Sayı:29 30 Haziran 2017 Erbil 17 Erbil 1055 yılında Selçuklu Sulta- nı Ertuğrul Bey’in Bağdat’a girmesiyle Türkme aşireti- Selçuk ordusu ile ilk olarak Irak’ın kuzeyi ondan sonrada Suriye, Lübnan, Filistin’e ya- yıldılar. Selçuk devleti Şam’ın tümünü kontrolü altına aldı. Selçuklular’dan sonra Türk- men Atabek devleti kurul- du. Atabekler’in bölgede en önemli işleri Haçlı ordularına karşı savaşmaları olmuştur. Yaklaşık 15 sene Türkmen Atabekler haçlılarla savaştı- lar. Atabekler’den sonra da Eyyubiler de aynı şekilde haçlılarla mücadele ettiler. Eyyubiler’in ordusunun ana direği Türkmenlerdi. Eyyu- biler’den sonra da Mısır ve Şam’ı elde tutan Memlüklü Türkmenler’dir. Memlüklerde yüz seneye yakın Haçlılarla savaştılar. Sonunda da Sul- tan Rükneddin Bundukdari Baypars zamanınında Şam bölgesini haçlılardan temiz- lediler. Filistin halkı Türk- menler’in ne derece imanlı, güçlü, dirayetli, cesur ve sabırlı oldukları için bugün- de çocuklarına Türkmenleri anlatırlar. Filistin’deki Türkmenlere Arap Türkmenleri denir. Arabın anlamı kabile haya- tını benimseyen ve devam ettiren Türkmenlere verilen isimdir. Suriye’de yakla- şık dört milyon Türkmen yaşar Filistin’de ise eğer Kunaytıra bölgesine katar- sak yaklaşık bir buçuk mil- yon Türkmen mevcudiyetini göstermektedir. Adres: Erbil Zanyari Mahal- lesi, Ahmet Çelebi Caddesi Tiraj:2000 İmtiyaz Sahibi:Erbil Gazetesi Dizayn: Raman Yusuf Kürtçe Bölüm Müdürü: İsa Abdülkahhar Arapça Bölüm Müdürü: Nazım Saiğ Türkçe Bölüm Müdürü: Dilşat Terzi Filistin Türkmenleri Erbil Dışarıdan baktığınızda, Paris’in pek çok binasına oranla mütevazı, kendi halinde bir bina gibi görünür. Tepesindeki Fransız bayrağını ve kapısındaki birkaç koruma görev- lisini görmeseniz, daha doğrusu meraklı gözlerle kapıya bakıp sürekli fotoğraf çeken insanlara dikkat etmezseniz belki de hiç fark etmeden kapıdan geçip gidebilirsi- niz. Oysaki burası Fransa Devleti’nin yönetim üssüdür. Bizim için Çan- kaya Köşkü daha doğrusu artık yeni başkanlık sarayı, Amerikalılar için Beyaz Saray neyse, Fran- sızlar için de Elysée Sarayı odur. 1999’da Washington D.C.’de ya- şadığım zamanlar Beyaz Saray’ın önüne pikniğe giderdik arkadaşlar- la, bilmem hâlâ izin veriliyor mudur ama o zamanlar sarayın demir parmaklıklarının hemen dibindeki çimenlere uzanıp piknik yapmak mümkündü. Elysée Sarayı’nın önünde bu mümkün değil mese- la... Elysées Sarayı’nın tarihi 1700’le- rin başına dayanıyor ve burada ilk önce İmparatorluk döneminin soy- lularından Louis Henri de la Tour d’Auvergne yaşamış. Bina tarih içinde o kadar çok el değiştirmiş ki, Fransız tarihi gibi karmakarışık bir kronolojisi var... Pek çoğumuz Fransa’nın 1789’a kadar impara- torlukla yönetildiğini, Fransız İhtila- li’nden sonra da günümüze kadar cumhuriyetle yönetildiğini düşü- nebilir ama gerçekte bu zaman diliminde birkaç kez devlet rejimi “cumhuriyet ile krallık” arasında gidip gelmiş. Elysée Sarayı kimi zaman soylular arasında alınıp satılmış, Fransız İhtilali ile halkın malı olmuş ve bu amaçla kullanılmış, kimi zaman zengin burjuvalar buranın sahibi olmuş, bir zaman sonra halkın ara- sından çıkıp kendini imparator ilan eden Napoléon sayesinde yeniden “imparatorluk malı” olmuş. Tarih içinde pek çok kez el değiştiren saray, en sonunda Devlet Baş- kanlığı Rezidansı olarak Fransız Devleti’nin malı olarak günümüze ulaşmış. Sarayın ana giriş kapısı 8. arron- dissement’da, Rue du Faubourg Saint Honoré üzerinde bulunuyor ki bu cadde bir baştan bir başa sağlı sollu pek çok butik, mağaza, sanat galerisi, restoran ve birbi- rinden güzel binalarla bezenmiş. Cadde dar olsa da oldukça bere- ketli… Gez gez bitiremiyorsunuz, bitirseniz de doyamıyorsunuz. Elysée Sarayı’nın bahçesi Haziran 2014 tarihinden itibaren, her ayın ilk pazar günü, kapılarını ziyaret- çilere açtı. Ben de bu sarayı ziya- rete açıldığı ilk gün yani 1 Haziran 2014’te gezme şansını yakalayan ilk ziyaretçiler arasındaydım. Binanın ön cephesi tipik Fransız mimarisi ile ana caddeyi perde- leyen duvar-bina iken, arkasında bir iç avlu, ana bina ve onun da arkasında son derece dingin bir bahçe bulunuyor. Bu bahçede çok hoş bir fıskiyeli havuz, gayet gü- zel heykeller var. Kış bahçesi de bir o kadar keyifli görünüyor. Yine de bu kadar şatafatlı bir geçmişe sahip bir ülke için bu başkanlık binasının görece “fazla mütevazı” olduğunu söylemeden edemeye- ceğim. Bir Champs-Élysées gezinizde ya da Rue du Faubourg Saint Honoré üzerinde yürürken buranın da çev- resinde şöyle bir dolanmak Paris gezinize hoş bir anı katacaktır diye düşünüyorum. Buradan sonra yö- nünüzü nereye çevirirseniz çevirin gezinize keyifle devam edeceği- nizden kuşkunuz olmasın Paris’te Elysée Sarayı

17 30 Haziran 2017 - BizTurkmeniz · 2017. 7. 4. · Say:29 17 30 Haziran 2017 Erbil Erbil 1055 yılında Selçuklu Sulta-nı Ertuğrul Bey’in Bağdat’a girmesiyle Türkme aşireti-Selçuk

  • Upload
    others

  • View
    4

  • Download
    0

Embed Size (px)

Citation preview

Page 1: 17 30 Haziran 2017 - BizTurkmeniz · 2017. 7. 4. · Say:29 17 30 Haziran 2017 Erbil Erbil 1055 yılında Selçuklu Sulta-nı Ertuğrul Bey’in Bağdat’a girmesiyle Türkme aşireti-Selçuk

Sayı:29 30 Haziran 2017 Erbil17

Erbil1055 yılında Selçuklu Sulta-nı Ertuğrul Bey’in Bağdat’a girmesiyle Türkme aşireti-Selçuk ordusu ile ilk olarak Irak’ın kuzeyi ondan sonrada Suriye, Lübnan, Filistin’e ya-yıldılar. Selçuk devleti Şam’ın tümünü kontrolü altına aldı. Selçuklular’dan sonra Türk-men Atabek devleti kurul-du. Atabekler’in bölgede en önemli işleri Haçlı ordularına karşı savaşmaları olmuştur. Yaklaşık 15 sene Türkmen Atabekler haçlılarla savaştı-lar. Atabekler’den sonra da Eyyubiler de aynı şekilde haçlılarla mücadele ettiler. Eyyubiler’in ordusunun ana direği Türkmenlerdi. Eyyu-biler’den sonra da Mısır ve Şam’ı elde tutan Memlüklü Türkmenler’dir. Memlüklerde

yüz seneye yakın Haçlılarla savaştılar. Sonunda da Sul-tan Rükneddin Bundukdari Baypars zamanınında Şam bölgesini haçlılardan temiz-lediler. Filistin halkı Türk-menler’in ne derece imanlı, güçlü, dirayetli, cesur ve sabırlı oldukları için bugün-de çocuklarına Türkmenleri anlatırlar.Filistin’deki Türkmenlere Arap Türkmenleri denir.Arabın anlamı kabile haya-tını benimseyen ve devam ettiren Türkmenlere verilen isimdir. Suriye’de yakla-şık dört milyon Türkmen yaşar Filistin’de ise eğer Kunaytıra bölgesine katar-sak yaklaşık bir buçuk mil-yon Türkmen mevcudiyetini göstermektedir.

