58
www.yuruyus.com [email protected] [email protected] Haftalık Dergi Sayı: 14 14 Mayıs 2017 Fiyatı: 1 TL (kdv dahil) www.yuruyus.com 16’SINDA HALKIN UMUDU 18’İNDE KAHRAMAN... 18 Yaşındaki Devrimci Sıla Abalay; Oligarşinin "Teslim Alma" Saldırılarına Karşı Direndiği İçin Katledildi! Nuriye Gülmen ve Semih Özakça Direnişlerinin 187. Açlık Grevi Direnişinin 63. Günündeler Onların Direnişini Büyütelim! Onların Zaferi Tüm Kamu Emekçilerinin ve Halkımızın Zaferidir! Tek Tek Başlayan Direnişlerle, Sürecin Önünün Açılacağını Kanıtladılar “Binler” İçinde “Bir Avuç”tular Çaresizliği Değil, Direnmeyi Teslim Olmak Yerine Ekmeğini ve Onurunu Savunmayı, Ezilen Olmak Yerine Hakkını Savunma Onurunu Taşımayı Tercih Ettiler Sürecin En Önemli İdeolojik ve Politik Direnişlerinden Birisinin Öncüsü Oldular

 · 48 Sıla Abalay’ın o gülen gözleri, bize umut ve ışık oluyor 49 Evlatlarımızın mezar hakkı için direnen Kemal Gün’ün direnişi hepimizin direnişidir, sahiplenelim

  • Upload
    others

  • View
    7

  • Download
    0

Embed Size (px)

Citation preview

Page 1:  · 48 Sıla Abalay’ın o gülen gözleri, bize umut ve ışık oluyor 49 Evlatlarımızın mezar hakkı için direnen Kemal Gün’ün direnişi hepimizin direnişidir, sahiplenelim

www.yuruyus.com

[email protected]

[email protected]

Haftalık DergiSayı: 14

14 Mayıs 2017Fiyatı: 1 TL (kdv dahil)

www.yuruyus.com

16’SINDA HALKIN UMUDU18’İNDE KAHRAMAN...

18 Yaşındaki Devrimci Sıla Abalay; Oligarşinin "Teslim Alma" Saldırılarına Karşı

Direndiği İçin Katledildi!

Nuriye Gülmen ve Semih Özakça Direnişlerinin 187. Açlık Grevi Direnişinin 63. Günündeler

Onların Direnişini Büyütelim!Onların Zaferi Tüm Kamu Emekçilerinin ve Halkımızın Zaferidir!

Tek Tek Başlayan Direnişlerle, Sürecin Önünün Açılacağını Kanıtladılar“Binler” İçinde “Bir Avuç”tular

Çaresizliği Değil, Direnmeyi Teslim Olmak Yerine Ekmeğini ve Onurunu Savunmayı,

Ezilen Olmak Yerine Hakkını Savunma Onurunu Taşımayı Tercih EttilerSürecin En Önemli İdeolojik ve Politik Direnişlerinden Birisinin Öncüsü Oldular

Page 2:  · 48 Sıla Abalay’ın o gülen gözleri, bize umut ve ışık oluyor 49 Evlatlarımızın mezar hakkı için direnen Kemal Gün’ün direnişi hepimizin direnişidir, sahiplenelim

ÖÖğretmenimizğretmenimiz

www.yuruyus.biz [email protected]

Sahibi ve Sorumlu Yazıişleri Müdürü:

Elif ERSOY

Adres: Katip Mustafa Çelebi Mah.

Billurcu Sok. No: 20 / 2

Beyoğlu/İSTANBUL

Ofset Hazırlık: Ozan YayıncılıkAdres: Zübeyde Hanım Mah. FevziÇakmak Cad. 1297. Sokak No: 1 Daire: 1Sultangazi / İSTANBULTel: (0-212) 536 93 45

Mail: [email protected]

ISSN: 1305-7944

Baskı: Ezgi Matbaacılık Sanayi Cad.

Altay Sok. No: 10 Çobançeşme /

Yenibosna / İST.

Tel: (0-212) 452 23 02

Haftalık Süreli

Yerel Yayın

Siyasi Dergi

Fiyatı: 1 TL

Dünya halklarınındirenme hakkını,

kurtuluş umudunu yok etmeyiamaçlayan politikalara,

teslim olmayacağız.Bağımsızlık, demokrasi vesosyalizm düşüncemizden

vazgeçmeyeceğiz.Devrim ve sosyalizm

umudunun yok edilmesi,halkların çaresizleştirilmesidir.

Buna izin vermeyeceğiz. Direneceğiz, direnmeye

devam edeceğiz.

Silivri 2’Nolu L Tipi Hapishanesi Tutsakları “Bahtiyarca” Dergisini Çıkarmaya Devam Ediyorlar

Direnişin Olduğu Yerde Üretim, Üretimin Olduğu Yerde Özgürlük Büyür

Direniş Örgütleyicidir. Direniş Birleştiricidir, Umut Taşıyıcıdır!

Page 3:  · 48 Sıla Abalay’ın o gülen gözleri, bize umut ve ışık oluyor 49 Evlatlarımızın mezar hakkı için direnen Kemal Gün’ün direnişi hepimizin direnişidir, sahiplenelim

ii ç i n d e k i l e r

Tamirciliğidir: Eleştirmek;ezmenin değil, ayağakaldırmanın aracı olmalıdır

23 Sorunlar-Çözümler:Hedefsizlik

24 Halk Meclisleri: 1 Mayıs’ta,bir avuç tekelin iktidarınakarşı, halkın iktidarını istedik

26 Mahalleler: İnfazlar, faşizmindeğişmeyen gerçeğidir. İnfazsırası sana gelmeden karşıçık, hesap sor!

28 Milisler MahalleninŞahanlarıdır: Canımızıaldınız, canınızı alacağız!

29 Özgür Tutsaklardan: YaşasınFilistinli tutsakların onur veözgürlük direnişi, kahrolsunemperyalizm ve siyonizm!

31 Devrimci İşçi Hareketi:

33 Kamu Emekçileri Cephesi:AKP faşizmini militan vekararlı mücadelemizle altedeceğiz!

36 Gençlik Federasyonu’ndan:Katledilen halk çocuklarınınhesabını soracağız! Sıla’nınbedenine sıkılan kurşunlarsınıf kinimizdir!

37 Liseliyiz Biz: Silopi’de ikiçocuğu ezerek katledensarhoş katiller, 18 yaşındakiSılamız’ı katlettiler!

9 Sıla’dan bize kalan...

10 Devrimciliğin Köşe Taşları:

11 Gazi’de halk çocuklarınıkatleden AKP faşizmi, tümhalkı terörist olarak görüyor.Asıl terörist halk çocuklarınıkatleden AKP faşizmidir!

13 Halkın Hukuk Bürosu:Tahliye edilmek için KadirTopbaş’ın damadı mı olmakgerekiyor?

15 Kızıldere’ye şehitlerimizianmak için gidenleranlatıyor: Kızıldere 2017 vebiz! Faşist terörünüz bizidurduramaz!

18 Röportaj: Uluslararası İlişkilerKomitesi adına KoreDemokratik Cumhuriyeti’negiden Naim Eminoğlu’ylayaptığımız röportajıyayınlıyoruz

21 Faşizm Zalimin Zulmüdür:Faşizmi yenmenin onurusadece sosyalistlere aittir!

22 Devrimcilik Akıl

4 16’sında halkın umudu, 18’indehalkın kahramanı olanSılalar’la direniyoruz!

16’SINDA HALKIN UMUDU18’İNDE KAHRAMAN...

39 Ülkemizde Gençlik: Koca yürekli

Sılamız’ın coşkusuyla,çalışkanlığıyla Dev-Genç’imizidoruklara taşıyacağız!

42 Dev-Genç; tarihi, şehitleri ve

yarattığı geleneklerle veörgütlenmelerle Türkiyemücadele tarihinin ayrılmaz birparçasıdır!-2

44 Emperyalizmin kurbanı değil

celladı olacağız!

46 Umudumuzun Gündeminden:

47 Özel Harekat Birlikleri denilen

ölüm mangaları lağvedilmeli,halka yönelik katliamlara sonverilmelidir!

48 Sıla Abalay’ın o gülen gözleri, bize

umut ve ışık oluyor

49 Evlatlarımızın mezar hakkı için

direnen Kemal Gün’ün direnişihepimizin direnişidir, sahiplenelim

52 Haberler

53 Yürüyüş dergisi emekçileri

tutuklandı

54 Avrupa’da Yürüyüş:

56 Avrupa’daki Biz: Umudu ve

inancı Avrupa’da biz temsilediyoruz

58 Yitirdiklerimiz

OĞLU MURAT GÜN’ÜNVE 8 KAYIP GERİLLANINCENAZESİNİ ALMAK İÇİN

KEMAL AMCAMIZDERSİM SEYİT RIZA MEYDANI’NDA

SÜRESİZ AÇLIK GREVİNDE!

KEMAL AMCANIN DİRENİŞİNE DESTEK OLALIM!(Dergimizin 14. sayısının çıktığı gün, Kemal Amcamız

direnişinin 99. ve açlık grevinin 80. gününde)

İletişim: 0553 088 60 72

Page 4:  · 48 Sıla Abalay’ın o gülen gözleri, bize umut ve ışık oluyor 49 Evlatlarımızın mezar hakkı için direnen Kemal Gün’ün direnişi hepimizin direnişidir, sahiplenelim

Direndiğimiz için saldırıya uğruyor, iş-kence görüyoruz,

Direndiğimiz için gözaltına alınıyor, tu-tuklanıyoruz,

Direndiğimiz için KATLEDİLİYORUZ! 6 Mayıs’ta, günün ilk ışıklarıyla, 18 ya-

şındaki devrimci, Dev-Genç’li Sıla Abalayİstanbul Küçükçekmece’de, AKP’nin katilpolisleri tarafından kaldığı evde katledildi.

18 yaşındaki devrimci Sıla Abalay; oli-garşinin “teslim alma” saldırılarına karşıdirendiği için katledildi.

18 yaşındaki Dev-Genç’li Sıla Abalay;gençliğin yozlaşma batağında kaybolmasınakarşı çıktığı, geleceği kurma kavgasına ka-tıldığı için faşizm tarafından katledildi.

SILALAR’ı Katlederek Direnenleri Tes-lim Alamazsınız!

Berkinler’i Günaylar’ı, Dilekler’i Kat-lederek Bitirimezsiniz!

18 yaşındaki devrimci SILA ABALAY’ıkatledenler, direnmeyin diyor.

18 yaşındaki devrimci SILA ABALAY’ıkatledenler, direnenlere gözdağı veriyor.

Hiçbir tehdit, baskı, gözdağı direnmehakkımızı kullanmaktan bizi vazgeçiremez.Direnme hakkından vazgeçmek, onurundanvazgeçmektir! Direnme hakkımızı kullanı-yor, onurumuza sahip çıkıyoruz.

Zulmünüze meydan okuyoruz. OHAL’lerinizi tanımıyor, direnmeye de-

vam ediyoruz! Herkesin sustuğu, başını kaldıramadığı,

hakkını arayamadığı yerde meydanlara çıkıyor,direnmeye, umut olmaya devam ediyoruz.

Meydanlar direniş seslerimizle yankı-lanıyor.

- KEC Yüksel Direnişi 187. Gününde! “İŞİM, EKMEĞİM, ONURUM İÇİN

DİRENİYORUM” diyen Nuriye Gülmenve Semih Özakça 63 gündür açlık grevin-deler.

- KEC Malatya Direnişi 107. Gününde! KEC’li memurlar alana her çıkışlarında

gözaltına alındılar, işkence gördüler. Yıl-

madılar, ısrarla, inatla, inançla direnmeyedevam ettiler; tam 107 gündür direniyorlar.

- KEC İstanbul-Cevahir AVM önün-deki Nazife Onay’ın direnişi 55. günündedevam ediyor.

- KEC Düzce Alev Şahin Direnişi 76.gününde devam ediyor.

-Dersim Seyit Rıza Meydanı’ndakiKemal amca oturma eyleminin 95. veaçlık grevi direnişinin 76. gününde devamediyor.

- Dev-Genç’li Eda Kaya’nın kardeşinintutuklanmasına karşı Mecidiyeköy CevahirAVM önünde yaptığı oturma eylemi, HalkınHukuk Bürosu Avukatlarının Silivri Ha-pishanesi önünde ve daha sonra BakırköyAdliyesi önüne taşıdıkları eylemleri, DİH’liSalih Savaş’ın işine geri dönmek için baş-lattığı ve kazandığı direnişi...

- Kapılarımıza kilit vurmak istediler,bir gecede yüzlerce kitle örgütünü mühür-lediler; kararlarınızı tanımıyoruz dedik vesöküp attık mühürlerini.

- Açlığımızla, ölümlerimizle kazandı-ğımız haklarımıza sahip çıkmak ve korumakiçin; Tecrit hapishanelerinin hücrelerindenmeydan okuduk, birer birer tutuşturdukbeton duvarları. Kitap hakkımızı, görüş vesohbet hakkımızı savunduk. “Dört duvararasında ne yapabiliriz” demedik, direnmeyedevam ettik.

Emperyalizmin, dünya halklarının direnmehakkını, kurtuluş umudunu yok etmeyi amaç-layan politikalarına teslim olmadık.

Emperyalizmin dünyada silahlı gerillahareketlerini teslim almaya çalıştığı ve bukonuda önemli başarılar elde ettiği bir za-manda; halklarımızın kurtuluş umudunudağlara taşıdık. Onlar silahlarını betonagömerken biz yanmış ve yıkılmış sığınak-lardan çıkardığımız silahlarla hesap sorduk.

Oligarşi çaresizliğini ve hazımsızlığınıcenazelerimizden çıkarmak istedi. Mezarsızölüler yaratarak halkımızı belleksiz, gele-ceksiz bırakmak istedi.

Emperyalizmin ve İşbirlikçilerinin Teslim Alma, İmha Etme Saldırılarına Karşı Teslim Olmuyor, Boyun Eğmiyoruz

16’SINDA HALKIN UMUDU,18’İNDE HALKIN KAHRAMANI OLAN

SILALAR’LA DİRENİYORUZ!Adaletin olmadığı

yerde, adalet savaşçılarıvardır.

Halk çocuklarına 12bin lira değer biçilen,

panzerle çocuklarımızınkatledildiği ve katillerinin

“sarhoş” oldukları içinkurtuldukları bir ülkede

adaleti Sılalarsağlayacaktır. SILA; 16’SINDA

HALKIN UMUDU,18’İNDE HALKIN

KAHRAMANI OLDU

Sıla, her 15 saniyedebir işçinin hayatını

kaybettiği bir dünyada veher gün yaşanan işçi

cinayetlerinde 4-5 işçininöldüğü bir ülkede

yaşıyordu. Çok geriye gitmeye bile

gerek yok; 16 yaşındakiişçi Ömer Faruk, 1 Mayıs

günü iş yerinde işcinayetinde katledildi.

Sıla, her dört kişidenbirinin işsiz olduğu bir

ülkede yaşıyordu.İşsizliğe, yoksulluğa sonvermek için mücadele

ediyordu.Sılalar, ekmek almayagiderken katledilen

Berkinlerin ülkesindeyaşıyordu.

16’SINDA HALKIN UMUDU44

Page 5:  · 48 Sıla Abalay’ın o gülen gözleri, bize umut ve ışık oluyor 49 Evlatlarımızın mezar hakkı için direnen Kemal Gün’ün direnişi hepimizin direnişidir, sahiplenelim

Ülkemizin dört bir yanından “Ce-nazelerimizi İstiyoruz” diyerek 11DHKC gerillasının cenazeleri sahip-lenildi. Halk kurtuluş savaşımızda ikioğlunu şehit veren 70 yaşındaki Kemalbaba, evlatlarının cenazelerini alabil-mek, mezar hakkını kazanmak için95 gündür direniyor ve 76 gündüraçlık grevinde.

Meydanlarda Direnen CephelilerVar

Kaybedilmek istenen gerilla cena-zelerimizi almak için yaptığımız dire-nişlerden, işimize geri dönebilmek yada örgütlenme hakkımıza sahip çıkmak,direnme hakkımızı korumak için yap-tığımız direnişlere kadar Anadolu’nunpek çok yerinde, mey-danları direniş alanla-rına çevirdik ve diren-meye devam ediyoruz.

Oysa uzlaşma, tas-fiye ve teslimiyetin yö-rüngesinden çıkamayanKürt milliyetçileri“OHAL koşullarındabir şey yapamayız”diyerek onlarca geril-lasının cenazelerini sa-hiplenmedi.

Kazandıkları bele-diyeler faşist AKP ta-rafından gasp edildi,belediye başkanları,parti yöneticileri, mil-letvekilleri tutuklandı, parti binaları ka-patıldı... ve tek bir direniş örgütlenmedi.

Hiç kuşkusuz bu durum sadeceKürt milliyetçileriyle sınırlı değildi;tüm oportünist-reformist kesimlerdenküçük burjuva aydınlarına, yazarlarınakadar hemen tüm muhalifleri kapsa-maktaydı.

Bugün yüzbinlerce emekçiKHK’larla işlerinden atıldı. Onlarcagazeteci, yazar-aydın tutuklandı. Bun-ların içinde çeşitli sendikalara, odalara,örgütlere bağlı binlerce aydın-akade-misyen bulunmaktadır. Ve bunlarınpek çoğu kendilerini en sıkı “aydın-devrimci-demokrat” olarak görenlerdir.

Ama bunların örgütlediği tek birdireniş yoktur! Meydanlarda direnen,halka yol gösteren sadece Cephelilervardır!

Peki, bunca zulme rağmen nedendirenen sadece Cephelilerdir?

Nerede kaldı sizin devrimciliği-niz-demokratlığınız?

Nerede kaldı örgütlülüğünüz, hakalma bilinciniz? Neden direnmezsiniz?

Direnmediğiniz her gün; Açlık ve yoksulluğumuz büyüyor, Zenginler ve yoksullar çoğalıyor, İşsizlik ve iş cinayetleri daha da

artıyor, Halk çocukları yozlaşma batağına

sürükleniyor,

Halk umutsuz, çaresiz ve geleceksizbırakılmak isteniyor...

Siz sustuğunuz için, Siz umudunuzu ve inancınızı kay-

bettiğiniz için, Siz uzlaştığınız, teslim olduğunuz

için; Siz faşizmin baskı ve zulmüne se-

yirci kaldığınız için; FAŞİZME KARŞI DİRENEN-

LER, HALKA KURTULUŞ YO-LUNU GÖSTERENLER, UMUTOLUP SAVAŞANLAR, 18’İNDEKİSILALAR KATLEDİLİYOR!

İstisnasız, hemen tüm çevreler “fa-şizme karşı direnmek” gerektiğinden

söz ediyor ve “teslim olmayacağız”diyor. Peki nerede bu direnişler, kimhangi direnişi örgütledi, nerede birdireniş geleneği yarattı? Sahi direniştenanladığınız nedir sizin?

TDK sözlüğünde “direniş” şöyletanımlanıyor: “Direnmek işi veya bi-çimi; karşı koyma, dayanma. Yanimukavemet etme.”

Bir isteği, talebi yerine getirmek,derdimizi anlatmak ya da istek veirademiz dışında dayatılan bir yaptı-rıma karşı koyma işidir direnmek.Halkın yararına olanı kazanmakve korumak, zararına olanla sa-vaşmak için verilen emek ve çabadırdireniş.

Direnmek; İnsanlıkTarihi Kadar Eski veOnurludur

İnsanoğlu yaşamakiçin önce doğaya karşıdirenmeyi öğrendi. Ayak-larının üzerine durdu,aletleri keşfetti, toprağıişledi. Güçlünün güçsüzüezmesine, toprak sahip-lerinin köleleri, patronunişçiyi sömürmesine karşıdirendi. Bu çağda dire-nenlerin adı Spartaküs’tü,direniş bayrağını ezilenhalklara, kendinden son-rakilere devretti.

Zulüm ve zorba hü-kümdarlara, beylere padişahlara karşıyeni direniş gelenekleri boy verdi Ana-dolu topraklarında da. Baba İshak, PirSultan, Köroğlu, İnce Memed, Mahir,Hüseyin, Ulaş oldu direnenlerin adı.

Tarih boyunca hiçbir kral, bey, fa-şist diktatör ve iktidar halkların di-renme hakkını yok edememiştir. Ya-salar çıkarmışlar, direnenleri kurşunlaradizmişler, darağaçlarında sallandır-mışlar ama ne direnenleri ne de di-renişleri yok edememişlerdir. Zulümsürdüğü sürece devrimci Sılalar di-renmeye, savaşmaya devam edecektir.

Direnmenin yeri ve zamanı yok-tur.

Dergimizin 14. Sayısının Yayınlandığı 14 Mayıs 2017 günü;*KEC Yüksel direnişi 187. gününde, Nuriye Gülmen ve Semih Özakça açlık grevlerinin 67. günündeler

*KEC Malatya direnişi 107. gününde*KEC İstanbul Cevahir AVM önünde Nazife Onay’ın direnişi 55. gününde

*KEC Düzce Alev Şahin direnişinin 83. gününde *Dersim Seyit Rıza Meydanı’nda Kemal amca direnişinin 95. ve açlık grevinin 80. gününde

518’İNDE KAHRAMAN

14 Mayıs2017

Yürüyüş

Sayı: 14

Page 6:  · 48 Sıla Abalay’ın o gülen gözleri, bize umut ve ışık oluyor 49 Evlatlarımızın mezar hakkı için direnen Kemal Gün’ün direnişi hepimizin direnişidir, sahiplenelim

Baskının, zulmün olduğu her yerde,her koşulda direnmek bir sorumlu-luktur. Çünkü, baskı ve zulme karşıdirenme hakkı, halkların binlerce yıllıkmücadele tarihi içinde oluşmuş ve bumücadele geleneği en ağır bedellerödenerek bugüne kadar taşınmıştır.

Bugün, 1789 Fransız devrimininformülleştirdiği “İnsan ve YurttaşHakları Bildirgesi”ne imza atmayandevlet yoktur. Bu bildirgede ise “Hersiyasal topluluğun amacı insanındoğal ve vazgeçilmez haklarının ko-runmasıdır. Bu haklar özgürlük,mülkiyet, güvenlik ve baskıya karşıdirenme hakkıdır.” der.

Ezilen, sömürülen, baskı altındatutulan, haksızlığa uğrayan her halksömürü ve zulüm düzenlerine karşıdirenme hakkına sahiptir.

Direnme hakkı; tarihsel, sınıfsalhaklılıktan kaynaklanır ve zulme karşısilahlanmayı da, zulüm düzenini yık-mayı da, baskı ve terör altında tutul-madan, sömürülmeden, köleliğe mah-kum edilmeden yaşayacağı yeni birdüzeni kurmayı da içerir.

Faşist iktidarlar en başta bu hakkıyok etmek isterler. Bilirler ki, direnmehakkı yok edilmeden askeri, siyasi,ekonomik kararlarını istedikleri gibiuygulayamazlar. Egemenlerin sömürüçarklarının önündeki en büyük engeldirenenlerdir.

Zulme, sömürüye, haksızlıklara,adaletsizliklere karşı direnmek haktır,görevdir.

Emperyalizme ve işbirlikçilerininfaşist saldırılarına karşı, halkların di-renmekten ve savaşmaktan başka yoluyoktur. Direnme hakkı meşrudur vebaş kaldırmak, baskı altında olan, zu-lüm gören halkların en doğal hakkıdır.

Direnmek bir zorunluluktur. Ya di-reneceksin ya da her şeye boyun eğecek,insanlık onurundan vazgeçeceksin.

Başta direnme hakkımız olmak üzere,bugüne kadar kazandığımız en temelhaklarımızı korumak ve kullanmak içinbile direnmek zorundayız.

Adaletsizliğe Karşı Adalet Olmakİçin Direnmek Zorundayız!

Darbe bahanesiyle OHAL ilan edil-di, kazanılmış tüm haklarımıza saldı-rıldı. Yüzbinlerce emekçi işinden oldu,gözaltına alındı, tutuklandı. Bir gecede

yüzlerce derneğin kapısına kilit vu-ruldu. Grevler, yürüyüşler yasaklandı.Meydanlar halka kapatıldı...

Sokaklarda, evlerde, gece uykula-rında gençlerimiz katledilmeye devamediyor.

AKP’nin katil polisleri yoksul hal-kın yaşadığı mahallelerde terör estir-meye devam ediyor.

- 14 Nisan günü akşam saatlerindeoligarşinin katil polisleri, İstanbul GaziMahallesi Gazi Ormanı’nda doğumgünü kutlamasından arabayla dönerkenehliyetleri olmadığı için durmadığı be-lirtilen bir aracı tarayarak Barış Keremve Oğuzhan Erkul’u katletti.

- Diyarbakır’da, Newroz etkinliğisırasında, güpegündüz, dünyanın gözüönünde bir halk çocuğunu, KemalKURKUT’u katleden polisler tutuk-lanmadı bile.

- Uğur Kurt’u katleden polise 12bin lira para cezası verilirken, DilekDoğan’ı evinde, ailesinin gözleri önün-de katleden Yüksel Moğultay’ın birgün bile tutuklanmadan, göstermelikyargılamayla aklanması bu katillerindaha fazla halk çocuğunu katletmeleriiçin bir teşvik ve ödülden başka birşeydeğildir.

Böyle olduğu için bu katiller halkçocuklarını katletmeye devam ediyor;Slopi’de panzerle girdikleri bir evde 6ve 7 yaşındaki iki çocuğumuzu katle-diyorlar.

Adaletin olmadığı yerde, adaletsavaşçıları vardır.

Halk çocuklarına 12 bin lira değerbiçilen, panzerle çocuklarımızın kat-ledildiği ve katillerinin “sarhoş” ol-dukları için kurtuldukları bir ülkedeadaleti Sılalar sağlayacaktır.

SILA; 16’SINDA HALKINUMUDU,

18’İNDE HALKIN KAHRAMA-NI OLDU

Sıla, her 15 saniyede bir işçinin ha-yatını kaybettiği bir dünyada ve hergün yaşanan işçi cinayetlerinde 4-5 iş-çinin öldüğü bir ülkede yaşıyordu.

Çok geriye gitmeye bile gerekyok; 16 yaşındaki işçi Ömer Faruk, 1Mayıs günü iş yerinde iş cinayetindekatledildi.

Sıla, her dört kişiden birinin işsizolduğu bir ülkede yaşıyordu. İşsizliğe,

yoksulluğa son vermek için mücadeleediyordu.

Sılalar, ekmek almaya giderkenkatledilen Berkinler’in ülkesinde ya-şıyordu.

Sıla devrimcilik nedenlerini anla-tırken:

“Devrimcilik zorunluluktur çün-kü;

- Enes 10 yaşında, ailesini geçin-dirmek için çalışmak zorunda,

- Tekstilde çalışan İdris’i patronudövdüğü için,

- Sonevler’de oturan çocuklar ko-nuşmaktan utandığı için...” devrim-cilik yaptığını söyleyerek çocukları-mızın maddi ve manevi yokluklarınıanlatıyordu.

“Altınşehirliler Sıla’yı 2014 yılındatanıdı. Daha 15 yaşındaydı. Sıla ma-hallemizde kapı kapı çalışmalar yaptı,uyuşturucuya karşı çadır direnişi yaptı,Berkin Elvan için adalet kampanyalarıyaptı. Mahallemizde halkımıza dergidağıtmaya gittiğimizde bize hep Sıla’yısorar ‘görürseniz çok selamımızı söy-leyin’, ‘bir ara gelsin özletmesin ken-dini’ diyorlardı. Halkımız nasılda bağ-rına basmıştı Sıla’mızı. Emekçiliğiyle,mütevaziliğiyle, güler yüzüyle, sorunlarkarşısında pes etmeyişiyle, inadıyla,öfkesiyle kendisini halkına, vatanınaadamış bir devrimciydi Sıla’mız...”böyle anlatıyordu halkımız onu.

Ve katlettiklerinde kim olduğunudahi bilmedikleri Sıla’mız için “DHKP-C’nin en üst düzey sorumlularından...”diye verdi tetikçi basın haberi.

Evet, Sılalar bizim komutanları-

Yürüyüş

14 Mayıs2017

Sayı: 14

16’SINDA HALKIN UMUDU6

Page 7:  · 48 Sıla Abalay’ın o gülen gözleri, bize umut ve ışık oluyor 49 Evlatlarımızın mezar hakkı için direnen Kemal Gün’ün direnişi hepimizin direnişidir, sahiplenelim

mızdır. Sılalar bizim yol gösteren kı-lavuzumuzdur. Daha 15’inde halkınsorunları için yanıp tutuşan, çözümlerarayan Sılalar’ımız, komutanlarımız,yol göstericilerimiz oldukça bu halkıkimse yenemez, direnenleri bitiremez.

Ne mutlu ki Sıla gibi komutanla-rımız var.

Evet, böyle bir ülkede Sılalar dire-niyor. Bu haksızlıklara ve adaletsizliklereson vermek için halk çocukları katle-dilmesin diye savaşçı oluyor. Bu düzenideğiştirmek için savaşıyor.

Sılalar’ı bitiremezsiniz. SILA ABALAY’I DİRENDİĞİ-

MİZ İÇİN KATLETTİLER Şimdi yukarıda sorduğumuz soruyu

tekrar soralım; Direnmek nedir? Neiçin direnilir?

Faşizm, 6 Mayıs 1972’de DenizGezmişler’i idam etti. Denizler’in ida-mını engellemek için Mahirler canlarınıverdi.

Denizler’in ölüm yıldönümünde,18 yaşındaki devrimci Sıla Abalayfaşizm tarafından katledildi.

Aynı gün, Türkiye solunun hemenher kesiminden, kendilerine “aydın,demokrat, komünist” diyen onlarcakişi Denizler’in mezarının başındaydı.Nutuklar attılar, nostalji yaptılar, “De-niz olunmalı” dediler. Yapabilecekleriher türlü sahtekarlığı, ikiyüzlülüğüyaptılar.

“Deniz olmak” isteyenlerin aklındave dilinde, direndiği için faşizm tara-fından katledilen 18 yaşındaki Sılayoktu.

“Deniz olmak” isteyenlerin aklındave dilinde, OHAL’e, KHK’lara karşıdirenen KEC’liler yoktu.

“Deniz olmak” isteyenlerin aklındave dilinde, çocuklarının cenazelerinialabilmek için aylardır direnen 70 ya-şındaki Kemal Gün yoktu.

“Deniz olmak” isteyenlerin gün-demlerinde faşizme karşı direnmekyoktu. Onlar bu kelimenin anlamınıçoktan unutmuştu.

Onlar için fazla söze gerek yok;

Deniz olmak isteyenler yüzünü dire-nenlere çevirmelidir. Deniz olmak is-teyenler, katilleriyle arasına kalın du-varlar örmelidir.

Kavga günü, 1 Mayıs gelip çattı-ğında; direnmeyenlerin unuttuğu de-ğerler arasından 1 Mayıs alanı Taksimde vardı. Taksim ve Bakırköy; biridirenişi biri düzeni temsil ediyorduve bir tercih yapılmalıydı.

Kavgadan, direnişten, bedel öde-mekten kaçanlar soluğu Bakırköy’dealdı. Faşist AKP’nin gösterdiği alanda,onların icazetiyle, kürsülerden yinebeylik laflar ederek bayram kutladı!

Emperyalizme ve OligarşiyeKarşı Sadece DevrimcilerDirenebilir

Direnmek bedel ister, emek ister,yürek ister.

Ancak iddiası olanlar, halkı ve va-tanı için bedelleri göze alanlar dire-nebilir. Direnmek inanmaktır, adımatmaktır, sokağa çıkmaktır. Direnenlergücünü halkından, tarihsel ve siyasalhaklılığından alır.

Bakın zulmün başkentinde kamuemekçileri aylardır direniyor. İstan-bul’un, Malatya’nın, Bodrum’un, Düz-ce’nin meydanlarından gelen direnişseslerine bakın.

Beş ayda 6 kez basılan, duvarlarıyıkılan Gençlik Federayonu’nun bi-nasına ve Dev-Gençliler’in direnişle-rine bakın.

70 yaşında, 76 gündür direnen,çocuklarının cenazelerini isteyen Ke-mal babaya bakın. Evet, zulüm karşı-sında direnmek haktır, görevdir ve enbaşta da onur ve namus meselesidir.

Direnmek, içi boş, süslü kelime-lerden ibaret değildir. Dişe diş, vuraöle, düşe kalka, kan ve can bedeliolur. Ve işte tam da bu yüzden, bugünün koşullarında sadece devrimcilerdirenebilir ve direniyor.

İnancını ve İddiasınıKaybeden Sol Direnemez

Sol, oportünist-reformistler dire-nemez. Çünkü direnme dinamiklerinibüyük oranda kaybetmişlerdir.

Emperyalizm, önce ideolojik ola-rak imha etmeye çalışır, sonraki adımise fiziki imhadır.

Emperyalizmin “ya düşünce de-ğişikliği ya ölüm” diyerek tüm halklarakarşı saldırıya geçtiği, ne kadar dev-rimci, sosyalist ilke, değer, düşüncevarsa yeryüzünden silmeye çalıştığıbir zamanda Sol, bu saldırılara boyuneğmiş, yenilmiştir.

Yenilgi, düşmanın ideolojik hega-monyası altına girmektir. Revizyonizm,oportünizm, reformizm, Kürt milli-yetçiliği ideolojik olarak yenilmiştir.Bu yenilgi nedeniyle, devrim, halk,vatan, bağımsızlık, emperyalizme vefaşizme karşı direnme kavramlarınıunutmuşlardır.

Demokrasi, mücadele, direniş gibikimi kavramları burjuvazinin ideolojisiile değerlendirip, “makul” sınırlariçinde, protestoyu geçmeyen, görevsavmacı bir konuma düşmüşlerdir.

Düne kadar çeşitli ülkelerin komünistpartilerine sırtını dayayarak yaptıklarısolculuklarını bugün Kürt milliyetçile-rinin kuyruğuna takılarak yapmaya baş-lamışlardır. Bu solculukta iktidar iddiasıyoktur, bu solculukta ısrar yoktur, be-delleri göze alarak direnmek yoktur.Bu solculukta emperyalizmin halklarareva gördüğü politikaları onaylamak vesoldan ortak olmak vardır.

Kürt milliyetçileri ise soysuz birbarış adına Kürt halkının direnmehakkından vazgeçmesini istemişlerdir.Bunun için ABD’nin karagücü olmuş,“en güvenilir müttefiki” işbirlikçisihaline gelmişlerdir.

Özellikle 2000’li yıllarda ve dev-rimci tutsaklar nezdinde gelişen sal-dırılara karşı bedelleri göze alarak di-renilir, ölerek ayakta kalınabilirdi.Ancak Türkiye solunun gündemindedirenmek, bedel ödemek yoktu. “Akıllısolculuğu” keşfettiler ve “kaymak ta-bakayı koruma”ya giriştiler.

DDergimizin 14. Sayısının Yayınlandığı 14 Mayıs 2017 günü;*KEC Yüksel direnişi 187. gününde, Nuriye Gülmen ve Semih Özakça açlık grevlerinin 67. günündeler

*KEC Malatya direnişi 107. gününde*KEC İstanbul Cevahir AVM önünde Nazife Onay’ın direnişi 55. gününde

*KEC Düzce Alev Şahin direnişinin 83. gününde *Dersim Seyit Rıza Meydanı’nda Kemal amca direnişinin 95. ve açlık grevinin 80. gününde

14 Mayıs2017

Yürüyüş

Sayı: 14

718’İNDE KAHRAMAN

Page 8:  · 48 Sıla Abalay’ın o gülen gözleri, bize umut ve ışık oluyor 49 Evlatlarımızın mezar hakkı için direnen Kemal Gün’ün direnişi hepimizin direnişidir, sahiplenelim

İşte tam da bu süreçte, Büyük Direnişsürerken daha “Direnmeyen Çürür” de-miştik. Bugün OHAL yasalarına,KHK’larla işten atmalara, hak gasplarına,faşist saldırılara, işkencelere, gözaltılara,tutuklamalara ve katliamlara karşı di-renememelerinin, herhangi bir direnişörgütleyememelerinin sebebi budur.

Çünkü, ideolojik bağımsızlığı ol-mayanların, düzene yedeklenenlerindirenme dinamikleri biter. Tercihlerinidüzenden yana yapanlar direnemezler,bu yüzden bir gelenek yaratamazlar.Tarihleri, söylem düzeyinde savun-dukları düşünceleri bu sonucu değiş-tirmeye yetmez. Ancak direnenlerintarihi olur ve bu tarihin ışığında yeni

gelenekler yaratılır. Biz, direnme hakkımızı kullanmak

ve korumak için yıllarca direndik, canverdik. Direniş içinde yeni direniş ge-lenekleri yarattık. Saldırının olduğu heryeri direniş mevzisine çevirdik. Büyükdirenişimizle tarihin en görkemli di-renişlerinden birini yaratarak dünyahalklarına soylu bir gelenek bıraktık.

18 yaşındaki Sılalar, direnme tari-hinden öğrenmiş, devrimci geleneklerlebüyümüş ve yeni gelenekler yarat-mıştır. 16’sında halkın umudu, 18’indekahramanı olmuştur.

18 yaşındaki Sılalar’ımız şimdi di-renme ve savaşma sebebimizdir. Sılalariçin direnmeli, katledilen halk çocukla-

rının hesabını sormak için savaşmalıyız. Sılalar’ın hesabını Mahallelerin

Şahanlarıyla soracağız. Sılaların hesabını Dev-Genç’lile-

rimizin çakmak çakmak gözlerindenakan kinle, yüreğine sığmayan öfkeylesoracağız. Elif, Şafak, Bahtiyar olupvuracağız.

Sılalar’ın hesabını, herkesin silah-larını gömdüğü bir zamanda, yanmışve yıkılmış sığınaklardan silahlarını çı-kartıp hesap soran Leylalar’ın, Oğuz-larlar’ın inancı ve kararlılığıyla sora-cağız.

Direnmenin adı Sıla’dır artık;Sıla ile direnecek Sıla ile kazanaca-ğız!

Sıla’mız Dü�tü Topra�aBinler FilizlenecekAnadolu Topraklarında

Suriye Halk Cephesi (6 Mayıs):Sıla Abalay’ın katledilmesinin ar-

dından 5N1K kurallarını tanımayankatillerin kalemiyle yazan yandaşbasın kuruluşları bütün haber sitele-rinde “DHKP-C’nin Üst Düzey İsmiÖlü Ele Geçirildi…” şeklinde haberleryayınlayarak katliamı meşrulaştırmayaçalıştı. Ve kısa süre içinde sosyalmedya üzerinden Sıla üzerine payla-şımlar yapıldı. Elbette Sıla’yı dahaöncesinden tanıyanlarımız, adalet içintutsaklık bedeli verdiği mücadelesinibilenler, Sıla’nın, yüzünden eksik ol-mayan gülümsemesi ile insanlarlailişkilerini ve nasıl örnek olduğunuunutmayacaklarını, yaşamları boyuncaSıla ve katledilen bütün halk çocuklarıiçin hesap sorulacağını vurguladı.

(....)Sıla için “terörist, vatan haini…”

deyip, ölümünün ardından sevinçtenyerinde duramayanlar oldu nerdeyse.Birincisi; Sıla “terörist, vatan haini”değildir, tam tersi asıl terörist olanher gün onlarca katliama imza atan,sokaktaki her insana potansiyel suçlugözüyle bakıp kamuya açık olan böl-gelerde halkı baskı ve korku içindebırakan, çürümekte olan düzeniniz,katil polisiniz, kolluk kuvvetlerinizdir.İkincisi; asıl vatan haini olan, TürkiyeCumhuriyeti’nin resmi fakat meşru

olmayan cumhurbaşkanından en altkademesine kadar olan herkestir. Ana-dolu topraklarını katil kan emici Ame-rika’ya üs yapan sizsiniz, ülkenin bü-tün doğa güzelliklerini “suları, or-manları…” yakıp-yıkan, ranta açansizsiniz. Her gün Türkiye nüfusunun%50’nin yatağına aç girmesinin sebebisizsiniz. Her gün onlarca-yüzlerce işyeri kapanıyor, binlerce insan iş bu-lamıyor, Sıla’nın yaşıtları yozlaşmabatağında kayboluyor. Asıl vatan hainibu tabloyu yaratanlardır.

Bu tablo karşısında vicdanı, vatanve halk sevgisi olan insanlar duramaz.Bir şeyler yapmaya çalışır. Bu belkibir türküdür, bir duvar yazısı, bildirive belki de silahlı eylemle, bombaylabu tabloyu yaratan düzenin beynindenvurmaktır. İşte bu nedenle atıldı kav-gaya Sılamız, bu yüzden atıldık bukavgaya. Elimizde hangi işimiz varsa“dergi, bildiri, yazılama, basın açık-laması, korsan eylem, silahlı hesapsorma eylemi…” bu işlerimizi ya-parken aklımızda hep hesap sormabilinci vardı ve yine olmaya devamedecek. Attığımız her adımda yol-daşlarımızı katleden düşmandan hesapsormak için yanıp tutuşuyoruz.

Sıla’mızı, halk çocuklarını katledenhalk düşmanları, halka hesap ver-mekten kaçamayacaklar! Her günyüzlerce güvenlik önlemi alıp, ma-halleleri, köyleri, belediyeleri özelgüvenlikli ilan eden eli kanlı korkakkatiller! Korku kalelerinizi, sarayla-rınızı vuracağımıza, faşizmle halka

zulüm düzenini dayatan iktidarınızıyıkacağımıza, şehitlerimizin hesabınısoracağımıza, and içtik.

Bir kez daha tekrarlıyoruz; hiçbirşehidimizin, katledilen, işkence görenhiçbir yoldaşımızın hesabını sormaktanvazgeçmeyeceğiz. Sen rahat uyu Sıla,sen bizim andımız oldun, o gencecikbedenin bizim hesap sorma nedenle-rimizden biri daha oldu. Unutulmasınki, Bizim de Günümüz Gelecek!

Halk Cephesi Uluslararası İliş-kiler Komitesi (6 Mayıs):

“… Daha güneş doğmadan, kanaboğdular şafağımızı… 18 yaşında birDev-Genç’liye baş eğdiremedikleriiçin ortaya atılıyor bu yalanları…Sıla, Berkin’in yaşıtıydı, ondan almıştıdireniş bayrağını. Her gün katledilençocukların hesabını sığdırmıştı gençyüreğine. Halk ve vatan sevgisini sığ-dırdı coşkun gülüşüne… Sabahlarımızıkana boğan faşizmden hesap soraca-ğız, gülüşlerini, yüreklerini ekledikdevrim şehitlerimize… Hesabımızmahşere kalmayacak bunu tüm dünyabilsin. 18 yaşında kızlarımızı, 7 ya-şında çocuklarımızı uykularında kat-ledenlerin yanına kalmayacak. Nasılki 45 yıl önce bugün Denizler’in boy-nuna ilmiği geçirip asanları değil,idam sehpasında son sözleri halkolanları hatırlıyorsak, bugünden degeriye Sıla gibi yiğit Dev-Genç’lilerkalacak.”

Yürüyüş

14 Mayıs2017

Sayı: 14

16’SINDA HALKIN UMUDU8

Page 9:  · 48 Sıla Abalay’ın o gülen gözleri, bize umut ve ışık oluyor 49 Evlatlarımızın mezar hakkı için direnen Kemal Gün’ün direnişi hepimizin direnişidir, sahiplenelim

SILA’DAN BİZE KALAN... SILA’DAN BİZE KALAN... Yoldaşlarının Anlatımından:

Sevgili Sıla'yı katlettiler. Sıla için “Hünkar ‘ onun çok büyük bir yüreği var’derdi. Halkının acılarının tümünü, yüreğine sığdırmayı başaran ve acılarkarşısında çaresizliği değil, savaşmayı seçen genç bir yoldaşımız Sıla.”

“Sıla’nın şehitliği bir çok duyguyu yarattı. 14 yaşında mücadeleye başlamıştı.O günler geldi aklıma… Ailesine karşı verdiği mücadelede geri adım atmaması,hapishanede düşmana geri adım attırması yapacaklarını gösteriyordu aslında.Düşman ona olan korkusunu üst düzey yönetici olarak ifade ediyor. Aslındadüşman da biliyor yapabileceklerini… Bize de birçok şeyi öğretti. Onun gibiatak, tavizsiz, cüretli olmak ondan öğreneceğimiz en temel yanlar.

Sıla’nın dilinden devrimcilik zorunluluktur çünkü:

-Enes 10 yaşında ailesini geçindirmek için çalışmak zorunda,

-Altınşehir’deki Vanlı aile çok yoksul olduğu için,

-Filistin mahallesinin yolu olmadığı için,

-Bayramtepe’de uyuşturucuyu bırakmak istemeyen gençler olduğu için,

-Tekstilde çalışan İdris’i, patronu dövdüğü için,

-İdris ve Enes atölyede 5 kişinin işini yapıp da daha az para aldığı için,

-Sonevler’de oturan çocuklar konuşmaktan utandığı için,

-Filisntin mahallesinde oturan teyze, kentsel dönüşüm yalanıyla kandırılıp eviyıkıldığı için,

-Bayramtepe’deki gençlerin bir kısmının Şirinevler dışında bir yereçıkmadıkları için,

-Dilber 15 yaşında evli olduğu için,

-Hiçbir tekstil atölyesinde çalışanların sigortası olmadığı için...Daha göreceğimiz çok şey için DEVRİMCİLİK BİR ZORUNLULUKTUR”

Yoldaşlarının Anlatımından:

Sevgili Sıla'yı katlettiler. Sıla için “Hünkar ‘ onun çok büyük bir yüreği var’derdi. Halkının acılarının tümünü, yüreğine sığdırmayı başaran ve acılarkarşısında çaresizliği değil, savaşmayı seçen genç bir yoldaşımız Sıla.”

“Sıla’nın şehitliği bir çok duyguyu yarattı. 14 yaşında mücadeleye başlamıştı.O günler geldi aklıma… Ailesine karşı verdiği mücadelede geri adım atmaması,hapishanede düşmana geri adım attırması yapacaklarını gösteriyordu aslında.Düşman ona olan korkusunu üst düzey yönetici olarak ifade ediyor. Aslındadüşman da biliyor yapabileceklerini… Bize de birçok şeyi öğretti. Onun gibiatak, tavizsiz, cüretli olmak ondan öğreneceğimiz en temel yanlar.

Sıla’nın dilinden devrimcilik zorunluluktur çünkü:

-Enes 10 yaşında ailesini geçindirmek için çalışmak zorunda,

-Altınşehir’deki Vanlı aile çok yoksul olduğu için,

-Filistin mahallesinin yolu olmadığı için,

-Bayramtepe’de uyuşturucuyu bırakmak istemeyen gençler olduğu için,

-Tekstilde çalışan İdris’i, patronu dövdüğü için,

-İdris ve Enes atölyede 5 kişinin işini yapıp da daha az para aldığı için,

-Sonevler’de oturan çocuklar konuşmaktan utandığı için,

-Filisntin mahallesinde oturan teyze, kentsel dönüşüm yalanıyla kandırılıp eviyıkıldığı için,

-Bayramtepe’deki gençlerin bir kısmının Şirinevler dışında bir yereçıkmadıkları için,

-Dilber 15 yaşında evli olduğu için,

-Hiçbir tekstil atölyesinde çalışanların sigortası olmadığı için...Daha göreceğimiz çok şey için DEVRİMCİLİK BİR ZORUNLULUKTUR”

Page 10:  · 48 Sıla Abalay’ın o gülen gözleri, bize umut ve ışık oluyor 49 Evlatlarımızın mezar hakkı için direnen Kemal Gün’ün direnişi hepimizin direnişidir, sahiplenelim

1- Biz Cepheliler 47 yıllık bir mücadelegeleneğine sahibiz. Kızıldere’den bugüneyaptığını savunan, savunduğu yapan birgelenekten geliyoruz. Bu geleneğimizidost da düşman da bilir. Halka ne sözverdiysek yerine getirmişizdir.

2- Devrimci, her şeyden önce sözününeridir. Onun söz verip de yapmadığı birşey yoktur. Onun sözü Cephe’ye, şehitlere,halka verdiği sözdür.

