298
FELSEFE – BİLİM ARAŞTIRMALARI PHILOSOPHY – SCIENCE RESEARCH 38 Eylül 2018 ISSN: 1303-3387

00 jenerik · 2020. 4. 15. · KUTADGUBİLİG Felsefe – Bilim Araştırmaları Philosophy – Science Research Sayı: 38, Eylül 2018 (Altı ayda bir yayımlanır.) ISSN: 1303-3387

  • Upload
    others

  • View
    2

  • Download
    0

Embed Size (px)

Citation preview

  • FELSEFE – BİLİM ARAŞTIRMALARI

    PHILOSOPHY – SCIENCE RESEARCH

    38Eylül 2018

    ISSN: 1303-3387

  • KUTADGUBİLİGFelsefe – Bilim Araştırmaları

    Philosophy – Science ResearchSayı: 38, Eylül 2018

    (Altı ayda bir yayımlanır.)ISSN: 1303-3387

    Kutadgubilig Felsefe-Bilim Araştırmaları uluslararası hakemli dergidir / Kutadgubilig Philosophy – Science Researches is a refereed journal

    Kutadgubilig Felsefe-Bilim Araştırmaları TÜBİTAK / ULAKBİM tarafından dizinlenmektedir.Kutadgubilig Felsefe-Bilim Araştırmaları 1. sayısından itibaren THE PHILOSOPHER’S INDEX

    tarafından dizinlenmektedir.

    Satış, AboneAna Basım Yayın Molla Fenari Sokak Yıldız Han

    Nu.: 28 - 34110 Cağaloğlu / İstanbulTel: (212) 526 99 41 (3 hat) Faks: (212) 519 04 21

    Baskı Ana Basın Yayın Gıda İnş. Tic. A.Ş.

    B.O.S.B. Mermerciler Sanayi Sitesi 10. Cad. No: 15Beylikdüzü / İs tan bulTel: (212) 422 79 29

    Yayım Kurulu / Editorial Board

    Sahibi ve Yazı İşleri Müdürü

    Dergâh Yayınları A.Ş. adınaAsım Onur ERVERDİ

    Yazışma AdresiKlodfarer Caddesi Altan İşhanı Nu.: 3/20

    34122 Sultanahmet / İstanbulTel: (212) 518 95 78 (3 hat)

    Faks: (212) 518 95 81

    Web Sayfasıwww.kutadgubilig.com

    [email protected]

    Yayım Yönetmeni / Editor in ChiefŞABAN TEOMAN DURALI

    Yurtiçi abonelik bedeliYıllık 4 sayı, 100 TL

    Kurumlar için abonelik bedeliYıllık 4 sayı, 200 TL

    Yurtdışı abonelik bedeliYıllık 4 sayı, 80 ABD Doları

    Abonelik için hesap numaralarıZiraat Bankası (Cağaloğlu Şubesi)

    IBAN: TR 91 0001 0008 8929 0448 1950 01

    Posta Çeki Hesabı: 6115869

    Abderrezak Belagrouz (University of Sétif 2, Cezayir)Ayhan Bıçak (İstanbul Üniversitesi, Türkiye)

    Nihal Petek Boyacı Gülenç (İstanbul Medeniyet Üniversitesi, Türkiye)

    Yaylagül Ceran (İstanbul Medeniyet Üniversitesi, Türkiye)Cengiz Çakmak (İstanbul Üniversitesi, Türkiye)Emre Dağtaşoğlu (Trakya Üniversitesi, Türkiye)

    Hans Daiber (Mainz Üniversitesi,Almanya)Aysel Demir (Kırıkkale Üniversitesi, Türkiye)

    Şaban Teoman Duralı (İstanbul Üniversitesi, Türkiye)İhsan Fazlıoğlu (İstanbul Medeniyet Üniversitesi, Türkiye)

    Özgüç Güven (İstanbul Üniversitesi, Türkiye)Arzu İbişi Temelli (İstanbul Üniversitesi, Türkiye)

    İsmail Kara (Marmara Üniversitesi, Türkiye)M.Cüneyt Kaya (İstanbul Üniversitesi, Türkiye)

    Sergey Malenko (Novgorod Devlet Üniversitesi,Rusya Federasyonu)

    Nebi Mehdiyev (Trakya Üniversitesi, Türkiye)Ferid Muhiç (Aziz Kril Metodi Üniversitesi, Makedonya)

    Andrey Nekita (Novgorod Devlet Üniversitesi,Rusya Federasyonu)Erhard Oeser (Viyana Üniversitesi, Avusturya)

    Jose Carlos Brandao Tiago de Oliveria (Euora Üniversitesi, Portekiz)

    Murad Omay (İstanbul Üniversitesi, Türkiye)Jamil Ragep (McGill Üniversitesi, Kanada)

    Stanley Salthe (Binghamton Üniversitesi, ABD)Cahid Şenel (İstanbul Üniversitesi, Türkiye)

    Oktay Taftalı (İstanbul Medeniyet Üniversitesi, Türkiye)Ali Utku (Atatürk Üniversitesi, Türkiye)

    Saniye Vatansever (Bilkent Üniversitesi, Türkiye)Ernest Wolf-Gazo (Amerikan Üniversitesi, Mısır)

  • Kendisine klasik İslâm düşünce geleneğini temel alan Kutadgubilig kendini bir fel-sefîleşmiş kültür inşâasına katkıda bulunmak iddiasını taşıyan felsefe - “varlık” ile “bil-gi” öğretileri, “bilim teorisi”, “ahlâk”, “dil’, “din”, “tarih” ile “toplum”- araştırmalarına; mantık ile matematik çalışmalarına ve bilim - “f zik”, “gökbilim”, “yer bilimleri”, “kim-ya”, “canlılar bilimi”- incelemelerine açacaktır.

    Kutadgubilig Felsefe-Bilim Araştırmaları’nda aranan başta gelen özellik, özgünlük, felsefe-bilim ciddîliği, enginlik, derinlik ile ifâde güzelliğidir. Özgünlükten kasdımız, ön-celikle Türk müellif nin, ele aldığı soruna evvelemirde klasikleşmiş İslâm düşüncesinin bakış açısını da dikkate alarak çözüm önermesi keyf yetidir. İfâde güzelliğine gelince; bundan murad olunan, Türkcenin, yüzyılların zevk ile letâfet imbiğinden süzülerek gü-nümüze erişmiş soylu söz varlığı ile anlatım gücünün alabildiğine ortaya koyulmasıdır.

    Felsefe-bilim zihniyeti, taassub ile tek tarafl ılığı reddeder. Tersine, eleştiri tavrıyla yola koyulunur. Felsefe-bilim akılyürütme yolunun sonu yoktur. Her akılyürütme silsile-sinin sonu gibi gözüken vargı, yeni bir gidişin başlangıcını bağrında taşır. Ancak, eleştirel tutum, özellikle ahlâk-tarih-toplum-siyaset çerçevesinde, açısızlık, görüşsüzlük ile ifâde-sizlik anlamına gelmez, gelemez, gelmemelidir.

    Felsefe-bilim bağlamında ortaya koyulan bir verim, ilk bakışta, nice özgün gözü-kürse gözüksün, belli bir geleneğin bağrında yer almıyorsa, kalıcı bir anlam kazanamaz. Havaya saçılmış tohumları andırır. Ekinlerin yetişip serpilmeleri için tohumların, münbit topraklara atılmaları icâb eder. Benzer biçimde, düşünceler ile varsayımların kalıcı, etki-leyici ve evrensel anlamlar kazanabilmeleri de belli bir felsefe-bilim geleneğinin (école) içerisine doğup bağrında neşvünemâ bulmalarına bağlıdır. İşte, Kutadgubilig Felsefe-Bi-lim Araştırmaları, Türk düşüncesinde böyle bir geleneğin oluşmasına zemîn hazırla-yabilirse, kuruluş amacı doğrultusunda hizmet görmüş olacaktır. Derginin sayfalarında yazılarıyla yer alacak felsefeci-bilimadamlarımızın, dialektik bir anlatışta, düşüncelerini “çarpıştırıcak” bir ortama kavuşmaları dileğimizdir.

    Kutadgubilig Felsefe-Bilim Araştırmaları, 2002 yılından itibaren yayımlanmakta olan akademik ve hakemli bir felsefe dergisidir. 2002-2015 yılları arasında yılda iki defa yayım-lanmış olan Kutadgubilig Felsefe-Bilim Araştırmaları, 2016-2018 yılları arasında Mart, Ha-ziran, Eylül ve Aralık aylarında yılda dört sayı olacak şekilde yayımlanmıştır. 2018 yılından itibaren Mart ve Eylül aylarında olmak üzere yılda iki sayı yayımlanmaya devam edecektir.

    ULAKBİM ve Philosopher’s Index tarafından dizinlenmekte olan Kutadgubilig Fel-sefe-Bilim Araştırmaları’nın yayım dili Türkçedir ve farklı dillerde makalelere, çevirileri ile birlikte yer verilmektedir. Ayrıca, daha önce değişik yayım organlarında, öncelikle eski yazıyla, çıkmış önemli çalışmalar da, Kutadgubilig Felsefe-Bilim Araştırmaları’nın sayfa-larında unutulmaktan kurtarılacaklardır. Her sayı, sırasıyla varlık, bilgi, ahlâk araştırmaları, tarih, toplum, siyaset, sanat araştırmaları, bilim incelemeleri ve kitabiyat biçiminde bölüm-lenecektir.

    Yayımlanma talebi ile gönderilmiş olan çalışmalar, içerik ve biçim açısından hakem-ler ve yayım kurulu tarafından değerlendirildikten sonra yayımlanmaktadır. Basılmayan-lar da, yayımlananlar gibi, iâde olunmayıp arşivlenmektedirler. Yayım ilkeleri ve makale formatı hakkında detaylı bilgi için web sitemize (www.kutadgubilig.com) bakınız.

    Kutadgubilig Felsefe-Bilim Araştırmaları, yayımladığı çalışmalarda izhâr olunmuş düşünceler ile görüşlerin sorumluluklarını üstlenmez. Yalnız, dil ile ifâde biçimlerinde nisbî bir ortaklığı sağlamak amacıyla müdâhale hakkını mahfûz tutar. Saygılarımız ve selâmlarımızla, “mutluluk veren bilgi”: Kutadgubilig Felsefe-Bilim Araştırmaları.

  • Kutadgubilig takes its ground on the Islamic philosophy tradition, and now it is going to welcome in its pages the studies on philosophy –doctrines on ‘existence’ and ‘knowle-dge’, ‘theory of science’, ‘ethics’, ‘religion’, ‘language’, ‘history’ and ‘society’–, on logic and mathematics, and researches on science –’physics’, ‘astronomy’, ‘geometry’, ‘che-mistry’, ‘biology’– that claim providing for the establishment of a philosophical tradition.

    First requirements are individuality, gravity on philosophy and science, immensity, depth, and beauty of expression. What we mean by individuality is the assessment of the classical early Islamic thought by the author (especially the Turkish author) while examining the question that he chooses and then provide a solution. As for the beauty of expression, what is desired is the revealed Turkish eloquence with its esteemed, charming and extant vocabulary.

    The mentality of science and philosophy rejects the unilateralism. On the contrary, it sets off with an attitude of criticism. It is an endless road. Every end is a beginning. However, the attitude of criticism, does not, shall not and will not mean an agonic or exp-ressionless attitude especially on the ethical-historical-social-political ground.

    A philosophical and scientif c fruit can not bear a permanent meaning unless it is supported by a tradition no matter how original it looks. It resembles the seeds thrown to the air. They should be sowed f rst. It is the same with the ideas. They should begin their existence in an école. That is why the periodicals’ aim is to prepare a ground for a tradi-tion of this kind. Our hope is to get the authors ‘crash’ their ideas with dialectical minds in the papers of the periodicals.

    Kutadgubilig Philosophy-Science Studies (the Blissful Wisdom) is an academic and refereed philosophy periodical being published since 2002. It was being published twice a year between 2002 and 2015; however from 2018 on, it has been published four times a year, on March, June, September, and December. From 2018 on, it will continue being published twice a year, on March and September.

    Its index is being prepared by ULAKBİM and Philosopher’s Index. Turkish is its off cial language; however, it is also open to texts in some other languages together with their relevant Turkish translations. Moreover, some important works that were published with the ottoman script in various media organs are going to be revitalized. Every issue is going to be classif ed in this order: existence, knowledge, ethics studies; history, society, politics, arts studies; science studies; and bibliography.

    Works submitted for publication are being published after the evaluation of the refe-rees and the editorial board. The ones that are not being published are not sent back, but archived. For further information on publishing principles and the format of the articles, please visit our website (www.kutadgubilig.com).

    Kutadgubilig Philosophy-Science Studies does not take the responsibility of the vi-ews and thoughts expressed in the articles. It does, however, keep the right of intervention so as to provide a relative cooperation on language and expression manners. Best regards, ‘uplifting knowledge’, Kutadgubilig Philosophy-Science Studies.

