608
KÜTÜB-İ SİTTE’NİN ELEŞTİRİSİ VE KUR’ÂN’A ARZI Fereç Hüdür Fereç Hüdür’ün KUR’ÂN ARAŞTIRMALARI 1

50121318-Kutub-i-Sitte-nin-Ele�tirisi-ve-Kuran-a-Arz�-Ferec-Hudur.pdf

Embed Size (px)

Citation preview

Page 1: 50121318-Kutub-i-Sitte-nin-Ele�tirisi-ve-Kuran-a-Arz�-Ferec-Hudur.pdf

7/30/2019 50121318-Kutub-i-Sitte-nin-Ele�tirisi-ve-Kuran-a-Arz�-Ferec-Hudur.pdf

http://slidepdf.com/reader/full/50121318-kutub-i-sitte-nin-eletirisi-ve-kuran-a-arz-ferec-hudurpdf 1/606

KÜTÜB-İ SİTTE’NİN

ELEŞTİRİSİ

VE

KUR’ÂN’A ARZIFereç Hüdür

Fereç Hüdür’ün

KUR’ÂN ARAŞTIRMALARI

1

Page 2: 50121318-Kutub-i-Sitte-nin-Ele�tirisi-ve-Kuran-a-Arz�-Ferec-Hudur.pdf

7/30/2019 50121318-Kutub-i-Sitte-nin-Ele�tirisi-ve-Kuran-a-Arz�-Ferec-Hudur.pdf

http://slidepdf.com/reader/full/50121318-kutub-i-sitte-nin-eletirisi-ve-kuran-a-arz-ferec-hudurpdf 2/606

ÖNSÖZ

Zamanımızda, dünyada kendisine Müslüman diyen vekendilerine ait elli kadar devletleri bulunan bir milyardanfazla insan bulunmaktadır. İsmen kendilerini Müslümanolarak tarif etmelerine ve dini kitaplarının Kur’an olduğunusöylemelerine rağmen, aralarında inanç yönünden büyük farklılıklar ve derin ayrılıklar mevcuttur. Bu ayrılıklarınedeniyle çeşitli mezheplere ve fırkalara bölünmüşlerdir.Bölünmüş olan bu gruplardan her birisi kendi mezhebinedayalı olarak bağlısı olmadığı diğer fırka veya mezhep bağlılarını dini açıdan yalanlayıp, hatta tekfir etmektedir. Budurum günümüzde de öyle olduğu gibi, asırlardan beri

süregelen bir olaydır. Olay bununla da bitmemektedir, aynıfırka veya mezhebi benimsediğini söyleyen herhangi iki şahıs bir araya geldiğinde, inanç yönünden bir birlerindenfarklılıklar gösterip, tartışma içerisine girerek birbirlerinitekfir edebilmektedirler. Ve dini tartışma içerisine giripayrılığa düşen şahısların halktan kimseler olması veya fırkave mezheplerin dini temsilcileri olması durumudeğiştirmemektedir. Ve hatta bunlardan herhangi tek bir şahıs

dahi kendi nefsinde çelişkili olup, dinle ilgili olarak sabahsöylediğine akşam, akşam söylediğine sabahleyin aykırısözler söyleyip kendi kendisiyle çelişkiye düşebilmektedir.Bu gibi hususlar normal olmayan ilginç durumlar olduğugibi, muhakkak bir nedeni olmalıydı. İşte bu nedenin dayalıolduğu öğretiyi merak ederek araştırıp ortaya koymayıamaçladım. Bu amaçla ilgili olarak 1991 yılında başladığımçalışmamı 2000 yılının sonunda tamamladım. 10 yıllık çalışma ve araştırmam neticesinde iki kitaplık bir çalışmameydana getirmiş oldum. Bu kitabın hareket noktası, gruplar,mezhepler ve meşhur fertler tarafından İslam dini adınasöylenmiş birçok söz ve öğretinin kaynaklara dayalıörneklerini göstermek suretiyle kendi içlerindeki vearalarındaki çelişkileri göstermek ve bu örnekleri Kur’anaçısından ele alıp, Kuran’a aykırı olarak ihtiva ettiklerihususları göstermektir.

 FereçHÜDÜR SİİRT

2

Page 3: 50121318-Kutub-i-Sitte-nin-Ele�tirisi-ve-Kuran-a-Arz�-Ferec-Hudur.pdf

7/30/2019 50121318-Kutub-i-Sitte-nin-Ele�tirisi-ve-Kuran-a-Arz�-Ferec-Hudur.pdf

http://slidepdf.com/reader/full/50121318-kutub-i-sitte-nin-eletirisi-ve-kuran-a-arz-ferec-hudurpdf 3/606

Kuran’ın İslam öğretisine rıza göstermeyen çeşitli fert vetopluluklar, Allah’ın koruması nedeniyle Kur’an’ıdeğiştiremeyince İslam’a saldırmak için başka yollara başvurdular. Bu yolları başlıca şöyle sıralıya biliriz:

1. Peygamber adına yalan hadisler uydurmak,

2. Uydurulan hadislere dayalı mezhepler meydana getirmek,

3. Tasavvuf adı altında faaliyette bulunmak suretiyle sofistlik yapmak,

4. Felsefe yoluyla saldırmak,

5. Kur’an ayetlerine yanlış ve batini manalar vermek.

6. Ayrıca İslam’a, İslam’da olmayan Irkçılık, Babadan oğulasaltanat, diktatörlük gibi kavramlar ve oluşumlar isnat etmek ve bunları İslam’a karşı kullanmak.

Bunları anlatırken geniş kitlelere yayılmış olanlarına ağırlık verecek, diğerlerine ise kısaca yer vermeye çalışacağım.

HADİS FAALİYETİ:

Bu faaliyet hicri üçüncü asırdan itibaren başlıca iki daldagelişme gösterdi. Bunlar Kütüb-i Sitte adı altında ehli

sünnetin kabul ettiği rivayetler ile Kütüb-i Erbaa adı altındaİmâmiyye Şiasının kabul ettiği rivayetlerdir. Bunlarındurumu şu şekildedir:

A- EHLİ SÜNNET VE KÜTÜB-İ SİTTESİ: Kütüb-i sitte’ninkelime manasından kastedilen, altı kişinin hadis kitaplarışeklinde olup, bu şahısların kitaplarında 35647 hadis bulunmaktadır. Bu hadisler ayrı ayrı olmayıp, her biri bazen

on beş yirmi kerelik tekrarlar halindedirler. Ayrıca bir şahsınkitabında yer alan bir hadis diğer bir şahsın kitabında yaaynen ya da biraz değişiklikle, büyük çoğunlukla yer 

3

Page 4: 50121318-Kutub-i-Sitte-nin-Ele�tirisi-ve-Kuran-a-Arz�-Ferec-Hudur.pdf

7/30/2019 50121318-Kutub-i-Sitte-nin-Ele�tirisi-ve-Kuran-a-Arz�-Ferec-Hudur.pdf

http://slidepdf.com/reader/full/50121318-kutub-i-sitte-nin-eletirisi-ve-kuran-a-arz-ferec-hudurpdf 4/606

almaktadır. Öyle ki tekrarlar dikkate alınmasa 35647 hadis4000 hadisi bile bulmamaktadır. Bu 4000 hadis bir kitabasığdırılabilecekken, gerek tekrarlar suretiyle, gerekseşerhlerle büyük bir külliyata dönüştürülmüş. Öyle ki

inceleme yaptığımda her biri yüzlerce sayfalık 57 cilde bakmak zorunda kaldım. Ayrıca dikkatimi çeken şeylerden bir tanesi de bu hadis uydurma faaliyetinin iddia ettikleri gibifertler tarafından din gayretiyle yürütülmüş bir hareketolmayıp, birbirlerine çağdaş kimseler tarafından ve bağlantılıolarak yürütülmüş sistemli bir hareket olduğudur. Şöyle ki:

1- Buhâri (Hicri 194-256) tekrarlarıyla birlikte 9082 hadis.

2- Müslim(Hicri 204-261) " " 7275 “

3- Nesai (Hicri 215-303) " " 5724 “

4- Ebû Dâvud (Hicri 212-275) " " . 5274 “

5- Tirmizi (Hicri 209-279) " " . 3951 “

6- İbnû Mace (Hicri 209-273) " " .. 4341 “

TOPLAM 35647

Ayrıca diğer bir hususta bu şahısların Arab asıllı olmayıp,Buhara, Merv, Horasan tarafında yaşayan kimseler olduklarıve İslam’ın yayılmasını engellemek için Kur’an öğretisine

karşı bir ekol oluşturmuş olmaları hususudur. Arab asıllıdeğildirler derken ırkı söz konusu ettiğim zan edilmesin.Ancak şunu demek istiyorum ki, ne sahabeler nede tabiintarafından ortaya atılmış bir hareket olmadığı gibi, Araplar arasında o döneme kadar hadis öğretisi söz konusu değildi.İslam derken sadece Kur’an öğretisi anlaşılıyordu. Zira hadisrivayeti konusunda yasaklarda mevcuttu, ondandır ki bu

hareket Mekke ve Medine’nin çok uzağında hicri üçüncüasırda geliştirildi. Hadis diye peygamber adına uydurduklarıiftiralara delil olarak yine kendilerince uydurulmuş ravisenetlerini gösterdiler. Kur’an’ı ölçü olarak kabul etmediler.

4

Page 5: 50121318-Kutub-i-Sitte-nin-Ele�tirisi-ve-Kuran-a-Arz�-Ferec-Hudur.pdf

7/30/2019 50121318-Kutub-i-Sitte-nin-Ele�tirisi-ve-Kuran-a-Arz�-Ferec-Hudur.pdf

http://slidepdf.com/reader/full/50121318-kutub-i-sitte-nin-eletirisi-ve-kuran-a-arz-ferec-hudurpdf 5/606

Bunlara sormak gerekir! Hadis metnini uyduran insanlarınsenedi de uydurmamaya verilmiş bir sözlerimi var? Yadasenedin uydurulmamsına mani olan şey nedir ki, ravi zincirişeklinde uydurulmuş sened hadisin sağlamlığına delil

olabilsin? İş bununla da bitmiyor. Kur’an’ı ölçü olarak kabuletmedikleri gibi, uydurdukları rivayet iftiralarının Kur’an’ınesh edebileceğini, yani ayetleri iptal edebileceğini iddiaettiler. Ve bu iddia çerçevesinde mezhepler geliştirdiler. Çok ilginçtir, geliştirmiş oldukları dört mezhebin imamları daArab asıllı değildirler. İddia ettiklerine göre bu imamlar adınaoluşturulan mezheplerden birine bağlı olmak İslâmi bir 

mecburiyetmiş. Ayrıca yukarıda belirttiğim, gibi iddiaettiklerine göre hadisin doğruluk güvencesi ancak ve ancak isnat ettiği ravi senedidir. Bu senet uydurmalarını da ağırlıklıolarak 5374 hadis ile hayali bir şahıs olan Ebû Hüreyre’yeisnat ettiler. Ebû Hüreyre’nin kelime manası “kedinin babası"demektir, ve güya bu bir şahsın takma adı imiş. Böyle bir şahıs bilinmediği gibi ne kendi adı, nede babasının adı bilinmemektedir. Adı hakkında 30 değişik rivayet olup adınınne olduğu tespit edilememiştir. Babasının adıyla ilgili deçeşitli rivayetler yapılmaktadır El-Kutb El-Halebi bunlarıkırk dört değişik rivayete çıkarmaktadır. Ve bu

iddiaların hepsi bir yakıştırmadan öteye gidemez, zira böyle bir şahıs kanaatimce hiçbir zaman yaşamamıştır. Hadisekolünü kuran bu ekip, bu şekilde hayali bir şahsa hadislerini

dayandırmakla bu yönden yalanlanmalarının yolunukapatmak istemişlerdir. Zira gerçek bir şahsa isnat etmelerihalinde birilerinin çıkıp da bizim dedemizin dedesindenduymadığımızı sen kimden duydun deyip onlarıyalanlayabilirlerdi. Benim kanaatimce hiçbir zaman böyle bir şahıs yaşamamıştır. İşte hadislerinin gerçek olduğuna dair verdikleri en büyük güvencelerden biri bu hayali şahsiyettir.

Kaldı ki senedin hadisin sahihliğiyle (gerçek olmasıyla) ilgilihiçbir manası olamaz. Hadis metnini uyduranlar kolaycasenedi de uydura bilirler. Falan, falana söyledi şeklindeki bir 

5

Page 6: 50121318-Kutub-i-Sitte-nin-Ele�tirisi-ve-Kuran-a-Arz�-Ferec-Hudur.pdf

7/30/2019 50121318-Kutub-i-Sitte-nin-Ele�tirisi-ve-Kuran-a-Arz�-Ferec-Hudur.pdf

http://slidepdf.com/reader/full/50121318-kutub-i-sitte-nin-eletirisi-ve-kuran-a-arz-ferec-hudurpdf 6/606

uydurmanın zorluğu veya imkansızlığı nedir ki hadisinsahihliğine güvence olabilsin.

Buhâri’nin altıyüzbin hadisi senedleriyle birlikte ezbere

 bildiğini ve kitabına aldığı hadisleri bunlar arasından seçtiğiniiddia etmişlerdir, bundan da anlaşılmaktadır ki senedleriyle birlikte yüz binlerce hadis uydurması mevcuttur ve hadisleriuyduranlar senedlerini de uydurmuşlardır. Bu onların kendiifadeleridir. Öyleyse senedli olmalarına rağmen güya sahihgörmemiştir ve dolayısıyla hadis metniyle beraber senedlerinde uydurulduğunu itiraf etmiş olurlar. Bu mantık kitabına aldığı hadisler içinde geçerlidir. Bir hadisin neşekilde olursa olsun sened ihtiva etmesi onun sahih olduğunadelil teşkil edemez. Bu konuda daha birçok eleştiriler getirmek mümkündür. Kitabın çok hacimli olmasınıamaçlamadığımdan bu kadarla yetiniyor ve işin esasınadeğinmek istiyorum.

Bu kadar yoğun bir şekilde asırlardan beri insanlara din diye

takdim ettikleri ve Kur’an’dan üstün tuttukları hadisleriniçeriği nedir ve bunları öneren imamları kimlerdir, bunları belirtecek olursam:

BUHARİ: Künyesi "Şeyhu’l İslam ve İmâmul-Huffaz EbûAbdullah Muhammed İbnu İsmail, İbnu İbrahim, İbni’lMuğire, İbni’l-Berdizbe el-Buhâri el-Cu’fi" (H.194-256).Doğum yeri Buhara olup ölüm yeri de Semerkant’ın Hertenk köyüdür. Görüldüğü gibi yaşayıp öldüğü yer Arabistan’ın çok dışındadır. Kendisinden Müslim ve Tirmizi hadis almışlardır.Tirmizi ile Ebû Dâvud (ö.316) talebeleridir. Müslimkendisine “Müsaade et, ayaklarını da öpeyim, ey üstadlar üstadı, ey muhaddislerin seyyidi, İlel’de hadi doktoru"demişti. Sahihinin en meşhur nüshaları Nesefi Nüshası veFirebri Nüshasıdır. Nüshalar 

arasında farklılıklar vardır. Bazen “Babun" şeklinde kalıphiçbir fıkhı hüküm ifade etmeyen başlıkların yer alması, bazen başlık olduğu halde arkadan hadis kaydetmeden bir 

6

Page 7: 50121318-Kutub-i-Sitte-nin-Ele�tirisi-ve-Kuran-a-Arz�-Ferec-Hudur.pdf

7/30/2019 50121318-Kutub-i-Sitte-nin-Ele�tirisi-ve-Kuran-a-Arz�-Ferec-Hudur.pdf

http://slidepdf.com/reader/full/50121318-kutub-i-sitte-nin-eletirisi-ve-kuran-a-arz-ferec-hudurpdf 7/606

 başka bab başlığına geçmesi. Sonrakiler tarafından bu boşluk doldurulmuştur.

Meşhur Çağdaşları, Ahmed İbnu Hanbel, Yahya İbnu Main,

Ali İbnu’l Medeni, Salih Cezere, Nesefi, Firebri.

Buhari hadisleri kitabına yazarken sahih olmaları konusundaAllah’a danışmış olduğu garantisini de vermektedir. Buhususla ilgili olarak şöyle demiştir. “Herhangi bir hadisiSahih’e dahil etmezden önce yıkanıp iki rekat namaz kılarak,Allah’a istihârede Bulunup manevi bir işaret aramış, ondansonra hadisin sıhhatine hükmetmiştir”. “Bu şekilde sıhhati

nazarımda sübût bulmayan hiçbir hadisi Sahih’e almadım”der. Ayrıca Sahihini 16 yılda altıyüzbin hadisten seçerek tekrarlarıyla birlikte 9082 hadis yazmıştır, iddiası da vardır.Şöyle bir hesap yaparsak bu sözlerin herhangi bir gerçeğiifade etmediği ortaya çıkar. Altıyüzbin hadis için, altıyüzbindefa yıkandığını ve her bir hadis içinde iki rekat namazkıldığını söylemekle, böylece (600.000.-: 16.-): 365 = 103

kere her gün yıkanmıştır. Ayrıca (600.000.- X 2.-): (16.- X365.-) = 205 rekat namaz kılmıştır. Her rekatı üç dakika dakılsa 3 X 205 = 605 dakika, bu da yaklaşık on saat demektir.Günde 103 kere yıkanıp on saat Namaz kıldığını ve bunu 16sene devam ettirdiğini iddia etmek ciddiyetten uzak bir iddiadır. Zira değil günde 103 kere yıkanmak hiç uyumasa bile en az saatte dört defa giyinip soyunması demektir.

MÜSLİM: Künyesi, “El-İmam el-Hâfız Hüccetül- İslamEbu’l Hüseyn, Müslim İbnul-Haccâc el el-Kuşeyri, en Nişâburi" (H.204-261) Horasanın Nişabur kentinde doğupölmüştür. Müslim, Sahihini bizzat işiterek aldığı üçyüzbinhadisten seçtiğini ifade eder. Tekrarları nazara alınmadığıtakdirde kitabında 3033 hadis mevcuttur. Rivayete göre, bir hadis ararken dalgınlıkla bir sepet hurmayı yemiş ve

hastalanarak ölmüştür. Kitabında yazmış olduğu hadislerin, bazı senedlerinin ricâlinde şahıslar sayıca farklıdır. Bazımetinlerde elfaz değişmektedir.

7

Page 8: 50121318-Kutub-i-Sitte-nin-Ele�tirisi-ve-Kuran-a-Arz�-Ferec-Hudur.pdf

7/30/2019 50121318-Kutub-i-Sitte-nin-Ele�tirisi-ve-Kuran-a-Arz�-Ferec-Hudur.pdf

http://slidepdf.com/reader/full/50121318-kutub-i-sitte-nin-eletirisi-ve-kuran-a-arz-ferec-hudurpdf 8/606

 NESAİ: Künyesi. “El-Hafız el-İmam Şeyhûl-İslâm EbûAbdurrahmân İbnu Şuayb İbnu Ali İbnu Sinân Bahr elHorâsani el, Kâdi" (H.215-303).

Aslen Horasanın Nesâ şehrindendir, orada doğmuştur.Tahsiline Belh şehrinde başlamıştır. Kitabının adı Kitab’ı el-Müctebâ Mine’s-Sünen (es-Sünenu’s-Suğra)dır. Tekrarlarıyla beraber 5724 hadis ihtiva eder. Şafii fukuhasındandır.

EBÛ DÂVUD: Künyesi, “El-İmam es-Sebt, Seyyüdü’lHuffâz Süleyman İbnul-Eş’es İbni İshâk es-Sicistani" (H212-275). Doğum yeri Horasan Bölgesinin Sicistân şehridir.

Kitabı hakkında "Ben Resûlullah’a nispet edilen Beşyüzbinhadisten şu Sünen’i seçtim. Kitabımın içerisinde 4800 hadismevcuttur." der. Ebû Dâvud Sünen’ini kendisinden yükleniprivâyet izni alan yedi kişi mevcuttur. Bunlardan dört tanesiyaygınlık kazanmıştır. Nüshalar arasında farklar mevcuttur.

TİRMİZİ: Künyesi “Muhammed b. İsâ b. Sevre b. Musa b.

Ed-Dahhâk es Sülemi el-Bûği ed-Tirmizi" Tirmizi Orta Asyaşehirlerinden Termiz, Türmiz şeklinde de telaffuz edilen,Tirmiz şehrine nispettir. Tahsilini memleketinde veHorasan’da yapmıştır. Buhari’nin en meşhur talebesidir. Bir müddet Buhara’da hadis okutmuş. İlelu’l-hadisi Semerkant’tatasnif etmiştir. Anadan doğma âmâ olduğu rivayet edilmekte.Tekrarlarıyla birlikte 3951 hadis yazmıştır.

İBNÛ MACE: Künyesi, “Muhammed b. Yezid b. Abdullaher-Raba’i el-Kazvini" (209-273). Tahran yakınlarındakiKazvin şehrinde doğmuştur ve ölüm yeri de Kazvin’dir.Tekrarlarıyla birlikte 4341 hadis yazmıştır. İbnu Mace’ninSüneni hicri yedinci asırdan itibaren Kütüb’i Sittenin altıncıkitabı olarak benimsenir. Bazıları altıncı Kitab olarak Muvatta’yı görmüştür.

Görüldüğü gibi Kütüb’i Sittenin hiçbir yazarı aslen Arabolmadıkları gibi, seyahat amaçlı olsa dahi Mekke ve Medinetaraflarına gittikleri pek bilinmemektedir. Bir iki tanesinin

8

Page 9: 50121318-Kutub-i-Sitte-nin-Ele�tirisi-ve-Kuran-a-Arz�-Ferec-Hudur.pdf

7/30/2019 50121318-Kutub-i-Sitte-nin-Ele�tirisi-ve-Kuran-a-Arz�-Ferec-Hudur.pdf

http://slidepdf.com/reader/full/50121318-kutub-i-sitte-nin-eletirisi-ve-kuran-a-arz-ferec-hudurpdf 9/606

Mekke ve Medine taraflarını gidip gezdikleriyle ilgili kayıtvarsa da bence uydurmadır. Zira böyle bir şey vuku bulmuşolsaydı Hac ve Umre yaptıklarıyla ilgili kayıtlarda mevcutolacaktı böyle bir şeye rastlamadım. Bunların öğretileri

üzerine bir fıkıh oluşturularak mezhepler meydanagetirilmiştir. Ehli Sünnet adı altında oluşturulan dörtmezhebin İmamları da aynı şekilde Arab asıllı değillerdir. Buşahısların ismi etrafında oluşturulan bütün fıkıh bu İmamlaramal edilmiştir yada adı kullanılmıştır. Öyle ki İmam EbûHanife’den hiçbir Kitab intikal etmemiştir, buna rağmenmezhebinin fıkhı ona dayandırılmıştır. Bundan dolayı konular 

işlendiğinde falan şahıs şu sözü söyledi veya şunu yaptıderken o sözün veya fiilin o şahsa ait olabileceği gibi, onunadına uydurulmuş olabileceğinin de dikkate alınması gerekir.Zira Allah’a ve Peygambere iftira edip yalan söz uydurankimselerin, başkaları adına da yalan söz ve iftiralar uydurmaları gayet mümkündür. İnsanlar nasıl ki öbür semavikitapları değiştirdiyseler, Allah, Kur’an’ı korumamış olsaydıonu dahi değiştirmeye çaba sarf edeceklerdi. Bundan dolayıamacım bizzat şahıslar olmayıp, asırlardan beri süre gelenuydurma rivayetler ve onları gerçek manada uydurmuşolanlardır.

Konumuza dönüp, dört mezhep imamı konusunda, geçerlikaynaklara dayalı olarak bilgi verecek olursam:

EBÛ HANİFE: Numan b. Sabit (H.80-150), Arab olmadığıkesin olmamakla beraber, Türk veya İran asıllı olduğuhakkında farklı rivayetler mevcuttur. Onun Tirmizli bir Türk kabilesine mensup olduğu söylenmekle beraber M. EbuZehra’ya göre ise Farslıdır. Abdulbaki Gölpınarlı’ya göre deEbû-Hanife Nu’man b. Sabit’in babası, Zerdüşt dinindeykenİslamı Kabul eden Kâbül’lü Zevtâ’dır, bu şahsın adının Tâvus

yahut Merzubân olduğunun rivayet edildiği şeklindedir.Fıkıh öğretisini öğrencileri oldukları iddia edilen Ebu Yusuf (H.113-182) ve Muhammed b. Hasan eş-Şeybani’ye (H.135-

9

Page 10: 50121318-Kutub-i-Sitte-nin-Ele�tirisi-ve-Kuran-a-Arz�-Ferec-Hudur.pdf

7/30/2019 50121318-Kutub-i-Sitte-nin-Ele�tirisi-ve-Kuran-a-Arz�-Ferec-Hudur.pdf

http://slidepdf.com/reader/full/50121318-kutub-i-sitte-nin-eletirisi-ve-kuran-a-arz-ferec-hudurpdf 10/606

189) isnat ettirilmiştir. Ebû Hanife’nin bizzat kendisitarafından kaleme alınmış eseri yoktur. Sünnet konusundaonun hakkında dendiğine göre ravisi güvenilir olduğu zamanMuhaddislerin çoğunluğunun eğilimine aykırı biçimde

Mürsel hadisi delil olarak değerlendirmekteydi.Muhaddislerce zayıf karşılanan ve kendisiyle amel edilemezdiye değerlendirilen bir çok hadisi delil olarak ileri sürmeyoluna gitmiştir. Hanefiler şöyle söylemektedirler: “Kur’an,mütevatir veya meşhur sünnetle nesh edilebilir. Sadece ahadhadisle nesh edilemez”. böylece hadislerin Kur’an’ı neshedebileceğini yani iptal edebileceğini fıkıhlarına esas Kabul

etmişlerdir. (Bak. Dr. İsmail Hakkı Ünal. İmam EbuHanife’nin Hadis Anlayışı ve Hanefi Mezhebinin HadisMetodu. Diyanet İşleri Başkanlığı Yayınları No.327 Baskı-1994 Sayfa 213)

İMAM MALİK: (H.93-179) Bazıları aslen Yemenli olduğunusöylerken, bazı siyer yazarları İmam Malik ve ailesinin Arabolmadığını söylemişlerdir. Büyük atası Ebû Amir’in, Beni

Teym kölelerinden olduğu söylenmiştir.

İmam Malik, üstadının özellikle İbni Hürmüz olduğunu belirtir. “Yedi, sekiz yıl yalnız ondan okudum, başkalarını buişe hiç karıştırmadım" der. Hürmüz adı Acem asıllı olanlarınkullandığı bir isimdir. Bir rivayette de "On üç yıl oturup İbniHürmüz’den ders okudum” der. (16 yıl rivayeti de vardır)

Ondan öğrendiklerini, başka bir kimseden almadığını söyler.İmam Malik üstadı İbni Hürmüz’den aldıklarının tamamıylatesiri altında kalmış denebilir. Medarik’de şöyle denir:"Malik derki, İbni Hürmüz’ü şöyle derken işittim" ifadeleri bunu açıkça ortaya koyar. Meşhur Kitabı Muvatta da 1826hadis mevcuttur. Sünnet Kur’an ile Tearruz ederse, Bazıhallerde Kur’an’ı sünnete takdim eder, bazı hallerde sünneti

Kur’an’a hakim kılar. Böylece sünnetin Kur’an’ı iptaledebileceğini Kabul etmiştir. (Bak, İmam Malik, Hayatı-Görüşleri- Fıkıhta yeri, Prof. Muhammed Ebu Zehra, HilalYayınları 1984 sayfa 283)

10

Page 11: 50121318-Kutub-i-Sitte-nin-Ele�tirisi-ve-Kuran-a-Arz�-Ferec-Hudur.pdf

7/30/2019 50121318-Kutub-i-Sitte-nin-Ele�tirisi-ve-Kuran-a-Arz�-Ferec-Hudur.pdf

http://slidepdf.com/reader/full/50121318-kutub-i-sitte-nin-eletirisi-ve-kuran-a-arz-ferec-hudurpdf 11/606

İMAM ŞAFİİ: Ebû Abdullah Muhammed bin İdris bin AbbasŞafii (H.150-204).

Suriye’de (Filistin) doğduğunu söyleyenler olduğu gibi ayrıca

Askalan’da (gazze yakınında) Hatta Yemen’de doğduğunusöyleyenlerde vardır. Kureyş kabilesinden olmadığı halde,“kölelik yönünden kureyşli sayılmıştır. Zira atası EbuLehebin kölesi imiş" rivayet edilmiştir. Ömer, atası Şafii’yiKureyş kölelerine katmamış, Osman onu bunlara katmış.

İmam Şafii, Huzey kabilesinin yanında yaklaşık on yılkalarak, kendilerinden Arap dili ve şiirini öğrendi. Ana dili

Arapça olmayıp Arapça’yı sonradan öğrendiğianlaşılmaktadır. Hocası İmam Malik’tir. El-Risale ve El-Ümisimli kitapları vardır.

Şafii derki: “Fıkıh öğrenmek isteyen Ebu Hanife’nin iyalidir.Siyer isteyen Muhammed b. İshak’ın iyalidir. Hadis isteyenMalik’in iyalidir. Tefsir isteyen Mukatil b. Süleyman’ın

iyalidir" diyerek tavsiyede bulunur. Ebu Hanife ve İmamMalik’ten bahsettik, diğer ikisi ise:

Muhammed b. İshak: (H.85-151). Bilhassa Siyer Meğaziçalışmaları vardır. Siyerin dışında müstakil olarak Kitâbu’ssünen telif etmiştir. İbrahim b. Sa’d ez Zuhri ondansadece ahkama dair 17 bin hadis rivâyet etmiştir. Yahya’l-Kattan onun hakkında “kezzab" yani yalancı demiştir.

Ayrıca, hakkında Şiiliğe meyyal olduğu ve kaderi olduğurivayetleri de vardır. Yalnız ahkama dair 17 bin hadissöylemesi “ne kadar" yalancı olduğuna dair kuvvetli bir delildir. (Bak. İlk üç Asırda İslam Coğrafyasında Hadis. Dr.S. Kemal Sandıkçı. Diyanet İşleri Başkanlığı Yayınları 299.Baskı 1991 s. 45-46)

Diğer tavsiye ettiği:

Mukatil b. Süleyman Şiânın Zeydiye Mezhebindendir. Şafiionun kitaplarını okudu, inceledi ve neticede onları da

11

Page 12: 50121318-Kutub-i-Sitte-nin-Ele�tirisi-ve-Kuran-a-Arz�-Ferec-Hudur.pdf

7/30/2019 50121318-Kutub-i-Sitte-nin-Ele�tirisi-ve-Kuran-a-Arz�-Ferec-Hudur.pdf

http://slidepdf.com/reader/full/50121318-kutub-i-sitte-nin-eletirisi-ve-kuran-a-arz-ferec-hudurpdf 12/606

okumağa teşvik etti. Onu bu hususta imam addetti. Bumaddede kendisine başvurulan bir âlim saydı. (Bu konuda bak. İmam Şafii. Osman KESKİOĞLU. Diyanet Başkanlığıyayınları 1987 s. 46).

Şafii’nin kendiside Harun Reşid zamanında Şiilikle ithamedilmiş ve takibata uğrayarak, Harun Reşid’in huzuruna bukonuda çıkarılmıştır.

Kur’an ve Sünnet Konusundaki görüşü:

Şafii’nin bu konudaki görüşü, Sünnetin Kur’an’la nesh

edilemeyeceği şeklindedir. Resûlullah’ın sünnetini ancak Resûlullah’ın sünneti nesh edebilir. Kur’an bir sünneti neshedemez, nesih olayı olması için bunu başka bir sünnetin ilânetmesi gerekir der. Kur’an’ın sünnetle nesh edilip neshedilemeyeceği konusuna gelince, her ne kadar Kur’an’ı ancak Kur’an nesh eder diyorsa da, uygulama konusunda durum hiçde öyle değildir. Örneğin, Kur’an’a rağmen, zina olayında

Recim cezasını kabul etmekle, sünnetin Kur’an’ı neshedebileceğini açıkça beyan etmiş olur. Yani kısaca iddiası;Kur’an sünneti iptal edemez fakat sünnet Kur’an’ı iptal eder şeklindedir. (Konu hakkında bak: İmam Şafii. OsmanKESKİOĞLU s.238-239. Büyük Şafii İlmihali, Yazan HalilGönenç. Hilâl Yayınları 1979, 2. Baskı s. 375.)

AHMED İBN-HANBEL: (H. 164-241): Anası O’na gebe

olarak Merv’den Bağdat’a geldi. Merv’de doğduğunusöyleyenler var. Kendisinden yapılan rivayette Bağdat’tadoğduğu söylenmiş. Merv asılı olup Arab değildir.(Yazılarımda Arab değildir derken, bununla o devirlerde ilk etapta Kur’an’ın yayıldığı coğrafyaya yakınlığa veyauzaklığa dikkat çekmek suretiyle Kur’an dışı bazı kültürlerinetkinliğine dikkat çekmek içindir. Yoksa İslam dini evrensel

olup, herhangi bir ırktan olmak veya olmamak avantaj veyadezavantaj değildir.)

12

Page 13: 50121318-Kutub-i-Sitte-nin-Ele�tirisi-ve-Kuran-a-Arz�-Ferec-Hudur.pdf

7/30/2019 50121318-Kutub-i-Sitte-nin-Ele�tirisi-ve-Kuran-a-Arz�-Ferec-Hudur.pdf

http://slidepdf.com/reader/full/50121318-kutub-i-sitte-nin-eletirisi-ve-kuran-a-arz-ferec-hudurpdf 13/606

Kitabı “Müsned”de yaklaşık 40.000.- hadis vardır. Kur’an’ıesas alıp sünneti terk edenlere red için Kitab bile yazmıştır.Ona göre Kur’an’ın batını vardır. Halbuki Kur’an’a batın bilgi isnat etmek küfürdür. Zira Kur’an açık manalı bir 

kitaptır.

Ahmed, Sünnetin Kur’an’a hakim olduğunu, fakat Kur’an’ınsünnete hakim olmadığı ve sünnetin Kur’an’ı nesh yani iptaledebileceği iddiasındadır. Şöyle ki: “Ahmed’e göre sünnet beyan bakımından Kur’an’a hakim sayılır, onun ahkamınıtakrir eder. Şatıbi sünnetin Kur’an’a hakim olmasını şöyleaçıklar. Ulemaya göre sünnet, kitaba hakimdir, Kitab hakimdeğildir, çünkü kitabın iki ve daha ziyade şeye ihtimalivardır."demekte.

“gerek iman itikade, gerek amel ve akla dair olsun, Hadisler arasında bir fark yapmazdı." (Konu hakkında bak.Ahmedİbn-i Hanbel. Hilâl Yayınları 1984 s.242-255 Prof.Muhammed Ebu Zehra. Terc. Osman KESKİOĞLU .)

Bütün korkuları Kur’an’ın İslam dini öğretisine esasalınmasıdır. Zira Kur’an esas alınmış olsa ve Peygamber adına ileri sürmüş oldukları sözler Kur’an ölçüsüne vurulsa, bütün iftira ve yalanları hemen ortaya çıkar ve sünnet diyeileri sürmüş oldukları sözlerden geriye pek bir şey kalmaz.Bu hususu onlarda kabul eder mahiyette şu şekilde itiraf etmektedirler.

“İmam Ahmed’e gelince, o İmam Şafii’nin usulüne uygunhareket eder. İbni Kayyım, Ahmed’in ve Şafii’nin görüşlerinidestekleyerek şöyle der: Eğer bir kimsenin kitabın zahirindenanlayışına göre Hz. Peygamber Aleyhisselamın sünnetleri redolunacak olursa o zaman sünnetlerin çoğu red olunur vesünnet batıl olur."(Ahmed ibn-i Hanbel, Hilal Yayınları

S.247)

Bu ifadeler bile, Sünnetle Kur’an’ın ne kadar bir birleriyle bağdaşmayan bilgiler ihtiva ettiğini belirtmeye kafidir.

13

Page 14: 50121318-Kutub-i-Sitte-nin-Ele�tirisi-ve-Kuran-a-Arz�-Ferec-Hudur.pdf

7/30/2019 50121318-Kutub-i-Sitte-nin-Ele�tirisi-ve-Kuran-a-Arz�-Ferec-Hudur.pdf

http://slidepdf.com/reader/full/50121318-kutub-i-sitte-nin-eletirisi-ve-kuran-a-arz-ferec-hudurpdf 14/606

Sonuç olarak, İmam Ahmed birçok sözlerinde belirtmiştir ki,İslam dinini öğrenilmesi, aynı zamanda Kur’an’a hakim olan!sünnetle mümkündür. Kur’an bilgisi sünnet yoluyla olur,Kur’an sünnete hakim olamaz. Bu din sünnet yoluyla

öğrenilir. İslam fıkhının en kestirme ve en işlek yolusünnetten geçer. Sünnetin beyanından yararlanmaksızınsadece Kur’an’dan öğrenmeğe çalışanlar, doğru yoluşaşırırlar, hak yolu şaşırırlar iddiasındadır.

750 bin hadis arasından seçtiği rivayet edilen. Müsned tekihadislerin 10 bini tekrarlanmış hadislerdir. Hadislerinsahihliğine ölçü olarak Kur’an’ı değil de kendi Müsned inikabul ve tavsiye eder, Şöyle ki: “Resûlullah’ın hadislerindenolup olmadığı konusunda anlaşmazlığa düştüğünüzrivayetlerle ilgili olarak Müsned’e başvurun. Orada bulduysanız delil, bulmadıysanız delil olmaz ."demiştir.

Mahiyeti ne olursa olsun, Kur’an’ı hadise tabi kılar, şöyle ki:“hatta ona göre haberi, vahid olan Hadisler bile, Kur’an’ın

umumini tahsis eder."(Ahmed İbn-i Hanbel. Hilâl Yayınlarıs.245)

Görüldüğü gibi dört mezhep imamı da fıkıhlarına hadisleriesas almaktadırlar. İttifakla hadislerin Kur’an ayetlerini iptaledebileceğini fakat Kur’an’ın hadisleri iptal edemeyeceğiiddiasındadırlar. Bu da başka bir ifadeyle, Allah’ın Kur’an’la bildirdiği İslam’a, öncelikle hadislerle peygamberin karşıçıktığı ve peygamberin sözünün Allah sözünden daha üstünolduğu manasındadır. Bu ise İslam dinine saldırı ve peygambere büyük bir iftiradır.

Şimdi hadis adı altında, peygambere yaptıkları iftiraları ve buiftiralara dayalı olarak kabul edilen İslam Dini anlayışlarınıörneklerle belirtmeye çalışacağım ve görülecektir ki

öğretmek istedikleri İslam olmayıp, Kur’an’ın İslamöğretisini engellemek gayretleridir. Zira görüleceği gibi birçok konuda Kur’an’a aykırı ve bol bol çelişkilirivayetlerde bulunmak suretiyle, İslami değerlere, Müslüman

14

Page 15: 50121318-Kutub-i-Sitte-nin-Ele�tirisi-ve-Kuran-a-Arz�-Ferec-Hudur.pdf

7/30/2019 50121318-Kutub-i-Sitte-nin-Ele�tirisi-ve-Kuran-a-Arz�-Ferec-Hudur.pdf

http://slidepdf.com/reader/full/50121318-kutub-i-sitte-nin-eletirisi-ve-kuran-a-arz-ferec-hudurpdf 15/606

şahsiyetlere ve Allah’a karşıda saygısızlık etmekten geridurmamışlardır. Bunların öğretileri esas alındığında hiçbir İslam farzının uygulanması mümkün olmadığı gibi, İslamı veTevhidi anlamakta mümkün değildir. Bu öyle bir saldırıdır ki

 planlı ve kasıtlı olarak yapılmıştır. Çünkü önerdikleri sistemve öğreti bundan başka bir ifadeyle izah edilmeyeceği gibi,kendileri zaman içerisinde açıkça bu amaçlı bir ekipçalışması ortaya koymuşlardır. Şia ve Vahhabilik’tede durum bundan farklı olmayıp, sistem olarak ehli sünnettirler. Sırasıgelince bunları da örneklerle izah etmeye çalışacağım.

ALLAH’A, KUR’AN’A, PEYGAMBERLERE VEMÜSLÜMANLARA SALDIRI VE İFTİRA İÇERENKÜTÜB-İ SİTTE’DEKİ HADİSLERDEN ÖRNEKLER VEELEŞTİRİLMELERİ

ALLAH’A KARŞI İFTİRA VE SAYGISIZLIK ETMELERİVE BU KONUDA UYDURDUKLARI HADİSÖRNEKLERİ:

1- Hz. Enes radıyallahu anh anlatıyor: “Resûlullah a.s.v. buyurdular ki:

"Cehennem içerisine âsiler atıldıkça: "Daha var mı?"demekten geri durmaz. Bu hal, Rabbu’l-İzze’nincehennemin içine ayağını koyup, iki yakasını dürüp birleştirmesine kadar devam eder. işte o zaman Cehennem:

“Yeter, yeter. İzzet ve keremine yemin olsun yeter" der.Cennette fazlalık devam eder. Allah, ona mahsus yeni bir halk yaratır ve bunları cennetin fazla kısmına yerleştirir.(Kütüb-i Sitte, Prof. Dr. İbrahim Canan, Akçağ Yayınları1992 - Ankara. Cilt 14 s.445 Hadis sırası 5226, Alıntıları:Buhari, Tefsir, Kâf 1. Eymân 12. Tevhit 7, Müslim, Cennet

37, (2848), Tirmizi, Tefsir, Kaf, (3268))

(Not: Bundan sonra İbrahim Cananın Kütüb-i Sitte isimli 18ciltlik hadis kitapları kaynak gösterildiğinde, kaynak ismi K.

15

Page 16: 50121318-Kutub-i-Sitte-nin-Ele�tirisi-ve-Kuran-a-Arz�-Ferec-Hudur.pdf

7/30/2019 50121318-Kutub-i-Sitte-nin-Ele�tirisi-ve-Kuran-a-Arz�-Ferec-Hudur.pdf

http://slidepdf.com/reader/full/50121318-kutub-i-sitte-nin-eletirisi-ve-kuran-a-arz-ferec-hudurpdf 16/606

S . Olarak kısaltılacak ve önüne sıra numarası yazılacak.Örneğin K.S. 5126 gibi)

HADİSİN TENKİDİ: Yıllarca inanç sistemlerini inceledim

 bunlardan başka İlahı’nı cehenneme layık görenine hiçrastlamadım. Putperestler dahi, taptıkları putlarına böyle bir şeyi yakıştırmazlar, tercümeyi yapan İbrahim CANAN, asılmetinde geçen cehennemin içine ifadesini tam tercümeetmeyerek, (belli ki, ifade ona da ağır gelmiş) cehenneminüzerine ifadesini kullanmış. Halbuki asıl metinde “aleyhe"değil, ifade “fiyhe" yani “içerisinde" şeklindedir.

Bunlar, Allah’ı tecsim ederek ona ayak isnat ettiler ve buayağı da cehenneme koydular. Cennet için ise doldurulmak üzere imtihansız halk yaratılacağını iddia ettiler. Cehennemin boşluğunu Allah’ın ayağıyla, Cennetin boşluğunu ise hiçdünyaya gelmemiş halkla doldurmak öylemi! Allah, bunların bu küfründen münezzeh ve yücedir. Allah’a ayak isnatetmeleri teşbih değil tecsimdir. Zira cehennem cisimdir ve

cisimlerin doldurulması ancak cisim ile olur.

Allah’ın, cehennemi neyle dolduracağına dair Kur’an’danmealen:

- Eğer Rabb’in dileseydi insanları tek bir ümmet yapardı.Oysa, işte ihtilaf edip durmaktadırlar. 11/118

- Ancak Rabbının merhamet ettikleri, (Bu ihtilaftan) istisnateşkil ederler. Zaten Allah, onları bunun için yaratmıştır. Ve böylece, Rabbının “muhakkak cehennemi hep cin veinsanlarla dolduracağım" sözü yerine gelmiş olacaktır.11/119

- Dileseydik, herkese hidayetini verirdik, (herkesi doğru yola

getirirdik). Fakat (hikmetim uyarınca) benden (çıkan) şu sözgerçekleşecektir: “mutlaka cehennemi, cinlerden veinsanlardan bir kısmıyla tamamen dolduracağım."32/13

16

Page 17: 50121318-Kutub-i-Sitte-nin-Ele�tirisi-ve-Kuran-a-Arz�-Ferec-Hudur.pdf

7/30/2019 50121318-Kutub-i-Sitte-nin-Ele�tirisi-ve-Kuran-a-Arz�-Ferec-Hudur.pdf

http://slidepdf.com/reader/full/50121318-kutub-i-sitte-nin-eletirisi-ve-kuran-a-arz-ferec-hudurpdf 17/606

Görüldüğü gibi, cehennemin doldurulması konusundauydurdukları hadis Kur’an’a ters düşmektedir.

2- Hz. Ebû Hüreyre r.a. Anlatıyor: “Resûlullah a.s.v.

 buyurdular ki: Sizden biri kardeşiyle dövüşünce yüzevurmaktan sakınsın."(Buhari, Itk 20, Müslim, Birr, 112,(2612))

Müslim’in ifadesinde şu ziyade var. “... Zirâ Allah Âdem’ikendi sûretinde yaratmıştır."(K.S. 3483 Cilt 10 Baskı 1990)

3- Yine Ebu Hüreyre r.a. Anlatıyor: “Resûlullah a.s.v.

Buyurdular ki: Allah’u teala hazretleri, Hz. Adem a.s.mıkendi sureti üzere ve boyunu da atmış zira olarak yaratınca:.... (K.S. 3382 C.10 S.177 B.1990, alıntısı Buhari,İstizan 1, Müslim, Cennet 28 (2841)).

4- İbnu Abbâs r.a. Anlatıyor: Resûlullah a.s.v. Buyurdular ki:Bu gece Rabb’imden bir (melek, elçi olarak) geldi. -Bir rivayette ise şöyle demiştir: “Rabbim bana en güzel bir surette geldi"-ve: Ey Muhammed."dedi.

“Buyur Rabbim, emrindeyim."dedim.

“Mele’i A’la (da bulunanların) nelerde yarıştıklarını biliyor musun dedi.

“Hayır" dedim. Bunun üzerine elini omuzlarımın arasınakoydu. Hatta onun serinliğini göğüslerimdehissettim......."(K.S. 4668 C.13 B 1992 alıntı: Tirmizi, Tefsir Sâd, (3231,3232)).

5- Hz. Übey İbnu Ka’b r.a. Anlatıyor: Resûlullah a.s.v.Buyurdular ki:

“Hakk’ın musafaha ettiği ilk kimse Ömer’dir. İlk selamverdiği kimsede o olacaktır."(K.S.6012 C.16 B. 1993) Alıntıİbn!i Mace 104.

17

Page 18: 50121318-Kutub-i-Sitte-nin-Ele�tirisi-ve-Kuran-a-Arz�-Ferec-Hudur.pdf

7/30/2019 50121318-Kutub-i-Sitte-nin-Ele�tirisi-ve-Kuran-a-Arz�-Ferec-Hudur.pdf

http://slidepdf.com/reader/full/50121318-kutub-i-sitte-nin-eletirisi-ve-kuran-a-arz-ferec-hudurpdf 18/606

HADİSLERİN TENKİDİ: Allah’a insan şeklin de suret iddiaettiler, öyle bir benzerlikten dolayı yüze vurulmamasınıtavsiye ettiler. Aslında istedikleri saygı gayreti değildir.Allah’ın yüzü ile insanın yüzünün aynı olduğunu vurgulamak 

için yüze vurulmamasını tavsiye etmişlerdir. Allah’ın elineserinlik atfetmeleri de tecsim vurgulamasıdır, aynı şekildeAllah’ın Ömer ile tokalaştığını ve onun elinden tutup cennetekoyduğu iddiası da apaçık tecsimdir. Allah’ı tecsim etmek yani cisim saymak apaçık küfürdür.

Ayrıca Ömer’i Peygamberimiz dahil tüm Peygamberlerdenve Müslümanlar dan üstün olarak rivayet etmeleri, karışıklık çıkarma amaçlı bir yalan uydurmasıdır, yoksa Ömer’isevdiklerinden falan değildir.

6- Hz.Ebu Hüreyre r.a. Anlatıyor: Resûlullah a.s.v. buyurdular ki:

“Üzümü Kerm diye isimlendirmeyin. “Vay şu dehrin

mahrumiyet ve hüsranına" diye kahırlı söz söylemeyin. ZiraAllah’ın kendisi dehr (zaman) dır.”(K.S. 5938 C.16 B.1993Alıntıları, Buhari Edep 101, Müslim Elfaz 516, (2246, 2247),Ebu Davud, edeb 81 (4974), Muvatta, Kelam 3.(2.984))

HADİSİN TENKİDİ: Allah hiçbir şekilde zaman olarak tavsif edilemez, zira zamanın kendisi yaratıktır. Geçer venoksanlaşır, bağlı olduğu olaya ilişkin tükenir. Yoktan var 

edilmekte ve vardan yok edilmektedir. Dün yok olmuştur,yarın yaratılmakla yoktan varlığa gelecektir. Var iken yok olan, yokken var olan hiçbir şekilde İlah olmaz, zira buhususlar noksanlık ve acizliktir. Allah ise hiçbir şekildezamanın bu özelikleriyle noksan ve aciz değildir. Zira Allahnoksan sıfatlardan münezzehtir.

Zaman konusunda Kur’an’dan mealen:

-İnsanın üzerinden, henüz kendisinin anılan bir şey olmadığıuzun bir süre geçmedi mi. 76/11

18

Page 19: 50121318-Kutub-i-Sitte-nin-Ele�tirisi-ve-Kuran-a-Arz�-Ferec-Hudur.pdf

7/30/2019 50121318-Kutub-i-Sitte-nin-Ele�tirisi-ve-Kuran-a-Arz�-Ferec-Hudur.pdf

http://slidepdf.com/reader/full/50121318-kutub-i-sitte-nin-eletirisi-ve-kuran-a-arz-ferec-hudurpdf 19/606

Görüldüğü gibi zaman gelip geçici bir şeydir, Allah zamanolarak tavsif edilemez, hadis diye iddia ettikleri Kur’an’aaykırıdır.

7- Sahiheyn (Buhari ve Müslim) ve Tirmizi de EbuHüreyre’den gelen diğer bir hadiste Resûlullah şöyle buyurmuştur:

“Allah Teala Hz. şöyle buyurdu: “Ben, kulumun benimhakkımdaki zannına göreyimdir."(K.S.5849 C.16 B.1993alıntıları Buhari, Tevhit 35, Müslim, Zikr 1, (2675), Tirmizi,Züht 51, (2389))

HADİSİN TENKİDİ: Kullar, Allah hakkında iyi veya kötüzanda bulanabilirler. Bir kimsenin Allah hakkında iftira enkötü zanda bulunması mümkündür, o taktirde iddia ettiklerihadise göre Allah kötüdür manası çıkar ki, Allah’ı öyle bir şeyden tenzih ederiz. Allah kullarının zannına göre değil,kendi zatına göredir. Zan kendi başına hakikatten hiçbir şey

ifade etmez. Bununla ilgili olarak Kur’an’da şöyle bildirilmiştir. Mealen:

-Onların çoğu zandan başka bir şeye uymuyorlar. Zan isegerçekten hiçbir şey kazandırmaz. Muhakkak ki Allah onlarınne yaptıklarını bilir.10/36

-Allah’ı gereği gibi bilemediler. Halbuki Kıyamet günü yer,

tamamen O’nun avucu içindedir, göklerde sağ elindedürülmüştür. O, onların ortak koştuklarından uzak veyücedir.39/67

-Allah’a yalan uydurandan daha zalim kim olabilir? Onlar Rab’lerine sunulacaklar, şahitler de: “İşte Rab’lerine karşıyalan söyleyenler bunlardır."diyecekler. İyi bilin ki Allah’ın

laneti zalimlerin üzerinedir. 11/18-Bak nasıl Allah’a yalan uyduruyorlar. Apaçık bir günaholarak bu yeter. 4/50

19

Page 20: 50121318-Kutub-i-Sitte-nin-Ele�tirisi-ve-Kuran-a-Arz�-Ferec-Hudur.pdf

7/30/2019 50121318-Kutub-i-Sitte-nin-Ele�tirisi-ve-Kuran-a-Arz�-Ferec-Hudur.pdf

http://slidepdf.com/reader/full/50121318-kutub-i-sitte-nin-eletirisi-ve-kuran-a-arz-ferec-hudurpdf 20/606

Görüldüğü gibi uydurdukları hadis, Kur’an’a aykırıdır veAllah’a karşı bir iftira ve isyandır.

8- İbnu’l -Museyyib, Ata İbnu Zeyd el- Leysi, Ebu Hureyre

r.a. den naklen anlatıyor: Resûlullah’a atfen mahşerdeiçlerinde münafıkların da olduğu halde (yalnız) bu ümmetkalacak, derken Allah Tebareke ve Teala onlara evvelcetanıdıklarından başka bir surette tecelli edecek ve:

-Ben sizin Rabb’inizim, diyecek. Onlar (Allah’ı tanımadıklarıiçin)

“Biz senden Allah’a sığınırız! Rabbımız geldiği zaman bizonu tanırız" diyecekler. Bunun üzerine Allah Teala hazretleri(karşılarında) onların tanıdıkları suretiyle tecelli edecek ve:“Ben sizin Rabb’inizim" buyuracak. Onlarda:

“Evet, bizim Rabbımız sensin" diyerek ona tabii olacaklar......(K.S.5072 C.14 B.1992 alıntılar Buhari, Rikak 52, Ezan 129,Tevhit 24, Müslim, İman 299, (182), Tirmizi, Cennet 20,(2560))

(Sahih-i Müslim,Ahmed Davudoğlu, Sönmez neşriyat A.Ş.C.2 299/665)

HADİSİN TENKİDİ: Birinci seferki, Allah’ın tecelli ettiğiiddialarında, Allah’ın kendisine uygun gelmeyen ve

münafıklar içlerinde olduğu halde tüm Muhammedümmetinin onu tanımayacakları bir surette tecelli ettiğiniiddia etmeleri, Allah’a bir saygısızlığı ifade eder. ZiraAllah’ın, hem müminler, hem de münafıklar tarafındanreddedilecek, (haşa O’ndan) çirkin bir surette tecelli ettiğiniiddia etmişlerdir. Öyle ki, inancı ve ameli ne olursa olsunAllah’ı kimse beğenmemiş demektedirler. Ayrıca bu hususu

vurgulamak için rivayet yalanlarına münafıkları da dahiletmişlerdir. Ayrıca, Allah’ın suretten surete şekil değiştirmeile tecelli edip göründüğünü iddia etmeleri tecsimdir. O

20

Page 21: 50121318-Kutub-i-Sitte-nin-Ele�tirisi-ve-Kuran-a-Arz�-Ferec-Hudur.pdf

7/30/2019 50121318-Kutub-i-Sitte-nin-Ele�tirisi-ve-Kuran-a-Arz�-Ferec-Hudur.pdf

http://slidepdf.com/reader/full/50121318-kutub-i-sitte-nin-eletirisi-ve-kuran-a-arz-ferec-hudurpdf 21/606

tecsim edilmekten yani yaratıklara benzetilmekten onlarla bir sayılmaktan münezzehtir.

9- İbnu-l Museyyib, Ata İbnu Zeyd el-Leysi, Ebu Hureyre r.a.

Den naklen anlatıyor: Resûlullah’a atfen, insanlar Resûlullaha.s.v.’e "Ey Allah’ın Resulü: Kıyamet günü Rabb’imizigörecek miyiz?"diye sordular. O da: “Siz bulutsuz dolunaygecesinde Ay’ı görmekte şüpheye düşer misiniz?"diye cevapverdi. Onlar:

“Hayır! Ey Allah’ın Resulü."diye cevap verdiler. Bununüzerine:

“Şunu bilin ki siz Rabb’inizi böyle göreceksiniz....(K.S. 5072C.14 Alıntılar Buhari, Rikak 52, Ezan 129, Tevhit 24Müslim, İman 299, (182), Tirmizi, Cennet 20, (2560))

10- Ebu Zerr r.a. anlatıyor: “Resûlullah a.s.v. a’ “sen Rabteala yı hiç gördün mü?" diye sordum.

“Nurdur, ben O’nu nasıl görürüm" buyurdular.”(K.S. 5159C.14 alıntılar, Müslim, İman 291.(178): Tirmizi, Tefsir, Necm,(3278))

HADİSLERİN TENKİDİ: Son hadiste Allah’ıngörülmeyeceğini tahdis etmeleri, görüleceği hususunda tahdisettikleri evvelki diğer iki hadisle çelişkilidir. Zaten

metotlarının ana temellerinden biride budur. Bir konuda bir hadis rivayet ederken o hadise aykırı bir veya birden fazlahadis, tahdis etmeye özenle gayret gösterirler, böyleceçelişkili hadisleri işlerine geldiği yerde kullanmak, hem dezihinleri iyice karıştırmak için bunu yaparlar.

KUR’AN HAKKINDA UYDURDUKLARI HADİSÖRNEKLERİ

I- KUR’AN TAHRİF EDİLMİŞTİR İDDİALARI:

21

Page 22: 50121318-Kutub-i-Sitte-nin-Ele�tirisi-ve-Kuran-a-Arz�-Ferec-Hudur.pdf

7/30/2019 50121318-Kutub-i-Sitte-nin-Ele�tirisi-ve-Kuran-a-Arz�-Ferec-Hudur.pdf

http://slidepdf.com/reader/full/50121318-kutub-i-sitte-nin-eletirisi-ve-kuran-a-arz-ferec-hudurpdf 22/606

11- Aişe (r.anha)nın azatlısı Ebu Yunus şöyle demiştir: -Aişe(r. anha) kendisi için bir Mushaf yazmamı emretti ve,"Namazlara ve orta namazına devam edin" ayetine gelince bana haber ver dedi. Ben de o ayete varınca kendisine haber 

verdim. Bana o ayeti namazlara, orta namazına ve ikindinamazına devam edin, Allah için tevazu halinde namaz kılın"şeklinde yazdırdı. Sonra da:

“Ben bunu Resûlullah s.a.v. den duydum" dedi. (Sünen-i EbûDâvud terceme ve şerhi, şamil yayın evi 1998. Doç. Dr. İ.Lütfi Çakan K. Salat (2), Bab 5 H. 410 sayfa 148 C.2)

HADİSİN TENKİDİ: Bu hadis uydurmasıyla, Kur’an’danoksanlık olduğunu iddia etmişlerdir. Zira bahsi geçen ayetteikindi ifadesi mevcut değildir. Şöyle ki, Kur’an’dan mealen

-Namazları ve orta namazı koruyun, gönülden bağlılık vesaygı ile Allah’ın huzuruna durun. 2/238

Olarak ifade edilmiştir. Amaçları Kur’an’a olan itimadısarsmak için zihinleri bulandırmaktır. Bu hususta başka hadisuydurmalardı vardır. Örneğin:

12-Ubey İbnu Ka’b (r.a.)’ın anlattığına göre, Resûlullah(a.s.v.) kendisine: “Allah, sana Kur’an okumamı emretti"demiş ve Lem yekunullezine kefere’yu ve bu sureden olmak üzere şunu okumuştu: “Allah indindeki din muvahhid İslam

dinidir, ne Hıristiyanlık, ne Yahudilik nede Mecusilik değildir. Kim bir hayır yaparsa asla zayi olmayacaktır”.

Ubey İbnu Ka’b: "Bana şunu da okudu" dedi: “Ademoğlunun bir vadi dolu malı olsa ikincisini de arar. İkinciyi deelde etse üçüncüsünü de arar. Ademoğlunun iç boşluğunuancak toprak doldurur. Allah tevbe edenleri affeder."(K.S.943

C.4 B. 1988. Alıntısı, Tirmizi, Menakıp (3894))

22

Page 23: 50121318-Kutub-i-Sitte-nin-Ele�tirisi-ve-Kuran-a-Arz�-Ferec-Hudur.pdf

7/30/2019 50121318-Kutub-i-Sitte-nin-Ele�tirisi-ve-Kuran-a-Arz�-Ferec-Hudur.pdf

http://slidepdf.com/reader/full/50121318-kutub-i-sitte-nin-eletirisi-ve-kuran-a-arz-ferec-hudurpdf 23/606

HADİSİN TENKİDİ: Tırnak içindeki ifadeler kendilerinceuydurulmuş sözlerdir. Kur’an’da bu şekilde ayetler mevcutdeğildir. Dolayısıyla Kur’an dışında ayet iddia etmişlerdir.

13-......Ebu’d- Derda:

-Abdullah ibn Mesûd “Ve’l - leyli iza yağşa..”yı nasıl okuyor diye sordu.

Ben kendisine (Alkame)

-- “Ve’l leyli izâ yağşa ve’n -nehari izâ tecelli ve’ zekeri ve’l

ünsâ" şeklinde okudum.

Ebu’d- Darda:

--Vallahi Resûlullah beni böyle okutmuştur. Ben Resûlullahtan ağız ağıza böyle öğrendim dedi. (Sahih-i Buhari, Ötüken

yayınları, Mütercim, Mehmet SOFUOĞLU, cilt 8 B.1987

Kitabu Fedailü Ashâbi’n-Nebi Rivayet 82 s.3521)

HADİSİN TENKİDİ: Böylece Leyl süresi (92/3) Ayettegeçen yaratma kelimesinin fazlalık olduğunu, Kur’an’danolmadığını iddia etmişlerdir. Yani, Kur’an’a ekleme yapılmışolduğunu iddia etmişlerdir.

Yine rivayet ettiler ki:

14- ........ Said ibn Cubeyr şöyle demiştir: Bizler muhakkak İbn Abbas’ın Yanında bulunduk: O şöyle dedi: Bana Ubeyyİbn Ka’b tahdis edip şöyle dedi: Resûlullah (s):....... "Gemiyegelince, o denizde iş yapan yoksulların dı. Onun için ben onukusurlu yapmak istedim ki, arkalarında her sağlam gemiyizorla almakta olan bir hükümdar vardı" (el-Kehf 79).“Verâehum (= Arkalarında) "sözünü "Emenehum melikun"(=

23

Page 24: 50121318-Kutub-i-Sitte-nin-Ele�tirisi-ve-Kuran-a-Arz�-Ferec-Hudur.pdf

7/30/2019 50121318-Kutub-i-Sitte-nin-Ele�tirisi-ve-Kuran-a-Arz�-Ferec-Hudur.pdf

http://slidepdf.com/reader/full/50121318-kutub-i-sitte-nin-eletirisi-ve-kuran-a-arz-ferec-hudurpdf 24/606

Önlerinde bir melik vardır) şeklinde okumuştur. (Buhari,Kitabu’ş-şurut 15 Cilt 6 s. 2551 Ötüken 1987).

HADİSİN TENKİDİ: Bu hadis rivayetleriyle Kur’an’da

geçen (18/79) “Verâehum" (=Arkalarında) kelimesini.“Emenehum"(=Önlerinde) şeklinde olduğunu iddia etmekleyine Kur’an’da tahrifat olduğunu iddia etmişlerdir. Bu kabilörnekler uydurmuş oldukları hadislerde epey vardır, böyleceelde mevcut Kur’an’ın orijinal olmadığını iddia etmek suretiyle insanlarda şüphe meydana getirmek istedikleriaçıktır. Böyle bir iddia Kur’an’ın Allah tarafından korunmuşolduğunu inkar manasında olduğu ve bu itibarla da Kur’an’ıinkar etmek olduğu meydandadır. Gerçeklere de aykırıdır,zira dünyada iki ayrı kelime ihtiva eden iki Kur’an mevcutdeğildir.

II- KUR’AN’IN PEYGAMBERDEN SONRA TOPLANMIŞOLDUĞUNU İDDİA ETMELERİ:

15- ............ Zeyd İbn Sabit el-Ensâri ye atfen yaptıklarırivayette: Ebu Bekir ve Ömer’in görevlendirmesiyle Zeyddiyor ki, “Ben kalktım, Kur’an’ın ardına düşüp gereği gibiaraştırdım ve onu yazılı bulunduğu deri parçalarından, kürek kemiklerinden, hurma dallarından ve hâfızların ezberlerinden bir yerde topladım. Ve et-Tevbe Sûresinden iki ayeti, Ebû

Huzeyme el-Ensâri’nin yanında buldum. O iki âyeti ondan başka kimsenin yanında bulmadım.

 Neticede içlerinde Kur’an toplanılan bu sahibeler, Allahkendisini vefât ettirinceye kadar Ebû Bekr’in yanında kaldı(Buhari, Kitabu’l-Tefsir 199 Cilt 9 s. 4423-4424 Ötüken1987)

16-............ Ebû İshak şöyle dedi: Ben el-Berâ (R)’ danişittim, şöyle diyordu: "Mü’minlerden oturanlarla, Allahyolunda mallarıyla, canlarıyla savaşanlar müsâvi olmaz...

24

Page 25: 50121318-Kutub-i-Sitte-nin-Ele�tirisi-ve-Kuran-a-Arz�-Ferec-Hudur.pdf

7/30/2019 50121318-Kutub-i-Sitte-nin-Ele�tirisi-ve-Kuran-a-Arz�-Ferec-Hudur.pdf

http://slidepdf.com/reader/full/50121318-kutub-i-sitte-nin-eletirisi-ve-kuran-a-arz-ferec-hudurpdf 25/606

"Ayeti indiği zaman, Resûlullah (S) Zeyd’i çağırdı. Zeyd bir kürek kemiği ile geldi ve o ayeti yazdı..... (Buhari, Kitabu’l-Cihâd ve’s-siyer 47 cilt 6, s.2674. Ötüken 1987)

HADİSİN TENKİDİ: Kur’an’ın, Peygamber zamanında kitaphalinde mevcut olmadığı, sonradan rast gele bir araştırmayla,hurma dallarından, deri parçalarından, taş levhalardan, kürek kemiklerinden, hafızların ezberlerinden toplanmış bir kitapolduğu hususunda müteaddit rivayetler uydurmuşlardır. Öyleki, Kur’an bu dedikleri şeylere yazılı bir Kitab olmuş olsaydı, bir ambarı doldurması gerekirdi, bu iddiaları Kur’an’a bir iftira ve saygısızlığın ifadesidir. Allah, Kur’an’da Kitabindirmiş olduğunu ayetlerle bildirmiştir. Kur’an Kitab halindePeygamber zamanında mevcut değil idiyse insanlar Kitabmevcut olmadığı halde, ayetlerde niçin Kur’an’dan Kitabolarak bahsediliyor diye sorarlardı. Peygamber zamanındaKur’an Kitab olarak mevcut idi, ve iddia ettikleri gibi, taş parçalarına, hurma dallarına v.s. yazılmıyordu. İnce ceylanderileri üzerine yazılan bir Kitab halindeydi. Bu hususta

Kur’an’dan mealen:

- Andolsun Tûr’a (52/1)

- Satır satır yazılmış Kitab’a (52/2)

- Yayılmış ince deri üzerine (52/3)

İfadeleri Kur’an’ın nasıl yazılmış bir Kitab olduğunu belirtir.Ayetler peygambere inmişti, eğer Kur’an ince deri üzerineyazılıp tespit edilmemiş olsaydı bu ayetleri duyanlar, sizhangi ince deri üzerine yazılmış kitaptan bahsediyorsunuzdiye sormaz mıydılar! Kur’an’ın peygamber zamanındaözenle yazılmış olduğuna dair diğer bir örnek, Kur’an’danmealen:

- Hayır, o ayetler bir mesajdırlar. (80/11)

- İsteyen onları idrak eder. (80/12)

25

Page 26: 50121318-Kutub-i-Sitte-nin-Ele�tirisi-ve-Kuran-a-Arz�-Ferec-Hudur.pdf

7/30/2019 50121318-Kutub-i-Sitte-nin-Ele�tirisi-ve-Kuran-a-Arz�-Ferec-Hudur.pdf

http://slidepdf.com/reader/full/50121318-kutub-i-sitte-nin-eletirisi-ve-kuran-a-arz-ferec-hudurpdf 26/606

- Onlar, değerli sayfalardadır. (80/13)

- Yüksek ve temiz sayfalarda. (80/14)

Bu örneklerden anlaşıldığı üzere, Kur’an’ın sonradan rastgele, taş parçalarından,ağaç kabuklarından, kürek kemiklerinden toplanmış bir kitab olduğu yolundakirivayetler Kur’an’a uymamaktadır, ve aslı yoktur.

Rivayetler uydurulurken, daha öncede belirttiğim gibi bazenkasıtlı, bazen de tutarsızlık şeklinde bir çok çelişkileredüşülmüştür. Fert ve kişilere kabul ettirmek ve sıkıştıklarında

kendilerini kurtarmak için bazen doğrulara da yer vermişlerdir. Öyle ki bir konu hakkında bir rivayetuydurduklarında, muhakkak ona muhalif bir veya birdenfazla rivayet uydurmaya özen göstermişlerdir. Sık sık bu tür çelişkili ifadeleri yan yana yazarak okuyucunun bu hususadikkatini çekmeye çalışacağım. Zira hadis uydurmasistemlerinin kökü budur. Örneğin, Kur’an’ın sonradan rast

gele toplanmış bir kitap olduğunu söylerken başka bir yerde, peygamberin onu Mushaf halinde bıraktığını rivayet etmek onlar için gayet normal bir durumdur. şöyle ki, uydurduklarıdiğer bir rivayette şöyle diyorlar:

17- ......Abdülaziz İbn Rufey’ şöyle dedi: Ben Şaddat İbnMa’kıl ile beraber İbn Abbas’ın yanına girdim. Şaddat İbnMa’kıl, Abbas’a:

-Peygamber (s) bir şey bıraktı mı? diye sordu.

İbn Abbas:

- Mushaf ‘ın iki yanını kuşatan ciltler arasında bulunandan başka bir şey bırakmadı, dedi.

Biz yine beraberce Muhammed İbnu’l -Hanefiyye’ nin yanınagirdik ve ona’da aynı suali sorduk. Muhammed İbnu’lHanefiyye de:

26

Page 27: 50121318-Kutub-i-Sitte-nin-Ele�tirisi-ve-Kuran-a-Arz�-Ferec-Hudur.pdf

7/30/2019 50121318-Kutub-i-Sitte-nin-Ele�tirisi-ve-Kuran-a-Arz�-Ferec-Hudur.pdf

http://slidepdf.com/reader/full/50121318-kutub-i-sitte-nin-eletirisi-ve-kuran-a-arz-ferec-hudurpdf 27/606

- İki kapak arasında bulunandan başka bir şey bırakmadı,dedi. (Buhari,Kitâbu Fedail’l -Kur’an 39 Cilt 11 sayfa 5112Ötüken 1988)

Bu hadis evvelki hadislerle çelişkili olduğu gibi, Kur’an’ınPeygamber zamanında kitap halinde mevcut olduğunu vePeygamberin hiçbir rivayet bırakmadığını itiraf etmişlerdir.

Diğer bir rivayette de şöyle demektedirler:

18-.......Enes İbn Mâlik el -Ensâri den rivayet ettiler ki:........“Peygamber hücrenin perdesini açtı da, bizlere bakmaya

 başladı. Kendisi ayakta duruyor ve yüzü de Mushaf yaprağıgibi parlıyordu......" (Buhari, kitabu’l -Ezân 72 cilt 2 sayfa707 - 708 Ötüken 1987)

Bu rivayette de peygamberin zamanında Mushaf’ın yani kitaphalinde Kur’an’ın, parlak sahifelere yazılı olarak mevcutolduğunu itiraf etmişlerdir. Zira var idi ki peygamberinyüzünü onun sahifelerine benzetmişlerdir.

Ayrıca, görüldüğü gibi 15 ve 16 no lu örneklerde verdiğimrivayetler. 17 ve 18 no.lu örneklerde belirttiğim rivayetlerleçelişki halindedirler.

III - KUR’AN’IN OKUNUŞUNU TAHRİF İÇİNUYDURDUKLARI HADİS ÖRNEKLERİ

19- .......Ben Abdullah İbni Mes’ûd’dan işittim, şöylediyordu: Ben bir kimsenin bir ayeti, benim peygamberdenişittiğim okuyuşun hilâfına okuduğunu işittim. Hemenelinden tuttum ve onu Resûlullah’a getirdim. Resûlullah (S):“Her ikinizde güzel okudunuz" buyurdu. Şu’be dedi ki: BenResûlullah’ın şunu da söylediğini zannediyorum: “(Kur’anhakkında) sakın ihtilaf etmeyiniz. Çünkü sizden evvelki

ümmetler kitaplarında ihtilaf ettiler de bu yüzden helak oldular"(Buhari, Kitab’ul-husûmat cilt 5 sayfa 2228 Ötüken1987)

27

Page 28: 50121318-Kutub-i-Sitte-nin-Ele�tirisi-ve-Kuran-a-Arz�-Ferec-Hudur.pdf

7/30/2019 50121318-Kutub-i-Sitte-nin-Ele�tirisi-ve-Kuran-a-Arz�-Ferec-Hudur.pdf

http://slidepdf.com/reader/full/50121318-kutub-i-sitte-nin-eletirisi-ve-kuran-a-arz-ferec-hudurpdf 28/606

20-........ O da İbn Abbâs (R)’tan tahdis etti ki, Resûlullah (S)şöyle buyurmuştur: “Cibril bana Kur’an’ı bir okunuş üzerineokuttu. Ben de durmadan bunun artmasını istedim. Tâ yeditürlü okunuşa erişinceye kadar bu dileğimde ısrar ettim”.

(Buhari, Kitâbu Bed’i’l-Halk 29 Cilt 7 Sayfa 3035 Ötüken1987.)

Yukarıdaki rivayette Kur’an’ın, bir okunuş üzerine Cebrailtarafından indirildiği ve peygamberin ısrarıyla yedi okunuşaçıkarıldığı belirtilmiştir. Buna rağmen şöyle de tahdisetmekten çekinmediler:

21- "Übeyy b Ka’b’den (rivayet edilmiştir.) Dedi ki:Resûlullah (s.a.v.) Cebrâil’e rastladı ve:

Ey Cibril, ben ümmi bir kavme gönderildim. Bunlarınarasında koca karılar, ihtiyar erkekler, oğlanlar, kızlar, hiçkitap okumayan adamlar var, dedi.

Cibril o zaman:

- Ey Muhammed, muhakkak’ki, Kur’an yedi harf üzerinenâzil olmuştur, demiştir."(Kur’an’ı Kerimin faziletleri veOkuma Kâideleri. Dr. İsmail Karaçam, Marmara ünv. İlahiyatFakl. Yayınları No 7 sayfa 21 alıntısı, et- Tirmizi, Sahihu’t-Tirmizi bi şerhı’l -İmam İbni’l Arabi, VI.63. Mısır 1934)

Tirmizi’nin bu rivayetinde ise Meğer ki Kur’an zaten yediokunuş üzerine inmiş ve Peygamberin bundan haberiyokmuş, bu ise bir çelişkidir.

İşin ilginç yanı Kur’an harekeli olup, bir okunuştan başkaokunmasına imkan yoktur. Sonradan harekelendi iddialarıuydurmadır. Rivayetlere tabii olan kimseler dahi yedi harf iddialarının ne manaya geldiğini bundan dolayı

 bilememektedirler. Dr İsmail Karaçam, yukarda bahsi geçeneserin de bu konuda şöyle demektedir:

28

Page 29: 50121318-Kutub-i-Sitte-nin-Ele�tirisi-ve-Kuran-a-Arz�-Ferec-Hudur.pdf

7/30/2019 50121318-Kutub-i-Sitte-nin-Ele�tirisi-ve-Kuran-a-Arz�-Ferec-Hudur.pdf

http://slidepdf.com/reader/full/50121318-kutub-i-sitte-nin-eletirisi-ve-kuran-a-arz-ferec-hudurpdf 29/606

“Yedi harf ile ilgili haberlerin çok yoğun olmasına her sınıftaki İslam bilginlerinin bu konuda fikir yürütmüşolmasına rağmen, “yedi harf”in manası üzerinde bir fikir  birliğine varılmamıştır. “Kur’an ilimleri" ile ilgili bir çok 

eserde verildiğine göre, üzerinde en çok ihtilaf edilen konu budur. Aynı kaynakların haberlerine nazaran Ebû Hatim b.Hıbbân (354/965) bu konuda 35 ihtilafın varlığına haber vermiş, hatta bunların tamamının 40 kadar olduğusöylenmiştir. Biz bunlardan --- ancak--- birkaç tanesini örnek olarak sunacağız:

1- Alimlerin çoğunluğuna göre, “Yedi harf” den maksat, arabkabilelerinden meşhur yedisinin lehçeleridir. Fakat yinede bukabilelerin hangileri olduğu hakkında ihtilaf vardır....

2- “Yedi harf" tabiri, medlûlü müşkül,manası itibariylemüteşabih bir deyimdir. Bu tabirin müşkül olmasının sebebide, “el- Ahruf" kelimesinden gelmektedir. Çünkü “Harf"kelimesi bir çok manalara delalet eden müşterek lafızdır.

Müşterek lafız olması hasebiyle de, hangi mananınkastedildiği --kat’i olarak-- anlaşılmaz.

Dr. İsmail Karaçam böylece devam ederek birkaç örnek dahaveriyor. (sayfa 22)

Şimdi dense ki, mahiyeti belli olmayan bu tür rivayetlerineden uydurdular? Nedeni; Bir şeyin hatalı söylenmesine

mazeret kabul edilmişse ve bu mazeret belli değilse, o zamanyapılacak bütün hata ve bozuk uygulamalar bu belirsizmazerete mal edilebilir. Böylece Kur’an’a bu yöndenyapılacak bütün saldırıları meşru göstermeyiamaçlamaktadırlar.

Yapılan yanlış okuyuşlara yapılacak itirazları engellemek 

içinde şu şekil de rivayet uydurmuşlardır:

29

Page 30: 50121318-Kutub-i-Sitte-nin-Ele�tirisi-ve-Kuran-a-Arz�-Ferec-Hudur.pdf

7/30/2019 50121318-Kutub-i-Sitte-nin-Ele�tirisi-ve-Kuran-a-Arz�-Ferec-Hudur.pdf

http://slidepdf.com/reader/full/50121318-kutub-i-sitte-nin-eletirisi-ve-kuran-a-arz-ferec-hudurpdf 30/606

22- Ebu Hureyre (r.a) Hz. anlatıyor: “Resûlullah (a.s.v.)şöyle buyurdular: "Kur’an hakkında münakaşa küfürdür"(K.S 1158C.5 S. 271 alıntısı, Ebû Dâvûd, Sünnet 5, (4603))

Bu gibi hadis uydurmalarıyla, Kur’an’ın ihtilaflıokunabileceğini ve bu okunuşlar elde mevcut Kur’an’auymasa dahi müdahale etmemek gerektiğini. Hatta münakaşaetmenin küfür olduğunu söylemektedirler. Kur’an kelimeleriçeşitli şekilde okunamaz, harekeli olarak nasıl inmişlerseyalnız ve yalnız o şekilde okunurlar. Ve bir okunuşlainmişlerdir. Değişik okumak kelimeyi değiştirmek demektir, bu ise Allah’tan başkası için mümkün değildir. Kur’an’dan,mealen:

- Rabının kitabından sana vahye dileni oku; O’nun sözlerinideğiştirecek kimse yoktur, O’ndan başka sığınılacak bir kimsede bulamazsın. 18/27

- Elif, lam, ra. Bu kitap; Ayetleri kesinleştirilmiş sonrada

hakim ve habir olan Allah tarafından uzun uzadıyaaçıklanmıştır. (11/1)

Daha önce metotlarının zıt rivayetler uydurmak olduğunu belirtmiştim. Bu konuda da şöyle rivayetleri vardır:

23- .......Enesten naklen........

“-Sizler Zeyd ibn Sabit ile Kur’an’dan herhangi bir şeydeihtilaf ettiğiniz zaman, Kur’an’ı Kureyş lisanı ile yazınız.Çünkü Kur’an Kureyş lisanı ile nazil olmuştur,dedi.

Onlar da işte böyle yaptılar.(Buhari. Kitabu’l Menâkıb 15 cilt7 sayfa 3309, Ötüken 1987)

Bu hadis ile Kur’an’ın bir lisan üzerine indiğini ve

yanlışlıklara ihtilaf edilebileceğini rivayet etmekle, yedi lisanüzerine indiğin ve değişik okunabileceği konusundakirivayetlerle çelişkiye düşmüşlerdir.

30

Page 31: 50121318-Kutub-i-Sitte-nin-Ele�tirisi-ve-Kuran-a-Arz�-Ferec-Hudur.pdf

7/30/2019 50121318-Kutub-i-Sitte-nin-Ele�tirisi-ve-Kuran-a-Arz�-Ferec-Hudur.pdf

http://slidepdf.com/reader/full/50121318-kutub-i-sitte-nin-eletirisi-ve-kuran-a-arz-ferec-hudurpdf 31/606

IV - VAHYİN İNİŞ SIRASIYLA İLGİLİ OLARAK UYDURDUKLARI ÇELİŞKİLİ HADİSLER 

24- Hz Âişe’den naklen ...............”(Peygambere ilk gelen

Vahiy âlak suresi 1-5 tir)"(K.S. 5563 C 15 S. 389 - b 1992,alıntıları Buhari, Bed’ü’l- Vahiy, Enbiya 21, Tefsir, Alâk Ta’bir 1; Müslim, İman 252, (160); Tirmizi, Menakıb 13,(3636))

25- Yahya İbnu Ebi Kesir anlatıyor: “Ebu Seleme İbnuAbdurrahmân a Kur’an’dan ilk inenin ne olduğunu sordum.

"Ya eyyühe’l - Müddessir (Ey örtüsüne bürünmüş): (Suresi)dir !"dedi......... (K.S. 5564 C. 15 S. 391 alıntıları, Buhari,Bed’ü’l - Halk 6, Tefsir, Müdessir, tefsir, Alak, Edeb 118;Müslim, İman 257, (161))

Yukarıdaki iki rivayet birbiriyle çelişkilidir.

V - RESÛLULLAH’IN NEYİ VASİYET ETTİĞİ

HUSUSUNDA UYDURDUKLARI ÇELİSKİLİ HADİSLER 

26- imam Malik’e ulaştığına göre, Hz. Peygamber (a.s.v)şunu söylemiştir: "Size iki şey bırakıyorum. Bunlarauyduğunuz müddetçe asla sapıtmayacaksınız: Allah’ın Kitab

ı ve Resûlün Sünneti. (Muvatta, Kader 3, (2, 899), K.S. 53 C.2 S. 328 - 1988)

27- Yezid İbnu Erkam (r.a) anlatıyor: Hz. Peygamber (a.s.v) buyurdular ki “Size uyduğunuz takdirde benden sonra aslasapmayacağınız iki şey bırakıyorum. Bunlardan biridiğerinden daha büyüktür. Bu. Allah’ın Kitabıdır. Semadanarza uzatılmış bir ip durumundadır. (Diğeri de) kendi neslim,

Ehli Beytimdir. Bu iki şey, cennette kevser havuzunun başında bana gelip (hakkınız da bilgi verinceye kadar) birbirlerinden ayrılmayacaktır. Öyleyse bunlar hakkında,ardımdan bana nasıl bir halef olacağınızı siz düşünün"(K.S.

31

Page 32: 50121318-Kutub-i-Sitte-nin-Ele�tirisi-ve-Kuran-a-Arz�-Ferec-Hudur.pdf

7/30/2019 50121318-Kutub-i-Sitte-nin-Ele�tirisi-ve-Kuran-a-Arz�-Ferec-Hudur.pdf

http://slidepdf.com/reader/full/50121318-kutub-i-sitte-nin-eletirisi-ve-kuran-a-arz-ferec-hudurpdf 32/606

54 C. 2 S. 328-329 B. 1998 alıntısı Tirmizi, Menakıb 77.(3790))

28- ..........Bize Talha İbnu Musarruf tahdis edip şöyle dedi:

 ben Abdullah İbn Ebi Evfâ (R)’ya:

- Peygamber (S) vasiyet etti mi diye sordum.

O:

- Hayır (vasiyet etmedi), dedi.

- Bunun üzerine ben:

-Öyleyse insanlar üzerine vasiyet etmek nasıl farz yazıldı,yahut insanlar nasıl vasiyet etmekle emr olundular? Dedim.

-Abdullah İbn ebi Evfâ:

-Resûlullah, Allah’ın kitabı na tutunmak ve onunla ameletmeyi vasiyet etti, dedi. (Buhari, Kitabu’l -Vesâyâ 3 cilt 6sayfa 2583, Ötüken 1987)

29-......... Resûlullah’a atfen Veda Hüdbesinde: “Mü’minler!Size bir emanet bırakıyorum ki ona sıkı sarıldıkça yolunuzuhiç şaşırmayacaksınız. O emanet Allah’ın kitabıKur’an’dır."(Buhari. Kitabu’l - Hac cilt 4 sayfa 1648, Ötüken1987)

Görüldüğü gibi, örneklerdeki 26 ve 27. rivayetler kendiaralarında çelişkili oldukları gibi, 28 ve 29. Rivayetlerle deçelişkilidirler. Biz ancak Kur’an’dan sorumluyuz, onun için28 ve 29. rivayetler gerçeğe uygundur.

Sünnet diye uydurdukları rivayetler bir birleriyle çelişkiliolduğundan, doğru yolu onlarla bulmak mümkün değildir.Ayrıca Kur’an yeterli olup öyle bir şeye ihtiyaç da yoktur.Ehlibeyt ise, onlarda bizim gibi ancak Kur’an’a uymakladoğru yolu bulabilirler, kaldı ki bin seneden fazla bir 

32

Page 33: 50121318-Kutub-i-Sitte-nin-Ele�tirisi-ve-Kuran-a-Arz�-Ferec-Hudur.pdf

7/30/2019 50121318-Kutub-i-Sitte-nin-Ele�tirisi-ve-Kuran-a-Arz�-Ferec-Hudur.pdf

http://slidepdf.com/reader/full/50121318-kutub-i-sitte-nin-eletirisi-ve-kuran-a-arz-ferec-hudurpdf 33/606

zamandır, ehlibeytten bir kimseyi müşahhas olarak dünyadakimse görmediği gibi, onları gören kimseyi de görenolmamıştır. Onun için Kur’an’la birlikte ehlibeyt rehberliğidiye bir şey olmadığı gibi, böyle bir şeye ihtiyaçta yoktur.

Aksine iddialar gerçeklere uymayan hususlardır.

VI- KUR’AN’IN ÜCRETLE OKUNUP-OKUNAMIYACAĞI KONUSUNDA VE RÜKYE İLEİLGİLİ UYDURDUKLARI RİVAYET ÖRNEKLERİ

30- İmrân İbnu Husyen (r.a.)’ın anlattığına göre, İmrân,Kur’an okuyan, arkasından da buna mukabil halktan dünyalık 

talebeden birisine rastlamıştı, ‘ İnnâ lillahi ve innâ ileyhirâci’un, deyip arkasından şu açıklamayı yaptı: “Hz.Peygamber (a.s.v.)’in şöyle söylediğini işittim: “Kim Kur’anokursa (isteyeceğini) Allah’tan istesin. Zira bir takım insanlar zuhur edecek, onlar Kur’an okuyup, okudukları mukabilindehalktan (dünyalık) isteyecekler. (K.S. 434 C.3 S.243 B.1988,alıntısı Tirmizi, Sevâbu’l-Kur’an 20,2918)

31- Ubade İbnu’s-Sâmit r.a. Anlatıyor: “Ben ehl-i Suffa’dan bir kısım insanlara yazı ve Kur’an öğretmiştim. Onlardan bir adam bana bir yay hediye etti. Ben de: “(Bu yay) benim için(büyük) bir mal değil, onunla Allah yolunda atış yaparım,gidip Resûlullah aleyhissalâtu vesselâm’a soracağım" dedim.Gidip sordum:

“Ey Allah’ın Resûlü! dedim. Kendilerine yazı ve Kur’anöğrettiğim kimselerden biri bana bir yay hediye etti. Bu benim için bir mal da değil. Ben onunla Allah yolunda atışyaparım! dedim. a.s.v. bana: “Eğer ateşten bir takı takınmayıseversen kabul et! diye cevap verdi."(K.S. 5787 C.16 s.249B.1993 alıntısı, Ebu Dâvud, Büyû’ 37, (3417))

30 ve 31. Rivayetlerde, Kur’an okumaktan, Kur’an ve Yazıöğretmekten ücret alınmasının kesin olarak haram olduğunurivayet ettiler. Buna rağmen şu şekilde bir başka rivayette bulundular:

33

Page 34: 50121318-Kutub-i-Sitte-nin-Ele�tirisi-ve-Kuran-a-Arz�-Ferec-Hudur.pdf

7/30/2019 50121318-Kutub-i-Sitte-nin-Ele�tirisi-ve-Kuran-a-Arz�-Ferec-Hudur.pdf

http://slidepdf.com/reader/full/50121318-kutub-i-sitte-nin-eletirisi-ve-kuran-a-arz-ferec-hudurpdf 34/606

32- İbnu Abbâs r.a. Anlatıyor: “Resûlullah a.s.v. Buyurdular ki: “Üzerine ücret almada en haklı olduğunuz şeyKitabullah’tır." (K.S. 5171 C.14 S. 506-507 B.1992, alıntısıBuhâri, İcâre 16, Tıbb 34.)

Bu rivayette, üzerine ücret almada en meşru olan şeyinKur’an olduğunu tahdis etmeleri açık bir çelişkidir.

33. Resûlullah’a atfen: Câbir şöyle demiş “Benim bir dayımvardı. Akrebe karşı rukye yapardı. Derken Resûlullah rukyeyiyasak etti, Müteakiben ona gelerek:

- Ya Resûlullah! Gerçekten sen rukyeyi yasak ettin mi? Benakrebe karşı rukye yapıyorum dedi. Bunun üzerine: “Sizdenher kim din kardeşine fayda verebilirse bunuyapsın!"buyurdular. (Sahih’i Müslim, Terc. AhmetDavudoğlu, sönmez Neşriyat A.Ş. Cilt 9 62/624)

<33.> Rivayet kendi içeriğinde çelişkilidir, mademki rukyeyapmanın bir mahzuru yok idiyse bunu peygamber nedenyasakladı? Rukye, bir hastanın iyileşmesi için, onun üzerineokuyup üflemeye, muska ve efsûn yapmaya veya hastanınüzerine tükürmeye denir. Rukye yapanlar Kur’an ayetleriokudukları gibi, başka sözlerde söylerler. Örneğin:

34..... Hârice b. Es-Salt, amcasından rivayet ettiğine göre: O(Hâricenin amcası) bir kavme uğradı. Kavimdekiler onun

yanına gelip;

Şüphesiz sen ozat (Hz. Peygamber)’ın yanından bir şeygetirmişsindir, bizim için şu adama rukye yap, dediler vekendisine iplerle bağlı bir adam getirdiler.

Hâricenin amcası sabahlı akşamlı üç gün adama Fâtihasûresini okudu. Sûreyi her bitirişinde tükürüğünü biriktiriyor 

sonrada tükürüyordu. Adam sanki kösteğinden kurtulmuş gibioldu, (iyileşti) (Delinin arkadaşları) rukye yapan zata (ücret

34

Page 35: 50121318-Kutub-i-Sitte-nin-Ele�tirisi-ve-Kuran-a-Arz�-Ferec-Hudur.pdf

7/30/2019 50121318-Kutub-i-Sitte-nin-Ele�tirisi-ve-Kuran-a-Arz�-Ferec-Hudur.pdf

http://slidepdf.com/reader/full/50121318-kutub-i-sitte-nin-eletirisi-ve-kuran-a-arz-ferec-hudurpdf 35/606

olarak) bir şey verdiler. Adam, Resûlullah (s.a.)’a gelipdurumu haber verdi.

Efendimiz (s.a.)

“Ye, ömrüne yemin ederim ki, kimileri bâtıl bir rukye ileyerler, sen ise hak bir rukye ile yersin."buyurdu. (Ebu Davud,cilt 12 s.496 rivayet 3420 Şamil Yayınevi 1991; Ahmet b.Hanbel V. 221)

Kur’an, içindeki bilgilerden istifade etmek suretiyle, doğruyolu gösteren, nasihat eden, uyaran, İslam dini için gerekli

 bütün bilgileri ihtiva eden bir kitaptır. O ne ölülerin üzerineokunmak için, ne de okunup üflendiğinde hastaları iyileştiren bir kitab değildir.

Hele Kur’an’ın okunup, ondan sonra şifa verir diye hastayatükürülmesi rivayeti Kur’an’a saygısızlık kastıylauydurulmuştur.

Kur’an’ın bir rukye kitabı olmadığı hususunda, Kur’an’danörnek verecek olursam, mealen:

- Eğer kendisiyle dağların yürütüldüğü, yâhut arzın parçalandığı, yâhut ölülerin konuşturulduğu bir Kur’anolsaydı (bu Kitab olurdu) Fakat bütün işler Allah’a aittir.İman edenler hâla bilmediler mi ki, Allah dileseydi bütün

insanları hidâyete erdirirdi? Allah’ın va’di gelinceye kadar devamlı olarak inkar edenlere, yaptıklarından dolayı, yaansızın büyük bir belâ gelecek, ya da o belâ evlerininyakınına inecek, Allah, vadinden aslâ dönmez. 13/31

Görüldüğü gibi Kur’an okunduğunda ne dağlar yürür, ne yer  parçalanır, ne de ölüler konuşur. Onun için Kur’an’dan bir rukye kitabı olarak bahsetmek, Kur’an’ın iniş nedenini esas

amacından saptırmaya yönelik kasıtlı bir harekettir.

VII- CİN’LERİN KUR’AN DİNLEMELERİYLE İLGİLİOLARAK UYDURDUKLARI HADİS ÖRNEKLERİ:

35

Page 36: 50121318-Kutub-i-Sitte-nin-Ele�tirisi-ve-Kuran-a-Arz�-Ferec-Hudur.pdf

7/30/2019 50121318-Kutub-i-Sitte-nin-Ele�tirisi-ve-Kuran-a-Arz�-Ferec-Hudur.pdf

http://slidepdf.com/reader/full/50121318-kutub-i-sitte-nin-eletirisi-ve-kuran-a-arz-ferec-hudurpdf 36/606

35- Alkame anlatıyor: “İbni Mes’ud (r.a.)’a dedim ki

-Sizden kimse, cin gecesinde Hz. Peygamber (a.s.v.)’erefâkat etti mi?"

“-Hayır, dedi, bizden kimse ona refakat etmedi. Ancak bir gece Onunla (a.s.v.) beraberdik. Bir ara onu kaybettik.Kendisini vadilerde ve dağ yollarında aradık. Bulamayınca:“Yoksa uçurulmuş veya kaçırılmış olmasın?"dedik. Böylece,geçirilmesi mümkün en kötü bir gece geçirdik. Sabah olunca, bir de baktık ki Hira tarafından geliyor.”

“-Ey Allah’ın Resulü, biz seni kaybettik, çok aradık ve bulamadık. Bu sebeple geçirilmesi mümkün en fena gecegeçirdik" dedik.

- “Bana cinlerin davetçisi geldi. Beraber gittik. OnlaraKur’an’ı Kerimi okudum" buyurdular. Sonra bizi götürerek cinlerin izlerini, ateşlerinin kalıntılarını gösterdi.......... (K.S.786 C.4 S.243 B.1988. Alıntıları, Müslim, salat 150(450);Tirmizi, Tefsir, Ahkâf,(3254); Ebu Dâvud, Tahâret 42,(85))

36- Ma’n İbnu Abdurrahmân anlatıyor: “Babam merhumudinledim. Diyordu ki:

“Mesruk’a sordum: “Kur’an’ı dinledikleri gece, cinler(ngeldiğini) Resûlullah a.s.v.’a kim haber verdi?"Bana şu

cevabı verdi: “Babam, yani İbnu Mes’ud bana bildirdi ki:“Onların yani cinlerin geldiğini bir ağaç haber verdi."(K.S.5589 C.15 S.441 B. 1992, Alıntıları Buhâri, Menâkıbu’l-Ensâr 32; Müslim, Sâlat 153,(450))

Cinlerin Kur’an dinlemeleriyle ilgili olarak uydurmuşoldukları yukarıdaki sözlerin yanında, bu sözleri sanki hiçsöylememişçesine şöyle demeleri gerçekten ibret vericidir:

37- İbnu Abbas (r.a.) şöyle demiştir: “Hz. Peygamber (a.s.v.)Cinlere Kur’an okumadığı gibi, onları görmedi de..........)(K.S. 846 C.4 S.343 B.1988. Alıntıları, Buhari, Tefsir, Cinn

36

Page 37: 50121318-Kutub-i-Sitte-nin-Ele�tirisi-ve-Kuran-a-Arz�-Ferec-Hudur.pdf

7/30/2019 50121318-Kutub-i-Sitte-nin-Ele�tirisi-ve-Kuran-a-Arz�-Ferec-Hudur.pdf

http://slidepdf.com/reader/full/50121318-kutub-i-sitte-nin-eletirisi-ve-kuran-a-arz-ferec-hudurpdf 37/606

1, Ezan 105; Müslim, Salat 149,(449); Tirmizi, Tefsir, Cinn,(3320))

<37.> Rivayetin devamın da uzunca anlatım ve ifadelerin

içinde, Cinlerin Peygamberin haberi olmadan peygamberdenKur’an dinlemiş olduklarını söylemeleri Kur’an’a uygunolmasına rağmen, insanların kafalarını karıştırmametotlarının gereği olarak uydurmuş oldukları 35 ve 36.Rivayetlerdeki ifadelerle 37. Rivayetteki ifadelerin ayrılık veçelişkisi dikkat çekici olup, onların zihniyetiniyansıtmaktadır.

Cinlerin Kur’an dinlemesiyle ilgili olarak, Kur’an’danmealen:

- De ki! Bana vah yolundu ki, Cinlerden bir topluluk Kur’andinlediler de şöyle dediler: “Biz hârikulâde güzel bir Kur’andinledik. 72/1

Yukarıda meali yazılı ifadeler, Cin sûresinde geçmekte olup, buna göre Cinlerin Kur’an dinlediğiyle ilgili olarak, peygamberin ancak vahiyle haberi olmuştur. Bundan dolayırivayetçilerin uydurmuş oldukları, peygamber kayboldu veona ağaç bildirdi gibi sözler, saygısızca uydurulmuş alayvari boş sözlerdir.

VIII- KUR’AN’I ANLAMA ANLAYIŞLARI VE

KUR’AN’IN NASIL OKUNMASI GEREKTİĞİKONUSUNDAKİ RİVAYET ÖRNEKLERİ

38-............ Ebû Hureyre şöyle diyordu: Resûlullah (S):“Allah, Peygambere Kur’an’ı teganni etmesi karşılığı kadar hiçbir şey için mükâfat vermemiştir" buyurdu.

Râvi Ebû Seleme’nin bir arkadaşı ona “Yeteğenne bihi"

sözüyle “Yecheru bihi (= Demek istiyor)"dedi (; aslında:İstima’ etmemiştir" fakat bundan mûrad bol mükâfattır).

37

Page 38: 50121318-Kutub-i-Sitte-nin-Ele�tirisi-ve-Kuran-a-Arz�-Ferec-Hudur.pdf

7/30/2019 50121318-Kutub-i-Sitte-nin-Ele�tirisi-ve-Kuran-a-Arz�-Ferec-Hudur.pdf

http://slidepdf.com/reader/full/50121318-kutub-i-sitte-nin-eletirisi-ve-kuran-a-arz-ferec-hudurpdf 38/606

(Buhari, Kitabu Fadaili-Kur’an, Hadis 43 S. 5116 C.11Ötüken 1988).

Teganni etmek şarkı makamıyla söylemek demektir, yani

Kur’an’ın şarkı sözü gibi söylenmesi gerektiğini rivayetetmişlerdir. Bu ise Kur’an’ın okunuşuyla ilgili olarak,Kur’an’da bildirilen şekle uymamaktadır.

Bu konuda Kur’an’dan mealen:

- Ey örtüsüne bürünen. 73/1

- Geceleyin kalk, yalnız gecenin birazında (uyu). 73/2

- Gecenin yarısın da (kalk) yâhut bundan biraz eksilt. 73/3

- Veyâ bunu artır ve ağır ağır Kur’an oku. 73/4

Görüldüğü gibi, Kur’an’ın ağır ağır yani güzel, tane tane veaçık okunması istenmiştir. Zira “Tartil" kelimesi bu manaya

gelmektedir. Bu itibarla, Kur’an teganni edilemez! O şarkısözü değildir. Rivayet uydurma olup, Kur’an’auymamaktadır.

39- Ammâr İbnu Yâsir (r.a.) anlatıyor: Resûlullah (a.s.v.) buyurdular ki: (Kur’an’ı Kerimde zikri geçen) sofra göktenekmek ve et olarak indirildi. Bu mucizeye mahzar olanlara,ihânet etmemeleri ve ertesi gün için, o yiyeceklerden

ayırmamaları emredildi. Ancak onlar bunu dinlemediler, hemihânet ettiler hem de yemeklerden ayırıp ertesi gün içinsakladılar. Bunun üzerine ceza olarak maymun ve hınzır sûretine çevrildiler”. (K.S. 597 C.3 S.465 B.1988. Alıntısı,Tirmizi, Tefsir, Maide, (3063)).

Bu rivayet Kur’an’a uymadığı gibi. İsa Peygamberin

‘Havarilerine hakaret kastıyla uydurulmuştur. Havarininkelime manası: Seçilmiş halis kimse olup, Peygamberleretaraftar çıkıp yardım edenler hakkında kullanışı ile şüyu’ bulmuştur.

38

Page 39: 50121318-Kutub-i-Sitte-nin-Ele�tirisi-ve-Kuran-a-Arz�-Ferec-Hudur.pdf

7/30/2019 50121318-Kutub-i-Sitte-nin-Ele�tirisi-ve-Kuran-a-Arz�-Ferec-Hudur.pdf

http://slidepdf.com/reader/full/50121318-kutub-i-sitte-nin-eletirisi-ve-kuran-a-arz-ferec-hudurpdf 39/606

İsa Peygamberin havarileri ve onlara inen sofrayla ilgiliolarak, Kur’an’dan mealen:

- Ve Ben, Havarilere: “Bana ve elçime iman edin" diye vah

yetmiştim. Onlar: “Biz iman ettik, Sen şahit ol ki, bizMüslümanlardanız!" dediler. 5/111

- Havariler demişlerdi ki: “Ey Meryem oğlu İsa, Rabbin bizegökten bir sofra indirebilir mi?"(İsa): “Eğer mü’min isenizAllah’tan korkun" demişti. 5/112

- “İstiyoruz ki, ondan yiyelim, kalbimiz iyice yatışsın, senin

 bize doğru söylediğini bilelim ve bizzat görenlerdenolalım."dediler. 5/113

- Meryem oğlu İsa da: “Allah’ım, Rabb imiz, bizim üzerimizegökten bir sofra indir ki bizim için, önce ve sonragelenlerimiz için (o gün) bir bayram olsun ve (o olay), senden bir delil olsun. Bizi rızıklandır, sen rızık verenlerin enhayırlısısın."dedi. 5/114

- Allah buyurdu ki: “Ben onu sizin üzerinize indireceğim,ama ondan sonra sizden kim küfür ederse, ben onaalemlerden hiç kimseye yapmayacağım azabı yaparım."5/115

Görüldüğü gibi, İsa peygamberin Havarileri Allah’ın vah

yetmesiyle iman etmiş kimseler olup, İsa peygamberinyardımcılarıydılar. Onların sofradan yemek çalmış olmalarısöz konusu olmadığı gibi, maymuna ve hınzıra çevrilmişolduklarının rivayet edilmesi bir iftiradır.

40- Ebu Hureyre (r.a) anlatıyor:...............Resûlullah (a.s.v) buyurdular ki: Hz. Adem’in yaşı kırk yıl eksik olarak kesinleşince hemen ölüm meleği geldi. Adem (a.s) ona:

“-Yani benim ömrümden kırk yıl geride kalmadı mı?"dedi.Melek:

39

Page 40: 50121318-Kutub-i-Sitte-nin-Ele�tirisi-ve-Kuran-a-Arz�-Ferec-Hudur.pdf

7/30/2019 50121318-Kutub-i-Sitte-nin-Ele�tirisi-ve-Kuran-a-Arz�-Ferec-Hudur.pdf

http://slidepdf.com/reader/full/50121318-kutub-i-sitte-nin-eletirisi-ve-kuran-a-arz-ferec-hudurpdf 40/606

“-İyi ama, dedi, sen onu oğlun Davud’a vermedin mi?"Ademinkar etti zürriyeti de inkar etti.........(K.S. 614 C.3 S. 488 B.1998 alıntısı, Tirmizi, Tefsir, A’raf, (3078) 9.)

Tahdis edilen rivayette, Adem peygamberin ömür süresindenhibe yaptığı ve dolayısıyla ömür süresini bildiği iddiaedilmiştir. Bu iddia Kur’an’a uymamaktadır.

Bu hususta Kur’an’dan mealen:

-Eğer Allah, insanları yaptıkları (her) haksızlıktacezalandırsaydı, yeryüzünde tek canlı bırakmazdı. Fakat

onları takdir edilen bir süreye kadar erteler. Süreleri geldiğizaman da bir saat dahi ne geri kalırlar, ne de ileri geçerler.16/61

- Kıyamet vakti hakkındaki bilgi, ancak Allah’ın katındadır.Yağmuru yağdırır ve rahimlerde olanı bilir. Hiç kimse yarınne kazanacağını bilmez. Yine hiç kimse nerede öleceğini bilmez. Şüphesiz Allah her şeyi bilendir, her şeydenhaberdardır. 31/34

Görüldüğü gibi rivayet edilen hadisin aslı yoktur. Zira eceltakdir edilmiş kesin bir süredir, herkesin eceli kendisine aittir.Sürüleri geldiği zamanda bir saat dahi ne geri kalırlar ne deileri geçerler. Hiç kimsede nerede öleceğini bilmez.

41- Yine İbn’u Âbbâs (r.a)’nın anlattığına göre, kendisineCenâbı Hâkkın şu mealdeki kelamından sorulmuştur: "Bilinki onlar, Kur’an okunurken gizlenmek için iki büklümolurlar. Bilin ki elbiselerine büründüklerinde bile Allahonların gizlediklerini ve açığa vurduklarını bilir. Çünkü Okalplerdeki olanı bilendir." (Hud 5)

İbnu Abbas (r.a) şu açıklamayı yapmıştır: "Bunlar helada

soyununca avret mahallerinin açılıp, o manzaralarının semayaulaşmasından, keza hanımlarıyla cinsi mukarenet sırasındasoyununca çıplak hallerinin semaya ulaşmasından korkup

40

Page 41: 50121318-Kutub-i-Sitte-nin-Ele�tirisi-ve-Kuran-a-Arz�-Ferec-Hudur.pdf

7/30/2019 50121318-Kutub-i-Sitte-nin-Ele�tirisi-ve-Kuran-a-Arz�-Ferec-Hudur.pdf

http://slidepdf.com/reader/full/50121318-kutub-i-sitte-nin-eletirisi-ve-kuran-a-arz-ferec-hudurpdf 41/606

haya duyan (Bu yüzden kendilerine sıkıntı veren) kimseler hakkında nazil olmuştur. (K.S. 660 C. 4 S. 29-30 B. 1988alıntısı Buhari, Tefsir Hud 1.)

Hud Suresi 5. Ayetinde, Kur’an’dan kaçmak için peygamberden gizlenip saklanan kimseler tenkit edilmiştir.Allah kendisinden hiç bir şeyin gizlenemeyeceğini belirterek  bu şahısları tenkit etmiştir. Rivayette ise bu şahıslar,Allah’tan haya duyan şahıslar olarak tarif edilmiş vekendilerince övmüşlerdir. Bu anlayışlarının Kur’an’la ilgisiolmadığı gibi, Allah’a karşı İslam da bu şekilde bir tesettür anlayışı olmayıp, Allah tan hiç bir şeyin gizlenemeyeceği deaçıktır. Haya anlayışları buysa o zaman bilsinler ki, Allah’tanhiçbir şey gizlenemez.

Hud suresinin bu iddialarıyla hiçbir ilgisi yoktur. Bu konudaKur’an’dan mealen:

- İyi bilin ki, onlar O’ndan gizlenmek için göğüslerini büker 

(Allah’ın Resulünü görmemek, Kur’an’ı dinlememek içinsırtlarını çevirir)ler. İyi bilin ki onlar, örtülerine büründüklerizaman dahi (Allah onların) içlerinde gizlediklerini ve açığavurduklarını hep bilir. Çünkü O göğüslerin özünü bilendir.11/5

Ayet İslam’dan kaçanlar hakkında inmişken, ayetle hiç ilgisiolmayan uydurma bir nüzul sebebi rivayet edilmiş olduğu

açıktır.

42- İbnu Abbas (r.a) anlatıyor: “Resûlullah (a.s.v)’ınarkasında çok güzel bir kadın namaz kılıyordu. Cemaatten bazıları onu görmemek için ön safa kaçıyor, bazıları da enarka safa geliyor, rükuya vardığı zaman koltuğunun altındanona bakıyordu. Bu durum üzerinde Cenabı Hakk şu ayeti

indirdi: “And olsun, sizden öne geçenleri de biz biliriz, gerikalanları da biz biliriz" (Hicr,24), (K.S. 671 C.4 S.39 B. 1988alıntısı, Nesâi, İmamet (2,118);Tirmizi, Tefsir, Hicr, (3122))

41

Page 42: 50121318-Kutub-i-Sitte-nin-Ele�tirisi-ve-Kuran-a-Arz�-Ferec-Hudur.pdf

7/30/2019 50121318-Kutub-i-Sitte-nin-Ele�tirisi-ve-Kuran-a-Arz�-Ferec-Hudur.pdf

http://slidepdf.com/reader/full/50121318-kutub-i-sitte-nin-eletirisi-ve-kuran-a-arz-ferec-hudurpdf 42/606

Sahabedeler hakkında saygısızca uydurulmuş bu nüzûl sebebirivayeti uydurmasının, Hicr Suresiyle hiçbir ilgisi yoktur.Hicr 23-24-25 ayetlerini mealen yazarsak iftira ettikleriortaya çıkar. Şöyle ki:

-Biziz, elbette biz ki, yaşatır ve öldürürüz: Gerçek vârisolanda biziz. 15/23

-And olsun, sizden önce geçenleri de bildik, sonra gelenleride bildik. 15/24

-Gerçekten onları toplayacak olan, Rabbindir. O, hikmet

sahibidir, bilendir. 15/25

Allah bu ayetlerle, yaşatıp öldürdüğünü, gerçek olarak mülkün kendisine ait olduğunu, ölüp gidenleri bildiği gibigelecek olanları; sonraya tehir edilmiş olanları bildiğini. Ölüpgidenlerle gelecek olanları bir araya toplayacağını bildirmiştir. Bu itibarla bu ayetlerin onların sapık nüzûlsebebi uydurmalarıyla bir ilgisi yoktur.

43- Hz. Enes (r.a), “Rabbine and olsun ki hepsiniyaptıklarından sorumlu tutacağız" (Hicr 92-93) ayetiyle ilgiliolarak: “Onlar ‘ La ilahe İllâllah’ demekten sorumluolacaklar" demiştir." (K.S. 675 C.4 S. 43 B. 1998 alıntıları,Tirmizi, Tefsir, Hicr, (3126); Buhari hadisi bab başlığı olarak kaydetmişti.))

Bu ayetler, Kur’an’ın bir kısmını kabul edip, bir kısmını rededen kimseler hakkında inmişlerdir, şöyle ki Hicr 89-90-91-92-93-94 ayetlerinin meallerini yazarsak durum açıkçaanlaşılır. Şöyle ki

-De ki: Şüphesiz ben apaçık bir uyarıcıyım. 15/89

-Tıpkı o bölücülere indirdiğimiz (azâb) gibi, 15/90

-Onlar ki Kur’an’ı parça parça ettiler. 15/91

42

Page 43: 50121318-Kutub-i-Sitte-nin-Ele�tirisi-ve-Kuran-a-Arz�-Ferec-Hudur.pdf

7/30/2019 50121318-Kutub-i-Sitte-nin-Ele�tirisi-ve-Kuran-a-Arz�-Ferec-Hudur.pdf

http://slidepdf.com/reader/full/50121318-kutub-i-sitte-nin-eletirisi-ve-kuran-a-arz-ferec-hudurpdf 43/606

-Rabb’ın hakkı için biz onların hepsine mutlaka soracağız:15/92

-Yaptıkları şeylerden. 15/93

-O halde sen emr olunduğun şeyi açıkça söyle ve ortak koşanlara aldırma. 15/94

Görüldüğü gibi ayetler müşrikler hakkında indirilmişken,Müslümanlar hakkında indiği rivayet edilmiş olup, rivayetasılsız bir iftiradır.

44-Ebu Sa’id el Hudri’den, Resûlullah’a atfen:“(sağcılar) ........... ve kadri yükseltilmişdöşeklerdedirler"(Vâkıa,24) mealindeki ayet hakkında,Resûlullah’ın şunu söylediğini nakleder: ”bunların yüksekliğisema ile arz arasındaki mesâfe kadardır. İkisi arasındakiuzaklık ise beş yüz yıllık yürüme mesafesidir."(K.S. 809 C.4S.287 B. 1988 alıntısı, Tirmizi, 2543)

Sema ile arz mesafesinin beş yüz yıllık yürüme mesafesiolduğunu ve cennet döşeklerinin yüksekliğine denk olduğunurivayet etmelerinin hiçbir tutarlı tarafı yoktur, değil beş yüzsenelik yürüyüşle semayı kat etmek, kişi günde yüz kmyürüse 3500 yılda güneşe dahi varamaz. Cennet döşekleriylealay etmek için bu rivayeti uyduran bilse ki sema ne kadar yüksektir. Cennet döşeklerinin beş yüz yıllık yol

yüksekliğinde olduğu iddiası da keyfi bir iddiadır.

45 - Hz. Âişe (r.a) diyor ki: “Resûlullah (a.s.v) ölmezdenönce bütün kadınlarla nikah kendisine helal kılındı."(K.S. 751S.198 C.4 B 1998 alıntısı Tirmizi, Tefsir, Ahzab, (3214); Nesai, nikah 2(6.56) 9.)

Bu rivayet, Ahzab sûresinin 52. Ayetine uymamaktadır. şöyle

ki mealen:

-Bundan sonra artık sana (başka) kadınlar(la evlenmek), bunları başka eşlerle değiştirmek helal değildir. İsterse

43

Page 44: 50121318-Kutub-i-Sitte-nin-Ele�tirisi-ve-Kuran-a-Arz�-Ferec-Hudur.pdf

7/30/2019 50121318-Kutub-i-Sitte-nin-Ele�tirisi-ve-Kuran-a-Arz�-Ferec-Hudur.pdf

http://slidepdf.com/reader/full/50121318-kutub-i-sitte-nin-eletirisi-ve-kuran-a-arz-ferec-hudurpdf 44/606

güzellikleri çok hoşuna gitsin, (artık başka kadınlar alamazsın); yalnız elinin altında bulunan (câriye)ler hariç,Allah her şeyi gözetleyicidir. 33/52

Bu itibarla rivayetin aslı yoktur.

46- Esma bin tu Yezid (r.a) anlatıyor: "Resulullah (a.s.v) buyurdular ki: “Allah’ın İsmi Azam ı şu iki ayettedir:

1- “İlahınız, tek olan İlahtır, O’ndan başka ilah yoktur. ORahman ve Rahimdir"(bakara 163)

2-Al-i İmran sûresinin baş kısmı: Elif lam mim. O Allah ki,O’ndan başka ilah yoktur. O Hayy ve kay yumdûr"(Âl iİmrân 1-3). (K.S. 1793 C.6 S. 556 b. 1989 alıntısı, EbûDâvud, Salât 358 (1496) Tirmizi Da’avât 65, (3472))

Yaygın bir şekilde, bir çok kimse tarafından şu iddiada bulunulmuştur. Allah’ın isimleri arasında bir tanesi vardır ki, bu O’nun en büyük ismidir. Kim Allah’ın bu ismini

söyleyerek, Allah tan bir şey isterse muhakkak o dua kabulolur, velev ki taşın altın olmasını istesin, veya ölülerikaldırmak istesin derhal yerine gelir. Ve bu ismin hangisiolduğu hususunda bir çok rivayetler uydurulmuş veiddialarda bulunulmuştur. Bu iddiaların hepsi Allah’a bir iftiradır. Zira Allah’ın bütün isimleri yüce ve güzeldir. Allahduaları kabul ederken şahsın durumuna bakar, dua eden şahıs,

duasının kabul edilmesine layıksa Allah duasını kabul eder.Yoksa iyi işler yapmayan veya kafir olan bir şahıs, Allah’ın bütün isimlerini duasında tekrarlasa dahi, Allah onun duasınıkabul etmez. Bu konuda Kur’an’dan örnek verecek olursam,mealen:

-O dur ki kullarından tövbeyi kabul eder, kötülüklerinden

geçer ve yaptıklarınızı bilir. 42/25

44

Page 45: 50121318-Kutub-i-Sitte-nin-Ele�tirisi-ve-Kuran-a-Arz�-Ferec-Hudur.pdf

7/30/2019 50121318-Kutub-i-Sitte-nin-Ele�tirisi-ve-Kuran-a-Arz�-Ferec-Hudur.pdf

http://slidepdf.com/reader/full/50121318-kutub-i-sitte-nin-eletirisi-ve-kuran-a-arz-ferec-hudurpdf 45/606

-İman eden ve iyi işler yapanların duâsını kabul eder, lütuf vekereminden onlara (istediklerinden) fazlasını verir. Kafirleregelince: onlara da çetin bir azab vardır. 42/26

-De ki: “İster Allah diye çağırın, ister Rahman diye çağırın.Hangisiyle çağırırsanız, nihâyet en güzel isimler O’nun dur.Salatında pek bağırma, pekte (sesini) gizleme, bu ikisininarasında bir yol tut. 17/110

- En güzel isimler Allah’ındır. O halde O’na onlarla (o güzelisimlerle) dua edin ve Onun isimleri hakkında eğriliğesapanları bırakın; Onlar yaptıklarının cezasını çekeceklerdir.

7/180

Görüldüğü gibi, ismi âzam konusunda tahdis edilen rivayetuydurma olup, Kur’an’a uymamaktadır. Sadece bu tür rivayetlerle insanları asırlarca boş hayaller peşindesürüklemiş ve gerçeklerden kopmalarına sebep olmuşlardır.Bu iddialarda bulunan kimseler, Allah’ın İsimleri hakkında

eğriliğe sapan kimselerdirler.

47- ..........Abdullah ibn Mesûd (r) şöyle demiştir: Peygamber (S) Mekke de iken Ve’n -Necmi Sûresini okudu da bununsonunda secde yaptı. Onunla beraber olanlarda, bir ihtiyar müstesna (mü’min ve müşrik) hep secdeye vardılar. O ihtiyar kimsede bir avuç çakıl veya toprak alıp alnına götürdü ve: bukadarı bana yeter, dedi. İşte o kimse ki, ben onu bundan sonra

(Bedirde) kafir olarak öldürülmüş olarak gördüm.(Buhari,Ebvâbu Sucûdil- Kur’an 1. Cilt 3 sayfa 1044 Ötüken 1987)

48- .........Ata, İbnû Kuseyt’a şöyle haber vermiştir: KendisiZeyd ibn Sâbit e, Ve’n Necmi sûresinin sonunda ki Sucûddansormuş. Zeyd te Peygamberin huzûrunda Ven -Necmisûresini okuduğunu ve Peygamberin bu sûrede secde

etmediğini söylemiştir. (Buhari, Ebvâbu sucûdil -Kur’an6.cilt 3.sayfa 1044 Ötüken 1987)

45

Page 46: 50121318-Kutub-i-Sitte-nin-Ele�tirisi-ve-Kuran-a-Arz�-Ferec-Hudur.pdf

7/30/2019 50121318-Kutub-i-Sitte-nin-Ele�tirisi-ve-Kuran-a-Arz�-Ferec-Hudur.pdf

http://slidepdf.com/reader/full/50121318-kutub-i-sitte-nin-eletirisi-ve-kuran-a-arz-ferec-hudurpdf 46/606

Yukarıdaki iki rivayet birbirine aykırı olup, birbirini iptaletmektedirler.

Müşriklerin Ve’n Necmi sûresi, peygamber tarafından

okunurken, secde ettikleri konusunda uydurulmuş olan 47 nolu örnekteki rivayetle, benzeri rivayetler etrafında Ğaranik hadisesi adı altında daha bir çok sözler söylenmiş veuydurulan rivayetlerle ilgili olarak bir çok meşhur kimseler  bu konuda fikir beyan etmişlerdir. Günümüzde de bu husus“Şeytan ayetleri" adı altında konu edilmiştir. Bu iddialarıortaya koyup cevaplandıracak olursak, şöyle ki:

Kur’an tutarsız manalara gelmeyen, apaçık Arapça bir dille,hiçbir Batıni veya çelişik ifade ihtiva etmeyen, kelimelerinindeğiştirilmesi Allah’tan başkası için mümkün olmayan bir korunmayla korunmuş olup, peygamberde ancak bu Vahyitebliğ ediyordu. Zira ona şöyle vahye dilmişti, Kur’an’danmealen:

- Rabının kitabından sana vahye dileni oku; O’nun sözlerinideğiştirecek kimse yoktur, O’ndan başka sığınılacak bir kimsede bulamazsın. 18/27

Görüldüğü gibi, O na Rabbının kitabından sana vahye dilenioku diye emredilmişti ve okunması istenende asladeğiştirilemezdi. Bizzat, peygamberin kendiside vahyi aynen bildirme hususunda, Allah tarafından sağlamlaştırılmıştı. Zira

müşrikler gelen vahyin dışında çeşitli tuzaklar kuruyorlardı.Onlara uymaması için Peygamber bu konuda sebatkar bir kimse olarak sağlamlaştırılmış ve gelen vahye her ne suretleolursa olsun kendi sözünü vahiy diye bildirmesi Allahtarafından engellenmişti, şöyle ki: Kur’an’dan mealen;

-Az daha onlar, seni, sana vah yettiğimizden ayırarak, ondan

 başkasını bize iftira etmen için fitneye düşüreceklerdi. İşte ozaman seni dost edinirlerdi. 17/73

46

Page 47: 50121318-Kutub-i-Sitte-nin-Ele�tirisi-ve-Kuran-a-Arz�-Ferec-Hudur.pdf

7/30/2019 50121318-Kutub-i-Sitte-nin-Ele�tirisi-ve-Kuran-a-Arz�-Ferec-Hudur.pdf

http://slidepdf.com/reader/full/50121318-kutub-i-sitte-nin-eletirisi-ve-kuran-a-arz-ferec-hudurpdf 47/606

-Sana sebat vermemiş olsaydık, and olsun ki, azda olsa onlarameyl edecektin. 17/74

-O takdirde de sana hayatında, ölümünde kat kat (azab)ını

tattırırdık. Sonra bize karşı bize bir yardımcıda bulamazdın.17/75

Eğer peygamberin ağzından vahiy olmadığı halde, vahiy diyetek bir söz çıkmış olsaydı, Allah onu düşman kabul edecekti.Hayatında ve ölümünde kat kat azab tattıracak ve Allah’ınazabından kurtulma hususunda hiçbir yardımcıda bulamazdı.Allah böyle bir olayın vuku bulmadığını bu konuda

 peygamberin yüksek bir şahsiyetle donatılarak sağlamlaştırıldığını bildirmek suretiyle vahye şüpheyle bakılmasını bertaraf etmiştir.

- Sana sebat vermemiş olsaydık, and olsun ki, az da olsaonlara meyl edecektin. 17/74

İfadesiyle belirtilen ayetin meali üzerinde düşündüğümüzde,Allah tarafından sebatkar kılınmayla peygamberin birazcık dahi de olsa vahyin dışına kaymadığı manası açıkça anlaşılır.

Tarih boyunca Kur’an’a ve peygambere bir çok saldırılar yapılmıştır, bunlardan bir tanesi de Ğaranik olayı diyeadlandırılan iftiradır. Kur’an karşısında acze düşen kafirler,Kur’an ile hiçbir alakası olmayan ve bizzat Kur’an’a muhalif 

olan uydurma rivayetleri Kur’an gibi, hatta ondan üstün kabulederek, İslam’a saldırıda bulunmuşlardır. Böyle yapmalarınadelil olarak ta, kendilerine büyük İslam alimi denilen bir takım meşhur kimselerin bu rivayetleri uydurmuş veyaonaylamış olmalarıdır. Gerçekte bu rivayetleri uyduran veyaonaylayan kimselerin, bu rivayetleri ele alıp İslam’a saldırankafirlerden hiçbir farkları yoktur. Taraflardan biri kendisine

Müslüman deyip, İslam’a iftira yoluyla saldırmakta. Diğer taraf ise bu iftirayı ele alıp kendisine Müslüman demedenİslam’a saldırmaktadır. Bu şeytani ittifakın bir örneği de

47

Page 48: 50121318-Kutub-i-Sitte-nin-Ele�tirisi-ve-Kuran-a-Arz�-Ferec-Hudur.pdf

7/30/2019 50121318-Kutub-i-Sitte-nin-Ele�tirisi-ve-Kuran-a-Arz�-Ferec-Hudur.pdf

http://slidepdf.com/reader/full/50121318-kutub-i-sitte-nin-eletirisi-ve-kuran-a-arz-ferec-hudurpdf 48/606

 belirttiğim gibi Ğaranik olayı iftirasıdır. Şöyle iddiaetmektedirler;

Önce konuyla ilgili olarak, Necm Sûresinin bazı ayetleri şu

şekildedir, mealen:

-Gördünüz mü o Lât ve Uzzâ yı? 53/19

-Ve üçüncüleri olan öteki Menât ı. 53/20

-Demek erkek size, dişi Allah’a mı? 53/21

-O halde bu insafsıca bir taksim! 53/22

-Bunlar (putlar)sizin ve atalarınızın taktığı isimlerden başka bir şey değildir. Allah onlar hakkında hiçbir delilindirmemiştir. Onlar zanna ve nefislerinin alçak hevesineuyuyorlar, halbuki kendilerine Rableri tarafından yolgösterici gelmiştir. 53/23

 Necm suresinden mealen yazdığım yukarıdaki ifadelerdegörüldüğü gibi, putperestlerin taptığı Lat, Menat ve Uzza putları reddedilmekte ve bunları ilah olarak kabul edenlereağır tenkitler yöneltilmektedir. Putperestler Meleklere,Allah’ın kızları diyorlardı. Haliyle haşa Allah’ın kızlarıolmuş olsaydı onlarda ilah olacaklardı. Putperestler bumantıkla hareket ederek Lat, Menat ve Uzza putlarını

Allah’ın kızları dişi melekler telakki ederek onlaratapmışlardır. Halbuki kendilerine bir kız çocuğu olsaydı büyük üzüntüye kapılıp, halk içine çıkmaya utanır veya o kızçocuğunu diri diri toprağa gömerlerdi. Erkek çocuklarıolduğu zamanda büyük sevinç duyarlardı. Allah bu zihniyetteolan putperestlere, “Demek erkek size, dişi Allah’a mı? Ohalde bu insafsızca bir taksim" demek suretiyle, kendileri içinistemediklerini Allah’a isnat eden zalim iftiracılar olduklarını

vurgulamıştır. Allah çocuk edinmekten münezzehtir. Durum böyle iken, Rivayetler dininin mensubu bir kısım meşhur kimseler iddia etmektedirler ki, Necm Sûresinin ayetleri

48

Page 49: 50121318-Kutub-i-Sitte-nin-Ele�tirisi-ve-Kuran-a-Arz�-Ferec-Hudur.pdf

7/30/2019 50121318-Kutub-i-Sitte-nin-Ele�tirisi-ve-Kuran-a-Arz�-Ferec-Hudur.pdf

http://slidepdf.com/reader/full/50121318-kutub-i-sitte-nin-eletirisi-ve-kuran-a-arz-ferec-hudurpdf 49/606

inerken peygamber (haşa), Allah tarafından vahyedilmemesine rağmen, şeytanın İlkaysıyla Lat, Menat ve Uzza putları için “Tilke’l garânikat-el ulâ ve inne şafaatehünne letercâ"yani “Bunlar, dolgun beyaz vücutlu güzel dilberler ve

rütbeleri yüksek ilahelerdir. Onların şefaati muhakkak  beklenmelidir."dediğini iddia etmişlerdir. Ğarânik kelimesiArapça da mana itibariyle, Kuğu kuşu, örülmüş saç topumanalarına gelmekle beraber, bir manası da, bedeni beyaz,dolgun vücutlû güzel dilberler manasına da gelir. Bura dakastedilen mana budur. Zira putperestler ilahelerini dişimelekler olarak telakki ediyorlardı. Şimdi bu iftirayı asıl

 Necm sûresinin ayet mealleri arasına, parantez içindeayırarak koyarsak nasıl, mantıken uyum sağlaması imkansız bir durumla karşılaştığımızı görürüz, Şöyle ki:

- Gördünüz mü o lât ve Uzzâ’yı. 53/19

- Ve üçüncüleri olan öteki Menât’ı 53/20

(Bunlar dolgun vücutlu güzel dilberler ve rütbeleri yüksek ilahelerdir. Onların şefaati muhakkak beklenmelidir.)

- Demek erkek size, dişi Allah’a mı? 53/21

- O halde bu insafsızca bir taksim. 53/22

-Bunlar (putlar) sizin ve atalarınızın taktığı isimlerden başka

 bir şey değildir. Allah onlar hakkında hiç bir delilindirmemiştir. Onlar zanna ve nefislerinin alçak hevesineuyuyorlar. Halbuki kendilerine Rableri tarafından yolgösterici gelmiştir. 53/23

Övgü ve yerginin tamamen zıt manada ve bir aradaifadelendirilmesinin ortaya koyduğu bu çok çelişik durum,fazlaca izah gerektirmeyecek şekilde açıktır. Değil bir 

 peygamber sıradan bir kimse dahi bu tür ifadeleri bir aradakullanırsa onun delililiğine hükmedilir. Peygamber deliolmadığı gibi, haşa ki böyle bir söz söylemiş olsun.

49

Page 50: 50121318-Kutub-i-Sitte-nin-Ele�tirisi-ve-Kuran-a-Arz�-Ferec-Hudur.pdf

7/30/2019 50121318-Kutub-i-Sitte-nin-Ele�tirisi-ve-Kuran-a-Arz�-Ferec-Hudur.pdf

http://slidepdf.com/reader/full/50121318-kutub-i-sitte-nin-eletirisi-ve-kuran-a-arz-ferec-hudurpdf 50/606

Denilse ki, hal böyle olunca, bu iddia nereden ortaya çıktı.Rivayetler dinine mensup çok sayıda meşhur kimseler burivayetlerine mesnet olarak neyi iddia etmektedirler. Konuşudur:

- (Ey Muhammed) Senden önce hiçbir resul, hiçbir nebigöndermedik ki, o bir temennide bulunduğu zaman, şeytanonun temennisine bir şey sokmuş olmasın, Fakat Allah,şeytanın soktuğu şeyi iptal eder; sonra da ayetlerinisağlamlaştırır. Allah, her şeyi hakkıyla bilendir, hikmetsâhibidir. 22/52

Yukarıda mealini yazmış olduğum, Hac sûresinin 22. Ayetiniele alarak demektedirler ki: “Resûlullah, kafirlerin hidayeteermelerini o kadar çok istiyordu ki, onların hoşuna gidecek ve İslam’a yaklaşmalarını sağlayacak vahiylerin gelmesiniarzu ediyordu. Bu arzusu içerisinde ve Kureyşlilerin bir toplantısında iken Necm sûresi nazil oldu ve kendisi onuokumaya başladı. “Gördünüz mü o Lat ve Uzzâ’yı, Ve

üçüncüleri olan öteki Menât’ı" sözlerine gelince ağzından şukelimeler dökülü verdi. “Bunlar, dolgun beyaz vücutlu güzeldilberler ve rütbeleri yüksek ilahelerdir. Onların şefaatimuhakkak beklenmelidir."Bundan sonra, Resûlullah sûrenindiğer ayetlerini normal olarak okumaya devam etti ve sûreninsonunda secde etti. Onunla birlikte Müslümanlar ilemüşrikler beraber secde ettiler. Mekkeli kâfirler dediler ki,

artık bizimle Muhammed arasında her hangi bir fark kalmamıştır. Bizde zaten aynı şeyi diyoruz. Kainatı yaratanAllah’tır, fakat ilahelerimiz Allah katında bizim için şefaatte bulunacaklardır. Bilahare akşam Cebrâil gelerek peygambere putları övücü sözleri getirmediğini bildiriyor. Bu olay peygamberi çok üzüyor ve tedirgin ediyor. Taki Hacsûresinin 52. Ayeti indi. Bu ayette Resûlullah teselli edildi.

Kendisinden önceki Peygamber ve Resûllerin aynı hatayadüştüklerini. Arzlarına şeytanın müdahale ederek karıştığını,fakat şeytanın bu karıştırdığını Allah’ın iptal ettiğini ve

50

Page 51: 50121318-Kutub-i-Sitte-nin-Ele�tirisi-ve-Kuran-a-Arz�-Ferec-Hudur.pdf

7/30/2019 50121318-Kutub-i-Sitte-nin-Ele�tirisi-ve-Kuran-a-Arz�-Ferec-Hudur.pdf

http://slidepdf.com/reader/full/50121318-kutub-i-sitte-nin-eletirisi-ve-kuran-a-arz-ferec-hudurpdf 51/606

sonrada ayetlerini sağlamlaştırdığını vahiyle bildirdi. Bununüzerine peygamber rahatlıyor."İşte iddiaları budur.

Bu uydurma rivayet, İbn Cerir’in tarihinde ve diğer birçok 

müfessirlerin tefsirlerinde, İbn Sa’d’ın “Tabakât’ında,Vahidi’nin “Esbâb-ün Nuzül"ünde, İbn İshâk’ın “Siyeri”inde,Musa bin Ukbe’nin “Meğazi’sinde, İbn Ebi Hâtim, İbnMunzir, Bezzâr, İbn Merdûye ve Taberâni’nin hadiskitaplarında yer almıştır. Başka bir çok kitaplarda konuolarak yer almış ve üzerinde konuşulmuştur.

Hâfız İbn Hacer (Meşhur mühaddis); Ebu Bekr Dessâs

(tanınmış Fakih unvanlı); Zemahşeri (Müfessir); ve İbn Cerir gibi tarihçi müfessir ve Fıkıhçı iddialı meşhur kimseler burivayetin doğru olduğunda ısrar etmişlerdir. Muhalif olanlar da bunu tam manasıyla eleştirmemişlerdir. Muhaliflerin bir grubu bunu reddediyor zira, bunun kaynakları veya senetlerizayıftır demektedirler. Demek ki bu kimseler de, senetlerinkuvvetli olması halinde bu rivayeti aynen kabul edeceklerdi.

Örneğin, İbn Kesir bu hususta şunları yazmıştır. “Bu hikâyehangi senetlerle rivâyet olunmuşsa hepsi, mürsel ve münkat’ıdırlar."Beyhâki de diyor ki: “Nakil itibariyle bu hikâyeispatlanmış değildir”. İbn Huzeyme; Kadı İyâz gibi kimseler de aynı fikirdedirler. Mesela: Kadı Iyâz’ın reddetmesinesebep, Kütüb-i Sitte de yer almaması ve senedinin zayıf olmasıdır. Halbuki, 47 örnekte görüldüğü gibi, Buhari

Ğaranik kelimesini rivayet etmemekle birlikte Ve’n-Necmsüresi okunurken müşriklerin secde ettiğinden bahisle dolaylıolarak değinmiştir.

Bunların esas problemi, Tevhidi ve Kur’an’ı anlamamışolmalarından kaynaklanmaktadır. Peygamber hakkındakikanaatleri de içinde bulundukları durum gibidir. Değil mi kidiyorlar, Cebrail bilahare haber verince peygamber yaptığı

yanlışın farkına vardı. Bu anlayışları onların durumunugöstermesi bakımından çok manidardır. Zira değil bir  peygamber, herhangi bir Müslüman dahi, Allah’a şirk 

51

Page 52: 50121318-Kutub-i-Sitte-nin-Ele�tirisi-ve-Kuran-a-Arz�-Ferec-Hudur.pdf

7/30/2019 50121318-Kutub-i-Sitte-nin-Ele�tirisi-ve-Kuran-a-Arz�-Ferec-Hudur.pdf

http://slidepdf.com/reader/full/50121318-kutub-i-sitte-nin-eletirisi-ve-kuran-a-arz-ferec-hudurpdf 52/606

koşmanın manasını bilir ve anında farkına varır. Bunlarıngüya karşı olanları emin oldukları ravilerin söylenmesihalinde, Allah’a şirk koşmakta bir an bile tereddüt etmeyecek kimselerdir. Değil mi ki, bu kimseler kendilerine Allah’ın

(haşa) ayağını Cehenneme soktuğu rivayet edilince kabuledip, buna iman ettiler. Bunlara sormak lazım ilahlarıAllah’mı yoksa raviler mi. Red veya kabul gerekçelerine bakılırsa ravileri ilah edinmişlerdir. Hem bunlara sormak gerekir. Yalan yere rivayet metinleri uyduran kimselerin,ravilerini de uydurmamaya verilmiş bir sözleri veya bir garantileri mi var. Yalan yere her çeşit rivayet uyduran

kimselerin, ravileri de uydurduklarını bir çocuk dahi anlıya bilirken. Bunlar o kadar dahi akıllarını kullanamayan veKalpleri, Allah tarafından mühürlenmiş, kör ve sağır kimselerdirler. Kendilerine Müslüman deyip, Ğaranik rivayeti iftirası gibi bir çok rivayetler uydurup veya bunlarataraf olup, İslam’a saldırmakta hiçbir mahzur görmezler.Fakat, bazen aynı şeyi kendisine Müslüman demeyen bir kimse ele alıp İslâm’a saldırırsa görünüşte güya çok kızarlar,sanki kendilerinin yaptıkları farklıymış gibi.

Şimdi iddialarını bir başka açıdan ele alıp çürütmek istediğimizde deriz ki: İsra sûresi 74. Ayette gördüğümüzgibi, peygamber Allah’ın kendisini sebatkar kılmasısayesinde, azda olsa dahi vahyin dışına çıkmadığı, ağzındanvahiy diye vahiy olmayan tek bir kelime dahi çıkmadığı, daha

önce belirttiğim gibi açıktır. Şimdi şöyle bir mantık yürütelim, peygamber Ğaranik rivayeti iftirasındaki bozuk ifadeleri sarfetmiş olsaydı, İsra sûresi 74. Ayeti geçersizolacaktı, bu İslamiyet te öyle mühimdir ki, bir tek ayetingeçersiz boş olması, Kur’an’ın tamamının, Allah sözüolmayıp, kul sözü olduğu manasına gelirdi. İsra sûresi 74.Ayetinin bu iddia edilen iftira olayından önce veya sonra

inmesi bir şey değiştirmez. Peygamber zamanın da iman edenve vefatından sonra yaşayan binlerce sahabe aklı başındasağlam mantıklı kimselerdirler. Bu kadar büyük bir çelişkiyihemen görürlerdi. Ne bu gün ne de o gün tek bir Müslüman

52

Page 53: 50121318-Kutub-i-Sitte-nin-Ele�tirisi-ve-Kuran-a-Arz�-Ferec-Hudur.pdf

7/30/2019 50121318-Kutub-i-Sitte-nin-Ele�tirisi-ve-Kuran-a-Arz�-Ferec-Hudur.pdf

http://slidepdf.com/reader/full/50121318-kutub-i-sitte-nin-eletirisi-ve-kuran-a-arz-ferec-hudurpdf 53/606

 bulmak mümkün olmazdı. Tam tersine bu gün olduğu gibi ogün de Müslümanlar bulunduğuna göre böyle bir olay vuku bulmamıştır. Böyle bir olayın vuku bulmadığına dair,Kur’an’dan başka örnekler verecek olursak, şöyle ki; mealen:

- Batmakta olan yıldıza an dolsun ki. 53/1

- Arkadaşınız sapmadı, azmadı. 53/2

- O havadan konuşmaz. 53/3

- İlla ki O, kendisine (Allah tarafından) vahye dilen bir 

vahiyden başka bir şey değildir. 53/4

- Ona, müthiş kuvvetleri olan biri (Cibril) öğretti. 53/5

- Ayetlerimiz hakkında doğruluktan ayrılıp eğriliğe sapanlar  bize gizli kalmaz. O halde, ateşin içine atılan mı daha iyidir,yoksa kıyamet günü güvenle gelen mi? Dilediğinizi yapın!Kuşkusuz O, yaptıklarınızı görmektedir. 41/40

-Kendilerine Kitap geldiğinde onu inkâr edenler (şüphesiz bunun sonucuna katlanacaklardır). Halbuki o, eşsiz bir kitaptır. 41/41

- Ona önünden de ardından da bâtıl gelemez. O, hikmetsahibi, çok övülen Allah’tan indirilmiştir. 41/42

Ğaranik hadisesi rivayetinin gerçek olmadığına dair bir başkaaçıdan bakacak olursak: Evvelce belirttiğim gibi, bu uydurmarivayeti, Hac sûresi 52. Ayetiyle ilişkilendirmektedirler. Bukonuda büyük bir mana sapması içerisindedirler, Şöyle ki:

- (Ey Muhammed) Senden önce hiçbir resûl, hiçbir nebigöndermedik ki O bir temennide bulunduğu zaman şeytan

onun temennisine bir şey sokmuş olmasın. Fakat Allah,şeytanın soktuğu şeyi iptal eder; sonra da ayetlerinisağlamlaştırır. Allah, her şeyi hakkıyla bilendir, hikmetsahibidir. 22/52

53

Page 54: 50121318-Kutub-i-Sitte-nin-Ele�tirisi-ve-Kuran-a-Arz�-Ferec-Hudur.pdf

7/30/2019 50121318-Kutub-i-Sitte-nin-Ele�tirisi-ve-Kuran-a-Arz�-Ferec-Hudur.pdf

http://slidepdf.com/reader/full/50121318-kutub-i-sitte-nin-eletirisi-ve-kuran-a-arz-ferec-hudurpdf 54/606

Yukarıda mealini yazmış olduğum, Hac sûresi 52. Ayetinde,dikkat edilirse temenniden bahsedilmektedir. Temenni deistek, dilek veya arzu demektir. Fiiller ise istek veya arzuolmayıp hayata geçirilmiş olaylardır. Başka bir deyişle

olması istenen olaylar arzu halinde kaldıkça temenni olarak adlandırılırlar. Eğer o temenni yerine gelirse, artık o temenniolmayıp yapılmış bir iştir. Eğer peygamber onların iddiaettiği gibi öyle bir şey söylemiş olsaydı ki bu mümkündeğildir, bu arzu olmayıp yapılmış bir iş olacaktı. Onun içinHac sûresi 52. Ayette bahsedilen temenniyle böyle bir iftirarivayeti ilişkilendirmek mümkün değildir. Zira rivayette bir 

temenniden değil yapılmış bir işten bahsedilmektedir.

Denilse ki o zaman Hac sûresi 52. Ayette vurgulanan veResûlullahtan önceki resûl ve nebilerin de yaşamış olduğu,şeytanın temennilerine bozukluk karıştırma olayının manasınedir? Ben derim ki Kur’an bütün misalleri açık bir şekildeihtiva eden bir kitab olduğundan, bu soruya cevap teşkil edenörnekleri onda bulabiliriz. Şöyle ki, Kur’an’dan mealen:

- Surat astı ve döndü. 80/1

- Yanına kör bir kimse geldi diye. 80/2

- Ne bilirsin belki o arınacak. 80/3

- Yâhut öğüt dinleyecek de öğüt, kendisine yarayacak. 80/4

- Kendisini öğütten müstağni gören kimse gelince. 80/5

- Sen ona yöneliyorsun. 80/6

- Onun arınmasından sana ne? 80/7

- Fakat koşarak sana gelen. 80/8

- (Allah’tan) korkarak gelmişken. 80/9

- Sen onunla ilgilenmiyorsun. 80/10

54

Page 55: 50121318-Kutub-i-Sitte-nin-Ele�tirisi-ve-Kuran-a-Arz�-Ferec-Hudur.pdf

7/30/2019 50121318-Kutub-i-Sitte-nin-Ele�tirisi-ve-Kuran-a-Arz�-Ferec-Hudur.pdf

http://slidepdf.com/reader/full/50121318-kutub-i-sitte-nin-eletirisi-ve-kuran-a-arz-ferec-hudurpdf 55/606

- Bir daha bundan sakın; zira Kur’an bir öğüttür. 80/11

- Dileyen onu düşünüp öğüt alır. 80/12

- (Ey Muhammed) Sen, keyfince istediğini doğru yolailetemezsin. Fakat Allah, istediğini doğru yola iletir. O,hidayete gelecek olanları daha iyi bilir. 28/56

Peygamberin, hidayete layık olmayan kimsenin hidayetetmesinde; kişi hidayete ilgisiz olmasına rağmen ısrar etmesive o kişinin hidayete ermesi halinde, bundan hoşlanmışolacağı ile hidayete layık olanla; o kişinin hidayetle

ilgilenmesine rağmen, ilgilenmemesi. Şeytanın, Peygamberininsanların hidayete erme temennisine attığı bir yanlış arzudur.Allah bu arzuyu iptal ederek, doğruyu göstermiştir. Dikkatedilirse peygamberin temennisi gerçekleşmemiş yani fiiledönüşmemiştir. Allah’ın istediği gerçekleşmiştir.

Diğer bir örnek, Kur’an’dan mealen:

- İbrahim’de ve onunla beraber bulunanlarda sizin için güzel bir misâl var; onlar, kavimlerine demişlerdi ki: “Biz sizden vesizin Allah’tan başka taptıklarınızdan uzağız. Sizin(ntaptıklarınızı) tanımıyoruz. Siz, bir tek Allah’a inanıncayakadar sizinle bizim aramızda düşmanlık ve nefret belirmiştir."Yalnız İbrâhim’in babasına: “Senin için mağfiretdileyeceğim, fakat senin için Allah’tan (gelecek) hiçbir şey(i

önlemeğ)e gücüm yetmez" demesi hariç. (Bu söz size misâldeğildir. Zira kâfire mağfiret dilenmez. Yine onlar demişlerdiki): “Rabb’imiz, sana dayandık, sana yöneldik. Dönüş(ümüz)sanadır." 60/4

Örnekte görüldüğü gibi, İbrahim peygamberin güzel arzularıarasına, şeytan putperest olan babasının affedilmesini talep

arzusu katmıştır. Allah, bu hususu örnek almamamızı belirtmiştir. İbrahim peygamberin bu temennisigerçekleşmemiştir, iptal olmuştur.

55

Page 56: 50121318-Kutub-i-Sitte-nin-Ele�tirisi-ve-Kuran-a-Arz�-Ferec-Hudur.pdf

7/30/2019 50121318-Kutub-i-Sitte-nin-Ele�tirisi-ve-Kuran-a-Arz�-Ferec-Hudur.pdf

http://slidepdf.com/reader/full/50121318-kutub-i-sitte-nin-eletirisi-ve-kuran-a-arz-ferec-hudurpdf 56/606

Diğer bir örnek, Kur’an’dan mealen:

- Nûh seslendi: Rabb’im dedi, oğlum benim âilemdendir.Senin sözün elbette haktır ve sen hâkimlerin hâkimisin."

11/45

- (Allah): “Ey Nûh, dedi, o senin âilenden değildir. Çünkü(onun ameli) iyi olmayan bir ameldir. Bilmediğin bir şeyi benden isteme. Sana câhillerden olmamanı öğütlerim." 11/46

- (Nûh) dedi ki: “Rabb’im, bilmediğim bir şeyi sendenistemekten sana sığınırım, Eğer beni bağışlamaz, bana

acımazsan ziyâna uğrayanlardan olurum! 11/47

Burada da, Nûh peygamberin, Allah’ın gazabına uğramışoğlunun Affını ve Tufandan kurtulmasını Allah’tan dilemesi.Kendisinin ve yanındaki Müminlerin kurtulması sevinç vearzusu arasına, şeytanın attığı bir yanlış temennidir. Allah butemenniyi kabul etmemekle ve Nûh peygambere ihtar etmekle, şeytanın attığını iptal ediyor. Ve Allah doğruyugöstererek ayetlerini sağlamlaştırmıştır.

Diğer bir örnek, Kur’an’dan mealen:

- (Lût kavminin oturduğu Sedom) şehr(inin) halkı, (Lût’ungenç konuklarını duyup) keyif içinde (koşarak) geldiler.15/67

- (Lût onlara): “Bunlar benim konuğumdur, dedi, benimahcup etmeyin!" 15/68

- “(ne olur), Allah’tan korkun, beni rezil etmeyin!" 15/69

- “Seni âlemlerden (başkalarının keyfine engel olmaktan)men etmemiş miydik?"dediler. 15/70

- Dedi ki:”Eğer yapacaksanız, işte kızlarım." 15/71

56

Page 57: 50121318-Kutub-i-Sitte-nin-Ele�tirisi-ve-Kuran-a-Arz�-Ferec-Hudur.pdf

7/30/2019 50121318-Kutub-i-Sitte-nin-Ele�tirisi-ve-Kuran-a-Arz�-Ferec-Hudur.pdf

http://slidepdf.com/reader/full/50121318-kutub-i-sitte-nin-eletirisi-ve-kuran-a-arz-ferec-hudurpdf 57/606

- (Ey Resûlüm), senin ömrüne andolsun ki, onlar,sarhoşlukları içinde bocalıyorlardı. 15/72

- Güneşin doğma zamânına girerlerken korkunç ses onları

yakaladı. 15/73

- (Şehrin) üstünü altına getirdik ve üzerlerine de çamurdan pişmiş taşlar yağdırdık. 15/75

Lût peygamberin konuklarını, cinsi sapık insanların elindenkurtarma arzusu güzel bir temennidir. Fakat buna karşılık kızlarını teklif etmesi, şeytanın onun güzel arzusuna kattığı

 bir yanlış temennidir. Zira kızları da o cinsi sapık kimselerelayık değildiler. Allah o zalim kavmi helak etti ve Lût peygamberin kızlarına da el süremediler. Zaten konuklara dael sürmeleri mümkün değildi. Onlar, onları mahvetmeyegelmiş olan, Allah’ın elçileriydiler. Böylece Lût peygamberinyanlış temennisi iptal edildi ve Allah’ın kavme gazap emriyerine getirilmekle de. Allah ayetlerini sağlamlaştırdı.

Bu örneklerden de anlaşılacağı üzere, Hac Sûresi 52. Ayeti,onların Ğaranik olayı diye iddia ettikleri uydurma rivayetlehiçbir ilgisi yoktur.

49- ........ Ma’kıl b. Yesar’dan (rivâyet olunduğuna göre)Peygamber (s.a.) “ölülerinizin üzerine yâsinokuyun."buyurmuştur.

Bu (lafız ravi) ibnü’l- Ala’nın lafzıdır. (Ebu Davud, cilt 11R.3121 S.497 Şamil 1991; İbn Mâce, Cengiz, 4.)

Bu uydurma rivayete dayanarak, asırlarca insanlar ölülerininmezarları başında Kur’an okumuşlardır. Ve Kur’anyaşayanlara hitap eden bir kitap değil de, ölülere okunan bir kitap olarak telakki edilmiştir. Öyle ki yıllarca namaz kılan

 bir kimse bile yaygın şekilde toplumsal olarak, her rekattaokuduğu Fatiha Sûresinin dahi manasını merak etmez haledüşmüştür. Fakat buna rağmen, ölüsünün başında Kur’an

57

Page 58: 50121318-Kutub-i-Sitte-nin-Ele�tirisi-ve-Kuran-a-Arz�-Ferec-Hudur.pdf

7/30/2019 50121318-Kutub-i-Sitte-nin-Ele�tirisi-ve-Kuran-a-Arz�-Ferec-Hudur.pdf

http://slidepdf.com/reader/full/50121318-kutub-i-sitte-nin-eletirisi-ve-kuran-a-arz-ferec-hudurpdf 58/606

okumak veya okutmak suretiyle, ölüsüne, içki içme, kumar oynama, oruç tut, ahret hayatı gerçektir gibi ifadelerle,ayetleri tebliğ etmiştir. Sanki ölüsü kumar oynayabilecektir veya ölmemiştir de ahretten şüphesi olmasın gibi şuursuz bir 

davranış içine girer. Kendisinin öğrenmesi gereken Kur’an bilgilerini ölüsüne öğretmeye çalışır. hal bu ki, ölü kendisineyaşayanlar tarafından yapılan hiçbir hitabı duymadığı gibi.Okunan Kur’an nedeniyle de hiçbir sevap alamaz. Zira, İslamda ameller şahsidirler. Hiç kimse başkası için amelişleyemez. Örneğin: Kim Kur’an okuyorsa ve Kur’an’a göreyaşayıp dinliyorsa, Allah tarafından kabul edilmesi halinde

sevabı o şahsa aittir. Şöyle ki, Kur’an’dan mealen:

- İnsana çalışmasından başka bir şey yoktur. 27/53

Evet, görüldüğü gibi insana ancak bir fiil kendi çalıştığıvardır.

Ölülerin yaşayanları duyduğu iddiasına gelince. Böyle bir şey

İslam inancına göre mümkün değildir. Bu konuda,Kur’an’dan mealen:

- Allah, eceli gelenlerin ruhlarını ölümleri anında, eceli henüzgelmeyenlerin de uykularında alır. Haklarında ölümehükmettiklerini tutar, diğerlerini belli bir süreye kadar salıverir. Bunda, düşünebilen kimseler için, muhakkak ibretler vardır. 39/42

Ayet mealinde görüldüğü gibi, ölüm ve uyku aynı şeydir.Şimdi şöyle düşünelim, her ne kadar ölmemiş olan bir kimse,ölüm halini bilmiyorsa da. Uyku uyumuş bir kimse uykuhalini bilir. Uyuyan bir kimse için şu kesindir ki, uyanmadığımüddetçe, baş ucunda bulunan kimselerin kendisineyapacakları seslenmeleri duymaz. Duyması halinde uyanmış

demektir. İşte ölüler içinde aynı durum söz konusudur.Dirilmedikleri müddetçe dünyada yaşayanlar tarafındankendilerine yapılacak hiçbir seslenmeyi duymazlar. Dünyahayatıyla yaşayanlarla, kendileri arasındaki irtibat veya başka

58

Page 59: 50121318-Kutub-i-Sitte-nin-Ele�tirisi-ve-Kuran-a-Arz�-Ferec-Hudur.pdf

7/30/2019 50121318-Kutub-i-Sitte-nin-Ele�tirisi-ve-Kuran-a-Arz�-Ferec-Hudur.pdf

http://slidepdf.com/reader/full/50121318-kutub-i-sitte-nin-eletirisi-ve-kuran-a-arz-ferec-hudurpdf 59/606

 bir ifadeyle iletişim kesin olarak kesilmiştir. İslam Dininemal ederek, ölülerin dünyada yaşayanları duyduklarıkonusunda uydurulmuş her rivayet Kur’an’a uymayan boş bir iddiadır.

50-........... Bana ibnu Vehb tahdis edip şöyle dedi: BanaYûnus ibn Yezid, ibn Şihâb’dan; o da Ubeydullah ibnAbdillah’tan; o da ibn Abbâs’tan haber verdi. İbn Abbâs (R)şöyle demiştir: Peygamber (son hastalığında) ağrısışiddetlenince: “Yazı yazacak şey getiriniz, size öyle bir kitapyazayım ki, ondan sonra hiç dalâlette kalmayasınız" buyurdu.Umer (R): Peygamberin hastalığı ağırlaştı. Bizim elimizde deAllah’ın Katâbı vardır. O bize yeter, dedi. Bunun üzerineoradaki sahâbiler ihtilafa düştüler. Sözleri birbirine karıştı.Resûlullah (S): “Yanımdan savulun; benim yanımdanizâlaşmak olmaz" buyurdu. İbn Abbâs, bu sözleri râviUbeydullah ibn Abdillah’a nakl ettikten sonra odadançıkmaya davranıp: Âh ne büyük musibettir ki, Resûlullah ileyazmak istediği kitap arasına perde oldu" diyerek dışarı çıktı.

(Buhari, Kitâbu’l-İlm 55 Cilt 1 S.267 Ötüken 1987)

Bu rivayet, Peygambere karşı uydurulmuş büyük bir iftira.Ve insanların Kur’an’a olan güvenini sarsmak içinuydurulmuş, Kur’an’a yönelik düşmanca bir saldırıdır.

Kur’an ayetlerinin indiği dönemden bu tarafa, kafirler her zaman Kur’an’dan başka bir kitap hasretiyle yaşamışlardır.İşte peygamber son hastalığında, Kur’an’dan başka bir kitapyazmak istedi rivayeti uydurması, bu arzularının tipik bir örneğidir. Bu arzularına Kur’an’dan örnek verecek olursak;mealen:

- Onlara açık açık ayetlerimiz okunduğu zaman, bizekavuşmayı ummayanlar: “Bundan başka bir Kur’an getir 

veya bunu değiştir."dediler. De ki: “Onu kendi tarafımdandeğiştirmek imkânsızdır. Ben sâdece bana vahy olunanauyarım. Şâyet ben Rabb’ime karşı gelirsem, büyük gününazâbından korkarım." 10/15

59

Page 60: 50121318-Kutub-i-Sitte-nin-Ele�tirisi-ve-Kuran-a-Arz�-Ferec-Hudur.pdf

7/30/2019 50121318-Kutub-i-Sitte-nin-Ele�tirisi-ve-Kuran-a-Arz�-Ferec-Hudur.pdf

http://slidepdf.com/reader/full/50121318-kutub-i-sitte-nin-eletirisi-ve-kuran-a-arz-ferec-hudurpdf 60/606

Bu itibarla, peygamberin Kur’an yerine yeni bir kitap yazmak istediği yolundaki rivayetin aslı yoktur. Zaten bu kadar hadisadı altında rivayetler uydurmaları da bu arzuları nedeniyledir.Zira bunlar hiçbir zaman Kur’an’a razı olmamışlardır.

Kur’an’a rakip bir kitap meydana getirmek, kalplerinde kiköklü bir hasrettir. Uydurdukları rivayetler, Müslümanlar faydalansın diye değildir. Eğer düşünülürse, rivayetler Kur’an’ı nesh eder yani iptal eder demeleri çok manidardır. Neyle, neyi yok ve iptal etmek istedikleri gayet açıktır.

Yine bu rivayette, Ömer’in diliyle, “Bizim yanımızdaAllah’ın Kitab’ı vardır. O bize yeter."ifadesi geçiyor ki,Kur’an yönünden gerçeği de öyledir. Peygamberin sonhastalığında, Kur’an elde mevcut idiyse ve bunu kendiağızlarıyla rivayet ediyorlarsa, Peygamberin vefatındansonra, Kur’an’ın ordan, burdan derlendiğini nasıl oluyor darivayet ediyorlar? (Bak, örnek 15) Bu da işlerine geldiğizaman her çeşit ifadeyi aradaki çelişkilere bakmadankullanabildiklerinin açık bir göstergesidir.

51- Bize Abdullah ibn Mesleme, Mâlik’ten; o da Nâfi den; oda Abdullah ibn Umer (R)’den Resûlullah (S)’ın, Kur’an(metni) ile düşman arâzisine sefer edilmesini nefyettiğinitahdis etmiştir. (Buhari, Kitâbul’l-Cihâd ve’s-Siyer Cilt 6Sayfa 2792 H.195 Ötüken (1987) )

Bu rivayetle, güya Kur’an’a saygısızlık edilmesini önlemegayesi güdüldüğü belirtilmek istenmişse de, işin aslı Kur’anvahyinin tebliğ edilmesini önlemektir. Zira Kur’an vahyininyazılı olarak, kafirlere tebliğinde bir mahzur yoktur.Süleyman peygamberin Sebâ melikesine gönderdiği mektup,o sıra Sebâ halkı Müslüman olmamasına rağmen, Allah’ınadıyla başlıyordu ve bu ifadeler Kur’an’da ayet olarak mevcuttur. Şöyle ki, mealen:

- (Hüdhüd mektubu götürüp attıktan sonra Sebâ melikesiBelkis) müşâvirlerine dedi ki. “Ey ileri gelenler, bana çok önemli bir mektup bırakıldı." 27/29

60

Page 61: 50121318-Kutub-i-Sitte-nin-Ele�tirisi-ve-Kuran-a-Arz�-Ferec-Hudur.pdf

7/30/2019 50121318-Kutub-i-Sitte-nin-Ele�tirisi-ve-Kuran-a-Arz�-Ferec-Hudur.pdf

http://slidepdf.com/reader/full/50121318-kutub-i-sitte-nin-eletirisi-ve-kuran-a-arz-ferec-hudurpdf 61/606

- O, Süleyman’dan (geliyor) ve ‘Rahmân ve Rahim Allah’ınadıyla (başlamakta)dır. 27/30

- “Bana karşı büyüklük taslamayın ve bana teslim olarak 

gelin ‘ (diye yazıyor)”. 27/31

Bir tebliğ mektubu, Allah adıyla başlanarak gayri mislim leregönderile biliyorsa. Ayetleri yazıp tebliğ etmenin de bir mahzuru yoktur. Zira, Allah en üstündür, adı da en üstünzikirdir. Allah adı Kur’an’ın bir sözü olarak Kur’an’da yer almaktadır ve Kur’an’da Allah’ın adından daha üstün bir kelime yoktur. Allah adı yazılıp kafirlere gönderilebildiğine

göre Kur’an ayetleri de gönderilebilir. Bu itibarla uydurulanrivayetin aslı yoktur.

52- ...........Ebû Hureyre, Nebi (s.a.)den naklen O’nun şöyle buyurduğunu haber verdi: “Orada temiz olmayı arzu eden veseven kişiler vardır"(Tevbe (9), 108) âyeti, Kubâ’dakiMüslümanlar hakkında nâzil olmuştur”. Ebû Hureyre "su ile

taharetlenmelerinden dolayı bu âyet onlar hakkında naziloldu" dedi. (Ebû Dâvut, K.Tahâre 1, Bâb 23, Cilt 1 Sayfa 86H.44, Şamil 1987; Tirmizi, Tefsirü’l-Kurân et-Tevbe 10; İbniMâce, tahare,28)

Bu rivayette de İslama ve İslam öğretisine bir saldırı veöğretide amaç saptırması gayesi güdülmüştür. Öyle ki ayetteislami temizlik kastedilmişken, bunu tuvalette temizlenmeyle

özdeşleştirmeye çalışmak, İslami değerlere karşı açık bir saygısızlıktır. Tevbe sûresi 108. Ayette şöyle denmiştir,mealen:

(Peygamberin, Dırar mescidin de namaz kalmasını önlemek için, Allah, Tevbe 108. Ayeti indirerek)

- Orada aslâ namaza durma, Tâ ilk günden takvâ üzerine,kurulan mescit, elbette içinde namaza durmana dahauygundur. Onda temizlenmeyi seven erkekler vardır. Allah datemizlenenleri sever. 9/108

61

Page 62: 50121318-Kutub-i-Sitte-nin-Ele�tirisi-ve-Kuran-a-Arz�-Ferec-Hudur.pdf

7/30/2019 50121318-Kutub-i-Sitte-nin-Ele�tirisi-ve-Kuran-a-Arz�-Ferec-Hudur.pdf

http://slidepdf.com/reader/full/50121318-kutub-i-sitte-nin-eletirisi-ve-kuran-a-arz-ferec-hudurpdf 62/606

Ayet mealinde görüldüğü gibi; ayette, “takvâ" konuedilmekle her çeşit kötülükten temizlenmeyi sevenkimselerden bahsedilmiş olunmaktadır. Uydurma rivayette busevgi, kasıtlı şekilde, tuvalette suyla temizlenme olarak 

anlatılmıştır.

İSLAM’İ DEĞERLERE, PEYGAMBERLERE,ŞAHISLARA, KAVİMLERE, V.S. ye HAKARETİÇERİKLİ SALDIRI ve İFTİRALARINA AİT RİVAYETÖRNEKLERİ

53- Ebû Seleme’nin yaptığı diğer bir rivayette şöyle

gelmiştir: “Hz. Aişe (radıyallahu anhâ)’nin yanına girmiştim.Yanımda Hz. Aişe’nin süt kardeşi vardı. Kendisine,Resulullah (aleyhissalatu vesselam)’ın cenâbetten nasılyıkandığını sorduk. Bir sa’ miktarında bir kap getirtti veonunla yıkandı. Aişe ile aramızda bir perde vardı.(Yıkanırken) üzerine üç kere su döktü ve dedi ki: “Resulullah(aleyhissalâtu vesselâm)’ın zevceleri, saçları kulak memesi

civarında olması için saçlarının başlarını alırlardı." (K.S.3760 C.10 S.542 Akçağ-1990, alıntıları; Buhari, Gusl 2,Müslim Hayz 41,42, (319-320); Muvatta, Tahâret 68,(1,44,45); Ebu Dâvud, Tahâret 97, (238); Nesâi, Tahâret 144,(1,127))

İddia ettiklerine göre, bir tanesi ki kim olduğu belli değil, ikikişi Aişe’ye giderek Peygamberin cünüplükten nasılyıkandığı konusunda soru sormuşlar. Güya, Aişe yıkanarak onlara öğretide bulunmuş. Arada perde vardı demeleri ise lafıdallandırmalarından başka bir şey değildir. Zira yıkanangörünmeyecekse, yıkanmak suretiyle tarifte bulunmanın bir manası yoktur. Görünmesi halinde yıkanarak tarifte bulunması mümkün olur. Nitekim, başına üç kere su döktüdemeleri ve saçın kısalığından bahsetmeleri bunu ima etmek 

içindir. Olay iddiaları sırf başa su dökülmesi olayı dadeğildir, zira cenâbetten yıkanmada bütün vücudunyıkanması söz konusu olduğundan asıl anlatmak istedikleri,

62

Page 63: 50121318-Kutub-i-Sitte-nin-Ele�tirisi-ve-Kuran-a-Arz�-Ferec-Hudur.pdf

7/30/2019 50121318-Kutub-i-Sitte-nin-Ele�tirisi-ve-Kuran-a-Arz�-Ferec-Hudur.pdf

http://slidepdf.com/reader/full/50121318-kutub-i-sitte-nin-eletirisi-ve-kuran-a-arz-ferec-hudurpdf 63/606

Aişe’nin bu yıkanmayı tatbiki olarak gösterdiğidir. Aişe’ki,müminlerin annesidir. Ona yapılmış bir iftira bütünmüminleri derinden yaralar. Yıkanma merak ediliyorsa,neden gidip kendisinden bayan sahabeler sormadı da, erkek 

sahabeler gidip sorsun. Kaldı ki yıkanmayı bir çocuk bileanlaya bilirken, Aişe yıkanmayı niçin tatbiki olarak erkeklerin önünde göstersin ki? Kaldı ki, belli bir yaştansonra, İslam dinine göre çocuklar dahi öz anne babalarınıçıplak olarak göremezler. Bu konuda daha birçok şeyyazılabilir. Fakat konu üzücü olup uzatmak istemiyorum. Zirahakaret kastıyla bu rivayeti uydurdukları çok açıktır.

İslam ahlakıyla ilgili olarak, Kur’an’dan örnek verecek olursam, mealen:

- Ey müminler, ellerinizin altında bulunan (köleler, cariye)ler,ve sizden henüz erginliğe ermemiş (çocuk)lar. Üç vakitte(odalarınıza girebilmek için) izin istesinler: Sabahnamazından önce, öğleden sonra elbiselerinizi çıkar(ıp

yat)acağınız vakit ve yatsı namazından sonra. Bunlar sizinüstünüzü açabileceğiniz üç vakittir. Bunların dışında (köle,cariye ve çocukların, izin almadan içeri girmelerinden dolayı)ne size, ne de onlara bir günah yoktur. (Onlar sizin) yanınızdadolaşırlar, birbirinizin yanına girip çıkarsınız. Allah ayetlerinisize böyle açıklar, Allah bilendir, hikmet sahibidir. 24/58

Görüldüğü gibi, bir müminin, üstünün açık olabileceği üçvakitte, müminlerin odalarına, köleleri, cariyeleri ve buluğçağına ermemişlerse dahi, yeğenleri ve diğer müminçocukları izin almadan yanlarına giremezler. Kendi özçocukları da Ergenlik çağına (buluğa) ermeleri halinde,onların da izin almaları gerekir. Şöyle ki, Kur’an’dan mealen:

- Çocuklarınız ergenlik çağına erdikleri zaman, kendilerinden

öncekilerin izin istedikleri gibi (kendileri de) izin istesinler.İşte Allah size ayetlerini böyle açıklıyor, Allah bilendir,hikmet sâhibidir. 24/59

63

Page 64: 50121318-Kutub-i-Sitte-nin-Ele�tirisi-ve-Kuran-a-Arz�-Ferec-Hudur.pdf

7/30/2019 50121318-Kutub-i-Sitte-nin-Ele�tirisi-ve-Kuran-a-Arz�-Ferec-Hudur.pdf

http://slidepdf.com/reader/full/50121318-kutub-i-sitte-nin-eletirisi-ve-kuran-a-arz-ferec-hudurpdf 64/606

Bu duruma göre ergenlik çağına ermiş bir çocuk kendi özanne ve babasını çıplak olarak göremez, dolayısıyla kendi özanne ve babasından tatbiki olarak yıkanmayı öğretmeleriniisteyemez. Bu itibarla, Aişe anamız hakkın da uydurulan

rivayetin, İslam dininde yeri yoktur. Ancak ona yapılmış bir iftiradır. Bu tür iftiralar epey yapılmıştır, Şöyle ki:

54- Ebu’s-Semh (radıyallahu anh) anlatıyor: “Resulullah(aleyhissalâtu vesselâm)’a hizmet ediyordum. Yıkanmak isteyince:

“Bana enseni dön! derdi. Ben de ensemi dönerdim. Böylece

ona perde olurdum."(K.S. 3764 C.10 S.545 B.1990, alıntısı; Nesâi, Tahâret 143, (1,126))

Bir kimse, şahısla bir cepheden perdelenirse, öbür üç cephesiaçıkta kalır. Üç cephesi kapalıysa biz buna oda diyoruz, yakapı takarız, yada en azından bir bez perde ile örteriz. Kaldıki, şahıs, şahsa bir cepheden dahi tam olarak perde olamaz,

cüsse farkından dolayı ve biraz kıpırdama ile dahi sütre açılır.Hem peygamber yıkanırken hizmetçide olsa başkasının onunyanında ne işi var? Onun için bu rivayet peygambere bir iftiradır.

55-......... Ebû Tâlib’in kızı Ümmü Hâni’nin himâyesinde bulunan Ebû Murre haber vermiştir. O da Ebû Tâlib’in kızıÜmmü Hani’den işitmiştir ki, o şöyle diyordu: Ben fetih yılı

Resûlullah’ın yanına gittim ve O’nu yıkanır hâlde buldum.Fatıma da O’nu perdeliyordu. “Bu kadın kimdir?"diye sordu.Ben Ümmü Hâni’im dedim. (Buhari, Kitâbu’l-Gusl 31 s.387cilt 1, Ötüken 1987)

Bu rivayette aynı şekilde bir iftiradır.

56- ........... Huzeyfe (R) şöyle demiştir: Ben kendimi bildimki, ben peygamber ile berâberce yürüyorduk. DerkenPeygamber bir kavmin bir duvar arkasındaki süprüntülüğünegeldi ve herhangi birimizin dikilmesi gibi dikilip işedi. Ben

64

Page 65: 50121318-Kutub-i-Sitte-nin-Ele�tirisi-ve-Kuran-a-Arz�-Ferec-Hudur.pdf

7/30/2019 50121318-Kutub-i-Sitte-nin-Ele�tirisi-ve-Kuran-a-Arz�-Ferec-Hudur.pdf

http://slidepdf.com/reader/full/50121318-kutub-i-sitte-nin-eletirisi-ve-kuran-a-arz-ferec-hudurpdf 65/606

de ondan uzaklaştım. Kendisi bana işâret etti. Ben de yanınavardım ve işemesini bitirinceye kadar topuğunun yanındadikildim. (Buhari, Kitâbu’l-Vudu 88 s.352, c.1 Ötüken 1987)

İşerken arkadaşlar istemese de çağırıp seyrettirmek lazımdemek istiyorlar. Peygamber bu kabil bir ahlaktan uzaktır ve bu rivayetin İslam dininde yeri yoktur.

57- Ebu Sa’id radıyallahu anh anlatıyor: “Resûlullahaleyhissalâtu vesselâm’ı işittim, şöyle demişti: “İki kişi (asılmetinde iki adam) beraberce helaya gidip, avretleri açık kaza-yı hacet ederken konuşmasınlar. Zirâ Allah Teâla Hazretleri,

 bu hale gadap eder. (K.S. 3556 C.10 S.375 B.1990, alıntısı;Ebu Dâvud, Tahâret 7, (15))

Uydurdukları bu rivayette, iki kişinin ki, bunlar herhangi ikikişi olabilirler. Beraberce tuvalete gidip avretleriniaçabileceklerini, bunun bir mahzuru olmadığı, fakatkonuşmalarının büyük günah olduğunu rivayet etmeleri,

İslam ahlakına aykırıdır, ve bu rivayet asılsız bir iftiradır.Daha önceki örneklerde belirttiğim gibi, Kur’an’a göre İslamdininde, müminlerin öz çocukları bile, anne veya babalarınınodalarına onlar soyunukken giremezler. Anlaşılacağı üzereizin istemek tesettür olayının sağlanması içindir. Anne veya baba soyunuksa, odada tek başlarına iseler dahi, çocuklar odaya girmeden önce örtünmeleri gerekir. Ondan sonra izinverebilirler. Buna rağmen Kütüb-i Sitte’de İslami tesettürekarşı rivayetler uydurulmuştur. Yukarıdaki örnekten başkaörnek verecek olursak, Şöyle ki:

58- Hz. Ebu Hureyre radıyallahu anh anlatıyor: “Resûlullahaleyhissâlatu vesselâm buyurdular ki:

.............. Kim helâya giderse (imkân nispetinde) tesettürde

 bulunsun, (kuytu bir yer) bulamazsa, hiç olmazsa kum (taşvs., den) bir tümsek yapıp ona arkasını dönsün, zira şeytan,insan oğlunun makatlarıyla (oturak kısmıyla oynar. Kim bunuyaparsa en güzelini yapmış olur, yapmayana bir beis (zararı)

65

Page 66: 50121318-Kutub-i-Sitte-nin-Ele�tirisi-ve-Kuran-a-Arz�-Ferec-Hudur.pdf

7/30/2019 50121318-Kutub-i-Sitte-nin-Ele�tirisi-ve-Kuran-a-Arz�-Ferec-Hudur.pdf

http://slidepdf.com/reader/full/50121318-kutub-i-sitte-nin-eletirisi-ve-kuran-a-arz-ferec-hudurpdf 66/606

yok. (K.S. 3558 C.10 S.376 B.1990, alıntısı Ebu Dâvud,Tâharet 19, (35))

Görüldüğü gibi, gizlenmeden açıkta tuvalet ihtiyacını

görmenin bir mahzuru olmadığı tahdis ettiler.

59- ............. Sehl (R) şöyle demiştir: (Bâzı kereler) bir takımerkekler, bellerindeki fûtaları çocuklar gibi boyunlarına bağlamış olarak Peygamber’le birlikte namâz kılarlardı da.(cemâate gelen) kadınlara: Erkekler doğrulup oturmadıkça başlarınızı secdeden kaldırmayınız, denirdi. (Buhari,Kitab’ul-Salât 14 S.458 C.1 Ötüken 1987)

Burada da erkek sahabelerin secdeye gittiklerinde avretlerininaçıldığını, bayanların görmemesi ihtar edilmekle beraber,erkeklerin, bir birinin gösterilmesi ayıp olan yerlerinigörmelerinin bir mahzuru olmadığını rivayet etmeleri. İslamitesettüre aykırı asılsız bir iddiadır.

60- ... Amr b. Selime dedi ki, Biz halkın Peygamber (s.a.)’i(ziyârete) gidip geldikleri (yol üzerinde bulunan) bir yerleşim bölgesinde idik. (İnsanlar ziyâretten) dönerlerken bizeuğrarlar ve “Resulullah (s.a.) şöyle buyurdu."diyekonuşurlardı. Ben zeki bir çocuktum. Bu sebeple Kur’an’ıKerimden pek çok (âyetler) ezberledim. Babam (bir defa)kabilesinden bir heyet içerisinde Peygamber (s.a.)’e elçiolarak gitmişti. (Resûlullah-s.a.-) onlara namazı öğretip:

“Kur’an’ı Kerimi)"“en çok bileniniz size imam olsun" buyurdu. (içlerinde) ezberinde en çok Kur’an-ı Kerim bulunan kimse olduğum için, Kur’an-ı Kerimi en çok  bilenleri ben idim. Beni öne geçirdiler, onlara üzerimde sarıküçük bir hırkam olduğu halde imamlık yapıyordum.Secdeye vardığım zaman hırka vücudumdan sıyrılıpkısalıyordu. Kadınlardan biri “İmamınızın avret mahallini

 bizden gizleyiniz" dedi ve bana Umman kumaşından bir gömlek satın alıverdiler. Müslümanlıktan sonra onun kadar hiçbir şeye sevinmiş değilim. Onlara yedi, yahut sekizyaşında iken imamlık yapıyordum. “Ebû Dâvud, K. Salât (2),

66

Page 67: 50121318-Kutub-i-Sitte-nin-Ele�tirisi-ve-Kuran-a-Arz�-Ferec-Hudur.pdf

7/30/2019 50121318-Kutub-i-Sitte-nin-Ele�tirisi-ve-Kuran-a-Arz�-Ferec-Hudur.pdf

http://slidepdf.com/reader/full/50121318-kutub-i-sitte-nin-eletirisi-ve-kuran-a-arz-ferec-hudurpdf 67/606

Bâb 60 Cilt 2 S.424 H.585 Şâmil-1988. Buhari, Ezan 54;Tirmizi, salâ 60; Nesâi, imâme 3,5,11,43; Kıble 16; İbnMace, ezan 5; ikâme 46;)

Daha önce ki örnekte, namaz kılan cemaat erkeklerinin secdeederken avret mahallerinin açıldığını rivayet etmişlerdi, buörnekte ise secdede avret yeri açılan çocuk imam icatediverdiler. Her halde bu rivayeti bu şekilde uydurmalarınınnedeni, yetişkin imamın avret yerinin açıldığı rivayetini kolayyutturamayacaklarını düşünmeleri nedeniyledir.

61-........Bana Ukeyl, İbn Şihâb’dan; o da Urve’den; o da Âişe

(R)

‘den tahdis etti (ki o şöyle demiştir): Peygamberin zevcelerigeceleyin hâceti def’e çıktıklarında (Medine’nin kenârındaolan) Menâsı’a kadar giderlerdi. O (Menâsı denilen yer) açık  bir yerdir. Umer, Peygambere: Kadınlarını perde arkasınakoy (yâni evden çıkmalarını menet),der idi de, Resûlullah (S)

onun dediğini yapmıyordu. Nihâyet Peygamberin zevcesiSevde bin tu Zem’a gecelerden bir gece yatsı namâzıvaktinde dışarıya çıktı. Sevde uzun boylu bir kadı idi. Umer,hicap emrinin indirilmesine çok arzu duyduğu için, ona: YâSevde, bilmiş ol ki, biz seni muhakkak tanıdık, diye bağırdı.Bundan sonra Allah “Hicap Âyeti’ni indirdi. (Buhari,Kitâbu’l-Vudû 12, C.1 S.298 Ötüken 1987)

Bu rivayette de, yine Peygamberin zevcelerine ağır iftiralar vardır. Ayrıca iddialarına göre Ömer ayıbı bilmekte veönemsemekte Peygamberden daha ileri bir seviyede idi. VePeygamberin zevceleri gece Medine’nin kuytu bir yerinedeğil, açık bir yer olan Menâsı’a defi hacet için giderlermiş.Kadın olsun, erkek olsun hiç kimse, eğer defi hacet ihtiyacıvarsa, gündüzden geceye, geceden gündüzü bekleyemez.

Hatta sıkışan bir insan için birkaç dakika beklemek dahi bir sorun olabilir. Hal böyle olunca, gündüz defi hacet ihtiyacınıgiderecek gizli yeri olan kimse, gece oldu diye neden şehrinta açık yerlerine kadar gidip defi hacetini görsün. İnsan

67

Page 68: 50121318-Kutub-i-Sitte-nin-Ele�tirisi-ve-Kuran-a-Arz�-Ferec-Hudur.pdf

7/30/2019 50121318-Kutub-i-Sitte-nin-Ele�tirisi-ve-Kuran-a-Arz�-Ferec-Hudur.pdf

http://slidepdf.com/reader/full/50121318-kutub-i-sitte-nin-eletirisi-ve-kuran-a-arz-ferec-hudurpdf 68/606

gecenin herhangi bir saatinde sıkışa bilir. Yatağından kalkıpdefi hacet için şehirde seyahat etmenin ne manası vardır.Hele her çeşit zarar verebilecek, fırsat kollayan kafir vemünafıkların olduğu bir ortamda. Onun için ne böyle bir 

davranışın pratiği vardır, nede böyle bir olay vuku bulmuştur.Ancak hakaret kastıyla uydurulmuş bir rivayettir.

Peygamber zevcelerinin gizlenme derecelerine bir örnek verecek olursam, Kur’an’dan mealen:

- Ey peygamberin kadınları! Siz başka kadınlardan herhangi bir kadın gibi değilsiniz. Eğer (Allah’ın azabından)

sakınıyorsanız, ince, yumuşak konuşmayın ki kalbindehastalık olan biri, kötü ümide kapılmasın, sözü ciddi ve güzelsöyleyin. 33/32

Görüldüğü gibi, değil Peygamber zevceleri kendilerini teşhir etsin, nasıl konuşmaları gerektiği dahi Kur’an vahyiyle bildirilmiştir.

Bu konuyla ilgili olarak Kur’an’dan bir örnek daha verecek olursam, mealen:

- Ey iman edenler! Hazırlanmasını beklemeyeceğiniz bir yemeğe çağrılmanız hariç, izin verilmeden Peygamberinevlerine girmeyin, Fakat çağrıldığınız zaman girin, Yemek yediğiniz zaman, hemen dağılın, sohbete dalmayın, Çünkü bu

durum, Peygamberi üzüyor. O (sizi evden çıkarmaktan)utanıyor. Halbuki Allah, hak olan bir şeyden utanmaz,Peygamberin hanımlarından bir eşya istediğiniz zaman bir  perdenin arkasından isteyin. Bu durum, sizin kalpleriniz veonların kalpleri için daha temizdir. Resûlullah’a eziyetetmeniz, ondan sonra onun hanımlarıyla evlenmeniz asla caizdeğildir. Şüphesiz bu durum, Allah katında büyük bir 

günahtır. 33/53

Bu duruma göre, Sahabelerin bir eşyayı dahi, Peygamberinhanımlarından yüz yüze isteyemeyeceği düşünülürse,

68

Page 69: 50121318-Kutub-i-Sitte-nin-Ele�tirisi-ve-Kuran-a-Arz�-Ferec-Hudur.pdf

7/30/2019 50121318-Kutub-i-Sitte-nin-Ele�tirisi-ve-Kuran-a-Arz�-Ferec-Hudur.pdf

http://slidepdf.com/reader/full/50121318-kutub-i-sitte-nin-eletirisi-ve-kuran-a-arz-ferec-hudurpdf 69/606

yapılmış olan rivayetin ve benzeri rivayetlerin asılsız bir iftiraolduğu anlaşılır.

62- Bize Müsedded Yahyâ ibn Said’den: o da Humeyd’den; o

da Enes’ten tahdis etti: Enes ibn Mâlik (R) şöyle demiştir:Umer (R):

- üç şey hakkındaki dileğim Allah’ın vahyine uygun geldi,yâhut Rabb’im bana muvafakat etti. Ben: Yâ Resûlullah!Makaamu İbrahim’den bir namâz yeri edinseniz! dedim. (Bulafızla âyet indi.) yine ben: Yâ Resûlullah! Yanınıza iyi vekütü kimseler giriyor. Müminlerin anaları olan kadınlarınızın

örtünmelerini emretseniz! dedim. Bunun üzerine Allah Hicap(el-Ahzâb: 59) âyetini indirdi. (Buhari, Kitâbu’t-Tefsir C.9H.10 S.4182, Ötüken 1987)

Bu rivayette de, yine bir iftira mevcuttur. İnsanın aklına şöyle bir soru geliyor. Allah’ın öğretmesiyle, Peygamber miinsanlara iyi ahlakı öğretip örnek oluyordu, yoksa insanlar mı

 peygambere iyi ahlakı öğretiyorlardı. Rivayetler dinininmensuplarına göre insanlar peygambere öğretiyorlardı.Halbuki ahlak konusunda Kur’an’da onun için şöyledenmiştir:

- Nûn. Kaleme ve yazdıklarına andolsun! 68/1

- Sen, Rabb’inin nimetiyle cinlenmiş değilsin. 68/2

- Senin için kesintisiz bir mükâfat vardır. 68/3

- Ve sen, büyük bir ahlâk üzerindesin. 68/4

- Andolsun Allah’ın Elçisinde sizin için, sizden Allah’ı veahreti arzu eden ve Allah’ı çok anan kimseler için (uyulacak)en güzel bir örnek vardır. 33/21

Yaptıkları iftiralarda diğer bir hususta, özellikle erkeklerin,Peygamber eşlerinden, cenabetten yıkanma, hayız v.s. gibikonularda gidip soru sorduklarını iddia etmeleridir. Bu gibi

69

Page 70: 50121318-Kutub-i-Sitte-nin-Ele�tirisi-ve-Kuran-a-Arz�-Ferec-Hudur.pdf

7/30/2019 50121318-Kutub-i-Sitte-nin-Ele�tirisi-ve-Kuran-a-Arz�-Ferec-Hudur.pdf

http://slidepdf.com/reader/full/50121318-kutub-i-sitte-nin-eletirisi-ve-kuran-a-arz-ferec-hudurpdf 70/606

konuları gidip soracak bayan sahabe yok muydu? Erkek sahabeler gidip Peygamberden veya bu konuda bilgisi olandiğer erkek sahabelerden soramaz mıydılar? Eğer bu gibihususlar düşünülse asıl maksatlarının bir şeyi sormak değil,

Peygamber eşlerine iftira etmek olduğu kolayca anlaşılır.Şimdi bu tür rivayetlerinden başka örnekler verecek olursam:

63- ........... Bize Mâlik, Hişâm’dan; o da babası Urve’den; oda Peygamber’in zevcesi Âişe’den haber verdi (şöyledemiştir): Peygamber (S) cünüplükten yıkandığı zamânellerini yıkamaktan başlardı. Sonra namâz için ab dest alır gibi ab dest alırdı. Sonra parmaklarını suya daldırır ve onlarlasaçlarının diplerini hilâl lardı. Sonra iki eliyle başı üzerine üçavuç su dökerdi. Ondan sonra suyu bütün bedeni üzerindenakıtırdı. (Buhari, Kitâbu’l-Gusl C.1 H.1 S.370, Ötüken 1987)

64-.............. İbn Abbâs’tan; o da Peygamber’in zevcesiMeymûne’den tahdis etti. Meymûne (R) şöyle demiştir:Resûlullah (S) yalnız ayaklarını yıkamayarak namâz için ab

dest alışı gibi ab dest aldı. Bacak aralarını ve oralarına isâbeteden yıkanacak şeyleri de yıkadı. Sonra kendi üzerine sudöktü. Sonra ayaklarını yerinden ayırıp yıkadı. Onuncünüplükten dolayı yıkanması işte budur. (Buhari, Kitâbu’l-Gusl C.1 H.2 S.370, Ötüken 1987)

65-............ Bana Eflâh, el-Kaasım’dan; o da Âişe’den haber verdi. Âise (R): Peygamber (S) ile ben bir kaptan yıkanırdık,ellerimiz, o kabın içinde gidip gelirdi, demiştir. (Buhari,Kitâbu’l-Gusl C.1 H.14 S.377, Ötüken 1997)

66-............ Bize Şu’be, Hammâd’dan; o da babası Urve ibnZubeyr’den; o da Âişe’den tahdis etti. Âise (R): Resûlullah(S) cünüplükten dolayı yıkandığı zamân ellerini yıkar idi,demiştir. (Buhari, Kitâbu’l-Gusl C.1 H.15 S.377, Ötüken

1997)

Böylece yıkanan bir kimsenin ellerini de yıkadığını öğrenmişolduk, bu bilgi kaybolsaydı halimiz nasıl olacaktı. Elleri olup

70

Page 71: 50121318-Kutub-i-Sitte-nin-Ele�tirisi-ve-Kuran-a-Arz�-Ferec-Hudur.pdf

7/30/2019 50121318-Kutub-i-Sitte-nin-Ele�tirisi-ve-Kuran-a-Arz�-Ferec-Hudur.pdf

http://slidepdf.com/reader/full/50121318-kutub-i-sitte-nin-eletirisi-ve-kuran-a-arz-ferec-hudurpdf 71/606

ta, elini yıkamadan vücudunu yıkayan tek bir insan varmıdır veya üç avuç suyla yıkanmak nasıl mümkün olur? Maksatlarıiftira etmek değilmi, dillerine ne gelirse düşünmedensöylerler.

67-.............İbn Abbâs şöyle demiştir: Meymûne (R) şöylededi: Ben Resûlullah için yıkanacağı suyu koydum. Kendisielleri üzerine su boşalttı ve onları ikişer defa veyâ üçer defayıkadı. Sonra sağ eliyle sol eli içine su boşalttı da bu su ilehayâlarını yıkadı. Sonra elini toprakla sürttü. Sonra ağzınıçalkaladı ve burnuna su çekti. Sonra yüzünü ve elleriniyıkadı, başını da üç defa yıkadı. Sonra bedeni üzerine sudöktü. Sonra yerden ayrıldı da ayaklarını yıkadı. (Buhari,Kitâb’l-Gusl C.1 H.18 S.378, Ötüken 1997)

68-.............Bize A’meş, Sâlim ibn Ebi’l-Ca’d’den; o da İbnAbbâs’tan; o da Meymûne’den tahdis etti ki (o şöyledemiştir): Peygamber (S) cünüplükten dolayı yıkandı. Şöyleki: Eliyle hayalarını yıkadı. Sonra elini duvara sürttü. Sonra

elini yıkadı. Sora namaz abesti gibi abdest aldı. Nihayetyıkanmasını bitirince ayaklarını yıkadı. (Buhâri, Kitâbu’l-Gusl C.1 H.13 S.376, Ötüken 1997)

Burada da yıkanırken elleri duvara sürtüp duvarı kirletmeyirivayet ediyorlar.

69-..............Bize İbrahim, o da Esved’den; o da Âişe’den (R)

tahdis etti ki (o şöyle demiştir): Ben, Peygamber ile birlikteher ikimizde cünüp iken bir kâbdan yıkanırdık. (Hayızolduğumda) O bana emrederdi, bende fûtamı bağlardım. Benhayızlı iken Peygamber tenini tenime dokundururdu. Kazâ O(mescide) itikafta iken, ben de hayızlı olduğum hâlde başını(itikâf yerinden dışarıya) çıkarırdı da, ben de yıkar idim.(Buhari, Kitâbu’l-Hayz C.1 H.14 S.400 Ötüken 1997)

Bu rivayette de, Âişe’nin erkeklere sevişmeyi anlattığıiftirasında bulunuyorlar, aynı iftirayı (aynı kaynak s.401 dekirivayetle) Meymûne hakkında uyduruyorlar. Aslında bu tür 

71

Page 72: 50121318-Kutub-i-Sitte-nin-Ele�tirisi-ve-Kuran-a-Arz�-Ferec-Hudur.pdf

7/30/2019 50121318-Kutub-i-Sitte-nin-Ele�tirisi-ve-Kuran-a-Arz�-Ferec-Hudur.pdf

http://slidepdf.com/reader/full/50121318-kutub-i-sitte-nin-eletirisi-ve-kuran-a-arz-ferec-hudurpdf 72/606

rivayetleri yazmak ağırıma gidiyor; yüzlerce senedir yazılıpinsanlara anlatılan bu yalanları eleştirmek için, istemezsemde yazmak zorunda kaldım. Kitabın başında belirttiğim gibi,uydurmuş oldukları dört bin civarındaki rivayetlerini tekrarlar 

yapmak suretiyle 35647 rivayete çevirerek ciltler dolusukülliyat haline getirmişler. Bundan dolayı konuları anlatırkenfazla detaylara girdiğim de zannedilmesin, konunun özünü bozmadan fazla detaylara girmekten kaçındım, yoksa merak edipte ortaya koydukları külliyata bakan bir kimse eleştirikonusu olabilecek daha başka birçok rivayet bulabilir,verdiğim tipik rivayetlerin az bir kısmı biraz benzer olmakla

 beraber tıpatıp aynı olmayıp içeriğinde konuyu ilgilendirenfarklılıklar vardır. Onlar ciltler doldurdular, ben ise ciltlerleortaya koyduklarını bir kitap halinde tam olarak ortaya koyupeleştirmeyi hedefledim, başardığıma da inanıyorum.

70- ............. El-Kaasım şöyle diyor:Ben Âişe’den işittim,şöyle diyordu: Biz ancak Hac etmeği düşünerek yola çıktık.Şerif mevkiine geldiğimiz zamân ben hayz oldum...........

(Buhari, Kitâbu’l-Hayz C.1 H.1 S.397, Ötüken)

71-.............Bana Hişâm, Urve’den haber verdi ki,Urvetu’bnu’z-Zubeyr’e: Hayızlı kadının bana hizmet etmesiyâhut kadının cünüp iken yanıma gelmesi câiz midir? diyesorulmuş. Urve de: Bana göre bunun hepsi câiz, öyle olan da, böyle olanda bana hizmet eder. Bundan dolayı hiçbir taraf 

için beis yoktur. Bana Âişe haber verdi ki, kendisi hayızlı vehücresinde ikamet ederken, Resûlullah da mescide itikâf ettiği zamân, Resûlullah başını uzatır, o da Resûlullah ın başını tarardı. (Buhari, Kitabu’l-Hayz C.1 H.3 S.398, Ötüken1997)

Kendi kendilerini yalanlamak üzere birde şöyle bir rivayetuydurdular.

72-............Zerrate şöyle demiş: Âise (r.anhâ)’dan, şöyledemiştir:

72

Page 73: 50121318-Kutub-i-Sitte-nin-Ele�tirisi-ve-Kuran-a-Arz�-Ferec-Hudur.pdf

7/30/2019 50121318-Kutub-i-Sitte-nin-Ele�tirisi-ve-Kuran-a-Arz�-Ferec-Hudur.pdf

http://slidepdf.com/reader/full/50121318-kutub-i-sitte-nin-eletirisi-ve-kuran-a-arz-ferec-hudurpdf 73/606

“Ben hayızlı olduğum zaman (Resûlullah’ın) yatağından bir hasır üzerine iner ve temizleninceye kadar Resûlullah (s.a)’ayaklaşmazdım."(Ebû Dâvûd, K.Tahâre (1), Bâb 106 Cilt 1H.271 s.479, Şamil 1987)

Böylece bu konuda da kendi kendilerini tekzip etmiş oldular.Zaten rivayet uydurmalarında en sık başvurdukları metotlarızıt ve ihtilaflı rivayetler uydurmaktır, bunu da bir konudasıkıştıklarında veya işlerine geldiğinde kullanmak üzere veyaortalığı karıştırmak için planlı tasarlamışlardır. Sık sık bu tür zıt rivayetlerine örnekler vermeğe çalışacağım. Şimdi iftirarivayetlerini sıralamaya devam edecek olursam:

73- ...........Enes Bin mâlikten rivayet: Uhud harbinde, Yeminolsun ki, Âişe binti Ebi Bekir, ile Ümmü Süleym’i paçalarınısıvamış halde gördüm, Baldırlarının bileziklerinigörüyordum. Su tulumlarını sırlarında taşıyor gâzilerinağızlarına boşaltıyorlardı. (Müslim, cilt 8 139/655 ter. AhmedDavudoğlu, Sönmez neşriyat a.ş

Burada da savaş heyecanıyla kamufle ederek, Âişe’nin veÜmmü Süleym’in baldırlarını gösterdiği iftirası rivayetedilmiştir.

74- Müslim’in bir diğer rivayetinde: "Hz. Âise radıyallahuanhaya bir zat misafir oldu. Adam sabahleyin elbisesiniyıkamaya başladı. Hz. Âise ona:

"Sana (meni) bulaşan yeri (gördüysen) orasını yıkaman kâfiidi. Göremediğin takdirde etrafını yıkardın. Ben, Resulûllahaleyhissalâtu vesselâm ın elbisesinden (meni bulaşığını)ovalamak suretiyle çıkardığımı biliyorum. O, (Birdeyıkamaksızın) onun içinde namaz kılardı”.......... (K.S 3517 C.10 S. 345 Akçağ 1990 alıntısı Müslim, Tahâret 105, 109

(288,290))

Güya Âişe’ye bir adam misafir olmuş da, Âise adamamenisini nasıl yıkayacağını izah etmiş. Biz Âişe’yi böyle bir 

73

Page 74: 50121318-Kutub-i-Sitte-nin-Ele�tirisi-ve-Kuran-a-Arz�-Ferec-Hudur.pdf

7/30/2019 50121318-Kutub-i-Sitte-nin-Ele�tirisi-ve-Kuran-a-Arz�-Ferec-Hudur.pdf

http://slidepdf.com/reader/full/50121318-kutub-i-sitte-nin-eletirisi-ve-kuran-a-arz-ferec-hudurpdf 74/606

iftiradan tenzih ederiz. Özellikle cinsel konularda, Âisehakkında rivayetler uydurmuşlardır. Bu da, Âişe’nin şahsındaPeygambere ve Ebu Bekr’e olan kinlerini göstermektedir.

75-.........Biz Amr İbn Meymûn, Süleyman İbn Yesâr’dantahdis etti. O şöyle demiştir: Ben Âişe’ye elbiseye isâbet edenmeniden sordum. Âişe: Ben onu Resûlullah’ın elbisesindenyıkardım da, yıkama izi yer yer ıslaklıklar elbisesindegöründüğü halde çıkardı, dedi (Buhari, c. 1 Kitabu’l-Vudu 93s. 354 Ötüken 1997)

Bu da önce ki benzerleri gibi iftira içeren bir rivayettir.

Erkekler menilerini nasıl yıkayacaklarını Âişe’den başkasoracak kimse bulamadılar mı, kaldı ki ahmaklar bile menininnasıl yıkanacağını bilirler.

76-.........Ben Urve ibnu’z-Zubeyr’den işittin, Peygamber (S)Âişe’ye (R)’ye:

-”Ebû Bekr’e emret de insanlara namâzı kıldırsın" buyurmuş.

- Ebû Bekr pek yufka yürekli bir adamdır. Ne zamân Seninmakamına dikilirse kalbi incelir, demiş.

Peygamber evvelki emrini tekrar buyurmuş, Âise de “EbuBekr hüzünlü bir adamdır" sözünü tekrarlamış.

