Upload
others
View
3
Download
0
Embed Size (px)
Citation preview
~ };{ 12.ULUSLARARASI
::ı:f~~~C8~3~~ . T E B L İ G L E R
Sempozyum. Tarihi : 6 - 7 - 8 Kasım 2015
Eyüp BelediyesiKültür Yayınları No: 81
Eyüp Belediyesi Kültür Yayınlan Adına Sahibi : Remzi Aydın
Proje Sorumlusu : Ahmet Turan Koçer
Yaym Yönetmeni : Davut Akgül
Editör : Hüseyin Karaca
Yayma Hazırlık : Ümit Aksoy, Cemil Nazlı, Abdülbaki Başer
Tasanm ve İç Düzen : N uhun Gemisi Reklam ve İletişim Hizmetleri
ISBN : 978-975-6087-13-8
Baskı : Mavi Ofset
Basım Yayın Tic. San. Ltd. Şti.
İkitelli O.S.B. Mahallesi Heskoop Sanayi Sitesi
Sinpaş İş Modern ݧ Merkezi Blok Kat: 1
No: 22/23 Başakşehir /İSTANBUL
Tel: (0212) 549 25 28 (pbx) Fax : {0212) 549 26 84
www.maviofset.com c-mail: [email protected]
istanbul, 2016
EYÜP BELEDİYESİ
KÜLTÜR İŞLERi MÜDÜRLÜGÜ
444 3000
www.eyup.bel.tr
12. Uluslararası Eyüp Sultan Sernpozyuınu, Siycr Vakfı işbirliğiyle düzenlenmiştir.
:
"""'
IV.Oturum: Anadolu'ya Yönelik Fetih Hareketleri
EMEViLERiN BiZANS ÜZERiNE FETiH SiVASETi
Siileyman B. Abdülmelik Dönemi + Hişam B. Abdülmellk Dönemi +
' \ \ /
.e
~ Muaviye Dönemi +
Abdülmellk Dönemi + Velid B. Abdülmellk Dönemi +
Prof. Dr. Ade m Apak •,
1970 yılında Bursa'da doğdu.
1992'de Uludağ Üniversitesi ilahiyat
Fakültesi'nden mezun oldu. Bir yıl son-
/ ra İslam Tarihi ve Sanatlan Anabilim
Dalı'na ~nrma Görevlisi olarak
atandı. 1995 yılında "Hz. Osman
Dönemi Emev1 İdarecileri" isim
li tez ile yüksek lisansını tamamladı.
1999 yılında "Amr b. el-As (Hayatı
Şahsiyeti-Devlet Adamlığı)" konu
lu araştırmasıyla doktor oldu. 2001-
2002 ve 2004-2005 öğretim yılların
da Türkmenistan Mahduınk.uli Devlet
Üniversitesi ilahiyat Fakültesi'nde
öğretim üyeliği görevinde bulundu.
Mayıs 2005'te doçent, 2011 yılında
profesör unvam aldı. Halen Uludağ
Üniversitesi İlahiyat Fakültesi'nde öğ
retim üyeliği görevini sürdürmekte
dir. Evli ve ik1 çocuk babasıdır.
168 EYÜP SULTAN SEMPOlYUMU XII
• • EM EVI LERI N
• •• • BIZANS UZERINE FETiH SiVASETi Prof. Dr. AdemApak
•
Giriş
İslam tarihinde Muaviye b. Ebu Süfyan'ın Hz. Hasan'dan hal.ifeliği devralmasıyla
başlayıp Mervan b. Muhammed'in öldürülmesine kadar geçen döneme "Emev1
Asn" adı verilir. Gerek Hz. Peygamber (sav) devrinde yaşamış sahabe ile ondan
sonraki nesil arasında bir zaman köprüsü olması, gerekse bu süreçte meydana
gelen hadiselerin Müslümaniann zilıninde derin izler bırakmış olması sebebiy
le, Emevller devri İslam tarihinin üzerinde en fazla tartışma yapılan dönemle
rinden birini teşkil eder.
Dört halife döneminde istişare sonucunda seçilen halifelikten güç kulla
mlarak ele geçirilen yönetim s.istemine geçilmesi, bunun akabinde devletin
kurucusu Muaviye b. Ebu Süfyan eliyle halifeliğin saltanata dönüştürülmesi;
buna tepki olarak gerçekleştirilen Hz. Hüseyirı hareketinin Kerbela faciasıy
la sonuçlanması, yönetirnin uygulamalarına karşı çıkan Medine'nin işgal ve
yağmaya tabi tutulması, ardından Mekke'nin muhasara altına alınıp Kabe'nin
yakılması, iç çatışmalarda bir kısmı as
hab çocuğu olan binlerce Müslüman'ın
öldürülmesi, ayrıca muhtelif sebepler
le meydana gelen kabile savaş lannda sa
yısız insanın katledilmesi gibi hadiseler
Bıneviler döneminde öne çıkan siyasi ve
toplumsal hadiseler olarak özetlenebilir.
Bu dönemin diğer dikkat çeken özelliği
ise gerçekleştirilen yoğun fetih faaliyet
leri neticesinde Müslümanların Çin sı
nırından Atlas Okyaousu'na kadar ya
yılması, pek çok farklı etnik unsur ve
kültürün ilk kez İslam diniyle
tanışmış olmasıdır. Bununla bir-
likte Emevıler döneminde mey
dana gelen bir kısım siyasi hadi
seler ve haliEelerin uygulamala
n sebebiyle bu soy mensupları
sürekli olarak tenkide tabi tu
tulmuştur. Emevller aleyhine
dile getirilen önemli iddiaların
başında, onların "ırkçı" bir an
layış benimsernek suretiyle iş
galci bir politika izledikleri ve
İslami cilıad yerine emperyal ya
yılmacıbk emelleriyle hareket
ettikleri düşüncesi gelir. Başka
bir ifadeyle Emevller dönemin
de Arap fatihler, dini ikinci pla-
na iterek ırkı ve iktisa<Ü saiklerle fe
tihler gerçekleştirmişlerdir. Bilhassa
müsteşrikler (Wellhausen, Gerlof Van
Vloten, Goldziher, Winckler, Ceatani)
tarafından dile getirilen bu düşünce
ye göre Emevller dönemindeki fetih
hareketinin temel amacı İslam dini
oj yaymak değil, daha geniş toprak
lara ulaşmak ve buraların zenginlik
lerini ele geçirmektir. Welllıasuen ve
onun takipçilerinin dillendirdikleri in
dirgemeci düşüncenin hatalı olduğunu
başka bir müsteşrik Della Vida, İslam
Ansiklopedisi'ndeki "Emeviler" madde
sinde şu şekilde izah eder: "Hakjkatte
İsl3.miyet ile başlangıçta mücadele et
miş olan bu Mekke aristokrasisinin ah
fadına zahidane veya mutasavvıfane te
mayüllerin tamamıyla yabancı olduğu
ve bu aristokraside daha ziyade cahiliye
devrinden kalma seyyid kafası ve tüc
car cumhuriyetinin iş adamı zihniyeti
nin bulunduğu kabul edilecek olursa,
diğer taraftan, Arap aleminin bu misli
görülmemiş zaferinin İslamiyet saye
sinde vuku bulduğu, en moderni ve en
agnostiği de olsa, yine hiçbir zihni};etin
.\.. ~:...