  • İÇİNDEKİLER / CONTENTS

    BABAM TEO GRÜNBERG 90 YAŞINDADav d Grünberg

    13

    ALİ SAİT SADIKOĞLUEmmanuel Lev nas Felsefes nde Ontoloj ve Meontoloj Sorunsalı

    The Problemat c of Ontology and Meontology n the Ph losophy of Emmanuel Lev nas

    23

    A. SUAT GÖZCÜZaman Sorunu: Ş md c ve Ebed yetç Zaman Anlayışları

    The Problem of T me: Theor ses of Present sm and Eternal sm41

    DAVID GRÜNBERGOntolog cal Ep stemology: Natural K nds and Laws of Nature

    Ontoloj k Ep stemoloj : Doğal Türler ve Doğa Yasaları67

    DİLER EZGİ TARHANB l nc n Seç me Dayalı D kkat Yönel m n n Fenomenoloj k Anal z

    Phenomenolog cal Analys s of Attent on Or entat on Based Upon Consc ousness’ Cho ce

    79

    ERTAN KARDEŞAdalet Kılıcı ve Savaş Kılıcı: Thomas Hobbes’un Pol t k Okulunda

    “Savaş Hal ” ve “İç Savaş” The Sword of Just ce and the Sword of War:

    “The State of War” and “C v l War” n the Pol t cal School of Thomas Hobbes93

    ESRA KARTAL SOYSALAr stotelesç İnsan Doğasının Şek llenmes nde Alışkanlık Kavramının Etk s

    The Infl uence of the Concept of Hab t n the Format on of Ar stotel an Human Nature

    113

  • FATMA TURĞAYİk H kâye İk Yöntem: Gurbetü’l-Garbî’de Hayy B. Yakzan’a Meşşâî Yöntem

    Eleşt r s ve Müşâhede Yöntem ne G r ş DenemesTwo Stor es Two Methods: A Per patet c Method Cr t c sm Towards Hayy B. Yakzan

    n the Story of the Occidental Exile and an Introduct on to Intu t ve Method

    137

    MELİKE MOLACIKant’ta Tanrının İşlev : Spekülat f Teoloj den Moral Teoloj ye

    The Funct on of God n Kant: From Speculat ve Theology to Moral Theology169

    MUHAMMET NASİH ECEMantıksal ve Metaf z ksel Açıdan İbn Rüşd Felsefes nde İmkân

    Poss b l ty n the Averroes’ Ph losophy n terms of Log c and Metaphys cs191

    MÜJDAT TAKICAKSal h Zek ’n n ve Al Sedad’ın Mantık Algıları

    The Log c Percept ons of Sal h Zek and Al Sedad221

    NAZLI İNÖNÜBel ef and Idea n Charles Sanders Pe rce

    Charles Sanders Pe rce’de İnanç ve Kavram229

    ÖMÜR KARSLICumhur yet Dönem Türk Düşünces nde M ll Sanat/Yerel Estet k Arayışları

    Search ng for Nat onal Art/Local Aesthet c n Republ can Per od Turk sh Thought239

    ZEHRA BİLGİNÇağdaş Matemat ğ n Temel Olarak Kümeler Kuramı

    Set Theory as Foundat on of Mathemat cs257

  • KİTABİYATBOOK REVIEW

    ALİ SERTAN BEŞERİbn S na ve Ar stotelesç Sol

    285

    GÜLSÜM MEHDİYEVKüçük Çocuklar İç n Büyük F k rler: Çocuk Edeb yatıyla Felsefe Öğret m

    293

  • EDİTÖR’ÜN NOTU

    Kutadgubilig Felsefe-Bilim Araştırmaları Dergisi’n n Eylül 2018 tar hl 38. sayısı, k s k tab yat olmak üzere toplam on beş yazıdan oluşmaktadır. Bu sayıda ayrıca, David

    Grünberg’in “Babam Teo Grünberg 90 Yaşında” adlı b r yazısı da bulunmaktadır. Bu yazının, 90. yaşı münasebetiyle Teo Grünberg’e ithaf olunan 36. sayıda yer alması planlanmıştır; ancak gecikme nedeniyle bu sayıda yer verilebilmiştir.

    “Emmanuel Levinas Felsefesinde Ontoloji ve Meontoloji Sorunsalı” başlıklı yazısında Ali Sait Sadıkoğlu, Levinas felsefesinde varlıktan çıkma iddiasını, etik düşüncesinin sınırları bağlamında, ontoloji ve meontoloji tartışması üzerinden ele almaktadır.

    A. Suat Gözcü, “Zaman Sorunu: Ş imdici ve Ebediyetçi Zaman Anlayışları” başlıklı makalesinde, zaman sorununu, McTaggart ve Husserl’in görüş leri bağlamında ele almakta ve şimdicilik-ebediyetçilik arasındaki tartış ma üzerinden bir değerlendirme yapmaktadır.

    David Grünberg , “Ontological Epistemology: Natural Kinds and Laws of Nature” başlıklı yazısında doğa yasaları ile doğal türler arasında içkin bir ilişki olduğunu gösteren bir görüş sunmakta, ontolojik epistemoloji olarak adlandırılan bilgi anlayışını savunmaktadır.

    Diler Ezgi Tarhan, “Bilincin Seçime Dayalı Dikkat Yöneliminin Fenomenolojik Analizi” başlıklı makalesinde, bilincin karş ılaş tığı uyarıcılar arasında seçime dayalı bir ayıklama yaparak dikkatini hepsine yöneltmemesi konusundaki dikkat tasarrufunu nasıl gerçekleş tirdiğini fenomenolojik bir analiz ile sunmaktadır.

    “Adalet Kılıcı ve Savaş Kılıcı: Thomas Hobbes’un Politik Okulunda “Savaş Hali” ve “İç Savaş”” başlıklı yazısında Ertan Kardeş, Thomas Hobbes’un savaş, savaş hali ve iç savaş anlayışını değerlendirmekte, yasa ve anarşi resimlerinin içsel bağı açısından, barış ve iç savaşların birlikte düşünülmesi gerektiğini savunmaktadır.

    Esra Kartal Soysal, “Aristotelesçi İnsan Doğasının Şekillenmesinde Alışkanlık Kavramının Etkisi” başlıklı yazısında, insan doğası kavrayışında, içsel zorunlu doğadan ziyade polise ve terbiyeye vurgu yapan Aristoteles’in alışkanlık kavramını merkeze alarak ördüğü insan oluş mefhumunu ele almaktadır.

    “İki Hikâye İki Yöntem: Gurbetü’l-Garbî’de Hayy B. Yakzan’a Meşşâî Yöntem Eleştirisi ve Müşâhede Yöntemine Giriş Denemesi” başlıklı makalede Fatma Turğay, Gurbetü’l-garbî hikâyesinin Sühreverdî’nin işrâkî felsefesinin önemli yönlerinden biri olan müşâhede yönteminin bir parçası olarak sembolik dili nasıl inşa ettiği, buna karş ılık Hayy b. Yakzan’ın sembolik bir hikâye olarak meşşâî yönteme nasıl dâhil olduğu üzerinde durmaktadır.

    Melike Molacı, “Kant’ta Tanrının İşlevi: Spekülatif Teolojiden Moral Teolojiye” başlıklı yazısında, aklın teorik kullanımında temellendirilemeyen Tanrı kavramının

  • 10 Editör’ün Notu

    Kant tarafından saf akıl inancı olarak ortaya konulmasının mahiyetine odaklanarak, Tanrı idesi, transendental ideal ve spekülatif teolojiyi Saf Aklın Eleştirisi bağ lamında ele almakta ve spekülatif teolojinin olanaksızlığından hareketle Kant’ın moral teolojisinin ayrıntıları üzerinde durmaktadır.

    Muhammet Nasih Ece, “Mantıksal ve Metafi ziksel Açıdan İbn Rüşd Felsefesinde İmkân” adlı makalesinde, İbn Rüşd’ün imkâna iliş kin görüşlerini, Fârâbî ve İbn Sînâ ile olan benzerlikleri de göz önünde tutarak, mantık ve metafi zik açısından ele almaktadır.

    “Salih Zeki’nin ve Ali Sedad’ın Mantık Algıları” başlıklı yazıda Müjdat Takıcak, matematiği mantığın önermeleri ile yeniden temellendirme düşüncesine dayanan yaklaşım ile Aristoteles mantığına alternatif olarak matematik mantığını savunan yaklaşımın Osmanlı mütefekkirlerine yansımasını ele almakta ve bu amaçla, Ali Sedad’ın Mizanü’l-Ukûl fi ’l-Mantık ve’l-Usûl ve Salih Zeki’nin Mizân-ı Tefekkür isimli eserlerini incelemektedir.

    Nazlı İnönü, “Belief and Idea in Charles Sanders Peirce” adlı yazısında, Peirce’ün “İnancın Sabitleştirilmesi” ile “Kavramlarımızda Açıklık Nasıl Sağlanır?” adlı makaleleri üzerinden onun inanç ve kavram mevhumlarını nasıl algıladığını ele almaktadır.

    Ömür Karslı, “Cumhuriyet Dönemi Türk Düşüncesinde Milli Sanat/Yerel Estetik Arayışları” başlıklı makalesinde, millî sanat anlayışının ilişkili olduğu kavramları belirginleştirerek, özellikle İsmail Hakkı Baltacıoğlu ile Sezer Tansuğ’un görüşlerini ele almaktadır. Ayrıca, tartışma etrafında geliştirilen görüşlerdeki tıkanıklıklara işaret ederek çözüm yollarına dair önerilerde bulunmaktadır.

    “Çağdaş Matematiğin Temeli Olarak Kümeler Kuramı” başlıklı yazısında Zehra Bilgin, kümeler kuramının temel kavramlarını açıklayarak, 19. ve 20. yüzyıllarda izlediği tarihsel süreç üzerinden kümeler kuramının gelişimini ele almaktadır.

    Kitabiyat bölümünde Ali Sertan Beşer, “İbni Sina ve Aristotelesçi Sol” ve Gülsüm Mehdiyev, “Küçük Çocuklar İ çin Büyük Fikirler: Çocuk Edebiyatıyla Felsefe Öğretimi” adlı kitapları tanıtmaktadırlar.

    Yeni sayılarda yeni konularla buluşmak dileğiyle.

  • EDITOR’S NOTE

    The 38th issue of Kutadgubilig Philosophy-Science Researches published in September 2018 includes 15 articles, two of which are book reviews. This issue also presents David Grünberg’s essay called “My Father Teo Grünberg is 90 Years Old”. Actually this essay was planned to be on the 36th issue which was dedicated to Teo Grünberg but because of the delay it is published as the fi rst article in this issue.

    Ali Sait Sadıkoğlu deals with the pretense of escaping from being in the Levinasian philosophy with the aid of some basic concepts from Levinasian ethical thought via a discussion concerning ontology and meontology in his article named “The Problematic of Ontology and Meontology in the Philosophy of Elmmanuel Levinas”.

    A. Suat Gözcü, discusses the fundamental problems of time in the context of McTaggart and Husserl’s views and evaluates the opposing views called presentism and eternalism in his essay named “The Problem of Time: Theories of Presentism and Eternalism”.

    David Grünberg develops a view that aims to show an intrinsic relationship between laws of nature and natural kinds and he defends the conception of knowledge that may be called an ontological epistemology in his article named “Ontological Epistemology: Natural Kinds and Laws of Nature”.

    Diler Ezgi Tarhan, in her essay named “Phenomenological analysis of Attention Orientation Based upon Consciousness’ Choice” intends to make a phenomenological analysis on how consciousness orient its attention by making an elimination based upon choice rather than focusing on every single stimulation that consciousness encounter.

    In his work named “The Sword of Justice and the Sword of War: ‘The State of War’ and ‘Civil War’ in the Political School of Thomas Hobbes”, Ertan Kardeş aims to provide a critical discussion of Thomas Hobbes’ war, state of war, and civil war concepts together with an argument stating that the inner ties of law and anarchy regimes and he argue for a view that states peace and civil wars must be considered together.

    Esra Kartal Soysal, in her essay named “The Infl uence of the Concept of Habit in the Formation of Aristotelian Human Nature”, queries the notion of human being that Aristotle emphasized. In his understanding, nature of human being take form in external contingent conditions instead of its necessary conditions, namely the police and nurture, by the pivotal concept of habit.

    Fatma Turğay, in her essay titled “Two Stories Two Methods: A Peripatetic Method Criticism towards Hayy b. Yakzan in The Story of the Occidental Exile and

  • 12 Editör’s Note

    an Introduction to Intuitive Method” examines how The Story of Occidental Exile establishes symbolic language as a part of intuitive method –an important part of Suhrawardi’s philosophy of illumination– and how Hayy b. Yakzan, as a symbolic story falls under peripatetic method.

