22
The Journal of Academic Social Science Studies International Journal of Social Science Doi number:http://dx.doi.org/10.9761/JASSS7236 Number: 59 , p. 511-531, Autumn I 2017 Yayın Süreci / Publication Process Yayın Geliş Tarihi / Article Arrival Date - Yayınlanma Tarihi / The Published Date 05.08.2017 15.10.2017 1923’TEN GÜNÜMÜZE TÜRKİYE’DE EĞİTİM YÖNETİMİNE MİLLİ EĞİTİM, SAĞLIK VE ADALET BAKANLARININ MESLEKİ FORMASYONLARI ÜZERİNDEN KARŞILAŞTIRMALI BİR BAKIŞ A COMPARATIVE ANALYSIS TOWARDS EDUCATION MANAGEMENT IN TURKEY THROUGH FORMATIONS OF MINISTERS OF NATIONAL EDUCATION, HEALTH AND JUSTICE SINCE 1923 Dr. Berrin Bayburt ORCID ID: orcid.org/0000-0003-2237-4583 MEB, Öğretmen Öz Sosyal devlet anlayışının bir sonucu olarak devletin vatandaşlarına sunduğu en önemli hizmetlerden biri eğitimdir. Eğitim, toplumun ihtiyaç duyduğu insan gücünün yetiştirilmesinde son derece önemli bir yere sahiptir. Bu nedenle bir ülkenin kalkınması ve geleceği için, eğitime verilen önem ve eğitime yapılan yatırım büyük bir önem taşı- maktadır. Günümüzde ve gelecekte, teknoloji ve bilim alanında gelişmiş bir ülke olma- nın yolu, eğitime yatırım yapmaktan geçmektedir. Türkiye’de, Kurtuluş Savaşı’nın ka- zanılmasının ardından bu alanda gerçekleştirilen inkılaplar, Cumhuriyet’in ilk yıllarında bile eğitimin ülke kalkınmasındaki önemi hususunda bir farkındalığın olduğunu gös- termektedir. Türkiye’de eğitim-öğretim hizmetleri, Milli Eğitim Bakanlığı (MEB) tarafından yürütülmektedir. Cumhuriyet’in ilan edildiği 1923 yılından günümüze toplam 74 Milli Eğitim Bakanı (bazı bakanlar birden fazla olarak bu göreve gelmişlerdir.) görev yapmış- tır. Milli Eğitim Bakanlığı görevini icra eden bakanların sadece 2 tanesi öğretmen yetişti- ren bir yükseköğrenim kurumundan mezun olmuştur. Makalede karşılaştırmaya esas olmak üzere Adalet Bakanlığı ve Sağlık Bakanlığı görevine gelmiş olan bakanların mes- leki formasyonları da değerlendirilmiştir. Adalet Bakanlığı görevine gelenlerin yaklaşık %87’si hukuk eğitimi veren bir yükseköğrenim kurumundan mezunken, benzer şekilde Sağlık Bakanlığı görevine gelen bakanların ise %79’u sağlık alanında eğitim veren bir yükseköğrenim kurumundan mezundur. Bu noktadan hareketle, ‚2016 yılı itibariyle toplam kamu personelinin %35,83’ünün çalıştığı ve 16.379.852 öğrencinin eğitim hizmetlerinden yararlandığı Milli

1923’TEN GÜNÜMÜZE TÜRKİYE’DE EĞİTİM YÖNETİMİNE …...1969, 9 Mart 1971, 15 Temmuz 2016) ile deği-şik dönemlerde ekonomik krizler yaşanmıştır. Türkiye’de 1945

  • Upload
    others

  • View
    8

  • Download
    0

Embed Size (px)

Citation preview

Page 1: 1923’TEN GÜNÜMÜZE TÜRKİYE’DE EĞİTİM YÖNETİMİNE …...1969, 9 Mart 1971, 15 Temmuz 2016) ile deği-şik dönemlerde ekonomik krizler yaşanmıştır. Türkiye’de 1945

The Journal of Academic Social Science Studies

International Journal of Social Science

Doi number:http://dx.doi.org/10.9761/JASSS7236

Number: 59 , p. 511-531, Autumn I 2017

Yayın Süreci / Publication Process

Yayın Geliş Tarihi / Article Arrival Date - Yayınlanma Tarihi / The Published Date

05.08.2017 15.10.2017

1923’TEN GÜNÜMÜZE TÜRKİYE’DE EĞİTİM YÖNETİMİNE

MİLLİ EĞİTİM, SAĞLIK VE ADALET BAKANLARININ

MESLEKİ FORMASYONLARI ÜZERİNDEN

KARŞILAŞTIRMALI BİR BAKIŞ A COMPARATIVE ANALYSIS TOWARDS EDUCATION MANAGEMENT IN

TURKEY THROUGH FORMATIONS OF MINISTERS OF NATIONAL

EDUCATION, HEALTH AND JUSTICE SINCE 1923 Dr. Berrin Bayburt

ORCID ID: orcid.org/0000-0003-2237-4583

MEB, Öğretmen

Öz Sosyal devlet anlayışının bir sonucu olarak devletin vatandaşlarına sunduğu en

önemli hizmetlerden biri eğitimdir. Eğitim, toplumun ihtiyaç duyduğu insan gücünün

yetiştirilmesinde son derece önemli bir yere sahiptir. Bu nedenle bir ülkenin kalkınması

ve geleceği için, eğitime verilen önem ve eğitime yapılan yatırım büyük bir önem taşı-

maktadır. Günümüzde ve gelecekte, teknoloji ve bilim alanında gelişmiş bir ülke olma-

nın yolu, eğitime yatırım yapmaktan geçmektedir. Türkiye’de, Kurtuluş Savaşı’nın ka-

zanılmasının ardından bu alanda gerçekleştirilen inkılaplar, Cumhuriyet’in ilk yıllarında

bile eğitimin ülke kalkınmasındaki önemi hususunda bir farkındalığın olduğunu gös-

termektedir.

Türkiye’de eğitim-öğretim hizmetleri, Milli Eğitim Bakanlığı (MEB) tarafından

yürütülmektedir. Cumhuriyet’in ilan edildiği 1923 yılından günümüze toplam 74 Milli

Eğitim Bakanı (bazı bakanlar birden fazla olarak bu göreve gelmişlerdir.) görev yapmış-

tır. Milli Eğitim Bakanlığı görevini icra eden bakanların sadece 2 tanesi öğretmen yetişti-

ren bir yükseköğrenim kurumundan mezun olmuştur. Makalede karşılaştırmaya esas

olmak üzere Adalet Bakanlığı ve Sağlık Bakanlığı görevine gelmiş olan bakanların mes-

leki formasyonları da değerlendirilmiştir. Adalet Bakanlığı görevine gelenlerin yaklaşık

%87’si hukuk eğitimi veren bir yükseköğrenim kurumundan mezunken, benzer şekilde

Sağlık Bakanlığı görevine gelen bakanların ise %79’u sağlık alanında eğitim veren bir

yükseköğrenim kurumundan mezundur.

Bu noktadan hareketle, ‚2016 yılı itibariyle toplam kamu personelinin

%35,83’ünün çalıştığı ve 16.379.852 öğrencinin eğitim hizmetlerinden yararlandığı Milli

Page 2: 1923’TEN GÜNÜMÜZE TÜRKİYE’DE EĞİTİM YÖNETİMİNE …...1969, 9 Mart 1971, 15 Temmuz 2016) ile deği-şik dönemlerde ekonomik krizler yaşanmıştır. Türkiye’de 1945

512

Berrin Bayburt

Eğitim Bakanlığı’nın yönetiminde eğitim-öğretimin uygulayıcısı olan öğretmenler ne öl-

çüde yer almaktadır?‛ sorusu bu makalenin hareket noktasını oluşturmaktadır.

Anahtar Kelimeler: Türkiye, Eğitim, Öğretim, Yönetim, Öğretmen

Abstract As a consequence of social state concept, one of the most important services that

are served by the government to its citizens is education. Education has a critical role on

human power training that society needs. For this reason, giving priority to investment

in education and training has a crucial importance in terms of country development and

future. Therefore, giving priority to investment in education and training have crucial

importance in terms of country development and future. Today and in the future, the

way to become a developed country in the areas technology and science goes through

investing on the education. After the victory of the War of Independence, realized re-

forms in this realm has demonstrated that there is an awareness of the importance of ed-

ucation on development of the country even in the first years of Republic of Turkey.

Educational and training services in Turkey are carried out by the Ministry of

National Education (Milli Eiğitim Bakanlığı, i.e. MEB). Since 1923, when the Republic of

Turkey was proclaimed, totally 74 National Education Ministers have been appointed

(Some ministers have been appointed to this task more than once. Therefore, in this

study, the total number of ministers is accepted as 62). Only two of the ministers who

performed the task of the Ministry of National Education have graduated from a higher

education institution that educates teachers. In this study, the occupational formations of

ministers who were appointed to the Ministry of Justice and the Ministry of Health in

terms of comparisons were also evaluated. Approximately 87% of ministers who held

positions of Ministry of Justice were graduated from a higher education institution relat-

ed to law; similarly, 79% of ministers who held positions of Ministry of Health were

graduated from higher education institution related to health education.

From this point of view, the starting point of this study is the question as ‚How

much are the teachers who are the appliers of educational actions taking place in the

Management of National Education in which 35.83% of total civil servants are continu-

ing working and 16.379.852 students are studying according to 2016 data?‛.

Keywords: Turkey, Education, Instruction, Management, Teacher

Giriş

Cumhuriyet’in ilanının ardından, Ye-

ni Türk Devleti’nin üzerinde en çok durduğu

konulardan biri eğitim olmuştur. Uzun yıllar

boyunca, Osmanlı vatandaşlığı altında ümmet

anlayışıyla yaşamış olan bir toplumdan ulus

inşa etme sürecinde, eğitime önemli görevler

yüklenmiştir.

‚Kurtuluş Savaşı’nın neticelenmesinin

ardından ülkeyi kurtarma misyonu fiili olarak

gerçekleştirilmişse de, asıl kurtuluşun belirti-

len medeniyet seviyesine ulaşılarak gerçekleş-

tirileceği üzerinden hareket edilmiştir. Bu

medeniyet seviyesine ulaşabilmenin en kes-

tirme yolunun da modern eğitimden geçtiği

vurgulanmıştır. İlim ve fen, modern eğitim

sürecinin başlıca parametreleri olarak tanım-

lanmış ve bu tanımlama, 1923-1938 Döne-

mi’nde görev yapan hükümet programlarında

ve Atatürk’ün söylev ve demeçlerinde öne

çıkan temalar arasında yer almıştır.‛ (Bozas-

lan & Çolakoğullar , 2015: 318)

Türkmenoğlu’na göre, ‚Türkiye’de on

dokuzuncu yüzyılda başlamış olan modern-

leşme süreci kapsamında ulus-devlet oluşu-

muna yönelik esaslı adımların 1923–1945 ara-

sında atıldığı söylenebilir. Bu dönemi, 19.

yüzyıldan beri sürdürülen modernleşme ça-

balarının en radikal halkası olarak görmek de

mümkündür. Bu doğrultuda 1923– 1945 ara-

sında toplumsal anlamda esas olarak ulus

bilinci oluşturma yönünde oldukça yoğun

Page 3: 1923’TEN GÜNÜMÜZE TÜRKİYE’DE EĞİTİM YÖNETİMİNE …...1969, 9 Mart 1971, 15 Temmuz 2016) ile deği-şik dönemlerde ekonomik krizler yaşanmıştır. Türkiye’de 1945

1923’ten Günümüze Türkiye’de Eğitim Yönetimine Milli Eğitim, Sağlık ve Adalet Bakanlarının Mesleki < 513

eğitim ve kültür çalışmalarından bahsedilebi-

lir.‛ (Türkmenoğlu , 2007: 163)

Dönemin eğitim istatistiklerine bakıl-

dığında da bu alanda yapılması gereken inkı-

lapların gerekliliği açık bir şekilde ortaya

çıkmaktadır. Nitekim ‚1927 yılı sayım sonuç-

ları dikkate alındığında ülkenin toplam nüfu-

sunun (13.648.270 kişi) ancak %8,16’sının

okur-yazar olduğu görülür. Bu oran kadın-

larda %4 iken, erkeklerde ise %13’tü. Bununla

birlikte, kentsel ve kırsal kesimler arasında da

ciddi bir okur-yazar farkı mevcuttu. Söz ko-

nusu sayım sonuçlarına göre, %23,5’i kentler-

de yaşayan nüfusun ancak %30’u okur-yazar

iken, %76,5’i köylerde yaşayan nüfusun ise

ancak %6 civarı okur-yazardı.‛ (Çam

&Uyanık, 2009: 207)

Ancak Cumhuriyetin ilanının ardın-

dan gerçekleştirilen inkılaplarla birlikte diğer

alanlarda olduğu gibi eğitim alanında da top-

lumun çağdaş standartlara ulaşması için ge-

rekli adımların atıldığı bilinmektedir. Tevhid-

i Tedrisat Kanunu, Latin Alfabesi’nin Kabulü,

Millet Mektepleri’nin Açılması, Üniversite

Reformu vb. inkılaplar bu alanda yapılan

çalışmaların bazılarına örnek olarak verilebi-

lir. Atılan bu adımlarla Türk milleti, milli,

laik, karma bir eğitim sistemine kavuşmuştur.