3-Bir devrimci rüzgarlarda ve fırtına-larda, zorluklardan etkilenmeyen, yılmayan,yolundan dönmeyen, emin adımlarla he-define giden, ideolojisinden ve mücade-lesinden taviz vermeyen, eğilip bükülme-yen, sağlam karakterli ve sağlam kişilik-lidir.

4-Bir devrimci şehitlerine, partisine,halkına verdiği devrim sözünü unutma-malıdır. Sağdan ya da soldan, reformizmve oportünizmden etkilenmelere karşı,burjuva ve küçük burjuva ideolojisiylemücadele ederek, yozlaşmaya karşı ken-disini sağlam tutarak, devrimci olmayanher şeye karşı cepheden mücadele ederek,ideolojisine, örgütüne sahip çıkmalıdır.

5- Devrim, eskinin, çürüyenin yerine,yeniyi, güzel olanı getirmektir. Bizler yoz,köhnemiş bir düzene karşı savaşıyoruz.Bu düzen her gün halkımızı yalan dolanlayönetmeye, iktidarını ayakta tutmaya ça-lışıyor. Halk bugüne kadar verdiği hiçbirsözü yerine getirmeyen düzene güvenmiyor.Biz devrimciler düzenin yaptığını yap-mayız, her söylediğimizi yerine getiririz.

6- Halkın, adaletimize sonsuz güvenivardır. Çünkü yoldaşlarımızı, halkımızıkatleden, halka baskı uygulayan bu dü-zenden hesap sorma sözünü uzun yıllargeçse de yerine getirdiğini, getireceğinibilir. Bundan dolayı birçok eylemde ÖlümOrucu direnişinde, hasta tutsakların serbestbırakılması için yaptığımız kampanyalardaveya işçi eylemlerini örgütlediğimizde so-nuç almadan vazgeçmeyeceğimizi sonunakadar getireceğimizi bilir. Bizim örgütle-diğimiz bir işçi eyleminde halktan biri“Cepheliler bunu örgütlüyorsa mutlakasonuca vardırır, kazanırlar”demiştir. Yanibize güvenleri o kadar doğallaşmıştır. HerCephelinin bu gelenekleri koruma ve ge-liştirme sorumluluğu vardır. Yani çalıştı-

ğımız alanda (okul, mahalle, sendika vb.)yerlerde söylediğimiz sözleri yerine ge-tirmeliyiz.

7-Devrimci, özü sözü bir insan olmakdurumundadır. Dili başka, yüreği başka,beyni başka bir devrimcilik olmaz. Dev-rimcinin dili, yüreği, beyni birdir. Dili,yüreği, beyni bir olmayanlar kendini vehalkı örgütleyemezler. Sözünün eri olmak,verilen sözü tutmak halk için namus an-lamına gelir. Bunun bilincinde olmak dev-rimci için temel bir öneme sahiptir.

8-Kapitalizm dün farklı, bugün farklı,bir günü bir güne uymayan, gel-gitler ya-şayan, yanardöner, ikiyüzlü, istikrarsız,ne yapacağını bilmeyen, amaçsız, bunalımlıinsan tipleri yaratmak ister. Devrimcisaflara adım atan insan kapitalizmin birçoközelliğinden etkilenerek gelmiştir. Halkkültürüne ve değerlerine sahip oluşu yada bu yabancılaşmanın düzeyine göredevrimci kültür ve ahlakla donanması,yeni bir insan olması, süreç içinde şekil-lenecektir. Bu şekillenme verdiği sözütutmakla başlamalıdır.

9- Bir devrimci, sağlam karakterli,sağlam kişilikli olmalıdır. Devrimcinin içive dışı birdir. Onun özü ve sözü birdir. Oiçi başka, dışı başka olan, özü sözü farklıolan, iki kişilikli, sözüne güvenilmez ka-pitalizmin insanı değildir.

10-Devrimciler yaşam biçimiyle, duyguve düşünceleriyle, kişilikleriyle, çalışmalarıve mücadeleleriyle halkı etkileyerek, ör-gütleyerek büyürler. Birçok insanın dev-rimci olması, kapitalizmden koparak dev-rimci saflara gelmesinde alternatif yaşamyaratmadaki ısrarcılığımız, kararlılığımızve bunun hayat bulması, kapitalizmde ya-şadıklarından farklı bir yaşam bulmasınınetkisi büyüktür. Okulda, mahallede ya dabaşka bir birimde çalışma yaparken halkaverdiğimiz sözleri yerine getirerek, onlarındüşünce ve duygularına değer vermeliyiz.Disiplinimizle, dilimizle ve üslubumuzla,onların gönlüne girerek, haksızlığın vezorbalığın, yanlışların karşısında durarak,onlara örnek olmalıyız. Çok çalışmamızla,emekçiliğimizle, özveri ve fedakarlığımızlaonlara kendimizi sevdirmeli, adaletimizle,ahlakımızla, pratiğimizle onları örgütle-meyiz.

Devrimcilik, Yaptığını Savunmak,

Savunduğunu Yapmaktır

Tuncel Ayaz Ölümsüzdür!

Avcılar Halk Cephesi 4 Mayıs’tabir açıklama yayınlayarak, kayıp ge-rillalardan cenazesi teslim alınan TuncelAyaz’ı selamladı. Açıklamada şu ifa-delere yer verildi: “7 Kasım’da 11DHKC Gerillası Dersim’de bombar-dıman sonucu katledilmişti. Aylardırkayıp gerillaların cenazeleri ailelerineteslim edilmiyor. Bünyamin Kılıç’ıncenazesi yapılan açlık grevi ve eylemlersonucu ailesine teslim edildi. TuncelAyaz’ın cenazesi ailesine verilip Er-zincan’da köyünde defnedildi.

Cenaze hakkı kutsaldır, ama AKP,ölülerimizden dahi korkuyor. Kork-tuğu için de ailelere zulüm yapıyor.Haklı ve meşru mücadelelerini dağ-lara taşıyan On’lar, halkı için kendi-lerini feda ettiler. Tuncel Ayaz 2çocuk babasıydı, çocuklarının yanındakalıp iyi bir hayat sürebilirdi. Kabuletmedi, ahlaksız katil devlete karşıçocuklarını, ailesini bırakıp kavganınsıra neferi olmayı tercih etti.

On’lar ülkemizde açlığın, yoksul-luğun hesabını sormak, katliamlara,zulümlere karşı çıkmak için umudukırlara taşıdılar. AKP faşizmi ancaksilahlı mücadeleyle değişecektir, zulümancak faşizme hak ettiği cezayı vererekdeğişecektir. Bizlere savaşmak dışındahiçbir şey bırakılmıyor, en demokratikhakkımız dahi elimizden alınmak is-teniyor.

Faşizm halka katliam ve zulüm et-meye devam ettikçe; kırda ve şehirdemücadeleyi büyütmeye, AKP ve ka-tillerden hesap sormaya devam ede-ceğiz. On’ların bıraktığı yerden mü-cadeleye devam edeceğiz.”

Yürüyüş

14 Mayıs2017

Sayı: 14

16’SINDA HALKIN UMUDU10

Page 11:  · 48 Sıla Abalay’ın o gülen gözleri, bize umut ve ışık oluyor 49 Evlatlarımızın mezar hakkı için direnen Kemal Gün’ün direnişi hepimizin direnişidir, sahiplenelim

AKP faşizmi yine yoksul halk ço-cuklarını katletti. Dün Dilek'i, Yılmaz'ıArmutlu'da katledenler bugün BarışKerem ve Oğuzhan Erkul isimli yoksulhalk çocuklarını katletti...

Dersim’de kayıp gerilla cenazelerinialmak için direnen Kemal Gün'ün di-renişine destek vermek için Gazi Ma-hallesi’nde açlık grevi yapan ErdalEkinci'yi silahla yaraladılar.

Gazi'de 14 Nisan günü akşam sa-atlerinde Gazi Barajı’ndan doğum günükutlamasından dönen beş gencin bu-lunduğu aracı durduran AKP'nin katilpolisleri, aracı tarayarak içinde bulunanBarış Kerem ve Oğuzhan Erkul’u öl-dürdü, beraberindeki üç arkadaşlarınıda yaraladı. Gençlerin elindeki sazınsilah olduğunu zannettiklerini ve onuniçin ateş açtıklarını söylüyor katiller.

Ağır yaralanan Ramazan Altürk'ünanlatımına göre polis, aracı durdururdurdurmaz gençlere ateş açmış ve gençlercanlarını kurtarmak için hareket ediphastaneye gitmişler. Hemen akabindeburjuva basında “dur ihtarına” uyma-dıkları gerekçesiyle vuruldukları haberleriservis edildi. AKP’nin katil polislerininilk katliamları değildir bu. Önce katletsonra yalan haberlerle “dur ihtarına uy-madı” gibi gerekçelerle katliamlarınınüzerini ört. Yalanlarla halkın belleği ka-rartılamayacak kadar ağırdır yaşattığınız

acılar. Acılarla halkın öfkesi daha keskinbilenir.

Tesadüf değildir bu katliam. Yoksulbıraktıkları halkın isyan etmesindenkorktukları için katlediyor.

Gazi sıradan bir mahalle değil, dev-rimcilerin mahallesi olduğu için kat-lediyorlar. Daha geçtiğimiz yıl 15 Tem-muz “darbe girişimi”ni bahane edenAKP faşizmi OHAL ve KHK'larla ilkhedef aldığı mahallelerden birisidir.Hatırlanacaktır Tayyip Erdoğan'ın sü-müklü damadı Berat Albayrak “Gazi'yibitirin” talimatı vermişti AKP'nin katilpolislerine. Katil sürüleri, OHAL ilanedilmesinden bu yana defalarca Gazi'yesaldırmış, Hasan Ferit Gedik Uyuştu-rucu ile Savaş ve Kurtuluş Merkezi'nive Halk Meclisi konteynerını yıkıpmahalleyi akrepleri, TOMA'ları, JÖH'le-ri PÖH'leri ile işgal etmiş, HFG Uyuş-turucuyla Savaş ve Kurtuluş Merkezinekarakol kurarak Gazi halkını teslimalmak için gözdağı vermeye çalışmış,devrimcileri sokak ortasında kaçırmış,Yürüyüş dergisi çalışanlarını tarayıpEbru Yeşilırmak'ı katletmek istemiş,devrimci kurumları, taksi duraklarını,halkın dayanışmasıyla kurulan HalkFırını'nı basıp dağıtmıştı.

Lakin daha başından her saldırısıhalkın direnişiyle karşılanmış ve AKPfaşizminin gerçek yüzü teşhir edilmiş

ve devrimcilerin öncülüğünde saldırılarboşa çıkartılmıştır.

AKP, uyuşturucu çetelerini himayeederek halkın üzerine salmış, katlederekteslim alamadağı yoksul mahallelerizehirleyerek teslim alacağını sanmıştır.

Ama AKP faşizminin anlayamadığıbir şey; o mahalleler örgütlü mahalleler,devrimcilerin olduğu, halkın örgütlüolduğu mahallelerdir. Cepheliler’in ol-duğu mahallelerdir.

Efendileri ABD emperyalizmininde vurguladığı gibi uzlaşamayacaklarıCepheliler vardır o mahallelerde.

47 yıldır emperyalizmin ve işbir-likçisi iktidarların her türlü terörünerağmen yıldırılamayan, teslim alına-mayan, uzlaşamayacağı bir geleneğinkökleşerek, halklaşarak büyüdüğü birmücadeleyi Tayyip'in sümüklü damadıBerat mı bitirecek? O evlatlarını kat-lettiği halk, nice katliamlar yaşamış,ölümle korkutulamamıştır. Çünkü kor-kaklardan korkulmaz.

Haziran Ayaklanması’ndan bugüneemperyalistlerin ve işbirlikçileri AKPfaşizminin asıl korkusu yeni ayaklan-malara devrimcilerin, Cepheliler’in ön-cülük edeceği korkusudur. Onun içinhalka karşı terör uygulayarak katliamlarla,halk çocuklarını sokak ortalarında, ev-lerinde katlederek yoksul gecekonduhalklarını teslim almaya çalışıyor.

GAZİ'DE HALK ÇOCUKLARINI KATLEDEN AKP FAŞİZMİ,TÜM HALKI TERÖRİST OLARAK GÖRÜYOR

ASIL TERÖRİST HALK ÇOCUKLARINI KATLEDEN AKP FAŞİZMİDİR

KATLETTİĞİNİZ YOKSULLARIN, GECEKONDULARDAN GELİP

GIRTLAĞINIZI KESECEĞİNDEN DAHA ÇOK KORKUN!

DDergimizin 14. Sayısının Yayınlandığı 14 Mayıs 2017 günü;*KEC Yüksel direnişi 187. gününde, Nuriye Gülmen ve Semih Özakça açlık grevlerinin 67. günündeler

*KEC Malatya direnişi 107. gününde*KEC İstanbul Cevahir AVM önünde Nazife Onay’ın direnişi 55. gününde

*KEC Düzce Alev Şahin direnişinin 83. gününde *Dersim Seyit Rıza Meydanı’nda Kemal amca direnişinin 95. ve açlık grevinin 80. gününde

14 Mayıs2017

Yürüyüş

Sayı: 14

1118’İNDE KAHRAMAN

Page 12:  · 48 Sıla Abalay’ın o gülen gözleri, bize umut ve ışık oluyor 49 Evlatlarımızın mezar hakkı için direnen Kemal Gün’ün direnişi hepimizin direnişidir, sahiplenelim

AKP faşizminin yönetememe kriziderinleştikçe halkın isyanından korkuyorve iktidarını kaybetme korkusuyla sal-dırıyor.

AKP faşizmi o mahallelerde tümhalkı potansiyel TERÖRİST olarak gö-rüyor.

O mahallelerin çocukları faşizmgerçeğiyle büyüyor. Yoksulluğu en de-rinden yaşayarak büyüyor. Baskı, zulümve yoksulluk altında direnişler içerisindebüyüyor çocuklarımız. Sömürü düze-nine ve faşizme karşı öfkeyle büyüyorçocuklarımız. AKP faşizmi de halkakarşı uyguladığı şiddet ve derinleştirdiğiyoksulluğa karşı çocuklarımızın, genç-lerimizin büyüyen öfkesinden korkuyor.

Bu katliam, bir kez daha faşizmindevrimcilerden ve halktan korkusununbüyüklüğünü gösteriyor.

Halktan olan herkesin kendilerini vu-racağı korkusuyla saldırıyor faşizm. Halkıkorkutmak, sindirmek için katlediyor.İsyan etmesinler diye katlediyor.

Armutlu gibi Gazi gibi örgütlü ma-hallelere öncelikli saldırıyor. Çünküörgütlü mahalleleri teslim almadan hal-kın kendisine karşı büyüyen mücade-lesini engelleyemeyeceğini çok iyi bi-liyor faşizm. AKP faşizmi, İstanbul'unörgütlü mahallelerinde çocuklarımızı,gençlerimizi katlediyor. Hakimler, sav-cılar katilleri koruma altına alarak ka-tillerin yeni katliamlar yapması içinteşvik ediyor.

Halkı katliamlarla, baskılarlakorkutarak, sindirerek halkın mü-cadele etmesi engellenemez. Çünkükatledilen her bir insanımız halkınyüreğinde öfkeye, bilincinde hesapsorma isteğine dönüşür.

Bu devlet neden tüm halkıpotansiyel terörist olarak görür?

SÖMÜRÜ; ADALETSİZLİKVE YOKSULLUK DOĞURUR.YOKSULLARI, ADALETSİZKALANLARI YÖNETMEKİÇİN İKTİDARLARIN ZU-LÜMDEN BAŞKA ARAÇLARIYOKTUR. HAYATIN ŞAŞMAZKANUNUDUR; BU ZULÜMKENDİ SONLARINI GETİRİR.

Sömürü düzenlerinin yarattığıyoksulluğu biliyor bu devlet.Yoksullaşan halkın isyan etmepotansiyeli taşıdığını ve bir gün

mutlaka isyan edeceğini biliyor. Baskı,zulüm ve sömürü varsa isyan da vardır.

Sömürü Düzeniniz Sona Ermedikçe, Yoksulların İsyanına Engel Olamayacaksınız

53 milyonun yoksul, 11 milyonunaç olduğu bir tabloyu yaratanlar, birgün gelip gırtlaklarını keseceklerinibildikleri için yoksul halkı potansiyel"terörist" olarak görür.

Faşizm para dolu ayakkabı kutula-rında, katlettikleri yoksulların kanı ol-duğunun ve birgün yoksulların hesabınısormaya geleceklerinin bilincindedir.

Açlığın olduğu yerde isyan etmemek,kölleliği kabul etmektir. Faşizm aç,yoksul halka köleliği dayatıyor. Biz isyanetmeyelim diye mahallelerimize saldırıyor,biz isyan etmeyelim diye Dilek'i, Yılmaz'ıkatletti. Biz isyan etmeyelim diye Barış'ı,Oğuzhan'ı katletti. Açlık, yoksulluk bü-

yüdükçe faşizmin isyan korkusu da bü-yüyor. Adaletsiz bıraktığı halkın adaletiçin savaşacaklarını biliyor. Gözününönünde evladını katledip sonra ailesiniyargılayan bir adaletsizliğin olduğu dü-zende halkın savaşmaktan, hesap sor-maktan, ayaklanmaktan başka yolu yoktur.

Açlığın, yoksulluğun, zulmün ol-duğu yerde isyan, meşru bir haktır.

İlk sahabelerden Ebuzer Gıffari'nindediği gibi: “Aç sabahladığı halde kı-lıncına davranmayana şaşarım”! Aç-ların, yoksulların isyan etmesi kadardoğal bir şey yoktur. Açlığın ve ada-letsizliğin acısıyla bilenen halkın öf-kesini de anlayamazsınız. O öfke sizinkatliamlarınıza rağmen engel olama-dığınız ayaklanmaları yaratmıştır.

BU DEVLET HALK ÇOCUKLA-RINI KATLEDEREK KİMİ KORU-YOR?

Bu düzen, yoksulluğu yaratan, doy-mak bilmeyen bir avuç asalak, bir avuçsömürücünün düzenidir. Devlet, yok-

sulları katlederek, isyanlarını en-gellemek istiyor. Yoksulları kat-lederek, bir avuç sömürücü asa-lağın düzenlerini koruyor.

Kontra katliamlarınız karşısında,binlerle ayaklananların mahallesidiryoksul mahallerimiz. Hatırlayın,o halkın karşısında generallerinizle,polis şeflerinizle yalvarmak zorundakaldığınız günleri. Katlettiniz, pro-vakasyonlar örgütlediniz, ne oldu?Teslim alabildiniz mi yoksul ge-cekonduları.“Gecekondulardan ge-lip gırtlaklarımızı kesecekler” kor-kunuzu büyütmeye devam edece-ğiz.

Biz halkız. Bizi teslim ala-mazsınız, alamayacaksınız. Çün-kü, açlar, yoksullar, adaletsiz ka-lanlar teslim olmazlar, teslim ala-mazsınız.

Halktan olan herkesin kendilerinivuracağı korkusuyla saldırıyor faşizm. Halkıkorkutmak, sindirmek için katlediyor. İsyanetmesinler diye katlediyor.

Armutlu gibi Gazi gibi örgütlümahallelere öncelikli saldırıyor. Çünküörgütlü mahalleleri teslim almadan halkınkendisine karşı büyüyen mücadelesiniengelleyemeyeceğini çok iyi biliyor faşizm.AKP faşizmi, İstanbul'un örgütlümahallelerinde çocuklarımızı, gençlerimizikatlediyor. Hakimler, savcılar katillerikoruma altına alarak katillerin yenikatliamlar yapması için teşvik ediyor.

Halkı katliamlarla, baskılarla korkutarak,sindirerek mücadele etmesi engellenemez.Çünkü katledilen her bir insanımız halkınyüreğinde öfkeye, bilincinde hesap sormaisteğine dönüşür.

Yürüyüş

14 Mayıs2017

Sayı: 14

16’SINDA HALKIN UMUDU12

Page 13:  · 48 Sıla Abalay’ın o gülen gözleri, bize umut ve ışık oluyor 49 Evlatlarımızın mezar hakkı için direnen Kemal Gün’ün direnişi hepimizin direnişidir, sahiplenelim

Hapishane koşullarında tedavisi mümkün olmayanve koşullar nedeniyle hastalığı giderek ağırlaşan yüzlercehasta tutsağın serbest bırakılması gerekirken “epilepsi, uykuapnesi “ gibi ölümcül olmayan ve hapishane koşullarındabaş edilmesi ve tedavisi mümkün hastalıklar nedeniyle KadirTOPBAŞ’ın damatı Ömer Faruk KAVURMACI, 3 Mayıs2017 tarihinde tahliye edildi.

Yüzlerce hasta tutsak tedavi için tahliye edilmeyi bekliyor.Tahliye edilmek için Kadir TOPBAŞ’ın damadı mı olmakgerekiyor?

Şüphesiz ki hakkında dava olan insanların tutuklu olarakyargılanmaları zorunlu değildir ve yargılamalarda esas olansanıkların tutuksuz olmalarıdır. Çünkü tutuklama suç şüphesialtındaki kişilerin kaçmasını ve delilleri karartmasını engel-lemek için düşünülmüş bir yargılama tedbiridir.

Özellikle kişilerin hasta olmaları göz önünde bulundurularakhürriyetinden belli bir süre yoksun bırakmayı içeren tutuklamadurumunun, işkenceye ve infaza dönüştürülmemesi gerek-mektedir. Tutuklu durumdaki Ömer Faruk Kavurmacı’nınhastalık nedeniyle tahliye edilmesinde ilkesel bir sorunyoktur. Ancak tahliyesindeki asıl sorun, yüzlerce hastatutsağın durumlarının yok sayılması, Kavurmacı’ya ailevinüfuzu nedeniyle ayrıcalıklı davranılmasıdır.

İstanbul 5. Sulh Ceza Hakimliği Kavurmacı’nın ÖzelAcıbadem Hastanesi tarafından düzenlenen 18 Nisan 2017tarihli sağlık raporunu esas alarak "epilepsi" ve "uyku apnesi"rahatsızlıklarının "telafisi güç bazı zararlara neden olacağı"gerekçesiyle tahliyesine karar vermiştir. Burada yine basınayansıyan bilgilere göre, 23. Ağır Ceza Mahkemesi’nin id-dianameyi kabul kararı vermesi ve tutukluluk durumununda değerlendireceği tensip zaptının hazırlanmasının beklendiğibir sırada, Sulh Ceza Hakimliği tarafından tahliye kararı ve-rilmesidir.

Yine mahkemelerce tam teşekküllü devlet hastanelerininverdiği raporlar dikkate alınmaz, ille de Adli Tıp Kurumu’nuntetkik ve muayenesi sonucu düzenlediği raporların varlığıtahliye taleplerinin değerlendirilmesinde dikkate alınırken,Kavurmacı için özel bir hastaneden hem de kendi alanı

olmayan bir doktorun verdiği bir rapora dayanılarak tahliyekararı verilmiştir. “Epilepsi” ve “uyku apnesi” gibi sağlıksorunları bulunduğuna ilişkin belge düzenleyen bu doktorunbir nörolog değil dahiliye uzmanı olduğu söylenmektedir.

Ömer Faruk KAVURMACI, yüzlerce hasta tutsak arasındaayrıcalıkları olan biridir. AKP’nin en büyük belediyebaşkanının damadı, AKP İstanbul İl Yönetim Kurulu üyesiolan bir avukatın müvekkilidir.

Hapishanelerde ölümcül aşamaya gelmiş çok ciddi sağlıksorunları olan yüzlerce hasta tutuklu ve hükümlü bulunmaktadır.Bu kişilerin halk çocukları olması, AKP ve kadrolarıyla ak-rabalık bağlarının bulunmaması, tahliye edilmeyerek hasta-lıklarının kendilerine karşı adeta bir işkence aracı olarakkullanılması sonucunu doğurmaktadır.

Müvekkilimiz Mesude Pehlivan, 2 yılı aşkın bir zamandırkanser tedavisi gördüğü ve bu durum tam teşekküllü birdevlet hastanesince belgelendiği halde ancak 2 yıl sonunda,Kavurmacı’nın hastalık nedeniyle tahliyesi duyulduktan vebunun teşhirinden sonra, 09.05. 2017 tarihinde 3 ay süreyleinfazı ertelenerek tahliye edilmiştir.

Kavurmacı’nın tahliyesinde yaşanan ayrımcılık, tümhalkta bir öfke ve haklı bir isyan duygusuna yol açmıştır.AKP iktidarı çok iyi bilmektedir Kavurmacı’nın tahliyesinerağmen yüzlerce hasta tutsağın keyfi bir biçimde hapishanedetutulduğunu ve bunun hesabının sorulacağını. Hukuksalbaşvurularımız ve Mesude Pehlivan’ın arkadaşlarının bu-lunduğu tüm Türkiye hapishanelerinde “Mesude Pehlivan’aözgürlük” kampanyasının hayata geçirilmesi, taleplerin ciddive zorlayıcı bir biçimde dile getirilmesi sonucunda MesudePehlivan tahliye edilmiştir. Bu durum mücadelenin ve Ka-vurmacı’nın tahliyesindeki keyfiliğin teşhir edilmesindenduydukları korkunun bir ifadesidir.

Hasta tutsaklar bir an evvel sağlıklarına kavuşabilecekleriortamlarda tedaviye başlatılmak üzere tahliye edilmeli,eşitsiz ayrıcalıklı tutumlara son verilmelidir.Hasta Tutsaklar Serbest Bırakılsın!Hastalık İşkence Aracına Dönüştürülmesin!Ayrımcı Tutumlara, Özel Muamelelere Son Verilsin!

HASTALIKLARI KENDİLERİNE KARŞI BİR “USLANDIRMA” ARACI OLARAK KULLANILAN

HASTA TUTSAKLAR SERBEST BIRAKILSIN!

Halkın HukukBürosu

Tahliye Edilmek İçin Kadir Topbaş’ın Damadı Mı Olmak Gerekiyor?

Halkın örgütlü gücü, iktidarın enbüyük korkusudur. Örgüt, güç demektir.Bilinç, dayanışma, kolektivizm, ortakhedef ve ortak amaç demektir. Örgütgeri çekilmenin, yanlışa sapmanın önün-de engel demektir. Örgüt halklarınsosyal, siyasal, kültürel, ekonomik ge-

lişiminin olmazsa olmazıdır. Demokratikkitle örgütleri, insanın kendine, halka,doğaya yabancılaşmamasını sağlar.İnsan sosyal bir varlıktır, hayatın önüneçıkarttığı sorunlarla tek başına mücadeleedemez, duygu ve düşüncelerini aktar-mak, geliştirmek, ilerletmek için sosyal

çevresi ile, düşüncelerini ortaklaştırdığıkişilerle biraraya gelmek zorundadır.Bu toplumların gelişiminin doğal ya-sasıdır.

Dünya yüzünde baş çelişki emper-yalizm ve halklar arasındadır. Yaniezenler ve ezilenler… Başka bir ifadeyle

DDergimizin 14. Sayısının Yayınlandığı 14 Mayıs 2017 günü;*KEC Yüksel direnişi 187. gününde, Nuriye Gülmen ve Semih Özakça açlık grevlerinin 67. günündeler

*KEC Malatya direnişi 107. gününde*KEC İstanbul Cevahir AVM önünde Nazife Onay’ın direnişi 55. gününde

*KEC Düzce Alev Şahin direnişinin 83. gününde *Dersim Seyit Rıza Meydanı’nda Kemal amca direnişinin 95. ve açlık grevinin 80. gününde

DEMOKRATİK KİTLE ÖRGÜTLERİ İKİ DUVAR BİR KAPIDAN İBARET DEĞİLDİR

14 Mayıs2017

Yürüyüş

Sayı: 14

1318’İNDE KAHRAMAN

Page 14:  · 48 Sıla Abalay’ın o gülen gözleri, bize umut ve ışık oluyor 49 Evlatlarımızın mezar hakkı için direnen Kemal Gün’ün direnişi hepimizin direnişidir, sahiplenelim

zenginler ve yoksullar. Zenginler çıkarlarınıkorumak için örgütlenmişlerdir. Kendi ör-gütlerini kurmuş ve geliştirmişlerdir. TÜ-SİAD, MÜSİAD, TUSKON TOBB gibionlarca kurum örgüttür. NATO, G8, G15gibi örgütlenmeler emperyalist örgütlerdir.Yoksullarda örgütlenmenin kendileri içinzorunlu olduklarını görmüş ve örgütlen-mişlerdir. Gücü elinde tutan iktidar halkınörgütlenmesinden korktuğu için bunaengel olmuş ve örgütlenmeleri tasfiye et-meye çalışmıştır. Yoksullar için örgütlen-mesinin bir hak olarak tanınması ve oluş-turulması için çok büyük bedeller öden-miştir. Sendika, dernek, vakıf, parti gibioluşumlara izin vermek istememişlerdir.Tarihe bakın örgütlenme hakkımızı sökesöke almışızdır. Anayasa’da tanınan ör-gütlenme hakkı, inanç özgürlüğü hakkı,düşünceyi açıklama ve yayma hakkı öylekolay kazanılmadı. Kan ve can pahasınao yasalara geçti bu haklar…

Devletin Demokratik Kitle Örgütlerine Saldırmasının NedeniKorkudur

Olağanüstü hal ilan edilmesinden buyana 23 tane KHK ilan edildi. Bu KHK’larile onlarca dernek, dergi, kurum, kültürmerkezi, eğitim merkezi kapatıldı. Keyfive hukuk dışı kapatılmayı kabul etme-yenlere ise azgınca saldırdı. Arama işlemiadı altında basılan kurumlar talan edildi.Duvarlarını yıktılar, tavanları parçaladılar,camları kırdılar. Bastıkları kurumlardabulunan kişileri gözaltına alıp işkenceyaptılar.

Örneğin Okmeydanı Gençlik Derneğison beş ayda 6 defa basıldı. Her baskındaduvarlarını parçaladılar, tavanlarını deldiler,içerde bulunan tüm eşyaları parçaladılar.Duvarlara ahlaksız yazılar yazdılar.

Aynı mahallede bulunan OkmeydanıHaklar Derneği OHAL ilan edilmesindensonra defalarca basıldı. Derneğin çalışanıtekerli sandalyede yaşamını sürdüren İrfanYılmaz yerlerde camların üzerinde sü-rüklendi, bacaklarından yaralandı.

Yürüyüş dergisi basıldı. Beyaz eşya-larının tümü, lavabolar paramparça edildi.Yine duvarlar, eşyalar parçalandı. Yapılanbu işleme “arama” dediler.

Demokratik Kurumların Basılması Yasal ve Meşru Değildir

Yasalara göre kapalı bir mekanda

arama yapılabilmesi için “aranılan kişininveya suçun delillerinin belirtilen yerlerdebulunduğunun kabul edilebilmesine olanaksağlayan olayların varlığına bağlıdır”, ara-ma kararı genel gerekçelerle verilmez.Arama kararı aranan kişi, ilgili yerde ol-duğunu gösteren kanıta ya da o yerde de-lillerin olduğuna ilişkin kanıtlar gereklidir.Olağanüstü hal koşullarında dahi aramakararı için savcının yazılı bir emrininolması gerekir. Arama kararı, usulüne uy-gun alınmış bir savcılık kararı olduğundabile bir yerin duvarlarını yıkmaya, tahripetmeye, içeride bulunan insanları darp et-meye, işkence yapmaya, gazlarla boğmayaizin vermiyor. Yapılan bu işlemin adıarama değil, mala zarar verme suçudur,yaralama, işkence, öldürmeye kast etmesuçudur.

Polisin bastığı yerlere bakın. Yürüyüşdergisi, Gençlik Federasyonu, Haklar Der-neği. Buralara bakıldığında arama işlemiiçin yapılmadığını, bir kişiyi yakalamakiçin yapılmadığını anlamak için hukukçuolmak gerekmiyor.

Beş Ay İçinde 6 Kez Baskın Yapılması Akla ve Hukuka DeğilFaşizme Uygundur

Her arama kararında bir gerekçe olur.Faşizmde arama kararlarında gerekçe ol-maz, aramayı gerçekleştirmek için kanıtaihtiyaç yoktur. Faşizmde arama kararı ge-rekçesiyle halka karşı suç işlenir. Halkıntemel haklarını çiğnemek bir kağıdı bu-ruşturup atmak kadar kolaydır.

Gençlik Derneği Federasyonu’nun sonbeş ayda altı kez basılmasının hukuki birgerekçesi olamaz. Gençlik derneği bas-kınlarının birçoğu gece saatlerinde yapıldı.Gece arama işlemi yapılabilmesi için ge-cikmesinde sakınca gerektirecek bir du-rumun olması gerekiyor. Gençlik Fede-rasyonu önü sürekli bir biçimde gözlem-lenmektedir. İçeriye kimin girip çıktığıbilinmektedir. Bir kişiyi yakalamak içinarama yapmak için basmak isteseler,içeriye giren kişiyi çıkarken almaları müm-kündür. Ancak bir kişiyi aramak ya daiddia ettikleri suçlar için delil bulmak içinbasılmıyor dernek. Amaç çok açık. Halkave gençlere gözdağı vermek, sindirmek,bıktırmak, siyasi düşüncelerinden, inanç-larından, örgütlenme haklarından vazge-çirmek…

Gençlik derneklerinde bulabilecekleri

“kitap, dergi, pankart, döviz”dir. Ki bun-ların hepsini gençler korkmadan çekin-meden ev ev dağıtıyorlar. Pankartları binaboyunca asılıyor. Sloganları duvarlara iş-leniyor. Dev-Genç korkmadan, sakınmadanyapacaklarını yapıyor, sözlerini söylüyor.

Yıldırma, vazgeçirme politikası bo-şunadır. Baskı sürekli hale gelince meşruolur sanıyorlar. Halkın bu durumu kanık-sayacağını sanıyorlar, halkın örgütlenmehakkından vazgeçeceğini sanıyorlar. “ Biryalanı 40 defa da anlatsak artık doğru sa-nırlar” diye düşünüyor olabilirler. 6 değil600 kez de talan etmeye gelseniz, kimseörgütlenme hakkından vazgeçmez.

Halkın örgütlenmesinden korkanlar,halktan korkanlardır.

Örgütlenme Hakkımızdan Vazgeçmeyeceğiz, Mevzilerimizi Terk Etmeyeceğiz!

Egemenler ve onun temsilcisi olandevlet örgütlü olduğu için yönetebiliyor,örgütlü oldukları için iktidarını sürdüre-bilmektedirler. Örgütlü oldukları için halkınörgütlenmesini istemiyorlar. Örgütlenmekhalkların en haklı ve meşru eylemidir.Örgütlenme hakkımızı engellemek yaşama,varlığımızı geliştirme, düşünme hakkımızıengellemektir. Örgütlenme hakkına saldırıinançlarımıza, onurumuza saldırıdır. Ezi-lenlerin mücadele tarihini yok saymaktır.Şehitlere saygısızlıktır. Mevzileri bırakmakdüşünceleri, inançları bırakmaktır.

Sonuç olarak;1 – Devletin kurumları mühürlemesi,

kurumları kapatması, dergileri kapatmasımeşru değildir.

2 – Derneklerin basılması ve talanedilmesi yasal değildir.

3 – Derneklerin talan edilmesi, duvar-ların yıkılması, işkence ve öldürmeye kastedilmesi suçtur. Devletin acizliğinin, za-vallılığının kanıtıdır.

4 – Demokratik kurumlarımızı savun-mak, haklılığımızı, tarihimizi savunmaktır.

Yürüyüş

14 Mayıs2017

Sayı: 14

16’SINDA HALKIN UMUDU114

Page 15:  · 48 Sıla Abalay’ın o gülen gözleri, bize umut ve ışık oluyor 49 Evlatlarımızın mezar hakkı için direnen Kemal Gün’ün direnişi hepimizin direnişidir, sahiplenelim

Ankara'dan Kızıldere'ye Cuma ge-cesi 12.00’da 15 kişi hareket ettik.Tokat'a varana kadar 5 kez arama veGBT dayatması ile karşılaştık. Niksarve Kızıldere Köyü başında da birerkez olmak üzere toplam 7 kez durdu-rulmuş olduk. Tam bir keyfiyete dön-üştürdüler. İstanbul aracını da 10 kezGBT ve aramaya tabi tutmuşlar. Valilik24 Mart-3 Nisan arasında köyde anmayapılmasını YASAKLAMIŞ.

Biz gitmeden İstanbul'dan 5 arka-daşımız anma için köylülerle görüşüphazırlıklar yapıyorlarmış. Yemek içinanlaşmışlar. Başka köylüleri de davetetmişler daha önceki yıllardaki gibievlere gitmişler. Fakat jandarma, köy-lüleri her yıl olduğu gibi yine tehditetmiş. Muhtara "muhtarlığın gider,bunlara yardım etmeyeceksin" diyerektehdit etmiş. “Anma yasaklandı” de-mişler. Hatta arkadaşlar kaldıklarıevde aile çok korktuğu için evdenayrılmak zorunda kalmışlar. Jandarmaanma için hazırlık yapan Hakan İnci'yide "İstanbul’daki bir dosyadan yaka-lanman var” diyerek gözaltına almış.Biz vardığımızda her sene köye yakınbir benzinlikte toplanıyorduk, yineorada toplandık.

Bizi daha önce köye gidip çalışmayapan 4 arkadaşımız karşıladı. Birliktekahvaltı yaptık. Sonra İstanbullu arka-daşların nerede oldukları konusundagörüştük. Onları Bolu'da tam 5 saatbekletmişler. Aracın trafik evraklarıeksik bahanesiyle aracı bağlamışlar.Yeni bir araçla onlar devam etmişler.Saat 09.30'da onlar Kastamonu civa-rındaydılar. Arkadaşlar da “İstanbul’uöğle saatlerine kadar bekleyelim.” Halaçok yolları kalırsa biz zorlayalım”

dediler. Biz 12.30’da tekrar yola koyulduk.

Almus-Kızıldere köyüne ayrılan yolayrımında Niksar jandarması tarafın-dan durdurulduk. Aracımız arandı.GBT yaptılar. Aracın şoforüne kemertakmadığı için ceza kestiler. Uzuncabir süre bekletildik. Çok fazla askeriyığınak vardı. Önceki çevirme yeriolan Erbaa'da bize valiliğin yasak ka-

rarını gösterdiler. Orada da aracın öncamında siyah film var diye ceza kes-tiler. Bizim şoför başta jandarmalara"komutanım" diye hitap ediyor ve se-lam veriyordu. Keyfi cezalardan sonrao da onlara kızmaya 5. çevirmedensonra selam da vermemeye başladı.Hatta 5 çevirmede teybinden Kerbelaile ilgili bir deyişi özellikle yükseksesle onlara dinletti.

Köyün alt girişindeki 6. durdurulmayıda geçip son kez köy girişinde durdu-rulduk. Burda yine aynı uygulamalaroldu. Her yerde biz uzun tartışmalaryürüttük. Askerlere yönelik propogandayapıldı: Neden burada olduğumuzu,kim olduğumuzu, yasak kararının hiçbirhukuki dayanağı olmadığını Mahirler'iher sene andığımızı anlattık.

Burada bizi araçtan indirmek iste-mediler. Uzunca bir süre bekletildik.Sonra hepimize emniyet kemeri tak-madığımız gerekçesiyle para cezasıkestiler. Tuvalet ihtiyacı için dahi tar-tışmak durumunda kaldık. Araç sürü-cüsüne de ceza kesip aracı bağlamaklatehdit ettiler. İletişim kuran arkadaşlarİstanbullu arkadaşların geldiklerini bizimbir önceki durdurulduğumuz yerde ol-duklarını söylediler. Telefonla irtibatkuran arkadaş böyle tarif etti. Bizdehep beraber onları da alıp birlikte gelelimdedik. Fakat alt taraftaki yere tekrargittiğimizde Kızıldere yol ayrımındadeğil 30-40 km gerideki Erbaa yakınarama noktasında olduklarını öğrendik.Onların oradan geçişine izin vermediklerigibi bir faşist güruh toplamaya da gi-rişmişler. Aslında uzunca bir süre bek-letmelerinin nedeni de olabilir. 20 kişilikbir gurühtan 4-5 kişi araca taş atmışlar.Biz de bulunduğumuz yerden oraya

Kızıldere’ye Şehitlerimizi Anmak İçin Gidenler Anlatıyor: KIZILDERE 2017 VE BİZ!

FAŞİST TERÖRÜNÜZ BİZİ DURDURAMAZ!

Her şey top tüfek asker, sayıca üstünlük değildi. Devrimci irade onlara geri adımattırmıştı. Ayrılırken “yine gelecegiz” dedik. Ve sonra hemen ardından yoldaşların Kızıldere'yegidip pankart açtıklarının haberini aldık. Sevincimiz bir kat daha arttı. Mahirler’i anmamızı,onları yaşatmamızı, onların açtığı yolda zafere yürümemizi hiçbir güç engelleyemez.

Sonra Grup Yorum'dan "DefolAmerika" şarkısı söylendi. "Tan-kınızı topunuzu soyunuzu sopu-nuzu atacağız yudumuzdan" diyesesler dışarıya çok çoskulu geli-yordu. Aslında orda bekleyenlerNATO askerleriydi. Emperyalizminve işbirlikçilerin çıkarları için bek-liyorlardı. Fakat bir çoğunun bun-dan haberi yoktu. Onun için içer-deki arkadaşlar Mahirler'in söz-leriyle cevap verdiler. “Bizler dev-rimcileriz, Biz buraya dönmeyedeğil ölmeye geldik diyen MahirÇayanlar’ın geleneğinden geliyo-ruz. Onları anmamız engelene-mez.. Mahir Çayan 45 yıl önce butopraklarda yüzlerce askerce çev-rildiklerinde emperyalizme uşaklıkeden komutanlara çatışmaya baş-lamadan "erleri çekin rütbelilergelsin” diye seslenmiştir. Biz desize sesleniyoruz; “sizde halkınçocuklarısınız, içerde anne babalaryaşlılar var. İhtiyaçları var. Onlaraişkence yapmayın. Halka karşısuç işlemeyin" diye konuştular."Bizler vatanımız ugruna ölecekkadar seviyoruz." diye benzer ko-nuşmalar yaptılar.

Dergimizin 14. Sayısının Yayınlandığı 14 Mayıs 2017 günü;*KEC Yüksel direnişi 187. gününde, Nuriye Gülmen ve Semih Özakça açlık grevlerinin 67. günündeler

*KEC Malatya direnişi 107. gününde*KEC İstanbul Cevahir AVM önünde Nazife Onay’ın direnişi 55. gününde

*KEC Düzce Alev Şahin direnişinin 83. gününde *Dersim Seyit Rıza Meydanı’nda Kemal amca direnişinin 95. ve açlık grevinin 80. gününde

14 Mayıs2017

Yürüyüş

Sayı: 14

4918’İNDE KAHRAMAN

Page 16:  · 48 Sıla Abalay’ın o gülen gözleri, bize umut ve ışık oluyor 49 Evlatlarımızın mezar hakkı için direnen Kemal Gün’ün direnişi hepimizin direnişidir, sahiplenelim

gittik. Fakat bizim önümüzde Niksar'danErbaa'ya gidiş yönünde yolumuz tekrarkesildi. Bize Tokat'tan çıkmamız yoksakötü olayların olacağı can güvenliğimizisağlayamayacaklarını söylediler. Es-kortluk edip bizi Amasya'ya dogru gö-türmek istediler. Arka ve önümüze ge-çerek bizi yönlendirmeye çalıştılar. Tabiişoför korktuğu için bir süre onları takipetti. Fakat biz müdahale ettik. Takip et-medik. Aracı Erbaa'yı çıkmadan tamarkadaşların bulunduğu yerin karşısındadurdurduk. Jandarma ve polisler bizimaracın etrafını sardılar. Bize siz Kızıl-dere'ye şehirden gidin diğer grupla sizibuluşturamayız dediler. Biz kabul et-medik. Almus'ta Kızıldere'ye varmadanbir benzin istasyonunda buluşacağımızısöyledik.

Arkadaşlarımızı almadan gitmeyizdedik. Tekrar birlikte gideceğiz dedik.Tartışmalar sonrası sabah bizim gitti-ğimiz benzin istasyonunda İstanbulluarkadaşlarla o yöne gidip polis taki-binde giderek buluşmuş olduk.

Sonra benzinlikte 40-45 kişi olduk.Arkadaşlar ne yapacaklarını konuştular.Ankara'nın şoförü bir süre gitmemekiçin diretti. Grup ikiye ayrıldı. Birgrup, araçla benzinlikte bekledi. Diğerbir grupta zorlamak için tekrar yolaçıktı. Ben de yola çıkan araçtaydım.Saldırı olmazsa akşam 8.30 kadarbeklenip oturma eylemine başlayacakdiğerleri geri dönecekti. Yedi kişi ge-rekiyorsa anma yapılana kadar ordakalacaktı. Her gün ertesi gün de bueyleme devam edeceklerdi. Saldırıdirek başlarsa da ilk grup izin vermemeyerinde pankart acacak ve anma ya-

pılacaktı.

BitmekTükenmekB i l m e y e nGBT'ler Gözaltılar,Direniş veAnma Başlıyor

Benzinlikten İs-tanbul'un aracına bi-nerek Almus-Kızıl-dere yol ayrımınakadar vardık. Nor-malde sabah bu nok-

tadan GBT yapılıp devam edebilmiştik.Fakat şimdi bu noktadan da daha fazlajandarmayla yolu tamamen kapatmış-lardı. GBT yapacağız dediler. Fakataşağıya da indirmiyorlardı. Jandar-mayla tartışmaya başladık. Bize deçıkın dediler. Kabul etmedik. Araçkapılarını kapatıp inmeye çalışan ar-kadaşları geri iteklemeye başladılar.5 kişi kapı ağzından aşağıya indionlara saldırarak gözaltına aldılar. Di-ğerleri araçtan inemedi. Kapıları ka-pattılar ve önünde yığılıp beklediler.İçerden sürekli zorlama yapıldı. Araç-tan indirmediler.

İçerideki arkadaşlar sloganlarlamarşlarla anmaya başlamış oldular.Dışarada göz altına aldıklarını daaskeri araçlarla yığınak yaptıkları sıralıhalde beklettikleri askerlerin hemenarkasında kelepçeleyip tutmaya baş-ladılar. Bizim aramıza askerleri çektiler.Onların da sürekli "Kızıldere son değilsavaş sürüyor." Mahir Hüseyin UlaşKurtuluşa Kadar Savaş" "insanlık onu-ru işkenceyi yenecek" şeklinde slo-ganları geliyordu.

İçerde “Oy Dere Kızıldere”, “Gün-doğdu” marşları söyleniyordu. Süreklikapı dövülüyordu. 25 kişiye karşılıkakrepler, üzerine makineli tüfek yer-leştirilmiş zırhlı araçlar, panzerler TO-MA’lar ve yüzlerle robokop kıyafetigiymiş askerler, yüzleri kar maskesiylekapalı komandolar vardı. Ayrıca bun-lara destek için gelmiş bir otobüsçevik kuvvet ve jandarma ve polisintrafik ekipleri.

Düşman bütün tankı topuyla yıgı-nak yapmıştı. ama insanlarımız üze-

rinde bunların hiçbir etkisi yoktu.Hatta bunların tamamı propogandamazlezemesi oldu. Neden bu kadaryapıldığı soruldu ve bizimkiler tara-fından anlatıldı. Sonra Grup Yorum'dan"Defol Amerika" şarkısı söylendi."Tankınızı topunuzu soyunuzu sopu-nuzu atacağız yudumuzdan" diye seslerdışarıya çok çoskulu geliyordu. Aslındaorda bekleyenler NATO askerleriydi.Emperyalizmin ve işbirlikçilerin çı-karları için bekliyorlardı. Fakat birçoğunun bundan haberi yoktu. Onuniçin içerdeki arkadaşlar Mahirler'insözleriyle cevap verdiler. “Bizler dev-rimcileriz, Biz buraya dönmeye değilölmeye geldik diyen Mahir Çayanlar’ıngeleneğinden geliyoruz. Onları an-mamız engelenemez.. Mahir Çayan45 yıl önce bu topraklarda yüzlerceaskerce çevrildiklerinde emperyalizmeuşaklık eden komutanlara çatışmayabaşlamadan "erleri çekin rütbelilergelsin diye seslenmiştir. Biz de sizesesleniyoruz; Sizde halkın çocukları-sınız, içerde anne babalar yaşlılar var.İhtiyaçları var. Onlara işkence yap-mayın. Halka karşı suç işlemeyin"diye konuştular. "Bizler vatanımız uğ-runa ölecek kadar seviyoruz." diyebenzer konuşmalar yaptılar.

