27
1 02 Kasım 2012 www.sorularlaislamiyet.com

02 Kasım 2012  · 2012-11-02 · Kadın adetli iken bu kolyeleri ve Cevşen'i takabilir. Ayrıca cima esnasında da takılabilir. Ancak açıkta ise üstünü örtmek gerekir. 7

  • Upload
    others

  • View
    6

  • Download
    0

Embed Size (px)

Citation preview

Page 1: 02 Kasım 2012  · 2012-11-02 · Kadın adetli iken bu kolyeleri ve Cevşen'i takabilir. Ayrıca cima esnasında da takılabilir. Ancak açıkta ise üstünü örtmek gerekir. 7

1

02 Kasım 2012 www.sorularlaislamiyet.com

Page 2: 02 Kasım 2012  · 2012-11-02 · Kadın adetli iken bu kolyeleri ve Cevşen'i takabilir. Ayrıca cima esnasında da takılabilir. Ancak açıkta ise üstünü örtmek gerekir. 7

2

İçindekilerVitir namazının son rekatında tekbir almanın hikmeti nedir? Kunut dualarının sonunda başka dualar da okuyabilir miyiz? Hacılarımız Arabistanda bu bölümün yarım saat kadar sürdüğünü söylüyorlar; biz de kendimizce uzun dualar okuyabilir miyiz? ............................ 3

Cafer bin Ebi Talib'in savaşta atının ayaklarını kesmiş ve "Şehit oluncaya kadar savaş alananından çıkmayacağım, savaşacağım!.." demesi ve şehit olmasını nasıl değerlendirmeliyiz? Bazı sahabelerin, şehit olmak için savaşta zırh giymemesi tedbirsizlik... ................................................................................................................................ 5

Allah veya besmele yazılı kolyeleri takmak caiz mi? Bunlar takılınca nelere dikkat edilmeli?.. .................................................................................................................................... 6

Atom bombası yapmak; kullanma amacıyla değil de caydırıcı olması için elimizde bulundurmak caiz midir? Bugün Kuzey Kore atom bombasına sahip olduğundan dünyaya kafa tutabiliyor?.. ........................................................................................................................ 7

Hakiki Adalet ister ki merhamet dahi eşit dağılsın. Allah neden herkese eşit bir şekilde merhametinden istifadeye sunmuyor? ................................................................................... 10

Efendimizin Mekke'den ayrılırken "Sen bana tüm şehirlerden güzelsin." demesi, orada Kâbe olduğundan mı, yoksa Efendimzin çocukluğunun orada geçmesi, orasının memleketi olmasından mı? ......................................................................................................................... 11

Uzun tesbihat nasıl yapılır yazar mısınız? Uzun tesbihat yaparken "falem ennehü la ilahe illah" dedikten sonra "innallahe vemelaiketehü yüsallüne" diye devamını bana yazar mısınız? ...................................................................................................................................... 12

Secde ayetlerini birkaç defa okumaktan dolayı, her biri için ayrı ayrı tilavet secdesi gerekir mi? .............................................................................................................................................. 19

Uzun bir hadiste geçen "... sonra nübüvvet metodu üzere hilâfet olacaktır” ifadesini açıklar mısınız? Bu ne zaman olacaktır? .............................................................................................. 20

Şafii mezhebinde bayanlar nasıl namaz kılar, erkeklerden farkı nedir, anlatır mısınz? ...... 21

Gıybet yapılan bir ortamda nasıl davranmalıyız? Ortamı terk etmemiz mümkün değil; konuyu da değiştiremiyoruz. Bazen de sevdiğimiz biri hakkında konuşuluyor. Susmak mı iyi yoksa savunmak mı?.. .......................................................................................................... 22

"Bilin ki, kadın şeytan sûretinde gelir ve şeytân sûretinde gider. Sizden biriniz, bir kadın görünce zevcesine gelsin. Bu içinde doğmuş olanı giderir." sözünü (hadisini) açıklar mısınız? ...................................................................................................................................... 23

Mezhep diye bir şey var mı; mezheplerin hakikatı var mıdır? ............................................... 27

Page 3: 02 Kasım 2012  · 2012-11-02 · Kadın adetli iken bu kolyeleri ve Cevşen'i takabilir. Ayrıca cima esnasında da takılabilir. Ancak açıkta ise üstünü örtmek gerekir. 7

3

Vitir namazının son rekatında tekbir almanın hikmeti nedir? Kunut dualarının sonunda başka dualar da okuyabilir miyiz? Hacılarımız Arabistanda bu bölümün yarım saat kadar sürdüğünü söylüyorlar; biz de kendimizce uzun dualar okuyabilir miyiz?

Hanefi mezhebine göre, vacip ve farz namazlarda okunan duaların sünnete uygun olması gerekir. Bu nedenle Kunut Dualarını okuduktan sonra rükuya gidilmelidir. Ancak nafile namazlarda başka dualar da okunabilir ve uzun uzun dua edilebilir. Diğer mezheplerde ise durum farklıdır. Mekke'de kılınan vitir namazlarında uzun dua okunması bundandır. Ayrıca vitir namazı Hanefilere göre vacip ise de Şafi emzhebine göre sünnettir. Vitir namazında 3. rekatte kunût tekbiri almak vaciptir. İftitah, kunût ve zâid tekbirleri alırken elleri kaldırmak sünnettir. Vitir namazının üçüncü rekatinde Kunut Duası okumak, Hanefi mezhebine göre vaciptir. Diğer üç mezhebe göre, vitir namazında Kunût Duası okumak sünnettir. Vitir namazında üçüncü rekatte, zamm-ı sûreden sonra kunût tekbiri alınır, ardından içinden Kunût Duaları okunur. Cemaatle kılınan vitir namazında, hem imam, hem cemaat Kunût Dualarını içinden okur. Kunût Duaları Kunût duasının sözleriyle ilgili olarak çeşitli rivayetler vardır. Hanefilere göre, kunût duası olarak, bilinen "Allahumme inna neste'inuke ve Allahumme iyyake na'budu…" duaları okunur. Kunût duaları, Allah Teâlâ'ya övgü ve duayı içine alan sözlerdir. Bu duaları seçip okumak sünnettir. Kunût Duaları, biraz dolaşık olduğu için ezberlenmesi zordur. Bu yüzden, kunût bilmeyenler, "Rabbenâ âtinâ" duasını okur. Rabbenâ Âtinâ duasını da bilmeyenler, üç defa "Allahummeğfirlî" (Allah'ım, beni bağışla) veya "Yâ Rabbi" (Ey rabbim) diye dua eder. Kunût Dualarını bilip bilmemeye göre, şöyle bir sıra izlenir: Kunût Duaları, Rabbenâ âtinâ duası, üç defa Allahümmegfirlî duası, Yârabbi duası . Kunût Dualarını bilmeyenler, Rabbenâ ve Allahummegfirlî dualarını okudukları için, sehiv secdesi yapmaları gerekmez.

Page 4: 02 Kasım 2012  · 2012-11-02 · Kadın adetli iken bu kolyeleri ve Cevşen'i takabilir. Ayrıca cima esnasında da takılabilir. Ancak açıkta ise üstünü örtmek gerekir. 7

4

Kunut Duasını Unutmak Namazın aslî vaciplerinden birinin terk edilmesi durumunda, sehiv secdesi gerekir. Dolayısıyla, vitir namazında aslî vacip olan Kunûtu Duası veya tekbirini unutmak da, namaz sonunda sehiv secdesini gerektirir. Böyle bir durumda rükûya eğilince veya sonrasında, Kunût Duasının okunmadığı hatırlanırsa, kunût için geri dönülmez, kunût artık düşmüş olur, bu unutma dolayısıyla namazın sonunda sehiv secdesi yapılır. Buna rağmen dönülür ve Kunût okunursa, rükû yeniden yapılır, ayrıca namaz sonunda sehiv secdesi de yapılır. Ama rükûdan doğrulduktan sonra yanılarak Kunût okunursa, yeniden rükû yapılmaz, doğrudan secdeye gidilir, namaz sonunda sehiv secdesi yapılır.

İlave bilgi için tıklayınız:

Vitir namazının üçüncü rekatında tekbir getirilmesinin sebebi nedir?

Page 5: 02 Kasım 2012  · 2012-11-02 · Kadın adetli iken bu kolyeleri ve Cevşen'i takabilir. Ayrıca cima esnasında da takılabilir. Ancak açıkta ise üstünü örtmek gerekir. 7

5

Cafer bin Ebi Talib'in savaşta atının ayaklarını kesmiş ve "Şehit oluncaya kadar savaş alananından çıkmayacağım, savaşacağım!.." demesi ve şehit olmasını nasıl değerlendirmeliyiz? Bazı sahabelerin, şehit olmak için savaşta zırh giymemesi tedbirsizlik...