Eğitim, devletin ve milletin değerlerinin yeni

nesillere aktarılmasında önemli işlevler yerine

getirmiştir.

Öte yandan milli, laik ve çağdaş bir

toplumun oluşturulmasında öğretmenlik

mesleğinin, işlevinin farkında olan Cumhuri-

yet’in kurucu önder kadrosu bu nedenledir ki,

öğretmenlere ve öğretmenlik mesleğine de

büyük önem vermiştir. Öğretmenler Cumhu-

riyet ideolojisinin en büyük savunucuları ve

bu ideolojinin aktarıcıları olarak düşünüldük-

leri için de, ekonomik durumları iyileştirilme-

ye ve toplumsal statüleri yükseltilmeye çalı-

şılmıştır. (Duman, 2013: 61). Bunun sağlanma-

sında da şüphesiz ki Milli Eğitim Bakanlığı

önemli bir işlev yüklenmiştir.

Atatürk sonrası dönemde de, eğitim

hizmetlerinin nitelik ve niceliğinin arttırılması

için yapılan çalışmalar devam etmiştir.

‚1940’lı yıllarda genel bütçeden Milli Eğitim’e

ayrılan pay %6-7 civarında iken, Menderes

Hükümeti’nin askeri darbe ile görevden uzak-

laştırıldığı 1960 senesinde, bu oran iki kat

artarak %13’ün üzerine çıkmıştır. Bu değerler,

eğitim faaliyetlerine verilen önemin bu dö-

nemde daha da arttığının bir göstergesi-

dir.‛(Karakök, 2011: 97)

Taner ve Başal’ın belirttiğine göre,

‚1923 yılında ilköğretimde 4894 olan ilkokul

sayısı, 2007-2008 eğitim öğretim yılında

34.093’e, öğrenci sayısı ise 10.870.570’e yükse-

lirken, 1990 yılında 7-11 yaş grubundaki ço-

cukların tamamı zorunlu temel eğitime alın-

mış, 1998 yılında ise sekiz yıllık zorunlu temel

eğitime geçiş gerçekleşmiştir.‛ (Taner & Başal,

2009: 139)

Milli Eğitim Bakanlığı’nın 18 Mart

2016’da yayınladığı verilere göre, ‚net okul-

laşma oranları 5 yaş grubunda yüzde 67.17, 4-

5 yaş grubunda yüzde 50.46, 3-5 yaş grubun-

da yüzde 39.54, 6-9 yaş grubunda yüzde

98.81, 10-13 yaş grubunda yüzde 99.05, 14-17

yaş grubunda yüzde 85.31 olarak gerçekleşir-

ken, brüt kız okullaşma oranının brüt erkek

okullaşma oranına bölümüyle bulunan cinsi-

yet oranı, yıllar itibarıyla kız öğrenciler lehine

gelişme göstermiştir. Örgün eğitim kurumla-

rında görev yapan öğretmen sayısı 2015-2016

eğitim öğretim yılında 993 bin 794’e ulaşmış-

tır. 2014’te 62 milyar 248 bin lira olan eğitim

bütçesi, 2015´te ise 76 milyar 354 milyon 306

bin liraya yükselmiştir.‛(www.meb.gov.tr

adresinden erişildi.)

Son yıllarda yürütülen projeler ve ye-

ni uygulamalarla, eğitimde kaliteyi ve tekno-

loji kullanımını arttırma konusunda önemli

gelişmeler yaşanmaktadır. Kapsadığı farklı

modüller yardımıyla MEBBİS sistemi ile idare

ve öğrenci (e-okul sistemi ile) işlerinin hızlı ve

güvenli bir şekilde gerçekleştirilmesi sağla-

nırken, FATİH (Fırsatları Artırma

ve Teknolojiyi İyileştirme Hareketi) Projesi ile

de okulların teknolojik altyapılarının güçlen-

dirilerek, öğrenci ve öğretmenlerin bilgiye

Page 4: 1923’TEN GÜNÜMÜZE TÜRKİYE’DE EĞİTİM YÖNETİMİNE …...1969, 9 Mart 1971, 15 Temmuz 2016) ile deği-şik dönemlerde ekonomik krizler yaşanmıştır. Türkiye’de 1945

514

Berrin Bayburt

ulaşmaları konusunda önemli kazanımlar

sağlanmıştır.

Eğitim alanında yaşanan gelişmeler

sadece temel eğitimle sınırlı kalmamış, yük-

seköğretim alanında da ciddi ilerlemeler sağ-

lanmıştır. Özellikle bilim üreten kurumlar

olan üniversitelerin çağdaş bir yapıya kavuş-

turulması, bu alandaki amaçların başında

gelmiştir. ‚1933’te İstanbul Üniversitesi’nin

kurulmasının ardından, 1982 yılına kadar

geçen dönemde Türkiye’deki toplam üniversi-

te sayısı 19’a ulaşmıştır. 1982’de 8 yeni devlet

üniversitesinin de kurulması ile birlikte bu

sayı 27’ye yükselmiştir. 1984’te ilk vakıf üni-

versitesi olan İhsan Doğramacı Bilkent Üni-

versitesi kurulmuş ve bu artış devam eden

yıllarda da sürmüştür. 1992 yılında kurulan

23 devlet üniversitesi ve 1 vakıf üniversitesi-

nin de kurulması ile birlikte bu sayı

53’ulaşmıştır.‛ (Günay & Günay, 2011: 2)

Yükseköğretim Kurumu’nun istatis-

tiklerine göre 2015-2016 öğretim yılında 109

devlet üniversitesi, 76 vakıf üniversitesi ve 8

vakıf meslek yüksek okulu olmak üzere top-

lam 193 yükseköğretim kurumu bulunmakta-

dır. Bahsedilen bu kurumlarda ön lisans, li-

sans ve lisansüstü eğitimine devam eden top-

lam öğrenci sayısı ise 6.689.185’tir.

(https://istatistik.yok.gov.tr/yuksekogretimIst

atistikleri adresinden erişildi.)

Sonuç olarak, istatistiksel verilerle de

kısaca özetlenmeye çalışılan Türkiye’de eği-

tim-öğretimin gelişim süreci, devletin eğitimli

insanları bir ülke için en değerli yatırım ola-

rak gördüğünün önemli göstergelerinden

birisidir. Türkiye’de eğitim-öğretim ile ilgili

uygulamalar Milli Eğitim Bakanlığı (MEB)

tarafından gerçekleştirilmektedir. MEB, Av-

rupa Birliği ve Dış İlişkiler Genel Müdürlüğü,

Basın ve Halkla İlişkiler Müşavirliği, Bilgi

İşlem Dairei, Destek Hizmetleri Genel Müdür-

lüğü, Din Öğretimi Genel Müdürlüğü, Hayat

Boyu Öğrenme Genel Müdürlüğü, Hukuk

Hizmetleri Genel Müdürlüğü, İç Denetim

Birimi Başkanlığı, İnsan Kaynakları Genel

Müdürlüğü, İnşaat ve Emlak Dairesi Başkan-

lığı, Mesleki ve Teknik Eğitim Genel Müdür-

lüğü, Ortaöğretim Genel Müdürlüğü, Öğret-

men Yetiştirme ve Geliştirme Genel Müdür-

lüğü, Ölçme, Değerlendirme ve Sınav Hizmet-

leri Genel Müdürlüğü, Özel Eğitim ve Reh-

berlik Hizmetleri Genel Müdürlüğü, Özel

Kalem Müdürlüğü, Özel Öğretim Kurumları

Genel Müdürlüğü, Teftiş Kurulu Başkanlığı,

Strateji Geliştirme Başkanlığı, Talim ve Terbi-

ye Kuruluşu Başkanlığı, Temel Eğitim Genel

Müdürlüğü, Yenilik ve Eğitim Teknolojileri

Genel Müdürlüğü, Yükseköğretim ve Yurtdışı

Eğitim Genel Müdürlüğü’nden oluşan alt

birimleri aracılığıyla Türkiye’de eğitim-

öğretimin planlanması, uygulanması için

gerekli düzenlemeleri yapmakta ve uygula-

maktadır.

Bu makale, istatistiksel verilerle de

özetlenen 1923-2016 yılları arası eğitim-

öğretim hizmetleri yönetimini, sağlık ve hu-

kuk hizmetlerinin yönetimi ile karşılaştırmalı

olarak ele almayı amaçlamaktadır. Buradan

hareketle de, eğitim-öğretimin uygulayıcısı

olan öğretmenlerin bu hizmetin yönetilme-

sinde ne kadar yer aldıklarını ortaya koymayı

hedeflemektedir.

1. 1923’ten Günümüze Türkiye

Türkiye’de Cumhuriyetin ilanından

günümüze kadar toplam 65 hükümet kurul-

muş ve bu süreçte 2 darbe (27 Mayıs1960 ve

12 Eylül 1980), 3 muhtıra (12 Mart 1971, 28

Şubat 1997, 27 Nisan 2007) ve darbe girişimle-

ri (22 Şubat 1962, 20 Mayıs 1963, 20 Mayıs

1969, 9 Mart 1971, 15 Temmuz 2016) ile deği-

şik dönemlerde ekonomik krizler yaşanmıştır.

Türkiye’de 1945 yılına kadar tek parti

yönetiminin siyasal yaşama egemen olduğu

görülmektedir. Tek parti dönemi, yeni ve

milli bir ekonomi kurmak, toplumsal, hukuki,

sosyal ve ekonomik inkılapları gerçekleştir-

mek için birtakım uygulamaların yaşandığı

bir dönem olmuştur. Dönemin sonlarına doğ-

ru yaşanan II. Dünya Savaşı ve başlayan eko-

nomik sorunlar ve sorunlara yönelik uygula-

nan çözümler toplumsal hoşnutsuzluğu da

beraberinde getirmiştir. II. Dünya Savaşı’nın

ardından dünyada başlayan demokratikleşme

eğilimleri Türkiye’yi de etkilemiştir. Bu ge-

Page 5: 1923’TEN GÜNÜMÜZE TÜRKİYE’DE EĞİTİM YÖNETİMİNE …...1969, 9 Mart 1971, 15 Temmuz 2016) ile deği-şik dönemlerde ekonomik krizler yaşanmıştır. Türkiye’de 1945

1923’ten Günümüze Türkiye’de Eğitim Yönetimine Milli Eğitim, Sağlık ve Adalet Bakanlarının Mesleki < 515

lişmelerin sonucunda, ‚1945 yılına gelindi-

ğinde iç ve dış faktörlerin etkisiyle Türkiye

çok partili siyasal yaşama geçmiştir. Bu tarih-

ten itibaren Türk demokrasisi ilki 1960’da

olmak üzere, her on yılda bir, üç kez kesintiye

uğramıştır.‛ (Özüerman, 1998: 57)

Çok partili hayata geçiş sürecinde,

1945 yılında ilk olarak Nuri Demirağ tarafın-

dan Milli Kalkınma Partisi Kurulmuştur. Ar-

dından Kurulan Demokrat Parti (DP) ile bu

süreç devam etmiştir. Emiroğlu’nun belirttiği

gibi, ‚7 Ocak 1946 tarihinde kurulan DP,

CHP’nin karşısında durmayı başaran ilk güç-

lü muhalefet partisi olmuştur. Bu gücünü

1950, 1954 ve 1957 seçimlerinde iktidar parti

olarak sürdüren DP, 27 Mayıs 1960 tarihinde

bir askeri ihtilalle devrilmiş ve üyeleri önce

Askeri Harp Okulu’na burada ilk soruşturma-

ları yapıldıktan sonra da Yassıada’ya sevk

edilmişlerdir. Yassıada’da İhtilal Mahkemesi

tarafından tam bir yıl süreyle yargılanan sa-

nıklar 15 Eylül 1961 tarihinde mahkemeden

çıkan kararla ya ömür boyu mahkum edilmiş-

ler ya da ölüm cezasıyla cezalandırılmışlar-

dır.‛ (Emiroğlu, 2011: 14)

