20

2-BÜLTEN

Embed Size (px)

DESCRIPTION

SAADET PARTİSİ KONYA İL TEŞKİLATI DIŞ İLİŞKİLER KOMİSYON BÜLTENİ -2

Citation preview

1

MISIRLI MİLLETVEKİLİ: MISIR, AMERİKA’NIN VİLAYETİ OLUVERDİ

Mısırlı milletvekili Muhammed Um-

de, sınıra inşa edilecek ve yüksekliğinin 18 ile 30 metre arasında olması bekle-nen çelik duvara ilişkin Mısır Mecli-si’nde bir soru önergesi verdi.

Dustur gazetesine konuşan Umde,

“Sınıra inşa edilecek çelik duvar, Mısır ile Amerika ve Siyonistler arasında, son senelerde geliştirilen ilişkilerin tabii bir sonucudur. Mısır, Amerika Yöneti-mi’nin emirlerini uygulayan bir Ameri-kan eyaletine dönüştü” dedi.

Milletvekili Umde, bu açıklamaları-

na delil olarak, Mısır’ın İngiliz işgali altında olduğu bir dönemde imzalanan Kostantiniyye anlaşmasına uygun ola-rak Amerika savaş gemilerinin Süveyş kanalından geçmesine müsaade edil-mesini gösterdi.

Umde buna ilave olarak “Mısır,

Amerika, Avrupa Birliği ve İsrail’in oluş-turduğu şer ekseninin Arap ülkelerini hedef alan saldırılarına karşı net bir duruş sergilemedi” dedi.

Umde, Mısır hükümetinin, İsrail’in Lübnan’a düzenlediği saldırılara sessiz kalmasını ve son Gazze savaşında Filis-tinlilerin soykırıma uğramasına seyirci kalmasını eleştirdi.

Umde, yüksekliği 30 metreyi bula-cak bir çelik duvarla Mısır’ın, Gazze’nin tüm hayat damarlarını kapatacağını ifade etti.

FRANSA CEZAYİRLİ

MAĞDURLARA TAZMİNAT ÖDEYECEK

Fransa parlamentosunda, Cezayir

ve Güney Pasifik'teki nükleer deneme mağdurlarına tazminat ödenmesini amaçlayan yasanın çıkarılması süreci başladı.

Senatoda dün onaylanan yasa tasa-

rısının, gelecek Haziran ayında Ulusal Mecliste onaylanmasıyla yasama süreci tamamlanmış olacak.

Fransa'nın yaptığı nükleer deneme-

ler nedeniyle mağdur duruma düşenler tarafından kurulan derneklerin de hazırlanma sürecine katıldığı yasa tasa-rısı, ülkenin yaptığı 200'ü aşkın nükleer denemeden zarar görenlere tazminat ödenmesini öngörüyor. Bu da 1960-1996 yılları arasında Sahra Çölü, Güney Pasifik, atmosfer ve yeraltında yapılan 210 nükleer denemeden doğrudan ve dolaylı olarak etkilenen askeri personel

DÜNYAYA BAKIŞ…

2

ve sivil yaklaşık 150 bin kişiyi doğrudan ilgilendiriyor.

AHMEDİNEJAD:

O RAPORU ABD KURGULADI

İran Devlet Başkanı Mahmud Ahmedinejad, geçen hafta Times gaze-tesinde yer alan ve İran'ın atom bom-bası parçası yapmaya çalıştığı yönün-deki gizli bir rapor olduğu iddia edilen belgelerin, "Amerikan hükümeti tara-fından oluşturulmuş kağıtlar olduğunu" söyledi. Ahmedinejad iddialara konu olan belgeyi görmek bile istemediğini söyledi.

BM İklim Zirvesi için bulunduğu Ko-

penhag'da Amerikan ABC televizyonu-na demeç veren Ahmedinejad, İran'ın nükleer programı konusundaki bazı açıklamaların "sürekli tekrar eden ve tadı kaçan bir şaka" haline geldiğini belirtti.

Bu açıklama, Ahmedinejad'ın İngiliz

Times gazetesinde geçen hafta "İran'a ait gizli evrak" olarak yayımlanan bel-geler konusunda kamuoyu önündeki ilk yorumuydu. Times gazetesi 14 Aralıkta, "Önümüzdeki Dört Yıl İçinde Özel Nöt-ron Bağlantılı Faaliyetlere Genel Bakış" başlıklı Farsça belgeyi İngilizce tercü-mesiyle birlikte yayımlamıştı. Belgede bir nötron tetikleyicisinin oluşturulma ve deneme aşamaları yer alıyordu.