Hicretin sekizinci senesinin başlarında Rasûiüllah (s.a.v.), Kuzey Arabistandaki Bizanslılarla savaşmak için bir ordu hazırladı. Ordunun başına Zeyd İbn-î Harîse'yi getirdi ve şöyle dedi:

« Eğer Zeyd öldürülür veya yaralanırsa, Cafer İbni Ebî Talib komutayı alsın, şayet Cafer de öldürülür veya yaralanırsa bu defa komutayı Abdullah İbni Ravaha alsın. Abdullah İbni Ravaha da öldürülür veya yaralanırsa Müslümanlar kendilerine birini komutan olarak seçsin.» (İbn Kesîr, El Bidaye Ve'n-Nihaye, Çağrı Yayınları, 4/405-420)

Müslümanlar Mûte'ye varınca -Müte, Ürdün'de bir köydür- gördüler ki Bizanslılar onlara karşı yüz bin kişi hazırlamışlar. Ayrıca onları Lahm Cüzam, Kuzaa ve başka Hristiyan Araplardan yüz bin kişi destekliyordu. Müslüman ordusu ise üç bin kişiydi... İki ordu karşılaşıp harp başlar başlamaz, Zeyd İbni Harise bir daha ayağa kalkmayacak şekilde yere yıkıldı. Cafer Ibni Ebî Talib hemen doru renkli kısrağının sırtından yere atlayıp kendisinden sonra düşmanlar faydalanmasın diye kılıcıyla ayaklarını kesti. Sancağı alıp Bizans saflarına daldı. Bir taraftan da şu şiiri okuyordu:

«Cennet ne güzeldir. Ona yaklaşmak hoş ve onun iiecekleri soğuktur. / Bizanslılara azâb yaklaşmıştır. Onlar kâfir ve soysuzdurlar. öyleyse karşılaştığım zaman onlarla dövüşmek bana şarttır.»

Kılıcıyla düşman saflarında devamlı dolaşıp saldırılarda bulunuyordu. Nihayet ona sağ elini koparan bir darbe isabet etti. Sancağı sol eliyle tuttu. Çok geçmedi, solunu da koparan başka bir darbe isabet etti. Sancağı göğsüyle ve pazılarıyla tuttu. Biraz sonra da bir üçüncü darbe onu ikiye böldü. Sancağı ondan Abdullah İbni Ravaha aldı, arkadaşına kavuşuncaya kadar o da devamlı dövüştü. Görüldüğü gibi Cafer bin Ebi Talib, atı düşman eline geçmesin diye ayaklarını kestirmiştir. Ayrıca Mute savaşı çok çetin geçeceği için oraya katılan sahabiler ölümü göze alarak bu cihada katılmışlardır. Sahabeler cihada giderken zırh giyenler de giymeyenler de şehitlik arzusu ile gitmektedirler. Nitekim bir çok sahabe şehid olmadıklarından dolayı üzüldüklerini ve şehid olmak için dua ettikleri görülmektedir. Ancak İslam ordusu madden güçlü olmadığı için tüm sahabeler zırh giyememiştir.

Page 6: 02 Kasım 2012  · 2012-11-02 · Kadın adetli iken bu kolyeleri ve Cevşen'i takabilir. Ayrıca cima esnasında da takılabilir. Ancak açıkta ise üstünü örtmek gerekir. 7

6

Allah veya besmele yazılı kolyeleri takmak caiz mi? Bunlar takılınca nelere dikkat edilmeli?.. Allah ismi veya besmele yazılan kolye takmak caizdir. Kaşında Allah'ın ismi veya Peygamber (asm)'in adının yazılı olduğu bir yüzükle helâya giren kişi, yüzüğünü gizlemelidir. Eğer yüzük sol elinde ise taharetleneceğinde parmağından çıkarmalıdır. (İbn Abidin, V, 317). Buna göre kolyesinden "Allah" yazılı kimse bunun üstünü kapatarak veya ters çevirerek tuvalete girebilir. Kadın adetli iken bu kolyeleri ve Cevşen'i takabilir. Ayrıca cima esnasında da takılabilir. Ancak açıkta ise üstünü örtmek gerekir.

Page 7: 02 Kasım 2012  · 2012-11-02 · Kadın adetli iken bu kolyeleri ve Cevşen'i takabilir. Ayrıca cima esnasında da takılabilir. Ancak açıkta ise üstünü örtmek gerekir. 7

7

Atom bombası yapmak; kullanma amacıyla değil de caydırıcı olması için elimizde bulundurmak caiz midir? Bugün Kuzey Kore atom bombasına sahip olduğundan dünyaya kafa tutabiliyor?..

Normal şartlarda maddi cihad farz-ı kifayedir, (bk. Cihadın hükmü nedir?) Ancak her Müslümanın nefsiyle cihadı ise farz-ı ayndır. Müslümanların, kendilerine düşman olacak ve zarar verecek kimseleri caydırmak için her türlü maddi ve manevi silaha sahip olmaları gerekir. Bu açıdan içinde bulundukları zamanın en güçlü silahını da elde etmelidirler. Nitekim "Zararı defetmek faydayı elde etmekten önce gelir." kuralı vardır. Buna göre maddi ve manevi zararlardan korunmak için tedbir almak da bir ibadettir. Ancak İslam hukukuna göre cihadın şartları vardır. Bu şartlara da riayet etmek her Müslümanın birinci görevi olmalıdır. Savaş, bir takım ön hazırlıkları, tedbirleri gerekli kılar. "İhtiyatlı olunuz!" (Nisa, 4/71) ayeti, bu noktada bize yol gösterir. Hamdi Yazır, ayetin açıklamasında şöyle der:

"Uyanık, ihtiyatlı bulununuz. Düşmandan sakınacak maddi manevi sebeplerinizi hazırlayınız. Silahınızı alınız." (1)

Şu ayet, Müslümanları kuvvetli olmaya çağırır:

"Onlar (düşmanlar) için, gücünüzün yettiğince kuvvet ve savaş atları hazırlayın. Bununla Allah düşmanını, sizin düşmanınızı ve Allah'ın bilip de, sizin bilmediğiniz düşmanlarınızı korkutursunuz. Allah yolunda ne harcarsanız size eksiksiz ödenir, asla haksızlığa uğratılmazsınız." (Enfal, 8/60)

Hz. Peygamber (asm.), ayetteki "kuvvet" ifadesini, "kuvvet, atmaktır" şeklinde açıklar.(2) Şüphesiz bu açıklama, kuvvetin büyük ölçüde atmaya dayanması noktasındandır(3). Resulullah (asm) devrindeki ok, mızrak, mancınık atmak, bugün yerini bombalara, füzelere bırakmıştır. Bugünün savaşlarında da, daha iyi atan savaşı kazanmaktadır. Resulullah (asm), "atmak" hususunda ümmetini teşvik etmiştir. Mesela, şöyle buyurur:

"Şüphesiz Allah, bir tek okla, üç kişiyi cennete alır: 1. Oku yapan, 2. Onu atan, 3. Atan kişiye uzatan." (4)

Resulullah (asm), kendi devrinin şartlarına göre ok, mızrak atımını teşvik etmiştir. Resulullah (asm)'ın medhine mazhar olan Fatih Sultan Mehmed, O'nun "kuvvet, atmaktır" sözünden ilhamla devrinin en ileri silahı olan "Şahi topları" döktürmüş, İstanbul'un aşılmaz sanılan surlarını bunlarla aşmıştır. Günümüzde, hedefe kilitlenmiş füzeleri, bir anda bir beldeyi mahvedebilen bombaları yapan ve kullanan Batı, Resulullah (asm)'ın hadisini ve ayette

Page 8: 02 Kasım 2012  · 2012-11-02 · Kadın adetli iken bu kolyeleri ve Cevşen'i takabilir. Ayrıca cima esnasında da takılabilir. Ancak açıkta ise üstünü örtmek gerekir. 7

8

emredilen "kuvvet hazırlamayı" Müslümanlardan daha iyi anlamış görülüyorlar!? Üstteki ayet, savaş atları hazırlamamızı da emreder. Àdiyat suresinin baş kısmında, savaş atlarına kasem vardır. Resulullah (asm), atı şöyle medheder:

"Kıyamete kadar atın alnında hayır düğümlenmiştir. (Yani, atta devamlı hayır vardır).(5)

Ayette geçen savaş atları, günümüz şartlarında mekanik savaş atlarını da içine alır. Tank, uçak ve bombalar gibi vasıtaların hepsi, ayetin şümulünde dahildir. Ayette "ok, mızrak hazırlayın" denilmeyip, "kuvvet hazırlayın" denilmesi, fikri, bedeni, ilmi, maddi ve manevi her türlü kuvveti ifade eder ve her türlü silahı içine alır(6). Böyle bir kuvvet, caydırıcı bir rol oynayacaktır. Ayette, "bu kuvvetle onları imha edersiniz" denilmeyip, "bununla düşmanlarınızı korkutursunuz" denilmesi, bu noktaya işaret eder.(7) Böyle bir kuvvet, düşmanlarımızı sindirecek, zalimleri zulmünden vazgeçirecek, Allah'ın dinini her tarafa ulaştırmamızda ve yeryüzünden her türlü fitneyi kaldırmamızda önemli rol oynayacaktır(8). Kur'an-ı Kerim'de Hz. Davud (as)'a demirin yumuşatıldığı anlatılır. (Sebe, 34/10) Hz. Davud (as), bir mucize olarak demire istediği şekli vermekte, bununla silah, zırh yapmaktadır. Kur'an'ın 114 suresinden birinin "demir" anlamındaki "Hadid" olması da düşündürücüdür. Bu surede, demirle ilgili şu ayet vardır:

"Demiri indirdik. Onda kuvvetli bir sertlik ve insanlara bir takım menfaatler vardır." (Hadid, 57/25)

Dikkat edilirse, günümüz savaş sanayii demir üzerine kuruludur. Kur'an-ı Kerim'de böyle talimatlar ve böyle işaretler varken, Müslümanların bu hakikatlerden gafil kalması; gayri müslimlerin ise bu hakikatlere sahip çıkması, ibretle düşünülmesi gereken bir olaydır. "Ben Müslümanım" diyenler, okudukları Kur'an'da yer alan emirleri iyi bilmek ve ona göre yaşamak zorundadırlar. Yoksa, ehl-i hak iken, şu dünyada ehl-i batıla mağlub olmaları kaçınılmaz olacaktır. Son iki yüz yıllık dönem, söylediklerimizin ispatıdır. Konuyla ilgili bakılacak soru ve cevaplar: Kur’an-ı Kerime göre savaşta başarılı olmanın kuralları nelerdir? Savaşın kaçınılmaz olduğu durumlarda, Müslümanların uymak zorunda olduğu ilkeler nelerdir? Kur’anda savaş hukukuyla ilgili ne gibi esaslar vardır?