İslamiyet d amga s md an kurtulamayacağı
göz önünde tutulmuş olacağından, ta
rihi hakikatlerden uzaklaşmak tehlike
si baş gösterir. Eme.vi halifeled zaman
larının ve muhitlerinin adamı olmak sı
fatı ile İslam abdelerinin taammümü
ile kendi ülkelerirıin genişlemesini, sa
mimiyetle aynı şey addetmişler ve ister
Şü, i.ster Harici olsun, kendi siyasetleri
ne düşman olanların aynı zamanda ha
kiki Müslümanlığa da hasım oldukları
na kanaat getirmişlerdir ... Her ne ka
dar bunların sukutundan sonra, zahid
mulıitlerinde hakim olan fikirlelin te
siri altında vücut bulan bazı şahadetler,
/
EMEVilERiN BiZANS ÜZERiNE FETiH SiYASETi 169
1 Levi Della Vıda, G .• "Ernevtler", İA, 24J.
Emev1lerin hatırasını tel'in etmi~ ise
de, İslanıiyet'in, bilhassa onların dev
rinden ve kısmen onlann bamlesi saye
sinde, alemşümul bir din haline geldi
ğini unutmamak lazımdır". 1
Burada şu hususu da vurgulamak
gerekir ki sadece Emev1 dönemi fetih
leriılde değil, bütün islaoı1 fetihler dik
kate alındığında etnik ve politik unsur
ların, tabii ki, ekonomik sebeplerio bel
li derecede rol oynadığı inkar edilemez.
Ancak dikkatli bir inceleme yapıldığında
Emevller döneminde de, diğer İslam ta
rihi sürecinde olduğu gibi, fetihleri etki
leyen en önemli amil, yine cihad düşün
cesi yani İslam'ın yayılması (İ' la-yi keli
memllah) olmuştur. Nitekim bu inanç
la hareket eden Emev1 halifelerinin pek
çoğu bizzat hanedana mensup komu
tanlada akıbeti belirsiz tehlikeli sefer
ler düzenlenıişlerdir. Bilhassa Hazarlar,
Anadolu ve Ermenistan üzerine gerçek
leştirilen asker! faaliyetlerde pek çok
halife oğlu ve kardeşinin bulunduğu
170 EYÜP SULTAN SEMPOZYUMU XII
açıkça görülecektir. Binaenaleyh bu böl
gelerde İslam dininin yayılması ve ci
hanşümul din haline gelmesinde Emev1
halifelerinin katkısı unutulmamalıdır.
Daha da önemlisi sonraki İslam tari
hi sürecinde önemli roller üstlenecek
ve Müslümanların hamisi konumunu
üstlenecek olan TürkJer, İslam diniy
le Erneviierin gerçekleştirdikleri fetih
ler sayesinde tanışmışlar, onların haki
miyetleri döneminde İslam dinini be
nimsemeye başlamışlardır. Hakikatte,
Bıneviler dönemi Türk-Arap ilişkileri
genelde düşmanlık boyutunda gerçek
leşmişse de, bu münasebetlerin derinler
de Türklerin İslam ile buluşmasına ze
min oluşturduğu da inkar edilemez bir
gerçektir. Bilhassa Ömer b. Abdülaziz'in
halifeliği dönemindeki özel gayretler
le Türklerin İslamiaşması konusunda
önemJi mesafeler alınrruştır. Benzer şe
kilde Kuzey Afrika'da Emevi ordusuyla
Berbenler arasında da sürekli çatışma
lar devam etmiş, ancak onlar arasında
da islamiaşma adına önemli ilerleme
ler kaydedilmiştir. Emev'llerin eo parlak
döneminde gerçekleştirilen Endülüs'ün
fethinde, Müslümanlar arasına dahil
olan Berberilerin büyük katkısı olmuş
tur. Netice itibariyle sonraki İslam tari
hi sürecinde önemli rol oynayan gerek
Türklerin, gerekse Berbeôlerin islam' la
tanışmalarını temjn eden Emev1lerin
İslam'a ve Müslümanlara hizmetini inkar
etmek mümkün değildir.
Emeviler dönemi fetih siyasetini
konu edinen bu tebliğde devletin ku
rucusu kabul edilen Muaviye b. Ebu
Süfyan'dan başlamak üzere devletin
özellikle doğu-batı hattında yaJ]lma
sı ve bu yayılmadaki temel saikler ele
alınacaktır.
Muaviye Dönemi
Hz. Ebu Bekir döneminde başlatı
lan, Hz. Ömer yönetiminde Bizans ve
Sasan1 imparatorluklarının hakimiyet
alanlarını içine alan, Hz. Osman za
manında da en geniş sınırlarına ula
şan İslam fütuhatı, Hz. Osman'ın son
dönenli ile Hz. Ali'nin haJifeliği esna
sındabiç çekişmeler sebebiyle sekteye
uğramıştı. KUfe'de Hz. Hasan'dan biat
alarak Müslümanları yeniden tek bir
yönetim altmda birleştiren Muaviye,
göreve gelmesiyle birlikte bir taraf
tan Haridier ve Hz. Ali destekçile
ri gibi yönetim muhalifleri ile müca
dele ederken, diğer taraftan da hız
lı bir şekilde fetih faaliyetleri başlattı.