İSRAİL FİLİSTİNLİLERİN ORGANLARINI ÇALIYORMUŞ

İsrail'de Filistinlilerin organlarının

çalındığı iddiası ilk olarak Ağustos ayın-da bir İsveç gazetesi tarafından gün-deme getirilmişti. Aftonbladet gazetesi İsrail'in Filistinlileri organları için öldür-düğünü iddia etmişti. İsrail'in şiddetle karşı çıktığı haber iki ülke arasında krize yol açmıştı.

Ancak konuyla ilgili İsrail tarafından

itiraf 3 ay sonra geldi. İsrail'in Kanal 2 televizyonu Ebu Kebir Adli Tıp Enstitü-sü'nün o dönem başında olan Yehuda Hiss'le 2000 yılında yapılan bir söyleşiyi ekrana getirdi.

Hiss söyleşide, 90'lı yıllarda Filistinli-

ler ve yabancı işçilerin cesetlerinden deri örnekleri, kornea hücreleri, kalp kapakçıkları ve kemiklerin alındığını söylüyor.

İSRAİL: "İRAN'A YAPACAĞIMIZ

SALDIRIYA HAZIR OLUN" Şimdiye kadar İran'ın nükleer enerji

programının çözüme kavuşturulması için askeri seçeneğin masada olduğunu belirten İsrailli yetkililer Şimdiye kadar İran'ın nükleer enerji programının çözüme kavuşturumlası için askeri seçeneğin masada olduğunu belirten İsrailli yetkililer, Amerika'ya "hazır ol" mesajını iletti.

3

Lise öğrencileriyle buluşan İsrail Sa-vaş Bakanı Ehud Barak, "İran'ın nükleer programı, bölge ve dünyayı tehdit ediyor. Bunun için, diplomatik ve eko-nomik yaptırımların başarısızlıkla so-nuçlanmasına karşı, başlatacağımız askeri saldırıya hazır olunmalı. Ameri-ka, İran'a düzenleyeceğimiz askeri saldırıya hazır olsun" dedi.

Barak, konuşmasını şöyle sürdürdü:

"Biz, şuan devam eden ekonomik yap-tırımları ve Amerika'nın çabalarını destekliyoruz. Fakat başka seçeneklere de hazır olmamız, askeri seçeneği ma-sadan indirmememiz gerekiyor."

Hamas ve Hizbullah'ın özellikle de

uzun menzilli füzelerle silahlandığına dikkat çeken Barak "Şuan bütün cephe-lere sukunet hakim. Fakat yeraltında durumla hiç de sakin değil" dedi.

YEMEN'DE BİR HAVA SALDIRISI

DAHA: 30 ÖLÜ Yemen güvenlik güçlerinin, ülkenin

Şabva kentindeki silahlı gruplara yöne-lik hava saldırısında 30 kişi öldüğü bildirildi.

İsmi gizli kalmak koşuluyla açıkla-

mada bulunan Yemenli bir güvenlik yetkilisi, hava saldırısının Yemen'e ve yabancı ülkelere ait petrol sahalarına saldırmayı planlayan El Kaide'nin hedef aldığını belirtti.

Yetkili, aralarında Arap Yarımada-sı'ndaki en üst düzey 2 El Kaide üyesi-nin de bulunduğu grubun toplantı yapmak amacıyla bir araya geldiği sıra-da saldırının yapıldığını sözlerine ekle-di.

OBAMA İLK VAADİNDE ÇARK ETTİ,

GİTMO AÇIK KALACAK Başkanlık seçimleri öncesinde Gua-

ntanamo'nun 2010 Ocak ayında ka-panması vaadinde bulunan Obama geri adım attı

ABD Başkanı Barack Obama, yakla-şık bir yıl önce koltuğuna oturduğunda, ilk hedeflerinden birinin Guantanamo Askeri Üssü'nü kapatmak olduğunu söylemiş, Ocak 2010 tarihini hedef olarak belirlemişti.