Şu’be ibnü’l Haccâc yukarıdaki senedle dedi ki: Peygamber üçüncü yahut dördüncü defasında:

- Şüphesiz sizler, Yusuf Peygamber’in karşılaştığıkadınlarsınız. Ebû Bekr’e emredin de namâzıkıldırsın."buyurdu. (Buhari, Kitabu’l Enbiyâ 59 C.7 S.3148-3185, Ötüken-1987)

Burada da, Âişe’ye ne tür bir iftirada bulunduklarını belirtmek için, Yusuf Peygamberin karşılaştığı kadına,Kur’an’dan örnek vereceğim, mealen:

74

Page 75: 50121318-Kutub-i-Sitte-nin-Ele�tirisi-ve-Kuran-a-Arz�-Ferec-Hudur.pdf

7/30/2019 50121318-Kutub-i-Sitte-nin-Ele�tirisi-ve-Kuran-a-Arz�-Ferec-Hudur.pdf

http://slidepdf.com/reader/full/50121318-kutub-i-sitte-nin-eletirisi-ve-kuran-a-arz-ferec-hudurpdf 75/606

-Yusuf’un evinde kaldığı kadın, onun nefsinden murâd almak istedi ve kapıları kilitleyip: “Haydi gelsene!"dedi. (Yusuf):“Allah’a sığınırım dedi, efendim bana güzel baktı (ben nasılonun İyiliği’ne karşı hıyanet ederim), zalimler iflah

olmazlar!: 12/23

- And olsun, kadın onu arzû etmişti, eğer Rabb’inin doğruyugösteren delilini görmeseydi Yusuf da onu arzû etmişti.Böylece biz kötülüğü ve fuhşu ondan çevirmek istedik; çünküo, ıhlâsa erdirilmiştir (seçkin) kullarımızdandır. 12/24

Görüldüğü gibi, Yusuf Peygamberin karşılaştığı kadın evli

olmasına rağmen, Yusuf peygambere zina teklifinde bulunmuştur. Peygamber nasıl olur da Âişe’yi böylekadınlara benzetir, bu ağır bir ithamdır.

77- Hz. Âişe radıyallahu anhâ anlatıyor: “Ebu’l-Ku’ays’ınkardeşi Eflah, örtünmeyi emreden ayet indikten sonra yanımagirmek için izin istedi. Ben:

“Allah’a yemin olsun, Resûlullah aleyhissalâtu vesselâmdanizin istemedikçe ben ona girme izni vermeyeceğim! Çünküo’nun kardeşi Ebu’l-Ku’ays beni emziren kimse değildir.Beni Ebu’l-Ku’ays’ın hanımı emzirdi! dedim. Derken yanımaAleyhissalâtu vesselâm girdiler.

"Ey Allah’ın Resûlü dedim, Ebu’l-Ku’ays’ın kardeşi Eflah

yanıma girmek için izin istedi. Ben sizden sormadıkça izinvermekten imtina ettim! dedim. Resûlullah aleyhissalâtuvesselâm: “amcana izin vermekten seni alıkoyan sebepne?"buyurdular. Ben:

"Ey Allah’ın Resûlü! dedim. Beni emziren erkek değil. Benionun hanımı emzirdi" dedim. Resûlullah yine:

“Sen onun girmesine izin ver. Zira o senin amcandır, Allahiyiliğini versin" buyurdular. (K:S 5670 C.16 s.28 alıntısı,Buhari, Humus 4, Şehadet 7, Nikah 20; Müslim, Radâ’2.

75

Page 76: 50121318-Kutub-i-Sitte-nin-Ele�tirisi-ve-Kuran-a-Arz�-Ferec-Hudur.pdf

7/30/2019 50121318-Kutub-i-Sitte-nin-Ele�tirisi-ve-Kuran-a-Arz�-Ferec-Hudur.pdf

http://slidepdf.com/reader/full/50121318-kutub-i-sitte-nin-eletirisi-ve-kuran-a-arz-ferec-hudurpdf 76/606

(1444); Muvatta, Radâ 2, (2.601,602); Tirmizi, Radâ’1,(1147); Ebu Dâvud, Nikah 7, (2055); Nesâi, Nikâh 49,(6,99))

78-..........Bize Şu’be, el-Eş’as’tan; oda babası Ebû’s-Sa’sâ

Selim İbnu’l-Esved’den; o da Mesrûk’tan; o da Âise’(R)’dentahdis etti ki, Âişe’nin yanında bir adam varken Peygamber (S) içeri girdi. Peygamber bunu hoş görmediğini belli eder gibi yüzünün rengi değişti. Bunun üzerine Âise:

- Bu benim (süt) kardeşimdir! dedi.

Peygamber de:

-”Süt kardeşlerinizin kim olduğuna iyi dikkat ediniz. Çünküsüt, ancak açlıktandır buyurdu. (Buhari, Kitâbu’n-Nikâh, 40S.519 C.11 Ötüken 1988)

İddia ettiklerine göre süt amca, süt kardeş gibi kimselerin,serbestçe bayanların yanına girebileceğini rivayet ettiler.Bunun böyle olmadığını Kur’an’dan örnekler vererek 

gösterecek olursam, mealen:

- Mümin kadınlara da söyle: Gözlerini (harama bakmaktan)korusunlar; namus ve iffetlerini esirgesinler. Görünenkısımları müstesnâ olmak üzere, ziynetlerini teşhir etmesinler. Baş örtülerini, yakalarının üzerine (kadar)örtsünler. Kocaları, babaları, kendi oğulları, kocalarının

oğulları, erkek kardeşleri, erkek kardeşlerinin oğulları, kızkardeşlerinin oğulları, kendi kadınları (mümin kadınlar),ellerinin altında bulunan cariyeleri, erkeklerden, kadınaihtiyacı kalmamış (cinsi güçten düşmüş) hizmetçiler, yahuthenüz kadınların mahrem yerlerini anlamayan çocuklardan başkasına göstermesinler. Gizledikleri süslerin bilinmesi içinayaklarını yere vurmasınlar. Ey müminler! Hep birden

Allah’a tevbe ediniz ki kurtuluşa eresiniz. 24/31Görüldüğü gibi ziynet eşyalarının gösterilebileceği kimseler arasında, süt kardeş veya süt amca bildiril memeştir. 24 Nur 

76

Page 77: 50121318-Kutub-i-Sitte-nin-Ele�tirisi-ve-Kuran-a-Arz�-Ferec-Hudur.pdf

7/30/2019 50121318-Kutub-i-Sitte-nin-Ele�tirisi-ve-Kuran-a-Arz�-Ferec-Hudur.pdf

http://slidepdf.com/reader/full/50121318-kutub-i-sitte-nin-eletirisi-ve-kuran-a-arz-ferec-hudurpdf 77/606

31 de belirtilen kardeş lafzı öz kardeşler hakkındadır. Zira,Kur’an’da süt kardeşlerden bahsedilirken “süt kardeş" olarak ayrı bir şekilde belirtilmişlerdir. Bunlar nikah yönündenyasaklanmışlardır, fakat nikahlarının haram oluşu, onlara öz

kardeş hususiyeti vermemektedir. Yani mümin bayanlar içingizlenme konusunda diğer süt kardeş olmayanlardan bir farkları yoktur. Buna benzer olarak dikkat edilirse,Peygamberin zevceleri, Kur’an’da müminlerin anneleriolarak belirtilmişlerdir. Peygamberden sonra müminlerinonları nikahlamaları ebediyen haramdır. Buna rağmenmüminler onlardan yüz yüze eşya dahi isteyemezler, ancak 

 bir perde arkasından olursa, yani aralarında bir perde varsaisteye bilirler. Demek ki bazı akrabalıklar vardır kigizlenmeyi ortadan kaldırmaz. Müminlere anne olmak gizlenmeyi ortadan kaldırmıyorsa, nasıl olurda süt kardeşolmak, hele kavramı dahi İslamiyet te olmayan, süt amca diyeuydurdukları akrabalık, gizlenmeyi ortadan kaldırsın. Şimdi bu hususlara ait Kur’an’dan örnek verecek olursam, mealen:

- Size (şunlarla evlenmeniz) haram kılındı: Analarınız,kızlarınız, kardeşleriniz, halalarınız, teyzeleriniz, kardeşkızları, kız kardeş kızları, sizi emziren analarınız, sütkardeşleriniz, karılarınızın anaları, birleştiğiniz karılarınızdanolup evlerinizde bulunan üvey kızlarınız, -eğer onlarla henüz birleşmemişseniz (kızlarını almaktan ötürü) üzerinize bir günah yoktur- kendi sulbünüzden gelen oğullarınızın karıları

ve iki kız kardeşi bir arada almanız. Ancak geçmişte olanlar hâriç. Şüphesiz Allah, çok bağışlayan çok merhamet edendir.4/23

Dikkat edilirse süt kardeşler, ismen süt kardeş olarak  belirtilmiştir. Öz kardeşler sadece kardeşleriniz olarak isimlendirilmiştir. 24 Nur 31 de süt kardeşlere ruhsat

verilmemiş, 4 Nisa 23 te ise nikahlanmaları yasaklanmıştır.- Müminlerin, Peygamberi kendi nefislerinden çok sevmelerigerekir; onun eşleri onların anneleridir; akraba olanlar, miras

77

Page 78: 50121318-Kutub-i-Sitte-nin-Ele�tirisi-ve-Kuran-a-Arz�-Ferec-Hudur.pdf

7/30/2019 50121318-Kutub-i-Sitte-nin-Ele�tirisi-ve-Kuran-a-Arz�-Ferec-Hudur.pdf

http://slidepdf.com/reader/full/50121318-kutub-i-sitte-nin-eletirisi-ve-kuran-a-arz-ferec-hudurpdf 78/606

hususunda, Allah’ın Kitabında birbirlerine müminler vemuhâcirlerden daha yakındırlar. Dostlarınıza yapacağınızuygun bir vasiyet bunun dışındadır. Bu Kitab’ta yazılı bulunmaktadır. 33/6

Görüldüğü gibi, Peygamberin eşleri müminlerin anneleridir.Fakat, müminlere anne olma vasıfları gizlenmelerini ortadankaldırmaz, Kur’an’dan mealen:

- Ey iman edenler! Hazırlanmasını beklemeyeceğiniz bir yemeğe çağrılmanız hariç, size izin verilmeden Peygamberinevlerine girmeyin, Fakat çağrıldığınız zaman girin, Yemek 

yediğiniz zaman, hemen dağılın, sohbete dalmayın, çünkü budurum, Peygamberi üzüyor. O, (sizi evden çıkarmaktan)utanıyor. Halbuki Allah, hak olan bir şeyden utanmaz,Peygamberin hanımlarından bir eşya istediğiniz zaman bir  perdenin arkasından isteyin. Bu durum, sizin kalpleriniz veonların kalpleri için daha temizdir. Resûlullah’a eziyetetmeniz, ondan sonra onun hanımlarıyla evlenmeniz ebediyen

caiz değildir. Şüphesiz bu durum, Allah katında büyük bir günahtır. 33/53

Bu itibarla, süt amca ve süt kardeş konusunda rivayet edilenhadisler, uydurma olup aslı yoktur.

Süt çocukluğu konusunda iddiaları da, Kur’an’da belirtilenden çok değişiktir. Kûr’an’da çocuk en fazla iki yıl

emzirilir, yani iki yaşından sonra öz annesi dahi onuemziremez. Fakat onlar adamlarında emzirilebileceğinirivayet ettiler.

Emzirme ile ilgili olarak, Kur’an’dan mealen:

- Anneler, çocuklarını -emzirmeyi tamamlamak isteyen kimse

için- tam iki yıl emzirirler. Onların uygun biçimde yiyeceğinive giyeceğini sağlamak, çocuğun babasına aittir. Herkesancak gücü ölçüsünde bir şeyle mükellef tutulur. Ne anneçocuğu yüzünden, ne de çocuğun ait bulunduğu baba, çocuğu

78

Page 79: 50121318-Kutub-i-Sitte-nin-Ele�tirisi-ve-Kuran-a-Arz�-Ferec-Hudur.pdf

7/30/2019 50121318-Kutub-i-Sitte-nin-Ele�tirisi-ve-Kuran-a-Arz�-Ferec-Hudur.pdf

http://slidepdf.com/reader/full/50121318-kutub-i-sitte-nin-eletirisi-ve-kuran-a-arz-ferec-hudurpdf 79/606

yüzünden zarara sokulmasın. Mirasçının da aynı şeyiyapması gerekir. Eğer (ana, baba) anlaşıp danışarak (çocuğumemeden) kesmek isterlerse, kendilerine günah yoktur.Çocuklarınızı (süt annesi tutup) emzirmek isterseniz,

vereceğinizi güzelce verdikten sonra yine üzerinize bir günahyoktur (emzirirseniz) Allah’tan korkun ve bilin ki, Allahyaptığınız her şeyi görmektedir. 2/233

Çocukların en fazla iki yaşına kadar emzirtilebileceği açıktır, buna rağmen şu rivayette bulundular:

79-.............. Aişe’den naklen rivayet:

Ebû Huzeyfe’nin âzâdlısı Sâlim, evlerinde Ebû Huzeyfe ileailesinin yanında bulunuyormuş derken, Sehle binti Süheyl,Peygambere gelerek:

- Sâlim artık erkeklik çağına geldi; ve erkeklerin akıl ettiklerişeylere akıl erdirmeye başladı ama yanımıza giriyor.Zannediyorum ki, bundan Ebû Huzeyfe’nin hatırına bir şeygeliyor; demiş.

Bunun üzerine peygamber ona:

“Salim’i emzir, ona haram ol da Ebû Huzeyfe’nin hatırınagelen şey gitsin!"buyurmuş.

(Sehle bunu yapmış ve) dönerek:- Ben onu emzirdim; Ebu Huzeyfe’nin hatırına gelen şey degitti; demiş. (Müslim, 27/371 Cilt 7 Ahmet DAVUTOĞLU,Sönmez Neşriyat A.Ş.)

Salim’in yaşı konusunda yine Müslim’de şu ifadeler geçmektedir.

- Koskoca adam olduğu halde onu nasıl emzireyim dedi.“Resûlullah gülümseyerek onun koskoca adam olduğunu

79

Page 80: 50121318-Kutub-i-Sitte-nin-Ele�tirisi-ve-Kuran-a-Arz�-Ferec-Hudur.pdf

7/30/2019 50121318-Kutub-i-Sitte-nin-Ele�tirisi-ve-Kuran-a-Arz�-Ferec-Hudur.pdf

http://slidepdf.com/reader/full/50121318-kutub-i-sitte-nin-eletirisi-ve-kuran-a-arz-ferec-hudurpdf 80/606

 biliyorum."cevabını verdi. (Müslim, 26 C.7 Sönmez Neşriyat).

- Sehle; ama o saçlı sakallı (adam)dır, dedi. (Müslim, 30/373

C.7 Sönmez Neşriyat) .

80 ............. Âise (Radıyallâhü anhâ)’dan; Şöyle demiştir:(Ebû Huzeyfe’nin karısı) Sehle binti Süheyl (Radıyallâhüanhüm) Peygamber (Sallallâhü Aleyhi ve Sellem)’e gelerek:

- Yâ Resûlullah! (Evlatlığımız) Sâlim’in yanıma girmesindendolayı (kocam) Ebû Huzeyfe (bin Utbe)’nin yüzünde cidden

 bir hoşnutsuzluk görüyorum, dedi. Bunun üzerine Peygamber (Sallallâhü Aleyhi ve Sellem) (Sehle’ye:)

- “Sen Sâlim’e süt emzir" buyurdu. Sehle:

- O, yetişkin bir adam olduğu halde ben nasıl onu emzireyim?dedi. Bunun üzerine Resûlullah (Sallallâhü Aleyhi ve Sellem)gülümsedi ve:

- “Ben onun yetişkin bir adam olduğunu şüphesiz biliyorum."buyurdu. Sehle (Radıyallâhü anhâ) (gidip bu işi)yaptıktan sonra Peygamber (Sallallâhü Aleyhi ve Sellem’e)’egelerek:

Ben (Sâlim’e süt emzirdikten) sonra (kocam) Ebû Huzeyfe

(Radıyallâhü anh)’ ın yüzünde bir hoşnutsuzluk görmedim,dedi. Sâlim (onun sütünü emmeden önce) Bedir savaşınakatılmış idi." (İbn’i Mace, H.1943, Sünen-i İbn-i Mace, S.412C.5 Baskı 1992 Kahraman Yayınları.)

Görüldüğü gibi süt emzirmeyle ilgili iddiaları ve rivayetleriİslam la ilgisi olmayan sapık iddialardır. Hangi kadıngöğsünü açıp bir adama kendini emzirirde, bunun adına süt

çocukluğu denir. Kur’an öğretisine karşı o kadar kin ve nefretdoludurlar ki, dillerine ne gelirse söylemektençekinmemişlerdir.

80

Page 81: 50121318-Kutub-i-Sitte-nin-Ele�tirisi-ve-Kuran-a-Arz�-Ferec-Hudur.pdf

7/30/2019 50121318-Kutub-i-Sitte-nin-Ele�tirisi-ve-Kuran-a-Arz�-Ferec-Hudur.pdf

http://slidepdf.com/reader/full/50121318-kutub-i-sitte-nin-eletirisi-ve-kuran-a-arz-ferec-hudurpdf 81/606

Diğer bir rivayet çeşitleri de, İslamiyet’teki, erkeklerin birdenfazla kadını nikahlama ruhsatıyla ilgilidir. Bu rivayetlerinisıralarken kendilerince alay etmek amacındadırlar. Zira sarf ettikleri ifadelerden bu anlaşılmaktadır. Bu rivayetlerine konu

olarak ta Peygamberleri ele almışlardır, örneğin:

81- Hz. Enes Radıyallâhü anh anlatıyor: “Resûlullahaleyhissalatu vesselâm, hanımlarına gece ve gündüz aynısaatlerde ziyarette bulunurdu. Onlar on bir tane idiler. Enes’e:“Buna tâkat getirebiliyor muydu? denmişti. O: “Biz ona otuzkişinin gücü verildiğini konuşurduk" diye cevap verdi." (K.S.5713 C.16 S.69 alıntısı, Buhari, Gusl 12; Nesâi, Nikâh 1,(6,53,54))

82- Bize Müseddet tahdis etti. Bize Yezid ibn Zurey’ tahdisetti. Bize Said ibn Ebû Arûbe, Katâde’den; o da Enes (R)’dentahdis etti ki, Peygamber (S)’in dokuz kadını olduğu hâlde,tek bir gece içinde kadınların hepsi üzerine dolaşırdı.

Ve yine bana Halife ibn Hayyât şöyle dedi: Bize Yezid ibnuZurey’ tahdis etti: Bize Said, Katâde den tahdis etti ki, onlarada Enes, Peygamberden olmak üzere bunu tahdis etmiştir.(Buhari, Kitâbu’l-Nikâh H.6 C.11 S.5163 Ötüken 1988).

Görüldüğü gibi iki rivayet birbirleriyle çelişkilidir, birinde on bir eş derken, diğerinde dokuz eş denmiştir. Güya Peygamber Enes’e söylemiştir, peki Enes on birle, dokuzu ayıramıyorsa

 bunu nasıl tahdis etti. Farz edelim ki, ayrı ayrı zamanlar içintahdis etmiş olsunlar, yani Peygamber iki eş için evlenmişveya boşanmış olsun. Buna rağmen rivayetlerin herhangi bir temele dayalı ciddiyetleri yoktur. Aile yaşantısı içerisindeki bazı şeyleri insan kendi öz anne babasına söylemezken.Peygamber gibi bir insan aile sırlarını neden gidip Enes’esöylesin. Şimdi bu tür iftiralarını yazmaya devam edecek 

olursam:

83- Hz. Ebu Hureyre Radıyallâhü anh anlatıyor: “Resûlullahaleyhissalâtu vesselâm buyurdular ki:

81

Page 82: 50121318-Kutub-i-Sitte-nin-Ele�tirisi-ve-Kuran-a-Arz�-Ferec-Hudur.pdf

7/30/2019 50121318-Kutub-i-Sitte-nin-Ele�tirisi-ve-Kuran-a-Arz�-Ferec-Hudur.pdf

http://slidepdf.com/reader/full/50121318-kutub-i-sitte-nin-eletirisi-ve-kuran-a-arz-ferec-hudurpdf 82/606

“Süleyman aleyhisselâm (bir gün)

“Bugün, kesinlikle doksan kadınıma uğrayacağım. Hepsi deAllah yolunda cihad edecek bir yiğit doğuracak! dedi (veya

melek) ona:

“İnşaallah de bari!"uyarısında bulundu. Ama Hz. Süleymanİnşaallah demedi.

Söylediği gibi, o gün, bütün hanımlarına uğradı.Kadınlarından sadece biri hâmile kaldı. O da yarım insandoğurdu.”

Resûlullah aleyhissalâtu vesselâm sözüne devamla:

“Nefsimi elinde tutan Zât’a yemin olsun! Eğer Süleymanaleyhisselâm “inşallah!"demiş olsaydı hepsi de Allah yolundaatlı olarak cihad eden çocuklara sahip olacaktı" buyurdu."(Buhari, Enbiya 40, Eymân 23,(1654); Nesâi,39,40,(7,25); K.S. 5825 C.16 S.299 Akçağ 1993)

84-............. El-A’rac’dan; Ebû Hureyre (R)’den tahdis etti ki,Peygamber (S) şöyle buyurmuştur: “Dâvud’un oğluSüleymân: Ben bu gece yetmiş kadını dolaşacağım daonlardan her biri Allah yolunda mücahide edecek birer süvârioğlana gebe kalır, diye kesin konuştu. Arkadaşı olan melek ona: İnşaallah de, dedi. O diliyle İnşaallah demedi. O

hakikaten o kadınları dolaştı, fakat içlerinden yalnız biri ikişıkkından biri düşük bir oğlana hâmile kalmıştır”.

Peygamber: “Eğer Süleymân İnşaallah deseydi, elbette oçocukların hepsi Allah yolunda cihâd ederlerdi" buyurdu..........

(Buhari, Kitâbu’l-Enbiyâ 97 C.7 S.3237 Ötüken 1987)

85- .............. Bize Vuheyb, Eyûb’dan; o da Muhammed ibnSirin’den; o da Ebû Hureyre (R)’den şöyle tahdis etti:Allah’ın Peygamberi Süleymân Aleyhisselâmın atmış tâne

82

Page 83: 50121318-Kutub-i-Sitte-nin-Ele�tirisi-ve-Kuran-a-Arz�-Ferec-Hudur.pdf

7/30/2019 50121318-Kutub-i-Sitte-nin-Ele�tirisi-ve-Kuran-a-Arz�-Ferec-Hudur.pdf

http://slidepdf.com/reader/full/50121318-kutub-i-sitte-nin-eletirisi-ve-kuran-a-arz-ferec-hudurpdf 83/606

kadını vardı. “Ben bir gecede kadınların üzerine dolaşırım daonlardan her bir kadın muhakkak Allah yolunda savaşacak  birer süvari oğlan çocuğu doğurur" diye (İnşaallah demeden)yemin sözü söyledi. Hakikaten kadınları üzerine dolaştı.

Fakat kadınlardan hiçbiri doğurmadı, yalnız bir kadın eksik doğumlu bir oğlan çocuğu doğurdu. Allah’ın PeygamberiMuhammed (S):

-”Eğer Süleymân Peygamber İnşaallah diyerek yemininden bir istisna yapsaydı, kadınlardan her bir kadın muhakkak gebe kalır ve Allah yolunda savaşacak birer süvâridoğururdu" buyurdu. (Buhari, Kitâbu’t-Tevhit 95 C.16S.7340 Ötüken 1989).

Görüldüğü gibi, Peygamberlere iftira ve saygısızlık kastıylatahdis edilmiş olan bu rivayetler aynı zamanda çelişkilidir.Zira, iddia etmiş oldukları kadın sayıları ihtilaflıdır. Dinyönünden Süleyman peygambere ağır sözler içermektedirler,öyle ki bir peygamber olmasına rağmen, Allah adına

konuşup, İnşaallah dememekte direnen bir kimse seviyesineindirmektedirler. Bu ise bir peygamber hakkında sarf edilençok ağır iftiradır. İnşaallah’ın kelime manası, Allah istersedemektir. Böyle bir şeyi red etmek, Allah istemezse dedemek olur ki, bu ise Allah’a şirk koşmak demektir.Süleyman peygamber ise bir müşrik değildi, bu itibarla burivayetlerde bir uydurmadır.

86-........... Âise (R) şöyle demiştir: Fâtıma yürüyerek yönelipgeldi. Fâtıma’nın yürüyüşü tıpkı Resûlullah’ın yürüyüşügibidir. ............(Buhari, Kitâbu’l-Menâkıb 126 C.7 S.3393Ötüken 1987)

Bir bayanın erkekler gibi yürümesi övünülecek bir şeydeğildir. Rivayet aslı olmayan bir iftiradır. Hele, rivayeti

Peygamber açısından rivayet etmeleri ise peygambere açıkçasaldırıdır, zira erkeklerin bayanlar gibi yürümesi de İslamDininde kabul edilemez.

83

Page 84: 50121318-Kutub-i-Sitte-nin-Ele�tirisi-ve-Kuran-a-Arz�-Ferec-Hudur.pdf

7/30/2019 50121318-Kutub-i-Sitte-nin-Ele�tirisi-ve-Kuran-a-Arz�-Ferec-Hudur.pdf

http://slidepdf.com/reader/full/50121318-kutub-i-sitte-nin-eletirisi-ve-kuran-a-arz-ferec-hudurpdf 84/606

87-................ Hz. İbrahim zalim birinin diyarına (Mısır’a) beraberinde Sâre de olduğu halde gelmişti, Sâre güzel bir kadındı. Sâre’ye: “Bu cebbâr herif, bilirse ki sen karımsın,senin için bana galebe çalar. Eğer sana soracak olursa, kız

kardeşim olduğunu söyle! Çünkü sen, zaten İslâm yönündenkardeşimsin, din kardeşiyiz. Ben yeryüzünde senden ve benden başka bir Müslüman bilmiyorum" dedi.

Bunlar zâlim kralın memleketine gelince, adamlardan biri bunları gördü. Hemen gidip:

“Senin memleketine öyle güzel bir kadın girdi ki, sizden

 başkasının olması münasip değildir" dedi. Kral derhaladamlar gönderip, Sâre’yi yanına getirtti. Hz. İbrahimnamaza durdu. Sâre adamın yanına girince, kral (onu ayaktakarşıladı, fakat) elini ona uzatamadı. Eli şiddetli şekildetutuldu. Sâre’ye:

“Elimi salması için Allah’a dua et! Sana zarar 

vermeyeceğim!"dedi. Sâre de dediğini yaptı. Ama kral tekrar Sâre’ye sataşmak istedi. Eli, öncekinden daha şiddetli tutulupkaldı. Sâre’ye aynı şekilde ricada bulundu. O da kabul etti.(Adam normal hale dönünce tekrar) sataşmak istedi. Eliönceki iki seferden daha şiddetli şekilde tutuldu. Sâre’yeyine:

“Allah’a dua et, elimi salsın sana zarar vermeyeceğim!"diye

rica etti. Sâre dua etti, adamın elleri açıldı. Kral kadını getirenadamı çağırdı ve ona: “Sen bana insan değil bir şeytangetirmişsin. Bunu diyarımdan çıkar!"dedi. Sâre’ye, Hâcer’i bağış olarak verdi.

“Sâra yürüyerek geldi. İbrahim onu görünce:

“Nasılsın, ne haber?"dedi. Sâre:“Hayır var! Allah cebbârın elini tuttu (bana) bir hâdimverdi!"dedi.".................. (K.S. 5212 C.15 S.6-7 Akçağ 1992

84

Page 85: 50121318-Kutub-i-Sitte-nin-Ele�tirisi-ve-Kuran-a-Arz�-Ferec-Hudur.pdf

7/30/2019 50121318-Kutub-i-Sitte-nin-Ele�tirisi-ve-Kuran-a-Arz�-Ferec-Hudur.pdf

http://slidepdf.com/reader/full/50121318-kutub-i-sitte-nin-eletirisi-ve-kuran-a-arz-ferec-hudurpdf 85/606

alıntısı, Buhari, Enbiyâ 9, Büyû’ 100, Hibe 36, Nikâh 6;Müslim, Fezâil 154, (2371); Ebû Dâvud, Talâk 16, (2212);Tirmizi, Tefsir, Enbiya, (3165))

İddia ettiklerine göre, İbrahim peygamber neylekarşılaşacağını bile bile, kralı zalim olan bir memleketegitmiş. Kendisinin de önceden tahmin ettiği gibi, karısı“Sâra" kral tarafından kendisinden istenmiş ve karısını kralateslim etmiştir. Canının kurtulmasına sebep de karısını kızkardeşi olarak tanıtması imiş. Güya da, İbrahim peygamber kendisinden ve karısından başka yer yüzünde bir Müslüman bilmiyormuş.

Bu İbrahim peygamber gibi bir kimseye karşı hayasızcayapılmış bir iftira ve saygısızlıktır. O İbrahim peygamber ki,Allah rızası için bir kavmin karşısına tek başına dikildi. O’nuateşe attıklarında dahi çekinmeyecek kadar cesur bir kimseidi. Nasıl gidip namusunu zalim bir krala teslim eder.Allah’ın arzı geniştir, madem ki durumu önceden biliyordu o

zaman, zalim kralın memleketine uğramaz, başka bir yeregiderdi. Deseler ki zaten hiçbir şey olmadı, ne mahzuru var ki? İslama göre durum hiçte öyle değil zira İslam da müminkadınlara sataşma şiddetle yasaktır ve tesettür olayı vardır vesöyledikleri tesettüre aykırıdır. Öyle ya, kral ve adamlarıtesettüre rağmen Sâre’nin güzelliğini nasıl gördüler? Budemek oluyor ki, iddialarına göre İbrahim peygamber ya

karısını tesettürsüz gezdiriyordu yada tesettürünün açılmasınave kendisine sataşılmasına aldırmıyordu. Ben İbrahim peygamberi böyle bir şeyden tenzih ederim. O İbrahim peygamber ki Allah O’nu dost edinmişti. Bu konudaKur’an’dan mealen:

- Hangi insan, din yönünden, iyilik edici olarak yüzünüAllah’a teslim edip dosdoğru İbrahim’in dinine tabi olandan

daha güzel olabilir? Allah, İbrahim’i dost edinmişti. 4/125

Diğer bir hususta, olayı uydurmak için sarf ettikleri, güyaİbrahim peygamberin karısına: “Ben yeryüzünde senden ve

85

Page 86: 50121318-Kutub-i-Sitte-nin-Ele�tirisi-ve-Kuran-a-Arz�-Ferec-Hudur.pdf

7/30/2019 50121318-Kutub-i-Sitte-nin-Ele�tirisi-ve-Kuran-a-Arz�-Ferec-Hudur.pdf

http://slidepdf.com/reader/full/50121318-kutub-i-sitte-nin-eletirisi-ve-kuran-a-arz-ferec-hudurpdf 86/606

 benden başka bir Müslüman bilmiyorum."ifadesi de,Kur’an’a uymayan ve yalancı olduklarını belgeleyen bir sözdür. Zira kendisine hicretten önce Lût peygamber imanetmişti. Şöyle ki, Kur’an’dan mealen:

- Bunun üzerine Lût ona iman etti ve (kavmine) dedi ki: “BenRabb’ime hicret ediyorum; zira O, daima gâliptir; hikmetsâhibidir”. 29/26

Bu itibarla, İslam Dininde ki gerçeklere uymayan burivayetlerin aslı yoktur.

88- .............. (İbn ebi Leyle’den naklen, dedi ki:)..... Bize Alişöyle tahdis etti: ................... Müteakiben biz yataklarımızagirmiş hâlde iken Peygamber bize geldi. Biz hemenyatağımızdan kalkmağa davrandık. Peygamber (S):

- “Yerinizde durunuz!"buyurdu ve (ikimiz arasına oturdu)hattâ ben göğsümün üzerine dokunan iki ayağının serinliğinihissettim......... (Buhâri, Kitâbu’l-Humus 21 C.6 S.2899Ötüken 1987)

Bu konuda daha önce belirttiğim gibi, İslam’da yatak odalarına izinsiz girilemez. Bu itibarla, peygamberin, kızınınve damadının yatak odalarına izinsiz ve aniden girdiğiyolundaki bu rivayet asılsız bir iftiradır. Hele, yatağa giriparalarına oturması olacak şey değildir.

89- Hz. Câbir (radıyallahu anh) anlatıyor: “Resûlullah(aleyhissalâtu vesselâm) efendimiz buyurdular ki: (Tahâretmaksadıyla) taş kullanmak tektir. Şeytana atılan taş tektir.Safa ile Merve arasında say tektir. Öyle ise sizden biri(tahâret için) taş kullanacaksa bunu da tek kılsın." (K.S. 1493C.6 S.23 Akçağ 1989 alıntısı, Nesâi, Hacc 202, (5,254))

Müslümanlarca tavaf edilen, Kabe tavafı ile Sefa ve Mervesa’yi’ni. Tuvalette temizlik için kullandıkları taş ile veşeytana atılan taşla ilişkilendirmek ve birbirlerine emsal

86

Page 87: 50121318-Kutub-i-Sitte-nin-Ele�tirisi-ve-Kuran-a-Arz�-Ferec-Hudur.pdf

7/30/2019 50121318-Kutub-i-Sitte-nin-Ele�tirisi-ve-Kuran-a-Arz�-Ferec-Hudur.pdf

http://slidepdf.com/reader/full/50121318-kutub-i-sitte-nin-eletirisi-ve-kuran-a-arz-ferec-hudurpdf 87/606

göstermek açık bir saygısızlıktır. Bu itibarla bu rivayettehakaret kastıyla uydurulmuş asılsız bir rivayettir.

90- Ebu Hüreyre radıyallahu anh anlatıyor: “Resûlullah

aleyhissalâtu vesselâm, mescide otururken, bir bedevi giripiki rekat namaz kıldı. Sonra da şöyle dua etmeye başladı:“Allah’ım bana da, Muhammed’e de rahmet et. Bizden başkakimseye rahmet etme!”

Resûlullah aleyhissalâtu vesselâm atılıp:

“Geniş alanı daralttın!"dedi. Derken adam hemen kalkıp

mescidin içine akıtmaya başladı. Halk ta hemencecik üzerineyürüdü. Resûlullah aleyhissalâtu vesselâm onları yasaklayıp:

“Kolaylaştırıcılar olarak gönderildiniz, zorlaştırıcılar olarak gönderilmediniz. Üzerine bir kova su dökün!"ferman buyurdular."(K.S. 3509 C.10 S.340 Akçağ 1990 alıntısı,Buhari, Vudû 58; Ebû Dâvud, Tahâret 138, (380); Tirmizi,Tahâret 112, (147); Nesâi, Tahâret 45, (1,48,49,) )

91- .... Abdullah b. Ömer (r.a.)’den, şöyle demiştir:

“Ben Resûlullah (s.a.) zamanında bekâr bir genç idim veMescid de gecelerdim. Köpekler mescide girerler çıkarlar, bevl ederler, sahabiler de bundan dolayı hiçbir şey (su)dökmezlerdi." (Ebû Dâvud K. Tahâre (1), Bâb 137 H.382 C.2

S.97 Şamil 1988, diğer tahdis edenler, Buhari, tabir 36,fedaili ashabın-Nebi 19; Müslim, fedaili’s-sahâbe 140 )

Peygamber mescidini, insanların ve köpeklerin tuvalet olarak kullandığını rivayet etmeleri, İslam dinine ve Müslümanlaraduydukları kinin açık ifadesidir. İslam dininde, Allah’ı anmaile temizlik birlikte emredilmiştir. Bu konuda Kur’an’danmealen:

Rahmân ve Rahim Allah’ın adıyla

- Ey elbisesine bürünen, 74/1

87

Page 88: 50121318-Kutub-i-Sitte-nin-Ele�tirisi-ve-Kuran-a-Arz�-Ferec-Hudur.pdf

7/30/2019 50121318-Kutub-i-Sitte-nin-Ele�tirisi-ve-Kuran-a-Arz�-Ferec-Hudur.pdf

http://slidepdf.com/reader/full/50121318-kutub-i-sitte-nin-eletirisi-ve-kuran-a-arz-ferec-hudurpdf 88/606

- Kalk, uyar. 74/2

- Rabb’ini tekbir et(O’nun büyüklüğünü an), 74/3

- Elbiseni temizle, 74/4

- Pislikten kaçın. 74/5

İslam dininde iç ve dış temizliğe büyük önem verilmişken, butür aykırı rivayetler uydurmaları, Kur’an’a uymadığı gibiyaptıkları aynı zamanda hayasızlıktır.

92- Hz. Ebu Hüreyre (radıyallahu anh) anlatıyor: “Resûlullah(aleyhissalâtu vesselâm) buyurdular ki: “İbrahim(aleyhisselâm) Kaddûm nâm-bazısıda şeddesiz olarak Kadûmdemiştir- mevkide seksen yaşında olduğu halde sünnet oldu."(K.S. 2150 C.7 S.531 Akçağ 1988 alıntıları, Buhari, İsti’zân51, Enbiya 8; Müslim, Fedâil 151,(2370))

Yukarıda ki, metinde de her ne kadar, Kadûm nam mevkide

İbrahim peygamber sünnet oldu falan diyorsa da, Metninaslında, İbrahim peygamber seksen yaşında keserle sünnetoldu şeklindedir. Kaddum keser demektir, “bil kaddum“,keser ile manasınadır.

93- Useym İbnu Kesir İbni Küleyb an ebihi an ceddihi’nin

anlattığına göre (ceddi Küleyb) Resûlullah aleyhissalâtuvesselâm’a gelerek: “Müslüman oldum! der. Resûlullahaleyhissalâtu vesselâm; “Üstünden küfür saçını at!"der vetıraş olmasını söyler. Useym’in babası dedi ki: “Bana bir  başka (sahabe)nin bildirdiğine göre Aleyhissalâtu vesselâm, beraberinde olan bir diğerine de; “Üzerindeki küfür tüyünü atve sünnet ol!"buyurmuştu."(K.S. 3817 C.11 S.33 Akçağ 1991

alıntısı, Ebû Dâvud, Tahâret 131,(356) )

Bu uydurma rivayetleriyle de, Müslümanların sünnet olmasıgerektiğini rivayet ettiler. Rivayetlerine delil olarak ta

88

Page 89: 50121318-Kutub-i-Sitte-nin-Ele�tirisi-ve-Kuran-a-Arz�-Ferec-Hudur.pdf

7/30/2019 50121318-Kutub-i-Sitte-nin-Ele�tirisi-ve-Kuran-a-Arz�-Ferec-Hudur.pdf

http://slidepdf.com/reader/full/50121318-kutub-i-sitte-nin-eletirisi-ve-kuran-a-arz-ferec-hudurpdf 89/606

 peygambere isnat ettikleri hadiste. İbrahim peygamberinseksen yaşında keserle sünnet olduğu rivayeti ile Müslümanolan bir kimsenin derhal sünnet olması gerektiği rivayetidir.İbrahim peygamber için söyledikleri alay etmekten başka bir 

şey değildir. Sünnet olayının yaygın bir şekilde uygulandığıtoplumlarda dahi, bir kimseye baban seksen yaşında baltaveya keserle sünnet oldu deseler bunu hoş karşılamaz alayolarak kabul eder. Böyle bir iddiayı İbrahim peygambereyakıştırdılar. bununla da yetinmediler, kızlarında sünnetolması gerektiği yolunda iddia ve rivayetlerde bulundular.Ayrıca sünnetin kendilerince ne kadar iyi bir şey olduğu

konusunda şu tür izahlarda bulundular:

94- Hz. Ebu Hüreyre (radıyallahu anh) anlatıyor: “Resûlullah(aleyhissalâtu vesselâm) buyurdular ki: “Fıtrat beştir: Sünnetolmak, etek tıraşı olmak, bıyığı kesmek, tırnakları kesmek,koltuk altını yolmak." (K.S. 2147 C.7 S.523 Akçağ 1988alıntısı, Buhâri, Libas 63, 64, İsti’zan 51; Müslim, Taharet39,(257); Muvatta Sıfatu’n Nebiyy 3,(2,921); Tirmizi, Edeb

14,(2757), Ebû Dâvud, Tereccül 16, (4198); Nesai, Taharet10,11,(1,14,15,))

Böylece sünnet olmayı fıtrattan saydılar.

Kızların sünneti için ise:

95- Ümmü Atiyye (radıyallahu anhâ) anlatıyor: “Bir kadın

Medine de kızları sünnet ederdi. Resûlullah (aleyhissalâtuvesselâm) (kadını çağırarak) kendisine: "Derin kesme. Ziraderin kesmemen kadın için daha çok haz vesilesidir, koca içindaha makbuldür" diye talimat verdi." (Ebû Dâvud, Edeb 179,(5271)) Rezin rivayetinde Resûlullah şöyle buyurur: “Kızlarısünnet ederken üstten kes, derin kesme, bu şekilde kesilmesiyüze daha çok parlaklık, kocaya daha çok haz verir."

(K.S.2153 C.7 S.534 Akçağ 1988)

Ehli sünnetçe, Kelime-i Şehadet te olduğu gibi, Müslüman ilekâfiri birbirinden ayıran âlamet olarak kabul edilen sünnet

89

Page 90: 50121318-Kutub-i-Sitte-nin-Ele�tirisi-ve-Kuran-a-Arz�-Ferec-Hudur.pdf

7/30/2019 50121318-Kutub-i-Sitte-nin-Ele�tirisi-ve-Kuran-a-Arz�-Ferec-Hudur.pdf

http://slidepdf.com/reader/full/50121318-kutub-i-sitte-nin-eletirisi-ve-kuran-a-arz-ferec-hudurpdf 90/606

ameliyesi, bazı Sünni önderlerce vacip ve hatta farz denecek kadar mühim bir emir kabûl edilmiştir. Şafiiler. “Buluğyaşına ermezden önce çocuğu sünnet etmek velisinevâciptir."derler. Bir kısım önderleri de, sünnet olmadıkça,

mühtedinin Müslümanlığının noksan olacağına, sünnetsizinnamazının câiz olmayacağına, kestiğinin yenilemeyeceğine,Kabe’yi tavaf edemeyeceğine hükmetmiştir. Hadiste buhususta “İslama girince küfür tüyünü at, sonra sünnet ol" diyeemreder iddiasındadırlar. Hülâsa bazı alim kabul ettiklerikimselere göre: “Hayatına mâl olacak dahi olsa."yaşlı kişinin bile sünnet olması gerektiği hükmünü verecek kadar bu

meseleye ehemmiyet verilmiştir. Muhtar olan zamandadoğumun yedinci günüdür derler.

KIZLARIN SÜNNETİ: Kızlarında sünnetinden bahseden bir hadiste: “Hıtân, erkekler için sünnet, kadınlar için mekrüme(şeref verici)‘dir." denmektedir. Ebu Hanife, hadisin zahirine bakarak, sünnet erkekler için mendûb, Şafii ise her ikisi içinde vacip hükmünü çıkarmıştır. Her hâl’u kârda sünnet

mevzûunda kadınlarla ilgili olarak da farklı görüşler ilerisürülmüştür. Bir kısım kimseler, bu meyânda, Maşrık kadınları ile Mağrib kadınlarının fizyolojik bakımından farklıolduklarını kâbul ederek, Maşrık kadınlarındaki yaratılıştangelen fazlalık sebebiyle sünnetle yükümlü olduklarınahükmetmişlerdir. Kızların sünnet edilmesi hakkında, Aliyyu’lKâri şöyle der: “Kadının yüzünü taze kılar ve güzelliğini

arttırır. Şehveti teskin eder, cimayı lezzetli ve câzip kılar,kocanın karısına karşı sevgisini arttırır."Ebû Dâvud’un da bukonuda söylediği rivayette: “Medine’de bir kadın(ki ismiümmü Atiye’dir) kızları sünnet ediyordu, Peygamber ona.“Fazla derin kesme, böyle yapman hem kadın için ahzâ (enziyâde haz ve lezzet vesilesi) hem de kocası için daha hoştur”der."ifadesinde bulunuyorlar.

Sünnet olayına o kadar ehemmiyet veriyorlar ki, onuKelime’i Şehadet’le özleştirerek, müslümanla kafiri birbirinden ayırma ölçüsü âlameti olduğunu, hatta hayatına

90

Page 91: 50121318-Kutub-i-Sitte-nin-Ele�tirisi-ve-Kuran-a-Arz�-Ferec-Hudur.pdf

7/30/2019 50121318-Kutub-i-Sitte-nin-Ele�tirisi-ve-Kuran-a-Arz�-Ferec-Hudur.pdf

http://slidepdf.com/reader/full/50121318-kutub-i-sitte-nin-eletirisi-ve-kuran-a-arz-ferec-hudurpdf 91/606

mal alacaksa dahi bir kimsenin sünnet olması gerektiğişeklinde ısrar etmeleri ve sünnetin çok iyi bir şey olduğuyolunda övgüler ileri sürmelerine asıl temel neden ise. İslamDininde bu tür ameliyelerin şiddetle yasaklanmış olmasından

dolayıdır. Zira bu tür ameliye, Allah’ın yarattığını değiştirmemanasındadır. Allah’ın yarattığını değiştirenler ise Kur’an’daşeytanın payı olarak nitelendirilmişlerdir. Bu konudaKur’an’dan mealen:

- Allah, kendisine ortak koşulmasını bağışlamaz, bundan başka her şeyi dilediğine bağışlar. Allah’a ortak koşan dauzak bir sapıklığa düşmüştür. 4/116

- O (Allah’a ortak koşa)nlar, O’nu bırakıp birtakım dişilerden başkasına çağırmıyorlar ve onlar, inatçı şeytandan başkasınayalvarmıyorlar. 4/117

- (O şeytan)ki Allah ona lânet etti ve o da, “Elbette seninkullarından belirli bir pay alacağım."dedi." 4/118

- Onları mutlaka saptıracağım, mutlaka onları boş kuruntularasokacağım ve onlara emredeceğim: hayvanların kulaklarınıyaracaklar; onlara emredeceğim: Allah’ın yaratışınıdeğiştirecekler!"Kim Allah’ın yerine şeytanı dost tutarsa,muhakkak ki açık bir ziyâna uğramıştır. 4/119

- (Şeytan) onlara söz verir, ümit verir, fakat şeytanın onlara

va’di, aldatmadan başka bir şey değildir. 4/120

- İşte onların varacağı yer cehennemdir. Aslâ cehennemdenkaçmak (imkânı) bulamazlar. 4/121

Görüldüğü gibi, bu konuda şeytanın kendisine, Allah’ınyarattıklarından pay alma tanımlaması; metodu, Allah’ınyarattığını değiştirme yolunda vereceği emirlerdir. Kim

şeytanın bu emrini yerine getirirse şeytana pay olmuş olur.İsterse yaptığı değişiklik hayvanların kulaklarını yarmaşeklinde olsun fark etmez. Allah, yaratılışı değiştirme olayı

91

Page 92: 50121318-Kutub-i-Sitte-nin-Ele�tirisi-ve-Kuran-a-Arz�-Ferec-Hudur.pdf

7/30/2019 50121318-Kutub-i-Sitte-nin-Ele�tirisi-ve-Kuran-a-Arz�-Ferec-Hudur.pdf

http://slidepdf.com/reader/full/50121318-kutub-i-sitte-nin-eletirisi-ve-kuran-a-arz-ferec-hudurpdf 92/606

çerçevesinde hayvanların kulaklarının yarılmasına müsaadeetmiyor. Nasıl olurda sünnet veya başka bir şekilde insanlar üzerinde değişiklik yapılmasına müsaade etmiş olsun.Yaratılışı değiştirme olayı, hiçbir ihtiyaç, hastalık gibi

zaruretler olmadan, yaratılış üzerine yapılacak değişikliklerikapsar. Zira, bir koyun kesilip yenile bilir bu yaratılışıdeğiştirme manasında değildir. Veya bir kimsenin çürümüşdişi çekile bilir; çürümüş böbreği alına bilir, bütün bunlar zaruret veya tedavi amaçlı ameliyelerdir. Saç sakal veyatırnağı kesmekte öyledir, yaratılışı değiştirme manasındadeğillerdir. Zira tırnağı kesmekle, parmağı kesmek arasında

 belli bir fark vardır, biri ihtiyaç içerikli ve geçici, diğerisakatlayıcı ve kalıcıdır. Bu zamanda sağlıklı genler üzerindemeydana getirilen veya getirilmesine çalışılan değişiklikler yaratılışı değiştirme olayı kapsamına giren işlemlerdir.Ayrıca, nasıl ki bir kimse tipi değişsin diye hayvanlarınkulaklarını yararsa veya sağlıklı dişini çeker veya törpülerse,vücudunun her hangi bir yerinden sağlıklı bir organı dahagüzel olur diye keser veya vücudunun her hangi bir yerinden bu bağlamda bir parça et veya deri keserse, kısırlaştırma veyahadım yaparsa, deriyi tahrip ederek döğme yaparsa, küpe içinkulak delerek kulağın yapısını değiştirmek v.s. Gibiameliyelerde bulunursa, bütün bu tür şeyler yaratılışamüdahale etmek suretiyle, Allah’ın yarattığını değiştirmedir.Bütün bunlar, Allah’a ortak koşmayla eş anlamlıdır. Bunlarıyapan şeytana pay olduğu gibi, asla cehennemden ebediyen

kurtuluş imkanı bulamaz. Sünnet olmak yaratılışa müdahaleetmenin onu değiştirmenin tipik bir örneğidir. Zira küçük, büyük, kadın, erkek, sağlıklı bir kimseden bu şekilde parça etkoparmanın başka bir izahı yoktur.

Bu itibarla sünnet konusunda uydurmuş oldukları rivayetlerinaslı yoktur.

ŞEHİT VE ŞEHİTLİK KONUSUNDA UYDURDUKLARIRİVAYET ÖRNEKLERİ

92

Page 93: 50121318-Kutub-i-Sitte-nin-Ele�tirisi-ve-Kuran-a-Arz�-Ferec-Hudur.pdf

7/30/2019 50121318-Kutub-i-Sitte-nin-Ele�tirisi-ve-Kuran-a-Arz�-Ferec-Hudur.pdf

http://slidepdf.com/reader/full/50121318-kutub-i-sitte-nin-eletirisi-ve-kuran-a-arz-ferec-hudurpdf 93/606

Şehit ve Şehitlik olayını tahkir ile şehitlik kavramınısaptırmak için de bazı hadisler uydurmuşlardır. Örneğin:Onlara göre ishalden ölen şehittir veya kusan bir şehit sevabıalmaktadır, iddialarında bulunmuşlardır. Tahdis ettikleri

rivayetlerde şu şekilde demektedirler:

96- Cabir İbnu Atik’ten, Rasûlullah’a atfen:.............“Bilesiniz: Tâundan ölen şehittir, boğularak ölen şehittir,yeter ki seferi taatte olsun, Zâtülcenb’ten ölen şehittir.İshalden ölen şehittir, yanarak ölen şehittir, yıkık altında ölenşehittir, çocuk karnında ölen şehittir."(K.S. 5431 C.15 S.254-255 alıntısı, Muvatta, Cenâiz 36,(1,233,234); Ebû Dâvud,Cenâiz 15,(3111); Nesâi, Cenâiz 14,(4,13,14))

Saydıkları bu hastalık veya kazalardan ölenler şehit oluyor da, niçin diğer kaza ve hastalıklardan ölenler şehit olmuyor.Örneğin: Minareden düşen bir müezzini veya canavar saldırısıyla ölen bir kimseyi, kanserden veya yüzlerce diğer  bir hastalıktan ölen bir kimseyi şehit olarak tanımıyorlar. Zira

saydıkları şeyler şehitlikle, ishalden ölmeyiözdeşleştirmelerini kamufle etmek için rast gele uydurduklarışeylerdir. Maksatları, şehitlikle ishalden ölmenin aynıolduğunu vurgulamaktır, böylece kendilerince şehit olmayıküçümsemek amacındadırlar. Halbuki Şehitlik İslam dininde büyük bir mertebe olup, ancak Allah yolunda mücadeleederken katl olunan kimseler bu mertebeye

erişebilmektedirler. Bunların haricinde hiç kimseye bu isimverilemez.

Bu konuyla ilgili olarak, yukarıdaki rivayetleri gibi başkatipik rivayetleri de vardır. Örneğin:

97- ............... Ümmü Haram (r.a)’dan rivayet olunduğunagöre; Peygamber (s.a.) şöyle buyurmuştur: “Denizde başı

dönerek kendisine kusma arız olan kimse için bir şehit, boğulan kimse için de iki şehit sevabı vardır. (Ebû Dâvud, K.El_Cihâd (15). Bâb, Hadis 2493 C.9 S.466 Şamil 1989)

93

Page 94: 50121318-Kutub-i-Sitte-nin-Ele�tirisi-ve-Kuran-a-Arz�-Ferec-Hudur.pdf

7/30/2019 50121318-Kutub-i-Sitte-nin-Ele�tirisi-ve-Kuran-a-Arz�-Ferec-Hudur.pdf

http://slidepdf.com/reader/full/50121318-kutub-i-sitte-nin-eletirisi-ve-kuran-a-arz-ferec-hudurpdf 94/606

Demek istiyorlar ki, Allah yolunda savaşmaya veya mücadeleetmeye ve bu yolda şehit olmaya ne gerek var, bir gemiye binildiğinde deniz tutmasından kusmak bile şehit sevabıalmaya yeterlidir, hele o kimse boğulmuşsa onların iddiasına

göre iki şehit sevabı alıyormuş. İşin ilginç yanı, evvelkiyazmış olduğum rivayetlerine benzer şekilde burada datiksindirici olması hesabıyla, kusmuğu şehitlik olayına konuetmeleridir. Bu iftiralarıyla da yetinmediler, Mücahide aitatın, mücahitten iki misli daha değerli olduğu rivayetleriniuydurdular. Şöyle ki:

98-.......... İbn Ömer’den, demiştir ki:

Resûlullah (s.a.) Mücahid ve atı için birisi kendisine ikisi deatına (olmak üzere ganimet mallarından) üç pay vermiştir.(Ebû Dâvud, K.el-Cihâd (15), Bâb 143 Hadis 2733 C.10S.345 Şamil 1990, diğer rivayet edenler, Buhari, cihâd 51;meğazi 38; Müslim, cihâd 57;Tirmizi, siyer 6,8; Muvatta,cihâd 21.)

99-... (Ebû Umre’nin) babasından rivayet etmiştir ki: Biz dörtkişi, yanımızda bir(er) atla Resûlullah (s.a.)’nin yanınagelmiştik. Bizden herkese bir hisse, her bir at için de iki hisseayırdı. (Ebû Dâvud,K.el-Cihâd (15), Bâb 143 Hadis 2734C.10 S.347, Şamil 1990.)

Böylece ganimet dağıtımıyla kamufle ederek, bir atın iki

mücahit değerinde olduğu iftirasında bulundular. İslam daatlarda ganimetten pay alır diye bir şey yoktur.

Bir de rivayet ettiler ki, Peygamberin rüyasında görmüşolduğu sığırlar Uhud şehitlerini, kolunda görmüş olduğu ikialtın bilezik ise yalancı peygamberleri remz (temsil)ediyormuş, şöyle ki:

100- ................ Bize Ebû Usâme, Bureyd’den; o da dedesiEbû Burde’den; o da Ebû Mûsâ el-Eş’ari’den zannediyorumki, o da peygamberden tahdis etti. Peygamber (S) şöyle

94

Page 95: 50121318-Kutub-i-Sitte-nin-Ele�tirisi-ve-Kuran-a-Arz�-Ferec-Hudur.pdf

7/30/2019 50121318-Kutub-i-Sitte-nin-Ele�tirisi-ve-Kuran-a-Arz�-Ferec-Hudur.pdf

http://slidepdf.com/reader/full/50121318-kutub-i-sitte-nin-eletirisi-ve-kuran-a-arz-ferec-hudurpdf 95/606

 buyurmuştur: “Ben ru’yâda kendimi Mekke’den hurmalıklarıolan bir arâziye hicret ediyorum gördüm. Düşüncem, ohurmalık arâzinin el-Yemâme yâhud da Hecer olduğuna gitti.Bir de gördüm ki, o, Câhiliyet’te Yesrib denilen Medine’dir.

Ben orada birtakım sığırlar gördüm. Allah en hayırlıdır (Allah’ın onlar için yapacağı en hayırlıdır). Sonra gördüm ki,o sığırlar, Uhud günü şehit edilen mü’minlerdir................(Buhâri, Kitâbu’t-Ta’bir 49 C.15 S.6903 Ötüken 1989)

101- ............... Ebu Hüreyre şöyle haber verdi: Resûlullahşöyle buyurdu:

- “Ben uyurken ru’yâmda iki kolumda iki altın bilezik gördüm, bunların hâli beni kederlendirdi. Sonra ru’yamda bana bu bileziklere üflemekliğim vahye dildi. Ben de bunlaraüfledim; ikisi de uçtu. Ben de bu iki bileziği benden sonraçıkacak iki yalancı peygamber ile tevil ettim. Bunlardan birisiEsved el-Ansi’dir, öbürü de Müseylime’dir." (Buhâri,Kitâbu’l-Mağazi 370 C.9 S.4069 Ötüken 1987)

Görüldüğü gibi, rüya tefsiri adı altında yapmış olduklarırivayetlerde. Uhud şehitlerini sığırlara, yalancı peygamberlerialtın bileziklere benzetmişlerdir. Bu durum Uhud şehitlerinekarşı bir saygısızlık olduğu gibi. Yalancı peygamberleri altın bileziklere benzetmekle de kimleri çok sevdikleriniifadelendirmişlerdir. Zaten bir çok iftira ve hezeyanları peygambere mal etmeleri ve bunlar olmazsa İslam dinianlaşılamaz demeleri, kendilerince peygamberlik iddiaetmelerinden başka bir şey değildir.

Yaptıkları bir kısım rivayetlerle de, gazilerin veya gurbettendönen Müslümanların geceleyin evlerine gitmemelerigerektiği konusundadır. Şu şekilde demektedirler:

102- Enes b. Malik’ten rivayet, Resûlullah ailesi nezdinegeceleyin gelmezdi. Onlara ya sabah yahut akşamleyingelirdi. (Müslim 180/144 C.9 Sönmez Neşriyat A.Ş.)

95

Page 96: 50121318-Kutub-i-Sitte-nin-Ele�tirisi-ve-Kuran-a-Arz�-Ferec-Hudur.pdf

7/30/2019 50121318-Kutub-i-Sitte-nin-Ele�tirisi-ve-Kuran-a-Arz�-Ferec-Hudur.pdf

http://slidepdf.com/reader/full/50121318-kutub-i-sitte-nin-eletirisi-ve-kuran-a-arz-ferec-hudurpdf 96/606

103- ........... Cabir şöyle demiş; Resûlullah erkeğin gurbetiuzadığı zaman ailesinin yanına geceleyin gelmesini yasak etti. (Müslim, 183/146 C.9 Sönmez Neşriyat A.Ş.)

104- ............. Cabir şöyle demiş: Resûlullah erkeğin seferdengeceleyin gelerek ailesinin yanına dalmasını onlarınhıyânetini anlamak istemesini yahut kusurlarını araştırmasınıyasak etti. (Müslim 184/146 C.9 Sönmez Neşriyat A.Ş.)

Bu yalan rivayetleriyle Müslüman aileleri şüphe altında bırakmayı amaçlamaktadırlar. Hangi erkek vardır ki,gurbetten memleketine gelmiş olsun da, o devirde sabaha

kadar evine gitmeyip çölde beklesin veya bu devirde dahigidip bir otel de gecelesin ve evine gitmesin. O nasıl evdir ki bu derece bir erkeğin evinden korkusu olsun, deve kuşu gibi başını kuma gömsün de evine gitmesin. Kaldı ki bir karıkocadan müteşekkil aileler yok denecek kadar azdır.Çoğunlukla, İslam aileleri, ana baba, dede, nine veçocuklardan teşekkül eder. Komşularında bir birine

gözcülüğünü katarsak bir kadın kötülük yapmak taraftarı olsadahi, istisnalar hariç, İslam toplum yapısında fırsat bulması pek mümkün değildir. Ayrıca İslam aile yapısı ideal bir yapıdır. Kitle olarak, Müslüman erkek ailesinden tedirginolmadığı gibi, Müslüman kadınlarda kötü değildirler. Bu tür rivayetler iftiradan başka bir şey değildir.

Yapmış oldukları başka bir rivayet bu rivayetleriyle çelişkiliolduğu gibi, saygısızlık içermektedir. Şöyle ki:

105-............ Resûlullah’a atfen: (Gaza dönüşü) “Ağır olun!Taki dağınık saçlı kadının taranması, kocası evde olmayanınkasıklarını tıraş edebilmesi için şehre geceleyin yâni yatsızamanı girelim" buyurdular ve şunu ilâve ettiler:

“Medine’ye vardığın zaman cimâ etmeye bak, cimâ etmeye”.(Müslim 57/410 C.7 Sönmez Neşriyat A.Ş.)

96

Page 97: 50121318-Kutub-i-Sitte-nin-Ele�tirisi-ve-Kuran-a-Arz�-Ferec-Hudur.pdf

7/30/2019 50121318-Kutub-i-Sitte-nin-Ele�tirisi-ve-Kuran-a-Arz�-Ferec-Hudur.pdf

http://slidepdf.com/reader/full/50121318-kutub-i-sitte-nin-eletirisi-ve-kuran-a-arz-ferec-hudurpdf 97/606

Önceki üç rivayetle bu rivayet çelişkilidir. Zira bu rivayettegece vakti evlere girilmesi gerektiğini tahdis etmişlerdir.Ayrıca peygambere ve sahabelere saygısızlık içermektedir. Nasıl olur ki savaş dönüşü büyük ihtimalle, Peygamber 

yanında iki kayın pederi Ebu Bekir ve Ömer ile damadı Alivarken. Orduda kiminin babası, kardeşi, amcası, dayısı,komşusu ve arkadaşı katledilip şehit edilmişken. Biraz sonraMedine’de bir çok evde savaşta katledilmiş olanlar için, dulkalan kadınlar ve yetimleri ağlaşacakken. Bir peygamber,ordusundakilere böyle sözler söylesin, gidin bol bol cinsimünasebette bulunun sözlerini sarf etsin, bu olacak şey

midir? Bu tür sözler, peygamberi ve sahabeleri hafife almak için uydurulmuş hayasızca sözlerdir.

Peygambere saygısızlık için uydurdukları başka bir rivayetteşöyle demişlerdir:

106-..... Hukeyme bint Umeyme annesi Umeyme bintRukayka’nın şöyle dediği rivâyet etmiştir:

“Nebi (s.a.)’in sedirinin altında hurma ağacından yapılmış bir kap vardı. Geceleyin ona küçük abdest bozardı." (Ebû Dâvud,K.Tahâre (1), Bâb 13-14 H.24 C.1 S.52 Şamil 1987, diğer rivayet eden, Nesai, tahâre 6)

Daha önce yazmış olduğum rivayetlerde görüldüğü gibi.Peygamber eşlerinin abdest bozmak için, geceleyin Medine

dışına gittiklerini tahdis etmişlerdi. İşlerine geldiği zaman peygamber sedirinin altına oturağı koyu verdiler. Bu kadar  bol ve çeşitli yalan uydurmak için epey emek vermişolmalılar, utanma denen olayla da bir ilgileri olmadığı kesin.Bunların yazdıklarına bakan kimse, o devirde Arab evlerindetuvalet olmadığı zannına kapılabilir, halbuki, Kur’an’da belirtilen abdest bozulmasının şartlarından bir tanesi

tuvaletten gelmiş olma olayıdır, bundan da kolayca anlaşılır ki o devirde Arab evlerinde tuvalet mevcut idi. (Bak, 4 Nisâ43, 5 Maide 6

97

Page 98: 50121318-Kutub-i-Sitte-nin-Ele�tirisi-ve-Kuran-a-Arz�-Ferec-Hudur.pdf

7/30/2019 50121318-Kutub-i-Sitte-nin-Ele�tirisi-ve-Kuran-a-Arz�-Ferec-Hudur.pdf

http://slidepdf.com/reader/full/50121318-kutub-i-sitte-nin-eletirisi-ve-kuran-a-arz-ferec-hudurpdf 98/606

Bir başka rivayette şöyle dediler:

107- Hz. Ebu Hüreyre radıyallahu anh anlatıyor: "Resûlullahaleyhissalâtu vesselâm namaz için evinden çıkıp (namaz

mahalline gelerek) tekbir getirdi, sonra ashaba (bekleyindiye) işaret buyurdu. Hemen gidip gusletti geldi. Saçlarındansu damlıyordu. Onlara namaz kıldırdı. Namazdan çıkınca:

“Yanınıza cünüp olarak gelmiştim. Namaza duruncaya kadar da durumu hatırlayamadım. (Tam kılacağım andahatırladım)"buyurdular." (K.S. 6349 C.17 S.69 Akçağ 1993alıntısı, İbnu Mace 1220,)

Değil bir peygamber, bir cami imamı dahi böyle bir olayyapsa ne kadar zor durumda kalacağı açıktır. Öyle ki cemaatinamaz için saf tutmuş kendiside namaz için tekbir almışken,dolayısıyla hem kendisi hem de cemaat tekbir almaklanamaza başlamışken, namazı iptal edip cemaate dönerek hele bekleyin cenabetimden yıkanıp geleyim demesi halkın alay

konusu olması demektir. Bu rivayeti uydurmalarından amaçta budur.

Musa peygamber hakkında yapmış oldukları saygısızca bir rivayette şöyle demişlerdir:

108- .......... Bize Abdurrezzâk, Ma’merden; o da hemmâmibn Münebbihten; o da Ebû Hureyre’den tahdis etti.

Peygamber (S) şöyle buyurmuştur: “İsrail oğulları çıplak olarak, birbirlerine baka baka yıkanırlardı. Mûsâ ise yalnızcayıkanırdı. İsrâil oğulları: Allah’a yemin olsun, Mûsâ’yı bizimle birlikte yıkanmaktan menşeden, ancak O’nunkasığının çıkık olmasıdır, derlerdi. Mûsâ bir defa yıkanmağagitti, elbisesini de bir taşın üstüne koydu. Akabinde taşelbisesini alıp kaçtı. Mûsâ: Ey taş elbisemi, ey taş elbisemi!

diyerek taşın arkasından koştu. Nihâyet İsrâil oğulları onu(çırılçıplak) gördüler de: Vallâhi Mûsâ’da hiçbir kusur yokmuş, dediler. Ve Mûsâ elbisesini aldı da taşı dövmeğe başladı.”

98

Page 99: 50121318-Kutub-i-Sitte-nin-Ele�tirisi-ve-Kuran-a-Arz�-Ferec-Hudur.pdf

7/30/2019 50121318-Kutub-i-Sitte-nin-Ele�tirisi-ve-Kuran-a-Arz�-Ferec-Hudur.pdf

http://slidepdf.com/reader/full/50121318-kutub-i-sitte-nin-eletirisi-ve-kuran-a-arz-ferec-hudurpdf 99/606

Ebû Hureyre: Vallâhi o taşta muhakkak altı yâhut yedi dövmeizi kalmıştır, dedi... (Buhâri, Kitâbu’l-Gusl 30 C.1 S.386Ötüken 1987)

Kavmi, kasığı çıkık dedi diye taş neden Musa Peygamberinelbisesini kaçırsın ki? Böyle bir olay ancak Allah’ın emriyleolabilecek bir mucizedir, böylece Allah peygamberiniçırılçıplak kavminin önünde teşhir etsin? İslam dinine göreolacak bir olay değildir. Kaldı ki çırılçıplak beraber yıkanıyorlar dedikleri kimselerde öyle anlaşılıyor kiMüslüman Yahudiler idi, bu islamdaki tesettür olayınaaykırıdır. Maksatları, bir rivayet uydurup Musa peygamberinkavmi önünde çırılçıplak gezindiğini iddia etmektir. Birdekendilerince komiklik yapıyorlar, güya Ebu Hüreyre Allah’ınadını anarak yeminle demiş ki, o taşta muhakkak altı yeditane dövme izi varmış.

Başka bir rivayette şöyle demişlerdir:

109- Ebu Hüreyre radıyallahu anh anlatıyor: “Resûlullahaleyhissalâtu vesselâm buyurdular ki:

"Eğer Beni İsrail olmasaydı, et kokuşmazdı. Eğer Havvaolmasaydı kadınlar kocalarına hiçbir zaman ihânetetmezdi."(K.S. 5003 C.14 S.260 Akçağ 1992 alıntıları,Buhari, Enbiya 1,25; Müslim, Radâ’63,(1470) )

Beni İsrail ve Etin kokması öylesine söylenmiş asılsız bir sözdür. Asıl söylemek istedikleri, Havva’nın kadın ihanetininsebebi olduğu yolundaki iftiradır. Bu sözlerine gerekçe olarak iddia ettiklerine göre, güya Adem’in yasak ağacınmeyvesinden yemesini Havva anamız teşvik etmiş. hal bu ki,Adem babamızın yasak ağacın meyvesinden yemesini teşvik eden ve her ikisini kandırıp yasak ağacın meyvesinden

yemelerine sebep olan, Havva anamız olmayıp şeytanınkendisidir. Böylece Havva anamızı şeytan yerine koymuşoluyorlar, dolayısıyla kadınları da böyle görüyorlar,

99

Page 100: 50121318-Kutub-i-Sitte-nin-Ele�tirisi-ve-Kuran-a-Arz�-Ferec-Hudur.pdf

7/30/2019 50121318-Kutub-i-Sitte-nin-Ele�tirisi-ve-Kuran-a-Arz�-Ferec-Hudur.pdf

http://slidepdf.com/reader/full/50121318-kutub-i-sitte-nin-eletirisi-ve-kuran-a-arz-ferec-hudurpdf 100/606

unutmasınlar ki onları doğuranda bir kadındır. Bu konudaKur’an’dan mealen:

-Andolsun biz, daha önce de, Adem’e ahit (emir ve vahiy)

vermiştik. Ne var ki o, (ahdi) unuttu. Onda azim de bulmadık.20/115

- Bir zaman biz meleklere: Adem’e secde edin! Demiştik.Onlar hemen secde ettiler; yalnız İblis hariç. O, diretti.20/116

- Bunun üzerine: Ey Adem! Dedik, bu, hem senin için hem de

eşin için büyük bir düşmandır. Sakın sizi cennettençıkarmasın; sonra yorulur, sıkıntı çekersin! 20/117

- Şimdi burada senin için ne acıkmak vardır, ne de çıplak kalmak. 20/118

- Yine burada sen, susuzluk çekmeyecek, sıcaktan da bunalmayacaksın. 20/119

- Şeytan ona vesvese verdi ve “Ey Adem! Seni ebedilik ağacına ve son bulmayacak bir devlete delâlet edeyim mi?dedi. 20/120

- Nihayet ondan yediler. Bunun üzerine kendilerine ayıpyerleri göründü. Üstlerini cennet yaprağı ile örtmeğe

çalıştılar. (Bu suretle) Adem Rabbine âsi olup yolunu şaşırdı.20/121

- Sonra Rabbi onu seçkin kıldı; tövbesini kabul etti ve doğruyola yöneltti. 20/122

(Ayrıca bak. 2 Bakara 34-35-36-37. Ayetler.)

Görüldüğü gibi, uydurmuş oldukları rivayet, Kur’an’auymamaktadır.

100

Page 101: 50121318-Kutub-i-Sitte-nin-Ele�tirisi-ve-Kuran-a-Arz�-Ferec-Hudur.pdf

7/30/2019 50121318-Kutub-i-Sitte-nin-Ele�tirisi-ve-Kuran-a-Arz�-Ferec-Hudur.pdf

http://slidepdf.com/reader/full/50121318-kutub-i-sitte-nin-eletirisi-ve-kuran-a-arz-ferec-hudurpdf 101/606

Ayrıca, İnsanlarla yetinmediler Cinlere dahi saldırıda bulunmayı ihmal etmediler. Öyle ki, Cinlerin içindeMüslüman olanları da vardır. Şöyle rivayet ettiler:

110-............. Bana dedem Said ibn Amr, Ebu Hüreyre(R)’den haber verdi: Ebû Hureyre Peygamber’in berâberindeabdest alması ve istincâ’ suyu için küçük bir kırba taşırdı. Bir keresinde Peygamber hâcetini yerine getirmek için çıktığındaEbu Hüreyre arkası sıra kırba ile O’nu takip ederken,Peygamber:

- “Kimdir o?"diye sordu.

Ebû Hureyre:

- Ben Ebû Hureyre! diye cevâp verdi.

Peygamber:

- “Benim için istincâ edeceğim birkaç taş ara, sakın bana

kemik ve hayvan gübresi getirme" buyurdu.

Ebû Hureyre dedi ki: Ben elbisemin kenârında birkaç taşnaklederek kendisine getirdim ve onları yanı başına koydum.Sonra yanından ayrıldım. Nihâyet hâcetini bitirdikten sonraPeygamber’in berâberinde yürüdüm. Yolda kendisine:

- Kemik ve hayvan gübresi ile temizlenmekte ne var ki? diye

sordum.

Peygamber:

- “Bu ikisi cinlerin taâmındandır. Şu muhakkak ki, bana Nasibin cinlerinin bir hey’eti geldi. Bunlar ne hoş cinlerdir!Benden azık istediler. Ben de onlar için Allah’a: Cinlerin

uğrayacakları her kemik ve tezek makûlesi üzerinde kendileriiçin muhakkak bir taâm bulmalarına duâ ettim" buyurdu.(Buhâri, Kitâbi’l-Ensâr 80, C.8 S.3610 Ötüken 1987)

101

Page 102: 50121318-Kutub-i-Sitte-nin-Ele�tirisi-ve-Kuran-a-Arz�-Ferec-Hudur.pdf

7/30/2019 50121318-Kutub-i-Sitte-nin-Ele�tirisi-ve-Kuran-a-Arz�-Ferec-Hudur.pdf

http://slidepdf.com/reader/full/50121318-kutub-i-sitte-nin-eletirisi-ve-kuran-a-arz-ferec-hudurpdf 102/606

Cinler, yapıları bizden değişik fakat bizim gibi imtihanedilerek, Cennet ve Cehennemle muhatap olan kimselerdir.Bu konuda Kur’an’dan mealen:

- Bir zamanlar, cinlerden bir grubu, Kur’an dinlemek üzeresana yöneltmiştik. Ona geldiklerinde (bir birlerine): “Susun,(dinleyin)"dediler. (Okuma) bitirilince de uyarıcılar olarak kavimlerine döndüler: 46/29

- “Ey kavmimiz, dediler, biz Mûsâ’dan sonra indirilen,kendisinden öncekini doğrulayan, Hakka ve doğru yolagötüren bir Kitap dinledik." 46/30

- “Ey kavmimiz, Allah’ın davetçisine uyun, O’na inanın ki(Allah) günahlarınızdan bir kısmını bağışlasın ve sizi acıazaptan korusun." 46/31

Görüldüğü gibi, Cinlerden mümin ve takvalı kimseler vardır ve onlar tezek veya çöpten kemik yemeye layık kimseler değildirler. Buna rağmen güya, Müslüman cinlerden bir heyetgelerek peygamberden azık istemişler, peygamberde onlarınyerlerden toplanmış kemik ile tezek yemeleri için duaediyormuş. Çok ilginçtir, Cinler tezeğe razı olduysalar, acabaondan önce ne yiyorlardı? Biz Müslüman Cinleri böyle bir iftiradan tenzih ederiz. Onlar temiz ve güzel rızıklaralayıktırlar. Kaldı ki yanında su kırbası varken, peygamber neden suyla taharetlenmedi, bundan da iftira ettikleri bellidir.

Yapmış oldukları diğer bazı rivayetlerle, Peygamber ve EbûBekir’in hicret etmek için iki kişi olarak Mekke’dençıktıklarını rivayet ettiler. Buna rağmen şöyle rivayetlerde bulundular.

111- ............ Amr b. Şuayb’ın dedesi (Abdullah b.Amr) den;

demiştir ki: “Resûlullah (s.a.) (şöyle) buyurdu”:“Tek yolcu şeytandır. İki yolcu iki şeytandır. Üç (yolcu) ise,cemaattir. “(Ebû Dâvud, K.el-Cihâd (15), Bâb 79 H.2607

102

Page 103: 50121318-Kutub-i-Sitte-nin-Ele�tirisi-ve-Kuran-a-Arz�-Ferec-Hudur.pdf

7/30/2019 50121318-Kutub-i-Sitte-nin-Ele�tirisi-ve-Kuran-a-Arz�-Ferec-Hudur.pdf

http://slidepdf.com/reader/full/50121318-kutub-i-sitte-nin-eletirisi-ve-kuran-a-arz-ferec-hudurpdf 103/606

C.10 S.114 Şamil, diğer rivayet edenler, Muvatta istizân, 35,Tirmizi, cihâd, 4.)

112- Amr İbnu Şu’ayb an ebihi an ceddihi (radıyallahu anh)

tarikinden naklediyor: “Resûlullah (aleyhissalâtu vesselâm) buyurdular ki: “Bir atlı bir şeytandır, iki atlı iki şeytandır, üçatlı bir gruptur."(K.S. 2184 C.8 S.20 Akçağ 1989 alıntıları,Muvatta, İsti’zân 25,(2,978); Ebû Dâvud, Cihâd 86, (2607);Tirmizi, Cihâd 4, (1674))

Peygamberle, Ebu Bekir’in iki kişi olarak hicret ettiklerini şuşekilde rivayet ettiler:

113- Bera İbnu’l- Âzib radıyallahu anh anlatıyor: “Hz. EbuBekr radıyallahu anh, evinde babama uğradı. Ondan bir semer satın aldı. (Babam) Âzib’e:

“Benimle oğlunu gönder, onu evime kadar  götürüversin!"dedi. Babam bana:

“Haydi onu götürüver!"dedi. Ben de götürüverdim. Babamonunla beraber çıktı, bedelini alacaktı. Babam, Ebu Bekr’e:

“Ey Ebu Bekr! Resûlullah aleyhissalâtu vesselâmla (hicretettiğin) gece ne yaptınız?"diye sordu.

“Evet o gece yürüdük, Ertesi günü de öğle vaktine kadar 

yürüdük. Yolumuz tenha idi hiç kimseyerastlamadık.................... (K.S. 5775 C.16 S.199 Akçağ 1993alıntıları, Buhâri, Menâkıbu’l-Ensâr 45, Lukata 11, Menâkıb25, Eşribe 12; Müslim, Zühd 75, (2009))

Peygamberin ve Ebu Bekr’in iki kişi olarak, hatta yolda hiçkimseye rastlamamak kaydıyla hicret ettiklerini rivayetettiler, bunun yanında da iki kişi olarak seyahat edenlerin iki

şeytan olduğu rivayetlerinde bulundular. Yapmak istediklerihakaretin ağırlığı gayet açıktır. Yoksa tek başına veya iki kişiolarak seyahat eden niçin iki şeytan olsun. İslam dininde,

103

Page 104: 50121318-Kutub-i-Sitte-nin-Ele�tirisi-ve-Kuran-a-Arz�-Ferec-Hudur.pdf

7/30/2019 50121318-Kutub-i-Sitte-nin-Ele�tirisi-ve-Kuran-a-Arz�-Ferec-Hudur.pdf

http://slidepdf.com/reader/full/50121318-kutub-i-sitte-nin-eletirisi-ve-kuran-a-arz-ferec-hudurpdf 104/606

İman şartları arasında en az üç kişi olarak seyahat edilecek diye bir şey yoktur.

Güneş ve Aya’da saldırmayı ihmal etmeyerek şöyle bir 

rivayette bulundular.

114- ............ Ebu Hureyre’den, Rasûlullah’ın (S.A.V.)“Güneş ve Ay, kıyamet günü dürülüp sarılarak ateşe atılmışiki öküzdürler.” dediğini rivayet etti. (İbn Kuteybe, Te’viluMuhtelifi’l Hadis, S.189 Kayıhan Yayınları 1989 alıntısı,Buhari 59/4)

Güneş ve Ay’ın büyük faydaları ortadayken, onlara bula bulacehennemde yer buldular. Bu nankörlüğün tipik bir örneğidir.Yoksa güzel ve iyi olan her şeye karşı olacaklarına dair verilmiş bir ahitlerimi var? Rivayet uydurma olup aslı yoktur.

TEDAVİLER KONUSUNDA UYDURDUKLARIRİVAYET ÖRNEKLERİ

Tıbbi Nebevi adı altında uydurdukları rivayetlerde, Okuyupüflemeyi, hastaya tükürmeyi, dağlamayı ve hurma gibi birkaçmeyveyi konu etmişlerdir. Şöyle ki:

115- ........... Bize Muhammed ibn Adiyy, Hişâm ibnHassân’dan; o da ikrame’den tahdis etti ki, İbnu Abbâs (R):Peygamber (S) ihrâmlı olduğu hâlde kendisinde bulunan bir 

 baş ağrısı hastalığından dolayı “Lahyu Cemel" denilen bir suyanındaki menzilde başından kan aldırma tedavisi yaptırdı,demiştir. (Buhâri, Kitabu’t-Tıbb H.21 C.12 S.5734-5735Ötüken 1988)

116- Ebu Hüreyre radıyallahu anh anlatıyor: “Ebu Hind,Rasûlullah’ı bıngıldak kısmından hacamat etmişti.Aleyhissalâtu vesselâm:

“Ey Beni Beyâza, Ebu Hind’i evlendirin, onunlaevlenin!"buyurdu ve şunu ilave etti: “Eğer tedavi için başvurduğunuz şeylerin birinde hayır varsa bu

104

Page 105: 50121318-Kutub-i-Sitte-nin-Ele�tirisi-ve-Kuran-a-Arz�-Ferec-Hudur.pdf

7/30/2019 50121318-Kutub-i-Sitte-nin-Ele�tirisi-ve-Kuran-a-Arz�-Ferec-Hudur.pdf

http://slidepdf.com/reader/full/50121318-kutub-i-sitte-nin-eletirisi-ve-kuran-a-arz-ferec-hudurpdf 105/606

hacâmattır."(K.S. 5662 C.16 S.13 Akçağ 1993 alıntısı, EbûDâvud, Nikâh 27, (2102))

117- Ebu Keşbe el-Enmâri radıyallahu anh anlatıyor:

“Resûlullah aleyhissalâtu vesselâm başından ve iki omuzuarasından hacamat olur ve:

“Kim bu kandan akıtırsa, herhangi bir hastalık için, bir başkailaçla tedavi olmasa da zarar görmez!"buyurdu."(K.S. 4012C.11 S.314 alıntısı, Ebu Dâvud, Tıbb 4,(3859); İbni Mâce,Tıbb 21, (3484))

118- İbnu Abbâs radıyallahu anhümâ anlatıyor: “Resûlullahaleyhissalâtu vesselâm hacamat oldu ve hacamatı yapanhacamatçıya ücretini ödedi ve ayrıca burun damlası kullandı."(K.S. 4006 C.11 S.304 Akçağ 1991 alıntısı, Buhâri, Tıbb 9;Müslim, Selam 76, (1202); Ebu Dâvud, Tıbb 8,(3867);Tirmizi, Tıbb 9,(2048) )

119- İbnu Ömer radıyallahu anhümâ (âzatlısına): “Ey Nâfi bana kan galebe çaldı, benim için bir haccâm getir,getireceğin haccâm genç olsun, yaşlı veya çocuk olmasın"dedi. Devamla İbnu Ömer dedi ki: “Ben Resûlullahaleyhissalâtu vesselâmın: “Aç karnına hacamat olma idealdir,aklı arttırır. Hafızayı güçlendirir. Hafız olmak isteyenlerinhıfzetme kabiliyetini arttırır. Hacamat olmak isteyen Allah’ınadıyla Perşembe günü hacamat olsun. Cuma, Cumartesi,

Pazar günlerinde hacamat olmaktan kaçının. Pazartesi ve Salıgünüde hacamat olunuz. Çarşamba günü hacamat olmaktankaçının............ (K.S. 7038 C.17 S.448 Akçağ 1993 alıntısı,İbnu Mace 3488)

120- Hz. Enes radıyallahu anh anlatıyor: “Resûlullahaleyhissalâtu vesselâm buyurdular ki: Kim hacamat olmak 

isterse. Ayın veya 19 veya 21’ini arasın. Sakın, kanfazlalaşmak suretiyle birinize galebe çalıp onu öldürmesin."(K.S. 7037 C.17 S.447-448 Akçağ 1993 alıntısı, İbnu Mace3501 )

105

Page 106: 50121318-Kutub-i-Sitte-nin-Ele�tirisi-ve-Kuran-a-Arz�-Ferec-Hudur.pdf

7/30/2019 50121318-Kutub-i-Sitte-nin-Ele�tirisi-ve-Kuran-a-Arz�-Ferec-Hudur.pdf

http://slidepdf.com/reader/full/50121318-kutub-i-sitte-nin-eletirisi-ve-kuran-a-arz-ferec-hudurpdf 106/606

Görüldüğü gibi, hacamat yani kan aldırma hakkında, bütünhastalıkların tedavisi olduğu, yapılması lazım gelen günlerive hacamatçıya ücret ödenmesi gerektiği yolunda rivayetler uydurarak bunu insanlara çok büyük bir tedaviymiş gibi

tavsiyede bulunmuşlardır. Buna rağmen kendi kendileriniyalanlayan şu rivayetleri de uydurmaktan geridurmamışlardır:

121-............ Râfi’b. Hadic (r.a.), Rasûlullah (S.a.)’ın şöyle buyurduğunu rivayet etmiştir:

“-Hacamat edenin ücreti pistir, köpeğin satışı karşılığında

alınan para pistir, fahişenin zina karşılığı aldığı ücret pistir.(Ebu Dâvud, K.el-İcâre (22) Bab 38 H.3421 C.12 S.497Şamil, diğer rivayet edenler; Müslim, müsakât 40,41;Tirmizi, büyû 46; Nesai, sayd 15.)

122- Resûlullah’a atfen: “Kazancın en kötüsü, fahişeninmehri, köpeğin parası ve haccamın kazancıdır." (Müslim

40/17 C.8 Sönmez Neşriyat A.Ş.)

123- Resûlullah’a atfen: Köpeğin parası habistir; Fahişeninmehri habistir; haccamın kazancı da habistir." (Müslim,41/17 C.8 Sönmez Neşriyat A.Ş.)

124-........... Ebû Cuhayfe’nin oğlu Avn şöyle demiştir: babamEbû Cuhayfe bu köleye emretti de, onun kan alma âletleri

kırıldı. Ben babamdan bu kırmayı sordum. O şöyle cevapverdi: Peygamber (S) köpek bedelinden, kan alma ücretindennehyetti.......... (Buhâri, Kitabu’l-Buyû 38 C.4 S.1929 Ötüken1987 )

Hacamatın serbest, hacamat ücretinin yasak olduğu şeklinderivayet ettiklerinin anlaşılmaması gerekir, zira diğer bir 

rivayette hacamatçılardan uzak durulması gerektiği rivayetedilmiştir, Şöyle ki:

125-......... Haccâm çağrılınca Ömer şöyle dedi:

106

Page 107: 50121318-Kutub-i-Sitte-nin-Ele�tirisi-ve-Kuran-a-Arz�-Ferec-Hudur.pdf

7/30/2019 50121318-Kutub-i-Sitte-nin-Ele�tirisi-ve-Kuran-a-Arz�-Ferec-Hudur.pdf

http://slidepdf.com/reader/full/50121318-kutub-i-sitte-nin-eletirisi-ve-kuran-a-arz-ferec-hudurpdf 107/606

- Resûlullah (s.a.)’ı şöyle derken işittim:

“-Ben teyzeme, kendisi için bereket olacağını umarak bir kölehediye ettim ve ona; köleyi hacamatçıya, kuyumcuya ve

kasaba verme dedim."(Ebû Davud, K. El- İcâre (22) Bab 41H.3430 S.507 Şamil 1991)

Böylece çok övdükleri bir konuda kendi kendileriniyalanlamış oldular.

Yine rivayet ettiler ki:

126- Hz. Câbir radıyallahu anh anlatıyor: “Sa’d İbnu Mu’âzradıyallahu anh kolundaki (can) damarından isabet aldığızaman Resûlullah aleyhissalâtu vesselâm onu elindeki uzunca bir demir çubukla bizzat dağladı. Ancak yarası tekrar şişti.Resûlullah ikinci sefer dağladı." (K.S. 4018 C.11 S.324Akçağ, alıntısı Müslim, Selam 75,(2208); Ebû Dâvud, Tıbb 7,(3868) )

127- Tirmizi nin Hz. Enes’ten yaptığı bir rivayette, Enesradıyallahu anh der ki: “Resûlullah aleyhissalâtu vesselâm,Sa’d İbnu Zürâreyi sivilce sebebiyle dağladı."(K.S. 4019C.11 S.325 Akçağ 1991, alıntısı Tirmizi, Tıbb 11,(2051) )

128- İmrân İbnu Husayn radıyallahu anhumâ anlatıyor:“Resûlullah aleyhissalâtu vesselâm bizi dağlama yapmaktan

nefyetti. Ancak biz, (ona başvurmaya zorlu yan) durumlarlakarşılaştık. Birçok defalar dağlama yaptık, rahatsızlığımızdankurtuluş bulamadık." (K.S. 4020 C.11 S.325 Akçağ 1991alıntısı, Tirmizi, Tıbb 10,(2050); Ebû Dâvud, Tıbb 7, (3865))

129- İmran İbnu Huseyn radıyallahu anhumâ anlatıyor:“Resûlullah aleyhissalâtu vesselâm: “Ümmetimden yetmişbinkişi (Mahşer’de) hesaba çekilmeden cennete girecektir!"

 buyurdular. Kendisine: “Ey Allah’ın Resûlü! Bunlar kimlerdir?" diye sual edildi.

107

Page 108: 50121318-Kutub-i-Sitte-nin-Ele�tirisi-ve-Kuran-a-Arz�-Ferec-Hudur.pdf

7/30/2019 50121318-Kutub-i-Sitte-nin-Ele�tirisi-ve-Kuran-a-Arz�-Ferec-Hudur.pdf

http://slidepdf.com/reader/full/50121318-kutub-i-sitte-nin-eletirisi-ve-kuran-a-arz-ferec-hudurpdf 108/606

“Onlar, kendilerini dağlatmayanlar, rukyeye başvurmayanlar, teşâ’üm’e (uğursuzluğa) inanmayanlar veRablerine tevekkül edenlerdir!" buyurdu............... K.S. 4034C.11 S.350 Akçağ 1991 alıntısı, Müslim, İman, 371, (218))

Dağlama konusundaki rivayetlerinin çelişkili olduğu açıktır.

Yine rivayet ettiler ki:

130- İbnu Mes’ud radıyallahu anh anlatıyor: Rasûlullahaleyhissalâtu vesselâm buyurdular ki:

“Uğursuzluk çıkarmak şirktir, uğursuzluk çıkarmak şirktir,uğursuzluk çıkarmak şirktir........ (K.S. 4093 C.11 S.464Akçağ 1991, alıntısı Ebû Dâvud Tıbb 24,(3910); Tirmizi,Siyer 47, (1614))

131- Hz. Enes radıyallahu anh anlatıyor: “Rasûlullahaleyhissalâtu vesselâm buyurdular ki: “Ne sirayet (bulaşma),ne de uğursuzluk vardır.......... (K.S. 4094 C.11 S.465 Akçağ

1991 alıntısı, Buhâri Tıbb 44,54; Müslim, Selam 113,(2224);Ebû Dâvud, Tıbb 24, (3916); Tirmizi, Siyer 47, (1615))

Görüldüğü gibi, kesinlikle uğursuzluk diye bir şey olmadığınıhatta bir şeyde uğursuzluk telakki etmenin şirk olduğunu,ayrıca hastalık bulaşması diye bir şey olmadığını rivayetettiler. Bu iddialarının yanında birde şu rivayetleri tahdis

ettiler:

132- Hz. Enes radıyallahu anh anlatıyor: “Bir adam dedi ki:“Ey Allah’ın resûlü! Biz bir evdeydik, oradayken sayımızçok, malımız bol idi. Sonra başka bir eve geçtik. Buradasayımız da azaldı, malımız da.”

Resûlullah aleyhissalâtu vesselâm: “Burayı zemim

(addederek) terk edin! buyurdular. (K.S. 4099 C.11 S.472Akçağ 1991, alıntısı, Ebû Davut Tıbb 24, (3924))

108

Page 109: 50121318-Kutub-i-Sitte-nin-Ele�tirisi-ve-Kuran-a-Arz�-Ferec-Hudur.pdf

7/30/2019 50121318-Kutub-i-Sitte-nin-Ele�tirisi-ve-Kuran-a-Arz�-Ferec-Hudur.pdf

http://slidepdf.com/reader/full/50121318-kutub-i-sitte-nin-eletirisi-ve-kuran-a-arz-ferec-hudurpdf 109/606

Burada kabul edilen ‘zemimlik’ uğursuzluk manasındakullanılmıştır, yoksa evin sağlık şartları bakımındanelverişsiz olması değildir, zira mallar, bağ, bahçe olabildiğigibi, altı, gümüş v.s. De olabilir, mal deyimi genel bir 

ifadedir ve ayırım yapılmamıştır.

Zaten başka bir rivayette uğursuzluğu açıkça kabuletmişlerdir, şöyle ki:

133-.......... Bana Mâlik, İbn Şihâb’dan; o da Umer’in iki oğluHamza ile Sâlim’den; onlarda babalarından olmak üzeretahdis etti ki, Resûlullah (S): “Uğursuzluk kadında, evde ve

atta olur" buyurmuştur. (Buhari, Kitâbu’n-Nikâh 31 C.11S.5187 Ötüken 1988).

Böylece adetleri üzere yine kendi kendilerini yalanlamışoldular.

Kur’an’a göre, insanların başına bir musibet geldiğinde buonların işlemiş olduğu işler yüzündendir. Yoksa onlarınkullanmış oldukları ev, elbise, binek v.s. İle ilgisi yoktur, buna göre uğursuzluk veya günlerin birbirinden farkı yoktur.Zamanın kendisi uğursuz sayılamaz, zaman belalı gelmişse bu işlenmiş olan işlerden o işi işlemiş olanlar yüzündendir.Bu konuda Kur’an’dan mealen:

- Başınıza gelen herhangi bir musibet, kendi ellerinizin

yaptığı (işler) yüzündendir. (Allah, işlediklerinizin) birçoğunu da affeder. 42/30

Yine rivayet ettiler ki:

134- İbnu Mes’ud radıyallahu anh anlatıyor: “Resûlullahaleyhissalâtu vesselâm (bir gün) aramızda doğrulup:

“(Hastalık nev’inden) hiçbir şey hiçbir şeye sirayetetmez!"buyurmuşlardı ki bir bedevi:

109

Page 110: 50121318-Kutub-i-Sitte-nin-Ele�tirisi-ve-Kuran-a-Arz�-Ferec-Hudur.pdf

7/30/2019 50121318-Kutub-i-Sitte-nin-Ele�tirisi-ve-Kuran-a-Arz�-Ferec-Hudur.pdf

http://slidepdf.com/reader/full/50121318-kutub-i-sitte-nin-eletirisi-ve-kuran-a-arz-ferec-hudurpdf 110/606

“Ey Allah’ın resûlü! Nasıl olur? Bir deve sürüsüne kuyruğuile haşefesini uyuzlaşmış bir deve gelince hepsini uyuzluyapar! dedi. Aleyhissalâtu vesselâm:

“Pekalâ birincisini kim uyuzladı? Ne sirayet, ne safer vardır......... (K.S. 4836 C.14 S.17 Akçağ 1992 alıntısı,Tirmizi, Kader 9, (2144))

Rivayet ettikleri bu hadislerle hastalık bulaşması diye bir şeyolmadığını rivayet ettiler. Bu ise gerçeklere uymayan bir husustur, ilk deveye kim bulaştırdı demek, ilk deveyi kimdoğurdu demeye benzer, bunun ise bir mantığı yoktur,

ilklerin başlaması ilk aşama olarak kendi başlarınadır. Bazıhastalıkların bulaştığı tıbben sabittir. Kendileri de burivayetlerini yalanlayan aşağıdaki rivayeti tahdis ettiler:

135-............ İbn Abbâs dedi ki, Resûlullah (S)’ten işittimşöyle buyurdu: (Veba hastalığı hakkında) “Bu hastalığın bir yerde çıktığını işittiğiniz zamân oraya girmeyiniz. Hastalık 

sizin bulunduğunuz yerde vâkı’ olursa, oradan kaçmak içinsakın o yerden dışarı çıkmayınız!”

Abdullah

- Bunun üzerine Umer, Allah’a hamd etti, sonra ayrıldı,demiştir. (Buhâri, Kitâbu’l-Tıbb 44 C.12 S.5757 Ötüken1988.)

Yukarıdaki iki rivayet birbirleriyle çelişkili olduğu gibi,kendi içerisinde de çelişkili olan şu rivayeti tahdis ettiler:

136-............ Bize Said ibnu Minâ tahdis edip şöyle dedi: BenEbû Hureyre (R)’den işittim, şöyle diyordu: Resûlullah (S):“Hastalığın (sâhibinden bir başkasına) kendi kendine sirâyetiyoktur, eşyada uğursuzluk yoktur. Ükey ve baykuş

(ötmesinin te’siri ve kötülüğü) da yoktur. Safer ayındauğursuzluk yoktur. (Bunlar Câhiliyet hurâfeleridir.) Fakat (ey

110

Page 111: 50121318-Kutub-i-Sitte-nin-Ele�tirisi-ve-Kuran-a-Arz�-Ferec-Hudur.pdf

7/30/2019 50121318-Kutub-i-Sitte-nin-Ele�tirisi-ve-Kuran-a-Arz�-Ferec-Hudur.pdf

http://slidepdf.com/reader/full/50121318-kutub-i-sitte-nin-eletirisi-ve-kuran-a-arz-ferec-hudurpdf 111/606

mü’min) sen cüzâmlıdan, arslandan kaçar gibi kaç!"buyurdu.(Buhâri, Kitâbu’t-Tıbb 27 C.12 S.5740 Ötüken 1988)

Madem ki hastalık bulaşması yoktur Cüzâmlıdan kaçmanın

manası nedir ki, bu açık bir çelişkidir.

137- Sa’id İbnu Ebi Vakkâs radıyallahu anh anlatıyor:“Resûlullah aleyhissalâtu vesselâm buyurdular ki: “Kim her sabah acve hurmasından yedi tane yerse o gün geceye kadar ona ne zehir ne de sihir zarar verir. K.S. 3987 C.11 S.270Akçağ alıntıları, Buhâri, Tıbb 52,56, Et’ime 43; Müslim,Eşribe 154,(2047); Ebû Dâvud, Tıbb 12, (3875,3876))

Bu öyle bir iddiadır ki, boş bir iddia olduğu basit bir denemeile hemen anlaşıla bilir. Değil yedi acve hurması, kişi yedisepet acve hurması yerse kendisine verilecek biraz güçlü bir zehirin etkisinden kurtulamaz. Zira acve hurmasının öyle bir etkisi olsaydı ilaç olarak eczanelerde satılacak ve kimsezehirlenme yoluyla ölmeyecekti, fakat gerçekler bu iddianın

aksi yöndedir. Bu rivayete inanan bir kimseye, haydi yediadet acve hurması ye, bizde sana istediğimiz bir zehir verelimve sana tesir etmediğini ispatla dersek, sanmam ki dünyada bunu göze alacak aklı başında bir kişi çıksın.

138- Ebu Hüreyre radıyallahu anh anlatıyor: “Resûlullahaleyhissalâtu vesselâm buyurdular ki: “Ölüm dışında hiçbir hastalık yoktur ki çörek otunda onun için bir deva

 bulunmasın."(K.S. 3986 C.11 S.268 Akçağ 1991 alıntısı,Buhari, tıbb 7; Selam 89, (2215); Tirmizi, Tıbb 5,(2042), 22,(2071))

Çörek otunun her hastalığın ilacı olduğu yolundaki iddia,acve hurması için uydurulan türden boş bir iddiadır, Bir çok araştırmalara rağmen kanser gibi bazı hastalıkların ilacı

 bilinemezken, böyle bir iddia gerçeklere uymamaktadır.

140- İbnu Mes’ud radıyallahu anh anlatıyor:”Resûlullahaleyhissalâtu vesselâm’ı işittim, diyordu ki:Rukyelerde,

111

Page 112: 50121318-Kutub-i-Sitte-nin-Ele�tirisi-ve-Kuran-a-Arz�-Ferec-Hudur.pdf

7/30/2019 50121318-Kutub-i-Sitte-nin-Ele�tirisi-ve-Kuran-a-Arz�-Ferec-Hudur.pdf

http://slidepdf.com/reader/full/50121318-kutub-i-sitte-nin-eletirisi-ve-kuran-a-arz-ferec-hudurpdf 112/606

temimlerde (muskalarda), tivelelerde (muhabbet muskası) bir nevi şirk vardır....”.... (K.S. 4035 C.11 S.353 Akçağ 1991,alıntısı, Ebû Dâvud, Tıbb 127,(3883))

141-Hz. Ebu Sa’ad radıyallahu anh anlatıyor:”Biz,Resûlullahaleyhissalâtu vesselâmın çıkardığı askeri) bir seferdeydik. Bir yerde konakladık. Yanımıza bir câriye gelip: “Obamızınefendisi Selim’i bir zehirli soktu. Onunla meşgul olacak erkekler de şu anda yoklar. Sizde rukye yapan biri var mı?"dedi. Bunun üzerine bizden rukye hususunda mahâretini bilmediğimiz bir adam kalkıp onunla gitti ve adama okuyuverdi. Adam iyileşti. Kendisine otuz koyun verdiler. Bizesütünden içirdi. Ona:”Yahu sen rukye bilir miydin?"dedik.“Hayır, ben sadece Fatiha okuyarak rukye yaptım" dedi. Bizkendisine “Resûlullah aleyhissalâtu vesselâm’a sormadan (buverdiklerine) dokunma!"dedik. Medine’ye gelince, durumuona söyledik. Aleyhissalâtu vesselâm “Fatiha!nın rukyeolduğunu (tedavi maksadıyla okunacağını) sana kim söyledi?Verdikleri koyunları paylaşın, bana da bir hisse ayırın!

 buyurdular."(K.S. 4033 C.11 S.346 Akçağ 1991 alıntısıBuhâri, Tıbb 39, 33,İcâre 16, Fedâilu’l-Kur’an 9; Müslim,Selam 66,(2201); Ebû Dâvud, Tıbb 19,(3900); Tirmizi, Tıbb20, (2064,2065))

Rivayetlerinin çelişkili olduğu açıktır. 140. Rivayette rukyeyapmak şirk olarak sayılmışken. 141. Örnekte ki rivayette

güya, Resûlullah fatihayla rükne yapılmasını tasvip etmiş,hatta Fatiha’nın rukye olduğunu söylemiş ve ücret olarak alınmış olan koyunlardan pay istemiştir.

Kesin olarak! Kur’an ayetleri hastaların üzerine okunupüflenmek için inmemiştir. Bu yönden şifa verme hususundatesirleri yoktur. Böyle olduğu da denemeyle kolayca anlaşıla bilir. İnsanlar, Kur’an ayetlerini, baş ağrısı, karın ağrısı v.s.

gibi hastalıklara okuyup üflerler, bu tip hastalıklar kendikendilerine vücut direnci yoluyla geçebilen hastalıklardır.Eğer ki böyle bir iddia gerçek olmuş olsaydı, yani örneğin,

112

Page 113: 50121318-Kutub-i-Sitte-nin-Ele�tirisi-ve-Kuran-a-Arz�-Ferec-Hudur.pdf

7/30/2019 50121318-Kutub-i-Sitte-nin-Ele�tirisi-ve-Kuran-a-Arz�-Ferec-Hudur.pdf

http://slidepdf.com/reader/full/50121318-kutub-i-sitte-nin-eletirisi-ve-kuran-a-arz-ferec-hudurpdf 113/606

Fatiha rukye olmuş olsaydı sakat bir kimseye okunduğundada tesir etmesi gerekirdi. halbuki sakat olan bir kimseyekıyamete kadar okunup üflense şifa yönünden tesir meydanagelmez, bu durum Kur’an’ın bir zaafı değildir. Zira Kur’an’ın

iniş amacı bu değildir. Her gün milyonlarca kişi defalarcaFatiha Sûresini okumaktadır. Buna rağmen hastalandıklarındadoktora gitmek zorunda kalmaktadırlar. Bundan da yapılaniddiaların tıbbi şifa yönünden gerçeklere uymadıklarınıanlamak mümkündür.

Yapmış oldukları tedavi ile ilgili bazı rivayetler de okuyupüfleme yerine, okuyup tükürmeyi tahdis etmişlerdir.Amaçları saygısızlık etmektir, yoksa, Kur’an okumaylahastaya tükürmenin bir ilgisi yoktur, Şöyle ki:

142- Hârice b. Es-Salt, amcasından rivayet ettiğine göre: O(Hârice’nin amcası) bir kavme uğradı. Kavimdekiler onun,yanına gelip;

- Şüphesiz sen o zat (Hz. Peygamber)’in yanından hayırlı bir şey getirmişsindir, bizim için şu adama rukye yap, dediler vekendisine iplerle bağlı deli bir adam getirdiler.

Harice’nin amcası sabahlı akşamlı üç gün adama FatihaSûresini okudu. Sûreyi her bitirişinde tükürüğünü biriktiriyor sonra da tükürüyordu. Adam sanki kösteğinden kurtulmuşgibi oldu, (iyileşti). (Delinin arkadaşları) rukye yapan zata

(ücret olarak) bir şey verdiler. Adam, Resûlullah (s.a.)’a gelipdurumu haber verdi.

Efendimiz (s.a):

“-Ye, ömrüme yemin ederim ki, kimileri bâtıl bir rukye ileyerler, sen ise hak bir rukye ile yersin."buyurdu. (Ebû Dâvud,

K. el-icâre (22) Bab 37 C.12 S.496 R.3420 Şamil 1991).143-.......... Bize Sufyân ibn Uyeyne, Abdu Rabbih ibnuSa’d’den; o da Amre bin tu Abdirrahman dan haber verdi ki,

113

Page 114: 50121318-Kutub-i-Sitte-nin-Ele�tirisi-ve-Kuran-a-Arz�-Ferec-Hudur.pdf

7/30/2019 50121318-Kutub-i-Sitte-nin-Ele�tirisi-ve-Kuran-a-Arz�-Ferec-Hudur.pdf

http://slidepdf.com/reader/full/50121318-kutub-i-sitte-nin-eletirisi-ve-kuran-a-arz-ferec-hudurpdf 114/606

Âise (R) şöyle demiştir: Peygamber (S) rukye tedâvisinde şuduâyı söylerdi: “Allah’ın ismiyle. Şu bizim yurdumuzuntoprağı ve bâzımızın tükürüğüdür. Bunlardan Rabb’imizinizniyle hastamız şifâlanır!" (Buhâri, Kitabu’l Tıb 61 C.12

S.5769 Ötüken 1988)

Putperestler taştan topraktan yaptıkları putlardan medetumarlardı, kim bilir, belki de tükürükten medet ummak onların bile aklına gelmemiştir. Peygamberi bunlarıniftiralarından tenzih ederim.

Kur’an’la, tükürüğü bir olayın tamamlayıcı unsurları olarak 

düşünmek, Kur’an’a açıktan açığa yapılmış bir saygısızlıktır.Bütün bu gibi şeylerle esas olarak yapmak istedikleri,Kur’an’ın iniş amacıyla ilgili olarak insanları yanlışyönlendirmek ve Kur’an’ı onların gözünden düşürmektir,yoksa Kur’an’ın okunup hastalara üflenmesiyle veyatükürükle hiçbir ilgisi yoktur, neyi, neyin seviyesineindirmeye çalıştıkları çok düşündürücüdür.

Kur’an’ın, bunların iddia ettikleri gibi bir tedavi kitabıolmadığı konusunda Kur’an’dan mealen:

- Eğer kendisiyle dağların yürütüldüğü, yâhut arzın parçalandığı, yâhut ölülerin konuşturulduğu bir Kur’anolsaydı (bu Kitâb olurdu). Ama bütün işler Allah’a aittir.İman edenler hâla anlamadılar mı ki, Allah dileseydi, bütün

insanları yola iletirdi? Yaptıkları (küfür ve kötü işler)yüzünden inkar edenlerin, başlarına âni bir belâ gelecek,yâhut (o belâ) evlerinin yakınına konacak, Allah’ın va’digelinceye kadar bu böyle sürüp gidecektir. Allah, va’dindenaslâ dönmez. 13/31

Kur’an okunduğunda ne dağlar yürütülür, ne yer parçalanır,

nede ölüler konuşturulabilir. Ancak hidayet bulmak için onunayetlerinden istifada edilir. Yoksa, Kur’an ayetlerinin okunuphastaya üflenmesinin hastaya sağlayacağı hiçbir yarar yoktur.

114

Page 115: 50121318-Kutub-i-Sitte-nin-Ele�tirisi-ve-Kuran-a-Arz�-Ferec-Hudur.pdf

7/30/2019 50121318-Kutub-i-Sitte-nin-Ele�tirisi-ve-Kuran-a-Arz�-Ferec-Hudur.pdf

http://slidepdf.com/reader/full/50121318-kutub-i-sitte-nin-eletirisi-ve-kuran-a-arz-ferec-hudurpdf 115/606

Bu gibi iddialar, Kur’an’ın iniş amacını saptırmaya yönelik iddialardır.

GÖZ YANİ NAZAR DEĞMESİ HAKKINDA DA BİR 

TAKIM ASILSIZ RİVAYETLER UYDURMALARI

144-............ Ebû Hureyre (R): Resûlullah (S): “Göz değmesihaktır (sâbittir)" buyurdu ve döğme yapmaktan nehyetti,demiştir. Buhari, Kitâbu’l-Libâs 154 C.13 S.5952 Ötüken1989, diğer rivayet edenler Müslim 2187; Ebû Dâvud 3879;Bak, K.S. 4042)

145-............ Bize ez-Zuhri, Urve ibnu’z-Zubeyr’den; o daEbû Seleme’nin kızı Zeyneb’den; o da annesi Ümmü Suleym(R)’den şöyle haber verdi: Peygamber (S), zevcesi ÜmmüSeleme’nin evinde, yüzünde sarılık eseri bulunan bir kızçocuğu gördü de: “Bu kız çocuğuna rukye tedâvisi yapınız!Çünkü bunda nazar değmesi vardır" buyurdu. (Buhâri,Kitâbu’t-Tıbb 54 C.12 S.5765 Ötüken 1988 )

İddialarınca bir kimse yalnızca bakmak suretiyle, bir canlıyaveya bir eşyaya baktığında onu fiziksel olarak etkileyebilir veona zarar verebilir. Buna inanan bir çok kimse başına gelenher çeşit felaketi veya istemediği bir durumu göz değmesine bağlamaktadır. Öyle ki: Hastalansa, bir yakını ölse, işiistediği gibi gitmese veya malına bir zarar gelecek olsa,kendisine nazar değdiği kanaatinde ve inancındadır, hatta

kendisine nazar değdirdi diye, hiç ilgisi olmayan ve olması damümkün olmayan kimseleri suçlama yoluna gider. Buinançta olan kimseler, önlem olarak nazar boncuğu venazarlık diye adlandırdığı cam parçalarından ve hatta eşek veya at nalından medet ummakta, bunları kendi üzerine,yakınlarının üzerine veya mallarının üzerine asarak nazar değmesinden koruyacaklarına inanmakta ve dolayısıyla

 bunları putlaştıra bilmektedir. Veya nazarın kendi yerine bunlara değeceğine inanan kimseler de vardır, güya nazar değdirecek şahsın nazarı bunlara isabet edecek, böylecekendisinin veya malının nazardan korunacağı inancında olan

115

Page 116: 50121318-Kutub-i-Sitte-nin-Ele�tirisi-ve-Kuran-a-Arz�-Ferec-Hudur.pdf

7/30/2019 50121318-Kutub-i-Sitte-nin-Ele�tirisi-ve-Kuran-a-Arz�-Ferec-Hudur.pdf

http://slidepdf.com/reader/full/50121318-kutub-i-sitte-nin-eletirisi-ve-kuran-a-arz-ferec-hudurpdf 116/606

 bazı kimselerde bunları kullanmaktadırlar. Bu inançlar okadar yaygın durumdadırlar ki, ülke çapında nazar boncuğuveya çeşitli nazarlıklar imal eden bir sanayi mevcut olduğugibi, kitleler tarafından bunlara büyük bir talep vardır. Bütün

 bu inançlar İslam dininde yeri olmayan inançlardır, hiçkimsenin bakışında öyle bir etki olmadığı gibi, cam veya başka şeylerin, insanları bu iddia çerçevesinde korumaözelliği de yoktur.

Kendilerine İslam alimi diyen bir takım kimseler, nazarınvarlığıyla ilgili olarak şu ayetleri delil getirmektedirler.Mealen:

-O inkâr edenler, zikri (Kur’an’ı) işittikleri zaman, neredeyseseni gözleriyle devireceklerdi. “O delidir" diyorlardı. 68/51

Ayette kafirlerin kin ve kızgınlıkları müteşabih olarak anlatılmıştır. Yani kaşlarını çatarak, sert sert baktıklarıvurgulanmıştır. Nazara inanların ortak görüşü, kendilerine ait

olan bir şeyin kıskanıldığı ve dolayısıyla kendilerine nazar değdiği şeklindedir. Ayette ise kafirlerin Kur’an’ıkıskandıkları veya Peygamberi kıskandıklarıvurgulanmamıştır, tam tersine, kafirler kin ve öfkeleriyle,Kur’an’ı tebliğ eden peygamber için deli ifadesinikullanmışlardır. Bu yönden nazara inananların inancıylamealini yazmış olduğum bu ayeti bağdaştırmak mümkündeğildir. Diğer bir hususta, ayette kafirlerden kitle olarak  bahsedilmiştir, eğer iddia edildiği gibi bir nazar değdirmeolayı olmuş olsa, bu kafirlerin tamamının nazar değdire bilmeözelliğine olup, nazar değdirebildikleri neticesine varılır ki buda saçma bir iddia olmuş olur. Kaldı ki nazara inananlar buözelliği, kafir olsun, Müslüman olsun ancak bazı özelkimselere isnat etmektedirler. Bu itibarla ayeti nazar değdirme olayı ile bağdaştırmağa imkan yoktur ve dolayısıyla

İslam dinine göre nazar değdirme olayı da yoktur.

 Nazar değdirme olayı iddialarına delil gösterdikleri bir diğer ayette ‘Yusuf Sûresi 67.’ ayetidir, mealen:

116

Page 117: 50121318-Kutub-i-Sitte-nin-Ele�tirisi-ve-Kuran-a-Arz�-Ferec-Hudur.pdf

7/30/2019 50121318-Kutub-i-Sitte-nin-Ele�tirisi-ve-Kuran-a-Arz�-Ferec-Hudur.pdf

http://slidepdf.com/reader/full/50121318-kutub-i-sitte-nin-eletirisi-ve-kuran-a-arz-ferec-hudurpdf 117/606

- Ve deki: “Oğullarım, (Mısır’a) bir kapıdan girmeyin, ayrıayrı kapılardan girin ama ben(ne yapsam) Allah(ıntakdir)inden hiçbir şeyi sizden savamam, Hüküm, yalnızAllah’ındır. Ben O’na tevekkül ettim, tevekkül edenler de

O’na tevekkül etsinler!" 12/67

Ayet içinde geçen, ayrı ayrı kapılardan şehre girilmesi olayınınazar değmesine bağlamaktadırlar. O zaman şu soruyusormak lazım, hep beraber bir kapıdan girdiklerinde kardeşolduklarını bilip onları kıskanmak suretiyle kim nazar değdirecekti, öyle ki birbirleriyle akrabalıkları olmayan bir kafile olarak yorumlanmaları da mümkündür. farz edelim kikapıda kardeş oldukları bilindi ve kıskanılmak suretiyleonlara nazar değdirme olayı mümkün hale gelmiş olsun, aynıolay şehirde gezinmeleri halinde de mümkündür, nitekim hep birlikte gidip zahire istemişlerdir. Kapıda kendilerine nazar değdirilebiliyorsa şehirde de toplu olarak gezdiklerindekendilerine nazar değdirile bilir. Halbuki ayette şehrigezdiklerinde, şehir içinde de ayrı ayrı gezmeleri

 bildirilmemiştir, hatta şehirden çıkmaları durumunda, hem dezahire yükleri de tam da doluyken ayrı ayrı kapılardançıkmaları da söylenmemiştir. Bu itibarla, bu ayetin nazarlahiçbir ilgisi yoktur. Olsa olsa, şehre ayrı ayrı kapılardangirmelerinin istenmesi, bir kısmı şehre girmekten engellensediğerleri girebilsin ihtimaliyle ilgili olabilir, bu da makul bir davranıştır. Böyle bir önlem mahzurlu olmamakla beraber,

Allah’ın istemesi halinde, Allah’ın hükmünü hiçbir önlemingeri çeviremeyeceği ve Allah’a tevekkülün gerekliliğinivurgulanmıştır.

Bu açıklamalardan da anlaşıldığı gibi, İslam inancında nazar değdirme olayı diye bir şey yoktur, bu konuda uydurulanrivayetler Kur’an’a uymamaktadır.

PEYGAMBERLER VE YAKINLARI HAKKINDAUYDURDUKLARI RİVAYET ÖRNEKLERİ

117

Page 118: 50121318-Kutub-i-Sitte-nin-Ele�tirisi-ve-Kuran-a-Arz�-Ferec-Hudur.pdf

7/30/2019 50121318-Kutub-i-Sitte-nin-Ele�tirisi-ve-Kuran-a-Arz�-Ferec-Hudur.pdf

http://slidepdf.com/reader/full/50121318-kutub-i-sitte-nin-eletirisi-ve-kuran-a-arz-ferec-hudurpdf 118/606

146- İbnu Abbas (radıyallahu anhumâ) anlatıyor: “Hz. EbuBekr (radıyallahu anh):”Ey Allah’ın Resûlü, saçların ağardıyaşlandın" dedi. Resûlullah (aleyhissalâtu Vesselâm): “Beni,Hûd, Vâkı’a, Mürselât, Ammeyetesâelun ve İzâ’ş-Şemsü

Küvviret sûreleri ihtiyarlattı" cevabını verdi”. (K.S. 659 C.4S.29 Akçağ 1988, alıntısı, Tirmizi, Tefsir, Vâkı’a. (3293))

147- ............ Usmân ibn Abdillah ibn Mevheb: Ben ÜmmüSeleme’nin yanına girdim. O bizlere Peygamber (S)’insaçlarından bir miktar boyanmış saç çıkarıp gösterdi,demiştir. (Buhari, Kitâbu’l-Libâs 113 C.13 S.5929 Ötüken1989 )

148- ......... Ebu Cuhayfe (şöyle demiş):

-Ben Resûlullah’a beyaz gördüm ihtiyarlamıştı, Ali’nin oğluHasan’a benziyordu. (Müslim 107/127 C.10 Sönmez Neşriyat).

Yukarıdaki üç rivayette, Peygamberin yaşlanmış olduğu vesaçlarının beyazlandığını, beyazlanmış olan saçlarını boyadığı tahdis edilmiştir. Diğer başka rivayetlerde ise şöyledemektedirler:

149-......... Sâbit el- Bunâni şöyle dedi: Enes’e Peygamber’insakalını boyaması (vâki’ olup olmadığı) soruldu da, Enes (R):

- Şu muhakkak ki, Peygamber (S) saç sakal boyayacak dereceye ulaşmadı. Eğer ben O’nun sakalındaki beyaz kıllarısaymak isteseydim muhakkak sayardım, dedi. (Buhâri,Kitâbu’l-Libâs 111 C.13 S.5928 Ötüken 1989)

150- Enes’e Peygamberin saçının ağarıp ağarmadığısorulmuş da:

- Allah onu beyazlıkla lekelemedi, demiş. (Müslim 105/126C.10 Sönmez Neşriyat A.Ş.)

118

Page 119: 50121318-Kutub-i-Sitte-nin-Ele�tirisi-ve-Kuran-a-Arz�-Ferec-Hudur.pdf

7/30/2019 50121318-Kutub-i-Sitte-nin-Ele�tirisi-ve-Kuran-a-Arz�-Ferec-Hudur.pdf

http://slidepdf.com/reader/full/50121318-kutub-i-sitte-nin-eletirisi-ve-kuran-a-arz-ferec-hudurpdf 119/606

Bu iki rivayetle diğer üç rivayet arasında açık bir çelişkivardır. Peygamberden hadis rivayet ettiklerini iddia eden bukimseler, peygamberin şimali hakkında dahi ihtilaf edecek kadar onu tanımamaktalar. Onu tanımadıklarına dair diğer 

hadis örnekleri:

151- Hz. Aişe radıyallahu anhâ anlatıyor: “Resûlullahaleyhissalâtu vesselâm altmış üç yaşında vefat etmiştir."(K.S.5529 C.15 S.346 Akçağ 1992 alıntıları, Buhari, Menâkıb 10;Müslim, Fezâil 115,(2349); Tirmizi, Menâkıb 28,(3655))

152- ... İbni Abbâs’tan naklen: “Resûlullah, Mekke’de on öç

yıl kalmış ve altmış üç yaşında vefat etmiştir."(Müslim117/135 C.10 Sönmez Neşriyat A.Ş.)

153-........ İbni Abbâs rivayet etti ki: “Resûlullah altmış beşyaşında vefat etmiştir."(Müslim 122/138 C.10 Sönmez Neşriyat)

Görüldüğü gibi peygamberin yaşı konusunda ki hadisler çelişkili olup, İbni Abbâs’tan peygamberin vefat yaşını 63 ve65 olarak rivayet etmeleri ilginçtir.

154- Hz. Ali (radıyallahu anh) anlatıyor: “Resûlullahyüzüğünü sağ eline takardı."K.S. 2100 C.7 S.474 Akçağ 1988alıntısı, Ebû Dâvud, Hâtim 5,(4226); Nesâi, Ziynet 49,(8,175))

155- İbnu Ömer (radıyallahu anhumâ) anlatıyor: “Resûlullah(aleyhissalâtu vesselâm) yüzüğünü sol eline takardı ve kaşınıavucunun içine getirirdi. İbnu Ömer de böyle yapardı." (K.S.2102 C.7 S.474 Akçağ 1988 alıntısı, Ebu Dâvud, Hâtim 5,(4227,4228))

156-............. Bize Sufyân el-A’meş’ten; o da Ebû Vâil’den; o

da Abdullah ibn Mes’ûd (R)’dan tahdis etti ki, Peygamber (S): “sizden hiçbiriniz sakın benim Yûnus’tan hayırlı

119

Page 120: 50121318-Kutub-i-Sitte-nin-Ele�tirisi-ve-Kuran-a-Arz�-Ferec-Hudur.pdf

7/30/2019 50121318-Kutub-i-Sitte-nin-Ele�tirisi-ve-Kuran-a-Arz�-Ferec-Hudur.pdf

http://slidepdf.com/reader/full/50121318-kutub-i-sitte-nin-eletirisi-ve-kuran-a-arz-ferec-hudurpdf 120/606

olduğumu söylemesin" buyurmuştur. (Buhari, Kitabu’l-Enbiy3a 86 C.7 S.3224 Ötüken 1987.)

157-.......... Bize Şu’be, Katâde’den; o da Ebû’l-Âliye’den; o

da İbn Abbâs (R)’tan tahdis etti ki, Peygamber (S): “Hiçbir kul için: Ben muhakkak Yûnus ibn Mettâ’dan hayırlıyım,demesi uygun değildir" buyurmuş ve Yûnus’u babasıMettâ’ya nispet etmiştir. (Buhari, Kitâb’l-Enbiyâ C.7 S.3225Ötüken 1987.)

158- .......... Ben Humeyd ibn Abdirrahmân’dan; o da EbûHureyre (R)’den işittik ki, Peygamber (S): “Hiçbir kul için:

Ben Yûnus ibn Mettâ’dan hayırlıyım demesi yakışmaz" buyurmuştur. (Buhari, Kitâb’l-Enbiyâ C.7 S.3226 Ötüken1987.)

159-... Resûlullah’a atfen: Beni Musa’ya üstüntutmayın"(K.S. 4337 C.12 Akçağ, alıntıları Buhari Enbiya34-35; Müslim 2373; Ebu Davud 4671; Tirmizi 3240.)

160-...Resûlullah’a atfen: “Peygamberlerden birini diğerineüstün tutmayın."(K.S. 4346 C.12 Akçağ, alıntısı Ebu Dâvud,sünnet 14(4668))

Yukarıdaki rivayetlerle benzeri rivayetler de hiçbir  peygamberle diğer peygamberler arasında derece farkı iddiaedilmemesi ısrarla vurgulanmıştır, buna rağmen şöyle rivayet

ettiler:

161-......... Resûlullah’a atfen:

“Yaratılmışların en hayırlısı (Hayru’l-Beriyye) İbrahim peygamberdir." (K.S.4335 C.12 Akçağ, alıntısı Müslim 2369;Tirmizi 2349; Ebu Dâvud 4672)

162- ......... Ubeydullah’tan; o da Said ibn Ebi Said el-Makburi’den işitmiştir ki, Ebû Hureyre (R) şöyle demiştir:Peygamber’e

120

Page 121: 50121318-Kutub-i-Sitte-nin-Ele�tirisi-ve-Kuran-a-Arz�-Ferec-Hudur.pdf

7/30/2019 50121318-Kutub-i-Sitte-nin-Ele�tirisi-ve-Kuran-a-Arz�-Ferec-Hudur.pdf

http://slidepdf.com/reader/full/50121318-kutub-i-sitte-nin-eletirisi-ve-kuran-a-arz-ferec-hudurpdf 121/606

- İnsanların (Allah katında) en çok kerem ve ihsâna nâil olanıkimdir? diye soruldu.

Peygamber (S)

- “İnsanların en kerimi, en muttaki olanıdır" buyurdu.

Soranlar:

-Ey Allah’ın Peygamberi, biz Senden amel cihetiyle en kerimolanı sormuyoruz, dediler.

Bunun üzerine Peygamber:

- “İnsanların en kerimi Allah’ın Peygamberi Yusuf’tur..........“ buyurdu. (Buhâri, Kitâbu’l-Enbiy3a 48 C.7 S.3174 Ötüken1987.)

Yukarıdaki rivayetlerle diğer rivayetlerin aksine, çelişkiliolarak peygamberler arasında fark gözetilmiş ve İbrahim

 peygamberle, Yusuf peygamber, ayrı ayrı diğer  peygamberlerden üstün sayılmıştır ve buna rağmen şöyledemişlerdir:

163-.......... Ebû Hureyre (R) şöyle demiştir: Bir keresindeRasûlullah’ın sofrasında et yemeği getirildi ve kendisine bir kol kaldırılıp sunuldu. Çünkü Rasûlullah etin bu kısmınıseverdi. Ondan ön dişleriyle bir lokma kopardı. Sonra şöyle

anlattı:

“Ben kıyâmet gününde bütün insanların seyidiyim,efendisiyim......."dedi. (Buhâri, Kitâbu’t-Tefsir 233 C.10S.4514 Ötüken 1988 ).

164- Resûlullah’a atfen: “Ademoğlunun Allah’a en kerim

olanı da benim, Bunda fahr yok!" (K.S. 4347 C.12 Akçağ,alıntısı Tirmizi, Menâkıb 2(3614))

121

Page 122: 50121318-Kutub-i-Sitte-nin-Ele�tirisi-ve-Kuran-a-Arz�-Ferec-Hudur.pdf

7/30/2019 50121318-Kutub-i-Sitte-nin-Ele�tirisi-ve-Kuran-a-Arz�-Ferec-Hudur.pdf

http://slidepdf.com/reader/full/50121318-kutub-i-sitte-nin-eletirisi-ve-kuran-a-arz-ferec-hudurpdf 122/606

165-..... Resûlullah’a atfen: “Kıyamet günü geldi mi, ben peygamberlerin imamı, hatibi ve (onlar arasında) şefaat(etmeye yetki) sahibi olacağım. Bunda övünme yok."(K.S.4348 C.12 Akçağ, alıntısı Tirmizi 3617.)

Böylece tahdis ettikleri rivayetlerle tekrar çelişki meydanagetirmiş olmaktadırlar. İddia ettikleri bu konularla ilgiliolarak Kur’an’dan örnek verecek olursam, mealen:

- Andolsun biz, Adem oğullarına çok ikrâm ettik, onlarıkarada ve denizde taşıdık. Onları güzel rızıklarla besledik veonları yaratıklarımızın bir çoğundan üstün kıldık. 17/70

Yukarıda mealini yazdığım ayette görüldüğü gibi hiçbir insanyaratılmışların en üstünü değildir. Ancak insan oğluyaratılmışların bir çoğundan üstün yaratılmıştır. Bu itibarlaİbrahim peygamber veya başka bir Adem oğlu içinyaratılmışların en üstünüdür demek Kur’an’la bağdaşmaz.Kur’an’dan mealen:

- De ki: “Allah’a, bize indirilene, İbrâhim’e, İsmâil’e,İshâk’a, Yâkub’a ve torunlara indirilene; Mûsâ’ya, İsâ’ya ve peygamberlere Rab’leri tarafından verilene inandık; onlar arasında ayırım yapmayız, biz O’na teslim olanlarız." 3/84

Yukarıda ki ayet mealinde görüldüğü gibi peygamberler arasında ayırım yapılmaması emredilmiştir . Yani bir kısmı

kabul edilip bir kısmı red edilemez, aynı zamanda, Allahtarafından peygamberlere indirilmiş olanların tamamınaayırım yapılmadan inanmak şarttır, bu hususlar Allah’a imanetmeyle birlikte sayılmıştır. Tabi ki, Allah tarafındanindirilenden kasıt gerçek manada indirilmiş olanlardır,örneğin, kullar tarafından uydurulup, Allah’ın indirdiğinekatılmış olan hususlar değildir. Bu hususun tespiti içinde

Kur’an ölçüsünün rehberliği şarttır.

122

Page 123: 50121318-Kutub-i-Sitte-nin-Ele�tirisi-ve-Kuran-a-Arz�-Ferec-Hudur.pdf

7/30/2019 50121318-Kutub-i-Sitte-nin-Ele�tirisi-ve-Kuran-a-Arz�-Ferec-Hudur.pdf

http://slidepdf.com/reader/full/50121318-kutub-i-sitte-nin-eletirisi-ve-kuran-a-arz-ferec-hudurpdf 123/606

Kabul veya red yönünden peygamberler arasında İslama göreayırım yapılmamakla beraber, Peygamberler arasında derecefarkı vardır. Bu konuda Kur’an’dan mealen:

- Rabb’in, göklerde ve yerde olan kimseleri daha iyi bilir (O, peygamber olmağa kimi lâyık görürse onu seçer). Andolsunki biz, peygamberlerin kimini kimine üstün kıldık, Dâvûd’ada Zebûr’u verdik. 17/55

görüldüğü gibi peygamberler arasında derece farkıolmadığını söylemeleri Kur’an’la bağdaşmamaktadır.

166- Hz. Ebu Hüreyre radıyallahu anh anlatıyor: “Resûlullahaleyhissalâtu vesselâm’a: “Ey Allah’ın Resûlü! Müşriklere beddua et, onları lânetle!"denilmişti. Şu cevabı verdi:

“Ben rahmet olarak gönderildim, lanetleyici olarak değil!"(K.S. 5347 C.15 S.144 Akçağ 1992, alıntısı Müslim,Birr 87, (2597))

167-... Aişe’den naklen: Resûlullah’ın yanına iki adam girdi,ve onunla ne olduğunu bilmediğim bir şey konuştular dagadaplandırdılar, O da kendilerine lânet ve sitem etti.Çıktıkları vakit ben:

- Yâ Resûlullah! Şu iki adamın kazandığı hayırdan kim bir şey kazanabilir, dedim:

“Ne o?"buyurdu.

- Sen onlara lanet ve sitem ettin! Dedim.

“Sen benim Rabb’ime konuştuğum şartı bilmiyor musun?Allah’ım! Ben ancak bir beşerim, Müslümanlardan hangisinelânet ve sitem edersem bunu onun için bir zekât ve ecir kıl,

dedim" buyurdular. (Müslim, 88/553 C.10 Sönmez Neşriyat)

İki rivayet çelişkili olduğu gibi. Müşriklere lânet söz konusuolunca, Peygamber rahmet peygamberidir, kimseye lânet

123

Page 124: 50121318-Kutub-i-Sitte-nin-Ele�tirisi-ve-Kuran-a-Arz�-Ferec-Hudur.pdf

7/30/2019 50121318-Kutub-i-Sitte-nin-Ele�tirisi-ve-Kuran-a-Arz�-Ferec-Hudur.pdf

http://slidepdf.com/reader/full/50121318-kutub-i-sitte-nin-eletirisi-ve-kuran-a-arz-ferec-hudurpdf 124/606

etmez. Fakat Müslümanlara ise lânet eder. Güya bu onlar için bir zekat oluyormuş. Gerçekte ise istedikleri söz kalabalığıyaparak, peygamberi Müslümanlara lânet ettirmekten başka bir şey değildir.

PEYGAMBERİN EHLİ BEYTİ YANİ HANE HALKININKİMLER OLDUĞU KONUSUNDA UYDURDUKLARIRİVAYET ÖRNEKLERİ

168- Hz. Enes (radıyallahu anh) anlatıyor: Şu âyet indiğizaman (meâlen):”... Ey peygamber ailesi! Allah günahlarınızıgiderip sizi tertemiz yapmak istiyor"(Ahzâb 33), Resûlullah

(aleyhissalâtu vesselâm) sabah namazına giderken, altı ayayakın bir müddette, Hz. Fâtıma (radıyallahu anhâ)’nınkapısına uğrayıp:

“Namaz(a kalkın) ey Ehl-i Beyt" Allah günahlarınızı gideripsizi tertemiz yapmak istiyor!"buyurdu."(K.S. 4495 C.12S.418 Akçağ, alıntısı Tirmizi, Tefsir, Ahzâb 3204)

169- Hz. Aişe (radıyallahu anhâ) anlatıyor: “Resûlullah(aleyhissalâtu vesselâm), üzerinde siyah (yünden) nakışlı bir kumaş olduğu halde sabahleyin (evden) çıktı. O sırada Hasangeldi onu örtünün altına soktu. Sonra Hüseyin geldi onu dasoktu. Sonra Fatıma geldi, onu da soktu. Sonra Ali geldi onuda örtünün altına soktu. Sonra da:

“Ey Ehl-i Beyt Allah günahlarınızı giderip sizi tertemizyapmak istiyor"(Ahzâb 33) buyurdu”. (K.S. 4496 C.12 S.418Akçağ, alıntısı Müslim, Fezâilu’s-Sahâbe 61,(2424))

170- Ümmü Seleme (radıyallahu anhâ) anlatıyor: “BenResûlullah (aleyhissalâtu vesselâm)’ın evinin kapısında ikenşu âyet nazil oldu:"... Ey peygamber ailesi! Allah

günahlarınızı giderip sizi tertemiz yapmak istiyor"(Ahzâb33). Evde Resûlullah (aleyhissalâtu vesselâm), Ali, Fâtıma,Hasan ve Hüseyin vardı. Onlara bir örtü bürüdü ve:

124

Page 125: 50121318-Kutub-i-Sitte-nin-Ele�tirisi-ve-Kuran-a-Arz�-Ferec-Hudur.pdf

7/30/2019 50121318-Kutub-i-Sitte-nin-Ele�tirisi-ve-Kuran-a-Arz�-Ferec-Hudur.pdf

http://slidepdf.com/reader/full/50121318-kutub-i-sitte-nin-eletirisi-ve-kuran-a-arz-ferec-hudurpdf 125/606

“Allah’ım, işte bunlar benim ehl-i beytimdir, bunlardangünahı gider ve bunları kirlerden tertemiz kıl!"buyurdu. Benatılıp:

“Ey Allah’ın Resûlü! Ben ehl-i beyt ten değil miyim? Dedim.Bana:

“Sen (yerinde dur, sen zaten) hayırdasın, sen Resûlullah’ınzevcesisin!"diye cevap verdi. (K.S. 4494 C.12 S.416 Akçağ,alıntısı, Tirmizi, Menâkıb, (3870))

171- Yezid İbnu Hayyân, Zeyd İbnu Erkâm (radıyallahu

anh)’tan naklen anlatıyor: “Resûlullah (aleyhissalâtuvesselâm) buyurdular ki:

“Haberiniz olsun! Ben size iki ağırlık bırakıyorum.Bunlardan biri Allah Teâlâ’nın Kitabı’dır. O, Allah’ın (sema-arz arasına uzanmış) ipi olup, kim ona tutunursa hidayetüzere olur, kim de onu terk ederse dalâlete düşer. İkincisiitretim, Ehl-i Beytim’dir."Biz, Zeyd İbnu Erkam’a sorduk:

“Kadınları da Ehl-i Beyt’inden midir?”

“Hayır! Dedi, Allah’a yemin olsun, kadın bir müddet erkekle beraber olur. Sonra (kocası) onu boşar, o da babasına vekavmine döner. Resûlullah (aleyhissalâtu vesselâm)’ın Ehl-iBeyt’i aslı ve kendisinden sonra sadaka haram olan

asabesi’dir."(K.S. 4497 C.12 S.419 Akçağ, alıntısı Müslim,Fezâilu’s-Sahâbe 37,(2408))

Görüldüğü gibi ısrarla, Peygamber eşlerinin, PeygamberinEhl-i Beyti olmadıklarını, Peygamberin Ehl-i Beytinin,Damadı ve Amca oğlu Ali’nin, Ali’nin eşi, kızı Fâtıma veTorunları Hasan ve Hüseyin’in oldukları rivayet edilmiştir.Buna delil olarak Ahzâb 33 âyetini göstermektedirler.

Kavram olarak Ehl-i Beytin manası, akrabalık bağıyla birlikte, aile reisinin geliriyle geçinen ve bir eve bağlı olarak yaşamlarını sürdüren kimseler manasına gelir. Bir aile

125

Page 126: 50121318-Kutub-i-Sitte-nin-Ele�tirisi-ve-Kuran-a-Arz�-Ferec-Hudur.pdf

7/30/2019 50121318-Kutub-i-Sitte-nin-Ele�tirisi-ve-Kuran-a-Arz�-Ferec-Hudur.pdf

http://slidepdf.com/reader/full/50121318-kutub-i-sitte-nin-eletirisi-ve-kuran-a-arz-ferec-hudurpdf 126/606

reisinin ehl-i beyti, kendisiyle akrabalık bağı olan, onunla bir çatı altıda yaşayan, gelir ve giderlerini karşıladığıkimselerdirler. Ehl-i Beyt’in Türkçedeki karşılığı Hane Halkıdemektir. Bu itibarla bir kimsenin amca oğlu damadı dahi

olsa, hiçbir zaman, ayrı bir eve ve gelir gidere sahip olmasıhalinde onun ehl-i beyti kapsamına girmediği gibi, evlenip baba ocağını terk eden kızlar de artık kocalarının ehl-i beytidirler, zira, baba evinden ayrıldıkları andan itibarengeçimlerinden, babaları değil, kocaları sorumludur.Fâtıma’da, Ali’nin eşi olarak, Ali’nin ehl-i beyti idi, ziraAli’de kendi başına bir aile reisi idi. Kendisine ait evi, geliri

ve gideri olan bir kimse olarak, peygamberin ehl-i beyt’ikavramı kapsamına girmesi mümkün değildir. Peygamberinehl-i beyti, eşleri ve onunla birlikte bir çatı altında, bir aileolarak yaşamlarını sürdüren ve geçimlerinden sorumluolduğu çocuklarıdırlar.

Ehl-i Beyt kavramının kapsamı bu olmakla birlikte, ayrı bir hane halkı olarak yaşayan çocukların durumu nedir diye

sorulsa, onlar ehl-i beyt olarak değil de, ehil olarak çok dahaüstün bir yakınlık konumundadırlar, örneğin, evlilik yoluylaehl-i beyt kapsamına giren eşler, boşanma olması halinde ehl-i beyt’lik vasıflarını kaybederler. Nesep yoluyla gelen ehillik ise yaratılıştan gelen bir durum olması nedeniyle insanitasarruflarla kopması mümkün olmayan bir akrabalık bağıdır.Bundan dolayı, ehl-i beyt’lik yoluyla kazanılan akrabalık 

 bağından çok daha üstün bir bağdır. Zira birisi geçiciolabilecek bir konumda diğeri ise kalıcıdır, bundan dolayıehilliği, ehl-i beyt’likle tanımlamak, kalıcı vasıflar taşıyanı,geçici vasıflar taşıyan ile değiştirmektir, bu ise doğru veüstün bir tanımlama olmaz. Bundan dolayı, Ali’nin,Fâtıma’nın, Hasan ve Hüseyin’in peygambere olan akrabalık  bağları, ehl-i beyt’lik dışında olan ve insani tasarruflarla

kopması mümkün olmayan, Peygamber Ehli olma durumudur ve bu durum üstün bir bağdır. Onlara ehl-i beyt’ demek yaratılıştan gelen bu durumlarının yok sayılmasıdır, bu ise iyi

126

Page 127: 50121318-Kutub-i-Sitte-nin-Ele�tirisi-ve-Kuran-a-Arz�-Ferec-Hudur.pdf

7/30/2019 50121318-Kutub-i-Sitte-nin-Ele�tirisi-ve-Kuran-a-Arz�-Ferec-Hudur.pdf

http://slidepdf.com/reader/full/50121318-kutub-i-sitte-nin-eletirisi-ve-kuran-a-arz-ferec-hudurpdf 127/606

 bir şey değildir. Biz onları peygamberin “Ehli" oldukları içinçok seviyoruz.

Ehl-i Beyt tanımıyla ilgili olarak, Kur’an’dan mealen:

-Ey peygamber! eşlerine söyle: “Eğer siz, dünyâ hayatını veonun süsünü istiyorsanız, gelin size müt’a (boşanma bedeli)vereyim ve sizi güzellikle salayım" 33/28

-”Eğer Allah’ı, Peygamberini ve âhiret yurdunu diliyorsanız bilin ki, Allah, içinizden güzel davrananlar için büyük bir mükâfat hazırlamıştır." 33/29

-Ey peygamberin kadınları! Sizden kim açık bir edepsizlik yaparsa onun için azab iki kat yapılır. Bu Allah’a görekolaydır. 33/30

-Fakat sizden kim Allah’a ve Resûlüne itâate devam eder veyararlı iş yaparsa ona da mükâfatını iki kat veririz ve(cennette) onun için bol rızık hazırlamışızdır. 33/31

-Ey peygamber kadınları, siz, kadınlardan herhangi biri gibideğilsiniz. Eğer (Allah’ın buyruğuna karşı gelmekten)korunursanız, sözü yumuşak (tatlı bir edâ ile) söylemeyin ki,kalbinde hastalık bulunan kimse tamah etmesin; güzel,(kuşkudan uzak bir biçimde) söz söyleyin. 33/32

-Evlerinizde vakarınızla oturun, ilk cahiliye (çağıkadınları)nın açılıp saçılması gibi açılıp saçılarak (kırıtakırıta) yürümeyin. Namazı kılın, zekâtı verin, Allah’a veResûlüne itaad edin, Ey Ehl-i Beyt (ey peygamberin evhalkı), Allah sizden, kiri gidermek ve sizi tertemiz yapmak istiyor. 33/33

-Sizin evlerinizde okunan Allah’ın ayetlerini ve hikmeti

hatırlayın, Şüphesiz Allah lâtiftir, haber alandır. 33/34

Görüldüğü gibi, peygamberin ehl-i beyti olarak eşleritanımlanmış ve onlara hitap edilmiştir. Peygamberlerin eşleri

127

Page 128: 50121318-Kutub-i-Sitte-nin-Ele�tirisi-ve-Kuran-a-Arz�-Ferec-Hudur.pdf

7/30/2019 50121318-Kutub-i-Sitte-nin-Ele�tirisi-ve-Kuran-a-Arz�-Ferec-Hudur.pdf

http://slidepdf.com/reader/full/50121318-kutub-i-sitte-nin-eletirisi-ve-kuran-a-arz-ferec-hudurpdf 128/606

ve Ehl-i Beyt’lik konusunda bir örnekte, Kur’an’daki HûdSûresi 71,72,73, ten gösterebiliriz, mealen:

-(İbrâhim’in) karısı, ayakta duruyordu. (Bunu duyunca)

güldü. Biz ona İshâk’ı müjdeledik, İshâk’ın ardından daYakûb’u. 11/71

-(İbrâhim’in karısı) “Vay, dedi, ben bir koca karı, kocam da bir pir iken doğuracak mıyım? Bu, cidden şaşılacak bir şey!"11/72

-(Elçi melekler) dediler ki: “Allah’ın işine mi şaşıyorsun?

Allah’ın rahmeti ve bereketleri sizin üzerinizde ey Ehl-iBeyt! O, övülmeğe lâyıktır, iyiliği boldur." 11/73

Bu itibarla, Ehl-i Beyt konusunda tahdis etmiş olduklarırivayetler Kur’an’a aykırı olup, uydurmadırlar.

172- ....Ebû Hureyre’den rivayet: Cibril, Peygambere gelerek.

-Ya Resûlullah! İşte Hatice sana yönelmiştir. Beraberinde bir kap vardır ki, içinde katık yahut yiyecek veya içecek vardır.Sana geldiği vakit ona Rabbi’nden ve benden selâm söyle!Hem kendisini Cennette kamıştan bir evle müjdele! O evdene gürültü olacak ne de meşakkat! dedi. (Müslim 71/287 Cilt10 Sönmez Neşriyat A.Ş.)

Peygamberin eşi Hadice’ye Cennetten, beğene beğenekamıştan bir evi layık gördüler.Akılları sıra alay etmek istedikleri bellidir.

173-...Câbir b. Abdillah’dan, demiştir ki:”Peygamber Sallallahu aleyhi vesellem abdest bozmak istediği zamankendisini hiçbir kimse göremeyecek kadar (gözlerdenuzaklaşıp)giderdi.(Ebu Dâvud, K.Tahâre (1), Bâb2 s.12 c.1

Şamil 1987, diğer rivayet edenler. İbni Mace tahare 22)

128

Page 129: 50121318-Kutub-i-Sitte-nin-Ele�tirisi-ve-Kuran-a-Arz�-Ferec-Hudur.pdf

7/30/2019 50121318-Kutub-i-Sitte-nin-Ele�tirisi-ve-Kuran-a-Arz�-Ferec-Hudur.pdf

http://slidepdf.com/reader/full/50121318-kutub-i-sitte-nin-eletirisi-ve-kuran-a-arz-ferec-hudurpdf 129/606

174-... Hz. Âişe’den rivâyet edildiğine göre o şöyle demiştir:“Resulullah (s.a.) küçük abdest bozdu. Arkasında su kabı ileayakta bekleyen Hz. Ömer (suyu uzatınca),

- Bu nedir yâ Ömer? buyurdu.

- Temizleneceğiniz sudur, dedi.

 Nebi (s.a.) de cevaben,

- “Ben her bevl edişimde su ile temizlenmekle emr olunmadım. Eğer böyle yapsaydım (ümmetime her abdest

 bozmadan sonra) su ile taharetlenmek sünnetolurdu."buyurdu. (Ebu Davud K.Tahâre (1) Bâb 22 C.1 S.81Şamil 1987, diğer rivayet eden, İbn Mâce, tahâre 20)

İslam Dininde temizlik için esas olan suyla temizliktir.Abdest ve Gûsül için Teyemmüm, suyun bulunmamasıhalinde ruhsat olarak verilmiştir, suyun mevcut vekullanılabilir olması halinde, İslam Dinine göre hiç kimse

 başka bir şeyle temizlik yapamaz. Teyemmümdenesinlenerek, zaruret olması halinde başka bir temizlik vasıtasıyla temizlik yapılması. Ancak başka bir çareolmaması halinde mümkün olabilir, bundan dolayı İslamDininde taharet taşı diye bir şey yoktur. Ancak zaruret varsamümkündür, zira, Allah hiçbir nefse yüklenemeyeceği bir yük yüklememiştir. Kur’an’dan mealen:

- Biz, hiç kimseye gücünün üstünde bir şey teklif etmeyiz.Katımızda hakkı söyleyen bir kitap vardır. Onlara aslâhaksızlık yapılmaz. 23/62

Ayrıca her iki rivayet bir biriyle çelişkilidir. BirincisindePeygamberin, kimsenin göremeyeceği şekilde uzaklaştığınırivayet ettiler. Diğer rivayette ise Ömer’in ve Aişe’nin

huzurunda bevl ettiğini rivayet etmeleri bir çelişki vesaygısızlıktır.

129

Page 130: 50121318-Kutub-i-Sitte-nin-Ele�tirisi-ve-Kuran-a-Arz�-Ferec-Hudur.pdf

7/30/2019 50121318-Kutub-i-Sitte-nin-Ele�tirisi-ve-Kuran-a-Arz�-Ferec-Hudur.pdf

http://slidepdf.com/reader/full/50121318-kutub-i-sitte-nin-eletirisi-ve-kuran-a-arz-ferec-hudurpdf 130/606

175-....... Muhammed b. El-Kâsım’ın azatlı kölesi Yunus b.Ubeyd dedi ki; Muhammed b. El-Kasım Resûlullah (s.a.) bayrağının nasıl olduğunu sormak üzere beni el-Bera b.Âzib’e gönderdi. (el-Bera b. Âzib de), “Bayrak Nemire

kumaşından, siyah renkli ve kare şeklinde idi."diye cevapverdi. (Ebû Dâvud, K. El-Cihâd (15), Bâb 69 C.10 H.2591S.93 Şamil, ayrıca, Tirmizi Cihad 10.)

176-............ Cabir (r.a.)’den merfu’ olarak rivâyetolunduğuna göre Peygamber (s.a.) Mekke’ye girdiğindesancağı beyazdı. (Ebû Dâvud, K. El-Cihâd (15), Bâb 69 C.10H.2592 Şamil 1990, ayrıca Tirmizi, cihad 9,10; Nesâi,menâsik 106; İbn Mâce cihâd 20.)

177- .... Simak’ın haber verdiğine göre, kavminden bir kimse,“Ben peygamber (s.a.)’in bayrağını sarı renkli olarak gördüm" demiştir. (Ebû Dâvud, K. El-Cihâd (15), Bâb 69C.10 H.2593 S.96 Şamil 1990.)

Bu kimseler gözün açıkça gördüğü bayrak gibi şeyler konusunda bile bu şekilde çelişkili rivayetlerde bulunabiliyorlarsa bu öbür rivayetlerinin durumu hakkında dadikkat çekici bir husustur.

178-. .... İbn Ömer (r.a.)’den rivâyet edildiğine göre;Peygamber (s.a.) ihrâma girerken başı(nın saçları)nı bal iletoplamıştır. (Ebû Dâvud, K. El-Menâsik (11), Bâb 12 C.6

H.1748 Şamil 1988.)

Görünürde güya peygamberi övüyorlar, halbuki saçlara balsürüp açık havaya çıkmak, hele sıcak iklimlerde, hiçteakıllıca bir iş değildir. Bu şekilde saçına bal sürenin saçlarıtoz toprak dolduğu gibi, ne kadar sinek ve sinek türü böcek varsa onlara davetiye çıkarmış olur. Peygamber böyle aptalca

 bir hareket yapmaktan uzaktır. Bu rivayet sadece onuuydurmuş olanın aptallığını temsil eder.

130

Page 131: 50121318-Kutub-i-Sitte-nin-Ele�tirisi-ve-Kuran-a-Arz�-Ferec-Hudur.pdf

7/30/2019 50121318-Kutub-i-Sitte-nin-Ele�tirisi-ve-Kuran-a-Arz�-Ferec-Hudur.pdf

http://slidepdf.com/reader/full/50121318-kutub-i-sitte-nin-eletirisi-ve-kuran-a-arz-ferec-hudurpdf 131/606

179-. ... Ebû Hüreyre (r.a.)’den rivâyet edildiğine göre,Resûlullah Sallallahu aleyhi ve Sellem:

“Birisi bana selâm verdiği zaman ona karşılık vermem için

Allah ruhumu bana iâde eder."buyurmuştur. (Ebû Dâvud, K.El-Menâsik (11), C.8 S.39 H.2041 şamil 1989.)

Daha önce Kur’an’dan örnek vererek, ölen bir kimsenin,ameliyle ilgili olmadan, Dünyadan, kıyamete kadar artık hiç bir şey duyamayacağını belirtmiştim. Kaldı ki, gündemilyarlarca defa peygambere selam edildiği bir zamanda, budurum peygamberin, ruhunun hiç bedeninden ayrılmadığı

manasına gelmektedir. Eğer ki öyle bir durum olmuş olsaydı,Müslümanlar gidip onu mezara koymazlardı. Ona sürekliselâm etmek suretiyle canlı kalmasını sağlar ve aralarındatutma yoluna giderlerdi. Fakat gerçekler bu rivayetin aksiyönündedir, dolayısıyla bu da uydurma bir rivayettir.

180-.... Bize İbrahim ibn Mûsâ tahdis etti. Bize İsâ ibn

Yûnus, Hişâm’dan; o da babası Urve’den haber verdi ki, Âise(R) şöyle demiştir: Benû Zureyk Yahûdilerinden Lebidibnu’l-A’sam denilen bir adam Rasûlullah’a sihir yaptı. Hattâ bâzı işi işlemediği hâlde kendisine onu yaptığı hayâli gelirdi. Nihâyet günün birinde yâhud gecenin birinde benim yanımdaiken kendisi duâ etti, yine duâ etti. Sonra şöyle dedi:

- “Yâ Âişe! Kendisinden fetva istediğim şey hakkında

Allah’ın bana fetvâ verdiğini bildin mi? Bana iki adam geldi(Cibril ve Mikâil) Bunlardan biri baş ucumda, diğeri de ayak ucumda oturdu. Akabinde bunlardan biri arkadaşına:

- Bu zâtın hastalığı nedir? diye sordu.

O da:

- Sihirlenmiştir, diye cevap verdi.

Öteki:

131

Page 132: 50121318-Kutub-i-Sitte-nin-Ele�tirisi-ve-Kuran-a-Arz�-Ferec-Hudur.pdf

7/30/2019 50121318-Kutub-i-Sitte-nin-Ele�tirisi-ve-Kuran-a-Arz�-Ferec-Hudur.pdf

http://slidepdf.com/reader/full/50121318-kutub-i-sitte-nin-eletirisi-ve-kuran-a-arz-ferec-hudurpdf 132/606

- Buna kim sihir yapmıştır? dedi.

Öbür melek:

- Lebid ibnu’l-A’sam, diye cevâp verdi.

Sonra:

- Bu sihir hangi şeyde yapılmıştır? diye sordu.

O da:

- Bir tarak, saç sakal tarantısı ve erkek hurmanın kurumuş

çiçek kapçığı ile, diye cevâb verdi.

- Nerede yapılmış? suâline de:

- Zervân Kuyusu’nda -Bir rivayette: Zû Ervân Kuyusu’nda-diye cevâb verdi”.

(Âise dedi ki:) Sonra Resûlullah (S) sahâbilerden birtakım

insanlarla berâber çıkıp bu kuyuya gitti. Oradan dönüpgelince bana:

- “Yâ Âise! O kuyunun suyu kına suyu gibi kırmızımtırak yâhud etrafındaki hurma ağacının uçları şeytanların başlarıgibidir" buyurdu.

Ben kendisine:- Yâ Rasûlullah! Sen o sihri oradan çıkarmadın mı? diyesordum.

Rasûlullah:

- “(Hayır çıkarmadım.) Çünkü Allah bana şifâ ve âfiyet

vermiştir. Ben o sihri çıkarmakla, halk arasında sihir şerriniyaygınlaştırmamı istemedim" buyurdu.

132

Page 133: 50121318-Kutub-i-Sitte-nin-Ele�tirisi-ve-Kuran-a-Arz�-Ferec-Hudur.pdf

7/30/2019 50121318-Kutub-i-Sitte-nin-Ele�tirisi-ve-Kuran-a-Arz�-Ferec-Hudur.pdf

http://slidepdf.com/reader/full/50121318-kutub-i-sitte-nin-eletirisi-ve-kuran-a-arz-ferec-hudurpdf 133/606

Âise: Rasûlullah o kuyunun kapatılmasını emretti de kuyugömüldü, demiştir. (Buhâri, Kitâbu’t-Tıbb 77 C.12 S.5784-5785 Ötüken 1988, ayrıca Müslim, Selâm 43,(2198) )

181- Zeyd İbnu Erkam (radıyallahu anh) anlatıyor:“Resûlullah (aleyhissalâtu vesselâm)’a sihir yapıldı. Buyüzden günlerce hasta düştü. Sonunda Cebrail aleyhisselâmgelerek:

“Seni Yahudilerden bir adam sihirledi. Yaptığı sihir düğümünü falanca kuyuya attı" dedi. Resûlullah (a.s) Hz. Ali(r.a)’yi (bu maksatla oraya) gönderdi. Ali (r.a) düğümü

oradan çıkarıp çözdü. (Sihir çözülünce) Aleyhissalâtuvesselâm, bağdan kurtulmuş gibi kendine geldi. Resûlullah(aleyhissalâtu vesselâm) bunu, o yâhudiye zikretmedi veonun yüzünü de hiç görmedi." (K.S. 2240 C.8 S.100 Akçağ1989, alıntısı Nesâi, Tahrim 20, (7,112-113))

182-. ... Âise (R) şöyle demiştir: Rasûlullah’a sihir yapılmıştı.

Hattâ kendisi kadınlarına (cinsi münâsebet için) yanaşmamışhâldeyken, onlara yanaşır olduğunu düşünür, zannederdi.

Râvi Sufyân: İşte böyle olduğu zaman bu, sihirden olabilecek rahatsızlığın en şiddetlisidir, demiştir. ............. (Buhâri,Kitabu’l-Tıbb 79 C.12 S.5788 Ötüken 1988.)

Rivayetlerin çelişkili oldukları açıktır, bir rivayette büyü

kuyudan çıkarılmadı kuyuya gömüldü derken, diğer rivayetteçıkarılıp çözüldü demeleri bil çelişkidir.

Görüldüğü gibi, peygamberin sihirlenmiş olduğunu ısrarlatahdis ettiler ve bu iddialarını daha başka rivayetlerle detekrarladılar, hem de peygamberin en şiddetli sihirlesihirlenmiş olduğunu iddia ederek. Bu öyle bir iddiadır ki,

kesinlikle, Allah ve Peygamber düşmanlarını belirleyen enaçık kıstaslardan (ölçütlerden) biridir. Tarih boyunca, İslamdinine karşı delil getiremeyen, müşrik ve kafirler, dini tebliğeden peygamberlere karşı, onlar sihirlenmiş kimselerdir;

133

Page 134: 50121318-Kutub-i-Sitte-nin-Ele�tirisi-ve-Kuran-a-Arz�-Ferec-Hudur.pdf

7/30/2019 50121318-Kutub-i-Sitte-nin-Ele�tirisi-ve-Kuran-a-Arz�-Ferec-Hudur.pdf

http://slidepdf.com/reader/full/50121318-kutub-i-sitte-nin-eletirisi-ve-kuran-a-arz-ferec-hudurpdf 134/606

delidirler v.s. Deme iftirasına sarılmaktan başka, sözle saldırıiçin kendilerince geçerli başkaca bir çare bulamamışlardır ve bu gibi şeyleri defalarca tekrarlamışlardır. Şimdi bu gibikimselerin durumu hakkında Kur’an’dan örnek verecek 

olursam. Mealen:

- Kur’an okunduğu zaman seninle âhirete inanmayanlarınarasına kapalı bir perde çekeriz. 17/45

- Ayrıca, onu anlamamaları için kalplerine bir kapalılık vekulaklarına bir ağırlık veririz. Sen, Kur’an’da Rabbinin birliğini yâd ettiğinde (tek İlâh inancından hoşlanmadıkları

için) arkalarını dönüp kaçarlar. 17/46

- Biz onların, seni dinlerken ne sebeple dinlediklerini, kendiaralarında gizli konuşurken de o zâlimlerin: “Siz sihirlenmiş bir adamdan başkasına uymuyorsunuz! dediklerini gayet iyi biliyoruz. 17/47

- İşte bak; senin için nasıl misâller verdiler! (Onun için öyle)saptılar ki. Artık bir daha yol bulamazlar.17/48

- Onlar (bir de) şöyle dediler: “Bu peygambere ne oluyor kiyemek yiyiyor, çarşılarda geziyor? Ona kendisiyle berâber uyarıcı bir melek indirilmeli değilmi?" 25/7

- “Yahut kendisine (gökten) bir hazine atılmalı, yâhut

kendisinin bir bahçesi olmalı da ondan (hiç zahmet vemeşakkat çekmeden) yemeli değil mi?"Ve zâlimler: “siz başka değil, sâdece sihirlenmiş bir adama uyuyorsunuz"dediler. 25/8

- Bak, senin için nasıl misâller verdiler de saptılar. Artık bir daha yolu bulamazlar. 25/8

Görüldüğü gibi, Peygamberin sihirlenmiş olduğu iftirasınıancak zalimler ve doğru yolu bulamayanlar yapmışlardır.Bunlar öyle kimselerdir ki, peygamberlik olayını yanlışdeğerlendirdikleri gibi, Kur’an’ı anlamaktan kesinlikle

134

Page 135: 50121318-Kutub-i-Sitte-nin-Ele�tirisi-ve-Kuran-a-Arz�-Ferec-Hudur.pdf

7/30/2019 50121318-Kutub-i-Sitte-nin-Ele�tirisi-ve-Kuran-a-Arz�-Ferec-Hudur.pdf

http://slidepdf.com/reader/full/50121318-kutub-i-sitte-nin-eletirisi-ve-kuran-a-arz-ferec-hudurpdf 135/606

uzaktırlar, böylece doğru yolu bulamazlar. Bir kimse çıkıp ta,kul sözü, Allah sözünü iptal eder diyebiliyorsa, böyle bir kimsenin durumu ibretle düşünülecek bir durumdur. Böylekimseler, İslam dini açısından mahvolmuş kişilerin ta

kendileridir.

Sihirlenmiş iftirasını, Firavun da Mûsa peygambere yapmıştı.Kur’an’dan mealen:

- Andolsun, biz Mûsa’ya açık açık dokuz âyet (mucize)vermiştik. İşte İsrail oğullarına sor: O (Mûsa) onlara gelmiş,Fir’avn ona: “Ey Mûsa, ben seni sihirlenmiş sanıyorum"

demişti. 17/101

- (Mûsa) dedi ki: “(Ey Fir’avn) bunları, ancak göklerin veyerin Rabb’inin, benim doğruluğumu gösteren) deliller olarak insanlara indirdiğini pekâlâ bildin. Ben de sanıyorum ki, eyFir’avn, sen mahvolmuşsun." 17/102

Görüldüğü gibi, peygamberlere sihirlenmiş iftirasında bulunmanın karşılığı mahvolmaktır. Böyle kimseler hidayeteyol bulamazlar.

183- Hz. Aişe radıyallahu anhâ anlatıyor: “Resûlullahaleyhissalâtu vesselâm’a siyah bir bürde (hırka) yaptım, bunugiydi. İçinde terlediği zaman ondan yün kokusu hissetti.Bunun üzerine o hırkayı çıkarıp attı. Aleyhissalâtu vesselâm

güzel kokudan hoşlanırdı."(K.S. 5296 C.15 S.87 Akçağ 1992alıntısı, Ebû Dâvud, Libâs 22 (4074))

184- ibnu Mes’ud radıyallahu anh anlatıyor: “Resûlullahaleyhissalâtu vesselâm buyurdular ki:

“Hz. Mûsa aleyhisselâmın Rabbi Teâlâ hazretleriylekonuştuğu gün, üzerinde yünden bir şalvar, yünden bir cübbe,

yünden bir kisâ, yünden küçük bir serpuş (takke) vardı.Ayağında da ölü eşek derisinden mamul bir ayakkabı

135

Page 136: 50121318-Kutub-i-Sitte-nin-Ele�tirisi-ve-Kuran-a-Arz�-Ferec-Hudur.pdf

7/30/2019 50121318-Kutub-i-Sitte-nin-Ele�tirisi-ve-Kuran-a-Arz�-Ferec-Hudur.pdf

http://slidepdf.com/reader/full/50121318-kutub-i-sitte-nin-eletirisi-ve-kuran-a-arz-ferec-hudurpdf 136/606

vardı."(K.S. 5299 C.15 S.89 Akçağ 1992 alıntısı, Tirmizi,Libâs 10, (1734))

Kendilerince yünlü elbise pis kokuludur ve Mûsa peygamber,

 pis kokulu elbise içinde Allah’la konuşmuştur demelerisaldırı amaçlı bir iftiradır. Kaldı ki yünlü elbiselerde pis kokusöz konusu değildir. Hangimiz yünlü elbise giymişte piskokusundan dolayı çıkarıp atmıştır. Tam tersi, yüksek kalitesinden dolayı yünlü elbiseler diğer elbiselerin çoğundandaha pahalıdırlar. Onun için bu rivayet kasıtlı uydurulmuşolup aslı yoktur.

185- Hz. Aişe radıyallahu anhâ anlatıyor: “Resûlullahaleyhissalâtu vesselâm, sıhhati yerinde iken şöyle diyordu:

“Hiçbir peygamber, cennetteki makamını görmeden kabzolunmaz. Bundan sonra hayatı devam ettirilir veya öbür dünyaya gitme hususunda muhayyer bırakılır."............. (K.S.5405 C.15 S.222-223 Akçağ 1992 alıntıları, Buhari, Meğazi

83,84, Tefsir, Nisa 13, Marda 19, Da’avât 29, Rikak 41;Müslim, Fezâil 87, (2444); Tirmizi, Da’avât 77, (3490);Muvatta, Cenâiz 46, (1,238,239))

İddia ettiklerine göre, Peygamberler ecelleri geldiğinde, ölüpölmemekte serbesttirler. İsterlerse yaşamaya devam ederler.Bu rivayet Kur’an’a aykırıdır, mealen:

- Allah, eceli geldiği zaman hiçbir nefsi ertelemez, Allah,yaptıklarınızdan haberdardır. 63/11

Görüldüğü gibi, rivayet Kur’an’la çelişmekte olup, aslıyoktur. Diğer bir hususta, mademki peygamberler iddiaettiklerine göre ölüp ölmemekte serbesttirler, niçin Mûsa peygamberin ölüm meleğinin gözünü çıkardığını rivayet

ettiler. Şöyle ki:

136

Page 137: 50121318-Kutub-i-Sitte-nin-Ele�tirisi-ve-Kuran-a-Arz�-Ferec-Hudur.pdf

7/30/2019 50121318-Kutub-i-Sitte-nin-Ele�tirisi-ve-Kuran-a-Arz�-Ferec-Hudur.pdf

http://slidepdf.com/reader/full/50121318-kutub-i-sitte-nin-eletirisi-ve-kuran-a-arz-ferec-hudurpdf 137/606

186- .............. Ebû Hûreyre (R) şöyle demiştir: Ölüm meleğiMûsâ Peygamber’e gönderildi. Melek Mûsâ’ya gelince,Mûsâ, meleğe bir tokat vurdu. Melek Rabb’ına döndü ve:

- Sen beni ölmek istemeyen bir kula gönderdin, dedi.

Allah, meleğe gözünü iâde etti ve tekrar Mûsâ’ya dön(dedi)..........

(Buhâri, Kitâbu’l-Cenâiz 95 C.3 S.1261 Ötüken 1987.)

Mûsa peygamber madem ki ölüp, ölmemekte serbestti, niçin

ruhunu almaya gelen ölüm meleğinin gözünü çıkarsın? BizMûsa Peygamberi ve Ölüm meleğini böyle bir olaydan tenzihederiz, böyle bir olay olmamıştır. Ölüm meleğinin gözünüçıkarmak, bu rivayeti uyduranların içinde ki bir hasrettir, buna da asla güçleri yetmez.

Kur’an öğretisinden insanları uzaklaştırmak için, İsa peygamber gelecek, Mehdi gelecek gibi rivayetlerle, gerek 

fertleri, gerekse kitleleri, Kur’an öğretisine karşı pasif duruma getirdiler. Böylece insanlar ellerinde Kur’an, Mehdiveya İsa Peygamber beklentisi içine girdiler. EllerindeKur’an bulunması onlar için yeterli olmadı, sanki Mehdi veyaİsa Peygamber gelecek olsa dahi, Kur’an dışında bir öğretide bulunacak veya ondan daha üstün bir söz söyleyecekteinsanlar hidayet bulacak. Reçetesi elinde olmasına rağmen,

mevcut olmayan doktoru arayan şaşkın hastalara benziyorlar.İddia ettiklerine göre, kıyamete yakın bir zamanda, 40 günveya 40 yıl kala, dünya kötülüklerle dolmuşken, kimine göreİsa Peygamber, kimine göre de Mehdi gelecek ve onungelmesiyle insanlar hidayet bulacaktır. Şimdi bu konudakirivayetlerinden örnekler verecek olursak:

187-............. Ez-Zuhri tahdis edip şöyle dedi: Bana Saidibnu’l-Müseyyeb haber verip şöyle dedi: Ebû Hureyre (R)Rasûlullah (S)’ten şöyle buyurduğunu işitti: “Meryem oğluİsâ sizin içinize, hükmünde âdil bir hâkim olarak inmedikçe,

137

Page 138: 50121318-Kutub-i-Sitte-nin-Ele�tirisi-ve-Kuran-a-Arz�-Ferec-Hudur.pdf

7/30/2019 50121318-Kutub-i-Sitte-nin-Ele�tirisi-ve-Kuran-a-Arz�-Ferec-Hudur.pdf

http://slidepdf.com/reader/full/50121318-kutub-i-sitte-nin-eletirisi-ve-kuran-a-arz-ferec-hudurpdf 138/606

sâlibi kırmadıkça, domuzu öldürmedikçe, cizye vergisinikaldırmadıkça ve mal hiçbir kimse kâbul etmeyecek derecededolup taşıncaya kadar kıyâmet kopmaz”. (Buhari, kitâbu’l-Mezâlim ve’l-Gasp 37 C.5 S.2294 Ötüken 1987 ).

188- Said ibnu’l, Müseyyeb, Ebû Hureyre (R)’den şöyledediğini işitmiştir: Rasûlullah (S) şöyle buyurdu: “Nefsimelinde olan Allah’a yemin ederim ki, muhakkak ilerideMeryem oğlu İsâ sizin içinize adâletli bir hakem olarak inecektir. O zamân o, salibi kıracak, domuzu öldürecek, cizyevergisini kaldıracak, mal o kadar çoğalacak ki, hiçbir kimsemal kabûl etmeyecek. Nihâyet bir tek secde dünyâ vedünyâdaki her şeyden daha hayırlı olacaktır”.

Bunun ardından Ebû Hureyre (R) şöyle derdi: İster şu âyetiokuyunuz: “Ehli kitâb dan hiçbiri hâriç olmamak üzere,ölümünden evvel, and olsun ona (İsâ’ya) mutlaka imânedecek, o da kıyâmet günü kendileri aleyhine bir şâhitolacaktır."(en-Nisâ 159) (Buhari, Kitâbu’l-Enbiyâ 118 C.7

S.3263 Ötüken 1987).

189- Ümmü Seleme radıyallahu anhâ anlatıyor: “Resûlullahaleyhissalâtu vesselâm buyurdular ki:

“Mehdi benim zürriyetimden, kızım Fâtıma’nınevlatlarındandır." (K.S. 5007 C.14 S.276 Akçağ 1992 alıntısı,Ebû Dâvud, Mehdi 1,(4290))

190- İbnu Mes’ûd radıyallahu anh anlatıyor: “Resûlullahaleyhissalâtu vesselâm buyurdular ki:

“Dünyanın tek günlük ömrü bile kalmış olsa Allah, o günüuzatıp, benden bir kimseyi o günde gönderecek.”

İbnu Mes’ûd: “Resûlullah yahut da şöyle buyurmuştu der:

“...Ehl-i beytimden birini, ki bu zatın ismi benim ismimeuyar, babasının ismi de babamın ismine uyar. Bu zat,yeryüzünü, -eskiden cevr ve zulümle dolu olmasının aksine-

138

Page 139: 50121318-Kutub-i-Sitte-nin-Ele�tirisi-ve-Kuran-a-Arz�-Ferec-Hudur.pdf

7/30/2019 50121318-Kutub-i-Sitte-nin-Ele�tirisi-ve-Kuran-a-Arz�-Ferec-Hudur.pdf

http://slidepdf.com/reader/full/50121318-kutub-i-sitte-nin-eletirisi-ve-kuran-a-arz-ferec-hudurpdf 139/606

adalet ve hakkâniyetle doldurur." (K.S. 5006 C.14 S.275Akçağ 1992 alıntısı, Ebû Dâvud, Mehdi 1,(4282); Tirmizi,Fiten 52, (2231,2232))

191- Hz. Enes İbnu Mâlik radıyallahu anh anlatıyor:“Resûlullah aleyhissalâtu vesselâm buyurdular ki:.........Mehdi, Hz. İsa’dan başkası değildir." (K.S. 4039C.17 S.547 Akçağ 1993 alıntısı, ibn-i Mace 7219)

İsâ peygamber bir şahıstır, Mehdinin de var olduğunu farzedersek, o da ancak bir şahıs hüviyetindedir. İkisinin ayrışahıslar veya aynı şahıs olmaları bu gerçeği değiştirmez.

Yani, hangi şekilde rivayet uydurulursa uydurulsun onlarıninsan oldukları gerçeğini değiştirmek mümkün değildir, ziradayandırıldıkları köken rivayetler de yapılan iddia insanadayandırılmıştır. Şimdi hal böyle olunca tekrar dünyayagelmeleri veya dünyada olup ta insanlarla irtibatlı olacak şekilde açığa çıkmaları ancak kendi ömür süreleriyle sınırlıolacaktır. Yani her ölümlü gibi, bir yaşam süresi sürdürüp

öleceklerdir. Peygamberimizin vefatından sonra birçok nesiller, Mehdi veyâ İsâ peygamberle irtibat kurmadan ölüpdünyadan ayrıldılar. Mehdi veya İsâ peygamberin geleceğinifarz edersek, yaşamlarını sürüp öldüklerinde, onlardansonrada birçok nesillerin onlarla irtibat kurmadan yaşamsürmeyeceğini, İslama dayalı olarak hiçbir kul iddia edemez,zira bizim inancımıza göre Allah’tan başka hiç kimse

kıyametin saatini bilemez. Mehdi veya İsâ peygamberleirtibat kurmadan yaşam süren nesiller açısından İsâ peygamber veya Mehdinin gelip gelmemesinin, bir manasıolmadığı gibi, İsâ peygamber veya Mehdinin gelipgelmemesinin, Kur’an mevcut olduğundan İslami yaşamaçısından da bir manası yoktur. Onun içindir ki tüm nesillerinyollarını bulabilmek için Kur’an’a yapışmaktan ve onu

anlayıp önder kabul etmekten başka çareleri yoktur. KimKur’an’ı ardına atıp, başka bir kurtarıcı ararsa veya böyle bir kurtarıcı beklentisi içerisine girerse asla yolunu bulamaz.Onun içindir ki, ne Mehdi diye bir kimse vardır, ne de İsâ

139

Page 140: 50121318-Kutub-i-Sitte-nin-Ele�tirisi-ve-Kuran-a-Arz�-Ferec-Hudur.pdf

7/30/2019 50121318-Kutub-i-Sitte-nin-Ele�tirisi-ve-Kuran-a-Arz�-Ferec-Hudur.pdf

http://slidepdf.com/reader/full/50121318-kutub-i-sitte-nin-eletirisi-ve-kuran-a-arz-ferec-hudurpdf 140/606

Peygamber tekrar dünyaya gelecektir. Böyle bir beklenti boşhayalden başka bir şey değildir.

Kendilerine İsâ peygamberin tekrar dünyaya geleceğiyle ilgili

olarak Nisâ 159’u delil göstermektedirler, şöyle ki, mealen:

- Andolsun, Kitâb ehlinden hiç kimse yoktur ki, ölümündenönce ona inanacak olmasın. Kıyâmet günü de O, (İsâ) onlarınaleyhine şâhit olacaktır. 4/159

Mealini yazmış olduğum Nisa 159. âyetini İsâ Peygamberintekrar dünyaya geleceği şeklinde anlamak mümkün değildir.

Zira Âyet mealinden de kolayca anlaşılacağı üzere, tüm kitapehlinin, yani hem Hıristiyanların, hem de Yahudilerinölmeden önce Ona yani İsâ Peygambere İman edecekleri belirtilmiştir. Bu olay İsâ Peygamberin tekrar dünyayagelmesiyle ilgili ise, onunla beraber yaşam sürmeden bu günekadar ölüp giden Ehli Kitaptan kimselerin durumu nasıl izahedilebilir. Ehli Kitaptan nesillerdir birçok kimse yaşadı ve

öldü, halen İsâ peygamber dünyaya gelmiş değildir. Halbukiâyette genelleme yapılmıştır, hepsi kesinlikle inanacak ifadesikullanılmıştır. Onun için Ehli Kitaptan kimselerin, İsâ peygambere iman etmelerinin, İsâ peygamberin tekrar dünyaya gelmesiyle bir ilgisi yoktur. Diğer bir hususta imanetmelerine rağmen onların aleyhine şahitlik yapacak olmasının âyette belirtilmiş olması hususudur. Yani tamamıiman edecek buna rağmen İsâ peygamber onların aleyhineşahitlik edecektir. Eğer rivayetlerde iddia ettikleri gibi, İsâ peygamber tekrar dünyaya gelip te Ehli Kitabın tamamı onaiman edecekse, o zaman bu demektir ki yalnız gelmeyecek,ölmüş olan tüm ehli kitabı da beraberinde getirecektir, hepsi birlikte içtima edip ona iman edecekse ve dünya adaletledolacaksa böylesine iyi insanların aleyhine nasıl şahitlik yapmak mümkün olur. Bundan dolayı durum rivayet ettikleri

ve anlattıkları şekilde değildir. Ehli Kitaptan kimselerin buşekilde iman etmeleri, ölüm geldiğinde, İman edilip te geçerli

140

Page 141: 50121318-Kutub-i-Sitte-nin-Ele�tirisi-ve-Kuran-a-Arz�-Ferec-Hudur.pdf

7/30/2019 50121318-Kutub-i-Sitte-nin-Ele�tirisi-ve-Kuran-a-Arz�-Ferec-Hudur.pdf

http://slidepdf.com/reader/full/50121318-kutub-i-sitte-nin-eletirisi-ve-kuran-a-arz-ferec-hudurpdf 141/606

olmayan imandır. Şimdi bu şekilde iman etmeyle ilgili olarak Kur’an’dan örnek verecek olursak, mealen:

- İsrâil oğullarını denizden geçirdik, Fir’avn ve askerleri de

zulmetmek ve saldırmak için onların arkalarına düştü. Nihâyet boğulma kendisini yakalayınca (Fir’avn): “Gerçektenİsrâil oğullarının inandığından başka İlâh olmadığınainandım, ben de Müslümanlardanım!" dedi. 10/90

- “Şimdi mi? Oysa daha önce isyân etmiş, bozgunculardanolmuştun." (denildi) 10/91

- “Bugün senin (canından ayırdığımız) bedenini, (denizindibinden) kurtarıp (sahilde) bir tepeye atacağız ki sendensonra gelenlere ibret olsun, Ama insanların çoğuâyetlerimizden gafildir." 10/92

Görüldüğü gibi, son anda iman etmek veya tevbe etmek,Kur’an açısından geçersizdir.

Kur’an’dan mealen:

- (İnanmak için) ille meleklerin gelmesini, yahut Rabb’iningelmesini ya da Rabb’ini bâzı âyetlerinin gelmesini mi bekliyorlar? Ama Rabb’inin bâzı âyetleri geldiği gün, dahaönce inanmamış ya da imânında bir hayır kazanmamış olankimseye, artık inanması bir fayda sağlamaz. De ki: Bekleyin,

 biz de beklemekteyiz." 6/158

- Allah’a göre, şu kimselerin tövbesi makbûldür ki, câhillikle bir kötülük yapıp hemen ardından tevbe ederler. İşte Allahonların tövbesini kabûl eder, Allah bilendir, hikmet sahibidir.4/17

- Yoksa kötülükler yapıp da nihayet ölüm gelip çatınca: “Ben

şimdi tevbe ettim."diyenlere ve kâfir olarak ölenlere tevbeyoktur (öylelerinin tövbesi makbûl değildir). Onlar için acı bir azab hazırlamışızdır. 4/18

141

Page 142: 50121318-Kutub-i-Sitte-nin-Ele�tirisi-ve-Kuran-a-Arz�-Ferec-Hudur.pdf

7/30/2019 50121318-Kutub-i-Sitte-nin-Ele�tirisi-ve-Kuran-a-Arz�-Ferec-Hudur.pdf

http://slidepdf.com/reader/full/50121318-kutub-i-sitte-nin-eletirisi-ve-kuran-a-arz-ferec-hudurpdf 142/606

İşte Nisa 159 da bahsedilen durum da bu şekildedir. İsâ peygamberin tekrar dünyaya geleceğiyle ilgili değildir. Ziraİsâ peygamber Vefat etmiş olup, iddia ettikleri gibi tekrar dünyaya gelecek değildir.

Kur’an’dan mealen:

(bak 4/155-6).

- “Biz Allah’ın elçisi, Meryem oğlu İsâ Mesih’iöldürdük!"demelerinden ötürü... Oysa onu öldürmediler veasmadılar; fakat (İsâ) onlara benzer gösterildi. Onun

hakkında anlaşmazlığa düşenler, ondan yana tam bir kuşkuiçindedirler. O hususta bir bilgileri yoktur. Sâdece zannauyuyorlar. Onu yekinen öldüremediler (onu öldürdüklerinikesinlikle bilemediler). 4/157

- Hayır Allah onu (İsâ’yı) Kendisine yükseltti. Allah daimaüstündür, hikmet sahibidir. 4/158

Görüldüğü gibi, Kitap Ehli, İsâ peygamberi öldürememiş veonu asamamışlardır. Allah onu kurtarıp, Kendisineyükseltmiştir. İşte ihtilafta burada başlamaktadır, acabaAllah, İsâ peygamberi vefat ettirmeden canlı olarak mı,Kendisine yükseltti, yoksa vefat ettirerek mi. Rivayetlerdeiddia ettiklerine göre vefat ettirmeden Kendisineyükseltmiştir, vefat ancak dünyaya tekrar geldikten sora vuku

 bulacaktır iddiasındadırlar. Böyle bir iddia ise Kur’an’auymamaktadır, mealen:

- Allah demişti ki: “Ey İsâ, ben seni vefat ettireceğim, ve bana yükselteceğim, seni inkar edenlerden temizleyeceğim vesana uyanları ta kıyamet gününe kadar inkar edenlerinüstünde tutacağım. Sonra dönüşünüz bana olacaktır. Ayrılığa

düştüğünüz şeyler hakkında aranızda ben hükmedeceğim."3/55

142

Page 143: 50121318-Kutub-i-Sitte-nin-Ele�tirisi-ve-Kuran-a-Arz�-Ferec-Hudur.pdf

7/30/2019 50121318-Kutub-i-Sitte-nin-Ele�tirisi-ve-Kuran-a-Arz�-Ferec-Hudur.pdf

http://slidepdf.com/reader/full/50121318-kutub-i-sitte-nin-eletirisi-ve-kuran-a-arz-ferec-hudurpdf 143/606

Görüldüğü gibi, İsâ Peygamber vefat ettirildikten yaniAllah’ın Emriyle öldükten sonra, Allah onu (İsâ’yı)Kendisine yükseltti. Bu duruma göre O’ da ölen herkes gibi,şimdi ölü bulunmaktadır. Tekrar dünyaya gelmek üzere

hayatta bulunmamaktadır. Bunun böyle olduğunu Maide 116-117 ayetlerden de görüp anlamak mümkündür, mealen:

- Ve yine Allah demişti ki: “Ey Meryem oğlu İsâ, sen miinsanlara: “Beni ve Annemi, Allah’tan başka iki ilâh edinin"dedin? “Haşa, dedi Seni tenzih ederim; Hakkım olmayan şeyisöylemek bana yakışmaz. Hem ben söylediysem Sen onuşüphesiz bilirdin. Sen benim nefsimde olanı bilirsin, benSenin nefsinde olanı bilmem, çünkü gaypları bilen yalnızSensin, Sen!" 5/116

- “Ben onlara: benim ve sizin Rabb’iniz olan Allah’a kulluk edin, diye senin bana emretmiş olduğundan başka bir şeysöylemedim. Ben onların içinde olduğum sürece onlarıkolladım, fakat Sen beni vefat ettirince onları gözetleyen

(yalnız) Sen oldun. Sen her şeyi görensin!" 5/117

Görüldüğü gibi, İsâ peygamberin vefatından sonra da,insanlar yine onu ve annesini, Allah’a ortak koşmaya devamedeceklerdir. O zaman İsâ peygamberin tekrar dünyaya gelip,salibi yani haçı kıracağı ve domuzu öldüreceği rivayetininaslı yoktur. Haçı kırmasının manası artık hiç kimse onu veannesini, Allah!a ortak koşmayacak manasındadır. Böyle bir iddia ise Maide 116 ve 117. Ayetlere uymamaktadır. Zira buâyetlerde, İsâ peygamberin vefatından sonra da insanlarınonu ve annesini. Allah’a ortak koştukları vurgulanmıştır. Buda, İsâ peygamberin tekrar dünyaya gelip Hıristiyanlıktaki bozuk inancı düzelteceği, dolayısıyla haçı kıracağı iddiasınınasılsız olduğunun açık delilidir.

Ayrıca Mehdinin peygamberin zürriyetinden ve Fâtıma’nınevlatlarından olduğunu rivayet etmeleri ile, İsâ peygamberle,Mehdinin aynı şahıs olduğunu söylemeleri bir çelişki veKur’an’ı inkardır. Zira, İsâ peygamberin babasız olarak,

143

Page 144: 50121318-Kutub-i-Sitte-nin-Ele�tirisi-ve-Kuran-a-Arz�-Ferec-Hudur.pdf

7/30/2019 50121318-Kutub-i-Sitte-nin-Ele�tirisi-ve-Kuran-a-Arz�-Ferec-Hudur.pdf

http://slidepdf.com/reader/full/50121318-kutub-i-sitte-nin-eletirisi-ve-kuran-a-arz-ferec-hudurpdf 144/606

 peygamberimizden önce dünyaya geldiği, Kur’an’da açıkça belirtilmiştir. Uydurdukları rivayette bunun aksini iddiaetmektedirler.

Anlaşılacağı üzere, İsâ peygamber vefat etmiş olup, tekrar dünyaya tebliğ ve irşat için gelmeyecektir. Mehdi diye bir kimsede mevcut değildir. Mehdi diye bir kimsenin mevcutolmadığını, bu kitabın devamı olan ikinci kitabımın,İmâmiyye şiasını anlattığım bölümünde daha detaylı bir şekilde izah ettim.

İnsanları, Kur’an’a karşı şüphede bırakmak için şu rivayeti

uydurdular:

192- .............. Bize Hişâm ibn Yûsuf, Ma’mer ibn Râşid’den;o da ez- Zuhri’den; o da Ubeydullah ibn Abdillah’tan haber verdi ki, İbn Abbâs (R) şöyle demiştir: Peygamber (S)’invefâtı yaklaştığı zamân, evde içlerinde Umer ibnu’l-Hattâb’ında bulunduğu bir takım adamlar varken, Rasûlullah (S):

- “Gelin size, ondan sonra hiç sapmayacağınız bir yazıyazayım" buyurdu.

Umer:

- Peygamberin hastalığı ağırlaştı, Yanınızda Kur’an vardır.Bize Allah’ın Kitâbı yeter, dedi.

Bunun üzerine evdeki sahâbiler ihtilâf ettiler ve münâkaşaedip çekiştiler. Onlardan kimi: “Yazacak bir şey yaklaştırında Rasûlullah sizler için ondan sonra sapmayacağınız bir yazıyazsın" diyor; kimi de Umer’in dediği sözü söylüyordu. Nihâyet onlar Peygamberin yanında gürültü ve ihtilâfıçoğalttıkları zamân, Peygamber onlara:

-”Yanımdan kalkın (benim yanımda çekişme lâyık olmaz)!" buyurdu.

144

Page 145: 50121318-Kutub-i-Sitte-nin-Ele�tirisi-ve-Kuran-a-Arz�-Ferec-Hudur.pdf

7/30/2019 50121318-Kutub-i-Sitte-nin-Ele�tirisi-ve-Kuran-a-Arz�-Ferec-Hudur.pdf

http://slidepdf.com/reader/full/50121318-kutub-i-sitte-nin-eletirisi-ve-kuran-a-arz-ferec-hudurpdf 145/606

Râvi Ubeydullah ibn Abdillah şöyle dedi: İbn abbâs buhadisin sonunda:

- Âh! Ne büyük musibet ki, gürültü etmeleri ve ihtilâf 

eylemleri yüzünden o musibet, Rasûlullah ile sahâbiler içinyazmak istediği bu yazı arasına perde oldu! dedi. (Buhari,Kitâbu’l-İ’tisâm bi’l-Kitâbi ve’s-Sünnetti 93 C.16 S.7236-7237 Ötüken 1989).

Bu uydurma hadisle, Kur’an’ın ihtilafları önlemekte yetersizkalacağını vurgulamak istedikleri açıktır. Bu da Kur’an’aaçık bir saldırıdır. Ayrıca peygamberin vefatı zamanında

Kur’an’ın elde mevcut olduğunu söylemekle, Kur’an’ın peygamberin vefatından sonra ordan burdan derlendiğinitahdis ettikleri birçok rivayetleriyle de çelişkilidir. Kur’an’asaldırı amaçlı çeşitli rivayetler uydurmuşlardır, Kur’an’ıanlamış olsalardı bu tür iftiralarda bulunmaktan dolayıutanmaları gerekirdi, nasıl mûazzam bir kitapla karşı karşıyaolduklarını bilmiyorlar.

Bu konuda örnek verecek olursam, Kur’an’dan mealen:

- Bu (Kur’an) insanlara bir açıklama, (Allah’tan) korkanlarayol gösterme ve öğüttür. 3/138

- Andolsun biz Kur’an’da insanlara her çeşit misâli türlü biçimlerde anlattık, ama insanlardan çoğu küfürde direttiler.

17/89

- Allah, size Kitâbı açıklanmış olarak indirmiş iken benO’ndan başka bir hakem mi arayayım? Kendilerine Kitapverdiklerimiz, O (Kur’â)nın, gerçekten Rabb’in tarafındanindirilmiş olduğunu bilirler, onun için hiç kuşkulananlardanolma. 6/114

Peygamberin Ay’ı iki parçaya ayırdığını rivayet ederek, Delilolarak, Kamer Sûresinin 1. Âyetini gösterdiler, şöyle ki:

145

Page 146: 50121318-Kutub-i-Sitte-nin-Ele�tirisi-ve-Kuran-a-Arz�-Ferec-Hudur.pdf

7/30/2019 50121318-Kutub-i-Sitte-nin-Ele�tirisi-ve-Kuran-a-Arz�-Ferec-Hudur.pdf

http://slidepdf.com/reader/full/50121318-kutub-i-sitte-nin-eletirisi-ve-kuran-a-arz-ferec-hudurpdf 146/606

193-........... Bize Şeybân, Katâde’den tahdis etti ki, Enes ibnMâlik (R): Mekke ahâlisi Peygamberden kendilerine bir mucize göstermesini istediler. Peygamber (S) de onlara Ay’ınayrılmasını gösterdi, demiştir. (Buhâri, Kitâbu’t-Tefsir 388

C.10 S.4813 Ötüken 1988.)

194-............ İbn Mes’ûd (R) şöyle demiştir: Rasûlullahzamânında ay, iki parçaya ayrıldı. Bir parçası dağın üstünde, bir parçası da önünde idi. Bunu üzerine Rasûlullah (S):

- “Şahit olun" buyurdu. (Buhâri, Kitâbu’t- Tefsir 385 C.10S.4812 Ötüken 1988)

195-............ İbn Abbâs (R): Peygamber (S) zamânında Ayyarıldı, demiştir. (Buhari, Kitâbu’t-Tefsir 387 C.10 S.4812Ötüken.)

Yapmış oldukları rivayetler de, Ay’ın iki parçaya ayrıldığını, bir parçası dağın üstünde, bir parçası da önünde yer aldığınıiddia etmişlerdir.

Yer kürenin yarıçapı 6366 km dir. Ay’ın yarıçapı da 1738 kmdir. Hacim olarak da Ay’ın hacmi Yer kürenin 50 de birikadardır. Böylesine büyük bir hacme sahip olan Ay’ındünyada mevcut olan bir dağ tarafından, dağın üstünde veönünde olmak üzere ikiye ayrılamayacağı açıktır. Ay’ın gelipiki parça halinde Dünyaya indiğini kabûl etsek dahi, yarısı

hangi dağın önünde durursa dursun dağın gözükmesiimkansızdır. Zira Ay’ın yarıçapı 1738 km’dir. Böyle bir durumda Ay dağın önünde yer aldı denmez. Ay ülkelerikapattı denir. Böylece gerçek olan bir olayı yalan rivayetler uydurmak suretiyle çarpıtmışlardır. Kendi ifadeleriyle, Ay’ınyarılması olayı, Mekke’de hicretten beş sene kadar önceolmuştur, yine kendi ifadeleriyle, kendilerinden rivayette

 bulundukları, Enes’de, İbn Abbâs da o tarihte henüzdoğmamış ya da bebek denecek yaşta idiler.Buna rağmen buiki şahıs adına rivayet uydurmaktan çekinmemişlerdir.

146

Page 147: 50121318-Kutub-i-Sitte-nin-Ele�tirisi-ve-Kuran-a-Arz�-Ferec-Hudur.pdf

7/30/2019 50121318-Kutub-i-Sitte-nin-Ele�tirisi-ve-Kuran-a-Arz�-Ferec-Hudur.pdf

http://slidepdf.com/reader/full/50121318-kutub-i-sitte-nin-eletirisi-ve-kuran-a-arz-ferec-hudurpdf 147/606

Olayın aslı ise şu şekildedir: Ay’ın yüzeyi 2000-3000 metrederinlikte ve uzunlukları çok fazla çatlaklar ihtivaetmektedir.Yer küreden bakıldığında tam karşıda olduklarıiçin dünyadan derinliklerini ölçmek güçtür. Fakat kesin bir 

gerçektir ki nasıl bir karpuz derince çatlarsa Ay’da bugün oşekilde çatlak vaziyettedir. Ve Peygamber’in yaşadığı devirde bu çatlakların mevcudiyetini tespit edecek cihazlar insanlarınelinde mevcut değildir.Dünya dışında olmuş olan bu olayıKur’an’ın haber vermiş olmasının büyük bir önemi vardır.Kur’an’ın Allah kelamı olmadığına inanan kimselere sormak lazımdır.O zaman peygamber bu olayı nasıl bildi?

Bu husus Kamer sûresinde şöyle belirtilmiştir, meâlen:

-(Kıyamet) saat(i) yaklaştı, Ay çatladı. 54/1

-Bir mucize görseler hemen yüz çevirirler ve “süregelen bir  büyüdür" derler. 54/2

-Yalanladılar, nefislerinin arzû ve heveslerine uydular.Halbuki her iş, yerini bulacaktır. 54/3

-Andolsun, onlara (bâtılda kalmalarını) önleyecek (ibretverici olayları anlatan) haberler geldi. 54/4

-Bunlar üstün bir hikmettir! Fakat uyarılar fayda vermiyor.54/5

Evet, Kur’an, Ay’ın çatlak olduğunu haber veriyor.

Şimdi de şu ifadelere bakalım:

“Ay’daki ovaların en önemlileri Fırtınalar denizi, Soğuk deniz, Dinginlik denizi ve Yağmurlar Denizi’dir. Ovalarınilgi çekici taraflarından birisi, yarıklardır. Ovalarda yer yer 

nehir yatağını andıran büyük yarıklar vardır. Güneş ışığıdiplerine kadar inemediği ve yerküreden bakıldığında tamkarşıdan görülükleri için, yarıkların derinliklerini (bugünkücihazlara rağmen) ölçmek güçtür. Ancak Ay’da 2-3 km

147

Page 148: 50121318-Kutub-i-Sitte-nin-Ele�tirisi-ve-Kuran-a-Arz�-Ferec-Hudur.pdf

7/30/2019 50121318-Kutub-i-Sitte-nin-Ele�tirisi-ve-Kuran-a-Arz�-Ferec-Hudur.pdf

http://slidepdf.com/reader/full/50121318-kutub-i-sitte-nin-eletirisi-ve-kuran-a-arz-ferec-hudurpdf 148/606

derinlikte büyük çatlaklıklara rastlanmıştır.Bunlarınuzunlukları da çok fazladır. İncelemeler çatlaklardan bazılarının kenarlarının sarp, bazılarının da meyilli olduğunugöstermiştir." (Ortaokul Fen bilgisi 1 Yazanlar Ömer 

BAYIN- Şükran GÜNEY- A. Rıza ÖZGEN, Milli Eğitim basımevi - İstanbul 1987 sayfa 74, M.E.G.S.B. Yayınları 106,Ders kitapları Dizisi 88.)

Görüldüğü gibi olay gerçek olup, rivayetçilerin anlattığışekilde değildir.

196-......Ebû Hureyre (R) şöyle dedi: Peygamber (S) şöyle

 buyurdu: “Peygamberlerden hiçbir Peygamber yoktur ki, onamucizelerden (kendi zamânındaki) insanların inandıklarıkadar verilmiş olmasın. Mucize olarak bana verilen ise, ancak Allah’ın bana vahyettiğidir. Bunun için kıyamet gününde ben, peygamberlerin en çok Tâbi’i bulunanı olacağımı ümitederim.”(Buhari Kitâbu Fedâili’l-Kur’an 3 C.11 s.5076Ötüken 1988)

Bu rivayetle, Ayın Resûlullah tarafından ikiye ayrıldığırivayeti çelişkilidir. Madem ki, mucize olarak Resûlullah’ayalnız Allah’ın vahyettiği verilmiştir, o zaman Ayı ikiyeayırdığı ve bir parçasını dağın önüne getirdiği nasıl izahedilebilir.

197-......Ebû Hureyre (r.a.)’den Resûlullah(s.a.)’ın şöyle

 buyurduğu rivayet edilmiştir:

“Babalarınızın, annelerinizin ve putların adları ile yeminetmeyiniz. Sadece, Allah’ın adı ile yemin ediniz. (Allah’ınadı ile de ancak (sözünüzde) doğru olduğunuzda yeminediniz.” (Ebû Dâvud, K.el-Eymân ve’n-Nüzûr (21) Bab 4H.3248 c.12 s. 186 Şamil 1991)

198-...Said b. Ebi Ubeyde’den Şöyle dediği rivayet edilmiştir:

148

Page 149: 50121318-Kutub-i-Sitte-nin-Ele�tirisi-ve-Kuran-a-Arz�-Ferec-Hudur.pdf

7/30/2019 50121318-Kutub-i-Sitte-nin-Ele�tirisi-ve-Kuran-a-Arz�-Ferec-Hudur.pdf

http://slidepdf.com/reader/full/50121318-kutub-i-sitte-nin-eletirisi-ve-kuran-a-arz-ferec-hudurpdf 149/606

İbn Ömer (r. Anhüma), ”Kabe’ye yemin ederim ki hayır"diye yemin eden bir adamı duyup ona: "Ben Resûlullah(s.a.)’ın; Allah’tan başkasına yemin eden (O’na) ortak koşmuştur, buyurduğunu işittim.” dedi. (Ebû Dâvud, K.el-

Eymân ve’n-Nüzûr (21) Bab 4 C.12 H.3251 S.191 Şamil1991 ayrıca,Tirmizi, nüzûr 9.)

Görüldüğü gibi, Allah’tan başkası adına yemin edilmeyeceği,yemin edilmesi halinde bunun, Allah’a şirk koşma olduğunurivayet ettiler. Bu rivayetlerinin yanında birde şu rivayette bulundular:

199-....Talha b. Ubeydullah(r.a.)- bedevinin kıssasını(anlatan) hadiste; Hz. Peygamber (s.a.)’in şöyle buyurduğunusöylemiştir:

“Babasına yemin ederim ki doğru söylüyorsakurtuldu.Babasına yemin ederim ki, doğru söylüyorsaCennete girdi."(Ebû Dâvud, K. el-Aymân ve’-Nüzûr(21) Bab

5 H. 3252 c.12 s.193 Şamil 1991.)

Bu rivayetle de Peygamberin, bedevinin babası üzerineyemin ettiğini iddia etmişlerdir. Bu rivayetle evvelki ikirivayet çelişkili olduğu gibi, Peygambere dolayısıyla, şirk isnat etme iftirasında bulunmaktan çekinmemişlerdir. Zira,Allah’tan başkası adına yemin etmenin, Allah’a şirk koşmaolduğunu ifade ettiler. Buna rağmen, Peygamberin bedevinin

 babası üzerine yemin ettiğini iddia ettiler. Peygamber onlarınyapmış oldukları iftiralardan münezzehtir.

