1
Bir Koyundan İki Post: Kâr Pay ve KDV! Kız kardeşim 1991’de sigortalı oldu, 2584 gün prim yattı. 52 yaşında emekli olacak. Ancak 11 yıl önce işten ayrıldıktan 5 ay sonra bir çocuğu oldu. Şu an 38 yaşında ve şimdi doğum borçlanmasını yatırınca 2 yıl önce emekli olabilecek mi? Korhan Atcı SSK’li olduğu tarihten sonra yapılan doğumlar için, çalışılmayan 2 yıla kadar süreyi borçlanmak mümkün olup, sadece gün sayınızı arttırır. Bu durumda eğer gün sayısı emeklilik için yeterli değilse doğum borçlanması yapılarak gün sayısı arttırabilir. Sorularınız için malicozumism mmo.org.tr ad- resine mail ata- bilirsiniz. Tüm sorular e-posta ile tek tek ce- vaplanacaktır. D eğerli okurlarım, geçen haftaki yazımızda “örtülü sermaye ve transfer fiyatlandırması” açısından 23 Ocak 2011 tarihinin önemini vurgulamıştık. Bu vurgumuzun temelinde örtülü sermaye üzerinden ödenen veya hesaplanan faiz, vade farkı vb. tutarlar (kur farkları hariç) ile transfer fiyatlandırması yoluyla örtülü olarak dağıtılan kazançların hesap döneminin son günü itibarıyla dağıtılmış kâr payı sayılması gerçeği yatmakta idi. Evet gerçekten de Kurumlar Vergisi Kanunu’nun 12. maddesi ile 13. maddesi kâr payı varsayımı üzerine vergilendirme işlemleri yapmaktadır. Son dönemde vergi inceleme birimlerince düzenlenen inceleme raporlarında, kâr payı olarak kabul edilen tutarlar üzerinden ayrıca katma değer vergisi tarhiyatı yapıldığı görülmektedir. Özellikle, kasa ve ortaklar cari hesaplarının yüksek bakiyelerine, adat yoluyla hesaplanan faizler, hem kâr dağıtımı olarak kabul edilmekte hem de finansman hizmeti sunulduğu gerekçesiyle katma değer vergisi tarhiyatı yapılmaktadır. Oysa ki Katma Değer Vergisi Kanunu’nun 1. maddesi hükmü çok açıktır ve bu hükme göre kâr payları katma değer vergisine tabi değildir. Peki o zaman KDV tarhiyatı neden yapılmaktadır? Aslında bu uygulama eski Kurumlar Vergisi Kanunu’nun uygulandığı dönemden gelen ezberden başka bir şey değildir. Eski uygulama döneminde örtülü kazanç dağıtımı tespit edildiğinde; kurumlar vergisi matrahındaki aşınmayı önlemek amacıyla kurumlar vergisi raporu, geçici vergi matrahındaki aşınmayı önlemek amacıyla geçici vergi raporu ve katma değer vergisi matrahındaki aşınmayı önlemek amacıyla da katma değer vergisi raporu düzenlenirdi. Yeni kanunun uygulanması ile birlikte, yapılan incelemelerde, yukarıda belirtilen 3 rapora ilave olarak kâr dağıtım stopajı raporu da düzenlenmeye başlandı. Kurumlar Vergisi Kanunu’nun 12. ve 13. maddeleri hükmüne göre bu raporun düzenlenmesinde herhangi bir sorun yok. Sorun, eski kanunun uygulandığı dönemde düzenlenen KDV raporunun düzenlenmesi. Çünkü yukarıda da belirttiğimiz üzere, kâr payları katma değer vergisinin konusuna girmemektedir. Bu uygulamayı savunan vergi inceleme birimleri ile vergi idaresinin temelde iki gerekçesi var. Bunlardan birincisi Katma Değer Vergisi Kanunu’nun 27. maddesi. Anılan maddede, vergiye tabi hizmetin veya malın bedelinin emsal bedelden aşağı olamayacağı belirtiliyor. Emsal bedelin ise Vergi Usul Kanunu’nun 267. maddesi hükmüne göre tespit edileceği vurgulanıyor. Oysa, transfer fiyatlandırması yoluyla örtülü kazanç dağıtımında, emsallere uygun fiyat veya bedeller, Vergi Usul Kanunu’nun 267. maddesine göre değil, Kurumlar Vergisi Kanunu’nun 13. maddesine göre belirlenmektedir. Dolayısıyla Katma Değer Vergisi Kanunu’nun 27. maddesini referans noktası olarak seçecek olsak bile kurumlar vergisi açısından tespit edilen matrah