Muaviye dönemindeki fetihler üç cep
hede gerçekleşmiştir ki bunlardan ilki,
Bizans idaresi altında bulunan Anadolu
ve Ermenistan topraklandır. Irak as
kerlerinin hedefi ise Horasan ve Sind
·.
coğrafyasıdır. Bu süreçte hedef alınan
üçüncü bölge ise, Mısır ordusunun so
rumluluğuna verilen Kuzey Afrika'dır.
l'vJ.uaviye'nin başlattığı bu fetih strate
jisi ve hedefleri kendisinden sonraki
halifeler tarafından da benimsenmiş
tir. Bundan dolayı Erneviierin fetih si
yasetini asıl belirleyen halifenjn devle
tin kurucusu Muaviye olduğunu ileri
sürmek mümkündür.
Muaviye, Hz.
Ömer tarafindan
Şam'a vali tayin edil
mesinden itibaren
Bizans üzerine dü
zenli seferler başla
tarı ilk Müslüman
valiydi. Ancak daha
sonraki iç problem
ler bu faaliyetlerin ke
sintiye uğramasına se
bep oldu. Ancak ken
disi halifelik görevi
ni üstlendikten son
ra Anadolu seferle
rini (H. 42/M. 662)
yılında yeniden baş
lattı.2 Buna göre her
yıl mutat hale geti
rilen seferler, yaz ve
kış olmak üzere yılda
/
ı. Ya 'ku bl, Tarih, 1-il, Beyrut
1960, ll, 239; Tabert, Tarihu'I-Oınem ve'l-Miilılk, (chk. Muh:ınııned Ebu'IFadl İbrahim). l-X1. Beyrı.ı t ts. (Daru's-Süveydau), Tari/ı, V,
172.
' EMEViLERiN BiZANS ÜZERiNE FETiH SiYASETi 171
l. Mubanımed Hudari Bey, Mulıadartııü Tarilti'I-Omemi'l-lsMuıiyyeed-Dtvletii'I-E
mev~•ye, (ıhk. Şeyh Muhammed Osmaııl), Bcymt 1986, s. 441; Aycın, trfın, Saltanata Giden Yolda Mu:ıviye b. Ebi Süfyan, Aukara J 990, s. 256. Seferlrrinsebepleri haklemda bk. Kılıç, Ünal, Yezid b. Muaviye, İstanbul 2001, s. 48-4 9; Av cı, Casinı, İslron Bizans İlişkileri , İstan
bul 2003, s. 70.
iki defa düzenleniyor, giden ordular, !aşı
Bizans topraklannda geçi~iyodar, yaz ınev
siınl erinde ise tekrar hücuına geçiyorlardı . l
Hz. Ebu Bekir'in halifeliğinden itibaren
Müslüman fatihler, gerek Suriye, gerekse
Mezopotamya (Cezire) topraklarında hızla
iledeyip bölgede yaşayan Aramilerin hızla
İslamiaşmasını ve Araplaşmasıru sağl~ş
olmakla birlikte, aynı faaliyeti Anadolu'da
gerçeklcştirmernişlerdir. Hatta burada zapt
ettikleri büyük şehirlerde tutunmak için
büyük gayret sarf etmernişler, sadece mu
tad olarak her yaz mevsiminde Aman os ve
Toros silsilderi yoluyla Anadolu içlerine
alanlar yapmışlar, bol esir ve ganirnet al
dıktan sonra geri dönmüşlerdir. Bunun al
onda Arapların Anadolu'yu kendileri için
yeni bir yurt olarak düşünmedikleri ger
çeği yatar. Anlaşılan o ki coğrafya ve tabi
at şartlannın farklılığı sebebiyle Arap ka
bileleri özellikle Toros Dağları'nın ku zey
172 EYÜP SULTAIN SEMPOZYUMU XII
ve batı kısıınlanna ulaşınakla birlikte, yurt
edinme açısmdan buralara iltifat etmemiş
ler ve bölgeye ycrleşmeyi düşünmernişler
dir. Savaşların ardından karşılıklı toprak
iltihaHı.n gerçekleşse, hatta Arap ordu
lan baştanbaşa Anadolu'yu kat ederek ka
radan İstanbul'a kadar ulaşrruş olsalar da,
Toros dağ silsilesi her iki devlet arasında ta
bü bir sınır olma özelliğini sürdürmüştür. -'
Karşılıklı mücadeleler esnasında sadece
doğrudan doğruya sınır bölgesinde bulu
nan ve en mühim geçitierin anahtarı ro
lünü üstlenen şehir ve kalderin ele geçi
rilmesine özel önem verilmiş, diğer yerle
şim alanları fazla ısrar edilmeden rakip ta
rafa terk edilebihniştir . .Bunun sonucun
da Araplar ile Bizans arasında bitip tüken
meyen çatışmalar sebebiyle her iki devlet
sınırında tampon bölge olarak geniş bir
arazi şeridi sahipsiz ve atıl vaziyette kal
mıştır. Bizans imparatoru Herakleios'un
Suriye'yi boşaltmak zorunda kalması ne
deniyle bölgedeki şehirleri Müslümanlara
marnur bir şekilde bırakmamak için tahrip
etmes~, ahalisini de tehcire zorlaması
nın da büyük etkisi vardır. Arap fatihlerin
Anadolu'ya ilerlemeleri esnasında arkala
rında kendUerini tehdit edebilecek müs
tahkem mevkiler bırakmamak için bura
daki yerleşim birimlerini boşalttıkları ve
bölgeyi insansız bir alana çevirmeye çalış
tıklan da unutulmamalıdır.•
Em eviler devleti boyunca Bizans ile ya
pılan savaşlarda Müslümanlar genelde ta
arruz eden, Rumlar ise savunmaya çekilen
taraf konumunda olmuşlardır. Ancak bu
nunla birlikte Anadolu topraklarında her
iki devlet için de tam biri:istülliük gerçek
leşmerniştir. Bunda her iki tarafın da ken
di iç problemleri ve saltanat mücadelele
riyle baş etmek durumunda kalınalannın
önemli derecede etkisi vardır. Nitekim
bu gibi ballerde zor durumda kalan taraf
belli miktar mal ve para karşılığında diğe
riyle anlaşmaya çalışmış,5 durumu düzel
dikten sonra çeşitÜ bahanelerle anlaşmayı
bozmak suretiyle tekrar eski savaş haline
dönmüştür. Ancak iki taraf arasında ger
çekleştirilen savaşlar bir hakimiyet müca
delesinden çok prestij sağlama ve kendi asıl
bölgelerini koruma düşüncesiyle cereyan
etmiştir. Bu hususta Bizans için öncelik
li koruma alanı İstanbul, Emevıler için ise
Şam toprakları olmuştur. Dolaymyla her
iki bölgenin de ortasında yer alan Anadolu
coğrafyası taraflar için bir ara bölge kabul
edilmiş, tam bir sahiplenme gerçekleşme
diği için bölgenin kontrolü karşılıklı ola
ra)c rakipiere terk edilebilmiştir. Böyle bir
uygulama pek çok Anadolu şehrinin tah
rip edilmesine ve halkın hayatının zorlaş
masına sebep olmuşrur. Bütün bunlar se
bebiyle iki güçlü devlet arasındaki nüfuz
mücadelesinde en fazla zarar gören bölge
lerin başında Anadolu topraklannın oldu
ğu açıkça görülür.