Yemin etmenin manası, bir konuda yemin eden kimse doğruolduğuna veya sözünü yerine getireceğine dair kefil, yanikoruyucu, gözetleyici, şahit göstermesi demektir. Ayrıca sözükuvvetlendirmek, garanti etmek olduğu gibi, verilen sözü

 pekiştirmek veya önemini belirtmek için sözü vurgulamaktır.Yani bir kimse Allah adına bir olayla ilgili olarak yeminettiği zaman, Allah’ı o olaya kefil göstermiş olmaktadır.

149

Page 150: 50121318-Kutub-i-Sitte-nin-Ele�tirisi-ve-Kuran-a-Arz�-Ferec-Hudur.pdf

7/30/2019 50121318-Kutub-i-Sitte-nin-Ele�tirisi-ve-Kuran-a-Arz�-Ferec-Hudur.pdf

http://slidepdf.com/reader/full/50121318-kutub-i-sitte-nin-eletirisi-ve-kuran-a-arz-ferec-hudurpdf 150/606

Allah bir şey üzerine kasem ettiği zaman olayın kesin ve çok yüksek önemini vurgulamaktadır.

Yemin kelime olarak sağ taraf, bundan da sağ el, bundan da

kesin söz manası çıkar. Bundan dolayı üzerine yemin edileninyeminden dolayı İlâhlaştırılması söz konusu değildir. Zira,Allah yaratıklar üzerine kasem yani yemin etmektedir, bundan anlaşılması gereken konunun önemi ve kesinliğidir.Yoksa, Allah hiç kimseyi kendisine ortak etmez. Kullar iseAllah adına yemin ettiklerinde O’nu kefil göstermişolmaktadır. Kefalet eşittir İlâhlık manasında değildir. Bundandolayı, Allah adına yemi eden, yeminini yerinegetirmediğinden dolayı kafir olmaz, fakat bilerek vetasarlayarak yapılan yeminlerin sorumluluğu vardır, lağvedenyani kesinlik kastıyla değil de öylesine, ağızdan kaçırmak suretiyle yemin sözü söylenmişse, Allah böylesine yeminiaffetmiştir. Allah yaratıklar üzerine kasem etmektedir. Bizimyeminlerimizde, bazı ayetlerde kendi adı üzerine yeminetmemizi emretmektedir. Kendim yemin ettiğimde Allah

adına yemin ederim, çok gerekli değilse yemin etmem.Ayrıca şunu belirteyim ki bile bile Allah adına yalan yereyeminde edilemez ve her ne kadar, Allah yaratıklar üzerineyemin ediyorsa da, Kur’an’da kulların Allah’tan başkasıadına yemin örneği yoktur. Bundan dolayı kulların, Allah’tan başkası adına yemin etmemeleri gerektiğini Kur’anöğretisinden anlamak mümkündür.

Bu konularla ilgili olarak, Kur’an’dan mealen:

-Antlaşma yaptığınız zaman Allah’ın ahdini tam yerinegetirin (verdiğiniz sözü tutun), pekiştirdikten sonra yeminleri bozmayın. Çünkü Allah’ı üzerinize kefil (şahit) yaptınız.Allah yaptıklarınızı bilir. 16/91

Yukarıdaki ayet mealinde, yeminle kefalet ilişkisini görmek mümkündür.

150

Page 151: 50121318-Kutub-i-Sitte-nin-Ele�tirisi-ve-Kuran-a-Arz�-Ferec-Hudur.pdf

7/30/2019 50121318-Kutub-i-Sitte-nin-Ele�tirisi-ve-Kuran-a-Arz�-Ferec-Hudur.pdf

http://slidepdf.com/reader/full/50121318-kutub-i-sitte-nin-eletirisi-ve-kuran-a-arz-ferec-hudurpdf 151/606

-Ey iman edenler! Birinize ölüm gelip çatınca vasiyetesnasında içinizden iki adalet sahibi kişi aranızda şahitlik etsin. Yahut seferde iken başınıza ölüm musibeti gelmişsesizden olmayan, başka iki kişi (şahit olsun). Eğer şüpheye

düşerseniz o iki şahidi namazdan sonra alıkor. “Bu vasiyetkarşılığında hiçbir şeyi satın almayacağız, akraba(menfaatine) de olsa; Allah (için yaptığımız) şahitliğigizlemeyeceğiz, (aksini yaparsak) bu takdirde biz elbettegünahkarlardan oluruz" diye Allah üzerine yemin ettirirsiniz.5/106

-Eğer onların (yalancılıkla) günah işlediklerinin farkınavarırsınız, hakkı yenilen taraftan o iki kişinin yerine geçecek daha layık iki kişiyi seçin. “Şahitliğimiz onların şahitliğindendaha gerçektir, biz hiçbir zaman kimsenin hakkını yemişdeğiliz. Böyle bir durumda biz zalimlerden oluruz" diyeAllah’a yemin etsinler. 5/107

Yukarıdaki iki âyet mealinde görüldüğü gibi, Allah adıyla

yemin edilmesi emredilmiş, şahitlerin nasıl kimseler olmalarıgerektiği konusunda bilgi verilmiş ve vasiyet konusunda bile bile yalan yere yemin etmek zulüm derecesinde bir günaholarak tanımlamıştır.

Bazen de insan, durum olur, kendisine helal olan bir yemeğiyemeyeceğine veya yapması gereken bir işi yapmayacağınayemin eder, bu gibi durumlarda düşünerek söylemişse veyeminini bozmuşsa bu durumda keffâret vermesi gerekir.Lağv olarak, yani söz arasında kasıtsız olarak öylesine yeminetmişse, örneğin: Söz arasında, yalan söyleme kastı olmadansözü pekiştirmek için nadir de olsa, Vallahi deyiveririz, bugibi yeminleri Allah af etmiştir. Bu hususlarla ilgili olarak,Kur’an’dan mealen:

-Ey iman edenler! Allah’ın size helal kıldığı iyi ve temizşeyleri (siz kendinize) haram kılmayın ve sınırı aşmayın.Allah sınırı aşanları sevmez. 5/87

151

Page 152: 50121318-Kutub-i-Sitte-nin-Ele�tirisi-ve-Kuran-a-Arz�-Ferec-Hudur.pdf

7/30/2019 50121318-Kutub-i-Sitte-nin-Ele�tirisi-ve-Kuran-a-Arz�-Ferec-Hudur.pdf

http://slidepdf.com/reader/full/50121318-kutub-i-sitte-nin-eletirisi-ve-kuran-a-arz-ferec-hudurpdf 152/606

-Allah’ın size helal ve temiz olarak verdiği rızıklardan yeyinve kendisine iman etmiş olduğunuz Allah’tan korkun. 5/88

-Allah sizi, yeminlerinizdeki lağvden (kasıtsız olarak 

yaptığınız yeminlerden) ötürü sorumlu tutmaz. Fakat bilerek yaptığınız yeminlerden ötürü sizi sorumlu tutar. Bununkeffâreti (geleceğe bağlı olarak yaptığınız bir yemini bozduğunuz takdirde bunun cezâsı): Âilenize yedirdiğinizorta derecesinden on fakiri yedir(ip doyur)mak, yâhut onlarıgiydirmek, ya da bir boyun (köley)i hürriyete kavuşturmaktır.Bunu bulamayan (bunları yapmaya gücü yetmeyen) kimse,üç gün oruç tutsun. İşte yemin ettiğiniz zaman yeminleriniz(i bozman)ın cezâsı budur. Yeminlerinizi koruyun. Allah,âyetlerini size böyle açıklıyor ki, şükredersiniz. 5/89

Görüldüğü gibi, yukarıdaki ayet meallerinde, yemin kavramolarak söylenmiş, ne üzerine yemin edildiği belirtilmemiştir, buna rağmen keffârete konu edilmiştir. Bundan da anlaşılır ki, kullar yemin ederken muhakkak Allah adı ile yemin

etmelidirler.

Şimdi, Allah’ın, bir durumun önemiyle ilgili olarak,yaratıklar üzerine yemin etmesinden örnekler verirsek,Kur’an’dan mealen:

-Hayır! Yıldızların yerlerine yemin ederim. 56/75

-Bilirseniz, bu, büyük bir yemindir. 56/76

-O, elbette şerefli bir Kur’an’dır. 56/77

-Korunmuş bir kitaptadır. 56/78

-Ona temizlenenlerden başkası dokunmaz. 56/79

-(O), alemlerin Rabb’inden indirilmiştir. 56/80

-Şimdi siz, bu sözü mü küçümsüyorsunuz? 56/81

152

Page 153: 50121318-Kutub-i-Sitte-nin-Ele�tirisi-ve-Kuran-a-Arz�-Ferec-Hudur.pdf

7/30/2019 50121318-Kutub-i-Sitte-nin-Ele�tirisi-ve-Kuran-a-Arz�-Ferec-Hudur.pdf

http://slidepdf.com/reader/full/50121318-kutub-i-sitte-nin-eletirisi-ve-kuran-a-arz-ferec-hudurpdf 153/606

-(Kur’an’dan istifade edeceğiniz yerde) rızkınızıyalanlamanızdan ibaret mi kılıyorsunuz (sizin ondan eldeettiğiniz nasip, sadece onu yalanlamanız mıdır? Başka türlüondan istifade edemez misiniz)? 56/82

Ayrıca, Allah kendi zatı üzerine de yemin etmektedir, şöyleki Kur’an’dan mealen:

-Kafirlere ne oluyor ki sana doğru koşuyorlar? 70/36

-Sağdan, soldan, ayrı ayrı gruplar halinde. 70/36

-Onlardan her biri, nimet cennetine sokulacağını mı umuyor?70/38

-Hayır! Öyle şey yok! Biz onları bildikleri şeyden yarattık.70/39

-Yoo, doğuların ve batıların Rabb’ine yemin ederim ki bizimgücümüz yeter: 70/40

-Onları, kendilerinden daha hayırlı olanlarla değiştirmeğe.Bizim önümüze geçilmez (bize engel olunamaz). 70/41

-Bırak onları, kendilerine va’dedilen günlerine kavuşuncayakadar dalsın oynasınlar. 70/42

-O gün (kabirlerinden) hızlı hızlı çıkarlar. Onlar dikilen

(hedef)lere doğru koşar gibi (koşarlar). 70/43

-Gözleri düşük, yüzlerini zillet bürümüş bir durumda. İşteonlara va’dedilen gün, bugündür. 70/44

Yemin konusuna da bu şekilde deyindikten sonra, tekrar hadis rivayetleri konusuna dönersem, şöyle ki:

200- Buhari’nin Bâb başlığı olarak, Tirmizi’nin Mus’ab ibnSa’d’dan rivayet ettiği hadis: “İnsanlar içinde belâsı enşiddetli olanlar peygamberlerdir. Sonra sırasıyla fazilette ilk 

153

Page 154: 50121318-Kutub-i-Sitte-nin-Ele�tirisi-ve-Kuran-a-Arz�-Ferec-Hudur.pdf

7/30/2019 50121318-Kutub-i-Sitte-nin-Ele�tirisi-ve-Kuran-a-Arz�-Ferec-Hudur.pdf

http://slidepdf.com/reader/full/50121318-kutub-i-sitte-nin-eletirisi-ve-kuran-a-arz-ferec-hudurpdf 154/606

olan, sonra ilk olandır”. (Buhâri, Kitabu’l-Merdâ ve’n_Tıbb,3- Baâb başlığı C.12 S.5690 Ötüken 1988.)

201- ........... Bize Şu’be, el-A’meş’ten; o da Mesrûk’tan

haber verdi ki, Âise (R): Ben Rasûlullah(S)’tan ziyâdehastalığı şiddetli olan hiçbir kimse görmedim, demiştir.Buhâri, Kitabu’l-Merdâ ve’n-Tıbb 6 C.12 S.5689 Ötüken1988.)

Ve yukarıda yazılı rivayetler gibi birçok rivayette, âmelyönünden en iyi olanlara, en şiddetli bela ve musibet gelir iddiasındadırlar. Hal bu ki, Kur’an’da tam tersi durum söz

konusudur, gelen musibetlerin şiddeti işlenmiş olan fanalıklar nedeniyledir, iyilikler nedeniyle değildir. Durum böyleolunca, hem peygamberler, hem de iyi kimseler onlarınyapmış oldukları iftiradan uzaktırlar. Ayrıca onların burivayetlerinde Müslümanları iyilik yapmaktan ürkütme amacıda vardır. İyilik yaparsan veya iyi olmaya çalışırsan başına belalar gelir demeleri, Müslümanları sevap işlemekten

uzaklaştırma amacı iledir. Durumun, hiçte iddia ettikleri gibiolmadığına dair, Kur’an’dan örnek verecek olursak, mealen:

- Başınıza gelen herhangi bir musibet, kendi ellerinizinyaptığı (işler) yüzündendir. (Allah, işlediklerinizin) birçoğunu da affeder. 42/30

Görüldüğü gibi uydurmuş oldukları, yulardaki rivayetler 

Kur’an’a uymamaktadır. Zira işlenenlerin bir çoğununaffedildiğine deyinilmesi, işlenenlerin ve dolayısıylaaffedilmeyip musibete neden olan âmellerin günahlar olduğuaçıkça ortaya çıkar. Çünkü af günahlar için söz konusudur.

202- Hz. Ebû Hureyre radıyallahu anh anlatıyor: “Resûlullahaleyhissâlatu vesselâm buyurdular ki:

“Muhakkak ki, Allah bu ümmet için, her yüz senenin başında, kendisine dini tecdid edecek kimse(ler)

154

Page 155: 50121318-Kutub-i-Sitte-nin-Ele�tirisi-ve-Kuran-a-Arz�-Ferec-Hudur.pdf

7/30/2019 50121318-Kutub-i-Sitte-nin-Ele�tirisi-ve-Kuran-a-Arz�-Ferec-Hudur.pdf

http://slidepdf.com/reader/full/50121318-kutub-i-sitte-nin-eletirisi-ve-kuran-a-arz-ferec-hudurpdf 155/606

gönderecektir." (K.S. 5577 C.15 S.427 Akçağ 1992 alıntısı,Ebû Davud, Melahim 1, (4391))

Bu rivayetlerle, üstü örtülü olarak, her yüz senenin başında

 peygamber geleceğini iddia etmişlerdir. Bu iddia, İsa peygamber veya Mehdi geleceği yolundaki iddiaların bir  benzeridir. Böylece, İslam dininin öğrenilmesinde, esasolanın, Kur’an değil de, özel şahıslar olduğunu vurgulamak istemektedirler. Hal bu ki, Nübüvvet sona ermiş olup, İslamdininin öğrenilmesinde esas olan tek kaynak Kur’an’dır.Tebliğ görevini de, Kur’an’ı öğrenen her Müslüman yerinegetirebilir. Kıyamete kadar, en takvalısı dahil olmak üzere, bütün Müslümanların, bütün müminlerin ve İslam dininiöğrenmek isteyen herkesin. İslam dinini öğrenmek konusunda tek bilgi kaynağı Kur’an’dır. Kur’an bilgisidışında ne özel bir şahıs nede özel bir bilgi kaynağı vardır.

Kur’an’dan mealen:

- Bir zamanlar, cinlerden bir grubu, Kur’an dinlemek üzeresana yöneltmiştik. Ona geldiklerinde (birbirlerine): “Susun(dinleyin)"dediler. (Okuma) bitirilince de uyarıcılar olarak kavimlerine döndüler. 46/29

Görüldüğü gibi, Kur’an dinlemek ve böylece onu öğrenmek,uyarıcı olmak için yeterlidir. Bu her devirde yapılabilir, ziraPeygamber ve Cinler, Kur’an’ın okunması ve işitilmesi

dışında bir birleriyle karşılıklı görüşmemişlerdir. Peygamber,cinlerin Kur’an dinlediğinden habersizdi. Cinlerin, Kur’andinledikleri kendisine vahiyle bildirilmiştir. Eğer karşılıklıolarak, birbirlerinden haberdar olmak suretiyle görüşmüşolsalardı, Cinlerin, Kur’an dinledikleri, peygambere vahiyle bildirilmeyecekti. Bu olay, sadece Kur’an dinlenilmesinin,İslam dininin öğrenilmesi ve uyarıcı olmak için yeterli

olduğunun kesin kanıtlarındandır. Dinleme olayıyla ilgiliolarak, Kur’an’dan mealen:

155

Page 156: 50121318-Kutub-i-Sitte-nin-Ele�tirisi-ve-Kuran-a-Arz�-Ferec-Hudur.pdf

7/30/2019 50121318-Kutub-i-Sitte-nin-Ele�tirisi-ve-Kuran-a-Arz�-Ferec-Hudur.pdf

http://slidepdf.com/reader/full/50121318-kutub-i-sitte-nin-eletirisi-ve-kuran-a-arz-ferec-hudurpdf 156/606

- De ki: Bana vah yolundu ki, Cinlerden bir topluluk Kur’andinlediler de şöyle dediler: “Biz hârikulâde (acaib) bir Kur’andinledik. 72/1

- (O), doğru yola iletiyor, ona inandık. Artık Rabb’imize hiçkimseyi ortak koşmayacağız. 72/2

Dini öğrenme ve öğretme işinin, Peygamberler dışında ki,özel şahıslarla ilgili olmayıp, öğrenmiş olan her şahısla ilgiliolduğuna dair.

Kur’an’dan mealen:

- Bütün müminlerin, toptan sefere çıkmaları doğru değildir.Her topluluktan bir grubun dini iyice öğrenmeleri vekavimleri kendilerine dönüp geldikleri zaman onları ikazetmek için geride kalmalıdır. Umulur ki sakınırlar. 9/122

Dikkat edilirse, mealini yazdığım âyette, her topluluktan bir grup denmiş olup, özel şahıslar söylenmemiştir. Bu itibarla

da uydurdukları rivayetin aslı yoktur.

ŞEHİT VE GAZİLER İLE HİCRET VE SAVAŞKONULARINDA UYDURDUKLARI HADİSLERDENÖRNEKLER 

203- Ebu Hüreyre (radıyallahu anh) anlatıyor: Resûlullah

(aleyhissalâtu vesselâm) buyurdular ki: “Kim gazveyapmadan ve gaza yapmayı temenni etmeden ölürse nifaktan bir şube üzerine ölmüş olur." (K.S. 1029 C.5 S.70 Akçağ,alıntısı, Müslim, İmâret 158,(1910); Ebû Dâvud, Cihâd 18,(2502); Nesâi, Cihad 2,(6,8))

204- Ebu’n-Nadr merhum Abdullah İbnu Ebi Evfâ(radıyallahu anh)’dan naklen anlatıyor: “Resûlullah

(aleyhissalâtu vesselâm) düşmanla karşılaştığı günlerden birinde, güneşin meyletmesini bekledi. Sonra kalkıpyanındakilere şöyle dedi: “Ey insanlar, düşmanlakarşılaşmayı temenni etmeyin, Allah’tan afiyet dileyin.

156

Page 157: 50121318-Kutub-i-Sitte-nin-Ele�tirisi-ve-Kuran-a-Arz�-Ferec-Hudur.pdf

7/30/2019 50121318-Kutub-i-Sitte-nin-Ele�tirisi-ve-Kuran-a-Arz�-Ferec-Hudur.pdf

http://slidepdf.com/reader/full/50121318-kutub-i-sitte-nin-eletirisi-ve-kuran-a-arz-ferec-hudurpdf 157/606

Ancak karşılaşacak olursanız sabredin, bilin ki cennetkılıçların gölgesindedir. ................... (K.S. 1031 C.5 S.71Akçağ, alıntıları, Buhâri, Cihâd 156,22,32,112, Temenni 8;Müslim, Cihâd 20,(1742), Ebû Dâvud, Cihâd 98,(2631))

205. ........ Bize Ebû İshâk, Mûsa İbn Ukbe’den, Umer ibnUbeydullah’ın himâyesinde olan Ebu’n-Nadr Sâlim’dentahdis etti. Bu Ebn’n Nadr,efendisi Umer’in kâtibi idi. Ebu’n- Nadr şöyle dedi:Abdullah ibn Ebi Evfâ (R), efendisi veKureyş ileri gelenlerinden olan Umer ibnu Ubeydullah’a bir mektûb yazdı da bu mektûbu ben okudum. Bu mektûbuniçinde Rasûlullah (S)’ın: (Ey insanlar!) Düşmanlakarşılaşmak (harbetmek) temenni etmeyiniz! Fakat Allah’tanharb felâketinden selâmette kılmasını isteyiniz" buyurduğuhadisi vardı. (Buhâri, Kitâbu’t-Temenni 12 C.15 S.7090Ötüken 1989.)

Görüldüğü gibi rivayetler çelişkili olup, işlerine geldiği gibiuydurmuşlardır. Birinci rivayette savaş temennisi mecburi

tutulmuşken, diğer iki rivayette tam tersi olarak, savaştemennisi kaçınılması gereken bir husus olarak tahdisedilmiştir.

206-. ... Ebû Said el-Hudri (r.a.)den rivâyet edildiğine göre, bir bedevi Peygamber (s.a.)’e hicreti sormuş da Peygamber (s.a.):

“Yazık sana, hicret zor iştir. Senin develerin var mı?" buyurmuş. (O kimse de)

- Evet diye cevap vermiş. (Bunun üzerine Hz. Peygamber);

“-Peki onların zekatını veriyor musun?" buyurmuş. (O şahısda);

- Evet diye karşılık vermiş. (Resûlü Ekrem de).

“-Sen şehirlerden uzakta (Allah’ın emirlerini yerinegetirmeye) çalış. Allah senin amelin(in sevabından hiçbir şeyi

157

Page 158: 50121318-Kutub-i-Sitte-nin-Ele�tirisi-ve-Kuran-a-Arz�-Ferec-Hudur.pdf

7/30/2019 50121318-Kutub-i-Sitte-nin-Ele�tirisi-ve-Kuran-a-Arz�-Ferec-Hudur.pdf

http://slidepdf.com/reader/full/50121318-kutub-i-sitte-nin-eletirisi-ve-kuran-a-arz-ferec-hudurpdf 158/606

zâyi etmeyecektir." buyurmuştur. (Ebû Dâvud, K.el-Cihâd(l5), Bâb 1 H.2477 C.9 S.437 Şamil 1989, diğer rivayetedenler, Buhâri, zekât 36, hibe 35, menakıb’ül-ensar 45, edep95; Müslim, imâre 87; Nesâi bey’at 11;)

Bu rivayette hicretin mecburi olmadığı rivayet edilmiştir.

207- Ya’la İbnu Ümeyye anlatıyor: “Fetih günü babamÜmeyye’yi getirip: “Ey Allah’ın Resûlü! Babamla hicret şartıüzere bey’at yap!"dedim. Ama O:

“onunla cihad etme şartı üzerine bey’at yaparım, artık hicret

sona ermiştir" cevabını verdi." (K.S.. 5778 C.16 S.202 Akçağ1993, alıntısı Nesâi, Bey’at 15,(7,145))

Bu rivayette ise hicretin sona erdiğini rivayet etmişlerdir.

208-. ... Maviye (b. Ebi Süfyan)dan; demiştir ki: Rasûlullah(s.a.)’ı; ‘tevbe (vakti) sona ermedikçe hicret (vakti) de sonaermez. Güneş battığı yerden doğmadıkça da tevbe sona

ermez"buyururken işittim. (Ebû Dâvud, K.el-Cihâd (15), Bâb2 H.2479 C.9 S.440 Şamil 1989, )

Bu rivayette de, hicretin sona ermediğini, hatta güneş batıdandoğmadıkça da sona ermeyeceğini tahdis etmeleri bir çelişkidir. Anlaşılan odur ki, esas maksatları hicret kavramını belirsiz ve tartışmalı hale getirmektir. Zira, hicretin İslamda

 büyük bir önemi vardır. Hicret, Allah’a en iyi şekilde kulluk etmek için, müsait olmayan bir mekandan, daha müsait bir mekana göçmek veya Müslümanların bir araya gelip toplumoluştura bilmelerinin ilk şartıdır. İşte bu kadar büyük önemiolan hicret kavramını belirsiz hale getirmek için müteadditrivayetler uydurmuşlardır. Bunlardan bir tanesi de,hicretin,Allah’ın yasakladığı şeyi terk etme manasında olduğunu iddia

ettikleri rivayettir, şöyle ki:

158

Page 159: 50121318-Kutub-i-Sitte-nin-Ele�tirisi-ve-Kuran-a-Arz�-Ferec-Hudur.pdf

7/30/2019 50121318-Kutub-i-Sitte-nin-Ele�tirisi-ve-Kuran-a-Arz�-Ferec-Hudur.pdf

http://slidepdf.com/reader/full/50121318-kutub-i-sitte-nin-eletirisi-ve-kuran-a-arz-ferec-hudurpdf 159/606

209- Abdullah İbnu Amr İbni’l-As (radıyallahu anh)hazretleri. Resûlullah (aleyhissalâtu vesselâm)’ın şöyledediğini rivayet etmiştir:

“Müslüman, diğer Müslümanların elinden ve dilinden zarar görmedikleri. Muhâcir de Allah’ın yasakladığı şeyi terk edendir. (K.S. 33 C.2 S.250 Akçağ 1988, alıntıları, Buhari,İman 4; Müslim, iman 64,(40); Ebû Dâvud, Cihâd 2,(2481); Nesâi, İman 9, (8,105))

Daha öncede belirttiğim gibi en sık kullandıkları yöntem, bir konu hakkında birbirlerine zıt ve çelişkili rivayetler 

uydurmaktır. Böylece, kavram ve konuları tartışmalı ve belirgin olmayan bir hale getirmeyi amaç edindikleri gibi,ortam ve duruma göre bu zıt rivayetlerden işlerine gelenikullanmaktır. Asırlardır, İslam Dini adına birçok ayrılıklarınmeydana gelmesi ve birçok tartışmaların yapılmasının anatemeli, bunların ortaya atmış oldukları bu kargaşa fitnesidir.

210-. ... Üsame b. Zeyd’den demiştir ki: Rasûlullah (s.a.) bizi bir seriyye olarak el-Hurakat (denilen kabileler) üzerinegönderdi. Onlar (bizim kendilerine yaklaşmakta olduğumuzu, bizim kendilerine saldırıya geçeceğimizi) hissederek kaçtılar (bunlardan) bir adama yetiştik. Biz üzerine çullanınca adam,“Lâ ilahe illallah (Allah’tan başka başka ilahyoktur)"deyiverdi. Biz ona, öldürünceye kadar (kılıçlarımızla) vurduk. Sonra bunu peygamber (s.a.)’eanlattım.

-”Kıyamet gününde (bu adamın söylediği) lâ ilahe illallah(kelimesi) karşısında senin için (yardımcı olabilecek) kimvardır?"buyurdu. Ben de:

Ey Allah’ın Resûlü o bunu ancak silah korkusuyla söyledi,

dedim.

-”Biri onun kalbini yarsaydın da (kalbinin) bu sözü korkudandolayı söyleyip söylemediğini (iyice bir) bilseydin. (Yarın)

159

Page 160: 50121318-Kutub-i-Sitte-nin-Ele�tirisi-ve-Kuran-a-Arz�-Ferec-Hudur.pdf

7/30/2019 50121318-Kutub-i-Sitte-nin-Ele�tirisi-ve-Kuran-a-Arz�-Ferec-Hudur.pdf

http://slidepdf.com/reader/full/50121318-kutub-i-sitte-nin-eletirisi-ve-kuran-a-arz-ferec-hudurpdf 160/606

kıyamet gününde “lâ ilâhe illallah"(sözü) karşısında seniniçin (yardımcı olabilecek) kim vardır?"buyurdu. Bu sözü(tekrar tekrar) söylemeye o kadar devam etti ki (daha önce)Müslüman olmayıp ta o gün Müslümanlığa (yeni) girmiş

olmamı arzu ettim. (Ebû Dâvud, K. El-Cihâd (15), Bâb 95H.2643 C.10 S.174 Şamil 1990, diğer rivayet edenler; Buhari,meğâzi 45, diyât 2; Müslim, imân 158; İbn Mâce, fiten 1: )

Bu rivayette, savaş anında, müşriklerin arasında bulunup takelimeyi tevhidi söyleyenin öldürülemeyeceğini tahdisetmişlerdir.

Birde şöyle rivayette bulundular;

211-. ... Cerir b. Abdillah’dan demiştir ki: Rasûlullah (s.a.)Hasemin kabilesine (baskın yapmak üzere) bir seriyyegönderdi. O kabileden bazı kimseler (Müslüman olduklarını belirtmek) için secde ederek korunma yoluna başvurdular. Bu(durum) onları öldürmeyi (daha da) hızlandırdı. (Cerir b.

Abdillah rivayetine devam ederek) dedi ki: DurumPeygamber (s.a.)’e ulaşınca onlar için yarım diyet(ödenmesini) emretti ve;

- “Ben müşrikler arasında ikamet eden her Müslüman’auzağım" buyurdu. ........... (Ebû Dâvûd, K.el-Cihâd (15), Bâb95 H.2645 S.178 C.10 Şamil 1990, diğer rivayet edenler,Tirmizi, siyer 41; Nesâi, kasâme 27.)

Bu rivayette ise, savaş anında müşriklerin arasında ikameteden Müslümanların öldürülebileceğini rivayet etmişlerdir.İki rivayet bir biriyle çelişkili olduğu gibi, son rivayet kendiiçinde çelişkilidir. Şöyle ki, Peygamber bu gibi kimselerdenuzak olduğunu belirtmişse, neden onlar için yarım da olsadiyet ödesin? Bu bir çelişkidir, ayrıca Kur’an’a

uymamaktadır. Bu konuda Kur’an’dan mealen:

- Her kim bir mümini kasden öldürürse onun cezâsı, içindeebedi kalmak üzere (gideceği) cehennemdir. Allah ona gazab

160

Page 161: 50121318-Kutub-i-Sitte-nin-Ele�tirisi-ve-Kuran-a-Arz�-Ferec-Hudur.pdf

7/30/2019 50121318-Kutub-i-Sitte-nin-Ele�tirisi-ve-Kuran-a-Arz�-Ferec-Hudur.pdf

http://slidepdf.com/reader/full/50121318-kutub-i-sitte-nin-eletirisi-ve-kuran-a-arz-ferec-hudurpdf 161/606

etmiş, lânet etmiş ve onun için büyük bir azâb hazırlamıştır.4/93

- Ey müminler, Allah yolunda savaşa çıktığınız zaman iyi

anlayın, dinleyin, size selâm verene, dünyâ hayâtının geçicimenfaatini gözeterek: “Sen mü’min değilsin!" demeyin.Çünkü Allah’ın yanında çok ganimetler vardır. Önceden sizde öyle idiniz, Allah size lütfetti. O halde iyice anlayın(dinleyin, peşin hüküm vermeyin). Çünkü Allahyaptıklarınızı haber almaktadır. 4/94

Görüldüğü gibi, kim bir mümini kasden yani müteammiden

katlederse, öldürenin cezası, Allah’ın gazabı ile lanetineuğramak ve büyük azab içerisinde cehennemde ebedikalmaktır.

212-....... Yahya (b.Main) Hz. Aişe’den naklen (şöyle)demiştir. (Müslümanlar, Bedir savaşına çıktıklarında) Bir müşrik Hz. Peygamberle birlikte savaşmak için yanına vardı.

(Hz. Peygamber de onun bu teklifini reddederek),

- “geri dön" dedi. (Hadisin bundan) sonra (ki kısmını Yahya b. Main ile Müseddet) aynı lafızlarla rivayet ettiler. (Bu ikiravinin ittifakla rivayet ettiklerine göre Hz. Peygamber omüşrike şöyle) buyurmuştur: - “ Biz bir müşrikten yardımistemeyiz." (Ebû Dâvud, K. El-Cihâd (15), Bâb 143 H. 2732s.343-344 Şamil 1990, diğer rivayet edenler Müslim, cihâd

142, 150; Tirmizi, siyer 10; İbn Mace, cihâd 27.

Bu rivayette, müslümanla müşriklerin savaşta ittifak edemeyeceğini rivayet etmişlerdir.

213-Zuhri anlatıyor: ”Resûlullah (Aleyhissalâtu vesselâm),kendisiyle birlikte savaşmış olan Yahudilerden bir gruba,

ganimetten pay ayırdı”. (K.S. 1107 C.5 S.194 Akçağ, alıntısı,Tirmizi, Siyer 10,(1558))

161

Page 162: 50121318-Kutub-i-Sitte-nin-Ele�tirisi-ve-Kuran-a-Arz�-Ferec-Hudur.pdf

7/30/2019 50121318-Kutub-i-Sitte-nin-Ele�tirisi-ve-Kuran-a-Arz�-Ferec-Hudur.pdf

http://slidepdf.com/reader/full/50121318-kutub-i-sitte-nin-eletirisi-ve-kuran-a-arz-ferec-hudurpdf 162/606

Bu rivayette, müşriklerle, Müslümanların ittifak edebileceğinirivayet etmekle çelişkiye düşmüşlerdir.

214-...Yezid İbn Hürmüz demiştir ki:

 Necdetü’l-Harûri, İbn Abbas’a (bir mektup) yazarak ona“Kadınlar Rasûlullah (s.a.)’le birlikte savaşa katılırlar mıydı?Rasûlullah (s.a.) onlara (ganimetten) bir pay ayırır mıydı?"diye sordu. (yezid b. Hürmüz rivayetine devamederek şunları) söyledi: ibn Abbas’ın Necdet’e (gönderdiği)mektubunu ben (bizzat kendi ellerimle ve şu şekilde)yazdım:”Kadınlar da Rasûlullah (s.a.)’la birlikte savaşa

katılırlardı. (ganimetlerden) pay (ayırmay)a gelince (işte bu)yoktu, fakat onlara razh (az bir miktar) verilirdi. (Ebû Dâvûd,K.el-Cihâd (15), Bâb 141 C.10 s.339 Şamil 1990.)

Bu rivayette kadınlara ganimetten pay verilmeyeceğini tahdisettiler.

215-...Haşrec b. Ziyad’ın baba annesi (Ümmü Ziyad el-Eşçiyye)nden demiştir ki; kendisi Rasûlullah (s.a.) ile birlikte(hayber savaşına katılan) altı kadının altıncısı olarak Hayber savaşına çıkmıştır. (Hz. Ümmü Ziyad sözlerine) şöyle devametti: Bizim de erkeklerle birlikte savaşa çıktığımız haber olarak Resûlullah (s.a.)’e erişince bize (emir) gönderip(yanına çağırdı) biz de (emre uyup huzuruna) vardık.Kendisinde öfke (alametleri) gördük. (Bu savaşa)

-”Kiminle ve kimin izniyle çıktınız?"dedi. Biz de “EyAllah’ın Resulü biz yün eğirerek (savaşa) çıktık. BununlaAllah yolunda hizmet edeceğiz. Ayrıca bizim yanımızdayaralıları (tedavi) için (birtakım) ilaçlar da var,(ganimetlerden) hisse alırız (halka buğday ve arpadanyapılmış) sevk (denilen bir şurup) içiririz" dedik. (Bu hadisi

Hz. Ümmü Ziyad ‘dan naklen haşrec, sözlerine devam ederek şunları) söyledi (Bu konuşmadan sonra) “Kadınlar kalktılar"(gittiler, Hz. Ümmü Ziyad sözlerine devam ederek bana)“Allah, peygamberine Hayber’in (kapılarını) açınca bize de

162

Page 163: 50121318-Kutub-i-Sitte-nin-Ele�tirisi-ve-Kuran-a-Arz�-Ferec-Hudur.pdf

7/30/2019 50121318-Kutub-i-Sitte-nin-Ele�tirisi-ve-Kuran-a-Arz�-Ferec-Hudur.pdf

http://slidepdf.com/reader/full/50121318-kutub-i-sitte-nin-eletirisi-ve-kuran-a-arz-ferec-hudurpdf 163/606

erkekler gibi (ganimetten) pay verdi" dedi. Ben de ona: “Eynineciğim (Hz. peygamberin size verdiği) bu şey ne idi?"dedim. “Hurma"(idi) diye cevap verdi. (Ebû Dâvûd, k.el-Cihâd (15), Bâb 141 C.10 s.340 H.2729 Şamil 1990)

Bu rivayette ise, evvelki rivayetin aksine, Kadınlaraganimetten erkekler gibi pay verilmesi gerekir demekleçelişkiye düşmüşlerdir.

Tahdis ettikleri bir rivayette, Peygamberin, Allah’tan üçdilekte bulunduğunu ve bu dileklerin içerik olarak.

1- Allah’ın Muhammed ümmetine kendi dışında bir düşmanmusallat etmemesini, dolayısıyla musallat edecekse kendiiçinden bir düşman musallat etmesini.

2- Allah’ın, Muhammed ümmetini toptan suda boğmamasını,dolayısıyla diğer helak şekilleri için talepte bulunmadığını.Örneğin, Peygamber, Allah’tan, toptan helak edici her türlüfelaketten korumasını isteye bilirdi.

3- Allah’tan, ümmetinin kendi aralarında savaşmamasınıtalep ettiğini ki, bu birinci şıktaki taleple çelişkilidir. Ayrıca,Allah’ın bu duayı red ettiğini de tahdis etmişlerdir.

Rivayet şu şekildedir:

216- Hz. Mu’âz İbnu Cebel radıyallahu anh anlatıyor: “Bir gün, Resûlullah aleyhissalâtu vesselâm, bir namaz kılmış venamazı çok uzatmıştı. Namazdan çıkınca biz: “Ey Allah’ınResûlü! Bu gün namazı çok uzattınız!"dedik. Şu açıklamayıyaptılar: “Ben bugün, bir ümit ve korku namazı kıldım. Ben(namazda) aziz ve celil olan Allah’tan ümmetim için üç şeytalep ettim. Allah bunlardan ikisini verdi, birini vermedi. BenAllah’tan ümmetime, kendileri dışında bir düşman musallat

etmemesini talep ettim, bu talebimi kabul etti. Allah’tanümmetimi (eski ümmetler gibi) toptan suda boğarak helak etmemesini talep ettim. Allah bunu da kabul etti. Allah’tan

163

Page 164: 50121318-Kutub-i-Sitte-nin-Ele�tirisi-ve-Kuran-a-Arz�-Ferec-Hudur.pdf

7/30/2019 50121318-Kutub-i-Sitte-nin-Ele�tirisi-ve-Kuran-a-Arz�-Ferec-Hudur.pdf

http://slidepdf.com/reader/full/50121318-kutub-i-sitte-nin-eletirisi-ve-kuran-a-arz-ferec-hudurpdf 164/606

ümmetimin kendi aralarında savaşmamalarını talep ettimAllah bunu reddetti."

(K.S. 7187 C.17 S.526 Akçağ 1993 alıntısı, İbn-i Mace

3950 )

Peygamberin, ümmeti için böyle bir duada bulunduğunuiddia etmek, hem peygambere bir iftira hem de İslamdüşmanlarının Müslümanlara olan kinlerinin açık bir göstergesidir. Hadis diye uydurdukları rivayette kendi içindeçelişkili olduğu gibi, gerçeklere de uymamaktadır, şöyle ki:Peygamber hem, Allah’tan ümmetinin yalnız kendi aralarında

savaşmalarını talep edecek (Zira kendi dışlarında bir düşmanmusallat etmemesini, Allah’tan istemesi kendi aralarındadüşman olabilirler manasını içermektedir). Buna rağmenüçüncü duasında kendi aralarında savaşmamaları yolundaduada bulunacak, bu bir çelişkidir. Diğer bir husus, birinciduanın kabul olunduğunu belirtmişlerdir, yani Muhammedümmetine dışından, Allah bir düşman musallat etmemek 

üzere duayı kabul etti diye belirtmişlerdir. Bu dua kabul olduise asırlardır Müslümanlara saldıran çeşit çeşit kafirlerinsaldırıları nasıl izah edilebilir. Peygamber bir dua kabul oldudediyse muhakkak kabul olmuştur. O zaman bu rivayet peygambere bir iftiradır.

Müslümanların dikkatini dış düşmanlardan çevirip, kendiiçlerinde, kendilerine döndürmeyi amaçlayan bu rivayetler.Müslümanların dışa karşı kendilerini savunmalarını kırmayıamaçlamaktadır. Bundan dolayı bir çok rivayet uydurmasıyla,şehitlik kavramını belirsiz hale getirmek için yoğun çabalaragirmişlerdir. Şöyle ki:

217- .... Cabir b. Atik(in Atik b. El-Harise) bildirdiğine göre,Rasûlullah (s.a.) (Bir gün) Abdullah b. Sabit’i hasta iken

ziyarete gelmiş te onu baygın bir halde bulmuş, bununüzerine Rasûlullah ona seslenmiş (fakat o baygın olduğu için)karşılık ver(e)memiş. Bunu üzerine Rasûlullah (s.a.)

164

Page 165: 50121318-Kutub-i-Sitte-nin-Ele�tirisi-ve-Kuran-a-Arz�-Ferec-Hudur.pdf

7/30/2019 50121318-Kutub-i-Sitte-nin-Ele�tirisi-ve-Kuran-a-Arz�-Ferec-Hudur.pdf

http://slidepdf.com/reader/full/50121318-kutub-i-sitte-nin-eletirisi-ve-kuran-a-arz-ferec-hudurpdf 165/606

“-İnalillahi ve inna ileyhi râci’un. Ey Ebu’r-Rabi biz(im)senin yanında (yapabilecek bir şeyimiz yok. Çünkü Allah’ınkaza ve kaderine) mağlup olduk" dedi. Bunun üzerinekadınlar feryad edip ağlaştılar. İbn Atik de onları susturmaya

çalıştı. Derken Rasûlullah (s.a.) “Onları(kendi hallerine) bırak. (Çünkü sesleri fazla çıkmıyor, Fakat vacib olunca)hiçbir kadın ağlamasın" buyurdu. (Orada bulunanlar) “EyAllah’ın Resûlü vacib olmak nedir?" dediler. “Ölmektir" buyurdu. (O sırada Abdullah b. Sabit’in) kız kardeşi (onunhakkında ey kardeşim):

“Ben senin şehit olacağını ümit ediyordum. Çünkü sen (ahiretiçin) gereken ihtiyaçlarını hazırlamıştın." diye söylenmeye başladı. Rasûlullah (s.a.) de

“-Aziz ve celil olan Allah ona niyeti ölçüsünde şehit sevabıverecektir. (buyurdu ve) siz neyi şehitlik sayıyorsunuz?" diyesordu. (Onlar da)

“-Allah yolunda katlolmayı" dediler. Rasûlullah (s.a.)’da.

“-Allah yolunda katlonunmaktan başka yedi (tane daha)şehitlik vardır. Taundan ölen şehittir. Boğularak ölen şehittir.İshalden ölen şehittir. Yanarak ölen şehittir. Göçük altındakalarak ölen şehittir. Doğum üzerine ölen şehittir." buyurdu.(Ebû Dâvûd, K. El-Cenaiz 73; Müslim, imare 164,165;Tirmizi, cenaiz 65; İbn-i Mace, Cihad 17, K.S.5431)

218- İbnu Abbâs radıyallahu anh anlatıyor: “Resûlullahaleyhissalâtu vesselâm buyurdular ki: “Gurbette ölmek şehitliktir." (K.S.6498 C.17 S.151 Akçağ 1993 alın tası İbn-iMace 1614).

219- Hz. Ebû Hureyre radıyallahu anh anlatıyor: “Resûlullah

aleyhissalâtu vesselâm buyurdular ki: “Kim hasta haldeölürse şehit olarak ölmüştür ve kabir azabından korunmuştur,sabah akşam cennetten rızıklandırılır." (K.S.6499 C.17 S.151Akçağ, alıntısı İbn-i Mace 1615.)

165

Page 166: 50121318-Kutub-i-Sitte-nin-Ele�tirisi-ve-Kuran-a-Arz�-Ferec-Hudur.pdf

7/30/2019 50121318-Kutub-i-Sitte-nin-Ele�tirisi-ve-Kuran-a-Arz�-Ferec-Hudur.pdf

http://slidepdf.com/reader/full/50121318-kutub-i-sitte-nin-eletirisi-ve-kuran-a-arz-ferec-hudurpdf 166/606

Görüldüğü gibi, şehitlik kavramını saptırmak için birçok hususları şehitlik olarak tanımlamışlardır. Öyle ki, İshaldenölen bir kimse için şehit dedikleri gibi, herhangi bir hastalıktan ölene de şehit demişlerdir.

Hatta gurbette ölmeye de şehitlik demişlerdir. Butanımlamalara göre, Müslüman olan bir kimsenin şehit olarak ölmemesi imkansız hale gelmiş olmaktadır, dolayısıylaMüslüman olarak ölen herkes şehittir iddiasındalar. Zirainsanlar ya bir kaza geçirerek veya hastalanarak, evinde veyagurbette ölmektedirler, hasta hane de ölme olayınırivayetlerine eklememelerinin nedeni, hasta hane diye bir şeyin varlığından pek haberdar olmamalarından olsa gerektir.Hal böyle olunca şehit olmak için, Allah yolunda savaşıp katlolunmanın mecburiyeti kalmamış olmaktadır. Bu iddiadaolanlara o zaman şunu sormak lazım, örneğin: alkol veyauyuşturucu alması nedeniyle veya zina edip zührevi hastalık kapan bir kimse bu hastalıktan öldüğünde, günah işlediğianda ölmesi de gerekmez, faraza altı aylık bir tedaviden sonra

ölürse şehit mi olmuş olmaktadır? Bu gibi iddialar,Kur’an’dan çok uzak iddialardır. Kur’an’da şehitlik konusunda şöyle denmektedir, mealen:

- Allah, müminlerin mallarını ve canlarını cennet kendilerininolmak üzere satın almıştır. Allah yolunda savaşırlar,katlederler ve katledilirler. Bu, Allah’ın üzerine bir borçtur.

Gerek Tevrat’ta, gerek İncil’de, gerek Kur’an’da (Allah,yolunda çarpışanlara cennet vereceğini vadetmiştir) Allah’tandaha çok ahdini yerine getiren kim olabilir? O halde O’nunlayaptığınız bu alışverişinizden ötürü sevinin. İşte bu,(gerçekten) büyük kurtuluştur. 9/111

Görüldüğü gibi, Allah’ın şehitlik vadi kendi yolundamallarıyla, canlarıyla savaşıp katlonunanlaradır. Yoksa

evinde ishalden ölenlere değildir.

220- Talha İbnu Ubeydullah radıyallahu anh anlatıyor: “Beli(kabilesinden) iki kişi Aleyhissalâtu vesselâm’ın yanına

166

Page 167: 50121318-Kutub-i-Sitte-nin-Ele�tirisi-ve-Kuran-a-Arz�-Ferec-Hudur.pdf

7/30/2019 50121318-Kutub-i-Sitte-nin-Ele�tirisi-ve-Kuran-a-Arz�-Ferec-Hudur.pdf

http://slidepdf.com/reader/full/50121318-kutub-i-sitte-nin-eletirisi-ve-kuran-a-arz-ferec-hudurpdf 167/606

geldiler. İkisi beraber Müslüman olmuştu. Biri gayretyönüyle diğerinden fazlaydı. Bu gayretli olanı, bir gazveyeiştirak etti ve şehit oldu. Öbürü, ondan sonra bir yıl dahayaşadı. Sonra o da öldü.”

Talha (devamla) der ki: “Ben rüyamda gördüm ki: “Bencennetin kapısının yanındaydım. Bir de baktım ki yanımda oiki zat vardır. Cennetten biri çıktı ve o iki kişiden sonradanölene (cennete girmesi için) izin verdi. Aynı vazifeli zat, bir müddet sonra yine çıktı, şehit olana da (içeri girme) izniverdi. Sonra, adam benim için geri geldi ve:

“Sen dön, senin cennete girme vaktin henüz gelmedi!"dedi.Sabah olunca Talha bu rüyayı halka anlattı. Herkes burüya(da şehit olan zâtın sonradan cennete girmesine) şaştı.Bu, Resûlullah’a kadar ulaştı, rüyayı ona anlattılar.(Dinledikten sonra) Aleyhissalâtu vesselâm:" Burada şaşacak ne var?" buyurdular. Halk: “Ey Allah’ın Resûlü!" Bu zat (diniçin) çalışmada öbüründen daha gayretli idi ve şehit de oldu.

Ama cennete öbürü ondan evvel girdi" dediler. Bununüzerine Resûlullah aleyhissalâtu vesselâm: “Berikisi ondansonra bir yıl hayatta kalmadı mı?" dedi.

“Evet!"dediler. Aleyhissalâtu vesselâm: “Ve o ramazan idrak edip oruç tutmadı mı, bir yıl boyu şu şu kadar namaz kılmadımı?" Halk yine: “Evet!" deyince, Resûlullah aleyhissalâtuvesselâm: “Şu halde ikisinin arasında bulunan mesâfe gök ileyer arasındaki mesafeden fazladır!" buyurdular. (K.S. 7173C.17 S.517 Akçağ 1993, alıntısı İbn-i Mace 3925.)

221- ... Ubeyd b. Halid es-Sülemi’den; demiştir ki:Rasûlullah (s.a.) iki adam arasında kardeşlik kurmuştu.Bunlardan biri (Allah yolunda) öldürüldü. Bir hafta ya dahaftaya yakın bir zaman sonra da öbürü öldü. Onun cenaze

namazını kıldık. Rasûlullah (s.a.) (bize onun hakkında)

“-Nasıl dua ettiniz?" diye sordu. Biz de;

167

Page 168: 50121318-Kutub-i-Sitte-nin-Ele�tirisi-ve-Kuran-a-Arz�-Ferec-Hudur.pdf

7/30/2019 50121318-Kutub-i-Sitte-nin-Ele�tirisi-ve-Kuran-a-Arz�-Ferec-Hudur.pdf

http://slidepdf.com/reader/full/50121318-kutub-i-sitte-nin-eletirisi-ve-kuran-a-arz-ferec-hudurpdf 168/606

-Ey Allah’ım! Onu bağışla ve kardeşi(nin derecesi)ne eriştir diye dua ettik. Bunun üzerine Rasûlullah (s.a.);

(ilk ölenin) namaz(lar)ından sonra (ikinci ölenin kıldığı)

namaz(lar), - (ilk ölenin) oruç(lar)ından sonra (ikincinintuttuğu) oruç(lar)ı - (ilk ölenin hayırlı) amel(ler)inden sonra(ikinci ölenin işlemiş olduğu hayırlı) amelleri nerede. İkisiarasında gök ve ile yerin arası kadar (fark) vardır."buyurdu.(Ebû Dâvûd, K. El-Cihâd (15), Bâb 27 H.2524 C.9 S.520,521Şamil 1988, diğer rivayet eden, Nesâi cenaiz 77.)

Bu rivayetlerle, Allah yolunda cihad etmeyenlerin, Cihad

eden ve şehit olanlardan daha üstün olduğunu iddia ettiler.Şehit olmayan, daha fazla namaz kılması, oruç tutması vesevaplar işlemesi halinde, bu amelleri dolayısıyla. Onunlaşehit olan arasında gök ile yerin arası kadar derece farkı var dediler. Bu uydurma rivayetlerle Müslümanları Allahyolunda cihattan caydırmak istedikleri açıktır.Söylediklerinin doğru olmadığıyla ilgili olarak, Kur’an’dan

mealen:

- Ey iman edenler, size ne oldu ki: “Allah yolunda toplucasavaşa çıkın! Dendiği zaman yere çakılıp kaldınız? Yoksaâhireti bırakıp ta dünya hayatına mı razı oldunuz? halbukidünya hayatının geçimi, ahiretin yanında pek azdır. 9/38

Görüldüğü gibi, topluca savaşa çıkıldığında, (sakatlık v.s.

Gibi mazereti olmadan) savaşa katılmamak demek, O kişinindünya hayatına razı olduğu ve ahiret hayatını kayıp ettiği,yani cehennemlik olduğu manasındadır. Böyle bir durumda,kıldığı namaz veya tuttuğu oruçlar onu Allah’ın azabındankurtaramaz.

Topluca savaşa çıkılmaya ihtiyaç olmayan durumlar da, yine,

Allah yolunda cihad edenler, etmeyenlerden üstündür, şöyleki, Kur’an’dan mealen:

168

Page 169: 50121318-Kutub-i-Sitte-nin-Ele�tirisi-ve-Kuran-a-Arz�-Ferec-Hudur.pdf

7/30/2019 50121318-Kutub-i-Sitte-nin-Ele�tirisi-ve-Kuran-a-Arz�-Ferec-Hudur.pdf

http://slidepdf.com/reader/full/50121318-kutub-i-sitte-nin-eletirisi-ve-kuran-a-arz-ferec-hudurpdf 169/606

- Müminlerden özürsüz olarak yerlerinde oturanlar ile,mallarıyla canlarıyla Allah yolunda cihad edenler bir olmaz.Allah, mallarıyla canlarıyla cihad edenleri, derece bakımından oturanlardan üstün kılmıştır. Gerçi Allah hepsine

de güzellik va’detmiştir ama mücahitleri, oturanlardan çok daha büyük ecirle üstün kılmıştır. 4/95

Bu itibarla uydurdukları rivayetler, Kur’an’a uygun olmayıp,asılları yoktur.

222-...Abdullah b. Amr’dan; demiştir ki: Bir adamPeygamber (s.a.)’e gelerek;

- Ey Allah’ın Resûlü ben cihada çıkabilir miyim? dedi.(Peygamber (s.a.)’de);

“- Senin annen baban var mı?" diye sordu. (O kimse de);

- Evet diye cevap verdi (Bunan üzerine peygamber);

“-Öyleyse onların hizmetinde (bulunarak) cihâd et!" buyurdu.(Ebû Dâvûd, K.el-Cihâd (15), Bâb 31 H.2529 C.10 S.8 Şamil1990, diğer rivayet edenler, Buhâri, cihâd 138, Edeb 3,Tirmizi cihâd 2; Müslim, birr 5.)

223- Hz. Aişe (radıyallahu anhâ) anlatıyor: “Ey Allah’ınResûlü, dedim, cihâdı amellerin en faziletlisi görüyoruz, biz

de cihâd etmeyelim mi?" Şu cevabı verdi:“Ancak, cihâdın en Efdal ve en güzeli hacc-ı mebrûrdur.Sonra şehirde kalmaktır”. Hz. Aişe der ki: “Bunu işittiktensonra haccı hiç bırakmadım. (Buhari, Hac 4, Cezâu’s-Sayd26, Cihâd 1; Nesâi, Hacc 4,(5,113); K.S. 1163 C.5 S.278Akçağ) (“Sonra şehirde kalmak" cümlesi Buhari’de yok.)

Bu iki rivayette de müminleri cihâd dan uzaklaştırmayı vecihâdın kavram olarak manasını karıştırmayıamaçlamışlardır, yoksa Hac ile Cihâd ayrı hususlardır, heleşehirde oturmanın ne Hacla nede Cihâd’la bir ilgisi yoktur.

169

Page 170: 50121318-Kutub-i-Sitte-nin-Ele�tirisi-ve-Kuran-a-Arz�-Ferec-Hudur.pdf

7/30/2019 50121318-Kutub-i-Sitte-nin-Ele�tirisi-ve-Kuran-a-Arz�-Ferec-Hudur.pdf

http://slidepdf.com/reader/full/50121318-kutub-i-sitte-nin-eletirisi-ve-kuran-a-arz-ferec-hudurpdf 170/606

Bu rivayetleri uydurmalarının esas amaçlarından biri deMüslümanların, kendi putperest toplumlarına karşısavaşmalarını engellemek içindir. Bu onların barışçıl,Müslümanların saldırgan olduğundan değildir, kendileri

saldırıp savaşa sebebiyet verdiklerinde karşılarında zayıf bir Müslüman ordu olmasını istemelerindendir, yoksa İslamdininde asla saldırganlık yoktur.

Müslümanların kendileriyle değil de, ehli kitaplasavaşmalarını teşvik için uydurdukları aşağıdaki rivayetkimlikleri açısından manidardır, Şöyle ki:

224-......... Sabit b. Kays Şemmas’dan; demiştir ki: ÜmmüHallad diye anılan bir kadın (yüzü) peçeli olarak Peygamber (s.a.)’e gelip şehit düşen oğlu(nun Allah yanındakidurumu)nu sordu. Peygamber (s.a.)’in (orada bulunan)Sahâbelerinden birisi (o kadına hitaben);

“-Oğlunu sormaya yüzün kapalı olarak mı geldin?" dedi. O

da;

- Oğlumu kaybettiysem de utanma duygumu hiçbir zamankaybetmeyeceğim, diye karşılık verdi. Bunun üzerineRasûlullah (s.a.);

“- Senin oğlun için iki şehit sevabı vardır" buyurdu. Kadın;

- Ya Rasûlullah bu niçindir? diye sordu. (Hz. Peygamber de)

“- Çünkü onu kitab ehli öldürdü" cevabını verdi. (Ebû Dâvûd,K.el-Cihâd (15), Bâb 8 C.9 H.2488 S.457 Şamil 1988.)

Evet, yüzünü örttü diye suçlanan bir şehit anası ve Ehli kitabkatletti diye, kendisine iki şehit sevabı verilen şehit iddiası,yani demek istiyorlar ki, Ehli kitapla savaşmak sevap

yönünden iki misli daha fazladır. Bu tür iddialar İslamdininden uzak iddialardır.

225- ............ İbn Ömer’den demiştir ki:

170

Page 171: 50121318-Kutub-i-Sitte-nin-Ele�tirisi-ve-Kuran-a-Arz�-Ferec-Hudur.pdf

7/30/2019 50121318-Kutub-i-Sitte-nin-Ele�tirisi-ve-Kuran-a-Arz�-Ferec-Hudur.pdf

http://slidepdf.com/reader/full/50121318-kutub-i-sitte-nin-eletirisi-ve-kuran-a-arz-ferec-hudurpdf 171/606

Rasûlullah (s.a.) mücahit ve atı için birisi kendisine ikisi deatına (olmak üzere ganimet mallarından) üç pay vermiştir.(Ebû Dâvûd K.el-Cihâd (15), Bâb 143 C.10 H.2733 S.345Şamil 1990, diğer rivayet edenler, Buhâri Cihad 51; Meğazi

38; Müslim Cihad 57; Tirmizi Siyer 6,8.)

226- ... (Ebû Umre’nin) babasından rivayet etmiştir ki: Bizdört kişi, yanımızda bir(er) atla Rasûlullah (s.a.)’in yanınagelmiştik. Bizden herkese bir hisse, her bir at için de iki hisseayırdı." (Ebû Dâvûd K.el-Cihad (15), Bâb 143 C.10 H.2734S.347 Şamil 1990)

227- Ümmü Harâm (radıyallahu anhâ) anlatıyor: “Resûlullah(aleyhissalâtu vesselâm) buyurdular ki: “Deniz tutmasısebebiyle (gemide) kusan kimseye şehit sevabı verilir.Boğularak ölene de iki şehit sevabı vardır”. (K.S. 1151 C.5S.260 Akçağ, alıntısı Ebû Dâvûd Cihad 10,(2493) )

Mücahidin atı, mücahit ten iki kat daha değerlidir ve deniz

tutmasından kusana bir şehit sevabı, boğularak ölene iki şehitsevabı verilir şeklinde uydurdukları rivayetlerin aslı olmayıp,hakaret kastıyla uydurulmuşlardır.

228-. ... Necde b. Nüfey’den; demiştir ki: İbn Abbas’a şu;

“Eğer topluca (savaşa) çıkmazsanız (Allah) size (acı bir şekilde) azab eder... (malindeki, Tevbe 39) âyeti sordum da;

- Onlardan yağmur kesildi. (Yağmur kesilmesi) onlarınazabıydı diye cevap verdi. (Ebû Dâvûd K.el-Cihad (15), Bab18 H.2506 S.489 Şamil 1988.)

Bu rivayette, topluca (seferberlik) savaşa katılmak istemeyenlere cesaret vermek için 9 Tevbe 39 da yapılantehdidi basit bir yağmur kesilmesi şeklinde göstermeyi

amaçlamışlardır.

Kur’an’da ise şöyle denmiştir, mealen:

171

Page 172: 50121318-Kutub-i-Sitte-nin-Ele�tirisi-ve-Kuran-a-Arz�-Ferec-Hudur.pdf

7/30/2019 50121318-Kutub-i-Sitte-nin-Ele�tirisi-ve-Kuran-a-Arz�-Ferec-Hudur.pdf

http://slidepdf.com/reader/full/50121318-kutub-i-sitte-nin-eletirisi-ve-kuran-a-arz-ferec-hudurpdf 172/606

- Ey iman edenler, size ne oldu ki: “Allah yolunda toplucasavaşa çıkın!"dendiği zaman yere çakılıp kaldınız? Yoksaâhireti bırakıp ta dünya hayatına mı razı oldunuz? Halbukidünya hayatının geçimi, ahiretin yanında pek azdır. 9/38

- Eğer topluca (savaşa) çıkmazsanız, (Allah) size acı (bir şekilde) azab eder ve yerinize sizden başka bir topluluk getirir. O’na hiçbir zarar veremezsiniz, Allah her şeyiyapabilendir. 9/39

Görüldüğü gibi, topluca yapılan savaşa (mazeretsiz)katılmayanlara yapılan tehdit. Dünya ve Ahirette

mahvolacakları şeklindedir. Bu itibarla yapmış olduklarırivayetin aslı yoktur.

Rivayet ettiler ki: “Facir veya büyük günahlar işleyen her emirin komutasında cihad etmek mecburidir. Bir kavmeİslam Dinini tebliğ etmeden ansızın saldırmak caizdir.Kuşatılan bir kale halkına isteseler bile, Allah’ın hükmü

uygulanamaz, kul hükmü uygulanır.”

Bu tür rivayetlerinin İslam Dininde yeri olmayıp,Peygambere karşı iftirada bulunmuşlardır. Böyleyapmalarının nedeni ise, Müslüman adı takınarak insanlarazulmen saldırdıklarında, bunun meşru bir hareket olduğuhususunda kendilerine gerekçe uydurmak içindir. Bu konudauydurdukları rivayet örnekleri:

229-. ... Ebû Hureyre (r.a.)’den; demiştir ki: Rasûlullah (s.a.)şöyle buyurdu:

“İyi olsun facir olsun her devlet reisi ile birlikte cihadüzerinize (düşen) kaçınılmaz bir görevdir.......... (Ebû DâvûdK.el-Cihâd (15), Bâb 34 C.10 H.2533 S.14 Şamil 1990.)

Facir yahut büyük günah işleyen kimselere itaat etmemek lazım olduğuna dair Kur’an’dan mealen:

172

Page 173: 50121318-Kutub-i-Sitte-nin-Ele�tirisi-ve-Kuran-a-Arz�-Ferec-Hudur.pdf

7/30/2019 50121318-Kutub-i-Sitte-nin-Ele�tirisi-ve-Kuran-a-Arz�-Ferec-Hudur.pdf

http://slidepdf.com/reader/full/50121318-kutub-i-sitte-nin-eletirisi-ve-kuran-a-arz-ferec-hudurpdf 173/606

- Rabb’inin hükmüne kadar sabret ve onlardan hiçbir günahkara, yahut hiçbir kafire itaat etme. 76/24

- Nefsini, sabah akşam rızasını isteyerek Rablarına

yalvaranlarla bir tut . Dünya hayatının süsüne kanarak gözlerini onlardan ayırma. Kalbini bizi zikretmekten gâfilkıldığımız kendi nefsinin arzusuna uyan ve işi aşırılık olankimseye itaat etme. 18/28

Görüldüğü gibi, İslâm da günahkara itaat etmek yasaktır.Onlarsa “Facir" kimseye itaate çağırıyorlar. Zira rivayetinArapça aslında itaat edilmeye çağırdıkları kimseyi “Facir"

olsa dahi diye belirtmişlerdir. Facir ler hakkında iseKur’an’da şöyle denmiştir, mealen:

- Şerefli katipler, 82/11

- Her yaptığınızı bilirler. 82/12

- İyiler mutlaka nimet içindedirler, 82/13

- Facirler de yakıcı ateş içindedirler, 82/14

- Ceza günü oraya girerler. 82/15

- Onlar oradan (hiçbir yere kaçıp) kaybolacak değillerdir.82/16

Facirler, Cehennemde ebedi kalacak olan büyük günah sahibikimselerdirler. Bunlar öyle kimselerdir ki, yer yüzünde fesatçıkarırlar.

Kur’an’dan mealen:

- Yoksa, iman edenleri ve salih amel işleyenleri, yeryüzündefesad çıkaranlar gibi mi tutacağız? Yahut ta Allah’tankorkanları facirler gibi mi tutacağız? 38/28

Görüldüğü gibi, “Facirler”, Allah’tan korkmayankimselerdirler. Allah’tan korkmayana ise itaat olmaz. Zira o

173

Page 174: 50121318-Kutub-i-Sitte-nin-Ele�tirisi-ve-Kuran-a-Arz�-Ferec-Hudur.pdf

7/30/2019 50121318-Kutub-i-Sitte-nin-Ele�tirisi-ve-Kuran-a-Arz�-Ferec-Hudur.pdf

http://slidepdf.com/reader/full/50121318-kutub-i-sitte-nin-eletirisi-ve-kuran-a-arz-ferec-hudurpdf 174/606

kimse zalimlik yapar. Zalime uymak zulme iştirak etmektir. Nûh peygamber, duasında “Facirlerle”, “Kafirleri" denk tutmuştu. Kur’an’dan mealen:

- Nûh dedi ki: “Rabb’im, yeryüzünde kafirlerden tek kişi bırakma," 71/26

- “Çünkü sen onları bırakırsan, kullarını saptırırlar; yalnızfacir, kafir (kimseler) doğururlar. 71/27

Bu itibarla uydurdukları rivayet Kur’an’a uygun olmayıp, buna göre bir mümin kimse bir facire itaat edemez.

230-. ... İbn Avn dedi ki: Ben Nâfi’ye bir mektup yazarak,ona harb den önce müşrikleri (İslama) davet etmeyi sordum,o da bana: “İslamın başlangıcında idi. (Nitekim daha sonrakitarihlerde) Allah’ın peygamberi Müstakil oğullarına, gafil bulundukları, hayvanlarının suya götürüldüğü bir sırada baskın yaptı. Savaşabilecek olanlarını öldürdü, zürriyetlerinide esir aldı. Haris’in kızı Cüveyriye’yi de o gün aldı. Buhadisi bana (o sırada) kendiside o ordunun içinde olan,Abdullah (b.Ömer) rivâyet etti, diye mektup yazdı. (EbûDâvûd, K.el-Cihâd (15), Bâb 91 H.2633 C.10 S.158-159Şamil 1990, diğer rivayet edenler, Buhari Itk 13; MüslimCihad 1.)

Bu rivayetleriyle İslam’dan haberi olmayan kimselere aniden

saldırı yapılabileceğini iddia etmişlerdir. halbuki değilİslam’dan haberi olmayana, haberi olup ta İslamı kabuletmemiş olan kimselere dahi, eğer kendileri savaşaçmamışlarsa, haksızcasına Müslümanlar onlara savaşaçamazlar. Kur’an’dan mealen:

- Sizinle savaşanlarla Allah yolunda savaşın; fakat haksız

yere saldırmayın, çünkü Allah haksız yere saldıranlarısevmez. 2/190

174

Page 175: 50121318-Kutub-i-Sitte-nin-Ele�tirisi-ve-Kuran-a-Arz�-Ferec-Hudur.pdf

7/30/2019 50121318-Kutub-i-Sitte-nin-Ele�tirisi-ve-Kuran-a-Arz�-Ferec-Hudur.pdf

http://slidepdf.com/reader/full/50121318-kutub-i-sitte-nin-eletirisi-ve-kuran-a-arz-ferec-hudurpdf 175/606

Hatta, Müslümanlığı kabul etmemiş olanlar savaş istemeyip, barışa yanaşırlarsa, Müslümanlar da barışa yanaşmak zorundadırlar.

Kur’an’dan mealen:

- Eğer onlar barışa yanaşırlarsa sen de yanaş ve Allah’adayan, çünkü O, işitendir bilendir. 8/61

Görüldüğü gibi hiçbir kavme, Müslümanlar haksız yeresaldırıda bulunamazlar, hatta barış taraftarı olmak zorundadırlar. Bu itibarla uydurmuş oldukları rivayetin aslı

yoktur.

Kendileri de bu rivayetlerini yalanlayan bir rivayetuydurdular. Fakat bu rivayetin sonunda, Allah’ın hükmüyerine kul hükmü uygulanması gerektiğini iddia ederek,kendi nefisleri üzerine kafir olduklarına şahitlik ettiler. Zira,Kur’an öğretisine göre Allah’ın indirdiğiyle hükmetmeyenler kafirlerin ta kendileridir.

Bu husustaki rivayetleri şöyledir:

231-. ... Süleyman b. Büreyde babası (bireyde) den; şöyledemiştir: Rasûlullah bir seriyenin yahut da bir ordunun başına bir kumandan gönderdiği zaman ona kendi nefsi hakkındaAllah’tan korkmayı, (yine ona) yanında bulunan

Müslümanlar hakkında hayrı tavsiye eder ve (şöyle) buyururdu:

“Müşriklerden olan düşman(lar)ınla karşılaştığınız zaman,onlara şu üç yoldan birine çağırınız. Bunlardan hangisindesana icabet ederlerse onu kabul et ve kendilerini bırak. Onları(önce) İslam’a çağır, eğer icabet ederlerse (bunu) onlardankabul et ve kendilerini (serbest) bırak. Sonra onları

ülkelerinden muhacirlerin ülkesine göçe davet et ve bunuyaptıkları takdirde, muhacirler için (tanınmış) olan (haklar)ınonlar için de (tanınacağını) muhacirlerin üzerine (getirilmiş)

175

Page 176: 50121318-Kutub-i-Sitte-nin-Ele�tirisi-ve-Kuran-a-Arz�-Ferec-Hudur.pdf

7/30/2019 50121318-Kutub-i-Sitte-nin-Ele�tirisi-ve-Kuran-a-Arz�-Ferec-Hudur.pdf

http://slidepdf.com/reader/full/50121318-kutub-i-sitte-nin-eletirisi-ve-kuran-a-arz-ferec-hudurpdf 176/606

olan (yükümlülükler)in onların hakkında da (geçerli)olduğunu kendilerine bildir. Eğer (bunu) kabule yanaşmazlar da kendi yurtlarını tercih ederlerse, onlara Müslüman bedeviler gibi olacaklarını, kendilerine Allah’ın müminler 

üzerine cereyan eden hükmünün uygulanacağını,Müslümanlarla birlikte cihad etmeleri dışında harac veganimetten hiçbir hisselerinin olamayacağını bildir. Eğer İslâmı kabul etmezlerse onları cizye vermeye çağır. Eğer  buna yanaşırlarsa (bunu) onlardan kabul ve kendilerini(serbest) bırak. Eğer kabul etmezler artık Allah’tan yardımdileyip onlarla savaş, eğer bir kale halkını kuşattığında

senden kendilerine, Allah’ın hükmünü uygulamanı isterlerse(bunu) onlara uygulama. Çünkü siz Allah’ın onlar hakkındakihükmünün ne olduğunu bilemezsiniz. Yalnız onlara kendihükmünüzü uygulayınız. Sonra onlar hakkında dilediğinizhükmü veriniz."(Ebû Dâvûd, k.el-Cihad (15), Bâb 82 H.2612C.10 S.122-123 Şamil, diğer rivayet edenler, Müslim, Cihad3; Tirmizi, siyer 47; İbn Mâce, 38.)

İslamın başlangıcında, peygamberin başında olmadığı bir ordu teşekkülü mümkün olmadığından, bu rivayet Medinedönemi veya Medine döneminin Mekke’nin fethinden sonraki dönemiyle ilgili olarak uyduruluştur. Hal böyle oluncamüşrikleri üç yoldan birine çağırmak nasıl şart olur. Örneğinyeni bir ülke İslam topraklarına katılırsa ve halkıMüslümanlığı kabul ederse niçin ve nereye göç ettirmek 

mümkün olur. Göç veya başka bir ifadeyle hicret, şartlarınzorlamasıyla İslamın yaşanmasına uygun olmayan yerdenuygun yere veya İslam toplumu oluşturmak amaçlı bir olayiçin bir yerden uygun bir yere gitmektir. Yoksa sırf hicret içinhicret değildir. İslama ait bir toprak içerisinde hicretin manasınedir? Bir evvel ki rivayette tebliğsiz ani saldırıyı meşrukabul etmişlerdi. 231 no.lu örnekteki rivayette üç şart vardır 

diye rivayette bulunmaları bir çelişkidir.

Hüküm konusunda ki iddialarına gelince, bu da Kur’an’auymamaktadır. Zira İslam’da hüküm yalnız ve yalnız Allah’a

176

Page 177: 50121318-Kutub-i-Sitte-nin-Ele�tirisi-ve-Kuran-a-Arz�-Ferec-Hudur.pdf

7/30/2019 50121318-Kutub-i-Sitte-nin-Ele�tirisi-ve-Kuran-a-Arz�-Ferec-Hudur.pdf

http://slidepdf.com/reader/full/50121318-kutub-i-sitte-nin-eletirisi-ve-kuran-a-arz-ferec-hudurpdf 177/606

aittir; Allah’tan başkası hüküm koyamaz, bundan dolayı kulhükmü uygulanır diye bir şey İslam da mümkün değildir. Bukonuda Kur’an’dan mealen:

- O, kendisinden başka ilâh olmayan Allah’tır. İlkte de, sondada (dünyada da, ahirette de) hamd O’na mahsustur; Hükümde O’nundur ve O’na döndürüleceksiniz. 28/70

- Aralarında Allah’ın indirdiğiyle hükmet, onların keyiflerineuyma ve onların, Allah’ın indirdiği şeylerin bir kısmındanseni şaşırtmalarından sakın! Eğer dönerlerse bil ki Allah, bazıgünahları yüzünden onları felakete uğratmak istiyor 

olmasındandır. Zaten insanların çoğu yoldan çıkmışlardır.5/49

- Gerçekten Tevrat’ı biz indirdik, onda yol gösterme ve nûr vardır. (Allah’a) teslim olmuş peygamberler, onunlaYahudilere hüküm verirlerdi, Rablerine teslim olmuş, bilginler de Allah’ın kitabından elde mahfuz kalanla

hükmederlerdi. Tevrat’a Şahid tiler. O halde insanlardankorkmayın, benden korkun, Ayetlerimi az bir fiyata satmayın(Ve bilin ki) kim Allah’ın indirdiğiyle hükmetmezse, işteonlar kafirlerin ta kendileridir. 5/44

Görüldüğü gibi, Kur’an öğretisine göre hüküm ancak veancak Allah’a aittir. İslam dinine göre, Allah’tan başka kimsehüküm koyamaz ve Allah’ın indirdiği hükümlerle

hükmetmek mecburidir. Aksi ni yapanlar Kur’an’da kafirlerinta kendileri olarak tanımlanmışlardır. Hal böyle olunca,Allah’ın hükmüyle değil, kendi hükmünle hükmet diyerivayet uydurmak apaçık küfürdür.

CENNETLİKLER VE CEHENNEMLİKLER HAKKINDA

UYDURDUKLARI RİVAYET ÖRNEKLERİ232-........... Ebû Zerr (R) şöyle demiştir: Rasûlullah (S):“Bana Rabb’ım tarafından gelen (Cibril) geldi de:

177

Page 178: 50121318-Kutub-i-Sitte-nin-Ele�tirisi-ve-Kuran-a-Arz�-Ferec-Hudur.pdf

7/30/2019 50121318-Kutub-i-Sitte-nin-Ele�tirisi-ve-Kuran-a-Arz�-Ferec-Hudur.pdf

http://slidepdf.com/reader/full/50121318-kutub-i-sitte-nin-eletirisi-ve-kuran-a-arz-ferec-hudurpdf 178/606

Ümmetimden her kim Allah’a hiçbir şeyi ortak tanımayarak ölürse, o kimse cennete girer, diye haber verdi -veyâ bununla beni müjdeledi-"buyurdu. Ben:

- (Yâ Rasûlullah!) O adam zinâ ettiği ve hırsızlık yaptığıtakdirde de (yine cennete girer) mi? dedim.

- “(Evet) zinâ ettiği ve hırsızlık yaptığı takdirde de" (Buhâri,Kitâbu’l-Cenâiz 1 C.3 S.1174 Ötüken 1987.)

233-.............. Abdullah ibn Mes’ûd (R) şöyle demiştir:Rasûlullah (S): “Allah’a bir şeyi ortak sayarak ölen kimse

cehenneme girer" buyurdu. Ben de: Allah’a hiçbir şeyi ortak kılmayarak ölen kimse cennete girer, dedim. (Buhâri,Kitabu’l-Cenâiz 2 C.3 S.1175 Ötüken 1987)

234- Hz. Câbir (radıyallahu anh) anlatıyor: “Resûlullah(aleyhissalâtu vesselâm) buyurdular ki:

“Beni gören veya beni göreni gören bir Müslüman’a ateş

değmeyecektir. (K.S.4364 C.12 S.242 Akçağ, alıntısı Tirmizi,Menâkıb, (3857))

Bu tür rivayetlerle, bir kimsenin yalnız iman etmişolmasından dolayı cennete gireceğini, kesinlikle cehennemegirmeyeceğini iddia etmişlerdir. Böylece Müslümanlaşın iyiveya kötü amel işlemiş olmalarının önemi yoktur demekle,

Müslümanlar arasında fesadın yayılmasını amaçlamışlardır.Bunun yetinmeyerek bu rivayetlerine ters düşen başkarivayetler uydurmak suretiyle, iyi ve kötü amel kavramlarını belirsiz hale getirmek ve Müslümanları bu konuda şaşkın bir duruma sokmak için çaba harcamışlardır. Zaten onların anametodu kavramları bozabilmek için bir konu hakkındaçelişkili rivayetler uydurmaktır.

Allah’ın affıyla umutlandırmak suretiyle, insanları dinigörevlerinden uzaklaştırmak isteyenlere karşı Allah,Kur’an’da şöyle demektedir, mealen:

178

Page 179: 50121318-Kutub-i-Sitte-nin-Ele�tirisi-ve-Kuran-a-Arz�-Ferec-Hudur.pdf

7/30/2019 50121318-Kutub-i-Sitte-nin-Ele�tirisi-ve-Kuran-a-Arz�-Ferec-Hudur.pdf

http://slidepdf.com/reader/full/50121318-kutub-i-sitte-nin-eletirisi-ve-kuran-a-arz-ferec-hudurpdf 179/606

- Ey insanlar! Rabb’inize karşı gelmekten sakının. Ne babanın evladı, ne evladın babası için bir şey ödeyemeyeceğigünden çekinin. Bilin ki, Allah’ın va’di haktır. Sakın dünyahayatı sizi aldatmasın ve aldatıcı (şeytan), Allah’ın affına

güvendirerek sizi aldatmasın. 31/33

- Ey insanlar, Allah’ın va’di gerçektir, sakın dünya hayatı sizialdatmasın ve o aldatıcı (şeytan), Allah(ın affınagüvendirmek sûreti) ile sizi aldatmasın. 35/5

Görüldüğü gibi, Allah, şirk koşmayan herkesi ne kadar kötüamel işlemiş olursa olsun muhakkak affedecek demek şeytan

aldatmasıdır.

Allah’ın, her şirk koşmamış olanı muhakkak bağışlayacağımdiye verilmiş bir sözü yoktur. Ancak şirk işlemiş olanlar hariçolmak üzere, istediklerimin günahını bağışlarım demiştir.Şöyle ki, Kur’an’dan mealen:

- Allah, kendisine ortak koşulmasını asla bağışlamaz; bundan başkasını dilediği kimse için bağışlar. Allah’a ortak koşankimse büyük bir günah (ile) iftira etmiş olur. 4/48

- Allah, kendisine ortak koşulmasını bağışlamaz, bundan başka her şeyi dilediğine bağışlar. Allah’a ortak koşan dauzak bir sapıklığa düşmüştür. 4/116

Görüldüğü gibi, Allah her şirk koşmayanın değil de, şirk koşmayanlardan dilediğinin günahını bağışlayacağını va’detmiştir.

- De ki: “Ey nefislerine karşı aşırı giden kullarım, Allah’ınrahmetinden ümit kesmeyin, Allah bütün günahları bağışlar.Çünkü O, çok bağışlayan, çok esirgeyendir." 39/53

- “Size azab gelip çatmadan Rabb’inize dönün, O’na teslimolun. Sonra size yardım edilmez." 39/54

179

Page 180: 50121318-Kutub-i-Sitte-nin-Ele�tirisi-ve-Kuran-a-Arz�-Ferec-Hudur.pdf

7/30/2019 50121318-Kutub-i-Sitte-nin-Ele�tirisi-ve-Kuran-a-Arz�-Ferec-Hudur.pdf

http://slidepdf.com/reader/full/50121318-kutub-i-sitte-nin-eletirisi-ve-kuran-a-arz-ferec-hudurpdf 180/606

- “Ansızın ve hiç farkına varmadığınız bir sırada, size azabgelmezden önce Rabb’inizden size indirilenin en güzeline(Kur’an’a) uyun." 39/55

Evet, görüldüğü gibi, Allah’ın af vadine muhatap olanzümreden olmak için, Allah’a dönülüp teslim olunacak.Bunun içinde Kur’an’a uymak şarttır. Yani kişi yaşantısınıKur’an’a göre düzenleyecektir. Yoksa, Kur’an’da gösterilenyolu boş verip günahlara dalarak, Allah’ın rahmetini ummak  boş bir hayaldir. Böyle bir iddiada bulunan ancak Kur’an ilealay etmiş olur ki, kendisi kaybeder. Şöyle ki, yukarıdamealleri yazılı ayetlerin devamında; mealen:

- Ki nefisler demesin: “Allah’tan yana yaptığımeksikliklerden dolayı bana yazıklar olsun! Ben gerçekten(Kur’an ile) alay edenlerden idim." 39/56

Kim günaha batarsa, o mahv olmuştur. Cehennemde ebedikalacaktır. Kurtulanlar ise inanıp yararlı iş işleyenlerdir,

onlarda Cennette ebedi kalacaklardır. Şöyle ki, Kur’an’danmealen:

- Evet kim bir günah kazanır da suçu kendisini kuşatmışolursa işte onlar, ateş (cehennem) halkıdır, orada ebedikalacaklardır. 2/81

- İman edip yararlı iş yapanlara gelince onlar da cennet

halkıdır, orada ebedi kalacaklardır. 2/82

Kur’an’da hal böyleyken, buna rağmen şu rivayetiuydurdular:

235- Hz. Ebu Hüreyre (radıyallahu anh) anlatıyor:"Resûlullah ((aleyhissalâtu vesselâm) buyurdular ki:“Mü’min, Allah indindeki ukûbeti bilseydi, cennetten

ümidini keserdi. Eğer kafir Allah’ın rahmetini bilse idi,cennetten ümidini kesmezdi”. (K.S.1682 C.6 S.355 Akçağ

180

Page 181: 50121318-Kutub-i-Sitte-nin-Ele�tirisi-ve-Kuran-a-Arz�-Ferec-Hudur.pdf

7/30/2019 50121318-Kutub-i-Sitte-nin-Ele�tirisi-ve-Kuran-a-Arz�-Ferec-Hudur.pdf

http://slidepdf.com/reader/full/50121318-kutub-i-sitte-nin-eletirisi-ve-kuran-a-arz-ferec-hudurpdf 181/606

1989, alıntısı Müslim Tevbe 23, (2755); Tirmizi Da’avât 108,(3536))

Böylece, Müminleri Allah’ın rahmetini ummaktan dışladılar,

kafirlerin ise cennete girebileceğini imâ ettiler. Zira, ümitkesmemek bir ihtimal varsa mümkündür. İhtimal olmasıhalinde kafirlerinde cennete gire bilmesi mümkün demektir.Bu ise Kur’an’a uymayan bir iddiadır. Rahmet edilecek olanlar konusunda Kur’an’dan mealen:

- İşte bu (Kur’an) bizim indirdiğimiz mübarek bir kitaptır.O’na uyun ve Allah’tan korkun ki size merhamet edilsin.

6/155

İslam Dinine göre kafirler, Allah’tan korkmadıkları gibi,Kur’an’a da uymazlar. Bu itibarla Allah’ın rahmetiniummaya hakları yoktur, Kur’an’dan mealen:

- Allah’ın ayetlerini ve O’na kavuşmayı inkâr edenle -İşteonlar- benim rahmetimden ümitlerini kesmişlerdir ve onlar için acıklı bir azap vardır. 29/23

236- Bir diğer rivayette: “Kalbinde hardal tanesi kadar iman bulunan bir kimse cehenneme girmez. Kalbinde hardal tanesikadar kibir bulunan kimse de cennete girmez." (K.S. 5219C.15 S.24 Akçağ 1992 alıntısı, Müslim iman 147; Ebû DâvûdEdep 29,(4091); Tirmizi Birr 61, (1999))

237-.......Bize Ebû Avâne, Abdurrahmân İbnu’z-Esbahâni’-den; o da Ebû Sâlih Zekvân’dan; o da Ebû Said (R)’den şöyletahdis etti........

Resûlullah, kadınlara:

- “İçinizden hiçbir kadın yoktur ki, çocuklarından üç tânesini

âhirete kendisinden önce yollasın da bunlar cehenneme karşıonun için bir perde olmasın!"buyurdu.

Bunun üzerine kadınlardan biri:

181

Page 182: 50121318-Kutub-i-Sitte-nin-Ele�tirisi-ve-Kuran-a-Arz�-Ferec-Hudur.pdf

7/30/2019 50121318-Kutub-i-Sitte-nin-Ele�tirisi-ve-Kuran-a-Arz�-Ferec-Hudur.pdf

http://slidepdf.com/reader/full/50121318-kutub-i-sitte-nin-eletirisi-ve-kuran-a-arz-ferec-hudurpdf 182/606

- Yâ Rasûlullah! İki tânesi de öylemi? Dedi.

Ebû Said: Kadın “İki tâne" sözünü iki defa tekrar etti, dedi.Sonra Rasûlullah üç kere tekrar ederek:

- “İki tâne de, iki tâne de, iki tâne de öyledir" buyurdu.(Buhari, Kitâbu’l-İ’tisam bi’l-Kitâbi ve’s-Sünneti 41 C.16S.7194 Ötüken 1989)

Bu tür rivayetlerle, Müslüman olsun, kafir olsun herkesincennete gireceğini çokça iddia ve insanlara umut verdiler. Butür rivayetlerini dikkate almadan da şu rivayetlerde

 bulundular.

238- Ebu’d-Derdâ radıyallahu anh anlatıyor: “Resûlullahaleyhissalâtu vesselâm buyurdular ki:

“Kim namazı kılar, zekatı verir ve Allah’a hiçbir şeyi şirk koşmadan ölürse, ona mağfiret etmek Allah üzerine bir hak olur. Hicret etse veya doğduğu yerde ölse de!"..........

(K.S.4662 C.13 S.243 Akçağ 1992 alıntısı, Nesâi, Cihâd 18,(6,20))

Bu rivayette, genelleme dışına çıkarak, namaz kılma ve zekatverme ile şirk koşmamayı şart saydılar. Yalnız bu rivayetteiçerik olarak asıl amaçları hicret etmeyi önemsizgöstermektir. hal bu ki, Kur’an’da gerektiğinde gücü yetip te

hicret etmeyenler hakkında şöyle denmiştir, mealen:

- Kendilerine yazık eden kimselere melekler, canlarınıalırken: “Ne işde idiniz" dediler. Bunlar:

“Biz yeryüzünde çaresizdik" diye cevap verdiler. Melekler de: “Allah’ın yeri geniş değilmiydi? Hicret etseydinizya!"dediler. İşte onların barınağı cehennemdir; orası ne kötü

 bir gidiş(yeri)dir. 4/97

182

Page 183: 50121318-Kutub-i-Sitte-nin-Ele�tirisi-ve-Kuran-a-Arz�-Ferec-Hudur.pdf

7/30/2019 50121318-Kutub-i-Sitte-nin-Ele�tirisi-ve-Kuran-a-Arz�-Ferec-Hudur.pdf

http://slidepdf.com/reader/full/50121318-kutub-i-sitte-nin-eletirisi-ve-kuran-a-arz-ferec-hudurpdf 183/606

- Erkekler, kadınlar ve çocuklardan (gerçekten) âciz oluphiçbir çareye gücü yetmeyenler, hiçbir yol bulamayanlar müstesnadır. 4/98

Demek ki, hicret etmek, iddia ettikleri gibi keyfe bağlı bir olay değildir. İslam da, hicretin şartları oluştuğunda, gücüolup ta aksine davrananların barınağı cehennemdir.

238/A - Ebu Miczel rahimehullah anlatıyor: “Hz. Muâviyeradıyallahu anh, İbnu’z-Zübeyr ve İbnu Amir (radıyallahuanhüm)’in yanlarına geldi. İbnu Âmir ayağa kalktı, İbnu’z-Zübeyr oturdu (kalkmadı). Hz. Muâviye radıyallahu anh,

İbnu Âmir’e:

“Otur, zira Resulullah (aleyhissalâtu vesselam)’ın:“İnsanların kendisi için ayağa kalkmalarından hoşlanankimse ateşteki yerini hazırlasın" buyurduğunu işittim" dedi."(K.S. 3320 C.10 S.116 Akçağ 1990, alıntıları Ebû Dâvûd,Edeb 165, (5229); Tirmizi, Edeb 13, (2756))

239- Nesâi’nin bir rivayetinde Resûlullah şöyle buyurmuştur:

“Üç kişi vardır, cennete girmeyecektir: Anne babasınınhukukuna riayet etmeyen kimse; içki düşkünü olan kimse;verdiğini başa kakan kimse."(K.S. 5876 C.16 S.348 Akçağ1993, alıntısı Nesâi, Zekat 69, (5,81))

240- Hz. Enes radıyallahu anh anlatıyor: “Bir adam ölmüştü,diğer biri, Rasûlullah aleyhissalâtu vesselâm’ın işiteceğişekilde onun için şöyle söyledi: “Cennet mübarek olsun!"Resûlullah aleyhissalâtu vesselâm sordu:

“Nereden biliyorsun? Belki de o mâlâyâni (lüzumsuz, boş)konuştu veya kendisini zengin kılmayacak bir miktardacimrilik etti!" (K.S. 5912 C.16 S.377 Akçağ, alıntısı Tirmizi,

Zühd 11. (2217))

183

Page 184: 50121318-Kutub-i-Sitte-nin-Ele�tirisi-ve-Kuran-a-Arz�-Ferec-Hudur.pdf

7/30/2019 50121318-Kutub-i-Sitte-nin-Ele�tirisi-ve-Kuran-a-Arz�-Ferec-Hudur.pdf

http://slidepdf.com/reader/full/50121318-kutub-i-sitte-nin-eletirisi-ve-kuran-a-arz-ferec-hudurpdf 184/606

241- Ebû Dâvûd’da Hârise radıyallahu anhtan gelen bir rivayette, Resûlullah aleyhissalâtu vesselâm şöyle buyurmuştur:

“Cennete ne zengin cimri, ne de kaba merhametsiz girer."(K.S. 5142 C.14 S.458 Akçağ 1992, alıntısı Ebû Dâvûd, Edeb8, (4801))

242- Hz. Huzeyfe radıyallahu anh anlatıyor: “Resûlullah(aleyhissalâtu vesselâm) buyurdular ki: “Kattat (söz taşıyan)cennete girmeyecektir.”

Müslim’in rivayetinde “nenmâm cennete girmeyecektir"şeklinde gelmiştir. (K.S. 4328 C.12 S.128 Akçağ, alıntıları,Buhari, Edeb 50, Müslim, İman 169,(105); Ebû Dâvûd, Edeb38,(4771); Tirmizi, birr 79,(2027))

243- Hz. Câbir ve Hz. Ebu Hüreyre (radıyallahu anhümâ)anlatıyor:

Resulullah (aleyhissalâtu vesselâm) buyurdular ki:

“Ne fâsık ne de mücâhir (günahı açıktan işleyen) kimse içinsöylenen gıybet sayılmaz. Mücâhir olan hariç, bütünümmetim affa mazhar olmuştur." (K.S. 4327 C.12 S.126Akçağ, alıntısı Müslim, Zühd 52(2290), Buhari’de ikincikısım mevcuttur Edep 60.)

Günahı gizli işlemek şartıyla ne yapılırsa yapılsınaffedilmiştir diyorlar. Bu da Allah’ın görmesi mühimdeğildir, yeter ki kullar görmesin manasındadır. hal bu ki,insanlardan gizlenip Allah’tan utanmayanlar hakkındaKur’an’da şöyle denmiştir, mealen:

- Kendilerine hâinlik edenleri savunma; zira Allah, daima

hainlik yapıp günah işleyen kimseleri sevmez! 4/107

- (Kötü fiillerini) insanlardan gizliyorlar da Allah’tangizlemiyorlar. Oysa geceleyin O’nun istemediği şeyi

184

Page 185: 50121318-Kutub-i-Sitte-nin-Ele�tirisi-ve-Kuran-a-Arz�-Ferec-Hudur.pdf

7/30/2019 50121318-Kutub-i-Sitte-nin-Ele�tirisi-ve-Kuran-a-Arz�-Ferec-Hudur.pdf

http://slidepdf.com/reader/full/50121318-kutub-i-sitte-nin-eletirisi-ve-kuran-a-arz-ferec-hudurpdf 185/606

kurarlarken O, onlarla berâberdir. Allah, onların yaptıklarıher şeyi kuşatmıştır (Hiçbir şeyi O’ndan gizleyemezler).4/108

- Haydi siz dünya hayatında onları savundunuz (diyelim); yakıyamet günü onları Allah’a karşı kim savunacak, ya da kimonlara vekil olacak? 4/109

Demek ki bu rivayetleri de Kur’an’a uymayan boş iddiadır.

244- Ebu Osmân en-Nehdi anlatıyor: “Sa’d İbnu Ebi Vakkâsradıyallahu anh’ı dinledim. Demiştir ki: Resûlullah

aleyhissalâtu vesselâm buyurdular ki:

“İslâm’da bir kimse asıl babası varken bir başkasının babasıolduğunu söylerse ve bu iddiasını da o kimsenin babasıolmadığını bilerek yaparsa, cennet ona haramdır." (K.S. 5323C.15 S.122 Akçağ, alıntıları Buhari, Ferâiz 29, Megâzi 56;Müslim İman 114,(63); Ebû Dâvûd, Edeb 119,(5113))

245- Ebu’d-Derdâ radıyallahu anh anlatıyor: “Resûlullahaleyhissalâtu vesselâm buyurdular ki: “İçki müptelası cennetegiremez." (K.S. 7004 C.17 S.432 Akçağ 1993, alıntısı İbn-iMaca 3376.)

246- Ebu Bekr es-Sıddık radıyallahu anh anlatıyor:“Resûlullah aleyhissalâtu vesselâm buyurdular ki:

“Mü’mine zarar veren veya hile yapan melûndur." (K.S. 5886C.16 S.358 Akçağ, alıntısı Tirmizi Birr 27, (1942))

Görüldüğü gibi bu konuda örneğini vermiş olduğum ilk hadisörneklerinde, Müslüman olan herkesin muhakkak Cennetegireceğini, Kesinlikle Cehenneme girmeyeceğini, hattakafirlerin dahi Cennete girmeyi umabileceğini iddia

etmişlerdi. Buna rağmen, sonraki örneklerde ise Müslümanolup ta günah işleyen kimselerin Cehenneme gireceklerinihatta, hiç Cennete girmeyeceklerini rivayet etmeleri açık bir çelişkidir. Kur’an gerçeklerini anlatma kaygıları olmadığı

185

Page 186: 50121318-Kutub-i-Sitte-nin-Ele�tirisi-ve-Kuran-a-Arz�-Ferec-Hudur.pdf

7/30/2019 50121318-Kutub-i-Sitte-nin-Ele�tirisi-ve-Kuran-a-Arz�-Ferec-Hudur.pdf

http://slidepdf.com/reader/full/50121318-kutub-i-sitte-nin-eletirisi-ve-kuran-a-arz-ferec-hudurpdf 186/606

için, daha öncede dikkat çektiğim gibi, bu gibi çelişkilirivayetler uydurarak, havaya ve ortama göre işlerine gelenrivayeti halka söyleme ortamı kendilerine sağlarlar. Haninasıl derler, gerçeklere göre değil de, nabza göre şerbet

vermeye çalışırlar, takdim ettikleri şerbetin İslami ölçüleregöre zehirli olup olmaması onların umurunda bile değildir.

Bu konudaki rivayetlerine başka açıdan örnekler verecek olursam, şöyle ki:

247- İbnu Mes’ûd (radıyallahu anh) anlatıyor: Resûlullah(aleyhissalâtu vesselâm) buyurdular ki: “Çocukları diri olarak 

toprağa gömen de gömülende ateştedir." (K.S. 858 C.4 S.373Akçağ, alıntısı Ebû Dâvûd, Sünnet 18,(4717))

248- Ebû Dâvud’un bir diğer rivayetinde geldiğine göre,“Resûlullah (aleyhissalâtu vesselâm)’a: “Ey Allah’ın Resûlü,kim cennete girecektir?"diye sorulmuş, o da şu cevabıvermiştir: “Peygamber cennetliktir, şehit cennetliktir,

Çocuk(ken ölen) cennetliktir, diri diri gömülen çocuk cennetliktir. (K.S. 1024 C.5 S.57 Akçağ, alıntısı Ebû Dâvûd,Cihâd 27, (2521))

Bu iki rivayet çelişkilidir, diri olarak gömülen çocuk birindeCennetlikken, öbüründe ise Cehennemlik olarak belirtilmiştir.

Şimdi akla şöyle bir soru gelebilir, ölen küçük çocukların

İslam dinine göre durumu nedir? İslam dinine göre dahasorumluluk yaşına gelmeden ölen, Müslüman veya Kafir çocuğu ayırımı var mı?

İnsanların dünya hayatında ki yaşam süreleri bir birindenfarklı olduğu gibi, gelişme açısından davranış kabiliyetleri degenelde bu yaşam süreleriyle ilgilidir. Örneğin yeni doğmuş

 bir bebekle, yetişkin bir insanın davranış kabiliyetleri bir  birlerinden farklıdır. İnsan uzun yıllar yaşadığı gibi, bebekken, hatta doğar doğmaz veya daha anne karnındaykenölebilmektedir. Ve İslam dininde her nefsin sorumluluğu

186

Page 187: 50121318-Kutub-i-Sitte-nin-Ele�tirisi-ve-Kuran-a-Arz�-Ferec-Hudur.pdf

7/30/2019 50121318-Kutub-i-Sitte-nin-Ele�tirisi-ve-Kuran-a-Arz�-Ferec-Hudur.pdf

http://slidepdf.com/reader/full/50121318-kutub-i-sitte-nin-eletirisi-ve-kuran-a-arz-ferec-hudurpdf 187/606

sahip olduğu güce göredir. Allah hiçbir nefseyüklenemeyeceği yükü yüklemez. Bu konuda Kur’an’danmealen:

-Biz, hiçbir nefse gücünün üstünde bir şey teklif etmeyiz. Nezrimizde hakkı söyleyen bir kitap vardır, ve onlar haksızlığa uğratılmazlar. 23/62

İslam dinine göre bir insanın sorumlu olması için, İlâhimesaja muhatap olmuş ve İlâhi mesajdan öğüt alabilecek bir ömür müddetine sahip olması gerekir. Kur’an’dan mealen:

- İnkar edenlere gelince de cehennem ateşi vardır. (Orada)onlara ne (ölümle) hükmedilir ki, ölsünler ve ne de onlardancehennem azâbı biraz hafifletilir. İşte Biz, nankör kafirleri böyle cezalandırırız. 35/36

- Onlar orada: “Rabb’imiz bizi çıkar (önce) yaptığımızdan başkasını yapalım" diye feryâd ederler. “Öğüt alacak olanın,öğüt alacağı kadar bir süre yaşatmadık mı sizi? Size uyarıcıda geldi (fakat inanmadınız). Öyle ise tadın (azâbı),zalimlerin yardımcısı yoktur." 35/37

İnkar edenler, bölük bölük cehenneme sürüldüler. Orayageldikleri zaman, cehennemin kapıları açıldı, cehennemin bekçileri onlara şöyle dedi: “Kendi aranızdan, Rabb’inizinayetlerini size okuyan ve sizi bu gününüzle karşılaşacağınız

hakkında uyaran elçiler gelmedi mi?"“Evet, geldi dediler,ama kafirlere azap sözü hak oldu." 39/71

- “O halde içinde ebedi kalmak üzere cehenneminkapılarından girin. Kibirlenenlerin yeri ne kötüymüş!"denildi. 39/72

- Kim Rabb’ine suçlu olarak gelirse onun için cehennem

vardır; orada ne ölür ne de yaşar. 20/74

Cehennem halkı öyle kimselerdir ki, Allah tekrar onlarıdünyaya gönderip, İman edip iyi ameller işlemelerine fırsat

187

Page 188: 50121318-Kutub-i-Sitte-nin-Ele�tirisi-ve-Kuran-a-Arz�-Ferec-Hudur.pdf

7/30/2019 50121318-Kutub-i-Sitte-nin-Ele�tirisi-ve-Kuran-a-Arz�-Ferec-Hudur.pdf

http://slidepdf.com/reader/full/50121318-kutub-i-sitte-nin-eletirisi-ve-kuran-a-arz-ferec-hudurpdf 188/606

verse, İman etmeyip tekrar eski yaptıklarına döneceklerdir.Zira onlar yalancıdırlar. Kur’an’dan mealen:

- Onların, ateşin başında durdurulmuş iken: “Ah ne olurdu

keşke biz (dünyâya) geri çevrilseydik de Rabb’imizinayetlerini yalanlamasaydık, iman edenlerdenolsaydık!"dediklerini bir görsen! 6/27

- Hayır, daha önce gizlemekte oldukları, onlara göründü. Gerigönderilselerdi yine men’ olundukları şeyi yapmağadönerlerdi, çünkü onlar yalancılardır. 6/28

- Kim yola gelirse kendisi için yola gelmiş olur, kim desaparsa kendi aleyhine sapar. Hiçbir günahkar, başkasınıngünah yükünü taşımaz (herkes kendi günahını çeker). Biz,elçi göndermedikçe azab edecek değiliz. 17/15

Görüldüğü gibi, bir insanın sorumlu olması için, Allahtarafından bir elçinin getirdiği vahye muhatap olması, buvahyi normalde öğrenebilecek durumda olması ve öğütalması, dolayısıyla düşünebilmesi için yeterli bir ömür müddetine sahip olması gerekir. Bunun böyle olmasınınnedeni, insanların Allah’a karşı bir bahânelerinin olmamasıiçindir.

Kur’an’dan mealen:

- Daha önce sana anlattığımız elçilere ve sana anlatmadığımızelçilere de (vahyetmiştik). Ve Allah, Musa ile konuştu. 4/164

- (Bunları) Müjdeleyici ve uyarıcı olarak (gönderdik) ki, peygamberler geldikten sonra insanların, Allah’a karşı bahaneleri kalmasın. Allah üstündür, hikmet sahibidir. 4/165

Görüldüğü gibi, dini sorumluluk yüklenmemiş çocuklar,

Müslüman çocuğu olsun veya olmasın cehennemegirmeyeceklerdir.

188

Page 189: 50121318-Kutub-i-Sitte-nin-Ele�tirisi-ve-Kuran-a-Arz�-Ferec-Hudur.pdf

7/30/2019 50121318-Kutub-i-Sitte-nin-Ele�tirisi-ve-Kuran-a-Arz�-Ferec-Hudur.pdf

http://slidepdf.com/reader/full/50121318-kutub-i-sitte-nin-eletirisi-ve-kuran-a-arz-ferec-hudurpdf 189/606

Cehennemde olmadıklarına göre cennette olabilirler mi.Kur’an’dan mealen:

- Kim de O’na (Allah’a) iyi işler yapmış bir mü,min olarak 

gelirse, işte onlar içinde yüksek dereceler vardır. 20/75

- Altlarından ırmaklar akan Adn cennetleri. Orada sürekliolarak kalırlar. İşte (günahlardan) arınanların mükâfatı budur!20/76

- İman edenler ve iyi iş işleyenler ise, onları (Ağaçları)altından ırmaklar akan cennetlere sokacağız. Onlar için orada

tertemiz eşler vardır. Onları koyu gölgeliklere sokacağız.4/57

- (Allah’ın azâbından) korunanlara da: “Rabb’iniz neindirdi?"dendi. “Hayır (indirdi) dediler. Dünyâda güzel işyapanlara güzellik vardır, (onlar için) âhiret yurdu ise dahahayırlıdır. Takvâ sahiplerinin yurdu ne güzeldir. 16/30

- Adn cennetleri(ne), altlarından ırmaklar akan o cennetleregirerler. Orada onlar için diledikleri her şey var. İşte Allah,takva sahiplerini böyle mükâfatlandırır. 16/31

Yukarıdaki ayet meallerinde görüldüğü gibi ve Kur’an’dakidaha bir çok ayette, cennet ehlinin vasıfları olarak, iman etmeile birlikte salih amel işleme ve dolayısıyla takva

gösterilmiştir. Bunun içinde yeterli yaşam süresi içinde, İlâhivahyi kabul ve ona uygun davranıp imtihanı kazanmak gerekir.

Şimdi çocukların durumunu incelerken, daha annekarnındayken veya doğar doğmaz ölen bir çocuğundurumunu ele alarak, o açıdan diğer dini yönden mükellef olmamış çocukları dikkate alalım. Böyle bir kimsenin

yukarıda bahsi geçen cennet ehline ait vasıflara sahipolamayacağı açıktır. Bu konuda Kur’an’dan mealen:

189

Page 190: 50121318-Kutub-i-Sitte-nin-Ele�tirisi-ve-Kuran-a-Arz�-Ferec-Hudur.pdf

7/30/2019 50121318-Kutub-i-Sitte-nin-Ele�tirisi-ve-Kuran-a-Arz�-Ferec-Hudur.pdf

http://slidepdf.com/reader/full/50121318-kutub-i-sitte-nin-eletirisi-ve-kuran-a-arz-ferec-hudurpdf 190/606

- Allah sizi annelerinizin karnından çıkardı(ğı zaman) hiçbir şey bilmiyordunuz, size işitme (duyusu) gözler ve gönüller verdi ki şükredesiniz. 16/78

Bu durumda ölenlerin kendi tercihleri olarak işlenmiş iyiveya kötü amelleri yoktur. Zira tercih bilmeyi gerektirir, bunlarsa bir şey bilmemektedirler. Dini sorumluluk yaşınagelmemiş veya dini teklif altına girmemiş akıl özürlülerindurumu da bunlar gibidir. Bu durumda ölenlerin kafir veyaMüslüman çocukları olmaları arasında fark yoktur.Dolayısıyla günahları da yoktur. Kur’an’dan mealen:

- Ve sorulduğu zaman o diri diri toprağa gömülen kıza: 81/8

- “Hangi günah(ı) yüzünden öldürüldü?" diye. 81/9

Onları diri diri toprağa gömenleri eleştiri mahiyetinde ki buayetler, aynı zamanda bu çocukların günahsız olduğunu belirtmektedir. Dolayısıyla kafir çocukları olmalarına rağmengünahları yoktur.

Bu durumda. Cennetle mükafatlandırılanlardan veyacehennemle cezalandırılanlardan değillerse, o zaman bahsigeçen çocuklar veya onların konumunda olanlar nerededirler?

Bu konuda Kur’an’dan mealen:

- Çevrelerinde, ebedi yaşama erdirilmiş çocuklar dolaşırlar;56/17

- Kaynağından doldurulmuş testiler, ibrikler ve kadehlerionlara sunarlar. 56/18

- Cennetin gölgeleri, üzerlerine yaklaşmış devşirmeleri(meyvaları) da aşağı eğdirildikçe eğdirilmiştir. 76/14

- Yanlarında gümüşten kaplar, billûr kupalar dolaştırılır.76/15

190

Page 191: 50121318-Kutub-i-Sitte-nin-Ele�tirisi-ve-Kuran-a-Arz�-Ferec-Hudur.pdf

7/30/2019 50121318-Kutub-i-Sitte-nin-Ele�tirisi-ve-Kuran-a-Arz�-Ferec-Hudur.pdf

http://slidepdf.com/reader/full/50121318-kutub-i-sitte-nin-eletirisi-ve-kuran-a-arz-ferec-hudurpdf 191/606

- Gümüşten kadehler ki onları türlü ölçü ve biçimlerekoymuşlardır. 76/16

- (Bu), orada bir çeşmedir ki adına sel sebil denir. 76/18

- Çevrelerinde de ebedileşmiş çocuklar dolaşır ki, onlarıgörsen, kendilerini saçılmış inci sanırsın. 76/19

- Nereye baksan, bir nimet ve büyük bir mülk görürsün.76/20

Cennet ehline hizmet eden bu çocuklar Kur’an’da

tanımlanırken “Vilden" yani doğumla çoğalmış olarak  belirtilmişlerdir, ayrıca “ebedileşmiş" olmalarının belirtilmeside, onların önceden ölümlü oldukları ve ölümü tattıklarını belirtir. Ebedileşmiş olmaları sonradan kazandıkları bir vasıftır. Durum böyle olunca, bence anlaşılan odur ki, cennetehline hizmet eden bu çocuklar, din teklifine muhatapolmadan ölen çocuklardır. Ayrıca, yetişkinlik yaşına kadar yaşam sürmelerine rağmen akıl özürlü olup dini teklif altınagirmeyenleri de bu çocuklar konumunda düşünmemizmümkündür. Ancak yaşamlarının ancak belirli bir süresindeakıl özürlü olanlar, özürlü olmadıkları yaşam sürelerinde kiamelleriyle yükümlüdürler.

İslam inancına göre ölenler yaşları ne olursa olsun ikinci bir sefer tekrar imtihan için dünyaya dönmezler. Dini teklif altına

girmek suretiyle sorumluluk almamış olan bu kimseleringünahkarlıkları olmadığı gibi, yetişkin insanların bilerek işledikleri amelleri gibi iyi amelleri de yoktur. Bundan dolayıcennetteki konumları dünyadaki yaşamlarına uygundur.Dünya yaşamında çiçek neyse, küfür ve günaha bulaşmamış bu masum çocuklar da onlar gibidir. Onlar, Ahrette decennetin güzel süslerindendirler, Allah onların bu durumlarını

saçılmış inci benzetmesiyle bize bildirmiştir. Böylece decennet ehli çocuksuz kalmamış olmaktadırlar.

191

Page 192: 50121318-Kutub-i-Sitte-nin-Ele�tirisi-ve-Kuran-a-Arz�-Ferec-Hudur.pdf

7/30/2019 50121318-Kutub-i-Sitte-nin-Ele�tirisi-ve-Kuran-a-Arz�-Ferec-Hudur.pdf

http://slidepdf.com/reader/full/50121318-kutub-i-sitte-nin-eletirisi-ve-kuran-a-arz-ferec-hudurpdf 192/606

Ölenlerin ikinci defa dünyaya imtihan edilmek üzeredönmeyecekleriyle ilgili olarak, Kur’an’dan mealen:

- İnkar edenlere de bağrılır: “Allah’ın (size) kızması, sizin

kendi kendinize kızmanızdan daha büyüktür. Zira siz imanaçağrıldınız da inkâr ederdiniz!" 40/10

- Dediler ki: “Rabb’imiz, bizi iki kez öldürdün ve iki kezdirilttin. Günahımızı itirâf ettik, Şimdi (şu ateşten) çıkmak için (bize) bir yol var mı (acaba)?" 40/11

- Allah’ı nasıl inkâr edersiniz ki, siz ölüler idiniz, o sizi

diriltti; yine öldürecek, yine diriltecek; sonra O’nadöndürüleceksiniz. 2/28

Görüldüğü gibi Kur’an’da iki ölüm ve iki diriliş bildirilmiştir.İlk ölüm dayaya gelmeden önce, Ruh’un dünyaya gelmedenönceki bedensiz halidir. Daha önce Kur’an’dan örnek vererek uyku ve ölüm bağıntısından bahsetmiştim. Uyku ve ÖlümRuh’un yok olması değil, bedenden ayrılmasıdır. Ruhla beden canlılığı da aynı şey değildir, zira insan uykudaykenkıpırdar, Ölmüş halde de tırnaklar ve saç uzar, fakat bedendeRuh mevcut değildir. Bundan dolayı konunun anlaşılmasıaçısından bedenin canlılığını ve Ruh’un varlığınıkarıştırmamak lazımdır. Örneğin aniden kopan bir el veyaayak kısa bir müddet te olsa hareket edebilir bu onun bir  parça canlılık taşıdığını gösterir, buna rağmen koptuğu

 bedenin benliğinde bir noksanlık meydana gelmez. Bundandolayı Ruh’la canlılığın ayrı şeyler olduğu görülebilir. İkinciölüm dünya hayatından ayrıldığımızda bildiğimiz ölümhalidir. Birinci diriliş dünyaya geldiğimiz haldir. İkincidiriliş, Ahrette dirildiğimiz haldir. Bundan dolayı, Kur’an’agöre, ikinci bir diriliş haliyle imtihan için tekrar dünyayadönülüp dirilme yoktur. Tenasüh veya Reankarrnasyon inancı

Kur’an’a göre geçersizdir.

Şimdi akla şöyle bir soru gelebilir, madem ki İslam diniaçısından dünya imtihanı bir seferle sınırlıdır, o zaman

192

Page 193: 50121318-Kutub-i-Sitte-nin-Ele�tirisi-ve-Kuran-a-Arz�-Ferec-Hudur.pdf

7/30/2019 50121318-Kutub-i-Sitte-nin-Ele�tirisi-ve-Kuran-a-Arz�-Ferec-Hudur.pdf

http://slidepdf.com/reader/full/50121318-kutub-i-sitte-nin-eletirisi-ve-kuran-a-arz-ferec-hudurpdf 193/606

yetişkin olarak yaşam süren akıl özürsüz her insan dini tebliğalmakta veya alabilecek durumda mıdır. Yoksa, bazı insanlar dünyanın ücra veya bazı yerlerinde dini tebliğden uzak vehabersiz olarak yaşam sürüp ölmekte midirler?

Kur’an’ı esas alarak konuya bakacak olursak, her ümmetemuhakkak bir uyarıcının (Nezir, başka bir ifadeyle peygamber) gönderildiğini görürüz. Kur’an’dan mealen:

- Biz seni gerçek ile birlikte müjdeleyici ve uyarıcı olarak gönderdik. Her ümmet içinde mutlaka bir uyarıcı bulunmuştur. 35/24

- Her ümmetin bir peygamberi vardır. Peygamberleri geldiğizaman, aralarında adaletle hükmedilir ve onlara aslazulmedilmez. 10/47

- Andolsun ki biz, “Allah’a kulluk edin ve Tâğût’tan sakının"diye (emretmeleri için) her ümmete peygamber gönderdik.Allah, onlardan bir kısmını doğru yola iletti. Onlardan bir kısmı da sapıklığı hak ettiler. Yeryüzünde gezin de görün,yalanlayanların sonu nasıl olmuştur! 16/36

Peygamberimiz ise alemlere rahmet olarak  gönderilmiştir.bunun manası, gelmesiyle birlikte bütünalemlerin peygamberi olduğudur, bundan dolayı bütünalemler Kur’an’a uymakla yükümlüdür. Peygamberimizden

sonra peygamber gelmeyeceğinden, kendisine ulaşmanın tek yolu getirdiği Kur’an’a uymaktır. Peygamberler dintebliğinde, yanlış tebliğden masum idiler, onların dışında olan bizler böyle bir vasfımız olmadığından söylediğimiz bütündini sözlerin Kur’an ölçüsüne göre denetlenerek, uygunolduğu görüldükten sonra kabul edilmesi gereklidir, uygundeğilse İslam dini açısından geçerliliği olmadığından red

edilmesi gerekir. İslam dinini anlaşılmasında tek kaynak vetek ölçü Kur’an’dır.

Kur’an’dan mealen:

193

Page 194: 50121318-Kutub-i-Sitte-nin-Ele�tirisi-ve-Kuran-a-Arz�-Ferec-Hudur.pdf

7/30/2019 50121318-Kutub-i-Sitte-nin-Ele�tirisi-ve-Kuran-a-Arz�-Ferec-Hudur.pdf

http://slidepdf.com/reader/full/50121318-kutub-i-sitte-nin-eletirisi-ve-kuran-a-arz-ferec-hudurpdf 194/606

- (Ey Muhammed), biz seni ancak âlemlere rahmet olarak gönderdik. 21/107

Peygamberin getirmiş olduğu tebliğden istifade edip, hidayet

 bulmak için, Kur’an’dan mealen:

- Tâgût’a ibadet etmekten kaçınan ve Allah’a yönelenleremüjde var. Müjdele kullarımı: 39/17

- Onlar ki, sözü dinlerler ve onun en güzeline uyarlar. İşteonlar Allah’ın kendilerini doğru yola ilettiği kimselerdir veonlar aklıselim sâhipleridir. 39/18

- O’dur ki size âyetlerini gösteriyor ve sizin için gökten rızık indiriyor. Ancak (Allah’a) yönelen öğüt alır. 40/13

- Kafir olanlar diyorlar ki: Ona Rabbi’nden bir âyet (mucize)indirilmeli değil miydi? De ki: Kuşkusuz Allah dilediğinisaptırır. Kendisine yönelenleri hidayete erdirir. 13/27

- “Dini ayakta tutun ve onda ayrılığa düşmeyin" diye Nuh’atavsiye ettiğini sana vahyettiğimizi, İbrahim’e, Musa’ya veİsa’ya tavsiye ettiğimizi Allah size din kıldı. Fakat kendileriniçağırdığın bu(din), Allah’a ortak koşanlara ağır geldi. Allahdilediğini kendisine seçer ve kendisine yöneleni de doğruyola iletir. 42/13

- Hiçbir musibet, Allah’ın izni olmadıkça isabet etmez. KimAllah’a iman ederse, Allah da onun kalbine hidayet verir.Allah, her şeyi hakkıyla bilendir. 64/11

Bir insanın hidayet bulması için, Allah’a yönelmesi, doğruyolu arzu etmesi gerekir. Allah, kendisine iman edeninkalbine hidayet verir. Bunun için insanın, dünyanın neresindeolduğu veya hangi devirde yaşadığı mani teşkil etmez.

Daha öncede Kur’an’a dayalı olarak belirttiğim gibi, insanfıtrat yani yaratılış olarak muvahhid tir. Allah’ın tek İlâholarak Rabb’i olduğu gerçeğinin üzerini örtmeyip, buna iman

194

Page 195: 50121318-Kutub-i-Sitte-nin-Ele�tirisi-ve-Kuran-a-Arz�-Ferec-Hudur.pdf

7/30/2019 50121318-Kutub-i-Sitte-nin-Ele�tirisi-ve-Kuran-a-Arz�-Ferec-Hudur.pdf

http://slidepdf.com/reader/full/50121318-kutub-i-sitte-nin-eletirisi-ve-kuran-a-arz-ferec-hudurpdf 195/606

eden kimse, Allah’ın hidayet vermesiyle kalbinde hidayet bulur. Rabb’inin kim olduğunu ve hayat gerçeğinin manasınıamel olarak öğrenme olayına giriştiğinde, örneğin, kendisinikimin yarattığını, dünyaya nereden geldiğini, dünyada

 bulunmasının amacını ve öldükten sonra nereye gideceğinimerak ederek öğrenmeyi araştırdığında, doğrulardan hoşlanıp benimseme isteğinde bulunması halinde, Allah onun kalbinehidayet ederek, Vahiyden istifade etmesinin yollarını açar.

İnsanın fıtrat en hanif yani Allah’ı bir tek İlâh olarak kabuletmeye uygun yaratıldığı hususunda, Kur’an’dan mealen:

- Sen yüzünü, Allah’ı birleyici (hanif) olarak doğruca dineçevir. Allah’ın yaratmasına (fıtratına) ki, Allah insanları bufıtrat üzerine yaratmıştır. Allah’ın yaratması değiştirilemez.İşte doğru din budur. Fakat insanların çoğu bilmezler. 30/30

Bu konuyla ilgili olarak İbrahim peygamberi örnek gösterecek olursak, Kur’an’dan mealen:

- İbrahim, babası Âzer’e demişti ki: “Sen putları ilâhlar mıediniyorsun? Doğrusu ben seni ve kavmini açık bir sapıklık içinde görüyorum." 6/74

- Böylece biz İbrahim’e göklerin ve yerin melekûtunu (içyüzünü) gösteriyorduk ki, kesin inananlardan olsun. 6/75

- Üzerine gece basınca (İbrahim) bir yıldız gördü; “Budur Rabb’im" dedi. Yıldız batınca: “Batanları sevmem”, dedi.6/76

- Ay’ı doğarken görünce: “Budur Rabb’im" dedi. O da batınca “Rabb’im beni doğru yola iletmezse, muhakkak sapıklığa düşmüş topluluktan olacağım" demişti. 6/77

- Güneşi doğarken görünce: “Budur Rabb’im, bu daha büyük" dedi. (O da) batınca dedi ki: “Ey kavmim, ben sizin(Allah’a) ortak koştuğunuz şeylerden uzağım." 6/78

195

Page 196: 50121318-Kutub-i-Sitte-nin-Ele�tirisi-ve-Kuran-a-Arz�-Ferec-Hudur.pdf

7/30/2019 50121318-Kutub-i-Sitte-nin-Ele�tirisi-ve-Kuran-a-Arz�-Ferec-Hudur.pdf

http://slidepdf.com/reader/full/50121318-kutub-i-sitte-nin-eletirisi-ve-kuran-a-arz-ferec-hudurpdf 196/606

- Ben hanif olarak, yüzümü gökleri ve yeri yoktan yaratanAllah’a çevirdim ve ben müşriklerden değilim. 6/79

Böylece hidayet buldu, Allah ona peygamberlik verdi ve onu

dost edindi. Kur’an’dan mealen:

- İşlerinde doğru olarak kendini Allah’a teslim eden veİbrahim’in, Allah’ı bir tanıyan (hanif) dinine tabi olankimseden dince daha güzel kim vardır? Allah İbrahim’i(kendine) dost edinmişti. 4/125

Hidayet bulmayanların durumuna gelince, bunlar hidayeti

istemeyip hidayete götüren gerçeklere gözünü kapatıp, bugerçeklerin üzerini örten kimselerdir. Bu konuda Kur’an’danmealen:

- Gece ve gündüzün değişmesinden ve Allah’ın, göklerde veyerde yarattığı şeylerde (Allah’ın azabından) korunan bir topluluk için nice deliller (ayetler) vardır. 10/6

- Bize kavuşmayı ummayan, dünya hayatına razı olup onunlayetinenler ve ayetlerimizden de gâfil olanlar, 10/7

- İşte kazandıkları işlerden dolayı onların varacakları yer,ateştir! 10/8

- Dünya hayatından sâdece (görünen) dış yüzünü bilirler;

âhiretten ise onlar tamâmen gafildirler. 30/7- Kendi nefislerinde hiç düşünmediler mi ki Allah, gökleri,yeri ve aralarındakileri ancak hak ile ve belli bir süre ileyaratmıştır. İnsanlardan çoğu, Rab’lerine kavuşmayı inkâr etmektedirler. 30/8

Yeryüzünde haksız yere büyüklenenleri ayetlerimden

uzaklaştıracağım. Onlar her ayeti görseler de ona inanmazlar.Doğru yolu görseler, onu yol edinmezler, ama azgınlık yolunu görseler, onu yol edinirler. Bu onların ayetlerimizi

196

Page 197: 50121318-Kutub-i-Sitte-nin-Ele�tirisi-ve-Kuran-a-Arz�-Ferec-Hudur.pdf

7/30/2019 50121318-Kutub-i-Sitte-nin-Ele�tirisi-ve-Kuran-a-Arz�-Ferec-Hudur.pdf

http://slidepdf.com/reader/full/50121318-kutub-i-sitte-nin-eletirisi-ve-kuran-a-arz-ferec-hudurpdf 197/606

yalanlamalarından ve onlara karşı gâfil olmalarındandır.7/146

Görüldüğü gibi, hidayet bulmayanların, hidayet

 bulmamalarının nedeni bilgi kaynaklarının noksanlığındandeğil de, hidayeti bulmak istememelerindendir. Bunlar öylekimselerdir ki, Allah’a kavuşmayı ummazlar, dünya hayatınarazı olup onunla yetinerek, ayetleri boş verirler. Yer yüzünde büyüklenip, ayetleri yalanlayarak umursamazlar.

İnsanın bizzat kendisi, yer gök ve bunlar arasında bulunanlar  bir harikalar alemidir. İnsan nereye dönüp baksa kendisini

hayretlere düşürecek bir olayla karşılaşır, yeter ki bakmasını bilsin. Bizzat yaratıkların var olmasının varlığı bir harikaolaydır. Varlık üzerinde derinleşerek bakanların hayretler içinde kalacağı bir çok olaylar olduğu gibi, dikkatlice biraz bakanların da hayretler içinde kalacağı olaylar mevcuttur.Örneğin: çok kolay bir şekilde, gözün ve tırnakların yaptıklarıişe, yapılarına ve yerleşim yerlerine bak, hayretler içinde

kalmamak mümkün mü? Başını kaldır ve gökyüzüne bak,güneşin, ayın ve yıldızların yaptıkları işe ve yerleşimyerlerine dikkat et, hayretler içerisinde kalırsın. Hele aleminyaratılışını ve var olmasını imkanlar nispetinde derinlemesineincelediğinde sonsuza kaçan bir hayretler zinciriylekarşılaşırsın. Alemde hiçbir şey boş, manasız sebepsizdeğildir. Hele hayatın kendisi! Biz kimiz, nerden geldik, bu

dünya ve içerisinde bulunduğu alem neresidir, ölüp te buradan ayrıldığımızda nereye gitmekteyiz, ölü bedenleringenelde mezara taşındığını herkes bilebilir, fakat konu budeğildir zira biz bedenden ibaret değiliz, bedenle birlikte ruhdenen bir varlığımız vardır, mahiyetini bilmediğimiz buvarlığın ölüm halinde bedende mevcut olmadığınıgözlemlerimizle göre bilmekteyiz. Ölü bedenle bir arada,

canlı haldeki gibi mezara gitmediği kesin ulan bu varlık,ölüm olayı meydana geldiğinde ne olmakta veya hangikonuma girmektedir, biz bunu duyularımızla ve gözlemaraçlarımızla görememekteyiz. O zaman bu dünya hayatının

197

Page 198: 50121318-Kutub-i-Sitte-nin-Ele�tirisi-ve-Kuran-a-Arz�-Ferec-Hudur.pdf

7/30/2019 50121318-Kutub-i-Sitte-nin-Ele�tirisi-ve-Kuran-a-Arz�-Ferec-Hudur.pdf

http://slidepdf.com/reader/full/50121318-kutub-i-sitte-nin-eletirisi-ve-kuran-a-arz-ferec-hudurpdf 198/606

ötesinde ne vardır ve bizi ne beklemektedir, biz aleme baktığımızda manasız hiçbir şey bulamıyoruz, hayatımızın bir manasının olmaması mümkün değildir. Bütün bunlarınsahipsiz ve başıboş olması da mümkün değildir. Hele büyük 

 bir düzene sahip olan alemde, bir adaletin olmaması damümkün değildir, örneğin bir çok zalim bu dünyada cezagörmeden, zulmünü sürdüre sürdüre ölüp gitmekte, birçok iyikimsede, bu dünyada iyiliğinin karşılığını tam görmedeniyilik yapmayı sürdürerek ölüp gitmektedir. Ne zalimincezasız nede iyi kimsenin mükafatsız kalmaması adaletingereğidir. O zaman bu adalet nerede ve kimin tarafından

gerçekleştirilmektedir. İnsan bu şekilde, Allah’ın varlığınınve birliğinin, ahret hayatı denen olayın işaretlerini bulabilir.İlâhın tek olması ve Takdir ettiği Adaletinde tek olmasışarttır. İlâh, birden fazla olursa alemde üstün gelmemücadelesini yansıtan bir çatışma baş gösterirdi, fakat böyle bir şey görememekteyiz. Takdir ettiği adalet birden fazlaolmuş olursa, iyi ve kötü, güzel ve çirkin belirsiz hale gelirdifakat böyle bir şey de mevcut değildir, basitçe şöyle diyeyim,her nefis kendisine şeker veren ile, dayak atanı kolayca bir  birinden ayıra bilir. Öyleyse iyi ve kötüyü tayin eden adalette birdir. Bizi sayamayacağımız kadar çok nimetlerle,rızıklandıran Allah, faydamıza olan bilgiyle derızıklandırmıştır. Bunun için, Allah bir rahmet olarak,insanları bir çok konuda bilgilendirmek için peygamberlerigöndermiştir. Hem de dini sorumluluk taşıyabilecekler 

arasında fert bazında olsa dahi bir boşluk meydanagetirmeden, Yeter ki, insan hidayeti gerçek manada istesin veyönelsin ve böylece rızıklansın, dünyanın neresinde ve hangidevirde olursa olsun, Allah ona hidayet eder. Hidayeti boşverip dünya hayatına razı olursa varacağı yer ateştir. Ayrıca boş vermekle kendisine layık gördüğü elbise hiçliktir.

Peygamberlerin fertlere ve kitlelere erişmeleri açısındanörnek verecek olursak, Kur’an’dan mealen:

Rahmân ve Rahim Allah’ın adıyla.

198

Page 199: 50121318-Kutub-i-Sitte-nin-Ele�tirisi-ve-Kuran-a-Arz�-Ferec-Hudur.pdf

7/30/2019 50121318-Kutub-i-Sitte-nin-Ele�tirisi-ve-Kuran-a-Arz�-Ferec-Hudur.pdf

http://slidepdf.com/reader/full/50121318-kutub-i-sitte-nin-eletirisi-ve-kuran-a-arz-ferec-hudurpdf 199/606

- Yâsin 36/1

- Hikmetli Kur’an’a andolsun. 36/2

- Sen elbette gönderilmiş elçilerdensin. 36/3

- Doğru bir yol üzerinde. 36/4

- Üstün ve çok merhametli Allah’ın indirdiği (Kur’an yolu)üzerindesin. 36/5

- Babaları korkutulmamış ve gafil bulunan bir kavmi(kendisiyle) uyarman için gönderildin. 36/6

- (Mûsâ’ya) seslendiğimiz zaman sen Tur’un yanındadeğildin. Fakat Rabb’inden rahmet olarak (orada geçenlerisana bildirdik) ki senden önce bir uyarıcı (peygamber)gelmemiş olan kavmi uyarasın; belki düşünüp öğüt alırlar.28/46

Peygamberin uyardığı kavme, önceden uyarılmamış olan babaları da dahildir. Yoksa ondan önce Araplar hiçuyarılmamış demek değildir. Kâbe’nin temellerini, İbrahimve İsmâil peygamberlerin yükselttiğini düşün, Kur’an’danmealen:

- İbrahim, İsmâil’le berâber Ev’in (Kâbe’nin) temelleriniyükseltiyor: “Rabb’imiz bizden kabûl buyur, şüphesiz sen

işitensin bilensin." 2/127

Peygamberin, 36 Yasin 6 ve 28 Kasas 46 da bildirilen bizzatkendisinin tebliği ve kavimle ilişkisi, çağdaşlık ve yakınçevreyi uyarı ilişkisidir. Yoksa getirmiş olduğu vahiykıyamete kadar tüm insanlar ve cinler için olup, kendisialemlere rahmet olarak gönderilmiştir.

Kendisinden önce de, bütün ümmetlerin mutlaka peygamberivardı.

199

Page 200: 50121318-Kutub-i-Sitte-nin-Ele�tirisi-ve-Kuran-a-Arz�-Ferec-Hudur.pdf

7/30/2019 50121318-Kutub-i-Sitte-nin-Ele�tirisi-ve-Kuran-a-Arz�-Ferec-Hudur.pdf

http://slidepdf.com/reader/full/50121318-kutub-i-sitte-nin-eletirisi-ve-kuran-a-arz-ferec-hudurpdf 200/606

Kur’an’dan mealen:

- Andolsun senden önce, evvelki (millet)lerin kolları içindede elçilere gönderdik. 15/10

- Biz seni gerçek ile birlikte müjdeleyici ve uyarıcı olarak gönderdik. Her ümmet için mutlaka uyarıcı (gelip) geçmiştir.35/24

- Andolsun ki, biz senden önce peygamberleri kavimlerinegönderdik; onlara deliller getirdiler ve biz, (onlarıdinlemeyip) suç işleyenlerden öç aldık. Müminlere yardım

etmek üzerimize borç idi. 30/47

- Her ümmetin bir peygamberi vardır. Peygamberleri geldiğizaman, aralarında adaletle hükmedilir ve onlara aslazulmedilmez. 10/47

Görüldüğü gibi her ümmet için mutlaka bir uyarıcı vardır.Ümmet, herhangi bir hususiyet ile bir araya gelmiş olan her 

cemaate ümmet dendiği gibi, ayrı hususiyetleri olan tek bir fert bile bir ümmettir, bundan dolayı fert olsun topluluk olsunherkese mutlaka uyarıcı gelmiştir, uyarıcının gelmesigetirdiği mesajın ulaşması demektir, örneğin Kur’an kimeulaşırsa sanki peygambere muhatap olmuş gibi, getirdiğimesajı almış demektir.

Ümmet konusunda Kur’an’dan mealen:

- İbrahim Allah’a itaât eden, O’nu birleyen bir ümmet idi,Ortak koşanlardan değildi. 16/20

Bu da gösteriyor ki yetişkin insanların tamamının dinivahiyden istifade imkanı vardır. Eğer bir kimse gerçek manada hidayeti arzu ederse, Allah ona işittirir ve hidayet

eder.

Tekrar Kütüb-i Sitte’deki konularımıza dönecek olursak:

200

Page 201: 50121318-Kutub-i-Sitte-nin-Ele�tirisi-ve-Kuran-a-Arz�-Ferec-Hudur.pdf

7/30/2019 50121318-Kutub-i-Sitte-nin-Ele�tirisi-ve-Kuran-a-Arz�-Ferec-Hudur.pdf

http://slidepdf.com/reader/full/50121318-kutub-i-sitte-nin-eletirisi-ve-kuran-a-arz-ferec-hudurpdf 201/606

249- Ahnef İbnu Kays radıyallahu anh anlatıyor: “Şu adamıkastederek (evden) çıkmıştım. Yolda Ebu Bekre radıyallahuanh’a rastladım.

“Ey Ahnef nereye gidiyorsun?" dedi.

“Resûlullah aleyhissalâtu vesselâm’ın amca oğluna yardımetmeyi arzu ediyorum!"dedim.

“Dön! Dedi. Zira ben, Resûlullah aleyhissalâtu vesselâm’ınşöyle söylediğini işittim: “İki Müslüman kılıçlarıyla birbirlerinin üzerine yürürlerse öldüren de ölende

ateştedir!”......... (K.S. 4805 C.13 S.475 Akçağ 1992 alıntısı,Buhâri, Diyât 2, Fiten 10; Müslim Fiten 14,(2888); EbûDâvûd, Fiten 5,(4268); Nesâi, Tahrim 29,(7,125))

Bu rivayetleriyle, zulmen saldırıya uğrayıp ta meşru müdafaahakkını kullananın hakkını inkar etmişlerdir. Bu Kur’an’auymayan bir iddiadır. Bu hususta Kur’an’da şöyle denmiştir,mealen:

- İşte böyle, Her kim, kendisine verilen eziyetin dengi ilekarşılık verir de, bundan sonra kendisine yine bir tecâvüz vezulüm vâki olursa, emin olmalıdır ki, Allah ona mutlakayardım edecektir. Hakikaten Allah çok bağışlayıcı vemağfiret edicidir. 22/60

- Allah’ın haram kıldığı canı haksız yere öldürmeyin. Kimzulmen öldürülürse, onun velisine yetki verdik. (öldürüleninhakkını arar. Ancak o da) öldürmede aşırı gitmesin (katilyerine, katilin akrabasını veya katille beraber bir başkasınıöldürmesin) Çünkü kendisine yardım edilmiş (yetkiverilmiş)tir. 17/33

- Eğer Müminlerden iki grup vuruşurlarsa onların arasını

düzeltin; şayet biri ötekine saldırırsa Allah’ın buyruğunadönünceye kadar saldıran tarafla vuruşun. (Allah’ın buyruğuna) dönerse artık adâletle onların arasını düzeltin ve

201

Page 202: 50121318-Kutub-i-Sitte-nin-Ele�tirisi-ve-Kuran-a-Arz�-Ferec-Hudur.pdf

7/30/2019 50121318-Kutub-i-Sitte-nin-Ele�tirisi-ve-Kuran-a-Arz�-Ferec-Hudur.pdf

http://slidepdf.com/reader/full/50121318-kutub-i-sitte-nin-eletirisi-ve-kuran-a-arz-ferec-hudurpdf 202/606

(her hususta) âdil olun. Allah, adâlet(le hareket) edenlerisever. 49/9

Bu itibarla uydurdukları rivayet Kur’an’a uymadığı gibi, şu

rivayetleriyle de çelişkilidir:

250- Abbâs İbnu Mirdas es-Sülemi radıyallahu anh’ınanlattığına göre: “Resûlullah aleyhissalâtuvesselâm, .................. “Allah’ın düşmanı İblis, Rab Teâlahazretlerinin, ümmetimin hepsini mağfiret buyurduğunuöğrenince, yerden toprak alıp kendi yüzüne saçtı ve “Yazıklar olsun bana! Helak oldum, her emeğim boşa gitti!" diye

 bağırıp çağırmaya başladı. Onun bu korku ve üzüntüsünügörmek beni güldürdü" (K.S. 6901 C. 17 S.379 Akçağ 1993alıntısı, İbn-i Mace 3013)

Yukarıda ki rivayette, Allah’ın zalim olsun mazlum olsuntüm Muhammed ümmetini af ettiğini söylemeleri evvelkirivayetleriyle çelişkilidir. Ayrıca, bütün Muhammed

ümmetinin affedildiği şeklindeki rivayetlerinin asılsızolduğunu evvelce belirtmiştim.

251- Ebu Musa radıyallahu anh anlatıyor: “Resûlullahaleyhissalâtu vesselâm buyurdular ki:

“Müslüman bir kimse öldü mü, Allah ona bedel bir Yahudiveya Hıristiyan’ı cehenneme koyar." (K.S. 4514 C.13 S.75

Akçağ, alıntısı Müslim, Tevbe 50,(2767))

Bu rivayet, Allah’a karşı yapılmış büyük bir iftiradır. Bir kimse bir suçu işlememişse o suçtan dolayı, Allah ona azapetmez. Şöyle ki, Kur’an’dan mealen:

- De ki: “Bizim işlediğimiz suçtan siz sorulacak değilsiniz; biz de sizin işlediğinizden sorulacak değiliz." 34/25

- Yoksa kendisine haber mi verilmedi: Mûsâ’nınsahibelerinde (yazılı) olan. 53/36

202

Page 203: 50121318-Kutub-i-Sitte-nin-Ele�tirisi-ve-Kuran-a-Arz�-Ferec-Hudur.pdf

7/30/2019 50121318-Kutub-i-Sitte-nin-Ele�tirisi-ve-Kuran-a-Arz�-Ferec-Hudur.pdf

http://slidepdf.com/reader/full/50121318-kutub-i-sitte-nin-eletirisi-ve-kuran-a-arz-ferec-hudurpdf 203/606

- Ve çok vefâlı İbrahim’in (sahibelerinde yazılı şu gerçekler):53/37

- Ki hiç bir günahkâr, başkasının günah yükünü yüklenmez.

53/38

Bu itibarla tahdis etmiş oldukları rivayet, Kur’an’la çelişkiliolup aslı yoktur.

252- Ebu Hüreyre radıyallahu anh anlatıyor: “Resûlullahaleyhissalâtu vesselâm buyurdular ki:

“kıyamet günü, ateşten bir parça, boyun şeklinde uzanır.Bunun, gören iki gözü, işiten iki kulağı, konuşan bir dilivardır. Der ki: “Ben üç takım (insanı cezalandırmak) içinvazifelendirildim: Allah’la birlikte bir başka ilaha dua edenkimse, bile bile zulmeden cebbâr, tasvirciler." (Resim, heykelv.s. Yapanlar) (K.S. 5121 C.14 S.440 Akçağ, alıntısı Tirmizi,Cehennem 1, (2577))

253- İbnu Abbâs radıyallahu anhümâ anlatıyor: “Resûlullahaleyhissalâtu vesselâm buyurdular ki:

“........... Kim bir sureti tasvir ederse (Kıyamet günü) azabauğrar ve bu yaptığına ruh üflenmesi emredilir, amaüfleyemez." (Bu cehennemde ebedi kalacağı manasındadır)(K.S. 5895 C.16 S.364 Akçağ, alıntısı Buhari, Ta’bir 45; Ebû

Dâvûd, Edeb 96, (5024); Tirmizi, Rü’ya 8, (2284))

Bu iddialarının aslı yoktur. İslam Dininde değil resimyapmak, heykel yapmak dahi men edilmemiştir, hattaövülmüştür. Şöyle ki, Kur’an’dan mealen:

- Süleyman’a sabah gidişi bir ay(lık mesâfe), akşam dönüşü bir ay(lık mesafe) olan rüzgarı boyun eğdirdik ve onun için

erimiş bakırı da kaynağından sel gibi akıttık. Rabb’ininizniyle cinlerden bir kısmı, onun önünde çalışırdı. Onlardankim buyruğumuzdan sapsa, onu alevli azâbı taddırırdık. 34/13

203

Page 204: 50121318-Kutub-i-Sitte-nin-Ele�tirisi-ve-Kuran-a-Arz�-Ferec-Hudur.pdf

7/30/2019 50121318-Kutub-i-Sitte-nin-Ele�tirisi-ve-Kuran-a-Arz�-Ferec-Hudur.pdf

http://slidepdf.com/reader/full/50121318-kutub-i-sitte-nin-eletirisi-ve-kuran-a-arz-ferec-hudurpdf 204/606

- Ona dilediği gibi kaleler, heykeller, havuzlar kadar (geniş)leğenler, sâbit kazanlar yaparlardı. “Ey Davud âilesi,şükredin!"kullarımdan şükreden azdır. 34/13

Görüldüğü gibi, heykel yapılması kötülenmemiş, aksineşükredilmesi gereken bir nimet olarak tanımlanmıştır. Zirayasak olan heykel yapmak değil, heykele tapmadır, bunlarınikisi aynı şey değildir.

254- İyâs İbnu Sa’lebe el-Hârisi radıyallahu anh anlatıyor:“Resûlullah aleyhissalâtu vesselâm buyurdular ki:

“Kim Müslüman bir kimsenin hakkını, yemini ile elegeçirirse artık onun için cehennem vacib olmuştur. AllahTeâla ona cenneti de mutlaka haram kılmıştır.”

“Ey Allah’ın Resûlü! Az bir şey olsa da mı?"diyesormuşlardı.

“Misvak ağacından bir çubuk bile olsa! cevabını verdi."(K.S.

5822 C.16 S.295-296 Akçağ, alıntısı Müslim, İmân 218,(137); Nesâi, Kadâ 29,(8,246))

255- İbnu Abbâs radıyallahu anhümâ anlatıyor: “İki kişiResûlullah aleyhissalâtu vesselâm’ın huzurunda murâfaaolundular. Resûlullah aleyhissalâtu vesselâm müddeiden(davacıdan) beyyine (delil, şahit) talep etti. Adamın bey

yinesi yoktu. Bunun üzerine davalıdan yemin talep etti. O,kendisinden başka ilah bulunmayan Allah’a kasem etti.Resûlullah aleyhissalâtu vesselâm:

“Hayır, sen (iddia edileni) yaptın. Ve lâkin La ilahe İllallahsözündeki ihlas sebebiyle mağfiret olundun!"buyurdu."(K.S.5832 C.16 S.308 Akçağ, alıntısı Ebû Dâvûd, Eymân16,3275))

İki rivayetin çelişkili olduğu açıktır. Birinde yalan yemineden ebedi cehennemlik olurken, diğerinde peygamber 

204

Page 205: 50121318-Kutub-i-Sitte-nin-Ele�tirisi-ve-Kuran-a-Arz�-Ferec-Hudur.pdf

7/30/2019 50121318-Kutub-i-Sitte-nin-Ele�tirisi-ve-Kuran-a-Arz�-Ferec-Hudur.pdf

http://slidepdf.com/reader/full/50121318-kutub-i-sitte-nin-eletirisi-ve-kuran-a-arz-ferec-hudurpdf 205/606

huzurunda muhakeme edilirken yalan yere yemin eden af ediliyor.

256- Ebu Sa’id radıyallahu anh anlatıyor: “Resûlullah

aleyhissalâtu vesselâm buyurdular ki:

“Hakkıyla cehennemlik olan cehennemlikler var ya, onlar cehennemde ne ölürler ne de yaşarlar. Lâkin günahları -yahuthataları denmiştir- sebebiyle ateşe dûçar olan bir kısımkimseler vardır ki, ateş onları tamamen öldürür. Yahut kömür olduktan sonra, kendilerine şefaat edilme izni verilir. Böylecegrup grup getirilirler ve cennet nehirlerine dağıtılırlar. Sonra:

“Ey cennet ehli! Bunların üzerine su dökün" denilir. Bunlar,sel yatağında biten bir ot gibi yeniden biterler." (K.S. 5152C.14 S.467 Akçağ, alıntısı Müslim, İman 306, (185))

257- İmrân İbnu Husayn radıyallahu anh anlatıyor:“Resûlullah aleyhissalâtu vesselâm’ın şefaati ile bir kısıminsanlar cehennemden çıkacak, cennete girecektir. Bunlaracehennemlikler denecektir." (K.S. 5154 C.14 S.469 Akçağ,alıntıları Buhari, Rikâk 513, Ebû Dâvûd, Sünnet 23,(4740);Tirmizi, Cehennem 10,(2603))

258- Ebu Hüreyre radıyallahu anh anlatıyor: “Resûlullahaleyhissalâtu vesselâm buyurdular ki:

“Cehenneme giren iki kişinin oradaki bağırtılarışiddetlenecek. Allah Teâla Hazretleri: “Çıkarın bunları!" buyuracak. Onlara:

“Niçin bağırıyorsunuz?"diye soracak. Onlar:

“Bize merhamet edesin diye böyle yaptık!"diyecekler. RabTeâla:

“Benim size rahmetim gidip kendinizi ateşe atmanızşeklindedir!" buyuracak. Onlar gidecekler. Biri kendisiniateşe atacak. Allah da ateşi ona soğuk ve selametli kılacak.

205

Page 206: 50121318-Kutub-i-Sitte-nin-Ele�tirisi-ve-Kuran-a-Arz�-Ferec-Hudur.pdf

7/30/2019 50121318-Kutub-i-Sitte-nin-Ele�tirisi-ve-Kuran-a-Arz�-Ferec-Hudur.pdf

http://slidepdf.com/reader/full/50121318-kutub-i-sitte-nin-eletirisi-ve-kuran-a-arz-ferec-hudurpdf 206/606

Diğeri kalkar fakat kendisini ataşe atamaz. Allah Teâlâhazretleri:

“Arkadaşının attığı gibi, seni de kendini atmaktan alıkoyan

nedir?" diye sorar. Adam:

“Ey Rabbim, beni ondan çıkardıktan sonra oraya bir keredaha göndermeyeceğini ümit ediyorum!" der. Allah Tealâhazretleri:

“Haydi ümidini verdim!" der. İkisi de Allah’ın rahmetiylecennete sokulurlar." (K.S. 5155 C.14 S.469-470 Akçağ,

alıntısı, Tirmizi, Cehennem 10,(2602))

Daha önce verdiğim örneklerde Mümin olarak ölenkimselerin günahı ne kadar çok olursa olsun cehenneme hiçgirmeden cennete gireceğini, hatta Peygamberi gören veya peygamberi göreni gören kimseye ateş değmeyeceğini iddiaettiklerini rivayet örnekleriyle birlikte vererek yazmıştım.Yukarıdaki rivayetlerde bir kısım kimselerin ateşe girdiktensonra çıkacaklarını iddia etmeleri çelişkilidir.

Bu tür rivayetlerle, cehenneme giren bir kısım insanların bir müddet azab gördükten sonra ordan çıkarılıp cennetegötürüleceklerini iddia ettiler. Güya bir kısmı peygamberinşefaat etmesiyle ve hatta bir kısmı da bağırıp feryat etmeklecehennemden kurtulmasının mümkün olduğunu tahdis ettiler.

Bu ise, insanları boş umutlara sürükleyen, onların takvalıolmamalarına sebep olan bir iddiadır. Cehenneme girdiktensonra, oradan çıkarılıp cennete götürüleceğine umut bağlayan bir çok kimse. Ben müslümanım bu bana yeter deyip, dinigörevlerini yerine getirmediği gibi, haramlardan dakaçınmamaktadır. halbuki durum hiçte öyle değil.Cehenneme azap görmek üzere giren bir kimse ebediyen, ne

azaptan kurtulur, nede cehennemden çıkar. Bu husus çok önemli olduğundan tekrar belirtmemde fayda vardır. Bukonuda Kur’an’dan mealen:

206

Page 207: 50121318-Kutub-i-Sitte-nin-Ele�tirisi-ve-Kuran-a-Arz�-Ferec-Hudur.pdf

7/30/2019 50121318-Kutub-i-Sitte-nin-Ele�tirisi-ve-Kuran-a-Arz�-Ferec-Hudur.pdf

http://slidepdf.com/reader/full/50121318-kutub-i-sitte-nin-eletirisi-ve-kuran-a-arz-ferec-hudurpdf 207/606

Page 208: 50121318-Kutub-i-Sitte-nin-Ele�tirisi-ve-Kuran-a-Arz�-Ferec-Hudur.pdf

7/30/2019 50121318-Kutub-i-Sitte-nin-Ele�tirisi-ve-Kuran-a-Arz�-Ferec-Hudur.pdf

http://slidepdf.com/reader/full/50121318-kutub-i-sitte-nin-eletirisi-ve-kuran-a-arz-ferec-hudurpdf 208/606

- Her yüz kişiden doksan dokuzu çıkar buyurur”. ...........(Buhari, Kitâbu’r Rikaak H.116 C.14 S.6442 Ötüken 1989 )

260-............ Ebû Said (R) şöyle dedi: Rasûlullah (S) şöyle

 buyurdu: “Allah Taâlâ:

- Yâ Âdem! buyurur.

Âdem hemen cevâp olarak:

- Yâ Rabb, mükerreren icâbet eder, her emrini yerinegetirmeye dâimâ kıyâm eylerim. Ve her hayır Sen’in iki

elinde(emir ve nehyinde)dir, der. Allah Taâlâ:

- Ateşe girecekleri (halk arasından) çıkarıp gönder! der .

Âdem:

- Yâ Rabb, ateşe göndereceklerinin miktarı ne kadardır? diyesorar.

Allah Taâlâ:

- Her bin kişiden dokuzyüzdoksandokuzu! diye cevâbverir. ......." (Buhari, Kitâb’r-Rikaak H.117 C.14 S.6443-6444Ötüken 1989)

Bu iki rivayet çelişkilidir, birinde yüz kişiden bir kişi

kurtulacak derken, öbüründe bin kişiden bir kişi kurtulacak denmiştir. Arada tam on misli fark vardır. Rivayetleriincelediğimde dikkatimi çeken şeylerden biri; bu rivayetleriuyduranların rakamlarla aralarının pek barışık olmadığıdır.Bu itibarla, rakamsal çelişkiye düşülen bu rivayetlerinde aslıyoktur.

Ayrıca, hesap günü cehennemlikleri bir araya getirmek vecehenneme sürmek Adem peygamberin işi olmadığı gibi,insanlar hesaba çekilmek üzere ayrı ayrı gruplar teşkil ederek ve her insanın kendi imamıyla olması şeklindedir. Her insan

208

Page 209: 50121318-Kutub-i-Sitte-nin-Ele�tirisi-ve-Kuran-a-Arz�-Ferec-Hudur.pdf

7/30/2019 50121318-Kutub-i-Sitte-nin-Ele�tirisi-ve-Kuran-a-Arz�-Ferec-Hudur.pdf

http://slidepdf.com/reader/full/50121318-kutub-i-sitte-nin-eletirisi-ve-kuran-a-arz-ferec-hudurpdf 209/606

hayattayken kimi önder kabul edip onun peşinden gitmişse,ahrette de hesabını almaya onunla birlikte gider. Kıyametgünündeki durumlarla ilgili olarak Kur’an’dan bazı ayetörnekleri, mealen:

- Sûra üflendi. İşte bu, o tehdid(in gerçekleşmesi) günüdür.50/20

- Her can, yanında bir sürücü ve bir şâhitle geldi. 50/21

- (Allah ona): “Andolsun, sen bundan gaflet içinde idin. Bizsen(in gözün)den perdeni açtık: bu gün artık gözün

keskindir." (dedi). 50/22

- Yanındaki arkadaşı: “İşte yanımdaki hazır" dedi. 50/23

- (Allah sürücü ve şâhide buyurdu ki): “Haydi ikiniz atıncehenneme her inatçı nankörü!" 50/24

- Her insan topluluğunu önderleri ile birlikte çağırdığımız o

günde kimin kitabı sağından verilirse, onlar, en küçük bir haksızlığa uğramamış olarak kitaplarını okurlar. 17/71

- Her insanın (amel) kuşunu boynuna doladık, kıyâmet günüonun için açılmış olarak bulacağı bir kitap çıkarırız: 17/13

- “Kitabını oku, bugün nefsin sana hesapçı olarak yeter!"(deriz). 17/14

- Kitab (ortaya) konulmuştur. Suçluların, onun içindekilerdenkorkarak: “Vah bize, bu kitap da ne oluyor, ne küçük, ne de büyük hiçbir şey bırakmıyor, her (yaptığımız) şeyi sayıpdöküyor!" dediklerini görürsün. Yaptıklarını hazır  bulmuşlardır. Rabb’in kimseye zulmetmez. 18/49

Uydurdukları rivayetlerin Kur’an’a uymadığı açıktır.261- Ebu Hüreyre radıyallâhu anh anlatıyor: “Resulûllahaleyhissalâtu vesselâm buyurdular ki:

209

Page 210: 50121318-Kutub-i-Sitte-nin-Ele�tirisi-ve-Kuran-a-Arz�-Ferec-Hudur.pdf

7/30/2019 50121318-Kutub-i-Sitte-nin-Ele�tirisi-ve-Kuran-a-Arz�-Ferec-Hudur.pdf

http://slidepdf.com/reader/full/50121318-kutub-i-sitte-nin-eletirisi-ve-kuran-a-arz-ferec-hudurpdf 210/606

“Allah Teâla Hazretleri cenneti yarattığı zaman Cibrilaleyhisselâma:

“Git ona bir bak! Buyurdular. O da gidip cennete baktı ve:

“(Ey Rabbim!) Senin izzetine yemin olsun, onu işitip de onagirmeyen kalmayacak, herkes ona girecek!" dedi. (AllahTeâla Hazretleri) cennetin etrafını mekruhlarla (nefsinhoşlanmadığı şeylerle) çevirdi. Sonra: “Hele git ona bir daha bak!" buyurdu. Cebrail gidip ona bir daha baktı. Sonra da:

“Korkarım ona hiç kimse girmeyecek!" dedi. Cehennemiyaratınca, Cebrâil’e:

“Git, bir de şuna bak!" buyurdu. O da gidip ana baktı ve:

“İzzetine yemin olsun, işitenlerden kimse onagirmeyecektir!"dedi. Allah Teâla hazretleri de onun etrafınışehvetlerle (nefsin arzuladığı, câzip şeylerle) kuşattı. Sonrada:

“Git ona bir kere daha bak!" dedi. O da gidip ona baktı.Döndüğü zaman:

“İzzetine yemin olsun, tek kişi kalmayıp herkesin onagireceğinden korkuyorum!"dedi." (K.S. 5124 C.14 S.442-443Akçağ, alıntıları Ebû Dâvûd, Sünnet 25,(4744); Tirmizi,Cennet 21,(2563); Nesâi, Eymân 3, (7, 3))

Ayrıca, Müslim ve Tirmizi’nin Enes’ten tahdis ettiklerinisöyledikleri rivayette de:

262- Hz. Enes radıyallahu anh anlatıyor: “Resûlullahaleyhissalâtu vesselâm buyurdular ki:

“Cennetin etrafı mekârihle (nefsin hoşlanmadığı şeylerle)

sarılmıştır. Cehennemin etrafı da şehevi (nefsin arzuladığı,câzip) şeylerle sarılmıştır. (K.S. 5125 C.14 S.444 Akçağ,alıntısı, Müslim ve Tirmizi.)

210

Page 211: 50121318-Kutub-i-Sitte-nin-Ele�tirisi-ve-Kuran-a-Arz�-Ferec-Hudur.pdf

7/30/2019 50121318-Kutub-i-Sitte-nin-Ele�tirisi-ve-Kuran-a-Arz�-Ferec-Hudur.pdf

http://slidepdf.com/reader/full/50121318-kutub-i-sitte-nin-eletirisi-ve-kuran-a-arz-ferec-hudurpdf 211/606

Cennetin etrafında olanların hoş şeyler olmadığınısöylemekle, Cennete gitmeye sebep olan tüm amellerin,örneğin, İman etme ile güzel ameller işlemenin nefse hoşgelen şeyler olmadığını. Fakat, Cehenneme gitmeye sebep

olan, şirk, küfür, fısk, zülüm ve isyanın nefse hoş gelen şeyler olduğunu iddia etmişlerdir. Bu ise kafir ve müşrik olduklarının kendi ağızlarından itiraflarıdır. Çünkü, müminve takvalı bir kimse cennete götüren amellerden hoşlanır,cehenneme götüren amellerden hoşlanmaz. Bu ise iddiaettiklerinin tersine bir durumdur. Bu konuda örnek verecek olursam, Kur’an’dan mealen:

- Hem bilin ki, içinizde Allah’ın elçisi vardır. Şâyet o, birçok işlerde size uysaydı, sıkıntıya düşerdiniz. Fakat Allah sizeimanı sevdirmiş ve onu kalplerinize ziynet yapmıştır. Küfrü,fıskı ve isyânı da size çirkin göstermiştir. İşte doğru yoldaolanlar bunlardır. 49/7

- (Bu, size) Allah’tan bir lütuf ve nimettir. Allah bilendir;

hikmet sâhibidir. 49/8

Yukarı da, mealini yazmış olduğum ayetlerle, yapmışoldukları rivayetler bir birine terstir. Bu itibarla yapmışoldukları rivayetlerin aslı yoktur.

263- Mutarrıf İbnu Abdillah’ın anlattığına göre, bu zatın ikihanımı vardı. Bunlardan birinin yanından çıkmıştı. Geri

dönünce, hanımı: “Falan hanımın yanından geliyor olmalısın!" dedi. mutarrıf: “Hayır, dedi İmrân İbnuHusayn’ın yanından geliyorum. O bana Resûlullah’ın şusözünü nakletti:

“Cennet sakinlerinin en azı kadınlardır." (K.S. 3309 C.10S.98 Akçağ 1990, alıntısı Müslim, Zikir 95, (2738))

264- Usâme İbnu Zeyd (radıyallahu anhümâ) anlatıyor:“Resûlullah (aleyhissalâtu vesselâm) buyurdular ki: “(Mirâçsırasında) cennetin kapısında durup içeri baktım. Oraya

211

Page 212: 50121318-Kutub-i-Sitte-nin-Ele�tirisi-ve-Kuran-a-Arz�-Ferec-Hudur.pdf

7/30/2019 50121318-Kutub-i-Sitte-nin-Ele�tirisi-ve-Kuran-a-Arz�-Ferec-Hudur.pdf

http://slidepdf.com/reader/full/50121318-kutub-i-sitte-nin-eletirisi-ve-kuran-a-arz-ferec-hudurpdf 212/606

girenlerin büyük çoğunluğunun miskinler olduğunu gördüm.Dünyadaki imkân sahiplerinin cehennemlikleri ateşe gitmeyeemr olun muşlardı, geri kalanlar da mahpus idiler.Cehennemin kapısında da durdum. Oraya girenlerin büyük 

çoğunluğu da kadınlardı." (K.S. 2075 C.7 S.449 Akçağ 1988alıntısı, Buhari, Rikak 51, Müslim, zühd 93, (2736))

Uydurmuş oldukları bu rivayetlerle ve daha birçok rivayetlerde kadınları İslam dininden soğutmayıamaçladıkları gibi, tipik kadın düşmanlığı sergilemişlerdir. Okadar yoğun ve aşağılayıcı bir şekilde uydurma rivayetleriylekadınlara saldırmışlardır ki, İslam dinine saldırmaları konusu bir tarafa, şiddetle kadınları kötülemeye gayret etmişlerdir.Ayrıca yine bir çok rivayetleriyle maddi imkan sahiplerinikötüleyip miskinleri övmüşlerdir. Miskinliğin manası:Fakirlik ve yokluktan doğan acizliktir. Bu iki hususu hangitoplum veya ülke benimseyip uygularsa yıkımdankurtulamaz. İslam dininde, ne cinsiyet ne ırk ne zenginlik nede fakirlik cennete veya cehenneme gitmek için ölçü

değildir. Ölçü olan takvadır. Cennet ve cehennem dışındaceza olarak mahpusluk diye bir şey yoktur.

Kadın düşmanlıklarıyla ilgili olarak Kur’an’dan mealen:

- Onlardan birine dişi (çocuğu olduğu) müjdelendiği zamaniçi öfkeyle dolarak yüzü kapkara kesilir. 16/58

- Kendisine verilen müjdenin kötülüğünden dolayıkavminden gizlenir. (şimdi ne yapsın) onu, hakaretle tutsunmu, yoksa toprağa mı gömsün! Bak ne kötü hükümveriyorlar. 16/59

İşte kadınlar hakkında bu rivayetleri uyduranlar da, mealinivermiş olduğum ayetlerde belirtilen kimseler gibi

kadınlardan, başka bir ifadeyle dişi cinsten nefret edenkimselerdirler. Kadınlara karşı olan nefretlerini, çok azımüstesna çoğu cehenneme gidecek, çok azı cennete gidecek demek suretiyle tatmin etmek istemişlerdir. Hal bu ki, İslam

212

Page 213: 50121318-Kutub-i-Sitte-nin-Ele�tirisi-ve-Kuran-a-Arz�-Ferec-Hudur.pdf

7/30/2019 50121318-Kutub-i-Sitte-nin-Ele�tirisi-ve-Kuran-a-Arz�-Ferec-Hudur.pdf

http://slidepdf.com/reader/full/50121318-kutub-i-sitte-nin-eletirisi-ve-kuran-a-arz-ferec-hudurpdf 213/606

dinin de önemli olan, erkek veya dişi olmak değil de, inançve amel, başka bir ifadeyle takva önemlidir. Kur’an’danmealen:

- İnanıp iyi işler yapanlar, -ki hiç kimseye gücünün üstünde bir şey teklif etmeyiz- İşte onlar cennet halkıdır, onlar oradaebedi kalacaklardır. 7/42

KEVNİ KONULAR HAKKINDA UYDURDUKLARIHADİS ÖRNEKLERİ

265- Hz. Aişe (radıyallahu anhâ) anlatıyor: “Hz. Resûlullah

(aleyhissalâtu vesselâm) (bir gün) aya bakarak: “Ey Aişe,şunun şerrinden Allah’a sığın. Bu, (ayet’i kerimede geçen)ğâsıktır. (Ayet): “Kaybolduğu zaman ayın şerrinden..."demektir”. (K.S. 901 C.4S.427 Akçağ 1988, alıntısı, Tirmizi,Tefsir, Muavvizateyn, (3363) )

Ay ve güneş, büyük faydalarının yanında, gök yüzünün ikisüsüdür, bunlara dahi saldırmaktan kendilerinialamamışlardır. Zira onlar güzel olan her şeye düşmandırlar.Ay’a yapmış oldukları saldırılarına delil olarak 113 Felâk 3ncü ayetini göstermişlerdir. Bu ayette bahsi geçen, Ayolmayıp, bastıran karanlıktır. Şöyle ki, Kur’an’dan mealen:

Rahman ve Rahim Allah’ın adıyla

- De ki: Sığınırım ben, karanlığı yarıp sabâhı ortaya çıkaranRabb’e: 113/1

- Yarattığı şeylerin şerrinden, 113/2

- Bastırdığı zaman karanlığın şerrinden, 113/3

Görüldüğü gibi, Ay dan bahsedilmeyip çöken karanlıktan

 bahsedilmektedir. Öyle ki, karanlık çökmesi, beraberinde bir çok tehlikeleri getirebilmektedir. Ay’dan ise Kur’an’dakaranlık olarak değil, Nur olarak bahsedilmiştir. Yani, Ay’ınvasfı karanlık olmayıp nurdur. Şöyle ki, Kur’an’dan mealen:

213

Page 214: 50121318-Kutub-i-Sitte-nin-Ele�tirisi-ve-Kuran-a-Arz�-Ferec-Hudur.pdf

7/30/2019 50121318-Kutub-i-Sitte-nin-Ele�tirisi-ve-Kuran-a-Arz�-Ferec-Hudur.pdf

http://slidepdf.com/reader/full/50121318-kutub-i-sitte-nin-eletirisi-ve-kuran-a-arz-ferec-hudurpdf 214/606

- “Görmediniz mi Allah nasıl yedi göğü, birbiri üstündetabaka tabaka yarattı ? 71/15

- “Ve Ay’ı bunların içinde bir nur yaptı. Güneşi de bir lâmba

yaptı." 71/16

Görüldüğü gibi Ay şerli değildir, bundan dolayı uydurmuşoldukları rivayetin aslı yoktur.

Güneşe de saldırıda bulunarak onu da şeytana taç yapmayönün de rivayetler uydurmuşlardır. Bu rivayetlerinimaskelemek için de, namazı öne sürmüşlerdir veya kafirler 

Güneş’e doğuşu ve batışı zamanlarında secde ediyorlar  bahanesini uydurmuşlardır. Bu tür şeyler boş iddialardır. ZiraDünyanın tamamını düşündüğümüzde günün her anında,Güneş bir yerde batarken bir başka yerde doğmaktadır. Yanidünyanın dönüşüyle birlikte dünyanın tamamına yakın bir kısmında güneş kesintisiz bir doğuş ve batış halindedir. Buduruma göre, güneş şeytanın boynuzları arasından doğar ve

 batar şeklinde iddia da bulunmak, güneşin, şeytanın boynuzları arasından günün her saati hiç ayrılmıyor manasındadır. Bu konuda uydurmuş oldukları rivayetlerdenörnekler verecek olursam:

266- ........... İbn Umer (R) şöyle demiştir: Rasûlullah (S)şöyle buyurdu: “Güneşin hâcibi (yani ışığı) göründüğü vakit,güneş iyice meydana çıkıncaya kadar nâmazı bırakınız.

Güneşin hâcibi battığı zamân da tâ kayboluncaya kadar nâmazı yine bırakınız. Kılacağınız namazınız için güneşin nedoğma zamânı, ne de batma zamânını tercih ediniz. Çünkü o bir şeytânın-yâhud şeytânın- iki boynuzu arasındançıkar."............. (Buhâri, Kitâbu Bed’i’l-Halk C.7 S.3070 H.81Ötüken 1987.)

267- Abdullah es-Sunâbihi (radıyallahu anh) anlatıyor:“Resûlullah (aleyhissalâtu vesselâm) buyurdular ki: “Güneş, beraberinde şeytanın boynuzu olduğu halde doğar, yükselinceondan ayrılır. Bilahare istiva edince (tepe noktasına gelince)

214

Page 215: 50121318-Kutub-i-Sitte-nin-Ele�tirisi-ve-Kuran-a-Arz�-Ferec-Hudur.pdf

7/30/2019 50121318-Kutub-i-Sitte-nin-Ele�tirisi-ve-Kuran-a-Arz�-Ferec-Hudur.pdf

http://slidepdf.com/reader/full/50121318-kutub-i-sitte-nin-eletirisi-ve-kuran-a-arz-ferec-hudurpdf 215/606

ona tekrar mukarenet (yakınlık) peydah eder. Zevalden sonra(tepe noktasından ayrılıp batıya meylettimi) ondan yineayrılır. Batmaya yakın tekrar ona yakınlık peydah eder, batınca ondan ayrılır.”

Resûlullah (aleyhissâlâtu vesselâm) işte bu vakitlerde namazkılmaktan men etti." (K.S. 2418 C.8 S.303 Akçağ, alıntısı, Nesâi mevâkit 31, (1,275))

268-. ... Amr b. Abese’den demiştir ki:

- Ben (resûl-i Ekrem’e hitaben): “Ey Allah’ın Resulü,

gecenin hangi saatinde (ibadet ve) dua dahamakbuldür?"dedim. (O şöyle) cevap verdi:

“-Gecenin son vaktinde. Sabah namazını kılıncaya kadar veistediğin (nâfileyi) kıl. Çünkü (bu vakitte kılınan) namaz, (vesevabı) yazılmıştır. (Sabah namazını kıldıktan) sonra, güneşdoğup da bir veya iki mızrak boyu yükselinceye kadar (namaz kılmayı) bırak. Çünkü güneş şeytanın boynuzlarıarasından doğar ve kâfirler güneşe (o saatte) tapınırlar. Sonramızrak gölgesiyle bir oluncaya kadar ve istediğin kadar kıl.Çünkü (bu saatte kadar kılınan) namaz şahitlidir (ve sevabı)yazılmıştır. Mızrak gölgesiyle bir olduktan sonra namazı bırak. (Çünkü o saatte) cehennem kızdırılır ve kapıları açılır.Güneş (batıya) meyledince ikindi namazını kılıncaya kadar (ve) istediğin (nafiley)i kıl. Çünkü bu (saatte kılınan) namaz

şahitlidir. (ikindi namazından) sonra güneş batıncaya kadar namazı bırak. Çünkü (güneş) şeytanın boynuzları arasında batar ve kâfirler ona (o saatte) tapınırlar." (Ebû Dâvud, k.Salâtu’t-Tatavvu’(5),Bâb 10 H.1277 C.5 S.41-42 ayrıca,Buhari, be dul-halk 11, Müslim, müsâfirin 290,294; mesacid174; Nesâi, mevâkit 35,40; İbn Mâce, ikâme 148. (Şamil1988))

Görüldüğü gibi, güneşin şeytanın iki boynuzu arasındadoğduğu ve battığı hususunda karar kılmışlardır. Bu isegüneşe karşı hem saldırganlık hem de nankörlüktür.

215

Page 216: 50121318-Kutub-i-Sitte-nin-Ele�tirisi-ve-Kuran-a-Arz�-Ferec-Hudur.pdf

7/30/2019 50121318-Kutub-i-Sitte-nin-Ele�tirisi-ve-Kuran-a-Arz�-Ferec-Hudur.pdf

http://slidepdf.com/reader/full/50121318-kutub-i-sitte-nin-eletirisi-ve-kuran-a-arz-ferec-hudurpdf 216/606

Page 217: 50121318-Kutub-i-Sitte-nin-Ele�tirisi-ve-Kuran-a-Arz�-Ferec-Hudur.pdf

7/30/2019 50121318-Kutub-i-Sitte-nin-Ele�tirisi-ve-Kuran-a-Arz�-Ferec-Hudur.pdf

http://slidepdf.com/reader/full/50121318-kutub-i-sitte-nin-eletirisi-ve-kuran-a-arz-ferec-hudurpdf 217/606

270-. .......... Bize Sufyân (ibn Uyeyne) tahdis edip şöyle dedi:Biz bunu ez-Zuhri’den ezberledik, o da Said İbnu’z-Müseyyeb’den; o da Ebû Hureyre’den. Peygamber (S) şöyle buyurmuştur:

“Sıcak şiddetli olduğu zamân namâzı serinliğe bırakın.Çünkü sıcağın şiddeti cehennemin kaynamasındandır.Cehennem ateşi Rabb’ına şikâyet arz etti de: Yâ Rabb, bir kısmım bir kısmımı yedi, (yâni ben beni yiyiyorum, izin ver)dedi. Allah da iki defa nefes almasına izin verdi. Nefesin birikışın, diğeri yazın. İşte hissetmekte olduğunuz sıcağın enşiddetlisi ile soğuğun en şiddetlisi budur”. (Buhâri, KitâbuMevâkiti’s-Salât H.14 C.2 S.607 Ötüken 1987.)

Bilindiği gibi, mevsimlerin oluşması dünya ekseninin güneşdüzlemine eğik olması dolayısıyladır. Güneş ışınlarınındünyaya dik veya eğik gelmesi, mevsimlerin oluşmasınaneden olmaktadır. Dünyada bazı yerler kış mevsiminiyaşarken, bazı yerlerde yaz mevsimini yaşamaktadırlar. Onun

için iddia ettikleri gibi, bütün dünyayı kapsayacak şekilde yazve kış sıralaması yoktur. Ayrıca, asırlardan beri kutuplar devamlı buzla kaplıdır. Bunların iddialarıyla bunu izah etmek mümkün değildir. Diğer bir hususta Yaz ve Kış cehenneminnefesiyle ilgiliyse, ilkbahar ve sonbahar neyle ilgilidir? Onuniçindir ki, uydurmuş oldukları bu tür rivayetler, gerçeklerle bağdaşmayan boş iddialar olmaktan öteye gidemezler.

Ayrıca Kur’an öğretisine göre cehennemin soğuk olma vasfıyoktur. Kış soğuğuyla cehennem arasında ilişki kurmaları daKur’an’a aykırıdır. Kur’an’dan mealen:

- Solun adamları (amel defterleri, sol tarafından verilenler),nedir o solcular! 56/41

- Delikçiklere işleyen bir ateş ve kaynar su içinde, 56/42

- Kara dumandan bir gölge altında, 56/43

217

Page 218: 50121318-Kutub-i-Sitte-nin-Ele�tirisi-ve-Kuran-a-Arz�-Ferec-Hudur.pdf

7/30/2019 50121318-Kutub-i-Sitte-nin-Ele�tirisi-ve-Kuran-a-Arz�-Ferec-Hudur.pdf

http://slidepdf.com/reader/full/50121318-kutub-i-sitte-nin-eletirisi-ve-kuran-a-arz-ferec-hudurpdf 218/606

- Ki ne serindir, ne de faydalı. 56/44

HADLER VE KISAS HAKKINDA UYDURDUKLARIRİVAYET ÖRNEKLERİ

Bir toplumun sağlıklı bir şekilde ayakta durabilmesi için, otoplumda sağlam bir disiplin olması şarttır. Sağlam bir disiplin de ancak adaletli, hakkaniyetli ve güçlü bir cezahukukuyla mümkündür. Bir topluma uygulanan ceza hukukuadaletsiz ve zalimane şekilde sert olursa, uygulandığıtoplumu ezmek suretiyle öldürür. Eğer adaletsiz, gevşek ve belirsiz ise bu sefer toplum bir birini ezmeye başlar. Bunun

da neticesi diğerinden farklı değildir. Sonuç yine o toplumunölümüyle neticelenir. Onun için bir topluma yapılacak en büyük saldırılardan bir tanesi o toplumun adaletli cezahukukunu bozmak veya o toplumu adaletli bir cezahukukundan yoksun bırakmaktır. Böylece suç ve cezadenkliği kaybolur ceza ya isabetli olmaz yada suçtancaydırıcı olmaktan çıkar. Rüşvetler yayılır, Aynı suça aynı

ceza verilmez, suçu işleyen şahsa göre ceza verme yolunagidilir. Örneğin: maddi gücü olana ayrı ceza, maddi gücüolmayana ayrı ceza verilir. Bununda serbest bir şekildeuygulana bilmesi için çelişik ve bir birine uymayanhükümlerin elde bulunmasına ihtiyaç vardır. Böylece yargıçkeyfine göre içlerinden seçip uygulama imkanına sahip olmuşolur. İşte, hadis adı altında rivayet uydurmacıları, İslam ceza

hukuku yönünde tam bu noktada İslam toplumuna saldırıda bulunmuşlardır. Bu konu da uydurmuş olduklarırivayetlerden örnekler verecek olursam, şöyle ki:

271- Ubâdetu’bnu’s-Sâmit (radıyallahu anh) anlatıyor:“Resûlullah (aleyhissalâtu vesselâm)’a bir vahiy geldiğizaman, vahiy sebebiyle ona bir gam ve keder alır, yüzününrengi uçardı.Bir gün Cenab-ı Hakk yine vahiy indirmişti ki

aynı hal onu sardı. Keder hâli açılınca: “Zina haddiyle ilgilihükmü) benden alın. Allah onlar hakkında yol kıldı (yani çok açık şekilde had beyan etti): Bekâr bekârla zina yapmışsa

218

Page 219: 50121318-Kutub-i-Sitte-nin-Ele�tirisi-ve-Kuran-a-Arz�-Ferec-Hudur.pdf

7/30/2019 50121318-Kutub-i-Sitte-nin-Ele�tirisi-ve-Kuran-a-Arz�-Ferec-Hudur.pdf

http://slidepdf.com/reader/full/50121318-kutub-i-sitte-nin-eletirisi-ve-kuran-a-arz-ferec-hudurpdf 219/606

cezası yüz sopa ve bir yıl sürgündür. Dul dulla zina yaparsayüz sopa ve recm’dir." (K.S. 544 C.3 S.389 Akçağ 1988,alıntıları Müslim, Hudud 13,1690.H; Ebû Dâvud, Hudud 23,4415; Tirmizi, Hudud 8, 1434.)

272-............ Zeyd ibn Hâlid ile Ebû Hureyre(R)’den; şöyledemişlerdir: Peygamber (S): “Yâ Uneys (ibni’ d-Dahhâk), şuzinâ suçu isnad edilen kadına git, eğer o kadın zinâ ettiğiniitiraf ederse ona racm cezâsı uygula" buyurdu. (Buhâri,Kitâbu’t-Vekâle H.14 C.5 S.2145 Ötüken 1987.)

273-............ Abdullah ibn Abbâs (R) şöyle demiştir: Umer 

İbnu’l-Hattâb (R) şöyle dedi:

-Ben insanlar üzerine zamânın uzayıp da herhangi bir sözcünün: “Biz Allah’ın Kitâbı’nda recmi bulmuyoruz"demesinden ve böylece Allah’ın indirmiş olduğu bir farizayıterk etmek sûretiyle sapmalarından endişe etmişimdir. Dikkatediniz! Evli olduğu hâlde zinâ eden kimse üzerine buna

 beyyine delâlet ettiği yâhud gebelik yâhud itiraf olduğundarecm cezâsı sâbit olmuş bir haktır! dedi.

Sufyân ibn Uyeyne: Ben bunu böylece ezberledim: Umer:

-Dikkat edin! Rasûlullah (S) recm etmiştir. O’ndan sonra bizde recm yaptık, dedi, demiştir. (Buhâri, Kitâbu’l-Muhâribinmin Ehli’l-Küfri ve’r-Riddeti H.24 C.14 S.6680-6681 Ötüken

1989.)

274- ............. İbn Şihâb şöyle demiştir: Bana Ebû Seleme ibnAbdirrahmân, Câbir ibn Abdullah (R)’tan şöyle tahdis etti:Eslem kabilesinden (Mâiz ibn Mâlik isminde) bir adam,Rasûlullah(S)’a geldi aleyhine dört defâ şahâdet etti. Buşahâdetler üzerine Rasûlullah emretti de o adam recm olundu.

Bu adam evli olduğu hâlde zinâ etmişti. (Buhari, Kitâbu’l-Muhâribin min Ehli’l-Küfri ve’r_Riddeti H.13 C.14 S.6667Ötüken)

219

Page 220: 50121318-Kutub-i-Sitte-nin-Ele�tirisi-ve-Kuran-a-Arz�-Ferec-Hudur.pdf

7/30/2019 50121318-Kutub-i-Sitte-nin-Ele�tirisi-ve-Kuran-a-Arz�-Ferec-Hudur.pdf

http://slidepdf.com/reader/full/50121318-kutub-i-sitte-nin-eletirisi-ve-kuran-a-arz-ferec-hudurpdf 220/606

Yukarıda yazmış olduğum dört rivayet örneğinde görüldüğügibi. Bekarın bekarla zina etmesi halinde verilecek cezanınyüz sopa ve bir yıl sürgün olduğu. Erkeklerden veyakadınlardan evlenip de zina eden kimseler zina ettikleri

zamanda dul dahi olsalar uygulanacak olan cezanın recmcezası olduğunu kesin olarak iddia ettiler. Yani tahdisettiklerine göre böyle kimseler ölünceye kadar taşlanacaklardır. Bu cezanın Kur’an dışında bir ayetolduğunu iddia ile, bunu uygulamayan kimselerin sapıklığadüşeceğini ve ayet her ne kadar Kur’an’da yer almamışsadahi yine de uygulanmasının farz olduğunu iddialarına

mesnet yaptılar. Bu iddiaları gerçeğe uymamaktadır. Eğer müslümanlar Kur’an’da yer almayıp nesh edilmiş, yani iptaledilmiş ayetlerden sorumlu iseler, bu ayetleri uygulamamalarıhalinde sapacaklarsa o zaman nesh edilmiş ve Kur’an’da yer almayan ayetlerin aranıp bulunması mecburiyeti doğmuşolur. Bunun manası Kur’an dışında Kur’an aramaktan başka bir şey değildir. Hem bu öyle bir arayıştır ki bulunan eldekiKur’an ayetlerini nesh yani iptal edebilmektedir. Tahdisederek var ve geçerli olduğunu iddia ettikleri recm ayeti,kendi ifadeleriyle mensuh olduğunun söylenmesine rağmen,değilmi ki recm ayeti mensuh olarak Kur’an dışında vardır deyip, Kur’an’da mevcut ayetlerden üstün tutmaktadırlar.Böylece bir rivayetten başka bir şey olmayan bu iddialarınıKur’an’a üstün tutmakla, rivayetlerinin Kur’an’dan üstünolduğunu söylemiş olmaktadırlar. Zaten daha önce de

 belirttiğim gibi rivayetleri din olarak kabul edenlerin temelhareket noktası rivayetlerin Kur’an’ı nesh yani iptaledebileceğini iddia etmeleridir ve bunu da önderleri ağzındanaçıkça söylemekten de çekinmemişlerdir. Dikkat edilirse,rivayetleri uydurmalarında ki temel amaç MüslümanlarıKur’an’dan uzaklaştırmaktır, burada da yapmak istedikleriayni şeydir, bundan dolayı eldeki Kur’an dışında, elde ki

Kur’an’dan daha üstün ayetler ihtiva eden Kur’an Külliyatıvardır ve siz bundan sorumlusunuz demektedirler.

220

Page 221: 50121318-Kutub-i-Sitte-nin-Ele�tirisi-ve-Kuran-a-Arz�-Ferec-Hudur.pdf

7/30/2019 50121318-Kutub-i-Sitte-nin-Ele�tirisi-ve-Kuran-a-Arz�-Ferec-Hudur.pdf

http://slidepdf.com/reader/full/50121318-kutub-i-sitte-nin-eletirisi-ve-kuran-a-arz-ferec-hudurpdf 221/606

Bilindiği gibi nesh iptal manasındadır, buna rağmen Allahtarafından iptal edilmiş bir ayetin uygulanması gerektiği nasıliddia edilebilir, bu durumda iptalin hiçbir manası kalmaz, buda açık bir çelişki meydana getirir. Kur’an ise çelişkilerden

uzak bir kitaptır. Allah tarafından nesh edilen veyaunutturulan her ayetin yerine mutlaka, Allah tarafındanKur’an’a bir ayet getirilmiştir. Kur’an’da boşluk olmasımümkün değildir. Onun için Kur’an dışında gidip ayetaramanın gerektiğini veya Kur’an ayetidir deyip Kur’andışında hüküm uygulamayı önermek, şeytanın bir hilesinden başka bir şey değildir.

 Nesih konusunda Kur’an’dan örnek verecek olursam, mealen:

- Biz, bir ayeti nesh edersek, yahut unutturursak, ondan dahahayırlısını, yahut onun dengini getiririz. Allah’ın her şeyekadir olduğunu bilmez misin? 2/106

Görüldüğü gibi iddiaları Kur’an’a uymamaktadır. Ayrıca

recm konusunda da çelişkili iddialar içerisindeler. İşlerinegeldiği zaman recm cezası uygulamamak için rivayetler uydurmuşlardır. Bu tür rivayetlerine örnek verecek olursam:

275- Şa’bi (rahimehumullah) anlatıyor: “Hz. Ali (radıyallahuanh), kadını recm ettiği zaman onu perşembe günü dövdü,Cuma günü de recm etti. Ve şunu söyledi: “OnuKitabullah(ın hükmü) ile celde, Resûlullah (aleyhissalâtu

vesselâm)’ın sünneti ile de recm tatbik ettim”. (K.S. 1611 C.6S.246 Akçağ 1989 alıntısı Buhâri, Hudud 21.)

Bu rivayette recmin farz olmayıp sünnet olduğunu tahdisetmekle, evvelki rivayetleriyle çelişkiye düşmüşlerdir.

276- Ebu İmâme (radıyallahu anh) anlatıyor: "Resûlullah

(aleyhissalâtu vesselâm) ile beraber mescidde idik. O esnada bir adam geldi ve:

221

Page 222: 50121318-Kutub-i-Sitte-nin-Ele�tirisi-ve-Kuran-a-Arz�-Ferec-Hudur.pdf

7/30/2019 50121318-Kutub-i-Sitte-nin-Ele�tirisi-ve-Kuran-a-Arz�-Ferec-Hudur.pdf

http://slidepdf.com/reader/full/50121318-kutub-i-sitte-nin-eletirisi-ve-kuran-a-arz-ferec-hudurpdf 222/606

“Ey Allah’ın Resûlü, ben bir hadd işledim, bana cezasınıver!"dedi. Resûlullah adama cevap vermedi. Adam talebinitekrar etti. Aleyhissalâtu vesselâm yine sükut buyurdu.Derken (namaz vakti girdi ve) namaz kılındı. Resûlullah

(aleyhissalâtu vesselâm) namazdan çıkınca adam yine peşinedüştü, ben adamı takip ettim. Ona ne cevap vereceğiniişitmek istiyordum. Efendimiz adama:

“Evinden çıkınca abdest almış, ab destini de güzel yapmışmıydın?"buyurdu. O:

“Evet ey Allah’ın Resûlü!"dedi. Efendimiz:

“Sonra da bizimle namaz kıldın mı?"diye sordu. Adam:

“Evet ey Allah’ın Resûlü!"deyince, Efendimiz:

“Öyleyse Allah Teâla haddini -veya günahını demişti- affetti" buyurdu”. (K.S. 2320 C.8 S.214 Akçağ 1989, alıntıları.Buhari, Hudud 27, Tevbe 44, 45,(2764,2765); Ebu Dâvût,

Hudud 9,(4381))

277- Hz. Enes (radıyallahu anh) anlatıyor: “Ben Resûlullah(aleyhissalâtu vesselâm)’ın yanında idim. Bir adam huzurunagelerek:

“Ey Allah’ın Resûlü, dedi, ben bir hadd(suçu) işledim,

cezasını tatbik et!"Resûlullah (aleyhissalâtu vesselâm) adama (bir şey) sormadı.Derken namaz vakti girdi. Rasûlullah’la birlikte o da namazkıldı. Aleyhissalâtu vesselâm namazını tamamlayınca, adamyanına geldi ve:

“Ey Allah’ın Resûlü dedi, ben hadd (çeşidine giren bir suç)

işledim. Bana Allah’ın kitabını tatbik et!"

“Efendimiz:

222

Page 223: 50121318-Kutub-i-Sitte-nin-Ele�tirisi-ve-Kuran-a-Arz�-Ferec-Hudur.pdf

7/30/2019 50121318-Kutub-i-Sitte-nin-Ele�tirisi-ve-Kuran-a-Arz�-Ferec-Hudur.pdf

http://slidepdf.com/reader/full/50121318-kutub-i-sitte-nin-eletirisi-ve-kuran-a-arz-ferec-hudurpdf 223/606

“Öyleyse git. Zira Allah, senin günahını affetti" veya -haddiniaffetti" dedi. "(K.S. 2321 C.8 S.217 Akçağ, alıntısı. Buhari,Hudud 17; Müslim, Tevbe 44, 45, (2764-2765), Hudud 24,(1696))

Bu son iki rivayette, kişi hadd cezası gerektirecek ne suçişlerse işlesin, eğer namaz kılıyorsa affedilmiştir demektedirler, böylece had cezasını gerektirecek her ne suçişlemiş olursa olsun böyle bir kimseye kesinlikle had cezasıuygulanamaz, zira rivayetlerde kendisine hadd cezasıuygulanmasını talep eden ve namaz kıldığından dolayıaffedildiği söylenen şahıs, hadd cezasını gerektirecek hangisuçu işlediğini söylememiştir. Buda zina dahil bütün haddcezalarının namaz kılan kimse hakkında uygulanamayacağımanasındadır. Böylece işlerine geldiği zaman hadd cezasınıkişi namaz kılıyor diye uygulamaya bilirler. Veya hadd cezasıuygulanacak şahıs suç işledikten sonra namaza başlasa dahi bu rivayetlere göre kendisine hadd cezası uygulanamaz.Böylece iddialarına göre namaz kılan şahıslar serbestçe zina

edebilirler veya başkaca had suçu işleyebilirler.. Örneğin bukonuda bir rivayette şöyle demişlerdir:

278-............ İbn Mus’ûd (R) şöyle demiştir: Bir kimse(yabancı) bir kadından bir öpücük aldı. Müteâkiben o zatPeygamber’e geldi ve olan işi ona haber verdi. Bu hâdiseüzerine Aziz ve Celil olan Allah, şu âyeti indirdi:

“Gündüzün iki tarafında, gecenin de yakın saatlerindedosdoğru namâz kıl. Çünkü güzellikler kötülükleri(günâhları) giderir. Bu, iyi düşünenlere bir öğüttür" (Hûd114)

Bunun üzerine o kimse: Yâ Rasûlullah, bu yalnız benim içinmi? Diye sordu. Rasûlullah (S): “Ümmetimin hepsi için,

 bütün ferdleri içindir" buyurdu. (Buhari, Kitâbu Mevâkiti’s-Salât H.5 C.2 S.600-601 Ötüken 1987)

223

Page 224: 50121318-Kutub-i-Sitte-nin-Ele�tirisi-ve-Kuran-a-Arz�-Ferec-Hudur.pdf

7/30/2019 50121318-Kutub-i-Sitte-nin-Ele�tirisi-ve-Kuran-a-Arz�-Ferec-Hudur.pdf

http://slidepdf.com/reader/full/50121318-kutub-i-sitte-nin-eletirisi-ve-kuran-a-arz-ferec-hudurpdf 224/606

İstedikleri zaman istedikleri cezayı uygulamamak veinsanları, Allah yolundan saptırmak için, kişi eğer sevapişliyorsa kötülük işlemek ona zarar vermez iddiasında bulundular. İddialarına delil olarak ta Hûd sûresi 114 ayetini

gösterdiler. Hal bu ki, Hûd Sûresi 114. Ayetinde kastedilen,iyilik edenlerin veya başka bir deyişle, hayır işleyenlerin,işlemiş oldukları sevapları, onlardan kötülükleriuzaklaştıracağı yani bu kimselerden kötü işlerin uzaklaşacağı, böylece bu kimselerin günah işlememek için dirençlerininartacağı şeklindedir. Dikkat edilirse Hûd Sûresi 114. Ayette bu husus için Namaz örnek gösterilmiştir. Durumun onların

iddia ettikleri gibi olmadığını belirtmek için, Kur’an’danörnek verecek olursam, mealen:

- Gündüzün iki tarafında ve gecenin (gündüze) yakınsaatlerinde namaz kıl; çünkü iyilikler, kötülükleri uzaklaştırır.Bu, ibret alanlara bir öğüttür. 11/114

- Kitab’dan sana vahye dileni oku ve namazı da kıl. Çünkü

namaz, kötü ve iğrenç şeylerden vaz geçirir. Allah’ı anmak,elbette en büyük (ibadet)tir. Allah, ne yaptığınızı bilir. 29/45

Demek ki, kastedilen, sevabın varsa günah işlesen sana zararıolmaz manasında değildir. Sevap işlersen takvalı bir kimseolursun, kötülük işlememek için direncin artar, kötülükler senden uzaklaşır manasındadır.

İslami konular da o kadar ciddiyetsiz ve saldırgandırlar ki,karışıklık çıkarmak için akıllarına gelen her çeşit bozukluğurivayet etmekten çekinmezler. Örneğin recm konusunda şurivayeti naklettiler:

279- ............. Amr İbn Meymûn şöyle demiştir: ben Câhiliyetdevrinde zinâ etmiş olan maymunun üzerine birçok 

maymunların toplanmış olduklarını gördüm. Maymunlar ozina eden maymunu recm ettiler. Ben de maymunlar topluluğunun berâberinde zinâ eden maymuna taş attım.

224

Page 225: 50121318-Kutub-i-Sitte-nin-Ele�tirisi-ve-Kuran-a-Arz�-Ferec-Hudur.pdf

7/30/2019 50121318-Kutub-i-Sitte-nin-Ele�tirisi-ve-Kuran-a-Arz�-Ferec-Hudur.pdf

http://slidepdf.com/reader/full/50121318-kutub-i-sitte-nin-eletirisi-ve-kuran-a-arz-ferec-hudurpdf 225/606

(Buhari, Kitâbu Menâkıbi’l-Ensâr H.68 C.8 S.3600-3601Ötüken 1987.)

Recm cezasının uygulanmasını savundukları rivayetlerde,

uygulanma şartını şahsın evlenmiş olup olmadığı hususuna bağlamışlardır. Böylece karşı tarafın durumu hiç dikkatealınmamıştır. Öyle ki, kendisiyle zina edilen kimse cinsiyetyönünden erkek midir, kadın mıdır, veya zina bir hayvana mıuygulanmıştır, veya namuslu bir kadın mı saldırıyauğramıştır, veya küçük bir çocuk mu zorla zina olayına aletedilmiş veya zina olayın da zinayı işleyen iki taraf bunuanlaşarak gönüllü olarak mı yapmışlardır. Bu gibi hususlar hiç dikkate alınmamıştır. Örneğin, bekar olup hiç evlenmemiş bir kimse, namuslu bir kadına veya kıza saldırıp zorla tecavüzederse buna uygulanacak cezanın yüz sopa ve bir yıl sürgünolduğunu, fakat evlenmiş olan veya evlenmiş olup ta dulkalmış bir kimsenin bir fahişeyle anlaşarak zina etmesihalinde bu kimseye uygulanacak cezanın recm olduğunuhatta fahişenin de evlenmiş olması durumunda ona da aynı

cezanın uygulanacağı iddi ve rivayet etmeleri adaletsiz bir uygulamadır ve Kur’an’ın bu hususlarda ihtiva ettiğihükümlere uymamaktadır. Kur’an’ın bu hususlarda ihtivaettiği ayetlerden örnekler vererek konuya bakacak olursak durum şudur, mealen:

- Zina eden kadın ve zinâ eden erkeğin her birine yüz değnek 

vurun; Allah’a ve âhiret gününe inanan (insan)lar isenizAllah’ın dini(ni uygulama hususu)nda sizi, onlara karşı acımaduygusu tut(up engelle)mesin. Müminlerden bir grup dayapılan azaba şahid olsun. 24/2

Yukarıda meali yazılı bu ayet, başkaları tarafından hiçbir zorlama olmadan kendileri isteyerek nefislerine uymak suretiyle karşılıklı anlaşarak zina eden erkek ve kadınlar 

hakkındadır. Evli veya bekar olmaları bu durumudeğiştirmez. Yani, karşılıklı anlaşmak suretiyle zina edenerkek ve kadının her birine, evli olsunlar veya bekar olsunlar 

225

Page 226: 50121318-Kutub-i-Sitte-nin-Ele�tirisi-ve-Kuran-a-Arz�-Ferec-Hudur.pdf

7/30/2019 50121318-Kutub-i-Sitte-nin-Ele�tirisi-ve-Kuran-a-Arz�-Ferec-Hudur.pdf

http://slidepdf.com/reader/full/50121318-kutub-i-sitte-nin-eletirisi-ve-kuran-a-arz-ferec-hudurpdf 226/606

verilecek ceza aynıdır. Ancak müslüman bir kimseyle evliolup ta zina eden mümin cariyelere, hür olup ta zina edenkadınlara verilen cezanı yarısı verilir, bu da gösteriyor ki,zina eden evli kadınlar recm edilemez, zira recm ölünceye

kadar taşlanmak demektir. Durum böyle olunca, zina eden ve bir müslümanla evli olan bir mümin cariyeye nasıl yarımrecm uygulamak mümkün olur, çünkü recm ederek yarıöldürmek diye bir şey mümkün değildir. Kur’an’dan buhususta örnek verecek olursam, mealen:

- İçinizden inanmış hür kadınlarla evlenmeye gücü yetmeyenkimse elleriniz altında bulunan inanmış genç kızlarınız(sayılan) cariyelerinizden alsın. Allah sizin imanınızı daha iyi bilir. Hepiniz bir birinizdensiniz (hepiniz ademsoyundansınız. İnsanlık bakımından aranızda bir fark yoktur).Öyle ise iffetli yaşamaları, zina etmemeleri ve gizli dost datutmamaları şartıyla sahiplerinin izniyle onlarla evlenin,ücretlerini (mehirlerini)de güzelce verin. Evlendikten sonra bir fuhuş yaparlarsa onlara hür kadınlara yapılan cezanın

yarısı (uygulanır). Bu(cariye ile evlenme), içinizden sıkıntıyadüşmekten korkanlar içindir. Sabretmeniz ise sizin için dahaiyidir. Allah bağışlayan, esirgeyendir. 4/25

Görüldüğü gibi rivayetleri, Kur’an’la çelişmektedir. Zirayarım recm cezası uygulanması mümkün değildir. Eğer iddiaettikleri gibi zina eden evlilere recm cezası uygulanması

gerekiyorsa, aynı suçu işleyen cariyelere yarım recmuygulaması nasıl izah edilebilir.

Daha önce belirttiğim gibi zina suçu işlendiğinde verilecek cezayı, işleyenler yönünden evli olup olmamaları esasına bağlamışlardır. Bu esasa göre bekar olup ta mümin kadınlarazorla tecavüz eden kimselere yüz değnek ve bir yıl sürgüncezası, evli olup ta bir bir fahişeyle zina eden kimseye, velev

ki dul olsa dahi recm cezası uygulanacağını iddia etmişlerdir.hal bu ki, Kur’an’a göre durum hiçte öyle değildir. Müminkadınlara değil saldırıp tecavüz etmek, onlara sözle iftira

226

Page 227: 50121318-Kutub-i-Sitte-nin-Ele�tirisi-ve-Kuran-a-Arz�-Ferec-Hudur.pdf

7/30/2019 50121318-Kutub-i-Sitte-nin-Ele�tirisi-ve-Kuran-a-Arz�-Ferec-Hudur.pdf

http://slidepdf.com/reader/full/50121318-kutub-i-sitte-nin-eletirisi-ve-kuran-a-arz-ferec-hudurpdf 227/606

edipte eziyet edenlere, bu hallerinden vazgeçmemelerihalinde, Kur’an’a göre uygulanacak ceza yakalandıklarıyerde öldürülmeleridir! Bu hususta Kur’an’dan, mealen:

- Mü’min erkeklere ve mü’min kadınlara, bir şeyyapmadıkları halde eziyet edenler, bir iftira ve açık bir günahyüklenmişlerdir. 33/58

- Ey Peygamber! Hanımlarına, kızlarına ve müminlerinkadınlarına (bir ihtiyaç için dışarı çıktıkları zaman) örtüleriniüstlerine almalarını söyle. Onların tanınmaması veincitilmemesi için en elverişli olan budur. Allah, çok 

 bağışlayan, çok esirgeyendir. 33/59

- Andolsun iki yüzlüler, kalplerinde hastalık bulunanlar,şehirde kötü haberler yayanlar (bu hallerinden)vazgeçmezlerse seni onlara musallat ederiz (onlarlasavaşmanı ve onları şehirden sürüp çıkarmanı sanaemrederiz); sonra orada, senin yanında ancak az bir zaman

kalabilirler. 33/60

- Lanetlenirler; nerede rastlansalar yakalanır öldürülürler.33/61

- Allah’ın önceden geçen milletler hakkında da sünneti(kanunu) budur, ve Allah’ın sünnetinde bir değişme bulamazsın. 33/62

Görüldüğü gibi, müminlere iftira edenlere, bu huylarındanvazgeçmemeleri halinde verilecek ceza o iftiracılarınöldürülmesidir. Bu duruma göre fiilen saldıranlara nasılolurda yüz değnek vurulacağı iddi edilebilir. Bu Kur’an’auymayan asılsız bir iddiadır.

