44
1 www.bumak.boun.edu.tr Nisan - Mayıs - Haziran 2010 SAYI 13 GÜRLEK MAĞARASI ATUŞLU MAĞARASI AKSU MAĞARASI SOĞANLI DAĞLARI DAĞLI KUYLUCU

 · 2011-08-18 · 2 HEEYOO! büdütör yaman özakın sayfa düzeni, editör adil ayar yazarlar ahmet şener, betül filikçi, dilek barlas, ilker özden, pelin kurt, v. barış

  • Upload
    others

  • View
    0

  • Download
    0

Embed Size (px)

Citation preview

Page 1:  · 2011-08-18 · 2 HEEYOO! büdütör yaman özakın sayfa düzeni, editör adil ayar yazarlar ahmet şener, betül filikçi, dilek barlas, ilker özden, pelin kurt, v. barış

1

w w w. b u m a k . b o u n .e d u . t r

Nisan - Mayıs - Haziran 2010 SAYI 13

GÜRLEK MAĞARASI

ATUŞLU MAĞARASI

AKSU MAĞARASISOĞANLI DAĞLARI

DAĞLI KUYLUCU

Page 2:  · 2011-08-18 · 2 HEEYOO! büdütör yaman özakın sayfa düzeni, editör adil ayar yazarlar ahmet şener, betül filikçi, dilek barlas, ilker özden, pelin kurt, v. barış

2

HEEYOO!

büdütör yaman özakın sayfa düzeni, editör adil ayar yazarlar ahmet şener, betül filikçi, dilek barlas, ilker özden, pelin kurt, v. barış kaya fotoğraflar adil alibaş, adil ayar, ecem öznalbant, elif canseza kaplan, ismail o. gürses, melis oktay, pelin kurt

editörden

Bu dergideki yazılar ve fotoğraflar izinsiz olarak başka bir ortamda kullanılamaz. Tüm hakları saklıdır elbet.

Hasretle beklenen Heeyoo’ları bir gayret çıkaralım dedik ve işe koyulduk. Oldukça zorlu olan yazıları toparlama işinin ardından dergi yavaş yavaş (oldukça) şekillenmeye başladı. Dergiyi hazırlamaya başladığımda kar yağıyordu, kışın ortasındaydık ve yaz bize çok uzaktı. Geçen yaz hepimizin soluğunu kesen bir keşif yapmıştık ve bu keşfin heyecanını gezi raporunu okurken bir kez daha hissediyordum.

Devasa Çem Düdeni’ne tekrar gideceğimiz gün giderek yaklaşıyor ve artık kar yağmıyor, baharın son günlerini yaşıyoruz. Bunca zaman sonra derginin hazırlanma sürecinde de sona geldik. Keyifle okuyacağınızı umduğumuz 44 sayfalık dolu dolu bir dergi hazırladık. Bu sürede bir sürü mağaraya girdik, çıktık, ölçtük, baktık. Ufak bir taşın yankısıyla yüreğimizi hoplatan Çem Düdeni’nden ufak kovuklara kadar her deliğe girdik, heyecanlandık, ürktük, üşüdük. Buyrun...

Adil Ayar

Page 3:  · 2011-08-18 · 2 HEEYOO! büdütör yaman özakın sayfa düzeni, editör adil ayar yazarlar ahmet şener, betül filikçi, dilek barlas, ilker özden, pelin kurt, v. barış

3

soğanlı dağları ikinci araştırma gezisizorlu şartlarda mağara aramanın derdine düşen genç ve azimli mağaracıların hikayesi

dağlı kuylucu eğitim gezisikuylucun derinliklerine doğru

soğanlı dağları üçüncü araştırma gezisiiçimizdeki dağlı

içindekiler

gürlek mağarası eğitim gezisiekip ruhunu güçlendiren bir başka eğitim gezisi

aksu mağarası eğitim gezisibarış ve erberk’in mağaradaki korku dolu dakikaları

ihbar: atuşlu mağarasıbir ilker özden gezisi

64

8162428

Page 4:  · 2011-08-18 · 2 HEEYOO! büdütör yaman özakın sayfa düzeni, editör adil ayar yazarlar ahmet şener, betül filikçi, dilek barlas, ilker özden, pelin kurt, v. barış

4

HEEYOO!

3-4 NİSAN 2010 / Düzce-Aksu

Efendim, öncelikle bu sayının uzun sürelerce gecikmesine sebebiyet vermemden ötürü özrü borç bilirim.Geçen sene yapılan bir gezi olmasına rağmen sadece okula teslim edilecek formatta bir rapor hazırlamış, Heeyoo için bir şey yapmamıştım- nedenine gelecek olursak; gezi notlarımı tuttuğum defter gezi dönüşü kayboldu ve hatırımda kalan şeyler ne yazık ki oldukça sınırlıydı. Bu sebeple keyifle okuyacağınız bir gezi güncesi sunamayacağım sizlere. Yine de anlatılmaya değer bir sürü olaydan birini aktarmak isterim. Mağara içinde yaşanan bu vaka ile farkında olmadan mağarada neler biliyoruz, neler yapılmalı, bizlerin neler yaptığı hususunda ilginç bir tecrübe oldu benim için- keyifli bir yazı okumanızı dilerim. Uzatmayayım... Ana hatları ile yaşanan olay aşağıdaki şekildedir:

Ne oldu? Aksu mağarası içerisinde mağara girişinden itibaren ilk tepeye çıkılıp devam edildikten sonra Özgün ve Murat’ ın takıl-geçten geçip mağaraya devam etmesi ve aynı döşemeyi kullanarak daha sonra arkadan gelen grup içerisinde, mağaraya geçen yıl giren Dilek’ in “Burda geçen yıl döşeme vardı yeaa..” demesi üzerine sarkıtılan bacaklar vs. ile cadı kazanın derinliğinin anlaşılamaması, devam edilecek yolun net bilinememesi, hava ve su sıcaklığı vs. sebeplerle komple ıslanmanın göze alınmaması; alınan kararın Özgün ve Murat’ ın beklenilmesi ve onların kaptırıp geri dönmemeleri...

12.7 DAKİKA

V. BARIŞ KAYA

Page 5:  · 2011-08-18 · 2 HEEYOO! büdütör yaman özakın sayfa düzeni, editör adil ayar yazarlar ahmet şener, betül filikçi, dilek barlas, ilker özden, pelin kurt, v. barış

5

Ne düşünüldü? “Yaf Özgün gider öyle ama geri gelirdi yahu? Niye gelmedi ki?” Neden oldu? O anki psikoloji ile farkedilemedi. Nasıl gelişti? (chapter 1) İleride birisinin başına bir iş gelmiş olduğu düşünülerek geride beklemekte olan 4 kişi 2+2 olmak üzere bölündü(Ben ve Erberk Özgün’ lerin geri gelme ihtimaline karşı bekleyecek; Cem ve Dilek kampa dönüp Kayhan’ a haber verecek.). Nasıl gelişti? (chapter 2)Erberk: Olum ya gelmezlerse? Kesin bişi oldu bak... Niye bölündük ki ...na koyim dedim o kadar!Barış: Olum bişi olmamıştır yahu. Yardırmışlardır, onlar da bizi bekliyolardır he. (Ulan cidden bişi olmuş olmasın sakın yahu?)E: Ya olum Özgün daha önce de böyle hızlı giderdi sonra geri dönerdi, kesin bişi oldu...B: Abi bişi olmamıştır telaş yapma bak şimdi biz zaten rescue saatini vermiştik. Cem’ ler gidiyorlar işte şuan. Kampa gitmek 1 saat olsa... Kayhan’ ın hazırlanışı, dönüşü falan da 1 saat... Olum her türlü verdiğimiz saatten geç çıkmamış oluyoruz. ( Harbi bişi mi oldu ki lan?) Saat var mı abi?E: Yok, sende? Aferiiimm...B: Abi her 5 dakika olduğunu hissettiğimizde şu dry-bag’ in üzerine bi taş koyarız?.. (Bir şey çıkmasa bari...)E: ...

İki buçuk taş zaman sonra.Özgün: Olum niye gelmiyorsunuz?!(akabininde durum izahı vs.)

Kamp cephesi- Dışarıda neler olmuş? Cem ya da Dilek: Kayhan, içeride bişeyler oldu galiba... Durum böyle böyle…Kayhan: Bişi olmaz yeaa... Hadi siz maaraya geri dönün... Olay nasıl sonuçlandı? Tarafımızca yazılan senoryoların tümü asılsız çıktı. Sol taraftan boyu aşan cadı kazanı meğer sağ taraftan bele kadar ıslanmak fedakarlığı ile geçilebilinir konumda imiş. Özgünler ise döşeme yapılacak yere bakarken biraz(!) uzaklaşmışlar. Tarafımca ne çıkarıldı? -Herşeyden önemlisi mağara içerisinde yaşanılabilitesi olan vakalar karşısında nasıl tutumlar sergilenilmeli imiş,-Neden ve nasıl sakin kalınmalı imiş, -Gerçek bir durum karşısında neler yapılabilinirmiş, bizler, yeniler olarak neler yapabilmişiz,-(Tekrar) Sükunet neden ve nasıl korunmalı imiş.

Page 6:  · 2011-08-18 · 2 HEEYOO! büdütör yaman özakın sayfa düzeni, editör adil ayar yazarlar ahmet şener, betül filikçi, dilek barlas, ilker özden, pelin kurt, v. barış

6

HEEYOO!

Gürlek MağarasıDilek Barlas

Kulübe yeni katılan üyelere ölçüm eğitimi vermek ama-cıyla dönemin son eğitim

gezisinde 23 Nisan’ın cuma gü-nüne gelmesini fırsat bilerek, aka-binde gelen hafta sonuyla bir-leştirdik ve 3 günlük gezimiz için cuma sabah Maslak’tan 8.30 sula-rında yola çıktık. Sebze-meyve ve ekmek alımı için Hacıllı köyünde kısa bir molanın ardından 11 civa-rında kamp alanına ulaştık. Düm-düz çimenlik alana yerleşmenin ardından ilk ekip mağaraya gir-mek için hazırlanmaya başlamış-tı bile. İlk ekibin mağaraya girme-siyle kampta kalanların bir kısmı

trekkinge bir kısmı da odun topla-ma, yemek hazırlama vb gibi ola-ğan kamp işlerine girişti. İlk eki-bin mağaradan çıkmasından son-ra ikinci ekip mağara için hazırlık-lara başladı. Bu arada uzun süre “yaralı ceylan” olarak anılma-ma sebep olacak hadise meyda-na geldi; Kayhan’ın mağara içine götürmek için hazırladığı termo-sun içinde ne var diye merak et-memin sonucunda kaynar çay çe-neme döküldü. Neyse bir şey ol-maz diye düşünüp mağaraya git-tim. İlk iki ekip gün bitiminde ma-ğaranın sonuna kadar ölçümü ta-mamlamıştı. Günümüz her kamp-

Mağaradaki tek eğitmen olmanın sorumluluğuyla poz veren Kayhan Ata.