    In her work named “The Function of God in Kant: From Speculative Theology to Moral Theology”, Melike Molacı focuses on the nature of putting the concept of God, which cannot be based on the theoretical use of reason; handles the idea of god, transcendental ideal and speculative theology in the context of The Critique of Pure Reason; and discusses the details of Kant’s moral theology with a reference to the impossibility of speculative theology.

    Muhammet Nasih Ece, in his essay titled “In Terms of Logical and Metaphysical the Possibility in the Averroes’ Philosophy” handles Averroes’ views on possibility from a logical and metaphysical perspective, keeping in mind the similarities of his views with the ones of Ibn Sina and Farabi.

    “The Logic Perceptions of Salih Zeki and Ali Sedad” by Müjdat Takıcak analyses the idea of re-grounding mathematics with the propositions of logic and the mathematical logic as an alternative to the Aristotelian logic; and with this aim analyses Ali Sadad’s Mizanü’l-Ukûl fi ’l-Mantık ve’l-Usûl and Salih Zeki’s Mizân-ı Tefekkür.

    Nazlı İnönü, in her article “Belief and Idea in Charles Sanders Peirce” shows, by analyzing Peirce’s two articles, “The Fixation of Belied” and “How to Make Our Ideas Clear?”, how he perceives the concepts of belief and idea.

    Ömür Karslı, in his article named “Searching for National Art-Logical Aesthetic in Turkish thought in Republican Period” draws the conceptual framework of the national art debates in this article. He especially examines the views of İsmail Hakkı Baltacıoğlu and Sezer Tansuğ on this matter. He also tries to fi nd suggestions for solutions by pointing to the common defects of the arguments in the discussion.

    In her essay “Set Theory as foundation of Mathematics”, Zehra Bilgin examines the development of set thory in 19th and 20th centuries and explains the basic concepts of set theory.

    In the book review section of the magazine, Ali Sertan Beşer introduces “Avicenna and the Aristotelian Left”; and Gülsüm Mehdiyev introduces “Big Ideas for Little Kids: Teaching Philosophy through Children’s Literature”.

    Hope to meet with new subjects.

  • BABAM TEO GRÜNBERG 90 YAŞINDA

    Dav d Grünberg1

    Bu yazıda babamın yaşam öyküsü üzer nde durmayacağım. Neden bu konu-da—bazı felsefî görüşler n de çeren—en az üç ayrıntılı söyleş n n yapılmış olması. Bunlar sırasıyla, ben m tarafımdan yapılıp 2004’te Cogito derg s nde basılan söyleş ; Ahmet İnam’ın yapıp 2011’de Kutadgubilig’de basılan söyleş s ve Hal l Turan’ın yapıp Zek ye Kutlusoy’un derled ğ Tutarsızlığın İz Sürücüsü, Dilde / Düşüncede: Teo Grünberg’e Armağan k tabında 2013’te basılan söyleş d r. Ahmet İnam Kutadgu-bilig’de basılan söyleş n n, ben m düzeltmeler m sonucunda yen b r b ç m n kend web sayfasına koymuştur. Okuyucuların gerek babamın yaşam öyküsü gerekse genel anlamda felsefeye ve b l mlere bakış açısı hakkında b lg ed nmek ç n bu söyleş lere başvurmasını önemle tavs ye ed yorum.

    Dolaysıyla tekrara düşmemek ç n başka b r yol zlemek gerekt ğ n düşündüm. Amacım bu yazıda babam Teo Grünberg’ n felsefe yazınına yapmış olduğu katkılarını b r sınıfl ama çerçeves nde özlü b r b ç mde ortaya koymak.

    B l nd ğ üzere babam bugüne değ n ell seney geçen b r süre zarfında b rçok k tap ve makale yayınlamıştır. Aşağıdak başlıklar altında bu çalışmaların katkıları üzer nde durmak st yorum.

    1. Metafelsefe

    Babam “Felsefe ned r?” sorusunu (metafelsefen n temel sorusu) lk kez Anlam Kavramı Üzerine Bir Deneme s ml 1964 yılında savunulan doktora tez nde—1970’de yayınlanan tez k nc kez 2006’da yayınlanmıştır—yanıtlamaya çalışmıştır. Daha sonra se bu konuya ancak 2008 yılında—Anlam Kavramı Üzerine Yeni Denemeler (2010)

    derlemes nde yayınlanan—“Anlam Kavramı ve Metaf z k Önermeler” s ml konuş-

    1 Prof. Dr. ODTÜ Felsefe Bölümü, grunberg.dav d@gma l.com.

  • 14 David Grünberg

    ması le ger dönecekt r. Bu sene 24 Kasım Öğretmenler Günü’nde düzenlenen 90. Yaş Günü Onuruna Teo Grünberg Sempozyumu’nda se, 2010’da yayınlanan yazısındak görüşler n daha açık b r şek lde ortaya koymuştur.

    Kend s anal t k felsefen n üç aşaması olduğunu ler sürer. B r nc aşamada—mantıkçı poz t v st dönemde—metaf z k önermeler tamamen anlamsız sayılıp yok sayılmıştır. İk nc aşamada se metaf z k önermeler anlamlı olup çler nde geçen lkel kavramlarla b rl kte b lg s stemler n n kavram çerçeveler n oluşturur. Ancak bu aşa-mada metaf z k önermeler n anlamlı sayılması ç n “ lg l oldukları b lg s stem ne a t d l n önermeler ne dönüştürülmes ” gerekmekted r (2010, s. 3). Bu görüş babam Teo Grünberg’ n doktora tez nde savunmuş olduğu görüştür. Üçüncü aşamada se—k bu babamın şu andak görüşünü yansıtmaktadır— lg l oldukları b lg s stem n n d l ne a t önermelere dönüştürülemeyen metaf z k önermeler kabul ed lmekted r. İşte bu tür metaf z k önermeler temele alıp “felsefe ned r?” sorusuna vereceğ yanıt babamın bu-günkü metafelsefe anlayışını ortaya koyacaktır. Aşağıda bunu özetlemeye çalışacağım.

    En genelden en özele varlık alanlarından söz eden çok çeş tl bilgi sistemleri vardır. Bu b lg s stemler n n örtük metafiziksel öndayanakları bulunur. Anal t k felsefen n amacı b lg s stemler n n örtük metaf z ksel öndayanaklarını (önermeler n ) mantıksal çözümleme yöntemi le aks yomat k b r s stem n belirtik metafiziksel (öndayanaklarına) önermelerine dönüştürmekt r. Ancak b r b lg s stem n n b rb r yle bağdaşmayan b rden fazla bel rt k metaf z ksel öndayanakları/öndayanak s stemler olab l r. Bu öndayanak-ların bazıları lg l bulundukları b lg s stem ne indirgenebilir bazıları se indirgenemez. Ş md bu kavramları kend s n n verd ğ b r örnek üzer nden somutlaştıralım. F z ksel n cel kler n geçt ğ b r f z ksel b lg s stem n ele alalım. Böyle b r b lg s stem n n en az k bağdaşmayan örtük metaf z ksel öndayanağı vardır. B r nom nal st (adcı) görüş olarak n telenen “F z ksel n cel kler n değerler sayılardan barett r” önermes le d le get r l rken, real st (gerçekç ) olarak n telenen d ğer se “F z ksel n cel kler n

    değerler soyut t kel nesnelerd r” önermes le d le get r l r. (Örneğ n b r nc görüşe göre b r c sm n ağırlığı 3 gram olarak saptanmışsa, buradak “3 gram” fades nde geçen “3”, 3 reel sayısından başka b r şey değ ld r; buna karşılık k nc görüşe göre “3 gram” fades , 3 gram soyut t kel nesnes n göster r.) B r nc öndayanak mantıksal çözümleme yoluyla bel rt k önermelere dönüştürülüp nd rgen r ve bağlı bulundukları f z ksel b lg s stem n parçası hal ne gel r. Öte yandan k nc öndayanak nd rgene-mez olup, mantıksal çözümleme yoluyla bel rt k önermelere dönüştürülüp metaf z k önermelerden oluşan ancak lg l b lg s stem n n uzantısı olmayan real st n cel kler teor s n oluşturur (2010, s. 12).

  • Babam Teo Grünberg 90 Yaşında 15

    2. D l Felsefes

    D l felsefes ya da anlam kuramı üzer ne babam Teo Grünberg’ n başyapıtı h ç kuşkusuz bugünden bakıldığında b le h ç değer n kaybetmem ş olan Anlam Kavramı Üzerine Bir Deneme s ml k kez yayınlanmış olan doktora tez d r. Bu tez n b r özet n burada sunmak tab k olanaksızıdır. Ancak tez n özüne l şk n b lg ed nmek steyen okuyuculara tez n b r İng l zce özet olan “En Essay on the Concept of Mean ng” (Lan-guage, Logic, and Empirical Knowledge, Collected Papers ç nde, pp. 2 – 6) öner r m.

    Doktora tez dışında d l felsefes ne olan katkıları gerek İng l zce gerekse Türkçe d ller nde çeş tl makalelerde ortaya konulmuştur. Türkçe kaleme alınmış olanlar şöyle sıralanab l r: “Temel Önermeler”, “Bertrand Russell’ n Tasv rler Teor s ”, “Anlama, Bel rs zl k ve Çok-Anlamlılık Üzer ne B r Araştırma” (aslında bu yazı yüz sayfalık b r monograf n tel ğ nded r). Bu yazıların heps Felsefe ve Felsefî Mantık Yazıları ç nde yen den basılmıştır. İng l zce olanlar: “Syntact cal Categor es”, “Phenomenal sm and Observat on” ve “On the Ideat onal st Theory of Mean ng” olarak sıralanab l r. Bu yazıların heps Language, Logic, and Empirical Knowledge, Collected Papers ç nde yen den basılmıştır.

    3. Mantık, Meta-Mantık Ve Mantık Felsefes

    Babam Teo Grünberg b l nd ğ g b Türkçe ve İng l zce d ller nde çok sayıda mantık k tabı kaleme almıştır. Çoğu önermeler mantığı ve yüklemler mantığını konu ed nmes ne karşın 2000 yılında METU PRESS tarafından yayınlanmış olan üç c ltl k Sembolik Mantık El Kitabı, k nc ve üçüncü c ltler nde sırasıyla bu konuları aşan özel mantık s stemler ne ve sembol k mantığın uygulamalarına yer verm şt r. Bunların dı-şında Doçentl k tez olarak basılan Epistemik Mantık Üzerine Bir Araştırma (ODTÜ, 1970, Yapı Kred Yayınları, 2007) s ml eser ; Set Theory: Sets, Relations, Functions (Adnan Onart ve N lüfer Narlı le b rl kte, ODTÜ, 1980) s ml kısa k tabı; ve Mantık Terimleri Sözlüğü (Adnan Onart le b rl kte, TDK, 1976, Adnan Onart, Dav d Grünberg ve Hal l Turan le b rl kte, METU PRESS, 2003, gen şlet lm ş 3. Basım) öneml d r. Yukarıda söz ed len eserler genell kle Türk ye’de felsefe cam ası tarafından y b l nen ve yaygın olarak okunup/okutulan b r n tel ğe sah pt r.

    Buna karşılık b r kısmı uluslararası derg lerde ve k taplarda basılan sırasıyla meta-mantık ve mantık felsefesi alanlarında dünya l teratürüne katkı n tel ğ nde olan öneml makaleler bulunmaktadır. Meta-mantık l teratürüne katkısı yüklem işlevleri (funktorları) mantığı konusundadır. Yüklem şlevler mantığı özünde hep m z n b ld ğ özdeşl kl -b r nc -basamaklı yüklemler mantığından değ şkenler n elenmes le elde ed len b r mantık s stem d r. Değ şkenler n elenmes de d le bazı yüklem işlevlerin n eklenmes le sağlanır. Ünlü mantıkçı ve f lozof W. V. O. Qu ne b r d z yazısında

  • 16 David Grünberg

    yüklem şlevler mantığını kurmuş ancak böyle b r mantığın eksiksizlik (completeness) kanıtını veremem ş ve bunun açık b r problem olduğunu söylem şt r. İşte babam Teo Grünberg dünyada lk kez böyle b r kanıtı 1979 yılında kaleme alıp Profesörlük tez olarak sunmuş ve yazı uzun b r makale b ç m nde “Değ şkens z N celeme: Yüklem İşlevler Mantığı” sm le1982 yılında ODTÜ İnsan Bilimleri Dergisi’nde (I/2, s. 279-332) yayınlanmıştır. Bu yazı babamın Türkçe yazmış olduğu makaleler n n toplandığı Felsefe ve Felsefî Mantık Yazıları (Yapı Kred Yayınları, 2005, s. 231-275) s ml k -tapta yen den basılmıştır. Ancak bu konudak en büyük başarısı yazının daha kısa b r b ç m n n “A Tableau System of Proof for Pred cate-Functor Log c w th Ident ty” adı le belk de dünyanın en t barlı mantık derg s olan The Journal of Symbolic Logic’te

    (Vol. 48, No. 4, 1983, pp. 1140-1144) basılmış olmasıdır. Adından anlaşılacağı g b yüklem şlevler mantığının eks ks zl k (ve de sağlamlık [soundness]) kanıtı Türkçe’de çözümleyici çizelge yöntemi (tableau system of proof ya da tree-method’un çev r s ) olarak b l nen kanıtlama yöntem le yapılmıştır. Bu yöntem b l nd ğ g b aks yomları ya da b r aks yomat k s stem n çıkarım kurallarını çermeyen b r s stemd r. Yüklem şlevler mantığının eks ks zl k ve sağlamlık kanıtları aks yomat k b r s stem ç nde

    aynı yılda Steven T. Kuhn s ml b r mantıkçı tarafından “An Ax omat zat on of Pre-d cate Functor Log c” (Notre Dame Journal of Formal Logic, Volume 24/2, 1983) s ml yazısında ver lm şt r. Babamın yüklem şlevler mantığı konusunda uzun süre-

    d r yazıştığı Qu ne, Kuhn’un bu makales nden babamı haberdar etm şt r. Babam bu ves leyle Kuhn le de yazışmış f k r alışver ş nde bulunmuştur.