27 Mayıs darbesinin ardından siyasal

yaşamı yeniden normalleştirmeye yönelik

adımların atıldığı görülmektedir. ‚Yapılan ilk

seçimlerde (1961), askeri yönetimin kapattığı

DP’nin yerini almak için iki parti, Adalet Par-

tisi (AP) ve Yeni Türkiye Partisi (YTP) yarıştı,

ama hiçbir parti mecliste çoğunluğu sağlaya-

madı. 1965 seçimlerinde ise AP meclis çoğun-

luğunu kazanarak tek başına iktidara geldi;

bu başarıyı az farkla da olsa 1969 seçimlerinde

de tekrarladı.‛ (Akgün, 2002: 155)

Ancak Türkiye’de 1960 darbesinden

sonra, bu kez darbe ile değil muhtıra ile de-

mokratik hayatın kesintiye uğradığı görül-

mektedir. Çelik’e göre, ‚Türk siyasi hayatında

27 Mayıs 1960’dan sonraki ikinci, büyük kı-

rılma noktası olan 12 Mart 1971 Muhtırası,

ordunun doğrudan iktidara el koymadığı ve

parlamentoyu kapatmadığı, fakat ülkeyi yö-

nettiği ve istediği reformlar ile gelişmelerin

gerçekleşmesi için yoğun uğraş verdiği bir

dönemdir.‛ (Çelik, 2005: 308)

‚Türkiye’de 12 Mart 1971 muhtırası-

nın ardından yapılan 14 Ekim 1973 seçimleri,

12 Eylül 1980 darbesine kadar sürecek koalis-

yonlar dönemini başlatmıştır. Bu koalisyonlar

içerisinde Türk siyasi tarihinde özel bir dö-

nem olarak I. ve II. Milliyetçi Cephe Hükü-

metleri de vardır. Siyasi açıdan istikrarsız ve

çalkantılı olan bu dönemde, toplumsal gerilim

artmış, özellikle öğrenci olaylarına bağlı ola-

rak anarşi ve terör tırmandırılmıştır.‛ (Ilıman

& Dönmez, 2015: 163)

1980 öncesi dönemde Türkiye’de iç

sorunların arttığı görülürken, anarşi ve terör

eylemlerinin artması, yönetim boşluğunun

oluşması sonucunda 12 Eylül 1980 askeri ha-

rekatı gerçekleşmiş ve devamında ülkenin

güvenlik yapılanması en üst seviyeye çıkarıl-

mıştır. 1961 Anayasasının, ülkenin güvenliği-

ni sağlamada yetersiz olduğu kabul edilirken,

bunun sonucunda 1982 Anayasası ilan edil-

miştir. (Dursun, 2008: 422)

‚Türk siyasi hayatının 1981-1991 dö-

neminde derin izler bırakan Turgut Özal dö-

neminde ülkenin askeri yönetimden sivil ida-

reye yumuşak bir şekilde geçişinin başarılma-

sı, devlet bürokrasisinin azaltılması, yerel

yönetimlerin güçlendirilmesi, devletin lüzum-

suz görülen sahalardan çıkartılarak küçültül-

mesi, siyasi alanda 141., 142. ve 163. maddele-

rin kaldırılması, insan hakları konusunda

uluslar arası sözleşmelerde Türkiye’nin taraf

yapılması, ulaşım sektöründe otoyolların

önemli oranda artması gibi başarılı düzenle-

melerin gerçekleştirildiğini söylemek müm-

kündür.‛ (Yalçın & Akbıyık, 2005: 637-638)

Kömürcü, 1991-1995 yıllarını kapsa-

yan son iki dönemi, Sosyal Demokrat Halkçı

Parti’nin (SHP) iktidar yılları olarak adlan-

dırmaktadır. Bu iki dönem, Erdal İnönü’nün

kendi arzusuyla genel başkanlığı bıraktığı

tarihle ayrılırken, ilki partinin ANAP’ın başa-

rısızlıkla sonuçlanan ‘iki uluslu’ hegemonik

projesine karşı Doğru Yol Partisi (DYP) ile

birlikte yeni bir ulusal popüler konsensüs

yaratma çabasına; ikincisi ise bu teşebbüsün

Page 6: 1923’TEN GÜNÜMÜZE TÜRKİYE’DE EĞİTİM YÖNETİMİNE …...1969, 9 Mart 1971, 15 Temmuz 2016) ile deği-şik dönemlerde ekonomik krizler yaşanmıştır. Türkiye’de 1945

516

Berrin Bayburt

başarısızlığı, derinleşen ekonomik kriz ve

siyasal istikrarsızlıkla birlikte çöküşe işaret

etmektedir. (Kömürcü, 2009: 6) 1

1990’lı yılların ortalarından itibaren

Türkiye’de siyasal yaşam mili görüş hareketi-

nin ön plana çıkmasına sahne oldu. ‚1994

yerel ve 1995 milletvekili seçimleri ile Türki-

ye, kendini ‘milli görüş’ olarak tanımlayan

İslami hareketin etkisine girdi. Şeriat-laiklik

gerginliği hız kazandı.‛ (Turgut, 2006: 77).

1990’lı yıllarda Türkiye’nin yaşadığı en önem-

li süreçlerden bir tanesi de 28 Şubat süreci

olup, bu sürecin etkisiyle Türkiye’de siyaset

yerini yönetim tekniklerine bırakmış ve ikti-

dar partilerinin yıpranması MHP’ye yaramış-

tır. 28 Şubat süreci ile gerekçesi ne olursa ol-

sun RP/FP, savunduğu değerlerin dışına çı-

karken, merkez sağ partiler ANAP ve DYP

kısır döngü içine girmiş, yolsuzluk ve siyase-

tin buhranı içinde halkın güvenini kaybetme-

ye başlamıştır. (Şen, 2006: 332). 28 Şubat’ın

ardından Türkiye’de yine koalisyon hükümet-

leri görev yapmış; ancak, koalisyon hükümet-

leri dönemi daha çok siyasi istikrarsızlıklarla

anılan bir dönem olmuştur.

Türkiye’de 1990’lı yıllar ve 2000’li yıl-

ların başı, siyasi istikrarsızlıkların bir sonucu

olarak ekonomik krizlerin de yaşandığı bir

dönem olmuştur. Ülkede yaşanan Nisan 1994,

Kasım 2000 ve Şubat 2001 krizleri önemli sos-

yal ve ekonomik sorunları beraberinde getir-

miştir. Türkiye, siyasal istikrarsızlıkların ar-

dından ekonomik krizlerin gelmesi konusun-

daki örnek gelişmelerden birini Şubat

2001’deki krizde yaşamıştır.

Tüm bu olumsuzluklar hükümetin

sonunu da hızlandırırken, 2002 yılında yapı-

lan seçimleri sürpriz partiler kazandı. Adalet

ve Kalkınma Partisi oyların %34.3‘ünü alarak

363 sandalyeye sahip olurken, Cumhuriyet

Halk Partisi oyların % 19.4’ünü aldı ve Mec-

lis’te 178 sandalyeye sahip oldu. (TC Başba-

kanlık Devlet İstatistik Enstitüsü, 2004: 100).

Yapılan seçimlerde Adalet ve Kal-

1 Türkiye’de siyasal İslam’ın gelişim süreci için ayrıntılı

bir çalışma için bkz. Doğan Duman, Demokrasi Sürecinde

Türkiye’de İslamcılık, Dokuz Eylül Yayınları, İzmir 1999.

kınma Partisi diğer partilere oranla önemli

başarılar elde etmiştir. Nitekim 22 Temmuz

2007 tarihinde yapılan seçimlerde, Adalet ve

Kalkınma Partisi oyların %46,6’sını alarak 341

sandalyeye, Cumhuriyet Halk Partisi oyların

%20,9’unu alarak 112 sandalyeye sahip ol-

muştur.‛ (Türkiye İstatistik Kurumu, 2008: 14)

‚Türkiye ekonomisinin 2002-2007 yıl-

ları arasında yakaladığı hızlı büyüme perfor-

mansı neticesinde, milli gelirde kaydedilen

hızlı büyümeye paralel olarak kişi başı milli

gelirde de hızlı bir artış yaşanmıştır. 2008

yılında ulusal hesaplar istatistik metodolojisi-

nin Avrupa Birliği’ne uyumlaştırılması netice-

sinde milli gelirde meydana gelen % 30’u aşan

yükselme doğal olarak kişi başı milli gelire de

yansımıştır.‛ (Çapraz & Eren ve diğerleri,

Tarih Yok: 91)

Özetle, 1923’te kurulan Türkiye

Cumhuriyeti, hedeflediği çağdaşlık seviyesine

ulaşmak için, sosyal, siyasal, ekonomik vb.

inkılaplarla, kurulduğu günden bugüne kadar

önemli atılımlar gerçekleşmiştir. Siyasal ya-

şamı kesintiye uğratan darbe ve darbe giri-

şimleri ile ekonomik sorunlar, ülkenin en

önemli sorunları olmuştur. Kalkınmakta olan

tüm ülkelerde olduğu gibi, yaşanan siyasi

sorunlar öncelikle ekonomide etkisini göster-

miş, hızlı kentleşme ve bunun beraberinde

getirdiği sorunlar da toplumsal meseleleri

gündeme taşımıştır. Bugün Türkiye, demok-

ratik ve çoğunluğu Müslüman olan bir ülke

olması yönüyle model bir ülke konumunda-

dır. Sahip olduğu jeopolitik önemi ve gücüyle

diğer ülkelerle ilişkilerinde de söz sahibi olma

özelliğini her geçen gün daha da ileri taşımak-

tadır.

2. Adalet Bakanlığı ve Sağlık Ba-

kanlığı Örneklerinden Hareketle 1923’ten

Günümüze Milli Eğitim Bakanlığı’nın Yöne-

timine Karşılaştırmalı Bir Değerlendirme

2.1.Sağlık Bakanlığı

Devletlerin, eğitim, sağlık, adalet,

ekonomi vb. tüm alanlardaki hizmetleri ba-

kanlıklar aracılığı ile yerine getirilmektedir.

Bakanlıkların sayısı ve alanları, toplumsal,

ekonomik vb. gelişmelere bağlı olarak zaman

Page 7: 1923’TEN GÜNÜMÜZE TÜRKİYE’DE EĞİTİM YÖNETİMİNE …...1969, 9 Mart 1971, 15 Temmuz 2016) ile deği-şik dönemlerde ekonomik krizler yaşanmıştır. Türkiye’de 1945

1923’ten Günümüze Türkiye’de Eğitim Yönetimine Milli Eğitim, Sağlık ve Adalet Bakanlarının Mesleki < 517

içerisinde değişiklik gösterse de; her bakanlık

kendi sorumluluğuna giren alanlarda ve ka-

nunlar çerçevesinde iş ve hizmetleri yürütme-

yi amaçlamaktadır. Bu hizmetleri ise il ve

ilçelerde kendilerine bağlı müdürlükler aracı-

lığıyla vermektedirler.

Tarihsel süreçte, bakanlık tipi örgüt-

lenmeler ilk olarak Avrupa ülkelerinde gö-

rülmekle birlikte, bürokratik yapının gelişme-

si ve kamusal hizmetlerin çeşitlenmesi sonu-

cunda bu örgütlenme anlayışı yaygınlaşmış

ve uygulama alanı da genişlemiştir. Günü-

müzde ise bakanlıklar, parlamenter sistemle-

rin önemli unsurları ve merkeziyetçi yönetim

anlayışının da önemli birimleridir. (Lamba &

Aktel & Kerman, 2014: 174).

