60

2310236441 - zmo.org.tr

  • Upload
    others

  • View
    10

  • Download
    0

Embed Size (px)

Citation preview

Page 1: 2310236441 - zmo.org.tr
Page 2: 2310236441 - zmo.org.tr

'51'J

/{ÖFBKSTITiiLBRİ ve

TA BIJI

TMMOD Ziraat Mül1~ttbisl~ri Obas1

lZMlR SMb~si

199.5

Page 3: 2310236441 - zmo.org.tr

4

2310236441 .

. TMM.OB Zif'aat Mii'h~tt~isl~ri· · · O~as1 · ·

lZMlR Sub~si. ·

Page 4: 2310236441 - zmo.org.tr

'

Dizgi

Baskı

'

Kapak

Baskı

Yıl

ON,iY Bilgisayar

ÜNİVERSfTELİLER OFSET

Gençlik Cad. No: 25/D Bornova/İZMİR

. Tel.: 388 86 86

FİNAL MATBAACILIK

I

1995

Yayın No : 199511

'33f3. 1~56--{0 '25

3 cı-o. 1-2 '

Page 5: 2310236441 - zmo.org.tr

ÖN SÖZ

A.tatiirk " Yaşamda en gerçek yol gösterici, ilimdir " diyerek, eğitimin ulus yaşamındaki temel işievinin allını çizmiştir. Atatürk devrimleri içinde, "Öğretim Birliği Yasası", "Harf Devrimi", "Dilde Özleştirme", "Halkevlerinin açıltıı.ası", "Üniversite Reformu'' ve "Eğitmen Kursların gibi eğitime ilişkin tutarlı adımlar yer almıştır. Ancak ··bunlar arasında. "Köy Enstitüleri olgusu" bir doruktur. Enstitülerin kuruluşu bir destan gibidir. Gerçekçilikle idealizmin ka)naştığı bir örnek, destan, ya da destammsı bir örnek.

Köy Enstitüleri, Tiirkiye'nin dünya eğitimine önemli bir katk:ısıdır. Bir kıı~Tukluyıldız gibi, iilkenin ufkunu aydınl.atrmş ve ka)1p gitmiştir. Karanlıktan umar arayanlar, enstitiller daha kumluşunu tamamlamadan, onlarm kapanmasını becermişlerdir. ,\ncak temel o denli sağlam atılmıştır ki, yedi )1lda yapıL111 elliyedi yuda y1k:ıl:ımamışur. .

Devrimci savaşıma en son katılan, ve kısa siirede }itirilen bu seçkin · kurumlar, }1lrdun dörtbir ranında anıtsal boyuna }lrmi ö!Um.siiz eser bırakmıştır. Onbeşbine yakın da, eğilirnci ve sağlıkçı.

Köy Enstitülerinin eğitim ve kiiltiir · yaşamımıza biiyük katkılan olmuştur. Bunların çoğu, bilimsel çalışmalarla ortaya 1wnmuştur. Bu engin deneyimden yeterince yararlanabilmek için bir ]1ğın eğitsel etkinlik yapılınıştır. Ve ens!itiiler. toplumsal ve kiilliirel yaşanuıruzda sıcaklığını hiç }1tirmemiş!ir.

Enstiti.i çalışmaları, enine-boyuna çokça tartışılmasına karşın, temel işlevi olan "tanrnsal etkinlikleri'' iizerinde gereğlııce durulrnadığı gözlenmiştir. Oysa, kendi girdilerini kendileri sağlamalan; eğitimin maliyetini bü-yiik ölçekte düşiinneleri açısından, Enstitülerdeki tanmsal eğitimin önemi ve katkısı çok ileri boyuttadır.. Ve bu kurumlardaki tarımsal uygulamalar, bugünkil eğitimimize <?rnek olacak niteliktedir.

Köy Enstittilerinin bulunduğu çoğu yerlerde, !nıgiin ziraat fakiiheleri açılmıştır. Bunlardan 30 bini aşkın ziraat miilıendisi yetişmiştir. Ne ki, bunların çoğu işsiz durumdadır. İş bulanların da, beklenilen başanyı sağladıklannı söylernek giiçtiir. .

Ziraat Mühendisleri Odası, ziraat mühendislerinin sorunlanna çöztim · an.ı.}1şı içinde olan bir meslek örgütüdür. Ülke gerçekierimize uygı.in ins~i.ngiicü (mühendis) yetiştirilmesi açısından, Köy Enstitülerinin örnek bir model

Page 6: 2310236441 - zmo.org.tr

oluşturduğu yadsınainaz: Öğrenci seçimi, ders izlenceleri, eğHimin ıtygulmıış biçimi, mezunlann çalışma dunımu, ·mezuniyet sonrası iH~kiler gibi bir dlzi davraııış disiplini çevriminde, enstitü örneği mutlaka göz öni.inde tuıuJnı:alıdır~ . Odamız, bu düşünceden yo.ta: çıkarak, Köy . Enstitülerinin kuruluş yıldönümU olan 17 Nisan günü (17.4.1994) , Ege Üniversitesi Atatürk Kültür Merkezi'nde "Köy Enstiti.ileri ve Tarım" konulu bir panel düzenlemiştir.

Elinizdeki bu küçük yapıt, söz konusu panelde sunulan bildirileri, konulaı.·a ilişkin sorularla, onlara verilen yanıtları içermektedir.

Panelin düıenlenmesinde, yönetiminde ve. bu eserin yayına hazırlanma5ındaki yoğun çalışmaları ve katkılan için Eğitimci-yazar Bekir Özgen'e; Ankara;dan İzmir'e kadar gelerek bize katılan Abdi Özkök öğrctmenimize; Isparta'dan kendi öğretmeni Süleyman Akdemir'i bizlerin ara5ına taşıyan Ahmet Aksakalôğretmenimize ve imececi yazar-öğretmenimiz Tahsin Yücel' e tüm yorgtllllukları için teşekkür etmeyi kaçınılmaz bir görev sayıyoruz.

Bu etkinlikte yönetim kurulu üyelerimizin ve bize destek veren genel merkezimizin katkıları büyük olmuştur.

Köy Enstitüleri imecesine emek veren herkesi saygıyla anıyonız. Bu çalışmanın ülkemizdeki tarımsal çalışmalara ışık tutmasını

diliyoruz. ·

il

Prof.Dr.Cengiz Çakır Ziraat Mühendisleri Odası

. Ege Bölge Şubesi Yönetim Kurulu Başkan1

Page 7: 2310236441 - zmo.org.tr

TEŞEKKÜR

Çalışn:ıanın yayınlanması için maddi destek sağl~yan Sayın Ahmet Aksak:.ıl ile Ege İhracatçılar Birliği üyeleri olan Sayın İbrahim Çakar, Sayın Mustafa TUrkmenqğlu, Sayın İzzet Ürüncü, Sayın Turan Minas ve Sayın Yaşar Ünal'a sonsuz teşekkürlerimizi sunarız.·

iii

Page 8: 2310236441 - zmo.org.tr

SUNU

Bu kitapçık, 17 Nisan 1994'te, Ziraat Miihendisleri Odası İzmir Şubesi'nin Atatürk KUllUr Merkezi'nde düzenlediği KÖY ENSTİTÜLERİ ve TARIM konulu panelde sunulan bildirileri içermektedir:

Yapıtta a}nca, panelistlere .yöneltilen kimi sorulara ve yanıtıanna yer verllmiştir. · Bö)1elikle, konunun belirli bir bütiinlüğe kavuşturulmasma çalışılmıştır.

V

Page 9: 2310236441 - zmo.org.tr

P ANELİS'RE.R ve · BİLD iRiLERİ

PANEL YÖNErtCİSİ BE.KİR ÖZGEN

1936 yılında Kayseri'nin İncesu İlçesi'nde doğdu. İlköğrenimini önce İncesu, sonra Birnyan ilçesi'nde: ortaöğrenimini Kayseri Usesi'nde tama.mladı.

1960 yılında, Dil ve Tarih Coğrafya Fakiiliesi İngiliz Filolojisi'ni bitirdi.

Askerlik görevini Erzurum'da tercüman teğmen olarak yaptı. 1963'te Kayseri Usesi'ne İngilizce öğretmeni olarak atandı. .. Kazandığı sınavlar sonucu, önce Fulbıight Bursu'yla 1967'de ABD' de;,

ardından A"TUpa Konse)i Bursu ile de 1968-1969 )1llarında İngiltere'de Yüksek . Usans öğrenimi gördü. ·

I 9i0 }1lında, Bornova Anadolu Usesi · İngilizc~ Öğretmenliği göreYine başlayıp 1985'te oradan emekli oldu. · . .

Yazann beşi İngilizce, onbiri Tiirkçe olmak iizere, onaltı adet basılı yapıtı bultmmaktadır. Bım11.rdan beşi, biiyük ödül almış eğitim araştınna5ıdır. Söz konusu çalışmaların ikisi Köy Enstitüleri ile ilgilidir.

Bekir Özgen evlidir ve iiç çocuğu bulıınmaktadır.

ı

Page 10: 2310236441 - zmo.org.tr

GENEL BOYUTLARlYLA KÖY. ENSTİ'IÜLERİ EGİTİMİ Kişisel ve toplumsal yaşamınuzda, ·verimli. bir çalışma yapabilmek

için, öncelikle bir araç belirlemesi yapanz. Ardından, bu hedefe ~abilmek için yapmaımı gerekenleri bir düzene koyanz. Sistemleştiririz.

Yeni bir eğitim örgütü oluştururken de, sosyo-politik ve sosyo­ekonomik gerçekleri, eğitim sisteminin büyüme gizilgücünü, dizgenin hizmetinde olduğu toplumun ve ögrendlerin gereksirı.melerini ·dikkate alarak, buna iliŞkin politikayı, öncelilderi,·maliyet hesaplanın saptamaya çalışınz.

Bir anlamda "eğitimde planlama" denebilecek. bu olgu, öncelikle · anınem netleştirilmesi, ardından o amaca nasıl ula§ılacağının bilimsel ve akılcı saptanmasıyla anlam kazanabilmektedir: Çiinkü her işletmede olduğu gibi, eğitimde verimlilik de, sağlıklı bir planlamanın ürünüdür. Başka bir deyişle, eğilimde ·verimlilik, eğitimin niteliğini artınrken, ederini diişürebilmektir. Girdilerle, ürün ya da çıktılar arasındaki· optimal ilişkileri düzenli kılabilmektir. Kaynakları etkili knllanabilmektir. Kayıplan(sınıfta kalma, okuldan anılma vb.) önlevebilmektir.

· Eğitim işleımesu;in sağlıklı çalışahilmesi ve .,.:erirtıliliğini artırabilmesi için, eğitim disiplinlerinin uyumlu çalıştırılması da kaçınılmazdır. Örneğin, eğitim yönteminden. eğitim denetimine: eğitim teknolojisinden, eğitim

. ekonomisine: eğitim sosyolojisinden, eğitim psikolojisin e; eğitLrn. felsefesinden, eğitirn4e program geliştinneye değin, eğitim :ığacının ana dallarını birbirine bağlayan güçiü bir gövde oluşnırabilmelidir. ·

· Nitelikli eğitim Uretebilmek, nitelikli bir yapılatımayla olanaklıdır. Nitelikli yapılanma da, bir sistem oluşturma sorunudur .. Tiirkiye'de,. kendi yapısal çerçevesinde, eğitimde sistem kuranu açısından kusursuz bir çalışma örneği sergilemiş eğitim kumrnumuz olmuş mudur? Bu sorunun "evet"li bir tek yanıtı vardır. O da Köy Enstilüleridir.

Ensli!ii eğilimindeki özgünilik ve tutarlılığı anlayabilmek için, sistem · kuramı bazındaki değişkenleri bir kez de olsa gözden geçirmekte yarar bulunmaktadır.

EVRİı\1SEL DAYANAK: Bir eğitim kurumunun çağdaşlık ve akılcılık ölçiUlerinden biri, day'Jlıdığı tarihsel ve toplumsaltemelierin ~ağlamlığıdır. Köy Enstitüleri kuruculannın, eğitimimizin tarihsel evrimini yakından izledikleri, Atatürk'ün ölümüne değin yaşama geçirilen uygulama ve deneyimlerden iyi yararlan dıklan · gözlenmektedir. Örneğin, diini.in olunüu eğitsel kalıtı olan

3

Page 11: 2310236441 - zmo.org.tr

. "karma" ve/,'y.ıtılı" düzeni, ta Fatih Dönemi'nden alıp, 19lıO'~mr, TUrklyt'si.ne taşıyabilmlşletdlr. 1929'daki ''köye göre öğr<:tmen yetiştiirr.::" denernesinin eksi ve artıhtnnı araştınnışhırdır. Yabancı eğitim uzman.hırının verdiği raporları irdCl.:!mişler, dünyadaki yeni eğitsel gelişmelerin perspektifinde değerlendirebilmişlerdir. Daha da önewJisi; Atati.irk'ü ve devrimleri doğru anlayıp, doğru yorumlayabilmişlerdir. Başka bir deyişle, Enstitti olgusu, masa başında biı: güııde gd.lştirilen düşUncelerin, iki günde uygulamaFl geçirilmiş bir eğitim modeli değildir. E'\Tim>ei day-anağmırı, çok sağlam temellere.bastığı anlaşılmaktadır.

Aı'\'IAÇ: Köy Enstitülerinin amacı, TUrk köyünil canlandı:rmaktır. Köyiin "canL'ınması", yalnızca çağdaş iiretim yöntemleriyle tarımsal verimin artırılıp, varsılliıştınlması değil; a}m zamanda Cumhuriyet'ten sonra . bile . sUregelerı "tebaa" anL'l')ışının y1kılıp, köylünün kendisi ve çevresiyie ilgili yurttaşlık haklarının bilinciyle donatılmasıdır. Kullukımı çıkaı:tılıp, bireyselleşehilırı.esidir.

ARAÇ:. Bu amaca yönelik öğretmen, sağlıkçı, e be, tanınet sanatkar ve benzeri işgüciiniiyetiştirmektir.

Ö(jR.ENCİ KİMLiG İ: Köy okulu çıkışlı, sağlıklı çocuk4r. ÖGRENCİ SAYISI: Her yıl, her Köy Enstitüsi.ine 100-200 öğrenci

alarak, toplam öğrencisayısım 800-lOOO'e çıkarmaktır. YÖNETİCİ ,.e ÖGRETİCİ: Uygulııııan iş eğitLııine, gönüllü omuz

verecek yetişkin öğretmen ve yöneticiler bulmak. İleri erirnde Enstitiilü öğrencilerden yüksek öğrenim yapıp, bıı.şarılı olanlann Enstitülerdeki öğretim ve yönetim kadrolarını oluşturmasını sağlamak.

ÇEVRE: Enstinilerin yerleri· ve çevreleri, TUrkiye'deki coğrafik yapmm ve yerleşim birimlerinin nüfus ve demografik dağılınu göz önüne alınarak seçilmekteydi.

FİZİK ORTAM; Enstitülerin blna, tesis ve donanımları, değişik iıısa.rtgücü girdilerinin gereksinimlerine yanıt verecek çağdaş biçim ve ölçütlerle yapılmaktaydı.

ÜRETİı'\1: Köy Enstitülerinin en çarpıcı yanlarından birisi; eğitime katmay1 başardıkları değişiküretim biçimleridir. ,

.ı) Mal iiretimi: Köy Enstitüleri, işgörenlermin hemen tüm }iyeceğini, çoğu glyeceğini, kullandığı gereksinimlerin önemli bir kesimini kendileri üretmekteydi.

4

Page 12: 2310236441 - zmo.org.tr
Page 13: 2310236441 - zmo.org.tr

Enstitülerde eğitim, zille ba:j1ay1p, :dlk: bitmiyordu. Doğanın kucağınd~\ a•:;ılım~ i~ eğitiminin amansız koşullannda

yaratı1m birlik'lelik ve dayanışma; eğiıım-öğretirn uygulamal.arımn bir b~ka parç:ısıydi. Yazgıda ve kıvançta birlikte oL11a duygusu, ya5am güçlüklerinin birlikte omuzlanması., Enstittilerdeki eğitim-öğretim olgusuna ailesel bir içtenlik içeriği katmaktaydı.

Bu kurumlardaki köy çocuklan, "iş eğitimi içinde" ye "iş etkinlikleri aradı~yla", kendi kendilerini yönlendirebilen bir yetkinliğe ulaşabilmekteydiler. Bir çeşit kişilik eğitiminden geçmiş olınaktaydılar. Öğrenmenin öğrenimini edinmekteydiler.

· Enstjti.ilerdeki hizmet üretimi.'lin ··en tipik örneklerinden birisi de eğitiır,de parasız yutılı diizeni geliştirip, "karma eğitim"le özdeşleştlrmesiydi. Köy düzleminde eşilllkçi bir eğitim yaşamına kapılannı açabilmesiydi. Köyden aldığı köy kızlannı ebe, öğretmen yapıp, yine kendi köylerine devleti temsilen gönderebilıiı.esiydi.

c)Düşüncc Üretimi: Köy Enstitülerinin işlemesinde en iyi çalışan ve sınırlan göreli ama oldukça geniş olan özgiirliik, diişünce i.ireHminde · göriilmekterdi. Enstitü kuramcılaıı, diişiince üretiminin tarhsının demokratik okul olduğunu bilmekteydiler. Demolınısi ıohuriılannın orada ekilip, ürünUnUn orada yeşereceğini görmekteydiler.