Page 9: 02 Kasım 2012  · 2012-11-02 · Kadın adetli iken bu kolyeleri ve Cevşen'i takabilir. Ayrıca cima esnasında da takılabilir. Ancak açıkta ise üstünü örtmek gerekir. 7

9

Kaynaklar:

1-Yazır, II, 1391 2-Ebu Davud, Cihad, 23; İbnu Mace, Cihad, 19 3-Ebu Bekir Cessas, Ahkamu'l-Kur'an, Daru'l-Fikr, Beyrut, 1993, III,102;Alusi, X,25 4-Ebu Davud, Cihad, 23; Tirmizi, Fedailu'-Cihad, 11 5-Buhari, Cihad, 43; Tirmizi, Cihad, 19; İbnu Mace, Cihad, 14 6-Razi, XV, 185; Cessas, III, 102; Rıza, X, 69; Tabbera, s.386; Abdülhalim Mahmud, El-Cihadu fi'l-İslam, Daru'l-Mearif, Kahire, s. 17; Kadiri, I, 516; Sabuni, Kabes, III, 161 7-Bilmen, III, 357; Tabbera, s. 386 8-Muhammed Şedid, El-Cihadu fi'l-İslam, Müessesetu Risale, Beyrut, 1985, s.119.

Page 10: 02 Kasım 2012  · 2012-11-02 · Kadın adetli iken bu kolyeleri ve Cevşen'i takabilir. Ayrıca cima esnasında da takılabilir. Ancak açıkta ise üstünü örtmek gerekir. 7

10

Hakiki Adalet ister ki merhamet dahi eşit dağılsın. Allah neden herkese eşit bir şekilde merhametinden istifadeye sunmuyor?

Konuyu bir kaç maddede özetlemeye çalışalım: - Önce şunu belirtelim ki, merhametin herkese eşit dağıtılması adaletin gereği değildir. Hatta adalete ters düşen bir durumdur. Çünkü kendi amacı, hedefi, gayesi ve hikmetini gözetlemeyen bir adalet, adaletten çok zulüm olur. Mesela, imtihanı kazanan çalışkan talebelerle kazanmayan tembel talebelere aynı şekilde merhamet edip hepsini aynı kefeye koymak büyük bir haksızlıktır. Burada öğretmen, merhametini bir kenara koyup adaletini göstermek zorundadır. Bunun gibi, Allah’ın kendilerine verdiği özgür iradeleriyle yollarını tayin eden insanlardan -söz gelişi- imtihanı hakkıyla kazanan Ebu Bekir-i sıddık ile bu imtihanı kaybeden Ebu Cehil’i aynı kefeye koyması yerden göğe haksızlıktır. - Allah’ın sıfatları mütedahil dairler gibi iç içedir. Bir sıfatının tecelli etmesi, bağımsız olmayıp diğer sıfatların gereğini de göz önünde bulundurmaktadır. Örneğin, Allah’ın HALIK(yaratıcı) ismi, tecelli ederken, sadece sonsuz bir kudret açısından değil, aynı zamanda hikmet, adalet, merhametin çerçevelediği bir şekilde tecelli eder. Bunun gibi, Allah’ın adalet ve merhametinin tecellisi de mutlak değil, ilahî hikmetle kayıtlıdır, sınırlıdır. Bu sebeple, Allah -merhameti sonsuz olmakla beraber-, her şeyi sadece bu rahmetin gereği doğrultusunda değil, aynı zamanda adalet ve hikmetin de gereğini gözeten bir hakikat doğrultusunda yapar. - Dünya hayatı bir imtihandır. İmtihanın soruları güzel bir hayat ile sıkıntılı hayat cilveleridir. Güzel hayata karşı şükür, sıkıntılara karşı ise sabır tek doğru cevaptır. Sıkıntı kadar bolluk da, fakirlik kadar zenginlik de, normal vatandaşlık kadar makam sahibi olmak da çok büyük bir imtihan sorusudur.

Çoğu zaman Allah, değişik güzellikler sergileyen bir kuluna imtihanı kazanması için zenginliği, makamı vermiyor. Bu iş, görünürde iyi görünmüyorsa da gerçekte ebedi saadeti kazandıracak bir güzelliktedir.

Onun için bize düşen, Allah’ın adalet, merhamet ve hikmetine güvenmek ve teslim olmaktır.

İlave bilgi için tıklayınız:

Eşitlik ve adalet aynı şey midir? Değilse, aralarındaki fark nedir? Allah kullarını imtihan ederken adaletsizlik yapar mı? İslam’ın adalet anlayışı nasıldır? Dünyadaki verilen nimetlerin farklı olması adalet açısından nasıl değerlendirilir? İslâmî manada adalet kavramlarını nasıl anlamalıyız? Kâfirlerin cehennemde yanmaları adalet midir? İnsanların dünya nimetlerinden aldıkları paylardaki farklılık, ilâhî adalet yönünden nasıl yorumlanabilir?

Page 11: 02 Kasım 2012  · 2012-11-02 · Kadın adetli iken bu kolyeleri ve Cevşen'i takabilir. Ayrıca cima esnasında da takılabilir. Ancak açıkta ise üstünü örtmek gerekir. 7

11

Efendimizin Mekke'den ayrılırken "Sen bana tüm şehirlerden güzelsin." demesi, orada Kâbe olduğundan mı, yoksa Efendimzin çocukluğunun orada geçmesi, orasının memleketi olmasından mı?

Peygamber Efendimiz (asm) Mekke'den çıkarken Kabe'nin yanına gelmiş ve ona bakarak şöyle demişti:

"Allah'ın yarattığı şeyler içinde en çok sevdiğim yer sensin. Eğer buranın halkı beni (zorla) çıkarmasaydı, ben kendiliğimden çıkmazdım." (Heysemi, Mecmau‘z-Zevâid, 3/283)

Mekkeliler davetini engelleyerek ve kendisine eziyet vererek Peygamber Efendimizi (asm) Mekke'den çıkarmışlardı. Peygamberimizin (asm) bu sözü söylemesinin sebebi öncelikle atalarından olan Hz. İbrahim (as)'in yaptırdığı Kabe'nin burada olmasından dolayıdır. Ayrıca doğup büyüdüğü Mekke'den ayrılmak da ona ağır gelmiştir. Ayetlerde zikredildiği gibi Beytullah, insanların ibadet etmesi için yeryüzünde inşa edilen ilk yapı (Âl-i İmrân, 3/96) ve Mekke, şehirlerin anası (Ümmü'l-Kura) dır (En'am, 6/92).

Page 12: 02 Kasım 2012  · 2012-11-02 · Kadın adetli iken bu kolyeleri ve Cevşen'i takabilir. Ayrıca cima esnasında da takılabilir. Ancak açıkta ise üstünü örtmek gerekir. 7

12

Uzun tesbihat nasıl yapılır yazar mısınız? Uzun tesbihat yaparken "falem ennehü la ilahe illah" dedikten sonra "innallahe vemelaiketehü yüsallüne" diye devamını bana yazar mısınız?

SABAH (AKŞAM) NAMAZI TESBİHATI Ezan ve kâmetin arkasından bu dua okunur. "Allahumme rabbe hâzihî'd-da'veti't-tâmmeh ve's-salâti'l kâimeh, âti Muhammeden'il vesîlete ve'l-fadîlete ve'b'ashu mekamen Mahmûden ellezi veadteh. İnneke la tuhliful mîâd." Sabah namazının iki rek'atlik farzından sonra "SELAM DUASI" okunur. Estağfirullâh, estağfirullâh, estağfirullâh el-azîym el-kerîm, ellezî lâ ilâhe illâ hû, el-hayy'el kayyûm, ve etübü ileyh. Allâhumme ente's-selâmü ve minke's-selâm, tebârekte yâ zelcelâli ve'l-ikrâm. Arkasından "Salâten Tüncinâ" ya da "Salât-ı Münciye" olarak bilinen duâ okunur. "Allâhümme sâlli alâ seyyidinâ Muhammedin ve alâ âli seyyidinâ Muhammed. Salâten tuncînâ bihâ min cemîil ahvâli ve'l-âfât. Ve takdîlenâ bihâ cemiâ'l-hâcât. Ve tutahhirunâ bihâ min cemî'ıs-seyyiât. Ve terfeunâ bihâ indeke â’led-deracât. Ve tübelliğunâ bihâ aksa'l-gâyât. Min cemî'il-hayrâti fi'l-hâyâti ve ba’de'l-memât. Âmin yâ mücib'ed-deavât, ve'l-hamdü lillâhi rabb'il-âlemin." Müteakiben bir defa: "Allâhumme innâ nukâddimu ileyke beyne yedey külli nefesin ve lemhatin ve lahzatin ve tarfatin yatrifu bihâ ehlü's-semâvâti ve ehlü'l-aradîyn, şehâdeten eşhedü en,.." Müteakiben on defa: "Lâ ilâhe illallâhu vahdehu lâ şerike leh, lehü'l-mülkü ve lehü'l-hâmdü yuhyi ve yumit ve hüve hayyun lâ yemût biyedihi'l-hayr ve hüve alâ külli şey’in kadir." denir. Onuncusunda en sonuna "ve ileyhi'l-masîyr." eklenir. Tövbe istiğfâr duâsı okunur (Eller ders çevrilerek): Allâhümme ecirnâ minennâr (3-5 veyâ 7 defâ) Sonra şöyle devam edilir:

