1
Pazar 28 Nisan 1996 SABAH 23 Refet Paşa’nınunutulankarısı Tarih yalan yazıyor.. Refet Bele'nin kızı Begüm Hanım lisede tarih dersi sırasında, ayağa kalkar ve gözyaşları içinde "Bu kitap yalan yazıyor öğretmenim" der... Ö nce, tarih kitaplarında küçük bir gezintiye çı- kalım. Refet Paşa, 18 Ekim günü İs- tanbul toprağına bir Fatih gibi ayakbastı.. Müterakenin başlamasıyla birlikte İstanbul ve ve Trakya Bölgesi birliklerinin başına ge - tirilmiş ve İstanbul’un teslim alınmasıyla görevlendirilmişti.. İstanbul halkı, vatanı düş- mandan kurtaran Mecüs’in ya da bir diğer deyimle Gazi Mus- tafa Kemal’in temsilcisi olan Refet Paşa’yı, görülmemiş bir gösteri ve tezahüratla bağrına bastı. Fatih’in türbesini de zi- yaret eden Paşa, karşılandığı andan itibaren kıvrak zekasını ve diplomatik yeteneklerini gösterecekti.. Refet Paşa, milli mücadele- nin hareketti, ele avuca sığmaz şahsiyetiydi.. Mücadele içinde Güney Cephesi Komutanlığı, Milli Savunma Bakanlığı ve Dahiliye Bakanlığı yapmıştı... Refet Paşa, konfor içinde ya- şamaktan, çevresinde güzel şeyler görmekten hoşlanan bir adamdı. Evinin rahat ve se- Kurtuluş Savaşı kahramanlarından ve 1922’de İstanbul’u teslim alan birliğin komutam Refet Bele’nin eşi Perihan Bele’nin halen yaşadığım biliyor musunuz? Peki, üç dönem milletvekilliği ve bakanlık da yapan Paşa için, iki yıl önce yayınlanan resmi Meclis albümünde “bekardır” diye yazıldığım? İş bu hikaye, bir “bürokratik bir komedi”yi anlatmaktadır. ılıştık! Çumhuriyefin ilk bakanlıklardan işmeleri” sonu- n istifa eden ve ayan Refet Be- übümünde “Be- Paşa’nın yadigarı.. Perihan Hanım, Refet Paşa’nın 14 yıl evli kaldığı ilk ve tek eşi.Perihan Hanım'ın arkasındaki tabloda Refet Bele ve Mustafa Kemal görülüyor. vimli bir havası vardı.. İhtilalin kurucuları, sık sık bu evde ka- rarlar alırdı. Refet Bey, Ankara çevresin- deki iç isyanları başarıyla bas - ttrmış ve Ege’de Yunan’a dire- nen çeteler kurmuştu.. Kendisi de bu çatışmalara katılıp, Aydın Efe namıyla efsaneleşmişti.. Samsun'a da çıktı Refet Paşa, 19 Mayıs 1919’da da, Mustafa Kemal’le birlikte Bandırma vapuruna binip Samsun’a çıkan askeri heyetin içinde yer alır. Hatta, Sam- sun’da Ingiliz savaş gemileri- nin komutanına yaptığı cesur çıkış “gizli tarih”in derinlikle- rinde uzun uzadıya anlatılır. *** Evet, kaynaklardan da anla- şıldığı gibi Ulusal Kurtuluş Sa- vaşı ve Türkiye Cumhuriye- ti’nin kuruluş yıllarının bir kahramanından söz ediyoruz.. Refet Bele’den yani...Ancak, konumuz sadece Refet Be- le’nin “kahramanlığını” hatır- latmak değil. Şimdi, Ataköy’de bir apartman dairesinde yaşa- mım sürdüren eşi Perihan Be- le’ye zoom yaparak Cumhuri- yet Türkiye’sindeki kimi çar- pık ve komik “bürokratik hi- kayelerden” birini aktarmak.. İlk davet! Yıllarca kimse hatırlamadı Perihan Bele ve