Recm konusun da, Kur’an’dan örnek aldığımızda, bu cezanın

erkek, erkeğe sapık cinsi ilişki içinde olan, Lût kavmineverildiğini görürüz. Yaptıklarının kötü bir şey olduğukendilerine bildirilmiş olmasına rağmen, ıslah olmayan, Lût

227

Page 228: 50121318-Kutub-i-Sitte-nin-Ele�tirisi-ve-Kuran-a-Arz�-Ferec-Hudur.pdf

7/30/2019 50121318-Kutub-i-Sitte-nin-Ele�tirisi-ve-Kuran-a-Arz�-Ferec-Hudur.pdf

http://slidepdf.com/reader/full/50121318-kutub-i-sitte-nin-eletirisi-ve-kuran-a-arz-ferec-hudurpdf 228/606

 peygamberin kavmi üzerine Allah taş yağdırmıştı. Bu konudaKur’an’dan mealen:

- Lût’u da (gönderdik). Kavmine dedi ki: “Siz, sizden önce

âlemlerden hiç birinin yapmadığı fuhuşu mu yapıyorsunuz?7/80

- “Siz, kadınları bırakıp erkeklere şehvetle gidiyorsunuz ha!doğrusu siz, israfçı (azgın) bir kavimsiniz! 7/81

- Kavminin cevabı: “Onları (şu Lût ve taraftarlarını)kentinizden çıkarın, çünkü onlar, fazla temizlenen

insanlardır" demekten başka olmadı. 7/82

- Biz de onu ve âilesini kurtardık, yalnız karısı(nıkurtarmadık). Çünkü o, geride kalanlardan oldu. 7/83

- Ve üzerlerine bir (taş) yağmur(u) yağdırdık; bak iştesuçluların sonu nasıl oldu! 7/84

Ayrıca bu cezayı emsal olarak aldığımızda, benzer sapık ilişkilerinde bu ceza kapsamına girdiğini görürüz. Örneğin,kişinin kendi öz annesiyle, öz kardeşiyle, küçük çocuklarlaveya eşiyle normal olmayan yoldan veya hayvanlarlayapacağı cinsel ilişkiler bu tür ilişkilerdendir, bu ve bu gibiilişkiler recm cezası kapsamına girer. Şu kadarla ki kişiyaptığının suç olduğunu bilmiş olmalı, yani uyarılmış veya

uyarılmış olduğundan şüphe olmamalıdır. Eğer kişi kesinolarak yaptığının suç olduğunu bilecek konumda ise, suçkonusunda uyarıldığı ve buna rağmen direterek suç işlediğikabul edilir.

Lût kavminin uyarıldığı konusunda Kur’an’dan mealen:

- Ve üzerlerine bir yağmur yağdırdık, uyarıl(ıp da yola

gelmey)enlerin yağmuru hakikaten çok kötü oldu! 26/173

- Emrimiz gelince, oranın altını üstüne getirdik ve üzerlerine(balçıktan) pişirilip istif edilmiş taşlar yağdırdık. 11/82

228

Page 229: 50121318-Kutub-i-Sitte-nin-Ele�tirisi-ve-Kuran-a-Arz�-Ferec-Hudur.pdf

7/30/2019 50121318-Kutub-i-Sitte-nin-Ele�tirisi-ve-Kuran-a-Arz�-Ferec-Hudur.pdf

http://slidepdf.com/reader/full/50121318-kutub-i-sitte-nin-eletirisi-ve-kuran-a-arz-ferec-hudurpdf 229/606

- (O taşlar:) Rabbin katında işaretlenerek (yağdırılmıştır).Onlar zalimlerden uzak değildir. 11/83

Ceza hukukuyla ilgili olarak, diğer hadis rivayetlerinden

örnekler:

280- Habib İbnu Sâlim (rahimehumullah) anlatıyor:“Abdurrahmân İbnu Huneyn denen bir adam karısınıncâriyesine temasta bulundu. Hâdise, Kûfe emiri Nu’man İbnuBeşir (radıyallahu anh)’e götürüldü.

“- Ben, dedi, hakkınızda, Resûlullah (aleyhissalâtu

vesselâm)’ın hükmüyle hükmedeceğim: “Eğer zevcen,cariyeyi sana helâl ederse, yüz değnek yiyeceksin, helâletmezse recm edileceksin...”

Sonra (tahkik etti) karısının câriyeyi adama helâl ettiğinigörünce, emir yüz değnek vurdu”. (K.S. 1598 C.6 S.224Akçağ, alıntıları, Tirmizi, Hudûd 21,(1451); Ebu Dâvud,Hudûd 28,(4458,4459); Nesâi, Nikâh 70,(6,124); İbnu Mâce,Hudûd 8,(2551))

281- Seleme İbnu Muhabbak (radıyallahu anh) anlatıyor:“Resûlullah (aleyhissalâtu vesselâm), hanımının câriyesinetemas eden bir adam hakkında şöyle hükmetti: “Eğer, adamcâriyeyi zorladı ise, câriye hürdür, adam, câriyenin efendisine(yani karısına) mislini borçlanmıştır, câriye rıza göstermişse,

câriye adamın olur, câriyenin efendisine, onun bir mislini borçlanır." (K.S. 1599 C.6 S.225 Akçağ, alıntıları, EbuDâvûd, Hudud 28,(4460,4461); Nesâi, Nikâh 70,(7,124);İbnu Mâce, Hudûd 8,(2553))

Her iki rivayette işlenen olay aynı olmasına rağmen verilenhükümler bir birleriyle çelişkilidir. Birinci rivayette yüz

değnek veya recm söz konusu iken, ikincisinde sadececariyenin bedeli borçlandırılmıştır.

229

Page 230: 50121318-Kutub-i-Sitte-nin-Ele�tirisi-ve-Kuran-a-Arz�-Ferec-Hudur.pdf

7/30/2019 50121318-Kutub-i-Sitte-nin-Ele�tirisi-ve-Kuran-a-Arz�-Ferec-Hudur.pdf

http://slidepdf.com/reader/full/50121318-kutub-i-sitte-nin-eletirisi-ve-kuran-a-arz-ferec-hudurpdf 230/606

282- ........... Âise (R): Peygamber (S) zamânında hiçbir hırsızın eli mıcenn denilen yâhud hacefe denilen bir kalkan bedelinden daha aşağıda bir mal için kesilmemiştir. Hâlbuki bu kalkanlardan her biri kıymetli şeylerdi, demiştir. (Buhari,

Kitâbu’l-Hud^d H.24 C.14 S.6652 Ötüken 1989)

283- Hz. Ebu Hüreyre (radıyallahu anh) anlatıyor:“Resûlullah (aleyhissalâtu vesselâm) şöyle buyurdular:“Allah, bir yumurta çalıp da eli kesilen, bir ip çalıp da elikesilen hırsıza lânet etsin”. (K.S. 1626 C.6 S.263 Akçağ,alıntısı, Buhari, Hudûd 13,7; Müslim, Hudud 7,(1687); Nesâi,Sârik 1, (7, 65))

Her iki rivayet bir birleriyle çelişkilidir. Birincisinde kıymetli bir mal olmasa hırsızın eli kesilmez denmişken, öbüründe, bir yumurta veya ip için kesilir denmesi çelişkidir.

284- Abdurrahmân İbnu Avf anlatıyor: “Resûlullahaleyhissalâtu vesselâm buyurdular ki: “Muhtelis (yankesici)

kimseye el kesme cezası verilmez." (K.S. 6798 C.17 S.321Akçağ 1993, alıntısı, İbn-i Mâce 2592.)

Yankesicilik hırsızlığın ta kendisidir, onun için bu rivayetinaslı yoktur. Bilindiği gibi yankesiciler ellerini kullanmak suretiyle, sinsice insanların ceyblerinden paralarını v.s. çalankimselerdir. Bundan dolayı yankesicilik hırsızlıktan başka bir şeyle tanımlanamaz.

285- Hz. Câbir (radıyallahu anh) anlatıyor: “Resûlullah(aleyhissalâtu vesselâm)’a bir hırsız getirilmişti.

“- Öldürün onu!" diye emretti. Kendisine:

“-Ey Allah’ın Resûlü, bu adam sadece çaldı" denildi. Bununüzerine:

“- Öyleyse (elini) kesin!"dedi ve derhal eli kesildi. Sonra aynıadam ikinci sefer getirildi. Yine:

230

Page 231: 50121318-Kutub-i-Sitte-nin-Ele�tirisi-ve-Kuran-a-Arz�-Ferec-Hudur.pdf

7/30/2019 50121318-Kutub-i-Sitte-nin-Ele�tirisi-ve-Kuran-a-Arz�-Ferec-Hudur.pdf

http://slidepdf.com/reader/full/50121318-kutub-i-sitte-nin-eletirisi-ve-kuran-a-arz-ferec-hudurpdf 231/606

“-Öldürün onu!"diye emretti. Kendisine:

“-Ey Allah’ın Resûlü, bu adam hırsızlık yaptı" dendi. Bununüzerine:

“-Öyleyse kesin!" dedi ve derhal (sol ayağı) kesildi. Sonraüçüncü defa getirildi ve hırsızlık yaptığı söylendi. Hz.Peygamber:

“- Öldürün onu! diye emretti. Kendisine

“-Ey Allah’ın Resûlü, bu adam hırsızlık yaptı" denildi. Bunun

üzerine:

“(Sol elini) kesin! Diye emretti. Sonra aynı adamı dördüncükere getirdiler.

“- Öldürün onu!" buyurdu. Kendisine:

“-Ey Allah’ın Resûlü, bu adam hırsızlık yaptı" dediler. Bunun

üzerine:

“-(Sağ ayağını da) kesin! diye emir buyurdu. Aynı adam beşinci sefer getirildi. Hz. Peygamber (aleyhissalâtuvesselâm):

“-Öldürün onu! diye emretti. Hz. Cabir (radıyallahu anh) der ki: “Adamı götürüp öldürdük. Sonra götürüp bir kuyuya attık,

üzerine de taşla doldurduk”. (K.S. 1631 C.270-271 Akçağ,alıntıları, Ebu Dâvûd, Hudud 20, (4410); Nesâi Sârik 15,(8,90,91))

Kur’an’da, hırsıza kaç kere hırsızlık yaparsa yapsın, öldürmecezası hükmedilmemiştir. Ayrıca hiçbir şey sormadan, peygamberin yanına getirilen şahsa ölüm cezası vermesi ve

çevresindekilerin, bu şahıs sadece hırsızlık yapmıştır diyerek uyarması üzerine, ölüm cezasını geri aldığı yolundakiiddiaları, peygambere karşı yapılmış bir iftiradır. Suçlununsuçunu öğrenmeden, onu muhakeme etmeden, peygamberin

231

Page 232: 50121318-Kutub-i-Sitte-nin-Ele�tirisi-ve-Kuran-a-Arz�-Ferec-Hudur.pdf

7/30/2019 50121318-Kutub-i-Sitte-nin-Ele�tirisi-ve-Kuran-a-Arz�-Ferec-Hudur.pdf

http://slidepdf.com/reader/full/50121318-kutub-i-sitte-nin-eletirisi-ve-kuran-a-arz-ferec-hudurpdf 232/606

 bir şahsa ceza vermesi olacak şey değildir. Zira peygamber  bir zalim değildi. Zalim olanlar uydurma rivayetleriyle ona böyle bir şey yakıştıranlardır.

Hırsızlara verilecek ceza konusunda, Kur’an’dan mealen:

- Erkek hırsız ve kadın hırsızın, yaptıklarından ötürü Allahtarafından bir cezâ olarak, ellerini kesin. Allah Güçlüdür,Hakim’dir. 5/38

- Ettiği zulümden sonra tevbe edip düzelen kimse bilsin kiAllah onun tövbesini kabul eder. Allah şüphesiz

Bağışlayandır, merhametli olandır. 5/39

Kur’an’a göre, hırsızlık yapan erkek ve kadınların ellerikesilir. Kesme derecesi suçun ağırlığıyla orantılı olarak,koparma şeklinde olabileceği gibi, yaralama şeklinde deolabilir, zira hırsızlık azdan çoğa doğru ve işlenen şekliyleilgili olarak geniş bir sahayı kapsar. Ancak 5 Mâide 39 dagörüldüğü gibi, hırsızlık yapmış olanların tevbe edip ıslaholmalarından bahsedilmiştir, bu husus yakalanmadan öncetevbe etmiş olanlarla ilgilidir. Yoksa yakalandığı anda benşimdi tevbe ettim diyenlerle ilgili değildir. Hırsızlık yapmışolan kimseler yakalanmadan önce tevbe etmişlerse onların elikesilmez.

Kur’an’a göre, kesme kelimesinin hangi manaya geldiğini

 bilme açısından, geçtiği diğer ayetlerden örnek vererek, hemkoparmayı hem de yaralamayı kapsadığını gösterecek olursam. Kur’an’dan mealen:

- (Kafirlerin) Hurma ağaçlarından herhangi bir şeyikesmeniz, yahut kökleri üzerinde bırakmanız hep Allah’ınizniyle ve (O’nun) yoldan çıkanları cezâlandırması içindir.

59/5Yukarıdaki ayet mealinde görüldüğü gibi, kesme kök üzerinden ayırma yani koparma olarak tarif edilmiştir.

232

Page 233: 50121318-Kutub-i-Sitte-nin-Ele�tirisi-ve-Kuran-a-Arz�-Ferec-Hudur.pdf

7/30/2019 50121318-Kutub-i-Sitte-nin-Ele�tirisi-ve-Kuran-a-Arz�-Ferec-Hudur.pdf

http://slidepdf.com/reader/full/50121318-kutub-i-sitte-nin-eletirisi-ve-kuran-a-arz-ferec-hudurpdf 233/606

- Şehirde bir takım kadınlar: Vezir’in karısı, uşağınınnefsinden murâd almak istemiş! Sevda onun bağrını yakmış!Biz onu açık bir sapıklık içinde görüyoruz! dediler. 12/30

- (Kadın), onların (dedi-kodu yaparak kendisini dile düşürme)düzenlerini işitince, onlara (adam) gönderdi (yemeğe dâvetetti). Onlar için dayanacak yastıklar hazırladı ve her birine de bir bıçak verdi. (Kadınlar, önlerine konan meyvaları soyupyemekle meşgûl iken) Yûsuf’a çık karşılarına! dedi. Kadınlar Yûsuf’u görünce onu (gözlerinde) büyüttüler (onahayranlıklarından ötürü) ellerini kestiler ve: “Allah için, hâşâ bu insan değildir; bu ancak güzel bir melektir!"dediler. 12/31

Yukarıdaki ayet mealinde görüldüğü gibi, kesme elindalgınlıkla yaralanması manasına da gelmektedir.

Hırsızlık yapanların yakalanmadan önce tevbe etmelerihalinde ellerinin kesilmeyeceği konusunda Kur’an’danmealen:

- Allah ve elçisiyle savaşanların ve yeryüzünde fesadçıkarmaya çalışanların cezâsı: (ya) öldürülmeleri, yaasılmaları, ya ellerinin, ayaklarının çapraz kesilmesi veyâ bulundukları yerden sürülmeleridir. Bu, onların dünyâdaçekecekleri rezilliktir. Âhirette ise onlara büyük azâb vardır.5/33

- Ancak sizin onları ele geçirmenizden önce tevbe edenler, bundan müstesnâdır. Zira biliniz ki Allah, çok bağışlayıcı,çok merhametlidir. 5/34

Yukarıda ki ayet mealinde görülen hususları işleyenler,yakalanmadan önce tevbe etmişlerse ceza görmezler.Hırsızlığın cezası Kur’an’da özel olarak bildirilmekle

 beraber, hırsızlık, yeryüzünde fesad çıkarıcı olaylarınkapsamına girmektedir, dolayısıyla bu fiili işleyenlerin cezagörmemek için, yakalanmadan önce tevbe etmiş olmaları

233

Page 234: 50121318-Kutub-i-Sitte-nin-Ele�tirisi-ve-Kuran-a-Arz�-Ferec-Hudur.pdf

7/30/2019 50121318-Kutub-i-Sitte-nin-Ele�tirisi-ve-Kuran-a-Arz�-Ferec-Hudur.pdf

http://slidepdf.com/reader/full/50121318-kutub-i-sitte-nin-eletirisi-ve-kuran-a-arz-ferec-hudurpdf 234/606

gerekir. Hırsızlığın yeryüzünde fesat çıkaran olaylardan bir tanesi olduğuyla ilgili olarak, Kur’an’dan mealen:

- (Yûsuf) onların yüklerini hazırlarken su tasını (öz)

kardeşinin yükü içine koydu. (Kervan hareket ettikten) sonra bir ünleyici şöyle seslendi: “Ey kervan siz hırsızlarsınız!"12/70

- Bunlara döndüler: “Ne kaybettiniz, (nearıyorsunuz)?"dediler. 12/71

- Dediler ki: “Melikin su tasını kaybettik (onu arıyoruz). Onu

getirene bir deve yükü (mükâfat) var. Ben buna kefilim"12/72

- (Yûsuf’un kardeşleri): “Allah, Allah! dediler, herhalde sizde bilmişsinizdir ki biz, bu yere fesat çıkarmak için gelmedik.Ve biz hırsız değiliz!" 12/73

- (Şuayb, kavmine demişti ki): “Ölçeği tam yapın.

Eksiltenlerden olmayın." 26/181

- “Doğru terazi ile tartın." 26/182

- “İnsanların mal ve haklarından bir şey eksiltmeyin.Yeryüzünde fesatçılık yaparak karışıklık çıkarmayın." 26/183

Tekrar rivayetlerle ilgili konulara dönecek olursak:

286- Semure radıyallahu anh anlatıyor: “Resûlullahaleyhissalâtu vesselâm buyurdular ki:

“Kim kölesini öldürürse, biz de onu. Kim de kölesinin(burnunu, kulağını keserek) sakatlarsa, biz de onun (burnunu,kulağını keserek) sakatlarız." (K.S. 4962 C.14 S.177 Akçağ

1992, alıntıları, Ebu Dâvûd, Diyât 7,(4515, 4516,4517,4518);Tirmizi, Diyât 18, (1414); Nesâi, Kasâme 9,(8,21))

234

Page 235: 50121318-Kutub-i-Sitte-nin-Ele�tirisi-ve-Kuran-a-Arz�-Ferec-Hudur.pdf

7/30/2019 50121318-Kutub-i-Sitte-nin-Ele�tirisi-ve-Kuran-a-Arz�-Ferec-Hudur.pdf

http://slidepdf.com/reader/full/50121318-kutub-i-sitte-nin-eletirisi-ve-kuran-a-arz-ferec-hudurpdf 235/606

287- Kays İbnu Ubâd radıyallahu anh anlatıyor: “Ben ve el-Eşter en-Nehâi, Hz. Ali radıyallahu anhüm’ün yanına gittik.Kendisine:

“Resûlullah aleyhissalâtu vesselâm, bütün insanlara şâmilolmayan hususi bir tâlimatta bulundu mu?" dedik. Bize:

“Hayır! Ama şu sahife de bulunanlar var! dedi ve kılıncınınkabzasından bir sahife çıkardı. İçerisinde şunlar vardı:“Müminlerin kanı eşittir. Onlar içlerinden en âdilerininverdiği emana uyarlar. Haberiniz olsun: Mü’min, kâfir mukabilinde öldürülmez;............ (K.S. 4964 C.14 S.181

Akçağ 1992, alıntıları, Ebu Dâvûd, diyât 11, (4530); Nesâi,Kasâme 8,(8,19))

Yukarıda yazılı iki rivayet birbirleriyle çelişkilidir.Birincisinde, kölesini öldüren, öldürülür denmiştir. Köleninsahibi mümin, kölesi de kafir olabilir, kafir kölenin müminsahibi tarafından öldürülmesi halinde, bu rivayete göre

müminin kafir karşılığında öldürülmesi gerekir. Buna rağmenikinci rivayette, mümin, kafir mukabilinde öldürülmezdenmesi bir çelişkidir.

Konuya, Kur’an’a göre bakacak olursak, İslam’da hiçbir zulüm korunmamıştır, zira Allah zalimleri sevmez. Suçişleyen ceza görmeye hak kazanmıştır. Velev ki, bir mümin, bir kafire zulmetmiş olsun, durum değişmez. Allah’ın

hükmüne göre adalet isteyen muhakkak ki, hakkını almayahak kazanmıştır. Bu insanın, zengin, fakir, hür veya köle,müslüman veya gayri Müslim olması durumu değiştirmez.

Bu konularla ilgili olarak Kur’an’dan mealen:

- Biz sana Kitâbı hak ile indirdik ki, insanlar arasında

Allah’ın sana gösterdiği biçimde hüküm veresin; hâinlerinsavunucusu olma! 4/105

235

Page 236: 50121318-Kutub-i-Sitte-nin-Ele�tirisi-ve-Kuran-a-Arz�-Ferec-Hudur.pdf

7/30/2019 50121318-Kutub-i-Sitte-nin-Ele�tirisi-ve-Kuran-a-Arz�-Ferec-Hudur.pdf

http://slidepdf.com/reader/full/50121318-kutub-i-sitte-nin-eletirisi-ve-kuran-a-arz-ferec-hudurpdf 236/606

- Allah size emânetleri ehline vermenizi, insanlar arasındahükmettiğiniz zaman adâletle hükmetmenizi emreder. Allahsize ne güzel öğüt veriyor. Şüphesiz Allah, işiten, görendir.4/58

Görüldüğü gibi adalet tüm insanlar içindir. Kur’an’da belirtildiğine göre Kitâb ehlinden bazı kimseler, bizim, bizimdışımızda olan ümmilere karşı bir sorumluluğumuz yoktur.Onlara ne istersek yaparız demişlerdi. Allah bu düşünceyi redetmekte, dolayısıyla bize de bizim dışımızda olanlara karşısorumlu olduğumuzu, onlara herhangi bir haksızlık yapmamamızı bildirmektedir.

Kur’an’dan mealen:

- Kitâb ehlinden öylesi vardır ki, ona yüklerle emânet bıraksan, onu sana öder. Onlardan öylesi de vardır ki, ona bir dinar versen, devamlı olarak başına dikilmeden onu sanaödemez. “Ümmilere karşı bize sorumluluk yoktur."dedikleri

için böyle yapıyorlar ve Allah’a karşı bile bile yalansöylüyorlar. 3/75

İslam dinine göre, müslüman olsun veya olmasın hiç kimseyehiçbir şekilde haksız yere saldırı olmaz. Hiçbir müslüman,müslüman olmayan bir kimseye haksız yere saldırarak,canına, malına, ailesine zarar veremez. göz önünde bulundurulması gereken olay, müslüman olmayan kimsenin,

ilk önce saldırıp saldırmadığıdır. Saldırmamışsa, hiç kimseona sırf inancından dolayı veya maddi varlık sahibiolmasından dolayı saldıramaz. Bir kimse saldırıp ta haksızyere ona zarar vermişse ve zarar gören veya zarar göreninyakınları affetmeyip davacı iseler, saldıran, kısas olarak verdiği zarar kadar ceza görmeye hak kazanır.

Savaşta dahi, müslümanlar kendilerine savaş açmamışolanlara savaş açamazlar. Bundan dolayı, İslam dinine kılıçdinidir diyenler, derin bir yanılgı ve haksızlık içindedirler.

236

Page 237: 50121318-Kutub-i-Sitte-nin-Ele�tirisi-ve-Kuran-a-Arz�-Ferec-Hudur.pdf

7/30/2019 50121318-Kutub-i-Sitte-nin-Ele�tirisi-ve-Kuran-a-Arz�-Ferec-Hudur.pdf

http://slidepdf.com/reader/full/50121318-kutub-i-sitte-nin-eletirisi-ve-kuran-a-arz-ferec-hudurpdf 237/606

İslam dinine göre, insan dünyada bir imtihan içerisindedir ve bu imtihanı sürdüğü müddetçe, doğruyu bulması içinkendisinden aklını kullanması suretiyle mevcut imkanlardanistifade ederek hakikati bulmaya çalışması ve bulduğunda da

kabul ederek, bu hakikatin gösterdiği doğru yolda gitmek suretiyle gereğini güzel bir şekilde yerine getirmesi onungörevidir. Bundan dolayı, İslam dininde iman ve iyi amel çok önemli iki olaydır.Bir insanın aklını kullanabilmesi için,malının ve çoluk çocuğunun saldırıya uğraması ve saldırıyauğrayamayacağından emin olması çok önemlidir. İslamagöre, bir kimse müslüman olmuyor diye, inancından dolayı

saldırıya uğrayamaz, inancını değiştirmesi konusundazorlanamaz. Müslümanların tam olarak hakim olduklarıcoğrafyada, canından, malından emin olarak inancını yaşaya bilir. Ne zaman ki, yeryüzünde bozgunculuk yapar, saldırıda bulunursa cezaya müstahak olur. Cezadan önceyakalanmamış veya yenilmemiş olmasına rağmen ıslâholmuşsa veya yakalanmasına rağmen öldürmede veyaralamada zarar görenler tarafından af edilmişse, kendisinehiç ceza uygulanmaz. Kısasın uygulanmasında, haksızlığauğrayanın hakkını talep etmesi veya suçlunun ceza görmesiinancına bağlı değildir. İslam hukukunda bu konuda fark gözetilmez. Bir kimsenin müslüman olup, olmaması durumudeğiştirmez.

Bu hususla ilgili olarak, Kur’an’dan mealen:

- Allah ve elçisiyle savaşanların ve yeryüzünde fesadçıkarmaya çalışanların cezâsı: (ya) öldürülmeleri, yaasılmaları, ya ellerinin, ayaklarının çapraz kesilmesi veyâ bulundukları yerden sürülmeleridir. Bu, onların dünyâdaçekecekleri rezilliktir. Âhirette ise onlara büyük azâb vardır.5/33

- Ancak sizin onları ele geçirmenizden önce tevbe edenler, bundan müstesnâdır. Zira biliniz ki Allah, çok bağışlayıcı,çok merhametlidir. 5/34

237

Page 238: 50121318-Kutub-i-Sitte-nin-Ele�tirisi-ve-Kuran-a-Arz�-Ferec-Hudur.pdf

7/30/2019 50121318-Kutub-i-Sitte-nin-Ele�tirisi-ve-Kuran-a-Arz�-Ferec-Hudur.pdf

http://slidepdf.com/reader/full/50121318-kutub-i-sitte-nin-eletirisi-ve-kuran-a-arz-ferec-hudurpdf 238/606

Görüldüğü gibi, Kur’an’a göre bir insanın ceza görmesi için bir suç işlemesi ve yakalanmadan önce tevbe etmemiş olmasıgerekir.

Allah’a ve peygambere, dolayısıyla Müslümanlara savaşaçanlar konusunda Kur’an’dan mealen:

- Eğer andlaşma yaptıktan sonra andlarını bozarlarsa vedininize sataşırlarsa, o küfür önderleriyle hemen savaşın.Çünkü andları yoktur; böylece (saldırıdan) vazgeçerler. 9/12

- Andlarını bozan, resûlü (Mekke’den) çıkarmağa yeltenen ve

ilk önce kendileri siz(inle savaş)a başlamış olan bir kavimlesavaşmayacak mısınız? Yoksa onlardan korkuyor musunuz?Eğer gerçekten mümin kişiler iseniz, kendisinden korkmanızaen lâyık olan Allah’tır. 9/3

Savaş için, ilk saldırının kafirlerden gelmesi gerekir. İlk saldıranlar kendileri olmasına rağmen barışa yanaşırlarsa,Allah barış yapmayı emretmektedir. Kur’an’dan mealen:

- Eğer onlar barışa yanaşırlarsa sende ona yanaş ve Allah’atevekkül et, çünkü O, işitendir, bilendir. 8/61

Eğer, müslüman olmayanlar, Müslümanların dinine, malına,canına saldırmaktan vaz geçerlerse, barışa yanaşırlarsaonlarla barış yapılır.

Bir kısmı da vardır ki, savaş konusunda tarafsız olup, nekendi kavimlerine, ne de Müslümanlara saldırmak istememektedirler. Bu kimselere de müslümanlar savaşaçmazlar. Kur’an’dan mealen:

- Ancak aranızda anlaşma bulunan bir topluma sığınanlar,yâhut ne sizinle ne de kendi toplumlarıyla savaşmak 

(istemediklerin)den yürekleri sıkılarak size gelenler hâriç.Allah dileseydi, onları sizin başınıza musallat ederdi, sizinlesavaşırlardı. O halde onlar, sizden uzak durular, sizinle

238

Page 239: 50121318-Kutub-i-Sitte-nin-Ele�tirisi-ve-Kuran-a-Arz�-Ferec-Hudur.pdf

7/30/2019 50121318-Kutub-i-Sitte-nin-Ele�tirisi-ve-Kuran-a-Arz�-Ferec-Hudur.pdf

http://slidepdf.com/reader/full/50121318-kutub-i-sitte-nin-eletirisi-ve-kuran-a-arz-ferec-hudurpdf 239/606

savaşmazlar ve sizinle barış içinde yaşamak isterlerse, Allahsize onlara saldırmak için bir yol vermemiştir. 4/90

- Allah sizi, din hakkında sizinle savaşmayan ve sizi

yurtlarınızdan çıkarmayan kimselere iyilik etmekten, onlaraadâletli davranmaktan menetmez. Çünkü Allah, adâletyapanları sever. 60/8

- Allah sizi, ancak sizinle din hakkında savaşan, siziyurtlarınızdan çıkaran ve çıkarılmanız için yardım edenkimselerle dost olmaktan men eder. Kim onlarla dost olursaişte zâlimler onlardır. 60/9

İslam dininde eman dileyen müşrik kimselere de, saldırıolamadığı gibi, kendilerine, güvenlikleri konusunda yardımedilir. Kur’an’dan mealen:

- Ve eğer ortak koşanlardan biri eman dileyip yanına gelmek isterse, onu yanına al ki, Allah’ın sözünü işitsin sonra onugüven içinde bulunacağı yere ulaştır. Böyle (yap), çünküonlar bilmez bir topluluktur. 9/6

Ayrıca saldırıya uğramış olsalar dahi, Allah, Müslümanlarasavaşta aşırı gitmemelerini emretmiştir. Kur’an’dan mealen:

- Sizinle savaşanlarla Allah yolunda savaşın; fakat haksızyere saldırmayın, çünkü Allah haksız yere saldıranları

sevmez. 2/190

- Haram ayı, haram aya karşılıktır. Hürmetler karşılıklıdır.Kim size saldırırsa, onun size saldırdığı kadar siz de onasaldırın; Allah’tan korkun, bilin ki Allah muttakilerle(sakınanlarla) beraberdir. 2/194

İslam dininde savaş ortamında bile barışa teşvik edilir.

Saldırganlara, saldırılarından vaz geçmemeleri çağrısında bulunulur.

Kur’an’dan mealen:

239

Page 240: 50121318-Kutub-i-Sitte-nin-Ele�tirisi-ve-Kuran-a-Arz�-Ferec-Hudur.pdf

7/30/2019 50121318-Kutub-i-Sitte-nin-Ele�tirisi-ve-Kuran-a-Arz�-Ferec-Hudur.pdf

http://slidepdf.com/reader/full/50121318-kutub-i-sitte-nin-eletirisi-ve-kuran-a-arz-ferec-hudurpdf 240/606

- İnkâr edenlere eğer, (savaştan) vazgeçerlerse, geçmişlerinin bağışlanacağını ve tekrar başlarlarsa evvelkilerin hükmününuygulanacağını söyle. 8/38

Buna rağmen savaşta ısrar ederlerse, müslümanlar dakendilerine yapılan saldırıları önlemek, inançlarını hür olarak yaşamak için Allah’ın dinine yapılan tüm saldırılarıengellemeye çaba gösterirler. Bu arada amaçlarından tavizvermeden, barış yolunu da açık tutarlar.

Kur’an’dan mealen:

- Fitne kalmayınca ve din tamâmen Allah’ın oluncaya kadar onlarla savaşın! Eğer vaz geçerlerse muhakkak ki Allahyaptıklarını görmektedir. 8/39

- Eğer dönerlerse, bilin ki Allah sizin sahibinizdir. O, negüzel sahip, ne güzel yardımcıdır! 8/40

İslam dininde hiç kimseye haksız yere saldırmak kabul

edilmemiştir. bundan dolayı, Müslüman olmayan bir kimseyeMüslüman olmuyor diye değil savaş açmak, baskı yapmak,yani zorlamada bulunmak dahi kabul edilemez. Her insankendi inancını yaşayabilir, fakat şu da bilinmelidir ki, inançyeryüzünde fitne çıkarmakta değildir. Yani bir kimse çıkıp ta benim inancım insanlara afyon satmaktır veya insanlarınmallarını haksız yere almaktır diyerek başkalarına zarar 

veremeyeceği gibi, nasıl ki kendisine haksız yere kimsesaldırmıyorsa, o da hiçbir şekilde yer yüzünde haksız bir zorba olarak saldırıda bulunamaz. Aksi takdirde cezayı hak eder.

İnanca baskı yapılamayacağı ile ilgili olarak, Kur’an’danmealen:

- Dinde zorlama yoktur. Doğruluk, sapıklıktan seçilip belliolmuştur. Kim tâğût’u reddedip, Allah’a inanırsa, muhakkak 

240

Page 241: 50121318-Kutub-i-Sitte-nin-Ele�tirisi-ve-Kuran-a-Arz�-Ferec-Hudur.pdf

7/30/2019 50121318-Kutub-i-Sitte-nin-Ele�tirisi-ve-Kuran-a-Arz�-Ferec-Hudur.pdf

http://slidepdf.com/reader/full/50121318-kutub-i-sitte-nin-eletirisi-ve-kuran-a-arz-ferec-hudurpdf 241/606

ki o, kopmayan, sağlam bir kulpa yapışmıştır. Allah işitendir, bilendir. 2/256

Bir işte veya bir olayda hareket noktası çok önemlidir. İslam

dininde inançla ilgili olarak, peygambere verilen yetki tebliğyani duyurmaktır. Bu konuda peygambere hesap sormak yetkisi verilmemiştir. İnanç ve farzlarla ilgili amel konusunda hesap sormak Allah’a aittir.

Kur’an’dan mealen:

- İyi bilin ki Allah’ın cezası çetindir ve Allah bağışlayıcı,

esirgeyicidir. 5/98

- Resûle düşen, sadece duyurmaktır. Allah, neyi gizleyip neyiaçığa vurduğunuzu bilir. 5/99

- Onlara va’dettiklerimizin bir kısmını sana göstersek de, seni(bundan önce) vefat ettirsek de sana düşen, duyurmaktır.Hesap görmek de bize düşer. 13/40

Görüldüğü gibi, İslam dininde haksız yere saldırı ve zulümyoktur. İnsanlara iyilikleri için tebliğ yapılır, fakat ister kabulederler veya etmezler, kabul etmemeleri halinde onlardanhesap sormak ancak Allah’a aittir.

Bütün bunlara rağmen, bir kimse Müslüman olsun veya

olmasın, başkalarına haksızca saldırıp zulmederse!Kur’an’dan mealen:

- Kötülüğün cezâsı, yine onun gibi bir kötülüktür. Kimaffeder, bağışlarsa onun mükâfatı Allah’a aittir. Doğrusu O,zâlimleri sevmez. 42/40

- Kim zulme uğradıktan sonra kendini savunursa böyle

hareket edenlerin aleyhine bir yol yoktur. 42/41

241

Page 242: 50121318-Kutub-i-Sitte-nin-Ele�tirisi-ve-Kuran-a-Arz�-Ferec-Hudur.pdf

7/30/2019 50121318-Kutub-i-Sitte-nin-Ele�tirisi-ve-Kuran-a-Arz�-Ferec-Hudur.pdf

http://slidepdf.com/reader/full/50121318-kutub-i-sitte-nin-eletirisi-ve-kuran-a-arz-ferec-hudurpdf 242/606

- Ancak şunların aleyhine yol vardır ki, insanlara zulmeder veyeryüzünde haksız yere saldırırlar. (İşte bunlar kınanırlar ve)öylelerine acı bir azab vardır. 42/42

- Fakat kim sabreder, (kendisine yapılan kötülüğü) affederse,şüphesiz bu, çok önemli işlerden biridir. 42/43

Herhangi bir nefsi katletmemiş veya yer yüzünde fesatçıkarmamış bir kimseyi katleden kimse, İslam dinine göre büyük bir suç işlemiş olur. Müslüman olmayan bir kimse bir müslümanı bu şekilde katledemeyeceği gibi, inanca baskıyapılmasını dahi kabul etmeyen Allah, hiç bir Müslüman’a,

Müslüman olmayan bir kimseyi haksız yere katletme yetkisivermez. Haksız yere saldırı İslâm dinide büyük bir suçtur.Kur’an’dan mealen:

- Bundan dolayı İsrâil oğullarına şöyle yazdık: Kim, bir nefsikatletmemiş, ya da yeryüzünde bozgunculuk yapmamış olan bir nefsi katlederse, sanki bütün insanları katletmiş gibidir.

Kim de onu(n hayatını kurtarmak suretiyle) yaşatırsa, bütüninsanları yaşatmış gibi olur. Andolsun elçilerimiz onlara açık delillerle geldiler, ama bundan sonra da onlardan çoğu, yineyer yüzünde isrâf etmekte (aşırı gitmekte) dirler. 5/23

İslam dininde kısas gereken hallerde, zarar görenler affateşvik edilmekle beraber, zarar görenlerin davacı olmalarıhalinde kısas uygulanır. Bu husus adaletin gereği olduğu gibi,

ceza görme korkusu da suçtan caydırıcı bir etkendir. Kısassistemi cana can, göze göz, kulağa kulak, dişe diş ve yaralarakarşı yaradır. İslam dinide, devletin hapishaneler kurmak suretiyle, suç işleyenleri cezalandırması ön görülmemiştir.Hapishaneler kurmak, hem devlete hem de halka yük getiren bir sistem olduğu gibi, kısastaki suç, ceza denkliğini ihtivaetmez. Ayrıca suçların yaygınlaştığı zamanlarda,

hapishanelerde büyük yığılmalar olduğu gibi, disiplininsağlanamadığı hallerde hapishane içerisinde çeşitli suçlarınişlenmesine neden olmaktadır. Hapishane sisteminiyığılmalar nedeniyle taşıyamayan yöneticiler, zarar 

242

Page 243: 50121318-Kutub-i-Sitte-nin-Ele�tirisi-ve-Kuran-a-Arz�-Ferec-Hudur.pdf

7/30/2019 50121318-Kutub-i-Sitte-nin-Ele�tirisi-ve-Kuran-a-Arz�-Ferec-Hudur.pdf

http://slidepdf.com/reader/full/50121318-kutub-i-sitte-nin-eletirisi-ve-kuran-a-arz-ferec-hudurpdf 243/606

görenlerin rızası hilafına, suçluları af edip hapishanelerdentahliye edebilmektedirler. Bu da intikam duygularının vehareketlerinin toplum içerisinde yaygınlaşmasına nedenolmaktadır. Kısas konusunda Kur’an’dan mealen:

- Onda (Tevrat’ta) onlara: cana can, göze göz, buruna burun,kulağa kulak, dişe diş ve yaralara karşılık kısas (ödeşme)yazdık. Kim bunu bağışlar (kısas hakkından vazgeçer)se okendisi için kefâret olur. Ve kim Allah’ın indirdiğiylehükmetmezse, işte zâlimler onlardır. 5/45

Faillerin şahıs olarak kesin belli olduğu münferit olaylarda,

kısasa dahil suç işleyen bizzat verdiği zar kadar ceza görür.Fakat öyle olaylar vardır ki, bir topluluk tarafından başka bir topluluğa karşı işlenmiş olabilir. Bu iki topluluk, Mümin ikitoplulukta olabilir. Örneğin, iki Mümin aşiret veya kabilegibi.

Bu konuda Kur’an’dan mealen:

- Eğer müminlerden iki grup vuruşurlarsa onların arasınıdüzeltin; şâyet biri ötekine (barışa yanaşmayıp) saldırırsa,Allah’ın buyruğuna dönünceye kadar saldıran taraflavuruşun. (Allah’ın buyruğuna) dönerse artık adâletle onlarınarasını düzeltin ve (her hususta) âdil olun, Allah, adâlet(lehareket) edenleri sever. 49/9

- Muhakkak müminler kardeştirler. Kardeşlerinizin arasınıdüzeltin ve Allah’tan korkun ki size rahmet edilsin. 49/10

Zarar veren topluluk tek bir fert gibi sayılarak, zarar görenler tarafından veya katl olma olayı olmuşsa katl olunanınakrabaları tarafından af edilmemişse, kısas uygulanır. Kısasuygulanırken yine denklik gözetilir.

Kur’an’dan mealen:

243

Page 244: 50121318-Kutub-i-Sitte-nin-Ele�tirisi-ve-Kuran-a-Arz�-Ferec-Hudur.pdf

7/30/2019 50121318-Kutub-i-Sitte-nin-Ele�tirisi-ve-Kuran-a-Arz�-Ferec-Hudur.pdf

http://slidepdf.com/reader/full/50121318-kutub-i-sitte-nin-eletirisi-ve-kuran-a-arz-ferec-hudurpdf 244/606

- Eğer bir ceza ile mukabele edecek olursanız size revagörülen cezanın misli ile ceza verin. Eğer sabrederseniz bu,tahammül edenler için daha hayırlıdır. 16/126

Yukarıda meali yazılı âyet her çeşit kısas cezası için genelhükümdür.

Toplumsal olaylarda, katletme konusunda suçlu toplumun tek  bir şahısmış gibi dikkate alınarak verdiği zarar kadar cezalandırılması. Kur’an’dan mealen:

- Ey iman edenler, katletmede kısas size farz kılındı. Hürre

karşılık hür, köleye karşılık köle, kadına karşılık kadın. Amakim kardeşi tarafından affedilirse, o zaman (affedenin örfegöre) uygun olanı yapma(sı uygun diyeti istemesi, affedileninde) güzelce onu ödeme(si) gerekir. Bu, Rabb’iniz tarafından bir hafifletme ve rahmettir. Kim bundan sonra da saldırıyakalkarsa artık onun için acı bir azap vardır. 2/178

- Ey akıl sahipleri! Kısasta sizin için hayat vardır. Umulur ki(suç işlemekten) sakınırsınız. 2/179

Görüldüğü gibi, kısasta af etmek teşvik edilmiştir, fakatgaranti edilmeyerek zarar görenin hakkı korunmuş ve suçtancaydırıcı bir adalet olması sağlanmıştır.

İslam dini barışçı ve affı teşvik eden bir dindir. Hiç kimseye

haksız yere saldırıyı kabul etmez. Ve mümin dahi olsalar haksızlık edenleri korumaz.

Mümin olmayan bir kimse, bir müddet sonra müminolabileceği gibi, kendisi mümin olmasa bile nesiller sonradahi onun soyundan gelen kimseler mümin olabilirler.Mümin olan bir kimsede bir müddet sonra kafir olabilir.Dünya hayatında insanlar imtihan şartları içerisinde

düşünülür, kendilerine düşünme fırsatı verilir. Mallarına,canlarına haksız saldırı İslam dininde tasvip edilmediği gibi.İslam dışı inançlara baskıyı da İslam dini tasvip etmez.

244

Page 245: 50121318-Kutub-i-Sitte-nin-Ele�tirisi-ve-Kuran-a-Arz�-Ferec-Hudur.pdf

7/30/2019 50121318-Kutub-i-Sitte-nin-Ele�tirisi-ve-Kuran-a-Arz�-Ferec-Hudur.pdf

http://slidepdf.com/reader/full/50121318-kutub-i-sitte-nin-eletirisi-ve-kuran-a-arz-ferec-hudurpdf 245/606

KÖLELERİN DURUMU KONUSUNA GELİNCE: İnsanlar Adem ve Havva’nın çocukları olarak aynı ana babadandünyaya gelmelerine rağmen, tarihte çok yaygın olarak bir  birlerini köle yapmışlardır. İnsanların, insanları köle edinme

kaynaklarını başlıca üç şekilde tasnif edebiliriz:

1- Savaş veya baskın neticesinde, yenilen veya ele geçirilentarafın köleleştirilmesi.

2- Köle sahiplerinden satın almak yoluyla köle edinilmesi.

3- Köle sahiplerinin, köleleri üretmek suretiyle çoğaltıp, yeni

köleler edinmesi.

Bu suretle bir insan, diğer bir insanı köle edinmekte vehürriyetine el koyabilmektedir. Bu durum köle olmuş insaniçin çok zor bir olaydır. Köle olmuş insanları, köleliktenkurtarmanın iki yolu vardır. Bunlardan bir tanesi herkeshürdür deyip köleliğin reddedilmesi, ikincisi ise kontrollüşekilde sosyal doku içinde eritmek suretiyle azalta, azaltamücadele edilmesidir.

Herkes hürdür deyip kölelik ret edildiğinde, köleliğin yaygınolduğu devirlerde, bir çok sosyal patlamalar meydanagelecektir. Örneğin: Toplumda hür fakat birçok işsiz, evsiz,aç insanlar doluşacak, efendileri eliyle azat edilmiş köleler,efendilerinden intikam alma durumuna gelebilirler. Hatta bir 

araya gelip eski efendilerini köle yapmaya kalkışa bilir vedaha birçok olaylara sebebiyet verebilirler.

Kölelikle sosyal doku içerisinde eritmek suretiyle azaltaazalta mücadele edilmesi durumu ise, toplumu sarsmayan vehatta İslam toplumu dışındaki köleci toplumlarla etkili bir mücadele yöntemidir. Zira Müslümanların, korku duymadan

o toplumlardan köle satın alıp hürriyete kavuşturmalarınaolanak vermektedir.

245

Page 246: 50121318-Kutub-i-Sitte-nin-Ele�tirisi-ve-Kuran-a-Arz�-Ferec-Hudur.pdf

7/30/2019 50121318-Kutub-i-Sitte-nin-Ele�tirisi-ve-Kuran-a-Arz�-Ferec-Hudur.pdf

http://slidepdf.com/reader/full/50121318-kutub-i-sitte-nin-eletirisi-ve-kuran-a-arz-ferec-hudurpdf 246/606

Kölelikle mücadele edilmesiyle ilgili olarak, Kur’an’da bir dizi tedbirler vardır, bunlardan örnekler verecek olursam:

Kur’an’dan mealen:

- (Savaşta) kâfirlerle karşılaştığınız zaman boyunlarını vurun. Nihayet onlara iyice vurup sindirince bağı sıkıca bağlayın(esir alın). Savaş sona erince de artık ya karşılıksız veya fidyekarşılığı Salıverin. Durum şu ki, Allah dileseydi, onlardanintikam alırdı. Fakat sizi birbirinizle denemek ister. Allahyolunda katledilenlere gelince, Allah onların yaptıklarını boşaçıkarmaz. 47/4

Böylece, savaş esirlerinin köleleştirilmesi, İslam’dayasaklanmış olmaktadır. Zira savaşın bitiminde esirler yakarşılıksız yada fidye karşılığı serbest bırakılacaklardır.Böylece savaş yoluyla köle alınması önlenmiş olmaktadır.

Köle sahibi olan kafirlerin ellerindeki kölelerden satın almak,kölelerin müslümanların eline geçmesine ve böylecehürriyete kavuşmaları için kendilerine bir kapı açılmışolmaktadır. Zira, İslam dininde kölelerin hürriyetekavuşmaları teşvik edildiği gibi, diyet şartına da bağlanmış,sadakalardan kendilerine pay verilmesi farz kılınmış, ayrıcakendilerinden hayır beklenen bir kölelerin mükatebe yapmak suretiyle hürriyetine kavuşturulması ön görülmüştür.Cariyelerin zorlanıp zinaya sürüklenmesi yasaklanmış, köle

ve cariyelerden salih olanların evlendirilmesi emredilmiştir.Böylece bir dizi tedbirlerle, köleliğin ortadan kaldırılmasıyolu açılmıştır. Bu hususlarla ilgili olarak örnekler verecek olursam,

Kur’an’dan mealen:

- (İnsan), hiç kimsenin kendisine güç yetiremeyeceğini misanıyor? 90/5

246

Page 247: 50121318-Kutub-i-Sitte-nin-Ele�tirisi-ve-Kuran-a-Arz�-Ferec-Hudur.pdf

7/30/2019 50121318-Kutub-i-Sitte-nin-Ele�tirisi-ve-Kuran-a-Arz�-Ferec-Hudur.pdf

http://slidepdf.com/reader/full/50121318-kutub-i-sitte-nin-eletirisi-ve-kuran-a-arz-ferec-hudurpdf 247/606

-(Gösteriş ve övünme için) “Ben birçok mal telef ettim"diyor. 90/6

- Kimse kendisini görmedi mi sanıyor? 90/7

- Biz ona vermedik mi: İki göz 90/8

- Bir dil, iki dudak? 90/9

- Ona iki yolu (doğru ve eğriyi) göstermedik mi? 90/10

- Fakat o, sarp yokuşu geçemedi. 90/11

- Sarp yokuşun ne olduğunu sen nereden bileceksin? 90/12

- Bir boynu (kölelik zincirinden) çözmek, 90/13

- Yahut doyurmaktır: açlık gününde, 90/14

- Akraba olan yetimi, 90/15

- Yâhut hiçbir şeyi olmayan yoksulu, 90/16

- Sonra inanıp birbirlerine sabır tavsiye eden ve merhamettavsiye edenlerden olmak. 90/17

Doğru yolda olmanın bir şartı olarak, köle azat etmek gösterilmiştir. (Ayrıca bak. 2 Bakar 177.)

Kefâret şartı olarak köle azat etmenin farz kılınması.

Kur’an’dan mealen:

- Kadınlarına zıhar edip sonra söylediklerinden dönenler,karılarıyla temas etmeden önce bir köleyi hürriyetekavuştursunlar. Size öğütlenen (hüküm) budur. Allahyaptıklarınızı haber almaktadır. 58/3

(Ayrıca bak. 4 Nisa 92; 5 / M3aide 89)

247

Page 248: 50121318-Kutub-i-Sitte-nin-Ele�tirisi-ve-Kuran-a-Arz�-Ferec-Hudur.pdf

7/30/2019 50121318-Kutub-i-Sitte-nin-Ele�tirisi-ve-Kuran-a-Arz�-Ferec-Hudur.pdf

http://slidepdf.com/reader/full/50121318-kutub-i-sitte-nin-eletirisi-ve-kuran-a-arz-ferec-hudurpdf 248/606

Kölelerin, ihtiyaçlarını karşılamak üzere, kendilerinesadakadan farz olarak pay verilmesi. Kur’an’dan mealen:

- Sadakalar, Allah’tan bir farz olarak ancak fakirlere,

düşkünlere, onlar üzerinde çalışan (sadaka toplayan)memurlara, kalpleri (İslâm’a) ısındırılacak olanlara, kölelik altında bulunanlara, borçlulara, Allah yoluna ve yolcuyamahsustur. Allah bilendir, hikmet sâhibidir. 9/60

Köle ve cariyelerin evlendirilmesi ve mükatebe konusundaKur’an’dan mealen:

- İçinizden bekârları ve köle ve câriyelerinizden salih olanlarıevlendirin. Eğer yoksul iseler, Allah, lûtiyle onları zengineder. Allah geniş (nimet ve lütuf sahibi)dir. (her şeyi) bilendir. 24/32

- Evlenme (imkânı) bulamayanlar, Allah kendilerinilûtfundan zengin ed(ip evlenme imkânına kavuştur)uncayakadar iffetlerini korusunlar. Ellerinizin altında (köle vecâriye)lerden, mükâtebe (akdi) yapmak isteyenlerle, eğer kendilerinde bir iyilik görürseniz mükâtebe yapın. VeAllah’ın, size verdiği malından onlara da verin. Dünyahayatının geçici menfaatini elde etmek için, nâmuslu kalmak isteyen câriyelerinizi zinaya zorlamayın. Kim onları (zinaya)zorlarsa, şüphesiz Allah, zorlanmalarından sonra (0 cariyelerekarşı) bağışlayıcı, esirgeyicidir. 24/33

Yukarıdaki ayet meallerinde görüldüğü gibi, İslam dinindeköleliğin sona erdirilmesiyle ilgili çok önemli yaptırımlar vardır. Bir insanın dünyada en çok isteyeceği şeylerden bir tanesi, hürriyet ve ev bark sahibi olmasıdır. İslam dininde bunlarla ilgili sağlam esaslar getirilmiştir, köle vecariyelerden salih olanların evlendirilmesi emredilmiştir.

Ayrıca cariyelerin zinaya zorlanması yasaklanmış olup,zinadan uzak aile kadını olmalarına olanak sağlanmıştır.Köleliği kesin ortadan kaldıran bir husus olarak, kölelerlemükatebe akdi yapılması emredilmiştir. Bu mükatebe akdinin

248

Page 249: 50121318-Kutub-i-Sitte-nin-Ele�tirisi-ve-Kuran-a-Arz�-Ferec-Hudur.pdf

7/30/2019 50121318-Kutub-i-Sitte-nin-Ele�tirisi-ve-Kuran-a-Arz�-Ferec-Hudur.pdf

http://slidepdf.com/reader/full/50121318-kutub-i-sitte-nin-eletirisi-ve-kuran-a-arz-ferec-hudurpdf 249/606

tek şartı, hürriyeti verilecek kölenin, kendisinde iyilik görünen bir kimse olmasıdır. Kölelik altında yaşamış olan vekendisinden iyilik görünmeyen bir kimsenin hürriyetekavuşturulması, İslam toplumuna zararlı olacağından,

köleliğin tasfiyesi olayında bu benimsenmemiştir. Bunundışında kişi kendisinden hayır görünen bir kimse ise, hür olması için mükâtebe akdi yapmak üzere müracaat etmesiyeterlidir. Kendisiyle yapılan mükâtebe akdi, hürriyetekavuşma akdidir; bir hürriyet belgesidir. Bu akit hürriyetekavuşan köleye baş edemeyeceği mali yük getiren bir akittedeğildir, tam tersi, toplumda tutunabilmesi için kendisine

malen yardım edilmesi emredilmiştir. Zira, hiçbir maddiimkana sahip olmadan hür olması, kendisini köleliği arayacak hale getirebilir, bu mali yardım yapılmak suretiyleönlenmiştir. Ayrıca, kölelik müddeti içerisinde, köle sahibi,kölesine kısas kapsamına giren bir zarar verdiği zaman,kölenin affetmeyip kısas istemesi halinde, kölesine verdiğizarar kadar kendisine kısas uygulanır. Ferdi olaylar için, kısasuygulamasında, Kur’an’da, efendi köle ayırımıyapılmamıştır.

Kaldığımız yerden rivayetleri incelemeye devam edecek olursak, şöyle ki:

288- Abbâs İbnu Abdulmuttalib anlatıyor: “Resûlullahaleyhissalâtu vesselâm buyurdular ki: “Ne me’mûne (beyin

zarına ulaşan yara)da, câife (bedenin iç kısmına ulaşanyara)da, ne de münakkıla (kemiği kırıp yerinden kaydıranyara)da kısas vardır. (Yani başkasını bu çeşit yaralarlayaralayan kimseye kısas uygulanmaz, diyet alınır)." (K.S.6812 C.17 S.330, alıntısı, İbn’i Mace 2637.)

Yukarıda ki rivayette, ağır yaralamaların kısas dışı olduğunuiddia etmekle, kısasın bu husustaki caydırıcılığını ve adaletli

 bir karşılık olma olayını ortadan kaldırmayı amaçlamışlardır.

249

Page 250: 50121318-Kutub-i-Sitte-nin-Ele�tirisi-ve-Kuran-a-Arz�-Ferec-Hudur.pdf

7/30/2019 50121318-Kutub-i-Sitte-nin-Ele�tirisi-ve-Kuran-a-Arz�-Ferec-Hudur.pdf

http://slidepdf.com/reader/full/50121318-kutub-i-sitte-nin-eletirisi-ve-kuran-a-arz-ferec-hudurpdf 250/606

Zarar görenin affetmemesi halinde, kısas yoluyla her çeşityaraya karşı, denk bir yara açılması gerektiği Kur’an’da belirtilmiştir. Yaralarda istisna yapılan rivayetin aslı yoktur.

Kur’an’dan mealen:

- Onda (Tevrat’ta) onlara: cana can, göze göz, buruna burun,kulağa kulak, dişe diş ve yaralara karşılık kısas (ödeşme)yazdık. Kim bunu bağışlar (kısas hakkından vazgeçer)se okendisi için kefaret olur. Ve kim Allah’ın indirdiğiylehükmetmezse, işte zâlimler onlardır. 5/45

Görüldüğü gibi, yaralarda istisna yapılmamıştır. Ayrıca hiçbir şahıs istisnası da yapılmamıştır, bundan dolayı, oğula, babasısebebiyle kısas uygulanmaz diye uydurdukları şu rivayetin deaslı yoktur:

289- Süreka İbnu Mâlik radıyallahu anh anlatıyor:“Resûlullah aleyhissalâtu vesselâm’ın, oğlu sebebiyle babayakısas uyguladığına, fakat oğluna, babası sebebiyle kısasuygulamadığına şahid oldum." (K.S. 4957 C.14 S.174 Akçağ1992 alıntısı, Tirmizi, Diyât 9, (1399))

Hem de bu rivayette çok ilginç bir husus vardır. Oğul babasını dövse, yaralasa, öldürse, oğula hiçbir kısas cezasıverilemeyeceği, fakat aynı şekilde baba çocuğa zarar verirse babaya kısas uygulaması gerektiğini rivayet etmişlerdir. Hal

 bu ki, değil ana, babayı dövmek, yaralamak v.s. Onlaraçocukları, Kur’an’a göre “öf" dahi diyemezler, bu husustaKur’an’dan mealen:

- Rabb’in yalnız kendisine tapmanızı ve anaya babaya iyilik etmenizi emretti. İkisinden birisi, yâhut her ikisi, seninyanında ihtiyarlık çağına ulaşır (ihtiyarlık zamanında senin

yanında kalırlar)sa sakın onlara “öf" deme, onları azarlama!Onlara güzel söz söyle. 17/23

250

Page 251: 50121318-Kutub-i-Sitte-nin-Ele�tirisi-ve-Kuran-a-Arz�-Ferec-Hudur.pdf

7/30/2019 50121318-Kutub-i-Sitte-nin-Ele�tirisi-ve-Kuran-a-Arz�-Ferec-Hudur.pdf

http://slidepdf.com/reader/full/50121318-kutub-i-sitte-nin-eletirisi-ve-kuran-a-arz-ferec-hudurpdf 251/606

Ayrıca, İslam’da ki kısas hukukunu ortadan kaldırmak için,haklı olarak kısas isteyenin, bu isteğinden dolayı suçluolacağını iddi ettiler, halbuki haklı olmakla suçlu olmak zıtşeylerdir. Haklı olan, hakkını istemekten dolayı asla

suçlanamaz.

Bu konuda uydurdukları rivayetlerden örnekler:

290- Resûlullah’a adam öldürmüş birini getirdiler. O daöldürenin velisine kısas hakkı tanıdı. Bunun üzerine veli onualıp gitti. Boynunda tasma vardı; onu çekiyordu. O dönüpgittikten sonra. Resûlullah:

“Katille maktul cehennemdedir" buyurdular. Derken biri oadama giderek Resûlullah’ın sözünü söyledi. O da katili bırakıverdi. (Sahihi Müslim C.8 H.33/322 Sönmez NeşriyatA.Ş. Ahmed Davudoğlu.)

291- Hz. Büreyde radıyallahu anh anlatıyor: “Bir adamResûlullah aleyhissalâtu vesselâm’a bir adam getirip:

“Bu adam kardeşimi öldürdü" diye şikayette bulundu.Resulûllah da:

“Git sen de öldür, tıpkı kardeşini öldürdüğü gibi!"buyurdular.Adamcağız şikayetçiye:

“Allah’tan kork, beni affet! Çünkü af senin için büyük bir ücrete sebeptir. Senin için de, kardeşin için de Kıyamet günüdaha hayırlıdır!"dedi. Adam onu salıverdi. Durum Resûlullahaleyhissalâtu vesselâm’a haber verildi. Resûlullah (onuçağırıp) sordu. Adam (caninin) kendisine söyledikleri haber verdi.”

(Râvi devamla) der ki: “(Resûlullah aleyhissalâtu vesselâm):

“Onu azat et! Aslında onu azad etmen, onun için, kıyametgünü onun sana yapacağından daha hayırlıydı. O gün: “EyRabbim! Diyecek, şuna sor bakalım, beni niye öldürmüştü?"

251

Page 252: 50121318-Kutub-i-Sitte-nin-Ele�tirisi-ve-Kuran-a-Arz�-Ferec-Hudur.pdf

7/30/2019 50121318-Kutub-i-Sitte-nin-Ele�tirisi-ve-Kuran-a-Arz�-Ferec-Hudur.pdf

http://slidepdf.com/reader/full/50121318-kutub-i-sitte-nin-eletirisi-ve-kuran-a-arz-ferec-hudurpdf 252/606

(K.S. 4983 C.14 S.200 Akçağ, alıntısı, Nesâi, Kasâme6(8,18))

Rivayetin sonunda ki tehdit ifadesine dikkat edildiğinde,

kısas hakkını talep eden, bu isteğinden dolayı suçlu durumadüşürülmek istenmiştir.

Kısastan vazgeçip affetmek iyi bir şeydir. Fakat kısas hakkınıtalep edende hiçbir zaman suçlu duruma düşmez; hiçbir şekilde suçlanamaz. Zira bu onun hakkı olan bir husustur.Onların bu rivayeti uydurmaktan kasıtları affı teşvik etmek değildir. Kısasın uygulanmasını kökten yok etmektir. Çünkü

kısas yok edilip uygulanmasa suç işleme artar, adalet, Kur’anölçülerine göre yerine getirilmemiş olur. Suçlarınengellenmesinde caydırıcılık yönünden kısas çok etkilidir.Toplumsal asayişin sağlanmasında kısasın büyük önemivardır. Onun için müslümanlar arasında fitnelerin yayılmasıiçin kısası yok etmek bakımından rivayetler uydurmuşlardır.

Kur’an’da kısas konusunda şöyle denmiştir, mealen:

- Ey akıl sâhipleri, kısasta sizin için hayat vardır, böylecekorunursunuz. 2/179

Mealini yazdığım 2 Bakara 179 ayetinden durum gayet net bir şekilde anlaşıla bilir.

292- İbnu Mes’ud radıyallahu anh anlatıyor: “Resûlullahaleyhissalâtu vesselâm buyurdular ki:

“Allah’tan başka İlah olmadığına ve benim de Allah’ınResûlü bulunduğuma şahadet eden kimsenin kanı, üç haldışında helal değildir:

1- Zina yapan dul.

2-Cana can kısas.

3-Dinden çıkıp cemâatten ayrılan.”

252

Page 253: 50121318-Kutub-i-Sitte-nin-Ele�tirisi-ve-Kuran-a-Arz�-Ferec-Hudur.pdf

7/30/2019 50121318-Kutub-i-Sitte-nin-Ele�tirisi-ve-Kuran-a-Arz�-Ferec-Hudur.pdf

http://slidepdf.com/reader/full/50121318-kutub-i-sitte-nin-eletirisi-ve-kuran-a-arz-ferec-hudurpdf 253/606

(K.S. 4931 C.14 S.140 Akçağ, alıntısı, Buhari, Diyât 6;Müslim, Kasâme 25,(1676); Ebu Dâvûd, Hudûd 1,(4352);Tirmizi, Diyât 10,(1402); Nesâi, Tahrim 5,(7,90,91), Kasâme5,(8,131))

Zina yapan dulla, cana can kısas konusuna değindim. Burivayetin üçüncü şıkkında mürteddin öldürüleceğini tahdisetmişlerdir, halbuki Kur’an’da bazı durumlarda mürtedetevbe fırsatı verilmiştir. İrtidat eden katledilirse, tevbe etmesinasıl mümkün olur. Kaldı ki, inandıktan sonra inkar edip,inkarlarını arttırdıklarından dolayı tövbeleri kabuledilmeyenler hakkında dahi Kur’an’da ölüm cezasıöngörülmemiştir. Kur’an’dan mealen:

- İman ettikten, Resûlün hak olduğunu gördükten vekendilerine açık deliller geldikten sonra, inkar eden bir kavme Allah nasıl yol gösterir? Allah, zalim, kavmi doğruyola iletmez. 3/86

- İşte onların cezası: Allah’ın, meleklerin ve bütün insanlarınlaneti onların üzerindedir! 3/87

- O (lanet)in içinde ebedi kalacaklardır. Onlardan azabhafifletilmeyecek ve onlara asla bakılmayacaktır. 3/88

- Ancak ondan sonra, tevbe edip uslananlar başka. ÇünküAllah, bağışlayan, merhamet edendir. 3/89

- Onlar ki, inandıktan sonra inkar ettiler, sonra inkarları arttı,onların tövbeleri kabûl edilmeyecektir ve işte onlar sapıklarınta kendileridir. 3/90

Dinden çıkıp cemaatten ayrılana ölüm cezası verilmesihalinde, irtidat edenler inkarlarını gizleyeceklerdir, bu damünafıkların artmasına sebep olacaktır. Münafıkların artması,

İslam toplumu için iyi bir şey değildir. Kaldı ki, değilinançtan dolayı öldürmek, İslam da inanca baskı yani ikrahdahi yoktur. İsteyen inanır, isteyen inanmaz, kullar 

253

Page 254: 50121318-Kutub-i-Sitte-nin-Ele�tirisi-ve-Kuran-a-Arz�-Ferec-Hudur.pdf

7/30/2019 50121318-Kutub-i-Sitte-nin-Ele�tirisi-ve-Kuran-a-Arz�-Ferec-Hudur.pdf

http://slidepdf.com/reader/full/50121318-kutub-i-sitte-nin-eletirisi-ve-kuran-a-arz-ferec-hudurpdf 254/606

inanmayandan inanmadığından dolayı hesap soramazlar, bukonuda hesap sormak Allah’a aittir.

293- Hz. Ebu Hüreyre radıyallahu anh anlatıyor: “Resûlullah

aleyhissalâtu vesselâm buyurdular ki: “Kim hayızlının fercineveya bir kadının dübürüne (arka uzvuna) temas ederse veyakâhine uğrarsa Muhammed’e indirilenden teberri etmiş yüzçevirmiş) olur." (K.S. 3823 C.11 S.44 Akçağ, alıntısı Tirmizi,Tahâret 102, (135); İbnu Mâce, Tahâret 122,(639))

Bir kadının dübürüne temas eden kimse, Lût kavminin sapık ameline benzer bir amel işlemiş olur, dolayısıyla böyle

kimseler müslüman değillerdir, bu konuya evvelcedeğinmiştim. Bir kâhine uğrayan yani fal açtıran kimsede okahinin gaybı bildiğini kabul etmiş olmakla, kâhini Allah’aortak koşmuş olur, zira gaybı İslam inancına göre ancak Allah bilir. Hayızlı kadına temasta bulunmak, İslam dinindegünah sayılan bir harekettir, fakat dinden çıkarıcı bir hareketdeğildir.

Bu konuda Kur’an’dan mealen:

- Sana âdet görmeden soruyorlar. Deki: “O eziyettir." Âdethâlinde kadınlardan çekilin, temizleninceye kadar onlarayaklaşmayın. Temizlendikleri zaman Allah’ın emrettiğiyerden onlara varın. Allah tevbe edenleri sever,temizlenenleri sever. 2/222

Ayrıca, hayızlı kadına temas konusunda ki tekfir iddialarıyla,tahdis ettikleri şu rivayetler çelişkilidir:

294-. ...... İbn Abbasi (r.a.) demiştir ki:

“(Bir kimse), kanın başlangıcında karısına yaklaşırsa bir dinar, kanın kesilmesi sırasında (yaklaştığında) cima ederse

yarım dinar sadaka versin." (Ebû Dâvûd C.1 S.472 H.472H.265 K.Taharet (1), Bâb 105 Şamil 1987.)

254

Page 255: 50121318-Kutub-i-Sitte-nin-Ele�tirisi-ve-Kuran-a-Arz�-Ferec-Hudur.pdf

7/30/2019 50121318-Kutub-i-Sitte-nin-Ele�tirisi-ve-Kuran-a-Arz�-Ferec-Hudur.pdf

http://slidepdf.com/reader/full/50121318-kutub-i-sitte-nin-eletirisi-ve-kuran-a-arz-ferec-hudurpdf 255/606

295- Bir rivayette şöyle denmiştir: “Kişi hanımına kanamahâlinde temasta bulunmuşsa bir dinar, kanın kesilme hâlindetemas etmişse yarım dinar tasadduk eder." (K.S. 3834 C.11S.50 Akçağ, alıntıları. Tirmizi, Tahâret 103, (136,137); Ebu

Dâvud. Tahâret 106,(264, 265,266); Nesâi, Tahâret 182,(1,153); İbnu Mâce, Tahâret 123,(640))

Görüldüğü gibi rivayetler çelişkilidir, bir taraftan söz konusufiili işleyen tekfir edilirken, diğer taraftan ceza olarak bir veya yarım dinar tasadduk öngörülmüştür. Küfretmeninkarşılığı yarım dinar veya bir dinardır demek açık bir çelişkidir.

HAYVANLARLA İLGİLİ OLARAK UYDURDUKLARIRİVAYET ÖRNEKLERİ

Bilindiği gibi, dünyada yaşam süren birçok canlı bulunmaktadır. İslam inancında, İnsanlar ve Cinler dünyayaşantılarında imtihan geçirmekte olup, amellerine göreCennetlik yada Cehennemlik olmaktadırlar. Rivayetuydurmacıları, insanlara ve cinlere has olan bu imtihanşeklini insanlar nazarında amacından saptırmak için, buimtihanın içeriğinde bulunan iyi ve kötü kavramlarınıhayvanlara da yüklemek suretiyle amacından saptırmayaçalışmışlardır. Bu amaçlarına ulaşmak için, hayvanların

davranışlarını dini ölçülere göre değerlendirme yolunagitmişlerdir, halbuki değil hayvanların davranışlarını diniölçülerle değerlendirmek, ne yaptığını bilemeyen akıl özürlüinsanların davranışları bile, İslam dinine göre dini ölçülerledeğerlendirilemez. Bu hususlarda uydurmuş olduklarırivayetlerden örnekler verecek olursam, şöyle ki:

296- Hz. Aişe radıyallahu anhâ anlatıyor: “Resûlullahaleyhissalâtu vesselam buyurdular ki: “Yılan fasık tır, akrepfasık tır, karga fasık tır.”

255

Page 256: 50121318-Kutub-i-Sitte-nin-Ele�tirisi-ve-Kuran-a-Arz�-Ferec-Hudur.pdf

7/30/2019 50121318-Kutub-i-Sitte-nin-Ele�tirisi-ve-Kuran-a-Arz�-Ferec-Hudur.pdf

http://slidepdf.com/reader/full/50121318-kutub-i-sitte-nin-eletirisi-ve-kuran-a-arz-ferec-hudurpdf 256/606

Kâsım İbnu Muhammed İbni Ebi Bekr radıyallahu anh’a:“Karga yenilir mi?"diye sorulmuş. Şu cevabı verdi:“Resûlullah aleyhissalâtu vesselâm’ın ona “fasık"demesinden sonra onu kim yer?" (K.S. 6954 C.17 S.408

Akçağ, alıntısı. İbni Mace 3942)

297- Hz. Aişe radıyallahu anhâ anlatıyor: “Resûlullahaleyhissalâtu vesselâm buyurdular ki:

“Hayvanlardan beş tanesi vardır ki bunların her biri fâsık tır.Harem bölgesinde olsun, Hill (denen Harem dışı) bölgesindeolsun bunlar öldürülür: Karga, çaylak, Akrep, sıçan, kelb-i

akûr. (K.S. 4938 C.14 S.149 Akçağ, alıntısı Müslim, Hacc66-67, (1198); Tirmizi, Hacc 21,(837); Nesâi, Hacc 113,(5,208))

Müslim’in bir rivayetinde Hz. Aişe şöyle demiştir:“Resûlullah aleyhissalâtu vesselâm beş fâsığın Hill’de veHaremde öldürülmesini emretti........ (K.S. 4938 notu.)

Görüldüğü gibi fasıklık günahını bazı hayvanlarayüklemişlerdir. Kur’an’da ise fasıklar hakkında şöyledenmiştir:

- Andolsun ki sana apaçık ayetler indirdik. Onları fasıklardan başkası inkar etmez. 2/99

Böylece, dediklerine göre çaylak, Akrep, sıçan v.s. Fasık olmakla ayetleri inkar edenlerden olmuş oluyorlar. Fasıklarınahirette erişecekleri netice ise Kur’an’da helak olarak  belirtilmiştir.

Kur’an’dan mealen:

- O halde peygamberlerden azim sahibi olanların sabrettiği

gibi sen de sabret. Onlar hakkında acele etme, onlar va’dedildikleri azabı gördükleri gün sanki dünyada gündüzünsadece bir saati kadar kaldıklarını sanırlar. Bu, bir tebliğdir.Fasık topluluktan başkası helak edilir mi hiç? 46/35

256

Page 257: 50121318-Kutub-i-Sitte-nin-Ele�tirisi-ve-Kuran-a-Arz�-Ferec-Hudur.pdf

7/30/2019 50121318-Kutub-i-Sitte-nin-Ele�tirisi-ve-Kuran-a-Arz�-Ferec-Hudur.pdf

http://slidepdf.com/reader/full/50121318-kutub-i-sitte-nin-eletirisi-ve-kuran-a-arz-ferec-hudurpdf 257/606

Bu duruma göre, hayvanlara fasıklık iddia etmeleri, Kur’an’auymamaktadır.

298- Fâkih İbn’i-Muğire’nin azadlı cariyesi Saibe radıyallahu

anhâ anlatıyor: “Hz. Aişe radıyallahu anhâ’nın yanınagirmiştim. Odasında, yere konulmuş bir mızrak gördüm. “Eymüminlerin annesi! Bununla ne yapıyorsun?"diye sordum. Şucevabı verdi:

“Biz bununla şu kelerleri öldürüyoruz. Çünkü Resûlullahaleyhissalâtu vesselâm bize bildirdi ki, Hz. İbrahimaleyhisselâm ateşe atıldığı zaman yerdeki bütün hayvanlar 

ateşin sönmesine katıldı, sadece keler katılmadı. Dahası o,ateşi (yanması için) üflüyordu. Bu sebeple Aleyhissalâtuvesselâm bunun öldürülmesini emir buyurdu. (K.S. 6949C.17 S. 405 Akçağ alıntısı, İbn-i Mace 3231)

Bu rivayette belirttiklerine göre keler (kertenkele) büyük bir İslam düşmanı olmuş oluyor. Bunlar öylesine iddialardır ki,

Kur’an’ın evrensel mesâjını, keler şöyledir yok kertenkeleşöyledir diyerek, akılları sıra çoluk çocuk oyununadöndürmeye çalışmaktadırlar. Müslim’in kertenkele hakkındauydurmuş olduğu rivayetler, bu konuda ki amaçlarını açıkçaortaya koymaktadır. Örneğin:

299- Resûlullah’a atfen: “Her kim kertenkeleyi ilk vuruştaöldürürse ona şu ve şu kadar sevaba vardır, ve her kim onu

ikinci vuruşta öldürürse, birinciden aşağı olmamak üzere onaşu kadar sevap vardır. Ve her kim onu üçüncü vuruştaöldürürse ona da ikincisinden aşağı olmamak üzere şu ve şukadar sevaba vardır."buyurdular. (Müslim 146/695 C.9Sönmez Neşriyat A.Ş.)

Sanki bahsettikleri kertenkele değil de, Müslümanlara

saldıran yedi başlı ejderha, öyle ki, Müslim’in 147.Rivayetinde (Cilt 9) belirttiğine göre, birinci vuruştakertenkeleyi öldürene yüz sevap verilecekmiş. Hal bu ki,İbrahim peygamberin atılmış olduğu ateş hiçbir yaratığı

257

Page 258: 50121318-Kutub-i-Sitte-nin-Ele�tirisi-ve-Kuran-a-Arz�-Ferec-Hudur.pdf

7/30/2019 50121318-Kutub-i-Sitte-nin-Ele�tirisi-ve-Kuran-a-Arz�-Ferec-Hudur.pdf

http://slidepdf.com/reader/full/50121318-kutub-i-sitte-nin-eletirisi-ve-kuran-a-arz-ferec-hudurpdf 258/606

müdahalesi olmadan. Yalnız, Allah’ın ateşe emretmesiyle,ateş serin ve selametli bir hal almıştır, yani kertenkeleharicindeki diğer yer yaratıklarının ateşi söndürmeyeçalıştığını iddia etmeleri de, Kur’an’a uymayan bir iddiadır.

Kur’an’dan mealen:

- Dediler: “Onu yakın, ilahlarınıza yardım edin, eğer bir işyapacaksanız." 21/68

- Biz de “Ey ateş, İbrahim’e serin ve esenlik ol!" dedik. 21/69

Bu itibarla uydurmuş oldukları rivayetlerin aslı yoktur.

300- İbnu Ömer radıyallahu anhüma anlatıyor: “Resûlullahaleyhissalâtu vesselâm av veya koyun veya çoban köpeğihariç diğer bütün köpeklerin öldürülmesini emretti.”

İbnu Ömer radıyallahu anh’a: “Ebu Hüreyre, “veya ekinköpeğini de diyor!" denilmişti, bunun üzerine: “Onun ekini

var da ondan!"cevabını verdi ve ilave etti:

“Biz Medine ve civarına gider, tek köpek bırakmaz hepsiniöldürdük. Hatta biz, çölden gelmiş kadına refakat edenarkadaş köpeği bile öldürdük." (K.S. 4949 C.14 S.159 Akçağ,alıntıları. Buhari, Bed’ül-Halk 14; Müslim, Musâkât 45,(1570); Muvatta, İstizân 14,(2,969) Tirmizi,Sayd 4,(1488);

 Nesai,Sayd 9,(7,184))301- Resûlullah’a atfen: Resûlullah köpeklerin öldürülmesiniemir buyurdu ve köpekler öldürülsün diye Medine’ninnahiyelerine haber gönderdi. (Sahihi Müslim 44/24 C.8Sönmez Neşriyat A.Ş.)

302- Resûlullah’a atfen: Resûlullah bize köpekleri öldürmeyi,

emir buyurdu. Hatta kadın köpeği ile çölden gelirdi de biz oköpeği bile bile öldürdük. Sonra peygamber köpekleriöldürmeyi yasak etti ve:

258

Page 259: 50121318-Kutub-i-Sitte-nin-Ele�tirisi-ve-Kuran-a-Arz�-Ferec-Hudur.pdf

7/30/2019 50121318-Kutub-i-Sitte-nin-Ele�tirisi-ve-Kuran-a-Arz�-Ferec-Hudur.pdf

http://slidepdf.com/reader/full/50121318-kutub-i-sitte-nin-eletirisi-ve-kuran-a-arz-ferec-hudurpdf 259/606

- Halis siyahını, iki noktalısını öldürmeye bakın, çünkü oşeytandır; buyurdu. (Müslim 47/25 C.8 Sönmez NeşriyatA.Ş.)

303- Hz. Ebu Zerr (radıyallahu anh) anlatıyor: “Resûlullah(aleyhissalâtu vesselâm) buyurdular ki:

“Kişi, önüne semer kaşı kadar bir şey bırakmadan namazkılarsa; (önünden geçtiği takdirde) siyah köpek, kadın, eşek,namazını bozar...”

Ebu Zerr’e dendi ki:

“Siyahın kırmızıdan, beyazdan farkı nedir?" Şu cevabı verdi:

“Ey kardeşimin oğlu! Sen bana, benim Resûlullah(aleyhissalâtu vesselâm)a sorduğum şeyi sordun. Efendimiz:

“Siyah köpek şeytandır" buyurmuştu." (K.S. 2743 C.9 S.39Akçağ, alıntıları. Müslim, Salât 265, (510); Ebû Dâvûd, Salât

110,(702), Tirmizi Salât 253,(338); Nesâi Kıble 7,(2,63); İbniMâce, İkâmetu’s-Salât 38,(952))

Bu rivayetleriyle, tüm siyah köpekleri şeytan saydıkları,dolayısıyla eşeklerle, kadınları da özdeşleştirerek şeytansaymışlardır, bu husus özellikle kadınlara büyük bir hakarettir ve İslam’da yeri yoktur.

Bizimle beraber dünyada yaşayan tüm hayvanlar, Allah’ıngerekli görüp yarattığı ve çeşitli işlevleri olan yaratıklardırlar.Bu canlılar, dinsel tebliğ dışında olmakla, onların şeytanlıklaveya vahyi reddetmeyle ilgileri yoktur. Allah tarafındankendilerine yükletilen işlevleri yerine getirirler, örneğin,arının bal yapması gibi. Ayrıca bizim tam olarak  bilmediğimiz veya bilemeyeceğimiz görevleri de olabilir. Şu

kesindir ki, Allah hiçbir şeyi boşu boşuna yaratmaz. Veyaratmış olduğu hiçbir canlı türünü gereksiz yere yok etmemizi bize emretmez. Tüm canlılar bizim gibi birer ümmet olup, kendilerine has yaşamlarını sürdürürler.

259

Page 260: 50121318-Kutub-i-Sitte-nin-Ele�tirisi-ve-Kuran-a-Arz�-Ferec-Hudur.pdf

7/30/2019 50121318-Kutub-i-Sitte-nin-Ele�tirisi-ve-Kuran-a-Arz�-Ferec-Hudur.pdf

http://slidepdf.com/reader/full/50121318-kutub-i-sitte-nin-eletirisi-ve-kuran-a-arz-ferec-hudurpdf 260/606

Kur’an’dan mealen:

- Yeryüzün de yürüyen hiçbir hayvan ve iki kanadıyla uçanhiçbir kuş yoktur ki, (onlar da) sizin gibi birer ümmet

olmasınlar. Biz kitap da hiçbir şeyi eksik bırakmadık. Sonra(onlar), Rab’leri(nin huzûru)na toplanacaklardır. 6/38

Hal böyle olunca, peygamberin hiçbir gerekçe göstermedenköpeklerin öldürülmesini emrettiği yolunda ki rivayetlerinaslı yoktur. Ayrıca, siyah köpeklerin şeytan olduklarınırivayet etmelerinin İslami hiçbir yönü yoktur. Daha başkarivayetlerinde de, zaman, zaman bazı hayvanların şeytan

olduğunu rivayet etmişlerdir. Böyle yapmalarının nedeni,dikkatleri şeytandan ve şeytanın verdiği zararlardan başkayöne

çevirmek, insanların şeytan tehlikesini hatife almalarınısağlamak ve böylece şeytanın onları aldatmasınıkolaylaştırmak içindir. Özellikle de köpeklerin ve develerin

şeytan olduklarını rivayet etmişlerdir, zira, köpek AshabıKehf’e bekçilik etmişti, Devede bir kavme, Allah tarafındanimtihan vasıtası yapılmıştı. Onun içindir ki bu iki hayvanakin duymuşlardır.

Bu hususta Kur’an’dan mealen:

- (Ashabı Kehf) Uykuda oldukları halde sen onları uyanıklar 

sanırsın. (Uyudukları yerde) onları sağa sola çeviririz.Köpekleri de girişte iki kolunu (ön ayaklarını) uzatmıştır.Çıkıp da onlara baksaydın, mutlaka onlardan dönüp kaçardın.Ve onlardan için korku dolardı. 18/18

- Semûd (kavmin)e de kardeşleri Sâlih’i (gönderdik): “Eykavmim dedi, Allah’a kulluk edin, sizin O’ndan başka

ilahınız yoktur. Size Rabb’inizden açık bir delil geldi. İşte şu,Allah’ın dişi devesi, size mûcizedir, bırakın onu Allah’ınarzında yesin (içsin) sakın ona kötülük etmeyin, yoksa siziacı bir azab yakalar." 7/73

260

Page 261: 50121318-Kutub-i-Sitte-nin-Ele�tirisi-ve-Kuran-a-Arz�-Ferec-Hudur.pdf

7/30/2019 50121318-Kutub-i-Sitte-nin-Ele�tirisi-ve-Kuran-a-Arz�-Ferec-Hudur.pdf

http://slidepdf.com/reader/full/50121318-kutub-i-sitte-nin-eletirisi-ve-kuran-a-arz-ferec-hudurpdf 261/606

Halbuki onlar deve için şöyle dediler.

304- Resûlullah’a atfen: “Koyun ağıllarında namaz kılın, zirakoyunlar mübarek (hayvanlar)dır. Deve damlarında namaz

kılmayın. Zira onlar şeytanlardır." (K.S. 2696 C.8 S.536Akçağ, alıntısı. Ebu Dâvud, Salât 25,(493))

305- Berâ (radıyallahu anh)’nın rivayetlerine göre Resûlullah(aleyhissalâtu vesselâm) şöyle demiştir:

“Deve ağıllarında namaz kılmayın, çünkü onlar şeytandandır.”

Koyun ağıllarından soruldu:

“Oralarda kılın, çünkü onlar berekettir" buyurdular." (K.S.3689 C.10 S.478 Akçağ, alıntıları. Ebu Dâvud, Tahâret 72,(184); Tirmizi, Tahâret 60,(81))

Köpeklerle, develerin şeytan olduğu yolundaki rivayetlerinin

aslı yoktur.

306- Hz. Ebu Hüreyre (radıyallahu anh) anlatıyor:“Resûlullah (aleyhissalâtu vesselâm) buyurdular ki:“Melekler, içinde köpek ve çan bulunan kâfileye arkadaşlık etmezler." (Müslim, Libâs 103,(2113,2114); Ebû Dâvûd,Cihâd (2555,2556); Tirmizi, Cihâd 25,(1703). K.S. 2196 C.8

S.33 Akçağ.)307-.......... Bize Sufyân ibn Uyeyne tahdis edip: Ben bunusenin şurada bulunduğun gibi ez-Zuhri’den ezberledim, oşöyle dedi: Bana Ubeydullah ibn Abdillah, İbnu Abbâs’tan; oda Ebû Talha Zeyd ibn Sehl’den (Allah onlardan râzı olsun)haber verdi ki, Peygamber (S): “Melekler, içinde köpek vesûret bulunan bir eve girmezler" buyurmuştur. (Buhari,

Kitâbu Bed’i’l-Halk H.126 C.7 S.3099 Ötüken 1987)

İddia ettiler ki, Melekler içinde, çan, köpek ve sûret (resim,heykel) bulunan yere gitmeyip ordan uzak dururlarmış. Bu

261

Page 262: 50121318-Kutub-i-Sitte-nin-Ele�tirisi-ve-Kuran-a-Arz�-Ferec-Hudur.pdf

7/30/2019 50121318-Kutub-i-Sitte-nin-Ele�tirisi-ve-Kuran-a-Arz�-Ferec-Hudur.pdf

http://slidepdf.com/reader/full/50121318-kutub-i-sitte-nin-eletirisi-ve-kuran-a-arz-ferec-hudurpdf 262/606

devirde insanların tamamına yakını, resimli kimlik kartlarınıüzerlerinde taşımaktadırlar, kullandıkları çoğu paralarınüzerinde resimler vardır ve denebilir ki, dünyada içinde insanveya hayvan resmi olmayan hemen hemen hiçbir ev yoktur.

Hal böyle olunca, ölüm melekleri resimlere rağmeninsanların canlarını nasıl almaktadırlar. Eğer iddiaları doğruolmuş olsaydı, üzerinde resim bulunan insandan uzak durmak suretiyle veya içinde resim olan eve ölüm meleklerigirmeyeceklerinden insanların ölmemeleri gerekirdi ve bunungibi başka misaller verilebilir. Gerçekler onların iddialarıhilafınadır.

Canları meleklerin aldığına dair Kur’an’dan mealen:

- Nefislerine zulmeden kimselere, canlarını alırken melekler:“Ne işte idiniz?" dediler. (Bunlar): “Biz yer yüzünde âcizdüşürülmüştük."diye cevap verdiler. Melekler dediler ki:“Peki, Allah’ın yeri geniş değilmiydi ki onda göç ed(ipgönlünüzce yaşayabileceğiniz bir yere gid)eydiniz?" İşte

onların durağı cehennemdir, ne kötü bir gidiş yeridir orası!4/97

Bu itibarla tahdis etmiş oldukları rivayetlerin aslı yoktur.

308- Selman radıyallahu anh anlatıyor: “Resûlullahaleyhissalâtu vesselâm’a çekirgeler sorulmuştu:

“Onlar, Allah’ın en kalabalık ordularıdır. Onu ne yerim ne deharam kılarım" buyurdular." (K.S. 3913 C.11 S.154 Akçağ,alıntıları. Ebu Dâvud, Et’ime 35,(3813); İbnu Mace, Sayd 9,(3219))

309- Rezin rahimehullah Hz. Câbir radıyallahu anh’tannaklediyor: “Resûlullah aleyhissalâtu vesselâm çekirgelere

 beddua etti ve dedi ki:

262

Page 263: 50121318-Kutub-i-Sitte-nin-Ele�tirisi-ve-Kuran-a-Arz�-Ferec-Hudur.pdf

7/30/2019 50121318-Kutub-i-Sitte-nin-Ele�tirisi-ve-Kuran-a-Arz�-Ferec-Hudur.pdf

http://slidepdf.com/reader/full/50121318-kutub-i-sitte-nin-eletirisi-ve-kuran-a-arz-ferec-hudurpdf 263/606

“Allah’ım! Çekirgeleri helâk et, büyüklerini öldür,küçüklerini helâk et, nesillerini kes ağızlarını geçimimiz verızkımızdan (uzak) tut. Sen duaları işitensin.”

(Orada bulunan) bir adam:

“Ey Allah’ın Resûlü! Çekirgelere nasıl böyle bedduaediyorsunuz, onlar ki Allah’ın ordularından bir ordudur"dedi. Aleyhissalâtu vesselâm da cevaben:

“Çekirge, denizdeki bir balığın hapşırığıdır" buyurdular."(K.S. 3914 C.11 S.154 Akçağ, alıntıları. Tirmizi, Et’ime 23,

(1824); İbnu Mâce, Sayd 9,(3221))

Çekirgelerin, Allah’ın en kalabalık orduları olduğunu rivayetetmişlerdir. Buna rağmen, peygamberin, çekirgelerinmahvolmaları için dua ettiğini rivayet etmeleri bir çelişkidir.Peygamberin, Allah’ın en kalabalık ordusunun mahvolmasıiçin dua etmesi mümkün değildir.

Ancak çekirgelerin zararından korunma yününde dua eder.Güya kendisine bir şahıs, Allah’ın ordularından bir ordu olançekirgelere niçin beddua ediyorsunuz demişte, peygamber,cevap olarak, onlar denizde ki bir balığın hapşırığıdır cevabını vermiş. Sorulan soruya verilen cevap uygunolmadığı gibi, çekirgelerin balık hapşırığı olmadığı bilinen bir gerçektir, öyle bir iddia gerçeklere uymaz. Diğer bir 

hususta çekirgelerin, Allah’ın en kalabalık ordusu olduğuiddiası, bu iddia da Kur’an’a uymayan bir iddiadır. ZiraAllah’ın ordularını, Allah’tan başka kimse bilmez. hal böyleolunca, peygamber bilmediği orduların en kalabalık olanınınhangisi olduğunu bilemez. Bu hususta Kur’an’dan mealen:

- Biz cehennemin bekçilerini hep melekler yaptık. Onların

sayısını da inkar edenler için bir imtihan kıldık ki kendilerineKitap verilmiş olanlar iyice inansın, inanananların imanınıarttırsın. Kitap verilmiş olanlar ve inananlar şüpheyedüşmesinler. Kalplerinde hastalık bulunanlar ve kafirler de:

263

Page 264: 50121318-Kutub-i-Sitte-nin-Ele�tirisi-ve-Kuran-a-Arz�-Ferec-Hudur.pdf

7/30/2019 50121318-Kutub-i-Sitte-nin-Ele�tirisi-ve-Kuran-a-Arz�-Ferec-Hudur.pdf

http://slidepdf.com/reader/full/50121318-kutub-i-sitte-nin-eletirisi-ve-kuran-a-arz-ferec-hudurpdf 264/606

“Allah bu misalle ne demek istedi?" desinler. Böylece Allah,dilediğini sapıklıkta bırakır, dilediğini doğru yola iletir.Rabbinin ordularını kendisinden başkası bilmez. Bu,insanlara bir tebliğdir. 74/31

Görüldüğü gibi, Allah’ın ordularını, Allah’tan başkası bilmez. Bu itibarla, bu hususta uydurdukları rivayetlerin aslıyoktur.

310- Hz. Ali (radıyallahu anh) anlatıyor: “Resulullah(aleyhissalâtu vesselâm)’a bir katır hediye edilmişti, ona bindi. Ben kendisine:

“Eşekleri atlara aşırtırsak da bunun gibi katırlar elde etsek olmaz mı?" dedim. Şöyle cevap verdi:

“Bunu bilmeyenler yapar." buyurdu. (K.S. 2230 C.8 S.75Akçağ, alıntıları. Ebû Dâvûd, Cihâd 59,(2565); Nesâi, Hayl10,(6,224))

Bu rivayette, katır üretmenin iyi bir şey olmadığını tahdisetmişlerdir. Hal bu ki, Kur’an’da Allah, katırları süs olarak yarattığını bildirmiştir. Bundan dolayı iddiaları Kur’an’auymamaktadır, zira iyi olmayan bir şey süs olarak tanımlanamaz. Bu hususta Kur’an’dan mealen:

- (Allah), Binmeniz ve süs için atları, katırları ve merkepleri

(yarattı) ve sizin bilmediğiniz nice şeyler yaratmaktadır. 16/8

Bu itibarla uydurdukları rivayetin aslı yoktur.

311- Ümmü seleme radıyallahu anhâ anlatıyor: “Resûlullahaleyhissalâtu vesselâm fareye fuveysika der ve şunu ilaveederdi:

“Ben bunu meshe uğramışlardan biliyorum. Çünkü o,kendisine (içmesi için) deve sütü konulsa onu içmez. Amakoyun sütü verilirse onu içer." (K.S. 5965 C.16 S.442 Akçağ

264

Page 265: 50121318-Kutub-i-Sitte-nin-Ele�tirisi-ve-Kuran-a-Arz�-Ferec-Hudur.pdf

7/30/2019 50121318-Kutub-i-Sitte-nin-Ele�tirisi-ve-Kuran-a-Arz�-Ferec-Hudur.pdf

http://slidepdf.com/reader/full/50121318-kutub-i-sitte-nin-eletirisi-ve-kuran-a-arz-ferec-hudurpdf 265/606

1993, alıntısı. Rezin tahriç etmiştir. Buhari’de kaydedilmiştir,Bed’ül-Halk 15; Müslim, Zühd 62, (2997))

312- İbnu Mes’ud radıyallahu anh anlatıyor: “Ey Allah’ın

resulü! Maymun ve domuzlar, Allah Teâla’nın mesh ettiğiinsanlardan mı?" diye sorulmuştu. Şu cevabı verdi: “AllahTeâla hazretleri bir kavmi helak etti mi ona nesil (devam)vermez. Maymun ve domuzlar daha önce de vardı." (K.S.5966 C.16 S.444 Akçağ, alıntısı, Müslim, Kader 33,(2663))

Bu iki hadis çelişkilidir. Madem ki meshe uğrayanların neslidevam etmiyorsa. Meshe uğrayan farelerin nesli nasıl devam

etmiştir. Zira farelerin deve sütü içmemeleri mesh edilmişolmalarına delil olarak gösterilmiş, bu olay farelerin tümünemal edilmekle, meshe uğrayan farelerin soyu devam ediyor demektir. Buda iki rivayetin çelişkili olduğunu açıkça belirtir.

313- Ebu’l-Müseyyeb anlatıyor: “(Bir gün) Ebu Saidradıyallahu anh’ın yanına girmiştim, namaz kılıyor buldum.

Onu beklemek üzere oturdum. Derken evin bir köşesindetavanı örten hurma dalları arasında bir kıpırtı gördüm. Oraya bakınca bir yılan olduğunu gördüm. Öldürmek üzere atıldım.Ebu Said oturmam için işaret etti. Tekrar yerime oturdum. Namazdan çıkınca bana evde bir oda gösterdi ve: “Bu odayıgörüyor musun? diye sordu. Ben: “Evet!" deyince devam etti:

“Onda bizden evlenmesi yakın bir genç vardı. Resûlullah

aleyhissalâtu vesselâm ile birlikte Hendek (harbi)e gittik.Genç, o gün ortasında ehline uğramak için Aleyhissalâtuvesselâmdan izin istiyordu. Bir gün ondan yine izin istedi.Aleyhissalâtu vesselâm ona:

“Silahını beraberine al, ben Kureyza’dan sana bir zarar gelir diye korkuyorum!" buyurdular. Adam silahını aldı. Ailesine

geldi. Hanımı iki kapı arasında ayakta duruyordu. Elindekimızrağı ile, dürtmek üzere kadına eğildi. Adama kıskançlık gelmişti. Kadın onu: “Mızrağını geri çek! Hele eve gir, benidışarı çıkaran şeyi bir gör!" dedi. Adam içeri daldı. Bir de ne

265

Page 266: 50121318-Kutub-i-Sitte-nin-Ele�tirisi-ve-Kuran-a-Arz�-Ferec-Hudur.pdf

7/30/2019 50121318-Kutub-i-Sitte-nin-Ele�tirisi-ve-Kuran-a-Arz�-Ferec-Hudur.pdf

http://slidepdf.com/reader/full/50121318-kutub-i-sitte-nin-eletirisi-ve-kuran-a-arz-ferec-hudurpdf 266/606

görsün: Yatağın üzerine çöreklenmiş iri bir yılan! Mızrağıylaona yöneldi ve yılana sapladı. Sonra çıkıp, süngüyü avluyadikti. Derken yılan üzerine atıldı. Bilemiyoruz hangisi evvelöldü; yılan mı, genç mi? Resûlullah aleyhissalâtu vesselâm’a

gelip, bu durumu anlattık ve: “Dua edin, Allah ona tekrar hayat versin!" dedik. Aleyhissalâtu vesselâm:

“Arkadaşınız için istiğfar ediverin! Buyurdular. Sonra şuaçıklamada bulundular:

“Medine’de Müslüman olan cinler var. Onlardan birinigörürseniz, kendisine üç gün ihtarda bulunun. Eğer bundan

sonra yine de görünürse onu öldürün. Çünkü o bir şeytandır."(K.S. 4942 C.14 S.14 S.154 Akçağ, alıntısı. Müslim, Selam139,(2236); Ebu Dâvud, Edeb 174,(5256, 5257); Tirmizi,Ahkâm 2,1484); (Bazı Tirmizi nüshalarında Sayd bölümünde(17.bab’ta) gelmiştir.)

İslam dininde cinler yılan olarak tanımlanamayacağı gibi. Bu

rivayette belirttiklerine göre, bir yılan gördüğümüzde, gitmesiiçin ona üç gün ihtarda bulunacakmışız, gitmediği takdirdede, şeytan olduğuna karar verip onu öldürecekmişiz. Bu okadar ciddiyetten uzak bir rivayettir ki, aklı başında olan hiçkimse bunun pratiğini yapmaya kalkışmaz, zira aklı başında bir kimse kim se üç gün süreyle benden uzak dur diye bir yılana hitap etmez. Böyle bir şeye kalkıştığı takdirdedeliliğine karar verilir. Diğer bir hususta, yılanın bir evde bulunduğunu ve evden ayrılmadığını farz edersek, üç gündolmadan o yılanın ev sahiplerinden herhangi birine zarar vermeyeceğinin güvencesi nedir?

Gerçeklerle bağdaşmayan bu rivayetin aslı yoktur.

314- İbnu Abbâs radıyallahu anhümâ anlatıyor: “Resûlullah

aleyhissalâtu vesselâm buyurdular ki:

“Kim, yılanı (intikam) arar diye (öldürmez) bırakırsa bizdendeğildir. Biz onlarla harb ettiğimiz günden beri onlarla sulh

266

Page 267: 50121318-Kutub-i-Sitte-nin-Ele�tirisi-ve-Kuran-a-Arz�-Ferec-Hudur.pdf

7/30/2019 50121318-Kutub-i-Sitte-nin-Ele�tirisi-ve-Kuran-a-Arz�-Ferec-Hudur.pdf

http://slidepdf.com/reader/full/50121318-kutub-i-sitte-nin-eletirisi-ve-kuran-a-arz-ferec-hudurpdf 267/606

yapmadık." (K.S. 4944 C.14 S.14 S.156 Akçağ, alıntısı. EbuDâvud, Edeb 174, (5250))

315- İbnu Mes’ud radıyallahu anh anlatıyor: “Resûlullah

aleyhissalâtu vesselâm buyurdular ki:

“Yılanların hepsini öldürün. Kim yılan(ın intikamalacağın)dan korkarsa, benden değildir."

Bir rivayette şöyle burulmuştur: “Gümüş çubuk gibi olanuzun yılan hâriç bütün yılanları öldürün." (K.S. 4943 C.14S.156 Akçağ, alıntıları. Ebû Dâvûd, Edeb 174, (5249,5261);

 Nesâi, Cihad 48, (6,51))

Bu iki rivayetle, bir evvelki rivayet çelişkilidir. Evvelkirivayette yılana üç gün ihtar edilmesi gerektiği belirtilmişken,son iki rivayette ihtarsız öldürülmeleri gerektiği ve onlarla barış yapılamayacağı belirtilmiştir.

316- Hz. Ebu Hüreyre radıyallahu anh anlatıyor: “Resûlullah

aleyhissalâtu vesselâm bir güvercinin peşine düşüp onunlaeğlenen bir adam görmüştü: “Bir şeytan bir şeytaneyi takipediyor!"buyurdular."(K.S. 5331 C.15 S.135 Akçağ, alıntıları.Ebû Dâvûd, Edeb 65, (4940); İbnu Mâce, Edeb 44,(3765))

(Not: Tahdis etmiş oldukları birçok rivayette, Ebû Hûreyregibi uydurmuş oldukları birçok hayali raviye Hz. Ve

Radıyallahu anh ifadelerini kullanmışlardır, iktibas gereği buifadeleri yazmak zorunda kaldığımı ve uydurmuş olduklarıhayali şahıslara bu tür ifadeleri kullanmalarını tasvipetmediğimi belirtmek isterim.)

Güvercin, hayvanların en güzellerindendir. Bir insan onusevebilir, yakalamak isteye bilir, hiç bir zaman bir güverciniyakalamak istiyor diye, bir kimseye bu yaptığından dolayı

şeytan denemez. Hele güvercin gibi zararsız bir hayvanaşeytan demeleri de, ciddiyetten ne kadar uzak olduklarını

267

Page 268: 50121318-Kutub-i-Sitte-nin-Ele�tirisi-ve-Kuran-a-Arz�-Ferec-Hudur.pdf

7/30/2019 50121318-Kutub-i-Sitte-nin-Ele�tirisi-ve-Kuran-a-Arz�-Ferec-Hudur.pdf

http://slidepdf.com/reader/full/50121318-kutub-i-sitte-nin-eletirisi-ve-kuran-a-arz-ferec-hudurpdf 268/606

göstermeye kafidir. Asıl amaçları ise, daha öncede belirttiğimgibi şeytan kavramını belirsiz hale getirmek istemeleridir.

317- Hz. Ebu Hüreyre radıyallahu anh anlatıyor: “Resûlullah

aleyhissalâtu vesselâm buyurdular ki: “Horozun öttüğünüişittiğiniz vakit Allah’tan lütuf ve ikramını talep edin. Ziraonlar bir melek görmüştür. Merkebin anırmasını işittiğinizzaman şeytandan Allah’a sığının. Çünkü o bir şeytangörmüştür."(K.S. 5950 C.16 S.421 Akçağ 1993, alıntıları.Buhari, Bed’ü’l_halk 15; Müslim, Zikr 82,(2729); EbûDâvûd Edeb 115,(5102); Tirmizi, Da’avat 58,(3455))

Horozların canları çektikçe sık sık ötmeleri bir tarafa.Eşeklerin, dişi eşek görünce anırmalarına ne demeli, o zaman bütün dişi eşekler şeytan olmuş olur ki, bu da boş bir iddiadan başka bir şey değildir.

318- ......... Ben Ebû Hureyre (R)’den işittim, şöyle diyordu:Peygamber (S): “Sizden birinizin içeceği içine sinek düştüğü

zamân, o kişi sineğin her tarafını batırsın, sonra onu çıkarsın(atsın). Çünkü sineğin iki kanadının birisinde hastalık,diğerinde şifâ vardır" buyurdu. (Buhari, Kitâbu Bed’i’l-Halk Bab 17 H.124 S.3098 C.7 Ötüken.)

Rivayet müdafaacıları, sineğin bir kanadında hastalık ve bir kanadında ilaç olduğunu uzun uzadıya savunarak, bunun bilinmesinin bir peygamberlik mucizesi olduğunu iddia

etmişlerdir. Sineğin herhangi bir kanadında eğer ki ilaçözelliği taşıyan bir madde olsaydı, bu çağda tespit edilerek ondan sentetik ilaç üretme yoluna gidilirdi. Fakat böyle bir şey bilinmemektedir. Esasında bu rivayeti uydurmaktanamaçları sineğin kanadında ilaç olup olmadığı olayı değildir.Amaçları müslümanların yemek içmek zevkleri konusundainsanları tiksindirmektir. İçtiğim bir kahveye sinek 

düştüğünde o sineği kahveye batırıp, o kahveden içmeyidüşünmek bile midemi bulandırmaya yetiyor. Bu durumkarşısında sineğin değil bir kanadında iki kanadında ilaç olsane olur. Kaldı ki, dünyada bir içeceğe tek kanadı üzerine

268

Page 269: 50121318-Kutub-i-Sitte-nin-Ele�tirisi-ve-Kuran-a-Arz�-Ferec-Hudur.pdf

7/30/2019 50121318-Kutub-i-Sitte-nin-Ele�tirisi-ve-Kuran-a-Arz�-Ferec-Hudur.pdf

http://slidepdf.com/reader/full/50121318-kutub-i-sitte-nin-eletirisi-ve-kuran-a-arz-ferec-hudurpdf 269/606

düşüp te öylece kalan sineği kim görmüş, zaten hayvan sıvıyadüşer düşmez, kurtulmak için çırpınacak ve kendiliğinden her iki kanadını batıracaktır. Bu itibarla, gerçeklerle bağdaşmayan bu rivayetin aslı yoktur.

319- .... Câbir b. Abdillah’tan demiştir ki:

Hz. Peygamber (s.a.) kurban bayramı günü hayaları buruk,alacalı (ve) boynuzlu iki koç kesti... (Ebû Dâvûd, K.ed-Dahâyâ (16), Bâb 3-4 H.2795 C.10 S.472 Şamil 1990,diğer rivayet eden, İbn Mâce, edahi 1.)

320- ........... Enes ibn Mâlik (R) şöyle demiştir: peygamber (S) deve ahırında zekât develeriyle meşgûl bulunduğu bir sırada yeni doğan kardeşim Abdullah’ı teberrük en hurmaçiğnemeye damağını oğalaması için yanına getirdim. Busırada Peygamber’i zekât koyunlarına -öyle sanırım ki-kulaklarına- damga vururken gördüm. (Buhâri, Kitâbu’z-Zebâıh ve’s-Sayd Bab 35 H.67 C.12 S.5607 Ötüken 1988.)

Bu hadis uydurmasının yorumunda şöyle demektedirler: “Buhadis alametin yüzden başka yere, bilhassa koyunlardakulağa damga vurulması hususunda nâstır. Bu sebeplememleketimizde ve bütün İslam Âlemi’nde sürü sahiplerikoyunlarını kulaklarından alâmetler. Bu, Peygamberin fiilineuygundur." Kur’an’da ise bu gibi hususlarla ilgili olarak özellikle hayvanların kulaklarını yaranların tenkit edilmesi

gerçekten ibret vericidir.

Daha öncede belirttiğim gibi, gerek tedavi etmede, gerekseAllah’ın meşru kıldığı şekilde, kesilmesi helal olanhayvanların, yenmek üzere kesilmesi helaldir. Hatalık durumunda tedavi amaçlı olmak üzere, insanlar gerekliameliyatları yapabilirler. Bu gibi hususların ötesinde, gerek 

insanları gerek hayvanları burmak, vücutlarına döğmeyapmak, dağlamak, kulaklarını kesmek, sünnet etmek gibihususlarla. Bu çağda bazılarının çaba gösterdiği gibi genler üzerinde oynamak suretiyle yaratılışı değiştirme olayları.

269

Page 270: 50121318-Kutub-i-Sitte-nin-Ele�tirisi-ve-Kuran-a-Arz�-Ferec-Hudur.pdf

7/30/2019 50121318-Kutub-i-Sitte-nin-Ele�tirisi-ve-Kuran-a-Arz�-Ferec-Hudur.pdf

http://slidepdf.com/reader/full/50121318-kutub-i-sitte-nin-eletirisi-ve-kuran-a-arz-ferec-hudurpdf 270/606

Onların yaratıldıkları şekli değiştirmek demektir ve bu gibihususlar Kur’an’da şiddetle yasaklanmıştır. Ayrıca herhangi bir insanın veya hayvanın burulması; hadım edilmesi sadizmisimgeleyen vahşetin ta kendisidir. Kur’an’dan mealen:

- Allah, kendisine ortak koşulmasını bağışlamaz, bundan başka her şeyi dilediğine bağışlar. Allah’a ortak koşan dauzak bir sapıklığa düşmüştür. 4/116

- O (Allah’a ortak koşa)nlar, O’nu bırakıp birtakım dişilerden başkasına çağırmıyorlar ve onlar, inatçı şeytandan başkasınayalvarmıyorlar. 4/117

- (O şeytan)ki Allah ona lânet etti ve o da, “Elbette seninkullarından belirli bir pay alacağım."dedi." 4/118

- Onları mutlaka saptıracağım, mutlaka onları boş kuruntularasokacağım ve onlara emredeceğim: hayvanların kulaklarınıyaracaklar; onlara emredeceğim: Allah’ın yaratışınıdeğiştirecekler!"Kim Allah’ın yerine şeytanı dost tutarsa,muhakkak ki açık bir ziyâna uğramıştır. 4/119

- (Şeytan) onlara söz verir, ümit verir, fakat şeytanın onlarava’di, aldatmadan başka bir şey değildir.4/120

- İşte onların varacağı yer cehennemdir. Aslâ cehennemdenkaçmak (imkânı) bulamazlar. 4/121

Görüldüğü gibi, bu husustaki rivayetleri, Kur’an’lauyuşmamaktadır.

321- ......... Ümmû Kürs’el-Ka’biyye demiştir ki:

“Resûlullah (s.a)’i, (Akika kurbanı olarak) erkek çocuğu içinyaşça birbirine denk olan iki koyun, kız çocuğu için de bir 

koyun (kesilir) derken işittim."(Ebû Dâvûd, K.ed-Dahâyâ(16), Bâb 20-21 H.2834 C.10 S.539 Şamil 1990, ayrıca Nesai, akika 1,3,4.)

270

Page 271: 50121318-Kutub-i-Sitte-nin-Ele�tirisi-ve-Kuran-a-Arz�-Ferec-Hudur.pdf

7/30/2019 50121318-Kutub-i-Sitte-nin-Ele�tirisi-ve-Kuran-a-Arz�-Ferec-Hudur.pdf

http://slidepdf.com/reader/full/50121318-kutub-i-sitte-nin-eletirisi-ve-kuran-a-arz-ferec-hudurpdf 271/606

322- ... Selmân b. Amr’ed-Dabbiyyi’den demiştir ki:

Resûlullah (s.a.) (şöyle) buyurdu:

“(Yeni doğan her) bebekle beraber bir akika bulunur. Öyleyseher doğan çocuk için bir akika kurbanı kanı akıtınız vekendisinden ezâyı kaldırın." (Ebû Dâvûd, K.ed-Dahâyâ (16),Bâb 20-21 H.2839 C.10 S.549 Şamil 1990, ayrıca. Buhâri,akika 2; Tirmizi, Edâhi 16; Nesâi, Akika 2; İbn Mâca, Zebâih1.)

Birinci rivayette erkek çocuk için iki akika kurbanı kesilir 

denmişken, ikinci rivayette bir akika kurbanı kesilir denmesi bir çelişkidir.

323- ... Ebû Hüreyre’den rivâyet olunduğuna göre;Peygamber (s.a.v.)

“-Fera’ ve atire yoktur." buyurmuştur. (Ebû Dâvûd, K.ed-Dahâyâ (16), Bâb 19-20 C.10 S.536 Şamil, ayrıca. Buhari,

akika 3,4; Müslim, edâhi 38; Tirmizi, edahi 15; Nesâi, Fera’l;İbn Mâce, Zebâih 2.)

324- ........ (Amr b. Şuayb b. Muhammed b. Abdullah b. Amr  b. As’ın) dedesinden demiştir ki: .................

“-Fera’ haktır,”............ (Ebû Dâvûd, K.ed_Dahâyâ (16), Bâb

20-21 H.2842 C.10 S.553 Şamil. Ayrıca, Nesai, akika 1)325- ... Said (b. El-Müseyyeb)’den demiştir ki:

“Fera’ ilk yavrudur, (Araplar) hayvanların doğurduğu ilk yavruyu keserlerdi. (Ebû Dâvûd, K.ed-Dahâyâ (16), Bâb 19-20 H2832 C.10 S.537 Şamil.)

Birinci rivayette, Fera’ olmadığı belirtilmişken, ikincirivayette şart koşulması bir çelişkidir.

326- ..... Adiyy b. Hatim’den demiştir ki:

271

Page 272: 50121318-Kutub-i-Sitte-nin-Ele�tirisi-ve-Kuran-a-Arz�-Ferec-Hudur.pdf

7/30/2019 50121318-Kutub-i-Sitte-nin-Ele�tirisi-ve-Kuran-a-Arz�-Ferec-Hudur.pdf

http://slidepdf.com/reader/full/50121318-kutub-i-sitte-nin-eletirisi-ve-kuran-a-arz-ferec-hudurpdf 272/606

Peygamber (s.a.)’e biz köpeklerle avcılık yapıyoruz. (buhususta ne buyurursunuz?), diye sordum. Bana:

“-Eğer (avın üzerine) eğitilmiş köpeklerini gönderiyorsan ve

(onları gönderirken) üzerlerine besmele çekiyorsan, sanayakaladıkları avlardan yiyebilirsin, isterse (avı yakalayanköpek onu) öldürmüş olsun, fakat köpek (yakaladığıhayvanın bir kısmını) yerse, o başka. Eğer köpek (avın bir tarafını) yemişse sen (onu) yeme. Çünkü (köpeğin) onukendisi için yakalamış olmasından korkarım."cevabını verdi.(Ebû Dâvûd, K.es-Sayd (16), Bâb 22-23 H.2848 C.11 S.20Şamil, ayrıca. Buhari, Vudu 33, buyû’3, Zebâih 2-3, 7-10,tevhit,13; Müslim, sayd 1-3; Tirmizi, sayd 1,6; İbn Mâce,sayd 3.)

327- ...... Adiyy b. Hâtim’den demiştir ki:

Peygamber (s.a.):

“Eğittikten sonra besmele çekerek (av üzerine) gönderdiğin bir köpek ya da şahinin senin için yakaladığı avı yiyebilirsin" buyurdu.

Ben de:

-(Avı) öldürmüşse de mi? diye sordum.

“- Eğer onu öldürmüş de onun hiçbir tarafını yememişse onuancak senin için yakalamış demektir." buyurdu. (Ebû Dâvûd,K. Es-Sayd (16), Bâb 22-23 H.2851 C.11 S.25 Şamil. Ayrıca,Tirmizi, Sayd 3.)

328- ... Ebu Sa’lebe’tü’l Huşeni’den demiştir ki:

Resûlullah (s.a.) köpeğin avladığı av hakkında (şöyle)

 buyurdu:

“Köpeğini (avın üzerine) besmele çekerek günlermişsen(onun yakaladığı avı) yiyebilirsin. İsterse o avın bir tarafını

272

Page 273: 50121318-Kutub-i-Sitte-nin-Ele�tirisi-ve-Kuran-a-Arz�-Ferec-Hudur.pdf

7/30/2019 50121318-Kutub-i-Sitte-nin-Ele�tirisi-ve-Kuran-a-Arz�-Ferec-Hudur.pdf

http://slidepdf.com/reader/full/50121318-kutub-i-sitte-nin-eletirisi-ve-kuran-a-arz-ferec-hudurpdf 273/606

yemiş olsun. Kendi ellerinle avladığını da ye!" (Ebû Dâvûd,K.es-Sayd (16), Bâb 22-23 H.2852 C.11 S.26 Şamil. Ayrıca,Ahmed b. Hanbel, IV-195.)

Birinci ve ikinci rivayetlerde, av köpeği yakaladığı avdanyemişse o avın kesinlikle yenemeyeceğini belirtmişlerken,üçüncü rivayette yenebileceğinin rivayet edilmesi bir çelişkidir.

Bu konuda Kur’an’dan mealen:

- Kendileri için nelerin helâl kılındığını sana soruyorlar; de

ki: “Bütün iyi ve temiz şeyler size helal kılınmıştır."Allah’ınsize öğrettiğinden öğretip avcı hale getirdiğiniz hayvanlarınsizin için yakaladıklarından da yeyin ve üzerine Allah’ınadını anın (besmele çekin). Allah’tan korkun. Allah’ın hesabı pek çabuktur. 5/4

Dikkat edilirse, yukarıda meali yazılı 5 Mâide 4 te, av içinyetiştirilmiş hayvanların, avı yakaladığında avdan yemişseistisnası yapılmamıştır.

İMAN VE AMELLER HAKKINDA UYDURDUKLARIRİVAYET ÖRNEKLERİ

Kur’an öğretisine göre, cennetlik olabilmek için, imanedip,yararlı amel işlemek şarttır. Bunda da başarılı olabilmek için, İman ve Salih amel kavramlarının net bir şekilde bilinmesine ihtiyaç vardır.

İslam dininde, İman ve Salih amel iki ayrı kavram olmalarınarağmen, birinin yokluğu halinde diğeri de geçersiz olur.Örneğin: Kişi İman etmiş olmasına rağmen iyi amelleri yoksa

Ahrette kurtuluşa eremeyeceği gibi. İyi amelleri olmasınarağmen iman etmemişse, iyi amelleri geçersiz olup yinekurtuluşa eremez.

273

Page 274: 50121318-Kutub-i-Sitte-nin-Ele�tirisi-ve-Kuran-a-Arz�-Ferec-Hudur.pdf

7/30/2019 50121318-Kutub-i-Sitte-nin-Ele�tirisi-ve-Kuran-a-Arz�-Ferec-Hudur.pdf

http://slidepdf.com/reader/full/50121318-kutub-i-sitte-nin-eletirisi-ve-kuran-a-arz-ferec-hudurpdf 274/606

Kur’an’dan mealen:

- Onlar ancak kendilerine meleklerin gelmesini veyaRabb’inin gelmesini yahut Rabb’inin bazı alâmetlerinin

gelmesini bekliyorlar. Rabb’inin bazı alâmetleri geldiği gün,önceden inanmamış ya da imanında bir hayır kazanmamışolan kimseye artık imanı bir fayda sağlamaz. De ki: Bekleyin,şüphesiz bizde beklemekteyiz! 6/158

Yukarıdaki ayet mealinde görüldüğü gibi, iman etmişolmasına rağmen, imanında bir hayır kazanmamış olankimseye imanı fayda vermez.

Kur’an’dan mealen:

- Rablerini inkâr edenlerin durumu (şudur): Onların amellerifırtınalı bir günde rüzgârın şiddetle savurduğu küle benzer.Kazandıklarından hiçbir şeyi elde edemezler. İşte bu,(haktan) uzak sapıklığın kendisidir. 14/18

Yukarıdaki ayet mealinde görüldüğü gibi, imanın yokluğuhalinde, yapılan iyi ameller, fırtınalı bir günde rüzgarınşiddetle savurduğu kül gibi yok olarak onları işlemiş olanşahsa fayda vermezler.

Kur’an’dan mealen:

- Erkek veya kadın kim mümin olarak salih amel işlerse, onumutlaka güzel bir hayat ile yaşatırız. Ve onların mükâfatlarınıyapmakta olduklarının en güzeli ile veririz. 16/97

Yukarıdaki ayet mealinde İman ve Salih amelin, kurtuluş için birlikte olması gerektiği görülür. Rivayet uydurmacıları buiki kavramı saptırmak için birçok rivayetler uydurmuşlardır.Özellikle vermek istedikleri mesaj, iman etmiş olan bir 

kimsenin ameli ne olursa olsun hiç cehenneme girmeyeceğive cennete gireceği şeklindedir. Böylece iyi amelleriönemsiz, kötü amelleri zararsız göstermek suretiyle fesatmeydana getirmeyi amaçlamışlardır. Eğer ki bu öğrettiklerini

274

Page 275: 50121318-Kutub-i-Sitte-nin-Ele�tirisi-ve-Kuran-a-Arz�-Ferec-Hudur.pdf

7/30/2019 50121318-Kutub-i-Sitte-nin-Ele�tirisi-ve-Kuran-a-Arz�-Ferec-Hudur.pdf

http://slidepdf.com/reader/full/50121318-kutub-i-sitte-nin-eletirisi-ve-kuran-a-arz-ferec-hudurpdf 275/606

yutturamadıkları kimseler olursa, iman etmiş olan bir kimsenin günahı sebebiyle cehenneme gireceğini fakat ordaimanı sebebiyle ebedi kalmayacağını söyleyip, ilerisürecekleri rivayetlerde uydurmuşlardır. Uydurdukları her 

çeşit rivayet için çeşitli seviyede alternatif rivayetler uydurmaya büyük gayret sarf etmişlerdir, böylecekarşılarındaki şahsın beklentilerine göre işlerine gelenrivayeti ortaya koyarak, uydurdukları diğer alternatiflerigizleme yoluna giderler, böylece hadis külliyatlarınıniçeriğinden habersiz kimseleri kandırmaya çalışırlar.

Ameller konusunda bir diğer iddiaları da amelin şahsa bağlılığını iyi ameller yönünden ortadan kaldırarak, şahısların bir birleri yerine, hac etme, sadaka verme gibi ameller işleyebileceğini rivayet etmişlerdir. Bu hususlarda uydurmuşoldukları rivayetlerden örnekler verecek olursam:

329- ........... Katâde şöyle demiştir: Biz Enes ibn Mâlik (R)şöyle tahdis etti:

Muâz ibn Cebel, deve üstünde Peygamberin terkisinde iken,Peygamber (S):

- Yâ Muâz ibn Cebel! diye nida etti.

Muâz:

- Lebbeyk yâ Rasûlullah, ve sa’deyk, dedi.

Peygamber yine:

- Yâ Muâz! diye çağırdı.

Muâz:

- Lebbeyk yâ Rasûlullah ve sa’deyk, dedi.Bu üç kere vâki’ oldu. Üçüncüde Rasûlullah.

275

Page 276: 50121318-Kutub-i-Sitte-nin-Ele�tirisi-ve-Kuran-a-Arz�-Ferec-Hudur.pdf

7/30/2019 50121318-Kutub-i-Sitte-nin-Ele�tirisi-ve-Kuran-a-Arz�-Ferec-Hudur.pdf

http://slidepdf.com/reader/full/50121318-kutub-i-sitte-nin-eletirisi-ve-kuran-a-arz-ferec-hudurpdf 276/606

- Hiçbir kimse yoktur ki, kalbinden tasdik ederek Allah’tan başka ilâh olmadığına ve Muhammedin Rasûlullah olduğunaşahâdet etsin de Allah onu ateşe hâram etmesin buyurdu.

Muâz:

- Yâ Rasûlullah, bunu insanlara haber vereyim de sevinsinler mi? dedi.

- Haber verdiğin takdirde buna güvenirler, buyurdu.

Muâz ibn Cebel, bunu ölümüne yakın günâhtan sıyrılmak için

haber verdi. (Buhâri, Kitâbu’l-İlm H.68 Bab 50 C.1 S.281Ötüken 1987)

330- .......... Ben Enes (R)’ten işittim, şöyle dedi: Bana Zikr olundu ki, Peygamber (S), Muâz’a.

- Allah’a hiçbir şey ortak kılmayarak Allah’a kavuşan kimse,cennete girdi, buyurmuştur.

Muâz:

- Bunu insanlara müjdeleyeyim mi? dedi.

Rasûlullah:

- Hayır, çünkü ben onların buna güvenmelerinden endişe

ederim buyurdu. (Buhâri, Kitâbu’l-İlm H.69 Bab 50 C.1S.281 Ötüken.)

331......... Ebû Zerr (R) Şöyle demiştir: Peygamber (S) şöyle buyurdu:

- “Cibril bana: ‘Ümmetimden her kim Allah’a hiçbir şeyiortak koşmayarak (tevhit inancıyla) ölürse cennete girer 

-yâhut ateşe girmez’ dedi”.

- Eğer o kişi zinâ etse ve hırsızlık yapsa da mı? dedi.

276

Page 277: 50121318-Kutub-i-Sitte-nin-Ele�tirisi-ve-Kuran-a-Arz�-Ferec-Hudur.pdf

7/30/2019 50121318-Kutub-i-Sitte-nin-Ele�tirisi-ve-Kuran-a-Arz�-Ferec-Hudur.pdf

http://slidepdf.com/reader/full/50121318-kutub-i-sitte-nin-eletirisi-ve-kuran-a-arz-ferec-hudurpdf 277/606

Peygamber:

- “Eğer (bu günâhları işlese de)"buyurdu. (Buhâri, KitabuBed’i’l-Halk H.32 Bab 6 C.7 S.3037 Ötüken 1987.)

332- İbnu Amr İbni’l-Âs radıyallahu anhüma anlatıyor:“Resûlullah aleyhissalâtu vesselâm buyurdular ki:

“Aziz ve celil olan Allah (kıyamet günü), ümmetimden bir adamı mahlûkatın üstünden seçer ve onun için doksan dokuz büyük defter açar. Her defterde, gözün alabildiği kadar  büyüktür. Rab Teâla adama sorar: “Bu defterlerde yazılı

olanlardan bir şey inkâr ediyor musun? Muhafız kâtiplerim(olmadık şeyler yazarak sana) zulmetmişler mi?" Kul:

“Ey Rabbim! Hayır! (Hepsi doğrudur!)der. Rabb Teâlâ sorar:

“(Bunları yapmada beyan edeceğin) bir özrün var mı?" Kulder:

"Hayır! Ey Rabbim!"Aziz ve celil olan Allah:

"Evet! Senin bizim yanımızda (makbul, büyük) bir dehasenen var. Bugün sana zulüm yapmayacağız! Buyurur.Hemen bir etiket çıkarılır. Üzerinde “Eşhedu en lâ ilâheillallah ve Eşhedu enne Muhammed en Rasûlullah (şahadetederim ki Allah’tan başka ilah yoktur ve şahâdet ederim ki

Muhammed Allah’ın elçisidir."yazılıdır."Sonra, Rabb Teâla der: “Ağırlığını (yani amellerin ağırlığını)hazırla!" Kul sorar:

“Ey Rabbim! Bu defterlerin yanındaki bu etiket de ne?" RabbTeâle der: “Sana zulmedilmeyecek! Hemen defterler Mizan’ın bir kefesine konur, etiket de diğer kefesine.

Tartılırlar. Sonunda defterler hafif kalır, etiket ağır basar.Esasen Allah’ın ismi yanında hiçbir şey ağır olamaz." (K.s.5077 C.14 S.390 Akçağ 1992, alıntısı, Tirmizi, İman 17,(2641))

277

Page 278: 50121318-Kutub-i-Sitte-nin-Ele�tirisi-ve-Kuran-a-Arz�-Ferec-Hudur.pdf

7/30/2019 50121318-Kutub-i-Sitte-nin-Ele�tirisi-ve-Kuran-a-Arz�-Ferec-Hudur.pdf

http://slidepdf.com/reader/full/50121318-kutub-i-sitte-nin-eletirisi-ve-kuran-a-arz-ferec-hudurpdf 278/606

Bu rivayetlerde görüldüğü gibi, iman etmiş olan bir kimseyehiçbir günahın zarar vermeyeceğini, isterse günahları gözünalabildiğine, doksan dokuz defter doldurmuş olsun, böyle bir kimsenin hiç cehenneme girmeden, cennete gireceğini rivayet

ettiler. Bu şekilde rivayetler uydurup, insanları aldatmalarınınKur’an’a uyan hiçbir yönü olmadığı gibi. Bu şekilde insanları boş umutlarla aldatmaya, Kur’an’da şeytan aldatması olarak tanım getirilmiştir. Bu husus ta, Kur’an’dan mealen:

- Ey insanlar, Allah’ın va’di gerçektir; sakın dünyâ hayatı sizialdatmasın ve o aldatıcı (şeytan). Allah (ın affınagüvendirmek sûreti) ile sizi aldatmasın. 35/15

- Ey insanlar! Rabbinize karşı gelmekten sakının. Ne babanınevlâdı, ne evladın babası için bir şey ödeyemeyeceği gündensakının. Allah’ın va’di gerçektir. Dünya hayatı sizialdatmasın. O aldatıcı (şeytan), sizi Allah’ın affınagüvendirerek aldatmasın. 31/33

Şeytan, Allah’ın affına güvendirmek suretiyle insanları dünyahayatıyla aldatır ve Salih amel işlememeleri için çabagösterir. İblisin bu aldatmasından ancak Allah’ın, Hâlis (ihlassahibi) kulları korunmuştur. Bu konuda, Kur’an’dan mealen:

- (İblis) dedi: “Senin izzet ve şerefine and olsun ki, onlarıntümünü azdıracağım." 38/82

- “Yalnız onlardan hâlis, (ihlâs sahibi) kulların hariç." 38/83

- (Allah) Buyurdu ki: “Gerçek (benim andımdır), ve bengerçekleri söylerim," 38/84

- “Senden ve onlar içinde sana uyan kimselerden cehennemidolduracağım!" 38/85

Görüldüğü gibi, iblisin gücü yalnız, Allah’ın hâlis (ihlassahibi) kullarına yetmemektedir. Peki bu, Allah’ın ihlassahibi kulları, yalnız iman eden kimseler midir, yoksa imanetmekle beraber, iyi ameller işleyen ve fuhuş ile

278

Page 279: 50121318-Kutub-i-Sitte-nin-Ele�tirisi-ve-Kuran-a-Arz�-Ferec-Hudur.pdf

7/30/2019 50121318-Kutub-i-Sitte-nin-Ele�tirisi-ve-Kuran-a-Arz�-Ferec-Hudur.pdf

http://slidepdf.com/reader/full/50121318-kutub-i-sitte-nin-eletirisi-ve-kuran-a-arz-ferec-hudurpdf 279/606

kötülüklerden korunan kimseler midirler. Bu hususta,Kur’an’dan mealen:

- (Yusuf’un), evinde kaldığı kadın, onun nefsinden murad

almak istedi ve kapıları kilitleyip: “Haydi gelsene!" dedi.(Yusuf): “Allah’a sığınırım dedi, O benim Rabb’imdir. O bana iyi bir mevki vermiştir. O zalimleri iflah etmez!" 12/23

- And olsun, kadın onu arzû etmişti, eğer Rabb’inin doğruyugösteren delilini görmeseydi Yusuf da onu arzû etmişti.Böylece biz kötülüğü ve fuhşu ondan çevirmek istedik; çünküo, ihlâsa erdirilmiş (seçkin) kullarımızdandır. 12/24

- İnanan ve iyi işler yapanlar da halkın hayırlılarıdır. 98/7

- Rab’leri katında onların mükâfatı, altlarından ırmaklar akanAdn cennetleridir. Orada ebedi olarak kalacaklardır. Allahonlardan razı olmuş, onlar da O’ndan razı olmuşlardır. Bu(mükâfat) Rabb’inden korkan kimselere mahsustur. 98/8

Demek ki, İmanla beraber Salih amel işlemek şarttır veAllah’ın ihlâslı kulları, kötülükten ve fuhuştankorunmuşlardır, ihlâslı kul olmanın göstergesi bu günahlarıişlememektir.

Yalnız iman edipte bu imanlarıyla hayır kazanmamış olanlar hakkında Kur’an’dan mealen:

- Onlar ancak kendilerine meleklerin gelmesini veyaRabb’inin gelmesini yahut Rabb’inin bazı alâmetleriningelmesini bekliyorlar. Rabb’inin bazı alâmetleri geldiği gün,önceden inanmamış ya da imanında bir hayır kazanmamışolan kimseye artık imanı bir fayda sağlamaz. De ki: Bekleyin,şüphesiz biz de beklemekteyiz! 6/158

Görüldüğü gibi imanla hayır kazanmak şarttır, yoksa yalnız başına iman, iman etmiş olan kimseye fayda vermez. Nasılolur ki bir şahıs iman etmiş olurda, hiçbir hayır kazanmaz vekötülükleri işleyip durur, böylece günahlarının çokluğundan

279

Page 280: 50121318-Kutub-i-Sitte-nin-Ele�tirisi-ve-Kuran-a-Arz�-Ferec-Hudur.pdf

7/30/2019 50121318-Kutub-i-Sitte-nin-Ele�tirisi-ve-Kuran-a-Arz�-Ferec-Hudur.pdf

http://slidepdf.com/reader/full/50121318-kutub-i-sitte-nin-eletirisi-ve-kuran-a-arz-ferec-hudurpdf 280/606

amel tartısı hafif basar. Hayır ihlaslı olmak bu değildir. Kim,Allah’ın affına güvendirerek insanları kötülüklere sürüklerse,o ancak İblisin çığırtkanlığını yapmış olmaktadır. Allah,Kur’an’da iyiyi ve kötüyü detaylı bir şekilde göstermiştir,

iyiliğin ve kötülüğün kurtuluş için etkisi yoktur iman etmek yeterlidir demek bunları hiçe saymak demektir. Böyle bir iddia küfrün ta kendisidir.

Ameller konusunda uydurdukları rivayetlerden daha daörnekler vermekte ve bu konuda Kur’an’dan ölçülerinigöstermekte fayda olduğunu düşünüyorum, zira hemdünyadaki durumumuz hem de ahretteki durumumuzyapmakta olduğumuz amellerle doğrudan, doğruya ilgilidir.Bu konu öylesine önemlidir ki, Rivayetçiler, İslam Dinini,amelleri dışlamak suretiyle, imana indirgemeye ısrarla çabagöstermişlerdir.

333-............ Muâz ibn Cebel (R) şöyle demiştir: ben bir seferde Peygamberin bindiği Ufeyr denilen bir eşek üstünde

Peygamberin terkisinde idim, Peygamber (S) bana:

- “Yâ Muâz! Allah’ın kulları üzerindeki hakkı ve kulların daAllah üzerindeki hakkı nedir bilir misin?"diye sordu.

Ben de:

- Bunu Allah ile Resûlü en bilendir, dedim.

Resûlullah:

-”Allah’ın kulları üzerinde sâbit olan hakkı Allah’a ibadetetmeleri ve Allah’a hiçbir şeyi ortak kılmamalarıdır. KullarınAllah üzerinde ki hakkı da, kendisine hiçbir şeyi ortak kılmayan kişiye azâp etmemesidir (yâni bu husûstakilutrudur)"buyurdu.

Bunun üzerine ben:

280

Page 281: 50121318-Kutub-i-Sitte-nin-Ele�tirisi-ve-Kuran-a-Arz�-Ferec-Hudur.pdf

7/30/2019 50121318-Kutub-i-Sitte-nin-Ele�tirisi-ve-Kuran-a-Arz�-Ferec-Hudur.pdf

http://slidepdf.com/reader/full/50121318-kutub-i-sitte-nin-eletirisi-ve-kuran-a-arz-ferec-hudurpdf 281/606

- Yâ Resûlullah! Bunu ben insanlara müjdelemeyeyim mi?diye sordum.

- “Hayır, bunu onlara müjdeleme! Sonra buna güvenirler"

 buyurdu. (Buhâri, Kitâbu’l-Cihâd H.71 S.2690-2691 Bab 46C.6 Ötüken 1987.)

Bu bölümde yer alan 329. Örnekte, Muâz İbn Cebel, peygamberin terkisinde deve üstündeydi, bu rivayette isedeve Ufeyr isimli eşek olmuş. Deveyle, eşeği birbirindenayıramayanın rivayetine nasıl güvenilir. Diğer bir hususta333. Örnekte, Allah’ın kulları üzerindeki hakkını, O’na

ibadet etmeleri ve hiçbir şeyi ortak koşmamaları denmişken,kulların kurtuluş talebini konu ettiklerinde ise, kulların,Allah’a ibadet etmeleri gerektiğini yok saymışlardır. Bu iserivayetin içinde ki bir çelişkidir. Ve dikkat edilirse, güya peygamber rivayeti insanlara söylememesi için Muâz’ıtembihlemiş, hal böyle olunca, peygamberin sözünü tutmayıprivayeti bütün dünyaya ilan eden ve bu davranışıyla

 peygambere karşı gelmiş olan Muâz’ın sözüne, başka bir ifadeyle naklettiği rivayete nasıl güvenilir. Kaldı ki böyle bir olay vuku bulmamıştır, bu sadece, Peygamberle, Muâz’aiftira eden rivayetçilerin bir uydurmasıdır.

334- ......... Bana Mâlik, Amr ibn Yahyâ el-Mâzinni’den, o da babasından, o da Ebû Said Hudri ®’den tahdis etti.Peygamber (S) şöyle buyurmuştur:

“Cennet ahâlisi cennete, ateş ahâlisi de ateşe girdikten sonraYüce Allah: Kimin kalbinde hârdal tanesi ağırlığınca imâmvarsa ateşten çıkarınız, diye emreder. Bunun üzerine bukimseler simsiyah kesilmiş hâlde çıkarılıp Hayât (yâhudHayâ) nehri içine atılırlar ve orada sel uğradığında kalanyabâni reyhân tohumları nasıl süratle yetişirse öylece

yetişirler. Görmez misin, bunlar sapsarı olarak ve iki tarafasalınarak (ne güzel) sürerler. (Buhâri, Kitâbu’l-İmâm H.15C.1 S.176 Bab 14 Ötüken.)

281

Page 282: 50121318-Kutub-i-Sitte-nin-Ele�tirisi-ve-Kuran-a-Arz�-Ferec-Hudur.pdf

7/30/2019 50121318-Kutub-i-Sitte-nin-Ele�tirisi-ve-Kuran-a-Arz�-Ferec-Hudur.pdf

http://slidepdf.com/reader/full/50121318-kutub-i-sitte-nin-eletirisi-ve-kuran-a-arz-ferec-hudurpdf 282/606

Kur’an’a göre, Allah kendisine şirk koşmuş olan herhangi bir kimseyi, bu şirkle ölmesi halinde kesinlikle af etmez. Buduruma göre tahdis etmiş oldukları rivayette, cehennemegirmiş olup ta kalbinde iman olanlar azap gördükten sonra

orada ebedi kalmayıp, imarı sebebiyle cehennemdençıkacaklardır demekle, evvelki rivayetleriyle çelişkiyedüşmüşlerdir. Allah’a hiçbir şeyi ortak koşmayanların,cehenneme hiç girmeyeceğini tahdis etmişlerdi, bu ise açık  bir çelişkidir.

335- .......... Ebû Said el-Hudri (R) şöyle demiştir: Rasûlullah(S) şöyle buyurdu: “Kıyamet günü ölüm, aklı karalı alaca bir koç sûretinde getirilir. Akabinde bir nidâ bir nidâ edici:

- Ey cennet ehli! diye nidâ eder.

Cennetlikler hemen boyunlarını uzatıp başlarını ona doğrukaldırır ve ona bakarlar. Nidâ edici o Koç’u işaret ederek:

-Sizler bunu tanıyor musunuz? der.

Onlar, hepsi onu görmüş olarak:

- Evet tanıyoruz, bu ölümdür, derler.

Bundan sonra nidâcı:

- Ey nâr (ateş) ehli! diye nidâ eder.

Onlar da boyunlarını uzatıp başlarını kaldırarak ona doğru bakarlar. Nidâcı yine o koçu işaret ederek:

- Sizler bunu tanıyor musunuz? diye sorar.

Onların hepsi de Koç’u görmüş oldukları hâlde:

- Evet tanıyoruz; bu ölümdür, derler.

Akabinde o boğazlanır. Bundan sonra:

282

Page 283: 50121318-Kutub-i-Sitte-nin-Ele�tirisi-ve-Kuran-a-Arz�-Ferec-Hudur.pdf

7/30/2019 50121318-Kutub-i-Sitte-nin-Ele�tirisi-ve-Kuran-a-Arz�-Ferec-Hudur.pdf

http://slidepdf.com/reader/full/50121318-kutub-i-sitte-nin-eletirisi-ve-kuran-a-arz-ferec-hudurpdf 283/606

- “Ey cennet ehli! Cennette ebedi yaşayacaksınız, artık ölümyoktur. Ey ateş ehli! Sizler de yerinizde ebedisiniz, artık ölümyoktur, der." (Buhâri, Kitâbu’t-Tefsir H.251 C.10 S.4553-4554 Bab 201 Ötüken 1988.)

Bu rivayette, kıyamet günü Cennet ve Cehenneme girenler yerlerinden ayrılmayıp bulundukları yerde ebedidirler demekle, evvelki rivayetleriyle çelişkiye düşmüşlerdir. Ziraevvelki rivayette, cehenneme girmiş olup ta, kalbinde hardaltanesi miktarı iman olan kimselerin cehennemde ebedikalmayıp çıkacaklarını tahdis etmişlerdir.

336-.......... Usmân ibn Affân’ın hizmetçisi Humran ibn Ebânhaber verip şöyle dedi: Usmân oturaklarda otururken ben onaab dest suyunu getirdim. Kendisi ab dest aldı ve ab dest alışıgüzel yaptı. Sonra şöyle dedi:

- Ben Peygamberin (S)’in bu mecliste otururken ab destaldığını ve ab dest almayı güzel yaptığını gördüm. Sonra:

“Kim benim şu ab dest alışım gibi ab dest alır, sonra mescidegelir de iki rekat namâz kılar,sonra oturursa, onun geçmişgünahları mağfiret olunur" buyurdu.

Yine Usmân:

- Peygamber “Aldanmayınız (yâni mağfirete aldanıp dagünâh kazanmaya cüret etmeyiniz)! buyurdu, demiştir.

(Buhâri, Kitâbu’l-Rikaak H.21 S.14 S.6370-6371 Bab 8Ötüken 1989)

Bu tür rivayetleriyle bolca af ruhsatları dağıtıp sonrada buaffa aldanma demeleri bir çelişkidir. Değilmi ki bu sözleri peygamberin söylemiş olduğunu iddia ediyorlar, peygamberin söylemiş olduğu bir söze inanmanın neresi

aldanmadır, buda ayrı bir çelişkidir.Ayrıca af ruhsatları dağıtmış oldukları rivayetleri, şurivayetle çelişkilidir, şöyle ki:

283

Page 284: 50121318-Kutub-i-Sitte-nin-Ele�tirisi-ve-Kuran-a-Arz�-Ferec-Hudur.pdf

7/30/2019 50121318-Kutub-i-Sitte-nin-Ele�tirisi-ve-Kuran-a-Arz�-Ferec-Hudur.pdf

http://slidepdf.com/reader/full/50121318-kutub-i-sitte-nin-eletirisi-ve-kuran-a-arz-ferec-hudurpdf 284/606

337- Ebu Hüreyre radıyallahu anh anlatıyor: “Resûlullahaleyhissalâtu vesselâm buyurdular ki:

“Ümmetimin hepsi affa mazhar olmuştur, günahı aleni

işleyenler hariç........... (K.S. 5933 C.16 S.399 Akçağ 1993,alıntıları, Buhâri, Edep 60; Müslim, Zühd 52, (2990))

Bir önce ki rivayette tüm geçmiş günahlar af olur demişlerdi.Bu rivayette aleni (açık) işlenen günahları istisna etmeleri bir çelişkidir.

Birde tahdis etmiş oldukları diğer bir rivayette, millet

malından bir aba çalanın cehenneme gideceğini iddiaetmişlerdir. Bilindiği gibi hırsızlık aleni olmayıp gizli yapılan bir günahtır. Bu da günahı aleni işleyenler hariç bütünMüslüman ümmetin affedileceği yolundaki rivayetleriyleçelişkili olmuş olur. Rivayet şudur:

338- Bize Ali ibnu Abdillah tahdis edip şöyle dedi: BizeSufyân ibnu Uyeyne, Amr ibn Dinâr’dan; o da Sâlim ibnEbi’l-Ca’d’dan tahdis etti ki, Abdullah ibn Amr şöyledemiştir: Peygamberin yol ağırlığı olan eşyâsı üzerinde bekçilik yapan (siyâh) bir adam vardı. Ona kirkire denilirdi.Bu Kirkire (bir gün) öldü. Rasûlullah (S): “Bu adamcehennemdedir" buyurdu. Sahâbiler (acaba nedencehennemdedir diye) ona bakmağa gittiler. Ve onunterekesinde millet malından çalmış olduğu bir abâ buldular.

(Buhâri, Kitâbu’l-Cihâd ve’s-Siyer H.272 C.6 S.2866 Bâb189 1987 Ötüken)

339-Hz. Ebu Hüreyre radıyallahu anh anlatıyor: “Resûlullahaleyhissalâtu vesselâm buyurdular ki:

“Zani bir kimse, zina yaptığı sırada mü’min olarak zina

yapmaz, hırsız da çaldığı sırada mü’min olarak hırsızlık yapmaz, içkici, içki içtiği sırada mü’min olduğu halde içkiiçmez; insanların, onun yüzünden, gözlerini kendilerinekaldıracakları kadar nazarlarında kıymetli olan bir şeyi

284

Page 285: 50121318-Kutub-i-Sitte-nin-Ele�tirisi-ve-Kuran-a-Arz�-Ferec-Hudur.pdf

7/30/2019 50121318-Kutub-i-Sitte-nin-Ele�tirisi-ve-Kuran-a-Arz�-Ferec-Hudur.pdf

http://slidepdf.com/reader/full/50121318-kutub-i-sitte-nin-eletirisi-ve-kuran-a-arz-ferec-hudurpdf 285/606

mü’min olarak yağmalamaz." (K.S. 5880 C.16 S.352 Akçağ,alıntıları: Buhari, Mezâlim 30, Eşribe 1, Hudud 1, 20;Müslim,İman 100,(57); Ebû Dâvud, Sünnet 16,(4689;Tirmizi, İman 11,(2627); Nesâi, Sârık 1,(8,64))

340- Hz. Ebu Hüreyre radıyallahu anh anlatıyor: “Resûlullahaleyhissalâtu vesselâm buyurdular ki: “Kişi zina edince imanondan çıkar ve başının üstünde bir bulut gibi muallak (asılı)durur. Zinadan çıkınca iman adama geri döner." (K.S. 5881C. 16 S.354 Akçağ, alıntısı: Ebû Dâvud, Sünnet 16,(4690);Tirmizi, iman,(2627))

Bu iki rivayette, bazı büyük günahları konu ederek bunlarıişleyen kişinin, bu günahları işlediği anda mümin olarak işlemediğini rivayet etmişlerdir. Görünüşte, imanınçıkmasıyla tehdit ederek günahların işlenmesine manioluyormuş havası vermek istemişlerdir. İşin aslında ise olayıçarpıtmaktan başka bir amaçları yoktur. Zira günah fiilininişlendiği anda imanın çıktığını, bir bulut gibi insanın başı

üzerinde beklediğini, günah işleme olayı bittiğinde de imanınhemen o günah işleyen şahsa geri döndüğünü rivayetetmeleri, Allah’ın o şahsa günah işlediği anda gazab ettiğini,günah işleme olayı bittiğinde o şahısla diğer müminler arasında yine fark kalmayacağı havası vererek, günahtankorkulmaması gerektiği kanaat ının insanlarda hasıl olmasınıamaçlamışlardır. Hal bu ki, zina ve katillik gibi büyük 

günahların korkunç neticesi, cehennemde ebedi kalmaktır. Bukonuda Kur’an’dan mealen:

- Ve onlar ki harcadıkları zaman, ne isrâf ederler, ne decimrilik ederler, (harcamaları), bu ikisi arasında dengeli olur.25/67

- Ve onlar ki Allah ile beraber bir başka ilâha tapmazlar.

Allah’ın haram kıldığı nefsi haksız yere öldürmezler ve zinaetmezler. Kim bunları yaparsa günahı(nın cezasını) bulur.25/68

285

Page 286: 50121318-Kutub-i-Sitte-nin-Ele�tirisi-ve-Kuran-a-Arz�-Ferec-Hudur.pdf

7/30/2019 50121318-Kutub-i-Sitte-nin-Ele�tirisi-ve-Kuran-a-Arz�-Ferec-Hudur.pdf

http://slidepdf.com/reader/full/50121318-kutub-i-sitte-nin-eletirisi-ve-kuran-a-arz-ferec-hudurpdf 286/606

- Kıyamet günü onun için azab kat kat yapılır ve o (azab)ıniçinde hor ve hakir olarak kalır. 25/69

- Ancak tövbe eden ve iman edip iyi amel işleyen kimselerin

günahını Allah iyiliğe çevirir. Allah çok bağışlayan, çok merhamet esirgeyendir . 25/70

Görüldüğü gibi, olay günahın bitiminde imanın bir bulut gibiinsana geri dönme olayı değildir. Olay, tövbe ve iman edip,salih amel işleme olayıdır. Günah işleyen günahından tövbeetmeli, küfür günahı işleyen küfründen tövbe edip imanetmeli ve her iki durumdan sonra da salih amel işlemek 

gereklidir. Aksi takdirde de günahkar şahıs mümin dahi olsa,amelleri tartıldığında tartısı hafif gelirse cehennemde ebedikalır. Kur’an’dan mealen:

- Kimlerin (amellerinin) tartıları ağır gelirse işte onlar kurtuluşa erenlerdir. 23/102

- Kimlerin tartıları hafif gelirse işte onlar da kendileriniziyana sokanlar, cehennemde ebedi kalanlardır. 23/103

Görüldüğü gibi, İslam dininde iş bir tartı işidir. Eğer ki,Allah’ın rızasını kazanmayı ve Cehenneme girmeyip Cennetegirmeyi amaç edinmişsen, amellerin tartılması olayınıkesinlikle göz ardı etmemen gerekir!

Günah işlemeyi teşvik etmek için uydurmuş oldukları diğer  bazı rivayet örnekleri:

341- Ebu Hüreyre’den, Resûlullah’a atfen: “............ Eğer sizhiç günah işlemeseydiniz, Allah sizi toptan yok eder, günahişleyip istiğfar edecek yeni bir mahlûk yaratır ve onlarımağfiret ederdi." (K.S. 5370 C.15 S.179 Akçağ alıntısı:Tirmizi, Cennet 2,(2528); İbnu Mâce, Siyâm 48,(1752))

Bu rivayette iddia ettiler ki, “günah işlememek yok oluşnedenidir, toptan yok olmamak için günah işlemek şarttır diye tahdis ettiler. Bu gibi iddialar Kur’an’a uymayan

286

Page 287: 50121318-Kutub-i-Sitte-nin-Ele�tirisi-ve-Kuran-a-Arz�-Ferec-Hudur.pdf

7/30/2019 50121318-Kutub-i-Sitte-nin-Ele�tirisi-ve-Kuran-a-Arz�-Ferec-Hudur.pdf

http://slidepdf.com/reader/full/50121318-kutub-i-sitte-nin-eletirisi-ve-kuran-a-arz-ferec-hudurpdf 287/606

iddialardır. Zira, Kur’an’da günah işlememek övülmüş vegünahkarlar kötülenmiştir. Allah’ın toptan yok ettiklerigünahtan kaçan takvalılar değil, günahkarlardır. Kur’an’danmealen:

- Yoksa biz, inanıp iyi işler yapanları, yeryüzünde bozgunculuk yapanlar gibi mi tutacağız? Yoksa (Allah’ınazâbından) korunanları yoldan çıkanlar gibi mi tutacağız?38/28

- Hayır, kim sözünü yerine getirir ve (günâhtan) sakınırsa,şüphesiz Allah da sakınanları sever. 3/76

- Görmediler mi, onlardan önce nice nesiller yok ettik; hemonlara yeryüzünde size vermediğimiz şeyleri vermiştik vegöğü de üzerlerine bol bol boşaltmıştık ve ırmaklarıayaklarının altından akar kılmıştık. Fakat günahlarından ötürüonları helak ettik ve onların peşinden başka bir nesil yarattık.6/6

Görüldüğü gibi, Allah’ın helak ettikleri takvalılar olmayıp,günahkarlardır. Bu itibarla tahdis ettikleri rivayetin aslıyoktur.

Günah işlemeyi teşvik maksadıyla uydurdukları başka bir rivayette. Günah işleyip te üç kere tövbe eden kimse artık tövbe etmeden ne kadar günah işlerse işlesin, Allah onu

affetmiştir diye iddia ettiler. Şöyle ki:

342- ............. Ebû Hureyre (R) şöyle demiştir: BenPeygamber (S)’den işittim şöyle buyurdu: “Bir kul(bilmeyerek) bir günâh isâbet edip veyâ bilerek bir günâhişleyip de:

- Yâ Rabb, ben (bilerek) bir günâh işledim, yâhud

(bilmeyerek) ben bir günâha uğramış oldum, kusûrumu afvve mağfiret eyle! diye (günahını itirâf ve) niyâz ederse, okulun Rabb’i:

287

Page 288: 50121318-Kutub-i-Sitte-nin-Ele�tirisi-ve-Kuran-a-Arz�-Ferec-Hudur.pdf

7/30/2019 50121318-Kutub-i-Sitte-nin-Ele�tirisi-ve-Kuran-a-Arz�-Ferec-Hudur.pdf

http://slidepdf.com/reader/full/50121318-kutub-i-sitte-nin-eletirisi-ve-kuran-a-arz-ferec-hudurpdf 288/606

- Demek ki kulum (dilerse) günâhını affedecek, (dilerse)cezâlandıracak muhakkak bir Rabb’i olduğunu bildi. Şu hâlde ben de kulumu mağfiret ettim! buyurur.

Sonra bu kul Allah’ın dilediği kadar bir zâman (günahsız)yaşar. Sonra bir günâh daha isâbet edip veyâ bir günâh işleyipde:

- Yâ Rabb! Ben (bilerek) bir günâh işledim, yâhud(bilmeyerek) bir günaha uğradım. Kusûrumu afv ve mağfireteyle! diye niyâz ederse, o kulun Rabb’i:

- Demek ki, kulum günâhını affedecek veyâ cezâlandıracak  bir Rabb’i bulunduğunu gereği gibi bildi. Şu halde ben dekulumu mağfiret ettim! buyurur.

Sonra bu kul Allah’ın dilediği kadar bir zaman günâhsızyaşar. Sonra bir günâha isâbet edip veyâ günâh işleyip de:

- Yâ Rabb! Ben bir günah işledim veyâ bir günâha uğradım,

kusûrumu afv ve mağfiret eyle! diye niyâz ederse, o kulunRabb’i:

- Demek ki, kulum günâhını affedecek veyâ cezâlandıracak  bir Rabb’i bulunduğunu gereği gibi bildi. Şu hâlde ben dekulumu mağfiret ettim! Buyurur.

Sonra bu kul Allah’ın dilediği kadar bir zamân günâhsızyaşar. Sonra bir günâha isâbet edip veyâ günâh işleyip de:

- Yâ Rabb! Ben bir günâh işledim veyâ bir günâha uğradım,kusûrumu afv ve mağfiret eyle! Diye Allah’a yalvarırsa, okulun Rabb’i:

- Demek ki, kulum günâhını affedecek veya cezâlandıracak 

 bir Rabb’i olduğunu bildi, ben de üç defa kendisini avf vemâğfiret ettim. Artık bu kulum dilediği işi işlesin! buyurur.(Buhâri, H.132 C.16 Bab 36 Kitâbu’t-Tevhit S.7365 Ötüken.

288

Page 289: 50121318-Kutub-i-Sitte-nin-Ele�tirisi-ve-Kuran-a-Arz�-Ferec-Hudur.pdf

7/30/2019 50121318-Kutub-i-Sitte-nin-Ele�tirisi-ve-Kuran-a-Arz�-Ferec-Hudur.pdf

http://slidepdf.com/reader/full/50121318-kutub-i-sitte-nin-eletirisi-ve-kuran-a-arz-ferec-hudurpdf 289/606

Ayrıca; Müslim, Kitâb’t Tevbe; Müslim Ter., VIII, 251“2758”)

Yukarıda ki rivayette görüldüğü gibi, “üç kere tevbe eden,

artık tevbe etmeden ne isterse yapsın affedilmiştir" diyerivayette bulundular. Bu iddia, bütün dini mükellefiyetlerinortadan kalkması ve bütün haramların helal sayılmasımanasındadır. Böyle bir iddianın İslam Dininde yeri olmadığıgibi, aklı başında hiç kimsenin böylesine bir hezeyanainanması mümkün değildir.

İslam dininde tövbe etmenin manası, onların iddia ettikleri

şekilde değildir. Bu konuda, Kur’an’dan mealen:

- Allah’a göre, şu kimselerin tövbesi makbûldür ki, cahillikle bir kötülük yapıp hemen ardından tevbe ederler. İşte Allahonların tövbesini kâbul eder. Allah bilendir, hikmet sahibidir.4/17

- Yoksa kötülükleri yapıp yapıp da ölüm gelip çatınca: “Benşimdi tövbe ettim."diyenlere ve kafir olarak ölenlere tövbeyoktur (öylelerinin tövbesi makbûl değildir). Onlar için acı bir azap hazırlamışızdır! 4/18

- Sonra Rabb’in şunlar içindir (şunların yanındadır)ki,cehaletle kötülük işlediler, sonra onun ardından tövbe ettiler,(kendilerini düzelttiler; bun(u yaptık)dan sonra Rabb’in

(böyleleri için) elbette bağışlayan, esirgeyendir. 16/119

- “Ve Ben, tövbe eden, inanan ve yararlı iş yapan, sonra dayola gelen kimseye karşı elbette çok bağışlayıcıyımdır.”20/82

- Ve onlar bir kötülük yaptıkları, ya da nefislerinezulmettikleri zaman, Allah’ı hatırlayarak hemen günahlarının

 bağışlanmasını dilerler. Günahları da Allah’tan başka kim bağışlayabilir? Ve onlar, bile bile, yaptıklarında ısrar etmezler. 3/135

289

Page 290: 50121318-Kutub-i-Sitte-nin-Ele�tirisi-ve-Kuran-a-Arz�-Ferec-Hudur.pdf

7/30/2019 50121318-Kutub-i-Sitte-nin-Ele�tirisi-ve-Kuran-a-Arz�-Ferec-Hudur.pdf

http://slidepdf.com/reader/full/50121318-kutub-i-sitte-nin-eletirisi-ve-kuran-a-arz-ferec-hudurpdf 290/606

- Ey iman edenler! Bir daha (tövbeden) dönmemek üzereAllah’a tövbe edin; belki o zaman Rabbınız günahlarınızıörter ve sizi, Allah’ın, Peygamberi ve onunla birlikte imanedenleri utandırmayacağı gün, altından ırmaklar akan

cennetlere sokar. O gün, onların nûru, önlerinden ve sağyanlarından koşar; onlar da derler ki; “Rabbımız! Nûrumuzutamamla ve bizi bağışla. Şüphe yoktur ki, sen her şeyekadirsin." 66/8

Görüldüğü gibi, tövbeden sonra ıslah olmuş olmak şarttır,yoksa tövbenin manası serbestçe günah işlemeye ruhsatdeğildir. Bu itibarla uydurmuş oldukları rivayet Kur’an’a tersolup aslı yoktur.

Ölüm anından önce, mümin olması için tebliğ almış olup ta,red etmiş olan bir kimsenin, ölürken iman etmesi halinde buimanının geçerli olacağını iddia ve rivayet ettiler. Şöyle ki:

343-............. Bize Hammâd ibn Zeyd, Sâbit el-Bunâni’den; o

da Enes (R)’ten şöyle tahdis etti: Yahûdi’nin bir oğluPeygamber(S)’e hizmet ederdi. Derken bu oğlan çocuğuhastalandı. Peygamber ona hasta ziyâreti yapmak üzere gitti.Oradan çocuğa:

-”İslam Dini’ne gir! Buyurdu, çocuk da (şahâdet kelimelerinisöyleyip) Müslüman oldu.

Said İbni’l-Müseyyeb de babası el-Müseyyeb ibn Hızn(R)’dan söyledi ki, Ebû Tâlib’e ölüm alâmeti hazırlandığızamân Peygamber (S) onun yanına gitmiştir. (Buhâri,Kitâbu’l-Merdâ ve’s-Tıbb H.18 C.12 S.5699 Bab 11 Ötüken1988.)

344-............ Ez-Zuhri şöyle demiştir: Bana Said İbni’l-

Müseyyeb haber verdi ki, babası el-Müseyyeb ibn Hazn (R)şöyle demiştir: Ebû Tâlib’e ölüm (alâmetleri) geldiği zâmanona Rasûlullah (S) geldi. Ve amcasının yanında Ebû Cehl ibn

290

Page 291: 50121318-Kutub-i-Sitte-nin-Ele�tirisi-ve-Kuran-a-Arz�-Ferec-Hudur.pdf

7/30/2019 50121318-Kutub-i-Sitte-nin-Ele�tirisi-ve-Kuran-a-Arz�-Ferec-Hudur.pdf

http://slidepdf.com/reader/full/50121318-kutub-i-sitte-nin-eletirisi-ve-kuran-a-arz-ferec-hudurpdf 291/606

Hişâm ile Abdullah ibn Umeyye ibni’l- Mugire’yi buldu.Rasûlullah, Ebû Tâlib’e:

-”Ey amca! Lâ ilâhe ille’llâh kelimesini söyle de bununla

Allah katında senin için hüccet getireyim" dedi.

Bunun üzerine Ebû Cehl ile Abdullah ibnu Ebi Umeyye:

- (Yâ Ebâ Tâlib!) Abdulmuttalib milletinden yüz müçeviriyorsun? Diye men’ ettiler. ............ (Buhâri, Kitâbu’t-Tefsir H.292 C.10 S.4641 Bâb 234 Ötüken 1988 )

Tahdis etmiş oldukları rivayetlerde, Peygamberin amcası EbûTâlib’in İman etmemiş olduğunu ısrarla tahdis ettiler,anlaşılan odur ki bu şekilde söylemeleri, Ebû Tâlb’in peygambere büyük bir destek vermiş olduğu içindir. İmamAli’nin babası olması da bu şekilde söylemeleri için ayrı bir ihtimaldir. Benim kanaatim Ebû Tâlibin “Mümin" olduğudur.Zaten Tahdis etmiş oldukları rivayette Kur’an’auymamaktadır, şöyle ki:

Ölüm anında iman etmenin geçersiz olduğu hususunda,Kur’an’dan örnek verecek olursam, mealen:

- İsrail oğullarını denizden geçirdik, Fir’avn ve askerleri dezulmetmek ve saldırmak için onların arkalarına düştü. Nihayet boğulma kendisini yakalayınca (Fir’avn): “Gerçekten

İsrail oğullarının inandığından başka ilah olmadığınainandım, ben de müslümanlardanım!" dedi. 10/90

- “Şimdi mi? Oysa daha önce isyan etmiş, bozgunculardanolmuştun?" (denildi). 10/91

- “Bugün senin (canından ayırdığımız) bedenini, (denizindibinden) kurtarıp (sahilde) bir tepeye atacağız ki senden

sonra gelenlere ibret olsun. Ama insanlardan çoğu bizimayetlerimizden gafildir." 10/92

291

Page 292: 50121318-Kutub-i-Sitte-nin-Ele�tirisi-ve-Kuran-a-Arz�-Ferec-Hudur.pdf

7/30/2019 50121318-Kutub-i-Sitte-nin-Ele�tirisi-ve-Kuran-a-Arz�-Ferec-Hudur.pdf

http://slidepdf.com/reader/full/50121318-kutub-i-sitte-nin-eletirisi-ve-kuran-a-arz-ferec-hudurpdf 292/606

Görüldüğü gibi, Fir’avn ölüm anında iman etmiş, fakat imanetmesi, Allah tarafından kabul edilmemiştir. Bu itibarla, buhususta uydurmuş oldukları rivayetler, Kur’an’a uygundeğildir.

345-.............. Bize Umer İbnu Ali, Ma’n ibn Muhammed el-gıfâri’den; o da Said ibn Ebi Said el-Makburi’den; o da EbûHureyre(R)’den tahdis etti. Peygamber(S): “Allah Taâlâaltmış seneye kadar yaşatıp ölümünü geri bıraktığı (hâldeyaratanı ve yaşatanı tanımayan) kimsenin özrünü izâle vereddeder" buyurmuştur. (Buhâri, Kitâbu’r-Rikaak Bab 5 H.8S.6361 C.14 Ötüken 1989.)

Yukarıdaki rivayetle, ölüm anında ki kimseye tebliğyapılabilir iddiasında bulundukları rivayet çelişkilidir. Zira bir çok kimse altmış yaşından sonra yıllarca yaşamaktadır.

Uzunca bir rivayette, Allah’ın, zikredenler ve onların yanınaiş için gelen kimse hakkında, Peygambere isnat ederek Ebû

Hüreyre’den şu şekilde tahdis ettiler:

346- ............ Ebû Hureyre (R) şöyle demiştir: Rasûlullah (S)şöyle buyurdu.......... Yüce Allah, meleklere:

- Ey melekler, ben sizleri şâhid yapıyorum ki, ben buzikreden kullarımı mağfiret ettim! Buyurur.

Meleklerden birisi:

- O zikredenlerin arasında fulân kişi var ki, o zikredenlerdendeğildir, bir hâceti için gelmiş oturmuştu! der.

- “O mecliste oturanlar öyle kemâl sâhibi kimselerdir ki,onlarla birlikte oturanlar şaki olamaz! cevâbını verir."(Buhâri, Kitâbu’d-Daavat H.101 C.14 S.6345-6346 Ötüken

1989)

Bir kimsenin kendisi iyi amel işlemeden, sırf iyi amelişleyenlerin yanına gitmiş olması ona herhangi bir sevap

292

Page 293: 50121318-Kutub-i-Sitte-nin-Ele�tirisi-ve-Kuran-a-Arz�-Ferec-Hudur.pdf

7/30/2019 50121318-Kutub-i-Sitte-nin-Ele�tirisi-ve-Kuran-a-Arz�-Ferec-Hudur.pdf

http://slidepdf.com/reader/full/50121318-kutub-i-sitte-nin-eletirisi-ve-kuran-a-arz-ferec-hudurpdf 293/606

kazandırmaz. Zira, münafıklar da, Peygamber ve sahabelerinyanına gidiyorlardı, buna rağmen bu onlara bir sevapkazandırmamıştır. Bu hususta, Kur’an’dan mealen:

- Münafıklara, acı bir azabın kendilerinin olacağını müjdele!4/138

Ve ayrıca İslam İnancına göre amel şahsidir. Kur’an’danmealen:

- İnsana çalışmasından başka bir şey yoktur. 53/39

Görüldüğü gibi, sevap kazanmak için çalışmak şarttır. Buitibarla uydurmuş oldukları rivayet, Kur’an’a ters olup aslıyoktur.

347- .............. Bize İbnu Cureyc haber verip şöyle dedi: BanaYa’lâ ibn Müslim haber verdi ki, Müslim haber verdi ki,kendisi İkrime’den şöyle derken işitmiştir: Bana İbn Abbâs(R) şöyle haber verdi: Sa’ad ibnu Ubâde, anasından uzak bir 

yerde bulunduğu hâlde anası öldü. Bunun üzerine Sa’d:

- Yâ Rasûlullah! Ben anamdan uzakta iken anam vefât etti.Şimdi ben onun adına bir şey sadaka etsem, bu sadakayapacağım şey ona fayda verir mi? dedi.

Rasûlullah:

- “Evet (onun adına yapacağın hayır, ona faydaverir)"buyurdu.

Sa’d ibn Ubâde:

- Ben seni şahid yapıyorum: Benim şu Mıhrâf ismindekiduvarlı bustanım anamın üzerine sadakadır, dedi. (Buhâri,

Kitâbu’l-VesâyâH.19 S.2603-2604 Bâb 15 C.6 Ötüken 1987.)

293

Page 294: 50121318-Kutub-i-Sitte-nin-Ele�tirisi-ve-Kuran-a-Arz�-Ferec-Hudur.pdf

7/30/2019 50121318-Kutub-i-Sitte-nin-Ele�tirisi-ve-Kuran-a-Arz�-Ferec-Hudur.pdf

http://slidepdf.com/reader/full/50121318-kutub-i-sitte-nin-eletirisi-ve-kuran-a-arz-ferec-hudurpdf 294/606

348-...... Abdullah ibn Mesûd (R) şöyle demiştir: Peygamber (S).

- “Hanginize mirasçısının malı, kendi malından daha çok 

sevimlidir?" diye sordu.

Sahâbiler 

- Yâ Rasûlullah! Bizden her bir kişiye muhakkak kendi malıdaha sevimlidir! dediler.

- “Çünkü kişinin kendi malı, ölümünden önce hayır yoluna

harcayıp önden gönderdiği malıdır. Mirâsçının malı dakişinin hayra sarf etmeyip ölünceye kadar geri bıraktığımalıdır" buyurdu.

Birinci rivayette, ölen kimse için sadaka verilebileceği tahdisedilmişken. İkinci rivayette, kişiye ölümünden sonra malhakkı tanımayarak, kişi ancak ölümünden önce yapmışolduğu sadakanın sahibidir denmesi bir çelişkidir.

349- Hz. Ebu Hüreyre radıyallahu anh anlatıyor: “Resûlullahaleyhissalâtu vesselâm buyurdular ki: “Ameller her Perşembeve Pazartesi günü arz edilir. Aziz ve Celil olan Allah o günAllah’a hiçbir şirk koşmayan kulun günahını affeder. Bundansâdece kardeşiyle arasında düşmanlık -küskünlük- olanıistisna eder, (onu affetmez) ve der ki: “Bu ikisini barışıncaya

kadar terk edin." (K.S. 3427. C.10 S.219 Akçağ, alıntıları:Müslim, Birr 36,(2565); Muvatta, Hüsnü’l-Hulk 17, (2,908);Ebû Dâvud, Edeb 55,(4916); Tirmizi, Birr 76,(2024))

350- Ebu Musa radıyallahu anh anlatıyor: “Resûlullahaleyhissalâtu vesselâm aramızda ayağa kalkıp şu beş cümleyisöyledi:

“Allah Teâla Hazretleri uyumaz, zaten O’na uyku dayakışmaz. Kıstı (tartıyı, rızkı) indirir ve kaldırır. Geceleyinyapılan amel, gündüzleyin yapılandan önce; gündüzleyinyapılan amel de geceleyin yapılan amelden önce Allah’a

294

Page 295: 50121318-Kutub-i-Sitte-nin-Ele�tirisi-ve-Kuran-a-Arz�-Ferec-Hudur.pdf

7/30/2019 50121318-Kutub-i-Sitte-nin-Ele�tirisi-ve-Kuran-a-Arz�-Ferec-Hudur.pdf

http://slidepdf.com/reader/full/50121318-kutub-i-sitte-nin-eletirisi-ve-kuran-a-arz-ferec-hudurpdf 295/606

yükseltilir............ (K.S. 3482 C.10 S.286 Akçağ alıntısı:Müslim, İmân 293 (179))

Bu iki rivayetin çelişkili olduğu açıktır, birincisinde

amellerin, Perşembe ve Pazartesi Allah arz edildiğini rivayetetmişken. İkincisinde, geceleyin yapılan amel, gündüzleyinyapılandan önce, gündüzleyin yapılan amel de geceleyinyapılan amelden önce Allah’a yükseltildiğinin rivayetedilmesi bir çelişkidir. Diğer bir hususta, haklı, haksızdikkate alınmadan ve bir birlerine basitçe küskün olan ikikardeşin yaptığı günahların affedilmeyeceğini iddia edip, bunun dışında ki bütün günahların; büyük günahlar dahilolmak üzere, kesin olarak affedileceğini tahdis etmeleri ve bunun için Allah’a şirk koşmamanın yeterli olacağınısöylemeleri Kur’an’a uygun bir husus değildir. Yakınkişimsilerin önemli olmayan konular dolayısıyla bazenküsmeleri, bazen barışmaları basit ve ender bir olaydır. Böyle bir şeyi zinadan, zulümden, kumar, katillik v.s. den ağır tutup bu büyük günahların peşinen affedildiğini iddia ve tahdis

etmek, İslam dini ile ilgisi olmayan ve insanları günahlarateşvik etmeyi amaçlayan iddialardır.

Büyük günahlardan sakınmanın gerekli olduğu konusunda,Kur’an’dan mealen:

- Eğer size yasak edilen büyük günahlardan sakınırsanız, öbür günahlarınızı örteriz ve sizi ağırlanacağınız bir yere sokarız.4/31

351- .............. Ebû Hureyre’den demiştir ki:

Rasûlullah (s.a.) (şöyle buyurmuştur:

- “İnsan öldüğü zaman (bütün) amel(ler)i kendisinden kesilir.

Ancak üç şey müstesna; sadaka-i cariye, faydalanılan ilim vekendisine dua eden salih evlâd." (Ebû Dâvûd, K. El- Vesaya(17), Bâb 14 H.2880 C.11 S.88 Şamil 1991, diğer rivayet

295

Page 296: 50121318-Kutub-i-Sitte-nin-Ele�tirisi-ve-Kuran-a-Arz�-Ferec-Hudur.pdf

7/30/2019 50121318-Kutub-i-Sitte-nin-Ele�tirisi-ve-Kuran-a-Arz�-Ferec-Hudur.pdf

http://slidepdf.com/reader/full/50121318-kutub-i-sitte-nin-eletirisi-ve-kuran-a-arz-ferec-hudurpdf 296/606

edenler, Müslim, vasıyye 14 Tirmizi, ahkam 36; Nesâi,vesaya 8.)

Yukarıdaki rivayette görüldüğü gibi, iddia ettiklerine göre üç

kişi hariç, öldükten sonra herkesin ameli kesilirmiş. Dikkatedilirse, bu rivayetlerinin uydurma olduğu hemen anlaşılır.Şöyle ki, bu gün hayatta olup ta, iddia ettikleri amellerdenherhangi birini işleyen bir Müslüman’ın sevabı, ameli işlediğigünden itibaren yazılacak ve işlemeye başlayacaktır. halbukiaynı şahıs beş yüz sene önce dünyaya gelmiş olsaydı ve aynıameli işleseydi, bugünkü duruma göre beş yüz sene dahafazla sevap kazanmış olacaktı, veya aynı şahıs, aynı amelikıyametin kopmasından bir gün önce işlemiş olsa, sadecekazanacağı sevabı bir gün çalışmış olacaktı. Bu duruma göre,dünyaya geliş zamanı bir avantaj veya dezavantaj olmaktadır.Hal bu ki, İslam dininde sevap veya günah yönünden herkes,zamana göre değil yaptığına göre eşit olarak değerlendirilir.Kim bir zerre miktarı sevap işlese karşılığını görür, kim bir zerre miktarı günah işlese karşılığını görür. Ameller arasında

fark olmadığından sadakai cariye diye bir şey yoktur.Örneğin: Bin liralık sevap işleyen işleme zamanıyla ilgiliolmadan ona göre sevap alır, oğlunu iyi olarak beş yüz seneönce yetiştirmiş olanla, aynı şekilde beş yüz sene sonrayetiştirmiş olan aynı sevabı alır. Bir parayı fakirlere vermeyleveya iddia ettikleri gibi, sadakai cariye dedikleri çeşmeyapması v.s. arasında fark yoktur. Bu konuda Kur’an’dan

örnek verecek olursak, mealen:

- O gün insanlar amellerini görmeleri (karşılığını almaları)için geri dönüp gelirler. 99/6

- Kim zerre miktarı hayır yapmışsa onu görür. 99/7

- Kim de zerre miktarı şer işlemişse onu görür. 99/8

- Kıyâmet günü için adalet terazileri kurarız. Hiç kimseye bir haksızlık edilmez. (İnsanın yaptığı iş), bir hardal tanesi

296

Page 297: 50121318-Kutub-i-Sitte-nin-Ele�tirisi-ve-Kuran-a-Arz�-Ferec-Hudur.pdf

7/30/2019 50121318-Kutub-i-Sitte-nin-Ele�tirisi-ve-Kuran-a-Arz�-Ferec-Hudur.pdf

http://slidepdf.com/reader/full/50121318-kutub-i-sitte-nin-eletirisi-ve-kuran-a-arz-ferec-hudurpdf 297/606

ağırlığınca da olsa onu getiririz. Hesap görücü olarak bizyeteriz. 21/47

Bu itibarla uydurdukları rivayetin aslı yoktur.

352- ................ Bize Mâlik, Muhammed ibn Abdillah.......’tanhaber verdi ki, o şöyle demiştir: Ben Ebû’l-Hubâb Said ibnYesâr’dan işittim, o şöyle diyordu: Ben Ebû Hureyre (R)’denişittim, şöyle diyordu:Rasûlullah (S): “Allah kime hayır murâd ederse ona musibet verir" buyurdu. (Buhâri, Kitâbu’l-Merdâ ve’s-Tıbb H.5 C.12 S.5688 Bâb 1 Ötüken)

353-............... Bize şube, el-A’meş’ten; o da Ebû Vâil’den; oda Mesrûk’tan haber verdi ki, Âişe(R): Ben Rasûlullah(S)’tan ziyâde hastalığı şiddetli olan hiçbir kimse görmedim,demiştir. (Buhâri, Kitâbu’l-Merdâ ve’s-Tıbb H.6 C.12 S.5689Bâb 2 Ötüken.)

354-.............. Abdullah ibn Mesûd (R) şöyle demiştir: BenPeygamber (S)’in hastalığında vücûdu hummânınharâretinden şiddetle sarsıldığı sırada huzûruna vardım ve:

- Yâ Rasûlullah, şüphesiz ki, hummâ harâretinden çok ızdırabçekmektesin! dedim.

Ardından:

- Yâ Rasûlullah, bu şiddetli hummânın şüphesiz iki katızdırabı var, elbette buna karşılık size iki kat ecr ve mükâfatvardır: diye arz ettim.

Rasûlullah:

- “Evet, Herhangi Müslümân bir ezâ isâbet ederse, muhakkak ağacın yapraklarının düşmesi gibi, Allah o müslümândan

günahlarını düşürür" buyurdu. (Buhâri, Kitâbu’l-Merdâ ve’s-Tıbb H.7 C.12 S.5689 Bâb 2 Ötüken)

297

Page 298: 50121318-Kutub-i-Sitte-nin-Ele�tirisi-ve-Kuran-a-Arz�-Ferec-Hudur.pdf

7/30/2019 50121318-Kutub-i-Sitte-nin-Ele�tirisi-ve-Kuran-a-Arz�-Ferec-Hudur.pdf

http://slidepdf.com/reader/full/50121318-kutub-i-sitte-nin-eletirisi-ve-kuran-a-arz-ferec-hudurpdf 298/606

Bu gibi rivayetlerle, iddia ettiler ki, en çok musibet en iyiolanlara gelir, ondan sonra sırasıyla diğer faziletli kimseleregelirmiş. Hal bu ki, durum hiçte iddia ettikleri gibi değildir.En çok musibet takvada en ileri olanlara değil, en çok günah

işleyenleredir ve hayatın çeşitli safhalarında çeşitli şekildegelebilir. Bu konuda Kur’an’dan mealen:

- Başınıza gelen herhangi bir musibet, kendi ellerinizinyaptığı (işler) yüzündendir. (Allah, işlediklerinizin) birçoğunu da affeder. 42/30

Bu itibarla uydurdukları rivayetin aslı yoktur.

355- İbnu Ömer radıyallahu anhüma anlatıyor: “Maşrık cihetinden iki adam geldi ve hitabede bulundular. Onların beyanlarındaki güzellik herkesin hoşuna gitti. Bunun üzerineResûlullah aleyhissalâtu vesselâm:

“Beyanda mutlaka bir sihir var!"buyurdular." (K.S. 5920C.16 S.390 Akçağ 1993, alıntıları: Buhâri, Tıbb 51; Muvatta,Kelam 7, (2,986); Ebû Dâvûd, Edeb 94,(5007); Tirmizi, Birr 81,(2029))

Bu rivayette, güzel sözde mutlaka sihir olduğunu iddiaetmişlerdir. Bu iddiaya göre üstün güzellikte beyana sahipolan Kur’an hâşâ ondan, sihir olmuş oluyor. Böyle bir iddiaise ancak müslüman olmayanların, Kur’an hakkında söylemiş

oldukları bir iddiadır. Bu konuda Kur’an’dan mealen:

- Onlara açık açık ayetlerimiz okunduğu zaman kendilerinegelen hakkı inkâr edenler: “Bu, apaçık bir sihirdir" dediler.46/7

Görüldüğü gibi, uydurmuş oldukları rivayet, Kur’an’adolaylıda olsa saldırı içermektedir ve peygambere bir 

iftiradır.

356- Ümmü Habibe radıyallahu anhâ anlatıyor: “Resûlullahaleyhissalâtu vesselâm buyurdular ki:

298

Page 299: 50121318-Kutub-i-Sitte-nin-Ele�tirisi-ve-Kuran-a-Arz�-Ferec-Hudur.pdf

7/30/2019 50121318-Kutub-i-Sitte-nin-Ele�tirisi-ve-Kuran-a-Arz�-Ferec-Hudur.pdf

http://slidepdf.com/reader/full/50121318-kutub-i-sitte-nin-eletirisi-ve-kuran-a-arz-ferec-hudurpdf 299/606

“Ademoğlu’nun, emr-i bi’l-ma’ruf veya neh-i ani’l-Münker veya Allah Teâla hazretlerine zikir hariç bütün sözleri lehinedeğil, aleyhinedir." (K.S. 5916 C.16 S.381 Akçağ, alıntısı:Tirmizi, Zühd 63, (2414))

Din konusu dışında konuşmanın yasak olmadığı bir çok konular vardır. Örneğin, Alışveriş etmek, Meslek öğrenipveya öğretmek veya herhangi meşru bir ihtiyacı söylemek veya güzel bir sohbet yapmak gibi. İddia ettiklerine göre, bir doktora hasta olduğunu söyleyen bir kimse dahi günahagirmiş olmaktadır. Zira bu söylediği, Emr- bi’l-maruf veyanehy-i ani’l-münker olmadığı gibi, Yüce Allah’ı zikirdedeğildir. Bir müslüman, hem dünyası için, hem de ahreti için birlikte çalışabilir, bundan dolayı bu tür boş iddialar,müslümanları günlük yaşantılarında zora koşmak içinuydurulmuş aslı olmayan ve İslam toplumunu dünyevi işlerdegeri bırakıp zayıf duruma düşürmeyi amaçlayan rivayetlerdir.Bir müslümanın dünya hayatında yapacağı şey, Allah’ınkendisine verdiği nimetlerle ahiret yurdunu isteyip, dünyadan

da nasibini unutmaması ve iyilik yapıp, bozgunculuk yapmamasıdır.

Bu konuda Kur’an’dan mealen:

- “Allah’ın sana verdiği ile ahireti iste. Ve dünyadan nasibiniunutma. Allah’ın sana ihsan ettiği gibi sende ihsanda bulun.Yeryüzünde fesâd arama Çünkü Allah müfsitleri sevmez."28/77

357- Ebu Musa radıyallahu anh anlatıyor: “Resûlullahaleyhissalâtu vesselâm buyurdular ki:

“Bir kimse ölünce, arkada ağlayanları kalkıp: “Vay benimdağım, vay efendim..."gibi sözler sarf ederse, ona iki melek 

vekil kılınır, melekler ölen kimsenin göğsüne vura vura: “Senöyle misin?" diye sorarlar." (K.S. 5434 C.15 S.257 Akçağ1992, alıntısı: Tirmizi, Cenâiz 24,(1003))

299

Page 300: 50121318-Kutub-i-Sitte-nin-Ele�tirisi-ve-Kuran-a-Arz�-Ferec-Hudur.pdf

7/30/2019 50121318-Kutub-i-Sitte-nin-Ele�tirisi-ve-Kuran-a-Arz�-Ferec-Hudur.pdf

http://slidepdf.com/reader/full/50121318-kutub-i-sitte-nin-eletirisi-ve-kuran-a-arz-ferec-hudurpdf 300/606

Allah’a isyan etmemek ve dolayısıyla makul ölçülerde olmak şartıyla, üzücü bir olayın meydana gelmesi halinde bir kimsenin ah edip ağlaması meşrudur, hatta olayın şiddetinegöre kişi çok üzülüp çokça ağlamışta olabilir, önemli olan

günaha girecek davranışlarda bulunmamasıdır. Bir kimseöldüğünde yakınları üzüntülerini açığa verirken haddi aşarak günaha girmişlerse, bu ağlamalarından dolayı ölüye azabedilmez, zira herkes ancak kendi günahından sorumludur. Buhususta, Kur’an’dan mealen:

- De ki: “Allah her şeyin Rabb’i iken ben O’ndan başka Rabmi arayayım? Herkesin kazandığı yalnız kendisine âittir.Kendi (günah) yükünü taşıyan hiç kimse, bir başkasının(günah) yükünü taşımaz. Sonra dönüşünüz Rabb’inizedir; (O)ayrılığa düştüğünüz gerçeği size haber verecektir. 6/164

Görüldüğü gibi rivayetleri, Kur’an’a uygun olmayıp aslıyoktur.

358- .......... Bize Mâlik, Yahyâ ibn Said’den; o daMuhammed ibn İbrâhim’den, o da Alkame ibn Vakkaas’tan;o da Umer (R)’den haber verdi ki, Umer şöyle demiştir:Rasûlullah (S) şöyle buyurdu: “Ameller niyete göredir. Her  bir kimse için ancak niyet ettiği şey vardır. Binâenaleyh her kimin hicreti Allah’a ve Resûl’üne yönelmişse, onun hicretiAllah’a ve Resûlünedir. Artık nâil olacağı bir dünyâ veyâevleneceği bir kadından dolayı hicret etmiş kimse varsa, onunhicretine sebep olan şeydir. (Buhâri, Kitâbu’l-İmân H.47 C.1S.209-210 Ötüken)

Bir kimse iyi ameller işlerken niyeti iyi ameller işlemek değilde başka şeylerse, örneğin: İnsanlara gösteriş için sadakaverirse veya insanlara gösteriş için namaz kılarsa veya parakarşılığı Oruç tutar veya haccederse yene esas amacı iyi

ameller işlemek değil de onun dışında başka şeylerse sevapalamaz. Bu gibi durumlara değinmekle beraber rivayette tümniyetler için genelleme yapılması yanlıştır, zira niyetlerin aksiyönü de vardır, kişi kötü bir şey yaparken iyi bir şey yaptığını

300

Page 301: 50121318-Kutub-i-Sitte-nin-Ele�tirisi-ve-Kuran-a-Arz�-Ferec-Hudur.pdf

7/30/2019 50121318-Kutub-i-Sitte-nin-Ele�tirisi-ve-Kuran-a-Arz�-Ferec-Hudur.pdf

http://slidepdf.com/reader/full/50121318-kutub-i-sitte-nin-eletirisi-ve-kuran-a-arz-ferec-hudurpdf 301/606

sanabilir, bundan dolayı iyiliğin ve kötülüğün ölçüsüşahısların niyeti olmayıp, Allah’ın kitabı Kur’an’dır. Bir kimsenin işlemiş olduğu kötülüğü iyi sanması, işlemişolduğunu kötülüğü meşru kılmaz. Yapılan işin iyi bir iş

olması esastır. Bu hususta Kur’an’dan örnek verecek olursak,mealen:

- De ki: “Size (yaptıkları) işler bakımından en çok ziyânauğrayacak olanları söyleyeyim mi?" 18/103

- Dünyâ hayatında bütün çabaları boşa gitmiş ve kendileri deiyi iş yaptıklarını sanan kimseleri? 18/104

- İşte onlar, Rab’lerinin âyetlerini ve O’na kavuşmayı inkâr eden, bu yüzden amelleri boşa çıkan kimselerdir, kıyâmetgünü onlar için terâzi kurmayız (veya onlara hiçbir değer vermeyiz). 18/105

- Onlar ki, inandılar ve iyi işer yaptılar, elbette biz işi güzelyapanın ecrini zâyi etmeyiz. 18/30

Dikkat edilirse, inanıp işi güzel yapanın, yani, inanıp ta güzelişler yapanın ecri zayi olmamaktadır. Yoksa ayetleri inkar ederek, yanlış inancıyla ve yanlış işleriyle sevinip iyi işyaptığını sanan kimselerin bütün çabaları boşa gitmiştir. Buitibarla, bu konuda uydurmuş oldukları rivayetin aslı yoktur.

359- İbnu Amr İbni’l-As anlatıyor: “Resûlullah aleyhissalâtuvesselâm Mekke’yi fethettiği zaman şu hitabede bulundu:

“Bilesiniz! Kocasının izni olmadan bir kadın (kocasınınmalından) bağışta bulunması caiz değildir."(K.S. 5792 C.16S.254 Akçağ, alıntısı: Ebû Dâvud, Büyû 86,(3546,3547))

360- Ebu Ümâme radıyallahu anh anlatıyor: “Resûlullah

aleyhissalâtu vesselâm buyurdular ki................

“Kadın, kocasının evinden onun izni olmadan (başkasına)infak edemez!”

301

Page 302: 50121318-Kutub-i-Sitte-nin-Ele�tirisi-ve-Kuran-a-Arz�-Ferec-Hudur.pdf

7/30/2019 50121318-Kutub-i-Sitte-nin-Ele�tirisi-ve-Kuran-a-Arz�-Ferec-Hudur.pdf

http://slidepdf.com/reader/full/50121318-kutub-i-sitte-nin-eletirisi-ve-kuran-a-arz-ferec-hudurpdf 302/606

Kendisine: “Ey Allah’ın Resûlü! Yiyecek de mi? denildi.

“Bu, mallarınızın en kıymetlisidir!" buyurdular. ........ (K.S.5937 C.16 S.407-408 Akçağ, alıntıları: Tirmizi, Vesâya 5,

(2121); Ebû Dâvud, Büyû’90,(3565))

361- Ka’b İbnu Mâlik’in anlattığına göre: “Hanımı, kendineait bir zinet eşyasını Resûlullah aleyhissalâtu vesselâmagötürüp: “Ben bunu tasadduk ediyorum" demiştir.Aleyhissalâtu vesselâm kendisine: “Kadının kendi malından(da olsa) bağışı kocasının izni olmadan caiz değildir. Acabasen Ka’b’den izin aldın mı?"demiştir. Hanım “Evet!"deyince,

hanımın kocası Ka’b İbnu Mâlik’e (bir adam göndererek:“Sen Hayre’ye zinetini tasadduk etmesine izin verdin mi?diye sordurmuş, Ka’b: “Evet" deyince Resûlullahaleyhissalâtu vesselâm kadının hibesini kabul buyurmuştur”.(K.S. 6730 C.17 S.284 Akçağ, alıntısı: İbn-i Mace 2389)

362- Resûlullah’a atfen: “Kocasının nikahında olduğu

müddetçe, bir kadına malından hibede bulunması câizdeğildir." (Ebû Dâvûd, Büyû’ 86,(3546,3547.))

Yukarıda ki rivayetlerde görüldüğü gibi, bir kadının,kocasının izni olmadan, ne kocasının, nede kendisininmalından hibede bulunamayacağını tahdis etmişlerdir. Bunarağmen şu rivayetlerde bulundular:

363-............. Esmâ bin tu Ebi Bekr (R) şöyle demiştir: Ben

- Yâ Rasûlullah! Benim hiçbir malım yoktur, ancak bütünmalım (kocam)ez-Zubeyr İbni’l-Avvâm’ın bana verdiği ve benim mülküm yaptığı mallar vardır. Ben bu mallardansadaka vereyim mi? diye sordum.

Rasûlullah (S)

- “Sadaka ver, parayı kap içine koyup saklama, sonra sanakarşı da saklanır" buyurdu. (Buhâri, Kitâbu’l-Hibe ve Fadlihâve’t-Tahrid aleyhâ H.24 C.5 S.2386 Ötüken)

302

Page 303: 50121318-Kutub-i-Sitte-nin-Ele�tirisi-ve-Kuran-a-Arz�-Ferec-Hudur.pdf

7/30/2019 50121318-Kutub-i-Sitte-nin-Ele�tirisi-ve-Kuran-a-Arz�-Ferec-Hudur.pdf

http://slidepdf.com/reader/full/50121318-kutub-i-sitte-nin-eletirisi-ve-kuran-a-arz-ferec-hudurpdf 303/606

364- ............. Hemmâm ibn Münebbih şöyle demiştir: BenEbû Hureyre (R)’den işittim ki, Peygamber (S): “Kadın,kocasının kazancından, onun izni olmaksızın infâk ettiğizamân, o infâkın sevâbının yarısı kocaya âid olur"

 buyurmuştur. (Buhari, Kitâbu’n-Nafakaat H.10 C.12 S.5462Bâb 4 Ötüken 1988.)

Bu iki rivayette de, kadının, kocasının izni olmadan hemkendi malından, hem de kocasının malından infakta yanihibede bulunabileceğini, hatta sevabın yarısının kocasına,dolayısıyla diğer yarısının da kadına ait olacağını rivayetetmişlerdir. Böylece bu konudaki rivayetlerinde çelişkiyedüşmüşlerdir.

365- Hz. Enes radıyallahu anh anlatıyor: “Bir adam ölmüştü,diğer biri, Resûlullah aleyhissalâtu vesselâmın işiteceğişekilde onun için şöyle söyledi: “Cennet mübarek olsun!"Resûlullah aleyhissalâtu vesselâm sordu:

“Nereden biliyorsun? Belki de o mâlâyani konuştu veyakendisini zengin kılmayacak bir miktarda cimrilik etti!" (K.S.5912 C.16 S.377 Akçağ, alıntısı: Tirmizi, Zühd 11,(2217))

Bu rivayetlere, daha önce yazmış olduğum, kim “Leileheillallah" demişse kesinlikle cennete gideceği, cehennemegitmeyeceği şeklindeki rivayetleriyle çelişkilidir.

366- ........... İbrahim en-Nahai’den; o da Alkame’den; o daAbdullah ibn Mesûd (R)’dan tahdis etti(ki o şöyle demiştir):Allah şu kadınlara la’net etmiştir: Döğün yapanlar,vücutlarına döğün yaptıranlar, yüzlerinin tüyleriniyolduranlar, seyrek dişli güzel görünmek için ön dişlerininaralarını yontan sırıtkanlar, Yüce Allah’ın yarattığınıdeğiştirenler........... (Buhâri, Kitâbu’l-Libâs H.142 C.13

S.5945 Bâb 82 Ötüken)

367- ............. Ez-Zuhri şöyle dedi: Bize Sufyân ibn Uyeyne,Said İbu’l-Müseyyeb’den; o da Ebû Hureyre’den; o da

303

Page 304: 50121318-Kutub-i-Sitte-nin-Ele�tirisi-ve-Kuran-a-Arz�-Ferec-Hudur.pdf

7/30/2019 50121318-Kutub-i-Sitte-nin-Ele�tirisi-ve-Kuran-a-Arz�-Ferec-Hudur.pdf

http://slidepdf.com/reader/full/50121318-kutub-i-sitte-nin-eletirisi-ve-kuran-a-arz-ferec-hudurpdf 304/606

Peygamber (S)’den rivayet olarak şöyle tahdis etti: “Fıtrat beştir-yâhud: Beş şey fıtrattandır: Hıtan, yâni çocuklarısünnet etmek, evrat yerindeki kılları gidermek için usturatutunmak, koltuk altlarının kıllarını (yolarak) gidermek,

tırnakları kesmek ve bıyığı kırkmak”. (Buhâri, Kitâbu’l-LibasH.105 C.13 S.5925 Bab 63 Ötüken 1989 .)

Dikkat edildiğinde yukarıdaki iki rivayette bir çok çelişkigörmek mümkündür, şöyle ki: Koltuk altı tüylerininyolunması teşvik edilmişken, kadınların yüzlerindeki tüylerialmaları lanetlenmeye sebep gösterilmiştir, halbuki her ikifiilin bir birinden farkı yoktur, tırnakları kesme gibi olupyaratılışı değiştirme manasında değildir, zira tırnak nasıltekrar çıkıyorsa bunlarda tekrar çıkarlar, meğerki kalıcışekilde yok edilmiş olmasınlar, kalıcı şekilde yok edilseler bufiil yaratılışı değiştirme manasındadır. Ayrıca, dişleritörpülemek, döğün (kalıcı döğme) yapmak lanetlenmeyesebep gösterilmişken. Çocukları sünnet etmek fıtrattansayılmıştır, halbuki bunların hepsi aynı şey olup yaratılışı

değiştirme manasındadırlar.

368-. ... Abbâd b. Temim, amcası Abdullah b. Zeyd b. Âsım(r.a.)’dan rivâyet ettiğine göre; Resûlullah (s.a.) ashabı ile birlikte (musallâya) yağmur duasına çıkıp onlara iki rekatnamaz kıldırdı. Bu iki rekat lerde kıbleye karşı durdu açıktanokudu, ridâsını ters çevirdi. Ellerini kaldırıp duâ etti ve

yağmur istedi. (Ebû Dâvûd, K. Salât’ul-İstiskâ (3), Bâb 1H.1161 C.4 S.303 Şamil 1988.)

369-. ... İshak b. Abdillah b. Kinâne’den; demiştir ki: -Velid b. Utbe- Osman’ın dediğine göre Velid b. Ukbe- Medinevalisi iken, beni Resûlullah (s.a.)’in yağmur duâsında(kıldığı) namazını sormam için İbn Abbâs (r.anhumâ)’agönderdi. (Gidip İbn Abbâs’a sordum) o da şöyle dedi:

- Resûlullah (s.a.) iş (eski) elbisesini giymiş, mütevâzı bir vâziyette tazarru içinde musallaya kadar geldi. - Osman,“Minberin üzerine çıktı" cümlesini ilâve etti- sizin şu

304

Page 305: 50121318-Kutub-i-Sitte-nin-Ele�tirisi-ve-Kuran-a-Arz�-Ferec-Hudur.pdf

7/30/2019 50121318-Kutub-i-Sitte-nin-Ele�tirisi-ve-Kuran-a-Arz�-Ferec-Hudur.pdf

http://slidepdf.com/reader/full/50121318-kutub-i-sitte-nin-eletirisi-ve-kuran-a-arz-ferec-hudurpdf 305/606

hutbeniz gibi hutbe okumadı. Fakat dua, tazarru ve tekbiredevam etti. Sonra bayramda kıldığı gibi iki rekat namaz kıldı.(Ebû Dâvûd, K.Salâtu’l-İstiskâ (3), Bâb 1 H.1165 C.4 S.311-312 Şamil.)

Birinci rivayette peygamberin ridasını ters çevirdiği rivayetedilmişken, ikinci rivayette ridâsını (elbise) ters çevirmeolayı yoktur, bu itibarla iki rivayet çelişkilidir. Ayrıca, peygamber elbisesi ters çevirip giymek suretiyle kedinikomik duruma düşürmez, bu ona yakışan bir hareket değildir, peygamberin namaz için eski elbisesin giydiği yolundakiiddia da Kur’an’a uymamaktadır. Bu konu da Kur’an’danmealen:

- Ey Âdem oğulları, her mesci(de gidişiniz)de süs(lü, güzelelbiseler)inizi (üzerinize) alın; yiyin için, fakat isrâf etmeyin;Çünkü O, isrâf edenleri sevmez. 7/31

YİYECEKLER VE İÇECEKLER HAKKINDAUYDURDUKLARI RİVAYET ÖRNEKLERİ

370- Hz. Aişe (radıyallahu anhâ) anlatıyor: “Resûlullah(aleyhissalâtu vesselâm)’a soruldu: “Halk bize et getiriyor,kesilirken besmele çekilip çekilmediğini bilmiyoruz, neyapalım?”

