Upload
others
View
8
Download
0
Embed Size (px)
Citation preview
The Journal of Academic Social Science Studies
International Journal of Social Science
Doi number:http://dx.doi.org/10.9761/JASSS7236
Number: 59 , p. 511-531, Autumn I 2017
Yayın Süreci / Publication Process
Yayın Geliş Tarihi / Article Arrival Date - Yayınlanma Tarihi / The Published Date
05.08.2017 15.10.2017
1923’TEN GÜNÜMÜZE TÜRKİYE’DE EĞİTİM YÖNETİMİNE
MİLLİ EĞİTİM, SAĞLIK VE ADALET BAKANLARININ
MESLEKİ FORMASYONLARI ÜZERİNDEN
KARŞILAŞTIRMALI BİR BAKIŞ A COMPARATIVE ANALYSIS TOWARDS EDUCATION MANAGEMENT IN
TURKEY THROUGH FORMATIONS OF MINISTERS OF NATIONAL
EDUCATION, HEALTH AND JUSTICE SINCE 1923 Dr. Berrin Bayburt
ORCID ID: orcid.org/0000-0003-2237-4583
MEB, Öğretmen
Öz Sosyal devlet anlayışının bir sonucu olarak devletin vatandaşlarına sunduğu en
önemli hizmetlerden biri eğitimdir. Eğitim, toplumun ihtiyaç duyduğu insan gücünün
yetiştirilmesinde son derece önemli bir yere sahiptir. Bu nedenle bir ülkenin kalkınması
ve geleceği için, eğitime verilen önem ve eğitime yapılan yatırım büyük bir önem taşı-
maktadır. Günümüzde ve gelecekte, teknoloji ve bilim alanında gelişmiş bir ülke olma-
nın yolu, eğitime yatırım yapmaktan geçmektedir. Türkiye’de, Kurtuluş Savaşı’nın ka-
zanılmasının ardından bu alanda gerçekleştirilen inkılaplar, Cumhuriyet’in ilk yıllarında
bile eğitimin ülke kalkınmasındaki önemi hususunda bir farkındalığın olduğunu gös-
termektedir.
Türkiye’de eğitim-öğretim hizmetleri, Milli Eğitim Bakanlığı (MEB) tarafından
yürütülmektedir. Cumhuriyet’in ilan edildiği 1923 yılından günümüze toplam 74 Milli
Eğitim Bakanı (bazı bakanlar birden fazla olarak bu göreve gelmişlerdir.) görev yapmış-
tır. Milli Eğitim Bakanlığı görevini icra eden bakanların sadece 2 tanesi öğretmen yetişti-
ren bir yükseköğrenim kurumundan mezun olmuştur. Makalede karşılaştırmaya esas
olmak üzere Adalet Bakanlığı ve Sağlık Bakanlığı görevine gelmiş olan bakanların mes-
leki formasyonları da değerlendirilmiştir. Adalet Bakanlığı görevine gelenlerin yaklaşık
%87’si hukuk eğitimi veren bir yükseköğrenim kurumundan mezunken, benzer şekilde
Sağlık Bakanlığı görevine gelen bakanların ise %79’u sağlık alanında eğitim veren bir
yükseköğrenim kurumundan mezundur.
Bu noktadan hareketle, ‚2016 yılı itibariyle toplam kamu personelinin
%35,83’ünün çalıştığı ve 16.379.852 öğrencinin eğitim hizmetlerinden yararlandığı Milli
512
Berrin Bayburt
Eğitim Bakanlığı’nın yönetiminde eğitim-öğretimin uygulayıcısı olan öğretmenler ne öl-
çüde yer almaktadır?‛ sorusu bu makalenin hareket noktasını oluşturmaktadır.
Anahtar Kelimeler: Türkiye, Eğitim, Öğretim, Yönetim, Öğretmen
Abstract As a consequence of social state concept, one of the most important services that
are served by the government to its citizens is education. Education has a critical role on
human power training that society needs. For this reason, giving priority to investment
in education and training has a crucial importance in terms of country development and
future. Therefore, giving priority to investment in education and training have crucial
importance in terms of country development and future. Today and in the future, the
way to become a developed country in the areas technology and science goes through
investing on the education. After the victory of the War of Independence, realized re-
forms in this realm has demonstrated that there is an awareness of the importance of ed-
ucation on development of the country even in the first years of Republic of Turkey.
Educational and training services in Turkey are carried out by the Ministry of
National Education (Milli Eiğitim Bakanlığı, i.e. MEB). Since 1923, when the Republic of
Turkey was proclaimed, totally 74 National Education Ministers have been appointed
(Some ministers have been appointed to this task more than once. Therefore, in this
study, the total number of ministers is accepted as 62). Only two of the ministers who
performed the task of the Ministry of National Education have graduated from a higher
education institution that educates teachers. In this study, the occupational formations of
ministers who were appointed to the Ministry of Justice and the Ministry of Health in
terms of comparisons were also evaluated. Approximately 87% of ministers who held
positions of Ministry of Justice were graduated from a higher education institution relat-
ed to law; similarly, 79% of ministers who held positions of Ministry of Health were
graduated from higher education institution related to health education.
From this point of view, the starting point of this study is the question as ‚How
much are the teachers who are the appliers of educational actions taking place in the
Management of National Education in which 35.83% of total civil servants are continu-
ing working and 16.379.852 students are studying according to 2016 data?‛.
Keywords: Turkey, Education, Instruction, Management, Teacher
Giriş
Cumhuriyet’in ilanının ardından, Ye-
ni Türk Devleti’nin üzerinde en çok durduğu
konulardan biri eğitim olmuştur. Uzun yıllar
boyunca, Osmanlı vatandaşlığı altında ümmet
anlayışıyla yaşamış olan bir toplumdan ulus
inşa etme sürecinde, eğitime önemli görevler
yüklenmiştir.
‚Kurtuluş Savaşı’nın neticelenmesinin
ardından ülkeyi kurtarma misyonu fiili olarak
gerçekleştirilmişse de, asıl kurtuluşun belirti-
len medeniyet seviyesine ulaşılarak gerçekleş-
tirileceği üzerinden hareket edilmiştir. Bu
medeniyet seviyesine ulaşabilmenin en kes-
tirme yolunun da modern eğitimden geçtiği
vurgulanmıştır. İlim ve fen, modern eğitim
sürecinin başlıca parametreleri olarak tanım-
lanmış ve bu tanımlama, 1923-1938 Döne-
mi’nde görev yapan hükümet programlarında
ve Atatürk’ün söylev ve demeçlerinde öne
çıkan temalar arasında yer almıştır.‛ (Bozas-
lan & Çolakoğullar , 2015: 318)
Türkmenoğlu’na göre, ‚Türkiye’de on
dokuzuncu yüzyılda başlamış olan modern-
leşme süreci kapsamında ulus-devlet oluşu-
muna yönelik esaslı adımların 1923–1945 ara-
sında atıldığı söylenebilir. Bu dönemi, 19.
yüzyıldan beri sürdürülen modernleşme ça-
balarının en radikal halkası olarak görmek de
mümkündür. Bu doğrultuda 1923– 1945 ara-
sında toplumsal anlamda esas olarak ulus
bilinci oluşturma yönünde oldukça yoğun
1923’ten Günümüze Türkiye’de Eğitim Yönetimine Milli Eğitim, Sağlık ve Adalet Bakanlarının Mesleki < 513
eğitim ve kültür çalışmalarından bahsedilebi-
lir.‛ (Türkmenoğlu , 2007: 163)
Dönemin eğitim istatistiklerine bakıl-
dığında da bu alanda yapılması gereken inkı-
lapların gerekliliği açık bir şekilde ortaya
çıkmaktadır. Nitekim ‚1927 yılı sayım sonuç-
ları dikkate alındığında ülkenin toplam nüfu-
sunun (13.648.270 kişi) ancak %8,16’sının
okur-yazar olduğu görülür. Bu oran kadın-
larda %4 iken, erkeklerde ise %13’tü. Bununla
birlikte, kentsel ve kırsal kesimler arasında da
ciddi bir okur-yazar farkı mevcuttu. Söz ko-
nusu sayım sonuçlarına göre, %23,5’i kentler-
de yaşayan nüfusun ancak %30’u okur-yazar
iken, %76,5’i köylerde yaşayan nüfusun ise
ancak %6 civarı okur-yazardı.‛ (Çam
&Uyanık, 2009: 207)
Ancak Cumhuriyetin ilanının ardın-
dan gerçekleştirilen inkılaplarla birlikte diğer
alanlarda olduğu gibi eğitim alanında da top-
lumun çağdaş standartlara ulaşması için ge-
rekli adımların atıldığı bilinmektedir. Tevhid-
i Tedrisat Kanunu, Latin Alfabesi’nin Kabulü,
Millet Mektepleri’nin Açılması, Üniversite
Reformu vb. inkılaplar bu alanda yapılan
çalışmaların bazılarına örnek olarak verilebi-
lir. Atılan bu adımlarla Türk milleti, milli,
laik, karma bir eğitim sistemine kavuşmuştur.
Eğitim, devletin ve milletin değerlerinin yeni
nesillere aktarılmasında önemli işlevler yerine
getirmiştir.
Öte yandan milli, laik ve çağdaş bir
toplumun oluşturulmasında öğretmenlik
mesleğinin, işlevinin farkında olan Cumhuri-
yet’in kurucu önder kadrosu bu nedenledir ki,
öğretmenlere ve öğretmenlik mesleğine de
büyük önem vermiştir. Öğretmenler Cumhu-
riyet ideolojisinin en büyük savunucuları ve
bu ideolojinin aktarıcıları olarak düşünüldük-
leri için de, ekonomik durumları iyileştirilme-
ye ve toplumsal statüleri yükseltilmeye çalı-
şılmıştır. (Duman, 2013: 61). Bunun sağlanma-
sında da şüphesiz ki Milli Eğitim Bakanlığı
önemli bir işlev yüklenmiştir.
Atatürk sonrası dönemde de, eğitim
hizmetlerinin nitelik ve niceliğinin arttırılması
için yapılan çalışmalar devam etmiştir.
‚1940’lı yıllarda genel bütçeden Milli Eğitim’e
ayrılan pay %6-7 civarında iken, Menderes
Hükümeti’nin askeri darbe ile görevden uzak-
laştırıldığı 1960 senesinde, bu oran iki kat
artarak %13’ün üzerine çıkmıştır. Bu değerler,
eğitim faaliyetlerine verilen önemin bu dö-
nemde daha da arttığının bir göstergesi-
dir.‛(Karakök, 2011: 97)
Taner ve Başal’ın belirttiğine göre,
‚1923 yılında ilköğretimde 4894 olan ilkokul
sayısı, 2007-2008 eğitim öğretim yılında
34.093’e, öğrenci sayısı ise 10.870.570’e yükse-
lirken, 1990 yılında 7-11 yaş grubundaki ço-
cukların tamamı zorunlu temel eğitime alın-
mış, 1998 yılında ise sekiz yıllık zorunlu temel
eğitime geçiş gerçekleşmiştir.‛ (Taner & Başal,
2009: 139)
Milli Eğitim Bakanlığı’nın 18 Mart
2016’da yayınladığı verilere göre, ‚net okul-
laşma oranları 5 yaş grubunda yüzde 67.17, 4-
5 yaş grubunda yüzde 50.46, 3-5 yaş grubun-
da yüzde 39.54, 6-9 yaş grubunda yüzde
98.81, 10-13 yaş grubunda yüzde 99.05, 14-17
yaş grubunda yüzde 85.31 olarak gerçekleşir-
ken, brüt kız okullaşma oranının brüt erkek
okullaşma oranına bölümüyle bulunan cinsi-
yet oranı, yıllar itibarıyla kız öğrenciler lehine
gelişme göstermiştir. Örgün eğitim kurumla-
rında görev yapan öğretmen sayısı 2015-2016
eğitim öğretim yılında 993 bin 794’e ulaşmış-
tır. 2014’te 62 milyar 248 bin lira olan eğitim
bütçesi, 2015´te ise 76 milyar 354 milyon 306
bin liraya yükselmiştir.‛(www.meb.gov.tr
adresinden erişildi.)