Muaviye'nin halifeliği zamarıında
Rumlar ve Ermeniler üzerine ilk seferler
Hicret'in 42. (M. 662) yılından itibaren baş
latıldı. Nitekim her iki bölgeye giden ordu
lar buralarda kayda değer başanlar kazan
dılar.6 (H. 43/M. 663) ve (H. 44/M. 664)
yıllarında da Bizans üzerine karadan ve de
nizden seferler devarn ettirildi. Sözgelimi
Büsr b. Ebu Ertat Rum topraklanna sefe
re çıktı. 7 Malik b. Hübeyre (H. 46/M. 666)
ve (H. 4 7 !M. 667) yıllarında ordusuyla bir
likte Rum topraklannda kışladı. 8
Muaviye döneminde Bizans üzerirıe
gerçekleştirilen seferlerinin en önerrıli
si şüphesiz başkent İstanbul'un fethi gi
ri§imidir. Muaviye'nin oğlu Yezid de
Hicret'in 50. (M. 670) yılında harekete
geçen yardımcı ordunun komutanlığıru
yaprruştır.9 Orduya Abdullah b. Abbas,
Abdullah b. Ömer, Abdullah b. Zübeyr
/
'· Honigmanıı. Emst, Bizmıs
Devletinili Doğrt Sımrı, (çev.
Fikret lşılran), İsranbul1970, s. 1, 36-39.
s. Ya'kubi, Tari/ı, li, 217.
•· Taberi, ·Tarih, V, 172; İb
nü'l-Cev21, ei-Mımtazam Ji Tarihi'l-Ümem ve'l-Miilı1k, (chk. M uhammed Abdül
kadir Ata-Mustafa Abdül
kadir Ara),l-XYlll, Beynıt 1992, V, 193.
7· İbnli'l-Cevzl, el-Mımta
zam, V, 201, 209; İbn Keslr, ei-Bidaye ıoe'ıı-Nilıôye, I-XlV,
Beyrut-Riy:ıd ts. (Mektebetü'l-Mearif-Mektebetü"n-Nasr), VIII, 24, 27.
s. Ya'kub), Tarih, ll, 239-240; Tabeı:l, Tarilı, V, 181, 212. 227, 229.
'' Tabeô, Tarih, V, 234; İbnü'I-Eslr, el-K4milfı'ı-Tarih, 1-TX, Beyrut 1986, ın, 227.
' EMEViLERiN BiZANS ÜZERiNE FETiH SiYASETi 173
tO. İbn Kesir, ei-Bidôye, vm. 32.
ıı. Muaviye dönemi Bi2ans se
ferleö için bk. Muhammed Kürd Ali, Hııatii'ş-Ş<ım,I-VT,
Dımaşk 1935 1938, 1, 142-
143 ; Gadban, Mün.ir Mulıaııuned,Muaviyelı. Ebt Süf yan, Dimaşk 1989, s. 357-
360; Ayc:ıu, İı:f.ıo, Mımvi
ye b. Ebi Siifyan, s. 255-260.
ve Ebu Eyyub el-Ensad gibi sahabe ön
derleri de iştirak etm.işlerdi. 10
Muaviye'nin halifeliği dönemin
de Arapların gerçekleştirdikleri İstanbul
muhasaraları asıl hedef olan fetih ger
çekleşmediği için başarısız girişim olarak
görülebilir. Ancak bu seferler sebebiy
le Bizans İmparatorluğu'nun bütün gü
cünü İstanbul'da teksif etmesi sebebiyle
AraplarınAnadolu'da çok rahat hareket et
tikleri ve bölgedeki kontrolü ellerinde bu
lundurdukları unutulmamalıdır.11
174 EYÜP SULTAN SEMPOZYUMU XII
Emevilerin başlangıç dönemine teka
bül eden Muaviye b. Ebfı Süfyan'ın hali
feliği zamanında ülke içindeki siyası is
tikrarın belli bir oranda sağlanmasının
ardından başlatılan fetih hareketleri ile
özellikl'e Horasan ve Afrika'da daha önce
ele geçirilmiş, ancak dahili problemler
sebebiyle zamanla kontrolü kaybedil
miş olan pek çok beldenin yeniden itaat 1
altına alınması sağlarruştır. ·
Abdülmelik Dönemi
Abdülrnelik b. Mervan, Bıneviler devle
tinin idaresine geçtiği zaman babasından
siyasi aoJamda parçalanmış bir devlet dev
ralınıştı. Dolayısıyla onun öncelikli göre
vi ülkede yönetim birliğini temin etmek,
müstakil idareler altmda yaşayan toplu
lukları tekrar Emevilerin hakimiyeti al
tma almaktı. Abdullah b. Zübeyr'in etki
siz hale getirilmesi, ardından Hancilerin
nispeten kontrol altına alınmalan, bu he
defin belli oranda gerçekleşmesini sağla
dı. Ancak onun bu adımlarla birleştirdi
ği topraklar, Hz. Ömer ve Hz. Osman
döneminde fetbedilen bölgelerle sınırlı
kalrruştı. I-Ialbuki Emevilerin ilk devlet
başkanı Muaviye zamalllDda daha uzak
beldeler fethedil.mişti. Ancak başlangıç
ta Emevllerin idaresine boyun eğrniş bu
lunan. bölge halklan Muaviye'nin vefatın
dan sonraki siyasi kaos şartlannda itaatten
vazgeçip bağımsız davranmaya başlamışlar
dı. Dolayısıyla Abdülmehk'in siyaSı rakip
lerini ortadan kaldırınasından sonraki esas
görevi, geçmişte Emevi hakimiyetine bo
yun eğmiş olan bölgeleri yeniden itaat al
tına almak, devletin sınırlarını en azından
Muaviye dönemindeki noktasına ulaştır
rnakn. Abdülmehk bu amaçla yönetiminin
ikinci yarısında Yezid b. Muaviye'den beri
terk edilmiş görünen dış politikaya yeniden
önem verıneye karar verdi. Bu doğrultuda
doğuda Horasan, kuzeyde Anadolu, batı da
da Kuzey Afrika üzerine seferler başlatıldı.