Adres: Erbil Zanyari Mahal-lesi, Ahmet Çelebi Caddesi

Tiraj:2000

İmtiyaz Sahibi:Erbil Gazetesi

Dizayn: Raman Yusuf

Kürtçe Bölüm Müdürü: İsa Abdülkahhar

Arapça Bölüm Müdürü: Nazım Saiğ

Türkçe Bölüm Müdürü: Dilşat Terzi

Filistin Türkmenleri

Erbil Dışarıdan baktığınızda, Paris’in pek çok binasına oranla mütevazı, kendi halinde bir bina gibi görünür. Tepesindeki Fransız bayrağını ve kapısındaki birkaç koruma görev-lisini görmeseniz, daha doğrusu meraklı gözlerle kapıya bakıp sürekli fotoğraf çeken insanlara dikkat etmezseniz belki de hiç fark etmeden kapıdan geçip gidebilirsi-niz.Oysaki burası Fransa Devleti’nin yönetim üssüdür. Bizim için Çan-kaya Köşkü daha doğrusu artık yeni başkanlık sarayı, Amerikalılar için Beyaz Saray neyse, Fran-sızlar için de Elysée Sarayı odur. 1999’da Washington D.C.’de ya-

şadığım zamanlar Beyaz Saray’ın önüne pikniğe giderdik arkadaşlar-la, bilmem hâlâ izin veriliyor mudur ama o zamanlar sarayın demir parmaklıklarının hemen dibindeki çimenlere uzanıp piknik yapmak mümkündü. Elysée Sarayı’nın önünde bu mümkün değil mese-la...Elysées Sarayı’nın tarihi 1700’le-rin başına dayanıyor ve burada ilk önce İmparatorluk döneminin soy-lularından Louis Henri de la Tour d’Auvergne yaşamış. Bina tarih içinde o kadar çok el değiştirmiş ki, Fransız tarihi gibi karmakarışık bir kronolojisi var... Pek çoğumuz Fransa’nın 1789’a kadar impara-torlukla yönetildiğini, Fransız İhtila-

li’nden sonra da günümüze kadar cumhuriyetle yönetildiğini düşü-nebilir ama gerçekte bu zaman diliminde birkaç kez devlet rejimi “cumhuriyet ile krallık” arasında gidip gelmiş.Elysée Sarayı kimi zaman soylular arasında alınıp satılmış, Fransız İhtilali ile halkın malı olmuş ve bu amaçla kullanılmış, kimi zaman zengin burjuvalar buranın sahibi olmuş, bir zaman sonra halkın ara-sından çıkıp kendini imparator ilan eden Napoléon sayesinde yeniden “imparatorluk malı” olmuş. Tarih içinde pek çok kez el değiştiren saray, en sonunda Devlet Baş-kanlığı Rezidansı olarak Fransız Devleti’nin malı olarak günümüze

ulaşmış.Sarayın ana giriş kapısı 8. arron-dissement’da, Rue du Faubourg Saint Honoré üzerinde bulunuyor ki bu cadde bir baştan bir başa sağlı sollu pek çok butik, mağaza, sanat galerisi, restoran ve birbi-rinden güzel binalarla bezenmiş. Cadde dar olsa da oldukça bere-ketli… Gez gez bitiremiyorsunuz, bitirseniz de doyamıyorsunuz.Elysée Sarayı’nın bahçesi Haziran 2014 tarihinden itibaren, her ayın ilk pazar günü, kapılarını ziyaret-çilere açtı. Ben de bu sarayı ziya-rete açıldığı ilk gün yani 1 Haziran 2014’te gezme şansını yakalayan ilk ziyaretçiler arasındaydım.Binanın ön cephesi tipik Fransız mimarisi ile ana caddeyi perde-leyen duvar-bina iken, arkasında bir iç avlu, ana bina ve onun da arkasında son derece dingin bir bahçe bulunuyor. Bu bahçede çok hoş bir fıskiyeli havuz, gayet gü-zel heykeller var. Kış bahçesi de bir o kadar keyifli görünüyor. Yine de bu kadar şatafatlı bir geçmişe sahip bir ülke için bu başkanlık binasının görece “fazla mütevazı” olduğunu söylemeden edemeye-ceğim.Bir Champs-Élysées gezinizde ya da Rue du Faubourg Saint Honoré üzerinde yürürken buranın da çev-resinde şöyle bir dolanmak Paris gezinize hoş bir anı katacaktır diye düşünüyorum. Buradan sonra yö-nünüzü nereye çevirirseniz çevirin gezinize keyifle devam edeceği-nizden kuşkunuz olmasın

Paris’te Elysée Sarayı

Page 2: 17 30 Haziran 2017 - BizTurkmeniz · 2017. 7. 4. · Say:29 17 30 Haziran 2017 Erbil Erbil 1055 yılında Selçuklu Sulta-nı Ertuğrul Bey’in Bağdat’a girmesiyle Türkme aşireti-Selçuk

Sayı:29 30 Haziran 2017Erbil 18

Ahmet Seyit YakupBölgenin en tahsilli toplumu olan Türkmen kadınları siyasi hayata has-sasiyetle yaklaşıyor. Çok önemli mes-leklerde büyük başarılara imza atan Türkmen kadınlarının, artık zamanı geçmiş adetleri bir kenara bırakıp siyasi hayata girmesi lazım. Kadın kesimi, toplumun önemli bir bölümünü oluşturuyor. Bunu özellikle batı ülkelerinde görebiliriz. Burada ka-dına verilen önem çok büyüktür. Şöyle ki; her platformda kendilerini kanıtla-maya çalışıyorlar. Kendilerini tanıtarak erkeklerle yan yana çalışıyorlar ve haklarını elde etme gayreti içindeler. Fakat bizde ve Ortadoğu ülkelerinde kadınlara önem verilmiyor ve öne çı-karılmıyor. Kadınlar, kendileri de uzak duruyorlar. Toplum baskısı ve gele-nekleri bahane ederek siyasi sahaya girmek istemiyorlar. Türkmenler olarak bizde de böyle bir kısıtlama söz konusudur. Bizim ka-dınlarımız da siyasi sahaya girmeye yanaşmıyorlar. Siyasi partilerimize bakın; buradaki kadın kadro sayısı bir elin beş parmağını geçmiyor. Irak’ta seçim kanununa göre; parti-lerin listelerinde kadınlara kota ayır-ması mecburiyeti var. Ancak ne var ki; bu tedbir de Türkmen kadınlarının siyasi hayata girmesinde etkili ol-madı ve olmuyor. Türkmenler olarak her seçim zamanında kadın adaylar bulmakta büyük sıkıntılar çekiyoruz. Kime adaylık teklifi götürürsek; hemen “Geleneğimiz müsaade etmiyor” veya “Korkuyorum” diyerek teklifi reddedi-yor. Ancak adet ve geleneklerimiz bu duruma hiç de engel değildir. Unutma-yalım ki Türkmenler olarak okumuş bir toplumuz. Tarihi belgeler,bölgede oku-la ilk giden kadının Türkmen olduğunu yazar. Müdür, öğretmen, mühendis, doktor ve diğer mesleklerde yer alan Türkmen kadılarının siyasi hayata gir-memesi için hiçbir sebep yoktur. Öyleyse, seçimlerin özellikle de parla-mento ve bölge başkanlık seçimlerinin gündemde olduğu ve bölgenin kade-rinin çizildiği şu günlerde kadınlarımız harekete geçip adaylıklarını koymalı-dırlar. Kadınlarımız siyasi sahadaki boşluğu doldurarak, “Utanıyorum veya gele-neğimiz müsaade etmiyor” demekten vazgeçmelidirler...