Page 7:  · 2011-08-18 · 2 HEEYOO! büdütör yaman özakın sayfa düzeni, editör adil ayar yazarlar ahmet şener, betül filikçi, dilek barlas, ilker özden, pelin kurt, v. barış

7

ta olduğu gibi yine ateş başı mu-habbetleriyle sona erdi.Uyandığımızda kampımızın yanın-da kendi hallerinde takılan kom-şularımız olmuştu artık, birkaç aile piknik amaçlı gelmişti. Uzunca bir kahvaltının ardından yine mağara-ya girme hazırlıkları başladı. Öğle-den sonra sınavlarından çıkıp ken-di imkânlarıyla kampa gelen Mu-rat, Betül, Oktay, Ozan ve Cem de aramıza katıldı, kamp daha da ha-reketlendi. Mağaranın kısa bir ma-ğara olması nedeniyle dışarıda geçirecek vaktimiz oldukça faz-laydı. Bir kısmımız kamp alanına 100 m yürüme mesafesindeki ka-yalıkta tırma nmaya gitti, geri ka-lanlardan bazıları yürüyüşe, bazı-ları da mağara ağzının yanındaki gölcükte yüzmeye.

Akşam olduğundaysa neredey-se mağaraya girmeyen kimse kal-mamıştı ve Gürlek mağarasının ölçüleri alınmıştı. Yemek ve sucuk-sosis kızartma faslının ardından muhabbet koyulaşmış, geceye doğru öncülüğünü Erdi’nin yap-tığı çocukluğumuzun korku dolu hikayeleri anlatılmaya başlanmıştı. İlk başta geniş bir yuvarlak halin-de ateşin etrafına sıralanmış olan herkes yavaş yavaş çemberi da-raltmaya başladı. Herkes birbiri-ne kenetlenmiş halde bir yandan eğleniyorduk bir yandan da ufak bir çıtırtı duyduğumuzda bile dö-nüp bakar hale gelmiştik. Bu ara-da kamp alanının derenin karşısın-

da kalan kısmına bir grup genç de gelmişti. Gün içinde pek varlıkları-nı hissettirmeyen bu insanlar ge-cenin ilerleyen saatlerinde hep birlikte bağırma ve ateşlerini sü-rekli yakıp söndürme gibi çeşit-li atraksiyonlara girmeye başladı-lar. Sonraki gün ise kamptaki son günümüzdü ve kahvaltımızı yap-tıktan ve biraz daha o güzel hava-da vakit geçirdikten sonra eşyala-rımızı toplayıp yola koyulduk.

Not: Geziye tek eğitmen olarak katılıp bıkmadan usanmadan üst üste Gürlek yollarını aşındıran Kayhan’a teşekkürler.

Geziye katılanlar: Aybike Batuk, Betül Filikçi, Cem Yekta Binici,Dilek Barlas, Erdi Canbay, Ezgi Tok, Erberk Alpan, Hazal Hacıbeyoğlu, Hakan Ürgüp, Hulusi Uslu, Kayhan Ata, Mehmet Özgün Demir, Murat Buğu, Oktay Özdemir, Ozan Küçükbağış, Sercan İlbantekin, Serkan Yıldız, Volkan Aksoy, Vural Barış Kaya

Çalışkan Betül, matematik sınavına mağarada çalışıyor.

Page 8:  · 2011-08-18 · 2 HEEYOO! büdütör yaman özakın sayfa düzeni, editör adil ayar yazarlar ahmet şener, betül filikçi, dilek barlas, ilker özden, pelin kurt, v. barış

8

HEEYOO!

Page 9:  · 2011-08-18 · 2 HEEYOO! büdütör yaman özakın sayfa düzeni, editör adil ayar yazarlar ahmet şener, betül filikçi, dilek barlas, ilker özden, pelin kurt, v. barış

9

Yeni bir araştırma bölgesi bulmak için internet üzerinden yapılan bir araştırmada Türkiye Kuvaterner Sempozyum’nda İsmail Ege ve Saadettin Tombul tarafından sunulmuş olan “Soğanlı Dağında Karslaşma - Buzullaşma İlişkisi” adında bir rapora rastlanmıştı. Rapora göre Soğanlı Dağı’ndaki dolinlerin tabanlarında birçok düden bulunuyordu. Bunun üzerine Ekim 2009’da bölgede bir ön araştırma yapılmıştı. Bu gezi, bölgeye yapılan ön araştırmaların ikincisini oluşturmakla beraber ilk araştırma gezisinde tespit edilip GPS ile koordinatları alınan mağaraların (bir obruk ve bir suçıkan) devam edip etmediğine bakmak ve zaman yettiğince yeni mağaralar bulmak amacı taşımaktadır. Araştırmalar özellikle Küçük Arslantaş, Büyük Arslantaş, Çem ve Şefreceören Yayları’nı kapsamaktadır. Ancak yaylarda bulunan yoğun kar, araştırmaları Soğanlı Dağı’nın eteklerine kaydırmıştır.

SOĞANLI DAĞLARIİKİNCİ ÖN ARAŞTIRMA GEZİSİ

İSM

AİL

O. G

ÜR

SE

S

> >

Page 10:  · 2011-08-18 · 2 HEEYOO! büdütör yaman özakın sayfa düzeni, editör adil ayar yazarlar ahmet şener, betül filikçi, dilek barlas, ilker özden, pelin kurt, v. barış

10

HEEYOO!

U L A Ş I MKayseri’den Tomarza Yoluna girilir. Buradan da Tok-lar Beldesi’ne girilip Arslantaş Köyü’ne sapılır.

K A M P Y E R İ Asıl kamp yapmayı planladığımız Çem Yaylası’nda aşırı kardan ötürü kamp yapamayıp Kurubel Yayla-sı yolu üzerinde, köyden bir iki km uzaklıkta bulunan Dipsizini Mağarası’nın hemen aşağısındaki düzlük-te kamp atıldı. Kamp alanı hemen dere kenarının ya-nında bulunduğundan su sorunu yoktur. Ancak ateş yakacak odun bulunamadığından ocak götürülmesi gerekmektedir.

İ L E T İ Ş İ M Harun Bağırgan Arslantaş Köyü Muhtarı 0537 500 23 50Kadir Saraç 0352 682 10 44

PELİN KURT ile AHMET ŞENER yazdı

Page 11:  · 2011-08-18 · 2 HEEYOO! büdütör yaman özakın sayfa düzeni, editör adil ayar yazarlar ahmet şener, betül filikçi, dilek barlas, ilker özden, pelin kurt, v. barış

11

Cuma öğlene doğru Arslantaş Köyü’ne varıldı. Köylülerden, çık-mayı planladığımız yayların du-rumu ile ilgili bilgi aldık. Yola çık-madan önce köyün muhtarını ara-yıp yayların durumunu sorduğu-muzda bize “Biraz kar olur ora-larda ama engelleyici olmaz.” de-mişti. Ancak köylüler yaylalar-da çok kar olduğunu, çıkamaya-cağımızı söylediler. Gene de, köy muhtarı gelinceye kadar önce-den Çem Yaylası’na çıkmayı plan-lamış olduğumuz kestirme yo-lun durumuna bir göz atma kara-rı aldık. Yolun başına vardığımız-da vadinin tamamının karla kap-lı olduğunu gördük ve buradan yaylaya çıkmama kararı aldık. Bu-radan ilk araştırma gezisinde bu-lunan İnpınarı Mağarası’na (suçı-kan) bakmaya gittik. Mağara köye gelmeden birkaç km gerideki ma-den ocağının az ötesinde bulunu-yor. Ahmet, Utku ve Alperen ma-ğaraya girip ölçümünü tamamla-yıp çıktılar.

Vadi etrafında yürürken Kadir isminde bir köylüyle karşılaştık. Kadir Dayı, zamanında çobanlık yapmıştı ve kendisi o bölgeyi en iyi tanıyanlardan biriydi. Bu mev-simde yaylaların uygun olmadığı-nı ancak daha uygun bir zamanda geldiğimizde bizimle dolaşıp bil-diği mağaraların yerleri göstere-bileceğini söyledi.

Ölçüm işi tamamlandıktan son-ra toparlanıp köy muhtarının evi-ne gittik. Muhtar ve orada bulu-nanlarla birlikte neler yapabilece-ğimizi konuştuk. Bize kardan ötü-rü mağaraların ağzının kapalı ola-bileceğini söylediler. Orada bu-lunan Remzi Dayı bize, Dipsizini dedikleri bir mağaradan bahset-ti. Ayrıca Arslantaş Yaylası’na çık-mak istiyorsak traktör yolundan çıkmamızın daha rahat olacağını söyledi. Yaylada bildiği mağaraları Google Earth üzerinden gösterdi ve biz de mağaraların koordinat-larını aldık.

AlperenNurkan Utku

Aamet

Meh-met S.

İsmail Pelin

İlker

Gezi Günlüğü

İSM

AİL

O. G

ÜR

SE

S

Page 12:  · 2011-08-18 · 2 HEEYOO! büdütör yaman özakın sayfa düzeni, editör adil ayar yazarlar ahmet şener, betül filikçi, dilek barlas, ilker özden, pelin kurt, v. barış

12

HEEYOO!Muhtarın evinden çıkıp Remzi

Dayı ile birlikte Dipsiz İni’ne bak-maya gittik. Mağaranın ağzından koordinat aldık. Çem Yaylası’nda kamp yapma planımızın değişme-si üzerine Dipsiz Mağara’sının he-men aşağısındaki düzlüğün kamp yapmaya uygun olduğunu görüp eşyalarımızı buraya indirdik. Kam-pı kurduktan sonra Ahmet ve Pe-lin, mağarayı döşediler. Mağarayı diğerlerinin de görmek isteyece-ğini düşünüp ölçümü ve döşeme-nin toplamasını diğer ekiplere bı-rakıp çıktılar.