farkı tutarı ile katma değer vergisi açısından geçerli olmayacaktır. Kurumlar vergisi matrah farkı Kurumlar Vergisi Kanunu’nun 13. maddesinde belirtilen emsallere uygun fiyat ve bedel tespit yöntemleri kullanılarak, katma değer vergisi matrah farkı ise Vergi Usul Kanunu’nun 267. maddesinde belirtilen sıra kullanılarak tespit edilecektir ve bambaşka bir gerekçeye dayanacaktır. Kâr payı sayılan tutarlar üzerinden KDV alınmasını savunanların ikinci gerekçeleri ise kâr payı sayma uygulamasının gelir ve kurumlar vergisi kanunlarının uygulaması açısından geçerli olduğudur. Evet, Kurumlar Vergisi Kanunu’nun 12. ve 13. maddeleri, örtülü sermaye üzerinden ödenen veya hesaplanan faiz, vade farkı vb. tutarlar (kur farkları hariç) ile transfer fiyatlandırması yoluyla örtülü olarak dağıtılan kazançları, gelir ve kurumlar vergisi uygulaması açısından, kâr payı olarak kabul etmektedir. Ancak, üzerinden vergi alınacak bir tutarı bir kanun açısından kâr payı sayıp, başka bir kanun açısından hizmet veya mal bedeli saymanın ne kadar doğru olacağını siz değerli okurlarımın takdirine bırakıyorum. Transfer fiyatlandırması yoluyla örtülü kazanç dağıtımı uygulamasında kâr payı sayılan tutarların katma değer vergisine tabi tutulması, bir koyundan iki post çıkarılmasına çok güzel bir örnek teşkil etmektedir. Vergi idaresinden bu konuda daha net düzenlemeler beklemek bütün mükelleflerin en doğal hakkıdır. Anne ve babaya ‘doğum izni’ için iyi haber A nnelere İş Kanunu ile tanınan haklardan birisi de, doğumdan önce 8 ve doğumdan sonra 8 hafta olmak üzere toplam 16 hafta, çoğul gebelik halinde ise doğum öncesi 10 ve doğum sonrası 8 olmak üzere 18 hafta süreyle çalışmamasıdır. Eğer annenin sağlık durumu çalışmaya uygun ise doktor raporuyla doğuma üç hafta kalıncaya kadar çalışıp, doğum öncesi kullanmadığı 5 haftaya, çoğul gebelikte 7 haftaya kadar olan süreleri doğum sonrası kullanma hakkı verilmiştir. Sosyal Güvenlik Kurumu, erken doğum yapan annelerin doğum öncesi kullanmaları gereken 8 veya 10 haftalık doğum öncesi süresini erken doğum süresi kadar kullandırmamakta. Örneğin, doğum öncesi 8 haftalık istirahatine başlayan bir annenin 6 hafta erken doğum yapması halinde, sadece 2 hafta doğum öncesi istirahati kullanabilmekte, 6 haftalık süreyi ise kullanamamaktadır. İşte TBMM’de görüşülmekte olan torba kanunda, hem memur ve hem de işçi annelerin erken doğum cezasının kaldırılmasına ilişkin düzenlemeler getiriliyor. Sigortalı kadının, erken doğum yapması halinde doğumdan önce kullanamadığı çalıştırılamayacak sürelerle isteği ve hekimin onayıyla doğuma üç hafta kalıncaya kadar çalışması halinde bu süreler doğum sonrası kullanılabilecek. İş Kanunu’nda da kadın işçinin erken doğum yapması halinde ise doğumdan önce kullanamadığı çalıştırılmayacak süreler, doğum sonrası sürelere eklenmek suretiyle kullandırılacağı yönünde bir düzenleme yapıldı. Aynı şekilde devlet memuru olan anneler için de, doğumun erken gerçekleşmesi sebebiyle, doğum öncesi analık izninin kullanılamayan bölümü de doğum sonrası analık izni süresine ilave edileceği hükme bağlandı. Yine, doğumda veya doğum sonrasında analık izni kullanılırken annenin ölümü halinde, isteği üzerine memur olan babaya anne için öngörülen süre kadar izin verileceği de getirilen hükümler arasında. Bu değişiklik yasalaşırsa, ilk defa babalar da doğum izni kullanabilecek. YAHYA ARIKAN e-posta: [email protected] SAYFA 14 DOĞUM YAPANLAR ÇALIŞMADIĞI SÜRE İÇİN BORÇLANABİLİR Mİ?