Allâhümme ecirnâ min külli nâr. Allâhümme ecirnâ min fitneti'd-dîniyyeti ve dünyeviyyeh Allâhümme ecirnâ min fitneti ahiri'z-zamân Allâhümme ecirnâ min fitneti'l-mesihi'd-deccâli ve's-sufyân Allâhümme ecirnâ mine'd-dalâlâti ve'l-bıd'ıyyâti ve'l-beliyyât Allâhümme ecirnâ min şerri'n-nefsi'l-emmâreh

Page 13: 02 Kasım 2012  · 2012-11-02 · Kadın adetli iken bu kolyeleri ve Cevşen'i takabilir. Ayrıca cima esnasında da takılabilir. Ancak açıkta ise üstünü örtmek gerekir. 7

13

Allâhümme ecirnâ min şurûri'n-nüfûsi'l-emmârati'l-firâvniyyeh Allâhümme ecirnâ min şerri'n-nisâ Allâhümme ecirnâ min belâ'in-nisâ Allâhümme ecirnâ min fitneti'n-nisâ Allâhümme ecirnâ min azâbi'l-kâbr Allâhümme ecirnâ min azâbi'l-yevmi'l-kıyâmeh Allâhümme ecirnâ min azâbi cehennem Allâhümme ecirnâ min âzâbi kahrik Allâhümme ecirnâ min nâri kahrik Allâhümme ecirnâ min azâbi'l-kabri ve'n-nîrân Allâhümme ecirnâ mine'r-riyâi ve's-sum’âti ve'l-ucubi ve'l-fâhr Allâhümme ecirnâ min tecâvuzi'l-mülhidîyn Allâhümme ecirnâ min şerri'l-munâfıkîyn Allâhümme ecirnâ min fitneti'l-fâsıkîyn Allâhümme ecirnâ ve ecir vâlideynâ ve talebete rasâili'n-nûru's-sâdıkîyne fi hizmeti'l-kur’âni ve'l-imân, ve ahbâbene'l-mü’minîne'l-muhlisîyne ve akrıbâenâ ve ecdâdenâ mine'n-nâr."

Burada eller yukarı çevrilerek devam edilir:

"Bi afvike yâ mücir bi fadlike yâ gâffâr. Âllâhümme edhılne'l-cennete mea'l-ebrâr. Âllâhumme edhılne'l-cennete meâ'l-ebrâr. Allâhumme edhılnâ ve edhı'l-üstâdenâ Said-i Nursî radıyallahu anh ve vâlideynâ ve talebete rasâili'n-nûru ve ıhvânenâ ve ehâvatenâ ve akribâenâ ve ecdâdenâ ve ahbâbene'l-mü’minîne'l-muhlisîyne fi hizmeti'l-imâni ve'l-Kur’ân, el cennete meâ'l-ebrâr, salli alâ nebiyyike'l-muhtar ve âlihi'l-athâr ve ashâbihi'l-ahyâr ve sellim mâdâme'l-leylü ve'n-nehâr. Âmin, velhamdü lillâhi rabbil âlemin." Bilinen namaz tesbihatına devam edilir. "Subhânallâhi ve'l-hâmdü lillâhi ve lâ ilâhe illallâhü vallâhu ekber, ve lâ hâvle ve lâ kuvvete illâ billâhi'l-aliyyü'l-azîym." denir ve Ayete'l-Kürsi okunduktan sonra tesbih çekilir: 33 Subhânallâh, 33 Elhamdulillâh, 33 Âllâhuekber. Tesbihlerden sonra: "Lâ ilâhe illallâhu vahdehu lâ şerike leh, lehü'l-mülkü ve lehü'l-hâmdü yuhyi ve yumit, ve hüve hayyun lâ yemût, biyedihi'l-hayr ve hüve alâ külli şey’in kadir ve ileyhi'l-masîyr." denir ve namazın duası yapılır. Duâdan sonra; Fa'lem ennehu denir ve 33 defa (sabah namâzından sonra 100 defa okunabilir) Lâ ilâhe illâllâh okunur. Sonra Muhammede'r- resûlullâhi sallallâhü teâlâ âleyhi ve sellem denir.

Page 14: 02 Kasım 2012  · 2012-11-02 · Kadın adetli iken bu kolyeleri ve Cevşen'i takabilir. Ayrıca cima esnasında da takılabilir. Ancak açıkta ise üstünü örtmek gerekir. 7

14

Besmele çekilip; "İnnallâhe ve melâiketehû yusallûne alennebiyy; yâ eyyühellezine âmenu, sallû aleyhi ve sellimu teslîmâ âyeti okunup Lebbeyk." denir. Müteakiben; "Allâhümme sâlli alâ seyyidinâ Muhammedin ve alâ ali seyyidinâ muhammedin biadedi külli dâin ve devâin ve bârik ve sellim aleyhi ve aleyhim kesirâ." (Üç defa okunur) Salli ve sellim yâ rabbi alâ hâbibike muhammedin ve alâ cemî'il-enbiyâi ve'l-mürselîn, ve alâ âli küllin ve sâhbi küllin ecmâin, âmîn, velhâmdulillâhi râbbi'l-âlemîn. denir Müteakiben; Elfü elfi salâtin ve elfü elfi selâmin âleyke yâ Rasûllallâh Elfü elfi salâtin ve elfü elfi selâmin âleyke yâ Habîballâh Elfü elfi sâlâtin ve elfü elfi selâmin âleyke yâ emîne vahyillâh "Allahumme salli ve sellim ve bârik alâ seyyidinâ muhammedin ve alâ âlihi ve ashâbihî, biadedi evrâki'l-eşcâr ve emvâci'l-bihâr ve katarâti'l-emtâr. Vâğfirlenâ verhamnâ ve'l-tüfbinâ ve bi üstâdinâ ve vâlideynâ ve bi talebeti rasâili'n-nuru's-sadıkîyne yâ ilahenâ bi külli salâtin minhâ eşhedühen lâ ilâhe illallâh ve eşhedü enne muhammeden rasûllullâhi sallallâhu teâlâ âleyhi ve sellem" denir. Müteakiben Tercüme-i İsm-i Âzâm Duası okunur: Bismillâhirrahmânirrahiym Subhaneke ya Allâh tealeyte yâ Rahman ecirnâ mine'n-nâr bi afvike yâ Rahmân Subhaneke ya Râhiym tealeyte yâ Kerim ecirnâ mine'n-nâr bi afvike yâ Rahmân Subhaneke ya Hâmid tealeyte yâ Hâkim ecirnâ mine'n-nâr bi afvike yâ Rahmân Subhaneke ya Mecid tealeyte yâ Melik ecirnâ mine'n-nâr bi afvike yâ Rahmân Subhaneke ya Kuddüs tealeyte yâ Selâm ecirnâ mine'n-nâr bi afvike yâ Rahmân Subhaneke ya Mü’min tealeyte yâ Müheymin ecirnâ mine'n-nâr bi afvike yâ Rahmân Subhaneke ya Âziz tealeyte yâ Cebbâr ecirnâ mine'n-nâr bi afvike yâ Rahmân Subhaneke ya Mütekebbir tealeyte yâ Hâlık ecirnâ mine'n-nâr bi afvike yâ Rahmân Subhaneke ya Evvel tealeyte yâ Âhir ecirnâ mine'n-nâr bi afvike yâ Rahmân Subhaneke ya zâhir tealeyte yâ Bâtın ecirnâ mine'n-nâr bi afvike yâ Rahmân Subhaneke ya Bâri tealeyte yâ Musâvvir ecirnâ mine'n-nâr bi afvike yâ Rahmân

Page 15: 02 Kasım 2012  · 2012-11-02 · Kadın adetli iken bu kolyeleri ve Cevşen'i takabilir. Ayrıca cima esnasında da takılabilir. Ancak açıkta ise üstünü örtmek gerekir. 7