Neden Kadınları Siyasi Sahada Görmüyoruz?

Serdar Köprülü-KerkükEkovitrin Dergisi’nin “Yılın En İyi İşadamı” ödülüne gurbetçi Türkmen Emin Taha lâyık görüldü. Ticaret ve iş dünyasıyla ilgilenen Ekovit-rin Dergisi’nin düzenlediği ankette Türkmen kökenli

işadamı Emin Taha 2017’de Türkiye’de yılın işadamı olarak seçildi. Uluslararası Kargo Şirketi Müdürü Emin Taha, 2016 yılında Irak’a yaptığı 300 milyon dolarlık ihracatla Türkiye’de yılın en iyi işadamı olarak seçildi.

İstanbul’da düzenlenen tö-rende Türkmen asıllı işada-mına ödülü takdim edildi. Mübarek Ramazan nedeniy-le iftar yemeğinin de verildiği törene işadamları, parti tem-silcileri ve milletvekilleri de katıldı.

Türkmen İşadamına “Yılın En İyi İşadamı” ödülü

Türkmenler, 3. Türk Dünyası Tiyatro Festivali’ne Bayrak oyunuyla katıldı

Serdar Köprülü-KerkükTürkiye’nin Mersin kentin-de, 3. Türk Dünyası Tiyatro Festivali düzenlendi. Festi-vale Kerkük’ten de katılım oldu. 15-20 Mayıs tarihleri arasında düzenlenen fes-tivale Türkmen Kardeşlik

Ocağı Kerkük şubesinin sahne takımı “Bayrak” adlı oyunla katıldı. Türkmen sı-kıntıları, barış, kardeşlik ve vatan sevgisinin işlendiği oyun büyük bir ilgiyle izlen-di ve büyük alkış aldı. Haşim Nazım’ın yönettiği

oyunda İrfan Dayla, Aydın Kasap, Feridun Faik, Mu-ayat Karabağlı ve bayan oyuncular katıldı. Türkmen şarkı ve türküle-rinin seslendirildiği oyunda Türkmen mavi bayrağı dal-galandırıldı.

Page 3: 17 30 Haziran 2017 - BizTurkmeniz · 2017. 7. 4. · Say:29 17 30 Haziran 2017 Erbil Erbil 1055 yılında Selçuklu Sulta-nı Ertuğrul Bey’in Bağdat’a girmesiyle Türkme aşireti-Selçuk

Sayı:29 30 Haziran 2017 Erbil19

İspanya Meclisi, 1 Ekim’de Katalonya’da tek taraflı bağımsızlık yanlısı referan-dum yapılmasını reddeden karar aldı.Katalonya’daki bağımsızlık girişimlerine liderlik eden “Katalan Avrupalı Demokrat Parti” (PDeCAT) tarafından İspanyol Meclisine sunulan ve 1 Ekim’deki bağımsızlık yanlısı referanduma onay verilmesini içeren önerge, Meclisin yüzde 71,43’lük çoğunluğunca reddedildi.Mecliste yapılan oylama-da iktidardaki Halk Partisi (PP), dışarından destek veren liberal görüşlü Ciu-dadanos, ana muhalefet-teki Sosyalist İşçi Partisi (PSOE) ve küçük siyasi partilerden Navarro Halk Birliği (UPN) ve Foro As-turias “Hayır “oyu kullanır-ken, PDeCAT’a radikal sol

görüşlü “Unidos Podemos” ittifakı ile Katalan ve Bask bölgesinde faaliyet göste-ren siyasi partiler destek verdi.“MECLİSİN KARARINA SAYGI DUYUN”Azınlık hükümeti ile iktidar-da olan PP milletvekille-rinden Jose Antonio Ber-mudez de Castro, ülkenin resmi haber ajansı EFE’ye yaptığı açıklamada, Kata-lonya Özerk Yönetim Baş-kanı Carles Puigdemont’a seslenerek, “Meclisin bü-yük çoğunluğunun aldığı bu kararı dinleyin ve buna saygı duyun. Katalanların çoğunluğu geleceğe yöne-lik istihdamı, büyümeyi ve ilericiliği birlikte yapmamızı istiyor.” dedi.İspanya Başbakanı Maria-no Rajoy bu zamana ka-dar yaptığı açıklamalarda,

Katalonya’daki bağımsızlık yanlısı referandum girişim-lerinin yasa dışı olduğunu ve 1 Ekim’de referandum olmayacağını söylemişti.Katalonya Özerk Yönetimi ise mevcut durumda hiçbir

meşruluğu olmamasına rağmen 1 Ekim’de Katalan-ların sandığa çağrılarak, “Katalonya’nın cumhuriyet yönetimi şeklinde bağımsız bir devlet olmasını istiyor musunuz?” sorusunun yö-

neltileceğini iddia ediyor.Bilindiği gibi 9 Ekim 2015 tarihinde 7,5 milyon nüfuslu Katalonya’da yapılan sem-bolik referandumda halkın %80’i İspanya’dan ayrılma-sı yönünde oy kullanmıştı.

İspanya Meclisi’nden Katalonya Referandumuna Ret

İngiltere Başbakanı Theresa May, Brüksel’deki AB liderler zirvesinde, daha sonra belir-lenecek bir tarihten itibaren geriye dönük İngiltere’de 5 yıl yaşamış AB vatandaşla-rının eğitim, sağlık ve sosyal yardım gibi konularda İngiliz vatandaşları ile aynı haklara sahip olmasını önerdi. Zir-vede konuşan May, 27 üye ülkenin liderlerine İngiltere’nin “Kimsenin ülkeyi terk etmesini ve ailelerin bölünmesini iste-mediğini” söyledi. May, bugün Büyük Britanya’da 5 yıl yaşa-yan AB vatandaşlarının tüm

haklarının korunacağını açık-ladı. İngiliz yetkili AB üyesi ülkelerde yaşayan yaklaşık 1 milyon 200 bin İngiltere va-tandaşına da benzer şekilde davranılmasını talep etti. Bilindiği gibi Muhafazakâr Parti içerisindeki ön seçimleri kazanan Theresa May, Da-vid Cameron’un 13 Temmuz 2016 tarihinde II. Elizabeth’e istifasını sunmasıyla birlikte hem Muhafazakâr Parti’nin Genel Başkanı hem de Bir-leşik Krallık’ın Başbakanlığı görevine gelmişti.

İngiltere Başbakanı May: AB Vatandaşı Kimsenin Ülkemizi Terk Etmesini İstemiyoruz

Mısır’da hükümet olağanüs-tü hâli 3 ay daha uzatma kararı aldı.Mısır’da hükümet olağanüs-tü hâli 2 ay daha uzatma kararı aldı. Mısır Başbaka-nı Şerif İsmail, olağanüstü hâlin ülke genelinde 2 ay süre ile uzatıldığını açıkladı. Uzatma talebinin, Cumhur-başkanı Abdülfettah Sisi tarafından sunulduğu öğre-nildi. Bilindiği gibi Mısır Parlamen-tosu geçtiğimiz Nisan ayın-da, 10 Temmuz’da bitecek olan olağanüstü hâli 3 aylı-ğına uzatmıştı. Bu karar iki kiliseye yapılan ve 45 kişinin ölümüne sebep olan saldırı-nın ardından alınmıştı. Sisi’nin talebiyle parlamen-toya gönderilen olağanüstü hâl karar projesinin, milletve-killerinin üçte birinin onayını alması gerekiyor.