Türk Tarihinde bakanlıkların kurul-

ması Osmanlı Devleti’nde II. Mahmut dönemi

ile birlikte Divanı-ı Hümayun’un kaldırılarak

yerine nazırlıkların (bakanlıkların) kurulması

ile başlamıştır. ‚1923 yılında Cumhuriyetin

ilanı ve 1924 Anayasasının kabulü ile klasik

olarak adlandırılan bakanlık sistemi; Cum-

hurbaşkanı; Başbakan ve Bakanlar Kurulu

olarak ortaya çıkmıştır. 1937 yılında çıkarılan

3117 sayılı kanunla en az 12 en çok 16 bakan-

lık kurulması öngörülürken, 1946 yılında 4951

sayılı kanunla devlet bakanlığı uygulaması

bakanlık sistemine dahil edilmiştir.‛ (Başba-

kanlık İdareyi Geliştirme Başkanlığı, 2015: 49).

Günümüze kadar dönemin gelişmelerine ve

toplumsal gereksinimlere bağlı olarak yapılan

yasal düzenlemelerle bakanlıkların sayıları ya

da isimleri değişmekle birlikte; günümüzde

toplam 21 Bakanlık ile (Adalet Bakanlığı, Aile

ve Sosyal Politikalar Bakanlığı, Avrupa Birliği

Bakanlığı, Bilim, Sanayi ve Teknoloji Bakanlı-

ğı, Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanlığı,

Çevre ve Şehircilik Bakanlığı, Dışişleri Bakan-

lığı, Ekonomi Bakanlığı, Enerji ve Tabii Kay-

naklar Bakanlığı, Gençlik ve Spor Bakanlığı,

Gıda, Tarım ve Hayvancılık Bakanlığı, Güm-

rük ve Ticaret Bakanlığı, İçişleri Bakanlığı,

Kalkınma Bakanlığı, Kültür ve Turizm Bakan-

lığı, Maliye Bakanlığı, Milli Eğitim Bakanlığı,

Milli Savunma Bakanlığı, Orman ve Su İşleri

Bakanlığı, Sağlık Bakanlığı, Ulaştırma Bakan-

lığı) devlet hizmetleri yürütülmektedir.

1982 Anayasası’nın 109. maddesine

göre ‚Bakanlar, Türkiye Büyük Millet Meclisi

üyeleri veya milletvekili seçilme yeterliğine

sahip olanlar arasından Başbakanca seçilir ve

Cumhurbaşkanınca atanır; gerektiğinde Baş-

bakanın önerisi üzerine Cumhurbaşkanınca

görevlerine son verilir.‛

(https://www.tbmm.gov.tr/anayasa sitesinden

erişilmiştir.). Yine Anayasa’nın 76. maddesin-

de ‚Hâkimler ve savcılar, yüksek yargı organ-

ları mensupları, yükseköğretim kurumların-

daki öğretim elemanları, Yükseköğretim Ku-

rulu üyeleri, kamu kurum ve kuruluşlarının

memur statüsündeki görevlileri ile yaptıkları

hizmet bakımından işçi niteliği taşımayan

diğer kamu görevlileri ve Silahlı Kuvvetler

mensupları, görevlerinden çekilmedikçe, aday

olamazlar ve milletvekili seçilemezler.‛2

Makaleye konu olan Milli Eğitim,

Adalet ve Sağlık Bakanlıkları da Türkiye’de

kendi sorumluluk alanlarına giren hizmetlerin

merkez ve taşrada yerine getirilmesine çalış-

maktadırlar. Nitekim 181 Sayılı Sağlık Bakan-

lığının Teşkilat ve Görevleri Hakkında Kanun

Hükmünde Kararname’nin 2. maddesinde

belirtildiğine göre Sağlık Bakanlığı’nın görev-

leri şöyledir:

“a) Herkesin hayatını bedenen, ruhen ve

sosyal bakımdan tam iyilik hali içinde

sürdürmesini sağlamak için fert ve top-

lum sağlığını korumak ve bu amaçla ülke-

yi kapsayan plan ve programlar yapmak,

2 Kamuda çalışan öğretmenlerin de bu maddeye göre,

aday olabilmeleri için görevlerinden çekilmiş olmaları

gerekmektedir. 298 Sayılı Seçimlerin Temel Hükümleri ve

Seçmen Kütükleri Hakkında Kanun’un Ek 7. maddesine

göre; ‚Yüksek mahkeme üyeleri, hakimler, savcılar ve bu

meslekten sayılanlar ile Subay ve Astsubaylar hariç ol-

mak üzere; milletvekili ve mahalli idareler genel ve ara

seçimlerinde aday ve aday adayı olan Devlet memurları

ve diğer kamu görevlileri, adaylığı veya seçimi kaybetme-

leri halinde, Yüksek Seçim Kurulunca seçim sonuçlarının

ilanını takip eden bir ay içinde müracaat etmeleri kaydıy-

la eski görevlerine veya kazanılmış hak aylık derecelerin-

deki başka bir göreve dönebilirler.

Page 8: 1923’TEN GÜNÜMÜZE TÜRKİYE’DE EĞİTİM YÖNETİMİNE …...1969, 9 Mart 1971, 15 Temmuz 2016) ile deği-şik dönemlerde ekonomik krizler yaşanmıştır. Türkiye’de 1945

518

Berrin Bayburt

uygulamak ve uygulatmak, her türlü ted-

biri almak, gerekli teşkilatı kurmak ve

kurdurmak,

b) Bulaşıcı, salgın ve sosyal hastalıklarla

savaşarak koruyucu, tedavi edici hekimlik

ve rehabilitasyon hizmetlerini yapmak,

c) Ana ve çocuk sağlığının korunması ve

aile planlaması hizmetlerini yapmak,

d) İlaç, uyuşturucu ve psikotrop maddele-

rin üretim ve tüketimini her safhada kont-

rol ve denetlemek; farmasötik ve tıbbi

madde ve müstahzar üreten yerlerin, da-

ğıtım yerlerinin açılış ve çalışmalarını

esaslara bağlamak, denetlemek,

e) Gerekli aşı, serum, kan ürünleri ve ilaç-

ların üretimini yapmak, yaptırmak ve ge-

rekirse ithalini sağlamak,

f) Temel sorumluluk Sağlık Bakanlığına

ait olmak üzere Tarım Orman ve Köyişle-

ri Bakanlığı ve mahalli idarelerle işbirliği

suretiyle gıda maddelerinin ve bunları

üreten yerlerin sağlık açısından kontrol

hizmetlerini yürütmek,

g) Mahalli idareler ilgili diğer kuruluşlar-

la işbirliği suretiyle çevre sağlığını ilgi-

lendiren gerekli tedbirleri almak ve aldır-

mak,

h) Bulaşıcı, salgın insan hastalıklarına

karşı kara hudut kapıları, deniz ve hava

limanlarında koruyucu sağlık tedbirlerini

almak,

i) (Mülga: 24/1/1989 - KHK - 356/15

md.; Aynen kabul: 14/3/1991-3703/19

md.)

j) Kanser, verem ve sıtma ile savaş hiz-

metlerini yürütmek ve bu alanda hizmet

veren kurum ve kuruluşların çalışmaları-

nın koordinasyonunu ve denetimini sağ-

lamak,

k) Bu görevlerin yerine getirilmesi için

gerekli tesisleri kurmak ve işletmek, mes-

lek personelini yetiştirmek,

l) Sağlık hizmetleriyle ilgili olarak millet-

lerarası ve yurt içindeki kurum ve kuru-

luşlarla işbirliğinde bulunmak.” (Resmi

Gazete, 1983)

TBMM’nin açılmasının ardından ku-

rulan Sağlık Bakanlığı’nda, Sağlık İstatistikleri

2015 yılı verilerine göre Türkiye’de toplamda

787.352 sağlık personeli (Sağlık Bakanlığı,

üniversite, özel sektör ve diğer toplamı) görev

yapmaktadır. (Sağlık Araştırmaları Genel

Müdürlüğü, 2016: 183). Cumhuriyet’in ilan

edildiği 1923’ten 2017’ye kadar geçen 94 yıllık

sürede toplam 58 Sağlık Bakanı

(http://www.saglik.gov.tr/TR,11490/bakanlari

miz sitesinden erişilmiştir.) (bazı bakanlar

birden fazla olarak bu göreve gelmişlerdir ve

bu nedenle Tablo 1’de bu sayı 49 olarak yer

almaktadır) görev yapmıştır. Görev yapan

bakanların mezun olduğu alanlar Tablo 1’de

görülmektedir.

Tablo 1: Sağlık Bakanları (1923’ten Günümüze)3

Adı Soyadı Mezun Olduğu Alan

1 Refik SAYDAM Asker-i Tıbbiye

2 Mazhar GERMEN İstanbul Tıbbiye-i Mülkiye-i Şahane

3 Hulusi ALATAŞ Askeri Tıbbiye

4 Sadi KONUK Tıp Eğitimi

5 Behçet UZ İstanbul Tıp Fakültesi

6 Kemali BAYAZIT İstanbul Üniversitesi Tıp Fakültesi

7 Reşat BELGER Askeri Tıbbiye/Paris Tıp Fakültesi

8 E. Hayri ÜSTÜNDAĞ Tıp Fakültesi

9 Nafiz KÖREZ Tıp Fakültesi

3 NOT: 1923’ten günümüze kadar 58 Sağlık Bakanı görev yapmış olup, birden fazla bu göreve gelmiş olanlar birer kez

tabloda yazılmıştır.

Page 9: 1923’TEN GÜNÜMÜZE TÜRKİYE’DE EĞİTİM YÖNETİMİNE …...1969, 9 Mart 1971, 15 Temmuz 2016) ile deği-şik dönemlerde ekonomik krizler yaşanmıştır. Türkiye’de 1945

1923’ten Günümüze Türkiye’de Eğitim Yönetimine Milli Eğitim, Sağlık ve Adalet Bakanlarının Mesleki < 519

10 Lütfi KIRDAR Tıp Fakültesi

11 Nusret KARASU İstanbul Tıp Fakültesi

12 Ragıp ÜNER İstanbul Üniversitesi Tıp Fakültesi

13 Suat SEREN İstanbul Üniversitesi Tıp Fakültesi

14 Yusuf AZİZOĞLU İstanbul Üniversitesi Tıp Fakültesi

15 Kerim GÖKYAY Tıp Fakültesi

16 Kemal DEMİR İstanbul Üniversitesi Tıp Fakültesi

17 Faruk SÜKAN İstanbul Üniversitesi Tıp Fakültesi

18 Edip SOMUNOĞLU İstanbul Üniversitesi Tıp Fakültesi

19 Vedat Ali ÖZKAN İstanbul Üniversitesi Tıp Fakültesi

20 Türkan AKYOL Ankara Üniversitesi Tıp Fakültesi

21 Cevdet AYKAN İstanbul Üniversitesi Tıp Fakültesi

22 Vefa TANIR İstanbul Üniversitesi Tıp Fakültesi

23 Selahattin CİZRELİOĞLU İstanbul Üniversitesi Tıp Fakültesi

25 Celal ERTUĞ İstanbul Üniversitesi Tıp Fakültesi

26 Cengiz GÖKÇEK Ankara Üniversitesi Hukuk Fakültesi

27 Mete TAN Tıp Fakültesi

28 Münif İSLAMOĞLU İstanbul Üniversitesi Tıp Fakültesi

29 Necmi AYANOĞLU Tıp Fakültesi

30 Kaya KILIÇTURGAY Tıp

31 Mehmet AYDIN İstanbul Üniversitesi İktisat Fakültesi

32 Mustafa KALEMLİ Ankara Üniversitesi Tıp Fakültesi

33 Bülent AKARCALI Brüksel Üniv. Ekonomi Bilimleri Fak.

34 Cemil ÇİÇEK İstanbul Üniversitesi Hukuk Fakültesi

35 Nihat KİTAPÇİ Ziraat Fakültesi

36 Halil ŞIVGIN Ankara Üniversitesi Hukuk Fakültesi

37 Yaşar ERYILMAZ İstanbul Üniversitesi Tıp Fakültesi

38 Yıldırım AKTUNA İstanbul Üniversitesi Tıp Fakültesi

39 Rıfat SERDAROĞLU İzmir İktisadi ve Ticari İlimler Akademisi

40 Kazım DİNÇ İstanbul Üniversitesi Eczacılık Fakültesi

41 Doğan BARAN Ankara Üniversitesi Tıp Fakültesi

42 Nafiz KURT Lise Mezunu

43 İsmail KARAKUYU İstanbul Üniversitesi Fen Fakültesi

44 Halil İbrahim ÖZSOY Ege Üniversitesi Tıp Fakültesi

45 Mustafa Güven KARAHAN İstanbul Üniversitesi Cerrahpaşa Tıp Fakül-

tesi

46 Osman DURMUŞ Ankara Üniversitesi Tıp Fakültesi

47 Recep AKDAĞ Erzurum Atatürk Üniversitesi Tıp Fakültesi

48 Mehmet MÜEZZİNOĞLU İstanbul Üniversitesi Cerrahpaşa Tıp Fakül-

tesi

49 Ahmet DEMİRCAN Atatürk Üniversitesi Tıp Fakültesi

Kaynak: https://www.saglik.gov.tr, https://www.medimagazin.com.tr, www.sabah.com.tr vd.