15

Subhaneke ya Tevvâb tealeyte yâ Vehhâb ecirnâ mine'n-nâr bi afvike yâ Rahmân Subhaneke ya Bâis tealeyte yâ Vâris ecirnâ mine'n-nâr bi afvike yâ Rahmân Subhaneke ya Kâdim tealeyte yâ Mukim ecirnâ mine'n-nâr bi afvike yâ Rahmân Subhaneke ya Ferd tealeyte yâ Vitr ecirnâ mine'n-nâr bi afvike yâ Rahmân Subhaneke ya Nur tealeyte yâ Settâr ecirnâ mine'n-nâr bi afvike yâ Rahmân Subhaneke ya Celil tealeyte yâ Cemil ecirnâ mine'n-nâr bi afvike yâ Rahmân Subhaneke ya Kâhir tealeyte yâ Kâdir ecirnâ mine'n-nâr bi afvike yâ Rahmân Subhaneke ya Melik tealeyte yâ Muktedir ecirnâ mine'n-nâr bi afvike yâ Rahmân Subhaneke ya Alim tealeyte yâ Âllâm ecirnâ mine'n-nâr bi afvike yâ Rahmân Subhaneke ya Aziym tealeyte yâ Gâfur ecirnâ mine'n-nâr bi afvike yâ Rahmân Subhaneke ya Hâlim tealeyte yâ Vedud ecirnâ mine'n-nâr bi afvike yâ Rahmân Subhaneke ya Şehid tealeyte yâ Şâhid ecirnâ mine'n-nâr bi afvike yâ Rahmân Subhaneke ya Kebir tealeyte yâ Müteâl ecirnâ mine'n-nâr bi afvike yâ Rahmân Subhaneke ya Nur tealeyte yâ Lâtif ecirnâ mine'n-nâr bi afvike yâ Rahmân Subhaneke ya Semi' tealeyte yâ Kefil ecirnâ mine'n-nâr bi afvike yâ Rahmân Subhaneke ya Kârib tealeyte yâ Bâsiyr ecirnâ mine'n-nâr bi afvike yâ Rahmân Subhaneke ya Hâkk tealeyte yâ Mübin ecirnâ mine'n-nâr bi afvike yâ Rahmân Subhaneke ya Râuf tealeyte yâ Râhiym ecirnâ mine'n-nâr bi afvike yâ Rahmân Subhaneke ya Tâhir tealeyte yâ Müteâhhir ecirnâ mine'n-nâr bi afvike yâ Rahmân Subhaneke ya Mücemmil tealeyte yâ Mufâddil ecirnâ mine'n-nâr bi afvike yâ Rahmân Subhaneke ya Müzhır tealeyte yâ Mün’im ecirnâ mine'n-nâr bi afvike yâ Rahmân Subhaneke ya Deyyân tealeyte yâ Sultân ecirnâ mine'n-nâr bi afvike yâ Rahmân Subhaneke ya Hânnân tealeyte yâ Mennân ecirnâ mine'n-nâr bi afvike yâ Rahmân Subhaneke ya Ehâd tealeyte yâ Sâmed ecirnâ mine'n-nâr bi afvike yâ Rahmân Subhaneke ya Hâyy tealeyte yâ Kâyyum ecirnâ mine'n-nâr bi afvike yâ Rahmân

Page 16: 02 Kasım 2012  · 2012-11-02 · Kadın adetli iken bu kolyeleri ve Cevşen'i takabilir. Ayrıca cima esnasında da takılabilir. Ancak açıkta ise üstünü örtmek gerekir. 7

16

Subhaneke ya Adl tealeyte yâ Hâkem ecirnâ mine'n-nâr bi afvike yâ Rahmân Subhaneke ya Ferd tealeyte yâ Kuddûs ecirnâ mine'n-nâr bi afvike yâ Rahmân Eller açılır,

"Subhâneke âhiyyen şerâhiyyen tealeyte lâ ilâhe illâ ente ecirnâ ve ecir üstâdenâ ve vâlideynâ ve rufekâenâ ve âkribâenâ ve ahbâbene'l-mü’minîne'l-muhlisîyne (eller aşağıya çevrilir) mine'n-nâr ve min külli nâr vahfaznâ minşerri'n-nefsi ve'ş-şeytan ve min şerri'l-cinni ve'l-insân ve min şerri'l-bid’âti ve'd-dalâleti ve'l-ilhâdi ve't-tuğyân (eller yukârı çevrilir) bi âfvike yâ Mücir, bi fadlike yâ Gaffâr, bi rahmetike yâ erhame'r-râhimîn." "Allâhumme edhilne'l-cennete mea'l-ebrâr, bişefâati nebiyyike'l-muhtar. Amîn ve'l-hamdülillâhi rabbi'l-âlemin." E'uzü besmele çekilerek Haşr Suresinin son beş ya da üç ayeti okunur. ÖĞLE (YATSI) NAMAZI TESBİHATI Ezan ve kâmetin arkasından bu dua okunur. Allahümme rabbe hazihi'd-davet'it-tâmmeh, ve's-salâti'l-kaimeh, âti seyyidina Muhammeden'il-vesilete ve'l-fazilete ve'derecate'r-rafiate'l âliyeh, ilahî veb'ashu makâmen mahmuden'illez'i vaadteh. İnneke lâ tuhlifu'l-mîâd. Öğlen Namazının dört rek'atlik farzından sonra "SELAM DUASI" okunur "Estağfirullâh, estağfirullâh, estağfirullâh el-azîym el-kerîm, ellezî lâ ilâhe illâ hû, el-hayy'el kayyûm, ve etübü ileyh. Allâhumme ente's-selâmü ve minke's-selâm, tebârekte yâ zelcelâli ve'l-ikrâm." Arkasından (yukarıda geçtiği gibi) "Salâten Tüncinâ" ya da "Salât-ı Münciye" olarak bilinen duâ okunur. İki rek'at sünnet kılındıktan sonra bilinen namaz tesbihatına devam edilir. ...

Yukarıda geçtiği gibi, Tercüme-i İsm-i Âzâm Duasına kadarki kısım aynen okunur. Müteakiben İsmi Âzâm Duası okunur: Bismillâhirrahmânirrahiym. Yâ Cemilu Yâ Allâh Yâ Karîbu Yâ Allâh Yâ Mücîbu Yâ Allâh Yâ Habîbu Yâ Allâh Yâ Raûfu Yâ Allâh Yâ Atûfu Yâ Allâh

Page 17: 02 Kasım 2012  · 2012-11-02 · Kadın adetli iken bu kolyeleri ve Cevşen'i takabilir. Ayrıca cima esnasında da takılabilir. Ancak açıkta ise üstünü örtmek gerekir. 7

17

Yâ Ma’rûfu Yâ Allâh Yâ Latîfü Yâ Allâh Yâ Azîymü Yâ Allâh Yâ Hannânü Yâ Allâh Yâ Mennânü Yâ Allâh Yâ Deyyânü Yâ Allâh Yâ Subhânü Yâ Allâh Yâ Emânü Yâ Allâh Yâ Bürhânü Yâ Allâh Yâ Sultânü Yâ Allâh Yâ Müste'ânü Yâ Allâh Yâ Muhsinü Yâ Allâh Yâ Mütealü Yâ Allâh Yâ Rahmânü Yâ Allâh Yâ Rahîmü Yâ Allâh Yâ Kerîmü Yâ Allâh Yâ Mecîdü Yâ Allâh Yâ Ferdü Yâ Allâh Yâ Vitru Yâ Allâh Yâ Ehadü Yâ Allâh Yâ Samedü Yâ Allâh Yâ Mahmûdu Yâ Allâh Yâ Sadıka'l-vâ’di Yâ Allâh Yâ Âliyyü Yâ Allâh Yâ Ganiyyü Yâ Allâh Yâ Şâfî Yâ Allâh Yâ Kâfî Yâ Allâh Yâ Muâfî Yâ Allâh Yâ Bâkî Yâ Allâh Yâ Hâdî Yâ Allâh Yâ Kâdiru Yâ Allâh Yâ Sâtiru Yâ Allâh Yâ Kahhâru Yâ Allâh Yâ Cebbâru Yâ Allâh Yâ Gaffâru Yâ Allâh Yâ Fettâhu Yâ Allâh Eller açılır,

"Yâ rabbe's-semâvâti ve'l-ard, yâ zelcelâli ve'l-ikrâm. Es’elüke bi hakkı hâzihi'l-esmâi küllihâ en tüsâlliye alâ seyyidinâ Muhammedin ve alâ âli Muhammed, verham Muhammeden kemâ

Page 18: 02 Kasım 2012  · 2012-11-02 · Kadın adetli iken bu kolyeleri ve Cevşen'i takabilir. Ayrıca cima esnasında da takılabilir. Ancak açıkta ise üstünü örtmek gerekir. 7

18

salleyte ve sellemte ve bârekte ve râhimte ve terahhamte alâ ibrâhîme ve alâ âli ibrâhime fil alemin. Rabbenâ inneke hamîdun mecid. Birâhmetike yâ erhâme'r-râhimin. Velhamdü lillâhi rabbi'l-âlemin." denir. E'uzü besmele çekilerek "Lekad sadakallahü." aşri okunur.

İkindi namazı tesbihatı aynı öğle namazı gibi yapılır; sadece İsmi-i Azam Duası yerine, Tercüme-i İsmi azam okunur.

Page 19: 02 Kasım 2012  · 2012-11-02 · Kadın adetli iken bu kolyeleri ve Cevşen'i takabilir. Ayrıca cima esnasında da takılabilir. Ancak açıkta ise üstünü örtmek gerekir. 7

19

Secde ayetlerini birkaç defa okumaktan dolayı, her biri için ayrı ayrı tilavet secdesi gerekir mi?