Mısır’da Olağanüstü Hâl 3 Ay Daha Uzatıldı

Page 4: 17 30 Haziran 2017 - BizTurkmeniz · 2017. 7. 4. · Say:29 17 30 Haziran 2017 Erbil Erbil 1055 yılında Selçuklu Sulta-nı Ertuğrul Bey’in Bağdat’a girmesiyle Türkme aşireti-Selçuk

Sayı:29 30 Haziran 2017Erbil 20

Mahmut ÇelebiGenelde Ortadoğu halkları, özelliklede Iraklılar haritaya bakma alışkanlıkları yoktur. İlk ve ortaokul yıllarında dersler arasında haritaya bakılır ondan sonra da bir daha harita ortaya çıkmaz. Dünyayı sarsan önemli siyasal ve sosyal, özellikle bölgemizi ilgilendiren olay-lar gündeme geldiğinde, hemen bir haritaya bakı-lırsa olayların bir nebze olasa da gerçek nedenleri, değişik boyutlarını göre-bilme olasılığımız ortaya çıkar; ama bu alışkanlık nedense bizim yaşantımıza girmemiştir.Yugoslavya’da iç savaş olduğu günler, Hırvatlar ve Bosna Müslümanları öl-

dürülüyordu herkes o gün-lerde Sırpları suçluyordu. Ama kimse bu olayların arkasında Almanya’nın ola-bileceğini düşünmiyordu. Haritayı alıp şöyle bir bak-tığmızda, güçlü dev bir ülke haline gelen ve endüstrisi tek başına Avrupa’nın,üç misli düzeyine ulaşan Al-manya’nın, Akdeniz’e in-mek üzere olduğu sezmek mümkündür, eski Avusturya –Meceristan İmparatorlu-ğu’nun eyaletleri olan Slo-vinya, Bosna ve Hırvatis-tan’ı Almanya’ya karşı olası bir saldırı anında bir tanpon devlet konumuna getirilme-leri için büyük gayretlerini görmek mümkündür.. Yani Yugoslavya halkları iste-dikleri için parçalanmadılar, sözde ‘’REFERANDUM’’ yapıp bağımsız devletler olmadılar ama istendi, çabalar harcandı,ve bü-yük kanlar döküldü, ondan dolayı ayrıldılar, savaşlar yapıldı ki bir daha da bir-leşmesinler.Almanya büyük sanayi üretimini Dalmaçya kıyıla-rından deniz yolu ile tüm dünya ülkelerine dağıtmak

ve satmak istediğini kav-ramak elbette zor değil. Dolayısıyla Hitler’in askeri yollarla başarmadğını bu-günkü Almanya o günkü parası olan Markla ve sinsi politikası doğrultusunda hareket ederek kardeşi kardeşe kırdırdılar ve iste-diğini elde etti ve böylece dünyanın mutlak hakimleri arasında yer alacaktır.Her millet bağımsız olmayı arzular ve ister. Bir millet bağımsız olmak isterse bazı şeyleri düşünmesi gerekir. Acaba bu millet bugünkü koşullarda kendi kendini ekonomik olarak doyurabilecek mi ?İkinci önemli konu kültürel ve eğitimsel olarak kendi kendine yetebilecek du-rumda mıdır ?Üçüncü önemli husus sa-nayi olarak kendine ye-tebilecek durumda mı bu millet? Sanayi deyince top veya-tüfek belki de uçak, tank, roketi kastetmiyorum, kas-tettiğim şey iğne, iplik, çivi, çatal, bıçak,arabanın küçük parçaları, vida, araba las-tikler vs. Yapabilecek du-

rumda mıdır ?Dördüncü koşul ise turizm alanında yılda kaç milyon veya bin kişiyi memleketine davet edebilir mi ?Bunlar olursa neden ba-ğımsız olmasın bu millet.. Birde çok önemli bir husus daha var, oda coğrafi konu-mudur.. Eğer açılabilecek bir deniz yolun ve nehri yoksa.. açıkçası başka devletin rahmeti altında mutlaka kalacaktır.. Var-sayım olarak, bugün ılımlı, aklı başında, insancıl bir komşulardan birtanesi varsa yarın seçimle baş-ka tüzüğü benimseyen bir iktidar gelirse ve bu iktidar biraz aşırı ise durum nasıl olur acaba ?Bu işler çok kolay değil.. Biz Yugoslavya değiliz, biz Almanya değiliz, biz hiç bir zaman Avrupa değiliz..çok iyi düşünmemiz gerekir..Unutulmasın Bismark’ın manidar sözü: ‘’ Ortado-ğu’ya hakim olan devlet, dünyaya hakim olur”. Biz de Ortadoğu’nun kalbinde-yiz..Çok temkinli ve akıllıca hareket etmemiz gerekir..Küçük bir milletiz ama su-

yumuz ile toprağımız ile yer altı zenginliğimiz ile bütün dünyanın gözü üzerimizde-dir. Bir hata sonucu felaket olur.. Batılı devletlerin ballı sözlerine kanmayalım..Yu-goslavya hem ırk, hem din hem kültür olarak bir milleti, batılılar çeşitli nedenler-den dolayı bu güçlü devleti parçalara böldüler. Kıbrıs’a bakarsak o da başka aca-yiplik içeren bir olaydır, ora-da iki millet yaşar, biri Rum diğeri de Türk. Bu iki millet ne dinen nede ırk olarak nede lisanları birbirine ben-zer, aralarında hep savaş olmuştur, bunula da birlik-te büyük devletler bu iki toplumu zorla birleştirmek ister.. Sebebi malum biraz düşünürsek herşey ortaya çıkar.. Gayem batılıların-dostluğuna kanmayalım, hiç inanmayalım, inansak akıbetimiz çok vahim olur. Tek çaremiz var;İyi eğitim, güçlü sanayi, iyi tarım, iyi turizm ve güçlü demokrasi ve en önem-lisi insan haklarını riayet etmek.. Bunlar olunca o zaman istediğimizi yapabi-liriz..

Neden ve Nasıl ??

ErbilKürdistan Demokratik Par-tisi yönetim Üyesi ve Soran Kol Sorumlusu Ali Tatar, parlamentonun aktif hale gelmesinde Türkmenlerin rolünden söz etti. Parti olarak Türkmenlere ve Hristiyan-lara yönelik uygulanan kota sisteminin kaldırılmasına karşı olduklarını ifade eden Tatar, “KDP, Türkmenlerinve Kürdistan’ı oluşturan etnik unsurların haklarının garanti altına alınmasından yana-dır” dedi. Kürt yetkili, Erbil’in sorularını yanıtladı. Erbil: Bir kısım Türkmen parti ve tarafları referanduma ve seçime destek veriyor. Ancak ileride kota sisteminin devam edeceğinden emin olmak istiyorlar, ne dersiniz?Ali Tatar:Parti olarak Türk-men ve Hristiyanlara yönelik uygulanan kota sisteminin devam etmesinden yanayız. Çünkü bunlar kendilerine has özelliklere sahip milletlerdir. Dolayısıyla biz eğer bölgede yönetim anlamında adaletli bir sistem istiyorsak ve nü-fus açısından ikinci toplum statüsünde olan Türkmen ve diğer etnik grupların haklarını

garanti altına almak istiyor-sak, kota sisteminin devam etmesi gerekir. Erbil: Bazı taraflar kota sis-teminin kaldırılmasını istiyor. Parti olarak buna müsaade edecek misiniz?Ali Tatar:Hayır, kesinlikle kabul etmeyiz. Parti olarak hiçbir milletin hakkının ihlal edilmesine müsaade etme-yiz. Aynı zamanda Türk-menlerive diğerlerini azınlık olarak görmüyoruz. Aksine Kürdistan’da bunların hakla-

rı garanti altına alınmalıdır. Parti olarak Türkmenlere ve Hristiyanlara yönelik uygula-nan kota sisteminin devam etmesinde ısrarlıyız. Erbil: Büyük bir iktidar partisi olan ve birçok Türkmen üyesi olan KDP’de üst görevlerin dağılımında etnik aidiyet dikkate alınıyor mu?Ali Tatar:Hempartide hem de hükümette çoğa aza bakmayız. Ne zaman Türk-menlere bir şeyler verilmesi icap ederse hemen veririz.