Son yıllarda yürütülen projeler ve ye-
ni uygulamalarla, eğitimde kaliteyi ve tekno-
loji kullanımını arttırma konusunda önemli
gelişmeler yaşanmaktadır. Kapsadığı farklı
modüller yardımıyla MEBBİS sistemi ile idare
ve öğrenci (e-okul sistemi ile) işlerinin hızlı ve
güvenli bir şekilde gerçekleştirilmesi sağla-
nırken, FATİH (Fırsatları Artırma
ve Teknolojiyi İyileştirme Hareketi) Projesi ile
de okulların teknolojik altyapılarının güçlen-
dirilerek, öğrenci ve öğretmenlerin bilgiye
514
Berrin Bayburt
ulaşmaları konusunda önemli kazanımlar
sağlanmıştır.
Eğitim alanında yaşanan gelişmeler
sadece temel eğitimle sınırlı kalmamış, yük-
seköğretim alanında da ciddi ilerlemeler sağ-
lanmıştır. Özellikle bilim üreten kurumlar
olan üniversitelerin çağdaş bir yapıya kavuş-
turulması, bu alandaki amaçların başında
gelmiştir. ‚1933’te İstanbul Üniversitesi’nin
kurulmasının ardından, 1982 yılına kadar
geçen dönemde Türkiye’deki toplam üniversi-
te sayısı 19’a ulaşmıştır. 1982’de 8 yeni devlet
üniversitesinin de kurulması ile birlikte bu
sayı 27’ye yükselmiştir. 1984’te ilk vakıf üni-
versitesi olan İhsan Doğramacı Bilkent Üni-
versitesi kurulmuş ve bu artış devam eden
yıllarda da sürmüştür. 1992 yılında kurulan
23 devlet üniversitesi ve 1 vakıf üniversitesi-
nin de kurulması ile birlikte bu sayı
53’ulaşmıştır.‛ (Günay & Günay, 2011: 2)
Yükseköğretim Kurumu’nun istatis-
tiklerine göre 2015-2016 öğretim yılında 109
devlet üniversitesi, 76 vakıf üniversitesi ve 8
vakıf meslek yüksek okulu olmak üzere top-
lam 193 yükseköğretim kurumu bulunmakta-
dır. Bahsedilen bu kurumlarda ön lisans, li-
sans ve lisansüstü eğitimine devam eden top-
lam öğrenci sayısı ise 6.689.185’tir.
(https://istatistik.yok.gov.tr/yuksekogretimIst
atistikleri adresinden erişildi.)
Sonuç olarak, istatistiksel verilerle de
kısaca özetlenmeye çalışılan Türkiye’de eği-
tim-öğretimin gelişim süreci, devletin eğitimli
insanları bir ülke için en değerli yatırım ola-
rak gördüğünün önemli göstergelerinden
birisidir. Türkiye’de eğitim-öğretim ile ilgili
uygulamalar Milli Eğitim Bakanlığı (MEB)
tarafından gerçekleştirilmektedir. MEB, Av-
rupa Birliği ve Dış İlişkiler Genel Müdürlüğü,
Basın ve Halkla İlişkiler Müşavirliği, Bilgi
İşlem Dairei, Destek Hizmetleri Genel Müdür-
lüğü, Din Öğretimi Genel Müdürlüğü, Hayat
Boyu Öğrenme Genel Müdürlüğü, Hukuk
Hizmetleri Genel Müdürlüğü, İç Denetim
Birimi Başkanlığı, İnsan Kaynakları Genel
Müdürlüğü, İnşaat ve Emlak Dairesi Başkan-
lığı, Mesleki ve Teknik Eğitim Genel Müdür-
lüğü, Ortaöğretim Genel Müdürlüğü, Öğret-
men Yetiştirme ve Geliştirme Genel Müdür-
lüğü, Ölçme, Değerlendirme ve Sınav Hizmet-
leri Genel Müdürlüğü, Özel Eğitim ve Reh-
berlik Hizmetleri Genel Müdürlüğü, Özel
Kalem Müdürlüğü, Özel Öğretim Kurumları
Genel Müdürlüğü, Teftiş Kurulu Başkanlığı,
Strateji Geliştirme Başkanlığı, Talim ve Terbi-
ye Kuruluşu Başkanlığı, Temel Eğitim Genel
Müdürlüğü, Yenilik ve Eğitim Teknolojileri
Genel Müdürlüğü, Yükseköğretim ve Yurtdışı
Eğitim Genel Müdürlüğü’nden oluşan alt
birimleri aracılığıyla Türkiye’de eğitim-
öğretimin planlanması, uygulanması için
gerekli düzenlemeleri yapmakta ve uygula-
maktadır.
Bu makale, istatistiksel verilerle de
özetlenen 1923-2016 yılları arası eğitim-
öğretim hizmetleri yönetimini, sağlık ve hu-
kuk hizmetlerinin yönetimi ile karşılaştırmalı
olarak ele almayı amaçlamaktadır. Buradan
hareketle de, eğitim-öğretimin uygulayıcısı
olan öğretmenlerin bu hizmetin yönetilme-
sinde ne kadar yer aldıklarını ortaya koymayı
hedeflemektedir.
1. 1923’ten Günümüze Türkiye
Türkiye’de Cumhuriyetin ilanından
günümüze kadar toplam 65 hükümet kurul-
muş ve bu süreçte 2 darbe (27 Mayıs1960 ve
12 Eylül 1980), 3 muhtıra (12 Mart 1971, 28
Şubat 1997, 27 Nisan 2007) ve darbe girişimle-
ri (22 Şubat 1962, 20 Mayıs 1963, 20 Mayıs
1969, 9 Mart 1971, 15 Temmuz 2016) ile deği-
şik dönemlerde ekonomik krizler yaşanmıştır.
Türkiye’de 1945 yılına kadar tek parti
yönetiminin siyasal yaşama egemen olduğu
görülmektedir. Tek parti dönemi, yeni ve
milli bir ekonomi kurmak, toplumsal, hukuki,
sosyal ve ekonomik inkılapları gerçekleştir-
mek için birtakım uygulamaların yaşandığı
bir dönem olmuştur. Dönemin sonlarına doğ-
ru yaşanan II. Dünya Savaşı ve başlayan eko-
nomik sorunlar ve sorunlara yönelik uygula-
nan çözümler toplumsal hoşnutsuzluğu da
beraberinde getirmiştir. II. Dünya Savaşı’nın
ardından dünyada başlayan demokratikleşme
eğilimleri Türkiye’yi de etkilemiştir. Bu ge-
1923’ten Günümüze Türkiye’de Eğitim Yönetimine Milli Eğitim, Sağlık ve Adalet Bakanlarının Mesleki < 515
lişmelerin sonucunda, ‚1945 yılına gelindi-
ğinde iç ve dış faktörlerin etkisiyle Türkiye
çok partili siyasal yaşama geçmiştir. Bu tarih-
ten itibaren Türk demokrasisi ilki 1960’da
olmak üzere, her on yılda bir, üç kez kesintiye
uğramıştır.‛ (Özüerman, 1998: 57)
Çok partili hayata geçiş sürecinde,
1945 yılında ilk olarak Nuri Demirağ tarafın-
dan Milli Kalkınma Partisi Kurulmuştur. Ar-
dından Kurulan Demokrat Parti (DP) ile bu
süreç devam etmiştir. Emiroğlu’nun belirttiği
gibi, ‚7 Ocak 1946 tarihinde kurulan DP,
CHP’nin karşısında durmayı başaran ilk güç-
lü muhalefet partisi olmuştur. Bu gücünü
1950, 1954 ve 1957 seçimlerinde iktidar parti
olarak sürdüren DP, 27 Mayıs 1960 tarihinde
bir askeri ihtilalle devrilmiş ve üyeleri önce
Askeri Harp Okulu’na burada ilk soruşturma-
ları yapıldıktan sonra da Yassıada’ya sevk
edilmişlerdir. Yassıada’da İhtilal Mahkemesi
tarafından tam bir yıl süreyle yargılanan sa-
nıklar 15 Eylül 1961 tarihinde mahkemeden
çıkan kararla ya ömür boyu mahkum edilmiş-
ler ya da ölüm cezasıyla cezalandırılmışlar-
dır.‛ (Emiroğlu, 2011: 14)
27 Mayıs darbesinin ardından siyasal
yaşamı yeniden normalleştirmeye yönelik
adımların atıldığı görülmektedir. ‚Yapılan ilk
seçimlerde (1961), askeri yönetimin kapattığı
DP’nin yerini almak için iki parti, Adalet Par-
tisi (AP) ve Yeni Türkiye Partisi (YTP) yarıştı,
ama hiçbir parti mecliste çoğunluğu sağlaya-
madı. 1965 seçimlerinde ise AP meclis çoğun-
luğunu kazanarak tek başına iktidara geldi;
bu başarıyı az farkla da olsa 1969 seçimlerinde
de tekrarladı.‛ (Akgün, 2002: 155)
Ancak Türkiye’de 1960 darbesinden
sonra, bu kez darbe ile değil muhtıra ile de-
mokratik hayatın kesintiye uğradığı görül-
mektedir. Çelik’e göre, ‚Türk siyasi hayatında
27 Mayıs 1960’dan sonraki ikinci, büyük kı-
rılma noktası olan 12 Mart 1971 Muhtırası,
ordunun doğrudan iktidara el koymadığı ve
parlamentoyu kapatmadığı, fakat ülkeyi yö-
nettiği ve istediği reformlar ile gelişmelerin
gerçekleşmesi için yoğun uğraş verdiği bir
dönemdir.‛ (Çelik, 2005: 308)
‚Türkiye’de 12 Mart 1971 muhtırası-
nın ardından yapılan 14 Ekim 1973 seçimleri,
12 Eylül 1980 darbesine kadar sürecek koalis-
yonlar dönemini başlatmıştır. Bu koalisyonlar
içerisinde Türk siyasi tarihinde özel bir dö-
nem olarak I. ve II. Milliyetçi Cephe Hükü-
metleri de vardır. Siyasi açıdan istikrarsız ve
çalkantılı olan bu dönemde, toplumsal gerilim
artmış, özellikle öğrenci olaylarına bağlı ola-
rak anarşi ve terör tırmandırılmıştır.‛ (Ilıman
& Dönmez, 2015: 163)
1980 öncesi dönemde Türkiye’de iç
sorunların arttığı görülürken, anarşi ve terör
eylemlerinin artması, yönetim boşluğunun
oluşması sonucunda 12 Eylül 1980 askeri ha-
rekatı gerçekleşmiş ve devamında ülkenin
güvenlik yapılanması en üst seviyeye çıkarıl-
mıştır. 1961 Anayasasının, ülkenin güvenliği-
ni sağlamada yetersiz olduğu kabul edilirken,
bunun sonucunda 1982 Anayasası ilan edil-
miştir. (Dursun, 2008: 422)
‚Türk siyasi hayatının 1981-1991 dö-
neminde derin izler bırakan Turgut Özal dö-
neminde ülkenin askeri yönetimden sivil ida-
reye yumuşak bir şekilde geçişinin başarılma-
sı, devlet bürokrasisinin azaltılması, yerel
yönetimlerin güçlendirilmesi, devletin lüzum-
suz görülen sahalardan çıkartılarak küçültül-
mesi, siyasi alanda 141., 142. ve 163. maddele-
rin kaldırılması, insan hakları konusunda
uluslar arası sözleşmelerde Türkiye’nin taraf
yapılması, ulaşım sektöründe otoyolların
önemli oranda artması gibi başarılı düzenle-
melerin gerçekleştirildiğini söylemek müm-
kündür.‛ (Yalçın & Akbıyık, 2005: 637-638)
Kömürcü, 1991-1995 yıllarını kapsa-
yan son iki dönemi, Sosyal Demokrat Halkçı
Parti’nin (SHP) iktidar yılları olarak adlan-
dırmaktadır. Bu iki dönem, Erdal İnönü’nün
kendi arzusuyla genel başkanlığı bıraktığı
tarihle ayrılırken, ilki partinin ANAP’ın başa-
rısızlıkla sonuçlanan ‘iki uluslu’ hegemonik
projesine karşı Doğru Yol Partisi (DYP) ile
birlikte yeni bir ulusal popüler konsensüs
yaratma çabasına; ikincisi ise bu teşebbüsün
516
Berrin Bayburt
başarısızlığı, derinleşen ekonomik kriz ve
siyasal istikrarsızlıkla birlikte çöküşe işaret
etmektedir. (Kömürcü, 2009: 6) 1
1990’lı yılların ortalarından itibaren
Türkiye’de siyasal yaşam mili görüş hareketi-
nin ön plana çıkmasına sahne oldu. ‚1994
yerel ve 1995 milletvekili seçimleri ile Türki-
ye, kendini ‘milli görüş’ olarak tanımlayan
İslami hareketin etkisine girdi. Şeriat-laiklik
gerginliği hız kazandı.‛ (Turgut, 2006: 77).