Enslitülerde, yer aL111 demokratik eğilim uygulamasındaki ilk göze çarpan öıellik, öğrencilerin •tüm etkinllldere katılııruydt Buralardaki üretim sürecinde, eğitiwJe öğretim; yaşamla kiiltür; doğayla Enstitü, ayTI ayn düşül'!ülmemekte, birlikte ele alınrnaktaydı. Y"§am, demokrasiyle özdeşleştirilmekteydi. Demokrasi bir yaşam biçimi olarak, yaşanarak algılanmaktaydı. Nasıl mı? ··

EnstiıUlerde, ;.ışam, "birliktelik, katılım, yetki" ve "sorumluluk" eksenlerine oturtulmuştu. Uygıılamalar, YÖNETICİ-ÖGIUrfİCİ-ÖGRENCİ üçliisiiyle bi.itiinleşmektey-di. Okııla ilişkin kararlar, bu üç!Uniin .·onayı ve katkısıyla sağlamnakt;.ıydı. Demokratik eğitim, özyönetimle; özyönetim de "öğrenci başkanlıkları", "öğretici başlan" ve "eğitsel kollar" aracılığıyla yaşama katılmaktaydı.

Enstitiiler, çoğu geleneksel okı.ıllarmuzdaki gibi, yönelim ve demokrasinin ,karikaliir modelleri olmarrüşlardu'. Demokrasiyi kurum ve kurallarıyla eğitime aktarmay1 denemişlerdir. Yaptıklan işlerde, seçtikleri

6

Page 14: 2310236441 - zmo.org.tr

yaşam biçiminde, demokrasinin sözünü değiL özünü sahipleurneye özen göstermişlerdir. ' . .

,Bu düşünce üretimini. sağlayaJ?lldikleri içindir ki, Enstitülerde kitap okuma alışkarılığı bir Yaşam biçimine dönüşebilmiŞtir.

· SAYI: 1940-1944 .arasında 20 Köy Enstitüsü kurulmuştu. Her türlü 0

0 yok-yoksulluğa karşın, sayılannın hızla artırilliıasi ve 40'ı aşması istenmekteydi.

ÇIK'mAR: 1945 yılında, Milli Eğitim Bakanlığı İlköğretim Genel Müdürlüğü bir çalışma planı yapmıştı. Burada:·

a) Köylerde açılacak okullarla, buralara verilecek öğretmen ve eğitmenlerin sayısı,

b) Her Köy Enstitüsünde billıman öğrencilerin hangi yıllarda mezun olacaklan ve hangi köylere verilecekleri, o

- · c) Her yıl Köy Enstitülerine yolliınacak eğitmen ve öğretmenierin sayısının saptanması've Bakanlığa bildirilmesi istenmekteydi.

LHakkı Tooguç, yılda on bine yakın köy gezerek, bu araştırmalan izlemiş, yerlerinde saptarnalarda bulunmuştu. Planın sağlıklı gelişimi için, Köy Enstitiileri ·ve Milli Eğitim Mtldürleri, Kaymakam ve Bucak M üdürleri, Valiler o o

elbirliği ederek çalışmışlardı. Her iİ ve ilçe köylerinin ayrı ayrı nüfuS oyiumu, · dinamik yoğunluğu, sosyo-ekonomik ve kültürel yapısı, işgiidi potmısiyeli saptanmıştı. Buna göre, öğretmenli, eğitmenli, öğretmenU ve eğitmenU kö)1er ve bu elemanların sayıları belli edilmişti. Bu açıdan Türkiye 24 Köy Enstitüsü Bölgesine a1nlmıştı. Kurulmuş olan 20 Enstitünün 24'e çıkanlması . öngörülmüştü. 1955-1956 öğretim yılına del< sürec~k olan on yıllık plana göre, her yıl enstitülere alınacak öğrenci ve eğitmen sayısı belirlenmişti. Böylelikle okulsuz, öğretmensiz köy kalmmruş olacaktı. Yetiştirilen. bu Enstitü çıkışlı Işgücü, en az 20 yıl köyde hilJ1let yhpacaktı. O tarihten sonra daha hızlı altyapı ilişkileri Uzerinde dunılacak, Bölge Okullannda kunilim sanat, sağlıkve kültür merkezleri basamakkın kullanılarak kentleşmeye açık bir ekonomi düıeninin

.· zorunlu gelişmesine yardımcı olunmayaçalışılacaktı. o o •

, DÖNÜT: Enı,1itülerin işleme kusurları, öğrenciler ve yöneticilerce günlük ve h;lltalık olarak izlenmd<te ve ele alınmaktaydı. Her hafta sonu, açık eleştiriye sunulmaktaydı.

Enstitülerin yıllık denetimi de planlı olarak yürütülmekteydi.

7

Page 15: 2310236441 - zmo.org.tr

Ayrıca, Enstitülerin çı~:ıılarının da arkası 'bırakılmmnaktaydı. Enstitii}ii. bitirip, köye gönderilen elema.'11ara, köylere giderlerken, kısa birer kılavuz vetllmelücydl. Köy öğretmenlerinin üç ayda bir, mezun oldukları

· Enstitü Müdürlüğüne gönderecekleri raporkır iç'in hazırlanan bu Iiliavuz şöyleydi: · . ··

ı. EGi11M-:ÖGRETİM: a) Okulla ilgili, b) Halkla ilgili.

(Okuma-yazma; Yurt ve yaşama; Zanaat) 2. SAGLIK: a) Okulla ilgili,

· b) Köyle ilgili. (Helalar, gübrelikler, hastalıklar, salgınlar)

3. TARIM: a) Tarla, BahçeTanmı, b) Uygulama bahçesindeki tanm çalışmalan.

ENS1İ1ÜlERİN BÜYÜMESi: Köy Enstltüleıi, hem sayısal hem-de tiretim bazında sürekli bü}ümekte ve genişlemekteydi. Sistem, bli}ümesini üst dtızeyde ve alt düzeyde olmak üzere iki yönde ve planlı ohrak siirdiirmekteydi. Bir yandan sayılannı artınrken ve her Enstitü kendi içinde gelişirken, bir yandan da Köy Enstitiisiiniin üst dUze)i olan Yüksek Köy Enstitüsü kurulınuştu:

Köy EnstitüsünUn alt düzeyi olan başlıca üç kuruluş vardı. Bunlardan birincisi "Uygulama Okulu" idi. Enstitüyü bitirip -köylerde görev alacak öğretmen ve sağlıkçı adaylai1, ;npacakları işlerin uygulamalarını daha önceden burada }apmaktaydı. Uygıdama: okulu, işliği, dersliği, uygulama bahçesi olan bademesiz, tek öğretmenU ve. beş sınıflı. bir okuldu. Öğrencilerini· de, yakın çevredeki köylerden, Uç sınıflı köy okullanndan ve Enstitü işgörenlerinin

. çocuklarından sağlamaktaydı. · Dizgenin llrJnci alt tam:ımlayıcısı, "Köy Staj Okulları" idi. Her

Ensiitii, son sınıf öğrencilerini, inceleme, araştırma yapmak ve öğrendiklerini uygulamak için en az altı.· hafta sUre;1e )'akın köylerdeki "staj okullan"na göndermekteydl.

Dizgenin üçiincü ve önemli alt kuruluşu da "Köy Bölge OkuHarı" idi. 8-15 köyün ortasında, tanma elverişli topralili.rd.1 kurulan bu okullarda ·öğrenciler tanmsal ve teknik eğitim görmekV;ydi. 194·5 rJına değin 38.0 Köy Bölge Okulu kıımlmuş bulti.nmaktaydı.

'J

8

Page 16: 2310236441 - zmo.org.tr

Tasarlı bir eğitim sistemi, ürünlerini gereksinim duyulan nitelikte üretebilmek için, gereksinim duyulan nitelikleri tanımlamak ve bunu sağlayan koşulları çtiztimlemek durumundadır. Köy Enstitüleri kurucuları da bu kurarndan yola çıkıp, bunu somutlaştımuş gibi görünmektedir ler. Kısa sürede sağladıklın mal (yiyecek, giyecek), hizmet (ısınma; aydınlanma, bakım, onarım vb.) v~ ·düşünce (serbest okuma, tartışma, k.:11ılım, özgüileşme, toplumsallişma vb.) üretimleray1e özgün bir konum sergilemişlerdir. Kendi kendine yetme başansını gösternuşlerdir. ·Böylelikle yıllar boyu, . Türkiye;nin giindeminden inmeyecek olan "plan nu?", "plav mı?" Jr.avgasının an1amsı7Jığını, ürettikleri "planlı plav" ile yanıtlamışiardır. Dahası mikro ve makro düzeyde, iyi bir eğitim planbınası yaparak, eğitimde kaynak yaratmanın somut bir örneğini yaşama geçirmişlerdir .. Eğitimin niteliğini görece yükseltir~en, ederini düşiirebilmlşlerdir. Başka bir· deyişle, eğitimde· sistem kuramı bağlamında, neredeyse kusursuz bir bütünlük, planlılık ve işlerlik sergilemişlerdir. Hem de 1940'1arda . Ü)Sa bil kura.m, ileri ve çağdaş toplumlarda 1950 sonlarında kullanılmaya başlanacaktır. Köy Enstitüleri uygulamasının, Yalnızca bu yönleri)1e bile çoğu tükelim tophımlanna ömek olacak bir model oluşturduğu . sö~1enebillr. Özellikle gelişmemiş ve az gelişmiş ülkelere.

Köy Enstitüleri olgusuna tarıms:ıl üretim bağlamında );.,ıldaşıldığında görünüm şudur:

· Cumhuriyet öncesinde, Osmanlı Devleti, bir dizi savaştan yenik çıkmıştır. Genç ve de..-ingen kuşağını cephelerde eritmiş, yitirmiştir. Yorgun

. düşmüştür. · · Cumhurlyetli yıllar, düıır.ı ekonomik kırizinin yaşandığı açlık,. yokluk

dolu bunalınılı )ıllardır. Ve o günlerde Türkiye, az gelişmiş bir tarım ülkesidir. Dışborçlannı ödeyen, yaralarını sarmaya çalışan genç bir devlettir. Yoksulluk, açlıkla iç içedir.

1940'lı yıllarda patlak veren II.DHnya Savaşı Ti.irkiye'nin çevresinde sürmüş; özellikle yiyecek kıtlığı nedeniyle, Türkiye'yi de sarmalına almıştır.

Köy Enstitiileri, böylesine olumsuz ve :ımansız bir savaş sürecinde doğmuştur. Avrupa'nın kan gölüne döndiiğii; faşizmin "olmak ya da olmamak" . günlerini yaşattığı bir zaman· dilimiıİde demokrasinin gtilleri gibi Anadolu Bozkıı111da çiçek açmıştır.

Enstitü olgusuna, bu tarihsel bilinçle yaklaşmaktayarar vardır. Ancak böylesi bir değerlendirmeyle, Köy Enstitülerinin niçlıi tanmsal ağırlıklı bir

9

Page 17: 2310236441 - zmo.org.tr

eğitim uygulamasını öne çılmrdığı daha kolay anlaşılabilir. Hele bu kurum, tüm amaç, · yöntem ve dizgesiyle "köye yönelik bir eğitimi" amaçlamış· bulunuyorsi

TürnUnÜZe saygılar sunarun.

10

BEKİR ÖZGEN ARAŞTIRMACI YAZAR

Page 18: 2310236441 - zmo.org.tr

PANELİST TAHSiN YÜCEL

1926 Emet doğumlu~·l944 yılında Eskişehir-Çifteler Köy EnstitüsUnü, 1947 yılında Ankara-Hasanoğlan Yüksek Köy Enstirusünü bitirdi .

. 1947-50 yıllannda Zonguldak'ta gezici başöğretmen ve denetmen o)arak çalıştı. ·

195,0-51 yılında yedeksubaylığını yaptı. 1951-55 ~illarında Kütahya'da köy öğretmenliğin de bulundu. · 1955-61 ~1lbrında. Isparta Gönen İlköğretmen Okulunda tanm

öğretmeni olarak çalıştı. I 961-1973 yıllarında Buca ve Bornova ortaokullarında fen bilgisi

öğretmenliğinde bulundu.1973'te emekli oldu. 1963 yılından beri okul kitapları yaiı:nakıadır. Evlidir ve üç çocuğu

vardır.

ll ..

Page 19: 2310236441 - zmo.org.tr

BİLDİRİ KONUSU:

KÖY ENS1İIÜLERi~DE Tı\RIM PROt'JRAMLARI VE UYGUL\MAIAR

Köy Enstitülerinin kurulduğu ilk yıllarda resmi bir ders programı yoldu. Diğer derslerde olduğu gibi, tarım programlarını da her enstitü kendisi hazıılıyordu,_ Ders yıJı başında tarım öğretmenleri toplanarak çe\'Tenin özelliklerine, olanaklara, öğrendierin düze)ine göre bir program taslağı hazırlıyorlardı. Bu taslak öğretmenler kurulunda, diğer derslerle de ilgilendirilerek · inceleniyordu. Bakımlığın onayı ile son durumu alıyordu. Program hazırlamada temel ilke, çağdaş tarım teknolojisini iş içinde, iş vasıt3Sıyla, vermekti. .

Köy Enstitüleri yeni bir kummdu. Türkiye'de ve dünyada bunlara uygutı.r:abilecek hazır programlar yoktu. Bulunduklan yörelerin doğal durumu <11. çok değişikıL Kıırs-Cılavuz ile Balıkesir-Savaştepe'de a}nı tarım yapılamaidı. İşin kuı:ulıl§ aşamasında buhmuluyordu. Programı, orada çalışan, çevreyi ve koşulları bilen kişilerin hazırlaması en geçerli yoldu.

1940-43 }1lları arasında işlenen konular tarla tarımı, sebzeı.:ilik, ağaçlandırma, zootekni, arıcılık, ipekböcekçiliği, tarım araçları, tavukçuluk, tarım işletJTtecHiği, tarım sanatları, bağcılık ve bitki hastalıklarıyla savaştı.

Haftalik tarım dersi süresi ll saatti. Bir sınıfta bazı konularda derinlemesine bilgi ve beceri verilirdi. Fakat lı er konudaki. mevsimlik çalışmalara öğrencilerin hepsi katılırdı. Örneğin 2.smıflarda taınıkçuluk geniş olarak işleniyordu. A)TIC:l . mevsimlik tarla, biiliçe, ağaçlandırma ve tarım saua!larında da çalışıyorlardı.

Milli Eğitim Bakanlığı 1943 }ılımlı KÖY ENS1İfÜLERİ ÖGIDrti.ı'\1 , PROGRAMI adınekı bir program ya}Jrnladı. Bundaki tarım konularının smıt1ara dağılmıJ aşağıdaki çizelgede görülmektedir.

12

·,,

Page 20: 2310236441 - zmo.org.tr

Ders Konuları Sınıfiann Haftalık Ders Saati -·· l. Sınıf 2. Sınıf 3. Sınıf. 4. Sınıf 5. Sınıf

Tarla Tannu - 3 4 2 ı

Bahçe Tarımı 8 4 3 3 2 Sanayi Bitki.-Tanm San. - - ı ı 2 Zootekni 1 2 2 ı 2 Küm.es Hayvancılığı 2 2 - - -Arıcılık-İ pekböcekçiliği - - 1 2 2 Balıkçılık-Su Ürünleri - - - 2 2

TOPLAM ll ı i ll n 11

Bu program temel olmakla birlikte, enstitülere, yörel koşullara uyma. esn.ekliğini de veriyordu. Örneğin, Eskişehir Çifteler'de tahıl üretimi, Aydın Ortaklar'da lncircilik, Kastamonu-Gölköy'de meyvecilik, Kars"Cılavuz'da · arıcılık ve hayvancılık daha ağırlıklıydı.

· 1946 ;ılındaki hükümet değişikliği sonunda Köy Enstitülerinde bazı ·değişiklikler oldu. Milli Eğitim Bakanlığı 1947 yılında yen.\ bir program kabul etti. Bu program 4. ve 5. sınıflann tarım dersi sayısını I ve iki saaat azalttı. Konularda bazı değişiklikler yaptı. ·

· 1953 }1lında yayımlanan üçtincü programda ise tanm dersi haftada 4 saate indirildi. Zaten 1953 ders yılı somında da KöyEnstitüleri kapatıldı.

KÖY ENSlİIÜLERİNDE TARIM DERSİNİN AMAÇLARI:

ı. Çağdaş Tarımı İş İçinde Çahşarak,Gözleyerek,Deneyerek, Öğretmek. ·

O yılliirda köy ilkokullarmda hafuda..6 saat tarım der'si vardı. Okııla geniş uygulama bahçesi ve okul arazisi a)'Tllıyordu. Öğretmenin görevletinden biri olml arazisi lle uygulama bahçesini çağdaş tarım yöntemleriyle i§lemek, örnek bir tarım işletmesi kurmak, öğrencilerine, tanını uygulama içinde öğretmek. 4274 sayılı yasanın, lO.maddesinin B fıkrasına göre öğretmenin başka bir görevi de. köy halkına tanm bilgileri vermek, üretimin artmasını teşVik .etmektt Öğretmen tanını bilmezse bu görevlerini başaramazdı.

13

Page 21: 2310236441 - zmo.org.tr

.. 2. Öğrenciyi İş İçinde Çalışarak Eğitmek. Köy EnstiHilerinde öğrencinin, öğrendiklerini uygulama ile ,, . ·.

pekiştirmesi, iş becerisi kazanması, iş konularını kıvrainası isteniyordu. Kültür ·

1derslerinde edindiği bilgilerden üretimde yaFJrlanmaya, bilgiyi yararlı işe döni.iştürmeye, kol ve be}in gücünü birleştirerek bilinçli çalışmaya alışması bekleniyordu. Gn.Mdr.İ.H.Tonguç, "Uygulanmayan bilgi boş ve gereksiz bilgidir. Bir şeyiyapabiliyorsak, aynı zamanda. biliyoruz demektir" diyordu.