Bu sadece Türkmenler için değil tüm etnik gruplar için de geçerlidir. Erbil: Bazı Kürt tarafları referanduma karşıdır. Bu durum referandumu başarı-sızlığa uğratacak mı?Ali Tatar:Halkın çoğunluğu referandumdanyana veoyu-nu “Evet” olarak kullanacak. Ancak bir kısım taraf ve siya-si parti, tüm istekleri yerine getirilse dahi, referanduma karşı olup “Hayır” oyu kulla-nacak. Bunlar bağımsızlığa ve Kürdistan halkının özgür-lüğe kavuşmasına baştan beri karşı çıkıyorlar. Ancak Kürdistan halkının çoğu bun-lar gibi düşünmüyor. Kürt’ü, Türkmen’i, Ermeni’si ve Hris-tiyan’ı Kürdistan’ın tüm mil-letleri “Evet” oyu kullanacak. Erbil: Bölge başkanı ile parti ve taraflar parlamentonun tekrar aktif hale gelmesine çalışıyorlar. Bu bağlamda Türkmen ve diğer etnik grup-ların rolü ne olabilir?Ali Tatar:Türkmenler, Hris-tiyanlar ve Ermenilerparla-mentodabirkaç sandalyeye sahipler. Bunlarbu temsil güçleri ölçüsünde çok önemli ve hayati meselelerin sonuç-

lanmasında kilit rol oynadık-ları gibi bugün de oynayabi-lirler. Türkmenler ve diğerleri eskiden Değişim Hareketi Goran’ın tezgâhına nasıl uymadıysa ve bunu başarı-sızlığa uğrattıysa bugün de aynı rolü oynayabilirler. Bize göre; Türkmenlere, Hristiyan-lara ve Ermenilere yönelik uygulanan kota sistemikaldı-rılarak,bunların milli rollerini yerine getirmemesi hedefle-niyor. Erbil: Türkmenler bir takım görevler talep ediyorlar. Acaba ileride özellikle refe-randum ve bağımsızlıktan sonra Türkmenlere talip oldukları görevler verilecek mi?Ali Tatar:Parti olarak Türk-menlere kilit görevler ve-rilmesi noktasında hiçbir sıkıntımız yok. Çünkü bunlar Kürdistan’ın en büyük ikinci milleti konumundadır ve bi-zimle aynı kaderi paylaşıyor-lar. Dolayısıyla parti olarak Türkmenlere ve diğerlerine kilit görevler verilmesi nokta-sında hiçbir sıkıntımız yok. Ve şundan eminim ki; refe-randum sonrası Türkmenleri çok iyi bir gelecek bekliyor.

KDP Yönetim Üyesi Ali Tatar:

Kota Sisteminin Kaldırılmasına Müsaade Etmeyiz

Page 5: 17 30 Haziran 2017 - BizTurkmeniz · 2017. 7. 4. · Say:29 17 30 Haziran 2017 Erbil Erbil 1055 yılında Selçuklu Sulta-nı Ertuğrul Bey’in Bağdat’a girmesiyle Türkme aşireti-Selçuk

Sayı:29 30 Haziran 2017 Erbil21

Nazım Saiğ Uydu kanallarından El-Şarkiya’yı çok az izlerim. Ancak ailem bu kanalın sunduğu programları hiç kaçırmaz. Özellikle de mübarek Ramazan ayın-da ekrana gelen programlar ailemin ilgi odağı olur. Kanal, bu ayın ruhuna uygun programları seyircilerin beğe-nisine sunar. Bir akşam kanalda su-nulan “Umut Ekibi”adlı program ilgimi çekti. İki bölümünü izlediğim bu prog-ram, Musul’da bir aileye konuk ol-muştu. Eve konuk olan programcılar Sami Kaftan ve Kerim Muhsin’in tavrı bizi ağlatmıştır. Çünkü programcıla-rın, ailenin çekmiş olduğu acılardan etkilenerek ağlaması bize duygusal anlar yaşatmıştır. Programcı Sami Kaftan’ın, ailenin acılarını hissederek ve ağlayarak okuduğu şarkı çok etkileyici idi. Elin-deki ud ile hıçkıra hıçkıra içten oku-duğu şarkı bizi de duygulandırmıştır. Ünlü aktör Sami Kaftan, iyilikten söz eden ve hayır işleri yapmaya davet eden şarkıyı ayrıca seksenli yıllarda bir çocuk programında da okumuştu. Programı izleyen herkes, aileye yardım etmek için adeta araların-da yarıştılar. Programa konuk olan Abu-Salih ailesine komşu olan Mu-sullular yardım etmek için seferber oldular. Bunlar böylece asil maden-lerini herkese gösterdiler. Bu aslında Irak halkının güzel meziyetlerinden biridir.Bu ve buna benzer güzel ve objek-tif programlara imza atan El-Şarkiya kanalı sahibi Saad El-Bezzaz’ı kutla-mak lazım. Kendisi bu anlamlı prog-ramları üreterek iyi ve hayırlı işlere imza atıyor. Aslında Bezzaz,bizi yolsuzluktan ve hırsızlıktan kurtarmak için bir bakan-lığın başında olmalıydı. Bırakın Ba-kan olmayı, Başbakan bile olmalıydı. Bu tabi ki benim şahsi görüşümdür. Tabi ki işadamı olduğu için Sayın Bezzaz siyasete karışmak istemez. Dolayısıyla da Bakan olmayı hiç dü-şünmez ve benim kendisine yaptığım bu önerime belki de kızar. Benim hedefim, onun insani tarafını ve insanlık uğruna çalışmalarını dile getirmektir.Allah, insanlığa hizmet için koşturan ve çalışan Bezzaz’dan ve El-Şarkiya kanalı ekibinden razı olsun.

Hayırlı İşlere Koşan-lara Selam Olsun…

Seçimin Kapalı Liste Usulüyle Yapılacağı Tahmin Ediliyor

ErbilBölgede önümüzdeki Kasım ayında yapılması planlanan parlamento ve bölge başkanlık seçimlerinin kapalı liste usulüyle yapılacağı tahmin ediliyor. Seçim komiserliği Kürdistan Parlamentosu’nun bu yılki seçiminin kapalı liste usulüyle yapılabileceğini bildirdi.İçinde bulunduğumuz Haziran ayının başında düzenlenen toplantıda seçim takvimi belirlendi. Mesut Barzani’nin başkanlık ettiği ve bölgedeki siyasi parti temsilcilerininde katıldığı geniş katılımlı toplantıda, Kürdistan Parlamentosu ve bölge başkanlık seçimlerinin eş zamanda yapılmasına karar verildi. İki seçim de 6 Kasım 2017 günü gerçekleşecek. Seçimlerin açık listeyle mi kapalı listeyle mi yapılacağı konusunda henüz kesin bir karar alınmazken, Erbil’in elde ettiği bilgiye göre; Kürdistan Parlamentosu ve bölge başkanlık seçimleri kapalı liste usulüyle yapılacak. Kapalı liste sisteminde seçmenler listeye oy verirken, açık liste sisteminde seçmenler adaylara oy verir. Bölgedeki partiler iki sistem arasındaki tercihlerini gazetemizle paylaştılar. Kürdistan Demokratik Partisi (KDP) üst düzey yetkilisi Ali Tatar, Erbil’e verdiği demeçte, parti olarak bu konuda henüz bir karar almadıklarını söyledi. Bu konudaki kararı, partinin başkanlık meclisiyle istişare ettikten sonra vereceklerini ifade eden Tatar, “Parti olarak bölge ve halkın çıkarına olan bir seçim sisteminden yanayız. Dolayısıyla son kararı başkanlık meclisi verecek” dedi.Bölgenin en büyük ikinci partisi olan Kürdistan Yurtseverler Birliği (KYB) de KDP gibi düşünüyor. Bu parti de henüz tercihini yapmış değil. KYB üst düzey yetkilisi Nusrat Mustafa parti olarak seçmenlerin çıkarına olan bir sistemi tercih ettiklerini söyledi. Mustafa buna parti yönetiminin karar vereceğini

kaydetti. “Açık olsun, kapalı olsun biz hiçbir seçim sisteminden korkmayız” diyen KYB’li Mustafa, “Bana göre, açık liste seçmenlerin ve halkın çıkarına olur” diyerek noktayı koydu. Ancak ana muhalefet partisi Değişim Hareketi (Goran) iki büyük Kürt partisinden farklı düşünüyor. Goran, kapalı liste sistemini kesinlikle reddediyor. Goran’ın seçim ofisinden Ahmet Abdullah, kendi seçmenlerine saygı gösterdiklerini söyledi. Parti olarak açık liste sisteminin seçmenlerin çıkarına olacağını düşündüklerini ifade eden Abdullah, ancak bu konuda henüz bir karar vermediklerini söyledi. “Parti olarak henüz bir karar vermedik, ancak açık liste sistemi uygulanacağından eminiz. Yüksek bir oy oranı elde etmesi için adayın Goran adayı olması yetmez, belki bilgili ve diploma sahibi olması dagerekir” dedi. Seçimlerde uygulanacak açık veya kapalı liste sistemine parlamentoda büyük oranda sandalyeye sahip partiler karar verecek. Bu partiler seçim komiserliğine başvurarak uygulanmasını istedikleri seçim sistemini resmen talep edecek.Seçim komiserliğinden bir kaynak, parlamento seçimleri için partilerin kapalı liste sistemini tercih edebileceklerini söyledi. “Ancak medya ve sivil örgüt aktivistleri bu tercihe tepki gösterecekse, diğerini uygularız” diyen kaynak, “Partilerin çoğu artık bu seçimde açık liste sistemini istemiyor. Çünkü eskidenuygulanan yarı açık liste sistemi onlar için birçok sıkıntıya yol açmıştı. Dolayısıyla bu seçimde kapalı liste sistemi önerebilirler” dedi. Erbil’in elde ettiği bilgilere göre; bölgenin büyük partileri, medya ve sivil örgüt aktivistlerinin tepki göstermemesi halinde, kapalı liste sistemini tercih edecekler.