24.04.2010, Cumartesi

İkinci gün Mehmet ve Nurkan kampta kaldı. Diğerleri traktör yo-lunu takip ederek ilk gezide bu-lunan mağaraların girilebilir du-rumda olup olmadığına ve Rem-zi Dayı’nın bahsettiği mağaralar ile ilk gezide bulunan mağarala-rın aynı mağaralar olup olmadığı-na bakmaya gitti. Remzi Dayı’nın söylediğine göre traktör yolunun bitiminde bulunan Şefreceören Yaylası’nda bir mağara bulunu-yordu. Ancak traktör yolunun bi-timinden itibaren yoğun kar baş-lıyordu. Yayla üzerinde gezindiği-miz ve su yolu nedeniyle kahve-leşen karları takip ettiğimiz hal-de söz konusu mağarayı bula-madık. Buradan Dökülgen Vadi-si yönüne devam ettik. Küçükas-lantaş Yaylası’nı geçip Büyükas-lantaş Yaylası’na vardık ve Rem-zi Dayı’nın bahsettiği mağaralar-dan birini bulduk (bkz. Şekil 2.a) Küçük bir kısmı da olsa ağzı açık halde bulabileceğimiz tek mağara burası olacaktı. Karların altından su yolu akışına devam edip mağa-radan içeri giriyordu. Gene de gi-riş yapmaya uygun değildi. Mağa-ranın konumu ilk gezide bulunan mağaranın konumuna benziyor-du. Mağaranın girişinde ‘BUMAD’ yazısının olup olmadığına bakıldı, yazı görülmedi. Duvarın bir kısmı karla kaplı olduğundan yazının ka-rın altında kalmış olduğundan aynı mağara olup olmadığından emin olunamadı. Yeni bir koordinat alıp

İSM

AİL

O. G

ÜR

SE

S

Page 13:  · 2011-08-18 · 2 HEEYOO! büdütör yaman özakın sayfa düzeni, editör adil ayar yazarlar ahmet şener, betül filikçi, dilek barlas, ilker özden, pelin kurt, v. barış

13

İstanbul’da karşılaştırma yapma-ya karar verdik (İstanbul’a dön-düğümüzde mağaranın aynı ma-ğara olduğunu anlayacaktık). Dö-külgen Vadisi’nin Çem Yaylası’na bağlandığı düzlüğe geldik. Bura-da Pelin, İlker ve Alperen dinlen-mek için kaldı, diğerleri ise Çem Yaylası’na çıkıp daha önce bura-da bulunan düdenin ağzının açık olup olmadığına bakmaya gitti. Düdenin bulunduğu düzlük ufak kaya tepecikleri gözükmeyecek kadar 2-3 m karla kaplıydı. Düde-nin bulunmasının olanaksız oldu-ğunu karar verildi ve diğerleriy-le buluşulup 18.00’da dönüş yolu-na geçildi. Kampa dönüldüğünde bir durum değerlendirmesi yaptık. Buna göre dağın yüksek kesimle-rinde yüzey araştırması yapılama-yacağına ve dikey mağaralara gi-rilemeyeceğine karar verilip dağın eteklerinde araştırma yapılmasına karar verdik.

25.04.2010, Pazar

Sabah İlker ve Nurkan Dipsiz Mağarası’na girdiler. Bu sırada Ah-met, Utku, İsmail ve Mehmet yan-larına Kadir Dayı’yı alarak Kuru-bel Yaylası’nın karşısında yer alan düzlükteki bir obruğa bakmaya gittiler. Obruğun koordinatını alıp kampa döndüler. Kampta iki ekip

oluşturuldu. Ahmet, Pelin, Nurkan ve Mehmet, Kadir Dayı ile birlik-te kamp alanının 300-500m ileri-sinde yolun sol tarafında yer alan Şefreceören Yaylası’ndan gelen vadinin duvarında yer alan Aşçı-yurdu Mağarası’na bakmaya git-tiler. Yatay olan bu mağaranın öl-çümünü alıp çıktılar. İkinci ekip, yani İsmail, Utku ve İlker, maden-de bulunan deliğe bakmaya gitti-ler. Mağaranın girişi olduğu tah-min edilen yer, göletin kenarında kalıyordu. Gerekli ekipman yeter-sizliğinden ötürü buraya bakıla-madı. Oradan İlker kampa bırakı-lıp Kurubel’de bulunan Çığçöküğü Mağarası’na gidildi. Döşemesi ya-pılıp iple ölçümü alınıp krokisi çi-zildi. İki ekip de kampa döndükten sonra Mehmet ile Alperen, Dipsiz Mağarası’na girdi. Son olarak da İsmail ve Utku mağaraya girip öl-çüm aldılar ve döşemeyi topladı-lar. İsmail ve Utku’nun mağaradan çıkmasıyla Kadir Dayı’nın evine gi-dilip yemek yenildi.

Aşçıyurdu Mağarası Aşçıyurdu Mağarası, Şefreceören Yaylası’ndan gelen vadinin duva-rında yer alıyor. Vadiden mağara-ya bakıldığında bir kovuk izleni-mi uyandırıyor. Ancak mağaranın içerisine girildiğinde buranın kuru bir kol olduğu ve sol tarafta bu-lunan sulu kol ile birleştiği anla-şılıyor. Sulu kol üç ayrı yerde ba-samak oluşturup yukarıya doğru devam ediyor. Büyük bir ihtimal, Şefreceören Yaylası’ndan batan su bu koldan sızıyor. Sulu kolun üçüncü basamağından itibaren mağara bir süre yataylaşıyor ve burada traverten havuzlarına ve oluşumlara rastlanıyor. Sulu kol-da görülen oygu izleri bu kısım-da daha belirgin bir hale geliyor. Yatay kısmın artı değerde devam etmesi beklenirken 25 derecelik

Şekil 2.aİki mağaracı, nedüğü belirsiz bir mağara girişini yokluyorlar.

SPELEOLOJİK RAPOR

İSM

AİL

O. G

ÜR

SE

S

PE

LİN

KU

RT

Page 14:  · 2011-08-18 · 2 HEEYOO! büdütör yaman özakın sayfa düzeni, editör adil ayar yazarlar ahmet şener, betül filikçi, dilek barlas, ilker özden, pelin kurt, v. barış

Dpsiz Mağarası’nın ağzı

Dipsiz Mağarası’nın içinden enstantaneler.

Dipsiz Mağarası’nda bulunan ve karbon testleri sonucunda yaklaşık 3000 yaşında olduğu tespit edilen Faber-Castell.

14

HEEYOO!bir eğimle 15m uzunluğunda bir pasajın sifo-nuyla sonlanıyor. Sifonun çevresinde çok mik-tarda kumun biriktiği ve sifondaki kayalarda gene oygu izlerinin bulunduğu gözlendi. Sifo-nun bulunduğu kayanın altından dar bir pasajın devam ettiği görüldü.

Mağarada bol miktarda çöküntü kayası yer alıyor. İçerisinde insana ait olduğu tahmin edi-len bazı kemik parçaları mağaranın iki ayrı nok-tasında dağınık bir şekilde yer alıyor. Ancak mağaranın içerisinde herhangi bir ekolojik sis-tem bulunmuyor.

Dipsiz Mağarası Doğal bağlantıyla döşeme yapılabilen Dipsiz

Obruğu’nun tabanına 25 metrelik tek bir inişle varılıyor. Aşağıya doğru ilerledikçe genişleyen mağaranın tabanı geniş bir salona dönüşüyor. Tabana 10 metre kala bakıldığında beyaz kaya-dan oluşan salonun duvarları buz mağarasına girildiği izlenimi yaratıyor.

İp inişi sırasında mağaranın duvarlarında bu-lunan mantarları görmek mümkün oluyor. İçeri-sinde yarasa bulunuyor. Sadece mağara ağzın-dan çıkarlarken gördüğümüz yarasaların türü hakkında bir fikir edinemedik.

İnişin olduğu hizada, tabanda koni şeklinde toprak birikmiş. Ağzından uzaklaşıldığında ta-banın birçok oluşum tortusu barındırdığı gö-rüldü. Ayrıca birbirlerine yakın konumlarda in-san kemiklerine, iki insan kafatasına ve nere-deyse bütün bir halde bulunan bir adet çömlek bulundu.

İSM

AİL

O. G

ÜR

SE

S

Page 15:  · 2011-08-18 · 2 HEEYOO! büdütör yaman özakın sayfa düzeni, editör adil ayar yazarlar ahmet şener, betül filikçi, dilek barlas, ilker özden, pelin kurt, v. barış

Maden Mağarası Mağaraya ulaşmak için hemen ya-nında bulunan göletin yüksek su seviyesini duvardan bağlantı ala-rak aşılması gerekiyordu. Yeter-siz malzemeden ötürü mağaranın yanına ulaşılamadı.

İSM

AİL

O. G

ÜR

SE

S

15

Çığçöküğü Mağarası

Çökme sonucu oluşan mağaranın kayaç yapısı bolt yapmaya müsa-it değil ancak; doğal bağlantıy-la döşeme yapılabiliyor. Mağara-nın sonu ya çökme sonucu düşen ya da köylülerin attığı taşlardan dolayı kapanmış durumda. Köylü-lerin söylediğine göre mağaranın ağzı on yıl önce çökerek yer yü-züne açılmış. İçeride herhangi bir canlıya ya da oluşuma rastlanıl-madı.

Suçıkan Mağarası Beklenilenen aksine mağaradan çıkan su herhangi bir mağara sis-teminden beslenmiyordu. Yalnız-ca vadiden akan suyun bir kısmı

mağara ağzının 15-20 metre ge-risinden vadi duvarına sızıp ma-ğaranın ağzından tekrardan dere-ye kavuşuyordu. Mağaranın tava-nında dışarıya açılan iki baca bu-lunuyordu.

İSM

AİL

O. G

ÜR

SE

S

İSM

AİL

O. G

ÜR

SE

S

Page 16:  · 2011-08-18 · 2 HEEYOO! büdütör yaman özakın sayfa düzeni, editör adil ayar yazarlar ahmet şener, betül filikçi, dilek barlas, ilker özden, pelin kurt, v. barış

16

HEEYOO!

Zonguldak’da bir avuç mağaracı

İlker Özden

AD

İL A

YAR

Page 17:  · 2011-08-18 · 2 HEEYOO! büdütör yaman özakın sayfa düzeni, editör adil ayar yazarlar ahmet şener, betül filikçi, dilek barlas, ilker özden, pelin kurt, v. barış

17

Nereden bilebilirdik ki gezimize, 14 Mayıs Cu-ma akşamı Boğaziçi Üniversitesi’ndeki Müslüm Gürses Konseri ile başlayacağımızı? Bu kez ma-ğara ihbarı, Zonguldak’a bağlı Gökçebey ilçesin-deki Namazgah köyündendi. Kadromuz yeni ve eski isimlerle dolu, baksanıza: İngilizce hocamız Elif Canseza Kaplan, Kunter lakaplı (Bu ismi Ya-man vermişti) genç yetenek, sakin güç Nurkan İlbahar, kulübümüzün ne-şesi ve güzel esprileriyle Melis Oktay, sorunlu yenilerimiz-den (sorun anlatılacaktır) Adil Ayar ve ben. Benim hakkımda fazla söze ge-rek yok, bilen bilir işte.

Cuma günü ev-de bir şeyler içtik-ten sonra Fulya’ya gi-dip İsmail’in emek-tar Volkswagen Golf’ünü (kalpsiz) al-dım ve okula gittim. Okulda ne göreyim? Müslüm Baba Güney Otopark’ta insanları coş-turmuş – muhakkak ki yine içip gelmiş – şarkılar, türküler tüm öğrenciler kendi benlikleri-ni bulmuşçasına içip eğleniyorlardı.