kızı Begüm Hanım'ı. Ancak geçen hafta ParlementerBİ rliği İstanbul Şubesi sekreteri Berrin Durukan bir 23 Nisan daveti verdi.. Türkiye'nin en çok satan dergisi • Ayın sebzesi enginarla yapılmış değişik tarifler • Emine S.Beder’den nefis bir mönü • Pandeli mutfağından Türk usülü et yemekleri. Örneğin Beğendili kebap • Bahar yemekleri • Beyaz etle birbirinden lezzetli ve pratik 9 yemek tarifi • Semahat Arsel’den reçel tarifleri • Cafe VVien’in usta aşçılarından doyumsuz pastalar • Zencefil Restoran dan sebze ağırlıklı hafif yemekler • İstanbul’daki üç Meksika Restoranı ndan Meksika yemekleri • Çikolatalı sufle, çikolatalı köpük ve sıcak çikolata soslu tatlı • Bebekler için sağlıklı mönüler • Çocukların da yapabileceği yemekler • Değişik peçete katlamaları • Rengarenk bardaklar 7. SAY! ÇIKTI.., Örneğin, Türkiye Büyük Millet Medisi Genel Sekreter - liği’nce 1994 yılında yayınla- nan albümde Refet Bele’den “bekar” diye söz edilir... 1949 yılında evlenip, öldüğü 1963 yılına kadar 14 yıl evli kaldığı eşi buna katıla katıla gülmektedir şimdi. Bir başka örnek, her yıl 18 Ekim’de İstanbul’da yapılan “İstanbul’un teslim almışı” kutlamalarına Perihan Bele çağrılmaz, 19 Mayıs’ta da, 23 Nisarida, da, ne Refet Be- le’den, ne de onun dert ortağı eşi Perihan Hanım’dan hiç söz edilmez. Enteresandır, Kurtu- luş Savaşı’na katılmış asker ki- şiİerden sadece Refet Bele’nin eşi yaşamaktadır şu an ve Peri- han Bele, eşinden dolayı emekli asker ve mebus maaşı, hatta bakanlık tazminatı bile almaktadır. Ama bugüne ka- dar devlet ricalinden hiç kimse arayıp sormaz, kapışım çalmaz Perihan Bele’nin.... Ih ki, geçen haftaya kadar. Evet, geçen hafta bir gün, Parlementerler Birliği İstanbul Şubesi sekreteri Berrin Duru- kan, kendi araştırma ve çabala- rıyla yerini, yurdunu öğrendiği Perihan Bele’nin evine giderek onu “Alternatif 23 Nisan kutla- malarına” davet etti nihayet. Dile kolay, yaşamı boyunca ilk kez eşinin içinde bulundu- ğu bir “dönemin” yıldönümü şenliklerine çağrılıyordu, Peri- han Hanım.. Bunca hüzün ve küskünlük dolu yıllarından sonra çok da et - kilenmişti böylesi bir davetten. Perihan Hanım ki, tarih ki- taplarında, kurtuluş savaşım anlatan yayınlarda, 1940’lar- dan sonra ne yaptığı, nasıl ya- şadığı bilinmeyen bir Paşa’nm son dönemindeki hayat arka- daşı, kader arkadaşıydı.. Kızı Begüm de, Refet Pa- şa’dan yadigar kalan ve kala- cak olan tek kişiydi.. Babasını, kendisi 10 yaşın- dayken kaybeden ve eğitimini annesinin desteğiyle sürdüren Begüm Hanım’ın da liseli yılla - nnda yaşadığı “tarihimize yöne - lik” çok ilginç anılan da vardı.. Müze gibi ev Ataköy’de, Perihan Ha- nım’m her ay kira ödeyerek oturduğu müze gibi evindeyiz. Geniş olmayan salonunda Pe- rihan, Begüm ve Berrin Ha- nımlarla, bir zaman tüneline girmiş, aydınlığa çıkmaya çalı - şıyoruz. Duvarda Refet Paşa’nın Ha- life Abdülmecit tarafından ya- pılmış “portre tablosu” asılı. Tarihe tanıklık etmiş onlarca küçük ve büyük eşya, sohbeti- mize fon oluşturuyor. Ne ansiklopedilerde ne de Cumhuriyet Tarihi ya- yınlarında yazılmayan anılardan söz edeceğiz hep birlikte. “Unutturmaya çalıştı- lar hep Paşa’yı” diye hü- zün veren ses tonuyla konuyu açıyor Perihan Hanım. “Ailemizi de yok say- dılar” deyip akima ilk gelen örneği veriyor.. “Paşa sağlığındayken kendisine ait, silahın- dan, üniformasına ka- dar pek çok eşyanın As- keri Müze’ye bağışlan- masını istefnişti. Hatta sağlığındayken 1961 yı- lında bir parti eşya veril- di, ardından ben de tes- lim ettim. Ama inanır mısınız, kuru bir teşek- kür bile edilmedi. Ne oluyor, ne düşünülüyor- du bilemiyorduk ki. Kendi sakin hayatımıza daldık, kimse de arayıp sormadı. Eğer Paşa’nm bana bıraktığı kimi özel mücevherleri satmasay- dım ciddi bir geçim sı- kıntısı yaşardık.” Gizli polis Perihan Bele, bugüne kadar bir ev sahibi olamadıkla - nnı hatta Paşa’yı anarak, sahi- bi oldukları evi bile kaybettik - lerini açıklıyor. “Düşünüyorum da aslında o yılların kahramanlan, çocukla - rina, eşlerine pek çok şey bı- raktı. Ama Refet Bey, 1920’ler- de kendisine armağan edilen Ankara Keçiören’deki büyük evi bile yetimlere bağışlamış sonraki yıllarda. Şimdi bu bü- yük evin bulunduğu yerde Ço- cuk Esirgeme Kurumu var.. Evlendiğimiz de de pek fazla mülk edinmedi Paşa. Fhkat, son derece mutlu ve güzel bir hayatımız oldu..” Begüm Ha- nım babasından, Perihan Bele de kocasından dinlediklerini hatırlatıyor sık sık. Cumhuri- yet Türkiyesi’nin ilk yıllarında yaşanan çekişmeler sonucu Refet Paşa istifa eder yönetim - den ve kendi halinde bir dün- ya kurar. Çatalca’da bir at çiftliği ku- rup, at yetiştirir. Yıllarca sade bir vatandaş olarak yaşayıp gi- der ama ardında hep “gizli po- lis” vardır. Perihan Hanım Refet Pa- şa’dan naklediyor; “Paşa, o günleri acı biçimde anlatırdı, çok dışlamışlardı kendisi, ‘ihtilal kendi çocukla - nnı yiyebilir, normaldir’ derdi hatta.. Ancak Refet beyi izle- mek ve her gittiği yerde takip etmek üzere görevlendirilen polis, bir gün Paşa’ya gelip, ‘Paşam, ne olursunuz bugün evden çıkmayın, karım bu ge- Istanbul kurtuluyor Yanda eşi ve çocuğuyla görülen Refet Bele, Mustafa Kemal'in emriyle 1922 yılında istannbul'u teslim alan komutandı.. Halk ona 9 < Di ulunmuştu ce doğuracak ondan ayrılmak istemiyorum’ demiş. Refet Bey de polisi kırmamış ve o gün evde kalmış.” 