9
2.ÜNİTE HİKÂYE Hikâye (Öykü): Gerçek ya da gerçekleşmesi mümkün olay ve durumları kişi, yer ve zamana bağolarak anlatan edebî türdür. Olay eksenli bir yazı türü olan hikâyede temelde bir olay vardır ve olaylar genellikle yüzeyseldir, fazla ayrıntıya girilmez. Hikâye; kişiler, olay örgüsü, mekân, zaman, çatışma, konu, tema, anlatıcı ve bakış açısı gibi unsur- lardan oluşur. 1. Kişiler: Hikâyedeki olay veya durumları, hikâye unsurlarından biri olan kişiler yaşar. Bu kişiler, öyküleyici metinlerin şahıs kadrosunu oluşturur. Anlatmaya bağlı edebî metinlerde olayın merkezinde bulunan ait olduğu toplumsal sınıfın/ zümrenin özelliklerini üzerinde taşıyan kişiye tip, toplumsal bir tabakayı değil de sadece kendini temsil eden kişiye de karakter denir. Özellikler Tip Karakter a. Toplumsal bir tabakayı değil de sadece kendini temsil eden kahramandır. b. Ait olduğu toplumsal sınıfın veya zümrenin özelliklerini üzerinde taşıyan kişidir. c. Tek yönüyle ele alınır, o yönleri, kuvvetle vurgulanır. d. Çok yönlü bir kişiliktir. e. Birey olarak ele alınır; çelişkileri, acıları, mutlulukları, çıkmazları sadece kendisine aittir ve kendi- siyle sınırlandırılmıştır. f. Benzerlerinin ana özelliklerini kendinde topladığı için kendine özgü bir kişiliği yoktur. g. Evrensel niteliktedir. h. Bir insanda olabilecek olumlu ve olumsuz nitelikleri barındıran, çok yönlü işlenmiş kişilerdir.

2.ÜNİTE HİKÂYE Hikâye (Öykü): ş ğlı · 2020. 10. 29. · 2.ÜNİTE HİKÂYE Hikâye (Öykü): Gerçek ya da gerçekleşmesi mümkün olay ve durumları kişi, yer ve zamana

  • Upload
    others

  • View
    4

  • Download
    0

Embed Size (px)

Citation preview

Page 1: 2.ÜNİTE HİKÂYE Hikâye (Öykü): ş ğlı · 2020. 10. 29. · 2.ÜNİTE HİKÂYE Hikâye (Öykü): Gerçek ya da gerçekleşmesi mümkün olay ve durumları kişi, yer ve zamana

2.ÜNİTE HİKÂYE

Hikâye (Öykü): Gerçek ya da gerçekleşmesi mümkün olay ve durumları kişi, yer ve zamana bağlı

olarak anlatan edebî türdür.

Olay eksenli bir yazı türü olan hikâyede temelde bir olay vardır ve olaylar genellikle yüzeyseldir,

fazla ayrıntıya girilmez.

Hikâye; kişiler, olay örgüsü, mekân, zaman, çatışma, konu, tema, anlatıcı ve bakış açısı gibi unsur-

lardan oluşur.

1. Kişiler: Hikâyedeki olay veya durumları, hikâye unsurlarından biri olan kişiler yaşar. Bu kişiler,

öyküleyici metinlerin şahıs kadrosunu oluşturur.

Anlatmaya bağlı edebî metinlerde olayın merkezinde bulunan ait olduğu toplumsal sınıfın/

zümrenin özelliklerini üzerinde taşıyan kişiye tip, toplumsal bir tabakayı değil de sadece kendini

temsil eden kişiye de karakter denir.

Özellikler Tip Karakter

a. Toplumsal bir tabakayı değil de sadece kendini temsil eden kahramandır.b. Ait olduğu toplumsal sınıfın veya zümrenin özelliklerini üzerinde taşıyan kişidir.c. Tek yönüyle ele alınır, o yönleri, kuvvetle vurgulanır.

d. Çok yönlü bir kişiliktir.e. Birey olarak ele alınır; çelişkileri, acıları, mutlulukları, çıkmazları sadece kendisine aittir ve kendi- siyle sınırlandırılmıştır.f. Benzerlerinin ana özelliklerini kendinde topladığı için kendine özgü bir kişiliği yoktur.g. Evrensel niteliktedir.h. Bir insanda olabilecek olumlu ve olumsuz nitelikleri barındıran, çok yönlü işlenmiş kişilerdir.

Page 2: 2.ÜNİTE HİKÂYE Hikâye (Öykü): ş ğlı · 2020. 10. 29. · 2.ÜNİTE HİKÂYE Hikâye (Öykü): Gerçek ya da gerçekleşmesi mümkün olay ve durumları kişi, yer ve zamana

2. Olay Örgüsü: Belli bir konu çevresinde var olan birden fazla olayın, sebep-sonuç ilişkisine

bağlı bir biçimde oluşturduğu organik bütüne olay örgüsü denir.