    Babam Teo Grünberg’ n yüklem şlevler mantığı üzer ne çalışmaları devam etm ş, 1984’te The Journal of Symbolic Logic makales n n çok daha ayrıntılı b r b ç m n “A Soundeness and Completeness Proof for Pred cate-Functor Log c w th Ident ty” adı le (Journal of Human Sciences, III/1, pp. 1-33) yayınlamıştır. Ancak bu konudak esas k nc başarısı, yüklem şlevler mantığını fonks yon semboller n n eklenmes le elde ed len gen şlet lm ş özdeşl kl -b r nc -basamaklı yüklemler mantığına uygulamış ve bu yen mantığın gene çözümley c ç zelge yöntem ne dayanan eks ks zl k ve de sağlamlık kanıtlarını verm şt r. Bu çalışması 1986’da gene çok t barlı b r mantık derg s olan Logique et Analyse’de (Vol. 29, No. 113, pp. 95-104) basılmıştır. Yüklem şlevler mantığı konusundak son çalışması se “Ultraproduct Construct on and the

    Strong Completeness Theorem for Pred cate Functor Log c w th Ident ty” (Journal of Human Sciences, VI/1, 1987, pp. 99-104) adlı makales d r.

    Uluslararası düzeydek d ğer katkısının mantık felsefesi alanında olduğunu söy-lem şt k. Mantık felsefes n n en öneml sorusu “Mantık ned r?” sorusudur. Bu soruyu yanıtlamak ç n se mantıksal değişmezler kes n b r b ç mde d ğer değ şmezlerden ayırab lecek b r ölçüt vermek gerek r. İşte babam Teo Grünberg bu konuda uzun yıllara yayılan b r çalışma yürütmüş, tıpkı yüklem şlevler mantığı konusunda olduğu g b , mantıksal değ şmezler üzer ne yazdıklarını Qu ne le paylaşmış, uzun yıllar yazışmıştır. Bu konudak lk çalışması “Log cal Constants” s ml uzun makales d r (Araştırma,

  • Babam Teo Grünberg 90 Yaşında 17

    X, 1972, pp. 47-81). Oldukça tekn k b r boyutu olan bu makalen n b r özet n burada sunmak olanaksızdır. Dolayısıyla genel f kr n ortaya koymaya çalışacağım.

    Makalen n kalkış noktası yorumlanmış b r d lde anal t k doğru önermeler n ve-r lm ş olmasıdır. (Değ llemeler anal t k yanlış olacağından anal t k yanlış önermeler de ver lm ş olur.) Kabaca anal t k b r önermen n doğru olması yalnızca ç nde geçen ter mler n anlamına dayanarak saptanır. Öte yandan—Qu ne’ın sentakt k mantıksal doğruluk tanımı gereğ —mantıksal doğru (ve de mantıksal yanlış) b r önermen n doğruluk değer se yalnız ç nde geçen mantıksal değişmezler n anlamına dayanarak bel rlen r. B l nd ğ g b her mantıksal doğru (yanlış) önerme, anal t k doğru (yanlış) b r önerme olup ters geçerl değ ld r. Dolayısıyla mantıksal doğru (yanlış) önermeler n kümes , anal t k doğru (yanlış) önermeler kümes n n b r öz-alt kümes n oluşturur. Ya-pılacak şey, bu durumda bu öz-alt kümey alt kümes olduğu kümeden kes n b r şek lde ayıracak b r ölçüt ortaya koymaktır. Tam bu noktada C-koruyucu yorum (C-preserving interpretation) ve buna bağlı olarak C-doğru (C-truth) kavramları tanımlanır. Burada C a t olduğu d l n değ şmezler n n kümes d r. B r d l n yorumu (ya da model ) C-koru-yucudur ancak ve ancak bu d le a t değ şmezler n anlamını sab t kılıyorsa. Öte yandan bu d le a t b r önerme C-doğrudur ancak ve ancak tüm C-koruyucu yorumlarda doğru se. Özdeşl kl -b r nc -basamaklı yüklemler mantığının mantıksal değ şmezler kümes

    C olduğunda (k bu kümen n elemanları önerme eklemler , n celey c ler ve özdeşl kten oluşur) bu mantık s stem n n yorumlarının C-koruyucu olduğunu ve doğrularının C-doğru olduğunu b l yoruz. Ne var k bu b ze mantıksal değişmez kavramının tanımını verm yor. Mantıksal değ şmezler önceden sıraladığımızda, mantıksal doğruların bu özell ğe sah p olduğunu görüyoruz sadece.

    Tam bu noktada önce yarı-mantıksal değ şmezler kümes kavramı tanımlanır (Definition 28, ibid., p. 74) sonra da bu kavrama l şk n b r teorem T67 (ibid., p. 75) ortaya konulup kanıtlanır. Tanım günlük d lde şöyle okunab l r: K ver len b ç msel d l n olağan yorumunda anal t k b r küme olsun (bkz. Definition 27, p. 74). Bu durumda, C b r yarı-mantıksal değ şmezler kümes d r ancak ve ancak K ver len b ç msel d l n olağan yorumunda anal t kt r ve K bu yorumda doğrudur ve K’n n C- çerd ğ her S önermes olağan yorumda anal t kt r. Burada C-içerme kavramını açıklamak gerek r. K C-içerir S ancak ve ancak K’n n her C-koruyucu model nde (yorumunda) S bu modelde doğru se (bkz. Definition 21, p. 68).

    T67 se şöyle okunur: B r d l n değ şmezler n n kümes yarı-mantıksaldır (qua-silogical) ancak ve ancak tüm doğru önermeler anal t k se. İşte bundan sonrak tüm çaba b r d z tanım ortaya koyduktan ve onu zleyen teoremler kanıtladıktan sonra çeş tl kısıtlamalarla yarı-mantıksal değ şmezler kümes n n b r öz-alt kümes olan (salt) mantıksal değişmezler kümes n n tanımına varmak olacaktır.

    Babam daha sonraları seksenl yılların ortalarında bu çalışmasının çok daha yalın b r b ç m n kaleme alıp The Journal of Symbolic Logic’e sunmuştur. Ne var k der-g n n anon m hakemler nden b r ortaya konulan tanıma b r karşı-örnek gel şt rm şt r.

  • 18 David Grünberg

    Bu karşı-örnek o kadar karmaşıktır k Qu ne önceler bunu kabul etmek stemem şt r. Ancak babam karşı-örneğ çok açık b r b ç mde yen den formüle ederek Qu ne’ı so-nunda kna etm şt r. En sonunda babam karşı-örneğ önleyecek b r b ç mde teor s n gel şt rerek “Demarcat on of Log cal Constants and Log cal Truth n Terms of Ana-l t c ty” sm le 2005’te Boston Studies in the Philosophy of Science k tap ser s nde (Vol. 244) yayınlamıştır.

    4. Ontoloj

    Ontoloj alanındak lk çalışması “Nom nal zm” (Felsefe ve Felsefî Mantık Yazıları ç nde, s. 80-101; lk basım: Araştırma VI, 1970, s. 47-67) s ml makales d r. Bu yazının

    temel amacı nom nal zm n b r savunusu olmasına karşın başka katkılar da çermekted r. Özell kle bunların b r nden söz etmek st yorum. Üyeler somut olan kümeler n gene de n ye soyut olduğu konusunda tartışma bugün hala devam etmekted r. Makalede bu soruna Qu ne’dan hareket ederek (bkz. Mathematical Logic, pp. 119-121) b r çözüm öner s get r lmekted r. Bu öner n n merkez nde kuşatım ve eş-kuşatım kavramları yer almaktadır. Çözüm şöyle özetleneb l r. 1. B r kümen n kuşatımı bu kümen n somut çer ğ n oluşturan somut nesneler n toplamıdır. Örneğ n, bell b r taş-kümesi’n n

    kuşatımı, bu kümen n üyeler olan taşların meydana get rd ğ taş-yığını’na özdeşt r. Bu yığın da b r somut nesne olduğundan, sözü geçen kümen n kuşatımı da b r somut nesned r. 2. Somut nesneler ancak ve ancak eş-kuşatımlı olmaları durumunda b rb -r yle özdeş olan nesnelerd r. O halde soyut nesneler somut-nesne olmayan nesneler olduğundan soyut nesne kavramı da şöyle tanımlanır. 3. Soyut nesneler ancak ve ancak eş-kuşatımlı oldukları halde b rb r yle özdeş olmayab len nesnelerd r. Örneğ n, sözü geçen taş-yığını onunla eş-kuşatımlı olan atom yığını le özdeşt r. Bu taş-yığının-dan meydana gelen taş-kümes se (gene aynı yığından meydana gelen) eş-kuşatımlı atom-kümes le özdeş değ ld r. O halde, taş-yığını b r somut nesne, taş-kümes se b r soyut nesne sayılmalıdır. Böylel kle kümeler n üyeler somut da olsa kend ler n n n ye soyut oldukları açıklanmış oluyor. (Bkz. Felsefe ve Felsefî Mantık Yazıları, s. 84-85.)

    İk nc olarak “A Set Theoret cal Reconstruct on of W ttgenste n’s Ontology and P cture Theory” (Language, Logic, and Empirical Knowledge, Collected Papers ç nde, pp. 37-46; lk basımı: Journal of Human Sciences, V/1, 1985, pp. 49-60) s ml makales nden söz edeb l r z. Bu yazı, W ttgenste n’ın Tractatus ontoloj s n n

    ve res m teor s n n Sten us-Stegmüller-H nt kka yorumunu yen den yapılandırmayı amaçlamaktadır. Bu yen den yapılandırmanın sonucunda ortaya çıkan ontoloj n n ve res m teor s n n, gerek k psel gerekse k psel-olmayan Tarsk -Kr pke semant ğ le ya-kından l şk l olduğu göster lmekted r. Aslında bu yazı H nt kka’nın o zamanlar baş ed törlüğünü yapmış olduğu Synthese derg s n n b r özel sayısı ç m kaleme alınmıştı. H nt kka yazıyı okuduktan sonra, özell kle Tarsk -Kr pke semant ğ le olan l şk s n çok lg nç bulduğunu bel rtm ş, gerek bu l şk n n gerekse d pnotlarda ortaya konulan

  • Babam Teo Grünberg 90 Yaşında 19

    felsefî açıklamaları ana metne alınmasını stem şt . Ancak babam sanırım hem aradan epey b r süre geçt ğ nden hem de o sıralar başka b r çalışmaya yöneld ğ nden bu steğ yer ne get remem ş, yazıyı Journal of Human Sciences’da yayınlamayı yeğlem şt r.

    Son olarak, babamla b rl kte kaleme aldığımız ve İskender Taşdelen’ n ed törlü-ğünü üstlend ğ 2010’da lk baskısını yapan Metafizik (Anadolu Ün vers tes Yayınları, Esk şeh r) k tabından bahsedeb l r z. K tap her ne kadar b r ders k tabı olarak yazılmış olsa b le yazarların kend özgün görüşler n de çermekted r.

