız olarak yaşamalarını sağlayacak ve sıklıkla
89
kullanabilecekleri becerileri, diğer becerilere göre öncelikli olarak seçilmelidir. Bir becerinin
işlevsel olup olmadığı; o becerinin, öğrencinin içinde bulunduğu ve gelecekte bulunacağı or-
tamlarda kullanılıp kullanılmayacağına göre belirlenir.
Çiçek isimlerini öğretmek gibi bir amaç seçmek yerine, boş zaman etkinliği olarak öğrenciye
çiçek bakımı öğretilmesi bir becerinin nasıl işlevsel olabileceğine ilişkin bir örnek
oluşturabilir.
2. Pek çok ortamda gerçekleştirilebilecek beceriler sadece bir ortamda gerçekleştirilecek
becerilere tercih edilmelidir: Öğretim için beceriler seçilirken, bu becerilerin kullanıldığı
ortamlarla durumların sayısı ve çeşitliliği göz önünde bulundurulmalıdır. Öğretmenler pek
çok ortamlarda kullanılacak becerileri, tek ortamda kullanılacak becerilere tercih etmeli ve
öğretim için bu becerileri seçmelidir. Bazı beceriler doğal olarak gün boyunca farklı
ortamlarda gerçekleştirildikleri için, öğrencilerin bu becerileri tekrar etme olasılıkları
artmaktadır; böylece, öğrenciler bu becerileri akıcı olarak kullanabilirler. Ayrıca,
öğrendikleri becerileri farklı ortamlarda kullanarak bu becerileri genelleyebilirler.
Selamlaşma, diğer bireylerle sohbet etme gibi sosyal beceriler, farklı ortamlarda farklı kişiler
tarafından gerçekleştirilmektedir. Tuvaleti kullanma, kişinin görünüşünü düzeltmesi, diğer
bireylere karşı kibar ve nazik olma gibi beceriler gün boyunca farklı ortamlarda
gerçekleştirilmektedir.
3. Öğrencinin diğer bireyleri gözleyerek öğrenebileceği beceriler öncelikli olarak seçilmelidir:
Bazı beceriler gözleyerek ve taklit edilerek öğrenilirler. Eğitim programında bireylerle
etkileşimi artıran becerileri öğretim için seçmek, öğrencinin bu becerileri öğrenmelerini
kolaylaştıracaktır. Okulöncesi düzeydeki öğrencilere, gözleyerek öğrenebilecekleri
becerileri öğretmek, onların grup etkinliklerine katılımlarını kolaylaştıracak ve gruptaki
bireyleri gözleyip onları taklit etmelerini sağlayabilecektir.
Özel gereksinimi olan öğrenciler akranlarının yaptığı, musluğu açma kapama, elini sabunla
yıkama, saç tarama, diş fırçalama, çizgi çizme gibi becerileri gözleyerek ve taklit ederek
öğrenebilirler.
4. Öğrencinin kendine güvenini artmasını sağlayacak beceriler öncelikli olarak seçilmelidir:
Öğrencilerin ilgilerine uygun ve kişisel hedeflerine ulaşmayı sağlayan beceriler, diğer
becerilere göre öğrencilerin öğrenmeye karşı motivasyonlarını artırır. Ayrıca, öğrenciler
90
ilgilerini çeken konularla ilgilenirler. Dolayısıyla, öğretmenler bu becerileri öğretim için
seçtiklerinde, öğrencilerin konuya odaklaşmalarını sağlayabilirler.
5. Bir becerinin gerçekleşmesi için önkoşul olan beceriler, önkoşul olmayan becerilere göre
öncelikli olarak tercih edilmelidirler. Öğretim için öncelikli beceriler seçilir, seçilen
becerilerin, toplum içinde öğrencinin bağımsız olarak yaşamasını sağlayacak karmaşık
becerilerin önkoşulu olma özelliğini taşıması gereklidir. Özellikle okulöncesi çocuklarının
ana okullarda, ilköğretime hazırlayacak önkoşul becerilerini öğrenmeleri gerekmektedir.
Öğretim için, öncelikle becerilerin seçilerek izlenmesinde gereken kurallar belirli bir sıra
içinde verilmemiştir. Öğrencinin durumuna ve performans düzeyine bağlı olarak, her öğrenci
için seçilecek öncelikli becerileri seçerken, yukarıda sayılan ilkeler göz önünde
bulundurulmalıdır.
Değerlendirme sonuçlarına dayalı olarak öncelikli beceriler seçilirken, seçilen becerilerin
hedef öğrencinin yaşına uygun olması oldukça önemlidir.
İlkokul ikinci kademeye devam eden bir öğrenciye, boş zaman etkinlikleri olarak oyuncaklarla
oynama yerine, bilgisayar oyunları öğretmek öncelikli beceri olarak seçilebilir.
PROGRAM ALANLARI
Bireyselleştirilmiş eğitim programı geliştirmenin amacı, öğrencinin özründen kaynaklanan
sorunları en aza indirgemek ve eğitsel performansını olumsuz etkileyen sorunları azaltmaktır.
Dolayısıyla, bu amaca ulaşmak için, iletişim ve sosyal beceriler, öz bakım becerileri, işlevsel
yaşam becerileri, motor beceriler, bilişsel beceriler olmak üzere farklı program alanlarına
ilişkin becerilerin bireyselleştirilmiş eğitim programında yer alması gerekmektedir.
Özürlü çocuklar, toplumdaki diğer bireyler gibi toplum kurallarına uyum sağlamak
zorundadır. Özürlü bireyler de diğer bireyler gibi yaşamlarını sürdürmek, ailelerine
bağımlılıklarını en aza indirgeyerek, toplumda üretici bireyler olmak zorundadırlar. Bunun
için de, program alanlarında yer alan her bir alandaki becerilere sahip olmaları gerekmektedir.
İletişim ve Sosyal Beceriler
Özürlü öğrenciler, okuldan ayrıldıklarında, yetişkin olarak yaşamlarını sürdürebilmeleri,
çevrelerindeki kişilerle iletişim kurmalarına bağlıdır. Bu nedenle, iletişim becerilerinin
91
geliştirilmesi de bireyselleştirilmiş eğitim programında yer alması gereken program
alanlarından biridir. Geleneksel özel eğitim programları, bireylerin alıcı ve ifade edici dil
becerilerini kullanarak, çevrelerindeki bireylerle, etkili şekilde iletişim kurmalarını
vurgulamaktadır. Günümüzde geliştirilen özel eğitim programlarının amacı, bireylere
öğretilecek alıcı ve ifade edici dil becerilerini işlevsel etkinlikler sırasında öğretmektir. Bunu
sağlayabilmek için, iletişim becerilerini doğal ortamlarda ve gerekli olduğu zamanlarda
öğretilmesi gerekmektedir.
Öğrencilerin isteklerini, tercihlerini, duygularını ifade etmesini sağlayan tüm iletişim
biçimleri, işlevsel iletişim becerileri olarak tanımlanmaktadır. Özürlü öğrencilerin toplumda
etkili bir iletişimci olmaları için iletişim işlevlerini yerine getirmeleri gerekmektedir. İletişim
işlevlerinin amacı, bireyin meramını, isteğini, gereksinimlerini aktarmak için niyetlenmesi ve
bu niyetini bir biçimde eklemlendirmesi ve ifade etmesi anlamına gelmektedir.
Dikkat çekme, ilgi arama, selamlama, vedalaşma, istek bildirme, reddetme, hoşnutluk ve
hoşnutsuz belirtme, yanıtlama, adlandırma, bilgi verme gibi farklı iletişim amaçları
bulunmaktadır.
Özürlü öğrencilerin, bireyselleştirilmiş eğitim programlarında, iletişim işlevlerini yerine
getirmeye ilişkin amaçların bulunması gerekmektedir.
İşlevsel Akademik Beceriler
1şlevsel akademik beceriler matematik, okuma ve yazma becerilerinin günlük yaşamda
kullanım alanlarıyla ilişkilidir.
Para kullanımı, saat kullanma, tanıtıcı levhaları okuma, alış veriş yapma gibi beceriler
işlevsel akademik beceriler arasında yer almaktadır.
Bu beceriler, toplum içinde bağımsız olarak yaşamalarını sağlamada önkoşul olma özelliği
taşımaktadır.
Motor Beceriler
Bireyselleştirilmiş eğitim programında yer alması gereken bir diğer beceri alanı motor
92
becerileridir. Motor beceriler büyük kas ve küçük kas becerileri olmak üzere iki gruba
ayrılmaktadır. Büyük kas becerileri, hareket etme ve pozisyon alma için gerekli becerilerden
biridir. Büyük kas becerileri, nöromotor gelişimin basamaklarından dönme, emekleme, diz
üstü durma, ayakta durma, yürüme ve koşma gibi etkinlikler için gerekli olan kas gücü ve
nöromotor yeterlilikleri toplamıdır.
Öğrencinin oturması, yürümesi, koşması, merdiven çıkması, zıplaması, bisiklete binmesi gibi
beceriler büyük kas becerileri arasında sıralanmaktadır.
El göz koordinasyonu, hareketlilik, sabit durma, simetri ve denge için oldukça gerekli olan
motor etkinlikler küçük kas becerileri olarak tanımlanmaktadır.
Boncuk dizme, çivi takma, makas kullanma, Legolarla şekil yapma, oyun hamuru ile oynama
gibi beceriler de küçük kas becerileri arasında yer almaktadır.
Öz bakım Becerileri
Özürlü çocukların topluma katılımlarını ve kabullerini kolaylaştıracak biçimde bağımsız
yaşamlarını kazanmada gerekli olan becerilerden bir diğeri de öz bakım becerileridir.
Saç tarama, diş fırçalama, krem sürme, el yüz temizliği, tırnak kesme, yemek yeme becerileri,
giyinme becerileri gibi beceriler öz bakım becerileri arasında yer almaktadır.
Bu beceriler, toplumda bağımsız yaşam için gerekli olmakla birlikte, diğer program
alanlarından olan sosyal ve iletişim becerileriyle de doğrudan ilişkilidir. Öğrencilerin iyi ve
temiz bir görünümde olmaları çevrelerindeki kişilerin üzerinde olumlu etki bırakmaları
açısından önemlidir. Böylece, bireylerin toplumsal kabulleri kolaylaşabilmektedir. Ayrıca, bu
becerilerin öğrenilmesi öğrencilerin hem sağlıklı yaşamları, hem de kendilerine olan
güvenlerini artırması nedeniyle de önemlidir. Özürlü çocukların aileleri de bireyselleştirilmiş
eğitim programında mutlaka öz bakım becerilerinin yer alması gerektiği konusunda hem
fikirlerdir.
Bilişsel Beceriler
Dikkat, algılama, hatırlama, problem çözme gibi bilişsel süreçleri gerektiren beceriler,' bilişsel
beceriler olarak tanımlanmaktadır. Genellikle bu beceriler, okuma yazma ve matematik gibi
akademik beceriler için gerekli olan temel becerilerdir. Özellikle okul öncesi dönemde,
93
akademik becerilerin öğretimine temel oluşturması açısından, bu becerilerin kazandırılması
oldukça önemlidir.
Özürlü öğrencilerin, bireyselleştirilmiş eğitim programlarında, iletişim işlevlerini yerine
getirmeye ilişkin amaçların bulunması gerekmektedir.
İşlevsel Akademik Beceriler
İşlevsel akademik beceriler matematik, okuma ve yazma becerilerinin günlük yaşamda
kullanım alanlarıyla ilişkilidir.
Para kullanımı, saat kullanma, tanıtıcı levhaları okuma, alış veriş yapma gibi beceriler
işlevsel akademik beceriler arasında yer almaktadır.
Bu beceriler, toplum içinde bağımsız olarak yaşamalarını sağlamada önkoşul olma özelliği
taşımaktadır.
Motor Beceriler
Bireyselleştirilmiş eğitim programında yer alması gereken bir diğer beceri alanı motor
becerileridir. Motor beceriler büyük kas ve küçük kas becerileri olmak üzere iki gruba
ayrılmaktadır. Büyük kas becerileri, hareket etme ve pozisyon alma için gerekli becerilerden
biridir. Büyük kas becerileri, nöromotor gelişimin basamaklarından dönme, emekleme, diz
üstü durma, ayakta durma, yürüme ve koşma gibi etkinlikler için gerekli olan kas gücü ve
nöromotor yeterlilikleri toplamıdır.
Öğrencinin oturması, yürümesi, koşması, merdiven çıkması, zıplaması, bisiklete binmesi gibi
beceriler büyük kas becerileri arasında sıralanmaktadır.
El göz koordinasyonu, hareketlilik, sabit durma, simetri ve denge için oldukça gerekli olan
motor etkinlikler küçük kas becerileri olarak tanımlanmaktadır.
Boncuk dizme, çivi takma, makas kullanma, Legolarla şekil yapma, oyun hamuru ile oynama
gibi beceriler de küçük kas becerileri arasında yer almaktadır.
Öz bakım Becerileri
94
Özürlü çocukların topluma katılımlarını ve kabullerini kolaylaştıracak biçimde bağımsız
yaşamlarını kazanmada gerekli olan becerilerden bir diğeri de öz bakım becerileridir.
Saç tarama, diş fırçalama, krem sürme, el yüz temizliği, tırnak kesme, yemek yeme becerileri,
giyinme becerileri gibi beceriler öz bakım becerileri arasında yer almaktadır.
Bu beceriler, toplumda bağımsız yaşam için gerekli olmakla birlikte, diğer program
alanlarından olan sosyal ve iletişim becerileriyle de doğrudan ilişkilidir. Öğrencilerin iyi ve
temiz bir görünümde olmaları çevrelerindeki kişilerin üzerinde olumlu etki bırakmaları
açısından önemlidir. Böylece, bireylerin toplumsal kabulleri kolaylaşabilmektedir. Ayrıca, bu
becerilerin öğrenilmesi öğrencilerin hem sağlıklı yaşamları, hem de kendilerine olan
güvenlerini artırması nedeniyle de önemlidir. Özürlü çocukların aileleri de bireyselleştirilmiş
eğitim programında mutlaka öz bakım becerilerinin yer alması gerektiği konusunda hem
fikirlerdir.
Bilişsel Beceriler
Dikkat, algılama, hatırlama problem çözme gibi bilişsel süreçleri gerektiren beceriler, bilişsel
beceriler olarak tanımlanmaktadır. Genellikle bu beceriler, okuma, yazma ve matematik gibi
akademik beceriler için gerekli olan temel becerilerdir. Özellikle okul öncesi dönemde,
akademik becerilerin öğretimine temel oluşturması açısından, bu becerilerin kazandırılması
oldukça önemlidir.
Uzun ve Kısa Dönemli Amaçların Belirlenmesi ve Yazılması
Amaçlar
95
Bu üniteyi çalıştıktan sonra;
Özel gereksinimli çocuklar için amaç belirlemenin ve yazmanın nedenlerini açıkla ya
bilecek,
Uzun dönemli amacın özelliklerini ve seçiminde dikkat edilecek faktörleri sıralayabilecek,
Özel gereksinimli çocuğun performansı ile amaç yazımı arasındaki bağlantıyı
Kurabilecek ve uzun dönemli amaç yazabilecek,
Uzun dönemli amaçlarla kısa dönemli amaçları karşılaştırabilecek,
Kısa dönemli öğretimsel amaçların dört öğesini açıklayabilecek,
Verilen bir uzun dönemli amaca ulaştıracak kısa dönemli amaçları yazabilecek,
Bireyselleştirilmiş eğitim programlarının hazırlanmasında amaçların ifadelendirilme
biçimi ile ilgili örnekler verebileceksiniz.
İÇİNDEKİLER
Giriş
Amaçları Belirlemenin ve Yazmanın Nedenleri
Uzun Dönemli Amaçlar ve Yazımı
Kısa Dönemli Amaçlar ve Yazımı
Uygun Amaç Yazımı
Bireyselleştirilmiş Eğitim Programlarında Kısa Dönemli Amaçların Düzenlenmesi
Özet
Değerlendirme Soruları
Yararlanılan ve Başvurulabilecek Kaynaklar
Çalışma Önerileri
Üniteyi çalışmaya başlamadan önce:
Önceki ünitelerde de yer alan, özel gereksinimli çocukların değerlendirilmesi ve var olan
performans düzeylerinin belirlenmesi çalışmalarına neden gerek olduğunu düşününüz.
Özel gereksinimli çocukların öğretiminde uygun bir davranışsal ortam oluşturmanın
önemini ve gerekliliğini açıklamaya çalışınız.
Normal ve özel eğitim ortamlarında öğrenmelerini i sürdüren özel gereksinimli çocuklara
96
Milli Eğitimin ya da okulların tüm amaçlarının kazandırılıp kazandırılmayacağını
araştırınız.
Üniteye çalışırken:
Özel gereksinimli bir çocuğu dikkate alarak ne tür eğitsel gereksinimleri olduğunu
gözleyiniz.
Çocuğun eğitim gereksinimlerine dayalı olarak öğretim süreci sonunda öğrencide görmek
istediğiniz amaçları ifade ediniz.
Uzun dönemli amaçlara ulaştıracak kısa dönemli amaçları yazınız.
Kısa dönemli amaçlarda yer alan öğeleri gösteriniz.
Sorun tanıma:
Tolga, otistik olarak tanılanmış, 4 yaşında bir erkek çocuğudur. İleri derecede zihin özürlü
olup, konuşma becerilerine sahip değildir. Tolga anne babası ve 7 yaşında kız kardeşiyle
yaşıyordu: Ofistik olarak tanılandığında 2 yaşında olan Tolga’nın basmakalıp davranışlar
sergilemediği zamanlarda dışarıdan bakıldığında özürlü olduğu anlaşılmıyordu. Tanılama
yapıldıktan sonra Tolga'nın annesi Nermin Hanım küçük yaştaki otistik çocuklan için uygun
eğitim ortamı aramaya başladı. İnternetten otizm ile ilgili araştırmalar yaptı, otistik çocuğa
sahip aileleri ve hatta otistik bireylere hizmet veren kurumlara ilişkin bilgilere ulaştı.
Bunların yanı sıra otistik çocuğa sahip ailelerin yazdığı ve otizm konusunda bilgi veren kitap-
lar okudu. Yaptığı tüm bu araştırmalardan edindiği fikir, Tolga'nın olabildiğince erken
eğitime başlaması ve bu eğitimin yoğun biçimde sürmesiydi.
Nevin Hanım için en zor karar, Tolga için en uygun olan programı seçmekti.
Uzmanlar onun aynı ortamda' özel eğitim hizmetleri alması gerektiğini söylüyorlar,
programının bireyselleştirilmesini ifade ederek, kaynaştırma ortamlarına yerleştirilmesini
önermiyordu.
Çok stresli ve huzursuz günler geçirdikten sonra Tolga'nın ailesi karar verdi.
Tolga haftada 10 saat evde özel eğitim öğretmeninden bireysel ders alacak, haftada iki saat
dil ve konuşma terapisine devam edecek ve her gün üç saat bir okulöncesi eğitim kurumunda
97
kaynaştırmaya devam edecekti.
Tolga'nın yerleştirme karan verildikten sonra gereksinimlerini belirlemek üzere, anne babası,
özel eğitim öğretmeni, okulöncesi eğitim kurumundaki sınıf öğretmeni, dil ve konuşma
terapisti toplanarak tüm alanlarda Tolga'nın değerlendirmesini yaptılar. Bu değerlendirme
sonunda Tolga'nın öncelikle öz bakım, dil ve konuşma, sosyal ve işlevsel akademik
becerilerde gereksinimi olduğuna, istenmeyen etkinlikten kaçmak içinde problem davranışlar
sergilediği kararına vardılar. Tolga'nın anne babası, sınıf öğretmeni, özel eğitim öğretmeni
ve dil ve konuşma terapisti bu alanlarda öğrenciye hangi beceri ve davranışları
kazandıracaklarına ve bunların nasıl ifade edeceklerinin arayışına başladılar.
GİRİŞ
Uzun ve kısa dönemli amaçlar, özel gereksinimi olan çocuklar ve gençler için düzenlenecek
Bireyselleştirilmiş Aile Hizmetleri Planlan, Bireyselleştirilmiş Eğitim Programlan ve
Bireyselleştirilmiş Geçiş Planlarının temelini oluşturur. Bu programlar ölçme ve
değerlendirme işlemleri sonunda elde edilen bilgilerden geliştirilir. Bu programların
kapsamında, öğrencinin var olan eğitsel performans düzeyine dayalı olarak hazırlanan uzun
dönemli amaçlar ve kısa dönemli amaçlar yer alır. Bu amaçlar bireye özgü hizmetlerin
temelini ve türünü belirlenmesine yardım eder. Bu nedenle hem uzun dönemli amaçlar hem
kısa dönemli amaçlar, BBP ekibi tarafından dikkatli bir şekilde belirlenmelidir.
Bu ünitede özel gereksinimli çocuklar için amaç belirlemenin ve yazmanın nedenlerini, var
olan performansa göre hazırlanan uzun dönemli amaçlan, özelliklerini, geliştirilmesinde
dikkat edilecek noktalan ve nasıl yazılması gerektiği üzerinde durulacaktır. Ayrıca kısa
dönemli öğretimsel amaçların öğelerine ve yazımına yer verilecektir. Son olarak da uzun ve
kim dönemli amaçların yazım formatının yanı sıra daha uygun bir amaç yazabilmek için
nelere dikkat edilmesi gerektiği ile BEP' nın öğretimsel amaç düzenlemeleri ile ilgili örnekler
üzerinde durulacaktır.
AMAÇLARI BELIRLEMENIN VE YAZMANIN NEDENLERI
HEP geliştirilmesinde yer alan en önemli öğelerden biri de öğrenci için uygun uzun dönemli
yıllık amaçlar ve kısa dönemli amaçların belirlenip yazılmasıdır. Özel gereksinimi olan
98
çocuklar için program geliştirme sürecinde uzun ve kısa dönemli amaçların belirlenmesinin
nedenleri çeşitlilik göstermektedir. Bunlar,
a. Yasal düzenlemeler,
b. Özel gereksinimli öğrencilerin öğretimi üzerinde odaklaşabilmek,
c. Performansındaki ilerlemeleri izlemek,
d. İletişim için öğrenciden beklenilen davranışı açıklamak. İzleyen bölümde sıralanan bu
gerekçelerin her biri ayrıntılı olarak açıklanmaktadır.
Yasal Düzenlemeler: Gerek ülkemizde gerekse gelişmiş ülkelerdeki özel eğitim yasaları ve
yönetmelikleri her özel gereksinimli çocuk için bireyselleştirilmiş eğitim programların
geliştirilmesini emreder. BEP, uzman ve ailelerin oluşturduğu bir ekip tarafından
geliştirilmekte ve uygulamaya konulmaktadır. Bu programın geliştirilmesinde ekip üyelerinin
ya da öğretmenin yerine getirmesi gereken görevlerden birisi de öğrencilerin performansına
dayalı olarak uzun ve kısa dönemli amaçları belirlemesi ve yazmasıdır.
Özel Gereksinimli Öğrencilerin Öğretimi Üzerinde Odaklaşabilmek: Eğitimin genel amaçları tüm
öğrenciler için aynı olmasına rağmen, farklı öğrenciler farklı yollarla ve çeşitli düzeylerde bu
amaçlara ulaşabilmektedir.
Toplumda bağımsız olarak işlevde bulunma genel amacının edinimi normal bir öğrenci için
ileri düzeyde ve her alanda gerçekleşirken, zihin özürlü öğrenciler için düşük düzeyde ve
sınırlı alanlarda gerçekleşebilmektedir.
Özel eğitim hizmetleri, farklı öğrenme gereksinimi olan çocuklar için bireyselleştirilmiş
amaçları gerçekleştirme varsayımına dayanır.
Öğrencilere kazandırılacak amaçların açıklanması, öğretimin nasıl planlanacağı ve nasıl
yönetileceği hakkında bize bilgi sağlar. Şüphesiz "okumayı öğrenme" gibi genel bir amaç,
matematik, sosyal beceri gibi öğretim alanlarından farklı olarak sadece okuma öğretimi
üzerinde odaklaşmamızı sağlar. Ancak "okumayı öğrenme" amacı, pek çok farklı davranışları
içerdiği için bir sonraki günün etkinliğin planlanmasına yardım etmez. "Tek satır arasına
modele bakarak çizgi çizebilme" gibi belirgin bir amaç öğretim etkinliklerin planlanmasına ve
öğretim üzerinde odaklaşmamızı sağlar.
Özel Gereksinimli Çocukların Performansındaki ilerlemeleri izlemek: Eğitimciler standart başarı
99
testleri ile öğrencilerin akademik performansındaki ilerlemelerini belirlemeye çalışırlar. Oysa
pek çok özel gereksinimi olan öğrencinin performansını belirlemede testler uygun değildir.
Standart testlerin içeriği öğrencinin öğretimsel amaçlarını yansıtmaz. Standart başarı testleri,
ilgili programın tümünü temsil etmek üzere seçilmiş kritik davranışları ölçümler. Programın
bir ya da birkaç becerisi üzerinde yoğunlaşmadığı için öğrencinin performansı hakkında
ayrıntılı bilgi vermez. Ayrıca fiziksel, duyusal, zihinsel ya da kültürel farklılıkları olan özel
gereksinimi olan öğrenciler için standart testler uygun özellikler göstermiyor. Özel eğitimde
özel gereksinimli çocuklar için, eğitsel ve sosyal amaçlardaki ilerlemeleri göstermek
önemlidir. Amaç, ilerlemeleri değerlendirebilmenin bir ölçütüdür.
Tüm eğitim çalışmalarında öğrencilerdeki ilerlemeleri ve gelişmeleri izlemek öğretimin
etkililiğini belirleme açısından önemlidir. Öğretmenler öğrencinin edinmesini istediği amacı
ya da amaçları bilirlerse, ilerlemeleri başarıyla izleyebilirler.
"istenilen renkleri gösterebilme" davranışını kazandırmaya çalışan bir öğretmen bir ay
boyunca gerçekleştirdiği programın etkili olmadığını görürse bu amaca ilişkin daha başka
neler yapabileceğini düşünür.
Ekip Üyeleri ile Etkili İletişim Kurabilmek için Öğretim Sonucunda Öğrenciden Beklenilen
Davranışı Açıklamak: Pek çok öğretmen öğrenciye özgü genel amaçları açıklayabilmesine
rağmen, ölçülebilir ve gözlenebilir öğretimsel amaçları açıklamada yeterli bir performans
gösterememektedir. Ölçülebilir ve gözlenebilir öğretimsel amaçlar öğretmen, anne baba,
öğrenci ve diğer ekip üyeleri arasında daha iyi iletişim kurmamızı sağlar. Örneğin
hastalandığınızda ya da yokluğunuzda, öğretim planının tam ve doğru uygulanabilmesi
amaçların açıkça ifadesi ile kolaylaşacaktır. Diğer uzmanlar çocuğun öğrenme amaçlarını
bilmek ihtiyacındadır.
UZUN DÖNEMLI AMAÇLAR VE YAZIMI
Uzun dönemli amaçlar ya da yıllık amaçlar, öğrenciden uzun bir zaman sonunda (bir öğretim
dönemi ya da öğretim yılı gibi) edinmesini istediğimiz davranışlardır. Bu davranışlar
öğrencinin bir dönemde, yılsonunda ya da ünite sonunda başarmasını beklediğimiz beceriler
ve özelliklerdir. Şu sorular, öğrenci için uzun dönemli amaçların belirlenmesine yardım eder.
Yetersizliği nedeniyle genel program alanlarından hangisinde sorunu var? Yeterli olduğu
100
program alanları nelerdir? Öğrenci öğretim yılı sonunda ne yapması gerekir? Gibi. Öğrenciler
için hangi amaçların seçileceği ve özel eğitim hizmeti alması eğitim gereksinimlerine göre
belirlenir.
Çocuğun farklılığı fark edildikten sonra, yetersizlikle ilişkili olabilecek tüm alanlarda bilgi
toplamak için uzmanlar çeşitli değerlendirme tekniklerini. kullanırlar. Bu tekniklerle elde
edilen bilgiler, ekip üyelerinin bir araya geldiği toplantılarında paylaşılır. Bu toplantılarda
çeşitli değerlendirme araçlarının sonuçları sunulduktan sonra, çocuğun yetersizliğinin olup
olmadığına karar verilir. Eğer çocuğun yetersizliği belirlenirse, ekip BEP' ne kısa dönemli
amaçların geliştirilmesine temel teşkil edecek ve öğrencinin yeterli ve yetersiz yanlarını ile
ilgili uzun dönemli amaçları dâhil edecektir. Genelde ekip, akademik yıl için bazı uzun
dönemli amaçlar seçecektir. Seçilen uzun dönemli amaçlar, tüm öğretim programının temelini
oluşturacaktır. Örneğin, görme yetersizliği olan anaokulu öğrencisi için, ekip üyeleri,
kabartılmış altı nokta Braille okuma ve yazma yeteneğini geliştirme, okulda ve evde bağımsız
olarak hareket edebilme, giyinme ve yemek yemeyi becerilerini artırma, arkadaşlık kurma
gibi uzun dönemli amaçları belirleyebilir.
Uzun Dönemli Amaçların Seçiminde Dikkat Edilecek Faktörler Bireyin var olan
performans düzeyinin belirlenmesinden sonra onun güçlü ve zayıf olduğu alanlar ortaya
çıkarılmıştır. Elde edilen bu bilgilerden yola çıkarak hazırlanacak eğitsel planda yer alacak
uzun dönemli amaçların seçiminde şu kriterleri göz önüne alınmalıdır.
Öğrencinin Önceki Başarısı: Bireyin geçmişteki başarı düzeyi, onun bazı kavram ve becerileri
daha önceki öğrenim deneyimlerinde ne oranda kazandığını ortaya koyar. Daha önceki
öğretim ortamı, kullanılan öğretimsel yöntemler, tutulan başarı kayıtları ve edinilen başarı
düzeyine ilişkin bilgiler, standart testlerle ulaşılamayan bilgilerin elde edilmesini sağlar.
Öğrencilerin başarılı ve başarısız olduğu dönemler kayıt edilir ve incelenirse, nedenleri de
belirlenebilir. Nedenler öğrenme ortamına, aile sorunlarına, uygulanan programa, hastalık ve
uyum gibi sorunlarına bağlanabilir. Bu tür bilgilerle, bireyden belirli bir sürede ne
bekleneceği tahmin etmek mümkün olabilir.
Öğrencinin Var Olan Performans Düzeyi: Öğrencinin var olan performansı, onun yeterli ve
yetersiz olduğu alanlar hakkında temel bilgileri oluşturur. Bu bilgiler onun eğitsel programını
101
düzenlenmesine yardımcı olur. Uzun dönemli amaçların belirlenmesi ve uygulanması, var
olan performansın doğru olarak belirlenmesine bağlıdır. Bireyin o anki performans düzeyi,
öğretime hangi noktadan başlanacağının belirlenmesine hizmet eder. Örneğin, öğrenci birer
birer 100'e kadar sayabilmektedir. Bir sonraki uygun basamak; öğrenci için onar onar 100'e
kadar sayar olabilir. Bu nedenle BEP ekibinin uzun dönemli amaçları belirlemesinde öğrenci-
nin her gelişim alanı ilgili performans düzeyinin belirlenmesi önemli bir süreçtir.
Öğrencinin Tercihleri: Hazırlanan program öğrencilerin ilgilerine dayalı olarak düzenlenirse,
çocuğun performansında gelişmeler gözlenebilmektedir. Bu nedenle yıllık amaçların
belirlenmesinde, öğrencinin zaman ve enerjisini en çok ne üzerinde harcadığı, ne ile
ilgilendiği dikkat edilmesi gereken önemli bir noktayı oluşturmaktadır.
Seçilen Amaçların Uygulanabilirlik: Özel gereksinimli çocukların pek çoğu normal akranlarından
akademik olarak geridir. Bu durum okul yılları boyunca da devam edebilir.
İleri düzeyde akademik bilgi ve beceri kazandırma yerine ev ve günlük yaşamında işe
yarayacak bilgi ve beceriler verilmelidir.
Bu nedenle seçilen amaçların uygulanabilir ve öğrencinin ev ve toplumsal yaşamın
gereksinimlerine uygun olması önemlidir.
Öğrencinin Öncelikli Gereksinimleri: Öğrencinin gereksinimlerini karşılayacak beceriler ve yıllık
amaçlar belirlendikten sonra, BEP' da yer alması gereken öncelikli yılık amaçlar
belirlenmelidir. Amaçların miktarı öğrencinin gereksinimlerine bağlıdır. Öncelikli beceriler,
acil gereksinimler ve uygulanabilme durumu öncelikle dikkate alınması gereken faktörlerdir.
Bu nedenle BEP ekibi amaçları kolaydan zora doğru sıralamalı ve ön koşul becerileri öne
almalıdır. Bireysel farklılıklara göre bireysel öncelikler de farklılaşacağından, BEP
geliştirilmesine katılanların hepsi öncelikli yıllık amaçların belirlenmesinde rol almalıdır.
Anne babalar ve genel eğitim öğretmenleri öncelikle temel bilgi kaynaklarıdır.
Amaçların Kazanımı için Ayrılan Zaman: Amaç seçiminde o amaca ulaşmak için ayrılacak
zaman dilimi çok önemlidir. Belirlenen bir amaç için daha fazla öğretim süresi, genellikle
daha çok gelişmeyi sağlayacaktır. BEP ekibi ayrılan zaman içinde ne kadar öğretimin
gerçekleştireceğine karar vermeli ve buna bağlı olarak yıllık amaçları belirlemelidir. Eğitim
yaşam boyu devam eden bir süreçtir. Tüm amaçları belli bir zaman diliminde kazandırmak
mümkün değildir. Bu nedenle BEP ' ı bir öğrenciye bütün önemli becerileri bir yılda
102
kazandırabilecek bir program olarak görmemelidir.
Uzun Dönemli Amaçların Yazılması
Özel gereksinimli öğrencinin öğretimi üzerinde odaklaşabilmek, ekip üyeleri arasında sağlıklı
bir iletişim kurabilmek ve öğrencinin gelişmelerini izleyebilmek için BEP' te uzun dönemli
amaçları ifade etmeliyiz. Uzun dönemli iyi bir amaç yazabilmemiz için beş önemli özelliğin
üzerinde durmalıyız.
Birincisi, uzun dönemli amaçlar öğrencinin var olan performans düzeyi ile ilgili olmalıdır: Var olan
performans düzeyi değerlendirme ekibinin elde etti~i bulgulara dayandırılmalıdır.
Öğrenme yetersizliği olan bir ana sınıf öğrencisi konuşmada ve davranışlarında sınıf
düzeyinde, anlama ve algılamada, iş yapmada, çalışmada başarısızlık içinde olabilir. Ekip
üyeleri öğrencinin anlama ve kavrama, iş yapma ve çalışma yeterliliğini artıracak amaçlan
dikkate almalıdır.
İkincisi, uzun dönemli amaç alanı açıkça tanımlanmalı: Değerlendirme raporlarında öğrencinin
çeşitli gelişim ve öğretim alanlarına ilişkin yeterli veriler vardır. Bu verilere dayalı olarak
amaç alanlarını belirlemek mümkündür.
Öğrencinin sadece akademik becerilerini geliştirmeyi hedeflemekle yetinmeyip, diğer öğretim
alanlarına ilişkin uzun dönemli amaçlarda belirlenmeli.
Üçüncüsü, uzun dönemli amaçlar ölçülebilir ve izlenebilir olmalı. Amaçlar ölçülebilir davranışları
yansıtmalıdır
Dördüncüsü, uzun dönemli amaçlar anlamlı olmalıdır. Bir amaç yazarken onun anlamlılığı belirtilmeli.
Anlamlılığın tanımını yaparken birçok faktörü dikkate almak gerekir.
a. Amaç ifadesinde belirtilen beceri şu anda ve gelecek ortamlarda işe yaramalıdır.
b. Aile amacın başarı için önemli oldu~una inanmalıdır.
c. Amaç bir performans düzeyi ve bir beklenti ile ilgili olmalıdır.
d. Genel e~itim programında öğrencinin başarılı olmasını yardımcı olmalıdır.
Beşincisi, uzun dönemli amaçlar kısa dönemli amaçları kapsamalıdır. Uzun dönemli amaçlar
ayrıntılıdır. Bu nedenle uzun dönemli amaçları daha küçük basamaklara ayırmak ve kısa
103
dönemli amaçları oluşturmak mümkündür.
Uzun Dönemli Bir Amaç Örneği:
Eğer Ayşe'nin eğitsel performans düzeyine dayalı olarak öz bakım becerileri için uzun
dönemli amaç yazılacaksa şu şekilde olmalıdır.
Var olan Eğitsel Performans Düzeyi
Beceri alanı: Öz bakım
Ayşe, 4 yaşında ve anaokuluna devam eden zihin özürlü öğrencidir. Ayşe ayakkabısını,
çorabını, gömleğini çıkarabilmektedir. Ancak giyememektedir. Kaşık, çatal ve bıçak
kullanarak yemeğini yemekte zorlanmaktadır. Ellerini ve yüzünü yıkar ve kurular. Saçını
taramada, dişini fırçalamada, sabun kullanmada yetersiz durumdadır... Ölçülebilir Yıllık
Amaç
Ayşe, gömleğini, çorabını ve bağcıksız ayakkabısını bağımsız olarak giyer Ayşe bağımsız
olarak kendi yemeğini çatal, kaşık ve bıçak kullanarak yer.
Ayşe, bağımsız olarak saçını tarar, dişini fırçalar ve sabun kullanarak elini yıkar.
KISA DÖNEMLI AMAÇLAR VE YAZIMI
Kısa dönemli amaçlar; öğrencinin var olan performans düzeyi ile uzun dönemli amaç arasında
kalan ve daha kısa sürede gerçekleştirilen alt amaçlardır. Uzun dönemli amaçların genel
olmasına karşın, kısa dönemli amaçlar daha özel ve ayrıntılıdır. Bu amaçlar hazırlanırken,
"Bireyin şu andaki performans düzeyinden, uzun dönemli amaçlara ulaşabilmesi için hangi
aşamaları yerine getirmeli?" "Uzun dönemli amaca ulaşmak için öğrencinin ne yapmasını
gerekli görüyorsunuz?", ya da "Amaçlara ulaşmak için temel kilometre taşları nelerdir?"
sorularına yanıt aranmalıdır. Kısa dönemli amaçlar, öğretim etkinliklerinin ve değerlendirme
yöntemlerinin seçilmesine temel oluştururlar. Kısa dönemli amaçların belirlenmesinde ama-
cımız, öğrencinin var olan performans düzeyi ile yıllık amaçlar arasında ölçülebilir
gözlenebilir adımları planlamaktır.
104
Kısa dönemli amaçlar, ölçülebilir gözlenebilir, yıllık amaçların temel parçalarının mantıksal
ayrımı, ilerlemenin genel göstergeleri ve bir zaman süresi içinde sık sık gösterilen işaretlerdir.
Kısa dönemli amaçlarda çeşitli öğretimsel amaçları içerir. Kısa dönemli amaçlar ile
öğretimsel amaçlar genelde benzer özelliklere sahiptir. Birincisi, her ikisi de değerlendirme
için gereklidir. Kısa dönemli amaçlar sonucu değerlendirmede, öğretimsel amaçlar
biçimlendirme, yetiştirmeye dönük değerlendirme de yararlıdır. İkincisi, her ikisi de başarılı
bir performans için hangi davranışı, hangi koşullar içinde ve ne kadar düzeyde
gerçekleştireceğini açıklar.
Uzun dönemli amaçlar ile kısa dönemli amaçlar arasındaki benzerlikler ve
farklılıklar nelerdir?
Kısa Dönemli Amaçların Öğeleri
Kısa dönemli amaçlar ve öğretimsel amaçların faaliyet alanı ve maksatları farklı olmasına
rağmen, her ikisinde de öğrenciyi, öğrencinin' davranışını, hangi koşullar içinde ve ne
düzeyde edineceğini içeren dört öğe bulunmaktadır.
1. Birey: Çeşitli planlarda yer alan amaç ifadelerinin bazılarının öğretmenle ilgili olduğu
gözlenmektedir. Örneğin, "evde kullanılan araç gereçlerin isimlerini öğret", "yer bildiren
kavramları öğret", "olumsuzluk bildiren ekleri öğret" ifadeleri öğretmene yöneliktir. Bu
amaçlar öğrencinin ne yapacağını değil öğretmenin ne yapacağını açıklıyor. Bu amaçlarda
öğretmenin öğretim etkinliklerindeki sorumluluklarını bildiriyor. Amaçlar öğretmenin
davranışı üzerinde değil, öğrencinin davranışı üzerinde odaklaşmalı. Değerlendirme ve
öğretim öğretmenin temel sorumlulukları arasındadır. Amaçlar, bir öğrenciden ve öğrenci
grubundan öğretim sonrası beklenen bir davranışı açıklaması gerekir. Bireyselleştirilmiş
eğitim programlarında kısa dönemli amaçlar, özel gereksinimli tek bir öğrenci için ve ismi
ile ifade edilmelidir. Bir grup öğrenci için amaç yazıldığında, öğretmen öğrenciler olarak
ya da isimlerini belirterek yazması gerekmektedir.
"Öğrenciye evde kullanılan araç ve gereçlerin isimlerini öğret" amacında
olumsuzluk nerede? Doğrusunu yazınız?
T İstenen ya da Beklenen Davranışın Tanımlanması: Kısa dönemli amaçlar öğrencinin ne
105
yapacağını açık bir şekilde belirtmeli ve öğrencinin davranışını göstermelidir. Kısa dönemli;
amaç yazımının en önemli özelliği, bu davranışların gözlenebilir ve ölçülebilir olmasıdır.
Herkes tarafından aynı şekilde yorumlanmalı. Kullanılan sözcüklerin açık olması ve hareket
belirtmesi gerekir.
"mutfak araç ve gereçlerini bilir", "1 ve 10 arasındaki sayıları öğrenir", "verilen yönergeleri
anlar" şeklindeki bir amaç oldukça anlamsızdır.
Bu amaçlarda istenen davranış açık olmadığı gibi gözlenebilir ve ölçülebilir bir davranış
ifadesi de değildir. Oysa bu amaçlar daha özel, açık ve gözlenebilir bir davranış olarak
belirlenebilir. Şöyle ki;
Ayşe, önüne konulan mutfak araç ve gereç resimleri içinden adı söylenen aracı gösterir. ",
"Cem, 1 ve 1 O arasındaki rakamlar arasından gösterilen rakamın adını söyler" "Burcu, tek
sözcüklü yönergeleri yerine getirir" gibi.
Bu şekilde belirlenen kısa dönemli davranışsal amaçlar, öğrencinin bir beceriyi nasıl
öğreneceği, nasıl yerine getireceği ve öğretmeninde nasıl bir değerlendirme yapacağı
konusunda açıklık getirecektir. İyi bir amaç öğrenciden beklenen davranış vuku bulsun ya da
bulmasın büyük bir olasılıkla en az iki kişi tarafından aynı şekilde anlaşılabilmeli. Davranışsal
amaç ifadeleri gözlenebilmeli, ölçülebilmeli ve tekrarlanabilmelidir. Bu nedenle davranışsal
amaç yazımında hareket bildiren uygun eylemler seçilmelidir. Uygun eylem "Yoruma daha az
olanak tanıyan açık ve gözlenebilir davranışlar olarak tanımlanır". Uygun olmayan eylem ise,
"Yoruma açık olan ve içsel ya da gözlenemeyen eylemler olarak tanımlanır."
Uygun eylemler; göstermek, yazmak, çizmek, listelemek, adlandırmak, açıklamak, örnek
vermek, seçmek, listelemek, saymak, eşlemek, sıralamak vb. gibi. Uygun olmayan eylemler;
bilmek, anlamak, inanmak, geliştirmek, öğrenmek, kazanmak, beğenmek, öğretmek, fark
etmek gibi.
Öğrenme sonuçlarının davranışsal olarak ifade edilmesinin iki önemli nedeni vardır. Birincisi,
ne öğreteceğimize ve neyi ölçeceğimize karar verebilmek için. İkincisi, öğrenciler, anne
babalar ve diğer uzmanlar arasında uygun iletişimi sağlamaktır. Gözlenemeyen bir sürecin
amaç olarak ifadesi, anne baba ve diğer uzmanlara yeteri kadar bilgi vermez.
Kısa dönemli amaçlar da öğrenciden yapmasını istediğimiz davranış öğesinin etkililiğini
106
artırmak için dikkat edilecek hususlar şunlardır. Birincisi, öğretmen öğrencinin ne yapacağını
ne yapmayacağını belirten terimleri kullanmalıdır. Davranışları açıkça ifade etmeli.
Üçüncüsü, öğretmenler sadece bilgi, anlama düzeyindeki davranışlara değil aynı zamanda
daha karmaşık uygulama, analiz ve sentez düzeyindeki bilişsel alanla ilgili davranışlara da yer
vermelidir. Dördüncüsü ise, her amaç tek bir beceriyi ya da bilgi öğesini geliştirmeyi
hedeflemesi gerekir. Bir amacın içinde birden fazla davranışın bulunması değerlendirmeyi
güçleştirir.
Aşağıdaki olumsuz amaç örneklerini ölçülebilir ve gözlenebilir amaç haline
getiriniz;
Cem kırmızı kavramını bilir
Fatma tek sözcüklü yönergeleri anlar Aysel boncukları ipe dizmeyi öğrenir
3. İSTENİLEN DAVRANIŞIN HANGİ KOŞULLAR ALTINDA MEYDANA GELECEĞİNİN
AÇIKÇA BELİRLENMESİ:
Öğrenciden yapması istediğimiz davranışın hangi koşullar altında göstermesi gerektiğini,
amaç ifadesinde yer verilmelidir. Davranışın gerçekleşeceği ortam tanımlanırken, o davranışın
nerede, ne zaman ve nasıl gerçekleşmesi beklendiği öğrenciye açıkça belirtilmelidir. Kısa
dönemli amacı ya da öğretimsel amacı okuyan kişi hangi koşullar altında, öğrencinin o
performansı kabul edilebilir olduğunu algılayabilmelidir. Koşul öğesi öğretim ve
değerlendirme süresince öğretmene yardımcı olur. Çünkü ortamda bulunan materyallerle
öğretmenin öğrenciye vereceği desteği açıklar. Örneğin "Öğrenci çeşitli büyüklükteki aynı tür
nesneleri (boncuk, çubuk gibi ) büyükten küçüğe doğru sıralar", "öğrenci resimli bir kartta yer alan
eylemleri söyler" gibi. Davranışın gerçekleşme koşulları;
a. Sözel istekler ya da yönergeler,
b. Yazılı istekler ya da yönergeler,
c. Materyaller,
d. Gereksinim duyulan yardım düzeyi,
e. Çevresel ortam ve uyarlamalar gibi farklılık gösterir
107
Sözel istekler ya da yönergeler: Öğretmenin öğrenciye verdiği sözel istekleri ve yönergeleri
kapsar.