“Siz besmele çekin, yiyin! Cevabını verdi." (K.S. 1962 C.7S.225 Akçağ, alıntıları: Buhâri, Sayd 21, Büyû 5, Tevhid 13;Ebû Dâvûd, Edâhi 19,(2829); Nesâi, Dahâyâ 39,(7,237))

İslam da eti yenen hayvanlar kesilirken, Allah’ın adını anmak farzdır. Eğer kesim anında, Allah’ın adı anılmamışsa ohayvanın eti zaruret dışında yenmez. Sonradan besmele

çekmek, keserken çekilmemiş olan besmelenin yerine kabulolmaz. Bu konuda Kur’an’dan örnek verecek olursak,mealen:

305

Page 306: 50121318-Kutub-i-Sitte-nin-Ele�tirisi-ve-Kuran-a-Arz�-Ferec-Hudur.pdf

7/30/2019 50121318-Kutub-i-Sitte-nin-Ele�tirisi-ve-Kuran-a-Arz�-Ferec-Hudur.pdf

http://slidepdf.com/reader/full/50121318-kutub-i-sitte-nin-eletirisi-ve-kuran-a-arz-ferec-hudurpdf 306/606

- Allah size ölüyü, kanı, domuz etini ve Allah’tan başkasınınadı anılarak kesilen (hayvanlar)ı haram kıldı. Kim mecbur kalırsa (başkasının hakkına) saldırmadan, sınırı da aşmadan(bunlardan) yiyebilir. Şüphesiz Allah, bağışlayan,

esirgeyendir. 16/115

- (Kesilirken) üzerine Allah’ın adı anılmayan (hayvan)lardanyemeyin! Çünkü o(nu yemek), yoldan çıkmadır. Şeytanlar,dostlarına, sizinle mücâdele etmeleri için fısıldar (telkinde bulunur)lar. Eğer onlara uyarsanız, şüphesiz siz de Allah’aortak koşanlar olursunuz. 6/121

Görüldüğü gibi uydurdukları rivayet Kur’an’a ters olup, aslıyoktur.

371- İbnu Abbâs (radıyallahu anhümâ) anlatıyor: “Resûlullah(aleyhissâlatu vesselâm)’a zemzemden sundum ayaktaolduğu halde içti." (K.S. 2241 C.8 S.104 Akçağ, alıntıları:Buhâri, Eşribe 16, Hacc 76; Müslim, Eşribe 120,(2027);

Tirmizi, Eşribe 12,(1883); Nesâi, Hacc 165, (5,237))

372- İbnu Ömer (radıyallahu anhumâ) anlatıyor: “Biz,Resûlullah (aleyhissalâtu vesselâm) devrinde yürürken yer,ayakta iken içerdik." (K.S. 2243 C.8 S.104 Akçağ, alıntıları:Tirmizi, Eşribe 11,(1881); İbnu Mâce, Et’ime 25,(3301))

373- Kebşetu’l-Ensâri (radıyallahu anh) anlatıyor:

“Resûlullah (aleyhissalâtu vesselâm) yanıma gelmişti.(Duvarda) asılı olan bir kırbanın ağzından ayakta su içti. Benhemen kırbaya gidip ağzını kestim." (K.S. 2247 C.8 S.107Akçağ, alıntıları: Tirmizi, Eşribe 18,(1893); İbnu Mâce,Eşribe 21,(3423))

Bu rivayetlerle, ayakta yemek yenebileceğini, su v.s.

İçilebileceğini tahdis ettiler. Bu rivayetlerine rağmen,insanları bu konuda da şaşkın hale sokmak için şu rivayetiuydurdular.

306

Page 307: 50121318-Kutub-i-Sitte-nin-Ele�tirisi-ve-Kuran-a-Arz�-Ferec-Hudur.pdf

7/30/2019 50121318-Kutub-i-Sitte-nin-Ele�tirisi-ve-Kuran-a-Arz�-Ferec-Hudur.pdf

http://slidepdf.com/reader/full/50121318-kutub-i-sitte-nin-eletirisi-ve-kuran-a-arz-ferec-hudurpdf 307/606

374- Ebu Hüreyre (radıyallahu anh) anlatıyor: “Resûlullah(aleyhissalâtu vesselâm) şöyle buyurdular:

“Sizden kimse sakın ayakta içmesin. Kim unutarak içerse

hemen kussun." (K.S. 2246 C.8 S.106 Akçağ, alıntısı:Müslim, Eşribe 116, (2026))

375-........... Peygamber’in zevcesi Ümmü Seleme’den (oşöyle demiştir): Rasûlullah (S) şöyle buyurdu: “Gümüşkaptan bir şey içen kişi var ya, muhakkak o kişi karnınaancak (curp curp diye) cehennem ateşini göndermektedir”.(Buhâri, Kitâbu’l-Eşribe H.57 C.12 S.5678 Bâb 27 Ötüken

1988.)

Bu rivayetlerinde gümüş kaptan bir şey içen kimsenincehenneme gideceğini rivayet ettiler. Buna rağmen şurivayeti de tahdis ettiler:

376-.............. Enes ibn Mâlik(R)’ten: Peygamber (S)’in su bardağı kırıldı, akabinde kırık yerine gümüşten bir bardak edindi dediğini tahdis etti.

Râvi Âsım el-Ahvel: Ben bu kadehi gördüm ve (teberrukeniçine su koyup) ondan su içtim, demiştir. (Buhâri, Kitâbu’l-Humus H.18 C.6 S.2895 Bâb 5 Ötüken 1987.)

İki rivayet çelişkili olduğu gibi, gümüş bardaktan bir şey için

cehenneme gider deyip, Peygamber gümüş bardaktan içerdidemekle peygambere saldırıda bulundukları açıktır.

377- Ebi Katâde oda babasından naklen: “Peygamber kabıniçine solumaktan nehiy buyurmuştur." (Müslim C.9 121/ 329Sönmez Neşriyat A.Ş.)

378- Enes’den naklen: “Rasûlullah, kabın içine üç defa

solurmuş." (Müslim, C.9 122/330 Sönmez Neşriyat)

307

Page 308: 50121318-Kutub-i-Sitte-nin-Ele�tirisi-ve-Kuran-a-Arz�-Ferec-Hudur.pdf

7/30/2019 50121318-Kutub-i-Sitte-nin-Ele�tirisi-ve-Kuran-a-Arz�-Ferec-Hudur.pdf

http://slidepdf.com/reader/full/50121318-kutub-i-sitte-nin-eletirisi-ve-kuran-a-arz-ferec-hudurpdf 308/606

379- Enes şöyle demiş: Resûlullah içtiği şeyin içine üç defasolar ve: “Bu daha kandırıcı, daha sâlim ve afiyetlidir." buyururdu.

Enes: “İşte bende içilen şeyin içine üç defa soluyorum."demiş. (Müslim, C.9 123/330 Sönmez Neşriyat )

Birinci rivayetle, diğer iki rivayetin çelişkili oldukları açıktır.Birincisinde kabın içine solunmaz derken, diğerlerindesolunabileceği rivayet edilmiştir.

380- Hz. Ebû Hureyre (radıyallahu anh) anlatıyor:

“Resûlullah (aleyhissalâtu vesselâm) buyurdular ki: “Hamr şuiki ağaçtandır: Hurma ve asma." (K.S. 2275 C.8 S.137 Akçağ1989, alıntıları: Müslim,Eşribe 13,(1985); Tirmizi, Eşribe 8,(1876); Ebû Dâvûd Eşribe 4,(3678); Nesâi, Eşribe 19,(8,294))

381- en-Nu’mân İbnu Beşir (radıyallahu anhümâ) anlatıyor:“Resûlullah (aleyhissalâtu vesselâm) buyurdular ki:“Üzümden hamr yapılır, hurmadan hamr yapılır, baldan hamr yapılır, buğdaydan hamr yapılır, arpadan hamr yapılır. Bensizi bütün sarhoş edicilerden yasaklıyorum." (K.S. 2274 C.8S.137 Akçağ, alıntıları: Ebû Dâvûd, Eşribe 4, (3676);Tirmizi, Eşribe 8,(1873))

Birinci rivayette hamr(şarap)ın, Hurma ve Asmadan olduğu belirtilmişken. İkinci rivayette baldan v.s. Gibi şeylerden de

hamr yapılabileceğinin tahdis edilmesi bir çelişkidir.

382- İbnu Abbâs (radıyallahu anhümâ): “Kim Allah’ın haramkıldığını haram kılmaktan hoşlanırsa nebiz’i haram kılsın"dedi.

Bir rivâyette, Kays İbnu Vehb ona:Benim bir küpçüğüm var içerisine şıra koyuyor, şıra kaynayıp durulunca içiyorum"

dedi. (İbnu Abbâs) cevaben: “Bu söylediğin şey ne zamandan beri içeceğini teşkil etmekte?" diye sordu. Kays: “Yirmiyıldan beri" deyince, İbnu Abbâs:

308

Page 309: 50121318-Kutub-i-Sitte-nin-Ele�tirisi-ve-Kuran-a-Arz�-Ferec-Hudur.pdf

7/30/2019 50121318-Kutub-i-Sitte-nin-Ele�tirisi-ve-Kuran-a-Arz�-Ferec-Hudur.pdf

http://slidepdf.com/reader/full/50121318-kutub-i-sitte-nin-eletirisi-ve-kuran-a-arz-ferec-hudurpdf 309/606

“Öyleyse uzun zamandır, damarların su ihtiyacını pisliktengördü" dedi. (K.S.2279 C.8 S.144 Akçağ, alıntısı: Nesâi,Eşribe 48,(8,322-323))

383- Hz. Aişe (radıyallahu anhâ) anlatıyor: “Biz, Rasûlullah(aleyhissalâtu vesselâm) için kuru üzümden nebiz kurardık,içerisine hurma atardık."(K.S. 2288 C.8 S.149 Akçağ,alıntısı: Ebû Dâvûd, Eşribe 8,(3707)

Birinci rivayette, nebiz’in haram olduğu rivayet edilmişken,diğer rivayette içilebileceğinin, yani haram olmadığının belirtilmesi bir çelişkidir.

384- Ebû Dâvud’un rivayetinde şöyle gelmiştir: “Hz. Câbir radıyallahu anh der ki: “Resûlullah aleyhissalâtu vesselâmasırtlandan sordum. Bana:

“O, av(hayvanı)dır, ihramlı avlanacak olursa koç da aynıhükme dâhil edilir. (K.S. 3908 C.11 S.150 Akçağ, alıntıları:Tirmizi, Et’ime 4,(1792); Ebû Dâvud, Et’ime 32,(3801); Nesâi, Sayd 27,(7,200))

385- Abdurrahmân İbnu Ebi Ammâr rahimehullah anlatıyor:“Hz. Câbir radıyallahu anh’a: “Sırtlan avmıdır?" diyesordum. “Evet!"dedi. Ben tekrar: “Etini yiyeyim mi?"dedim.“Evet!"dedi.

“Bu cevap Resûlullah aleyhissalâtu vesselâmdanmıdır?"dedim."“Evet!"dedi." (K.S. 3907 C.11 S.150 Akçağ,alıntısı: Tirmizi.)

386- Huzeym İbn Cez’i radıyallahu anh anlatıyor:“Resûlullah aleyhissalâtu vesselâma sırtlan hakkında (etihelâl mi?)"diye sordum.

“Sırtlanı yiyen biri de var mı?"dedi. Bunun üzerine kurdunetinin yenmesini sordum.

309

Page 310: 50121318-Kutub-i-Sitte-nin-Ele�tirisi-ve-Kuran-a-Arz�-Ferec-Hudur.pdf

7/30/2019 50121318-Kutub-i-Sitte-nin-Ele�tirisi-ve-Kuran-a-Arz�-Ferec-Hudur.pdf

http://slidepdf.com/reader/full/50121318-kutub-i-sitte-nin-eletirisi-ve-kuran-a-arz-ferec-hudurpdf 310/606

“Kendisinde hayır olup da kurdu yiyen biri var mı?"diyecevap verdi." (K.S. 3909 C.11 S.151 Akçağ, alıntısı: Tirmizi,Et’ime 4, (1739))

Birinci ve ikinci rivayetlerde, sırtlan etinin yenebileceği belirtilmişken. Üçüncü rivayette yenemeyeceğinin belirtilmesi bir çelişkidir.

387- İbnu Ebi Evfa radıyallahu anhümâ anlatıyor:“Resûlullah aleyhissalâtu vesselâm ile beraber (altı veya yedisefer) gazveye çıkmıştık. Gazve esnasında Aleyhissalâtuvesselâmla birlikte çekirge yedik." (K.S. 3912 C.11 S.153

Akçağ, alıntıları: Buhâri, Sayd 13; Müslim, Sayd 52,(1952);Tirmizi Et’ime 22,(1822,1823); Ebû Dâvud, Et’ime 35,(3812); Nesâi, Sayd 37,(7,210))

388- Selman radıyallahu anh anlatıyor: “Resûlullahaleyhissalâtu vesselâma çekirgeler sorulmuştu:

“Onlar, Allah’ın en kalabalık ordularıdır. Onu ne yerim ne deharam kılarım" buyurdular." (K.S. 3913 C.11 S.154 Akçağ,alıntıları Ebû Dâvud, Et’ime 35,(3813); İbnu Mace, Sayd 9,(3219))

Birinci rivayette, Resûlullah ın çekirge yediği rivayetedilmişken. İkinci rivayette yemediğinin belirtilmesi açık bir çelişkidir. Diğer bir hususta çekirgelerin, Allah’ın en

kalabalık ordusu olduğunun iddia edilmesidir, daha öncede belirttiğim gibi, Kur’an’a göre, Allah’ın ordularını, Allah’tan başkası bilmez, hal böyle olunca, kullarca bilinemeyeninhangisinin en kalabalık olduğu yine hiçbir kul tarafından bilinemez. Bu hususta Kur’an’dan mealen:

- Biz cehennemin bekçilerini hep melekler yaptık. Onların

sayısını da inkar edenler için bir imtihan kıldık ki kendilerineKitâb verilmiş olanlar iyice inansın, inanananların imanınıarttırsın. Kitâb verilmiş olanlar ve inananlar şüpheyedüşmesinler. Kalplerinde hastalık bulunanlar ve kafirler de:

310

Page 311: 50121318-Kutub-i-Sitte-nin-Ele�tirisi-ve-Kuran-a-Arz�-Ferec-Hudur.pdf

7/30/2019 50121318-Kutub-i-Sitte-nin-Ele�tirisi-ve-Kuran-a-Arz�-Ferec-Hudur.pdf

http://slidepdf.com/reader/full/50121318-kutub-i-sitte-nin-eletirisi-ve-kuran-a-arz-ferec-hudurpdf 311/606

“Allah bu misalle ne demek istedi?" desinler. Böylece Allah,dilediğini sapıklıkta bırakır, dilediğini doğru yola iletir.Rabbinin ordularını kendisinden başkası bilmez. Bu,insanlara bir tebliğdir. 74/31

Bu itibarla, uydurmuş oldukları rivayetlerin aslı yoktur.

389- Esmâ Bintû Ebi Bekr radıyallahu anhümâ anlatıyor:“Biz, Resûlullah aleyhissalâtu vesselâm zamanında bir atkestik. O zaman Medine’de idik. Hepimiz onu yedik."(K.S.3915 C.11 S.155 Akçağ, alıntıları: Buhari, Sayd 24,27;Müslim, Sayd 36,(1942); Nesâi, Dahâya 33,(7,231))

390- Hz. Câbir radıyallahu anh anlatıyor: “Heyber(in fethi)zamanında at ve vahşi eşek(eti) yedik. Resûlullahaleyhissalâtu vesselâm ehli eşek(etin)i yasakladı ve atamüsaade etti." (K.S. 3916 C.11 S.156 Akçağ, alıntıları: EbûDâvud, Et’ime 26,(3788); Nesâi, Sayd 32, (7,205); Tirmizi,Et’ime 5,(1794))

391- Hâlid İbnu’l-Velid radıyallahu anh anlatıyor:"Resûlullah aleyhissalâtu vesselâm, at ve eşek etini yemeyiyasakladı." (K.S. 3939 C.11 S.179 Akçağ, alıntıları: EbûDâvud ve Nesai, ilgisi aşağıdaki rivayet.)

392- Ebû Dâvud’un bir diğer rivayetinde şöyle denir.“Heyber fethi sırasında gazvede, Resûlullah aleyhissalâtu

vesselâm ile birlikte bende (Hâlid İbnu’-Velid) vardım. Bir grup Yahudi, Aleyhissalâtu vesselâma gelerek, askerlerinahırlarına hücum ederek (mallarını yağmaladıklarından)şikâyet ettiler. Resûlullah aleyhissalâtu vesselâm, bununüzerine (müslümanlara yönelerek): “(Olamaz!) anlaşmayapılan kimselerin malı onların izni olmadan helâl değildir.Ayrıca size ehli eşekler ve onların atları, katırları, vahşi

hayvanlardan her bir kesici dişi olan, kuşlardan da her bir  pençeleri olan haramdır!" buyurdular." (K.S. 3940 C.11S.179 Akçağ, alıntıları: Ebû Dâvud, Et’ime 26,3790), 33,(3806); Nesâi, Sayd 30,(7,202))

311

Page 312: 50121318-Kutub-i-Sitte-nin-Ele�tirisi-ve-Kuran-a-Arz�-Ferec-Hudur.pdf

7/30/2019 50121318-Kutub-i-Sitte-nin-Ele�tirisi-ve-Kuran-a-Arz�-Ferec-Hudur.pdf

http://slidepdf.com/reader/full/50121318-kutub-i-sitte-nin-eletirisi-ve-kuran-a-arz-ferec-hudurpdf 312/606

Birinci ve ikinci rivayetlerde at etlerinin yenebileceği veHeyber(in fethi) zamanında at eti yenmesini peygamberinyasaklamadığı rivayet edilmişken. Yine, Heyber’in fethi konuedilerek, buna rağmen üçüncü ve dördüncü rivayetlerde,

Heyber(in fethi) zamanında at etinin yenmesininyasaklandığının belirtilmesi bir çelişkidir.

393-............ Peygamberin zevcesi Ümmü Seleme’nin oğluolan Umer ibn Ebi Seleme (R) şöyle demiştir: Bir günRasûlullah (S)’in berâberinde bir yemek yedim ve yemek tabağının her tarafından yemeğe başladım. Bunun üzerineRasûlullah (S) bana:

- “Sana yakın olan yerden ye!"buyurdu. (Buhâri, Kitâbu’l-Etime H.4 C.12 S.5479 Bâb 1 Ötüken 1988.)

394-............ Enes ibn Mâlik (R) şöyle diyordu: Bir terzi,hazırladığı bir yemeğe Rasûlullah’ı davet etti.

Enes dedi ki: Ben de Rasûlullah (S)’ın berâberinde gittim.(Terzi, ekmek ile kabak ve kuru et parçaları bulunan çorbatakdim etti.) Yemek sırasında ben Rasûlullah’ın tabağınetrafında kabakları araştırırken gördüm.

Yine Enes: Artık o günden itibâren ben kabağı sevmektenayrılmadım, dedi. (Buhâri, Kitâbu’l-Et’ime H.6 S.5484 C.12Bâb.3 Ötüken)

Birinci rivayette yemek yerken kişinin önünden yemesigerektiği rivayet edilmişken, ikinci rivayette bizzatPeygamberin yemek yerken, tabağın her tarafınıaraştırdığının rivayet edilmesi bir çelişkidir.

Rivayetin, birden çok kişinin aynı tabaktan yemek yemesiolayıyla ilgili olarak uydurulduğu düşünüldüğünde,

 peygamberi bir nevi açgözlülükle de suçladıklarını görmek mümkündür.

312

Page 313: 50121318-Kutub-i-Sitte-nin-Ele�tirisi-ve-Kuran-a-Arz�-Ferec-Hudur.pdf

7/30/2019 50121318-Kutub-i-Sitte-nin-Ele�tirisi-ve-Kuran-a-Arz�-Ferec-Hudur.pdf

http://slidepdf.com/reader/full/50121318-kutub-i-sitte-nin-eletirisi-ve-kuran-a-arz-ferec-hudurpdf 313/606

395- İbnu Abbâs radıyallahu anhüma anlatıyor: “Resûlullahaleyhissalâtu vesselâm buyurdular ki: “Biriniz yemek yeyince, yalamadıkça veya yalatmadıkça elini (mendille)silmesin." (K.S. 3885 C.11 S.114 Akçağ, alıntıları: Buhâri,

Et’ime 52; Müslim, Eşribe 129,(2031); Ebû Dâvud, Et’ime52,(3847))

396- Hz. Câbir radıyallahu anh anlatıyor: “Resûlullahaleyhissalâtu vesselâm, parmakların ve kapların yalanmasınıemretti ve dedi ki: “Siz bereketin, yemeğinizin hangi(parça)sında olduğunu bilemezsiniz. Öyleyse, birinizinlokması düşecek olursa onu alıp, bulaşan ezâyı temizlesin,sakın şeytana terk etmesin. Parmaklarını yalamadıkça elinimendille de silmesin. Zira o, taâmınızın hangisinde bereket bulunduğunu bilemez." (K.S. 3886 C.11 S.114 Akçağ,alıntıları: Müslim, Eşribe 136,(2034); Tirmizi, Et’ime 11,(1803))

Yukarıdaki rivayetlerde görüldüğü gibi, yemek bitiminde

kapların yalanması gibi ilginç adetler önermişlerdir. Eğer buönerilerinde yemek artığının zayi olmaması kastediliyorsa,yemek artığı saklana bilir, kırıntılardan diğer canlılar istifadeettirilebilir. Kaldı ki amaçlarının bu olmadığı, yer düşenlokmanın temizlenerek yenmesi gerektiğini rivayetetmelerinden anlaşılmaktadır. Zira bu o kadar kolay bir işolmadığı gibi, sağlık için tehlikede arz eder. Yağlı veya tatlı

ihtiva eden bir lokmanın toza toprağa bulanması halindetemizlemek çok zor olduğu gibi bu adet edinilmesi halindeçocuklar da bunu alıştırılacak ve onların temizleme işine nederece özen gösterecekleri şüphelidir, düşen lokma bir tarafadüşülen yerde önemlidir, lokmalar her zaman temiz mermer üzerine düşmez, bazen pis yerler üzerine de düşer o zamanönerdikleri temizlik işi nasıl yapılabilir.

Bu itibarla bu rivayetlerinin aslı yoktur.

397- Hz. Aişe radıyallahu anhâ anlatıyor: “Resûlullahaleyhissalâtu vesselâm buyurdular ki: “Yaş hurmayı kuru

313

Page 314: 50121318-Kutub-i-Sitte-nin-Ele�tirisi-ve-Kuran-a-Arz�-Ferec-Hudur.pdf

7/30/2019 50121318-Kutub-i-Sitte-nin-Ele�tirisi-ve-Kuran-a-Arz�-Ferec-Hudur.pdf

http://slidepdf.com/reader/full/50121318-kutub-i-sitte-nin-eletirisi-ve-kuran-a-arz-ferec-hudurpdf 314/606

hurmayla birlikte yiyin. Eski hurmayı yeni hurmayla beraber yiyin. Zira şeytan (böyle yapmanıza) kızar ve: “Ademoğlu,eskiyi yeni ile beraber yiyecek kadar (hayatta) kaldı"der."(K.S. 6981 C.17 S.421 Akçağ, alıntısı: İbni Mace 3330.)

Uydurmuş oldukları bu rivayetle, şeytanın neden hoşlandığınıve neden kızdığını konusunda insanları saptırmayıamaçlamışlardır. Zira, eğer insanlar şeytanla mücadelelerinde bu tür şeyleri ölçü kabul edecek olurlarsa, iyiyi ve kötüyüdeğerlendirmeleri de yanlış olacaktır. Böylece şeytanın esasamacı olan saptırma olayı meydana gelmiş olur. Yaş ve kuruhurmayı birlikte veya ayrı ayrı yemenin hiçbir dini yönüolmadığı gibi. Adem oğlunun uzun veya kısa yaşaması daşeytanın ilgilendiği bir konuda değildir, şeytanı ilgilendirenşey, kendisine taraf olunup olunmamasıdır, şeytanı kızdıranşey kendisine taraf olunmayıp, karşı olma olayıdır. Yoksa,şeytanı kızdıracağım diye, yaş hurma, kuru hurma davasınagirişen kimse, şeytanı kızdırma yerine ancak aptal olarak telakki edilir.

Bu itibarla uydurdukları rivayetin aslı yoktur:

398- Hz. Câbir radıyallahu anh anlatıyor: “Resûlullahaleyhissalâtu vesselâm buyurdular ki: “Kim sarımsak veyasoğan yerse bizden uzak dursun -veya mescidimizden uzak dursun- evinde otursun.”

Bazen Resûlullah aleyhissalâtu vesselâma içerisinde yeşilsebzeler bulunan tencere getirilirdi de onda koku bulunur ve(ne olduğunu) sorardı. Kendisine sebze nev’inden ne olduğuhaber verilince, tencereyi, beraberindeki arkadaşlarından birin göstererek ona vermelerini söylerdi. Aleyhissalâtuvesselâm, onun yemekten çekindiğini görünce:

“Sen bana bakma, ye! Zira ben senin gibi değilim, seninkonuşmadığın (meleklerle) konuşuyorum" derdi."(K.S. 3926C.11 S.166 Akçağ, alıntıları: Buhâri, Et’ime 49, Salât 160,İ’tisâm 24; Müslim, Mesâcid 73,(564); Ebû Dâvud, Et’ime

314

Page 315: 50121318-Kutub-i-Sitte-nin-Ele�tirisi-ve-Kuran-a-Arz�-Ferec-Hudur.pdf

7/30/2019 50121318-Kutub-i-Sitte-nin-Ele�tirisi-ve-Kuran-a-Arz�-Ferec-Hudur.pdf

http://slidepdf.com/reader/full/50121318-kutub-i-sitte-nin-eletirisi-ve-kuran-a-arz-ferec-hudurpdf 315/606

41,(3822); Tirmizi, Et’ime 13,(1807); Nesâi, Mesâcid16(2,43))

399- Ebu Ziyâd Hıyâr İbnu Seleme anlatıyor: “Hz. Aişe

radıyallahu Anhâ’ya soğan hususunda sordum. Şu cevabıverdi: “Resulullah aleyhissalâtu vesselâmın en son yediğiyemekte soğan vardı."(K.S. 3928 C.11 S.167 Akçağ, alıntısı:Ebû Dâvud, Et’ime 41,(3829))

Birinci rivayette, peygamberin soğan ve sarımsak yemediğive bu yiyeceklerden hoşlanmadığı, hatta meleklerle muhatapolduğundan bu yiyeceklerden yemesinin söz konusu

olamayacağı tahdis edilmişken, ikinci rivayette, yediği sonyemeğine kadar soğan yediğinin tahdis edilmesi bir çelişkidir.

400-........... Câbir ibn Abdillah (R): Rasûlullah (S) Heyber günü evcil eşeklerin etlerinden nehy ette, at etleri(ni yemek)hakkında ruhsat verdi, demiştir. (Buhâri, Kitâbu’l Mağâzi

H.240 C.8 S.3937 Ötüken 1987.)

Daha öncede belirttiğim gibi, çelişkili de olsa at etlerininyenebileceğini, keza ehli eşek etlerinin yenemeyeceğini, başka bir ifadeyle, evcil olmayan eşek etlerininyenebileceğini bir çok rivayette iddia ettiler. Hal bu ki,Kur’an’da belirtildiğine göre, atlar, katırlar ve eşekler  binilmek (taşımacılık) ve süs içindirler. Bu konuda

Kur’an’dan mealen:

- Binmeniz ve süsü için atları ve merkepleri (yarattı) ve dahasizin bilmediğiniz nice şeyler yaratmaktadır. 15/8

Bu itibarla, uydurmuş oldukları rivayetlerin aslı yoktur. Zatenamaçları da yiyecekler konusunda yenmesi haram ve helal

olanları belirtmek olmayıp, kargaşa çıkarmak suretiyleinsanları bu konuda şaşkınlığa sürüklemektir. Onlarınrivayetleri esas alınırsa, insan rahat bir şekilde su bile içemez.Zira bir taraftan ayakta su içilebileceğini söylerken, bir 

315

Page 316: 50121318-Kutub-i-Sitte-nin-Ele�tirisi-ve-Kuran-a-Arz�-Ferec-Hudur.pdf

7/30/2019 50121318-Kutub-i-Sitte-nin-Ele�tirisi-ve-Kuran-a-Arz�-Ferec-Hudur.pdf

http://slidepdf.com/reader/full/50121318-kutub-i-sitte-nin-eletirisi-ve-kuran-a-arz-ferec-hudurpdf 316/606

taraftan da ayakta su içilmesi halinde hemen kusmanıngerekli olduğunu söylerler. Yalın bir konu olan su konusunda bu şekilde konuşabildikten sonra, bu gün bile insanlar tarafından çeşit olarak sayısı bilinemeyen hayvanlar 

konusunda neler iddia etmezler. Örneğin: Tavuk ve v.s.Hakkında bir taraftan yenebileceğini söylerlerken, diğer taraftan bu hayvanlar pislik yiyiyor, peygamber bunlarınyenmesini yasaklamıştır demekten çekinmezler. Fakat işinaslında, yiyecek olarak müslümanlara layık gördükleri ancak  böceklerdir. Zira tahdis ettikleri bir rivayette bütün böceklerin yenebileceğini iddia etmişlerdir. Bu konuda

yaptıkları tahdis örnekleri şöyledir:

401- İbnu Abbâs radıyallahu anhümâ anlatıyor: “Resûlullahaleyhissalâtu vesselâm öldürülmek için hedef ittihaz edilmiş(ve mücesseme denilen) hayvanın yenilmesini, pislik yiyen(ve cellâle dene) hayvanın yenilmesini, sütünün içilmesini vesu tuluğunun ağzından su içilmesini yasakladı." (K.S. 3918C.11 S.157 Akçağ, alıntıları: Ebû Dâvud, Et’ime 25,(3786);

Tirmizi, Et’ime 24,(1826); Nesâi, Dahâya 44,(7,240))

402- Zehdem İbnu Mudrib anlatıyor: “Ebu Mûsa radıyallahuanh’a bir tavuk getirilmişti. Cemaatten birisi ayrıldı. (EbuMûsa): “Neyin var? diye sordu. Adam:

“Ben onu (pis şeyler yerken gördüm ve tiksindim veyememeye yemin ettim" cevabını verdi. Bunun üzerine EbuMûsa:

“Yanaş ve ye! Zira ben, Resûlullah aleyhissalâtu vesselâmı(cellâleyi) yerken gördüm" dedi ve adama yemini içinkefarette bulunmasını emretti."(K.s. 3919 C.11 S.157-158Akçağ, alıntıları: Buhâri, Zebâih 26, Humus 15, Meğazi 74,78, Eymân 1, 4, 18, Kefâret 9,10,Tevhid 56, Müslim,Eymân

9,(1649); Nesâi, Sayd 33,(7,206))

403- Hilkâm İbnu Telib rahimehullah babasından naklediyor:“Resûlullah aleyhissalâtu vesselâmla arkadaşlık yaptım,

316

Page 317: 50121318-Kutub-i-Sitte-nin-Ele�tirisi-ve-Kuran-a-Arz�-Ferec-Hudur.pdf

7/30/2019 50121318-Kutub-i-Sitte-nin-Ele�tirisi-ve-Kuran-a-Arz�-Ferec-Hudur.pdf

http://slidepdf.com/reader/full/50121318-kutub-i-sitte-nin-eletirisi-ve-kuran-a-arz-ferec-hudurpdf 317/606

yeryüzündeki haşerelerden herhangi birini haram ettiğini hiçişitmedim."(K.S.3920 C.11 S.159 Akçağ, alıntısı:Ebû Dâvud,Et’ime 30, (3798))

Görüldüğü gibi, bütün haşerelerin yenilebileceğini iddiaetmektedirler.

SAÇ, SAKAL, ELBİSELER VE SÜSLENMEKONULARINDA UYDURDUKLARI RİVAYETÖRNEKLERİ

404- Hz. Ebu Hüreyre (radıyallahu anh) anlatıyor:

“Resûlullah (aleyhissalâtu vesselâm) buyurdular ki:“Yahudiler ve Hıristiyanlar (saçlarını) boyamazlar. Siz onlaramuhâlefet edin."(K.S.2111 C.7 S.483 Akçağ 1988, alıntısı:Buhâri, Libâs 67, Enbiya 50; Müslim, Libâs 80, (2103); EbûDâvud, Tereccül 18,(4203); Nesâi, Zinet 14,(8,137); Tirmizi,Libâs 20,(1752))

Bu hadis Tirmizi’de “(Saçınızdaki) aklıkların renginideğiştirin, Yahudilere benzemeyin!" şeklinde gelmiştir.

405- İbnu Abbâs (radıyallahu anhümâ) anlatıyor: “Ehl-iKitap, saçlarını alınlarına döküyorlardı, müşrikler deayırıyorlardı. Resûlullah (aleyhissalâtu vesselâm) (vahiyle)emir gelmeyen hususlarda Ehl-i Kitab’a muvafakatı severdi.Saçını alnı üzerine o da serbest bıraktı. Sonra (ortadan)

ayırarak (sağ ve sola) tarardı." (K.S. 2131 C.7 S.507-508Akçağ, alıntıları: Buhâri, Libâs 70; Müslim, Fedâil 90,(2336); Ebû Dâvud, Tereccül 10,(4188); Nesâi, Zinet 62,(8,164))

Birinci rivayette Peygamberin, Yahudi ve Hıristiyanlaramuhalefet edilmesi gerektiğini söylediğinin iddia edilmesi ile,

ikinci rivayette vahiy gelmeyen hususlarda, Ehl-i Kitab’amuvafakati severdi demeleri bir çelişkidir.

317

Page 318: 50121318-Kutub-i-Sitte-nin-Ele�tirisi-ve-Kuran-a-Arz�-Ferec-Hudur.pdf

7/30/2019 50121318-Kutub-i-Sitte-nin-Ele�tirisi-ve-Kuran-a-Arz�-Ferec-Hudur.pdf

http://slidepdf.com/reader/full/50121318-kutub-i-sitte-nin-eletirisi-ve-kuran-a-arz-ferec-hudurpdf 318/606

406- Yahya İbnu Said’in anlattığına göre, Said İbnu’l-Müseyyeb (rahimehullah)’ten şunu işitmiştir: “Hz. İbrahim(aleyhisselam), misafir ağırlayan ilk kimse idi. Keza o ilk sünnet olan kimseydi. Bıyığını kesenlerin ilki, saçında aklık 

görünenlerin ilki de o idi. Ak saçları görünce: “Ya Rabbi bunedir?"diye sormuş; Rabbi de: “Bu vakardır eyİbrahim!"demiş. O da “Rabbim! Öyleyse vakarımı artır!"diyerek duada bulunmuştur." (K.S. 2151 C.7 S.533 Akçağ,alıntısı: Muvatta, Sifatu’n-Nebi 4,(2,922), ayrıca, BeyanYayınları, Muvatta C.4 S.281 H.4, ek kaynak izahı:Sahihayn’da Zühri-Said b.el-Museyyeb- Ebû Hureyre

yoluyla yer alır; Buhâri, Libas, 77/63; Müslim, Taharet 2/16,no:49.)

407- Hz. Enes radıyallahu anh’ın anlattığına göre,“Resûlullah aleyhissalâtu vesselâmın saçında ki aklardansorulunca (Enes) şöyle cevap vermiştir:

“Allah O’ nu beyazla çirkinleştirmemiştir.”

Bir rivayette de şöyle demiştir: “O, kişinin başında vesakalında bulunan beyazları yolmasını mekruh addederdi.Beyaz kıl (onda nâdirdi ve sadece) alt dudağında,şakaklarında ve başında bir nebzecik vardı" derdi." (K.S.5539 C.15 S.361 Akçağ, alıntısı: Müslim, Fezâil 104,105(2341))

Birinci rivayette, saçların beyazlaşmasını vakar olarak tanımlamalarına rağmen, ikinci rivayette çirkinliktir demeleri bir çelişkidir.

408- Hz. İbnu Ömer (radıyallahu anh)’den rivâyete göre,sakalını sufre denen sarı boya ile boyar ve derdi ki: “Ben,Resûlullah (aleyhissalâtu vesselâm)’ı gördüm, sakalını

 bununla boyamıştı, en çok sevdiği boya da bu idi. Bununlaelbisesini boyadığı da olurdu." (K.S. 2113 C.7 S.487 Akçağ,alıntıları: Ebû Dâvud, Libâs 18,(4064), Tereccül 19,(4210); Nesâi, Zinet 17,(8,140))

318

Page 319: 50121318-Kutub-i-Sitte-nin-Ele�tirisi-ve-Kuran-a-Arz�-Ferec-Hudur.pdf

7/30/2019 50121318-Kutub-i-Sitte-nin-Ele�tirisi-ve-Kuran-a-Arz�-Ferec-Hudur.pdf

http://slidepdf.com/reader/full/50121318-kutub-i-sitte-nin-eletirisi-ve-kuran-a-arz-ferec-hudurpdf 319/606

409- İbnu Amr İbni’l-As radıyallahu anhümâ anlatıyor:“Resûlullah aleyhissalâtu vesselâm üzerimde sarıya boyanmışiki giysi görmüştü. Derhal:

“Bunu giymeni annen mi sana emretti?"diye sordu. Ben:Bunları yıkayayım mı, ey Allah’ın Resulü" dedim.

“Hatta yak onları!"buyurdular.”

Bir rivayette: “Bu, kâfirlerin kıyâfetidir, sakın bunlarıgiyme!" buyurdular" denmiştir. (K.S. 5281 C.15 S.75 Akçağ,alıntıları: Müslim, Libas 27,(2077); Ebû Dâvud, Libâs 20,

(4066,4067,4068); Nesâi, Zinet 96,(8,203,204))

Birinci rivayette, peygamberin elbisesini sarıya boyadığınırivayet etmelerine rağmen, ikinci rivayette sarı elbisegiyilemeyeceğini ve bunu kafirlerin kıyafeti olduğunu rivayetetmeleri hem bir çelişki, hem de peygambere yöneltilmiş bir saygısızlıktır. Ayrıca birinci rivayette peygamberin sakalınısarıya boyadığını rivayet etmişken, ona çelişik olarak şurivayeti de tahdis ettiler:

410- Hz. Enes radıyallahu anh’a: “Resûlullah aleyhissalâtuvesselâm saç ve sakalını boyadı mı?"diye sorulmuştu, şucevabı verdi: “Aleyhissalâtu vesselâm, sakalının ön kısmında,on yedi veya yirmi tel kadar bir aklık görmüştür (bunlar için boya olur mu!) diye cevap verdi."(K.S. 7080 C.17 S.468

Akçağ, alıntısı: İbn-i Maca 3655.)

Görüldüğü gibi bahsi geçen rivayetle bu rivayet çelişkilidir.

411- Hz. Câbir radıyallahu anh anlatıyor: “Ebu Kuhâfe, Fetihgünü Rasûlullah aleyhissalâtu vesselâm’a getirilmişti. Saçlarıköpük gibi bembeyazdı. Aleyhissalâtu vesselâm: “Bunuhanımlarından birine götürün(de bunun saç ve sakalının

rengini) değiştirsin. Fakat siyah(a boyamak)tan da kaçınınız" buyurdular." (K.S. 7078 C.17 S.17 S.467 Akçağ, alıntısı: İbn-n Mace 3624)

319

Page 320: 50121318-Kutub-i-Sitte-nin-Ele�tirisi-ve-Kuran-a-Arz�-Ferec-Hudur.pdf

7/30/2019 50121318-Kutub-i-Sitte-nin-Ele�tirisi-ve-Kuran-a-Arz�-Ferec-Hudur.pdf

http://slidepdf.com/reader/full/50121318-kutub-i-sitte-nin-eletirisi-ve-kuran-a-arz-ferec-hudurpdf 320/606

412- Süheybü’l-Hayr radıyallahu anh anlatıyor: “Resûlullahaleyhissalâtu vesselâm buyurdular ki: “(Ağaran saç vesakallarınızı boyamada) kullandığınız en iyi boya şüphesiz şusiyahtır. (Çünkü siyah boya kadınlarınızı size daha çok rağbet

ettiricidir, düşmanınızın içinde de hakkınızda daha çok korkudoğurucudur."(K.S. 7079 C.17 S.468 Akçağ, alıntısı: İbn-iMace 3625)

Birinci rivayette beyazlanmış olan saçların siyaha boyanmaması bunun dışında bir boyayla boyanmasıgerektiğini rivayet etmişken. Tahdis ettikleri diğer bir rivayetle, saçları boyamak için en iyi boyanın siyah boyaolduğunu rivayet etmeleri bir çelişkidir.

413- İbnu Abbâs (radıyallahu anhümâ) anlatıyor: “Saçlarınakına yakmış bir adam gelmişti. Hz. Peygamber (aleyhissalâtuvesselâm): “Bu ne güzel!"buyurup takdir etti. (Az sonra) kınave ketem ile boyamış biri geldi.

“Bu evvelkinden de güzel!" buyurdu. Sonra (saçlarını) sarıya boyamış biri daha gelmişti ki:

“Bu öbüründen de güzel!" buyurdu." (K.S. 2112 C.7 S.485Akçağ, alıntıları:Ebû Dâvud,Tereccül 19,(4211); İbnu Mâce,Libâs 34,(3627))

414- Kerime Bintu Hümâm anlatıyor: “Bir kadın, Hz.

Aişe’ye kına yakma hususunda sormuştu, şu cevabı aldı:

“Bunda bir beis yok (kına yakılabilir). Ancak ben bundanhoşlanmam. Çünkü sevdiğim (aleyhissalâtu vesselâm), onunkokusunu sevmezdi." (K.S. 3114 C.7 S.488 Akçağ, alıntıları:Ebû Dâvud, Tereccül 4,(4164); Nesâi, Zinet 19,(3,142))

Birinci rivayette kına yakmak övülmüşken, ikinci rivayette

koku yönünden kötülenmesi bir çelişkidir. Diğer bir hususta,Aişe’nin kına yakmamış olduğu, dolayısıyla kına yakmanındini açıdan bir mecburiyet olmadığı hususudur. Buna rağmen

320

Page 321: 50121318-Kutub-i-Sitte-nin-Ele�tirisi-ve-Kuran-a-Arz�-Ferec-Hudur.pdf

7/30/2019 50121318-Kutub-i-Sitte-nin-Ele�tirisi-ve-Kuran-a-Arz�-Ferec-Hudur.pdf

http://slidepdf.com/reader/full/50121318-kutub-i-sitte-nin-eletirisi-ve-kuran-a-arz-ferec-hudurpdf 321/606

tahdis ettikleri başka rivayetlerde, kadınlar için kınayakmanın mecburi olduğunu, hatta eline kına yakmayankadından biat alınamayacağını iddia etmişlerdir, şöyle ki:

415- Hz. Aişe (radıyallahu anhâ) anlatıyor: “Bir kadın, perdegerisinden Resûlullah (aleyhissalâtu vesselâm)’a eliyle bir mektup uzattı. Resûlullah (aleyhissalâtu vesselâm) eliniderhal geri çekip:

“Ne bileyim, bu el kadın eli midir, erkek eli midir?" buyurdu.Kadıncağız:

“Kadın elidir! deyince Hz. Peygamber (aleyhissalâtuvesselâm).

“Sen kadın olsaydın, tırnaklarının rengini değiştirirdin" bununla kına yakmayı kastetmişti." (K.S.2115 C.7 S.488Akçağ,alıntıları: Ebû Dâvud, Tereccül 4,(4166); Nesâi, Zinet18,(8,142))

416-Yine Hz. Aişe (radıyallahu anhâ) anlatıyor: “Hint BintuUtbe, Hz. Peygamber’e:

“Ey Allah’ın Resûlü, bana biat ver!"diye talepte bulunmuştu.Kendisine:

“Hayır, şu ellerini değiştirmedikçe senden biat

almayacağım.ellerin tıpkı vahşi hayvanların ayağı gibi!"cevabını verdi." (K.S. 2116 C.7 S.489 Akçağ, alıntısı: EbûDâvud, Tereccül 4,(4165))

Görüldüğü gibi tahdis etmiş oldukları rivayetler birbirleriyleçelişkilidir.

417- Hilâl İbnu Âmir babasından naklediyor: “Resûlullah

aleyhissalâtu vesselâm’ı Mina’da halka hitap ederkengördüm. Sırtında kırmızı bir bürde vardı ve katırının üstündeidi. Hz. Ali radıyallahu anh da önüne durmuş, Aleyhissalâtu

321

Page 322: 50121318-Kutub-i-Sitte-nin-Ele�tirisi-ve-Kuran-a-Arz�-Ferec-Hudur.pdf

7/30/2019 50121318-Kutub-i-Sitte-nin-Ele�tirisi-ve-Kuran-a-Arz�-Ferec-Hudur.pdf

http://slidepdf.com/reader/full/50121318-kutub-i-sitte-nin-eletirisi-ve-kuran-a-arz-ferec-hudurpdf 322/606

vesselâm’ın söylediklerini tekrarlıyordu."(K.S. 5276 C.15S.71 Akçağ, alıntısı: Ebû Dâvud, libas 21,(4076))

418- Hz. Bera radıyallahu anh anlatıyor:“Resûlullah

aleyhissalâtu vesselâm orta boylu idi. Ben onu kızıl bir hulleiçerisinde gördüm. Ben aleyhissalâtu vesselâmdan daha güzel bir şeyi hiç görmedim." (K.S. 5277 C.15 S.73 Akçağ,alıntıları: Buhâri, Libas 35, Menâkıp 23; Müslim, Fezâil 91,(2337); Ebû Dâvud, Libas 21,(4072); Tirmizi, Libas 4,(1724); Nesâi, Zinet 94,(8,203))

Bu iki rivayette, peygamberin kırmızı elbise giydiğini rivayet

etmişlerdir. Dolayısıyla kırmızı elbise giymenin dinen bir mahzuru olmadığını vurgulamış olmaktadırlar. Buna rağmenşu hadisleri de karşıt olarak rivayet etmişlerdir:

419- İbnu Amr İbni’l-As radıyallahu anhümâ anlatıyor:“Üzerinde kırmızı renkli iki giyecek bulunan bir adam geldive Resûlullah aleyhissalâtu vesselâm’a selam verdi. Ama

aleyhissalâtu vesselâm adamın selamını almadı."(K.S. 5278C.15 S.72 Akçağ, alıntıları: Ebû Dâvud, Libâs 20,(4069);Tirmizi, Edeb 45,(2808))

420- Beni Esed’den bir kadın anlatıyor: “Bir gün, Resûlullahaleyhissalâtu vesselâm’ın zevcelerinden Zeyneb’in yanındaidim ve kızıl toprakla onun elbiselerini boyuyorduk. Biz buişle meşgulken Resûlullah aleyhissalâtu vesselâm çıkageldi.

Ancak kızıl toprağı görünce geri döndü. Zeynep bu haligörünce, Aleyhissalâtu vesselâm’ın bunu mekruh addettiğinianladı ve derhal elbiselerini yıkadı ve bütün kırmızılığı örttü.Aleyhissalâtu vesselâm geri döndü ve âniden geldi.(Boyadan) hiçbir şey görmeyince içeri girdi."(K.S. 5279 C.15S.73 Akçağ, alıntısı: Ebû Dâvud, Libâs 20,(4071))

Görüldüğü gibi son iki rivayetle, ilk iki rivayet birbirleriyleçelişkilidir. Zaten amaçları kırmızı veya başka rengi konuetmek olmayıp karışıklık çıkarmaktır. İslam dini evrensel bir din olup, bez parçalarının rengiyle uğraşılsın diye inmemiştir.

322

Page 323: 50121318-Kutub-i-Sitte-nin-Ele�tirisi-ve-Kuran-a-Arz�-Ferec-Hudur.pdf

7/30/2019 50121318-Kutub-i-Sitte-nin-Ele�tirisi-ve-Kuran-a-Arz�-Ferec-Hudur.pdf

http://slidepdf.com/reader/full/50121318-kutub-i-sitte-nin-eletirisi-ve-kuran-a-arz-ferec-hudurpdf 323/606

Bilindiği gibi kına kırmızı renk veren bir süslenme boyasıdır.Peygamber, o kadar kırmızıdan nefret ediyor idi ise, o zaman bu rivayetin manası nedir? Şöyle ki:

421- Ebu Eyyub (radıyallahu anh) hazretleri anlatıyor:Resûlullah (aleyhissalâtu vesselâm) buyurdular ki: "Kınayakma, koku sürünme, misvak kullanma ve evlenme bütün peygamberlerin tâbi olageldikleri sünnetlerdendir. (K.S. 2161C.7 S.544 Akçağ, alıntısı: Tirmizi, Nikâh 1, (1080))

Bu itibarla uydurdukları rivayetlerin aslı yoktur.

422- İbnu Abbâs radıyallahu anhüma diyor ki: “Kişi oturduğuzaman, ayakkabılarını çıkarıp (sol) yanına koymasısünnettir." (K.S. 5256 C.15 S.58 Akçağ, alıntısı: Ebû Dâvud,Libas 44,(4138), Sâlat 89, (648))

Kişinin çıkardığı ayakkabılarını, mescide veya evinin içinegötürüp yanına koymasının pratik yanı olmadığı gibi, buşekilde bir davranış ayakkabılarının altı mikropluolabileceğinden hastalık kapma riskini de beraberinde getirir.Öyle ki kişi, caminin tuvaletinden çıkıyor, aradan birkaçdakika geçmeden ab dest alıp camiye giriyor, altı ıslak olanayakkabılarını nasıl olurda sünnet diye yanında götürür. Buitibarla bu rivayetin aslı yoktur.

423- Bireyde (radıyallahu anh) anlatıyor: “Resûlullah

(aleyhissalâtu vesselâm)’ın yanına, parmağında demir yüzük  bulunan bir adam uğramıştı. (Yüzüğü görünce): “Niye bazılarının üzerinde ateş ehlinin süsünügörüyorum!"buyurdu. Adam derhal onu çıkarıp attı. Sonra parmağında sarı renkli (pirinç) yüzük taşıyor olduğu haldegeldi. Bu seferde:

“Niye sende putların kokusunu hissediyorum?"dedi. Bilahareadam altın yüzük takmış olarak geldi. Bu sefer de:

323

Page 324: 50121318-Kutub-i-Sitte-nin-Ele�tirisi-ve-Kuran-a-Arz�-Ferec-Hudur.pdf

7/30/2019 50121318-Kutub-i-Sitte-nin-Ele�tirisi-ve-Kuran-a-Arz�-Ferec-Hudur.pdf

http://slidepdf.com/reader/full/50121318-kutub-i-sitte-nin-eletirisi-ve-kuran-a-arz-ferec-hudurpdf 324/606

“Sende niye cennet ehlinin süsünü görüyorum?"dedi. Bununüzerine adam:

“Öyleyse yüzüğüm neden olsun?" diye sordu.

“Gümüşten dedi. Ancak ağırlığı bir miskale ulaşmasın." (K.S.2095 C.7 S.470 Akçağ, alıntıları: Tirmizi, Libâs 43, (1786);Ebû Dâvud, Hatem 4,(4223); Nesâi, Zinet 47,(8,172))

424- İbnu Abbas (radıyallahu anh) anlatıyor: “Resûlullah(aleyhissalâtu vesselâm) bir adamın elinde altından bir yüzük gördü. Onu çıkarıp attı ve:

“Biriniz tutup ateşten bir parçayı alıp elinekoyuyor!"buyurdu.: “Resûlullah (aleyhissalâtu vesselâm)gidince adama: “Yüzüğünü al (başka sûrette) ondanfaydalan" dediler. O:

“Hayır! Vallâhi ebediyen almayacağım, onu: “Resûlullah(aleyhissalâtu vesselâm) attı" dedi." (K.S. 2096 C.7 S.471

Akçağ, alıntısı: Müslim, Libâs 52,(2090))

425- Hz. Aişe (radıyallahu anhâ) anlatıyor:“Resûlullah(aleyhissalâtu vesselâm)’a Habeş kralı Necâşi’den hediyeler geldi. İçerisinde Habeşi kaşlı bir de altın yüzük vardı.Resûlullah onu bir çöple veya tiksinerek bir parmağıyla aldı.Kızı Zeyneb’in kızı Ümâme Bintu Ebi’l-Âs’ı çağırıp:

“Yavrucağım al şunu, takın!" dedi." (K.S. 2097 C.7 S.472Akçağ, alıntısı: Ebû Dâvud, Hâtem 8,(4235))

Bu rivayetlerinde, erkeklerin altın yüzük takamayacağınıfakat kadınların altın yüzük takmalarında, dolayısıyla altınzinet eşyası kullanmalarında bir mahzur olmadığını tahdisetmişlerdir. Dikkat edilirse, birinci rivayette erkeklerin altınyüzük takamayacaklarına gerekçe olarak, altının cennet

ehlinin süs eşyası olduğunu göstermişlerdir. Fakat gümüşyüzük takmakta bir mahzur görmemişlerdir. Bu ise bir çelişkidir, zira gümüşte cennet ehlinin kullandığı bir ziynet

324

Page 325: 50121318-Kutub-i-Sitte-nin-Ele�tirisi-ve-Kuran-a-Arz�-Ferec-Hudur.pdf

7/30/2019 50121318-Kutub-i-Sitte-nin-Ele�tirisi-ve-Kuran-a-Arz�-Ferec-Hudur.pdf

http://slidepdf.com/reader/full/50121318-kutub-i-sitte-nin-eletirisi-ve-kuran-a-arz-ferec-hudurpdf 325/606

eşyasıdır. O zaman, iddiaları doğrultusunda gümüşten yüzük v.s.ninde yasak olması gerekirdi. Diğer bir hususta cennetsüsü kullanmak erkeklere yasaksa, kadınlara serbestolmasının

mantığı nedir? Bu hususta ki çelişkileri bundan ibarette değil,işlerine geldiği zaman, Peygamberin altın yüzük taktığınıtahdis ettikleri gibi, işlerine geldiği zamanda, altının zinetolarak kadınlar tarafından kullanılmasının yasak olduğunu datahdis etmişlerdir. Bu hususlarla ilgili olarak rivayetlerindenörneklerle, bir ayet mealini yazacak olursak, şöyle ki:

- (Cennet ehlinin) üstlerinde yeşil ipekten ince ve kalıngiysiler var. Gümüşten bilezikler takınmışlardır. Rab’leri,onlara tertemiz bir içki içirmiştir. 76/21

Görüldüğü gibi gümüşte cennet ehlinin ziyneteşyalarındandır. Bu hususta yapmış oldukları iddialarıçelişkilidir.

426- Sa’id İbnu’l-Müseyyeb anlatıyor: “Hz. Ömer Süheyb(radıyallahu anhümâ)’e “Niye parmağında altın yüzük görüyorum ?" dedi. Beriki: “Onu senden daha hayırlı olan dagördü, ama ayıplamadı" deyince, Hz. Ömer:

“O da kimmiş?" dedi. Süheyb: “Resulullah!" cevabını verdi."(K.S. 2098 C.7 S.472 Akçağ, alıntısı: Nesâi, zinet 42,

(8,164,165))

427-.......... Abdullah ibn Umer (R), Nâfi’e şöyle tahdisetmiştir: Peygamber (S) evvelâ altından bir mühür yaptırdı.Bunu takındığı zamân yazılı kaşını avucunun içine alırdı.Peygamber’in elinde altın yüzük gören insanlar da altındanyüzükler yaptırdılar. Bunun üzerine Peygamber minbere çıktı

da hamd ve senâ etti ve akabinde:

325

Page 326: 50121318-Kutub-i-Sitte-nin-Ele�tirisi-ve-Kuran-a-Arz�-Ferec-Hudur.pdf

7/30/2019 50121318-Kutub-i-Sitte-nin-Ele�tirisi-ve-Kuran-a-Arz�-Ferec-Hudur.pdf

http://slidepdf.com/reader/full/50121318-kutub-i-sitte-nin-eletirisi-ve-kuran-a-arz-ferec-hudurpdf 326/606

-”Ben bu altından mühür yüzüğü yaptırmıştım. Fakat ben onu bundan sonra takmayacağım" buyurdu da, parmağından onuçıkarıp attı.

Bunun üzerine insanlar da altın yüzüklerini ellerinden çıkarıpkırdılar.

Râvi Cuveyriye: Ben Nâfi’nin “Yüzüğü sağ eline takardı"dediğini kuvvetle sanıyorum, demiştir. (Buhari, Kitâbu’l-Libâs H.93 C.13 S.5915 Bab 53 Ötüken.)

Demek ki, insanlar kendilerine altın yüzükler 

yaptırmasalardı, Peygamber altın yüzük takmaya devamedecekti. Peygamberin kullanmakta mahzur görmediği altınyüzüğü, insanlar da kullanıyorlar diyerek kullanmaktanvazgeçtiğini tahdis etmeleri bir çelişkidir.

428- Ebu Hüreyre (radıyallahu anh) anlatıyor: “Bir kadınResûlullah (aleyhissalâtu vesselâm’a gelerek sordu:

“İki altın bilezik hakkında ne dersiniz, (takayım mı?)”

“Ateşten iki bileziktir, (takmayın!)"diye cevap verdi. Kadındevamla:

“Pekalâ altın gerdanlığa (ne dersiniz?) diye sordu. Resûlullah(aleyhissalâtu vesselâmdan yine:

“Ateşten bir gerdanlık!"cevabını aldı. O, yine sordu:

“Bir çift altın küpeye ne dersiniz?”

“Ateşten bir çift küpe!”

Kadında bir çift altın bilezik vardı. Onları çıkarıp attı ve:

“(Ey Allah’ın Resûlü), kadın kocası için süslenmezse onunyanında kıymeti düşer" dedi. Resûlullah (aleyhissalâtuvesselâm):

326

Page 327: 50121318-Kutub-i-Sitte-nin-Ele�tirisi-ve-Kuran-a-Arz�-Ferec-Hudur.pdf

7/30/2019 50121318-Kutub-i-Sitte-nin-Ele�tirisi-ve-Kuran-a-Arz�-Ferec-Hudur.pdf

http://slidepdf.com/reader/full/50121318-kutub-i-sitte-nin-eletirisi-ve-kuran-a-arz-ferec-hudurpdf 327/606

“Sizden birine, gümüş küpeler takınmasından, bunlarıza’feren veya abir ile sarartmasından kimse engel olmaz!"cevabını verdi. (K.S. 2104 C.7 S.475-476 Akçağ, alıntısı: Nesâi, Zinet 39,(8,159))

425.no.lu örnekte, Peygamberin Zeyneb’in kızı Ümame BintuEbi’l-Âs’a takması için altın yüzük verdiğini tahdisetmişlerdi. Ayrıca yine tahdis ettikleri başka rivayetlerde,ipek ve altının erkekler tarafından ziynet olarak kullanılmasının haram olduğunu, fakat kadınlara ise helalolduğunu iddia etmelerine rağmen. Dünya da ipeği, ahirettenasibi olmayanların giydiğini tahdis etmişlerdir. Şöyle ki:

429- Hz. Ali radıyallahu anh anlatıyor: Resûlullahaleyhissalâtu vesselâm bir miktar ipek alıp sağ avucunakoydu, bir miktar da altın alıp sol avucuna koydu, sonra da:

“Şu iki şey ümmetimin erkek kısmına haramdır!" buyurdu.”

(K.S. 5286 C.15 S.80 Akçağ, alıntıları: Ebû Dâvud, Libâs 14,(4057); Nesâi, Zinet 40,(8,160))

Tirmizi ve Nesâi’de Ebû Mûsa’dan gelen diğer bir rivayette:“Ümmetimin erkeklerine, ipek elbise ve altın haram kılındı,kadınlarına helal kılındı" buyrulmuştur.

430- İbnu Ömer radıyallahu anhümâ anlatıyor: Resûlullah

(aleyhissalâtu vesselâm) buyurdular ki:

“Dünyada ipeği, ahrette nasibi olmayanlar giyer." (K.S. 5287C.15 S.80 Akçağ, alıntıları: Buhâri, Libâs 25; Müslim, Libâs6,(2068); Nesâi, Zinet 91,(8,201))

Bu duruma göre, ipek kadınlar için helaldir diye tahdisetmelerine rağmen, giyen kimselerin cennete gitmeyeceğinin,

dolayısıyla cehenneme gideceğinin tahdis edilmesi bir çelişkidir. Zira bir şey hem helal olacak hem deişlenmesinden dolayı, işleyen kimsenin cehennemegideceğini iddia etmek mümkün değildir.

327

Page 328: 50121318-Kutub-i-Sitte-nin-Ele�tirisi-ve-Kuran-a-Arz�-Ferec-Hudur.pdf

7/30/2019 50121318-Kutub-i-Sitte-nin-Ele�tirisi-ve-Kuran-a-Arz�-Ferec-Hudur.pdf

http://slidepdf.com/reader/full/50121318-kutub-i-sitte-nin-eletirisi-ve-kuran-a-arz-ferec-hudurpdf 328/606

Diğer bir hususta, ziynet ve güzel rızkların müminlere haramkılınmamış olduğudur. Bu konuda, Kur’an’dan mealen:

- De ki: Allah’ın, kulları için çıkardığı (yarattığı) süsü ve

güzel rızkları kim haram kıldı? De ki: Onlar, dünya hayatında(inanmayanlarla birlikte) müminlerindir. Kıyâmet günüde iseyalnız müminlerindir. İşte, bilen bir topluluk için ayetleri böyle açıklıyoruz. 7/32

Görüldüğü gibi, evvelce haram olmuş olup ta, sonradan helaledilmiş olsalardı, Allah, bunları haram eden kimdir diyesormazdı ve bu öyle bir sorudur ki, ziynetleri ve güzel rızkları

müminlere haram etmeye kalkışacak olanlara bir tehditteoluşturmaktadır. Buna rağmen şu rivayeti uydurmuşlardır:

431- Resûlullah’a atfen: “Altın ve gümüş kaptan su içmeyin!Çünkü bu dünyada onların (kafir ve müşriklerin); âhirette,kıyamet gününde ise sizindir."buyurdu. (Müslim, C.9 H.4/410 Sönmez Neşriyat.)

432-............ Abdurrahmân ibn Ebi Leylâ şöyle demiştir:Huzeyfe Medâin şehrinde idi, içmek için su istedi. OnuDihkaan yâni oranın büyük bir adamı gümüşten bir kapiçinde su getirdi. Huzeyfe bardağı alıp sâhibine fırlattı. Ve:

-Ben bunu ona ilk defa atmadım. Şu kadar ki, ben onu gümüş bardakla su vermekten nehyetmiştim, fakat o bundan

vazgeçmedi. Rasûlullah (S): “Altın, gümüş, ipek, dibâc; bunlar dünyâda onlara âid zinet, âhirette ise sizindir" buyurdu, dedi. (Buhâri, Kitâbu’l-Libâs H.49 C.13 S.5882-5883 Bab 25 Ötüken.)

Bu rivayetlerle 7(Araf)32 ayetinin ne kadar ihtilaflı olduklarıaçıktır. Bu rivayetleri uyduranlar o kadar yüzsüz kimselerdir 

ki, işlerine geldiği zaman veya ortalığı karıştırmak için bütün bu iddialarına rağmen, şöyle de rivayette bulunmaktançekinmezler; örneğin:

328

Page 329: 50121318-Kutub-i-Sitte-nin-Ele�tirisi-ve-Kuran-a-Arz�-Ferec-Hudur.pdf

7/30/2019 50121318-Kutub-i-Sitte-nin-Ele�tirisi-ve-Kuran-a-Arz�-Ferec-Hudur.pdf

http://slidepdf.com/reader/full/50121318-kutub-i-sitte-nin-eletirisi-ve-kuran-a-arz-ferec-hudurpdf 329/606

433- ............ Enes ibn Mâlik(R)’ten: Peygamber(S)’in su bardağı kırıldı, akabinde kırık yerine gümüşten bir bardak edindi dediğini tahdis etti.

Râvi Âsım el-Ahvel: Ben bu kadehi gördüm ve (teberrukeniçine su koyup) ondan su içtim, demiştir. (Buhâri, Kitâbu’l-Humus 18 C.6 S.2895 Bab 5 Ötüken.)

Veya şöyle derler:

434- Esma’dan naklen:...... “İşte Resûlullah’ın cübbesi!...Dedi."Ve bana bir teylesanlar, kisralar (krallar) cübbesi

çıkardı. Cübbenin ipekten yaması (deseni) vardı, kenarlarıdiba ile geçilmişti. (Müslim, C.9 H. 10/421 Sönmez Neşriyat.)

Bu rivayetlere göre, Peygamber kralların giydiği atlas veipekten cübbe giymiş, gümüş bardakla su içmiş. Bu daevvelki rivayetlerle çelişkili olduğu gibi, Peygamberingiyeceği hakkında bu rivayetlerle çelişkili olarak şurivayetleri uydurmuşlardır:

435- Aişe’den naklen: Aişe bize Yemen’de yapılan kalın bir çarşafla mülebbede (keçe) dedikleri cinsten bir kilim çıkardıve Resûlullah şu iki elbisenin içinde vefat etti, diye Allah’ayemin verdi. (Müslim, C.9 H. 34/438 Sönmez Neşriyat.)

436- Ebû Bürde İbnu Ebi Mûsa el-Eş’âri anlatıyor: “Hz. Aişeradıyallahu anhâ’nın yanına girdim. Bana yamalı bir giysi vekaba bir izar çıkardı ve Resûlullah aleyhissalâtu vesselâm şuiki(parça)nın içinde vefat etti!: dedi." (K.S. 5297 C.15 S.87Akçağ, alıntıları: Buhâri, Humus 5, Libâs 19; Müslim, Libâs35,(2080); Ebû Dâvud, Libâs 8,(4036); Tirmizi, Libas 10,(1733))

437- İbnu Abbâs radıyallahu anhüma anlatıyor: “Harûriyye(denen Hâriciler) çıktığı zaman Hz. Ali radıyallahu anh’ınyanına geldim. Bana:

329

Page 330: 50121318-Kutub-i-Sitte-nin-Ele�tirisi-ve-Kuran-a-Arz�-Ferec-Hudur.pdf

7/30/2019 50121318-Kutub-i-Sitte-nin-Ele�tirisi-ve-Kuran-a-Arz�-Ferec-Hudur.pdf

http://slidepdf.com/reader/full/50121318-kutub-i-sitte-nin-eletirisi-ve-kuran-a-arz-ferec-hudurpdf 330/606

“Şu adamlara bir uğra!"dedi. Ben de mevcut Yemenhullelerinin en güzelini giydim.”

Ebu Zümeyl der ki: “İbnu Abbâs radıyallahu anhüma

yakışıklı ve gür sesli biriydi."İbnu Abbâs der ki:

“Harurilerin yanına vardım. Bana:

“Hoş geldin ey İbnu Abbâs! bu takımın da ne? dediler. Ben:

“Beni ayıplıyor musunuz? Resûlullah aleyhissalâtu vesselâmüzerinde mümkün olan en güzel elbiseyi gördüm! dedim."

(K.S. 5272 C.15 S.68-69 Akçağ, alıntısı: Ebû Dâvud, libâs 8,(4037))

Bütün bu rivayetlerin bir birleriyle çelişkili oldukları açıktır.

438- Hz. Aişe radıyallahu anhâ anlatıyor: “Resûlullahaleyhissalâtu vesselâm’a siyah bir bürde (hırka) yaptım, bunugiydi içinde terlediği

zaman ondan yün kokusu hissetti. Bunun üzerine o hırkayıçıkarıp attı. aleyhissalâtu vesselâm güzel kokudanhoşlanırdı." (K.S. 5296 C.15 S.87 Akçağ, alıntısı: EbûDâvud, Libâs 22,(4074))

439- İbni Mes’ud radıyallahu anh anlatıyor: “Resûlullahaleyhissalâtu vesselâm buyurdular ki:

“Hz. Musa aleyhisselâmın Rabbi Teâlâ hazretleriylekonuştuğu gün, üzerinde yünden bir şalvar, yünden bir cübbe,yünden bir kisâ, yünden küçük bir serpuş (takke) vardı.Ayağında da eşek derisinden mamul bir ayakkabı vardı."(K.S. 5299 C.15 S.89 Akçağ, alıntısı: Tirmizi, Libâs 10,(1734))

Birinci rivayette, yün elbise kötülenmişken, ikinci rivayetteövülmesi bir çelişkidir. Diğer bir hususta, peygamberin yünelbise giymemesine neden olarak güzel kokudan hoşlandığını

330

Page 331: 50121318-Kutub-i-Sitte-nin-Ele�tirisi-ve-Kuran-a-Arz�-Ferec-Hudur.pdf

7/30/2019 50121318-Kutub-i-Sitte-nin-Ele�tirisi-ve-Kuran-a-Arz�-Ferec-Hudur.pdf

http://slidepdf.com/reader/full/50121318-kutub-i-sitte-nin-eletirisi-ve-kuran-a-arz-ferec-hudurpdf 331/606

delil göstermeleridir. Bu duruma göre Musa peygamberingüzel kokudan hoşlanmadığı neticesi çıkmış olur ki; bu MusaPeygambere karşı bir saygısızlıktır.

440- Muhammed İbnu Rükâne, babası radıyallahu anhtananlatıyor: “Resûlullah aleyhissalâtu vesselâm buyurdular ki:

“Bizimle müşrikler arasındaki fark, kalansuveler üzerindekisarıklardır."(K.S. 5233 C.15 S.45 Akçağ, alıntıları: EbûDâvud, Libas 24,(4078); Tirmizi, Libâs 47,(1785))

Bu rivayetle, müslümanların sarık sarmalarının mecburi

olduğu vurgulanmak istenmiştir. İslam dini, Cihanşümul bir dindir, tüm insanlığa hitap eder, insanlarınsa kendi milliörflerine ait kıyafetleri olabilir ve bu kıyafetler İslami ahlakaaykırı olmamak şartıyla inançtan çok şahsi zevkler ve iklimleilgili tercihlerdir. Zira çölde yaşayan bir müslümanla,Kutuplarda yaşayan bir müslümanın aynı kıyafeti giymesigerektiğini rivayet etmek müslümanları zora sokmak içindir.

Bir müslüman, Kur’an’da gösterilen ahlaka aykırı olmamak ve İslam dışılığı sembolize eden, örneğin İslam dışındakiinançların din önderlerinin kıyafeti gibi giymemek şartıylaistediği kıyafeti giyebilir. Bu itibarla uydurmuş olduklarırivayetin aslı yoktur.

441- İbnu Ömer (radıyallahu anhümâ) anlatıyor:“Resûlullah(aleyhissalâtu vesselâm) buyurdular ki: “Bıyıkları kazıyın,

sakalları serbest bırakın." (K.S. 2133 SC.7 S.511 Akçağ,alıntıları: Buhâri, Libâs 64,65; Müslim, Tahâret 53,(259);Ebû Dâvud, Tereccül 16,(4199); Tirmizi, Edeb 18,(2764); Nesâi, Tahâret 15,(1,16))

442- Abdullah İbnu Amr İbni’l-As (radıyallahu anhümâ)anlatıyor: “Resûlullah (aleyhissalâtu vesselâm) sakalından

enine ve boyuna alırdı."(K.S. 2136 C.7 S.514 Akçağ, alıntısı:Tirmizi, Edeb 17,(2763))

331

Page 332: 50121318-Kutub-i-Sitte-nin-Ele�tirisi-ve-Kuran-a-Arz�-Ferec-Hudur.pdf

7/30/2019 50121318-Kutub-i-Sitte-nin-Ele�tirisi-ve-Kuran-a-Arz�-Ferec-Hudur.pdf

http://slidepdf.com/reader/full/50121318-kutub-i-sitte-nin-eletirisi-ve-kuran-a-arz-ferec-hudurpdf 332/606

Birinci rivayette, sakalların serbest bırakılması tahdisedilmişken, ikinci rivayette, peygamberin sakalındankısalttığını tahdis etmeleri bir çelişkidir. Diğer bir husustasakal bırakmanın sünnet olduğunu ve müslümanların

muhakkak sakal bırakmalarının gerektiğini iddia etmelerigerçeklere uymamaktadır. Zira sakal bırakmak Müslümanlarahas bir olay değildir. Müslüman olmayan kimselerde sakal bırakmaktadırlar. Bundan dolayı, sakalın müslümanlarısembolize ettiği iddia edilemez. Kur’an’da sakal bırakmak mecburi edilmemiştir.

443- Hz. Ebû Hüreyre (radıyallahu anh) anlatıyor:“Resûlullah (aleyhissalâtu vesselâm) şöyle buyurdular:“İğreti saç takana da, taktırana da, bedene dövme yapana da,yaptırana da Allah lânet etsin! (K.S. 2154 C.7 S.535 Akçağ,alıntıları: Buhari, Libas 86, Tıbb 36; Müslim, Libas 119,(2124); Nesâi, Zinet 25,(8,148))

444- Hz. Esmâ (radıyallahu anhâ) anlatıyor: “Bir kadın

“Resûlullah (aleyhissalâtu vesselâm)’a gelerek: “Kızım çiçek hastalığına yakalandı ve saçları döküldü. Ben onuevlendirdim, eğreti saç takayım mı? Diye sordu.Aleyhissalâtu vesselâm:

“Allah takana da taktırana da lânet etmiştir?"diye cevapverdi."(K.S. 2129 C.7 S.505 Akçağ, alıntıları: Buhâri, Libâs83,85; Müslim, Libas 115,(2122); Nesâi, Zinet 71,(8,187,188))

445-Hz. Ebû Hureyre (radıyallahu anh) anlatıyor: “Resûlullah(aleyhissalâtu vesselâm) şöyle buyurdular ki: “Fıtrat beştir:Sünnet olmak, etek tıraşı olmak, bıyığı kesmek, tırnaklarıkesmek, koltuk altını yolmak." (K.S. 2147 C.7 S.523 Akçağ,alıntıları: Buhari, Libâs 63,64, İstizân 51; Müslim, Tahâret

39,(257); Muvatta, Sıfatu’n Nebiyy 3,(2,921); Tirmizi, Edeb14,(2757). Ebû Dâvud, Tereccül 16,(4198); Nesâi, Tahâret10,11,(1,14,15))

332

Page 333: 50121318-Kutub-i-Sitte-nin-Ele�tirisi-ve-Kuran-a-Arz�-Ferec-Hudur.pdf

7/30/2019 50121318-Kutub-i-Sitte-nin-Ele�tirisi-ve-Kuran-a-Arz�-Ferec-Hudur.pdf

http://slidepdf.com/reader/full/50121318-kutub-i-sitte-nin-eletirisi-ve-kuran-a-arz-ferec-hudurpdf 333/606

446- Ümmü Atiyye (radıyallahu anhâ) anlatıyor: “Bir kadınMedine’de kızları sünnet ederdi. “Resûlullah (aleyhissalâtuvesselâm) (kadını çağırarak) Kendisine: “Derin kesme. Ziraderin kesmemen kadın için daha çok haz vesilesidir, koca için

de daha makbûldür" diye talimat verdi." (K.S. 2153 C.7S.534 Akçağ, alıntıları: Ebû Dâvud, Edeb 179,(5271))

Daha öncede belirttiğim gibi, Dövme ve Sünnet gibiameliyelerle vücutta kalıcı ve aslını değiştirici değişiklik meydana getirmek İslam dinide şiddetle yasaktır. Böyle bir şey yapmış olanlar, Kur’an’a göre şeytana pay olmuş, yanişeytanın hizbi olmuş olurlar. Yukarıda vermiş olduğumrivayet örneklerinde görüldüğü gibi peruk takmayı şiddetlekötüleyip, sünnet olmayı övmeleri açık bir çelişkidir. Zira peruk takmak, insan yaratılışının aslında meydana gelmişolan saç dökülmesi gibi bir olayla ilgili olunca yaratılışınaslına dönmek için bir çabadır. Takma kol bacak, dişte bunungibidir. Meğer ki peruk başkasına ait bir saç ihtiva etmesin.Başkasına ait bir saç ihtiva ederse tesettüre aykırı olmuş olur.

Bununla beraber, müstehcen olmayan hayati organların bir ölüden alınarak, başka bir canlıya nakledilmesi veya kannakli gibi ameliyeler yapmak İslam’a aykırı değildir, hayatkurtarmak, Kur’an’da övülmüştür: Kur’an’dan mealen:

- Bundan dolayı İsrâil oğullarına şöyle yazdık: Kim, bir canakıymamış ya da yeryüzünde bozgunculuk yapmamış olan bir 

canı öldürürse, sanki bütün insanları öldürmüş gibidir. Kimde onu(n hayatını kurtarmak suretiyle) yaşatırsa bütüninsanları yaşatmış gibi olur. Andolsun elçilerimiz onlara açık delillerle geldiler, ama bundan sonra da onlardan çoğu, yineyeryüzünde isrâf etmekte (aşırı gitmekte)dirler. 5/32

Hayat kurtarmada yardımcı olunduğunda, yardımcı olanlar nekendi sağlıklarına nede başkalarının sağlıklarına zarar verici

olmamalıdırlar. İslam ahlakı yönünden, müstehcen olmamak ta dikkat edilmesi gereken bir olaydır. Örneğin, Kalp, ciğer 

333

Page 334: 50121318-Kutub-i-Sitte-nin-Ele�tirisi-ve-Kuran-a-Arz�-Ferec-Hudur.pdf

7/30/2019 50121318-Kutub-i-Sitte-nin-Ele�tirisi-ve-Kuran-a-Arz�-Ferec-Hudur.pdf

http://slidepdf.com/reader/full/50121318-kutub-i-sitte-nin-eletirisi-ve-kuran-a-arz-ferec-hudurpdf 334/606

 böbrek gibi organlar veya kan müstehcen olmayan bedenselolgulardırlar.

447- Hz. Ebu Hüreyre (radıyallahu anh) anlatıyor:

“Resûlullah aleyhissalâtu vesselâm kadın elbisesini giyenerkeğe ve erkek elbisesini giyen kadına lanet etti. (K.S. 5261C.15 S.61 Akçağ, alıntıları: Ebû Dâvud, Libas 31,(4098))

448-Hz. Aişe (radıyallahu anhâ) demiştir ki: “Resûlullah(aleyhissalâtu vesselâm) bir ucu beni örtmekte olan bir kumaşın diğer ucuyla örtünerek, içinde namaz kıldı. (K.S.2692 C.8 S.532 Akçağ, alıntıları: Ebû Dâvud, Salat 80,(631))

Birinci rivayette, Kadın ve erkeğin, bir birlerinin elbiselerinigiyemeyecekleri, giymeleri halinde Lanetli olacakları rivayetedilmişken, ikinci rivayette, Peygamberin, Âişe’ye ait elbisegiymiş olduğunun tahdis edilmesi, peygambere açık bir iftirave saygısızlıktır. Yukarıda ki metinde her ne kadar müşterek  bir kumaş olarak belirtilmişse de rivayetin aslı ‘sevb’ yani

elbisedir. Bu itibarla uydurmuş oldukları rivayetin aslıyoktur.

İslam ahlakına göre bütün cinsel sapıklıklar red edilmiştir.Elbise ise, toplumdan topluma farklılık göstere bilir. Şöyle ki, bazı toplumlarda etek türü elbise giymesi o toplumunda,kadınları temsil eden bir kıyafet giyiyor manasında değildir.Arap erkekleri de, iklim nedeniyle entari türü kıyafet giyerler,

 bu da bir erkeğin kadın elbisesi giymesi manasında değildir.Zira oralarda erkeklerin giydiği normal bir kıyafettir. Bundandolayı olayın değerlendirilmesinde o topluma göre verilenintiba önemlidir, yani giyilen kıyafetin, giyildiği toplumiçerisinde, kadın veya erkeği temsil ettiği bir durum vardır.İşte böyle bir durumda, cinsel yönden kadın kendisini erkek gösterecek, erkekte kendisini kadın gösterecek bir kıyafet

içerisine girerse, bu bir cinsel sapma olup, İslam ahlakınauymaz. Yoksa, bunun ötesinde, İslam ahlakındaki tesettüreuygun her güzel elbiseyi erkek ve kadın giyebilir. İslam dini

334

Page 335: 50121318-Kutub-i-Sitte-nin-Ele�tirisi-ve-Kuran-a-Arz�-Ferec-Hudur.pdf

7/30/2019 50121318-Kutub-i-Sitte-nin-Ele�tirisi-ve-Kuran-a-Arz�-Ferec-Hudur.pdf

http://slidepdf.com/reader/full/50121318-kutub-i-sitte-nin-eletirisi-ve-kuran-a-arz-ferec-hudurpdf 335/606

 bütün insanlığa hitap eden bir dindir, kendisine has özel bir üniforması yoktur.

Bu konuda, Kur’an’dan mealen:

- Ey Âdem oğulları! Size ayıp yerlerinizi örtecek giysi,süslenecek elbise yarattık. Takvâ elbisesi... İşte o dahahayırlıdır. Bunlar Allah’ın âyetleridir. Belki düşünüp öğütalırlar. 7/26

Görüldüğü gibi, elbise belli bir renk ve şekle bağlanmamış,tesettür örtüsü ve süs olarak tanımlanmıştır.

KABİLE, ŞEHİR, ŞAHIS İLE MEMURLAR VE HİLAFETKONULARINDA UYDURDUKLARI HADİSLERDENÖRNEKLER 

449-............. Bize Şu’be tahdis etti ki, Abdulmelik ibn Umeyr şöyle demiştir: ben Câbir ibn Semure (R)’den işittim, o şöylededi: Ben Peygamber (S)’den işittim, O: “On iki emir 

olacaktır" buyurdu.

Yine Câbir: Ben ancak Peygamberin söylediği bir kelimeyiişitmiştim. Onu da babam Semure:

- Resûlullah: “Bunların hepsi Kureyş’tendir" buyurdu, diyerivâyet etti. (Buhâri, Kitâbu’l-Ahkâm 79 Bab 52 C.15 S.7075

Ötüken.)450- İbnu Ömer (radıyallahu anh) anlatıyor: “Resûlullah(aleyhissalâtu vesselâm) buyurdular ki: “Bu iş (emirlik),insanlardan iki kişi bâki kaldıkça Kureyş’te olmaya devamedecektir." (K.S. 1707 C.6 S.406-407 Akçağ, alıntıları:Buhari, Menâkıb 2, Ahkâm 2; Enbiya 1; Müslim, İmâret 4,(1820))

Bu tür rivayetlerle, müslümanların yönetimi belirli bir kabileye bağlanmak istenmiştir. Böylece zaman içerisindeİslam toplumunun zayıflamasını ve dağılmasını

335

Page 336: 50121318-Kutub-i-Sitte-nin-Ele�tirisi-ve-Kuran-a-Arz�-Ferec-Hudur.pdf

7/30/2019 50121318-Kutub-i-Sitte-nin-Ele�tirisi-ve-Kuran-a-Arz�-Ferec-Hudur.pdf

http://slidepdf.com/reader/full/50121318-kutub-i-sitte-nin-eletirisi-ve-kuran-a-arz-ferec-hudurpdf 336/606

amaçlamışlardır. Görünüşte, Peygamberin mensup olduğuKureyş kabilesini güya övüyorlar. halbuki durum hiçte böyledeğildir. Amaçları müslümanlara zarar vermek için ırki veyakabileci unsurları ortaya atmaktır. Kureyş kabilesine mensup

olan şahıslardan iyi kimseler olabileceği gibi, iyi olmayankimselerinde olması mümkündür. Yönetimi, Kureyş’e tahsisetmekle bazı kötü kimselere, ister istemez müslümanlarıyönetme fırsatı verilmek suretiyle diktatörlüğe yol açmışolurlar. Zira diktatör, bir fert olabileceği gibi, bir ırk veyakabile olabilir. Bu tür kimselerde şahıslar bakımından değerliolmanın ve insanları yönetmeye layık olmanın ölçüsü bir 

kimsenin iyi ve ehil olması olmayıp, kendilerine ırki veyakabilevi bağlarla bağlı olup olmamasıdır. Yani kabilelerindenveya ırklarından olan kimseler ne yaparlarsa yapsınlar diğer insanlardan üstün ve değerlidirler. Fakat diğer ırklardan olankimseler ne kadar iyi olurlarsa olsunlar, onlarcakendilerinden daha aşağıda olan kimselerdirler. Halbuki,İslam dini cihan şümul bir dindir ve dünyanın bütünırklarından müslümanlar olabilir. Eğer ki bu ırklardanherhangi birine üstünlük verilirse bu ırkın mensuplarıdiğerlerini ezebileceği gibi, diğerlerinde bu eziklikten dolayıküskünlük gelebileceği açıktır. Bu da, İslam dininde ki,Mümin kardeşliğinin ortadan kalkmasına ve İslamtoplumunun parçalanmasına yol açar. İslam dininde iyiolmanın ölçüsü ırk olmayıp takvadır ve bütün Müminler kardeştir. İmamlık yapma garantisi, İbrahim peygamberin

soyuna dahi verilmemişken, bu garantiyi başka soylar içiniddia ve tahsis etmek boş bir iddiadır. Bu konuda Kur’an’danörnek verecek olursam, mealen:

- Rabb’i, bir zaman İbrahim’i birtakım kelimelerle sınamış oda onları tamamlayınca: “Ben seni insanlara İmamyapacağım."demişti. “Soyumdan da (imamlar yap, yâ

Rabbi!)" dedi. (Rabbi): “Zalimlere ahdim ermez (onlar içinsöz vermedim)." buyurdu. 2/124

336

Page 337: 50121318-Kutub-i-Sitte-nin-Ele�tirisi-ve-Kuran-a-Arz�-Ferec-Hudur.pdf

7/30/2019 50121318-Kutub-i-Sitte-nin-Ele�tirisi-ve-Kuran-a-Arz�-Ferec-Hudur.pdf

http://slidepdf.com/reader/full/50121318-kutub-i-sitte-nin-eletirisi-ve-kuran-a-arz-ferec-hudurpdf 337/606

Görüldüğü gibi, imamlık olayında belirli bir soy garantisiyoktur.

- Ve onlar ki: “Rabb’imiz bize gözler sevinci (gönüller açan)

eşler ve çocuklar lütfeyle ve bizi (senin azabından)korunanlara imam yap." derler. 25/74

Mealini yazdığım ayetteki dua, Rahman’ın kullarınınduasıdır. Eğer ki, imamlık olayı belirli kimselere verilmişolsaydı, Rahman’a kul olanların tamamı ki, bunlar cennetlik olan müminlerin tamamıdır, böyle bir dua yapmalarınınmanası olmazdı. Başka bir ifadeyle, Rahman’a kul olan

herkes müslümanlara imamlık yapabilir.

Kur’an’dan mealen:

- Ey insanlar, biz sizi bir erkek ve bir dişiden yarattık ve birbirinizi tanımanız için sizi milletlere ve kabilelere ayırdık.Allah yanında en üstün olanınız, (Allah’ın buyrukları dışınaçıkmaktan) en çok korunanınızdır. Allah bilendir, haber alandır. 49/13

Görüldüğü gibi, Allah yanında İnsanlar için üstünlük yalnızve yalnız takvadadır. Takva ise şahsa bağlı bir şeydir. Aile,kabile ve ırkla ilgili değildir. Eğer, aileye bağlı olsaydı neİbrahim peygamberin babası ne de Nuh peygamberin oğluküfretmezdi. Bundan da anlaşılır ki, İmamlığın Kureyş’e ait

olduğu veya belirli bir soya ait olduğu yolunda ki rivayetleriuydurma olup aslı yoktur.

451- Sefine (radıyallahu anh) anlatıyor: “Resûlullah(aleyhissalâtu vesselâm) buyurdular ki: “Hilafet, ümmetimarasında otuz yıl sürecektir. Bundan sonra saltanatgelecektir."Sa’id İbnu Cumhân dedi ki: “Sonra ilâve etti:

“Hz. Ebû Bekr (radıyallahu anh)’in hilafetine Hz. Ömer’inhilafetini, Hz. Osman’ın hilafetine Hz. Ali’nin hilafetini(radıyallahu anhüm ecmain) (parmaklarınla say) bak!"dedi.Bunları (sayınca hakikaten) otuz yıl bulduk.

337

Page 338: 50121318-Kutub-i-Sitte-nin-Ele�tirisi-ve-Kuran-a-Arz�-Ferec-Hudur.pdf

7/30/2019 50121318-Kutub-i-Sitte-nin-Ele�tirisi-ve-Kuran-a-Arz�-Ferec-Hudur.pdf

http://slidepdf.com/reader/full/50121318-kutub-i-sitte-nin-eletirisi-ve-kuran-a-arz-ferec-hudurpdf 338/606

Sefine’ye Emeviler, hilâfetin kendilerinde (devam ettiğini)zannederler" demişti. Şu cevabı verdi: “Beni’z-Zerkâ yalansöylüyor. Onlar krallardır, hem de en kötü krallar.”. (K.S.1708 C.6 S.411 Akçağ, alıntıları: Ebû Dâvud, Sünnet 9,

(4648,4647); Tirmizi, Fiten 48,(2227))

452- İbnu Mes’ud radıyallahu anh anlatıyor: “Resûlullah(aleyhissalâtu vesselâm) buyurdular ki:

“İslâm’ın değirmeni otuz beş veya otuz altı veya otuz yedi(yıl) döner. Eğer (dini terk ederek kendilerini) helak ederlerse, daha önce helak olanların yolunu tutmuş olurlar.

Dinleri ayakta kalırsa, onlar için yetmiş yıl ayakta kalır!"Bendedim ki: “(bu yetmiş yıllık müddet) zikri geçen (otuz beşyıllık müddet)ten sonra mı başlayacak, yoksa geçen kısım buna dahil mi?"

“Mezkûr müddet buna dahildir! Buyurdular.” (K.S. 5962C.16 S.439-440 Akçağ, alıntıları: Ebû Dâvud, Fiten 1,(4254))

Birinci rivayette, halifelerin dört olduğu ve hilafetmüddetinin otuz yıl süreceği tahdis edilmiştir. İkinci rivayetteise İslam dininin en fazla yetmiş yıl süreceğini ve bundansonra artık değirmeninin dönmeyeceğini yani ortadankalkacağını, peygambere isnaden iddia etmişlerdir. Gerçekler  bunu hilafına olduğu gibi, bu iddia sadece onların içindeki bir hasreti ortaya koymaktadır. Kaldı ki yine işlerine geldiği

zaman bu rivayetlerine de çelişkili başka rivayetlerde ortayakoymuşlardır. Şöyle ki:

453- Hz. Câbir İbnu Semüre (radıyallahu anh) anlatıyor:“Resûlullah (aleyhissalâtu vesselâm) buyurdular ki:

“Bu din, hepsi Kureyş’ten gelecek olan on iki halifeye kadar 

aziz ve güçlü olacaktır.”“Sonra ne olacak?”

338

Page 339: 50121318-Kutub-i-Sitte-nin-Ele�tirisi-ve-Kuran-a-Arz�-Ferec-Hudur.pdf

7/30/2019 50121318-Kutub-i-Sitte-nin-Ele�tirisi-ve-Kuran-a-Arz�-Ferec-Hudur.pdf

http://slidepdf.com/reader/full/50121318-kutub-i-sitte-nin-eletirisi-ve-kuran-a-arz-ferec-hudurpdf 339/606

“Sonra herc (fitne ve kargaşa) gelecek! diye cevap verdi."(K.S. 1709 C.6 S.412-414 Akçağ, alıntıları:Buhari, Ahkâm51;Müslim, İmâret 5-9 (1821); Tirmizi, Fiten 46,(2224). Buüç kitap, hadisin “Kureyş’ten kelimesine kadar kısmını; Ebû

Dâvud da (Mehdi 1,(4279,4280) tamamını tahriç etmiştir.)

454-Hz. Ebu Hüreyre (radıyallahu anh) anlatıyor:“Resûlullah(aleyhissalâtu vesselâm) buyurdular ki: “Beni İsrail’i peygamberler (aleyhümüsselâm) idâre ediyorlardı. Bir  peygamber ölünce yerine ikinci bir peygamber geçiyordu.Ancak, benden sonra peygamber yok. Ama ardımdanhalifeler gelecek ve çok olacaklar."

Orada bulunanlar:

“(Onlar hakkında) bize ne emredersiniz?"diye sordular.

“Önceki biatınıza sadâkat gösterin. Onlara haklarını verin.Onlar üzerindeki haklarınızı (eda etmedikleri takdirde,kendilerinden değil) Allah’tan isteyin. Zirâ Allah’u Teâlaidâreleri altındakilerin hukukunu onlardan soracaktır" buyurdu." (K.S. 1712 C.6 S.416-417 Akçağ, alıntıları:Buhâri,Enbiyâ 50;Müslim, İmâret 44 (1842))

Görüldüğü gibi, evvelki rivayetlerinde halifeler ancak dörttür demişken, bu rivayetlerde on ikiye ve bundan da çelişkili bir şekilde, sayı vermeden halifeler çok olacaklardır diye

rivayette bulunmuşlardır.

Ayrıca, zalim yöneticilerin müslümanları ezmesini sağlamak için, yöneticilere haklarını verin fakat size haklarınızıvermezlerse onlardan hak talep etmeyin tavsiyesinde bulunmuşlardır. Bu konuda uydurdukları rivayetlerin asılsızve çelişkili oldukları açıktır.

455-........... ez- Zuhri şöyle demiştir: Bana Ebû Seleme, EbûSaid el Hudri (R)’den tahdis etti ki, Peygamber (S): “Devlet başkanı yapılan bir halifenin muhakkak iki tâne sırdaş

339

Page 340: 50121318-Kutub-i-Sitte-nin-Ele�tirisi-ve-Kuran-a-Arz�-Ferec-Hudur.pdf

7/30/2019 50121318-Kutub-i-Sitte-nin-Ele�tirisi-ve-Kuran-a-Arz�-Ferec-Hudur.pdf

http://slidepdf.com/reader/full/50121318-kutub-i-sitte-nin-eletirisi-ve-kuran-a-arz-ferec-hudurpdf 340/606

müşâviri vardır: Bunun birisi ona hayır yolu emredip gösterir ve hayra teşvik eder, diğeri de ona şerr yolu gösterip ve şerreteşvik eder. Masûm olan Allah’ın (fenalıktan koruyup)masûm kıldığı kimsedir" buyurmuştur. (Buhâri, Kitâbu’l-

Kader 17 C.14 S.6500-6501 Bab 7 Ötüken.)

İslam halifeleri, kendilerine iyiliği veya kötülüğü emredenleriayıramayacak kadar aptal değillerdir ki, kendilerine kötülüğüemreden kimseleri sırdaş edinip onları maaşa bağlasınlar. Burivayeti uydurmaktan amaçları, halkı yöneticilerden,yöneticileri de bir birlerinden şüphe eder hale getirip kargaşaçıkarmaktır. Bu rivayet İslam halifelerine ve yardımcılarınayöneltilmiş bir iftira ve asalsız bir iddiadır.

Bu tür rivayetlerinde özellikle halkın yöneticilere güveninisarsmak için çeşitli rivayetler uydurmuşlardır, şöyle ki:

456-... Ebû Zer’den demiştir ki:

Rasûlullah (s.a.) (bana hitaben şöyle) buyurdu:

-”Ey Ebû Zer! Gerçekten ben seni zaif görüyorum ve kendimiçin arzu ettiğim şeyi senin için de arzu ediyorum.Binaenaleyh iki kişi üzerine (bile olsa) başkan olma ve yetimmalına veli olma" buyurdu. (Ebû Dâvud K.el-Vesaye (17),Bab 4 H.2868 C.11 S.59-60 Şamil Yayınevi, ayrıca Müslim,imare (17); Nesâi, vesaya 10.)

457-..................... Uzunca bir rivayetin sonunda Resûlullah’aatfen:

“-İdarecilik görevi hakdır. Elbette halk için bu göreviüstlenen kimselere ihtiyaç vardır. Fakat bu göreviyüklenenler (mesuliyetli bir görev yüklendikleri için)cehennemlik (olma tehlikesiyle karşı karşıya)dırlar."

 buyurdu. (Ebû Dâvud K.el-Harac ve’l-fey’ Bab 5 H.2934C.11 S.189 Şamil Yayınevi.)

340

Page 341: 50121318-Kutub-i-Sitte-nin-Ele�tirisi-ve-Kuran-a-Arz�-Ferec-Hudur.pdf

7/30/2019 50121318-Kutub-i-Sitte-nin-Ele�tirisi-ve-Kuran-a-Arz�-Ferec-Hudur.pdf

http://slidepdf.com/reader/full/50121318-kutub-i-sitte-nin-eletirisi-ve-kuran-a-arz-ferec-hudurpdf 341/606

Yukarıda ki rivayette, parantez içindeki ifadeler asıl metniniçinde yoktur. İfadenin aslı: “İdarecilik görevi hakdır. Elbettehalk için bu görevi üstlenen kimselere ihtiyaç vardır. Fakat bu görevi yüklenenler cehennemliktir." şeklindedir.

458-... Peygamber (s.a.)’den, Ebû Hüreyre yoluyla Tahdisedilen rivayette:

“Kim (devamlı olarak zalim) idareci ile düşer-kalkarsafitneye düşer”.

“Kul (zalim) sultana yaklaşmakla Allan’dan uzaklaşmaktan

 başka bir şey kazanamaz." (Ebû Dâvûd K.es-Sayd (16), Bab24-25 H.2861 S.39-40 Şamil Yayınevi.)

Metindeki asıl ifade: “Kim idareci ile düşer-kalkarsa fitneyedüşer."“ Kul sultana yaklaşmakla Allah’tan uzaklaşmaktan başka bir şey kazanamaz." şeklindedir.

459-... Ebû Musâ (el-Eş’ari)’den demiştir ki:

İki kişiyle birlikte Peygamber (s.a.)’e gitmiştim. Onlardan biri söz aldı ve

-(Ey Allah’ın Resulü) Senin işinde (görev alabilmemizhususunda) bize yardımcı olmanız için (buraya) geldik" dedi.Diğeri arkadaşının (bu) sözünün aynısını söyledi. Rasûlullah

(s.a.) de:“-Sizin en haininiz (devlet dairesinden) işisteyendir."buyurdu.

Bunun üzerine Ebû Musa Peygamber (s.a.)’den özür dileyerek:

- Ben onların niçin geldiklerini bilmiyordum, dedi ve döndügitti de bir daha onlara hiçbir iş(lerin)de yardımcı olmadı.(Ebû Dâvûd, K. el-Harac ve’l-İmare ve’l-fey’ Bab 2 ŞamilYay. Ayrıca:Buhâri, icâre 1, mürteddin 2, ahkâm 7; Müslim,

341

Page 342: 50121318-Kutub-i-Sitte-nin-Ele�tirisi-ve-Kuran-a-Arz�-Ferec-Hudur.pdf

7/30/2019 50121318-Kutub-i-Sitte-nin-Ele�tirisi-ve-Kuran-a-Arz�-Ferec-Hudur.pdf

http://slidepdf.com/reader/full/50121318-kutub-i-sitte-nin-eletirisi-ve-kuran-a-arz-ferec-hudurpdf 342/606

imare 15; Ebû Dâvud, Akdiye 3, hudud 1; Ahmed b. HanbelIV-393-409,411.)

Görüldüğü gibi, gerek müslümanların devlet başkanlarını,

gerekse memurlarının cehennemlik olduğunu rivayet ve iddiaetmişlerdir. Bu ise İslam devleti yöneticilerine vememurlarına yöneltilmiş bir iftira ve saygısızlıktır. Bir kimsesahip olduğu faydalı bir malı pazarlama hakkına nasılsahipse, bir kimsede aynı şekilde emeğini pazarlama hakkınasahiptir, meşru olan bir şey suç olarak tanımlanamaz. Hal böyle olunca nasıl olurda devlet dairesinden iş isteyenkimseler hain olarak nitelenir. Peygamberlerde yöneticilik yapan kimselerdir. Buna rağmen yöneticiler cehennemliktir demek büyük bir saygısızlıktır. Bu itibarla, Müslümanlarla,İslam devleti idarecileri arasında fitne amaçlayan burivayetlerin aslı yoktur.

İslam devleti memurlarına karşı yapmış oldukları saldırılarınahedef olarak özellikle kadıları seçmişlerdir. Böyle

yapmalarının nedeni. İslam adaletini icra edenlere karşı yinehalkın güvenini sarsmak ve böylece bozgunculuk meydanagetirmek içindir. Şöyle ki:

460- Hz. Ebu Hüreyre radıyallahu anh anlatıyor: “Resûlullahaleyhissalâtu vesselâm buyurdular ki:

“Kim insanlar arasında kâdı tayin edilmiş ise, bıçaksız

 boğazlanmış demektir. (K.S. 4881 C.14 S.76 Akçağ,alıntıları:Ebû Dâvud, Akdiye 1,(3571,3572); Tirmizi, Ahkâm1, (1325))

Bu rivayette, kadılara yaptıkları işin ehemmiyetinihatırlatmak ve adaletli karar vermeye teşvik etmek istedikleriakla gelebilir. Fakat diğer rivayetlerine baktığımızda

amaçlarının hiçte bu olmadığı, kadıların muhakkak adaletsizkarar verdiklerini vurgulamak istedikleri açıkça anlaşılır.Şöyle ki:

342

Page 343: 50121318-Kutub-i-Sitte-nin-Ele�tirisi-ve-Kuran-a-Arz�-Ferec-Hudur.pdf

7/30/2019 50121318-Kutub-i-Sitte-nin-Ele�tirisi-ve-Kuran-a-Arz�-Ferec-Hudur.pdf

http://slidepdf.com/reader/full/50121318-kutub-i-sitte-nin-eletirisi-ve-kuran-a-arz-ferec-hudurpdf 343/606

461- Ebu Hüreyre radıyallahu anh anlatıyor: “Resûlullahaleyhissalâtu vesselâm buyurdular ki:

“Kim Müslümanların kadılık hizmetini talep edip elde etse,

sonra adaleti zulmüne galebe çalsa cennete girer. Zulmüadaletine galebe çalsa ateş onundur. (K.S. 4885 C.14 S.80Akçağ, alıntıları:Ebû Dâvud, Akdiye 2,(3575))

Yani demek istiyorlar ki, kadıların zulmen haksız yere karar vermesi olağandır, yeter ki doğru kararları daha fazla olsun,hiçbir mahzuru olmaz. Hatta daha da cesaretlendirmek vehaksız kararlara mazeret olmak üzere, kadıların verecekleri

haksız kararlara hata maskesi takarak, böylece haksızkararlarında, kadıların sevap kazanacaklarını iddia ettiler.Şöyle ki:

462- Amr İbnu’l-Âs radıyallahu anh anlatıyor: “Resûlullahaleyhissalâtu vesselâm buyurdular ki:

“Hâkim içtihad eder ve isabet ederse kendisine iki ücret(sevap) verilir. Eğer içtihad eder ve hata ederse ona bir ücretvardır." (K.S. 4885 C.14 S.82 Akçağ, alıntıları:Buhâri,İ’tisam 21; Müslim, Akdiyye 15,(1716); Ebû Dâvud, Akdiye2,(3574); Tirmizi, Ahkâm 2,(1326); Nesâi, Kazâ 3,(8,224))

Zulüm işlemeyen ve hata yapmamaya özen gösteren takvalıkimseleri, kadılık mesleğinden uzaklaştırıp, haksızlık 

yapabilecek kimselerin kadılık yapmalarını sağlamak amacıyla 462. Örnekte tahdis etmiş oldukları rivayetlerineçelişkili olarak, kadıların hiç sevap kazanamayacaklarını, eniyi ihtimalle ancak, sevap ve günah yönünden başa başgelebileceklerini rivayet ettiler. Şöyle ki:

463- Abdullah İbnu Mevhib anlatıyor: “Osman İbnu Affan,

İbnu Ömer radıyallahu anhüm’e: “Git insanlar arasındahükmet!" dedi:

343

Page 344: 50121318-Kutub-i-Sitte-nin-Ele�tirisi-ve-Kuran-a-Arz�-Ferec-Hudur.pdf

7/30/2019 50121318-Kutub-i-Sitte-nin-Ele�tirisi-ve-Kuran-a-Arz�-Ferec-Hudur.pdf

http://slidepdf.com/reader/full/50121318-kutub-i-sitte-nin-eletirisi-ve-kuran-a-arz-ferec-hudurpdf 344/606

“Eymü’minlerin emiri, beni bu vazifeden affetmez misiniz?"diye ricada bulundu. Hz. Osman radıyallahu anh:

“Bundan niye kaçıyorsun? Senin baban da kâdı idi" diye ısrar 

etmek istedi. Ancak Abdullah dedi ki: “Doğru da, benResûlullah aleyhissalâtu vesselâm’ın:

“Kim kadı olur ve âdaletle hükmederse, bu kimse başa baş(sevap ve günahı eşit) ayrılmaya liyakat kazanmıştır"dediğini işittim. Artık (Resûlullah’ın bu sözünden) sonra neümid edebilirim?" (Hz. Osman bunun üzerine Ömer’e teklifte bulunmadı.)" (K.S. 4883 C.14 S.78 Akçağ, alıntıları:Tirmizi,

Ahkâm 1,(1322))

Bu rivayette, kadı ne kadar doğru bir kimse olsa ve doğrukarar verse de sevap kazanamayacağını, ancak günah vesevabının en iyi ihtimalle denk gelebileceğini rivayet ettiler.halbuki 462. Örnekte kadı isabetli karar verirse iki sevap,yanlış karar verirse bir sevap kazanacağını ve hep kârlı

olacağını rivayet etmişlerdi. Bu açık bir çelişkidir.

464- Ebû Şüreyh el-Adavi radıyallahu anh anlatıyor:“Mekke’ye asker sevkeden Amr İbnu Sa’id’e dedim ki:

“Ey emir, bana müsaade et. Fethin ferdası günündeResûlullah aleyhissalâtu vesselâm’ın söylemiş bulunduğu bir hadisini hatırlatayım: Allah’a hamd ve senadan sonra şöyle

 buyurmuştu: “Mekke’yi insanlar değil, Allah haram kılmıştır.Allah’a ve âhirete inanan hiçbir mü’mine orada kan dökmek helal olmaz. Ağaç sökmek de helal olmaz. Eğer biri çıkıp daResûlullah aleyhissalâtu vesselâm’ın oradaki savaşınıgöstererek kan dökmeye ruhsat vermeye kalkarsa kendisineşunu söyleyin: “Allah, Resûlüne izin vermişti, ama sizevermiyor!"Mekke’de bana bir gündüzün bir müddetinde (gün

doğumundan ikindiye kadar) izin verildi. Sonra bugün tekrar eski hürmeti (haramlığı) ona geri döndü. Bu hususu, sizden burada hazır olanlar, hazır olmayanlara ulaştırsın.”

344

Page 345: 50121318-Kutub-i-Sitte-nin-Ele�tirisi-ve-Kuran-a-Arz�-Ferec-Hudur.pdf

7/30/2019 50121318-Kutub-i-Sitte-nin-Ele�tirisi-ve-Kuran-a-Arz�-Ferec-Hudur.pdf

http://slidepdf.com/reader/full/50121318-kutub-i-sitte-nin-eletirisi-ve-kuran-a-arz-ferec-hudurpdf 345/606

Ebû Şüreyh’e: “Amr sana ne dedi?"diye soruldu.

“Ey Ebû Şüreyh bunu ben, senden daha iyi biliyorum.“Harem”. âsi olana, kan döküp kaçana, cinayet işleyip kaçana

sığınma tanımaz!"diye cevap verdi."dedi."(K.S. 4585 C.13S.161 Akçağ, alıntıları:Buhâri, İlm 37, Cezâu’s-Sayd 8,Meğâzi 50; Müslim, Hacc 446,(1354); Tirmizi, Hacc 1,(809),Diyât 13,(1406); Nesâi, Menâsik 11,(5,205,206))

465- İbnu Abbâs radıyallahu anh anlatıyor: “Resûlullahaleyhissalâtu vesselâm Fetih günü buyurdular ki:

“Fetihten sonra artık hicret yoktur. Ancak cihad ve niyetvardır. Öyleyse askere çağrıldığınız zaman hemen asker olun!”

Resûlullah aleyhissalâtu vesselâm sözlerine şöyle devam etti:“Allah, bu beldeyi semâvat ve arzı yarattığı zaman haramkıldı. Burası kıyamete kadar Allah’ın haramıyla haramdır (onu insanlar haram kılmamıştır). Benden önce kimseyeorada kıtal helal olmadı. Bana da günün bir müddetinde helalkılındı. Burası Kıyamete kadar Allah’ın haramıyla haramdır.(Allah’a ve ahirete inanan hiç kimseye, orada kan dökmesihelal değildir. Ayrıca) onun dikeni koparılmaz, av(hayvan)ıürkütülmez, buluntusu da alınmaz (yerinde bırakılır). Ancak ilan edip sahibini arayacak olanlar alabilir. Mekke’nin otu biçilmez!”

Abbas radıyallahu anh atılarak: “Ey Allah’ın Resûlü! İzhir otu hariç olsun" dedi. Aleyhissalâtu vesselâm: “İzhir hariç!"buyurdu. (K.S. 4586 C.13 S.164-165 Akçağ, alıntıları:Buhari, Cezâu’s-Sayd 9, Hacc 43, Cenâiz 77, Büyû’ 28,Meğâzi 52; Müslim, Hacc,(1353); Nesâi, Hacc 110,(5,203,204); Ebû Dâvud, Menâsik 90,(2017),(2018))

466- Sahiheyn’in bir rivayetinde anlatıldığına göre,Resûlullah aleyhissalâtu vesselâm (Medine’nin dışına doğru)yürüdü. Önünde Uhud görünmüştü:

345

Page 346: 50121318-Kutub-i-Sitte-nin-Ele�tirisi-ve-Kuran-a-Arz�-Ferec-Hudur.pdf

7/30/2019 50121318-Kutub-i-Sitte-nin-Ele�tirisi-ve-Kuran-a-Arz�-Ferec-Hudur.pdf

http://slidepdf.com/reader/full/50121318-kutub-i-sitte-nin-eletirisi-ve-kuran-a-arz-ferec-hudurpdf 346/606

“Bu dağ var ya, o bizi çok seviyor, biz de onu seviyoruz" buyurdular. Medine’ye yönelince de:

“Ey Allah’ım! Hz. İbrahim Mekke’yi haram kıldığı gibi, ben

de (Medine’yi) iki dağ arasıyla haram kılıyorum. Allah’ım(Medine halkını) müdd ve sa’larınla mübarek kıl" buyurdular." (K.S. 4597 C.13 S.176-177 Akçağ, alıntıları:Buhâri, Fezâilu’l-Medine 6; Müslim, Hacc 462,(1365))

464 ve 465. Rivayet örneklerinde, Allah’ın Mekke’yi haramkıldığını, dolayısıyla insanların haram kılmadığını rivayetetmelerine rağmen, 466. Örnekteki rivayette Mekke’yi

İbrahim peygamberin haram kıldığını rivayet etmeleri bir çelişkidir. Diğer bir hususta, Mekke’de kan dökmeyle,Mekke’nin ağacını, dikenini ve otunu özdeşleştirmeleri,konuyu saptırmak amacıyla uydurdukları bir saçmalıktır.Dünyadaki bitkilerden insanlar nasıl istifade ediyorlarsa,Mekkelilerinde, Mekke’nin ağacından, otundan istifadeetmeye hakları vardır. Kan dökme (savaş) hususunda

uydurdukları rivayette Kur’an’a aykırıdır. Şöyle Ki:

- Sana haram ayından, onda savaştan soruyorlar. De ki,“Onda savaş, büyük bir günahtır. Fakat (insanları) Allahyolundan çevirmek, Allah’a ve Mescidi Harâm’a karşınankörlük etmek halkını (Mekke’den) sürüp çıkarmak, Allahyanında daha büyük bir günahtır. Fitne çıkarmak (adam)öldürmekten daha büyük (bir günah)tır. “Onlar yapabilseler sizi dininizden döndürünceye kadar sizinle savaşmağa devamederler. Sizden kim dininden döner ve kafir olarak ölürse, işteonların bütün yaptıkları dünya da, ahirette de boşa çıkmıştır ve onlar ateş halkıdır, orada ebedi kalacaklardır. 2/217

- Haram ayı, haram aya karşılıktır. Hürmetler, karşılıklıdır.Kim size saldırırsa, onun saldırdığı kadar siz de ona saldırın;

Allah’tan korkun, bilin ki Allah (günahlardan) korunanlarla beraberdir. 2/194

346

Page 347: 50121318-Kutub-i-Sitte-nin-Ele�tirisi-ve-Kuran-a-Arz�-Ferec-Hudur.pdf

7/30/2019 50121318-Kutub-i-Sitte-nin-Ele�tirisi-ve-Kuran-a-Arz�-Ferec-Hudur.pdf

http://slidepdf.com/reader/full/50121318-kutub-i-sitte-nin-eletirisi-ve-kuran-a-arz-ferec-hudurpdf 347/606

Görüldüğü gibi, kendilerine saldırılması halinde haramay(lar)da dahi Müslümanlar kendilerini savunmak için silahkullanabilirler. Bunun, Mekke’nin dışında veya içinde olmasıarasında fark yoktur.

Mekke, Allah tarafından haram kılınmış bir şehirdir.Kur’an’dan mealen:

- (de ki) “Ben, bizzat kendisinin haram kıldığı bu şehrinRabb’ına ibadet etmekle emr olundum. Her şey O’na âittir.Ve ben, Müslümanlardan olmakla emr olundum”. 27/91

Mekke’nin haram şehir olmasının manası, kendisine ait özelyasakların bulunmasından dolayıdır. Örneğin, Hac zamanıyasakları ve müşriklerin, Mescid-i Harâm’ayaklaştırılmaması ve Mekke’nin güven ve huzurunu bozacak olaylardan sakınılması hususlarına dikkat edilmesi ileMekke’yi saygın bir yer olarak kabul etme olayıdır. Yoksaolay Mekke’nin otunu, dikenini koparmama veya Mekke’nin

asayiş ve savunmasını boş bırakma olayı değildir. Bir şehringüvenliğini sağlamaya çalışacak silahlı zabıta kuvvetleriyoksa, şehrin asayişini bozmaya kalkışacak silahlı kimseler cesaretlenip zarar vermeye kalkışırlar.

467- Hz. Câbir radıyallahu anh anlatıyor: “Resûlullahaleyhissalâtu vesselâm" buyurdular ki: “Mekke’de silahtaşımak hiç kimseye helal değildir. (K.S. 4587 C.13 S.167

Akçağ, alıntısı: Müslim, Hacc 449, (1356))

Bu rivayet dikkate alındığında, amaçlarının Mekke’ye saygıgöstermek olmayıp, Mekke’yi hem iç asayiş bakımından,hem de dış güvenlik bakımından savunmasız bırakmak olduğu kolayca anlaşılır.

Mekke için uydurdukları rivayetler gibi, Medine içinderivayetler uydurmuşlardır. Şöyle ki:

468- Asım-l Ahvel’den rivayet: “Enes b. Malik’e sorularak.

347

Page 348: 50121318-Kutub-i-Sitte-nin-Ele�tirisi-ve-Kuran-a-Arz�-Ferec-Hudur.pdf

7/30/2019 50121318-Kutub-i-Sitte-nin-Ele�tirisi-ve-Kuran-a-Arz�-Ferec-Hudur.pdf

http://slidepdf.com/reader/full/50121318-kutub-i-sitte-nin-eletirisi-ve-kuran-a-arz-ferec-hudurpdf 348/606

Resûlullah Medine’yi haram kıldı mı? diye sordum:

- Evet, o haramdır. Onun otu koparılmaz, bunu kim yaparsaAllah’ın, meleklerin ve bütün insanların lâneti onun

üzerinedir, cevâbını verdi." (Müslim, 464/151 C.7 Sönmez Neşriyat.)

Bu tür rivayetlerle, Medine’ye saygı maskesi altında, Medinehalkına saldırıda bulunmuşlardır. Kim bir beldede yıllarcayaşarda o beldeden hiç ot koparmamaya gücü yeter, bumümkün müdür? Hem otların kutsallığı olayı diye bir şeyİslam dininde yoktur. Bütün otlarda bir şehre süs veya fayda

değildir, örneğin dikenlerde ottur ve çoğaldığında tarımazarar verebilecek bir sürü bitkilerde ottur, bir kimse bir asma bahçesi kurar da onun bahçesini bellemez mi? Bunun gibi bahçelerden ayıklanması gereken bir çok ot vardır. Diğer bir hususta, Medinelilerin vermiş oldukları büyük cihat dır. Bumücahit sahabeler ve Müslüman çocukları, Allah nezrinde,Medine nin bir parça otundan daha az değerli midirler ki, bir 

 parça ot kopardıklarında lanete uğramış olsunlar. Hem deöyle bir lanet ki, Allah’ın, meleklerin ve bütün insanlarınlanetiyle lanetlenmek suretiyle lanetlenmek. Bu da gösteriyor ki bu çeşit rivayetleri uydurmalarının amacı ot olmayıp,dolaylı yoldan Medinelileri lanetlemektir, anlaşılan odur ki,Medinelilerin, Peygambere verdikleri destek ve cihatgayretleri, rivayet uydurmacılarının pek hoşuna gitmemiş.

Medine konusunda uydurdukları örnekleri daha daçoğaltırsak:

469- .... Adiy b. Zeyd’den; demiştir ki: Resûlullah Sallallâhüaleyhi vesellem Medine’nin her tarafından birer berid (12mil)lik (bir bölgeyi) koru tayin etti. (Oranın) ağaçları(yapraklarını düşürmek için) silkelenmez ve kesilmez. Ancak 

(zarûret miktarı yedirilmek üzere) deve (sırtında) götürülen(yapraklar) müstesnâ. (Ebû Dâvud, K.el-Menâsik (11), Bâb95-96 S.31 C.8 H.2036 Şamil Yayınevi )

348

Page 349: 50121318-Kutub-i-Sitte-nin-Ele�tirisi-ve-Kuran-a-Arz�-Ferec-Hudur.pdf

7/30/2019 50121318-Kutub-i-Sitte-nin-Ele�tirisi-ve-Kuran-a-Arz�-Ferec-Hudur.pdf

http://slidepdf.com/reader/full/50121318-kutub-i-sitte-nin-eletirisi-ve-kuran-a-arz-ferec-hudurpdf 349/606

470- ... Hz. Ali’den (rivayet olunduğuna göre) Peygamber (s.a.) şu (Medine’nin harem kılınması olayı hakkında (şöyle) buyurmuştur:

“-Yaş otu kesilmez, avı ürkütülmez, yitiği alınmaz. Ancak onu ilân edecek olan kimse müstesnâ orada herhangi bir kimsenin savaş için silâh taşıması ve oradan ağaç kesmesiuygun değildir. Ancak bir kimse (orada) devesini otlatabilir.(Ebû Dâvud, K.el-Menâsik (11), Bâb 95-96 S.30 C.8 H.2035Şamil Yayınevi )

Medinelilere saldırı ve onlara hayatı zorlaştırmak amacıyla

uydurulmuş bu rivayetlerin aslı yoktur.

471- İbnu Amr İbni’l-As radıyallahu anhüma anlatıyor:“Resûlullah aleyhissalâtu vesselâm" buyurdular ki:“Habeşliler sizi terkettikçe onları terkedin. Zira, Kâ’be’ninhazinesini sadece zü’s-süveykateyn (ince bacaklı olan kimse)çıkaracaktır."(K.S. 4595 C.13 S.174-175 Akçağ, alıntıları:

Ebû Dâvud, Melâhim 11,(4309))

472- Hz. Ebu Hüreyre radıyallahu anhüma anlatıyor:“Resûlullah aleyhissalâtu vesselâm" buyurdular ki:

“Kâbe’yi, Habeşlilerden bacakları ince bir adam tahripedecektir."(K.S. 4593 C.13 S.173-174 Akçağ, alıntıları:Buhâri, Hacc 49; Müslim, Fiten 57,(2909); Nesâi, Hacc 125,

(5,216))

473- Buhari’nin İbnu Abbâs’tan kaydettiği diğer bir rivayetegöre, Resûlullah aleyhissalâtu vesselâm şöyle buyurmuştur:“Kâ’be’yi yıkacak olan o ayrık iri ayaklı, güdük kafalı (koyusiyah) Habeşli’yi Kâ’be’nin taşlarını birer birer söker haldegörür gibiyim!"(K.S. 4594 C.13 S.174 Akçağ, alıntıları:

Buhâri, Hacc 49.)Bu rivayetlerle, Kabe’nin altında hazine bulunduğunu ve buhazine nedeniyle Kabe’yi ince bacaklı iri ayaklı bir 

349

Page 350: 50121318-Kutub-i-Sitte-nin-Ele�tirisi-ve-Kuran-a-Arz�-Ferec-Hudur.pdf

7/30/2019 50121318-Kutub-i-Sitte-nin-Ele�tirisi-ve-Kuran-a-Arz�-Ferec-Hudur.pdf

http://slidepdf.com/reader/full/50121318-kutub-i-sitte-nin-eletirisi-ve-kuran-a-arz-ferec-hudurpdf 350/606

Habeşlinin yıkacağını rivayet etmişlerdir. Kabe’nin altındahazine olduğu iddiası, Kabe’yi hedef göstermek içinuydurulmuş bir saçmalıktan başka bir şey değildir. Hem deöyle bir iddia ki, hazinenin, Kabe’nin içinde veya avlusunda

olduğunu iddia etmeyip, temelleri altında olduğunu rivayetetmişlerdir. Zira hazineyi çıkarmak için, Habeşlinin Kabe’ninduvarlarını söktüğünü söylemeleri bunu göstermektedir.Hazine iddiaları, Kabe’nin içi veya avlusu hakkında olsaydıduvarları yıkmadan da çıkarmak mümkün olacaktı. Onlar ise,iddia ettikleri hazinenin çıkarılması için duvarları yıkmanıngerekli olduğunu söylemekle, Kabe’nin temellerini hedef 

göstermişlerdir. Zira, Kabe’nin mevcudiyeti onlarınhoşlanmadıkları bir olaydır.

Ayrıca, Kabe’nin asli yapısının değiştirilmesi yönünde desaldırıda bulunarak, şöylece rivayetler uydurmuşlardır:

474- .......... Muhammed ibn Ebi Bekr’in oğlu Abdullah,Abdullah ibn Umer’e, Âişe’den haber vermiştir:

Peygamber’in zevcesi Âişe şöyle demiştir: Resûlullah (S), ben Âişe’ye hitâben:

-”Kavmin Kureyş’in Ka’be’yi binâ ederken, İbrâhimPeygamber’in koyduğu temellerden bir kısmını terk ederek kısalttıklarını bilmez misin?"dedi.

Ben

- Yâ Rasûlullah! Sen Ka’be’nin duvarlarını İbrâhim’intemelleri üzerine döndürmez misin? dedim.

-”Kavminin zamânı kâfirlik devrine yakın olmasaydı,muhakkak ben Ka’be’nin duvarlarını İbrâhim’in temelleriüzerine yapardım" buyurdu.

Abdullah İbnu Umer: Vallâhi Âişe bu sözü muhakkak Rasûlullah’tan işitmiştir. -Ben Rasûlullah’ın Hıcr’a yakın bulunan o iki Ka’be köşesini istilamı terk ettiğini sanmam;

350

Page 351: 50121318-Kutub-i-Sitte-nin-Ele�tirisi-ve-Kuran-a-Arz�-Ferec-Hudur.pdf

7/30/2019 50121318-Kutub-i-Sitte-nin-Ele�tirisi-ve-Kuran-a-Arz�-Ferec-Hudur.pdf

http://slidepdf.com/reader/full/50121318-kutub-i-sitte-nin-eletirisi-ve-kuran-a-arz-ferec-hudurpdf 351/606

ancak şu var ki, herhâlde Beyt, İbrâhim’in temelleri üzeretamâm olmamıştır, demiş (böylece Âişe’yi te’yid etmiş)tir.(Buhâri, Kitâbu’l-Hacc Bab 42 H.66 C.3 S.1498-1499Ötüken.)

475- ............. Bize Eş’es, el-Esved ibn Yezid’ten tahdis ettiki, Âişe (R) şöyle demiştir: Ben Peygamber’e İsmâilHıcrı’nın duvarından sorup:

-Bu duvar Beyt’ten midir? dedim.

Rasûlullah:

- “Evet, duvar Beyt’tendir" buyurdu.

Ben yine:

- Kureyş için ne mâni’ vardı ki duvarı yâni Hıcr’ı Beyt’iniçine katmadılar? dedim.

Rasûlullah (S):

- “Kavmin olan Kureyş’in bu Hıcr’ı, Ka’be’ye girdirmeye veKa’be içine katmaya bütçeleri kısa gelip yetmedi" buyurdu.

-Ka’be’nin kapısı neden bu kadar yüksektir? diye sordum.

Rasûlullah:

- “Senin kavmin, dilediklerini Ka’be’ye girdirmeleri,dilediklerini de girdirmekten men’ etmeleri için böyleyaptılar. Eğer kavmin Câhiliyet devrine yakın olmasaydı,Hıcr’ın duvârını Beyt’e katmak ve Beyt’in kapısını yer seviyesine indirmek isterdim. Fakat duvarı Beyt’e girdirmemve Ka’be kapısını yer seviyesine indirmemden ötürü, onlarıngünüllerinin kırılmasından endişe ederim" buyurdu. (Buhâri,Kitâbu’l-Hacc Bab 42 H.67 C.3 S.1499 Ötüken.)

Görüldüğü gibi, Kabe’nin asıl temelleri üzerinde olmadığınıısrarla iddia ederek, yıktırılıp asıl temelleri üzerine tekrar 

351

Page 352: 50121318-Kutub-i-Sitte-nin-Ele�tirisi-ve-Kuran-a-Arz�-Ferec-Hudur.pdf

7/30/2019 50121318-Kutub-i-Sitte-nin-Ele�tirisi-ve-Kuran-a-Arz�-Ferec-Hudur.pdf

http://slidepdf.com/reader/full/50121318-kutub-i-sitte-nin-eletirisi-ve-kuran-a-arz-ferec-hudurpdf 352/606

 bina edilmesi gerektiğini tahdis etmişlerdir. Yıkım işineinsanları cesaretlendirmek için de, İbn Zubeyr’in Kabe’ninduvarlarını yıkarak tadilat yaptığını da rivayet ettiler. Şöyleki:

476- ........... Bize Cerir ibn Hâzım tahdis edip şöyle dedi:Bize Yezid ibnu Rûman, Urve’den; o da Âişe (R)’den tahdisetti ki, Peygamber (S), Âişe’ye hitâben şöyle buyurmuştur:

- “Yâ Âişe! senin kavmin câhili yet devrine zamânca yakınolmasaydı, ben Beyt’in yıkılmasını emrederdim; o dayıkılırdı. Sonra Beyt’ten dışarıda bırakılan Hıcr’ı, Beyt’e

katar ve kapısını da yere yapışık yapardım. Bir de Beyt’e birişark tarafında, öbürü de garp tarafında olmak üzere iki tânekapı koydururdum. Bu sûretle de Beyt’i, İbrahimPeygamber’in temeline ulaştırmış olurdum”.

Urve: İşte Abdullah ibn Zubeyr’i Beyt’i yıkmaya ve yenideninşâya sevk eden sebep, Âişe’nin haber verdiği Peygamber’in

 bu arzûsudur, demiştir.

Cerir ibn Hâzım dedi ki: Bana ibn Rûman:

- İbn Zubeyr, Beyt’i yıktığı ve yeniden binâ ettiği zamân, bende hâzır bulundum. O, Hıcr’dan bir miktarını Beyt’e katmıştı.Bu sırada ben İbrâhim Peygamber’in deve hörgüçleri gibiolan temel taşlarını gördüm, dedi.

Cerir dedi ki: ben de Yezid’e:

- İbrâhim’in bu temellerinin yeri neresidir? diye sordum.

Yezid:

- (Gel!) Şimdi onu sana göstereyim, dedi.

Ben kendisiyle berâber Hıcr’e girdim. O bana:

352

Page 353: 50121318-Kutub-i-Sitte-nin-Ele�tirisi-ve-Kuran-a-Arz�-Ferec-Hudur.pdf

7/30/2019 50121318-Kutub-i-Sitte-nin-Ele�tirisi-ve-Kuran-a-Arz�-Ferec-Hudur.pdf

http://slidepdf.com/reader/full/50121318-kutub-i-sitte-nin-eletirisi-ve-kuran-a-arz-ferec-hudurpdf 353/606

- İşte şurasıdır, diye Hıcr’ın asli hudûdunun bulunduğu bir yer işâret edip gösterdi.

Cerir dedi ki: Ben Hıcr’den olan bu yerin altı zirâ, yâhud ona

yakın miktar olduğunu takdir ettim. (Buhâri, Kitâbu’l-HaccBab 42 H.69 C.3 S.1500-1501 Ötüken.)

Bu rivayetlerinin uydurma olduğu şöyle de anlaşıla bilir. 471,472, 473 no.lu örneklerde hazine için Kabe’yi bir Habeşlininyıkacağını ifade etmişken, 476. Örnekte, Abdullah ibnZubeyr’in Kabe’yi yıkarak asli temelleri üzerine oturttuğunuve temellerinin deve hörgüçleri gibi taşlardan müteşekkil

olduğunu iddia ettiler, hal böyle ise iddia ettikleri hazinenerede? Ayrıca, madem ki Abdullah ibn Zubeyr, Kabe’yiyıkıp tekrar inşa ettiyse, neden Kabe’yi rivayette bahsettiklerigibi Hıcr’ı tümüyle Kabe’ye katmadı ve biri garpta biri şarktaolmak üzere kapılar yaptırıp, bu kapıları yer seviyesine, eskikapıyla birlikte indirmedi?

Gerekli olması halinde Kabe’ye bakım ve imar işi yapılabilir,fakat Asli şeklini değiştirmek uygun değildir.

477- Hz. Muâz İbnu Cebel radıyallahu anh anlatıyor:Resûlullah aleyhissalâtu vesselâm (bir gün)

“Beytu’l-Makdis’in imârı Yesrib’in harabıdır. Yesrib’inharâbı melhemenin (savaşın) çıkmasıdır. Melheme

İstanbul’un fethidir, İstanbul’un fethi Deccâl’in çıkmasıdır!" buyurdular. Sonra elini (Resûlullah), konuşmakta olduğukimsenin (yani, Hz. Muâz’ın) dizine vurdular ve:

“Bu söylediğim kesinlikle hakikattir. Tıpkı senin buradaoturman hak olduğu gibi" buyurdular.”

Hz. Muâz burada kendisini kastetmektedir. (Yani

aleyhissalâtu vesselâm’ın konuştuğu ve dizine elini vurduğukimse Muâz İbnu Cebel radıyallahu anh’tır.)" (K.S. 5048C.14 S.345 Akçağ, alıntısı: Ebû Dâvud, Melâhim 3, (4294))

353

Page 354: 50121318-Kutub-i-Sitte-nin-Ele�tirisi-ve-Kuran-a-Arz�-Ferec-Hudur.pdf

7/30/2019 50121318-Kutub-i-Sitte-nin-Ele�tirisi-ve-Kuran-a-Arz�-Ferec-Hudur.pdf

http://slidepdf.com/reader/full/50121318-kutub-i-sitte-nin-eletirisi-ve-kuran-a-arz-ferec-hudurpdf 354/606

478- Hz. Enes radıyallahu anh dedi ki:”İstanbul’un fethiKıyamet anında olacaktır."(K.S. 5045 C.14 S.339 Akçağ,alıntısı:Tirmizi, Fiten 58,(2240))

479- Abdullah İbnu Büsr radıyallahu anh anlatıyor:“Resûlullah aleyhissalâtu vesselâm buyurdular ki:

“Melheme (İstanbul) ile Medine’nin fethi arasında altı yılvardır. Yedinci yılda da Mesih Deccâl çıkar."(K.S. 5049 C.14S.345 Akçağ, alıntısı: Ebû Dâvud, Melâhim 4, (4296); İbnuMâce, Fiten 35,(4093))

Bu rivayetlere göre İstanbul’un fethi kıyamet zamanı vuku bulacaktır. Başka bir ifadeyle, İstanbul kıyamete kadar fethedilmeyecektir. Asırlardan beri, İstanbul’un Türkler tarafından fethedilmiş olduğu bir vakıa olup. Medine’nin isehiç savaşsız, Müslümanlar tarafından Peygamber zamanındaİslam devlet merkezi olarak kullanıldığı tarihi bir gerçektir.Aradan asırlar geçtiği halde Mesih Deccâl’in çıkmadığı da bir 

vakıadır. Bu itibarla uydurmuş oldukları hadislerin saçma vegerçek dışı olduğu fazla izaha ihtiyaç göstermeyecek kadar açıktır.

RESİM VE SURET YAPMA KONUSUNDAUYDURDUKLARI HADİS ÖRNEKLERİ

480- İbnu Abbasi (radıyallahu anhümâ)’ın anlattığına göre:“Kendisine bir adam gelip: “Ben ressamım, şu resimleriyaptım. Bana bu hususta fetva ver!"dedi. İbnu Abbas adama:“Bana yaklaş!"emretti, adam yaklaşınca: “Bana daha dayaklaş!"dedi. Adam yaklaştı. İbnu Abbas elini başınınüzerine koydu ve: “Ben Resûlullah (aleyhissalâtu vesselâm)’ı

dinledim. Şöyle diyordu: “Bütün tasvirciler ateştedir. Allahressamın yaptığı her bir resim için bir nefis koyar ve bu onacehennem de azap verir." İbnu Abbas devamla dedi ki: “İllada resim yapacaksan ağaç yap, canı olmayan şeyin resmini

354

Page 355: 50121318-Kutub-i-Sitte-nin-Ele�tirisi-ve-Kuran-a-Arz�-Ferec-Hudur.pdf

7/30/2019 50121318-Kutub-i-Sitte-nin-Ele�tirisi-ve-Kuran-a-Arz�-Ferec-Hudur.pdf

http://slidepdf.com/reader/full/50121318-kutub-i-sitte-nin-eletirisi-ve-kuran-a-arz-ferec-hudurpdf 355/606

yap." (K.S. 2167 C.7 S.549-550 Akçağ, alıntıları: Buhari,Büyû 104;Müslim,Libâs 99,(2110); Nesâi, Zinet 112,(8,212,214))

481- Ebû Ümame radıyallahu anh anlatıyor: “Resûlullahaleyhissalâtu vesselâm’a bir kadın gelerek, kocasının gazvedeolduğunu söyleyerek evine bir hurma ağacı resmini yapmak için izin istedi. Aleyhissalâtu vesselâm kadını men etti veyanefyetti."(K.S. 7081 C.17 S.469 Akçağ, alıntısı: İbn-i Mace3652.)

482- Hz. Âişe radıyallahu anhâ anlatıyor: “Ben bir sehve mi

-yani odasının içindeki yüklüğümsü bir kısmını kastediyor-üzerinde resimler bulunan bir kumaşla örtmüştüm. Resûlullahaleyhissalâtu vesselâm (eve) gelince onu söktü. Ben de ondaniki yastık yaptım. Ben Aleyhissalâtu vesselâm’ı bunlardan birine yaslanmış olarak gördüm."(K.S. 7082 C.17 S.469Akçağ, alıntısı: İbn-i Mace 3655.)

483-.......... Mü’minlerin anası Âişe (R) şöyle haber vermiştir:Kendisi, üstünde bir takım resimler bulunan küçük bir yastık, bir şilte satın almıştı. Resûlullah (S) bunu görünce kapınınönünde dikildi de içeriye girmedi. (Âişe dedi ki:) Bu sırada ben O’nun yüzündeki istemezliği sezip tanıdım. Ve:

- Yâ Rasûlullah! Ben Allah’a ve Resûlü’ne tevbe ederim. Benne günâhı işledim ki? dedim.

- “Şu yastığın hâli nedir?"buyurdu.

Ben:

- Ben onu Sen üzerinde oturasın ve yaslanasın diye, Seniniçin satın aldım, dedim.

Rasûlullah:

- “Bu sûretlerin sâhipleri kıyâmet gününde muhakkak azâbedilirler. Ve bu kimselere: Sûret verdiğiniz bu mahlûkları

355

Page 356: 50121318-Kutub-i-Sitte-nin-Ele�tirisi-ve-Kuran-a-Arz�-Ferec-Hudur.pdf

7/30/2019 50121318-Kutub-i-Sitte-nin-Ele�tirisi-ve-Kuran-a-Arz�-Ferec-Hudur.pdf

http://slidepdf.com/reader/full/50121318-kutub-i-sitte-nin-eletirisi-ve-kuran-a-arz-ferec-hudurpdf 356/606

diriltiniz, denilir”. Ve yine Rasûlullah: “İçinde sûret bulunaneve melekler girmez" buyurdu. (Buhâri, Kitâbu’l-Buyu Bab40 H.67 C.4 S.1947 Ötüken.)

<482> no.lu örnekte, resimli yastık yapılabileceği tahdisedilmişken, <483> no.lu örnekte resimli yastık yapılamayacağının, böyle bir olayın günah olduğunun tahdisedilmesi bir çelişkidir. Ayrıca, İslam dininde günahhususunda ancak Allah’a tevbe edilir, Âişe’nin, Allah’a veResûlüne tevbe ederim dediğini rivayet etmeleri bir iftiradır.

Resim konusunda uydurmuş oldukları rivayetlerden topluca

 birkaç örnek verip, Kur’an ayetleriyle karşılaştırırsak, yalanrivayet uydurmakta ne kadar pervasızca davrandıkları açıkçaanlaşılmış olur. Şöyle ki:

484- (Yine) İbnu Abbâs (radıyallahu anhümâ) anlatıyor:“Resûlullah aleyhissalâtu vesselâm" buyurdular ki: “Kimresim yaparsa, Allah onu Kıyamet günü, yaptığı resim

sebebiyle, onlara ruh üfleyinceye kadar azab eder. Hiçbir zaman da ruh üfleyici değildir."(K.S. 2168 C.7 S.550 Akçağ,alıntıları: Buhari, Ta’bir 45, Tirmizi, Libâs 19,(1751); Nesai,Zinet 114,(8,215))

485- Ebû Talha el-Ensâri (radıyallahu anh) anlatıyor:Resûlullah (aleyhissalâtu vesselâm) buyurdular ki: “Melekler içerisinde köpek ve timsaller bulunan eve girmezler."(K.S.

2169 C.7 S.551 Akçağ, alıntıları: Buhari, Libâs 92,88,Bed’ü’l-Halk 6,14, Meğazi 11; Müslim, Libâs 102,(2606);Ebû Dâvud, Libâs 48,(4155); Tirmizi, Edeb 44,(2805); Nesâi,Zinet 112,(8,212,213); İbnu Mâce, Libâs 44,(3649))

486-............. Bana Amr İbnu’l-Hâris, Sâlim’den; o da babasıAbdullah ibn Umer’den tahdis etti; o şöyle demiştir: Cibril

aleyhisselâm, Peygamber’in yanına inmeyi va’d etmişti(inmedi; Peygamber sebebini sordu.) Cibril: Biz melekler,içinde (canlı hayvana âid) sûret ve köpek bulunan eve

356

Page 357: 50121318-Kutub-i-Sitte-nin-Ele�tirisi-ve-Kuran-a-Arz�-Ferec-Hudur.pdf

7/30/2019 50121318-Kutub-i-Sitte-nin-Ele�tirisi-ve-Kuran-a-Arz�-Ferec-Hudur.pdf

http://slidepdf.com/reader/full/50121318-kutub-i-sitte-nin-eletirisi-ve-kuran-a-arz-ferec-hudurpdf 357/606

girmeyiz, dedi. (Buhâri, Bed’i’l-Halk H.37 C.7 Bab.6 S.3040Ötüken.)

487-.............. Bize Amr İbnu’l-Hâris haber verdi. Onu da

Bukeyr ibnu’l-Eşecc tahdis etmiştir. Ona da Busr ibn Saidtahdis etmiştir. Busr ibn Said’in beraberinde, Peygamber’inzevcesi Meymûne’nin himâyesinde bulunmuş olanUbeydullah el-Havlâni bulunuyordu. Râvi dedi ki: İşte buikisine Zeyd ibn Hâlid tahdis etti. Ona da Ebû Talha şöyletahdis etti: Peygamber (S): “Melekler, içinde sûret bulunanherhangi bir eve girmezler" buyurdu.

Sahâbi râvi Busr dedi ki: (Bu hadisi bana rivâyet ettikleri bir zamân sonra) Zeyd ibn Hâlid hastalandı. Biz de ona hastaziyaretine gittik. Eve girdiğimizde içeride, üzerinde birtakımsûretler bulunan bir perde ile karşılaştık. Ben orada bulunanUbeydullah el-Havlâni’ye:

- Bu Zeyd ibn Hâlid bize Peygamber’den tasvirler hakkındaki

hadisi tahdis etmedi mi? (Şimdi bu resimli perde ne oluyor?)dedim.

Ubeydullah bana;

- Zeyd ibn Hâlid bu hadisi Ebû Talha’dan bize naklederken,sonunda “İllâ fi sevbin (= Elbisedeki nakış ve resimmüstesnâdır)" demiştir; sen onu işitmedin mi? dedi.

Ben:

- Hayır işitmedim, dedim.

O da:

- Fakat sen o hadisi işittin, o bunu muhakkak zikretmiştir,

dedi. (Buhâri, Kitâbu Bed’i’-Halk H.36 C.7 Bab.6 S.3039-3040 Ötüken.)

357

Page 358: 50121318-Kutub-i-Sitte-nin-Ele�tirisi-ve-Kuran-a-Arz�-Ferec-Hudur.pdf

7/30/2019 50121318-Kutub-i-Sitte-nin-Ele�tirisi-ve-Kuran-a-Arz�-Ferec-Hudur.pdf

http://slidepdf.com/reader/full/50121318-kutub-i-sitte-nin-eletirisi-ve-kuran-a-arz-ferec-hudurpdf 358/606

Görüldüğü gibi, canlı resmi yapmanın yaratılışı taklit olduğu, bu tür resim yapanların, yaptıkları resimlere ruh üflemeğedavet edilecekleri, dolayısıyla buna güçyetiremeyeceklerinden ebediyen cehennemde azab

görecekleri, ayrıca içerisinde köpek ve resim bulunan evemeleklerin girmeyeceğini iddia etmelerine rağmen, canlıresminin elbise üzerinde olmasının günah olmadığını tahdisetmeleri açık bir çelişkidir. Zira konu eğer ki yaratılışıtaklitse ve bu yasaksa, resim elbise üzerinde olmuş veyaolmamış ne fark eder? İnsan ve Hayvan resmi yapmanınharam olduğunu tahdis etmenin yanında, bitki resimleri

yapmanın serbest olduğunu tahdis etmeleri ilginç bir çelişkidir. Zira, yaratılış açısından türlerinin değişik olmasından başka bir fark yoktur.

İslam dininde canlı resmi yapmak yasak olmayıp, resminmüstehcen olması veya ona tapılması yasaktır. Bu konudasuçlu olan resim sanatı değil, insanların bozuk zihniyetidir,insanlar yalnız resimlere ve heykellere tapmıyorlar, örneğin:

Yıldızlara ve Güneşe de tapıyorlar, o zaman tapmasınlar diyeYıldızları ve Güneşi yok etmek mi lazım bu mümkündeğildir, aynaya veya ayna türü bazı şeylere bakmakta bir nevi resim yapmaktır, aynaya bakmayı sünnet kabul edenler aynada ki resimleri konusunda ne düşünüyorlar; Çağımızda,Televizyona çıkıp Kur’an okuyan kimse konusundadüşünceleri nedir.

Ayrıca, resimden daha ileri bir tasvir teması olan heykellerleilgili olarak, Kur’an’dan örnek verecek olursam, resimkonusundaki rivayetlerinin Kur’an’la uyuşmadığı açıkçaanlaşılır. Daha öncede belirttiğim gibi, Süleyman peygambere, cinler heykeller yapıyorlardı ve bu şükredilmesigereken güzel bir olay olarak Kur’an’da belirtilmiştir.

Kur’an’dan mealen:

358

Page 359: 50121318-Kutub-i-Sitte-nin-Ele�tirisi-ve-Kuran-a-Arz�-Ferec-Hudur.pdf

7/30/2019 50121318-Kutub-i-Sitte-nin-Ele�tirisi-ve-Kuran-a-Arz�-Ferec-Hudur.pdf

http://slidepdf.com/reader/full/50121318-kutub-i-sitte-nin-eletirisi-ve-kuran-a-arz-ferec-hudurpdf 359/606

- Ona dilediği gibi kaleler, heykeller, havuzlar kadar (geniş)leğenler, sâbit kazanlar yaparlardı. “Ey Dâvud âilesi,şükredin!"kullarımdan şükreden azdır. 34/13

ŞİİR KONUSUNDA UYDURDUKLARI HADİSLERDENÖRNEKLER:

488- Übey İbnu Ka’b (radıyallahu anh) anlatıyor: Resûlullah(aleyhissalâtu vesselâm) buyurdular ki: “Şiirde hikmetvardır"(K.S. 2303 C.8 S.551 Akçağ, alıntıları: Buhâri, Edeb

90; Ebû Dâvud, Edeb 95,(5010); Tirmizi, Edeb 69,(2847);İbnu Mâce, Edeb 41,(3755))

489- Amr İbnu’ş-Şerrid, babasından (Şerrid’den naklenradıyallahu anh) anlatıyor: “Bir gün ben Resûlullah’ın bineğinin arkasına binmiştim. Bir ara bana:

“Hafızanda Ümeyye İbnu Ebi’s-Salt’ın şiirinden bir şeyler 

var mı?"diye sordu. Ben: “Evet!"deyince:

“Söyle!"dedi, Ben kendisine bir beyt okudum. O yine:

“Devam et! dedi. Ben bir beyt daha okudum. O yine,

“Söyle!"emretti. Böylece kendisine yüz beyit okudum." (K.S.2307 C.8 S.186 Akçağ, alıntısı: Müslim, Şiir 1,(2255))

490- Bize Mûsa ibn İsmâil tahdis edip şöyle dedi: Bize EbûAvâne, el-Esved ibn Kays’tan; o da Cundub ibn Sufyân’dantahdis etti ki, Resûlullah (S)’ın şehit olma yerlerinin birindeayak parmağı (yaralanıp) kanamış idi. Bunun üzerineResûlullah:

“Hel enti illâ ısbaun demitiVe fi sebilillahi mâ lakıyti”

(= Sen ancak bir parmaksın ki kanadın

359

Page 360: 50121318-Kutub-i-Sitte-nin-Ele�tirisi-ve-Kuran-a-Arz�-Ferec-Hudur.pdf

7/30/2019 50121318-Kutub-i-Sitte-nin-Ele�tirisi-ve-Kuran-a-Arz�-Ferec-Hudur.pdf

http://slidepdf.com/reader/full/50121318-kutub-i-sitte-nin-eletirisi-ve-kuran-a-arz-ferec-hudurpdf 360/606

Allah yolundadır bütün de çattığın)

Recezini söyledi. (Buhâri, Kitâbu’l-Cihâd ve’s-Siyer H.18C.6 S.2650 Bab 9 Ötüken.)

Yazmış olduğum üç rivayet örneğinde görüldüğü gibi, şiirdehikmet olduğunu, bizzat peygamberin kendisine şiir okunmasını istediğini ve kendisinin de şiir okuduğunu tahdisetmişlerdir. Bu iddialarına göre şiir okumak çok iyi bir şeyolduğu gibi, şairlerde hikmetli kimseler olmuş olurlar. Buiddialarına rağmen, çelişkili olarak şu rivayetleri tahdisetmekten çekinmemişlerdir:

491- Ebû Hüreyre radıyallahu anh anlatıyor: “Resûlullah(aleyhissalâtu vesselâm)"buyurdular ki: “Sizden birinin içineonu bozacak irin dolması, şiir dolmasından hayırlıdır."(K.S.2305 C.8 S.183 Akçağ, alıntıları:Buhâri, Edeb 92; Müslim,Şiir 7,(2257); Ebû Dâvud, Edeb 95,(5009); Tirmizi, Edeb 71,(2855))

El-Hudri’den Müslim’in kaydettiği bir diğer rivayette şöyledenmiştir: “Resûlullah (aleyhissalâtu vesselâm)"yürümekteiken karşısına şiir inşad eden bir şâir çıktı. Efendimiz:“Şeytanı tutun" veya “Şeytanı yakalayın" diye emretti. (K.S.2305, yukarıdaki rivayetin ikinci paragrafı)

492-.......... Bize Hanzala Sâlim’den; o da İbn Umer (R)’den

haber verdi ki, Peygamber (S): “Birinizin içinin irinledolması, muhakkak ki şiirle dolmasından hayırlıdır" buyurmuştur. (Buhâri, Kitâbu’l-Edeb H.178 C.13 S.6118Ötüken.)

Şiir ve şairleri hem öven, hem de kötüleyen rivayetler tahdisetmeleri bir çelişkidir. Peygamberin şiir söylediğini,

dolayısıyla şair olduğunu söylemeleri, putperestlerin yaptığı bir iddiadır.

Şiir konusunda, Kur’an’dan örnek verecek olursak, mealen:

360

Page 361: 50121318-Kutub-i-Sitte-nin-Ele�tirisi-ve-Kuran-a-Arz�-Ferec-Hudur.pdf

7/30/2019 50121318-Kutub-i-Sitte-nin-Ele�tirisi-ve-Kuran-a-Arz�-Ferec-Hudur.pdf

http://slidepdf.com/reader/full/50121318-kutub-i-sitte-nin-eletirisi-ve-kuran-a-arz-ferec-hudurpdf 361/606

- Biz ona (Muhammed’e) şiir öğretmedik, (şiir) ona yakışmazda. O(nun getirdiği), sâdece bir öğüt ve apaçık bir Kur’an’dır.36/69

- Şairler(e gelince) onlara da azgınlar uyar. 26/224

- Görmüyor musun onları, (nasıl) her vâdide şaşkın şaşkındolaşırlar? 26/225

- Ve onlar yapmadıkları şeyleri söylerler. 26/226

Bu itibarla uydurdukları rivayetlerin aslı yoktur.

AİLE VE TESETTÜR HAKKINDA UYDURDUKLARIRİVAYETLERDEN ÖRNEKLER:

493- Abdullah İbnu Amr İbni’l-As (radıyallahu anhümâ)anlatıyor:

“Resûlullah (aleyhissalâtu vesselâm)" buyurdular ki: “Sizden biri cariyesini veya kölesini veya ücretlisini evlendirdi mi,artık onun avretine bakmasın." (K.S. 2680 C.8 S.522 Akçağ,alıntısı: Ebû Dâvud, Libâs 37, (4113,4114))

Bu rivayetlerine göre, cariye, köle veya ücretle çalıştırılankimseler evlendirilmişlerse avretlerine yani vücutlarının

örtünmesi gereken gizli yerlerine bakılmaz, diğer bir ifadeyleevlendirilmemişlerse bakılabilir manası çıkar. Bu durumagöre, cariyeler bir tarafa, erkek köleler veya ücretleçalıştırılan erkeklerin durumunu ele alalım. Müslüman erkek ve bayanların bu gibi kimselerin avret yerine bakamayacağıgibi, bunlarda Müslüman erkek ve bayanların avret yerine bakamazlar. Zira başka bir rivayette Müslüman bayanların

köleleri karşısında baş örtüsüz durabileceklerini iddiaetmişlerdir, şöyle ki:

361

Page 362: 50121318-Kutub-i-Sitte-nin-Ele�tirisi-ve-Kuran-a-Arz�-Ferec-Hudur.pdf

7/30/2019 50121318-Kutub-i-Sitte-nin-Ele�tirisi-ve-Kuran-a-Arz�-Ferec-Hudur.pdf

http://slidepdf.com/reader/full/50121318-kutub-i-sitte-nin-eletirisi-ve-kuran-a-arz-ferec-hudurpdf 362/606

494- Hz. Enes radıyallahu anh anlatıyor: Resûlullahaleyhissalâtu vesselâm Fâtıma radıyallahu anhâ’ya bir kölegetirdi. Bunu ona hibe etmişti. Hz. Fâtıma’nın üzerinde (çok uzun olmayan bir elbise vardı, elbiseyi başına çekecek olsa

öbür ucu ayaklarına ulaşmıyordu. Elbiseyle ayaklarınıörtecek olsa üst ucu başına yetişmiyordu. Resûlullahaleyhissalâtu vesselâm, örtünme hususunda mâruz kaldığısıkıntıyı görünce:

“Bu kıyafette olmanın sana bir mahzuru yok, zira,karşındakiler baban ve kölendir" buyurdu. (K.S. 3437 C.10S.230,231 Akçağ, alıntısı: Ebû Dâvud, Libâs 35, (4106))

Görüldüğü gibi, İslam dininde bayanların erkek köleleriyanında örtünmeye bileceklerini iddia etmişlerdir. Böyle bir iddianın yalan ve iftira olduğuna dair Kur’an’dan örnek verecek olursak, mealen:

- Müminlere söyle: “Gözlerini (harama bakmaktan)

sakınsınlar, ırzlarını korusunlar. Bu (hareket) onlar için dahatemiz (ve yararlı)dır. Şüphesiz Allah, onların her yaptıklarınıhaber almaktadır. 24/30

Mümin kadınlara da söyle: “Gözlerini (haramdan)sakınsınlar, ırzlarını korusunlar. Süslerini göstermesinler.Ancak (elbise, yüzük gibi örtünmesinde güçlük bulunan)kendilerinden görünenler hâriç. Baş örtülerini yakalarının

üzerine salsınlar. Süslerini kocaları veyâ erkek kardeşlerininoğulları veyâ kız kardeşlerinin oğulları veyâ Müslümankadınları veyâ cariyeleri veyâ erkekliği kalmamış (iktidarsız,şehvetsiz) erkeklerden tâbi’lerine (hizmetçi v.b.), ya dakadınların mahrem yerlerini anlamayan çocuklardan başkasını göstermesinler. Gizledikleri süslerinin bilinmesiiçin ayaklarını (yere) vurmasınlar. Ey müminler! Hep birden

Allah’a tevbe ediniz ki kurtuluşa eresiniz. 24/31

Görüldüğü gibi, mümin erkekler ve kadınlar harama bakamayacakları gibi, mümin kadınların süslerini, bilezik v.s.

362

Page 363: 50121318-Kutub-i-Sitte-nin-Ele�tirisi-ve-Kuran-a-Arz�-Ferec-Hudur.pdf

7/30/2019 50121318-Kutub-i-Sitte-nin-Ele�tirisi-ve-Kuran-a-Arz�-Ferec-Hudur.pdf

http://slidepdf.com/reader/full/50121318-kutub-i-sitte-nin-eletirisi-ve-kuran-a-arz-ferec-hudurpdf 363/606

Gibi. Erkeklikten düşmemiş kölelerine ve hizmetçilerinegösteremeyecekleri açıktır. Bu itibarla rivayetleri, Kur’an’laçelişkili olup uydurmadırlar.

495- Ümmü Seleme radıyallahu anhâ anlatıyor: “BenResûlullah aleyhissalâtu vesselâm’ın yanında idim. YanındaMeymune Bintu’l-Hâris radıyallahu anhâ da vardı. (Buesnada) İbnu Ümmi Mektum bize doğru geliyordu. -Buvak’a, tesettürle emredilmemizden sonra idi- ve yanımızagirdi. Resûlullah aleyhissalâtu vesselâm bize:

“Ona karşı örtünün!" Emretti. Biz:

“Ey Allah’ın resulü! O, âma ve bizi görmeyen (ve varlığımızıtanımayan) bir kimse değil mi?" dedik. Bunun üzerine:

“Siz de mi körlersiniz, siz onu görmüyor  musunuz?"buyurdu." (K.S. 3440 C.10 S.233 Akçağ,alıntıları: Ebû Dâvud, Libâs 37, (4112); Tirmizi, Edeb 29,(2779))

Gözleri görmeyen bir kimseye karşı örtünmenin mantığıyoktur. Bu rivayeti tesettürle alay etmek için uydurmuşlardır.Önceki rivayette Müslüman kadınlar kölesine karşı başörtüsünü örtmeye bilir diye rivayette bulunmuşlardı, burivayette gözleri görmeyen bir Müslüman’a karşı örtünmelerigerektiği yolunda rivayette bulunmaları açık bir çelişki

olduğu gibi, asıl maksatları kendilerince, tesettürle alayetmektir.

496- İbnu Abbâs radıyallahu anhümâ demiştir ki: “Bir erkek hanımına bir defada “Sen üç talakla boşsun! Dese, bu bir talâk sayılır? (K.S. 3045 C.11 S.409 Akçağ, alıntıları: EbûDâvud, Talâk 10,(2197))

Bu rivayette, bir seferde kadını üç kere boşamanın bir  boşama sayılacağını rivayet etmişlerdir.

363

Page 364: 50121318-Kutub-i-Sitte-nin-Ele�tirisi-ve-Kuran-a-Arz�-Ferec-Hudur.pdf

7/30/2019 50121318-Kutub-i-Sitte-nin-Ele�tirisi-ve-Kuran-a-Arz�-Ferec-Hudur.pdf

http://slidepdf.com/reader/full/50121318-kutub-i-sitte-nin-eletirisi-ve-kuran-a-arz-ferec-hudurpdf 364/606

497-. ...a) Muhammed b. İyas’dan (rivayet olunduğuna göre);İbn Abbas İle Ebû Hüreyre ve Abdullah b. Amr b. El-As’a;kocasının (daha cinsi münâsebette bulunmadan bir defada) üçtalakla boşadığı bir kız(ın durumun)dan sorulmuş da hepsi “O

kız başkasıyla evleninceye kadar ona helal olmaz."diye cevapvermişler. .............. (Ebû Dâvud, K.et-Talâk (13), Bâb 9-10C.8 S.384 Şamil Yayınları)

498-.............. Ubeydullah şöyle demiştir: Bana el-Kaasımİbnu Muhammed Âişe(R)’den şöyle tahdis etti: bir kimsekarısını üç talak ile boşamış. Sonra kadın başka bir erkekleevlenmiş. İkinci koca da (kadınla cimâ yapmadan) kadını boşamış. Bu ikinci koca kadını boşadıktan sonra, kadını ilk kocasına varması helâl olur mu? Diye Peygamber’e soruldu.

Peygamber (S) de:

- “İkinci erkek kadının balcığından, birinci erkeğin tatmasıgibi tatmadıkça helâl olmaz" Buyurdu. (Buhâri, Kitâbu’l-

Talâk H.9 C.11 S.5337 Ötüken.)

Bu rivayette, bir seferde üç talakla boşamanın üç boşamasayılacağını rivayet etmeleri. Önceki rivayette, bir seferde üçtalakla boşamanın bir boşama sayılacağı yolunda yapmışoldukları tahdis çelişkilidir.

Bir kimse karısını bir seferde üç veya üç yüz kere boşasa bu

ancak bir boşamadır. Zira birinci talakla boşanmış olankadını, diğer talaklarla boşamanın bir manası yoktur. Çünkü birinci talakla boşanmış olan kadın artık kendisini boşamışolan kocasının nikahı altında değildir ve zaten boş olanı boşamanın bir manası yoktur.

499- Hz. Ali (radıyallahu anh) anlatıyor: Resûlullah

(aleyhissalâtu vesselâm) bana: “Ey Ali, dizini çıkarma, necanlı, ne ölü, başkasının dizine de bakma" buyurdu. (K.S.2681 C.8 S.523 Akçağ, alıntısı: Ebû Dâvud, Cenâiz 32,(3140))

364

Page 365: 50121318-Kutub-i-Sitte-nin-Ele�tirisi-ve-Kuran-a-Arz�-Ferec-Hudur.pdf

7/30/2019 50121318-Kutub-i-Sitte-nin-Ele�tirisi-ve-Kuran-a-Arz�-Ferec-Hudur.pdf

http://slidepdf.com/reader/full/50121318-kutub-i-sitte-nin-eletirisi-ve-kuran-a-arz-ferec-hudurpdf 365/606

500- İbnu Abbâs (radıyallahu anhümâ) anlatıyor: “Resûlullah(aleyhissalâtu vesselâm)"uyluğu avret addetti." (K.S. 2682C.8 S.523 Akçağ, alıntısı: Tirmizi, Edep 40,(2798))

Bu iki rivayette, erkekler için de diz, (baldır), uyluk avretolarak sayılmıştır. Buna rağmen, Âişe ve Ümmü Süleym’e şurivayeti yakıştırmışlardır:

501- Enes b. Mâlik’ten rivayet: “Uhud harbinde, Yeminolsun ki, Âişe binti Ebi Bekir ile Ümmü Süleym’i paçalarınısıvamış halde gördüm. Baldırlarının bileziklerinigörüyordum. Su tulumlarını taşıyor, sonra gâzilerin ağızlarına

 boşaltıyorlardı. (Müslim, C.8 H.136/655 Sönmez Neşriyat.)

Bu rivayet, Âişe ve Ümmü Süleym’e yapılmış bir iftiradır.

502- Hz. Âişe radıyallahu anhâ anlatıyor: Resûlullahaleyhissalâtu vesselâm buyurdular ki: “Cariyenin talakı ikitalaktır, iddeti de -bir nüshada “kurû’u da"- iki hayızmüddetidir."(K.S. 4070 C.11 S.442 Akçağ, alıntıları: EbûDâvud, Talâk 6,(2189); Tirmizi, Talâk 7,(1182); İbnu Mâce,Talâk 30,(2080))

503- İbnu Ömer radıyallahu anhümâ derdi ki: “Köle,hanımını iki talakla boşadı mı artık kadın, başka bir kocayavar(ıp ondan boşan)madıkça ona haram olur. Bu köleninhanımı hür de olsa hüküm böyledir. Hür kadının iddeti üç

hayız müddeti, köle kadının iddeti iki hayız müddetidir."(K.S. 4071 C.11 S.443 Akçağ, alıntısı: Muvattâ, Talâk 50,(2,574))

Bu konuda, Hür veya Cariye kadınlar arasında Kur’an’da bir ayırım yapılmamıştır. Kur’an’dan mealen:

- Boşanmış kadınlar, üç kur’(üç âdet veya üç temizlik süresi

 bekleyip) kendilerini gözetirler (hâmile olup olmadıklarına bakarlar). Eğer Allah’a ve âhiret gününe inanıyorlarsa,Allah’ın kendi rahimlerinde yarattığını gizlemeleri

365

Page 366: 50121318-Kutub-i-Sitte-nin-Ele�tirisi-ve-Kuran-a-Arz�-Ferec-Hudur.pdf

7/30/2019 50121318-Kutub-i-Sitte-nin-Ele�tirisi-ve-Kuran-a-Arz�-Ferec-Hudur.pdf

http://slidepdf.com/reader/full/50121318-kutub-i-sitte-nin-eletirisi-ve-kuran-a-arz-ferec-hudurpdf 366/606

(Karınlarında çocuk bulunduğunu saklamaları) kendilerinehelâl olmaz. Kocaları da bu arada barışmak isterlerse, onlarıgeri almağa daha çok hak sahibidirler. Erkeklerin kadınlar üzerinde bulunan hakları gibi, kadınların da erkekler üzerinde

hakları vardır. Erkeklerin, kadınlar üzerinde(ki hakları), bir derece daha fazladır. Allah azizdir, hakimdir. 2/228

Bu itibarla, uydurmuş oldukları rivayetler, Kur’an’a aykırıolup, asılsızdırlar. Üç temizlik müddeti beklenmesihamilelikle ilgilidir, bu konuda cariye ile hür kadın arasındafark yoktur, zira yaratılış olarak aynıdırlar.

504- Hz. Âişe radıyallahu anhâ anlatıyor: Resûlullahaleyhissalâtu vesselâm: “Hangi kadın velisinin izniolmaksızın nikahlanırsa onun nikâhı bâtıldır! buyurdular ve bunu üç kere tekrar ettiler............. (K.S. 5652 C.16 S.5Akçağ, alıntısı: Ebû Dâvud, Nikâh 20,(2083); Tirmizi, Nikâh14,(1102))

505- Yine Ebû Dâvud ve Tirmizi’de Ebû Musa radıyallahuanh’tan gelen bir rivayette:: “Resûlullah aleyhissalâtuvesselâm: “Velisiz nikah yoktur!"demiştir." (K.S. 5653 C.16S.5 Akçağ, alıntısı: Tirmizi, Nikâh 14,(1101), Ebû Dâvud, Nikâh 20,(2085))

Bu iki rivayette bir kadının evlene bilmesi için velisinden izinalması şart koşulmuştur. Buna rağmen şu rivayeti çelişkili

olarak tahdis ettiler:

506- Hz. İbnu Abbâs radıyallahu anhümâ anlatıyor:Resûlullah aleyhissalâtu vesselâm buyurdular ki:

“Dul nefsine velisinden haktır. Bakireden nefsi hususundaizin alınır, onun izni sükûtudur."."(K.S. 5656 C.16 S.8

Akçağ, alıntıları:Müslim, Nikâh 66,(1421); Tirmizi, Nikâh12,(1108); Ebû Dâvud, Nikâh 26,(2098); Nesâi, Nikâh 31,32,(6,84))

366

Page 367: 50121318-Kutub-i-Sitte-nin-Ele�tirisi-ve-Kuran-a-Arz�-Ferec-Hudur.pdf

7/30/2019 50121318-Kutub-i-Sitte-nin-Ele�tirisi-ve-Kuran-a-Arz�-Ferec-Hudur.pdf

http://slidepdf.com/reader/full/50121318-kutub-i-sitte-nin-eletirisi-ve-kuran-a-arz-ferec-hudurpdf 367/606

Bu rivayette dulun velisinden izin almasına gerek olmadığınırivayet etmeleri bir çelişkidir.

507- Hz. Semüre radıyallahu anh anlatıyor: “Resûlullah

(aleyhissalâtu vesselâm)"buyurdular ki:

“Hangi kadını, (seviyesi eşit) iki veli (iki ayrı şahsa)nikâhlamışsa, o kadın o iki veliden önce davranana aittir.Kim iki kişiye bir şey satmışsa, o satılan şey birinci kimseyeaittir." (K.S. 5654 C.16 S.7 Akçağ, alıntıları:Ebû Dâvud, Nikâh 22,(2088);Tirmizi, Nikâh 19,(1110); Nesâi, Büyu’ 96,(7,314))

Bu rivayete göre, evlendirilecek olan kadınlar tamamenvelilerinin keyfi tercihlerine bırakılmış olup, kendilerinehiçbir söz veya tercih hakkı verilmemiştir. Öyle ki, iki ayrıveli tarafından iki ayrı şahsa kendilerinden habersiznikahlarının yapılabileceği ve nikah üstüne nikah yapılmışolduğundan da, ilk davranan yani ilk evlendirmeyi yapan

velinin tercihinin geçerli olacağını söylemişlerdir. Velilerinaynı zamanda ayrı ayrı nikah yaptırma olasılığı ise belirsiz bırakılmaktadır. Erkek olsun, bayan olsun evlenecek olanların tasvibinin olmadığı bir evlilik nasıl mümkünolabilir? Eğer bu şekilde bir zorlamayla evlilik kurulmuşsa nederece sağlıklı yürüyebilir.

İslam dininde, evliliğe ve aile kurmaya çok önem verilmiştir.

Kur’an’da bu konuyla ilgili çok ayet vardır. Tahdis etmişoldukları rivayetin uydurma olduğuna delil olarak 4 Nisa 21den örnek vermem yeterlidir. Kur’an’dan mealen:

- Bir eşin yerine başka bir eş almak isterseniz ve birincisine büyük mal vermişseniz, (onu boşadığınızda) ondan hiçbir şeyalmayın. İftira ederek, açık bir günaha girerek (o ilk hanımı

kötüleyerek) o verdiğiniz mehri geri alır mısınız? 4/20

- Nasıl alırsınız? Halbuki siz birbirinizle kaynaşmıştınız veonlar sizden ağır söz almışlardı. 4/21

367

Page 368: 50121318-Kutub-i-Sitte-nin-Ele�tirisi-ve-Kuran-a-Arz�-Ferec-Hudur.pdf

7/30/2019 50121318-Kutub-i-Sitte-nin-Ele�tirisi-ve-Kuran-a-Arz�-Ferec-Hudur.pdf

http://slidepdf.com/reader/full/50121318-kutub-i-sitte-nin-eletirisi-ve-kuran-a-arz-ferec-hudurpdf 368/606

Görüldüğü gibi, evlenecek olan bayanların evleneceğişahıstan, bizzat ağır (sağlam) söz almaya hakları vardır. Buda evlenecek bayanların evliliği onaylamalarını içermektedir.Zira evlenmeyi kabul etmeye niyeti yoksa, damat adayını

evlenme konusunda muhatap kabul etmemesi yeterlidir.

Görüldüğü gibi tahdis etmiş oldukları rivayet Kur’an’a uygunolmayıp aslı yoktur.

508- Âişe radıyallahu anhâ anlatıyor: Resûlullahaleyhissalâtu vesselâm buyurdular ki:

“Bir veya iki emme ile (süt kardeşliği) haramlığı hâsılolmaz." (K.S. 5673 C.16 S.30 Akçağ, alıntıları: Müslim,Radâ’ 17,(1450); Tirmizi, Radâ’ 3,(1150); Ebû Dâvud, Nikâh19,(2063); Nesâi, Nikâh 51,(6,201))

509- Hz. Âişe radıyallahu anhâ anlatıyor: “Kur’an olarak inenler meyanında “Ma’lûm on emme ile haram sabit olur"âyeti de vardı. Sonra (Rab Teâla) onları, malum beş emme ileneshetti. Bu (beş emme) âyetleri, Kur’an’ın okunan ayetleriarasında iken Aleyhissalâtu vesselâm vefat etti."(K.S. 5675C.16 S.29-30 Akçağ, alıntıları: Müslim, Radâ’ 24,(1452);Muvatta Radâ’ 17,(2,608); Ebû Dâvud, Nikâh 11,(2062);Tirmizi,Radâ’ 3,(1150); Nesâi, Nikâh 51,(6,100))

Tahdis etmiş oldukları bu rivayetlerde, bir iki kere süt emme

ile süt kardeşliği haramlığının hasıl olmayacağını, hatta buhususta iki Kur’an ayetinin inmiş olduğunu, beş emme şartıihtiva eden Kur’an ayeti, Kur’an’ın okunan ayetleri arasındaiken, Peygamberin vefat ettiğini, başka bir ifade ile,Peygamberin vefatından sonra da bu ayetin yürürlükteolduğunu tahdis ettiler. Böyle bir iddia bugün elde mevcutolan Kur’an’ın muharref ve noksan olduğu manasındadır. Bu

da Kur’an’ı apaçık inkar ve küfürdür. İddialarının nesh veyaunutturma olmadığına dair Kur’an’dan örnek verecek olursak, mealen:

368

Page 369: 50121318-Kutub-i-Sitte-nin-Ele�tirisi-ve-Kuran-a-Arz�-Ferec-Hudur.pdf

7/30/2019 50121318-Kutub-i-Sitte-nin-Ele�tirisi-ve-Kuran-a-Arz�-Ferec-Hudur.pdf

http://slidepdf.com/reader/full/50121318-kutub-i-sitte-nin-eletirisi-ve-kuran-a-arz-ferec-hudurpdf 369/606

- Biz daha iyisini veya benzerini getirmedikçe bir âyeti(nhükmünü) yürürlükten kaldırmaz veyâ onu unutturmayız.Allah’ın her şeye gücü yeter olduğunu bilmedin mi? 2/206

Burada bildirilen nüshalardan, nesh veya unutturma olayında,nesh edilen veya unutturulan ayetin yerine muhakkak, yadaha hayırlısı veya benzerinin Allah tarafından indirileceğiolayına dikkat ettiğimizde. İddialarının bu hususlarauymadığını görürüz, zira kendi iddialarına göre ayet ne neshedilmiş nede unutturulmuştur ve Kur’an’ın içinde de yer almamasına rağmen de Kur’an’ın ayeti olarak geçerlidir demektedirler. İddia ettikleri bu ve bu gibi sözler Kur’an’ınnoksan ve muharref olduğunu iddia etmek demektir. Bu iseİslam dinine göre apaçık küfürdür.

Diğer taraftan, uydurmuş oldukları başka hadisrivayetlerinde, bu iddialarıyla çelişkiye de düşmüşlerdir,şöyle ki:

510- Hz. İbnu Abbâs radıyallahu anhümâ demiştir ki: “İki yıliçerisindeki emme tek bir emmeden ibaret de olsa bu,(evlenmeyi) haram kılar." (K.S. 5676 C.16 S.33 Akçağ,alıntısı: Muvatta Radâ’ 4,(2,602))

511- İbrahim b. Ukbe der ki: Said b. Müseyyeb’den emmeninhükmünü sorduğumda Said: “İki sene zarfında meydanagelen emme, bir damla da olsa nikâhı haram kılar. Ama iki

seneden sonra emme çocuğun yediği yemek hükmündedir.(Nikâhı haram kılmaz)"dedi. Sonra Urve b. Zubeyr’e sordumo da Said b. Müseyyeb’in söylediğini tekrarladı. (İmamMâlik, Muvatta C.3 S.153 H.10 Süt emme Kitabı, BeyanYayınları Eylül 1994 )

Görüldüğü gibi, iki sene zarfında, yani çocuk iki yaşını

 bitirmeden önce, bir damla dahi süt emmişse, bu sütkardeşliği için yeterlidir diye rivayet ettiler. Hal böyle olunca, beş emmeyi şart koşan rivayetleriyle çelişkiye düşmüşolurlar. İki seneden sonra vuku bulacak emzirmeyle süt

369

Page 370: 50121318-Kutub-i-Sitte-nin-Ele�tirisi-ve-Kuran-a-Arz�-Ferec-Hudur.pdf

7/30/2019 50121318-Kutub-i-Sitte-nin-Ele�tirisi-ve-Kuran-a-Arz�-Ferec-Hudur.pdf

http://slidepdf.com/reader/full/50121318-kutub-i-sitte-nin-eletirisi-ve-kuran-a-arz-ferec-hudurpdf 370/606

kardeşliği meydana gelmeyeceği iddialarına gelince dahaönce vermiş olduğum (Salim’in emzirilmesi rivayeti)örneğinde, adamların emzirilmesini dahi, süt çocukluğu olur iddiasıyla helal gördüklerinden bahsetmiştim. (Bak, Müslim,

Cilt 7 H.27/371 Sönmez Neşriyat; İbni Mace, Kitabü-n’NikahH.1943 S.411-412 Kahraman Yayınları.)

512-. ............ İbn Abbas (r.a.)’dan; demiştir ki: Adamın biriPeygamber (s.a.)’e gelip;

Benim eşim (kendisine uzanan) zinâkar (adamlar)ın elini geriçevirmiyor? dedi. (Hz. Peygamber de):

“Onu boşa!"buyurdu.

Adam bu sefer;

- Nefsimin onun peşinden gitmesinden korkuyorum, dedi.(Resûl-i Ekrem Efendimiz de);

“Öyleyse ondan bir süre faydalan" buyurdu. (Ebû Dâvud,K.en-Nikâh (12).Bâb C.8 S.67 H.2049 Şamil Yayınevi,ayrıca: Nesâi, Nikâh 12, tâlâk 34.)

Bu rivayette, Peygambere karşı ağır bir iftirada bulunmuşlardır. Zira peygambere danıştığını iddia ettiklerişahıs, iddia ettikleri gibi davranacak olsa iki husustan biri

meydana gelecektir. Birincisi eğer kadını boşayıp, ondansonra da cinsel ilişkisini devam ettirecek olursa zina etmişolacaktır. İkincisi, eğer boşamayıp evliliğini devam ettirecek olursa kadının zina etmesine mani olmadığından ve durumuda kabul etmiş olduğundan, kadının zina etmesine gözyummuş olmakla deyyus durumuna düşmüş olacaktır.

Bu itibarla, Peygamberin bu şahsa zina kar kadından

istifadeye devam etmesini önermesi imkansız olduğu gibi,zina eden erkek veya kadın, Mümin erkek veya kadınla nikahakdi yapamazlar. Dolayısıyla eş olarak bir arada bulunamazlar. Kur’an’dan mealen:

370

Page 371: 50121318-Kutub-i-Sitte-nin-Ele�tirisi-ve-Kuran-a-Arz�-Ferec-Hudur.pdf

7/30/2019 50121318-Kutub-i-Sitte-nin-Ele�tirisi-ve-Kuran-a-Arz�-Ferec-Hudur.pdf

http://slidepdf.com/reader/full/50121318-kutub-i-sitte-nin-eletirisi-ve-kuran-a-arz-ferec-hudurpdf 371/606

- Zina eden erkek zinâ eden veyâ puta tapan kadından başkasıyla evlenemez; zinâ eden kadın da zinâ eden veyâ puta tapan erkekten başkasıyla evlenemez. Bu (tür evlenmek), müminlere haram kılınmıştır. 24/3

Bu itibarla uydurmuş oldukları rivayetin aslı yoktur.

513- Hz. Ebu Hüreyre radıyallahu anh anlatıyor: “Ey Allah’ınResûlü dedim, ben genç bir insanım, günahtan korkuyorum,evlenecek maddi imkân da bulamıyorum, hadımlaşayımmı?"dedim: Aleyhissalâtu vesselâm bana cevap vermedi. Ben bir müddet sonra aynı şeyi tekrar söyledim. Yine cevap

vermedi. Sonra:

“Ey Ebu Hüreyre! Buyurdu. Senin karşılaşacağın şeyhususunda artık kalem kurumuştur. Bu durumda ister hadımlaş ister bırak." (K.S. 5725 C.16 S.85 Akçağ,alıntıları:Buhâri, Nikâh 8; Nesâi, Nikâh 4, (6,59))

Çocukların sünnet edilmesi konusunu işlerken, sağlıklı bedenüzerinde, saç, sakal, tırnak v.s. Gibi hususlar dışındayapışacak kalıcı ve keyfi değişikliklerin yaratılışı değiştirmemanasına geleceği hususunda izahatta bulunmuştum. Hadımolayı da yaratılışı değiştirme olayından başka bir şey değildir.Tarih boyunca, gerek insanlara gerekse hayvanlarauygulanmış olan hadımlaştırma ve benzeri olaylar ilekısırlaştırma olayları yaratılışı değiştirme işlemleri olduğu

gibi aynı zamanda iğrenç olaylardır. Bu gibi olayları yapanlar ve yaptıranlar insaf denen olayın kokusunu dahi almamışkimselerdirler.

Rivayette her ne kadar bir azarlama havası verilmişse de,hadım olayı sıradan bir olaymış gibi gösterilmek istenmiştir.Rivayet uydurma olup, aslı yoktur.

514-. ......... Muhammed b. Ubeyd b. Ebi Salih, İlya’daikamet ettiği sıralarda (şunları) söylemiştir: (Bir gün) Adiy b.Adiyyi’l-Kindi ile birlikte (yolculuğa) çıkmıştım. Nihâyet

371

Page 372: 50121318-Kutub-i-Sitte-nin-Ele�tirisi-ve-Kuran-a-Arz�-Ferec-Hudur.pdf

7/30/2019 50121318-Kutub-i-Sitte-nin-Ele�tirisi-ve-Kuran-a-Arz�-Ferec-Hudur.pdf

http://slidepdf.com/reader/full/50121318-kutub-i-sitte-nin-eletirisi-ve-kuran-a-arz-ferec-hudurpdf 372/606

Mekke’ye varınca (Adiyy) beni Safiyye bint Şeybe’yegönderdi. (Safiyye) Âişe’den (pek çok hadis) öğretmişti.(Yanına vardığımız zaman Safiyye bana şunları) söyledi:“Ben Âişe’yi “Rasûlullah (s.a.)’in;

“Öfke (veya zorlama) hâlinde ne boşama olabilir ne de (köleveya câriyeyi) âzâd etmek."dediğini duydum."derken işittim.

Ebû Dâvud dedi ki: “Öyle zannediyorum ki el-ğılâk öfkedemektir. (Ebû Dâvud, K.et-Talak (13).Bâb C.8 S.370H.2193 Şamil Yayınevi. Ayrıca: İbn Mace, talak 16.)

515-. ......... Ebû Hüreyre (r.a.)’den rivâyet edildiğinegöre:Resûlullah Sallallâhü aleyhi vesellem şöyle buyurmuştur; “üç şeyin ciddisi de, şakası da ciddidir. Nikâh,talak, rec’â. (Ebû Dâvud, K.et-Talak (13).Bâb 9 C.8 S.373H.2194 Şamil Yayınevi. Ayrıca, Tirmizi talak 9; İbnMâce,mukaddime 7, talak 13.)

Birinci rivayette öfke halinde boşama olamayacağını tahdisetmelerine rağmen, ikinci rivayette şakadan dahi olsa boşamanın yapılması halinde, gerçek manada gerçekleşmişolacağının rivayet edilmesi bir çelişkidir. Şakayla yapılan boşama, ciddi boşama sayılır demeleri de bir uydurmadır.Zira İslam dininde değil şakadan boşamaların, kasıtsızyeminlerde dahi sorumluluk yoktur, şöyle ki, Kur’an’danmealen:

- Allah sizi, yaptığınız kasıtsız yeminlerinizden sorumlututmaz, fakat kalplerinizin kazandığı (bile bile yaptığınız)yeminlerden sorumlu tutar. Allah bağışlayan halimdir. 2/225

516- Hz. Âişe radıyallahu anhâ anlatıyor: Resûlullahaleyhissalâtu vesselâm buyurdular ki: “Şu nikâhı ilan edin ve

davul (tef) da döğün."(K.S. 6586 C.17 S.202 Akçağ, alıntısı:İbn-i Mace 1895.)

372

Page 373: 50121318-Kutub-i-Sitte-nin-Ele�tirisi-ve-Kuran-a-Arz�-Ferec-Hudur.pdf

7/30/2019 50121318-Kutub-i-Sitte-nin-Ele�tirisi-ve-Kuran-a-Arz�-Ferec-Hudur.pdf

http://slidepdf.com/reader/full/50121318-kutub-i-sitte-nin-eletirisi-ve-kuran-a-arz-ferec-hudurpdf 373/606

517- Mücahid merhum anlatıyor: “Ben İbnu Ömer radıyallahu anhüma ile beraberdim. Derken bir davul(darbuka) sesi işitti. Derhal iki parmağını iki kulağına soktuve oradan (hızla) uzaklaştı. Bunu üç kere yaptı. Sonra:

“Resûlullah aleyhissalâtu vesselâm da böyle yapmıştı"dedi."(K.S. 6589 C.17 S.203 Akçağ, alıntısı: İbn-i Mace1901.)

Bir rivayette, düğünlerde (davul) tef çalınması gerektiğirivayet edilmişken, diğer rivayette, davul veya darbukasesinin nefret edilecek bir şey olarak tahdis edilmesi bir çelişki ve asılsız bir iddiadır, zira üçü de aynı menşedençalgılardırlar.

518- A’rac Ebu Hüreyre radıyallahu anh’tan naklen anlatıyor:Resûlullah aleyhissalâtu vesselâm diyor ki: “En şerli yemek,sâdece zenginlerin çağrılıp fakirlerin çağrılmadığı yemektir.Kim de dâvete icabet etmez, yemeğe gelmezse, Allah veResûlüne âsi olmuştur. (K.S. 3967 C.11 S.207 Akçağ,

alıntıları:Buhâri, Nikâh 72; Müslim, Nikah 107-110,(1432);Ebû Dâvud, Et’ime 1,(3742))

Bir kimsenin çağrıldığı yemek davetine gitmemek için bir çok geçerli mazereti olabilir, örneğin sağlık durumu uygunolmayabilir, bir yakını hasta olmuş olabilir, bir işi olmuşolabilir v.s. Buna rağmen yemek ziyafetine çağrılıp tagitmeyen kimsenin Allah’a ve Resûlüne asi olarak sayılmasıağır bir suçlama ve asılsız bir iddiadır.

519-. ... Câbir b. Abdullah (r.a.)’den; demiştir ki:Resûlullah(s.a.)

“- Biriniz bir kadına dünürlük yaptığı zaman kendisini okadınla evlenmeye sevk eden organlara bakmaya imkân

 buluyorsa, bunu yapsın-”

(Câbir) dedi ki: “ben bir câriyeyle evlenmek istedim, bununüzerine (onun haberi olmadan görebilmek için) onu gizli gizli

373

Page 374: 50121318-Kutub-i-Sitte-nin-Ele�tirisi-ve-Kuran-a-Arz�-Ferec-Hudur.pdf

7/30/2019 50121318-Kutub-i-Sitte-nin-Ele�tirisi-ve-Kuran-a-Arz�-Ferec-Hudur.pdf

http://slidepdf.com/reader/full/50121318-kutub-i-sitte-nin-eletirisi-ve-kuran-a-arz-ferec-hudurpdf 374/606

gözetlemeye başladım. Nihayet beni kendisiyle evlenmeyesevk eden (organlar)ını gördüm de onunla evlendim. (EbûDâvud, K.en-Nikâh (12), Bâb 17-18 C.8 S.148 ŞamilYayınları.)

Görüldüğü gibi, evlenmek isteyen bir kimsenin evlenmeyidüşündüğü kadının, eğer imkan buluyorsa en gizli yerlerine bakabileceği, hatta böyle bir davranışın kadının haberiolmadan gizlice yapılabileceğini tahdis etmişlerdir.Röntgenciliği meşru kabul eden bu iddiaya göre bir kimseniyetim evlenmedir deyip bekar olan, nikahlanabileceği bütünkadın ve kızlara meşru olarak bakabilir. Bu iddia Peygamber üzerine uydurulmuş bir iftira olduğu gibi, çeşitli fitneleresebep olabilecek ve Müslümanlara saldırı amacıylauydurulmuş asılsız bir iddiadır.

520-. .......... Câbir (r.a.)’den rivâyet olunduğuna göre,Peygamber (s.a.) (ansızın) bir kadın görmüş, bunun üzerineZeyneb bint Cahş’ınyanına girip onunla ihtiyacını gidermiş,

sonra ashabının yanına çıkıp onlara; “Kadın, şeytan kılığında(bir erkeğin) karşısına çıkabilir kim böyle bir şeylekarşılaşırsa, hemen ailesine gelsin (ve onunla cinsimünâsebette bulunsun) çünkü bu (şekilde hareket, kadınlarayönelik) içindeki(his)leri zayıflatır."buyurmuş. . (Ebû Dâvud,K.en-Nikâh (12), Bâb 42-43 Şamil Yayınları, ayrıca: Müslim,nikâh 9; Tirmizi, redâ’ 9.)

Bu iddialar, Peygamberin aile hayatı konusunda saygısızcauydurulmuş ifadeler içerdiği gibi, bu iddialarına göre örneğin bir çarşıdan geçen tahrik edici bir kadın o çarşıyı tatiledebilir. Ayrıca bir çok dramatik sahnelerin çıkmasına dasebep olur. Şöyle ki, evli olup ta bir iş yerini çalıştıran babave oğulların, dükkanlarına alışveriş için gelen tahrik edici bir kadın nedeniyle, baba ve oğulların dükkanlarını kapatıp

eşleriyle cinsi münasebet yapmak üzere birlikte güpegündüzevlerine gitmeleri gibi v.s. Bu rivayette, önceki rivayet gibiMüslümanlara saldırı amacıyla uydurulmuş aslı olmayan bir 

374

Page 375: 50121318-Kutub-i-Sitte-nin-Ele�tirisi-ve-Kuran-a-Arz�-Ferec-Hudur.pdf

7/30/2019 50121318-Kutub-i-Sitte-nin-Ele�tirisi-ve-Kuran-a-Arz�-Ferec-Hudur.pdf

http://slidepdf.com/reader/full/50121318-kutub-i-sitte-nin-eletirisi-ve-kuran-a-arz-ferec-hudurpdf 375/606

saçmalıktır. Dünya evlilerden müteşekkil değil, bekarlar davardır. Yetişkin bekarların bu durum karşısında ne yapmalarıgerektiği sorulmaya değer. Eğer bekar kimselerinsabretmeleri gerektiği iddia edilirse ki, bu yıllarca da

sürebilir. Evli kimselerin geceyi beklemek üzere birkaç saatsabretmelerine mani olan şey nedir? Aynı şekilde, evli bir  bayan, iddia ettikleri tahrik edici kadın konumunda bir erkek görecek olsa, kocasını gündüz vakti aramak üzere yollaradüşmeli midir? Uydurdukları hakaret içerikli rivayetlerdendolayı, eleştirilerimde bu tür ifadeler kullanmak zorundakaldığımdan dolayı okuyucudan özür dilerim.

521- Hz. Ali (radıyallahu anh) anlatıyor:Resûlullah(aleyhissalâtu vesselâm), cünüp olmadıkça her halimizde bizeKur’an okutup talim ederdi. (K.S. 3771 C.10 S.548 Akçağ,alıntıları 3772 no.lu rivayetle bağlantılı, şöyle ki: )

522- Nesâi’nin bir başka rivayetinde şöyle gelmiştir:Resûlullah (aleyhissalâtu vesselâm) helâdan çıkınca Kur’an

okur, bizimle et yerdi. Cenabet halinden başka hiçbir şeyO’nunla Kur’an arasına perde olmazdı." (K.S. 3772 C.10S.548 Akçağ, alıntıları: Ebû Dâvud, Tâharet 91,(229);Tirmizi, Tahâret 111,(146); Nesâi, Tahâret 171,(1,144))

Bu iki rivayette cenabetli olan kimsenin Kur’anokuyamayacağını tahdis etmişlerdir. Buna rağmen şöylecerivayette bulundular:

523- İbnu Abbâs (radıyallahu anhümâ)’dan rivayet edildiğinegöre, o cünüp kimsenin Kur’an okumasında bir beisgörmezdi." (K.S. 3773 C.10 S.550 Akçağ, alıntısı: Buhâri,(Hayz 7))

524-............. Ebû Hureyre (R) şöyle demiştir: Ben cünüp iken

Rasûlullah (S) benimle karşılaştı ve elimi tuttu. Böylecekendisiyle birlikte yürüdüm. Nihâyet oturdu. Ben hemensavuştum da barındığım yere geldim, yıkandım. Sonra geldi.O hâlâ oturuyordu. “Sen nerede idin yâ Ebâ Hırr?"dedi. Ben

375

Page 376: 50121318-Kutub-i-Sitte-nin-Ele�tirisi-ve-Kuran-a-Arz�-Ferec-Hudur.pdf

7/30/2019 50121318-Kutub-i-Sitte-nin-Ele�tirisi-ve-Kuran-a-Arz�-Ferec-Hudur.pdf

http://slidepdf.com/reader/full/50121318-kutub-i-sitte-nin-eletirisi-ve-kuran-a-arz-ferec-hudurpdf 376/606

de kendisine (yaptığım işleri) söyledim. Bunun üzerine:“Suphanallah! Yâ Ebâ Hırr, mü’min murdâr olmaz" buyurdu.(Buhâri Kitâbu’l-Gusl H.36 Bâb 24 S.390 C.1 Ötüken.)

Bu iki rivayette, cenabetlinin Kur’an okuyabileceğini veMümin cenabetli olsa dahi murdar olmadığını tahdis etmelerievvelki iki rivayetle çelişkilidir.

525-.......... Bize Mâlik, Ebû’z-Zinâd’dan; o da el-A’rec’den;o da Ebû Hureyre (R)’den olmak üzere haber verdi ki,Rasûlullah (S): “Bir kadınla onun halası, yine böyle bir kadınla onun teyzesi birlikte nikâh olunmaz" buyurmuştur.

(Buhari, Kitâbul’n-Nikâh Bâb 28 C.11 S.5205 H.46 Ötüken.)

Bir kadının, teyzesi veya halasıyla birliktenikahlanamayacağını, keza (daha önce belirttiğim gibi) sütharamlığının nesep haramlığıyla aynı şey olduğunu tahdisettiler. Böyle bir iddia ise Kur’an’a aykırıdır. Bu husustaörnek verecek olursak, Kur’an’dan mealen:

- Size (şunlarla evlenmeniz) haram kılındı: Analarınız,kızlarınız, kardeşleriniz, halalarınız, teyzeleriniz, kardeşkızları, kız kardeş kızları, sizi emziren analarınız, sütkardeşleriniz, karılarınızın anaları, birleştiğiniz karılarınızdanolup evlerinizde bulunan üvey kızlarınız, eğer onlarla henüz birleşmemişseniz (kızlarını almaktan ötürü) üzerinize bir günah yoktur- kendi sulbünüzden gelen oğullarınızın karıları

ve iki kız kardeşi bir arada almanız. Ancak geçmişte olanlar hâriç. Şüphesiz Allah, çok bağışlayan çok merhamet edendir.4/23

Görüldüğü gibi, iki kız kardeşle bir nikah altında evlenilmesiyasaklanmış olup, hala teyze konusunda herhangi bir yasak getirilmemiştir, bu itibarla rivayet uydurma olup, aslı yoktur.

526- Hz. Ebû Zerr (radıyallahu anh) anlatıyor:Resûlullah(aleyhissalâtu vesselâm) buyurdular ki:

376

Page 377: 50121318-Kutub-i-Sitte-nin-Ele�tirisi-ve-Kuran-a-Arz�-Ferec-Hudur.pdf

7/30/2019 50121318-Kutub-i-Sitte-nin-Ele�tirisi-ve-Kuran-a-Arz�-Ferec-Hudur.pdf

http://slidepdf.com/reader/full/50121318-kutub-i-sitte-nin-eletirisi-ve-kuran-a-arz-ferec-hudurpdf 377/606

“Kişi, önüne semer kaşı kadar bir şey bırakmadan namazkılarsa; (önünden geçtiği takdirde) siyah köpek, kadın, eşek namazı bozar..."

Ebû Zerr’e dendi ki:

“Siyahın kırmızıdan, beyazdan farkı nedir?" Şu cevabı verdi:

“Ey kardeşimin oğlu! Sen bana, benim Resûlullah(aleyhissalâtu vesselâm)’a sorduğum şeyi sordun. Efendimiz:

“Siyah köpek şeytandır" buyurmuştu."." (K.S. 2743 C.9 S.39

Akçağ, alıntıları: Müslim, Sâlat 265,(510); Ebû Dâvud, Salât110,(702); Tirmizi, Salât 253,(338), Nesâi, Kıble 7,(2,63);İbnu Mâce, İkâmetu’s-Salât 38,(952))

Sütresiz namaz kılanın önünden, siyah köpek, kadın ve eşek geçmesi halinde, namaz kılanın namazının bozulacağını,siyah köpeğin şeytan olduğunu, dolayısıyla, kadınlarlaeşeklerinde şeytan olduklarını iddia ettiler. Başka bir 

ifadeyle, sütresiz (maniasız, yani namaz kılınan yerin önünetümsek gibi bir şey konmaması durumunda) namaz kılanınönünden Ebû Cehil veya Firavun geçse o şahsın namazının bozulmayacağını. Fakat, Mümin olan karısı geçse veyaMümin olan kızı geçse namazının bozulacağını, zirakadınların bizzat şeytan olduklarını iddia ve tahdis etmeleri,İslam dininde kabul edilir bir durum olmadığı gibi, kadınlara

ağır bir hakaret teşkil etmektedir. İslam maskesi altındakadınlara bu şekilde saldırmalarının nedeni, onları İslamdininden soğutmak içindir. Bu rivayetten başka daha bir çok rivayette, bu tür iddialarda bulunmuşlardır, Örneğin:

527- Usâme İbnu Zeyd (radıyallahu anhümâ) anlatıyor:Resûlullah (aleyhissalâtu vesselâm) buyurdular ki: “(Mirâç

sırasında) cennetin kapısında durup içeri baktım. Orayagirenlerin büyük çoğunluğunun miskinler olduğunu gördüm.Dünyadaki imkân sâhiplerinin cehennemlikleri ateşe girmeyeemr olunmuşlardı, geri kalanlar da mahpus idiler.

377

Page 378: 50121318-Kutub-i-Sitte-nin-Ele�tirisi-ve-Kuran-a-Arz�-Ferec-Hudur.pdf

7/30/2019 50121318-Kutub-i-Sitte-nin-Ele�tirisi-ve-Kuran-a-Arz�-Ferec-Hudur.pdf

http://slidepdf.com/reader/full/50121318-kutub-i-sitte-nin-eletirisi-ve-kuran-a-arz-ferec-hudurpdf 378/606

Cehennemin kapısında da durdum. Oraya girenlerin büyük çoğunluğu da kadınlardı." (K.S. 2075 C.7 S.449 Akçağ,alıntıları: Buhâri, Rikak 51, Müslim, Zühd 93,(2736))

528- Mutarrıf İbnu Abdillah’ın anlattığına göre, bu zatın ikihanımı vardı. Bunlardan birinin yanından çıkmıştı. Geridönünce, hanımı: “Falan hanımın yanından geliyor olmalısın!"dedi. Mutarrıf: “Hayır, dedi İmrân İbnu Husayn’ınyanından geliyorum. O bana Rasûlullah’ın şu sözünü nakletti:

“Cennet sakinlerinin en azı kadınlardır." (K.S. 3309 C.10S.98 Akçağ, alıntısı: Müslim, Zikir 95,(2738))

Kadınları esas itibariyle, Cennete değil de, Cehenneme layık görmelerinin yanında, ayrıca kadınların uğursuz olduğunadair rivayet uydurdular, şöyle ki:

529- Salim’in babası (Abdullah İbnu Ömer) radıyallahuanhümâ anlatıyor: Resûlullah (aleyhissalâtu vesselâm) buyurdular ki: “Uğursuzluk üç şeydedir: At, kadın veevdedir.”............ (K.S. 6617 C.17 S.218 Akçağ, alıntısı:İbnûMâce 1995.)

At, kadın ve evi uğursuz saydıkları bu rivayetin, diğer rivayetleri gibi aslı yoktur. Allah, Kur’an’da eşler arasındauğursuzluk koyduğunu belirtmemiş. Sevgi ve merhametkoyduğunu belirtmiştir. Bu konuda Kur’an’dan mealen:

- O’nun âyetlerinden biri de, kendileriyle kaynaşmanız içinsize kendi nefislerinizden eşler yaratması ve aranızda sevgive merhamet koymasıdır. Şüphesiz bunda, düşünen bir toplum için ibretler vardır. 30/21

Mut’a nikahı konusunda da bir takım rivayetler uydurmuşlardır, bu rivayetlerinden örnekler verip aralarında

ki çelişkiyi belirtmekle yetineceğim. Bu konuda ki geniştenkidimi bu kitabın devamı olan ikinci kitabım da, bu günde

378

Page 379: 50121318-Kutub-i-Sitte-nin-Ele�tirisi-ve-Kuran-a-Arz�-Ferec-Hudur.pdf

7/30/2019 50121318-Kutub-i-Sitte-nin-Ele�tirisi-ve-Kuran-a-Arz�-Ferec-Hudur.pdf

http://slidepdf.com/reader/full/50121318-kutub-i-sitte-nin-eletirisi-ve-kuran-a-arz-ferec-hudurpdf 379/606

mut’a nikahını geçerli kabul eden İmâmiyye Şiası konusunuişlerken belirttim.

Mut’a nikahı, belirlenen ücret karşılığında, belirlenen müddet

için yapılan geçici nikahtır. İslam dininde bu çeşit nikah şekliyoktur.

530- Seleme İbnu’l-Ekvâ radıyallahu anhanlatıyor:“Resûlullah aleyhissalâtu vesselâm, Evtas gazvesiyılında Mut’a ya ruhsat verdi, sonra da onu yasakladı."(K.S.5646 C.15 S.535 Akçağ, alıntıları: Buhâri, Nikâh 31,(talik olarak); Müslim, Nikâh 18,(1405))

531- Muhammed İbnu’l_ Hanefiyye anlatıyor: “Hz. Ali, İbnuAbbâs radıyallahu anhüm’e dedi ki::“Resûlullah aleyhissalâtuvesselâm, Hayber gazvesi günü kadınlarla Mut’a yı, ehli eşek etlerinin yenmesini haram kıldı." (K.S. 5648 C.15 S.536Akçağ, alıntıları: Buhari, Meğazi 38, Nikâh 31, Zebâih 28,Hiyel 3; Müslim, Nikâh 29,(1407); Tirmizi, Nikâh 28,(1121);

 Nesâi, Nikâh 71,(6,125,126))

Her iki rivayette mut’a nikahının bizzat peygamber tarafındanyasaklandığını rivayet etmişlerdir. Buna rağmen çelişkiliolarak şöylece rivayette bulundular:

532- Hz. Câbir radıyallahu anh anlatıyor::“Resûlullahaleyhissalâtu vesselâm ve Hz. Ebû Bekr radıyallahu anh

zamanında bir avuç hurma ve un mukabilinde birkaç gün boyu devam eden mut’a nikâhı yapardık. Bu hal, Hz. Ömer radıyallahu anh’ın Amr İbnu Hureys hâdisesi vesilesiyleMut’a yı yasaklamasına kadar devam etti. (K.S. 5649 C.15S.536 Akçağ, alıntısı: Müslim, Nikâh 16,(1405))

Bu rivayette, mut’a nikahının Ömer zamanında

yasaklandığının tahdis edilmesi açık bir çelişkidir. Bu itibarlauydurdukları rivayetin aslı yoktur.