Köy Enstitülerinde işin, kol gücüyle çalışmanın hor görülmemesi, iş yapmaktan zevk alınması, iiretken olunması, işin yurt kalkınmasnun önemli bir aracı olduğıumn kavranması üzerinde de çok duruluyordu.

Tarım dersi bıınlan sağlımaya uygım çalışma alanlarından biri olarak görülüyordu .

. , '

3. Kültür Derslerinde Öğrenilen Bilgileri Desteklemek. Tanm derslerinin çoğu doğa içinde, açık havada yapılır. Toprak, su,

bitki, hayvan, araç vb.ile uğraşırken biyoloji, fizik, kimya, jeoloji, matematik gibi derslerde adı geçen pek çok madde ve olay, gerçek yerinde görülür, incelenir, denenir. Böylece tarım dersleri, kUltUr derslerinin daha kolay kavranmasını, külriir dersleri de ıanm işlerinin daha bilinçli yapılmasını sağLır. · ·

4" Öğrenciye Çağdaş Tarım Araçhirmıı Verimli ·Bitki Çeşitlerini, Hayran Irklarını Tanıtmak

TARIM ÇALIŞMALARI Arazi Durumu Köy Enstitiileri kırsal bölgelerde, geniş araziler iizerinde kurulmuştu.

Adapazan-Arifiye, Trabzon-Beşikdüzü, Kastamorıu-Gölköy ve Van-Ernis çevresinde çok geniş arazi bulmak zordu. Bunlann 50-150 dekar arasında arazisi vardı. Diğerlerinin arazisi 6i1 ile 5000 dekar arasında değişiyordu.

Yasaya göre, tarıma elverişli ,arazi ayrılması gerekiyordu. Fakat uygulamada. genellikle, tarıma elverişsiz kıraçlar, yamaçlar, · bataldıklar bulunabihn.lştL Çoğıında sulama suyu yoktu. Bazılannın yakınında, arazinin birazını sulayacak su vardı. Fakat suyu getirecek !Gmal ya ılı motor bulunmuyordu. Bu dummdaki a..razilerin temizlenmesi, düzenlenmesi, ağaçlanması, üretime hazırlanması gerekiyordu. Bu da zaman aldı.

14

J ~ ~ ~ r

Page 22: 2310236441 - zmo.org.tr

Tarım Öğretmenieri . 1940'lardiı. yetişl<Jn eleman. kıtlığı vardı. Hem de Köy Enstitilleri

yolduklar .yeri olduğu için, görev kabul eden de azdı. Aricak gönüllü .. gelenlerden yararlanılıyordu. O yıllarda tanm okulu çıkışlılardan bazıları

ilkokul öğrefmenliği yapıyordu. Bunlardan isteyenler, Köy Enstitülerine tarını öğretmeni olarak atandılar; Bu öğretmenler gece· gündüz demeden özveri}ie -çalıştılar.Tanm öğretmenlerinin biri tarun başı oluyordu. Tarım başı diğer tarım öğretmenleriyle birlikte, enstitünün durumuna göre genel bir üretim planı hazırlıyorlardı. Gerektiğinde Tarım bakanlığı görevlilerine de danışılıyordu. Bu plan, yönetimin ona)1 ile son şeklini alıyordu.

· Üretim planına göre )1llık, mevsimlik, -aylık, haftalık, iiünlük izlenceler yapılıyordu~ izlence çalışmalarına enstitünün eğitim başı da katılıyordu. Son }1llarda öğrenCi yönetimindeki tarım başkanJan da buna katılmaya başladı.

Derslerin :İşlenişi Haftada 11 saatlik tarım çalışmalanı 45 günlUk tatil dışında, yıl bo}llı'lca sürüyordu. Ders süresi üç :l}TI biçimde kullimılabiliyordu.

1. Yarım Güne Göre: Sınıfça, iki günde bir dört saat tanmda çalışılıyordu.

2. Bütiin Güne Göre: Sınıfça, döı1 günde bir gün tanmda çalışılıyordu. . , ·

3; Haftaya Göre: Sınıfç:ı, dört haftada bir hafta tarımda çalışılıyordu.

ndan dikimi, hasat gibi kısa sürede bitirilmesi gereken işlerde diğer . ders zamanlarının da çoğu tanma <ı)rılıyordu. işler azalınca, tarım yerine eksik

dersler tamamlanıyordu. Sonuçta yıllık ders saatleri toplaıuı değişmiyordu. Üretime dönük gerçek çalışmalara önemveriliyordu. gösterişe, yap- ·

boz biçimindeki geçici işe yer veı1lrniyordu. Tarun alinma gelen sınıfı, öğretmen günlUk çalışma izlencesine göre kiimelere ayırır, herbirine bir iş verirdi. İşin konusunu ve amacını anlatır, nasıl yapılacağını kendisi yaparak gösterirdi. İşin özen gösterilecek yönlerini açıklardı. Bun.ları her öğİ'enciye yaptınrdı. İşin kavrandığını anla~nca başka kUrnelere giderdi. Yapılacak iş önceden biliniyorsa, ç:ı.lışmalar küme başkanlırının yönetiminde yapılırdı.

· Çalışmaları tarım öğretmeni ve tarını bı\şkanları denetlerdi. DerS bitince her öğrenci aracl!lı temizler yarine koyardı.

15

Page 23: 2310236441 - zmo.org.tr

Öğrenciler .işleri yeterincı; öğrendikten sonra, ldrni işleri tek başına ya da kümece, kendi düşüncelerine göre yapmaya bırakılıyordu. Buna geniş • yer veriliyordu. ,

Tarla-bahçe tarımı, hayvan bakımı işlenyle genellikle erkek öğrenciler; tarım sanatları ve tayııkçulukla da daha çok kızlar uğraşıyordu .. Fakat işierin yoğunlaştığı günlerde, kızlar da her işe yardım ediyordu.

Hayvanlann sulanması, yemlenmesi, bahçenin sulanması gibi ders saatleriyle sınırlı olmayan işler için nöbet ·çizelgeleri yapılıyordu. Nöbetçi öğı·enciler gece, gündüz, tatil, bayram demeden işi zamanında . yapmakla görevliydi. Köy Enstitülerinde yaz tatili 45 gündü. Öğrencilerin yarısı tatilde iken öteki yarısı enstitüde kalırdı. Bu nedenle tarım işleri yılın her giinü kesintisiz sürüyordu.

Üretimde, çevrede eskiden beri yetişen bitkilere öncelik verildi. Sonra, iklime ve toprağa uyacağı tahmin edilen bitkiler de den endi.

Ağaç i andırma Köy Enstitülerinin çoğunun çevresinde birkaç yabanıl ağaç ile. dere

kıyılarındaki birkaç söğüt ve kavaktan başka ağaç göri.ilmezdi. Öncelikle bu ele alındı. Kıraçları yamaçlar kirizme ediltii. Dikilen fiıi'lllların can suyu, tenekelerle elden ele iaşınarak verildi. :Sonunda her enstitüde yeşil alanlar oluştu. En çok akasya dikiliyordu. Sulanun arazisi olanlarda kavak da çoh-nı. Sonra çam, sehi, akçaağaç, karaağaç, okaliptüs, sofora, mazı. ılılarnur gibi ağaçlara da yer verildi. 1955-1961 yillarında, Isparta'da çalışah orman mühendisleri, bazı nadir ağaçlan çevreye ya~mak için· Gönen Köy Enstitüsünde yetişen ağaçlardan tohumluk alıyorlardı.

Bağ-Balıçe İşleri Buna her enstitüde geniş yer verildi. Fidanlar önce Tarım Bakanlığı

fidanlıklanndan alındı. Sonra enstitiilerin kendi fidanlıkları kuruldu. Bunların · bir kısmı çevreye dağıtıldı. Ağaçların veriinli zamanları enstitüler kapandıktan sonra başladı. Fakat çoğu bakırnsızlıktan kurudu.

Yurdumuzda son 25~30 yılda meyvecilik oldukça gelişti. Bunda, Tarım Bakanlığının yanında Köy Enstitülerinin de önemli pa}'l olduğu kanısmday1Z. Sebzecilik, öğretim bakımından olduğu kadar, enstitüye ;1yeeek sağlamakbakımından da a~n bir önem !aşıyordu. 2.DHnya Savaşı nedeniyle gençlerin çoğu askerdi. Üretim azalmıştı, }iyecek sıkıntısı bii~iiktü. Enstltülerin sebzelikleri öğrencilerin yiyecek açlğını kapatıyordu.

16

Page 24: 2310236441 - zmo.org.tr

Bağ-bahçe tarırın. çevreye de örnek olmuştu. Daha önce yetiştiiilı-ueyen yerlerde üretime sebze, meyve ve bağ da girdi. · Tarla Tarımı

Geniş arazisi olan Köy· Enstitülerinde tahıl üretimi yapıldı. Bazı enstitüler kendilerine yetecek kadar buğday üretiyordu. Bol olduğu yıllarda başkaenstitülere de veriyorlardı.

Hayrancıhk Genellikle sığır ve koyun beslendi. ·!ş hayvanı olarak at vardı~ O

zamanlar traktör bulmak zor olduğu için tanm işlerinde at kullanılıyordu. Tavuk, aı'ı da vardı. Bunlann her çeşit bakım işlerini öğrenciler yapıyordu. Yalnız 1-2 devamlı bakıcı işçi olürdu. özellikle Kars-CıJavuz Köy Enstitüsünde hayvancılık geniş yer tutuyordu. Burada üretilen bal diğer enstitülere de gönderiliyordu. ·

. Su Ürünleri , Karadeniz- kıyısındaki Beşikdüzü ile Sapanca gölü kıyısındaki Arifiye

KÖy Enstitülerinin arazisi azdı. Buralarda balıkçılığa önem verildi. Kayık, motor, ağ gibi araçlar alındı. Tuzlama yerleri yapıldı. Kısa süre sonra

, kendilerine yetecek kadar balık tutmaya baş1adı1ar. Üretim artınca tuzlayarak diğer enstitülere gönderdiler. ··

Tarını Sanatları Tarhana, bulgnr, erişte, pekmez, salça, turşu, peynir, salarnura balık

ve ze}tin yapımı. kız öğrencilerin başlıca uğraşıydı. Üretilen tanm ürünlerinin bir kısmı böyle değerlendiriliyordu.

· Tarti:n Araçları O }ıllarda makineleşme çok azdı. Tanmda karnsaban, kağni, döven

gibi ilkel araçlar kullanılıyordu. Savaş ortann yüzünden bütçeden· fazla para ayrılamadığı için, enstitülere makina alınanuyordu. Para olsa bile makina bulunanuyordu. işler kazma, kiirek, be'i, pulluk gibi araçlarla, yoğun emek kullanılarak yapılıyordu. Sonraları bazı enstitülere traktör, tohum ekme makinası, orak makinası. iJ.aç püskilrteci, krema makinası gibi araçlar alındı. ·Çoğumuz bunları ilk kez enstitülerde gördük. ·

Uygulaına: Okulu Uygulama Bahçesi Her köy enstitüsünde bir uygulama okulu vardı. Bu okulun uygulama

bahçesi, örnek bir köy olmltı bahçesi olarak işleniyordu. Son sınıf öğrencileri · buranın planbnması, düzenlenmesi, çiçekçilik, sebzelik, meyvelik, koru

17

Page 25: 2310236441 - zmo.org.tr

deneme yeri, kümes, arılık gibi bölümlerin hazırianm3sı işlerinde de çalışıyorlardı.

Sonuçlar Bir .tanm işletmesinin· k-urulması, verime başlaması zaman. ister. tJk

yıllar yatınrn yapılır, ürün alınmaz. O yıllarda hükümet, 2,Dünya savaşı nedeniyle ordudan başka yere yeterli para ayıramıyordu. Buna rağmen Köy Enstitülerinde epeyce iş başarıldı. 1950'lere gelindiğinde işler oldukça gelişmişti. Enstitüler yiyecek gereksinimlerinin hemen tümünü kendileri karşılıyor !ardı.

1953'te Köy Enstitüleri kapatılıp, İlköğretmen okuluna döniiştürüliince öğrenci sayısı ve tarım ·dersleri azaltıldı. Tarim alanlaruıa bakılamadı. Yahıız kavak gibi faıla bakım istemeyen ağaçlar kerestelik duruma gelince satılıp, motorlu taşıtlar alındı.

S(lziimü, Çifteler Köy Enstitüsii Müdürlerinden Sa}ın M.Rauf İnan'ın anılarından küçiik bir parça ile bitireceğim.

"1940'ta, Çifteler çevresinde buğda.y, arpa gibi tahıllar ekiliyordu. sebze hiç ekilıne~di. Sadece karpuz. yetiştiriliyordu. Meyve}i çerçiler getiriyordu. Çevrede en fazla ı m kadar büyüyen sığırktı}rı.ıkları yetişiyordu. Sakarya'nın bir kolu olan Seydisuyu kıyısında birkaç söğiit ağacı vardı. Çevre köylerden birinde ağaç vardı. Mahmudiye Köyünde da iki kavak ...

Enstitüde 80 dekar akasya ormanı, iOO dekar bağ, 300 dekar me)velik, 300 dekar sebzelik, geniş bir kavaklık . gerçekleştirildi. Yakında yeniden gidip gördüm. Çevre köyler bağ, bahçe ve ağa§lıklar içindeydi."

Hepinize saygılarımla.

TAHS.iN YÜCEL EM, TARIM ÖGRE1MENİ~YAZAR

18

~ ~ ~ ~·

f . [

~.

Page 26: 2310236441 - zmo.org.tr

PANELİST AHMETAKSAKAt

1934 yılında Keçiborlu tlçesi'nin Ben ir Kasabasında doğdu. İlköğrenimini Benir Kasabasında tamamladı. 1950 yılında Gönen Köy

EnstiHisüne . girdi. İki yıl ilkokul öğretinenli ği yaptı. Daha sonra Gazi Eğitim Enstitüsil'nün edebiyatbölümüne girdi.

Konya Sar.-.ı.yönü Oı1aokulu'nda iki yıl, Isparta Lisesinde beş yıL Keçiborlu Lisesinde liç yıl öğretmenlik yaptı.

İlındi halıcılık yapıyor. Portre, modern resimler dokutuyor. Halıcılık konusunda Türkiye'de uzmanlaşmış bir eğitimci. ·

19

..

Page 27: 2310236441 - zmo.org.tr

BiLDiRi KONUSU:

KÖY ENSTİTÜSÜ ÇOOŞtiLARIN T;ffiiMSAL E1Kifi!Ü.Kl.ERİ

Sayın Konuklar, . Bu panelde, bana verilen "Enstıtülü Öğretmen Köyde" başlıklı konuyu

blr köy enstitüiii öğretmen ağabeyimle yaptığım çalışmalan · "soru-yanıt" yöntertı:iyle sunmaya çalışacağım, siiJere.

Saygıdeğer Öğretmenim, Kısaca, kimliğinizi öğrenebilir miyiz? "Adım Süleyman, soyadım Aydemir ... 2 Şubat 1926 doğumluyum.

Keçiborlu İlçesi'nin Kılıç Köyü'nde doğmuşum. İlkokulu kendi köyi.irnde okudum. 1939 }11ında Isparta GönenKöy Enstitiisüne girdim. Nurnararn 40, şubem B. 1944 }1lında mezı.m oldum. Diplomamda uzmanlık dalım "diHger" diye y.:ızılıdır. 1 Kasım 1944 yılmda kendi köyümde, Kılıç Köyü'nde ilkokul

· öğretmeni olarak göreve bhşladım. Üç oğlum var. Biri ziraat mühendisi, biri Almanca öğretmeni, biri müzikçi..."