Tablo 1’de de görüldüğü gibi görev

yapan Sağlık Bakanları’nın önemli bir bölümü

tıp alanında eğitim almışlardır. Cumhuri-

yet’ten günümüze kadar kurulan hükümet-

Page 10: 1923’TEN GÜNÜMÜZE TÜRKİYE’DE EĞİTİM YÖNETİMİNE …...1969, 9 Mart 1971, 15 Temmuz 2016) ile deği-şik dönemlerde ekonomik krizler yaşanmıştır. Türkiye’de 1945

520

Berrin Bayburt

lerde görev yapan 49 Sağlık Bakanı’nın 39’i

tıp, 3’ü hukuk, 3’ü iktisat, 1’i eczacılık eğitimi

almış olup 1’i Ziraat Fakültesi, 1’i Fen Fakül-

tesi ve 1’i de lise mezunudur. ‚Tıp doktorla-

rından Bakan olarak görev yapanlardan 9’u

Profesör (N. Reşat Belger, Nusret Karasu,

Ragıp Üner, Kerim Gökay, Türkan Akyol,

Celal Ertuğ, Nemci Ayanoğlu, Kaya Kılıçtur-

gay ve Recep Akdağ), 3’ü Doçent (Mustafa

Kalemli, İsmail Karakuyu ve Osman Durmuş)

unvanına sahiptir.‛ (Demirtola & Atilla, 2015:

10)

80%

20%

Tıp Diğer

Şekil 1: 1923’ten Günümüze Sağlık Bakanlarının Uzmanlık Alanlarına Göre Dağılımı (%)

Tablo 1’den yararlanılarak hazırlanan Şekil

1’de görev yapan tüm Sağlık Bakanları’nın

uzmanlık alanlarına göre dağılımlarının oranı

görülmektedir. Yukarıdaki grafikte de görül-

düğü üzere görev yapan Sağlık Bakanları’nın

%80’i tıp eğitimi alırken, %20’si tıp dışında bir

alanda eğitim görmüşlerdir.

2.2. Adalet Bakanlığı

Makalede karşılaştırmaya esas olarak

ele alınan diğer bir Bakanlık olan Adalet Ba-

kanlığı’nın görevleri, 29 Mart 1984 tarih ve

2992 sayılı Adalet Bakanlığı’nın Teşkilat ve

Görevleri hakkında Kanun’un 2. maddesinde

şöyle belirtilmektedir:

“a) Kanunlarda kurulması öngörülen

mahkemeleri açmak ve teşkilatlandırmak,

ceza infaz ve ıslah kurumları, icra ve iflas

daireleri gibi her derece ve türdeki adalet

kurumlarını planlamak, kurmak ve idari

görevleri yönünden gözetim ve denetimini

yapmak ve geliştirmek,

b) Bir mahkemenin kaldırılması veya yar-

gı çevresinin değiştirilmesi konularında

Hâkimler ve Savcılar Yüksek Kuruluna

teklifte bulunmak,

c) Kamu davasının açılması ile ilgili ola-

rak kanunların Adalet Bakanına verdiği

yetkinin kullanılması ile ilgili çalışma ve

işlemleri yapmak,

d) Avukatlık ve Noterlik Kanunlarının

Bakanlığa verdiği görevleri yapmak,

e) Adli sicilin tutulması ile ilgili hizmet-

leri yürütmek,

f) Türk Ticaret Kanunu ile Ticaret Sicili

Tüzüğünün Bakanlığa verdiği görevleri

yapmak,

g) Adalet hizmetlerine ilişkin konularda,

yabancı ülkelerle ilgili işlemleri yerine ge-

tirmek,

h) Adalet hizmetleriyle ilgili konularda,

Page 11: 1923’TEN GÜNÜMÜZE TÜRKİYE’DE EĞİTİM YÖNETİMİNE …...1969, 9 Mart 1971, 15 Temmuz 2016) ile deği-şik dönemlerde ekonomik krizler yaşanmıştır. Türkiye’de 1945

1923’ten Günümüze Türkiye’de Eğitim Yönetimine Milli Eğitim, Sağlık ve Adalet Bakanlarının Mesleki < 521

gerekli araştırmalar ve hukuki düzenleme-

leri yapmak, görüş bildirmek,

i) Bakanlıklarca hazırlanan kanun ve ka-

nun hükmünde kararname taslaklarının

Başbakanlığa gönderilmesinden önce Türk

hukuk sistemine ve kanun yapma tekniği-

ne uygunluğunu incelemek,

j) İlgili mevzuat hükümlerine göre infaz

ve ıslah işlerini düzenlemek,

k) İcra ve iflas daireleri vasıtasıyla, icra ve

iflas işlemlerini yürütmek,

1) Kanunlarla verilen diğer görevleri

yapmak.” (Resmi Gazete, 1984)

Sağlık Bakanları’nın uzmanlık alanla-

rında görülen benzer bir durum, 1923-2017

yılları arasında görev yapan Adalet Bakanla-

rının uzmanlık alanlarına göre dağılımlarında

da görülmektedir. Ele alınan bu 94 yıllık sü-

rede toplam 78 Adalet Bakanı

(http://www.adalet.gov.tr/Bakanlik/OncekiAd

aletBakanlari adresinden erişilmiştir.) (bazı

bakanlar birden fazla olarak bu göreve gel-

mişlerdir ve bu nedenle Tablo 2’de bu sayı 68

olarak yer almaktadır) görev yapmıştır. Nite-

kim Tablo 2’de Cumhuriyet’in ilanından gü-

nümüze görev yapan Adalet Bakanları ve

uzmanlık alanları yer almaktadır.

Tablo 2: Adalet Bakanları (1923’ten Günümüze)4

Adı Soyadı Mezun Olduğu Alan

1 Mehmet Seyit Bey İstanbul Üniversitesi Hukuk Fakültesi

2 Mustafa Necati UĞURAL İstanbul Hukuk Okulu

3 Mahmut Esat BOZKURT İstanbul Hukuk Mektebi

4 Yusuf Kemal TENGİRŞEK İstanbul Hukuk Mektebi

5 Şükrü SARAÇOĞLU İstanbul Mülkiye Mektebi

6 Hilmi URAN Mülkiye Mektebi

7 Tevfik Fikret SILAY Hukuk

8 Ali Fethi OKYAR Harbiye

9 Hasan Safyettin MENEMENCİOĞLU Hukuk

10 Ali Rıza TÜREL İstanbul Üniversitesi Hukuk Fakültesi

11 Mümtaz ÖKMEN Hukuk

12 Şinasi DEVRİN İstanbul Üniversitesi Hukuk Fakültesi

13 Fuat SİRMEN İstanbul Üniversitesi Hukuk Fakültesi

14 Ali Rıza ERTEN İstanbul Halkalı Yüksek Ziraat Okulu

15 Halil ÖZYÖRÜK İstanbul Üniversitesi Hukuk Fakültesi

16 Rüknettin NASUHİOĞLU İstanbul Üniversitesi Hukuk Fakültesi

17 Osman Şevki ÇİÇEKDAĞ Ankara Üniversitesi Hukuk Fakültesi

18 Hüseyin Avni GÖKTÜRK İstanbul Üniversitesi Hukuk Fakültesi

19 Esat BUDAKLIOĞLU İstanbul Üniversitesi Hukuk Fakültesi

20 Hüseyin Celal YARDIMCI İstanbul Üniversitesi Hukuk Fakültesi

21 Abdullah Pulat GÖZÜBÜYÜK İstanbul Üniversitesi Hukuk Fakültesi

22 Mustafa Amil ARTUS İstanbul Üniversitesi Hukuk Fakültesi

23 Ekrem TÜZMEN İstanbul Üniversitesi Hukuk Fakültesi

24 Kemal TÜRKOĞLU Ankara Üniversitesi Hukuk Fakültesi

25 Kemal Sahir KURUTLUOĞLU İstanbul Üniversitesi Hukuk Fakültesi

4 NOT: 1923’ten günümüze kadar 78 Adalet Bakanı görev yapmış olup, birden fazla bu göreve gelmiş olanlar birer kez

tabloda yazılmıştır.

Page 12: 1923’TEN GÜNÜMÜZE TÜRKİYE’DE EĞİTİM YÖNETİMİNE …...1969, 9 Mart 1971, 15 Temmuz 2016) ile deği-şik dönemlerde ekonomik krizler yaşanmıştır. Türkiye’de 1945

522

Berrin Bayburt

26 Abdülhak Kemal YÖRÜK İstanbul Üniversitesi Hukuk Fakültesi

27 Mehmet Sedat ÇUMRALI Ankara Üniversitesi Hukuk Fakültesi

28 Sırrı ATALAY Ankara Üniversitesi Hukuk Fakültesi

29 İrfan BARAN İstanbul Üniversitesi Hukuk Fakültesi

30 İhsan KÖKNEL Ankara Üniversitesi Hukuk Fakültesi

31 Hasan DİNÇER İstanbul Üniversitesi Hukuk Fakültesi

32 Hidayet AYDINER İstanbul Üniversitesi Hukuk Fakültesi

33 Yusuf Ziya ÖNDER Siyasal Bilgiler Fakültesi

34 İsmail Hakkı ARAR Ankara Üniversitesi Hukuk Fakültesi

35 Suat BİLGE Ankara Üniversitesi Hukuk Fakültesi

36 Hasan Fehmi ALPASLAN Ankara Üniversitesi Hukuk Fakültesi

37 Şevket KAZAN İstanbul Üniversitesi Hukuk Fakültesi

38 İsmail MÜFTÜOĞLU İstanbul Üniversitesi Hukuk Fakültesi

39 Zeyyat BAYKARA Siyasal Bilgiler Fakültesi

40 Selçuk ERVERDİ Ankara Üniversitesi Hukuk Fakültesi

41 Necmettin CEVHERİ Ankara Üniversitesi Hukuk Fakültesi

42 Mehmet CAN Ankara Üniversitesi Siyasal Bilgiler Fak.

43 Ömer UCUZAL Ankara Üniversitesi Hukuk Fakültesi

44 Cevdet MENTEŞ İstanbul Üniversitesi Hukuk Fakültesi

45 Rıfat BAYAZIT Ankara Üniversitesi Hukuk Fakültesi

46 Mustafa Kazım AKDOĞAN İstanbul Üniversitesi Hukuk Fakültesi

47 Mehmet Necat ELDEM Ankara Üniversitesi Siyasal Bilgiler Fak.

48 Mahmut Oltan SUNGURLU İstanbul Üniversitesi Hukuk Fakültesi

49 Halil ERTEM Ankara Üniversitesi Hukuk Fakültesi

50 Mehmet TOPAÇ İstanbul Üniversitesi Hukuk Fakültesi

51 Şakir ŞEKER Ankara Üniversitesi Hukuk Fakültesi

52 Mehmet Seyfi OKTAY Ankara Üniversitesi Hukuk Fakültesi

53 Mehmet MOĞULTAY Ankara Üniversitesi Hukuk Fakültesi

54 Bekir Sami DEÇE Ankara Üniversitesi Hukuk Fakültesi

55 Firuz ÇİLİNGİROĞLU İstanbul Üniversitesi Hukuk Fakültesi

56 Mehmet AĞAR Ankara Üniversitesi Siyasal Bilgiler Fak.

57 Hasan DENİZKURDU İstanbul Üniversitesi Hukuk Fakültesi

58 Selçuk ÖZTEK İstanbul Üniversitesi Hukuk Fakültesi

59 Hikmet Sami TÜRK İstanbul Üniversitesi Hukuk Fakültesi

60 Aysel ÇELİKEL İstanbul Üniversitesi Hukuk Fakültesi

61 Cemil ÇİÇEK İstanbul Üniversitesi Hukuk Fakültesi

62 Fatih KASIRGA İstanbul Üniversitesi Hukuk Fakültesi

63 Mehmet Ali ŞAHİN İstanbul Üniversitesi Hukuk Fakültesi

64 Sadullah ERGİN Ankara Üniversitesi Hukuk Fakültesi

65 Ahmet KAHRAMAN İstanbul Üniversitesi Hukuk Fakültesi

66 Bekir BOZDAĞ Selçuk Üniversitesi Hukuk Fakültesi

67 Kenan İPEK İstanbul Üniversitesi Hukuk Fakültesi

68 Abdülhamit GÜL Ankara Üniversitesi Hukuk Fakültesi

Kaynak: www.adalet.gov.tr, https://www.tbmm.gov.tr, www.milliyet.com.tr vd.