1990’lı yıllarda Türkiye’nin yaşadığı en önem-
li süreçlerden bir tanesi de 28 Şubat süreci
olup, bu sürecin etkisiyle Türkiye’de siyaset
yerini yönetim tekniklerine bırakmış ve ikti-
dar partilerinin yıpranması MHP’ye yaramış-
tır. 28 Şubat süreci ile gerekçesi ne olursa ol-
sun RP/FP, savunduğu değerlerin dışına çı-
karken, merkez sağ partiler ANAP ve DYP
kısır döngü içine girmiş, yolsuzluk ve siyase-
tin buhranı içinde halkın güvenini kaybetme-
ye başlamıştır. (Şen, 2006: 332). 28 Şubat’ın
ardından Türkiye’de yine koalisyon hükümet-
leri görev yapmış; ancak, koalisyon hükümet-
leri dönemi daha çok siyasi istikrarsızlıklarla
anılan bir dönem olmuştur.
Türkiye’de 1990’lı yıllar ve 2000’li yıl-
ların başı, siyasi istikrarsızlıkların bir sonucu
olarak ekonomik krizlerin de yaşandığı bir
dönem olmuştur. Ülkede yaşanan Nisan 1994,
Kasım 2000 ve Şubat 2001 krizleri önemli sos-
yal ve ekonomik sorunları beraberinde getir-
miştir. Türkiye, siyasal istikrarsızlıkların ar-
dından ekonomik krizlerin gelmesi konusun-
daki örnek gelişmelerden birini Şubat
2001’deki krizde yaşamıştır.
Tüm bu olumsuzluklar hükümetin
sonunu da hızlandırırken, 2002 yılında yapı-
lan seçimleri sürpriz partiler kazandı. Adalet
ve Kalkınma Partisi oyların %34.3‘ünü alarak
363 sandalyeye sahip olurken, Cumhuriyet
Halk Partisi oyların % 19.4’ünü aldı ve Mec-
lis’te 178 sandalyeye sahip oldu. (TC Başba-
kanlık Devlet İstatistik Enstitüsü, 2004: 100).
Yapılan seçimlerde Adalet ve Kal-
1 Türkiye’de siyasal İslam’ın gelişim süreci için ayrıntılı
bir çalışma için bkz. Doğan Duman, Demokrasi Sürecinde
Türkiye’de İslamcılık, Dokuz Eylül Yayınları, İzmir 1999.
kınma Partisi diğer partilere oranla önemli
başarılar elde etmiştir. Nitekim 22 Temmuz
2007 tarihinde yapılan seçimlerde, Adalet ve
Kalkınma Partisi oyların %46,6’sını alarak 341
sandalyeye, Cumhuriyet Halk Partisi oyların
%20,9’unu alarak 112 sandalyeye sahip ol-
muştur.‛ (Türkiye İstatistik Kurumu, 2008: 14)
‚Türkiye ekonomisinin 2002-2007 yıl-
ları arasında yakaladığı hızlı büyüme perfor-
mansı neticesinde, milli gelirde kaydedilen
hızlı büyümeye paralel olarak kişi başı milli
gelirde de hızlı bir artış yaşanmıştır. 2008
yılında ulusal hesaplar istatistik metodolojisi-
nin Avrupa Birliği’ne uyumlaştırılması netice-
sinde milli gelirde meydana gelen % 30’u aşan
yükselme doğal olarak kişi başı milli gelire de
yansımıştır.‛ (Çapraz & Eren ve diğerleri,
Tarih Yok: 91)
Özetle, 1923’te kurulan Türkiye
Cumhuriyeti, hedeflediği çağdaşlık seviyesine
ulaşmak için, sosyal, siyasal, ekonomik vb.
inkılaplarla, kurulduğu günden bugüne kadar
önemli atılımlar gerçekleşmiştir. Siyasal ya-
şamı kesintiye uğratan darbe ve darbe giri-
şimleri ile ekonomik sorunlar, ülkenin en
önemli sorunları olmuştur. Kalkınmakta olan
tüm ülkelerde olduğu gibi, yaşanan siyasi
sorunlar öncelikle ekonomide etkisini göster-
miş, hızlı kentleşme ve bunun beraberinde
getirdiği sorunlar da toplumsal meseleleri
gündeme taşımıştır. Bugün Türkiye, demok-
ratik ve çoğunluğu Müslüman olan bir ülke
olması yönüyle model bir ülke konumunda-
dır. Sahip olduğu jeopolitik önemi ve gücüyle
diğer ülkelerle ilişkilerinde de söz sahibi olma
özelliğini her geçen gün daha da ileri taşımak-
tadır.
2. Adalet Bakanlığı ve Sağlık Ba-
kanlığı Örneklerinden Hareketle 1923’ten
Günümüze Milli Eğitim Bakanlığı’nın Yöne-
timine Karşılaştırmalı Bir Değerlendirme
2.1.Sağlık Bakanlığı
Devletlerin, eğitim, sağlık, adalet,
ekonomi vb. tüm alanlardaki hizmetleri ba-
kanlıklar aracılığı ile yerine getirilmektedir.
Bakanlıkların sayısı ve alanları, toplumsal,
ekonomik vb. gelişmelere bağlı olarak zaman
1923’ten Günümüze Türkiye’de Eğitim Yönetimine Milli Eğitim, Sağlık ve Adalet Bakanlarının Mesleki < 517
içerisinde değişiklik gösterse de; her bakanlık
kendi sorumluluğuna giren alanlarda ve ka-
nunlar çerçevesinde iş ve hizmetleri yürütme-
yi amaçlamaktadır. Bu hizmetleri ise il ve
ilçelerde kendilerine bağlı müdürlükler aracı-
lığıyla vermektedirler.
Tarihsel süreçte, bakanlık tipi örgüt-
lenmeler ilk olarak Avrupa ülkelerinde gö-
rülmekle birlikte, bürokratik yapının gelişme-
si ve kamusal hizmetlerin çeşitlenmesi sonu-
cunda bu örgütlenme anlayışı yaygınlaşmış
ve uygulama alanı da genişlemiştir. Günü-
müzde ise bakanlıklar, parlamenter sistemle-
rin önemli unsurları ve merkeziyetçi yönetim
anlayışının da önemli birimleridir. (Lamba &
Aktel & Kerman, 2014: 174).
Türk Tarihinde bakanlıkların kurul-
ması Osmanlı Devleti’nde II. Mahmut dönemi
ile birlikte Divanı-ı Hümayun’un kaldırılarak
yerine nazırlıkların (bakanlıkların) kurulması
ile başlamıştır. ‚1923 yılında Cumhuriyetin
ilanı ve 1924 Anayasasının kabulü ile klasik
olarak adlandırılan bakanlık sistemi; Cum-
hurbaşkanı; Başbakan ve Bakanlar Kurulu
olarak ortaya çıkmıştır. 1937 yılında çıkarılan
3117 sayılı kanunla en az 12 en çok 16 bakan-
lık kurulması öngörülürken, 1946 yılında 4951
sayılı kanunla devlet bakanlığı uygulaması
bakanlık sistemine dahil edilmiştir.‛ (Başba-
kanlık İdareyi Geliştirme Başkanlığı, 2015: 49).
Günümüze kadar dönemin gelişmelerine ve
toplumsal gereksinimlere bağlı olarak yapılan
yasal düzenlemelerle bakanlıkların sayıları ya
da isimleri değişmekle birlikte; günümüzde
toplam 21 Bakanlık ile (Adalet Bakanlığı, Aile
ve Sosyal Politikalar Bakanlığı, Avrupa Birliği
Bakanlığı, Bilim, Sanayi ve Teknoloji Bakanlı-
ğı, Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanlığı,
Çevre ve Şehircilik Bakanlığı, Dışişleri Bakan-
lığı, Ekonomi Bakanlığı, Enerji ve Tabii Kay-
naklar Bakanlığı, Gençlik ve Spor Bakanlığı,
Gıda, Tarım ve Hayvancılık Bakanlığı, Güm-
rük ve Ticaret Bakanlığı, İçişleri Bakanlığı,
Kalkınma Bakanlığı, Kültür ve Turizm Bakan-
lığı, Maliye Bakanlığı, Milli Eğitim Bakanlığı,
Milli Savunma Bakanlığı, Orman ve Su İşleri
Bakanlığı, Sağlık Bakanlığı, Ulaştırma Bakan-
lığı) devlet hizmetleri yürütülmektedir.