1935’lere gelindiğinde ise Refet Paşa, CHP’den milletve- kili seçilir, sefalet ve takibat kısmen bitmiştir. Seçime girdi - ği bölgelerde büyük oy alır. Milletvekilliği de üç dönem sü - rer,1949’da'da, kendisinden 38 yaş küçük Perihan Bele’yle ev- lenir. Demokrat Parti iktidara geldikten sonra Refet Bele’nin milletvekilliği biter ama bu kez diplomatlığı başlar. Eşiyle Beyrut’a Unesco tem- silcisi olarak gider Refet Bele.. Perihan Harım, Beyrut yılla - nnı keyifle anlatıyor. “O yılların Beyrut’uyla şim- diki arasında müthiş bir fark vardı, mültecilerin arasınday- dık, İsrail’den sürülen Filistinli çocuklann sorumluluğu Refet Bey’e verilmişti. Çok yararlı iş - ler becerdi Paşa orada.. Kızım Begüm de orada doğdu.” Evet, Begüm Hanım’m eğiti- mi için 1961 yılında artık Tür- kiye’ye döner Bele ailesi, iki yıl sonra da Paşa vefat eder.. Küçük Begüm ise, Dame De Sion’da eğitimini sürdürürken bir gün tarih dersinde ayağa kalkar ve gözyaşı içinde “Bu kitapta anlatılanlar yanlış h o- cam, babamdan hiç bahsedil- miyor, babanım kahramanlığı unutturulmaya çalışılıyor” d i- ye bağırır. Ama olay kapanır. Ana kız bir başlarına yaşayıp gider sakince ama 17 Mayıs “Üzüldük“ Perihan Hanım, ‘‘resmi tarih”te eşi Refet Bele'nin yanlış anlatıldığını söylüyor.. 1971 yılında yine “ilginç bir olaya tanıklık” ederler. Mahir Çayan ve arkadaşları o gün İsrail Konsolosu Ephra- im Elrom’u kaçırmaya karar vermişlerdir. Ne ilginç tesadüf ki, Perihan Hanım ve kızı Be- güm’ün o sıralarda oturdukları apartmanın üst katodadır El- rom’un ikametgahı.. Mahir Çayan olayı Çayan’lar, Elrom’un gelişini gözlemek için Bele’lerin evin- de gizlenir, bu arada apartma- na giren herkesi rehin alırlar. Perihan ve Begüm Bele de re- hinedir. Saaatter süren bir bek- leyiş başlar, Elrom, direnmesi- ne rağmen Hüseyin Ceva- hirim, Mahir Çayan’m ve Ulaş Bardakçı’mn eline geçmekten kurtulumaz. Derdest edilip Perihan Ha- nım’ın evinde muhafaza edilir bir süre.. Bele’ler, bu yaşanan- ları dakika dakika izler, biraz da korkuyla tabii. Çayan ve ekibi, tüm rehine- lerin olduğu gibi Bele’lerin de ağzım gözünü bantiayıp, El- rom’u da Perihan Bele’ye ait bir büyük valize ve mantoların araşma sokarak çekip giderler evden. Ancak, Perihan Hanımla Mahir Çayan arasında çok il- ginç bir konuşma geçer evdeki bekleme sırasında. Perihan Bele, duvardaki Re - fet Paşa tablosunu görüp de, kim olduğunu soran Mahir Ça- yan’a “O benim kocamdı, ya- şasaydı sizin yaptığınıza ne derdi kim bilir?”diye cevap ve- rince, Çayan’dan şu yanıtı alır; “Biz de onun gibi bu vatan için yapıyoruz bunları..” Evet, sonraki yıllarda da za- man akıp gider Bele’ler için... Yaşam, Ataköy’deki evde de devam ediyor.. Sohbet bitip evden ayrılırken Begüm Hanım bir Çetin Altan yazışım hatırlatıyor bana.. “Çetin Bey makalesinde, ‘Galata Köprüsünün dört başı- na dört kişinin heykelini dik- mek lazım.. Haşim Işcan, Çelik Gülersoy, Ehtih Sultan ve Refet Bele’dir bunlar’ diye yazar.. Bilginiz olsun istedim..” Tüm okurların bayramım kutluyor, güzellik dolu bir bay- ram diliyorum. İstanbul Şehir Üniversitesi Kütüphanesi Taha Toros Arşivi