Ele alınan dönemde görev yapan 68 Adalet Bakanı’nın 59’i hukuk, 1’i ziraat eğiti-

Page 13: 1923’TEN GÜNÜMÜZE TÜRKİYE’DE EĞİTİM YÖNETİMİNE …...1969, 9 Mart 1971, 15 Temmuz 2016) ile deği-şik dönemlerde ekonomik krizler yaşanmıştır. Türkiye’de 1945

1923’ten Günümüze Türkiye’de Eğitim Yönetimine Milli Eğitim, Sağlık ve Adalet Bakanlarının Mesleki < 523

mi alırken, 1’i Harbiye ve 7’si ise siyasal bilgi-

ler alanında eğitim görmüşlerdir. Görev ya-

pan Adalet Bakanlarının uzmanlık alanlarına

göre dağılımları aşağıdaki grafikte yer almak-

tadır:

87%

13%

Hukuk Diğer

Şekil 2: 1923’ten Günümüze Adalet Bakanlarının Uzmanlık Alanlarına Göre Dağılımı (%)

Tablo 2’den yararlanılarak hazırlanan

Şekil 2’de de görüldüğü üzere 1923’ten gü-

nümüze görev yapan Adalet Bakanları’nın

%87’si Hukuk alanında eğitim alırken, %13’ü

hukuk dışında bir alanda eğitim görmüşler-

dir. almışlardır. Adalet Bakanlığı, 2016 yılı

istatistiklerine göre 56.579 (T.C Adalet Bakan-

lığı Adli Sicil ve İstatistik Genel Müdürlüğü,

2016:3) personeli ile merkezde ve taşrada adli

hizmetleri gerçekleştirmektedir.

2.3. Milli Eğitim Bakanlığı

Türkiye’de eğitim-öğretim hizmetle-

rini yürüten T.C Milli Eğitim Bakanlığı’nın

görev, yetki ve sorumlulukları aşağıda yer

almaktadır:

“1. Okul öncesi, ilk ve orta öğretim ça-

ğındaki öğrencileri bedenî, zihnî, ahlakî,

manevî, sosyal ve kültürel nitelikler yö-

nünden geliştiren ve insan haklarına da-

yalı toplum yapısının ve küresel düzeyde

rekabet gücüne sahip ekonomik sistemin

gerektirdiği bilgi ve becerilerle donatarak

geleceğe hazırlayan eğitim ve öğretim

programlarını tasarlamak, uygulamak,

güncellemek; öğretmen ve öğrencilerin

eğitim ve öğretim hizmetlerini bu çerçe-

vede yürütmek ve denetlemek.

2. Eğitim ve öğretimin her kademesi için

ulusal politika ve stratejileri belirlemek,

uygulamak, uygulanmasını izlemek ve

denetlemek, ortaya çıkan yeni hizmet mo-

dellerine göre güncelleyerek geliştirmek.

3. Eğitim sistemini yeniliklere açık, dina-

mik, ekonomik ve toplumsal gelişimin ge-

rekleriyle uyumlu biçimde güncel teknik

ve modeller ışığında tasarlamak ve geliş-

tirmek.

4. Eğitime erişimi kolaylaştıran, her va-

tandaşın eğitim fırsat ve imkânlarından

eşit derecede yararlanabilmesini teminat

altına alan politika ve stratejiler geliştir-

mek, uygulamak, uygulanmasını izlemek

ve koordine etmek.

5. Kız öğrencilerin, özürlülerin ve toplu-

Page 14: 1923’TEN GÜNÜMÜZE TÜRKİYE’DE EĞİTİM YÖNETİMİNE …...1969, 9 Mart 1971, 15 Temmuz 2016) ile deği-şik dönemlerde ekonomik krizler yaşanmıştır. Türkiye’de 1945

524

Berrin Bayburt

mun özel ilgi bekleyen diğer kesimlerinin

eğitime katılımını yaygınlaştıracak politi-

ka ve stratejiler geliştirmek, uygulamak ve

uygulanmasını koordine etmek.

6. Özel yetenek sahibi kişilerin bu nitelik-

lerini koruyucu ve geliştirici özel eğitim

ve öğretim programlarını tasarlamak, uy-

gulamak ve uygulanmasını koordine et-

mek.

7. Yükseköğretim kurumları dışındaki

eğitim ve öğretim kurumlarını açmak,

açılmasına izin vermek ve denetlemek.

8. Yurtdışında çalışan veya ikamet eden

Türk vatandaşlarının eğitim ve öğretim

alanındaki ihtiyaç ve sorunlarına yönelik

çalışmaları ilgili kurum ve kuruluşlarla

işbirliği içinde yürütmek.

9. Yükseköğretim dışında kalan ve diğer

kurum ve kuruluşlarca açılan örgün ve

yaygın eğitim ve öğretim kurumlarının

denklik derecelerini belirlemek, program

ve düzenlemelerini hazırlamak.

10. Türk Silahlı Kuvvetlerine bağlı orta-

öğretim kurumlarının program ve denklik

derecelerinin belirlenmesi ile yönetmelik-

lerinin hazırlanmasında işbirliğinde bu-

lunmak.

11. Yükseköğretimin millî eğitim politika-

sı bütünlüğü içinde yürütülmesini sağ-

lamak için, 4/11/1981 tarihli ve 2547 sa-

yılı Yükseköğretim Kanunu ile Bakanlığa

verilmiş olan görev ve sorumlulukları ye-

rine getirmek.

12. Mevzuatla Bakanlığa verilen diğer gö-

rev ve hizmetleri yapmak.” (T.C MEB

Strateji Geliştirme Başkanlığı , 2016: 3)

Önceki kısımlarda da belirtildiği gibi

1923’ten günümüze görev yapan Sağlık Ba-

kanları’nın önemli bir kısmı mesleki formas-

yonlarını tıp alanında ve Adalet Bakanları’nın

önemli bir kısmı da hukuk alanında tamam-

lamışlardır. Ancak Tablo 3 ve Şekil 3’te de

görüldüğü üzere Sağlık ve Adalet Bakanlıkla-

rı’nda görülen bu durum Milli Eğitim Bakan-

lığı açısından benzer bir durum sergileme-

mektedir.

Tablo 3: Milli Eğitim Bakanları (1923’ten Günümüze)5

Adı Soyadı Mezun Olduğu Alan

1 İsmail Safa ÖZLER İstanbul Mülkiye Mektebi

2 Hüseyin Vasıf ÇINAR İstanbul Hukuk Mektebi

3 Mehmet Şükrü SARAÇOĞLU Mülkiye Mektebi

4 Hamdullah Suphi TANRIÖVER Galatasaray Lisesi

5 M. Necati UĞURAL İstanbul Hukuk Okulu

6 İsmet İNÖNÜ Erkan-ı Harbiye Mektebi

7 Recep PEKER Erkan-ı Harbiye Mektebi

8 Cemal Hüsnü TARAY Lozan Üniversitesi Genel İktisat ve İçtimaiyat Fa-

kültesi

9 Refik SAYDAM Askeri Tıbbiye

10 Esat SAGAY Harbiye Mektebi

11 Reşit GALİP İstanbul Tıbbiye Mektebi

12 Yusuf Hikmet BAYUR Paris Üniversitesi Edebiyat Fakültesi

13 Zeynel Abidin ÖZMEN Mülkiye Mektebi

14 Saffet ARIKAN Harp Akademisi

15 Hasan Ali YÜCEL İstanbul Üniversitesi Edebiyat Fakültesi

16 Reşat Şemsettin SİRER İstanbul Üniversitesi Edebiyat Fakültesi

17 Hasan Tahsin BANGUOĞLU İstanbul Üniversitesi Edebiyat Fakültesi

5 5 NOT: 1923’ten günümüze kadar 74 Milli Eğitim Bakanı görev yapmış olup, birden fazla bu göreve gelmiş olanlar

birer kez tabloda yazılmıştır

Page 15: 1923’TEN GÜNÜMÜZE TÜRKİYE’DE EĞİTİM YÖNETİMİNE …...1969, 9 Mart 1971, 15 Temmuz 2016) ile deği-şik dönemlerde ekonomik krizler yaşanmıştır. Türkiye’de 1945

1923’ten Günümüze Türkiye’de Eğitim Yönetimine Milli Eğitim, Sağlık ve Adalet Bakanlarının Mesleki < 525

18 Hüseyin Avni BAŞMAN İstanbul Üniversitesi Hukuk Fakültesi

19 Nuri ÖZSAN İstanbul Üniversitesi Hukuk Fakültesi

20 Ahmet Tevfik İLERİ İTÜ Yüksek Mühendislik Okulu

21 Rıfkı Salim BURÇAK Mülkiye Mektebi

22 Hüseyin Celal YARDIMCI İstanbul Üniversitesi Hukuk Fakültesi

23 Ahmet ÖZEL İstanbul Yüksek Mühendis Mektebi

24 Mehmet Atıf BENDERLİOĞLU Ankara Üniversitesi Hukuk Fakültesi

25 Fehmi YAVUZ Ankara Üniversitesi Siyasal Bilgiler Fakültesi

26 Bedrettin TUNCEL Paris Lyon Üniversitesi Edebiyat Fakültesi

27 Turhan FEYZİOĞLU İstanbul Üniversitesi Hukuk Fakültesi

28 Ahmet TAHTAKILIÇ İstanbul Üniversitesi Hukuk Fakültesi

29 Mehmet Hilmi İNCESULU Ankara Üniversitesi Siyasal Bilgiler Fakültesi

30 Şevket Raşit HATİPOĞLU İstanbul Halkalı Yüksek Ziraat Okulu

31 İbrahim ÖKTEM İstanbul Üniversitesi Tıp Fakültesi

32 Nevzat Cihat BİLGEHAN Ankara Üniversitesi Hukuk Fakültesi

33 Orhan DENGİZ İstanbul Üniversitesi Edebiyat Fakültesi

34 Mehmet İlhami ERTEM Siyasal Bilgiler Fakültesi

35 Orhan OĞUZ İstanbul Yüksek İktisat ve Ticaret Okulu

36 Şinasi OREL Harp Akademisi

37 İsmail Hakkı ARAR Ankara Üniversitesi Hukuk Fakültesi

38 A. Sabahattin ÖZBEK Ankara Üniversitesi Ziraat Fakültesi

39 Mustafa ÜSTÜNDAĞ Gazi Üniversitesi Eğitim Enstitüsü

40 Safa REİSOĞLU İstanbul Üniversitesi Hukuk Fakültesi

41 Ali Naili ERDEM Ankara Üniversitesi Hukuk Fakültesi

42 Mustafa Necdet UĞUR Ankara Üniversitesi Siyasal Bilgiler Fakültesi

43 Orhan Cemal FERSOY İstanbul Üniversitesi Hukuk Fakültesi

44 Hasan SAĞLAM Harp Akademisi

45 M. Vehbi DİNÇERLER İstanbul Teknik Üniversitesi İnşaat Mühendisliği

46 Metin EMİROĞLU İstanbul Üniversitesi Hukuk Fakültesi

47 Hasan Celal GÜZEL Ankara Üniversitesi Siyasal Bilgiler Fakültesi

48 Avni AKYOL Gazi Üniversitesi Eğitim Enstitüsü

49 Köksal TOPTAN İstanbul Üniversitesi Hukuk Fakültesi

50 Nahit MENTEŞE İstanbul Üniversitesi Hukuk Fakültesi

51 Nevzat AYAZ Ankara Üniversitesi Hukuk Fakültesi

52 Turhan TAYAN İstanbul Üniversitesi Hukuk Fakültesi

53 Mehmet SAĞLAM Ankara Üniversitesi Hukuk Fakültesi

54 Hikmet ULUĞBAY Ankara Üniversitesi Siyasal Bilgiler Fakültesi

55 Metin BOSTANCIOĞLU Ankara Üniversitesi Hukuk Fakültesi

56 Necdet TEKİN Ege Üniversitesi Fen Fakültesi

57 Erkan MUMCU İstanbul Üniversitesi Hukuk Fakültesi

58 Hüseyin ÇELİK İstanbul Üniversitesi Edebiyat Fakültesi

59 Nimet ÇUBUKÇU İstanbul Üniversitesi Hukuk Fakültesi

60 Ömer DİNÇER Atatürk Üniversitesi İşletme Fakültesi

61 Nabi AVCI ODTÜ İdari Bilimler Fakültesi

62 İsmet YILMAZ İstanbul Teknik Üniversitesi Makine Mühendisliği

Page 16: 1923’TEN GÜNÜMÜZE TÜRKİYE’DE EĞİTİM YÖNETİMİNE …...1969, 9 Mart 1971, 15 Temmuz 2016) ile deği-şik dönemlerde ekonomik krizler yaşanmıştır. Türkiye’de 1945

526

Berrin Bayburt

Kaynak: www.meb.gov.tr, http://www.ogretmenplatformu.com,

http://www.ogretmenlersitesi.com vd.