Olay örgüsü birbiriyle ilgisi olmayan olayların rastgele veya peş peşe sıralanması değil,

birden fazla olayın mantıklı ilişkisidir. Hikâyeli anlatımlarda bir ana olayın çevresinde

gelişen birden fazla yan olay, bir ilişki içinde sıralanarak olay örgüsü oluşturulur.

3. Zaman ve Mekan: Hikâyelerde olayların başlaması, gelişmesi ve son bulması belli bir

zamanda ve mekânda geçer. Zaman kavramı; dönem, mevsim, gün ya da an biçiminde ortaya

çıkar.

4. Çatışma: Öyküleyici metinlerde dramatik anlaşmazlık veya aykırılığa çatışma denir. Eserin

tamamında işlenen çatışma; insan ile insan, insan ile toplum, insan ile kendisi, insan ile doğa vb.

şeklinde kendini gösterir.

Birbirine karşıt unsurların, karakterlerin bir arada anlatılması, sergilenmesi ile oluşur.

Kahramanların karşıt tavırları, duruşları; birbiriyle tezat teşkil eden mekânların yan yana,

iç içe sergilenmesi; sunulan yaşam biçiminin iki zıt yüzü, çatışmayı oluşturan unsurlardır.

5. Konu - Tema: Hikâyede ele alınan, üzerinde durulan düşünce, durum veya sorun metnin

konusunu oluşturur. Bir metindeki temel duygu veya kavram “tema” olarak adlandırılır.

6. Anlatıcı ve Bakış Açısı

Anlatıcı; edebî metinlerde, okura olayı anlatan kişidir.

Eseri yazan (yazar) gerçek kişi, edebî metinleri anlatan ise soyut bir kişidir.

Yani anlatıcı, yazar değildir; yazarın kurguya dâhil edip ağzından hikâyeyi anlattırdığı hayali kişidir.

Anlatıcı; eserlerin iç dünyasında olup biten olayları, sorunları, kahramanları, mekânı ve zamanı

gören, bilen, duyandır.

Hikâye ve roman gibi anlatmaya bağlı edebî metinler birinci kişi ya da üçüncü kişi ağzından

anlatılır. Anlatım ya hâkim ya kahraman ya da gözlemci bakış açısıyla verilir.

Page 3: 2.ÜNİTE HİKÂYE Hikâye (Öykü): ş ğlı · 2020. 10. 29. · 2.ÜNİTE HİKÂYE Hikâye (Öykü): Gerçek ya da gerçekleşmesi mümkün olay ve durumları kişi, yer ve zamana

1. Hâkim (ilahi) bakış açısı:

Hâkim bakış açısında anlatıcı, kendisinden “ben” diye söz etmez, hep III. tekil kişi “o”yu kullanır.

Hâkim bakış açısıyla yazılan eserlerde anlatıcı her şeyi bilir, her zamanda ve her yerdedir.

Olaylara ve kişilere tümüyle hâkimdir.

Kahramanların duygularını, düşüncelerini, kafala- rından neler geçirebileceğini anlar ve anlatır.

2. Kahraman bakış açısı:

Bu bakış açısında olay örgüsü, mekân ve kişiler eserin baş kahramanlarından biri tarafından

anlatılır.

I. kişi ağzından anlatılır.

3. Gözlemci bakış açısı:

Gözlemci anlatıcı, etrafında olup bitenleri bir kamera gibi izler, tarafsız bir tutumla gözlemlerini

okura aktarır. Gözlemci anlatıcı, ilahi anlatıcı gibi her şeyi bilmez.

III. tekil kişi “o”yu kullanır.

Aşağıdaki edebi metinlerin hangi bakış açısıyla yazıldığını altındaki boşluklara yazınız.

• Kestaneci başını kaldırmış, ona bakıyordu. Mangalın kıyısında kabukları yarılmış, kızarmış

kestaneler diziliydi. Bir kıvılcım sıçradı. Canı pek istemiyordu, ama kabuklarını soydurup

biraz alsa belki... Kestaneci bağırdı:

— Ne dikildin orda ulan, yol üstünde maşatlık taşı gibi. Bas git hadi!

• Yağmurlar dindi. Ovanın böğründeki hafif eğimli toprak kanallar tarlalarda biriken fazla

suyu denize akıttı; akıntının oluşturduğu birikintilerde sivrisinekler ve kurbağalar arttı.

Tarlalar da kanalların toprakta bıraktığı nemi sakladı, pamuğunu büyüttü.