Marşlarımız, Sloganlarımız,Devrimci İrademizTanklarınızdanDaha Güçlüdür!

3 saatten fazla biz dışarıda onlariçerde beklediler. Askerler aracın öncearka kapısına iki adet zırhlı akrebi ta-mamen bitişik yanaştırarak kapılarınaçılmasını önlemeye çalıştılar. İçerideduruma tepkiler daha çok arttı. Tambir irade savaşıydı. İçeriden de kapılardaha sert sloganlar ve marşlar dahayüksek çıktı. Bir süre sonra aracınkornasını çalmaya başladılar. Bütünalanı tiz bir korna sesi kapladı. Diiitttttt.....diitttt... diye. Tabii onlardakarşı atağa çekip aracın altına yatıpkornayı susturdular. Sonra korna sesikesilince farları yakıp söndürdüler.Sonra sinyalleri.... Devrimci irade ilebaşa çıkmadılar. Birkaç defa bizdengözaltına alınan kişilerin slogan at-mazlarsa serbest bırakılacağını söy-

Yürüyüş

14 Mayıs2017

Sayı: 14

16’SINDA HALKIN UMUDU50

Page 17:  · 48 Sıla Abalay’ın o gülen gözleri, bize umut ve ışık oluyor 49 Evlatlarımızın mezar hakkı için direnen Kemal Gün’ün direnişi hepimizin direnişidir, sahiplenelim

lediler. Araca kadar bu şekilde sessizcegitsinler dediler. Tabi kimse slogansızgelmedi. Her defasında da yenidensaldırdılar.

Kadın subaylardan biri "komutanımbir kadını susturamayacak mıyız" diyesaatlerdir süren çaresizliklerini itirafediyordu. Saatlerdir marşlar türkülersöylenmişti. Gözaltına alınanları daalıp dönmek üzerine konuşulmuştu.Ve onlara yine geleceğiz denildi. Baştaburnundan kıl aldırmayan, geri adımatmış gibi görünmek istemeyen ko-mutan çaresizdi. Sloganlar atılmayacakmarşlar söylenmeyecekti ama olmadı.İçerde ve dışarda herkes coşkuluydu.Polisler bile askerlere bunlar vazgeç-mezler diyordu. Basında haber yap-tırdık. Fotoğraf çekmemize dahi engelolmak istediler ama çekim yaptık.Sosyal medya üzerinden yaydık.

Benzinlikte bekleyen arkadaşlar da

geldiler. Onlara da bir araç-tan 3-4 serseri muhtemelasker polis yönlerdirmesiile laf atıp küfür etmiş. On-ları da biraz bizden ötededurdurdular. O araçtan dagelenler oldu. Sonra komu-tan pes edip gözaltındakiaracın yanına getirmek du-rumunda kaldı. Onlar da“Kızıldere son değil savaşsürüyor” “yaşasın direnişyaşasın zafer” “bedel ödedikbedel ödeteceğiz” slogan-larını atarak yanımıza geldiler. Moralüstünlük bizdeydi. Komutan bir köşedesessizce bekliyordu. Askerleri önündedurumunu kurtarmaya çalışıyordu. Herşey top tüfek asker sayıca üstünlük de-ğildi. Devrimci irade onlara geri adımattırmıştı. Ayrılırken “yine geleceğiz”dedik. Ve sonra hemen ardından yol-

daşların Kızıldere'ye gidip pankart aç-

tıklarını haberini aldık. Sevincimiz bir

kat daha arttı. Mahirler’i anmamızı,

onları yaşatmamızı, onların açtığı yolda

zafere yürümemizi hiçbir güç engelle-

yemez.

Kurtuluşa kadar savaşacağız.

Evlatlarının Mezar Hakkı İçin DirenenKemal Gün'nün Yanındayız

Kemal Gün'ün sesini her alanataşımak onunla dayanışma içinde ol-duklarını göstermek amaçlı İstanbul'unbirçok mahallesinde ve Halk Cephe-si'nin birçok alanında destek açlıkgrevleri yapıldı. Şimdi bu direnişidaha fazla alana taşımak herkesinsorumluluğudur. Direnişin sesini heralana yaydığımız Kemal Gün'ün yalnızolmadığını gösterdiğimizde kazananbizler olacağız. Mahallelerin ve alan-ların yaptığı destek açlık grevleri aşa-ğıdaki gibidir:

Devrimci İşçi Hareketi: Devrimciİşçi Hareketi evlatlarının mezar hakkıiçin Dersim Seyit Rıza Parkı'nda açlıkgrevi yapan Kemal Gün'e destek için8 Mayıs'ta 1 günlük açlık grevi yaptı.Bu konuyla ilgili yaptığı açıklamada:"Bir baba, bir çınar insanlık tarihikadar eski bir hak olan mezar hakkıiçin direniyor. Faşizm katlettiği in-sanlarımızın mezarını bile korkudansaklıyor. Katil AKP ve Erdağan'a ses-leniyoruz; bunları sizden önce deneyen

İsrail’di ve dünya halklarınınlaneti üstünde. Hitler denedi oda tüm dünya tarafından hattaonu kullananlar tarafından bilelanetlendi. Kemal Gün’ün talebikabul edilsin. Mezar hakkı en-gellenemez. Anaların gözyaşıkatilleri boğacak." dedi.

İdil Kültür Merkezi: 7Mayıs’ta “Dersim’de direnenKemal Gün’e destek için 1günlük açlık grevindeyiz. Me-zar Hakkı Engellenemez” açık-laması yaparak, Kemal Gün’e deste-ğini ve kayıp cenazeleri alma karar-lılığını dile getirdi.

İSTANBUL:Avcılar Halk Cephesi: Avcılar

Halk Cephesi Dersim’de kaybedilenevlatları için 73. gündür açlık grevindeolan 70 yaşındaki Kemal Gün’e destekiçin 7 Mayıs’ta, 1 günlük destek açlıkgrevi yaptı. Açlık grevinde, tüm halkıKemal Gün’ü desteklemeye çağıranHalk Cepheliler; “Mezar Hakkı Kut-saldır Engellenemez. Kemal Amca

Yalnız Değildir” sloganlarını atıldı. Bahçelievler Halk Cephesi: 7

Mayıs'ta bir açıklama yaparak, ev-latları için direnen Kemal Gün’e des-tek için 1 günlük açlık grevi yaptık-larını duyuran Halk Cepheliler, "Ke-mal Amca Yalnız Değildir" sloganınıattı.

Çayan Halk Cephesi: Çayan Mahal-lesi'nde Halk Cepheliler kayıp gerillalarıncenazeleri için Dersim Seyit Rıza Meydanı'ndaaçlık grevi yapan Kemal Gün'ün direnişinin74. gününde destek olmak için 8 Mayıs’ta 1günlük açlık grevi yaparak dayanışmalarınıgösterdi.

Dergimizin 14. Sayısının Yayınlandığı 14 Mayıs 2017 günü;*KEC Yüksel direnişi 187. gününde, Nuriye Gülmen ve Semih Özakça açlık grevlerinin 67. günündeler

*KEC Malatya direnişi 107. gününde*KEC İstanbul Cevahir AVM önünde Nazife Onay’ın direnişi 55. gününde

*KEC Düzce Alev Şahin direnişinin 83. gününde *Dersim Seyit Rıza Meydanı’nda Kemal amca direnişinin 95. ve açlık grevinin 80. gününde

14 Mayıs2017

Yürüyüş

Sayı: 14

5118’İNDE KAHRAMAN

Page 18:  · 48 Sıla Abalay’ın o gülen gözleri, bize umut ve ışık oluyor 49 Evlatlarımızın mezar hakkı için direnen Kemal Gün’ün direnişi hepimizin direnişidir, sahiplenelim

Yürüyüş: AEC olarak Kore’ye git-tiniz. Gidişinizdeki amaç neydi nasılgittiniz?

Naim Eminoğlu: Gidişimizdekiasıl amaç KDHC ile bir iletişim ku-rabilmek ve politik olarak birbirimizitanımaktı. Tabi ilerleyen yıllarda daKore ve Türkiye halklarının birliktegüzel işler yapabileceğinin farkındaolarak gittik. Kore’nin anti- emperyalistduruşu ve ABD’nin Kore’ye ilişkinyıllardır izlediği politikalar Kore’yegitmemiz gerektiğini ve onlarla bağkurmamız önemini ortaya çıkarıyordu.Sonuçta düşmanımız ortaktı. Ama bir-birimizle hiçbir iletişimimiz yoktu.Tabi Kore’ye gidiş amaçlarımızdanbirisi de onları Anti-Emperyalist Cephe(AEC)’ye dahil etmek ve AEC’yi güç-lendirmekti. Bu kapsamda onları önü-müzdeki yıl yapılacak olan ve hersene yapılan Uluslararası Eyüp BaşSempozyumu’na davet ettik. Bu tek-lifimizi kabul ettiler. Vize probleminihalledebilirsek KDHC’yi temsilen birkişi önümüzdeki yıl Türkiye’ye gele-cek.

Biraz da nasıl gittiğimizden bah-sedeyim. Öncelikle Kore devleti bizleribu yıl ilk defa davet etti. Aslında yıl-lardır onlara ulaşmaya çalışıyordukve sonunda iletişim kurabildik diye-biliriz. Bize davet mektubu gönderdiler.Davet edilmemizin sebebi ise Kim İlSung’un 105. Doğum günü etkinlik-leriydi. Bu kapsamda orayı ziyaretettik. Kore’ye ulaşabilmek için önce-likle Çin vizesi almanız gerekiyor.Çin vizelerimizi aldıktan sonra Pekin’egidip oradaki KDHC büyükelçiliğindenayrıca Kore vizesi alınması gerekiyor.Biz de bu kapsamda ilk başta Çin’egittik. Oradaki KDHC büyükelçiliğiçalışanları bizleri karşıladı. Vize iş-lemlerinin tamamlanması için 1 gecePekin’de kaldık. Tüm işlemler ve yol-

culukların ardından 13 Nisan akşamıKore’ye ulaşabildik.

Yürüyüş: Kuzey Kore’nin şu ankidurumu nedir? Nasıl bir ülke? Sos-yalizmi Kore üzerinden anlatırsanızbize ne söylersiniz?

Naim Eminoğlu: Kendilerine Ku-zey denilmesini pek sevmiyorlar as-lında. Çünkü onlar Kore’yi tek birdevlet olarak görüyorlar. Ülkenin gü-ney kısmı yani Güney Kore denilenülke onlara göre ABD işgali altındakibir parçaları. Zaten 1948 yılındaKDHC kurulurken bütün Kore ülke-sinde kuruluyor. Daha sonra 1950’liyılların başında ABD ve NATO’nunmüdahalesiyle ülke ikiye ayrılıyor.Bu tepkileri tarihsel ve haklı bence.Ülkenin resmi adı da Kore DemokratikHalk Cumhuriyeti zaten.

Kore’nin şu an ki durumundan birazbahsedecek olursak; Kore 24 milyonnüfus ve 120 000 km2 yüzölçümünesahip bir uzak doğu ülkesi. BaşkentPyongong’da yaklaşık 8 milyon insanyaşıyor. Çevresinde ise Çin, GüneyKore, Rusya ve Japonya bulunuyor.Coğrafi olarak biraz sıkışmış gibi gö-rünseler de kendilerini her açıdan ye-tiştirmiş ve geliştirmiş bir ülke. Tabiçok farklı bir dünya orası. Yani kapitalistdünyadaki gibi değil birçok şey. Sos-yalist alternatifleriyle teknoloji vs. pek

çok açıdan gelişmiş bir ülke. Farklıbir dünya derken temiz kalmış bir yerdesek daha iyi olur. Yani kapitalizminkiri isi pası bulaşmamış bu ülkeyebunu çok net anlayabiliyorsunuz.

Kore’nin şu anki politik durumunedir diye bakacak olursak; Anti-em-peryalist oldukları çok net. Buna hemtarihsel olarak sahipler, hem de ideolojikolarak. Amerika’ya karşı oluşları vebundan taviz vermeyecekleri çok net.Açıklamalarından da karşı duruş anla-şılabiliyor zaten. Güney Kore’ye karşıduruşlarından yukarıda bahsetmiştim,biraz daha açacak olursam. GüneyKore ile resmi hiçbir ilişkileri yok.Çünkü onlara göre Güney Kore’dekidevlet ABD tarafından kurulmuş birkukla. Gerçekten de öyle olduğunuKore Savaşı’na baktığımızda bizler degörebiliyoruz zaten. O yüzden o top-rakları alıp birleşik tek bir Kore kurmahayalleri her zaman mevcut ve bunubaşaracaklarına da inanıyorlar.

KDHC 1948’den bu yana sosyalistilke ve yöntemlerle yönetilen bir ülke.Ülkeyi kuran lider Kim İl Sung, Japonişgalcilere karşı verilen bir ulusal kur-tuluş mücadelesi sonucu bu devletikurmuş. Tabi Japonlara karşı ilk aşa-mada bir gerilla hareketi kurarak baş-lamış. Kore devleti bu yüzden gerillayaçok önem veriyor ve seviyor. Tarihselbir bağlılıkları var. Kim il Sung’un

Halk Cephesi Uluslararası İlişkiler Komitesi, Kuzey Kore Demokratik Cumhuriyeti’ninDavetlisi Olarak, Kim İl Sung’un 105. Doğum Günü Programı Kutlamalarına Katıldı

Uluslararası İlişkiler Komitesi Adına Kore Demokratik Cumhuriyeti’ne Giden Naim Eminoğlu’yla Yaptığımız Röportajı Yayınlıyoruz:

“Bu kutlamaların benim anladığım kadarıyla dünyaya çok netbir mesajı vardı: Sosyalizm Ölmedi Yaşıyor.”

Röportaj

Yürüyüş

14 Mayıs2017

Sayı: 14

16’SINDA HALKIN UMUDU18

Page 19:  · 48 Sıla Abalay’ın o gülen gözleri, bize umut ve ışık oluyor 49 Evlatlarımızın mezar hakkı için direnen Kemal Gün’ün direnişi hepimizin direnişidir, sahiplenelim

ailesinin tamamı Japonlara karşı verilenbu gerilla savaşında şehit düşmüş. Buyüzden Kim ailesi Kore halkı içinönemli hale gelmiş. Ülkeyi yönetenbaşkanların da hep Kim ailesindençıkmasının sebebi de bu aslında. Şuan başkanlık koltuğunda Kim JongUn oturuyor.

Sosyalizmi Kore üzerinden anlata-cak olursak; açıkçası beni en çok etki-leyen durum yozlaşmanın hiç olmamasıoldu. Kore’de insanlar geleneklerineçok sadık ve olduğu gibi koruyorlar.Ayrıca uyuşturucu, fuhuş gibi toplumuçürüten şeyler de yok Kore’de. Tabisosyalizmin bu toplumsal bir yönü.Sosyalist bir Kore yıllar içerisinde herşeyi kendi kendine üretmeyi öğrenmiş.Çünkü 70 yıldır sosyalizm var. Tabibu durumda ‘90 larda sosyalist bloğunçökmesi de etkili. Çünkü en çok ticaretyaptığı ülkeler buralarmış 90’lardanönce. Bu ülkelerin de emperyalist sis-teme entegre olmasıyla kendi kendine

yeten kapalı bir ekonomiyegeçmişler. Çin’den almalarızorunlu olan birkaç hammad-de hariç nereyse bütün ürün-leri kendileri üretiyor ve hal-kına sunuyor. Bu önemli birşey tabi. Tüketim kültürü ol-madığı için ve planlı ekonomiişlediği için fakirlik çekmi-yorlar. Aslında Kore çok sınırlıkaynakları olan bir ülke. Amaplanlı ekonominin gücü Koreüzerinden çok rahatlıkla gö-rülebilir. Ben eminim kiKore’de kapitalist bir sistemolsaydı halkın büyük bir kısmıciddi anlamda fakirlik çekerdi.

Sosyalizme dair biraz daideolojilerinden bahsetmekistiyorum. Onlar Juche ideo-lojisine inanıyor ve takip edi-yorlar. Aslında Kore İşçi Par-tisi ilk kurulduğunda MarksistLeninist bir parti. Bu açıdanülkenin kurulduğu ilk yıllardaStalin’e daha yakınlar. Tabidaha sonra Sovyetler’de ik-

tidara revizyonistlerin gelmesiyle Kimİl Sung ML olmaktan vazgeçmemiş.Özellikle 1965 yılında yaşanan Sov-yet-Çin geriliminde KDHC lideriMarksizm Leninizmin devamı birideoloji ve pratik yaratmaları gerek-tiğini öne sürüyor. Böylece Jucheideolojisi dediğimiz bir ideoloji oluş-turulmaya başlanmış oluyor. Tabi birazda pratik içerisinde geliştirilmiş birideoloji. Temel ilkelerine bakmakbunu anlamak için ye-terli. Juche ideolojisinintemel ilkelerini kabacasayacak olursak; politikbağımsızlık, ekonomide kendi kendine ye-terlilik, politikleştirilmişasker-halk ve barış içinsilah diyebiliriz. Görül-düğü gibi Kore devle-tinin tarihte yaşamış ol-duğu deneyimler bu

ideolojinin oluşumunda etkili.

Yürüyüş: Kore halkı nasıl birhalk? Gözlemleriniz ne oldu?

Naim Eminoğlu: Kore halkı ger-çekten farklı bir halk. Bu farkı nasılanladık önce onu anlatayım. Kore dö-nüşünde Çin’in başkenti Pekin’e geldikve buradaki insanlarla oradaki insanlarınfarkını gerçekten anladık. Şöyle ki;Kore’deki insanların yüzlerindeki gü-lümseme oranı ve temiz olmanın verdiğimasumiyet Çin’den daha fazla. MeselaPekin’de hırsızlık oranı çok yüksek.Kore’de ise burada hırsızlık var mıdiye rehberimize sorduğumuzda, in-sanlar niye bir şey çalsın ki diye birsoruyla karşılık verdi ve muhtemelenne demek istediğimizi anlamadı. Hayatıboyunca hiçbir hırsızlık vakası gör-memiş birisinden bahsediyoruz tabi.

Yukarıdaki sorunun cevabında dadeğindiğim gibi Kore halkında yoz-laşma yok. Bunu şöyle açacak olursak;dilencilik, uyuşturucu kullanımı ve fu-huş yok. Devletin bu konulara ilişkinsıkı tedbirleri olduğunu da düşünmü-yorum. Çünkü halk bu meseleleri özüm-semiş ve bir denetime de ihtiyaç du-yulmuyor. Yozlaşmanın olmaması in-sanların geleneklerine düşkün olmasınıbunları ilk haliyle muhafazasını müm-kün hale getirmiş. Tabi bu düşkünlükmilliyetçi muhafazakar bir biçimde de-ğil. Kore halkı diğer halkların oyunlarınave müziklerine de çok açık. Meselabize izlettikleri bir dans gösterisindekovboy şarkıları eşliğinde dans edebi-liyorlardı. Her ne kadar ABD karşı bir

Sosyalist bir Kore yıllar içerisindeher şeyi kendi kendine üretmeyi öğ-renmiş. Çünkü 70 yıldır sosyalizmvar. Tabi bu durumda ‘90 larda sos-yalist bloğun çökmesi de etkili. Çün-kü en çok ticaret yaptığı ülkeler bu-ralarmış 90’lardan önce. Bu ülkelerinde emperyalist sisteme entegre ol-masıyla kendi kendine yeten kapalıbir ekonomiye geçmişler. Çin’denalmaları zorunlu olan birkaç ham-madde hariç nereyse bütün ürünlerikendileri üretiyor ve halkına sunu-yor. Bu önemli bir şey tabi. Tüketimkültürü olmadığı için ve planlı eko-nomi işlediği için fakirlik çekmiyor-lar. Aslında Kore çok sınırlı kay-nakları olan bir ülke. Ama planlıekonominin gücü Kore üzerindençok rahatlıkla görülebilir.

Röportaj

Dergimizin 14. Sayısının Yayınlandığı 14 Mayıs 2017 günü;*KEC Yüksel direnişi 187. gününde, Nuriye Gülmen ve Semih Özakça açlık grevlerinin 67. günündeler

*KEC Malatya direnişi 107. gününde*KEC İstanbul Cevahir AVM önünde Nazife Onay’ın direnişi 55. gününde

*KEC Düzce Alev Şahin direnişinin 83. gününde *Dersim Seyit Rıza Meydanı’nda Kemal amca direnişinin 95. ve açlık grevinin 80. gününde

14 Mayıs2017

Yürüyüş

Sayı: 14

1918’İNDE KAHRAMAN

Page 20:  · 48 Sıla Abalay’ın o gülen gözleri, bize umut ve ışık oluyor 49 Evlatlarımızın mezar hakkı için direnen Kemal Gün’ün direnişi hepimizin direnişidir, sahiplenelim

düşmanlıkları olsa da bu düşmanlığınsınıfsal bir şey olduğunu gösteriyorbu durum bize. Amerikan halkına karşıherhangi bir tepkileri yok hatta kültürelolarak Amerikan halk oyunlarını bileoynamayı seviyorlar.

Biraz da Kore halkının politikli-ğinden bahsetmek istiyorum. Korehalkı için askerileşme çok önemlitabi. Çünkü sürekli bir Amerikan iş-galine karşı hazırlıklı olmak istiyorlar.Kore Savaşı gibi bir durumla karşı-laştıklarında hazırlıksız yakalanmakistemiyorlar. Bu yüzden askeri eğitimçok önemli bütün halk için. Kore’debugün 1 milyondan fazla asker bulu-nuyor. Ancak Kore’nin asıl gücü savaşdurumunda bütün bir halkın savaşa-bilecek yeterli donanıma ve yeterliliğesahip olması bence. Politik ve örgütlübir halk olması bu açıdan çok doğal.Halk her şeyin farkında. Bu yüzdende böyle bir yöntem bularak devlet-lerini korumayı çok istiyorlar.

Yukarıda anlattıklarımdan Kore hal-kının askeri yönünden dolayı çok sertve ciddi bir halk sanabilirsiniz. Ancakhiç de öyle değil. İnsanlar bu savaşdurumuna sürekli hazırlıklı ama günlükyaşamda çok neşeliler. Yani bu kadarörgütlü ve askerileşmiş bir halkın bukadar fazla gülmesi insana biraz garipgelmiyor değil. Bu kadar sürekli tehditaltında yaşamalarına rağmen Kore Hal-kı gelecekten umutlu ve ideallerininpeşinden koşmayı seviyor.

Yürüyüş: Katıldığınız doğum günükutlamasını değerlendirir misiniz?Emperyalistler bu törenin görüntüle-rini yaygın olarak kullandılar. Ama

Kore’ye karşı propagandanın aracıolarak kullandılar. Siz oradaydınız.Yaşadıklarınızı anlatır mısınız?

Naim Eminoğlu: Evet. Gerçektenetkileyici bir törendi bizler için. Çünküyıllarca Sovyetler’de yaşanılan bu vebenzeri gösterileri tekrardan izliyormuşgibi bir heyecana kapıldığımı hatırlı-yorum. Tabi yürüyüş yapan askerlerinberelerindeki kızıl yıldız da bu duygularıyaşamamda etkili oldu. Bu kutlamalarınbenim anladığım kadarıyla dünyayaçok net bir mesajı vardı: SosyalizmÖlmedi Yaşıyor. Tabi çoğu yabancıbasın medya kuruluşu bu gösteriyi birgövde gösterisi olarak telaffuz etti. Veşu gerçeği de gizledi birçoğu. Bu geçişaslında gelenekselleşmiş bir ritueldi.Yani Kim İl Sung’un 105. doğumgünü etkinlikleri kapsamında her yıldüzenleniyordu. Ancak çoğu burjuvabasın bu gösterilerin ABD ile artangerilimden dolayı düzenlendiğini, gövdegösterisi olduğunu vs. söylediler. Bubasit gerçeği bile halklardan saklıyorlarKore ile ilgili haberleri verirken, gerisinisiz düşünün. Bu törende bir gerçekdaha vardı HALK. Halkın neredeysetamamı oradaydı. Bu gerçeği burjuvabasının hiçbiri vermedi. Mesela askerigeçiş töreni bittikten sonra halktan in-sanlar geçiş yaptı sırayla. Yabancımedya onları haber yapmak istemedi.Tabi benim açımdan bu törende silah-ların çeşitliliği ve büyüklüğü değildiönemli olan. Halkın yoğun katılımıidi. Çünkü birleşmiş bir halkı hiçbirgüç yenemez. Burada halkın birleştiğiniçok net anlıyordunuz. Koskoca mey-danda ellerindeki pamuklarla çıkar-dıkları devasa sloganlar ve bayraklarbunu tüm dünyaya haykırıyordu.

Tabi orada Kim Jong Un’u da ya-kından görme fırsatımız oldu. Çok sem-patik ve sevilen bir lider Kore halkıarasında. Halkın bağlılığını anlayabil-mek açısından yaşadığımız bir olayıanlatmak istiyorum. Tören esnasındaKoreli mihmandarımız Pak Hyong Leede yanımızdaydı. O sırada alana KimJong Un geldi ve bizim mihmandarımızbir anda duygulandı. Ne oldu diye sor-duğumuzda, ilk defa önderimi bu kadaryakından görüyorum o yüzden duygu-landım dedi. Yani liderleriyle ilgili söy-lenen pek çok kara propagandayı çürüten

bir durum şu yaşadığımız olay. O yüzdenanlatmak istedim.

Yürüyüş: Kore’ye yaptığınız bugezinin siyasi olarak önemi nedir?

Naim Eminoğlu: Siyasi olarakönemi çok büyük bizler için. Oradagenel olarak kendimizden bahsettik.Politik olarak nasıl bir yol izlediğimizi,eylemlerimizi ve Marksist-Leninistolduğumuzdan bahsettik. Tabi bu du-rum dikkatlerini çekti. Sanırım 24 ül-keden katılımcı vardı orada. Biz ara-larında en genciydik. Bu da bizleriçin çok ilginçti tabi. Dikkatleriniçekmemizin bir diğer sebebi de buolsa gerek. Çünkü 47 yıllık bir hareketitemsilen 2 gencin Kore’ye gelmesineonlar da çok şaşırdılar.

Politik olarak çok verimli bir geziolduğuna inanıyorum. Birbirimizdenpek çok şey öğrendik ve ileriki yıllardadaha da öğreneceğiz buna eminim.İleriki yıllarda KDHC’ninde AEC’ninbir parçası ve geliştiricisi olacağınainanıyorum. Teşekkür ederim.

Temel ilkelerine bakmakbunu anlamak için yeterli. Juc-he ideolojisinin temel ilkelerinikabaca sayacak olursak; politikbağımsızlık, ekonomi de kendikendine yeterlilik, politikleşti-rilmiş asker-halk ve barış içinsilah diyebiliriz. Görüldüğü gibiKore devletinin tarihte yaşamışolduğu deneyimler bu ideoloji-nin oluşumunda etkili.

Mesela Pekin’de hırsızlıkoranı çok yüksek. Kore’deise burada hırsızlık var mıdiye rehberimize sorduğu-muzda, insanlar niye bir şeyçalsın ki diye bir soruylakarşılık verdi ve muhtemelenne demek istediğimizi anla-madı. Hayatı boyunca hiçbirhırsızlık vakası görmemiş bi-risinden bahsediyoruz tabi.

Yukarıdaki sorunun ceva-bında da değindiğim gibiKore halkında yozlaşma yok.Bunu şöyle açacak olursak;dilencilik, uyuşturucu kul-lanımı ve fuhuş yok. Devletinbu konulara ilişkin sıkı ted-birleri olduğunu da düşün-müyorum. Çünkü halk bumeseleleri özümsemiş ve birdenetime de ihtiyaç duyul-muyor.

Röportaj

Yürüyüş

14 Mayıs2017

Sayı: 14

16’SINDA HALKIN UMUDU20

Page 21:  · 48 Sıla Abalay’ın o gülen gözleri, bize umut ve ışık oluyor 49 Evlatlarımızın mezar hakkı için direnen Kemal Gün’ün direnişi hepimizin direnişidir, sahiplenelim

FAŞİZMİ YENMENİN ONURUSADECE SOSYALİSTLERE AİTTİR

FAŞİZM, ZALİMİN ZULMÜDÜR...

Dergimizin 14. Sayısının Yayınlandığı 14 Mayıs 2017 günü;*KEC Yüksel direnişi 187. gününde, Nuriye Gülmen ve Semih Özakça açlık grevlerinin 67. günündeler

*KEC Malatya direnişi 107. gününde*KEC İstanbul Cevahir AVM önünde Nazife Onay’ın direnişi 55. gününde

*KEC Düzce Alev Şahin direnişinin 83. gününde *Dersim Seyit Rıza Meydanı’nda Kemal amca direnişinin 95. ve açlık grevinin 80. gününde

14 Mayıs2017

Yürüyüş

Sayı: 14

2118’İNDE KAHRAMAN

Faşizm, can çekişmekte olan emperyalizmin eli kanlı halidir. Faşizm, halk çocuklarınadüşman, direnen emekçiye düşmandır. Faşizm tüm halka düşmandır. 18'indeki Sıla’mızıkatleden faşizm, hem ülkemiz hem de dünya halklarının can düşmanıdır.

Faşizmin devrimcilere düşmanlığının nedeni nedir? Çünkü tekelci kapitalizm,açlıkla terbiye etmek istediği tüm yoksulların bir gün gelip düzenini temelinden yı-kacağını çok iyi bilir.

Çünkü kapitalizm iflas etmiştir. Kapitalizmin halkın sorunlarına çare üretemediği,aksine sorunların kaynağı olduğu tartışmasız doğrudur.

Çürüyen, can çekişen, sonu gelen bu düzenin korkulu rüyası devrimcilerdir.Çünkü devrimciler halkın faşizme karşı mücadelesini örgütlemek için uğraşırlar.Çünkü devrimciler, faşizmin şovenizmine, gericiliğine, yağma savaşına karşımücadele ederler. Çünkü devrimciler, faşizmin baskılarına boyun eğmez, direnirler.

Sıla'yı katledenlerin, uyuşturucu tacirlerine karşı eyleme katıldığı sırada katledilenHasan Ferit Gedik'in katilleriyle aynı olduğunu görürüz. Berkin'i katledenler deaynı katillerdir. Dilek Doğan'ı ve Yılmaz Öztürk'ü katledenler de... Barış veOğuzhan'ı katledenler de aynı katillerdir.

Katilleri durdurmanın yolu faşizme karşı mücadele etmekten geçiyor. Çünküfaşizmi yenmenin onuru sadece ve sadece sosyalistlere aittir. Bir kuvvet ancakondan daha üstün bir kuvvet tarafından durdurulabilir. Bu kuvvet ise halkın örgütlügücüdür.

Tüm halkımızı, başka gençlerimiz öldürülmesin diye faşizme karşı mücadeleetmeye çağırıyoruz.

FAŞİZM HALKA HESAP VERECEK!HALK ÇOCUKLARININ KATİLİ FAŞİZMDEN HESAP SORACAĞIZ!

TANYA'DAN SILA'YAKardeşler, üzülmeyin.Gün yiğitlik günüdür.

Soluk aldırmayın faşistlere,yakın, yıkın, öldürün.

...Biz

iki yüz milyonuz.iki yüz milyon asılır mı?

Gidebilirim ben.Ama bizimkiler gelecekler.Teslim olun, vakit varken

...Yoldaşlar

hoşça kalın.Yoldaşlar

kavga sonuna kadar.Duyuyorum nal seslerini

geliyor bizimkiler!(Nazım Hikmet)

Ülkemizde FaşizmNeden Süreklidir?

1) Yeni-sömürgeleşmenin bir sonucuolarak tekelci burjuvazi en baştan beriemperyalizme bağımlıdır. Bu nedenleçarpık ve zayıftır.

2) Emperyalizme bu göbekten ba-ğımlılık yüzünden tekelci burjuvazikendi ayakları üzerinde tutunamadığın-dan kapitalist öncesinden kalan toprakağaları ve tefeci tüccarlarla ittifak ha-lindedir. Bunun adı oligarşidir.

3) Sermaye ve teknoloji açısındandışa bağımlıdır. Hep bir finans sorunuyaşar. Üstüne bir de sömürüden aslanpayını emperyalizm almaktadır. Pastadangeri kalan kırıntıları işbirlikçi tekelci bur-juvazi, kendi ittifak kurduğu prekapitalistunsurlar dediğimiz toprak ağaları ve tefecitüccarlarla paylaşmak zorundadır.

4) Ve emperyalizm, bunalımını yenisömürgelerden aldığı aslan payıyla gi-dermekte, kendi krizini yine bizim gibiülkelere aktarmaktadır. Bunun sorucuolarak ülkemizde sürekli bir siyasi, eko-nomik ve sosyal kriz sürmektedir. Siyasiliteratürde buna “milli kriz” denilir.

Böyle bir tabloda iktidarda kalamama,sürekli darbe olur mu olmaz mı tartış-maları yaşanması bunun bir sonucudur.Katmerli bir sömürü vardır yeni sömür-gelerde ve halkın çelişkileri en üst sınır-dadır. Egemenler yönetmenin derdindedirve halkın en ufak bir hak talebine ta-hammülleri yoktur. Sömürü ve iktidarancak zor yoluyla sürdürülebilir.

Mahir Çayan bu sürekli faşizminemperyalizme bağımlılığını anlatmakiçin sömürge tipi faşizm tanımlamasınıgetirmiştir

“Emperyalist çevreler buh-ranın bütün yükünü emekçi-lerin omuzlarına yüklemeyeçalışıyorlar. Faşizmin gereğiniduymalarının nedeni budur.

Pazarlar sorununu güçsüzulusları köleleştirerek, sömür-geci baskıyı arttırarak ve savaşyoluyla dünyayı yeniden bö-lüşerek çözmeye çalışıyorlar.Faşizmin gereğini bu yüzdenduyuyorlar.

Devrim güçlerinin geliş-mesini, emekçilerin ve köy-lülerin devrimci hareketleriniezerek ve dünya proletarya-sının siperlerine karşı askerisaldırıları düzenleyerek en-gellemeye çalışıyorlar. İştebu yüzden faşizmin gereğiniduymaktadırlar.”

(Dimitrov)

Page 22:  · 48 Sıla Abalay’ın o gülen gözleri, bize umut ve ışık oluyor 49 Evlatlarımızın mezar hakkı için direnen Kemal Gün’ün direnişi hepimizin direnişidir, sahiplenelim

Eleştiri sevginin en yoğunlaşmış halidir!..Düzenin öğrettikleriyle düşünürsek eğer, yukarıdaki

cümle bize çok yabancı gelir. Eleştirmek, düzen içinde ezmenin, kendini başkala-

rından üstün tutmanın bir aracıdır. Bazen devrimci saflarda da bu yanlışa düşüldüğü

olur. Düzenden getirilen yanlışlar sürdürüldüğündeeleştirmek, insan ezmenin bir aracına dönüşür.

Hata yapılır yapılmaz; leş başında bekleyen akbaba-lar gibi, fırsat kollayan fırsatçılar gibi dakikasında eleş-tiri bir ok gibi fırlatılır ve eleştirilen kişinin en zayıfyerinden vurulur...

Eleştiriyi biz nasıl ele almalıyız?- Eleştiri kişiselleştirilmemelidir.- Bir devrimci eleştirmeden önce kendisine bakma-

lıdır.- Eleştiride ne liberal ne de tepkisel olacağız. - Eleştiri sanat eseri inceliğinde yapılmalıdır. Kaba

olmamalı, özenli ve hassas olmalıyız.- Hastayla değil hastalıkla mücadele etmeliyiz.- İnsanla değil, zaafla uğraşmalıyız.- Eleştiri, misilleme aracı olarak kullanılmamalıdır.- Eleştiri, baştan savma değil; ciddiyetle yapılmalı-

dır.- Eleştiri özeleştirinin devrimci bir silah olduğunu

ve amacını asla unutmayacağız. - Herkesi kendi gerçeğine göre, her sürecin ihtiyacı-

na göre eleştirmeliyiz. - Eleştiriyi yerinde ve zamanında ölçüsü ile kullan-

malıyız. - Eleştirmek yerine, kırıp dökmemeliyiz.- Eleştirmek gerektiğinde, bundan kaçıp, kimseye

mavi boncuk da dağıtmamalıyız.- Eleştirinin amacı ideolojik düzeyi yükseltmek,

yani bilinç düzeyini yükseltmek olmalıdır.- Eleştirinin amacı, doğru siyasi çizgiyi benimset-

mek benimsemek olmalıdır.- Eleştirinin amacı çalışmadaki eksiklerin üstesin-

den gelmek için güç vermek olmalıdır. - Eleştirirken ilkemiz, insanı korumak ve onu iyileş-

tirmek olmalıdır.- Yoldaşlarımıza ayna tutmalı, onların kendi gerçe-

ğini görmesine yardımcı olmalıyız.- Eleştirmek, değiştirip dönüştürme iddiasını taşı-

malıdır.- Eleştirimiz, yöntem de sunmalıdır. Sadece söyle-

yip geçen değil; değişimini örgütleyen olmalıyız.Ve şunu bilmeliyiz ki, hiçbir şey birdenbire degiş-

mez. Yoldaşımızın olumlu taraflarını büyütüp, olumsuzolanları ezmeliyiz. Yanlışlarla asla uzlaşmamalıyız.

ELEŞTİRMEK; EZMENİN DEĞİL,AYAĞA KALDIRMANIN ARACI OLMALIDIR

"Liberalizm, kendisini çeşitli biçim-lerde gösterir.

Bir kimse açıkça hata işlediğinde, barışve dostluk uğruna işi oluruna bırakmak; eskibir tanıdık, bir hemşeri, okul arkadaşı, ya-kın bir dost, sevilen biri, eski bir meslektaşya da alt kademeden eski bir arkadaştırdiye ilkelere bağlı tartışmadan kaçınmak.Ya da arayı bozmamak için, meseleye de-rinliğine girmeyip, şöyle bir dokunup geç-mek. Bunun sonucunda hem örgüt, hem de okişi zarar görür. Bu, liberalizmin birinci biçi-midir.

Düşüncelerini örgüte aktif olarak iletmekyerine, özel çevrelerde sorumsuz eleştirileregirişmek. Kişilerin yüzlerine karşı hiç bir şeysöylemeyip arkalarından çekiştirmek ya datoplantıda birşey söylemeyip sonradan de-dikodu yapmak. Kolektif hayatın ilkelerinekulak asmayıp kendi bildiğini okumak. Bu,liberalizmin ikinci biçimidir.

...Birinin kitlelerin çıkarlarına zarar verdi-ğini görüp de tepki duymamak, onu vazge-çirmemek, engellememek, ya da ikna etme-mek ve bunu sürdürmesine göz yummak. Bu,liberalizmin sekizinci biçimidir.

...Hatalarının farkında olmak, ama onlarıdüzeltme yolunda hiçbir çaba göstermemek,kendine karşı liberal bir tavır takınmak. Bu,liberalizmin onbirinci biçimidir."

(Mao)

Anadolu’nun Her Karışında Şehitlerimiz,Onlara Vefa Borcumuz Var!

Karadeniz Özgürlükler Derneği 1 Mayıs’ta Samsun’unVezirköprü ilçesinde mezarı bulunan Ölüm Orucu şehidiFatma Hülya Tümgan’ın mezarı başında anma düzenledi.Anmada ilk olarak Tümgan’ın özgeçmişi okundu,ardından devrim şehitleri adına 1 dakikalık saygı duru-şunda bulunuldu. Son olarak şehitlere bağlılık sözü ve-rilerek 3 Halk Cepheli’nin katılım sağladığı anma son-landırıldı.

aklımızdİyalektİk

materyalİzmdİrDEVRİMCİLİK AKIL TAMİRCİLİĞİDİR

4+3

Yürüyüş

14 Mayıs2017

Sayı: 14

16’SINDA HALKIN UMUDU22

Page 23:  · 48 Sıla Abalay’ın o gülen gözleri, bize umut ve ışık oluyor 49 Evlatlarımızın mezar hakkı için direnen Kemal Gün’ün direnişi hepimizin direnişidir, sahiplenelim

SORUN: HedefsizlikÇÖZÜM: Hedefli çalışmaHedefsiz çalışma, bir işin örgütlenmemesidir.Hedefsiz çalışma, nereye gideceğini, nasıl gideceğini, ne

zaman gideceğini bilmemektir.Hedefsiz çalışma, neyi, ne zaman, hangi araç ve yöntemlerle

yapacağını bilmemektir.Nihayetinde hedefsiz çalışma sonuç alamamaktır.O halde, devrimci mücadelede sonuç almak için hedefli

çalışmak zorunluluktur.Hedefli Çalışma Nedir?Hedefli çalışma, mücadeleyi büyütme geliştirmek için neyin,

neden, ne amaçla yapıldığını bilmektir.Hedefte net olmadan, o hedefe ulaşmak için ısrarlı bir çaba

içinde olmadan, pratiği her an iktidar perspektifi ile örgütlemeden,devrim iddiasını sürdürebilmek mümkün değildir.

Hedefli çalışma sonuç alıcı çalışmadır.Örneğin; kitle çalışmasında şu sürede şu kadar kişiye ulaşmayı

hedefleyeceğiz, şu kadar yeni mahalleye veya yeni okula, işyerine gideceğiz gibi, çalışmamızın hedefleri olacaktır.

Çalışmamızın hedeflerini neye göre belirleyeceğiz?İlk olarak, çalışmamızın hedefini doğru belirlemek için,

sorunun ve ihtiyacın doğru tespit edilmesi gerekir. İkinci olarak, hedeflerimizi doğru belirlemek için elimizdeki

olanakların tespit edilmesi gerekir.Hedefimizi, ihtiyaçlarımız ve olanaklarımızı birlikte değer-

lendirerek belirleyebiliriz. İhtiyaçlarımız, hedeflerimizi mümkünolanın en ilerisi olacak şekilde belirlememizi sağlayacak, elimizdekiolanakları tespit etmek, hedeflerimizi belirlerken gerçekliktenkopmamızı engelleyecektir.

O halde, hedeflerimizi belirlerken, çalışma yürüttüğümüzalana, birime tümüyle vakıf olmak gerekir. Tanımadığımız biriiçin veya bilmediğimiz, vakıf olmadığımız bir birime hedeflerbelirleyemeyiz.

Tanımak, vakıf olmak, o alana, birime ilişkin sorular sormakve cevaplarını bulmaktır.

Hedeflerimiz, açık, net ve somut olmalıdır.Karmaşık, belirsiz hedeflerin anlaşılması, görülmesi ve sa-

hiplenilmesi zordur. Hedeflerimiz net, anlaşılır olmalıdır. Bireyselveya kolektif hedeflerde hedefin çerçevesi net olarak çizilmelidir.Hedefler, belli tarihlerle, rakamsal ölçülerle de somutlanmalıdır.

En basitinden, diyelim bir kitap okuyoruz. Şu tarihe kadar bi-tireceğim diyerek hedef koymak, bunun için gereken zamanıayırmak, kendi iç disiplinimizi de güçlendirecektir. Ya da şu ma-hallede altı ayda dergi sayımızı şu kadara çıkaracağız diyebilmeliyiz.

Bunun için çalışmalarımızda, 3 aylık, 6 aylık, yıllık hedeflerimizibelirler ve bu hedeflerimize ulaşmak için çalışmamızı program-

larız.Hedef somutlandıkça hedefe ulaşma yolları da önümüze

serilir, seçeneklerimiz çoğalır, bu da başarma olanağımızıgüçlendirir.

Hedefli çalışma yapacağımız işleri karmaşıklıktan çıkarır, birdüzene sokar.

Günlük çalışmalarımızın, iş yoğunluğu içinde boğulmasınıengeller, bizi hedeflerimize taşıyacak işlerimizin öncelikle dü-zenlenmesini, örgütlenmesini ve yapılmasını sağlar. Belirsizliği,karmaşayı ortadan kaldırır.

Hedefli ve programlı olmak düzenli olmaktır, kapasiteyi ar-tırmaktır. Hedef sahibi kadronun, birimin, alanın verimliliği artarböylelikle. Hedefler, günlük yaşamı doldurur. Yoğunlaşma, dü-şüncede hedefle meşgul olmayı sağlar. Yeni geliştirici yöntemlerin,üretkenliğin zeminini bu yoğunluk yaratır. Hedefine kilitlenmişdevrimcinin yaşamı, düşüncesi, çalışma tarzı, buna göre şekille-necektir.

Hedefli Çalışmanın Olmazsa Olmaz ParçasıProgramlı Çalışmaktır

Eğer bir hedefe ulaşmak istiyorsak, o hedefe giden yolu belir-sizlikten kurtarmak gerekir. Bunun için hedefimize giden yoluprogramlamamız gerekir.

Programlamak, bir işi ne zaman, nasıl, hangi araç ve yöntemlerleyapacağımızı belirlemektir.

Hedefli çalışmanın diğer yanı, çıkardığımız programı hayatageçirecek bir disiplin içinde çalışmaktır.

Hedefli çalışmanın olmazsa olmaz diğer bir yanı kolekti-vizmdir.

Kolektif bir çalışmanın hayata geçirilmediği bir ortamda, be-lirlediğimiz hedeflerimizin kafalarda netleştirilmesi, sahiplenilmesi,o hedefe ulaşma kararlılığının oluşturulması mümkün olmayacaktır.Hedeflerimiz ne kadar doğru ve gerçekçi belirlenirse belirlensin,kadrolarımızı, kitlemizi o hedefe ulaşmak için seferber edemedi-ğimizde hedef kağıt üzerinde kalmaya mahkum olacaktır. Buzaafa düşmekten bizi alıkoyacak temel silahımız kolektivizmdir.

Devrimi Hedefliyoruz! Bağımsızlık, Demokrasi veHalkın İktidarını Hedefliyoruz!

Devrim yapmayı, iktidar olmayı hedefliyoruz. Bağımsız, de-mokratik ve halkın iktidarı ile yönetilen bir Anadolu hedefliyo-ruz.

Devrim hedefimizi belirlerken, içinde yaşadığmız dünya veülkemiz koşullarına vakıfız.

Devrim stratejimizi oluştururken, dünya ve ülkemiz koşullarınıve ihtiyaçlarımızı dikkate almış durumdayız.Yani bizi devrime,bağımsız, demokratik bir ülkeye, halkın iktidarına taşıyacakdevrimin yolunu tespit ediyoruz.

Sonuç olarak; bir adım ileri gideceksek de hedef belirleyecek,hedefimize giden yolu programlayacağız, devrime gideceksekde hedef belirleyeceğiz o hedefimize giden yolu programla-yacağız.

SSORUNLAR / ÇÖZÜMLERSORUNLAR / ÇÖZÜMLER

Dergimizin 14. Sayısının Yayınlandığı 14 Mayıs 2017 günü;*KEC Yüksel direnişi 187. gününde, Nuriye Gülmen ve Semih Özakça açlık grevlerinin 67. günündeler

*KEC Malatya direnişi 107. gününde*KEC İstanbul Cevahir AVM önünde Nazife Onay’ın direnişi 55. gününde

*KEC Düzce Alev Şahin direnişinin 83. gününde *Dersim Seyit Rıza Meydanı’nda Kemal amca direnişinin 95. ve açlık grevinin 80. gününde

2318’İNDE KAHRAMAN

Page 24:  · 48 Sıla Abalay’ın o gülen gözleri, bize umut ve ışık oluyor 49 Evlatlarımızın mezar hakkı için direnen Kemal Gün’ün direnişi hepimizin direnişidir, sahiplenelim

1 Mayıs günü İstanbul’u işgal et-tiler. Çünkü, Anadolu halkına 1 Mayıs’ıkutlamak yasak. Taksim sürekli olarakpolis işgali altında. Çünkü, hem 1Mayıs günü, hem diğer günler, TaksimMeydanı emekçi halka yasak.

Neden?Çünkü, 1 Mayıs, emekçi halkın

örgütlenmesine, emeğinin hakkı içinhalkın iktidarı için mücadele etmesinehizmet eden bir gündür.