Gerçekten de bir konserde bu kadar çok eğle-nildiğini görmemiştim. Herkesin içindeki ara-besk ruh adeta ortaya çıkmıştı. Ortama uyum sağlamak için biraz da konserde içtikten son-ra, geziye gelecekleri toplamak çok zor ol-du. Nurkan’a telefonla ulaşamıyordum ve da-ha fenası Adil Ayar cinsel organındaki bir ağrı-

dan ya da sancıdan şikâyet ediyor-du. Geziye gelip gelmeme ko-

nusunda kararsızdı. İşte so-runlu Adil’in sorunu buydu.

Hemen Adil’i de alıp yukarıya Boğaziçi Tıp Merkezi’ne gittik; ama Adil’e “Bak koçum, burada muayene olursun ama paranı da alırlar” deyince, Adil duraksadı. Bir-den yüzünün rengi değişti, dik durma-ya çalıştı. Sonra ne-

dense (sebebi ekono-mik olabilir) omuzları-

nı silkerek tıp merkezi-ne girmekten vazgeçti ve

sonrasında da toparlanarak Zonguldak’a doğru yola çıktık.

Arabada Melis ön tarafa oturmak

ATUŞLU MAĞARASI 14 - 16 Mayıs 2010, Zonguldak

Page 18:  · 2011-08-18 · 2 HEEYOO! büdütör yaman özakın sayfa düzeni, editör adil ayar yazarlar ahmet şener, betül filikçi, dilek barlas, ilker özden, pelin kurt, v. barış

18

HEEYOO!

istedi, bense bunu masumane bir istek olarak algıladım. Nereden bilebilirdim ki yol boyunca Melis’in benim başımı ağrıtacağını, ilginç psikolojik testler yapacağını, camileri erkeksi yapılara benzeteceğini. Bilemezdim, zaten bilemedim. Zonguldak – Gökçebey’e varıncaya kadar ömrümden ömür gitti. Artık yolun bitmesini ve Melis’ten kurtulmayı diliyordum Allah’tan.

Neyse ki sabah erken vakitte Namazgah Köyü’ne ulaştık. Bütün köy uyuyordu, köyün aşağısında yol kenarında biraz uyuyalım dedik ve arabamızı yolun kenarına çektik. Ormanın içine doğru giden bir patikaya matımı serdim, uyku tulumumu açtım, çok yorgundum sabaha kadar araç kullanmıştım. Hemen baş ucuma da Elif uzandı. Etrafımızda envai çeşit sinek ve böcek uçuşuyordu. Uykuya tam dalmıştım ki çığlıklar, feryatlar, figanlar arada “İlkeeerrr” sesleri birbirine karışıyordu. Sandım ki Elif’i birileri kaçırıyor o da bana bağırıyordu. Ben de korkmuştum hemen uyandım ama ne göreyim: zavallı Elif uyku tulumunun içinde kâbus görmekte ve debelenmekteydi. Büyük ihtimalle sinekler onu rahatsız etmiş o da çığlık atıyordu.

Uzakta kamp alanı ve arka-daşlarından hiçbir fedakarlığı esirgemeyen İlker.

Buldukları küçük fırsatları ufak mutluluklara dönüştürmeyi amaçlayan İlker ve Elif ’in yol kenarındaki balta girmemiş çalıların arasında uyuma girişiminden hemen önce.

AD

İL A

YAR

AD

İL A

YAR

Page 19:  · 2011-08-18 · 2 HEEYOO! büdütör yaman özakın sayfa düzeni, editör adil ayar yazarlar ahmet şener, betül filikçi, dilek barlas, ilker özden, pelin kurt, v. barış

ME

LİS

OK

TAY

19

Tahmin edersiniz ki bu çığlıklara köylüler de uyandı. Biz de pılımızı pırtımızı toparlayıp hemen köye çıktık, muhtara (kendisi çok soğuk birisiydi) ulaştık. Muhtar, mütemadiyen ayak parmaklarını kaşıyan bakkalla yan yana oturmuş bizi bekliyordu. Zorunlu olarak bakkalla da tokalaştık. Hepimiz ellerimizin kirlendiğini hissediyorduk. Muhtar’dan mağara hakkında bilgi aldık ve Adil’in yine artan şikâyetiyle de ilçeye inmeye karar verdik. Hem Adil’i Gökçebey Devlet Hastanesi’ne götürecek hem de gerekli alış-verişi yapacaktık.

Adil Ayar’ı hemen hastaneye götürdük. Hâlâ “şeyim ağrıyor” diyordu. Çok endişeli görünüyordu, beti benzi atmıştı zavallı yavrunun. Adil, kan, idrar tahlilleriyle uğraşıyorken ve acil serviste genç-yaşlı-kadın-çocuk inim inim inleyen hastalar bekliyorken, Melis’in ise acil servis’in önünde (hatta içerisinde) Elif’in fotoğraf makinesine tuhaf pozlar vermeye çalışması nedendi? Bizler çok ilginç yaratıklar mıydık gerçekten? Melis bu cesareti kimden alıyordu? Kafamdaki bu soru işaretleri bugün bile yok olmamıştır.

Neyse ki Adil iyi çıktı. Sorun yoktu. Sonra kahvaltı yapmaya bir pastaneye gittik. Alış-verişimizi yaptık. Sonra neden Muhtar’ın hâlâ bizi köyde bekliyor olduğunu hatırladık. Vakit öğleni geçmişti. Vardığımızda muhtar burnundan soluyor, bakkal bu kez de burnunu karıştırıyordu. Köyün bir de delisi vardı.

Muhtar bizi mağaraya götürecek genç birini ayarlayamamış, bizi kendisi götürecekti. Havanın sıcak, muhtarın çok da genç olmaması

Test sonuçlarının negatif çıkmasından endişelenen Adil ve arkadaşlarının bu zor anında ona destek olan İlker ve Elif.

İlker ve muhtarın biraderi Mehmet Ağabey .

ME

LİS

OK

TAY

Page 20:  · 2011-08-18 · 2 HEEYOO! büdütör yaman özakın sayfa düzeni, editör adil ayar yazarlar ahmet şener, betül filikçi, dilek barlas, ilker özden, pelin kurt, v. barış

ME

LİS

OK

TAY

20

HEEYOO!

onu sanırım daha da kızdırmış olacak ki samimiyeti arttırmak amaçlı şirin sorularımıza sürekli tek kelimelik cevaplar veriyor, yürürken sürekli terliyordu. Anlaşılan daha da kızmıştı. Çantalarımızı almamıştık. Yanımızda sadece içinde kaskların ve tulumların olduğu iki çanta vardı. Hep birlikte mağaraya vardık ama kan ter içerisindeydik.

Vakit kaybetmeden mağaraya ben ve Nurkan girdik. Mağaradan çok az su çıkıyordu, ilk girişinde biraz süründükten sonra genişliyor ve dikey yönde dar bir çatlak gibi mağara ilerliyordu. Kimi yerlerde su birikintileri, cadı kazanları mevcuttu. Az sonra 2 – 2,5 m’lik bir şelaleye ulaştık. Biraz tırmanmak gerekiyordu. Önce ben çıktım, arkamdan da Nurkan (Kunter) çıktı ve birlikte ileriye doğru 3-5 adım atmıştık ki foşur foşur bir su patladı bir yerlerden. Nurkan bir anda paniğe kapıldı ve yüzü oldukça endişeli görünüyordu. Tabii ki aklına sel ihtimali gelmişti. Ama su sesi arkamızdan geliyordu. Yaklaşık 1-2 dakika kadar gerimizde bir yerlerden, gürültülü bir şekilde, bir hayli su boşaldı. Ne olduğunu anlamamıştık. Duraksamadan devam ettik. 20-25 dakikada mağaranın sonuna gelmiştik. Hemen geri döndük. Bizim çocuklarla beraber Muhtar ve bir arkadaşı bizi beklemekten sıkılmış olacaklar ki mağaranın çıkışındaki bu küçük vadiye “Acaba buraya köyün su ihtiyacını karşılamak için baraj yapabilir miyiz?” konulu bir sohbet gerçekleştiriyorlardı.

Anlaşılan Muhtar artık gitmek istiyordu. Ben, Nurkan ve Adil ile Muhtar diğer çantaları getirmek için köye gidecektik, Melis ve Elif ise mağaraya gireceklerdi. Ancak Melis ve Elif’e sadece küçük şelalenin olduğu yere kadar gitmelerini rica ettim. Biz Muhtar’la hemen yola çıktık. Bu kez farklı bir yoldan gittik, bu yol biraz daha uzun ama daha rahat bir yoldu. Yolda yürürken köyün mezarlığını göremediğimden merak edip Muhtar’a mezarlığın nerede olduğunu ansızın soruverdim. Bir anda Adil, Nurkan ve Muhtar bana şaşkınlıkla baktı. O anda anlayamamıştım ama bizden zaten hoşlanmamış olan Muhtar’ın bu sorumun altında neler düşünmüş olabileceğini sonradan kavradım. Köye vardığımızda Bakkal bu kez daha müstehcen yerlerini kaşımaktaydı. Yine selamımızı verdik ona. Sonra köyün bir delisi daha olduğunu öğrendik. Sanki bir köye iki deli bana fazla gibi geldi.

Çocuklarla hemen çantaları yüklendik. Mağaranın aşağısındaki bir sırta varınca bıraktık çantalarımızı. Mağara ağzına gidip Elif ve Melis’i aldık. Kampı kurduğumuz sırt oldukça rüzgâr alıyordu ama manzara görülmeye değerdi. Aşağı vadide bir çeşme, bu çeşmeye sürekli

Ekip, mağaranın durumuyla ilgili olarak muhtara bilgi veriyor.

Page 21:  · 2011-08-18 · 2 HEEYOO! büdütör yaman özakın sayfa düzeni, editör adil ayar yazarlar ahmet şener, betül filikçi, dilek barlas, ilker özden, pelin kurt, v. barış

21

gelip giden büyük baş hayvanlar ve elinde tüfekle dolaşan bir çoban kamptan görünüyordu. Dağlar, tepeler, düzlükler yemyeşildi. Her şey güzeldi. Yemeğimizi yaptık. Biraz dinlenelim dedik. Bu sırada yine olağan dışı sohbetler tahmin edersiniz ki devam etti.