Ancak, ABD başkanının bu vaadine

rağmen, hükümet Illinois eyaletindeki hapishaneyi satın alıp yeniden düzen-lemenin aylar süreceğini, dolayısıyla da Guantanamo'nun kapatılması işleminin 2011'e kadar uzayabileceğini açıkladı.

Amerikan Senatosu'nda Cumhuri-

yetçilerin sözcüsü Mitch McConnell, partisinin, federal hükümetin Illinois eyaletindeki Thomson cezaevini satın alması için ayrılacak bütçeyi engelleme yolunda erteleme taktiklerini kullana-cağını ve bu konuda Demokratlardan da destek bulmayı beklediklerini söyle-di. Kongre'nin bazı önde gelen Demok-

4

rat üyeleriyse hapishaneye ayrılacak paraya partililerin muhalefet edip et-meyeceğini söylemek için henüz erken olduğunu aktardı.

TÜRKİYE GAZZE'Yİ BM GÜNDEMİNE TAŞIDI

BM Daimi Temsilci Ertuğrul Apakan

Türkiye adına yaptığı açıklamada, Gazze'deki insani duruma dikkat çekti.

Türkiye, Birleşmiş Milletler Güvenlik Konseyi'nin bu yılki son toplantısında Gazze'deki durumu bir kez daha gün-deme getirdi.

Türkiye'nin Birleşmiş Milletler Dai-mi Temsilcisi Büyükelçi Ertuğrul Apakan, Gazze'deki durumun halkta büyük acılara, yoksulluğa neden oldu-ğunu defalarca vurguladıklarını belirtti.

Daimi Temsilci, Türkiye'nin Konse-yin 1860 sayılı kararının tam uygulan-ması, insani yardımın gitmesi, bölgenin sosyo ekonomik açıdan iyileşmesi için Gazze'ye geçişlerin derhal açılması çağrısında bulunduğunu belirtti.

Büyükelçi Apakan, tüm bu çağrılara rağmen Gazze'de insani durumda bir iyileşme olmadığını görmekten Türki-ye'nin üzüntü duyduğunu belirttti.

RUSYA'DA İSLAM MERKEZİ

AÇILIYOR

Kuveyt'te "Rusya-İslam Dünyası" stratejik vizyon grubunun 5.toplantısı düzenlendi. Toplantıya Rusya adına

İnguşetya Cumhurbaşkanı Yunus Bek Evkurov, Rusya'nın İKÖ Temsilcisi Kamil İshakov, Federasyon Konseyi Başkanı Birinci Yardımcısı Aleksandr Torşin, Müftüler Konseyi Başkanı Ravil Gaynutdin ve diğer üst düzey yetkililer katıldı.

Görüşmede Rusya ve İslam dünyası arasında ilişkiler, günümüzdeki sorun-larla ilgili çözüm yolları masaya yatırıl-dı. Rusya Devlet Başkanı Dmitri Medvedev de toplantıda katılımcılara tebrik mektubu göndererek ikili ilişkile-rin artırılması gerektiğini belirtti. Medvedev, "Üç yıl içinde bu forum Rusya ve İslam ülkeleri arasındaki gü-venin ve karşılıklı anlayışın artırılmasına önemli katkı sağladı." dedi.

HAMAS TÜRKE WEB SİTESİ AÇIYOR

El Cezire televizyonunun internet sitesinde yer alan habere göre, bir örgüt yetkilisi, Filistin meselesini doğru ve tarafsız olarak tüm dünyaya anlat-mak için birkaç dilde yayınları olduğu-nu belirterek, "Türk kardeşlerimizin bizi daha iyi anlayabilmeleri için bir Türkçe web sitesi hazırlığı içindeyiz ve elimiz-den geldiğince bunu en kısa zamanda tamamlayacağız" dedi.

"Yakında açılacak internet sitesi Türk diline hakim kişiler tarafından hazırladığını” belirtti.

5

18 Aralık 1865 : Amerika Birleşik Devletleri’nde kö-

lelik kaldırdı. 19 Aralık 1398 : Timur İmparatoru Timurlenk, Hin-

distan’da Delhi'yi ele geçirip yağmalat-tı.

20 Aralık 1820 : 6. İmam Cafer-i Sadık’ın öğrencile-

rinden, sonradan adına Mezhep kuru-lan İmam Şafii vefat etti.

20 Aralık 1923 : Almanya'da ‘’Birahane Darbesi’’

olayından dolayı tutuklu bulunan Nazi lideri Adolf Hitler, koşullu olarak salıve-rildi.