Dikkat etmesini istediğimizde, ..........,
Arkadaşına rica ettiğinde, ....................
Yazılı istekler ya da yönergeler: Öğretmenin verdiği yazılı istekler ya da yönergelere göre öğrenci
istenen davranışı gerçekleştirir.
D/Y ifadelerini içeren bir çalışma kâğıdı verildiğinde, .
Şekil ya da grafiği belirli bir formata göre, .....
Materyaller: Etkinlik sırasında gereksinim duyulan cihazları, öğretim materyallerini kapsar.
Tekerlikli sandalye, kulaklık, ses kayıt cihazı, televizyon, harita, saat, makas, kâğıt gibi. Saat
başlarının öğretimi için geleneksel saat, giyinme becerisi için kullanılan elbise, kâğıt kesmek
için makas vb. gibi.
Gereksinim Duyulan Yardım Düzeyi: Öğrencinin doğru tepkide bulunma olasılığını artırmak için
öğretmen tarafından sunulan ipuçlarıdır. İpucu türleri birçok kaynakta sözel ipucu, görsel
ipucu, model olma ve fiziksel ipucu olarak sınıflandırılmaktadır.
"model olunduğunda ayakkabısını giyer", "kısmi fiziksel yardımla çizgileri çizer", "resimlere
bakarak şekli boyar" gibi.
Çevresel ortam ve uyarlamalar: Öğretmen öğrenciden istenen performansı hangi ortamda
gerçekleştireceğini açıklar. Sınıfta kazanılan becerileri için izleme ve genelleme aşamalarını
da içerecek biçimde amaç yazarken farklı ortamları kapsamalıdır.
"yüzünü yıka yönergesi verildiğinde, evin ve okulun lavabosunda yüzünü yıkar", "evde
yabancı birisiyle karşılaştığında boş geldin der". Çevre; okul, otobüs, yemek salonu,
ev, oyun parkı olabilir.
Aşağıdaki amaç cümlelerinde koşul öğesinin altını çiziniz;
108
Öğrenci karışık olarak verilen nesneleri renklerine göre ayırır. Öğrenci elini yıka
yönergesi verildiğinde, beceri analizindeki basamakları izleyerek elini yıkar.
Öğrenci abaküsü kullanarak l. lO'a kadar birer birer sayar. Öğrenci model
olunduğunda kapıyı kilitler.
4. Kabul Edilebilir Davranış (Performans) İçin ölçüt Belirleme: Ölçüt öğrenci perfor-
mansının, davranışının yeterliliği hakkında karar verebilmek için başvurduğumuz
standartlardır. Öğretmen, öğretim süreci sonunda öğrenciden istenilen performansı
sergilemesini bekler. Ancak öğrencinin gösterdiği davranışın başarılı olup olmadığına
karar vermesi gerekir. Buna göre öğretmen kısa dönemli öğretimsel amaçları geliştirirken,
amacın yeterlilik düzeyini gösteren ölçütü belirlemelidir. Bir amaç ifadesinde, öğrenci
davranışı hakkında karar vermemize dayanak olarak alacağımız standartlara ölçütlere
gereksinim vardır. Ölçütler genellikle davranışın hızını, niteliğini ve oluşunu ortaya koyar.
Ölçüt, sadece öğrencinin istenen davranışta yeterli olup olmadığını göstermez, aynı
zamanda, bir sonraki amacın öğretimine yer verip vermeyeceğimize karar vermemize
olanak sağlar.
Hedeflenen beceri ve kavramın öğrenilip öğrenilmediğine karar vermeye katkıda bulunan
ölçütlere gereksinimimiz vardır. Bu ölçütler şunlardır;
a. Zaman sınırını belirlemek,
b. Yeterli sayılacak doğru cevap yüzdesini ya da oranını belirlemek,
c. Kabul edilecek en az doğru davranış sayısını belirlemek,
d. Davranışta belirleyici olan önemli bir öğeyi tanımlamak,
e. Ölçütlerin kombinasyonunun sağlamak.
Zaman sınırını belirlemek: Davranışın oluşacağı zamanla ilgili sınırın konulmasıdır.
"Can bağcıksız ayakkabılarını bağımsız olarak 2 dakikada giyer", ''Ali resim kita-
bındaki meyve resmini 5 dakikada boyar" ve "Burcu spor salonunda durmaksızın 10
dakika süre ile koşar" gibi.
Bu örneklerde ayakkabıları giymesi için 2 dakikalık süre, resim boyama davranışı için 5
dakikalık süre ve 10 dakika durmadan koşması kabul edilebilir ölçüt' olarak alınmıştır.
109
Yeterli sayılacak doğru cevap yüzdesini ya da oranını belirlemek: Öğrenciye verilen görevleri ne
kadar oranda ya da yüzde de doğru cevap verdiği bir ölçüt olarak ele alınabilir.
Aysel, aynı tip birer kare, daire, üçgen şekilleri arasından üçgen olanları beş kez den
dördünde gösterir': "Ahmet, toplamları 10'u geçmeyen iki ayrı kümedeki nesneleri sayarak
sonucu sözel olarak beş kez den beşinde söyler", "Özlem, sıcak oralet hazırlama beceri
basamağındaki davranışların %90'nını bağımsız olarak yapar".
Bu örneklerde oran ve yüzdeler, istenen davranış için bir başarı ölçütü olarak kullanılmıştır.
Kabul edilecek en az doğru davranış sayısını belirlemek: Bazı durumlarda doğru davranış sayısını
belirlemek zordur. Bu gibi durumlarda yüzdeler veya oranlar kullanışlı değildir ya da
başlangıca uygun belirleyicileri değildir. Bu tür durumlarda belirli bir zaman sürecinde belirli
bir sayıda uygun davranış göstermesine bakılabilir.
Davranışta belirleyici olan önemli bir öğeyi tanımlamak: Bazı durumlarda belli sayıda uygun
davranış yerine, uygun davranış şekli olabilir.
Bir 6ğrencinin 110 arasındaki rakamları uygun sıra ile ve modeline uygun biçimde yazması
gibi.
Ölçütlerin kombinasyonunu sağlamak: Bazen bir kaç ölçüt bir arada yeni bir ölçüt
oluşturabilmektedir.
" 'r' sesini iki hafta süresince ardışık beş kelime içinde çıkarması" ölçüt olarak alındığında
birden fazla ölçüt kullanılmaktadır.
Ayrıca yeterli davranış düzeyi için ölçütler oluşturulurken iki öğrenme çeşidi, standardı
dikkate alınır. Bunlar mutlak öğrenme ve bağıl öğrenmedir. Mutlak öğrenme; bireyin kendi
içinde öğretilmek istenilen noktaya ne kadar ulaştığını, bir başka değişle ne kadar
öğrendiğinin tanımını verir. Bunlar daha sonraki öğrenmeler için temel oluşturur. Örneğin,
artan ve azalan kavramını öğrendikten sonra ancak toplama ve çıkarma işlemini öğrenebilir.
Bağıl öğrenmede standart, bireyin kendi grubu içinde herhangi bir davranışı ya da beceriyi ne
kadar kazandığını ortaya koyar. Bağıl öğrenmede genellikle sınıf ve yaş düzeyi norm olarak
110
alınır.
Amaç İçin Belirlenen Ölçütün Uygunluğunu Belirleme Bireyselleştirilmiş eğitim programı
ekibi ya da özel eğitim öğretmeni amaç için belirlenen ölçütün uygunluğunu kontrol etmelidir.
Öğrenciden beklenen davranış için belirlenen ölçütü incelerken,
a. Gelecek beceriye geçebilmek için gerekli olan en az düzeyi,
b. Toplumda becerinin yapılması için gerekli olan en az düzeyi,
c. Becerinin izlenmesi ve kullanımı için gerekli olan en az düzeyi ve
d. Akran performans düzeyini dikkate almalıdır.
Bir sonraki amacın, becerinin öğretimi için gerekli olan en az düzeydedir. Başarılı olmak daha
temel becerileri ya da ön koşul davranışlarındaki performansa bağlıdır.
Yazma becerisi için ön koşul davranışlardan biri çizgi çizebilmesidir. Yazma becerisinde
başarılı olabilmek dikey, yatay, eğri ve yuvarlak çizgileri başarıyla yapabilmesine bağlıdır.
Öğreti yapılacak becerinin gerçek ortamda yapılması için gerekli olan en az düzey:
Bireyin öğretim koşullarında öğrendiklerini gerçek ortamlarda da sergileyebilmelidir. Sınıf ta
edindiği sayı kavramını durakta otobüs beklerken kullanabilmelidir. Sınıfta edindiği renk
kavramına evde de aynı tepkileri gösterebilmeli. Öğrencinin performansı başkaları tarafından
da kabul edilebilir olmalıdır.
Bağımsız giyinme becerisi hem öğretmen hem de anne babası için önemlidir. Bu nedenle anne
baba sabahleyin okula giderken çocuklarının bağımsız olarak 10 dakika veya daha az sürede
elbiselerini giyme beklentisi içinde olabilir. Böylece 10 dakika öğrencinin giyme performans
için uygun ölçüt olabilir.
Becerinin devamı ve korunması için gerekli olan en az düzey: Eğer edinilen beceriler bizim
için yararlı ise onları uygulamalıyız ve kullanmalıyız. Bazı beceriler örneğin, geçmişteki
olayların tarihlerini ve yerlerini ileriki zamanlarda kullanmadığımız için unutulmaktadır.
Başka bir vaka da sadece kabul edilebilir oranda performans gösterebiliriz.
Okuma çok yavaş gerçekleşiyorsa, öğrenci için boş zaman ve eğlendirici bir etkinlik olarak
111
okuma seçilebilir. Böylece amaç da öğrenci için eğlenceli ve yararlı olacak beceriyi elde
etmek için gerekli olan en az performans düzeyi belirtilmelidir.
Akran performans düzeyi: Çoğunlukla başka öğrencilerin performansından daha ziyade
öğrencinin kendine özgü gereksinimlerine göre amaçları belirlemek isteriz. Oysa bazı
durumlarda davranışsal amaçlar için ölçüt belirlerken akranların performans düzeyini dikkate
almak önemli olmaktadır. Bu durum özellikle özel gereksinimli öğrencileri normal sınıflarda
kaynaştırma uygulama girişimleri için önemlidir. Başarılı kaynaştırma uygulaması, özel
gereksinimli öğrencilerin performans düzeyi akranların performans düzeyine yaklaştığı zaman
gerçekleşmektedir. Kaynaştırma sınıfında normal bir öğrenciden ders başlangıcında,
öğretmenin tek b' yönergesi ile çalışma materyallerini hazırlaması isteniyorsa, aynı şekilde
özel gereksinimli çocuk içinde bağımsız olarak hazırlanması çok önemli bir amaç olmak tadır.
Aynı zamanda akran performans düzeyi öğretmenlerin öğrencinin gerçek amaçları
oluşturmasına yardımcı olur.
Kısa Dönemli Amaçların Yazımı
Kısa dönemli amaçların ifade edebilmesi için uzun dönemli amaçların ölçülebilir küçük
adımlara bölünmesi gerekmektedir. Kısa dönemli amaçlar, beceri analizinde olduğu gibi uzun
dönemli amaçları alt basamaklara ayırarak oluşturulabilir. Kısa dönemli amaçlar ölçülebilir
olmalıdır. Öğretmen, anne baba ve öğrenci için anlamlı olmalı. En önemlisi kısa dönemli
amaçlar sınıftaki öğretimin temelini oluşturmalı ve öğrencinin ilerlemesini ortaya koymalıdır.
Kısa dönemli amaçları geliştirebilmek için dört basamaklı bir süreç söz konusudur.
I. Öğrenciyi belirlemek
2. Ölçülecek davranışı belirlemek/yazmak,
3. Davranışın hangi koşullar altında gerçekleşeceğini açıklamak
4. Davranışın öğrenildiğini karar verebilmek için ölçüt düzeyini belirlemek.
Uzun Dönemli Amaç
Ayşe, gömleğini, çorabını ve bağcıksız ayakkabısını bağımsız olarak giyer Kısa Dönemli
Amaçlar
112
Ayşe, gömleğini giy yönergesi verildiğinde gömleğini beceri analizindeki basamaklan
izleyerek %100 doğrulukta giyer.
Ayşe, çorabını giy yönergesi verildiğinde çorabını beceri analizindeki basamaklan izleyerek
%100 doğrulukta giyer.
Ayşe, ayakkabını giy yönergesi verildiğinde ayakkabısını beceri analizindeki basamaklan
izleyerek %100 doğrulukta giyer.
Örnek Kısa Dönemli Amaçların Öğeleri ı. Öğrenci: Ayşe (5 yaşında)
2. Davranış: Ayşe gömleğini, (çorabını ve ayakkabısını) giyer
3. Koşul: Giy yönergesi verildiğinde beceri basamaklarını izleyerek
4. Ölçüt: %100 doğrulukta
Aşağıdaki örnek de kısa dönemli amacın öğelerini yazınız.
"Öğrenci önüne konulan (fasulye, küp, boncuk, çubuk) kümeleri içinden
uygulayıcının sırasıyla aldığı ve o sırada söylediği sayıda, dört ayrı nesne
kümesinin eli az üçünde iki tane nesne alır"
UYGUN AMAÇ YAZIMI
Bir amacın yazılı olarak kısa dönemli amaç formatında ifade edilmesi yeterli değildir. Amaç
yazımı bir ya da daha çok kişinin değerlendirmesini dikkate alarak, amaçların uygun olup
olmadığını sorgulamalıyız ve içeriğini incelemeliyiz. Bu kısımda uygun amaç yazımında
dikkat edilecek noktalar açıklanacaktır.
Amaçlar Fonksiyonel Olmalı
Fonksiyonel olma, hedeflenen amaçların hemen kullanılabilmesi ya da öğrenciler için yararlı
olacak daha ileri düzeydeki becerilerin kazanımına yol açması olarak açıklanmaktadır.
Belirlenen öğrenme amaçlarının tümü, öğrencinin hemen kullanabileceği becerileri
hedeflemez. Oysa öğretimde, öğretmenler ve diğer ekip üyeleri için önemli olan, özel
gereksinimli öğrenciler için amaçların nasıl önemli olduğunu sormaktır. Özel gereksinimli
öğrencilerinin çoğunun en azıdan bazı becerileri öğrenmede zorluk çektiğini varsayarsak,
sınırlı zamanda çocuklara, okullarda bazı becerileri öğretebileceğimiz hatırlanmalıdır. Bu
113
nedenle öğretimini hedeflediğimiz beceriler şu anda ve gelecekte öğrencinin gereksinimlerini
karşılamalıdır.
Amaçlar Gerçek ve Başarılabilir Olmalı
BEP 'inde yazılmış amaçların özel gereksinimli öğrenciler için hem çok kolay hem de çok zor
olma olasılığı vardır. Çünkü gelişmeyle ilgili hatalı tahminler olabilir. Öğretim sürecinde
öğrencinin nasıl hızla öğrenebileceğini ya da öğrenme etkinliklerini nasıl yöneteceğini bilmek
mümkün değildir. Ancak hem öğrenciler hem de anne babalar için gerçekçi tahminler yapmak
önemlidir. Çünkü bir amacın elde edilmesi, yeterliliğin bir göstergesidir.
Çeşitli önlemler, gerçek ve başarılabilir amaçların belirlenmesi olasılığını artırır. Öncelikle
aile, öğrenci, öğretmen ve diğer ekip üyeleri arasında amaçların belirlenmesinde ve istenilen
sonuçlara ulaşmada görüş birliği sağlanmalıdır. İkincisi şu andaki performans düzeyi kadar,
önceden kazanılmış becerilerde gelecekteki ilerlemelerin bir göstergesi olarak kullanılabilir.
Üçüncüsü ölçülebilir ve gözlenebilir amaçları, uygun araçları kullanarak ölçmek, amaçların
gerçekçi ve başarılabilir olmasına katkıda bulunur. Son olarak, öğretmenlerin ve öğrencilerin
ilerlemelerini gözleyerek, belirli bir amacın başarılamayacağı durumları teşhis etmek ve
başarı için gerekli önlemleri almak mümkündür.
Özel gereksinimli çocuklara istenilen davranışları edindirmesine neden olan
faktörleri tartışınız.
Amaçlar Öğrenci İçin Yararlı Olmalı
Çoğu durumlarda amaçlar öğrencilerden daha çok okulun ya da öğretmenlerin yararına ve
uygunluğuna yönelik olarak belirlenir.
Çoğu öğretmen, anaokulu öğrenci/erinin bir saat süreyle sıralarında oturmalarından çok
boşlanacaktır. Ancak bu, 5 yaşındaki bir çocuktan beklenmeyecek bir davranıştır.
Amaçlar Edinim ya da Bilgi Düzeyindeki Davranışlarla Sınırlandırılmamalı
Edinim çocuğun daha önce yapamadığı bir davranış ya da beceriyi belli bir doğruluk
düzeyinde yapabilir hale gelmesidir. Örneğin, makasla kâğıt kesemeyen bir çocuğun makası
kullanarak kâğıt kesebilmesi gibi. Amaçların büyük çoğunluğu özel gereksinimi olan ve
olmayan öğrencilerin belirli becerileri kazanımına yönelik olarak hazırlanır. Bununla birlikte,
114
çoğu öğrenci sınıf ortamında öğrendiği becerileri diğer durumlara ve ortamlara
genelleştiremediği için, kazanım çoğunlukla yeterli değildir.
Sınıf ortamında makas kullanarak kâğıt kesebilen çocuk aynı davranışını evde
gerçekleştiremiyorsa ya da karton kesmede kullanamıyorsa bu davranışı genelleştirememiştir.
Öğretmenler edinilen davranışların ve becerilerin, genelleştirilebilmesine yönelik de planlar
yapmalıdır. Ayrıca amaçlar, yalnızca hatırlamayı gerektiren bilgilerle de sınırlı olmamalıdır.
Hemen hemen tüm öğrencilere mümkün olduğunca daha üst düzeyde beceriler
kazandırılmalıdır.
BİREYSELLEŞTİRİLMESİ EĞİTİM PROGRAMLARINDA KISA DÖNEMLİ
AMAÇLARIN DÜZENLENMESİ
BEP' inde kısa dönemli amaçların yazılması, düzenlenmesi, genellikle BEP ekibi tarafından
ya da sorumlu bir üye tarafından yerine getirilir. Kısa dönemli amacın davranış ya da
performans öğesi, ölçüde, değerlendirme işlemiyle, değerlendirme zamanıyla ve koşullarla
desteklenmeli ya da kısa dönemli amacın tüm öğeleri tek bir ifadede birleştirilerek
belirtilmeli. Aşağıda kısa dönemli amaç ifadesinin yazımına ilişkin değişik örneklere yer
verilmiştir.
Davranış ya da performans öğesinin tek başına ifade edilmesi: Kısa dönemli amaç olarak sadece
ölçülecek davranış ya da performans ifadesi yazılır. Bu davranış ifadesi ölçüde, değerlendirme
süreciyle, değerlendirme takvimi ve koşullarla desteklenir.
Öğrenci bağcıksız ayakkabısını giyer
Koşul: Beden eğitim derslerinde, okul dönüşünde, giy yönergesi verildiğinde
Değerlendirme işlemi: Beceri analizi basamaklarını izleyerek
Değerlendirme Takvimi: iki hafta sonra
Ölçüt: %100 doğrulukta
Davranış ya da performans öğesinin, koşulla ve ölçüde birleştirilerek ifade edilmesi:
Kısa dönemli amaç olarak, ölçülecek davranış ya da performans öğesi, ölçüde ve koşul öğeleri
115
ile birleştirilerek ifade edilir. Bu ifade ayrıca değerlendirme işlemi ve değerlendirme takvimi
ile desteklenir.
Öğrenci beden eğitimi derslerinde, okul dönüşünde ayakkabını giy yönergesi verildiğinde
bağcıksız ayakkabısını %100 doğrulukta giyer.
Değerlendirme işlemi: Beceri analizindeki basamaklan izleyerek
Değerlendirme Takvimi: iki hafta sonra
Kısa dönemli amaç ifadesinin tüm öğelerini bir arada kullanarak amaç yazma: Kısa dönemli amaç
ifadesinde ölçülecek davranış, ölçüt, koşul, öğeleri ile değerlendirme işlemi ve değerlendirme
takvimi birleştirilerek yazılır.
Öğrenci beden eğitimi derslerinde, okul dönüşünde ayakkabını giy yönergesi verildiğinde
bağcıksız ayakkabısını beceri analizindeki basamaklan izleyerek iki hafta sonra %100
doğrulukta giyer.
Kısa dönemli amaç yazımını tablo içinde gösterimi: Kısa dönemli amacın öğeleri bir tablo içinde
listelenir.
Kavram ve Beceri Analizleri
116
Amaçlar
Bu üniteyi çalıştıktan sonra;
Beceri ve kavramı tanımlayabilecek,
Öğretilmek istenilen içeriği beceri ve kavram olarak sınıflayabilecek,
Beceri ve kavram analizinde dikkat edilmesi gereken noktalan, analiz yaparken göz önünde
bulundurabilecek,
Öğretilmek istenilen beceri veya kavramı farklı şekillerde analiz edebileceksiniz.
İçindekiler
Giriş
Beceri ve Kavram Analizi
Beceri Analizinin Önemi ve Yapılışı
Kavram Analizinin Önemi ve Yapılışı
Özet
Değerlendirme Sorulan
Yararlanılan ve Başvurulabilecek Kaynaklar
Çalışma önerileri
Üniteyi çalışmaya başlamadan önce:
Çevrenizde farklı yaşlardaki çocukların benzer durumlarda kullandıkları kavramlara
dikkat ediniz.
Çevrenizde farklı yaşlardaki çocukların aynı beceriyi yaparken ne tür farklılıklar
sergilediğini gözlemleyiniz.
117
Üniteyi çalışırken:
Elinizdeki kitabın önceki ünitelerini gözden geçirerek bu ünite ile ilişkilendiriniz.
Çevrenizde gözlemlediğiniz aynı yaştaki çocukların beceri ve kavram düzeylerindeki
farklılıkların neden olabileceğini düşününüz.
Sorun Tanımı
Buse, 4 yaşında bir kız çocuğudur. Buse, yaşıtlarının pek çoğunun sahip olduğu bağımsız
yemek yeme, kazak ve pantolon giyme çıkartma gibi öz bakım becerilerini, günlük yaşam
becerilerini ve boş zamanlarında boyama, oyuncaklarıyla ve hamurla oynama gibi etkinlikleri
yapabilmektedir. Okulöncesi eğitim kurumuna gitmeye başladığında öğretmeni yaşıtlarıyla
arasında hiçbir farklılığın olmadığını düşünmüştür.
Sınıf öğretmeni bir süre sonra Buse'nin öğle dinlenme saatinden sonra giysilerini sıklıkla ters
giydiğini, çorabını giyemediğini fark etmiştir. Ayrıca Buse öykü kitaplarında gördüğü
köpeklere de pisi yâda kedi demektedir. Öğretmeni uyardığında Buse giysilerini hemen doğru
şekilde giyebilmektedir. Aradan belli bir süre daha geçtikten sonra öğretmen Buse'nin hala
uyarılmadığında ters giyinmeyi sürdürdüğünü gözlemlemiştir. Öğretmen, sınıf içinde tüm
etkinliklere katılabilen Buse'nin neden önü ve arkayı ayırt edemediğini, çorabını giyemediğini
ve neden köpeğe, kedi dediğini merak etmekten kendini alamamıştır.
Giriş
İster özel gereksinimli isterse normal olsun okulöncesi eğitim dönemindeki çocuklar pek çok
etkenden dolayı aynı kavram ya da becerileri aynı süre içinde öğrenemeyebilirler. Ancak
öğretmen, öğreteceği kavram ya da beceriyi, çocukların çıkabileceği güçlük düzeyine uygun
şekilde basamaklandınlırsa, tüm öğrencilere öğretimle hedeflediği en üst basamağa ulaşma
şansını vermiş olur.
Okulöncesi dönemde özel eğitime gereksinimi belirlenen çocuğun değerlendirmesinin
yapılması, performansının belirlenmesi, yapılacak eğitim ve öğretim için uzun ve kısa dönemli
amaçların saptanabilmesi için öğretmen, ölçüt bağımlı değerlendirmelere yer vermelidir.
Ölçüt bağımlı değerlendirme, beceri ve kavram analizlerine dayalı olarak yapıldığından,
öğretmenin öncelikle okulöncesi döneme ilişkin beceri ve kavramların analizi yaparak, ölçüt
118
bağımlı değerlendirmede ve sonrasında öğretimde takip edeceği rotayı belirlemesi gerekir.
Bu bölümde beceri ve kavramların ve farklı öğrenme düzeylerinde öğretim (uzun ve kısa
dönemli) amaçların ifadelendirilmesine ilişkin açıklamalar uygulamalı davranış analizi
tekniği esas alınarak anlatılmaktadır.
Uygulamalı davranış analizi, davranışsal yaklaşım ilke ve tekniklerine dayalı olarak gelişen
edimsel koşul/ama kuramının öne sürdüğü davranış ilkelerini kullanmaktadır. Uygulamalı
davranış analizi, toplumsal açıdan önemli olan davranışların, herkesin anlayabileceği şekilde
gözlenebilir ve ölçülebilir olarak tanımlandıktan sonra üzerinde çalışılacak davranışın
işlevsel ilişkisinin araştırmasına dayalı olarak, bu davranış üzerinde etkili olabilecek
uygulamanın da herkesin anlayabilmesine olanak verecek şekilde açık bir biçimde
betimlenmesi ve ele alınan davranıştaki değişikliğin genellenebilmesinin de sağlandığı
uygulamaları içermektedir. Öncelikle okulöncesi dönemde çocukların edinmesi gereken
beceri ve kavramların tanımlanması ve analiz edilmeleri gerekmektedir. Beceri ve kavram
öğretimiyle ilgili uygulama ve genel/eme çalışmaları ise daha sonraki bölümlerde ele
alınmaktadır.
BECERI VE KAVRAM ANALİZİ
Öğretim süreci karmaşık bir süreçtir. Küçük çocukların eğitimi söz konusu olduğunda bu
karmaşıklığın giderilmesi gerekir. Çünkü öğretmen bu karmaşık yapı içindeki değişkenleri
belirleyip kontrol altına alarak öğrencisinin en kısa zamanda pek çok yeni şeyi yapabilir
duruma gelmesini sağlamak zorundadır.
Öğretim sürecinde öğretilmesi hedeflenenlerin tümü öğretim içeriğini oluşturur. Öğretim
içeriğinde pek çok beceri ve kavram yer almaktadır. Beceri, bireyin sahip olduğu
yeterliliklerine dayalı olarak yapabileceği tahmin edilen veya yaptığı etkinliklerdir. Kavram
ise, bireylerin ortak tepki vermesine yol açan ilişkili uyaranlardır. Ancak beceri ve
kavramların edinimi çocuklar için zaman zaman oldukça güç olabilmektedir.
Öğretmenin öğrencisine yeni şeyler öğretebilmesi için, öğrencisinin önceki bilgilerinin ve
sahip olduğu becerilerin neler olduğunu çok iyi bilmesi gerekir. Çünkü yeni bilgi ve beceriler,
önceki bilgi ve becerileri temel alır. Öğretim süreci içinde bu ilk basamaktır, buna performans
belirleme denir. Performans belirleme, öğretime başlamadan önce öğrencinin hangi beceri ve
119
kavramları edinmiş olduğu, hangi beceri ve kavramları öğrenmeye hazır olduğu, güçlü ve
zayıf yönlerinin neler olduğunu belirlemek amacıyla yapılır. Okulöncesi eğitim gibi belli bir
gruba eğitim verme amaçlandığında, performans belirleme ve öğretim için, bir program
içeriği ya da gelişim listesi içeriği analiz edilir. Ayrıca analiz, performans düzeyi
belirlendikten sonra belirlenen uzun dönemli öğretim amacıyla ilişkili kısa dönemli amaçların
belirlenmesi amacıyla da yapılabilir.
Yukarıda önerilen analizlerdeki hangilerinin okulöncesi eğitimde
uygulanabileceğini düşününüz.
İçerik, beceri (sembolik olmayan bilgi) ve kavram (sembolik bilgi) olmak üzere iki boyutta
ele alınabilir. Kavram (sembolik bilgi) içerisinde; zihinsel beceriler, bilişsel stratejiler ve sözel
bilgi olmak üzere üç temel grup bulunmaktadır. Beceri (sembolik olmayan bilgi) ise bir yâda
birkaç davranışı kapsamaktadır.
İçerik (beceri veya kavram) analizi, çocuklara güçlük yaratan yapıların daha kolay
anlaşılabilen parçalara ayrılmasıdır. Bunun için öncelikle içerik, kavram ve beceri olarak
sınıflanmalıdır. Çünkü kavram analizi ile beceri analizi yapılırken kullanılacak süreçler
farklıdır.
İçerikte yer alan bilginin kavram (sembolik bilgi) ya da beceri (sembolik olmayan bilgi)
olarak nitelenebilmesi için şu üç sorunun yanıtına bakılır:
Öğrenme işlemi gerçekleşirken tüm unsurlar tam olarak gözlenebiliyor mu?
Öğrencinin göstereceği becerinin tüm unsurları tam olarak tanımlanabiliyor mu?
Ortamdan dönüt alabiliyor mu?
Kavramın (sembolik bilginin) unsurlarının öğrenilip öğrenilmediği gözlenemez, sadece ortaya
çıkan ürün gözlenebilir.
Kırmızı oyuncak gösterilerek çocuğa "bu ne renk" diye sorulduğunda, "kımızı" yerine
"yeşil" dediğinde ya da dinlediği bir hikâyeyi çocuk kendi sözcükleriyle farklı bir şekilde
anlattığında çıkan ürünün hatalı olduğu gözlenmiş olur.
Ancak bu bilginin edinme aşamalarından hangisinde yetersizlik olduğu gözlenemez. Ayrıca
öğrencinin göstereceği davranışın tanımlanması ve gösterimi güçtür. Sembolik bilginin
120
çevresel dönüt aldığı kesin olarak söylenemez. Çünkü beceri doğal olarak yerine
getirilmemektedir.
Programdan seçilen bir içeriğin kavram olarak nitelenebilmesi için yukarıdaki üç
sorunun yanıtının ne olması gerekiyor?
Sembolik olmayan bilginin tüm unsurlarından ne kadarının yapıldığı ya da yapılamadığı
açıkça gözlenebilir.
Tek ayağı ile topa vurma becerisine ilişkin bir uygulama desenlendiğinde, çocuğun bu
becerinin ne kadarını yapıp hangi aşamalarını yerine getiremediği belirlenebilir. Yerine
getirilecek becerinin unsurları tanımlanabilir.
Sembolik olmayan bilgi, becerinin doğal olarak uygun bağlamda yerine getirilmesine izin
verdiğinden çevresel dönüt aldığı söylenebilir.
Tek ayağı ile duran toplara vurma becerisinde topa vurduğunda topun karşı tarafa
yuvarlanışını izleyebilir. Eğer top yuvarlanmamış ise topa vuramadığını fark edebilir.
Okulöncesi eğitim programından seçtiğiniz içeriğin beceri mi, kavram mı?
Olduğunu belirleyiniz.
BECERI ANALIZININ ÖNEMI VE YAPILIŞI
Beceri analizi, bir becerinin tamamlanabilmesi için gereken her bir beceri basamağının sıralı
olarak belirlenmesidir. Beceri analizi, performans belirlemek, öğretim yapmak üzere yapıldığı
gibi, öğretim sonunda değerlendirme amacıyla da kul· anılabilir. Örneğin, bir önceki bölümde
de anlatıldığı gibi öğretmen yeni gelen bir öğrencinin performans düzeyini belirlemek üzere
ailesi ile görüşür. Bu görüşmede aile çocuğun öz bakım becerilerini tam ve bağımsız olarak
yerine getiremediğini öğretmene söyler. Ancak öğretmen öz bakım becerilerini öğretmeye
başlamadan önce bu becerilerin her birinin analiz edilmesiyle oluşturduğu ölçüt bağımlı teste
göre öğrencisini değerlendirir ve tam olarak hangi becerilerin hangi basamaklarında
öğrencisinin öğretime gereksinim duyduğunu belirler.
Bazı beceriler tek bir davranışı içerir.
121
Bazı beceriler ise birden fazla davranışın art arda sıralı olarak yapılmasını gerektirebilirler.
'Atılan topu kollarıyla yakalar' becerisi, kollarını birbirine paralel olarak öne doğru uzatır;
ellerini bilekten çevirerek avuç içi yukarıya dönük şekilde açar, topun geleceği yöne (karşıya)
doğru bakar, top kollarına değer değmez kollarını dirsekten bükerek kendine. Doğru kıvırır
şeklinde aynı sıra ile yapılması gereken dört davranıştan oluşmaktadır.
Bu tür davranışlara zincir davranışlar denmektedir. Bazı beceriler ise zincir davranışlardan
oluşan birkaç beceriyi içerebilir. Bunlara karmaşık beceriler denmektedir.
Pantolon giyme becerisinin ileriye doğru zincirlemeye göre 'pantolonun kemerini iki yandan
tutar' ilk basamaktır. Bu beceri basamağı, önüne konan pantolonu alır, pantolonun arkası
kendi vücudunun önüne gelecek şekilde çevirir, sağ eliyle pantolonun kemerinin sağ
tarafından tutar, sol eliyle pantolonun kemerini sol taraftan tutar olmak üzere dört beceriyi
içermektedir.
Buradaki dördüncü alt beceride yapılması gereken davranışlar yönünden tekrar
aşamalandırılabilir sol el başparmağını pantolonun kemerinin iç kısmına dokundurur, diğer
dört parmağını pantolonun kemerinin dış tarafına yerleştirir, parmaklarını karşılıklı bastırarak,
parmakları arasından pantolonun kemerinin düşmesini engeller gibi üç davranış yazılabilir.
Yukarıda belirtildiği gibi beceriler psikomotor yâda bilişsel nitelikte olabilirler.
Becerinin niteliğine göre beceri analizinde benimsenecek yaklaşımlar farklılaşabilir. Beceri
analizi, yapılış sırasına göre, gelişim aşamalarına göre, güçlük düzeyine göre ve becerinin
yapısal analizi olmak üzere farklı şekillerde yapılabilir.
Yapılış Sırasına Göre Beceri Analizi
Yapılış sırasına göre beceri analizi ileriye doğru ve geriye doğru zincirleme yaklaşımı olmak
üzere iki şekilde yapılır. Bir becerinin tamamlanabilmesi için yapılması gereken beceri
basamaklarının yapılış sırasına göre yazılması ileri zincirleme yaklaşımı olarak adlandırılır.
Geriye doğru zincirleme, bir becerinin yapılması sırasında yer alan beceri basamaklarının, en
son beceri basamağından başlanarak yazılmasıdır. Geriye doğru zincirleme, beceriyi oluşturan
beceri basamaklarının en kolaydan zora doğru sıralanması düşüncesini temel alır. Bu nedenle
122
öğretime yeni başlayan çocuklar ve öğretilecek becerinin çocuk için güçlük taşıdığı
düşünüldüğünde uygulanması önerilen bir analiz yaklaşımıdır.
36 aylık bir çocuğa çorap giyme becerisi öğretilmek istendiğinde, ayak bileğine kadar
giydirilen çorabı baldırına doğru çekerek giyer, ayak tarağına kadar geçirilen çorabı ayak
topuğundan geçirerek giyer, eline tutturulmuş çorabın içine ayak parmaklarını yerleştirerek
giyer, önünde duran çorabı iki eliyle tutarak giyer şeklinde geriye doğru zincirleme
yaklaşımıyla yaptığımız analizi kullanırken, 72 aylık bir çocuk için; önünde duran çorabı iki
eliyle tutar, çorabı ayak parmaklarına geçirir, çorabı topuğundan geçirir, çorabı baldırına
doğru çeker şeklinde ileriye doğru zincirleme yaklaşımıyla yaptığımız beceri analizini öğre-
timde kullanabiliriz.
Becerinin ileriye ya da geriye doğru zincirleme ile analiz etme yaklaşımlarını
neye göre tercih ediyoruz?
Gelişimsel Aşamaya Göre Beceri Analizi
Gelişimsel aşamaya göre beceri analizi, bir becerinin gelişim aşamalarına göre beceri
basamaklarının belirlenmesidir. Çocuk gelişiminde bazı beceriler bir sonraki beceriler için ön
koşul niteliği taşmaktadır. Ön koşul beceri, bir üst becerinin öğrenilebilmesi için mutlaka
öğrenilmesi gereken beceri basamağı niteliğindeki becerilerdir.
Çocuk gelişimine dayalı olarak hazırlanan okulöncesi eğitim programı incelendiğinde 3660
aylık çocukların psikomotor gelişiminde, "tek ayağı ile topa vurma" becerisini yerine
getirebilmesi için çocuğun tek ayağı üzerinde 57 sn durur" becerisini kazanmış olması
gerekir. Bilişsel nitelikte becerilerden örneklersek 72 aylık çocuğun "yirmiye kadar
atlamadan ritmik sayar" becerisini edinebilmesi için "birden ona kadar ritmik sayma"
becerisini öğrenmesi gerekir.
72 aylık çocukların yapması beklenen bilişsel becerilerden biri olan 'verilen
nesneleri renklerine göre gruplama' davranışının önkoşulu nedir?
Gelişimsel aşamaya göre beceri analizi yapmak için, gelişim aşamalarının çok iyi bilinmesi ya
da gözden geçirilmesi, gelişim aşamalarıyla ilgili kaynakların taranması, geliştirilen
programların içeriğinin yeterli ve doğru olup olmadığının değerlendirilerek, gerektiğinde
uyarlanarak kullanılması yerinde olacaktır.
123
Okulöncesi eğitim programını gelişim aşamalarına göre gözden geçiriniz.
Programda yer alan içeriğin, gelişim aşamalarına göre düzenlenip
düzenlenmediğini tartışınız.
Güçlük Düzeyine Göre Beceri Analizi
Bazı becerilerin analizi, ne yapılış sırasına göre ne de gelişim aşamalarına göre yapılabilir. Bu
durumda becerinin taşıdığı güçlük düzeyine göre analiz edilmesi gerekebilir. Güçlük düzeyine
göre analiz, becerinin daha kolay edinilebilen alt becerilerinin belirlenmesidir.
Becerini içerdiği güçlük düzeylerini belirlemek oldukça zordur. Becerinin güçlüğünü
düşünerek bellekten sıralama yapabiliriz ya da beceriyi kendimiz deneyerek beceri analiz
oluşturabiliriz. Ancak biz yetişkinlerin yaptığı denemelerde hissettiğimiz güçlük ile beceriyi
yeni edinen çocuğun yaşayacağı güçlükleri tam kestirmek mümkün olmayabilir. Ele alınan
beceri programın bir parçası ise öğretmen programdaki sıralamayı da benimseyebilir. Ancak
beceri güçlüğüne göre analiz edilirken her çocuğun sahip olduğu yeterliliklere göre farklı
güçlük düzeylerinde zorlanabilecekleri unutulmamalıdır. Bu nedenle beceriyi yerine getirmesi
gereken grubun gözlenmesi ve yaşadıkları güçlükler saptanarak bu güçlüklerin üstesinden
gelebilecekleri şekilde becerinin basamaklandırılması yerinde olacaktır.
Programda yer alan 6072 aylık çocuklara yazmaya hazırlık için kazandırılması planlanan
'yatay, dikey, eğri ve eğik çizgileri ve bunların kombinasyonlarını çizer" becerilerinin analizi;
T satır çizgisi arasında daire ve doğru çizmeyi
gerektiren harfleri ( a, b, B, P, p, D, d, g, g, e, R )
yazar,
. satır çizgisi arasında eğri (kavis, kıvrım) ve doğru çizmeyi gerektiren harfleri \Ci (T, j, 1, t, k, h,
m, n, r, u, ü) yazar şeklinde yapılabilir.
Ayrıca analizde yer alan her bir alt beceri öğretim esnasında çocuğun sahip 01jc1u~ beceriler
göz önünde tutularak daha düşük güçlük düzeyine bölünebilir.
~"
124
, *satır çizgisi arasında yukarıdan aşağı ve soldan sağa, doğru çizmeyi gerektiren
'r
Harfleri yazar" becerisi, satır çizgisi arasında yukarıdan aşağı doğru çizer, satır çizgisi
üzerine soldan sağa doğru çizer, satır çizgisinin ortasından başlayarak yukarıdan aşağı kısa
doğru çizer, satır çizgisinin ortasına soldan sağa kısa doğru çizer, satır çizgisi arasına
yukarıdan aşağı doğru ile satır ortasında kesişen, soldan sağa doğru (+) çizer, yukarıdan
aşağı doğru ile teğet, satır üst ve alt çizgileri üzerinde soldan sağa doğru (L, F gibi) çizer,
yukarıdan aşağı doğru ile teğet, satır çizgileri arasında değişik noktalardan soldan sağa
doğrular (F, E gibi) çizer şeklinde daha düşük güçlük düzeylerine de bölünebilir,
Birden ona kadar birer birer ritmik sayma davranışını güçlük düzeyine göre
nasıl analiz edebiliriz?
Becerinin Yapısal Analizi
Becerinin yapısal analizi, beceri sonradan nasıl yerine getirilmesi bekleniyorsa, becerinin
öğretiminde yapılacak bilgilendirmeye ilişkin ölçütlere göre aşamalandınImasıdır. Yapısal
analiz, becerinin yönergesine göre yapılabildiği gibi becerinin sunum şekline, tepki şekline,
gerekli görülen niteliklere, yeterli görülen süreye ve doğruluk düzeyine ilişkin olarak da
yapılabilir.
Yönergesine göre becerinin yapısal analizi; Öğrencinin beceriyi tam olarak yerine getirilmesi
için öğrenciye ne tür yönergenin verileceğinin belli ölçütlere göre aşamalandırılmasıdır.
Çocuktan bir beceri talep edilirken yapılan tanımlamada, becerinin tümünü, alt becerileri ya
da daha alt basamakları içeren ifadeler kullanılabilir.
Çocuktan "Kazağını giy" şeklinde becerinin tümünü içeren bir ifade ile beceri talep edilebilir
veya kazağını al, başından geçir, kollarını geçir ve kazağını düzelt şeklinde alt basamakları
içeren ifadelerle de beceri talep edilebilir ya da kazağını omuzlarından tut, önü masaya
gelecek şekilde masaya koy, etek ucundan tutarak aç, başını kazağın içine sok, başını boyun
deliğinden çıkar, sağ elinle kazağın eteğini açarak sol kolunu kazağın içine sok, sol kolunu
kazağın kolunun içine it, sol kolunla kazağın eteğini açarak sağ kolunu kazağın içine sak, sağ
kolunu kazağın kolunun içine it, kazağı göğsünden aşağı doğru çek şeklinde becerinin daha
alt basamaklarını içeren ifadelerle beceri talep edilebilir.
125
Bir önceki bölümde beceri ve kavramlarla ilgili performans alımında kullanılan tek fırsat ve
çok fırsat kullanımına ilişkin açıklamalar yönergesine göre becerinin yapısal analizine de
örnek oluşturmaktadır.
Sunum şekline göre becerinin yapısal analizi; Öğrencinin beceriyi tam olarak öğrenebilmesi için
ne tür bilgilendirmenin hangi yolla yapılacağının belirlenmesidir.
6072 aylık çocukların gelişim özelliklerine göre okulöncesi eğitim programında "dinlediği
öyküyü içeriğine uygun olarak anlatır" şeklinde yer alan bilişsel bir beceriyi tam olarak
yapmayı öğrenebilmesi için; birkaç kez dinlediği öyküyü ilişkin resimler ardışık olarak
gösterilerek resimle ilişkili anlatım söylendiğinde tekrar eder, birkaç kez dinlediği öyküyü
ilişkin resimler ardışık olarak gösterildiğinde resimle ilişkili anlatımı kendisi söyler, birkaç
kez dinlediği öyküyü ilişkin resimler ardışık olarak beş saniye gösterilerek kapatıldığında
resimle ilişkili anlatımı kendisi söyler, iki kez dinlediği öyküyü içeriğine uygun anlatır, bir kez
dinlediği öyküyü içeriğine uygun anlatır şeklinde analiz edildiğinde, analizin hangi basamağı
kısa dönemli amaç olarak alınmış ise ele alınan alt amaca yönelik öğretim ve tekrarlara yer
verilmesi gerekir.
Bu örnekte öğrencinin "dinlediği öyküyü içeriğine uygun olarak anlatır" şeklinde yer alan
bilişsel bir beceriyi tam olarak yapmayı öğrenebilmesi için ilk basamakta öğretmen önce
öyküyü birkaç kez okuyacak ve öyküyü ilişkin resimli kartları göstererek anlatımı tekrar
edecek ve öğrencilere de tekrar ettirecektir. Daha sonra her bir basamağa ilişkin uygun
sunumlar gerçekleştirecektir.
Resmi sınır taşırmadan boyayabilme becerisi için ne tür bilgilendirme ya-
pılabileceğini düşününüz.
Bir sonraki bölümde beceri ve kavramların farklı düzeyde ipuçları ile öğretimlerinin
desenlenmesi konusundaki açıklamalar sunum şekline göre becerinin yapısal analizinin de
örneğini oluşturmaktadır.
Tepki şekline göre becerinin yapısal analizi; Becerinin tam olarak edinilmiş olduğunu kabul
etmek için öğrencinin vermesi gereken tepkinin belli ölçütlere göre aşamalandırılmasıdır.
126
Yukarıda yer alan beceride öğrencinin önce dinledikleriyle ilgili resimleri görerek resme
ilişkin söyleneni tekrar etmesi, ikinci basamakta dinledikleriyle ilgili resimleri görerek resme
ilişkin dinlediklerini tekrar etmesi, üçüncü basamakta önce dinledikleriyle ilgili resimleri kısa
süreli gördükten sonra resme ilişkin dinlediklerini tekrar etmesi, dördüncü basamakta iki kez
dinledikten sonra dinlediklerini tekrar etmesi ve son basamakta bir kez dinledikten sonra
dinlediklerini tekrar etmesi şeklinde öğrenciden beklenen tepki şeklinin aşamalı bir
sıralaması vardır.
Gerekli görülen niteliklere göre becerinin yapısal analizi; Becerinin belli bir niteliğe uygun şekilde
tamamlanmış olmasının gerekli görüldüğü durumlarda becerinin niteliğine ilişkin ölçütlere
göre aşamalandırılmasıdır.