Değerli öğretmenim;

GöreYe lr.ı.şladığmız 1944 yıllarmda köyün tarımsal durumu nasil dı? "Kö}1ünün hepsi tanmla uğraşırdı. Yurdumuwn her yert_nde olduğu

gibi, Kılıç KöyU'nde de kuru tarımla uğraşılırdı ... Köylünün 32000 dekar arazlsi vardı. 24000 dekarı ekilir biçillr, 8000 dekan otlak, çahlık, fımdalık •. Ormanlar yok edilmiş ... Arpa, buğday, çavdar, yulaf, mercimek, burçak, afyon ekimi yapıl:rdı. Ekim araçları ola.rak genellikle sapan, çok az pulluk, sürgü kııllanılırdı. Ekim, öküzlerle yapılır; çok az say1da atlar da kuilı:mılırdı ... Yıığışlı yıllarda normal bir verim alınırdı. Kurak geçen yıllarda köylü perişandı. Sulama su}u yoktu. Yağmur duasına çıkılırdı ... Büyük eğilirnci Tonguç'un deyimiyle köylerimiz sosyal, ekonomik, kültürel yönden zayıftı, hastaydı. Canlındııtln.ıası gere~jyordu." · ·

20

Page 28: 2310236441 - zmo.org.tr

Saygıdeğer öğr_etmenim; Köyün, köylünün durumu bu olunca, siz neler yaptıniz? "Bizler, köy enstitülerfudeköye göre yetiştlrilmiştik... . Bilirsiniz ki; insanları hangi yönde eğitirseniz o yönde uygulamalar

alırsınız. Kafalanm hangi bilgilerle doldurursanız, o bilgilere göre ya§adıklannı görürsünüz. Akılcı, laik, cumhuriyetçi eğitirseniz; özgür, demokrat, bilimsel olurlar ... Teokratik yetiştirirseniz, şeriat düzenini y.ışama geçirmeyi ·arzu ededer ... Bizler, Türkköylerinin gereksinmelerine göre yetiştirtldik

Köy Enstitülerinde beş yıllık eğitim süresiiıin ·ıı4 haftası kültür derslerine, 58 haftası tanm derslerine, 58 haftası da teknik derslere aynlmıştı. 58 haftalık tanm dersleri genellikle uygulamalı olurdu. Yaparak, y.ışayarak yetiştiriidik. Diktik, ektik; biçtik .. Klrizma yaptık, tavayı, katlamayı, tabtayı, sıcak yastığı, aşıyı öğrendik. Tan.ının; meyvecilik, sebzecilik, hayvancılık, 'arıcılık, çiçekçilik gibi tüm dallannda yeterince yetiştik. Köye önderlik y.ı.pabilecek güçteydik

Bizlere, köy orta malı olan tar.lalard.an verildi. Enstitüden hayvan ve tanm araçlıtı da verilmişti. Ayda yirmi lira ücret, onbeş lira da ayni yardmı olmak üzere toplam otuzbeş · lira ücret alırdık Ücretimizi iki, üç ay alamadığıımı da olurdu.~ ·

Değerli öğretmenim; devletin, bu olanald~t size vermesi, köylülerce nasıl karşılandt? · "Köylümüz şehirden gelen öğretmene alışıktı. A}'Tlı köylü olduğumuz

ıçın bizleri kıskançlıkla karşıladılar. Bizlere, bir süre ısmamadılar. Giysilerimili yadırgadılar. Hani bir söz vardır: "Komşunun kızı çapaklı, .elin kızı kapaklı olurrriuş" derler. Bizler köylülerimizin y,mında çapaklıydık. .. Bu zayıf ilişki uzun siirmedi. Bizim öncülüğiimüzde, köylünün y.ışammda elle tutulur olumlu gelişmeler oldukça aramızdaki soğukluklar kalktı.·

Okulun bahçesine sıcak yastıklar )aptık. Yetiştirebildiğimiz iyi .sebze fidelerinden bir kesimini · kö)1ülerimize verdik Fidelerin erken yetiştirilmesinden dolayı sebzeler de bir ayönce gelişti. Sebze tarim süresi bir ay uıanuştı. İ}i tohumlar ekilmesinden okulumuzla, ziraat müdtirlüğü ile, tarım öğretmenimiz Mehmet All Eğyiğit'le ilişkilerimili sürdürdük. Tanm alanındaki yenilikleri sürekli izledik;.karşılaştığuruz sorunJan birlikte çözdük.

21

Page 29: 2310236441 - zmo.org.tr

Köyde: ben, öğretmen Hüseyin Avni Topçu, Öğretmen Esat Ercan, sağlıkçı Halil Durmaz dört kişi, Köy Ensii!Usü me:nm1arı ohı:rak köylümüziin hizmetindeydik. .. Okı.ıl&ı; laik Tlü:klye Cumhuriyetini, Alatürk. devrimlerini IlliçUk beyiniere işllyorduk. Dışarda, tarlalarda meyve bahçeleri kurrna)ıa başlamıştık Türkün aklı göıündedir, derler. Bizler )'aptık, gösterdik

1954 yilinda dört arkadaş birer dekar elmalık kurduk. Elmalar A..ııasya ve Ingiliz ren et cinsiydi. Fidanlan, mezun olduğumuz okuldan ve Ziraat Müdiirli.iğünden aldık. Ayrıca ben dört dekar bir elma bahçesi daha kurdum, 1958 }ıtmda Gold:;,'ll ve starking diktim. Köylülerde kıpırdama yoktu. Hep se}1rciydiler. Elmalan sekizer metre aralılda dikmişL!m. "Öğretmen tarlayı boş bıraknuşsm '.' dediler. Teknik bilgileri yoktu. Çok sık dikince çok meyve : almacağını sanıyorlardı." ·

'

Sa)ın Öğretmenjm; sizler elma bahçesi kurduğunuzda, I~öyde meYl·ebahçesi yok muydu? "Yoktu ... Ha, dur, vardı ... Tangıçlar'ın ekşi elma, Kırbaşlar'ın zerdali,

Hacamatlar'ın armut ağacı vardı. Hepsi Uç tek ağaç. Nerde kalıruştık! Sulama suyumuz yoktu. İki kilometrelik yerden

bidonlarla, at amba.ı;ıyl.a su taşıd.ık. Fidanlan tutturduk. İki !11 ıaşıma suyla sularlık fidan1arı ... Çocuklarım cL1 yardım etti. İki yıl sonra ilk sondaj denernesini yap!ırdım. Sondajdan su aL:unadmı. Bu kez keson kuyu açtırdım. Keson ku}11(bn d<.ı yelerli su :ıl.amadım. Giinde dokuz ağaç sulayabiliyordum ancak ... Ziraat Bankası kredisi}1e .bir motopomp aldım .. Her gün gidip kuyuda birikep suyla. -dokuz ağaç suluyordum. Çocuklarım da yardıin ediyorlardı. Seviyorlardı bu iş1. Köylülerimiz hep gözlüyorlardı bizi.

On yıl sonra, 1968 yılında ağaçlar meyveye oturdu. O yıl Keçiborlu llçesi'nde, Ziraat MüdUrlUğU ta,rafındaıı tarun ürünleri yarışması açıldı. Yarışmaya; ikisi bir kilodan fazla gelen elmalada katıldım. A)Tlca, aneilik da )ıapıyotdum. Altın gibi ballarlada ka!ıldını.

Sergiyi gezen dönemin Isparta Valisi; benim elmaları görünce şaşırdı. "Kim.i11 bu elına?" diye sordu. Ben yanina vardım. Yakarndaki Köy Enstitüsü rozetine baktı baktı. Rahatsız oldu. "Ne kardeşim bu kadar büyük elma! bu ehna1'll· Hilton'da bile satılmaz. Kaldırın bu elmaları" dedi. Görevli ziraat teknisyeni geldi. benden öziir dileyerek güzelim elmaları sergiden kaldırdılar.

. Yarışma dışı bıraktılar. Bu haksızlığı unuıamıyonım. Hala üzüntüsil içimde ... "

22

Page 30: 2310236441 - zmo.org.tr

Öğretmenim; ben de, önceleri Inı gibi ön yargılardaıı, haksız tepkilerden üzülürdüm. Ahştım.şimdi. Yurdumuzda bu tip cahil okumuş, öneınli yerlere gelmiş olanlar var .. Çok gördük bu çeşit kafaları. Za'·alh bunlar. Ald ırma. .. "Elmalarımı yarışma dışı bıraktilar ya; balımı bırakamadılar. Ancılık

dalında birinci oldum. 50 lira para, aşı bıçağı, budama makası, mercek gibi ödüller verdiler." ·

Tüm; bu etkinlikleriııize köylülerin tepkisi ne oldu? "Köylüler yavaş yavaş bizlere sokulmaya başladılar. Sorular

. soruyorlardı sürekli. · · · Köylünün asıl olumlu tepkisi 1969 yılında oldu ... O yıl ll ton elma

sattım. Kilosu 125 kuruştan. Kiliç· Köyü'nde bit ·kamyon elma satılnuşti İstanbul'a ilk kez ... 13.750 liratuttu. Çok iyi pataydı bu para ... Benden başka HüSe}in Avni Topçu da sattı. Kö~1Uler /tahıl geliriyle elma gelirini karşılaştırdıhır. Elma geliri tahıl gelirinin çok çok üstündeydi. Yüz dekar tahıl eken çiftçi bu parayı abmanuştı. . .

Bir miktar elma~1 satma~ıp bıraktım. Kahvelerde köylülere dağıttım. . Hastası olmllar kış ortasında hastaları için benden elıiıa istediler~ Hepsine

. verdim. . 1970 yilinda köylü ayaklan.dı ... Çok miktarda elma bahçesidikildi. Bu

hareketin öncüsü bizler olduk. fjdaıı terıiininde, diküninde, budamasında, bakırnın da, köylUlerimize hep }m-dımcı olduk Bugün Kılıç Köyü'nde. 7000 dekar elmalık var ... Köye, r11da 30 milyar lira elma parası giriyor. Bu para köy

· için büyük paradır ... Köyün. geliri artınca çok çiftçi traktör aldı. Kiremit örtiilü evler yaptılar. Toprak dainlı evierden . kurtUldular.· Evlerde elektrik, su, teleVizyon var: Birçoğumm taksileri de var: .. Köy canlan dı. Hırshındı. Üretiyor,· Uretiyor; uygarca tüketiyor. Btı .da bizleri mutlu ediyor." ·

Pekiyi, köylüler elma fidanlarınınereden temin ettiler? "Teknik Ziraat Müdürlüğünden temin ettiler. Bursa'dan getirdileı:. Bu

arada 1 O 000 fidan yetiştirdim. Meraklı çiftçilere. fidan yetiştirmesini öğrettim. · Ürettiği:in fidanJan köyiiliere ucuz fi}mtan verdim. · EVimin önündeki bahçede katlama, tava yöntemiyle fidanlar yetiştirdim. Yaprak aşısı yaptım. köyiiliere ·

·sundum."

23

Page 31: 2310236441 - zmo.org.tr

Öğteı>J1,~im; t:lm..ıı.:ıhk, berab~!rhıüe bmgi &-on.m.lan w:ti:td.i?..Bu ı>:~·rnniarm ibtesindı:n nasü i!d&niı? ;'Se-r'·,,, rok \r1 '•'lmak vok Sn•·tııFU7 vasam;i{ rıelr ;{(Jel 'lC~;r 1 J.{~·.t.'!: . •. ,ı .11!~ ;.ı .• L .... ı ._ı,_:ı , , .•. ~ 4 1' "'o'...ı..._.,.,\ t·ı.

Sorunları su, tarınısal g)rdiler, pazaria.n:ıa, soğuk hava deposu diye özetleyebiliriz. 27 }ll. öğretmenlikten sonra emekli olmadık. Çahşmal.arımızı aynı hızla stirdtirdiik.

19i0 yıhnda Köy Kalkınma Kooperatifini kurduk. B yıl bu koopef~ı~ifln t>aşkmıhğım yaptım. İlk iş olarak ortak katkısı, devlet kredl ve hibesiyie, bir milyon liraya 160 tonluk bir soğuk hava deposu yaptık. Bu da

· köylUn ün gereksinmesini k.ırşı.!amadı. Kılıç I~elediyesi 350 tonluk bir depo daha yaptırdı. O da yetmedi. timdi çiftçiler elmalannın bir kısmını Burdur, Isparta, Uluborlu soğuk hava depolarında komyorlar."

Ebu taru:nııım dışmda başka hangi alanlarda etkinlikleriniz oldu, öğrenebilir miyiz?.. . "1960 yılında, köytimüzde 4K !e§kif.atı kuruldu: .. Ancılık~ sebzecillk,

ev ckmwınisi, konserveeilik ça4şmalarma. katıldık Meyvelerden marmeJat; reçe.!, konserve, sıerüze edihıılş domates su~1ı yapm_a.Sını öğretlik kızlıi.nmıza. Köyiin geliri. hiiııeri arttıkça çok yönlü beslenmesi de gerçeldeşiyordu.

Daha önce, diplomamda uzmanlık iliı.lımın "diügerlik" · yazili olduğı.mu SÖ)iemlşlim. Öğ,relmen :ırkadaşJaria imece yaparak kendi evlerünizi sırayla yaptık Fenni an kovanlan y,ıptık. B!r kovandan 45 kilogram bal aldığımız oldu. Elma bahçeleri çoğaldıkça, bi!ki korunmasında lmllandığLrıuz zehir li ilaçlar aneılığın gelişmesini önledi. B~ arada van·oa hastalığı da çıktı. Arıcılık çalışmruannuz biHL

Sııl.1ma sorunumuzu, · köyümüzde kurduğumuz Topraksu Kooperatifinin açtırdığı sondajlarla çözdiik.

Kıınmiş olduğumuz Kalkınma Koopermifl)1e soğuk hava deposu yaptığımızı sö;rlemiştlm. Bu kooperatif satış mağzası da açtı. Bu mağzarla bitld kornma ilaçlan da satmaya b~ı.şladık

ihç satış işierini devlet biraz daha disipllne eııi. Te~1ik Ziraat · MUdtirliiğUnde sınava girdim. "İlaç satabitir nılısaıı" aldım. Bilki komma

. alanında köy!ülere yırarlı ohnaya çaliştım. Hala ç::ılışmaktl}1m. Pm:arüiıu sonmıınu çözemedik. Tanmsai girdiler çı;k fly:..ı.tlmıdı.

Buna göre eLırı<i fiv:ıtlan ;.~ağılarda kaldı. Meyve üreriminde b{r isıeksi?lik var. Bu problemi muhaidcık çözmek gerek."

24

Page 32: 2310236441 - zmo.org.tr

Öğretm.~m.im; kaç yaşmdasmız? · Sıbhatm.ızdan · şikayetiniı v~ nu.? "68 yaşmdayırı.1. İki kez a.meliyaı. oldum. Şekeriın v<ı.r, DoğaL·

ya.şla.'1dıkça hirşeyicr çıkacak. Do~:torlara giderlın diye korkuyorum."

68 yaşmda göstermiyorsumız. Hala gençsin.iz ve heyecanhsmız;

"Heyecan, dnrgu; bilginin, uygulamarım motorııdur. Heyecmısız bir şeyolmuyor." -

Köy.EnstitiHerindrn 17000 öğretmen ve sağlıkçı çıktı. Kö)iel'iınizin gereksinmesine göre yapıc11 yaratıcı yetiştirildiğiniz bir gerçek. Heyecan eğitiirıiniz nasıl verilk di? "Sımfbrcla lrur:ınlsal bilgiler öğrenirdik Bu öğrettilderiıııi7J topluca,

yuru~1ış kolunda marşlar sö}ieyerek uygııJamaya giderdLk O marşları ve türkiileri mıutaı:nıyorum. Bugiin bile tarlay-.ı. giderken mmldana.rak, sö}1eyerek giderim hala. Her öğre!llen kommun bir heyecanı olmalı."

Sa.ym. öğretmenlın; bu söylediğiniz marşlardan çok sevdiğmiz birini sö}ier misiniz?

"Ziraat Marşı: Siirer eker biçeriz güralip ötesine. Milletin her kazancı milletin keses:ine. To(1iruıdık baş çiftçinin Atatürk'ün sesine. Toprakla sa~-aş için" ziraat cephesin e.

Biz ulusal varlığın temeliyiz köküyüz. Biz yurdun öz sahibi efendisi köylüyüzı diye devam ediyor."

25

Page 33: 2310236441 - zmo.org.tr

Ne soylu, ne anlamlı marş! .. Beni de duyguiandırdmız. · Ne giizcl bir müzik ... Bugünkü çocuklar, gençler "Hey Corç -rersene borç; Kıl oldum abi ... " leri e müzik yapıyorlar. Borç istiyorlar üretim yok. Öğretmenim; Mai·şt-ı· "Milletin her kazancı milletin kesesirı.e" deniyor. Sarı.ırtm

· miUetin sömürüliişünc karşı söylenmiş bir söz olsa gerek. "Aksakal; Çıkarcılar bu marşlardan korktular. Milletin her kazancı milletin

kesesine girerse, köyiii uyanırsa, halk uyanırsa sömiirüclilerin işi bozuJac::ık. . Karxıhktaiş yapanlar borularını öttürerrıiyecelder." -

Sa~m Kon u klar; Kısa sUre; eğitim tarihimizde köklü adımlar atan, 21 · Köy

Ens!Hiisünden mezun 17000 köy öğretmeni ve köy sağlıkçısı ymdumuzıın en · uç köşelerinde görevler yapıruşlardıt. Yurdumuzun ·her yanında binlerce Siile;nian .\ydemir öğretmenler: bir ymıdan }Üce Atatürk'ün kurduğu laik cumlıuriyeiin getirdiği devTimleıin eğitimini yaparak, ümmetçi toplumdillı ulusçu topluma geçmenin savaşını verirken; bir yarıdillı ·da ·çevrenin doğal özelliklerine göre tarımın değişik dallannda örnek uygularnalar y-aparak ekonomikyönden kö}1erimi7..in can11nmasına çalışmışlardır.

ederim. Ölen, kak:ın bu aydınlık savaşçıkınna saygılarımı sunanm. Teşekhiir

. 26

11 Nisan 1994 Ahmet AKSAKAt

Page 34: 2310236441 - zmo.org.tr

PAlfELİST ABDİ ÖZKÖK

{)olu Seben İlçesi'nin Kozyaka Köyü'nde doğan ABDİ ÖZKÖK ortaöğrenim süresi içinde öğretmenlik yaptı .. O sırada Atatürk'ün. Harf Devriminde açılan Millet Mekteplerüıde yen~ yazıyı haika ilk öğreten öğretmenlerden . biri oldu. Sonra ;ilksek öğrenim görüp Ziraat Yüksek MUhendlsi oldu.

Başbakanlık konjöktür servisinde, Zirai . Mücadele Enstitüleri asistanlıkbnnda bultındu. Yurdun çeşitli bölgelerinde Teknik Ziraat Okullan ve Devlet Üretme Çiftlikleri kurdu.