• Saat dörde doğru uyandım. Sabah yaşadığım öldürücü saatleri düşündüm. Bu duruma nasıl

geldim? Neden bana yaşama- sını öğretmediler? Neden bana, bizden bu kadar, gerisini sen

bulup çıkaracaksın, dedikleri zaman isyan etmedim? Hayata atılmak gibi bir çılgınlığı nasıl

yaptım? İnsanların dünyasına atılmayı nasıl göze aldım?

Page 4: 2.ÜNİTE HİKÂYE Hikâye (Öykü): ş ğlı · 2020. 10. 29. · 2.ÜNİTE HİKÂYE Hikâye (Öykü): Gerçek ya da gerçekleşmesi mümkün olay ve durumları kişi, yer ve zamana

Hikâye: Serim (giriş), düğüm (gelişme), çözüm (sonuç) bölümlerinden oluşur.

HİKÂYE TÜRLERİ

Olay Hikâyesi Durum Hikâyesi Ben Merkezli Hikâye Küçürek Hikâye

Klasik öykü de denir Kesit hikâyesi de denir.

Kahramanın daha çok kendi ruh hâli ve hayal dünyasını yansıttığı hikâyelerdir.

Öykünün bir alt türüdür.Minimal öykü olarak da adlandırılır.

Ağır basan öge olaydır Olay ögesi ikinci plandadır.

Olaylar kahraman anlatıcı bakış açısıyla verilir.

Az sayıdaki kelimeyle yoğun anlamlar aktarma gücüne sahip olan sanatsal iletişim araçlarıdır.

Serim-düğüm-çözüm bağlamı içinde oluşur.

Hayatın bir kesiti kendi doğası içinde ele alınır. Serim-düğüm-çözüm aşamalarına dikkat edilmez

Hikâyenin ana kahramanı yazarın kendisidir.

Başı ve sonu yoktur, okurun düş gücüne bırakılır.

Merak ögesi canlı tutulur

Merak ögesi ön planda değildir. Başı sonu belli değildir. Bitmemişlik duygusu vardır.

Bireyin bunalımları, çıkmazları anlatılır. Kahraman genellikle düş dünyasına sığınır.

Küçürek hikâyenin üç önemli belirleyici özelliği vardır: Kısalık, yoğunluk ve birlik.

Kurucusu Fransız yazar Maupassant’tır

Kurucusu Rus sanatçı Anton Çehov’dur.

Bu tarz öykünün önde gelen temsilcisi Franz Kafka’dır.

Yalnızca bir anın saptaması olan anlatılardır.

Ömer Seyfettin bu türün başarılı örneklerini vermişti.

Bizde Memduh Şevket Esendal bu türün ilk örneklerini vermiştir

Bizde ilk temsilcisi Haldun Taner’dir.

Kelime eksiltme, zaman- mekân ayrıntılarını silme bir durumu minyatürleştirme vardır.

Diğer sanatçılarımız: Refik Halit, Reşat Nuri, Sabahattin Ali, Yakup Kadri, Orhan Kemal, Fakir Baykurt, Necati Cumalı, Samim Kocagöz...

Sait Faik Abasıyanık bu türün ustalarındandır. Tarık Buğra, Ferit Edgü, Rasim Özdenören

Bilge Karasu, Oğuz Atay, Nezihe Meriç

Ferit Edgü, Haydar Ergülen, Hulki Aktunç, Necati Tosuner, Vüs’at O. Bener, Murat Yalçın

Page 5: 2.ÜNİTE HİKÂYE Hikâye (Öykü): ş ğlı · 2020. 10. 29. · 2.ÜNİTE HİKÂYE Hikâye (Öykü): Gerçek ya da gerçekleşmesi mümkün olay ve durumları kişi, yer ve zamana

Hikâyenin Tarihsel Gelişimi:

Dünya edebiyatında ilk hikâye örneği 14.yy.da İtalyan Boccacio tarafından yazılan

Decameron (On Gün)

Türk edebiyatında hikâye türünün ilk örnekleri 19.yy.da Tanzimat Dönemi’nde verilmiştir.

İlk hikâyemiz: Letaif-i Rivayet (Ahmet Mithat Efendi)

Batılı anlamda ilk küçük realist hikâyemiz: Küçük Şeyler (Samipaşazade Sezai)

Tanzimat’tan sonra Edebiyatıcedide Dönemi’nde de tekniğin güçlü olduğu hikâyeler

yazılmıştır.

Millî Edebiyat Dönemi’nde ise sanatçılar millî kaynaklara yönelmişler; millî tarihi,

Anadolu’nun sosyal hayatından konuları hikâyelerde ele almışlardır.

Cumhuriyet Dönemi’nde (1923 - 1940) Hikâye

1923 - 1940 yıllarında hikâye yazarlarımız gözleme dayalı gerçekçiliğe yönelmişlerdir.