Çünkü, Taksim meydanı, halkınhakları ve özgürlükleri, halkın kendiiktidarı için mücadelesinin simgesibir meydan, faşizmin halkın mücade-lesini bastırmak için kanımızı akıttığıbir meydandır.

Yani Taksim kavga meydanı ol-duğu için yasaktır. Yasaklanan, hal-kın faşizmin zulmüne, sömürüyekarşı örgütlenmesi, savaşmasıdır.

1 Mayıs, sınıflar mücadelesini an-latır bize. 1886 yılının 1 Mayısı’ndaAmerika’da işçiler genel greve giderler.80 bin işçi toplanır Chicago’da. 8 sa-atlik iş günü talep ederler. Kapitalizmindizginsiz sömürüsüne karşı örgütlenmişve eyleme geçmişlerdir.

Mitingin bitiminde, Amerikan bur-juvazisinin eli silahlı köpekleri dağılanişçilerin üzerine ateş açarak 6 işçiyikatlederler. Yüzlerce işçi tutuklanırve 4 işçi önderi idam edilir.

Amaç, işçi sınıfının hakları içinörgütlenmesini ve mücadelesini boğ-maktır. Burjuvazi, kendi sömürü vezulüm iktidarını sürekli kılmak içinkatleder. Bunun için işçilerin, emek-çilerin örgütlenmesini yasaklar. Tak-sim’i halka kapatan ideoloji, İstanbul’uişgal eden ideoloji ile aynı ideoloji-dir.

Burjuvazinin, Amerika’dan Türki-ye’ye halka saldırısının temelinde

iktidar olma, iktidarını koruma bilincivardır. Bu sınıf bilincidir.

Yani, burjuvazi sınıfsal varlığınıancak emekçi halkı sömürerek, sömürüyedayalı iktidarını koruyarak sürdürebilir.Burjuvazi bilir ki, karşısındaki onmil-yonlar örgütlenirse, silahlanırsa, savaşırsaiktidarını sürdüremez. Bunu engellemekiçin saldırır, yasaklar.

Burjuvazinin sınıf bilinci budur.

Sınıf Bilincine Sahip Olmak,Halkın İktidarı İçinSavaşmaktır

Bizim de sınıf bilincimiz vardır.İdeolojimiz, Marksizm-Leninizm bizimsınıf bilincimizi yansıtır. Bize, halkıniktidarının yolunu gösterir.

Oligarşinin 1 Mayıs günü İstanbul’ukelimenin tam anlamıyla işgal etmesiboşuna değildir. Karşısında iktidar id-diasını sürdüren, bunu örgütlenmesiyle,

Kavga; Halkla, Emperyalizm veOligarşi Arasında

1 Mayıs’ta, Bir Avuç Tekelin İktidarınaKarşı Halkın İktidarını İstedik

- Kemal Gün, 70 yaşında bir baba.Kemal Gün, bugün (10 Mayıs) 73gündür açlık grevinde. Ne istiyor?Faşizmin bombayla katlettiği oğlununve yoldaşlarının cenazesini istiyor.Yani canı, evladı için sadece bir mezaristiyor. Bunun için açlık grevi yapmakzorunda bırakılıyor Kemal Gün.Bunun adı faşizmdir.Ve biz halksak, faşizme karşı çıkmakzorundayız. Faşizmin zulmüne karşıçıkmayan, onu meşrulaştırmış olur,birgün faşizmin zulmüyle kendisi dekarşılaşır.Kemal Gün’ün bu haklı talebini sa-hiplenmek için, bulunduğumuz yerde1 günlük açlık grevi yapalım. Sadecebir günlük açlıkla faşizme karşı zaferkazanılmasına katkı sunalım.- Kamu emekçilerimiz Nuriye Gül-

men, Semih Özakça açlık grevi di-renişlerinin 59. günlerindeler.Tek bir burjuva basında haber bileyapılmadılar. Neden? Çünkü, onlarhalk için direniyorlar, onlar halkınfaşizme karşı direniş ve zafer umu-dunu büyütüyorlar.O halde, onların sesini tüm halkaduyuracak olan biziz. Komşularımızaanlatalım. Mahallemizin duvarlarınaisimlerini ve direnişlerini yazalım.- 6 Mayıs’ta, faşizmin katilleri, 18yaşında bir Cephe’liyi, Sıla Abalay’ıkaldığı evde katlettiler. Katlediyor faşizm, her gün yeni birgencimizi katlediyor.16’sında Halkın Umudu oldu Sıla,18’inde Halkın Kahramanı. Devrimcilik nedenlerini saydı Sıla;bizim çocuklarımız aç kalmasın diye,

daha çocuk yaşta, patronların emeğiödenmeyen işçileri haline gelmesinlerdiye, bizler daha mutlu yaşayalımdiye verdi ömrünü Sıla. Kendinibizim için feda eden 18 yaşındakikahramanımızın ismini verelim ço-cuklarımıza. Onları yeni Sılalar ola-rak yetiştirelim. Katliamlara karşı çıkalım, faşizminkatil sürülerini mahallelerimizdenatalım.- Katliamlara dur demek için, açlığayoksulluğa dur demek için, yozlaşmaya,mahallelerimizin uyuşturucu ticaret-haneleri haline getirilmesine dur demekiçin Halk Meclislerimizde, Halk Mil-islerimizde örgütlenelim. Zulme karşıörgütlenmek ve savaşmak hepimizinhakkı ve görevidir. Hakkımızı kulla-nalım, görevimizi yerine getirelim.

her okurumuz, dergimizin gönüllü dağıtımcısıdır

Atasözü:Dünyada kusursuz iki insan

vardır; biri ölmüştür,öteki doğmamıştır

Çat Kapı Her Eve GirmektirÇat Kapı tüm halkı devrime katmaktır

Haftanın Çat KapıGündemi

Yürüyüş

14 Mayıs2017

Sayı: 14

16’SINDA HALKIN UMUDU24

Page 25:  · 48 Sıla Abalay’ın o gülen gözleri, bize umut ve ışık oluyor 49 Evlatlarımızın mezar hakkı için direnen Kemal Gün’ün direnişi hepimizin direnişidir, sahiplenelim

pratiğe geçiren bir güce karşı savaşmanınbilinciyle İstanbul’u işgal etmiştir.

Emperyalizm ve oligarşi, bizim ül-kemizde iktidarlarını sorunsuz, sıkıntısızsürdürme olanaklarının olmadığınınfarkındadırlar.

Çünkü, ülkemizde halkın iktidarıiçin savaşan bir güç vardır. Bu güç,Parti-Cephe’dir. Yani ülkemizin Mark-sist-Leninistleridir.

Ülkemizde, emperyalizme ve oli-garşiye iktidarlarını kaybetme korkusuyaşatan da bu gücün varlığıdır. Bu gü-cün örgütlülüğüdür.

Bir ülkede, Marksist-Leninist ön-derlik ve sistemin krizi bir arada bu-lunduğunda, o ülkede devrimin koşullarıvar demektir. Oligarşiye iktidarını kay-betme korkusu yaşatan nedenlerdenbiri de sistemlerinin krizidir.

1 Mayıs günü İstanbul’da gördü-ğümüz çatışma bunun sonucudur.

Parti-Cephe’li Sıla Abalay’ın, 6Mayıs’ta kaldığı evde faşizm tarafındankatledilmesi, bu iktidar mücadelesininsonucudur.

Halkın iktidarı, Anadolu topraklarıiçin bu kadar gerçek, bu kadar elle tu-tulur ve somuttur. Bu kadar bize yakın,ulaşılabilir bir hedeftir. Bu hedefe ulaş-ma bilinciyle savaşmalı, bu hedefi ya-kınlaştırma bilinciyle örgütlenmeliyiz.

Nerede örgütleneceğiz?

Halkın İktidar OrganlarıHalk Meclisleridir

İktidar mücadelemizi Halk Mecl-islerinde örgütlenerek sürdürmeliyiz.

1886 yılında, dünyanın öbür ucundayakılan sınıflar mücadelesi ateşini, ül-kemizde büyütüyoruz. Dünyanın diğerucunda 131 yıl önce işçi sınıfının veemekçilerin hakları için can verenAmerika’lı işçilerin direniş gününde,onların katledilmesinin hesabını sormakiçin, onların başlattığı kavgayı zaferetaşımak için, dünyanın dört bir yanındaalanları dolduruyoruz.

Bu iktidar ve sınıf bilincine sahipolduğumuzun göstergelerinden biridir.

İktidar olmak örgütlenmekten geçer.Örgütlenmeliyiz. Halk Meclisleri, halkıniktidarının organlarıdır. Bugün henüzemekleme dönemindedir, fakat her canlıvarlık gibi Halk Meclisleri de gelişecekbüyüyecek ve birgün ülkemizdeki halkiktidarının organları olarak işlev göre-cektir. Halk Meclislerimize bu bilinçlesarılmalı, örgütlemeli büyütmeliyiz.

Sonuç olarak; sınıflar mücade-lesinde, kavga meydanlarında, hermahallede, her alanda örgütlediğimizHalk Meclislerimizle yerimizi alma-lıyız.

İki ideoloji savaşıyordu, 6 Mayıs’ta Küçükçekmece’de.Bir yanda, Cephe’li Sıla Abalay, halk güçlerini temsilediyordu.

Haklı bir savaşın tarafıydı. Sömürüye karşı savaşıyordu. Yoksulluğa, açlığa karşı savaşıyordu. Faşizme ve zulme karşı savaşıyordu.Ülkemizin emperyalizme peşkeş çekilmesine, işbirlikçiliğe

ve ülkemizin yeni-sömürge haline getirilmesine karşı sava-şıyordu.

Adalet için, bağımsızlık, halk demokrasisi için, sosyalizmiçin savaşıyordu.

Karşısında emperyalizmin işbirlikçisi, bir avuç emekdüşmanı, sömürücü azınlık, onların eli kanlı katiller sürüsüvardı. İstiyorlar ki, Sılalar’ı olmasın Anadolu halkının, isyanıolmasın zulme, sömürüye. Bağımsız, demokratik bir ülkede,adaletli bir ülkede yaşama umutları olmasın istiyorlar.Halkın iktidar olma umudu olmasın istiyorlar. Bu umudumuzukatletmek için gittiler Küçükçekmece’ye, bu umudumuzukatletmek için sıktılar kurşunlarını Sılamızın bedenine. Hepbirlikte haykıralım, Umudumuzu katledemezler. Halkın ik-tidarını engelleyemezler.

iideolojik mücadeleFaşizme karşı, faşizme karşı mücadelenin yöntem ve

araçlarıyla savaşacağız. Faşizme karşı mücadelenin temeliki yöntemi silahlı mücadele ve illegal mücadeledir. Ne-den?

Çünkü, faşizm bir avuç emperyalist tekelin, silah gü-cüyle iktidarını sürdürmesidir.

Buna karşı daha büyük bir silahlı güce sahip olmaktanbaşka yolumuz yoktur. Bunun için, adım adım silahlıgücümüzü örgütlemek, büyütmek, ordulaştırmaktanbaşka yolumuz yoktur.

Çünkü, faşizm her türlü hak ve özgürlüğün yok edilmesi,çıplak, açık, terörcü bir zorla halkın baskı altına alınmasıdır.Böyle bir koşulda, tümüyle legal, açık örgütlenmek, faşizminsaldırılarına örgütlenmemizi açık hale getirmek, örgütlenmeçalışmalarımızın, devrim programımızın faşizmin saldırılarıile engellenmesine olanak tanımak olur.

Bunun için önderlerimiz der ki, bizim gibi yenisömürge ve sürekli faşizmle yönetilen ülkelerde, temelmücadele biçimi silahlı mücadeledir. Diğer ekonomik,demokratik, akademik mücadele yöntemleri temel mü-cadele biçimimize bağlı olarak ele alınabilir.

yöntem ve araç

Zafere DairKorkunç ellerinle bastırıp yaranıdudaklarını kanatarakdayanılmakta ağrıya.Şimdi çıplak ve merhametsizbir çığlık oldu ümid...Ve zaferartık hiçbir şeyi affetmeyecek kadartırnakla sökülüp koparılacaktır...Günler ağır.Günler ölüm haberleriyle geliyor.Düşman haşin, zalimve kurnaz.Ölüyor çarpışarak insanlarımızhalbuki nasılhakketmişlerdi yaşamayıölüyor insanlarımızne kadar çoksanki şarkılar ve bayraklarlabir bayram günü nümayişe çıktılaröyle genç ve fütursuz...Günler ağır.Günler ölüm haberleriyle geliyor.En güzel dünyalarıyaktık ellerimizleve gözümüzde kaybettik ağlamayı:bizi bir parça hazin ve dimdik bırakıpgözyaşlarımız gittilerve bundan dolayıbiz unuttuk bağışlamayı...Varılacak yerekan içinde varılacaktır.Ve zaferartık hiçbir şeyi affetmeyecek kadartırnakla sökülüp koparılacaktır...Nazım Hikmet

14 Mayıs2017

Yürüyüş

Sayı: 14

2518’İNDE KAHRAMAN

Page 26:  · 48 Sıla Abalay’ın o gülen gözleri, bize umut ve ışık oluyor 49 Evlatlarımızın mezar hakkı için direnen Kemal Gün’ün direnişi hepimizin direnişidir, sahiplenelim

Faşizmin 18 yaşındaki Sıla Abalay’ıkatletmesinin nedeni yönetememe kri-zidir. Üzerlerimize kurşunlar yağdır-madan yönetemiyorlar. Faşizme karşımücadele bilincimizi, cüretimizi işken-celerle, hapsederek, bunlar yetmediğiiçinde katlederek kırmak istiyorlar.

Faşizmin infaz politikası bunun so-nucudur.

İnfazlar, ülkemizde faşizmin de-ğişmeyen, onyıllardır uyguladığı temelpolitikalarından biri olmuştur.

İnfazlar, bu nedenle faşizmin halkınmücadelesi karşısındaki çaresizliğidir.

Sistemin Krizinin BedeliniCanlarımızla ÖdemeyeHayır Diyelim

Krizi yaratan emperyalist sömürü-dür, Faşizm krizin bedelini evlatlarımızıkatlederek bizlere ödetmek istiyor.Buna karşı çıkmalıyız.

Faşizm, son dönemlerde, GünayÖzarslan’ı, Dilek Doğan’ı, Yılmaz Öz-

türk’ü, Gazi Mahallesi’nde BarışKerem ve Oğuzhan Erkul’u infazetmişti. Şimdide Sıla Abalay’ı infazettiler. Bunlar tesadüf değil, infazlar

faşizmin halka karşı savaşında bir po-litika olarak gündeme getirilmiştir.

Faşist AKP iktidarı, infazları politikaolarak devreye soktuğunu, polisin halkakarşı kurşun sıkmasını yasalaştırarakilan etmişti. O yasalar, her gün sokak-larımızda, evlerimizde birimizi katle-deceklerinin ilanıydı. Katlediyorlar.Polis, en sıradan bir olayda, insanları-mızın üzerine kurşun yağdırıyor, kat-lediyor. Böylece mücadelemizi bitir-meye, halkı korkutarak, yıldırarak et-kisizleştirmeye çalışıyor.

Buna karşı çıkmalıyız. Faşizmininfazlarına dur demeliyiz.

Sistemin krizinin bedelini yoksul-lukla, açlıkla, faşist terörle, infazlarlaödüyoruz. Buna sessiz kalmamalıyız,sıra bize gelmeden infazlara dur de-meliyiz.

Faşizmin İnfazlar PolitikasınıBoşa Çıkırabilir miyiz?

Evet, kesinlikle bunu başarabiliriz.

İnfazlara karşı büyük bir kampanyave tepki örgütleyerek, infazların meş-rulaştırılmasını engelleyerek bunu ba-şarabiliriz.

Faşizm, adeta infazları kanıksatmayaçalışıyor. Kanıksamamalıyız. Bizi infazlarkarşısında çaresiz bırakmak istiyor, ça-resizliği kabul etmemeliyiz.

Tüm halka faşizmin infaz politika-sını anlatmalı teşhir etmeliyiz. Nasılanlatacağız?

İnfazlar faşizmin yönetememe kri-zinin sonucudur.

Faşizm, gayrı meşru bir güçtür. Ken-dini baskı ile, terörle halka kabul ettir-meye çalışmaktadır. Bunun bedelini biz-lere canımızla ödetmektedir.

Bu durumu halka teşhir etmeli, fa-şizmin infazlarına karşı bir bilinç oluş-turmalıyız.

Kimsenin, infazları meşru görmesineizin vermemeli; halkın,bir devrimci,halktan bir insan infaz edildiğinde, bunatepki duymasını, bunun sömürü düzeniylebağını kurmasını sağlayabilmeliyiz.

İkinci olarak, faşizmin infazlarlahalkı sindirmesinin önüne geçmeliyiz.Faşizm, infazlarla korku, panik, güç-

Çözüm Yozlaşmaya karşı köklü çözüm halk iktidarıdır.

Yozlaşmaya karşı mücadele edebilmek, ancak sisteme karşı mücadele edebilmeklemümkün hale gelir. Eğer, faşist düzene karşı ideolojik ve fiziki mücadele içinde değilsek, yoz-

laşmaya karşı da mücadele edemeyiz. Ya da yürüttüğümüz mücadeleden sonuç alamayız. Neden?Çünkü, yozlaşma sömürü düzeninin bir sonucudur. Yozlaşmanın maddi zemini sömürü düzenindedir. Sömürü

düzenin ideolojisinde, sömürü düzeninin iktidar olma ve iktidarını sürdürme biçiminde, yani faşizmde, faşizmin, sö-mürünün halkta yarattığı sonuçlardadır. Buna karşı mücadele edebilmek için, sömürü düzenini ideolojik olarak mahkum

etmek gerekir. İdeolojik olarak sömürü düzeninin ideolojisinden daha güçlü olmak gerekir ki, bizim önümüze sunulan yoz-laşma araçlarını reddedebilelim. Kendi ideolojimizle ürettiğimiz düşünce ve yaşam biçimimizi hayata geçirebilelim. Kendiyaşamımızı ve çocuklarımızın yaşamını bu ideoloji doğrultusunda yaşatabilelim. Bu yeter mi? Hayır tek başına bu da yet-mez. Ancak, örgütlü bir halk faşizmin yozlaştırma bataklığına karşı direnebilir. Tek başına bireyler olarak faşizmin ideolo-

jik, psikolojik, fiziki saldırıları, faşizmin sunduğu yozlaştırma araçları karşısında güçsüz kalırız. Ki, öyle de olmakta-dır. Buna karşı güçlü olmak, mücadele edebilmek için faşizmin karşısında halk olarak örgütlü bir güç olmak ge-

rekir. Ancak örgütlü bir güç, faşizmin her alandaki kuşatma ve saldırısına karşı direnebilmeyi başarabilir.Ancak, faşizme karşı örgütlü olarak mücadele eden, savaşan bir güç yozlaşmaya karşı da savaşa-

bilir, yozlaşmanın önüne geçebilir. O halde, yozlaşmanın, yozlaştırma politikasınınkarşısında durmak istiyorsak, birincisi örgütlenmek, ikincisi mücade-

le etmek zorunluluktur.

soru

n

yozla

şma

İnfazlar Faşizmin DeğişmeyenGerçeğidir

İnfaz Sırası Sana GelmedenKarşı Çık, Hesap Sor!

Yürüyüş

14 Mayıs2017

Sayı: 14

16’SINDA HALKIN UMUDU26

Page 27:  · 48 Sıla Abalay’ın o gülen gözleri, bize umut ve ışık oluyor 49 Evlatlarımızın mezar hakkı için direnen Kemal Gün’ün direnişi hepimizin direnişidir, sahiplenelim

süzlük hissi,çaresizlik hissi yaratarak, boyun eğ-dirmek istiyor. Biz, daha fazla örgüt-lenerek, daha cüretle mücadeleyi ör-gütleyerek infazlar politikasının önünegeçebiliriz.

Faşizm, ilk kez bizim ülkemizdekatletmiyor, ilk kez bu politikalarınıboşa çıkarma göreviyle karşı karşıyaolan bizler değiliz. Dünyanın çeşitliülkelerinde denenmiş, halkların mü-cadelesi karşısında iflas etmiş bir po-litikayı, ülkemizde denenmiş ve iflasetmiş bir politikayı faşizm tekrar gün-deme sokmuştur. Yine iflas edecektir.

Halk Savaşının Askeri Sanatı isimlikitaptan aktaracağımız alıntıdan gö-relim, Vietnam halkı karşısında Ame-rika’nın uyguladığı terörü ve halkınmücadelesi karşısında etkisizliğini;“Emperyalist planları feci bir şekildebaşarısızlığa uğradı.

Bundan sonra terör başladı. Kad-rolar, fertleri gizlice harekete katılmış

olan aileler,tutuklandılar, evleri yakıldı ve mülk-lerine el kondu. Birçok köy ve küçükköy yerlebir edildi. Üzerlerinde dev-rimci gazeteler bulunanlar derhalvuruldu, bu kişilerin başları kesildiveya kolları kesilerek pazar yerindeteşhir edildiler. Devrimci kadrolarınbaşını getirebilecek olanlara, binlercegümüş para ve tonlarca tuz mükafatolarak vaadedildi. Sonra tıpkı VuNhai ve Bac Son'da yaptıkları gibi,emperyalistler kontrollerini kolay-laştırmak için halkı kamplarda top-lama yöntemine başvurdular.”

Emperyalizmin Vietnam’da aldığıyenilgi bilinir. Bu yöntemlerin hiçbirisonuç vermemiştir. Tersine, emper-yalizmin bu terörü, Vietnam halkınındaha fazla silahlanmasına, gizli grup-larda örgütlenmesine neden olmuştur.Emperyalizmin politikasını boşa çı-karan da bu olmuştur. Ülkemizde deinfaz politikasının sonu bu olacaktır.

Mahallelerimizden PolisDefolmalı, Ölüm MangasıÖzel Harekat Dağıtılmalıdır

Mahallelerimize katiller sürüsü dol-durulmuş, her an elleri tetikte, her anbir can almak için dolaştırılmaktadır.

Bu katliam çetelerini mahalleleri-mizden çıkarmalıyız, atmalıyız. Bukatliam çetelerinin dağıtılması talebinitüm halkımızın ortak talebi haline ge-tirmeliyiz.

Sonuç olarak diyoruz ki;1- Katliamcı Özel Harekat da-

ğıtılsın!Ölüm Mangası Özel Harekat da-

ğıtılsın!2- İnfaz sırası sana gelmeden

karşı çık hesap sor!

Eğitim: Eğitim emek harcamaktır.Eğitimimizin temelinde emek vardır. Eğer bir eğitimdensonuç almak istiyorsak, orada yüksek bir emek olmalıdır.Eğitime emek harcamak ne demektir?Eğitim vereceğimiz konuya hazırlanmak, emek harcamanınbir yanıdır. Eğer, bir eğitim çalışmasına gerçekten hazır-lanarak gidersek, o çalışmanın verimli ve sonuç alıcı ol-masını sağlamış oluruz. Fakat, yıllardır tekrar tekraranlattığımız bir çalışma bile olsa, hazırlıksız gidiyorsak,o çalışmadan sonuç alamayız. Çalışma yüzeysel, cansızve verimsiz olur.Emek harcamak, eğitim canlı hale getirmek için eğitimintüm araçlarından yararlanmaktır. Şiirden, türkülerimizden,fotoğraflardan, videolardan... Eğer tüm araçlardan yarar-lanarak, bir eğitim çalışmasına hazırlanıyorsak, harcadığımızbu emekle eğitim verimli hale gelecektir.Tüm bunların ötesinde, eğitime harcadığımız emek,eğitimi soyut teorik bilgi olmaktan çıkararak, gerçeklikhaline getirecektir. Eğitilen insanlarımızın ilk bakacaklarıve etkilenecekleri yer kendilerine harcanan emektir.

Ajitasyon propaganda: 16’sında halkınınumudu Sıla Abalay, 18’inde halkının kahramanı.16’sında halkının umudu haline ancak bizim çocuklarımız,yoksul halk çocukları gelebilir. Ancak, onlar bir halkınacılarını yüklenebilir, o acılara son vermek için kavganınyükünü severek, yüzlerinde kocaman gülüşlerle üstle-nebilir.Sıla’nın resmine bakalım, Sıla’nın gülüşüne bakalım,halk olmaktan bir kez daha onur duyalım, halk olmanınyüceliğini, sömürüyle elde ettikleri tüm servetlerinerağmen burjuvazinin cüceliğini görelim.Emperyalizm, oligarşi tüm servetlerini dökseler ortayatek bir Sıla Abalay yetiştiremezler. Yürekten davasınainanmış, kendini halkı için feda edebilecek tek bir Sılayetiştiremezler. 16 yaşında böyle büyük bir yürek, böylebir bilinç yetiştiremezler.Anadolu’nun tüm aç çocuklarının acısını, atölyelerde yokpahasına emekleri, ömürleri çalınan çocuklarımızın acısını16 yaşındaki yüreğine, bilincine sığdıran Sılalar bir tekhalkın içinden çıkar. Halk olmanın onurunu yaşayalım.

Devrimci Kişilik:16’sında halkının umudu, 18’inde halkının kahramanı olan kişiliktir.

Sıla Abalay’ın kişiliğidir devrimci kişilik. Görüştüğü her insanda derin etkiler bı-rakan, kaldığı her evde halkı örgütleyen, devrime ve devrimcilere sempati

oluşturabilen kişiliktir. Faşizme teslim olmayan kişiliktir.

14 Mayıs2017

Yürüyüş

Sayı: 14

22718’İNDE KAHRAMAN

Dergimizin 14. Sayısının Yayınlandığı 14 Mayıs 2017 günü;*KEC Yüksel direnişi 187. gününde, Nuriye Gülmen ve Semih Özakça açlık grevlerinin 67. günündeler

*KEC Malatya direnişi 107. gününde*KEC İstanbul Cevahir AVM önünde Nazife Onay’ın direnişi 55. gününde

*KEC Düzce Alev Şahin direnişinin 83. gününde *Dersim Seyit Rıza Meydanı’nda Kemal amca direnişinin 95. ve açlık grevinin 80. gününde

Page 28:  · 48 Sıla Abalay’ın o gülen gözleri, bize umut ve ışık oluyor 49 Evlatlarımızın mezar hakkı için direnen Kemal Gün’ün direnişi hepimizin direnişidir, sahiplenelim

5 Mayıs’ı 6 Mayıs’a bağlayangece kurşunladılar bedenlerimizi. Al-dılar canımızı. Gülen yüzümüze sıktılarkurşunlarını, gülüşümüze, düşmanlık-larıyla tetik çektiler üstümüze.

Savunmasız değiliz, faşizmin kar-şısında çaresiz değiliz. Mahalleleri-mizin Şahanları’nın sorulacak hesa-bıdır, Sıla’mız.

1 Mayıs günü bir kez daha gördükki, ülkemiz emperyalizmin işbirlikçigüçlerinin işgali altındadır. Sokakla-rımıza kadar işgal güçleri doluydu 1Mayıs’ta. Taksim Meydanı’nı işgaletmişlerdi. Taksim Meydanı’na çıkantüm yolları işgal etmişlerdi. Mahalle-lerimizin giriş çıkışlarını, sokaklarımızıişgal etmişlerdi.

Dünyanın tüm zenginliklerini yağ-malayan, halkların emeğini sömüren,ülkeleri sömürgeleştiren emperyalistler,işgal etmiş durumdalar ülkemizi. On-larla işbirliği yapan bir avuç uşak,asalak tekelci, tefeci-tüccar, toprakağası işgal etmiş durumdalar ülkemizi.

Vatan topraklarımızı, emeğimizisavunamayacak durumda değiliz. Va-tanımızı emperyalist işgal güçlerindenkurtarmak, sömürüye son vermek gör-evimiz.

Mahallelerimizin Şahanları,Halkın AdaletiBağımsızlık, Demokrasi veHalkın İktidarı İçinSavaşımızın Neferleridir

Hemen her gün bir katliama uyanırdurumdayız. Faşist terör ve adaletsizlik,her gün yaşadığımız temel sorunları-mızdan biridir.

Emperyalistler tarafından işbirlikçiordu, işbirlikçi oligarşik devlet gücüile işgal edilmiş bir ülkede yaşamanınanlamını en yakıcı hisseden halklardanbiriyiz.

Ne yapacağız? Sorunlarımız kar-şısında çözümsüz değiliz, çözümsüz

kalmayacağız. Çözümsüzdeğiliz, çünkü emperyaliz-me ve işbirlikçilerine karşı

savaşabilecek bir ideolojiye sahibiz.Çözümsüz değiliz, çünkü, ülke-

mizde adaletsizliği bitirecek bir ideo-lojiye sahibiz.

Çözümsüz değiliz, çünkü, bu ideo-lojimizle savaşı örgütleme ve sa-vaşma gücüne sahibiz.

Mahallelerimizin Şahanları, em-peryalizme ve işbirlikçilerine karşısavaş güçlerimizdendir.

Ülkemizdeki emperyalist işgalekarşı olan herkes, adalet isteyen,emeğimizin emperyalist ve işbirlikçitekeller eliyle sömürülmesine karşıolan herkes, Mahallelerimizin Şa-hanlarından biri olmalı, bu haklı sa-vaşımızda yerini almalıdır.

Bu ülke bizim ülkemiz.Bu halk bizim halkımız.Sokaklarda katledilenler bizim ço-

cuklarımız.Emeği daha çocuk yaşlarda sömü-

rülenler biziz. Açlığa mahkum edilenler,ömür boyu yoksulluk içinde yaşamayamahkum edilenler biziz. Buna mahkumdeğiliz, bu tabloyu değiştirecek olanlarda bizden başkası değildir.

Kendi vatanımıza ve emeğimizesahip çıkmak için, kendi evlatlarımızasahip çıkmak için silahlanmak ve sa-vaşmaktan başka yol yoksa, silahlan-malı ve savaşmalıyız.

ÖrgütlenelimFaşizmin ÇetelerindenMahallelerimiziTemizleyelim

Faşizmin silahlı güçleri-nin mahallelerimizde dolaş-malarını, çocuklarımızın,gençlerimizin üzerine kurşunyağdırmalarını kanıksama-malı, kabullenmemeliyiz.

Meşru ve haklı olan bi-ziz.

Meşruluğumuzla silaha sa-rılmalıyız. Meşruluğumuzla,

çocuklarımızın katillerinden hesap sor-malı, onları mahallelerimizde dolaşamazhale getirmeliyiz.

Katiller, tek bir sokağımızda bilekendilerini güvende hissedememeliler.Katiller, bilmeliler ki, halk düşmanlık-larını emperyalistler, işbirlikçileri ödül-lendiriyorlarsa, halk güçleri olarak bizlerde aldıkları ödülden daha fazlasıyla ce-zalandıracağız. Halkın adaletiyiz, halenadaletimizle tanışmamış halk düşman-larını da adaletimizle tanıştıracağız.

Canımızı AldınızCanınızı Alacağız!

Fütursuzlukcanlara sıkılmış tüm

kurşunlarıalnımıza çağırıyoruz

halklara atılmış bütün bom-baları

sinemize davet ediyoruzhançerlerin soğuk edasınasırtımızı adres gösteriyoruz

çekilecek nice çileyeardına kadar açıyoruz yüreğimizi

ve kurşun bomba zincir

ve tecrithücresansür

ardından ve arasındanbir tohum gibi Fidan’a durupalnımızı güneşe uzatıyoruz

ve biliyor ve bildiriyoruz ki

zulüm yenilecektiryenilmez olan halktır...

Ümit İLTER

MİLİSLER MAHALLENİN ŞAHANLARIDIR

Yürüyüş

14 Mayıs2017

Sayı: 14

16’SINDA HALKIN UMUDU28

Gazi Mahallesi

Page 29:  · 48 Sıla Abalay’ın o gülen gözleri, bize umut ve ışık oluyor 49 Evlatlarımızın mezar hakkı için direnen Kemal Gün’ün direnişi hepimizin direnişidir, sahiplenelim

İsrail hapishanelerindeki 1500 Fi-listinli tutsak, “Filistinli TutsaklarlaDayanışma Günü” olan 17 Nisan2017 tarihinde açlık grevine başladı.

Açlık direnişine başta Filistin HalkKurtuluş Cephesi, Hamas, İslami Ci-had, Filistin Demokratik Halk Kur-tuluş Cephesi ve El-Fetih olmak üzeretüm Filistinli yurtsever örgütlenmelerintutsakları katılmaktadır.

Filistinli yurtsever tutsakların “Öz-gürlük ve Onur” şiarıyla başlattıklarıaçlık direnişi; aile ziyaretleri ve tıbbitedavi hakkının sağlanması, işkenceye,baskılara, tecrite ve idari gözaltı uy-gulamasına son verilmesi talepleriniiçeriyor.

Bizler, Özgür Tutsaklar olarak,Filistinli yurtsever tutsakların açlıkgrevi direnişlerini destekliyor, talep-lerinin kabul edilmesini istiyoruz.

Her Direniş Bir İradeSavaşıdır

El-Fetih'li direnişçi Mervan Bargutidirenişe dair yaptığı açıklama da şöylediyor: “...İsrail tarihteki ilk sömürgecigüç değildir. Tarihteki her ulusal kur-tuluş hareketi benzer mücadeleleresahne olmuştur. Bu yüzdendir ki bas-kıya, zulme, sömürgeciliğe ve işgalekarşı mücadele vermiş olan halklarbizim yanımızdadır.”

FHKC'nin tutsaklar örgütlenmeside yaptığı açıklamada “Tüm Filistinhalkını ve dünyanın dört bir yanındakidostlarını, tutsakların davasını, irade

savaşını yükseltmek için ve-rilen kitlesel mücadelede tut-saklarla dayanışmaya çağırı-yoruz.” diyerek direnişin des-teklenmesi çağrısını yaptı.

FHKC'li dostlarımızınvurguladığı gibi, her direnişbir irade savaşıdır. Faşizm

ile halkın, haklıyla haksızın, zalimile direnişçinin, zulüm ile onur veözgürlüğün... savaşıdır bu. Saflar bel-lidir: Bir yanda alçaklığın tarihiniyazanlar, diğer yanda onurun yenil-mezliğini kanlarıyla tarihe yazanlar...Ve işte bu amansız savaşın zaferi, di-renişin ta kendisidir. Faşist İsrail'insiyonist, ırkçı politikalarına, işkenceve tecritine karşı direnen yurtsevertutsaklar daha şimdiden muzafferdir.

Hapishaneler MücadeleninMevzisidir

El-Fetih Merkez Komite üyesiolan Filistinli yurtsever tutsak MervanBarguti açlık grevi eylemlerine dairşöyle diyor:

"... İsrail hapishaneleri, Filistin’inkendi kaderini tayin hakkı için verdiğimücadelenin büyüdüğü bir mevzi ha-line gelmiştir. Bu açlık grevi ve öz-gürlüğe giden uzun yürüyüşümüzdekiyeni adımımız için seçmiş olduğumuzisim, bir kez daha tutsak hareketinin“Özgürlük ve Onur” mücadelesineyön veren bir pusula olduğunu gözlerönüne sermektedir."

Emperyalizm ve işbirlikçilerinekarşı mücadele eden devrimci, ilerici,yurtsever güçler için hapishaneler,mücadelenin büyüdüğü ve kendinehas biçimlerde direnişin büyütülmesigereken mevzilerdir. Hapishanelerindireniş odağına çevrilemediği yerlerdeteslimiyet, boyun eğiş kaçınılmazolur. Çünkü, o zaman hapishaneleredair düşmanın "değirmen" programıyaşama geçmiş demektir. Ve böylece,

siyasi kimliğiniz, düşünceleriniz öğü-tülür. Emperyalizmin ve işbirlikçile-rinin politik tutsaklara yönelik prog-ramının özünü, düşünce değişikliğidayatması, eş deyişle beyinlerin teslimalınması oluşturmaktadır. Hapisha-neleri mücadelenin büyüdüğü birmevzi haline getirmek ise emperya-lizmin ve işbirlikçilerinin bu progra-mını bozmak demektir.

Emperyalizmin İki Çocuğu:İsrail Siyonizmi veAKP Faşizmi...

Siz bakmayın Tayyip Erdoğan'ın"one minute” şovlarına. Esas olan İsrailsiyonizmiyle AKP faşizminin Amerikanemperyalizminin çocuğu olarak kardeşoldukları gerçeğidir. Arada bir yalandanatışmaları ise aile içi didişmeden ötedeğildir. İsrail ve AKP faşizmi, Amerikanemperyalizminin Ortadoğu'ya yönelikpolitikalarının jandarması konumun-dadırlar. Bunu görmek için sadece Su-riye'ye yönelik yaklaşımlarına bakmakbile yeterlidir. Ve dahası da şu ki, İsrailile AKP faşizminin halk düşmanlığıgibi tutsaklara yönelik saldırgan poli-tikaları da tıpatıp benzerdir. Çünkükaynağı aynıdır. Emperyalizmdir.

İsrail'de ve Türkiye'de tutsaklarayönelik olarak uygulanan saldırı, iş-kence, tecrit, infaz yakma, kitap ya-sakları, hasta tutsakların tahliye edil-memesi ve sürgün politikası tek eldençıkmıştır. Bu halk düşmanı kanlı elinsahibi, emperyalizmdir.

Örneğin, faşist İsrail de, AKP fa-şizmi de direnen tutsakları uzak ha-pishanelere sürgün edip tecrit ederekyıldırmaya çalışmaktadır.

Öyle ki, gazete haberlerine göre,Barguti'nin 'Neden açlık grevindeyiz?'içerikli açıklaması yayınlandıktan sonrakendisi başka bir hapishaneye sürgünedilip hücre cezasına çarptırılmış. Kibenzer şekillerde bizler de o hapisha-

Özgür TutsaklardanÖzgür Tutsaklardan

YAŞASIN FİLİSTİNLİ TUTSAKLARIN ONUR

VE ÖZGÜRLÜK DİRENİŞİ

KAHROLSUN EMPERYALİZM VE SİYONİZM

Dergimizin 14. Sayısının Yayınlandığı 14 Mayıs 2017 günü;*KEC Yüksel direnişi 187. gününde, Nuriye Gülmen ve Semih Özakça açlık grevlerinin 67. günündeler

*KEC Malatya direnişi 107. gününde*KEC İstanbul Cevahir AVM önünde Nazife Onay’ın direnişi 55. gününde

*KEC Düzce Alev Şahin direnişinin 83. gününde *Dersim Seyit Rıza Meydanı’nda Kemal amca direnişinin 95. ve açlık grevinin 80. gününde

14 Mayıs2017

Yürüyüş

Sayı: 14

2918’İNDE KAHRAMAN

Page 30:  · 48 Sıla Abalay’ın o gülen gözleri, bize umut ve ışık oluyor 49 Evlatlarımızın mezar hakkı için direnen Kemal Gün’ün direnişi hepimizin direnişidir, sahiplenelim

neden bu hapishaneye sürgün edilmek-teyiz. Bir diğer ifadeyle götürüldüğümüzher yere direnişi de taşımaktayız.

Zorla Müdahaleye KarşıDevrimci Tavır

Faşist İsrail devleti tabiatına uygunolarak Filistinli tutsakların açlık di-renişine saldıracağını açıkladı. Ki busaldırı politikası da AKP faşizmininBüyük Direnişimiz karşısında uygu-lamaya kalktığı zorla müdahale al-çaklığının aynısıdır.

Açlık grevcileri için "terörist" diyenİsrail’in Kamu Güvenliği Bakanı GiadErdan, direnen tutsakları Negev Çölü'ndebir hapishaneye sürgün edip orada zorlamüdahale yapacaklarını ilan etti.

Bütün halk düşmanlarının faşistmantığı aynı şekilde çalışır. İsrail'denülkemize zorla müdahale alçaklığınıicat edip uygulamak da işte bu halkdüşmanlığının ürünüdür. Ancak zalim-lerin zorla müdahalesi varsa, direnişinde bir adımı olur. Zorla müdahale sal-dırısı direnişin iradesini kıramaz. BüyükDirenişimiz bunun kanıtıdır.

Özgür Tutsaklar olarak, 20 Ekim2000 tarihinde başlattığımız BüyükDirenişimiz'i faşizmin hiçbir saldırı-sının kıramayacağını ilan etmiştik.Söylediğimizin gereğini de yaptık.Faşizmin açlık grevcilerine yönelikzorla müdahale saldırısına karşı di-renişi daha üst bir boyuta taşımaktatereddüt etmedik. Direnişçi yoldaş-larımız Ahmet İbili'den, Fidanlar'danSelma'lara, Muharrem Karademirler'e"Bir canım var feda olsun halkıma,vatanıma" diyerek müdahale edilmekistenen bedenlerini, direnişin meşa-lesine çevirmesini bildiler.

Özellikle, oportünistler direniş mev-zilerini terk ettiğinde, açılan bu gediktengirip direnişi kırabileceğini zannedenAKP faşizmi, her ölüm orucu ekibimizezorla müdahale etmeye kalkıştı.

İşte bu saldırı politikasını bozmakiçin ölüm orucu direnişçileri de be-denlerini direnişin meşalesine çevir-diler. Zorla müdahale saldırısı işteböyle boşa çıkartıldı.

Filistinli YurtseverTutsakların Direnişini

SelamlıyoruzAmerikan emperyaliz-

minin mızrak ucu olan İs-rail, yurtsever Filistin hal-kına karşı saldırılarına de-vam etmektedir. Bu sal-dırılar tutsaklık koşulla-rında da sürdürülmektedir.Ki Filistinli yurtseverlerintutsak alınması demek za-ten Filistin halkına saldırıanlamına gelmektedir.

Nisan 2017 tarihi iti-bariyle İsrail hapishane-lerinde 6.500 Filistinliyurtsever tutsak vardır.Bunların arasında 60 kadınve 300 çocuk, idari gözaltıadı altında da 600 tutsakve sayısı 1.000’i aşkın dahasta tutsak yer almaktadır.

Bütün bu tutsaklıklara, katliamlara,saldırılara rağmen Filistin halkınınonur ve özgürlük kavgası sürecektir.Bizler, Özgür Tutsaklar olarak, İsrailBaşkonsolosu ve MOSSAD'ın hasadamı Efraim Elrom'u cezalandıranMahir Çayan'ın yoldaşları olarak, Fi-listin halkıyla omuz omuza olmayadevam edeceğiz.

Emperyalizmin Ortadoğu'daki gay-ri-meşru çocuklarından olan Siyonistİsrail yerlebir olana dek mücadelesinisürdürecek olan Filistin halkıyla omu-zomuza olmayı Şanlı Alişanca sür-düreceğiz.

ABD emperyalizminin Ortadoğu'da-ki jandarması İsrail 1982 yılında Lüb-nan'ı işgal ederek, Lübnanlı ve Filistinlihalka saldırıp katletmeye başlar. Ön-derimiz Dursun Karataş bu saldırganlıküzerine İstanbul Sıkıyönetim Komu-tanlığı 2 No’lu Askeri Mahkemesi'nehitaben yazdığı dilekçede, Özgür Tut-sakların Filistin halkının yanında ol-duğunu ilan ederek katliam saldırısınamaruz kalan Filistinliler için kan vermekistediklerini duyurur.

Sevgili Dayımız bu açıklamasınınbir yerinde de şöyle der:

"... Biz Marksist-Leninistlerin gör-evi, öncelikle kendi ülkesinin bağım-sızlığı ve halkının kurtuluşu için sa-vaşmaktır. Ve böyle olduğumuz içinbugün burada tutuklu bulunmaktayız.

Yurtsever olduğumuz gibi, enternas-yonalistiz. Bunun için emperyalizminbir ulusu yok etmesine seyirci kala-mayız. Ve enternasyonalizm bize, halk-lar arasında, emperyalizme ve faşizmekarşı dayanışmayı; ortak düşmanakarşı, gerektiğinde aynı cephede omuzomuza savaşmayı öğretmektedir."(Devrimci Sol Dava Dilekçeleri-1,Syf: 14, Haziran Yayınları)

Söz konusu açıklamayı Dayı şöylebitirir: "... Filistin halkının direnişigeçici olarak yenilse de, tüm savaş-çıları katledilse de bu soylu ve onurludirenişler üzerinde yeni ve çok dahagüçlü direnişler doğacak ve Filistintemel olarak kendi «özgücüne» vedünyadaki kurtuluş savaşlarının en-ternasyonalist dayanışmasına güve-nerek mutlaka zafere erişecektir.

KAHROLSUN FİLİSTİN HALKINIKATLEDEN EMPERYALİZM VE Sİ-YONİZM!

YAŞASIN FİLİSTİN VE TÜRKİYEHALKLARININ KARDEŞLİĞİ VEDAYANIŞMASI!

YAŞASIN FİLİSTİN DİRENİŞİ!19.8.1982Dursun Karataş..."Mahir Çayan'dan Şanlı Alişanlar'a,

dünden bugüne ve her koşulda Filistinhalkının onur ve özgürlük direnişininyanında yer almaya devam edeceğiz.

Selam Olsun Onur ve Özgürlükİçin Direnenlere, BİN SELAM...

Açlık grevcileri için "terörist" diyen İs-rail’in Kamu Güvenliği Bakanı Giad Erdan,direnen tutsakları Negev Çölü'nde bir ha-pishaneye sürgün edip orada zorla müdehaleyapacaklarını ilan etti.

Bütün halk düşmanlarının faşist mantığıaynı şekilde çalışır. İsrail'den ülkemize zorlamüdehale alçaklığını icat edip uygulamakda işte bu halk düşmanlığının ürünüdür. An-cak zalimlerin zorla müdehalesi varsa, dire-nişin de bir adımı olur. Zorla müdehale sal-dırısı direnişin iradesini kıramaz. Büyük Di-renişimiz bunun kanıtıdır.

Özgür Tutsaklar olarak, 20 Ekim 2000tarihinde başlattığımız Büyük Direnişimiz'ifaşizmin hiç bir saldırısının kıramayacağınıilan etmiştik. Söylediğimizin gereğini de yap-tık. Faşizmin açlık grevcilerine yönelik zorlamüdehale saldırısına karşı direnişi daha üstbir boyuta taşımakta tereddüt etmedik

Yürüyüş

14 Mayıs2017

Sayı: 14

16’SINDA HALKIN UMUDU30

Page 31:  · 48 Sıla Abalay’ın o gülen gözleri, bize umut ve ışık oluyor 49 Evlatlarımızın mezar hakkı için direnen Kemal Gün’ün direnişi hepimizin direnişidir, sahiplenelim

DİH'li, işçi sınıfının sıra neferidir.DİH'li, işçi sınıfının öğrencisi ve öğretmenidir.DİH'li, anti-emperyalisttir. Anti-faşisttir. Emperyalizme ve faşizme

karşı, halkının özgürlüğü ve vatanının bağımsızlığı için, halk vevatan sevgisiyle, yüreği çarpan ve bu uğurda, her koşulda silahınıkuşanan ve savaşandır.

DİH'li, patronların hak gasplarına boyun eğmeyen, teslim olmayan,işçi sınıfının ekonomik, sosyal ve demokratik hakları için, işçileri ör-gütleyen, eylemler organize eden ve uygulayandır.

DİH'li, kendisini düşünen bencil, çıkarcı, yalancı, korkak, haddinibilmez ve asalak biri değildir.

DİH'li, kendisine güvenen ve çevresine güven veren, birlik ve da-yanışmasıyla örnek olandır.

DİH'li, hayatın içinden somut ve bilimsel gerçekler üzerinden dü-şünen politika üretendir.

DİH'li, gelenekler yaratan militan bir kişiliktir.DİH'li, tek başına da kalsa direnmekten mücadele etmekten asla

vazgeçmeyendir.DİH'li işçilerin direnişlerinlerini sahiplenen, işçilerle omuz omuza

direnendir.DİH'li, AKP faşizminin ve onun işbirlikçileri, patron sendikacılarına

karşı sonunu kadar ideolojik mücadele sürdüren, gerektiğinde hesapsorandır.

DİH'li, ÇALIŞTIĞI İŞ YERLERİNDE, İŞÇİ MECLİSLERİNİ KU-RAN, HAKLAR VE ÖZGÜRLÜKLER MÜCADELESİ VERENDİR.

14 Mayıs2017

Yürüyüş

Sayı: 14

33118’İNDE KAHRAMAN

KISSADAN HİSSE: Farelerin ToplantısıBir gün fareler bir araya gelirler ve başlarına musallat olan bir

kediden kurtulma planları yaparlar. Pek çok fikir öne sürülür.Hiçbiri kabul görmez. En sonunda genç bir fare kedinin boynunabir çan asmayı önerir. Böylece kedi kendilerine yaklaşırken farkınavaracak ve kaçabileceklerdir. Bu öneri fareler tarafından alkışlarlaonaylanır.