·çıftçi}i Topraklandınna Kanunu uygıılamalannda Toprak Dağıtım KoirıJsyorıu Başkanlıklan yapi!. Başba.k.1l!Iık Toprak ve İskan · Müfeltişliği, · Devlet ' Üretme Çiftlikleri · Ekonomi İ u be Mtidürlüğü ve Genel Müdür Yardımcılığı, Bölge Ziraai Mücadele Reisliği )~ptı. Tan'ın Bakanlığı Tetkik ve İstişare Kuııılu Üyeliğinden ayrılarak 1973 seçimlerinde Bolu ilinden Parlemento}~ girdi. Zirai .Mücadele, Tarım Eğitimi, Toprak Reformu konularında bas.ılı kitapları, bildiıileri, araştınna ve yazıları bulunmaktadır.

Ar'JŞtırmalarında bulduğu iki haşere (Eulecanium Aptü ve Kennes Safinazea), kendi adı ve eşinin adr ile dünya literatüründe ~'er alnuştır.

27 '

Page 35: 2310236441 - zmo.org.tr

BİLDİRİ KONUSU:

KÖY ENSTİ1ÜLERİ VE YANDAŞ 1EKNİK TARIM VE BAHÇlVANLIK OK.lJLLARI DÖNEMİNDE KIRSAL _YAŞAM VE TARIMSAl YAPI

Tarım öğrenimi görmüş ve Cumhuriyetin kuıııluş yıllannı köyünde ve köyliisü arasında geçirip yaşamış bir köylü çiftçi_ çocuğu olarak sizlere o günlerin kırsal yaşam ve tarımsal yapısını, köylünün eğitimini, köy enstitüleri ve . bunlarJJ yandaş ı olan. teknik tarım ve bahçıvanlık okulları ile bağlantılı olarak anlatmaya çalışaöığım. ·

Osmanlı Döneminin Çöktüğü Günlerde Türkiye: Biiyük ve ardı .arası kesilmeyen. savaşiann ve bu savaş'lann

yenily)leriyle; ayrıca da tüm ilerlemiş batı uygarlığına karşi şeriata dayalı padişah:Uk ve hilafet yönt~mleriyle çöküntüye giden Osmanlı. dönemi, nihayet 1910'lu }1lların sonunda çökmiiştür. Çöküntü Türlqye'ye çöl tipi"vaha tipi" bir tarım bıraknuştır. Tarımın doğal gereği olarak ancak en verimli topraklar işlenmektedir. Ekilebilir toprakların su olanaklarından . yararlanan pek azı ekilmektedir. Küçük işletmeler, işlenen topraklann %86'sını ellerinde bulımdurmakt~ır. Tamnda makınalaşma olmadığı için bii}ük işletmeler sahip olduklan arazinin ancak bir böliimünii ekmektedirler. Kalanı boş, bakımsız

· durmaktadır. Çoğu kez de arazilerinili · ekimini sağlamak için ortak çı, yarıcı vb. kullanılmaktadır.

Tarımın büyük bir böliimü için piyasaya yönelik tarım yapmak söz konusu değildir. İlaç, gübre, araç vb~ · çağdaş tarmisal girdiler kı.ılliınılmamaktadır. Bu olgular içinde de tam bir tarım ilikesi olan ve nüfı.ısumin %100'e yakınİ köyde ıanmla geçinip do~ımmağa çalışan Türkiye,

· fakirdit. Hele bu yurdun içinde köylü ve çiftçi daha ço~ yoksuldur. Yalın ayak, yamalı hırkalı, yanıalı gömlekli, yamalı · şalvarlıdır. Türkiye yolsuzdur. Köpıiisiizdiir, sıısuzdur, okulsuzdur, lşıksızdır. Bunun yanında hiç yolsuz. en susuz ve ışıksız ve okı.ılsuz da yine köyiüdür.

Memleket geridir, cahil çoktur. En geri . kalanı tam cahill de yine kö~1ü ve çiftçi dir. ÇünkU Osmanlı dönemlerinde, özelllkle de batının iledediği ve fakat Osmanlının .çöktüğii, gerilerneye yüz tuttuğu tarihlerde "tarım işinin bir emr-i ilahi olduğu, tahsillnden hiç bir yarar sağlanamayaca:ğı" fetvalannın . verildiği dönemde; çiftçilik bu inançla zorald doyum Için yapılmış, i§lerin bu yoida yürütülmesine çalışılmış; tarım, doğanın bağışına bağlı kalmıştır. ·

28

Page 36: 2310236441 - zmo.org.tr

Ancak tanzimattan sonra, yine bu ınançlar baskınken; yurdun brrkaÇ yerinde çoban okulu, ziraat mektebi, ipek böceği okulu, bağcılık okulu, makinist okulu ve bir de İstanbul Halkalı'da yüksek ziraat okulu gibi okullar çok az sa}1da açılnuşlarsa da, Balkan Savaşı'nın gellş1 ile hemen hepsi kısa sürede kapatılınıştır. Halbuki batı o sıralarda tanmm atadan kalma görenek ve geleneklerle değil, diğer sanatlar gibi bilinçle elde edileceğini kavramış ve bu yola çoktan yönelrnlştir. Bırnun açık bir örneği Amerikalıhrın geçmişlerinde "Tanm insanların anasıdır. Herşeyden. önce bizi besleyen odur. Bir çocuk herkesden önce nasıl anasını tanırsa, bir ülke halkı da, herşeyden önce tarımı bilmelidir.'' türncesini kullanmalan ve bu kanı içinde her yıl bütçelerinden milyarlar harcayarak tUm okıılianna tanın dersleri koyup halkı tanm sevgisiyle sarmaş dolaş dunırna getirmiş olmalarıdır .

. Türkiye'de bizim Cumhuriyetimiz, böyle bir ortam içinde tüm dünyayı. şaşkJnlık içinde bırak:Mı ve bü)ük zaferle sonuçlanan Kurtuluş Savaşı sonrasında kurulup, ulusal varlığını gösterip tanıtıruştır. Ama gelin görün ki, yurt, h~rap ve bltaptır. 1920'li ve 30'lu yıllar içindepeşi peşine· yapılan büyük devrimlerle ulus uyanlma ve lr.alkınma yoluna sokulmuştur; fakat bu yıllar amaca ulaşınaya yetmerniştir.

Bütün bu olguJaruı içinde doğup bü}i.iyen ve bunlın yaşayarak gören ve bilen, yüreği bunlarla. çarpıp yanıp tutuşan cumhuriyetin kurucusu

. ATATüRK, tüm devrimleri sır:isında ve her biri Türkiye için bir devrim olan eğitim ve tarım konularına, şu sözleri}1e değinmiş ve direktifler vermiştir:

1. 1 ıvİart 1922'de bir demecinde: . "Bir yanJan ceha!etin · giderilınesi)1e uğf-.ışılırken, bir taraftan da

memleket eviadını topltıii\Sal ve iktisadi ya~amda fiilen etkili ve verimli kılahilrnek için gerekli olan öncül bilgileri uygu1walı bir tarzda vennek, usulü mearillmizin (eğitim yolıı ve düzenimizin) esasını teşkil etmelidir."

2. 1926 meclls açış konuşmasında: ''Türkiye'nin bir tarım ülkesi olduğu göz önüne alınırsa, bizim başlıca

kuvvet ve servet dayanağımızın toprak olduğu anlaşılır; Cesaretle söylemeliyiz ki, yurdumuzun tanm alanındaki gelişmesini sağlayacak bilimsel ve uygulayıcı yeterlilikte uzmanlar azdır. iu halde tanm teşkilatıiruzı, tarım okullarımızı fenni

. usullere uygı.ın olarak ve temelden düzenleyecek\ önlemleri ehil uzmanlar vasıtasıyla almakta tereddüde yer yoktur."

29

Page 37: 2310236441 - zmo.org.tr

3. Yine bir demecinde: . "Terbiye ve eğitimde. uygulanacak usül, bilgileri insan için fazla bir

süs ve bir baskı aracı, veya medeni bir zevkten ziyade maddi hayatta başarılı olİnayı :;~ğhı.yan uygulanır ve hl1t1ılabilir bir araç haline getirmektir." diyerek Türk milli eğitimine açık ve kesin yönü belirtmiştir.

4. Diğer bir demecinde: "Eğitimdir ki bir ulusu ya özgür, bağımsız, ünlü ve yüce bir toplum

. olarak yaşatır; ya da tutsaklığa ve yoksulluğa sürükler." diye seslenmiştif.

5. 1936 meclisaçış konuşmasında: "Bu kanunun -toprak kanunun- bir sonuca vardınlmasını karninayın

(TBMM) yüksek hizmetlerinden beklerim. Her TUrk çiftçi ailesinin geçimini sağlayacaği ve çalışac:ı:ği toprağa sahip olması· behemahallazımdır." direktifini vermiştir. ·

6. 1 Kasım 1937 kamuta}m (TI3MM) açılış komt5masında: "İlk önce . ..ciddi etütlere dayalı bir tarım politikası belirtmek ve onun

için de her kö)iiiniin ve bUtUn vatandaşların kolayca kavrayabileceği ve severek uygulayabileceği bir tarım rejimi kıırmak lazımdır. Bu politika ve rejimde önernli . yer alabilecek noktalar başlıca ştınlar olabilir: Bir defa memleketde

. topraksız çiftçi bırakılmamalıdir .. Bundan daha önemli olanı ise, bir çiftçi ailesini geçiridirebilen toprağın hiç bir sebep ve suretle bölünmez bir nitelik alması; büyük çiftçi ve çiftlik sahiplerinin işletebilecekleri ariızi genişliği, arazinin bulunduğu memleket bölgelerinin nüfus yoğunluğuna ve .toprak verim derecesine göre sınırlaıiıak lazımdır. .

Küçük biiyük biitün çiftçilerin iş araçlarını artırmak, yenileştirmek ve konırnak önlemleri, vakit geçirilmeden alınmalıdır,

Memleı<eti iklim,.su ve toprak verimi bakımından tarım bölgelerine· ayırmak gerekir. Bu bölgelerin her birinde, köylülerin gözleriyle görebilecekleri çalışmaları için örnek tutacaklan verimli, modern, pratik tarım merkezleri kurmak ~dır." diye seslen~ştir.

7. Birdemecinde de:'' "TUrkiye'nin hakiki sahibi, efendisi, hakiki üretici olan köylüdiir. O

qalde bugiin daha çok refah ve · saadete müstehak ve layık olan kö}1üdür.

30

Page 38: 2310236441 - zmo.org.tr

TBMM hükümetiiıin iktisadi siyaseti bu ana amacı elde etmeye yöneliktir. Yedi }iizyıldan beri cihanın dört köşesine sevk ederek kanlannı akıttığınuz kemiklerini yabancı topraklarda brraktığımız ve yedi.yüzyıldan beri emeklerini ellerinden alıp israf eylediğimiz ve buna karşılık daima tahkirle küçük düşürdüğümÜZ ve bunca fedalc,ırlıklanna ve ihsanlarına karşı ·nan körlük, küstahlık ve zorbalıkla uşak düzeyine iiıdirmek istediğinıiz bu asil salıibiiı huzıınında bugiin saygı ile gerçek vaziyelimizi alalım." direktifini vermiştir.

Atatürk'ün tüm bu demeçleri sözleri bize o, dönemlerdeki kırsal yaşam ve tanmsal yapının ne durumda olduğunu özetleyip göstermektedir. Yine de biz bu durumda ve gidişat . içinde köylü ve. çiftçi için kurulan köy enstitüleri ve teknik tarım okullarının açılışiarına değin olan 1930'lu ve 1940'lı yıllar nasıldı, özet de olsa ön un üzerinde duralını.

Halkın, daha doğrusu köylünün yoksulluğu sürmektedir. Köylü çiftçi topraksızdır. Karnını doyurarnıyor, vergisini zor ödemektedir. Köye tahsildar ve jandarmadan başka uğr:lyan, uğrayabilen yoktur. Köylü yeni devletten Cumhuriyetten hep beklenti içindedir. Yaşam hala softanın baskısı altındadır. HükUmet adamları gelir ya da gelebilirlersehep yemeye almaya geliyor; köylü de onlara "yumurtacı, tavukçu" adını !akıyordu. Halbuki Cuinlıuriyet, köye almaya değil venneye girmeliydi. Laik, çağdaş, üretici eğitim vermeliydL

Bu durumda kadın erkek köylüye, işÇiye, hammala ~ıi ABECE yi öğreten millet mektepleri açılmış, gezici eğitim sergileri kıırulmuş, iki yıllık köy öğretmen okulları, eğitmen kursları, üç yıllık köy öğretmen okulları denemeleri yapılmış ayrıca ilkokullar müfredat. programları itibali}1e genel okullar ve köy okııllı,trı diye de ayrılmış; köy okullarında daha ziyade köy ve çiftçi okullarına yönelik ve çocuğun en yakın· ilişkisi de bulunduğu köy yaşam ve şartlahnı esas alan programların ele alınması yolu tutulmuştur.

ilk yıllarda altı yıllık olan ilk olmllarda her smıfa haftada ikişer saat tarım. dersi konulmuş ve fakat. bu dersler bir yüksek tarım ·okulu eğitiminin sistematik bir biçimde küçültülmüş örneği biçiminde yiirütülmüştür. Bu dersleri veren öğretmenler de bu programlan kullanmaya hazırlanmarnış kimselerdir. Bö}:lece bu müfredat ve programJara uyarak yapılan öğretim de çocuklara tarımsal bir yakL1şım, köye karŞı bir sevgi uyandırma niteliği gösteremenıiştir. Aksine ezberleme· durumuna giren çocuklar bu alandaki düşünce kabillyetlerinde uyumuş kalmışlardır. Köylinde ve okulunda toprak,

-bahçe, meyve, sebze, çiçek, ağaç ve hayvan sevgisi ve zevki duymayan saf ve

31

Page 39: 2310236441 - zmo.org.tr

1

temiz köylU çocuğu kentlerin yah1.Ilcı çekiciliğin~ • .kapılarak köyü terketıneye, dünya işinden alıret işine yöncimeye hazır sürekli tüketici hale gelmiştir. Bu nedenle köylü çocuğuna çiftçilik aşkı; kır yaşamı sevgisi onun ilkokulunda" bu

. işi de öğretmen okul.ımda, daha doğrusu köy enstitülerinde öğrenmiş, aynı . aşkla yetişmiş, tarım bilgileriyle de donanmış köy kökenli öğretmenler ·tarafın dan verilmelidir. ··

·Yine bu dönemde tarımsal yasalar yeterli değildir. Hayvan cinsleri bözuktur. Bölgelere göre üretim şekiÜenmemiş, köylü ve çiftçi ancak doyumu için çiftçilik yapmaktadır. Tarımsal asa~iş yoktur. Ana kaynağı tarıma dayalı dış satış ürünlerimiz gün geçtikçe artan bir rekabet karşısındadır. Dünya piyasalarının istediği şartlara bağlı ürün yetiştirilememektedir. Kooperatifler, dernekler, odalar yoktur. Bu gibi kuruluşlar için köylü kendi kendine girişime geçecek bilgi ve görgü)'e sahip değildir. Tarımsal öğrenim ve yayım yoknır. Bilgi, gelenek've gören.ekten ibarettir.

KöylünUn toprağı az yada çoktur~ isteğince çiftçilik yapamamaktadır. Ev ve oturma şartları bozuktur. Sağlığı da bozuktur. Köyde yaşamak göniilde gizlileşen, içe sin en· bir· bunalım halindedir~ Bu btmalim patl;ı~mca umutsuz . kalan köylü çaresizlik karşısında çıkış yoltın u dinde arayarak }oafağını yorganını

· sırtlanıp, varsa çoluğtmu çocuğunu da önüne kaup amaçlayamadığı bir olguya boyun eğerek bir yerlere kentlere kaçmakta, oralarda da şeriatçı düzenin yiuıdaşı haline gelmektedir.

Bu dönemde bol işgücü; kıt toprak, dengeSiZ toprak sahipliği· "toprak mülkiyeti" ve kıt sermaye Ti.irk tanminm barlz niteliğidif.

BUtUn bu olumsuzlukların içinde, rriilli eğitimin başına, bakan olarak H:ıSan Ali YÜCEL; İlköğretim Genel Müdürlüğiine de i.H.TONGUÇ getirilir. Bunlar, alışılrnamış bir program başlatıdar. Bu girişimin ana amacı, köyde üretimi çoğaltmak, teknikleştirmek, alabildiğince akılcı· düzeye ulaştırmaktır. Özetle dağınık; bitkin, perişan köyü canlandırmaktır. I3u amaçla 17 Nisan 1940'da 3803 sa~1lı yasa ile köy öğretmeni ve köye yarayan meslek erbabını. yetiştirmek Uzere tarını işlerine elverişli arazisi bulunan }'erlerde bugiin ellidördüncü yıl dönümünü yaşadığımız, şimdiki halde tüm olgularının yerle bir edildiği Köy Enstitülerini kurmaya başlamışlardır~ Kunılmuş ancak tam. eğitim altı yıl sürebilmiş, eğitirnimize tistün katkıları· ölçi.isi.iz olan 'Köy Enstittilerinin TUrkiye'ye özgü bir., eğitim modeli olar~k tarihe geçtiğinde hiç bir . kuşku yoktur. Toplumsalyaşamımızda bir dönüm noktası sayılabilecek olan im . .