28 Nisan 1996 SABAH 23 Refet Paşa’nın unutulan karısı · 2017. 12. 16. · et yemekleri. Örneğin Beğendili kebap • Bahar yemekleri • Beyaz etle birbirinden lezzetli ve

  • Upload
    others

  • View
    6

  • Download
    0

Embed Size (px)

Citation preview

Page 1: 28 Nisan 1996 SABAH 23 Refet Paşa’nın unutulan karısı · 2017. 12. 16. · et yemekleri. Örneğin Beğendili kebap • Bahar yemekleri • Beyaz etle birbirinden lezzetli ve

Pazar 28 Nisan 1996 SABAH 23

Refet Paşa’nın unutulan karısı

Tarih yalan yazıyor..Refet Bele'nin kızı Begüm Hanım lisede tarih dersi sırasında, ayağa kalkar ve gözyaşları içinde "Bu kitap yalan yazıyor öğretmenim" der...

Ö nce, tarih kitaplarında küçük bir gezintiye ç ı­kalım.

Refet Paşa, 18 Ekim günü İs­tanbul toprağına bir Fatih gibi ayakbastı..

Müterakenin başlamasıyla birlikte İstanbul ve ve Trakya Bölgesi birliklerinin başına ge - tirilmiş ve İstanbul’un teslim alınmasıyla görevlendirilmişti..

İstanbul halkı, vatanı düş­mandan kurtaran Mecüs’in ya da bir diğer deyimle Gazi M us­tafa Kemal’in temsilcisi olan Refet Paşa’yı, görülmemiş bir gösteri ve tezahüratla bağrına bastı. Fatih’in türbesini de z i­yaret eden Paşa, karşılandığı andan itibaren kıvrak zekasını ve diplomatik yeteneklerini gösterecekti..

Refet Paşa, milli m ücadele­nin hareketti, ele avuca sığmaz şahsiyetiydi.. Mücadele içinde Güney Cephesi Komutanlığı, Milli Savunma Bakanlığı ve Dahiliye Bakanlığı yapmıştı...

Refet Paşa, konfor içinde ya­şamaktan, çevresinde güzel şeyler görmekten hoşlanan bir adamdı. Evinin rahat ve se-

Kurtuluş Savaşı kahramanlarından ve 1922’de İstanbul’u teslim alan birliğin komutam Refet Bele’nin eşi Perihan Bele’nin halen yaşadığım biliyor musunuz? Peki, üç dönem milletvekilliği ve bakanlık da yapan Paşa için, iki yıl önce yayınlanan resmi Meclis albümünde “bekardır” diye yazıldığım? İş bu hikaye, bir “bürokratik bir komedi”yi anlatmaktadır.

ılıştık!Çumhuriyefin ilk

bakanlıklardan işmeleri” sonu- n istifa eden ve ayan Refet Be- übümünde “Be-

P aşa’nınyadigarı..Perihan Hanım, Refet Paşa’nın 14 yıl evli kaldığı ilk ve tek eşi.Perihan Hanım'ın arkasındaki tabloda Refet Bele ve Mustafa Kemal görülüyor.

vimli bir havası vardı.. İhtilalin kurucuları, sık sık bu evde ka­rarlar alırdı.

Refet Bey, Ankara çevresin­deki iç isyanları başarıyla bas - ttrmış ve Ege’de Yunan’a dire­nen çeteler kurmuştu.. Kendisi de bu çatışmalara katılıp, Aydın Efe namıyla efsaneleşmişti..Samsun'a da çıktı

Refet Paşa, 19 Mayıs 1919’da da, Mustafa Kemal’le birlikte Bandırma vapuruna binip Samsun’a çıkan askeri heyetin içinde yer alır. Hatta, Sam­sun’da Ingiliz savaş gem ileri­nin komutanına yaptığı cesur

çıkış “gizli tarih”in derinlikle­rinde uzun uzadıya anlatılır.

* * *

Evet, kaynaklardan da anla­şıldığı gibi Ulusal Kurtuluş Sa­vaşı ve Türkiye Cumhuriye- ti’nin kuruluş yıllarının bir kahramanından söz ediyoruz..

Refet Bele’den yani...Ancak, konumuz sadece Refet B e- le’nin “kahramanlığını” hatır­latmak değil. Şimdi, Ataköy’de bir apartman dairesinde yaşa­mım sürdüren eşi Perihan B e- le’ye zoom yaparak Cumhuri­yet Türkiye’sindeki kimi çar­pık ve komik “bürokratik h i­kayelerden” birini aktarmak..