20 Aralık 1942 : Tokat / Erbaa'da meydana gelen 7.0

şiddetindeki depremde 493 kişi öldü, 3809 bina yıkıldı.

21 Aralık 1876 : Osmanlı İmparator-

luğunda 1. Meşrutiyet ilan edildi. 21 Aralık 1978 : Kahramanmaraş'ta Meslek Lisesi

öğretmenlerinden sol görüşlü Hacı Çolak ve Mustafa Yüzbaşıoğlu, yolda ülkücüler tarafından silahlı saldırıya öldürüldüler.

22 Aralık 1932 : Hindistan'daki işgalci İngiliz yöne-

timi, 28.000 mahkûmu serbest bıraktı. Mahkûmlar arasında sonradan Hindis-tan’ın bağımsızlığını kuran Mahatma Gandhi'de vardı.

22 Aralık 1933 : ABD'de 14 yıldır devam eden alkol-

lü içki içme yasağı kalktı. 23 Aralık 1971 : Nikaragua'da meydana gelen dep-

remde 11.600 kişi öldü. 23 Aralık 1978 : Kahramanmaraş’ta ’’Kanımız aksa

da zafer İslam’ın’’sloganıyla sokağa dökülen 15 Bin kişinin çıkardığı olaylar sonucu, çoğunluğu evleri daha önce-den işaretlenen Aleviler olmak üzere, içlerinde kadın ve çocuklarında bulun-duğu toplam 111 kişi öldürüldü, evler ve dükkanlar yıkıldı, 176 kişi yaralandı.

24 Aralık 1638 : İran’a karşı Bağdat Seferi’ne çıkan

Osmanlı İmparatorluğunun 17. Sultanı IV. Murat tarafından, Bağdat, 2. defa feth edildi.

24 Aralık 1964 : Güney Asya ülkelerindenSeylan ve

Hindistan / Madras'ta meydana gelen kasırgada 7 bin kişi öldü.

TAKVİMİN DİLİ..

6

GÜRCİSTAN

ÜLKE PROFİLİ

Resmi Adı : Gürcistan

Yönetim Biçimi : Cumhuriyet

Resmi Dili : Gürcüce

Başkenti : Tiflis

Yüzölçümü : 69.700 km2

Nüfusu : 4,4 Milyon

Etnik Yapısı

: Gürcü (%70,1), Ermeni (%8,1), Rus (%6,3), Azeri (%5,7), Osetyalı (%3), Abhaz (%1,8), Diğer (5,0)

GSYİH : 12,5 Milyar $

Kişi Başına GSYİH : 2.841 $

Para Birimi : Lari

Para Birimi Paritesi : 1 USD=1,49 Lari

Dış Borç : 1,9 milyar $

İstihdam : 1,80 Milyon

İşsizlik Oranı (%) : 17,6

Enflasyon (%) : 11,3

Gürcistan’da, insanlar çok eski de-virlerden beri yaşamaktadır. Eski devir-lerde Kafkasya metal işlemeciliğin beşi-ği sayılırdı. M.Ö. 7. asırda Anadolu’nun Kimmerler tarafından işgal edilmesiyle kaçan kabilelerin Kura Vâdisindeki yerli halklarla kaynaşmasından sonra bölge-de İberia Krallığı kuruldu. M.Ö. 65’te Gürcistan kıyıları Roma hâkimiyetine girdi. 337’de Hıristiyanlığı kabul ettik-ten sonra Gürcistan uzun yıllar Bizans ve Pers imparatorlukları arasındaki harplere sahne oldu. Karadeniz kıyısın-daki Lazika, Bizans; İberia da Pers hâ-kimiyeti altına girdi.

Müslümanlar 654’te Tiflis’i ele geçi-

rerek bölgede bir emirlik kurdular. İkinci David,Tiflis’i Müslümanlardan geri aldı. Kraliçe Tamara (1184-1213) devrinde en kuvvetli dönemini yaşayan Gürcistan’ın sınırları Âzerbaycan’dan Çerkesya’ya, Erzurum’dan Gence’ye kadar uzanıyordu.