1982 Anayasası’nın 109. maddesine
göre ‚Bakanlar, Türkiye Büyük Millet Meclisi
üyeleri veya milletvekili seçilme yeterliğine
sahip olanlar arasından Başbakanca seçilir ve
Cumhurbaşkanınca atanır; gerektiğinde Baş-
bakanın önerisi üzerine Cumhurbaşkanınca
görevlerine son verilir.‛
(https://www.tbmm.gov.tr/anayasa sitesinden
erişilmiştir.). Yine Anayasa’nın 76. maddesin-
de ‚Hâkimler ve savcılar, yüksek yargı organ-
ları mensupları, yükseköğretim kurumların-
daki öğretim elemanları, Yükseköğretim Ku-
rulu üyeleri, kamu kurum ve kuruluşlarının
memur statüsündeki görevlileri ile yaptıkları
hizmet bakımından işçi niteliği taşımayan
diğer kamu görevlileri ve Silahlı Kuvvetler
mensupları, görevlerinden çekilmedikçe, aday
olamazlar ve milletvekili seçilemezler.‛2
Makaleye konu olan Milli Eğitim,
Adalet ve Sağlık Bakanlıkları da Türkiye’de
kendi sorumluluk alanlarına giren hizmetlerin
merkez ve taşrada yerine getirilmesine çalış-
maktadırlar. Nitekim 181 Sayılı Sağlık Bakan-
lığının Teşkilat ve Görevleri Hakkında Kanun
Hükmünde Kararname’nin 2. maddesinde
belirtildiğine göre Sağlık Bakanlığı’nın görev-
leri şöyledir:
“a) Herkesin hayatını bedenen, ruhen ve
sosyal bakımdan tam iyilik hali içinde
sürdürmesini sağlamak için fert ve top-
lum sağlığını korumak ve bu amaçla ülke-
yi kapsayan plan ve programlar yapmak,
2 Kamuda çalışan öğretmenlerin de bu maddeye göre,
aday olabilmeleri için görevlerinden çekilmiş olmaları
gerekmektedir. 298 Sayılı Seçimlerin Temel Hükümleri ve
Seçmen Kütükleri Hakkında Kanun’un Ek 7. maddesine
göre; ‚Yüksek mahkeme üyeleri, hakimler, savcılar ve bu
meslekten sayılanlar ile Subay ve Astsubaylar hariç ol-
mak üzere; milletvekili ve mahalli idareler genel ve ara
seçimlerinde aday ve aday adayı olan Devlet memurları
ve diğer kamu görevlileri, adaylığı veya seçimi kaybetme-
leri halinde, Yüksek Seçim Kurulunca seçim sonuçlarının
ilanını takip eden bir ay içinde müracaat etmeleri kaydıy-
la eski görevlerine veya kazanılmış hak aylık derecelerin-
deki başka bir göreve dönebilirler.
518
Berrin Bayburt
uygulamak ve uygulatmak, her türlü ted-
biri almak, gerekli teşkilatı kurmak ve
kurdurmak,
b) Bulaşıcı, salgın ve sosyal hastalıklarla
savaşarak koruyucu, tedavi edici hekimlik
ve rehabilitasyon hizmetlerini yapmak,
c) Ana ve çocuk sağlığının korunması ve
aile planlaması hizmetlerini yapmak,
d) İlaç, uyuşturucu ve psikotrop maddele-
rin üretim ve tüketimini her safhada kont-
rol ve denetlemek; farmasötik ve tıbbi
madde ve müstahzar üreten yerlerin, da-
ğıtım yerlerinin açılış ve çalışmalarını
esaslara bağlamak, denetlemek,
e) Gerekli aşı, serum, kan ürünleri ve ilaç-
ların üretimini yapmak, yaptırmak ve ge-
rekirse ithalini sağlamak,
f) Temel sorumluluk Sağlık Bakanlığına
ait olmak üzere Tarım Orman ve Köyişle-
ri Bakanlığı ve mahalli idarelerle işbirliği
suretiyle gıda maddelerinin ve bunları
üreten yerlerin sağlık açısından kontrol
hizmetlerini yürütmek,
g) Mahalli idareler ilgili diğer kuruluşlar-
la işbirliği suretiyle çevre sağlığını ilgi-
lendiren gerekli tedbirleri almak ve aldır-
mak,
h) Bulaşıcı, salgın insan hastalıklarına
karşı kara hudut kapıları, deniz ve hava
limanlarında koruyucu sağlık tedbirlerini
almak,
i) (Mülga: 24/1/1989 - KHK - 356/15
md.; Aynen kabul: 14/3/1991-3703/19
md.)
j) Kanser, verem ve sıtma ile savaş hiz-
metlerini yürütmek ve bu alanda hizmet
veren kurum ve kuruluşların çalışmaları-
nın koordinasyonunu ve denetimini sağ-
lamak,
k) Bu görevlerin yerine getirilmesi için
gerekli tesisleri kurmak ve işletmek, mes-
lek personelini yetiştirmek,
l) Sağlık hizmetleriyle ilgili olarak millet-
lerarası ve yurt içindeki kurum ve kuru-
luşlarla işbirliğinde bulunmak.” (Resmi
Gazete, 1983)
TBMM’nin açılmasının ardından ku-
rulan Sağlık Bakanlığı’nda, Sağlık İstatistikleri
2015 yılı verilerine göre Türkiye’de toplamda
787.352 sağlık personeli (Sağlık Bakanlığı,
üniversite, özel sektör ve diğer toplamı) görev
yapmaktadır. (Sağlık Araştırmaları Genel
Müdürlüğü, 2016: 183). Cumhuriyet’in ilan
edildiği 1923’ten 2017’ye kadar geçen 94 yıllık
sürede toplam 58 Sağlık Bakanı
(http://www.saglik.gov.tr/TR,11490/bakanlari
miz sitesinden erişilmiştir.) (bazı bakanlar
birden fazla olarak bu göreve gelmişlerdir ve
bu nedenle Tablo 1’de bu sayı 49 olarak yer
almaktadır) görev yapmıştır. Görev yapan
bakanların mezun olduğu alanlar Tablo 1’de
görülmektedir.
Tablo 1: Sağlık Bakanları (1923’ten Günümüze)3
Adı Soyadı Mezun Olduğu Alan
1 Refik SAYDAM Asker-i Tıbbiye
2 Mazhar GERMEN İstanbul Tıbbiye-i Mülkiye-i Şahane
3 Hulusi ALATAŞ Askeri Tıbbiye
4 Sadi KONUK Tıp Eğitimi
5 Behçet UZ İstanbul Tıp Fakültesi
6 Kemali BAYAZIT İstanbul Üniversitesi Tıp Fakültesi
7 Reşat BELGER Askeri Tıbbiye/Paris Tıp Fakültesi
8 E. Hayri ÜSTÜNDAĞ Tıp Fakültesi
9 Nafiz KÖREZ Tıp Fakültesi
3 NOT: 1923’ten günümüze kadar 58 Sağlık Bakanı görev yapmış olup, birden fazla bu göreve gelmiş olanlar birer kez
tabloda yazılmıştır.
1923’ten Günümüze Türkiye’de Eğitim Yönetimine Milli Eğitim, Sağlık ve Adalet Bakanlarının Mesleki < 519
10 Lütfi KIRDAR Tıp Fakültesi
11 Nusret KARASU İstanbul Tıp Fakültesi
12 Ragıp ÜNER İstanbul Üniversitesi Tıp Fakültesi
13 Suat SEREN İstanbul Üniversitesi Tıp Fakültesi
14 Yusuf AZİZOĞLU İstanbul Üniversitesi Tıp Fakültesi
15 Kerim GÖKYAY Tıp Fakültesi
16 Kemal DEMİR İstanbul Üniversitesi Tıp Fakültesi
17 Faruk SÜKAN İstanbul Üniversitesi Tıp Fakültesi
18 Edip SOMUNOĞLU İstanbul Üniversitesi Tıp Fakültesi
19 Vedat Ali ÖZKAN İstanbul Üniversitesi Tıp Fakültesi
20 Türkan AKYOL Ankara Üniversitesi Tıp Fakültesi
21 Cevdet AYKAN İstanbul Üniversitesi Tıp Fakültesi
22 Vefa TANIR İstanbul Üniversitesi Tıp Fakültesi
23 Selahattin CİZRELİOĞLU İstanbul Üniversitesi Tıp Fakültesi
25 Celal ERTUĞ İstanbul Üniversitesi Tıp Fakültesi
26 Cengiz GÖKÇEK Ankara Üniversitesi Hukuk Fakültesi
27 Mete TAN Tıp Fakültesi
28 Münif İSLAMOĞLU İstanbul Üniversitesi Tıp Fakültesi
29 Necmi AYANOĞLU Tıp Fakültesi
30 Kaya KILIÇTURGAY Tıp
31 Mehmet AYDIN İstanbul Üniversitesi İktisat Fakültesi
32 Mustafa KALEMLİ Ankara Üniversitesi Tıp Fakültesi
33 Bülent AKARCALI Brüksel Üniv. Ekonomi Bilimleri Fak.
34 Cemil ÇİÇEK İstanbul Üniversitesi Hukuk Fakültesi
35 Nihat KİTAPÇİ Ziraat Fakültesi
36 Halil ŞIVGIN Ankara Üniversitesi Hukuk Fakültesi
37 Yaşar ERYILMAZ İstanbul Üniversitesi Tıp Fakültesi
38 Yıldırım AKTUNA İstanbul Üniversitesi Tıp Fakültesi
39 Rıfat SERDAROĞLU İzmir İktisadi ve Ticari İlimler Akademisi
40 Kazım DİNÇ İstanbul Üniversitesi Eczacılık Fakültesi
41 Doğan BARAN Ankara Üniversitesi Tıp Fakültesi
42 Nafiz KURT Lise Mezunu
43 İsmail KARAKUYU İstanbul Üniversitesi Fen Fakültesi
44 Halil İbrahim ÖZSOY Ege Üniversitesi Tıp Fakültesi
45 Mustafa Güven KARAHAN İstanbul Üniversitesi Cerrahpaşa Tıp Fakül-
tesi
46 Osman DURMUŞ Ankara Üniversitesi Tıp Fakültesi
47 Recep AKDAĞ Erzurum Atatürk Üniversitesi Tıp Fakültesi
48 Mehmet MÜEZZİNOĞLU İstanbul Üniversitesi Cerrahpaşa Tıp Fakül-
tesi
49 Ahmet DEMİRCAN Atatürk Üniversitesi Tıp Fakültesi
Kaynak: https://www.saglik.gov.tr, https://www.medimagazin.com.tr, www.sabah.com.tr vd.