14 EKONOMİ Girişimcilik eğitimi alana hibearchive.ismmmo.org.tr/docs/basin/2011/ym/26012011_cumhuriyet.pdf · Kanunu’nun 1. maddesi hükmü çok ... kalıncaya kadar çalışıp,

  • Upload
    others

  • View
    5

  • Download
    0

Embed Size (px)

Citation preview

Page 1: 14 EKONOMİ Girişimcilik eğitimi alana hibearchive.ismmmo.org.tr/docs/basin/2011/ym/26012011_cumhuriyet.pdf · Kanunu’nun 1. maddesi hükmü çok ... kalıncaya kadar çalışıp,

CM

YB

C M Y B

Bir Koyundan İki Post:Kâr Pay� ve KDV!

Kız kardeşim 1991’de sigortalı oldu, 2584 gün prim yattı. 52yaşında emekli olacak. Ancak 11 yıl önce işten ayrıldıktan 5 aysonra bir çocuğu oldu. Şu an 38 yaşında veşimdi doğum borçlanmasını yatırınca 2 yılönce emekli olabilecek mi?Korhan Atcı

SSK’li olduğu tarihten sonra yapılandoğumlar için, çalışılmayan 2 yıla kadar süreyiborçlanmak mümkün olup, sadece gün sayınızıarttırır. Bu durumda eğer gün sayısı emeklilikiçin yeterli değilse doğum borçlanmasıyapılarak gün sayısı arttırabilir.

Sorularınız içinmalicozum�ismmmo.org.tr ad-resine mail ata-bilirsiniz. Tümsorular e-postaile tek tek ce-vaplanacaktır.

Değerli okurlarım, geçenhaftaki yazımızda “örtülüsermaye ve transferfiyatlandırması” açısından23 Ocak 2011 tarihinin

önemini vurgulamıştık. Bu vurgumuzun temelinde örtülü

sermaye üzerinden ödenen veyahesaplanan faiz, vade farkı vb. tutarlar(kur farkları hariç) ile transferfiyatlandırması yoluyla örtülü olarakdağıtılan kazançların hesap dönemininson günü itibarıyla dağıtılmış kâr payısayılması gerçeği yatmakta idi. Evetgerçekten de Kurumlar VergisiKanunu’nun 12. maddesi ile 13. maddesikâr payı varsayımı üzerine vergilendirmeişlemleri yapmaktadır.

Son dönemde vergi incelemebirimlerince düzenlenen incelemeraporlarında, kâr payı olarak kabul edilentutarlar üzerinden ayrıca katma değervergisi tarhiyatı yapıldığı görülmektedir.Özellikle, kasa ve ortaklar carihesaplarının yüksek bakiyelerine, adatyoluyla hesaplanan faizler, hem kârdağıtımı olarak kabul edilmekte hem definansman hizmeti sunulduğugerekçesiyle katma değer vergisitarhiyatı yapılmaktadır.

Oysa ki Katma Değer VergisiKanunu’nun 1. maddesi hükmü çokaçıktır ve bu hükme göre kâr paylarıkatma değer vergisine tabi değildir. Pekio zaman KDV tarhiyatı nedenyapılmaktadır?

Aslında bu uygulama eski KurumlarVergisi Kanunu’nun uygulandığıdönemden gelen ezberden başka bir şeydeğildir. Eski uygulama dönemindeörtülü kazanç dağıtımı tespit edildiğinde;kurumlar vergisi matrahındaki aşınmayıönlemek amacıyla kurumlar vergisiraporu, geçici vergi matrahındakiaşınmayı önlemek amacıyla geçici vergiraporu ve katma değer vergisimatrahındaki aşınmayı önlemekamacıyla da katma değer vergisi raporudüzenlenirdi.