32

Page 40: 2310236441 - zmo.org.tr

eğitimle halkın çağdaş, laik ve üretici bir eğitimden geçmesi sağlıuııyor; Türk toplumu ağası, marabası, yoksul köylüsü, fabrikatörü, biiyUk · bürokratı, yeni tü~emeye başlayacak savaş vurguncularıyla kaynaşmış, imtiyazsız sınıfsız bir kitle durumuna getiriliyordu.

Tarım alanında ve köylUn Un tarımsal eğitiminde de · duııım Köy . Enstitülerinin benzeri idi. Zamanın Tarım Bakanı Şevket Raşit HATİPOGLU'nun öncülüğünde 24.i.1943 gUn ve 4486 sayılı yasa ile kurulan teknik tarım ve teknik bahçıvanlık okulları köyiiinUn sanatını atadan kalma gelenek ve

. göreneklerden, hatta hurafelerden kurtararak bilinçle ve bir meslek olarak edinmesi, uyanması genel kalkınma ve gelişim yönlerinde enstitillerin benzeri ve yandaşı idi. Bu okullar kuruldukları yerin çiftçiliği sanat edinip hacayı tüttiirecek ve aile işletmesini biliriçle yiirUtUp sürdürecek, ilkokulu bilirmiş

· köylü çiftçi · çocuklan alıyor, üç yıl tüm. tarım "işleri içinde, özellikle· yöresel yapılan tanm kollannda geneilikle pratik öğretimle, aynı zamanda toplumsal

· yaşam bilgileri)1e de donatarak köyüne ve işine veriyordu. Bundan sonra okulda kurulacak bir gezici uzman kurulu tarafından bunların işletmeleri başanya ulaşıncaya dek kontrol. edilecek, böylece köylerine örnek olmaları sağlıuıacaktır. Bunlar ayrıca köyde çalışan enstitüiii öğretmenin de yandaşı olacaklar, köy ve köylü zamanın cahil imam baskılanndan da kurtulmuş olacaktı. Fakat · olmadı. Eğitimin insanlara doğal ve toplumsal çevrelerini tanımak. bilinçli hareket etmek olanaklarını veren, refah ve mutluluklarını artıran en önemli kutsal ve sosyal bir hizmet olduğu ap açık dururken bu okullar da Köy Enstitiileri gibi, ama yJvaş yavaş, alışııra alışııra yaygara yaratılmadan ~patı.lmışlardır. İimdi binalan yeşillikler içinde hacalannda öten baykuşlara bırakılmış durumdadır. O gi.inden buyana da memlekette tarım eğitimi köklü bir politika ve · plana dayatılmadan, iktidan elinde bulunduranların kişisel heveslerine göre okul açıp okul kapatmakla oyuncak gibi süriip gitmiş ve gitmektedir. Aslında Köy Enstitüleri ve tarım okullarının başlarına gelenler dikta rejimlerinde egemen iktidarlalın sıralanan şu isteklerinden doğmaktadır. .

A. Eğitim kurumlarını kendi kesin yönetim ve denetimleri altına almak,

B. Eğitimin amacını kendi iktidarlarının ömriinü uzatmak amacına uygun olarak belirlemek, '

C. Eğitim görevlilerini kendilerine % 100 U}1tmlu, kendi çizgilerinden çıkmayJn beyinleri şartlandırılmış kadrolar olarak görmek,

33

Page 41: 2310236441 - zmo.org.tr

D. Eğitim kapsamını, yani neyin kimlere, ne kadar ve ne biçimde öğretileccğini belirlemek,

E. Yetişecek kuşiı.klamı, belirli kalıpbr ve siyasal doğmalar içinde dondurulmuş kafalar oJarak oı;taya çıkmasının, kişisel ve toplumsal ·değer

· yargıları üzerinde tartışma hoşgörüsü.ı.e yabancı varlıklar olarak hayata atılınalarını sağlamaktır ki bunlar da yerine getirilriı.iştlr. Bu nedenledir ki, kö)1li çiftçi hala sanatının bilincinde değildir, geridir,. yoksuldur. Köyden kaçrnaktadır .. Bize göre bunun baş nedeni bir tarım ·iilkesi olan ve belki de daha uzun yıllar tanmla doyumu sağlamak zorunda 'bulunan kö}1Unün ilkellikten. kurtarılamamış; çiftçinin, sanatında yeterince bilinçlendirilememiş olmasıdır.

Küçiik İsr.:ıiL çöl tipi topraklarda sadece kendisini değil başka Ulkeleri de beslemektedir. Bunun baş nedeni de, İsrail'de }ÜZÜ aşkın tarım okulı;nun bulunmasıdır. ·

Yine 24.7.1943 gün ve44sı· sayılı yasa ile kurulmaya başlanan ve her 15-20 köyde birtarım teknisyeni bulıman teknik tarım teşkilatınında, bu olml çıkışlıhr, köylerde öndi tanıncılar olacaklardır. Dahası bu yıllarda tiim bu olgular içinde çıkan İkinci Dünya Savaşı, dünyanın iistiine bir karabasan gibi çökiııiiştU. Ardı ardına ülkeler diişiiyordu. Her tiirlii haber soluk kesici idi. Almanlar, smırlannuza dayJllmıştı. Olumsuzluklar, yokluklar, sıkıntılar daha da biiyiiyor, yaşam gittikçe zorlaşıyordu. HükUmet Traky~'}l boşaltma karan almıştı; Dileyen ,\nadolu'ya, barınabiieceği bir yere gidebilirdi. Nerede ise bir . bozgıın vardı. İşte bu savaş zorunluluklan karşısında Imilamlmaz büyiik kurak, hatıa çöl arazilerin doyum için ekimi ele alınmış, bu amaçla açık işietmeler halinde zirai korobinalar kurulmuş, bümmla makinalı tatima zorı.mlu bir

·yönelme olımış, d.'~ha sonra bunlar kö}1iiye tohum, fide, fidan ve darnızlık hayvanUretip verecek devlet üretme çiftlikleri haline döniiştUriilrni.iştür.

İş buı:ılarla da bitmiyordu. I. 7 .194·4: giin ve 4604 sa}11ı yasa ile kuruian Zirai Donatım da, okul çıkışlı çiftçilerin tarım alet makina ve araçlarla donatımlarını sağlayacak, böylece tamnın mekanizasyonunda da kqylüye önderlik edecekti.

. Aynca ve ,en önemlisi de U.6.1945 gün ve 4i53 sayılı çiftçiyi töpraklai1dırma' yasası He TUrkiye topraklannın sahiplenme düzeni dengeletıiyor, ta..nnun ve tarımsal yapının ana ögesi olan toprak ele alınıyor, alelade bir meta olmakımı çıkartılıyor, tarımsal yapı kökleştiriliyordu.

34

Page 42: 2310236441 - zmo.org.tr

Gerektiğinde bi!inçlenmiş olan teknik tanm ve bahçıvanlık okulu çıkışlılar da bu ynlla topraklandinlacaklardı. Gelin göıiinki: ·

Türkiye'nin tarımsal ve hatta sosyal yapısında· ulusu çağdaşlığa, uygarlığa, dolayısıyla büyük terahlığa kavuşturacak toprak refonnu (toprağa sahiplenme düzeni) yapıl.amamış, bugiin ·de, bu diizen kurulamamıştır. Tarımsal ve sosyal yapının ana dfreği olan bu refornı, bir yillin hikayesi olarak kovLıklara sokulmuştur. Doğu ve Güney Doğu'da ve yer yerde Batı. ve Orta Anadolu'da bir kısım topraklar halen de feodal kalıntılı ilişkilerle yönetilmektedir. Eğer· bu refomıun 'hakkın dan . gelinebilseydi, büyük toprak sahipleri ve büyiik sermaye ve onlann uşaklan. tarafından "kominizim geliyor" diye feryatlarl.a engellenm~seydi; teknik tarım ve bahçıvanlık okullan "köylü U)>anıyor, biz kimi sömüreceğiz?" diye ahıfigan edip kapanrtı:.ısaydı; teknik ıanm teşkilatı ismen değil, cismen tüm illerde yaygın oiar'Jk kurulup çahştırılsaydı; Zirai Donalım Kurumu yozlaştırılmasaydı; şimdi tanmsal ·yapı düzgün olur, tUmden kalkınma sağlamr, en azından Güney Doğu ve D9ğu'daki terör de başımıza gelmezdi. Bunhrla birlikte eğer Köy F..nstitülerisüregelseydi, yerden bitereesine üreyen gecekondular kitleselleşmez, kent varoş.lan o!uşmazdt HrJk kö;1ü uyamr, Atatürk ve devrimleri kenara itilmez, sayılma)'a ve sevilmeye devam ederdi. Bii)ilk kentlerde }-aşayan gecekondu sakinleri, köy göçerleri kimliklerini dinde diyanette aramazdı. Şeriatçı /eline bu. fırsatlan geçiremezdi. Kö;1er boşalmaz, kentler bırnalını merkezleri haline dönüşmezdi.

Saygı..lar sıınuyorum. ·

35

Abdi ÖZKÖK Ziraat Yüksek Mijhendisi

Page 43: 2310236441 - zmo.org.tr
Page 44: 2310236441 - zmo.org.tr

PANELİST CENGİl ÇAKIR

1944 yılında Denizli İline bağlı Babad<ığ'da doğdu. !lk öğrenimini Sarayköy Gazi İlkokulu'nda yaptı. Devlet Parasız Yatılı sına-v-mı kazanarak Denizli Lisesine girdi ve 1961 )'ılında Feri Kolunu i;1 derece ile bitirdi. Aynı yıl Ege Üniversitesi Ziraat Fakilltesi'ne kaydmı yaptımrak 1965 yılında Bağ Bahçe Bitklleı·i Yetiştirme ve Islaln Bölümü'nden iyi derece ile mezun oldu.

30 Eylül 1965 taıihiride mecburi hizmet yükümlülüğiirıün olduğu Ta..'1m Bakanlığı tarafından Denizli Teknik Ziraat Müdürlüğü'ne teknik eleman ola.<>ak atandı. . E.Ü.Ziraat. Fakültesi Ziraat Ekonoıriisi ve işletme ilmi Kürsüsü'nde açıkın asistanlık sınavını kaı~marak 30.4.1966 tarihinde naklen tayin edildi. Adı geçen kürsüde bilimsel çalışmalarım sürdiiren Cengiz ÇAKIR, 1970 )'1lı Temmuz atında Lübnan'da bulunan Be}rut Amerikan Üniversitesi'nde düzenlenen ''Tarımsal Yayını Yaz Kursu" na kl1ıldı ve başan belgesi aldı. TÜBİTAK taratmdan verilen yurt içi doktora destekleme bursunu. kazanaralr 1971 yılında "Ödemiş İlçesi Ova Köyleıinde Sulu Ziraat Yapan İşletmelerin Ekonomik Yapısı ve Faaliyet Sonuçlırı" adlı doktora tezi He "Ziraat Doktont" ünvanı aldı. ·

"Doğrusal Prograrnlama Yöntemiyle En Diişük Maliyetli Karına Yem Fonnüllerinin Sapıanınası Üzer.ne Bir Ar.ıştırma" adlı tezi ile 28.1 1.1978 tarihinde "Üniversite Doçenti" Unvanını aldı ve 25.1.1979 tarihinde doçent kadrosuna atandı.

Adı geçen bölümde bilimsel çalışmalanna devam eden Doi}.Dr.Cenglz ÇAKIR, 13 Nisan. 1989 tarihinde E.Ü.Ziraat Fakültesi Tanm işletmeciliği Anabilim dalında profesörlüğe yiikseldi.

Yurt içinde · düzenlenen ulusal ve uluslararası çeşitli seminer, · serrıpozyum ve toplantılara biidiri ile katıJan Prof.Dr.Cengiz ÇAKIR'ın- 30'a yakın bilimsel ya}1nı bulunmaktadır. "Tarım İşletmeciliği" Bilim D:ılı Başkanlığ!, Araştırma f'oııu Uzmanlar Çalışma Grubu Üyellği, Orymtasyon ve Eğitim Çalışma Grubu Üyeliği, Araştııma UyguL.wa ve i.iretme Çiftliği Danışma Grubu Üyeliği gibi yönetsel görevler üstlenmiş olan Prof.Dr.Cengiz ÇAKII<, Ege Üniversitesi, Dokuz Eylül Üniversitesi, Çukurova. Üniversitesi, · Cumhuriyet Üniversitesi ve Ankara Üniversitesi'nin Fen Bilimleri Enstitüleri tarafından çeşitli akldemi k jürilerde görevlendirilrrüştir.

Evli ve iiç çocuk babası olan Prôf.Dr.Cengiz ÇAKIR, İngilizce bilmektedir.

37

Page 45: 2310236441 - zmo.org.tr

BİLDİfİ KONUSU:

KÖY ENS1İIÜtERİNİN TARIM EKONOMİSİ AÇlSINDAN DEGERLENDİRİLMESİ

Panelimizdeki tartışmalar sırasında ·ortaya konulduğu üze~e Köy Enstitüleri yaklaşık 50 yıl önce kurulmuşnır. Daha kumluşunu bütün boyutlan ile tamamlamadan ve eğitim gibi uzun erimli bir etkinliğin sonuçlan tam alınıp hatalan varsa irdelenip düzellme yoluna gidilemeden; önce ilkelerinden

· Saptınlmış sonra da bütünüyle farklı okullara dönüştürülmüştür. · Köy Enstitülerine yönelik 50 yıldan beri siiren karalama ve yıkımlara

. karşin ayakta kalanlara · bakarak o güç koşullarda yapılanların boyunımı kavramak miimkün. Başarılmış olanlara bakarak yitirilenlerin ay1rdına vannak dunımnnda;1z. , ·

Bu masa etrafında ve bu salonda köy enstitüleri konusunda bir kitaplığı dolduracak kadar kitap yazmış öğretmenlerimizle birlikte}iz. "Köy Enştitüleri ve Tarım" konusunu tanıncı meslekdaşlanmızın. ve ziraat fakiiltesi öğrencilerinin bulunduğu bu salonda onlanrr da katılımıyla tartışmak da ayn bir heyecan k.1}nağıdır.

Köy Enstiiiileri dlpdiri. Başanlanyla, sonuçlarıyla ve anılanyla yaşİyor. Anılarda yaşaması yetmiyor. 'Konunun gerçekçi şekilde ve bilimsel olarak ortaya konulması gereklidir. Bırnun için bir dizi bilimsel çalışma yapılması ve iiniversitelerin konuya el atması zonınlııdur.

Köy Enstitüleri çok boyutlu özgün eğitim kurıımlarıdır. Öğretmen, demirel,· diilger, yapıcı, sağlıkçı, biçki dikiş hocası, tanıncı gibi çeşitli meslek adamlarının birkaçının . özelliklerini taşı;mı çalışkan ve özverili elemanlar yeliştirme;1 başarmış örnek kıırumlardır. Bu panelde konumuz gereği öğretmen-tarımcıyı elealmamız gerekecektir. , Köy Enstittilerini tanm ekonomisi açısından değerlendirirken kimi. güçlUkler vardır. Bunların öncülü de yöntem sorunudur.

Tarım Ekonomistleri tarım kesiminin ekonomiye olan katkılarını değerlendirirken:

a)Niifus ve işgiicii katkısı, b)üretim ve verim katkısı, c) Toplumtın beslenmesine katkısı,

38

Page 46: 2310236441 - zmo.org.tr

d) Sanayi sektörüne katkısı, e)Milli gelire katkısı, · · O Dış satım katkıs~ şeklinde bir a}nm yaparlar. 1

Bu değerlendinneler de bir zaman diliminde yapılır. Köy Enstitülerinin ekonomik katkısını ölçmek için, kendi bitkisel ve

hayvansal ürün üretirrıJerini dikkate almak gerekecektir. l{a:yıtlarına: erişilebilen bazı enstitüler ictin bu yapılnuş ve üretim miktarlan • göz önünde tutular.ık

1 · giinc~l fiyatlarlaüretim değeri hesaplanmıştır.

2 Çifteler Köy Enstiti.isüntin 1945-46 Yılı Üretimi :

üretilen Ürün Miktan (kg) Tutan3 (Tl)

Buğday 45000 151622179 Buğday samanı 81000 99388338 Arpa 10000 28639745 ArpaSamanı 10000 12944042 Yulaf 2300 5812184 Yulaf samanı 2000 2588808 Patates · 1000 1050765 Fasülye (da) · 1500 3720554 Kabak 25000 3.3731223 Pırasa 20000 26984978 Ispanak 20000 26984978 Havuç 2000 2698498 Patlıcan 3000 <!047747 Bi bar 4000 5396996 Domates 15000 20238734 Mercimek 5000 . 49136817 Yonca 130000 365016356 TOPLAM 840072941

·1 İ. Hakkl inan, Tarım Ekonomisi, Hasad YayıneVi,l992. . . · 2 Anonim, Kuruluşunun 50. Yılında Köy Enstitüleri, Eğit-Der Yayınları 2, ı. Baskı

Nisan 1990, s. 234. · 3 ·DiE Agusıos 1993 fiyatları ile lıesapla,nrıuşnr.

39

Page 47: 2310236441 - zmo.org.tr

Ekill-dikili alan 4600 dekar olup dekara ortalama 182625 Tl. brüt gelir sağlanmıştır. "1940-46 arasında bütün kÖy enstitülerinde 15000 dekar toprak işlenmiş, meyr1ell ve meyvesiz 750 bin fidan diki,lmiş, 1500 dönüm sebze lik, 1200 dön iim bağ meydana getiı:ilmiştir. "4 Yukarıdaki rakamlar esas alınırsa köy enstittilerindeki bitkisel üretimin yıllık. brüt üretim değeri 2. i 4 milyar lir~ır.