Mağarayı ölçmemiz gerekiyordu. Ölçüm biraz vakit alacaktı. Cumartesi akşamı 8.30 gibi ben ve Adil ölçüm için mağaraya girdik. Adil ilk kez giriyordu ölçüme. Ona ölçüm yapmanın en ince noktalarını tecrübelerime dayanarak öğrettim. Mağaraya girdikten sonra Adil’in ağrı ya da sancı şikâyeti kalmamıştı. Demek ki ilacı mağaraydı. Bu delikanlı iyi mağaracı olacaktı. Ondaki ışığı mağaranın içinde bile görmüştüm desem çok mu abartmış olurum? Mağaramızın uzunluğu yaklaşık 310 m çıkmıştı. O mevkiye Atuşlu dendiği için mağaramızın adı “Atuşlu Mağarası” olmuştu. Gayet şirin, kendi halinde, tertemiz, içerisinden su çıkan, sadece sonunda kısa bir yan kola sahip yatay bir mağaraydı kendisi. Gece 12.00 gibi ölçümümüz bitmişti. Kampa varıp hemencecik uyuduk. Gece de rüzgârlıydı.

İlker, köyün mezarlığının yerini öğrenebilmek için muhtarla yakınlık kurmaya çabalarken.

İlker ve Elif yıldızların konumlarından mevsimi hesaplamaya çalışırken diğer mağaracılar da henüz yedikleri yemeği sindiriyorlar.

AD

İL A

YAR

ME

LİS

OK

TAY

Page 22:  · 2011-08-18 · 2 HEEYOO! büdütör yaman özakın sayfa düzeni, editör adil ayar yazarlar ahmet şener, betül filikçi, dilek barlas, ilker özden, pelin kurt, v. barış

22

HEEYOO!

16 Ma-yıs Pazar sa-bahı 8.30’da uyanıp kah-valtımızı yaptık. 9.30 gibi kampı topla-yıp ayrıldık. 1 saat içerisinde köye vardık. Başka ih-barlar da vardı ancak, Adil’in rahatsızlığı yüzünden yaşanan va-kit kayıpları ve mağaranın da fena sayılmayacak uzunlukta çık-ması enerjimizi tüketmişti. Diğer ihbarlara (biraz uzak sayılabile-cek yerler) bakmadan, cami avlusuna bıraktığımız arabanın yanı-na gidip önce temizlendik sonra eşyalarımızı arabamıza yükledik.

Tam da o anda küçük minibüsüyle tabak çanak satan birisi cami önünden geçiyordu ve arabanın camında “Beni terk edeni, ben kazanmaya çalışmam” yazıyordu. Arkasında çok derin felsefik bir kuramın bulunduğundan şüphe duymadığımız bu sözün bir fotoğrafını çekmek için, uzaklaşmakta olan aracın peşinden koşan Melis’i unutmak mümkün değildir. Az sonra Melis fotoğrafları çekmiş olmanın sevinciyle koşarak geri gelmişti. İlerleyen günlerde Melis yine “Beni terk edeni, ben kazanmaya çalışmam” başlıklı fotoğraf albümünü facebook’daki kendi hesabında yayınlayacaktı.

Köyden ayrılırken hatırlarda kalan: gülmeyen bir Muhtar, köyün iki delisi ve sürekli bir yerlerini kaşıyan Bakkal Amca’ydı. Sorunsuz bir şekilde İstanbul’a vardığımızda, yorgunluğun da hissedildiği akşam saatlerinde hepimizin yüzünden yeni bir mağara keşfetmiş olmanın haklı sevinci okunuyordu. Mağaracılar olarak BÜMAK’a katkıda bulunmak her şeye bedeldi.

ME

LİS

OK

TAY

ELİ

F C

AN

SE

ZA

KA

PLA

N

Page 23:  · 2011-08-18 · 2 HEEYOO! büdütör yaman özakın sayfa düzeni, editör adil ayar yazarlar ahmet şener, betül filikçi, dilek barlas, ilker özden, pelin kurt, v. barış

23

0m

ATU

ŞLU

MA

ĞA

RASI

N

amaz

gah

Köy

ü, G

ökçe

bey

ZON

GU

LDA

K

Uzu

nluk

: 310

m.

Der

inlik

: +6

9 m

.

Ölç

üm: B

CR

A 3C

, 15

May

ıs 2

010

İlke

r Özd

en A

dil A

yar

Çiz

im:

Ser

kan

Çim

en

6030

150

Ölç

ek (m

):

BÜMAK

Nm

(May

ıs 2

010)

BOĞAZİÇİ ÜNİVERSİTE

Sİ M

ARA

A

RAŞTIRMA KULÜBÜ

1973

PLA

N

IK K

ESİT

Gir

iş 0

m

+69

mG

iriş

Page 24:  · 2011-08-18 · 2 HEEYOO! büdütör yaman özakın sayfa düzeni, editör adil ayar yazarlar ahmet şener, betül filikçi, dilek barlas, ilker özden, pelin kurt, v. barış

24

HEEYOO!

Dağlı Kuylucu ve İstanbul Mağaracıları

Betül Filikçi Kastamonu’dan bildiriyor

Page 25:  · 2011-08-18 · 2 HEEYOO! büdütör yaman özakın sayfa düzeni, editör adil ayar yazarlar ahmet şener, betül filikçi, dilek barlas, ilker özden, pelin kurt, v. barış

25

Haziran ortalarında

bir vakit, Kastamonu’da

bir yerde

11 Haziran gece yarısı İTÜ den yola çıkıp Boğaziçi’ne uğrayıp herkesi aldıktan

sonra koyulduk yola. Erdi’nin Kastamonu’ya 8 saatte gideriz biz iddialarına rağmen 13 saatte ancak merkeze varmıştık. Yemek konusunda herkesin; “Aman elinizi korkak alıştırmayın.” demesi üzerine adam başı yarım kangal sucuk alacak kadar olayı abartıp merkezdeki alışverişimiz için manava uğradık. Manav amca, “Evli değilseniz çadırlarda araya perde çekin.” diye sıkı sıkı tembihleyip epeyce de bizi kazıkladıktan sonra Şenpazar’a doğru yolumuza devam ettik. Katılımcı listemiz jandarmaya ulaşmadığı için jandarma kapısında saatlerimizi geçirdik. Bu arada da kene konusunda bizi uyardıkları için eczanelerde kene ilacı aradık. Bulamayınca da sağlık ocağında birine kene yapışırsa nasıl çıkaracağımızı öğrettikleri sıkıştırılmış bir eğitim yanında bir de aparat aldık, tabii ilerleyen günlerde kene mağdurlarımızın üzerinde pratik

AD

İL A

YAR

Page 26:  · 2011-08-18 · 2 HEEYOO! büdütör yaman özakın sayfa düzeni, editör adil ayar yazarlar ahmet şener, betül filikçi, dilek barlas, ilker özden, pelin kurt, v. barış

26

HEEYOO!

yapmadık. Jandarmadan kurtulup kamp alanına vardığımızda jandarma da peşimizden balık alıp gelmişti. Tabii biz ayıklayamayınca ayıkladılar, pişiremeyince pişirdiler biz de afiyetle yedik ve ertesi gün Dağlı’ya girecek olmanın heyecanıyla beklemeye başladık.

Döşeme ekibi mağaradan vuhuuulayarak çıktılar. ‘Vuhuuu’ noktası diye anlata anlata bitiremedikleri bir yer vardı ve sıramız gelse de artık görsek diye beklemek daha da zorlaşmıştı. Neyse ki kampta da oyalanacak birçok şey vardı. Şenpazar Belediye Başkanı kampı ziyarete geldi. Belediyenin internet sitesine koymak için fotoğraf çekmek istedi ve sevgili Mustafa belediye başkanının arkasından elinde adeta American Psycho gibi bıçak tutarak başkanın makinesine çok hoş pozlar verdi. Sonradan belediyeye adam gibi fotoğraflar yollayarak başkanın gönlünü almaya çalıştık. Serkan (Yıldız) ise aç kalmayalım diye

Vuhuuu’nunfotoğrafı

Page 27:  · 2011-08-18 · 2 HEEYOO! büdütör yaman özakın sayfa düzeni, editör adil ayar yazarlar ahmet şener, betül filikçi, dilek barlas, ilker özden, pelin kurt, v. barış

EC

EM

ÖZ

NA

LBA

NT

AD

İL A

YAR

27

elinden gelen her şeyi yaptı, patates yemeklerinden tutun da nohut çorbalarına kadar her bi’ şeyi. Hatta yanında salamura yaprak, bulgur, limon getirip bize tencere tencere yaprak bile sardı. Eee, kampın kızları da boş durmadı bu sırada ve Serkan’a yardım ettiler.

Kampın daha 2. günü 40 Trabzon Ekmeği bitirdik. Bu yüzden bir gurup, otobüsümüzle Cide’ye ekmek almaya gittik, gitmişken de Cide’nin altını üstüne getirdik. Sonra da etli

ekmek yiyerek kampa döndük. Döndüğümüzde Kırmızı Merve’nin koluna kene yapışmıştı. Hemen Utku ve Evrim, Merve’yi Cide’ye hastaneye götürdüler. Tam bu korku bize yetti derken kampın 4. günü Volkan’ın da boynuna kene yapıştı. Birkaç kişi hemen onu da hastaneye götürdü. Neyse ki ikisinin de tahlillerinde bir şey çıkmadı. Biz de nasılsa herkes Dağlı’ya girdi, uzatmanın âlemi yok diyerek ertesi gün toplanarak İstanbul’a döndük.

Page 28:  · 2011-08-18 · 2 HEEYOO! büdütör yaman özakın sayfa düzeni, editör adil ayar yazarlar ahmet şener, betül filikçi, dilek barlas, ilker özden, pelin kurt, v. barış

28

HEEYOO!

SOĞANLI DAĞLARI ARAŞTIRMA GEZİSİ

3.

BÖLÜM

Page 29:  · 2011-08-18 · 2 HEEYOO! büdütör yaman özakın sayfa düzeni, editör adil ayar yazarlar ahmet şener, betül filikçi, dilek barlas, ilker özden, pelin kurt, v. barış

29

PELİN KURT ya

zdı

(Çem Düdeni’nin döşemeye başlanması ve yüzey araştırmalarının devamı)

20 Haziran, Pazar Bir önceki akşam Adil Ayar, Adil Alibaş, Serkan Çimen, Melis Oktay, Ahmet Şener, Alperen Yüncü, Barış Kurt ve ben, Kayseri’ye doğru üçüncü gezimi-zi gerçekleştirmek üzere yola çıkmıştık. Tomarza’da yüzey araştırması her zamanki gibi devam edicekti; ancak asıl amacımız Çem Düdeni’ni keşfetmekti.