Cumhuriyetin kuruluşundan günü-

müze toplam 74 Milli Eğitim Bakanı

(http://www.meb.gov.tr/meb/ adresinden

erişilmiştir.) (bazı bakanlar birden fazla olarak

bu göreve gelmişlerdir ve bu nedenle Tablo

3’te bu sayı 62 olarak yer almaktadır) görev

yapmıştır. Görev yapan bakanların 2’si mes-

leki formasyonlarını öğretmen yetiştiren yük-

seköğretim kurumunda (Gazi Üniversitesi

Eğitim Enstitüsü) tamamlamışlardır. Genel

olarak ise Mülkiye, Hukuk ve Edebiyat Fakül-

tesi mezun olan bakanlar bu göreve gelmiş-

lerdir.

97%

3%

Eğitim Diğer

Şekil 3: 1923’ten Günümüze Milli Eğitim Bakanlarının Uzmanlık Alanlarına Göre Dağılımı (%)

Tablo 3’ten yararlanılarak hazırlanan

Şekil 3’te de görüldüğü üzere Milli Eğitim

Bakanları’nın %97’si eğitim dışındaki bir

alanda mesleki formasyon almış kişilerden

oluşmaktadır. Milli Eğitim Bakanlığı’nda eği-

tim-öğretimin uygulayıcısı olan öğretmenler

neden görev yapmamıştır?‛ sorusu bu nokta-

da cevaplanması gereken önemli bir konu

olarak karşımıza çıkmaktadır.

3. Değerlendirme ve Sonuç

Bir ülkede çalışan toplam kamu per-

soneli içinde eğitim-öğretim hizmetleri sınıfı-

nın payı, eğitim hizmetinin kapsamını gös-

termesi açısından önemlidir. Nitekim, ‚eği-

tim, yeni kuşakların toplum yaşamında yerle-

rini almaları için gerekli bilgi, beceri ve anla-

yışları edinmelerine, kişiliklerini geliştirmele-

rine yardım etmektir. Bir ülkenin geleceğinin

şekillenmesi için hayati önem taşıyan ve ülke-

lerin önemle üzerinde durduğu konuların

başında eğitim ve eğitim sistemleri gelmekte-

dir.‛ (Varol & İmamoğlu, 2014: 406). Şekil 4,

Türkiye’de kamuda çalışan toplam personelin

hizmet sınıflarına göre dağılımını göstermek-

tedir.

Page 17: 1923’TEN GÜNÜMÜZE TÜRKİYE’DE EĞİTİM YÖNETİMİNE …...1969, 9 Mart 1971, 15 Temmuz 2016) ile deği-şik dönemlerde ekonomik krizler yaşanmıştır. Türkiye’de 1945

1923’ten Günümüze Türkiye’de Eğitim Yönetimine Milli Eğitim, Sağlık ve Adalet Bakanlarının Mesleki < 527

Şekil 4: Memurların Hizmet Sınıfları İtibarıyla Dağılım Oranları (2016)6

6 http://www.dpb.gov.tr/tr-tr/istatistikler/kamu-personeli-istatistikleri adresinden 15/07/2017 tarihinde erişilmiştir.

Yukarıda yer alan şekilde de görül-

düğü gibi kamuda çalışan toplam personelin

%35,83’ü eğitim öğretim hizmetlerinde çalış-

maktadır. Eğitim-öğretim hizmetleri sınıfında

çalışan personel sayısı sosyal devlet anlayışı-

nın bir sonucu olarak, Türkiye’de eğitime

verilen önemi göstermesi açısından dikkat

çekicidir. 2016 yılı itibariyle Milli Eğitim Ba-

kanlığı toplam kamu personelinin %35.83’ü

ile eğitim-öğretim hizmetlerini yurt genelinde

yürütmektedir. Bu yüzdelik içinde, eğitim-

öğretim hizmetlerinin sınıflardaki uygulayıcı-

sı olan öğretmenlerin sayısı ise 2015-2016

eğitim-öğretim yılı itibariyle 961.331’dir.

Tablo 4: 2015/2016 Eğitim Öğretim Yılı İlköğretim ve Ortaöğretim İstatistikleri

Eğitim

Kademesi

Okullaşma

Oranı

Okul

Sayısı

Öğretmen

Sayısı

Öğrenci

Sayısı

Derslik

Sayısı

Okul

Başına

Düşen

Öğrenci

Sayısı

Öğretmen

Başına

Düşen

Öğrenci

Sayısı

İlkokul 94,87

26.522

302.961

5.360.703

246.090

202

18

Ortaokul 94,39

17.343

322.680

5.211.506

164.943

281 15

Ortaöğretim 79,79 10.550

335.690

5.807.643

182.530

405 13

TOPLAM

54.415

961.331

16.379.852

593.563

Kaynak: TÜİK

Yukarıdaki tabloda da görüldüğü gi-

bi, 2015-2016 eğitim-öğretim yılı itibariyle,

16.379.852 öğrenci ve 961.331 öğretmen eği-

tim-öğretim faaliyetlerinde yer almıştır. Bilin-

diği gibi Cumhuriyetin ilk yıllarında eğitim-

öğretim alanında yaşanan en önemli sorun-

lardan biri öğretmen ihtiyacıdır. Dolayısıyla

2015-2016 eğitim öğretim yılındaki öğretmen

Page 18: 1923’TEN GÜNÜMÜZE TÜRKİYE’DE EĞİTİM YÖNETİMİNE …...1969, 9 Mart 1971, 15 Temmuz 2016) ile deği-şik dönemlerde ekonomik krizler yaşanmıştır. Türkiye’de 1945

528

Berrin Bayburt

sayısı dikkate alındığında da, Türkiye’nin

eğitim-öğretim alanında yaşadığı bu önemli

sorununun üstesinden geldiği ortadadır.

Tablo 5: Millî Eğitim Bakanlığı Hizmet Sınıfları Bazında Kadro Durumu

(04.10.2016 itibariyle)

Hizmet Sınıfı Dolu Kadro

1 Avukatlık Hizmetleri Sınıfı 186

2 Eğitim-Öğretim Hizmetleri Sınıfı 885.458

3 Genel İdare Hizmetleri Sınıfı 40.192

4 Sağlık Hizmetleri Sınıfı 555

5 Teknik Hizmetler Sınıfı 4.698

6 Yardımcı Hizmetler Sınıfı 33.667

TOPLAM 964.756

Kaynak: T.C MEB SGB, 2016: 11)

MEB bünyesinde çalışan personelin

hizmet sınıflarına göre dağılımı ise Tablo 5’te

özetlenmektedir. Öğretmenler, eğitim-öğretim

hizmetleri sınıfında yer almakta olup toplam

personelin %93’ünü oluşturmaktadır. Günü-

müz açısından bakıldığında ‚öğretmen olarak

atanacakların gerekli ve yeterli düzeyde genel

kültür, özel alan eğitimi ve pedagojik formas-

yon almaları esastır. Bu eğitim süreçlerinden

birini tamamlamamış ya da yeterli kredi al-

mamış olanların öğretmen olarak ataması

yapılmaz.‛

(http://personel.meb.gov.tr/upload/Kimler_og

retmen_olur adresinden 31/07/2017 tarihinde

erişilmiştir.). Diğer bir ifade ile öğretmen ola-

bilmek için, Eğitim Fakültesi’nden mezun

olmak ya da diğer fakültelerin ilgili alanların-

dan (tarih, edebiyat vb.) mezun olup Bakanlık

ve Yükseköğretim Kurulu (YÖK) iş birliği ile

açılan/açılacak olan Ortaöğretim Alan Öğret-

menliği Tezsiz Yüksek Lisans ya da Pedagojik

Formasyon Programını başarı ile tamamla-

mak gerekmektedir.

Ancak öğretmenlerin, Milli Eğitim

Bakanlığı toplam personeli içinde en büyük

paya sahip olmasına rağmen, 1923’ten günü-

müze Milli Eğitim Bakanlığı yapan bakanla-

rımızdan sadece Mustafa ÜSTÜNDAĞ

(26.1.1974-17.11.1974) ve Avni AKYOL

(31.3.1989-20.11.1991) eğitim alanında yükse-

köğretim görmüş bakanlarımızdır. Hiç şüphe

yok ki belli bir alanda sadece eğitim almış

olmak başarıyı garantileyemez. Ancak yuka-

rıda da örnek olarak ele alınan diğer bakanlık-

larla karşılaştırıldığında ‚eğitim-öğretimin

uygulayıcısı olan öğretmenlerin bu faaliyetle-

rin yönetiminde neden yer almadıkları‛

önemli bir sorudur.

Bu noktada, toplumda öğretmenlik

mesleğine yönelik birtakım yaygın görüşlerin

etkisinin olabileceği bir varsayım olarak dü-

şünülebilir. Çünkü Türk toplumunda genel

olarak öğretmenlik herkes tarafından yapıla-

bilen bir meslek olarak görülmüştür. Bu du-

rum özellikle öğretmen ihtiyacını kısa sürede

giderme çabalarının bir sonucu olarak görüle-

bilir.

Nitekim, Cumhuriyetin ilanından

1970’li yıllara kadar sürekli değişen ve farklı-

laşan eğitim kurumlarıyla ilk ve orta öğreni-

mini bitirmiş öğrencilerin öğretmen okulla-

rında eğitilmesi ile öğretmen ihtiyacının karşı-

lanması amaçlanmıştır. (Akdemir, 2013: 18).

Bazı dönemlerde öğretmen ihtiyacını

kısa sürede karşılamaya yönelik olarak kurs

vb. yöntemlere de başvurulurken, Eğitim

Fakültesi mezunu olmayanlar da öğretmen

olarak atanabilmişlerdir. Örneğin, 1990'lı yıl-

larda öğretmen açığını kapatmak için, mezu-

niyet alanlarına bakılmaksızın çok sayıda

mezun sınıf öğretmeni olarak atamıştır. Örne-

ğin, 1998 yılında, Eğitim Fakültesi mezunları

Page 19: 1923’TEN GÜNÜMÜZE TÜRKİYE’DE EĞİTİM YÖNETİMİNE …...1969, 9 Mart 1971, 15 Temmuz 2016) ile deği-şik dönemlerde ekonomik krizler yaşanmıştır. Türkiye’de 1945

1923’ten Günümüze Türkiye’de Eğitim Yönetimine Milli Eğitim, Sağlık ve Adalet Bakanlarının Mesleki < 529

dışında 41 bin öğretmenin ataması yapılmış-

tır. (Başkan, 2001: 16).

Akyüz’e göre, öğretmen yetiştirmede,

zaman zaman nitelik gözetilmemesinin iki

olumsuz sonucu olmuştur, Birincisi eğitim ve

öğretim bundan zarar görmüş, ikinci olarak

da öğretmenlik mesleği, toplumda, layık ol-

duğu düzeye yükselememiştir. (Akyüz, 2012:

328). Tüm dünyada olduğu gibi Türkiye’de de

öğretmenlik mesleğinin uzmanlık gerektiren

bir alan olduğuna yönelik yaklaşımlar ise,

özellikle son yıllarda dünyadaki gelişmelerin

de bir sonucu olarak gelişmeye başlamıştır.