Abdülmelik b. Mervan döneminde
Mü.~lürnanların askeri faaliyet alanlarından
biri de Rum topraklarıydı. Bizans devleti
daha önce Hz. Ali ile mücadelesi esnasında
Muaviye ile yaptığı gibi, Abdülmelik za
manında da dab.i.ü problemleri firsat bilerek
Bınevileri kendisine vergi vermek zorun
da bırakmıştı. Diğer taraftan Müslümanlar
ile Bizans arasındaki tampon bölge ka
bul edilen alanda Hıristiyan Merdailer
(Lübnan dağlıları) Bizans'tan aldıkları ce
saretle Müslümanlara karşı sürekli olarak
sınır ihlalleri gerçekleştiriyorlardı. O ka
dar ki Abdülmehk ülke topraklanna saldı
ran Merdaıler (Ceracime) sebebiyle Arap
izzet-i nefsine pek hoş gelmeyen şartlarda
Bizans'la anlaşma yapmaya mecbur kaldı.12
Ülkedeki iç problemleri önemli öl
çüde halleden Abdülrnelik b. Mervan,
Hicretin 73. (M. 692- 693) yılında
Bizans'a karşı harekete geçmeye karar ver
di. Ce zir e valisi olan kardeşi Muhammed
b. Mervan'ı Bizans'a sefer yapmakla gö
revlendirdi. Anadolu'yu kontrol hedefli
Arap-Bizans mücadelesi bu adımla yeni
den başlamış olduY
Abdülınelik b. Mervan zamanında
Bizans topraklarına karşı gerçekleşen se
ferlerin Muaviye dönemindeki faaliyet
lerle karşılaştırıldığında daha az etkili ol
duğu görülür. Zira bu süreçte Arap or
duları Bizans ile genelde sınır boylarında
mücadele etmişler ve seferlerini kısa sü
rede tamamlayıp ülkelerine dönmüşler
dir. Bunda halifenin şartlar gereği iç prob
lemlere ağırlık vermek zorunda kalması
nın mutlaka etkisi vardır. Ancak yine de
Abdülmelik'in devlet başkanlığı z~iıanında gerçekleşen askeri faaliyetlerin, oğlu
Velid ve sonraki dönemlerdeki Anadolu
seferleri için önerrıli bir hazırlık sürecini
teşkil ettiği de unutulmamalıdır.
/
Velid B. Abdülmelik Dönemi
Abdülınelik b. Mervan'ın, Hicret'in 86.
(M. 705) yılında ölümünden sonra oğlu
Velid b. Abdülmehk halife oldu. Velid ba
basından siyasi istikrarını sağlarnı§ güçlü
bir yönetim ve büyümeye hazır bir dev
let devraldı. Dolayısıyla onun öncelik
li hedefi devletin her anlamda daha çok
güçlendirilmesi, sınırlannın genişletil
mesi ve sosyal refahın arnrılması oldu.
/
''· Belazün, Fuıülıu'l-BuMin,
(thk. AbduUah Enis et-Tabha-Ömer Enis er-Tabha), Beyrut 1987, s. 217-223; Ebu'I-Ferec, Grcgory, Ebu'l-Ferec Tnrilıi I. (çev. Ömer Rı:za Doğru!), Atı h m 1945, s. 187.
"· Ddazürl, Fıttıiltu'I-Buldnıı, s. 266; Taberi, Ttırilt, VI, 202; İbnü'l-Esir, el-Kamil, IV, 33.
' EMEViLERiN BiZANS ÜZERiNE FETiH SiYASETi 175
"· Taberl, Tari lı, VI, 426, 429; ibnü'l-Cevzi, ei-Mımtnzam, VI, 271-272,283, 289,294.
15· Bdazun, Fırt/Jlm'l-Bultian, s. 266; Tabcrl, Tarih, Vl, 429, 434,439, 442,454,468, 469, 483, 492.
"· Taberi, Tarih, VI, 468; İbnü'l-Esir, el-K/imi/, IV, 129.
17· İbnü'l-Cevz1, ei-Mımtazaın,
VI, 317; İbnü' l-Esit. el-Ka
mil, IV,129, 135; İbn Keslr, el-BidR)~. IX, 95, 174.
'"· Velid b. Abdülmelik dönemi Anadolu fetihleriiçin bk. Halife b. Hayyat, Tarilı, s. 234-235, 249; Ya'kUbi, Tari/ı, U, 291-292.
Abdülmel.ik zamanında dahilde tesis edi
len birlik sebebiyle Velid'in devlet başkan
lığı sürecinde İslam ta~il-ıinin en etkileyi
ci fetihlerine şahit olunmuştur. Nitekim
onun döneminin tebarüz eden şahsiyetleri
Tfukistan fatihi Kuteybe b. Müslim, Sind
fatihi Muhammed b. Kasım, Anadolu fe
tihlerikomutaııı Mesleme b. Abdülıııelik
ile İspanya fatihleri Musa b. Nusayr ile
Tarık b. Ziyad olmuştur. Bu komutanla
rın faaliyetleri sonucunda kısa süre zarfın
da ülkenin sınırları Türkistan'dan Fransa
içlerine kadar ulaşmıştrr.