Trenimiz 14.30’da 3 saatlik bir rötarla Kayseri’ye vardı. Burada bizi Tomarza/Aslantaş minibüsü gelip aldı. Minibüs sadece bizim için gelmeyip köye çıkacak bir sürü kişiyi de toplamıştı. Hem trenin gelmesini hem de şehirde alışveriş yapmamızı bekleyen minibüs halkından isyankar sesler yüksel-diği için açlıktan kırılan bizler alal acale alışverişimi-zi yaptık. Bir grup da herkese döner yaptırdı ve bütün gün bizi idare edicek olan dönerlerimizi yedik. Zaten Ahmet’den midir nedir, tren yolculuğu boyunca yetecek yiyeceği yanımıza almamıza rağmen yemekleri trene biner binmez bitirmiştik. Böylece hala aç, ıslanmış -yağmur karşılamıştı bizi- olarak 17.00‘da Aslantaş Köyü’ne vardık. Kadir

AD

İL A

YAR

Page 30:  · 2011-08-18 · 2 HEEYOO! büdütör yaman özakın sayfa düzeni, editör adil ayar yazarlar ahmet şener, betül filikçi, dilek barlas, ilker özden, pelin kurt, v. barış

30

HEEYOO!

Bir kamp alanına varmak hiç bu kadar

zor olmamıştı.

Dayı’ya bir merhaba deyip Kurubel Yaylası’na geldik. Burada yörüklerle konuştuk. Yörükler bulundukları yerde iki tane mağaranın ve daha birçok deliğin bulun-duğunu söyledi. Dönüşte söyledikleri yerlere bakacağı-mızı söyleyip çantalarımızı sırtladık, mağara çantalarını yüklendik ve dere yatağından Çem Yaylası’na doğru tırmanmaya başladık.

Kurubel ile Çem arası kuş uçuşu sadece 2km olmasına rağmen dere yatağı çok dikti. Ben ve Melis kendi çantalarımızın dışında ufak tefek şeyler almıştık, ama geri kalan zavallı mağaracılar birer mağara çantası yüklenmişti. Bu ağırlığa, bu kadar dik ve uzun yolda önce eşyaları sonra insanları bıraka bıraka ilerleyecektik. Herkesin kampa varması bir gün sonrayı, tüm eşyaların kampa varması ise 3 günü bulucaktı.

18.30’da Kurubel’den ayrıldıktan sonra bir yarım saat sonra Barış, bu ağırlıkla çıkamayacağını söyleyip mağara çantasını yolda bir yere bırakmaya karar verdi. Sırt sistemi bozulmuş olan çantası da epey bir zorluk çıkarıyordu. Nurkan da, madem geri dönülecek deyip, o da kendi mağara çantasını bırakmaya karar verdi. Görünür bir yere bırakılan çantaların koordinatları GPS’e kaydedildi. Yaklaşık 40dk sonra yola devam etmekte zorlanan Alperen’e çantasını bırakmasını söyledik. Bırakılan çantanın koordinatını alıp yola devam ettik. Ahmet ve Adil Ayar önden arayı açarak, Nurkan da hemen peşlerinden ilerliyordu. Diğerleri de ağlaya sızlaya yola devam ediyordu. Havanın kararma-sıyla birlikte ekip çıkmakta daha da zorlanmaya başla-dı. İşin iyi yanı yolun yarısı bitmişti, kötü tarafı daha bir o kadar daha yol vardı. Bu noktada Ahmet görüldü.

AD

İL A

YAR

Page 31:  · 2011-08-18 · 2 HEEYOO! büdütör yaman özakın sayfa düzeni, editör adil ayar yazarlar ahmet şener, betül filikçi, dilek barlas, ilker özden, pelin kurt, v. barış

31

20.30’da yaylaya inen belin başına varmış ve geri kalanlara bakmak için geri gelmişti. Ahmet, Adil Alibaş’ın mağara çantasını alıp tekrar yukarıya tırmanmaya başladı. Alperen ve Barış daha da geride kalmıştı. Mola verip onları beklemeye başladık, ge-len olmayınca Adil sesini duyarabileceği bir mesafeden iletişime geçti. Barış’ın kal-bi çok hızlı atmaya başlamıştı ve devam edemeyecekti. Serkan, Melis, Adil ve Pelin yapabileceklerini konuştular. Zaten onlar da bitap düşmüş olduğu için yapılabilcek en iyi şey yaylaya çıkmak ve yayladan suy-la beraber dönmekti. Çünkü ciddi bir su problemi yaşamaya başlamıştık. Bıraktığı-mız çantaları kontrol etmeden bıraktığımız için, 2 su şişesi Alperen’in bıraktığı çanta-da unutulmuştu. Bu şekilde ekip Ahmet’lerle iletişime geçebilceği bir nok-

taya gelip durumu anlattı. Yorulmak bil-mez Ahmet, Barış ve Alperen’e bak-maya gitti. Alperen’i alıp geri geldi. Yaylaya inen belin başında, bir-kaç konserve açıp suyunu iç-tik. Burada ip gibi bir suyun aktığını gördük ve bolt temizleme hortumunu çıkarıp yerdeki suyu içerek az da olsa susuzluğumu-zu giderdik.

Son durumda Barış dere yatağında uyku tulumunu sermiş yatıyordu. Barış’ın dışındaki herkes sonunda be-lin başına varabilmişti. Herkes yor-gunluktan ve daha da kötüsü susu-suzluktan bitap düşmüştü. Birkaç konserve açıp suyunu içtik. Saat 00.30’ü gösterdiğinde tekrar bir du-rum değerlendirmesi yaptık. Buna göre Ahmet ve Nurkan, Barış’ın yanı-na gidip geceyi aşağıda geçirecek-lerdi. Diğerleri kamp yerini bulup kampı kuracaktı.

BA

RIŞ

KU

RT

Page 32:  · 2011-08-18 · 2 HEEYOO! büdütör yaman özakın sayfa düzeni, editör adil ayar yazarlar ahmet şener, betül filikçi, dilek barlas, ilker özden, pelin kurt, v. barış

32

HEEYOO!

Ahmet ve Barış, 13.00 civarı belin başına vardılar. Da-yanamayıp oldukları yere kamp atan ekip ise uyanıp komik bir şekilde kampı bir 200m ileriye, Çem Düdeni’nin yanına, taşıdılar. Bütün bir gün aç kal-mış ekip sabah umutsuz bir şekilde çantalarda yi-yecek olup olmadığına baktı. Çünkü yiyecek çantasının aşağıda kalan çantalardan biri olabi-leceğini düşünüyorlardı. İçinde yemek ve en önemlisi lavaş dolu çantayı görünce, bir se-vinç dalgası oluştu. Lavaşların tadını çıkaran ekip, hala açlıkla boğuşan diğerlerinden ha-ber beklemeye başladı. Sonunda, Ahmet ve Barış yaylaya vardı. Haberler kötüydü; Alperen’in çantayı bulamamışlardı ve Nurkan dehidre olmuştu. Bunun üzerine Alperen’e içi yemek ve su dolu bir çan-ta hazırlandı. Plana göre Alperen bir an önce Nurkan’ın yanına varacak ve onunla birlikte aşağıdaki çantayı ara-yacak birini bekleyecekti. Yayladakiler nasıl olsa Nurkan’a su ulaşıyor deyip, bir rahat oturup bundan sonrası için plan yaptılar. Çantaları boşaltıp bir liste çıkar-dılar ve kaybolan çantada ne olduğunu tespit ettiler. Liste-den anlaşılan kayıp çantada boş çanta, birkaç drybag, metre ve içi dolu su şişeleri bulunuyordu. İkinci kez Alperen ile ka-yıp çantayı aramaya Ah-met gönüllü oldu. An-cak Nurkan’ın yanına

21 Haziran, PazartesiAhmet ve Nurkan, Barış’ın yanın-da vardıklarında yağmur epey bir yağmaya başlamıştı. Barış ıslak tu-lumun içinde yatıyordu. Son anda yanlarına çadır almaya karar verme-leri epey isabetli bir karar olmuştu. Ol-dukça eğimli ve taşlık bir yer olmasına rağmen, hemen bulundukları yerde ça-dır kurup uyudular. Diğer ekip ise Çem Yaylası’na inen yolda yağmura yakalandı. 800 metrelik yolun neredeyse 600‘ünü bi-tirmişken yorgunluktan bitap düşen ekip ve üstüne bir de ıslanmayalım diyerek oldukları yere çadır kurup uyudular.

Sabah, Ahmet, Nurkan ve Barış 8.30’da uyan-dılar. Ahmet ve enerjisini toplayan Barış yolda bıraktıkları çantaları almaya indiler. Epey bir ara-malarına rağmen 3 çantadan 2‘sini yani Barış ve Nurkan’ın bıraktığı çantaları bulabildiler. Alperen’in bıraktığı çantayı GPS koordinatı olmasına rağmen bulamadılar. Çantayı aramaktan vazgeçip Nurkan’ın yanına geri döndüler ve Nurkan’ı dehidrasyona uğra-mış olarak buldular. Nurkan’ın midesi bulanıyor, başı ağrıyordu ve halsiz düşmüştü. Değil kampa varmak, iki adım atacak hali yoktu.

Önceki akşam Barış’ı bıraktığımız yerde şimdi Nurkan ya-tıyordu. Ahmet ve Barış, Nurkan’ı bırakıp kampa varacak, birini su ve yiyecekle beraber Nurkan’ın yanına göndere-ceklerdi. Nurkan’ın ve ekibin geri kalanının su krizi yaşamala-rının en büyük nedeninin bıraktığımız çantaların içlerinde ne olduğunu kontrol etmememiz olduğunu anlayacaktık. Nitekim Alperen’in kayıp çantasının içinde su şişeleri bulunuyordu.

AD

İL A

YAR

Page 33:  · 2011-08-18 · 2 HEEYOO! büdütör yaman özakın sayfa düzeni, editör adil ayar yazarlar ahmet şener, betül filikçi, dilek barlas, ilker özden, pelin kurt, v. barış

33

vardığında, daha Alperen’in buraya hiç ulaşmamış olduğunu gördü. Alperen kaybolmuştu. Ahmet, Alperen’i bulup Nurkan’ın yanına götürdü, sonra da çantayı aramaya tek başına gitti. Alperen ve Nurkan kampa döndüler, daha sonra da Ahmet çantayı bir kez daha bulamayarak kampa geldi.

Olaylar bir yandan bu şekilde gelişirken Adil Alibaş ve Serkan 17.00’da Çem Düdeni’ni döşemeye girdiler ve 00.30’da mağaradan çıktılar.

Bu ilk vardiya mağaranın girişini doğal bağlantıyla döşedi ve 2 tane de bolt çakıp çıktı. Döşeme yapmak çok uzun sürüyordu, çünkü kayalar kötüydü ve bolt çakacak bir yer bulmak sorun oluyordu.

22 Haziran, SalıSonunda tüm ekip eksiksiz bir şekilde güne merhaba dedik. Kayıp çantanın dışında hiçbir problemimiz kalmamıştı. Artık topladığımız enerjimizi Çem Düdeni’ni döşemeye ve yüzey araştırmasına harcaya-bilecektik.