    5. B lg Teor s ve B l m Felsefes

    5.1 B lg Teor s

    Babamın b lg teor s ne en öneml katkısı 1995’te Boston Studies in the Philosophy of Science’da (Vol. 170) yayınlanan “Long Run Cons stency of Bel efs as Cr ter on of Emp r cal Knowledge” s ml makales le olmuştur. (Bu yazının temel f k rler n çeren daha kısa b r b ç m 1992’de “Long Run Cons stency of Bel efs” sm le Journal of Human Sciences derg s nde yayınlanmıştır.) B l nd ğ g b b lg teor s n n en öneml sorunlarından b r doğruluğu büyük b r olasılıkla çeren b r (ep stem k) haklı gösterme (epistemic justification) teor s ve dolayısıyla b r bilgi teorisi gel şt rmekt r. Yazının amacı deneysel b lg ç n böyle b r kuram gel şt rmekt r. Teor n n merkez nde, ussal bilişsel kılıcı (rational cognitive agent), görünür çelişki (ostensible contradiction), uzun vadeli tutarlılık (long run consistency) g b kavramlar yer almaktadır. Yazı, b r ussal b l şsel kılıcının uzun vadel tutarlı kanılar s stem n n (system of beliefs), ep s-tem k haklı göstermen n ve de deneysel b lg n n doğruluğu büyük ölçüde çeren n ha ölçütünü verd ğ n ortaya koymaktadır.

    B lg teor s ne yaptığı d ğer katkıları sıralayacak olursak, önce 1990’da yayınlanan “A Log cal Analys s of Ar stotle’s Concept on of Knowledge” (Journal of Human Sciences, Vol. IX/1, pp. 51-61) s ml makales nden söz etmek gerek r. B l nd ğ g b Ar stoteles’te (b l msel) b lg n n (episteme) konusu tümeller olup, tek l nesneler ancak kanının (doxa) konusu olab l r. Ancak doğal olarak tümeller örnekleyen t kel nesne-ler n de b l msel b lg n n konusu olması beklen r. Bu sorun felsefe tar h nde “b lg n n tümell ğ sorunu” olarak adlandırılır. Ar stoteles’ n kend s bu soruna b r çözüm olarak episteme’ye k farklı anlam yükler. B r nc anlamda potansiyel ya da tümel varlıklara l şk nd r. İk nc anlamda se aktüeld r ve tekil (tode ti) varlıklara l şk nd r. İşte sözü

    geçen makalen n amacı bu tartışmaya konu olan tüm kavramların mantıksal yapısını ortaya koyarak Ar stoteles’ n çözümünü daha açık b r hale get rmekt r.

    Bunların dışında k yazıdan daha söz etmek gerek r. B r nc s “B lg Teor s ve Gett er Problem ” (Felsefe ve Felsefî Mantık Yazıları, s. 385-392) s ml yazısı olup sıkça başvurulan b r kaynaktır. Bu yazıda klas k üç koşullu b lg tanımına karşı ortaya

  • 20 David Grünberg

    konulan Gett er-türü karşı örnekler ep stem k mantık çerçeves nde açık b r şek lde ortaya konulmaktadır. İk nc s se “B lg ve B l m Felsefes ” (Felsefe ve Felsefî Mantık Yazıları, s. 203-224) s ml makales d r. Bu yazının en öneml katkısı yukarıda ortaya koyulan metafelsefe görüşünün ep stemoloj alanında nasıl b r karşılığı olduğunu açıkça ortaya koymasıdır.

    5.2 B l m Felsefes

    Teo Grünberg’ n b l m felsefes ne olan katkıları hem uluslararası derg lerde hem de ulusal derg lerde yayınladığı makalelerde kend n göstermekted r. Bunlar arasında h ç kuşkusuz en öneml s Gürol Irzık le b rl kte kaleme almış oldukları “Carnap and Kuhn: Arch Enem es or Close All es?” (The British Journal for the Philosophy of Science, Vol. 46, No. 3, 1995, pp. 285-307) s ml yazıdır. Bu yazıda Carnap le Kuhn’un b l m üzer ne görüşler , başka b r dey şle b l m felsefeler karşılaştırılmaktadır. Bu karşılaştırma k b l m felsefec s n n görüşler nde her ne kadar bazı öneml farklı-lıklar da olsa aralarında çok çarpıcı benzerl kler olduğu görüşünü ortaya koymuştur. En genel anlamda k temel sonuca varılmıştır. B r nc s , poz t v st-sonrası b l m felsefes , yaygın kanının ters ne, poz t v st b l m felsefes nden köktenc b r b ç mde farklılık göstermez. İk nc s , Carnap ve Kuhn’un görüşler b rb r ne zıt olmaktan çok b rb r n tamamlayan n tel kted r. Kuhn, yazıyı okuduktan sonra, babam ve Gürol Irzık’a b rer mektup yazmış ve yazının çok değerl olduğunu bel rtt kten sonra, eğer yazıdak f k rler ünlü k tabı The Structure of Scientific Revolutions’dan önce ortaya konulab lm ş ve okuyab lm ş olsaydı k tabı ya h ç yazmayab leceğ n ya da tamamen farklı b r b ç mde yazab leceğ n bel rtm şt r. Makalen n ş md ye kadar 100’den fazla atıf aldığını da bel rtmekte yarar görüyorum.

    Aslında Gürol Irzık’ın da 90. Yaş Günü Onuruna Teo Grünberg Sempozyumu’ndak konuşmasında bel rtt ğ g b babam b r d z Türkçe yazısında çok önceden Kuhn’un yanlış yorumlandığını, yen b r rasyonal te anlayışı ortaya koymaya çalıştığını öne sürmüştü. Bu yazılar şöyle sıralanab l r: “B l msel Akılcılık Anlayışının Evr m ” (Felsefe ve Felsefî Mantık Yazıları, s. 225-230; lk basım: Bilim ve Teknik, 1982, s. 28-30); “Thomas S. Kuhn ve B l msel Akılcılık” (Felsefe ve Felsefî Mantık Yazıları, s. 276-296; lk basım: ODTÜ İnsan Bilimleri Dergisi, I/1, 1982, s. 15-34) ve “Neopoz -t v zm n B l m Anlayışının Eleşt r s ” (Felsefe ve Felsefî Mantık Yazıları, s. 333-343; lk basım: Bilim Kavramı Sempozyumu Bildirileri, Ankara Ün vers tes Yayınları, No.

    91, Ankara, 1984, s. 33-41).Gürol Irzık ve babam Teo Grünberg 1998’de gene Kuhn üzer ne “Worf an Var a-

    t ons on Kant an Themes: Kuhn’s L ngust c Turn” (Studies in History and Philosophy of Science, Vol. 29, No. 2, pp. 207-221) s ml b r yazı yayınlamışlardır. Bu yazıda amaçlanan şöyle özetleneb l r. Thomas Kuhn’un 1980 sonrası çalışmalarında b l msel devr mler le eş-ölçülemezl ğ n bel rlenmes nde d l n görev g tg de önem kazanmıştır.

  • Babam Teo Grünberg 90 Yaşında 21

    Bu bağlamda Kuhn’un d lsel dönüşümünün Worfçu d l kavramı ve bazı yen -Kantçı mevzularla daha y anlaşılab leceğ savunulmuştur. Bununla b rl kte bu yaklaşımın, her ne kadar Kuhn’nun görüşler n n daha fazla sadeleşmes ne ve bütünlük sağlanmasına mkân tanısa da bazı güçlüklere de yol açtığı ler sürülmüştür.

    Son olarak b rl kte kaleme aldığımız ve gene İskender Taşdelen’ n ed törlüğünü üstlend ğ 2011’da lk baskısını yapan Bilim Felsefesi (Anadolu Ün vers tes Yayınları, Esk şeh r) k tabından bahsedeb l r z. Metafizik k tabı ç n söyled ğ m z benzer şeyler bu k tap ç n de geçerl d r. K tap b r ders k tabı olarak yazılmış olsa b le yazarların kend özgün görüşler n de çermekted r. Ayrıca Metafizik k tabında gel şt r len bazı kavramlar Bilim Felsefesi k tabında da yer bulmuş, böylel kle k k tap arasında b r sürekl l k sağlanmıştır.

    Yaklaşık son beş sened r babam Teo Grünberg le b rl kte b ç msel d l felsefes alanında Meaning Theory Precedes Truth Theory, Not Conversely s ml b r k tap çalışması yürütmektey z. Amacımız bu çalışmayı yurt dışında saygın b r yayınev nde yayınlamaktır. Bunu başarmayı umuyor ve sevg l babam Teo Grünberg’e daha n ce sağlıklı, mutlu yıllar d l yorum.

    KAYNAKLAR

    Grünberg, Teo (2005); Felsefe ve Felsefî Mantık Yazıları, İstanbul: Yapı Kred Yayınları. —— (2006); Anlam Kavramı Üzerine Bir Deneme, İstanbul: Yapı Kred Yayınları. ——o (2010); “Anlam Kavramı ve Metaf z k Önermeler”, Anlam Kavramı Üzerine Yeni De-

    nemeler, haz. S. K bar, S. A. Bayram ve A. Sol, İstanbul: Legal K tapev , s. 167-172.—— (2017); Language, Logic, and Empirical Knowledge, Collected Papers, 1965-2005, ed.

    by D. Grünberg and A. Özercan, Ankara: METU PRESS.Kutlusoy, Zek ye (Ed.) (2013); Tutarsızlığın İz Sürücüsü, Dilde / Düşüncede: Teo Grünberg’e

    Armağan, Ankara: İmge K tabev . Qu ne, W llard Van Orman (1958); Mathematical Logic, 3rd ed t on, Cambr dge, MA: Harvard

    Un vers ty Press.

  • EMMANUEL LEVINAS FELSEFESİNDE ONTOLOJİ VE MEONTOLOJİ SORUNSALI*

    Al Sa t Sadıkoğlu**

    THE PROBLEMATIC OF ONTOLOGY AND MEONTOLOGY IN THE PHILO-SOPHY OF EMMANUEL LEVINAS

    ÖZEmmanuel Lev nas felsefes nde erken dönem eserlerden t baren d le get r ld ğ g b ontoloj den çıkış steğ , sunmak sted ğ et k felsefes n n en öneml özel-l ğ olmuştur. Lev nas felsefes nde varlık düşünces nden çıkma dd ası, et ğ n öneml teması olan başkalığın anlaşılmasında merkez rol oynar. B z m çalış-mamız, Lev nasçı et k düşünces n n bazı temel kavramları aracılığıyla, varlık-tan ve onun kategor ler nden çıkma dd asını, ontoloj ve meontoloj tartışması üzer nden ele almaya çalışmaktadır. Bu çalışma aynı zamanda Lev nasçı et k felsefes n n genel b r güzergâhını göstermeye çalışarak varlık düşünces nden çıkma dd asının zorluklarını göstermey denemekted r. Varlık düşünces nden çıkma, eğer Lev nas’ın söyled ğ g b yokluğa varmak değ lse, yan et k ken-d s n yokluğa düşmeden göstermek zorunda kalmış se, et k kend s n bell b r varlık düşünces ne bağlamış gözükmekted r. İşte bu meseley sunmayı deneyen mevcut makalem z aynı zamanda et k düşünces n n sınırları hakkında genel b r sorgulama n yet taşımaktadır. Anahtar Kelimeler: Ontoloji, Meontoloji, Varlık, Yokluk, Başka, Etik, Tanrı

    ABSTRACTAs given utterance in Levinas’s early philosophical works, a principal trait of the philosophy of ethics has been a desire to present itself as something separate from the fi eld of ontology. The pretense of escaping from the notion of being

    Kutadgubilig Felsefe-Bilim Araştırmaları, Eylül 2018, Sayı 38, s. 23-40

    * Bu yazıyı, eşs z anlayış gücü ve hayranlık uyandırıcı duru felsefî d l nden her zaman lham aldığım çok değerl hocam Prof. Dr. Kenan Gürsoy’a thaf ed yorum

    ** Dr., al sa [email protected]. Yazı gel ş tar h : 20.04.2018; kabul tar h : 19.09.2018.

  • 24 Ali Sait Sadıkoğlu

    in Levinas’s philosophy plays a central role in the recognition of the Other, which is the principal theme of ethics. Our aim here is to examine the pretense of escaping from being and its categories with the aid of some basic concepts from Levinasian ethical thought, via a discussion concerning ontology and meontology. In addition, this study attempts to illustrate the diffi culty inherent in any attempt to escape from the notion of being by revealing the general thought process of Levinasian philosophy of ethics. If it is not the case that the eschewal of being can be achieved in non-being as Levinas claims—that is to say if ethics still must manifest without falling itself into non-being—then ethics seems to be tied to its own particular notion of being. As a further point of interest, we hope that the present article’s treatment of this topic will also serve as an interrogation of the limits of ethical thought.Keywords: Ontology, Meontology, Being, Non-Being, Other, Ethics, God.