Yeni kanunun uygulanması ile birlikte,yapılan incelemelerde, yukarıda belirtilen3 rapora ilave olarak kâr dağıtım stopajıraporu da düzenlenmeye başlandı.Kurumlar Vergisi Kanunu’nun 12. ve 13.maddeleri hükmüne göre bu raporundüzenlenmesinde herhangi bir sorunyok. Sorun, eski kanunun uygulandığıdönemde düzenlenen KDV raporunundüzenlenmesi. Çünkü yukarıda dabelirttiğimiz üzere, kâr payları katma

değer vergisinin konusunagirmemektedir. Bu uygulamayı savunanvergi inceleme birimleri ile vergiidaresinin temelde iki gerekçesi var.Bunlardan birincisi Katma Değer VergisiKanunu’nun 27. maddesi. Anılanmaddede, vergiye tabi hizmetin veyamalın bedelinin emsal bedelden aşağıolamayacağı belirtiliyor. Emsal bedelinise Vergi Usul Kanunu’nun 267. maddesihükmüne göre tespit edileceğivurgulanıyor. Oysa, transferfiyatlandırması yoluyla örtülü kazançdağıtımında, emsallere uygun fiyat veyabedeller, Vergi Usul Kanunu’nun 267.maddesine göre değil, Kurumlar VergisiKanunu’nun 13. maddesine görebelirlenmektedir.

Dolayısıyla Katma Değer VergisiKanunu’nun 27. maddesini referansnoktası olarak seçecek olsak bilekurumlar vergisi açısından tespit edilenmatrah farkı tutarı ile katma değer vergisiaçısından geçerli olmayacaktır. Kurumlarvergisi matrah farkı Kurumlar VergisiKanunu’nun 13. maddesinde belirtilenemsallere uygun fiyat ve bedel tespityöntemleri kullanılarak, katma değervergisi matrah farkı ise Vergi UsulKanunu’nun 267. maddesinde belirtilensıra kullanılarak tespit edilecektir vebambaşka bir gerekçeye dayanacaktır.

Kâr payı sayılan tutarlar üzerindenKDV alınmasını savunanların ikincigerekçeleri ise kâr payı saymauygulamasının gelir ve kurumlar vergisikanunlarının uygulaması açısındangeçerli olduğudur. Evet, Kurumlar VergisiKanunu’nun 12. ve 13. maddeleri, örtülüsermaye üzerinden ödenen veyahesaplanan faiz, vade farkı vb. tutarlar(kur farkları hariç) ile transferfiyatlandırması yoluyla örtülü olarakdağıtılan kazançları, gelir ve kurumlarvergisi uygulaması açısından, kâr payıolarak kabul etmektedir. Ancak,üzerinden vergi alınacak bir tutarı birkanun açısından kâr payı sayıp, başkabir kanun açısından hizmet veya malbedeli saymanın ne kadar doğruolacağını siz değerli okurlarımın takdirinebırakıyorum.

Transfer fiyatlandırması yoluyla örtülükazanç dağıtımı uygulamasında kâr payısayılan tutarların katma değer vergisinetabi tutulması, bir koyundan iki postçıkarılmasına çok güzel bir örnek teşkiletmektedir. Vergi idaresinden bu konudadaha net düzenlemeler beklemek bütünmükelleflerin en doğal hakkıdır.

Anne ve babaya ‘doğum izni’ için iyi haber

Annelere İş Kanunu ile tanınanhaklardan birisi de, doğumdanönce 8 ve doğumdan sonra 8

hafta olmak üzere toplam 16 hafta, çoğulgebelik halinde ise doğum öncesi 10 vedoğum sonrası 8 olmak üzere 18 haftasüreyle çalışmamasıdır. Eğer anneninsağlık durumu çalışmaya uygun isedoktor raporuyla doğuma üç haftakalıncaya kadar çalışıp, doğum öncesikullanmadığı 5 haftaya, çoğul gebelikte 7haftaya kadar olan süreleri doğumsonrası kullanma hakkı verilmiştir.