12.00’da Barış ve Nurkan, SOGOB1’e yani daha önceki yüzey araştırmasında bulunan obruğa bakma-ya gittiler. Obruk, Çem Düdeni’nin 700m yukarısında kalıyordu. Obruğa 2 bolt ve 3 doğal bağlantıyla 10m’lik bir iniş yaptılar ve kar tabanına ayak bastılar (ilk araştırma gezisinde gelindiğinde kar kalınlığı bir 10m daha azdı). Burada insanın geçmesi mümkün olmayan ve yaklaşık 1,5m sonra tıkalı olduğu düşünü-len bir çatlak vardı. Burayı kazıp kazamayacağımızı düşünmek ve kaybettiğimiz metreyi bulduğumuzda ölçüm yapmak için döşemeyi toplamadan 19.00’da

DÜDENİNDURUMU1

AD

İL A

YAR

PE

LİN

KU

RT

Page 34:  · 2011-08-18 · 2 HEEYOO! büdütör yaman özakın sayfa düzeni, editör adil ayar yazarlar ahmet şener, betül filikçi, dilek barlas, ilker özden, pelin kurt, v. barış

34

HEEYOO!kampa döndüler.12.00’da bir diğer grup Melis ve Alperen, obruğun bulunduğu yerden Akdağ Tepesi’nde bulunan araş-tırması bırakılmış 2 sirkten birine, obruğun doğusun-da kalan sirke, bakmaya gittiler. Aynı şekilde Ahmet ve Adil Ayar ise obruğun batısında kalan sirke baktı-lar. İki ekip de mağara bulamadılar. Melis ve Alperen 16.30’da, Ahmet ve Adil Ayar ise obruk ekibiyle birlikte kampa döndü. Adil Alibaş ise bugün kampta kalmıştı.

YÜZEYARAŞTIRMASI1Daha önceki yüzey araştırmalarıyla beraber bugünkü araştırmaya göre geriye Çem Düdeni’nin hemen arkasında bulunan sirk ve Üst Çem dediğimiz Aygör-mez Mevkii’nin araştırılması kalmıştı. Elimizde şimdi-lik sadece SOGOB1 obruğu vardı.

DÜDENİNDURUMU213.00’da Pelin ve Serkan, düdeni döşemeye indiler ve 21.00’da çıktılar. Döşemeyi su yolundan kaçırmaya çalışmak, mağara duvarlarının kötü olmasıyla birle-şince mağarada ilerlemek oldukça zor oluyordu. Bunlara bir de tavanları kaplayan çöküntü kayalar eklenmeye başlamıştı. Pelin ve Serkan, iki tane bolt çakıp sadece 15m daha inebildiler. Buradan aşağıda bir oda olduğu gözüküyordu ve su sesi gelmeye başlamıştı.

BA

RIŞ

KU

RT

Page 35:  · 2011-08-18 · 2 HEEYOO! büdütör yaman özakın sayfa düzeni, editör adil ayar yazarlar ahmet şener, betül filikçi, dilek barlas, ilker özden, pelin kurt, v. barış

35

Pelin, mağaradaki uzun shiftin ardından daha fazla dayanamayarak yere mi yıkılıyor?

Her ne kadar 20-30 metre sonra sonlanacak bir mağaranın ağzı gibi görünse de burası mağaracıları daha önce hiç görmedikleri türden bir mağaraya götüren Çem Düdeni’nin başlangıç noktası.

AD

İL A

LİB

AD

İL A

LİB

Page 36:  · 2011-08-18 · 2 HEEYOO! büdütör yaman özakın sayfa düzeni, editör adil ayar yazarlar ahmet şener, betül filikçi, dilek barlas, ilker özden, pelin kurt, v. barış

AD

İL A

YAR

AD

İL A

YAR

36

HEEYOO!

Page 37:  · 2011-08-18 · 2 HEEYOO! büdütör yaman özakın sayfa düzeni, editör adil ayar yazarlar ahmet şener, betül filikçi, dilek barlas, ilker özden, pelin kurt, v. barış

AD

İL A

YAR

37

23 Haziran, Çarşamba13.00’da Pelin, Adil Ayar ve Nurkan, Alt Çem, Orta Çem ve Aygörmez Tepesi’nin bu yaylalara bakan sağ ya-maçlarına yüzey araştırması yapmak üzere kamptan ayrıldılar. 1,5m’lik bir kovuğun (SGMNK) haricinde herhan-gi bir mağaraya rastlamadılar. Ancak Alt Çem’den aşağıya doğru inen sirk umut verici gözüküyordu ve burayı bir sonraki seferde araştırmaya karar verdiler. Ancak 16.30 gibi kampa dön-düklerinde oralara daha önce bakıl-mış olduğunu ve sirkten aşağıya inen suyun mağara oluşturmadan yaylaya yayılmış olduğunu öğrendiler.

18.00’da Melis ve Nurkan bir gün önce döşenmiş halde bırakılan obruğu, ölç-meden (metremiz hala kayıptı) topla-maya gitti. 20.00 gibi kampa döndü-ler.

20.15’de yaylada yağmur yağmaya başladı ve 20.30 gibi iyice şiddetlen-di. Kampa yakın bir yere yıldırım düş-tü. 20.30’da Barış, yağmur yağdığını mağaradakilere haber vermeye gitti. Barış’dan bir rescue saati istemek unutulduğu için bu sefer, kamp halkı tarafından mağaradakilerle birlikte Barış da merak edilecekti. 21.30 gibi

yağmur durdu. Mağaranın ağzına çok az bir su girişi vardı, ama korkutucu olan mağaranın başka birçok su yoluyla bes-leniyor oluşuydu. 21.40 gibi sesleri du-yulmaya başladı ve 22.00’da mağaradan çıktılar.

Barış’ın gecikmesinin nedeni, yağmur yağdığı sırada Ahmet ve Adil’in bir men-deresin sonunda bulunmaları ve Barış’ın seslerini duymak için yanlarına kadar git-mek zorunda kalmasıydı. Yağmur haberi-ni duyan Ahmet, gene dayanamayıp bir bolt daha çakmış ve hep birlikte öyle çı-kışa geçmişlerdi. Bu yağmur olayı olma-sa aslında bugün herkes için çok sevinçli bir gündü. Serkanlar kaybolan çantayı bulmuşlar ve mağara devam ettiğine dair önemli bir işaret vermişti. Akşam küçük bir kutlama yapmak istemiştik ama yağ-mur planlarımızı gerçek anlamda suya düşürmüştü.

Page 38:  · 2011-08-18 · 2 HEEYOO! büdütör yaman özakın sayfa düzeni, editör adil ayar yazarlar ahmet şener, betül filikçi, dilek barlas, ilker özden, pelin kurt, v. barış

38

HEEYOO!

06.00’da Serkan ve Alperen, Tomarza’ya alışveriş yapmaya gitmek için kalktılar. Çantaya da bakınarak Kurubel’deki Yö-rüklerin yanına 8.30’da vardılar. Yörüklere çantadan haberle-ri olup olmadığını sordular, ama Yörüklerin haberi yoktu. Köye doğru yürümeye başladılar. Köylülerden biri, ikisini ara-cına aldı ve bu şekilde köye vardılar. Daha önceden konuştu-ğumuz üzere, muhtar Serkan ile Alperen’i alıp Tomarza’ya inecekti, ama öğrendiler ki muhtar onları almadan şehre in-mişti bile. Bu sırada Kadir Dayı, Serkan ve Alperen’i evine alıp bir güzel ziyafet çekti. Kadir Dayı bu sırada şehre inecek olan sütçü ara-basını ayarladı, ama sütçü de son anda başka yerde süt çıkmış deyip vazgeçti. Bu arada köyün eski muhta-rı Ali, ikisini parayla şehre götürmeyi teklif etti. Kadir Dayı’ya göre sütçüyü de o engellemişti. Kadir Dayı, Serkan’lara “Gerekirse

yürüyün paranızı onlara yedirmeyin.” deyince Serkan ile Alperen, köyün ortasında arabasıyla tur atan Ali’ye pas vermeden yolun kenarına oturup beklemeye başladılar. Köye parke getiren dam-perli kamyon şoförü Selim Abi, ikisini kamyonuna aldı. Halıfleks kaplı araca ayakkabılarını çıkararak bindiler ve Tomarza’ya gittiler. Burada bir yarım saat harcayıp yiyecek ve metre alarak 15.15’de Yörüklerin yanına döndüler. Yolda İstanbul kontağı İsmail’i arayarak kamptan bilgi verdiler. Yörükler Serkan ve Alperen’i çaya davet ettiler. Yörükler-den biri “Sizi geçireyim ben.”deyip bizimkileri alıp çantayı sakladığı yere götürdü. “Çantayı sormuş-sunuz, keçiler yemesin diye sakladım ben onu.” diyerek üstü dallarla kapatılmış çantayı gösterdi. Serkan’lar çantayla beraber 15.45’de oradan ayrılıp 19.15’de kampa vardılar. Yolda yağmura ve sise yakalandılar.

ME

LİS

OK

TAY

Page 39:  · 2011-08-18 · 2 HEEYOO! büdütör yaman özakın sayfa düzeni, editör adil ayar yazarlar ahmet şener, betül filikçi, dilek barlas, ilker özden, pelin kurt, v. barış

39

YÜZEYARAŞTIRMASI2Bugünkü yüzey araştırmasında da mağaraya rastlanmadı. Sadece Aygörmez Tepesi’nde bulunan SGMNK kovuğu bulunduğu. Böylelikle Çem Yaylaları’nda (Üst Çem, Orta Çem ve Alt Çem) bakılmadık yer kalmadı.

DÜDENİNDURUMU310.30’da döşemeye giren Adil Alibaş ve Ahmet, son iki boltun üzerin-den es geçen bir takıpgeçle fosil bir kola girdiler. Bu fosil koldan ilerleyip bir önceki döşemede gözüken odaya dümdüz bir iniş döşedi-ler. Asıl su girişinin burada olduğunu anlayıp burayı iptal ettiler ve diğer bir kol bulup gene aynı su yolunu ulaştılar. Suyun bir seviye üstünden inişi döşemeye başladılar. Bu sırada Barış yanlarına geldi ve hep beraber 22.30da çıktılar.

24 Haziran, PerşembeAkşamdan başlayan yağmur bütün gün kampı esir almıştı. Bir metre önümüzü dahi göremediğimiz bir sisle uyandık. Haziran ayında olma-mıza rağmen çadırların saçakları buz tutmuştu. Neyse ki hava bize kıyak yapıp mağaradan son çıkanlarla birlikte sislerin ortasında bir nokta çatladı ve incecik bir şerit halinde batmakta olan güneşin ışınları yayılmaya başladı. Sonunda yıldızlara tekrar kavuştuk. Mutluy-duk!

ME

LİS

OK

TAY

BA

RIŞ

KU

RT

BA

RIŞ

KU

RT

Page 40:  · 2011-08-18 · 2 HEEYOO! büdütör yaman özakın sayfa düzeni, editör adil ayar yazarlar ahmet şener, betül filikçi, dilek barlas, ilker özden, pelin kurt, v. barış

BA

RIŞ

KU

RT

40

HEEYOO!