Tablo 1’de de görüldüğü gibi görev
yapan Sağlık Bakanları’nın önemli bir bölümü
tıp alanında eğitim almışlardır. Cumhuri-
yet’ten günümüze kadar kurulan hükümet-
520
Berrin Bayburt
lerde görev yapan 49 Sağlık Bakanı’nın 39’i
tıp, 3’ü hukuk, 3’ü iktisat, 1’i eczacılık eğitimi
almış olup 1’i Ziraat Fakültesi, 1’i Fen Fakül-
tesi ve 1’i de lise mezunudur. ‚Tıp doktorla-
rından Bakan olarak görev yapanlardan 9’u
Profesör (N. Reşat Belger, Nusret Karasu,
Ragıp Üner, Kerim Gökay, Türkan Akyol,
Celal Ertuğ, Nemci Ayanoğlu, Kaya Kılıçtur-
gay ve Recep Akdağ), 3’ü Doçent (Mustafa
Kalemli, İsmail Karakuyu ve Osman Durmuş)
unvanına sahiptir.‛ (Demirtola & Atilla, 2015:
10)
80%
20%
Tıp Diğer
Şekil 1: 1923’ten Günümüze Sağlık Bakanlarının Uzmanlık Alanlarına Göre Dağılımı (%)
Tablo 1’den yararlanılarak hazırlanan Şekil
1’de görev yapan tüm Sağlık Bakanları’nın
uzmanlık alanlarına göre dağılımlarının oranı
görülmektedir. Yukarıdaki grafikte de görül-
düğü üzere görev yapan Sağlık Bakanları’nın
%80’i tıp eğitimi alırken, %20’si tıp dışında bir
alanda eğitim görmüşlerdir.
2.2. Adalet Bakanlığı
Makalede karşılaştırmaya esas olarak
ele alınan diğer bir Bakanlık olan Adalet Ba-
kanlığı’nın görevleri, 29 Mart 1984 tarih ve
2992 sayılı Adalet Bakanlığı’nın Teşkilat ve
Görevleri hakkında Kanun’un 2. maddesinde
şöyle belirtilmektedir:
“a) Kanunlarda kurulması öngörülen
mahkemeleri açmak ve teşkilatlandırmak,
ceza infaz ve ıslah kurumları, icra ve iflas
daireleri gibi her derece ve türdeki adalet
kurumlarını planlamak, kurmak ve idari
görevleri yönünden gözetim ve denetimini
yapmak ve geliştirmek,
b) Bir mahkemenin kaldırılması veya yar-
gı çevresinin değiştirilmesi konularında
Hâkimler ve Savcılar Yüksek Kuruluna
teklifte bulunmak,
c) Kamu davasının açılması ile ilgili ola-
rak kanunların Adalet Bakanına verdiği
yetkinin kullanılması ile ilgili çalışma ve
işlemleri yapmak,
d) Avukatlık ve Noterlik Kanunlarının
Bakanlığa verdiği görevleri yapmak,
e) Adli sicilin tutulması ile ilgili hizmet-
leri yürütmek,
f) Türk Ticaret Kanunu ile Ticaret Sicili
Tüzüğünün Bakanlığa verdiği görevleri
yapmak,
g) Adalet hizmetlerine ilişkin konularda,
yabancı ülkelerle ilgili işlemleri yerine ge-
tirmek,
h) Adalet hizmetleriyle ilgili konularda,
1923’ten Günümüze Türkiye’de Eğitim Yönetimine Milli Eğitim, Sağlık ve Adalet Bakanlarının Mesleki < 521
gerekli araştırmalar ve hukuki düzenleme-
leri yapmak, görüş bildirmek,
i) Bakanlıklarca hazırlanan kanun ve ka-
nun hükmünde kararname taslaklarının
Başbakanlığa gönderilmesinden önce Türk
hukuk sistemine ve kanun yapma tekniği-
ne uygunluğunu incelemek,
j) İlgili mevzuat hükümlerine göre infaz
ve ıslah işlerini düzenlemek,
k) İcra ve iflas daireleri vasıtasıyla, icra ve
iflas işlemlerini yürütmek,
1) Kanunlarla verilen diğer görevleri
yapmak.” (Resmi Gazete, 1984)
Sağlık Bakanları’nın uzmanlık alanla-
rında görülen benzer bir durum, 1923-2017
yılları arasında görev yapan Adalet Bakanla-
rının uzmanlık alanlarına göre dağılımlarında
da görülmektedir. Ele alınan bu 94 yıllık sü-
rede toplam 78 Adalet Bakanı
(http://www.adalet.gov.tr/Bakanlik/OncekiAd
aletBakanlari adresinden erişilmiştir.) (bazı
bakanlar birden fazla olarak bu göreve gel-
mişlerdir ve bu nedenle Tablo 2’de bu sayı 68
olarak yer almaktadır) görev yapmıştır. Nite-
kim Tablo 2’de Cumhuriyet’in ilanından gü-
nümüze görev yapan Adalet Bakanları ve
uzmanlık alanları yer almaktadır.
Tablo 2: Adalet Bakanları (1923’ten Günümüze)4
Adı Soyadı Mezun Olduğu Alan
1 Mehmet Seyit Bey İstanbul Üniversitesi Hukuk Fakültesi
2 Mustafa Necati UĞURAL İstanbul Hukuk Okulu
3 Mahmut Esat BOZKURT İstanbul Hukuk Mektebi
4 Yusuf Kemal TENGİRŞEK İstanbul Hukuk Mektebi
5 Şükrü SARAÇOĞLU İstanbul Mülkiye Mektebi
6 Hilmi URAN Mülkiye Mektebi
7 Tevfik Fikret SILAY Hukuk
8 Ali Fethi OKYAR Harbiye
9 Hasan Safyettin MENEMENCİOĞLU Hukuk
10 Ali Rıza TÜREL İstanbul Üniversitesi Hukuk Fakültesi
11 Mümtaz ÖKMEN Hukuk
12 Şinasi DEVRİN İstanbul Üniversitesi Hukuk Fakültesi
13 Fuat SİRMEN İstanbul Üniversitesi Hukuk Fakültesi
14 Ali Rıza ERTEN İstanbul Halkalı Yüksek Ziraat Okulu
15 Halil ÖZYÖRÜK İstanbul Üniversitesi Hukuk Fakültesi
16 Rüknettin NASUHİOĞLU İstanbul Üniversitesi Hukuk Fakültesi
17 Osman Şevki ÇİÇEKDAĞ Ankara Üniversitesi Hukuk Fakültesi
18 Hüseyin Avni GÖKTÜRK İstanbul Üniversitesi Hukuk Fakültesi
19 Esat BUDAKLIOĞLU İstanbul Üniversitesi Hukuk Fakültesi
20 Hüseyin Celal YARDIMCI İstanbul Üniversitesi Hukuk Fakültesi
21 Abdullah Pulat GÖZÜBÜYÜK İstanbul Üniversitesi Hukuk Fakültesi
22 Mustafa Amil ARTUS İstanbul Üniversitesi Hukuk Fakültesi
23 Ekrem TÜZMEN İstanbul Üniversitesi Hukuk Fakültesi
24 Kemal TÜRKOĞLU Ankara Üniversitesi Hukuk Fakültesi
25 Kemal Sahir KURUTLUOĞLU İstanbul Üniversitesi Hukuk Fakültesi
4 NOT: 1923’ten günümüze kadar 78 Adalet Bakanı görev yapmış olup, birden fazla bu göreve gelmiş olanlar birer kez
tabloda yazılmıştır.
522
Berrin Bayburt
26 Abdülhak Kemal YÖRÜK İstanbul Üniversitesi Hukuk Fakültesi
27 Mehmet Sedat ÇUMRALI Ankara Üniversitesi Hukuk Fakültesi
28 Sırrı ATALAY Ankara Üniversitesi Hukuk Fakültesi
29 İrfan BARAN İstanbul Üniversitesi Hukuk Fakültesi
30 İhsan KÖKNEL Ankara Üniversitesi Hukuk Fakültesi
31 Hasan DİNÇER İstanbul Üniversitesi Hukuk Fakültesi
32 Hidayet AYDINER İstanbul Üniversitesi Hukuk Fakültesi
33 Yusuf Ziya ÖNDER Siyasal Bilgiler Fakültesi
34 İsmail Hakkı ARAR Ankara Üniversitesi Hukuk Fakültesi
35 Suat BİLGE Ankara Üniversitesi Hukuk Fakültesi
36 Hasan Fehmi ALPASLAN Ankara Üniversitesi Hukuk Fakültesi
37 Şevket KAZAN İstanbul Üniversitesi Hukuk Fakültesi
38 İsmail MÜFTÜOĞLU İstanbul Üniversitesi Hukuk Fakültesi
39 Zeyyat BAYKARA Siyasal Bilgiler Fakültesi
40 Selçuk ERVERDİ Ankara Üniversitesi Hukuk Fakültesi
41 Necmettin CEVHERİ Ankara Üniversitesi Hukuk Fakültesi
42 Mehmet CAN Ankara Üniversitesi Siyasal Bilgiler Fak.
43 Ömer UCUZAL Ankara Üniversitesi Hukuk Fakültesi
44 Cevdet MENTEŞ İstanbul Üniversitesi Hukuk Fakültesi
45 Rıfat BAYAZIT Ankara Üniversitesi Hukuk Fakültesi
46 Mustafa Kazım AKDOĞAN İstanbul Üniversitesi Hukuk Fakültesi
47 Mehmet Necat ELDEM Ankara Üniversitesi Siyasal Bilgiler Fak.
48 Mahmut Oltan SUNGURLU İstanbul Üniversitesi Hukuk Fakültesi
49 Halil ERTEM Ankara Üniversitesi Hukuk Fakültesi
50 Mehmet TOPAÇ İstanbul Üniversitesi Hukuk Fakültesi
51 Şakir ŞEKER Ankara Üniversitesi Hukuk Fakültesi
52 Mehmet Seyfi OKTAY Ankara Üniversitesi Hukuk Fakültesi
53 Mehmet MOĞULTAY Ankara Üniversitesi Hukuk Fakültesi
54 Bekir Sami DEÇE Ankara Üniversitesi Hukuk Fakültesi
55 Firuz ÇİLİNGİROĞLU İstanbul Üniversitesi Hukuk Fakültesi
56 Mehmet AĞAR Ankara Üniversitesi Siyasal Bilgiler Fak.
57 Hasan DENİZKURDU İstanbul Üniversitesi Hukuk Fakültesi
58 Selçuk ÖZTEK İstanbul Üniversitesi Hukuk Fakültesi
59 Hikmet Sami TÜRK İstanbul Üniversitesi Hukuk Fakültesi
60 Aysel ÇELİKEL İstanbul Üniversitesi Hukuk Fakültesi
61 Cemil ÇİÇEK İstanbul Üniversitesi Hukuk Fakültesi
62 Fatih KASIRGA İstanbul Üniversitesi Hukuk Fakültesi
63 Mehmet Ali ŞAHİN İstanbul Üniversitesi Hukuk Fakültesi
64 Sadullah ERGİN Ankara Üniversitesi Hukuk Fakültesi
65 Ahmet KAHRAMAN İstanbul Üniversitesi Hukuk Fakültesi
66 Bekir BOZDAĞ Selçuk Üniversitesi Hukuk Fakültesi
67 Kenan İPEK İstanbul Üniversitesi Hukuk Fakültesi
68 Abdülhamit GÜL Ankara Üniversitesi Hukuk Fakültesi
Kaynak: www.adalet.gov.tr, https://www.tbmm.gov.tr, www.milliyet.com.tr vd.