Sosyal Güvenlik Kurumu, erkendoğum yapan annelerin doğum öncesikullanmaları gereken 8 veya 10 haftalıkdoğum öncesi süresini erken doğumsüresi kadar kullandırmamakta. Örneğin,doğum öncesi 8 haftalık istirahatinebaşlayan bir annenin 6 hafta erkendoğum yapması halinde, sadece 2 haftadoğum öncesi istirahati kullanabilmekte,6 haftalık süreyi ise kullanamamaktadır.

İşte TBMM’de görüşülmekte olantorba kanunda, hem memur ve hem deişçi annelerin erken doğum cezasınınkaldırılmasına ilişkin düzenlemeler

getiriliyor. Sigortalı kadının, erken doğumyapması halinde doğumdan öncekullanamadığı çalıştırılamayacaksürelerle isteği ve hekimin onayıyladoğuma üç hafta kalıncaya kadarçalışması halinde bu süreler doğumsonrası kullanılabilecek. İş Kanunu’ndada kadın işçinin erken doğum yapmasıhalinde ise doğumdan öncekullanamadığı çalıştırılmayacak süreler,doğum sonrası sürelere eklenmeksuretiyle kullandırılacağı yönünde birdüzenleme yapıldı.

Aynı şekilde devlet memuru olananneler için de, doğumun erkengerçekleşmesi sebebiyle, doğum öncesianalık izninin kullanılamayan bölümü dedoğum sonrası analık izni süresine ilaveedileceği hükme bağlandı.

Yine, doğumda veya doğumsonrasında analık izni kullanılırkenannenin ölümü halinde, isteği üzerinememur olan babaya anne için öngörülensüre kadar izin verileceği de getirilenhükümler arasında. Bu değişiklikyasalaşırsa, ilk defa babalar da doğumizni kullanabilecek.

YAHYA ARIKANe-posta: [email protected]

SAYFA CUMHURİYET 26 OCAK 2011 ÇARŞAMBA

14 EKONOMİ

KOSGEB ve MARKA işbirliği ile yaşama geçen uygulamal� girişimcilikprojesinde eğitime kat�l�p sertifika alanlara 27 bin lira hibe destek verilecek

Küçük ve Orta Ölçekli İşlet-meleri Geliştirme ve Des-tekleme İdaresi (KOSGEB)

ile Doğu Marmara Kalk�nma Ajans�(MARKA) işbirliğiyle düzenlenecek“Uygulamalı Girişimcilik EğitimleriProjesi” yaşama geçiyor. MAR-KA’n�n faaliyet gösterdiği Kocaeli,Yalova, Sakarya, Düzce ve Bolu’daişbirliğiyle ilk etapta 750 girişimciaday�na 60 saatlik ücretsiz kurs dü-zenlenecek, sertifika alanlar 27 bin li-raya kadar hibe verilen girişimcilikdesteği için KOSGEB’e başvuru hak-k� kazanacak.

KOSGEB Başkan� Mustafa Kap-

lan protokolün imza töreninde yapt�ğ�konuşmada, MARKA ile yapt�klar� iş-birliği protokolüyle eğitimleri genişkesimlere yayg�nlaşt�rmay� hedefle-diklerini belirtti.

“Eğitim ve danışmanlıkla giri-şimci mi olunurmuş? Belki olunmazama bu eğitimler sayesinde daha re-kabetçi, kalıcı işletmeler kurulabi-lir” diyen Kaplan, bunu temin etme-ye çal�şt�klar�n� söyledi.