Hikâye bu dönemde bağımsız bir tür olarak görülmüş, olay hikâyesi tarzında hikâyelerin yanında

Memduh Şevket Esendal’la başlayan ve Sait Faik Abasıyanık’la devam eden durum hikâyeleri

yazılmaya başlanmıştır.

Halide Edip Adıvar, Yakup Kadri Karaosmanoğlu ve Reşat Nuri Güntekin gibi Cumhuriyet

Dönemi’nin ilk yıllarının roman yazarları, hikâye türünde de eserler yazmışlardır. Ancak dönemin

ilk yıllarında hikâye türüne daha çok ağırlık veren yazar, Reşat Nuri Güntekin’dir.

Reşat Nuri’yi izleyerek ilk hikâye kitaplarını 1923 - 1940 yıllarında yayımlayan yazarlar Kenan

Hulusi Koray, Sadri Ertem, Sabahattin Ali ve Sait Faik Abasıyanık’tır.

Bu dönemde sanatın toplum üzerinde bir işlevinin olması gerektiği düşüncesi egemen olmaya

başlamıştır. Bu anlayışla da hikâyeler yazılmaya başlanmıştır.

Page 6: 2.ÜNİTE HİKÂYE Hikâye (Öykü): ş ğlı · 2020. 10. 29. · 2.ÜNİTE HİKÂYE Hikâye (Öykü): Gerçek ya da gerçekleşmesi mümkün olay ve durumları kişi, yer ve zamana

Cumhuriyet Dönemi’nde (1940 - 1960) Hikâye

1940 - 1960 yılları Cumhuriyet Dönemi’nde ele alınan konuların çeşitliliği artmış, daha çok

gözleme dayanan gerçekçi hikâyeler yazılmıştır. Anadolu’ya, halkın yaşamına ağırlık verilmeye

başlanmıştır.

Bu dönemin hikâyelerinde “millî–dinî duyarlılık”, “toplumcu–gerçekçi anlayış” ve “bireyin iç dün-

yasını esas alan anlayış” gibi bazı eğilimler görülmektedir.

1. Toplumcu Gerçekçi Sanat Anlayışı

• Ezen - ezilen ilişkisi, ideoloji, sosyal realizm…

https://kurguluyorum.com/edebiyat-notlari/toplumcu-gercekci-sanatcilar/

2. Bireyin İç Dünyasını Esas Alan Sanat Anlayışı:

• İnsanı toplumsal yönüyle değil psikolojik yönüyle ele alırlar. Modern yaşamın etkilerini tespit etmek için psikolojiden yararlanırlar. Eserlerinde çağrışımlara dayalı sanatsal bir üslupla ruh tahlillerine yönelmişlerdir.

https://kurguluyorum.com/edebiyat-notlari/bireyin-ic-dunyasini-anlatan-sanatcilar/

3. Dinî Yönelimi Öne Çıkaran Sanat Anlayışı:

• İnsanların iç dünyalarını, ferdî duyuş tarzları ve inançların edebî eserlere yansıtmayı ilke edinen bir yönelimdir.

• Sezai Karakoç, İsmet Özel, Cahit Zarifoğlu, Mustafa Miyasoğlu, Sevinç Çokum, Rasim Özdenören, Erdem Bayazıt, Hüseyin Atlansoy, Nazan Bekiroğlu

Açık ve Örtük İleti

Öğretici metinlerle edebî metinlerin iletileri birbirinden farklıdır.

Öğretici metinlerde (makale, fıkra,röportaj vb.) ileti, tektir ve anlaşılırdır. Bu nedenle öğretici metinlerde ileti açıktır.

“Teknoloji insan yaşamını kolaylaştırmaktadır.” cümlesinde ileti olan teknolojinin insan yaşamındaki olumlu etkisi, açık biçimde ifade edilmektedir.

Edebî metinlerde ise ileti, kesin bir yargıya dönüştürülerek verilmez, metnin dokusuna sindirilir. Bu nedenle edebî metinlerin iletisi, örtük iletidir.

Page 7: 2.ÜNİTE HİKÂYE Hikâye (Öykü): ş ğlı · 2020. 10. 29. · 2.ÜNİTE HİKÂYE Hikâye (Öykü): Gerçek ya da gerçekleşmesi mümkün olay ve durumları kişi, yer ve zamana
Page 8: 2.ÜNİTE HİKÂYE Hikâye (Öykü): ş ğlı · 2020. 10. 29. · 2.ÜNİTE HİKÂYE Hikâye (Öykü): Gerçek ya da gerçekleşmesi mümkün olay ve durumları kişi, yer ve zamana
Page 9: 2.ÜNİTE HİKÂYE Hikâye (Öykü): ş ğlı · 2020. 10. 29. · 2.ÜNİTE HİKÂYE Hikâye (Öykü): Gerçek ya da gerçekleşmesi mümkün olay ve durumları kişi, yer ve zamana