6072 aylık çocukların psikomotor gelişim özelliklerine göre "üç metre uzaklıktaki hedefe top
atar" becerisini kazanmaları gerekir.
Öğretmen bu beceri için yaptığı analize paralel öğretim planlayarak en son aşamada çocuğun
üç metre mesafedeki hedefe topu attığını kabul etmesi için "öğrenci beş denemeden dördünde
elindeki topu üç metre uzaklıktaki hedefe isabet ettiren atışlar yapar" şeklinde nitelik
belirlemesi yapar ve bunu analiz eder.
Belirlenen niteliğe göre beceri analizinde şu basamaklar yer alabilir; öğrenci beş denemeden
birinde elindeki topu üç metre uzaklıktaki hedefe isabet ettiren atışlar yapar, öğrenci beş
denemeden ikisinde elindeki topu üç metre uzaklıktaki hedefe isabet ettiren atışlar yapar,
öğrenci beş denemeden üçünde elindeki topu üç metre uzaklıktaki hedefe isabet ettiren atışlar
yapar, öğrenci beş denemeden dördünde elindeki topu üç metre uzaklıktaki hedefe isabet
ettiren atışlar yapar.
Eğer öğrenci küçük ise belirlenen nitelik atış isabeti ile değil atış mesafesiyle ilgili olabilir. Bu
durumda belirlenen niteliğe göre yapılan beceri analizinde; çocuk beş denemeden dördünde
elindeki topu bir metre uzaklıktaki hedefe isabet ettiren atışlar yapar, çocuk beş denemeden
dördünde elindeki topu bir buçuk metre uzaklıktaki hedefe isabet ettiren atışlar yapar, çocuk
beş denemeden dördünde elindeki topu iki metre uzaklıktaki hedefe isabet ettiren atışlar
yapar, çocuk beş denemeden dördünde elindeki topu iki buçuk metre uzaklıktaki hedefe isabet
ettiren atışlar yapar şeklinde basamaklar yer alacaktır.
Bir sonraki bölümde beceri ve kavramların öğretimi sürecinde ipuçlarının çoktan aza doğru
127
farklılaştırılmasıyla ilgili açıklamalar, gerekli görülen niteliklere göre becerinin yapısal
analizinin de örneğini oluşturmaktadır.
Belirlediğiniz niteliğe göre bir becerinin yapısal analizinin nasıl yapıldığını düşününüz.
Yeterli görülen süreye ilişkin olarak becerinin yapısal analizi; Becerinin belli bir süre içinde
tamamlanmış olmasının gerekli görüldüğü durumlarda becerinin süresine ilişkin ölçütlere
göre aşamalandırılmasıdır.
60 72 aylık çocuklar öz bakım becerileri gelişim özelliklerine göre "kendi kedine giyinip
soyunur" becerilerini öğrenmeleri gerekir.
Önceki gelişim dönemlerinde giyinme ve soyunma becerileri ayrı ayrı ele alınıp
öğretilmektedir. Bu dönemde çocuğun giyinme ve soyunma becerilerini belli bir süre içinde
yapması önem kazanmaktadır.
Öğretmen giyinme ve soyunma becerileri için "çocuk üç dakika içinde ayakkabısını, çorabını,
pantolonunu ve kazağını çıkararak, spor kıyafetini, çorabını giyer ve ketenini giyer" şeklinde
süreye ilişkin ölçüt koyarak amaç yazdığında yeterli görülen süreye ilişkin olarak becerinin
yapısal analizinde; (öğrenci bu becerileri şu anda 15 dakikada yapıyor olsun) çocuk 12
dakika içinde ayakkabısını, çorabını, pantolonunu ve kazağını çıkararak, spor kıyafetini,
çorabını giyer ve ketenini giyer, çocuk dokuz dakika içinde ayakkabısını, çorabını,
pantolonunu ve kazağını çıkararak, spor kıyafetini, çorabını giyer ve ketenini giyer, çocuk
yedi dakika içinde ayakkabısını, çorabını, pantolonunu ve kazağını çıkararak, spor kıyafetini,
çorabını giyer ve ketenini giyer, çocuk beş dakika içinde ayakkabısını, çorabını, pantolonunu
ve kazağını çıkararak, spor kıyafetini, çorabını giyer ve ketenini giyer basamakları yer
alabilir.
Doğruluk düzeyine ilişkin olarak becerinin yapısal analizi; Becerinin belli düzeyde doğrulukla
tamamlanmış olmasının gerekli görüldüğü durumlarda becerinin doğruluk düzeyine ilişkin
ölçütlere göre aşamalandırılmasıdır. Örneğin, 6072 aylık çocukların bilişsel gelişim
özelliklerine göre "nesne kullanarak toplama ve çıkarma yapar" şeklindeki bilişsel bir beceriyi
öğrenmeleri beklenmektedir. Ancak böyle bir beceriyi yerine getirebilmesi için "1'den lO'a
kadar rakamları nesnelerle eşler" becerisinde %100 doğruluk düzeyine ulaşması
128
gerekmektedir. Bu şekilde bir başka beceri için ön koşul beceri niteliği taşıyan becerilerin
öğretiminde doğruluk düzeyi önem taşımaktadır. Öğretmen "çocuk l'den 10'a kadar rakamları
%100 oranında doğru olarak nesnelerle eşler" şeklinde bir amaç yazdığında doğruluk
düzeyine ilişkin olarak becerinin yapısal analizinde;
Çocuk beş denemenin beşinde bir rakamını bir nesne ile eşler, çocuk beş denemenin beşinde
iki rakamını iki nesne ile eşler, Çocuk beş denemenin beşinde üç rakamını üç nesne ile eşler,
Çocuk beş denemenin beşinde dört rakamını dört nesne ile eşler, Çocuk beş denemenin
beşinde beş rakamını beş nesne ile eşler, basamaklan olacaktır.
Ancak çocuk sıralı yapıldığında rakamları %100 doğru olarak nesne ile eşliyor karışık sırada
eşlemede bazen hata yapıyorsa beceri analizinde şu basamaklar da yer alabilir:
Çocuk 1 'den 10'a kadar rakamlan %60 oranında doğru olarak nesnelerle eşler, Çocuk 1 'den
10'a kadar rakamlan % 70 oranında doğru olarak nesnelerle eşler, Çocuk 1 'den 10'a kadar
rakamlan 0/080 oranında doğru olarak nesnelerle eşler, Çocuk l'den 10'a kadar rakamlan
%90 oranında doğru olarak nesnelerle eşler, Çocuk 1 'den 10'a kadar rakamlan %100
oranında doğru olarak nesnelerle eşler.
Beceri analizi, yapılış sırasına göre, ister gelişim aşamalarına göre veya güçlük düzeyine göre
yapılsın, ayrıca yapısal olarak da analizi edilebilir. Çünkü yapısal analiz, bir beceri için
belirlenen uzun dönemli amaca ulaşana kadar, beceriyle ilişkili kabul edilebilir ilerlemeleri
ifade eden kısa dönemli amaçların farklı özellikler açısından ölçütlerinin tanımlanmasıdır.
KAVRAM ANALİZİNİN ÖNEMI VE YAPILIŞI
Kavramları, bireylerin ortak tepki vermesine yol açan ilişkili uyaranlar olarak tanımlamıştık.
Örneğin, 'kırmızı' gösterilerek ne renk olduğu sorulduğunda tüm bireylerin "kırmızı" diyerek
ortak tepki vermeleri beklenir. Ortak tepki dışındaki tepkiler örneğin, "mavi" denmesi
kavramın edinilmediği veya yanlış öğrenildiği şeklinde yorumlanır.
Kavram analizi, kavramın tüm ilişkili ve ilişkisiz niteliklerinin, taksonamik düzeyinin ve
kurallarının belirlenerek, tüm ilişkili niteliklerin ayırt edilmesini ve kurallarının anlaşılmasını
sağlamak için yapılacak uygulamanın aşamalandırılmasıdır.
129
Diğer bir deyişle bir kavramın kurallarının her birinin öğrenilmesini ve ilişkili niteliklerinin
ilişkisiz niteliklerle tek tek karşılaştırılmasını sağlayacak uygulamaların sistematik biçimde
sıralı olarak belirlenmesidir.
Soyut kavramlar ise varlığı genel kabul gören, belli özelliklerine ilişkin bilgi ve kurallar
aracılığıyla tanımlanan, sınıflanan kavramlardır.
Kavramlar (sembolik bilgiler) sözcük ya da sözcük gruplarıyla simgelenirler.
Ancak bu semboller kavramın etiketidir. Bir kavramın sembolü olan sözcük ya da sözcük
grubunun söylenmesi, kavramın kendisinin bilindiği anlamına gelmez. Örneğin,
kendisine söylenen sözcükleri tekrar edebilen küçük çocuklara "kukla" dediğimizde bu
kelimeyi doğru olarak tekrar edebilirler. Ancak tekrar edebiliyor olması kuklanın ne
olduğunu bildiği anlamına gelmez. Benzer şekilde sözcük gruplarıyla ifade edilen
kavramlar somut nitelikte bile olsa, kavramın öğrenilmesini ya da anlaşılmasını
sağlamaz.
Çocuklara "ne şeker şey "dendiğinde kızgın bir şekilde 'ben şeker değilim' diyerek karşı
çıktıkları gözlenir.
Şeker şey söylemiyle 'sevimli' kavramının daha somut ifadelendirildiği düşünülse bile
kullanılan sözcük grubu çocuğun anlamasını kolaylaştırmaktadır. Somut kavram olduğu
halde sözcük grubundan oluşan nesne isimleri de kavramın öğrenilmesini
kolaylaştırmayabilir.
Somut kavram olduğu halde çevrenizdeki çocukların farklı anladıkları sözcük yâda
sözcük gruplarının neler olduğunu düşününüz
1çeriğin sembolik olmayan bilgi yani beceri kısmı fiziksel eylemleri içerdiğinden,
sembolik bilgiye kıyasla daha kolay analiz edilmekte ve öğretilmektedir. Sembolik
bilgiyi oluşturan unsurlar beceriyi oluşturan alt beceriler kadar açık değildir. Örneğin,
dinlediği hikâye ile ilgili sorulara yanıt verebilme becerisi de sembolik bilgide olduğu
gibi sonuçta ortaya çıkan ürünün değerlendirilmesi gibi görünse de, hikâyenin
yanıtlanamayan sorularla ilgili bölümlerinin tekrar okunarak soruların yinelenme si
130
mümkündür. Ancak sembolik bilgi için böylesi aşamalandırmaların yapılması güç
olabilmektedir. Sembolik bilginin yapısını oluşturan unsurların basit ya da karmaşık
olması bu güçlüğü etkilemektedir. Kavramın (sembolik bilginin) niteliğine göre
analizinde benimsenecek yaklaşımlar farklılaşabilir. Sembolik bilgilerin analizini daha iyi
yapabilmek için Bloom (956), Gagne (985)'nin farklı kategorilerde yaptıkları bilgi
sınıflarnalarını bilmek çok yararlı olacaktır. Çünkü öğretmenin bir kavramı nasıl
öğreteceğine karar verebilmesi için öğreteceği bilginin yapısını çok iyi bilmesi ve bu
yapının öğretimine hangi bilgi parçası ile başlayacağına karar verebilmesi gerekir. Aksi
halde belirlediği basamaklar öğrencisinin çıkabileceğinden yüksek yapılmış olur ki öğrenme
gerçekleşmeyebilir.
Bilişsel gelişime paralel olarak Bloom (1956) kavram öğretiminin en az karmaşık olandan
karmaşık düzeye kadar altı düzey içeren bir yapı öne sürmüştür. Bunlar; bilme, kavrama,
uygulama, analiz, sentez ve değerlendirmedir.
Gag ne’nin öne sürdüğü öğrenmenin koşulları kuramına göre, sözel bilgi, zihinsel beceri,
devimsel beceri, tutum ve bilişsel strateji olmak üzere beş çeşit öğrenme vardır. Zihinsel
beceri ise ayırt etme, kavram öğrenme, kural öğrenme ve problem çözme şeklinde basitten
karmaşığa doğru kendi içinde dörde ayrılmaktadır. Okulöncesi eğitim düzeyinde öğretim
amaçları daha çok sözel bilgi, zihinsel beceri ve devimsel beceri düzeyinde olduğundan,
kavram analizi bağlamında bu aşamalara ilişkin örneklere ağırlıklı olarak yer verilecektir.
Sözel bilgi, çocuğun belli bilgileri dinleyerek öğrenmesi ve sözlü olarak tekrar edebilmesidir.
'Öğretmeninin adı ne?' 'Türkiye'nin başkenti neresi?' 'Paranın üstünde kimin resmi var?' gibi
tek bir yanıt vermesi gereken basit soruları yanıtlaması. Haftanın günlerini, yılın aylarını
veya söylenilen sayıdan başlayarak ritmik sayma gibi sözel zincirleri sıralaması. Ellerine
verilen farklı ağırlıkta iki nesneyi kıyaslayarak ağır olanı ayırt etmesi gibi adları, tanımları
kullanabilmesi sözel bilgi düzeyidir.
Bu aşama Bloom'un 'bilme' düzeyi olarak adlandırdığı düzeye karşılık düşünülebilir. Zihinsel
beceri, çocuğun kuralları öğrenerek bunları yeni bilgileri öğrenmede kullanabilmesidir. Ancak
ilk öğrenilen zihinsel beceri ayırt etmedir. Ayırt etme, çocuğun nesnelerin şekil, boyut, renk
gibi birbirinden ayrılmasını sağlayan özelliklere farklı tepkide bulunabilmesidir. Çocuk ayırt
etmeyi öğrendiğinde benzer nesneleri bir araya getirirken, farklı nesneleri de ayırır. Bloom'un
131
'kavrama' olarak adlandırdığı düzeyle eşlenebilir. Kavram öğrenme ise bir nesne ya da olayın
bir kavram kategorisiyle ilişkilendirilmesidir. Bloom bu aşamayı 'uygulama' olarak
adlandırmıştır. Öncelikle somut kavramlar daha sonra ise soyut kavramlar uygun şekilde
kullanılmaya başlanır. Gag ne’nin tutum ve bilişsel strateji aşamaları, Bloom'un analiz, sentez
ve değerlendirme aşamalarına karşılık düşünülebilir.
Şekil kavramı öğretirken önce çocuğa, söylediğimiz şeklin adını tekrar ettirme (sözel bilgi);
adını söylediğimiz şekli göstermesini isteme (ayırt etme); gösterdiğimiz şeklin adını söyleme
(kavram öğrenme) şeklinde aşamalandırılmış öğretim uygulamalarına yer vermemiz
gerekmektedir.
Verilen örneği, becerinin yönergesine göre yapısal analizi ile karşılaştırarak
benzerliklerinin neler olduğunu düşününüz.
Bu bilgiler doğrultusunda kavram analizi için öncelikle öğretilmek istenilen kavramın gelişim
düzeyine göre aşamalı olarak belirlenmiş öğrenme ve öğretme kuramlarındaki sıralamasına
göre analiz edilmesi gerektiğini düşünebiliriz. Bunun örneğini 3672 aylık çocukların
okulöncesi eğitim programında görmekteyiz.
Programda "Verilen nesne, olay ya da varlıkları çeşitli özelliklerine göre eşleştirebilme"
amacı bir sonraki aşamada "Verilen nesne, olay ya da varlıkları çeşitli özelliklerine göre
gruplayabilme" daha sonra ise "Verilen nesne, olay ya da varlıkları çeşitli özelliklerine
göre sıralayabilme" olarak ele alınmaktadır.
Gelişimsel aşamaya göre beceri analizi ile kavramın niteliğine ilişkin kuramlara göre
yapılan analizin benzerliklerinin neler olduğunu düşününüz.
Bir kavramın ne düzeyde öğrenildiği, öğrenme sürecindeki aşamalara göre değerlendirilir.
Edinim aşaması, bireyin daha önce sahip olmadığı bir kavramı belli doğrulukta ayırt
edebilmesidir. Akıcılık düzeyi ise edindiği kavramı öğretildiği bağlamda hemen
kullanabilmesidir. Kalıcılık ise, kavramın öğretimi sona erdikten sonra kavramın öğretilen
bağlamlarda kullanımının sürmesidir. Bunun için kavramla ilişkili kuralların öğrenilmesi
gereklidir. Genelleme, bireyin öğretim koşulları dışında benzer bağlamlarda öğrendiği
kavramı kullanabilmesidir.
132
"Kırmızı" kavramını edinim düzeyinde öğrenen bir çocuk dört farklı renk önüne konup
hangisi kırmızı göster dendiğinde gösterebilir. Ancak bu ne renk dendiğinde hemen
kırmızı söyleyemeyebilir. Akıcılık düzeyinde kırmızı kavramını öğrendiğinde öğretimde
kullanılan araçlar gösterilerek bu ne renk? Diye sorulduğunda hemen kırmızı
diyebilecektir. Kalıcılık aşamasında öğrenme gerçekleştiğinde çocuğun öğretimden bir
süre sonra öğretim yapılan araçlarla tekrar değerlendirildiğinde kırmızı nitelemesini
doğru şekilde yapmayı sürdürmesi beklenir. Genelleme aşamasında öğrenen çocuk
kırmızıyı çevresindeki nesneler için kullanmaya başlamıştır.
Bir kavramın ne düzeyde öğrenildiği, öğrenme sürecindeki aşamalara göre de-
ğerlendirilebildiğine göre, kavram öğretimi öğrenme sürecindeki aşamalara göre
desenlenebilir. Bu bağlamda kavram analizi öğrenme sürecindeki aşamalara göre yapılabilir.
Örneğin, 72 aylık çocuklar için belirlenen" Verilen nesne, olay ya da varlıkları çeşitli
özelliklerine göre eşleştirebilme" amacına ilişkin belirlenen davranışlar arasında 'Verilen
nesneleri boyutlarına göre eşleştirme' davranışı için öğrenme sürecindeki aşamalara göre
edinim düzeyinde, 'eline verilen nesneyi önüne konan dört farklı büyüklükteki nesneden aynı
olanın önüne koyar'; akıcılık düzeyinde, 'eline verilen nesneyi 5 sn. içerisinde önüne konan
dört farklı büyüklükteki nesneden aynı olanın önüne koyar'; kalıcılık aşamasında, 'öğretimden
bir ve üç hafta sonra eline verilen nesneyi 5 sn içerisinde önüne konan dört farklı büyük-
lükteki nesneden aynı olanın önüne koyar'; genelleme aşamasında, 'eline verilen nesne ile aynı
büyüklükte bir oyuncağı önüne konan oyuncaklar arasından bulup gösterir' şeklinde analiz
ederek öğretmek mümkündür.
Öğrenme sürecindeki aşamalara göre kavram analizi ile becerinin gerekli görülen
niteliklere göre yapısal analizinin benzerliklerinin neler olduğunu düşününüz.
Öğretilmesi düşünülen kavramlar için çocuğun gelişim düzeyi ve öğrenme aşamalarının göz
önünde bulundurulması gerekmektedir. Ancak öğretmenin ele aldığı kavramı yapısal olarak
değerlendirilebilmesi, yapacağı analizi etkileyeceği gibi öğretim uygulamaları için yapacağı
hazırlık açısından da önem taşımaktadır.
Kavramın İlişkili (Ayırıcı) ve İlişkisiz (Ayırıcı Olmayan) Nitelikleri
Kavramın ilişkili (ayırıcı) nitelikleri, kavramın yapısında vardır ve kavramı tanımlarlar. İlişkili
133
nitelikler, kavramın benzer özelliklerinin oluşturulmasında yardımcı olur. Örneğin, "kare"
kavramının ilişkili niteliği, karenin şeklidir.
Kavramın ilişkisiz (ayırıcı olmayan) nitelikleri ise, kavramın yapısında vardır, fakat kavramı
tanımlamazlar. İlişkisiz nitelikler kavramın olumlu örneklerini çoğaltmaya yardım eder.
Örneğin karenin kare olma özelliğini değiştirmeyen ilişkisiz nitelikleri; karenin büyük ve
küçük olması, boyutları, rengi ve kullanılan malzeme vb. dir. Bu nedenle, analizin ilk
basamağında ilişkisiz nitelik sayısı kontrol edilmelidir. Örneğin, kare kavramını yeni öğrenen
bir öğrenci için analizin ilk basamağında karenin boyutları, yapıldığı malzeme ve renk kontrol
edilmelidir. Bunun anlamı çocuğun sunulan kare örneklerinde lOxlO ebatlarında ahşaptan
yapılmış, aynı renkle boyanmış kareler seçilmesidir.
Analiz yapılırken kavramın ilişkili ve ilişkisiz niteliklerini ayırmak güçleştikçe, kavramın
çocuk tarafından öğrenilmesinin de güçleşeceği düşünülmelidir. İlişkisiz niteliklerin somut
örneklerinin sunulması kavramın öğrenilmesini kolaylaştırır. Kavram analiz edilirken ilişkisiz
niteliklerin iyi belirlenmesi ve somutlaştırılması önem taşımaktadır.
Kavram: Sarı
İlişkili (ayırıcı) Nitelik: Rengi
İlişkisiz (ayırıcı olmayan) Nitelik: Sarı olan nesne ya da araçlar
Kavram: 3 Tane
İlişkili (ayırıcı) Nitelik: Nesnelerin taneli olması.
İlişkisiz (ayırıcı olmayan) Nitelik: Taneli olan nesnelerin cinsi, türü, rengi vb. gibi.
Kavramın Taksonomik Düzeyi
Taksonomi, aşamalı sınıflama sistemidir. Taksonamik düzey, bir kavramın hangi sayıda
kavramı içerdiğini ifade etmektedir. Bir başka deyişle kavramın güçlük düzeyinin bir
ifadesidir. Kavramın taksonamik düzeyinin yüksek olması karmaşık bilgi düzeyinde olduğunu
gösterir. Örneğin, hayvan, evcil hayvan ve köpek kavramları aynı kavram hiyerarşisinin
üyeleridir. Taksonamik düzey bakımından hayvan en üst, köpek ise en alt düzeydedir.
Kavram: Hayvan
İlişkili (ayırıcı) Nitelik: Canlı olması (beslenmesi, doğması, büyümesi ve ölmesi) ve
hareket edebilmesi.
İlişkisiz (ayırıcı olmayan) Nitelik: Hayvanın rengi, cinsi, türü vb.
134
Kavramın Yapısına İlişkin Özelliklerinin Analizi
Kavramın yapısal özellikleri denildiğinde akla, kavramın kendisinde var olan ve bir kavramı
diğer bir kavramdan ayıran özellikler gelmektedir. Bu özellikler fiziksel olabileceği gibi (örn,
şekil, renk, vb.) tanımsal da olabilir (örn, güçlük düzeyi, kural ya da kuralları). Aşağıda
kavramın ilişkili ve ilişkisiz nitelikleri bir başka deyişle ayırıcı ve ayırıcı olmayan nitelikleri
tartışılacaktır.
Kavramın İlişkili (Ayırıcı) ve İlişkisiz (Ayırıcı Olmayan) Nitelikleri
Kavramın ilişkili (ayırıcı) nitelikleri, kavramın yapısında vardır ve kavramı tanımlarlar. İlişkili
nitelikler, kavramın benzer özelliklerinin oluşturulmasında yardımcı olur. Örneğin, "kare"
kavramının ilişkili niteliği, karenin şeklidir.
Kavramın ilişkisiz (ayırıcı olmayan) nitelikleri ise, kavramın yapısında vardır, fakat kavramı
tanımlamazlar. İlişkisiz nitelikler kavramın olumlu örneklerini çoğaltmaya yardım eder.
Örneğin karenin kare olma özelliğini değiştirmeyen ilişkisiz nitelikleri; karenin büyük ve
küçük olması, boyutları, rengi ve kullanılan malzeme vb. dır dır. Bu nedenle, analizin ilk
basamağında ilişkisiz nitelik sayısı kontrol edilmelidir. Örneğin, kare kavramını yeni öğrenen
bir öğrenci için analizin ilk basamağında karenin boyutları, yapıldığı malzeme ve renk kontrol
edilmelidir. Bunun anlamı çocuğun sunulan kare örneklerinde maxi ebatlarında ahşaptan
yapılmış, aynı renkle boyanmış kareler seçilmesidir.
Analiz yapılırken kavramın ilişkili ve ilişkisiz niteliklerini ayırmak güçleştikçe, kavramın
çocuk tarafından Öğrenilmesinin de güçleşeceği düşünülmelidir. İlişkisiz niteliklerin somut
örneklerinin sunulması kavramın öğrenilmesini kolaylaştırır. Kavram analiz edilirken ilişkisiz
niteliklerin iyi belirlenmesi ve somutlaştırılması önem taşımaktadır.
Kavram: Sarı
İlişkili (ayırıcı) Nitelik: Rengi
İlişkisiz (ayırıcı olmayan) Nitelik: Sarı olan nesne ya da araçlar
Kavram: 3 Tane
İlişkili (ayırıcı) Nitelik: Nesnelerin taneli olması.
İlişkisiz (ayırıcı olmayan) Nitelik: Taneli olan nesnelerin cinsi, tüm, rengi vb. gibi.
135
Kavramın Taksonomik Düzeyi
Taksonomi, aşamalı sınıflama sistemidir. Taksonamik düzey, bir kavramın hangi sayıda
kavramı içerdiğini ifade etmektedir. Bir başka deyişle kavramın güçlük düzeyinin bir
ifadesidir. Kavramın taksonamik düzeyinin yüksek olması karmaşık bilgi düzeyinde olduğunu
gösterir. Örneğin, hayvan, evcil hayvan ve köpek kavramları aynı kavram hiyerarşisinin
üyeleridir. Taksonamik düzey bakımından hayvan en üst, köpek ise en alt düzeydedir.
Kavram: Hayvan
İlişkili (ayırıcı) Nitelik: Canlı olması (beslenmesi, doğması, büyümesi ve ölmesi) ve
hareket edebilmesi.
İlişkisiz (ayırıcı olmayan) Nitelik: Hayvanın rengi, cinsi, tüm vb.
Kavram: Evcil hayvan
İlişkili (ayırıcı) Nitelik: Evde yaşaması, evden beslenmesi, eğitimli olması, insanlara
alışkın olması.
İlişkisiz (ayırıcı olmayan) Nitelik: Evcil hayvanın, rengi, cinsi, türü, büyüklüğü, çıkardığı
sesler vb.
Kavram: Köpek
İlişkili (ayırıcı) Nitelik: Evcilleştirilmesi, havlaması, koklaması, kuyruk sallaması
İlişkisiz (ayırıcı olmayan) Nitelik: Küçük ya da büyük olması, av köpeği, çoban köpeği ya
da kangal olması vb.
Köpek kavramının ilişkili nitelikleri havlaması, koku alması ve kuyruğunu sallamasıdır.
Köpekler için ortak olan bu özelliklerin tüm evcil hayvanlar için ortak olmaması nedeniyle,
bu özellikler evcil hayvanlar kavramının ilişkisiz niteliklerini oluşturmaktadır. Bir üst
basamağa çıkıldığında, hayvan kavramının ilişkili niteliği, canlıların ortak niteliklerinin yanı
sıra hareketli de olmasıdır. Diğer canlı grubu (bitki ve insan) üyelerinden ise hareket ve
konuşamama özellikleriyle ayrılır.
Kavramın Olumlu ve Olumsuz Örnekleri
Olumlu örnekler, kavramı örnekler. Olumsuz örnekler ise, kavrama örnek olmayanları
örnekler.
136
Kavram: Meyve
Olumlu Örnekler: Elma, muz, karpuz, erik (meyve örnekleri)
Olumsuz Örnekler: Papağan, masa, resim, patlıcan (meyve olmayan örnekler)
Kavramın olumlu ve olumsuz örneklerini olabildiğince somutlaştırmak öğrenmeyi
kolaylaştıracaktır.
Kavramın olumlu ve olumsuz örneklerinin birlikte sunulması öğrenmeyi kolaylaştırmaktadır.
Çünkü kavramın olumlu ve olumsuz örneklerinin birlikte sunulması, kavramı tanımlayan
niteliklerin açıkça ortaya çıkmasını sağlamaktadır.
Elma bir meyvedir ama kitap bir meyve değildir. Kiraz bir meyvedir ama masa bir meyve
değildir. Muz bir meyvedir ama kalem bir meyve değildir.
Kırmızı kavramını öğretirken, iki farklı, üç farklı ve dört farklı renkte gruplamalar
yapılır. Grubun içinde yer alan araçlar da kâğıttan, kumaştan, tahtadan yapılan araçlar
olarak değiştirilir. Örneğin, kırmızı kare yeşil kare gibi. Daha sonra ilişkisiz niteliğinden
boyut kısmını farklılaştırılır. Örneğin, kartonda kesilmiş büyük kırmızı kare, kartondan
kesilmiş küçük sarı kare gibi. Daha sonra da kullanılan malzeme değiştirilir. Örneğin
büyük tahta san kare küçük kırmızı kumaş kare gibi.
Kavramın örneklerinin benzerliği ile kavramın kurallarının yapısını ilişkilendirerek
düşününüz.
Örneklerin Sırası
Kavramın olumlu ve olumsuz örnekleri tek tek gösterilebileceği gibi tümü aynı anda birlikte
de gösterilebilir.
Örneklerin tek tek gösterilmesinde olumlu ya da olumsuz örnek gösterilir, tepki alındıktan
sonra geri çekilir. Bir başka olumlu ya da olumsuz örneğe yer' verilir.
Tüm örneklerin bir arada verilmesinde ise, öğrenci tüm olumlu ve olumsuz örneklere tepkide
bulununcaya kadar örneklerden hiçbiri geri çekilmez. Öğrenciye önceki olumlu ve olumsuz
örnekleri görme fırsatı verilerek öğrenmesi pekiştirilir.
137
Öğretmenin Yönergelerinin Kontrol Edilmesi
Kavram öğretirken kullandığımız örnekleri seçmek kadar önemli olan bir başka nokta da
kullandığımız ifadeleri ve yönergeleri kontrol etmektir. Öğretmenin kavram öğretimi
sırasında kullandığı ifade ve yönergeler, öğrencinin dikkatini öğretimde kullanılan araçlara ve
daha da önemlisi öğretilmek istenen kavrama çekmelidir.
Kavramın Sunumu
Kavramın nitelikleri öğrenciye açıkça sunulabilir ya da kavramın niteliklerinin öğrenci
tarafından fark edilmesine çıkarılmasına fırsat verilebilir.
Kavram doğrudan öğretimle (açık anlatım) sunulduğunda, kavramın ilişkili (ayırıcı) ve
ilişkisiz (ayırıcı olmayan) nitelikleri, olumlu ve olumsuz örnekleri, kurallarının yapısı vb.
bilgiler olabildiğince somutlaştırılarak sunulur.
Kavram yaratıcı yöntemle sunulduğunda, sorularla kavramın ilişkili ve ilişkisiz niteliklerini,
olumlu ve olumsuz örneklerini ve kurallarını öğrencinin kendisinin bulması sağlanır. Bu
örneklerden ilki tümdengelim, ikincisi ise tümevarımdır.
Bu iki yöntem karşılaştırıldığında, doğrudan öğretimle daha çabuk öğrenilmekte, öğrenciye
daha fazla bilgi kazandırılmakta, öğrencinin hata yapması; başarısız yaşantıları ve
engellenmeleri aza indirilebilmektedir. Yaratıcı yöntemle ise, öğrenci daha dikkatli ve aktif
tutulmaktadır.
Kavramın açık anlatımla sunulmasının, tam öğrenmeyle sonuçlanma olasılığı yüksektir.
Kavramlar genellikle kendine özgüdür ve kavramları belirli yaşantılara sahip olmadan tam
olarak öğrenmek güçtür. Her ne kadar bazı kavramları sözel olarak tanımlamak mümkün olsa
da somut örnekler kullanarak öğretmek her zaman için daha kolay, daha etkili ve daha anlamlı
olmaktadır.
Çocuklara öğretmeyi hedeflediğimiz kavramların anlamları çoğunlukla çocukların sahip
oldukları sözcük dağarcığının üstündedir.
138
Kırmızı kavramını öğretirken, "Kırmızı ana renklerden biridir. Renk çubuğunda en alt uca
yakın olarak yerleşmektedir ve kan kırmızı ile açık pembe arasında farklılaşmaktadır. "
şeklinde sözel olarak tanımlamak mümkündür.
Ancak öğrencilerin sözcük dağarcığı bu açıklamayı anlamaya elvermeyeceği için yine renk
çubuğunu öğretim sırasında yanımızda bulundurmak ve üzerinde kırmızıyı göstermek
gerekecektir. Bu nedenle, daha somut ve öğrencilerin kullanıyor olabilecekleri araçlar
arasından olumlu ve olumsuz örnekler seçerek kavram sunusu yapmak daha etkili ve işlevsel
olacaktır. Ancak daha ileri düzeydeki öğrenciler için eğer sözel olarak açıklama yapmak
uygunsa sözel olarak anlatmak tercih edilebilir.
Kavram Çeşitleri ve Örnekleri
Yer Bildiren Kavramlar (Konum Kavramları): Üstünde altında, arasında, içinde dışında,
sağında solunda, önünde arkasında, yanında, yakında uzakta, ilk son gibi.
Zıtlık Bildiren Kavramlar: Sıcak soğuk, açık kapalı, temiz kirli, yumuşak sert gibi.
Miktar Kavramları: Az çok, ağır hafif, dolu boş, bütün yarım çeyrek gibi.
Niteleme Kavramları: Uzun kısa, kalın ince, büyük küçük gibi.
Karşılaştırmalı Kavramlar: Daha geniş, daha büyük, daha ağır gibi.
Eylem Bildiren Kavramlar: Gel, koş, al, ver, doldur, boşalt, getir, at, fırlat, vur, yerleştir, kes,
yırt, ada, ayna, bırak, kalk, otur, git, yürü, dur gibi.
En Üst Dereceyi Bildiren Kavramlar: En geniş, en büyük, en ağır gibi.
Renk Kavramları: Kırmızı, sarı, mavi, yeşil, Siyah, beyaz, kahverengi gibi.
Ad Bildiren Kavramlar:
(a) Genel Kavramlar: Yiyecek, içecek, giyecek, bitkiler, hayvanlar, oyuncak, mobilya,
geometrik şekiller gibi.
(b) Belirgin Kavramlar: Et, portakal, araba, erkek, sandalye, masa, gömlek, daire gibi.
(c) En Belirgin: Selpak, Hürriyet, Topaş, tavuk gibi.
Kavram Öğretiminde Dikkat Edilecek Noktalar
Öğretilecek kavramlar her ne kadar birbirine anlam olarak çok yakın olsalar da her bir
kavram tek tek öğretilmelidir.
139
Kavramlar öğretilirken kullanılacak araçlar öğrencinin bildiği, tanıdığı araçlar olmalıdır.
Öğrencinin adını ve işlevini bilmediği araçlar kullanılmamaya çalışılmalıdır. Araçlar,
mümkünse sınıf içinden temin edilebilir olmalıdır. Olumsuz örnekler de öğrencinin bildiği
nesneler arasından seçilebilirse iyi olur. Kavramın öğretimi sırasında öğrenci
demonstrasyonun bir parçası haline getirilmemelidir. Örneğin, "altında" kavramının
sunumu sırasında, öğrenciyi masanın altına oturtarak sunu yapıldığında, öğrenci kendi
bulunduğu yeri karşıdan göremeyecek ve de ilgisi başka yönlere kayacaktır.
Kavram sunusu sırasında farklı nesnelere yer vererek sunu yapılmalıdır. Yalnızca bir çeşit
araçla sunum yapılması, yanlış öğretilmesine neden olabilmektedir. Örneğin "üstünde"
kavramını öğretirken sadece bir masa ve toptan yararlanılırsa, öğrenci de "üstünde" kavramı
ile top ya da masa arasında bir bağlantı kurma riski ortaya çıkacaktır.
BEP ve Öğretim Uyarlamaları
8
Amaçlar
Bu üniteyi çalıştıktan sonra;
özel gereksinimli öğrenci için tüm hizmet planı ve öğretim planlarının önemini
kavrayabilecek,
özel gereksinimli öğrenci için okulöncesi dönemdeki temel becerilere ilişkin öğretim
uyarlamalarını örnekleyebilecek,
okul öncesi dönemde özel gereksinimli öğrencilere öğretmek için kullanılabilecek öğretim
tekniklerini açıklayabilecek,
okul öncesi dönemde günlük rutinlerin özel gereksinimli öğrenci için önemini
kavrayabilecek,
., oyun ve oyun rutinlerinin özel gereksinimli öğrenci için önemini belirtebilecek,
okul öncesi dönemde özel gereksinimli öğrencinin başarılı kaynaştırılması için gerekli
öğretim uyarlamalarını yapabileceksiniz.
içindekiler
140
Giriş
Tüm Hizmet Planları: Bireyselleştirilmiş Eğitim Programı ve Öğretim (Uygula
ma) Uyarlamaları
Günlük Rutinlerin Önemi ve Oluşturulması
Okulöncesi Dönemde Oyunun Önemi ve Oyun Rutinleri
Fiziksel Çevrenin Düzenlenmesi
Yetişkin Çocuk iletişimi Stratejileri
Özel Gereksinimli Öğrencilere Akademik Becerilerin Öğretimi
Öğretim Teknikleri
Özel Gereksinimli Öğrenciler için Öğretim Etkinliklerinin Planlanması
Özet
Değerlendirme Soruları
Yararlanılan ve Başvurulabilecek Kaynaklar
Çalışma Önerileri
Üniteyi çalışmaya başlamadan önce:
Ünitenin sonunda belirtilen kaynaklara ulaşmaya çalışınız ve ilgili konuların ayrıntılarını
okuyunuz.
Üniteyi çalışırken:
Üniteyi dikkatlice okuyunuz.
ilk kez karşılaştığınız terim ve tanımları belirleyiniz.
Belirlediğiniz terim ve tanımları ulaştığınız kaynaklardan bir kez daha okuyunuz.
Bu ünitenin öncesinde ve devamında yer alan ünitelerden ilgili konuların ayrıntılarını
okuyunuz.
Üniteyi okurken bir kağıt ve kalem alınız. Gerçek öğrencilerle çalışıyorsanız onlardan
birini seçiniz; çalışmıyorsanız hayali bir öğrenci yaratınız ve onun için günlük planınızda
uyarlamalar yapınız.
Sorun Tanımı
141
Fatma Öğretmen Doğuş Ilköğretim okulunda anasınıfı öğretmenidir. Anasınıfının on iki
kayıtlı öğrencisi vardır. Okulların açılmasına birkaç gün kala okul müdiresi, Fatma
Öğretmene bu yıl sınıfında zihinsel yetersizlik gösteren bir öğrencisi olacağını söyler.
Fatma Öğretmen öncelikle, bir tedirginlik duyar, fakat bunu müdireye belli etmemeye özen
gösterir. Hizmet öncesi aldığı eğitimde (üniversitede okuduğu yıllarda) böyle durumlara
hazırlıklı olması gerektiğini öğrenmiştir. Yasalara göre özel gereksinimli çocukların özel
eğitimi zorunludur. Yasa bu öğrencilerin kaynaştırma ortamlarında yetiştirilmesini
önermektedir. Yasa sadece on özel gereksinimli öğrencinin bulunduğu durumlarda okulda bu
çocuklan kapsayan "özel sınıflar" açılabileceğini belirtmektedir. Fatma Öğretmen kısa sürede
bu bilgilerini hatırlar, hatta böyle bir öğrencinin varlığının öğretmenlik deneyimini artırması
için bir fırsat olabileceğini düşünerek, müdireye bu öğrenci için ne yapabileceklerini sorar.
Müdire Hanım; 573 sayılı Özel Eğitim Hakkında Kanun Hükmünde Kararname'den söz
ederek okulda Bireyselleştirilmiş Eğitim Programı Geliştirme ekibi oluşturacaklarını,
kendisinin de bu ekibe başkanlık edeceğini, bu amaçla ildeki Rehberlik Araştırma Merkezi ve
üniversiteden yardım istediğini, her iki kurumdan da birer uzmanın toplantılara katılacağını
ve Bireyselleştirilmiş Eğitim Programının geliştirilmesine katkıda bulunacaklarını söyler.
Okul Müdiresi, Fatma Öğretmen, okulun rehber öğretmeni, iki uzman ve çocuğun annesinin
katıldığı bir toplantı düzenlenir. Toplantıda öğrencinin daha önce Rehberlik Araştırma
Merkezi (RAM) tarafından incelendiği ve üç yıl süre ile özel rehabilitasyon merkezinde
birebir ve küçük gruplarda hizmet aldığı ortaya çıkar. Toplantıda önceki dosyalar incelenir.
Rehabilitasyon merkezi, aileye çocuğun son durumunu ve geleceğine dönük görüşleri içeren
bir rapor vermiştir. RAM'da çeşitli standartlaştırılmış testler uygulanmıştır. Toplantıda
anasınıfı eğitim programının gerektirdiği ve gereksinim duyduğu becerilerin ortaya
konabilmesi için annenin görüşlerine de başvurulur. Böylece öğrencinin yapabildiği ve
yapamadığı beceriler saptanır, bundan sonra öğrencinin hangi becerileri öğrenmesinin
öncelikli olduğuna karar verilir. Bir ay sonraki ikinci toplantının yeri ve saati belirlenir. Bu
toplantıya çocuğun eğitim gördüğü rehabilitasyon merkezindeki öğretmeni de davet
edilecektir.
Üniversiteden gelen uzman ilk örnek olması nedeni ile BEP'i yazmayı üstlenir. Bir hafta sonra
öğrencinin performans düzeyini, uzun ve kısa dönemli amaçları ve diğer bilgileri içeren yazılı
dokümanı okula gönderir. Fatma Öğretmen planı inceler, fakat planda bu amaçların günlük
plan içerisine nasıl yerleşeceği ve öğretim uyarlamalarının nasıl yapılacağı gösterilmemiştir.
142
Şimdi Fatma Öğretmen, kısa dönemli amaçları günlük uygulama içine yerleştirmek, bu öğren-
cinin öğrenmesini kolaylaştıracak öğretim tekniklerini belirlemek,bu becerileri günde kaç kez
tekrarlayacağına ve hangi sıra ile tekrarlayacağına karar vermek durumundadır.
Giriş
Okulöncesi eğitimin, tüm çocukların, özellikle de özel gereksinimli çocukları, gerek
ilköğretime gerekse yaşama hazırlamada önemli bir yer tuttuğu gerçeği göz ardı edilemez.
Son yıllarda kaynaştırma ve özel gereksinimli öğrencilerin okulöncesi eğitimden en üst
düzeyde yararlanmasını sağlayacak bireyselleştirilmiş eğitim programlarının geliştirilmesi ve
uygulamaya konması çalışmaları giderek önem kazanmaya başlamıştır.
Kaynaştırmanın başarılı olmasındaki etmenlerden birisi de bireyselleştirilmiş dir. Bunu
açıklayacak olan iyi hazırlanmış bir BEP'in sınıf içinde uygulamaya konması, öğretimde
gereken uyarlamaların yapılması gerekmektedir. Özel gereksinimli çocuğun ihtiyaçları
doğrultusunda fiziksel ortamın düzenlenmesi, günlük rutinlerin oluşturulması, uygun öğretim
tekniklerinin seçilmesi, bunların eğitim programına uyarlanması gerekmektedir. Bu ünitede
öğretim uyarlamaları için gerekli bilgilere yer verilecektir.
TÜM HİZMET PLANLARI: BİREYSELLEŞTİRİLMİŞ EĞİTİM PROGRAMI VE
ÖĞRETİM (UYGULAMA) UYARLAMALARI
Tüm hizmet planı, BEP'in, bireysel öğretim (uygulama) planlarını da kapsayacak şekilde
hazırlanmasıdır. Tüm hizmet planlarının birinci bölümünü BEP, ikinci bölümünü ise
programın öğretime uyarlanması oluşturur. Öğretim uyarlamaları, çocuğun öğretiminden
sorumlu öğretmen tarafından yapılır. Bu uyarlamalar öğrencinin BEP'inde belirlenen kısa
dönemli amaçların günlük plana yerleştirilmesi, günlük rutinlerin özel gereksinimli çocuğa
daha fazla öğretim zamanı kazandıracak şekilde planlanması, fıziksel çevrenin düzenlenmesi,
iletişim fırsatlarının yaratılması ve kullanılması, öğretim tekniklerinin nasıl kullanılacağının
açıkça yazılması, sonuçlarının kaydedilmesi ve değerlendirilmesini içerir.
BEP'de yer alan amaçların öğretime uyarlanmasında öğrencinin tüm hizmet planında
belirlenen yıllık ve kısa dönemli amaçları başarması için gereken strateji ve adımlar daha
belirgin şekilde tanımlanır. Bu tanımlar öğretmenin günlük planlarında yerini bulur.
143
Özel gereksinimli öğrenci için BEP'e dayalı gerekli uyarlamaların yapılması öğrencinin
okulda aldığı gerçek öğretim programı ile BEP arasındaki baglantıyı sağlamak gibi önemli bir
yarara sahiptir. Gerek bireyselleştirilmiş eğitim programları gerekse özel gereksinimli
öğrenciye uyarlanmış günlük planlarda temel bilgiler benzer olmakla birlikte bu bilgiler
okulun, sınıfın koşullarına ve öğrencinin gereksinimlerine göre değişiklik gösterebilmektedir.
Bireyselleştirilmiş Eğitim Programı
Bireyselleştirilmiş eğitim programı; öğrencinin kimlik bilgileri, tıbbi bilgiler, performans
düzeyi, uzun dönemli amaçlar, kısa dönemli amaçlar, program sorumluları, amaçların başarım
tarihleri, sunulacak eğitim ve özel eğitim hizmetleri, aile onayı, BEP geliştirme ekibinin adı
soyadı ve imzalarına ilişkin bilgileri kapsar. Şekil B.I'de Öğrenci Hilal için hazırlanmış BEP
örneğine bakınız.
Öğrencinin kimlik bilgileri: Bu bölümde öğrencinin adı soyadı, dogum tarihi, yaşı, cinsiyeti,
bulunduğu okulun adı, sınıfı, evadresi ve telefonu gibi bilgiler yer alır.
Tıbbı bilgiler: Bu bölümde öğrencinin sağlık durumuna varsa kullandığı ilaçlara gerekiyorsa
ortez ve protez gibi kullandığı destek araçlara ilişkin bilgiler yer alır.
Sunulacak eğitim hizmetleri: Bu bölümde öğrencinin ne tür hizmetler alacağını gösterir. Eğitim
ortamı, destek hizmetler ve ek hizmetler gibi alt bölümler eğitim hizmetlerinin daha belirgin
olmasına hizmet edecektir.