    ...1. G r ş Burada sunmak sted ğ m z ontoloj ve meontoloj sorunsalı, Lev nas düşünces n

    bütünü boyunca yan 1930’lardan, 1982’dek son konferansına1 kadar lg lend ren en temel meselelerden b r olarak görünmekted r. Husserl ve He degger felsefeler üze-r ne olan lk k taplarından hemen sonra, savaş yıllarında yayınladığı Kaçış Üzerine2 adlı k tapta Lev nas’ın bell b r program olarak ortaya attığı varlık düşünces nden ve onun d l nden çıkma arzusu, daha sonrak bütün k taplarında b r amaç olarak bel r-m şt r. K tabın adının Kaçış Üzerine olarak seç lmes n n neden bu bağlamda, Batı felsefes nden, yan Lev nas’a göre sürekl varlık düşünces ne bağlı kalmış ve zorunlu olarak ontoloj olarak kend s n gösterm ş felsefeden b r tür kaçma olarak anlaşılab l r. Daha sonra, Lev nas’ın b rçok yorumcusuna göre en öneml k tabı olan Bütünlük ve Sonsuz, Dışsallık Üzerine Deneme’de3 ontoloj olarak adlandırılan Batı felsefes nden kaçışın ya da çıkışın adı açık şek lde et k olarak adlandırılacaktır. Fakat Lev nas, be-raber nde b rçok tartışmayı get rm ş bu k tapta et ğ aynı zamanda “metaf z k” olarak adlandırmıştır. K tabın lk sayfalarından t baren “metaf z k” kel mes açık olarak et k ç n kullanılmış ve metaf z ğ n anlamı aynıdan (le même) çıkarak Mutlak Başkası’na

    (L’Autre Absolu) aşkın b r yönel m olarak fade ed lm şt r. Daha sonra aynı k tapta Lev nas, et ğ , felsefen n herhang b r alanı değ l de metaf z ğ n b zzat kend s olarak ve lk felsefe olarak adlandırmıştır. İlk felsefe tab r , b raz önce bahsett ğ m z g b , son konferansının da temat ğ olmuş ve bu konferansta Lev nas et ğ lk felsefe4 ola-

    1 Bu konferans Fransızca “İlk Felsefe Olarak Et k” başlığı le 1998 yılında yayınlanmıştır. Bkz. Ethique Comme Philosophie Première, Par s, Payot&R vages, 1998.

    2 Özgün adı, De l’évasion, (1935), Paris, Fata Morgana, 1982.3 Özgün adı, Totalité et Infi ni, essai sur l’extériorité (1961), La Haye, Nijhoff , 1971.4 Fr. ph losoph e prem ère.

  • Emmanuel Levinas Felsefesinde Ontoloji ve Meontoloji Sorunsalı 25

    rak klas k metaf z ğ n yer ne kame etmek stem şt r. Bu konferansta varlık üzer ne rad kal b r refl eks yon gel şt rd kten sonra Lev nas şöyle yazar: “Felsefe’n n sorusu ya da soruların en eşs z sorusu, “neden h çl kten z yade varlık vardır” değ ld r, asıl soru “varlığın nasıl kend n haklılaştırdığı” sorusudur.”5

    Öyle düşünüyoruz k İlk Felsefe Olarak Etik konferansının bu son cümles bütün Lev nas düşünces n n en baştan ber en temel mot vasyonu olmuştur. Neden veya ne-denler sorusu olarak, varlığın prens pler üzer ne araştırma olan geleneksel felsefen n temel sorusu Lev nas’a göre düşüncen n lk ve temel sorusu değ ld r. İlk ve temel soru, varlığın başka b r fade le b zzat kend varlığımız olan varlığın kend s n nasıl haklı kılacağı sorusudur. Lev nas varlığın nasıl haklı veya varlıkta haklılığın nasıl olab leceğ sorusunu geleneksel varlık sorusundan daha kökensel düşünerek et ğ ontoloj den daha önsel b r alana götürmek stem şt r.

    Böylece bu ön açıklama n yet ndek genel f k rlerle başlıkta bahsett ğ m z sorun-sala g rm ş oluyoruz. Sorunsal olarak bel ren bu varlık meseles aşağıda sorduğumuz sorular yardımıyla şöyle fade ed leb l r: İlk eserler nden t baren duyurulan, düşüncede “varlık ve onun kategor ler nden” çıkmayı arzulayan ve varlığın nasıl kend n haklı-laştıracağı veya meşrulaştıracağı g b et k meseleler felsefen n merkez ne yerleşt ren Lev nas düşünces ontoloj den hang manada uzaklaşmıştır? Acaba Lev nas’ın et k düşünces , Bütünlük ve Sonsuz’da duyurulan “metaf z k” ya da “ lk felsefe” olarak düşünüldüğünde gerçekten ontoloj k düşünceden çıkab lm ş m d r? Son dönem nde, özell kle k nc öneml k tabı olan Varlıktan Başka Türlü ya da Özün Ötesinde6 adlı k tabında Lev nas, “metaf z k” ter m nden uzaklaşmış gözükse b le düşünces nde lk felsefeye yönel k lg h ç azalmamıştır. Bununla beraber son dönemde Lev nas et k felsefes n “meontoloj ”7 olarak adlandırmaktan ger kalmamıştır. Bu son fade le metaf z k yer ne et ğ n “meontoloj ” yan “ontoloj olmayan” olarak düşünülmes b r bel rs zl ğ de beraber nde get rm şt r. Meontoloj ter m nden varlık olmayana, yokluk, ölüm ya da h çl ğe yönelmey anlayab leceğ m z g b varlık ötes olarak başka türlü olana yönelmey de anlamamız mümkün görünmekted r. Aslında tam bu anlam bel rs zl ğ olab lecek noktada, Varlıktan Başka Türlü’nün g r ş notu b ze katkı

    5 B z m çev r m z. Cümlen n aslı se şöyled r : “Quest on par excellence ou la quest on de la ph losop-h e. Non pas : pourquo l’être plutôt que r en ma s comment l’être se just f e.” Age.

    6 Özgün adı, Autrement qu’être ou au-delà de l’essence (1974), La Haye, N jhoff , 1978. Öz olarak çev rd ğ m z “essense” ter m n n Lev nas düşünces nde aynı zamanda varlık ya da varlaşma olarak varlığın f l manasını göndermede bulunduğunu bel rtmek gerek r. Bkz., age., s. 9 ve s. 13. Lat nce “esse”’den gelen “essence” ter m n öz olarak çev r rken Lev nas’ın bu ter m le varlığı düşündüğünü bel rtmekle beraber özcü her türlü metaf z ğ n de dışına çıkmak sted ğ ç n öz ter m n burada koru-mak st yoruz.

    7 Met s yayınev tarafından “Sonsuza Tanıklık” başlığı le yayınlanmış Türkçe derlemen n ç nde b r röportajda açık olarak, Lev nas kend düşünces ç n “meontoloj ” fades n kullanmıştır. Bu röportaj ç n ayrıca bkz. Bernascon Robert and Wood Dav d, The provacation Of Levinas, rethinking the Ot-

    her, Londres New-York, Routledge 1988.

  • 26 Ali Sait Sadıkoğlu

    sağlamaktadır. Eğer burada k tabın da adında formüle ed len varlıktan başka türlüyü anlamayı stersek –varlıktan başka türlüyü “Aşkınlık”8 olarak da anlamamız mümkün-dür–, Lev nas’ın alıntılayacağımız bu cümles bel rley c gözükmekted r: “Varlıktan başkaya geçmek, varlıktan başkaca olana geçmek, başkaca bir varlığa geçmek değil, varlıktan başkaya geçmektir. Bu varlık olmayan da değildir. Geçiş burada ölüme denk değildir.”9 Yan Lev nas “Varlıktan başkayı”10 ölüm ya da yokluk ter mler le anlama-maktadır. Bu noktanın altı ç z lmes b z b r manada aydınlatmış olsa da et ğ n statüsü olarak meontoloj ya da ontoloj sorunsalının Lev nas küll yatında z n n sürülmes , bu küll yatın bütünlüğü ç nde ele alındığında b r d z anlam bel rs zl kler ne ve zorluklara yol açmaktadır. B z mevcut çalışmamızla bu bel rs zl kler ve zorlukları genel olarak ele alarak varlık düşünces bakımından et ğ n sınırları hakkında b r soruşturmaya g r ş yapma n yet ndey z.

    2. Varlığa Karşı Varlık

    Bazı Lev nas yorumcularının11 yaptığı g b , belk bell dönemlere ayırarak Lev -nas düşünces ne yaklaşmak, bazı ayrık ve parçalı fakat daha açık f k rlere ulaşmamızı sağlayacaktır. Fakat y ne de bütünlüğü çer s nde ele alındığında metaf z k meseles Varlıktan Başka Türlü eser ne kadar sürmüştür. Varlıktan Başka Türlü eser nde se Lev nas artık bambaşka b r d l dd ası le düşünces n metaf z kten koparmayı de-neyecekt r fakat bu deneme varlıktan başkayı düşünse de yukarıda bahsed ld ğ g b b r yokluk ya da ölüm düşünces değ ld r. Ayrıca Bütünlük ve Sonsuz’da öne sürülen metaf z ğ n hâlâ varlık düşünces n n d l ne başvurması12 ontoloj ve kend felsefes arasındak rt bat düşünüldüğünde, bu k eser arasında b r d z probleme ve soruya yol açmıştır. Daha açık fade ed l rse, Lev nas kend düşünces ç n h çb r zaman “ontoloj ” ter m n kullanmadan sadece “metaf z k” ter m n kullanmış olsa b le, bu metaf z k düşünces n n ontoloj n n d l nden ve de b zzat genel anlamıyla ontoloj den bağımsız olup olmadığı sorusu ortaya çıkmaktadır. B z burada ontoloj ve meontoloj arasındak ger l m daha da açığa kavuşturmak ç n üç notla, temel b rkaç zleğ öne çıkarmak st yoruz.

    8 Fr. Transcendance. Ter m n anlamı k tabın lk cümles nden t baren varlıktan ötey şaret etmekted r. 9 B z m çev r m zd r. Bkz. s. 13. Cümlen n aslı se şöyle: “Passer à l’autre de l’être, autrement qu’être.

    Non pas être autrement, autrement qu’être. N non plus ne-pas-être. Passer n’équ vaut pas c à mou-r r.” “Autre” ter m n “başka” olarak karşılarken, “autrement” zarfını se “başkaca” olarak karşılıyo-ruz.

    10 Fr. Autrement qu’être.11 Bkz. Jacques Rolland’ın İlk Felsefe Olarak Etik ç n yazdığı önsöz. 12 Lev nas, ontoloj k d le başvurması konusunda b r açıklama get rm şt r. Bu açıklamaya göre, et ğ n

    deneysel ps koloj k b r düşünce olmaması ç n önlem alınmış ve bu nedenle ontoloj k d le başvurul-muştur den lmekted r. Bkz. Bütünlük ve Sonsuz’un Almanca baskısına yazılan önsöz.

  • Emmanuel Levinas Felsefesinde Ontoloji ve Meontoloji Sorunsalı 27

    1. İlk eserler nden t baren Lev nas ontoloj ter m n , geleneksel varlık düşünces ne bağlı olarak Husserl ve He degger g b son dönem Batı felsefes n n öneml f lozofl arı üzer nden anlamıştır. Genel hatlarıyla ontoloj düşünces , ster yönel msell k13 f kr üzer nden nesnen n b l nç tarafından kurulmuş olduğu varlık alanlarını lg lend rs n, ster kend s olduğumuz varolan tarafından yönel msell k önces duygulanımsal anla-

    maya bağlı olsun bell b r ortak karaktere sah pt r. Bu ortak karakter, Lev nas tarafın-dan temelde geleneksel felsefen n “aynı” (le même) ve “başka” (l’autre) kategor ler üzer ne olan düşünces üzer nden ortaya çıkmıştır. Ontoloj k f k r ya da ontoloj sürekl kend ne mal ed c b r üçüncü ter m aracılığıyla başkayı aynıda yok etmekted r veya başkayı aynıda as m le etmekted r. Husserl’ n görü (intuition) düşünces bu as m le ed c ed m yönel msell k f kr üzer nden nesnen n genel olarak özdeşleşt r ld ğ ve benzeşt r ld ğ , yan kend b l nç yapıları ç nde nesney nd rged ğ noemat k yapılar ç nde tes s etmekted r.14 Aynı şek lde burada genel olarak anlatılan özdeşleşt rme ve

    benzeşt rme ed m araştırma nesnes le araştıran arasında düşünüldüğünde He degger felsefes nde de devam ett r lm şt r. He degger b l nç ve yönel msell k düşünces n n dışına çıkmış olsa b le ya da varlık açısından daha önsel yapıları düşünmüş olsa b le, varlığın anlamını b zzat kend s olduğumuz Da-se n’ n anlama şartına bağlayarak yan b r tür sah plen c anlama ç nde düşünerek başkayı, aynı ç nde veya aynının öncel -ğ nde düşünmüştür.15 Hem son örnekler n Husserl’de gördüğümüz b l nç felsefeler nde hem de He degger’de gördüğümüz varlığın anlamını araştıran varlık felsefes nde aynı ontoloj k ortak karaktere rastlamaktayız. Bu ortak karakter h çb r mal ed c veya sah plen c l şk y nd rgenemez olan başkayı ve de Mutlak Başka’yı aynının ç nde hapseden düşünme alışkanlığıdır. Lev nas başkayı, başkası nosyonunu yan farklı ve nd rgenemez olanı, somut nsan le l şk m z çer s nde “yüz”16 nosyonu üzer nden,

    başkanın aynıda mal ed ld ğ ve sah plen ld ğ anlamayı terk ederek bambaşka yollardan anlamayı deneyecekt r. Lev nas metn nde et k açısından ontoloj ter m n n olumsuz b r mana taşımasının neden budur: Ontoloj sürekl olarak son k büyük örneğ nde gördüğümüz g b başkasının aşkınlığını ve nd rgenemez farklılığını yok ederek onu çk n b r tarzda anlama çabası olarak başkasını varlığın ç nde er ten b r tür nd rgey c

    ve total ter düşünce olmuştur.2. Bununla b rl kte çk n her tür felsefey ve ontoloj y eleşt rmes le b rl kte,

    Lev nas et k düşünces n somut planda düşündüğünde varlık ter mler ne paradoksal olarak ht yaç duymuştur. Temel olarak, Husserlc ve He deggerc ontoloj n n bell b r çk n felsefe olması açısından değerlend rd ğ dünya ve dünyada varlık (in-der-Welt-

    sein) nosyonlarını değerlend rd ğ Varoluştan Varolana17 ve Bütünlük ve Sonsuz adlı

    13 Fr. Intent onnal té.14 Bkz. Lev nas, “Husserl ve He degger le Varoluşu Keşfederken” (2006), En découvrant l’existence

    Avec Husserl et Heidegger (1949), Par s, Vr n, 2006.15 Bkz. Age. Ayrıca Bütünlük ve Sonsuz’un lk bölümü. 16 Fr. Le v sage. 17 Asıl adı, De l’existence à l’existant (1947), Paris, Vrin, 2004.