Eğitimcilerin Bakan olması konusun-

da sendikalar tarafından da zaman zaman

taleplerin geldiği görülmektedir. Örneğin,

sosyal medya üzerinden çağrıda bulunan

Eğitim Bir Sen Ankara 3 No’lu Şube Başkanı

Ahmet Aydınsoy, "Sayın Cumhurbaşkanım!

Maliyeye, Maliyeci Bakan; Sağlığa, Sağlıkçı

Bakan, Eğitime, Eğitimci Bakan, zamanı geldi.

Yeniden Büyük Medeniyet inşası için, önce

eğitim; eğitim için, önce eğitimci, öncü eği-

timci. Sayın Cumhurbaşkanım! Eğitim eğitim-

cilere bırakılmadığı sürece, Yeni Türkiye he-

define ulaşmakta geç kalıyor.‛(

http://www.kamusaati.com adresinden

29/07/2017 tarihinde erişilmiştir.). sözleriyle

bu konudaki talebini ifade etmiştir.

Sonuç olarak, eğitim-öğretim hizmet-

lerinin uygulanması aşaması, öğrenci, veli ve

öğretmen etkileşiminde gerçekleşmektedir.

Dolayısıyla eğitim-öğretim faaliyetlerinin

kanun, yönetmelik vb. çerçevesinde gerçekleş-

tirilmesi sürecinde karşılaşılan sorunlar,

olumlu ve olumsuz durumlar, öğretmenlerin

özlük hakları konusu, gereksinimler vb.nin en

yakından tanığı öğretmenler olmaktadır. MEB

personelinin önemli bir bölümünün öğret-

menlerden oluşmasına rağmen şu ana kadar

sadece iki bakanın eğitimci olması dikkat

çekicidir. Bu durumun olumlu-olumsuz so-

nuçlarının değerlendirilmesi ayrı bir çalışma

konusu olarak değerlendirilmelidir.

KAYNAKÇA

Akdemir, A. S. (2013). Türkiye’de Öğretmen

Yetiştirme Programlarının Tarihçesi

ve Sorunları, Turkish Studies, 8/12, ss.

15-28

Akgün, B. (2002). Türkiye’de Siyasi Parti

Sisteminin Gelişimi ve Demokratik

İstikrar, Liberal Düşünce, Yaz 2002, ss.

151-167

Akyüz, Y. (2012). Türk Eğitim Tarihi (M.Ö.

1000 - M.S. 2012), Gözden Geçirilmiş

22. baskı, Pegem Akademi

Başkan, G. A. (2001). Öğretmenlik Mesleği ve

Öğretmen Yetiştirmede Yeniden Yapı-

lanma, Hacettepe Üniversitesi Eğitim

Fakültesi Dergisi, S. 20, ss. 16-25

Başbakanlık İdareyi Geliştirme Başkanlığı

(2015). Bakanlık Sistemleri Araştırma

Raporu (Bakanlık Sistemi Örnek Ülke İn-

celemeleri Türkiye’deki Mevcut Bakanlık

Sistemi)

http://www.igb.gov.tr/Kutuphane/BAKA

NLIK%20S%C4%B0STEMLER%C4%B

0%20ARA%C5%9ETIRMA%20RAPO

RU.pdf adresinden 25/07/2017 tarihinde

erişilmiştir.

Bozaslan, B. M. & Çolakoğullar, E. (2015).

Osmanlı’dan Cumhuriyet’ Modern

Eğitimin İnşası: Devletin

Kurtarılmasından Devletin

Kurulmasına, Gazi Üniversitesi İktisadi

ve İdari Bilimler Fakültesi Dergisi, 17/ 3,

ss. 309-329

Çam, İ. D. & Uyanık, E. (2009). Arap

Elifbası’ndan Latin Alfabesine Geçiş

Sürecinde Garpçı Söylemler, Çağdaş

Türkiye Araştırmaları Dergisi, XIV/29,

ss. 189-221

Çapraz, İ. & Eren N. & diğerleri (tarih yok),

Ekonomik Rapor 2010 (2010 Yılında

Türkiye ve Dünya Ekonomisi), İstanbul

Ticaret Odası, İstanbul: GM

Matbaacılık

Çelik, V. (2005). 12 Mart Ara Döneminde

Siyasi Partiler, Liberal Düşünce, Güz

2005, ss. 283-309

Page 20: 1923’TEN GÜNÜMÜZE TÜRKİYE’DE EĞİTİM YÖNETİMİNE …...1969, 9 Mart 1971, 15 Temmuz 2016) ile deği-şik dönemlerde ekonomik krizler yaşanmıştır. Türkiye’de 1945

530

Berrin Bayburt

Demirtola, H. & Atilla, E. A. (2015).

Türkiye’de Cumhuriyet’ten Bugüne

Merkezi Sağlık Yöneticileri,

Uluslararası Sağlık Yönetimi ve

Stratejileri Araştırma Dergisi, 1/2, ss. 1-

17

Duman, D. (2013). 1925 Yılında İstanbul Erkek

Lisesinde Öğrencilere Verilen Bir Sür-

gün Cezası ve Dönemin Eğitim Anla-

yışı, Turkish Studies - International Peri-

odical For The Languages, Literature and

History of Turkish or Turkic, 8/2, ss.59-

61

Dursun, S. (2008). Türkiye’nin Güvenlik

Algılamasındaki Değişim: 12 Eylül

1980 Askeri Müdahalesi Sonrası

Dönem, ÇTTAD, VII/16-17, ss. 421-433

Emiroğlu, A. (2011). 27 Mayıs 1960 İhtilali ve

Demokrat Parti’nin Tasfiyesi, Selçuk

Üniversitesi Kadınhanı Faik İçil Meslek

Yüksekokulu Sosyal ve Teknik

Araştırmalar Dergisi, S. 1, ss.13-27

Günay, D. & Günay, A. (2011), 1933’ten

Günümüze Türk Yükseköğretiminde

Niceliksel Gelişmeler, Yükseköğretim

ve Bilim Dergisi, 1/1, ss. 1-22

Ilıman, A. & Dönmez, C. (2015). 12 Mart 1971

Muhtırası Sonrasında Kurulan

Koalisyonlara Örnek: Birinci ve İkinci

Milliyetçi Cephe Hükümetleri,

Cumhuriyet Tarihi Araştırmaları Dergisi,

S. 21, ss. 163-198

Karakök, T. (2011). Menderes Dönemi’nde

(1950-1960) Türkiye’de Eğitim,

Yükseköğretim ve Bilim Dergisi, 1/ 2,

ss.89-97

Kömürcü, D. (2009). Geçmişle Gelecek

Arasında Bir Alternatif Arayışı: Sosyal

Demokrat Halkçı Parti, Sosyal Bilimler

Dergisi, II/2, ss. 2-32,

http://sosbilder.neu.edu.tr/wp-

content/uploads/sites/6/2016/04/Derya

-K%C3%B6m%C3%BCrc%C3%BC.pdf

adresinden 01/07/2017 tarihinde

alınmıştır.

Lamba, M. & Aktel, M. & Altan, Y. & Kerman,

U. (2014). Türkiye’de Bakanlık Tipi

Örgütlenme: Tarihsel ve Yasal Süreç,

Yönetim ve Ekonomi, C: 21/1, ss. 173-

189

Özüerman, T. (1998). Türkiye’nin Batılılaşma

ve Demokratikleşme Açmazı, 1. baskı,

İzmir: Dokuz Eylül Yayınları

Sağlık Araştırmaları Genel Müdürlüğü (2015).

TC Sağlık Bakanlığı Sağlık İstatistikleri

Yıllığı 2015, Ankara: Sistem Ofset

Yayım

Şen, Y. F. (2006). Yeni Dönemde Eski Tartışmalar

(Göç, Etnisite, Milliyetçilik, Kürtçülük,

Laiklik, 1. baskı, Ankara: Yargı

Yayınevi

Taner, M. & Başal, H. A. (2009). Cumhuriyetin

İlanından Günümüze Türkiye’de

İlköğretimde ve İlköğretime

Öğretmen Yetiştirmede Niceliksel ve

Niteliksel Gelişmeler, e-Journal of New

World Sciences Academy, 4/1, ss. 139-

154

T.C. Adalet Bakanlığı Adli Sicil ve İstatistik

Genel Müdürlüğü (2016). Adli İstatis-

tikler 2016, Ankara

T.C. Başbakanlık Devlet İstatistik Enstitüsü

(2004). Cumhuriyetten Günümüze

Milletvekili Seçimleri 1923-2002,

Ankara: Devlet İstatistik Enstitüsü

Matbaası

T.C. MEB Strateji Geliştirme Başkanlığı (2016).

2017 Yılı Performans Programı

Turgut, M. (2006). Değişen Türkiye Değişemeyen

Siyaset, İstanbul: Etik Yayınları

Türkiye İstatistik Kurumu (2008). Milletvekili

Genel Seçimi İl ve İlçe Sonuçları 2007,

2002, 1999, 1995, 1991, Ankara:

Türkiye İstatistik Kurumu Matbaası

Türkmenoğlu, D. (2007). Tek Parti Döneminde

Ulus İnşa Politikalarının Eğitim

Boyutu, Türk Eğitim Bilimleri Dergisi, 5

(1), ss. 159-172

Varol, Y.K. & İmamoğlu, F. (2014). Türk ve

İngiliz Eğitim Sistemlerine İlişkin Sa-

yısal Verilerin Karşılaştırmalı Olarak

İncelenmesi, Eğitim ve Öğretim Araş-

tırmaları Dergisi, C. 3/1, ss. 406-418

Page 21: 1923’TEN GÜNÜMÜZE TÜRKİYE’DE EĞİTİM YÖNETİMİNE …...1969, 9 Mart 1971, 15 Temmuz 2016) ile deği-şik dönemlerde ekonomik krizler yaşanmıştır. Türkiye’de 1945

1923’ten Günümüze Türkiye’de Eğitim Yönetimine Milli Eğitim, Sağlık ve Adalet Bakanlarının Mesleki < 531

Yalçın, D. & Akbıyık, Y. ve diğerleri (2005),

Türkiye Cumhuriyeti Tarihi 2, Ankara:

Atatürk Araştırma Merkezi

181 Sayılı Sağlık Bakanlığının Teşkilat ve

Görevleri Hakkında Kanun

Hükmünde Kararname (14/12/1983).

Resmi Gazete, S. 18251

2992 Sayılı Adalet Bakanlığının Teşkilat ve

Görevleri Hakkında Kanun Hük-

münde Kararnamenin Değiştirilerek

Kabulü Hakkında Kanun, Resmi Gaze-

te, 07/03/1984, S. 18365

Millî Eğitim Bakanlığına Bağlı Eğitim Kurum-

larına Öğretmen Olarak Atanacakla-

rın Atamalarına Esas Olan Alanlar İle

Mezun Oldukları Yükseköğretim

Programları ve Aylık Karşılığı Okuta-

cakları Derslere İlişkin Esaslar,

http://personel.meb.gov.tr/upload/Ki

mler_ogretmen_olur.pdf adresinden

26/07/2017 tarihinde erişildi.

https://istatistik.yok.gov.tr/yuksekogretimIsta

tistikleri/2016/2016_T1.pdf adresinden

31.01.2017 tarihinde alınmıştır.

http://www.meb.gov.tr/ogrenci-sayisi-17-

milyon-588-bine-

yukseldi/haber/10675/tr adresinden

31.01.2017 tarihinde alınmıştır.

http://www.adalet.gov.tr

http://www.dpb.gov.tr

http://www.igb.gov.tr

http://www.kamusaati.com

http://www.meb.gov.tr

https://www.medimagazin.com.tr

https://www.milliyet.com.tr

http://www.ogretmenplatformu.com

http://www.sabah.com.tr

http://www.saglik.gov.tr

https://www.tbmm.gov.tr

http://www.ogretmenlersitesi.com.tr

https://www.yok.gov.tr

http://sosbilder.neu.edu.tr

Page 22: 1923’TEN GÜNÜMÜZE TÜRKİYE’DE EĞİTİM YÖNETİMİNE …...1969, 9 Mart 1971, 15 Temmuz 2016) ile deği-şik dönemlerde ekonomik krizler yaşanmıştır. Türkiye’de 1945

532

Berrin Bayburt