Öğrenciye sunulacak eğitsel ve destek hizmetlerin süresi ve sorumluları: BEP'de öğrenciye
sunulacak hizmetlerin ekip toplantılarında karar verildiği şekilde başlama bitiş tarihleri ve
haftanın hangi günleri, hangi saatlerde, nerede ve kimin sorumluluğunda gerçekleşeceğinin
belirtilmesi gerekir. Bu bilgiler, programın sağlıklı işlemesi ve sorumluların görevlerini yerine
getirmesi için önemlidir. Bu bilgiler programın aksayan yönlerini ve bunların sorumlularını
belirlemede de işe yarayacaktır.
Öğrencinin performans (eğitsel işlevde bulunma) düzeyine ilişkin bilgiler: Bu bölümde
gereksinime göre:
Öğrenciye uygulanan standartlaştırılmış testlerden elde edilen sonuçlar.
144
Öğrencinin günlük yaşamda, yaşı ve gelişim evresi de dikkate alınarak, sahip olduğu ve
yapamadığı becerilere ilişkin düzeyi. Okulöncesi dönemde bu daha çok incekaba motor
becerileri, dil ve iletişim becerileri, özbakım becerileri, sosyal becerileri ve bilişsel
becerileri alanlarıdır.
Okulöncesi eğitim programının gerektirdiği becerilere ilişkin düzeyi, okulöncesi eğitim
programında yer alan beceriler gözden geçirildiğinde ikinci maddede yer alan beceri
alanları ile paralellik gösterdiği görülecektir.
Uzun dönemli amaçlar: Öğrencinin performans düzeyi dikkate alarak bir öğretim yılı sonunda
başaracağı becerilere ilişkin bildirimlerdir. BEP’in önemli ikinci öğesidir.
Kısa dönemli amaçlar: Uzun dönemli amaca ulaşmayı sağlayacak olan bildirimlerdir. Bir
anlamda uzun dönemli amacın belli bir mantık çerçevesinde basamaklandırılmış şeklidir.
Gerçekleştirilen her kısa dönemli amaç, uzun dönemli amaca bir adım daha yaklaştığımızın
bir göstergesidir. Kısa dönemli amaçlar, ölçülebilir, gözlenebilir olarak yazılmalı ve mutlaka
kabul edilebilir bir ölçüt içermelidir.
"Ali, sabahları sınıfa girdiğinde birbirini izleyen beş gün hatırlatılmaksızın, arkadaşlarını
günaydın diyerek selamlar".
Değerlendirme: Bireyselleştirilmiş eğitim programının en önemli öğesidir. Uzun ve kısa
dönemli amaçlara ulaşılıp ulaşılmadığını belirlenmesi gerekir. Öğretimin etkili olup
olmadığına ilişkin yorum yapabilme ve etkili değilse çocuğun yerleştirilmesinden, öğretim
tekniklerine değin alınan kararların hatalı ve eksik uygulamaların belirlenmesi
değerlendirmeden elde edilen sonuçlara bağlıdır. Bu bölümde, değerlendirmenin yanı sıra
değerlendirme zamanları (hangi aralıklarla yapılacaktır, ne kadar süre ile değerlendirilecek
v.b.) değerlendirme teknikleri ve değerlendirmeden sorumlu olan kişiler belirtilmelidir.
BEP geliştirme ekibi ve annebaba onayı: BEP ekibinde bulunanların ve annebabanın alınan
kararların uygulanmasını onayladıklarına ilişkin bölümdür. Bu bölüm BEP geliştirme ekibi
kadar anne babaya da sorumluluk yükleyecektir. Ek olarak sorumluluğun paylaşılmasını
sağlayacaktır.
Tüm Hizmet Planı: Bireyselleştirilmiş Eğitim Planı
145
Kimlik Bilgileri
Öğrencinin: Annenin: Babanın:
AdıSoyadı:
Hilal AdıSoyadı:
DoğumTarihi: 01.03
1996 Mesleği:
Yaşı:6 Adresi:
Özür Türü: Tel:
Birinci:Down
Sendromu ikinci:Yok
Proğramın hazırlandığı tarih: Eylül 2002
Tıbbı bilgiler:
İşitme: Normal
Görme: Normal
Ilaç kullanımı:
Yok
Fiziksel durumu: Sık solunum yolu enfeksiyonları, çabuk yorulma, dudak kaslarında gevşeklik ve
salya akması
Sağlık:
Diğer:
Eğitim hizmetleri:
Yerleştirileceği
Ortam
Destek
Hizmetler
Ek
Hizmetle
r
1.Norm
Sınıf X
7. Kaynak
oda X
12.
Ulaşım X
2. Özel Sınıf 8. Gezici Öğretmenlik 13. Konuşma Terapisi
3. Gündüzlü Özel Eğitim
Okulu
9. Sınıfiçi
Yardım 14. Psikolojik Hizmetler
4. Rehabilitasyon X i O. Özel Eğitim 15. Fizyoterapi
146
Merkezi Danışmanlığı
5. Ev/Hastane
Okulu i i. Diğer (Açıklayınız) 16. iş ve Uğraşı T terapisi
6.
Diler(Açıklayınız) .................................... 18. Aileye Danışmanlık
.................................... 17. Sağlık Hizmetleri
19. Diler (Açıklayınız)
....................................
....................................
Eğitim hizmetlerinin süresi ve sorumluları:
(Yukarıda işaretlenen hizmet türünün numarası, süresi ve
sorumlusu yazılacaktır.)
Hizmet Türü: Süresi: Sorumlus
u:
i Hafta içi her gün 8:3010:30 Ana sınıfı öğretmeni
4 Hafta içi her gün 14:0015:30 Özel eğitim öğretmeni
7 Hafta içi her gün 10:30 11:00 Okul rehber öğretmeni
12 Hafta içi he rgün 8:00 alış 10 :30
dönüş
Servis şoförü ve serviste
görevli yardımcı
Performans Düzeyi:
Uygulanan Standart Test Adı: Sonuç: Uygulayan Kurum:
StanfordBinet ZB:55 Rehberlik Araştırma Merkezi
...
Ince motor becerileri: Hilal ince motor becerilerde akranlarına yakın performans
göstermektedir. Nesneleri parmaklarıyla
tutar, avuç içiyle kavrar ve yönlendirir. Kalemle basit
karalamalar yapar.
Kaba motor becerileri: Çift ayakla merdiven çıkıp inebilir. Bir yerden destek aldığında tek
ayakla çıkabilir. Yer minderi veya sandalyede oturabilir.
Dil ve iletişim becerileri:
Alıcı dil: Hilal basit emirleri anlar ve yerine getirir (tut, al, at, getir, boya, tak, çiz gibi)
Günaydın, hoş geldin, güle güle sözcükle
147
rini anlar. Aynı anda verilen iki yönergeden birini anlar ve
yerine getirir.
ifade edici dil: Hilal sözcükleri seslendirmeye çalışmaktadır. Ancak söylediği sözcükler
anlaşılmamaktadır. Bir sözcükteki hece
sayısı kadar "de" sesi çıkarmakta ve istediği şeyi işaret
etmektedir.
Özbakım becerileri: Tuvaletini haber verir. Yeme ve giyinme becerilerinde yetişkine bağımlıdır.
Sosyal beceriler: Annesi ile birlikte oyun oynamaktan hoşlanır. Yetişkine bağımlıdır. Ancak
arkadaşlarıyla on dakika süre ile
oynar oyunu sürdürmek için öğretmene bağımlıdır. Oyun
başlatmaz.
Bilişsel beceriler: Hilal çevresinde gördügü ve kullandığı nesnenin ismi söylendiğinde
göstermektedir. Bu nesneler; yemekte
kullandığı araçlar, giysiler, bazı kişisel bakım araçları (örneğin; diş fırçası) ve oyuncaklardır.
Davranışları: Hilal istediği olmadığında agıama davranışı
göstermektedir.
(Diğer gelişim alanlarına ilişkin bilgi varsa ekleyiniz.)
Öğrencinin Adı Soyadı: Hilal
B. Gelişim Alanı: Motor Beceriler
Uzun Dönemli Amaç: Hilal elindeki eşya ile, beş gün ardarda, üç denemeden ikisinde on
basamaklı bir merdivene çıkar ve iner.
Kısa Dönemli Amaçlar: Öğretim Araçlar Sorumlu Değerlendir
me Başarı
Teknikleri tekniği tarihi
i. Hilal üç gün ard arda,
üç denemeden Fırsatlar Okulun
Sınıf
Öğretmeni
Doğrudan
gözlen
ikisinde yardımsız beş
basamaklı bir
Kullanılaca
ktır. merdivenleri
merdivene çıkar.
2. Hilal üç gün ard arda, üç
denemeden
tuvalete
gidiş,
Spor
salonundaki
Beceri
analizine
148
ikisinde yardımsız beş
basamaklı bir
okula geliş
vb.
seyyar
merdiven dayalı kayıt
merdiveni iner.
3. Hilal üç gün ard arda, üç
denemeden
ikisinde elinde bir eşya ile
parmaklıklardan tutunarak
on
basamaklı bir merdiveni
çıkar.
4. Hilal üç gün ard arda, üç
denemeden
ikisinde elinde bir eşya
ile parmaklıklardan
tutunarak on
basamaklı bir merdiveni
iner.
5. Hilal üç gün ard arda, üç
denemeden
ikisinde elinde bir eşya ile
yardımsız
on basamaklı bir merdiveni
çıkar.
6. Hilal üç gün ard arda, üç
denemeden
ikisinde elinde bir eşya ile
yardımsız
on basamaklı bir merdiveni
iner.
Açıklamalar: Aileye üç ayda bir amaçların başarım düzeylerine ilişkin
bilgi verilecektir
Öğrencinin AdıSoyadı: Hilal B. Gelişim Alanı: Bilişsel
Beceriler
149
Uzun Dönemli Amaç:
i. Hilal beş gün ard arda, üç denemeden ikisinde
nesneleri işlevlerine göre sınıflandırır.
2. Hilal beş gün ard arda, üç denemeden ikisinde çevresindeki nesnelerdeki dört rengi gösterir.
(Kırmızı, sarı, mavi, yeşil)
3. Hilal beş gün ard arda, üç denemeden ikisinde üç nesne istendiğinde
üç nesne verir.
Kısa Dönemli Amaçlar: Öğretim
teknikleriAraçlar Sorumlu
Değerlendirm
e tekniği
Başarı
tarihi
Kaynak
odada
eğitim
1.1. Hilal üç denemeden
ikisinde nesneleri eşler.
Doğrudan
öğretim
Günlük
kullandığı
nesneler
Kavram
analizine
dayalı
öğretim
1.2. Hilal üç gün ard arda, üç
denemeden
ikisinde (giyinirken, yerken,
yazarken,
hangisini kullanırız) sunulan
üç
seçenekten doğru olanı
gösterir.
2.1. Hilal aynı tip nesnelerde
kırmızı olanı
gösterir.
2.2. Hilal farklı tip nesnelerde
kırmızı olanı Doğrudan
Renkli
araçlar
gösterir. öğretim
2.3. Hilal çevresindeki
nesnelerde kırmızı Resimler
150
olanı gösterir.
(aynı amaçlar sarı, mavi,
yeşil için
gerçekleştirilecektir) .
ll. Hilal üç gün ard arda, üç
denemeden Doğrudan
ikisinde bir nesne
istendiğinde verir. öğretim
3.2. Hilal üç gün ard arda, üç
denemeden
ikisinde iki nesne
istendiğinde verir.
3.3. Hilal üç gün ard arda, üç
denemeden
ikisinde üç nesne
istendiğinde verir.
Açıklamalar: Aileye üç ayda bir amaçların başarım düzeylerine ilişkin
bilgi verilecektir.
Ölrencinin AdıSoyadı: Hilal
B.
Gelişim Alanı: Sosyal
Beceriler
Uzun Dönemli Amaç: Hilal iletişim başlatır, yetişkin kontrolü olmaksızın yirmi dakika süre ile grup
etkinliklerine katılır.
Kısa Dönemli Amaçlar: Öğretim Araçlar Sorumlu Değerlendir
me Başarı
Teknikleri tekniği tarihi
I. Hilal elindeki bir oyuncağı ya
da nesneyi
Fırsat
öğretimi Müzik köşesi Ana sınıfı Gözlemler
arkadaşına uzatarak iletişim
başlatır. öğretmeni
2. Hilal grup içinde 10dakika
şarkı dinler Pekiştirme
Şarkı
kasetleri Olay kaydı
151
ve alkışla tempo tutar.
3. Hilal grup içinde 15 dakika
şarkı dinler
ve hareketleri akranları gibi taklit
eder
4. Hilal 3 kişilik akran grubu ile
15 dakika
Işbirlikçi
öğrenme Evcilik oyun
evcilik oynar.(Rolü öğretmen
belirler) köşesi
5. Hilal 3 kişilik akran grubu ile
20 dakika Stratejileri Çeşitli
süre ile evcilik oynar.(Rolü
kendisi belirler) oyuncak
Açıklamalar: Aileye üç ayda bir amaçların başarım düzeylerine ilişkin bilgi
verilecektir
DEĞERLENDIRM
E
. Değerlendirme için ölçmeler her amacın öğretiminden sorumlu kişi tarafından, öğretmen yapımı
testlerle yapılacaktır.
Sonuçlar aşağıdaki tabloya işlenecektir.
Hizmet yeri ve
süresi Gelişim alanı
Başarıldığı
tarih
Gelişme
var
Başarılamad
ı Yorum
Ana sınıfı Motor
Beceriler
Eylül.2002
Haziran.2003
Kaynak oda küçük Bilişsel
Beceriler
grup veya birebir
Eylül.2002
Haziran.2003
Ana sınıfı Sosyal
Beceriler
152
Eylül 2002
Haziran.2003
Ana sınıfı Problem
Kaynak oda Davranışlar
Eylül 2002
Haziran.2003
Ana sınıfı Dil iletişim
Kaynak oda Becerileri
Eylül 2002
Haziran.2003
BEP geliştirme ekibi: Adı Soyadı BEP'ni inceledim. Bu şekilde uygulanmasını
onaylıyorum.
Imza Anne Adı Baba Adı
Okul yöneticisi: Imza Imza
Özel eğitim öğretmeni:
Sınıf öğretmeni:
Okul rehber öğretmeni:
Diğer uzmanlar:
Bireyselleştirilmiş Öğretim Uyarlamaları
Bireyselleştirilmiş öğretim uyarlamaları özel gereksinimli öğrenciler için bireyselleştirilmiş
eğitim programında yer alan kısa dönemli amaçların nasıl gerçekleştirileceğinin uygulamaya
aktarılmasıdır. Bu bir anlamda özel gereksinimli öğrenci için günlük planda uyarlamalar
yapılması anlamına da gelmektedir. Her sınıfın günlük planı, bir gün içerisinde okulda
gerçekleştirilecek etkinlik dizisinden oluşur. Bu etkinlikler dizisi yarım günlük ana
sınıflarında genellikle aşagıda bir örnegi verilen şekildedir.
8:00 Selamlaşma: Her gelen çocuk sınıfa girdiğinde öğretmen tarafından adı söylenerek ve hoş
geldin diyerek karşılanır. Çocukların sınıfa girdikten sonra "günaydın", "merhaba" gibi
selamlaşma sözcüklerini kullanarak, arkadaşları ve öğretmenleriyle göz kontagı kurmaları için
fırsat yaratılır. Paltolarını çıkarmaları ve asmaları için yardım edilir. Evden herhangi bir not
getirip getirmedikleri sorulur.
153
8.15 Yoklama: Çocukların kendi adlarını ve birbirlerinin adlarını öğrenmesi için yapılan bir
etkinliktir. Ad okuyarak, adıyla birlikte çocuğun resmini göstererek, tepegöz aracılığıyla
resmi yansıtılarak yapılabilir. Özellikle özel gereksinimli öğrencilerin kendi adını öğrenmesi
ve kendi resmini tanıması için resimle desteklemek gerekir. Bu diğer öğrenciler içinde
eğlenceli bir etkinliğe dönüşebilir. Yoklamanın tamamlanmasını, haftanın günleri, hava
durumu, tarih üzerinde konuşma izleyebilir.
8:45 Serbest Oyun: Çocukların bireysel ya da küçük gruplarla kendi seçtikleri oyun materyalleri
ve oyunları oynamaları için düzenlenen etkinliktir. Dil ve iletişim becerilerinin, sosyal
becerilerin, bazı kavram ve terimlerin öğretimi için serbest oyuna ayrılan zamanlar iyi bir
fırsattır. Öğretmen öğretilmesi amaçlanan konu, kavram ve terimlerden oluşan bir liste
hazırlayarak işini kolaylaştırabilir. Serbest oyun sırasında öğretmen çocuğun ilgi ve dikkatini
yönelttiği etkinlik ya da materyal üzerinde yoğunlaşmalı ve bu fırsatı iyi değerlendirmelidir.
Serbest oyun çocuğun bir etkinliği bitirmeksizin diğerine geçtiği rasgele bir etkinlik olarak
düşünülmemelidir. Başladığı oyunu bitirme, oyun materyallerini yerine yerleştirme ile son
bulmalıdır.
9:15 Müzik: Materyallerin yerine konması ve öğretmenin "şimdi şarkı zamanı" yönergesi
çocukların müzik odası ya da köşesine yönlenmeleri için uygun ipuçlarıdır. Müzik köşesinde
şarkıya eşlik etmek için müzik aleti seçmeleri, yarım daire oluşturacak şekilde
sandalyelerini/minderlerini yerleştirmeleri onları ödüllendirmek için iyi fırsatlardır. Şarkılara
her çocuktan kendi düzeyine uygun şekilde eşlik etmesi beklenebilir. Örneğin: Çocuklardan
birkaçı müzik aleti ile eşlik ederken, birkaçı jest ve mimiklerle, biri elle tempo tutarak bir
diğeri ise şarkının sözlerini söyleyerek katılabilir.
9:30 Küçük grup etkinlikleri: Küçük grup etkinlikleri öğrencilere kazandırılması hedeflenen
amaçlar doğrultusunda öğrencileri küçük gruplarla farklı etkinlik köşelerinde çalışmaları ya
da birkaç farklı parçada tamamlanacak bir etkinliğin parçalarını küçük grupla tamamlamaları
şeklinde planlanır. Örneğin, hep birlikte yemek için salata hazırlıyorlarsa, bir grup yıkar,
başka bir grup dograr, bir diğeri bu arada masayı hazırlayabilir.
10:00 Temizlik: Tuvalet ihtiyacı, yemek için ellerin yıkanması ve yemek odasına geçişi kapsar.
Özbakım becerilerinin öğretimi için iyi bir fırsattır.
154
10:20 Yemek: İçme, kaşık, çatal, peçete kullanma, tuzluk kullanma gibi becerilerin
öğretiminden, yemek yeme kurallarına kadar pek çok davranışın öğretimi için iyi bir fırsattır.
Yemek zamanları ayrıca yiyeceklerin çeşidi, rengi, kokusu, şekli gibi pek çok konuda sohbet
başlatmayı ve sürdürmeyi de sağlar. Bu saatler iletişim becerilerinin geliştirilmesi etkili
şekilde kullanılabilir.
10:45 Masal/Öykü: Masal ya da öykü zamanı; dinleme, alıcı ve ifade edici dil becerilerinin
geliştirilmesini sağlayan bir etkinliktir. Öğretmen seçtiği bir öyküyü okuyabilir ya da birkaç
öyküden birini çocukların seçmesini isteyebilir. Sınıfta birden çok sayıda öğretmen varsa
masal/öykü okuma saatinde öğrenciler küçük gruplara bölünebilir. Böylece öğrencilere
ayrılan zaman artar.
11:00 Tenefüs: Havanın durumuna göre bu saat okul bahçesinde, parkta ya da spor salonunda
yürütülebilir. Bu etkinliklere müzik eşlik edebilir.
11:15 Sanat etkinlikleri: Çocukların yaratıcılıklarını geliştirici etkinliklere yer verilir.
Resim, seramik, kağıt katlama, atık malzemelerden süsler yapma gibi pek çok etkinlik yer
alabilir. Eğer mümkünse çocuklara yapmak istedikleri etkinlikleri seçme şansı verilebilir. Bu
türden etkinlikler, yaratıcılığın gelişmesinde, bazı kavramların öğretiminde (renk, şekil, v.b),
iletişim başlatma (Ne renk boyamalıyım? Nereye yapıştırayım?) ve sürdürme için iyi bir
fırsattır.
11:40 Okuldan ayrılış için hazırlık: Çocuklar ellerini yıkar, tuvalet ihtiyaçlarını giderir, palto ve
ayakkabılarını giyerler. Hazırlık için mutlaka yeterince zaman ayrılmalıdır. Acele yapılan
hazırlık; el yıkama, tuvalet becerileri, palto ve ayakkabı giyme için olası öğretim fırsatlarının
kaçırılmasına yol açabilir. Özel gereksinimli çocuklar için mutlaka yeterince zaman
ayrılmalıdır.
12:00 Okuldan ayrılış: Çocukları vedalaşma sözcüklerini (hoşça kal, güle güle, iyi günler)
öğrenmeleri fırsat olarak değerlendirilmelidir.
GÜNLÜK RUTİNLERİN ÖNEMİ VE OLUŞTURULMASI
Hepimiz, bir günlük yaşamımıza baktığımız zaman pek çok etkinliği belli bir sıradüzen içinde
yaptığımızı görürüz. Örneğin; sabah uyanma, duş alma, giyinme, kahvaltı, işe ya da okula
155
gitme gibi. Günlük yaşam etkinliklerinin yapılması için izlenen sıradüzene rutin denir.
Öğrencilerimizin ailelerinin izlediği günlük yaşam rutinlerinin de bazılarının çok kolay
tahmin edilebilir, yalın bir sıra izlediği görülür.
Sabah uyanma, yataktan kalkma, banyoya gitme, tuvalet, elyüz yıkama, kahvaltı, giyinme,
büyükanne ile birlikte çizgi film izleme, oyuncaklarla oyun, öğle yemeği, tuvalet, temizlik,
uyku, anne ile parka gitme, , akşam yemeği, TV izleme, temizlik, süt içme ve uyuma gibi.
Bazı ailelerde ise rutinler hiç tahmin edilemez, çünkü belli bir sıradüzeni yoktur. Her gün
başka saatte uyanılır, yemek saatleri düzensizdir, çoğu zaman çocukla birlikte oyuna ve başka
etkinliklere ayrılan zaman yoktur ya da yok denecek kadar azdır. Oysa ki günlük rutinler,
çocukların öğrenmeleri için özellikle de küçük çocuklar için çok önemlidir. Çocuk düzenli bir
günlük yaşam içinde hem kendini daha güvenli hissedecektir hem de bu düzen ona öğrenme
fırsatı verecektir. Uzmanlar, özel gereksinimli bir çocuğun ailesi ile görüşürken genellikle ilk
olarak anneden, çocukları ile sabah uyanma saatinden başlayarak, yatıncaya degin bir gün
içinde ne yaptıklarını sıra ile anlatmalarını isterler. Buradaki temel amaç, ailenin günlük
yaşam rutinleri olup olmadığını ve gün içerisinde çocuğa ayrılan zaman miktarını
öğrenmektir. Aile günlük yaşam rutinlerine sahipse ve çocuğa ayrılan belli bir zaman dilimi
varsa işe bu zaman dilimlerini daha iyi kullanma ile başlayacaklardır. Eğer yoksa çocuğun
öğrenme fırsatları için aileye, günlük rutinlerin önemini anlatmak gibi zor bir noktadan işe
başlanacaktır.
Çocuklar için ev yaşamında olduğu gibi sınıf ortamında da günlük rutinler çok önemlidir.
Sınıf rutinleri, günlük yaşam etkinlikleri, oyun, resim, temizlik, yemek gibi etkinliklerin belli
bir sıralamayla yapılmasıdır. Her gün aynı sıralamanın ya da etkinlikler dizisinin kullanılması
üç temel nedene dayanır:
1. Öğrenci tamamlanan bir etkinlikten sonra hangi etkinliğin başlayacağını öğrenir. Böylece
bir etkinlikten diğerine geçerken zaman kaybı önlenir.
2. Öğretime ayrılan zaman artar.
3. Ortaya çıkabilecek karmaşa ve olası davranış sorunları önlenir.
Sınıf ortamlarında günlük rutinlerin öğretim hizmetlerine olan katkıları
nelerdir?
156
Sınıf etkinliklerinin belli bir sıradüzen içinde yapılması çocuğun kendini güvende hissetmesi
gibi bir sonucun yanı sıra dilin edinilmesi, beceri ve kavramların öğrenilmesi, iletişim
becerilerinin gelişmesi için önemli fırsatlar yaratır.
Okulöncesi sınıflarda günlük rutinlerin öğrencilere öğretilmesinin yararları
neler olabilir?
Günlük yaşam içinde yer alan etkinlikleri yerine getirmek, bilgi ve beceri birikimini
gerektirir. Özel gereksinimli çocuklar için hazırlanan planların belli bir sıradüzeninin olması
ve bu sıradüzenin özel gereksinimli çocuğa öğretilmesi onun yaşamla daha kolay başa
çıkmasını sağlayabilir. Oysa her gün değişen bir etkinlik sıralaması çocuğun çelişkiye
düşmesine, başansızlıga uğramasına ve davranış problemlerine yol açabilecektir.
Günlük yaşam etkinliklerini belli bir sıra/düzen içinde yapan ve yapmayan
çocukları gözleyiniz ve elde ettiğiniz bilgileri tartışınız.
OKULÖNCESİ DÖNEMDE OYUNUN ÖNEMİ VE OYUN RUTİNLERİ
Oyun tüm çocuklar için önemli bir beceridir. Eski bir Alman eğitimci oyunu günlük eğitim
planının "kalbi" olarak niteler. Gerçekten de oyun yetişkin tarafından sağlanan az bir yardımla
küçük çocuklara pek çok bilgi ve becerinin kazandırılabileceği önemli fırsatlar yaratabilir.
Oyun ve oyun aracılığıyla öğretim normal çocuklar için ne kadar önemliyse özel gereksinimli
çocuklar için de eşit önemdedir. Oyun rutinleri dil, kavram ve sosyal becerilerin öğretimi için
özellikle desenlenebilir. Oyun rutinleri için pek çok hayali oyun teması oluşturulabilir. En sık
kullanılanı evcilik oyunudur. Alış veriş yapmak, doktorculuk oynamak, avcılık oynamak,
kaybolan arkadaşı bulmak, yemek yapmak hayali oyunun bir teması olabilir. Her oyunun
kendi içinde belli bir sıra düzeni ve içerdiği roller vardır. Oyun rutinlerinin amacı, bilinen ya
da aşina olduğumuz sıra ve roller içerisinde bazı becerileri kazandırmak, sözcük dagarcığını
geliştirmek, sosyal becerileri geliştirmek ve iletişim becerilerini kullanmaktır.
Oyun rutinleri tesadüfen beceri kazandırma işi değildir. Başlangıçta iyi bir planlamayı
gerektirir. Öğretmen oyunları planlarken;
157
1. oyunu günlük rutinlerin hangi bölümünde kullanacağına karar vermeli,
2. bir etkinlikten diğerine geçiş için ne tür bir işaret (uyaran) kullanacağını belirlemeli,
Belli bir uyarana gerek olmaksızın bazı öğrenciler yemekten sonra tabaklarını lavaboya
götürüp temizliklerini yaptıktan sonra oyun odasına gidebilirler. Bu öğrenciler günlük
rutinleri kavramıştır. Bir etkinliğin tamamlanması diğer etkinlik için doğal uyaran niteliği
taşıyordur. Bazı öğrenciler için sözel olarak yönerge gerekebilir.
"ellerini yıkadıktan sonra alış veriş oyunu için oyun odasına gidebilirsin". gibi.
Bazıları ise öğretmenin kısmi veya tam fiziksel yardımına ihtiyaç duyabilir.
3. oyunu analiz etmeli, (oyundaki becerileri sıraya dizmeli),
4. oyundaki rolleri belirlemeli,
5. çocukların bu oyunu oynamak için sahip olmaları gereken önkoşul becerileri belirlemeli,
6. araçlar kullanacaksa bu araçların neler olduğunu ve nasıl sağlanacağını belirlemeli,
Oyunda gerekli olan bir mendilin dakikalarca aranması bile öğretim zamanını boşa
harcamaktır
7. öğrencilerin oyuna katılması için motivasyon stratejilerini belirlemeli,
8. oyunu başlatma ve sürdürmeleri için öğretim stratejilerini belirlemeli. Örneğin modeller,
gerekli ipuçlar (sözel, görsel, fiziksel).
9. çocukları başardıkları roller ya da gerçekleştirdikleri beceriler için pekiştirme stratejilerini
ve bu sırada yer vereceği pekiştireçleri saptamalıdır.
Çocukların oynadığı bir oyunu gözleyiniz. Gözlemini yaptığınız oyun için
çocukların göstermesi gereken becerilerin neler olduğunu belirleyiniz ve sıraya
diziniz?
FİZİKSEL ÇEVRENİN DÜZENLENMESİ
Sosyal çevrenin etkilerinin, çocuğun gelişimi üzerinde oldukça etkili ve önemli olduğunu
biliyoruz. Fiziksel çevre de, çocukların öğrenme ve sosyal etkileşim fırsatlarını yakalamaları
açısından en az sosyal çevre kadar önemlidir. Özellikle özel gereksinimli çocuklar
düşünülerek hazırlanmış bir fiziksel çevre diğer çocuklar içinde kullanışlı ve fırsat sağlayıcı
158
olacaktır.
Sınıfın bir rampa ile ulaşılabilir ve geniş olması tekerlekli sandalyenin ya da yürütecin rahat
manevra yapmasına olanak sağlayacağı gibi, beyaz baston kullanan ya da bağımsız dolaşma
eğitiminin hedeflendiği bir öğrenci içinde idealdir. Sınıfın, iç ve dış gürültüleri yalıtacak
şekilde (Yerlerin halı ya da gürültüyü engelleyecek bir malzeme ile kaplanması, duvarları sese
karşı izole edilmesi gibi) düzenlenmesi işitme cihazı kullanan bir çocuk için olumlu olduğu
gibi en ufak bir gürültüde diğer çocukların dikkatlerinin dağılmasını da engelleyecektir.
Okul öncesi bir eğitim ortamını gözlemleyiniz. Gözlemini yaptığınız bu sınıfa işitme
yetersizliği olan bir çocuk yerleştirilirse ne gibi fiziksel düzenlemelere yer verilmesi
gerektiğini belirtiniz.
Masa ve dolap köşelerinin yuvarlaklaştırması, çok amaçlı araçların seçilmesi, araçların çocuk
ve yetişkin sağlığını tehdit etmeyecek malzemeden yapılmış olması gibi fiziksel koşullar
yalnızca özel gereksinimli öğrenci için değil, tüm öğrenciler hatta öğretmen içinde önemli
fiziksel düzenlemelerdir. Önemli olan fiziksel düzenlemelerin kullanışlı, çocuk-çocuk ve
yetişkin-çocuk etkileşimini kolaylaştıracak ve artıracak şekilde olmasıdır.
Okulöncesi eğitim sınıflarında belirli etkinlikleri gerçekleştirmek için yapılan fiziksel
düzenlemelerden birisi de etkinlik köşeleridir.
Bu köşeler; drama, evcilik, geçirmeli blok oyuncaklar, el sanatları, deney masası, müzik
köşesi, kum ve su havuzu, spor köşesi gibi amacına uygun isimler alır.
Bu köşeler özel gereksinimli öğrencilere öğretilmesi hedeflenen beceriler için de
kullanılabilir. Özellikle kaynaştırma sınıflarındaki etkinlik köşeleri düzenleme leri, özel
gereksinimli öğrencinin diğer akranları ile uzun süre çalışmasına izin verir. Özel gereksinimli
öğrencilerin etkinlik köşelerinde başarılı olması için öğretmen çocuğun tercihlerini bilmelidir.
Ek olarak etkinlik köşesi çalışmaları özel gereksinimli öğrencinin katılacağı şekilde
planlanmalıdır.
Ayşe Öğretmen dört öğrencisi ile sanat köşesinde mozaik (renkli, küçük kağıt parçalarının bir
resim üzerine yapıştırılması) çalışması yapıyordu. Ömer bu sınıfa yerleştirilmiş orta derecede
159
zeka geriliği gösteren bir öğrenciydi. Ayşe Öğretmen, Hasan ve Ali 'den büyük bir tabaka
kağıda ev resmi çizmelerini istedi. Seda ise gerekli malzemeleri masanın üzerine getirecek ve
kağıt parçalarının uygun yerlere yapıştırılmasında arkadaşlarına yardım edecekti. Seda 'nın
bir görevi de Ömer'e ihtiyaç olan renkteki kağıt parçasını göstererek, Ömer'in gösterilen
renkteki kağıdı eline almasını sağlamaktı. Ömer henüz anlamlı bir resim çizme ve yapıştırma
becerilerine sahip değildi. Bu nedenle öğretmen ona mozaiği oluşturacak parçaları
hazırlamasını öğretti. Kendisi bir parça renkli kağıdı rastgele yırtarak Ömer'e gösterdi. Seda
ihtiyaç olan renkli kağıdı gösterdiğinde Ömer kendi önündeki parçalardan aynı rengi
buluyor. Rastgele küçük parçalar halinde yırtıyordu. Sonra da yapıştırmaları için
arkadaşlarına veriyordu. Öğretmen bu alışverişierde "verir misin, alır mısın ve teşekkür
ederim" sözcüklerini kullanmalarını istemişti. Bu örnekte öğretmen öğretimi
bireyselleştirerek, her öğrenciden kendi düzeyine uygun becerileri gerçekleştirmelerini
beklemektedir. öğretim sırasında Ömer'in renkleri ayırt etmesini, kağıt yırtmasını, akranları
ile işbirliği yapmasını ve etkileşimde bulunmasını öğretmeyi de hedeflemektedir.
Özel gereksinimi olan öğrencilerin dil edinimini gercekleştirebilmek
için okul öncesi öğretmenlerin sınıflarında gercekleştirebılecekleri
etkınlıkler neler olabılır?
YETİŞKİN-ÇOCUK İLETİŞİMİ STRATEJİLERİ
Özel gereksinimli öğrencilerin bulunduğu okulöncesi sınıflarda dilin kullanımı bu çocukların
öğrenmelerinde önemli bir faktördür. Öğretmen günlük planı yaparken ya da uygularken dili
nasıl kullanacağını da planlamalıdır. Yetişkinlerin kullandığı konuşma dili özellikle dil ve
bilişsel gelişim alanlarında önemli bir etkiye sahiptir. Aşağıda, okulöncesi öğretmenlerine dili
kullanma ile ilgili olarak birkaç strateji önerilecektir.
Nesne ya da eylemleri isimlendirmek, belirgin ve somut bir şekilde nesne ve eylemleri
isimlendirmek, özellikle özel gereksinimli öğrencilerin bu nesne ve eylemleri öğrenmelerine
yol açabilir.
Öğretmen bebekle oynayan bir öğrenciye 'a ne hoş ne sevimli! Karnı mı acıkmış yoksa?" gibi
bir ifade kullanırsa dil ediniminin başlangıcında olan bir çocuğun dil gelişimine olumlu bir
katkı getirmeyebilir. Bunun yerine öğretmen ''Bu bir bebek, Sen bebekle oynuyorsun, Bebek
160
acıkmış, " türünden ifadelerle bebek sözcüğünün öğrenilmesini sağlayabilir.
Anahtar sözcükleri ya da sözcük gruplarını abartılı şekilde tekrarlamak, bazı çocuklar için nesne ya
da eylemleri sadece isimlendirmek yeterli olmayabilir. Etkinlik ya da oyun boyunca iki üç
anahtar kavram seçerek bu kavramlara üst üste birkaç kez tekrar etmek gerekebilir.
Top atıp-tutma oyununda öğrenciye "topu tut', "tut’, "tut" diyerek eylemin üç kez
tekrarlanması gibi.
Rutinleri oluşturmak, etkinliklerin belli bir sıradüzen içinde yapılması, çocuğun giderek etkinliklere
aşina olması, öğretimi hedeflenen anahtar sözcük ya da sözcük gruplarını gün boyunca
kullanılmasını sağlayacaktır.
Öğretmen "Yemek bitti. " dediğinde öğrenci ellerini birbirine sürter. Bu durumda öğretmen
"Evet eller yıkanacak", "Eller sabunla yıkanacak", "Eller temiz olacak" diyerek el ve el
yıkama anahtar sözcük grubunu yemek ve temizlik rutini içerisinde yer verebilir.
Anlamlı bilgi sağlamak, çocuklar yetişkin konuşmasında geçen bütün sözcükleri anlamasalar
bile konuşmanın melodisi ve balgamı çocukların dili edinmesi için önemlidir. Çocuğun
dikkatini yönelttiği nesne, eylem ya da o anda yaptıklarını izleyerek, onlar hakkında
konuşmak bir stratejidir. Bu strateji bazı kaynaklarda "deneyimler üzerinde dili haritalama"
olarak da adlandırılır. Bir diğer strateji ise, çocuğun gördügü, duyduğu, dokunduğu ya da
hissedebildiği somut olaylar hakkında konuşmaktır.
Yetişkin dilini çocuk diline yaklaştırmak, dili öğrenmeye henüz başlayan çocuklar için
yetişkinlerin kullandığı dil basit ve yalın olmalıdır. Bir ya da iki sözcükten oluşan basit
cümleler kullanılmalıdır. Giderek daha karmaşık cümlelere geçilmelidir.
Henüz tek sözcüklerle konuşan bir özel gereksinimli bir çocuk ve arkadaşı ile top oynarken,
özel gereksinimli çocuğa "Yakala, yakala topu, yakala Ali ': derken, arkadaşına "Hey, Can,
bak top burada, haydi yakala, sonrada topu Ali'ye at" gibi daha karmaşık ve ardı ardına
yapılması gereken iki eylem içeren daha karmaşık bir dil kullanabilir.
Sıra alma becerilerini geliştirmek, bazı ileri ve orta derecede yetersizlik gösteren okulöncesi
dönemdeki çocuklar sıra alma becerilerini henüz kazanmamış olabilirler. Oysa normal bir
161
çocukta bu beceriler 34 aylıkken gelişmeye başlar. Bu becerileri geliştirmek için
kullanılabilecek birkaç strateji şöyle sıralanabilir: Ca) Ses ya da hareketleri taklit ettirerek
öpücük verme, el sallama, yüz mimiklerinin taklit edilmesi). Cb) Hoşlandığı bir etkinlik
başlatmak, sonra etkinliği durdurarak aynı şekilde başka etkinliği arkadaşının yapmasını
beklemesini sağlamak. Örneğin, flüt üfleme etkinliğini durdurup, arkadaşının trampet
çalmasını beklemek. Cc) çocuğun sıra alması için fiziksel olarak yardım etmek ya da model
olmak.
Okumayazma ve temel matematik becerilerin öğretimi için anasınıflarında
özel gereksinimli öğrencilere kazandırılabilecek önkoşul beceriler nelerdir?
ÖZEL GEREKSİNİMLİ ÖĞRENCİLERE AKADEMİK BECERİLERİN ÖĞRETİMİ
Ön Koşul Becerilerin Öğretimi
Okulöncesi dönemde özellikle de ilköğretime geçiş sınıfı olarak kabul edilen ana sınıfları
eğitim programında, ilköğretimin temel becerileri olan okumayazma ve matematiğe
hazırlık becerileri yer almaktadır. Özel gereksinimli öğrencilerin bazıları, yetersizlikten
etkilenme derecesine ve yetersizlik türüne bağlı olarak küçük düzenlemelerle akranları
gibi öğrenebilirler. Bazıları da okumayazma ve matematiğe hazırlık becerilerinin
öğretilmesi için gereken ön koşulları yerine getiremiyar olabilirler.
Erken cihazlandırılmış ve eğitim almış işitme yetersizliği gösteren bir çocuk biraz daha fazla
görsel destek sağlandığında hazırlık becerilerini akranları ile aynı düzeyde yapabilir. Çizgili
defter kullanarak iki çizgi arasına dik çizgi çizme becerisini akranları ile benzer düzeyde
gerçekleştirebilir. Zeka geriliği gösteren bir çocuk içinse bu beceri öncesinde kalem tutma,
basit karalamalar yapma, sınır taşırmadan boyama, iki noktayı bir çizgi ile birleştirme,
noktalan birleştirerek basit şekil çizme gibi satır arasına dik çizgiler çizebilmenin ön koşul
becerilerini öğretmek gerekebilir.
Bu nedenle öğretmenlerin eğitim programında yer alan becerilerle ilgili olarak özel
gereksinimli öğrencilerin bu becerilerin öncesinde öğrenilmesi gereken ön koşul
becerilere sahip olup olmadıklarını belirlemeleri gerekir. Eğer öğrenci okumayazma ve
matematiğe hazırlık becerilerini ön koşulu olan becerileri yerine getiremiyorsa öğretim
planı onun için bu becerileri içerecek şekilde uyarlanmalıdır.
162
Ritmik sayı sayma ve kavram olarak sayılann öğrenilmesi, toplama işleminin öğrenilmesinin
ön koşuludur.
Okulöncesi dönemde de tek ve iki basamaklı sayıları birer birer ritmik sayma ve nesne
sayılarını gruplama ve eşleme çalışmaları yer almaktadır. Eğer özel gereksinimli öğrenci
henüz bunlara hazır değilse bunlara temel oluşturacak ön koşul beceriler belirlenmeli ve
öncelikle bunlar öğretilmelidir.
Beceri ve kavramı küçük basamaklar halinde öğretimi, öğretmene ve özel
gereksinimi olan öğrencilere sağladığı yararlar nelerdir?
Örneklerin Seçimi ve Sıralanması
Özel gereksinimli öğrencilere bazı kavramları öğretirken seçilen örnekler ve bu örneklerin
belli bir sıra ile öğretilmesi önemlidir. Beceri ve kavram analizleri ünitesinde bir kavramın
nasıl analiz edileceği size anlatılmıştı. Bu analizleri kullanarak kavramların somut
örneklerinin oluşturulması ve bu örneklerin sıralanması önemli olabilir. Sınıftaki öğrenciler
için kırmızı elma, kırmızı kalem, kırmızı lego kırmızı kavramını öğrenmeleri için yeterli
olabilirken, özel gereksinimli öğrenciler için kırmızı kavramının örneklerini çoğaltmak belli
özelliklere dayanarak gruplamak kavramın örneği olmayanlarının sayısını giderek artırmak
gerekebilir.
Özel gereksinimli öğrenci için pazartesi günü programında kırmızı kavramının öğretimi için
aynı büyüklük ve malzemeden oluşan kırmızı ve sarı boncuklardan kırmızıları ayırt etme
üzerinde çalışırken, diğer öğrenciler farklı malzeme ve şekildeki kırmızı, sarı ve mavi renkli
nesneler arasından kırmızıları ayırt ediyor olabilirler. Salı günkü programda bu öğrencinin
boncuklarına mavi boncuklar eklenerek üç farklı renk arasından kırmızı olanları ayırt etmesi
biçiminde etkinlik planlanabilir.
Öğrenci bir basamağı öğrendikten sonra diğer basamağa geçilmelidir. Örneklerin seçimi ve
sıralanması ise öğrencinin düzeyine uygun olmalıdır. Eğitim programında yapılacak bu türden
uyarlarnalar, öğrencinin düzeyinin çok altında veya çok üstünde çalışmalar beklenmesini
engelleyeceğinden, öğretim zamanının boşa harcanmasını ve olası davranış problemlerini de
engelleyecektir. Ek olarak özel gereksinimli öğrencilere öğretilecek becerileri küçük adımlar
163
halinde öğretmek bir becerinin tamamen öğrenildiğinden emin olmadan yeni bir becerinin ya
da beceri basamağının öğretimine geçmek doğru değildir. Örneklerin sayısı artırılarak ve
sırası daha karmaşık hale getirilerek becerinin tamamen öğrenilmesi sağlanmalıdır.
Okulöncesi dönemde özel gereksinimi olan öğrenciye bir beceri ya da kavramın
öğretiminde, öğretmenin kullanabileceği yöntem ve tekniklerin neler olabileceğini
tartışınız.
ÖĞRETiM TEKNiKLERi
Özel gereksinimli öğrenciler beceri, kavram ve olayları geleneksel öğretim teknikleri ile
öğrenemeyebilirler. Programlarında amaçlanan becerileri öğrenmeleri öğretim tekniklerinde
uyarlamalar yapmayı gerektirebilir. Bu uyarlamalar daha fazla alıştırma ve tekrar yapmaktan,
özel gereksinimli öğrencilere öğretmek için kullanılan öğretim tekniklerinin çeşitlendirilmesi
gibi geniş bir yelpazeyi içerir.
Bütün öğretim teknikleri beceri edinimi, akıcılık, sürdürme ve genelleme ile sonuçlanabilir.
Beceri edinimi, yeni becerilerin edinilmesini, akıcılık, edinilen beceriyi ya da beceri zincirinin
normal hızda ve pratik biçimde yapılmasını, sürdürme, beceri edinildikten sonra becerinin
belli bir zaman geçtikten sonra da istenilen düzeyde yapılıyor olması, genelleme ise becerinin
farklı zamanlarda, farklı ortamlarda, farklı araçlar kullanarak ve farklı kişilerin bulunması
durumunda da gerçekleştiriliyor olmasıdır. Öğretmenler, öğretim planlarında becerilerin
edinilmesi ve akıcılık kazanmasına ilişkin amaçlara yer vermelerine rağmen akıcılık ve
genellemeye ilişkin amaçlara sık yer vermemektedirler. Oysa sürdürme ve genelleme özel
gereksinimli çocuklar tarafından kendiliğinden kazanılmamaktadır. Planlar mutlaka edinilen
becerileri sürdürme ve genellemeyi içeren amaçları içermelidir.
Doğal sözel dil yaklaşımı kullanılarak iletişim becerilerinin kazandırıldığı İşitme engelli
öğrencilerin sınıf ve okul dışı ortamlarda işaret dili kullanarak iletişim kurmalarının
gözlenmesi bu becerilerin başka ortamlara genelleme mediğini düşündürmektedir.
öğretmenler, destek hizmet ve ek hizmetleri sunan diğer kişilerle, farklı araçlarla ve farklı
ortamlarda, edinilen becerilerin genellenmesi için doğal fırsatlar kullanabilirler ya da fırsatlar
yaratabilirler. Bu bölümde özel gereksinimli öğrencilere öğretmek için kullanılan öğretim
tekniklerinden söz edilecektir.
Yanlışsız Öğretim Teknikleri
164
Özel gereksinimli öğrencilere davranış ve becerileri öğretmek için geleneksel öğretim
tekniklerinin umulan yararı sağlamadığı ve hatalı öğrenme oranının arttığını kaynaklarda
belirtilmektedir. Öğrenci ve öğretmen tarafından başlatılan öğretim etkinliklerinin
kullanılması beceri ve davranışların öğrenilmesinde yarar sağlamasına rağmen özellikle küçük
yaştaki çocukların öğretiminde öğretmen rehberliğinde öğrenme önemli bir yer tutmaktadır.