  • 28 Ali Sait Sadıkoğlu

    k taplarında kend s ne a t “dünya” f kr n öne sürdüğünde bu eğ l m görünmekted r. Aslında Lev nas açık olarak ontoloj k dünya nosyonlarını eleşt rm ş olsa b le kend ne a t b r dünya fenomenoloj s gel şt rm şt r. Bu dünya fenomenoloj s , ne b l nç tara-fından yapılanmış nesne f kr le, ne de ç nde sonluluğun anlaşıldığı varlığın kend mkânlarına yöneld ğ dünya manasında anlaşılmıştır. Dünya nosyonunu düşündüğünde

    Lev nas, fenomenoloj s n araçsalcı ya da nesneleşt r c anlam f kr üzer nden değ l de arzu (le désir) ve haz (la jouissance) g b duygulanımsal ter mlerle başlatmıştır. Bu k ter m le başlayarak, hem Husserlc teor k ve tarafsız (nötr) olan nesneleşt r c b l nçten18 hem de He deggerc varlıkb l msel kaygı (Sorge) düşünces nden farklı olarak arzu ve hazzı öne çıkararak, aslında “beden”19 kavramının öncel kl olarak dünyanın anlaşılmasında gerekl olduğunu düşünmüştür. Fakat Lev nas olumlu olarak “dünya” ve “beden” kavramlarını kend fenomenoloj s ç nde düşündüğünde varlık20 (être) ve varolan (étant) g b ontoloj ter mler n de kullanmak zorunda kalmıştır. Üstel k bu kullanım sadece deneysel ps koloj den uzak kalmak ç n d lsel ve term noloj k b r seç m olarak görünmemekted r. B ze göre ontoloj k b r gerekl l k olduğu f kr de göz önünde bulundurulmalıdır. Öncel kle arzunun nesnes olarak düşündüğümüz dünyasal varlık yan en özel örneğ nde “bes n” olarak anlaşılan unsur b r tür varolan olarak düşünülmüştür. Lev nas dünya mefhumunun ontoloj k boyutunu düşünürken ayrıca kend ne göre varlık f kr n , yan bel rs z varlık düşünces olarak anlaşılan “Var” (l’il y a) g b b r nosyonu düşünmüştür.21 Daha sonra her ne kadar bu dünya planına başka nsan le rt bat g rd ğ nde, dünya le beden üzer nden g r len key f ve arzu yönel m

    kend s n metafizik arzuya bıraktığında yan başkası ç n sorumluluk f kr ne bıraktığında, y ne de b r başlangıç olarak varlık olarak dünya mevcud yet n koruyacaktır. Üstel k Lev nas öznell ğ n temel nde düşündüğü “dünya” ve “beden” kavramlarının yanı sıra başkasını düşündüğünde de y ne ontoloj k d le başvurmuştur. Başkası “yüz” olarak kend s n bana duyurduğunda, b r ses, b r çağrı olarak muhatap alınan b r “varolan” (étant) olarak adlandırılmıştır.22 Tam da bu ontoloj k d lsel benzerl kten çıkmak steğ ,

    18 Lev nas Husserl’ n düşünces üzer ne olan k tabında ve daha sonrak eserler nde Husserlc fenomeno-loj de nesneleşt r c ed m n öncel ğ n vurgulamıştır. Husserl’de teor k b l nç ya da nesneleşt r c b l n-c n ayrıcalığı ç n Lev nas’ın Husserl’ n görü kuramı üzer ne olan k tabına bakılab l r. Bkz. Lev nas, La théorie de l’intuition dans la phénoménologie de Husserl (1930), Par s, Vr n, 2010.

    19 Fr. Le corps. Bütünlük ve Sonsuz k tabının k nc bölümünde gel şt r len “beden” düşünes Husserlc fenomenoloj k beden düşünces nden ayırt ed lm şt r. Lev nas “beden” düşünces n duyu ver ler le b -l nce ver len b l nç çer kler nden daha kökensel olarak b l nce nd rgenemez “arzu” ve “haz” ter mler üzer nden anlamıştır. Arzu veya hazzın se b l nce nd rgenemez anlam fazlalığı üzer nde durulmuştur. Husserlc “beden” kavramı le Lev nasçı “beden” mefhumu arasındak farkların daha ayrıntılı b r açık-laması ç n Bütünlük ve Sonsuz’un k nc bölümüne bakılab l r.

    20 Bkz. Bütünlük ve Sonsuz. Ayrıca d ğer k taplarda l’il y a (Var), l’être (Varlık) g b ter mler n kullanım-ları açıktır.

    21 Bkz. Özell kle Bütünlük ve Sonsuz’un k nc bölümü, s. 151.22 Özell kle Husserl ve Heidegger ile Varoluşu Keşfederken adlı k tabın ç nde yayınlanan Ontoloji Te-

    mel midir? makales ne veya doğrudan Bütünlük ve Sonsuz’a bakılab l r.

  • Emmanuel Levinas Felsefesinde Ontoloji ve Meontoloji Sorunsalı 29

    Varlıktan Başka Türlü k tabında başkasının b r “varolan” adlandırılmasından kaçınılan neden olmuştur. Fakat başkası, Lev nas’ın terc h ett ğ fenomenoloj k yöntem gere-ğ nce, somut alanda bel rmek zorunda olduğundan dünyada yan varlıksal b r alanda tekrar bel rmek zorunda kalmıştır. Böylel kle bu k nc anlamda başkasının b r olmayan olmadığı ya da b r h ç olmadığı, b r tür varlık olduğu, belk de kend s nde aşkınlığa z n verd ğ ç n sonsuz b r varlık manasına yol açtığı öne sürüleb l r. Fakat bu tür

    varlık düşünces açıktır k aynının başkasını as m le ett ğ ve sah plend ğ b r varlık düşünces olmayacaktır. Bütünlük ve Sonsuz’da varlık ter m başkası ç n de kullanıl-mış olsa b le d ğer ontoloj ler n ters ne Lev nasçı metaf z k sürekl olarak başkasının aynılaştırılmasına d renen başka b r metaf z ğ düşünmek stem şt r.

    3. Böylece b z asıl lg lend ren meseley merkeze koyarak burada şu soruyu sormamız mümkündür: Et k düşünces ç nde daha öncek bütün ontoloj ler eleşt rm ş olsa da Lev nas et ğ düşünmeye çalıştığında farklı b r ontoloj gel şt rm ş olab l r m ? B ze göre, “dünya”, “beden”, “başkası” mefhumlarının düşünülmes açısından Lev nas felsefes b r tür ontoloj y düşünmeye z n vermekted r. Daha açık fade le “dünya”, “beden”, “başkası” mefhumlarının varlık alanları olarak bel rmes , Lev nas felsefes n n b r meontoloj f kr n n karşısında b r tür ontoloj olarak savunulab lecek tarafıdır. D ğer taraftan eğer tekrar meontoloj f kr ne ger dönersek, en öneml zlek olarak, Varlıktan Başka Türlü’de sunulan başkasının yer ne geçme ve başkasının sorumluluğunu üstlenme olarak anlayab leceğ m z kame etme (substitution) f kr ne bakmamız gerekecekt r. Lev nas bu zlekle daha öncek et k düşünces ne lâve b r f k r gel şt rm şt r. Et k sorumlulukta, başkasının yer ne geçerek onun sorumluluğundan b le sorumlu23 olmak söz konusu olacaktır fakat bu yer ne geçme adeta “ben” n kend varlığından çıkarak, daha doğrusu varlıktan çıkarak yan aşkınlık olarak somut düzeyde başkası ç n b r olması olarak düşünülmüştür. Varlıktan Başka Türlü’de Lev nas baş-kasının yer ne geçme olarak düşündüğü “substitution” f kr n tasv r ett ğ sayfalarda bunun varlıktan öteye geçmek manasına geld ğ n açıkça fade etm şt r. Dolayısıyla daha önce bahsett ğ m z g b yokluk ve ölüm üzer ne felsefe olarak düşünülmeyen meontoloj tab r , başkasının yer ne geçt ğ nde, yan onun yer ne sorumlu olduğunda, “ben” n ego st kend ne mal ed c ve sah plen c varlığından dışarıya çıkmam demek olacaktır. Bu son f k r le Lev nas, aynılığa dönüş yapan bütün düşüncelerden rad kal olarak koparak sonsuz b r sorumluluk f kr le rad kal b r et k düşünces ne yönelm şt r.24 Buradak varlık mefhumu aynılık veya öznel varlık olarak düşünülürse, başkasının

    23 Yer ne geçmede sadece başkasından sorumlu değ l md r, hatta onun sorumluluğundan b le sorumlu olurum.

    24 Lev nas varlığın çk n olarak anlaşıldığı bütün düşünceler eleşt rm şt r. Bu düşünceler çer s nde Sp -noza’nın conatus essend ’s nden Hegel’dek b l nc n d yalekt k olarak kend ne tekrar dönüşüne ve He degger’dek varlığın anlamının Da-se n tarafından kend ne mal ed lmes ne kadar Batı felsefes n n büyük f gürler n n düşünceler bulunmaktadır. Lev nas’ın lkece “egoloj ” olarak adlandırdığı bu dü-şüncelerde aynının (özne, ego, b l nç, vb) her sefer nde başkasını as m le ed c b ç mde kend s n tes s etmes öne çıkarılmıştır.

  • 30 Ali Sait Sadıkoğlu

    yer ne geçme, varlık düşünces nden ve onun çk n kategor ler nden çıkma olarak zah ed leb l r. Fakat d ğer yandan başkasının yer ne geçme ed m gerçekleşt ğ nde,

    kend aynılığımız değ l de başkasının varlığı düşünüldüğünde mesele y ne b r tür varlık düşünces ne bağlı kalmak zorunda kalmıştır. Başkası karşıda, orada bulunur ve onun bel r ş manası veya modu, “ben” sorumluluğa çağırır fakat kend s b r yokluk veya h çl k değ ld r. Başkasının yer ne geçerken ve et k sorumluluğu cra ett ğ nde, başkasının somut varlığı olarak başka nsanı yan b r tür “olanı” karşıda kabul etmek zorunda kalınması b z ontoloj k olmayan et k f kr konusunda tekrar düşündürmek zorunda bırakmıştır.

    Bu üç not boyunca ontoloj ve meontoloj tartışması daha da netl k kazanab l r. İlk olarak ontoloj ter m n kullandığında yukarıda bahsed ld ğ g b Lev nas bell b r düşüncey göz önünde bulundurmuştur. Bu düşünceye göre yan Batı felsefes ndek ontoloj k f kre göre varlık sürekl olarak çk nl k tarzında kuşatılan, mutlak başkalığın ve aşkınlığın yok ed ld ğ b r tür çk n varlıkb l m olmuştur. D ğer taraftan başkasına yer açan ve onun mutlak farklılığını veya aşkınlığını yok etmeden başka b r varlık f kr düşünüleb l r. Lev nas bu varlık f kr n , Bütünlük ve Sonsuz k tabında öne sürmüş ve metaf z k olarak adlandırmıştır. Bütünlük ve Sonsuz’dan çok daha sonra meontoloj ter m n terc h ett ğ nde aslında bell b r varlığı düşünmekten vazgeçmem şt r; dolayı-sıyla Lev nasçı meontoloj f kr n n, varlıktan, daha doğrusu, her türlü varlık düşünce-s nden tamamen bağımsız olduğunu söylemem z mümkün değ ld r. Et k sorumlulukta, başkasının yer ne geç len et k durumda b le, y ne de başkasının varlığını varlık olarak kabul etmek ve varlık olarak onun varlığına bağlı kalınmış olmak söz konusudur.