Bu arada bir köşede sessizce onları dinlemekte olan yaşlı birfare ayağa kalkar ve bu önerinin çok zekice olduğunu, başarılıolacağından hiç kuşkusu olmadığını belirtir.

Fakat der, kafamı bir soru kurcalıyor. Aramızdan kim kedininboynuna çan asacak?

Sonuç: İyi bir plan yapmak ayrı, o planı gerçekleştirmekayrıdır. Yani bir işten sonuç almak istiyorsak, bunun için gereklibedeli de ödemeyi göze almalıyız.

SORUN: Kendiliğindencilik1- İddiasızlıktır2- Düzen içidir3- Yılgınlıktır4- Bedel ödemekten kaçmaktır5- Örgütsüzlüktür

Devrimcileştirmek - Değişmek ve Değiştirmektir

ÇÖZÜM: Programlı olmaktır Programlı nedir?1- Elimizde ne var2- İhtiyaç ne3- Hedef ne4- Eimizdekilerle nereden başlamalıyız.

TÜPRAŞ’ta 18 Ocak 2017 tarihinde başlayanTÜPRAŞ yönetimi ile örgütlü sendika olanPetrol İş Sendikası arasında sürdürülen TİSsüreci; dokuzuncu oturum sonucunda, Koç-Shell ortaklığı olan TÜPRAŞ yönetiminin ba-şından beri mevcut haklara saldırısı sonucu tı-kandı. İşverenin fazla mesai, mazeret izni, haf-talık çalışma sürelerini esnetmek istemesi, var-diya sistemini kaldırmak istemesi üzerine Pet-rol-İş Aliağa Şube Yönetimi, 25 Nisan’dakioturumda işveren temsilcilerine mevcut talep-lerinde ısrarcı olmaları halinde konuşulacakbir şey kalmadığını belirtip 20 Nisan’daki dörtsaatlik uyarı iş bırakma eylemini hatırlataraksendika masadan ayrıldı.

3 Mayıs’ta Aliağa, İzmit, Batman’da eşza-manlı tam gün iş bırakma eylemi yapılarak 8-16 vardiyası iş başı yapmamış, 24-08 vardiyasıda fabrikayı terk etmemiştir. Bunun üzerineTÜPRAŞ yönetimi alelacele sendika yönetimineKoç Holding ile görüştükten sonra kendilerinecevap vereceklerini ifade etmişlerdir.

DİH'li KİMDİR Hakları İçin İş Bırakma Eyleminde Olan

TÜPRAŞ İşçisi Yalnız Değildir!

SORUN ÇÖZÜM

Dergimizin 14. Sayısının Yayınlandığı 14 Mayıs 2017 günü;*KEC Yüksel direnişi 187. gününde, Nuriye Gülmen ve Semih Özakça açlık grevlerinin 67. günündeler

*KEC Malatya direnişi 107. gününde*KEC İstanbul Cevahir AVM önünde Nazife Onay’ın direnişi 55. gününde

*KEC Düzce Alev Şahin direnişinin 83. gününde *Dersim Seyit Rıza Meydanı’nda Kemal amca direnişinin 95. ve açlık grevinin 80. gününde

Page 32:  · 48 Sıla Abalay’ın o gülen gözleri, bize umut ve ışık oluyor 49 Evlatlarımızın mezar hakkı için direnen Kemal Gün’ün direnişi hepimizin direnişidir, sahiplenelim

Yürüyüş

14 Mayıs2017

Sayı: 14

16’SINDA HALKIN UMUDU332

POLİTİKLEŞMELİYİZ! POLİTİKLEŞTİRMELİYİZ!Günlük yaşamda sıkça kullandığımız ve duyduğumuz

birbirine sıkıca bağlı bu kelimeleri bilince çıkarmalıyız.Konu çok detaylı ele alınabilecek niteliktedir. Ancak biz,

yazımızda işçilerin politikleştirilmesi konusuyla kendimizisınırlayacak ve bu konuda köşe taşlarını koymaya çalışacağız.

Öncelikle politika nedir, sorusuna doğru bir cevap vermemizgerekiyor.

Politika, genel olarak sorunları çözmek için ürettiğimizsistemli çözümlerimizin adıdır. Planlarımızı, yöntemlerimizi,hedeflerimizi ve bunlara nasıl ulaşacağımızı içeren progra-mımızdır, yolumuzdur.

Politik olmak ise; sınıf ve örgüt bilinciyle toplumsal hertürlü sorunla ilgilenmek, bu sorunlara çözümler üretmek,üretilen çözümlerin uygulanmasında yer almak, bu şekildebugünü ve yarını şekillendirme isteği ve çabası içindeolmaktır.

Politikleşmek bu niteliğe kavuşmak, politikleştirmek dedoğal olarak alanımızdaki herkesi bu niteliğe kavuşturmaktır.

Politika için şu tanımları yapabiliriz:Politika genel anlamda, çelişkiyi ve sorunu sınıfımız lehine

çözme sanatıdır. Elimizdeki imkanlarla, içinde bulunduğumuzkoşullar içinde, temel ihtiyaçlarımızı karşılamak için ürettiğimizprogramımızdır. Dolayısıyla şablonlarla, reçetelerle ele alına-maz.

Politika; ne istediğimizi belirlemek, sorunu ve çelişkiyikendi sınıfının lehine çözmek için program üretmek, stratejigeliştirmektir.

Program ise, belirlediğimiz hedefe nasıl ulaşacağımız so-rusuna cevap veren, ilkelerimizi ve çalışma tarzımızı içeren,sorunu çözmek için ürettiğimiz plan, yol, yöntem ve fikirlerbütünlüğüdür. Stratejidir, taktiktir.

Politika; iktidarı almak, iktidarda kalmak ve bu iktidararacılığıyla toplumu değiştirme mücadelesidir.

İki temel sınıf ve birbirine zıt ideoloji olduğu için, bu sı-nıfların politika tarzları da birbirinden farklıdır. Burjuvaideolojisi temel olarak yalan, dolan ve demagoji üzerine ku-ruludur, bireyciliği savunur ve tekellerin sömürüsünündevamını amaçlar. Proletaryanın ki ise açıklık, dürüstlüküzerine kuruludur, kolektivizmi savunur ve sömürününortadan kaldırılmasını amaçlar.

Sonuç olarak; DİH' liler olarak her soruna politik baka-bilmeliyiz ve sorunları politik tarzda çözmek için yaşamınher alanını politikleştirmeliyiz ve burjuva ideolojisinin sızacağıbir alan bırakmamalıyız. İki sınıfın, iki ideolojinin çarpıştığınıasla aklımızdan çıkarmamalıyız.

DİH'liler olarak politikleşmek ve politikleştirmek için neyapmalıyız?

Her gün sistemli ve istikrarlı olarak; Bir günlük gazete okumalıyız.Bir ana haber dinlemeliyiz.Her gün halkın sesi haberlerini takip etmeliyiz.Her gün 10 sayfa kitap okumalıyız.Her hafta bir film izlemeliyiz.Bunları düzenli, sistemli ve istikrarlı yaptığımızda dü-

şüncede, yaşamda ve çalışma tarzında politikleşiriz, politik-leştiririz. Faaliyetlerimizi iktidar iddiamıza göre örgütleriz.

���R

Halkımıza GüvenYılgınlık sardı ya bünyeni

Diyorsun ki;

“bu halk adam olmaz”

Öyle mi?

Sen-ben adamsak e�er

Oluyormu� demek ki!

Varırız evine

Payla�ırız sofrasını

Hatta evini

Ki zengin de�ildir

Payla�tı�ı her �eyi

Ya sen!

payla�ıyor musun her �eyini!

Okudu�unu mesela

Kitabını

Dergini

Bilgini

Sorunlarını kavganın

Çözümlerini

Hiç de�ilse gündemi

“cahil” diyorsun

�yi ya

Payla� o zaman bilgini

“korkak” diyorsun

�yi ya

Payla� o zaman cesaretini

“örgütsüz” diyorsun

�yi ya

Payla� o zaman Partini

Cepheni…

(�adi Özpolat)

Duyuru: FOSEM Seçme Yazılar-1 Kitabı Çıktı!Karanlık Oda Sosyalizme Açılan Yolu Aydınlatacak!Salt, “sanat yapma” adına çekilen fotoğrafların, burjuvaziye

hizmet edeceği akıldan çıkarılmamalıdır. Fotoğraf sanatçısıçağının tanığı olmalıdır. Bu tanıklık sanatçıların toplumsalçelişkileri belgelemesiyle, fotoğraf diliyle mücadelenintarihini yazmasıyla mümkündür.

Fotoğraf sanatı, karanlık odanın karanlığından yayılan birışığa dönüşmelidir. Sömürüsüz topluma giden yolu aydınlat-malıdır…

FOSEM olarak geçtiğimiz günlerde çıkardığımız kitabımızİdil Kültür Merkezi’ndeki kitaplıkta yerini aldı. İdil KültürMerkezi’nden ya da sosyal medya üzerinden bizlere ulaşarakkitabımızı temin edebilirsiniz.

FOSEM (Fotoğraf ve Sinema Sanatçıları)

Bedreddin Oyunu Provaları Sürüyorİdil Halk Tiyatrosu, 14 kişinin katılımıyla 3 Mayıs’ta

çalışma yaptı. Çalışma öncesinde doğaçlama oyunlaroynandı. Sonrasında ise Bedreddin oyununun provalarınageçildi. Çalışma yaklaşık 3 saat sürdü.

Page 33:  · 48 Sıla Abalay’ın o gülen gözleri, bize umut ve ışık oluyor 49 Evlatlarımızın mezar hakkı için direnen Kemal Gün’ün direnişi hepimizin direnişidir, sahiplenelim

AKP FAŞİZMİNİ MİLİTAN VEKARARLI MÜCADELEMİZLE ALT EDECEĞİZ!

Faşizmgerçekliği ül-

kemizde içsel birgerçekliktir. Buna rağmen uzun yıllardırverilen mücadelelerin sonucu olarakpek de azımsanmayacak kadar hak-kımızı faşizmin elinden söke söke al-dık. Bedel ödedik. Saldırılara, tutuk-lamalara rağmen pes etmedik.

Kamu Emekçileri Cephesi olaraksadece kamu emekçilerinin özlük hak-ları için değil, sınıfsal mücadeleyitemel alarak mücadele ettik. Halkımızınhak ettiği bağımsız, demokratik vesosyalist bir ülke kurmanın kavgasınıvererek bugünlere geldik.

Dün direnen bizdik. Alanları zor-layan, reformizmin, oportünizmin tümteslimiyetçiliğine, icazetçiliğine rağmenmücadele bayrağını yükselten olduk.Dün olduğu gibi bugün de bir tek bizdireniyoruz, biz bedel ödüyoruz.

"Haksızlığa karşı durmak insan ol-manın en onurlu, en ahlaklı, en safhali. Dostlarım beni yalnız bırakmı-yor…" diyor Alev Şahin ve soruyor;

''Hakkımda ihbar dilekçesi verip beniişimden ederek vatanseverlik yaptığınızannedenler; bu ülkede 200'e yakın

ABD üssü kurulurken neredeydiniz?''Ankara Yüksel Caddesi’nde Nuriye

Gülmen ve Semih Özakça açlık gre-vinde 60 günü geride bıraktılar ve di-renmeye devam ediyorlar.

En başta direnmesi gereken KESKsusup bir kenara çekilmişken KEColarak direnmeye devam ediyoruz.

Ülkemizde yaklaşık olarak iki bu-çuk milyon kamu emekçi vardır. Bun-ların büyük bölümü bugün örgütsüzdür.KESK gibi uzlaşmacı sendikacılarınınhakimiyetindeki sendikalara üye ol-makla olmamak arasında örgütlülükaçısından pek fark yoktur. MemurSEN, Kamu SEN veya KESK… Han-gisine üye olunursa olunsun sonuçtaörgütsüzdür. Çünkü AKP faşizminekarşı mücadele etmek söz konusu ol-duğunda hepsi aynı ortak tavrı sergi-lerler. Onların tavrı faşizme karşı Dİ-RENMEMEKTİR.

Onlar halkımızın bağımsızlık, de-mokrasi ve sosyalizm mücadelesindeya kaçak güreşir ya da faşizmin hedefiolmamak, rahat koltuklarını kaptırma-mak için tüm saldırıları sineye çekerler.Üyelerine yalan söylemekte hiçbir sa-kınca görmezler. Reformizm, sivil top-lumcu anlayış beyinlerini teslim almıştır.Bu ahlaksız düzene karşı adalet müca-

delesi vermek, yeni bir düzen kurmakiçin ortaya çıkmak şöyle dursun düzeninkoltuk değnekliğini yapmakta, kendikorkularıyla, kaygılarıyla, mücadelekaçkınlıklarıyla kamu emekçilerininsahip oldukları militan ruhu öldürmeyedevam ediyorlar. Düzenle aynı konu-şuyorlar. Direnmeyin diyorlar, direniş-lere karşı olduklarını söylüyorlar.KEC’lilerin güçlenmemesi için elle-rinden gelen her şeyi yapıyorlar.

HAYATIN GERÇEĞİ; DİREN-MEYEN ÇÜRÜR.

KESK HER GÜN ÇÜRÜRKEN KEC’ liler OLARAK BİZ DİRENİŞLERİMİZLE HER GÜN

YENİDEN DOĞUYORUZ. ÇÜRÜ-MEYE DUR DİYORUZ.

ÇÜNKÜ; BİZ TESLİM OLANDEĞİL DİRENEN VE GELENEKYARATAN BİR TARİHE SAHİBİZ

Tam da bu nedenle zafere kadardireniş diyoruz.

Nuriye Gülmen zafer kınasını ta-rihimizden aldığı bu güçle avucunayaktı.

Semih bu güçle her türlü zorluğaboyun eğmedi.

Direniyoruz.Elmaslar’a, Ayşenurlar’a, Satılar’a,

Arifler’e layık olmaya çalışıyoruz.

DDergimizin 14. Sayısının Yayınlandığı 14 Mayıs 2017 günü;*KEC Yüksel direnişi 187. gününde, Nuriye Gülmen ve Semih Özakça açlık grevlerinin 67. günündeler

*KEC Malatya direnişi 107. gününde*KEC İstanbul Cevahir AVM önünde Nazife Onay’ın direnişi 55. gününde

*KEC Düzce Alev Şahin direnişinin 83. gününde *Dersim Seyit Rıza Meydanı’nda Kemal amca direnişinin 95. ve açlık grevinin 80. gününde

KISSADAN HİSSE: İNANÇ VE ÇALIŞMAKYıllar önce nehrin bir yakasından

ötesine yolcu taşıyarak geçimini sağlayanyaşlı bir kayıkçı, kayığındaki küreklerdenbirisine inanç, diğerine çalışmak yazmış.Sebebi sorulduğunda bu güngörmüş ka-yıkçı:

"Nehri karşıdan karşıya geçmek içinher iki küreğe de ihtiyaç var. Çalışmak-sızın inanç ve inançsız çalışmak sizi birdairede döndürür durur. Hayat yolunatek kürekle çıkmak da nehri tek küreklegeçmeye çalışmaktan farksızdır. Hiçbiryere gidemezsiniz" demiş.

MORAL VE COŞKUVietnam KazanacakTarih boyunca hiçbir savaşçı böy-

lesine yüksek bir moral ve cesaretdüzeyine erişememiştir.

NLF savaşçılarının bu üstün cesa-retini açıklayabilmek için pek çok gö-rüşler ileri sürülmüştür. Basında yeralan bazı aptalca ve basmakalıp yo-rumların arasında, Vietkong askerlerininharekata gönderilmeden önce "afyon-landıkları" ya da Vietnamlıların "ilkel"Asyalı olmaları nedeniyle acıyı beyaz-lardan daha az hissettikleri gibi açıkla-

malar vardı. Biraz daha dişe dokunurnitelikteki savlar, Vietnamlıların yüzyıllarsüren savaşlar sonucu acı çekmeye alış-mış kahraman ve güçlü bir ırk olduğunuöne sürmekteydi. Ancak bu sav, ABDkomutası altındaki 700 000' den fazlaGüney Vietnamlı’nın kavgada yürekliolmayışı ve bozuk morali ile çelişmekte.NLF kuvvetlerinin evlerini ve ana va-tanlarını savunmak için haklı bir yurt-severlik uğruna savaştığını, Saygon as-kerlerinin ise yabancı bir işgalcinin hiz-metinde haksız bir savaş sürdürdüğünüileri süren, gerçeğe en yakın açıklamabile yeterli değildir.

14 Mayıs2017

Yürüyüş

Sayı: 14

3318’İNDE KAHRAMAN

Page 34:  · 48 Sıla Abalay’ın o gülen gözleri, bize umut ve ışık oluyor 49 Evlatlarımızın mezar hakkı için direnen Kemal Gün’ün direnişi hepimizin direnişidir, sahiplenelim

BÜTÜN KEC' lilerin

TEK BİR YUMRUK OLMA ZAMANIDIR

Bugün Nuriye ve Semih'in direnişleri, bizlerin bu direnişetrafında kenetlenip direnişi büyütmemizi emrediyor.

Gün gün direnerek bugüne gelen iki arkadaşımızın direniştalepleri, işten atılan yüzbinlerce kamu emekçisinin taleple-ridir.

Bir buçuk milyon Kamu Emekçisinin İŞ, EMEK VEONUR MÜCADELESİDİR. Umutlarıdır.

Yarın işten atılacak emekçilerin nasıl direneceklerininanahtarıdır.

Tüm KEC' liler, başta siz beklemeyin!Elinizden gelenin fazlasını yapmak için, ayağa kalkma-

lısınız ve direniş bayrağını bulunduğunuz her yerde dalga-landırmalısınız. Yeni direnişler hayata geçirmelisiniz.

Bu gücü her zaman olduğu gibi tarihimizden ve siyasalhaklılığınızdan almalısınız.

KEC olarak kendimizi ifade ederken hep ’90' lardaki mü-cadele çizgimizi anlatırız. Nasıl meşruluk temelinde direndiğimizi,nasıl kamu emekçilerinin sendikal hakkını söke söke aldığınıanlatırız ve o günlerimizle onur ve gururu duyarız. O günleriyaratan Elmaslar’dan, Satılar’dan, Arifler’den onlar bizimonurumuz diye bahsederiz. Bugün de tarihimize onurlu birsayfa ekliyoruz. Dünle bugünü birleştiyoruz.

Önce KEC' liler AKP faşizminin saldırılarını püskürtmekiçin birbirlerine kenetlenmelidir.

TÜM KAMU EMEKÇİLERİ EKMEĞİNİ, İŞİNİ, ONU-RUNU KAZANMAK İÇİN KEC SAFLARINDAN BİR-LEŞMELİ VE MÜCADELEYİ YÜKSELTMELİDİR

Biz KEC' liler KESK' i ’90' lardan bu yana tanırız. Nasıldüşündüklerini, nasıl yaşadıklarını nasıl bir sendikal anlayışasahip olduklarını biliriz. Bizi tasfiye etmek için nasıl oyunlaroynadıklarını, nasıl devlete yaranmak için taklalar attıklarınıbiliriz.

Dün de bugün de Kamu Emekçilerinin mücadelesininiçinde hep iki çizgi oldu. Biri bizim temsil ettiğimiz devrimciçizgi, diğeri ise reformist, oportünist ve Kürt milliyetçilerinintemsil ettiği uzlaşmacı çizgi. KESK' e egemen olan buçizginin bugün KESK' i ne hale getirdiğini görüyoruz. Bizdün de bugün de bu çizgi ile ideolojik mücadele sürdürüyoruz.Attıkları her adımda uzlaşmacılıklarını, devlete yaranmapolitikalarını yüzlerine vuruyoruz.

Bizim yolumuz Elmaslar'ın Ayşenurlar’ın yoludur. Bugünbu yolu Nuriyeler ve Semihler temsil ediyor

Nazife Onay’ın GünlüğüDirenişimin 38.Günü

Aslında 38. günüm Dersim’de Kemal amca ile diren-diğim gün idi aynı zamanda 1 Mayıs’tı fakat CevahirAVM meydanında olmayınca yeniden 38. gün olarak di-renişe devam etmeye karar verdim.

Kemal amcanın, açlık grevinin 68.günü bugün. Kemalamcayı anlatmam o kadar etkili olmaz, gidin tanışın dabilgelik ve mütevazilik, baba sevgisi ve vatan sevgisi, sıraneferliği ve kahramanlık nasıl bir arada oluyormuş görün.

Yine İstanbul, yine Cevahir AVM Meydanı… Henüzyazı tahtasına direnişimin ve Süresiz Açlık Grevi’nin gün-lerini yazıyordum ki bir kadın, inanılmaz bir hızla, açlıkgrevinin bir eylem biçimi olamayacağını tartışmaya başladı.Açlık grevi ile intihar etmeyi aynı kefeye koydu. Hak ara-mak, hakkın olan için mücadele etmek asla kafasındayoktu. Tartışmayı dinleyen insanlar şaşkınlıkla kadınlatartışmaya başladı. İkna olmadı “işten çıkarıldıysalar işarasınlar”mış…

Daha ilk dakikalarım, bir genç geliyor. Anlatmayabaşlıyorum ki :”Ben Gazi’ de oturuyorum, direnişleritakip ediyorum.”diyor. Gazi’de ehliyeti olmadığı için dur-mayan, bu yüzden polis tarafından katledilen iki gençtenbiri arkadaşı imiş. Mahallesindeki baskıları, keyfi kimlikkontrollerini anlattıkça öfkeleniyor.

Daha önce uğrayanlardan biri de Bakırköy’deki 1 Ma-yıs’a katıldığını fakat geçen yılki kadar bile kalabalık ol-madığını anlatıyor.

Bir üniversite öğrencisi direnişi duymuş ve “sizin içinyapabileceğim bir şey var mı?” diye soruyor. İmza veriyorve okulundan bahsediyor biraz: “İhraçlarla birlikte üni-versitelerde akademik bilgi verecek kimse de kalmadı, işumudumuz zaten yok, bu yüzden de çok az gidiyorumokula” diyor.

Bir saatlik sürede bir dakikalık boşluk dahi olmaksızınsohbet edip imza topladıktan sonra kenarda güneşin tadınıçıkarmak veya birileriyle buluşmak için AVM önündeoturanlardan imza istemeye başlıyorum. Genellikle de te-reddüt etmeden imza veriyorlar. Biri “memur” yazıyormesleğine. “Polis misiniz?” diye sorduğumda, adayolduğunu söylüyor. Bir zamanlar “ülkücü” olduğunu fakatartık hiçbir siyasi düşünceye yakın olmadığını, sade biryaşam sürmeye çalıştığını anlatıyor. Baş çelişkinin em-peryalizm ve dünya halkları arasında olduğunu, vatanseverlikduygularımızın şovenizme hizmet etmemesi için sınıfsalbakmamız gerektiğinden söz ediyorum.

Biri avukat, iki kişi ile sohbet ediyoruz sonrasında.Onlar da duymuşlar direnişimizi. Kendi kızı da ihraç edil-miş.

Direnişi duyanlar tanış gibi. Sıcak ve içten, emin adım-larla geliyorlar, TMMOB üyesi, Eğitim-Sen’lisi..

Sesli çağrımızla başörtülü genç bir kadın hızlı ve kararlıadımlarla, ”Ben de ihraç edildim” deyip imza veriyor. Birşey sormasını bekliyorum fakat bir şey sormuyor. Ardındabir imza kuyruğu oluşuyor kendiliğinden.

TAYAD’lı abimize ve ihraç edilen Saffet arkadaşaeylem boyunca sundukları desteğe teşekkürler.

Yürüyüş

14 Mayıs2017

Sayı: 14

16’SINDA HALKIN UMUDU334

Page 35:  · 48 Sıla Abalay’ın o gülen gözleri, bize umut ve ışık oluyor 49 Evlatlarımızın mezar hakkı için direnen Kemal Gün’ün direnişi hepimizin direnişidir, sahiplenelim

Her Halay Bir ÖncekindenDaha Kalabalık,Her Slogan Bir Öncekinden Daha Gürİşimizi Geri Alana,Ekmek MücadelemiziKazanana Kadar AlanlarıTerk Etmeyeceğiz!

Nuriye Gülmen ve Semih Özakça iş, ekmek ve onur mü-cadelesi için direnişlerinin 120. gününde gözaltındaykenbaşladıkları süresiz açlık grevinin 60. gününe kitlesel açlıkgreviyle girdi. 7 Mayıs’ta Yüksel Caddesi’nde saat 13.30'ayaklaşırken onlarca sayıda sivil ve çevik polis alanın etrafınayığıldı. Polisler açıklama yapılabileceğini ama şarkı söyleyipprogram yapılamayacağını söylediler. Alandakiler programdanvazgeçmeyeceklerini 179 gündür bu alanda olduklarını veonlardan izin istemediklerini söyleyince bu sefer de destekçilerive geçen halkı korkutmak için Yüksel Caddesi'nin giriş ve çıkışındainsanların çantalarını üstlerini aramaya başladılar. Yüksel Caddesi’nebirçok giriş varken yapılan uygulamanın sebebi gözdağı vererek halkındesteğinin sahiplenmesinin önüne geçmeye çalışmaktır. Ankara polisi,eylemin meşruluğu karşısında yine başarısız oldu. Destekçiler alanısahiplendi ve program aksamadan yapıldı. Saat 13.30’da açıklama iletoplu olarak destek açlık grevine başlandı. Açıklamada destek açlıkgrevinde olan şair Ahmet Telli, Grup Yorum üyesi Selma Altın, kardeşinintoplu mezardan kemiklerini almak için 2011 yılında 66 gün Ölüm Orucuyapan Hüsnü Yıldız söz aldı. Destek açlık grevi yapan Ankaralı aydınlarAhmet Telli (Şair), Zerrin Taşpınar (Şair), Fatin Kanat (Sinemacı), TurgutTürksoy (Yazar), Mehmet Özer (Fotoğrafçı-Şair) şiirleri ile destekverdiler. Selim Kalıç ise “Köroğlu” performansı sergiledi. Daha sonradavul ve gitar eşliğinde Grup Yorum türküleri ile direniş alanında büyükbir halay kuruldu. Sık sık “Emekçiyiz Haklıyız Kazanacağız”, “YaşasınAçlık Grevi Direnişimiz” sloganları atıldı. Düzce’de işi için direnenMimar Alev Şahin kıssadan hisseler okudu. Malatya’da direnen ErdoğanCanpolat, İstanbul Cevahir AVM önünde direnişte olan Nazife Onay daalandaydı. İki saz, iki erbane, bir gitar, bir viyola eşliğinde mini bir GrupYorum dinletisi yapıldı. Dinletiye ilgi yoğundu. Saat 18.00’da YükselCaddesi’nde direnişçilerin her gün yaptığı açıklamayı halkın avukatlarındanSelçuk Kozağaçlı yaptı. Açlık grevinin iktidara ve kamuoyuna bir çağrıolduğunu, daha fazla duyarlılığın oluşması gerektiğini aktardı. Kardeşininkemiklerini toplu mezardan çıkarmak için Dersim’de çadır kurarak 66gün Ölüm Orucu yapan Hüsnü Yıldız ile söyleşi yapıldı. Direniş dene-yimlerini ve Yüksel direnişi hakkındaki düşüncelerini anlatan Yıldız,açlık grevinin kazanacağına vurgu yaparak sözlerini bitirdi.

Kamu Emekçileri Cephesi bu konuyla ilgili yaptığı açıklamada:"Her geçen gün direnişin sahiplenilmesi büyüyor, her halay biröncekinden daha kalabalık, her slogan bir öncekinden daha gür. İşimizigeri alana, ekmek mücadelemizi kazanana kadar alanları terk etmeyeceğiz.Defalarca gözaltına alınsak da yine geri geleceğiz, sonuncumuza dekdireneceğiz. Meşru ve haklı olan biziz, biz kazanacağız!" dedi.

14 Mayıs2017

Yürüyüş

Sayı: 14

33518’İNDE KAHRAMAN

Dergimizin 14. Sayısının Yayınlandığı 14 Mayıs 2017 günü;*KEC Yüksel direnişi 187. gününde, Nuriye Gülmen ve Semih Özakça açlık grevlerinin 67. günündeler

*KEC Malatya direnişi 107. gününde*KEC İstanbul Cevahir AVM önünde Nazife Onay’ın direnişi 55. gününde

*KEC Düzce Alev Şahin direnişinin 83. gününde *Dersim Seyit Rıza Meydanı’nda Kemal amca direnişinin 95. ve açlık grevinin 80. gününde

KEC’Lİ KİMDİR?

İnancını ve gücünü tarihinden, ideo-lojisinden, halkından ve şehitlerindenalandır.

Çünkü KEC'li tarihsel ve siyasal ola-rak doğru yolda olduğunu bilir. Tarihinve toplumun yasaları KEC'linin doğruyolda olduğunu gösterir.

ŞİİR:

İnsanın göze aldıkları, gözden çıkardıkları kadar

çaresi derdi kadar, öpmesi aldığı yaralar kadar Çok büyük olsa da ayakları,

adımları inancı kadar vicdanı kadardır insan,

başkasına uzattığı el kadar Acısı kadar büyür insan,

bağırır sustuğu kadardüşü kadar yaşar,

dağı ne kadarsa o kadar aşar kendinde aştığı kadar taşar

insanlığa can katar cesareti kadardır insan, isyanı ve hayalleri kadar

(Civan Ekberad)

Page 36:  · 48 Sıla Abalay’ın o gülen gözleri, bize umut ve ışık oluyor 49 Evlatlarımızın mezar hakkı için direnen Kemal Gün’ün direnişi hepimizin direnişidir, sahiplenelim

Faşizm halk düşmanıdır, faşizm geleceğin-gelece-ğimizin düşmanıdır. Her sabah yeni bir katliam, yenibir baskın, operasyonla uyanıyoruz. İnsanlarımız gözaltınaalınıyor, tutuklanıyor, katlediliyor. Bu saldırıların nere-deyse tamamı, ülkemizin dağlarında ve şehirlerindebizde odaklanıyor. Çünkü dünyada ve Anadolu toprak-larında emperyalizme ve faşizme karşı direnişler örgüt-leyen bir biz varız. Dünyada emperyalizmin icazet po-litikalarını tanımıyan; onunla uzlaşılmaz ancak savaşılırdiyen bir tek BİZ VARIZ!

Kimileri kanla yazılan tarihle ve halkın aklıyladalga geçerken, halka umut olan bir biz varız, DEV-GENÇ'liler var. Hapishanelerden meydanlara, mahallere,sokaklara kadar her yerde teslim olmama bayrağına birbiz sımsıkı sarılıyoruz. Ve bundan gurur duyuyoruz.Gururumuz; geleneklerine bağlılıkla yeni gelenekleryaratan şehitlerimizle perçinleniyor.

Bu yeni geleneklerden birini de, 6 Mayıs 2017 günükuşatıldığı evde, halk düşmanlarına teslim olmayıp “HasanSelim Gönen'in silahını elinden bırakmayan” SILA ABA-LAY’dır. Sıla, yaratılan değerlerimizin yılmaz savunucu-larından biri oldu, anısı önünde saygıyla eğiliyoruz.

Sıla’yı halkımız ilk kez, katledilen yaşıtı BerkinElvan için adalet isterken, 16 yaşında tutuklandığındatanıdı. Sıla, hapishanelerde 122’lerimizin yarattığı değerleri,onu teslim almaya çalışan düşmana karşı 52 gün boyuncayaptığı açlık grevi ile büyüttü. Hiçbir Dev-Gençli'nintecrit işkencesiyle teslim alınamayacağını gösterdi. Yani16 yaşındaki direnişiyle tanıdı halkı onu. Ve Sıla tahliyeolduğunda Dev-Genç’e koştu. Katledildiği gün hakkındayalan haber yapanlarla, Sıla daha 16'sında tanıştı. Ama neSıla’yı ne de Sıla'nın meşru mücadelesini baltalayamadılar.Her yerde teşhir oldular çünkü meşru olan Sıla’ydı.

Yüreği halk sevgisi dolu yoldaşımız, büyük-küçükdemeden herkesin derdini dinledi, sorunu çözdü. İştebugün Sıla’nın katledilme sebebi budur.

AKP faşizmi kendine yedekleyemediği herkese düş-mandır, yozlaştıramadığı her insanımıza düşmandır, sö-mürüye ve zulme boyun eğmeyen bütün halk çocuklarınadüşmandır. Ve bu yüzden yok etmek ister. Bu yüzdenSılalar'ımızı katleder. Baskı, katliam, yalan, demagoji,dezenformasyon, onun iktidarının temelidir. Katletmezse,sömürmezse, yozlaştırmazsa; bilir ki Sılalar gelip onundüzenini başına yıkacak. Bütün korkusu bundandır.

Bugün açtıkları imam hatipler ile, her dönem dahada katmerledikleri anti-demokratik, anti-bilimsel eğitimsistemiyle, hayatla bağı olmayan gerici kitapları ezber-leterek bizi halktan yalıtmaya çalışıyorlar. İşçi, memur,köylü, esnaf, işsiz... şöyle dursun kendi okulumuzdaki

öğrencilerden turnikeler ve ÖGB'lerle tecrit ediyorlar.“4 yıl dişini sık, sonra hayatının geri kalanında rahatedersin” palavralarıyla bizi hem apolitikleştirip hem dehalktan ve bilimsel gerçeklerden uzak durmayı salıkveriyorlar. Oysa bireysel kurtuluş diye bir şey yoktur!

Şayet, etliye-sütlüye bulaşmadan, sadece ders kitaplarıezberleyerek bitirme sınavlarını verdiyseniz bile, diplomaalmak da hiçbir işe yaramaz, yeni sınavlar-engeller koyarlarönümüze. Onca mezun içinden sıyrılıp kadroya alındıysanızbile, işinizin hiçbir garantisi yoktur. Sırf OHAL ile birlikteaçığa alınan 101 bin memurun hali ortadadır. Beş parasızsokağa atılan, çaresizce intihara sürüklenen insanlarımızındurumu ortadadır. Yani düzenin bize vaad edeceği birgelecek yoktur. Güvenli bir gelecek yalnız ve yalnız halkınkendi iktidarında mümkündür. Yani gelecek sosyalizmdedir,adil bir düzen için devrimci mücadelededir.

Bu gerçeklerin farkında olmayalım diye yozlaştırmış,çürütmüş, kendi sorunlarına bile yabancılaşmış zavallıbireycikler olalım istiyorlar. Sıla ve Sıla’nın Dev-Genç'liyoldaşları, bu her yanından irin ve pislik akan, kardışında hiçbir amacı olmayan yoz düzeni ortadan kaldı-racak yegane güçtür.

Faşizm, ülkemizde AKP ile başlamadı, bitmeyecekde. Bu yüzden Dev-Genç'in tarihinin aynı zamandahalklarımızın Dev-Genç öncülüğündeki anti-faşist mü-cadele tarihi olduğunu hatırlatmak isteriz AKP'ye. Niceiktidarlar geldi geçti, halk düşmanları yakından tanıdıDev-Genç'in cüretini, militanlığını. Devrimcileri infazetmenin bedelini AKP de misliyle görecektir.

Anadolumuz'un Sibeller'i, Sılalar'ı her daim oldu,olacak. Bunun önünde hiçbir güç duramayacak; halkıncoşkun akan selini, Sıla'nın büyüyüp serpildiği Dev-Genç’i bitirmeye AKP'nin de gücü yetmeyecek! Biz obaskınların tam ortasından geliyoruz; baskılar, katliamlarbizi yıldıramaz, kinimizi biler, bizi güçlendirir!

Şimdi Sıla'nınki de eklenmiştir, hesabı sorulacaklarınarasına. Baskınlarınız, infazlarınızla ne bizleri yıldırabilirsinizne yaptıklarınızı kanıksatabilirsiniz. Unutmayacak, halk-larımıza unutturmayacak ve katilleri affetmeyeceğiz! Geceyarıları evlerimizi, kurumlarımızı basmanın, kurşun yağ-dırmanın, infaz yapmanın o kadar kolay olmayacağınıöğreneceksiniz! 9 Haziran 95’te kuşatıldığı evde çatışarakşehit düşen Sibel Yalçın'dan, 6 Mayıs 2017' de şehit düşenDev-Genç'li Sıla Abalay’a mirastır direnme geleneği. Bubayrak bizim ellerimizdedir, Dev-Gençliler'dedir.

SILA ABALAY ÖLÜMSÜZDÜR!SILA'NIN BEDENİNE SIKILAN HER KURŞUNUN

BEDELİNİ ÖDEYECEKSİNİZ!

KATLEDİLEN HALK ÇOCUKLARININ HESABINI SORACAĞIZ!SILA’NIN BEDENİNE SIKILAN KURŞUNLAR SINIF KİNİMİZDİR!

Ülkemizde Gençlik

Gençlik Federasyonu’ndan

Yürüyüş

14 Mayıs2017

Sayı: 14

16’SINDA HALKIN UMUDU36

Page 37:  · 48 Sıla Abalay’ın o gülen gözleri, bize umut ve ışık oluyor 49 Evlatlarımızın mezar hakkı için direnen Kemal Gün’ün direnişi hepimizin direnişidir, sahiplenelim

Liseliyiz Biz

AKP’nin sarhoş, katil polisleri katli-amlarına bir yenisini daha ekledi. 6 Mayıs'tagece yarısı AKP’nin katil polisleri, İstanbulKüçükçekmece’de bir evde bulunan 18yaşındaki Sıla Abalay’ı kurşun yağmurunatuttu. Biz bu katliamcıları tanıyoruz.

2007'de bal toplamaya giderken özelharekat tarafından Hozat'ta infaz edilenBülent Karataş'tan, 14’ünde mahallesinisavunurken beyni sokağa akıtılan Ber-kinimiz'den, polise "galoş giyin" dediğiiçin anne-babasının gözü önünde katle-dilen Dilek'ten, 24 Temmuz 2015'teteslim ol çağrılarına "SİZE TESLİMOLMAYACAĞIM" diyen Günay Özars-lan’a sıkılan 15 kurşundan, Sur'da 79gün boyunca Kürt halkına yaşatılanlardan,Taybet Analar'dan, evladının cenazesinibuzdolabında saklamanın çaresizliğinden,Silopi'de evinin içinde panzerle ezilen 2kardeşimizden tanıyoruz.

Yapılan her infazdan sonra, sahnedeaynı aktörleri görürüz; katliamları devletadına meşrulaştıran siyasi iktidarlar, ken-disine “gazeteci” diyen lağım fareleri, te-tikçilerini koruyup kollayan yargı. Katli-amları meşrulaştıran burjuva medya; UğurKaymaz'ı boyundan büyük tüfekle çatış-makla, Dilek'imizi canlı bomba olmakla,Gazi Mahallesi’nde katledilen iki gencimizi"ellerinde silah vardı, dur ihtarına uymadı"gibi bahanelerle infazları aklamaya ça-lışmışlardır. Sıla Abalay için de, katliamınilk saatlerinden itibaren yapılan “DHKP-C’nin en üst düzey yöneticilerinden” gibizorlama ve yalan açıklamalarla, namussuzpolisine sahip çıkmaktadır.

Bir insan dur ihtarına uymadı diye,devletin öldürme özgürlüğü YOKTUR!

Devrimcilerin elinde silah var diye,polisin öldürme yetkisi YOKTUR!

Canlı bomba diye, DHKP-C üyesidiye infaz etme meşruluğu YOKTUR!

BAŞARAMAYACAKSINIZ! Halkı-

mız sizi de bizi de çok iyi tanır. Dev-rimcileri “terörist” diye yaftalayamaya-cak, halkımızın gözünden düşüremeye-ceksiniz. İnfazlarınızı meşrulaştırmanıza,kanıksatmanıza izin vermeyeceğiz! Ger-çekleri her koşulda anlatmaya devamedeceğiz. O gerçek, devletin halka düş-man olduğudur!

Ve bir gerçek daha var ortada, DEV-GENÇ’LİLERİN bu katliamların hesa-bını soracağıdır!

Sıla bir Dev-Gençlidir. Yüreği ve bilincikatledilen halk çocuklarının hesaplarını sor-makla dolu bir Dev-Genç’li. Halkımız Sıla’yıilk kez, katledilen yaşıtı Berkin’e adalet is-terken tutuklandığı zaman tanıdı. Sıla, ha-pishanelerde yaratılan değerleri 122’ler gibideğerlerini savunan bir özgür tutsaktı. 2aya yakın açlık grevi yaparak, onu ve dü-şüncelerini teslim almaya çalışan düşmanane kadar güçlü olduğunu gösterdi.

Sıla, 1995’te katledilen Komutan Si-bel’in 6 Mayıs 2017’de ete kemiğe bü-rünmüş halidir. Komutan Sibel’in ölme-diğini bizlere bir kez daha göstermiştir.Sıla, Çağlayan Adliyesi önünde gözaltınaalınırken şöyle diyordu “Hasan Selim’insilahı ellerimizde.” Evet Sıla sözünütuttu, komutanı Hasan Selim’in silahınıelinden düşürmedi ve onun gibi şehitdüştü. Şimdi Sıla’nın yoldaş yadigarıbizim ellerimizdedir. 47 yıllık geleneğimiz,düşmanın teslim ol çağrısına zafer slo-ganlarıyla cevap veren Sılalar'a bağım-sızlık, demokrasi, sosyalizm mücadelemizsürüyor ve sürmeye devam edecek.

Biz 19 Aralık’ta yangınların içinden,Dersim’de bombalanan sığınaklardan çıkıpgeldik. Bu savaş; 51 yaşında Hatice Aşık-lar'dan, 46 yaşındaki Erdal Dalgıçlar'a, 18yaşındaki Bünyaminler'den Sılalar'a sürenhalkın haklı savaşıdır. Bu savaşta hiçbirsuç cezasız kalmaz, kalmayacak! Katlet-tiğiniz devrimcilerin, tüm halk çocuklarının

SILA ABALAY’I AKP’NİN SARHOŞ, KATİL POLİSLERİ İNFAZ ETTİ!SİLOPİ'DE İKİ ÇOCUĞU EZEREK KATLEDEN SARHOŞ KATİLLER, 18 YAŞINDAKİ SILAMIZ'I KATLETTİLER!

Bi̇z Li̇seli̇ Dev-Genç’li̇leri̇z

� Çürümenin içindebüyümek istemiyoruz.

� Uyuşturucu bataklığın-da büyümek istemiyoruz.

� Üniversite kapılarındaadaletsizlik istemiyoruz.

� Büyüdüğümüzde işsizlikbataklığında boğulmakistemiyoruz

� Bunun için, demokratikbir lise istiyoruz.

� Demokratik bir lise için,özgür, bağımsız bir ülkeistiyoruz.

� Bunun için, bu yaşta,

BU KAVGADABİZ DE VARIZ!

� Liseliyiz biz... Genciz,çok genç... Ama yürekleri-miz büyük.Erken olgunlaşıyoruz biz.Bu ülke, bu düzen erkenbüyümek zorundabırakıyor bizi.

� İşte bu yüzden,BU KAVGADABİZ DE VARIZ!

Bu Kavgada Biz de Varız!

Bu ülkede yaşıyoruz... Bu halkın çocuklarıyız... Ezilen, sömürülen, katledilen bir halkın çocuklarıyız... Bu halkın kavgasında biz varız!

14 Mayıs2017

Yürüyüş

Sayı: 14

3718’İNDE KAHRAMAN

Dergimizin 14. Sayısının Yayınlandığı 14 Mayıs 2017 günü;*KEC Yüksel direnişi 187. gününde, Nuriye Gülmen ve Semih Özakça açlık grevlerinin 67. günündeler

*KEC Malatya direnişi 107. gününde*KEC İstanbul Cevahir AVM önünde Nazife Onay’ın direnişi 55. gününde

*KEC Düzce Alev Şahin direnişinin 83. gününde *Dersim Seyit Rıza Meydanı’nda Kemal amca direnişinin 95. ve açlık grevinin 80. gününde

Page 38:  · 48 Sıla Abalay’ın o gülen gözleri, bize umut ve ışık oluyor 49 Evlatlarımızın mezar hakkı için direnen Kemal Gün’ün direnişi hepimizin direnişidir, sahiplenelim

Liseliyiz Biz

AKP’nin katliamcı polisleri 6 Mayıssabahı katliamlarına bir yenisini dahaekledi. Devrimci, Dev-Genç’li Sıla Aba-lay’ı kaldığı evde katletti. Katliam ileilgili Dev-Genç’liler bulundukları böl-gelerden yazılı açıklamalar yayınlayarakyoldaşlarının hesabını soracağını vur-guladı. Yapılan açıklamalardan derle-diklerimiz kısaca şu şekilde:

Dev-Genç (6 Mayıs): “… Sıla Aba-lay’ı kuşattıkları evde katleden polislerdenSıla’mızın hesabını soracağız. Biz bukatliamcıları tanıyoruz. 14’ünde mahal-lesini savunurken beyni sokağa akıtılanBerkin’imizden, annesinin babasının önün-de katledilen Dilek’ten tanıyoruz. Biz buhalk düşmanlarını 24 Temmuz’da teslimol çağrılarına “SİZE TESLİM OLMA-YACAĞIM” diyen Günay Özarslan’dantanıyoruz. Yapılan her katliamın altındabunlar vardır. Bir de bu katliamları meş-rulaştıran yandaşları, kendisine gazetecidiyen lağım fareleri. Katliamları meşru-laştıran yandaş medya Dilek’mize canlıbomba 14 Nisan’da Gazi Mahallesi’ndekatledilen iki çocuğumuza da ellerindesilah vardı dur ihtarına uymadı gibi ba-hanelerle katilleri aklamaya çalıştılar. SılaAbalay için de katliamın ilk saatlerindenitibaren yapılan “DHKP-C’nin üst düzeyyöneticisi” gibi açıklamalarla namussuzpolisin namusunu kurtarmaya çalıştılar.Bir gerçek var ortada o da sizin katliam-cılığınızdır! Ve bir gerçek daha var ortadaDev-Genç'lilerin bu katliamlarınızın he-sabını soracağıdır... Halkımız Sıla’yı ilkkez katledilen yaşıtı Berkin için adaletisterken tutuklandığı zaman tanıdı...

Sıla 9 Haziran 1995’te katledilenKomutan Sibel’in 6 Mayıs 2017’de etekemiğe bürünmüş halidir. Komutan Si-bel’in ölmediğini bizlere bir kez dahagöstermiştir. Sıla, Çağlayan adliyesiönünde gözaltına alınırken şöyle diyordu:“Hasan Selim’in silahı ellerimizde.”Evet, Sıla sözünü tuttu, komutanı HasanSelim’in silahını elinden düşürmedi veonun gibi şehit düştü. Şimdi Sıla’nınyoldaş yadigarı silahı bizim ellerimizdedir.Katillerinden hesap soracağız!”

Ankara Dev-Genç (6 Mayıs): “…Bugün tam da son nefesinde “Tam Ba-ğımsız Türkiye” diye haykıran Deniz-ler’in idamının yıldönümünde, katildevlet 18 yaşında Sıla’yı katletti. 13yaşında Uğur, 14 yaşında Berkin, dahaiki gün önce Silopi’de sarhoş katillerinakreple eve girmesi sonucu ezilerekkatledilen 7 yaşında Muhammet, 6 Ya-şında Furkan… Dilek Doğan, YılmazÖztürk… Say say bitmez katil devletinkatliamcı yüzünü. sorulacak hesapları-mız, yolumuzu aydınlatan şehitleri-miz… Ancak binlercemizi de infaz et-seniz, darağaçları da kursanız “İlle deKavga” diyoruz. 70 yaşımızdakiyle, 18yaşımızdaki Sılamızla ille de kavga di-yoruz, demeye de devam edeceğiz.”

Hatay Dev-Genç (6 Mayıs): “…Yandaş ve burjuva medya onu örgütünüst düzey ismi olarak yalanlayıp, yaptığıinfazı meşrulaştırmaya çalışsa da, Sılaasıl şimdi teslim olmama geleneği ileSibel Yalçın’dan sonra bize yol göster-meye devam ediyor. Hatay’ın birçokilçesinde Sıla’nın ismini halkın matbaası

duvarlarına nakşettik ve Sılamızı se-lamladık. Tekrardan anısı önünde say-gıyla eğiliyoruz.”