Moğolların bütün Kafkasları istilâ-

sından sonra Doğu Gürcistan İlhanlılara bağlandı. İstanbul’un Osmanlılar tara-fından fethinden sonra, batı Hıristiyan âlemiyle bağları kopan Gürcistan, Os-manlı ve İran ordularının sürekli sefer-lerine mâruz kaldı. Osmanlı orduları 1510’da İmereti’ye girerek başkent Kutaisi’yi ele geçirdi. Tiflis’i ve Transkafkasya’yı 1578’de ele geçiren İran Şahı Birinci Abbâs, çok sayıda Hıristiyan’ı İran’ın uzak bölgelerine

ÜLKE ANALİZİ

7

sürdü. İranlılar Gürcistan yönetimini Muhran Âilesine bıraktı. Safevî Hânedânının çöküşü sırasında Osmanlı-lar bölgeye akınlar düzenlediler.

Uzun yıllar Rusların hâkimiyeti al-

tında kalan Gürcistan, 1905 devrimi sırasında karışıklıklara ve gerilla savaş-larına sahne oldu. Şubat 1917 devri-minden sonra Gürcüler Ermeni ve Aze-rilerle birlikte Trans Kafkasya Federal Cumhuriyetini kurdular. Fakat bu birlik kısa bir süre sonra dağıldı. Gürcüler 26 Mayıs 1918’de bağımsız bir devlet kurarak Alman korumasını kabul etti-ler. Almanların yenilmesi üzerine ülke İngiliz işgaline uğradı. İtilaf devletleri 1920 Ocak’ında Gürcistan’ı fiilen tanıdı.

Gürcüler eski düzeni geri getirmeye

çalışan Beyaz Orduya katılmayı kabul etmemelerinden bir süre sonra Gürcü asıllı Stalin ve Orconikidze’nin başında bulunduğu Kızıl Ordu Gürcistan’a gire-rek 1921 Şubat ayında Tiflis’i ele geçir-diler ve bölge Sovyet hâkimiyetine girdi. 1924’te çıkan köylü ayaklanması Kızıl Ordunun yardımıyla bastırıldı. 1936’da kabul edilen yeni Anayasa ile Gürcistan, Sovyetler Birliğini meydana getiren 15 cumhuriyetten biri oldu.

Sovyetler Birliğinde 1989’da başla-

yan reformlar Gürcistan’da da köklü değişikliklere sebep oldu. İlk çok partili seçimler yapıldı. Ülke yeni bir siyasi ve

8

ekonomik döneme girdi. Gürcistan 1991’de bağımsızlığını ilan etti ve aynı sene Bağımsız Devletler Topluluğuna katıldı.

Gürcistan bağımsızlığını ilan ettik-

ten bir süre sonra iç karışıklıklar çıktı. Devlet başkanı Gamsahurdia yanlıları ile muhalif gruplar arasında çatışmalar uzun süre devam etti. Muhalefet yöne-timi ele geçirdi. Devlet başkanı Gamsahurdia yurt dışına kaçtı. Diğer tarafta Abhazlar bağımsızlık isteği ile ayaklandılar. Hükümetle Abhazalar arasında çatışmalar hâlâ devam etmek-tedir

Fizikî Yapı Gürcistan toprakları dağlık olup üç

bölgeye ayrılır. Kuzeyde bir set gibi uzanan Kuzey Kafkas Sıradağları, doğu-ya doğru yükselen ve derin vâdilerle birbirinden ayrılan bir dizi paralel dağ silsilesinden meydana gelir.

İklim Kafkas Dağlarının meydana getirdiği

tabiî engeller kuzeydeki soğuk hava kütlelerinden Gürcistan’ı korur. Ülke bütün sene boyunca Karadeniz’den gelen sıcak ve nemli havanın tesiri altında kalır. Batı kesimlerinde nemli bir astropik deniz iklimi hâkimdir

Doğal Kaynakları Mâdenler: Gürcistan mâden bakımından zen-

gindir. Başlıca yeraltı kaynakları kömür, manganez, petrol, doğal gaz, talk ve mermerdir.

Bitki örtüsü ve hayvanlar: Gürcistan topraklarının üçte biri orman ve çalılık-larla kaplıdır. Yüksek kesimlerde Alp tipi bitki örtüsü hâkimdir. Ormanlarda meşe, kestane, kayın, Kafkas köknarı, dişbudak, ıhlamur, Pitsunda çamı gibi değişik ağaçlar vardır. Gürcistan top-rakları yabânî hayvan bakımından zen-gindir.