Ele alınan dönemde görev yapan 68 Adalet Bakanı’nın 59’i hukuk, 1’i ziraat eğiti-
1923’ten Günümüze Türkiye’de Eğitim Yönetimine Milli Eğitim, Sağlık ve Adalet Bakanlarının Mesleki < 523
mi alırken, 1’i Harbiye ve 7’si ise siyasal bilgi-
ler alanında eğitim görmüşlerdir. Görev ya-
pan Adalet Bakanlarının uzmanlık alanlarına
göre dağılımları aşağıdaki grafikte yer almak-
tadır:
87%
13%
Hukuk Diğer
Şekil 2: 1923’ten Günümüze Adalet Bakanlarının Uzmanlık Alanlarına Göre Dağılımı (%)
Tablo 2’den yararlanılarak hazırlanan
Şekil 2’de de görüldüğü üzere 1923’ten gü-
nümüze görev yapan Adalet Bakanları’nın
%87’si Hukuk alanında eğitim alırken, %13’ü
hukuk dışında bir alanda eğitim görmüşler-
dir. almışlardır. Adalet Bakanlığı, 2016 yılı
istatistiklerine göre 56.579 (T.C Adalet Bakan-
lığı Adli Sicil ve İstatistik Genel Müdürlüğü,
2016:3) personeli ile merkezde ve taşrada adli
hizmetleri gerçekleştirmektedir.
2.3. Milli Eğitim Bakanlığı
Türkiye’de eğitim-öğretim hizmetle-
rini yürüten T.C Milli Eğitim Bakanlığı’nın
görev, yetki ve sorumlulukları aşağıda yer
almaktadır:
“1. Okul öncesi, ilk ve orta öğretim ça-
ğındaki öğrencileri bedenî, zihnî, ahlakî,
manevî, sosyal ve kültürel nitelikler yö-
nünden geliştiren ve insan haklarına da-
yalı toplum yapısının ve küresel düzeyde
rekabet gücüne sahip ekonomik sistemin
gerektirdiği bilgi ve becerilerle donatarak
geleceğe hazırlayan eğitim ve öğretim
programlarını tasarlamak, uygulamak,
güncellemek; öğretmen ve öğrencilerin
eğitim ve öğretim hizmetlerini bu çerçe-
vede yürütmek ve denetlemek.
2. Eğitim ve öğretimin her kademesi için
ulusal politika ve stratejileri belirlemek,
uygulamak, uygulanmasını izlemek ve
denetlemek, ortaya çıkan yeni hizmet mo-
dellerine göre güncelleyerek geliştirmek.
3. Eğitim sistemini yeniliklere açık, dina-
mik, ekonomik ve toplumsal gelişimin ge-
rekleriyle uyumlu biçimde güncel teknik
ve modeller ışığında tasarlamak ve geliş-
tirmek.
4. Eğitime erişimi kolaylaştıran, her va-
tandaşın eğitim fırsat ve imkânlarından
eşit derecede yararlanabilmesini teminat
altına alan politika ve stratejiler geliştir-
mek, uygulamak, uygulanmasını izlemek
ve koordine etmek.
5. Kız öğrencilerin, özürlülerin ve toplu-
524
Berrin Bayburt
mun özel ilgi bekleyen diğer kesimlerinin
eğitime katılımını yaygınlaştıracak politi-
ka ve stratejiler geliştirmek, uygulamak ve
uygulanmasını koordine etmek.
6. Özel yetenek sahibi kişilerin bu nitelik-
lerini koruyucu ve geliştirici özel eğitim
ve öğretim programlarını tasarlamak, uy-
gulamak ve uygulanmasını koordine et-
mek.
7. Yükseköğretim kurumları dışındaki
eğitim ve öğretim kurumlarını açmak,
açılmasına izin vermek ve denetlemek.
8. Yurtdışında çalışan veya ikamet eden
Türk vatandaşlarının eğitim ve öğretim
alanındaki ihtiyaç ve sorunlarına yönelik
çalışmaları ilgili kurum ve kuruluşlarla
işbirliği içinde yürütmek.
9. Yükseköğretim dışında kalan ve diğer
kurum ve kuruluşlarca açılan örgün ve
yaygın eğitim ve öğretim kurumlarının
denklik derecelerini belirlemek, program
ve düzenlemelerini hazırlamak.
10. Türk Silahlı Kuvvetlerine bağlı orta-
öğretim kurumlarının program ve denklik
derecelerinin belirlenmesi ile yönetmelik-
lerinin hazırlanmasında işbirliğinde bu-
lunmak.
11. Yükseköğretimin millî eğitim politika-
sı bütünlüğü içinde yürütülmesini sağ-
lamak için, 4/11/1981 tarihli ve 2547 sa-
yılı Yükseköğretim Kanunu ile Bakanlığa
verilmiş olan görev ve sorumlulukları ye-
rine getirmek.
12. Mevzuatla Bakanlığa verilen diğer gö-
rev ve hizmetleri yapmak.” (T.C MEB
Strateji Geliştirme Başkanlığı , 2016: 3)
Önceki kısımlarda da belirtildiği gibi
1923’ten günümüze görev yapan Sağlık Ba-
kanları’nın önemli bir kısmı mesleki formas-
yonlarını tıp alanında ve Adalet Bakanları’nın
önemli bir kısmı da hukuk alanında tamam-
lamışlardır. Ancak Tablo 3 ve Şekil 3’te de
görüldüğü üzere Sağlık ve Adalet Bakanlıkla-
rı’nda görülen bu durum Milli Eğitim Bakan-
lığı açısından benzer bir durum sergileme-
mektedir.
Tablo 3: Milli Eğitim Bakanları (1923’ten Günümüze)5
Adı Soyadı Mezun Olduğu Alan
1 İsmail Safa ÖZLER İstanbul Mülkiye Mektebi
2 Hüseyin Vasıf ÇINAR İstanbul Hukuk Mektebi
3 Mehmet Şükrü SARAÇOĞLU Mülkiye Mektebi
4 Hamdullah Suphi TANRIÖVER Galatasaray Lisesi
5 M. Necati UĞURAL İstanbul Hukuk Okulu
6 İsmet İNÖNÜ Erkan-ı Harbiye Mektebi
7 Recep PEKER Erkan-ı Harbiye Mektebi
8 Cemal Hüsnü TARAY Lozan Üniversitesi Genel İktisat ve İçtimaiyat Fa-
kültesi
9 Refik SAYDAM Askeri Tıbbiye
10 Esat SAGAY Harbiye Mektebi
11 Reşit GALİP İstanbul Tıbbiye Mektebi
12 Yusuf Hikmet BAYUR Paris Üniversitesi Edebiyat Fakültesi
13 Zeynel Abidin ÖZMEN Mülkiye Mektebi
14 Saffet ARIKAN Harp Akademisi
15 Hasan Ali YÜCEL İstanbul Üniversitesi Edebiyat Fakültesi
16 Reşat Şemsettin SİRER İstanbul Üniversitesi Edebiyat Fakültesi
17 Hasan Tahsin BANGUOĞLU İstanbul Üniversitesi Edebiyat Fakültesi
5 5 NOT: 1923’ten günümüze kadar 74 Milli Eğitim Bakanı görev yapmış olup, birden fazla bu göreve gelmiş olanlar
birer kez tabloda yazılmıştır
1923’ten Günümüze Türkiye’de Eğitim Yönetimine Milli Eğitim, Sağlık ve Adalet Bakanlarının Mesleki < 525
18 Hüseyin Avni BAŞMAN İstanbul Üniversitesi Hukuk Fakültesi
19 Nuri ÖZSAN İstanbul Üniversitesi Hukuk Fakültesi
20 Ahmet Tevfik İLERİ İTÜ Yüksek Mühendislik Okulu
21 Rıfkı Salim BURÇAK Mülkiye Mektebi
22 Hüseyin Celal YARDIMCI İstanbul Üniversitesi Hukuk Fakültesi
23 Ahmet ÖZEL İstanbul Yüksek Mühendis Mektebi
24 Mehmet Atıf BENDERLİOĞLU Ankara Üniversitesi Hukuk Fakültesi
25 Fehmi YAVUZ Ankara Üniversitesi Siyasal Bilgiler Fakültesi
26 Bedrettin TUNCEL Paris Lyon Üniversitesi Edebiyat Fakültesi
27 Turhan FEYZİOĞLU İstanbul Üniversitesi Hukuk Fakültesi
28 Ahmet TAHTAKILIÇ İstanbul Üniversitesi Hukuk Fakültesi
29 Mehmet Hilmi İNCESULU Ankara Üniversitesi Siyasal Bilgiler Fakültesi
30 Şevket Raşit HATİPOĞLU İstanbul Halkalı Yüksek Ziraat Okulu
31 İbrahim ÖKTEM İstanbul Üniversitesi Tıp Fakültesi
32 Nevzat Cihat BİLGEHAN Ankara Üniversitesi Hukuk Fakültesi
33 Orhan DENGİZ İstanbul Üniversitesi Edebiyat Fakültesi
34 Mehmet İlhami ERTEM Siyasal Bilgiler Fakültesi
35 Orhan OĞUZ İstanbul Yüksek İktisat ve Ticaret Okulu
36 Şinasi OREL Harp Akademisi
37 İsmail Hakkı ARAR Ankara Üniversitesi Hukuk Fakültesi
38 A. Sabahattin ÖZBEK Ankara Üniversitesi Ziraat Fakültesi
39 Mustafa ÜSTÜNDAĞ Gazi Üniversitesi Eğitim Enstitüsü
40 Safa REİSOĞLU İstanbul Üniversitesi Hukuk Fakültesi
41 Ali Naili ERDEM Ankara Üniversitesi Hukuk Fakültesi
42 Mustafa Necdet UĞUR Ankara Üniversitesi Siyasal Bilgiler Fakültesi
43 Orhan Cemal FERSOY İstanbul Üniversitesi Hukuk Fakültesi
44 Hasan SAĞLAM Harp Akademisi
45 M. Vehbi DİNÇERLER İstanbul Teknik Üniversitesi İnşaat Mühendisliği
46 Metin EMİROĞLU İstanbul Üniversitesi Hukuk Fakültesi
47 Hasan Celal GÜZEL Ankara Üniversitesi Siyasal Bilgiler Fakültesi
48 Avni AKYOL Gazi Üniversitesi Eğitim Enstitüsü
49 Köksal TOPTAN İstanbul Üniversitesi Hukuk Fakültesi
50 Nahit MENTEŞE İstanbul Üniversitesi Hukuk Fakültesi
51 Nevzat AYAZ Ankara Üniversitesi Hukuk Fakültesi
52 Turhan TAYAN İstanbul Üniversitesi Hukuk Fakültesi
53 Mehmet SAĞLAM Ankara Üniversitesi Hukuk Fakültesi
54 Hikmet ULUĞBAY Ankara Üniversitesi Siyasal Bilgiler Fakültesi
55 Metin BOSTANCIOĞLU Ankara Üniversitesi Hukuk Fakültesi
56 Necdet TEKİN Ege Üniversitesi Fen Fakültesi
57 Erkan MUMCU İstanbul Üniversitesi Hukuk Fakültesi
58 Hüseyin ÇELİK İstanbul Üniversitesi Edebiyat Fakültesi
59 Nimet ÇUBUKÇU İstanbul Üniversitesi Hukuk Fakültesi
60 Ömer DİNÇER Atatürk Üniversitesi İşletme Fakültesi
61 Nabi AVCI ODTÜ İdari Bilimler Fakültesi
62 İsmet YILMAZ İstanbul Teknik Üniversitesi Makine Mühendisliği
526
Berrin Bayburt
Kaynak: www.meb.gov.tr, http://www.ogretmenplatformu.com,
http://www.ogretmenlersitesi.com vd.