İzmir Dev-Genç (8 Mayıs): “…Geçmişten günümüze silahını hep halkçocuklarına çeviren, halkın çocuklarınıkatleden faşizmi döktüğü kanda boğaca-ğız… Faşizmin katliamlarını meşrulaş-tırmaya çalışan kendisine gazeteci diyenşeref yoksunu asalaklar Sılamızın katle-dilmesini de meşru göstermeye çalışmıştır.Meşru olan biziz, meşru olan halktır. Kat-liamlarınızın hesabını Şafaklar Bahtiyarlargibi meşruluğumuzla soracağız. BizlerDev-Genç’liler olarak ilan ediyoruz, kat-liamlarınızın hesabını soracağız! Sıla Aba-lay bir Dev-Genç’lidir halkının bağım-sızlığı için mücadele eden katillerdenhesap soran bir Dev-Genç’li… Şimdibizler de Dev-Genç’liler olarak bu halkınen onurlu evlatları olarak Sıla’ya söz ve-riyoruz. Sonuna kadar ilerlediğin yoldandevam edeceğiz hesabını soracağız!”

İstanbul Okmeydanı Liseli Dev-Genç (7 Mayıs): “Halkımız, Liseliler;AKP faşizmi halkın çocuklarını katletmeyedevam ediyor. Sıla daha 18 yaşındaydı,ülkemizdeki adaletsizlikleri görüp dev-rimcilik yapıyordu. Berkin için adalet is-tediği için 16 yaşında tutuklandı ve şimdide 18’inde katledildi. Halkımız sıra bizegelmez bize bir şey olmaz deyip evdesusmayın. Sıra size de gelecek. Çünküfaşizm bu halktan korktuğu için halk ço-cuklarını katlediyor. Sıla’yı tanırsınız ogüler yüzünü... Şimdi Sıla’dan bize kalano gülüşü ve inancıyla AKP faşizmindenhesap sormaya çağırıyoruz sizi.”

Yürüyüş

14 Mayıs2017

Sayı: 14

16’SINDA HALKIN UMUDU338

Katledilen Halk Çocuklarının, Sıla Yoldaşımızın Hesabını Soracağız!Yaşasın Dev-Genç Yaşasın Dev-Genç’liler!

hesabını vereceksiniz! Altınızdaki zırhlı araçlarla, elinizdekisilahlara fazla güvenmeyin! Unutmayın; halk derya deniz,halk her yerde. Yoldaşlarını katlettiğiniz devrimcilerin öfkesindenkorkun, o korku size rahat vermeyecek. Halkı katlederek biti-remeyeceksiniz. Halk öldürmekle bitmez; bir ölüp, küllerindenbinlerle doğan halkın onurlu evlatları devrimciler bitirilemez!

Tüm liselilere çağrımızdır; tüm arkadaşlarımıza Sıla Abalay'ınpolis tarafından infaz edildiğini anlatalım. Okullarımızda, sı-nıflarımızda tahtalara, sıralara her yere Sıla'nın katillerinin ce-zalandırılmasını istediğimizi yazalım. Gözümüzün gördüğüherkese Berkin'i ve Sıla'yı anlatmayı kendimize görev bilelim.

Liseli Dev-Gençliler; şimdi devrimcilik nedenlerimizdenbiri de Sılamız’dır. İl il, mahalle mahalle, okul okul her yerde

Sıla'nın katilinin devlet olduğunu anlatalım. Onun için ey-lemler-anmalar düzenleyelim, unutturmamak boynumuzunborcu olsun.

Sınıf kinimizi bilememiz, bir adım öne çıkmamız, dahahızlı koşmamız, Sılamız'ın hesabını sormak içindir. DünBünyamin, bugün Sıla’yla devrim yürüyüşümüz sürüyor.Sıla, Sibel Yalçınlar'ın Hasan Selimler’in yolunda ilerliyorve savaşıyordu. Şimdi bizler de, bu halkın en onurluevlatları olarak Sıla'ya söz veriyoruz: Sonuna kadarilerlediğin yoldan devam edeceğiz, hesabını soracağız!

SILA ABALAY ÖLÜMSÜZDÜR!KATLEDİLEN TÜM HALK ÇOCUKLARININ HE-

SABINI SORACAĞIZ!

Page 39:  · 48 Sıla Abalay’ın o gülen gözleri, bize umut ve ışık oluyor 49 Evlatlarımızın mezar hakkı için direnen Kemal Gün’ün direnişi hepimizin direnişidir, sahiplenelim

Ankara Dev-Genç, 29 Nisan’da İs-tanbul Okmeydanı’nda bulunan GençlikFederasyonu baskını ile ilgili 3 Mayıs’tayazılı açıklama yayınlayarak kısaca şusözlere yer verdi:

“… 2 Dev-Genç’li yoldaşımızı iş-kenceyle gözaltına aldılar, 1 Mayısöncesi çalışmalarımızı engellemek içinde Gençlik büromuzu 5. kez yağmala-mışlardır. Lakin unuttukları bir şey var:Dev-Genç’liler bu halkın çocuklarıdır,istedikleri kadar yağmacılık yapsınlarnafiledir, onlar yakmasını, yıkmasınıbiz tekrar toplamasını, onlar tüketmesinibiz üretmesini, onlar öldürmeyi katlet-meyi biz yaşatmayı biliriz. Onların dü-zeni sömürüyü zulmü, bizim pratiğimizhoşgörüyü ve dayanışmayı yaşatır. Onlarkahpeliği kalleşliği biz mertliği ve yi-ğitliği biliriz. AKP’nin Dev-Genç’tenbu denli korkması normaldir. 70’li yıl-larda dünya halklarının katili emper-yalizmin vurucu gücü 6. Filoyu kıblealıp namaz kılanlar onlar, bizler o Ame-rikalıları denize döken Dev-Genç’lileriz!Korkularından ODTÜ’ye giremeyenleronlar, biz Vietnam halklarının katili”Vietnam Kasabı” lakabıyla bilinen Ro-bert Commer’in arabasını Vietnam halk-ları için devirip ateşe veren Dev-Genç’li-leriz… Biz Dev-Genç’iz 47 yıllık tari-himizde önderimiz Mahir Çayan’danbugüne dek süren onurlu ve şanlı birtarihe sahibiz. Dev-Genç gücünü, ce-saretini halkına ve vatanına olan sevgi-sinden, gençliğin atılgan ve coşkuluruhundan almaktadır. Size söz tümdünya halkları; bu iddiamızdan bir anolsun dönmeyeceğiz, 47 Yıllık tarihimizelayık olup sürekli halk düşmanlarınınensesinde, sürekli yakalarında olacağızyaptıkları her kahpeliğe karşı nice yi-ğitlerimiz gibi hesap soracağız”

Pankartımızı Çalarak İrade-mizi Sınamayın!

“Sıla’mızı katleden katiller Gençlik

Federasyonu’na gelip bu sefer de “SılaAbalay Ölümsüzdür” ve “Dev-Genç’iBitiremezsiniz” yazan pankartları çal-dılar.”

İstanbul Okmeydanı’nda, 7 Mayıs’taişkenceci katiller J-1 akreple GençlikFederasyonu binasının önünde duruppankartların fotoğrafını çekerek tacizetti. Aynı günün gecesi saat 01.00'daakrepler ve itfaiye seferber olup geldilerFederasyon’un önüne. Kurumda bulunan1 Dev-Genç’li sloganlarla, ajitasyonlarlakarşıladı onları. Aynı zamanda işken-cecilerin üzerine boyalar ve baskındapolislerin kırdığı molozları attı. Böcekgibi korkarak gelen polisler bu durumkarşısında aralarında konuşarak uzunbir süre beklediler. Saat 02.00'a yakla-şırken pankartları çalmaya başladılarve Gençlik Federasyonu’nun içini gazaboğdular, nefes alacak tek bir alan dahibırakmadılar. Yalnızca Gençlik Fede-rasyonu da değil tüm sokağı, evlerigaza boğdular. Park halindeki bir ara-banın camını kırıp içine biber gazı attı.Pencereleri plastik mermiyle taradılarve 3 ses bombası attılar. Bu saldırılarakarşı Dev-Genç'li baskında kırılan ma-sayı kendine siper yaptı. Polisler pan-kartları çaldıktan sonra giderken rastgeleher yere biber gazı attı.

Polisler gittikten sonra halk, Fede-rasyon’un önüne desteğe geldi. “Birkişi için mi bu kadar gaza boğdular? 1kişiye mi bu kadar zulüm yaptılar? 2pankartı almak bu kadar mı zor? Bukadar mı korkaklar?“ diye tepki gös-terdiler ve bir ihtiyaç olup olmadığınısorarak Dev-Genç’in ve Dev-Genç’li-lerin yanında olduklarını gösterdiler.Gazın etkisi gitsin diye süt, getirdiler.Halk düşmanlarının bu alçak yüzünübir kez daha gören halk her zamanDev-Genç’lilerin yanında olduklarınıbelirttiler.

Geçmişte Güler’imizi Almıştık Zul-mün Elinden Şimdi Mesude Ablamızı!

Sırada Tüm Hasta Tutsaklar Var!

Hasta Özgür Tutsaklardan olan MesudePehlivan, 9 Mayıs’ta tutuklu bulunduğuhapishaneden direniş ve yapılan açıkla-malar sonucu serbest bırakıldı. Serbestbırakılmasının ardından Dev-Genç 9 Ma-yıs’ta yazılı açıklama yayınlayarak kısacaşu sözlere yer verdi:

“… Mesude Pehlivan yıllardır hapis-hanelerde tecrite ve tecritin yarattığı sağlıkkoşullarına karşı mücadele eden bir ÖzgürTutsaktı. Özgür Tutsaklığın gerekleriniyerine getirdiği ve de onu izolasyonla dü-şüncelerinden soyutlamaya çalışan düşmanakarşı devrimci duruş sergilediği için kansertedavisi çoğu zaman engellendi sağlıksızolmasına rağmen F tipi hücre koşullarındakaldı.

Ama hapishanelerde onlarca insanımızınkatili olan devlet bugün bunu başaramadı.Geçmişte Güler Zere yoldaşımızı nasıl al-dıysak zulmün elinden bugün de MesudePehlivan’ı aldık. Meydan meydan, sokaksokak, hapishane hapishane direndik Me-sude Pehlivan için. Hapishanelerde döv-düğümüz her kapıda onun adını andık, ser-best bırakılmasını istedik. Çoğu zamangardiyanların siz o kadını tanıyor musunuzda onun için yerlerde sürükleniyorsunuzsorusuna tanımıyoruz ama o bizim ailemizininsanı ablamız diyorduk... Meydanları halkayasaklayanlar Mesude Pehlivan için TA-YAD’ın yaptığı basın açıklamalarına defa-larca saldırdı gözaltına aldı. Ama yine omeydanda o lisenin önünde F tiplerini teşhireden açıklamamızı yaptık. Sokaklarımız,otobüs durakları onun afişleriyle doldu taş-tı.

Bu direniş de bize öğretti ki direnen vesavaşan kazanır. Şimdi sıra diğer direniş-lerimizde, şimdi sıra Yüksel Caddesi’ndeNuriye ve Semih hocamızda, şimdi sıraDersim’de kaderdaş Seyit Rıza’yla yanyana oturan Kemal babamızda.”

Ülkemizde Gençlik

Baskınlarla Dev-Genç’i Bitiremediniz, Yeni Gelenekler Direnişler Yaratarak Dev-Genç’i İlelebet Sürdüreceğiz!

DDergimizin 14. Sayısının Yayınlandığı 14 Mayıs 2017 günü;*KEC Yüksel direnişi 187. gününde, Nuriye Gülmen ve Semih Özakça açlık grevlerinin 67. günündeler

*KEC Malatya direnişi 107. gününde*KEC İstanbul Cevahir AVM önünde Nazife Onay’ın direnişi 55. gününde

*KEC Düzce Alev Şahin direnişinin 83. gününde *Dersim Seyit Rıza Meydanı’nda Kemal amca direnişinin 95. ve açlık grevinin 80. gününde

14 Mayıs2017

Yürüyüş

Sayı: 14

3918’İNDE KAHRAMAN

Page 40:  · 48 Sıla Abalay’ın o gülen gözleri, bize umut ve ışık oluyor 49 Evlatlarımızın mezar hakkı için direnen Kemal Gün’ün direnişi hepimizin direnişidir, sahiplenelim

Ülkemizde Gençlik

Bağımız Türkiye ŞiarımızıYeni Sılalar Pahasına Savunacağız!

Dev-Genç’imizin coşkulu bir o kadarçalışkan ve kocaman yüreğiyle bilinenSıla’mız, Sıla Abalay yoldaşımız 6 Mayısgecesi AKP’nin katil polisleri tarafındankaldığı bir eve yapılan baskınla katledildi.Derginin belirli yerlerinde olay anlatılmış.Biz ise çalışmaları aktarmadan önce birazSıla’mıza değineceğiz. Sıla ilk mücadeleyeatıldığında yaşı küçük, yüreği kocamanbir yoldaşımızdı. Onunla kim konuşmuşsabilir neden mücadele ettiğini. Her sohbe-tinde çocukların katledildiğini onlar içinmücadele edeceğini belirtirdi. Her semi-nerde söz aldığında düşmandan hesap so-racağını ve halkın adaletiyle yargılayacağınıbinlerin önünde cesurca haykırırdı. Veyine ondaki -doğal olarak- tükenmek bil-meyen vatan ve halk sevgisi, yoldaşlarınave şehitlerine bağlılık hep onu mücade-lesinde daha ileriye gitmesine gelişmesinevesile oldu. Ve “ben Şafak Yaylalar’ınöğrencisiyim” derken bile bu onuru vegururu yanındaki bütün herkese yaşatı-yordu. Onu gören çoğu kişi küçük oldu-ğunu düşünerek pek aldırış etmeyebilirdi,fakat Sıla bir söze başladı mı, ona herkeshayranlıkla bakardı ve saygı duyarlardı.Biz de o kadar onurlu ve gururluyuz kiSıla yoldaş. İyi ki seni tanımışız, iyi kisen bizim yoldaşımız olmuşsun, sen bizimSıla’mız, coşkumuz, mücadelede karar-lılığımız olmuşsun. Sen de biz de biliyoruzyoldaş ne senin ne de yoldaşlarının, ko-mutanlarının hesabını sormaktan vazge-çeceğiz. Sizin direncinizi, öfkenizi öfke-mize kattık. Kim ne derse desin, biz oözlemini duyduğunuz “Tam BağımsızTürkiye” hedefimizden asla vazgeçme-yeceğiz. Bağımsız ve Özgür Türkiye’ninDev-Genç’in, Sılalar’ın mücadelesiylegelmesi umuduyla. Dev-Genç’lilerin yap-tığı çalışmalardan derlediklerimiz;

Ankara: Dev-Genç’liler 6 Mayıs’taev baskınında katledilen yoldaşları SılaAbalay için Ege Lisesi önüne “Sıla AbalayÖlümsüzdür! Dev-Genç” imzalı pankartastı. Ayrıca 7 Mayıs’ta Tuzluçayır Ma-hallesi’nde umudun sesi Yürüyüş dergisidağıtımı yapıldı. Çalışmada 20 dergi halka

ulaştırıldı.Eskişehir: Dev-Genç’liler 5 Mayıs’ta,

4 ayda 5 defa basılan Gençlik Federasyonubaskınları ve tutuklamalar ile ilgili GültepeMahallesi’nde çalışma yaptı. Çalışmadabirçok yere “Dev-Genç’i Bitiremezsiniz!”yazılaması yapıldı ve kısa bir açıklamayapılarak; “… Faşizme karşı Anadolu’damücadeleyi büyütüyoruz. Bizler her yer-deyiz, Bizler Dev-Genç’liyiz!” sözlerineyer verildi. Ayrıca 6 Mayıs’ta ölüm man-gaları tarafından katledilen Sıla Abalayiçin birçok yere yazılamalar yapılarakSıla Abalay selamlandı.

Hatay: Dev-Genç’liler Sıla Abalay’ınşehitliğinin ardından birçok ilçe ve ma-hallede halkın matbaası duvarlara Sıla’nınadını ve umudun sloganlarını nakşetti.Ayrıca kısa bir açıklama yapan Dev-Genç; “… Sıla şimdi teslim olmama ge-leneği ile Sibel Yalçın’dan sonra bize yolgöstermeye devam ediyor… Tekrar anısıönünde saygıyla eğiliyoruz.”

İzmir: Dev-Genç’liler 6 Mayıs’ta kat-ledilen yoldaşları Sıla Abalay için birçokyere yazılama yaptı ve pankart astı. Ça-lışmalar kapsamında Buca Kuruçeşme,Koop ve Üçkuyular Meydan’da ve çev-resinde 15 yazılama yapıldı. Ayrıca Ku-ruçeşme Mahallesi’nde Berkin ElvanParkı ve Aybers Hikmet Karabacak Lise-si’nin duvarlarına “18 Yaşında KatledilenSıla Abalay Ölümsüzdür!” yazılı pankartasıldı. Son olarak Dokuz Eylül ÜniversitesiEğitim Fakültesi girişine “Sıla Abalay’ınHesabı Mahşere Kalmayacak!” yazılıpankart asıldı.

İSTANBULAtaşehir: Dev-Genç’liler 6 Mayıs’ta,

Dersim’de 7 Kasım 2016’da bombardı-manda katledildikten sonra kaybedilenDHKC gerillaları ve direniş sonucu bu-lunan Tuncel Ayaz için yazılama yaptı.Yapılan çalışmada “9 DHKC GerillasıNerede? Cenazelerimizi İstiyoruz, Ala-cağız! Tuncel Ayaz Ölümsüzdür!” yazı-lamaları birçok yere işlendi. Ayrıca 6 Ma-yıs’ta katledilen yoldaşları Sıla Abalayiçin “Sıla Abalay Ölümsüzdür! HesabınıSoracağız!” yazılaması birçok yere iş-lendi:

Dev-Genç’liler 6 Mayıs’ta katledilenve mahallede onlarca emeği bulunan yol-

daşları Sıla Abalay için çalışmalar yaptı.Yapılan çalışmalarda duvarlara “Sıla Aba-lay Ölümsüzdür! Sıla Abalay’ın HesabınıSoracağız! Dev-Genç” imzalı yazılamalarve umudun adı sloganları duvarlara işlendi.Ayrıca 7 Mayıs’ta Mehmet Ayvalıtaş Par-kı’na “Sıla Abalay Ölümsüzdür!” yazılıpankart asıldı. Son olarak, Dersim’dekaybedilen DHKC Gerillaları ile ilgiliOkmeydanı Metrobüs yoluna, gerilla ce-nazelerinin akıbetini soran pankart asıldı.

Koca Yürekli Sıla’mızın Coşkusu, Çalışkanlığıyla Dev-Genç’imizi Doruklara Taşıyacağız!

Tuncel Ayaz’ı Bulduk! 9 DHKC Gerillasını da Bulacağız

7 Kasım’da Dersim’de bomba-lanan sığınakta katledilen11 DHKCgerillasından Bünyamin Kılıç’ın ar-dından Tuncel Ayaz’ın kemikleri debulundu. Bunun üzerine Dev-Genç8 Mayıs’ta yazılı açıklama yayınla-yarak kısaca şu sözlere yer verdi:

“… Bir baba 70 yaşında günlerceoğlunun ve arkadaşlarının cenaze-lerine ulaşmak için açlık grevi ya-pıyor. AKP iktidarı şehitlerimizinölülerinden bile korkuyor, cenaze-lerimizi vermeme sebepleri de bun-dandır. Ama bedeli ne olursa olsunşehitlerimizi bulacağı Bu uğurda nekadar kararlı olduğumuzu size 70yaşındaki bir babanın açlık grevidirenişi göstermiştir. Bizler de yol-daşları olarak bedel ödemeye onlarıbulabilmek için gerekirse yeni şe-hitler vermeye hazırız. Cenazelerinide biz bulacağız hesaplarını da bizsoracağız!”

Yürüyüş

14 Mayıs2017

Sayı: 14

16’SINDA HALKIN UMUDU440

Page 41:  · 48 Sıla Abalay’ın o gülen gözleri, bize umut ve ışık oluyor 49 Evlatlarımızın mezar hakkı için direnen Kemal Gün’ün direnişi hepimizin direnişidir, sahiplenelim

Emperyalizm ve Siyonizm Yenilecek

Direnen Halklar Kazanacak!Filistinli Tutsaklar Onurumuzdur!Halk Cephesi Uluslararası İlişkiler

Komitesi, siyonist İsrail’in hapishanele-rinde haksızlığa karşı direnen Filistinlitutuklular için 9 Mayıs’ta yazılı açıklamayayınlayarak şu sözlere yer verdi;

Filistin halkı 1948’den beri katlediliyor,sömürülüyor ama direnmekten vazgeç-miyor… Onurunu namusunu İsrail’e teslimetmiyor. Bugün Filistin halkı silahı yoksada bıçağıyla direniyor ama onurunu em-peryalizme, siyonizme karşı ezdirmiyor.Nisan ayının ortalarından beri başlayanbir açlık grevi direnişi va 6500 Filistinliİsrail tarafından tutsak edilmiş durumdave görüşten, tedaviye bütün hakları gaspediliyor, onursuz aramalar ve işkence uy-gulanıyor. Bu saldırılara karşı çöllerdengelen direnişçileri selamlıyoru 1500 Fi-listinli tutsak, kadın ve çocuk tutsaklar dadahil açlıklarıyla direniyorlar. Ve bu direnişekarşı İsrail de önderleri çöl hapishanelerinegöndererek direnişi kırmaya çalışıyo TümFilistinli örgütlerin birlikte başladığı direnişiTürkiye halkları olarak da selamlıyoruz.

Hapishaneler emperyalistlerin gerçekyüzünü yansıtır dünyanın her yerind Siyasitutsakların direnişleriyse tüm halklaraumut verir, tutsak edilseler dahi baş eğdi-remeyeceklerinin kanıtıdır tutsakların di-renişi. Bizler de hapishane direnişleriyle,fedalarla büyümüş bir hareket olarak Fi-listinli tutsakların direnişini selamlıyoruTüm dünyayı emperyalist ABD ile kangölüne çeviren İsrail, Filistin topraklarınıher geçen gün daha çok işgal ediyor veFilistin halkına kendi topraklarını hapis-haneye çevirmiş durumda. Tüm giriş-çı-kışların İsrail devleti tarafından denetlendiği,insani ve gıda ihtiyaçlarının dahi geçişle-rinin sınırlandığı Filistin’de halk, çocuklarınıaçlıkla, özgür bir ülke özlemiyle büyütüyor.Halkın öfkesi ve açlığı Siyonistlerin sonuolacaktır. Açlığıyla direnen Filistinliler’eselam olsun… Açlığın ve zulmün hesabınısoracağız…

Açlığınızı Paylaşmaya GeldikHerkesin yapabileceği bir şey mut-

laka ama mutlaka vardır diyerek çıktıkyola. 3 günlük destek açlık grevi yap-mak istedik, bunun bir gününü KocaeliEğitim-Sen’de yapalım dedik. Hemenaramızdan seçtiğimiz birkaç arkadaşkonuşmaya gitti. Lakin Eğitim-Sen“biz sıkıntıya gireriz”, “merkeze sor-madan yer veremeyiz” gibi sudan se-beplerle yer vermeyeceğini söyledi.Bu konuyu unutmayarak ama kısa sü-reliğine rafa kaldırarak hemen yenibir yer aramaya başladık. Dev-Güç’lüarkadaşların da greve girmek istedik-lerini söylemeleriyle Dev-Güç büro-sunun kapıları açlığımıza ev sahipliğiyapmaya başladı. Böylece açlığımızın1. günü başlamış oldu.

Açlığı Paylaşıyoruz Şiarıyla 1.Gün 7 Mayıs:

Sabah erkenden büroya geldik. Pan-kartımızı, fotoğraflarımızı astık; ön-lüklerimizi giydik ve saat 10.00’da üçDev-Genç’li bir Dev-Güç’lü olarakbaşladık açlığı paylaşmaya. Daha ilksaatlerden komşularımız burada neyaptığımızı ne için aç kaldığımızı sor-maya başladılar. İnsanlar üzülüyorduaç kaldığımız için ama onlara Nuriye,Semih ve Kemal amcanın direnişini,asıl açlığımızın karın açlığı değil adaleteolan açlık olduğunu anlattık. Gün içe-risinde paylaştığımız bir fotoğrafı görüpgelen bir gazeteci yerel basında habe-rimizi yaptı. Sağdan soldan haberlerigörüp arayan arkadaşlarımız, ziyaretegelen dostlarımız oldu. Hepsini Nuriye,Semih ve Kemal amcanın sıcaklığıylakucaklıyoruz. Saat 14.30 gibi direnişalanlarını aradık. Önce Kemal amcamızıaradık, sesini duyalım; “seninleyiz, aç-lığını paylaşıyoruz” diyelim dedik.

Kemal amca 70 yaşında 70 küsur gün-dür aç. Sesini duyunca boğazımıza birşey düğümlendi, konuşamadık. Yüre-ğimizdeki inanç bilincimizdeki öfkeile mutlaka kazanacağız diyerek kapattıktelefonu. Daha sonra Ankara’yı aradık.Semih abi istirahata çekilmişti Nuriyeabla ile konuştuk. Sesi ilk günkü gibikazanacağına, kazanacağımıza olaninanç ile çok coşkuluydu. “İşimizedöndüğümüz zaman bu direniş buzafer hepimizin olacak, mutlaka ka-zanacağız…” diyerek kapattı telefo-nu.

Saatler ilerlerken kalemlere sarıldık,Kocaeli’de tutsak düşen arkadaşları-mıza ve yakın zamanda tutsak düşenbaşka arkadaşlara mektuplar yazdık.Mektup yazmamız henüz bitmişti kibir ziyaretçimiz geldi. Biraz oturduktansonra bir yere kadar gidip geleceğinisöyledi. Meğer bizim için çiçek almayagitmiş. Direniş çiçeksiz olmaz diyerekgeldi yanımıza. Görünce yüzümüzdedeğişik bir tebessüm oluştu. Biz herşeyin ötesinde bu büyük insanlık ai-lesini çok seviyor; Nuriye, Semih veKemal amcanın kazanacağına iseemindik.

Arkadaşlarla sohbet ediyorduk kiaklımıza Selçuk Kozağaçlı’nın dire-nişin 30. gününde açlık grevi üzerineyaptığı konuşması geldi. İzlediktensonra derin bir sessizlik oldu sonradedik ki herkesin yapabileceği birşey vardı.

Büronun bulunduğu iş hanı akşam21.00'da kapanması sebebiyle açlığımızıbir eve taşıdık. Hıdrellez olması sebe-biyle dileklerimizi dileyip direnişçileriçin balon uçurarak günü bitirdik.Sabah açlığımızı yeni ekibe devrederekaçlık grevimizi sonlandırdık.

Ülkemizde Gençlik

DDergimizin 14. Sayısının Yayınlandığı 14 Mayıs 2017 günü;*KEC Yüksel direnişi 187. gününde, Nuriye Gülmen ve Semih Özakça açlık grevlerinin 67. günündeler

*KEC Malatya direnişi 107. gününde*KEC İstanbul Cevahir AVM önünde Nazife Onay’ın direnişi 55. gününde

*KEC Düzce Alev Şahin direnişinin 83. gününde *Dersim Seyit Rıza Meydanı’nda Kemal amca direnişinin 95. ve açlık grevinin 80. gününde

14 Mayıs2017

Yürüyüş

Sayı: 14

4118’İNDE KAHRAMAN

Page 42:  · 48 Sıla Abalay’ın o gülen gözleri, bize umut ve ışık oluyor 49 Evlatlarımızın mezar hakkı için direnen Kemal Gün’ün direnişi hepimizin direnişidir, sahiplenelim

AKP’nin Ahlaksız veÇürümüş Polisleri Dev-GençBinasını KullanılamazHale Getirdiler

Her ideoloji biçimi kendi insan ti-pini yaratır, faşizmin tetikçisi işkencecipolisinin ahlakı da buna göre şekil-lenmektedir.

Daha önceki baskınlarda gözaltınaalıp işkence ettikleri gençlerimize ken-dilerini “G.Ö.T’ÇÜ” olarak tanıtanAKP’nin kudurmuş itleri, bu defa dakadınların odasına işeyerek, dışkılarınıyaptılar. Kadın eşyalarını yerlere atıpüzerine işediler. Daha önce de akvar-yuma işemişler ve kızlarımızın iç ça-maşırlarını sokağa fırlatmışlardı. AKPiktidarının her kademesindeki çürümeve ahlaksızlık, tetikçilerini de kendigibi şekillendiriyor.

Diğer yandan, Tayyip’in eli kanlınamussuz tetikçileri, bu son 3 baskındaverdikleri hasar ile gençlik binasınıkullanılmaz hale getirdiler. Duvarlarıyıkıp su tesisatlarını kestiler, tuvaletlerikırdılar, kombiyi parçaladılar, camları,çerçeveleri kapıları kırıp döktüler,yatak yorganları ıslattılar, ayakkabılarıniçine boya döktüler. Son 3 baskındasağlam gördükleri ne varsa kırıp dö-kerek, parçalayamadıklarına ise işe-yerek, dışkılarını bırakarak her şeyi,her yeri kullanılmaz hale getirdiler.

Düşmanın Dev-Genç hazımsızlığıve korkusu o denli boyutludur ki, bas-kınların ardından gençlik binasına ası-lan pankartlara dahi tahammül ede-memiş, akrepler ve itfaiye arabalarıeşliğinde pankartları çalma operas-yonları gerçekleştirmişlerdir.

Son olarak 24 Nisan tarihinde, gecepankartı sökmek için geldiklerinde Dev-Gençli’lerin direnişi ile karşılaştılar. Osırada içerde bulunan iki Dev-Genç’libu hırsızlık ve saldırıya, marşları, slo-ganları ve direnişleri ile karşılık verdiler.Ellerine ne geçerse camdan polisin üze-rine fırlatan Dev-Genç’liler, pankartı

sökmek için itfaiye merdivenine tırma-nan polisin ve akrep olarak tabir edilenaraçların üzerine boya döktüler. Bununüzerine polis, gençlik binasını plastikmermilerle taradı. Tam 1 saat çaresizlikve hazımsızlık içinde korkudan ne ya-pacaklarını bilemeden beklediler veplastik mermiler ile gençliği taradılar.Sonradan ise pankartı alıp kaçtılar. Sa-dece iki Dev-Genç’li, 3 tane akrepdolusu ve tam teçhizatlı polisi korkudantitretmeye yetti. İşte korktukları ruhhali budur. Eline geçirdiği iki parçaeşya ve boya ile dahi düşmana direnen,kök söktüren bu gençlik, örgütlendiğindeve kitleselleştiğinde bu aşağılık düzeninsonunu da getirecektir.

Bu baskınlar ve saldırılar elbetteilk değildir. Dev-Genç tarihi boyuncaonlarca kez kurumları basılmış, eşyalarıkırıp dökülmüştür. Dev-Genç’li olupda baskın, gözaltı veya tutuklama ya-şamayan insan muhtemelen yoktur.

İşte tarihten bazı örnekler:Gençlik'in ilk kurum baskını 1975

Şubat'ında İstanbul Yüksek ÖğrenimKültür Derneği'nin Aksaray'daki binasınayapıldı. İki İYÖKD yönetim kuruluüyesi ve İYÖKD'nin çıkardığı dergininyazı işleri müdürü gözaltına alındı.

1 Ekim 1991: TÖDEF’in 1. GençlikKurultayı’na polis saldırdı. İki yüzeyakın gözaltı yaşandı.

15 Mart 1997: Devrimci Gençlikdergisi Taksim irtibat Bürosu, işkencecipolisler tarafından basıldı. Otuz iki kişigözaltına alındı.

12 Ekim 2001:Ülkemizde Gençlikdergisi basıldı ve der-gi çalışanları tutuk-landı.

1 Nisan 2004:Türkiye ve Avru-pa’da ortaklaşa ger-çekleştirilen operas-yonlar sırasındaGençlik Gelecektirdergisi ve İstanbul

Gençlik Derneği basıldı, çalışanlarıtutuklandı.

18 Ocak 2013: Türkiye genelindeCepheli devrimcilere yönelik başlatılanoperasyonlar sırasında Dev-Genç binasıbasıldı, toplamda 13 Dev-Genç’li tu-tuklandı.

Dev-Genç’ten ölesiye korkuyordüşman. Korkmakta da haklıdır! Çünkükarşısında 47 yıldır bu ülkede anti-emperyalist, anti-oligarşik mücadeleninöncülüğünü yapan, genç yaşlarına rağ-men teslim alınamayan, baş eğmeyen,halk ve vatan sevgisi ile donanmış,örgütlerine, şehitlerine ve tutsaklarınabağlı, vefalı, emekçi, yorulmak, vaz-geçmek nedir bilmeyen, inançlı birgençlik vardır. Onlarca savaşçı ve ko-mutan yetiştirmiş, yüzlerce kahramanşehidi olan koskoca bir tarih var düş-manın karşısında.

O bina sadece taş ve beton değildir,o binanın içinde direnişle, mücadeleyle,kanla yazılmış bir tarih var. Onlarcaşehidin, tutsağın emeği var o duvar-larda. O duvarlar tuğladan, harçtandeğil, inançla, halka ve vatana duyulansonsuz sevgi ile bağlılıkla örüldü. Oduvarların ardında Mahir Çayanlar’ın,Dayımızın öğrencileri var. Ali RızaKurtlar’ın, Hamiyetler’in, Selmalar’ın,Zehralar’ın yoldaşları var. Hasan Selim,Şafak, Bahtiyar, Elif Sultan, Berna,Çiğdem, Aysun, Bünyamin, Mustafa,Mahir ve Bilgehan’ın yoldaşları var.Yerle bir ettiğiniz o binanın molozları

DEV-GENÇ; TARİHİ, ŞEHİTLERİ VE YARATTIĞI GELENEKLERLE VE ÖRGÜTLENMELERLETÜRKİYE MÜCADELE TARİHİNİN AYRILMAZ BİR PARÇASIDIRBU TARİHİ BASKINLARLA, GÖZALTI VE TUTUKLAMALARLA BİTİREMEZSİNİZ!

DUVARI YIKIP CAMLARI PARÇALAYINCA CAN KAN PAHASINAOLUŞTURULAN KURUMLARI YOK EDEMEZSİNİZ

(2.Bölüm)

Yürüyüş

14 Mayıs2017

Sayı: 14

16’SINDA HALKIN UMUDU42

Page 43:  · 48 Sıla Abalay’ın o gülen gözleri, bize umut ve ışık oluyor 49 Evlatlarımızın mezar hakkı için direnen Kemal Gün’ün direnişi hepimizin direnişidir, sahiplenelim

arasında kendini küllerinden yenidenyaratan, tarihin hiçbir döneminde ör-gütsüz kalmamış, kesintiye uğramamışbir tarih var.

İşte düşmanın saldırdığı, kırıp dök-meye, yok etmeye çalıştığı asıl olarakbu tarihtir. Bu nedenle bu kadar azgıncave ahlaksızca saldırıyor. Çünkü Dev-Genç sadece bir dernek veya kurumdeğildir, Dev-Genç bir gelenektir, an-layıştır. Dev-Genç’lilik bir ruh halidir.Dev-Genç’li; düşman varsa savaşacaksın,baskı varsa direneceksin perspektifiylehareket edendir. Dev-Gençli, bulunduğuher yerde tek başına da olsa savaşı bü-yüten, uzlaşmayan, teslim olmayan,umudu büyütendir. Düşman binaya sal-dırırken asıl olarak bu değerleri ve dü-şünceleri yıkmak istemektedir.

Sonuç olarak;1- Dev-Genç binası OHAL süresi

boyunca 4 ayda tam 5 kez basıldı vebu baskınlar sonucunda tamamen kul-lanılamaz hale getirildi. Binanın dışınaasılan pankartlara dahi tahammül ede-meyen düşman son süreçte pankartlarıçalmak için de operasyonlar gerçek-leştiriyor.

2- Dev-Genç tarihi Türkiye mü-cadele tarihi ile bir bütündür ve o ta-rihin ayrılmaz bir parçasıdır. Türki-

ye’de anti-emperyalist, anti-oli-garşik mücadelenin bayraktar-lığını yapan Dev-Genç’lilerdir.

3- Dev-Genç sürelikli olarakbaskınlara maruz kalmasına veher defasında tutsaklıklar ver-mesine rağmen Dev-Genç’liler,kampanya ve çalışmalarına, ör-gütlenme mücadelesine ara ver-meden devam etmektedirler.Tutsak Dev-Genç’lilerin serbestbırakılması, parasız bilimseleğitim mücadelesi ve faşist te-röre karşı kampanyalar yürütenDev-Genç’liler yeni tutsaklıklarvermek pahasına devrimci mü-cadelelerine yine coşku ve cü-retle devam ediyorlar. Bu çiz-gilerini sürdürdükleri ve

AKP’nin faşist gençliği olmayı red-dettikleri için hedeftirler.

4- Gençlik karşısında, her türlüsaldırıları hükümsüzdür. Dev-Genç’li-ler baskılara, baskınlara, işkencelere,tutuklamalara, infazlara aşılıdırlar.Dev-Genç’liler tarihte olduğu gibibugün de bu saldırılara karşı direnerek,teslim olmayarak, yeniden ve dahaçok örgütlenerek, kitleselleşerek kar-

şılık verecektir.Dev-Genç’in onur duyacağı kos-

koca bir tarihi vardır. Bu yüzden Dev-Genç’li olmak bir onurdur, ruh halidir.Ülkemizin geleceği, Ahmed Arif’indediği gibi “namuslu genç elleri”ylekurulacaktır. Buna inancımız tamdır.

Bu nedenle tek bir tuğla da kalsabinamızı sahiplenmeye devam ede-ceğiz. Duvarlar yeniden yapılır, harçyeniden karılır, emek ve özveriyle,sahiplenmeyle, dayanışma ile binayeniden inşa edilir. Dev-Genç ne bas-kınlarla ne tutuklamalarla, ne de ku-rumları kullanılamaz hale getirilerekbitirilemez, yok edilemez. Bu ülkedeaçlık, yoksulluk, adaletsizlik bitmediğisürece Dev-Genç de bitmeyecek, hal-kımızın kanını emenlerin korkulu rü-yası olmaya devam edecektir.DEMOKRATİK MEVZİLERİ-MİZİ KORUYACAĞIZ! BİNAMIZI DUVAR DUVAR,TUĞLA TUĞLA SAVUNACAĞIZ! ELİMİZDE NEYİMİZ VARSAONUNLA DİRENECEĞİZ!

(BİTTİ)

Adaletsizliğe ve HukuksuzluğaKarşı Halk Meclisleri’ndeÖrgütlenelimGücümüz Birliğimizdir!

İstanbul Okmeydanı Halk Meclisi,5 Mayıs’ta “Adalet ve Hukuk Semineri”düzenledi. Seminerde halkın yaşadığıenvai çeşit sorunlara ve bunlarla ilgiliçözümlerin nasıl yaratılacağı konularınadeğinilen toplantıya katılanlar, avukatlarayaşadıkları problemleri dile getirdiler.Arsa sorunlarından, vekalet sorunlarına,bankaların halkı kendilerine bağlamayöntemi olan kredi kartı borcu sorunla-rından, malulen emekli maaşlarının kal-dırılacağı yönünde kararlara, GSS (GenelSağlık Sigortası) prim borçlarından vedaha birçok konunun masaya yatırıldığıtoplantıda halkın yaşadıkları sorunlara

karşı mücadelede hangi yöntemleri iz-leyebileceği anlatıldı.

Yaşanılan tüm sorunların temelindekapitalist sistemin ve onun kurumlarınınyattığı, sorunların temelini bu sisteminteşkil ettiği vurgulandı. Genel olarakdüzenin avukatlarının tek bir kelimesöylemesi karşılığı milyarlarca paralartalep ettikleri bu köhnemiş düzende,halkın avukatları halkın sorunlarınınyanında her zaman durmaya hazır ol-duklarını ve duracaklarını belirttiler.Toplantıya katılan insanların memnu-niyetlerini ifade ettiği toplantı 30 kişininkatılımıyla son buldu. Gelecek günlerdeyoksul halkın sorunlarına dair planla-malar, bu sorunlara yönelik tahliller vebunlara mukabil faaliyetlerin hızla hayatageçirilmeye devam edileceği dile geti-rildikten sonra seminer bitirildi.

Dergimizin 14. Sayısının Yayınlandığı 14 Mayıs 2017 günü;*KEC Yüksel direnişi 187. gününde, Nuriye Gülmen ve Semih Özakça açlık grevlerinin 67. günündeler

*KEC Malatya direnişi 107. gününde*KEC İstanbul Cevahir AVM önünde Nazife Onay’ın direnişi 55. gününde

*KEC Düzce Alev Şahin direnişinin 83. gününde *Dersim Seyit Rıza Meydanı’nda Kemal amca direnişinin 95. ve açlık grevinin 80. gününde

14 Mayıs2017

Yürüyüş

Sayı: 14

4318’İNDE KAHRAMAN

Page 44:  · 48 Sıla Abalay’ın o gülen gözleri, bize umut ve ışık oluyor 49 Evlatlarımızın mezar hakkı için direnen Kemal Gün’ün direnişi hepimizin direnişidir, sahiplenelim

8 yıldır ısrar ve kararlılık ile dü-zenlediğimiz Uluslararası Eyüp BaşSempozyumu’nu geride bıraktık. Yo-ğun geçen 3 günden ibaret değil elbetteUluslararası Sempozyum. Kimi zamanadını söylemek dahi zor gelse de he-defimizi ve iddiamızı taşıyor Emper-yalist Saldırganlığa Karşı HalklarınBirliği Sempozyumu.

Emperyalizmin saldırganlığını an-latmak için sayfalarca yazı yazılabilir,adını dahi bilmediğimiz dünyanın enküçük ülkelerinde bile emperyalizminüsleri vardır, halklara ve olası bir sos-yalizm tehdidine karşı baştan aşağısilahlanmıştır...

- Dünya ülkelerinin 157'sinde Ame-rikan askerleri var.

- Yalnızca 45 ülkede Amerikan as-keri varlığı yok.

- 63 ülkede Amerikan üssü ve as-kerleri var.

- 11 Eylül'den beri 7 ülkede 13yeni Amerikan üssü vardı.

- Son olarak Suriye'nin RojavaBölgesi’nde kurulan 7 yeni üssü dahabunlara eklemek gerekir ki bunu dabilen ya da farkında olanlar oldukçaazdır.

2009 Amerikan Ulusal İstihbaratStratejisi Programı raporuna göre, 16farklı ABD istihbarat örgütünde 200binden fazla ajan çalışıyor ve o yıllaritibariyle bu örgütlerin yıllık toplambütçeleri 75 milyar dolar.

2016 yılı Amerikan askeri harca-

maları tam olarak 596 milyar dolar. Bütün dünyadaki askeri harcama-

ların yarısından fazlası.Peki bunca harcama, savaş ve tehdit

neye karşı?Dünyada dolaşan hayalete karşı, bu

hayalet tekrar halklara umut olmasındiyedir. 100 yıl önce burjuvaziye dizçöktüren, onun tüm yaldızlarını dökensosyalizm yeniden halklara yol göster-mesin diyedir. 2. Emperyalist PaylaşımSavaşı’nın ardından kimse faşizmi ye-nenlerin Stalin öncülüğünde savaşansosyalizm ideolojisi olduğunu ve dün-yanın üçte birine yayıldığını hatırlamasındiyedir. Yani hayaletin yeniden dolaşmasıkorkutuyor, bu yüzden sosyalizm keli-mesini dahi unutturmaya çalışıyorlar.

Onlar da biliyor ’90'larda ortayasürdükleri sol soslu demokrasi, döneksolcuların yalanları. bir yere kadar gö-türebilir işbirlikçi iktidarları, halklarıbir yere kadar durdurabilir. Sosyalizminiçini boşaltmaları, devrime dair tümdeğerleri tüketmeleri umudu yok etmekiçindir.

Umudu Bitiremezler ÇünküBugün Hala Sosyalizm İçinSavaşanlar Var!

Emperyalistler halkları yalnızcasavaşlarla değil, ideolojik hegamonyakurarak da teslim almaya çalışıyor.Ki en sinsi saldırıları da budur. Sos-yalizmi silemiyorlarsa onu muğlak-laştırmaya çalışıyorlar. Emperyalizmeolmadık roller yükleyerek halklarınkafalarını allak bullak ediyorlar.

Her yıl düzenlediğimiz bu sem-pozyumların en büyük işlevi işte buideolojik savrulmalara karşı da bir ba-riyer olmaktır. Bir düşünün, Avrupa'dangelen bir katılımcı Avrupa'daki hiçbirtartışmada artık sosyalizmden bahse-dilmediğini, bu kelimeyi duymanındahi ona umut verdiğini söyledi. Evetburjuvazi saflarımıza sinsice sızmayaçalışıyor, beyinleri demokrasi, eşcin-sellik, feminizm gibi kavramlarla dol-duruyor ki bunun en yaygın olduğuyer de Avrupa. Sınıflar savaşında em-peryalizmin rolünü gizlemek için heryalanı kullanıyorlar.

Bizim toplantılarımızın amacı ise

emperyalizmin sinsice kendi saflarınaçektiği ML ya da anti-emperyalist ör-gütlerin tamamen savrulmasını engel-lemek.

Bugünün gerçekliğini de ortaya ko-yalım. Bugün ’68 kuşağı yok, bugünaçlıktan yoksulluktan, göç yollarındaölürken yoksullar, hiçbir şey için ölmeye,savaşmaya gerek yok, diyenler var.

Bugün tüm halklara dayatılan umut-suzluk ve yenilmişlik, geçmişine ihanetvar.

Şili, Nikaragua, Arjantin, Bolivya,Peru, Brezilya, Portekiz, Paraguay, ElSalvador. 50 yıl önce, gerilla savaşınabaşlamayan örgüt yoktu Latin Ameri-ka'da. Ancak yarım yüzyılın ardındangeriye kalan FARC ve ELN ki, onlarda barış masasında.

Avrupa'da geriye kalan denecekkadar bile örgüt kalmadı. RAF, KızılTugaylar, İRA, ETA.

Filistin'de FHKC büyük orandamülteciliği seçti. Ama direniş sürüyor.Bıçakla, baltayla, bombasız araçlarıSiyonistlerin üzerine sürerek, direnişdevam ediyor.

Filipinler'de Filipinler Komünist Par-tisi (Maoist gerillalar) barış masasında.

Sosyalizmin modası geçti diyorlar,sınıflar savaşı bitti diyorlar.

Hayır bitmedi, emperyalizm varolduğu sürece sosyalizm de onun içinsavaşanlar da olacak.

Biten ve yenilen sosyalizm değil,oportünizm ve uzlaşmacılıktır. Bu yüz-den en sert eleştirilerimiz oportünizmekarşıdır. Sempozyumlarımız ise tümdünya halklarına ve örgütlerine sos-yalizm umudunu yeniden taşıdığımız,emperyalizmin politikalarına karşı sos-yalistlerin, anti-emperyalistlerin neyapması gerektiğini tartıştığımız birforumdur aynı zamanda.

2016 yılında FARC'ın silah bırakmasüreci yalnız bizim sempozyumumuzdamahkum edildi. Aradan bir yıl geçtive bugün Kolombiya'da silah bırakmayıkabul etmeyen birliklere karşı bir sürekavı başlatıldı. Bu süreçte onların sesinitaşıyan ise yine biz olduk.

Yani dünyada emperyalizme karşısavaşacak bizim dışımızda ML örgütkalmadıysa da halk kendi içinden di-

Amerikan Emperyalizminin Saldırganlığına Karşı Anti-Emperyalist Cepheyi Büyütüyoruz

EMPERYALİZMİN KURBANI DEĞİL CELLADI OLACAĞIZ!