Nüfus ve Sosyal Hayat Gürcistan’ın nüfûsu 4.693.892

(2004 tahmini) milyon. Nüfûsun %69’unu Gürcüler, % 9’unu Ermeniler, % 7’sini Ruslar, % 5’ini Azeriler, % 3’ünü Osetler, % 7’sini diğer milletler meydana getirir. Nüfûsun büyük kesimi 1000 metrenin altında olan bölgelerde yaşar. Başkent Tiflis’in dışında önemli şehirleri Kutaisi, Suhumi, Batum, Rustavi, Zugdidi ve Gori’dir.

Ekonomi Gürcistan ekonomisi tarım ve

sanâyiye dayanır. Ekime elverişli alan-lar az olduğu gibi işlemesi zordur. Buna rağmen fazla iş gücü istemesine rağ-

9

men, yüksek gelirli çay ve turunçgiller ekonomiye önemli katkıda bulunur. Diğer ürünler şeker pancarı ve tütün-dür. Bağ ve bahçelerden çeşitli ürünler elde edilir.

Gelişmiş bir sanâyiye sahib olan

Gürcistan’da başlıca makina yapım sanâyi kuruluşları, ağır motorlu taşıt, elektrikli lokomotif, iş araçları, hassas ölçü âletleri, torna tezgahı fabrikaları-dır. Metal işleme sanâyii oldukça ileri-dir. Kimyâ sanâyii gübre, sentetik elyaf ve ilâç üretimine, gıdâ sanâyisi ise çay, konserve, tütün işlemeciliğine dayalı-dır.

Gürcistan ile Türkiye arasında bulu-nan Sarp sınır kapısının ticârî nakliyat ve turizm yönünden önemi çok büyük-tür. Sarp sınır kapısı 1988’de açılmıştır. Türkiye-Gürcistan arasında çeşitli an-laşma ve protokoller yapılmıştır.

Ulaşım Ulaşım son derece gelişmiştir. Yük

taşımacılığı genelde demiryoluyla yapı-lır. Batum ve Poti limanları Trans Kaf-kasya’nın hepsine hizmet verir. Rus-ya’nın birçok şehrine düzenli uçak seferleri vardır.

10

SOMALİLİ KORSANLAR Aslında yaşadığımız yüzyılda bilgiye

ulaşmak o kadar kolay ki, bulunmaz bir nimet. Bu, zaman içinde daha farklı boyutlara ulaşacak. Şu da bir gerçek ki sahih/doğru bilgiye ulaşmakta bi o kadar güç.

Buradan nereye geleceğim? Bir çok yazımızda dünya haberleri-

nin, haber alan konumunda olanlara “doğru haber” niteliğini taşıyarak ulaşmadığını belirtmiştik.

Bu tür olaylara örnek teşkil edecek

farklı bir olayda, özellikle somalide gündeme gelen korsanlar.

Peki kim bunlar? Neyin nesi? Neden

Somali? Amaçları ne? Uzun zamandan beri çeşitli gemile-

re el koyan korsanlar, adi ve yüz kızar-tıcı suç işleyen deniz haydutları değil. Korsan olarak nitelendirilen şahısların bir bölümü haydut olsa da, asıl büyük bölümü kendilerini “haklı bir mücadele uğruna” korsanlık işine girişenler olarak tanımlıyorlar.

Yaşama hakları, özgürlükleri elle-

rinden alınmış, ülkelerinde açlık ve yoksullukla yüzyüze getirilmiş, kendi

sınırlarında sağlıksız yaşam koşullarına terk edilmiş bir millet, özgürlük müca-delesi veriyor.

Somali’de hükümetin çöküşüyle 10

milyon kişi açlıkla yüzyüze geldi. Ülke içindeki iç kargaşaları basından zaman zaman takip etmişsinizdir. Bir yanda iç kargaşa, bir yanda açlık tehlikesi ülkeyi belli bir noktaya getirmiştir.

Tüm bunlar olurken, istila ve işgal

güçlerinin baş aktörlerinden Avrupa devletleri de boş durmuyorlar.

Somali’nin kaynakları yağmalanır-

ken, Avrupa’nın farklı ülkelerinden getirilen sanayi atıkları, kimyasal atık-lar, vb. Somali açıklarına bırakılıyor.