İkinci olarak uygulama okulları ve okul uygulama: bahçelerindeki üretim miktan kestirtlerek ekonomik değerlendirmesi yapılrruştır. Köy enstitii.lerinden mezun olan öğretmen sayılan ve bu öğretmenierin geçimini sağlamak için U}Tilmış olan.· arazide üretilen ürünler göt önünde tutularak değerlendlnne yapılması gerekir;· -

Pazarören Köy Enstitüsü, menın ettiği öğretmenierin Kayseri, Yozgat, Niğde, Kırşehir ve Sivas ilieri köylerinde yaptıklan tanin ve işlik çalışmaları , üzerind-e bir araştınna yapmıştır. 140 öğretmenin ankete verdiği yanıtiara göre: .

-- --

Ekilen ·' \ Eldeedilen 1

Ürün Çeşid~ · Alan(daa} Ürün (kg) Tutan (Tl)5 !

1946 1993 i .Bn''dav 2699 87516 16590.38 294874813 ı . b •

Arpa- i503 53553 7553.40 153374426 1

Çavdar - r·- 16264 1422.00 41099719 1 1;

Mısır 49 3553 394105 11372843 Burçak 50 2355 108.00 5951171 Mercimek 49 1470 255.00 14446224 Fasulye 69 .9764 105,0.50 24673983 Patates 17 4410 794.50 4633874 Diğer Kunı ve Yaş sebzeler 363 86467 6447.35 116665507 Kanşık Tahıl 240 18117 935.80 194249192 TOPL\J.\1 5116 283469 35550.48 861341748

4_ Ş. Gedikoğlu, ElTeleri, Getirdikleri vı: Yankılanyla Köy Enstitüleri,İş Matbaacılık ve Tic:ıret, Ankara, 1971, s.245.

~-DiE Ağustosl993 fiyatları ile lıesaplruıınışttr.

40

Page 48: 2310236441 - zmo.org.tr

Bir öğretmenin işlediği arazi miktarı 36.5 dekardır. Dekara düşen brüt-gelir 6.9489 16836211. Ankete katılın 169 öğretmenden 140'ı bitkisel üretim, 80'i hayvansal

Uretlm, 50'si tanın sanatlan 104'ü sanat çalışma11n konusundaki soruJara yanıt verrnişlerdir. Yamtlar..n toplamı 374 etmektedir. Ankete katılan öğretmenierin uğraş ala.ılannın ortalama sayısı 2.2' dir. ·Diğer ·bir anlatımla her öğretırten bu alanlarıbn en az i~inden gelir sağlamaktadır.

B' .. ~ . ld C la b "t lir(TI.) ır ogretmenın e e ett gı. orta ma ru .(Je

1946 1993

Bitkisel Üretimdert 254 6152441 Jiayvansal üretimden ı3ı 5608240 Tarım sanatlanndan 109 2635428

· Sanat çalışmalanndan 85 2065478 .

Toplarrı 679 17001587

Ortalama !ıQ; 101414c!7 1

Ankete katılan öğretmen başına 405 TL olarak hesaplanan brüt geliri o yıllarda köy öğretmenine verilen 20 lira aylık ile karşılaştırırsak bunun 20 aylık tutanna eşit olduğunu görmekte)1Z. Daha sonra geçiın toprağı ve üretim araçlan verilmesinden vazgeçilmiş ve bu a}iık 100 liraya çıkartılmıştır,

Buradaki veriletin Kayseri, Yozgat, Niğde, Kırşehir ve Sivas illeıi köylerinde görev yapan Pazarören Köy_... Enstitüsü'nün mezun ettiği öğretmenierin çalışmalarına ilişkin olduğunu dikkatierinize sunmak isterim. Bunlar iç Anadolu'nun göreli olarak verlınsiz ve acımasız koşullarmda elde edilmiş sonuçlardır. Öğretmeniere çoğu yerde yeterli toprak verilmemiştir. Kıraç,. verilİlSiZ, çalılık, fundalık yerlerden ayriliın arazilerde başarılmış işlerden söz ediyoruz. Köy . enstitülü ·öğretmen, sözcüğün tam anlamıyla elınıeğini taştan çıkarmaktadır. Ege, Marmara. Akdeniz bölgeleri gibi· göreli olarak daha verimli topraklara ve elverişli iklime sahip yörelerde kuşkusuz daha iyi sonuçlar alınnuştır.

41

Page 49: 2310236441 - zmo.org.tr

\ . Köy Enstitilleri lJk mezunlanm 1942'de vermiştir. 1952-53 öğretim

yılında öğretim süresi altı yıla çıkanldığından ve bumian sonraki öğretim yılında da öğretmen okullarıyb. bidcştirHdiklerinden 1941-·42 öğretim yılı başlangıç 1951-52 öğreıinı yılı da ·son öğretim yılıdır. Buna göre köy enstitülerinin ilk öğretime kazandırdığı öğretmen ve eğitmen sayısı aşağıdaki gibidir6 : · ·

i -=·

Kız Erkek 1

Toplam i ---1 Öğretmen 1398 15943 17341 i Eğitmen '29 8646 8675

1 .

lı Toplam 1427 24589 26016

Köy EnstitiilU öğretmenierin tarımsal Ure!ime katkılıirmı kestirmeye çalışırken en güvenilir ka}naklardan alınan bu değerler kullanılacaktır.

Karadeniz bölgesinde arazi_ kıt olduğu için öğretmeniere yeterli toprak verilmediği, doğu ,-\nadolu'da koşulların daha güç, iklimin daha sert ve toprakl.mn pek verimli olmadığı, Akdeniz, Ege ve Marmara bölgelerinde Yerimin ;iiksek, iiriin Çeşidinin faz.la ve birden fazh iiriin alma linkanının olduğu göz önünde tutulursa Pazarören köy enstitüsUnUn ortalama koşullan temsil ettiğini varsa}mak fazla hatalı olmay-abilir. · Köy Enstitiilerinden mezun. bütün öğretmenler için geçimlik arazi; iş

hayvanları, tanm araç ve gereçleri ile işllk avadanlıklan eksiksiz olarak · sağlaıımamıştır. Bunhı.nn sağlanması halinde herbirinin 1993 fiyatlarıyla

yaklaşık 10 milyon lira brüt gelir elde edeceği tahmin edilen 17.341 öğretmenin bir }1llık iiretimi 173A milyar TLsı, 8675 eğitmenin katkısı da aynı esasa göre .değerlendlrilirse 86.7 mllyar lira nıtacaktır. İkisinin toplamı 260

. milyar Tl. 'ye köy enstitülerinin üretimdeğeri olarak hesap edilen 2.7 4 milyar lira katılırsayılda yaklaşık 262.8 milyar liralık bir üretim söz konusu olur. Bu rtıkarnı daha iyi kavramak için bu para ile herbiri 100 milyon liradan 2628 ' binek otomobili satın almanın mHmkün olduğunu belirtelirn. Bu araçlar tek sıra hallnde dizilirse buradan Üniversite kartı. püsüne kadar uzanacaktır. Bu

6 . . Ş. Gedikoğlu, :ı.g.e., s.23 ı.

42

Page 50: 2310236441 - zmo.org.tr

otomobiliere köy enstitülerinden mezun öğretmenierin % 75'ini aynı anda . bindirerek g.ezdirmenin mümkün olduğunu söyleyelim~

Köy enstitülerinin hııruluşu 50 yılı aşan bir zaman dilimini kapsadiğina göre kaç yıllık üretim değeri dikkate alınacaktır? Bu değeden dinneler enstitüler ve bağlı oluşumlann işlevsel kaldığı dönem içinde yapılmak durumınıdadır.

Köy enstiiüleri, Yüksek Köy Enstitüsü, . okullar ve enstitti çikışlı öğretmeniedu üretL'Tllerinin değer toplamı olarak bulunan sayısal değer hiç küçümsenecek bir miktar değildir. Ancak bu değer köyenstitüleri aracılığıyla tarımda yııratılan katma değerin Çok sınırlı bir kısmını oluşturabilir. Çünkü saptanan böj1esi bir değer buzdağının görünen kısmı gibidir. Asıl önemli olan geride kalın kısımdır. Enstittiden çıkan bir öğretmenin kendi geçinıjni sağlamak zorunluluğu veya diğer nedenlerle. enstitüde öğrenmiş olduğu, dönemine göre modern tarim tekniklerini kullanarak kö}1ülerden daha verimli ve başanlı bir üreti.ml gerçekleştirdiğini ve köj1ülere · iyi bir örnek oluşturduğunu varsayalım. Köylülerin kaç tanesinin öğretmene öykiinerek üretim tekniklerini i}ileştirdikleri, hangi üriiniin veriminde nasıl bir artış olduğu, kaç }1ilık btr :t.aın:ın içinde bu yenilllderin yayıldıği bilinmedikçe tam ve sağlıklı bir değerlendirme y.ı.pılımaz. ·

A)rıÔ. kö)1ülerin de birbirind{_n gönnek ve öğrenmeksuretiyle yeni etkileşimler yarattığı göz önünde ti.ıtulmalıdır. Tarımsal yayım örgütünün genişlemesi, .· modem girdilerin · üreiiminin artması ve kulliınırrunın yaygınlaşması ulaşım ve iletişim olanaklarının iyileşmesiyle doğal olarak ortaya çıkan gelişmelerin payını ayirdetmek, zorlaşmaktadır.

Bu durumda örnek olaylardan yola çık:niak suretiyle bazı değerlendirmeler yapılabilir. Değerli meslekdaşım Prof.Dr.A}han . Çıkın ile· yöntem tar!ışması yaparken ort~ya komyarı bir örnek bu konuda yol gösterid olabilir. Aydın ili Çine ilçesinde Cumalı köyü tütündiliik ve tahıl tarımı ile geçinmekle iken 1970'li yıllarda ~öye bir öğretmen tayin ediliyor. Öğretmen, okulün genişçe olan bahçesinde sebze yetiştiriyor. Sebzeden iyi son üç alıyor.· O sırada köy muhtarlığı da öğretrrıene görev olarak veriliyor. Muhtarlık yetkilerini de kııllanarak Toprak-Su aracılığı ile okul bahçesini sulamak üzere bir kııju ka:zdmyor. Daha geniş alanda: sebze üretimi başlıyor .. fldeleri örtü altında yeıiştiımeyi, tüplii fide elde etme)1 başarıyor. Köylüler öğretmeni taklit ederek lmyular kazdırıyor. Sebzecilik yaygınlaşıyor ve sebze üretimi artıyor.

43

Page 51: 2310236441 - zmo.org.tr

Yerel pazariann talebini aşan bir üretim var. Pazarlama sorunlan ortaya çıkıyor. Köylülere öllder olup bir kooperatif kunıyorlar. Gübre terlariki başta olamak üzere her iürlü yetiştiricilik ve pazarlama sonınlannı çözme yolundaortaklaşa çaba başlıyor. · ·. · örnek gösterilen bu köyde sebze üretimi ve kooparatifçiliğin gelişimi

·bir lisans iisti.i tez konusu olarak ele alınmaktadır. Nesnel bilimsel yöntemlerle ve ayı1ntılı o1'U'ak konu incelenecektir. Çalışma tamamlandığı zaman adı geçen köyiin gelir ve yaşam düzeyinde ne ölçiide deği~im olduğu somut olarak ortaya çıkacaktır. Ancak kıraç koşull:irda tahıl, hayvancılık ve tüttin yetiştirilen bir . köyiin geliri ve yaşam diize;i ile sulu koşullarda entarisif sebzecilik ve örtü altı · sebzecil.iği.]"llpılması halinde ulaşılacak yaşam diize)'i arasında çokfark olduğu açıktır. · .

Biitiin bu değişimin yalnızca öğretmenin et~.isi}1eoldtiğumı söylemek doğru olma}"llbilir. Koşullann elverişli olması, insaniann katılıniı ·kuşkusuz önemli rol oynamıştır. Çevrenin farklı bir bakış açısıyla ·değerlendirilmesi, fikrin ortaya konması, becerikti bir şekilde y"l!Şama geçirilmesi, i}i bir örnek göstererek iils<ınların ikİla edilırtesi, sonuılan aşmak iizere .örgüt kımılınası başarı arttıkça katılınun artması ve bir çığ gibi bii;üme. ·

Eğimli arazide, kar )"llğdığı zaman en kiiçiik bir hareket veya sesin çığ düşmesine yol açtığı ve bir anda çok bii}iik bir giiç oluştuğu bilinmektedir: Koşııllır elverişii. değilse hiçbir· ·ses çığ oluşturamaz. Enstitiilü öğretmenin değişim ögesi olarak gücii çoğunlukla içinden gelerek veya içinde uzun süre

, )"llŞa}"llrak çevresini iyi tanıması; almış olduğu )"llratıcı ve pozitif eğitimle çıkış yolıuıu bulup sahip olduğu· iş becerisi ile çözUmü somut şekilde yaşama geçirebilmesinde yatmaktadır. ·

Buradaki örneğimizde öğretmenin köyde kendi ihtiyacı için sebze yetişlinneye yönelmesinden başlı;mak sebze üretimi gitgide biitiin köye ve çevre köylere yayılmıştır. Sebze üretiminin artışı, sağladığı olanaklar, ortaya çıkardığı yeni sorunlar ve bunlara çöZÜm ara)1Şları toplumun farklı bir boyutta gelişmesini sağlamıştır. Gelir diize;i )iikselen, kentle ilişkisi artan, .iiriln satışı, girdi. tedariki. için sıksık kente giden, bankaya para yatıran, kredi alaJı, kefil bulan, kefil olan, komisyon cu ve aracı ile tanışan, senet veren, çek tahsil eden, çek yazan, telefon eden, faksçeken insaniar artıkkendi sonınlannı kendileri çözeceklerdir. Hatta en azında.'"! iyi bir örnek olarak başkalannın sorunlannı da çözmeye yai·dııncı olurlar.

44

Page 52: 2310236441 - zmo.org.tr

Enstiti.ilü öğretmen ülkü ada!nı olarak yetiştirilmiştir. Özverill davranmaya, önderlik etmeye yatkındır. Bununla birlikte yararlı olması için mutlaka idealist davranması zorunluluğu da yoktur. Kendi sorunlarını çözebilmek için çabal.<ıması, geçimini sağlrunak için tanm ürünleıi üretmesi bile yararlı bir örnek o.hbilir Ye olmuştur.

Bu şekilde bir örnek davranış ilk hareketi başlattığın da, tıpkı fizikteki zincirleme ıepkime gibi bir süreç başlamış olacak1ır. 20 köy enstitüsünden mezun olan öğretmenierin Ti.irkiye'nin her yöresindeki özverili çalışmalıı..rının olunıla sonuçları bütiin Türkiye'yi kapsayacak çaptadır. Köy enstitülerini..'1 kuruluşu tamamlanmadi'uı köy enstitüleri dizgesi bozulmuş ve enstitüler sıradan okullar durumuna indirgenmiştir. Arıcak buna karşın enstitüler ve enstitü . çıkışlıların kalıcı eserleri ve olumlu katkıları günümüze kadar uzanmaktadır.

Bu toplantının amacı kapatılması ulusal açı\lıı.n çok büyük kayıp olan köy enstitülerine ağıt yakmak değildir. Dünya ölçeğinde önem taşıyan bu benzersiz öğretlin kı.ınımLınnm işle)'iş ve işlevledndeıı bugünkü sorunlarımıım çözümüne yönelik dersler çıkarmaktır.

Halen 14'ünde öğretim yapılan 22 ziraat fakültesi vardır. 25.· binden fazla ziraat mühendisinin bulunduğu ülkemizde, her)ll sayı 3-4 bin artacaktır. Ege Üniversitesi Ziraat FaküUesine 1994 yılı bütçesinden ayrJan ödenek 142 milyar liradır. 2950 öğrencinin bulunduğu fakültede deı;let, öğrenci başına 50 milyon lirayı aşan bir maliyete katlanrnaktadır. Fakülte öğrenimi süresince devlete maliyet 300 milyonu aşmakta, öğrenci ve ailesi de en az 150-200 mikv5Jn harcamak zonındadır. Herbuinin topluma maliyeti yanm mHyar lirayı aşan ziraat miHıendislerinin pekçoğu işsizdir. İş arayan 8000 ziraat mühendisinin bulunduğu Türkiye'de, tarım eğitimi ciddi bir darboğaıla karşı

. karşıyadır. . . Tatım eğitimi ve ziraat mühendislerinin istihdamı, mesleki

sonınlarınuzın başında yer almaktadır. Tanrri eğitimine yön· verecek yeni dUzenlemelerin, ziraili mühendislerinin istihtl'lrnı konusunda yeni arayişlann sö.z konusu olduğu bu dönemde, köy enstitülerindeki son derece başanlı eğitim dene}inıinden yararlanmak gerekir.

Köy EnstitUlerinin kuruluş yerlerinin saptanması, mUdUr, öğretmen ve öğrenci seçimi, öğrenci~öğretmen ilişkileri; bilgi izlencesi; iş eğitimi ve enstitülerdeki çalışma şekli; yaptının ve ödüllendirme; kendi kendini yönetim;

45

Page 53: 2310236441 - zmo.org.tr

ölçme ve değerlendirme gibi eğitim ilke ve yöntemleri açısından; bu önemli eğitim deneyirriinden yararlanmak gerekir. İş eğitirrii, yalılı-karma eğitim, ·laik eğitim gibi, çağdaş eğitimin ayağını yere bastıran olmazsa olmaz dinamiklerin, nüfusunun çoğtmluğu müslüman olaiı Türkiye gibi bir ülkede, ne anlama geldiğinin bilincine vanlabilmelidlr.