Page 6: 17 30 Haziran 2017 - BizTurkmeniz · 2017. 7. 4. · Say:29 17 30 Haziran 2017 Erbil Erbil 1055 yılında Selçuklu Sulta-nı Ertuğrul Bey’in Bağdat’a girmesiyle Türkme aşireti-Selçuk

Sayı:29 30 Haziran 2017Erbil 22

ErbilErbil’de faaliyet gösteren Türkmen partileri, önümüz-deki Kasım ayında yapılması beklenen Kürdistan parla-mento seçimlerine katılmak için kollarını sıvadı.Seçimde ittifak yapılması konusunda Türkmen partileri arasında henüz bir gelişme söz konusu değil. Bilindiği gibi Kürdistan Bölge Başkanı Mesut Barzani’nin 7 Haziran’da bölgedeki partiler-le gerçekleştirdiği toplantıda parlamento ve bölge başkan-lık seçimlerinin eş zamanda yapılmasına karar verilmişti. Seçimler böylece 6 Kasım’da yapılacak.Her iki seçime de katılmaya hazırlanan Türkmen partileri, aralarında henüz bir seçim it-tifakı yapmış değiller. Konuyla ilgili Erbil’e konuşan bir Türk-men parti başkanı, seçimler için özel bir liste hazırlayabi-leceklerini söyledi. Türkmen Demokratik Partisi Başkanı Dilşat Çavuşlu, Türk-men tarafları olarak seçimler için eskiden olduğu gibi özel bir liste hazırlayabileceklerini söyledi.Ancak bölgede devam eden mali kriz partilerin seçim ça-lışmalarını olumsuz etkiliyor. Türkmen Demokratik Partisi Başkanı Dilşat Çavuşlu, Kür-distan’da aralarında Türkmen partilerin de bulunduğu tüm partilere belli sürelerle yardım etmelerini KDP ve KYB’den talep ettiklerini söyledi. Mali krizin tüm partilerin, özellikle de Türkmen partilerinin çalış-

malarını olumsuz etkilediğine dikkat çeken Çavuşlu, yardım beklediklerini kaydetti. Türkmen Liberaller Cemiyeti Başkanı Sami Şebek, mali krizin seçim çalışmalarını

olumsuz etkilediğini söyledi. Ancak buna rağmen seçime katılmaya hazır olduklarını ifade eden Şebek, “Yönetim ve bölge başkanlığının parti-lerin maddi durumunu görme-sini istiyorum. Seçimlere ka-tılmaları için partilere yardım sağlanması gerekir. Umarım yönetim bu isteğimizi dikkate

alır” dedi.Seçime Türkmen partilerinin tek listeyle katılmasının im-kânsız olduğuna dikkat çeken parti başkanı, “Bu durum Kürt ve Hristiyan partileri için de geçerli. Bunlar da seçime tek listeyle katılmayacak. Çizgi ve programları farklı olan Türk-men partileri seçime tek baş-larına katılacak. Ancak çizgi

ve programları birbirine yakın bazı Türkmen partileri seçim ittifakı yapabilir” diyerek nok-tayı koydu. Erbil İl Meclisi’nde grubu bu-lunan Erbil Türkmen Listesi

Grup Başkanı İmad Rifat gazetemize verdiği demeçte, liste olarak parti statüsüne kavuşmak için başvuruda bulunduklarını söyledi. Se-çimlere katılmak için hazırlık yaptıklarını ifade eden Rifat, Türkmenlerin Irak ve bölge-deki haklarını savunacaklarını kaydetti.

Adaylarının seçime hazır ol-duğunu dile getiren Türkmen yetkili, diğer Türkmen parti-lerle ittifak yapma konusunda henüz bir anlaşma sağlanma-dığını söyledi. “Ancak ileride ittifak da yapabiliriz” diyen Rifat, demokrasinin temelini oluşturan seçimlerin zama-nında yapılmasını istediklerini de belirtti.

Erbil’de Türkmen Partileri Seçime Hazırlanıyor

Serdar KöprülüHaziran’ın ortalarında Irak Ba-sın Günü’nü kutladık. Basın gününde, Bağdat’ta yaklaşık yüzyıl önce çıkan Zevra Ga-zetesi’nin yayın hayatına girişi kutlanır. Dünya geliştikçe basın da gelişti. Gazeteler haber al-mamız için önemli bir kaynak haline geldi. Ülkelerin ve top-lumların demokrasiyle tanışma-sında basının etkili rolü oldu. Çok iyi hatırlıyorum; gazete ve dergilere abone olabilmek için günlük masrafımızdan para ayırıyorduk. Ancak bugün oku-yucu bulmakta zorlanıyoruz. Kimse artık gazeteye para ver-miyor. Herkese karşılıksız dağı-tılıyor. Bendeniz acısıyla tatlısıyla uzun yıllardan sonra tekrar yazmaya başladım. Demokrasi zamanıdır dedik, özgürlük gel-di dedik, ifade özgürlüğü gel-di dedik. Ancak durum hiç de sandığımız gibi olmadı. Çünkü bu ilke ve değerlerin hepsine kıydılar. Güç ve karar sahibi makamlar, basında özgürlükten bir şey anlamıyor.Basın gününün kutlandığı şu günlerde meslektaşlarım yazar ve gazetecileri kutlarım, vefat edenlere Allah’tan rahmet dile-rim. Bu vesileyle ifade özgürlü-ğünün sağlanması ve basının güçlenmesi için hep birlikte haykırmalıyız.İslam âlemi mübarek Ramazan ayından sonra bayramı çok bu-ruk yaşadı. Çünkü durum ma-lum; her yerde terör yaşanıyor ve bağnazlık had safhada. Irak’ta da durum hiç farklı de-ğil. Bazı siyasilerimizin yanlış politikaları yüzünden ülke kan ağlıyor. İnsanları birbirine vur-duruluyor… Yolsuzluk her yer-de… Zulüm bitmek bilmiyor… Özgürlükler kısıtlanıyor…On binlerce aile göçe zorlandı ve evlerinden oldu…Allah’a duamız; barışın, huzu-run ve istikrarın sağlanmasıdır. Özgürlük, demokrasi, kardeşlik ve barış içinde yaşayabileceği-miz bir ülkeye kavuşmak istiyo-ruz. Erbil Gazetesi olarak tüm İslam âleminin bayramını kutluyo-ruz...

Tebrik ve Dilek

İmat Rifat: “Seçimlere katılmak için ha-zırlık yapıyoruz. Hedefimiz Türkmenlerin Irak’taki ve bölgedeki haklarını savunmak-tır.”

Sami Şebek: “Yönetim ve bölge başkanlı-ğının, partilerin maddi durumunu görmesi-ni istiyorum. Seçimlere katılmaları için par-tilere yardım sağlanması gerekir.”