Cumhuriyetin kuruluşundan günü-
müze toplam 74 Milli Eğitim Bakanı
(http://www.meb.gov.tr/meb/ adresinden
erişilmiştir.) (bazı bakanlar birden fazla olarak
bu göreve gelmişlerdir ve bu nedenle Tablo
3’te bu sayı 62 olarak yer almaktadır) görev
yapmıştır. Görev yapan bakanların 2’si mes-
leki formasyonlarını öğretmen yetiştiren yük-
seköğretim kurumunda (Gazi Üniversitesi
Eğitim Enstitüsü) tamamlamışlardır. Genel
olarak ise Mülkiye, Hukuk ve Edebiyat Fakül-
tesi mezun olan bakanlar bu göreve gelmiş-
lerdir.
97%
3%
Eğitim Diğer
Şekil 3: 1923’ten Günümüze Milli Eğitim Bakanlarının Uzmanlık Alanlarına Göre Dağılımı (%)
Tablo 3’ten yararlanılarak hazırlanan
Şekil 3’te de görüldüğü üzere Milli Eğitim
Bakanları’nın %97’si eğitim dışındaki bir
alanda mesleki formasyon almış kişilerden
oluşmaktadır. Milli Eğitim Bakanlığı’nda eği-
tim-öğretimin uygulayıcısı olan öğretmenler
neden görev yapmamıştır?‛ sorusu bu nokta-
da cevaplanması gereken önemli bir konu
olarak karşımıza çıkmaktadır.
3. Değerlendirme ve Sonuç
Bir ülkede çalışan toplam kamu per-
soneli içinde eğitim-öğretim hizmetleri sınıfı-
nın payı, eğitim hizmetinin kapsamını gös-
termesi açısından önemlidir. Nitekim, ‚eği-
tim, yeni kuşakların toplum yaşamında yerle-
rini almaları için gerekli bilgi, beceri ve anla-
yışları edinmelerine, kişiliklerini geliştirmele-
rine yardım etmektir. Bir ülkenin geleceğinin
şekillenmesi için hayati önem taşıyan ve ülke-
lerin önemle üzerinde durduğu konuların
başında eğitim ve eğitim sistemleri gelmekte-
dir.‛ (Varol & İmamoğlu, 2014: 406). Şekil 4,
Türkiye’de kamuda çalışan toplam personelin
hizmet sınıflarına göre dağılımını göstermek-
tedir.
1923’ten Günümüze Türkiye’de Eğitim Yönetimine Milli Eğitim, Sağlık ve Adalet Bakanlarının Mesleki < 527
Şekil 4: Memurların Hizmet Sınıfları İtibarıyla Dağılım Oranları (2016)6
6 http://www.dpb.gov.tr/tr-tr/istatistikler/kamu-personeli-istatistikleri adresinden 15/07/2017 tarihinde erişilmiştir.
Yukarıda yer alan şekilde de görül-
düğü gibi kamuda çalışan toplam personelin
%35,83’ü eğitim öğretim hizmetlerinde çalış-
maktadır. Eğitim-öğretim hizmetleri sınıfında
çalışan personel sayısı sosyal devlet anlayışı-
nın bir sonucu olarak, Türkiye’de eğitime
verilen önemi göstermesi açısından dikkat
çekicidir. 2016 yılı itibariyle Milli Eğitim Ba-
kanlığı toplam kamu personelinin %35.83’ü
ile eğitim-öğretim hizmetlerini yurt genelinde
yürütmektedir. Bu yüzdelik içinde, eğitim-
öğretim hizmetlerinin sınıflardaki uygulayıcı-
sı olan öğretmenlerin sayısı ise 2015-2016
eğitim-öğretim yılı itibariyle 961.331’dir.
Tablo 4: 2015/2016 Eğitim Öğretim Yılı İlköğretim ve Ortaöğretim İstatistikleri
Eğitim
Kademesi
Okullaşma
Oranı
Okul
Sayısı
Öğretmen
Sayısı
Öğrenci
Sayısı
Derslik
Sayısı
Okul
Başına
Düşen
Öğrenci
Sayısı
Öğretmen
Başına
Düşen
Öğrenci
Sayısı
İlkokul 94,87
26.522
302.961
5.360.703
246.090
202
18
Ortaokul 94,39
17.343
322.680
5.211.506
164.943
281 15
Ortaöğretim 79,79 10.550
335.690
5.807.643
182.530
405 13
TOPLAM
54.415
961.331
16.379.852
593.563
Kaynak: TÜİK
Yukarıdaki tabloda da görüldüğü gi-
bi, 2015-2016 eğitim-öğretim yılı itibariyle,
16.379.852 öğrenci ve 961.331 öğretmen eği-
tim-öğretim faaliyetlerinde yer almıştır. Bilin-
diği gibi Cumhuriyetin ilk yıllarında eğitim-
öğretim alanında yaşanan en önemli sorun-
lardan biri öğretmen ihtiyacıdır. Dolayısıyla
2015-2016 eğitim öğretim yılındaki öğretmen
528
Berrin Bayburt
sayısı dikkate alındığında da, Türkiye’nin
eğitim-öğretim alanında yaşadığı bu önemli
sorununun üstesinden geldiği ortadadır.
Tablo 5: Millî Eğitim Bakanlığı Hizmet Sınıfları Bazında Kadro Durumu
(04.10.2016 itibariyle)
Hizmet Sınıfı Dolu Kadro
1 Avukatlık Hizmetleri Sınıfı 186
2 Eğitim-Öğretim Hizmetleri Sınıfı 885.458
3 Genel İdare Hizmetleri Sınıfı 40.192
4 Sağlık Hizmetleri Sınıfı 555
5 Teknik Hizmetler Sınıfı 4.698
6 Yardımcı Hizmetler Sınıfı 33.667
TOPLAM 964.756
Kaynak: T.C MEB SGB, 2016: 11)
MEB bünyesinde çalışan personelin
hizmet sınıflarına göre dağılımı ise Tablo 5’te
özetlenmektedir. Öğretmenler, eğitim-öğretim
hizmetleri sınıfında yer almakta olup toplam
personelin %93’ünü oluşturmaktadır. Günü-
müz açısından bakıldığında ‚öğretmen olarak
atanacakların gerekli ve yeterli düzeyde genel
kültür, özel alan eğitimi ve pedagojik formas-
yon almaları esastır. Bu eğitim süreçlerinden
birini tamamlamamış ya da yeterli kredi al-
mamış olanların öğretmen olarak ataması
yapılmaz.‛
(http://personel.meb.gov.tr/upload/Kimler_og
retmen_olur adresinden 31/07/2017 tarihinde
erişilmiştir.). Diğer bir ifade ile öğretmen ola-
bilmek için, Eğitim Fakültesi’nden mezun
olmak ya da diğer fakültelerin ilgili alanların-
dan (tarih, edebiyat vb.) mezun olup Bakanlık
ve Yükseköğretim Kurulu (YÖK) iş birliği ile
açılan/açılacak olan Ortaöğretim Alan Öğret-
menliği Tezsiz Yüksek Lisans ya da Pedagojik
Formasyon Programını başarı ile tamamla-
mak gerekmektedir.
Ancak öğretmenlerin, Milli Eğitim
Bakanlığı toplam personeli içinde en büyük
paya sahip olmasına rağmen, 1923’ten günü-
müze Milli Eğitim Bakanlığı yapan bakanla-
rımızdan sadece Mustafa ÜSTÜNDAĞ
(26.1.1974-17.11.1974) ve Avni AKYOL
(31.3.1989-20.11.1991) eğitim alanında yükse-
köğretim görmüş bakanlarımızdır. Hiç şüphe
yok ki belli bir alanda sadece eğitim almış
olmak başarıyı garantileyemez. Ancak yuka-
rıda da örnek olarak ele alınan diğer bakanlık-
larla karşılaştırıldığında ‚eğitim-öğretimin
uygulayıcısı olan öğretmenlerin bu faaliyetle-
rin yönetiminde neden yer almadıkları‛
önemli bir sorudur.
Bu noktada, toplumda öğretmenlik
mesleğine yönelik birtakım yaygın görüşlerin
etkisinin olabileceği bir varsayım olarak dü-
şünülebilir. Çünkü Türk toplumunda genel
olarak öğretmenlik herkes tarafından yapıla-
bilen bir meslek olarak görülmüştür. Bu du-
rum özellikle öğretmen ihtiyacını kısa sürede
giderme çabalarının bir sonucu olarak görüle-
bilir.
Nitekim, Cumhuriyetin ilanından
1970’li yıllara kadar sürekli değişen ve farklı-
laşan eğitim kurumlarıyla ilk ve orta öğreni-
mini bitirmiş öğrencilerin öğretmen okulla-
rında eğitilmesi ile öğretmen ihtiyacının karşı-
lanması amaçlanmıştır. (Akdemir, 2013: 18).
Bazı dönemlerde öğretmen ihtiyacını
kısa sürede karşılamaya yönelik olarak kurs
vb. yöntemlere de başvurulurken, Eğitim
Fakültesi mezunu olmayanlar da öğretmen
olarak atanabilmişlerdir. Örneğin, 1990'lı yıl-
larda öğretmen açığını kapatmak için, mezu-
niyet alanlarına bakılmaksızın çok sayıda
mezun sınıf öğretmeni olarak atamıştır. Örne-
ğin, 1998 yılında, Eğitim Fakültesi mezunları
1923’ten Günümüze Türkiye’de Eğitim Yönetimine Milli Eğitim, Sağlık ve Adalet Bakanlarının Mesleki < 529
dışında 41 bin öğretmenin ataması yapılmış-
tır. (Başkan, 2001: 16).
Akyüz’e göre, öğretmen yetiştirmede,
zaman zaman nitelik gözetilmemesinin iki
olumsuz sonucu olmuştur, Birincisi eğitim ve
öğretim bundan zarar görmüş, ikinci olarak
da öğretmenlik mesleği, toplumda, layık ol-
duğu düzeye yükselememiştir. (Akyüz, 2012:
328). Tüm dünyada olduğu gibi Türkiye’de de
öğretmenlik mesleğinin uzmanlık gerektiren
bir alan olduğuna yönelik yaklaşımlar ise,
özellikle son yıllarda dünyadaki gelişmelerin
de bir sonucu olarak gelişmeye başlamıştır.
Eğitimcilerin Bakan olması konusun-
da sendikalar tarafından da zaman zaman
taleplerin geldiği görülmektedir. Örneğin,
sosyal medya üzerinden çağrıda bulunan
Eğitim Bir Sen Ankara 3 No’lu Şube Başkanı
Ahmet Aydınsoy, "Sayın Cumhurbaşkanım!