Velid b. Abdülmelik döne~de Emevllerin Bizans üzerine seferleri de
devam etti. Bu dönemde ilk Anadolu
seferleri onun devlet başkanlığına ge
çiş yılı olan (H. 86/M. 705)'da Mesleme
b. Abdülmelik tarafından başlatıldı.
Hicret'in 87. (M. 706) yılında Mesleme
ile birlikte Yezid b. Cübeyr ve Hişam b.
Abdülmelik komutasındaki ordular dü
zenledikleri askeri harekatla Anadolu'da
kaleler zapt edip, pek çok esirveganimet
elde ettiler. 14 Mesleme b. Abdülmelik'ten
başka Abbas b. Velid, Ömer b. Velid,
Mervan b. Velid, Abdülaziz b. Velid, Velid
b. Hişam ve Yezid b. EbU Kebşe de se
ferlerde komutanlık yaptılar. ıs Yaklaşık
on yıl süren bu askeri harekat sonucunda
Araplar Anadolu'da bazı stratejik noktaları
ele geçirdiler; Mesleme b. AbdülmeHk H.
93 (M. 711-712) yılında Malatya civarın
da bulunan üç kaleyikontrol altına aldı. 16
Bundan bir yıl sonra(H. 94/M. 712-713)
Abbas b. Velid, Antakya ve Tarsus'u fet
hetti.17 Hicret'in 95. (M. 712) yılın
da Mesleme b. Abdülmelik Amasya'yı,
Abbas da Antakya ve Heredea'yı (Ereğli)
ele geçirdi. 18
Velid b. Abdülmelik döneminde ger
çekleştirilen fetihleri Hz. Ömer'in hali
feliği zamanındaki yoğun asker1 seferler
le kıyaslamak mümkündür. Gerçekten de
176 EYÜP SULTAN SEMPOIYUMU XII
Bınevlierin en parlak dönerrıinde gerçek
leşen bu fetihler sadece İslam ve Arap ta
rihi için değil, dünya tarihi açısından da
önemli hadiseler olarak kabul edilmiştir.
Süleyman B. Abdülnıelik Dönemi
Emev1 devletinde Süleyman b. Abdülmelik
döneminde meydana gelen en önemli po
litik değişiklik, Muaviye b. EbU Süfyan'ın
kurduğu, daha sonra Abdülmelik ve oğlu
Velid tarafindan titizlikle devam ettirilen
yönetim de kabiJeler arası denge anlayışının
tamamen terk edilmesidir. Bu anlayış faklı
lığını kabile asabiyetinin yönetime güçlü bir
şekilde dönüşü olarak nitelendirmek müm
kündür. Nitekim Si,ileyman dönemin
de Kuzeyli-Güneyll Araplar, Mudariler
Yemerlller ya da Kaysüer-Kelbiler şeklin
de bloklaşan Arap kabileleri birbirine ra
kip aktif politik aktörler haline gelmişler,
zanıanla halifenin icraatını ve devletin gi
dişatını doğrudan etkileyebilecek ve yön
lendirecek etkinliğe erişmişlerdir.
Dalıili problem ve çatışmalar sebebiyle
Süleyman b. Abdülmelik'in halifeliği sÜte
ci Emeviler devletinde duraklama veya içe
kapanma dönemi olarak görülebilir. Onun
kısa süren iktidanrun en önemli dış politik
gelişmesi ise İstanbul'un tekrar fethine te
şebbüs edilmesidir. Nitekim Hicret'in 98.
(M. 716-717) yılında halifenin emriyle
Mesleme b. Abdülmelik karadan, Ömer b.
Hübeyre de denizden Bizans başkentini ele
geçirmek için harekete geçtiler. 19 Süleyman
b. Abdülmelik, kardC§i Mesleme'ye şeh
ri fethedinceye kadar muhasarayı sürdür
mesi talimatını verdi. Kara harekatını b~
latan Müslüman askerler o yılın kış ayla
nnı Anadolu'da geçirdiler. Baharın gelme
siyle birlikte Ömer b. Hübeyre denizden,
Bergama'da konuşlanan Meslemc de batı
kısmından yola çıkarak birlikte Çanakkale
boğazını geçtiler. İstanbul, Hicret'in 98.
yılı Ağustos ayında (M. 716)'mubasara al
tına alındı.20
İstanbul kuşatması komutanı Mesleme
b. Abdülınelik, kuşatmanın kaldırılması ha
linde kişi başına bir dinar ödemneyi taah
hüt eden Rum teklifini reddettL21 Bunun
üzeriıle aynı anda hem karadan hem de de
nizden saldırı başlatıldı. Ancak kuşat~a sı
rasında meydana gelen şiddetli lodos Arap gemilerini sürükleyerek donanmanın da
ğılmasma sebep oldu. Mubasaracıların bu
zafiyetinden istifade eden Bizanslılar ani
saldırıya geçerek Arap gemilerini kulla
nılmaz hale getirdiler.22 Rumların savun
ma esnasında Müslümatılara karşı geliştir
dikleri en büyük silah yine Rum ateşiydi.
Bizanslılar bundan istifadeyle Arap gemi
lermin arasına girerek donanmanın yiye
cek ilıtiyacını karşılayan savunmasız er
zak gemilerini yakıyorlardıY Denizdeki
büyük kayıpların yanında kuvvetli surlar
karşısında karadan yapılan taarruzlar da
netice verıneyince, yeni bir donanma ge
linceye kadar hücurna ara verildi. Ancak o
yıl (H. 98/M. 717) kışm uzun ve şiddetli
geçmesi, erzak gemilerinin de Rumlar ta
rafindan imha edilmiş olması Arap asker
lerin sıkıntı çekmesirte ve büyük kayıplar
/
"· Talx-ıi, Tarih, V I, 523, 530-531; lbnü'l-Cevzi, ei-Mımınznm, VU, 24,26;İboKesir,
ti-Bidô~. IX, 167-170.
' Ya'kCıbi, Tari/ı, U, 299; lbnü'I-E.sir, el-Kfinıil, V, 27;
ibnKesir, e/-Bidôye, ı:x, 167-
170, 174.
ı ibııü' l-Esir, el-Kamil, rv, 146-147; İbn Kc$ır, ei-Bida~· ıx. 167-170.
Uçar, Şahin. Anadolu'tla b/am BizmısMıicdeksi, s. 114 (Lelx-~u. Histoire du Bas Empire, XII, (ıışr. M. Sı. Martin,
P:ıris 1824-'l836, s. llG'cbrı) .