Page 7: 17 30 Haziran 2017 - BizTurkmeniz · 2017. 7. 4. · Say:29 17 30 Haziran 2017 Erbil Erbil 1055 yılında Selçuklu Sulta-nı Ertuğrul Bey’in Bağdat’a girmesiyle Türkme aşireti-Selçuk

Sayı:29 30 Haziran 2017 Erbil23

ErbilBölgenin ana partileri, yerel yö-netimin Türkmenlere referan-dumdan sonra siyasi ve anayasal haklarını vereceğini bildirdi. Bu hakların bugüne kadar verilme-mesine Bölge-Bağdat arasındaki sorunlar sebep olmuştu.7 Haziran 2017 Çarşamba günü Bölge Başkanı Mesut Barzani başkanlığında düzenlenen geniş katılımlı toplantıda halk oylaması ve parlamento seçimi görüşül-müştü. Kürt, Türkmen ve Hristi-yan temsilcilerin katıldığı toplan-tıda bölge başkanlık seçimi de görüşülmüştü.Toplantıda birtakım kararlar alın-dı. Buna göre; 25 Eylül 2017 günü referandum, 6 Kasım 2017 günü ise Kürdistan parlamen-to seçimleri düzenlenecek. 25 Eylül’den önce pasifleştirilen parlamentonun tekrar aktif hale getirilmesi planlanıyor. Barzani başkanlığındaki toplantıya beş Türkmen vekil de katıldı.Türkmenler gözlerini referandum sonrasına dikti. Süreçten sonra ne gibi haklar elde edeceklerini bekliyorlar. Türkmenlerin bölge hükümetinden beklentilerini Kürt yetkililerine sorduk. Kürdistan Demokratik Partisi (KDP) yöneticisi Ali Avni, bölge hükümetinin reforma ihtiyacı ol-duğunu söyledi. Erbil’e konuşan Avni, bazı alanlarda bölge yöne-timinin reforma ihtiyacı olduğunu kaydederek, “Yönetim bazı alan-larda iyi işler yapmış. Türkmen, Hristiyan ve Ermenilerin kendi vatanlarına sahip olmadıkları his-sine kapılmamalarını sağlamıştır. Çünkü gerçekten Kürdistan Kür-düyle, Türkmeniyle, Hristiyanıyla ve Ermenisiyle tüm dini ve etnik unsurların vatanıdır” diye konuş-tu.

Bölgede Türkmenlere kültür, eğitim, siyasi ve anayasal açıdan birçok haklar tanındığını ifade eden Kürt yetkili, “Ancak Türk-men kardeşlerimiz diğer hakları da isteyebilirler. Bölge yönetimi ve iktidar partisi olarak bu hakla-rını referandumdan sonra vere-ceğimizi taahhüt ediyoruz” dedi. “Türkmenlere haklarını vermek minnet ve sadaka değil” diyen KDP’li yetkili, “Bu onların meş-ru hakkı, çünkü bölgede Kürt ve Türkmenler arasında hiçbir zaman ayrım yapılmamıştır ve yapılmayacaktır” diye konuştu. Türkmenlerin referandumda ‘Evet’ oyu kullanmasının Kürdis-tan’da birçok şeyi değiştireceğini dile getiren Avni, “Referandum-dan sonra bu toplumun diğer hakları da verilecek. Bu hakların bugüne kadar verilmemesine Bölge-Bağdat arasında bulunan ve henüz çözüme kavuşmayan sorunlar sebep olmuştur” diyerek noktayı koydu. Bölge yönetiminin diğer bir ortağı olan Kürdistan Yurtseverler Birliği (KYB)’den bir yetkili, “Referan-dumda Türkmenler ‘Evet’ oyu kullanırlarsa pişmanlık duyma-yacaklar. Çünkü yönetim, refe-randumdan sonra Türkmen so-rununu temelden çözmek istiyor” dedi. KYB üst düzey yöneticisi Nec-meddin Hama Said Erbil’e verdiği demeçte, Kürdistan’ın Türkmen-lerin öz vatanı olduğunu söyledi. Türkmenlere ayrımcılık yapılma-dığını ifade eden Said, “Bu top-lum bölge için hiçbir zaman so-run teşkil etmedi. Dolayısıyla bu vefakârlığın en iyi şekilde karşılık bulması gerekir” dedi. Türkmenlerin bölgede sorunsuz yaşamak istediğini bildiklerini dile getiren Kürt yetkili, “Türkmenler,

Kürdistan’ı Irak’a tercih ediyor-lar. Çünkü merkezi yönetim, çoğunluk nüfusunu teşkil ettikleri Kerkük Türkmenlerinin haklarını vermeye yanaşmıyor. Dolayısıyla bölge yönetimi, referandumdan sonra bölgedeki tüm etnik grup-ların taleplerini tekrar gözden geçirip, bugüne kadar yararlan-madıkları haklarını da verecek” diye konuştu.KYB yetkilisi Hama Said, toplan-tıda Barzani’nin bölgedeki etnik grupların haklarını dile getirerek bunların sorunlarını referandum-dan sonra çözeceklerini söyledi-ğini kaydetti. Kürdistan Komünist Partisi’nin (KKP), Türkmen yaklaşımı KDP ve KYB’den farklı değil. Refe-randum sonrası Türkmenlerin teminat istemekte haklı olduğunu savunan KKP yöneticisi Hawre Ali Erbil’e verdiği demeçte, “KKP olarak Türkmenlere haklar veril-mesini destekliyoruz. Bu tavrımı-zı defalarca ortaya koymuştuk. Referandumun gündeme geldiği şu günlerde Türkmenlere haklar verilmesi noktasındaki görüşü-müzü yineliyoruz” dedi. KKP yöneticisi Ali şöyle devam etti: “Referandum sonrası Türk-menler teminat istemekte hak-lılar. Kendilerine ne gibi haklar verileceği konusunda tereddütleri olabilir. Bu onların hakkı… KKP olarak Türkmenlere haklar veril-mesini destekliyoruz. Bu tavrımı-zı defalarca ortaya koymuştuk. Bildiğimiz kadarıyla bölge yö-netimi referandum sonrası etnik grupların sorunlarını çözmek istiyor. Yönetim, bölgenin hepimi-zin vatanı olduğunu ispat etmek istiyor. Yönetim, Irak’tan farklı olduğunu ispat etmek istiyorsa bu adımı atmalıdır” diyerek nok-tayı koydu.

Türkmenlere Tüm Hakları Verilecek ANCAK Referandumdan Sonra…

Abdulselam Abdulmecit ŞakirÖğretim üyesi, araştırmacı ve yazar

Birinci BölümTürkmenler, ABDönderliğindeki koalisyon güçlerinin Irak’ı işgalinin ardından, ülkede kurulan siyasi denklemde nüfus olarak üçüncü büyük etnik unsur olmasına rağ-men Şiiler, Sünniler ve Kürtlerden sonra en önemli dördüncü unsur olarak yer almaktadırlar. Türkmenler, 2005’teki Irak anayasasında en önemli üçüncü etnik un-sur olarak kabul edilmedikleri için, Irak’ın siyasi arenasında masada olmalarına rağ-men etkin rol alamadılar. Netice itibariyle Türkmenler birçok şeyden mahrum kalıp kendi varlıklarını eğitim ve kültürel alanda ispat etmeye çalıştılar. Bu alanda ne kadar başarılı olsalar da 10 Haziran 2014’te İŞİD’in Musul kentini kontrol etmesiyle, Türkmenler ciddi bir tehdit altında kaldılar. Birçok Türkmen bölgesi İŞİD tarafından kontrol edildi, binlerce Türkmen katledil-di, on binlercesi ise zorunlu olarak göçe mahkûm edildi. Buna örnek olarak;sadece Türkmen kentiTelafer’den 50 bin civarında Şii Türkmen, Necef kentine göç etti ve bir daha da dönmediler.İŞİD sorununun ortaya çıkmasıylaIrak’ın üç ayrı federal bölgeye ayrılmasını birçok ABD’li yetkilidile getirmiştir. Bu konu hâli-hazırdagündemdeki yerini koruyor. Mesut Barzani’nin 25 Eylül 2017’de ba-ğımsızlık referandumu gerçekleştirmeka-rarı bu teorinin bir ispatıdır. Bu da demektir ki; yakın gelecekte Şiiler de aynı kararı alacaklar ve sonuç olarak Sünniler için federal yapıyı seçmek zorunluluk halini alacaktır. Bunlara ek olarak da bir süredir BM nez-dinde ve uluslararası küresel güçler ta-rafından, gerek Erbil’de gerek Bağdat’ta, Musul’un İŞİD’ten sonraki konumu üzerine Musul ovası projesi adı altında onlarca konferans, seminer ve çalıştay yapılmak-tadır. Bu çalışmalardaki hedef; İŞİD’ten sonraki dönemde Musul ovasında Hristi-yanlara bir özerk bölge inşa etmektir. Fakat Türkmen bölgelerine bakıldığında; Telafer’de 2003’ten sonra bölgede yaşa-nan olaylar ve ABD’nin 2004 ve 2005’teki operasyonları bir dönem Telafer’in den-gesini bozmuş olsa da Telafer eski den-gesine kavuşmaya başlamıştır. Yaşanan olaylar Telafer’de nüfus değişikliğine yol açmıştır. Operasyonların yoğun olduğu sırada Telafer’den çok sayıda ailenin göç ettiği bilinmektedir. 2014’te İŞİD’in ilçeyi kontrol etmesiyle durum çok vahim bir hal almıştır. Bu durum Kerkük’ün güneybatı-sından güneyine doğru geçildiğinde, özel-likle Türkmenlerin yoğun olarak yaşadığı Beşir köyü de İŞİD tarafından işgaledilmiş, Tuzhurmatu, Dakuk gibi Türkmenlerin yoğun olarak yaşadığı yerler ana çatışma hattı olarak ortaya çıkmıştır. Türkmenler Amirli kasabasında İŞİD’in kuşatması altında kalırken büyük zulümlere uğradılar ama maalesef Türkmen siyasi partileri bu durumlara karşı hiç bir konferans ya da çalıştay düzenlemediler ve sessiz kalmayı tercih ettiler. Görünen o ki; Irak’taki Türkmenler hariç bütün etnik gruplar İŞİD sorunundan kârlı çıkacaktır. Türkmenlerin en başta zarar görecekleri konu da Türkmeneli Bölge-si’nin yukarıda adı geçen etnik yapılar arasında bölünmesidir.