İlk davet!Yıllarca kimse

hatırlamadı Perihan Bele

ve kızı Begüm Hanım'ı.

Ancak geçen hafta

ParlementerBİ rliği İstanbul

Şubesi sekreteri

Berrin Durukan bir

23 Nisan daveti verdi..

Türkiye'nin en çok satan dergisi• Ayın sebzesi enginarla yapılmış

değişik tarifler• Emine S.Beder’den nefis bir mönü• Pandeli mutfağından Türk usülü

et yemekleri. Örneğin Beğendili kebap• Bahar yemekleri• Beyaz etle birbirinden lezzetli ve

pratik 9 yemek tarifi• Semahat Arsel’den reçel tarifleri• Cafe VVien’in usta aşçılarından

doyumsuz pastalar

• Zencefil Restoran dan sebze ağırlıklı hafif yemekler

• İstanbul’daki üç Meksika Restoranı ndan Meksika yemekleri

• Çikolatalı sufle, çikolatalı köpük ve sıcak çikolata soslu tatlı

• Bebekler için sağlıklı mönüler• Çocukların da yapabileceği

yemekler• Değişik peçete katlamaları• Rengarenk bardaklar

7. SAY! ÇIKTI..,

Örneğin, Türkiye Büyük Millet M edisi Genel Sekreter - liği’nce 1994 yılında yayınla­nan albümde Refet Bele’den “bekar” diye söz edilir...

1949 yılında evlenip, öldüğü 1963 yılına kadar 14 yıl evli kaldığı eşi buna katıla katıla gülmektedir şimdi.

Bir başka örnek, her yıl 18 Ekim’de İstanbul’da yapılan “ İstanbul’un teslim almışı” kutlamalarına Perihan Bele çağrılmaz, 19 Mayıs’ta da, 23 Nisarida, da, ne Refet Be­le’den, ne de onun dert ortağı eşi Perihan Hanım’dan hiç söz edilmez. Enteresandır, Kurtu­luş Savaşı’na katılmış asker k i- şiİerden sadece Refet Bele’nin eşi yaşamaktadır şu an ve Peri­han Bele, eşinden dolayı emekli asker ve mebus maaşı, hatta bakanlık tazminatı bile almaktadır. Ama bugüne ka­dar devlet ricalinden hiç kimse arayıp sormaz, kapışım çalmaz Perihan Bele’nin....

Ih ki, geçen haftaya kadar.Evet, geçen hafta bir gün,

Parlementerler Birliği İstanbul Şubesi sekreteri Berrin Duru­kan, kendi araştırma ve çabala­rıyla yerini, yurdunu öğrendiği Perihan Bele’nin evine giderek onu “Alternatif 23 Nisan kutla­malarına” davet etti nihayet.

Dile kolay, yaşamı boyunca ilk kez eşinin içinde bulundu­ğu bir “dönemin” yıldönümü şenliklerine çağrılıyordu, Peri­han Hanım..

Bunca hüzün ve küskünlük dolu yıllarından sonra çok da et - kilenmişti böylesi bir davetten.

Perihan Hanım ki, tarih k i­taplarında, kurtuluş savaşım anlatan yayınlarda, 1940’lar- dan sonra ne yaptığı, nasıl ya­şadığı bilinmeyen bir Paşa’nm son dönemindeki hayat arka­daşı, kader arkadaşıydı..

Kızı Begüm de, Refet Pa- şa’dan yadigar kalan ve kala­cak olan tek kişiydi..

Babasını, kendisi 10 yaşın­dayken kaybeden ve eğitimini annesinin desteğiyle sürdüren Begüm Hanım’ın da liseli yılla - nnda yaşadığı “tarihimize yöne - lik” çok ilginç anılan da vardı..

M ü ze gibi evAtaköy’de, Perihan Ha-

nım ’m her ay kira ödeyerek oturduğu müze gibi evindeyiz. Geniş olmayan salonunda P e­rihan, Begüm ve Berrin Ha­nım larla, bir zaman tüneline girmiş, aydınlığa çıkmaya çalı - şıyoruz.