533... Yezid İbn Hürmüz’den demiştir ki:

379

Page 380: 50121318-Kutub-i-Sitte-nin-Ele�tirisi-ve-Kuran-a-Arz�-Ferec-Hudur.pdf

7/30/2019 50121318-Kutub-i-Sitte-nin-Ele�tirisi-ve-Kuran-a-Arz�-Ferec-Hudur.pdf

http://slidepdf.com/reader/full/50121318-kutub-i-sitte-nin-eletirisi-ve-kuran-a-arz-ferec-hudurpdf 380/606

 Necdetü’l-Harûri, İbn Abbas’a (bir mektup) yazarak ona“Kadınlar Resûlullah (s.a)’le birlikte savaşa katılırlar mıydı?Resûlullah (s.a.) onlara (ganimetten) bir pay ayırır mıydı?"diye sordu. (Yezid b. Hürmüz rivayetine devam

ederek şunları) söyledi: İbn Abbas’ın Necdet’e (gönderdiği)mektubunu ben (bizzat kendi ellerimle ve şu şekilde)yazdım:" Kadınlar da Resûlullah (s.a.)’la birlikte savaşakatılırlardı. (Ganimetlerden) pay (ayırmaç)a gelince (işte bu)yoktu, fakat anlara razh verilirdi. (Ebû Dâvûd K.el-Cihâd(15), Bâb (4) H.2728 C.10 S.339 Şamil)

Bu rivayette kadınlara ganimetten bir pay verilmediğiniancak harçlık şeklinde bir miktar mal verildiğini tahdis ettiler.

534-......... Haşrec b. Ziyad’ın baba annesi (Ümmü Ziyad el-Eşçiyye)nden demiştir ki; kendisi Resûlullah (s.a.) ile birlikte(Hayber savaşına katılan) altı kadının altıncısı olarak Hayber savaşına çıkmıştır. (Hz. Ümmü Ziyad sözlerine) şöyle devametti: Bizim de erkeklerle birlikte savaşa çıktığımız haber 

olarak Resûlullah (s.a.)’e erişince bize (emir) gönderip(yanına çağırdı) Biz de (emre uyup huzuruna) vardık.Kendisinde öfke (alametleri) gördük. (Bu savaşa)

-”Kiminle ve kimin izniyle çıktınız?"dedi. Biz de “EyAllah’ın Rasûlü), biz yün eğirerek (savaşa) çıktık. BununlaAllah yolunda hizmet edeceğiz. Ayrıca bizim yanımızdayaraları (tedavi) için (birtakım) ilaçlar da var.(ganimetlerden) hisse alırız (halka buğday ve arpadanyapılmış) sevk (denilen bir şurup) içiririz" dedik. (bu hadisiHz. Ümmü Ziyad’dan naklen Haşrec, sözlerine devam ederek şunları) söyledi (Bu konuşmadan sonra) “Kadınlar kalktılar"(gittiler, Hz. Ümmü Ziyad sözlerine devam ederek  bana) “Allah, peygamberine Hayber’i(n kapılarını) açınca bize de çekekler gibi (ganimetten) pay verdi."dedi. Ben de

ona: “Ey nineciğim (Hz. Peygamberin size verdiği) bu şey neidi?"dedim. “Hurma"(idi) diye cevap verdi. (Ebû Dâvud,K.el-Cihâd (15), Bâb 141 C.10 H.2729 S.340 Şamil)

380

Page 381: 50121318-Kutub-i-Sitte-nin-Ele�tirisi-ve-Kuran-a-Arz�-Ferec-Hudur.pdf

7/30/2019 50121318-Kutub-i-Sitte-nin-Ele�tirisi-ve-Kuran-a-Arz�-Ferec-Hudur.pdf

http://slidepdf.com/reader/full/50121318-kutub-i-sitte-nin-eletirisi-ve-kuran-a-arz-ferec-hudurpdf 381/606

Bu rivayette ise, kadınların da erkekler gibi ganimetten payaldıklarını tahdis etmeleri, evvel ki rivayetle çelişkilidir.

FAL VE GAYB İLE İLGİLİ UYDURDUKLARI RİVAYET

ÖRNEKLERİ

535- Mu’âviye İbnu’l-Hakem es-Sülemi (radıyallahu anh)anlatıyor:

“Ben Resûlullah (aleyhissalâtu vesselâm) ile birlikte namazkılıyordum. Derken cemaatten bir şahıs hapşırdı. Ben:

“Yerhamükallah dedim. Cemaattekiler bana bed bed baktılar.Bunun üzerine (kızıp):

“Vay başıma gelen, niye bana böyle bakıyorsunuz?"dedim.Bu sefer ellerini dizlerine vurarak beni susturmak istediler.Resûlullah (aleyhissalâtu vesselâm) namazı bitirince (bana iyidavrandı), annem babam O’na fedâ olsun, ben O’ndan, neönce ne de sonra, ondan daha iyi öğreten bir muallim

görmedim. Allah’a yemin olsun O beni ne azarladı, ne dövdü,ne de betimi yaktı; sadece:

“Namaz da insan kelamından (dünyevi) bir söz münasipdeğildir, ona uygun olan söz, tesbih, tekbir ve Kur’ankıraatidir!"dedi. Ben:

“Ey Allah’ın Resûlü, dedim, ben câhiliyeden daha yeniçıkmış birisiyim. Allah bize İslâm’ı lütfetti ama bizde öylelerivar ki, hâlâ kâhinlere geliyorlar, (bu hususta ne tavsiyeedersiniz?)"dedim.

“Sen onlara gitme!"buyurdu. Ben tekrar:

“Bizde (kuşun uçuşuna vs.ye bakarak) uğursuzluk çıkaranlar 

da var?"dedim. Cevaben:

381

Page 382: 50121318-Kutub-i-Sitte-nin-Ele�tirisi-ve-Kuran-a-Arz�-Ferec-Hudur.pdf

7/30/2019 50121318-Kutub-i-Sitte-nin-Ele�tirisi-ve-Kuran-a-Arz�-Ferec-Hudur.pdf

http://slidepdf.com/reader/full/50121318-kutub-i-sitte-nin-eletirisi-ve-kuran-a-arz-ferec-hudurpdf 382/606

“Bu (uğursuzluk zannı) kalplerinde mevcut olan bir (kuruntu)dur. Sakın onları (gayelerine gitmekten)alıkoymasın!"dedi. Ben:

“Bizde, kuma hatlar çizerek fala bakanlar da var?"dedim. Şuaçıklamayı yaptı:

“Peygamberlerden biri de (kuma) çizgi çizerdi. Kim çizgisinionun çizgisine uygun düşürürse isabeteder!"buyurdu.............. (K.S. 2710 C.9 S.6 Akçağ, alıntıları:Müslim, Mesâcid 33,(537); Ebû Dâvud, Salât 171,(930,931); Nesâi Sev 20,(3,14,18))

Görüldüğü gibi, tahdis etmiş oldukları rivayette kuşlarınuçuşundan mana çıkarmak, kahine yani falcıya gitmek yasaklanmışken, kişinin kum falı açmak suretiyle, kendisiiçin veya başkaları için kahinlik yapmasına ruhsatvermişlerdir. Hem de bu öyle bir ruhsat veriş ki, güya bir  peygamber de kum falı yapıyor muşta kimin çizgisi onun

çizgisine uygun düşerse imiş o şahıs isabet edecekmiş. Bur dakuma çizgi çizip fal açıyor diye iddia ettikleri peygamber ise peygamberimiz Muhammed’dir, zira bulunduğu çağdaonunla birlikte yaşayan başka peygamber yoktur. Bu ise peygambere büyük bir iftiradır. Ayrıca bu durum ise, İslamdininde yasak olan bir hususa tenkit yöneltip, aynı hususu başka bir yoldan yutturma çabasıdır. Böyle bir yutturmanınşeytani bir tuzak olduğu açıktır. Kahinlik veya falcılık gaybıgörme veya bilme iddiasıdır. Bu ise Kur’an’a uymayan bir husustur. Bu konuda Kur’an’dan örnek verecek olursam,mealen:

- De ki: “Size va’dedilen şey yakın mıdır, yoksa Rab’im onuniçin uzun bir süre mi koyacaktır bilmiyorum." 72/25

- O, gaybı bilendir. Kendi görünmez bilgisini kimseyegöstermez. 72/26

382

Page 383: 50121318-Kutub-i-Sitte-nin-Ele�tirisi-ve-Kuran-a-Arz�-Ferec-Hudur.pdf

7/30/2019 50121318-Kutub-i-Sitte-nin-Ele�tirisi-ve-Kuran-a-Arz�-Ferec-Hudur.pdf

http://slidepdf.com/reader/full/50121318-kutub-i-sitte-nin-eletirisi-ve-kuran-a-arz-ferec-hudurpdf 383/606

- Ancak (görmelerine) razı olduğu resûllere gösterir. ÇünküO, (gaybı görmelerine razı olduğu resûllerin) önüne vearkasına gözetleyiciler koyar. 72/27

- (Böyle yapar) ki onların, Rab’lerinin kendilerine verdiğiemirleri duyurduklarını bilsin. Ve (Allah), onların yanında bulunan her şeyi (bilgisiyle) kuşatmıştır, her şeyi bir bir saymıştır. 72/28

Bu ayet meallerinden anlaşılacağı gibi, Allah gaybınakimseyi muttali kılmaz, ancak görmelerine razı olduğuresûllere gösterir. Ve bu gösterme olayı da gaybın tamamıyla

ilgili değildir. Örneğin: Gayb bilgilerinden olan kıyametinsaatini resûllerde bilemezler. Kur’an’dan mealen:

- İnsanlar sana (kıyametin) zamanını soruyorlar. De ki: Onun bilgisi Allah’ın yanındadır. Ne bilirsin, belki de zamanıyakındır. 33/63

Gaybı görmenin manası kumda çizgiler çizmek olmadığıgibi, gaybı bildiğini iddia eden bir şahıs aynı zamandaresûllükte iddia etmiş olmaktadır. Bir insanın herhangi bir surette, kahinlik v.s. gibi hususlar dahil olmak üzere gaybıgördüğünü iddia etmesi, Resûllük iddia etmesi ile eşanlamlıdır.

Bu itibarla peygamberin şahıslara gidin kum falı açarak 

gaybten haber verin demesi imkansızdır. Böyle bir durum her kum falı açanı resûl kabul etmesi manasına gelir ki bu saçmave İslam dininde yeri olmayan bir iddiadır.

Rivayetin uydurma olduğu şu şekilde de anlaşıla bilir. Güyacemaatle namaz kılınırken hapşıran kişiye, Yerhamükallahdiyen şahsa cemaat bed bed bakmış ve onu susturmak için de

ellerini dizlerine vurmaya başlamışlar. Bu durumun ola bilmesi için namaz kılan cemaatin namazdayken bir birlerininyüzünü görmeleri gerekir. Cemaatle namaz kılan şahıslar isenamazdayken bir birlerinin yüzünü veya bakışlarını

383

Page 384: 50121318-Kutub-i-Sitte-nin-Ele�tirisi-ve-Kuran-a-Arz�-Ferec-Hudur.pdf

7/30/2019 50121318-Kutub-i-Sitte-nin-Ele�tirisi-ve-Kuran-a-Arz�-Ferec-Hudur.pdf

http://slidepdf.com/reader/full/50121318-kutub-i-sitte-nin-eletirisi-ve-kuran-a-arz-ferec-hudurpdf 384/606

göremezler, bu iddiaları ve erkeklerin ellerini dizlerinevurarak el çırptıkları iddiası şu rivayetleriyle de çelişkilidir:

536- Ebû Hüreyre (radıyallahu anhümâ) anlatıyor: Resûlullah

(aleyhissalâtu vesselâm) buyurdular ki: “Tesbih erkeklere, elçırpma kadınlara mahsustur." (K.S. 2721 C.9 S.21 Akçağ,alıntıları: Buhari, Amel fi’s-Salât 5; Müslim, Salât 106,(422);Ebû Dâvud, Salât 173,(939); Nesâi, Sehv 16,(3,11-12))

537- İbnu Ömer radıyallahu anh anlatıyor: “Resûlullahaleyhissalâtu vesselâm namazda (ihtiyaç halinde), kadınlarınellerini çırpmasına, erkeklerin de “sübhanallah!" demesine

ruhsat tanıdı." (K.S. 6298 C.17 S.45 Akçağ, alıntısı: İbn-iMace 1036.)

538- Resûlullah aleyhissalâtu vesselâm’ın zevce’i pâklerinden Ümmü Seleme Bintü Ebi Ümeyye radıyallahuanhâ anlatıyor: “Resûlullah aleyhissalâtu vesselâmzamanında insanlar namaza durdukları vakit hiç kimsenin

nazarı (bakışı) ayaklarını bastığı yerden ileri geçmezdi.Resûlullah aleyhissalâtu vesselâm vefat edince insanlar namaza durunca hiçbirisinin nazarı (bakışı) alnını koyduğuyerden ileri geçmezdi. Sonra Hz. Ebû Bekr vefat etti, Hz.Ömer devri geldi. Bu devirde insanların nazarı kıbleden dışarıçıkmazdı. Hz. Osman halife olunca fitne başladı, insanlar sağa sola bakmaya başladı."(K.S. 6506 C.17 S.156 Akçağ,alıntısı: İbn-i Mace 1034.)

Bu rivayete göre, peygamber zamanında namaz kılan bir kimse, başka bir kimsenin görmüyor ve evvelki rivayetlerdede erkeklerin namazda el çırpmadıklarını söylemeleri tahdisetmiş oldukları rivayetle çelişkilidir.

Amaçlarının falcılığı teşvik etmek olduğunu şu

rivayetlerinden anlamak mümkündür:

539-......... Ebû Hureyre (R) şöyle demiştir: Peygamber (S):

384

Page 385: 50121318-Kutub-i-Sitte-nin-Ele�tirisi-ve-Kuran-a-Arz�-Ferec-Hudur.pdf

7/30/2019 50121318-Kutub-i-Sitte-nin-Ele�tirisi-ve-Kuran-a-Arz�-Ferec-Hudur.pdf

http://slidepdf.com/reader/full/50121318-kutub-i-sitte-nin-eletirisi-ve-kuran-a-arz-ferec-hudurpdf 385/606

-”(İslâm’da) tıyere (yaramaz, uğursuz fal) yoktur. Tıyere ninhayırlısı faldır" buyurdu.

Bir sahâbi:

- Fal nedir yâ Rasûlullah? dedi.

Rasûlullah:

- “Herhangi birinizin işiteceği sâlih kelimedir (yâni iyi bir sözdür)"buyurdu. (Buhâri Kitâbu’t-Tıbb H.70 S.5777 C.12 44Fal Bâbı Ötüken.)

540-........... Bize Hişâm ed-Destevâi, Katâde’den; o daEnes(R)’ten tahdis etti ki, Peygamber (S): “İslâm’da advâ vetüyere inancı yoktur. İyi ve güzel kelime olan fal, benimhoşuma gider" buyurmuştur. (Buhâri Kitâbu’t-Tıbb H.71S.5778 C.12 44 Fal Bâbı Ötüken.)

Peygamberin faldan hoşlandığını söylemeleri asıl niyetlerini

ortaya koymaya yeterli bir husustur.

CENAZELER VE KABİRLER KONUSUNDAUYDURMUŞ OLDUKLARI RİVAYETLERİNDENÖRNEKLER 

541-... Ebû Said el-Hudri’den (rivayet edildiğine görekendisine ölüm yaklaşınca yani elbiseler isteyip onları

giymiş, sonra (şöyle) demiştir: “Ben Rasûlullah (s.a.)’i, (kişi)ölürken üzerinde bulunan elbiseler içerisinde diriltilir- derkenişittim." (Ebû Dâvud, K. El-Cenâiz (20), Bab 13-14 C.11H.3114 S.484 Şamil.)

Bu rivayette kişinin ölürken üzerinde bulunan elbiselerlediriltileceğini rivayet ettiler. Böylece Firavun ve Karun gibi

dünyada maddi varlık sahibi olmuş kimseler süslü elbiselerle, bir çok maddi yönden dünya da fakir yaşamış Müslümanlardaeski elbiselerle dirilecek demektir. Bu da, bu rivayetiuyduranların dünyadaki maddi varlıklarını ahrete taşıma

385

Page 386: 50121318-Kutub-i-Sitte-nin-Ele�tirisi-ve-Kuran-a-Arz�-Ferec-Hudur.pdf

7/30/2019 50121318-Kutub-i-Sitte-nin-Ele�tirisi-ve-Kuran-a-Arz�-Ferec-Hudur.pdf

http://slidepdf.com/reader/full/50121318-kutub-i-sitte-nin-eletirisi-ve-kuran-a-arz-ferec-hudurpdf 386/606

hasretlerinin bir belirtisidir. Dünyada mal, mülk bir imtihanvasıtasıdır ve dünya malı dünyada kalır. Allah ahrette cennetehlini süsler. Firavun, Karun ve Heman gibilerini değil.

542-.......... İbn Abbâs (R) şöyle demiştir: Rasûlullah (S) bir hutbe yaptı da:

- “Ey insanlar! Şüphesiz sizler (kıyâmet gününde) Allah’ınhuzûruna yalınayaklılar, çıplaklar ve erlik yerleriniz sünnetsizolarak toplanacaksınız" buyurdu.

Bundan sonra şu âyeti okudu: “(O günü biz göğü, kitâpların

sahifelerini dürüp büker gibi düreceğiz.) İlk yaratışa nasıl başladıksa, üzerimize hakk bir va’d olarak, yine onu iâdeedeceğiz. Biz, (va’dettiğimimizi) yaparız. (21/104)

Ve şöyle devam etti:

- “Kıyamet günü yarattıklarından ilk elbise giydirilecek olankişi İbrâhim’dir. ....... (Buhâri Kitâbu’t-Tefsir H.147 S.4348

C.9 Ötüken.)

Bu rivayette, mahşerde çıplak v.s. olarak toplanacağımızırivayet etmeleri, evvel ki rivayetle çelişkilidir.

543- Muğire radıyallahu anh anlatıyor: “Resûlullahaleyhissalâtu vesselâm buyurdular ki:

“Binekli, cenazenin ardından yürür, yaya ise dilediğiyerden....... (K.S. 5452 C.15 S.270 Akçağ, alıntıları: Tirmizi,Cenâiz 42,(1031); Nesâi, Cenâiz 55,56, (4,55,56); EbûDâvud, Cenâiz 49,(4180))

544- Hz. Sevbân radıyallahu anh anlatıyor: “Resûlullahaleyhissalâtu vesselâm bir cenazeye katılmıştı. Bir kısım

 binekliler gördü.

“(binerek cenazeye teşyi etmekten) utanmıyor musunuz?Allah’ın melekleri yaya olsunlar da siz hayvanların sırtında

386

Page 387: 50121318-Kutub-i-Sitte-nin-Ele�tirisi-ve-Kuran-a-Arz�-Ferec-Hudur.pdf

7/30/2019 50121318-Kutub-i-Sitte-nin-Ele�tirisi-ve-Kuran-a-Arz�-Ferec-Hudur.pdf

http://slidepdf.com/reader/full/50121318-kutub-i-sitte-nin-eletirisi-ve-kuran-a-arz-ferec-hudurpdf 387/606

olun (olacak şey değil)!" buyurdular." (K.S. 5453 C.15 S.271Akçağ, alıntıları: Tirmizi, Cenâiz 28,(1012); Ebû Dâvud,Cenâiz 48,(3177))

Bu rivayette binekli olarak cenaze teşyi edilemeyeceğinirivayet etmeleri, evvelki rivayette bineklinin cenaze teşyiinekatılabileceği yolundaki rivayetleriyle çelişkilidir.

545- Hz. Ebu Hüreyre radıyallahu anh anlatıyor: “Resûlullahaleyhissalâtu vesselâm buyurdular ki:

“Birinizin bir kor üzerine oturup oradan da bedenini yakması,

kendisi için bir kabrin üzerine oturmaktan dahahayırlıdır."(K.S. 5483 C.15 S.296 Akçağ, alıntıları: Müslim,Cenâiz 96,(971); Ebû Dâvud, Cenâiz 77,(3228); Nesâi,Cenâiz 105,(4,95))

Bu rivayette kabirler üzerine oturulamayacağını tahdis ettiler.

546- Hz. Ali radıyallahu anh’tan anlatıldığına göre kabirlere

dayanır, üzerlerine yatardı. (K.S. 5484 C.15 S.297 Akçağ,alıntısı: Muvatta, Cenâiz 34,(1,233))

Bu rivayette ise, değil mezarların üzerine oturmak, üzerlerineyatılabileceğini tahdis etmeleri evvelki rivayetleriyleçelişkilidir.

547- Hz. Osman İbnu Affân radıyallahu anh anlatıyor:“Resûlullah aleyhissalâtu vesselâm Osman İbnu Maz’ûnüzerine cenaze namazı kıldırdı. Namazda dört kere tekbir getirdi."(K.S. 6445C.17 S.122 Akçağ, alıntısı: İbn-i Mace1502.)

547/A- El-Heceri rahimehullah anlatıyor: “Resûlullah’ınsahabisi olan Abdullah İbnu Ebi Evfa ile birlikte, onun bir 

kızının cenaze namazını kıldım. Abdullah dört kere tekbir getirdi. Dördüncüden sonra (selam vermeyip) biraz durdu.Ben safların muhtelif yerlerinden cemaatin onu uyarmak üzere “sübhanallah" dediklerini işittim. Sonra selam verdi ve

387

Page 388: 50121318-Kutub-i-Sitte-nin-Ele�tirisi-ve-Kuran-a-Arz�-Ferec-Hudur.pdf

7/30/2019 50121318-Kutub-i-Sitte-nin-Ele�tirisi-ve-Kuran-a-Arz�-Ferec-Hudur.pdf

http://slidepdf.com/reader/full/50121318-kutub-i-sitte-nin-eletirisi-ve-kuran-a-arz-ferec-hudurpdf 388/606

dedi ki: “Siz benim beş kere tekbir getireceğimi mizannediyorsunuz?" Cemaat: “Evet bundan korktuk" dediler.Bunun üzerine: “Hayır bunu yapmayacağım. Ancak Resûlullah aleyhissalâtu vesselâm dört kere tekbir getirir,

sonra bir müddet durup Allah’ın söylemesini dilediği bir şeyler söyler, sonra da selam verirdi." dedi." (K.S. 6446 C.17S.122 Akçağ, alıntısı İbn-i Mace 1503.)

Bu iki rivayette, cenaze namazında dört kereden fazla tekbir getirilemeyeceğini rivayet ettiler.

548- Kesir İbnu Abdillah’ın dedesi, “Resûlullah aleyhissalâtu

vesselâm’ın (cenaze namazında) 5 kere tekbir getirdiğinisöylemiştir."(K.S. 6447 C.17 S.123 Akçağ, alıntısı: İbn-iMace 1506.)

Bu rivayette ise cenaze namazında beş kere tekbir getirilebileceğini söylemeleri evvelki rivayetle çelişkilidir.

549-.......... Katâde şöyle demiştir: Bize Enes ibn Mâlik (R),Ebû Talha’dan şöyle zikretti: Peygamber (S) Bedir günü harbsonunda Kureyş şeriflerinden yirmi dört kişinin cesetlerinin bir araya toplanmasını emretti de, bunlar Bedir kuyularından pis ve pis şeyleri içine alan bir kuyuya atıldılar. Peygamber düşman bir kavme gâlip olunca onun açık bir sâhasında üçgece kalmak âdetinde idi. Bedir harbinin üçüncü günü oluncada Peygamber, devesinin getirilmesini emretti. Yol ağırlığı

deveye yüklenip bağlandı. Sonra Peygamber yürüdü,sahabeleri de kendisinin ardı sıra yürüdüler. Sahabeler  birbirlerine:

-Herhalde Peygamber bâzı ihtiyâcı için gitmektedir sanıyoruzdediler.

 Nihâyet peygamber, öldürülen Kureyş ileri gelenlerininatıldıkları kuyunun bir tarafında durdu da onları kendiadlarıyla ve babalarının adlarıyla şöyle çağırmaya başladı:

388

Page 389: 50121318-Kutub-i-Sitte-nin-Ele�tirisi-ve-Kuran-a-Arz�-Ferec-Hudur.pdf

7/30/2019 50121318-Kutub-i-Sitte-nin-Ele�tirisi-ve-Kuran-a-Arz�-Ferec-Hudur.pdf

http://slidepdf.com/reader/full/50121318-kutub-i-sitte-nin-eletirisi-ve-kuran-a-arz-ferec-hudurpdf 389/606

- “Yâ Fulân oğlu Fulân, yâ Fulân oğlu Fulân! Siz Allah’a veResûlü’ne itâat etmiş olsaydınız, itâatiniz sizleri sevindirir miydi? (Ey öldürülenler!) Biz Rabb’imizin bize va’dettiğininusret ve zaferi muhakkak sûrette gerçek bulduk. Siz de

(bâtıl) rabbinizin va’dettiği nusret ve zaferi gerçek buldunuzmu?"buyurdu.

Râvi Ebû Talha dedi ki: Umer:

- Yâ Rasûlullah! Kendilerinde ruhları bulunmayan şucesetlere ne söylüyorsun? dedi.

Bunun üzerine Rasûlullah (S):

- “Muhammed’in nefsi elinde olan Allah’a yemin ederim ki, benim söylemekte olduğum sözleri sizler onlardan iyi işitir değilsiniz" buyurdu.

Katâde: Allah onları ayıplamak, küçültmek, azâb etmek vekaçırdıkları fırsatlara yanmaları, yaptıkları zulümlere

 pişmânlık duymaları için, Bedir kuyusundaki cesetlerePeygamber’in hitâbesini işittirecek derecede hayât vermiştir,demiştir. (Buhâri, Kitâbu2l- Mağazi H. 27 C.8 Bâb 7 S.3727-3718. Ötüken)

550- Hz. Enes radıyallahu anh anlatıyor: “Resûlullahaleyhissalâtu vesselâm buyurdular ki:

“Kul kabrine konulup, yakınları da ondan ayrılınca-ki o, geridönenlerin ayak seslerini işitir- .................. (K.S. 5500 C.15S.309-310 Akçağ, alıntıları: Buhari, Cenâiz 68, 87; Müslim,cennet 70,(2870); Ebû Dâvud, Cenâiz 78,(3231); Nesâi,Cenâiz 110,(4,97,98); Tirmizi, Cenâiz 70,(1071 -EbuHüreyre’den-.)

Bu rivayetlerde ölülerin duyduğunu iddia etmişlerdir. Ayrıcarivayetler kendi aralarında, Katade’nin tevilinden dolayıçelişkilidirler. Katade bu hususun Bedirde katledilen müşrik önderlerinin pişmanlık duymaları için, Allah’ın takdir ettiği

389

Page 390: 50121318-Kutub-i-Sitte-nin-Ele�tirisi-ve-Kuran-a-Arz�-Ferec-Hudur.pdf

7/30/2019 50121318-Kutub-i-Sitte-nin-Ele�tirisi-ve-Kuran-a-Arz�-Ferec-Hudur.pdf

http://slidepdf.com/reader/full/50121318-kutub-i-sitte-nin-eletirisi-ve-kuran-a-arz-ferec-hudurpdf 390/606

özel bir durum olduğunu söylemiştir diye iddia etmelerinerağmen. Sonuncu rivayette duyma işinin tüm ölüler için genel bir durum olduğunu söylemeleri açık bir çelişkidir. Ayrıcaher iki rivayet Kur’an ile çelişkilidir. Bu hususta Kur’an’dan

mealen:

- Allah öldükleri sırada canları alır, ölmeyenleri deuykularında; sonra ölümüne hükmettiğini tutar, ötekilerini de belli bir süreye kadar (bedenlerine) gönderir. Şüphesiz bundadüşünen bir toplum için ibretler vardır. 39/42

- O’dur ki, geceleyin sizi öldürür, gündüzün ne işlediğinizi

 bilir; sonra belirlenmiş süre geçirilip tamamlansın diyegündüzün sizi diriltir. Sonra dönüşünüz O’nadır; (O,dünyada) yaptıklarınızı size haber verecektir. 6/60

Görüldüğü gibi, ölümle uyku aynı şeydir. Uyuyan her kişiuykuyu bilir. Uyanmadığı müddetçe dünyadan hiçbir sesduymaz, duyuyorsa uyanmış demektir. Bu ölü için diriliş

demektir, dolayısıyla ölülerde uykudaki insan gibi dünyadanhiçbir ses duymazlar.

Ayrıca, Kur’an’dan başka örnek verecek olursak, mealen:

- Sen ölülere duyuramazsın, arkalarını dönmüş kaçarkensağırlara da çağrıyı işittiremezsin. 27/80

Bu itibarla tahdis etmiş oldukları rivayetler Kur’an’la çelişkiliolup aslı yoktur.

551- Hz. Enes (radıyallahu anh) anlatıyor:”Ashab’aResûlullah (aleyhissalâtu vesselâm)’dan sevgili kimse yoktu.Buna rağmen Aleyhissalâtu vesselâm’ı gördükleri zamanayağa kalkmazlardı. Çünkü O’nun bundan hoşlanmadığını biliyorlardı." (K.S. 3318 C.10 S.115 Akçağ, alıntısı: Tirmizi,

Edeb 13,(2755))

390

Page 391: 50121318-Kutub-i-Sitte-nin-Ele�tirisi-ve-Kuran-a-Arz�-Ferec-Hudur.pdf

7/30/2019 50121318-Kutub-i-Sitte-nin-Ele�tirisi-ve-Kuran-a-Arz�-Ferec-Hudur.pdf

http://slidepdf.com/reader/full/50121318-kutub-i-sitte-nin-eletirisi-ve-kuran-a-arz-ferec-hudurpdf 391/606

552- Ebû Ümame (radıyallahu anh) anlatıyor: Bir günResûlullah (aleyhissalâtu vesselâm) yanımıza geldi, elinde de bir âsa (değnek) vardı. Biz ayağa kalktık.

“Yabancıların birbirlerini büyüklemek için ayağa kalkmalarıgibi ayağa kalkmayın!" buyurdu." (K.S. 3319 C.10 S.116Akçağ, alıntısı: Ebû Dâvud, Edeb 165,(5230))

553- Ebu Miczel rahimehullah anlatıyor: “Hz. Muâviyeradıyallahu anh, İbnu’z-Zübeyr ve İbnu Âmir (radıyallahuanhüm)’in yanlarına geldi. İbnu’z-Zübeyr oturdu (kalkmadı).Hz. Muâviye Radıyallahu anh, İbnu Âmir’e:

“Otur, zira Resûlullah (aleyhissalâtu vesselâm)’ın:“İnsanların kendisi için ayağa kalkmalarından hoşlanankimse ateşteki yerini hazırlasın" buyurduğunu işittim"dedi."(K.S. 3320 C.10 S.116 Akçağ, alıntısı: Ebû Dâvud,Edeb 165,(5229); Tirmizi, Edeb 13,(2756))

Vermiş oldukları üç rivayette, bir kimsenin bir başka şahısiçin ayağa kalkmasının peygamber tarafından yasaklanmışolduğunu, böyle bir hareketin iyi bir hareket olmadığını, hatta peygamber için dahi ayağa kalkılmaması gerektiği ve peygamberin kendisi için yapılacak böyle bir harekettenhoşlanmayacağını tahdis ettiler. Buna rağmen şu rivayetleride tahdis ettiler:

554-.............. Bize Yahyâ ibn Ebi Kesir, Ebû Seleme ibnAbdirrahmân’dan; o da Ebû Said el-Hudri(R)’den tahdis etti.Peygamber (S): “Bir cenâze gördüğünüz zamân hemen ayağakalkınız. Cenâzenin ardından giden kimse ise, cenâzekonuluncaya kadar oturmasın" buyurmuştur. (Buhâri,Kitâbu’l-Cenâiz H.69 C.3 S.1236 Bâb 48 Ötüken.)

555-............. Câbir ibn Abdillah şöyle demiştir: bir kereyanımızdan bir cenâze geçmişti. Peygamber (S) hemen ocenâze için ayağa kalktı. Biz de ona uyarak ayağa kalktık ve:

391

Page 392: 50121318-Kutub-i-Sitte-nin-Ele�tirisi-ve-Kuran-a-Arz�-Ferec-Hudur.pdf

7/30/2019 50121318-Kutub-i-Sitte-nin-Ele�tirisi-ve-Kuran-a-Arz�-Ferec-Hudur.pdf

http://slidepdf.com/reader/full/50121318-kutub-i-sitte-nin-eletirisi-ve-kuran-a-arz-ferec-hudurpdf 392/606

- Yâ Rasûlullah! Bu bir Yahûdi cenâzesidir, dedik.

- “Bir cenâze gördüğünüz zaman hemen ayağa kalkınız" buyurdu. (Buhâri, Kitâbu’l-Cenâiz H.70 C.3 S.1237 Bâb 49

Ötüken.)

556-.............. Bize Amr İbnu Murre tahdis edip şöyle dedi:Ben Abdurrahmân İbn Ebi Leylâ’dan işittim. Şöyle dedi: Sehlibn Huneyf ile Kays ibn Sa’d, Kaadisiyye mevkiindeoturuyorlardı. Ora halkı bunların yanından bir cenâzegeçirdiler. Sehl ile Kays hemen ayağa kalktılar. Kendilerine:Bu cenâze, bu ârazilerin halkından, yâni zimmet ehlindendir,

denildi. Bunun üzerine Sehl ile Kays:

- Peygamberin (S)’in yanından bir Yahûdi cenâzesi geçmiştide Peygamber hemen ayağa kalkmıştı. Bunun üzerinePeygamber’e de: Bu bir Yahûdi cenâzesidir, denilmişti dePeygamber (S): “Bu da (yaşayıp ölen) bir insan değil mi?"diye cevap vermişti, demişlerdir. ... (Buhâri, Kitâbu’l-Cenâiz

H.71 C.3 S.1238-1239 Bâb 49 Ötüken.)

Peygamberin önünde dahi ayağa kalkılmaz diye tahdiste bulunup, buna rağmen ölen kafirler de insandır onlarıncenazesi önünde ayağa kalkılması gerekir iddiasında bulunmaları ve bu yönde rivayet tahdis etmeleri açık bir çelişkidir. Bundan öte bu rivayeti uyduranların kimden yanasevgi beslediklerinin açık belirtisidir.

557 Hz. Câbir radıyallahu anh anlatıyor: “Resûlullahaleyhissalâtu vesselâm kabrin kireçlenmesini, üzerine binayapılmasını, üzerine oturulmasını, üzerine yazı yazılmasınıve ayakla basılmasını yasakladı." (K.S. 5470 C.15 S.285Akçağ, alıntıları: Müslim, Cenâiz 94, (970); Ebû Dâvud,Cenâiz 76,(3225,3226); Tirmizi, Cenâiz 58,(1052); Nesâi,

Cenâiz 96,(4,86,88))

558- Hz. Ebu Hüreyre radıyallahu anh anlatıyor: “Resûlullahaleyhissalâtu vesselâm buyurdular ki:

392

Page 393: 50121318-Kutub-i-Sitte-nin-Ele�tirisi-ve-Kuran-a-Arz�-Ferec-Hudur.pdf

7/30/2019 50121318-Kutub-i-Sitte-nin-Ele�tirisi-ve-Kuran-a-Arz�-Ferec-Hudur.pdf

http://slidepdf.com/reader/full/50121318-kutub-i-sitte-nin-eletirisi-ve-kuran-a-arz-ferec-hudurpdf 393/606

“Allah kabirleri çok ziyaret eden kadınlara ve kabirlerinüzerine mescitler yapanlara, kandiller takanlara da lanetetsin." (K.S. 5477 C.15 S.291 Akçağ, alıntısı: Tirmizi, Cenâiz61.)

559- Hassân İbnu Sâbit radıyallahu anh anlatıyor:“Resûlullah aleyhissalâtu vesselâm kabirleri ziyaret edenkadınlara lânet etti."(K.S. 6476 C.17 S.139 Akçağ, alıntısı:İbn-i Mace 1574.)

560- Ebû Mâlik el-Eş’ari radıyallahu anh anlatıyor:“Resûlullah aleyhissalâtu vesselâm buyurdular ki: “Yas

tutmak cahiliye işlerinden biridir. Yas tutan kadın, tevbeetmeden ölürse, Allah Teâla hazretleri, ona katrandan bir elbise, cehennem alevinden de bir gömlek biçer." (K.S. 6481C.17 S.141 Akçağ, alıntısı: İbn-i Mace, 1581 )

Kadınları İslamiyetken soğutmak gayretiyle çok miktardayalan rivayetler uydurmuşlardır. Bunlardan bazısı da, çocuğu

veya yakını ölen kadına, mezarlığa giderse veya üzülürselanete uğrayacağı ve cehennemlik olacağı yolunda uydurmuşoldukları rivayetlerdir. Bu ise duygusal ve hassas olankadınlar hakkında ileri sürülen ve aslı olmayan çok ağır bir yaptırımdır. Bazı durumlar var ki, değil kadınlar, erkekler dahi üzülürler ve bu gayet doğal bir durumdur.

Bu hususta, Kur’an’dan mealen:

- Ve yüzünü onlardan öteye çevirdi de: “Ey Yûsuf üzerindekitasam (gel, gel, tam senin gelme zamanındır)!" dedi vetasadan gözleri ağardı. (Acısını) yutkunuyordu. 12/84

Bu ayet meali, oğlu Yusuf Peygamberin kaybolması üzerine,üzüntüsünden gözlerine perde inen Yusuf Peygamberin

 babası hakkındadır. İslam dininde bazı durumlarda üzülmek yasak değildir, üzüntülü durumdan dolayı Allah’a isyanetmek yasaktır.

393

Page 394: 50121318-Kutub-i-Sitte-nin-Ele�tirisi-ve-Kuran-a-Arz�-Ferec-Hudur.pdf

7/30/2019 50121318-Kutub-i-Sitte-nin-Ele�tirisi-ve-Kuran-a-Arz�-Ferec-Hudur.pdf

http://slidepdf.com/reader/full/50121318-kutub-i-sitte-nin-eletirisi-ve-kuran-a-arz-ferec-hudurpdf 394/606

Kabirler üzerinde bina veya Mescid v.s. Yapılmaz diyeiddiada bulunmalarına gelince, bu konuda örnek verecek olursak, Kur’an’dan mealen:

- (Nasıl onları uyutup sonra uyandırdıksa yine) böylece onları(bâzı insanlara) buldurduk ki, Allah’ın (öldükten sonradiriltme) va’dinin gerçek olduğunu ve kıyametin mutlakageleceğini; onda asla şüphe olmadığını bilsinler. (Bunlar), osırada kendi aralarında onların durumlarını tartışıyorlardı:“Onların üstüne bir bina yapın! dediler. Rab’leri onları dahaiyi bilir. Onların işine galip gelenler (onların durumlarını iyi bilenler veya onların işini başarıya ulaştırıp tevhidiyerleştirenler) “Mutlaka onların üstüne bir mescidyapacağız,"dediler (ve bir mescid yaptılar). 18/21

Mealini yazmış olduğum bu ayet Eshabı Kehf hakkındadır.Onların durumunu tartışan bir grup onların üzerine bir binayapılmasını istiyorlardı. Neticede mescid yapılmasınıisteyenlerin galip gelmiştir. Eğer bina veya mescid yapılması

hususu yasak veya mahzurlu olsaydı, Allah bunu belirtecekti,fakat bu hususta Kur’an’da herhangi bir yasaklama olmadığıgibi, Ayette tasvip olayı vardır. Diğer bir hususta, Peygamber aleyhissalâtu vesselâmın, Mezarının Medine’de Mescid deyapılmış olmasıdır. Mahzuru olması halinde ilk sahabelerin bu olayı yapmalarının mümkün görülmemesidir.

Bu itibarla uydurdukları rivayetlerin aslı yoktur.

561- ... Cahiliye devrinde ismi zalim b. Ma’bed ikenRasûlullah (s.a.) (in bulunduğu Medine’)ye hicret edince(Rasûlullah’ın kendisine “İsmin nedir?"diye sorması üzerine“Zalim" cevabını veren (Bunun üzerine Rasûl-ü Ekremden)“Hayır sen Beşir’sin" cevabını alan Rasûlullah (s.a.)’ın azatlıkölelerinden (rivâyet olunmuştur). Dedi ki:

Ben Rasûlullah (s.a) ile birlikte yürürken (bir ara Rasûl-üEkrem) müşriklerin kabirleri üzerine uğradı da üç defa“Bunlar daha önce çok hayır(lar)la karşılaştılar (da ondan yüz

394

Page 395: 50121318-Kutub-i-Sitte-nin-Ele�tirisi-ve-Kuran-a-Arz�-Ferec-Hudur.pdf

7/30/2019 50121318-Kutub-i-Sitte-nin-Ele�tirisi-ve-Kuran-a-Arz�-Ferec-Hudur.pdf

http://slidepdf.com/reader/full/50121318-kutub-i-sitte-nin-eletirisi-ve-kuran-a-arz-ferec-hudurpdf 395/606

çevirdiler)"buyurdu. Sonra Müslümanların kabirlerine uğradıve “Bunlar da çok hayırlara eriştiler" buyurdu. SonraRasûlullah (s.a.)’dan (bir) bakış (onlara doğru) bir süredevam etti. Bir de baktık ki ayağında ayakkabıları ile kabirler 

arasında gezinen bir adam karşımıza çıkıverdi. Bunun üzerine(Rasûlullah ona) “Ey, sibt (denilen tabaklanmış sığır köselesin)den yapılmış ayakkabı giyen kimse, yazık sana(çabuk) ayakkabılarını (ayağından çıkarıp) at."buyurdu.Adam Rasûlullah (s.a.) tanıyınca (hemen) onları çıkarıp attı.(Ebû Dâvûd, K. El-Cenkiz (20) Bab 72-74 H.3230 C.12S.134 Şamil, diğer rivayet edenler: Nesâi, cenâiz 107; İbn

Mâce, cenâiz 46.)

Bu rivayete göre kabirler arasında ayakkabıylagezinilemeyeceğini rivayet ettiler. Buna rağmen şu rivayetitahdis ettiler:

562-... Enes İbn Malik’den (rivayet edildiğine göre)Peygamber (s.a.) (şöyle) buyurmuştur:

“- Gerçekten kul kabre konulup da kendisinden uzaklaşıpgittikleri sırada onların ayakkabılarının seslerini işitir. (EbûDâvûd, K. El-Cenâiz 820) Bab 72-74 S.136 H.3231 Şamil,diğer rivayet edenler: Buhâri, cenâiz 68,87; Müslim, cenâiz70; Ebû Dâvud, sünne 24; Nesâi, cenâiz 108.)

Madem ki, mezarlıkta ayakkabı giyilmiyorsa, “mezar ehli“,

olmayan ayakkabıların sesini nasıl işittiler veya mahzurluolmasına rağmen giyiliyorsa, mahzurlu olan şeyi tasvipmanasında rivayetle örnek göstermek çelişkidir. Bu itibarla bu iki rivayet birbirleriyle çelişkili olup aslı yoktur.

563- Ebu Musa el-Eş’ari radıyallahu anh anlatıyor:“Resûlullah aleyhissalâtu vesselâm buyurdular ki: “Ölüye,

dirinin ağlaması sebebiyle azap edilir. Diriler “Ey koruyucu!Ey giydirici! Ey yardımcı! Ey sığınak!"gibi (hitaplarla ölüyeseslendikçe) ölü kıskıvrak tutulup çekilir ve: “Sen böylemisin? Sen böyle misin? denilir."

395

Page 396: 50121318-Kutub-i-Sitte-nin-Ele�tirisi-ve-Kuran-a-Arz�-Ferec-Hudur.pdf

7/30/2019 50121318-Kutub-i-Sitte-nin-Ele�tirisi-ve-Kuran-a-Arz�-Ferec-Hudur.pdf

http://slidepdf.com/reader/full/50121318-kutub-i-sitte-nin-eletirisi-ve-kuran-a-arz-ferec-hudurpdf 396/606

Râvi Esid der ki: “(Ben, bunu işitince) “Sübhanallah! AllahTeâla hazretleri “Birinin günahını bir başkasına yüklemez" buyurmadı mı!"dedim. Musa İbnu Ebi Musa: “Yazık sana!Ben sana, Ebu Musa radıyallahu anh’ın aleyhissalâtu

vesselâm’dan anlattığını aktarıyorum. Yoksa sen EbuMusa’nın Rasûlullah’a iftira ettiğini mi sanıyorsun? Veya benim Ebû Musa hakkında yalan söylediğimi mizannediyorsun?" dedi." (K.S. 6488 C.17 S.145 Akçağ,alıntısı: İbn-i Mace 1594 )

Uydurmuş oldukları bu rivayette, Kur’an’ın, rivayetlerinindoğruluğuna veya yanlışlığına ölçü olamayacağınıvurgulamayı amaçlamışlardır.

Bir tarafta Kur’an ayeti, bir tarafta da sen bana yalancımıdemek istiyorsun sözü. İşte din açısından, yolların ayrıldığınokta, hadis konusunda burasıdır. Hiçbir şekilderivayetlerinin Kur’an ölçüsüne vurulmasına tahammüledemezler. Zira böyle bir durumda bütün yalanları ortaya

çıkmış olacaktır. Peygamber Kur’an’a aykırı sözler söylemiştir demeleri ise, Peygambere bir iftira ve büyük bir zülümdür:

Hiç kimsenin başkasının günahından sorumlu olamayacağıkonusunda, Kur’an’dan örnek verecek olursam, mealen:

- De ki: “Allah, her şeyin Rabb’i iken ben O’ndan başka Rab

mi arayayım? Herkesin kazandığı yalnız kendisine aittir.Kendi (günah) yükünü taşıyan hiç kimse, bir başkasının(günah) yükünü taşımaz. Sonra dünüşünüz Rabb’inizedir; (O)ayrılığa düştüğünüz gerçeği size haber verecektir." 6/164

- Yoksa kendisine haber mi verilmedi: Mûsa’nın sahifesinde(yazılı) olan? 53/36

- Ve çok vefâlı İbrâhim’in (sahifesinde yazılı olan şugerçekler): 53/37

396

Page 397: 50121318-Kutub-i-Sitte-nin-Ele�tirisi-ve-Kuran-a-Arz�-Ferec-Hudur.pdf

7/30/2019 50121318-Kutub-i-Sitte-nin-Ele�tirisi-ve-Kuran-a-Arz�-Ferec-Hudur.pdf

http://slidepdf.com/reader/full/50121318-kutub-i-sitte-nin-eletirisi-ve-kuran-a-arz-ferec-hudurpdf 397/606

- Ki hiçbir günahkâr, başkasının günah yükünü yüklenmez.53/38

- İnsana çalışmasından başka bir şey yoktur. 53/39

Rivayetleri Kur’an’a aykırı olduğu gibi. PeygamberinKur’an’a aykırı söz söylemeyeceği açıktır.

TEMİZLİK KONUSUNDA UYDURMUŞ OLDUKLARIBAZI RİVAYET ÖRNEKLERİ:

Elbise ve Beden temizliğinin, İslam dininde ki önemi

 büyüktür. Buna rağmen, bu konuda tiksindirici iftiralarda bulunmuşlardır.

Örneğin:

564- Ebu Sa’idi’l-Hudri radıyallahu anh anlatıyor:“Resûlullah aleyhissalâtu vesselâm’a:

“Ey Allah’ın Resûlü! Biz senin için Budâ’a kuyusundan sualıyoruz. halbuki onun içerisine (ölmüş) köpeklerin leşleri,kadınların hayız bezleri, insan pislikleri atılıyor, (ne yapalım,su almaya devam edelim mi?)"diye sordular. Şu cevabı verdi:

“Su temizdir, onu hiçbir şey kirletmez." (K.S. 3494 C.10S.317 Akçağ, alıntıları: Ebû Dâvud, Tahâret 34,(66); Tirmizi,Tahâret 49,(66); Nesâi, Miyâh 2,(1,174))

“Bu, Ebû Dâvud’un metnidir. Ebû Dâvud der ki: “Kuteybeİbnu Said’i işittim. Suyun en çok olduğu durumda kasıklarakadâr çıkar" dedi. “Azaldığı zaman?"dedim. “Avretmahallinin (dizinin) altına düşer" dedi. Ebû Dâvud der ki:Budâ’a kuyusunu ridam ile bizzat takdir ettim. Üzerineridâmı gerdim. Sonra ridâmı ölçtüm. Kuyunun genişliği altı

zirâ idi. Bahçenin kapısını bana açan kimseye: “Kuyununsüre gelen yapısı hiç değiştirildi mi?"diye sordum. Bana“Hayır" dedi. Kuyunun içindeki suyun rengini değişmişgördüm." (K.S. C.10 S.317 Akçağ.)

397

Page 398: 50121318-Kutub-i-Sitte-nin-Ele�tirisi-ve-Kuran-a-Arz�-Ferec-Hudur.pdf

7/30/2019 50121318-Kutub-i-Sitte-nin-Ele�tirisi-ve-Kuran-a-Arz�-Ferec-Hudur.pdf

http://slidepdf.com/reader/full/50121318-kutub-i-sitte-nin-eletirisi-ve-kuran-a-arz-ferec-hudurpdf 398/606

565- İbnu Ömer radıyallahu anh anlatıyor: “Resûlullahaleyhissalâtu vesselâm’ı dinledim. Kendisine çöl bir arazide bulunan bir sudan ve ona uğrayan hayvan ve vahşilerdensoruluyordu. Şöyle cevap verdi:

“Eğer su iki kulle miktarında olursa pislik taşımaz!" (K.S.3495 C.10 S.320 Akçağ; alıntıları: Ebû Dâvud, Tahâret 33,(63,64,65); Tirmizi Tahâret 50,(67); Nesâi, Miyah 3,(1,175);İbnu Mâce, Tahâret 75,(517,518))

Kulle veya Cerra testi demektir. Suyu hiçbir şeyinkirletemeyeceğini iddia etmeleri temizliğin inkarı demektir.

Bu iddialarına rağmen sistemleri gereği bu rivayetlerine tersdüşecek rivayetlerde uydurmuşlardır. Bundan amaçları öbür rivayetlerinde olduğu gibi, temizlik konusunda daMüslümanları kargaşaya sürüklemek istemeleridir, örneğin:

566- Abdurrahmân İbnu Hasane radıyallahu anh anlatıyor:“Resûlullah aleyhissalâtu vesselâm, elinde kalkan gibi bir şey

olduğu halde bize doğru geldi ve onu yere bıraktı. Sonra onungerisine çömelip ona doğru küçük abdest bozdu.Yanımızdakilerden biri: "(Resûlullah’a) bakın, tıpkı kadınlar gibi abdest bozuyor" dedi. Aleyhissalâtu vesselâm bu sözüişitmişti.

“Beni İsrâil’in arkadaşının başına geleni işitmedin mi" dedive devam etti: “Onlara idrar bulaşınca, bıçakla idrarın değdiği

yeri kazıyorlardı. Arkadaşları onları bu tatbikattan yasakladı.Bu adam, yasaklaması sebebiyle kabrinde azâba uğradı."(K.S. 3555 C.10 S.373-374 Akçağ, alıntıları: Ebû Dâvud,Tahâret 11,(22); Nesâi, Tahâret 26, (1,26,28))

567- Hz. Ebu Hüreyre radıyallahu anh anlatıyor: “Resûlullahaleyhissalâtu vesselâm buyurdular ki: “Bir kaba, köpek 

 banmışsa, onun temizlenmesi, yedi kere su ile yıkanmasına bağlıdır, hatta bunların ilki toprakla olmalıdır." (K.S. 3523C.10 S.351 Akçağ, alıntıları: Buhari, Vudû 33; Müslim,Tahâret 97, (279); Muvatta Tahâret 35,(1,34); Ebu Dâvud,

398

Page 399: 50121318-Kutub-i-Sitte-nin-Ele�tirisi-ve-Kuran-a-Arz�-Ferec-Hudur.pdf

7/30/2019 50121318-Kutub-i-Sitte-nin-Ele�tirisi-ve-Kuran-a-Arz�-Ferec-Hudur.pdf

http://slidepdf.com/reader/full/50121318-kutub-i-sitte-nin-eletirisi-ve-kuran-a-arz-ferec-hudurpdf 399/606

Tahâret 37,(71,72,73); Tirmizi, Tahâret 68,(91); Nesâi,Miyâh 7,(1,176,177))

Bir taraftan iki testi miktarı suyu bile, köpek leşleri, insan

 pislikleri, kadınların hayız bezleri gibi şeylerin pisletmediklerini, suyun temiz olduğunu, onu hiçbir şeyinkirletemeyeceğini iddia ederken. Diğer taraftan idrarındeğdiği yeri bıçakla kazımanın gerektiğini ve av hayvanıolarak tuttuğu av yenen köpeğin ağzını bandığı kabın, ilkitoprakla olmak üzere yedi defa yıkanması gerektiğini iddiaetmek açık bir çelişkidir.

468- Dâvud İbnu Sâlih İbni Dinâr et-Temmâr, annesindenanlatıyor: “Efendim beni, Hz. Aişe radıyallahu anhâ’ya bir miktar yemekle gönderdi. Gelince Hz. Aişe’yi namaz kılıyor  buldum. Bana, elimdekini koymamı işâret etti. (Ben de bıraktım). Ancak bir kedi gelerek üzerinden yedi.

Hz. Aişe radıyallahu anhâ, namazdan çıkınca, kedinin yediği

yerden yemeği (bir miktar) yedi. Sonra da şu açıklamayıyaptı: “Resûlullah aleyhissalâtu vesselam: “Kedi necisdeğildir, o sizi çokça dolaşan birisidir" demişti. Ben ayrıca,“Resûlullah aleyhissalâtu vesselâm’ın kedinin artığıyla abdestaldığını gördüm." (K.S.3526 C.10 S.353 Akçağ, alıntısı: EbûDâvud, Tahâret 38,(76))

İddia ettiklerine göre, lağım faresi yakalayan kedinin ağzı

temizdir. Fakat bıldırcın avlayan köpeğin ağzı necistir. Buhususta yalan söylediklerine dair Kur’an’dan örnek verecek olursam, mealen:

- Sana kendilerine neyin helal kılındığını soruyorlar. De ki:“Size iyi ve temiz şeyler helal kılındı. Allah’ın sizeöğrettiğinden öğreterek yetiştirdiğiniz avcı hayvanların, sizin

için tuttuklarını yiyin ve üzerine Allah’ın adını anın.Allah’tan korkun. Şüphesiz Allah, hesabı çabuk görendir. 5/4

399

Page 400: 50121318-Kutub-i-Sitte-nin-Ele�tirisi-ve-Kuran-a-Arz�-Ferec-Hudur.pdf

7/30/2019 50121318-Kutub-i-Sitte-nin-Ele�tirisi-ve-Kuran-a-Arz�-Ferec-Hudur.pdf

http://slidepdf.com/reader/full/50121318-kutub-i-sitte-nin-eletirisi-ve-kuran-a-arz-ferec-hudurpdf 400/606

Yalnız şunu belirteyim ki: Bir pisliğe bulaşmadığı müddetçe,köpeğin ağzı temiz olduğu gibi, kedinin de ağzı temizdir.

569- Lübâde Bintu’l-Hâris anlatıyor: “Hz. Ali’nin oğlu Hasan

radıyallahu anhümâ, Resûlullah aleyhissalâtu vesselâm’ınkucağında idi, elbisesine akıttı. Ben atılıp:

“Ey Allah’ın Resûlü (yeni) bir elbise giy. İzârını da bana ver yıkayayım!"dedi. Cevaben:

“Kız çocuğunun idrarı olsa yıkanırdı; ancak erkek çocuğunidrarı su ile çilemek suretiyle temizlenir!" buyurdular." (K.S.

3507 C.10 S.336 Akçağ, alıntısı: Ebû Dâvud, Tahâret 137,(375))

İdrar idrardır, ha erkek çocuğuna ait olmuş, yada kızçocuğuna ait olmuş fark eden nedir ki, temizlik yönündenfark iddia ediyorlar. Bu rivayet kız çocuğuna düşman olup,onları diri diri toprağa gömen zihniyetin eseri asılsız bir iddiadır.

570- Hz. Ebu Hüreyre radıyallahu anh anlatıyor: “Resûlullahaleyhissalâtu vesselâm iki lanetten korkun buyurdular.Ashab:

“İki lânet de nedir? diye sorunca, açıkladılar:

“İnsanların yollarına abdest bozanla, gölgelerine abdest bozanlardır!" (K.S. 3538 C.10 S.363 Akçağ, alıntıları:Müslim, Tahâret 68,(269); Ebû Dâvud, Tahâret 14,(25))

İnsanların kullandıkları iki testi miktarı suya pisliğin zarar vermediğini tahdis etmeleriyle, yollara veya gölgeliklereabdest bozanların lanetleneceklerini iddia etmeleri çelişkidir.

571- Ebu Vâil’den gelen bir rivâyet şöyle: “Ebu Musaradıyallahu anh küçük abdest (bozma) hususunda çok titizdavranır (üzerine sıyrıntı değmemesi için âzami gayretigösterirdi. O kadar ki,) küçük abdestini bir şişe içerisine

400

Page 401: 50121318-Kutub-i-Sitte-nin-Ele�tirisi-ve-Kuran-a-Arz�-Ferec-Hudur.pdf

7/30/2019 50121318-Kutub-i-Sitte-nin-Ele�tirisi-ve-Kuran-a-Arz�-Ferec-Hudur.pdf

http://slidepdf.com/reader/full/50121318-kutub-i-sitte-nin-eletirisi-ve-kuran-a-arz-ferec-hudurpdf 401/606

 bozar ve: “Beni İsrâil’den birinin bedenine sidik değecek olsa, adam kirlenen derisini bıçakla kazırdı" derdi.

(Bunu işiten) Huzeyfe radıyallahu anh dedi ki:

“Arkadaşınızın titizliği bu kadar ileri götürmemesini tercihederim. Ben, “Resûlullah aleyhissalâtu vesselâm’la bir  beraberliğimizi hatırlıyorum. Beraber yürüyorduk. Derken bir kavmin bir duvar gerisindeki küllüğüne rastladık. Resûlullahaleyhissalâtu vesselâm, tıpkı sizden birinin ayakta bevletmesigibi durup ayakta bevletti. .......... (K.S. 3549 C.10 S.369-370Akçağ, alıntıları: Buhari, Vudû 62,60,61, Mezâlim 27;Müslim, Tahâret 9,(13); Nesâi, Tahâret 24,(3,25))

572- Hz. Aişe radıyallahu anhâ’dan rivâyete göre şöyle derdi:“Size kim, Resûlullah aleyhissalâtu vesselâm’ın ayakta bevlettiğini söylerse, sakın onu tasdik etmeyin. O, daimaçömelerek abdest bozardı." (K.S. 3553 C.10 S.373 Akçağ,alıntıları: Tirmizi, Tahâret 8,(12); Nesâi, Tahâret 25,(1,26))

Yukarıdaki iki rivayetin bir birleriyle çelişkili olduklarıaçıktır.

573- İbnu Abbâs radıyallahu anhümâ anlatıyor: “Resûlullahaleyhissalâtu vesselâm, ölmüş (ve terkedilmiş) bir koyunarastlamıştı.

“Bunun derisinden faydalanmıyor musunuz?"buyurdular.

Oradakiler:

“Ama bu meytedir (leştir, istifâdesi câiz değildir)"dediler.Aleyhissalâtu vesselâm:

“Meytenin yenmesi haramdır!" buyurdular.”

Bir başka rivâyette: “Bunun derisini alıp debbağlı yarak 

istifâde etmiyor musunuz?"demiştir. (K.S. 3531 C.10 S.357Akçağ, alıntıları: Buhari, Büyû 101, Zekât 61, Zebâih 30;Müslim, Hayz 100,103,104, (363,364,365); Muvatta, Sayd

401

Page 402: 50121318-Kutub-i-Sitte-nin-Ele�tirisi-ve-Kuran-a-Arz�-Ferec-Hudur.pdf

7/30/2019 50121318-Kutub-i-Sitte-nin-Ele�tirisi-ve-Kuran-a-Arz�-Ferec-Hudur.pdf

http://slidepdf.com/reader/full/50121318-kutub-i-sitte-nin-eletirisi-ve-kuran-a-arz-ferec-hudurpdf 402/606

16,(2,98); Ebû Dâvud, Libâs 41,(4120,4121); Tirmizi, Libâs7,(1727); Nesâi, Fera’ ve’l-Atire 9,(7,171,172) .)

574- Abdullah İbnu Ukeym radıyallahu anh anlatıyor:

“Resûlullah aleyhissalâtu vesselâm, ölümünden bir ay önceCüheyne kabilesine şöyle yazdı:

“Meytenin ne deri ne de sinirinden istifade etmeyin." (K.S.3534 C.10 S.359 Akçağ, alıntıları: Ebû Dâvud, libâs 42,(4127, 4128); Tirmizi, Libâs 7,(1729); Nesâi, Fera’ ve’l-Atire 10,(7,175))

Yukarıdaki iki rivayetin bir birleriyle çelişkili olduklarıaçıktır.

575- . ... Ali (r.a.)’den rivayet edildiğine göre, Rasûlullah(s.a.) şöyle buyurmuştur.

“Kim kıl dibi kadar bir yeri yıkamayıp cünüp bırakırsa ona(terk edilen yere veya bu yeri yıkamayıp terk eden kişiye)

şöyle böyle (veya şu kadar süre) azap edilir.”

Ali (r.a) “Bunun (bu şiddetli azabı duyduğum) için (üç defa) başıma (saçıma) düşman oldum" der ve saçını tıraş ederdi.(Ebû Dâvûd, K.Taharet (1), Bâb 98 H.249 C.1 S.448 Şamil,ayrıca: İbn Mâce, taharet 106, )

576-. ... Cübeyr b. Mut’im’den rivâyet edildi ki:Sahabe-i Kirâm (r.a.) Rasûlullah (s.a.)’ın yanındacünüplükten dolayı yıkanmaktan bahsettiler. Rasûlullah (s.a.)her iki ile de göstererek “Bakın ben başıma üç defa (üç avuç)dökerim" buyurdu. (Ebû Dâvud, K.Taharet (1), Bâb 97 H.239C.1 S.432 Şamil.)

Evvelki rivayette hiçbir kıl dibi yıkanmadan bırakılamaz diyetahdis etmişken, sonra ki rivayette cünüplükten yıkanmak için üç avuç suyun yeterli olacağını tahdis etmeleri çelişkidir.Üç avuç suyun değil insan vücudunu yıkamaya yeterli

402

Page 403: 50121318-Kutub-i-Sitte-nin-Ele�tirisi-ve-Kuran-a-Arz�-Ferec-Hudur.pdf

7/30/2019 50121318-Kutub-i-Sitte-nin-Ele�tirisi-ve-Kuran-a-Arz�-Ferec-Hudur.pdf

http://slidepdf.com/reader/full/50121318-kutub-i-sitte-nin-eletirisi-ve-kuran-a-arz-ferec-hudurpdf 403/606

gelmesi, bir çok insanın yalnız saçını dahi ıslatmaya yeterligelmez, İslam Dininde yıkanmanın manası bu değildir,çocukların bile anlayabileceği gerçek manada yıkanmadır.

EKONOMİ KONUSUNDA UYDURMUŞ OLDUKLARIRİVAYET ÖRNEKLERİ

Bir toplumda, zenginler, fakirler ve orta halliler olabilir.Çeşitli gelir guruplarının olması, iş yaptıranla iş yapanların bulunması üretim için gereklidir. Eğer maddi varlık sahibiolan Müslümanlar helal yollardan kazanç sağlıyorlarsa,sadaka ve zekatlarını veriyor ve Allah’a şükrediyorlarsa,

sevap kazanır ve mallarından dolayı kötülenmezler. Fakir olan Müslüman kimselerde sabreder ve Allah’a isyanetmeyip, Allah’ın kendilerine de vermiş olduğu nimetlereşükrederlerse onlarda sevap kazanırlar. Kimi zengin vardır,malından dolayı günah işler ve cehennemi hak eder. Kimifakirde vardır, fakirliğinden dolayı Allah’a isyan eder o dacehennemi hak eder. Demek ki mal bir imtihan vasıtasıdır.

Bu imtihanı zenginde, fakirde kazanabilir veya kaybedebilir.

Bir toplumda fakirliği övmek suretiyle o toplumunçalışmasına mani olmak ise o toplumun çökmesini arzulayankimselerin işidir. Diğer taraftan, İslam dinine göre cennetegitmenin yolu ancak fakirlikle mümkündür denmesi halinde bunu diyenlerin amacı insanları fakirlikle korkutmak suretiyle İslam dininden uzaklaştırmaya çalışmaktır.

Şimdi bu konuda uydurmuş oldukları rivayetlerindenörnekler verecek olursam:

577-............ Bize Ebû Recâ’, İmran ibn Huseyn’dan tahdisetti ki, Peygamber (S): “Ben (mi’râc gecesi) cennete baktımda, cennet ahâlisinin çoğunun fakirler olduğunu gördüm.

Cehenneme de baktım. Cehennemdekilerin çoğunu dakadınlar gördüm" buyurmuştur. (Buhâri, Kitâbu Bed’i’l-Halk H.51 S.3051 Bâb 67 Ötüken.)

403

Page 404: 50121318-Kutub-i-Sitte-nin-Ele�tirisi-ve-Kuran-a-Arz�-Ferec-Hudur.pdf

7/30/2019 50121318-Kutub-i-Sitte-nin-Ele�tirisi-ve-Kuran-a-Arz�-Ferec-Hudur.pdf

http://slidepdf.com/reader/full/50121318-kutub-i-sitte-nin-eletirisi-ve-kuran-a-arz-ferec-hudurpdf 404/606

578- Hz. Ebû Hureyre (radıyallahu anh) anlatıyor:“Resûlullah aleyhissalâtu vesselâm buyurdular ki: “Fukaralar,cennete zenginlerden beş yüz yıl önce girerler. Bu (Allah’ınindinde) yarım gündür."(K.S. 2072 C.7 S.446 Akçağ, alıntısı:

Tirmizi, Zühd 37, (2354))

579- Abdullah İbnu Muğattel radıyallahu anh anlatıyor: “Bir adam gelerek “Ey Allah’ın Resûlü! Ben seni seviyorum"dedi. Resûlullah:

“Ne söylediğine dikkat et!"diye cevap verdi. Adam:

“Vallahi ben seni seviyorum!"deyip, bunu üç kere tekrar etti.Resûlullah (aleyhissalâtu vesselâm) bunun üzerine adama:

“Eğer beni seversen, fakirlik için bir zırh hazırla. Çünkü benisevene fakirlik, hedeflerine koşan selden daha süratli gelir."(K.S. S.2078 C.7 S.453 Akçağ, alıntısı: Tirmizi, Zühd 36,(2351))

Peygamberi sevmekle fakirliğin hiçbir ilgisi olmadığı gibi.Bu iddia, Müslümanları peygamberi sevmekten engellemeçabasıdır. İslam dininde peygamberi sevmek zorunlu bir olaydır, Peygamberi sevmeyeni Allah’ta sevmediği gibi, böyle bir kimsenin Allah yanında bir değeri olamaz. Bundandolayı, Müslümanların peygamberi sevme olayı istisnai bir olay değildir, bir kişinin çıkıp peygambere seni seviyorum

demesini ve bunu istisnai bir olaymış gibi göstermeleri ilefakirlikle ilişkilendirmelerinin İslam dininde yeri yoktur.

Bu konuda Kur’an’dan mealen:

- Peygamber, müminlere nefislerinden daha yakındır. Onunzevceleri de (müminlerin) analarıdır. Allah’ın Kitabında,akraba da birbirine diğer müminlerden ve muhacirlerden daha

yakındır. Ancak, dostlarınıza iyilik etmeniz müstesnadır.Allah’ın kitabında böyle yazılıdır. 33/6

404

Page 405: 50121318-Kutub-i-Sitte-nin-Ele�tirisi-ve-Kuran-a-Arz�-Ferec-Hudur.pdf

7/30/2019 50121318-Kutub-i-Sitte-nin-Ele�tirisi-ve-Kuran-a-Arz�-Ferec-Hudur.pdf

http://slidepdf.com/reader/full/50121318-kutub-i-sitte-nin-eletirisi-ve-kuran-a-arz-ferec-hudurpdf 405/606

- De ki: “Eğer babalarınız, oğullarınız, kardeşleriniz,eşleriniz, hısım akrabânız, kazandığınız mallar, düşmesindenkorktuğunuz ticâret(iniz), hoşlandığınız meskenler, sizeAllah’tan, Resûlünden ve O’nun yolunda cihâd etmekten

sevimli ise o halde Allah emrini getirinceye kadar gözetleyin(başınıza gelecekleri göreceksiniz)! Allah, yoldan çıkmıştopluluğu (doğru) yola iletmez. 9/24

Görüldüğü Müminler, Peygamberi kendi nefisleri dahil, bütün akrabalarından ve mallarından daha fazla sevmek zorundadırlar.

Peygamberi sevmekle fakirliğin hiçbir ilgisi olmadığı gibi.Peygamber kimseyi bu şekilde fakirlikle korkutmaz.Fakirlikle kimin korkuttuğuna dair Kur’an’dan örnek verecek olursam, mealen:

- Şeytan sizi fakirlikle korkutur, ve size çirkin şeyleriyapmayı emreder. Allah ise size kendi tarafından bağışlama

ve lütuf vadediyor. Şüphesiz (Allah(ın lûtfu) geniştir, (O) bilendir. 2/268

Dünyada Müslüman, fakir de olabilir zengin de, dünyaimtihan yeridir. Fakat bunlara göre fakirlik Müslüman ınhayat boyu iddialı olmalıdır. Hatta bu konuda Peygamberinduada bulunmuş olduğunu tahdis etmektedirler, örneğin:

580- Amr İbnu es- Sakafi radıyallahu anh anlatıyor:“Resûlullah aleyhissalâtu vesselâm buyurdular ki: “EyAllah’ım! Kim bana inanır, beni tasdik eder, ve her negetirmiş isem onun senin yüce katından olduğunu ve hak olduğunu bilirse, ona az mal, az evlat ver, ona, sanakavuşmayı sevdir ve ölümünü çabuklaştır. Kim de banainanmaz ve beni tasdik etmezse malını ve evladını çok kıl,

ömrünü de uzat." (K.S. 7258 C.17 S.573 Akçağ, alıntısı: İbn-iMace 4133.)

405

Page 406: 50121318-Kutub-i-Sitte-nin-Ele�tirisi-ve-Kuran-a-Arz�-Ferec-Hudur.pdf

7/30/2019 50121318-Kutub-i-Sitte-nin-Ele�tirisi-ve-Kuran-a-Arz�-Ferec-Hudur.pdf

http://slidepdf.com/reader/full/50121318-kutub-i-sitte-nin-eletirisi-ve-kuran-a-arz-ferec-hudurpdf 406/606

Halbuki daha önce 220. Örnekte belirttiğim gibi, uzunyaşayan müminler daha iyidirler diye tahdiste bulunmuşlardır. Allah’a kavuşmayı sevme ile kamufleederek, Müminlere felaket dilerken bu tahdislerini unutu

verdiler, şöyle ki:

581- <<220>>- Talha İbnu Ubeydullah radıyallahu anhanlatıyor: “Beli (kabilesinden) iki kişi Aleyhissalâtuvesselâm’ın yanına geldiler. İkisi beraber Müslüman olmuştu.Biri gayret yönüyle diğerinden fazlaydı. Bu gayretli olanı, bir gazveye iştirak etti ve şehit oldu. Öbürü, ondan sonra bir yıldaha yaşadı. Sonra o da öldü.”

Talha (devamla) der ki: “Ben rüyamda gördüm ki: “Bencennetin kapısının yanındaydım. Bir de baktım ki yanımda oiki zat vardır. Cennetten biri çıktı ve o iki kişiden sonradanölene (cennete girmesi için) izin verdi. Aynı vazifeli zat, bir müddet sonra yine çıktı, şehit olana da (içeri girme) izniverdi. Sonra, adam benim için geri geldi ve:

“Sen dön, senin cennete girme vaktin henüz gelmedi!"dedi.Sabah olunca Talha bu rüyayı halka anlattı. Herkes burüya(da şehit olan zâtın sonradan cennete girmesine) şaştı.Bu, Resûlullah’a kadar ulaştı, rüyayı ona anlattılar.(Dinledikten sonra) Aleyhissalâtu vesselâm:"Burada şaşacak ne var?"buyurdular. Halk: “Ey Allah’ın Resûlü!" Bu zat (diniçin) çalışmada öbüründen daha gayretli idi ve şehit de oldu.Ama cennete öbürü ondan evvel girdi" dediler. Bununüzerine Resûlullah aleyhissalâtu vesselâm: “Berikisi ondansonra bir yıl hayatta kalmadı mı?"dedi.

“Evet!"dediler. Aleyhissalâtu vesselâm: “Ve o ramazan idrak edip oruç tutmadı mı, bir yıl boyu şu şu kadar namaz kılmadımı?"Halk yine: “Evet!"deyince, Resûlullah aleyhissalâtu

vesselâm: “Şu halde ikisinin arasında bulunan mesâfe gök ileyer arasındaki mesafeden fazladır!"buyurdular. (K.S. 7173C.17 S.517 Akçağ 1993, alıntısı İbn-i Mace 3925.)

406

Page 407: 50121318-Kutub-i-Sitte-nin-Ele�tirisi-ve-Kuran-a-Arz�-Ferec-Hudur.pdf

7/30/2019 50121318-Kutub-i-Sitte-nin-Ele�tirisi-ve-Kuran-a-Arz�-Ferec-Hudur.pdf

http://slidepdf.com/reader/full/50121318-kutub-i-sitte-nin-eletirisi-ve-kuran-a-arz-ferec-hudurpdf 407/606

İki rivayet arasındaki çelişki düşünüldüğünde asılamaçlarının, Müslümanlara saldırı olduğu açıkça anlaşılır.Kısa ömür isterken Müminlerin yok olmasınıarzulamaktadırlar, Uzun ömür isterken ise amaçları şehitliği

hafife almak istediklerindendir.

İddia ettiklerine göre, güya Peygamber aleyhissalâtuvesselâm, Allah’tan Müminler için az mal az evlat ve çabuk ölüm istemiş. Kafirlere de çok mal, çok evlat ve uzun ömür istemiş. Mümin kimseler, Allah’ı severler, Allah’ın rızasınıkazanarak, Allah’a kavuşmayı isterler. Fakat bunun manasıdünya hayatında Allah’tan az mal az evlat ve çabuk ölümistemek değildir. Bu konuda Kur’an’dan mealen:

- Onlar ki yalan şahitlik etmezler, boş laf (konuşanlar)arastladıklarında vakar ile (oradan) geçip giderler. 25/72

- Ve onlar ki kendilerine Rab’lerinin âyetleri hatırlatıldığızaman, onlara karşı sağır ve kör davranmazlar. 25/73

- Ve onlar ki: “Rabb’imiz, bize gözler sevinci (gönüller açan)eşler ve çocuklar lûtf eyle ve bizi (senin azâbından)korunanlara önder yap."derler. 25/74

- İşte onlar, sabretmelerine karşılık cennetin en yüksek makamlarıyla mükâfatlandırılacaklar, orada hürmet veselâmla karşılanacaklardır. 25/75

- Orada ebedi kalacaklardır. Orası ne güzel bir konak ve negüzel bir makamdır. 25/76

Demek ki Müminler dünya hayatında, Allah’tan gözler sevinci, gönüller açan eşler ve çocuklar isterler ve bu duaöyle bir duadır ki, Allah tarafından övülmüştür.

Tahdis etmiş oldukları rivayette aslında Mümin düşmanlığıyapmaktadırlar, öyle ki, bir kimse bir başka kimseye, Allah,sana az mal az evlat versin canını da çabuk alsın derse budostça bir davranış olarak yorumlanamaz. Muhakkak ki,

407

Page 408: 50121318-Kutub-i-Sitte-nin-Ele�tirisi-ve-Kuran-a-Arz�-Ferec-Hudur.pdf

7/30/2019 50121318-Kutub-i-Sitte-nin-Ele�tirisi-ve-Kuran-a-Arz�-Ferec-Hudur.pdf

http://slidepdf.com/reader/full/50121318-kutub-i-sitte-nin-eletirisi-ve-kuran-a-arz-ferec-hudurpdf 408/606

Allah’ın rızasını kazanıp cennete girmek dünya hayatındandaha iyidir, fakat bunun yolu, Allah’ın dünya hayatındaverdiği nimetleri red etmek değildir. Bu konuda Kur’an’danmealen:

- Onlardan kimi de: “Rabbımız, bize dünyâda da güzellik ver,âhirette de güzellik ver, bizi ateş azabından koru!"der. 2/201

- İşte onların, kazandıklarından (alacakları) bir payları vardır.Allah, hesabı çabuk görendir. 2/202

- Allah’ın sana verdiğinden (O’nun yolunda harcayarak)

ahiret yurdunu iste; ama dünyadan da nasibini unutma. Allahsana ihsan ettiği gibi, sen de (insanlara) iyilik et. Yeryüzünde bozgunculuğu arzulama. Şüphesiz ki Allah bozguncularısevmez. 28/77

Şimdi, Müslümanları fakirliğe teşvik etmek için uydurmuşoldukları rivayetlerinden örnekler vermeye devam edecek olursam:

582- Hz. Enes (radıyallahu anh) anlatıyor: “Resûlullah(aleyhissalâtu vesselâm) şöyle dua etmişti: Allah’ım, benimiskin olarak yaşat, miskin olarak ruhumu kabzet, Kıyametgünü de miskinler zümresiyle birlikte haşret."

Hz. Aişe (radıyallahu anhâ) atılarak sordu: “Niçin ey Allah’ın

Resûlü?)"

“Çünkü, dedi, onlar cennete, zenginlerden kırk bahar öncegirecekler. Ey Aişe! Fakiri, yarım hurma ile de olsa boşçevirme. Ey Aişe! Fakirleri sev ve onları (rivâyet meclisine)yaklaştır, tâ ki Kıyâmet günü Allah da sana yaklaşsın." (K.S.2071 C.7 S.444 Akçağ, alıntısı: Tirmizi, Zühd 37,(2353))

583-. ... Cübeyr b. Nüfeyr el-Hadrami’den rivayetolunduğuna göre kendisi Ebu’d-Derdâ’yı şöyle derkenişitmiştir: Ben Rasûlullah’ı (s.a.) şöyle buyururken dinledim:

408

Page 409: 50121318-Kutub-i-Sitte-nin-Ele�tirisi-ve-Kuran-a-Arz�-Ferec-Hudur.pdf

7/30/2019 50121318-Kutub-i-Sitte-nin-Ele�tirisi-ve-Kuran-a-Arz�-Ferec-Hudur.pdf

http://slidepdf.com/reader/full/50121318-kutub-i-sitte-nin-eletirisi-ve-kuran-a-arz-ferec-hudurpdf 409/606

“Bana zayıfları çağırınız (da ben onların yüzü suyu hürmetineAllah’dan düşmanlara karşı zafer dileyeyim). Çünkü sizzayıflarınız(ın duası bereketi) ile rızıklandırılır ve yardımedilirsiniz..." (Ebû Dâvûd, K.el-Cihâd (15), Bâb 70 C.10 S.97

H.2594 Şamil, ayrıca: Nesâi, Cihâd 43; Tirmizi, cihâd 24.)

584- Katâde İbnu Nu’mân (radıyallahu anh) anlatıyor:“Resûlullah aleyhissalâtu vesselâm buyurdular ki: “Allah bir kulu sevdimi, onu dünyâdan korur. Tıpkı sizden birininhastasına suyu yasaklaması gibi." (K.S. 1972 C. S.246Akçağ, alıntısı: Tirmizi, Tıp 1, (2037))

585- Hz. Osman radıyallahu anh anlatıyor: “Resûlullahaleyhissalâtu vesselâm buyurdular ki:

“Ademoğlunun şu üç şey dışında (temel) hakkı yoktur:İkamet edeceği bir ev, avretini örteceği bir elbise, katıksızekmek ve su." (K.S. 4855 C.14 S.44 Akçağ, alıntısı: Tirmizi,Zühd 30,(2342))

586- Hz. Cabir radıyallahu anh anlatıyor: “Resûlullahaleyhissalâtu vesselâm’a (evde bulunması gereken) yataklar zikredilmişti. Şöyle buyurdular:

“Kişinin kendisi için bir yatak, kadın için bir yatak, misafir için bir yatak lazımdır. Dördüncü yatak şeytanadır." (K.S.5301 C.15 s.90 Akçağ, alıntıları: Ebû Dâvud, Libas 45,

(4142); Nesâi 82, (6,135): Müslim, Libas 41, (2084))

587- Ebû Hureyre (radıyallahu anh) anlatıyor: “Resûlullahaleyhissalâtu vesselâm buyurdular ki: “Bana zayıflarınızıarayın. Zira sizler, zayıflarınız sebebiyle yardıma ve rızkamahzar kılınıyorsunuz."(K.S. 2076 C.7 S.450 Akçağ,alıntıları: Ebû Dâvud, Cihâd 77, (2594); Tirmizi, Cihâd 24,

(1702); Nesâi, Cihâd 43,(6, 45-46))588- Hz. Aişe (radıyallahu anhâ) anlatıyor: “Resûlullah(aleyhissalâtu vesselâm) bir yahudiden, veresiye yiyecek 

409

Page 410: 50121318-Kutub-i-Sitte-nin-Ele�tirisi-ve-Kuran-a-Arz�-Ferec-Hudur.pdf

7/30/2019 50121318-Kutub-i-Sitte-nin-Ele�tirisi-ve-Kuran-a-Arz�-Ferec-Hudur.pdf

http://slidepdf.com/reader/full/50121318-kutub-i-sitte-nin-eletirisi-ve-kuran-a-arz-ferec-hudurpdf 410/606

satın aldı. Rehin olarak zırhını verdi."(K.S. 2001 C.7 S.303Akçağ, alıntıları: Buhâri, Rehn 2,5, Büyû 14,33,88, Silm 5,6İstikraz 1, Cihâd 89, Meğâzi 85, Müslim, Musâk3at 124,(1603); Nesâi, Büyû 58,87,(7,288,303))

589- Esma Bintu Yezid (radıyallahu anhâ) anlatıyor:“Resûlullah aleyhissalâtu vesselâm, zırhını bir yahudininyanında, bir miktar zahire mukabili rehine bırakmış olarak vefat etti." (K.S.6747 C.17 S.294 Akçağ, alıntısı: İbn-i Mace,24,38.)

590- İbnu Mes’ud (radıyallahu anh) anlatıyor: “Resûlullah

(aleyhissalâtu vesselâm)’ın yanına girmiştim. Onu bir hasır örgünün üzerinde uyumuş buldum. Hasır, (vücudunun açık olan) yan taraflarında izler bırakmıştı.

“Ey Allah’ın Resûlü dedim, sana bir yaygı temin etsek dehasırın üstüne sersek, onun sertliğine karşı sizi korusa!”

“Ben kim, dünya kim. Dünya ile benim misâlim, bir ağacınaltında gölgelenip sonra terk edip giden yolcunun misaligibidir." (K.S. 1970 C.7 S.244 Akçağ, alıntısı: Tirmizi,, Zühd44,(2378))

591- Hz. Aişe (radıyallahu anhâ) anlatıyor: “Resûlullah(aleyhissalâtu vesselâm) buyurdular ki: “(Ey Aişe! Cennette) benimle olman seni mesrur edecekse sana dünyadan bir 

yolcunun azığı kadarı kifâyet etmelidir. Sakın zenginlerlesohbet arkadaşlığı etme. Bir elbiseye yama vurmadan eskimişaddetme."(K.S. 2069 C.7 S.442 Akçağ, alıntısı: Tirmizi,Libâs 38, (1781).

592- Hz. Enes (radıyallahu anh) anlatıyor: “Resûlullah(aleyhissalâtu vesselâm) yarın için hiçbir şey

 biriktirmezdi."(K.S. 2176 C.8 S.8 Akçağ, alıntısı: Tirmizi,Zühd 38,(2363))

410

Page 411: 50121318-Kutub-i-Sitte-nin-Ele�tirisi-ve-Kuran-a-Arz�-Ferec-Hudur.pdf

7/30/2019 50121318-Kutub-i-Sitte-nin-Ele�tirisi-ve-Kuran-a-Arz�-Ferec-Hudur.pdf

http://slidepdf.com/reader/full/50121318-kutub-i-sitte-nin-eletirisi-ve-kuran-a-arz-ferec-hudurpdf 411/606

593- Ebû Bürde İbnu Ebi Mûsa el-Eş’âri anlatıyor: “Hz. Aişeradıyallahu Anka’nın yanına girdim. Bana yamalı bir giysi vekaba bir izar çıkardı ve “Resûlullah aleyhissalâtu vesselam şuiki (parça)nın içinde vefat etti!"dedi." (K.S. 5297, Libâs 35,

(2080); Ebû Dâvud, Libâs 8, (4036); Tirmizi, Libas 10,(1733))

594- Ebu Hâzım anlatıyor: “Ben Sehl İbnu Sa’d radıyallahuanh’a: “Sen has undan yapılmış beyaz ekmek gördün mü?diye sormuştum.

Sehl: “Rasulûllah aleyhissalâtu vesselâm vefat edinceye

kadar, beyaz ekmek görmedim" dedi. Ben tekrar: “Resûlullahzamanında ashabın eleği var mıydı? Dedim. “Aleyhissalâtuvesselâm vefat edinceye kadar elek görmedim" dedi.“Öyleyse elenmemiş arpa ekmeğini nasıl yiyiyordunuz?"dedim. “Biz onu üflerdik, içindeki kepekten uçan uçardı.Kalan (kepek)leri de su ile yumuşatıp yoğururduk" cevabınıverdi." (K.S. 6983 C.17 S.422 Akçağ, alıntısı: İbn-i Mace

3332.)

595- İbnu Abbâs radıyallahu anhıma anlatıyor: “Fâlûzeci ilk işitmem şöyle oldu: “Cebrail aleyhissalâm Rasûlullah’a gelip:“Ümmetine yeryüzü açılacak. O zaman onlara dünyalık bol bol akacak. Öylesine akacak ki fâlûzeç bile yiyecekler" dedi.Bunun üzerine Aleyhissalâtu vesselâm: “Fâlûzeç nedir?"diyesormuş, Cebrail aleyhisselâm: “Yağ ve balı karıştırıp yapılanhelva" diye açıklamıştır. Resûlullah bu haber karşısındahıçkıra hıçkıra ağlamıştır." (K.S. 6986 C.17 S.424 Akçağ,alıntısı İbn-i Mace 3340.)

596- Ebu Sa’idi’l-Hudri radıyallahu anh anlatıyor:“Resûlullah aleyhissalâtu vesselâm hasta yatmakta ikenyanına girdim. Elimi üzerine koydum, hararetini, yorganın

üstünden elimin altında hissettim. “Ey Allah’ın Resûlü!Hararetiniz çok fazla!"dedim.

411

Page 412: 50121318-Kutub-i-Sitte-nin-Ele�tirisi-ve-Kuran-a-Arz�-Ferec-Hudur.pdf

7/30/2019 50121318-Kutub-i-Sitte-nin-Ele�tirisi-ve-Kuran-a-Arz�-Ferec-Hudur.pdf

http://slidepdf.com/reader/full/50121318-kutub-i-sitte-nin-eletirisi-ve-kuran-a-arz-ferec-hudurpdf 412/606

“Biz (peygamberler) böyleyiz. Belalar bize katmerli gelir, buna mukabil ücretleri de katmerli verilir" buyurdular.

“Ey Allah’ın Resûlü! Hangi insanlar en çok bela

çekerler?"dedim.

“Peygamberler!"buyurdular.

“Ey Allah’ın Resûlü! Sonra kimler?"dedim.

“Sonra sâlihler! Buyurdular ve açıkladılar: Onlardan birifakirliğe öylesine müptelâ olur ki, kendisini örten abadan

 başka bir şey bulunamaz. Onlar, sizin bollukla sevindiğinizgibi fakirlikle sevinirler." (K.S. 7211 C.17 S.542 Akçağ,alıntısı: İbn-i Mace 4024.)

597- Hz. Enes radıyallahu anh anlatıyor: “Resûlullahaleyhissalâtu vesselâm hastalanmıştı. Sa’d İbnu Ebi Vakk’asgeçmiş olsun ziyaretine gitti. Yanına varınca Selman’ıağlıyor buldu. Sa’d: “Niye ağlıyorsun? Ey kardeşim, sen

Resûlullah aleyhissalâtu vesselâm’a arkadaşlık etmedin mi?Şöyle değil mi, böyle değil mi (diye ağlamasını abes kılan bir kısım faziletleri hatırlattı). Selman radıyallahu anh şu cevabıverdi:

“Ben şu iki şeyden biri için ağlamıyorum: “Ben ne bir dünyadüşkünlüğü ne de ahiret gafleti sebebiyle ağlıyor değilim.

Beni ağlatan Resûlullah aleyhissalâtu vesselâm’ın bir ahdidir.O bana bir husus ahdetmişti, şimdi kendimi o ahdi tecavüzetmiş görüyorum."

Sa’d: “Resûlullah size ne ahdetmişti?"diye sordu.

Selmân: “Aleyhissalâtu vesselâm bana: “Birinize dünyalık olarak bir yolcunun azığı kadarı yeterli" diye ahdetmişti. Ben

kendimi bu haddi aşmış görüyorum. Sana gelince, ey Sa’d!Hüküm verdiğin zaman hükmünden, (hak) taksim ettiğinzaman taksiminden, bir şeye yöneldiğin zaman niyetindenAllah’tan kork."

412

Page 413: 50121318-Kutub-i-Sitte-nin-Ele�tirisi-ve-Kuran-a-Arz�-Ferec-Hudur.pdf

7/30/2019 50121318-Kutub-i-Sitte-nin-Ele�tirisi-ve-Kuran-a-Arz�-Ferec-Hudur.pdf

http://slidepdf.com/reader/full/50121318-kutub-i-sitte-nin-eletirisi-ve-kuran-a-arz-ferec-hudurpdf 413/606

Ravilerden Sâbit der ki: “Selman radıyallahu anh’ın vefatettiğinde geriye nafaka olarak sadece yirmi küsur dirhemlik  bir mal bıraktığı haberi bana geldi." (K.S. 7244 C.17 S.563-564 Akçağ, alıntısı: İbn-i Mace 4104.)

Ve bunlar gibi, fakirliği övücü ve fakirliğe teşvik edici bir çok başka rivayetlerde mevcuttur. İddia ettiklerine göre bir Müslüman kuru ekmek ve suyla idare etmeli (Örnek 585).Evinde bulunduracağı yatak sayısı üçten fazla olmamalı(Ö.586). Peygamber dahi hasır üzerinde isteyerek yatıyormuş(Ö.590), ve yarın için hiçbir şey biriktirmezmiş (Ö.592),Vefat ettiği zaman zırhı yiyecek karşılığında bir yahudiderehinmiş (Ö.588-589). Kaba izar ve yamalı giysi giyermiş(Ö.593). Müslümanların yağ ve balı karıştırarak yemeleriağlanacak bir durummuş (Ö.595). Fakirlik salih insanlara has bir şeymiş (Ö.596). Müslüman’a yolcunun azığı kadarıyeterliymiş (Ö.597). Ve daha bunlara benzer başka rivayetlerivardır. Bunlarla çelişkili olarak işlerine geldiği zamankullanmak üzere metotları gereği başka rivayetleri de

mevcuttur. Bu rivayetlerinden örnekler vermeden önce, maledinmeyle ilgili olarak Kur’an’dan örnekler verecek olursam, bu konuda da yalan söyledikleri kolayca anlaşılır. Mealen:

- O ki, yeryüzünde ne varsa hepsini sizin için yarattı; sonragöğe yöneldi, onları yedi gök olarak düzenledi. O, her şeyi bilir. 2/29

- Ey Adem oğulları, her mesci(de gidişiniz)de süs(lü, güzelelbiseler)inizi (üzerinize alın; yiyin için, fakat israf etmeyin;çünkü O, israf edenleri sevmez. 7/31

- De ki: “Allah’ın, kulları için çıkardığı süsü ve güzel rızıklarıkim haram etti?"De ki: “O, dünya hayatında inananlarındır,kıyamet günü de yalnız onlarındır. “İşte biz, bilen bir 

topluluk için ayetleri böyle açıklıyoruz. 7/32

İnsanlar yeryüzünde ne varsa hepsinden meşru olarak istifadeedebilir. Mescide gidildiğinde insanlar güzel süslü

413

Page 414: 50121318-Kutub-i-Sitte-nin-Ele�tirisi-ve-Kuran-a-Arz�-Ferec-Hudur.pdf

7/30/2019 50121318-Kutub-i-Sitte-nin-Ele�tirisi-ve-Kuran-a-Arz�-Ferec-Hudur.pdf

http://slidepdf.com/reader/full/50121318-kutub-i-sitte-nin-eletirisi-ve-kuran-a-arz-ferec-hudurpdf 414/606

elbiselerini giymeye davet edilmişlerdir. Sadece israf menedilmiştir. Süsü ve Güzel rızıkları Müminlere haram edenler,onları bu güzel şeylerde, rivayetlerde olduğu gibi men etmeyeçalışanlar, çirkin göstermek suretiyle haram olduğunu iddia

edenler Kur’an’da tehdit edilmişlerdir. Ve onlara şöyle cevapverilmiştir. “Bu nimetler, dünya hayatında Müminlerindir,kıyamet günü de yalnız onlarındır.”

Müminlere örnek olsun diye özellikle peygamberler devamlıacı çeken, fakirlik içinde yaşayan ve bir lokma ekmeğemuhtaç kimseler olarak rivayetlerde belirtilmişlerdir. (Örnek 596 da olduğu gibi). hal bu ki, Allah, Süleyman peygambere büyük bir mülk vermişti, bu konuda Kur’an’dan mealen:

- “Rabb’im dedi, beni affet, bana benden sonra hiç kimseyenasip olmayan bir mülk (hükümdarlık ve mal) ver. Çünkü,sensin o çok lütfeden, sen!" 38/35

Ve Allah, duasını kabul ederek ona istediği mülkü verdi.

İstediği mülkte kendisinden sonra hiç kimseye nasipolmayacak seviyede olmasıdır. Süleyman peygamber, peygamber olmakla, taktir edilir ki mahzuru olacak bir mülküAllah’tan istemez. Hal böyle olunca, mal, mülk konusundamülk edinmeyi kötüleyici ve fakirliği övücü olarak tahdisettikleri rivayetler, Kur’an’la çelişkilidir.

Kendilerine nimet verilmişken, bunun zorlukla

değiştirilmesini isteyen kimseler hakkında Kur’an’da şöyledenmiştir, mealen:

- Onlarla, içinde bereketler yarattığımız memleketler arasında(birinden diğeri) görünen şehirler var ettik ve bunlar arasındayürümeyi takdir ettik: “Oralarda geceleri, gündüzleri (nezaman isterseniz) korkusuzca gezin, (dolaşın)"(dedik). 34/18

- “Rabb’imiz, seferimizin arasını uzaklaştır (şehirlerimiz birbirine çok yakın, bunların arasını uzat da daha uzunmesâfelere gidelim)." dediler ve kendilerine zulmettiler. Biz

414

Page 415: 50121318-Kutub-i-Sitte-nin-Ele�tirisi-ve-Kuran-a-Arz�-Ferec-Hudur.pdf

7/30/2019 50121318-Kutub-i-Sitte-nin-Ele�tirisi-ve-Kuran-a-Arz�-Ferec-Hudur.pdf

http://slidepdf.com/reader/full/50121318-kutub-i-sitte-nin-eletirisi-ve-kuran-a-arz-ferec-hudurpdf 415/606

de onları, (insanlar arasında söylenen) efsanelere çevirdik. Veonları darmadağın ettik. Şüphesiz bunda, sabreden, şükredenherkes için ibretler vardır. 34/19

Bu olay Seben’de oturanlar hakkında vuku bulmuştur. Allahonlara güvenlik içerisinde ve kolayca seyahat edebilecekleri, birbirlerine yakın güzel şehirler ihsan etmiş, onlar ise bugüvenlikli ve kolay seyahatlerinin zorlaştırılmasını Allah’tanistemişlerdir. Bu ise büyük bir yanlıştı, nimeti ret etmişoluyorlardı, diğer bir ifadeyle nimete karşı nankörlük etmişoluyorlardı. Zira insan Allah’a muhtaçtır, Allah’tan zorluk değil kolaylık istemelidir. Ve Allah onların bu yerindeolmayan isteklerinden dolayı onları darmadağın etti, öyle kiinsanlar arasında ibretle söylenen efsaneler oldular. Hal böyleolunca Peygamberin Allah’tan fakirlik ve miskinlik istemişolduğu yolunda iddiada bulunmak, İslam diniyle bağdaşmayan boş bir iddiadır. Bıldırcın eti varken, Allah’tanmercimek istemek Müslümanların yapacağı uygun bir hareket değildir.

598- Hz. Aişe radıyallahu anhâ anlatıyor: “Resûlullahaleyhissalâtu vesselâm’ın hanımları, Rasûlullah vefat ettiğizaman Hz. Osman’ı Hz. Ebu Bekr radıyallahu anhümâ’yagönderip miras hisselerini talep ettirmek istediler. O zaman ben onlara: “Rasûlullah aleyhissalâtu vesselâm: “Bize varisolunmaz, bıraktığımız sadakadır!" demedi mi (nasıl miras

talep edebiliriz?) dedim (ve onları bu niyettenvazgeçirdim.)"(K.S. 4750 C.13 S.346 Akçağ, alıntıları:Buhâri, Ferâiz 3; Müslim, Cihâd 51,(1758); Ebû Dâvud,Harâc 19,(2976,2977).

Bu rivayette, peygamberlerin miras bırakamayacaklarınıiddia etmişlerdir. Bu iddia Kur’an’a aykırıdır. Şöyle ki,Kur’an’dan mealen:

- Bu, Rabb’inin kulu Zekeriyâ’ya rahmetini anıştır. 19/2

- O, Rabb’ine gizli bir seslenişle yalvarmıştı: 19/3

415

Page 416: 50121318-Kutub-i-Sitte-nin-Ele�tirisi-ve-Kuran-a-Arz�-Ferec-Hudur.pdf

7/30/2019 50121318-Kutub-i-Sitte-nin-Ele�tirisi-ve-Kuran-a-Arz�-Ferec-Hudur.pdf

http://slidepdf.com/reader/full/50121318-kutub-i-sitte-nin-eletirisi-ve-kuran-a-arz-ferec-hudurpdf 416/606

- Rabb’im, demişti, ben, bende kemik gevşedi; baş, ihtiyarlık aleviyle tutuştu, Rabb’im, sana duâ ile hiçbir zaman bahtsızolmadım (her dua ettikçe kabûl buyurdun, beni istediğimdenmahrûm etmedin)." 19/4

- Doğrusu ben arkamdan yerime geçecek yakınlar(ımın iyihareket etmeyeceklerin)den korktum; karım da kısır. (Neolur) katından bana yerime geçecek bir veli lütfet." 19/5

- “Ki (o) bana ve Yakûb oğullarına mirasçı olsun. Rabb’im,onu beğendiğin bir insan yap." 19/6

- (Allah buyurdu): “Ey Zekeriyyâ, biz sana bir oğulmüjdeleriz, adı Yahya’dır. Daha önce hiç kimseyi adaşyapmadık (ondan önce kimseye bu adı vermedik.)" 19/7

Görüldüğü gibi peygamberler miras bırakmaktadır, bu itibarlatahdis etmiş oldukları rivayet uydurmadır.

599-. ... Eslem (r.a.)’den; demiştir ki: Ömer b. Hattâb’ı şöyle

söylerken işittim:

- Resûlullah (s.a.) bir gün bize sadaka vermemizi emretti. Bu(emir) bende mal bulunan bir zamana rastladı. (Kendikendime) “bir gün Ebû Bekr’i geçersem işte bugün geçerim"dedim ve malımın yarısını getirdim. Resûlullah (s.a.):

“-Ailene ne bıraktın?"dedi. Ben de:- Bu kadarını dedim. Ebû Bekir de malının hepsini getirdi,sonra Resûlullah (s.a.) O’na:

“-Ailene ne bıraktın?"dedi. O da:

- Onlara Allah ve Resûlünü bıraktım dedi. (O’na);

- Bundan sonra seninle hiçbir şeyde asla yarışmam, dedim.

(Ebû Dâvûd, K.ez-zekât (9),Bab 41 H.1678 S.310-311 Şamil,ayrıca: Tirmizi, men âkıp 16.)

416

Page 417: 50121318-Kutub-i-Sitte-nin-Ele�tirisi-ve-Kuran-a-Arz�-Ferec-Hudur.pdf

7/30/2019 50121318-Kutub-i-Sitte-nin-Ele�tirisi-ve-Kuran-a-Arz�-Ferec-Hudur.pdf

http://slidepdf.com/reader/full/50121318-kutub-i-sitte-nin-eletirisi-ve-kuran-a-arz-ferec-hudurpdf 417/606

600- Ukbe İbnu’l-Hâris (radıyallahu anh) anlatıyor:“Resûlullah (aleyhissalâtu vesselâm) bize ikindi namazıkıldırmış idi. (Selam verince) acele ile cemaati yarıp evinegirdi. Halk onun bu telâş esinden hayrete düşmüştü. Ancak 

geri dönmesi gecikmedi. Gelince, (halkın merakınıyüzlerinden anlayan Hz. Peygamber şu açıklamayı yaptı):“Yanımda kalan bir kısım altın vardı (namazda) onuhatırladım. Beni alıkoyacağından korktum ve hemen gidipdağıttım."(K.S. 2178 C.8 S.10 Akçağ, alıntıları: Buhari, Ezân155, Amel fi’s-Salât 18, Zekât 20, İsti’zân 36; Nesâi, 104(3,84))

Malların tamamının bağışlanması yolunda uydurmuşoldukları bu rivayetler, Kur’an’a aykırıdır. Şöyle ki, mealen:

- Dünya hayatı ancak bir oyun ve oyalanmadır. Eğer imaneder ve sakınırsanız, Allah size mükafatlarınızı verir. O,sizden mallarınızın tamamını istemez. 47/36

Servetlerle ilgili olarak kendi kendi aralarında çelişkili bazıhadis örnekleri:

601- İbnu Abbas (radıyallahu anh) anlatıyor: “Resûlullah(aleyhissalâtu vesselâm) bir adamın elinde altından bir yüzük gördü. Onu çıkarıp attı ve:

“Biriniz tutup ateşten bir parçayı alıp eline

koyuyor!"buyurdu. Resûlullah (aleyhissalâtu vesselâm)gidince adama: Yüzüğünü al (başka sûrette) ondan faydalan"dediler. O:

“Hayır! Vallahi ebediyen almayacağım, onu Resûlullah(aleyhissalâtu vesselâm) attı" dedi." (K.S. 2096 C.7 S.471Akçağ, alıntısı: Müslim, Libâs 52,(2090))

602- Sa’id İbnu’l-Müseyyeb anlatıyor: “Hz. Ömer Süheyl(radıyallahu anhımâ)’e: “Niye parmağında altın yüzük 

417

Page 418: 50121318-Kutub-i-Sitte-nin-Ele�tirisi-ve-Kuran-a-Arz�-Ferec-Hudur.pdf

7/30/2019 50121318-Kutub-i-Sitte-nin-Ele�tirisi-ve-Kuran-a-Arz�-Ferec-Hudur.pdf

http://slidepdf.com/reader/full/50121318-kutub-i-sitte-nin-eletirisi-ve-kuran-a-arz-ferec-hudurpdf 418/606

görüyorum? Dedi. Beriki: “Onu senden daha hayırlı olan dagördü, ama ayıplamadı" deyince, Hz. Ömer:

“O da kimmiş?"dedi. Süheyb: “Resûlullah!" cevabını verdi."

(K.S. 2098 C.7 S.472 Akçağ, alıntısı: Nesâi, Zinet 42,(8,164,165))

603- Üsâme İbnu Zeyd radıyallahu anh anlatıyor: “Resûlullahaleyhissalâtu vesselâm buyurdular ki:

“Müslüman kimse kâfir kimseye varis olamaz: kâfir deMüslüman’a varis olamaz." (K.S. 4706 C.13 S.301 Akçağ,

alıntıları: Buhâri, Ferâiz 26; Müslim, Ferâiz 1,(1614); EbûDâvud, Ferâiz 10,(2909); Tirmizi, Ferâiz 15,(2108))

604- Ebu’l-Esved ed-Düeli anlatıyor: “Hz. Mu’az’a bir yahudinin miras meselesi getirildi. Onun Müslüman oğlunada mirastan pay verdi ve dedi ki: “İslâm (galebe çalar, onagalebe çalınmaz), artar eksilmez." (K.S. 4711 C.13 S.909-310Akçağ, alıntısı: Ebû Dâvud, Ferâiz 10,(2912,2913))

İki rivayet bir birleriyle çelişkilidir.

605- İbnu Ömer radıyallahu anh anlatıyor: “Resûlullahaleyhissalâtu vesselâm yüzükoyun yatarak dudaklarımızla suiçmemizi yasakladı. Keza, tek bir avuçla, avuçlayarak içmemizi de yasakladı ve buyurdu ki: “Sakın sizden kimse

köpeklerin içtiği gibi suyu dudaklarıyla içmesin! Allah’ıngazabına uğrayan kavim gibi tek eliyle de içmesin. Suyuçalkalamadıkça geceleyin de içmesin, ağzı kapalı iseçalkalamaya gerek yok. Kim kapla içmeye muktedir olduğuhalde, tevazu düşünerek eliyle içerse Allah parmaklarıadedince kendisine sevap yazar. Bu (avuç), Hz. İsaaleyhisselâmın kabı idi. Çünkü o, kadehi atmış ve: “Öf! Bu

dünya ile beraberdir!" demiştir." (K.S.7015 C.17 S.436Akçağ, alıntısı: İbn-i Mace 3431.)

418

Page 419: 50121318-Kutub-i-Sitte-nin-Ele�tirisi-ve-Kuran-a-Arz�-Ferec-Hudur.pdf

7/30/2019 50121318-Kutub-i-Sitte-nin-Ele�tirisi-ve-Kuran-a-Arz�-Ferec-Hudur.pdf

http://slidepdf.com/reader/full/50121318-kutub-i-sitte-nin-eletirisi-ve-kuran-a-arz-ferec-hudurpdf 419/606

606- İbnu Abbâs radıyallahu anhüma anlatıyor: “Resûlullahaleyhissalâtu vesselâm’ın, cam bir bardağı vardı, (suyu)onunla içerdi." (K.S.7016 C.17 S.437 Akçağ, alıntısı: İbn-iMace 3435.)

İki rivayet bir biriyle çelişkilidir.

607- Bize Kuteybe ibnu Said tahdis edip şöyle dedi: Bize EbûAvâne tahdis etti. H ve yine bize Abdurrahmân ibnu’l-Mübârek tahdis edip şöyle dedi. Bize Ebû Avâne, Enes’tentahdis etti. Enes (R) dedi ki: Rasûlullah (S): şöyle buyurdu:“Hiçbir Müslüman yoktur ki, bir ağaç diker yâhud ekin eker 

de bunların hiçbirinden bir kuş yâhud bir insan yâhud bir hayvan yesin de, kendisi bundan faydalanmasın! Muhakkak  buna mukabil o Müslüman için bir sadaka sevâbı olmuştur”.(Buhâri, Kitâbu’l-Muzara’a Bab 1 C.5 S.2151 H.1 Ötüken.)

608-............. Ebû Umâme el-Bâhili (R) bir keresinde bir demir saban ve zirâat âletinden bir şey gördü de hemen şöyle

dedi: Ben Rasûlullah (S)’tan işittim, şöyle buyuruyordu: “Buâlet bir âilenin evine girerse, o eve muhakkak bir zelillik (horluk, hakirlik) girdirilir”. (Buhâri, Kitâbu’l-Muzâra’a C.5S.2152 H.2 Bab 1 Ötüken.)

Bir taraftan ziraatçılığı överken, diğer taraftan kötülemeleri bir çelişkidir.

609-. ... Sehl b. El-Hanzeliyye’den; demiştir ki:.......................

“-Kimin yanında kendisine yetecek malı olduğu haldedilenirse, kendisini ateşe götürecek şeyi çoğaltmış olur" buyurdu. Nüfeyli bir diğer rivayette (“ateş" sözü yerine)“cehennemin kor ateşi”, dedi, Oradakiler:

- Ya Rasûlullah! Kişiye yetecek malın miktarı nedir? Dediler.

-Nufeyli bir diğer rivâyette bunun yerine “varlığıyla beraber dilenmek uygun olmayan zenginliğin miktarı nedir? dedi -.

419

Page 420: 50121318-Kutub-i-Sitte-nin-Ele�tirisi-ve-Kuran-a-Arz�-Ferec-Hudur.pdf

7/30/2019 50121318-Kutub-i-Sitte-nin-Ele�tirisi-ve-Kuran-a-Arz�-Ferec-Hudur.pdf

http://slidepdf.com/reader/full/50121318-kutub-i-sitte-nin-eletirisi-ve-kuran-a-arz-ferec-hudurpdf 420/606

“Ona öğle ve akşam yemeğinde yetecek miktardır" buyurdu.-Nufeyli bir diğer rivayette bunun yerine, “Onu bir gün bir gece veya bir gece bir gün doyuracak yiyeceğinin olmasıdır"dedi ve bize bunu zikredilen bu sözlerle kısa olarak rivayet

etti. (Ebû Dâvûd, K.ez-Zekât (9), Bâb 24 C.6 S.251-252H.1629 Şamil.)

610-. ... Hüseyin b. Ali (r.a.)’den; demiştir ki: Resûlullah(s.a.):

“-At üzerinde gelse bile, dilencinin hakkı vardır."buyurdu.(Ebû Dâvûd, K.ez-Zekât (9), Bâb 33 C.6 S.296 H.1665

Şamil.)

O zamanlar için at üzerinde gelse dahi demelerinin manası buzaman için, özel arabasıyla gelse dahi manasındadır. Buaçıdan düşünüldüğünde iki rivayet arasındaki çelişki kolaycagörülür.

611-................ Bize İbnu Ebi Zi’b, Said el- Makburi’den; oda Ebû Hureyre(R)’den tahdis etti ki, Ebû Hureyre bir kerreönlerinde kebap yapılmış bir koyun bulunan bir cemâateuğramıştı. Onlar Ebû Hureyre’yi kebap yemeğe davetetmişler, fakat o kebap yemeyi kabûl etmeyip:

- Rasûlullah (S) şu dünyâdan arpa ekmeği ile karnı doymadançıkıp gitti, demiştir. (Buhâri, Kitâbu’l-Et’ime Bâb 23 C.12

S.5507 H.40 Ötüken.)

611/A- Hz. Ebû Hureyre radıyallahu anh anlatıyor:“Resûlullah aleyhissalâtu vesselâm’a bir et parçasıgetirilmişti. Kendisine bunun bud kısmı sunuldu.Aleyhissalâtu vesselâm budu severdi. Bu bud gelince hemenondan ısırarak yedi." (K.S.3953 C.11 S.191 Akçağ, alıntıları:

Tirmizi, Et’ime 34,(1838); İbnu Mace, Et’ime 28,(3307);Buhari, Enbiya 3, Tefsir, İsra 5; Müslim, İman 327.)

420

Page 421: 50121318-Kutub-i-Sitte-nin-Ele�tirisi-ve-Kuran-a-Arz�-Ferec-Hudur.pdf

7/30/2019 50121318-Kutub-i-Sitte-nin-Ele�tirisi-ve-Kuran-a-Arz�-Ferec-Hudur.pdf

http://slidepdf.com/reader/full/50121318-kutub-i-sitte-nin-eletirisi-ve-kuran-a-arz-ferec-hudurpdf 421/606

Daha önce, 595. Örnekte yazmış olduğum rivayette.Peygamberin, ümmetinin “Fâlûzeç" denen tatlıdanyiyeceklerini duyunca, hıçkıra hıçkıra ağladığını rivayetettiklerini yazmıştım. Fâluzec, yağ ve balın karıştırılmasıyla

yapılan helvadır. Bu helvanın diğer bir çeşidi, süt un ve balınkarıştırılmasıyla yapılan “Telbine" helvasıdır. Tahdis ettikleridiğer bir rivayette Peygamberin telbine helvasının yenmesinitavsiye ettiğini tahdis etmişlerdir. Bu da fâluzeç helvasınınyenmesi aleyhinde tahdis etmiş oldukları rivayetle çelişkiteşkil eder. Şöyle ki:

612-............... Bize el-Leys, Ukayl’den; o da İbn Şihâb’dan; oda Urve’den; o da Peygamber’in zevcesi Âişe (R)’den tahdisetti ki, o şöyle demiştir: Bir ev halkından birisinin vefâtıüzerine ta’ziye için kadınları topladıkları, sonra dağıldıkları,yalnız hâne halkı ve hısımları kaldıklarında Âişe emretti: Bir çömlek içinde telbine bulamacı pişirildi. Sonra tirit yapılıp,telbine onun üzerine döküldü. Sonra Âişe:

- Haydi bundan yiyiniz! Çünkü ben Rasûlullah (S)’tan“Telbine hastanın kalbine rahatlık verir, hüznün bir kısmınıda giderir" buyururken işittim, demiştir. (Buhâri, Kitâbu’l-Et’ime C.12 Bab 24 S.5508 H.43 Ötüken.)

613- Ümmü Seleme (radıyallahu anha) anlatıyor: “Resûlullah(aleyhissalâtu vesselâm) buyurdular ki: “Gümüş kaptan suiçen, karnına cehennem ateşi dolduruyor demektir." (K.S.144C.2 S.465 Akçağ, alıntıları: Buhari, Eşribe 28; Müslim Libas1,(2065); İbnu Mace, Eşribe 17 (3413))

Müslim’in diğer bir rivayetinde şöyle denir: “Kim altın veyagümüş bir kaptan içerse..."(Karnına cehennem ateşidolduruyor demektir.)

614- ............. Enes ibn Mâlik(R)’ten: Peygamber(S)’in su bardağı kırıldı akabinde kırık yerine gümüşten bir bardak edindi dediğini tahdis etti.

421

Page 422: 50121318-Kutub-i-Sitte-nin-Ele�tirisi-ve-Kuran-a-Arz�-Ferec-Hudur.pdf

7/30/2019 50121318-Kutub-i-Sitte-nin-Ele�tirisi-ve-Kuran-a-Arz�-Ferec-Hudur.pdf

http://slidepdf.com/reader/full/50121318-kutub-i-sitte-nin-eletirisi-ve-kuran-a-arz-ferec-hudurpdf 422/606

Râvi Âsım el-Ahvel: Ben bu kadehi gördüm ve (teberrukeniçine su koyup) ondan su içtim, demiştir. (Buhâri, Kitâbu’l-Humus Bâb 5 C.6 S.2895 H.18 Ötüken.)

Peygamberin, zırhı bir Yahudi’nin yanında otuz sa’ ölçeğiarpaya karşılık rehin edilmiş bulunduğu halde vefat ettiğinitahdis etmişlerdi. (Buhâri, Kitâbu’l- Cihad Hadis 127 C.6S.2735 Ötüken.) Hal bu ki, tahdis etmiş oldukları bazırivayetlerde Peygamberin külliyetli miktarda mal varlığınasahip olduğunu, sahabelerden de yüz binlik servete sahipolanların bulunduğunu rivayet ettiler, bu bir çelişki teşkiletmektedir. Fakirliği öven rivayetleriyle halka fakirliğitavsiye ederken, servetlerini meşrulaştırmak içinde servetleriöven rivayetler tahdis etmişlerdir. Ayrıca takip etmişoldukları çelişkiler metoduna da uymaktadır. Örneğin:

615-............... Umer İbnu’l-Hattâb (R) şöyle demiştir:Benû’n-Nadir malları, Allah’ın kendi Resûlü’ne fey olarak tahdis ettiği şeylerdendir. Bunlar Müslümanların at sürerek,

deveye binerek (harb ile) elde ettikleri ganimetlerdendeğildir. Bu sebeple Benû’n-Nadir malları hususi olarak Resûlullah’a ait olmuş idi. Rasûlullah âilesi halkının bir senelik nafakasını bundan harcar idi. Sonra bundan gerikalanı da Allah yolunda gazâ hazırlığı olarak silaha ve atlaraharcar idi. (Buhâri. Kitâbu’l-Cihâd ve’s-Siyer Bab 79 S.2726C.6 H.116 Ötüken.)

Beni Nadir, Medine’den sürgün edilen bir Yahudi kabilesiidi. Bu kabilenin tüm malları peygamberin emrine tahsisedilmişti diye rivayette bulunup, diğer taraftan, peygamber vefat ettiğinde zırhı otuz sa’ yani bir sa’nın 2120 gr. Olmasıhesabıyla 63600 gr. Arpa karşılığı bir Yahudi’nin yanındarehindi demeleri bir çelişkidir.

616-......... (Müminlerin anası Cuveyriye’nin kardeşi) Amr ibnu’l-Hâris (R): Peygamber (S) silâhından, beyaz katırından, bir de (sağlığında) sadaka yaptığı Fedek arâzisinden başka bir 

422

Page 423: 50121318-Kutub-i-Sitte-nin-Ele�tirisi-ve-Kuran-a-Arz�-Ferec-Hudur.pdf

7/30/2019 50121318-Kutub-i-Sitte-nin-Ele�tirisi-ve-Kuran-a-Arz�-Ferec-Hudur.pdf

http://slidepdf.com/reader/full/50121318-kutub-i-sitte-nin-eletirisi-ve-kuran-a-arz-ferec-hudurpdf 423/606

şey geriye bırakmadı, demiştir. (Buhâri, Kitâbu’l-Cih3adve’s-Siyer C.6 S.2731 Bâb 85 H.123 Ötüken.)

Fedek arazisi de, hurmalığı olan ve gelir getiren meşhur bir 

arazi. Buna sahip olan bir kimse için arpa ekmeğine karnıdoymamış muhtaç bir kimse olarak bahsedilmesi gülünçtür.

617- ............. Abdullah ibn Zeyd ibn Âsım şöyledemiştir:.........

Rasûlullah onlara (Ensâr’a) hitap edip şöyle buyurdu:

- “Ey Ensâr cemâati! Ben sizleri yolu şaşırmışlar bulup daAllah benim delâletimle sizlere hidâyet vermedi mi? Bensizleri fırka fırka bölünmüş hâlde bulup da, Allah benimMedine’ye hicretimle sizleri birbirlerinizle birleştirmedi mi?Ben sizleri fakir hâlde bulup da Allah benim yüzümdensizleri zengin kılmadı mı?”

Rasûlullah bu soruların her birini sordukça, Ensâr 

Rasûlullah’a karşı:

- Allah ve Rasûlü en çok ihsân edicidir, dediler. .................(Buhâri, Kitabu’l- Mağazi Bâb 58 C.9 S.4026 H.330 Ötüken.)

Peygamberin maddi zenginlik sahibi de olduğuna dair,Kur’an’dan delil gösterecek olursam, mealen:

- Rabb’in sana verecek ve sen râzı olacaksın. 93/5

- O seni yetim bulup barındırmadı mı? 93/6

- Seni şaşırmış bulup yola iletmedi mi? 93/7

- Seni fakir bulup zengin etmedi mi? 93/8

- Öyleyse sakın yetimi ezme, 93/9

- Dilenciyi azarlama, 93/10

423

Page 424: 50121318-Kutub-i-Sitte-nin-Ele�tirisi-ve-Kuran-a-Arz�-Ferec-Hudur.pdf

7/30/2019 50121318-Kutub-i-Sitte-nin-Ele�tirisi-ve-Kuran-a-Arz�-Ferec-Hudur.pdf

http://slidepdf.com/reader/full/50121318-kutub-i-sitte-nin-eletirisi-ve-kuran-a-arz-ferec-hudurpdf 424/606

- Rabb’inin nimetini anlat. 93/11

Bu itibarla, peygamberin zırhını arpa karşılığı rehin verdiğive vefat ettiğinde zırhının rehinde olduğu konusundaki

rivayetleri uydurma olup aslı yoktur. Hem de rehin konusuna,korunmayı sembolize eden zırhı konu etmeleri manidardır.

ARAZI VE ARSALAR HAKKINDA UYDURMUŞOLDUKLARI RIVAYETLERDEN ÖRNEKLER 

618- İmam Mâlik anlatıyor: “Bana ulaştığına göre,Abdurrahmân İbnu Avf radıyallahu anh bir tarlayı kiraladı.Ölünceye kadar da arazi elinde kaldı. Oğlu dedi ki: “Ben, buaraziyi uzun müddet babamın elinde kaldığı için bizimmalımız sanıyordum. Babam öleceği sırada tarlanın bize aitolmadığını söyledi ve tarlanın kirasından ödenmesi gereken bir miktar borcun altın veya gümüş olarak ödenmesiniemretti." (K.S. 5383 C.15 S.195 Akçağ, alıntısı: Muvatta,Kirâu’l-Arz 4 (2,712))

619- Kays İbnu Müslim, Ebu Ca’fer’den naklen diyor ki:“Medine’de muhacir aileden hiçbiri yoktur ki, üçte veyadörtte bir pay ile ziraatçılık yapmasın. Hz. Ali, Sa’d İbnuMes’ud radıyallahu anhüm de bu çeşitten muzâra’a akdiyapmışlardı. el-Kâsım (İbnu Muhammed) ve Urve’den de

 benzer rivayet mevcuttur. Rivayette şu ziyade de var: “EbuBekr ailesi, Hz. Ömer ailesi, Hz. Osman’ın ailesi, Ali ailesive İbnu Sirin ailesi de." (K.S. 5384 C.15 S.195 Akçağ,alıntısı: Buhari, Müzâra’a 8 (bab başlığı olarak kaydedilmiştir))

620- .............. Abdullah ibn Umer (R): Rasûlullah (S),

Hayber arâzisini, orada çalışmaları ve ekincilik yapmaları vearâziden çıkacak mahsûlün yarısı onların olması şartı üzere,Hayber Yahudileri’ne verdi, demiştir. (Buhâri, Kitâbu’ş-Şurut Bab 5 C.6 S.2542 H.8 Ötüken.)

424

Page 425: 50121318-Kutub-i-Sitte-nin-Ele�tirisi-ve-Kuran-a-Arz�-Ferec-Hudur.pdf

7/30/2019 50121318-Kutub-i-Sitte-nin-Ele�tirisi-ve-Kuran-a-Arz�-Ferec-Hudur.pdf

http://slidepdf.com/reader/full/50121318-kutub-i-sitte-nin-eletirisi-ve-kuran-a-arz-ferec-hudurpdf 425/606

Görüldüğü gibi, arazilerin altın, gümüş ve ürün karşılığındakiraya verilebileceğini tahdis ettiler. Buna rağmen şu şekilderivayetlerde bulundular:

621- Râfi’ İbnu Hadic radıyallahu anh anlatıyor: “YanımaZüheyr geldi ve bana: “Resûlullah aleyhissalâtu vesselâm bize faydalı bir şeyi yasakladı" dedi. Ben:

“Resûlullah aleyhissalâtu vesselâm her ne söyledi ise,mutlaka haktır!" dedim.

“Muhâkala’yı (tarla kiralamasını) nasıl yaptığımızı sordu.

Ben de:

“Biz onu, dörtte bir ve kuru hurma ve arpadan vasklarlaücretlendiriyoruz" dedim, bunun üzerine (Aleyhissalâtuvesselâm):

“Öyle yapmayın! Araziyi ya kendiniz ekin veya ektirin veya(kimseye vermeyip) sahip olun!"buyurdular.”

Rafi der ki: “Ben de: “(Baş üstüne!) dinlemek ve itaat etmek (borcumuzdur!)"dedim." (K.S. 5385 C.15 S.197 Akçağ,alıntıları: Buhari, Muzâra’a 18, 19: Müslim, Büyû’ 114,(1548); Ebû Dâvud, Büyû 32,(3394); Nesâi, Müzâra’a 45,(7,44,49))

Bu rivayette, arazilerin kiraya verilemeyeceğini, ancak boştaolsa elde tutulabileceğini rivayet ettiler. Böylece kirayaverilebileceği hususundaki rivayetleriyle çelişkiye düşmüşoldular.

622- Hz. Cabir radıyallahu anh anlatıyor: “Bizden bazıkimselerin ihtiyaçlarından fazla arazileri vardı. Onları: “Bizarazimizi üçte bir veya dörtte bir veya yarıya kiraya verelim

dediler bunun üzerine Aleyhissalâtu vesselâm:

“Kimin arazisi varsa bizzat eksin veya kardeşine bağışlasın;ne ücret mukabili versin ne de kiraya versin!"buyurdular."

425

Page 426: 50121318-Kutub-i-Sitte-nin-Ele�tirisi-ve-Kuran-a-Arz�-Ferec-Hudur.pdf

7/30/2019 50121318-Kutub-i-Sitte-nin-Ele�tirisi-ve-Kuran-a-Arz�-Ferec-Hudur.pdf

http://slidepdf.com/reader/full/50121318-kutub-i-sitte-nin-eletirisi-ve-kuran-a-arz-ferec-hudurpdf 426/606

(K.S. 5387 C.15 S.199 Akçağ, alıntıları: Buhâri, Müzâra’a18, Hibe 35; Müslim, Büyû’92,(1536); Nesâi, Müzâra’a 45,(7,36,38))

Bu rivayette ise, evvelki rivayetin aksine olarak fazla arazininelde boş olarak tutulamayacağını, bu şekilde fazla arazisi olankimse, araziyi bir ücret karşılığında ne satabilir, nede kirayaverebilir, ancak kullanmadığı fazla araziyi bir kardeşine ki burada herhangi bir mümin kastedilmektedir, bağışlamalıdır diye tahdiste bulundular.

Bu itibarla, tahdis etmiş oldukları rivayetlerden, çelişkiler 

nedeniyle kesin bir şekilde arazi hukukunun nasıl olmasıgerektiği anlaşılamaz. Zira, arazi altın gümüş ve ürünkarşılığı kiraya verilebilir derken, bunun tam aksine hiçbir ücret alınamaz, hibe edilmelidir demeleri bir çelişkidir. Heletahdis etmiş oldukları bazı rivayetlerde ürün karşılığındatarlanın kiralanmasını ribaya (faize) benzetmişlerdir. Şöyleki:

623- Zeyd İbnu Sâbit radıyallahu anh anlatıyor: “Resûlullahaleyhissalâtu vesselâm muhâbereyi yasakladı. Muhâbere,tarlayı yarı, üçte bir veya dörtte karşılığında almaktır.“(kiralamak). (K.S. 5389 C.15 S.200 Akçağ, alıntısı: EbûDâvud, Büyû’34,(3407))

624- Hz. Câbir radıyallahu anh anlatıyor: “Resûlullah

aleyhissalâtu vesselâm buyurdular ki:

“Muhâbereyi terk etmeyen, Allah ve Resûlü ile savaş ilanetsin." (K.S. 5390 C.15 S.200 Akçağ, alıntısı: Ebû Dâvud,Büyû’ 34, (3406))

625-... Râfi’ b. Hadic’ten rivayet edildiğine göre;

O bir araziyi ekmişti, tarlayı sularken kendisine Rasûlullah(s.a.) uğrayıp:

“-Ekin kimin, tarla kimin?"diye sordu.

426

Page 427: 50121318-Kutub-i-Sitte-nin-Ele�tirisi-ve-Kuran-a-Arz�-Ferec-Hudur.pdf

7/30/2019 50121318-Kutub-i-Sitte-nin-Ele�tirisi-ve-Kuran-a-Arz�-Ferec-Hudur.pdf

http://slidepdf.com/reader/full/50121318-kutub-i-sitte-nin-eletirisi-ve-kuran-a-arz-ferec-hudurpdf 427/606

Râfi’:

- Tohumum ve emeğim karşılığında benim ekinim; yarısı benim, yarısı da filan oğullarının, karşılığını verdi.

Bunun üzerine Rasûlullah (s.a.):

“-Ribâ muamelesi yaptınız, araziyi sahibine ver, sen deücretini al" buyurdu. (Ebû Dâvûd, K.el-Büyû’ (22) Bab 31C.12 S.463 H.3402 Şamil.)

Bu itibarla tahdis etmiş oldukları rivayetler bir birleriyle

çelişkilidirler. Arazi üzerinde yarıcılığın Ribâ olduğunutahdis etmelerine rağmen. Peygamberin, Hayber arazisiniyahudilere, yarıcılığa verdiğini tahdis etmeleri peygamberesaygısızlıktır.

626- İbnu Ömer radıyallahu anhüma anlatıyor: “Hz. Ömer radıyallahu anh Hayber’de (ganimetten) bir arazi sahibi oldu.(Bunu tasadduk etmesini emreden bir rüyayı üst üste üç gün

görmesi üzerine) Resûlullah aleyhissalâtu vesselâm’agelerek:

“Ey Allah’ın Resûlü! Ben Hayber’de bir tarlaya sahip oldum.Şimdiye kadar yanımca böylesine değerli bir arazim hiçolmadı. Bu tarla için bana ne emir buyurursunuz?"diye sordu.Aleyhissalâtu vesselâm:

“Dilersen onun aslını (Allah için) hapset ve (gelirini)tasadduk et!"buyurdular. Bunun üzerine Hz. Ömer radıyallahu anh araziyi tasadduk etti ve aslınınsatılamayacağını ve satın alınamayacağını, vârisolunamayacağını söyledi.

Râvi der ki: “Ömer bu araziyi fakirlere, akrabalara, kölelere,

Allah yolunda harcamalara ve yolculara bağışladı. -Bir rivayette misafirlere de denmiştir.- Onun işlerini üzerinealanın maruf üzere yemesinde veya bir dostuna yedirmesinde bir beis yoktur ki, malı kendisine sermaye yapmasın ." (K.S.

427

Page 428: 50121318-Kutub-i-Sitte-nin-Ele�tirisi-ve-Kuran-a-Arz�-Ferec-Hudur.pdf

7/30/2019 50121318-Kutub-i-Sitte-nin-Ele�tirisi-ve-Kuran-a-Arz�-Ferec-Hudur.pdf

http://slidepdf.com/reader/full/50121318-kutub-i-sitte-nin-eletirisi-ve-kuran-a-arz-ferec-hudurpdf 428/606

5809 C.16 S.278-279 Akçağ, alıntıları: Buhari, Şurût 19,Vesâya 28, İmân 33; Müslim, Vasiyyet 15, (1632); EbûDâvud, Vesâya 13,(2878); Tirmizi, Ahkâm 36,(1375); Nesâi,Ahbâs 1, (6,230); İbnu Mâce, Sadakât 4,(2396))

Bu rivayette, arazinin vakf edilebileceğini ve bunun iyi bir şey olduğunu iddia etmişlerdir. Vakfı tanımlarken de,vakfedilen herhangi bir iktisadi kıymetin, özellikle gayrimenkullerin, örneğin: Arazi, bahçe, dükkan ev v.s. Kıyametekadar alınıp satılamayacağını, ancak gelirlerinden istifadeedilebileceğini iddia etmişlerdir. Bu ise Kur’an’auymamaktadır. Zira, Allah alım satımı helal etmiştir.

Bu hususta Kur’an’dan mealen:

- Faiz yiyenler, ancak şeytanın dokunup çarptığı kimseninkalktığı gibi kalkarlar. Bu, onların: “Alışveriş de faizgibidir."demelerinden ötürüdür. Oysa Allah, alışverişi helâl,faizi haram kılmıştır. Kime Rabbi’nden bir öğüt gelir de (o

öğüte uyarak faizden) vazgeçerse, geçmişte olankendisinindir ve işi Allah’a kalmıştır (Allah’ın onu affetmesiumulur). Kim tekrar (faize) dönerse onlar ateş halkıdır, oradaebedi kalacaklardır. 2/275

Bu itibarla alışveriş durdurulamaz, hayır işlerine tahsisedilmiş olan herhangi bir mal veya önceden alım satıma konuolmuş bir gayrimenkul gerektiğinde hayır işlerine sarf 

edilmek üzere alınıp satılabilir. Nasıl ki, şahıslar aleyhlerineolmadan gerektiğinde fayda sağlamak için gayri menkullerinisatabiliyorlarsa vakıf malları da bundan değişik değildir.Örneğin, farz edelim ki bir camiye ait kiraya verilen beş adetdükkan veya bir bahçe olmuş olsun. Herhangi bir nedenlecami yıkılacak olsa veya köklü bir şekilde tamir edilmesineihtiyaç olduğunda biri çıkıp diyebilirmi ki, dükkanları veya

 bahçeyi satmayın, cami yıkık vaziyette kalsın desin de buönerisi doğru ve faydalı kabul edilsin. Hangi birimiz, evimizyıkıldığında, sahip olduğumuz bir bahçeyi satıp evimizi inşaetmeyiz. Cami içinde durum bundan farklı değildir.

428

Page 429: 50121318-Kutub-i-Sitte-nin-Ele�tirisi-ve-Kuran-a-Arz�-Ferec-Hudur.pdf

7/30/2019 50121318-Kutub-i-Sitte-nin-Ele�tirisi-ve-Kuran-a-Arz�-Ferec-Hudur.pdf

http://slidepdf.com/reader/full/50121318-kutub-i-sitte-nin-eletirisi-ve-kuran-a-arz-ferec-hudurpdf 429/606

Satılamayacak olan caminin kendisidir, zira cami satışındaibadete mani olma durumu vardır. Bundan dolayı, camilerinmuhafaza edilmesi ve içinde ibadet edilmeye uygun şekildemuhafaza edilmesi esastır. Zira, Allah’ın mescitlerini yıkmak,

yok etmek ve içinde ibadet edilmesini engellemek büyük bir zülümdür. Bu konuda Kur’an’dan mealen:

- Allah’ın mescitlerinde, Allah’ın adının anılmasına engelolan ve onların harâb olmasına çalışandan daha zâlim kimvardır? Bunların oralara korka korka girmesi gerekir (başkatürlü girmeğe hakları yoktur.) bunlar için dünyâda rezillik,âhirette de büyük azab vardır. 2/114

Diğer taraftan, fakirlere tahsis edilmiş bir gayrimenkul içinde,satış gerektiğinde satış yapılabilir. Örneğin: Herhangi bir kıtlık durumunda, insanların açlıktan çok zor durumadüşmelerini seyredip vakıf malı elde tutmak mı doğrudur?Yoksa satıp acilen ihtiyaçlarını karşılamak mı. Hangi birimizsahip olduğumuz bir gayri menkulü veya bir menkulü, çoluk 

çocuğumuz açlıktan ölüm tehlikesiyle karşı karşıya iken satıpihtiyaçlarını karşılamayız veya onlara gerekli ilaçlarıalmayız?

Araziler konusunda, yukarıda vermiş olduğum örneklerdegörüldüğü gibi özet olarak şu iddialarda bulunmuşlardır.

a) Araziler, altın ve gümüş karşılığında kiraya verilebilir.

(Örnek 618)

 b) Arazilerde yarıcılık yapılabilir. (Örnek 619-620)

c) Arazilerde yarıcılık yapılamaz, fakat arazi boş olarak eldetutulabilir. (Örnek 621)

ç) Ekilmeye araziler elde boş olarak tutulmayıp ücretsiz

olarak bağışlanmalıdır. Bu şekildeki araziler, ne ücretkarşılığı satılabilir, nede kiraya verile bilir. (Örnek 622)

d) Yarıcılık ribadır (faizdir). (Örnek 623-624-625)

429

Page 430: 50121318-Kutub-i-Sitte-nin-Ele�tirisi-ve-Kuran-a-Arz�-Ferec-Hudur.pdf

7/30/2019 50121318-Kutub-i-Sitte-nin-Ele�tirisi-ve-Kuran-a-Arz�-Ferec-Hudur.pdf

http://slidepdf.com/reader/full/50121318-kutub-i-sitte-nin-eletirisi-ve-kuran-a-arz-ferec-hudurpdf 430/606

e) Arazi vakf edilebilir. (Örnek 626)

Bu örneklerin kendi aralarında çelişki ihtiva ettikleri açıktır.Bir taraftan yarıcılık yapılabilir derken, diğer taraftan bunun

riba (faiz) olduğunun tahdis edilmesi izah edilebilir bir durumdeğildir.

Arsa ve araziler mülkiyet bakımından değişik bir durum arzetmektedirler. Mülkiyet bakımından, Hava, Deniz, Göl,Akarsu, Orman ne ise Arsa, Arazi veya dağ olsun, toprağındurumu da odur. Bunların üzerinde mülkiyet olarak ancak kullanım hakkı vardır. Kullanım olayı bitmişse daha önce

kullanmış olan şahıs bunları ne satabilir ne kiraya verebilir nede bağışlaya bilir. Ancak devlet denetiminde ihtiyacı olan başka kimselerin istifadesine terk etmesi gerekir. Arazi veyaarsa üzerine bağ, bahçe veya konut yapılmışsa şahıs olarak kişi ancak bağ, bahçe, konut v.s. nın sahibidir. Şahsi emek verdiği bu şeylerin olayı devam ettiği müddetçe başkası buşahsın yapmış olduğu, örneğin: konutu üzerine konut, bahçesi

üzerine bahçe yapamaz, meğer ki kendisi izin vermiş olsunveya istifadesine verilmiş olmasının başlangıcında kendisine bu şartla verilmiş olsun, o zam yapılabilir. Toprak, dağ ve sukaynaklarının tamamı yer altı ve yerüstü tabii servetler enfaldir, bunların hepsi devlet mülkiyetinde olup ancak devlet denetiminde kullanılabilir. Enfâl den kendisinekullanım hakkı verilmiş olan kimseler, en fal üzerine bir 

emek veya masraf yaparak tesis icra ettiklerinde, en falüstündeki tesislerini enfalden ayırmadan satma hakkınasahiptir, örneğin bağ yapmışsa bağ halinde, bina yapmışsa bina halinde v.s. satabilir. Zira bunlar enfâl den istifade deemek ve masrafın zayi olmaması için gerekli olanhususlardır. Satış durumunda aslında satılan arsa veya araziv.s. İle ilgili enfâl olmayıp, emek ve masraf yapılmış olan

 bina veya bağ ve bahçenin ihtiva ettiği bitkiler ve araziyiıslah eden şeylerdir. Miras bırakmada da durum aynıdır.Yani, enfâl devlete ait ve devletin tasarrufunda, emek vesermaye şahsa ait ve şahsın tasarrufundadır. Şahıs enfali

430

Page 431: 50121318-Kutub-i-Sitte-nin-Ele�tirisi-ve-Kuran-a-Arz�-Ferec-Hudur.pdf

7/30/2019 50121318-Kutub-i-Sitte-nin-Ele�tirisi-ve-Kuran-a-Arz�-Ferec-Hudur.pdf

http://slidepdf.com/reader/full/50121318-kutub-i-sitte-nin-eletirisi-ve-kuran-a-arz-ferec-hudurpdf 431/606

satamaz veya başkasına devir edemez, miras bırakamaz,ancak enfal üzerinde ürettiği şeyler üzerinde tasarruf yapabilir. Örneğin arsa her ne kadar enfal olup kendisininmülkiyetinde değil, devletin mülkiyetinde ise de, üzerine inşa

ettiği veya satın aldığı bir apartman dairesini enfaldenkoparmadan satabilir, bağışlaya bilir veya miras bırakabilir.Aksi takdirde zarara uğramış olacaktır. enfal üzerinde şahsın,tesisi şeklinde hiçbir eseri kalmamışsa, ve kendisine devlettarafından verilmiş kullanım hakkını artık  değerlendirmeyecekse yani enfal öz şekli halinde ise artık şahıs bunun üzerinde tasarruf yapamaz, tasarruf hakkı devlete

aittir. Bu duruma havayı örnek gösterecek olursak, şahısnefes aldığında ciğerlerine doldurmuş olduğu havayıkullanım mülkiyeti hakkına sahiptir, saldığında da bukullanım hakkı ondan istifade eden başka kimseye ait olur.Örneğin: Bir kimse denizde gemi yüzdürdüğünde kullanımhakkı geminin işgal ettiği yerdir, gemisini çektiğinde diğer  bir kimse aynı şekilde istifade edebilir. Toprak ve arazide bunun gibi düşünülmelidir. Toprak ve arazide bunun gibidüşünülmelidir. Bu istifade hakkı devlet denetiminde olup,devlet tarafından tüm vatanın istifadesine uygun şekildekullanılır. farz edelim ki, bir kimse bütün havayı bir seferdeçekip ciğerlerine doldurmuş olsun ve salmasın, bunun manasıAllah’ın takdiri hariç tüm insanların ölümü demektir. Buitibarla istifade hakkı kullanılırken diğer insanlardadüşünülmelidir. Bu da keyfi olmayıp, İslam devlet başkanının

ve dolayısıyla şuranın da gözetimi altında olan bir husustur.Bir kimse tüplere doldurduğu havayı satabilir fakat açık havayı satamaz, inşa ettiği binayı veya bahçeyi bozmadansatabilir, fakat üzerinde eseri olmayan ve istifadeden vazgeçtiği tarla veya arsayı sahiplenip satamaz, karşılıksız terk etmek zorundadır. Zira, enfalin kullanımını belirttiğim gibiancak devlet denetler.

Kendisinden istifade imkanı varken boş bırakılan her bir avuçtoprak hem ülke için, hem de kendisinden gelir sağlayacak fertler için bir kayıptır. Ve toprak öyle bir olaydır ki, boş

431

Page 432: 50121318-Kutub-i-Sitte-nin-Ele�tirisi-ve-Kuran-a-Arz�-Ferec-Hudur.pdf

7/30/2019 50121318-Kutub-i-Sitte-nin-Ele�tirisi-ve-Kuran-a-Arz�-Ferec-Hudur.pdf

http://slidepdf.com/reader/full/50121318-kutub-i-sitte-nin-eletirisi-ve-kuran-a-arz-ferec-hudurpdf 432/606

 bırakılmak suretiyle terk edilirse veya hor kullanılırsa,kendisini hor kullananları veya boş bırakanları terk eder. Her yıl erozyon suretiyle ülkeleri terk eden muazzam miktardagüzel topraklar bunun örneğidir. Çoğu zaman toprağın

erozyona gitmesine halkın tembel olması yol açmıyor. Halk çalışkan olmasına rağmen devletlerin bozuk ve yanlış toprak  politikaları erozyon suretiyle toprak tahribatının ana nedeniniteşkil eder. Örneğin: Halkın istifadesinden koparmak suretiyle, toprağı, devlet arazisi, tapulu şahıs arazisi ve vakıf arazisi şeklinde el konduğunda, toprağı işlemek bu üç gruplasınırlı olmuş olmaktadır. Toprağı denetlemek, hatta devlet

 başkanlığı makamına bağlı olarak asli şekilde sahiplenmek devletin ana görevidir, fakat toprağı insanlardan ayırıp, onuişlemelerine set çekmek devletin ana görevi değildir. Devlet,fertlere toprağı işleme hürriyeti vermek suretiyle topraktanelde edilebilecek azami faydanın elde edilmesine ortamsağlamalıdır. Fayda kaybını önlemek için adaletli bir şekildedenetim görevini yürütmelidir. Örneğin, tapulu şahısarazilerinde veya vakıf arazilerinde şu hususlar ortayaçıkmaktadır. Toprak, tapuyu elinde bulunduranlar tarafından,kendisini işleyecek olanlara ya kiraya verilmekte, yadayarıcılık yapılmakta veya boş bırakılmaktadır. Kira veyayarıcılık veya durumunda toprağı işleyenlere yük getirilmek suretiyle ziraatta ilerlemeleri engellenmektedir. İnşaatlarda dadurum bundan farklı değildir, bazen arsa fiyatı üzerindeyapılan inşaatın maliyetini aşmaktadır. Toprağın boş

 bırakılması durumunda ise sağlanacak bütün fayda köktenyok olduğu gibi, toprağın erozyona gitmesine sebepolmaktadır. Hele toprağa vakıf diye kutsiyet atfedilmesi çok ilginçtir. Çoğunlukla vakıf diye telakkileri uydurduklarırivayetleri de aşarak, Allah için hayra tahsis edilmiş bir toprak parçası olmayıp, direk şahsa, örneğin, bir şeyhevakfetme şeklindedir. Hal bu ki, şahsa verilen herhangi bir 

şey kendi öğretilerinde dahi vakıf olmayıp hediyedir. Bu tür araziler dahi alınıp satılamaz mallar kapsamındadeğerlendirilmektedir. Ve bu araziler çoğunlukla elsürülemez kutsal araziler olarak asırlarca boş bırakılmaktadır.

432

Page 433: 50121318-Kutub-i-Sitte-nin-Ele�tirisi-ve-Kuran-a-Arz�-Ferec-Hudur.pdf

7/30/2019 50121318-Kutub-i-Sitte-nin-Ele�tirisi-ve-Kuran-a-Arz�-Ferec-Hudur.pdf

http://slidepdf.com/reader/full/50121318-kutub-i-sitte-nin-eletirisi-ve-kuran-a-arz-ferec-hudurpdf 433/606

Demin bahsettiğim gibi, enfal malları devlet dışında şahıslar aslen sahiplenemeyeceği için, enfal malları şahıslarınvakfetmesi de söz konusu değildir. Kişiler enfal mallarındeğil, üzerinde gerek sermaye olarak, gerekse emek olarak 

çalışma yaptıkları şeylerin sahibidirler.

Özetleyecek olursam insan ancak çalışması üzerinde hak iddia edebilir. Emek vermediği su, hava, maden ve toprak üzerinde alıp satmak üzere ferdi hak iddia edemez. Bunlarınasılları Allah’a ait ve Devlet İdaresi dahilinde; İslam Devletsisteminin bir parçası olarak mülkiyeti muhafaza etmek üzeredevlet başkanına aittir. Eğer enfâl üzerinde müsaade almışşahısların çalışmaya dayalı eserleri varsa, bu eserlerdendolayı, eserin satılmasıyla kullanım hakkı başkasınadevredilebilir, emek eseri bitmişse alınıp satılamazlar. İhtiyaçsahiplerine, devlet başkanlığınca ücretsiz olarak istifadeedilmek üzere verilir.

Bu hususta Kur’an’dan örnek verecek olursak, mealen:

- Sana “Enfâl" hakkında sormaktadırlar. De ki: “Enfâl”,Allah’a ve Resûlüne âittir. Allah’tan sakının ve aranızıdüzeltin. Eğer mümin kişiler iseniz, Allah’a ve Resûlüne itaatedin. 8/1

“Enfâl" hiçbir şekilde, insan emeğiyle birleşmemiş veAllah’ın kullarına emekleri dışında açıktan vermiş olduğu

mallardır. Bunlar, dağlar, ovalar, meralar, arsalar, araziler,hava su, madenler ve bunlar gibi olan şeylerin tümüdür.Resûlullah’ın bunları sahiplenmesi gibi, İslam devlet başkanları bunları sahiplenirler, fakat bu sahiplenmekullanımlarını halka yasaklayan bir sahiplenme değildir.Mülk olarak fertlerin sahiplenip, kendi aralarında alıpsatmalarını engelleyen bir sahiplenmedir. Halk bunlar 

üzerindeki emeklerinin sahibidirler. Eğer kullanmayacaklarsave üzerinde emeğe dayalı eserleri de yoksa bunları alıpsatamazlar, boş bırakamazlar, başkalarına ne vakıf nede hibeedemezler. Hatta üzerlerindeki emeklerine dayalı haklarını

433

Page 434: 50121318-Kutub-i-Sitte-nin-Ele�tirisi-ve-Kuran-a-Arz�-Ferec-Hudur.pdf

7/30/2019 50121318-Kutub-i-Sitte-nin-Ele�tirisi-ve-Kuran-a-Arz�-Ferec-Hudur.pdf

http://slidepdf.com/reader/full/50121318-kutub-i-sitte-nin-eletirisi-ve-kuran-a-arz-ferec-hudurpdf 434/606

satmayıp terk etmişlerse, başkaları bunları sahiplenipkullanabilir. Kimi yazarlar Enfâl’i harp ganimeti olarak izahetmişlerdir. Halbuki harp ganimetlerinin hususiyeti ve bölüşümü ayrıdır. Harp ganimetleri savaş meydanında elde

edilen, parasal şeyler, aletler v.s. gibi menfaatlerdir.

Kur’an’dan mealen:

- Şunu bilin ki, eğer Allah’a ve (hak ile bâtılın) ayrıldığı gün,iki topluluğun karşılaştığı (Bedir) günü kulumuzaindirdiğimiz (âyetler)e iman etmişseniz, (savaşta) ganimetolarak aldığınız bir şeyin beşte biri, mutlaka Allah’a,

Resûlüne, hısımlara, yetimlere, yoksullara ve yolculara âittir.Allah her şeye kadirdir. 8/41

Ganimetlerde, ganimetlerin beşte biri, Allah’a, Resûlüne,hısımlara, yetimlere, yoksullara ve yolculara âittir. Halbuki,“Enfâl" de, Enfâl’in tamamı, Allah’a ve Resûlüne aittir. İsimolarak ta, enfâl ve ganimet ayrı tanımlanmışlardır, ikisi aynı

şey değildir.

Kullanım hakkı ve istifade ile ilgili olarak, Kur’an’danmealen:

- O ki, yeryüzünde ne varsa hepsini sizin için yarattı; sonragöğe yöneldi, onları yedi gök olarak düzenledi. O, her şeyi bilir. 2/29

- (Allah), yeri mahlûkat (yaratıklar) için koymuştur. 55/10

- Yeryüzünü size boyun eğdiren O’dur. Şu halde yerinomuzlarında (üzerinde) dolaşın ve Allah’ın rızkından yiyin.Dönüş ancak O’nadır. 67/15

- Andolsun Zikir’den sonra Zebur’da da: “Yeryüzünü iyi

kullarım vâris olacaktır" diye yazmıştık. 21/105

- İşte bunda, (bize) kulluk eden bir kavim için bir mesâjvardır. 21/106

434

Page 435: 50121318-Kutub-i-Sitte-nin-Ele�tirisi-ve-Kuran-a-Arz�-Ferec-Hudur.pdf

7/30/2019 50121318-Kutub-i-Sitte-nin-Ele�tirisi-ve-Kuran-a-Arz�-Ferec-Hudur.pdf

http://slidepdf.com/reader/full/50121318-kutub-i-sitte-nin-eletirisi-ve-kuran-a-arz-ferec-hudurpdf 435/606

İşte, yeryüzünün enfâl ile ilgili kısmının mirası tek tek şahıslara mal edilmek üzere bölüştürülmeyip, toplum mirasıolarak tüm toplumda kullanmaları gerekli olanlara ücretsizkullanılmak üzere, mülkiyeti Allah’a ve Peygambere aittir.

Böylece mülkiyetin toplumdaki şahıslara geçmesi önlenmişolmaktadır. Peygamber, Allah’ın razı olacağı şekilde, yani,Kur’an’a dayalı olarak, adaletle mülkü idare eder. Peygamber olmadığı çağlarda, İslam devlet başkanları bu göreviyüklenir. Fakat devlet başkanları kendi başlarına, müminleredanışmadan iş yapmazlar. Zira devlet işleri yürütülürken,İslam idare sisteminde, Peygamber zamanında olsun veya

diğer zamanlarda olsun İslam devlet başkanının Şûrâ ilemüşaverede yani danışmada bulunması esastır. Herhangi bir şeyde ihtilafa düşülmesi halinde hüküm vermek Allah’amahsustur, dolayısıyla Allah’ın kitabı Kur’an esastır,Kur’an’a aykırı hiçbir işlem, İslami bir işlem olarak kabuledilemez. Peygamberler din tebliği hususunda masumdurlar yani Allah tarafından yanlış tebliğ yapmaktankorunmuşlardır. Tebliğ ettikleri vahyin kendisidir. onlarındışında olan bizler ise bu vahye göre dinimizi öğrenir veöğretiriz, bizler hatadan korunmuş olmadığımızdanöğrettiklerimizin Kur’an’a uygun olup olmadığı veya hatayapıp yapmadığımız Kur’an ölçüsüne göre dikkatealınmalıdır. Hem kendi söylediklerimizde, hem de başkalarının din olarak bize söylediklerinde Kur’an ölçüsüesastır. Kur’an ölçüsü, eksiklik ihtiva etmediği gibi, gizli

öğreti yani batini manalara dayalı olmayıp, tam, açık ve kesinmanalara dayalıdır, ayrıca bu öğreti hiçbir şahsın veyazümrenin tekelinde de değildir. Ve unutulmamalıdır ki diniancak ve ancak Allah koyar ve din olarak Allah ne indirmişseKur’an içerisinde noksansız mevcuttur.

Kur’an’dan mealen:

- Elif lâm râ. Bunlar apaçık Kitâb’ın âyetleridir. 12/1

435

Page 436: 50121318-Kutub-i-Sitte-nin-Ele�tirisi-ve-Kuran-a-Arz�-Ferec-Hudur.pdf

7/30/2019 50121318-Kutub-i-Sitte-nin-Ele�tirisi-ve-Kuran-a-Arz�-Ferec-Hudur.pdf

http://slidepdf.com/reader/full/50121318-kutub-i-sitte-nin-eletirisi-ve-kuran-a-arz-ferec-hudurpdf 436/606

- Biz onu Arapça bir Kur’an olarak indirdik ki anlayasınız.12/2

- Andolsun biz bu Kur’an’da insanlara her çeşit misâli türlü

 biçimlerde anlattık. Ama insan, tartışmaya her şeyden dahaçok düşkündür. 18/54

- Şüphesiz ki Kur’an en doğru yola iletir; iyi davranışlarda bulunan müminlere, kendileri için büyük bir mükâfatolduğunu müjdeler. 19/9

- Biz bu Kitâbı sana hak ile indirdik, öyleyse sen de dini

yalnız kendisine hâlis kılarak Allah’a kulluk et. 39/2

- De ki: “Bana, dini yalnız Allah’a hâlis kılarak O’na ibadetetmem emredildi." 39/11

- “Ve bana müslümanların ilki olmam emredildi." 39/12

- “De ki: “Ben Rabb’ime isyan edersem büyük bir günün

azâbından korkarım." 39/13

- De ki: “Ben dinimi yalnız Allah’a hâlis kılarak O’na ibadetediyorum." 39/14

- Allah’ın dininden başkasını mı arıyorlar? Oysa göklerde veyerde olanların hepsi, ister istemez, O’na teslim olmuştur veO’na döndürülüp götürüleceklerdir. 3/83

Şura konusunda Kur’an’dan mealen:

- Allah’ın rahmeti sebebiyledir ki: sen onlara yumuşak davrandın. Eğer kaba, katı yürekli olsaydın,çevrenden dağılır,giderlerdi. Öyleyse onlar(ın kusurların) dan geç, onlar içinmağfiret dile. (Umuma ait) işler hakkında onlara danış, bir 

kere de azmettin mi, artık Allah’a dayan; çünkü Allahkendisine dayanıp güvenenleri sever. 3/159

436

Page 437: 50121318-Kutub-i-Sitte-nin-Ele�tirisi-ve-Kuran-a-Arz�-Ferec-Hudur.pdf

7/30/2019 50121318-Kutub-i-Sitte-nin-Ele�tirisi-ve-Kuran-a-Arz�-Ferec-Hudur.pdf

http://slidepdf.com/reader/full/50121318-kutub-i-sitte-nin-eletirisi-ve-kuran-a-arz-ferec-hudurpdf 437/606

- (Cennetlikler) Rab’lerinin çağrısına gelirler, namazı kılarlar.İşleri aralarında danışma, (şûrâ) iledir. Kendilerineverdiğimiz rızıktan (hayır için) harcarlar. 42/38

İhtilaf olması halinde ihtilafların hallinde, Allah’ın Kitabıesastır. Kur’an’dan mealen:

- Ayrılığa düştüğünüz herhangi bir şeyde hüküm vermek,Allah’a âittir. İşte Rabb’im Allah budur. O’na dayandım,O’na yöneldim. 42/10

İnsanın hak talebi konusunda ise, Kur’an’dan mealen:

İnsana çalışmasından başka bir şey yoktur. 53/39

Ayetini göstere biliriz, yukarıda meali yazılı bu ayet, hemdünyada hem de ahirette insanın hak talebi konusunda esastır.İnsan çalışmak suretiyle ne üretmişse esas itibarıylakendisinin olanda odur.

Bundan dolayı enfâl kullanım hakkı dışında sahiplenemez,dolayısıyla İslam dininde başkalarının çalışması üzerinekurulu olarak, ne toprak ağalığı, ne yarıcılık, ne arsa parsellemeciliğiyle satış yapıp menfaat sağlamak, ne bağış vevakfetme, nede tabii servetleri malvarlığına katarak köktensahiplenme vardır, ayrıca enfâl ne bağışlanabilir nedevakfedilebilir, bütün bu gibi işlemler İslam dinine göre

geçersizdir. Zira enfâl devlet denetiminde, devlet başkanınıntasarrufu altında bütün vatandaşların ortak kullanımı veistifadesi içindir.

Ayrıca, müslüman kimseler, kendilerine ait olan malvarlıklarından hayır işlerine sarf edebilirler bunda ihtilaf yoktur, ancak satılamaz kaydıyla şartlı bağışta bulunamazlar, bağışladıkları andan itibaren, bağışlanan şey bağışı alanın

mal varlığına geçer, bağışlayanın hiçbir ilgisi kalmaz, aksitakdirde bağışlanan değerlerin ekonomik kullanımına setçekilmiş olur. Bağışlayanın ne ticareti engellemeye hakkı

437

Page 438: 50121318-Kutub-i-Sitte-nin-Ele�tirisi-ve-Kuran-a-Arz�-Ferec-Hudur.pdf

7/30/2019 50121318-Kutub-i-Sitte-nin-Ele�tirisi-ve-Kuran-a-Arz�-Ferec-Hudur.pdf

http://slidepdf.com/reader/full/50121318-kutub-i-sitte-nin-eletirisi-ve-kuran-a-arz-ferec-hudurpdf 438/606

vardır, nede koyduğu şartlarla, bağışladığı şeyde azamiekonomik fayda sağlanmasını engellemeye hakkı vardır. Buitibarla şartlı bağış olarak telakki ettikleri vakıf olayı İslamdininde yoktur.

Ekonomik değerlerin zayi edilmesi ve onlardan gelecek faydanın engellenmesi, İslam dininde kabul edilemez.Örneğin terk edilmiş şahıs malları zayi edilmeyerek  başkalarının istifade etmesine serbest bırakılmıştır.Kur’an’dan mealen:

- Oturulmayan, fakat onlarda sizin için fayda olan evlere

girmenizde size bir günah yoktur. Allah sizin açıkladığınızıda gizlediğinizi de çok iyi bilir. 24/29

Kendisinden ihtiyaç olunan bir fayda sağlanabilecekken terk edilmesine rağmen istifade edilmesi engellenen bir imkanisraf edilmiş demektir. Bundan dolayı da işlenebilecekkentoprakta boş bırakılamayacağı gibi, sahiplerince terk edilmiş

ekonomik değerlerden Müslümanlar serbestçe istifadeedebilirler. Zira İslam dininde israfa yer yoktur. Bu konudaKur’an’dan mealen:

- Akraba hakkını, yoksul hakkını, yolcu hakkını ver. Sakınsaçıp savurarak bozgunculuk etme. 17/26

- Çünkü israf edenler şeytanların kardeşleridir. Şeytan ise,

Rabbi ne karşı nankördür. 1/27

Rivayetlerden örnekler vermeye devam edecek olursam:

627- Resûlullah aleyhissalâtu vesselâm’ın muhacir ashabından bir adamın anlattığına göre, Resûlullahaleyhissalâtu vesselâm şöyle buyurdular:

“Müslümanlar üç şeyde ortaktırlar: Su, ot ve ateş." (K.S.5182 C.14 S.516 Akçağ, alıntısı: Ebû Dâvud, Büyû’ 62,(3477))

438

Page 439: 50121318-Kutub-i-Sitte-nin-Ele�tirisi-ve-Kuran-a-Arz�-Ferec-Hudur.pdf

7/30/2019 50121318-Kutub-i-Sitte-nin-Ele�tirisi-ve-Kuran-a-Arz�-Ferec-Hudur.pdf

http://slidepdf.com/reader/full/50121318-kutub-i-sitte-nin-eletirisi-ve-kuran-a-arz-ferec-hudurpdf 439/606

Bu rivayete göre, müslümanlar suları, meraları ve ateşi ortak olarak kullanırlar, diğer bir ifadeyle bunlar müslümanlarınortak mallarıdırlar. Kişiler bunları şahsi mülkiyetlerinealamazlar.

628- Esmer İbnu Mudarris radıyallahu anh anlatıyor:“Resûlullah aleyhissalâtu vesselâm buyurdular ki:

“Bir müslümanın henüz ulaşamadığı (ot, odun, su (toprak)gibi bir şeye önce ulaşan kimse ona sahip olur."bunun üzerinehalk çıkıp (mubah şeyleri sahiplenmek maksadıyla) birbirleriyle hızlıca (sınır) işaretleme yarışına girdiler." (K.S.

5183 C.14 S.517 Akçağ, alıntısı: Ebû Dâvud, İmâret 36,(3071))

Burada, su, mera, toprak, arazi v.s. üzerinde ferdi mülkiyetikabul etmeleri evvelki rivayetleriyle çelişkilidir.

Daha öncede belirttiğim gibi, İslam toplumunu zayıf düşürmek için fakirliği övücü birçok hadis uydurmuşlardır.Bununla da yetinmeyerek İslam toplumunu iktisadençökertmek için o günkü ekonominin temellerinden olan,ticareti, deve yetiştiriciliğini, ziraatı, inşaat işlerini ve hattafertlerin hür olmalarını kötüleyici veya düşük göstericirivayetler uydurmuşlardır. Şöyle ki:

629- Resûlullah’a atfen: “Samimi olan memlûk köle için iki

ecir vardır."buyurdular. Ebû Hureyre’nin nefsi yed-ikudretinde olan Allah’a yemin ederim ki, Allah yolundacihâd, hac ve anneme iyi muamele (emri) olmasa memlûk (köle) olduğum halde ölmek isterdim.

Said b. El-Müseyyeb: “duyduğumuza göre Ebû Hureyre,annesinin sohbetinde bulunduğu için ölünceye kadar hacc

etmemiştir."demiştir. (Müslim’in Rivayetleri, Sönmez Neşriyat Cilt 8 44/267 )

439

Page 440: 50121318-Kutub-i-Sitte-nin-Ele�tirisi-ve-Kuran-a-Arz�-Ferec-Hudur.pdf

7/30/2019 50121318-Kutub-i-Sitte-nin-Ele�tirisi-ve-Kuran-a-Arz�-Ferec-Hudur.pdf

http://slidepdf.com/reader/full/50121318-kutub-i-sitte-nin-eletirisi-ve-kuran-a-arz-ferec-hudurpdf 440/606

Bu rivayette dediklerine göre köle olmak sevinilecek ve arzuedilecek bir şeydir. Ayrıca anneyle sohbet gibi, bir gerekçeyle Hacca karşı çıkmaları İslam dininde Kur’an’ıreddetme ve Allah’a şirk koşma demektir. Ebû Hureyre diye

uydurdukları hayali kimse, Allah’ın hacc konusunda koyduğufarzı hiçe sayarak, annesini İlâh mı edinmişti. Dediklerinden,kelimenin tam manasıyla anlaşılan budur.

630- Ebu Hüreyre’den naklen:Resûlullah (aleyhissalâtuvesselâm) buyurdular: “Allah’ın en çok sevdiği yerler mescitlerdir. Allah’ın en ziyade nefret ettiği yerler de çarşı vePazarlardır." (K.S. 211 C.3 S.21 Akçağ, alıntısı: Müslim,Mesâcid 288, (671))

Bu rivayette Müslümanları çarşı Pazardan soğutupuzaklaştırmak amaçlanmıştır. Çarşı Pazarı güçlü olmayan bir toplum mahvolmaya aday bir toplumdur. Zira sanayi ile vediğer üretim araçlarının gelişmesi için, üretilen malların iyi bir şekilde Pazarlanması şarttır, bütün üretim aşamaları

Pazarlamadan gelen gelirle beslenirler, bu gelir kesildiği andaüreticilerin toplum için verimli üretim yapmaları imkansızhale gelir ve yok olurlar, üretim yapmayan ve bu üretiminiPazarlayamayan bir toplum ayakta kalamaz.

631- Hz. Enes (radıyallahu anh) anlatıyor: “Resûlullahaleyhissalâtu vesselâm buyurdular ki: “Nafaka içinharcananın hepsi Allah yolunda harcanmış gibidir, bina içinharcanan müstesna, bunda hayır yoktur”. (K.S.404 C.3 S.176Akçağ, alıntısı: Tirmizi, Kıyamet 41, (2484))

632- Kays İbnu Ebi Hâzm (radıyallahu anh) anlatıyor.............Habbâb’ı kendisine ait bir duvarı inşâ ederken görmüştük deşöyle buyurmuştu: “Müslüman harcadığı her şey için sevâbaerer, ancak şu inşaat işi hâriç”. (K.S. 403 C.3 S.175 Akçağ,

alıntıları: Buhari, Mardâ 19, Da’avât 30, Rikâk 7, Temenni 6;Müslim, Zikr 12,(2681); Nesâi, Cenâiz 2, (4,3-4))

440

Page 441: 50121318-Kutub-i-Sitte-nin-Ele�tirisi-ve-Kuran-a-Arz�-Ferec-Hudur.pdf

7/30/2019 50121318-Kutub-i-Sitte-nin-Ele�tirisi-ve-Kuran-a-Arz�-Ferec-Hudur.pdf

http://slidepdf.com/reader/full/50121318-kutub-i-sitte-nin-eletirisi-ve-kuran-a-arz-ferec-hudurpdf 441/606

Bu rivayetlerde müslümanlar bina yapmaktan soğutulmak istenmiştir. İnsan başarısının en önemli temellerinde bir tanesi rahat yaşam ortamı ve yaşama kalitesidir. İyi bir  barınak, iyi bir giyim ve kaliteli bir yiyecek insan çalışmasını

destekleyen en önemli şeylerdendir. Buna sağlam bir akıl vesağlam bir bünye ve doğru bir düzen eklendiğinde insan başarısı büyük bir desteğe sahip olmuş olur. Tıpkı iyi bir  bitkinin kendisine uygun bir toprak ve iklimde gürleştiği gibiinsan başarısı da gürleşir. Rivayet uydurmacıları insana faydaveren bütün bu olanakları İslam toplumundan yok etmek içinçaba harcamışlardır. Arap coğrafyasında o tarihte ekonominin

ve hayvansal gıdanın temelinde olan Deveye şeytan demek suretiyle kötülemeye giriştikleri gibi, ziraatı de kötülemektençekinmemişlerdir, şöyle ki:

633- Ebu Ümame radıyallahu anh anlatıyor: “Resûlullahaleyhissalâtu vesselâm’ın saban ve diğer bir ziraat aletigörünce: “bunun girdiği bir eve, Allah mutlaka zillet (hor görülme, alçalma) de sokar!"dediğini işittim." (K.S. 5953

C.16 S.423 Akçağ, alıntısı: Buhari, Hars 2.)

Ziraatın yapılmadığı memleketlerde, toplum olarak  beslenmek nasıl mümkün olur. Ziraat zillet değil, zenginlik ve refah sebebidir.

Bina yapmaya, hayvan beslemeye ve ziraata karşı çıktılar, bir toplum bunları yapmasa daha ne kalır ki? Aslında bunların bugibi sözleri rivayet uydurmacılığının da ötesinde birer hezeyandır.

634- Berâ (radıyallahu anh) anlatıyor: “Resûlullahaleyhissalâtu vesselâm buyurdular ki: “Koyun ağıllarındanamaz kılın. Zira koyunlar mübarek (hayvanlar)dır. Devedamlarında namaz kılmayın, zira onlar şeytanlardır." (K.S.

2696 C.8 S.536 Akçağ, alıntısı: Ebû Dâvud, Salât 25,(493))

Bu rivayetlerinde Deveye şeytan deyip, koyunu övmelerikoyun üreticiliğini teşvik için değildir, çöl ortamında

441

Page 442: 50121318-Kutub-i-Sitte-nin-Ele�tirisi-ve-Kuran-a-Arz�-Ferec-Hudur.pdf

7/30/2019 50121318-Kutub-i-Sitte-nin-Ele�tirisi-ve-Kuran-a-Arz�-Ferec-Hudur.pdf

http://slidepdf.com/reader/full/50121318-kutub-i-sitte-nin-eletirisi-ve-kuran-a-arz-ferec-hudurpdf 442/606

yetiştirilmesi kolay olan deveden vaz geçirip, o ortamda zor yetiştirile bilen koyun yetiştiriciliğine teşvik içindir. Bukutupta yaşayan bir eskimoya ren geyiği şeytandır, devemübarek hayvandır onu yetiştir demeye benzer.

634/A-. ... Abdullah b. Amr (r.a.) Rasûlullah (s.a.) şöyle buyurdu, demiştir:

“-Hacca gidecek veya umre yapacak olan kimse ile Allahyolunda savaşacak olan kimsenin dışında hiçbir kimse deniznakliyat araçlarına binemez. Çünkü denizin altında ateş,ateşin altıda da deniz vardır. (Ebû Dâvûd, K.el-Cihâd (15),

Bâb 9 C.9 S.458-459 H.2489 Şamil.)

Burada da, denizden gemicilik yoluyla sağlanabilecek bütünekonomik faydalar engellenmek istenmiştir. Gerekçe de,denizin altında ateş varmışta, ateşin altın da deniz varmışgibi, ipe sapa gelmez sözlerle. Halbuki, Allah Kur’an’dadenizden istifade etmemizin, O’na şükretmemiz gereken iyi

 bir şey olduğunu bildirmiştir. Bu konuda Kur’an’dan mealen:

- O, denizi de (hizmetinize) râm etti ki ondan taptaze etyiyesiniz ve ondan giyeceğiniz süsler çıkarasınız. Görüyorsunki gemiler, denizi yara yara akıp gitmektedir. (Bütün bunlar)Allah’ın lûtfunu aramanız ve O’na şükretmeniz içindir. 16/14

- Allah’tır denizi size boyun eğdirdi, tâ ki gemiler onun

içinde emri ile akıp gitsin ki, siz O’nun kereminden(nasibinizi) arayasınız da şükredesiniz. 45/12

635-... İbn Abbas (r.anhüma)’dan şöyle rivayet edilmiştir: Bir adam on dinar alacaklı olduğu borçlusunun peşine takılıp:

- Vallahi borcunu ödeyinceye veya bir kefil getirinceye kadar senden ayrılmam dedi. Bunun üzerine Hz. Peygamber (s.a.) o

 paraya kefil oldu.

Borçlu, Rasûlullah’ın va’d ettiği zamanda geldi.

442

Page 443: 50121318-Kutub-i-Sitte-nin-Ele�tirisi-ve-Kuran-a-Arz�-Ferec-Hudur.pdf

7/30/2019 50121318-Kutub-i-Sitte-nin-Ele�tirisi-ve-Kuran-a-Arz�-Ferec-Hudur.pdf

http://slidepdf.com/reader/full/50121318-kutub-i-sitte-nin-eletirisi-ve-kuran-a-arz-ferec-hudurpdf 443/606

Rasûlullah (s.a) adama:

“- Bu altını nereden buldun?"diye sordu. Adam:

- Madenden dedi.

Rasûlullah (s.a.):

“-Bizim ona ihtiyacımız yok, bunda hayır da yok."buyurup, borçlunu yerine borcunu ödedi. (Ebû Dâvud, H. 3328 C.12S.319-320 K.el-büyû’(22) Bab 2 Şamil, ayrıca İbn Mâce,sadaka 9.)

Burada da, müslümanların maden işlemeleri engellenmek istenmiştir. Öyle ki, adam madenden çıkardığı altınla borcunudahi ödeyemez diye rivayette bulunmuşlardır. Peygamberinödediğini iddia ettikleri altınlar da madenden çıkarılmışaltından değil de, ağaçta yetişmiş altın mıdır ki, peygamberinödediği oluyor da, adamın ödediği maden gerekçesiyleolmuyor?

Görüldüğü gibi, o dönemde hatta bu dönemde aklagelebilecek en temel ekonomik uğraşlar kötülenerek müslümanların bunlardan uzaklaştırılmaları amaçlanmıştır.

FAİZ VE ALIM-SATIM KONUSUNDA UYDURMUŞOLDUKLARI RIVAYETLERDEN ÖRNEKLER 

VERECEK OLURSAM, ŞÖYLE KI:Faiz, insanlık tarihinde gerek fertleri ve gerekse toplumlarısömürmenin en büyük araçlarından biri olmuştur. Bu öyle büyük bir felakettir ki, fertleri ekonomik olarak mahvettiğigibi, Ülke maliyeleri dahi faiz tuzağına yakalandıklarında büyük darbeler almakta ve çoğunlukla çökmektedirler.Çökmedikleri süre içerisinde de, ekonomik hürriyetlerini ve

dolayısıyla refahlarını kaybettiklerinden görüntü itibariylehür fakat aslında köleleşmiş olarak yaşamlarını sürdürürler.Bir kimse sahip olduğu kölesinden maddi faydasağlayabilmek için bir çok masraf yapmak zorunda olduğu

443

Page 444: 50121318-Kutub-i-Sitte-nin-Ele�tirisi-ve-Kuran-a-Arz�-Ferec-Hudur.pdf

7/30/2019 50121318-Kutub-i-Sitte-nin-Ele�tirisi-ve-Kuran-a-Arz�-Ferec-Hudur.pdf

http://slidepdf.com/reader/full/50121318-kutub-i-sitte-nin-eletirisi-ve-kuran-a-arz-ferec-hudurpdf 444/606

gibi, hastalıkta ve yaşlılıkta da kölesi için katlanması gerekengiderleri vardır. Ekonomik köleler için ise böyle bir yük yoktur, onlar sıfır masrafla kendi elleriyle kendilerinisömürtürler, faiz nedeniyle maddi güçlerini tükettiklerinden,

ekonomik efendilerine karşı koyacak direnme güçleri detükenmektedir. Ekonomik efendileri onlardan haksız yerehedeflediği alacağını alabilmek için, en ufak itirazlarındadahi onları nankörlükle suçlar, bunalıma sokup güçlerinitüketmek için de yaptıkları en doğru davranışlarını kötüler.

Bu korkunç olay Kur’an’da şiddetle yasaklanmıştır. Buhususta Kur’an’dan mealen:

- Ey iman edenler, Allah’tan korkun, eğer inanıyorsanızfaizden (henüz almayıp) geri kalan kısmı bırakın (almayın).2/278

- Eğer yapmassanız, Allah ve Resûlü ile savaşa girdiğinizi bilin. Eğer tevbe edip dönüş yaparsanız ana malınız sizindir.

Böylece ne zulmedersiniz ne de zulmedilirsiniz. 2/279

- Allah, faizi mahveder, sadakaları artırır. Allah, hiçbir günahkar kafiri sevmez. 2/276

Görüldüğü gibi, faiz yiyenler, Allah ve Peygambere savaşilan eden ve Mümin olmayan kafirler olarak tanımlanmışlardır. Eğer müminseniz faiz almayın denmesinin

manası, faiz alıyorsanız Mümin değilsiniz manasındadır. Bukonuda imanlı olmanın şartı, tevbe edip faiz almamaktır. Buşekilde tevbe edenler ana malları (faize verdikleri anasermayeleri,) kendilerine aittir.

Faiz bir zulüm canavarı gibidir, onun ana gıdası fakirlerin,zavallıların, zayıfların sefalet ve gözyaşlarıdır. Hiçbir surette

faizle mal almayan kimseler dahi, faizin fiyatlara yansıtılmasısuretiyle ödeyici duruma düşmektedirler. O öyle bir felakettir ki, fakirin almış olduğu kuru ekmeğin fiyatı içine dahisinebilmektedir. Hal böyle olunca, peki faiz nedir? Hangi

444

Page 445: 50121318-Kutub-i-Sitte-nin-Ele�tirisi-ve-Kuran-a-Arz�-Ferec-Hudur.pdf

7/30/2019 50121318-Kutub-i-Sitte-nin-Ele�tirisi-ve-Kuran-a-Arz�-Ferec-Hudur.pdf

http://slidepdf.com/reader/full/50121318-kutub-i-sitte-nin-eletirisi-ve-kuran-a-arz-ferec-hudurpdf 445/606

işlemler faiz olarak tanımlanır. İnsanlar genelde faizi başkalarına verilen bir paranın bir süre sonra daha fazlaolarak geri alınması şeklinde tanımlamışlardır. halbuki durumhiçte öyle değildir, Kur’an’da tek başına para değil, Mallar 

konu edilmiştir. Bu da, parayla birlikte sahip olunan her çeşitiktisadi kıymeti, yani ana sermayeyi kapsamaktadır. Bu nagöre birisine 100 lira verip belli bir süre sonra 150 liraalmayla, bir çuval buğday verip aynı kalitede bir buçuk çuvalalma arasında fark yoktur. Parasal değer olarak ifade edecek olursak, yüz lira değerinde buğday verip bir müddet sonraaynı kalite veya değişik kalitede yüz elli liralık buğday alma

arsında fark yok manasındadır. Bunun mallarınkiralanmasından farkı, kiralanan mallar, örneğin: bir vasıtadayer kiraladığımızda hem vasıtada yolculuk hizmeti eldeedilmekte hem de vasıta yıpranmaktadır. Bir evkiraladığımızda hem evi yıpratmakta hem de ikamet hizmetielde etmekteyiz bu gibi olaylarda kira kiralanan malıyıpratmanın ve hizmet elde etmenin karşılığıdır. halbukifaizle verilen paralar ve diğer maddi değerlerde yıpranma vehizmet üretimi söz konusu değildir. Zira bu olay bir otobüsteyolculuk için bilet alma olayından çok farklıdır. Faiz olayındaise, faize verilen şey üzerinden alınan faiz, sadece verilişsüresi dikkate alınarak hesaplanıp alınmaktadır. Böylece faizfaize verilen şey vasıtasıyla bir zaman satışı olayı olmuşolmaktadır. İslam dininde ise zaman alınıp satılan bir değer değildir. Ayrıca faiz ticari kâr’a da benzememektedir. Alış-

Verişte insanların yararını bir hizmet söz konusu olduğu gibi,zarar edebilme riski de mevcuttur. zaman satışı da söz konusudeğildir. Bundan dolayı bu olaylar faiz olayından çok farklıdır. Faiz: Bir iktisadi kıymetin el değiştirmesi nedeniyleaynı kıymette ve artık bir değerle birlikte geri alınmasışartıyla bir zaman satışı olayıdır. Alış-Verişlerde satış fiyatı=maliyet art Kâr veya Zarar şeklinde teşekkül etmesine

rağmen. Faiz işlemi olayında fiyat, Mâl artı zaman satışışeklinde teşekkül etmektedir. Zira zaman süresi arttıkçafaizde artmaktadır ve ana malın hiçbir surette evsaf değerieksilmemektedir.

445

Page 446: 50121318-Kutub-i-Sitte-nin-Ele�tirisi-ve-Kuran-a-Arz�-Ferec-Hudur.pdf

7/30/2019 50121318-Kutub-i-Sitte-nin-Ele�tirisi-ve-Kuran-a-Arz�-Ferec-Hudur.pdf

http://slidepdf.com/reader/full/50121318-kutub-i-sitte-nin-eletirisi-ve-kuran-a-arz-ferec-hudurpdf 446/606

Rivayetleri ele alarak konuyu işlediğimde aynı manada olmak üzere faiz kelimesini kullanmayıp “Ribâ" kelimesinikullanacağım.

636-.............. Ebû Said el-Hudri (R) şöyle demiştir: (Bir kerresinde) Bilâl Peygamber’e berni denilen en iyi cinshurma getirdi. Peygamber, Bilâl’e:

- Bu hurma neredendir?"dedi.

Bilâl:

- Yanımızda ergin nevi’den hurma vardı. Ondan iki sâ’ölçeğini bunun bir sâ’ ölçeği ile değiştirdim. BunuPeygamber’e yedirmek için yaptım dedi, dedi.

Bunun üzerine Peygamber (S):

- “Eyvah, eyvah! Bu ribânın kendisidir; sakın böyle yapma!..Fakat iyi hurma satın almak istediğinde âdi hurmayı ayrıca

sat, sonra parası ile bu iyi hurmayı satın al" buyurdu. (BuhâriKitâbu’l-Vekâle C.5 S.2143-2144 H.12 Ötüken.)

Bu rivayette trampa ribâ olarak tanımlanmıştır. halbuki peşintrampalarda zaman satışı unsuru olmadığından bu işlemkesinlikle ribâ olarak tanımlanamaz. Bu itibarla bu rivayetinaslı olmadığı gibi, bu rivayetle ters düşen şu rivayeti de tahdis

etmişlerdir.637-............ Amr ibnu Dinâr bu hadisi ez-Zuhri’den; o daMâlik ibn Evs’ten tahdis ediyordu. Bu Mâlik ibn Evs bir sahâbi meclisine gelip:

- Yanında (dinârları dirhemle) bozabilecek kimse var mı?Diye sordu.

Cennetle müjdelenenlerden olan Talha (R):

446

Page 447: 50121318-Kutub-i-Sitte-nin-Ele�tirisi-ve-Kuran-a-Arz�-Ferec-Hudur.pdf

7/30/2019 50121318-Kutub-i-Sitte-nin-Ele�tirisi-ve-Kuran-a-Arz�-Ferec-Hudur.pdf

http://slidepdf.com/reader/full/50121318-kutub-i-sitte-nin-eletirisi-ve-kuran-a-arz-ferec-hudurpdf 447/606

- Ben varım. Bizim hazinecimiz Gâbe ormanından gelince paranı bozayım, dedi.

Râvi Sufyân ibn Uyeyne: Bu hadis bizim ez-Zuhri’den

ezberlediğimiz hadistir ki, içinde hiçbir kelime ziyâde yoktur,demiş (ve böylece hadisin kuvvet ve katiliğini teminetmiş)tir. Ez-Zuhri şöyle dedi: Bana Mâlik ibn Evs haber verdi ki, kendisi Umer ibnu’l-Hattâb’dan işitmiştir. Umer ibnu’l-Hattâb (R), Rasûlullah (S)’ın şöyle buyurduğunu haber veriyordu:

“Altını altın ile satma ve değiştirme ribâdır, Ancak iki tarafın

 bir birine ‘Ha al, ha ver’ diyerek, elden ele peşin verip almışolmaları hâli müstesnâdır. Buğdayı buğdayla tebdil(değiştirme)de ribâdır. Ancak iki tarafın birbirine ‘Ha al, haver’ diye peşin alıp vermeleri müstesnâdır. Hurmayı hurmaile satmak da ribâdır. Ancak ‘Ha al, ha ver’ denilmesi hâlimüstesnâdır. Arpayı arpa ile satmak da ribâdır; ancak ‘Ha al,ha ver’ denilmesi müstesnâdır”. (Buhâri, Kitâb’l-Buyû C.4

S.1969 H.84 Ötüken.

Böylece iki rivayetin çelişkili oldukları açıktır.

638-..................... İbn Abbâs (R) şöyle demiştir: Peygamber (S) Medine’ye geldiğinde, Medineliler selem sûretiyle ikisene ve üç sene vadeli hurma alışverişi yapıyorlardı.Peygamber: “Kim herhangi bir şeyde selef sûretiyle alışveriş

yaparsa bilinen ölçekte, bilinen tartıda olarak bilinen bir müddete değin akdetsin" buyurdu.

Bize Ali ibnu Abdillah tahdis edip şöyle dedi: Bize supyanibn Uyeyne tahdis edip şöyle dedi: Bana İbnu Ebi Necih:“Bilinen bir ölçekte, bilinen bir müddete kadar olarak yapsın" buyurdu, diye tahdis etti. (Buhâri, Kitâbu’s-Selem C.5 S.2073

H.2 Bab 2 Ötüken )

Bu tür rivayetlerde selem yani para peşin, mal sonra teslimedilmek üzere yapılan alışverişin, miktar ve süre’nin belli

447

Page 448: 50121318-Kutub-i-Sitte-nin-Ele�tirisi-ve-Kuran-a-Arz�-Ferec-Hudur.pdf

7/30/2019 50121318-Kutub-i-Sitte-nin-Ele�tirisi-ve-Kuran-a-Arz�-Ferec-Hudur.pdf

http://slidepdf.com/reader/full/50121318-kutub-i-sitte-nin-eletirisi-ve-kuran-a-arz-ferec-hudurpdf 448/606

olması halinde meşru olduğunu tahdis etmişlerdir. Bir kimse peşin para vererek ileride teslim almak üzere mal siparişiverebilir. Fakat bu alışverişin meşru olması için verilen peşin paranın verildiği günde talep edilen malın o günkü peşin

 piyasa fiyatı ayarında olması gerekir. Örneğin:Bir arabasiparişi verildiğinde, sipariş verildiği gün araba fiyatı 100liraysa ve geç teslime rağmen yine peşin olarak 100 liraverilmişse alım satım meşrudur. Fakat 100 lira yerine mal geçteslim alınacak diye daha düşük bir bedel, örneğin 75 liraverildiğinde, paranın peşin verilmesi dolayısıyla 25 lirakarşılığı geç teslimi temsil eden zaman dilimi satılmış

demektir. Zaman satışı söz konusu olduğundan yapılan işlemribâ olayıdır.

639-... Ebû Hüreyre (r.a.)’den, Rasûlullah (s.a.)’ın (şöyle) buyurduğu rivayet edilmiştir:

“-Bir satış içinde iki satış yapan kişiye ya daha ucuz olanıveya ribâ vardır." (Ebû Dâvud, K.el-İcâra (22) C.12 S.549

H.3461 Şamil)

Bu rivayet vadeli mal satışıyla ilgilidir. Yani bu olayda malınteslimi peşin, bedeli sonra tahsil edilen satıştır. Bir kimsemalını sattığında, peşin fiyatı 100 lira, vadeli fiyatını ise,örneğin 3 ay sonra parayı alacaksa 150 lira derse, bu kimse 3aylık zaman süresini 50 lira mukabilinde satmış demektir.daha önce belirttiğim gibi, bir satışa ilişkin olarak zamansatışı yapılırsa yani zaman üzerinden farklı fiyat alınırsa buişlem ribâ olayıdır. riba olayının meydana gelmemesi içinsatıcı şahsın vadeli satışta da peşin olan 100 lirayı kabuletmesi gerekir. İslam dininde vadeli satış yasak değildir, fakatvade süresine fiyat koyup zamanı satmak yasaktır.

Enflâsyonist düzenlerde paranın kıymeti sürekli düşüş

göstermesi dolayısıyla satıcının da zarar görmemesi için buortamda işlem yapan satıcılar, vadeli sattıkları malın peşinfiyatını altın veya gümüş rayicine göre tespit edebilirler. Yani bir malın peşin fiyatı 100 liraysa ve bu beş gram altına denk 

448

Page 449: 50121318-Kutub-i-Sitte-nin-Ele�tirisi-ve-Kuran-a-Arz�-Ferec-Hudur.pdf

7/30/2019 50121318-Kutub-i-Sitte-nin-Ele�tirisi-ve-Kuran-a-Arz�-Ferec-Hudur.pdf

http://slidepdf.com/reader/full/50121318-kutub-i-sitte-nin-eletirisi-ve-kuran-a-arz-ferec-hudurpdf 449/606

geliyorsa o malın peşin fiyatı beş gram altın olmuş olur. Beşgram altını aşmamak şartıyla istediği kadar vade yapabilir,fakat vadeli satıyorum diye beş gram yerine altı gram altınadenk gelecek tutarda para alırsa, bir gramlık altın farkı

ribâdır. Zira bu fark malla ilişkili olarak zaman satışını temsiletmektedir. Malı peşin satsaydı bir kuyumcuya gidip beşgram altın alarak servetine ekliye bilirdi, vadeli satışta dayine ancak servetine beş gram altın alacak kadar tahsilatta buluna bilir.

Belirli bir vade ile verilen nakit karşılığında alınan farkın ribâolduğu ise fazla izah yapmaya ihtiyaç göstermeyecek derecede açıktır.

640- İbnu’l-Müseyyeb’ten naklen: Ömer (radıyallahu anh).Pazara uğramıştı. Orada Hâtıb İbnu Ebi Belte’ya uğradı.Hatibin (ucuz fiyatla) kuru üzüm sattığını görünce: “Ya fiyatıdiğerlerinin seviyesine yükseltirsin yahut Pazarımızdangidersin" diye ihtar etti." (K.S. 375, Muvatta, Büyû 57,(2,65),

Beyan Yayınları, Muvatta C.3 S.224 H.57)

Bu rivayetlerde fiyatlara narh konulabileceğini, hatta bu öyle bir narhtır ki fiyat indirimine dahi manidir. Buna rağmenfiyatlara narh konamayacağı hususunda şu rivayeti tahdisettiler.

641- Ebu Hüreyre (radıyallahu anh) anlatıyor: “Bir adam

gelerek: “Ey Allah’ın Resûlü, bizler için eşyalara fiyat tespitediver" diye müracaatta bulundu. Hz. Peygamber (aleyhissalâtu vesselâm): “Hayır fiyat koymayayım (rızka bolluk vermesi için) Allah’a dua edeyim" cevabını verdi.Arkadan bir başkası gelerek: (Ortalık pahalandı eşyaların)fiyatını bize siz tespit ediverin" diye talepte bulununca busefer: “Hayır rızkı bollaştırıp, darlaştıran Allah’tır. Ben hiçbir 

kimseye zulmetmemiş olarak Allah’a kavuşmak istiyorum"cevabını verdi”. (K.S. 376 C.3 S.153 Akçağ, alıntısı: EbûDâvud, Büyû 51,(3450))

449

Page 450: 50121318-Kutub-i-Sitte-nin-Ele�tirisi-ve-Kuran-a-Arz�-Ferec-Hudur.pdf

7/30/2019 50121318-Kutub-i-Sitte-nin-Ele�tirisi-ve-Kuran-a-Arz�-Ferec-Hudur.pdf

http://slidepdf.com/reader/full/50121318-kutub-i-sitte-nin-eletirisi-ve-kuran-a-arz-ferec-hudurpdf 450/606

İki rivayetin çelişkili olduğu aşikardır. Hiçbir hileyesapmamak kaydıyla, İslam da mal alım satımı serbesttir.Haksızlık yapmadan serbest piyasa koşullarında alışverişyapılır. Örneğin, kara borsacılık yapmak, fahiş karla satmak,

fiyat tekelleri kurmak serbest piyasa şartlarını bozanhilelerdendir.

642- .............. Ebu Hüreyre (R) şöyle dedi: Rasûlullah (S),şehirliyi, (göçebenin malını) göçebe adına satmaktannehyetti. Ve: “Müşteri kandırıp kızıştırmayınız!"buyurdu.Yine Rasûlullah: Hiçbir kimse (beşer) kardeşinin alışverişialeyhine alışveriş etmez. Kardeşinin evlenme Pazarlığıaleyhine evlenme Pazarlığına girişmez. (İffetli) hiçbir kadında (beşer) kardeşi bulunan bir kadının çanağındaki nimetikendi kabına doldurmak için, onun talâkını istemez" buyurdu.(Buhâri, Kitâb’l-Buyû C.4 S.1974 H.90 Ötüken.)

Mal satış komisyonculuğunu mahzurlu bir işlem olarak göstermeleri uygun değildir ve piyasa şartlarını bilmeyen

çiftçilerin veya göçebelerin mallarını değerinde satabilmeleriiçin faydalı bir uygulamadır. Nitekim köylü veya göçebelerinmallarını sattıklarında genel olarak tercihleri yaygın bir şekilde bu yöndedir. Hale indirdikleri mallarını komisyoncuvasıtasıyla satmayı tercih ederler.

Müşteriyi kandırmak için kızıştırmak, içinde hile olan bütünyanlış işlerde olduğu gibi tabi ki iyi bir olay değildir. Fakat bu rivayette açık arttırma yani müzayede müşteriyi kandırmasayılıp yasak bir işlem olarak tanımlanmıştır. Buna rağmen şurivayeti tahdis ettiler:

643-............... Câbir ibn Abdillah (R)’ten (şöyle demiştir):(Azra oğulları’ndan Ebû Mezkûr adında sahâbi) bir kimse,kendisine âit olan bir köleyi müdebbir olarak (yâni

ölümünden sonra sen hürsün diyerek) âzâd etmişti. SonraMezkûr (fakir düşüp, kölenin bedeline) muhtâç oldu.Peygamber (S) de köleyi aldı da:

450

Page 451: 50121318-Kutub-i-Sitte-nin-Ele�tirisi-ve-Kuran-a-Arz�-Ferec-Hudur.pdf

7/30/2019 50121318-Kutub-i-Sitte-nin-Ele�tirisi-ve-Kuran-a-Arz�-Ferec-Hudur.pdf

http://slidepdf.com/reader/full/50121318-kutub-i-sitte-nin-eletirisi-ve-kuran-a-arz-ferec-hudurpdf 451/606

- “Bunu benden kim satın almak ister?"dedi (yânimüzayedeye arz etti).

(Müzâyede neticesinde) Nuaym ibnu Abdillah o köleyi şöyle

şöyle dirhemle satın aldı. Rasûlullah da kölenin bu bedeliniEbû Mezkûr’a verdi. (Buhâri, Kitâbu’l-Buyû C.4 S.1975 H.91 Ötüken.)

Bu rivayette ise müzayedeli yani açık arttırmalı satışın meşrugörülmesi evvelki rivayetle çelişki teşkil eder. Ayrıca, köleyeazatlık tanınması bir sadaka olayıdır ve mahiyeti ne olursaolsun verilen bir sadaka mal varlığından çıkmış demektir 

tekrar geri alınamaz. Bu açıdan da rivayetin aslı yoktur.

ZEKÂT KONUSUNDA UYDURMUŞ OLDUKLARIRİVAYETLERDEN ÖRNEKLER 

644- Câbir İbnu Atik (radıyallahu anh) anlatıyor: “Resûlullahaleyhissalâtu vesselâm buyurdular ki: “Size bir grup sevimsizatlılar gelecek. Geldikleri zaman, onları iyi karşılayın.Onlarla talep ettikleri şeylerin arasından çekilin. Adaletederlerse bu kendi lehlerinedir. Zulmederlerse bu da onlarınaleyhlerinedir. Siz onları râzı edin. Zekâtınızın kemâli onlarınrızâsına bağlıdır. (Öyle ise onları râzı edin ki) sizlere duaetsinler." (K.S.2053 C.7 S.398 Akçağ, alıntısı: Ebû Dâvud,zekât 5,(1588))

Zekât memurlarını sevimsiz kimseler olarak tanımlamalarıaslı olmayan uydurma bir rivayettir.

645- Hz. Mu’âz (radıyallahu anh) anlatıyor: “Resûlullah(aleyhissalâtu vesselâm) beni Yemen’e gönderdi ve bana:“Her otuz sığırdan bir erkek veya dişi buzağı (tebi’a), her kırktan bir müsinne, her bir buluğa eren şahıstan bir dinar 

veya o değerde muâfiri (adındaki bir giyecek) almamı"emretti."(K.S. 2018 C.7 S.359 Akçağ, alıntıları: Tirmizi,Zekât 5,(623); Ebû Dâvud, Zekât 4,(1576,1578); Nesâi, Zekât8,(5,25,26). Metnin lafzı Tirmizi’ye aittir.)

451

Page 452: 50121318-Kutub-i-Sitte-nin-Ele�tirisi-ve-Kuran-a-Arz�-Ferec-Hudur.pdf

7/30/2019 50121318-Kutub-i-Sitte-nin-Ele�tirisi-ve-Kuran-a-Arz�-Ferec-Hudur.pdf

http://slidepdf.com/reader/full/50121318-kutub-i-sitte-nin-eletirisi-ve-kuran-a-arz-ferec-hudurpdf 452/606

Her bulûğa ermiş kişiden bir dinar alınması şeklinde yapılmışolan rivayet zengin fakir ayırımı yapılmadığındanuydurmadır. Zekâtın alınmasında yaş değil maddi zenginlik esastır. Bunlarsa İslam dininde kafa vergisi olduğunu iddia

etmişlerdir. Bu iddiada bulunanlar Kur’an’ı hiç anlamamışolan kimselerdirler. Önerdikleri şey zülümdür ve Allah zülümemretmez.

646- Amr İbnu Şu’ayb an ebihi an ceddihi radıyallahuanhüma anlatıyor: “Resûlullah aleyhissalâtu vesselâm,(yerden çıkan mahsullerden) şu beş şeyden zekat verilmesiniteşri buyurdu: “Buğday, arpa, hurma, üzüm ve darı."(K.S.6558 C.17 S.184 Akçağ, alıntısı: İbni Mace 1815)

647-.. .... Ali (r.a.)den; demiştir ki: Resûlullah (s.a.) şöyle buyurdu:

“- At ve köle zekâtından (sizi) affettim. Binaenaleyhgümüşün zekâtını veriniz. Her kırk dirhemden bir dirhem,

yüz doksan dirhemde (zekât olarak) bir şey yoktur. İki yüzeulaşınca onda beş dirhem (zekât) vardır. (Ebû Dâvûd,K.ez_Zekât (9), Bâb 5 C.6 H.1574 Şamil, diğer rivayetedenler: Tirmizi, zekat 3; Nesâi, zekât 18; İbn Mâce, zekât4,15.)

648- Hz. Mu’az (radıyallahu anh) anlatıyor: “Resûlullah(aleyhissalâtu vesselâm) Yemen’e gönderirken kendisine

demiştir ki: (Zekât olarak) hububattan hububât al, davardankoyun al, deveden erkek veya dişi bir deve (ba’ir) al, sığırdanda bir sığır al." (K.S.2040 C.7 S.387 Akçağ, alıntıları: EbûDâvud, Zekât 11,(1599); İbnu Mâce, Zekât 15,(1814))

649- Sâlim, babası Abdullah İbnu Ömer’den naklenanlatıyor: “Resûlullah (aleyhissalâtu vesselâm) (mallardan

alınması gereken) zekâtların miktarını belirten bir kitapyazmıştı. Âmillerine göndermeden vefat etti. Resûlullah onukılıncına yakın olarak asmıştı. Hz. Ebu Bekr (radıyallahuanh), ölünceye kadar onunla amel etti. Sonra Hz. Ömer 

452

Page 453: 50121318-Kutub-i-Sitte-nin-Ele�tirisi-ve-Kuran-a-Arz�-Ferec-Hudur.pdf

7/30/2019 50121318-Kutub-i-Sitte-nin-Ele�tirisi-ve-Kuran-a-Arz�-Ferec-Hudur.pdf

http://slidepdf.com/reader/full/50121318-kutub-i-sitte-nin-eletirisi-ve-kuran-a-arz-ferec-hudurpdf 453/606

(radıyallahu anh)de ölünceye kadar onunla amel etti. Bukitapta şunlar yazılı idi:

DEVELER 

5 devenin zekâtı 1 koyundur.

10 devenin zekâtı 2 koyundur.

15 devenin zekâtı 3 koyundur.

20 devenin zekâtı 4 koyundur.

25’e ulaştı mı 35’e kadar, zekât bir bintu mehâz’dır.

36’ya ulaştı mı 45’e kadar, zekât bir ibnu lebûn’dur.

46’ya ulaştı mı 60’a kadar, zekât bir hıkka’dır.

61’e ulaştı mı 75’e kadar, zekât bir ceza’a’dır.