Maliyeye, Maliyeci Bakan; Sağlığa, Sağlıkçı
Bakan, Eğitime, Eğitimci Bakan, zamanı geldi.
Yeniden Büyük Medeniyet inşası için, önce
eğitim; eğitim için, önce eğitimci, öncü eği-
timci. Sayın Cumhurbaşkanım! Eğitim eğitim-
cilere bırakılmadığı sürece, Yeni Türkiye he-
define ulaşmakta geç kalıyor.‛(
http://www.kamusaati.com adresinden
29/07/2017 tarihinde erişilmiştir.). sözleriyle
bu konudaki talebini ifade etmiştir.
Sonuç olarak, eğitim-öğretim hizmet-
lerinin uygulanması aşaması, öğrenci, veli ve
öğretmen etkileşiminde gerçekleşmektedir.
Dolayısıyla eğitim-öğretim faaliyetlerinin
kanun, yönetmelik vb. çerçevesinde gerçekleş-
tirilmesi sürecinde karşılaşılan sorunlar,
olumlu ve olumsuz durumlar, öğretmenlerin
özlük hakları konusu, gereksinimler vb.nin en
yakından tanığı öğretmenler olmaktadır. MEB
personelinin önemli bir bölümünün öğret-
menlerden oluşmasına rağmen şu ana kadar
sadece iki bakanın eğitimci olması dikkat
çekicidir. Bu durumun olumlu-olumsuz so-
nuçlarının değerlendirilmesi ayrı bir çalışma
konusu olarak değerlendirilmelidir.
KAYNAKÇA
Akdemir, A. S. (2013). Türkiye’de Öğretmen
Yetiştirme Programlarının Tarihçesi
ve Sorunları, Turkish Studies, 8/12, ss.
15-28
Akgün, B. (2002). Türkiye’de Siyasi Parti
Sisteminin Gelişimi ve Demokratik
İstikrar, Liberal Düşünce, Yaz 2002, ss.
151-167
Akyüz, Y. (2012). Türk Eğitim Tarihi (M.Ö.
1000 - M.S. 2012), Gözden Geçirilmiş
22. baskı, Pegem Akademi
Başkan, G. A. (2001). Öğretmenlik Mesleği ve
Öğretmen Yetiştirmede Yeniden Yapı-
lanma, Hacettepe Üniversitesi Eğitim
Fakültesi Dergisi, S. 20, ss. 16-25
Başbakanlık İdareyi Geliştirme Başkanlığı
(2015). Bakanlık Sistemleri Araştırma
Raporu (Bakanlık Sistemi Örnek Ülke İn-
celemeleri Türkiye’deki Mevcut Bakanlık
Sistemi)
http://www.igb.gov.tr/Kutuphane/BAKA
NLIK%20S%C4%B0STEMLER%C4%B
0%20ARA%C5%9ETIRMA%20RAPO
RU.pdf adresinden 25/07/2017 tarihinde
erişilmiştir.
Bozaslan, B. M. & Çolakoğullar, E. (2015).
Osmanlı’dan Cumhuriyet’ Modern
Eğitimin İnşası: Devletin
Kurtarılmasından Devletin
Kurulmasına, Gazi Üniversitesi İktisadi
ve İdari Bilimler Fakültesi Dergisi, 17/ 3,
ss. 309-329
Çam, İ. D. & Uyanık, E. (2009). Arap
Elifbası’ndan Latin Alfabesine Geçiş
Sürecinde Garpçı Söylemler, Çağdaş
Türkiye Araştırmaları Dergisi, XIV/29,
ss. 189-221
Çapraz, İ. & Eren N. & diğerleri (tarih yok),
Ekonomik Rapor 2010 (2010 Yılında
Türkiye ve Dünya Ekonomisi), İstanbul
Ticaret Odası, İstanbul: GM
Matbaacılık
Çelik, V. (2005). 12 Mart Ara Döneminde
Siyasi Partiler, Liberal Düşünce, Güz
2005, ss. 283-309
530
Berrin Bayburt
Demirtola, H. & Atilla, E. A. (2015).
Türkiye’de Cumhuriyet’ten Bugüne
Merkezi Sağlık Yöneticileri,
Uluslararası Sağlık Yönetimi ve
Stratejileri Araştırma Dergisi, 1/2, ss. 1-
17
Duman, D. (2013). 1925 Yılında İstanbul Erkek
Lisesinde Öğrencilere Verilen Bir Sür-
gün Cezası ve Dönemin Eğitim Anla-
yışı, Turkish Studies - International Peri-
odical For The Languages, Literature and
History of Turkish or Turkic, 8/2, ss.59-
61
Dursun, S. (2008). Türkiye’nin Güvenlik
Algılamasındaki Değişim: 12 Eylül
1980 Askeri Müdahalesi Sonrası
Dönem, ÇTTAD, VII/16-17, ss. 421-433
Emiroğlu, A. (2011). 27 Mayıs 1960 İhtilali ve
Demokrat Parti’nin Tasfiyesi, Selçuk
Üniversitesi Kadınhanı Faik İçil Meslek
Yüksekokulu Sosyal ve Teknik
Araştırmalar Dergisi, S. 1, ss.13-27
Günay, D. & Günay, A. (2011), 1933’ten
Günümüze Türk Yükseköğretiminde
Niceliksel Gelişmeler, Yükseköğretim
ve Bilim Dergisi, 1/1, ss. 1-22
Ilıman, A. & Dönmez, C. (2015). 12 Mart 1971
Muhtırası Sonrasında Kurulan
Koalisyonlara Örnek: Birinci ve İkinci
Milliyetçi Cephe Hükümetleri,
Cumhuriyet Tarihi Araştırmaları Dergisi,
S. 21, ss. 163-198
Karakök, T. (2011). Menderes Dönemi’nde
(1950-1960) Türkiye’de Eğitim,
Yükseköğretim ve Bilim Dergisi, 1/ 2,
ss.89-97
Kömürcü, D. (2009). Geçmişle Gelecek
Arasında Bir Alternatif Arayışı: Sosyal
Demokrat Halkçı Parti, Sosyal Bilimler
Dergisi, II/2, ss. 2-32,
http://sosbilder.neu.edu.tr/wp-
content/uploads/sites/6/2016/04/Derya
-K%C3%B6m%C3%BCrc%C3%BC.pdf
adresinden 01/07/2017 tarihinde
alınmıştır.
Lamba, M. & Aktel, M. & Altan, Y. & Kerman,
U. (2014). Türkiye’de Bakanlık Tipi
Örgütlenme: Tarihsel ve Yasal Süreç,
Yönetim ve Ekonomi, C: 21/1, ss. 173-
189
Özüerman, T. (1998). Türkiye’nin Batılılaşma
ve Demokratikleşme Açmazı, 1. baskı,
İzmir: Dokuz Eylül Yayınları
Sağlık Araştırmaları Genel Müdürlüğü (2015).
TC Sağlık Bakanlığı Sağlık İstatistikleri
Yıllığı 2015, Ankara: Sistem Ofset
Yayım
Şen, Y. F. (2006). Yeni Dönemde Eski Tartışmalar
(Göç, Etnisite, Milliyetçilik, Kürtçülük,
Laiklik, 1. baskı, Ankara: Yargı
Yayınevi
Taner, M. & Başal, H. A. (2009). Cumhuriyetin
İlanından Günümüze Türkiye’de
İlköğretimde ve İlköğretime
Öğretmen Yetiştirmede Niceliksel ve
Niteliksel Gelişmeler, e-Journal of New
World Sciences Academy, 4/1, ss. 139-
154
T.C. Adalet Bakanlığı Adli Sicil ve İstatistik
Genel Müdürlüğü (2016). Adli İstatis-
tikler 2016, Ankara
T.C. Başbakanlık Devlet İstatistik Enstitüsü
(2004). Cumhuriyetten Günümüze
Milletvekili Seçimleri 1923-2002,
Ankara: Devlet İstatistik Enstitüsü
Matbaası
T.C. MEB Strateji Geliştirme Başkanlığı (2016).
2017 Yılı Performans Programı
Turgut, M. (2006). Değişen Türkiye Değişemeyen
Siyaset, İstanbul: Etik Yayınları
Türkiye İstatistik Kurumu (2008). Milletvekili
Genel Seçimi İl ve İlçe Sonuçları 2007,
2002, 1999, 1995, 1991, Ankara:
Türkiye İstatistik Kurumu Matbaası
Türkmenoğlu, D. (2007). Tek Parti Döneminde
Ulus İnşa Politikalarının Eğitim
Boyutu, Türk Eğitim Bilimleri Dergisi, 5
(1), ss. 159-172
Varol, Y.K. & İmamoğlu, F. (2014). Türk ve
İngiliz Eğitim Sistemlerine İlişkin Sa-
yısal Verilerin Karşılaştırmalı Olarak
İncelenmesi, Eğitim ve Öğretim Araş-
tırmaları Dergisi, C. 3/1, ss. 406-418
1923’ten Günümüze Türkiye’de Eğitim Yönetimine Milli Eğitim, Sağlık ve Adalet Bakanlarının Mesleki < 531
Yalçın, D. & Akbıyık, Y. ve diğerleri (2005),
Türkiye Cumhuriyeti Tarihi 2, Ankara:
Atatürk Araştırma Merkezi
181 Sayılı Sağlık Bakanlığının Teşkilat ve
Görevleri Hakkında Kanun
Hükmünde Kararname (14/12/1983).
Resmi Gazete, S. 18251
2992 Sayılı Adalet Bakanlığının Teşkilat ve
Görevleri Hakkında Kanun Hük-
münde Kararnamenin Değiştirilerek
Kabulü Hakkında Kanun, Resmi Gaze-
te, 07/03/1984, S. 18365
Millî Eğitim Bakanlığına Bağlı Eğitim Kurum-
larına Öğretmen Olarak Atanacakla-
rın Atamalarına Esas Olan Alanlar İle
Mezun Oldukları Yükseköğretim
Programları ve Aylık Karşılığı Okuta-
cakları Derslere İlişkin Esaslar,
http://personel.meb.gov.tr/upload/Ki
mler_ogretmen_olur.pdf adresinden
26/07/2017 tarihinde erişildi.
https://istatistik.yok.gov.tr/yuksekogretimIsta
tistikleri/2016/2016_T1.pdf adresinden
31.01.2017 tarihinde alınmıştır.
http://www.meb.gov.tr/ogrenci-sayisi-17-
milyon-588-bine-
yukseldi/haber/10675/tr adresinden
31.01.2017 tarihinde alınmıştır.
http://www.adalet.gov.tr
http://www.dpb.gov.tr
http://www.igb.gov.tr
http://www.kamusaati.com
http://www.meb.gov.tr
https://www.medimagazin.com.tr
https://www.milliyet.com.tr
http://www.ogretmenplatformu.com
http://www.sabah.com.tr
http://www.saglik.gov.tr
https://www.tbmm.gov.tr
http://www.ogretmenlersitesi.com.tr
https://www.yok.gov.tr
http://sosbilder.neu.edu.tr
532
Berrin Bayburt