Her yıl düzenlediğimiz bu sem-pozyumların en büyük işlevi iştebu ideolojik savrulmalara karşı dabir bariyer olmaktır. Bir düşünün,Avrupa'dan gelen bir katılımcı Av-rupa'daki hiçbir tartışmada artıksosyalizmden bahsedilmediğini, bukelimeyi duymanın dahi ona umutverdiğini söyledi. Evet burjuvazisaflarımıza sinsice sızmaya çalışıyor,beyinleri demokrasi, eşcinsellik, fe-minizm gibi kavramlarla doldu-ruyor ki bunun en yaygın olduğuyer de Avrupa. Sınıflar savaşındaemperyalizmin rolünü gizlemekiçin her yalanı kullanıyorlar.

Yürüyüş

14 Mayıs2017

Sayı: 14

16’SINDA HALKIN UMUDU44

Page 45:  · 48 Sıla Abalay’ın o gülen gözleri, bize umut ve ışık oluyor 49 Evlatlarımızın mezar hakkı için direnen Kemal Gün’ün direnişi hepimizin direnişidir, sahiplenelim

renişçileri çıkarıyor, bizim görevimizve sorumluluğumuz ise bunları des-teklemek. Emperyalizme karşı bir cep-he yaratmak.

Halkın İçindeyiz, Halk İçinMücadele Ediyoruz,Tüm Dünya Halkları İçin

Bizim sempozyumlarımız burjuvasolcularının yaptığı panellere benze-mez. Biz nasıl ki yoksul mahallelerdekihalkın içindeysek sempozyumlarımızda oralarda, halkın içinde. Bizim ül-kemize gelen katılımcılar otellerdekalmaz, halkın evlerinde kalır. Farklıenlem ve boylam dilimlerinde yeralsak da direnişin dili ortaktır.

Bu yıl ise OHAL koşullarında vehemen referandumun ardından ger-çekleştirdik sempozyumu. Yani gelenkatılımcılar aslında kendi açılarındanbirçok şeyi göze alarak geldiler. Busebeple de bu sempozyumun ardındanyapılan toplantıda alınan kararlar ayrıbir önem taşıyor.

Asıl hedefimiz devrimci enternas-yonali hayata geçirmek. Ama elbettebu bir iki toplantıda olacak bir şey değil.Önceki yıllar emperyalizmin ne olduğuüzerine tartışmalar gerçekleştirilmişti veemperyalizmin Ortadoğu'daki rolü, ulus-ların kendi kaderini tayin hakkı netleş-tirilerek Anti-Emperyalist Cephe'nin ge-lişmeler karşısındaki tavrı netleştirildi.Bunda Suriye ve Kürdistan'a yapılandayanışma ziyaretlerinin çok önemli birkatkısı olduğunu da belirtmemiz gerekir.Çünkü bu ziyarete katılan tüm yoldaş-

larımız ülkelerine geridöndüklerinde emper-yalizmin ideolojik sal-dırılarına karşı da ger-çekleri savundular.

Eyüp Baş Sem-pozyumlarıylaEnternasyonalDirenişiÖrgütleyeceğiz!

Şimdi enternasyonalizmin ne oldu-ğunu da yeniden tartışmak zorundayız.Enternasyonalizm önce kendi ülkesindeemperyalizme karşı sosyalizmi kurmagörevidir biz devrimciler için. Biz dün-yayı bir kez de Türkiye'den sarsacağı-mıza inanıyoruz, bunun için savaşıyoruz.Ancak içe kapalı bir mücadeleyle değil,dünya halklarını da bu savaşa katarakyapacağız bu devrimi. Mücadele tec-rübelerinin paylaşılması, uluslararasıilişkilerin geliştirilmesi bizim devrimimiziçin de çok önemli. Bizim ilişkilerimizAB parlamenterleri, BM maaşlı insanhakları aktivistleri vs değil, kendi ülke-lerinde de mücadele eden örgütlerdir.Tutsakları dışında bir mücadele sebebikalmamışlara dahi cansuyudur, bizimkendi devrimimize olan inancımız. Yu-nan Komünistlerinin tarihinden de öğ-reneceğiz, Şili devrimcilerinden de.Aynı hatalara düşmemek için, onlarınsavaş tecrübelerini kendi savaşımızakatabilmek için.

Ve elbet paylaşmak yeterli değildir,bizim kürsümüz pratiğimizdir.

Bu yüzden son toplantıda özelliklesoyut konular üzerine değil pratikteneler yapılacağı üzerine konuşuldu.Saatler süren tartışmalar olsa da aldı-ğımız kararları yaşama geçirebilmeken önemli amacımız.

Alınan Kararlar:1-En büyük ihtiyacın bir komite

olduğu üzerinde duruldu. Elbette herörgütün gücü ve pratiği farklıdır ancakbir komite ile daha örgütlü çalışmalaryapılabileceği kararı alındı. Komitenin

kurulması, hangi örgütlerin hangi ko-mitelerde yer alacağı değerlendirildi.

2-Anti-Emperyalist Cephe'yi dahakurumsal hale getirmek. Her örgütlü-lüğün bu birliği, katıldığı uluslararasıtoplantılarda dile getirerek yaygınlaş-tırması için kendimizi tanıtan bir ki-tapçığın yazılması kararı alındı.

3-Delegelerin bizimle dayanışmaiçinde olmaları değil hedefimiz, kendiülkelerinde de emperyalizmi teşhir edenve ona vuran bir kampanya örgütlemeleri.Bu sempozyumda alınan en önemlikarar ABD emperyalizmine karşı ortakbir kampanyayı kendi yerel gündemle-rimize göre her ülkede hayata geçirmek.

4-Bizler dünyada olan tüm geliş-meleri emperyalizmin haber tekelle-rinden öğreniyoruz. Her temsilci, kendiülkesindeki gelişmeleri Anti-Emper-yalist Cephe'ye açıklama yazarak gön-dermesi kararı alındı. Ve aylık birbülten hazırlama kararı alındı.

5-Tutsaklar arası bir dayanışma ağıoluşturup aralarında mektuplaşmayısağlama kararı alındı.

Alınan kararlar dünyada emperya-lizme karşı oluşturulan Cepheyi büyüt-mek için önemli bir fırsattır. Çünkü ya-zılan çizilen her şeyi, savunduklarımızıne yapıyorsak onunla ortaya koyabiliriz.Aksi halde bizim düzenlediğimiz sem-pozyumlar da sıradanlaşır ve değil em-peryalizme darbe vurmak mücadeleyigerileten bir durum halini alır. Önü-müzdeki yolun farkındayız ve kolay za-ferlerin hayalini kurmuyoruz. Ancakyapılanları da küçümsememek gerekirki bugün emperyalizme emperyalizmdedirtebilmek ve onlarla yan yana sa-vaşmanın hiçbir halka özgürlük getir-meyeceğini anlatmak dahi emperyalizmebir taş atmaktır. Ufak adımlarla büyükhedefleri gerçekleştireceğimize inançve halklara duyduğumuz güvenle bü-yüteceğiz emperyalizme karşı savaşımızı.

Yol göstericimizin dediği gibi.Tüm katılımcıların kendi dillerinde

mücadelemizi selamladığı gibi.HAKLIYIZ KAZANACAĞIZ!

Dergimizin 14. Sayısının Yayınlandığı 14 Mayıs 2017 günü;*KEC Yüksel direnişi 187. gününde, Nuriye Gülmen ve Semih Özakça açlık grevlerinin 67. günündeler

*KEC Malatya direnişi 107. gününde*KEC İstanbul Cevahir AVM önünde Nazife Onay’ın direnişi 55. gününde

*KEC Düzce Alev Şahin direnişinin 83. gününde *Dersim Seyit Rıza Meydanı’nda Kemal amca direnişinin 95. ve açlık grevinin 80. gününde

14 Mayıs2017

Yürüyüş

Sayı: 14

4518’İNDE KAHRAMAN

Page 46:  · 48 Sıla Abalay’ın o gülen gözleri, bize umut ve ışık oluyor 49 Evlatlarımızın mezar hakkı için direnen Kemal Gün’ün direnişi hepimizin direnişidir, sahiplenelim

Kemal Gün açılığının 68. gününde.Artık sağlık durumu ağırlaşıyor. Ara-yalım, ziyaret edelim, sesine ses, di-rencine direnç olalım.

***Analar, babalar ki evlatlarını ko-

kularından tanır. Evlat kokusu değilsoludukları. Kömürleşen kemiklerimiz,mezar hakkımız için direniyoruz.

***DEV-GENÇPankartları çalmaya geldiğinizde

tepenizde patlayanlar zorunuza gitmiş,daha mislisini göreceksiniz.

***DEV-GENÇBarış Erkuş'a "S48" numaralı akrep

içinde gaz kapsülüyle, kemerle, yum-ruklarla işkence yapılmıştır. İşkenceyapmak şerefsizliktir.

***DEV-GENÇHalkımız; "S48" numaralı akrebi

her gördüğünüz yerde tükürün, elinizdene varsa tepesine fırlatın.

***dik duruyor umudumuz,adalet arıyor yüreğimizaçlık değil bizi düşürenadaletsizliği kaldırmıyor yüreği-

miz...Nuriye Gülmen'e

***Sıla Abalay' ın bilinçi, Dilek Do-

ğan'ın direnci, Günay Özarslan'ın ön-derliği ile ...

***Bu silahlar hep faşizme, halk düş-

manlarına dönük olacak. Birer birer,onar onar da katletseniz bin kez do-ğacağız ve çıkacağız karışınıza.

***Gençler ölür gülüşü kalır bir de

sorulacak hesabı. ***AKP, katliamlarına devam ediyor.

Ama unutmayın katiller sabahın birsahibi var. 80 milyonuz 80 milyonhalkı teslim alamazsınız.

***Sıla 18 yaşında bir devrimciydi.Yaşı küçük yüreği kocaman bir

DEV-GENÇ'LİYDİ. 16 yaşından beriasla boyun eğmedi faşizmin zulmüne,işkencelerine.

***Herkesi Yüksel'e Nuriye ve Semih

in açılığını paylaşmaya 180 gündürdirenişte olan direnişçilerin yanınaçağırıyoruz.

***18 yaşında Cepheli de 51 yaşındaki

de Cepheli de F tiplerinden çıkıncaemperyalizmden, faşizmden hesap

sormaya koşuyor. Bu büyük direnişinzaferidir.

***Bir an olsun teslim olduğumuzu

göremeyeceksiniz. Sizi cehennemindibine gönderecek. Biz kazanacağız.

***Sıla Abalay ölümsüzdür!umut onunlasevinç onunlagelecek onunla***Yarın ama mutlaka o bedeni istediği

gibi, hakettiği gibi gömeceğiz elbet...***Sılamız'ı verdik toprağa.Gencecik yaşında düştü faşizme

karşı savaşta. Faşizm oldukça hep Sı-lalar çıkacak karşınıza halkı yene-mezsiniz.

İkitelli Halk Cephesi 4 Mayıs’tayaptığı açıklamayla gerilla şehidiTuncel Ayaz’ı selamladı. Açıkla-mada: “Dersim’de 7 Kasım günüDHKC gerillalarının bulunduğusığınak katiller tarafından havadankimyasal bombalarla bombalan-mıştı. Komutan Leyla Aracı’nınmektubu sayesinde 11 gerillanınkayıp olduğu öğrenildi. Sığınağınbombalandığı günü öğrendiktensonra Yoldaşlarımız nerede? de-meye, onları aramaya başladık.Murat Gün’ün babası Kemal Günbedenini açlığa yatırdı. Gerek Ke-mal Gün’ün gerekse yoldaşlarınınmücadelesi sonucu ilk önce Bün-

yamin Kılıç’ı bulduk ve daha sonrada Tuncel Ayaz’ı bulduk. Hepsinesöz olsun ki hak ettikleri gibi şanlıbir şekilde uğurlayacağız onlarıtoprağa. Gerilla bir halk savaşıdır.17’sinden 50 yaşına kadar dağlardaumudu büyütenlere selam olsun!Tuncel Ayaz iki çocuk babası birhalk kahramanıdır. Evlatlarına onur-lu, temiz yarınlar bırakmak içinmücadeleye katılmış, umudu bü-yüttüğü Dersim dağlarında şehitdüşmüştür. Tuncel Ayaz bizlere birkez daha halk sevgisini, evlat sev-gisini göstermiştir. Tuncel Ayaz’ınbizlere bıraktığı mücadeleyi sür-dürmeye söz veriyoruz” denildi.

Alternatif 1 Mayıs Pikniğimizi Direnişçilerimizi

Selamlayarak Düzenledikİstanbul Sarıgazi Halk Meclisi 30 Nisan’da

Çekmeköy Taşdelen’de 1 Mayıs pikniği düzenledi.Program dahilinde ilk olarak kahvaltı düzenlendi,ardından pikniğin amacının ve neden düzenlendiğianlatıldı ve 1 Mayıs bildirisi okundu. ArdındanNazım Hikmet’in “Tanya” isimli şiiri okundu.Ayrıca Dersim’de oğlunun ve gerillaların cenazesiiçin açlık grevi direnişinde olan Kemal Gün’edestek veren bir kişi, Kemal Gün’ün direnişinianlattı ve herkesi Kemal amcaya destek vermeyeçağrısı yaptı. Ardından Kemal Gün’e canlı bağlantıkurularak destekler belirtildi ve “Şu Dersim’inDağları” türküsü okundu. Son olarak öğle yeme-ğinin ardından halaylar çekildi ve 100 kişinin ka-tıldığı program sonlandırıldı.

Direni lerin Belirledi i Gündemimize li kin nternette Yayınlanan Mesajlar...

Umudumuzun Gündeminden

Dersim’de Düşene Dövüşene Bin Selam!

Yürüyüş

14 Mayıs2017

Sayı: 14

16’SINDA HALKIN UMUDU46

Page 47:  · 48 Sıla Abalay’ın o gülen gözleri, bize umut ve ışık oluyor 49 Evlatlarımızın mezar hakkı için direnen Kemal Gün’ün direnişi hepimizin direnişidir, sahiplenelim

Sıla Abalay, 16 yaşında hapishanelerletanışmış bir genciydi bu ülkenin. Oysagerek Uluslararası Çocuk Hakları Söz-leşmesi, ilgili protokol ve ilkeler, gereksebu sözleşme ve ilkeler esas alınarak ül-kemizde yürürlükte bulunan Çocuk Ko-ruma Kanunu, yani bir bütün olarakhukuk sistemi, çocukların tutuklanmasınıancak en son başvurulacak tedbir olaraköngörmekte, çocukların tutuksuz yargı-lamalarını esas almaktadır.

Bu açık gerekliliğe rağmen 16 yaşındatutuklanan Sıla Abalay tutuklanmayı ge-rektirecek hiçbir iddia ve delil bulunma-masına rağmen, basın açıklamasına ka-tıldığı, düşündüğü ve konuştuğu için pro-paganda yaptığı gerekçesiyle tutuklan-mıştır. Bedenine aldığı kurşunlar gencecikbedeninin tanıştığı ilk adaletsizlik değildiO’nun. Tecrit edildi işkence gördü, ada-letsizliği tanıdı. Bu adaletsizliklere karşıhaftalar boyu açlık grevi yaptı. Erkendiama gerçekti yaşadıkları. Bir an bile gü-lümsemesini eksik etmedi yüzünden. Biran bile umutsuzluğa düşmedi. Önce ör-gütün en üst düzey isminin düzenlenenoperasyonda ölü olarak ele geçirildiğihaberi bir İstanbul polisi kahramanlıkhikayesi olarak servis edildi. Oysa ardıardına gelen kurşunların hedefi tanınanbir isimdi. Halkımız onu gencecik yaşındaBerkin ile ilgili bir eylemden ötürü tu-tuklanmış olmasından tanıyordu. Üstününkapatılamayacağı anlaşılınca bu haberdendöndüler. Bu sefer de hücre evine baskınyapıldığı ve çatışma yaşandığı haberiöne çıkarıldı. Oysa bahsedilen ev 7 yıldıraynı yerde yaşayan bir ailenin eviydi vegözaltına alınan bir baba oğul idi.

Sonra “kızını örgütten kurtaramayanbaba” haberleri yapmaya başladılar. Sonradevlete yakın haber ajanslarından biriasıl hedefin 25 yıldır aranan bir TİKKOüyesi olduğu haberini çıkardı. Oysa bah-settikleri Rauf Erdem, 19 yıldır hapisha-nede bulunduktan sonra iki ay öncetahliye edilen, ortalıkta olan bir kişiydi.

Ve bahsedildiği gibi TİKKO örgütündendeğil Direniş Hareketi davasından ha-pishanede bulunuyordu.

Ama ne yaptılarsa yalancı çoban hi-kayesinin üstünü kapatamadılar. Çünkübu ilk değildi.

“IŞİD üyelerine yapılan operasyon”diye lanse edip Günay Özarslan’ı katlet-tikleri olay o kadar tazeydi ki hafızalarda.Bütün kurşunlar Günay Özarslan’ın bu-lunduğu pencerenin önüne doğru atıldığıve aksi yönde hiçbir atış bulunmadığıhalde Günay Özarslan’ı önce canlı bombailan etmişler sonra da çatışma çıktı de-mişlerdi. Oysa ne Günay canlı bombaydı,ne bulunduğu ev hücre eviydi ne de Gü-nay’ın bulunduğu yerden bir tek kurşunatılabilmişti.

Dilek Doğan’ı Armutlu’da kendi evin-de vurduklarında önce “canlı bombaydı”dediler, sonra “abisi vurdu” dediler. “Ar-bede çıktı” dediler. Ancak daha sonraortaya çıkan görüntüler Dilek Doğan’ınbir katil özel harekatçı tarafından nasılbilerek katledildiğini gösteriyordu. Katilöyle soğukkanlıydı ki çocuğunu vurduğuannenin feryadına ve infialine “kelepçetakın” diyerek karşılık veriyordu.

Gazi Mahallesi’nde önce Yürüyüşmuhabiri Ebru Yeşilırmak’ ı vuruyorsonra da terörist ilan ediyorlardı. Gerekçe“dur dedik durmadı” oluyordu. Sonrabir doğum günü kutlamasından dönengencecik üç çocuk, kurşun yağmurunatutuluyor ikisi can verirken bir kişi kurşunyağmurundan sağ çıkıyordu. Suçları eh-liyetleri olmadığı için panik olup kaç-malarıydı. Erdal Ekinci ve isimleri bizeulaşmayan fakat polisin yaraladığı halkçocuklarının haberleri geliyor büromuza.Sokak ortasında keyfi biçimde halktaninsanları durdurup, durmak istemeyenleredoğrudan ve duraksamaksızın ateş etmeyetkisi verilmiş katiller, yeni katliamlarahazırlanıyorlar.

Tam 1 yıl önce yine Gazi Mahalle-si’nde Pınar Gemsiz isminde bir anne

evinin içinde çocuğunun beşiğine eğil-diğinde göğsünden vuruluyordu. Açıklamayine aynıydı “Teröristler ateş etti”. Netesadüf ise bu olaylar hep Gazi, Okmey-danı, Armutlu mahallelerinde oluyordu.Polis, lüks araçlara binen, dur ihtarınauymayan zengin çocuklarını vurmayakalkmıyor, Bağdat Caddesi’nde arabayarıştıranları öldürmüyordu.

Katil polis dur durak bilmiyordu. Si-lopi’de evlerinde uyuyan hiçbir şeydenhabersiz iki çocuk evlerine zırhlı polispanzerinin girmesi ile ezilerek can veri-yordu. Çünkü burası Kürdistan’dı. “Mayınpatladı, kaza oldu, teröristler vurdu, taşatıyordu” diye öldürülen ne ilk çocuktuonlar ne de bu yalanlar sondu. İşte buyüzden Sıla Abalay’ın gülen yüzününsoldurulması için uydurulacak bütün hi-kâyeler şimdiden inanılır olmaktan uzaktır.En son çıkan haberlerde ise Sıla’nın 11suçtan arandığı servis ediliyor, ne kadaröldürülmeyi hak ettiği düşüncesi yara-tılmaya çalışılıyor. Üç değil, beş hikayeanlatsalar da gerçek tektir. O da özel ha-rekat, polis ve benzeri eli kanlı “kadro”la-rın, halk çocuklarını, halkı korkuyla veçaresizlikle teslim almak için teker tekerkatlettikleri gerçeğidir. Uğur Kaymaz,Enis Ata, Berkin Elvan, Günay Özarslan,Pınar Gemsiz, Yılmaz Öztürk, Dilek Do-ğan, Uğur Kurt, Muhammet ve FurkanYıldırım, Kemal Kurkut, Sıla Abalay…

Özel harekat adı verilen bu ölüm ha-rekatı birlikleri lağvedilmelidir. Çünküonların tek özelliği katliamcılıktır. Bukadar rahat bir biçimde katletme gücünüve rahatlığını AKP iktidarından, yargıdanve bizim sessizliğimizden almaktadırlar.Bu ölüm mangalarının bizim kapımızadayanmadan katliamların karşısına di-kilmeli ve mücadeleyi büyütmeliyiz.

Dergimizin 14. Sayısının Yayınlandığı 14 Mayıs 2017 günü;*KEC Yüksel direnişi 187. gününde, Nuriye Gülmen ve Semih Özakça açlık grevlerinin 67. günündeler

*KEC Malatya direnişi 107. gününde*KEC İstanbul Cevahir AVM önünde Nazife Onay’ın direnişi 55. gününde

*KEC Düzce Alev Şahin direnişinin 83. gününde *Dersim Seyit Rıza Meydanı’nda Kemal amca direnişinin 95. ve açlık grevinin 80. gününde

Halkın Hukuk Bürosu Açıklama No: 535 10 Mayıs 2017

Özel Harekat Birlikleri Denilen Ölüm Mangaları Lağvedilmeli, Halka Yönelik Katliamlara Son Verilmelidir.

Sıla Abalay “Teröristti, Canlı Bombaydı, Taş Atıyordu” Denilerek Katledilen İlk Halk Çocuğu Değil; Ama Son Olsun!

14 Mayıs2017

Yürüyüş

Sayı: 14

4718’İNDE KAHRAMAN

Page 48:  · 48 Sıla Abalay’ın o gülen gözleri, bize umut ve ışık oluyor 49 Evlatlarımızın mezar hakkı için direnen Kemal Gün’ün direnişi hepimizin direnişidir, sahiplenelim

Yürüyüş

14 Mayıs2017

Sayı: 14

16’SINDA HALKIN UMUDU448

Sıla Abalay'ın katledilmesinekarşı çeşitli yerlerde yapılan ey-lemleri yayınlıyoruz.

İSTANBUL:Altınşehir: Şahintepe Mahalle-

si'nde 6 Mayıs, Bayramtepe-TokatMahallesi'nde 7 Mayıs günü HalkCepheliler ve Dev-Genç'liler SılaAbalay’ı yazılamalarla selamladı.“Sıla Abalay Ölümsüzdür”, “SılaAbalay’ın Hesabını Soracağız” yazılıDev-Genç, Halk Cephesi imzalı ya-zılamalar mahallelerin birçok böl-gesine nakşedildi. Ayrıca aynı ma-hallelerde “Sıla Abalay Ölümsüz-dür”, “Sıla Abalay’ın Hesabını So-racağız” yazılı Cephe ve DHKCimzalı yazılamalar da yapıldı.

Avcılar Halk Cephesi: Avcılarmerkezde bulunan üst geçide HalkCepheliler tarafından 8 Mayıs'ta“Sıla Abalay Ölümsüzdür HesabınıSoracağız!-Halk Cephesi” imzalıpankart asıldı. 9 Mayıs'ta LiseliDev-Genç imzalı, İngilizce “HaklıyızKazanacağız!” yazılaması yapılırkenCephe taraftarları da Sıla Abalayiçin yazılamalar yaptı.

Bahçelievler Halk Cephesi: Za-fer Mahallesi'nde ve Dereyolu’ndaHalk Cepheliler tarafından “SılaAbalay Ölümsüzdür Hesabını So-racağız!-Halk Cephesi” imzalı pan-kart asıldı.

Çayan Halk Cephesi: Çayan Ma-hallesi’nde ve Nurtepe Mahallesi’ndeHalk Cepheliler katledilen Sıla Abalayiçin 6 Mayıs’ta 14 adet “Sıla AbalayÖlümsüzdür!” ve 1 adet “Sıla AbalayYaşıyor Dev-Genç Savaşıyor!” HalkCephesi imzalı duvar yazılaması yaptı.Aynı gün, Çayan Mahallesi ve NurtepeMahallesi’nde Halk Cepheliler SılaAbalay için mahalle esnafının ke-penklerine ve camlarına 16 adet Sı-la’nın bulunduğu resimleri astılar. 7Mayıs'ta ise “AKP'nin Katil Polisleri18 Yaşındaki Sıla Abalay’ı KatlettiHesabını Soracağız! - Halk Cephesi”imzalı 1 adet pankartı Nurtepe SokulluCaddesi üzerine astılar. Pankartı sök-meye gelen katil polislere Cephelilerhavai fişek ile müdahale etti ve ma-hallede çatışma çıktı.

Gülsuyu Halk Cephesi: Gülsu-yu’nda Halk Cepheliler 6 Mayıs’tasabahın ilk saatlerinde Sıla Abalayiçin mahallenin çeşitli yerlerine "SılaAbalay Ölümsüzdür – Dev-Genç”imzalı 5 adet yazılama yaptı. Gül-suyu Halk Cephesi ve Liseli Dev-Genç’liler Maltepe Beşçesmeler’de“Sıla Abalay Ölümsüzdür – Dev-Genç” imzalı pankart asıp sloganattılar. Atılan sloganlara halk alkış-layarak destek verdi.

İkitelli Halk Cephesi: İkitelli’deHalk Cepheliler 6 Mayıs'ta SılaAbalay için mahallenin birçok yerinepankartlar asıp yazılamalar yaptı.

Sarıgazi Halk Cephesi:AKP’nin katil polisi tarafından 6Mayıs gecesi katledilen Sıla Abalayiçin Cepheliler tarafından Sarıgaziİnönü ve Meclis Mahallesi’nde “SılaAbalay Ölümsüzdür "Halk Cephesi,Dev Genç” imzalı 20 yazılama yaptı.Sıla Abalay’ın katledilmesi ile ilgiliolarak kahvehanelerde bildiri dağı-tımı ve kahve konuşmaları yapıldı.300 bildiri dağıtıldı. Hazırlanan 15afiş mahallenin çeşitli yerlerine asıl-dı.

Gazi Halk Cephesi: Gazi Ma-hallesi’nde Halk Cepheliler 10 Ma-yıs’ta Sıla Abalay’ı yazılamalarlaselamladı. 6 Mayıs'ta katillerin Kü-çükçekmece’de bir eve baskın ya-parak 18 yaşındaki Sıla Abalay’ıkatletmeleri yazılamalarla halka teş-hir edilip Sıla Abalay selamlandı.

Tuzla: Tuzla Aydıntepe Mahal-lesi’nde 6 Mayıs'ta Sıla Abalay’ınkatledilmesine karşı "Sıla AbalayÖlümsüzdür" yazılı pankart asıldı.

ANADOLU:Ankara TAYAD – 7 Mayıs 2017: TAYAD’lı Aileler İstanbul’da bir

gece yarısı ev baskınıyla katledilenSıla Abalay için Sakarya Caddesi’ndebir basın açıklaması düzenledi. Dahasonra, evlatlarının kemikleri için açlıkgrevinde olan Kemal Gün’ün için,her hafta olduğu gibi destek amaçlı 1saatlik oturma eylemi yapıldı. Katillerintacizlerine rağmen eylem iradi bir şe-kilde bitirildi.

Bundan Sonra SokaklarımızdaDökülen Kan

Bizim Kanımız Olmayacakİstanbul Gazi Cephe Milisleri 9 Mayıs’ta

Gazi Mahallesi Cebeci yolu üzerinde saat21:00 sularında seyir halinde olan katliamcıpolislere karşı silahlı eylem düzenledi. Ey-lemin ardından Gazi Cephe Milisleri açıklamayaparak şu sözlere yer verdi:

“AKP’nin katil polisleri sokaklarda evlerdehalk çocuklarını katlediyor terör demagoji-leriyle katliamlarını meşrulaştırmaya çalışıyor.Ama bu halk biliyor kimlerin terörist oldu-ğunu. Katiller bir ay önce dur ihtarına uy-mayan 2 genci katletmişti. 6 Mayıs günüyapılan operasyonda teslim alamadığı dev-rimci Sıla Abalay’ı Dilek Doğan gibi katlet-tiler. Faşizm tüm halka düşmandır. Faşizminterörü karşısında halkın devrimci şiddetimeşrudur. Halkımıza, halk çocuklarına yönelikher türlü saldırıya misliyle karşılık vereceğiz,sizleri döktüğünüz kanda boğacağız. Halkınadaletini uygulayacağız. AKP’nin katilleriniuyarıyoruz: Halkın adaletine teslim olun,Sıla Abalay’ın katillerini açıklayın. Sıla’nınkatilleri cezalandırılana kadar eylemlerimizdevam edecektir. Tüm halk düşmanları he-defimiz olmaya devam edecek! Berkin içingelenler Sıla için de gelecek!”

Katillerden Hesap Sorduk Sormaya Devam Edeceğiz!Gazi Cephe Milisleri tarafından 6 Mayıs’ta

evinde katledilen Sıla Abalay için 9 Mayıs’taGazi Mahallesi’nin Nalbur Sekizevler veDüz bölgelerinde yazılamalar yapıldı.

Sıla Abalay'ın O Gülen Gözleri Bize Umut ve Işık Oluyor O Gülen Gözleri Söndüren Katillerden Hesap Soracağız!

Page 49:  · 48 Sıla Abalay’ın o gülen gözleri, bize umut ve ışık oluyor 49 Evlatlarımızın mezar hakkı için direnen Kemal Gün’ün direnişi hepimizin direnişidir, sahiplenelim

Dersim Seyit Razı Parkı'nda 74.gündür evlatlarının mezar hakkı içinaçlık grevinde olan Dersim'in KocaÇınarı Kemal amcamızın sesine kulakverelim. Geleneklerde her insanın me-zar hakkı vardır. Devlet İsrail'in yön-temlerini ülkemizde uygulamaya ça-lışıyor. Bunlara izin vermeyelim. Di-reniş alanında yazılan günlerden der-lediklerimiz aşağıdaki gibidir:

69. Gün – 3 Mayıs 2017Dersim’i terk edemediğini söyleyen,

terk edenlere, göçenlere serzenişte bu-lunan bir ziyaretçimiz var yanımızda.Sık sık yurt dışına ve özellikle Finlan-diya’ya giden bu ziyaretçimiz, 1938’leriannesinden, babasından, dedesindenninesinden dinlermiş hep. Onların an-latımındaki acıyı, salt acıyı anlatıyor;“siyasetsiz, ateş gibi, güneş gibi, çığgibi idi acıların ifadesi, onlardan din-lemekle bizden dinlemek aynı şey değil,biz onlar gibi ifade edemiyoruz.” di-yerek yine de duyduklarından birkaçanı aktarıyor sohbetimizde. 12 Eylül’deköylerin boşaltılması ile kendi köyündeiki üç ev kaldığını, liseden veya geç-mişinden arkadaşlarını göremediğini,ya öldürüldüklerini ya sürüldüklerini

ya da hapiste veya kayıp olduklarınısöylüyor. Sular altında kalmayan me-zarları sık sık ziyaret ettiğini söylüyorve susuyor. Saat 15.00’da Dersimli sa-natçı Ferhat Tunç geliyor Kemal am-camızı ziyarete. Daha önce de gelmişve bilgi almıştı, gelişmeleri merak edi-yor, sorularını yanıtlıyor sohbet ediyoruzbir süre. Elazığ’dan tahliye haberialıyor ve seviniyoruz.

Yarın 70 yaşındaki Kemal amcamızaçlık grevi direnişinin yetmişinci gü-nünde. İradesiyle ayakta olduğunu söy-ler hep nasıl dayandığını soranlara.Bunun bir irade savaşı olduğunu anlatıryavaş yavaş, örnekleyerek.

70.Gün: Öğlen, küçük dostumuz yine yanı-

mızda. Köylerinden buralara indikleriher zaman uğrarlar. Tam bu sohbetlerdenbirindeyken bir de yaşlı bir dayı geliyor,katılıyor aramıza.

Öğleden sonra, ziyaretçilerimiz ge-liyor, gidiyor ve Kemal amca ile soh-betler ediliyor her günkü gibi. BugünSeyit Rıza Meydanı’nda anma olacakdiye biliyorduk ama, yasaklanmış ol-duğu haberi geliyor. Yasağın sebebide anmanın amacını aşarak başka emel-

lere hizmet etme riskiymiş. Yasaklan-maya rağmen diyalogların sürdüğünüöğreniyoruz ve anmanın yapılmasınıumuyoruz.

Akşamüstü, Seyit Rıza Meydanı’ndayapılması planlanan anma hakkındadeğişik haberler geliyor. Bazı haberleregöre anmanın yasaklanmış olsa da ya-pılacağı, bir diğer habere göre anmanınyapılmasına izin verildiği ama kapalıalanda yapılmasının şart koşulduğu,kimi haberlere göre de diyaloglarınhalen sürdüğü var gündemde. Biz ye-rimizdeyiz ama herhangi bir sorunolursa diyerek eşyalarımızı toplayarakoturuyoruz. Anma saat 17.30 da yapı-lacaktı. Henüz anmanın Seyit RızaMeydanı’nda yapılacağını gösteren birhareketlenme yok.

Hozat Belediye Başkanı CHP mil-letvekili Celalettin Polat yanımızda,Kemal amcayı ziyaret ediyor. HozatBelediye Başkanı Kemal amcayı dahaönceleri de ziyaret etmişti, birbirlerinion beş yıldan fazladır tanıyorlarmış,karşılıklı sevgi ve saygıya dayanangüzel bir dostluk hissediliyor birlikte-liklerinde. Uzun uzun sohbet ediyorlar,Hozat Belediye Başkanı gelişmelerive sorunları öğrenmek istiyor ve Kemal

DDergimizin 14. Sayısının Yayınlandığı 14 Mayıs 2017 günü;*KEC Yüksel direnişi 187. gününde, Nuriye Gülmen ve Semih Özakça açlık grevlerinin 67. günündeler

*KEC Malatya direnişi 107. gününde*KEC İstanbul Cevahir AVM önünde Nazife Onay’ın direnişi 55. gününde

*KEC Düzce Alev Şahin direnişinin 83. gününde *Dersim Seyit Rıza Meydanı’nda Kemal amca direnişinin 95. ve açlık grevinin 80. gününde

Evlatlarının Mezar Hakkı İçin Direnen Kemal Gün'ün Direnişi

Hepimizin Direnişidir Sahiplenelim

14 Mayıs2017

Yürüyüş

Sayı: 14

4918’İNDE KAHRAMAN

Page 50:  · 48 Sıla Abalay’ın o gülen gözleri, bize umut ve ışık oluyor 49 Evlatlarımızın mezar hakkı için direnen Kemal Gün’ün direnişi hepimizin direnişidir, sahiplenelim

Yürüyüş

14 Mayıs2017

Sayı: 14

16’SINDA HALKIN UMUDU550

amcamızın sağlığı hakkında sorular so-rarken samimiyetle endişelerini dile ge-tiriyor. Avukatımız da görüşüyor ken-disiyle, hep birlikte sohbet edilirken,HDP milletvekili Erdal Ataş da geliyorve katılıyor sohbete. Erdal Ataş’ın dailk ziyareti değil bu, gelişmeler ve baş-vurular konuşuluyor.

Ve, HDP milletvekili Alican Önlüde aramızda. Bu arada meydanda his-sedilir bir kalabalık var, birçok siyasive sivil kurum kuruluşlardan yanımızauğrayanlar, uğramayanlar oluyor. CHP,HDP ve Hozat Belediye Başkanı, avu-katımız halen çözüm alternatiflerinikonuşuyorlar. Kemal amcanın zamanzaman mücadeleyi sonuna kadar sür-düreceğini söylediğini duyuyoruz.

Kemal amca, anmanın kapalı biralanda yapılabileceğini duyduğunda çokanlamsız bulmuştu. Anmanın yapılmasıgereken yerin Seyit Rıza Meydanı ol-duğunu ve burada yapılmayacaksa hiçyapılmamasının gerektiğini söylemişti.Seyit Rıza Heykeli’nin etrafı doluyoryavaş yavaş ve lokmalar naylon torba-lardan çıkartılarak diziliyor heykelinhemen yanına, mumlar yakılıyor, basınyerini alıyor, özel harekat ve özel harekatfilm ekibi de hazır ve hatta basındandaha kalabalık. Konuşmalar başladığındahalk, polisin ve polise bağlı basınınsaygılı olmasını ve biraz geri çekilmesinisöylüyor. Polis basını üç adım kadargeriye çekiliyor. Halk büyük bir dikkatleizlenerek filme alınıyor, bizler de polisinkameralarıyla titizce izlenip filme dahiloluyoruz.

Ağıtlar yakılıyor, konuşmalar yapı-lıyor, anmalara sahip çıkılması çağrısıyapılıyor, lokma dağıtılıyor, mumlaryakılıyor ve karanfiller konuyor SeyitRıza Heykeli’nin ayağının kenarına…Çok büyük bir kalabalık olmasa da,OHAL şartları altında şartların zorlanarakizin alındığı anma bittikten sonra halkdağılıyor. Anma, polis videoları ve gö-zetimi altında yapılmak zorunda bıra-kıldı. Meydanda halktan geriye lokmalar,karanfiller ve mumlar kaldı.

71. Gün: Direniş yerimize gelirken Kemal

amcamızın kan tahlillerini alacak olansağlıkçı arkadaşımıza geç kalmamakiçin acele ediyoruz. Kas ağrılarının baş-

laması ile birlikte şeker sayımı dayapılmaya başladı. Kemal amcanınsol tarafında başlayan kas ağrıları,uykusunu ciddi şekilde etkiliyor.Öğlen saatlerinde Grup Yorumüyesi Dilan arkadaşımız geldi İs-tanbul’dan. Eda buradaydı, yeni-den gelişini beklerken tutuklandı-ğını öğrendiğimizde çok üzüldük.Çok genç yaşta şeker hastalığıolan bir genç arkadaşımız geliyoryanımıza. Daha çocuk yaşlardaşeker hastalığı ile tanışmış bu gençarkadaşımızla sohbet ediyoruz.Her zamanki gibi Hocalarımız ya-nımızda, Onlar yanımızdayken ge-len genç arkadaşlarımız da oluyor.Bugün biraz sakin sanki ama, avu-kat arkadaşımızın gitme hazırlıklarıile direniş alanımız oldukça hare-ketli. Ve, tekrar görüşmek üzereuğurluyoruz avukatımızı.

İki şehidi olan, Kemal amcayıasla yalnız bırakmayan, doksanyaşında dimdik duruşuyla ve yü-zünün çizgilerine yazılmış onuruylaFidan anamız geldi ziyaretimize.Kemal amcamızın daima ayakta,sevgi ve saygısıyla karşıladığı Fidananayı dinlemek, O’nun o yaşadık-larını yansıtan gözlerine bakmakbir başkadır, güzelliktir.

73.Gün:Seyit Rıza Meydanı’nda direniş ye-

rimizdeyiz. Kemal amcamız 57 kiloyadüşmüş. Birkaç gündür geceleri ağrı-larından kaynaklı uykusuzluk sorunuyaşadığından dolayı hayli bitkin düşm-üştü. Dün, Fransa’da yaşayan, aslenDersim’li olan bir ziyaretçimizle ko-nuşurken, Kemal amca için “Dersim’inKoca Çınarı” demişti. 73. günündekiaçlık grevi direnişinde; ne iradesinden,ne de kararlılığından hiçbir şey kay-betmemiş haliyle “Dersim’in Koca Çı-narı” Kemal amcamız. Saat 11’e doğruİdil’den arkadaşımız geldi. Kemal am-caya Dersim Grup Yorum Halk Koro-su’ndan çiçek getiren arkadaşımızlamerhabalaştıktan sonra hep birlikte ge-lişmelerle ilgili sohbetimize başladık.Yine dört mevsimin bir arada olduğugünlerden birindeyiz. Küçük dostumuzve annesi geliyorlar. Şekerlemelere veevcilik oynadığı yere doğru gidiyor, bu

da Kemal amcayı güldürüyor. AğuçanOcağı Piri ziyaretimizde. Kendisi desürekli mücadelelerin içinde olduğundanpaylaşacak oldukça fazla anısı var, din-liyoruz. HDP Adana ve Demokratik Al-eviler Derneği’nden bir arkadaşımız dayanımızda. Alevilik hakkında uzun birmuhabbete giriyoruz. Daha sonra ara-mıza araştırmacı yazar Mehmet Kaba-dayı da katılıyor. Ziyaretçilerimiz Kemalamca ile güzel bir sohbete başlıyorlarve sonrasında bir toplantıya katılmaküzere yanımızdan ayrılıyorlar. Öğlenbiri Batman’dan ikisi aslen Dersim’liolup İstanbul’da yaşayan ve oradangelen öğrenciler Kemal amcaya merhaba

�LET���M B�LG�LER�:

Telefon: 0553 088 607

Facebook: https://www.facebook.com/

kemalgulizar.gun?fref=ts

Twitter; https://twitter.com/dersim-

kemalbaba

Page 51:  · 48 Sıla Abalay’ın o gülen gözleri, bize umut ve ışık oluyor 49 Evlatlarımızın mezar hakkı için direnen Kemal Gün’ün direnişi hepimizin direnişidir, sahiplenelim

14 Mayıs2017

Yürüyüş

Sayı: 14

55118’İNDE KAHRAMAN

demek için uğruyorlar yanımıza. Elle-rinde çiçekleriyle Kemal amcaya doğrugelen iki ziyaretçimizin Bursa GrupYorum Halk Korosu’ndan olduğunuöğreniyoruz. Kemal Amca bu ziyarettenoldukça duygulanmış görünüyor. Saat14:00’a doğru fırtınaya yakalanıyoruz.Hep beraber büyük şemsiyemizin uç-maması için seferber oluyoruz, rüzgârçok kuvvetli. Yağmur da bütün şidde-tiyle başlıyor ve alelacele toparlanarakkafeye gidiyoruz. Ziyaretçilerimizinşansına bugün havanın fırtınalı olmasınaüzülüyoruz. Yağmur diner gibi oldu-ğunda Kemal Amca yerine dönmek is-tiyor. Her yerde Kemal amca için ya-pılan açlık grevlerinden söz ederek,Kemal amcaya bu konudaki haberleriokuyor, resimleri gösteriyoruz.

74.Gün:Sabah saat 07:00’da kaldığımız evin

camından baktığımızda, özel harekatınzırhlı araçla kapımızın önünde konuş-landığını görüyoruz. Koridorda da ha-reketlenme var. Donanımlı ekip üstkatlardan iniyor. Ne olduğunu bilmi-yoruz. Zırhlı aracın da özel harekatında gitmiş olduğunu görüyoruz. Halkkapı önünde toplanmış, yüksek sesletartışıyor. Anladığımız kadarı ile sabahsaatlerinde yaşananlardan dolayı apart-man sakinleri huzursuz ve endişeli.

GBT kontrollü yolculuğumuzdan sonraSeyit Rıza Meydanı’ndayız.

Buradan sizleri Kemal amcanın sağ-lığı hakkında bilgilendirelim. Her günbir sağlıkçı arkadaşımız gelerek Kemalamcanın tansiyonunu ölçüyor. Son birkaç gündür kilo kaybının hızlanmasıve ağrılarının başlaması ile kandakişeker sayımı da yapılmaya başlandı.Yakın bir tarihte yapılmış olan kantestleri, Kemal amcanın kan değerlerininnormal olduğunu gösterdi. Açlık grev-lerinin bir yan etkisidir kas ağrıları.Bu kas ağrılarının kas erimesi olarakyanlış anlaşılarak haber yapıldığınainanıyoruz. Bugün Dersim’deki aka-demisyenlerimiz Nuriye ve Semih’edestek vermek üzere bir günlük açlıkgrevi yapacaklar. Dövizlerini hazırla-mışlar ve bizim direnişimizin hemenyanında direnişleri için yerlerini almışlar.Basından sonra gelen belediyenin filmekibi bu direnişi de kabahatler yasasınagöre cezalandırmak üzere delil olarakkullanabilecekleri film ve fotoğraflarıçekmişler. Yine Kemal amcanın belediyeçalışanlarına söylediği sözler konu olu-yor sabah sohbetimizde; ”İşlenmiş birkabahat varsa, o kabahati işleyen bizdeğiliz. Seni buraya kim gönderdiyseonlardır kabahat işleyenler. Biz kabahatlideğiliz!” Saat 12.00'da Grup YorumKorosu’ndan bir arkadaşımız geldi veönümüzdeki günlerde tekrar geleceğinive bir günlük destek açlık grevi yapa-cağını söyledi. Öğleden sonra Kemalamcaya tutsaklarımızdan mektuplar ge-liyor yine. Mektuplardan birinin içeri-sinde Kemal amca için işlenmiş, ke-narlarına oya yapılmış bir mendil devar. Tutsaklarımızın mektup ve gön-derdikleri armağanlar Kemal amca içinçok değerli. Hepsinin tek tek çok büyükdeğerleri olduğunu söyler hep. Kemalamca tutsağımızın kim bilir nasıl zorşartlar altında işlediği mendili resim-lememize izin verdikten sonra özenlekatlayarak cebine yerleştiriyor. Aka-demisyenlerin yaptığı direniş nedeniylesadece bizim değil, bugün onların daziyaretçilerine ev sahipliği yapıyor

Seyit Rıza Meydanı.

75.GünSaat 10:00'a doğru İzmir’den zi-

yaretçimiz geliyor. Eşi ile birlikte Ke-mal Amca’ya ziyarete gelen genç çif-timiz sorularla dolu, Kemal amcayayönelttikleri sorular hem Kemal amcaile ilgili hem de Alevilik ve Dersimtarihi ile. İzmirli yeni gelin kızımız,Dersim’i ve insanlarını çok sevdiğini,daha önce alevilik hakkında öğretilen-lerin saçmalığını anladıkça kendi de-yimiyle ‘şok’ geçirdiğini söylüyor veeşini iyi ki tanımış olduğunu söylüyor.

Öğlen Aslen Dersimli olan ve İs-tanbul Sarıgazi’de yaşayan bir ziya-retçimizleyiz. Dersim’in tarihi ile çokilgili olan bu arkadaşımız kendi bil-diklerini Kemal Amca’dan duyduklarıile karşılaştırarak başlattığı sohbettençok hoşnut. Resim çekmemizi istiyor,bol bol resimler çekiyoruz. Saat –14.00'da iki genç kızımız geliyor, liseöğrencileri olmalılar. Sevgiyle kucak-laşıyoruz onlarla da, Kemal amcanınyanına oturup halini hatırını soruyorlar.Kemal amcaya çok büyük saygı duy-duklarını söylüyorlar. Gençlerimizdengelen böylesi ziyaretleri Kemal amcaçok seviyor ve onların umudumuz ol-duklarını söylüyor her zaman.

Nihayet anlıyoruz havanın nedenanlaşılmaz olduğunu. Çok şiddetli birrüzgarla ani bir fırtınanın içerisindebuluyoruz kendimizi. Şemsiyemizi ar-kadaşımız zor zaptederken ben de yinevideo ve resim çekerek Dersim fırtı-nalarından birisini daha kaydediyorum.Fırtına ile birlikte şiddetli bir yağmurda başlıyor. Hava açacak mı açmayacakmı tahminleri ile kafede sohbet ederkende ziyaretçilerimiz oluyor. Küçük dos-tumuz, yine annesi ile birlikte yanı-mızda. Ve yine her zamanki gibi Kemalamcanın şekerlerini buluyor, bizlerigüldürüyor. Hocamız da yanımızda.Yüksel Direnişinde fenalaşan Nuriye’yive siyasi sivil kurum ve kuruluşların,akademisyenlerin yaklaşımlarını, ko-nuşuyoruz.