Duvarda Refet Paşa’nın H a­life Abdülmecit tarafından ya ­pılmış “portre tablosu” asılı. Tarihe tanıklık etmiş onlarca küçük ve büyük eşya, sohbeti­mize fon oluşturuyor.

Ne ansiklopedilerde ne de

Cumhuriyet Tarihi ya­yınlarında yazılmayan anılardan söz edeceğiz hep birlikte.

“Unutturmaya çalıştı­lar hep Paşa’yı” diye hü­zün veren ses tonuyla konuyu açıyor Perihan Hanım.

“Ailemizi de yok say­dılar” deyip akima ilk gelen örneği veriyor..

“Paşa sağlığındayken kendisine ait, silahın­dan, üniformasına ka­dar pek çok eşyanın A s­keri Müze’ye bağışlan­masını istefnişti. Hatta sağlığındayken 1961 y ı­lında bir parti eşya veril­di, ardından ben de tes­lim ettim. Ama inanır mısınız, kuru bir teşek­kür bile edilmedi. Ne oluyor, ne düşünülüyor­du bilemiyorduk ki.Kendi sakin hayatımıza daldık, kimse de arayıp sormadı. Eğer Paşa’nm bana bıraktığı kimi özel mücevherleri satmasay- dım ciddi bir geçim sı­kıntısı yaşardık.”Gizli polis

Perihan Bele, bugüne kadar bir ev sahibi olamadıkla - nnı hatta Paşa’yı anarak, sahi­bi oldukları evi bile kaybettik - lerini açıklıyor.

“Düşünüyorum da aslında o yılların kahramanlan, çocukla - rina, eşlerine pek çok şey b ı­raktı. Ama Refet Bey, 1920’ler- de kendisine armağan edilen Ankara Keçiören’deki büyük evi bile yetimlere bağışlamış sonraki yıllarda. Şimdi bu b ü ­yük evin bulunduğu yerde Ço­cuk Esirgeme Kurumu var.. Evlendiğimiz de de pek fazla mülk edinmedi Paşa. Fhkat, son derece mutlu ve güzel bir hayatımız oldu..” Begüm H a­nım babasından, Perihan Bele de kocasından dinlediklerini hatırlatıyor sık sık. Cumhuri­yet Türkiyesi’nin ilk yıllarında yaşanan çekişmeler sonucu Refet Paşa istifa eder yönetim - den ve kendi halinde bir dün­ya kurar.

Çatalca’da bir at çiftliği ku­rup, at yetiştirir. Yıllarca sade bir vatandaş olarak yaşayıp g i­der ama ardında hep “ gizli p o ­lis” vardır.

Perihan Hanım Refet Pa- şa’dan naklediyor;

“Paşa, o günleri acı biçimde anlatırdı, çok dışlamışlardı kendisi, ‘ihtilal kendi çocukla - nnı yiyebilir, normaldir’ derdi hatta.. Ancak Refet beyi izle­mek ve her gittiği yerde takip etmek üzere görevlendirilen polis, bir gün Paşa’ya gelip, ‘Paşam, ne olursunuz bugün evden çıkmayın, karım bu ge­

Istanbulkurtuluyor

Yanda eşi ve çocuğuyla

görülen Refet Bele, Mustafa

Kemal'in emriyle 1922 yılında istannbul'u teslim alan

komutandı..Halk ona

9 <Diulunmuştu

ce doğuracak ondan ayrılmak istemiyorum’ demiş. Refet Bey de polisi kırmamış ve o gün evde kalmış.”

1935’lere gelindiğinde ise Refet Paşa, CHP’den m illetve­kili seçilir, sefalet ve takibat kısmen bitmiştir. Seçime girdi - ği bölgelerde büyük oy alır. Milletvekilliği de üç dönem sü - rer,1949’da'da, kendisinden 38 yaş küçük Perihan Bele’yle ev ­lenir. Demokrat Parti iktidara geldikten sonra Refet Bele’nin milletvekilliği biter ama bu kez diplomatlığı başlar.