Aynı mecliste aynı secde âyeti birkaç kez ardarda okunursa, hem okuyanın, hem dinleyenlerin bir defa secde yapmaları yeter. Bunun aksine aynı secde âyeti ayrı ayrı meclislerde okunursa veya aynı mecliste ayrı ayrı secde âyetleri okunursa, her birisi için ayrı bir Tilâvet Secdesi yapmak gerekir.(1) Secde âyetini okuyan aynı mecliste onu birkaç kez okur, ama işitenler ayrı ayrı meclislerde onu dinlerlerse, okuyana bir defa, dinleyenlere bulundukları meclis sayısınca Tilâvet Secdesi gerekir. Bunun aksine dinleyenler aynı mecliste bulunurken okuyan aynı âyeti birkaç mecliste tekrar ederse, okuyana bulunduğu meclis sayısınca, dinleyenlere bir defa Tilâvet Secdesi vâcib olur. Bu Meşayih-i Fukahadan çoğuna göredir ki biz de ona göre amel ediyoruz. Bir evin ve camiin içi tek meclis sayılacağından gerek okuyanın, gerek dinleyenin ev ya da câmî' içinde aynı secde âyetini birkaç yerde okumaları veya dinlemeleri de bir defa Tilâvet Secdesi yapmayı gerektirir. Aynı secde âyeti aynı mecliste birkaç kere tekrar edilirken ara-yerde su içmek veya konuşmak ya da birkaç lokma bir şey yemek birkaç kez Tilâvet Secdesini gerektirmez. Bunun gibi arayerde teşbih ve zikirlerle meşgul olmak da bir meclis hükmünü kaldırmaz. Secde âyetini okuduktan sonra birkaç sahife Kur'ân okur ve sonra tekrar aynı secde âyetini okursa, yine bir defa Tilâvet Secdesi kâfi gelir. Bununla beraber iki kez yapmasında bir sakınca yok, bilâkis yarar vardır. Yolculuk halinde bineğinden inip secde âyetini okur, sonra tekrar hayvanına binip aynı secde âyetini tekrar -henüz hareket etmeden, yani bir mesafe kat'etmeden okursa, yine ikisi için bir Tilâvet Secdesi kâfi gelir. Ama bineğine binip yola devam ettikten sonra okursa, meclis değiştiğinden her biri için ayrı secde yapması gerekir. Bunun aksine hareket eder, yani bineğinin üzerinde iken secde âyetini okur, sonra yol almadan inip bu kez yerde aynı âyeti okursa, ikisi için bir Tilâvet Secdesi yeter olur.(2) Yürürken secde âyetini tekrarlarsa, her biri için bir Tilâvet Secdesi yapması gerekir. Büyük bir ağacın başında daldan dala veya ağaçtan ağaca atlayıp geçerken her biri dal veya ağaçta aynı secde âyetini tekrarlarsa, herbiri için ayrı bir Tilâvet Secdesi vâcib olur. Deniz ya da ırmakta yüzerken de durum aynıdır. Aynı mecliste aynı secde âyetini tekrar tekrar okurken ara yerde karnını doyuracak kadar yemek yer veya geniş bir sohbette bulunur ya da bir süre uyursa, o takdirde her biri için ayrı bir Tilâvet Secdesi -istihsanen- gerekir.(3)

Kaynaklar: (1) El-Muhit / Radıyüddin Serahsi. (2) El-Cevheretü'n-Neyyire - Fetâvâ-yi Hindiyye. (2) El-Muhit / Serahsî. (Celal Yıldırım, Kaynaklarıyla İslam Fıkhı, Uysal Kitabevi: 1/441-442)

Page 20: 02 Kasım 2012  · 2012-11-02 · Kadın adetli iken bu kolyeleri ve Cevşen'i takabilir. Ayrıca cima esnasında da takılabilir. Ancak açıkta ise üstünü örtmek gerekir. 7

20

Uzun bir hadiste geçen "... sonra nübüvvet metodu üzere hilâfet olacaktır” ifadesini açıklar mısınız? Bu ne zaman olacaktır? Hz. Huzeyfe anlatıyor: Resulüllah(a.s.m); “Nübüvvet içinizde, Allah’ın dilediği kadar devam eder; sonra dilediği zaman onu ortadan kaldırır. Sonra, nübüvvet sisteminde bir hilafet olacaktır. Bu da Allah’ın dilediği kadar devam eder; ardından Allah onu da –dilediği zaman- ortadan kaldırır. Sonra ısırıcı bir saltanat olur. O da Allah’ın dilediği kadar devam eder, sonra Allah dilediğinde onu ortadan kaldırır. Daha sonra ceberut bir saltanat/bir krallık/zalim yönetimler başa gelir; o da Allah’ın dilediği kadar devam eder, ardından Allah dilediği zaman onu ortadan kaldırır. Sonra, nübüvvet sisteminde bir hilafet olur” buyurdu ve sonra sustu. (bk. Ahmed b. Hanbel, 4/273) Hafız el-Heysemi; “hadisi, Ahmed b. Hanbel, Bezzar- daha tam-, Taberanî -bir kısmını- rivayet etmiştir; Ravileri sikadır” diyerek hadisin sıhhatine hükmetmiştir. (bk. Mecmau’z-Zevaid, 5/226) Beyhakî de aynı hadise yer vermiş ve herhangi olumsuz bir beyanda bulunmamıştır. (bk. Beyhakî, Delailu’n-nübüvve, 7/413) - Bu hadis-i şerifte İslam ümmetinin geçireceği safhaları haber verilmiş ve tarih tarafından tasdik edilmiştir. Bu açıdan bu hadis ihbar-ı gaybî nevinden bir mucizedir. - Bu hadisin anlattığı safhaları şöyle sıralayabiliriz: 1. Peygamberlik dönemi; 23 yıl sürmüştür. 2. Raşit halifeler devri; 30 yıl sürmüştür. 3. Saltanat devri; Hz. Muaviye (veya oğlu Yezid) ile başlayan ve Osmanlı devletinin sonuna kadar devam eden süreç. 4. Ceberût devri; Osmanlı devletinin yıkılmasından sonra bütün İslam aleminde küçük- büyük devletlerde hüküm sürmüş ve sürmekte olan şiddetli zulüm, istibdat ve ceberut dönemine işarettir. Bu devir -tüm İslam aleminde- artık sekerâta başlamış, her halü kârda yakında ölecektir. 5. Asr-ı saadete benzer bir dönem; insanların yeniden dine döndüğü, dinsizliğin çöktüğü, ahlaksızlığın iflas ettiği, dindarlık, dürüstlük, ilim ve sırat-ı müstakim yolunun açıldığı bir devir olarak gerçekleşeceğine ümidimiz tamdır. Bu hadisin haber verdiği dört safhanın doğruluğu, beşinci safhanın da doğruluğunun garanti belgesidir. “Ümidvar olunuz, şu istikbal inkılabı içinde en yüksek gür sadâ, İslâm'ın sadâsı olacaktır!" (Tarihçe-i Hayat, 133 ), "Şu istikbal zulümatı ve inkılabları içerisinde en gür ve en muhteşem sadâ, Kur'anın sadâsı olacaktır!" Tarihçe-i Hayat, 145 ) müjdesini veren Bediüzzaman hazretlerinin bu veciz ifadeleri hadisin bu son fıkrasının bir nevi açıklaması hükmündedir.

Page 21: 02 Kasım 2012  · 2012-11-02 · Kadın adetli iken bu kolyeleri ve Cevşen'i takabilir. Ayrıca cima esnasında da takılabilir. Ancak açıkta ise üstünü örtmek gerekir. 7

21

Şafii mezhebinde bayanlar nasıl namaz kılar, erkeklerden farkı nedir, anlatır mısınz? Kadınların (namazda) erkeğe muhalefet ettiği yerler: Erkekler: - Pazularını yanlarından uzaklaştırır. - Rüku' ve secdelerde dirseklerini yanlarından, karnını da dizlerinden uzaklaştırır. - Aşikar okunacak yerlerde açık okur (cuma, bayram ve gece kılınan namazlardaki ilk iki rekatlerinde). - Erkeğin avret yeri göbeğiyle diz kapağı arasıdır. Kadınlar ise: - Namazlarda uzuvlarını birbirine yapıştırır. - Açıkta okunması gereken yerlerde sessiz okurlar. - Uygun olmayan herhangi bir durum oluşunca da ellerini şapırdatarak yanındakileri uyarır. - Kadınların avret yeri ise, yüzü ve elleri dışında kalan vücudunun her yeridir. Cariyenin avreti erkek gibidir.

Page 22: 02 Kasım 2012  · 2012-11-02 · Kadın adetli iken bu kolyeleri ve Cevşen'i takabilir. Ayrıca cima esnasında da takılabilir. Ancak açıkta ise üstünü örtmek gerekir. 7

22

Gıybet yapılan bir ortamda nasıl davranmalıyız? Ortamı terk etmemiz mümkün değil; konuyu da değiştiremiyoruz. Bazen de sevdiğimiz biri hakkında konuşuluyor. Susmak mı iyi yoksa savunmak mı?..

Gıybeti anlatan kişi kadar dinleyen kişi de mesul olur. Bu bakımdan gıybet eden kişiye karşı bir şey söyleyemesek de hal ve hareketlerimizle yapılan gıybeti dinlemek istemediğimizi göstermemiz gerekir. İman hizmetine çok emeği geçmiş büyük bir insanın dediği gibi:

O, bir gün birkaç hususu haber vermek ve bir meselede de şikayetini arz etmek için Bediüzzaman Hazretlerine gidiyor. Tam söze başlayacağı sırada, Hazreti Üstad -o kendine has red ifade eden tavrıyla- “Kardeşim ben bir şey bilmiyorum.” diyor. O zat, bir süre sonra bir fırsatını bulup tekrar söz alıyor; Üstad yine, “Kardeşim ben bir şey bilmiyorum.” diyor. Bir kere daha deneyince yine aynı cevapla karşılaşıyor: “Kardeşim ben bir şey bilmiyorum.”