Dahası, bir tarım ülkesi olma sürecini tamamlay.ımamış olan ülkemizde, tarımsal modernizasyona geçilirken, Köy Enstitüleri olgusunun iyi değerlendirilmesinde sayılamayacak ölçekte yararlar olduğu gözlenmektedir.

Saygılarımla.

46

Prof.Dr.Cengiz ÇAKIR Ege Ünh·ersitesi Ziraat Fak.

Page 54: 2310236441 - zmo.org.tr

Bildirilerin sona ermesiyle, Panel Yöneticisi Bekir Özgen, şu kısa değerlerıdinneyi yapmıştır: ,, ·

"Bilindiği gibi, eğitimde KA1ı1PÜS modeli, 1940 sonrasının buluşudur. · Ve öncelikle üniversite düzleminde )>işama geçirtlmiştlr. Patent! de ABD'ne mal edilir. Oysa şimdilerde yavaş yavaş, ortaöğretim aşamasında da denenmektedir. Ne var ki, bu modelin su katılmamış uygulaması daha 1940 öncesinde, Türkiye'de Köy Enstitüleri ile gerçekleştitilmiş bulunmaktaydı. Hem de'

. ortaöğretim düzleminde. Üstelik bu EnstitU Kaınpüslerinde, çok özgün bir u)rgı1Janıa biçimi de sergilenmişti. örneğin· E~stitU Kampüsleri, bugünküler gibi; yjiksek duvarlar ya dakafunelôrgiiletle çevrili değildi. Köylere, köyilliere

.·· kıpatılin:iınıŞU. ÇeVI'eleiinden soyuffurimak bir' yana, çevrelerini içieriile katar . durnma gelmişlerdi. · Buralardaki tarımsal · uygularhaları yakın köylerdeki çiftçilere gösterebilmek için, her hafta sonu, köylüler · EnstitUlere davet edilmekte, onlara eğlenceler bile düzenlenmekteydi.

EnstitülU öğretmen ve öğrenciler, kendi kampi.islerinde i.lrettikleri nitelikli tohum, fide ve fiiliınları, çevrelerindeki köylülerin bahçe ve tarlalarına taşımışlardı. Oralardaki bozkırlan, )·eşertmeye başlamışlardı.

. Panelist arkadaşlarımın tümünün betimledikleri gibi, Köy Enstitiilerinin, okuilaşma süreci olan j-6 yılda, kendi kampi.islerinde ürettikleri ürünler: sağladıkları tarımsal çıktılar, tarııya ve pahaya vurulunca büyük rakamlar oluşturmaktaydı. Hele; köylere atandıktan sonra, ön-~ıyak oldukları !anmsai verim daha ga boyutbnmıştı. Bu verimlilik, köylerimilin · dirliği için çok yaşamsaldı. Çünkü o günler kıtlık· günleriydi. Ama, belki de, ondan da önemli ohın, Enstitüier aracılığıyla sağlanan toplumsal girdllerdi. Başka bir de)işle, Türkiye, Ummet düzeninden ulusal yaşam biçimine geçmişti. Dünün kulu, yurttaş ölmaktay(iı. Böylesi bir Örtamda, Enstitüterin neden olduğu tanmsal tiretimdeki artışın kilosu ve ederi kolaylıkla hesaplımabilirdi. Ne ki, Köy Enstitülerince kaç gram· laiklik, kaç kilo ,\tatürkçiilük, kaç ton çağdaş aydınlık i.lretlldiğinin ölçümünü kimler, nasıl yapabilirdi?.. n .•

Alkışlar ... Bu sapıamadan sonra, ainle)icilerin sordukl.arı bir dizi yazılı

soruların yanıtlanmasına geçildi. izle;1cilerden gelen soruların yanıtlanmasıyla, panelde tartışılan konunun belirli bir bürtinlüğe kavuşturulması bekleniyordu. Nitekim, birbirinden anlamlı sonı!ar gelmeye başJadı.

47

Page 55: 2310236441 - zmo.org.tr

SORU: ''Toprak Kanunu" niçin çıkartılamadı? Kimlerce engellendi? Engellernede haklı nedenler var mıydı?

YANIT(ABDİ ÖZKÖK): "Türkiye'deki tanmsal yapi.lanmaiıın verimli olabilmesi için, toprak dağılımındaki çarpıklıkların giderilmesi gerekiyordu. Ülkedeki tarıma· elverişli topraklar, genel göriintiisüyle, ya hazinenin ya da toprak ağalarının tekelinde bulunmaktaydı. Bu tiir yerlerin biiyük kesimi, bakırnsızdı. Ri7jkosu olmadığı için· de, işletilmeden durrnaktaydı. ·

Vatandaşların elinde bulunan toprak parçaları ise, gereğinden çok parçalanmış, kUÇiilmiiş ve ekim-dikim rasyonel olmaktan . çıkmış bulunmaktaydı. Dolayısıyla toprağı sahiplenrne dUzeni bozııktu. Bu nedenlerle de topraklarırnız sağlıklı ve verimli olarak işletilememekteydi. Kaldı ki,· toprağı işieyecek olan köyliirniiziin de, tarımın modernizasyonundan haberi yoktu;

Toprak reformu, Türkiye'deki tarıma <;!ayalı feodalizmin giiciiniin kınlamadığı bir dönemde giindeme geldi. Ve de, DP tar::ıfındaiı engellendi. ÇUnkU, DP'nin arlmsında, herbirinin, 10-20 köyü olan toprak ağaları vardı."

SORU: Tcknik-tar.ım ye Bahçmmhk Okullarmda (ortaöğretim düzleminde), tarım.w uygulamalar nasıl yapılıyordu? Eğitimin niteliği nastldı?

YANIT(ABDİ ÖZKÖK): "Bu okuliarda, tıpkı Köy Enstitülerinde olduğu gibi "uygulamalı eğitim" yapılıyordu. Kuramsal dersler de, uygulamalı derslerle birlikte ve .onlara koşut olarak yiirütüliiyordu. Örneğin sosyal dersleri yi.iriiten öğretmenlerimiz de tüm tarımsal uygulamalara katılırlardı. ·Söz konusu okullara, tarıma yatkın, tarımdan anlayan öğretmenierin atanmaSına ç~ba gösterilirdi. · ' Bu okullara, köy çocukları alındığı için de tarımsal uygulamalarda .

. giiçlükierle karşılaşılrniyordu. ÇünkU bu öğrencilerin köydeki işi de a}mydı. Ne var ki, öğrencilerimizin tarımsal üretimde iş içinde

' çalıştırılmalarına karşı çıkıldı. "Çocuklaı:i arnele gibi çalıştınyorlar" diyenler · oldu. Bu tanm · okuUannda bile, eğitime siyasetin pisliği bulaştınldı."

48

Page 56: 2310236441 - zmo.org.tr

SORU:- Teknik Tarım okullarını bitirenler ne iş yapıyorlardı?

YANIT(ABDİ ÖZKÖK): "Öğrencilerimiz, okulu bitirince köylerine gönderiliyor; oralarda bilinçli·. tarımsal çalışma yapmalan isteniyordu. Çalışmaları, okullannca yakindan izleniyordu. ·

İL'< r.JJar, çok olumlu sonuçlar alınmaya başlandı. Ne· ki, ileriki · yıllarda, bu öğrencilerimizin köylerde tutulması -yine Köy Enstitülerine benzer

olarak- anti-demokratik olarak nitelendirildi. Ve özellikle Demokrat Partililerce, siyasal malzeme olarak kulla:nıldı. Böyle olmasa, . olası ki,. köylerimizdeki tanıncı ve öğretmen birlikteliği sağlanacak; imamlarca halka

· aşılıınan yazgıcı anlayış kın.labilecek, Cumhuriyet köylerine Türk aydıiılanrhasınıii ışığı daha tez u.laşabilecekti. Köy kalkınması hızlanacaktı."

SORU: Bu okullarm kapatılmasına niçin tepki gösterilmedi?

YANIT(ABDİ ÖZKÖK): "Bu okulların (tümü 6 adet) kapatılması, · yavaş yavaş ve sinsice oldu. Bu nedenle, kapatılmaianna karşı çıkı1'lll1adı.

· Herbui 50 dönüm arazi üzerine kunılmuş; ve herbiri 600 öğrenciyi hanndırmaya yönelik olan bu yer ve binaların şimdi yerlerinde yeller esiyor, hacalarında baykuşlar ötüyor." ··

SORU: Köy Enstitülerinin yeniden açılmasına yasal bir engel var mı?

YANIT(AHMET AKSAKAL): "Böyle bir J"'Sa yok. Ne var ki, Enstitülerin yeniden açılması için bir girişim de yok

Ancak. böylesi okullann bulunması, · çağdaş eğitimin olmazsa olmazıdır. Çünkii, ülkemizin bütiinlüğii, esenliği ve de yarınlan bu tür okulliirnı açılmasıyla olanaklıdır. Bugünkü gibi, bir yanda Atatjirkçü, bir yanda: şeriatçı

. okullan açtığınız zaman, dünün açınazına . diişersiniz. Köy Enstitüleri bugün atanır kurumlar olduysa, bu yanlışları yapmadığının anlaşılnuş olmasındandır."

49

Page 57: 2310236441 - zmo.org.tr

SORU: Çoğu kamu ve özel kuruluşlar, sanayileşme ve kentleşmc adı altında, en bitek (verimli) tarım arazilerini kapatmaya başlamışlardır. Bu gidişin sonucu ne olacaktır? ·

YANIT(CENGİZ ÇAKlli): "Bu tür yaklaşımlar, büyük ka~1plara varan ve geri dönülemez bir toprak kaybına neden olmaktadır. Üstelik illkemi4 yoksullüğa sürüklemektedir.

Verimli tarım alanlarının, daha az gerekli olan amaçlarla kullanılıyor olınası, öziinde bir tarım ülkesi olan Türkiye'deki işsizlik sorunu.ııu da delaylı yoldan olumsuzluklara · çekmektedir. En azından, olası . çözümleri giiçleştlrmektedir. Başka bir · deyişle, ·İstihdam ·sorununu, çöiümsiiz kılmaktadır; ·

Bu da yetmiyormuş gibi, söz konusu topr!\k kapatınıının bii}iik yerleşim birimleri çe\'Tesinde gündeme gelmesi, yanında hava kirliliğini de getirmiş bulunmaktadır, Bu gidişe ivedilikle "Dur!" denilemezse, toprağımızdan ·olduğumuz gibi, havaımıdan da . yoksuıİlaşacağımız giinler ırakta değildir." ·

SORU: Tarım mühendislerimiz yasal olanaklart kullanıp, köylüye destek olsalar, tarımsal üretimin ,niteliği ve niceliğini yükseltemezler mi?

YANIT(CENGİZ ÇAKIR): "Bu soruya olumlu ]Jllıt bulmak güç. Evet, öğrencilerimiz zeki. Seçkin. Ama çoğu kentli gençler. Bü}iik çoğunluğu üretim sürecinden geçmemiş. TUketiciliği ilke olarak görmüşler. Tarımla doğrudan ilişkileri oimaıruş. Bu nedenle, onların köye gitmeleri kolay değil Gitseler de, kırsal alanda yaşay:ı.mazlar~ Çünkü oralı değiller. Oradan gelmiyurlar. Bu nedenle de oriı.ya gidip, oranın yerleşik düzenine girerek, sUrekli kö}iii olamazlar. Aslında., gerek tarım okııllarının, gerekse Köy Enstitülerinin öğrencilerini köyden aJmalarının kökeninde de bu gerçekçilik yatmaktadıi. Zira, çağlarboyu, yetişkinlerimiz kö;1ti olmadıkları için, köyğe kalaıtıaıruşlardır. Belirli sürelerde kalsalar da, geçici ve iğretilikleri kaybolaıtıamıştır. .

Kaldı ki, Zira.1t · Faki.lltelerinde, öğrencilere çokça uygulamalı eğitim terilmediğinden; çıktılar daha çokbüro tipi millıendlsler olabilmişlerdir.

50

Page 58: 2310236441 - zmo.org.tr

Bunlar, köylerintize hi~et sunsalar da, köyü iyi tanımadıkları için, sunduklan · hizmetin köyün ekmeğille katık sağladığını savunmak güçtür.

Özünde, tarımsal sorunlanınızla Köy Enstitüleri arasmda bir korelasyon kunnamızm; ve de panelkonusunu "KÖY ENSTİTÜLERİ ve TARIM"· başlığında toplamamızm da temeldeki düşüncesi, bu kaygıyı giin ışığına çıkarabilmektir. Başka· bir deyişle, Türkiye' deki tanm miihendislerini, ülke gerçekleri· ve gereksinmelerine koşut bir eğitim sürecinden geçirirken, Köy Enstitüleri uygulamalanndan ne gibi dersler çıkartl11bileceğini tartışabilmektir." ·

SORU: Köy Enstitülerine tahsis edilen araziler, bakımsız ve verimsiz hale gelırilştir. önc.eleri çok verimli duruma ~okulan bu yerler, Tarım Okulları ya da Tarım Yüksek Okulları arazileri

. kpnumuna sokulainazlar mı? .

. YANIT(TAHSİN YÜCEL): "Bugünkü konumlarıyla, bu yaklaşım olanaklı göriinmHyor. Çünkü, bunu gerçekleştirmeye gınıümüz hükümetlerinin giicii yetmez. Ben, bunlardan onunu gezip, inceledim. Çoğu perişan, bakımsız dunımdaydı. Kuşkusuz ki, tümünün canlandıtılması ortak dileğimizdir.

· Ancak }ine de,· kullanı lmaz. dunJmda olan bu Köy Enstitüleri ve alanlannın, ''Tanm Okullarİ", "Yetiştinne Yurtlan" ya da "Çok Amaçlı Liseler"olarak işlevselliğe ' kavuşturulmruruiları için hiçbir ·neden görünmemektedir."

. ·SORU: 1iirkiye'deki Yetiştirme Yurtlarının herbiri, Köy Enstitüleri binalarını da. kullanar-~ birer İŞ OKULU biçimine dönüştürülebilir mi? Bu bawamda Köy Enstitüleri eğitimi örnek tutulabilir mi? · ·

YANIT(BEKİR ÖZGEN): ''Türkiye'de sağlıklı bir okııllaşma modeli geliştirebilmek için, akılcı ve bilimsel ön araştırmalann yapılması gerekif. Ne .ki, kapatılmış Köy Enstitülerinin yerlerine, bugünün · YetiŞtinne Yurtlarını yerleştirerek, yeni bir ;~pılanmaya gidilebilir mi? Bu hiç de yabana atılacak bir düşünce ve öneri değil Ancak yine de, böylesi bir girişim, hem çağdaş eğitimi, hem Yetiştirme Yt:ırtlannı, hem de Köy Enstitülerini iyi irdeleyebilen eğitimciler,

51

Page 59: 2310236441 - zmo.org.tr

hem de bilim adamlanyla gerçekleştirilebilir. Çünkü tüm Köy Enstitülerinin kendi içinde bir eğitim anlayışı ve özel bir sistematiği vardır.

Kaldı ki, eğitim, gerielinde bir üstyapı kurumu olduğu için; böylesi bir yaklaşım, eninde-sonunda, bir siyasal yeğlem olayıdır."

SORU: Köy Enstitüleri, yeniden açılabilir mi?.

YANIT (BEKİR ÖZGEN): "K{)y Enstitülerinin yeniden açılahilmesi sorusunu gündeme çıkardığınuz zaman; köyün yapısal özelliklerini bir kez daha araştırmlk, yeniden gözden geçirmek gerekmektedir. Çünkü eğitim, mutlak bir gereksinmenin türeVidir.' Başka bir deyişle, dünlin çoğu köyü, köyden kente · yoğun göç nedeniyle bugünün kenti olmaya başlamıştır. Boşalmayan köyterin bir kesimine de, kentsel akış olmuştur. Sonuç olarak,

' gürtcel istemler ve , beklemler değişmiştir. Köy sayısı azalmıştır. Köyler kentleşirken, kentler kö}1eşmeye başlamıştır. Bu nedenle,. bugün kurulsa kurulsa, ancak "gecekondu enstitiileri" kıırulabilir: Buralarda yetiştirilecek insaiı modeli de, demokrat ve caydınlıkçı yanı değişmese de, en azından, yerel

/ ekonomik zorlama'lar çizgisinde olacaktır. Örneğin bu Enstitülerde, tanmsal etkinliklerden çok, sanayileşme ve teknolojiye yönelik çabalar ağırlıklı olacaktır. Ancak, böylesi bir konumda da, İŞ EÖİTİMİ ilkesinden ödün verilmeyecek yaparak-yaşayarak (yaparken ve yaşarken) eğitim-öğretim anlayışı egemenliğini sürdtirecektir."

Eğitiıni ve tarımıyla, yarınlara örnek oluşturan bir Türkiye yaratabilme umuduyla, panelist arkadaşlarım adına, tümünüze saygılar sunuyoruz.

19 Mart 1996

1 VeVJc;t l\l ü.ıSHtlbl J ~~-.... 5-··--

52

Page 60: 2310236441 - zmo.org.tr

"Köy Enstitüleri ve Tarım" kitabının yayınlanması imecesine maddi katkı sağlama yarışına son anda katılan Ege ihracatçılar Birliği üyesi Sayın Mayer Arditi ve Sayın Ali Şükrü Kahyaoğlu'na da içtenlikle teşekkür ederiz.