Son yıllarda yanlışsız öğretim teknikleri olarakda adlandırılan öğretim tekniklerinin, özel
gereksinimli öğrencilerin öğrenmesinde etkili sonuçlar verdiğine ilişkin araştırma sonuçları
bulunmaktadır. Araştırmalar, giderek artan şekilde, sürdürülmektedir. Bu tekniklerin, özellikle
becerilerin edinim aşamasında, öncelikli olarak kullanılması önerilmektedir. Yanlışsız
öğretim teknikleri; etkili teknikler olması, hata sayısını en aza indirmesi nedeniyle
öğretmenöğrenci arasında olumlu etkileşime yol açması, daha fazla pekiştirme fırsatı
sağlaması ve problem davranış çıkma olasılığını azaltması gibi nedenlerle tercih edilmektedir.
Yanlışsız öğretim tekniği olarak sekiz farklı teknikten söz edilmektedir. Burada yalnızca üç
öğretim tekniğine yer verilecektir.
İpucunun giderek artınılmasıyla öğretim, özel gereksinimli öğrencileri tek basamaklı ya da
zincirleme becerileri öğrenmesinde etkili biçimde kullanılan bir tekniktir. Bu öğretim tekniği,
bir hedef uyaran, giderek artan bir ipucu hiyerarşisi, ipucu hiyerarşisinin her düzeyinde
bağımsız tepki için fırsat verme ve doğru tepkilerin olumlu pekiştirilmesini içerir.
Öğretim sürecinde kullanılan ipuçlarını, birey üzerinde en az etkisi olan
ipucundan, en çok etkisi olan ipucuna doğru nasıl sıraya dizeriz?
Ayşe Öğretmen sanat etkinlikleri dersinde, orta derecede zeka geriliği gösteren öğrencisi
Pelin'in "iri delikli boncukları ipe dizmesini" hedeflemektedir. Bir tabağın içinde altı adet
iri delikli boncuk ve boncuk geçirildiğinde diğer ucundan geçmeyecek şekilde ucu
düğümlenmiş ip hazırlar. Öğretmen Pelin'e "boncuk dizeceklerini" söyleyerek dikkatini
etkinliğe çeker. Ip ve boncukları işaret ederek Pelin'in tepkisini gözler. Pelin elini
boncuklara uzatır, fakat ipi ya da boncuğu almaz. Öğretmen beş saniye kadar bekler.
"Boncuğu eline al" der. Pelin tepki vermez. Öğretmen Pelin 'in sol elini boncuklara
yönlendirir ve elinin üstünden tutarak boncuğu almasına yardım eder. Boncuğu almasını
"aferim sana" diyerek pekiştirir. Boncuk dizme becerisinin tamamlanması için sonraki
basamaklarda aynı süreci tekrarlar.
Bu örnekte öğretmen giderek artan ipucu kullanmıştır. Başlangıçta öğretmen sadece araçları
165
göstermiştir (işaret ipucu). Sonra, boncuğu almasını söylemiştir (sözel ipucu), Daha sonra da
elinden tutarak almasını yardım etmiştir (fiziksel yardım). Beceri basamağının
tamamlanmasını ise pekiştirme izlemiştir. ipuçları becerinin tamamlanması için en az yoğun
olandan en çok yoğun olana doğru giderek arttırılmıştır.
Eş zamanlı ipucu ile öğretim, ipucunun, hedef uyaranla birlikte sunulduğu öğretim tekniğidir.
ipucu hedef uyaranla birlikte sunulduktan sonra öğrenciye tepki vermesi için fırsat verilir.
Öğrencinin doğru tepkileri pekiştirilir. Öğrencinin beceriyi kazanıp kazanmadığının
belirlemek için, ipucu verilmeksizin sadece hedef uyaranın verilerek test edilir.
Ayşe Öğretmen, Ela'ya "günlük kullandığı nesnelerin işlevlerini öğretmeyi" hedefliyordu. Bu
amaçla, Ela 'nın günlük yaşamından tanıdığı nesneler seçti. Bu nesnelerin resimli kartlarını
hazırladı. Çalışmaya başlarken "Şimdi seninle birbirine karışan bu resimleri ayıracağız"
diyerek etkinliğe dikkat çekti. Kaşık resmini eline alarak Ela'ya "Bununla ne yaparız?" (hedef
uyaran) diye sordu. Hemen ardından "yemek yeriz" (sözel ipucu) dedi. Ela kaşık resmine
bakarak ''yemek yeriz" cümlesini tekrarladı. Öğretmen "Evet, harikasın yemek yeriz" diyerek
coşkulu bir ses tonu ile pekiştirdi. Etkinlik seçilen diğer nesnelerin işlevleri için sürdürüldü.
Bir sonraki derste öğretmen ipucu vermeksizin nesnelerin işlevlerini sordu ve doğru yanıtları
kayıt etti.
Aşamalı yardım, bu öğretim tekniğinde öğretmen öğretime becerinin yapılmasını sağlayan
ipucunu vererek başlar, zamanla bu ipucunu kaldırır. Başlangıçta öğretmen bir ipucu
hiyerarşisine karar verir. Öğretmen, öğretim sırasında öğrencinin gösterdiği performansa bağlı
olarak daha önce geri çektiği ipucuna tekrar geri döner. Tamamlanan basamaklar öğretmen
tarafından pekiştirilir.
Ayşe Öğretmen, Seda 'ya tuz hamurundan toplar yapmayı öğretmeyi hedeflemektedir.
Öğretmen, tuz hamurunu masaya getirir. Seda 'ya küçük toplar yapacaklarını söyleyerek
etkinliğe dikkatini çeker. Bir parça tuz hamuru kopartarak Seda 'nın elleri arasına yerleştirir.
Seda 'nın her iki elini avuçları arasına alarak birlikte top yaparlar. İlerleyen denemelerde
Ayşe Öğretmen, yardımı giderek azaltır. Ellerini Seda 'nın elleri üzerinde bir gölge gibi
kullanır. Daha sonra da top yapmasını ister. Seda 'nın bu arada daha fazla yardıma ihtiyacı
olduğu kanısına varırsa tekrar ellerini avuçları arasına alarak yardım eder. Seda bağımsız
olarak küçük toplar yapmayı öğrenince yedeğin öğretim sürdürülür. Öğretmen, yaptığı her
toptan sonra "aferin sana, bunlar ne güzel toplar" diyerek pekiştirir. (Yanlışsız öğretim
166
teknikleri hakkında daha ayrıntılı bilgi için belirtilen başvuru kaynaklarına ulaşınız.)
Okulöncesi dönemde çocukla yetişkin arasında en çok etkileşim, hangi
ortamlarda ve hangi zamanlarda kurulmaktadır?
Doğal Öğretim Teknikleri: Yanlışsız öğretim tekniklerinden farklı olarak çocuğun
çevresinde var olan, doğal fırsatların öğretimi için kullanılmasını içeren tekniklerde
bulunmaktadır. Bu teknikIer; iletişim, sosyal etkileşim ve dilin geliştirilmesinde etkili şekilde
kullanılmaktadır. Bu bölümde fırsat öğretimi, yetişkin tarafından yaratılan fırsatlarla öğretim,
tepki için fırsat verme ve bu üç tekniğin birlikte kullanılmasına dayalı Milie tekniğinden söz
edilecektir.
Fırsat Öğretimi
Çocuk ve yetişkin arasındaki karşılıklı etkileşim üzerinde odaklaşır. Bu teknikte etkileşim
çocuk tarafından başlatılır. Etkileşim süresince öğrencinin programında yer alan beceri ve
davranışların yapılması için fırsatlar yaratılır. Etkileşim süresince öğretmen tarafından
izlenecek basamaklar vardır. Bunlar: çocuğu izleme ve dinleme, çocuğun ilgilendiği nesne ve
olayları belirlemek için onun her türlü davranışının (sesi, konuşması, jestleri, bakışı)
izlenmesi aşamasıdır. Çocuğun ilgilendiği nesne ya da olay hakkında konuşma, çocuğun ilgilendiği
nesne ya da olaya bakma, isimlendirme, soru sorma ya da yorum yapma gibi bir dizi
davranışın yapıldığı aşamadır.Çocuğa tepki şansı vermek için beklemek, bir önceki aşamada
yapılan isimlendirme, yorum yapma gibi etkinliklerden sonra, susarak ama dikkati çocuğun
üzerinden uzaklaştırmaksızın çocuğa tepki verme şansının tanındığı aşamadır.
Desteklemek; gerekiyorsa yardım etmek, eğer çocuk tepki vermemişse, yanlış tepki vermişse
ya da tepki için ipuçlarına ihtiyacı varsa etkileşimi sürdürmek için yardım sağlanır.
Onaylamak; çocuğun ilgisi ya da verdiği doğal tepkilerin doğal bir şekilde onaylanmasıdır. Bu
başını okşamaktan, etkileşimin sürdürülmesine pek çok şey olabilir.
Anaokuluna devam eden özel gereksinimli bir çocuğu, beslenme ya da oyun
etkinlikleri sırasında öğretmeni ile olan etkileşimini gözlemleyiniz.
Gözlemlerinize dayalı olarak çocuk ile öğretmenin gösterdiği davranışları
167
analiz ediniz. Elde edilen bilgileri fırsat öğretimi açısından tarlaşınız.
Ayşe Öğretmen bahçede Ela'yı gözlüyordu. Toprakla oynadığını gördü. Yanına gitti ve ona ne
yaptığını sordu. Ela elindeki çubuk parçalarını toprağa dikiyordu. Ela "ağaç" dedi. Ayşe
Öğretmen, "o çubuklar ağaç olmaz, şimdi birlikte gidelim ve bir fidan bulalım" dedi.
Öğretmenler odasında dikilmek üzere bekleyen küçük çam fidanını alarak, hizmetliden küçük
bir kürek istedi. Ela kürek ve fidanı eline almak istedi. Öğretmen onları Ela'ya verdi ve ne
olduklarını sordu. Ela fidanı göstererek "ağaç" dedi. Sonra küreğe bakıp "ek" dedi. Öğretmen
kürekle toprağı kazacaklarını ve fidanı ekeceklerini söyledi. Etkileşim böylece devam etti.
Evde çocuklara mutfak araç ve geçlerini tanıtmak amacıyla, anne baba nasıl
bir etkinlik gerçekleştirebilir?
Mand (Yetişkin Tarafından Başlatılan Etkinlik) Modeli
Bu modelde fırsat öğretiminden farklı olarak öğretmen çocuğun etkinlik ya da etkileşim
başlatmasını beklemez. Etkileşim için fırsatlar yaratır ve etkileşimi başlatır. Burada kontrol ve
fırsat sayısı öğretmenin kontrolündedir. Etkileşim başladıktan sonra fırsat öğretimindeki gibi
devam eder. Özellikle etkileşim başlatmayan çocuklarla çalışırken yer verilir.
Tepki için fırsat Verme
Çocuk tarafından başlatılan bir etkileşimde, doğal ipucu ile yetişkin tarafından sunulan bir
öğretimsel ipucu arasında çocuğun tepki vermesi için beşon saniye kadar süre bırakılmasıdır.
Yemek saatinde çocuk bardağını masaya vurur. "Su ister misin? Su" der. Öğrenciye su verir.
Amacı öğrencinin su demesini sağlamaktır. Bir başka zaman ya da durumda çocuk tekrar
bardağını masaya vurduğunda öğretmen ipucu vermeden önce on saniye kadar bekler. Sonra
"Su ister misin? Su" der. Çocuk "Su ister misin?" sorusuna "su" deyinceye kadar aradaki
jirsat süresi artınlarak devam edilir.
Milieu Teknikleri
Fırsat öğretimi, yetişkin tarafından başlatılan etkinlik modeli ve doğru tepki için fırsat
vermenin bir arada kullanılmasıdır. çocuğun ilgisini izleyen etkileşim fırsatlannın (çocuk ya
168
da yetişkin tarafından başlatılabilir) öğretilmesi, hedeflenen becerileri içerecek şekilde
kullanılmasıdır.
Hangi teknik kullanılırsa kullanılsın karar verilecek önemli noktalardan birisi de yanlış
tepkileri izleyen durumlardır. Bunlar önceden planlanmalıdır. Yanlış tepkilerin ardından
gelecek planlanmamış bir kızgınlık tepkisi olumsuz sonuçlara yol açabilir. Bazen de küçük
çocuklar yanlış tepkileri izleyen pekiştirmenin durdurulmasını anlamayabilirler. Böyle
durumlarda doğrudan açıklama yapmak gerekebilir.
ÖZEL GEREKSİNİMLİ ÖĞRENCİLER İÇİN ÖĞRETİM ETKİNLİKLERİNİN
PLANLANMASI
Ünite içerisinde özel gereksinimli öğrencilere, beceri ve davranışları öğretmeye yönelik ve
sınıf içinde bireyselleştirilmeyle ilgili öneriler ve örnekler sunulmaya çalışıldı. Bu bölümde
bir amacın günlük plana nasıl yazılacağı ve sınıf içinde uygulamanın nasıl yapılacağına ilişkin
bir örneğe yer verilecektir.
Günlük planınızda sanat etkinlikleri dersini planlıyorsunuz ve uzun dönemli amacınız
"makasla kesme" becerisini geliştirmek. Sınıfınızda 12 öğrenci var. Bu öğrencilerinizin on
tanesi normal planı izliyor. lki öğrenciniz ise özel gereksinimli ve onların bireyselleştirilmiş
eğitim planlarında da "makasla kesme" becerisinin öğretimi amaçlanmış. Fakat her iki
öğrencinizin düzeyi birbirinden farklı. Öğrencilerinizden biri (A) makası tutma, açma-
kapama, rasgele kesme becerilerine sahip, diğeri öğrenci (B) ise henüz makası tutamıyor ve
hatta makas tutmanın ön koşulu olabilecek baş ve işaret parmaklarını kapatıp açmaya dayalı
"kerpeten" hareketini yapmakta beceriksiz. Böyle bir durumda planınıza üç amaç yerleştir-
melisiniz. On öğrenciniz için ortak bir amaç, diğer iki öğrenciniz içinse ayrı ayrı iki amaç
yazabilirsiniz. Şekil 8.2. Ders plan örneğine bakınız.
Ders: Sanat Etkinlikleri Beceri: Makasla Kesme
Amaç: Öğrenciler verilen basit şekli makasla keserek çıkartırlar.
A öğrencisi, kalın çizgiyi izleyerek 10 a 1O cm ebadındaki beş adet kağıdın dördünü hatasız
makasla keser.
169
B öğrencisi, i O adet küçük küpten( i x i cm) sekizini düşürmeden şeker maşası ile tutarak bir
kaptan dilerine aktarır.
Yöntem
Gerektiğinde öğrencilere sözelolarak yardım Akran destegi öğretmen yardımcısı kendi araç
setini kullanarak, eş zamanlı ipucu ile öğretim kullanır.
Burada örneklendiği gibi diğer amaçlar içinde öğrencilerinizin düzeyi ile bağlantılı olarak
farklı düzeylerde etkinlikler planlayabilirsiniz.
Özel Eğitim ve Ek Hizmetler
Amaçlar
Bu üniteyi çalıştıktan sonra;
özel eğitimde ek hizmet türlerini sıralayabilecek ve işlevlerini tanımlayabilecek,
ek hizmetlerin özel gereksinimi olan öğrenci için gerekli olup olmadığının nasıl
belirlendiğini açıklayabilecek,
en az kısıtlayıcı eğitim ortamının özelliklerini tanımlayabilecek,
bireyselleştirilmiş eğitim programında yer alması gereken öğrenci özelliklerini
sıralayabilecek,
ek hizmetlerin kapsamı ve süresiyle ilgili bilgileri aktarabilecek,
hizmet sunma modellerini betimleyebilecek ve ilgili hizmetlerin koordinasyonunu
betimleyebileceksiniz.
170
içindekiler
Giriş
Özel Eğitimde Ek Hizmet Türleri
Ek Hizmetlerin Gerekli Oıup olmadığını Belirleme
En Az Kısıtlayıcı Eğitim Ortamı
Ek Hizmetlerin Kapsamı ve Süresi
Hizmet Sunma Modelleri
Ilgili Hizmetlerin Koordinasyonu
Özet
Değerlendirme Soruları
Yararlanılan ve Başvurulabilecek Kaynaklar
Çalışma önerileri
Üniteyi çalışmaya başlamadan önce:
Bir önceki yıl okumuş olduğunuz "Özel Eğitim" kitabında "Kaynaştırma ve Destek Özel
Eğitim Hizmetleri" ünitesini gözden geçiriniz.
"Ek Hizmetler" teriminin neleri kapsayabileceğini düşününüz.
Üniteyi çalışırken:
Ünitede aktarılan ek hizmet türlerini anlamaya çalışınız.
Yakın çevrenizde ek hizmet türlerinin ülkemizdeki işleyişiyle ilgili bir araştırma yapınız.
En az kısıtlayıcı eğitim ortamının ne olduğunu anlamaya çalışarak, çeşitli özel
gereksinimlere sahip bireyler için en az kısıtlayıcı eğitim ortamları örnekleyiniz.
Sorun Tanımı
Kerem, okulöncesi eğitim kurumuna devam eden dört yaşında bir öğrencidir. Sınıf öğretmeni
Esra Öğretmen Kerem 'in arkadaşlarına göre biraz farklı olduğun düşünmektedir. Kerem,
dikkatini etkinliklere yöneltmede sorun yaşamaktadır. Bir etkinlikle en fazla üç dakika
ilgilenmekte, daha sonra sıkılıp etkinliği bırakmak ve arkadaşlannı rahatsız etmeye, onların
da ilgisini dağıtmaya başlamaktadır" Ayrıca, Kerem'in konuşma düzeyi de arkadaşlarına
171
göre daha geridir. Esra Öğretmen bu konuyla ilgili ne yapacağını bilememekte, Kerem için
bir şeyler yapılması gerektiğini düşünmektedir.
Bir gün, öğretmenler toplantısı sırasında bu düşüncelerini arkadaşlarıyla paylaştığında,
Kerem gibi öğrencilerin Rehberlik Araştırma Merkezi'ne yönlendi rildiğini, orada özel
gereksinimi olan öğrencilere özel eğitim ve ek hizmetler sağlanmasıyla ilgili çalışmalarını
yapıldığını öğrendi. Ek hizmetler kapsamına, konuşma terapisinin de girdiğini duyunca çok
sevindi. Böylece, Kerem 'in önemli bir sorun olan konuşmasının düzeltilmesiyle ilgili olarak
da çalışma yapılacaktı.Ayrıca, danışmanlık almak yoluyla Kerem'in dikkat süresini nasıl
artırabileceğini de öğrenebilecekti.
Giriş
Özel gereksinimli bireylerin uygun eğitimi alabilmeleri için sadece özel eğitim
olanaklarından yararlanmaları yeterli olmayabilmektedir. Bazı öğrenciler için" özel
eğitimin” yanı sıra, daha önce "Kaynaştırma ve Destek Özel Eğitim Hizmetleri" ünitesinde
açıklandığı şekliyle destek özel eğitim hizmetleri sağlanması gerekmektedir. Bazı öğrenciler
içinse hem özel eğitim hem destek özel eğitim hizmetleri, hem de ek hizmetler sağlanması
gerekebilmektedir. Ek hizmetler denildiğinde, özel gereksinimi olan öğrencinin özel eğitimden
en üst düzeyde yararlanabilmesi için, öğrencinin gereksinimine bağlı olarak fizyoterapi,
konuşma terapisi, uğraşı terapisi, vb. hizmetlerin sağlanmasından söz edilmektedir.
Aynca, özel gereksinimi olan öğrencilerin, gereksinim duydukları eğitimi kendileri için, en az
kısıtlayıcı eğitim ortamında almaları gerektiği, Milli Eğitim Bakanlığı Özel Eğitim Hizmetleri
Yönetmeliği'nde de vurgulanmaktadır. En az kısıtlayıcı eğitim ortamı denildiğinde, özel
gereksinimi olan öğrencinin evine en yakın olan, normal yaşıtlarıyla en fazla miktarda
birlikte olabileceği, özel eğitim gereksinimlerinin de en üst düzeyde karşılanabileceği
ortamlardan söz edilmektedir. Gerektiğinde öğrencinin ek hizmet gereksinimleri de bu
ortamda karşılanmalıdır.
Bu bölümde özel eğitimde ek hizmetlerden, ek hizmetlerin kapsamından ve süresinden, en az
kısıtlayıcı eğitim ortamlarından, ek hizmetlerin sağlanması modellerinden söz edilmektedir.
ÖZEL EĞİTİMDE EK HİZMET TÜRLERİ
172
Özel eğitim ve ek hizmetler, bireyselleştirilmiş eğitim programlarında yer alması gereken
bölümlerden biridir. Bu bilgiler, özel gereksinimi olan öğrencinin bireyselleştirilmiş eğitim
programında yer aldığında, öğrencinin eğitimi kapsamında, öğrenciye sağlanacak tüm
hizmetler, bu bölüm içinde yer almış olacaktır.
Özel Eğitim ve Ek Hizmetler Nedir?
Özel eğitimin, özel eğitimciler tarafından, özel gereksinimi olan bireylere sağlanan eğitim
hizmetlerini kapsadığını biliyoruz. Ek hizmetlere baktığımızda, özel gereksinimi olan
bireylerin özel eğitim dışındaki gereksinimlerini karşılamak üzere, ek hizmet personeli
tarafından sağlanan hizmetler olarak karşımıza çıkmaktadırlar.
Ek Hizmet Türleri Nelerdir?
Ek hizmetler özel gereksinimi olan bireylerin gereksinimlerinden yola çıkılarak
belirlenmektedir. Aşağıda ek hizmet türleri ile ilgili örnekler yer almaktadır:
Ulaşım hizmetleri
Konuşma terapisi
Fiziksel terapi
Danışmanlık
Tıbbi hizmetler
Özel gereksinimi olan bireylere yukarıdaki ve benzeri ek hizmetler zamanı geldikçe ve
önceden belirlenen sıklıkta sunulmaktadır .
Özel Eğitim ve Ek Hizmetlerden Kimler Yararlanır? Bireyselleştirilmiş eğitim programı
hazırlanan özel gereksinimi olan öğrenciler ya özel eğitimden ya ek hizmetlerden ya da her
ikisinden de yararlanabilirler.
Bir öğrencinin sadece haftada iki saat fiziksel terapiye gereksinimi olabilir. Bu durumda,
öğrenciye sağlanacak tek ek hizmet türü fiziksel terapi olacaktır. Başka bir öğrenci için
özel eğitim sınıfında olmanın yanısıra konuşma terapisi gerekebilir. Bu öğrenci için
sağlanacak hizmetlerse, özel eğitim hizmetleriyle birlikte haftada iki gün 45'er dakikalık
konuşma terapisi olacaktır.
Okulöncesi eğitim kurumuna devam eden görme engelli öğrenciye, hangi tür ek hizmetler
173
verilebilir?
Ulaşım Hizmetleri
İleri derecede özel gereksinimi olan öğrenciler söz konusu olduğunda, öğrencinin sınıftan
tuvalete, sınıftan yemek salonuna, sınıftan oyun odasına gitme konusunda yardıma
gereksinimi olabilir. Bu durumda bu tür gereksinimi olan öğrencilere bir yerden diğerine
gitme becerisi küçük parçalara ayrılarak öğretilmelidir. Bu ek hizmet türü okulöncesi
öğretmenlerce de sağlanabilecektir.
Ulaşım hizmetlerinin bir başka türüyse, öğrencilerin evden okula ve okuldan eve geliş
gidişIerinin sağlanmasıdır. Özel gereksinimli olan öğrencilerden bazıları özür türlerinden ve
özürlerinin derecesinden dolayı tek başlarına (bazıları da çok küçük oldukları için) okula
gidip gelemeyebilirler. Bu durumda okulların,öğrencilerin özelliklerine uygun ulaşım
hizmetlerini uygun personelle sağlamaları gerekmektedir.
Ortopedik yetersizliği olan çocukları gözleyerek, evden okula ve okulda eve
nasıl gittiklerini belirleyerek karşılaştığı güçlükleri tartışınız.
Konuşma Terapisi
Konuşma terapisi, özel gereksinimi olan öğrenciye, konuşma terapistleri tarafından
sağlanabilecek bir ek hizmet türüdür. Konuşma terapisi, öğrencinin eğitimlerini engelleyecek
düzeyde alıcı ya da ifade edici dilini kullanmada sorunları olduğunda, sesletim bozukluğu
yaşadığında, sesini kullanmada sorun yaşadığında sağlanan bir ek hizmettir. Bu hizmet
kapsamına, dil ve konuşma bozukluklarının tanılanması, düzeltme çalışmalarının yapılması,
aileye çocuklarının dil ve konuşma bozukluklarının düzeltilmesiyle ilgili yapabilecekleri
konusunda danışmanlık hizmetinin sağlanması germektedir. Ülkemizde konuşma terapistleri
sadece Anadolu Üniversitesi'nde yüksek lisans programında yetiştirilmektedir.
Fiziksel Terapi
Uzman fizyoterapistler tarafından sağlanan bu ek hizmet türü, özel gereksinimi olan
öğrenciye büyük kas becerilerini gerçekleştirmede ve gelişimlerini sağlamada yardımcı
olmayı kapsamaktadır. Fizyoterapistler ayrıca, serebral palsy ya da diğer yetersizlikler
nedeniyle vücudunda kasılmalar olan öğrenciler ve ortapedik bozukluğu olan öğrencilerin
174
işlevde bulunma düzeylerini arttırma ile ilgili çalışmalar yapmaktadırlar. Ülkemizde
fizyoterapistler çeşitli üniversitelerde yetiştirilmektedir.
Fizyoterapistlerden yararlanmış bireylerle görüşerek, özel gereksinimli
çocuklara verilebilecek hizmetlerin neler olabileceğini düşününüz.
İş Uğraşı Terapisi
İş uğraşı terapistleri tarafından sağlanan bu ek hizmet türündeyse, öğrencilerin evde, okulda
ve diğer ortamlarda bağımsız işlevde bulunmalarına yönelik kullandıkları küçük ve büyük kas
becerilerine ilişkin çalışmalar yapmak yer almaktadır.
Araç gereci uygun biçimde kullanma, koordinasyon gerektiren becerilerin geliştirilmesi ve
kendi kendine giyinme ve yemek yemeyi öğretmek bu ek hizmet türü kapsamındaki
becerilerdir.
Ülkemizde iş ugraşı terapistleri çeşitli üniversitelerde yüksek lisans ve doktora
programlarında yetiştirilmektedir.
Danışmanlık
Okullarda en yaygın olarak kullanılan danışmanlık türü, bir danışman (özel eğitim öğretmeni,
ek hizmet personeli, vb.), bir danışan (öğretmen, yardımcı öğretmen, vb.) ve bir de hakkında
danışılanın (öğrenci) olduğu modeldir. Bu modelde danışan, sınıf içinde ya da dışında
öğrencisiyle ilgili yaşadığı sorun hakkında danışmana gelir ve birlikte çözüm önerileri
geliştirirler. Öğretmen ya da yardımcı öğretmen danışmanın önerdiklerini sınıfında uygular ve
sorunu çözmeye çalışır. Danışmanlık bir öğrenme ya da davranış sorunuyla ilgili
gerçekleştirilebilir ya da özel gereksinimi olan öğrencilerin gereksinim duydukları ek
hizmetlerle ilgili olarak sağlanabilir.
Danışmanlığın uygulanabileceği bir başka durumsa aileye yapılacak danışmanlık olabilir. Aile
çocuğunun gereksinim duyduğu alanla ilgili olarak bir uzmandan danışmanlık alabilir.
Danışmanlık, çocuğun konuşma bozukluklanyla ilgili olarak bir konuşma terapstinden
alınabilir, çocuğun davranış bozukluklanyla ilgili bir özel eğitim öğretmeninden ya da
Psikologdan alınabilir, ya da öğrenme sorunuyla ilgili olarak yine bir özel eğitim
öğretmeninden alınabilir. Bu tür örnekler çoğaltılabilir.
175
Sağlık Hizmetleri
Sağlık hizmetleri doktorlar,hemşireler ve tıp personeli tarafından sağlanan ek hizmetlerdir.
Bir öğrencinin tamlanması ve özel gereksiniminin özel eğitim gerektirip gerektirmediğine
karar verme aşamalarını kapsamaktadır. Daha sonraki aşı yaptırma, ilaç verme, ameliyat ve
düzenli sağlık kontrolleri, bu ek hizmet kapsamında değildir. Ülkemizdeki koşullar göz önüne
alındığında da tanılamanın doktorlar tarafından gerçekleştiği, ancak daha sonra özel eğitim
alması gerektiği kararının Rehberlik Araştırma Merkezleri'nce verildiği görülmektedir.
Okulöncesi eğitim kurumlarına yerleştirilen öğrencilerin yerleştirme sonrasındaki sağlık
kontrollerininse bazen okulların bünyesinde çalışan doktorlar tarafından, bazen de velilerin
bağlı oldukları sağlık kurumlarındaki doktorlar tarafından yapıldığı görülmektedir.
Ek hizmetleri sağlayan personelin koordinasyonu kimler tarafından
sağlanmalıdır?
EK HİZMETLERiN GEREKLi OLUP OLMADIĞINI BELİRLEME
Ek hizmetler, özel gereksinimi olan öğrencilerin, özel eğitimden ya da kaynaştırmadan en üst
düzeyde yararlanabilmeleri için sağlanan hizmetlerdir. Bir öğrencinin ek hizmetlere gerek
duyup duymadığına bir ekip karar verebilir. Bu ekibe öğrencinin okulöncesi eğitim
kurumundaki sınıf öğretmeni, varsa özel eğitim öğretmeni, doktoru, ailesi ve eğer gerekiyorsa
başka uzmanlar dahil olmalıdır.
Eğitim Ortamlarının Özellikleri
Özel gereksinimi olan öğrencilerin okullara yerleştirilmesi söz konusu olduğunda üç çeşit
eğitim ortamından söz edilebilir. Bunlar; özel eğitim okulları, normal eğitim okulları ve
normal eğitim okulları bünyesindeki özel sınıflardır. Ancak okulöncesi dönemdeki eğitimden
söz edildiğinde eğitim ortamlarının sayısı ikiye düşmekte ve sadece özel eğitim kurumları ve
normal eğitim kurumları yer almaktadır.
Özel eğitim kurumları, aynı tür özür grubundan öğrencilerin devam ettiği kurumIardır. Bu
kurumlar gündüzlü ya da yatılı olabilmektedir. Okulöncesi eğitim söz konusu olduğundaysa
özel gereksinimi olan öğrencilerden henüz tanılanmayanlar ve hafif derecede özürü olanlar
normal okulöncesi eğitim kurumlarına, diğerleri ise özel eğitim kurumlarına devam
etmektedirler. Özel eğitim gerektiren çocukların, bireysel yeterliliklerine dayalı gelişim
176
özellikleri dikkate alınarak, okulöncesi özel eğitim sınıfları ya da okulları açılabileceği hükmü
"Özel Eğitim Hizmetleri Yönetmeliği"nde yer almaktadır.
Normal eğitim kurumlarındaysa, normal gelişim gösteren öğrencilerle olduğu gibi,
kaynaştırma karar alınmış özel gereksinimi olan öğrencilerin de devam ederek eğitsel
gereksinimlerini karşıladıkları kurumlardır. Özel gereksinimi olan öğrencilerin bu kurumlara
yerleştirilmeleri durumunda, öğrencinin gereksinimlerine bağlı olarak destek ve ek hizmetler
sağlanması söz konusu olmalıdır.
Özel eğitime normal eğitim kurumlarının üstünlükleri ve sınırlılıkları nelerdir?
Tartışınız.
18 Ocak 2000 tarihinde yürürlüğe giren Milli Eğitim Bakanlığı Özel Eğitim Hizmetleri
Yönetmeliği'ne göre özel eğitim hizmetlerinin niteliği, verilişi ve yeri belirlenmiştir. Bu
yönetmelikte "özel gereksinimi olan, 37~72 ayarasındaki çocuklar için, okulöncesi eğitimi
zorunludur ve kaynaştırma uygulamalan temeline dayalı olarak, destek eğitim planlan
çerçevesinde sürdürülür" denilmektedir. Yönetmelikten de anlaşıldığı gibi, özel gereksinimi
olan okulöncesi düzeydeki öğrenciler için esas alınacak eğitim ortamı kaynaştırmadır. Ancak,
her öğrenci için, tam zamanlı kaynaştırma uygun olamayacağından en az kısıtlayıcı eğitim
ortamdan yararlanması söz konusu olmalıdır.
EN AZ KISITLAYICI EĞİTİM ORTAMI
Yukarıdaki bölümlerde değinilen pek çok nokta birleştirildiğinde en az kısıtlayıcı eğitim
ortamını tanımlanmaktadır. Bu noktaları bir araya getirirsek, en az kısıtlayıcı eğitim
ortamının, çocuğun gereksinimlerini en iyi şekilde karşılayan ve normal yaşıtlarıyla en üst
düzeyde paylaşmasını sağlayan yönetsel düzenleme türü olduğu karşımıza çıkmaktadır.
Tanımdan da anlaşılabileceği gibi, en az kısıtlayıcı eğitim ortamı bireysellik göstermektedir.
Diğer bir deyişle, bir öğrenci için en az kısıtlayıcı eğitim ortamı,' tam zamanlı kaynaştırma
ortamı olabilecekken, gereksinimlerine bağlı olarak başka bir öğrenci için de en az kısıtlayıcı
eğitim ortamı "kaynak oda destekli kaynaştırma" (öğrencinin gereksinim duyduğu derslerde
normal sınıftan kaynak, odaya alınarak özel eğitimciyle çalışması) ile birlikte haftada iki saat
konuşma terapisinden yararlanması olabilecektir.
177
Özel gereksinimi olan okulöncesi eğitim çağındaki çocuklar için en az kısıtlayıcı eğitim
ortamlan öğrencinin gereksinimlerine ve özelliklerine bağlı olarak öğrencinin evi, kreşler,
anaokullan ya da özel eğitim okullan bünyesinde açılan okulöncesi sınıflandır.
Neden özel gereksinimi olan öğrenciye destek hizmetler en az kısıtlayıcı eğitim
ortamında sunulmalıdır?
Hangi tür özür düzeyine sahip özel gereksinimi olan bireyler için, hangi
kurumlar en az kısıtlayıcı eğitim ortamı olma özelliği taşımaktadır, tartışınız.
Özel Eğitim Hizmetleri Yönetmeliği'nde (2000) de yer aldığı gibi, özel gereksinimi olan
öğrencilerin mümkün olduğunca normal akranlanyla beraber eğitim görmeleri esastır. Bunun
için adı geçen yönetmelikte özel gereksinimi olan öğrenciler için bireyselleştirilmiş eğitim
programlarının hazırlanması ve bu program dahilinde normal eğitim okullarında eğitim
almalan gerektiğinden söz edilmektedir.
Okulöncesi eğitim çağında olan çocuklara öğretilecek beceriler daha çok özbakım ve temel
bilişsel beceriler olduğundan, özel gereksinimi olan öğrencilerin normal akranlarıyla birlikte
eğitim almaları daha sonraki eğitim ortamlarında olduğundan daha kolaydır. Daha ileriki
düzeylerdeki eğitim ortamlarında akademik becerilerin düzeyi de ağırlaştıkça özel
gereksinimi olan öğrencilerin akranlarıyla birlikte eğitim almaları da güçleşmektedir.
Dolayısıyla okulöncesi eğitim çağındaki özel gereksinimi olan öğrencilerde bu avantajın iyi
değerlendirilmesi gerekmektedir.
Özel gereksinimi olan çocukların ileri sınıflarda kaynaştırma programlarından
yararlandırılması neden güçleşmektedir? Tartışınız.
Özel Gereksinimi Olan Öğrencinin Eğitim Kurumuna Yerleştirilmesi
Özel Eğitim Hizmetleri Yönetmeliği'ne (2000) göre özel gereksinimleri belirlene rek
tanılanmış bireyler için eğitsel tanılama, izleme ve değerlendirme ekibi tarafından yöneltme
kararı alınır. Özel eğitim hizmetleri kurulu bu bireylerin kaynaştırılma uygulamaları yapılan
okul ve sınıflara yerleştirilmesi kararını alır. Bu karar doğrultusunda özel gereksinimi olan
öğrenci okulöncesi bir kuruma kaynaştırma öğrencisi olarak yerleştirilmiş olur.
178
Aynı yönetmeliğe göre, kaynaştırma öğrencisi olarak yerleştirilen öğrencinin izlenmesi ve
gelişmelerin kaydedilmesi gerekmektedir. Yerleştirilen öğrencilerin izlenmesi okul, eğitsel
tanılama, izleme ve değerlendirme ekibi ve özel eğitim hizmetleri kurulu tarafından işbirliği
içinde yürütülür. Öğrencinin kaydettiği gelişmeler belli aralıklarla düzenli olarak izlenir.
Kayıt tarihinden itibaren en az üç aylık izleme süresi sonunda, rehberlik ve danışma
hizmetleri kurulu, uygun yerleştirilmediği düşünülen öğrenci için doğrudan özel eğitim
hizmetleri kuruluna başvurabilir. Başvuru uygun bulunursa öğrenci tekrar eğitsel tanılama,
izleme ve değerlendirme ekibi tarafından değerlendirmeye alınır ve yeni bir yerleştirme kararı
çıkartılır.
Özel gereksinimi olan öğrencinin yerleştirme kararı eğitsel tanılama, izleme ve değerlendirme
ekibi tarafından hazırlanan detaylı raporla birlikte öğrenci bireyselleştirilmiş eğitim
programına yerleştirilir.
Ülkemizde özel gereksinimi olan öğrencilerin eğitim kurumlarına yerleştirilme
sürecini tartışınız.
Öğrencinin Özellikleri
Bireyselleştirilmiş eğitim programında yer alması gereken başka bir unsur da öğrencinirı
özellikleridir.İlk olarak öğrencinin adı, velisinin adı, özür türü (varsa ek özürü), devam ettiği
sınıfı yazılmalıdır. Daha sonra, eğer öğrenciyle ilgili önceden hazırlanmış raporlar varsa
onlardan yararlanarak, yoksa ailesiyle ve eğer varsa önceki öğretmenleriyle görüşerek
öğrencinin özelliklerine ilişkin bilgiler toplanmalıdır.
Bir öğrencinin özel hazırlanmış öğretimden yararlanması pek çok değişik unsur aracılığıyla
gerçekleşebilmektedir. Bu faktörlerden ilki, öğrencinin akademik düzeyi aynı yaştaki
arkadaşlarına göre belirgin miktarda düşük olabilir.
İkinci olarak, değerlendirme, özürün olumsuz etkilerini en aza indirmek için alternatif öğretim
yöntemleri ve araçlan gerektiğini ortaya koyabilir.
Görme özürlü bir öğrenci büyüteç benzeri araca gereksinim duyarken, işitme özürlü bir
öğrenci işitme cihazına gereksinim duyabilmektedir.
Üçüncü olarak, yapılan değerlendirme sonucu öğrencinin davranış sorunlarının çok fazla
179
olduğu görülebilir.
Değerlendirme boyunca yerinde oturtmada ve dikkatini yöneltmede zorlanan bir öğrencinin,
çeşitli davranış değiştirme tekniklerinden yararlanılarak olumlu davranışlar geliştirmesine
yardımcı olunabilir.
Ayrıca, öğrencinin özelliklerinden birisi de hangi alanda özel eğitime gereksinim duyduğudur.
Bir öğrenci sadece okuma ve dil gelişimiyle ilgili özel eğitime gereksinim duyarken diğer
alanlarda özel bir eğitim almasına gerek olmayabilir. Başka bir öğrenci içinse sadece beden
eğitimi dersinde bireyselleştirmeye gereksinim varken diğer derslerle ilgili hiçbir değişiklik
yapmaya gerek olmayabilir.
Bu tür durumlarda öğrencinin gereksinim duyduğu özel eğitim desteginin bireyselleştirilmiş
eğitim programında açıklanmasında fayda vardır.
Ayrıca, öğrencinin özellikleri raporlaştırılırken her alanda var olan performansının yanı sıra,
aynı alanla ilgili olarak gereksinim duyduğu noktaların bu bölümde yer alması da daha sonra
eğitimcinin işini kolaylaştıracaktır.
Öğrencinin temel kavramlarla ilgili sahip olduğu özellikleri raporlaştırılırken, önce var olan
performansını, renkleri eşleştirir, daha büyük en büyük gibi çok sık kullanılan karşılaştırmalı
kavramları istendiğinde gösterir şeklinde ifade etmeli; daha sonra bu alanla ilgili
gereksinimlerini, yer bildiren kavramlar, daha az kullanılan karşılaştırmalı kavramlar
şeklinde ilgili alana yerleştirilmelidir.
Eğer öğrencinin özellikleri doğru olarak bilinirse, öğretim aşamasında öğretmen için ve ek
hizmetler sağlanması aşamasında da ek hizmet personeli için kolaylıklar sağlayacaktır.
Öğrencinin fiziksel özellikleri ve davranışsal özelliklerinin raporda yer alması yukarda sözü
edilen kolaylıklan sağlayacaktır. Ayrıca yapılan değerlendirmelerin yanı sıra öğrenci
değerlendirilirken yapılan gözlemler de bireyselleştirilmiş eğitim programında yer almalıdır.
Böylelikle öğrenciyle yapılan çalışma sırasında gözlenenlerden, öğrencinin sergilediği
davranışlar hakkında fikir sahibi olunacak bu da ileriki çalışmalarda öğretmenine yardımcı
olabilecektir.
Öğrencinin özellikleri, bireyselleştirilmiş eğitim programlarına aktarılırken, olumlu ifadeler
180
kullanmaya dikkat edilmelidir.
"Çok kısa süreli dikkat yöneltebiliyor" yerine "dikkatini 20 saniye süreyle yönelte biliyor"
ifadesini ya da "bir işe başlamakta gecikiyor" yerine "bir işe başlamadan önce düşünüp sonra
başlıyor" ifadesini tercih etmeliyiz.
EK HİZMETLERiN KAPSAMI VE SÜRESİ
Ek hizmetlerin hangilerinin, ne kadar süreyle ve nerelerde öğrenciye sağlanacağının,
bireyselleştirilmiş eğitim programında yer alması çok önemlidir. Böylelikle öğrencinin ailesi,
öğretmenleri ve kendisi ne zaman, nerede olacağını ve kimden, ne süreyle ek hizmet alacağını
bileceklerdir. Programda yer alması gereken bilgileri birer birer ele alacak olursak:
Tarihler: özel eğitim ve ek hizmetlerin ne zaman başlayacağı,
Sıklık: hizmetlerin ne sıklıkta sağlanacağı,
Yer: hizmetlerin nerelerde sağlanacağı,
Süre: hizmetlerin sağlanacağı süredir.
Örneğin, aşağıdaki şekilde bir form hazırlanarak her bir özel gereksinimi olan öğrenci için
doldurulur ve öğrencinin öğretmenlerine ve ailesine verilerek herkesin öğrenciyle ilgili olarak
bilgilenmesi sağlanabilir.
Hizmet Türü Yer Haftada/
Günde
Başlangıç
Tarihi
Süres
i
Serisi
Okuma çalışması Kaynak oda 30 dak./gün 11.03.2001 Bir yıl
Matematik
çalışması Kaynak oda 30 dak.lgün 11.03.2001 Bir yıl
Dil ve konuşma Konuşma
terapi 30 dak 2/hafta 11.03.2001 Bir yıl
181
çalışması odası
Şekil 9.1. Ek Hizmetler Şeması
Öğrencinin ek hizmetlerden yararlanmaya devam edip etmeyeceğine, en geç bir yıl içinde
tekrar yapılacak bir değerlendirmeyle karar verilmelidir. Bu kararın sonucu (hangi ek
hizmetlerden, ne kadar süreyle, ne zamanlar ve nerede yararlanacağı) rapora tekrardan
yazılmalıdır.
HİZMET SUNMA MODELLERİ
Özel eğitim hizmetleri ve ek hizmetlerin, bir bütünlük içerisinde, en az kısıtlayıcı eğitim
ortamında sağlanması çok önemlidir. Birbirinden kopuk olarak sağlanacak olan hizmetlerin
öğrencinin eğitim programında eksikliklere yol açacağı söylenebilir. Bu nedenle hizmetleri
sağlayacak personelin bir ekip çalışması yaparak bir program dahilinde hizmetleri öğrenciye
sunmaları gerekmektedir. Özel eğitim ve ek hizmetler iki şekilde öğrenciye sunulabilir
doğrudan ve dolaylı olarak.
Dolaylı Hizmet
Her zaman bir uzmanın doğrudan öğrenciyle çalışması gerekmeyebilir.
Bir uğraşı terapisti, bir öğretmene ya da yardımcı öğretmene danışmanlık yaparak, hizmet
kapsamında neler yapması gerektiği konusunda yol gösterebilir. Bunun için, uzmanın önce
öğrenciyi değerlendirmesi, daha sonra öğretmen ya da yardımcı öğretmenin uygulaması için
bir program hazırlaması ve daha sonra belli aralıklarla giderek öğrenci yi ve programın
gidişini kontrol etmesi ve değişiklik yapılıp yapılmaması gerektiği konusunda karar vermesi
gerekmektedir.
Eğer değişiklik yapmak gerekiyorsa, gerekli değişikliğin yapılması ve tekrar uygulayacak
kişiye öğretilmesi gerekmektedir. Dolaylı hizmet sağlanmasına karar verildiğinde,
uygulamacının her aşamayı uygun ve doğru bir şekilde uygulayacağından emin olmak
gerekmektedir.
182
iLGiLi HiZMETLERiN KOORDiNASYONU
Ek hizmetlerin planlanması ve koordinasyonunun sağlanması, özel gereksinimi olan
öğrenciye gereken ek hizmetlerin gerektiği şekilde sunulabilmesi için çok önemlidir. Hangi ek
hizmetlerin gerekli olduğuna karar verildikten sonra, hizmetlerin ne sıklıkta, ne kadar süreyle,
kim tarafından sağlanacağına karar verilmelidir. Ek hizmetlerin esasında öğrencinin özel
eğitimine destek sağlamak olduğundan, hizmetler öğrencinin eğitim programını oluşturacak
bir bütünlük içinde koordine edilmelidir. Gerekli koordinasyonun sağlanabilmesi için düzenli
toplantılar yaparak ek hizmet personelini ve sınıf öğretmenini bir araya getirmek ve
gerektiğinde ek hizmet sağlayan personelin öğrenciyi kendi sınıfında görmeleri ya da tam ter-
sine öğrenciyi sınıftan çıkararak kaynak odada görmelerini sağlamak, öğrencinin
bireyselleştirilmiş eğitim programının birer kopyasını öğrenciyle ilgili tüm personele
dagıtmak ve okunmasını sağlamak, ilgili hizmetlerin koordinasyonunu sağlayacak birkaç
yololabilir. (Hizmet verenler arasında koordinasyonun sağlanması konusu için Ünite lO'a
bakınız).