Dergimizin 14. Sayısının Yayınlandığı 14 Mayıs 2017 günü;*KEC Yüksel direnişi 187. gününde, Nuriye Gülmen ve Semih Özakça açlık grevlerinin 67. günündeler

*KEC Malatya direnişi 107. gününde*KEC İstanbul Cevahir AVM önünde Nazife Onay’ın direnişi 55. gününde

*KEC Düzce Alev Şahin direnişinin 83. gününde *Dersim Seyit Rıza Meydanı’nda Kemal amca direnişinin 95. ve açlık grevinin 80. gününde

Page 52:  · 48 Sıla Abalay’ın o gülen gözleri, bize umut ve ışık oluyor 49 Evlatlarımızın mezar hakkı için direnen Kemal Gün’ün direnişi hepimizin direnişidir, sahiplenelim

Yürüyüş

14 Mayıs2017

Sayı: 14

16’SINDA HALKIN UMUDU552

Nuriye Gülmen ve Semih Özakça’nın Sesini Her Alana Taşıyacak DayanışmayıBüyüteceğiz

Direnişte 183. gün, açlık gre-vinde 63. gündür direnen NuriyeGülmen ve Semih Özakça'nınsesini her alana taşımak için İs-tanbul ve Anadolu'da çalışmalaryapıldı. Bu çalışmalardan der-lediklerimiz aşağıdaki gibidir:

ANADOLU:Hatay Halk Cephesi:İki ayı aşkın süredir hem di-

renişte hem de açlık grevindeolan Nuriye ve Semih hoca baştaolmak üzere, oğullarının cena-zelerini almak için de açlık gre-vinde olan Kemal Gün için, An-

takya’nın Armutlu Mahallesi’nde9 Mayıs’ta duvarlara stickerleryapıştırılıp, açlıklarına ortak olu-nup, direnişleri selamlandı. Ar-mutlu Mahallesi'nde yaklaşık30 sticker duvarlara yapıştırıl-dı.

İSTANBUL: Gülsuyu-Gü-lensu Halk Cephesi:

Tam 63 gündür bedenleriniaçlığa yatıran Nuriye ve SemihHocanın direnişine Maltepe’deyapıştırılan sticker ile ortak olun-du. Yapılan çalışma sırasındahalktan bir kişi gelip ne için di-renildiğini sordu. Direnişin KHKile işten çıkarılan öğretmenlerindirenişi olduğu anlatıldı. Beş-çeşmeler ve Minibüs yolu toplam100 adet sticker ile donatıldı.

Söyleşi: Ekmek ve Onuru İçin Direnenlerin ÖyküsüSamsun’da, Karadeniz Özgürlükler Derneği tarafından 29 Ni-

san’da Direnen Kamu Emekçilerini konu alan söyleşi düzenlendi.Yüksel direnişçilerinden Acun Karadağ, Mehmet Dersulu, Malatyadirenişçilerinden Umut Sertaç Ökdemir ve Halkın Hukuk Büro-su’ndan Didem Baydar Ünsal konuşmacı olarak katıldı. Söyleşihazırlığında birçok kurum, esnaf kapı kapı gezilerek halka söyleşihakkında bilgi verildi. Söyleşi hazırlığında sokaklara 115 afiş,400 davetiye halka ulaştırıldı ve Samsun yerel gazetesinde söyleşihaberi yapıldı. Söyleşide neden direnmek gerekir, nasıl direnmekgerekir ve asıl olarak insan ekmek parasından önce onuru` içindirenmelidir teması yer aldı. Söyleşinin son kısmında 70 gündüroğlunun cenazesini almak için direnen 70 yaşında olan bir babayaKemal Gün’e dikkat çekildi. Söyleşinin bitiminden hemen sonrasöyleşiye katılanlarla birlikte Samsun sahil tarafına geçilerek di-renişin 172. açlık grevinin 52. günü dolasıyla Nuriye Gülmen veSemih Özakça için dilek fenerleri uçuruldu.

Nuriye Gülmen ve Semih Özakça'nın

Sağlık Durumuyla İlgili Bilgilendirmedir

Merhaba dostlar,181 gündür direnen, 27 kez işkence ile gözaltına

alınan, açlığının 61. gününde Nuriye hoca rahat-sızlandı. Açlık grevinin beklenen sonuçlarını Nuriyehoca ve Semih yaşamaya başladılar. Semih’in başağrısı, midede yanma, halsizlik, çabuk yorulma,nabız ve tansiyon düşüklüğü; Nuriye hocanınsıklıkla kas ağrısı şikayeti, midede yanma, yürümedezorluk, nabız ve tansiyon düşüklüğü, halsizlik gibişikayetleri var. Semih 17, Nuriye Hoca 8 kilo kay-betti. Bugün yaşanan da açlık grevi ile yaşadığı sı-kıntıların devamıdır. Hastaneye gitmesi söz konusudeğildir. Bilindiği üzere çeşitli yerlerde direniş ala-nında ve röportajlarda söyledikleri gibi hasta ol-madıklarını direnişçi olduklarını açlık grevinin buetkileri yaratacağını bildiklerini söyleyerek, açlıkgrevi direnişçileri tıbbi müdahaleyi kabul etmiyorlar.Açlık grevine başlamadan önce 120 gün boyuncaeylem sürdürülmüş ve birçok şey yapılmıştı. Ma-hallelere gidildi, okullar gezildi, akademisyenleregidildi, basına ve milletvekillerine gidildi. Fakatdirenişin talebi olan işi geri istemekle ilgili hiçbirgelişme olmadı. Bu dönemde arkadaşlarımız haklıtalepleri karşılanmazsa açlık grevi yapacaklarınıbasına verdikleri röportajlarla da duyurmuşlardı.

Bugün twitterda kampanyamızın adı olan #Nu-riyeveSemihinAçlığınaSesVer hastagi Türkiye gün-deminde 2. oldu. Bu 181 gündür kararlı, ısrarlı,haklılıktan alınan güçle örülen direnişin meyvesidir.Tüm direnenlerin ortak mücadelesinin sonucudur.Bugün binler bu mücadeleyi sahipleniyorsa buYüksel’e gelen, hatır soran, çiçek bırakan, faxçeken, dilek feneri uçuran, yani küçük büyük birşeyler yapan sizlerin çabasıyla olmuştur. Küçükbüyük demeden yapılan her işin kıymetli olduğunusöylüyorduk, bugün haklı olduğumuzu daha iyigörüyoruz. Arkadaşlarımız açlık grevine başlarken,korkun açlığımızdan demişlerdi. Bugün Türkiyeve dünyanın birçok yerinde açlık grevinin sesiyankılanıyor. Destek açlık grevleri büyüyor. Biziktidara değil, halkımıza, kamuoyunun vicdanınagüveniyoruz deyip eyleme başlamıştı Nuriye veSemih. Güvenimiz boşa çıkmıyor. Sizinle birliktekazanacağız ve kampanyayı büyüterek devam ede-ceğiz. Yürüttüğümüz haklı mücadeleye ve sizlereolan inancımızla kazanacağımıza eminiz. Açlıkgrevinin sonuçlarından, başımıza gelecek her türlüsaldırıdan bizleri açlıkla terbiye edeceğini söyleyenAKP iktidarı sorumludur.

Birlikte direniyoruz, birlikte kazanacağız!Esra Özakça

Page 53:  · 48 Sıla Abalay’ın o gülen gözleri, bize umut ve ışık oluyor 49 Evlatlarımızın mezar hakkı için direnen Kemal Gün’ün direnişi hepimizin direnişidir, sahiplenelim

Estirdikleri terörle sınırlı, halk düşmanlığı yapmaktan öte birgayesi olmayan katil polis sürüsünün, 26 Nisan günü büromuzayaptığı baskın ve dergi emekçilerinin derhal serbest bırakılmasıile ilgili açıklamamızı yapmıştık. Büroda bulunan dergi emekçileriarkadaşlarımız işkenceyle gözaltına alınmış ve 10 gün boyuncaişkencede tutularak su ve şekersiz bırakılıp terbiye edilmeye çalı-şılmışlardır. 10 günlük işkencenin ardından mahkemenin savun-malarını dahi almadığı arkadaşlarımız, daha önceden verilmişolan karara göre gerekçesiz, alelacele tutuklanmışlardır. Faşizmhapsetmelerle, işkencelerle bugüne kadar bizi bitiremedi, bizihizaya getiremedi, getiremez!

Buradan AKP faşizmine defalarca kez olduğu gibi yine sesle-niyoruz; bizi tutuklamalarla bitiremezsiniz! Bizi açlıkla, gözaltıboyu işkencelerden geçirerek kendinizce terbiye edemezsiniz.Sizin halklar üzerindeki baskı, zulüm ve sömürü pervasızlığınızarttıkça bize daha çok iş düşecektir, gerçekleri açıklama sorumlu-luğunu ilk günkü ciddiyetimizle yazmaya devam ediyoruz hala.Yürüyüş dergisi çalışanı olmak için milyonlarca nedenimiz varbizim. Kendi işleri için direnen, bugün açlık grevinin kritikgünlerinde olan akademisyen ve öğretmenler, katledilmiş çocuk-larının kömürleşmiş bedenleri için bedenini açlığa yatırmış sağlığırisk altında olan Kemal amcalar, türlü gerekçelerle meşrulaştırılmayaçalışılan çocuk yaşta Sılalar’ın katledilmesi, panzer altında ezilerekcan veren çocuklarımız. Üzerlerine kaynar su dökülen yoksul ço-cuklarımız, sokağa çıkma yasaklarıyla halkın katledilmesi…Henüz çok yakınımızda an be an tanık ve içinde bulunduğumuzolaylardan sadece birkaçını oluşturuyor bu saydıklarımız. Estirdiğiniztüm faşist terörü, tutuklamalarınızı boşa çıkarıyoruz, siz bu halkıbugüne kadar yok edemediniz, edemezsiniz! Siz bir avuç asalak;bugün soluduğunuz havayı da ezilen halklarımıza borçlusunuz,siz katlettikçe, tutukladıkça biz büyüyoruz.

“yükseliyoruzyükseliyoruzkaranlığıateş bir okgibi deliyoruz…”

Çünkü biz halkız, haklıyız kazanacağız!Dergi emekçisi arkadaşlarımız derhal serbest bırakılsın!

Halkın Sesi Yürüyüş Dergisi Susturulamaz!Yürüyüş Dergisi

10 Mayıs 2017

Umudun Sesinin Haklı Yürüyüşünü BaskınlarlaEngellemeye Gücünüz Yetmez, Halka Gerçekleri An-latmaya Devam Ediyoruz

Yürüyüş Dergisi'ni basarak gerçeklerin halka ulaşmasınıengellemeye çalışanlara sözümüz şudur: Bu yaptıklarınızYürüyüş'ün halka ulaşmasını engelleyemez. Yürüyüşdergisinin çalışanlarının tümü halktır. Bu baskınlarınızsadece kinimizi ve öfkemizi büyütür. İstanbul ve Anadolu'dayapılan dergi dağıtımlarını aşağıdaki gibi yayınlıyoruz.

İstanbul, TAYAD’lı Aileler: TAYAD’lı Aileler, 28Nisan 2,3 Mayıs tarihlerinde Gazi Mahallesi, Armutlu,Nurtepe ve Çayan Mahallesi’nde yaptıkları kapı çalış-malarında toplamda 294 dergiyi halka ulaştırdı. Nurtepe’de“bir aile, oğlum ben buraya taşınalı 3-4 ay oldu. Geldiğimmahallede oğlumu uyuşturucuya alıştırdılar hangi hastaneyegötürdüysem çözüm bulamadım. Burada komşularımaanlattım durumu komşularım Cepheliler çözer senin so-rununu dediler” diye sorununu anlattı. Dergi dağıtımcılarıda Hasan Ferit Gedik Uyuşturucuyla Savaş ve KurtuluşMerkezi’ni anlattı. Ayrıca mahallede Halk Meclisi olduğu,sorunları olduğunda Halk Meclisinde birlikte çözümlerüretildiği anlatıldı.

Gülsuyu: Yürüyüş dergisinin 13. sayısının dağıtımı,9 Mayıs'ta Gülsuyu’nda yapıldı. Dağıtımda, 50 adet dergihalka ulaştırıldı. Dağıtım sonrasında, 24-28 Kasım 2016tarihlerinde devlet tarafından Dersim’de yapılan bom-bardımanda şehit düşen TKP/ML TİKKO gerillası SerkanLamba’nın evi ziyaret edildi. Ailesine baş sağlığı dilekleriiletildi.

Anadolu, Hatay: Antakya’nın Armutlu ve Elektrikmahallelerinde 5 Mayıs’ta Yürüyüş dergisi dağıtımıyapıldı. Dergi dağıtımında halk, referandumda yapılanoy hırsızlığına ve adaletsizliğine tepkiliydi. Halk, AKPhükümetinin artık seçimle gideceğine inanmıyor. Yürüyüşdergisi dağıtımcıları halkın yanında olmaya devam ede-ceklerini ifade etti. 2 saatlik dergi dağıtımında 45 YürüyüşDergisi halka ulaştırıldı.

Hatay Halk Cepheliler 7 Mayıs’ta ise Sümerler veÇekmece Mahallerinde yine halkın içinde ve halkımızlabirlikteydi. Sohbet edilen bir aliede, 50 yaşın üzerindeolan bir kişi, CHP’li olduğunu fakat Cepheliler’e saygıduyduğunu ve mücadelelerini desteklediğini söyledi.Çekmece gençliğinden bir kişi de bir tane fazla dergialarak başka bir arkadaşına götüreceğini söyledi. 4 saatsüren dergi dağıtımında 110 dergi halkımıza ulaştırıldı. 8Mayıs’ta ise Antakya’nın Gündüz Caddesi’nde yapılandağıtımda Halk Cepheliler Nuriye Gülmen ve SemihÖzakça’nın ayrıca Dersim’de direnen Kemal Gün’ünaçlık grevi direnişi, halka anlatılıp konu hakkında bilgiverildi. Halk açlık grevlerini basından takip ettiklerinianlattılar. Yapılan dağıtımda 30 dergi halka ulaştırıldı.

Yürüyüş Dergisi Emekçileri TutuklandıHalkın Sesi Yürüyüş Dergisi Susturulamaz!

DDergimizin 14. Sayısının Yayınlandığı 14 Mayıs 2017 günü;*KEC Yüksel direnişi 187. gününde, Nuriye Gülmen ve Semih Özakça açlık grevlerinin 67. günündeler

*KEC Malatya direnişi 107. gününde*KEC İstanbul Cevahir AVM önünde Nazife Onay’ın direnişi 55. gününde

*KEC Düzce Alev Şahin direnişinin 83. gününde *Dersim Seyit Rıza Meydanı’nda Kemal amca direnişinin 95. ve açlık grevinin 80. gününde

14 Mayıs2017

Yürüyüş

Sayı: 14

5318’İNDE KAHRAMAN

Page 54:  · 48 Sıla Abalay’ın o gülen gözleri, bize umut ve ışık oluyor 49 Evlatlarımızın mezar hakkı için direnen Kemal Gün’ün direnişi hepimizin direnişidir, sahiplenelim

Av ru pa’da

Mezar Hakkı İçin Direnen Kemal Gün’eParis’te Destek Eylemi

28 Nisan 2017 günü Kemal amcamızın sesineses olabilmek için Amnesty İnternational’e KemalGün amcamızın direnişi ile ilgili dosyamızı verdik.Saat 15:00’da dosya işleminin yapılmasının ar-dından aynı gün akşam saat 18:00’dan 20:00’akadar direniş ile ilgili Fransızca 200 tane bildiriParis’te Republique Meydanı’nda dağıtıldı.

Direnerek Kazanacağız! Şehitler Mezarsız, Dağlar Şahansız Kalmayacak!

���

Wuppertal’da Destek Açlık Grevi Almanya’nın Wuppertal şehrinde Kemal amca

için destek açlık grevi yapıldı. 2’si Avrupa Dev-Genç’li olmak üzere 4 kişi Kemal amcanın dire-nişini sahiplenmek ve destek çıkmak için birgünlük destek açlık grevi yaptı.

���

İsviçre Halk Cephesi olarak Dersim’de

73 Gündür Açlık Grevinde Olan,

Kemal Gün’e Destek İçin 1 Günlük

Açlık Grevindeyiz

7 Mayıs 2017’de 1 günlük açlık grevine 10kişi katıldı. Ayrıca bir Halk Cepheli bir haftalıkaçlık grevinde.

İsviçre Halk Cephesi Pazartesi günü İsviçreBasel şehrinde pazartesi gününden cuma gününekadar 5 günlük dayanışma açlık grevi çadırıaçacak.

Her gün saat 10:00 ile 18:00 arası açılacakçadır Claraplatz adresinde.

Tüm halkımızı Dersim’de 2 aydan fazladır di-renişte olan 70 yaşındaki Kemal Gün’e destekiçin çadırımıza davet ediyoruz.

MEZAR HAKKI ENGELLENEMEZ! KEMAL GÜN ONURUMUZDUR!

���

Londra’da Dersim Şehitlerimiz İçinFaşist Türkiye Elçiliği Önünde Protesto

Cenazelerimizi geleneklerimize göre toprağavermek bir haktır. Engellenemez.

Her hafta cuma olduğu gibi bu hafta da haykırdıksloganlarımızı faşizmin suratına.

Dersim’de katledilen halk savaşçılarının ce-nazelerini istiyoruz demek, direnen ailelerimizedestek olmak ve faşizmi teşhir etmek için elçilikönünde olmaya devam edeceğiz.

Cenazelerimizi istiyoruz Alacağız!

Yürüyüş

14 Mayıs2017

Sayı: 14

16’SINDA HALKIN UMUDU54

Almanya’da Yusuf Taş İçin Oturma Eylemi Stuttgart Halk Cephesi, Özgür Tutsak Yusuf Taş’ın Taleplerini

Eyalet Adalet Bakanlığı önünde 5. kez Yineledi Stuttgart Halk Cephesi, açlık grevinin 40. gününe giren Yusuf

Taş için oturma eylemlerine bugünde devam etti. Zorla müdahaleamacıyla, Hohenasperg Hapishane Hastanesi’ne kaldırılan ÖzgürTutsak Yusuf Taş’ın taleplerinin kabul edilmesi için, 5. kez StuttgartEyalet Adalet Bakanlığı önündeki oturma eylemine 3 kişi katıldı.Hafta sonuna kadar devam edecek olan oturma eylemi, bir saatsonra sona erdi.

Özgür Tutsak Yusuf Taş İçin Gösteri 7 Mayıs’ta Mannheim-Stuttgart Halk Cephesi ve farklı yerlerden

katılımcılarla birlikte Yusuf’un bulunduğu hastane önünde semboliktabut bırakıldı ve Yusuf’un yalnız olmadığı gösterildi. HeimsheimHapishanesi’nin ırkçı yaptırımlarının Yusuf’a sökmeyeceği bu türzorluklara devrimcilerin boyun eğmeyeceği ifade edildi.

Mannheim Halk Cephesi

Stuttgart Anadolu Federasyonu’ndanYusuf Ta� �çin Oturma Eylemi

Stuttgart Anadolu Federasyonu emekçileri Almanya HeimsheimHapishanesi’nde tutuklu olan ve 37 gündür açlık grevindeki YusufTaş’a destek için 6 Mayıs Cumartesi günü Konigstrasse’de oturmaeylemi yaptı. Stuttgart’ın en işlek caddesinde yapılan oturmaeylemine ilgi yoğundu. Eylem boyunca caddeden geçen insanlarınbüyük bir kısmı dövizleri okuyarak geçerken, bir kısmıda yanımızagelerek eylem hakkında bilgi aldı. 4 kişinin katıldığı eylem 40dakika sonra sona erdi.

Yusuf Taş’tan Ellerinizi Çekin! Anadilde konuşma ve yazma hakkı gasp edilen Özgür Tutsak

Yusuf Taş, bu ırkçı uygulamaya karşı 33 gündür açlık grevi yaparakdireniyor.

Irkçı Heimsheim Hapishanesi idaresi Yusuf Taş’a zorla müdahaleetmenin yollarını arıyor. Bu amaçla Yusuf Taş 3 Mayıs Çarşambagünü kaçırılarak hastaneye götürüldü.

Ve buna karşı Avusturya’nın başkenti Viyana’da 5 Mayıs Cumagünü Alman Konsolosluğu önünde Yusuf Taş’ı sahiplenme eylemigerçekleştirildi. Saat 18.00-19.00 arası gerçekleştirilen eyleme 17kişi katıldı. Eylem boyunca “Yusuf Taş’a Özgürlük!”, “DevrimciTutsaklar Onurumuzdur!”, “Ellerinizi Yusuf Taş’tan Çekin!”, “Tecritİşkencedir, Tecrit Ölümdür!” ve “Tecrite Son!” sloganları atıldı.Eylem Almanca sloganlar ve Türkçe marşlar eşliğinde sona erdi.

Gülaferit Ünsal Açlık Grevi’ne Başladı Alman devleti zorla müdahale için hastaneye kaçırdığı açlık

grevindeki Özgür Tutsak Yusuf Taş’ın taleplerini hala kabul etmişdeğil.

Berlin Hapishanesi’ndeki Özgür Tutsak Gülaferit Ünsal daYusuf Taş’a destek amacıyla 8 Mayıs 2017 Pazartesi günü açlıkgrevine başladı. Gülaferit Ünsal, pazartesi günü görüşçüleriyleyaptığı telefon görüşmesinde açlık grevine başladığını söyleyerekYusuf Taş’ın taleplerinin derhal kabul edilmesini istedi.

Page 55:  · 48 Sıla Abalay’ın o gülen gözleri, bize umut ve ışık oluyor 49 Evlatlarımızın mezar hakkı için direnen Kemal Gün’ün direnişi hepimizin direnişidir, sahiplenelim

DDergimizin 14. Sayısının Yayınlandığı 14 Mayıs 2017 günü;*KEC Yüksel direnişi 187. gününde, Nuriye Gülmen ve Semih Özakça açlık grevlerinin 67. günündeler

*KEC Malatya direnişi 107. gününde*KEC İstanbul Cevahir AVM önünde Nazife Onay’ın direnişi 55. gününde

*KEC Düzce Alev Şahin direnişinin 83. gününde *Dersim Seyit Rıza Meydanı’nda Kemal amca direnişinin 95. ve açlık grevinin 80. gününde

14 Mayıs2017

Yürüyüş

Sayı: 14

5518’İNDE KAHRAMAN

DEVRİMCİLİK YAPMAK SUÇ DEĞİLDİR! Musa AŞOĞLU’NA ÖZGÜRLÜK kampanyaları devam

ediyor. Fransa’da Musa Aşoğlu ve Dersim’deki kayıp gerillalar

için pullama çalışması yapıldı. Fransa’da yapılan pullar aracılığıyla gündemimiz halkımıza

taşındı. TOULOUSE, MELUN, PARİS, VİLLİERS LE BEL şe-

hirleri ve Paris in çeşitli mahallelerinde pullama çalışmasıyapılarak Musa Aşaoğlu için özgürlük istendi ve “KayıpGerillalarımız Nerede” pullama çalışması yapıldı.

���

İngiltere Halk Cephesi Musa Aşoğlu’na

Özgürlük İçin Alman Elçiliği Önündeydi

Her hafta olduğu gibi bu hafta da sloganlarımızla, kızılbayraklarımızla, önlüklerimizle ve pankartımızla Alman El-çiliği önündeydik.

Halk Cephesi olarak, “Faşizmin ve EmperyalizminOlduğu Bir Dünyada Devrimcilik Yapmak Suç DeğildirGörevdir!” şiarını haykırmaya devam edeceğiz.

Musa Aşoğlu Derhal Serbest Bırakılsın! Kahrolsun Emperyalizm, Yaşasın Mücadelemiz! İngiltere Yürüyüş Dergisi Temsilciliği

Açlığı Paylaşıyoruz! Ve Adalet, Kur-sağından Bir Lokma Geçmeyen İşteBu Açlık OrdusuylaGelecek!

Avusturya İnnsbruck’ta Halk Cepheliler 6 MayısCumartesi ve 7 Mayıs Pazar günü Nuriye Gülmen veSemih Özakça’nın süren açlık grevlerinin 2. ayını se-lamlamak, Kemal Gün’ün 72 gündür süren açlığınaortak olmak için 2 günlük destek açlık grevi yaptı.

Cumartesi günü 4 kişinin katıldığı açlık grevipazar günü 6 kişinin katılımı ile devam etti.

Açlık grevi boyunca süren direnişler hakkındasohbet edildi.

���

Barış İçin Akademisyenler Grubu YükselDirenişçilerini Köln’de deAçlık Grevi İle Destekledi

Nuriye Gülmen ve Semih Özakça’nın açlık grevinin62. gününde Barış İçin Akademisyenler Grubu 9kişinin katıldığı 1 günlük açlık grevi eylemi ile dire-nişçileri destekledi. 07.05.2017 Pazar günü KölnDom Kilisesi önünde açılan çadırda eylemini sürdürendestekçiler yoğun ilgi ile karşılandı.

Barış İçin Akademisyenler Grubunun bu desteğinianlamlı buluyor ve tüm halkımızı Yüksel direnişçileriniaynı hassasiyetle desteklemeye çağırıyoruz.

KAHROLSUN FAŞİZM YAŞASIN MÜCADELE-MİZ! OHAL KALDIRILSIN, YÜKSEL DİRENİŞÇİ-LERİNİN TALEPLERİ KABUL EDİLSİN! FAŞİZMYENİLECEK, EMEKÇİLER KAZANACAK!

NRW Dev-Genç Festival ÇalışmalarınaBaşladı!

17 Mayıs’ta 6. kez düzenlenecek olan Büyük AvrupaKonserinin çalışmalarına bugün NRW Dev-Genç olarak bizde başladık.

Irkçılığa ve Yozlaşmaya Karşı Halklar Festivali’ninafişlerini ve pullamalarını Dortmundun Hafen bölgesindeastık. İki saat süren çalışmamızda yaklaşık 70 afiş ve 100pullama yapıştırıldı. Çalışmaya toplam 5 Dev-Genç’li katıldı.Festival çalışmalarımıza tüm gençlerimizi bekliyoruz.

17 Haziran’da Fulda’ya!

Mannheim`da Festival Çalışmaları Her YılOlduğu Gibi Büyük Bir İnanç İle Başlatıldı

17 Haziran’da Almanya Fulda`da yapılacak “Irkçılığa veYozlaşmaya Karşı Halk Festivali” için Mannheim`da çalışmalarbüyük bir heyecan ve inançla başladı. 8 Mayıs Pazartesi ak-şamının ilerleyen saatlerinde Mannheim şehir merkezi veTürkiyeli esnafların ve halkın yoğun olarak bulunduğuMarkplatz ve çevresinde 70’e yakın festival afişlemesiyapıldı.

UMUDUN SESİ SUSTURULAMAZ Halkın sesi Yürüyüş dergisi halkımızın en

mutlu günlerinde de yerini almaktadır. Fransa’nın başkenti Paris’te 6 Mayıs Cumartesi

günü ailemizin düğününde Yürüyüş standı açıldı. Tüm misafirler stantta her zamanki gibi, ilgi

yoğundu. Yürüyüş standında 20 Yürüyüş dergisi ve bir

kitap halkımıza ulaştırıldı. Ayrıca Fransa devletinin devrimcileri sınır dışı etmesine karşı, başlatılanimza kampanyasına destek amaçlı 38 tane imzatoplandı.

Halkın sesi yürüyüş bizim sesimizdir, sahiple-nelim.

Fransa Halk Cephesi

Page 56:  · 48 Sıla Abalay’ın o gülen gözleri, bize umut ve ışık oluyor 49 Evlatlarımızın mezar hakkı için direnen Kemal Gün’ün direnişi hepimizin direnişidir, sahiplenelim

AVRUPA’dakiBİZ

Bu sene de Avrupa'nın birçok ül-kesinde ve şehrinde 1 Mayıs alanla-rında Halk Cephesi kızıl bayraklarıve pankartları ile yerini aldı. Cepheliler,Almanya, Avusturya, Belçika İsviçre,İngiltere, Fransa ve birçok ülkedepankartlar ve sloganlarla, devriminruhunu ve soluğunu taşıdılar her yere.

Ayrıca Avrupa emperyalizmininhapishanelerinde tecrite karşı direnenlerve talepleri de kortejlere taşındı, da-ğıtılan bildirilerle oligarşiye ve em-peryalizme karşı direnenlerin müca-delesi anlatıldı. Yine Avrupa'da yaşayangöçmenler olarak kendi taleplerimizvardı taşınan pankartlarda.

Dalgalanan kızıl bayraklar her yaş-tan Halk Cepheli’nin elinde halklarındevrim ve sosyalizm umudunu temsilediyordu. Dünyanın neresinde olursaolsun Halk Cepheliler coşkulu kor-tejleri ile, yaşadıkları ülkelerin halk-larının taleplerini de kendi talepleriyaparak 1 Mayıs'ı kavganın günüolarak kutladılar.

Halk Cephesi kortejlerine örgütlüya da örgütsüz tüm katılımcıların gös-terdiği ilgi büyüktü. Bu ilginin nedeni,kuşkusuz yok oldu denilen sosyaliz-min, kızıl bayraklarımızda dalgalan-masındandır. Çünkü, tüm baskı vezulme karşın sosyalizm umudunun"birgün mutlaka diyen" yoldaşlarınınkanıyla sulandığı ülke topraklarından,"Sosyalizm öldü" diyenlere inat sos-yalizm için ölenlerin ülkesi, ülkemizinumudunu taşıyordu Halk CephelilerAvrupa emperyalizminin sokaklarına.

Avrupa'nın, Avrupa solunun tümstatülerine rağmen dinamizmi ve dev-rimci militanlığı, kavgayı taşıyan endinamik güçtü Cepheliler.

Devrimci dinamizmimizin ve mi-litanlığımızın kaynağı sosyalist olma-mızdır. Sosyalist insan, güçlü insandır,sosyalizm mücadelesi veren bir hareketgüçlü bir harekettir. Çünkü sosyalizmisavunmak, sosyalist olmak sorunlarkarşısında çözüm üretmektir. Avrupave diğer emperyalist ülkeleri kendive dünya halklarına karşı çözümsüz-lükleri dayatırken, silah elde emper-

yalizme karşı savaşmayı "marjinalliğinen son hali" diye beyinlere kazımayaçalışanlara karşı, ezilenlerin yanındaolmak, savaşmak, sosyalizmin birhayal değil halkların geleceği olduğunubilmek ve bildiğini hayata geçirmek,sosyalizme inanmaktır, Cepheli olmak.

Emperyalizm, NedenSosyalizm Umudunu Yok Etmek İster

Emperyalistler kendi ve dünyahalklarının eşit, adil bir toplumda ya-şanabileceği gerçekliğini beyinlerdensilmek için en büyük yalana başvur-muştur... "Sosyalizm öldü, tek alternatifkapitalizm"...

Bu yalanın "gerçek" olması sihirlibir değneğin dokunuşuyla olamaya-cağından, önce sosyalizm diyenlerideolojik olarak yok edilmeliydi. Em-peryalistler kendi ülkelerinde Sovyetlersonrası ellerinde var olan tüm imkanve güçleri sol ve devrimci dinamikleriyok etmeye harcadılar. Bu yok oluşelbette tümden bir yok oluş olamazdı,ama büyük oranda devrimci ruhtanarınmış, sosyalizme inançsız örgüt vepartiler yarattılar. Bu partiler-örgütlerkendi tabanlarının sorunlarının çözü-münü kapitalizmin geçici bir sorunuolarak yine kapitalist düzen içindearar hale geldiler, emperyalizmin ha-kimiyetini kabul ettiler.

Ancak, emperyalizmin tüm yalanve demagojilerine, Avrupa solununsosyalizm iddiasını yitirmesine rağmen“sosyalizm” diyerek ayağa kalkanlarengellenemedi, engellenemez de. “Sö-mürüsüz, adil, sosyalist bir dünya”mutlaka gerçekleşecektir. Bilimsel vetarihsel bir zorunluluktur bu. Bu ara-yışta olanlar da er yada geç sömürüve zulüm düzeni emperyalizmin, tekalternatifinin sosyalizm olduğu ger-çeğini görecektir.

1 Mayıs alanlarında emekçilerinhaklarını isteyen, sömürüsüz bir dünyaisteyen taleplerine, kızıla boyanmış kor-tejleri ile devrimci bir yön verendi Cep-heliler. Evet, biz yeni bir dünya istiyoruz.

Cepheliler; bu yeni dünya yanisosyalizm masa başında pazarlıklarladeğil devrimle, emperyalizmin yıkıl-masıyla olur ve hiçbir devrim silahsız,savaşmadan, kan akmadan, bedel öde-meden gerçekleşmez diyerek, 1 Ma-yıs'ta umudun sesi oldular.

Sosyalizm, kapitalizmin alternatifsizolmadığının, mutlak olmadığının, in-sanların değişmez kaderi olmadığınınkanıtıdır. Bu nedenle, kapitalizm kendiadaletsiz düzeninin devamı için, sos-yalizmin "öldüğüne" düşünen her beyniinandırmak, her şeyin değişebileceğigerçekliğini, tüm bilimi de reddederek,yok saymak ister. Cepheliler’in alanlarataşıdığı kapitalizmin değişeceği, gele-ceğin sosyalizmde olduğudur.

Kızıl BayraklarımızSosyalizm Demektir, “Sos-yalizm Yaşıyor” Demektir

Dil, din, ırk, renk, milliyet, cins ay-rımı gözetmeksizin insanları ve halklarıkaynaştırmanın, halkların kendi kader-lerini kendilerinin tayin edeceği, in-sanların sömürüsüz ve sınıfsız bir dün-yada yaşayacakları, işsizliğin, açlığın,cehaletin, sınıfsal ayrımcılığın olmadığıbir düzenin gerçekleşeceğinin, sosya-lizmin bir hayal olmadığının kanıtıdırkızıl bayraklarımız.

Bu nedenle Avrupa emperyalizmikızıl bayraklı kortejlerimize saldırır.Kızıl bayrakların temsil ettiği "sos-yalizm yaşıyor" düşüncesini yok et-mektir hedefi.

Bugün Avrupa'nın birçok ülkesindeCepheliler’in tehditle, tutuklamalarla,tecrit işkencesiyle, hakları ellerindenalınarak, yasallıkları engellenerek baskıgörmelerinin nedeni de budur. Emper-yalizm, sosyalizm diyenlerin sesini boğ-mak, sosyalizm için ölenleri her yönüyletecrit edip "terörist" ilan ederek ideolojiyiyok etmek istiyor. Yok edilmek istenenideolojidir, umuttur, halkın yarınıdır.Amaç, yarını yok olmuş, umudu tü-kenmiş halklar yaratıp sömürüyü engelsizdevam ettirmek olunca, elbette umutdiyenler baskı görecekler, yarın için sa-

Umudu ve İnancı Avrupa’da Biz Temsil Ediyoruz

Yürüyüş

14 Mayıs2017

Sayı: 14

16’SINDA HALKIN UMUDU556

Page 57:  · 48 Sıla Abalay’ın o gülen gözleri, bize umut ve ışık oluyor 49 Evlatlarımızın mezar hakkı için direnen Kemal Gün’ün direnişi hepimizin direnişidir, sahiplenelim

vaşanların beyinleri hedef alınacak, dü-şüncede bile olsa tahammül edilemeyensosyalizm yok edilecek.

Avrupa emperyalizmi Cepheliler’i

yargılarken, sa-dece ve sadeceTürkiye oligarşisiile arasındaki çı-kar ilişkisine da-yanarak bunuyapmaz. Diğerönemli noktakendi içindekiezilen, yoksul

işçi emekçi kesimin devrimci ruhununortaya çıkmasından korkmasıdır. ÇünküAvrupa'da, tüm dünyada, Cepheli olmaksosyalizm umudunu yaşatmaktır.

Sonuç olarak; sömürü ve zulmünolduğu her yerde, bu sömürüye karşısavaşanlar, mücadele edenler olacaktır.Bugün devrimci mücadele dünyadagerilemiş olsa da, yarın halklar sö-mürüye karşı başkaldıracak, zulmekarşı direneceklerdir.

Halkların baş kaldırısı bugün em-peryalizme boyun eğmeyen Cepheli-ler’in ideolojik sağlamlığı ile başarı-lacaktır, çünkü "herkes vazgeçti, bunlarhala sosyalizmi savunuyorlar" dedirtenideolojik kararlılığımız, sosyalizmeolan inancımızdır.

Dergimizin 14. Sayısının Yayınlandığı 14 Mayıs 2017 günü;*KEC Yüksel direnişi 187. gününde, Nuriye Gülmen ve Semih Özakça açlık grevlerinin 67. günündeler

*KEC Malatya direnişi 107. gününde*KEC İstanbul Cevahir AVM önünde Nazife Onay’ın direnişi 55. gününde

*KEC Düzce Alev Şahin direnişinin 83. gününde *Dersim Seyit Rıza Meydanı’nda Kemal amca direnişinin 95. ve açlık grevinin 80. gününde

18 YAŞINDAKİDEV-GENÇ’Lİ SILA’MIZIKATLEDENLER, ARTIKSONUNUZ GELMİŞTİR! SONUNUZ KORKUNÇOLACAK DEMEKTİR!

Ülkemizin sırtına yapışmış,kana doymayan bir çete var. Buçete, vatan hainidir.

Bu çete, Amerikan emperyaliz-minin işbirlikçisidir. Onlar hesabınaçalışır. Onlar tarafından beslenir.Onlar adına halkımıza zulmeder, ,işkence eder, halkımızı katleder.Emperyalist sömürüye boyun eğ-dirmek için, halkımızı korkutmayı,yıldırmayı, sindirmeyi temel görevibilir.

Bu çete, çürümüştür. Kokuş-muştur. Ahlaksızlaşmıştır. Yasa,kural, değer tanımaz! Büyük, kü-çük, çocuk, yaşlı, kadın, erkekbilmez. Karşısına çıkan, ona itirazeden herkesi düşman görür. Kat-leder, işkence eder. Önüne gelenher yeri yakar, yıkar, talan eder.

18 yaşındaki Sıla Abalay’ımızıkatleden işte bu çetedir.

Sıla Abalay bir Dev-Genç’lidir.Onlarca yıldır vatanın bağımsızlığı,halkımızın mutluluğu ve onuru içinmücadele eden Dev-Genç’in, başeğmez, kahraman bir militanıdır.

Halkımızın en onurlu evlatların-dandır. Bu yüzden mutludur. Hu-zurludur. Gülücükleri dünyaya be-deldir!

HALKIMIZ, İşte katledenler, işte katledi-

lenler… Hiç tereddütsüz diyebilirizki, ülkemizde yaşanan dişe dişmücadelenin iki tarafının resmidirbu anlatılanlar.

Kardeşler, Biz devrimciler adımız gibi emi-

niz ki, bu çetenin sonu korkunçolacaktır. Hesap günü er geç gele-cektir. Bu, tarih boyunca böyle ol-muştur. Yine böyle olacaktır. Hiçbirhalk böyle bir çeteye boyun eğmez.Anadolu halkları da eğmeyecektir.

Sılamız artık devrim şehitleri-mize emanettir. Denizler’e, Ma-hirler’e, Dayılar’a, Niyaziler’e,Sinanlar’a ve adını anmadığımızbinlerce devrim şehidine emanettir.

Onların yanında mutlu ve hu-zurlu olacağından, ışıklar içindeuyuyacağından eminiz!

Bu inanç ve bilinçle bir kezdaha haykırıyoruz:

KAHROLSUN FAŞİST ÇETEDEVLETİ!

YAŞASIN DEV-GENÇ YA-ŞASIN, DEV-GENÇ’LİLER!

SILA ABALAY ÖLÜMSÜZ-DÜR!

ALMANYA HALK CEPHESİ

Hamburg Dev-Genç’lilerdenKuşlama

Almanya’nın Hamburg şehrinde her yıldüzenlenen ve üç gün içinde 1 milyondanfazla katılımcı beklenen limanın kuruluş yıl-dönümü kutlamalarında, Hamburg Dev-Genç’liler festivalin girişinde Sıla Abalayiçin kuşlama eylemi yaptı. Köprüden atarakdağıtılan bildirilerde Sıla’nın resmi ve AvrupaDev-Genç açıklamasının Almanca çevirisivardı.

Londra’da Toplu Dergi Dağıtımı

Ülkemizin ve dünyanın neresinde olursakolalım Yürüyüş dergimizi sahiplenmeye halk-larımıza gerçekleri anlatmaya devam ediyoruz.

6 Mayıs Cumartesi akşamı Edmonton,Enfield ve Tottenham mahallelerimizde bu-lunan kahvelere Yürüyüş dergisi dağıtıldı.

Yaklaşık iki saat süren dağıtım boyunca46 dergi halklarımıza ulaştırıldı.

İngiltere Yürüyüş Dergisi Temsilciliği

Avusturya

14 Mayıs2017

Yürüyüş

Sayı: 14

5718’İNDE KAHRAMAN

Page 58:  · 48 Sıla Abalay’ın o gülen gözleri, bize umut ve ışık oluyor 49 Evlatlarımızın mezar hakkı için direnen Kemal Gün’ün direnişi hepimizin direnişidir, sahiplenelim

Uğur Polat için hareket:“Devrim mücadelesinde insanlıktan yana olan herkesi kap-

sayan ve gittikçe büyüyen yeni bir kültür yaratan bir ailedir”

22 Mayıs - 28 Mayıs

Uğur TÜRKMEN:23 Nisan 1972ʼde Mersin-Tarsus Yenice kasa-

basında doğdu. Mücadeleye 1993ʼte Burdur MeslekYüksek Okulu öğrencisiyken katıldı. Mersinde Kur-tuluş bürosunda çalıştı. 1998 Nisanı’nda tutuklandı.En son Ceyhan Hapishanesindeydi. F tipleriningündeme gelmesiyle, ölüm orucu direnişçisi olmakiçin gönüllü oldu. 2. Ekiplerde yer aldı. Direnişteyken

tahliye edildi, kendinden önce tahliye olup ölüm orucunu sürdürenbir örnek yoktu. O, ilk örneği yaratarak, 204 gün kendi evindeölüme yürüyerek 27 Mayıs 2001ʼde ölümsüzleşti. Tutsaklığı sonaeren birinin dışarıda direnişi sürdürerek şehit düşmesinin ülkemizdeve dünyada ilk örneğidir Uğur. Ve onun açtığı yoldan yürümüştüronlarca devrimci tutsak.

Uğur Türkmen

Faruk KADIOĞLU:9 Mayıs 2005ʼte 12. Ölüm Orucu Ekibiʼnin bir

direnişçisi olarak ölüme yattı. Açlığın koynunda sür-dürülen bu yürüyüşün en hızlı koşucusu o oldu.AKP iktidarının tecriti daha da koyulaştıran CİKʼiçıkardığı gün, açlığının henüz 17. gününde bedeninitutuşturarak ölümsüzleşti. Direnişin 119. şehidiydiFaruk. 1977 Ağustos'unda Trabzon Of İlçesi, Hovaza

(Karşıyaka) Köyü'nde doğmuştu. Yedi kardeşin en küçüğüydü.Yoksul bir ailenin çocuğu olarak 16 yaşına kadar köyde, hem çaydaçalıştı, hem babası ile hafızlık, müezzinlik yaptı. İstanbul BakırköyLisesi'nde okurken gençliğin örgütlenmesi içinde yer aldı. Hızlagelişti. Liseli gençlik Topkapı Bölgesi sorumlusu oldu. 1995'ten2000ʼe kadar gözaltılar, işkenceler, tutsaklıklar yaşadı. Onun Ftiplerine karşı mücadelesi dışarıda başladı. 19 Aralık Katliamısırasında da dışarıdaydı. 2001'in Ağustosu’nda tekrar tutsak düştü.Artık o da F tipi hapishanelerin hücrelerinden birindeydi. Direnişinen ön mevzilerinde yer almak için her daim gönüllüydü. Nihayet12. Ölüm Orucu Ekibiʼnde alnına kızıl bandını kuşandı. Ve o bandı,onurla, gururla, cüretle taşıyarak 25 Mayıs 2005ʼte ölümsüzleşti.

Faruk Kadıoğlu HamitKAYA:

Gültepe'deanti-faşist mü-cadele içindeyer aldı. 22Mayıs 1980’defaşistler tara-

fından kaldıkları eve yapılanbaskında şehit edildi.

Hamit Kaya

Ben Faruk Kadıoğlu. 9 Mayıs 2005 tarihinde Fidan Kalşen12. Ölüm Orucu Ekibi’nde bir direnişçi olarak ölüm orucunabaşladım. Karadenizliyim. Karadeniz'in Trabzon ili, Of ilçesinebağlı Hovaza köyündenim. Laz-Rum milliyeti karışımıyım. HemLazlık hem Rumluk var yani. 28 yaşındayım.Yedi kardeşin enküçüğüyüm. Annem-babam hayattalar.

Çocukluğum, 16 yaşıma kadar köyde geçti. Bu yıllar aynızamanda yoksulluğu da derinden yaşayarak gördüm. Ayakkabıyıancak ortaokula gittiğimde giyebildim.

Çaycılıkla geçiniyorduk. Çay üretiminde çifte sömürüylekarşı karşıyaydık. Hem satarken, hem de 1 yıl sonra parasınıalırken emeğimiz çalınıyordu. Bunun getirdiği, düzene olan birtepki vardı. Ki, bugün bile hala çayda, tütünde, fındıkta sömürükatmerli biçimde sürdürülüyor. Bunun yanında çay toplamanınhem emek yanı, hem de sağlıksal yanı var. Saatlerce makassallayıp, sonra topladığın çayları torbalara doldurur ve bayıryukarı taşırdık. 30-40 kiloluk torbalarla saatler süren bir yolcalukyapardık. Çay toplama esnasında mutlaka su geçirmeyen giysilergiymek zorundaydık. İklim ılıman olduğu için her mevsim yağışalıyor. Ve çaylıklar yağmuru en çok alan bölgelerdir. Üstte su,yağmur gözükmese bile dip taraf hep sulu, nemli olurdu.

Çaylıklara ayağımızda su geçirmez çizmelerle giderdik mec-buren. Çünkü ayağının su alması hastalıkların başlangıcı demektir.Özellikle romatizma rahatsızlıklarının bölgemizde çokça yer al-masının nedeni budur. Bunun yanında bel ağrıları da yine çokça

şikayet edilen rahatsızlıklar arasındadır. Demek istediğim şu ki;yoksulluğu derinden yaşadık. Yörede tutunamayan birçok insanbu nedenlerle farklı yerlere göç etmek zorunda kalmıştır.

On yıl önce tüm bu nedenlerinde etkisiyle mücadeleye başladım.Bugün bir Özgür Tutsak olarak hapishanede bulunmaktayım. Veşimdi de bedenimi açlığa ve ölüme yatırdım. Neden mi?

En başta üzerimizdeki tecritin kaldırılmasını, düşüncelerimizlebirlikte yaşamayı istiyorum. Birebir, kendimin de bizzat yaşamışolduğum yoksulluğun ortadan kaldırılmasını, çayda, tütünde, fındıktayaşanan çifte sömürünün son bulmasını, halkımıza yönelik hertürlü baskı ve zorun durdurulmasını, halka karşı suç işleyenlerin ce-zalandırılmasını, işbirlikçilerin yargılanmasını istiyorum.

19 Aralık'ta katledilen 28 yoldaşımın katillerinden hesap so-rulmasını, 5 yıldır süren Ölüm Orucu direnişimizde hayatınıkaybeden 118 canımızın yaşamını yitirmesinden sorumlu olanlarınyargılanmasını ve cezalandırılmalarını istiyorum.

Halkımız için daha yaşanılası bir ülke istiyorum. Bağımsızlık,demokrasi ve özgürlük istiyorum.

İşte tüm bunları istediğim için bugün bedenimi açlığa veölüme yatırmış durumdayım.

Ve inanıyorum yoldaşlarıma, halkıma, umudun adı Partimegüveniyorum ki tüm bunlar gerçekleşecek. Bunun huzuru vegüveni ile doluyum.

Halkım için, vatanım için canım feda olsun. Biliyorum ki; halk için canını verenler sonsuza kadar halkın

kalbinde yaşarlar. Ben de bu onuru yaşayacağımdan mutluyum.Vatanımı ve halkımı çok seviyorum. Anadolu’muza hayranım.

Yaşamı ise ölesiye seviyorum. Hoşçakalın! Sevgilerimle Faruk Kadıoğlu

Faruk'un son mektuplarından: HALKIM İÇİN VATANIM İÇİN CANIM FEDA OLSUN

İrfanÇİMEN:

Ardahanlı olanİrfan Çimen, GaziÖzgürlükler Der-neği Başkanı idi.27 Mayıs 2010’da

yakalandığı akciğer kanserine ye-nik düşerek yaşamını yitirdi. İrfanÇimen yıllardır devrim mücade-lesine emek vermiş, devrimcilerinher zaman yanında olmuştu.

İrfan Çimen

Anıları Mirasımız