76’ya ulaştı mı 90’a kadar, zekât 2 ibnetu lebûn’dur.

91’e ulaştı mı 120’e kadar, zekât 2 hıkka’dır.

Deve 120’den fazla ise zekât her elliye bir hıkka; her kırka bir ibnetu lebûn gerekir.

KOYUNA GELİNCE

12. 40’a ulaşınca 120 koyuna kadar zekâtı 1 koyundur.

13. 121’e ulaşınca 200 koyuna kadar zekâtı 2 koyundur.

14. 201’e ulaşınca 300 koyuna kadar zekâtı 3 koyundur.

15. 300’ü aştı mı her 100 koyuna bir koyun zekât düşer,

yüzden aşağıda kalan küsûrata zekat düşmez.

16. Zekât korkusuyla müctemi (birleşik) olanlar ayrılmaz,müteferrik (ayrı) olanlar da birleştirilmez.

453

Page 454: 50121318-Kutub-i-Sitte-nin-Ele�tirisi-ve-Kuran-a-Arz�-Ferec-Hudur.pdf

7/30/2019 50121318-Kutub-i-Sitte-nin-Ele�tirisi-ve-Kuran-a-Arz�-Ferec-Hudur.pdf

http://slidepdf.com/reader/full/50121318-kutub-i-sitte-nin-eletirisi-ve-kuran-a-arz-ferec-hudurpdf 454/606

17. İki ortağın malından alınan zekâtta, her ikisi de adaletüzere birbirlerine müracaat ederler.

18. Zekât olarak, çok yaşlı ve ayıplı olan hayvan alınmaz.

19. Zühri der ki: “Zekâtı almak üzere memur geldiği vakit,koyunlar üç sınıfa ayrılır: Üçte biri kötü, üçte biri iyi, üçte biri de vasat. Zekât memuru zekât payını vesat kısmındanalır. "Zühri, sığırdan bahsetmez." (K.S.2016 C.17 S.357-358Akçağ, alıntıları: Tirmizi, Zekât 4,(621); Ebû Dâvud, Zekât 4,(1568,1569,1570); İbnu Mâce, Zekât 9, (1798))

650- İbnu Mes’ûd (radıyallahu anh) anlatıyor: “Resûlullahaleyhissalâtu vesselâm buyurdular ki: “Her otuz sığır içinerkek veya dişi bir tebi’ zekât verilir. Her kırk sığır için de bir müsinne zekat verilir."(K.S. 2017 C.7 S.358 Akçağ, alıntısı:Tirmizi, Zekat 5,(622))

651- Hz. Aişe radıyallahu anhâ anlatıyor: “Resûlullahaleyhissalâtu vesselâm’ın: “Üzerinden bir yıl geçmedikçe, bir malda zekât yoktur" dediğini işittim."(K.S.6552 C.17 S.180Akçağ, alıntısı: İbnu Mace (1792))

652- İbnu Ömer ve Hz. Aişe radıyallahu anhumâ’nınanlattığına göre: “Rasûlullah aleyhissalâtu vesselâm, her yirmi dinar ve daha fazlası için yarım dinar (zekât)alırdı,"(K.s. 6551 C.17 S.180 Akçağ, alıntısı: İbnu Mace

1791)

653- Amr İbnu Şu’ayb, an ebihi an ceddihi tarikindenanlatıyor:“Rasûlullah (aleyhissalâtu vesselâm)’a bir kadın, beraberinde bir kızı olduğu halde geldi. Kızın elinde, altındankalın iki bilezik vardı.

“Bunların zekâtını verdin mi?"diye:(Rasûlullah aleyhissalâtu

vesselâm) kadına sordu. Kadın:

“Hayır!"diye cevap verdi. Resûlullah:

454

Page 455: 50121318-Kutub-i-Sitte-nin-Ele�tirisi-ve-Kuran-a-Arz�-Ferec-Hudur.pdf

7/30/2019 50121318-Kutub-i-Sitte-nin-Ele�tirisi-ve-Kuran-a-Arz�-Ferec-Hudur.pdf

http://slidepdf.com/reader/full/50121318-kutub-i-sitte-nin-eletirisi-ve-kuran-a-arz-ferec-hudurpdf 455/606

“Kıyamet günü Allah’ın, onları sana ateşten iki bilezik yapması seni memnûn eder mi?"dedi. Bunun üzerine kadın, bilezikleri derhal çıkarıp Resûlullah’ın önüne bıraktı ve:

“Bunlar Allah ve Resûlüne aittir! Dedi."(K.S. 2022 C.7 S.363Akçağ, alıntıları: Ebû Dâvut, zekât 3,(1563); Nesâi, Zekât 19,(5,38); Tirmizi, Zekât 12,(637))

654- Nâfi, İbnu Ömer (radıyallahu anhümâ)’den anlatıyor:“İbnu Ömer, kızlarını ve câriyelerini altınla tezyin eder, fakat bu ziynetler için zekât vermezdi."(K.S. 2025 C.7 S.365Akçağ, alıntısı: Muvatta, Zekât 11,(1,250))

Zekâtla ilgili olmak üzere yazdım on bir rivayet örneği,zekâtla ilgili olarak tahdis etmiş oldukları rivayetlerin anaesaslarını ihtiva etmektedirler. Bu rivayetlerde zekâta esasolmak üzere fertlerin mali varlıklarını esas almayıp bazı malçeşitlerini esas almışlardır. Öyle ki bir kimse çok büyük bir mali varlığa sahip olsa dahi, zekâta esas olarak konu ettikleri

mallara sahip değil de, servetini bunların dışındaki mallarayatırsa hiç zekât vermeye bilir. Şöyle ki, bir kimsenin altın vegümüş dışında çuvallarla elması, zümrütleri, incileri ve diğer kıymetli taşları olması halinde bunlardan hiç zekât vermeye bilir. Diğer taraftan, gemiler, apartman daireleri, fabrikalar,otobüs, kamyon ve diğer nakil vasıtaları, buğday, arpa, üzüm,hurma ve darı (mısır) dışında ki tüm zirai ürünler, örneğin,elma, portakal, Antep fıstığı ve tüm sebzeler ve aklagelebilecek binlerce ürün zekâta tabi değildir. Bir kimsenin atsürüleri, yüzlerce katırı v.s. olsa bunlarda zekâta tabi değil,hele pamuk, keten, gibi sınai ürünlerden bahsetmemeleri çok ilginçtir. Kadınların ziynet olarak taktıkları altınlarındazekâta tabi olup olmadıkları konusunda ihtilaflıdırlar.

Sığır, deve, koyun ve altın gümüş cinsinden paralar ve külçe

oranları için bir zekât oranı belirlemiş olmalarına rağmen.Hurma, arpa, buğday üzüm ve darı ile, alım satıma konumallardan ne oranda zekât verileceği konusu meçhuldür.Fakir zengin ayırımı yapmaksızın zekâtı her buluğa eren

455

Page 456: 50121318-Kutub-i-Sitte-nin-Ele�tirisi-ve-Kuran-a-Arz�-Ferec-Hudur.pdf

7/30/2019 50121318-Kutub-i-Sitte-nin-Ele�tirisi-ve-Kuran-a-Arz�-Ferec-Hudur.pdf

http://slidepdf.com/reader/full/50121318-kutub-i-sitte-nin-eletirisi-ve-kuran-a-arz-ferec-hudurpdf 456/606

şahıstan bir dinar alınır şeklinde tanımlayıp kelle vergisihaline sokmaları İslam dininde kabul edilebilecek bir şeydeğildir. Zekâta tabi olmak üzere üç-beş mal çeşidini sayarak diğer tüm servet ve malları zekât dışı bırakmaları, zekât

kavramına karşı yapmış oldukları bir saldırıdır. Zira böyleceçok yüklü servet ve mal varlığına sahip olan kimseler buyoldan zekât vermeyip, zekâttan kaçmış olacaklardır.Kullandıkları diğer bir metotta zekâtla sadakaları aynı şeymişgibi özdeşleştirerek, sadakaları zekâtın yerine koymak suretiyle zekat verilmesini engelleme çabasına girmeleridir.Hal bu ki, zekât ve sadakalar, ikisi de farz olmalarına rağmen

aynı şey değildirler. Zira veriliş yerleri değişiklik ihtiva ettiğigibi veriliş amaçları da aynı değildir. Kur’an’dan örnek verecek olursam, mealen:

- Sadakalar, Allah’tan bir farz olarak ancak fakirlere,düşkünlere, onlar üzerinde çalışan memurlara, kalpleri(İslam’a) ısındırılacak olanlara, kölelik altında bulunanlara, borçlulara, Allah yoluna ve yolcuya mahsustur. Allah

 bilendir, hikmet sahibidir. 9/60

Görüldüğü gibi, sadakalar farz olup ne için ve nerelereverileceği belirtilmiştir. Peki, zekât bundan ayrı farklılık göstermekte midir? Kur’an’dan mealen:

- Yüzlerinizi doğu ve batı tarafına çevirmeniz iyilik değildir.Asıl iyilik, o (kimsenin iyiliği)dir ki, Allah’a, âhiret gününe,meleklere, kitâba ve peygamberlere inandı; mala olansevgisine rağmen, yakınlara, yetimlere, yoksullara, yoldakalmışlara, dilencilere ve boyunduruk altında bulunan (köleve esir)lere mal verdi; namazı kıldı, zekâtı verdi. Andlaşmayaptıkları zaman andlaşmaları yerine getirenler; sıkıntı,hastalık ve savaş zamanlarında sabredenler, işte doğru olanlar onlardır, (Allah’ın azabından) korunanlarda onlardır. 2/177

Dikkat edilirse, burada da yakınlara, yetimlere, düşkünlerev.s. Mal verileceği belirtilmiş, buna rağmen zekât ayrı olarak şart koşulmuştur. Zekât ve belirtilen kimselere mal verilmesi

456

Page 457: 50121318-Kutub-i-Sitte-nin-Ele�tirisi-ve-Kuran-a-Arz�-Ferec-Hudur.pdf

7/30/2019 50121318-Kutub-i-Sitte-nin-Ele�tirisi-ve-Kuran-a-Arz�-Ferec-Hudur.pdf

http://slidepdf.com/reader/full/50121318-kutub-i-sitte-nin-eletirisi-ve-kuran-a-arz-ferec-hudurpdf 457/606

aynı şey olmadığından, Zekât ayrı bir kavram olarak  belirtilmiştir, bundan da sadaka ve zekâtın farklı şeyler olduğu kolayca anlaşılır. Şöyle ki, sadakalar belirtilmiş olanihtiyaç sahiplerine ve Allah yolunda, örneğin mescit yapımı

ve imarı gibi veya İslam dininin tebliği gibi konulardayapılan harcamalardır. Zekât ise, İslam devletinin toplamışolduğu vergilerdir. İslam devletinin ihtiyaç duyduğu birçok harcamalar zekât vergisiyle karşılanır.

Sadakalar bizzat çıkaran şahıslar tarafından gizli ve açık verilebileceği gibi, memurlar tarafından toplanıp ihtiyaçsahiplerine ve gereken yerlere dağıtıla bilir. Kur’an’danmealen:

- Sadakaları açıktan verseniz ne güzel! Eğer onları gizleyerek fakirlere verirseniz bu, sizin için daha iyidir ve sizingünahlarınızdan bir kısmını kapatır. Allah yaptıklarınızıduyar. 2/271

Ayrıca sadakalar bazen mal verme şeklinde değil de,herhangi bir suçu bağışlama şeklinde de maddi durum dışındayapılabilir, halbuki zekât malla yerine getirilen bir durumdur.

Kur’an’dan mealen:

- Onda (Tevrat’ta) onlara: cana can, göze göz, buruna burun,kulağa kulak, dişe diş ve yaralara karşılık kısas (ödeşme)

yazdık. Kim bunu (kısası) tasadduk (sadaka ederek- bağışlarsa) kendisi için o kefâret olur. Kim Allah’ın indirdiğiile hükmetmezse işte onlar zalimlerdir. 5/45

Maddi sadakalarda, infak miktarının ölçüsü, Kur’an’danmealen:

- Sana içkiyi ve kumarı soruyorlar, (onlara)de ki: İkisinde de

insanlar için hem büyük günâh, hem de faydalar vardır; fakatgünahları faydalarından daha büyüktür. Yine sana (sadakaolarak)ne vereceklerini soruyorlar. De ki: İhtiyaçtan fazlasını

457

Page 458: 50121318-Kutub-i-Sitte-nin-Ele�tirisi-ve-Kuran-a-Arz�-Ferec-Hudur.pdf

7/30/2019 50121318-Kutub-i-Sitte-nin-Ele�tirisi-ve-Kuran-a-Arz�-Ferec-Hudur.pdf

http://slidepdf.com/reader/full/50121318-kutub-i-sitte-nin-eletirisi-ve-kuran-a-arz-ferec-hudurpdf 458/606

(veya cimrilik yapmadan ve kendinizi unutmadan kolayınızageleni). İşte Allah, dünya ve ahiret işlerini iyice düşünesinizdiye ayetleri böyle açıklar. 2/219

Sadakalar da, zekâtta para olarak verilebileceği gibi, ürünveya mal olarak ta verilebilir. Ve iddia ettikleri gibi, yalnız buğday, arpa, hurma, üzüm ve darıdan verilmez, tüm ziraiürünlerden ve mallardan verilir. Her ikisinde de ana hareketnoktası, servet türünden maddi güçtür, servetin kendisidir,çeşidi değildir. Veriliş miktarı, cimrilik yapmadan vekendimizi unutmadan kolayımıza gelen miktardır.

Bu hususta Kur’an’dan mealen:

- Çardaklı ve çardaksız bahçeleri, tadı birbirinden farklıhurma ve ekinleri, birbirine benzeyen ve benzemeyen zeytinve narı yaratan O’dur. Her biri meyve verdiği zaman,meyvesinden yiyin. Hasad günü (zekât ve sadaka) hakkınıverin; israf da etmeyin; zira Allah, müsrifleri sevmez. 6/141

- Ey müminler! Kazandıklarınızın ve sizin için yerden bitirdiğimiz şeylerin iyilerinden infak (hayraharcayınız)ediniz. Kendinizin göz yummadan alamayacağınız bayağı şeyleri infak için seçmeyiniz. Biliniz ki Allahzengindir, övülmüştür. 2/267

Görüldüğü gibi, sadakalar bir farz olarak, tüm mallardan,

kimler tarafından kimlere ve nasıl ve ne miktarda verileceğiKur’an’da açıktır. Zekâtta yine farz olarak müminler tarafında, İslam devleti için ödenen vergidir. İslam devleti buvergiyle memurlarına maaş öder ve gerekli harcamalarıyapar. Zekâtın sadakalardan ayrı bir farz olduğuna dair.Kur’an’dan iki örnek daha verecek olursam, mealen:

- Ey iman edenler, siz Peygamber ile gizli konuşacağınızzaman bu gizli konuşmanızdan önce bir sadaka verin. Busizin için daha temizdir. Allah bağışlayan, esirgeyendir.58/12

458

Page 459: 50121318-Kutub-i-Sitte-nin-Ele�tirisi-ve-Kuran-a-Arz�-Ferec-Hudur.pdf

7/30/2019 50121318-Kutub-i-Sitte-nin-Ele�tirisi-ve-Kuran-a-Arz�-Ferec-Hudur.pdf

http://slidepdf.com/reader/full/50121318-kutub-i-sitte-nin-eletirisi-ve-kuran-a-arz-ferec-hudurpdf 459/606

- Gizli konuşmanızdan önce sadaka vermenizden korktunuzmu? Çünkü yapmadınız. Allah da sizi (bundan) affetti(sadaka vermeden konuşabilirsiniz). Artık namazı kılın,zekâtı verin, Allah’a Resûlüne itaat edin. Allah yaptıklarınızı

haber alandır. 58/13

Belirli bir konuda sadakaya Allah tarafından muafiyetverilmesine rağmen, zekât ayrı bir kavram olarak  belirtilmiştir. Bu da konum olarak ikisinin ayrı olduğunugösterir.

Müminlerin tüm mal varlıkları zekat ve sadakaya konu teşkil

eder. Fakat bu mallardan özellikle zekât için yüzde kaçverilmesi gerektiği rivayetçiler tarafından konu edilmiştir.Sadaka için, cimrilik yapmadan, kendimizi de ihmal etmedenkolayımıza geldiği şekilde sadaka verilmesi gerektiğiniKur’an’a dayalı olarak belirtmiştim. Fakat, zekât için farzolmasına rağmen ne kadar, başka bir ifadeyle hangi orandaverilmesi gerektiğini, örneğin: şu maldan yüzde şu kadar 

verilir diye Kur’an’da oran belirtilmemiştir. Bu hususu önesüren rivayetçiler, deve, sığır, koyun ve nakit para için yüzdeşu kadar verilir diyerek, Kur’an’a noksanlık atfetmek suretiyle, bu rivayetlerimiz olmasa zekât konusu meçhulkalacaktı demektedirler. Ve binlerce çeşit malı zekattan muaf tuttukları gibi, saydıkları birkaç çeşit tarım ürününden nekadar zekât verilmesi konusunda da çeşit sayarak 

değinememektedirler. Kur‘an’da zekât için sabit bir yüzdelik oranın belirtilmemiş olması, olması gereken normal bir durumdur. Zira ihtiyaçlar değişken olduğu gibi, servetleriteşkil eden unsurlarda değişkendir. Değişken ihtiyaçlara vedeğişken servet çeşitlerine sabit oranlı zekât uygun olmaz.Bolluk zamanında alınan zekâtla, savaş zamanında, kıtlıktave tabii afet zamanlarında alınacak zekât aynı olmaz. Çağlar 

içerisinde de zekât ihtiyacı farklılık gösterir, bundan asırlarcaönce ordu teşkili için bir at, bir kılıç v.s. gibi şeyler yeterlivasıta teşkil ederdi, bu gün için bunların yerini doldurmak için, tank ve uçak gibi daha pahalı şeyler gereklidir. Bundan

459

Page 460: 50121318-Kutub-i-Sitte-nin-Ele�tirisi-ve-Kuran-a-Arz�-Ferec-Hudur.pdf

7/30/2019 50121318-Kutub-i-Sitte-nin-Ele�tirisi-ve-Kuran-a-Arz�-Ferec-Hudur.pdf

http://slidepdf.com/reader/full/50121318-kutub-i-sitte-nin-eletirisi-ve-kuran-a-arz-ferec-hudurpdf 460/606

dolayıdır ki günün şartlarına göre ne kadar ve ne sürede zekâtverilmesi gerektiği günün şartları dikkate alınarak, müminleremümkün mertebe yumuşak şartlar da ne az ne de çok olmamak üzere İslam Devlet başkanı ve İslam şurası tayin

eder. Bu da gösteriyor ki, Kur’an’da zekât için sabit bir oranverilmemiş olması bir noksanlık değil. İslam devletininihtiyaçlarının karşılanması ve sürdürülmesi için bir gerekliliktir.

Görüldüğü gibi zekât olayı, rivayetçilerin zannettiği gibi, bir  buğday, darı, koyun, keçi olayı ötesinde, bir devlet olayıdır.Zekât İslam devletinin idamesi için gerekli olan masraflarınkaynağıdır.

ABDEST VE GUSÜL KONUSUNDA UYDURMUŞOLDUKLARI RİVAYET ÖRNEKLERİ

655- Hz. Enes (radıyallahu anh) anlatıyor: “Resûlullah’ınashabı uyurlar, sonra ab dest almadan namaz kılarlardı:

(Enes’ten bunu rivayet eden) Kat’ade’ye:

“Bu sözü Enes’ten bizzat işittin mi? diye sormuştu:

“Vallahi evet!"diye te’yid etti." (K.S.3675 C.10 S.466 Akçağ,alıntıları: Müslim, Hayz 125,(376); Ebû Dâvud, Tahâret 80,(200); Tirmizi, Tahâret 58,(78))

656-. ... Hz. Ali (r.a.) den, Rasûlullah’ın (s.a.) şöyle buyurduğu rivâyet edilmiştir: “Dübürün bağı gözlerdir. Kimuyursa ab dest alsın." (Ebû Dâvûd, K.Tahâre (1), Bab 80 C.1S.366 H.203 Şamil, ayrıca İbni Mace tahâre 62.)

Bu iki rivayetin çelişkili oldukları aşikardır. Başkarivayetlerde oturarak uyuyanın ab destinin bozulmadığı

tahdis edilmişse de bu dahi çelişkiyi ortadan kaldırmaz, zirauyku şekli esas teşkil ediyorsa, o zaman uyuyan kimseningenç mi, ihtiyar mı, gastriti var mı yok mu hatta yediğiyemek söz Konusu olur. Tahdis ettikleri rivayet şudur:

460

Page 461: 50121318-Kutub-i-Sitte-nin-Ele�tirisi-ve-Kuran-a-Arz�-Ferec-Hudur.pdf

7/30/2019 50121318-Kutub-i-Sitte-nin-Ele�tirisi-ve-Kuran-a-Arz�-Ferec-Hudur.pdf

http://slidepdf.com/reader/full/50121318-kutub-i-sitte-nin-eletirisi-ve-kuran-a-arz-ferec-hudurpdf 461/606

657- Abdullah İbni Mes’ud radıyallahu anh anlatıyor:“Resûlullah aleyhissalâtu vesselâm (bir gün) horlayıncayakadar uyudu. Sonra kalkıp namaz kıldı." (K.S.6142 C.16S.595 Akçağ, alıntısı: İbni Mace, Taharet bölümü 475.)

658- İbnu Abbâs Mes’ud radıyallahu anhümâ anlatıyor:“Resûlullah aleyhissalâtu vesselâm’ın o uykusu, kendisi yaniHz. Peygamber oturur iken olmuştur. (K.S.6143 C.16 S.595Akçağ, alıntısı: İbni Mace, Taharet bölümü 476.)

659 Hz. Ebu Hüreyre radıyallahu anh anlatıyor: “Resûlullahaleyhissalâtu vesselâm buyurdular ki: “Ses ve koku

olmadıkça ab dest alınmaz.”

Bir rivâyette şöyle gelmiştir: “Biriniz mescitte iken, kabalarıarasında bir yel hissetse ses işitmedikçe veya kokuduymadıkça dışarı çıkmasın." (K.S. 3652 C.10 S.447 Akçağ,rivayet edenler: Buhari, vudû 4,34; buyû, 5; Müslim, hayz98,99; Ebû Dâvud tahâre 67; salat 192; Tirmizi, tahâre 56;

 Nesâi, tah3are 114; İbn Mâce, tahâre 74.)

660- ............ Bize Ma’mer, Hemmâm ibn Münebbihten haber verdi ki, Ebû Hureyre (R)’den şöyle derken işitmiştir:Resûlullah (S): “Kendisinde hades meydana gelen kimseninnamâzı, o kimse ab dest almadıkça kabûl olunmaz" buyurdu.Hadramevt ahâlisinden bir kimse: “Ya Ebâ Hureyre, hadesnedir?" diye sordu. Ebû Hureyre: “Sessiz veyâ sesli yel"

cevabını verdi. (Buhari, Kitâbu’l-Vudû Bab 2 C.1 S.288 H.1Ötüken.)

Evvelki rivayette ses ve koku olmadıkça abdestin bozulmayacağı rivayet edilmesine rağmen, bu rivayette sesolmasa da abdestin bozulacağının rivayet edilmesi bir çelişkidir.

661- Hz. Aişe (radıyallahu anhâ) anlatıyor: “Resûlullah(aleyhissalâtu vesselâm) kadınlarından birini öptü, sonradönüp namaza gitti, abdest tazelemedi.”

461

Page 462: 50121318-Kutub-i-Sitte-nin-Ele�tirisi-ve-Kuran-a-Arz�-Ferec-Hudur.pdf

7/30/2019 50121318-Kutub-i-Sitte-nin-Ele�tirisi-ve-Kuran-a-Arz�-Ferec-Hudur.pdf

http://slidepdf.com/reader/full/50121318-kutub-i-sitte-nin-eletirisi-ve-kuran-a-arz-ferec-hudurpdf 462/606

Urve rahimehullah der ki: “Kendisine: “Bu sizden başkahanımı olmamalı!"dedim, Hz. Aişe gülmekle cevap verdi."(K.S.3668 C.10 S.461 Akçağ, alıntıları: Ebû Dâvud, Tahâret121,(1,104); İbnu Mâce, Tahâret 69,(502))

662- İbnu Ömer (radıyallahu anhümâ)’in şöyle dediği rivayetedilmiştir: “Erkeğin hanımını öpmesi ve ona eliyledokunması hep mülamese (değme) sayılır. Öyleyse kimhanımını öperse veya eliyle dokunursa ab dest almasıgerekir."Bu rivayetin bir benzeri İbnu Me’sud’dan gelmiştir.(K.S.3669 C.10 S.461 Akçağ, alıntıları: Muvatta, Tahâret 64,(1,43))

Görüldüğü gibi bu iki rivayet çelişkilidir. Birinde kişihanımını öperse abdest bozulmaz denmişken, diğerindeöpmek veya elle dokunmanın abdesti bozduğu rivayetedilmiştir. Ayrıca Aişe’nin, Urve’ye peygamberin kendisiniöptüğünü ve abdest almadığını tahdis etmeleri, Peygamberinhane halkına saygısızlık içermektedir. Bu gibi hususları

 peygamber neden erkek sahabelere şahsiyet ortayakoymadan, örneğin: kişi eşini öperse abdest alması gerekmezşeklinde söylemesinde. Bu gibi rivayetleri, daha önceörneklerini verdiğim gibi çoğunlukla peygamberin eşlerindenerkeklere söylendiği şeklinde rivayet etmişlerdir. Bunundakasıtlı olduğu aşikardır.

663- Talk İbnu Ali (radıyallahu anh) anlatıyor: “Resûlullah(aleyhissalâtu vesselâm)’ın yanına geldik. (Biz huzurlarındaiken) bir adam geldi. Sanki o bir bedevi idi.

“Ey Allah’ın Resûlü! dedi, kişi abdest aldıktan sonra zekerinedeğerse ne gerekir (abdesti bozulur mu, bozulmazmı?)"Resûlullah (aleyhissalâtu vesselâm) şu cevabı verdi:

“O, kendisinden bir parça değilmidir?"(K.S. 3671 C.10 S.463Akçağ, alıntıları: Ebû Dâvud, Tahâret 71,(182,183); Tirmizi,Tahâret 120,(1,101). Bu metin tirmizinindir.

462

Page 463: 50121318-Kutub-i-Sitte-nin-Ele�tirisi-ve-Kuran-a-Arz�-Ferec-Hudur.pdf

7/30/2019 50121318-Kutub-i-Sitte-nin-Ele�tirisi-ve-Kuran-a-Arz�-Ferec-Hudur.pdf

http://slidepdf.com/reader/full/50121318-kutub-i-sitte-nin-eletirisi-ve-kuran-a-arz-ferec-hudurpdf 463/606

664- Büsre Bintu Saffan (radıyallahu anhâ) anlatıyor:“Resûlullah aleyhissalâtu vesselâm buyurdular ki: “Zekerinedeğen abdest almadıkça namaz kılmasın." (K.S.3672 C.10S.464 Akçağ, alıntıları: Tirmizi Tah3aret 61,(82,83,84);

Muvatta, Tahâret 58,(1,42); Ebû Dâvud, Tahâret 70,(181); Nesâi, Taharet 118,(1,100))

Önceki rivayette, erkek zekerine dokunursa abdest almasıgerekmez derken, bu rivayette gerekir demeleri bir çelişkidir.

665- Hz. Bilal (radıyallahu anh) anlatıyor: “Resûlullah(aleyhissalâtu vesselâm) mestleri ve örtüsü üzerine meshetti."

(K.S. 3696)

666- Ebû Dâvut’un rivayetinde şöyle gelmiştir: “Resûlullah(aleyhissalâtu vesselâm) ihtiyacı için (araziye) çıkardı. Bende O’na su taşırdım. (Kazayı hâcet yapınca) abdest alırdı. Busırada sarığı ve “bot”ları üzerine meshederdi." (K.S.3697C.10 S.487-488 Akçağ, alıntıları: Müslim, Tahâret 84,(275);

Ebû Dâvud, Tahâret 59,(153); Tirmizi, Tahâret 75,(101); Nesâi, Tahâret 86,96 (1,75,81))

Bu rivayetlerde abdest alırken sarık, örtü ve botlar üzerinemesh (eli ıslatıp silme) yapılabileceğini tahdis ettiler.

667- Ebu Ubeyde İbnu Muhammed İbni Ammâr İbni Yâsir anlatıyor: “Câbir İbnu Abdillah (radıyallahu anh)’a mest

üzerine meshetme hususunda sordum.

“Ey kardeşimin oğlu, bu sünnettir" buyurdu. Bunun üzerinesarık üzerine meshetme hakkında sordum:

“Saça meshet!"diye cevap verdi." (K.S.3698 C.10 S.488Akçağ, alıntısı: Tirmizi, Tahâret 75,(102))

668- Hz. Câbir radıyallahu anh’ten anlatıldığına göre,kendisine sarık üzerine meshetmekten sorulmuştu. Şu cevabıverdi:

463

Page 464: 50121318-Kutub-i-Sitte-nin-Ele�tirisi-ve-Kuran-a-Arz�-Ferec-Hudur.pdf

7/30/2019 50121318-Kutub-i-Sitte-nin-Ele�tirisi-ve-Kuran-a-Arz�-Ferec-Hudur.pdf

http://slidepdf.com/reader/full/50121318-kutub-i-sitte-nin-eletirisi-ve-kuran-a-arz-ferec-hudurpdf 464/606

“Hayır, olmaz, su ile saça değilmelidir!" (K.S.3609 C.10S.419 Akçağ, alıntısı: Muvatta, Tahâret 38,(1,35))

Bu rivayetlerde ise, sarık üzerine mesh yapılamayacağını

söylemeleri, evvelki rivayetleriyle çelişkilidir.

669- Muğire (radıyallahu anh) anlatıyor: “Resûlullah(aleyhissalâtu vesselâm) mestin üst ve aşağı kısımlarınımeshederdi. (K.S.3704 C.10 S.494 Akçağ, alıntısı: Tirmizi )

670- Ebû Dâvud’un rivayetinde şöyle gelmiştir: “Resûlullah(aleyhissalâtu vesselâm) mestlerin sırtlarına meshederdi.”

Tirmizi’nin bir başka rivayetinde de böyle denmiştir.(K.S.3705 C.10 S.494 Akçağ, alıntıları: Tirmizi 72,73,(97,98); Ebû Dâvud, Tahâret 63,(161,165); Nesâi, Tahâret 63,(1,62))

Yukarıda ki rivayetlerde, mestin alt kısmının silinipsilinmeyeceği hususu çelişkilidir.

671- Şüreyh İbnu Hâni anlatıyor: “Hz. Aişe (radıyallahuanhâ)’ye mest üzerine meshetmekten sormaya geldim. Bana:

“Sana Ebu Talib’in oğlu (Hz. Ali) (radıyallahu anh)’yitavsiye ederim, git ona sor. Zira o, Resulullah (aleyhissalâtuvesselâm) ile birlikte seyahatlerde bulunmuştur!"dedi. Bunun

üzerine gidip ona sordum. Şu cevabı verdi:“Resulullah (aleyhissalâtu vesselâm), (mesh müddetini) yolcuiçin üç gün üç gece tuttu, mukim için de bir gün bir gecetuttu."(K.S.3709 C.10 S.496 Akçağ, alıntıları: Müslim,Tahâret 85,(276); Nesâi, Tahâret 99,(1,84); İbnu Mâce,Tahâret 86,(552))

Bu rivayette, mesh müddetinin yolcu için üç gün üç gece,mukim için de bir gün bir gece olarak rivayet ettiler. Bunarağmen bu rivayetle çelişkili olarak, mesh müddetinin süresizolduğunu aşağıdaki rivayetlerde tahdis ettiler.

464

Page 465: 50121318-Kutub-i-Sitte-nin-Ele�tirisi-ve-Kuran-a-Arz�-Ferec-Hudur.pdf

7/30/2019 50121318-Kutub-i-Sitte-nin-Ele�tirisi-ve-Kuran-a-Arz�-Ferec-Hudur.pdf

http://slidepdf.com/reader/full/50121318-kutub-i-sitte-nin-eletirisi-ve-kuran-a-arz-ferec-hudurpdf 465/606

672- Ubey İbnu İmâre (Radıyallahu anh)-ki bu Sahâbi,Resûlullah (aleyhissalâtu vesselâm) ile birlikte her iki kıbleyenamaz kılan ilklerdendir- anlatıyor: “Bir gün Resûlullah(aleyhissalâtu vesselâm)’a gelerek sordum:

“Ey Allah’ın Resulü! Mestlerin üzerine meshedeyim mi?”

“Evet!"buyurdular. Ben tekrar:

“Bir gün mü? Dedim.

“Bir gün!"buyurdular. Ben tekrar:

“İki gün (olsa)?"dedim.”İki gün!"buyurdular. Ben tekrar:

“Üç gün (olsa)?"dedim.

“Evet! Dilediğin kadar!"buyurdular."(K.S. 3711 C.10 S.497Akçağ, alıntısı, Ebû Dâvud Bab 61 K.Tahâre (158))

673- Ebu Hüreyre (Radıyallahu anh)’den nakledildiğine göre,Ebu Hüreyre mescit de abdest alırken yanına Abdullah İbnuKârız gelir. Ona, Ebu Hüreyre şu açıklamayı yapar: “Bir keş(kurumuş çökelek) parçası yedim, bu sebeple abdestalıyorum. Çünkü ben Resulullah (aleyhissalâtu vesselâm)’ın“Ateşte pişen şeyler yiyince abdest alın" dediğiniişittim."(K.S.3681 C.10 S.472 Akçağ, alıntıları: Müslim,Hayz 90, (532); Nesâi, Tahâret 122,(1,105,106); Tirmizi,

Tahâret 58,(79); Ebû Dâvud, Tahâret 76,(194). Bu,Müslim’in lafzıdır. Müslim’de Hz. Aişe’den buna benzer rivâyet mevcuttur.)

Bu rivayette ateşte pişen şeyler yiyince abdest alınmasıgerektiğini rivayet ettiler. Buna çelişkili olarak şu tür rivayetlerde bulundular:

674- İbnu Abbâs (radıyallahu anh) anlatıyor: “Resûlullah(aleyhissalâtu vesselâm) koyun budu yedi ve namaz kıldı,abdest almadı."

465

Page 466: 50121318-Kutub-i-Sitte-nin-Ele�tirisi-ve-Kuran-a-Arz�-Ferec-Hudur.pdf

7/30/2019 50121318-Kutub-i-Sitte-nin-Ele�tirisi-ve-Kuran-a-Arz�-Ferec-Hudur.pdf

http://slidepdf.com/reader/full/50121318-kutub-i-sitte-nin-eletirisi-ve-kuran-a-arz-ferec-hudurpdf 466/606

Buhari’nin bir başka rivayetinde: Tencereden eliyle etlikemik aldı" denmiştir.

Müslim’in bir rivayetinde: “Budu kemirdi, sonra namaz kıldı,

abdest tazelemedi" denmiştir. (K.S. 3686 C.10 S.474 Akçağ,alıntıları: Buhari, Vudû 50, Et’ime 18, Müslim, Hayz 91,(354); Muvatta, Tahâret 91, (1,25); Ebû Dâvud, Tahâret 75,(187); Nesâi, Tahâret 123,(1,108))

675- Ebu Sa’id (radıyallahu anh) anlatıyor: “Resûlullah(aleyhissalâtu vesselâm) Ensâr’dan birine adam göndererek,yanına çağırttı..

Aleyhissalâtu vesselâm:

“Herhalde sana acele ettirdik?"buyurdu. Ensâri:

“Evet ey Allah’ın resulü! deyince:

“Acele ettirilir veya inzal olmasan gusletmen gerekmez.

Sadece abdest gerekir" buyurdular."(K.S. 3735 C.10 S.525Akçağ, alıntıları: Buhari, Müslim ve Ebû Dâvud.)

676- Müslim’in bir diğer rivayetinde: “Resûlullah(aleyhissalâtu vesselâm): “Suyu (yıkanmayı), su (meniningelmesi) gerekir" buyurdu" denmiştir. (K.S. 3736 C.10S.525 )

677- Nesai’nin Ebu Eyyub (radıyallahu anh)’den kaydettiği bir de Resulullah: Resûlullah: “Su, sudan dolayıdır" buyurmuştur. (K.S.3737 C.10 S.525 Akçağ, alıntıları: Buhari,Vudû 34; Müslim, Hayz 81-83, (343-345); Ebû Dâvud,Tahâret 84, (217); Nesâi, Tahâret 132,(1,115))

Bu tür rivayetlerle meni gelmeden gusül gerekmez diye

tahdiste bulundular, buna rağmen kargaşa çıkarmak içinçelişkili olarak şu rivayetlerde bulundular. Bu rivayetleriyazmadan önce şunu belirteyim ki, tahdis etmiş oldukları burivayet hem peygambere karşı hem sahabeye karşı, hemde

466

Page 467: 50121318-Kutub-i-Sitte-nin-Ele�tirisi-ve-Kuran-a-Arz�-Ferec-Hudur.pdf

7/30/2019 50121318-Kutub-i-Sitte-nin-Ele�tirisi-ve-Kuran-a-Arz�-Ferec-Hudur.pdf

http://slidepdf.com/reader/full/50121318-kutub-i-sitte-nin-eletirisi-ve-kuran-a-arz-ferec-hudurpdf 467/606

sahabelere karşı bir saygısızlıktır. Peygamberin bu şekildemüstehcen senaryolarla dini anlatmayacağı gibi, hiç bir sahabenin şahsına karşı seni acele mi ettirdik gibisindenifadelerde bulunmaz, zira peygamber büyük bir ahlaka

sahipti. Bu rivayet sahabelere karşıda saygısızlıktır, sahabeler müşahhas örnekler olmadan sözle anlatılan öğretilerianlamayacak kimseler değildirler. Aksi takdirde söz anlatımıolan Kur’an’ı nasıl anladılar?

678- Ebu Hüreyre (radıyallahu anhâ) anlatıyor: “Resûlullahaleyhissalâtu vesselâm buyurdular ki: “Erkek kadının dörtuzvu arasana çöker ve kadına mübâşeret ederse gusül vacibolur.”

Bir rivâyette de şu ziyade var:... İnzal olmasa bile.”

Ebu Dâvud’un rivayetinde dört uzvu kelimesinden sonra"...hitana (sünnet mahalli) hitanı kavuşursa, gusül vacip olur"denmiştir. (K.S.3733 C.10 S.523 Akçağ, alıntıları Buhari,

Müslim, İbni Mace, Ebû

Dâvud, (Kaynak tafsilatları K.S.3734 ci rivayetten: Buhari,Gusl 28; Müslim Hayz 87,(348); Muvatta, Tahâret 71, (1,45,46); Ebû Dâvud Tahâret 84, (216); Nesâi, Tahâret 129,(1,110,111); İbnu Mâce, Tahâret 111,(610))

Görüldüğü gibi, bu rivayetle evvelki rivayet çelişkilidir.

Bu çelişki konusunda çok sıkıştırılmış olacaklardır ki, şuşekilde bir ara rivayet uydurmuşlardır:

679- Übey İbnu Ka’b (radıyallahu anh) anlatıyor: “Su, sudangerekir" hükmü İslam’ın bidayetinde bir ruhsattı. Sonra bundan nehyedildi. "Übey ilave tender ki: “Su, sudangerekir" hükmü ihtilam hakkında muteberdir." (K.S.3738

C.10 S.526 Akçağ, alıntıları: Ebû Davud, Tahâret 84,(214,215); Tirmizi, Tahâret 81,(110,111))

467

Page 468: 50121318-Kutub-i-Sitte-nin-Ele�tirisi-ve-Kuran-a-Arz�-Ferec-Hudur.pdf

7/30/2019 50121318-Kutub-i-Sitte-nin-Ele�tirisi-ve-Kuran-a-Arz�-Ferec-Hudur.pdf

http://slidepdf.com/reader/full/50121318-kutub-i-sitte-nin-eletirisi-ve-kuran-a-arz-ferec-hudurpdf 468/606

Güya bu rivayetle durumu idare etmeye çalışmışlardır.Kadının dört uzvundan bahsetmeleri nerde, işi rüyayla izahetmeleri nerde?

680- Hz. Ali (radıyallahu anhâ) anlatıyor: “Resûlullah(aleyhissalâtu vesselâm), cünüp olmadıkça her halimizde bizeKur’an okutup talim ederdi."(K.S.3771 C.10 S.548 Akçağ,alıntıları: aşağıdaki rivayette.)

681- Nesâi’nin bir başka rivayetinde şöyle gelmiştir:“Resûlullah (aleyhissalâtu vesselâm) helâdan çıkınca Kur’anokur, bizimle et yerdi. Cenabet halinden başka hiçbir şey

O’nunla Kur’an arasına perde olmazdı." (K.S.3772 C.10S.548 Akçağ, alıntıları: Ebû Dâvut, Tahâret 91, (229);Tirmizi, Tahâret 111,(146); Nesâi, Tahâret 171,(1,144.)

Bu rivayetlerine göre kişi cenabetli olmamak şartıyla abdestsiz Kur’an okuyabilir ve okutabilir.

682- İbnu Abbâs (radıyallahu anhumâ)’dan rivayet edildiğinegöre, O cünüp kimsenin Kur’an okumasında bir beisgörmezdi." (K.S. 3773 C.10 S.550 Akçağ, alıntısı: Buhâri,Hayz 7 )

Bu rivayette, evvelki rivayetin aksine olarak, cenabetlikimsenin Kur’an okuyabileceğini söylemeleri bir çelişkidir.

683-. ... Âişe (r.anhâ)’nın şöyle dediği rivayet edilmiştir;Ashâbı Kirâmın evlerinin kapıları Mescide açılmış bir haldeikin, Resûlullah (s.a.) (Mescide) gelip;

“Şu evlerin yönlerini (kapılarını) mescidden çeviriniz" buyurdu ve (hucre-i saadetine) girdi.

Ashab, kendileri hakkında bir ruhsat inmesini umarak bir şey

yapmadılar (evlerinin kapılarını çevirmediler.) Bir müddetsonra Resûlullah aleyhisselâm onlar(ın yanına) tekrar çıktıve;

468

Page 469: 50121318-Kutub-i-Sitte-nin-Ele�tirisi-ve-Kuran-a-Arz�-Ferec-Hudur.pdf

7/30/2019 50121318-Kutub-i-Sitte-nin-Ele�tirisi-ve-Kuran-a-Arz�-Ferec-Hudur.pdf

http://slidepdf.com/reader/full/50121318-kutub-i-sitte-nin-eletirisi-ve-kuran-a-arz-ferec-hudurpdf 469/606

“Şu evlerin (kapılarını) çeviriniz. Çünkü ben, mescidi hayızve cünüp (olan)lara helâl görmüyorum" buyurdu. (EbûDâvûd, K.Tahâre (1).Bâb 92 C.1 S.411-412 H.232 Şamil,ayrıca: İbni Mâce, Tahâre 126.)

Bu rivayette hayız ve cünüp olanların mescidegiremeyeceğini, hatta evlerinin kapılı yönlerinin mescityönünde açılamayacağını tahdis ettiler. Bu ise evvelkirivayetlerde bu konuda tahdis edilen ruhsatlarla çelişkilidir.Ayrıca rivayet mantıksızlıklarla doludur, bir insanın cünüpolmasıyla evinin kapı yönünün hiçbir ilgisi olamaz, pencereleri mescit yönündeyse ve pencereden cünüp halde bakıyorsa, veya sokaktan geçiyorsa durum ne olacak, bu tür şeyler saçma olduğundan uzatmak istemiyorum.

684-.. ... (r. anhâ)!dan demiştir ki:

“Resûlullah (Sallallahu aleyhi vesellem) bana, “Mescittenseccâdeyi alıver."dedi.

“Ben hayızlıyım" dedim. Bunun üzerine:

- “Senin hayızın elinde değildir" buyurdu. (Ebû Dâvud,K.Tahâre (1), Bâb 103 C.1 S.465 H.261 Şamil, ayrıca:Müslim, hayz 11-13; Tirmizi, tahâre 101; Nesâi, tahâre 176;hayz 18 )

Bu rivayette ise evvelki rivayetle hayz konusunda çelişkiyedüştüklerini görmüş oluruz. Zira hayızlının mescidegirebileceğini tahdis etmişlerdir.

685- Câbir İbnu Semure (radıyallahu anh) anlatıyor: Bir adam “Resûlullah (aleyhissalâtu vesselâm)’a gelerek:

“Koyun eti sebebiyle abdest alayım mı?"diye sordu.

“Dilersen abdest al, dilemezsen alma!"diye cevap verdi.Adam bunun üzerine:

469

Page 470: 50121318-Kutub-i-Sitte-nin-Ele�tirisi-ve-Kuran-a-Arz�-Ferec-Hudur.pdf

7/30/2019 50121318-Kutub-i-Sitte-nin-Ele�tirisi-ve-Kuran-a-Arz�-Ferec-Hudur.pdf

http://slidepdf.com/reader/full/50121318-kutub-i-sitte-nin-eletirisi-ve-kuran-a-arz-ferec-hudurpdf 470/606

“Deve eti sebebiyle abdest alayım mı?"diye sordu.“Resûlullah (aleyhissalâtu vesselâm) bu sefer:

“Evet, deve eti sebebiyle abdest al!"cevabını verdi. Adam

tekrar:

“Koyun ağıllarında namaz kılayım mı?"diye bir başka sualsordu:

“Evet!"cevabını aldı. Tekrar sordu:

“Pekala, deve ağıllarında namaz kılayım mı?”

“Hayır!"buyurdu Aleyhissalâtu vesselâm."(K.S.3688 C.10S.477 Akçağ, alıntısı: Müslim, Hayz 97,(360))

686- Üsayd İbnu Hudayr (radıyallahu anh) anlatıyor:“Resûlullah (aleyhissalâtu vesselâm) buyurdular ki:

“Koyun sütünü içince abdest almayın, deve sütünü içince

abdest alın." (K.S. 650 C.16 S.599 Akçağ, alıntısı: İbni Mace496.)

Abdest almanın hiçbir yemek yeme veya içmeyle ilgisiyoktur. Aksine tuvaletten gelmiş olmayla ilgisi vardır. Buitibarla uydurma olup aslı yoktur. Deve hakkında bu şekilderivayette bulunmalarının nedeni, hatırlanacağı üzere dahaönce vermiş olduğum rivayet örneğinde, deve için şeytan

demişlerdi, bunlar şeytanı pişirip yediklerini mi zannediyorlar ne kolay iş ve ne saçma iddialar.

687-. ... Ebû İshâk’ın rivayetine göre: Ebû Hayye, Ben Ali’yi(r.a) abdest alırken gördüm, demiş ve her abdest organınıüçer kere yıkadığını nakletmiş ve demiştir ki: “Sonra başınamesh etti, sonra ayaklarını topuklarına kadar yıkadı" daha

sonra da Hz. Ali (r.a):

470

Page 471: 50121318-Kutub-i-Sitte-nin-Ele�tirisi-ve-Kuran-a-Arz�-Ferec-Hudur.pdf

7/30/2019 50121318-Kutub-i-Sitte-nin-Ele�tirisi-ve-Kuran-a-Arz�-Ferec-Hudur.pdf

http://slidepdf.com/reader/full/50121318-kutub-i-sitte-nin-eletirisi-ve-kuran-a-arz-ferec-hudurpdf 471/606

“Resûlü Ekrem (s.a.)’in abdest alışını size göstermek istedimde... (Ebû Dâvud, K.Tahâre (1). Bab 51 H.116 Şamil, ayrıca: Nesâi, tahâre 93,94,95; Tirmizi, tahâre 44,48.)

Bu rivayette de ayakların mesh (ıslak elle silme) edilmeyipyıkanması gerektiği şeklinde tahdiste bulunmuşlardır. Bu iseKur’an’a aykırıdır, zira Kur’an’a göre abdest alırken ayaklar yıkanmaz mesh edilir.

688- İbnu Abbâs (radıyallahu anh) anlatıyor: “Resûlullah(aleyhissalâtu vesselâm) buyurdular ki: “Namaza kalktığınvakit abdesti mükemmel yap. (Bu cümleden olarak) suyu

ayak ve el parmaklarının arasına iyice ulaştır." (K.S. 6131C.16 S.589 Akçağ, alıntısı: İbni Mace 447.)

689- Mikdâm İbnu Ma’dikerp radıyallahu anh anlatıyor:“Resûlullah (aleyhissalâtu vesselâm), abdest aldı veayaklarını üçer sefer yıkadı." (K.S. 6135 C.16 S.591 Akçağ,alıntısı: İbni Mace 457.)

Bu iki rivayette de, abdest alırken ayakların muhakkak yıkanması gerektiğini tahdis ettiler.

690-............ Bize Ebû Avâne, Ebû Bişr’den; o da Yûsuf ibnMâhek’den; o da Abdullah ibn Amr(R)’den tahdis etti. Oşöyle demiştir: Gittiğimiz yolculukların birinde Peygamber (S) geride kalmıştı da sonra bize yetişmiş idi. O sırada namâz

vakti gelmişti. Biz de abdest alıyorduk. Ayaklarımızı mesheder gibi, az su ile yıkamağa başladık. Peygamber bu hâligörünce en yüksek sesiyle iki yâhud üç kere: “Cehennem’deyanacak ökçelere yazık!"diye nidâ etti. (Buhâri, Kitâbu’l-İlmBab 3 C.1 S.215 H.2 Ötüken )

Bu rivayetlerde ise, abdest alırken ayakların mesh edilmesi

 bir tarafa, ayaklarını tam değil de az suyla mesh eder gibiyıkayanların ökçeleri cehennemde yanmak suretiyle azabgöreceklerini tahdis ettiler. Bu ise, Kur’an’a aykırıdır, ziraKur’an’da abdest alırken ayakların mesh edilmesi gerektiği

471

Page 472: 50121318-Kutub-i-Sitte-nin-Ele�tirisi-ve-Kuran-a-Arz�-Ferec-Hudur.pdf

7/30/2019 50121318-Kutub-i-Sitte-nin-Ele�tirisi-ve-Kuran-a-Arz�-Ferec-Hudur.pdf

http://slidepdf.com/reader/full/50121318-kutub-i-sitte-nin-eletirisi-ve-kuran-a-arz-ferec-hudurpdf 472/606

 bildirilmiştir. Ayaklarını mesh etmeyip, Allah’ın Kur’an’dakiemrine aykırı olarak yıkayanların kesinlikle abdesti yoktur.Allah’ın emrine karşı çıkılarak farzlar ifa edilemez.

Abdest ve Gusülle ilgili olarak uydurmuş olduklarırivayetlerden bazı örnekler verdim. Görüldüğü gibi rivayetler kendi aralarında çelişkili olduğu gibi, Kur’an’la bağdaşmayan bir çok hususlar ihtiva etmektedirler. Ve vermiş olduğum buörneklerden başka, bu konuda epeyce tutarsız ve çelişkilirivayetleri vardır. Örnek olsun diye sadece otuz civarındarivayeti konu ettim. Ve iddia ediyorlar ki bu rivayetleriolmasa ne abdest ne de gusül konusu Kur'an'dananlaşılamazmış. Hal bu ki, Kur'an o kadar net ve açık bir kitaptır ki, dinle ilgili bütün konular andan kolaycaanlaşılabilir. Abdest ve Gusül konusunda Kur'an'dan örnek verecek olursam, durumun hiçte iddia ettikleri gibi olmadığıkolayca anlaşılabilir. Şöyle ki, mealen:

- Ey iman edenler! Namaza dur(mak iste)diğiniz zaman

yüzlerinizi yıkayın ve ellerinizi dirseklere kadar, ve başlarınızı meshedin (ıslak elle silin), ve ayaklarınızı datopuklara kadar. Eğer cünüp iseniz temizlenin (yıkanın). Veeğer hasta iseniz veya yolcu iseniz veya biriniz tuvalettengelmişse, yada kadınlara dokunmuş ve su bulamamışsanız,temiz toprağa teyemmüm edin; Yüzlerinizi ve ellerinizionunla meshedin, Allah size güçlük çıkarmak istemiyor, fakat

sizi temizlemek ve size olan nimetini tamamlamak istiyor ki,şükredesiniz. 5/6

- Ey iman edenler! Siz sarhoş iken -ne söylediğinizi bilinceye- cünüp iken de -yolcu olan müstesna- gusüledinceye kadar namaza yaklaşmayın. Eğer hasta veyâ bir yolculuk üzerinde bulunursanız, yahut sizden biriniz ayak yolundan gelirse, yahut kadınlara dokunup da (bu

durumlarda) su bulamamışsanız o zaman temiz bir topraklateyemmüm edin: Yüzlerinize ve ellerinize sürün. ŞüphesizAllah çok affedici ve bağışlayıcıdır. 4/43

472

Page 473: 50121318-Kutub-i-Sitte-nin-Ele�tirisi-ve-Kuran-a-Arz�-Ferec-Hudur.pdf

7/30/2019 50121318-Kutub-i-Sitte-nin-Ele�tirisi-ve-Kuran-a-Arz�-Ferec-Hudur.pdf

http://slidepdf.com/reader/full/50121318-kutub-i-sitte-nin-eletirisi-ve-kuran-a-arz-ferec-hudurpdf 473/606

Kur'an'a göre, Abdest ve Gusül ile ilgili durum bu şekildedir.Bundan da kolayca anlaşıldığı gibi, abdestle ilgiliorganlarımız dört tanedir, bunlarda iki gruba ayrılmaktadır.Birinci grup yüz ve dirseklere kadar eller, ikinci grup baş ve

topuklara kadar ayaklar. Birinci grupta olan yüz ve ellerinyıkanması gerekir. Zira, Kur'an'da yüzlerinizi yıkayın,ellerinizi de dirseklere kadar denmesi bunu ifade eder.Örneğin: Ahmet'e selam söyle, Ali'ye de dediğimizde nasıl kiAli'ye de selam ettiğimiz hemen anlaşılabiliyorsa. Yüzleriniziyıkayın, ellerinizi de dirseklere kadar ifadesi, ellerindedirseklere kadar yıkanacağı manasındadır. İkinci grupta olan

 baş ve ayaklarda mesh edilecektir. Zira aynı şekilde başınızımesh edin, ayaklarınızı da topuklara kadar denmesi,ayaklarında aynen baş gibi meshedileceği manasındadır.

Abdestin geçerli olması için Kur'an'a uygunluk şarttır. Sakın bu daha iyidir deyip, mesh edeceğin yerde ayaklarınıyıkamaya kalkışma, bu durumda sözünü Allah'ın sözü önünegeçirmiş olursun. Her şeyin en iyisini ve en doğrusunu Allah

 bilir. Ve unutma ki dini ancak ve ancak Allah koyar veAllah'ın koyduğu din Kur'an'da mevcuttur. Eğer ki ayaklarınıyıkamaya bir ihtiyacın varsa veya yıkayıp serinlemek istiyorsan abdest almadan önce veya sonra istersen sabunlayıka ve bunu abdest alıyorum diye yapma, abdestin geçerliolması için muhakkak ayaklarını Kur'an'da emredildiği gibimesh etmelisin ve mesh ettiğin de başın ve ayakların olmalı,

sarık veya ayakkabı üzerine mesh etmek ayakları veya başımeshetmek manasında değildir. Meğer ki kişinin suyunMesih ile ıslaklığını değdirmeye zorunlu bir manisi olmuşolsun, örneğin: başın da veya ayaklarına da bir yaradandolayı sargı bezi olabilir, bu durumda sargı bezinin üstündensilebilir, zira Allah hiçbir nefse yüklenemeyeceği yüküyüklemez. Nasıl ki suyu hastalıktan dolayı kullanamadığımız

da teyemmüm etmemize müsaade edilmişse, mecburiyetkarşısında ona göre kıyas yapılabilir. Bazı mesleklerde cildinüzeri mesleki bir maddeyle örtülebilir. Örneğin yağlı boyacılar gibi, bu durumda imkan ölçüsünde cilt yıkanır 

473

Page 474: 50121318-Kutub-i-Sitte-nin-Ele�tirisi-ve-Kuran-a-Arz�-Ferec-Hudur.pdf

7/30/2019 50121318-Kutub-i-Sitte-nin-Ele�tirisi-ve-Kuran-a-Arz�-Ferec-Hudur.pdf

http://slidepdf.com/reader/full/50121318-kutub-i-sitte-nin-eletirisi-ve-kuran-a-arz-ferec-hudurpdf 474/606

dolayısıyla boya deyen yerin üstü çıkarılamayan boya ile birlikte yıkanır veya meshedilen organsa meshedilir.

Cenabetli olma durumunda yıkanılmak suretiyle temizlenme

emredilmiştir. Bu durumda istenen yıkanma ise kolayca bilinebilen, vücudun yıkanması olayıdır. Eğer bu konudatereddüdü olan varsa, küçük bir çocuğa sorarak öğrenebilir.Zira biz onlara yıkanın dediğimizde ne dediğimizi gayet iyianlıyorlar. Bunun için iftira yollu, hareket ederek rivayetlerdeiddia ettikleri gibi yıkanmayı tatbiki olarak erkekler tarafından Aişe’ye yaptırma rivayetleri tahdis etmek gerekmiyor.

Teyemmüm ise, hem yıkanma ve hem de abdest yerinegeçerli olup. Kur’an’da belirtildiği gibi, bazı zorluklarlakarşılaştığımızda kolaylık olmak üzere Allah tarafındanverilmiş bir ruhsat (müsaade)dir.

Bahsedilen zorluklar ve Gusül veya abdest gerektiren Şartlar 

şunlardır.

Teyemmüm şartları:

Hastalık durumu (su kullanmaya mani bir hastalık).

Yolculuk durumu (su kullanmaya mani bir yolculuk).

Abdest gerektiren şartlar:Tuvaletten gelinmişse (ihtiyaç için gidilmesi halinde.)

Kadınlara dokunulmuşsa.

Gusül gerektiren şart.

Cünüp olunmuşsa.

Bu hususların meydana gelmesi halinde eğer su bulamamışsaki, bu su bulunmama durumu kullanamamayı da içeren bir ruhsattır, yoksa su kullanmaya mani bir durum yoksa, durum

474

Page 475: 50121318-Kutub-i-Sitte-nin-Ele�tirisi-ve-Kuran-a-Arz�-Ferec-Hudur.pdf

7/30/2019 50121318-Kutub-i-Sitte-nin-Ele�tirisi-ve-Kuran-a-Arz�-Ferec-Hudur.pdf

http://slidepdf.com/reader/full/50121318-kutub-i-sitte-nin-eletirisi-ve-kuran-a-arz-ferec-hudurpdf 475/606

gereği olarak yıkanma veya abdest alma gereklidir. Şartlar arasında hastalığın bulunması zorluk olması durumu ileilgilidir, diğer hususlar da bundan dolayı imkansızlık durumuolarak anlaşılmalıdır. Örneğin hastalık nedeniyle su

kullanamıyorsak veya bizi hasta edebilecek soğuk su veyahaşlayabilecek kaynar su, su bulunduğu manasında değildir.Veya yıkanmaya mani teşkil etmeyen bir hastalık durumundaörneğin: Bazı hastalıklarda kaplıcalarda yıkanmak, tedavininesasını teşkil eder. Veya yolcu olmasına rağmen yıkanmaimkanı sağlayabileceği bir otelde ikamet eden kimse su bulamama durumunda olan kimse değildir.

Peki, su bulunmuşsa yani suyu hem elde etmiş, hem dekulana biliyorsak durum ne olacaktır? Bu durumdateyemmümle birleşmiş olan iki husus birbirindenayrılmaktadır, yani cenabetli olan kimse yıkanacak, cenabetliolmayan kimse, gerekli olduğunda abdest alacaktır. Ancak,önceden teyemmüm almış olan kimsenin teyemmümü,şartların normale dönmesi halinde geçerliliğini yitirmez,

yeniden yıkanmak veya abdest için yeniden yıkanmayı veyaabdest almayı gerektirecek durumların olması lazımdır. Zira,Kur'an'da suyun bulunması veya hastalıkla yolculuğun bitmesi halinde teyemmümün iptal ve iadesi bizeemredilmemiştir. Cenabetlik durumu inzal olsun veyaolmasın cinsel birleşmeyle veya cinsel birleşme olmamasınarağmen ihtilam ile meydana gelen bir olaydır. Tuvaletten

gelinmesi halinde abdest alınması hususu, tuvalet ihtiyacınıngiderilmesiyle ilgili bir olaydır. Sesli veya sessiz yellenmek abdesti bozmaz, zira bu hususlar tuvalet ihtiyacı kapsamındadeğildir, zira bunlar için tuvalete gitmek bir ihtiyaç değildir,Kadınlara dokunma olayına gelince, bu husus ehli sünnetinkendi aralarında da değişik anlaşılmaktadır, kendi aralarındaki bir çok ihtilaf konusundan biride budur. Bir kısmı bunu

cinsel birleşme olarak kabul ederken, bir kısmı nikah düşenerkek veya kadın cildinin bir birine dokunması olarak anlamaktadır. Bundan dolayıdır ki, kadınlara dokunmayıcinsel birleşme olarak kabul edenler, el teması veya öpme

475

Page 476: 50121318-Kutub-i-Sitte-nin-Ele�tirisi-ve-Kuran-a-Arz�-Ferec-Hudur.pdf

7/30/2019 50121318-Kutub-i-Sitte-nin-Ele�tirisi-ve-Kuran-a-Arz�-Ferec-Hudur.pdf

http://slidepdf.com/reader/full/50121318-kutub-i-sitte-nin-eletirisi-ve-kuran-a-arz-ferec-hudurpdf 476/606

durumunda abdestin bozulmadığını iddia ederler. Diğerleriise, yani "dokunmayı" tokalaşma veya öpme şeklindeanlayanlar bu durumların olması halinde abdestin bozulacağını iddia ederler. Örneğin: Şafii mezhebine bağlı

olan kimseler, elleri bir kadın eline değdiğinde abdest almayıgerekli görürler, fakat Hanefi mezhebi bağlıları ise bu gibidurumlar da abdest almaya gerek görmezler. Bu şekildeihtilafa düşmelerinin nedeni ise, kadınlara dokunmayı sadece bir hususu anlatan bir ifade olarak anlamalarından dolayıdır.halbuki bu kelime her iki hususu da kapsamaktadır. El eledokunmak veya öpmek dokunma olduğu gibi, cinsel temasta

dokunmadır. Hal böyle olunca durum kolayca anlaşıla bilir.Dokunma olayı cinsel birleşmeyi ihtiva ediyorsa bu durumagöre yıkanmak gereklidir. Cinsel birleşmeyi ihtiva etmiyorsa,sadece el ele değme veya öpme veya elbise üzerinden olsadahi oynaşma ve vücudun hissedilmesi durumunda meni veyaorgazm olayı meydana gelmemişse bu lemse yani dokunmaolayı sadece abdest almayı gerektiren bir olaydır.

Dokunma "Lems" kelimesinin kapsadığı manalarla ilgiliolarak Kur'an'dan örnek verecek olursam, şöyle ki, Mealen:

- (Ey Muhammed!) Sana, kağıda yazılı bir kitap indirmişolsaydık ve onlar da o kitaba elleriyle dokunsalardı, yine deküfredenler, bunun apaçık sihir olduğunu söylerlerdi. 6/7

Mealini vermiş olduğum ayette dokunma "Lems" kelimesiyleifade edilmiş olup, bur da kitaba elle dokunma durumunuifade etmektedir. Dolayısıyla, masaya, kaleme, veya herhangi bir şeye elimiz değdiğinde bu "Lems" yani dokunma olduğugibi, kadın ve erkeğin el ele bir birbirlerine dokunma veyaelbise üzerinden dahi olsa birbirlerinin vücudunu hissederek cinsel ilgi gösterip dokunmaları durumu da "Lems" olayıdır.Ve kadınla erkek arasındaki dokunma olayı bu safhada

kaldığında, yani meni veya orgazm olayı da olmamışsasadece abdest gerekir.

476

Page 477: 50121318-Kutub-i-Sitte-nin-Ele�tirisi-ve-Kuran-a-Arz�-Ferec-Hudur.pdf

7/30/2019 50121318-Kutub-i-Sitte-nin-Ele�tirisi-ve-Kuran-a-Arz�-Ferec-Hudur.pdf

http://slidepdf.com/reader/full/50121318-kutub-i-sitte-nin-eletirisi-ve-kuran-a-arz-ferec-hudurpdf 477/606

- Ey iman edenler! mü'min kadınları nikâhlayıp da, henüzonlara dokunmadan boşarsanız, onların üzerinde sayacağınız bir iddet hakkınız yoktur. Hemen müt'alarını verin (Mehir kesilmişse, zengin kendi gücüne göre, eli dar olanda kendi

gücüne göre vermeli) ve onları güzellikle serbest bırakın.33/49

Mealini yazmış olduğum ayette, "Lems" kelimesi ile ifadeedilen dokunma olayı cinsel birleşmeyi ifade etmektedir. Zira böyle olmasaydı, iddet bekleme durumundan bahsedilmeyecekti. Böylece iddet beklemek, erkekle kadınıncinsel birleşme yapmaları halinde, kadının hamile kalmışolup, olmadığını anlamak içindir. Böyle bir olayın ise, bir erkeğin elini kadın eline değdirmesinden daha değişik bir durum olduğu açıktır.

Böylece anlaşılmış olur ki, "Lems" kelimesiyle ifade edilen"dokunma" hem cinsel birleşmeyi hem cilt dokunmasını ifadeeder. Olayın meydana geliş kapsamına göre abdest alınır,

yada yıkanılır. Demek ki abdest ve gusül Kur'an'da açıkça belirtilmiştir. Kişi cinsel birleşme yapmışsa, inzal olmasadahi cünüp olmuştur. Veya rüyasını nedeniyle inzal olmuşsaveya cinsel birleşme yapmadan inzal olmuşsa bu hususlar cünüplük kapsamı içinde olup, Mü'min kişi yıkanmalıdır.Abdest için iki husus vardır, Mü'min kişi eğer tuvalettengelmişse veya cinsel birleşme yapmadan kadınlara

dokunmuşsa ve inzal olmamışsa sadece abdest almasıgerekir. Abdestin nasıl alınması gerektiğinden ise daha önce bahsetmiştim. Diğer taraftan, abdest alırken çizme veyaayakkabı üzerine mesh edilebileceği, veya ayakların meshedilmeyip yıkanması gerektiği, uyku ve (sesli veya sessiz)yellenme gibi durumların abdest bozduğu, veya ateşte pişmişolan şeylerin yenmesi durumunda abdest almak gerektiği

veya kişi zekerine dokunmuş olsa abdest alması gerektiğiveya deve eti ve deve sütü konusunda yapmış oldukları iddiave rivayetler, aslı olmayan ve Kur'an'a uymayan boşiddialardır. Zaten kendileri de bu gibi rivayetlerin tersini de

477

Page 478: 50121318-Kutub-i-Sitte-nin-Ele�tirisi-ve-Kuran-a-Arz�-Ferec-Hudur.pdf

7/30/2019 50121318-Kutub-i-Sitte-nin-Ele�tirisi-ve-Kuran-a-Arz�-Ferec-Hudur.pdf

http://slidepdf.com/reader/full/50121318-kutub-i-sitte-nin-eletirisi-ve-kuran-a-arz-ferec-hudurpdf 478/606

rivayet ederek kendi iddiaların da çelişkiye düşmüşlerdir. Hiçkimse bunların bu öğretilerine uyarak ne abdest alabilir nedene zaman cünüplükten yıkanması gerektiğini bilebilir. Zirazıtları iddia etmişlerdir. Ve bu zıtlar ancak insanları

şaşkınlığa ve ne yapacaklarını bilmezliğe sürüklemeye sebepolmaktan başka bir işe yaramaz. Zaten istedikleri de budur.Bunların bu çelişkili iddiaları nerede. Kur'an'ın abdest vegusül öğretisi nerede.

 NAMAZ KONUSUNDA UYDURMUŞ OLDUKLARIRİVAYET ÖRNEKLERİ

İddialarının en başta geleni, eğer ki rivayetler olmamışolsaydı, Müslümanların yalnızca Kur'an'ı esas alarak nasılnamaz kılacaklarını bilemeyecekleri iddiasıdır. Zira onlar,Kur'an'dan namaz kılmanın anlaşılamayacağını iddia ile,dolayısıyla da rivayetlerin bilinmesinin şart olduğunusöylemektedirler. Bu iddialarıyla, kendilerince, Kur’an’nınyetersiz olduğunu açıkça ifade etmiş olurlar. Zira rivayetler 

olmazsa biz şu hususu bu hususu Kur’an’dan bilemezdik demeleri Kur’an yetersizdir manasına gelmektedir. Bu iddiaise Kur’an ayetlerini red ile, Kur’an’ı inkar etmek demektir, başka bir ifadeyle küfrün ta kendisidir. Hal bu ki, tahdis etmişoldukları rivayetleri incelediğimizde çelişkilerle doluolduklarını, hatta bugün fiili olarak tatbik edilmekte olannamaz olayıyla uyuşmadığını görmüş oluruz. Onların bu

rivayetlerini ciddiye alıp namaz kılmaya kalkışan bir kimse büyük bir şaşkınlık içinde ne yapacağını bilemez hale gelir.Zira bir rivayeti uygulayayım derken, o rivayete aykırı başkarivayetlerle engellenmiş duruma döşer.

RAKAT SAYILARIYLA İLGİLİ RİVAYETLERİNDENÖRNEKLER:

691- İbnu Abbâs (radıyallahu anhüm) anlatıyor: “Allah,namazı peygamberin diliyle hazarda dört, seferde iki, korkuhalinde bir rekat olarak farz kılmıştır."(K.S.2332 C.8 S.229

478

Page 479: 50121318-Kutub-i-Sitte-nin-Ele�tirisi-ve-Kuran-a-Arz�-Ferec-Hudur.pdf

7/30/2019 50121318-Kutub-i-Sitte-nin-Ele�tirisi-ve-Kuran-a-Arz�-Ferec-Hudur.pdf

http://slidepdf.com/reader/full/50121318-kutub-i-sitte-nin-eletirisi-ve-kuran-a-arz-ferec-hudurpdf 479/606

Akçağ, alıntıları: Müslim, Salât 5,(687); Ebû Dâvud, Salât287,(1247); Nesâi, Taksir 1,(3,118,119)) .

692- Aişe (radıyallahu anhâ) anlatıyor: “Allah namazı (ilk 

defa) farz ettiği zaman iki rekat olarak farz etmişti. Sonra onuhazar için (dörde) tamamladı. Yolcu namazı ilk farz edildiğişekilde sabit tutuldu."(K.S.2333 C.8 S.230 Akçağ, alıntıları:Buhari, Sâlat 1, Taksiru’s-salât 5, Menâkıbu’l-Ensâr 47;Müslim, Salâtu’l-Müsafirin 2, (685); Muvatta, Kasru’s-Salât8, (1,146); Ebû Dâvud, Salât 270,(1198); Nesâi, Salât 3,(1,225))

Görüldüğü gibi, hazerde yani yolculukta olmayıp ikametyerinde bulunan kimse için namazın dört rekat farz olduğunutahdis ettiler. Eğer ki iddia ettikleri gibi ise, o zaman akşamnamazının farzını üç rekat ve sabah namazının farzını ikirekat olarak kılmalarını nasıl izah ediyorlar. Rivayetleri vefiili uygulamaları bir birleriyle çelişmektedir.

693- Bize Müslim ibn İbrahim tahdis edip, şöyle dedi. BizeŞu’be Amr’dan; o da Câbir ibn Abdillah’tan tahdis etti (O,şöyle demiştir): Muâz ibn Cebel Peygamber’le berâber namâzı kılar, ondan sonra döner, kendi kavmine imâmlık ederdi.

Buhâri şöyle dedi: Ve bana Muhammed ibn Beşşâr tahdisedip şöyle dedi: Bize Gunder tahdis edip şöyle dedi: Bize

Şu’be, Amr’dan tahdis etti. O şöyle demiştir: Ben Câbir ibnAbdillah’tan işittim, şöyle dedi: Muâz ibn CebelPeygamber’in maiyetinde namâz kılar, ondan sonra döner dekendi kavmine imamlık ederdi. Bir defasında yatsıyı kıldırdıda el-Bakara Sûresi’nden başlayarak okumağa kalktı.Cemâatten biri ayrıldı. Muâz onun hakkında fenâ söyler gibioldu. Bu i ş Peygamber’e ulaşınca üç defa: “Fettânsın,

fettânsın, fettânsın" yâhud “Fâtin oldun, fâtin oldun" buyurdu, ve Mufassal bölümün ortasından iki sûre ile(kıldırmasını) emretti. Amr ibn Dinâr: Ben o iki sûrenin

479

Page 480: 50121318-Kutub-i-Sitte-nin-Ele�tirisi-ve-Kuran-a-Arz�-Ferec-Hudur.pdf

7/30/2019 50121318-Kutub-i-Sitte-nin-Ele�tirisi-ve-Kuran-a-Arz�-Ferec-Hudur.pdf

http://slidepdf.com/reader/full/50121318-kutub-i-sitte-nin-eletirisi-ve-kuran-a-arz-ferec-hudurpdf 480/606

hangi sûreler olduğunu hâtırımda tutamadım, demiştir.(Buhâri, Kitâbu’l-Ezân C.2 S.727 H.92 Ötüken.)

Görüldüğü gibi, farz namazın aynı günde birden fazla, imam

olmak suretiyle kılınabileceğini tahdis ettiler. Böylece bir farz namaz dört rekatsa, sekiz rekat kılına bilir demekle her vaktin farzının dört rekat olduğu yolunda yapmış olduklarıevvelki rivayetlerle çelişkiye düşmüş oldular. Durumu idareetmek için, bir tanesinin nafile sayılacağını iddia ettilerse de bu sefer kendi aralarında ihtilaf ve büyük görüş ayrılıklarımeydana geldi. Şöyle ki: Bu meselede Hanefiler ve Malikiler ile diğerleri arasında büyük görüş ayrılıkları vardır. Onlar,farz kılan kimsenin nâfile kılana iktidası sahih (geçerli)değildir derler. Şâfiiler ile Hambeliler ise buna tecviz yanisahih (geçerli) görürüler. Delillerinden biri bu konuda Muâzibni Cebel hakkında tahdis ettikleri rivayettir.

Yukarda ki rivayette imam olan namazı mükerrer kılabilir diye rivayet ettiler. Başka bir rivayetlerinde, bu rivayetlerine

çelişkili olarak, aynı günde cemaat fertlerinin de bir vaktinnamazını mükerrer kılabileceğine dair rivayetleri vardı. Şöyleki:

694-. ... Ubâde b. Es-Sâmit (r.a.)den, demiştir ki;

- Resûlullah (s.a.) şöyle buyurdu:

“Benden sonra size, meşgûliyetleri kendilerini (Efdal) vaktigeçinceye kadar namazlarını vakitlerin(de edâ)dan alıkoyanemirler âmir olacak. İşte o zaman siz, namazları vaktindekılınız!"

Bir adam:

- Ya Resûlullah, onlarla da kılayım mı? dedi.

 Nebi (s.a.);

“İstersen evet" buyurdu.

480

Page 481: 50121318-Kutub-i-Sitte-nin-Ele�tirisi-ve-Kuran-a-Arz�-Ferec-Hudur.pdf

7/30/2019 50121318-Kutub-i-Sitte-nin-Ele�tirisi-ve-Kuran-a-Arz�-Ferec-Hudur.pdf

http://slidepdf.com/reader/full/50121318-kutub-i-sitte-nin-eletirisi-ve-kuran-a-arz-ferec-hudurpdf 481/606

Süfyân (rivayetinde) dedi ki (adam);

- Namaza onlarla birlikte yetişirsem, onlarla beraber kılayımmı? Dedi. Resûlullah da;

"İstersen, evet" buyurdu. (Ebû Dâvûd, K.Salât (2), Bâb 10C.2 S.179 H.433 Şamil.)

695-. ... Yezid b. El-Esved'den; rivayet edilmiştir ki; ogençken Resûlullah (s.a.)'le beraber namaz kıldı. Resûlullah(s.a) namazını bitirince bir de ne görsün, iki kişi mescidin bir köşesinde namaz kılmayıp oturuyorlar. Bunun üzerine onları

çağırt(t)dı, onlar titreyerek. Resûlullah’a getirildiler. Hz.Peygamber (s.a.): “Sizi bizimle namaz kalmaktan men edenşey nedir?"buyurdu. Adamlar, “Biz evimizde kıldık dediler.Bunun üzerine Resûlullah (s.a.) “Böyle yapmayınız. Sizden biri evinde namazı kılıp sonra da imamı namaz kılmamış bir halde bulursa onunla birlikte namaz kılsın. Çünkü o (imamla beraber kılacağı namaz) kendisi için kefaret olur" buyurdu.

(Ebû Dâvûd, K. Sâlat (2), Bâb 56 C.2 S.411 H.575 Şamil,ayrıca: Tirmizi, sâlat 49; Nesâi, imâme 54.)

696- Bişr İbnu Mahcen babasınadan anlattığına göre, babası(Mahcen) Resûlullah (aleyhissalâtu vesselâm)’ın meclisindeidi. O sırada namaz için ezan okundu. Resûlullah(aleyhissalâtu vesselâm) kalktı, namaz kıldı ve döndü.Mahcen hâla yerindeydi.

“Herkesle beraber namaz kılmana mâni olan şey nedir, senMüslüman değil misin? Diye sordu. Mahcen:

“Elbette müslümanım, ancak ben âilemle namazımıkılmıştım!"dedi. Efendimiz:

“Mescide geldiğin zaman namaza kalkılırsa kılmış bile olsan

cemaatle birlikte sen de kıl!" (K.S. 2840 C.9 S.168 Akçağ,alıntıları: Muvatta, Salâtu’l-Cemâ’a 8,(1,132); Nesâi,İmâmet 53, (2,112))

481

Page 482: 50121318-Kutub-i-Sitte-nin-Ele�tirisi-ve-Kuran-a-Arz�-Ferec-Hudur.pdf

7/30/2019 50121318-Kutub-i-Sitte-nin-Ele�tirisi-ve-Kuran-a-Arz�-Ferec-Hudur.pdf

http://slidepdf.com/reader/full/50121318-kutub-i-sitte-nin-eletirisi-ve-kuran-a-arz-ferec-hudurpdf 482/606

Böylece, ısrarla bir vaktin farz namazının mükerrer kılınabileceğini rivayet ettiler. Buna rağmen bu rivayetleriyleçelişkili olarak şu rivayetleri tahdis ettiler:

697-. ... Meymûne’nin mevlâsı Süleyman b. Yesâr’dan;demiştir ki;

- Belât’a İbn Ömer’in yanına geldim. Onlar (Belatlılar)namaz kılıyorlardı. İbn Ömer’e:

- Onlarla birlikte namaz kılmıyor musun?"dedim.

- Ben namazımı kıldım. Resûlullah (s.a.)’ı;

"Bir namazı bir günde iki defa kılmayınız" buyururkenişittim, dedi. (Ebû Dâvûd, K.Salât (2), Bâb 57 C.2 S.145H.579 Şamil.)

698- Süleyman Mevlâ Meymûne’nin İbnu Ömer (radıyallahuanhümâ)’den naklettiğine göre, İbnu Ömer şunu anlatmıştır:

“Resûlullah (aleyhissalâtu vesselâm) buyurdular ki: “Bir günde aynı namazı iki sefer kılmayın." (K.S. 2842 C.9 S.169-170 Akçağ, alıntıları: Ebû Dâvud, Salât 58,(579); Nesâi,İmâmet 56, (2,114))

İbnu Ömer adına naklettikleri bu iki rivayetle bu konudaevvelce örneğini yazmış olduğum rivayetlerini inkar ettiler.

Böyle yapmaları metotları icabıdır. Zira böyle yapmaklagerçeğin ne olduğunu insanların öğrenmesine mani olmayı,onları şaşkın hale getirmeyi amaçlamaktadırlar. Yoksayazdıklarının tamamıyla farkında olmadıklarından değil.Bakınız İbnu Ömer adına, yukarıda yazmış olduğum ikirivayeti tahdis ettiler, fakat yine de bu iki rivayetin tam tersiolan bir rivayeti aynı şahıs adına, yani İbnu Ömer adına

tahdis etmekten çekinmediler, şöyle ki:

699- İbnu Ömer (radıyallahu anhümâ)’nın anlattığına göre, bir adam kendisine sordu:

482

Page 483: 50121318-Kutub-i-Sitte-nin-Ele�tirisi-ve-Kuran-a-Arz�-Ferec-Hudur.pdf

7/30/2019 50121318-Kutub-i-Sitte-nin-Ele�tirisi-ve-Kuran-a-Arz�-Ferec-Hudur.pdf

http://slidepdf.com/reader/full/50121318-kutub-i-sitte-nin-eletirisi-ve-kuran-a-arz-ferec-hudurpdf 483/606

“Ben evde namazımı kılıp sonra da imamla namazayetişiyorum; onunla da namaz kılayım mı?”

“Evet!"deyince adam tekrar sordu:

“Peki, bunlardan hangisini (farz olan) namazım yapayım?”

"Bu senin elinde mi? dedi, bu Allah’a kalmıştır, dilediğini(asıl farz olan) namazın yerine sayar! (K.S. 2841 C.9 S.169Akçağ, alıntısı: Muvatta, Salâtu’l_Cemâ’a 9,(1,133))

Görüldüğü gibi, İbnu Ömer’den aynı konuda bir birlerine ters

rivayetler uydurmak onlar için gayet sıradan bir şeydir. Dahaönce belirttiğim gibi, onları asıl ilgilendiren, hedeflediklerikonularda insanları şaşkınlığa sürükleyip ne yapacaklarını bilmez hale getirip, İslam dini konularında kargaşa meydanagetirmektir. Ve İslam dini adı altında meydana gelmiş bütünrivayetçi gruplara bakıldığında, bunların ayrılığa düşmelerineasıl sebebin bu çelişkili uydurma rivayetler olduğu görülür.Şimdi namazla ilgili olarak uydurmuş oldukları rivayetlerdenörnekler vermeğe devem edecek olursam:

700- Habbâb (radıyallahu anh) anlatıyor: “Resûlullah(aleyhissalâtu vesselâm)’a (secde edilen) yerin sıcaklığındanşikayet ettik, ancak şikayetimizi dinlemedi:

Züheyr, Ebu İshâk’a: “şikayetiniz öğle vaktinde miydi?"diye

sordu. Öbürü:

“Evet!"dedi. Ben:

“Vakit girer girmez, (yani ortalık çok sıcakken)kılınmasından mı?" diye sordum. O yine:

“Evet!"dedi." (K.S.2380 S.271-272 Akçağ, alıntıları: Müslim

Mesâcid 189,(619); Nesâi, Mevâkit 2, (1,247))

483

Page 484: 50121318-Kutub-i-Sitte-nin-Ele�tirisi-ve-Kuran-a-Arz�-Ferec-Hudur.pdf

7/30/2019 50121318-Kutub-i-Sitte-nin-Ele�tirisi-ve-Kuran-a-Arz�-Ferec-Hudur.pdf

http://slidepdf.com/reader/full/50121318-kutub-i-sitte-nin-eletirisi-ve-kuran-a-arz-ferec-hudurpdf 484/606

701- Hz. Enes (radıyallahu anh): “Resûlullah (aleyhissalâtuvesselâm) (yolculuk sırasında) bir yere inecek olsa, öğleyikılmadan orayı terk etmezdi" demişti. Bir adam sordu:

“Yani gün ortasında olsa da mı?”

“Evet, dedi Enes, gün ortasında olsa da!" (K.S. 2381 C.8S.272 Akçağ, alıntıları: Ebû Dâvud, Sâlat 273, (1205); Nesâi,Mevâkit 3, (1,248))

Bu iki rivayette, öğle sıcağının, seferi dahi olsa namazkılmaya mani olmadığını, muhakkak serinliği beklemeden

namazı kılmak gerektiğini rivayet ettiler. Buna rağmen burivayetlerine çelişkili olarak şu rivayeti tahdis ettiler:

702- Ebû Hureyre (radıyallahu anh) anlatıyor: “Resûlullah(aleyhissalâtu vesselâm) buyurdular ki: “Hararetşiddetlenince namazı (vakit) biraz serinleyince kılın. Çünkü,şiddetli hararet cehennemden bir kabarmadır." (K.S. 2393C.8 S.282 Akçağ, alıntıları: Buhari, Mevâkit 9, Bed’ü’l-Halk 10; Müslim, Mesâcid 180, (615); Muvatta, Vükût 28, (1,16);Ebû Dâvud, Salât 4, (402); Tirmizi, Salât 7, (157); İbnuMace, Salât 4, (677); Nesâi, Mevâkit 5, (1,248-249))

Bu rivayet evvelki rivayetlerle çelişkilidir.

703- Enes (radıyallahu anh) anlatıyor: “Resûlullah

(aleyhissalâtu vesselâm) buyurdular ki: “Akşam yemeğihazırlanmış ise, yemeğe namazdan önce başlayın.Yemeğinizi aceleye de getirmeyin." (K.S. 2399 C.8 S.287Akçağ, alıntıları: Buhari, Et’ime 58, Ezân 42; Müslim,Mesâcid 64, (557); Tirmizi, Sâlat 262, (353); Nesâi, İmâmet57, (2,111))

Yukarıdaki rivayette yemek için namaz tehir (geciktirile) bilir 

diye rivayet ettiler. Hemde yemeği aceleye getirmemek gerektiğini söylediler.

484

Page 485: 50121318-Kutub-i-Sitte-nin-Ele�tirisi-ve-Kuran-a-Arz�-Ferec-Hudur.pdf

7/30/2019 50121318-Kutub-i-Sitte-nin-Ele�tirisi-ve-Kuran-a-Arz�-Ferec-Hudur.pdf

http://slidepdf.com/reader/full/50121318-kutub-i-sitte-nin-eletirisi-ve-kuran-a-arz-ferec-hudurpdf 485/606

704- Hz. Câbir (radıyallahu anh) anlatıyor: “Resûlullah(aleyhissalâtu vesselâm) buyurdular ki: “Yemek veya bir  başka şey için namazınızı tehir etmeyin." (K.S. 2403 C.8S.289 Akçağ, alıntısı: Ebû Dâvud, Et’ime, 10, (3758))

Burada ise öbür rivayetlerinin aksine, çelişkili olarak, yemek için namazın tehir edilemeyeceğini tahdis ettiler.

705- Nesâi’nin rivayetinde şöyle gelmiştir: anlatıyor:“Resûlullah (aleyhissalâtu vesselâm) namaza girdiği zamanellerini kaldırırdı ve iki rekat arasında kalktığı zaman aynışekilde ellerini iki omuzunun hizasına kaldırırdı." (K.S. 2489

C.8 S.372 Akçağ, alıntıları: Buhari, Ezân 83,84,85,86;Müslim, Salât 22, (390); Muvatta, Salât 16, (1,75,76,77); EbûDâvud, Sal3at 117,(721,722,741,743); Tirmizi, Salât 190,(255); Nesâi, İftitah 1,2,3,(2,121,122); İbnu Mâce, İkâmet 15,(858-868))

Rivayet ettiler ki, namaza başlarken ve iki rekat arasında

elleri iki omuz hizasına kaldırmak gereklidir.

706- Allame (rahimehullah) anlatıyor: “Size Resûlullah(aleyhissalâtu vesselâm)’ın namazıyla namaz kıldırayımmı?"dedi ve namaz kıldırdı. Bu namazda ellerini bir kereiftitah tekbiri sırasında kaldırdı, başka kaldırmadı." (K.S.2490 C.8 S.375 Akçağ, alıntıları: Ebû Dâvud, Salât 119,(748); Tirmizi, Salât 191, (257), 188,(253); Nesâi, İftitah 110,

(2,195), 124, (1,204), Sehv 70, (3,62))

707- Berâ (radıyallahu anh) anlatıyor: “Resûlullah(aleyhissalâtu vesselâm)’ı iftitah tekbiri alırken gördüm.Ellerini kulaklarına yakın kaldırmıştı. Sonra (namazdançıkıncaya kadar) başka kaldırmadı. (K.S. 2492 C.8 S.376Akçağ, alıntısı: Ebû Dâvud, Sâlat 119, (752))

Bu iki rivayette ise evvelki rivayetin aksine iftitah tekbirihariç, ellerin kaldırılmayacağını tahdis etmeleri bir çelişkidir.

485

Page 486: 50121318-Kutub-i-Sitte-nin-Ele�tirisi-ve-Kuran-a-Arz�-Ferec-Hudur.pdf

7/30/2019 50121318-Kutub-i-Sitte-nin-Ele�tirisi-ve-Kuran-a-Arz�-Ferec-Hudur.pdf

http://slidepdf.com/reader/full/50121318-kutub-i-sitte-nin-eletirisi-ve-kuran-a-arz-ferec-hudurpdf 486/606

İftitah tekbirinde, Allah’u ekber deyip ellerimizikaldırmamızın manası, işaret diliyle, Allah’ın, bizden vekainattaki her şeyden daha büyük Olduğunu ifade etmek içindir. Yani el kaldırmakla Kainatı işaret etmiş oluyoruz.

Onun için kimilerinin elleri omuzlara kadar kaldırmak lazımyok omuzlara kadar kaldırmak lazım veya bir sefer kaldırmak lazım veya birden fazla kaldırmak lazım demelerinin konuyla pek bir ilgisi yoktur.

708- İbnu Abbâs (radıyallahu anhüma) anlatıyor: “Resûlullah(aleyhissalâtu vesselâm) kıraat ını bismillehirrahmanirrahimile başlatıyordu. (K.S. 2527 C.8 S.400 Akçağ, alıntısı:Tirmizi, Salât 181, (247)).

709- Hz. Enes (radıyallahu anh) anlatıyor: “Ben, Resûlullah(aleyhissalâtu vesselâm), Hz.Ebû Bekr, Hz. Ömer, Hz.Osman (radıyallahu anhüm) ile birlikte namaz kıldım.Onlardan hiçbirinin bismillahirrahmanirrahim’i okuduklarınıişitmedim." (K.S. 2528 C.8 S.400 Akçağ, alıntıları: Buhâri,

Ezân 89; Müslim, Salât 50, (399); Muvatta, Salât 30, (1,81);Ebû Dâvud, Salât 124, (781); Tirmizi, Salât 182, (246); Nesâi, İftitah 21,22, (2,133-135); İbnu Mâce, İkâmet 4,(813,815))

710- İbnu Abdillah İbni Muzaffer (rahimehullah) anlatıyor:“Ben (namazda) bismillahirrahmanirrahim’i okumuştum.Babam işitti. Bana:

“Oğulcuğum, (bu yaptığın) bir bid’attir. Bid’attensakın!"dedi. Ben Resûlullah (aleyhissalâtu vesselâm)’ınashabından her kimle karşılaştı isem, hepsinin de bid’attennefret ettiği kadar bir başka şeyden nefret etmediğini gördüm.Babam sözlerine şöyle devam etmişti:

“Ben Resûlullah (aleyhissalâtu vesselâm)’la, Hz. EbûBekir’le, Hz. Ömer’le, Hz. Osman’la (radıyallahu anhüm)namaz kıldım. Onlardan hiç birinin bunu (besmeleninokunacağını) okuduklarını işitmedim. Onu sen de okuma.

486

Page 487: 50121318-Kutub-i-Sitte-nin-Ele�tirisi-ve-Kuran-a-Arz�-Ferec-Hudur.pdf

7/30/2019 50121318-Kutub-i-Sitte-nin-Ele�tirisi-ve-Kuran-a-Arz�-Ferec-Hudur.pdf

http://slidepdf.com/reader/full/50121318-kutub-i-sitte-nin-eletirisi-ve-kuran-a-arz-ferec-hudurpdf 487/606

Sadece “Elhamdülillahi rabbi’l-âlemin"de." (K.S.2529 C.8S.401 Akçağ, alıntıları: Tirmizi, Salât 180, (244); Nesâi,İftitâh 22, (2,135))

< 708.> örnekte görüldüğü gibi, Peygamberin namazdaKur’an okumaya bismillahirrahmanirrahim ile başladığınırivayet ettiler. Buna rağmen bu rivayetin aksine olarak,<709.> ve < 710.> örneklerde görüldüğü gibi namazda bismillahirrahmanirrahim okunamayacağını tahdisetmelerinin çelişki olması hususu bir yana. Namaz’da besmelenin okunamayacağını, okunmasının bid’ad olduğunuiddia etmeleri çok ibret vericidir. Allah’ın adını anmanın da bit’adı mı olurmuş? Nasıl olur da bir Mümin namaz kılarkenAllah’a sığınmak İçin bismillahirrahmanirrahim okumasınveya okuduğunda namazı geçersiz olsun veya bid’ad işlediği,dolayısıyla günah kazandığı iddia edilebilsin. Böyle bir iddiayı ancak Allah’ın adını duymaya tahammül edemeyenkimseler iddia ederler.

Bu iddiaları Kur’an’a uymamaktadır, şöyle ki Kur’anokumaya başladığımızda, Kur’an okumaya başlamanın ikişartı vardır. Bunlardan bir tanesi, şeytanın şerrinden Allah’asığınmak, diğeri de Allah’ın adıyla okumaya başlamaktır.Kur’an okumaya başlamanın namazda veya namaz’ın dışındaolması bu durumu değiştirmez, ayrıca bir sûrenin başındandeğil de ortalarından veya sonlarından başlamakta aynı

şekilde durumu değiştirmez. Zira, Kur’an okumaya nereden başlanırsa başlanılsın durum aynıdır, ayrıca, Allah bizeKur’an’dan kolayımıza geleni okuyabileceğimizi bildirmiştir.Bu duruma göre, örneğin: Namazda Bakara Sûresinin son ikiayetini okuyarak başlamamız halinde veya Haşr Sûresi 21.Ayetten başlayarak okuduğumuzda şeytanın şerrindenAllah’a sığınıp, Allah’ın adıyla başlamamız şarttır.

Besmelede, Allah’ın adını anmaktan başka bir şey değildir.Bu konuda Kur’an’dan mealen:

487

Page 488: 50121318-Kutub-i-Sitte-nin-Ele�tirisi-ve-Kuran-a-Arz�-Ferec-Hudur.pdf

7/30/2019 50121318-Kutub-i-Sitte-nin-Ele�tirisi-ve-Kuran-a-Arz�-Ferec-Hudur.pdf

http://slidepdf.com/reader/full/50121318-kutub-i-sitte-nin-eletirisi-ve-kuran-a-arz-ferec-hudurpdf 488/606

- Rabb’in, senin gecenin üçte ikisinden daha azında, yarısındave üçte birinde kalk(ıp namaz kıl)dığını biliyor. Seninle berâber bulunanlardan bir topluluk da (böyle yapıyor).Geceyi ve gündüzü Allah takdir etmektedir. O sizin (gece ve

gündüz saatlerinizi) hesâbedemiyeceğinizi (gece satlerindekalkamayacağınızı) bildiği için sizi affetti. O haldeKur’an’dan kolayınıza geleni okuyun. Allah, içinizdenhastalar, yeryüzünde gezip Allah’ın lutrunu arayan başkakimseler ve Allah yolunda savaşan daha başka kimseler  bulunacağını bilmektedir. Onun için Kur’an’dan kolayınızageleni okuyun. Namazı kılın, zekâtı verin ve Allah’a güzel bir 

 borç verin. Kendiniz için verdiğiniz hayırları, Allah katındaverdiğinizden daha hayırlı ve mükâfatça daha büyük  bulacaksınız. Allah’tan mağfiret dileyin. Şüphesiz Allah çok  bağışlayan, çok esirgeyendir. 73/23

- Kur’an oku(mak iste)diğin zaman kovulmuş şeytandanAllah’a sığın (Eûzu Billâhi Mineşşeytâni’r-racim, de). 16/98

- Yaratan Rabb’in adıyla oku. 96/1

711- Rifâ’a İbnu Râfi (radıyallahu anh) anlatıyor: “Bizmescid de iken bedevi kılıklı bir adam çıkageldi. Namazadurup, hafif bir şekilde (yani rükünleri, tesbihleri kısatutarak) namaz kıldı. Sonra namazı tamamlayıp Resûlullah(aleyhissalâtu vesselâm)’a selem verdi: Efendimiz:

“Üzerine olsun. Ancak git namaz kıl, sen namazkılmadın!"buyurdu. Adam döndü (tekrar) namaz kılıp geldi,Resûlullah’a selam verdi. Aleyhissâlatu vesselâm selamınamukabele etti ve:

“Dön namaz kıl, zira sen namaz kılmadın!"dedi adam buşekilde iki veya üç sefer aynı şeyi taptı, her seferinde

aleyhissalâtu vesselâm:

488

Page 489: 50121318-Kutub-i-Sitte-nin-Ele�tirisi-ve-Kuran-a-Arz�-Ferec-Hudur.pdf

7/30/2019 50121318-Kutub-i-Sitte-nin-Ele�tirisi-ve-Kuran-a-Arz�-Ferec-Hudur.pdf

http://slidepdf.com/reader/full/50121318-kutub-i-sitte-nin-eletirisi-ve-kuran-a-arz-ferec-hudurpdf 489/606

“Dön namaz kıl, zira sen namaz kılmadın!"dedi. Halk korktuve namazı hafif kılan kimsenin namaz kılmamış sayılmasıherkese pek ağır geldi.

Adam sonuncu sefer:

“Ben bir insanım isabet de ederim, hata da yaparım. Bana(hatamı) göster, doğruyu öğret!"dedi. Aleyhissalâtuvesselâm:

“Tamam. Namaza kalkınca önce Allah’ın sana emrettiğişekilde ab dest al. Sonra (ezan okuyarak) şahâdet getir,

ikâmet getir (namaza dur). Ezberinde Kur’an varsa oku,yoksa Allah’a hamlet, tekbir getir, tehlil getir, sonra rükûyagit. Rükû halinde itminâna er (azaların rükûda mûtedil halde bir müddet dursun). Sonra kalk ve kıyam halinde itidâle er,sonra secdeye git ve secde hâlinde itidâle er, sonra otur ve bir müddet oturuş vaziyetinde dur, sonra kalk.

İşte bu (söylen)enleri yaparsan namazını mükemmel (kılmışolursun. Bundan bir şey) eksik bırakırsan namazını eksilttindemektir.”

Râvi der ki: “Resûlullah (aleyhissalâtu vesselâm)’ın busonuncu sözü Ashab’a önceki: (Dön, namaz kıl, zira sennamaz kılmadın!) sözünden daha kolay (ve rahatlatıcı) oldu.Zira (bu söze göre), sayılanlardan bir eksiklik yapan kimsenin

namazında eksiklik oluyor ve fakat tamamı heba olmuyordu."(K.S.2658 C.8 S.504-505 Akçağ, alıntıları: Tirmizi, Salât226, (302); Ebû Dâvud, Salât 148, (857-861); Nesâi, İftitah105,(2,193),167,(2,225))

Bu rivayette bariz (açık, belirgin) olarak dikkati çeken husus, Namazda Kur’an okunmaya bileceğini iddia etmeleri. Nasıl

ki daha önceki örneklerde görüldüğü gibi, namazda, besmeleokunmasına karşı çıkmış idilerse, burada da müslümanlarınamazda Kur’an okumaktan uzaklaştırmayıamaçlamaktadırlar. Ezberinde Kur’an varsa oku, yoksa bir 

489

Page 490: 50121318-Kutub-i-Sitte-nin-Ele�tirisi-ve-Kuran-a-Arz�-Ferec-Hudur.pdf

7/30/2019 50121318-Kutub-i-Sitte-nin-Ele�tirisi-ve-Kuran-a-Arz�-Ferec-Hudur.pdf

http://slidepdf.com/reader/full/50121318-kutub-i-sitte-nin-eletirisi-ve-kuran-a-arz-ferec-hudurpdf 490/606

şey olmaz demeye getirmeleri bundandır. Yoksa kişiye Ezanve Kamet okuması gerektiği bildirilir de, buna rağmenezberinde Kur’an varsa oku denir mi? Ezan ve kametiezberleye bilen, Kur’an’dan bir kısa süre ezberleyebilir. Bu

da dikkat çekici ayrı bir çelişkidir.

Şimdi bu rivayetlerinden birkaç örnek daha verirsem:

712-. ... Abdullah b. Übeydillah dedi ki: Beni Haşimgençlerinden oluşan bir toplulukla beraber İbn Abbâs’ınyanına vardım. İçimizden bir genç dedi ki:

Sor (bakalım) İbn Abbâs’a Peygamber (s.a.) öğle ve ikindinamazlarında (Kur’an) okuyor muydu? (O genç bu soruyusorunca İbn Abbâs; “hayır, asla!"diye cevap verdi. Bununüzerine İbn Abbâs’a; “Belki de içinden okuyordu" denildi. Oda “Tuh sana bu birincisi (olan hiç okumamak)dan daha fena!(Çünkü) O (s.a.) kendisine gönderileni tebliğle memur idi. Üçözelliğin dışında bizi diğer insanlardan ayırmadı:

1. Bize abdesti güzelce almamızı; 2. Sadaka yemememizi; 3.Eşeği ata çekmememizi emretti" dedi. (Ebû Dâvûd, K.salât(2), Bâb 126,127 C.3 S.258 H.808 Şamil, ayrıca: Tirmizi,cihâd 23; Nesâi, tahâre 105, hayl 10.)

Bu rivayette, peygamberin öğle ve ikindi namazlarında aslaKur’an okumadığını tahdis ettiler. Bunun manası hiç

kimsenin öğle ve ikindi namazlarında Kur’an okumamasıgerektiği demektir. Böylece imam olsun cemaat olsun bu farznamazlarında Kur’an okumak iddialarına göre yasak olmuşolur. Böylece beş vakit farz namazın iki vaktinde Kur’an ile Namazın arasını ayırmış oldular. Hele söz arasında konuylahiç ilgisi olmayan “Eşeği ata çekmemek gerekir sözü"gerçeği ifade etmediği gibi, abestir de.

713- Hz. Câbir radıyallahu anh anlatıyor: “Resûlullahaleyhissalâtu vesselâm: “Kim imama uymuş ise, imamın

490

Page 491: 50121318-Kutub-i-Sitte-nin-Ele�tirisi-ve-Kuran-a-Arz�-Ferec-Hudur.pdf

7/30/2019 50121318-Kutub-i-Sitte-nin-Ele�tirisi-ve-Kuran-a-Arz�-Ferec-Hudur.pdf

http://slidepdf.com/reader/full/50121318-kutub-i-sitte-nin-eletirisi-ve-kuran-a-arz-ferec-hudurpdf 491/606

kıraatı onun da kıraatidir" buyurdular." (K.S. 6244 C.17 S.21Akçağ, alıntısı: İbni Mace 850.)

Bu rivayette de, İmam hariç cemaatten hiç kimsenin namazda

Kur’an okumamsı gerektiğini iddia ettiler. Böylece farznamazın kılındığı beş vakitte de, cemaat açısından namazlaKur’an’ın arasını ayırdılar.

714-. ... Câbir b. Abdillah’dan demiştir ki: Biz (Peygamber (s.a.)’in sağlığında) ayakta ve otururken dua ederek rükû vesecdede iken de, tesbih ederek nâfile namaz kılardık. (EbûDâvûd, K.Salât (2), Bâb 134,135 C.3 S.302 H.833 Şamil.)

Böylece bu iki rivayette de, namazda Kur’an okunmasınamani olmak için, imama uyarak namaz kılan kimsenin hiçKur’an okumaması gerektiğini zira imamın, onun yerineKur’an okuduğunu, ayrıca nafile namazlarda namazı yalnızkılan kimsenin de hiç Kur’an okumadan tesbih ederek namazkılması gerektiği tahdis ve iddia ettiler. Bu konudaki

iddialarını özetlersek, yalnız başına nafile namaz kılankimsenin Kur’an okumadan namaz kılması gerektiği. İmamauyarak namaz kılan kimse hiç Kur’an okumaz. Öğle ve ikindinamazlarında İmam ve Cemaat ve gerekse kişi tek başınanamaz kıldığında hiç Kur’an okumaması gerektiğini rivayetettiklerini görürüz. Fakat zannedilmesin ki bu rivayetlerindesabittirler, böyle bir şey onların yöntemlerine aykırıdır, bundan dolayı kargaşa çıkarmak amaçlı aykırı rivayetleri devardır, şöyle ki:

715- Ebu’d-Derdâ radıyallahu anh’ın anlattığına göre: “Bir adam kendisine: “Namazda imam okurken ona uyan kimse deKur’an’dan okur mu?"diye sormuş, o da şu cevabı vermiştir:“Bir adam, Aleyhissalâtu vesselâm’a her namazda kıraat var mı?"diye sormuştu da Aleyhissalâtu vesselâmdan

“Evet!"cevabını almıştı. Bunun üzerine cemaatten biri de:“Bu vacip oldu" demişti."(K.S. 6243 C.17 S.21 Akçağ,alıntısı: İbni Mace 842.)

491

Page 492: 50121318-Kutub-i-Sitte-nin-Ele�tirisi-ve-Kuran-a-Arz�-Ferec-Hudur.pdf

7/30/2019 50121318-Kutub-i-Sitte-nin-Ele�tirisi-ve-Kuran-a-Arz�-Ferec-Hudur.pdf

http://slidepdf.com/reader/full/50121318-kutub-i-sitte-nin-eletirisi-ve-kuran-a-arz-ferec-hudurpdf 492/606

716-. ... Atâ b. Ebi Rebâh’dan rivâte göre Ebû Hüreyre (r.a.)şöyle demiştir: Her namazda Kur’an okunur. Peygamber (s.a.)’in bize duyurduğunu biz de sizlere duyuruyoruz.Bizden gizlediğini biz de sizden gizliyoruz. (Ebû Dâvud,

K.Salât (2), Bâb 124,125 C.3 S.797 Şamil, ayrıca: Buhâri,ezân 104; Müslim salât 44-46; Nesâi, iftitâh 31,54; İbn Mâce,İkâme 11.)

Böylece her namazda Kur’an okunur demekle evvelkirivayetleriyle çelişkiye düşmüş olmaktadırlar. NamazdaFatiha Sûresinin okunup, okunmaması konusunda dauydurmuş oldukları rivayetler, maksatları konusunda çok ibret vericidir, şöyle ki:

717- Hz. Ebu Hüreyre (radıyallahu anh) anlatıyor:“Resûlullah (aleyhissalâtu vesselâm) uyurdular ki: “KimFâtiha-i şerife sûresini okumadan namaz kılarsa bilsin ki bunamaz nâkıstır- bu sözü üç kere tekrarladı- eksiktir."

Ebu Hüreyre (radıyallahu anh)’ye:

“Biz imamın arkasında bulunuyorsak (ne yapalım)? Diyesorulmuştu. Şu cevabı verdi:

“Yine de içinden oku.............. (K.S. 2531 C.8 S.404 Akçağ,ayrıca: Müslim, Salât 4/38; Muvatta Namaz 39; Ebû Dâvud,K. Salât (2), Bâb 131,132 H.821.)

718-. ... Ebû Said (el-Hudri) (r.a.)’den; demiştir ki: Biz(namazda) Fatiha ile (beraber Kur’an’dan) kolay(kımıza)geleni okumakla emr olunduk. (Ebû Dâvûd, K.Salât (2), Bâb131,132, C.3 S.271 H.818 Şamil.)

719- Hz. Câbir (radıyallahu anh) demiştir ki: “Kim Fâtiha’yıokumadan bir rekat namaz kılarsa, imamın arkasında

 bulunmadığı takdirde namaz kılmış sayılmaz." (K.S. 2535C.8 S.407 Akçağ, alıntıları: Muvatta, Salât 38,(1,84); Tirmizi,Salât 233,(313))

492

Page 493: 50121318-Kutub-i-Sitte-nin-Ele�tirisi-ve-Kuran-a-Arz�-Ferec-Hudur.pdf

7/30/2019 50121318-Kutub-i-Sitte-nin-Ele�tirisi-ve-Kuran-a-Arz�-Ferec-Hudur.pdf

http://slidepdf.com/reader/full/50121318-kutub-i-sitte-nin-eletirisi-ve-kuran-a-arz-ferec-hudurpdf 493/606

Bu rivayetlere göre, Fatiha sûresi okunmayan namaz noksanveya geçersizdir. Hal bu ki, diğer bazı rivayetlerinde,Peygamberin namazda Fatiha sûresini okumayıp, başkasûreler okuduğunu tahdis ettiler, şöyle ki:

720- İbnu Abbas (radıyallahu anhüma) anlatıyor: “Resûlullah(aleyhissalâtu vesselâm) cum’a günü, sabah namazında Elif-lâm-mim Tenzil, es-Secde, ve Hel etâ alâ’l-insâni hinunmine’d-dehr surelerini okurdu. Yine Resûlullah (aleyhissalâtuvesselâm) cum’a namazında Cum’a ve Münâfikûn sureleriniokurdu." (K.S. 2544 C.8 S.416 Akçağ, alıntıları: Müslim,Cum’a 64,(879); Ebû Dâvud, Salât 218,(1074); Tirmizi, Salât375,(520); Nesâi, Cum’a 38,(3,111), İftitah 47, (2,159))

721- Hz. Aişe (radıyallahu anhâ) anlatıyor: “Resûlullah(aleyhissalâtu vesselâm), A’raf suresiyle akşamı kılardı.Sureyi ikiye bölerek her iki rek’atte bir parçasını okurdu."(K.S. 2557 C.8 S.424 Akçağ, alıntısı: Nesâi, İftitâh 67,(2,170))

Böylece namazda kıraat konusunda iç içe çelişkili rivayetler zinciri meydana getirmişlerdir. Bu rivayetlerini dikkate alan bir şahıs Kıraat konusunda namaz da ne yapacağını bilemez.Bir taraftan, namazda Kur’an okunmayabilir, öğle ve ikindinamazlarında hiç okunmaz, nafile namazlarda hiç okunmaz,İmam okur cemaat okumaz. Diğer taraftan, İmam okur cemaatte okur, her namazda Kur’an okumak mecburidir,Fatiha sûresinin her namazda okunması mecburidir derken başka rivayetlerde Fatiha suresinin okunması mecburideğildir diye bilmektedirler. Şimdi bütün bu çelişkilirivayetler karşısında kişi namazda Kur’an kıraatıyla ilgilinasıl karar verebilir?

Şimdi namaz konusunda ki rivayetlerini örneklendirmeye

devam edecek olursam.

722- İbnu Ömer (radıyallahu anhümâ) anlatıyor: “Resûlullah(aleyhissalâtu vesselâm), içerisinde secde âyeti olan sûreyi

493

Page 494: 50121318-Kutub-i-Sitte-nin-Ele�tirisi-ve-Kuran-a-Arz�-Ferec-Hudur.pdf

7/30/2019 50121318-Kutub-i-Sitte-nin-Ele�tirisi-ve-Kuran-a-Arz�-Ferec-Hudur.pdf

http://slidepdf.com/reader/full/50121318-kutub-i-sitte-nin-eletirisi-ve-kuran-a-arz-ferec-hudurpdf 494/606

okur. (ayetler geldikçe) secde ederdi, biz de secde ederdik.Öyle ki (izdiham sebebiyle) namaz dışı vakitlerde alnımızıkoyacak secde yeri bulamadığımız olurdu." (K.S. 2763 C.9S.66 Akçağ, alıntıları, Buhari, Sücûdu’l-Kur’ân 9,8,12;

Müslim, Mesacid 103,(575); Ebû Dâvud, Salât 333,(1411,1412,1413))

Bu rivayette secde ayeti okunduğunda secde yapılmasıgerektiği rivayet ettiler.

723- Ebu Temimeti’l-Hüceymi anlatıyor: “Ben sabahnamazından sonra vaaz’u nasihat ediyordum, bu esnada secde

(ayeti okuyor ve secde) ediyordum. İbnu Ömer (radıyallahuanhümâ) beni yasakladı. Ama ben O’nu dinlemedim. O üçsefer yasaklamayı tekrarladı. Sonra dönüp:

“Ben Resûlullah (aleyhissalâtu vesselâm)’ın arkasında namazkıldım. Hz. Ebu Bekr, Hz. Ömer ve Hz. Osman (radıyallahuanhüm) ile de namaz kıldım. Onların hiçbiri güneş doğuncaya

kadar secde yapmazlardı" dedi." (K.S. 2766 C.9 S.68 Akçağ,alıntısı: Ebu Dâvud, Salât 335, (1415))

Bu rivayette ise sabah namazından sabah güneş doğuncayakadar secde ayeti okunduğunda secde yapılamayacağınırivayet ettiler. Böylece bir evvel ki rivayette yapmış olduklarıgenellemeden istisna yaparak bazı vakitlerde secde ayetiokunduğunda secde yapılmaz dediler.

724- Zeyd b. Sabit’ten naklen: “Hiçbir namazda imam ilekırâat yoktur" demiş. Ve kendisinin Resûlullah (Sallallahualeyhi vesellem)’e Necm sûresini okuduğunu fakat(peygamberin) secde etmediğini söylemiş.. (Müslim,106/1688 C.3 Sönmez Neşriyat.)

725- Zeyd İbnu Sâbit (radıyallahu anh) anlatıyor: “Resûlullah(aleyhissalâtu vesselâm)’a Vennecmi sûresini okudum, bundasecde etmedi. (K.S.2770 C.9 S.89 Akçağ, alıntıları: Buhari,Sücudu’l-Kur’ân 6; Müslim, Mesâcid 106,(577); Ebû Dâvud,

494

Page 495: 50121318-Kutub-i-Sitte-nin-Ele�tirisi-ve-Kuran-a-Arz�-Ferec-Hudur.pdf

7/30/2019 50121318-Kutub-i-Sitte-nin-Ele�tirisi-ve-Kuran-a-Arz�-Ferec-Hudur.pdf

http://slidepdf.com/reader/full/50121318-kutub-i-sitte-nin-eletirisi-ve-kuran-a-arz-ferec-hudurpdf 495/606

Salât 329, (1404); Tirmizi, Salât 404, (576); Nesâi, İftitâh 50,(2,160))

Bu rivayetlerde ise, vakit söz konusu olmadan genelleme

yaparak, içinde secde ayeti bulunan Necm Sûresiokunduğunda Peygamberin secde etmediğini rivayet etmekle,secde ayeti okunduğunda secde etmenin gerekli olmadığınıiddia ettiler. Bu ise çelişki ve tutarsızlıktır.

726- İbnu Amr İbnu’l-Âs (radıyallahu anhümâ) anlatıyor:“Resûlullah (aleyhissalâtu vesselâm) buyurdular ki: “Üç kişivardır, Allah onların namazını kabul etmez:

Kendisini sevmeyen kimselere imam olan;

 Namaza arkadan gelen, yani vakti çıktıktan sonra gelen;

Köleyi azad ettikten sonra tekrar köle kılan." (K.S.2800 C.9S.129-130 Akçağ, alıntısı: Ebû Dâvud, Sâlat 63,(593))

727-. ... Abdullah b. Ömer (r.a.)’in rivâyet ettiğine göreResûlullah (s.a.) (şöyle) buyurmuştur: “Üç kişi vardır ki,Allah(ü Teâla) onların namazlarını kabul etmez: Kendisiniistemeyen bir topluluğa imamlık eden kimse, namazı sonra(yani vakti geçtikten sonra) kılan kimse, hürriyetinekavuşturduğu köleyi (tekrar) köle edinen kimse." (EbûDâvûd, K.Salât (2), Bâb 62 C.2 S.438-439 H.593 Şamil,

ayrıca: Tirmizi, mevâkit 149; İbn Mâce, İkâme 431.)

Yukarıda ki rivayetlerine göre, vakti çıktıktan sonra kılınannamazın makbul olmadığını, diğer bir ifadeyle kaza namazıdiye bir şey olmadığını ve namazların birleştirilemeyeceğinitahdis ettiler. Zira her iki hususta namazın vaktindençıkmasıyla yani kılınması gereken vakti dışında kılınmasıylailgilidir. Bu ise gerek kaza namazıyla ve gerekse namazların

 birleştirilmesiyle ilgili olarak bu günkü uygulamalarına aykırıolduğu gibi, namazların birleştirilebileceği konusunda kirivayetleriyle de çelişkilidir. Şöyle ki:

495

Page 496: 50121318-Kutub-i-Sitte-nin-Ele�tirisi-ve-Kuran-a-Arz�-Ferec-Hudur.pdf

7/30/2019 50121318-Kutub-i-Sitte-nin-Ele�tirisi-ve-Kuran-a-Arz�-Ferec-Hudur.pdf

http://slidepdf.com/reader/full/50121318-kutub-i-sitte-nin-eletirisi-ve-kuran-a-arz-ferec-hudurpdf 496/606

728- İbnu Abbas (radıyallahu anhümâ) anlatıyor: “Resûlullah(aleyhissalâtu vesselâm) yolcu halinde iken öğle ve ikindiyi birleştirirdi, akşam ile yatsıyı da birleştirirdi." (K.S. 2912 C.9S.238 Akçağ, alıntısı: Buhari, Taksiru’s-Salât 13.)

Bu rivayette namazların seferi halde iken birleştirileceğinirivayet etmeleri, önceki rivayetle çelişkilidir. Bu çelişkiden bahsedildiğinde seferi olma durumu bir istisnadır deyip bahane uydura bilirler. Fakat bu bile mevcut çelişkiyi ortadankaldırmaz. Zira başka rivayetlerde, sefer, korku veya başka bir zorluk olmadan namazların cem edilebileceğini yani birleştirilebileceğini tahdis ettiler. Şöyle ki:

729-. ... Ya’lâ b. Ümeyye’den; demiştir ki:

- Ömer b. Hattâb’a. “Aziz ve celil olan Allah sadece “Eğer kâfirlerin size fenalık yapacağından korkarsanız" dediği ve(bugün) bu (korku) da kalmadığı halde insanların(yolculukta) namazı kısaltmalarını nasıl

 buluyorsunuz?"dedim. Ömer (r.a.) dedi ki:

- Senin hayret ettiğin şeye ben de hayret ettim de bunuResûlullah (s.a.)’den sordum.

“-Bu, aziz ve celil olan Allah’ın size verdiği bir sadakadır.O’nın sadakasını alınız" buyurdu. (Ebû Dâvûd, K.Salâtu’s-Sefer (4), Bâb 1 C.4 S.374 H.1199 Şamil, ayrıca: Müslim,

müsâfirun 4; Tirmizi, tefsiru sûre (4); Nesâi, Taksiru’s-Salât1;İbn Mâce,ikâme 73.)

730-. ... Abdullah b. Abbâs’tan; demiştir ki:

-Resûlullah (s.a.) korku ve sefer olmaksızın öğle ile ikindiyive akşamla yatsıyı bir arada kıldı.

Mâlik dedi ki: “Ben bunun yağmur hakkında olduğunuzannediyorum.”

496

Page 497: 50121318-Kutub-i-Sitte-nin-Ele�tirisi-ve-Kuran-a-Arz�-Ferec-Hudur.pdf

7/30/2019 50121318-Kutub-i-Sitte-nin-Ele�tirisi-ve-Kuran-a-Arz�-Ferec-Hudur.pdf

http://slidepdf.com/reader/full/50121318-kutub-i-sitte-nin-eletirisi-ve-kuran-a-arz-ferec-hudurpdf 497/606

Ebû Dâvud dedi ki: Bu hadisin benzerini Ebû’z-Zübeyr b.Seleme ile Kürretü’bnü Halid de rivâyet etmiştir. (Ebû’z-Zübeyr) dedi ki:

- (Bu hâdise) Tebûk seferine çıktığımızda oldu. (Ebû Dâvûd,K.Salâtu’s-Sefer (4), Bâb 5 C.4 S.393 H.1210 Şamil, ayrıca:Müslim, müsafirin 54, Tirmizi mevakit 24; Nesâi, mevakit47.)

Her ne kadar bu rivayette, yağmur tahmini ve veya sefereçıkma gibi sözlerle istisnalar getirmeye çalışmışlarsa da, buşekilde evvel ki rivayetle çelişkiye düştükleri gibi, hiçbir 

şarta bağlı olmayan aşağıda ki rivayetle de çelişkiyedüşmüşlerdir. Şöyle ki:

731-. ... İbn Abbas (r.a.)’den; demiştir ki:

- Resûlullah (s.a.) korku ve yağmur olmaksızın Medine’deöğle ile ikindiyi ve akşam ile yatsıyı cem etti (ikisini bir aradakıldı).

İbn Abbâs’a Resûlullah (s.a.’ın bununla neyi kastettiğisorulunca:

- Ümmetine kolaylık getirmeyi murad etti, diye cevap verdi.(Ebû Dâvûd, K.Salâtu’s-Sefer (4), Bâb 5 C 4 S.397 H.1211Şamil, ayrıca: Müslim, müsâfirin 54; Tirmizi, mevâkit 24;

 Nesâi,mevâkit 47.)

Görüldüğü gibi, bir taraftan namazı geciktirenin namazınıAllah kabul etmez derken. Namazı geciktirmekten başka bir şey olmayan, namazların birleştirilmesi suretiylegeciktirilmesinin uygun olduğunu tahdis ve iddiaetmektedirler. Bu açık bir çelişki ve tutarsızlıktır.

732- İbnu Abbâs (radıyallahu anhümâ) anlatıyor: “Resûlullah(aleyhissalâtu vesselâm) Medine’den Mekke’ye gitmek üzereyola çıktı. Rabbülâlemin’den başka hiçbir şeydenkorkmuyordu. Yolda namazı ikişer ikişer (yani kasrederek)

497

Page 498: 50121318-Kutub-i-Sitte-nin-Ele�tirisi-ve-Kuran-a-Arz�-Ferec-Hudur.pdf

7/30/2019 50121318-Kutub-i-Sitte-nin-Ele�tirisi-ve-Kuran-a-Arz�-Ferec-Hudur.pdf

http://slidepdf.com/reader/full/50121318-kutub-i-sitte-nin-eletirisi-ve-kuran-a-arz-ferec-hudurpdf 498/606

kıldı." (K.S.2899 C.9 S.228 Akçağ, alıntıları: Tirmizi, Salât391,(547); Nesâi, Taksiru’s-Salât 1,(3,117))

733- Enes (radıyallahu anh)’in anlattığına göre kendisinden

kasru’s-salât yani namazın kısaltılması hakkında sorulmuştu.Şöyle cevap verdi:

“Resûlullah (aleyhissalâtu vesselâm) üç millik mesafeyi veya-Şu’be’nin şekkine (zannına) göre - üç fersah mesafeyi dışarıçıktı mı iki rekat kılar." (K.S. 2897 C.9 S.227 Akçağ,alıntıları: Müslim, Salâtu’l-Müsâfirin 12,(691); Ebû Dâvud,Salât 271,(1201))

734- Hz. Enes (radıyallahu anh) anlatıyor: “Resûlullah(aleyhissalâtu vesselâm) ile birlikte Mekke’ye gitmek üzereMedine’den çıktık. Efendimiz yolda namazları ikişer ikişer kılıyordu. Medine’ye dönünceye kadar hep böyle yaptı.”

Enes’e:

“Mekke’de ne kadar kaldınız?"diye sorulmuştu:

“Orada on gün kaldık" dedi."(K.S.2900 C.9 S.229 Akçağalıntıları: Buhari, Taksir 1, Meğâzi 52; Müslim, Salatu’l-Müsâfirin 15,(693); Ebû Dâvud, Salât 279,(1233); Tirmizi,Salât 392,(548); Nesâi, Taksiru’s-Salât 4,(3,121))

Bu üç rivayette, tehlike olmaması halinde bile, seferidurumda ve ikamet edilen memleket haricinde uzun bir sürekalınsa dahi namazın kısaltıla bileceğini rivayet ettiler.bu iseKur’an’a aykırıdır. Zira namaz ancak bir tehlike mevcutkenkısaltıla bilir. Bu hususta Kur’an’dan mealen:

- Yeryüzünde sefere çıktığınız zaman inkâr edenlerin size bir kötülük yapmalarından korkarsanız, namazı kısaltmanızda

size bir günah yoktur. Muhakkak ki kâfirler, sizin açık düşmanınızdır. 4/101

498

Page 499: 50121318-Kutub-i-Sitte-nin-Ele�tirisi-ve-Kuran-a-Arz�-Ferec-Hudur.pdf

7/30/2019 50121318-Kutub-i-Sitte-nin-Ele�tirisi-ve-Kuran-a-Arz�-Ferec-Hudur.pdf

http://slidepdf.com/reader/full/50121318-kutub-i-sitte-nin-eletirisi-ve-kuran-a-arz-ferec-hudurpdf 499/606

Görüldüğü gibi, namazın kısaltıla bilmesi için kâfirlerdengelebilecek bir tehlikenin mevcut olması şarttır. Bu itibarlauydurmuş oldukları rivayetler Kur’an’a uymamaktadır.

 Namaz konusuyla ilgili olarak <691.> örnekte bahsettiğimgibi seferi durumda mamazı kısaltmanın ruhsat değil farzolduğunu iddia etmişlerdi, iddiaları şu idi: “Allah namazı peygamberimizin diliyle hazerde dört, seferde, korku halindede bir rekat olarak farz kılmıştır."Bunun ifade ettiği mana her ne şekilde olursa olsun seferi (yolculuk) durumdaykennamazı kısaltmak mecburi olur demektir. Bununla ilgiliolarak bir örnek daha verip, bu rivayetleriyle çelişkili olan bir diğer rivayetleriyle karşılaştırırsak:

735- Hz. Ömer (radıyallahu anh) anlatıyor: “Kurban bayramında kılınan namaz iki rek’attir, Fıtır (Ramazan) bayramında kılınan namaz iki rek’attir, sefer namazı ikirek’attir, cum’a namazı da iki rek’attir. Bunlar Resûlullah(aleyhissalâtu vesselâm)’ın lisanı üzere tamamdır, kısaltma

yoktur." (K.S. 2334 C.8 S.231 Akçağ, alıntısı: Nesâi, Cum’a37,(3,111), Taksir 1,(3,118), İdeyn 11,(3,183))

736- Hz. Aişe (radıyallahu anhâ) anlatıyor: “Resûlullah(aleyhissalâtu vesselâm) ile birlikte umre yapmak üzereMedine’den Mekke’ye doğru yola çıktık. Medine’ye gelince:

“Ey Allah’ın Resûlü, annem babam sana feda olsun. Sen kısa

kıldın, ben tam kıldım, sen yedin ben oruç tuttum, (nedersiniz?)" dedim. Şu cevabı verdi:

“Ey Aişe güzel yaptın!"buyurdu ve işimde beni kınamadı"dedi." (K.S.29922 C.9 S.246 Akçağ, alıntısı:Nesâi,Taksiru’s-Salât4,(3,122))

Böylece seferi (yolcu) namazlarının iki rekat olarak kılınmasının farz olduğunu inkar ettiler.

499

Page 500: 50121318-Kutub-i-Sitte-nin-Ele�tirisi-ve-Kuran-a-Arz�-Ferec-Hudur.pdf

7/30/2019 50121318-Kutub-i-Sitte-nin-Ele�tirisi-ve-Kuran-a-Arz�-Ferec-Hudur.pdf

http://slidepdf.com/reader/full/50121318-kutub-i-sitte-nin-eletirisi-ve-kuran-a-arz-ferec-hudurpdf 500/606

737-........... Âmir İbnu Raba (R) haber verip şöyle demiştir:Ben Resûlullah (S)’ı binek deve üzerinde, bineği hangi ciheteyönelirse o cihete doğru, nâfile namâzı kılar gördüm. VeRasûlullah bunu farz olan namâzda yapmaz idi.

Ve leys şöyle dedi: Bana Yûnus (ibn Yezid), İbnu Şihâb’dantahdis etti. O şöyle demiştir: Sâlim: Abdullah ibn Umer yolcuiken geceleyin binek hayvanı üzerinde nâfile namâzı kılardı; bunda yüzü hangi cihete olursa olsun, aldırmazdı, dedi.

Abdullah ibnu Umer şöyle demiştir: Resûlullah (S) de binitdevesi üzerinde, yüzü hangi cihete yönelik olursa olsun,

nâfile namâzı kılardı. Ve yine deve üzerinde vitir namâzını daedâ ederdi. Şu kadar var ki Rasûlullah, binek üzerinde farznamâzı kılmazdı. (Buhâri, Eb-vâbu Taksiri’s-Salât Bab 9 C.3S.1063-1064 H.17 Ötüken.)

738-............. Hafs ibnu âsım tahdis edip şöyle demiştir: İbnuUmer (R) sefere çıktı da, şöyle dedi: Ben Peygamber (S) ile

 birlikte yolculuk ettim; O’nun seferde nâfile kılar olduğunugörmedim, Zikri yüce olan Allah da: (mealen) (= Muhakkak Allah Elçisi’nde size güzel bir örnek vardır)"(el-Ahzâb: 21) buyurdu. (Buhari, Ebvâbu Taksiri’s-Salât Bab 11 C.3 S.1066H.20 Ötüken.)

Bu iki rivayetin bir birleriyle çelişkili olduğu açıktır, birincisinde yolculukta nafile namaz kılınır denmesine

rağmen, ikincisinde kılınmaz demeleri bir çelişkidir.

739- Ebu Hüreyre (radıyallahu anh) demiştir ki: “(Kur’an)her bir namazda okunur. (Resûlullah (aleyhissalâtu vesselâm) bize hangilerini işittirmişse biz de size işittiriyoruz.Hangilerini de gizlemişse biz de size gizliyoruz." (K.S.2570C.8 S.433 Akçağ, alıntıları: Ebû Dâvud, Salât 129,(737);

 Nesâi, İftitâh 58,(2,163); Buhari, Ezân 104; Müslim, Salât 43,(396))

500

Page 501: 50121318-Kutub-i-Sitte-nin-Ele�tirisi-ve-Kuran-a-Arz�-Ferec-Hudur.pdf

7/30/2019 50121318-Kutub-i-Sitte-nin-Ele�tirisi-ve-Kuran-a-Arz�-Ferec-Hudur.pdf

http://slidepdf.com/reader/full/50121318-kutub-i-sitte-nin-eletirisi-ve-kuran-a-arz-ferec-hudurpdf 501/606

Bu rivayetlerinde namaz kılınırken gizli okuma olduğunuiddia ettiler. Bu ise Kur’an’a aykırıdır, zira namazda sesyükseltilmez gizlenmezde, ikisi arasında bir yol tutulur. Buhususta Kur’an’dan mealen:

- De ki: “İster Allah diye çağırın, ister Rahmân diye çağırın.Hangisiyle çağırırsanız, nihâyet en güzel isimler O’nundur. Namazında pek bağırma, pek de (sesini) gizleme, bu ikisininarasında bir yol tut. 17/110

Tahdis etmiş oldukları rivayetin Kur’an’a aykırı olduğuaçıktır.

740- Hz. Ebu Hüreyre (radıyallahu anh) anlatıyor:“Resûlullah (aleyhissalâtu vesselâm) buyurdular ki: “Kişinincemaatle kıldığı namazın sevabı evinde ve çarşıda (işyerinde) kıldığı namazından yirmi beş kat fazladır. Şöyle ki,âb dest alınca güzel bir ab dest alır, sonra mescide gider,evinden çıkarken sadece mescid gayesiyle çıkmıştır. Bu

sırada attığı her adım sebebiyle bir derece yükseltilir, bir günahı affedilir. Namazı kıldı mı, namaz gahında olduğumüddetçe melekler ona rahmet okumaya devem ederler veşöyle derler:

“Ey Rabbimiz buna rahmet et, merhamet buyur.”

Sizden herkes, namaz beklediği müddetçe namaz kılıyor 

gibidir." (K.S.2778 C.9 S.101 Akçağ, alıntıları: Buhari, Ezan30, Cum’a 2; Müslim, Salât 272 (649); Ebû Dâvud, Salât 49,(559); Tirmizi, Salât 245,(330); İbnu Mâce, Mesacid 16,(788))

741- Sahiheyn’in İbnu Ömer (radıyallahu anh)’den kaydettiği bir diğer rivayette şöyle denmiştir: “Resûlullah (aleyhissalâtu

vesselâm) buyurdular ki: “Cemâatle kılınan namaz, ayrıkılınan namazdan yirmi yedi derece üstündür." (K.S.2779 C.9S.101 Akçağ, alıntıları: Buhari, Ezân 30, Müslim, Salât 272.)

501

Page 502: 50121318-Kutub-i-Sitte-nin-Ele�tirisi-ve-Kuran-a-Arz�-Ferec-Hudur.pdf

7/30/2019 50121318-Kutub-i-Sitte-nin-Ele�tirisi-ve-Kuran-a-Arz�-Ferec-Hudur.pdf

http://slidepdf.com/reader/full/50121318-kutub-i-sitte-nin-eletirisi-ve-kuran-a-arz-ferec-hudurpdf 502/606

Aynı husus hakkında birinci rivayette yirmi beş kat sevaptahdis etmelerine rağmen, ikinci rivayette yirmi yedi katolarak bildirmeleri bil çelişkidir.

742- Ebu Hüreyre (radıyallahu anh) anlatıyor: “Resûlullah(aleyhissalâtu vesselâm) buyurdular ki: “Erkeklerin teşkilettiği safların en hayırlısı birinci saftır. En kötüsü en sonsaftır. Kadınların teşkil ettikleri safların en hayırlısı en sonsaftır, en kötüsü en öndekidir." (K.S. C.9 S.145 Akçağ,alıntıları: Müslim, Salât 132,(440); Ebû Dâvud, Salât 98,(678); Tirmizi, Salât 166,(224); Nesâi, İmâmet 32, (2,93))

Önceki iki rivayette çelişkili de olsa cemaatle kılınannamazın faziletlerinden bahsederlerken, bu rivayette namazıncemaatle kılınması için teşkil edilen saflar hakkında,erkeklerin teşkil ettiği son saf ile, kadınların teşkil ettiği ilk saf konusunda “şerli" ifadesini kullanmaları çok ağır bir ifadeve ithamdır, asıl metinde kullanılan sözcük “şerli"sözcüğüdür ve bu ağır bir ifadedir, zira namaz için teşkil

edilmiş bir saf hakkında, sevap kazanma bir tarafa şerlidemekle günahkarlar safı tanımını getirmişlerdir. Ayrıcaithamdır, zira bu iki safta ki erkek ve bayanların saf olarak aynı hizada arka arkaya bulunmaları hususunda “şerli"ifadesiyle uygunsuz hareketler yapıldığını iddia etmek istemektedirler. Bu ise İslam cemaatine itham ve aynızamanda iftiradır.

Daha öncede belirttiğim gibi, tahdis etmiş oldukları bir rivayette, bu saf konusuyla ilgili olarak, güya secde edenMüslüman erkeklerin secdede iken avretleri görünüyormuşda, namaz kılan kadınlar secdeden daha evvel başlarınıkaldırdıklarında onların avretlerini görüyorlarmış. Nasihatmaskesi altında tahdis etmiş oldukları hakaret içerikli rivayetşudur:

743- Esmâ Bintu Ebi Bekr (radıyallahu anhümâ) anlatıyor:“Resûlullah (aleyhissalâtu vesselâm)’ı işittim, kadınlaradiyordu ki:

502

Page 503: 50121318-Kutub-i-Sitte-nin-Ele�tirisi-ve-Kuran-a-Arz�-Ferec-Hudur.pdf

7/30/2019 50121318-Kutub-i-Sitte-nin-Ele�tirisi-ve-Kuran-a-Arz�-Ferec-Hudur.pdf

http://slidepdf.com/reader/full/50121318-kutub-i-sitte-nin-eletirisi-ve-kuran-a-arz-ferec-hudurpdf 503/606

“Sizden kim Allah’a ve ahiret gününe iman ediyorsa, erkekler  başlarını kaldırıncaya kadar başını yerinden kaldırmasın, böylece erkeklerin avretlerini görmekten korunmuş olur.(K.S.2835 C.9 S.164 Akçağ, alıntısı: Ebû Dâvud, Salât 146,

(851))

Yaptıkları saldırı gayet açıktır. Şimdi diğer çelişkilirivayetlerine bakalım:

744- Aişe’den naklen: “Resûlullah (Sallallahu aleyhivesellem) duhâ namazını dört rekat kılar. Allah’ın dilediğikadar da ziyade ederdi." (Müslim, C.4 H.78-79/2052 Sönmez

 Neşriyat.)

745- Aişe’den naklen: “Ben Resûlullah (Sallallahu aleyhivesellem) in duhâ nafilelerini kıldığını hiç görmedim. Onu ben kılıyorum............ (Müslim C.4 H.77/2052 Sönmez Neşriyat.)

746- Hz. Aişe (radıyallahu anhâ) anlatıyor: “Resûlullah(aleyhissalâtu vesselâm) kuşluk (duhâ) namazını her kılışındamutlaka ben de kıldım." (K.S. 3016 C.9 S.326 Akçağ,alıntıları: Buhari, Teheccüd 5,32; Müslim, Müsafirun 75,77,(717,718); Muvatta, Kasru’s-Salât 29,(152-153); Ebu Dâvud,Salât 301,(1292,1293); Nesâi, Savm 35,(4,152))

Bu üç rivayetin üçü de Aişe’den tahdis edilmiş ve çelişkili

oldukları açıktır.

747- Müsevver İbnu Yezid el-Mâliki (radıyallahu anh)anlatıyor: “Resûlullah (aleyhissalâtu vesselâm) namazda(cehri olarak) kıraatte bulunuyordu. bir kısım okumayı terk etti. (Namazdan sonra, cemaatten) bir adam.

“Ey Allah’ın Resûlü, şu şu âyetleri okumayı terk ettiniz!"

dedi. Resûlullah:

“Niye bana hatırlatmadın? Buyurdular.”

503

Page 504: 50121318-Kutub-i-Sitte-nin-Ele�tirisi-ve-Kuran-a-Arz�-Ferec-Hudur.pdf

7/30/2019 50121318-Kutub-i-Sitte-nin-Ele�tirisi-ve-Kuran-a-Arz�-Ferec-Hudur.pdf

http://slidepdf.com/reader/full/50121318-kutub-i-sitte-nin-eletirisi-ve-kuran-a-arz-ferec-hudurpdf 504/606

Bir rivayette şu ziyade gelmiştir: “(Adam)... Ben onların neshedildiğini zannetmiştim."(Ebû Dâvud, Salât 163,(907).K.S.2838 C.9 S.167 Akçağ.)

748- Hz. Ali (radıyallahu anh) anlatıyor: “Resûlullah(aleyhissalâtu vesselâm) buyurdular ki: “Ey Ali namazda(takılırsa) imamı açmâ! (hatırlatma). (K.S. 2839 C.9 S.167Akçağ, alıntısı: Ebû Dâvud, Salât 164,(903))

İki çelişkili rivayet, ikisi de Ebû Dâvud’tan, birincisindeimama namazda Kur’an okurken yanılırsa veya takılır iseokuyamazsa cemaat ona hatırlatmalıdır derken. İkinci

rivayette aynı durumun olması halinde hatırlatmamak gerekir demeleri, çelişkili olmasının yanında ilginçtir.

Diğer bir hususta, Peygamberin Kur’an’ı unutarak hatalıokuduğunu iddia etmeleridir. Bu ise Kur’an’a uymayan bir iddiadır. Allah’ın desteklemesi ile Peygamberin Kur’an’ıunutarak yanış okuması mümkün değildir.

Kur’an’dan mealen:

- (Resûlüm!) onu (vahyi) çarçabuk almak içn dilinikımıldatma. 75/16

- Şüphesiz onu, toplamak (senin kalbine yerleştirmek) ve onuokutmak bize aittir. 75/17

- O halde, biz onu okuduğumuz zaman, onun okunuşunutakip et. 75/18

- Sonra şüphen olasın ki, onu açıklamak da bize aittir. 75/19

Görüldüğü gibi tahdis etmiş oldukları rivayet Kur’an’auymamaktadır.

749- Hz. Aişe (radıyallahu anhâ) anlatıyor: “İki namaz var ki,Resûlullah (aleyhissalâtu vesselâm) bunları ne gizli ne dealeni olarak seferde ve hazerde hiç terk etmedi: Sabahtan

504

Page 505: 50121318-Kutub-i-Sitte-nin-Ele�tirisi-ve-Kuran-a-Arz�-Ferec-Hudur.pdf

7/30/2019 50121318-Kutub-i-Sitte-nin-Ele�tirisi-ve-Kuran-a-Arz�-Ferec-Hudur.pdf

http://slidepdf.com/reader/full/50121318-kutub-i-sitte-nin-eletirisi-ve-kuran-a-arz-ferec-hudurpdf 505/606

önce iki rekat. İkindiden sonra iki rekat." (K.S.2932 C.9S.260 Akçağ, alıntıları: Buhari, Mevâkitu’s-Salât 33,73;Müslim, Salâtu’l-Müsâfirin 300,(835); Ebû Dâvud, Salât 290,(1253); Nesâi, Mevâkitu’s-Salât 36,(1,281), Kıyâmu’l-Leyl

56,(3,251,252))

Bu rivayette ikindiden sonra iki rekat nafile kılınacağınıtahdis ettiler.

750- Muhtar İbnu Fulful anlatıyor: “Hz. Enes’ten ikindidensonra kılınacak nafile namaz hakkında sordum" dedi ki:

“Hz. Ömer, ikindiden sonra nafile kılanların ellerine(sopayla) vururdu. Biz iki rek’ati, Resûlullah devrinde güneş battıktan sonra akşam namazından önce kılardık. Bizi bunukılarken efendimiz görürdü de ne emrederdi ne de nehyederdi." (K.S.2966 C.9 S.280 Akçağ, alıntısı: Müslim,Müsafirin 302,(836))

Bu rivayette ise ikindiden sonra nafile namazkılınamayacağını söylemeleri bir çelişkidir.

751- Hz. Ebu Hüreyre (radıyallahu anh) anlatıyor:“Resûlullah (aleyhissalâtu vesselâm) buyurdular ki: “Sizden biri Cumayı kıldı mı, ondan sora dört rek’at kılsın."(K.S.2976 C.9 S.286 Akçağ, alıntıları: Müslim, Cum’a 67,(881); Ebu Dâvud, Salât 244,(1131; Tirmizi, Salât 376.)

Bu rivayette Cuma namazından sonra dört rekat kılınmasıgerektiğini rivayet ettiler.

752- Nâfi merhum anlatıyor: “İbnu Ömer (Radıyallahuanhümâ), Cuma günü bir adamın Cumayı kılarken durduğuyerden hiç kımıldamaksızın iki rek’at daha kılmaya devamettiğini görmüştü, adamı bundan men etti ve:

“Cum’a’yı dört mü kılıyorsun?"dedi. İbnu Ömer, cum’a günüevinde iki rekat kılar ve etrafındakilere:

505

Page 506: 50121318-Kutub-i-Sitte-nin-Ele�tirisi-ve-Kuran-a-Arz�-Ferec-Hudur.pdf

7/30/2019 50121318-Kutub-i-Sitte-nin-Ele�tirisi-ve-Kuran-a-Arz�-Ferec-Hudur.pdf

http://slidepdf.com/reader/full/50121318-kutub-i-sitte-nin-eletirisi-ve-kuran-a-arz-ferec-hudurpdf 506/606

“Resûlullah böyle kılardı!"derdi." (K.S.2978 C.9 S.287Akçağ, alıntıları: Buhari, Cuma 39, Teheccüd 25,29; Müslim,Cum’a 70,(882); Ebu Dâvud, Salât 244,(1127,1128); Tirmizi,Salât 376,(521,522); Cum’a 42,44,(3,113))

Bu rivayette ise Cuma’dan sonra evde kılınacak iki rekathariç, başka namaz kılınmaması gerektiğini tahdis etmeleri bir çelişkidir.

753- Atâ anlatıyor: “İbnu Ömer (radıyallahu anhümâ)Mekke’de Cumayı kıldı mı ilerler iki rek’at daha kılardı;sonra biraz daha ilerler dört rek’at daha kılardı. Medine’de

olunca da Cumâ’yı kılar sonra evine döner, iki rek’at dahakılardı, bunu mescide kılmazdı. Bu durumun sebebi nedir?Diye kendisinden sorulmuştu:

“Resûlullah (aleyhissalâtu vesselâm) böyle yapardı" dedi."(K.S.2979 S.287 Akçağ, alıntıları: Ebu Dâvud, Salât 244,(1130,1131); Tirmizi, Salât 376,(523))

Bu rivayette, seferi durumdayken Cuma namazından sonraaltı rekat namaz kılınacağını tahdis etmeleri ise, seferdeykennamazın kısaltılması gerektiği yolunda ki rivayetleriyleçelişkilidir. Ayrıca Cuma namazından sonra dört rekattanfazla namaz kılınamayacağı yolunda ki rivayetleriyle deçelişkilidir.

754- Büreyde (radıyallahu anh) anlatıyor: “Resûlullah(aleyhissalâtu vesselâm) buyurdular ki: “Vitr namazı haktır.Kim bunu kılmazsa bizden değildir."Bunu Efendimiz üç keretekrar etti." (K.S.2980 C.9 S.289 Akçağ, alıntısı: Ebu Dâvud,Salât 337,(1419))

755- Hârice İbnu Huzafe (radıyallahu anh) anlatıyor:

“Resûlullah (aleyhissalâtu vesselâm) buyurdular ki: “Allahsize (öyle) bir namazla imdât etti ki, O sizin için kızıl devesürülerinden daha hayırlıdır. İşte bu namaz vitirdir. Allah onusizin için yatsı namazı ile şafağın sökmesi arasına koydu."

506

Page 507: 50121318-Kutub-i-Sitte-nin-Ele�tirisi-ve-Kuran-a-Arz�-Ferec-Hudur.pdf

7/30/2019 50121318-Kutub-i-Sitte-nin-Ele�tirisi-ve-Kuran-a-Arz�-Ferec-Hudur.pdf

http://slidepdf.com/reader/full/50121318-kutub-i-sitte-nin-eletirisi-ve-kuran-a-arz-ferec-hudurpdf 507/606

(K.S.2990 C.9 S.295 Akçağ, alıntıları: Ebu Dâvud, Salât 336,(1418); Tirmizi, Salât 332,(452))

Yatsı namazı ile şafağın sökmesi arasında Vitir namazının

farz olduğunu rivayet ettiler. Bu hem de öyle bir mecburiyettir ki, bunu kılmayan Peygamberden değildir,diğer bir ifadeyle Müslüman değildir iddiasında bulundular.Bu iddia namazın beş vakit olarak farz olduğu yolunda tahdisetmiş oldukları bütün rivayetlere çelişkili olduğu gibi, bu gün beş vakit olarak yapılan uygulamaya da uymamaktadır. Ziravitir namazıyla birlikte farz namaz vakitleri altıyaçıkmaktadır. Namazın beş vakit olarak farz olduğuna dair tahdis etmiş oldukları bir rivayet örneği verecek olursam:

756- Ebu Katâde İbnu Rıb’i anlatıyor: “Resûlullah(aleyhissalâtu vesselâm) buyurdular ki: “Allah-u Zülcelalhazretleri buyurdu ki: “Senin ümmetine beş vakit namazı farzkıldım ve kim bunu vaktinde kılmaya devam ederse onucennete koyacağım diye katımda ahidde bulundum. Kim de

 bunu vaktinde kılmaya etmezse katımda onun için hiçbir ahidyoktur." (K.S.6407 C.17 S.101 Akçağ, alıntısı: İbni Mace1403.)

Bu itibarla namazın kaç vakit farz olduğu konusunda çelişkilioldukları açıktır.

757- Abdülaziz İbnu Cüreye anlatıyor: “Hz. Aişe (radıyallahu

anhâ) Resûlullah ne ile vitir namazı kılardı? diye sorduk.Dedi ki: “Birinci rek’atte Sebbih isme Rabbeke’l-a’layı ikincirek’atte Kulyâeyyühâ’l-kâfirun suresini, üçüncü rek’atte deKulhüvallahü ahad ve Muavvizateyn’i okurdu." (K.S.2989C.9 S.295 Akçağ, alıntıları: Ebu Dâvud, Salât 339,(1424);Tirmizi, Salât 340,(463), Nesâi, Kıyamu’l-Leyl 47,48,(3,244,245))

Bu rivayette vitir namazının üç rekat olduğunu tahdis ettiler.

507

Page 508: 50121318-Kutub-i-Sitte-nin-Ele�tirisi-ve-Kuran-a-Arz�-Ferec-Hudur.pdf

7/30/2019 50121318-Kutub-i-Sitte-nin-Ele�tirisi-ve-Kuran-a-Arz�-Ferec-Hudur.pdf

http://slidepdf.com/reader/full/50121318-kutub-i-sitte-nin-eletirisi-ve-kuran-a-arz-ferec-hudurpdf 508/606

758- Ümmü Seleme (radıyallahu anhâ) anlatıyor: “Resûlullah(aleyhissalâtu vesselâm) on üç rekat kılarak vitir yapardı.İhtiyarlayıp zayıflayınca yedi rekat vitir yaptı." (K.S. 2986C.9 S.293 Akçağ, alıntıları: Tirmizi, Salât 336,(458); Nesâi,

Kıyamu’l-Leyl 30,40,45, (3,237,243))

Bu rivayette vitir namazının üç rekatten fazla olduğunusöylemeleri evvelki rivayetle çelişkilidir. Ayrıca her ikirivayette vitir namazının tek rekatlı kılınması lazım geldiğiniiddia etmeleri, gece ve gündüz kılınacak bütün namazlarınikişer ikişer kılınması yolunda tahdis etmiş olduklarırivayetlerle de çelişkilidir. Şöyle ki:

759- Fadl İbnu’l-Abbâs (radıyallahu anhümâ) anlatıyor:“Resûlullah (aleyhissalâtu vesselâm) buyurdular ki: “Namazikişer ikişer kılınır. Her iki rek’atte bir teşehhüd vardır. Namazda huşu duyulur (tazarruda bulunulur), temeskün(tezelzül) izhar edilir. Ellerini kaldırırsın." şöyle de dedi:“Ellerini, içleri kendi yüzüne dönük olarak Rabbine kaldırır.

İstediklerini (ısrarla tekrarla söyleyerek) istersin:

“Ya Rabbi! Ya Rabbi! Ya Rabbi!............." Kim bunuyapmazsa namazı eksiktir." (K.S. 2663 C.8 S.509 Akçağ,alıntısı: Tirmizi, Salât 283, (385))

760- Hz Aişe (radıyallahu anhâ) anlatıyor: “Resûlullah(aleyhissalâtu vesselâm) vitrin ilk iki rek’atinde selam

vermezdi." (K.S.2998 C.9 S.300 Akçağ, alıntısı: Nesâi,Kıyamu’l-leyl 36,(3,235))

761- İbnu Ömer (radıyallahu anhümâ) anlatıyor: “Resûlullah(aleyhissalâtu vesselâm) vitrin iki rek’atinde selam verirdi.Öyle ki (o sırada) bazı ihtiyaçları için emirde bulunurdu."(K.S. H.2999 C.9 S.300 Akçağ, alıntıları: Buhari, Vitr 1,

Muvatta, Salâtu’l-Leyl 20,(1,125))

İki rekat arasında selam konusunda iki rivayet çelişkilidir.

508

Page 509: 50121318-Kutub-i-Sitte-nin-Ele�tirisi-ve-Kuran-a-Arz�-Ferec-Hudur.pdf

7/30/2019 50121318-Kutub-i-Sitte-nin-Ele�tirisi-ve-Kuran-a-Arz�-Ferec-Hudur.pdf

http://slidepdf.com/reader/full/50121318-kutub-i-sitte-nin-eletirisi-ve-kuran-a-arz-ferec-hudurpdf 509/606

762- . ... İbn Abbâs (r.a.)dan; demiştir ki:

- Allah Teâlâ Peygamberimizin diliyle namazı size hazerdedört, seferde iki ve korku halinde de bir rekat olarak farz

kıldı. (Ebu Dâvud, K.Salâtu’s-Sefer (4), Bâb 18 C.4 S.477H.1247 Şamil, ayrıca: Müslim, müsâfirin 5.)

Bu rivayette korku namazının bir rekat olduğunu tahdisettiler.

763-. ... Ebu Bekr (r.a.)’den; demiştir ki:

- Peygamber (s.a.) korkulu bir anda öğle namazı kıldırdı.(Cemaatin) bir kısmı arkasında, bir kısmı da düşmankarşısında saf tutturdu. (Önce arkasındakilere) iki rekatkıldırdıktan sonra selâm verdi. Kendisiyle birlikte namazkılanlar gidip (düşman karşısında duran) arkadaşlarınınyerine durdular. Sonra onlar gelip (Resûlullah’ın) arkasındanamaza durdular, onlara da iki rekat namaz kıldırdı. Sonraselam verdi. Böylece Resûlullah (s.a) dört, ashabı ise iki rekat(namaz kılmış) oldu.

el-Hasen (el-Basri) de böyle fetvâ verdi.

Ebû Dâvud dedi ki: Akşam namazı da yine böyledir. İmamiçin altı, cemaat için üçer rekat (kılınır).)

Ebû Davud dedi ki: Bu hadisi aynı şekilde Yahyâ b. EbiKesir de Ebû Seleme ve Câbir vasıtasıyla Peygamber (s.a.)’den rivâyet etti. Süleyman el-Yeşkuri de aynı şekilde;“Câbir’den o da Peygamber (s.a.)’den" diye rivâyet etti. (EbuDâvud, K.Salâtu’s-Sefer (4), Bâb 19 C.4 H.1248 S.478-479Şamil, ayrıca; Nesâi, havf 23-27.)

Bu rivayette korku namazının akşam namazı için üç ve diğer 

vakitler için iki rekat olduğunu söylemeleri evvelki rivayetleçelişkilidir. Zira korku namazını bir rekat olduğunusöylemişlerdi.

509

Page 510: 50121318-Kutub-i-Sitte-nin-Ele�tirisi-ve-Kuran-a-Arz�-Ferec-Hudur.pdf

7/30/2019 50121318-Kutub-i-Sitte-nin-Ele�tirisi-ve-Kuran-a-Arz�-Ferec-Hudur.pdf

http://slidepdf.com/reader/full/50121318-kutub-i-sitte-nin-eletirisi-ve-kuran-a-arz-ferec-hudurpdf 510/606

764- ... Ebû Hüreyre’den (rivayet olunduğuna göre);

Resûlullah (s.a.) Necaşi(nin ölümü)nü o gün halka haber verdi. Sonra cemaati musallaya çıkarıp onları saf düzenine

soktu. Dört tekbir al(arak cenaze namazını kıldır)dı. (EbuDâvud, K.el-Cengiz (20) Bab 56-58 H.3204 Şamil, ayrıca:Buhari, cenâiz 4,5,61,65; menakıb’ül-ensar 38; Müslim,cenâiz 27,72,76,103; İbn Mace, cenâiz 33.

Bu rivayette gıyaben Necaşi için cenaze namazı kılındığınıtahdis ettiler. Dolayısıyla ölen Müslümanlar için gıyabencenaze namazı kılınabileceğini iddia ettiler.

765- Sahiheyn ve Nesâi’de gelen bir diğer rivayette şöyledenir: “Resûlullah (aleyhissalâtu vesselâm) Necâşi’nin ölümhaberini öldüğü günde haber verdi ve:

“Kardeşiniz için (Allah’tan) mağfiret talep edin!"dedi ve başka bir şey söylemedi." (K.S. 3059 C.9 S.369 Akçağ,alıntıları: Cenâiz 4,55,61,65; Menakibu’l-Ensar 38; Müslim,Cenâiz 62,63,(951); Ebu Dâvud, Cenâiz 62(3204); Tirmizi,Cenâiz 37,(1022); Nesâi, Cenâiz 76,(4,72))

Bu rivayette Necaşi’nin cenaze namazını gıyabındakılınmadığını, dolayısıyla Müslümanların gıyaben cenazenamazının kılınmayacağını tahdis etmeleri evvelki rivayetleçelişkilidir.

766- İbnu Abbâs (radıyallahu anhümâ)’ın anlattığına göre, bir cenaze üzerine namaz kılmış ve namazda Fâtiha’yıokumuştur. Bu hususta kendisine (niye onu okuduğu)sorulunca: “Bu, sünnettendir!"diye cevap vermiştir."(K.S.3062 C.9 S.372 Akçağ, alıntıları: Buhari, Cenâiz 66; EbuDâvud, Cenâiz 59,(3198); Tirmizi, Cenâiz 39,(1026); Nesâi,

cenâiz 77,(4,74,75))Bu rivayette cenaze namazı kılındığında, Kur’anokunabileceğini tahdis ettiler.

510

Page 511: 50121318-Kutub-i-Sitte-nin-Ele�tirisi-ve-Kuran-a-Arz�-Ferec-Hudur.pdf

7/30/2019 50121318-Kutub-i-Sitte-nin-Ele�tirisi-ve-Kuran-a-Arz�-Ferec-Hudur.pdf

http://slidepdf.com/reader/full/50121318-kutub-i-sitte-nin-eletirisi-ve-kuran-a-arz-ferec-hudurpdf 511/606

767- Hz. Ebu Hüreyre (radıyallahu anh) anlatıyor:“Resûlullah (aleyhissalâtu vesselâm) buyurdular ki: “Ölüüzerine namaz kıldınız mı ona ihlasla dua edin." (K.S.3064C.9 S.373 Akçağ, alıntıları: Ebu Dâvud, Cenâiz 60,(3199);

İbnu Mâce, Cenâiz 23,(1497))

768- Nâfi rahimehullah anlatıyor: “İbnu Ömer, cenâze içinkılınan namazda kıraate yer vermezdi." (K.S. 3063 C.9 S.373Akçağ, alıntısı: Muvatta, Cenâiz 19,(1,225))

Bu iki rivayette, cenaze üzerine kılınan namazda kıraat(Kur’an okuma) olmadığını sadece ölü için Allah’a dua

edileceğini tahdis etmeleri evvelki rivayetle çelişkilidir.

769- Ebu Hüreyre (radıyallahu anh) anlatıyor: “Resûlullah(aleyhissalâtu vesselâm) buyurdular ki: “Kim cenazenamazını mescidin içinde kılarsa kendisine (bir sevap)yoktur." -bir nüshada- “aleyhinde bir şey yoktur." (K.S.3077C.9 S.382 Akçağ, alıntısı: Ebu Dâvud, Cenâiz 54,(3191))

Bu rivayette kendi içinde çelişkilidir. Aleyhine bir şey yoktur deme ile, kendisine sevap yoktur denmesi çelişkilidir.Aleyhine bir şey yoktur sevap kazanmayı, kendisine bir şeyyoktur sevap kazanmamayı ifade etmektedir, bu iki ifade bir  birlerine terstir.

770-............... Câbir ibn Abdillah (R) şöyle demiştir:

Peygamber (S) Uhud şehidlerinden ikişe kişiyi bir örtü (yâni bir kabir) içinde birleştiriyordu. Sonra: “Hangisi Kur’ân’ıdaha çok öğrenmiştir?"diye soruyordu. Bu çift şehitlerden biri kendisine işâret edilince, onu kabirdeki lahdin içine öncekoyuyordu. Ve sonra: “Ben bu mucâhidler üzerine (yânihayâtlarını Allah yolunda fedâ ettiklerine) kıyâmet günü bir şâhidim" buyurdu ve şehitlerin kendi kanları içinde,

yıkanmadıkları ve üzerlerine namâz da kılınmadığı hâldegömülmelerini emretti. (Buhari, Kitâbu’l-Cenâiz C.3 S.1266H.99 Ötüken.)

511

Page 512: 50121318-Kutub-i-Sitte-nin-Ele�tirisi-ve-Kuran-a-Arz�-Ferec-Hudur.pdf

7/30/2019 50121318-Kutub-i-Sitte-nin-Ele�tirisi-ve-Kuran-a-Arz�-Ferec-Hudur.pdf

http://slidepdf.com/reader/full/50121318-kutub-i-sitte-nin-eletirisi-ve-kuran-a-arz-ferec-hudurpdf 512/606

Bu rivayette Uhud şehitleri örnek gösterilerek, şehitler üzerine cenaze namazı kılınamayacağını tahdis ettiler.

771-............ Ukbe ibn Âmir(R)’den (o şöyle demiştir):

Peygamber (S) bir gün çıkıp Uhud şehitlerine cenâze üzerinekıldığı namâzı gibi namâz kıldı.............. (Buhâri, Kitâbu’l-Cenâiz C.3 S.1266 H.100 Ötüken.)

772- Ukbe İbnu âmir (radıyallahu anh) anlatıyor: “Resûlullah(aleyhissalâtu vesselâm) Uhud şehitleri için sekiz yıl sonra,sanki dirilerle(de) ölülerle(de) vedalaşıyormuşçasına cenazenamazı kıldı." (K.S. 3081 C.9 S.385 Akçağ, alıntıları: Ebu

Dâvud, Cenâiz 75, (3223,3224); Nesâi, Cenâiz 61,(3,61,62))

Bu rivayetlerde ise, Uhud şehitleri için daha sonra hattaaradan sekiz sene geçtikten sonra cenaze namazı kılındığınıtahdis etmeleri bir çelişkidir. Cenaze namazı Müslümanölüye ve katledilenlere rahmet etmesi için Allah’a yapılan bir duadır, bunu sekiz sene geciktirmenin bir mantığı yoktur.

773- Ebu Berze el-Eslemi (radıyallahu anh) anlatıyor:“Resûlullah (aleyhissalâtu vesselâm) yatsıdan önce uyumayı,sonra da konuşmayı mekruh addederdi." (K.S.3102 C.9 S.413Akçağ, alıntıları: Buhari, Mevâkit 23; Müslim, Mesâcid 237,(647); Ebu Dâvud, Salât 3,(398); Tirmizi, Salât 125.)

774- Hz. Ömer (radıyallahu anh) anlatıyor: “Resûlullah

(aleyhissalâtu vesselâm), Hz. Ebu Bekir (radıyallahu anh) veyanlarında ben de bulunduğum halde müslümanlarınmeselelerini (konuşmak için) gece geç vakte kadar uyanık kalırdı." (K.S. 3103 C.9 S.414 Akçağ, alıntısı: Tirmizi, Salât126.)

İki rivayet çelişkilidir, birincisinde yatsı namazından sonra

konuşmak mekruhtur demelerine rağmen, ikincisindePeygamberin gece geç vakitlere kadar konuştuğunu tahdisetmişlerdir.

512

Page 513: 50121318-Kutub-i-Sitte-nin-Ele�tirisi-ve-Kuran-a-Arz�-Ferec-Hudur.pdf

7/30/2019 50121318-Kutub-i-Sitte-nin-Ele�tirisi-ve-Kuran-a-Arz�-Ferec-Hudur.pdf

http://slidepdf.com/reader/full/50121318-kutub-i-sitte-nin-eletirisi-ve-kuran-a-arz-ferec-hudurpdf 513/606

775- Osman İbnu Ebi’l-As (radıyallahu anh) anlatıyor: “EyAllah’ın Resûlü dedim, şeytan benimle namazımın vekıraatimin arasına girip kıraatimi iltibas etmeme sebepoluyor, (ne yapayım?)

Aleyhissalâtu vesselâm bana şu cevabı verdi: “Bu Hınzıpdenen bir şeytandır. Bunun geldiğini hissettin mi ondanAllah’a sığın. Sol tarafına üç kere tükür!”

(Osman İbnu Ebi’l-As) der ki: “Ben bunu yaptım, AllahTeâla Hazretleri onu benden giderdi." (K.S. 3106 C.9 S.415Akçağ, alıntısı: Müslim, Selâm 68,(2203))

Şeytanın vesvesesinden korunmak için, Allah’a sığınmak hem doğru hem de iyi bir şeydir. Fakat bu iyi vasiyetle beraber, sol tarafa üç kere tükürülmesinin fayda getireceğiniiddia etmeleri, namaz kılanların arasına fitne ve fesad sokmak içindir. Cami’de, cemaat saf bağlayarak namaz kılmaktadır.Cemaatten birinin sol tarafına dönüp, o tarafta kendisine

 bitişik şahsa doğru tükürmesi hiçte hoş bir hareket olmadığıgibi, kavga etmelerine ve tartışmalarına neden olur.

776- Hz. Câbir anlatıyor “Resûlullah aleyhissalâtu vesselâm buyurdular ki: “Benim mescidimde kılınacak bir namaz, onundışındaki mescitlerde kılınan bin namazdan efdaldir. Ancak Mescid-i Haram hariç. Zira Mescid-i Haram’da kılınan bir namaz, diğer mescitlerde kılınan yüz bin namazdan efdaldir."

(K.S. 6408 C.17 S.101 Akçağ, alıntısı: İbni Mace 1397.)

Bu rivayete göre, Peygamberin mescidinde kılınan bir namazın, Mescidi Haram hariç, diğer bütün mescitlerdekılınacak bin namazdan daha hayırlı olduğunu, dolayısıylaMescidi Aksa’da kılınacak bir namazdan da bin defa hayırlıolduğunu tahdis ettiler. Buna rağmen şu rivayeti de çelişkili

olarak tahdis ettiler:

777- Resûlullah (aleyhissalâtu vesselâm)’ın azadlısıMeymune radıyallahu anhâ anlatıyor: “Ey Allah’ın Resulü

513

Page 514: 50121318-Kutub-i-Sitte-nin-Ele�tirisi-ve-Kuran-a-Arz�-Ferec-Hudur.pdf

7/30/2019 50121318-Kutub-i-Sitte-nin-Ele�tirisi-ve-Kuran-a-Arz�-Ferec-Hudur.pdf

http://slidepdf.com/reader/full/50121318-kutub-i-sitte-nin-eletirisi-ve-kuran-a-arz-ferec-hudurpdf 514/606

Bize Beytü’l-Makdis hakkında fetva ver!"demiştim. Şöyle buyurdular: “Orası mahşer (yani kıyamet günü insanlarıntoplanacağı) ve menşer (herkesin defterlerinin neşredileceği)yeridir. Oraya gidin ve içinde namaz kılın. Çünkü orada

kılınacak tek namaz kendi dışındaki yerlerde kılınacak binnamaz gibidir. (K.S. 6409 C.17 S.102 Akçağ, alıntısı: İbnuMace 1407.)

Böylece Mescidi Aksa’da kılınacak bir namazın, Peygamber mescidinde ve hatta Kabe’de kılınacak bin namaz gibiolduğunu iddia ettiler. Bu ise açık bir çelişkidir.

778-................ Seyf şöyle demiştir: Ben Mücâhid’den işittim,o şöyle dedi. İbn Umer’in yanına gelindi de, ona: İşte şuRasûlullah, o Ka’be’ye girdi, denildi. Bunun üzerine İbnUmer şöyle dedi: Peygamber (S) dışarıya çıkmış olduğuhâlde, ben hemen oraya girdim ve Bilâl’i Ka’be kapısının ikisövesi arasında ayakta buldum. Ve hemen Bilâl’e sorup:Peygamber Ka’be içinde namâz kıldı mı? Dedim, Bilâl: Evet,

kapıdan giren kimsenin sol tarafına düşen iki direk arasındaiki rek’at namâz kıldı, sonra dışarıya ve Ka’be’nin yüzü-kapısı- karşısında (yâni İbrâhim makaamında) iki rek’atkıldı, dedi. (Buhari, Kitâbu’s-Salât C.1 S.485 H.47 Ötüken.)

Bu rivayette Ka’be’nin içinde Peygamberin namaz kıldığını,dolayısıyla Ka’be’nin içinde namaz kılınabileceğini tahdisettiler.

779-............... Bize İbnu Curayc, Atâ’dan haber verdi: Oşöyle demiştir: Ben İbn Abbâs’tan işittim, o şöyle dedi:Peygamber (S) Ka’be’ye girdiği zamân, onun bütünnâhiyelerinde (yâni cihetlerinde) duâ etti ve oradan çıkıncayakadar namâz kılmadı. Dışarıya çıkınca Ka’be’nin önünde ikirek’at kıldı. Ve: “Kıble işte budur" dedi.(Buhâri, Kitâbu’s-

Salât C.1 S.486 H.48 Ötüken.)

Bu rivayette ise, evvelki rivayetin aksine, PeygamberinKabe’nin içinde namaz kılmadığını, kıblenin Kabe’nın

514

Page 515: 50121318-Kutub-i-Sitte-nin-Ele�tirisi-ve-Kuran-a-Arz�-Ferec-Hudur.pdf

7/30/2019 50121318-Kutub-i-Sitte-nin-Ele�tirisi-ve-Kuran-a-Arz�-Ferec-Hudur.pdf

http://slidepdf.com/reader/full/50121318-kutub-i-sitte-nin-eletirisi-ve-kuran-a-arz-ferec-hudurpdf 515/606

dışında olduğu belirttiğini, dolayısıyla Kab’nin içinde namazkılınamayacağını tahdis etmeleri bir çelişkidir.

780-.............. İbn Şihâb şöyle demiştir: Bana Atâ ibnu Yezid

el-Cunde’i haber verdi. O Ebû Said el-Hudri (R)’den şöylederken işitmiştir: Ben Resûlullah (S)’tan işittim: “Sabâhnamâzından sonra güneş yükselinceye kadar hiçbir namâzolmaz; ikindi namâzından sonra da güneş kayboluncayakadar namâz olmaz" buyuruyordu. (Buhâri, KitâbuMevâkiti’s-Salât C.2 S.641 H.62 Ötüken.)

Bu rivayette ikindi namazından sonra güneş batıncaya kadar 

namaz kılınamayacağını tahdis ettiler.

781-............. Bize Ubeyde ibnu Humeyd tahdis edip şöylededi: Bana Abdulaziz ibnu’ Rufey’ tahdis edip, şöyle dedi:Ben Abdullah ibnu’z-Zubeyr (R)’i gördüm. O fecr namâzından sonra tavâf eder, sonra da iki rek’at namâzkılardı. Râvi Abdulaziz dedi ki: Ben Abdullah ibn’z-Zubeyr’i

gördüm, ikindiden sonra iki rek’at namâz kılardı ve Âişe’ninkendisine Peygamber’in bu iki rek’atı kılmadan evinegirmediğini tahdis ettiğini haber verdi. (Buhari, Kitâbu’l-Hacc C.4 S.1559 H.110 Ötüken.)

Bu rivayette ise ikindi namazından sonra namazkılınabileceğini rivayet etmeleri bir çelişkidir.

782-. ... Ebû Seleme b. Abdirrahman’ın Ebû Hureyre(r.a)’den rivayet ettiğine göre; Peygamber (s.a.) öğlenamazını kıldırıp iki rekatte selâm vermiş. Kendisine:

- Namaz kısaltıldı mı? denilince, iki rekat daha namaz kılmış,sonra da iki defa secde etmiştir. (Ebu Dâvud, K.Salât (2), Bâb188,189 C.4 S.74 H.1014 Şamil, ayrıca: Buhari, sehv 3;

 Nesâi, sehv 23.)Bu rivayette Peygamberin namaz kılarken raketlerdeyanıldığını ve bundan dolayı sehv secdesi yaptığını iddia

515

Page 516: 50121318-Kutub-i-Sitte-nin-Ele�tirisi-ve-Kuran-a-Arz�-Ferec-Hudur.pdf

7/30/2019 50121318-Kutub-i-Sitte-nin-Ele�tirisi-ve-Kuran-a-Arz�-Ferec-Hudur.pdf

http://slidepdf.com/reader/full/50121318-kutub-i-sitte-nin-eletirisi-ve-kuran-a-arz-ferec-hudurpdf 516/606

etmişlerdir. Anlatmak istedikleri şey, bir kimse namazkılarken yanılırsa muhakkak sehv secdesi etmesinin gerekliolduğudur. Buna rağmen bu rivayetin zıttı olan şu rivayetitahdis ettiler.

783-. ... Sa’id el-Makburi’nin Ebû Hureyre (r.a)’den rivâyetettiğine göre:

Peygamber (s.a.) (dört rekatlı) bir farz namazın ikincirekatından (sonra namazdan) ayrıldı. Bir adam kendisine:

- Ya Resûlullah, namaz kısaldı mı, yoksa unuttun mu? dedi.

Efendimiz:

“-Bunların hiç biri olmadı" buyurdu. Bunun üzerine cemaat:

- Bunu yaptın (namazı eksik kıldın) ya Resûlullah! dediler.

Bu sefer Peygamber diğer iki rekâti de kılıp (namazdan)ayrıldı ve sehv secdelerini yapmadı................ (Ebû Dâvud,

K.Salât (2), Bâb 188, 189 C.4 S.75 H.1015 Şamil.)

Görüldüğü gibi bu rivayet evvelki rivayetle çelişkilidir.

784-. ... Ebû Said el-Hudri (r.a.)den; demiştir ki:

- Bir bayram günü Mervân minberi (musallaya) çıkarıp(üzerinde) namazdan önce hutbe okumaya başladı. Bir adam

kalktı ve;

- Ey Mervan, sünnete muhâlefet ettin. Bayram günü minberiçıkardın, halbuki o çıkarmazdı. Hutbeye de namazdan önce başladın, dedi.

Ebû Said el-Hudri;

- Bu kim? diye sordu.

- Falan oğlu falan, dediler.

516

Page 517: 50121318-Kutub-i-Sitte-nin-Ele�tirisi-ve-Kuran-a-Arz�-Ferec-Hudur.pdf

7/30/2019 50121318-Kutub-i-Sitte-nin-Ele�tirisi-ve-Kuran-a-Arz�-Ferec-Hudur.pdf

http://slidepdf.com/reader/full/50121318-kutub-i-sitte-nin-eletirisi-ve-kuran-a-arz-ferec-hudurpdf 517/606

- Bu adam üzerine düşeni yaptı. Ben Resûlullah (s.a.)’in, “Bir kötülük gören kimse, eğer onu eli ile değiştirebilirse eli iledeğiştirsin. Buna gücü yetmezse, dili ile değiştirsin. Onu dayapamazsa, kalbi ile (buğz etsin). Ancak bu, imanın en

zayıfıdır" buyurduğunu işittim dedi. (Ebû Dâvud, K.Salât (2),Bâb 239,242 H.1140 Şamil, ayrıca: İbn Mâce, ikâme 155,fiten 20.)

Bu rivayette bayram namazı için okunacak hutbeninnamazdan sonra olduğunu, ayrıca bayram namazı hutbesininminber üzerinde okunamayacağını, böyle yapılması halinde bunun bir kötülük olduğunu tahdis ettiler. Bilindiği gibi,minber hutbelerde cemaatin hutbeyi iyi işitmesi için üzerineçıkılan yüksekçe yerdir. Amaç cemaate iyice duyurmak olup, bundan ayrı olarak mimberin tahdis edildiği gibi özel bir durumu yoktur. Hal böyle olunca minbere çıkılmasıMüslümanların faydasına olduktan sonra güzel bir hareketolup, hiçbir surette kötülük olarak tanımlanamaz.

İfadelerine dikkat edildiğinde esas amaçlarının hutbe okuyankimsenin minbere çıkması veya çıkmaması değildir. Asılamaçları konu olmaması lazım gelen şeyleri konu edip, esaskonu olması gereken şeylerden insanların dikkatleriniuzaklaştırmaktır, çelişkili hadis uydurmaları yanındakullandıkları bir metotta budur, kitabın başında da belirttiğimgibi bu amaçlarını gerçekleştirmek için rast gele sözler 

üreterek değil bir ekip çalışması yapmışlardır. Böyleceinsanları uğraşmamaları gereken boş konularla veyatartışmamaları gereken konularda tartışır vaziyete getiripzamanlarını boşa harcamayı ve asıl ilgilenmeleri gerekenkonulardan uzaklaştırmayı hedefledikleri gibi, İslam diniyleilgili ana konularda kavramlarla ilgili bir çok çelişkili rivayetuydurmak suretiyle şaşkın hale getirmek istemişlerdir. Bütün

 bunları yaparken de Kitabın başında örneklerini verdiğimgibi, bol bol hakaret içerikli rivayetlerde uydurmuşlardır.

517

Page 518: 50121318-Kutub-i-Sitte-nin-Ele�tirisi-ve-Kuran-a-Arz�-Ferec-Hudur.pdf

7/30/2019 50121318-Kutub-i-Sitte-nin-Ele�tirisi-ve-Kuran-a-Arz�-Ferec-Hudur.pdf

http://slidepdf.com/reader/full/50121318-kutub-i-sitte-nin-eletirisi-ve-kuran-a-arz-ferec-hudurpdf 518/606

Zamanı boşa harcatma rivayetleri açısından bakıldığında,hadis külliyatında birçok hadis bulmak mümkündür. Buaçıdan değerlendirerek konu başlığı açmak istemedim, zira böyle bir durumda çalışma konusu çok uzayacaktı. Bu tür 

rivayetlerden tanıtma amaçlı birkaç örnek verirsem; şöyle ki:

“Biriniz uykudan uyandığı zaman üç kere sümkürsün, ziraşeytan, burnun içinde geceler." (K.S.3628)

“Resûlullah aleyhissalâtu vesselâm zamanında mescidteekmek ve et yerdik." (K.S.6968)

“Kim keleri (kertenkele) ilk darbede öldürürse yüz sevapkazanır. İkinci vuruşta öldürürse daha az kazanır. Üçüncüvuruşta ise bundan az sevep kazanır." (K.S. 4948)

“Biriniz ayakkabı giyince sağdan başlasın, çıkarırken desoldan başlasın (ya ikisini birlikte giysin, ya ikisini birlikteçıkarsın." (K.S.5252)

“Resûlullah aleyhissalâtu vesselâm kişinin ayaktagiyinmesini yasakladı." (5255)

“Kişinin oturduğu zaman, ayakkabılarını çıkarıp (sol) yanınakoyması sünnettir." (K.S.5256)

(hacamat konusunda) “Salı günü kan günüdür, o günde bir 

saat vardır kan durmaz." (K.S.4017)“İhramlı reyhan koklayabilir, aynaya bakabilir. Yediğizeytinyağı ve tereyağı ile tedâvi olabilir." (K.S. 1222)

“Hz Aişe (radıyallahu anhâ)’yi ihramlı iken bedenini kaşıyankimse hakkında soru sorulunca dinlemiştir. Hz. Aişe şucevabı verir: “Evet, kaşınsın ve şiddetle kaşınsın..."

(K.S.1257)

Kur’an’ı anlayanlar bilirler ki, Kur’an bu konulardan çok daha başka konularla ilgilidir.

518

Page 519: 50121318-Kutub-i-Sitte-nin-Ele�tirisi-ve-Kuran-a-Arz�-Ferec-Hudur.pdf

7/30/2019 50121318-Kutub-i-Sitte-nin-Ele�tirisi-ve-Kuran-a-Arz�-Ferec-Hudur.pdf

http://slidepdf.com/reader/full/50121318-kutub-i-sitte-nin-eletirisi-ve-kuran-a-arz-ferec-hudurpdf 519/606

Kaldığım yerden devam edecek olursam, minber hadisiyleilgili olarak şu şekilde çelişkili rivayet uydurmuşlardır:

785-. ... Câbir b. Abdillah (r.a)’den; demiştir ki:

- Peygamber (s.a.) ramazan bayramı günü kalkıp önce namazkıldırdı, sonra da cemaate hitâbede bulundu. Hutbeyi bitirinceinip kadınların yanına geldi............... (Ebû Dâvud, K. Salât(2), B3ab 239, 241 C.4 S.270 H.1141 Şamil.)

Bu rivayette, Peygamberin hutbe için minbere çıktığı açıktır.Zira inmek için bir yere çıkmış olmak lazımdır, bu rivayette

de hutbeden sonra indi ifadesini kullandıklarına göre,minbere çıkmış olduğunu tahdis etmiş olmaktadırlar, bu iseevvelki rivayetleriyle çelişkilidir.

786-. ... Âişe (r.anhâ)dan rivayet edildiğine göre:

Resûlullah (s.a.) Ramazan ve Kurban bayramlarında birincirekâtte yedi, ikinci rekâtte de beş defa tekbir alırdı. (Ebû

Dâvud, K.Salât (2), Bâb 242, 245 C.4 S.281 H.1149 Şamil,ayrıca: İbn Mâce, ikame 156.)

Bu rivayette, bayram namazlarında, birinci rekatte yedi,ikinci rekatte de beş defa tekbir alınması gerektiğini tahdisettiler.

787-. ... Ubû Hüreyre’nin meclis arkadaşı Ebû Aişe’nindediğine göre; Said b. El-âs, Ebû Mûsa el-Eş’ari ve Huzeyfe b. El- Yemân’a, Resûlullah (s.a.)’in kurban ve ramazan bayramlarında nasıl tekbir aldığını sordu. Ebû Mûsa şucevabı verdi:

- Cenâze namazındaki tekbir gibi dört defa tekbir alırdı.

Bunun üzerine Huzeyfe:

- (Ebû Mûsâ) doğru söyledi, dedi.

519

Page 520: 50121318-Kutub-i-Sitte-nin-Ele�tirisi-ve-Kuran-a-Arz�-Ferec-Hudur.pdf

7/30/2019 50121318-Kutub-i-Sitte-nin-Ele�tirisi-ve-Kuran-a-Arz�-Ferec-Hudur.pdf

http://slidepdf.com/reader/full/50121318-kutub-i-sitte-nin-eletirisi-ve-kuran-a-arz-ferec-hudurpdf 520/606

Bunun üzerine Ebû Mûsâ şöyle dedi: “Ben Basra’da (vali)iken aynen bu şekilde tekbir alırdım.”

Ebû Âişe, “Bu (bu konuşma olurken) ben de Said b. El-âs’ın

yanında idim" der. (Ebû Dâvûd, K.Salât (2), Bâb 242, 245C.4 S.285 H.1153 Şamil.)

Bu rivayette ise, bayram namazlarında dört defa tekbir alınması gerektiği yolundaki iddiaları, evvelki rivayetleriyleçelişkilidir.

788-. ... İbn Ömer (r.a)’den rivâyet edildiğine göre;

Resûlullah (s.a.) bayram günü (namaza) bir yoldan gider, başka bir yoldan dönerdi. (Ebû Dâvûd, K.Salât (2), Bâb 246,249 C.4 S.293 H.1156 Şamil, ayrıca:Tirmizi, Cuma 37; İbnMâce, ikâme 162.)

789-. ... Bekr b. Mübaşir el-Ensâri’den şöyle dediği rivâyetedilmiştir:

- Ramazan ve kurban bayramı günleri Resûlullah’ın ashabıile birlikte Bethân vadisi yoluyla musallâya gider. Peygamber (s.a.) ile birlikte namaz kılar yine Bethân vadisindenevlerimize dönerdik. (Ebû Dâvûd, K.Salât (2), Bâb 247, 250C.4 S.295 H.1158 Şamil.)

Görüldüğü gibi, namaza gidiş geliş yolunun nasıl olması

gerektiği konusunda dahi ihtilaf meydana getirmeyeçalışmışlardır. Birinci rivayette, gidiş geliş yolunun ayrı ayrıolması gerektiği tahdis edilmişken, ikinci rivayette aynıolması gerektiği yolunda tahdiste bulunmuşlardır. İki rivayet bir birleriyle çelişkili olduğu gibi, bu tür boş ve İslamın ilgiliolmayan konularla insanları oyalamaya çalıştıklarına dikkatedilmesi gerekir.

790-. ... Âişe (r.anhâ)’dan; demiştir ki:

- Peygamber (s.a.) sabah namazından önceki iki rekatı (okadar) kısa bir zamanda kılardı (ki) ben (kendi kendime)

520

Page 521: 50121318-Kutub-i-Sitte-nin-Ele�tirisi-ve-Kuran-a-Arz�-Ferec-Hudur.pdf

7/30/2019 50121318-Kutub-i-Sitte-nin-Ele�tirisi-ve-Kuran-a-Arz�-Ferec-Hudur.pdf

http://slidepdf.com/reader/full/50121318-kutub-i-sitte-nin-eletirisi-ve-kuran-a-arz-ferec-hudurpdf 521/606

“acaba bu iki rekatte Ummül’-Kur’an’ı (Fâtiha Sûresi kasdedilmektedir) okudun mu ki?"derdim. (Ebû Dâvûd,K.Salâtu’t-Tatavvu’ (5), Bâb 3 C.4 S.502 Şamil, ayrıca:Buhari, teheccüd 28; Müslim, müsâfirin 92; Nesai, iftitâh, 40;

Muvatta’, salâtu’l-leyl 30.)

Bu rivayette peygamberin, sabah namazının sünnetini çok çabuk kıldığı rivayet edilmiştir, öyle ki, Aişe peygamberin bunamazda Fatiha sûresini okuyup okumadığı konusundatereddüde düşmüştür.

791-. ... Bilâl (r.a.)’den rivayet edildiğine göre; Bilâl (r.a.) bir 

gün Resûlullah (s.a.)’e sabah namazı (vaktinin girdiği)nihaber vermek için gelince Hz. Âişe Bilâl’e bir şeyler sorarak aydınlık iyice belirinceye kadar oyalamış, artık iyiden iyiyesabaha girmiş, bunun üzerine Bilâl kalkıp Peygamber (s.a.)’esabah(ın girdiğini) haber vermiş ve hemen arkasındanhaberini yine tekrarlamışsa da Resûlullah (s.a.) dışarıçıkmamış, (bir süre sonra) dışarı çıkıp da halka namazı

kıldırınca Bilâl, Âişe’nin bir şeyler sorarak kendisinitamamen sabah girinceye kadar oyaladığını ve (Resûl-iEkrem’in de) dışarı çıkmakta yavaş davrandığını kendisinehaber vermiş. Bunun üzerine (Resûlullah Sallallahu aleyhi veSellem de):

“-Ben sabah namazının iki rekat sünnetini kılmıştım (da oyüzden geciktim)"cevabını vermiş. Bunun üzerine Bilâl (r.a.):

- (Ama) Ey Allah’ın Resûlü, sen iyice sabaha girmiştin?deyince,

"-Eğer ben sabaha bundan daha da çok girmiş olsaydım, yinede bu iki rekatı en güzel ve en kısa şekilde kılardım" diyecevap verdi. (Ebû Dâvud, K.Salâtu’t-Tatavvu’ (5), Bâb 3 C.4

S.505 H.1257 Şamil.)

Bu rivayette ise, farz namaz için vaktin daralmasına rağmenPeygamberin sabah namazının sünnetini acele etmeden uzun

521

Page 522: 50121318-Kutub-i-Sitte-nin-Ele�tirisi-ve-Kuran-a-Arz�-Ferec-Hudur.pdf

7/30/2019 50121318-Kutub-i-Sitte-nin-Ele�tirisi-ve-Kuran-a-Arz�-Ferec-Hudur.pdf

http://slidepdf.com/reader/full/50121318-kutub-i-sitte-nin-eletirisi-ve-kuran-a-arz-ferec-hudurpdf 522/606

uzadıya kıldığını tahdis ettiler, öyle ki sabah namazınınsünnetinin en kısa şekli neredeyse sabahı bulduracak kadar uzun kılınmalıymış, bu ise evvelki rivayetle çelişkilidir.

792-... Aişe (r.a.)den (demiştir) ki:

“Peygamber (s.a.)’in oğlu İbrahim on sekiz aylıkken öldü deResûlullah (s.a.) onun cenaze namazını kılmadı." (EbûDâvud, K.el-Cenaiz (20) Bab 48-49 C.12 S.58 H.3187 Şamil)

Bu rivayette, Peygamberin on sekiz aylıkken ölen oğluİbrahim’in cenaze namazını kılmadığını, dolayısıyla

çocukların cenaze namazının kılınmayacağını tahdis ettiler.

793-.... El-Behiyy (Abdullah b. Beşşar) dedi ki:

Peygamber (s.a.)’in oğlu İbrahim vefat edince, Resûlullah(s.a.) oturmak için ayrılan bir yerde onun cenaze namazınıkıldı.

(Ebû Dâvud der ki: Ben (bu hadisi) Ya’kub b. el-Ka’ka’aokudum. O sırada kendisine): “İbnü’l Mübarek size Ata’dan(naklen) Peygamber (s.a.)’in yetmiş günlük iken (ölen) oğluİbrahim’in cenaze namazını kıldığını haber verdi mi?"diyesoruldu (da-evet- cevabını verdi). (Ebû Dâvûd, K.el-Cenaiz(20) Bab 49-50 C.12 S.59-60 H.3188 Şamil,)

Bu rivayette ise, evvelki rivayetle çelişkili olarak, İbrahim’invefat ettiği yaşı on sekiz aylıktan, yetmiş güne indirilip.Peygamberin cenaze namazını kıldığını, dolayısıyla bebek veçocukların cenaze namazının kılınmasının gerekli olduğunutahdis etmişlerdir. Hatta tahdis etmiş oldukları bir rivayette,düşük üzerine dahi cenaze namazı kılınması gerektiğinisöylemişlerdir. Şöyle ki:

794-... Ziyad (ın) Peygamber (s.a.)’e kadar ulaştırdı(ğı merfu bir hadiste Hz. Peygamber Efendimiz şöyle) buyurur:

522

Page 523: 50121318-Kutub-i-Sitte-nin-Ele�tirisi-ve-Kuran-a-Arz�-Ferec-Hudur.pdf

7/30/2019 50121318-Kutub-i-Sitte-nin-Ele�tirisi-ve-Kuran-a-Arz�-Ferec-Hudur.pdf

http://slidepdf.com/reader/full/50121318-kutub-i-sitte-nin-eletirisi-ve-kuran-a-arz-ferec-hudurpdf 523/606

“Binitli, cenazenin arkasında yürür, yaya ise (cenazenin)önünden ve arkasından ona yakın olarak sağından ve (ya)solundan yürüyebilir. Düşük üzerine namaz kılınır anne ve babası için de (Allah’dan) mağfiret ve rahmet istenir. (Ebû

Dâvud, K.el-Cenaiz (207) Bab 44-45 C.12 S.47 H.3180Şamil, ayrıca: Tirmizi, cenâiz 42; Nesai, cenâiz 55, 56, 59;İbn Mace, cenâiz 15.)

Ayrıca bu rivayette, yaya olan kimsenin cenazenin önündeyürüyebileceğini tahdis ettiler, gerçi şu anda işlemekteolduğum namaz konusuyla ilgili değildir, fakat çelişkiliolarak tahdis etmiş oldukları rivayeti yazmakta ibret olması bakımından fayda vardır.

795-... İbn Mes’ud demiştir ki:

Peygamber (s.a.)’e cenazeyle yürümeyi sorduk, şöyle buyurdu:

“-Koşmanın altında (mutedil bir surette yürür. Böyleyürümekle) eğer (ölen kimse) hayırlı (birisiyse) onu hayra(eriştirmekte) acele etmiş olunur. Eğer böyle değilse (varsın)cehennem halkı (bizden biran önce) uzak(laşıp, gitsin).Cenaze arkasından gidilendir, (kendisi) arkadan gidendeğildir. (Cenazenin) önünden giden onunla beraber  bulunmuş olmaz." (Ebû Dâvûd, K.el-Cenaiz (20) Bab 46-47C.12 S.52 H.3184 Şamil, ayrıca: Tirmizi, cenâiz 27.)

Görüldüğü gibi, evvelki rivayetin aksine, cenazenin önündeyürünemeyeceğini tahdis etmişlerdir.

796-. ... Ebû Seleme b. Abdirrhmân’dan rivayet edildiğinegöre kendisine, Peygamber (s.a.)’in eşi Âişe (r.anhâ)’ya;

- Ramazanda Resûlullah (s.a.)’in namazı nasıldı? diye

sormuş. O da şu cevabı vermiş:

- Resûlullah (s.a.) ne Ramazanda ne de Ramazanın dışında(geceleri) on bir rekatten fazla (nâfile) kılmazdı. (Önce) dört

523

Page 524: 50121318-Kutub-i-Sitte-nin-Ele�tirisi-ve-Kuran-a-Arz�-Ferec-Hudur.pdf

7/30/2019 50121318-Kutub-i-Sitte-nin-Ele�tirisi-ve-Kuran-a-Arz�-Ferec-Hudur.pdf

http://slidepdf.com/reader/full/50121318-kutub-i-sitte-nin-eletirisi-ve-kuran-a-arz-ferec-hudurpdf 524/606

rekat namaz kılardı. Artık onların güzelliğindenuzunluğundan hiç sorma, sonra dört rekat (daha) kılardı.Onların da güzelliğinden ve uzunluğundan hiç sorma, sunraüç rekat (daha) kılardı. Ben:

- Ey Allah’ın Resûlü, vitri kılmadan önce uyuyor musun?dedim, (o da):

“-Ey Âişe benim gözlerim uyur, fakat kalbimuyumaz."buyurdu. (Ebû Dâvud, K.Salâtu’t-Tatavvu’ (5), Bâb26 H.1341 Şamil, ayrıca: Buhari, terâvih 1; Müslim,müsâfirin 125; Tirmizi, salât 208; Nesâi, kıyâmü’l-leyl 38;

Muvatta, salatu’l-leyl 3.)

Bu rivayet bu günkü uygulamaya uymamaktadır, örneğin:Hanefi mezhebi bağlıları teravih namazını yirmi rekat olarak kılmaktadırlar. Bu uygulamalarını da, Yezid b. Rûman’dannaklettikleri: “Ömer zamanında müslümanlar vitirle beraber yirmi üç rekât namaz kılarlardı (Ramazanda)."(Malik-

Beyhaki) rivayetine bağlamaktadırlar.

797-. ... Ebû Hüreyre (r.a.)’den; demiştir ki: Resûlullah (s.a.)şöyle buyurdu:

“-Biriniz sabah (namazın)dan önce iki rekat (sünnet)i kılıncasağ tarafına yatıp uzansın.”...................... (Ebû Dâvûd, K.Salâtu’t-Tatavvu’ (5), Bâb 4 C.5 S.7 H.1261 Şamil, ayrıca:

Tirmizi, mevâkit 194.)

798-... Âişe (r.anhâ.)den; (demiştir) ki:

-Resûlullah (s.a.) gece namazını kıldıktan sonra, eğer benuyanık olursam benimle konuşurdu; uyur olursam, beniuyandırır, iki rekat namaz kıldıktan sonra müezzin gelipsabah namazı vaktinin girdiğini kendisine haber verinceye

kadar yatardı. Buna müteâkib iki rekatlık kısa bir namazkıldıktan sonra namaza çıkardı. (Ebû Dâvud, K.Salâtu’t-

524

Page 525: 50121318-Kutub-i-Sitte-nin-Ele�tirisi-ve-Kuran-a-Arz�-Ferec-Hudur.pdf

7/30/2019 50121318-Kutub-i-Sitte-nin-Ele�tirisi-ve-Kuran-a-Arz�-Ferec-Hudur.pdf

http://slidepdf.com/reader/full/50121318-kutub-i-sitte-nin-eletirisi-ve-kuran-a-arz-ferec-hudurpdf 525/606

Tatavvu’ (5), Bâb 4 C.5 S.12 H.1262 Şamil, ayrıca: Buhari,teheccüd 26; Müslim, müsâfirin 133.)

Birinci rivayette, sabah namazından önce iki rekat sünnet

kıldıktan sonra sağ tarafa yatıp uzanmanın gerekli olduğunusöylemişlerdir. halbuki ikinci rivayette tahdis ettiklerine göre,Peygamber iki rekatlık sünnet kıldıktan sonra sağ tarafınayatıp uzanmadan hemen namaza çıkmıştır. Bu itibarla ikirivayet bir birleriyle çelişkilidir. Diğer bir hususta, sabahnamazına kalkan bir kimsenin uzanıp yatması halinde büyük olasılıkla uyuyup namazı kaçıracağı olayıdır, bundan da niçin böyle bir rivayet uydurdukları kolayca anlaşılır.

799-. ... Semure b. Cünüp (r.a.)’den; demiştir ki:

- Ben ve Ensârdan bir çocuk hedeflerimize ok atarken güneş bakanın gözünde iki veya üç mızrak kadar olunca, Tennûme bitkisi gibi oluncaya kadar karardı. Birimiz arkadaşına;“Haydi mescide gidelim. Vallahi güneşin şu hali, Resûlullah

(s.a.) da ümmeti hakkında yeni bir şey meydana getirecek"dedi ve koşarak gittik. Bir de gördük ki Resûlullah (s.a.)mescide çıkmış. Efendimiz öne geçip namaz kıldırdı. Bizidaha önceki namazlarındaki en uzun kıyâmı gibi kıyâmdatuttu. Sesini işitmiyorduk. Sonra bize önceki namazlarındakien uzun secdesi gibi secde ettirdi. (Burada da) sesiniişitmedik. Diğer rekatte de aynen bunun gibi yaptı. Güneşinaçılması ikinci rekatteki oturuşuna denk geldi. Sonra selamverdi. Daha sonra kalkıp Allah’a hamd ve senâ etti. Allah’tan başka ilâh olmadığına ve kendisinin O’nun kulu ve Resûlüolduğuna şahâdet etti. (Ebû Dâvûd, K.Salâtu’l-İstiskâ (3),Bâb 4 C.4 S.343-344 H.1184 Şamil.)

Bu rivayette, Resûlullah zamanında güneş tutulmasıolduğunu ve Resûlullah’ın güneş tutulması namazını gizli

okuyuşla kıldırdığını tahdis ettiler.

800-. ...Âişe (r.anhâ)’den rivâyet edildiğine göre; Resûlullah(s.a.) (Küsûf namazında) kıraati uzun tutmuş ve açıktan

525

Page 526: 50121318-Kutub-i-Sitte-nin-Ele�tirisi-ve-Kuran-a-Arz�-Ferec-Hudur.pdf

7/30/2019 50121318-Kutub-i-Sitte-nin-Ele�tirisi-ve-Kuran-a-Arz�-Ferec-Hudur.pdf

http://slidepdf.com/reader/full/50121318-kutub-i-sitte-nin-eletirisi-ve-kuran-a-arz-ferec-hudurpdf 526/606

(sesli) okumuştur. (Ebû Dâvud, K.Salâtu’l-İstiskâ (3), Bâb 5C.4 S.351 H.1188 Şamil, ayrıca: Buhâri, kusuf 4,5,19;Müslim, kusuf 3.)

Bu rivayette evvelki rivayetin aksine, küsûf namazı sesliokunarak kılınmıştır demeleri bir çelişkidir.

801-. ... Âişe (r.anhâ.)den; (demiştir) ki:

-Resûlullah (s.a.) zamanında güneş tutuldu. Bunun üzerinePeygamber (mescide) çıkıp cemaate namaz kıldırdı. (Bunamazda) kıyâma durdu. (Kıyamdaki) kıraatini tahmin ettim.

Bakara sûresi (kadarı)nı okuduğunu zannettim.

Râvi hadisi sevk edip şöyle devem etti:

- Sonra iki defa secde yaptı, sonra kalkıp kıraati yine uzattı.Onun buradaki okuyuşunu da tahmin ettim. Âl-i İmran Sûresi(kadarı)nı okuduğunu zannettim. (Ebû Dâvûd, K.Salâtu’l-İstiskâ (3), Bâb 5 C.4 S.350 H.1187 Şamil.)

Bu rivayette iddia ettiklerine göre, Rasûlullah, güneştutulması namazını yaklaşık dört saat süreyle kılmıştır. ZiraBakara ve Âl-i İmran sureleri yaklaşık dört cüzdür ve ikisininokunuşu dört saat kadar bir süreyi kapsar. Rivayeti Aişe’dennakletmektedirler ve Aişe namazın çok uzun sürmesinden buiki sûreyi Peygamberin okuduğunu tahmin ettim demiş,

demektedirler, bundan anlaşılan güya kıraat gizli yapılmıştır.Hal bu ki, bir evvelki rivayette güneş tutulması namazındakıraatin sesli olduğunu yine Aişe’den nakletmişlerdi. Böyleceaynı kişiden iki çelişik rivayet tahdis etmiş oldular. Gerçi bunu sık sık yapmışlardır. Kaldı ki, Aişe Peygamberdenhangi sûreleri okuduğunu kolayca sorabilecekken niçintahminde bulunsun.

Güneş tutulması olayında, Dünyayla Güneş arasına Aygirdiğinden, Ay’ın gölgesi Dünya üzerine düşerek, gölge olanyerde Güneş görünmeyeceğinden o mıntıkada Güneş

526

Page 527: 50121318-Kutub-i-Sitte-nin-Ele�tirisi-ve-Kuran-a-Arz�-Ferec-Hudur.pdf

7/30/2019 50121318-Kutub-i-Sitte-nin-Ele�tirisi-ve-Kuran-a-Arz�-Ferec-Hudur.pdf

http://slidepdf.com/reader/full/50121318-kutub-i-sitte-nin-eletirisi-ve-kuran-a-arz-ferec-hudurpdf 527/606

tutulması meydana gelmiş olur. Bu tehlikesiz bir olay olduğugibi dört saatlik Güneş tutulması olayı iddiası ilgisi olmayanabartılı bir iddiadır. Peygamberin zararsız bir olayı, müthiş bir felaketmiş gibi halkın gözünde büyüttüğü iddiası da

Peygambere yapılmış bir iftiradır.