Kaplan, şöyle devam etti:“Yanlış anlaşılmasın, her işini

kuran 27 bin lirayı almıyor. İşlet-meci, bu eğitim ve danışmanlıkhizmetinin ardından sertifika sü-

recini başarıyla tamamladıktansonra işletmesini kurduğunda budesteklerden faydalanabilecek. 27bin lira nasıl veriliyor? Girişimciöncelikle işini kuracak, işletme ku-ruluş masrafları için başlangıçta 5bin lira veriyoruz. Bu desteğin he-men ardından işletmelerimizin ofis,donanım, çeşitli büro masrafları ih-tiyacını temin etmesi anlamında10 bin lira desteğimiz var. Sonra-sında da aylık bin lira olmak üze-re işletme giderlerine toplamda 12bin liralık yıllık desteğimiz mevcut.İşletmelerimiz sonrasında da ‘KOS-GEB’den destek almak istiyoruz, ba-

z� makine, teçhizat, donan�m yat�r�m�yapmak istiyoruz’ dediğinde de 70bin liralık sıfır faizli kredi desteği-miz oluyor. KOSGEB’in desteğibunlarla da sınırlı değil. İşletmele-rimiz Ar-Ge, İnovasyon destekle-rinden faydalanabilir. İşletmeyigeliştirmek, daha üst statüye ka-vuşturmak anlamında yapılan ça-lışmalar olabilir. Burada da verdi-ğimiz destekler var. Biz, ‘Ey giri-şimciler, gelin KOSGEB’in eğitim vedan�şmanl�k hizmetlerinden faydala-n�n’ diyoruz.”

Başvurular gelecek aydan itibarenal�nmaya başlanacak. (AA)

DOĞUM YAPANLAR ÇAL IŞMADIĞ ISÜRE İÇ İN BORÇLANABİL İR Mİ?

TÜİK tarafından, geçen haftaaçıklanan istihdam rakamlarına göreekim ayında işsizlik oranı, bir öncekiyılın aynı dönemine göre 1.8 puandüşerek yüzde 11.2 olarakgerçekleşmiş görünüyor. İşsizlikoranlarında yaşanan bu gerilemetrendi olumlu görünse de,istihdamda toparlanma hızınınyavaşlığının devam ettiğigözlemlenmekte. Bunun önemlinedenlerinden birinin de istihdamayönelik yerli ve yabancı yeniyatırımların yeterince olmayışı..

Uzunca bir süredir uygulanmaktaolan İŞKUR destekli işgücüyetiştirme kursları ve girişimciliğindesteklenmesi projesi ile son biryıldır KOSGEB tarafından uygulananGirişimcilik Destek Programları songünlerde medyanın da katkısıylaişsizliğe çare olarak görülmeyebaşlandı.

İstihdamın arttırılması ve işgücüpiyasasının nitelikli işgücü ihtiyacınınkarşılanması amacıyla, İŞKURtarafından geliştirilen Aktif İşgücüProgramları çerçevesinde, birmesleği ya da iş piyasasında geçerlibir mesleği olmayan işsizlerin,işgücü piyasasının ihtiyaç duyduğumesleklerde yetiştirilerek istihdamedilmelerini amaçlayan “İstihdamGarantili İşgücü Yetiştirme Kursları”

ve “Kendi İşini Kurmak İsteyenlereYönelik Meslek Edindirme Kursları”projesi uygulanmaya başlanıldı. Birkısmı başarılı oldu bir kısmı damezun olanlar iş bulamadığı içinistenilen sonuca ulaşılamadı.Örneğin, İstanbul İl Özel İdaresi, İlMilli Eğitim Müdürlüğü, Türkiye İşKurumu İstanbul İl Müdürlüğü veİstanbul Ticaret Odası ile işbirliğigerçekleştirilmekte olan ÖZİMEK(Özel İdare Mesleki Eğitim Kursları)Projesi’nde 2010 yılı Aralık ayıitibarıyla 33 okulda 112’si aktiftoplam 143 branşta kurs açılmış.Toplam 24 bin 93 kursiyereulaşılmış, 22 bin 112’si mezunolmuş. Bu konuda hazırlananraporda 11 bin 837 kursiyer ileyapılan görüşme de 2 bin 760’ınınhiç işi yokken iş bulduğu,1714’ünün mevcut işinden ayrılarakdaha iyi bir iş bulduğu, 4 bin471’inin mevcut işyerinde daha iyibir maaş veya statü elde ettiği, 2 bin343’ünün henüz iş bulamadığı,549’unun ise üniversite öğrencisi,asker vb. olması veya kendisineulaşılamama sebepleriyle herhangibir mesleki değişiklik yaşamadığıbilgisi var.