>. Oscrogorslcy, G., Bizans
~ı>ltti Tarihi, (çev. Fikret l~ılıan), Ankara 1995. s. 145-146.
EMEViLERiN BiZANS ÜZERiNE FETiH SiYASETi 1n
"· Ya'ki'ıbl, Tarih, ll, 299; Taben, Tari/ı, VT, 531 ; ibn Kes ir, el-Bidtiye, IX, 174, 184.
Bailly, A., Bizans Tan'lıi, I-IT, (çev. Haluk Şamaıı), ist:ı.nbul ts., (fercüman 1001Te
md Eser). s. 158; Hitri, Plulip, Sryasi l't Kii/türr.l blôm Tarihi, {çev. Salih Thğ), I-IV, İstM bul 1980, ll, 322.
ı• Cauard, Marius, "Tarih ve
Efsaneye Göre Araplann ist:ıııbul Seferlcri", (çev. İsmail Hami Da.n4meııd), l.sınırbul Eııstitiisii Dergisi, İstanbul 1956, s. 226; Uçar, Şahin, b/.1m-BizaıısMücaJdı:si, s. 113-
116; Öztürk, Necdet, "Fetih
Öncesi Istanbul Kllflımıbn ",
!.stanbul Anııağam, I-lll. ferilı vefarib,İsıanbul 1 995,s.40;
Yiğit, İsmail, "Emeviler Zamanında Gerçekleşen İstanbul Seferleri", 2. Uluslararası İstaJıbul'un Fethi Konferan
sı, Istanbul 1997. s. 56.
' Ya'L-iıbi. Tarilı, ll, 299. Aynca bk. Osrrogorsky, G., Bizmıs Ckı>kti, s. 146.
Tabeıi, Tari/ı, VT, 546, 553;
ibnü'l-Eslr,el-Kılmi/, IV, 151, 155; 1bnKesir, d-Bidtiyt,D<, 174,184.
! Y. Ostrogorsky1 G., Bizmts Deli/eti, s. 146.
'1 Ebu1-Ferec, Gregory, Eb11'f-Ferec Tarihi 1, s. 192-
194. Aynca bk. Canard, Mariuı, btımbıd Scjrltri, s. 226; Bailly, A., Bizaııs Tarihi, s. 158.
' 1 Ya'kU.bi, Tari/ı, II, 328-329;
Taberi, Tari/ı, Vll, 40.
'' Taberi, Tarih, VU, 43; ibn Kesır, ei-BiJtlye, IX, 256.
vermesine sebep oldu.2·1 Müslümanlar ku
şatmayı. kal dırınadı lar, a.ncak yardım alama
malan sebebiyle açhk ve sefalet içerisinde
bir kış geçirdiler.25
Hicret'in 99. (M. 718} yılırun ilkha
hannda Mısır donanınası Arap askerlerin
yardımına geldi. Ardından 300 gemi.lik er
zak da İstanbul'a ulaştı. Fakat donanma
da görev yapan bazı Hıristiyan tayfalar is
yan edip ele geçirdilcleri gemilerle Bizans
Kralı ID. Leon'a (M. 717-741} ulaşarak do
narımanın yerini haber vermeleri üzerine
Arap gemileri Rum ateşi destekli şiddetli .. Bizans saldınlanna maruz kaldılar. Bizans
taarruzlan sonucunda pek çok savaş ve er
zak gemisi kullanılamaz bale geldi. Sağlam
kalan erzak gemileri düşmanın eline geç
ti.26 Denizden gelen Bizans h ücumlannın
yanı sıra Mesleme' nin idaresindeki kara bir
likleri Bulgarlann, ona yardıma gelen Amr
b. Kays idaresindeki askerler de Slavlann
sürpriz saldınlanna uğradılar.27 Böylece
Araplar aynı anda denizden Bizanslılar, ka
radan da Bulgar ve Sırplarakarşı savaşmak
zorunda kaldılar. Bütüıı bu olumsuz şart
lara rağmen Meslemc b. Abdülmelik, ha
lifenin kesin emri gereğince muhasarayı
devarn ettirdi. Fakat (H. 99/M. 717-718}
yılında Süleyman'ın vefannın ardından
Emev1 halllesi olan Ömer b. Abdülaziz'in
(H. 99-101/M. 717-720)derhal geridönül
mesi emrinin gelmesi üzerine muhasaraya
178 EYÜP SULTAN SEMPOZYUMU XII
son verildi.2~ Bu şekilde tam bir yı.l süren
Emevüer devri üçüncü İstanbul kuşatma
sı da neticesiz kalmış oldu.29 Sefer dönüş
yolunda Müslümanlar gerek düşman saldı
rıları, gerekse tabü felaketler sebebiyle de
pek çok kayıp verdiler. Sonuçta muhasa
raa askerler sadece beş gemi ile Suriye'ye
dönebildiler. Bundan dolayı Süleyman b.
Abdülrnelik tarafından gerçekleştirilen
İstanbul'un fethi girişimi, Arap fdtih ta
rihinin en büyük başansızlıklanndan biri
olarak kabul edilir. 30
Ilişam B. Abdülmelik Dönemi
Hişam b. Abdülmelik'in 20 yıl süren ha
lifeliği dönemindeki d1ş ilişkiler gelenek
sel Emev'i politikasının tipik örnekleri
ni verir. Dolayısıyla onun zamanında da
Maveraünnehr, Kafkasya-Anadolu hattın
da ve Endülüs'te asken hareketlilik yaşan
~tır. Bu bölgelerdeki hareketlilik daha
ziyade fethedilmiş topraklann elde turul
ma çabası şeklinde gerçekleşmiştir. Yeni
toprakların fethedilınesi teşebbüslerlııe
ise Kafkasya ve Endülüs coğrafyasında şa
hit olu nınuştur.