Eşiyle Beyrut’a Unesco tem ­silcisi olarak gider Refet Bele..

Perihan Harım , Beyrut yılla - nnı keyifle anlatıyor.

“O yılların Beyrut’uyla şim ­diki arasında müthiş bir fark vardı, mültecilerin arasınday­dık, İsrail’den sürülen Filistinli çocuklann sorumluluğu Refet Bey’e verilmişti. Çok yararlı iş - ler becerdi Paşa orada.. Kızım Begüm de orada doğdu.”

Evet, Begüm Hanım’m eğiti­m i için 1961 yılında artık Tür­kiye’ye döner Bele ailesi, iki yıl sonra da Paşa vefat eder..

Küçük Begüm ise, Dame De Sion’da eğitimini sürdürürken bir gün tarih dersinde ayağa kalkar ve gözyaşı içinde “Bu kitapta anlatılanlar yanlış h o ­cam, babamdan hiç bahsedil­miyor, babanım kahramanlığı unutturulmaya çalışılıyor” d i­ye bağırır. Ama olay kapanır.

Ana kız bir başlarına yaşayıp gider sakince ama 17 Mayıs

“Üzüldük“Perihan Hanım, ‘‘resmi

tarih”te eşi Refet

Bele'nin yanlış

anlatıldığını söylüyor..

1971 yılında yine “ilginç bir olaya tanıklık” ederler.

Mahir Çayan ve arkadaşları o gün İsrail Konsolosu Ephra- im Elrom’u kaçırmaya karar vermişlerdir. Ne ilginç tesadüf ki, Perihan Hanım ve kızı B e­güm ’ün o sıralarda oturdukları apartmanın üst katodadır El- rom ’un ikametgahı..Mahir Çayan olayı

Çayan’lar, Elrom’un gelişini gözlemek için Bele’lerin evin­de gizlenir, bu arada apartma­na giren herkesi rehin alırlar. Perihan ve Begüm Bele de re­hinedir. Saaatter süren bir b ek ­leyiş başlar, Elrom, direnm esi­ne rağmen Hüseyin Ceva­hirim, Mahir Çayan’m ve Ulaş Bardakçı’mn eline geçmekten kurtulumaz.

Derdest edilip Perihan Ha- nım ’ın evinde muhafaza edilir bir süre.. Bele’ler, bu yaşanan­ları dakika dakika izler, biraz da korkuyla tabii.

Çayan ve ekibi, tüm rehine­lerin olduğu gibi Bele’lerin de ağzım gözünü bantiayıp, E l­rom ’u da Perihan Bele’ye ait bir büyük valize ve mantoların araşma sokarak çekip giderler evden.

Ancak, Perihan H anım la Mahir Çayan arasında çok il­ginç bir konuşma geçer evdeki bekleme sırasında.

Perihan Bele, duvardaki Re - fet Paşa tablosunu görüp de, kim olduğunu soran Mahir Ça- yan’a “O benim kocamdı, ya­şasaydı sizin yaptığınıza ne derdi kim bilir?”diye cevap v e ­rince, Çayan’dan şu yanıtı alır;

“Biz de onun gibi bu vatan için yapıyoruz bunları..”

Evet, sonraki yıllarda da za­man akıp gider Bele’ler için...

Yaşam, Ataköy’deki evde de devam ediyor..

Sohbet bitip evden ayrılırken Begüm Hanım bir Çetin Altan yazışım hatırlatıyor bana..

“Çetin Bey makalesinde, ‘Galata Köprüsünün dört başı­na dört kişinin heykelini d ik ­mek lazım.. Haşim Işcan, Çelik Gülersoy, Ehtih Sultan ve Refet Bele’dir bunlar’ diye yazar.. Bilginiz olsun istedim..”

Tüm okurların bayramım kutluyor, güzellik dolu bir bay­ram diliyorum.

İstanbul Şehir Üniversitesi Kütüphanesi Taha Toros Arşivi