Ve Somali de kitlesel hastalıklar, sa-

kat bebek doğumları, mide bulantıları ve henüz adı konulmamış nice rahatsız-lıklar.

Bu bölgede zehirle-nerek ölenlerin sayısı afakî rakamlarla ifade ediliyor.

Yeryüzünde bataklığa sürüklene bir ülke, o ülkede insani hakları gasp edi-len bir millet ve o millet içinde özgülük mücadelesine soyunmuş haklı davala-rının savunucuları bir avuç azınlık…

Bir tarafta, Avrupa-i devletlerin aşı-

rıya kaçan özgürlükleri, yaşam stan-dartlarını yükseltme gayeleri ve bu

HAFTANIN KONUSU

11

devletlerin sahipsiz zannettikleri ülke-lerin imkanlarını sömürmeleri…

Bir tarafta, özgürlüklerine leke sür-

dürmek istemeyen kendi tabirleriyle “Somali’nin gönüllü sahil koruyucuları.”

300 milyon dolardan daha fazla de-ğere sahip ıstakoz, karides, ton balığı yasa dışı balıkçılar tarafından gasp edilip Avrupa’ya götürülüyor. Somaliler küçük botlarla bu götürülen malları kurtarmak, bu gemileri kovmak veya en azından kendilerince miktarını tespit ettikleri vergileri almak için mücadele ediyorlar.

Somali halkının %70’nin de korsan-lığı Somali’nin ulusal savunması olarak

görüp destek vermesi de bu olayların ayrı bir boyutu.

Görüyoruz ki farklı unsurlarla bizle-

re yansıtılan birçok olay gerçeğinden çok farklı lanse ediliyor. Duyumlarla ve doğru olmayan haberlerle beslenmek bizleri istenilen noktaya çekiyor.

Kiraya verilen akıllar, gözler, kulak-

lar, beşeriyetin sahibiyim diyerek bö-bürlenen acizlerin ellerine teslim edili-yor.

Somali ve Somali’ye benzer ülke-lerde yaşanan çoğu olaylarında aslını araştırmak ve bunları insanlığa olduğu gibi sunmakta biz Müslümanlara yakış-sa gerek.

12

GOLAN TEPELERİNDE HAMAS'A

MİSAFİR OLMAK

Suriye’de düzenlenen Golan tepele-ri forumuna katılmak için 09-13 ekim tarihleri arasında Suriye’ye gittim.

Sınır kapısından vize istenmeden

Suriye’ye girmenin avantajını yaşamak doğrusu beni çok sevindirmişti. Yıllarca düşman diye belleklerimize zorla kazı-tılmaya çalışılan ama aslında kardeşle-rimizin yaşadığı topraklara vizesiz gir-mek oldukça eğlenceliydi. Bizimle ortak yönleri oldukça fazla olan Suriye halkı-nın hele hele kuzeyde yaşayan Kürt Suriye’lilerin bize bizlere gösterdiği yoğun ilgi doğrusu görülmeye ve ya-şanmaya değerdi. Gördüğümüz ilgi ve alaka uzun ve yorucu geçen yolculuğun ardından ilaç gibi gelmiş bizi yeterince dinlendirmişti.

Şamdan Guneytira şehrine doğru sabah saatlerinde özel bir araçla yola koyulduk 3.5 saatlik yolun 1 nci saatin-den sonra sıkı güvenlik önlemleri ve yol aramalarına maruz kaldık. Gelir seviye-leri oldukça düşük kent merkezlerinde geçerken doğu ve güneydoğu illerimizi düşünmeden yapamadım.

Yüksek güvenlikli diye adlandırılan

bir bölgenin girişinde durdurulduk ve içeriye girmemize izin verilmedi. Geçti-ğimiz ay Van’da düzenlediğimiz Filistin

mitingine katılan Filistinli kardeşimiz Ebu Abdullah’ı aramak zorunda kaldık özel bir araçla gelerek bizi aldı. Ve toplantının düzenlendiği Gunaytira kentine girebildik. Kentte HAMAS’ın çok büyük bir etkisi vardı. Tüm Suriyeli-ler HAMAS mensuplarına oldukça yo-ğun bir ilgi gösteriyorlardı.