Hişam b. Abdühnelik döneminde
Anadolu'yu hedef alan asken faaüyetler
de gerçekleştirildi. Hazariara benzer şe
kilde Bizans ordulan da Emevilerin iç ka
nşıklılclanndan istifadeyle Müslümanların
yaşadıklan sınır bölgelerine taciz saldırılan
düzenllyorlardı. Bunun üzerine .fljşam gö
reve gelmesinin ikinci yılında (H. 1 07 IM. 725-726} Bizans'a karşı sefeder gerçekleştir
meye karar verdi. tlk olarak oğlu Muaviye
b. Hişam, Meymlln b. Milırfuı ve Mesleme
b. Abdülmelik komutasındaki ordular
Anadolu topraklanna girdiler.31 Ertesi yıl
Mesleme b. Abdülmelik Kayseri'yi ele gcçi
rirken, İbrahim b. ilişam önemli bir Rum
kalesini fethetti.32 Daha sonra Müslüman
ordular Anadolu'da Konya, Kemah, Kayseri,
Malatya, Niksar, Çankın ve Ankara'ya ka
dar ulaşan seferler tertip ettiler. Hişam ele
geçirilen bazı Anadolu şehirlerine küçük
çaph da olsa Arap ailelerini yerleştirmek
sureti yle bölgede İslamiaşma faaliyetini
gerçekleştirmeye çahşıruştır. Bu dönem
de Kıbrıs adasına da alanlar yapılmıştır.>>
Bizans'ın merkezi İstarıbul'a ise herhan
gi bir sefer düzenlenmemiş, Arap ordula
n batı hattında ancak İznik'e kadar ulaşa
bilın.işlerdir.34 Hicret'in 122. (M. 740) yı
lında Akrorıion (Afyon) yakınlannda III.
Leon'un oğlu Konstantinos'un ordusuyla
karşılaşan Müslümaniann ağır bir yenil
giye uğrarnaları, Arap-Bizans ili şkilerinde
önemli bir dönüm noktası olmuş, bu neti
ce Erneviierin Anadolu üzerindeki iddiala
rına büyük bir darbe vurmuştur. 35 Kısacası
Hişam dönemindeki Arap taarruzları her
ne kadar Bizans devletini belH ölçüde sı
kıntıyı düşürmüşse de, artık onun varlığını
tehdit edecek boyuttan çıkıruştır.36
Sonuç
İslam tari.binde önemli bir yere sahip olan
Emev1 halife! eri, bir kısımicraatları sebebiy
le zaman zaman ağır eleştirilere maruz kal
salar da, İslam' ın yayılması için büyük çaba
sarf etm.işler; sonuçta İslamiyet' i Atiantik'ten
Orta Asya'ya ve indus Nehri'ne kadar gö
türen büyük futfiMtı gerçekleştirmişlerdir.
Emeviler dönemindeki fetih hareketleri
nin en önemli figürleri şüphesiz Muaviye b.
Eliı Süfyan, AbdülmeHk b. Mervan, Velid
b. AbdülmeHk ve Hişam b. Abdülmelik'tir.
Fetbedilen bölgelerde her şeyden önce
hedefkitlenin islarrıiyet Üe taruşması temin
edilmiştir. Bu fetihlerde Kuteybe b. Müslim,
Türklerin İslam' ı kabul etmelerinde etkili ol
muştur. Ayru anda Mulıaınmed b. Kasım ise
Hind bölgesinde yaptığı fetihler soncunda
ihtidalara şahit olunmuştur. Kafkasya böl
gesi fetihlerinde başlangıçta başarısız olun
muş, ancak bühassa Hişam b. Abdülmelik
dönerrıiııde gerek hakimiyet alarunın ge
nişletümcsi, gerekse İslamiaşmanın gerçek
leştirilmesinde ciddi mesafe kaydedÜmiştir.
Öyle ki, bölgede Aı:ap fatihlere uzun süreli
direnen Hazar Tıirkleri sonunda gönülleri
ni İslam'a açmaya karar vermişlerdir. Buna
karşılık Bizans coğrafyasındaki asken faali
yetlerde esash bir üerleme sağlanamaıiııştır.
Halbuki bölgeye sahabeden bazı kişilerin de
katıldığı seferler düzenlenmiş, bazı yerlere
Müslüman nüfus yerleştirtlmiş tir. Ama bun
lann hiçbirisi Anadolu ve Akdeniz sahille
ı:iı;ıde pek etkili olmaıruştır.
Emeviler dönemindeki gerçekleşen ili
tuhat sayesinde değişik kültürler birbirlerin
den etkilenmişlerdir. İslam dini, değişik böl
gelerde birçok insan tarafindan kabul edihrıiş,
bu dini kabul etmeyenler cizye vermek şar
tıyla kendi dinietini serbestçe yaşanıışlardır.
Bu şekilde Müslümanlat gitrikleri bölgde
re İslam dinini ulaşurıruşlarken, ayru anda
yerli halklan n inanç ve kültürlerine müda
hale etmedjk.leri için, bu inanç ve kültür
lerin Müslüman kültür ve medenjyet hav
zası dahilinde yaşarnalatma da dolaylı ola
rak i.rnlcln sağlaıruşlardır. Bu hususu atala
o on beş asırdır Lübnan'da yaşayan Marurıi
Hıristiyanlanndan yazar Arniıı Maloof
şu sözleriyle dile getirir: "Eğer atalarım,
Müslüman ordular tarafından Jetlıedilen bir iilkede
Hıristiyan olmak yerine, Hıristiyanlar tarafından
Jetlıediletı bir iilkede Müslüman olsalardı, onla n n
inaııçlarını koruyarak on dört yüzyıl köy ve kent
lerindeyaşamaya devamedebilecekleriııi samnıyo
rum. Gerçekten de, İspanya'daki Müslümanlara
ne o/Ju? Ya Sicilya'daki Müslünıaıılara? Yok ol
dular, tek kişi kalınamacasına kat/edildiler, sürgıl
ne zorlandılar veya cebreıı Hıristiyaııla;tırıldılar."
/
'' Ya 'ku bl. Tari/ı, II, 328-329; Taberl, Tarih, VTI, 40, 43, 116, 54, 67, 88, 90, 92-93, 99, 113, 139; fbnü'l-Cevzl, fi-Mmıtaztım, VII, 121, 131, 143.
ibnü'l-Cevzi, ti-Mmuaztım, VII, 159, 164, 169, 174, 176, 192.
·"· Taben, Tarih, VII, 43, 46.
>•. Ostrogorsky, G .• BizmısDevlcıi, s. 146.
'eMEViLERiN BiZANS ÜZERiNE FETiH SiYASETi 179