Bir başka zaman, diğer bir kişiden benzer bir hatıra ise şöyledir:

“Bir gün Üstad’ın yanına gittim. Bir meselenin halli için, belki birileri hakkında zemm de ifade eden bazı şeyler söyleyecektim. Üstad anlatmak istediğim mevzuyu bilmiyordu. Fakat, ben ne zaman söze başlasam, “Kardeşim, ben dinlemek istemiyorum.” deyip meseleyi kapattı. Ben anlatmakta ısrar ettim; ara ara söze girmeye çalıştım ama O da her defasında “Kardeşim, bu hususta bir şey dinlemek istemiyorum.” dedi ve bana başkalarıyla alakalı tek cümle söyleme fırsatı bile vermedi.” Bediüzzamanın davranışı, suizanna, gıybete ve insanlar hakkındaki kesin bilgiye dayanmayan hükümlere karşı tavır alma demektir. Zannediyorum, biz de bir kaç yerde böyle ders versek, yanımızda vazifemizi alakadar eden konular haricinde konuşulmasına fırsat vermesek, suizanları seslendirme ve gıybetlere girmelerin alanı da kendi kendine daralacaktır. O türlü hırıltıların alanının genişlemesi, biraz da bizim hırıltılara müsamahamızdan kaynaklanmaktadır. Maalesef, biz müsamaha gösterilmemesi gerekli olan bir konuda müsamahalı davrandığımızdan, gıybet edenlerin ve müfterilerin hareket alanlarını da genişletmiş oluyoruz.

İlave bilgi için tıklayınız:

Başımıza gelmiş kötü olayları anlatmak gıybet olur mu?

Page 23: 02 Kasım 2012  · 2012-11-02 · Kadın adetli iken bu kolyeleri ve Cevşen'i takabilir. Ayrıca cima esnasında da takılabilir. Ancak açıkta ise üstünü örtmek gerekir. 7

23

"Bilin ki, kadın şeytan sûretinde gelir ve şeytân sûretinde gider. Sizden biriniz, bir kadın görünce zevcesine gelsin. Bu içinde doğmuş olanı giderir." sözünü (hadisini) açıklar mısınız?

Câbir (r.a.) anlatıyor: Rasûlullah (asm) bir kadın gördü de kadın hoşuna gitti. Bunun üzerine eşi Zeyneb’e geldi. Zeyneb o esnada bir deri ovuyordu. Rasûlullah onunla cinsel ihtiyacını giderdi ve bunun üzerine şöyle buyurdu:

“Kadın şeytan suretinde gelir, şeytan suretinde gider. Sizden birisi bir kadın görür de hoşuna giderse, eşine varsın (onunla beraber olsun!) Çünkü bu, onun nefsinde uyanan şeyi giderir.“ (Ahmed b. Hanbel, Musned, Mısır trs., III / 330; Krş. Muslim, Nikâh 9; Ebû Dâvûd, Nikâh 43; Tirmizî, Radâ’ 9)

İbnu'l-Arabî (ö.543/1148), Peygamber (asm)'in başına gelen hâdisenin Allah'tan başkasının bilemeyeceği bir sır olması nedeni ile, bunun mânâsı garip bir hadis olduğunu söylemiş; ancak hadisin sıhhati veya bazı ilâvelere maruz kalıp kalmadığı konusunda herhangi bir şüphe izhar etmemiştir. Hz. Peygamber (asm)'in kendisini, halkı teselli etmek ve onlara tâlim olsun diye ifşâ ettiğini, çünkü insanoğlunun şehvet sahibi olduğunu ifade etmiştir. Bununla beraber Hz. Peygamber (asm)’in mâsum olduğunu, bir kadın gördüğünde onun zihninde dolaşmasından şer'an muaheze olunmayacağını ve bu durumun onun derecesini düşürmeyeceğini, kendisinde meydana gelen "kadından hoşlanma duygusu"nun, insanoğlunun beşerilik vasfının bir gereği olduğunu, sonra Hz. Peygamber (asm)’in ismet sifatı ile ona galip geldiğini, dolayısıyla beşer olmanın gereği olarak hoşlanma ve şehvetinin hakkını vermek için iffetle eşine geldiğini söylemektedir. (İbnu'l-Arabî el-Mâlikî, Ârıdatu'l-ahvezî şerhu Câmi‘i't-Tirmizî, Beyrut 1415/1995, III / 92) İbnu'l-Arabî, "kadın şeytan suretinde gelir" ifadesini yorumlarken de, kadına bakmanın şehveti tahrik edip arzuları harekete geçirdiğini, kadının şeytanın askerlerinden olduğunu, bundan dolayı da Hz. Peygamber (asm)’in onu şeytana benzettiğini, şeytanın kendisine boyun eğdirdiği kişilere karşı yardım aldığı vasıtalardan birinin kadın olduğunu söylemektedir. Keza İbnu'l-Arabî, "sizden biriniz bir kadın görür de hoşuna giderse eşine varsın. Çünkü onda olan, onda da vardır”, ifadesinin, “kadının yanında olup da ona dokunduğu zaman cansız bir nesneye dokunur gibi oluncaya dek arzuların yok edilmesi” görüşünde olan Sûfiyye’yi reddettiğinin, aynı zamanda İslâm dininde ruhbanlık gibi bir inancın da yer almadığının bir göstergesi olduğunu belirtmektedir. (İbnu'l-Arabî, Ârıdatu'l-ahvezî, III / 92.) Nevevî (ö.676/1277) de kadının şeytana benzetilmesinin, nefsi hevâ ve fitneye davet ettiğinin bir işareti olduğunu; Allah’ın, erkeklerin gönlüne kadınlara meyletme ve onlara bakmaktan zevk alma duygusu yarattığını, dolayısıyla şeytanın erkeğe vesvese verme ve kötülüğü ona süslü göstermesi açısından kadının şeytana benzetildiğini; ayrıca Hz. Peygamber (asm)'in eşine gidip onunla beraber olmasının, ashâbını irşat için onlara fiilî ve sözlü bir öğretim olduğunu belirtmektedir. Ayrıca bu olayın, erkeğin eşi ile gündüz veya herhangi bir vakitte, terketmesi mümkün olan bir işle meşgul olsa bile, beraber olmasında bir mahzur olmadığını gösterdiğini; çükü bunu geciktirmekle bedeninde, kalbinde veya gözünde herhangi bir zararın meydana gelebileceğini

Page 24: 02 Kasım 2012  · 2012-11-02 · Kadın adetli iken bu kolyeleri ve Cevşen'i takabilir. Ayrıca cima esnasında da takılabilir. Ancak açıkta ise üstünü örtmek gerekir. 7

24

1, bununla beraber bir kimsenin bir kadın görüp de şehvetini harekete geçirmesi durumunda, şehvetini giderip nefsini teskin etmesi için -varsa- evine gidip eşi ile beraber olmasının müstehap olduğunu 2, âlimlerin bu hadisten kadının zaruret dışı dışarı çıkmaması ve cezp edici elbiseler giymemesi, erkeğin de kadına ve zînetine bakmaması gerektiği hükümlerini de istinbat ettiklerini söylemektedir3. Sehârenfûrî (ö.1346/1927) ise, Hz. Peygamber (asm)’in kadına yönelik söz konusu edilen bakışının ani bir bakış olduğunu söylemektedir. Sebeb-i vurûd olarak nakledilen olayda Hz. Peygamber (asm)’in yanına gittiği eşinin adının bazı rivâyetlerde Zeyneb binti Cahş, bazı rivâyetlerde de Sevde olarak geçmesini, ya olayın iki kez gerçekleştiği veya bazı râvilerin, Hz. Peygamber (asm)'in eşini isimlendirmede yanıldıkları şeklinde yorumlamaktadır. Ayrıca “şeytan suretinde gelme” ifadesinde, kadının vesvese verme ve saptırma sıfatlarında şeytana benzetildiğini, kadına bakmanın fesata bir davet olduğunu, böyle hoşlanma gibi bir durumla karşı karşıya kalan bir kimsenin gidip eşi ile beraber olması gerektiğini; çünkü eşi ile beraber olmanın, nefsinde meydana gelen kadınlara meyl ve onlara bakmaktan hoşlanma duygusunu azaltacağını söylemektedir. 4 Azîmâbâdî'nin yorumu da bundan farklı değildir. Ayrıca yine ona göre kadına bakmak her yönüyle fesada davet edici bir durumdur. 5 Tirmizî şârihi Mubarekfûrî (ö.1353/1934), "kadın şeytan suretinde gelir" ifadesinin yorumunda, Hz. Peygamber (asm)'in "vesvese verme ve kötülüğe davet etme" özelliğiyle kadını şeytana benzettiğini ifade etmektedir. 6 Ahmed Davudoğlu ise Nevevî'nin yorumlarını aynen almıştır. "Bu Hadisten Çıkarılan Hükümler" başlığı altında şu hükümleri sıramaktadır: 1. Bir kadını görerek şehveti harekete gelen kimsenin, derhal karısı ile cimâ etmesi ve nefsini yatıştırması müstehaptır. 2. Zaruret yokken kadının erkekler arasına çıkmaması icab eder. 3. Erkek ecnebi bir kadına, kadının elbisesine ve zînetlerine mutlak surette bakmamalıdır. 4. Kadın öte beri işlerle meşgul olsa bile kocasının onu gece veya gündüz cimâya davet etmesinde bir beis yoktur. Çünkü bazen erkeğe şehvet galebe çalar, cimâ geciktirilirse bedenine, kalbine veya gözüne zarar gelebilir“ 7. Prof. Dr. İbrahim Canan'ın rivâyet hakkındaki yorumu ise şöyledir: “1. Hadisin Müslim’deki aslının baş tarafında vurûd sebebi de zikredilir. Buna göre, Rasûlullah (asm) yolda gördüğü bir kadın sebebiyle ailesine gelmiş, sonra ashabına yukarıdaki tavsiyede bulunmuştur. Rasûlullah (asm) bu davranışıyla ümmetine örnek olmuştur. Öyleyse bir kadın görüp de içinde bazı hisler uyanan kimsenin, sünnete ittibaen ailesine gelmesi ve şehvetini teskin etmesi müstehaptır. 2. Kadının şeytana teşbihi, erkeklerin içinde his uyandırdıkları içindir. Zira Yüce Yaratan erkelerin fıtratına kadınlara karşı şiddetli bir meyil koymuştur. O meyil her erkekte mevcuttur. Harama sevketme işi şeytanın vazifesi olması hasebiyle, erkeklerde haram hisler uyandıran kadınlar o yönüyle şeytana benzetilmiş, bakmanın, görmenin hasıl edeceği şeytanî hisler ve neticeler nazâr-i dikkate arzedilmiştir. Öyleyse ciddî bir sebep yokken, kadın, erkeklerin arasına karışmamalıdır. Erkek, yabancı kadına imkan nisbetinde bakmamalıdır.