DÜDENİNDURUMU4Bugün Serkan ve Adil Alibaş kampta kaldı, geriye kalan herkes mağaraya girdi. 11.00’da Barış ve Nurkan, dün bırakılan yerden sonra odaya indiler. Mağara buradan itibaren geniş bir salona dönüşüyor ve yanlardan duşlarla beslenen sulu bir menderesle devam ediyordu. Mendereslerin sonundaysa büyük çöküntü kayaların balkon yaptığı büyük bir inişi açılıyordu. Her tarafın çöküntü kaya olması, inişin geniş çapı ve taş atıldığında uzun saniyeler sonrasında gelen ses hem heyecan verici hem de oldukça ürkütücüydü. Barış ve Nurkan, bu çöküntü balkonun üzerinden takılgeç, kısa bir iniş ve tekrar bir takılgeçle inişe başlamak için emniyet hattı döşediler. Buradan döşenmez deyip, oturup düşünmeye başladılar ve o sırada Ahmet ve Melis yanlarına geldi.

14.00‘da Melis ve Ahmet döşemeye girdi. Yan kol ile ana kolun birleştiği odaya kadar ölçtüler. Burada, 16.30’da eğlencesine mağara giren Alperen, Adil Ayar ve Pelin yanlarına geldiler. Beş mağaracı buradan odaya indiğinde Barış da oradaydı. Hep birlikte “İçimizdeki Dağlı” dediğimiz büyük inişin başına gidildi. Barış ve Nurkan’ın yaklaşma hattı döşe-diği sol duvara bakıldı. Duvarda çok büyük kayalar asılı durduğu ve ana kayaya ulaşmak zor olacağı için, aynı zamanda çarşak üzerinde durduğumuz için, burayı toplayıp sağ duvardan inişe yaklaşmaya karar verildi. İnişin sağ tarafında bulunan çarşaklı düzlükten yürünerek karşı düzlüğe geçil-di. Buradan tekrar duvara bakıldı. Duvarın alt kesimlerinde bolt çakacak ya da doğal bağlantı alınacak herhangi bir yer olmadığın-dan

Page 41:  · 2011-08-18 · 2 HEEYOO! büdütör yaman özakın sayfa düzeni, editör adil ayar yazarlar ahmet şener, betül filikçi, dilek barlas, ilker özden, pelin kurt, v. barış

BA

RIŞ

KU

RT

41

Bugün Serkan ve Adil Alibaş kampta kaldı, geriye kalan herkes mağaraya girdi. 11.00’da Barış ve Nurkan, dün bırakılan yerden sonra odaya indiler. Mağara buradan itibaren geniş bir salona dönüşüyor ve yanlardan duşlarla beslenen sulu bir menderesle devam ediyordu. Mendereslerin sonundaysa büyük çöküntü kayaların balkon yaptığı büyük bir inişi açılıyordu. Her tarafın çöküntü kaya olması, inişin geniş çapı ve taş atıldığında uzun saniyeler sonrasında gelen ses hem heyecan verici hem de oldukça ürkütücüydü. Barış ve Nurkan, bu çöküntü balkonun üzerinden takılgeç, kısa bir iniş ve tekrar bir takılgeçle inişe başlamak için emniyet hattı döşediler. Buradan döşenmez deyip, oturup düşünmeye başladılar ve o sırada Ahmet ve Melis yanlarına geldi.

14.00‘da Melis ve Ahmet döşemeye girdi. Yan kol ile ana kolun birleştiği odaya kadar ölçtüler. Burada, 16.30’da eğlencesine mağara giren Alperen, Adil Ayar ve Pelin yanlarına geldiler. Beş mağaracı buradan odaya indiğinde Barış da oradaydı. Hep birlikte “İçimizdeki Dağlı” dediğimiz büyük inişin başına gidildi. Barış ve Nurkan’ın yaklaşma hattı döşe-diği sol duvara bakıldı. Duvarda çok büyük kayalar asılı durduğu ve ana kayaya ulaşmak zor olacağı için, aynı zamanda çarşak üzerinde durduğumuz için, burayı toplayıp sağ duvardan inişe yaklaşmaya karar verildi. İnişin sağ tarafında bulunan çarşaklı düzlükten yürünerek karşı düzlüğe geçil-di. Buradan tekrar duvara bakıldı. Duvarın alt kesimlerinde bolt çakacak ya da doğal bağlantı alınacak herhangi bir yer olmadığın-dan

ötürü duvarın sağlam olan üst kesimlerinden takılgeçlerle duvarı takip ederek tam karşımızda bulunan noktadan aşağı inilmeye karar verildi. Daha fazla döşeme yapılmadan 20.30’da mağaradan hep birlikte çıkıldı.

Planda Ahmet ve Adil Alibaş’ın akşam vardiyası vardı. Ancak Ahmet herkesi şaşırtarak “Ben iptalim” dedi. Ahmet’i ilk defa böyle gören kamp halkı olarak Ahmet’i sağlık kontrolünden geçirdik. Gözlerinin beyazı ve dişlerinin normal olduğuna karar verip rahat bir nefes aldık. Dağılan sisin keyfini çıkardık.

25 Haziran, Cuma11.00’da Alperen ve Adil Ayar, köye Hilti’yi şarj etmek üzere yola çıktılar. 14.30’da köye vardılar. Kadir Dayı’nın evinde Hilti şarj edildi. 16.30 gibi yörüklerin oraya geri döndüler. 20.00’da kampa vardılar.

Pelin ve Melis, bugün kampta kaldı. Bir ara telefon tepesine çıktılar, İstanbul kontağına durum bildirdiler. Telefon tepesi, Yörüklerden yukarı çıkarken dere yatağının bittiği noktadaki belin başında sanılı-yordu. Hâlbuki telefon bele doğru bakıldığında kampın yanındaki ilk tepede çekiyordu. Daha önce fark edilseydi, her akşam İstanbul ile iletişime geçilebilecekti.

Nurkan, bütün gün uyudu. Hastaydı ve ateşi çıkmıştı.

Ne de haklıymış meğer su yolundan inenler Çarşakların altından salınarak geçenler ”“

ME

LİS

OK

TAY

Page 42:  · 2011-08-18 · 2 HEEYOO! büdütör yaman özakın sayfa düzeni, editör adil ayar yazarlar ahmet şener, betül filikçi, dilek barlas, ilker özden, pelin kurt, v. barış

42

HEEYOO!YÜZEYARAŞTIRMASI3Adil ve Alperen Kurubel Yaylası’nda, Yörüklerin bahsettiği iki ihbara baktılar. Hemen Yörük çadırlarının yakınında bulunan ihbar 3m’lik bir çukurdu. 17.00’da uzakta bulunan ihbara bakmak için tırmanmaya başladılar. Uzaktan iki mağara gözüküyordu, bunlar küçük birer kovuk da olabilirdi. Daha da tırmanmak uzun süreceği için oldukları noktadan GPS aldılar ve kampa doğru yola koyuldular.

DÜDENİNDURUMU511.00’da Serkan, Barış, Adil Alibaş ve Ahmet döşemeye girdiler. Fotoğraf çekerek inişe başladılar. En son bıraktığı-mız kocaman galeriye gelip burada da fotoğraf çektiler. Dün planlandığı üzere sol taraftaki döşemeyi topladılar ve sağ tarafa geçip yukarı tırmandılar. Ahmet buraya iki tane bolt çaktı. Yerine Adil geçti ve takılgeç döşemeye başladı. Bu sırada Barış ve Serkan yemek almak için kampa döndüler. 18.20’de tekrar mağaraya girdiler. Geri döndüklerinde Ahmet’ler yatıyordu. Onlar yukarıdayken 2 bolt ve 2 doğal ile takılgeç yapmışlardı ve diğerlerinin fikrini almak için bekliyorlardı. Bu sefer Barış ve Serkan yukarı çıktı. Duvar çok kötüydü, buraya bolt çakıla-mazdı. Tekrar soldan mı inişe yaklaşsak diye düşünmeye başladılar ve solu sökerek sağı döşedikleri için pişman oldular. Hâlbuki iki taraf da durabi-lirdi. Kara kara düşünen ekip çıkmaya karar verdi ve hep beraber çıkışa geçti.

26 Haziran, Cumartesi Bu büyük galeriden inişe bir türlü geçemememiz mağarada çok fazla ilerleyememize neden olmuştu.

BA

RIŞ

KU

RT

Page 43:  · 2011-08-18 · 2 HEEYOO! büdütör yaman özakın sayfa düzeni, editör adil ayar yazarlar ahmet şener, betül filikçi, dilek barlas, ilker özden, pelin kurt, v. barış

43

Ancak çok uzun bir inişin başında olduğumuz anlaşılıyordu. Mağara hem yaylanın kar suyunu kucaklaması hem de taş attığımızda uzun sani-yeler sonra duyulan sesle, epey bir devam edeceğe benziyordu. Buraya tekrardan gelme-miz artık şarttı.

Haziranın sonunda olmamıza rağmen çok soğuk ve kapalı olan hava, bu sabah ilk defa güneşliydi. Ertesi gün çok erken bir saatte kalkıp yola çıkacağımız için son günümüzü döşemeyi topla-yarak ve çantalama yaparak geçirdik.

DÜDENİNDURUMU6Bir önceki gün bıraktığımız yerden daha fazla ilerleyemedik. Ertesi gün de erkenden yola çıkacağımız için bugün döşemeyi topladık.

27 Haziran, Pazar05.00‘da uyandık. Çıkış kadar olmasa da onca eşyayla köye inmek epey bir yorucu oldu. Ekme-ğimiz ve kahvaltılık malzemelerimiz kalmadığı için gene aç karnına çadırları ve çantalarımızı toplayıp 11.00 civarı yörüklerin yanına vardık. Burada bizi bekleyen minibüsle tren istasyonuna vardık ve İstanbul’a doğru yola çıktık.

Bir moladan sonra, tren haraket ederken, Adil Ayar’ı elinde kola şişesiyle istasyondan bize baka kalırken görenlerimiz oldu. Neyse ki Adil, Ankara’da tekrar aramıza katıldı ve Çem Yaylası’na vardığımız gibi bu sefer de eksiksiz bir şekilde İstanbul’a vardık. Hem elimiz boş da dönmemiştik, bu yaz büyük ekspedisyonu nereye yapacağımız belli olmuştu! B

AR

IŞ K

UR

T

BA

RIŞ

KU

RT

Page 44:  · 2011-08-18 · 2 HEEYOO! büdütör yaman özakın sayfa düzeni, editör adil ayar yazarlar ahmet şener, betül filikçi, dilek barlas, ilker özden, pelin kurt, v. barış

44

HEEYOO!

HEEYOO! Nisan - Mayıs - Haziran 2010 Sayı 13