Türkmenler ve İŞİD Sorunu

Page 8: 17 30 Haziran 2017 - BizTurkmeniz · 2017. 7. 4. · Say:29 17 30 Haziran 2017 Erbil Erbil 1055 yılında Selçuklu Sulta-nı Ertuğrul Bey’in Bağdat’a girmesiyle Türkme aşireti-Selçuk

Sayı:29 30 Haziran 2017Erbil 24

ErbilKürdistan Parlamento Seçiminde Kapalı Liste Sistemi Uygulanacak

Sayı:29 30 Haziran 2017

Onbeş günde bir çıkan siyasi, kültürel ve tarafsız gazete

ErbilÖnümüzdeki 6 Kasım’da ya-pılması planlanan Kürdistan Parlamento seçimlerinde uygu-lanacak sistem henüz kesinlik kazanmazken, KDP ve KYB kapalı listeden yana tavır sergi-liyor. Ancak buna şiddetle karşı çıkan Değişim Hareketi (Go-ran) açık liste istiyor. Bu bilgileri doğrulayan seçim komiserliğin-den bir yetkili Erbil’e verdiği de-meçte, partilerin çoğunun açık liste istemediklerini söyledi. Kaynak, “Partilerin çoğu artık bu seçimde açık liste sistemini istemiyor. Çünkü eskidenuy-gulanan yarı açık liste sistemi onlar için birçok sıkıntıya yol

açmıştı. Dolayısıyla bu seçimde kapalı liste sistemini önerebilir-ler” dedi.Adının açıklanmasını isteme-yen seçim komiserliği yetkilisi, “Kapalı liste sistemi eğer med-ya ve sivil toplum aktivistlerin tepkisini çekerse diğer sistemi uygularız” dedi. Gazetemizin iç sayfalarında ya-yınladığımız raporda iki büyük Kürt partisi KDP ve KYB yetkili-leri, seçimde uygulanacak açık ve kapalı liste sistemi konusun-da henüz bir tercih yapmadıkla-rını ifade ediyor. Ana muhalefet partisi Goran ise kapalı liste sistemine şiddetle karşı çıkarak açık liste istiyor.

Irak Hava Sahasını Kullanan Yabancı Uçaklardan Ücret Alınıyor

ErbilAmerikan FAA örgütüne göre; Bağdat yönetimi, ülkenin hava sahasını kullanan sivil uçaklardan ücret alıyor. Buna göre; Irak semalarından geçen her uçaktan 375 dolar ücret olarak alınıyor. DEAŞ tehdidinin bitmek üzere olduğu Irak hava sahasını günlük olarak kullanan uçak sayısı 58. Örgütün verilerine göre; Irak’ın hasa sahasını geçtiğimiz 42 günde toplam 450 uçak kullandı. Bu

uçaklardan toplam 919 bin dolar ücret alındı. Suudi Arabistan, Bahreyn ve Birleşik Arap Emirlikleri’nin tecridine maruz kalan Katar havayollarına ait uçakların Irak’ın hava sahasını kullanmasında artış gösteriliyor. Şöyle ki; Irak semalarından toplam 10 Katarlı uçak geçiyor.Bilindiği gibi FAA örgütü, 2014 DEAŞ tehdidi nedeniyle Irak üzerinden sivil uçakların uçuşlarını durdurmuştu.

Tarihi Mirasımız da Terörden Kurtulamadı...

ErbilTerör örgütü DEAŞ tarihimize kıydı. Aşırı örgüt, Irak’ın en büyük ikinci kenti olan Musul’daki tarihi El-Nuri Camii ve meşhur minaresi Hadba’yı yerle bir ederek büyük bir suça imza attı. Türkmenler olarak Irak’ın en önemli tarihi eserleri arasında yer alan El-Nuri Camii ve minaresinin yeniden inşa edilmesini bekliyoruz. Türkmenlere yapılan haksızlıklar 1920’de Irak Devleti’nin kurulduğundan beri devam ediyor. Zulümler, katliamlar derken, bu defa da sıra tarihi miraslarımıza geldi. DEAŞ, Musul’da 1146 ila 1174 arası hükmeden Nureddin Zengi saltanatı sırasında imar edilen El-Nuri camii ve meşhur minaresi Hadba’yı yerle bir ederek büyük bir suça imza attı. Büyük El Nuri Camii ya

da El Nuri Camii Selçuklu mimarisi örneğiydi. Ancak aşırı örgüt, koalisyon güçlerini camiye saldırmakla suçladı. Türkmenler yıkılan tarihi eserlerini ilgili ülkelerden, özellikle de Türkiye’den,aslına uygun şekilde tekrar inşa etmesini istiyor.850 yıllık geçmişe sahip El Nuri Cami, örgütün lideri Ebu Bekir el Bağdadi tarafından 2014 senesinde «Hilafet ilan ettiğini” duyurduğu, Bağdadi›nin IŞİD lideri olarak ilk ve son görüntüsünün de burada konuşma yaptığı sırada kaydedildiği bir mekândı. DEAŞ, camiyi 17 Haziran günü yerle bir etti.Musul’un batı tarafına düşen camii, aynı Ulu Camii adını da taşıyor. Türkmenlerin Irak’ta önemli bir tarihi eseri olan caminin bulunduğu mahalle de aynı ismi taşıyor. Mahallenin adı Ulu Camii Mahallesi’dir.

5850 metrekare üzerinde Selçuklu mimarisi tarzında inşa edilen camide bulunan minareye Hadba adı veriliyor. Musul’un adı çoğu kez şöhreti nedeniyle minareyle anılıyor. Şehre Musul-ul Hadba adı da veriliyor. Ayrıca boyunun uzun olmasıyla da Irak’ın en uzun minaresiunvanınıtaşıyan Hadba’nın farklı zamanlarda restore edilerek, yıkılması önlenmiştir. Hadba’nın üst kısmının eğik oluşu, İtalya’nın Pisa Kulesi’ne benzetilmesine sebep oluyordu. Tarihi değeri nedeniyle minarenin resmi 10 bin banknotlar üzerine çizilmişti. Kaidesi ile birlikte yüksekliği 53 metre olan ve 7 halkadan oluşan minarenin kaidesi 16 metredir. Yukarıya çıkmak için iki merdivenin bulunduğu Hadba minaresinin hava şartları nedeniyle eğildiği tahmin ediliyor.

DEAŞ Hadba Minaresi’ni Patlattı