Page 25: 02 Kasım 2012  · 2012-11-02 · Kadın adetli iken bu kolyeleri ve Cevşen'i takabilir. Ayrıca cima esnasında da takılabilir. Ancak açıkta ise üstünü örtmek gerekir. 7

25

Hele zînetine, zînet yerlerine, güzelliklerine dikkatle bakması son derece mahzurludur. Bu sebeple olacak ki âyet-i kerîmede erkeklerin de gözlerini haramdan kısmaları emredilmiştir. 8 Söz konusu rivâyeti Ali Osman Ateş, “Hadis Temelli Kalıp Yargılarda Kadın” adlı eserinde değerlendirmiş, senet tenkidi yanısıra metin tenkidine de yer vermiştir. İlhan Arsel’in aynı rivâyetten hareketle Hz. Peygamber (asm)’in şahsına ve İslâm’a yönelttiği haksız eleştirilere cevap verirken, “şüphesiz kadın şeytan suretinde gelir şeytan suretinde gider” ifadesinden kadının şeytan olduğu ya da İslâm’ın kadına şeytan dediği sonucunu çıkarmanın mümkün olmadığını; hadiste temsilî bir anlatımın söz konusu olduğunu; mecâzen kurnaz, fitneci, düzenbaz kadınlara şeytan denilebileceğini; hadiste yer alan cümlede gerçekte kadınların şeytan oldukları değil, yabancı erkeklerin cinsel duygularını tahrik edip içlerini gıcıklayarak şuur altına itilmiş şehvetini uyandıran, cinselliğini kullanarak onları zinaya teşvik eden kadınların kastedildiğini ifade etmiştir9. Kaynaklar:

1- en-Nevevî, Ebû Zekeriyyâ Muhyiddin b. Şeref, Sahîhu Muslim bi-şerhi'n-Nevevî, Beyrut 1347/1929, IX, 178, 179. 2- Mubârekfûrî, Ebû'l-‘Ulâ Munammed Abdurrahman b. Abdurrahîm, Tuhfetu'l-ahvezî bi-şerhi'l-Câi‘i't-Tirmizî,Beyrut ts., IV, 270. 3- en-Nevevî, Sahîhu Muslim bi-şerhi'n-Nevevî, IX, 178, 179. Ayrıca bk. Ebû't-Tayyib Muhammed Şemsu'l-hak el- ‘Azîmâbâdî, ‘Avnu'l-Ma‘bûd Şerhu Suneni Ebî Dâvûd, Beyrut 1415/1995, VI, 148-149. 4- es-Sehârenfûrî, Halîl Ahmed, Bezlu'l-mechûd fî halli Ebî Dâvûd, th., Muhammed Zekeriyyâ b. Yahyâ el- Kandehlevî, byy., 1392, X, 195. 5- el-‘Azîmâbâdî, ‘Avnu'l-Ma‘bûd, VI, 148-149. 6- Mubârekfûrî, Ebû'l-‘Ulâ Munammed Abdurrahman b. Abdurrahîm, Tuhfetu'l-ahvezî bi-şerhi'l-Câi‘i't-Tirmizî, Beyrut ts., IV, 270. 7- Davudoğlu, Ahmed, Sahîh-i Muslim Tercüme ve Şerhi, İstanbul 1973, VII, 221. 8224 Nur: 30. 8- Canan, İbrahim, Kütüb-i Sitte Tercüme ve Şerhi, Ankara 1991, XV, 518. 9- Ateş, Ali Osman, Hadis Temelli Kalıp Yargılarda Kadın, İstanbul 2000, s. 72-83.

NOT:

Bu cevap Doç. Dr Cemal Ağırman’ın “Rivâyetlerin Değerlendirilmesinde Hz. Peygamber'in Şahsiyet ve Konumundan Yararlanmanın Rolü” isimli makalesinden istifade edilerek hazırlanmıştır. (İlahiyat Fakültesi Dergisi Cilt: VII / 1, s. 21-59 Haziran-2003-SİVAS) Yazarın konuyla ilgili bütün rivayetlerin sonundaki değerlendirmesi şöyledir:

Page 26: 02 Kasım 2012  · 2012-11-02 · Kadın adetli iken bu kolyeleri ve Cevşen'i takabilir. Ayrıca cima esnasında da takılabilir. Ancak açıkta ise üstünü örtmek gerekir. 7

26

“Naklin, "a) Sözlü kısmı, sebeb-i vurûdu ile birlikte nakledilip kadının şeytana benzetildiği rivâyetler; b) Sözlü kısmı, sebeb-i vurûdu ile birlikte nakledilip kadının şeytana benzetilmediği rivâyetler; c) Sadece sözlü kısmın yer alıp kadının da şeytana benzetilmediği rivâyetler"

şeklinde gelen üç ayrı versiyonu karşılaştırıldığında, üçüncü gruba ziyâde olarak gelen, gerek sebeb-i vurûd hâdisesini, gerekse kadının şeytana benzetildiği ifadeyi Hz. Peygamber (asm)'e isnat etmek mümkün gözükmemektedir. Birinci ve ikinci versiyondaki ziyâdelerin, ziyâde olmayan kısımla olan muhteva uyumsuzluğuna bakıldığında, ilgili rivâyete sonradan sokuşturulduğu ihtimalini güçlendirmektedir. Bütün bu ihtimaller alt alta konulup değerlendirildiğinde naklin tamamının uydurma olmadığını, anlatım ve sözlü ilâvelere maruz kaldığını söylemek mümkün gözükmektedir. Bu durumda naklin her üç versiyonu da dikkate alındığında çekirdek rivâyetin, “Bir kadın sizden birinizin hoşuna gider de gönlüne düşerse, eşine varsın ve onunla beraber olsun. Çünkü bu, nefsini yatıştırır.” şeklinde gelen rivâyet olduğunu söylemek mümkündür.” şeklinde olduğu görülmektedir.

İlave bilgi için tıklayınız:

“Kadınlar, şeytanın ağlarıdır.” hadis-i şerifi nasıl anlaşılmalıdır?

Page 27: 02 Kasım 2012  · 2012-11-02 · Kadın adetli iken bu kolyeleri ve Cevşen'i takabilir. Ayrıca cima esnasında da takılabilir. Ancak açıkta ise üstünü örtmek gerekir. 7

27

Mezhep diye bir şey var mı; mezheplerin hakikatı var mıdır?

İCTİHAD, Güç, takat ve çaba. Bir şeyi elde etmek için olanca gücünü sarfetmek anlamında hakîkî; kıyas vb. yollarla hüküm çıkarmak anlamında ise mecazîdir (Zebîdi, Tâcu'l-Arûs, Mısır 1307, II / 329). Bu kelime Kur'an-ı Kerîm'de zikredilmemiş, hadis-i şeriflerde ise her iki anlamda kullanılmıştır. Hz. Peygamber, düzgün namaz kılmayan bir sahâbiye "namazını yeniden kıl, çünkü sen namaz kılmadın" demiş ve bu hal üç defa tekrar edilmiştir. Üçüncüde namaz kılan "bana doğrusunu öğret, vallahi ben elimden geleni yaptım" derken "ictehedtü" ifadesini kullanmıştır (İbn Ebî Şeybe, el-Musannef, Haydarâbâd, 1966, I, 156). Şu hadislerde mecazî anlamında kullanılmıştır: "Hâkim hükmedip, ictihadda bulunur ve isâbet ederse ona iki ecir vardır" (Buhârî, el-İ'tisâm, 21; Müslim, Akdiye, 15; Ahmed b. Hanbel, III, 187). Allah Rasûlü, Muaz b. Cebel'i Yemen'e yönetici olarak gönderirken"Kitap ve sünnette hüküm bulamazsan ne ile hükmedersin" sorusuna Muaz "Reyimle ictihad ederim" diye cevap vermiştir (Tirmizî, III, s. 616: Ahmed b. Hanbel, V, 230; Şafii, el-Ümm, VII / 273).

* * *

İlave bilgiler için tıklayınız:

Mezhebler Nasıl Ortaya Çıkmıştır? Mezheblere Ne Lüzum Var? Herkes Kendisi Kur`an`ı ve Hadîsi Okuyup Hüküm Çıkaramaz mı? Hak Bir Olur. Halbuki 4 Mezhebin de Hak Olduğunu Kabûl Ediyoruz. Bu Nasıl Olur? MEZHEBLERİN DOĞMASI NEDEN ZARURÎ? Mezheb konusunda detaylı bilgi almak için tıklayınız...