TOBB öncülüğünde geliştirilen, ilkaşamada pilot olarak seçilen 19 ildeuygulanacak “Uzmanlaşmış MeslekEdindirme Merkezleri Projesi”(Beceri 2010 Projesi), Çalışma veSosyal Güvenlik Bakanlığı, MilliEğitim Bakanlığı, İŞKUR ve TOBBETÜ işbirliği ile uygulamayakonuldu. 5 yıl sürecek projede, heryıl yaklaşık 200 bin kişiye işpiyasanın ihtiyaç duyduğuniteliklerin kazandırılmasıamaçlanmış. Bu projeyle kurslarıbitirenlere istihdam olanağısağlanamadığı sürece bu projelerişsizliğe bu bağlamda bir çözümolarak görülmemekte.

İşsizliğe çözüm olarak öngörülenbir başka proje de geçen yılKOSGEB tarafından başlatıldı.Destek Programı 3 alt programdanoluşuyor: 1. Uygulamalı GirişimcilikEğitimi 2. Yeni Girişimci Desteği, 3.İş Geliştirme Merkezi (İŞGEM)Desteği.

Kısaca bilgi vermek gerekirse,Uygulamalı Girişimcilik Eğitimiminimum 60 saatlik eğitim ve atölyeçalışmasından oluşan eğitimprogramını kapsar (girişimciliközelliklerinin sınanması, iş fikri

egzersizleri yapılması ve iş planıhazırlanması).

Eğitimler, KOSGEB veya diğerkurum ve kuruluşlar (üniversite,İŞKUR, meslek kuruluşu, belediyevb.) tarafından düzenleniyor;eğitimler, gençler, kadınlar veengelliler için düzenlenmekte.Eğitimlere katılanlardan ücretalınmıyor.

Yeni Girişimci Desteği: Budestekten, Uygulamalı GirişimcilikEğitimini tamamlayarak işini kurangirişimciler ve İŞGEM girişimcilerifaydalanabilir.

Türkiye İş ve İşçi Bulma Kurumu(İŞKUR), Avrupa Birliği İş GeliştirmeMerkezleri (ABİGEM) veKOSGEB’den herhangi birinegirişimci olmak için başvuranlararasında yapılacak sınav sonrasındagirişimcilik kursuna katılmaya hakkazananlara, 15 gün süren 72saatlik girişimcilik eğitimisonucunda başarılı olanlar“Girişimcilik Belgesi” alacaklar. Bugirişimciler, hazırladıkları projedosyasını KOSGEB’e sunacaklar.Projesi kabul edilen girişimciyeişletme kuruluş desteği için 5 bin,kuruluş dönemi makine, teçhizat veofis donanım desteği için 10 bin,işletme giderleri desteği için de 12bin lira verilecek.

S A T I R A R A S I HİLMİ DEVELİ [email protected]

İşsizliğe Çözüm Arayışları...

Rekabetartacak,

çıkış yoluinovasyonda

Ernst&Young’�n dünya genelindegerçekleştirilen anket sonuçlar�n�içeren raporda, 1400 üst düzey yö-neticinin görev ald�ğ� şirketlerin önü-müzdeki 2 y�ll�k dönemde izleyecek-leri stratejilerin ipuçlar�na yer veril-diği bildirildi.

Orta ve Güneydoğu Avrupal� ileTürk yöneticilerin piyasa hakk�ndakideğerlendirmelerinin büyük bir ben-zerlik gösterdiği ifade edilen rapor-da, düşen fiyatlar ve yükselen işçilikmaliyetleri nedeniyle önümüzdeki dö-nemde kâr marjlar�n�n daha da aza-lacağ� ifade edildi. Raporda, kârmarjlar�na yönelik bask� ve fiyatlar-da dalgalanma beklentisinde de art�şolduğunun görüldüğü, kat�l�mc�la-r�n yüzde 60’�n�n piyasa fiyatlar�n�nartacağ�n� öngörmediği kaydedildi.

Raporda dikkat çeken diğer un-surlar ise şöyle:

� Kurumsal itibar ve esneklikönümüzdeki dönemde rekabette ay-r�şt�r�c� bir unsur olacak...