Hizmet Verenler Arasında Koordinasyon
10
Amaçlar
Bu üniteyi çalıştıktan sonra;
bireyselleştirilmiş eğitim programlannın uygulanmasında belirlenen hizmetler arasında
koordinasyona ilişkin temel kavramlan açıklayabilecek,
bireyselleştirilmiş eğitim programlannın geliştirilmesinde hizmet sunanlan
sınıflandırabilecek,
bireyselleştirilmiş eğitim programlannın geliştirilmesinde, çocuğa hizmet sunanlar
arasında gerçekleşmesi gereken işbirliği ve koordinasyon konulannı anlatabilecek,
BEP hizmetlerinin geliştirilmesinde BEP ekibinin görev ve sorumluluklan konularında bilgi
sahibi olacak,
etkili iletişim ve etkileşimin, hizmet sunanlar arasındaki koordinasyonun geliştirilmesindeki
önemini tartışabileceksiniz.
183
içindekiler
Giriş
Bireyselleştirilmiş Eğitim Programlarında Belirlenen Hizmetleri Sunanlar
Arasında Koordinasyon
Aile ile iletişim ve Koordinasyon
Hizmetlerin Geliştirilmesinde BEP Ekibinin Rolü
Özet
Değerlendirme Soruları
Yararlanılan ve Başvurulabilecek Kaynaklar
Çalışma önerileri
Üniteyi çalışmaya başlamadan önce:
işbirliği ve koordinasyonun gerçekleştirilmesinde iletişim ve etkileşimin önemini araştmnız.
Bir okulöncesi eğitim kurumunu ziyaret ederek öğretmenlere, öğrencilerinin eğitiminde
önemli gördükleri hizmet sunanların kimler olduğunu ve hizmet sunanlarla koordinasyonu
nasıl sağladıklarını sorunuz.
Üniteyi çalışırken:
Daha önce çalıştığınız ünitelerden BEP'nın geliştirilmesi, uygulanması ve izlenmesi
süreçlerini tekrar gözden geçiriniz.
Verilen sorun tanımını üniteyi okuduktan sonra tekrar tartışınız.
Daha aynntılı bilgi elde etmek için ünite sonunda verilen başvuru kaynaklannı inceleyiniz.
Sorun Tanımı
Osman zihinsel ve fiziksel alanlarda gelişimsel geriliği olan 5 yaşında bir çocuktur. Ailesinin
en büyük dileği okula gitmesi, diğer kardeşlerinden, arkadaşlarından farklı olduğunu
hissetmemesiydi. Anne babası bir anaokuluna başvurdular. Osman okula başlamıştı. Birkaç
hafta sonra okul idaresi babasını okula çağırarak, Osman 'ın gelişimsel gerilik gösterdiğini,
184
özellikle tuvalet becerilerindeki yetersizliğin sınıf ta sorunlara yol açtığını, bu nedenle başka
bir okula gitmesi gerektiğini söylediler. Anne baba için bu kötü ve beklenmedik bir sürpriz
oldu. Babası Osman 'ı bazı uzmanlara götürdü, raporlar aldı, bunları bir dosyada biriktirdi.
Sonuç olarak Osman 'da gelişimsel gerilik vardı. Durumu bir raporla belirlenen Osman 'ın
bir rehabilitasyon merkezine gitmesinin uygun olacağı belirtildi. Neden gidecekti? Bu
merkezlerde neler yapılıyordu? Osman için iyi olacak mıydı? Anne babası tüm bu sorularla
birlikte rehabilitasyon merkezine geldi. Yine yapılan bazı değerlendirmeler sonucunda Osman
bu merkeze gitmeye başladı. Birkaç ay sonra rehabilitasyon merkezindeki uzmanlar Osman
'ın bu merkeze uygun olmadığını biraz destekle normal yaşıtlarıyla birlikte bir ilköğretim
okulunun anasınıfina gidebileceğini söylediler. Anne baba yine Osman 'ı alıp yola koyuldular.
Giriş
Hizmetler arasındaki koordinasyonun sağlanması, öğrencinin bireyselleştirilmiş eğitim
programının (BEP) hazırlanmasına başlamaktan, uygulanmasına ve programın yeniden
gözden geçirilmesine kadar her aşamada son derece önemlidir.
Bireyselleştirilmiş eğitim programlarına hizmet sunan kişi ve kurumlar arasında etkili bir
koordinasyon ve işbirliğinin kurulması özürlü öğrencilerin daha iyi eğitim almalarını
sağladığı gibi eğitimin başarıya ulaşmasına önemli katkı sağlar. Ancak koordinasyonun
sistematik uğraşlar olmaksızın sağlanması pek olası değildir. Hizmetler arasındaki
koordinasyonun sağlanması, öğrencinin bireyselleştirilmiş eğitim programının
hazırlanmasına başlamaktan, uygulanmasına ve programın yeniden gözden geçirilmesine
kadar her aşamada son derece önemlidir.
çocuğun BEP'nın geliştirilmesinden yeniden gözden geçirilmesine dek olan süreçte yasal
düzenlemelerin gerçekleştirilmesi son derece önemlidir. Çünkü BEP hizmetinden yararlanan
öğrencilerinin ilişkileri ne sadece özel eğitim sistemi, özel eğitim öğretmenleri ve özel eğitim
okullarıyla ne de sadece normalokul sistemiyle sınırlıdır. BEP belgesi tüm bu ilişkilerin de
nasıl sağlanacağına ışık tutan bir belgedir. Aynı zamanda BEP belgesi sınıf içerisinde
öğretimin gerçekleştirilmesini sağlayan ve bunun için tüm hizmetlerin sunulmasını gerektiren
bir araçtır.
Uygulamada normal okullar ve özel eğitim okulları arasındaki işbirliği sınırlı gibi gözükür.
Ancak bu sınırlılıkların büyük bir çoğunluğu özel eğitim öğretmenleri ve sınıf öğretmenlerinin
185
göstereceği gayretlerle giderilir ve planlama, uygulama ve sürekliliğinin sağlanmasına çok
önemli katkılar getirir. Eğer BEP belgesi öğretimin gerçekleştirilmesinde etkili duruma
getirilmezse sunulacak hizmetlerin ve bu hizmetleri sunacakların koordinasyonu da mümkün
olmaz.
BEP'in koordinasyonu ile ilişkili olan en temel konu BEP komitesi tarafindan tanımlanmış,
çocuk için uygunluğuna karar verilmiş ve uygulanabilir bir programın ortaya konmasıdır. Şu
bir gerçek ki BEP her zaman planlandığı gibi gerçekle şmeyebilir. Bunun yanı sıra BEP her
zaman öğretimin planlanmasında da kullanışlı bir doküman olmayabilir. Ancak şu da bir
gerçektir ki BEP'e hizmet sunanların tümü, BEP amaçlarının oluşturulmasından
değerlendirilmesine kadar bir çalışma takviminin hazırlanması, ölçütlerin oluşturulması ve
uygulama esaslarının belirlenmesine kadar her şeyi birlikte oluştururlarsa sorumluluğu da
aynı derecede paylaşabilir. Böylece BEP aynı zamanda daha açık ve yalın olarak
tanımlanabilir ve uygulamaların daha etkili biçimde geliştirilmesine katkıda bulunur.
BİREYSELLEŞTİRİLMİŞ EĞİTİM PROGRAMLARINDA BELiRLENEN
HİZMETLERİ SUNANLAR ARASINDA KOORDiNASYON
BEP'nın uygulanması sürecinde hizmet sunanların, özel gereksinimi olan bir öğrenciye
sunacakları hem formal hem de informal hizmetleri belirleyebilmek için birbirleriyle çok
yakın bağlantıda olmalıdırlar. Açıkca görülmektedir ki BEP'nın uygulanmasında özel eğitim
öğretmeni birincil öneme sahiptir. Araştırmaların da gösterdiği gibi çocuğun programının
geliştirilmesinde özel eğitim öğretmenlerin etkin katılımlarına gereksinimimiz vardır. Çünkü
özel eğitim öğretmenleri BEP'ın geliştirilmesinin ötesinde ayrıntıları da içeren çok daha özel
öğretim programlarını sınıflarında geUştirmekte ve uygulamaktadırlar. Bunun yanı sıra
BEP'nın geliştirilmesinden sonra en önemli aşama öğretimin gerçekleştirilmesi olduğundan
BEP sürecinde öğrenciye öğretim hizmeti sunan sınıf öğretmenlerinin çok önemli bir yeri
vardır.
Sınıf Öğretmenleri
BEP hazırlanan öğrenciye hizmet sunanlar arasındaki temel tartışma konusu, etkinliklerin
koordinasyonu ve uygulanmakta olan programların izlenmesinde öğrencinin öğretmeninin
katılımıdır. Bir sınıf ta özel gereksinimi olan öğrencilerin sayısı çok olsa bile en azından
186
günün belli zamanları için normal sınıfa yerleştirilmeleri bununla birlikte sınıf öğretmeninin
program planlama çalışmalarına etkin katılımı söz konusu olmalıdır. Öğrencinin eğitim
programının geliştirilmesinde öğretmenin etkin katılımının olmaması, BEP uygulamalarının
etkili biçimde uygulanmasının önünde en önemli engel olarak çıkar. BEP'nın geliştirilmesi ve
planlanmasında sınıf öğretmenlerinin katılımını kolaylaştırmak amacıyla öğretmenler için en
uygun zamanların belirlenmesine özel önem vermekte yarar vardır. Çünkü öğretmenler çocuk
için hazırlanacak olan BEP'na aynı zamanda çocuk adına katılacak kişidir. Öğretmenler BEP
geliştirme çalışmalarına katılmak için son derece istekli olurlar. Ancak yine de bazı
öğretmenler isteksiz davranabilirler. Eğer BEP geliştirme sürecinde periyodik toplantılar
düzenlenmezse ya da sınıf öğretmeni bu toplantılara katılmak için gerekli özeni göstermezse
çocuğun BEP'İn uygulanmasını sağlayacak diğer kurum ve kuruluşlar bu özeni hiç
göstermeyecektir. Şu hiç bir zaman unutulmamalıdır ki sınıf öğretmeni çocuğun eğitim
programını en iyi bilen k1şidir. Bunun yanında çocuğun programını uygulama konusunda en
uygun ortama sahip olan kişi öğretmenidir.
Özellikle öğrenci haftanın her günü tam gün ya da yarım gün düzenli olarak bir programa
devam ediyorsa BEP'in uygulanmasında sınıf öğretmeni en önemli kişidir. Ancak normal
sınıfta çalışan öğretmen ile ekip üyeleri birlikte BEP hedeflerini ve amaçlarını geliştirebilirler.
Bu aynı zamanda sınıftaki öğretimin iyileştirilmesine ve BEP'in etkili olarak uygulanmasına
yardımcı olur.
BEP 'in geliştirilme,bitirme ve ulgulanması evresinde anne baba kimlerle iletişim
ve etkileşim içinde olmalıdır?
Anne Baba ve Kardeşler
Anne babalar okul ve diğer hizmetler arasında koordinasyonu sağlayan birincil öneme sahip
kişilerdir. Anne babalar diğer hizmet sunanlara bilgi sağladığı gibi, çeşitli destek hizmetleri de
sunabilen bireylerdir. Anne babalar, başlangıçta yeni bir okula başlayan çocuğun yetersizliği
hakkında okulu bilgilendirme, daha önce uygulanan programlara ilişkin görüşlerini iletme
anlamında önemli bir yere sahiptir.
Buna ek olarak anne babalar BEP'ın evdeki uygulanmaları konusunda en etkili destekçiler
olarak görülmektedir. çünkü BEP sadece çocuğun okuldaki etkinlikleriyle sınırlı değildir.
Dolayısıyla BEP'in önemli bir boyutu olan ev uygulamaları için anne baba katılımı önemli
187
olmaktadır.
Anne babalar; çocuğun okuldaki çalışmalarının evde devamı, ev ödevlerinde yardım,
davranış yönetimi, dil gelişimi ve düzgün konuşma, motor gelişim, edinilen becerilerin
kalıcılığının sağlanması gibi konularda ciddi katkılar getirirler.
Aile bireylerinin eğitime katılımları ve çocuklarına bazı beceriler öğretmesi ve bazı
davranışları kazandırması gibi konularda yapılan birçok araştırma sonucu aile katılımını
desteklemektedir. Özellikle anne babaların eğitildiklerinde çocuklarına yeni beceriler
öğretebildikleri, okulda yapılan çalışmaları evde sürdürebildiklerini ortaya koyan araştırma
sonuçları bulunmaktadır.
Bireyselleştirilmiş eğitim programlarının hazırlanmasında ve uygulanmasında
anne babaların katılımını engelleyen faktörler nelerdir? Tartışınız.
Anne babaların BEP uygulamalarına etkili olarak katılımları konusunda yeterli olmaları için
etkili iletişim becerilerine sahip olması ve koordinasyon stratejilerini bilmesi zorunludur.
Öğretmenler, anne babalar koordinasyon ve iletişimi sağlamak ve geliştirmek için sıklıkla bir
araya gelirler toplantılar düzenlerler. Yapılan bir araştırmada anne babalara çocuklarının
BEP'ine hizmet sunanlarla yapacakları görüşmelerde ne gibi iletişim davranışlarına sahip
olmaları gerektiği öğretilmiştir.
BEP toplantılarının başlangıcında anne babaların tartışmalara sözelolarak katılımlarında ciddi
sınırlılıklar olabilir. Çeşitli nedenlerle sözel iletişime geçme, koordinasyonu sağlayıcı olma
gibi konularda çekingen davranabilirler. Özellikle tartışmalara minik diyaloglarla sınırlı
biçimde katılırlar. Ancak ilerleyen zamanlarda öğretmen ve diğer uzmanların yardımıyla
kolaylıkla bu durumun üstesinden gelebilirler. Anne babalara çocuklarının eğitim programına
nasıl katılabilecekleri öğretilirken aynı zamanda kardeşlere de BEP nasıl katılabilecekleri
konusunda bilgi verilebilmektedir.
Anne baba ve öğretmen dışında BEP'ın geliştirilmesi ve uygulamasına katılan
kişi ve kurumlar kimlerdir?
Tıbbi olan ve Tıbbi Olmayan Hizmetler
Ailelerin yanı sıra BEP’ın gerçekleştirilmesinde destek olan birçok özel ve resmi kurum
188
vardır. Bunlardan bir bölümü tıbbi hizmetleri bir bölümü ise tıbbi olmayan hizmetleri içerir.
BEP, çocuğun gereksinim duyduğu tüm alanlardaki gelişimini destekler nitelikte olduğundan
her zaman en etkili hizmet arayışı söz konusudur. Tüm bu hizmetlerin kaynağı ise yine
çocuğun eğitim programıdır.
Geleneksel okul yapılarında ya da eğitim düşüncelerine göre bu hizmetler öğrencinin eğitim
programdan ayrı olarak geliştirilir. Ötesi ayrı ortamlarda sunulmaktadır. Oysa son yıllarda
benimsenen yaklaşımlar doğrultusunda çocukların normal eğitim programının uygulandığı
ortamlardan alınarak hizmet sunma yerine, çocuğun halihazırda sürmekte olan programı
içersinde tüm hizmetleri ilişkilendirerek kaynaştırma yaklaşımı benimsenmektedir.
Aynı özel eğitim ortamları ile normal eğitim ortamlarında verilen özel eğitim
hizmetlerin ve destek hizmetlerin koordinasyonundaki benzerlik ve farklılıklar
nelerdir? Tartışınız.
Bu süreç, hem yıl boyunca uygulanan programların koordinasyonu ve bu programlar arası
iletişim hem de program geliştirme süreçlerindeki uygulamalara bağlı olarak farklılaşabilir.
Öğrencinin eğitim programı ile ilişkili hizmetleri sunanların BEP'e katılımlarının sağlanması;
öğretim planları ve öğretim takviminin koordineli bir biçimde BEP'e dayalı olarak birlikte
oluşturulması ve hizmet sunan tüm kurum ve kuruluşlara ya da kişilere hizmetler arası
koordinasyonunun sağlanabilmesi için günlük haftalık ve aylık izlenceler sunulur. Böylece
hizmet sunanların her biri düzenli ve rutin olarak programlarını gözden geçirme ve güncelle-
me şansına sahip olabilir. Bunların yanı sıra çocuğa hizmet sunanların, belli zamanlarda
yapacakları toplantılarda, yeni uygulamalara başlanmadan önce tüm yenilikleri paylaşmaları
sağlandığından son derece önemlidir.
Ülkemizde özel gereksinimli çocuklara götürülen özel eğitim ve destek
hizmetler nelerdir?
Tıbbi ve tıbbi olmayan hizmetler özel eğitim gerektiren öğrenciye yardım sağlayan tüm
hizmetleri kapsar. Bunlar ve bu hizmetleri sağlayanlar aşağıdaki gibi sıralanabilir:
Konuşma dil patolojisi ve odyoloji servisi
Psikolojik hizmetler
Fizik ve uğraşı terapisi
Boş zamanların değerlendirilmesine yönelik etkinlikler için hizmetler
189
Okulöncesi çocukların erken değerlendirilmesi
Rehberlik hizmetleri
Oryantasyon ve dolaşma hizmetleri
Teşhis ve değerlendirme süreci için tıbbi hizmetler
Okul sosyal çalışma hizmetleri
Aile danışmanlığı ve eğitimi
Bu listede yer alan hizmetler dışında çeşitli kültürel programlar sanat ve müzik terapileri
bağımsız dolaşabilme eğitimi ve beslenme gibi destek hizmetlerden de söz edilebilir.
Günümüzde birçok ülkede bu tür özel hizmetlerin pek çoğu normal sınıf ortamlarında
karşılanabilmektedir. Türkiye'de de benzer oluşumların ortaya çıkmaya başladığını, özellikle
özel kurumlarda benzer uygulamaların gerçekleştiğini görmek özel eğitim açısından
sevindirici bir gelişme olarak yorumlanmaktadır.
Tıbbi Olmayan Hizmetler: Tıbbi olmayan hizmetler ise genellikle eğitim öğretim amaçlı
hizmetleri içerir. Sınıf ta yapılan çalışmalarda hem tek bir öğrenci ile (özürlü ya da normal)
uzman sınıf öğretmeni ya da yardımcı öğretmen çalışabilmekte hem de bir grup öğrenci ile
aynı anda çalışabilmektedir.
Uğraşı terapisti ya da fizyoterapist çocuğun motor gelişiminin desteklenmesinde yapılacak
çalışmalar için smifa çeşitli araçgereç ya da cihazlar getirebilir. Bilgisayar klavyesi
kullanamayanlar için dokunmatik ekranlar, görmeyenler için Braille yazıcılar ve bilgisayar
destekli birçok eğitim programı sağlanabilir.
Tıbbi Hizmetler: Tıbbi hizmetler, hekimler ve çocuğun gereksinimleriyle ilgili diğer tıbbi
personel tarafından sunulur. Çoklu yetersizliği olan öğrencilerin okul programlarına
katılmalarının artması okulların tıbbi personel ile koordinasyon ve iletişimini zorunluluk
haline getirmektedir. Dolayısıyla özürlü çocuklara sunulacak hizmetlerin iyileştirilmesinde
okul ve hekim arasındaki koordinasyon sağlanmalı, ilgili tıbbi personelin okuldaki BEP
toplantılarına katılımları desteklenmeli ve arttırılmalıdır. Geleneksel olarak bakıldığında tıbbi
personel, eğitim planlarının hazırlanmasına yönelik toplantılara düşük düzeyde katılırlar.
Oysa işbirliğinin arttırılması yoluyla hekimler ile okul arasındaki koordinasyonun sağlanması
söz konusu olabilir.
190
Hekimler çocuğun özrüne ilişkin olarak tıbbi tanı ve değerlendirmeyi yaparlar, çeşitli
konularda öneriler getirebilirler. Tanıya, çocuğun eğitim programına beslenme, alerjiler,
kronik hastalıklar gibi hastalıkların iyileştirilmesine dönük uygulamalarda ekleyebilirler.
Bunun yanı sıra öğrencinin tıbbi bakım gereksinimlerinin karşılanmasında aileyle birlikte
çalışabilirler.
Ailelerin tıbbi hizmetlerden erken özel eğitim döneminde geniş ölçüde ya-
rarlanmasının nedeni nedir?
Okul ile hekimler arasındaki iletişim ve koordinasyonun sağlanması için kullanılabilecek en
iyi yollar; ortaklaşa belirlenecek zamanlarda yapılacak telefon görüşmeleri, geniş gruplara
yönelik düzenlenebilecek konferanslar, personele ya da ailelere yönelik eğitim programları
olarak sıralanabilir. Bu yolla aileler çocuklarının fizyolojik özellikleri hakkında bilgi sahibi
olabilecekleri gibi, çocuklarına ilişkin çeşitli gereksinimlerin BEP içindeki yerini görebilirler.
AİLE İLE İLETİŞİM VE KOORDİNASYON
Ailelerle iletişim ve koordinasyonun sağlanmasında çeşitli uygulamalara yer verilir. Daha
önceki ünitelerde bu konulara ayrıntılı olarak yer verilmişti. Burada da yine yaygın olarak
kullanılan; geniş aile gruplarının katıldığı grup toplantıları, gönüllü çalışma programları, sınıf
ta gözlem ve ev ziyaretleri gibi uygulamalardan söz edilecektir.
Yetersizliği olan bir çocuğun ve ailesinin gereksinimlerini öğrenebilmek için
gerçekleştirilen görüşmelerde, anne babaya ne tür sorular yöneltirsiniz?
Grup Toplantıları
Pek çok anne baba ve okul temsilcilerinin bir araya gelerek yaptıkları planlı ya da plansız
toplantılar çocuğa hizmet sunanlar ile anne babalar arasında iletişim ve koordinasyonun
sağlanmasında önemli fırsatlar sağlar. Özellikle ailelerin bir araya geldikleri informal ev
toplantıları öğrencilerin programları hakkında anne babaları bilgilendirmek için bulunmaz
fırsattır. Toplantılar yarı yapılandırılmış olsa da anne babaların çocuğun BEP hakkındaki
sorulara yanıt bulabilmesi için idealdir. Aile toplantıları formal, planlı olarak yapılan
toplantılar olduğu gibi plansız ve informal yapılan toplantılar da olabilir. Her ne şekilde olursa
olsun toplantılarda mutlaka bir plan hazırlanmalı, bu planlar doğrultusunda gerekli bilgiler
toplanmalı ya da paylaşılmalıdır. Şekil 1O.1.'de ailelerle bireysel görüşmelerde kullanılabi-
191
lecek bir örnek görüşme planı görülmektedir.
Bireysel Görüşme Planı
Tarih . ...................................................Saat ..............
Öğrencinin Adı ...........................................................
Velisinin Adı ...............................................................
Öğretmenin Adı .........................................................
ilgili Diğer Personelin Adı ........................................... .
Toplantının Amaçları . ................................................."
Öğrencinin Güçlü Yönleri .......................................... .
Öğrencinin Gereksinimi Olan Gelişim Alanları: ................................
AnneBabalara Sorulacak Sorular : .......................................................
AnneBabanın Sorumlulukları : ..............................................................
Çocukla Etkileşim Örnekleri : ...............................................................
Öğretmen Tarafından Uygulanan Program ve Stratejiler: ..............
AnneBabalara Öneriler : .........................................................................
AnneBabalardan Gelen Öneriler : .........................................................
Öğretmen Tarafından Yapılacak Etkinlikler : .....................................
AnneBaba Tarafından Yapılacak Etkinlikler : ....................................
Izleyen Toplantı Için Tarih Belirlenmesi : ............................................
192
Okulöncesi ve ilköğretim okullarına destek veren kurum, demek ve gönüllü
kuruluşlar nelerdir?
Gönüllü Çalışma Programları
Okuldaki gönüllü çalışmalarına katılan pek çok anne baba, okul aile birliklerinde çalışarak ya
da sınıf annesi olarak çocuklarının eğitim öğretim hizmetlerine katkıda bulunurlar. Anne
babaların çocuklarının öğretmenleriyle informalolarak kurdukları iletişim nedeniyle ve
okuldaki etkinliklerde öğretmen ile birlikte çalışmaları nedeniyle işbirliği ve koordinasyon
daha etkili duruma gelir.
Okul aile birlikleri, okulda ya da sınıfla gönüllü olarak ne tür çalışmalara
katılabilir?
Öğretmenler sınıftaki öğretim etkinliklerinde gereksinim duyduklarında gönüllülerden
yararlanma eğilimindedirler. Ancak bazen öğretmenlerin gönüllülerin gerçekleştirebilecekleri
etkinlik türlerinin neler olduğunu tanımlaması güç olabilir. Oysa gönüllülük özellikle sınıf
içindeki bireysel çalışmaların birçoğu için çok uygundur ve çok çeşitli biçimlerde
kullanılabilir. Sınıf içi etkinliklere doğrudan katılmış olan anne babalar özellikle BEP'in
uygulanmasında okul dışı kaynaklarında kullanımına ilişkin bilgi sahibi olurlar. Böylece anne
babalar hem öğretmen hem de okul dışı kaynaklar konusunda işbirliği ve koordinasyonu
sağlamada önemli destekçiler konumuna gelirler.
Sınıfta Gözlem
Anne babalara BEP ve sınıfta hali hazırda uygulanan öğretim programı arasındaki ilişkiyi
açıklamak oldukça zor olabilir. Çünkü BEP'de yer verilen birçok konunun sınıf içerisinde ya
da uygulamadaki sistematiği her an görülebilecek özellik taşımaz. Eğer anne babaların
çocuğuna sağlanacak özel eğitim ve gerekli destek hizmetlerin sunulma sürecini anlaması
sağlanırsa ve sınıfta bu amaçla gözlem ortamları hazırlanırsa evdeki programın anne babalar
tarafından desteklenmesi de sağlanır. Son derece önemli olan bu konuda öğretmenler ve okul
idarecileri anne babaları cesaretlendirmelidirler.
Bazen öğretmenler ve çocuğa destek hizmet sunan diğer kişiler anne babalar tarafından
193
gözlenmekten hoşlanmayabilirler, hatta bunu istemeyebilirler. Ancak öğretmen ve uzmanlar
anne baba gözleminin hem kendilerine, hem annebabalara hem de çocuğun eğitimine katkıda
bulunacağının yeterince farkına varırlarsa, bu herkes için çok verimli bir deneyim olacaktır.
Buna karşın anne babalar çocuklara sağlanan hizmetleri göreceği ve katılacağına, bazı
dedikodulara inandığında okul aile arasında iletişim kopukluğu yaşanabilecektir. Oysa anne
babaların gözlemci olduğunda çocuklarına sunulan etkinlik çeşitlerini, kullanılan araç
gereçleri, uygulanan yöntemleri, kendi gözleriyle görmesi okul ile aile arasındaki iletişim ve
koordinasyonun gelişmesine yardımcı olacaktır. Buna ek olarak anne babalar tarafından
gözlenen öğretmen ve terapistler, okulda kullanılan farklı iletişim modellerini evde
çocuklarıyla nasıl uygulayacaklarını öğrenirler. Ayrıca evde uygulayabilecekleri etkinliklerin
neler olabileceği konusunda da fikir sahibi olurlar.
Ev Ziyaretleri
Sınıf gözlemlerinin anne babaların çocuklarına sunulan eğitim hizmetlerinin değerini
anlamalarına çok önemli katkıları olur. Ev ziyaretleri ise öğretmen ve terapistlerin çocuğun ve
ailenin kendi içindeki yaşantılarını anlamalarına yardımcı olacak bir uygulamadır. Ev
ziyaretleri öğretmenin okulda uygun öğretim stratejileri oluşturmasını sağladığı gibi evdeki
uygulamalar için de gerçekçi amaçlar geliştirmelerine yardımcı olur. Öğrencinin
doğalortamında gözlenmesiyle bütünleştirilerek öğretmen ya da uzmanlara önemli ipuçları
sağlar.
Okuldaki rutin çalışmalardan sonra düzenlenen gözlem oturumları öğretmenin aileyle iyi bir
ekip oluşturmasını sağlayacak, özellikle öğretmenin aileye etkili önerilerde bulunmasına
yardımcı olacaktır. Bir çok küçük çocuğun ya da bebeğin olduğu bir evde öğretmenin anne
baba çocuk etkileşimini gözlernek için çok fazla zamanı olmayabilir. Çünkü öğretmen her bir
çocuğa zaman ayırmak ister ve her biriyle bireysel olarak ilgilenir.
Ailedeki diğer çocukların yaşlarına bağlı olarak 6gretmen anne babaya evde
çocuğunun gelişimine katkıda bulunacak etkinliklere ilişkin önerilerde bulunur. Büyük
kardeşlere ev 6devlerinde yardım eder. Böylece evdeki tüm çocukların özel gereksinimi
olan çocuğun eğitimine katılmalarını sağlamaya çalışabilir .
HİZMETLERİN GELİŞTİRİLMESİNDE BEP EKİBİNİN ROLÜ
Kitabımızın üçüncü ünitesinde ayrıntılı bir biçimde açıklandığı gibi bireyselleştirilmiş eğitim
194
programlarının geliştirilmesi ekip işidir. Bu ekip ise çocuğun ve ailesinin gereksinim duyduğu
hizmetleri sunan kişilerden oluşmaktadır. Bireyselleştirilmiş eğitim programlarının
hazırlanmasında genelde özel eğitim öğretmeni, sınıf öğretmeni, değerlendirmeyi yapan
uzman, anne baba, uygunsa çocuğun kendisi ekip üyelerini oluşturabilirler. Bu ekibe çocuğun
diğer gereksinimleriyle ilgili hizmet sunanlar da eklenebilir. BEP'ın geliştirilmesi,
uygulanması ve izlenmesi süreçlerinde BEP ekibinde yer alan üyelerin de birbirleriyle olan
iletişim ve etkileşimi son derece önemli bir konudur. Bu, ekip üyelerinin sahip oldukları
iletişim becerileriyle ilgilidir. Özel eğitim programlarının uygulanmasında koordinasyon
genellikle ekip üyeleri arasındaki etkileşim ile tanımlanır.
Hafif yetersizliği olan öğrenciler ile ileri derecede çoklu yetersizliği olan
öğrencilere sunulan hizmetlerde ve koordinasyonda farklılıklar nelerdir?
Tartışınız.
Öncelikle şu unutulmamalıdır ki hizmetlerin koordinasyonu, yetersizliği olan her öğrenci için
aynı biçimde gerçekleşmez.
Dil ve konuşma sontnları olan bir öğrenci için sunulacak hizmetlerin koordinasyonu
kolaylıkla sağlanabilirken, ağır derecede fiziksel özrü olan ve çoklu yetersizlikleri olan bir
öğrenciye sağlanacak hizmetlerin koordinasyonu çok daha zordur.
Böyle bir durumda işbirliğine dayalı hizmetlerin planlanmasına daha fazla yer verilir. BEP
komitesi koordinasyonun düzeyini belirleyebilmek için her bir öğrencinin programını ayrı
ayrı tartışarak en uygun olan koordinasyon biçimini belirlemeye çalışmak zorundadır. BEP'ın
geliştirilmesi, uygulanması ve izlenmesi süreçlerinde içinde bulunulan koşula göre
benimsenebilecek çeşitli ekip yaklaşımları vardır. Bunlar genel olarak çoklu disiplinli ekip
yaklaşımı, tek yönlü disiplinler arası ekip yaklaşımı ve çok yönlü disiplinler arası ekip
yaklaşımıdır. Tüm bu yaklaşımların uygulanmasında ve sunulan hizmetlerin yayılımının
koordinasyonunda genel eğilim gelenekselolarak şu biçimdedir. Uzmanlar yüzde yüz görüş
birliğinde olduğunda bile ekip üyeleri arasındaki koordinasyon Öğrencinin programını etkili
bir biçimde uygulamak için gereklidir.
Çoklu disiplinli ekip modelinde ekip üyeleri kehdi alanlarına ilişkin değerlendirmeler yapar
ve bunu diğer ekip üyelerine iletirler. Çoklu disiplinli modelde etkileşim ve koordinasyon
tamamen profesyoneldir. Böyle bir koordinasyon modeli planlama ve tanılama aşamalarında
195
ekipteki üyelerin yalnız çalışmalarını gerektirir. Koordinasyonun bu düzeyinde hizmet
sunulmalı, ekipte yer alan diğer üyeler
le yardımlaşarak fakat bağımsız ve tek başına yapılır. Uzmanlar arasındaki etkileşim de en
düşük düzeydedir. Çoklu disiplinler yaklaşımında koordinasyon, testlerin uygulanması ve
tanılama aşamalarında en az düzeyde gerçekleşir. Programı uygulama aşamasında ise hiç
olmaz. Özetle çoklu disiplinler , ekibinde hizmetlerin koordinasyonunu sağlamak oldukça
güçtür.
Çoklu disiplinler yaklaşımında her bir uzman ya da öğretmen çocuğa uygulayacağı programı
hazırlar ve okul programına uygun bir biçimde uygular. Diğer uzman ya da öğretmenlerin
yaptığı çalışmalardan çok fazla haberdar olmaz, sadece yüzeysel olarak bilir.
Özürlü bir öğrencinin programının bir bölümünü uygulamaktan sorumlu olan sınıf öğretmeni
öncelikli olarak okulun müfredatına göre sınıfta çocuğa sunacağı öğretime odaklanır.
Çoklu disiplinli ekip modelinde öğretmen ve diğer ekip üyeleri arasındaki
koordinasyon nasıl gerçekleşmektedir?
Öğretmen BEP toplantılarına katılsa bile diğer uzmanların öğrencisine sunduğu hizmetlerin
ayrıntılarından haberdar olmayabilir.
Özel eğitim öğretmeni günün belli zamanlarında çocuğu kaynak odada bireysel eğitime alıyor
olabilir. Ancak öğretmenin özel eğitim öğretmeninin uyguladığı özel öğretim yöntemlerinden,
kullandığı materyallerden haberi olmayabilir. Buna ek olarak konuşma terapisti aynı
öğrenciyi konuşma terapisi odasında terapiye alabilir. Terapist doğalolarak çocuğun dil
becerilerini geliştirmeye yönelik birçok amaç belirleyebilir ve uygulayabilir. Ancak terapist
de yine çocuğa sınıfla uygulanan programdan ya da diğer uzmanların uygulamalarından
haberdar olmayabilir.
Tüm bu engelleri aşmanın yolu da ekip üyeleri arasındaki koordinasyonu geliştirici önlemlere
yer vermektir.
Tek yönlü disiplinler arası ekip modelinde öğretmen ve diğer ekip üyeleri
arasındaki koordinasyon nasıl gerçekleşmektedir?
196
Ekip modellerinden biri de tek yönlü diSiplinler arası modeldir. Bu modelde ekip üyelerinin
tümü değerlendirmede ve alınan kararlarda etkin katılımcı durumundadırlar. Modele göre,
ekip üyeleri bireysel olarak değerlendirmelerini yaparlar. Daha sonra yapılan
değerlendirmelerin sonuçlarını sistematik olarak yapılan BEP toplantılarında paylaşırlar.
Bununla birlikte çocuğun süren eğitim programını daha iyiye götürmek amacıyla sürekli
ızlemek ve gerektiğinde programda değişiklikler yapmak amacıyla işbirliği ve koordinasyonu
kesintisiz sürdürürler.
Ekip üyelerinin sorumlulukları bakımından tek yönlü ve çok yönlü disiplinler
arası ekip modelleri arasındaki benzerlik ve farklılıklar nelerdir?
Ekip modellerinin sonuncusu olan çok yönlü disiplinler arası modelde hizmetlerin birbiriyle
bütünleştirilmesi, bir başka deyişle tamamen kaynaştırılması söz konusudur. Bu modelde
özürlü C1ğrenciye en iyi hizmeti sunabilmek için hizmet sunanlar arasında da etkili bir
koordinasyonun sağlanması esastır. Bu koordinasyonun sağlanabilmesi için ise ekip
üyelerinin aşağıdaki üç işlevi yerine getirmesi beklenmektedir.
1. Ekip üyeleri farklı hizmet türlerini birlikte gerçekleştirirler.
2. Ekip üyelerinin bireysel uzmanllğl diğer ekip üyelerinin eğitimi için de kullanılır.
3. Roller ve sorumluluklar daha fazla ekip üyesi tarafından paylaşılır.
Çok yönlü disiplinler arası ekip modelinin en önemli yararı, ekip üyelerinin çocuğa sunulan
hizmetlerin tümüyle ilgili konularda birbirini eğitmesidir. Böyle olduğunda ekip üyeleri
sürekli iletişim ve etkileşim halinde olacağından üyeler arasındaki koordinasyon da etkili bir
biçimde gerçekleşebilir.
Bu yaklaşımlar içerisinde ekip üyeleri arasında koordinasyonu n en düşük düzeyde olduğu
yaklaşım çoklu diSiplinler yaklaşımı, en yüksek düzeyde olduğu yaklaşım geçişli disiplinler
yaklaşımıdır.
Gelişimin kaydedilmesi ve öğretimin Gözlenmesi
197
Amaçlar
Bu üniteyi çalıştıktan sonra;
kayıt tutmanın amaçlarını açıkla ya bilecek
gözlem yaparken dikkat edilmesi gereken noktaları sıralayabilecek,
bireyselleştirilmiş eğitim programlarında çocuğun performansının kaydedilmesi
tekniklerini sınıflayabilecek,
kayıt tekniklerini betimleyebilecek,
bireyselleştirilmiş eğitim programları için geliştirilen uygulama planlarını (öğretimi)
değerlendirme yolunu betimleyebileceksiniz.
içindekiler
Giriş
Kayıt Tutmanın Amaçları (Çocuğu Göziemenin Amacı)
Kaydetmeye ilişkin Genel Görüşler
Kaydetme Türleri
Öğretimin Gözlenmesi
Özet
Değerlendirme Soruları
Yararlanılan ve Başvurulabilecek Kaynaklar
Çalışma Onerileri
Üniteyi çalışmaya başlamadan önce:
"Özel Gereksinimi Olan Çocukların Değerlendirilmesi, Var Olan Performans Düzeyinin
198
Belirlenmesi, Uzun ve Kısa Dönemli Amaçların Belirlenmesi ve Yazılması, Beceri ve
Kavram Analizi, Tüm Hizmet Planı ve Öğretim Uyarlamaları" ünitelerini tekrar gözden
geçiriniz.
Üniteyi çalışırken:
Bu ünitede geçen kavramları kendi ifadelerinizle tanımlayınız.
Okumakta olduğunuz ünitede tanıtılan her bir kayıt tekniği için örnek kayıt formlarından
yararlanarak kayıt formları oluşturunuz ve bir sınıf içinde gerçekleşmesi olası bir davranış
belirleyerek geliştirdiğiniz formu doldurmaya çalışınız.
Ünitede yer alan düşünelim, tartışalım sorularını üniteyi okuduktan sonra konulara
bakmadan yanıtlamaya çalışınız.
Sorun tanımı
Zeynep Öğretmenin sınıfına o yıl bir kaynaştırma öğrencisi, Pınar, katılmıştı Okula gelen
raporda, Pınar'ın zeka geriliği olduğu ifade edilmekteydi. Zeynep öğretmen, zeka geriliğine
sahip bir öğrenciyle ilk defa çalışacaktı. İşe nereden başla yacağını uzun uzun düşündü ve
Pınar'ın güçlü ve zayıf yönlerinin neler olduğu nu belirleyerek başlamaya karar verdi. Bunun
için, öncelikle hemen tüm gelişi alanlarında, özbakım, toplumsal beceriler, günlük yaşam
becerileri ve toplums becerilerde, Pınar'ın performansını almak üzere kolları sıvadı. Bu
amaçla gözlem yaptı ve Pınar'ın anne ve babasıyla görüşme yaptı. Yaptığı değerlendirmeler
sonu cunda, Pınar'ın uzak yakın, büyük küçük kavramlarını bilmediğini, sınıfla parmak
kaldırarak söz alıp konuşması gerektiğini bilmediğini, sınıfa girdiğinde "Günaydın, merhaba"
ve sınıftan ayrılırken "hoşçakalın" demediğini farketti. Zeynep Öğretmen, Pınar'a ilişkin elde
ettiği bilgileri kullanarak öğretime nereden başlacağına karar verdi. Öncelikle Pınar'a büyük
küçük, yakın uzak kavramlarını ve bilmediğini belirlediği diğer davranışları öğretmeyi
hedefledi. Zeynep Öğretmen, öğretim sırasında da Pınar'ın davranışlarına ilişkin sürekli kayıt
tuttu. Tuttuğu bu kayıtları, Pınar'ın okula başladığı dönemde tuttuğu kayıtlarla
karşılaştırarak öğretime devam etti. Öğretimle ilerleme görülen davran ve becerileri aynı
şekilde öğretmeye devam etti. Örneğin, parmak kaldırarak söz alma davranışının öğretiminde
pekiştirme tekniğini kullanıyordu ve kayıtlarda bu tekniğin işe yaradığını, diğer bir deyişle,
Pınar'ın artık parmak kaldırarak sö aldığını gördü. Ilerleme görülmeyen becerilerin öğretim
199
planlarında çeşitli değişiklikler yaparak öğretime devam etti. Örneğin, büyük küçük
kavramına ilişkin 3 haftadır öğretim sunmasına karşın bir türlü öğrenme ya da ilerleme
gerçekleşmi yordu. Zeynep öğretmen, Pınar'ın bu kavramların öğretimi sırasında kullandığı
araç gereçlerle hiç ilgilenmediğini farketti ve hemen Pınar'ın hoşlandığı ve ilgisi· ni çeken
araç gereçler hazırlamaya girişti. Artık Pınar bu araç gereçlerle ilgileniyordu ve sorulan
sorulara yanıt veriyordu.
Aynı zamanda, Zeynep öğretmen Pınar'a bu becerileri öğretirken kullanma üzere karar
verdiği öğretim yöntemlerini de planladığı gibi, uygulayıp uygulayamadığını da
değerlendirdi.
Zeynep Öğretmen, düzenli olarak kayıt tutmasaydı, Pınar'a ilişkin öğretime nereden
başlayacağını, öğrenmenin gerçekleşip gerçekleşmediğini, neyin işe yarayıp yaramadığına
nasıl karar verecekti? Yukarıda açıklanan bu örnekte, kayıt tutmanın, öğrencinin
performansının düzenli olarak değerlendirilmesinin ve uygun kararlar almanın önemi sizlerle
paylaşılmaya çalışılmıştır.
Giriş
Bireyselleştirilmiş eğitim programı uygulamalarında çocuğun gösterdiği ilerlemelerin
kaydedilmesi ve gelişimin değerlendirilmesi önemli bir unsurdur. BEP uygulamaları
sırasında çocuğun sergilediği davranışlara ilişkin kayıt tutarak çocuğun gösterdiği gelişim
değerlendirilir ve bu gelişime bağlı olarak çeşitli kararlar alınır. Örneğin, tutulan kayıtlarda
çocuğun BEP'te benimsenen amaçları karşıladığında diğer amacın öğretimine geçilebilir. Ya
da çocuk amacı karşılama yönünde performans sergilediğinde uygulamaya devam edilebilir.
çocuğun performansı BEP'te benimsenen amaçlar doğrultusunda gelişme göstermiyorsa bu
durumda da BEP'te bu amaçları karşılamak üzere uygulama programında gerekli
değişiklikler yapma kararı alınabilir. Çocuğun davranışlarını kaydetmenin yanı sıra
öğretmen, çocuğu sürekli gözleyerek çoçuğım peiformansına ilişkin olarak ayrıntılı bilgi elde
edebilir. Bu iki uygulamanın dışında öğretmen, çocuğun hazırladığı ödev, etkinlik vb.
ürünlerinde bir dosya oluşturarak, çocuğun gelişimini değerlendirebilir. Yukarıda sıralanan
uyguıamalar çocuğun gelişimine ilişkin bilgi elde etmek üzere kullanılan uygulamalardır.
Öğretmen, aynı zamanda gerçekleştirmekte olduğu uygulama programının planlandığı gibi,
uygulanıp uygulanmadığına ilişkin kayıt tutarak da planlanan uygulamaların doğru ve
güvenilir biçimde uygulanmasını da kontrol altına alabilir . Okuyacağınız bu ünitede
200
yukarıda sıralanan noktalarda ayrıntılı açıklamalara yer verilmektedir.
KAYIT TUTMANIN AMAÇLARI (ÇOCUĞU GÖZLEMENİN AMACI)
Bireyselleştirilmiş eğitim programlarında (BEP) kayıt tutmanın dört genel amacı olduğu
söylenebilir;
a. ilk değerlendirme bilgileri kullanılarak geliştirilen amaçların uygunluğuna ilişkin bir
sonuca varmak,
b. zaman içinde çocuğun gösterdiği performansı ortaya koymak,
c. uygulama planında herhangi bir değişiklik ya dauyarlamaya gereksinim duyulup
duyulmadığını ortaya koymak,
d. çocuğun ilgi alanlarını belirlemek.İzleyen bölümde sıralanan bu amaçların her biri ayrıntılı
olarak açıklanmaktadır.