Golan tepelerine çok yakındık

HAMAS’ın gördüğü yüksek itibarın nedenini düşünürken aklıma golan tepeleri ve Guneytira bölgesinde Siyo-nist İsrail’in yaptığı katliamlar geldi. 1967 Haziran savaşında Siyonist işgalci-ler bu topraklara saldırmış. Tabiri ye-rindeyse taş taş üstünde bırakmamış-lardı. İşgalci Siyonistler golan tepelerini ele geçirdikten sonra 125 Suriye köyü ve guneytira şehrini yıktılar ve ahalisini göçe zorladılar.

Göç ettirilenlerin sayısı BM kaynak-

larınca 150 000 olarak kabul edildi. El koyulan topraklar yeni Yahudi yerle-şimcilere peşkeş çekildi. Ancak Yahudi kaynaklarına göre buraya yerleştirilen Yahudiler geleceklerini bulanık gördük-lerinden dolayı, şehir merkezlerinde yaşamayı tercih ettiler.

Daha sonraları bir kısmı geri alınan

bu topraklarda yaşayan Suriye’liler o günlerde yaşadıkları katliamları unu-tamamış ve bu yüzden bu gün Siyonizme karşı şanlı bir direniş gerçek-leştiren HAMAS mücahitlerini o günle-

13

rin anısına böyle şan ve şerefle karşı-lamış olabileceklerini düşündüm. Dü-şüncelerimi paylaştığım yöre halkı duymayı beklediklerimin çok ötesinde sözlerle HAMAS hareketini övdüler.

Suriye’li bir yaşlının şu sözünü ise

asla unutamayacağım. “İslam ümmeti-nin bağrına yapışmış bir kanser mikro-bu olan Siyonist İsrail’e karşı elimizdeki tek panzehir HAMAS hareketidir. Eğer HAMAS Bu savaşta yenilecek olursa ne bizler ne siz Türkiyeliler ve nede diğer Müslüman ülkelerde yaşayanlar asla huzur içinde evlerinde oturamayacak-lar.

Çünkü kanser mikrobu yayılmaya

başladı mı durdurulması zordur.” Evet HAMAS Tüm İslam Ümmeti adına dire-niyor ve onurlu duruşlarını tüm müstekbir ülkelerin vaad ve tehditleri-ne rağmen sürdürüyor.

10 Ekimde Şam’da HAMASın ev sa-

hipliğinde yapılan yemekli bir toplantı-da görüşme imkanı bulduğum HAMAS lideri Halit MEŞAL misafirperverliği, alçak gönüllülüğü ve kararlı duruşuyla siyonizme meydan okudu

“Ben Halid MEŞAL; HAMAS’ın ba-

şındayım HAMAS Filistin’in başındadır. Sizlere tüm HAMAS hareketi adına söz veriyorum. Batılı müstekbirlerin bizlere

sunduğu vaatleri asla kabul etmeyecek, tehditlerinden asla korkmayacağız. Ne Kudüs’ü nede filistini teslim etmeyece-ğiz.

En son HAMAS Mücahidi şehid oluncaya kadar İsrail’i tanımayacağız.” Bu sözleri ayakta alkışlanan Komutan Meşal kendisiyle yaptığımız görüşmede tüm Türkiye halkına teşekkürlerini ve selamlarını iletmemizi istedi.

İsmail ALMALI

14

Pazartesi saat: 11:00

da ortaöğretim komis-yon başkanı Bünyamin ÖNAL 11:30 da Çalışan Gençlik Komisyon Baş-kanı Ramazan PEHRİZ İl Gençlik Başkanı Yasin ORUÇ Teşkilat Başkanı Mücahit ULUDAĞ ve Dış İlişkiler Başkanı Fatih BEKDİK ile ziyaret edildi.

Salı günü saat 18:00

da Mücahit Uludağ, Fatih Bekdik ve Ahmet Güçlü çalışan gençlik icra toplantısına katıldı ve ortak koordinasyon-lar nasıl sağlanacağı ile ilgili çalışmalar yapıldı.

FAALİYETLER

15

17. Aralık 2009 Tarihinde Konya’ya gelen İHH Filistin’e Yol Açık Konvoyunu Sa-

adet partisi Konya İl Gençlik Kolları olarak 300 kişilik bir ekiple coşkulu bir şekilde karşıladık. Hazırlamış olduğumuz Afişleri konvoy güzergahlarına asarak Konvoya Konya Saadet Gençliği olarak destek verdiğimizi İHH başkanı Sayın Bülent YILDI-RIM’a belirttik.

16