� Mevcut işi büyütmek için uygu-lanabilecek “en doğru” yöntem yenipazarlara girmek olacak.

� İnovasyonun önemi her geçengün artacak...

� Araşt�rmaya kat�lan yöneticilerdaha esnek olabilmek için piyasayayeni ürünler sunmaya odakland�kla-r�n� ifade ettiler.

� Fiyatlar enflasyon oran�nda ve-ya daha az artacak; işletme mali-yetlerindeki art�ş kâr marjlar� üze-rinde bask� yaratacak.

‘Komşu’ girişimci kad�nlarİstanbul’da buluştu

KAGİDER’in ev sahipli-ğinde İstanbul’da düzen-lenen ve 2 gün sürecek

olan “Geleceğe Yatırım Yapın” ad-l� konferans�n ilk gününde konuşanYap� Kredi Yönetim Kurulu Başka-n� Tayfun Bayazıt, kad�n girişimci-leri desteklemek için ilave teşvikleryap�lmas� gerektiğini söy-ledi. KAGİDER Baş-kan� Dilek Bil ise,Türkiye’nin sürdü-rülebilir kalk�nma-s�n�n Anadolulu ka-d�n girişimcinin eko-nomiye kat�l�m�ndan geçti-ğini vurgulad�. Gürcistan EkonomiBakan� Vera Kobalia da öncelikletemel stereotiplerin k�r�lmas� gerek-tiğinin alt�n� çikdi. Sekreter pozis-yonuna genellikle kad�nlar�n al�nd�-ğ�n� kaydeden Kobalia, kat�l�mc�lar-dan işyerlerinde, toplumsal cinsiye-

ti dikkate almadan iş bölümü yap-malar�n� istedi. Kobalia, bir diğer ste-reotipin annelik olduğunu, kad�nla-r�n işgücüne kat�l�m�yla annelik ara-s�nda bağlant� bulunmad�ğ�n� ifadeederek, “İşyerlerinizde kadınlarınfark yaratmasına izin verin. Yö-

netim kurullarında daha fazla ka-dın yer almasını sağlayıp onlarınkarar alma süreçlerinde olmala-rına yardımcı olun” dedi. Ernstand Young Yönetim Kurulu BaşkanYard�mc�s� Beth Brooke, “Küresel

ekonomide tarihsel bir eşikte oldu-ğumuzu düşünüyorum. Dünyadakisorunlar�n çoğu, kad�nlar� ekonomi-ye katmadan çözülemeyecek. Ka-d�nlar� yükselen pazar gibi düşün-meliyiz. Kad�nlar�n yükselen bir de-ğer olduğunu fark edemeyen şirket,kendine zarar verir” derken İsveç Gi-

rişimcilik, Enerji ve İletişim Ba-kanl�ğ� Müsteşar� Cathari-

na Hakansson Bomanda İsveç’te kad�nlar�n iş-gücüne kat�l�m oran�n�n

yüzde 80 olduğuna işaretederek kad�n girişimci say�-

s�n�n artmas� için çeşitli iyileş-tirmeler sağlad�klar�n� anlatt�. Boman,çal�şan kad�nlar�n yüzde 50’sinineğitim, bak�m ve sağl�k sektöründe et-kin olduğunu dile getirerek, “Ben gi-rişimci olmak istiyorum” diyendaha fazla kad�na ihtiyaç duyuldu-ğunu sözlerine ekledi.

“Geleceğe Yat�r�m Yap�n”konferans�, Er-menistan, Azerbaycan, K�br�s, Gürcistan, Yunanistan

ve Türkiye’den 100’ün üzerine kad�n girişimciyi bir ara-ya getirdi. Kad�n girişimcilerin aras�nda iletişimin

ve ticaretin arttmas� hedefleniyor.

� Ernst & Young’�n ‘BüyümeRekabeti’ raporunda, Orta veGüneydoğu Avrupa’dakişirketlerin yüzde 85’ininönümüzdeki 2 y�ll�k dönemderekabetin çok daha fazlayoğunlaşacağ�n� düşündüğü,ç�k�ş noktas�n�n ise yeniteknoloji, inovatif yaklaş�m vebuluşlarda arand�ğ� belirtildi.

Girişimcilikeğitimi alana hibe