İlk Değerlendirme Bilgileri Kullamlarak Geliştirilen Amaçların Uygunluğuna İlişkin Bir
Sonuca Varmak
Bireyselleştirilmiş eğitim programları geliştirme sürecinde çocuğun performansını
belirleyerek çocuğa uygun amaçların geliştirilmesinde ve uygun programın hazırlanmasında
pek çok kaynaktan bilgi toplanmaktadır. Bireyselleştirilmiş eğitim programı ekibi elde ettiği
bilgileri analiz ederek çocuğa uygun amaçlar ve bu amaçları karşılayabilmek üzere etkili
planlar geliştirmeyi hedefler. Ancak, çocuğun performansı belirlenirken her zaman doğru
bilgiye ulaşılamayabilir. Bu duruma neden olan çeşitli olasılıklar söz konusudur. Birincisi,
çocukluk döneminde değişiklikler fazlaca olmaktadır. Gelişim değerlendirilmesi oldukça zor
ve dinamik bir durumdur. Dolayısıyla, gelişimin değerlendirilmesinde sorun yaşanabilmekte-
dir. İkincisi, çocuğun değerlendirildiği ortam çocuğun performansının alınmasında yanıltıcı
olabilir. Dolayısıyla, öğretmen değerlendirme yapacağı ortamı iyi tanımlamalı ve düzenlemeli
ve gerektiğinde değişik ortamlarda değerlendirme yapmalıdır. Çocuğun değerlendirildiği
ortam, değerlendirme açısından son derece önemlidir. Kimi davranışlar değerlendirme
ortamında görülemeyebilir. Bu nedenle, doğalortamlarda değerlendirme yapılmalıdır. Doğal
ortamlarda değerlendirmenin yürütülmesi de her zaman doğru bilgiler toplanmasını sağlamaz;
ancak; doğru bilgiler toplama olasılığını arttırır. Yapılan bu değerlendirmeler, çocuğun
201
yakınlarından da görüş alınarak karşılaştırılmalı ve doğru bilgiler elde edilip edilmediği
incelenmelidir. Üçüncüsü, çocuğun herhangi bir özürü varsa bu özür çocuğun gelişim
düzeyinin belirlenmesini zorlaştırabilir. Ayrıca, değerlendirme sırasında yukarıda sıralanan
değişkenlerin hiç birisinde sorun olmasa bile, değerlendirme amacıyla kullanılan test ve diğer
değerlendirme araçlarının yetersizliği ya da sınırlılıklarından kaynaklanan sorunlar da söz
konusu olabilir. Bu tür bir sorunsa, o çocuk için geliştirilen amaçların doğruluğu açısından
sorun oluşturabilir. Bu durumdaysa, uygulama sırasında tutulan kayıtlar ve değerlendirmelerle
değerlendirme araçlarından elde edilen veriler bir arada kullanılarak daha gerçekçi bir
tabloyla karşılaşılabilir. Bu amaçlar ya da bu amaçları karşılamak üzere kullanılan
yöntemlerde gerek görülen değişiklikler ve uyarlamalar yapılır.
Bireyselleştirilmiş eğitim programları hazırlanırken geliştirilen amaçların ve bu amaçları
karşılamak üzere kullanılacak olan yöntemlerin belirlenmesinde her zaman için hata yapma
olasılığı söz konusudur. Hata önlenemez bir durum olarak değerlendirilmemelidir. Bu
durumda çocuk ve ailenin zamanı ve çabası boş yere harcanmamalı bir an önce bu amaçlar ve
kullanılan yöntemler gözden geçirilerek gerekli değişiklikler yapılmalıdır.
Zaman içinde çocuğun Gösterdiği Performansı Ortaya Koymak Kayıt tutmanın bir
diğer amacı,bireyselleştirilmiş eğitim programlarının uygulanmaya başlanmasıyla birlikte
çocuğt.in zaman içinde gösterdiği gelişmenin ortaya konmasıdır. Bu kaydın tutulması,
öğrenci, anne baba ve BEP üyelerine gerçekleşen ilerlemeyi gösterir. Aynı zamanda, kayıt
tutmak çocukta beklenen değişikliklerin olmaması durumunda da bu ilerlemenin
gerçekleşmediğini ortaya koymak açısından önemlidir. Bir diğer açıdansa, BEP üyelerinin
sorumluluklarını gözden geçirmeleri amacıyla önemlidir. çocuğun gösterdiği performans
BEP'te yer alan üyelerin kendi performanslarına da ışık tutabilir ve bu üyeler çocuğun
performansına göre gerektiğinde, kendi uygulamalarında gerekli değişiklikler yapabilirler.
Bir davranış değiştirme tekniği kullanarak öğrencisinin gösterdiği "arkadaşlarına zarar
verme" davranışını azaltmayı hedefleyen bir öğretmen altı ay boyunca uyguladığı
programın istendik davranış değişikliğini sağlamadığını gören öğretmen bu konuda
daha başka neler yapabileceğini düşünebilir.
Son olaraksa, kayıt tutarak çocuğun zaman içinde gösterdiği performans ve öğrenme
özellikleri belirlenip dikkate alınarak, çocuğun gelecekte göstereceği performansa ilişkin
çıkarsamalarda bulunulur.
202
BEP'ın uygulaması aşamasında, çocukta istenilen ilerlemelerin görülmemesi
durumunda, ekip üyelerinin alması gerekeli önlemler neler olabilir?
Uygulama Planında Herhangi Bir Değişiklik ya da Uyarlamaya Gereksinim Duyulup
Duyulmadığını Ortaya Koymak
BEP'te kayıt tutmanın bir diğer amacı, çocuğa öğretilmesi hedeflenen amacı karşılamak üzere
kullanılan yöntem ve uygulamaların uygunıugunu, bir anlamda bu plan ve uygulamaların işe
yarayıp yaramadığını ortaya koymaktır. Bu amaçla, uygulama planında değişiklige
gereksinim olup olmadığı ve değişiklige gerek varsa ne tür bir değişiklige gereksinim
duyulduğu belirlenir.
BEP uygulanırken, kayıt tutularak uygulamada, herhangi bir değişiklige gereksinim duyulup
duyulmadığı belirlenmeye çalışıldığında, olası dört durumla karşılaşılabilir. Birinci olarak,
tutulan kayıtlarda çocuğun öngörülen performansı sergilediği görülebilir. Diğer bir deyişle,
çocuk BEP'te belirlenen amacı karşılamak üzere ilerleme gösterebilir. İkinci olarak, tutulan
kayıtlarda çocuğun belirlenen amaçları karşılamak üzere herhangi bir gelişme göstermemesi
olabilir. Bu durumda BEP üyeleri biraraya gelerek bu amaçların uygunıugu, bu amaçları
karşılamak üzere kullanılan yöntem ve uygulamaların uygunluğu, çalışılan ortam ve baglamın
uygunluğunu gözden geçirmelidirler. Üçüncü olarak, çocuk BEP'te belirlenen amacı
karşılamak üzere kararlı bir performans sergilemiyor olabilir. Diğer bir deyişle, çocuğun
performansının tutarlı olmaması söz konusu olabilir. Bu durumda benzer durum ve ortamlar
yaratılarak çocuk sistematik olarak değerlendirilmeli ve kararsızlıga yol açan etmenler
belirlenerek kontrol altına alınmalıdır. Dördüncü olaraksa, çocuk BEP'te yer alan amaçlar
doğrultusunda bir ilerleme gösteriyor olabilir; ancak, bu ilerleme çok yavaş gerçekleşiyor
olabilir. Son iki durumda BEP üyeleri bir araya gelerek çocuğun öğrenme özelliklerini,
gelişim özelliklerini, performansı etkileyecek olan olası etmenleri gözden geçirerek
düzenleme yapabilirler.
Kolayolmamakla beraber kimizaman BEP uygblanırken tutulan kayıtlarla amaçları
karşılamak üzere kullanılan uygulama planları ve yöntemlerinde bir değişikliğe gereksinim
duyulup duyulmadığına ilişkin bilgi elde edilebilir. Kayıt tutarak uygulamada herhangi bir
değişiklige gereksinim duyulup duyulmadığını belirtmek, değerlendirme bilgilerinden
bağımsız olarak uygulama planında ne tür bir değişiklige gereksinim duyulduğunu
belirlemekten daha kolaydır. Ancak, iyi bir biçimde kayıt tutulursa pek çok durumda da karar
203
almak son derecede kolay olacaktır.
BEP kayıtları tutulduğunda, çocuğun performansına ilişkin karşılaşılabilecek
sonuçları tartışınız.
Çocuğun İlgi Alanlarmı Belirlemek
Gözlem yaparak öğretmen sınıfındaki çocukların ilgi alanlarını belirleyebilir ve elde ettiği
bilgileri kullanarak öğrencilerinin ilgi alanlarını birer öğretim fırsatı olarak değerlendirebilir.
Yaptığı gözlem sonucu öğretmenin sınıflndaki bir grup öğrencinin evcil hayvanlara karşı ilgi
duyduklarını, bir grup öğrencininse doğa olaylarına ilgi duyduklarını ortaya koyduğunu
varsayalım. Bu durumda öğretmen, bu konuları birer öğretim fırsatı olarak ele almalıdır, bu
konulara ilgi duyan öğrencilere sınıfln değişik köşelerinde konuları anlatan, canlandıran
etkinlikler hazırlamalı, bu etkinliklerde öğrencilere görevler vererek öğretimi aktif bir
biçimde yünltmelidir.
Aynı zamanda, öğrencilerinin ilgi alanlarına ilişkin elde ettiği bilgiyi öğretim dışında boş
zamanlarda da kullanarak, öğrencilerinin daha keyifli vakit geçirmesini sağlayabilir.
Boş zaman etkinlikleri sırasında evcil hayvanları konu alan bir öykü anlatabilir, doğa
olaylarını bir tiyatro gösterisi biçiminde açıklayabilir.
Bu sırada öğrenciler, ilgilenmekten hoşlandıkları olay ve nesnelerle ilgilendikleri için, okul ve
öğretmenlerine karşı olumlu tutum geliştirirler, uygun olmayan ve yıkıcı davranışları daha az
sergilerler.
Öğretmenin, çocuğun ilgi alanlarını belirlemesinin önemini, örnekler vererek
tartışınız.
KAYDETMEYE iLiŞKiN GENEL GÖRÜŞLER
BEP uygulamalarında gözlem yapmak kaçınılmaz bir durumdur. Ancak, gözlem yaparken
dikkat edilmesi gereken bazı noktalar vardır. Aşagıda bu noktaların neler olduğu
sıralanmaktadır.
Kaydetme etkinlikleri bireyselleştirilmiş eğitim programlarında belirlenen uygulama planına uygunluk
204
göstermelidir. Ne zaman kayıt tutulacağı, elde edilecek bilgilerin nasıl yorumlanacağı (sayı,
süre, tepki oranı, yüzde vb) geliştirilen uygulama planı ile uygunluk göstermelidir. Örneğin,
öğretim amaçları, öncelikli olarak dikkate alınarak, uygulama planında hedeflenen
davranışlara, bu davranışların öğretiminin gerçekleştirildiği zamanlarda gözlem yapılmalıdır.
Öğretim, uygulama planı dışındaki davranışlara ilişkinse zaman elverdiğince gözlem
yapılabilir. Aynı zamanda öğretmen, kaydetme etkinliklerinin kim ya da kimler tarafından
gerçekleştirileceğini de belirlemelidir. Öğretmen dışında, öğretmen yardımcısı, anne baba
gibi, kimselerden kayıt tutmaları istenirse bu durumda öğretmen, bu kimseleri
yönlendirmelidir.
Bireyselleştirilmiş eğitim programlarında belirlenen uygulama planını dikkate
almadan yapılan kayderme etkinlikleriyle elde edilecek bilgilerin özelliğini
tartışınız.
Kaydetme etkinliklerinde çocuğun davranışlarına ilişkin çeşitli alanlarda bilgi toplanmalıdır.
Örneğin, bir çocuğun bireyselleştirilmiş eğitim programı amaçları arasında yer almasa da
akranlarıyla etkileşim kurma, uygun olmayan davranışlar sergileme gibi davranışlarına ilişkin
de veri toplanmalıdır. Böylece, öğretmen çocuğun bu tür davranışlarına ilişkin performansının
da farkında olarak daha uygun kararlar alabilir. Ardından çeşitli durumları bir öğretim fırsatı
olarak ele alabilir ve bu davranışlara ilişkin öğretim sunabilir.
Kaydetme etkinlikleri sırasında öğretmenin, kayıt tutmayı etkileyebilecek olası çevresel durumları
belirlemeli ve bu durumlara uygun olarak kayıt tutmalıdır. Örneğin, öğretmen bir öğrencinin sınıf
içi uygun davranışlarını gözlerken çocuğun hasta, yorgun vb. olmadığı zamanları belirlemeli
ve bu zamanlarda gözlem yapmaya özen göstermelidir.
Kaydetme etkinliklerinde diğer kişilerin görüşlerinin de yer almasına özen gösterilmelidir. Pek çok
davranış hem okulda hem de evde sergilenmesi beklenen davranışlardır. Öğretmen okulda bu
tür davranışlara ilişkin kayıt tutarken evde de anne babanın ya da uygun durumlarda
kardeşlerin kayıt tutmasını ve bu davranışların sergilenmelerine ilişkin görüşlerini almalıdır.
Dolayısıyla, çocuk hakkında daha kapsamlı bir değerlendirme yapma şansını elde edebilir.
öğretmen BEP'de yer alan "sırasını düzenli tutma" amacına yönelik öğretim kaydını sınıf ta
tutarken anne babadan da evde "masasını düzenli tutma" davranışına ilişkin kayıt tutması ve
205
bu kayıtlan öğretmenle paylaşması beklenebilir.
Kaydetme etkinlikleri düzenli aralıklarla ve sıklıkla yapılmalıdır. Gelişigüzel gerçekleştirilen kayıt
tutma işlemi sınıf ortamında karmaşaya yol açabilir. Dolayısıyla, elde edilen bilgilerin
doğruluğu tartışılır duruma gelebilir. Bu olası durumu önleyebilmek için, kaydetme
etkinlikleri, sistematik bir biçimde gerçekleştirilmelidir. Belirli günlerde, günün belirli
zamanlarında kayıt tutularak doğal akış yakalanmaya çalışılmalıdır.
çocuğun BEP'inde yer alan öncelikli amaçlar için ve bir karar alınması gereken amaçlar için kaydetme
etkinlikleri daha fazla gerçekleştirilmelidir. Kayıt tutma etkinlikleri sırasında, öncelikli olarak
öğretmen, çocuk için kazandırılması hedeflenen davranışlara ilişkin bilgi toplamalıdır. Çocuk
için kazandırılması hedeflenmeyen bir amaca yönelik olarak bilgi toplamak ancak koşullar
elverdiği zaman gerçekleştirilmelidir. Aksi takdirde, zamanın boşa harcanması sonucuyla
karşı karşıya kalınır. Kaydetme etkinlikleri sistematik olmakla birlikte amaca yönelik de
olmalıdır. Bir öğrenci için birden fazla amaç belirlenmiş se ve bu amaçların her birisi için
benzer zamanlarda kayıt tutmak mümkün değilse bu durumda öğretmen, o öğrenciye öncelikli
olarak kazandırılması gereken amacı belirleyerek bu amaca yönelik bilgi toplamalıdır.
KAYDETME TÜRLERİ
BEP'de en az üç tür kaydetme tekniği kullanılmaktadır. Bunlar; betimleme, iş örnekleri ve
öğrenci dosyası (portfolyo) inceleme ve doğrudan gözlem yapmakdır. Doğrudan gözlem
yapma teknikleri sıralanan bu kaydetme yaklaşımları arasında en fazla tercih edilendir.
Ancak, koşullar elverdiği sürece öğretmenin doğrudan gözlem tekniklerinin yanısıra diğer
kayıt tekniklerini de kullanarak elde ettiği bilgiyi çeşitli kaynaklarla desteklemesi daha doğru
ve güvenilir kararlar alınmasında önemlidir. lzleyen bölümde yukarıda sıralanan gôzlem
türlerine ilişkin açıklamalara yer verilmiştir.
Betimleme
Betimleme, gözlem bilgilerine dayalı olarak çocuğun performansının ifade edilmesidir.
Betimleme yaparken öğretmen, iyi bir gözlemci olma özelliği göstererek, çocuk ve BEP'de
yer alan amaçlara ilişkin ayrıntılı gözlem yapar. Anekdot kaydı biçiminde yapılan bu gözlem
sırasında davranış, ortam, kullanılan öğretim yöntemi, davranış öncesinde ve sonrasında
gelişen olay ve durum herhangi bir yorum yapılmaksızın gerçekleştiği biçimde ifade edilir.
Anekdot kaydı tutarken öğretmen, kayıt sırasında yorum yapmamaya, davranış gerçekleştiği
206
sırada ya da hemen sonrasında gözlem yapmaya, gözlem yaparken kısahmalar kullanarak
daha kolay gözlem yapmaya dikkat etmelidir.
Anekdot kaydı tutulan çocuk ağladığında "arkadaşı Ayşe’yi iterek mutsuz ettiği için ağladı"
biçiminde yoruma dayalı bir ifade kullanmak yerine "arkadaşı Ayşe'yi itti", davranışının
hemen öncesinde gerçekleşen olay ve davranışın kendisi "Ayşe ağladı" biçiminde kayıt
tutulmalıdır.
Böylece, Ayşe'nin ağlamasına neden olan davranış için yorum yapılmamış olur. Ayrıca,
öğretmen kayıt tutarken kısahmalar kullanmalıdır demiştik. Yukarıdaki örnekte öğretmen
öğrencisi Ayşe için kayıt formuna yalnızca "A" yazarak kısahma kullanabilir. Ancak,
öğretmen kayıt tutarken kısahmalar kullanmaya karar verdiğinde, hangi ifadeler için hangi
kısaltmalar kullandığını kayıt formuna not ederek ileride kullandığı kısaltmaları kolayca
anımsayabilir. Anekdot kaydı tutarken dikkat edilecek bir diğer önemli noktaysa, çocuğun
davranışlarına ilişkin gözlenebilir ve ölçülebilir ifadeler kullanmaktır.
“Ayşe zaman zaman mutsuz oldu" ifadesi yerine, “Ayşe, zaman zaman ağladı" ifadesinin
kullanımı yeğlenmelidir.
Kayıt sırasında gözlenebilir ve ölçülebilir ifadeler kullanıldığında, tutulan kayıtları
değerlendirecek olan kimselerin, o kayıtlardan aynı anlamı çıkarma olasılığı artar. Bu
durumsa, BEP için amaçlar belirlerken ve belirlenen amaçların karşılanıp karşılanmadığını
değerlendirirken öğretmen, anne baba ve ilgili diğer uzmanların doğru iletişim kurma ve
benzer saptamalarda bulunma olasılığını arttırır.
Bep hazırlanmasında ve geliştirilmesindetutulan kayıtların nedir?
Iş örnekleri ve Öğrenci Dosyası (Portfalya) Inceleme
Çocuğun gösterdiği performansı belirlemek üzere kullanılan doğrudan gözlem tekniği dışında
kullanılan standart testler, her zaman gerçekçi ve doğru bilgi elde etmemizi
kesinleştirememektedir. Özellikle özel gereksinimli öğrencilerin bu testlerle değerlendirilmesi
daha da güçtür. Çünkü standart testlerde bir çocuğun diğer çocuklara kıyasla performansının
ne olduğu elde edilmektedir. Öğrencilerin belirli bir dönemde aldıkları test puanlarıyla
207
değerlendirilmesi yerine ürüne dayalı olarak zaman içinde gösterdikleri performansa ilişkin
örneklerin arşivi tutularak, çocuğun gösterdiği ilerleme ve performans hakkında bir görüş elde
edilebilmektedir. Bu uygulamaya, portfolyo ya da iş örnekleri dosyası incelemesi de denil-
mektedir. Portfolyo ya da iş örnekleri incelenmesi sırasında, bir çocuğu diğerleriyle
kıyaslamadan neler bildiği ortaya konur. Ülkemizde henüz bu uygulama sistematik olarak
uygulanmamaktadır. Portfolyo, öğrencinin sınıfta, okulda ve evde yaptığı ürünleri içeren bir
tür süreç gelişim dosyasıdır. Bu amaçla bir kutu ya da klasör hazırlanır ve öğrencinin
ürünlerinden bazıları onun gelişimini ve performansını değerlendirmek amacıyla kullanılır.
Bu kutu ya da dosyayaysa portfolyo dosyası ismi verilir. Portfolyo uygulamasının başarılı bir
biçimde uygulanabilmesi için bu sistemin nasıl bir sistem olduğu, önemi, çocuğun evde
gerçekleştirdiği ürünlerden hangilerinin portfolyo dosyasında yer alabileceği gibi konular
anne babalara ve çocukla çalışan diğer kişilere açıklanmalıdır. Portfolyo dosyaları çocuğun
gösterdiği gelişimi göstermekte bu kadar önemli olduğuna göre yeri gelmişken portfolyo
dosyalarının ne sıklıkla değerlendirilmesi gerektiğine de değinelim. Portfolyo dosyaları ünite
tamamlandıktan sonra, yarıyıl sonunda ve yıl sonun da değerlendirilebilir. Bu
değerlendirmede de çocuğun bireyselleştirilmiş eğitim programında belirlenen amaçların
hangisini kazandığı ya da kazanamadığı açısından gerçekleştirilir.
Doğrudan Gözlem
Doğrudan gözlem tekniklerinde davranış, gerçekleştiği sırada gözlenir.
Bir okulöncesi dönem öğrencisinin bireyselleştirilmiş eğitim programında öğretilmesi
amaçlanan becerilerden bir tanesinin ayakkabı giyme becerisi olduğunu varsayalım. Bu
amaçla, öğretmenin öğrenci yi ayakkabısını giyme davranışını çalışırken gözlerse, doğrudan
gözlem tekniği kullanmış olur.
Ancak, gözlem tekniklerini açıklamadan önce gözlem yapan kişinin, gözlem yapmaya
başlamadan önce, gözlem yapan kişi tarafından (örneğin, öğretmen) açıklık getirilmesi
gereken noktalar vardır. Bu noktalar Şekil.11.1' de yer almaktadır.
Kim gözlenecek? Sınıftaki tüm öğrenciler mi,
sınıftaki bir öğ
renci grubu mu yoksa sınıftaki bir
208
tek öğren
ci mi gözlenecek karar
verilmelidir.
Hangi davranış ya da davranışlar
gözlenecek?
Öğretmen, yalnızca hedef
davranış belirleye
rek bu hedef davranışı mı
gözleyeceğini ya da
genelolarak tüm davranışları mı
gözleyeceği
ne karar vermelidir.
Davranış hangi gözlem teknikleri
kullanılarak
Her gözlem teknigi, her
davranışın
gözlenecek? gözlenmesi için uygun degildir.
Öğretmen,
gözleyeceği davranışa uygun
gözlem teknigini
kullanmalıdır. Örneğin;
davranışın, gözlem sı
rasında kaç kez meydana geldiği
gözlenmek
isteniyorsa olay kaydı, ne kadar
süreyle mey
dana geldiği gözlenmek
isteniyorsa süre kay
dı kullanılmalıdır.
Gözlem nerede gerçekleştirilecek? Öğretmen, davranışın nerede
(örneğin. sınıf
ta, oyun bahçesinde, yemek
salonunda vb.)
gözleneceğini ve kendisinin
gözlemi gerçek
leştirmek üzere nerede (sınıfın bir
köşesinde.
209
yemek salonunun girişinde)
bulunacağına ka
rar vermelidir.
Gözlem ne kadar süreyle ve ne
zaman
Öğretmen, günün belirli
saatlerinde mi, gün
gerçekleştirilecek? içinden örneklem alarak mı. ne
sürelerle göz
lem yapacağına karar vermelidir.
Gözlem ne şekilde kayda
geçirilecek?
Gözlem sırasındaki verileri
basitçe bir kagıda
mı işleyecek, bu amaçla herhangi
bir araç (ör
negin, ses kayıt ve görüntü kayıt
cihazları)
kullanacak mı karar vermelidir.
Elde edilen bilgiler nasıl
kullanılacak?
Öğretmen elde ettiği verileri,
öğrencilerle.
aileleriyle ya da okuldaki diğer
uzmanlarla
paylaşacak mı, bu verileri hangi
amaçla kulla
nacak karar vermelidir.
Gözlem yapan kişinin gözlem yapmaya başlamadan önce açıklık getirmesi gereken konular
aktarıldıktan sonra doğrudan gözlem teknikleri konusunda açıklamalara geri dönelim.
Doğrudan gözlem teknikleri iki grupta toplanmaktadır: Kesin kayıt teknikleri ve yaklaşık
kayıt teknikleri. Ancak, bu teknikIere ek olarak doğrudan gözlem tekniği olarak
değerlendirilebilecek bir diğer kayıt tekniği beceri analizi kaydıdır. İzleyen bölümde bu
teknikler ve bu tekniklerin türlerine yer verilmiştir.
Kesin Kayıt Teknikleri
Kesin kayıt teknikleri üç grupta toplanır: olay kaydı, süre kaydı ve bekleme süresi kaydı.
210
Olay Kaydı
Olay kaydı teknigi, davranışın gözlem süresinde kaç kez meydana geldiğinin kaydedilmesidir.
Kontrollü olay kaydı ve serbest olay kaydı olmak üzere iki tür olay kaydı teknigi vardır.
Kontrollü olay kaydı, gerçekleşme olasılığı öğretmen tarafından bir ön uyaran sunularak kontrol
edilen davranışların kaç kez gerçekleştiğinin kontrol edilmesidir. Önuyaran, hedeflenen
davranışın gerçekleşmesini anımsatmak üzere çocuğa bir soru ya da ifadenin yöneltilmesidir.
Sorulan sorulara uygun biçimde yanıt verme davranışı verilebilir. Öğretmen ön uyaran
olarak bir ders sırasında beş kez soru sorarak çocuğun sorulan sorulara uygun biçimde yanıt
verme davranışını kaydetmesi gibi.
Serbest olay kaydında ise, davranışın gerçekleşmesi öğretmenin önuyaran sunarak kontrol
etmesine bağlı olmaksızın davranışın kendiliğinden gerçekleştirildiği durumda
kaydedilmesidir.
Öğrencinin söz alarak bir konu hakkında görüş bildirmesi, tuvalete gitmek üzere izin istemesi
gibi.
Dolayısıyla, serbest olay kaydında öğretmen, davranış ın kaç kez gerçekleşeceğini ya da en
fazla kaç kez gerçekleşeceğine ilişkin bir görüş sahibi degilken, kontrollü olay kaydında
davranışın en fazla kaç kez gerçekleşeceğine ilişkin bir görüş sahibidir. Hatta öğretmen,
davranışın en fazla kaç kez gerçekleşeceğini kendisi belirler. Şekil.11.2.ve ı1.3'de her iki tür
olay kaydı teknigi için örnek veri toplama formu yer almaktadır.
Örnekte olduğu gibi kontrollü olay kaydında öğrenciye, gerçekleştirmesi için sunulması
planlanan önuyaran sayısı forma yazılır. Öğrenci gözlem sırasında kendisine sunulan hangi
önuyaranlara tepkide bulunursa o önuyaranlar sırasıyla "daire" içine alınır. Ardından bir
gözlem süresinde o davranış kaç kez gerçekleştirilirse o sayı "dikdörtgen" içine alınır. Her
211
gözlem oturumu benzer biçimde kaydedilir ve dikdörtgenler birleştirilerek davranışın
gerçekleşmesine ilişkin performansm grafigi elde edilmiş olur. Bir ders boyunca öğretmenin
Melike'ye beş soru sorarak parmak kaldırma davranışını öğretmek üzere pekiştireç
sunduğunu varsayalım. Melike birinci gün öğretmenin sorduğu beş sorudan 1. , 3. sorulara
parmak kaldırarak yanıt verdiğini düşünelim. Bu durumda öğretmen birinci gün için 1 ve 3
sayılannı daire içine alır ve o gün boyunca Melike yalnızca kendisine yöneltilen beş sorudan
iki tanesine yanıt vermek üzere parmak kaldırdığı içinı ·öğretmen veri toplama tablosunda
birinci günde yer alan 2 rakamını dikdörtgen içine alır. Melike'nin ikinci gün öğretmenin
sorduğu beş sorudan 1. 2. ve 3. sorulara parmak kaldırarak yanıt verdiğini düşünelim. B,u
durumda öğretmen ikinci gün için 1, 2 ve 3 sayılarını daire içine alır ve o gürı boyunca
Melike yalnızca kendisine yöneltilen beş sorudan üç tanesine yanıt vermek üzere parmak
kaldırdığı için, öğretmen veri toplama tablosunda ikinci günde yer alan 3 rakamını
dikdörtgen içine alır. Melike'nin 3. ve 4. gün öğretmenin sorduğu beş sorudan 2.,3., ve 4.
sorulara parmak kaldırarak yanıt verdiğini düşünelim. Bu durumda öğretmen birinci gün için
1, 2, 3, ve 4 sayılannı daire içine alır ve iki gün boyunca (3. ve 4. günler) Me/ike kendisine
yöneltilen beş sorudan dört tanesine yanıt vermek üzere parmak kaldırdığı için, öğretmen veri
toplama tablosunda üçüncü ve dördüncü günde yer alan 4 rakamını dikdörtgen içine alır.
Melike'nin beşinci gün öğretmenin sorduğu beş sorunun tümüne parmak kaldırarak yanıt
verdiğini düşünelim. Bu durumda öğretmen beşinci gün için 1, 2, 3, 4 ve 5 sayılannı daire
içine alır ve o gün boyunca Melike kendisine yöneltilen tüm sorulara yanıt vermek üzere
parmak kaldırdığı için, öğretmen veri toplama tablosunda beşinci günde yer alan 5 rakamını
dikdörtgen içine alır. Öğretmen bu süreci gözlem süresi sona erinceye değin devam ettirir.
Ardından her bir gözlem günü için dikdörtgen içine aldığı sayılan birleştirerek öğrencisinin
performansını veri tablosu üzerinde grafik haline dönüştürmüş olur. (Şekil 11.2'e bakınız)
Bir kontrollü olay kaydı formu hazırlayarak, soru sorulduğunda parmak
kaldırarak yanıt verme davranışının kaydını hayali olarak tutunuz ve kayıtformu
üzerinde bu davranışa ilişkin performansın grafiğini çiziniz.
Tarih 10.01.02 11.01.02 12.01.02 13.01.02 14.01.02
Serbest olay kaydında öğrenci davranışı gerçekleştirdikçe ilgili kutucuğa bir işaret konur.
Kayıt formu kullanmak uygun değilse, davranış gerçekleştikçe bir cepten diğer cebe bir nesne
geçirme vb. benimsenebilir. Olay kaydı tekniginde ikitür hilgi elde edilebilir. Gözlem süresi
eşit olduğunda, örneğin, her gün 10 dak. herhangi bir hesaplama yapılmaksızın davranışın
212
gerçekleşme sayısı olduğu gibi kullanılır. Gözlem süreleri eşit değilse, davranış sayısı gözlem
süresine bölünerek tepki oranı hesaplanır. Örneğin, birinci gözlem süresi 20 dakika ve bu
sürede davranış 10 kez gerçekleşmiş, ikinci gözlem süresi 15 dakika ve bu sürede davranış 5
kez gerçekleşmiş olsun. Her iki gözlem süresindeki tepki oranları .sO ve .33 olur.
Olay kaydı tekniklerinin yararları
a. uygulaması kolay,
b. tepki oranı hesaplamasına izin verir,
c. toplanan veriler kolaylıkla sayısal veriye ve grafige dönüştürelebilir,
d. pek çok tek basamaklı akademik ve sosyal davranışa ilişkin veri toplamak üzere
kullanılabilir olarak sıralanabilir.
Kontrollü olay kaydı ile serbest olay kaydı tekniği arasındaki farklılıklar
nelerdir? Yazınız.
Süre Kaydı
Hedef davranışın ne kadar süreyle meydana geldiğinin önemli olduğu durumlarda kullanılan
kayıt tekniğidir. Süre kaydı tekniğinde gözlenen davranışın her oluşumunun başlama ve bitiş
zamanları dikkate alınarak o davranışın ne süreyle gerçekleştiği belirlenir.
Süre kaydı tekniginde gözlem süreleri eşitse, grafiğe doğrudan bu süreler işaretlenebilir;
gözlem süreleri eşit degilse tepki oranı hesaplaması yapılmalıdır.
Süre kaydı tutmak üzere özel bir kayıt formuna gereksinim yoktur. Öğretmen, geliştireceği bir
formda gözlem yaptığı davranışın ne sürelerle gerçekleştiğine ilişkin kayıt tutabilir. Süre
kaydı tekniği iki biçimde tutabilir; (a) davranış gerçekleştiğinde, davranışın her defasında ne
süreyle devam ettiği kaydedilebilir, (b) gözlem süresince davranışın toplam gerçekleşme
süresi kaydedilebilir. Şekil 11.4'de süre kaydı formuna ilişkin bir örnek yer almaktadır.
4 dak.. 2 dak .•
3.dak.. S.dak .• 7 dak.. 8 dak..
Süre kaydı tekniğinin yararları, kayıt tutulurken davranışın oluşum sıklığı, davranışın
213
gerçekleştiği toplam süre vb. için ek bilgiler elde edilebilmesi, arttırılacak ve azaltılacak
davranışların her ikisi için de kullanılabilmesi olarak özetlenebilir.
Bekleme süresi kaydı
Bekleme süresi kaydında, davranışın başlamasına neden olan önuyaranın sunul· masıyla o
davranışın başlaması arasında geçen süre belirlenir. Bu teknik, davranışın uyaran verildikten
sonra başlatılmasının önemli olduğu durumlarda kullanılır. Örneğin, 10 dakikalık teneffüs zili
çaldıktan 6 dakika sonra teneffüse çıkmak üzere girişimde bulunan bir çocukta bekleme süresi
kaydı tutularak teneffüse zil çaldıktan hemen sonra (bekleme süresini kısaItarak) çıkmasının
öğretimi amaçlanabilir. Şekil 1 L.S'de bekleme süresi kayıt formu örneği yer almaktadır.
Günler Oluşum Bekleme Toplam
bekleme Ortalama
süresi süresi bekleme
süresi
Pazartesi
i 2 S dak. LO dak. S dak.
2 S dak.
Salı
i 4dak.
2 3 S dak. 14 dak. 4 dak. 40 sn.
3 S dak.
Bekleme süresi kaydı tekniginin yararı, yönergeleri zamanında izlemekte zorlanan bireylerde
veri toplamayı sağlayan tek teknik olması olarak ifade edilebilir.
Bekleme süresi kaydı tekniğinin ne tür davranışların kaydedilmesinde
kullanıldığını, örnekler vererek açıklayınız.
YAKLAŞIK KAYIT TEKNİKLERİ
Gözlem süresinde belli kesitler alınarak bu gözlem kesitlerinde gözlem yapılmasına yaklaşık
kayıt denir. tki tür yaklaşık kayıt teknigi vardır;
214
a. zaman aralığı kaydı teknigi,
b. anlık zaman ömeklemi kaydı teknigi.
ZAMAN ARALIĞI TEKNİĞİ
Zaman aralığı kaydı tekniginde gözlem süresi, küçük zaman aralıklarına bölünerek kayıt
yapılır. Parçalı zaman aralığı kaydı teknigi ve bütüncül zaman aralığı kaydı teknigi olmak
üzere iki tür zaman aralığı kaydı teknigi vardır. Parçalı zaman aralığı kaydı tekniginde zaman
içinde davranışıngerçekleşip gerçekleşmediğine bakılır. Bu teknikte davranışın kaç kez
gerçekleştiği ya da ne süreyle gerçekleştiğiyle ilgilenilmez. Örneğin, 10 sn.lik bir zaman
aralığında davranış ister 8 sn. süreyle ister 3 sn süre ile gerçekleşsin, davranış gerçekleşti
kabul edilir.
Bütüncül zaman aralığı kaydı tekniginde belirlenen zaman aralığının tamamında davranış
gerçekleşiyorsa o davranış gerçekleşti kabul edilir. Örneğin, 10 sn. gözlem aralığının
tamamında davranış gerçekleştiğinde davranış var kabul edilir. Şekil 1l.6'da bütüncül zaman
aralığı kayıt formu ömegi yer almaktadır.
Gözlenen : ,'o Gözleyen :
Gözlem
Süresi :
Gözlem
Aralığı
:
Davranış : Tarih :
Günler LO
sn LO sn LO sn LO sn LO sn LO sn LO sn Özet
Pazartesi +
+ + .
.
.
+
%57
Salı +
+ + +
+
+
.
%86
Çarşamba +
+ + +
+
+
+
%100
Şekil 11.6. Bütüncül zaman aralığı kayıt formu
215
Parçalı zaman aralığı kaydında bir davranış olduğundan daha fazla
kaydedile
bilmekte, bütüncül zaman aralığı kaydındaysa bir davranış olduğundan
daha az
kaydedilebilmektedir. Şekil 1 ı. 7' de parçalı zaman aralığı kayıt formu
ömegi yer
almaktadı
r.
Gözlenen : Gözleyen :
Gözlem
Süresi :
Gözlem
Aralığı
:
Davranış : Tarih :
+ +
+ + + + + + +
+ +
+ + + + + + +
. . + + + . +
+ +
. . . + + + +
+ +
+ +' .
.
. + +
34/45 x 100 =
%75
Şekil 11.7. Parçalı zaman aralığı
kayıt formu
Sizin de gördügünüz gibi, gözlem süresinden küçük kesitler almak ve
sınıf or
tamında bu kesitlere bağlı olarak gözlem yapmak son derecede zordur. Bu
süre
ci kolaylaştırabilmek için belirlediğiniz zaman aralıklarında, ömegin 10
sn. 'de bir,
bip sesi kaydedilen bir kaset hazırlayabilir ve bu kaseti dinleyerek kayıt
216
tutma sü
recini kolaylaştırabilirsiniz.
ANLIK ZAMAN
ÖRNEKLEMİ
Anlık zaman ömeklemi kaydında, gözlem süresi zaman aralıklarına
bölünür (2
dakikalık) ve hedef davranışın zaman aralığının sonunda gerçekleşip
gerçekleş
mediğine bakılır. Anlık zaman ömeklemi kaydında zaman aralıklarının 2
dakika
dan daha uzun süreler olmamasına dikkat edilir. Anlık zaman ömeklemi
kaydın
da birden fazla davranış eşzamanlı olarak kaydedilebilir. Şekil 1l.8'de
anlık za
man ömeklemi kayıt formu örneği yer
almaktadır.
Gözlenen : Gözleye
n :
Gözlem
Süresi :
Gözlem
Aralıgı :
Davranış : Tari
h :
Davranış 2 dak. 4 dak. 6 dk. 8 dak. LO dak. 12
dak.
14
dak. 16 dak.
Yerinde
oturma + + +
Etkinlikle ugraşma + + + + + \,
Şekil 11.8. Anlık zaman örneklemi
kayıt formu
Anlık zaman örneklemi kaydının
yararları;
217
a. birden fazla davranış eşzamanlı olarak
kaydedilebilir,
b. sayılabilir ya da sürekli davranışların her ikisi için de
kullanılabilir,
c. yalınızca gözlem aralığının sonunda veri toplanmasını gerektirdiği
için kolay
uygulanabilir,
d. yalnızca gözlem aralığının sonunda veri toplamasını gerektirdiği için,
öğret
men gözlem yaparken öğretim etkinliklerini aksatmaz olarak
sıralanabilir.
Beceri Analizi
Kaydı
Beceri analizi kaydında çocuğun, zincirleme davranış ın beceri analizi
basamakla
rının her birisine ilişkin verdiği tepki kaydedilir ve ardından bu davranışa
ilişkin
elde edilen doğru davranış yüzdesi grafiğe işlenir. Zincirleme davranışlar
için be
ceri analizi kaydıtekniği tutmak son derecede önemlidir. Özellikle beceri
anali
zinde yer alan ama o davranışın gerçekleşmesi için kritik bir öneme sahip
olma
yan davranışlara ilişkin çocuğun performansını öğrenmek açısından
önemlidir.
Şekil 11.9'da beceri analizi kayıt formu örneği yer
almaktadır.
Gözlenen: Gözleyen
Davranış: Kitap sayfası
çevirme ,i;
Davranış
basamakları 1.1.02 3.1.02 4.1.02 5.1.02
6.1.0
2 7.1.02 8.1.02
218
Kitabı sıraya
yerleştirir + + + + + +
Kitabın kapagını
işaret . + + + + +
ve baş parmagıyla
tutar
Kitabın kapagını sola
doğru + + + +
çevirerek sonuna kadar
açar
."'
Kitabın I. sayfasını sola
doğru + + +
çevirerek sonuna kadar
açar
Toplam
+//%
O/
O/O 1/3/25 2/2/50 3/1/75
4/0/10
0
4/0/10
0 4/0/100'
,
Şekil 11.9. Beceri ana/izi kayıt
formu örneği
Yukarıda sıralanan doğrudan gözlem tekniklerinin her birinin yararlı
ve sınırlı
olduğu noktalar söz konusudur. Bu yöntemlerden hiç biri tüm
davranışlarda veri
toplamaya elverişli değildir. Veri toplanan davranışa uygun olarak
öğretmen, han
gi kayıt tekniğini kullanacağına karar
vermelidir.
ÖĞRETİMİN GÖZLENMESİ
Şimdiye değin, bireyselleştirilmiş eğitim programı uygulamalarında çocuğa kazandırılması
219
hedeflenen davranışların ne ölçüde kazandırıldığını ortaya koymak üzere, çocuğun
davranışlarına ilişkin bilgi toplamakta kullanılan gözlem teknikleri üzerinde durulmuştur.
Bireyselleştirilmiş eğitim programlarının uygulanmasında bir de kullanılan öğretim yöntemi,
öğretim ya da uygulama paketinin planlandığı gibi kullanılıp kullanılmadığının da gözlenmesi
gerekmektedir. Bu sürece öğretimin gözlenmesi denir. Öğretim gözlenirken uygulama
güvenirliği analizi yapılırsa, öğretimin planlandığı gibi gerçekleştirilip gerçekleştirilmediği
incelenir. Uygulama güvenirliği, öğretmenin uygulamayı planlanan basamaklara göre
yapmasıdır. Bu amaçla öğretmen, gerçekleştirmeyi planladığı uygulamanın, bir anlamda,
beceri analizini geliştirerek öğretimin hangi basamaklardan oluşacağına karar verir ve
uygulama sırasında bu basamakları takip ederek öğretim sunar.
Öğretmenin sınıfındaki çocuklann dikkatlerini yapacaklan çalışmaya yönelttikten (örneğin
"Çocuklar bugün renk ve şekiller öğreneceğiz. Hazır mısınız?, Çalışmaya başlayalım mı?)
sonra, her bir öğrenciye bir renk ve şekil hakkında sorular yöne/teceğini (örn., "Bu buluz ne
renk Ayşe?, Bu şeklin ismi ne?) ve öğrenci kendisine sorulan soruyu doğru bilirse
pekiştireceğini (örn., ''Aferin Ayşe, doğru bildin "), soruyu doğru bilemez se doğru yanıtın
öğretmen tarafindan sunulacağını (örn., ''Ayşe bu şeklin ismi daire.'') varsayalım.
Bu durumda öğretmenin gerçekleştireceği öğretimde şu basamakları gerçekleştirip
gerçekleştirmediği incelenerek öğretim gözlenmiş olur;
a. öğretmen öğrencilerin dikkatlerini çalışmaya yöneltir,
b. öğrenciye soru yöneltir,
c. uygun davranış sonrası uyaran sunar (örn., doğru tepkileri pekiştirir, yanlış tepkiler için
model olur).
Öğretim sırasında zaman zaman uygulama güvenirliğinin değerlendirilmesi, son derecede
önemlidir. Gözlem sonucu uygulama sırasında uygulama planının dışına çıkıldığı ve çocuğun
performansının bu nedenle olumsuz etkilendiği görülürse, öğretmen bu durumda planladığı
öğretim biçimine geri dönebilir. Böylece öğretmen, planladığı uygulamaya geri dönerek, olası
olumsuz gelişmeleri önlemiş olur. Bu yararın yanı sıra, öğretmenin ilk kez gerçekleştireceği
bir uygulamayı gerçekleştirmesi durumunda da uygulama güvenirliği verisi toplanarak öğret-
mene, uygulamayı daha iyi ve doğru gerçekleştirebilmesi için, bu konuda geribildirim
sunması açısından önemlidir.
220
Programdan Programa Geçiş
Amaçlar
Bu üniteyi çalıştıktan sonra;
· erken çocuklukta geçiş planlamasının temel amaçlarını tartışabilecek,
· evden okulöncesi programa, okulöncesi programdan ilköğretim programına geçişin
önemini açıkla ya bilecek,
· geçiş sürecinde çocuklar, aileler ve hizmet verenler tarafindan gerçekleştirebilecekleri
etkinlikleri açıklayabilecek,
· geçiş planlama sürecini etkileyen faktörleri tartışabilecek,
· çocuğun bir programdan ya da ortamdan başka bir programa ya da ortama geçişin başarı
bir biçimde gerçekleştirilmesinde izlenecek aşamaları açıklayabilecek,
· çocuğun yeni bir programa ya da sınıfa uyum sağlamasına yardımcı olacak destek
hizmetleri önerebileceksiniz.
İÇİNDEKİLER
· Giriş
· Erken Çocuklukta Geçişin Önemi
· Okulöncesi Programlara Geçiş
· Anaokuluna ve ilköğretime Geçiş
· Geçişi Etkileyen Faktörler
· Geçiş Planlarının Geliştirilmesi
· Özet
221
· Değerlendirme Soruları
· Yararlanılan ve Başvurulabilecek Kaynaklar
Çalışma Önerileri
Üniteyi çalışmaya başlamadan önce:
· Daha önceki üniteleri gözden geçiriniz
· Doğumdan ilköğretime başlayıncaya kadar çocuğun yaşamında önemli dönüm noktalarını
belirleyiniz.
· "Geçiş" sözcüğünün neleri içerdiğini düşününüz.
· Bireyselleştirilmiş eğitim programının temel öğelerini gözden geçiriniz.
Üniteyi çalışırken:
· Bir programdan ya da ortamdan yeni bir programa ve ortama geçişin amaçlarını kendi
ifadelerinizle yazınız.
· Ünitede verilen soruları metne bakmadan yanıtlamaya çalışınız.
· Geçişin başarıyla gerçekleştirilebilmesi için çocuğu gönderen ve kabul eden kurumların ya
da okulların sorumluluklarını anlamaya çalışınız.
Sorun Tanımı
Ayşe, yaşamını tekerlikli sandalyeye bağımlı olarak geçiren yürüme somnlu bir çocuktu.
Psikolojik değerlendirmeler onun ortalamanın altında zekaya sahip olduğunu da göstermişti.
Ayşe bebekliğinden bu yana evde yaşamını sürdürüyor ve okulöncesi deneyimi olan bir
öğretmenden haftanın belirli günlerinde destek alıyordu. Anne baba tam gün çalışıyorlardı.
Ayşe 4 yaşına geldiğinde anne babası ve öğretmeni onun düzenli bir okulöncesi kumma
devam etmesinin daha yararlı olacağını düşündüler. Bu amaçla bir anaokulu programına
başvurdular. Anne baba çocuklarının okula kabul edilmiş olması nedeniyle memnundular.
Anaokulu programı ev yaşamından birçok açıdan farklıydı. Daha çok grup etkinliğine yer
verilirken daha az bireysel katılım vardı. Ayşe'nin ailesi, onun grup etkinliklerinden etkin
olarak yararlanamayacağı konusunda endişelendiler. Okula ulaştırmada zorlukları olduğunu
gördüler. Okulöncesi öğretmenlerinin de bazı endişeleri vardı. Sınıf ortamını ve etkinlikleri
222
tekrar düzenlemeleri gerektiğini farkettiler.