    3. Et k ve Anlam D ğer taraftan kend s n n bağlı kaldığı varlık f kr söz konusu olduğunda Lev -

    nas düşünces n n fenomonoloj k b r düşünce olmasının öneml b r etk s n n olduğu söylenmel d r. Fenomenoloj , Lev nas ç n, aynının başka le kurduğu et k l şk n n tasv r ed lmes nde temel yöntemsel araç olarak düşünülmüştür. Tasv r ed c yöntem olarak bell yönel msell kler arasındak farkların tasv r ne z n veren fenomenoloj n n terc h ed lmes n n yukarıda bahsed len ontoloj ve meontoloj sorunsalını anlamamız açısından öneml olduğunu bel rtmek gerekmekted r. Fenomenoloj , araştırıcının araştırma nesnes n , kend özgünlüğünde, onun ortaya çıkış ya da tezahür etme k p ne (moduna) saygı göstererek bet mleme çabası se, Lev nasçı et ğ n b r tür fenomeno-loj olduğunu söylemek mümkündür. Fakat fenomenoloj n n terc h ed lmes sadece b r yöntem meseles n n ötes nde, aynı zamanda b ze göre b zzat varlık düşünces n n Lev nasçı et kte neden devam ett ğ n açıklamaktadır. He degger, Varlık ve Zaman’da farklı anlamlarını açıkladığı fenomen ter m n , temel olarak, Yunanca köken nden t baren saklı olanın açığa çıkması yan g z nden çıkıp görünmes olarak anlamıştır.

  • Emmanuel Levinas Felsefesinde Ontoloji ve Meontoloji Sorunsalı 31

    Bu görünme ışık (phos) ter m ne yan bell b r b lme veya b l nce gönderm ş olsa b le, He degger’e göre, şeyler n b l m ve b l nç önces nde g z nden çıktığı ve zaten anlam-larını fenomenler olarak teor k b lme önces nde b ze sundukları tasv r ed leb l r.25 Aynı b ç mde Lev nas düşünces de b lme ve b l nç önces anlam öbekler veya bölgeler tasv r ederek gel şm şt r. Dünyada şeylerle l şk b lmeden ve b l nçten önce arzu ve key f ter m le açıklandığında, He deggerc fenomenoloj ye yakın b r yol zlenm ş olmaktadır26; aynı durum et k rt bat ç nde başkasının ortaya çıktığı “yüz” nosyonun tasv r ed ld ğ durumlarda da zleneb l r.

    “Yüz” gözüken b r obje olmadan, b l m ve b l nç önces nde ve hatta b l m ve b l nc kuran başkasının d lde b r muhatap olarak kabul ed ld ğ tezahürün d ğer adıdır. Lev nas, şüphes z daha uzun ncelenmes gereken tasv rler nde, “yüz” nosyonunu her ne kadar gözüken yan gözün gördüğü b r fenomen olarak düşünmese b le, et k l şk n n b zzat ortaya çıktığı başkası le onun yüzü olarak karşılaşmanın kend s n fenomenoloj k b r tasv rle anlatmaktadır. Aynı zamanda Bütünlük ve Sonsuz’da27 başkası le l şk ç n Aşkın yönelimsellik28 ter m n kullandığında başkasının d ğer yönel msell klere nd rgenemez tarafını tasv r etmeye çalışmıştır. Burada bahsett ğ m z farklı yollardan g r şt ğ ana temaların fenomenoloj k tasv r çabası b zzat bu temaların gözle lg s olmasa b le bell b r varlık alanı olarak kabul ed lmes sonucunu doğuracaktır. He degger’ n Varlık ve Zaman’da fenomenoloj y ontoloj le –kend s ç n daha doğru tab rle temel ontoloji le– özssel l şk ç nde düşünmes nde h çb r rastlantı söz konusu değ ld r. Varlık ve

    Zaman’da fenomenoloj ter m n n açıklandığı g r ş bölümünde, “ontoloj sadece ve sadece fenomenoloj olarak mümkündür”29 denmekted r. Açıkça görünmese de varlık kend g zl l ğ nde ya da unutulmuşluğunda varolandan farklı olarak fenomenoloj n n araştırma konusu olmuştur. He degger böylece, gözle açıkça temat ze ed lmeyen z mn veya g z l anlamların da fenomenoloj n n konusunu olduğunu söyled ğ nde Lev nas’ın Bütünlük ve Sonsuz’da gel şt rd ğ fenomenoloj den çok uzak görünmemekted r. Bu manada, Lev nas’ın sürekl olarak söyled ğ g b , He degger’ n kend s n n felsefî ufkunu gel şt ren büyük f lozofl ar l stes nde en başta bulunmasında h çb r rastlantı söz konusu değ ld r. Lev nas’ın He degger’den öğrend ğ en temel dersler nden b r , varlığın yan He degger’e göre g z l olan ya da unutulmuş varlığın anlam alanının fenomenoloj k yöntemle tasv r ed leb leceğ d r. Fakat b z m açımızdan buradak temel mesele k

    25 Bkz. Varlık ve Zaman’ın lk bölümü. 26 Lev nas düşünces n n He degger düşünces ne nd rgenemez olduğunun altını ç zmekle beraber feno-

    menoloj n n yöntem bakımından anlaşılmasında her k f lozof arasında benzerl kler bulunduğunu be-l rmek gerek r. Lev nas tarafından lk eserler nden t baren Husserl’e get r len eleşt r ler n He deggerc olması daha sonra Lev nas düşünces nde g z l ve zımnî anlamların araştırılmasında etk l olmuştur. Bkz. Lev nas, Husserl ve Heidegger ile Varoluşu Keşfederken (2006) En découvrant l’existence Avec Husserl et Heidegger (1949), Par s, Vr n, 2006.

    27 Bkz. s. 41. 28 Fr. l’ nten onnal té de la Transcendance29 Mart n He degger, Varlık ve Zaman, çev. Kaan H. Ökten, Agora k taplığı, 2011, s-36-37.

  • 32 Ali Sait Sadıkoğlu

    f lozof arasındak fenomenoloj k m ras değ ld r; daha z yade fenomenoloj k yöntem sadece tasv r ed c boyutunda düşündüğümüzde bell b r varlık f kr nden yan bell b r ontoloj den bağımsız olarak düşünemeyeceğ m z n altının ç z lmes d r. Lev nas’ın bell b r b ç mde fenomenoloj k tasv r etme yöntem ne bağlı kalması aynı zamanda onun et k düşünces n n statüsünü de etk lem şt r: Et k l şk dâh l olmak üzere tasv r ett ğ anlam alanları, aynı zamanda b rer varlık türü olarak düşünülmek zorunda kalınmıştır. Bütünlük ve Sonsuz k tabında ontoloj k d l n tak p ed lmes n n en temel neden de şte burada anlatılan fenomenoloj ye sadık kalınmasıdır. Fakat b ze göre bu sadece d lsel ya da term noloj k b r mesele değ ld r; özsel olarak fenomenoloj ye bağlı kalmak aynı zamanda yukarıda bahsett ğ m z anlam alanları bakımından varlığı düşünmek demekt r.

    4. Teor ve Prat k D ğer yandan Lev nasçı et k düşünces n n sadece b r fenomenoloj k tasv r yön-

    tem le bel rd ğ n ve onunla sınırlı olduğunu açıklamak onun düşünces n anlamak açısından yeterl olmayacaktır. Şüphes z Lev nas et ğ ortaya koyduğunda “dünya”, “beden”, “d l” veya “yüz” g b mefhumların fenomonoloj k tasv r n yapmıştır fakat et k aynı zamanda onun düşünces nde başkasına doğru b r ed m yan prat k b r eylem olarak anlaşılmıştır. Fakat burada başkasına doğru bu prat k ed m et k düşünces nde bell maks mlere dayanan b r ahlâk olarak, örneğ n Kant’ın prat k felsefes nde olduğu g b prat k ve evrensel b r ahlâk düşünces le gel şt r lm ş değ ld r. Lev nas özney , rasyonel ve evrensel b r moral yasaya bağlanmadan önce, başkasına karşı duyduğu doğrudan sorumlulukta “yüz” nosyonu üzer nden düşünmek stem şt r.30 Bu düşünce b r taraftan teor k olarak d l düşünces 31 le anlaşılmış, d ğer taraftan başkası le l şk ekonom k alandan yola çıkılarak prat k olarak anlaşılmıştır. Başkası kend s ne el boş olarak g demeyeceğ m b r c k varlıktır Lev nas’a göre. Metaf z k arzu olarak düşün-düğü aşkın olana yönel k böyles ne b r hareket ya da ed m herhang b r evrensel yasa dolayımına g rmeden önce b r anlam taşımaktadır. Bu et k düşünces nde Lev nas’ın aslında öne sürdüğü duygulanımsal durumlar büyük rol oynamaktadır. Başkası karşı-sında et k b r çağrı zaten duygulanımsal olarak b ze kend n duyurmaktadır. Et k anlam vahiy32 g b öznen n öznell ğ nde h ssett ğ veya duyduğu ve kayıtsız kalamayacağı duyumsal b r çağrıdır. Bütünlük ve Sonsuz’da, duyumsuma, h ssetme, vah y veya çağrı g b nosyonlar, b r d n felsefes n n olası f k rler olması yanında, öznell ğ n temelde

    30 Burada R coeur’ün Başkası olarak Kendisi k tabındak Lev nas düşünces üzer ne olan pasajlarına bakılab l r. Bkz. R cœur Paul, Soi-même comme un autre, Par s, Seu l, 1990, s. 388-389. Lev nas’ta Kant düşünces nden farklı olarak “yüz” mefhumu kend tek ll ğ nde ve yasa önces b r mana taşır.

    31 Bu d l düşünces Bütünlük ve Sonsuz’da “yüz” nosyonu aracılığıyla gel şt r lm şt r. Bkz. Bütünlük ve Sonsuz’un lk bölümü.

    32 Lev nas, Bütünlük ve Sonsuz’da vah y manasına da gelen Fransızca “révélat on” kel mes n kullanır. Ayrıca bu kel men n et moloj k manasını göz önünde bulundurmak gerek r.

  • Emmanuel Levinas Felsefesinde Ontoloji ve Meontoloji Sorunsalı 33

    refl eks yon veya düşünümsel ed m önces bazı duygulanımsal durumlar boyunca zaten başkasına prat k b r yönel me g rm ş olduğunu bel rtmek ç n de fade ed lm şt r. D ğer taraftan Bütünlük ve Sonsuz k tabının önsözünde bel rt ld ğ g b Lev nas teor k veya prat k ayrımını s lmek stem ş ve her k s n de b lerek ve steyerek karıştırmak ste-m şt r. Lev nas’a göre et k söz konusu olduğunda teor k veya prat ğ b rl kte düşünmek gerek r; aşkınlık olarak başkasına yönelen et k her k boyutu zaten kend nde barındırır.

    Fakat b ze göre, prat k felsefe olarak bell duygulanımsal durumlar boyunca başkasına yönelmek ontoloj ve meontoloj tartışması söz konusu olduğunda tekrar ele alınab l r. Lev nas’ın et k düşünces fenomenoloj k tasv r ötes nde prat k b r anlam taşısa b le, bu prat k anlam başkasının yer ne geçme düşünces nde bel rt ld ğ g b başkası için sorumluluk manasına gelmekted r. Daha açık fade ed l rse: Prat k alanda düşünüldüğünde, ego başkası ç n sorumlu olduğunda ve onun yer ne geçt ğ nde b le başkası olmamaktadır veya olamamaktadır. Lev nas ç n, egonun başkasının varlığı le özdeş ve aynı olma f kr , Varlıktan Başka Türlü k tabında öznen n kend varlığına b r tür yabancılaşma33 olarak fade ed lm ş ve et k sorumluluğu ortadan kaldıran b r f k r olarak düşünülmüştür. D ğer b r fadeyle başkasının varlığına şt rak eden her türlü b rl k düşünces Lev nas düşünces nde mümkün değ ld r. Lev nas her sefer nde aynı (ego) ve başka (yekd ğer ) arasındak mesafey korumak stem şt r ve bütün felsefî kar yer boyunca h çb r zaman bu ter mler arasında b r b rl k f kr ne sah p olmamıştır. Fakat bu noktada b z bu fark düşünces nde yan aynı le başkası arasındak farkın korunduğu fel