Ayşe, okulöncesi kuruma kabul edilmiş, ancak bu programdan yararlanabilmesi için gerek
anne ve babası, gerekse öğretmenler yerine getirmeleri gerektiği sorumlulukları olduğunu
anladılar. Bu amaçla Ayşe'nin katıldığı programla ilgili somnları belirlemeye ve geçiş
planlamasını yapmaya karar verdiler.
GİRİŞ
Geçişler değişiklikleri kapsar ve değişiklikler insan hayatının önemli dönüm noktalarını
oluşturur. Geçiş süresince yaşanan somnların yoğunluğu, normal zamanlarda yaşananlardan
daha büyüktür. İnsan yaşamında karşılaşılan değişmeler beraberinde endişeyi getirir.
Değişme olumlu olduğu zaman sorunlar azalırken, değişme olumlu olmadığı zaman sorunlar
çoğalır ve endişe kaçınılmaz olur. Eğitim yaşamı boyunca çocuklar geçiş olgusu ile sürekli
olarak karşı karşıya kalırlar. Çocuklar ve aileler hastaneden eve, evden okula geçiş yaparken
yeni yüzler, yeni ortamlar ve yeni işlemlerle karşılaşır. Her değişiklik aile, çocuk ve hizmet
verenler için yeni önlemlerin alınmasını gerektirir. 03 yaş arasındaki çocukluk hizmetleri ile
36 yaş arasındaki çocukluk hizmetleri arasında önemli ayrılıklar vardır. Aynı şekilde
okulöncesi hizmetler ile ilköğretim çağında sunulan hizmetler arasında farklılıklar
bulunmaktadır. Okulöncesi çocukluk döneminde verilen hizmetler arasında devamlılığı
sağlamak önemlidir.
Bütün geçiş programlarında birleşilen ortak konu bir ortamdan diğerine becerilerin transferi
ile ilgili kaygılardır. Anne babalar yeni metinleri nasıl ayarlayacaklarını ilişkin somlara
cevap aramaktadırlar. Ayrıca çocuğun özelliklerine ve aileye özgü sorunlar, kültürel ve
toplumsal isteklere nasıl çözüm bulacaklarının arayışı içindeler.
Bireyselleştirilmiş Aile Hizmet Planı (BAHP) bebek, ilk çocukluk dönemi çocukları ve aileleri
kapsayacak şekilde hazırlanır. Özel gereksinimli çocuğun erken eğitim hizmetlerinden diğer
hizmetlere geçişin sağlanması ve kolaylaştırılması için gerekli basamakları içerir. Okulöncesi
eğitim döneminde planlanan Bireyselleştirilmiş Eğitim Programları (BEP) ise anaokuluna,
anasınıfina ve ilköğretime geçişi destekleyen çalışmaları içerir. Bireyselleştirilmiş Geçiş
Planları ise gerek bireyselleştirilmiş aile hizmet planının gerekse bireyselleştirilmiş eğitim
programlarının bir parçasını oluşturur. Geçiş planlaması kurumlar ve programlar arası
koordinasyonu ve yeni düzenlemeleri gerektirir.
223
Okumakta olduğunuz ünite okulöncesi dönemde özel gereksinimi ve riskli olan çocuklar ve
onların aileler için programlar ya da okullar arasında geçişin önemi açıklanmakta ve bu
geçişi etkileyen faktörler üzerinde durulmaktadır. Ayrıca geçiş planlama sürecinin
gerçekleştirilmesinde izlenmesi gereken adımlara yer verilmektedir.
ERKEN ÇOCUKLUKTA GEÇİŞİN ÖNEMİ
Erken çocukluk dönemi, yetersizliği olan bebek, çocuk ve aileler için pek çok geçişin
yaşandığı bir zaman dilimidir. Okulöncesi dönemdeki özel gereksinimli çocukların hepsi ya
da bazıları için var olan program ve hizmetler; yoğun bakım birimi, klinik takip, devlet ya da
özel sağlık bakım servisleri, özel terapiler, devlet ve özel çocuk bakımevi, okulöncesi
kurumlar ve anasınıflardır. Geçiş hizmetlerinin pek çoğu bebek hizmetlerinden okulöncesi
programa, okulöncesi programdan ana sınıflarına ve ilköğretime geçişle ilgilidir. Erken doğan
ya da özel sağlık bakımına gereksinim duyan bebeklerin hastaneden eve geçişinde de aynı
dikkati göstermek gerekir. Erken çocukluk dönemi geçiş planlaması bireyselleştirilmiş aile
hizmet planının (BAHP) bir parçasıdır.
Özel gereksinimi olan çocukların okulöncesi dönemde geçiş yapabilecekleri
okullar ve programlar nelerdir?
Hastaneden Eve Geçiş ve Bebek Hizmetleri
Her aile yeni doğan bebek ve özellikle riskli bebekler için gerekli düzenlemeleri günbegün
izlemeli ve sorumluluklarını yerine getirmelidir. Yetersizliği ve riskli olan bebeklerin
hastaneden eve geçişte ailelerin karşı karşıya kalacakları sorumluklar bulunmaktadır. Bunlar;
a. bebeğin durumunu anlama,
b. temel bakım sorumlulukları,
c. kendi kendine saygı ve güven,
d. hizmetler hakkında karar vermedir.
Bebeğin Durumunu Anlama: Anne ve baba öncelikle bebeğin var olan durumu ile ilgili konulara
karşı dirençli olmalıdır. Örneğin; erken doğum, motor bozukluk gibi. Aileler, riskli çocukların
gelişimi ile ilgili kaygıları, üzüntüleri, hayal kırıklığı ve suçluluk hisleri birleşir. Bebek yoğun
224
bakım biriminden çıktığında, aile tek başına ayrı bir yoğunluk hisseder. Anne babalar, hastane
personeli ve diğer anne babalada bağlantıyı kestiklerinde duygusal desteği kaybederler. Onlar
kendi başlarına kaldıklarında bebeğin durumuna yol açan nedenleri anlamaya çalışırlar. Bebe-
ğin yaşamındaki değişiklikler ile ilgili bilgi elde etme, çocukların gelişimsel seyri ile ilgili
kesin bilgi verecek birisini aramaya çalışırlar.
Çeşitli nedenlerden dolayı yetersiz ya da riskli olarak doğan bebek karşısında
anne babanın gösterebileceği davranışları tartışınız.
Her aile, ayırıcı ozellikle başa çıkmak için, belirli kaynaklara ve gereksinimlere sahiptir.
Öncelikle, aile var olan durumu anlamak ve kabul etme gayretleri içinde bulunacaktır.
Özellikle ailenin yeterlikleri, anne ve babanın neyi önemli olarak gördükleri üzerinde
yoğunlaşmalıdır. Bebeğin durumu hakkında kesin, güvenilir ve tam bir bilgi elde etmek,
ailelerin arzuladığı tahmin edilebilir bir beklentidir. Destek verecek her personel anne babaya,
çocuğun durumunu anlamasına yardımcı olacaktır. Bunun için; anne baba hastanede
karşılaştıkları destek grupları ile bağlantıyı kurmalı, devam ettirmeli ve topluma dayalı anne
baba okullarına katılmalıdır. Annebaba bu hizmetlerden hangisini kabul ederse etsin,
geciktirmemelidir.
Temel Bakım Sorumlulukları: Özel gereksinimli bebekler, çoğunlukla çeşitli gelişim ve bakım
sorunları sergilerler. Pek çoğu hastaneden ayrıldıktan sonra da çeşitli araç ve gereçlere
bağımlılığını sürdürebilir. Özel gereksinimli çocuğu olan anne babanın yetersizlik
duygularını anlamak zor değildir. Gerekli bakım sorumluluklarını karşılayabilmek,
bebeğin yükünü azaltmak için annebaba öncelikle gerçeğe hazırlanma gereksinimini
duyar. Uzmanlar, geçiş sürecini destekleyecek olan annebaba için yetiştirme programına
yer verirler. Programlar öncelikle erken çocukluk dönemi hizmetleri ile destek hizmeti
verenler üzerinde odaklaşır. Bu programlar;
a. öncelikle anne babaya yardım
b. bebeğin sosyal ve iletişim becerilerini geliştirmek için anne babaya yardım,
c. bebeğin gelişimsel ilerlemelerini gözlemektir.
Bunun yanı sıra, anne baba bebeğin temel bakım gereksinimlerini karşılamak için geçişte
sağlık personeli ve çocuk uzmanları ile işbirliği yapmalıdır.
Anne baba çocuğun hangi temel bakım gereksinimlerini yerine getirmek için
225
uzmanlarla işbirliği yapmalıdır?
Kendi Kendine Saygı ve Güven: Özel gereksinimli çocukların anne babaları için üçüncü bir
konu kendilerine olan saygı ve güven ile ilgilidir. Anne babalar çocuğun günbegün
bakımı hakkında karar verme de yeterli değillerdir. Anne babalar kendi kendilerine güven
kaybında olabilirler. Bu aşamada anne babaya yardım etmek isteyen biri için ilk ve en
önemli davranış, yaşamlarını tekrar kontrol etmek için ana baba gereksinimlerini bilmek
ve anlamaktır.
Verilecek Hizmetlere ılişkin Kararlar: Sonuçta anne baba özel gereksinime olan bebekler ve
çocuklar için topluma dayalı erken öğretim hizmetleri ve bu programlara katılmak için
bazı kararlar almalıdır. Kararlar vakit geçirmeden alınmalı ve uygulamaya konulmalıdır.
Aile çocuklannın fiziksel gelişimi ve beslenmesinde gözlemlenen yetersizlikler, dil ve iletişim
ile ilgili sorunlariçin hangi önlemlerin alınacağına karar vermelidir.
OKULÖNCESİ PROGRAMLARA GEÇİŞ
Hastaneden eve geçiş ile okulöncesi çocuk programlarına geçişde bazı benzerlikler ve
farklılıklar vardır. Her ikisi de hizmetler hakkında karar vermeyi ve yerleştirmeyi kapsar
ve her iki süreçte ailenin bilgi gereksinimini öne alır. Bunun yanı sıra önemli farklılıklar
vardır. Bebeklik programınqan okulöncesi ortama geçişte en çok göze çarpan konular;
hizmetlerin devamlılığı, değişikliğe uyum, yeni programın beklentilerini karşılamadır. Bu
konularla ilgili olarak özel gereksinimli çocuklara ve ailelerine yardımcı olabilmek için;
a. anne babanın gereksinimleri belirlenmeli,
b. anne baba eğitimine,
c. geçiş planlama sürecine ve destek hizmetlere yer verilmelidir.
Kreşlerden anaokuluna, anaokulundan anasınıfına geçişdeki benzerlik ve
farklılıkları tartışınız.
Anne Baba Gereksinimlerini Değerlendirme
Okulöncesi hazırlık ve geçiş sürecinde ilk adım anne baba öncelikleri, yeterlikleri ve
bebek programından (eve dayalı, merkeze dayalı ya da karışık) okulöncesi programa
geçiş için gerekli olan destek gereksinimini belirlemektir. Bu amaçla aşağıda belirtilen
226
konularda anne baba gereksinimlerinin belirlenmesine gereklilik vardır.
1.Gelecek planlama: Çocuk 3 yaşına geldiğinde ya da bebek programından ayrıldığında anne
babalar ne istediklerini sorgularlar. Bu amaçla çocukların daha sonraki yaşamında neler
yapacaklarını ve nasıl yapacaklarını planlamaya başlarlar.
2. Özel eğitim için istek: Eğer anne babalar gelecekte bazı seçenekleri dikkat etmek istiyorsa,
bunlar hakkında daha çok soruları olacaktır.
Özel gereksinimli çocuklar için var olan eğitim hizmetlerinin nerelerde ve nasıl
verildiğini öğrenmek isterler.
3. Yetersizliklere ilişkin bilgi: Anne babalar çocukların herhangi bir gelişim ve öğretim alanı
ile ilgili yeterli bilgiyi alma gereksinimini hisseder.
Tıbbi bakım, bağımsız oyun becerileri, sosyal ve iletişim becerileri, motor gelişim ve
beslenme alanları gibi.
4. Destek gereksinimi: Anne babalar kendi çocuklarına benzeyen özel gereksinimli başka bir
çocuğun anne babası ile karşılaşmak isterler. Bazı anne babalar diğer bireylerin
annebabaları ile konuşmak ve tartışmak, bir gruba katılmak isterler. Bunun yanı sıra yazılı
materyaHere gereksinim duyarlar.
5. Geçiş konuları: Anne baba okulöncesi programlar arasında, çocukları için başarılı bir
geçişi gerçekleştirilebilmeleri sürecinde gereksinim duyduğu konular ise şunlardır:
Çocuğun ihtiyaç duyacağı okulöncesi becerileri.
Okulöncesi dönemde varolan eğitim kurumları ya da programları.
Farklı okulöncesi kurumlara başvurabilmek için ihtiyaç duyacağı değerlendirme türleri ve
kayıtları.
Çocuk için en uygun okul türü ve belirlenmesi.
Okulöncesi hazırlık ve geçiş süreci kapsamında bu konuların araştırılabilmesi için, anne baba
ile görüşmeler yapılmalıdır. Görüşmelerden elde edilen bilgiler değerlendirilmeli ve öncelikli
gerekSinimler belirlenmelidir.
227
Erken özel eğitim hizmetlerinden okulöncesi programlara geçişin planlanmasında
anne babanın gereksinimlerini belirlemek için hangi tür değerlendirme araçlarını
kullanabiliriz?
Anne Baba Eğitimi
Okulöncesi hazırlık ve geçiş sürecinde ikinci adım, değişikliğe uyumu kolaylaştıracak
bilgileri anne babaya vermektir. Anne baba geçiş süreci ile ilgili olarak aşağıdaki beş konuda
bilgileri içeren bir kaynak sağlanmalıdır. Bu kaynakta:
Geçiş nedir?
Özel gereksinimli çocukların yasal hakları nelerdir?
Geçiş sürecinde çocuğu kazandırılması gereken beceriler nelerdir?
Geçiş koordinatörü kimdir ve sorumlulukları nelerdir?
Annebabanın sorumlulukları ve BEP hakkında bilgiler yer almalıdır.
Ülkemizde anne baba eğitimi için verilen hizmetler nelerdir? Bu hizmetler yeterli
midir? Tartışımz.
Geçiş Planlaması ve Destek Hizmetler
Okulöncesi hazırlık ve geçiş sürecinde üçüncü adım geçişi planlama ve destek hizmetlerini
belirlemedir. Geçiş planlaması aileye özgü ve esnektir. Anne baba, öğretmen, geçiş
koordinatörü, ekipte yer alan diğer kişiler geçiş sürecini geliştirmeye çalışırlar. Bu konu ile
ilgili ayrıntılı bilgiyi bu ünitenin içinde yer alan "geçiş planlama sürecinde izlenen adımlar"
bölümünde bulabilirsiniz.
ANAOKULLARINA VE iLKÖĞRETiME GEÇİŞ
Okulöncesi özel eğitim programından genel eğitim sınıflarına geçiş, uzmanların, ailenin,
çocuğun ve eğitim sisteminin beklentisidir. Beklenti, yetersizliği olan çocukları akranlarından
ayırmadan en az kısıtlayıcı eğitim ortamlarında eğitim ve öğretim almasını sağlamaktır. Bu
eğitimin verilebilmesi için çocukların okul öncesi özel eğitim programından anasınıfına ya da
anaokuluna geçişte başarılı bir geçiş yapabilmesi için şu temel ilkeler yerine getirilmelidir.
Geçiş planlaması:
228
Her çocuk ve aile için bireyselleştirilmiş olmalı,
Çocuk sınıfa katılmadan önce en az bir yıl devam ettiği programda hazırlanmalı,
Aile, uzmanlar, gönderen ve kabul eden kurumlar arasında işbirliği kurulmalıdır.
Özel eğitim okullarına ya da programlarına geçiş ile okulöncesi normal okul
programlarına geçiş arasında ne gibifarklılıklar olabilit? Tartışımz.
Ayrıca hem çocuk hem de normalokulöncesi eğitim ortamı geçiş süreci için hazırlanmış
olmalı. Anaokuluna, anasınıfına ya da ilköğretime geçiş için çocuğun hazırlanmasında şu
etkinliklerde yer almalıdır:
Okula ya da programa ulaşımın nasıl yapılacağı belirlenmeli
Gönderen ve kabul eden kurumların personeli için hizmet içi eğitim programları
oluşturulmalı
Özel materyaller ve cihazları belirlenmeli ve temin edilmeli
Uygulanabilir bir plan geliştirilmelidir.
Özel gereksinimi olan çocuk anaokulu, anasınıfı ya da ilköğretim programına katıldıktan
sonrada geçiş planlama süreci devam etmelidir.
işitme yetersizliği olan bir anasınıfı öğrencisi, ilköğretim normal sınıfına
başarılı bir geçiş yapabilmesi için hangi tür araçgereç ve cihazlara gereksinim
duyar?
GEÇİŞİ ETKiLEYEN FAKTÖRLER
Geçiş sürecini etkileyen pek çok faktör bulunmaktadır. Aileye verilen desteğin niteliği ve
yoğunluğu, geçişin gerçekleştirildiği yaş, ulaşım hizmetleri, kurumlar arası koordinasyon,
iletişim ve BEP'in uygulanması gibi konular geçiş planlaması için önemli faktörlerdir. Ayrıca
ailenin sosyokültürel özellikleri de geçiş sürecini etkileyen faktörler arasında bulunmaktadır.
Aileler için Destek
Aileler geçiş süresince ek desteğe gereksinim duymaktadır. Bu desteğin kimler tarafından ve
nasıl verildiğine ilişkin bilgilere gereksinimleri bulunmaktadır. Okullar ve çocuğa hizmet
sunan birimler geçiş işlemleri sırasında aileye yardım edebilirler. Yardımcı olacak kişiler ve
birimler listesinde; gideceği okuldaki öğretmeni, konuşma terapisti, sınıf yardımcısı, aile
229
üyeleri, servis şoförü, fizyoterapist, hizmet koordinatörü, iş ve uğraşı terapisti, yöneticiler,
çocuğun arkadaşları, sosyal hizmet uzmanı, psikolog, sağlık personeli ve diğer aileler
bulunmaktadır.
Okullar ve çocuğa hizmet veren birimler aileyle birlikte çalışarak, çocukların bir eğitim
ortamından diğerine sağlıklı geçişi kolaylaştıracak bu potansiyel destek kaynaklarını
belirlerler. Bu destek kaynakları çocuğun ve ailenin gereksinimine göre farklılık gösterebilir.
Ülkemizde okulöncesi kurumlarda özel gereksinimli çocukları olan anne
babalara yeterli destek veriliyor mu? Bu destek nasıl artırılabilir? Tartışmız.
Geçiş Takvimi
Geçiş etkinliklerinin zamanlaması hem aileler hem de hizmet sunanlar için önemlidir. Aileler
eğitim sistemi hakkında yeterli bilgiye sahip olmadıkları için çocuklarını eğitim
hizmetlerinden uygun bir zamanda yararlandıramamaktadırlar. Eğitim sürecinin değişik
aşamalarında iyi hazırlanmış bir geçiş planlama takvimi olmazsa geçiş etkinlikleri aksayabilir.
Çocuğun ayrıldığı programdan hemen sonra, yeni bir programa geçiş kararı verilebilir. Bu
geçiş kararı hızlı ve baskı altında gerçekleştiği için çocuğun ailesinin katılımını sınırlayabilir
ve hizmet verenleri de rahatsız edebilir.
Geçiş planlaması, çocuğun devam ettiği programdaki son yılının başında dikkate alınmalıdır.
Önceden geçişi planlamak, ailelerin geçiş etkinliklerine tam katılımını sağlar. Ayrıca gerekli
işlemlerin ve belgelerin tam zamanında tamamlanmasını sağlar.
Özel gereksinimli çocuklar gerek özel eğitim okullarında gerekse genel eğitim
okullarında neden zamanında öğrenci olamıyor?
Ulaşım
Ailelerin endişe duydukları konulardan biride ulaşım hizmetidir. Pek çok ailenin ulaşım
olanaklarının olmaması ve yeterli ulaşım hizmeti verilememesi nedeniyle engelli çocuklarını
erken eğitim hizmetlerinden yararlandıramamaktadırlar. Ailelerin, geçiş yapılacak ortama
çocuklarının nasıl ve hangi araçlarla gideceğine, güvenliğinin nasıl sağlanacağına ve serviste
geçireceği sürenin ne olacağı ile ilgili endişeleri bulunmaktadır.
230
Kurumlar (Okullar) Arası Koordinasyon
Başarılı bir geçiş için, çocuğu gönderen ve kabul eden kişiler ve okullar arasında iyi bir
iletişim kurulması çok önemlidir. Çocuğu kabul eden okul, gönderen okuldan farklı bir yapıya
sahipse çocuğun uyumu zorlaşmaktadır. Başarılı bir geçiş süreci, okullar arası koordinasyonu
gerektirir. Etkili koordinasyon ise, her iki programda hizmet verenler arasındaki sürekli bir
iletişimI e gerçekleşebilir. Okullar arasında başarılı bir geçiş için şu etkinliklere yer
verilmelidir:
Kayıtlar, gönderen kurumdan, kabul eden kuruma transfer edilmelidir.
Geçiş etkinlikleri dikkatli bir biçimde sürdürülmelidir.
Geçiş ekibi üyeleri yeni programın farklılıklarına göre hazırlıklarını yapmalıdır.
Aileler karar verme süreçlerinin tüm aşamalarına katılmalıdır.
Kişiler ve kurumlar arasında iletişim geçiş gerçekleştikten sonrada devam etmelidir.
Geçiş sürecinde okullar arasmda koordinasyonun kurulmaması halinde
ortaya çıkabilecek sorunlar neler olabilir?
İletişim
Aileler ve hizmet verenler yeterli bir iletişim sistemine, geçiş planlaması sırasında olduğu
kadar, geçiş sürecinin tüm aşamalarında da gereksinim duymaktadır. Geçiş planlamasına ve
uygulamasına katılan tüm bireyler birbirleriyle etkili bir iletişim kurduğu zaman, başarılı
geçişlerin ortaya çıkması mümkündür. Aileler ve hizmet verenler arasında olduğu kadar,
kabul eden ve gönderen kurumlar arasında da iletişim önemlidir. Bireyler ve kurumlar
arasında ortak ilkelerin belirlenmesi ve uyulması iletişimi etkili kılar. Ailelerin, BEP ve
BAHP'ın yanı sıra geçiş sürecine de katılımları kolaylaştırmak için iletişim olanaklarını ve
yollarını öğrenmelidir. Geçiş planlama koordinatörü, geçiş sürecine katılan tüm bireyler
arasında iletişimi kurma ve organize etmekle sorumludur.
Geçiş sürecinde ekip üyeleri arasındaki iletişim hangi yollarla sağlanmalıdır?
Test Etme ve Yerleştirme Konuları
Çocukların bir programdan bir başka programa geçişinde, yeterliliklerini ve gereksinimlerini
231
tanımak amacıyla test uygulanabilmektedir. Çocuğa hizmet verenler değerlendirmenin sağlıklı
yapılabilmesi için ailelerle işbirliği içine girmeli ve test etme konusunda bilgilendirilmelidir.
Bu nedenle BEP'nın ve BAHP'nın geliştirilebilmesi ve yerleştirme kararı verilebilmesi için
hangi testlerin ne amaçla, ne zaman verileceği ve nerede uygulanacağı ve sonuçları aileye
iletilmelidir. Aileler çocuklarının katılacağı yeni programı ve ortamı tanımak isterler. Bu
amaçla aileler şu konularda bilgiye gereksinim duymaktadırlar:
Yer: Çocuk hizmetleri evde mi, okulda mı ya da her iki ortamda mı olacak?
Hizmet sunma çeşidi: Eğitim ve öğretim hizmeti bireysel mi, grup mu ya da özel terapi
biçiminde mi olacak?
Çalışma süresi: Çalışmalar sabah mı, öğleden sonra mı ya da tam gün mü olacak?
Yeni programda ailenin rolü: Ailenin yeni programdaki sorumlulukları ne olacak?
Yeni ortamda ilişki kurulacak kişiler: Sorunlarını kime iletecektir?
Ailelere, erken öğretim hizmetlerini uygun olan doğalortamlarda da sunulabileceğine ilişkin
bilgi verilmelidir. Ayrıca aileler, çocuğun ve kendilerinin yasal hakları hakkında
bilgilendirilmelidir.
Okulöncesi dönemdeki çocuklara test vermeııin zorlukları ve elde edilen
verileri anlamlandırmanın sımrlılıkları nelerdir?
Ailelerin Sosyal ve Ekonomik Durumu
Ailelerin sosyal ve kültürel özellikleri de geçişi etkileyen faktörler arasındadır. Anne baba
ayrı mı? Ailede başka çocuk var mı? Annebaba genç ya da yaşlı mı? Ailede başka kimler
bulunmaktadır? Aile üyelerinin rolleri nelerdir? Anne babanın eğitim durumları, meslekleri ve
kazançları nedir? Bu ve buna benzer soruların cevaplarına göre geçiş planlamasında
farklılıklara gidilmektedir.
GEÇİŞ PLANLARININ GELİŞTİRİLMEİ
Özel gereksinimi olan öğrencinin erken çocukluk dönemi eğitiminden okulöncesi eğitime,
okulöncesi eğitimden ilköğretime başanlı bir geçişi gerçekleştirebilmesi için geçiş sürecinin
planlanması gerekir. Daha öncede ifade edildiği gibi geçiş süreci, çoğu zaman çocuk, anne
232
baba ve öğretmenler için zor ve üzücü olmaktadır. Çocuğun, ailenin ve öğretmenlerin
gereksinimlerine ve önceliklerine göre dikkatli bir planlama geçiş sürecinin sıkıntılarını
azaltır. Kabul edilebilir bir plan geliştirmede aileler ve uzmanlar işbirliği içinde çalıştıklan
zaman, herkes geçiş sürecinde ne yapacaklannı bilir ve rahat olur. Ayrıca herkes belirledikleri
görevleri gerçekleştirmek için gerekli zamanı bulabilirler.
Başanlı geçiş planlaması özel gereksinimi olan her çocuğun bireyselleştirilmiş eğitim
programının önemli bir parçası olmalıdır. Geçiş planlaması, çocuğun devam ettiği programın
son öğretim yılının başında başlamalı, yeni programa yerleştirilmesinde ve sonrasında
gereksinim duyulduğıi sürece devam etmelidir. Özel gereksinimli çocuğu bir programdan bir
başka programa geçişte izlenecek adımlar aşağıda açıklanmıştır.
Geçiş Planlama Ekibinin Oluşturulması
Geçiş sürecinin en önemli adımlarından biri planlama ekibini oluşturmaktır. Özel gereksinimli
çocuklar geçiş sürecinde pek çok kişi ve uzmanın yardımına gereksinim duyar. Bunlar anne
baba, arkadaş, akraba, okul ve destek personelinden oluşur. Anne baba ve öğretmen ekibin
değişmeyen üyeleridir. Diğer personel ise çocuğun özelliklerine ve gereksinimlerine göre
farklılık gösterir. Ekip üyeleri çocuğun geçiş planlamasını hazırlayabilmesi ve
uygulayabilmesi için ekip üyelerinden birinin sorumluluğu alması gerekir. Programdan
sorumlu olan geçiş koordinatörü, programın yöneticisi, öğretmen ya da ekibin başka bir
elemanı olabilir. Geçiş koordinatörü çocuğun ve ailenin gereksinimlerine göre değişebilir.
Ekip üyeleri çocuğun becerilerini, gelişimle ilgili gereksinimlerini, devam ettiği ve edeceği
programın türünü ve seçilebilme ölçütünü tartışmalıdır. Ayrıca geçiş ekibi şu sorulara da
cevap aramalıdır:
Çok var olan programda ne kadar süre kalacak?
çocuğa sunulacak hizmetler ne zaman başlayacak ve ne zaman bitecek?
Ailenin gelecekteki hizmetler için öncelikleri neler olacak?
Ailenin okulöncesi dönemde geçiş deneyimini paylaşabileceği benzer bir başka aile var
mıdır?
Değişiklikler ne zaman gerçekleşecek?
Geçiş planlama ekibi gereksinimleri ve amaçlan belirlemeden önce alternatif programlan
ziyaret etmeli, ekip üyeleri ile toplantılar düzenlemelidir.
233
Çevrenizde, anaokuluna devam eden özel gereksinimi olan bir çocuğun gelecekte
devam edebileceği alternatif kurumlar neler olabilir?
Alternatif Kurumları Ziyaret Etmek
Geçiş koordinatörü ya da öğretmen çocuğun katılabileceği olası kurumlan ziyaret etmelidir.
Ziyaretler mümkünse uzun bir zaman dilimine yayılmalıdır. Ziyaret edilen ortamlarda
uygulanan programlar, gerçekleştirilen etkinlikler hakkında bilgi edinilmelidir. Aynca
gözlenen programlar arasında benzerlik ve farklılıklar belirlenmelidir. Çocuk için sorun
olabilecek farklılıklar belirtilmelidir. Özellikle,
a. sınıflann fiziksel düzenlemesi, öğretmen ve yardımcı sayısı, günlük programlar,
b. sınıflarda yapılan çalışmalar, öğretmen ve çocuklann birbirleriyle etkileşimleri,
c. çocuğa sağlanan öğrenme fırsatlann neler olduğu belirlenmelidir.
Geçiş Ekibi Üyeleri Arasında Toplantılar Düzenleme
Ekip koordinatörü çevrede var olan çeşitli kurumları gezdikten sonra, ekip üyeleri ile bir
araya gelerek elde edilen bilgileri tartışmalıdırlar. Tartışmalar daha çok kurumlar arasındaki
farklılıklar üzerinde olmalıdır. Kurumlar arasında küçük farklılıklar sorun yaratmayabilir.
Ancak büyük farklılıklar ortaya çıktığında var olan programda değişikliklere gidilmelidir.
Özellikle okulöncesi dönemde özel gereksinimli çocuklara hizmet veren kurumlar arasında
farklılıklar vardır. Bu özellikler daha az yapılandırılmış okulöncesi programlarından
anasınıfına ve ilköğretime geçişte güçlükler çıkarabilir. Ekip üyeleri kurumlar arası
farklılıkların geçiş sürecini nasıl etkileyeceğini tartışmalıdır. Toplantı yazılı bir planı
hazırlamakla başlamalı, daha sonraki toplantılar belirli görevleri yerine getirmek için
gerçekleştirmelidir
Geçiş koordinatörü ve öğretmen, çocuğun bir kurumdan başka bir kuruma geçişini
gerçekleştirmeden çok önce aileyle görüşmelidir. Bu görüşmeler ailenin geçiş hakkında bilgi
edinmesini ve hazırlık yapmasını sağlar. Geçiş koordinatörü geçiş konularını ve süreçlerini
açıklar. Ayrıca aile çocuğun performansı kadar kendi gereksinimlerini ve yeterliklerini
tanımaya çalışır. Toplantılar da aileler çocuğun geçişi ile ilgili öğrenmek zorunda olduğu
bilgileri edinme fırsatı bulur. Ayrıca çocuğun bir kurumdan başka bir kuruma geçişine
234
yardımcı olacak hazırlık etkinliklerin belirlenmesi sağlanır. Bu toplantılar çocuğun geçiş ile
ilgili amaçları tanımlamak amacıyla bireyselleştirilmiş aile hizmet planı ya da
bireyselleştirilmiş eğitim programından önce yer almalıdır. Daha sonra öğretmen çocuğun var
olan performansını ve gelecek ile ilgili amaçları içeren özet bir rapor sunar.
Sorunları Tanıma ve Amaçları Belirleme
Oluşturulan ekip çocuğun var olan performansı belirledikten sonra, amaçları, olası sorunları
ve çözümleri tanımlamaya başlayabilir. Sorunlar, aile ve çocuğun yerleşim yeri, ulaşım
durumu ve sınıf ortamının özellikleri nedeniyle artabilir. Çocuklar eve dayalı programdan,
okula dayalı programa geçişte farklı yapı, program, etkinlik, çeşitli yetersizliği olan ve
olmayan akranlarla karşılaşabileceklerdir. Ailelerin yeni programın işleyişi, yapısı,
gerçekleştirilen etkinlikler, ulaşım güvenliği, programdaki diğer çocuklar, ihtiyaçların
farklılığı, öğretmenin yeterliliği ve çocukların güvenliği ile ilgili soruları olabilir. Öğrencinin
devam ettiği kurumun sorumluları, yeni ortamın taleplerini, çocuğun yeteneklerini,
hizmetlerin sürekliliğini, çocuk ve ailenin uyumu gibi konuları dikkate almalıdır. Farklı
yaklaşımlar geçiş için ailenin hazırlanmasına yardımcı olabilir. Geçiş sürecinin planlamasında
her ekip üyesinin yerine getireceği sorumlulukları vardır.
Özel gereksinimli bir çocuğun normal bir eğitim programına geçişinde
karşılaşabileceği olası güçlükler nelerdir?
Çocuğun Devam Ettiği Kurumun ve Anne Babanın Rolü: çocuğu Hazırlama
Aile ve çocuğun bir kurumdan bir başka kuruma geçiş için hazırlanmasında çocuğun şu anda
devam ettiği kurum önemli bir rol üstlenmelidir. Çünkü çocuğun öğrenimini sürdürdüğü
kurum ile katılacağı yeni kurum arasında çeşitli yönlerden farklılıklar bulunabilir. Bu
farklılıklar öğretim programları, fiziksel düzenlemeler, öğrenme etkinlikleri ve öğretim
yöntemleri ile ilgili olabilir. Özellikle çocuğun gelecekte öğrenimine devam edeceği program
şimdikinden oldukça farklıysa, öğretmen aileyi ve çocuğu bir sonraki öğrenim ortamı için
hazırlaması gerekecektir.
Çocuğu Hazırlama: Anne baba ve öğretmenler, çocuk için önerilen sınıfı ziyaret ederek,
gerçekleştirilen etkinlikler, günlük rutinler, uygulanan program hakkında bilgi almak
amacıyla toplantılara katılmadır. Yeni bir kuruma katılacak çocuğa yardım etmek amacıyla
öğretmen var olan program üzerinde çocuğun gereksiniınlerine göre değişikliklere gidebilir.
235
Bir bebek programından okulöncesi programa ya da okulöncesi programdan ilköğretim
programına geçiş yapacak çocuklar, yeni ortamlarda başarı gösterebilmesi için bu
prograınların beklentilerine göre çocuğun davranışları geliştirilmelidir.
Aile üyeleri olmadan sınıfa katılma ve okula yalnızca seyahat edebilme, yeni akranlarta ve
tanımadıklan yetişkinlerle karşılaşma bazı okulöncesi çocuklar için zor olabilir.
Bu nedenle gelecekte gereksinim duyulacak beceriler için çocuğun hazırlanmasında şu anda
devam ettiği kurumun sorumluluğu bulunmaktadır. Genelde, özel gereksinimli çocuğu farklı
kurumlara hazırlayabilmek için gönderen kurum şu konularda öğretim etkinliklerine yer
vermelidir:
Çocuklara sınıftaki eşyaları korumaları için daha fazla sorumluluk vermek.
Sınıf içi kurallara uymaları için çocukların dikkatini çekmek.
Çocukların grup içinde verilen genel yönergeleri izlemeleri ve yerine getirme
leri için onlara yardım etmek.
Tuvalet ihtiyaçlarını tek başlarına gidermeye çalışmak.
Çocukların bağımsız çalışma ve oynama zamanlarını düzenli olarak artırmak.
Çocuklara sıraya girme ve sıra halinde hareket etme davranışlarını artırmak.
Verilen görevi tamamlama alışkanlığını kazandırmak.
Okulortamındaki öğretmenlerin ve arkadaşlarının isimlerini öğrenmesine yar
dımcı olmak.
Çocukları, günlük sınıf rutinine göre davranmasını sağlamak.
Öğretim sürecinde etkinliklerin süresini artırmak.
Öğretim sürecinde kullanılan ipuçlarını değiştirmek.
Karşıdan karşıya geçmek gibi günlük güvenlik kurallarını kazandırmak.
Yeni bir eğitim kurumuına geçiş yapacak okulöncesi özel gereksinimi olan bir
çocuğu, yukarıda belirtilen beceriler ve görevler açısından değerlendiriniz. Elde
edilen bilgileri tartışınız.
Anne Babanın Rolü: Anne babalar özel gereksinimi olan çocuklarını yeni programlara
yerleştirme sürecinde farklı tepkilerde bulunabilir. Yeni ortamlarda yeni kişilerle
236
karşılaştığında heyecansal tepkiler gösterebilir. Suçluluk hissi duyabilir. Çocuklarının
beslenme, ulaşım ve yeni cihazları kullanımı konusunda kaygıları olabilir. Programlar
arası geçişler anne ve baba için de ek sorumluluklar yükler.
Çocukların cihazlara uyumuna yardımcı olma, ulaşımlarını sağlama, yeni terimler ve
kavramlar edinme, çalışma saatlerinde düzenlemelere gitme ve yeni uzman bulma gibi.
Özel gereksinimli çocuğunu ilköğretim birinci sınıfa kayıt yaptıran anne babanın
gösterebileceği davranışların neler olabileceğini tartışınız.
Yerleştirme Kararının Verilmesi
Özel gereksinimli çocuk için uygun yerleştirme kararı ekip üyelerinin birlikte gerçekleştirdiği
toplantılarda alınmalıdır. Geçiş koordinatörü, öğretmeni, gönderen ve kabul eden kurum
temsilcileri, çocukla çalışan herhangi bir uzman ve aile bu toplantılara katılmalıdır. Çocuğu
kabul eden kurum temsilcileri, yerleştirme kararı vermeden önce çocuğu bulunduğu sınıfta
gözlemlemelidir. Yerleştirme ekibi üyeleri çocuğun performansını ve gelecekteki
gereksinimlerini tartışmalıdır. Halihazırda devam ettiği kurumdaki öğretmeni çocuğun
performansına ilişkin son durumu ve gereksinimleri hakkında bilgi vermeli ve uygun
yerleştirme kararının verilmesinde yardımcı olmalıdır. Çocuğunailesi karara katılmalıdır.
Uygun bir yerleştirme kararı verirken şu hususlar dikkate alınmalıdır:
Yeni kururnda çocuğun özelliklerine uygun özel hizmetler,
Kurumlar arasındaki ulaşım hizmetleri,
Öğretmenlerin öğrencilere oranı,
Uzmanların, sınıf yardımcılarının ve öğretmenlerin uygunluğu,
Kayıt alma işlemleri ve ön koşulları,
Çocuğun yeni kuruma katılacağı tarih,
Çocuklar için fiziksel düzenlemeler.
Okulöncesi bir kuruma yeni geçiş yapan özel gereksinimli bir çocuğu
gözlemleyiniz. Sınıf yapısı ve programı çocuğun uyum sağlamasına hizmet
edebilecek özellikler gösteriyor mu?
Bu yerleştirme toplantısının amacı, çocuğun gelecek hedefleri kadar şimdiki performansını ve
özel gereksinimlerini gözden geçirmek olmalıdır.
237
Kurumlar arası geçiş yaparken, gönderen kurum öğrencinin katılacağı yeni
kuruma hangi bilgi ve belgeleri vermelidir?
Geçiş Yapacak Çocuğun Bilgilerinin ve Kayıtlarının Transferi
Bir kurumdan bir başka kuruma geçiş yapacak çocuğun bilgilerini ve kayıtlarını transfer
etmek önemli bir konudur. Bazen çocukla ilgili bilgiler ve kayıtlar yeni kuruma gönderilmez,
uygun elemana ulaşmaz ya da okunmaz. Hizmetlerin sürekliliğini ve kayıtların· gizliliğini
sağlamak için çocuğa özgü bilgilerin uygun kişilere ve kurumlara iletilmesi gerekmektedir.
Kayıtların transferinden geçiş koordinatörü ya da gönderen ve kabuleden kurum yöneticileri
sorumlu olmalıdır. Kayıtlar herhangi bir kişiye ya da okula gönderilmeden önce ailenin onayı
alınmalıdır. Aileler, kayıtların kime, ne zaman gönderileceğini bilmelidirler. Kayıtlarda
çocuğun geçmişine özgü bilgiler, tıbbi bilgiler, formal ve informal değerlendirme sonuçları,
önceki bireyselleştirilmiş aile hizmet planları, ya da bireyselleştirilmiş eğitim programları,
gereksininim duyulan cihazlar yer almalıdır.
Yeni bir kurumda öğretime başlayan özel gereksinimi olan bir çocuğun
uyumuna yardımcı olmak için kurum yönetiminin, sınıf öğretmeninin ve
ailenin alabileceği önlemler nelerdir?
Yeni Kuruma ya da Okula Geçiş
Özel gereksinimii çocukla karşılaşan yeni kurumun üyeleri daha önceden yetersizliği olan bir
çocukla çalışmamış ise tedirginlik duyabilirler. Ayrıca anne baba, gönderen ve kabul eden
kurumlar arasındaki işbirliğinin kurulmaması ve sistematik planlamanın
gerçekleştirilememesi halinde sorunlar daha da artabilir. Bu nedenle özel gereksinirnli
çocuğun yeni kuruma uyumu için alınabilecek önlemler:
Yeni programa katılmadan önce çocukla ve ailesiyle toplantı yapmak.
Aile ve diğer ekip üyelerinin gözlem yapmalannı sağlamak ve program hakkında
bilgilendirmek.
çocuğun başarılı olmasına engel olabilecek fiziksel engelleri belirlemek ve gidermek.
Görme, işitme ve hareket sorunu olan çocuklar için ortam düzenlemesine
gitmek.
238
Özel materyalleri ve cihazları temin etmek.
Gürültü düzeyini azaltmak için sınıf ortamını düzenlemek.
Sınıf içinde uygun aydınlatmayı sağlamak.
Yeni öğrenci hakkında sınıf arkadaşlarını ve onların ailelerini hazırlamak.
Çocuğun özel destek verecek elemanları belirlemek.
Önceki programda kullanılan stratejileri elde etmek.
Çocuğa yardımcı olacak uzmanları tanımak.
Çocuğun yeni programa uyumunu ve sınıf etkinliklerine katılımını değerlendirmektir.
Program yapısı, amaçları, süresi ve ortamın özellikleri yeni programa başlayan özel
gereksinimli olan ve olmayan çocuklar için önemlidir. Ortam düzenlemeleri her çocuğa bağlı
olarak değişebilir. Örneğin, tam zamanlı yeni eğitim ortamlardan yararlanmaya başlayan
çocukların uyumu için üç öneri,
a. çocuk ilk günlerde kısa bir süre yeni programa katılabilir ve ilerleyen günlerde süre
uzatılabilir,
b. anne baba, gönderen öğretmeni ya da geçiş koordinatörü ilk birkaç gün çocuğun yanında
yer alabilir ve çocuk yeni sınıfında kendini rahat hissettiğinde, yetişkin desteği yavaş
yavaş geri çekilebilir,
c. çocuk yeni programda katılımının yanı sıra eski programa da katılmaya devam edebilir.
Destek Hizmetlerinin Verilmesi
Çocuk ilk haftalar ya da aylarda yeni kuruma uyum sağlayabilmesi için destek hizmetlere
gereksinim duyabilir. Bu hizmetleri geçiş koordinatörü, önceki öğretmeni ya da azel hizmet
personeli önerebilir. Destek hizmetler öğretmene bağlı olabilir ya da olmayabilir.
Öğretmene Yönelik Hizmetler: Çocuğun gereksinimlerini ve sorunlan bilen geçiş koordinatörü,
okulun ilk günlerinde öğretmene yardım edebilir. Sorun büyük ise koordinatör çocuğun
geçmişteki okul deneyimlerine dayanarak çözüm önerebilir. Koordinatör çocuğu bulunduğu
sınıfta gözleyerek elde ettiği ya da öğretmenin verdiği bilgilere göre karşılaşılan sorunlan
tartışabilir ve çözüm önerebilir.
Aile ve Öğretmen Arasındaki Bağlantı: Aile ve öğretmen arasındaki düzenli bağlantı, çocuktaki
ilerlerlemelerin paylaşılmasına, sorunların ifade edilmesine ve çözümlerin tanımlanmasına
olanak sağlar.
239
Araç Gereçleri ve Etkinlikleri Paylaşmak: Çocuğun katıldığı sınıf, program çocuğun aşina olduğu
araçgereçler ve etkinlikler sunuyorsa, geçişler kolaylaşabilir. Aksi halde yeni rutinler, yeni
araçgereçler sınıfa uyumu zorlaştırabilir. Bu nedenle öğretmen, çocuğun bulunduğu ortama
uyumunda daha önceki benzer deneyimlerini aile ve eski öğretmeni ile paylaşmalı ve gerekli
araçlan temin etmelidir.
Özel Eğitim Öğretmeni: Özel eğitim öğretmeni çocuğun yeni programa uyumunda önemli bir
roloynayabilir. Örneğin, çocukla birlikte bireysel olarak ya da çocuğun dahil olduğu küçük bir
grupla çalışarak, sınıftaki düzenli öğrenme etkiliklerine ek destek sağlayabilir.
Bir kurumdan başka bir kuruma geçişi gerçekleştirilen özel gereksinimi olan bir
çocuğun yeni kurumda başarılı olup olmadığını nasıl anlarız?
izleme ve Değerlendirme
Geçiş sürecinde son adım çocuğun ve ailenin yeni kuruma uyumunu izleme ve süreci
değerlendirmedir. Bu adım transfer gerçekleşmeden önce çocuk için hazırlanan
bireyselleştirilmiş aile hizmet planı ya da bireyselleştirilmiş eğitim programının son
toplantısında planlanmalıdır. Geçiş gerçekleştikten sonra yapılacak değerlendirme, geçiş
zaman çizelgesinde programlanmış konulardan oluşabilir. Geçişin zamanlaması, ekip üyeleri
arasında iletişim, değerlendirme işlemleri, program konuları ve çocuğun yeni ortama uyumu
ile ilgili soruları içermelidir. Çocuğun yeni programa uyumu nasıldır? Aile yeni program
hakkında ne düşünüyor? Öğretmen ek bilgiye ve eğitime gereksinim duyuyor mu?
Geçişin amaçlan gerçekleşti mi? gibi.
Bu değerlendirmelerden elde edilen bilgiler, hem gönderen hem de kabul eden kurumlar,
okullar ve hizmet verenler için önemlidir. Ailelerin, çocukların ve öğretmenlerin
memnuniyetini, endişelerini belirlemek ve onlara yeni fırsatlar vermek için yararlıdır.
Böylece, hizmet verenler, ailenin programla ilgili endişelerini, herhangi bir sorunla
karşılaşmadan önceden belirleyebilirler ve önlem alabilirler.
240
241