802-. ... Abdullah b. Abbâs (r.anhumâ), Resûlullah (s.a.) ingüneş tutulduğunda namaz kıldığını haber verirdi. (Abdullah)Urve’nin, Hz. Âişe’den onun da Peygamber (s.a.)’den rivâyetettiği hadis gibi Resûlullah (s.a.)’in her rekatta iki rükû’olmak üzere, iki rekat namaz kıldığını bildirdi. (Ebû Dâvud,K.Salâtu’l-İstiskâ (3), Bâb 4 C.4 S.340 H.1181 Şamil.)

Bu rivayette, güneş tutulması namazında, her rekatte iki rükûyapılır dediler.

803-. ... İbn Abbâs (r.anhumâ);

- Resûlullah (s.a.) güneş tutulduğunda namazı kıldı. Bunamazda(Kur’an’dan) okudu. Sonra rükû’ yaptı sonra yineokudu ve yine rükû’ yaptı, sonra tekrar okuyup rükû’ yaptı,sonra yine okudu ve rükû’a vardı. Daha sonra da secdeyekapandı. İkinci rekati de aynen böyle kıldı, demiştir. (EbûDâvud, K.Salâtu’l-İstiskâ (3), Bâb 4 C.4 S.341 H.1183 Şamil,ayrıca: Müslim, istiskâ 19.)

Bu rivayette ise her rekatte dört rükû yapılır dediler.

804-. ... Ubeyy b. Ka’b (r.a.)’den demiştir ki:

- Resûlullah (s.a.) zamanında güneş tutuldu. Efendimizcemaate namaz kıldırarak uzun sûrelerden birini okudu ve beş defa rükû yaptı. İki kere secde etti ve ikinci kalkıp yineuzunlardan bir sûre okudu ve yine beş defa rükû yaptı, ikikere secde etti, sonra güneşin tutulması açılıncaya kadar duâ

ederek olduğu halde kıbleye karşı oturdu. (Ebû Dâvud,K.Salâtu’l-İstiskâ (3), Bâb 4 C.4 S.342 H.1182 Şamil.)

527

Page 528: 50121318-Kutub-i-Sitte-nin-Ele�tirisi-ve-Kuran-a-Arz�-Ferec-Hudur.pdf

7/30/2019 50121318-Kutub-i-Sitte-nin-Ele�tirisi-ve-Kuran-a-Arz�-Ferec-Hudur.pdf

http://slidepdf.com/reader/full/50121318-kutub-i-sitte-nin-eletirisi-ve-kuran-a-arz-ferec-hudurpdf 528/606

Bu rivayette ise her rekatte beş defa rükû etti demeleri ile üçrivayet birbirleriyle çelişkili olmuş olur.

805-. ... Ubeydullah b. Nadr, babası (Nadr)’ın şöyle dediğini

rivâyet etmiştir:

- Enes b. Mâlik zamanında (şiddetli) bir karanlık oldu. Bununüzerine Enes’e gelip:

- Ya Ebâ Hamze Resûlullah (s.a.) zamanında böyle bir şey başınıza gelir miydi?, dedim.

- Allah korusun. (Bazan) rüzgar şiddetlenirdi de kıyâmetin(kopacağı) korkusuyla mescide koşardık, karşılığını verdi.(Ebû Dâvûd, K.Salâtu’l-İstiskâ (3), Bâb 11 C.4 S.360 H.1196Şamil.)

Bu rivayette uzun uzadıya tahdis ettikleri Güneş tutulması veGüneş tutulması namazı rivayetlerini söyleyen kendilerideğilmiş gibi. Peygamber zamanında ne Güneş tutulması

nede benzeri bir tabiat hadisesi olmamıştır demeleri ibretverici bir durum olduğu gibi, ne derece ciddiyetten uzak olduklarının da bir göstergesidir.

806-. ... Âişe (r.anhâ.)den; (demiştir) ki:

-Resûlullah (s.a.) geceleyin on üç rekat namaz kılardı.

Bunlardan beş rekat ile vitr yapardı. En son rekatta oturupselâm verinceye kadar bu beş (rekat)’in hiçbirinde oturmazdı.(Ebû Dâvûd, K. Salâtu’t-Tatavvu’ (5), Bâb 26 C.5 S.167H.1338 Şamil, ayrıca: Müslim, müsafirin 123, 126; Tirmizi,vitr 2.)

807-. ... İbn Ömer (r.a.)’den rivâyet edildiğine görePeygamber (s.a.) şöyle buyurmuştur:

“Gece ve gündüz namazı ikişer ikişerdir." (Ebû Dâvûd, K.Salâtu’t-Tatavvu’ (5), Bâb 13 C.5 S.81 H.1295 Şamil.

528

Page 529: 50121318-Kutub-i-Sitte-nin-Ele�tirisi-ve-Kuran-a-Arz�-Ferec-Hudur.pdf

7/30/2019 50121318-Kutub-i-Sitte-nin-Ele�tirisi-ve-Kuran-a-Arz�-Ferec-Hudur.pdf

http://slidepdf.com/reader/full/50121318-kutub-i-sitte-nin-eletirisi-ve-kuran-a-arz-ferec-hudurpdf 529/606

Ayrıca: Tirmizi, salât 166, 206; Nesai, kıyâmü’l-leyl 26, 35;İbn Mâce, ikâme, 116, Muvattâ, salatu’l-leyl 7.)

Birinci rivayette hiç oturmadan ve ara vermeden.

Resûlullahın peş peşe beş rekat vitir namazı kıldığını tahdisettiler. İkinci rivayette gece ve gündüz namazlarının ikişer ikişer rekatle kılınması gerektiğini rivayet etmeleri bir çelişkidir.

808- İbni Abbâs (radıyallahu anhümâ) anlatıyor: “Allah,namazı peygamberimizin diliyle hazerde dört, seferde iki,korku halinde de bir rek’at olarak farz kılmıştır." (K.S. 2332

C.8 S.299 Şamil, alıntıları: Müslim, Salât 5, (687); EbûDâvûd, Salât 287, (1247); Nesâi, Taksir 1, (3,118,119)) .

809- Cabir’den naklen: Resûlullah (Sallallahu aleyhivesellem) ile birlikte korku namazı kılmış (şöyle ki)Resûlullah (Sallallahu aleyhi vesellem) iki taifeden (birine)iki rekat namaz kıldırmış. Sonra öteki taifeye de iki rekat

kıldırmış. Bu suretle, Resûlullah (Sallallahu aleyhi vesellem)dört rekât namaz kılmış, fakat her iki taifeye ikişer rekâtkıldırmış. (Müslim, C.4 Hadis 312 (2339) Sönmez Neşriyat.)

Birinci rivayette korku namazı bir rekattir demelerinerağmen, ikinci rivayette iki rekattir demeleri bir çelişkidir.

810-. ... Ebû Ma’mer’den; demiştir ki: Biz Habbab’a;

- Hz. Peygamber (s.a.) öğle ve ikindi namazlarında Kur’anokur muydu, diye sorduk. O da:

- Evet, dedi. Biz;

- Bunu nasıl anlıyordunuz? dedik;

- Peygamber (s.a.)’in sakalının hareket etmesinden, diyecevab verdi. (Ebû Dâvud, K.Salât (2), Bâb 124, 125 C.3S.247 H.811 Şamil, ayrıca: Buhâri, ezân 91,96,97,108; İbnMâce, ikâme 7.)

529

Page 530: 50121318-Kutub-i-Sitte-nin-Ele�tirisi-ve-Kuran-a-Arz�-Ferec-Hudur.pdf

7/30/2019 50121318-Kutub-i-Sitte-nin-Ele�tirisi-ve-Kuran-a-Arz�-Ferec-Hudur.pdf

http://slidepdf.com/reader/full/50121318-kutub-i-sitte-nin-eletirisi-ve-kuran-a-arz-ferec-hudurpdf 530/606

Bu rivayete göre, güya, Peygamberin öğle ve ikindinamazlarında Kur’an okuduğunun delili bu namazlarıkılarken sakalının hareket etmesiymiş. Sakal yalnız Kur’anokurken hareket etmez, bir kimse dua etse sakalı olması

halinde sakalı hareket eder, bundan dolayı söyledikleri buiddia Peygamberin öğle ve ikindi namazlarında Kur’anokumuş olduğunun delili olamaz. Diğer bir hususta,Peygamberden sorup öğrenmek varken neden böyle bir yönteme baş vurulmuş olsun. Kaldı ki namaz her Müslümanüzerine farzdır, hal böyleyken cemaat bilmeden nasıl namazkılıyordu da bir şahıstan sormak ihtiyacını duydular. Bu

rivayeti okuyan kişi zanneder ki, Peygamber Ay’da namazkılıyordu da dünyadan ona teleskop ile bakıyorlardı, böyleceancak Peygamberin Kur’an okuduğunu, doğru bir tahminolmasa da, zira dua ediyor da olabilir, sakalının hareketetmesinden anladılar. Bu rivayetten asıl amaçları hemkendilerini ciddiye alan kimselerle alay etmek, hem dePeygamberin dinle ilgili olsa dahi kendisine sorusorulamayacak geçimsiz bir kimse olduğunu iddia etmektir.Peygamber onların bu iddialarından münezzeh olduğu gibi,dini tebliği hakkıyla yerine getirmiştir. Bu itibarlaPeygambere ve Müminlere saldırı amacıyla uydurulmuş burivayetin aslı yoktur.

811-. ... Ebû Hüreyre (r.a.)’den; demiştir ki; Resûlullah(Sallallahu aleyhi vesellem) buyurdular ki:

“Sâlih olsun, fâcir olsun hatta büyük günah işlemiş de olsaher müslümanın arkasında farz namazı (cemaatle kılmak)vâciptir." (Ebû Dâvûd, K.Salât (2), Bâb 63,64 C.2 S.440H.594 Şamil.)

Bu rivayeti uydurmaktan amaçları, Krallık yapan diktatörlerive yöneticilerini müslümanlara önder yapmaktır. Zira bu gibi

kimseler tarih içerisinde büyük günahlar işleyen Fâcir kimseler olmalarına, zulümler yapmalarına, Müslüman inancıtaşımamalarına rağmen kendilerini Müslüman tanıtarak,

530

Page 531: 50121318-Kutub-i-Sitte-nin-Ele�tirisi-ve-Kuran-a-Arz�-Ferec-Hudur.pdf

7/30/2019 50121318-Kutub-i-Sitte-nin-Ele�tirisi-ve-Kuran-a-Arz�-Ferec-Hudur.pdf

http://slidepdf.com/reader/full/50121318-kutub-i-sitte-nin-eletirisi-ve-kuran-a-arz-ferec-hudurpdf 531/606

özellikle Cuma günleri, Cuma namazında imamlık yapmayı,halkı aldatmak ve tahtlarını sağlamlaştırmak için gerekligörüp istemekteydiler. Halbu ki Kur’an’da bu gibi kimselerincehennemlik oldukları bildirilmiştir. Şöyle ki:

- Yoksa biz, inanıp iyi işler yapanları, yeryüzünde bozgunculuk yapanlar gibi mi tutacağız? Yoksa (Allah’ınazâbından) korunanları fâcirler (yolda olmayanlar) gibi mitutacağız. 38/28

- İyiler mutlaka nimet içindedirler. 82/13

- Fâcirler de yakıcı ateş içindedirler. 82/14

- Cezâ günü oraya girerler. 82/15

Uydurmuş oldukları rivayetlerinin, fâcir günahkar yöneticilerin imamlığını sağlamak için olduğunu, halktankimseler için olmadığını çelişkili olarak tahdis ettikleri şurivayetten anlamak mümkündür:

812- Câbir’ den rivayet etmiş oldukları hadiste: “Sakın bir kadın bir erkeğe ve bir a’rabi (bedevi) bir muhâcire (şehireyerleşen kimseye) bir fâcir bir Mü’mine imam olmasın."(Ebû Dâvud şerhinde C.2 S. 441 Şamil, ayrıca İbn Mâce,ikâme 78.)

İslam dininde derece üstünlüğü yönünden, Allah nezrindeerkeğin kadına, kadının erkeğe bir üstünlüğü yoktur, üstünlük konusunda ölçü takvadır, bir kadın bir erkekten çok dahatakvalı olabilir ve böylece Allah nezrinde derecesi daha üstünolur. Hayat mücadelesi yönünden erkekler kadınlardanfiziksel olarak daha güçlü oldukları için ailenin geçim yüküerkeğe yüklenmiştir ve aile reisliği ona verilmiştir. İmam aynızamanda, dini çalışmalarda önder olduğundan, imamlık yükü

İslam dininde erkeğe verilmiştir. İslam dininde herkesinkendi gücüne göre yük yüklenmesi önemlidir.

531

Page 532: 50121318-Kutub-i-Sitte-nin-Ele�tirisi-ve-Kuran-a-Arz�-Ferec-Hudur.pdf

7/30/2019 50121318-Kutub-i-Sitte-nin-Ele�tirisi-ve-Kuran-a-Arz�-Ferec-Hudur.pdf

http://slidepdf.com/reader/full/50121318-kutub-i-sitte-nin-eletirisi-ve-kuran-a-arz-ferec-hudurpdf 532/606

İmamlık yönünden, şehirlinin köylüye, köylünün şehirliye,Arabın, arab olmayana, Arab olmayanın araba bir üstünlüğüyoktur. Bu açıdan rivayetleri uydurmadır. “Fâcir bir Mümineimam olmasın" sözleriyle de, öbür rivayetleriyle çelişkiye

düşmüşlerdir.

Takva ile ilgili olarak, Kur’an’dan mealen:

- Ey insanlar, biz sizi bir erkek ve bir dişiden yarattık ve birbirinizi tanımanız için sizi milletlere ve kabilelere ayırdık.Allah yanında en üstün olanınız (Allah’ın buyrukları dışınaçıkmaktan) en çok korunanınızdır. Allah bilendir haber 

alandır. 49/13

813- İbnu Ömer (radıyallahu anhümâ) anlatıyor: “Resûlullah(aleyhissalâtu vesselâm) ile birlikte iki rek’at öğleden evvel,iki rek’at sonra, keza iki rek’at cum’adan sonra, iki rek’atakşamdan sonra, iki rek’at yatsıdan sonra namaz kıldım.Akşam ve yatsı(dan sonrakiler evinde idi." (K.S. 2930 C.9

S.259 Akçağ, alıntıları: Buhari, Teheccüd 29,25, 34; Cum’a39; Müslim, Müsafirin 291 (729), Cum’a 71,(882); Muvatta,69,(1,166); Ebû Dâvud, Salât 290,(1552); Nesâi, İkâmet 64,(2,119), Cum’a 43,(3,113); Tirmizi, Salât 220,(433,434))

814- Hz. Aişe (radıyallahu anhâ) anlatıyor: “Resûlullah(aleyhissalâtu vesselâm) buyurdular ki: “Sünnette gelen oniki Rek’ate kim devam ederse Allah ona cennette bir ev bina

eder. Bu on iki rek’atin:

Dördü öğleden önce,

İkisi öğleden sonra,

İkisi akşamdan sonra,

İkisi yatsıdan sonra,

532

Page 533: 50121318-Kutub-i-Sitte-nin-Ele�tirisi-ve-Kuran-a-Arz�-Ferec-Hudur.pdf

7/30/2019 50121318-Kutub-i-Sitte-nin-Ele�tirisi-ve-Kuran-a-Arz�-Ferec-Hudur.pdf

http://slidepdf.com/reader/full/50121318-kutub-i-sitte-nin-eletirisi-ve-kuran-a-arz-ferec-hudurpdf 533/606

İkisi de sabahtan önce." (K.S. 2931 C.9 S.260 Akçağ,alıntıları: Tirmizi, S3alât 206,(414); Nesâi, Kıyamu’l-Leyl66,(3,260); İbnu Mâce, İkâmet 100, (1142).)

815- Hz Aişe (radıyallahu anhâ) anlatıyor: “İki namaz var ki,Resûlullah (aleyhissalâtu vesselâm) bunları ne gizli ne dealeni olarak seferde ve hazerde hiç terk etmedi: Sabahtanönce iki rek’at, ikindiden sonra iki rek’at." (K.S. 2939 C.9S.260 Akçağ, alıntıları: Buhari, Mevâkitu’s-Salât 33, 73;Müslim, Salâtu’l-Müsâfirin 300,(835); Ebû Dâvud, Salât 290,(1253); Nesâi, Mevâkitu’s-Salât 36,(1,281), Kıyâmu’l-Leyl56,(3,251,252))

816- Hz. Ali (radıyallahu anhâ) anlatıyor: “Resûlullah(aleyhissalâtu vesselâm) sabah ve ikindi hariç her namazınarkasından iki rek’at (nafile) namaz kılardı." (K.s. 2933 C.9S.262 Akçağ, alıntısı: Ebû Dâvud, Salât 299,(1275))

817- Ümmü Habibe (radıyallahu anhâ) anlatıyor: “Resûlullah

(aleyhissalâtu vesselâm) buyurdular ki: Kim öğleden öncedört, öğleden sonra da dört (rek’at nafile) kılarsa, Allah onuateşe haram eder. (K.S. 2955, 2956 C.9 S.274-275 Akçağ,alıntıları: Ebû Dâvud, Salât 296(1269); Tirrmizi, Salât 317,(427,428); Nesâi, Kıyâmu’l-Leyl 67,(3,265))

818-. ... Abdullah b. Ömer (r.a.)’den rivâyet edildiğine göre;Resûlullah (s.a.) öğle namazından önce iki rekat, öğle

namazından sonra dört rekat, akşamdan sonra evinde iki rekatve yatsıdan sonra iki rekat kılardı. Cumadan sonra (evine)dönünceye kadar namaz kılmazdı (evine dönünce) iki rekatkılardı. (Ebû Dâvûd, K.Salâtu’t-Tatavvu’ (5), Bâb 1 C.4S.498 H.1252 Şamil, ayrıca: Buhari, teheccüd 29; Müslim,müsâfirin 104; Nesâi, ikâme 64.)

819-. ... Âişe (r.anhâ’dan; demiştir ki:

- Peygamber (s.a.) öğle namazından önceki dört (rekat)’lasabah namazında önceki iki rekati terk etmezdi. (Ebû Dâvud,

533

Page 534: 50121318-Kutub-i-Sitte-nin-Ele�tirisi-ve-Kuran-a-Arz�-Ferec-Hudur.pdf

7/30/2019 50121318-Kutub-i-Sitte-nin-Ele�tirisi-ve-Kuran-a-Arz�-Ferec-Hudur.pdf

http://slidepdf.com/reader/full/50121318-kutub-i-sitte-nin-eletirisi-ve-kuran-a-arz-ferec-hudurpdf 534/606

K.Salâtu’t-Tatavvu’ (5), Bâb 2 C.4 S.500 Şamil, ayrıca:Buhari, teheccüd 34; Nesâi, kıyâmu’l-leyl 56.)

820-. ... İbn Ömer (r.a.)’den; demiştir ki: Resûlullah

(Sallallahu aleyhi vesellem) şöyle buyurdu:

“-İkindinin farzından önce dört rekat (namaz) kılan kimseyeAllah rahmet etsin. (Ebû Dâvûd, K.Salâtu’t-Tatavvu’ (5), Bâb8 C.5 S.29 Şamil, ayrıca: Tirmizi, mevâkit’us-salât, 201; İbnMâce, ikame 109.)

821-. ... Ali (r.a)’den rivayet edildiğine göre; Peygamber 

(s.a.) ikindi namazından önce iki rekat(lık bir namaz) kılardı.(Ebû Dâvûd, K.Salâtu’t-Tatavvu’ (5), Bâb 9 C.5 S.30 Şamil.)

822- İbnu Abbâs radıyallahu anh anlatıyor: “Resûlullahaleyhissalâtu vesselâm hazer namazını ve sefer namazını farzkılmıştır. Biz hazarda farzdan önce ve sonra sünnet kılardık.Seferde de farzdan önce ve sonra sünnet kılardık. (K.S. 6306C.17 S.48 Akçağ, alıntısı: İbni Mace 1072.)

823-. ... Ebû Hüreyre (r.a.)’den; demiştir ki: Resûlullah (s.a.)şöyle buyurdu:

İbnu’s-Sabbâh’ın rivayetine göre, “Cumadan sonra namazkılacak olan kimse dört rekat kılsın.”

İbn Yûnus’un rivayetine göre ise Efendimizin beyânı şuşekildedir:

“- Cumayı kıldığınızda arkasından dört rekat de (nâfile)kılınız.”

Süheyl şöyle dedi: Babam bana; “yavrum, eğer câmide ikirekat kılar sonra da eve gidersen, iki rekat (de orada) kıl"

dedi. (Ebû Dâvud, K.Salât (2), Bâb 236,238 C.4 S.253H.1131 Şamil, ayrıca: Müslim, Cuma 69; Tirmizi Cuma 24;İbni Mâce, ikâme 95.)

534

Page 535: 50121318-Kutub-i-Sitte-nin-Ele�tirisi-ve-Kuran-a-Arz�-Ferec-Hudur.pdf

7/30/2019 50121318-Kutub-i-Sitte-nin-Ele�tirisi-ve-Kuran-a-Arz�-Ferec-Hudur.pdf

http://slidepdf.com/reader/full/50121318-kutub-i-sitte-nin-eletirisi-ve-kuran-a-arz-ferec-hudurpdf 535/606

Farz namazların sünnetleriyle ilgili olmak üzere on bir rivayet yazdım, bunlar incelendiğinde aralarında bir çok çelişki görmek mümkündür, şöyle ki:

Öğle namazı için, 813. Rivayette önce iki, sonra iki rakat,814. Rivayette önce dört sonra iki rekat, 816. Rivayette sonraiki rekat, 817. Rivayette önce dört, sonra dört rekat, 818.Rivayette önce iki, sonra dört rekat, 819. Rivayette önce dörtrekat olarak tahdis etmişlerdir. Böylece iç içe çelişkiler meydana gelmiştir. Diğer vakitler arasıdaki çelişkiler de buşekilde sıralanarak görülebilir.

Böylece hangi farz namazın kaç rekat sünneti olduğunu ve nezaman kılınacağını kesin olarak bilmek imkansız hale gelmişolur. 822 nci örnekte, Peygamberin namazı farz kıldığınısöylemeleri ise İslam dinine ters düşen bir durumdur. Ziranamazı Allah farz kılar, Peygamber ise farzı koyan değil,farzı yerine getirmekle mükellef kimsedir. İslam dinindeAllah’tan başka hiç kimse din koyamaz, dini ancak ve ancak 

Allah koyar.

Rivayetlerden yüz otuz üç örnek seçerek namaz konusundaneler tahdis ettiklerini aralarındaki çelişkileri, Kur’an’a ve bugün kılınmakta olan namaza aykırı yönlerini yeri geldikçegöstermeye çalıştım. Tenkide konu olabilecek rivayetleriyalnız bunlardan ibaret değildir, konuyu uzatmamak için yüzotuz üç örnekle yetindim. Bu örnekler bile rivayetleri dikkatealacak bir kimsenin çelişki ve tutarsızlıklarından dolayınamaz kılmayı öğrenemeyeceği açıktır. Örneğin: Farznamazlar için hazerde (ikamet edilen yerde) dört rekattir diyetahdis ediyorlar, hal böyle olunca akşam farzını üç ve sabahnamazı farzını iki rekat olarak kılmayı neyle izah ediyorlar?Zira uygulama ile rivayetler çelişmektedir. Diğer taraftannamaz kılarken Kur’an okunup okunmayacağı, tekbir getirip

getirilmeyeceği, ses tonunun nasıl olması gerektiği, hattaBismillehirrahmanirrahim dahi denip denemeyeceği çelişkilirivayetlerden dolayı meçhuldür, ve bunun gibi birçok çelişkili

535

Page 536: 50121318-Kutub-i-Sitte-nin-Ele�tirisi-ve-Kuran-a-Arz�-Ferec-Hudur.pdf

7/30/2019 50121318-Kutub-i-Sitte-nin-Ele�tirisi-ve-Kuran-a-Arz�-Ferec-Hudur.pdf

http://slidepdf.com/reader/full/50121318-kutub-i-sitte-nin-eletirisi-ve-kuran-a-arz-ferec-hudurpdf 536/606

rivayetleri mevcuttur. Görüldüğü gibi verdiğim rivayetörnekleri, çelişkili durumu göstermek açısından, anlamak isteyen bir kimse için ibret vericidirler.

Hal böyle olmasına rağmen iddia ediyorlar ki, rivayetler olmamış olsaydı biz namazın nasıl kılınacağını bilemezdik.Zira onlara göre, namaz kılma şekli Kur’an’da belirsizmiş,namaz ancak rivayetlerle öğrenilirmiş. Aslında namazıKur’an’dan anlamamalarına neden olan husus Kur’an’ıanlayamamalarıdır. Yoksa, namaz Kur’an’da bütünhususiyetleriyle açıktır. Şöyle ki:

KUR’AN’A GÖRE NAMAZ

Kur’an’ı esas alarak namazın ne olduğunu anlatırsak konukolayca anlaşılır, bunun için öncelikle "Salat" kelimesinin neanlama geldiğinin bilinmesine ihtiyaç vardır. Bu husus taKur’an’dan mealen:

- Ey iman edenler! Cuma günü salat (namaz) içinçağrıldığı(nız) zaman Allah’ı anmağa (zikretmeğe) koşun,alışverişi (işi gücü) bırakın. Eğer bilirseniz bu, sizin için dahahayırlıdır. 62/9

Bu ifadelerden anlaşılacağı gibi, Cuma günü salat (namaz)için ezan okunduğunda ezanı duyan Mümin kimselerin salatdavetinden anlayacağı şey, Allah’ı zikretmeğe yani anmaya

davet edildiğidir. Peki bir Mümin Allah’ı nasıl anar; bir Mümin, Allah’ı anarken neler söyler diye düşündüğümüzde, bunun Kur’an’da ki Allah’ı övgü ifadelerini esas alan bir övgü anışı olduğunu görürüz. Böylece salat kelimesininkapsadığı mana, bu yönüyle, kabul edilin yani sevapkazandıran bir salat olması için, İsteyerek ve severek Allah’ıövmek gereklidir. Ayrıca bu övgü, Allah için söz konusu

olunca keyfi olmayıp Kur’an öğretisini esas alarak yapılan bir övgü olmalıdır. Bu da, tesbih, tahmid, tekbir gibi güzelsözlerdir.

536

Page 537: 50121318-Kutub-i-Sitte-nin-Ele�tirisi-ve-Kuran-a-Arz�-Ferec-Hudur.pdf

7/30/2019 50121318-Kutub-i-Sitte-nin-Ele�tirisi-ve-Kuran-a-Arz�-Ferec-Hudur.pdf

http://slidepdf.com/reader/full/50121318-kutub-i-sitte-nin-eletirisi-ve-kuran-a-arz-ferec-hudurpdf 537/606

Allah için salat ederken, Allah adının anılmasının gerekliolduğuyla ilgili olarak Kur’an’dan mealen:

- Doğrusu mutluluğa ermiştir arınan; 87/14

- Rabb’inin adını zikredip salat kılan. 87/15

Kur’an öğretisi esas alınmadan yapılacak zikirler, salatlar,Allah yanında kabul görmeyen sapmalardır. Bu konudaKur’an’dan mealen:

- Onların Beyt(ullah) yanındaki salatları da, ıslık çalmadan ve

el çırpmadan başka bir şey değildi. “O halde küfrünüzdendolayı azabı tadın. 8/35

Kafirler, kendi icat ettikleri bir usülle, Kabe’nin yanında elçırparak ve ıslık çalarak Allah’ı övdüklerini, O’na salatettiklerini zannediyorlardı, nasıl ki bugün bile bazı kimseler,dümbelek, tef, kudüm v.s. Çalıp raks ederek Allah’ızikrettiklerini, övdüklerini zan ediyorlarsa, bunlarda ıslık 

çalıp el çırpmayı Allah’a salat etme zannediyorlardı. Bütün bu hareketler Allah tarafından kabul görmeyen reddedilmişve yapanlarını azaba götüren hareketlerdir. Zira, Allahöğretmezse Peygamberler dahi, Allah’a nasıl ibadetedeceklerini ve O’nu nasıl övüp salat edeceklerini bilemezler.Bu hususta Kur’an’dan mealen:

- İbrâhim, İsmâil’le berâber Ev’in (Kabe’nin) temelleriniyükseltiyor: “Rabb’imiz, bizden kâbul buyur, şüphesiz senişitensin, bilensin." 2/127

- “Rabb’imiz, bizi sana teslim olanlar yap, neslimizden deteslim olan bir ümmet çıkar; bize ibadet yollarımızı göster,tövbemizi kabûl et; zirâ, tövbeleri kabûl eden, çok merhametli olan ancak sensin, sen!" 2/128

Görüldüğü gibi, ibadet yollarını, usullerini göstermek Allah’aaittir. Ve Kur’an öğretisine göre “Salat" kelimesi “Övgü"manasına gelmiş olur. Allah bir kimseye salat ederse o

537

Page 538: 50121318-Kutub-i-Sitte-nin-Ele�tirisi-ve-Kuran-a-Arz�-Ferec-Hudur.pdf

7/30/2019 50121318-Kutub-i-Sitte-nin-Ele�tirisi-ve-Kuran-a-Arz�-Ferec-Hudur.pdf

http://slidepdf.com/reader/full/50121318-kutub-i-sitte-nin-eletirisi-ve-kuran-a-arz-ferec-hudurpdf 538/606

kimseyi övmüş, dolayısıyla sevmiş ve ona merhamet etmişdemektir. Kul, Allah’a hakkıyla salat edince, Allah’ı sevmiş,övmüş ve yüceltmiş olur. Allah’ı sevmiş olması ve sevepkazanması için salatında gaflet içinde olmaması gerekir. Kul,

kul için Allah’ın razı olduğu şekilde salat edince onu övmüş,sevmiş ve Allah’tan affını istemiş olur. Salat kelimesi öyle bir kavramdır ki, Allah’tan kullara, kullardan Allah’a vekullardan, kullar üzerine olabilir. Bu hususta Kur’an’danmealen:

- (Şüphesiz) Allah ve Melekleri Peygambere salât ederler; eyiman edenler siz de Ona salât edin ve tam bir teslimiyetleselam edin. 33/56

- O (Allah)dır ki, Zatı ve Melekleri size salât ederler; (Allah) böylece sizi karanlıklardan aydınlığa çıkarmak istemektedir.O müminlere karşı çok merhametlidir. 33/43

- Onların mallarından bir miktar sadaka al ki onunla onları

arındırıp temizleyesin ve onlar üzerine salât (duâ) et; çünküsenin salavatların (duâların) onlar için bir sükûnettir. Allahişitendir bilendir. 9/103

- Bedevi Araplardan kimi de vardır ki Allah’a ve âhiretgününe inanır, verdiğini Allah’a yakın dereceler kazanmağave Resûlün salavatını (duâlarını) almaya vesile sayar.Gerçekten o (verdikleri), kendileri için yakın dereceler(e

vesile)dir. Allah onları rahmetinin içine sokacaktır.Muhakkak ki Allah bağışlayan, esirgeyendir. 9/99

- Doğrusu mutluluğa ermiştir arınan. 87/14

- Rabb’inin adını anıp salât kılan. 87/15

- Gerçek şudur ki ben Allah’ım. Benden başka İlâh yoktur.

Bana ibadet et ve beni anmak için salât (namaz) kıl. 20/14

- Kitab’dan sana vahye dileni oku ve salât (namaz) kıl, çünküsalât (zikir ve namaz), kötü ve iğrenç şeylerden vaz geçirir.

538

Page 539: 50121318-Kutub-i-Sitte-nin-Ele�tirisi-ve-Kuran-a-Arz�-Ferec-Hudur.pdf

7/30/2019 50121318-Kutub-i-Sitte-nin-Ele�tirisi-ve-Kuran-a-Arz�-Ferec-Hudur.pdf

http://slidepdf.com/reader/full/50121318-kutub-i-sitte-nin-eletirisi-ve-kuran-a-arz-ferec-hudurpdf 539/606

Allah’ı anmak, elbette daha büyüktür, Allah, ne yaptığınızı bilir. 29/45

Demek oluyor ki, salât kavramı bir anma; bir dua; övgü

kavramıdır. Yoksa salt olarak beş vakit kılınan “Namaz"şeklinde anlaşılıp özdeşleştirilirse ters neticelere varılır. Zira,ayet meallerinde görüldüğü gibi, Allah, Peygambere veMüminlere salât etmektedir. Haşa bu Allah’ın onlara ibadetettiği manasında değildir. Ancak onlara övgü ve rahmet ettiğimanasındadır. Bu itibarla, salât Allah’ın layık olduğu şekildeAllah’a ve Kulların layık olduğu şekilde kullara yapılır.Örneğin: Kullar övülürken hiçbir zaman kainat üstümanasında olmak üzere “Ekber" yani en büyük kelimesi; tümnoksanlıklardan münezzehi yet (kusursuzluk) manasına gelen“Sûbhan" kelimesi veya her şeyden müstağni, her şeyin O’namuhtaç olduğu manasına gelen “Samed" gibi kelimeler kullara salât edilirken kullanılmaz. Bu gibi ifadeler Allah’asalat edilirken söylenir, kullar için, çok iyi, takvalı, abit,Allah’ın rızasına layık, Allah ondan razı olsun, cennete

koysun, azaplandırmasın veya hastaysa Allah şifa versin,Allah ona iyilik versin gibi dualı sözler söylenir. Kişi bunlaralayıksa meşrudur. Bu itibarla da anlaşılmış olur ki, liyakatıdikkate alıp, haddi aşmamak şartıyla “salât" kullardankullara, kullardan Allah’a olabildiği gibi, Allah’tan kullara ki; bunlar “Mümin" olan kullardır. Edile bilir. Ve bunda tevhideaykırı bir husus yoktur. Bu konuda Kur’an’dan bir örnek 

verecek olursam, mealen:

- O halde, beni zikredin (anın)ki, ben de sizi zikredeyim; bana şükredin; (fakat) nankörlük etmeyin. 2/152

Demek oluyor ki, kullar Allah’ı, Allah’ta kulları zikreder,kullardan Allah’a yapılan zikir, Allah’a layık olacak şekilde,Allah’tan kullara yapılan zikirde, kullara layık olacak 

şekildedir. Örneğin, cenaze üzerine salât edilirken hiçbir zaman Kur’an okunmaz, zira bir kimsenin söylemiş olduğugüzel sözler onun adına anılıp tekrarlandığında, nasıl ki o

539

Page 540: 50121318-Kutub-i-Sitte-nin-Ele�tirisi-ve-Kuran-a-Arz�-Ferec-Hudur.pdf

7/30/2019 50121318-Kutub-i-Sitte-nin-Ele�tirisi-ve-Kuran-a-Arz�-Ferec-Hudur.pdf

http://slidepdf.com/reader/full/50121318-kutub-i-sitte-nin-eletirisi-ve-kuran-a-arz-ferec-hudurpdf 540/606

şahıs anılıp övülüyorsa, Kur’an’da, Allah’ın sözüolduğundan, Kur’an okumak, Allah’ı övme, zikretme veAllah’a salat etme manasındadır. Ölüye salât ediyoruz diyehiçbir zaman ne cenazenin başında, nede mezarının başında

ve nede gıyabında Kur’an okunmaz, ancak ölü için övücüsözler söylenir ve onun için Allah’tan rahmet istenir. Vetabiidir ki ölünün bu sözlere layık olması diğer bir husustur.Ve ölü üzerine yapılan salât’a hiçbir zaman “Cenaze namazı"denmez, zira “Namaz" kelimesinin Türkçedeki karşılığı“ibadet”tir. Bu kullar için kullanılamaz.

Böylece anlaşılmış olur ki, salât kelimesi kullanıldığı her hususta ibadet veya Namaz manasında değildir. Ancak Allahiçin yapılan salatlar ibadet kavramına girmektedir, ziraAllah’a yapılan salatlar, Allah’a has olan zikirlerdir.

Diğer önemli bir hususta secde olayıdır. Kimileri secdeyiibadetle özdeş (aynı) sayıp o şekilde anlamaktadırlar, buşekildeki bir anlayış, secdeyi doğru anlamış olmak manasında

değildir. Zira, nasıl ki cins belirlemek suretiyle, örneğin: “En büyük kelimesini" kullandığımızda, ağaçların en büyüğüfalan ağaç, dağların en büyüğü falan dağ diyebiliyorsak ve buşirk olmuyorsa. Ancak, salt olarak, Allah’tan başkası için en büyük sözcüğünü kullandığımızda bu şirk oluyorsa. Secde dekullar arasındaki üstünlüğü belirtmek bakımından, kullardankullara yapıldığında şirk olmaz. Fakat, Allah’tan başkasını

İlâh kabul ederek, o kabul edilen şeye secde yapılırsa şirk olayı işlenmiş olur, isterse, Allah’tan başka, bu ilâh kabuledilmiş olan şey, canlı veya ölü bir insan, bir taş v.s. olsunfark etmez.

Bu hususta Kur’an’dan mealen:

- Sizi yarattık, sonra size şekil verdik, sonra da meleklere:

“Adem’e secde edin!"dedik; hepsi secde ettiler, yalnız İblisetmedi, o secde edenlerden olmadı. 7/11

540

Page 541: 50121318-Kutub-i-Sitte-nin-Ele�tirisi-ve-Kuran-a-Arz�-Ferec-Hudur.pdf

7/30/2019 50121318-Kutub-i-Sitte-nin-Ele�tirisi-ve-Kuran-a-Arz�-Ferec-Hudur.pdf

http://slidepdf.com/reader/full/50121318-kutub-i-sitte-nin-eletirisi-ve-kuran-a-arz-ferec-hudurpdf 541/606

- (Allah) buyurdu: “Sana emrettiğim zaman seni secdeetmekten alıkoyan nedir?" (İblis): “Ben, dedi, ondanhayırlıyım. Beni ateşten yarattın, onu çamurdan yarattın."7/12

- (Allah) buyurdu: “Öyle ise oradan in, orada büyüklük taslamak senin haddin değildir. Çık, çünkü senaşağılıklardansın!" 7/13

Görüldüğü gibi, Kur’an öğretisine göre, kullar arasındasecde, karşısındakini İlâh görmemek şartıyla ibadetmanasında olmayıp, bir birlerinden üstünlük manasındadır.

Yine bu konuda Kur’an’dan mealen:

- Hani bir zaman Yûsuf babasına: “Babacığım demişti, ben(rüyâda) on bir gezegen, güneşi ve ayı gördüm, bunların banasecde ettiklerini gördüm." (demişti). 12/4

- (Babası Yakub): “Yavrum, dedi, rüyanı kardeşlerineanlatma sonra sana bir tuzak kurarlar. Çünkü şeytan, insanaapaçık bir düşmandır! 12/5

- Ana-babasını tahtın üstüne çıkardı ve hepsi onun içinsecdeye kapandılar (Yusuf): “Babacığım, dedi, işte bu,önceden (gördüğüm) rüyânın yorumudur, Rabb’im onugerçek yaptı, bana iyilik etti; zirâ şeytan, benimlekardeşlerimin arasına fitne soktuktan sonra O, beni zindandan

çıkardı, sizi de çölden getirdi. Gerçekten Rabb’im, dilediğişeyi çok ince düzenler. O, (her tedbiri) bilen, her şeyi yerliyerince yapandır." 12/100

Görüldüğü gibi, secde olayı Allahtan başka herhangi bir şeyiİlâh kabul etmemek şartıyla kullardan, kullara yapıldığındaşirk olmayıp, bir üstünlük kabulü olayıdır. Kulların bir 

 birlerine secde etmeleri hiçbir zaman Allah’ın en üstünolduğu gerçeğini değiştirmez, zira kullar arasında, secdeedende, kendisine secde edilende ister istemez Allah’a secdeettiğinden Allah’ın en üstün olduğu gerçeği değiştirilemez.

541

Page 542: 50121318-Kutub-i-Sitte-nin-Ele�tirisi-ve-Kuran-a-Arz�-Ferec-Hudur.pdf

7/30/2019 50121318-Kutub-i-Sitte-nin-Ele�tirisi-ve-Kuran-a-Arz�-Ferec-Hudur.pdf

http://slidepdf.com/reader/full/50121318-kutub-i-sitte-nin-eletirisi-ve-kuran-a-arz-ferec-hudurpdf 542/606

Ancak, Allah’tan başka herhangi bir şeye İlâh’lık atfedip onasecde eden, bu düşüncesinden veya kabulünden dolayı şirkegirmiş olur. Yoksa yapmış olduğu hareketin kendisindendeğil, zira kendisi de, kendisine secde ettiği şeyde,

gölgelerine kadar ister istemez Allah’a secde etmektedir.

Bu hususta Kur’an’dan mealen:

- Göklerde ve yerde olanların hepsi ister istemez Allah’asecde ederler. Gölgeleri de sabah akşam (uzayıp) kısalarak O’na secde etmektedirler. 13/15

Bu günkü toplumlarda, kullar arasında yaygın olarak yapılansecde olayına örnek verecek olursak, el öpme olayında,öptüğü ele alnını değdiren kimseleri göstere biliriz. Öyle ki,karşısındakini kendisinden üstün tanıyarak elini öpenkimseler bu el öpme işiyle kalmayıp çoğunlukla alınlarınıöptükleri elin üstüne değdirirler, bu hareketleri bir çeşitsecdeden başka bir şey değildir.

Salât, zikir ve secde olayını böylece izah ettikten sonra,“Namaz" konusuna gelecek olursak, şöylece izah edebiliriz:Allah, kendisinin zikredilmesini yani anılmasını durumolarak, beli kurallı ve kuralsız olmak üzere iki şekildeemretmektedir. Kuralsız olanına örnek verecek olursak;Kur’an’dan mealen:

- Onlar ayakta ve yanları üzerine yatarken Allah’ı anarlar,göklerin ve yerin yaratılışı üzerinde düşünürler: “Rabb’imiz(derler), bunu boş yere yaratmadın, sen yücesin, bizi ateşazabından koru!" 3/191

Görüldüğü gibi, ayakta ve oturarak ve yan üzerine yatılmışiken serbest olarak Allah’ı zikreder edebiliriz. Zikirde ses

tonu ile ilgili olarak, Kur’an’dan mealen:- Rabb’ini içinden yalvararak ve korkarak yüksek olmayan bir sesle sabah akşam an, gafillerden olma! 7/205

542

Page 543: 50121318-Kutub-i-Sitte-nin-Ele�tirisi-ve-Kuran-a-Arz�-Ferec-Hudur.pdf

7/30/2019 50121318-Kutub-i-Sitte-nin-Ele�tirisi-ve-Kuran-a-Arz�-Ferec-Hudur.pdf

http://slidepdf.com/reader/full/50121318-kutub-i-sitte-nin-eletirisi-ve-kuran-a-arz-ferec-hudurpdf 543/606

Demek oluyor ki, İslam’da, Allah adı ile zikir yapıldığında,işi yaygaraya verip, bağıra, çağıra zikir yapmak yoktur. Sestonu orta olmalıdır, Allah’ı kuvvetli anmanın manası bağırmak çağırmak değildir, içtenlikle ve çok anıştır. Ve

zikrin, Allah’ın herhangi bir adıyla yapılması arasında da fark yoktur, zira bazıları iddia ediyorlar ki, Allah’ın ismi azamdiye, diğer isimlerinden daha büyük bir ismi vardır; bir kimseAllah’a bu isimle dua ettiğinde güya, Allah dua eden okimseye her istediğini verecekmiş, halbuki böyle bir durumolmayıp, Allah’ın bütün isimleri büyüktür ve kişi layıksaAllah o kişinin duasını kabul eder. Bu konuda Kur’an’dan

mealen:

- De ki: “İster Allah diye çağırın ister Rahman diye çağırın.Hangisiyle çağırırsanız, nihayet en güzel isimler O’nundur,Sâlatında pek bağırma, pek de (sesini) gizleme, bu ikisiarasında bir yol tut. 17/110

Zaman ve Miktar olarak da zikir, Kur’an’dan mealen:

- Ey iman edenler! Allah’ı çok zikredin. 33/41

- Sabah ve Akşam O’nu tesbih edin. 33/42

- Sabah akşam Rabb’inin adını an. 76/25

- Gecenin bir kısmında ve yıldızların dönüp gittiği sırada

(yâni sabah vaktinde) de O’nu tesbih et. 52/49

(Ey Muhammed) onların dediklerine sabret ve Rabbini övgüile an: güneş doğmadan, batmadan önce. 50/39

- Gecenin bir kısmında ve secdelerin arkasından O’nu tesbihet. 50/40

Görüldüğü gibi, Allah’ı zikretmek İslam dininde çok önemli bir yer tutar. Allah kendisini çok zikretmemizi emretmişolup, zikretmede sayısal bir sınır koymamıştır. Zira her ortamve her şahsın durumu aynı değildir, fakat bu zikir olayı

543

Page 544: 50121318-Kutub-i-Sitte-nin-Ele�tirisi-ve-Kuran-a-Arz�-Ferec-Hudur.pdf

7/30/2019 50121318-Kutub-i-Sitte-nin-Ele�tirisi-ve-Kuran-a-Arz�-Ferec-Hudur.pdf

http://slidepdf.com/reader/full/50121318-kutub-i-sitte-nin-eletirisi-ve-kuran-a-arz-ferec-hudurpdf 544/606

kafadan savma; öylesine bir şekilde de yapılmamalıdır.Mümin kişi, Allah’ı çok zikretmeye gayret göstermelidir.Zikrin önemi konusunda, Kur’an’dan mealen:

- Müslüman erkekler ve Müslüman kadınlar, mümin erkekler ve mümin kadınlar, tâate devam eden erkekler ve tâate devâmeden kadınlar, doğru erkekler ve doğru kadınlar; sabredenerkekler ve sabreden kadınlar, (gönülden Allah’a) saygılıerkekler ve (gönülden Allah’a) saygılı kadınlar, sadaka verenerkekler ve sadaka veren kadınlar, oruç tutan erkekler ve oruçtutan kadınlar, ırzlarını koruyan erkekler ve (ırzlarını)koruyan kadınlar, Allah’ı çok zikreden erkekler ve zikredenkadınlar; (İşte) Allah bunlar için mağfiret ve büyük bir mükâfat hazırlamıştır. 33/35

- Onlar ki, iman etmişlerdir ve kalpleri, Allah’ı anmaklayatışır. 13/28

Bu şekilde, serbest ve saygılı bir şekilde yapılan zikir, salât

kavramı içinde olup; kişi bu zikri yaparken, ab destsizolabildiği gibi, ayakta, yan üstü uzanmış, oturarak v.s.Pozisyonlarda olabilir, ayrca kıbleye yönelmiş olması dagerekmez.

Kurallı olup, Türkçede “Namaz" olarak tarif edilen salâtşeklinde ise kişi bir takım hususları yerine getirmek zorundadır ve bunlar Kur’an’da belirtilmişlerdir; Ayetlerin

meallerini yazmak suretiyle bunları şu şekilde sıralayabiliriz:

1- Kıyafet ile ilgili olarak Kur’an’dan mealen:

- Ey Âdem oğulları, her mesci(de gidişiniz)de süs(lü, güzelelbiseler)inizi (üzerinize) alın; yiyin için, fakat isrâf etmeyin;çünkü O, isrâf edenleri sevmez. 7/31

- Elbiseni temizle, 74/4

- Pislikten kaçın. 74/5

544

Page 545: 50121318-Kutub-i-Sitte-nin-Ele�tirisi-ve-Kuran-a-Arz�-Ferec-Hudur.pdf

7/30/2019 50121318-Kutub-i-Sitte-nin-Ele�tirisi-ve-Kuran-a-Arz�-Ferec-Hudur.pdf

http://slidepdf.com/reader/full/50121318-kutub-i-sitte-nin-eletirisi-ve-kuran-a-arz-ferec-hudurpdf 545/606

Buna göre, imkan ölçüsünde güzel ve temiz elbiseler giyilecek, pislikten kaçınılacak.

2- Abdest ve Gusül ile ilgili olarak: Bu “Abdest" bölümünde

anlattım.

3- Kıble ile ilgili olarak, Kur’an’dan mealen:

- (Ey Muhammed), biz senin yüzünü göğe doğru çeviripdurduğunu (gökten haber beklediğini) görüyoruz. (Merak etme) elbette seni, razı olacağın bir kıbleye döndüreceğiz.(Bundan böyle) yüzünü Mescid-i Harâm tarafına çevir.

 Nerede olursanız yüzlerinizi o yöne çevirin. Kitâb verilenler, bunun Rabb’leri tarafından bir gerçek olduğunu bilirler.Allah onların yaptıklarından habersiz değildir. 2/144

 Namazda, Kabe’ye yönelmek Allah’a yönelmiş olmanın bir sembolü olarak, Allah tarafından farz kılınmıştır. Yoksa,Allah Kabe’nin içinde olmaktan münezzehtir. İslam dini bir  bütündür, Peygamberimiz gelmeden önce Mescidi Aksa kıbleolduğundan Peygamberimiz zamanında ilk sıralardaPeygamberimiz ve Sahabeler haliyle kıble olarak MescidiAksa’ya yöneliyorlardı, Peygamberimiz kıblenindeğiştirilmesini arzu ediyordu, Allah Peygamberimizin beklentisini gerçekleştirerek, Kabe’nin, kıble olmasını farzkıldı. Müminlerin tek bir kıbleye yönelmesini isteyen Allah,istediği yerleri kıble olarak tain ederek Müminlere bildirir,

yoksa, Allah’ın zatı için, bir yönün herhangi başka bir yöndenfarkı yoktur. Bu konuda Kur’an’dan mealen:

- Doğu da, batı da Allah’ındır. Nereye dönerseniz Allah’ınyüzü (zatı) oradadır. Şüphesiz Allah’(ın rahmeti ve nimeti)geniştir. O (her şeyi) bilendir. 2/115

- İnsanlardan bazı beyinsizler: “Onları üzerinde bulunduklarıkıbleden çeviren nedir?"diyecekler. De ki: “Doğu da batı daAllah’ındır. O, dilediğini doğru yola iletir." 2/142

545

Page 546: 50121318-Kutub-i-Sitte-nin-Ele�tirisi-ve-Kuran-a-Arz�-Ferec-Hudur.pdf

7/30/2019 50121318-Kutub-i-Sitte-nin-Ele�tirisi-ve-Kuran-a-Arz�-Ferec-Hudur.pdf

http://slidepdf.com/reader/full/50121318-kutub-i-sitte-nin-eletirisi-ve-kuran-a-arz-ferec-hudurpdf 546/606

- De ki: “Rabbim bana adâleti emretti. Her mescid deyüzlerinizi O’na doğrultun ve dini yalnız kendisine haskılarak O’na yalvarın. İlkin sizi yarattığı gibi (yine O’na)döneceksiniz." 7/29

4- Namazda nasıl durulacağı konusunda, Kur’an’dan mealen:

- Namazları ve orta namazı koruyun, gönülden bağlılık vesaygı ile Allah’ın huzûruna ayakta (divan) durun. 2/238

- Sabredenleri, doğru olanları, huzûrunda gönülden boyun büküp divan duranları, Allah için (mallarını) harcayanları ve

seherlerde istiğfar edenleri (Allah’tan bağışlanmalarınıdileyenleri Allah, görmektedir). 3/17

- “Ey Meryem, Rabb’ine divan dur, secde et ve rükûedenlerle birlikte rükû et. 3/43

Görüldüğü gibi, Namaz da duruş şekli, Allah’ın huzurundaolmanın gereği olarak, yüksek bir saygı içeren divan durma

 başka bir ifadeyle ihtirâm duruşu olayıdır.

5- Kıyam ile ilgili olarak, Kur’an’dan mealen:

- Melekler ona (Zekeriya’ya) nida ettiler ve o ayakta (kaim)olup mihrapta salât (namaz) kılıyordu, dediler ki: “Allahsana, Allah’tan bir kelimeyi doğrulayıcı, efendi, nefsine

hâkim ve iyilerden bir peygamber olacak Yahyâ’ı müjdeler."3/39

- Bir zamanlar İbrâhim’e Beyt (Ka’be’n)in yerini açıklamış(ve ona emretmiş)tik: “Bana hiçbir şeyi ortak koşma ve tavaf edenler, ayakta (kaimin) duranlar, rükû’ ve secde edenler içinevimi temizle." 22/26

- Onlar ki, gecelerini Rablerine secde ederek ve kıyâm ederek (kıyâmen) geçirirler." 25/64

546

Page 547: 50121318-Kutub-i-Sitte-nin-Ele�tirisi-ve-Kuran-a-Arz�-Ferec-Hudur.pdf

7/30/2019 50121318-Kutub-i-Sitte-nin-Ele�tirisi-ve-Kuran-a-Arz�-Ferec-Hudur.pdf

http://slidepdf.com/reader/full/50121318-kutub-i-sitte-nin-eletirisi-ve-kuran-a-arz-ferec-hudurpdf 547/606

- Namazları ve orta namazı koruyun, gönülden bağlılık vesaygı ile Allah’ın huzûruna ayakta (divan) durun (kûmu)2/238

Kıyâm kavramı, kelime olarak “ayaklar üzerinde durmak,dikilmek, doğrulmak" gibi manalara gelir. Bu kavram,namazla ilgili olunca, Allah’a saygı da ve tazimde bulunmak amacıyla namazda ayakta durmak; namaz için ayağa kalkmak demektir.

6- Rükû ile ilgili olarak, Kur’an’dan mealen:

- Ey iman edenler rükû’ edin secde edin, Rabb’inize ibadetedin, hayır işleyin ki kurtuluşa eresiniz. 22/77

- “Ey Meryem, Rabb’ine divan dur, secde et ve rükûedenlerle beraber rükû et ." 3/43

Rükû, başı ve beli eğerek bükülmek demektir. Namazda,Allah’ın azameti ve büyüklüğü karşısında, kulun kendi

küçüklüğünü ve güçsüzlüğünü itiraf için, namazda sırtı yere paralel oluncaya kadar boynunu öne doğru eğmesidir.

7- Secde ile ilgili olarak, Kur’an’dan mealen:

- Hay de Allah’a secde edin ve O’na ibadet edin. 53/62

- Biz Beyt’i (Kâbe’yi) insanlara toplantı ve güven yeri yaptık.

Siz de İbrahim’in makamından bir namaz yeri edinin (oradanamaz kılın). İbrâhim ve İsmâil’e: “Tavaf edenler, ibadetekapananlar, rükû ve secde edenler için Ev’imitemizleyin!"diye emretmiştik. 2/125

8- Ku’ûd (oturma) ile ilgili olarak, Kur’an’dan mealen:

- (Savaş Halindeyken, korku namazından sonra) Namazı bitirdiğiniz zaman ayakta, oturarak ve yanlarınız üzerine(uzanarak) Allah’ı anın; güvene kavuştunuzmu namazı (tam)

547

Page 548: 50121318-Kutub-i-Sitte-nin-Ele�tirisi-ve-Kuran-a-Arz�-Ferec-Hudur.pdf

7/30/2019 50121318-Kutub-i-Sitte-nin-Ele�tirisi-ve-Kuran-a-Arz�-Ferec-Hudur.pdf

http://slidepdf.com/reader/full/50121318-kutub-i-sitte-nin-eletirisi-ve-kuran-a-arz-ferec-hudurpdf 548/606

kılın. Çünkü namaz, müminlere vakti belli olarak farzkılınmıştır. 4/103

- Onlar ayakta, oturarak ve yanları üzerine yatarken Allah’ı

anarlar, göklerin ve yerin yaratılışı üzerinde düşünürler:“Rabb’imiz (derler), bunu boş yere yaratmadın. Sen yücesin, bizi ateş azabından koru!" 3/191

Görüldüğü gibi, Namazla ilgili olarak Ku’ûd yani oturma,namaz bittikten sonra yapılan bir harekettir. Namaz kılarken,namaz kılmanın içeriğinde oturma yoktur, oturulması halindenamaz bitmiş veya ara verilmiş demektir. Her oturuştan sonra

tekrar namaza başlandığında bu yeniden başlama demektir,oturmadan önce kılınan namazdan ayrı bir başlamadır.Oturmayla namazdan çıkılmış demektir, fakat istenirse ayrıayrı bölümler halinde tekrar namaz kılınabilir.

Bu hususların yanında ayrıca, namazda sözle ifade olayıvardır. Yani namaz kılınırken neler söylemeli, ne okumalı ve

ses tonuyla, kişisel nefsi durum nasıl olmalıdır.

Bu hususta, Kur’an’dan mealen:

- “Gerçek şudur ki ben Allah’ım. Benden başka İlâh yoktur.Bana ibadet et ve bani anmak için namaz kıl." 20/14

- Ey iman edenler! Cuma günü namaz için seslenildiğinde,

alışverişi bırakarak Allah’ın zikrine koşun. Eğer bilirseniz, busizin için daha hayırlıdır. 62/9

- Doğrusu felâh’a ermiştir arınan: 87/14

- Rabb’inin adını zikredip (anıp) namaz (salat) kılan. 87/15

Görüldüğü gibi, namazda Allah’ın adı anılacaktır. Bu anma

olayında Allah’ın hangi adı anılırsa anılsın arada fark yoktur.Yani bazılarının iddia ettiği ve rivayetlerde ifadesini bulan,Allah’ın gizli olup, diğer isimlerinden daha yüce olan özel bir 

548

Page 549: 50121318-Kutub-i-Sitte-nin-Ele�tirisi-ve-Kuran-a-Arz�-Ferec-Hudur.pdf

7/30/2019 50121318-Kutub-i-Sitte-nin-Ele�tirisi-ve-Kuran-a-Arz�-Ferec-Hudur.pdf

http://slidepdf.com/reader/full/50121318-kutub-i-sitte-nin-eletirisi-ve-kuran-a-arz-ferec-hudurpdf 549/606

ismi azamı yoktur. Allah’ın bütün isimleri ismi azamdır. Buhususta, Kur’an’dan mealen:

- De ki: “İster Allah diye çağırın, ister Rahman diye çağırın.

Hangisiyle çağırısanız, nihayet en güzel isimler O’nundur.Salatında pek bağırma, pek de (sesini) gizleme, bu ikisiarasında bir yol tut. 17/110

Mealini yazmış olduğum ayette belirtilmiş olan diğer bir hususta, salattaki ses tonuyla ilgilidir. Zikr konusuna devamedecek olursak:

- Rabb’ini tekbir et. 74/3

- O, öyle Allah’tır ki O’ndan başka İlâh yoktur. Melik,Kuddûs, Selâm, Mümin, Müheymin, Aziz, Cebbâr,Mütekebbirdir. Allah, onların (müşriklerin) ortak koştuklarışeylerden münezzehtir. 59/23

- De ki: “Hamd, çocuk edinmeyen, mülkte ortağı olmayan,

âcizlik sebebiyle bir yardımcıya da ihtiyacı bulunmayanAllah’a mahsustur. O’nu şânına lâyık bir şekilde tekbir et."(Allah’u ekber de. 17/111

Allah’u Ekber: Allah en büyüktür 

- Sen Rabb’ini hamd ile tesbih et (O’nu övecek sözlerle an,

subhânallahi velhamdulillâh de) ve secde edenlerden ol.15/98

- O halde yüce Rabbının adıyla tesbih et. 56/74

- Rabb’inin yüce adını tesbih et (O’nun eksikliklerden uzak olduğunu an). 87/1

- Rabb’ini hamd ile tesbih et. Ve O’ndan mağfiret dile.Muhakkak ki, O, tövbeleri kabul edendir. 110/3

549

Page 550: 50121318-Kutub-i-Sitte-nin-Ele�tirisi-ve-Kuran-a-Arz�-Ferec-Hudur.pdf

7/30/2019 50121318-Kutub-i-Sitte-nin-Ele�tirisi-ve-Kuran-a-Arz�-Ferec-Hudur.pdf

http://slidepdf.com/reader/full/50121318-kutub-i-sitte-nin-eletirisi-ve-kuran-a-arz-ferec-hudurpdf 550/606

- Güneşin (ufukta aşağı) kaymasından gecenin kararmasına(yatsı vaktine) kadar namaz kıl ve fecrin Kur’an’ın(ı, fecir namazını) da (unutma). Çünkü fecir Kur’an’ı, şahidli(müşahedeli) dir. 17/78

Fecir: Tan yerinin ağarması.

Arap dilinde bir şeyin parçasının ismi, tüme verilir. Onun içinKur’an’da namaza; Namazla ilgili olduğu belli olacak şekilde, secde, rükû, tesbih, kıraat, dua ve zikir denilmiştir.

Kur’an’dan mealen:

- Rabb’in, senin gecenin üçte ikisinden daha azında, yarısındave üçte birinde kalk(ıp namaz kıl)dığını biliyor. Senin le berâber bulunanlardan bir topluluk da (böyle yapıyor).geceyive gündüzü, Allah takdir etmektedir. O sizin (gece ve gündüzsaatlerinizi) hesap edemeyeceğinizi (gece saatlerindekalkamayacağınızı) bildiği için sizi affetti. O haldeKur’an’dan kolayınıza geleni okuyun (ne miktar kolayınızagelirse o kadar gece namazı kılın, kendinizi zorlamayın,(Namazda Kur’an okunduğundan gece namazı, mecâzenKur’an okuma ile ifade edildiği burada da görülmektedir).Allah, içinizden hastalar, yeryüzünde gezip Allah’ın lûtfunuarayan başka kimseler ve Allah yolunda savaşan başkainsanlar bulunacağını bilmektedir. Onun için Kur’an’dankolayınıza geldiği kadar okuyun. Namazı kılın, zekâtı verin

ve Allah’a güzel bir borç verin. Kendiniz için verdiğinizhayırları, Allah katında verdiğinizden daha hayırlı vemükâfatça daha büyük bulacaksınız. Allah’tan mağfiretdileyin. Şüphesiz Allah çok bağışlayan, çok esirgeyendir.73/20

- Kitab’dan sana vahye dileni oku ve namaz kıl, çünkü

namaz, kötü ve iğrenç şeylerden vaz geçirir. Allah’ı anmak,elbette en büyük (ibadet)tir. Allah, ne yaptığınızı bilir. 29/45

550

Page 551: 50121318-Kutub-i-Sitte-nin-Ele�tirisi-ve-Kuran-a-Arz�-Ferec-Hudur.pdf

7/30/2019 50121318-Kutub-i-Sitte-nin-Ele�tirisi-ve-Kuran-a-Arz�-Ferec-Hudur.pdf

http://slidepdf.com/reader/full/50121318-kutub-i-sitte-nin-eletirisi-ve-kuran-a-arz-ferec-hudurpdf 551/606

Bu ayet meallerinde de namazda Kur’an okunması gerektiğigörülür.

 Namazda dua edilmesi gerektiği konusunda, Kur’an’dan

mealen:

- Ey iman edenler! Sabrederek ve Salât ile (Allah’tan) yardımdileyin; şüphesiz Allah sabredenlerle beraberdir. 2/153

- De ki: “Rabbim bana adaleti emretti; her secde yerindeyüzünüzü (kıbleye) çevirin ve dini kendisine hâs kılarak yalnız O’na yalvarın. İlkin sizi yarattığı gibi (yine O’na)

döneceksiniz. 7/29

- Sabrederek ve salât ile (Allah’tan) yardım dileyin; Ne var ki bu, huşû duyanların dışındakilere şüphesiz çok zordur. 2/45

Yazmış olduğum ayet meallerinde de görüldüğü gibi, Namazda ki sözlü ifadelerin, Allah’ı zikretme (anma), Kur’anokuma ve dua etme olduğu anlaşılır.

Hatırlanacağı üzere, Allah için yapılacak salâtın kurallı vekuralsız olmak üzere iki şekilde olduğunu ve kurallı olanınaTürkçe de “Namaz" dendiğini ifade etmiştim. Bu hususudikkate alarak, salâtın hangi vakitlerde ve ne kadar yapılmasıgerektiği konusunda Kur’an’dan örnekler verecek olursak,mealen:

- (Savaş halindeyken) Namazı kıldıktan sonra ayakta iken,otururken ve yanlarının üzerine yatarken Allah’ı anın;korkudan kurtulup emniyete kavuşunca Namazı (tam) kılın,zira salât (namaz), müminlere vakitli olarak farz kılınmıştır.4/103

Salat vakitleri belirtilmiş olarak Müminlere farz kılınmıştır.

Bundan anlaşılır ki, Allah için saâlat etmek Müminler içinkeyfi bir olay olmayıp, belirli vakitlerde yapılmasızorunludur. Vaktin çıkması halinde kaza etme olayı dayoktur. Salâttan Kur’an’da bahsedilirken “kada”, “salli”,

551

Page 552: 50121318-Kutub-i-Sitte-nin-Ele�tirisi-ve-Kuran-a-Arz�-Ferec-Hudur.pdf

7/30/2019 50121318-Kutub-i-Sitte-nin-Ele�tirisi-ve-Kuran-a-Arz�-Ferec-Hudur.pdf

http://slidepdf.com/reader/full/50121318-kutub-i-sitte-nin-eletirisi-ve-kuran-a-arz-ferec-hudurpdf 552/606

“kıyam”, “ruku”, sucud" edin, kıbleye yönelin, beraber kılınifadeleriyle Kurallı olan salât yani “Namaz" olduğu açıkçaanlaşılır. Bu şekilde ifade edilmeyişte yalnızca zikir emredilmişse bu da serbest olarak, ayakta, otururken, yanlar 

üzerine yatılmışken, yürken yapılan salât anlaşılmış olur.

Serbestçe yapılan salâtla ilgili olarak Kur’an’dan mealen:

- Onların dediklerine sabret, güneşin doğmasından ve batmasından önce Rabb’ini hamd ile tesbih et; gecesaatlerinden bir kısmında ve gündüzün taraflarında (ikiucun)da O’nu tesbih et ki memnûn olasın. 20/130

- Akşama girerken ve sabah ererken Allah’ı tesbih (etmenizgerekir). 30/17

- Göklerde ve yerde, günün sonunda da, öğleye erdiğinizzaman da hamd, O’na mahsustur. 30/18

- Gecenin bir kısmında ve yıldızların dönüp gittiği sırada

(yani batış vaktinde)de O’nu tesbih et. 52/49

- Onların dediklerine sabret ve Rabbini övgü ile an: güneşdoğmadan, batmadan önce. 50/39

- Gecenin bir kısmında ve secdelerin arkasında O’nu tesbihet. 50/40

- Rabb’ini içinden yalvararak ve korkarak, yüksek olmayan bir sesle sabah akşam an, gafillerden olma! 7/205

- Sabah akşam Rabb’inin adını an. 76/25

- Gecenin bir bölümünde O’na secde et ve gecenin uzun bir  bölümünde O’nu tesbih et. 76/26

- Namaz (Cuma namazı) kılındıktan sonra yeryüzüne dağılınve Allah’ın lutfundan (nasibinizi) arayın. Allah’ı çok anın kikurtuluşa eresiniz. 62/10

552

Page 553: 50121318-Kutub-i-Sitte-nin-Ele�tirisi-ve-Kuran-a-Arz�-Ferec-Hudur.pdf

7/30/2019 50121318-Kutub-i-Sitte-nin-Ele�tirisi-ve-Kuran-a-Arz�-Ferec-Hudur.pdf

http://slidepdf.com/reader/full/50121318-kutub-i-sitte-nin-eletirisi-ve-kuran-a-arz-ferec-hudurpdf 553/606

76 (İnsan) 26 ve 62 (Cuma) 10 Ayetleri meallerinde dikkatedilirse kurallı salât yani Namazın bir miktar, diğer bir ifadeyle orta sürede. Diğer serbest salâtın ise uzunca bir süreyapılması emredilmiştir.

Bununla ilgili olarak, Kur’an’dan mealen:

- Salavatları koruyun ve orta salâtı ve huşu içinde Allah’akıyama durun. 2/238

Yukarıda mealini yazmış olduğum Bakara Sûresi 238 ciAyetinin mealini, halen piyasada mevcut, baktığım meallerde

 benim yazdığım şekilde değil de şu şekilde yazmaktadırlar.Mealen:

- Namazları ve orta namazı koruyun, gönülden bağlılık vesaygı ile Allah’ın huzûruna durun. 2/238

Ayet mealinin bu şekilde yazılması ise çok hatalıdır. Ziraayette bahsedilen salâvatların tamamı, kurallı olarak kılınan

ve Türkçede “Namaz" diye ifadesini bulan salâtahasredilmiştir. halbuki durum hiçte öyle değildir. Bunuanlatmadan önce, bu yanlış anlamadan dolayı işledikleri bir ikinci hataya değinmem gerekir, bu da orta namazın hangisiolduğu konusunda öne sürmüş oldukları iddialardır. Şöyle ki,kimisi “Sabah" namazıdır derken, diğer bir kısmı da gününortasında kılınan “Öğle" namazıdır iddiasında

 bulunmuşlardır, fakat büyük çoğunluk “İkindi" namazıolduğunu iddia etmişlerdir. İddialarına kanıt olarak İbniAbbas’tan rivayet öne sürmektedirler. Öğle namazı olduğunuiddia edenlerde karşıt olarak İbni Ömer’den rivayet önesürerek, iddialarının doğruluğunu ispatlamaya çalışmışlardır.Basit gibi görünen bu hataları, ayette kastedilen esas manayaçok önemli bir şekilde ters düşmektedir. Şöyle ki:

Daha önce, Allah için yapılan salâvatların serbest ve kurallıolmak üzere ikiye ayrıldığını, kıyam, ruku, sucud, gibihususlarla birlikte salât emredildiğinde kurallı olan veya

553

Page 554: 50121318-Kutub-i-Sitte-nin-Ele�tirisi-ve-Kuran-a-Arz�-Ferec-Hudur.pdf

7/30/2019 50121318-Kutub-i-Sitte-nin-Ele�tirisi-ve-Kuran-a-Arz�-Ferec-Hudur.pdf

http://slidepdf.com/reader/full/50121318-kutub-i-sitte-nin-eletirisi-ve-kuran-a-arz-ferec-hudurpdf 554/606

 başka bir ifadeyle “Namaz" anlaşılması gerektiğini, salât bunlardan bağımsız emredildiğinde ise Kur’an’da örneğiolduğu şekilde pozisyon ve konum olarak uygun bir şekildeserbestçe Allah’ı zikretmenin anlaşılması gerektiğini

Kur’an’a dayalı olarak belirtmiştim. İşte, Bakara sûresi 238de tek husustan bahsedilmeyip her iki husustan bahsedilmektedir. “Salâvatları koruyun" diye emredildiğindegenel olarak salâvatların korunması. Orta salât ve huşulukıyamın emredildiği kısım ise yalnız “Namazla" ilgili olankısımdır. İş böyle olunca, Orta Namazın Manası tüm farznamazlar olmaktadır. “Orta" ifadesiyle vurgulanan, Namazın

hangi vakitteki konumuyla yani Akşam mı, İkindimi V.s.Değil, ne kadar süreyle kılınacağı yani “Namaz kılmasüresiyle ilgilidir." yani farz namaz kılındığında normalşartlarda az bir vakitte değil de orta bir vakit kapsayacak kadar namaz kılmanın farz olduğunu, diğer taraftan Namazındışında yapılan salâvatların çokça yapılması gerektiğiniCuma sûresi 10 ve İnsan sûresi 76 da görmüştük, dolayısıyla“Orta" namazdan kasıt, herhangi bir farz namazın güniçindeki konumu olmayıp farz namazların gün içerisinde her  birinin vakti içerisinde Orta bir zaman süresi kapsayacak şekilde kılınması gerektiği hususudur. Nasıl ki, Allah için çok salavat emredildiğinde çokluğu belirtecek herhangi bir sayıverilmemişse ve bu husus Müminlerin zihinlerinde ki ortak kanaatine bırakılmışsa, aynı şekilde vakit olarak ortaderecede namaz kılınması Müminlerin ortak kanaatine

 bırakılmıştır. Örneğin Kur’an’da, tehlike anında namazınkısaltıla bileceğine değinilmiş olup ne kadar süre kısaltmayapılacağı belirtilmemiştir, böyle olması da normaldir, zira bütün tehlikeler doz olarak aynı değildir ve kısaltmatehlikenin dozuyla ilgilidir. Bunun gibi zaman çağları veortamlar içerisinde tehlikesizce kılınabilir zaman dilimiiçerisinde her gün belli vakitlerde olmak üzere “Ortalama

makul bir zaman süresinin Namaz ibadeti için ayrılmasıMüminler üzerine farzdır.

554

Page 555: 50121318-Kutub-i-Sitte-nin-Ele�tirisi-ve-Kuran-a-Arz�-Ferec-Hudur.pdf

7/30/2019 50121318-Kutub-i-Sitte-nin-Ele�tirisi-ve-Kuran-a-Arz�-Ferec-Hudur.pdf

http://slidepdf.com/reader/full/50121318-kutub-i-sitte-nin-eletirisi-ve-kuran-a-arz-ferec-hudurpdf 555/606

Böylece Namaz kılma süresinin, Kur’an’da “Vusta"kelimesinden anlaşılması gereken “Orta zaman süresi" olarak verilmiş olmasına rağmen, Ehli sünnet mezhepleri ki, bunlar rivayetlere dayalı tüm mezheplerdir, her ne zaman Kur’an

İslam dini için yeterlidir dendiğinde, en evvel söylediklerişeylerin başında, Kur’an’da Sabah namazı iki rekattır, Öğle Namazı dört rekattır v.s. Şeklinde bir bilgi yoktur, bundandolayı Kur’an, rivayetler olmadan İslam dini için yeterlideğildir, rivayetlere uymak zorunludur iddiasında bulunmaktadırlar. Hal bu ki, rekat sayısı iddiasında bulunmalarının zaman olarak namaz kılma süresi ile ilgili pek 

 bir önemi yoktur. Şöyle ki, İkindi namazını dört rekat kılaniki kişiyi ele alalım. Bir tanesi her rekatta Fatiha sûresi ilekısa bir sûre okuyup, Allah’ı tesbih edip zikrettiğinde üçer defa tesbih ederse namazını on dakikada tamamlayabilir.Öbür şahıs ise her rekatta bir cüz okuyup, Allah’ı tesbih edipzikrettiğinde ellişer defa zikrederse namazını ancak dörtsaatte tamamlaya bilir; hatta aynı şahıs tek bir rekat kılsadahi, kıldığı bu bir rekat bir saat süreceğinden öbürününkıldığı dört rekatten zaman süresi olarak kat kat fazla kılmışolur. O zaman, namazlara rekat sayısı belirtmek suretiylesınır koymalarının ve rivayetler iddia etmelerinin ne manasıvardır. Kaldı ki, örneklerini verdiğim rivayetlerde görüldüğügibi bu konuda da uydurdukları rivayetler bir birleriyleçelişkili oldukları gibi, bu günkü fiili uygulamalarla daçelişmektedirler. Kur’an’a dolaylı veya dolaysız olarak 

noksanlık atfetmeleri Kur’an’ı inkar etmekten başka bir şetdeğildir. Zira Kur’an’da noksanlık olmadığı gibi, bütünmisaller mevcuttur. Bu konu da Kur’an’dan mealen:

- Andolsun ki biz, öğüt alsınlar diye, bu Kur’an’da insanlaraher türlü misali verdik. 39/27

- Hiçbir eğri tarafı olmayan (apaçık) Arapça bir Kur’anindirdik ki sakınsınlar. 39/28

555

Page 556: 50121318-Kutub-i-Sitte-nin-Ele�tirisi-ve-Kuran-a-Arz�-Ferec-Hudur.pdf

7/30/2019 50121318-Kutub-i-Sitte-nin-Ele�tirisi-ve-Kuran-a-Arz�-Ferec-Hudur.pdf

http://slidepdf.com/reader/full/50121318-kutub-i-sitte-nin-eletirisi-ve-kuran-a-arz-ferec-hudurpdf 556/606

- Andolsun biz bu Kur’an’da insanlara her çeşit misâli getiripanlattık. Onlara bir ayet getirdiğin zaman inkar edenler: “Siziptalcilerden (gittiğimiz yolu değiştirenlerden) başka bir şeydeğilsiniz."derler. 30/58

- İşte Allah, bilmeyenlerin kalblerini böyle mühürler. 30/59

Evet, onların kaygıları Ayetleri öğrenip Kur’an’a tabi olmak değil, din olarak kabul ettikleri hurafelerle dolu bozuk yolarının değiştirilmesidir. Kitabın başlarında belirttiğim gibi,önde gelen önderlerinin tamamı, rivayetlerin Kur’anayetlerini nesh yani iptal edebileceğini iddia ettiklerini

 belirtmiştim. Bu konuda o kadar hassastırlar ki, kimkendilerine, Kur’an dışında söylenen sözlerin İslam Dinineuygun olması için, Kur’an’a uygun olması gerekir derse, oşahsı zındıklıkla yani, Ahirete ve kitaba inanmamakla birlikte, küfrünü gizleyip iman izhar etmekle yanimünafıklıkla suçlarlar. Kurân’a uymak gerekli değildir sözüinançlarının en önde gelen köklerinden biridir. Ve bu söz

etrafında ittifak etmişlerdir. Zira kendi ağızlarıyla derler kieğer Kur’an’a uygunluk aransa, rivayetlerin tamamına yakınıortadan kalkacaktır. Şöyle ki:

"İbni Kayyım, Ahmet’in (Ahmed İbn-i Hanbel) ve Şafii’ningörüşlerini destekleyerek şöyle der: Eğer bir kimsenin kitabınzahirinden anlayışına göre Hz. Peygamber Aleyhisselamınsünnetleri reddolunacak olursa, o zaman sünnetlerin çoğureddolunur ve sünnet batıl olur." (Ahmed İbn-i Hanbel,Yazan Prof. Muhammed Ebu Zehra, sayfa 247 HilalYayınları 1984 Ankara.)

“Usulcülerden Âmidi, El-İhkam fi Usûli’l-Ahkâm adlıeserinde, bu konuda şöyle diyor: “Şâfii’den naklolunan ikikavilden birine göre Sünnetin Kur’an’la neshi câiz değildir.

Eş’arilere, Mü’tezileye ve fukaranın çoğuna göre bu, aklencâizdir, şer’an vâki olmuştur."(İmam Şafii, Yazan OsmanKeskioğlu, sayfa 238 Diyanet İşleri Başkanlığı Yayınları1987 Ankara.)

556

Page 557: 50121318-Kutub-i-Sitte-nin-Ele�tirisi-ve-Kuran-a-Arz�-Ferec-Hudur.pdf

7/30/2019 50121318-Kutub-i-Sitte-nin-Ele�tirisi-ve-Kuran-a-Arz�-Ferec-Hudur.pdf

http://slidepdf.com/reader/full/50121318-kutub-i-sitte-nin-eletirisi-ve-kuran-a-arz-ferec-hudurpdf 557/606

Kur’an karşısında batıl duruma düşecek uydurma sünnetleriniKur’an’ın iptal edemeyeceğini, aksine bu sünnetlerininKur’an’ı iptal edebileceğini söylerler, şöyle ki:

“Ahmet’e (Ahmed İbn-i Hanbel) göre sünnet beyan bakımından Kur’an’a hâkim sayılır, onun ahkamını takrir eder, Şatıbi sünnetin Kur’an’a hakim olmasını şöyle açıklar:Ulemaya göre sünnet, kitaba hakimdir.kitab (Kur’an) hakimdeğil..." dir. (Ahmed İbn-i Hanbel, Yazan Prof. MuhammedEbu Zehra, sayfa 242 Hilal Yayınları 1984 Ankara.)

“Malik’e (İmam Malik) göre mütevatir, Kur’an’ı nesheden

 bir mertebede olduğundan, evveliyetle umumunu tahsis,mutlakını takyid ve zahirdeki ihtimali tercih mertebesineyükselir." (İmam Malik, Prof. Muhammed Ebu Zehra, sayfa284 Hilâl Yayınları 1984 Ankara.)

“Hanefilere göre, Kitabın (Kur’an’ın) neshi (iptal edilmesi)şu kayıtlara bağlıdır:

a- Mütevatir ve meşhur haberle Kur’an ayetlerinin neshi(iptali) caizdir (uygundur)." (İmam Ebu Hanifenin Hadisanlayışı ve Hanefi Mezhebinin Hadis Metodu, Yazan Dr.İsmail Hakkı Ünal, sayfa 213, Diyanet İşleri BaşkanlığıYayınları Ankara 1994.)

Sünnet diye tahdis ettikleri rivayetlerin Kur’an ayetlerini iptal

edebileceği konusunda tüm rivayet mezhepleri ittifak halindedirler. Örneğin: Kur’an’da olmamasına rağmen zinaeden evli kadın ve erkeğin recm edileceği, Vehhabilerde,Şiilerde, Şafiilerde v.s. Kabul edilmekle, Kur’an’ın bukonudaki hükmünü rivayetlerle nesh yani iptal ederler. abdestalırken ayaklarını mesh yani silmeyip yıkayanlar, Namaz içinrekat sayısı koyanlarda da durum aynı olduğu gibi. Örneğini

vermiş olduğum ve Kur’an’a aykırı olan rivayetlerinde dedurum yine aynı olduğu gibi, örneğini vermediğim veKur’an’a aykırı pek çok diğer rivayetlerinde de durumaynıdır. Kur’an’a aykırı bütün rivayetlerinde Kur’an

557

Page 558: 50121318-Kutub-i-Sitte-nin-Ele�tirisi-ve-Kuran-a-Arz�-Ferec-Hudur.pdf

7/30/2019 50121318-Kutub-i-Sitte-nin-Ele�tirisi-ve-Kuran-a-Arz�-Ferec-Hudur.pdf

http://slidepdf.com/reader/full/50121318-kutub-i-sitte-nin-eletirisi-ve-kuran-a-arz-ferec-hudurpdf 558/606

ayetlerini iptal etme gayreti yürüttükleri gibi, dinlerini de bu bozuk ve Kur’an’a uymayan rivayetlere uydurmuşlardır. Buise Kur’an’da öğretilen İslam Dini açısından kabul edilebilir  bir durum değildir.

Rivayetler Kur’an’a uygun olmalıdır diyenleri şiddetlereddederek “zındık" olmakla suçlarlar. Böylece onlara göreKur’an’a uyanlar “zındık" uymayanlar ise “Mümin veMüslümandırlar." Bu değerlendirme gerçekten ilginç olduğukadar ibret verici bir durum teşkil etmektedir.

Yapmış oldukları iddiaları şudur:

“Sünnetin teşride müstakil olamayacağını söyleyenlerinrivayet ettiği hadise gelince, o da şudur: “Benden size bir hadis ulaşınca onu Allah’ın kitabına arz ediniz. Ona uygunolanı alınız, aykırı olanı da terkediniz" Hadis eleştiricileri vealimleri, bu hadisin mevzu (uydurma) ve Nebiye (s.a.v.) iftiraolduğunu zındıkların amaç ve arzuları gereğince şeriatı

saptırmaktan ibaret olan kötü niyetlerine varmak içinuydurduklarını açığa çıkarmışlardır." (Sünnetin EtrafınfakiŞüpheler, Yazan, Muhammed Tahir Hekim, sayfa 23 Pınar Yayınları, Mayıs 1985.)

Görüldüğü gibi, rivayetler ehline göre, Kur’an İslam dinininrehber ve ölçüsüdür diyenler zındık, Kur’an’a uymak ve O’nuölçü kabul etmek olmaz, rivayetler Kur’an ayetlerini iptal

ederler, Kur’an ayetleri rivayetleri iptal edemezler verivayetlere ölçü olamazlar diyenler, iddialarına göre Müminolmuş olmaktadır. Kur’an’a karşı bu ve bu gibi iddialarda bulunanlar, Mümin kimseler değildirler ve Kur’an’ın apaçık düşmanıdırlar.

Salât konusuna dönecek olursam. Bir iddiaları da, Kur’an’da

 Namaz vakitlerinin verilmemiş olduğu iddiasıdır. Bu iddialarıise batıl bir iddiadır, zira Kur’an’da Namaz Vakitlerimevcuttur. bu konuda Kur’an’dan mealen:

558

Page 559: 50121318-Kutub-i-Sitte-nin-Ele�tirisi-ve-Kuran-a-Arz�-Ferec-Hudur.pdf

7/30/2019 50121318-Kutub-i-Sitte-nin-Ele�tirisi-ve-Kuran-a-Arz�-Ferec-Hudur.pdf

http://slidepdf.com/reader/full/50121318-kutub-i-sitte-nin-eletirisi-ve-kuran-a-arz-ferec-hudurpdf 559/606

- Gündüzün iki tarafında ve gecenin (gündüze) yakınsaatlerinde salâta (namaza) kıyam kıl; çünkü iyilikler kötülükleri giderir. Bu ibret alanlara bir öğüttür. 11/114

Mealini yazmış olduğum 11 Hûd Sûresi 114 te, dört namazvaktinin zamanı belirtilmiştir. Bu vakitlerin ikisi gündüzüniki tarafında ve ikisi de gecenin gündüze yakın saatlerindedir.Gündüze ait olan vakitler için taraf kelimesi kullanılmıştır.Taraf ise herhangi bir şeyin ortası dışında ki yanlarıdır. Burada ki çok önemli olan husus gün ortasının bu iki namazıayıran bir sınır olmasıdır. Böylece gündüzün her iki tarafındanamaz kılınması farz olmuş olur. Bu iki namaz geniş bir vakitte kılınmakla beraber, gün ortasının bir tarafında nekadar çok namaz kılınmış olursa olsun, ortanın diğer tarafında kılınması gereken namazın yerine geçmez. Örneğin, bugün için mevsime göre saat dörtte ikindi namazıkılınmakta, bu vakitte ikindi namazı için ezan okunmasına birkaç dakika kala kişi öğle namazını kılabilmekte ve birkaçdakika sonra ikindi için ezan okunduğunda da ikindi

namazını kılabilmektedir, böylece iki namaz kısa bir araylagün ortasının bir tarafında birleşe bilmektedir, böyle değil dearaya saatler girse dahi iki namaz günün bir tarafındakılındığında, iki ayrı namaz değil tek namazdırlar, bu durumagöre kaç kere ve kaç rekat kılınmış olursa olsun kılınanyalnız ikindi namazı olmuş olur. Ve böylece gün ortasınındiğer tarafındaki namaz kılınmamış olur. Gün ortası iki

namazı bir birinden ayırmada kesin sınırdır, bu sınır ince bir hat olarak değil de biraz mesafeli düşünülmelidir, zira 17 İsrâ78 de İkindi namazı için güneşin batıya yönelmesi gerektiği bildirilmiştir. Böylece günün iki tarafındaki bu iki namaz için belirgin bir zaman mesafesi olmuş olur. İkindi namazıgündüzün bir tarafında, gündüzün diğer tarafında farz olannamaz Kuşluk namazıdır. Buna göre, bugün gün ortasında

kılmış oldukları ve Öğle namazı olarak isimlendirilen namaz,kılma zamanı olarak Kur’an’a uymamaktadır. Kısacası, farzolan Öğle namazı değil, “Duha-Kuşluk namazıdır.

559

Page 560: 50121318-Kutub-i-Sitte-nin-Ele�tirisi-ve-Kuran-a-Arz�-Ferec-Hudur.pdf

7/30/2019 50121318-Kutub-i-Sitte-nin-Ele�tirisi-ve-Kuran-a-Arz�-Ferec-Hudur.pdf

http://slidepdf.com/reader/full/50121318-kutub-i-sitte-nin-eletirisi-ve-kuran-a-arz-ferec-hudurpdf 560/606

Diğer iki namaz ise, gecenin gündüze yakın vakitlerindekılınmaları emredilmiştir. Gecenin gündüze biri “Akşam"diğeri de “Fecir"(tan vakti) zamanı olmak üzere iki yakınvakti vardır. Böylece bu iki Namazın vakti bugün kılınan

Akşam ve Sabah vakti namazlarının kılınma zamanına denk düşmektedir.

Böylece 11 Hûd 114 te dört farz namaz vaktinin zamanı kesinolarak belirtilmiştir. Yatsı namazının vakti ile ilgili olarak Kur’an’dan mealen:

- Güneşin batıya yönelmesinden, gecenin kararmasına (yatsı

vaktine) kadar salâta (namaza) kıyam et, ve fecrin (sabahnamazı) Kur’an’ını da(kıl). Çünkü fecrin Kur’an’ı (namazı)şahidlidir. 17/78

Mealini yazmış olduğum, 17 İsrâ 78 ayetinde de dörtnamazın vakti verilmiştir. Bunlar Güneşin batıyakaymasından gecenin kararmasına kadar olan İkindi, Akşam

ve Yatsı namazı ile Fecir (sabah) namazlarıdır.

Ayette Yatsı namazının vakti olarak gecenin ilk karanlığınınçökmesi verilmiştir. Kılınma zamanının devam süresi Fecir namazına kadar olmayıp, yatma vaktine kadardır, normaldeen geç, nafile olarak kılınan teheccüd namazı vakti girmedenönceki vakittir. Teheccüd namazı yatıp uyuduktan sonrakalkıp kılınan bir namaz olduğundan, hem kendisiyle Yatsı

namazı arasında bu uyku ile bir zaman mesafesi var olduğugibi, teheccüd namazı vakti teheccüd namazına aittir. Yatsınamazıyla teheccüd namazı vakti birleşmez. Her namazınvakti kendisine aittir.

Yatsı namazı vaktinin yatma saatine kadar olduğuyla ilgiliolarak, Kur’an’dan mealen:

- Ey müminler, ellerinizin altında bulunan (köleler, cariye)ler,ve sizden henüz erginliğe ermemiş (çocuk)lar. Üç vakitte(odalarınıza girebilmek için) izin istesinler: Sabah

560

Page 561: 50121318-Kutub-i-Sitte-nin-Ele�tirisi-ve-Kuran-a-Arz�-Ferec-Hudur.pdf

7/30/2019 50121318-Kutub-i-Sitte-nin-Ele�tirisi-ve-Kuran-a-Arz�-Ferec-Hudur.pdf

http://slidepdf.com/reader/full/50121318-kutub-i-sitte-nin-eletirisi-ve-kuran-a-arz-ferec-hudurpdf 561/606

namazından önce, öğleden sonra elbiselerinizi çıkar(ıpyat)acağınız vakit ve yatsı namazından sonra. Bunlar sizinüstünüzü açabileceğiniz üç vakittir. Bunların dışında (köle,cariye ve çocukların, izin almadan içeri girmelerinden dolayı)

ne size, ne de onlara bir günah yoktur. (Onlar sizin) yanınızdadolaşırlar, birbirinizin yanına girip çıkarsınız. Allah ayetlerinisize böyle açıklar, Allah bilendir, hikmet sahibidir. 24/58

Görüldüğü gibi, yatsı namazından sonra ki vakit, üstünaçılabileceği yatma vaktidir. Bu da makul vakit olmalıdır.Örneğin: Sabah namazına kalkıp, gün ortasında yatılan kısauyku hariç, ondan sonra gündüz uyumayan şahısların,genelde gece uyku basma vakti olarak kolayca anlaşılır.

Böylece, Kur’an’a göre farz namazlar beş vakit olup, kılınmazamanları kesin olarak bellidir.

Her namazın vakti yalnız kendisine aittir. Namazlarda söz ileniyet etme diye bir şey yoktur ve tüm kılınan namazlar iftitah

tekbiri ile başladığından hangi namazın kılındığını belirleyenölçü o namazın kılınma vaktinin kapsadığı zaman dilimidir.Yani bir kimse çıkıp ta ikindi namazının kapsadığı vakitte başka bir namazı kılmaya niyet edemez. Zira o vakit içindekılınacak tüm namazlar, o namaza ait vaktin varlığındandolayı yalnız o vaktin namazına aittir. Kur’an’da, namaz içinsözlü olarak niyet emredilmediği gibi, kalben niyet ise sadece bir yönelişten ibarettir ve insanın namaz kıldığında ister istemez içinden geçen bir düşünce olayıdır. Ehli sünnetindehiçbir hadis rivayetinde de namaza kalkıldığında sözlü niyetedilecek diye bir rivayet mevcut değildir. Bu konuda ehlisünnet ileri gelenlerinden örnek verecek olursam:

İbn Kayyim El-Cevziyye şöyle demektedir: “(Peygamber) Namaza kalkıldığında “Allah’u ekber" derdi. Bundan önce

hiçbir şey söylemez, niyeti asla diliyle telaffuz etmezdi.“Allah rızası için falan vaktin dört rekât farzını kıbleyeyönelik olarak bana uyan cemaate kıldırmaya yahut uydumhazır olan imama" demediği gibi"“edâ olarak, “kaza olarak"

561

Page 562: 50121318-Kutub-i-Sitte-nin-Ele�tirisi-ve-Kuran-a-Arz�-Ferec-Hudur.pdf

7/30/2019 50121318-Kutub-i-Sitte-nin-Ele�tirisi-ve-Kuran-a-Arz�-Ferec-Hudur.pdf

http://slidepdf.com/reader/full/50121318-kutub-i-sitte-nin-eletirisi-ve-kuran-a-arz-ferec-hudurpdf 562/606

ve “vaktin farzını kılıyorum" sözlerini de söylemezdi. Bu on bid’atın hiçbir kelimesini, ister sahih, ister zayıf, ister Müsned, ister mürsel bir senedle olsun Peygamberden (s.a.)hiç kimse nakletmemiştir. Hatta O’nun ashabından herhangi

 birinin bunlardan birini söylediği bile nakledilmemiştir.(Zâdu’l-Meâd Cilt 1 Sayfa 187 İklim Yayınları 1988, Yazan:İbn Kayyim El-Cevziyye.)

İmam Rabbani niyet hakkında şöyle demektedir:“Rasûlullah’tan sahih, zayıf, Müsned veya mürsel olarak kesinlikle bir kelime bile rivayet edilmeyen bidat tır." (İmamRabbani C.1 186. Mektup, Alıntı, Abdullah Yıldız “NamazBir Tevhid Eylemi" sayfa 72 Pınar Yayınları 1991.)

Bu örnekleri daha da çoğaltmak mümkündür, fakat konu ehlisünnet tarafından kabul edildiğinden bu kadarla yetiniyorum.O zaman da, Namazla ilgili olarak yapılan rekat sayısıiddialarının uydurma olduğu kendiliğinden ortayaçıkmaktadır. İftitah tekbirinden önce niyet etmek yok ise, kişi

o zaman falanca namazı kaç rekat kılacağını ne zamansöyleyecektir? Onun için ifade ettiğim gibi hangi vaktiniçinde namaz kılınıyorsa, vakitten dolayı namaz o vaktinnamazı olmuş olur. Örneğin: İkindi namazı kılındığında kişiisterse dört rekat farz ve dört rekat sünnet kılıyorum diyerek namaz kılmış olsun vakit ikindi namazı vakti olduğundansünnet diye kıldığı namazda o vaktin farz namazından başka

 bir şey değildir. Zira nafile namazların da kendilerine aitvakitleri olup, bunlar farz namazlara ait vakitlerin dışındakivakitlerdir. Akla şöyle bir düşünce de gelmezsin, nasılsa her vaktin rekat sayısı belli ve sınırlı olduğundan niyet ederkenrekat sayısını söylemeye gerek olmamıştır. Bu düşünceşundan yanlıştır. Bir vakit rekat sayısıyla sınırlanırsa, vakitçıkmadan tekrar namaz kılındığında rekat sayısı artacağından

ilk kılınan namaz niyetiyle tekrar kılınan namazın rekatsayısından dolayı çelişki meydana gelecektir. Anlaşılacağıüzere farz namazlarda olsun nafile namazlarda olsun rekat belirtip sınırlama yapma olayı yoktur. Orta bir zaman dilimi

562

Page 563: 50121318-Kutub-i-Sitte-nin-Ele�tirisi-ve-Kuran-a-Arz�-Ferec-Hudur.pdf

7/30/2019 50121318-Kutub-i-Sitte-nin-Ele�tirisi-ve-Kuran-a-Arz�-Ferec-Hudur.pdf

http://slidepdf.com/reader/full/50121318-kutub-i-sitte-nin-eletirisi-ve-kuran-a-arz-ferec-hudurpdf 563/606

içinde farz namazların kılınması mecburiyeti vardır. Aksitakdirde, Kur’an’nın İslam dini öğretisiyle bağdaşmayanşöyle bir durum meydana gelir. Rekat sayısı iddiasına göre,ikindi namazı farzını dört rekat kılanlar sevap kazanmış, fakat

sekiz dokuz rekat kılanlar ise dört rekat sayısını ihlalettiklerinden günaha girmiş olmaktadırlar. Böylecediğerlerine göre çok namaz kılanlar cehennemlik olmuş olur,zira fazla namaz kıldığından dolayı hiçbir namazı kabulolmuş olmamaktadır. Fakat dört rekat olayına uyup ondandaha az namaz kılanlar cennetlik olmuş olurlar. Bu ise çarpık ve boş bir iddiadır. Allah, iki, üç, dart diye bir rekat sınırı

koymamıştır, bundan dolayı dörtten fazla namaz kılmak Allah’ın emrini ihlal değildir, bu sınırı koyan rivayetçilerdir,uygulanmadığında onların dini ihlal olmuş olur. Neticeitibariyle, dini kim koyuyorsa ki, Allah’tır, bu konudakideğerlendirmeyi de O’ yapacak tır. Allah’tan başka hiçkimsenin din koyma yetkisi yoktur. Orta bir zaman süresiiçerisinde namaz kılınması farz olan süredir, yoksa ne kadar çok namaz kılınıp secde edilirse bu Allah’a yaklaşmak içinçok iyi olan bir şeydir. Rivayet tabileri rekat sayısınasınırlama getirmekle, secde sayısını da sınırlamışolmaktadırlar. Bu husus üstü kapalı olarak namaza vedolayısıyla Allah’a secde etmeye mani olmaktan başka bir şey değildir. Bunun ise günahı çok büyüktür.

Kur’an’dan mealen:

- Gördün mü şu men edeni: 96/9

- Namaz kılarken bir kulu (namazdan)? 96/10

- Gördün mü, ya o(kul) doğru yolda olur, 96/11

- Yâhut kötülüklerden sakınmayı emrederse? 96/12

- Gördün mü, ya bu(adam, hakkı) yalanlar, yüz çevirirse? (Ozaman bu yaptığı kendisi için iyi mi olur?) 96/13

563

Page 564: 50121318-Kutub-i-Sitte-nin-Ele�tirisi-ve-Kuran-a-Arz�-Ferec-Hudur.pdf

7/30/2019 50121318-Kutub-i-Sitte-nin-Ele�tirisi-ve-Kuran-a-Arz�-Ferec-Hudur.pdf

http://slidepdf.com/reader/full/50121318-kutub-i-sitte-nin-eletirisi-ve-kuran-a-arz-ferec-hudurpdf 564/606

- Allah’ın, (dâima kendisini) gördüğünü bilmiyor mu (o)?96/14

- Hayır, (olmaz böyle şey), eğer bundan vazgeçmezse (onu)

 perçem(in)den yakalar(ateşe sürükler)iz, 96/15

- O yalancı, günahkâr perçem(den)! 96/16

- O zaman (o gitsin) de meclisini (adamlarını) çağırsın. 96/17

- Biz de zebânileri çağırırız. 96/18

- Hayır, ona boyun eğme; (Allah’a) secde et ve yakınlaş!96/19

 Nafile namaz vakitleriyle ilgili olarak Kur’an’dan mealen:

- Gecenin bir kısmında, sana mahsus bir nâfile namaz kılmak üzere uyan; belki böylece Rabb’in seni, övülmüş bir makamaulaştırır. 17/79

- Onlar ki, gecelerini Rab’lerine secde ederek (O’nunhuzûrunda) ayakta geçirirler. 25/64

- Bizim ayetlerimize o kimseler inanırlar ki onlar, kendilerinehatırlatıldığı zaman derhal secdeye kapanırlar; Rab’leriniöverek tesbih ederler, büyüklük taslamazlar. 32/15

- Yanları yataklarından uzaklaşır, (Namaza kalkarlar),korkarak ve umarak Rab’lerine duâ ederler ve kendilerineverdiğimiz rızıktan (hayır için) harcarlar. 32/16

Günün her saatinde, kendilerine ait zaman dilimi içerisindeistendiği kadar namaz kılınabilir. Bir kimse yatsı namazınıorta bir zaman süresi içerisinde kıla bileceği gibi, çok dahauzun bir sürede yüz rekatta kılabilir. Zira ortalama bir vakitsüresi içinde Yatsı namazı veya başka bir farz namazı kılmak,kılınan farzın edası için yeterlidir. İbadetlerde yeterli süreden bahsedilebilir fakat şahsın daha fazla ibadet etmesi

564

Page 565: 50121318-Kutub-i-Sitte-nin-Ele�tirisi-ve-Kuran-a-Arz�-Ferec-Hudur.pdf

7/30/2019 50121318-Kutub-i-Sitte-nin-Ele�tirisi-ve-Kuran-a-Arz�-Ferec-Hudur.pdf

http://slidepdf.com/reader/full/50121318-kutub-i-sitte-nin-eletirisi-ve-kuran-a-arz-ferec-hudurpdf 565/606

yasaklanamaz. Farz vakitleri içerisinde Orta süreyi aşıp, vakitçıkmadıkça istendiği kadar farz namaz, diğer vakitlerde devakit çıkmadıkça istendiği kadar nafile namaz kılmak mümkündür. Zira insanın Allah’a yaptığı secde, onu Allah’a

yaklaştıran bir olaydır, kişi gerçekten Müslüman bir kimseise, Allah’a yaptığı secde onu Allah’a yaklaştırır; yaniderecesini yükseltir. Tekrar hatırlatmak için, Kur’an’danmealen:

- Hayır, ona (namaza mani olana) boyun eğme; (Allah’a)secde et ve yaklaş. 96/19

Cuma namazı vakti ile ilgili olarak Kur’an’dan mealen:

- Ey iman edenler! Cuma günü salât (namaz) içinçağrıldığı(nız) zaman, Allah’ı anmağa koşun, alış verişi bırakın. Eğer bilirseniz bu sizin için daha hayırlıdır. 62/9

- Namaz kılındıktan sonra yeryüzüne dağılın ve Allah’ınlutrundan (nasibinizi) arayın. Allah’ı çok anın ki kurtuluşaeresiniz. 62/10

Cuma namazı, Müminlerin cemaat yani topluluk teşkil ederek kıldıkları bir namazdır. 62 Cuma 10 da Namaz kılındıktansonra yeryüzüne dağılın ve Allah’ın lutrundan nasibiniziarayın dendiğine göre kılınma vakti gündüz olup, kılındıktansonra çalışmaya vakit kalacak şekilde bir vakitte kılınması

gerekir. Gündüzün iki tarafında kılınabileceği gibi, gün batıyameyletmeden yani ikindi namazı vakti girmeden de günortasında kılınabilir. Bu durumda vakti günün iki tarafındakinamazlardan ayrılmış olur. Günün iki tarafından birindekılındığında onunla birlikte o vaktin namazı da eda edilmişolur. Gün ortasında kılınması halinde, günün iki tarafında kinamazların da ayrıca kendi vakitlerinde kılınması gerekir.

Kılınma süresi de ortalama bir zaman suresi içinde olmalıdır, bu namazın kılınmasıyla ilgili şart olan zaman süresidir, dahafazla sevap kazanmak için daha uzun bir sürede kılmak isteyenler cemaat olarak kılabilir.

565

Page 566: 50121318-Kutub-i-Sitte-nin-Ele�tirisi-ve-Kuran-a-Arz�-Ferec-Hudur.pdf

7/30/2019 50121318-Kutub-i-Sitte-nin-Ele�tirisi-ve-Kuran-a-Arz�-Ferec-Hudur.pdf

http://slidepdf.com/reader/full/50121318-kutub-i-sitte-nin-eletirisi-ve-kuran-a-arz-ferec-hudurpdf 566/606

Müminlerden müteşekkil bir cemaat bulunması ve uygunşartların olması halinde Cuma namazı kılmak Müminler üzerine farzdır. Eğer serbestçe ezan okunabiliyorsa veMüminler serbestçe Cuma cemaati teşkil edebiliyorlarsa,

imam serbestçe namazı kıldırabiliyorsa Cuma namazınınkılınması için şartlar müsait olmuş olur. Mevki olarak ta,Şehirde, köyde veya arazide olma arasında fark yoktur.Cemaat en az iki bireyden müteşekkil bir topluluktur. Fakat bunun manası her iki bireyin bir cemaat teşkil ederek kendi başlarına namaz kılmaları demek değildir. Zira, Cuma namazıilân edilerek kılınan bir namazdır, bundan dolayı normal

insan sesiyle ezan okunduğunda ezanı duyan müminlerin bir tek cemaat teşkil etmeleri zorunludur. Yerleşim bakımından büyük şehirlerde her ezan sesi mesafesinde bir Cuma cemaatiteşkil edilebilir. Her teşkil edilen Cuma cemaatinde dinimevki olarak en ileri gelen imamlık yapar.

Cuma namazının ilk şartı cemaat halinde müminlerin Allah’ızikretmeleri olayıdır. Peygamberin bu olay da kıyamından

 bahsedilmiş olması ve kılma olarak belirtilmesi namaz olayıolduğunu belirtir. Hutbe okumak Cuma namazınınşartlarından olmamakla beraber, müminler bir topluluk teşkiletmişken, imamın hutbe okuması ve müminlerin dinikonularda kendi aralarında görüşmeleri, dini açıdanfaydalıdır.

Bu konularda Kur’an’dan mealen:

- Ey iman edenler! Cuma günü salât (namaz) içinçağrıldığı(nız) zaman, Allah’ı anmağa koşun, alış verişi bırakın. Eğer bilirseniz bu sizin için daha hayırlıdır. 62/9

Görüldüğü gibi çağırma şekli ezan iledir, zira çağırmayı belirtmek için “nida" kelimesi kullanılmış olup, bunun

manası serbest seslenişle ilânen ve uzak mesafeden çağırmademektir.

566

Page 567: 50121318-Kutub-i-Sitte-nin-Ele�tirisi-ve-Kuran-a-Arz�-Ferec-Hudur.pdf

7/30/2019 50121318-Kutub-i-Sitte-nin-Ele�tirisi-ve-Kuran-a-Arz�-Ferec-Hudur.pdf

http://slidepdf.com/reader/full/50121318-kutub-i-sitte-nin-eletirisi-ve-kuran-a-arz-ferec-hudurpdf 567/606

- Namaz kılındıktan sonra yeryüzüne dağılın ve Allah’ınlutfundan (nasibinizi) arayın. Allah’ı çok anın ki kurtuluşaeresiniz. 62/10

Cuma namazının kılınmasından sonra, gündüz içerisindeçalışma için bir zaman payı kalmalıdır, zira İslam’da esasitibariyle gece dinlenme ve gündüz çalışmak içindir.

Ayrıca, ezan ve namaz serbest ve hür olarak edaedilebiliyorsa, belde de gayri Müslimlerin bulunması Cumanamazının kılınmasına mani değildir. Fakat ortam savaşortamı ise ve Müslümanların Cemaat halinde toplanmaları

açık hedef teşkil ediyorsa, Cuma için cemaat teşkil edilemez, bilindiği gibi tehlike durumunda Cuma namazı haricinde kinamazların kısaltılması olayı vardır. Durum bu şekilde değilde güvenlik tam ise ve durum savaş ortamı dışında ise gayriMüslimlerin varlığı Cuma namazına mani değildir.

Kur’an’dan mealen:

- Ey iman edenler, sizden önce Kitâb verilmiş olanlardan vekafirlerden dininizi eğlence ve oyun yerine koyanları dosttutmayın; inanıyorsanız Allah’tan korkun. 5/57

- Namaza (nida ile) çağrıldığınız zaman onu eğlence ve oyunyerine koydular. Düşünmez bir topluluk oldukları için böyleyaptılar. 5/58

Görüldüğü gibi, İslam dışı kimselerin varlığına rağmen, ezanokunup, namaz için cemaat davet edilmektedir. Sonuç olarak,Cuma namazı için gereken şey namaz için tam olarak hür ortamdır. Diyelim ki, Almanya da çalışan Müslüman işçiler vardır ve namazlarını serbestçe ilan edip kılabiliyorlar budurumda Almanya’da Cuma namazı kılabilirler.

Cemaatin en az iki kişiyle olabileceği konusunda ise,Kur’an’dan mealen:

567

Page 568: 50121318-Kutub-i-Sitte-nin-Ele�tirisi-ve-Kuran-a-Arz�-Ferec-Hudur.pdf

7/30/2019 50121318-Kutub-i-Sitte-nin-Ele�tirisi-ve-Kuran-a-Arz�-Ferec-Hudur.pdf

http://slidepdf.com/reader/full/50121318-kutub-i-sitte-nin-eletirisi-ve-kuran-a-arz-ferec-hudurpdf 568/606

- Güneş ve ay bir araya toplandığı zaman (cem edildiği)zaman. 75/9

Burada, Güneş ve Ay’ın bir araya gelmesi (kıyamet olayıyla

ilgili olarak) Cem edildikleri kelimesiyle anlatılmıştır, bu daCemiyet kelimesiyle aynı türden olduğundan iki kişinin bir araya gelmesiyle bir Cemiyet oluştuğu anlaşılır. Ayrıca 4 Nisa 23 te, nikahla ilgili olarak iki kız kardeşin bir arayagetirilmek suretiyle, Cem edilip nikahlanmamasıemredilmiştir. Bu kelimeden de iki kız kardeşin bir arayagetirilmesi bir cemiyet olarak anlaşılır. Zira Cemiyet teşkiletme bir toplanma işidir, fakat daha öncede belirttiğim gibi, bunun manası her isteyen iki kişinin bir kenara çekilip Cumanamazı kılabileceği manasında değildir. Ezan mesafesindeolanların bir araya toplanması gereklidir.

Görüldüğü gibi, namaz kılınması için gereken bütün hususlar Kur’an’da mevcut olup, rivayetçilerin rivayetler olmasaydınasıl namaz kılınacağı bilinemezdi yolunda yapmış oldukları

tüm iddialar yersiz ve boş iddialar olduğu gibi, tahdis etmişoldukları rivayetler çelişkilerle dolu olup namazı izahetmekten uzaktır.

ORUÇ KONUSUNDA UYDURMUŞ OLDUKLARIRİVAYET ÖRNEKLERİ

824- Ebu Sa’id (radıyallahu anh) anlatıyor: “Resûlullah

(aleyhissalâtu vesselâm) buyurdular ki: “Üç şey vardır orucu bozmaz: Hacamat olmak (kan aldırmak), kusmak, ihtilamolmak." (K.S. 3133 C.9 S.448 Akçağ, alıntısı: Tirmizi, Savm24,(719))

825- Râfi’ İbnu Hadic (radıyallahu anh) anlatıyor:“Resûlullah (aleyhissalâtu vesselâm) şöyle buyurdular:

“Hacamat ettiren de, hacamat eden de orucunuaçmıştır."(K.S. 3138 C.9 S.451 Akçağ, alıntıları: Tirmizi,Savm 60,(774); Ebû Dâvud, Savm 28,(2367); İbnu Mâce,Savm 18, (1679,1680,1681))

568

Page 569: 50121318-Kutub-i-Sitte-nin-Ele�tirisi-ve-Kuran-a-Arz�-Ferec-Hudur.pdf

7/30/2019 50121318-Kutub-i-Sitte-nin-Ele�tirisi-ve-Kuran-a-Arz�-Ferec-Hudur.pdf

http://slidepdf.com/reader/full/50121318-kutub-i-sitte-nin-eletirisi-ve-kuran-a-arz-ferec-hudurpdf 569/606

Bu rivayette diğer rivayetin aksine, değil hacamat ettiren,hacamat edenin dahi orucunun bozulacağını tahdis etmeleri bir çelişkidir.

826- Hz Aişe (radıyallahu anhâ) anlatıyor: “Resûlullah(aleyhissalâtu vesselâm) oruçlu olduğu halde hanımlarından birini öperdi." (Hz. Aişe bunu söyleyip sonra güldü.)(K.S.3141 C.9 S.451 Akçağ, alıntıları bir sonraki rivayetle birlikte.)

827- Bir başka rivayette şöyle der: “Resûlullah (aleyhissalâtuvesselâm) oruçlu iken mübaşerette bulunurdu, O, nefsinehepinizden çok hakim idi." (K.S. 3142 S.453 Akçağ,alıntıları: Buhari, Savm 24,23; Müslim, Sıyâm 62-65,(1106);Muvatta, Sıyâm 14,(1,292); Ebû Dâvud, Savm 33,(2382-2386); Tirmizi, Savm 31,(727-729))

Bu iki rivayette eşlerle öpüşme ve öpüşmenin ötesinde desevişmenin orucu bozmadığını iddia ettiler.

828- “Resûlullah aleyhissalâtu vesselâm’ın azadlılarınadanMeymune radıyallahu anhâ anlatıyor: “Resûlullahaleyhissalâtu vesselâm’a oruçlu iken, oruçlu hanımını öpenadam hakkında sorulmuştu: “İki sininin orucu da bozulur!" buyurdular." (K.S. 6522 C.17 S.165 Akçağ, alıntısı: İbn-i

Mace 1686.)

Bu rivayette orucun öpmeyle bozulacağını iddia etmeleri açık  bir çelişkidir.

829- Hz. Câbir (radıyallahu anh) anlatıyor: “Resûlullah(aleyhissalâtu vesselâm) bir seferdeydi. Etrafına insanlarıntoplandığı bir adam gördü, ona gölge yapıyorlardı.

“Nesi var?"diye sordu.

“Oruçlu biri!"dediler. Resûlullah (aleyhissalâtu vesselâm):

569

Page 570: 50121318-Kutub-i-Sitte-nin-Ele�tirisi-ve-Kuran-a-Arz�-Ferec-Hudur.pdf

7/30/2019 50121318-Kutub-i-Sitte-nin-Ele�tirisi-ve-Kuran-a-Arz�-Ferec-Hudur.pdf

http://slidepdf.com/reader/full/50121318-kutub-i-sitte-nin-eletirisi-ve-kuran-a-arz-ferec-hudurpdf 570/606

“Seferde oruç birr (Allah’ı memnun edecek dindarlık)değildir!"buyurdular.”

Bir rivayette: “Seferde oruç birr’den değildir" demiştir."

(K.S. 3206 C.9 S.511 Akçağ, alıntıları: Buhari, Savm 36,Müslim, Sıyam 92,(1115); Ebu Dâvud, Savm 43,(2407); Nesâi, Savm 48,(4,176))

830- Ebu’d-Derdâ (radıyallahu anh) anlatıyor: “Biz çok şiddetli sıcak bir mevsimde, Ramazan ayında Resûlullah(aleyhissalâtu vesselâm) ile birlikte sefere çıktık. Hararetinşiddetinden herkes elini başına koyuyordu. Aramızda oruçlu

olarak sadece Resûlullah (aleyhissalâtu vesselâm) ile İbnuRavâha vardı. (K.S. 3209 C.9 S.513 Akçağ, alıntıları: Buhari,Savm 35; Müslim, Savm 108,(1122); Ebu Dâvud, Savm 44,(2409.)

Bu iki rivayetin ilkinde, seferde oruç tutmak Allah’ı memnunedecek dindarlık değildir derlerken, ikincisinde, Resûlullah’ın

şiddetli sıcağa rağmen seferde oruç tuttuğunu rivayet etmeleri bir çelişkidir.

831- Amr İbnu Ümeyye ed-Damri (radıyallahu anh)anlatıyor: “Bir sefer dönüşü Resûlullah (aleyhissalâtuvesselâm)’a uğradım. Bana: “Ey Ebu Ümeyye, sabahyemeğini bekle (beraber yiyelim)"buyurdular.Ben:”Oruçluyum" dedim.

“Öyleyse gel yaklaş, sana yolcudan haber vereyim (de dinle!"dedi ve devamla:) “Allah Teâla Hazretleri yolcudan orucu venamazın yarısını kaldırdı" buyurdu." (K.S. 3210 C.9 S.513Akçağ, alıntısı: Nesâi, Savm 50,(4,178))

Bu rivayette yolcunun Oruçtan muaf olduğunu tahdis

etmeleri ile Namazın yarısının yolcu için kaldırıldığını iddiaetmeleri, Kur’an’a uygun değildir. Namazın kısaltıla bilmesiiçin tehlikenin var olması şarttır. Ayrıca Oruç için muafiyet

570

Page 571: 50121318-Kutub-i-Sitte-nin-Ele�tirisi-ve-Kuran-a-Arz�-Ferec-Hudur.pdf

7/30/2019 50121318-Kutub-i-Sitte-nin-Ele�tirisi-ve-Kuran-a-Arz�-Ferec-Hudur.pdf

http://slidepdf.com/reader/full/50121318-kutub-i-sitte-nin-eletirisi-ve-kuran-a-arz-ferec-hudurpdf 571/606

değil, Allah tarafından kolaylık olmak üzere ruhsatverilmiştir. Bu konuda Kur’an’dan mealen:

- Ey iman edenler! Oruç, sizden öncekilere farz kılındığı gibi,

size de farz kılındı; ta ki korunasınız. 2/183

- Sayılı günlerde olmak üzere (oruç size farz kılındı).İçinizden kim hasta, yahut seyahatte olursa, (tutamadığıgünleri) başka günlerde tutsun. Gücü yetmeyenlere de, bir yoksulu doyuracak fidye gerekir. Fakat kim gönül rızasıylahayır işlerse, bu kendisi için daha iyidir. Ve oruç tutmanız,eğer bilirseniz, sizin için daha hayırlıdır. 2/184

Görüldüğü gibi muafiyet değil, ruhsat tanınmış olup, seferdeveya hastalık durumunda gücü yetenin oruç tutmasıtutmamasından kendisi için daha hayırlıdır. Uçakta seyahatedende yolcudur, hafifçe bir tarafı ağrıyanda hastadır.Sağlığın bozulması tehlikesi yoksa, oruç tutmak,tutmamaktan daha hayırlıdır.

832- Hz. Aişe (radıyallahu anhâ) anlatıyor: “Resûlullah(aleyhissalâtu vesselâm) buyurdular ki: “Kim üzerinde oruç borcu olduğu halde ölürse, velisi ona bedel tutar." (K.S. 3220C.9 S.521 Akçağ, alıntıları: Buhari, Savm 42; Müslim, Sıyâm153,(1174); Ebu Dâvud, Savm 41,(2400))

Bu rivayette, bir kimsenin veli sıfatıyla başka bir kimse

yerine oruç tutabileceğini tahdis ettiler.

833- İmam Mâlik’e ulaştığına göre İbnu Ömer (radıyallahuanh), bir kimsenin diğer bir kimse yerine oruç tutmasını veya bir kimsenin başka bir kimse yerine namaz kılmasını münker addederdi." (K.S. 3222 C.9 S.523 Akçağ, alıntısı: Muvatta,Sıyâm 43,(1,303))

Bu rivayette, bir kimsenin başkası yerine oruç tutamayacağınırivayet etmekle evvelki rivayetle çelişkiye düşmüşlerdir.Ayrıca evvelki rivayet Kur’an’la da çelişmektedir. Zira İslam

571

Page 572: 50121318-Kutub-i-Sitte-nin-Ele�tirisi-ve-Kuran-a-Arz�-Ferec-Hudur.pdf

7/30/2019 50121318-Kutub-i-Sitte-nin-Ele�tirisi-ve-Kuran-a-Arz�-Ferec-Hudur.pdf

http://slidepdf.com/reader/full/50121318-kutub-i-sitte-nin-eletirisi-ve-kuran-a-arz-ferec-hudurpdf 572/606

Dininde âmeller şahsi olup; kimse kimsenin yerine oruçtutamaz, namaz kılamaz, hacca gidemez. Eğer bir kimse, başka bir kimse yerine âmel işleyebilseydi, yani işlediği buâmel o kimse için geçerli olmuş olsaydı, insanın hayattayken

yerine getirmesi gereken en öncelikli farz iman etmesidir. Ozaman, Müminler, kafir olarak ölen akrabaları yerine imaneder ve onların Mümin olmalarını sağlıya bilirlerdi, halbuki böyle bir olay İslam Dininde mümkün değildir. Zira insanaçalıştığından başka bir şey yoktur. Bu konuda Kur’an’danmealen:

- Yoksa kendisine haber mi verilmedi: Mûsâ’nınsahibelerinde (yazılı) olan, 53/36

- Ve çok vefâlı İbrahim’in (sahibelerinde yazılı olan şugerçekler): 53/37

- Ki hiçbir yük sahibi, (âmel yönünden) başkasının yükünüyüklenemez. 53/38

- İnsana çalışmasından başka bir şey yoktur. 53/39

- De ki: “Allah her şeyin Rabb’i iken ben O’ndan başka Rabmi arayayım? Herkesin kazandığı yalnız kendisine âittir.Kendi yükünü taşıyan hiç kimse, bir başkasının yükünütaşımaz. Sonra dönüşünüz Rabb’inizedir; (O) ayrılığadüştüğünüz gerçeği size haber verecektir." 6/164

- Ve öyle bir günden korkun ki, o gün hiç kimseden şefâat(aracılık, iltimas) da kabûl edilmez, kimseden fidye dealınmaz ve onlara hiçbir yardım yapılmaz. 2/48

834- Hz. Ebu Hüreyre (radıyallahu anh) anlatıyor:“Resûlullah (aleyhissalâtu vesselâm) buyurdular ki:“Ramazan ayında, hasta veya ruhsat sahibi olmaksızın kim

 bir günlük orucunu yerse, bütün zaman boyu oruç tutsa buorucu kaza edemez." (K.S. 3226 C.9 S.526 Akçağ, alıntıları:

572

Page 573: 50121318-Kutub-i-Sitte-nin-Ele�tirisi-ve-Kuran-a-Arz�-Ferec-Hudur.pdf

7/30/2019 50121318-Kutub-i-Sitte-nin-Ele�tirisi-ve-Kuran-a-Arz�-Ferec-Hudur.pdf

http://slidepdf.com/reader/full/50121318-kutub-i-sitte-nin-eletirisi-ve-kuran-a-arz-ferec-hudurpdf 573/606

Buhari, Savm 29; Tirmizi, Savm 27,(723); Ebû Dâvud, Savm38,(2396))

835- Hz. Ebu Hüreyre (radıyallahu anh) anlatıyor:

“Resûlullah (aleyhissalâtu vesselâm)’a bir adam geldi ve: “EyAllah’ı Resûlü, helak oldum" dedi. Aleyhissalâtu vesselâm:

“Seni helak eden şey nedir? diye sorunca:

“Oruçlu iken hanımıma temas ettim" dedi. Bunun üzerineRasûlullah’la aralarında şu konuşma geçti:

“Azad edecek bir köle bulabilir misin?”

“Hayır!”

“Üst üste iki ay oruç tutabilir misin?”

“Altmış fakiri doyurabilir misin?”

“Hayır!”

“Öyleyse otur!"Biz bu minval üzere beklerken, Aleyhissalâtuvesselâm’a içerisinde hurma bulunan bir büyük sepetgetirildi.

“Soru sahibi nerede?"diyerek adamı aradı. Adam:

“Benim! Buradayım! deyince, Aleyhissalâtu vesselâm:“Şu sepeti al, tasadduk et!"dedi. Adam:

“Benden fakirine mi? Allah’a yemin ediyorum, Medine’ninşu iki kayalığı arasında benden fakiri yok! Cevabını verdi.Bunun üzerine Resûlullah güldüler ve:

“Öyleyse bunu ehline yedir!"buyurdular." (K.S. 3227 C.9S.527-528 Akçağ, alıntıları: Buhari, Savm 29,31, Hibe 20, Nafakât 13, Edeb 68,95, Kefaretu’l-Eymân 3,4 Hudud 26;

573

Page 574: 50121318-Kutub-i-Sitte-nin-Ele�tirisi-ve-Kuran-a-Arz�-Ferec-Hudur.pdf

7/30/2019 50121318-Kutub-i-Sitte-nin-Ele�tirisi-ve-Kuran-a-Arz�-Ferec-Hudur.pdf

http://slidepdf.com/reader/full/50121318-kutub-i-sitte-nin-eletirisi-ve-kuran-a-arz-ferec-hudurpdf 574/606

Müslim, Sıyâm 28,(1,296,297); Ebu Dâvud, Savm 37,(2390,2391,2392,2393); Tirmizi, Savm 28,(724))

Bu rivayette, evvelki rivayetin aksine, mazeretsiz yenilen

orucun iki ay üst üste oruç tutmakla kaza edilebileceğinirivayet etmeleri bir çelişkidir. Evvelki rivayette bütün zaman boyunca Oruç tutsa kaza edemez demişlerdi.

836-. ... Peygamber (s.a)’in ashâbından birisi, “Rasûlullahşöyle buyurdu’ demiştir:

“(Kasıtlı olmadan) kusanın, ihtilâm olanın ve kan aldıranın

orucu bozulmaz." (Ebû Dâvud, K.es-Sıyâm (14), Bâb 30,31,C.9 S.232 H.2376 Şamil, ayrıca: Tirmizi, savm 24.)

837-. ... Ma’dân b. Talha’dan rivâyet edildiğine göre, Ebû-d-Derdâ ona Resûlullah (s.a.)’ın (kendi isteği olmadan) istifrâedip, orucunu açtığını haber vermiştir.

Ma’dan şöyle der:

Dimeşk mescidinde Peygamber (s.a.’ın âzatlısı Savbân(r.a)’la karşılaşıp kendisine;

Ebû-d-Derdâ bana, Resûlullah (s.a.)’ın, istifra edip, orucunuaçtığını haber verdi dedim.

- Doğru söylemiş, ona ab dest suyunu da ben döktüm, dedi.

(Ebû Dâvûd, K.es-Sıyâm (14), Bâb 33 C.9 S.240 H.2381Şamil,)

Bu rivayette kasıtlı olmadan kusanın orucu bozulur demelerine rağmen, evvelki rivayette bozulmaz demeleri bir çelişkidir.

838-. ... Rasûlullah (s.a.)’ın hanımlarından birisinin şöyledediği rivâyet edilmiştir:

574

Page 575: 50121318-Kutub-i-Sitte-nin-Ele�tirisi-ve-Kuran-a-Arz�-Ferec-Hudur.pdf

7/30/2019 50121318-Kutub-i-Sitte-nin-Ele�tirisi-ve-Kuran-a-Arz�-Ferec-Hudur.pdf

http://slidepdf.com/reader/full/50121318-kutub-i-sitte-nin-eletirisi-ve-kuran-a-arz-ferec-hudurpdf 575/606

“Peygamber (s.a.) Zilhiccenin dokuz günü, aşure günü ve her ay ayın ilk Pazartesi ve Perşembe günleri (olmak üzere) üçgün oruç tutardı. (Ebû Dâvûd, K.es-Sıyâm (14), Bâb 61 C.9S.355 H.2437 Şamil, ayrıca: Nesâi, sıyâm 83.)

839-. ... İbni Abbas (r.a.)’dan, demiştir ki:Rasûlullah (s.a.);

“Kendisinde amel-i sâlih işlenen günlerin Allah katında ensevimlisi şu günlerdir-yani zilhiccenin (ilk) on günü-”

- Ya Rasûlullah! Allah yolunda cihad da mı (O günler kadar sevimli değildir.)?! dediler.

Efendimiz (s.a.);

“-Allah yolunda cihad da! Ancak canı ve malı ile cihadagidip de bunlardan bir şey döndürmeyen müstesna" diyecevap verdi. (Ebû Dâvûd, K.es-Sıyâm (14), Bâb 61 C.9 S.357H.2438 Şamil, ayrıca: Buhari, İdeyn 11; Tirmizi, savm 51;İbn Mâce, sıyam 39.)

Tahdis etmiş oldukları rivayette, Zilhiccenin ilk on günündeoruç tutmanın, bir kimsenin şehit olup, ayrıca şehitlikle birlikte tüm malının gitmesi hariç, tüm iyi âmellerden (tümsevep işleme hususlarından) daha üstün olduğunu rivayetettiler.

840-. ... Aişe (r.anha)’dan; demiştir ki:“Rasûlullah (s.a.)’ı Zilhiccenin on gününde oruç tutarken hiçgörmedim." (Ebû Dâvûd, K.es-Sıyâm (14), Bâb 62 C.9 S.359H.2439 Şamil, ayrıca: Müslim, itikaf 9; Tirmizi, savm 50.)

Evvelki rivayetlerde, Peygamberin zilhiccenin ilk dokuzgününde oruç tutuğunu ve zilhiccenin ilk on günü orucunu,

Şehitlik ve tüm malın birlikte gitmesi istisnası dışında tüm iyiamellerden, örneğin, Kadir gecesinde yapılan amellerdenüstün tutup, buna rağmen bütün bu iddialarını görmezlikten

575

Page 576: 50121318-Kutub-i-Sitte-nin-Ele�tirisi-ve-Kuran-a-Arz�-Ferec-Hudur.pdf

7/30/2019 50121318-Kutub-i-Sitte-nin-Ele�tirisi-ve-Kuran-a-Arz�-Ferec-Hudur.pdf

http://slidepdf.com/reader/full/50121318-kutub-i-sitte-nin-eletirisi-ve-kuran-a-arz-ferec-hudurpdf 576/606

gelerek, bu rivayette ise Peygamber hiçbir zaman böyle bir oruç tutmamıştır demeleri bir çelişkidir.

841- Hz. Ebû Hüreyre radıyallahu anh demiştir ki: “Hayır 

Kâbe’nin Rabbine yemin olsun! “Cünüp olarak sabahlayankimse orucunu bozsun!"sözünü ben söylemedim. Bunusöyleyen, Muhammed aleyhissalâtu vesselâm’dır." K.S.6527C.17 S.167 Akçağ, alıntısı: İbni Mace 1702.)

842-...... Bize Ebû’l-Yemân tahdis edip şöyle dedi: BizeŞuayb ibnu Ebi Hamza, ez-Zuhri’den haber verdi. O şöyledemiştir: Bana Ebû Bekr ibnu Abdirrahmân ibn Hâris haber 

verdi ki, babası Abdurrahmân, Mervân ibnu’l-Hakem’e şunuhaber vermiştir; Âişe ve Ümmü Seleme bu Abdurrahmân’aResûlullah (S) ehliyle cinsi münâsebetten dolayı cünüpolduğu hâlde fecr ona erişirdi.Fecrden sonra Rasûlullahyıkanır ve orucunu tutardı, diye haber verdiler. ....... (Buhari,Kitâbu’s-Savm C.4 S.1792 H.34 Ötüken.)

Bu iki rivayet çelişkili olduğu gibi, son rivayet, Peygamberinailesine saygısızlık içermektedir. Daha önce de örnekleriniyazdığım gibi, evlilikteki cinsel hayatla ilgili konuları,Peygamberin eşleri ağzından hep erkeklerin duyup tahdisettiklerini rivayet etmişlerdir. Peygambere bu gibi konuları,herhangi bir aileyi söz konusu etmeden soracak erkek sahabeveya Peygamberin eşlerinden soracak bayan sahabe yok muydu? Kasıtlı yazdıkları fazla izaha ihtiyaç göstermeyecek kadar açıktır. Ayrıca bu rivayetlerinde, Peygamberin fecir namazını kılmadığını da iddia etmişlerdir. Fecirden sonrayıkandığını söylemekle bunu iddia etmişlerdir, zira cenabetliolarak namaz kılınmaz, fecirden sonra da, fecir namazınınvakti çıkmış demektir.

843- İbnu Abbâs radıyallahu anhüma anlatıyor:”Resûlullah

aleyhissalâtu vesselâm Receb ayı orucunuyasaklamıştır."(K.S. 6536 C.17 S.171 Akçağ, alıntısı: İbniMace 1743.)

576

Page 577: 50121318-Kutub-i-Sitte-nin-Ele�tirisi-ve-Kuran-a-Arz�-Ferec-Hudur.pdf

7/30/2019 50121318-Kutub-i-Sitte-nin-Ele�tirisi-ve-Kuran-a-Arz�-Ferec-Hudur.pdf

http://slidepdf.com/reader/full/50121318-kutub-i-sitte-nin-eletirisi-ve-kuran-a-arz-ferec-hudurpdf 577/606

844- Abdullah İbnu Büsr es-Sülemi, kız kardeşi es-Sammâ(radıyallahu anhâ)’dan naklediyor: ”Resûlullah (aleyhissalâtuvesselâm) buyurdular ki: “Cumartesi günü oruç tutmayın,ancak Allah’ın size farz ettiği şeyde o gün oruç tutarsınız.

Biriniz yiyecek nev’inden bir şey bulamaz da sadece üzüm(asması) kabuğu veya bir ağaç çöpü bulacak olsa onu ağzındaçiğnesin (ve yinede Cumartesi günü oruçlu olmasın)." (K.S.3179 S.489, alıntıları:Ebu Dâvud, Savm 51,(2421); Tirmizi,Savm 43,(744); İbnu Mâce, Sıyâm 38,(1726))

845- Hz. Ebu Hüreyre (radıyallahu anh) anlatıyor:“Resûlullah (aleyhissalâtu vesselâm) buyurdular ki: “Şabanayı yarılandı mı artık oruç tutmayın."(K.S. 3174 C.9 S.486Akçağ, alıntıları: Ebu Dâvud, Savm 12,(2337); Tirmizi, Savm38,(738))

846- Hz. Ebu Hüreyre (radıyallahu anh) anlatıyor:“Resûlullah (aleyhissalâtu vesselâm) buyurdular ki: “Sizdenhiç kimse, cuma günü oruç tutmasın. Ancak bir gün önceden

veya sonradan oruç tutuyorsa bu takdirde cuma günü de oruçtutabilir." (K.S. 3177 C.9 S.488 Akçağ, alıntıları: Buhari,Savm 63; Müslim, Sıyâm 147,148; Ebu Dâvud, Savm 50,(2420); Tirmizi, Savm 42,(743))

Orucun tutulamayacağı günler adı altında bir takım rivayetler uydurdular. Buna rağmen şu rivayetleri çelişkili olarak rivayet ettiler.

847-. ... Resûlullah (s.a.)’ın hanımlarından birisinin şöyledediği rivâyet edilmiştir:

“Peygamber (s.a.) Zilhiccenin dokuz günü, aşure günü ve her ay ayın ilk Pazartesi ve Perşembe günleri (olmak üzere) üçgün oruç tutardı. (Ebû Dâvûd, K.es-Sıyâm (14), Bâb 61 C.9

S.355 H.2437 Şamil, ayrıca: Nesâi, sıyâm 83.)

848- Abdullah İbnu Amr radıyallahu anhüma anlatıyor:“Resûlullah aleyhissalâtu vesselâm’ın: “Nuh aleyhisselâm

577

Page 578: 50121318-Kutub-i-Sitte-nin-Ele�tirisi-ve-Kuran-a-Arz�-Ferec-Hudur.pdf

7/30/2019 50121318-Kutub-i-Sitte-nin-Ele�tirisi-ve-Kuran-a-Arz�-Ferec-Hudur.pdf

http://slidepdf.com/reader/full/50121318-kutub-i-sitte-nin-eletirisi-ve-kuran-a-arz-ferec-hudurpdf 578/606

Ramazan ve Kurban bayramları hariç, yıl orucu tutmuştur"dediğini işittim." K.S.6528 C.17 S.167 Akçağ, alıntısı: İbniMace 1714.)

Bu rivayetlerle, evvelki rivayetlerin çelişkili oldukları açıktır.Zira her bir tam yıl içinde Recep ayı ve Cumartesi günlerimevcut olup, Nuh peygamberin bu günlerde oruç tuttuğunutahdis ettiler. Peygamberin Zilhiccenin dokuz günü oruçtuttuğunu söylemekle farz olmamasına rağmen, cumartesigünü oruç tuttuğunu rivayet etmeleri diğer bir çelişkidir.

849- Hz. Ebu Hüreyre (radıyallahu anh) anlatıyor:

“Resûlullah (aleyhissalâtu vesselâm) buyurdular ki:“Ramazan ayı girdiği zaman cennetin kapıları açılır,cehennemin kapıları kapanır ve şeytanlar da zincire vurulur."(K.S. 3113 C.9 S.426 Akçağ, alıntıları: Buhari, Savm 5,Bed’ü-Halk 11, Müslim, Sıyâm 2,(1079); Nesâi, Sıyâm 5,(4,129))

İddia ettiklerine göre Ramazan ayı girdiği zaman Cennetinkapıları açılıp, cehennemin kapıları kapanıp şeytanlardazincire vuruluyormuş. Yalan rivayet uydurdukları, Ramazanayında günah ve azgınlık içinde hayat sürdüren bir çok kimsenin varlığından da bellidir. Zira şeytanlar yalnızcinlerden değildir, insanlardan da şeytanlar vardır. Eğer Ramazanda şeytanlar zincirli iseler, Ramazana rağmen bir  birlerini saptırmakla meşgul çok sayıda insanın varlığınıneyle izah ediyorlar?

İnsanlardan da şeytanların olduğuyla ilgili olarak, Kur’an’danmealen:

- Böylece biz, her peygambere insan ve cin şeytanlarınıdüşman yaptık. (Bunlar), aldatmak için birbirlerine yaldızlı

sözler fısıldarlar. Rabb’in dileseydi onu yapamazlardı. Artık onları uydurdukları şeylerle baş başa bırak. 6/112

578

Page 579: 50121318-Kutub-i-Sitte-nin-Ele�tirisi-ve-Kuran-a-Arz�-Ferec-Hudur.pdf

7/30/2019 50121318-Kutub-i-Sitte-nin-Ele�tirisi-ve-Kuran-a-Arz�-Ferec-Hudur.pdf

http://slidepdf.com/reader/full/50121318-kutub-i-sitte-nin-eletirisi-ve-kuran-a-arz-ferec-hudurpdf 579/606

Ayrıca, Oruç tutmak yalnız yemek yememek su içmemek olayı da değildir. Oruçluyken kadınlara cinsel yaklaşımladokunmakta yasaktır.

Bu konuda Kur’an’dan mealen:

- Oruç gecesi, kadınlarınıza yaklaşmak, size helâl kılındı.Onlar sizin elbiselerinizdir, siz de onların elbisesisiniz. Allah,sizin kendinize yazık etmekte olduğunuzu bildi de tövbenizikabûl edip sizi affetti. Artık şimdi onlara yaklaşın ve Allah’ınsizin için yaz(ıp takdir etmiş ol)duğunu talep edin, şafağın beyaz ipliği siyah iplikten ayırt edilinceye kadar yiyin, için;

sonra tâ gece oluncaya dek orucu tamamlayın; mescitlerdeibâdete çekilmiş iken kadınlara yaklaşmayın. Bunlar,Allah’ın (yasak) sınırlarıdır, bunlara yaklaşmayın. Allah,insanlara ayetlerini böyle açıklar ki korunup sakınsınlar.2/187

Demek ki, kadınları öpmek orucu bozar, ayet mealinde

görüldüğü gibi, önceden ramazan ayında geceleyin dahikadınlara yaklaşmak yasaktı. Allah rahmetiyle gece yasağını,mescidte ihtikafta olanlar haricindekiler için kaldırdı. Gündüzyasağını oruç müddetince geçerli kaldı. Bu itibarla buhususlara uymayan bütün rivayetleri asılsızdır.

HACC KONUSUNDA UYDURMUŞ OLDUKLARI

RİVAYETLERDEN ÖRNEKLER 

850- İbnu Ömer (radıyallahu anhümâ) anlatıyor: “Resûlullah(aleyhissalâtu vesselâm)’ muhrimin giyeceği şeylerdensorulmuştu şu cevabı verdi: “Muhrim ne kamis (gömlek). Nesarık, ne bürnus, ne şalvar ne de vers veya zaferân bulaşmış bir giysi taşımaz. Ayağında da mest (ve benzeri ayakkabı)

yoktur. Ancak nalın bulamazsa, mestlerin topuktan aşağıkısmını kesmelidir.”

579

Page 580: 50121318-Kutub-i-Sitte-nin-Ele�tirisi-ve-Kuran-a-Arz�-Ferec-Hudur.pdf

7/30/2019 50121318-Kutub-i-Sitte-nin-Ele�tirisi-ve-Kuran-a-Arz�-Ferec-Hudur.pdf

http://slidepdf.com/reader/full/50121318-kutub-i-sitte-nin-eletirisi-ve-kuran-a-arz-ferec-hudurpdf 580/606

Buhari’de şu ziyade var: “İhramlı kadın yüzünü örtmez,eldiven de giymez”. (K.S. 1199 C.5 S.321 Akçağ, alıntıları:Buhâri, Hacc 21, Cezâu’s-Sayd 13,15, İlm 53, Salât 9;Müslim, Hacc 1,(1177); Tirmizi, Hacc 18,(833); Ebû Dâvud,

Menâsik 32,(1824,1825,1826); Nesâi, Hacc 28,(5,129))

İhram kelime olarak yasaklamak manasına geldiği halde,ihramlının giydiği elbiseye de atfetmişlerdir. halbuki konuelbiseyle ilgili olmayıp, hacıların daha önce yaptıkları bazıfiillerin, Hac esnasında kendilerine yasak olması hususudur.Bu hususta, Kur’an’dan örnek verecek olursam, mealen:

- Ey İnananlar, ihramda iken av öldürmeyin. Sizden kimkasden onu öldürürse, öldürdüğünün dengi olan bir hayvancezası vardır ki(bu öldürülene denk olduğuna) içinizden ikiâdil kişinin karar vereceği, Kabe’ye varacak bir kurban;yâhud yoksullara yedirme şeklinde kefaret; ya da buna denk oruçtur. Ta ki böylece (o insan), yaptığı işin vebâlini tadsın.Allah, geçmişi affetmiştir. Kim bu suçu tekrar ederse, Allah

ondan intikam alacaktır. Şüphesiz Allah izzet, kudret veintikam sahibidir. 5/95

- Hem kendinize, hem de yolculara bir geçimlik olmak üzeredeniz avı ve onu yemek, size helâl kılındı. İhramdaolduğunuz sürece size kara avı yasaklandı. Huzûrunatoplanacağınız Allah’tan korkun! 5/96

- Hacc, bilinen aylardadır. Kim o aylarda (ihrama girerek)haccı (kendisine) farz ederse bilsin ki, Hacda kadınayaklaşmak, günâha sapmak, kavga etmek yoktur. Siz ne iyilik ederseniz Allah onu bilir. (Yol için) kendinize azık alın(da bir günaha düşmekten korunun), çünkü azığın en iyisi (Allah’ınazabından) korunmadır. Ey akıl sahipleri benden korkun!2/197

Ayrıca uydurmuş oldukları rivayette “İhramlı kadın yüzünüörtmez, eldiven de giymez" demektedirler. Buna rağmen,Halife Osman’ın ihramlı iken yüzünü örttüğünü iddia ile,

580

Page 581: 50121318-Kutub-i-Sitte-nin-Ele�tirisi-ve-Kuran-a-Arz�-Ferec-Hudur.pdf

7/30/2019 50121318-Kutub-i-Sitte-nin-Ele�tirisi-ve-Kuran-a-Arz�-Ferec-Hudur.pdf

http://slidepdf.com/reader/full/50121318-kutub-i-sitte-nin-eletirisi-ve-kuran-a-arz-ferec-hudurpdf 581/606

erkeklerin ihramlıyken yüzlerini örtmeleri gerektiğini dolaylıolarak tahdis etmişlerdir. Şöyle ki:

851- Kasım İbnu Muhammed anlatıyor: “Bana, el-Ferâfisa

İbnu Umeyr el-Hanefi haber verdi ki, O, Hz. Osman(radıyallahu anh)’ı, ihramlı iken yüzünü örter görmüş”. (K.S.1207 C.5 S.330 Akçağ, alıntısı: Muvatta, Hacc 13,(1,327))

Bununla da yetinmeyerek, İhramlı kadınların yüzlerini veellerini örtmemeleri gerektiği yolundaki rivayetleriniyalanlayan şu rivayeti uydurdular.

852- Hz. Aişe (radıyallahu anhümâ) anlatıyor: “Biz (kadınlar)ihramlı olarak Resûlullah (aleyhissalâtu vesselâm)’la beraber iken, binekliler bize uğrardı. Onlar tam hizamıza gelince, her  birimiz cilbabını başından yüzünün üzerine sarkıtıverirdi.Bizi geçtiler mi tekrar kaldırırdık”. (K.S. 1209 C.5 S.331Akçağ, alıntısı: Ebu Dâvud Menâsik 34,(1833))

853- Hz. Osman (radıyallahu anh) anlatıyor: “Resûlullah(aleyhissalâtu vesselâm) buyurdular ki: “İhramlı ne evlenir,ne evlendirir ne de dünür gönderir”. (K.S. 1237 C.5 S.356Akçağ, alıntıları: Müslim, Nikâh 41,(1409); Muvatta, Hacc70,(1,348,349); Ebu Dâvud, Menâsik 37,(1841); Tirmizi,Hacc 23,(840); Nesâi, Hacc 91,(5,192))

854- İbni Abbâs (radıyallahu anhümâ) anlatıyor: “Resûlullah

(aleyhissalâtu vesselâm) Meymune validemizle (radıyallahuanhâ) ihramlı iken evlendiler. (K.S. 1233 C.5 S.353 Akçağ,alıntıları: Buhari, Cezâu’s-Sayd 12, Meğazi 43, Nikâh 30;Müslim, Nikâh 46,(1410); Ebu Dâvud, Menâsik 39,(1844,1845): Tirmizi, Hacc 24,(842); Nesâi, Hacc 90,(1,191,192))

Yukarıdaki iki rivayetin çelişkili oldukları açıktır.855- Hz. Muâviye (radıyallahu anh)’den yapılan rivayetegöre şöyle buyurmuştur. “Ey Resûlullah’ın ashabı! biliyor 

581

Page 582: 50121318-Kutub-i-Sitte-nin-Ele�tirisi-ve-Kuran-a-Arz�-Ferec-Hudur.pdf

7/30/2019 50121318-Kutub-i-Sitte-nin-Ele�tirisi-ve-Kuran-a-Arz�-Ferec-Hudur.pdf

http://slidepdf.com/reader/full/50121318-kutub-i-sitte-nin-eletirisi-ve-kuran-a-arz-ferec-hudurpdf 582/606

musunuz, “Resûlullah (aleyhissalâtu vesselâm) şunu yapmayıyasakladı, kaplan derilerine oturmayı yasakladı?"dinleyenler:“Evet (biliyoruz!)"dediler. Hz. Muâviye (radıyallahu anh)tekrar sordu: “Resûlullah (aleyhissalâtu vesselâm)’ın hacc ile

umrenin arasını birleştirmenizi (hacc-ı kıran yapmanızı) dayasakladığını biliyor musunuz!"Yanındakiler “Hayır, bunu bilmiyoruz!"dediler. Hz. Muâviye (radıyallahu anh):

“Öyleyse bilin bu da öbürleriyle birlikte (yasaklar arasında). Ne var ki, sizler unutmuşsunuz!"dedi”. (K.S. 1280 C.5 S.396Akçağ, alıntısı: Ebu Dâvud, Men3asik 23,(1794))

856- Hz. Aişe (radıyallahu anhâ)’den rivâyete göre, Hz.Peygamber (aleyhissalâtu vesselâm) hacc-ı ifrad (umresizhac) yapmıştır”. (K.S.1278 C.5 S.394 Akçağ, alıntıları:Müslim, Hacc 122,(1211); Tirmizi, Hacc 10,(820); EbûDâvud, Menâsik 23,(1777); Nesâi, Hacc 48,(5,145))

Yukarıdaki iki rivayette, Hacc ve Umrenin

 birleştirilemeyeceğini tahdis ettiler. Buna rağmen şu rivayetitahdis ettiler:

857- Hz Enes (radıyallahu anh) anlatıyor: “Resûlullah(aleyhissalâtu vesselâm)’ı hacc ve umre her ikisi için de(ihrama girip) telbiye çekerken işittim."

Bekr İbnu Abdillah el-Müzeni demiş ki: “Ben bunu Abdullah

İbnu Ömer (radıyallahu anhümâ)’e söyledim.Bana:“Resûlullah (aleyhissalâtu vesselâm) sadece hacc içintelbiye getirdi" diye cevap verdi.

Sonra tekrar Enes (radıyallahu anh)’le karşılaştım ve İbnuÖmer’in sözünü kendisine aktardım. Bana (kızarak):

“Galiba bizi çocuk yerine koyuyorsunuz. Ben “Resûlullah

(aleyhissalâtu vesselâm)’ı: “Umre ve hacc için Lebbeyk!"derken işittim" dedi”. (K.S. 1282 C.5 S.398 Akçağ, alıntıları:Buhâri, Taksiru’s-Salât 5, Hacc 24,25,27,117,119, Cihâd

582

Page 583: 50121318-Kutub-i-Sitte-nin-Ele�tirisi-ve-Kuran-a-Arz�-Ferec-Hudur.pdf

7/30/2019 50121318-Kutub-i-Sitte-nin-Ele�tirisi-ve-Kuran-a-Arz�-Ferec-Hudur.pdf

http://slidepdf.com/reader/full/50121318-kutub-i-sitte-nin-eletirisi-ve-kuran-a-arz-ferec-hudurpdf 583/606

104,126; Müslim, Hacc 185,(1232); Ebu Dâvud, Hacc 24,(1795); Tirmizi, Hacc 11,(821); Nesâi, Hacc 49,(5,150); İbnuMâce, Hacc 38,(2968,2969))

Bu rivayette, Hacc-ı Kıran yapılabilir demekle, evvelkirivayetleriyle çelişkiye düşmüşlerdir.

858- Ebu Cübeyr anlatıyor: İbni Abbâs (radıyallahuanhümâ)’a dedim ki:“Resûlullah (aleyhissalâtu vesselâm)’ın,vâcip kıldığı zaman, getirdiği telbiye hususunda Ashab’ınihtilafına doğrusu hayret ediyorum!"Bana şu cevabı verdi:

“Bu meseleyi ben herkesten iyi biliyorum. AslındaResûlullah (aleyhissalâtu vesselâm) tek bir hacc yaptı. Bütünihtilaflar bununla ilgili..................... (K.S. 1263 C.5 S.378Akçağ, alıntısı: Ebu Dâvud, Menâsik 21,(1770))

Bu rivayette, Resûlullah’ın tek bir sefer hacc ettiğini tahdisettiler.

859-. ... Âişe bint Sa’id b. Ebi Vakkâs’dan; Sa’d b. Vakkâsşöyle) demiştir:

- Peygamber (s.a.) (hacca gitmek için) el-für’ yolunu seçecek olursa, bineği kendisini kaldırdığı zaman yüksek sesle telbiyegetirerek ihrama girerdi, Eğer Uhud yolunu seçecek olursa,Beydâ dağı üzerine çıktığı zaman yüksek sesle telbiye

getirerek ihrama girerdi. (Ebu Dâvûd, K.el-Menâsik (11),Bâb 21 H.1775 C.7 S.23 Şamil.)

Bu rivayette Peygamberin birden fazla hacc ettiğini tahdisetmişlerdir, zira rivayette Peygamberin hacca gidiş yolları birden fazladır. Bu ise evvelki rivayetle bir çelişki teşkil eder.

860- İbnu Ömer (radıyallahu anhümâ) anlatıyor: “Hz.

Peygamber (aleyhissalâtu vesselâm) taşları atacağı zamanyaya gider, yaya dönerdi."(K.S. 1450 C.6 S.19 Akçağ,alıntıları: Ebu Dâvud, Menâsik 78,(1969); Tirmizi, Hacc 63,(900))

583

Page 584: 50121318-Kutub-i-Sitte-nin-Ele�tirisi-ve-Kuran-a-Arz�-Ferec-Hudur.pdf

7/30/2019 50121318-Kutub-i-Sitte-nin-Ele�tirisi-ve-Kuran-a-Arz�-Ferec-Hudur.pdf

http://slidepdf.com/reader/full/50121318-kutub-i-sitte-nin-eletirisi-ve-kuran-a-arz-ferec-hudurpdf 584/606

Bu rivayette taşlamanın yaya yapılması gerektiğini rivayetettiler.

861- Hz. Câbir (radıyallahu anh) anlatıyor: “Yevm-i Nahr’de

(kurban gününde) Resûlullah (aleyhissalâtu vesselâm)’ı,taşlamayı binerek yaparken gördüm. Taşlarını devesininüzerinde iken atmış ve şöyle demişti:

“Menâsikinizi benden alın. Bilmiyorum, belki de bu haccdansonra hacc yapamam" (K.S.1452 C.6 S.19 Akçağ, alıntıları:Müslim, Hacc 310,(2197); Ebu Dâvud, 78,(1970); Nesâi,Hacc 220,(5,270))

Bu rivayette ise taşlamanın, binekli olarak yapılacağını tahdisetmeleri bir çelişkidir.

862-. ... Abdullah b. Ömer’den rivâyet olunduğuna göre,Peygamber (s.a)’e ihramlının öldürmesi câiz olan karahayvanları sorulmuş da Peygamber (s.a.):

“Beş (çeşit) hayvan vardır ki onları harem dışında daharemde de öldürmekte herhangi bir günah yoktur: Akrep,fare, çaylak, karga ve saldırgan köpektir" buyurmuş. (EbuDâvûd, K.el-Menâsik (11). Bâb 39 H.1846 C.7 S.169 Şamil,ayrıca: Buhari, Cezau’s-sayd 7; bedu’l-halk 16; Müslim, hac66,69,71,79; Tirmizi, hac 21; Nesâi, hac82,84,86,88,113,114,116,119; İbni Mâce, menâsik 91.)

863-. ... Ebu Said-el-Hudri (r.a)’den rivâyet edildiğine göre,Peygamber (s.a.)’e ihramlının neleri öldürebileceği sorulmuşda;

“Yılan, akrep, fare (öldürülebilir), kargaya atış yapılabilir fakat öldürülemez. Yırtıcı köpek, çaylak ve saldırgan hayvanda (ihramlı tarafından öldürülebilir.) buyurmuştur. (Ebu

Dâvûd, K.el-Menâsik (11), Bâb 39 H.1848 C.7 S.177 Şamil,ayrıca: Tirmizi Hac 21; İbn Mâce, menâsik 91.)

584

Page 585: 50121318-Kutub-i-Sitte-nin-Ele�tirisi-ve-Kuran-a-Arz�-Ferec-Hudur.pdf

7/30/2019 50121318-Kutub-i-Sitte-nin-Ele�tirisi-ve-Kuran-a-Arz�-Ferec-Hudur.pdf

http://slidepdf.com/reader/full/50121318-kutub-i-sitte-nin-eletirisi-ve-kuran-a-arz-ferec-hudurpdf 585/606

Bu rivayette, evvelki rivayetin aksine, Yılan öldürülmeli,Karga öldürülmemeli demeleri bir çelişkidir.

864-. ... El-Muhâcir el-Mekki’den; demiştir ki: Câbir b.

Abdillah’a;

Beyt-i (şerifi) gören adam ellerini kaldırır mı? diye sorulduda;

- Ben Yahudilerden başka bunu yapan kimse görmedim. VeResûlullah (s.a.)’la birlikte hac ettik bunu o da yapmadı, diyecevap verdi. (Ebu Dâvud, K.el-Menâsik (11), Bâb 45 H.1870

C.7 S.222 Şamil, ayrıca: Tirmizi, hac 32; Nesâi hac 122.)

865-. ... Ebu Hüreyre (r.a.)’dan; demiştir ki: Resûlullah (s.a.)(Medine’den Mekke’ye gitmek üzere) yöneldi, Mekke’yegirince Hacer’i Esved’e varıp onu selâmladı sonra Beyt-itavaf etti. Sonra Safa’ya varıp Beyt’i görebilecek şekildeüzerine çıktı, ellerini kaldırıp Allah’ı zikretmeye ve dilediğiduayı okumaya başladı..... (Ebu Dâvud,K.el-Menâsik (11),Bâb 45 H.1872 C.7 S.225 Şamil, ayrıca: Müslim, cihad vesiyer 84.)

Kâbe karşısında ellerin kaldırılıp kaldırılamayacağıkonusunda rivayetlerin çelişkili oldukları açıktır.

866- Abdullah ibn Abbâs (R) şöyle demiştir: el-Fadl İbnu

Abbâs Rasûlullah’ın redifi (yâni hayvan üstündePeygamber’in arka tarafına binmiş kimse) idi. Hasamkabilesinden genç bir kadın Rasûlullah’a geldi. Bu sıradaFadl kadına, kadına, kadın da Fadl’a bakmaya başladı.Peygamber de Fadl’ın yüzünü (eliyle kadından) başka tarafaçevirmeye koyuldu.

Kadın:

- Yâ Rasûlullah! Allah’ın kulları üzerinde hacc husûsundakifarizası babama çok yaşlı ihtiyarlığında erişti. O deve

585

Page 586: 50121318-Kutub-i-Sitte-nin-Ele�tirisi-ve-Kuran-a-Arz�-Ferec-Hudur.pdf

7/30/2019 50121318-Kutub-i-Sitte-nin-Ele�tirisi-ve-Kuran-a-Arz�-Ferec-Hudur.pdf

http://slidepdf.com/reader/full/50121318-kutub-i-sitte-nin-eletirisi-ve-kuran-a-arz-ferec-hudurpdf 586/606

üzerinde sâbit duramaz hâldedir. Binâenaleyh kendisine(vekâleten) ben hacc edebilir miyim? diye sordu.

- “Evet, vekâleten hacc edebilirsin!"diye cevâb verdi.

Bu suâl ve cevâb, Vedâ Haccı sırasında vâki’ oldu. (Buhari,Kitâbu’l-Hacc H.1 C.3 S.1443 Ötüken, ayrıca: (K.S. 1553)ten, Buhari, Hacc 1,Cezâu’s-Sayd 23,24, İsti’zan 2; Müslim,Hacc 407,408,(1334,1335); Muvatta, Hacc 97,(1,359);Tirmizi, Hacc 85,(928); Ebu Dâvud, Menâsik 26,(1809); Nesâi, Hacc 9,11,12,(5,117,118))

Daha önce, kimsenin, kimse yerine âmel işleyemeyeceğiniOruç kısmında izah ettiğim gibi, hiç kimse başkası yerineHacc edemez ve Haccın bir kimse için farz olabilmesi için okimsenin sağlığı dahil imkanlarının müsait olması gerekir. Buitibarla yolculuk yapma imkanı olmayan bir Yaşlı ihtiyarahacc farz olamayacağından, bu yönden rivayetin uydurmaolduğu bellidir. Bu hususta örnek verecek olursam,

Kur’an’dan mealen:

- Doğrusu insanlara (ma’bed olarak) ilk kurulan ev,Mekke’de olandır. Alemlere, bereket ve hidayet olarak kurulmuştur. 3/96

- Onda apaçık nişâneler, İbrahim’in makamı vardır. Ve onagiren, güvene erer. Oraya gücü yetip yol bulabilenlerin Beyti

haccetmeleri, insanlar üzerinde Allah’ın bir hakkıdır. Kiminkâr ederse şüphesiz Allah, bütün alemlerden müstağnidir.3/97

Görüldüğü gibi, Haccın farz olması için, oraya gidecek kimsenin, bedenen ve maddeten güç bulabilmesine bağlıdır.Rivayette ise, sağlığı Hacca gitmeye müsait olmayan bir 

kimseye Hacc farizasının eriştiğini iddia etmeleri, Kur’an’auymayan boş bir iddiadır.

586

Page 587: 50121318-Kutub-i-Sitte-nin-Ele�tirisi-ve-Kuran-a-Arz�-Ferec-Hudur.pdf

7/30/2019 50121318-Kutub-i-Sitte-nin-Ele�tirisi-ve-Kuran-a-Arz�-Ferec-Hudur.pdf

http://slidepdf.com/reader/full/50121318-kutub-i-sitte-nin-eletirisi-ve-kuran-a-arz-ferec-hudurpdf 587/606

Anlaşılan odur ki, Haccın vekaleten yapılabileceği yolundakiiddialarından asıl amaçları, Hacca gitmek istemeyen ve aynızamanda İslam halifesi olduğunu iddia eden bir takımkimselerle, bunların devlet kademelerinde ileri gelen

yöneticilerine ve bir takım imkan sahibi zenginlere vekilgöndermeleri suretiyle halkın gözünde onları Haccagitmiyorlar durumundan kurtarmak içindir.

Diğer bir hususta, yukarıda mealini yazmış olduğum 3 Âl-iİmran 97 sûresinde belirtildiği gibi, Hacc ederken Beyti(Kabe’yi) Haccetmek kesinlikle farz olmasına rağmen,yazmış oldukları rivayetlerde bunu inkar ederek, haccdanmaksadın, diğer bir ifadeyle Hacı olabilmenin tek şartınınArafat dağına çıkmak olduğunu, Kabe’yi haccetmenin farzolmadığını rivayet etmişlerdir. Şöyle ki:

867- Urve İbnu Muderrıs et-Tâi (radıyallahu anh) anlatıyor:Resûlullah (aleyhissalâtu vesselâm)’a Müzdelife’de namazıkıldığı zaman geldim.

“Ey Allah’ın Resûlü dedim, ben Tayy dağlarından geliyorum.Hayvanım da kendim de yorgunum ve bitkin düştük. Allah’akasem olsun, ey Allah’ın Resûlü, gelirken geçtiğim her dağın başında mutlaka durdum. Benim için hacc imkânı var mı?”

Resûlullah (aleyhissalâtu vesselâm) şu cevabı verdi:

“Bizimle birlikte şu namazı burada kılıp, bizimle kalan, bundan önce de Arafat’da geceleyin ve gündüzleyin kalmışolan, artık haccını tamamlamış, haramlardan kurtulmuş olur”.(K.S.1426 C.5 S.541-542 Akçağ, alıntıları: Tirmizi, Hacc 57,(891); Ebu Dâvud, Menâsik 69,(1950); Nesâi, Hacc 211,(5,263); İbnu Mâce, Menâsik 57,(3016))

868- Abdurrahman İbnu Ya’mur ed-Dili (radıyallahu anh)anlatıyor: Resûlullah (aleyhissalâtu vesselâm) Arafat’da iken,münâdisine (tellâlına) şöyle nidâ edip duyurmasını emretti:“Hacc Arafat’tır, kim Cem (Müzdelife) gecesi fecrin

587

Page 588: 50121318-Kutub-i-Sitte-nin-Ele�tirisi-ve-Kuran-a-Arz�-Ferec-Hudur.pdf

7/30/2019 50121318-Kutub-i-Sitte-nin-Ele�tirisi-ve-Kuran-a-Arz�-Ferec-Hudur.pdf

http://slidepdf.com/reader/full/50121318-kutub-i-sitte-nin-eletirisi-ve-kuran-a-arz-ferec-hudurpdf 588/606

doğmasından önce (vakfeye) yetişirse, haccı idrak etmişdemektir. Eyyâm-ı Minâ üç gündür. Kim ilk günde aceledavranırsa, herhangi bir günah terettüp etmediği gibi, te’hir edene de bir günah terettüp etmez”. (K.S. 1427 C.5 S.544

Akçağ, alıntıları: Tirmizi, Hacc 57,(889); Ebu Davud,Menâsik 69,(1949); Nesâi, Hacc 211,(5,264); İbnu Mâce,Menâsik 37,(3015))

Her iki rivayette Hacc etmenin Kabe’yi haccetmeyle bir ilgisiolmadığını ısrarla iddia etmişlerdir. Öyle ki 868 ci örnekteHaccın Arafat’tan ibaret olduğunu tellâla söyletmişlerdir.Bundan da anlaşılır ki ne Kabe’den, nede Kabe’nin tavaf edilmesinden hoşlanmadıkları gibi, rahatsız olmaktadırlar.Hoşlanmadıklarına dair başka örnekler verecek olursam şurivayetler çok ibret vericidir:

869- Hz. Cabir (radıyallahu anh) anlatıyor: Resûlullah(aleyhissalâtu vesselâm) efendimiz buyurdular ki: “Tahâretmaksadıyla taş kullanmak tektir. Şeytana atılan taş tektir.

Safa ile Merve arasında say tektir, (Kabe’yi) tavaf da tektir.Öyle ise sizden biri (tahâret için) taş kullanacaksa bunu datek kılsın."(K.S. 1453 C.6 S.23 Akçağ, alıntısı: Müslim, Hacc315,(1300))

Ard niyet yok ise, kendilerinin tuvalette temizlenmek içinkullandığı taş sayısı ile, Kabe’yi tavaf veya Safa ile Mervearasında say etme arasında “Haşa" ne gibi bir ilgi var ki?Utanmadan bir birlerine emsal gösteriyorlar.

870- Hz. Ebu Hüreyre (radıyallahu anh) anlatıyor: Resûlullah(aleyhissalâtu vesselâm) buyurdular ki:

“Ka’be’yi, Habeşlilerden bacakları ince bir adam tahripedecektir. (K.S. 4593 C.12 S.532 Akçağ, alıntıları:Buhari,

Hacc 49; Müslim, Fiten 57, (2909; Nesai, Hacc 125, (5,216))

871- Buhâri’nin İbnu Abbas’tan kaydettiği diğer bir rivayetegöre, Resûlullah (aleyhissalâtu vesselâm) şöyle buyurmuştur:

588

Page 589: 50121318-Kutub-i-Sitte-nin-Ele�tirisi-ve-Kuran-a-Arz�-Ferec-Hudur.pdf

7/30/2019 50121318-Kutub-i-Sitte-nin-Ele�tirisi-ve-Kuran-a-Arz�-Ferec-Hudur.pdf

http://slidepdf.com/reader/full/50121318-kutub-i-sitte-nin-eletirisi-ve-kuran-a-arz-ferec-hudurpdf 589/606

“Kâ’be’yi yıkacak olan o ayrık iri ayaklı, güdük kafalı (koyusiyah) Habeşli’yi Kâ’be’nin taşlarını birer birer söker haldegörür gibiyim!" (K.S. 4594 C.12 S.532 Akçağ, alıntısı:Buhari, Hacc 49.)

872- İbnu Amr İbni’l-As (radıyallahu anhümâ) anlatıyor:Resûlullah (aleyhissalâtu vesselâm) buyurdular ki:“Habeşliler sizi terk ettikçe onları terkedin. Zira, Kâ’be’ninhazinesini sadece zü’s-süvaykateyn (ince bacaklı olan kimse)çıkaracaktır." (K.S. 4595 C.12 S.533 Akçağ, alıntısı: EbûDâvud, Melâhim 11,(4309))

İnsanları Kabe’ye saldırtmak için, Kabe’nin altında hazineolduğunu uydurdukları gibi, zayıf bacaklı bir HabeşlininKabe’yi yıkabileceğini uydurmakla da, Kabe’yi herkesinyıkmaya güç yetirebileceğini rivayet etmişlerdir. Bu daKabe’ye karşı göstermiş oldukları düşmanlıklarının bir göstergesidir. Kabe’nin yıkılması için gösterdiklerihasretlerine karşılık, onlara fil ashabının başlarına geleni

hatırlatırız. Hayali bir kişiyi konu edip, bütün Habeşlilerimûzur kimseler olarak göstermeleri, Habeşistan’a hicret edensahabelere, Habeşlilerin vermiş oldukları destekten dolayıdır.

873- İbnu Ömer (radıyallahu anhümâ) dedi ki: “Hacc aylarıŞevvâl, Zülkade ve Zilhicce’den de on gündür. (K.S. 1182C.5 S.305 Akçağ alıntısı: Buhari, Hacc 33, bab başlığıolarak.)

Tahdis etmiş oldukları rivayette, Hac edebilme süresini iki ayon gün olarak ifade etmelerine rağmen, bu süreyi hükümsüz bırakacak şekilde, Haccın Arafat vakfesinden ibaret olduğunuve bu vakfe zamanının da iki ay on günlük sürenin son günve gecesinden ibaret olduğunu, bu gün ve gecede vakfeyapmayan kimsenin haccının geçersiz olacağını tahdis ve

iddia etmişlerdir. Böylece iki ay on günlük sürenin ilk gününde hacca gelmiş olan kimseler dahil olmak üzere her yılhacca gelmiş olan bütün hacı adaylarının yurtlarına geridönmeyip iki ay on gün bekleseler dahi illâki son gün veya

589

Page 590: 50121318-Kutub-i-Sitte-nin-Ele�tirisi-ve-Kuran-a-Arz�-Ferec-Hudur.pdf

7/30/2019 50121318-Kutub-i-Sitte-nin-Ele�tirisi-ve-Kuran-a-Arz�-Ferec-Hudur.pdf

http://slidepdf.com/reader/full/50121318-kutub-i-sitte-nin-eletirisi-ve-kuran-a-arz-ferec-hudurpdf 590/606

gecede Arafat’ta vakfe yapmaları gerekir demeleri ile, iki ayon günlük süreyi bir güne indirmiş olmaktadır. Bu durumagöre, hacca gitmeye niyetli olan kimselerin tamamına yakınkısmı, iki ay on gün beklememek için, bu sürenin on veya on

 beş günlük son kısmında hacca gitmektedirler, böylece haccyerinde milyonlarca insanın birikmesi suretiyle izdihamlarınmeydana gelmesine böylece Mal ve Can kaybına sebepolmaktadırlar. Ayrıca bu izdiham içerisinde, erkek vekadınların beraber hacc etmeleri İslam dininin haya vetesettürüne aykırıdır. Hele ihram dedikleri o elbiseleri İslamahlakı açısından çok berbat ve uygunsuz durumların meydana

gelmesine sebep olmaktadır. Şöyle ki, yorgun düşüp yereserpilen haccıların tesettürlerini koruması çok zordur.

Bu hususta tahdis etmiş oldukları rivayetlerine örnek olarak:

874-. ... Abdurrahman b. Ya’mur ed-Deyl(em)i’den; demiştir ki: Peygamber (s.a.) Arafat’ta iken yanına varmıştım. Necidhalkından da bazı kimseler -Yahut bir grup- geldiler.

(İçlerinden) birine (Hz. Peygamber’e hacla ilgili sorular sormasını) emrettiler. (O da) Resûlullah (s.a.)’e (Arafat’tavakfeye yetişemeyen kimsenin) hacc(ı) nasıldır? diye sordu.Resûlullah (s.a.) de birisine emretti. (O adam) da aldığı emreuyarak)

“-Hac, hac Arafe günü (vakfe yapmak) demektir, kimMüzdelife gecesi sabah olmadan (Arafat’a) gelirse haccıtamdır. Minâ günleri üçtür, kim acele eder de iki gün de(Mekke’ye dönerse) ona bir günah yoktur. (Minâ’da) gecikengünahkâr olmaz" diye yüksek sesle bağırdı. Sonra (o bağıranadamın) arkasından bir başka adam gönderdi. O da aynışeyleri yüksek sesle ilân etmeye başladı. (Ebû Dâvûd, K.el-Menâsik (11), Bâb 68 H.1949 C.7 S.368 Şamil, ayrıca:Tirmizi, hac 57, tefsir sûre (2),22; İbnu Mâce, menâsik 57;

 Nesâi, menâsik 211.)

Minâ günlerinden maksat, kurban bayramının 2,3,4 üncügünleridir. Bir başka ifadeyle, Zilhiccenin 11,12,13 üncü

590

Page 591: 50121318-Kutub-i-Sitte-nin-Ele�tirisi-ve-Kuran-a-Arz�-Ferec-Hudur.pdf

7/30/2019 50121318-Kutub-i-Sitte-nin-Ele�tirisi-ve-Kuran-a-Arz�-Ferec-Hudur.pdf

http://slidepdf.com/reader/full/50121318-kutub-i-sitte-nin-eletirisi-ve-kuran-a-arz-ferec-hudurpdf 591/606

günleridir. Bu ise tahdis etmiş oldukları iki ay on günlük sürenin dışında ki bir olaydır.esas dikkat edilmesi gerekenHac ayları olarak göstermiş oldukları sürede Arafe vakfesinihac süresinin son gününe bağlamış oldukları rivayet

iddialarıdır.

Arafe vakfesiyle ve hac aylarıyla ilgili olarak tahdis etmişoldukları bu rivayetler asılsız olup, Kur’an’laçelişmektedirler. Bu hususta Kur’an’dan mealen:

- Hacc, bilinen aylardadır. Kim o aylarda (ihrama girerek)haccı (kendisine) farz ederse bilsin ki, Hacda kadına

yaklaşmak, günâha sapmak, kavga etmek yoktur. Siz ne iyilik ederseniz Allah onu bilir. (Yol için) kendinize azık alın(da bir günaha düşmekten korunun), çünkü azığın en iyisi (Allah’ınazabından) korunmadır. Ey akıl sahipleri benden korkun!2/197

Kur’an’a göre hac edebilme süresi aylardan müteşekkildir ve

 bu aylar öyle aylardır ki, meşhur olup kesinlikle bilinmesimümkün olan, bilinen aylardır. Şimdi bu ayların kaç tane vehangi aylar olduğuna Kur’an’dan bakalım. Bu husustaKur’an’dan mealen:

- Allah ve Resûlünden, andlaşma yaptığınız müşriklereihtardır. 9/1

- Dört ay daha yeryüzünde dolaşın, bilin ki siz Allah’ı âciz bırakamazsınız ve Allah, kafirleri rezil (perişan) edecektir!9/2

- Allah ve Resûlünden, hacc-ı ekber günü, insanlara bir ilândır ki, Allah da Resûlü de müşriklerden uzaktır. Eğer tevbe ederseniz, bu sizin için daha hayırlıdır; yok eğer yüz

çevirirseniz, bilin ki siz, Allah’ı aslâ âciz bırakacak değilsiniz(Ey Muhammed!) küfredenlere elim azâbı müjdele. 9/3

591

Page 592: 50121318-Kutub-i-Sitte-nin-Ele�tirisi-ve-Kuran-a-Arz�-Ferec-Hudur.pdf

7/30/2019 50121318-Kutub-i-Sitte-nin-Ele�tirisi-ve-Kuran-a-Arz�-Ferec-Hudur.pdf

http://slidepdf.com/reader/full/50121318-kutub-i-sitte-nin-eletirisi-ve-kuran-a-arz-ferec-hudurpdf 592/606

- Ancak andlaşma yaptığınız müşriklerden, (şartlara tamriâyet eden ve andlaşma şartlarından) hiçbir şeyi eksik  bırakmayan ve size karşı hiç kimseye arka çıkmayanlarınandlaşmalarını, kendilerine tanıdığınız süreye kadar 

tamamlayın. Çünkü Allah (azabından) korunanları sever. 9/4

- Haram ayları çıkınca (Allah’a) ortak koşanları nerede bulursanız öldürün; onları yakalayın hapsedin, ve her gözetleme yerinde otur(up) onları bekleyin. Eğer tevbeederler, namazı kılarlar, zekâtı verirlerse yollarını serbest bırakın. Çünkü Allah bağışlayan, esirgeyendir. 9/5

Mealini yazmış olduğum bu dört ayette, Haram ayların dörtolduğu ve bu ayların peş peşe geldiği ile başlangıcının “Hacc-ı Ekber Günü" olduğu açıktır. Haram aylarla, hac aylarınınaynı aylar olup olmadığını ve “Hacc-ı Ekber Gününün" başlangıç olarak, haram, haram aylarında başlangıcı olupolmadığını tetkik edecek olursak, aynı olduğunu görürüz.Zira haram Hac aylarından başkası değildir, bu aylarda

getirilen yasaklar, hacıların kolay hac etmelerine büyük faydalar sağlamaktadır. Müşriklere dört aylık bir süre ihtar edilmiş, haram aylarda Kur’an’da sarih olarak dörttür veharam ayların bitişi bu ihtar edilen sürenin bitişi olarak  belirtilmiştir. Zira “Haram ayları çıkınca" ifadesi bunugöstermektedir. Haccın haram aylar içerisinde olduğu başlangıcının “Hacc-ı Ekber Günü" ifadesinden anlaşılır.

Tüm haram ayların Hac etme süresini kapsayıp kapsamadığıkonusunda, Kur’an’dan mealen:

- Ey iman edenler, ne Allah’ın işaretlerine, ne harâm aya, nekurbana, ne gerdanlık(lı kurban)lara ve ne de Rab’lerininlütuf ve rızâsını arzu ederek, Beyt-i Harâm’a doğru gelenleresaygısızlık etmeyin. İhramdan çıktığınız zamanavlanabilirsiniz. Sizi Mescid-i Haram’dan çevirdiklerinden

dolayı bir topluma karşı beslediğiniz kin, sizi saldırıya sevk etmesin, iyilik ve takvâ üzerine yardımlaşın, günah ve

592

Page 593: 50121318-Kutub-i-Sitte-nin-Ele�tirisi-ve-Kuran-a-Arz�-Ferec-Hudur.pdf

7/30/2019 50121318-Kutub-i-Sitte-nin-Ele�tirisi-ve-Kuran-a-Arz�-Ferec-Hudur.pdf

http://slidepdf.com/reader/full/50121318-kutub-i-sitte-nin-eletirisi-ve-kuran-a-arz-ferec-hudurpdf 593/606

düşmanlık üzerinde yardımlaşmayın. Allah’tan korkun.Çünkü Allah’ın azabı çetindir. 5/2

- Allah, Kâbe’yi, o Beyt-i Haram’ı insanlar için kıyam (hayat

ve güven) durağı yaptı, ve Haram ayı, kurbanı, boynu bağlıkurbanlıkları da (böyle yaptı) ki Allah’ın göklerde ve yerdeolanları bildiğini ve Allah’ın her şeyi bilici olduğunuanlayasınız. 5/97

Bu iki örnekte, Kâbe Beyt-i Haram olarak isimlendirilmiş.Haram ayında ona ilgisinden dolayı haram ay adını aldığıanlaşılmaktadır. İhramda yine bu şekilde isim almış

olmaktadır. Zira haram kelimesi hacla ilgili olarak, haccagelen kimselerin yapmaması gereken bazı fiillerle ilgilidir, bunlar öyle fiillerdir ki, hacca gelen kimselerin bunlarıyapması hac etme süreleriyle ilgili olarak yasaktır. Örneğin:Kara avı yasağı, saldırı olmaması halinde savaşmama gibi.Örneklerde Haram aylar dört tane olmasına rağmen bir ayolarak söylenmesi ve hacla ilişkilendirilmesi ve bu haram

aydan maksat, hangi ay olduğu belirtilmemesi, tek olarak ifade edilen haram ayın, ayrı ayrı dört haram ayıda temsilettiği manasındadır. Böylece, “Hac bilinen aylardadır"ifadesiyle, hac aylarının haram aylar olduğu anlaşılmış olur.Bu itibarla, hac ayları rivayet ettikleri ve uygulamaya dakoymadıkları, iki ay on gün değil, “dört haram aydır”.

Haram ayların hangileri olduğu konusunda da, Kur’an’laçelişen rivayetlerde bulunmuşlardır. Şöyle ki:

875-............ Ebû Bekre Nufey’ ibnu’l-Hâris es-Sakafi(R)’dentahdis etti ki, Peygamber (S) şöyle buyurmuştur: “Zaman(mikyas olan yıl hesâbı) Allah’ın gökleri ve Yer’i yarattığıgündeki (ilk) hey’etine dönmüştür. (Artık) sene on iki aydır.Bunlardan dördü harâm aylardır. Üçü arka arkayadır ki, Zu’l-

kaide, Zu’l-hicce ve Muharrem’dir. Dördüncüsü deCumâda’l-âhiri ile Şa’bân arasında olarak Mudar kabilesininayı olan Receb’dir”. (Buhâri, Kitâbu Bed’i’l-Halk C.6 S.2988H.7 Ötüken.)

593

Page 594: 50121318-Kutub-i-Sitte-nin-Ele�tirisi-ve-Kuran-a-Arz�-Ferec-Hudur.pdf

7/30/2019 50121318-Kutub-i-Sitte-nin-Ele�tirisi-ve-Kuran-a-Arz�-Ferec-Hudur.pdf

http://slidepdf.com/reader/full/50121318-kutub-i-sitte-nin-eletirisi-ve-kuran-a-arz-ferec-hudurpdf 594/606

Kameri ayların adları Arapça da sırasıyla şöyledir:

1- Muharrem, 2- Safer, 3- Rebiulevvel, 4- Rebiussani, 5-Cemâdilûla, 6- Cemadilahire, 7- Receb, 8- Şaban, 9-

Ramazan, 10- Şevvel, 11- Zulkade, 12- Zülhicce.

Rivayette, haram ayların peş peşe gelen 11, 12, 1 nci aylar ile bunlardan ayrı olarak 7 nci ay olan Receb ayını saymışlardır.Böylece, Muharrem ile Receb ayı arasında beş ay ve Recebile Zulkade arasında üç ay bulunduğunu iddia etmişlerdir. Buise Kur’an’a uymamaktadır, zira, Haram aylar hiç birisiistisna olmamak üzere peş peşe gelen aylardır. Buna örnek 

olarak Kur’an’dan mealen:

- Allah ve Resûlünden, andlaşma yaptığınız müşriklereihtardır. 9/1

- Dört ay daha yeryüzünde dolaşın, bilin ki siz Allah’ı âciz bırakamazsınız ve Allah, kafirleri rezil (perişan) edecektir!9/2

- Haram ayları çıkınca (Allah’a) ortak koşanları nerede bulursanız öldürün; onları yakalayın hapsedin, ve her gözetleme yerinde otur(up) onları bekleyin. Eğer tevbeederler, namazı kılarlar, zekâtı verirlerse yollarını serbest bırakın. Çünkü Allah bağışlayan, esirgeyendir. 9/5

Bu ayet meallerinde belirtildiği gibi, haram ayların peş peşeolması kesin olup, bunun aksi mümkün değildir. Zira, buaylarla ilgili olarak, müşriklere dört aylık bir ihtar verilmiş ve bu ayların bitişi ile de Müslümanlardan, onların hakkındayaptırım uygulamaları istenmiştir. İddia ettikleri gibi haramaylar bitişik olmamış olsa idi o zaman bu dört aylık sürenindört ay olarak bir manası kalmazdı, zira Receb ayının gelmesi

için aradan aylar geçmesi gerekiyor. Böyle bir iddianın ise nemantığı vardır, nede Kur’an’a uygunluğu. Böylece anlaşılır ki, haram aylar, hac aylarının başlangıcı olduğunda ihtilaf olmayan, Şevval ayından başlamak üzere, ondan sonra gelen

594

Page 595: 50121318-Kutub-i-Sitte-nin-Ele�tirisi-ve-Kuran-a-Arz�-Ferec-Hudur.pdf

7/30/2019 50121318-Kutub-i-Sitte-nin-Ele�tirisi-ve-Kuran-a-Arz�-Ferec-Hudur.pdf

http://slidepdf.com/reader/full/50121318-kutub-i-sitte-nin-eletirisi-ve-kuran-a-arz-ferec-hudurpdf 595/606

Zulkade, Zülhicce ve Muharrem oyları olmak üzere bitişik dört aydır. Receb ayı haram aylara dahil değildir. Bu dörtayda Hac edecek kimselerin Hac etmesi mümkündür. Hacetme süresinin farzı, Hac eden kimselerin her biri için iki

gündür. yani hac eden bir kimse bu dört ay içerisindeki her hangi bitişik iki günde haccını tamamlayıp ihramdan çıkmak suretiyle evine veya eski yaşantısına dönebilir, ihramdançıkmak ihram dedikleri elbiseyi çıkarmak manasındaolmayıp, hac etme sırasında kendisine yasak olan şeyleri hacmıntıkasından da çıkmak suretiyle yapa bilmesidir. Hacda bulunduğu müddetçe ihramdan çıkmış sayılmaz, oradan geri

dönüş yapması şarttır. Arafe günü gibi herhangi bir özel gün beklemesi gerekmez. Hac için Arafat dağına çıkan herkesiçin, Arafata çıktığı gün Arafe günüdür. Böylece geniş bir zaman diliminde pek çok kimsenin Hac etmesi mümkünolacağından, çoğu kere tehlikeli bir şekilde meydana gelenizdiham olayları ile, Bayanlı, Erkekli sıkışık bir vaziyette Hacetme olayı meydana gelmesinin engellenmesi mümkündür.İslam dininde, Can güvenliğini ve İslami tesettürü dışlayanHaccetme olayı yoktur.

Bu konularla ilgili olmak üzere, Kur’an’dan mealen:

- Ey Âdem oğulları, her mesci(de gidişiniz)de süs(lü, güzelelbiseler)inizi (üzerinize) alın; yiyin için, fakat isrâf etmeyin;çünkü O, isrâf edenleri sevmez. 7/31

Her mescide gidildiğinde, gidenlerin süslü güzel elbiselerinigiymeleri mecburidir. İhram diye giydikleri bez iki parçasından süslü ve güzel elbise diye bahsetmek mümkündeğildir. Yoksa o bez parçasına sarınanlar, Mescid-iHaram’da olduklarının ve Mescid- Haram’ında bir Mescidolduğunun farkında değiller mi?

İhrâm dedikleri şey: Peştamal gibi, iki beyaz bez olup, biri belden aşağı sarılır, öteki omuzlara sarılır, iple bağlanmaz,düğümlenmez. Allah süslü güzel elbiselerinizi giyin diyeemrediyor, bunlarsa elbiselerin çıkarıp en zevksiz

595

Page 596: 50121318-Kutub-i-Sitte-nin-Ele�tirisi-ve-Kuran-a-Arz�-Ferec-Hudur.pdf

7/30/2019 50121318-Kutub-i-Sitte-nin-Ele�tirisi-ve-Kuran-a-Arz�-Ferec-Hudur.pdf

http://slidepdf.com/reader/full/50121318-kutub-i-sitte-nin-eletirisi-ve-kuran-a-arz-ferec-hudurpdf 596/606

denebilecek iki bez parçasına sarınıyorlar, ona da sarınmadense!

- Hacc, bilinen aylardadır. Kim o aylarda (ihrama girerek)

haccı (kendisine) farz ederse bilsin ki, Hacda kadınayaklaşmak, günâha sapmak, kavga etmek yoktur. Siz ne iyilik ederseniz Allah onu bilir. (Yol için) kendinize azık alın(da bir günaha düşmekten korunun), çünkü azığın en iyisi (Allah’ınazabından) korunmadır. Ey akıl sahipleri benden korkun!2/197

Hac ayları, haram aylar olan, Şevval, Zulkade, Zülhicce ve

Muharrem aylarıdır.

- Hac’ta iken Allah’ın fazlından istemeniz günah değildir.Arafat’tan döndüğünüzde Meş’ar’i haram’da Allah’ızikredin. O’nu, sizi hidayet eylediği gibi anın. Çünkü bundanönce siz, delâlette idiniz. 2/198

Burada da, Hac’ta rızık edinmek için ticaret veya işyapılabileceğinin; başka bir ifadeyle Hacc esnasında parasalkâr amacıyla çalışılabileceği. Ayrıca, “”Arafattandündüğünüzde Meş’ar-i haram da, Allah’ı zikredin"denildiğine göre, aynı zamanda Arafat’a da çıkılacağı belirtilmiş olmaktadır.

- Sonra herkesin döndüğü yerden siz de dönün ve Allah’tan

af dileyin. Allah çok bağışlayıcı, çok esirgeyicidir. 2/199

- Hac ibadetlerinizi bitirince atalarınızı andığınız gibi hattâdaha kuvvetli bir anışla Allah’ı anın. İnsanlardan öyleleri var ki: Ey Rabbimiz! Bize dünyada ver, derler. Böyle kimselerinahiretten hiç nasibi yoktur. 2/200

- Sayılı günlerde Allah’ı anın. Kim acele edip iki gün içinde

(hacdan) dönerse ona günâh yoktur. Kim geri kalırsakorunduğu takdirde ona da günâh yoktur. Allah’tan korkunve O’nun huzûruna toplanacağınızı bilin. 2/203

596

Page 597: 50121318-Kutub-i-Sitte-nin-Ele�tirisi-ve-Kuran-a-Arz�-Ferec-Hudur.pdf

7/30/2019 50121318-Kutub-i-Sitte-nin-Ele�tirisi-ve-Kuran-a-Arz�-Ferec-Hudur.pdf

http://slidepdf.com/reader/full/50121318-kutub-i-sitte-nin-eletirisi-ve-kuran-a-arz-ferec-hudurpdf 597/606

Böylece iki günde Hac edilebileceği anlaşılmış olur,Korunduğu, yani Hac’ta yapmamsı gerekenleri yapmadığıtakdirde isteyen iki günden fazlada kalabilir. İki günlük Hacsüresi acelesi olan kimseler içindir. Bu duruma göre Hac

ayları olan dört haram ayın iki gününde Hac farizasınıtamamlamak mümkündür, bu iki gün acelesi olanvurgulamasından dolayı bitişik iki gün olması gerektiği deaçıktır. İki günden daha fazla kalmak isteyenlerin de bulunabilmesi bütün hacıların birlikte toplanacakları özel bir Arafe gününün olmadığını da göstermektedir.

- Haccı insanlar arasında ilân et. Yaya olarak ve binekler üstünde, her uzak yollardan sana gelsinler. 22/27

- (Gelsinler)ki kendileri için birtakım faydalara tanık olsunlar ve (Allah’ın) kendilerine rızık olarak verdiği hayvanlar üzerine belli günlerde (onları kurban ederken) Allah’ın adınıansınlar. Onlardan yiyin, sıkıntı içinde bulunan fakire deyedirin. 22/28

- Sonra kirlerini gidersinler, adaklarını yerine getirsinler veBeyt-i atik (Kabe’y)’i tavaf etsinler. 22/29

Yukarıda yazılı üç ayet mealinde görüldüğü gibi, hac etmesıralaması belirtilmiştir. Şöyle ki, hacca gelen kimseler öncekurban keserler, sonra temizlenirler (Saçları tıraş etmek,kısaltmak, tırnakları kesmek, yıkanmak ve sair temizlik 

gereklerini yapmak sûretiyle) bundan sonra adaklarını yerinegetirirler, bu hususları yaptıktan sonradır ki Kabe’yi tavaf edebilirler. Rivayetlerde ise durum tam bunun tersinedir.Yani önce hac edilir, ondan sonra en son olarak kurban kesilir ve tıraş olunur. Bu arada isteyen kurban kesmeden önce vesonra saçını tıraş edebilir veya kısaltabilir iddiasındadırlar.Şöyle ki:

876- Abdullah İbnu Amr İbni-l-Âs (radıyallahu anhümâ)anlatıyor: Resûlullah (aleyhissalâtu vesselâm) Veda

597

Page 598: 50121318-Kutub-i-Sitte-nin-Ele�tirisi-ve-Kuran-a-Arz�-Ferec-Hudur.pdf

7/30/2019 50121318-Kutub-i-Sitte-nin-Ele�tirisi-ve-Kuran-a-Arz�-Ferec-Hudur.pdf

http://slidepdf.com/reader/full/50121318-kutub-i-sitte-nin-eletirisi-ve-kuran-a-arz-ferec-hudurpdf 598/606

Haccı’nda Mina’da, halkın meselelerini sorması içindurmuştu. Bir adam gelip:

“(Ben kurbanın tıraştan önce olacağını) bilemedim ve

kurbandan önce tıraş oldum?"dedi. Resûlullah (aleyhissalâtuvesselâm):

“(Şimdi de kurbanını)kes, burada bir beis yok" cevabınıverdi. Bir başkası daha gelip:

“(Taşı kurbandan önce atmak gerektiğini) bilemedim vetaşlamayı yapmadan kurban kestim" dedi. Buna da:

"Şimdi taşını at, bunda bir mahzur yok!"diye cevap verdi. Ogün Resûlullah (aleyhissalâtu vesselâm)’a “Şunu önceyaptık”; Bunu sonra yaptık" şeklinde takdim te’hirle ilgili nesoruldu ise hepsine: “Yap bunda bir mahzur yoktur!"diyecevap verdi”. (K.S. 1461 C.6 S.31-32 Akçağ, alıntıları:Buhari, Hacc 131, İlm 23,46, Eymân 15; Müslim, Hacc 327,(1306); Muvatta, Hacc 242,(1,421); Tirmizi, Hacc 76,(916);Ebu Dâvud, Menâsik 80, (2014); İbnu Mâce, Menâsik 74,(3051))

877- Hz. Hafsa (radıyallahu anhâ) anlatıyor: Resûlullah(aleyhissalâtu vesselâm) zevcelerine, veda Haccı senesindeihramdan çıkmalarını emretti. Ben:

“Siz niye ihramdan çıkmıyorsunuz? diye sordum.

“Ben başımı telbit ettim, kurbanlığımı hazırladım,kurbanlığımı kesmeden ihramdan çıkmam" diye cevapverdi”. (K.S. 1468 C.6 S.40 Akçağ, alıntıları: Buhari, Hacc34,107,126, Meğazi 77, Libâs 89; Müslim, Hacc 186,(1229);Muvatta, Hacc 180,(1,394); Ebu Dâvud, Menâsik 24,(1806);Nesâi, Hacc 40,(5,136) 67,(5,172); İbnu Mâce,

Menâsik 72,(3046))

Böylece hiçbir sıralama kabul etmedikleri gibi, en önceolması gereken kurban kesme ve temizlenme (tıraş v.s.) işini

598

Page 599: 50121318-Kutub-i-Sitte-nin-Ele�tirisi-ve-Kuran-a-Arz�-Ferec-Hudur.pdf

7/30/2019 50121318-Kutub-i-Sitte-nin-Ele�tirisi-ve-Kuran-a-Arz�-Ferec-Hudur.pdf

http://slidepdf.com/reader/full/50121318-kutub-i-sitte-nin-eletirisi-ve-kuran-a-arz-ferec-hudurpdf 599/606

esas kural olarak en sona almaları Kur’an’a uymamaktadır.Diğer bir hususta en önce kurban kesilmesi lazımgeldiğinden, kurban bayramı diye bir şeyin İslam Dinindeolmadığı da kolayca anlaşılır.

Ömre ve Hacla ilgili olarak da şu iki örneği verebiliriz,Kur’an’dan mealen:

- Allah için haccı ve ömre yi tamamlayın. Eğer (herhangi bir sebeple bundan) alıkonulsanız kolayınıza gelen kurbanı(gönderin); kurban, mahalline varıncaya kadar başlarınızıtıraş etmeyin. İçinizden hasta olan, ya da başından bir 

rahatsızlığı bulunan (bundan ötürü tıraş olmak zorunda kalan)kimse, oruçtan, sadakadan veyâ kurbandan (biriyle) fidye(verir). Güvene kavuştuğunuz zaman, hac (zamânın)a kadar ömre ile faydalanmak isteyen kimse, kolayına gelen kurbanıkeser. Kurbanı bulamayan kimse üç gün hac da, yedi gün dedöndüğünüz vakit olmak üzere tam on gün oruç tutar. Buâilesi Mescid’i Haram (civarın)da oturmayanlar içindir.

Allah’tan korkun ve Allah’ın cezâsının çetin olduğunu bilin.2/196

Yukarıdaki örnekte görüldüğü gibi, Ömre zamanı hac ayları başlamadan önceki yani hac ayları dışındaki aylar da sözkonusudur. Zira “Hac (zamanın)a kadar Ömre ilefaydalanmak isteyen" ifadesi bununla ilgilidir, ve dikkatedilirse, Hac etme sıralaması yine önce kurban, sonra tıraş(ile temizlik) ve ondan sonra Kabe’yi tavaftır. Dikkat edilirse, Namazda da abdest namazdan öncedir, yani önce temizlik sonra ibadet olayı vardır. Hac ederken de, Kabe tavafınıtemizlenmiş olarak yapmak lazımdır, yoksa kirli, pasaklı bir şekilde Kabe’yi tavaf edip, Hac bittikten sonra tıraş oluptemizlenmenin Hac ile bir ilgisi yoktur.

- Andolsun, Allah, Elçisinin rüyâsını doğru çıkardı. (Allah’ınElçisi, rüyâda ashâbiyle birlikte Mekke’ye girdiklerini, bazılarının saçlarını tamâmen tıraş ettiklerini, bazılarının dakısalttığını görmüştü.) Allah dilerse güven içinde (kiminiz)

599

Page 600: 50121318-Kutub-i-Sitte-nin-Ele�tirisi-ve-Kuran-a-Arz�-Ferec-Hudur.pdf

7/30/2019 50121318-Kutub-i-Sitte-nin-Ele�tirisi-ve-Kuran-a-Arz�-Ferec-Hudur.pdf

http://slidepdf.com/reader/full/50121318-kutub-i-sitte-nin-eletirisi-ve-kuran-a-arz-ferec-hudurpdf 600/606

 başlarınızı tıraş ederek ve (kiminiz saçlarınızı) kısaltarak,korkmadan Mescid-i Haram’a gireceksiniz. Allah sizin bilmediğinizi bildi, bundan önce, size yakın bir fetih verdi.48/27

Bu örnekte de, tıraş veya saçları kısaltmanın Mescid-iHarâm’a girmeden önce olduğu açıktır.

Hacca gidenlerin, Şeytanı taşlıyoruz diye günahsız bazıtaşları; bu taşlarla örülmüş yapıları taşlamaları ve dolayısıylaonları lanetlemelerinin İslam Diniyle hiçbir ilgisi olmadığıgibi, aynı zamanda bu vebal olan büyük bir günahtır.

Kur’an’dan mealen:

- Sonra bunun ardından yine kalbleriniz katılaştı: şimdi onlar taş gibi. Hattâ daha katıdır. Çünkü öylesi taş var ki. İçindenırmaklar fışkırır; öylesi var ki, Allah korkusundan yukarıdan(yere) düşer. Allah, yaptıklarınızı bilmez değildir. 2/74

Şeytanı taşlayıp onu lanetlemenin yolu masum taşlarıtaşlamak değildir. Şeytanla nasıl mücadele edileceğiKur’an’da açıktır. Ancak Kur’an esas alınarak şeytanlamücadele edilebilir.

Bütün bu örneklerde görüldüğü gibi, Hac etmeninKur’an’dan anlaşılamayacağı; bunun için rivayetlere ihtiyaç

olduğu yolundaki iddialar aslı olmayan boş iddialardır. Zira,Hacla ilgili her husus Kur’an’da açıkça belirtilmiştir. Haclailgili rivayetleri ise, kendi aralarında çelişkili olduğu gibi, bir çok hususta da Kur’an’a uymamaktadırlar.

Buraya kadar yazmış olduğum birçok hadis örneğiyle, Kütüb-i Sitte’deki rivayetlere bağlı, Ehli Sünnet inancında olanmezheplerin fıkıhlarına esas olarak aldıkları rivayetlerin

durumunu gözler önüne sermeyi amaçladım. Bazenrivayetleri bir birleriyle karşılaştırarak aralarında kiçelişkilere dikkat çektim. Bazen de Kur’an ayetleriyle

600

Page 601: 50121318-Kutub-i-Sitte-nin-Ele�tirisi-ve-Kuran-a-Arz�-Ferec-Hudur.pdf

7/30/2019 50121318-Kutub-i-Sitte-nin-Ele�tirisi-ve-Kuran-a-Arz�-Ferec-Hudur.pdf

http://slidepdf.com/reader/full/50121318-kutub-i-sitte-nin-eletirisi-ve-kuran-a-arz-ferec-hudurpdf 601/606

(Türkçe meallerini yazmak suretiyle) rivayetlerikarşılaştırarak Kur’an’a uymayan rivayetlerden örnekler verdim. Bazen de Kur’an’da yeterli bilgi olmadığını, mücmelolduklarını iddia ettikleri, Hac, Zekat, Namaz konularında,

Kur’an ayetlerinden delil göstermek suretiyle iddialarındahaksız olduklarını kanıtlamaya çalıştım. Şu var ki, tenkitedilebilecek daha birçok rivayetleri olmasına rağmenverdiğim misallerin anlamak isteyen kimseler için yeterliolduğu kanaatindeyim.

Bilindiği gibi, bu çağda dahi dünya üzerinde Müslümanolduğunu söyleyen yüz milyonlarca insan bulunmaktadır ve bu insanların inanç farklılıkları göstermelerinin, bir birleriylekardeş müminler olmaları gerekirken tam aksine, inançmücadeleleri içinde olmalarının yegane sebebi, ellerindemevcut olan tahrif edilmemiş Kur’an’ı rehber edinecekleriyerde. Kur’an’ın yanına bunlar da Kur’an gibidir, hattaKur’an’ı nesh edebilecek güçtedir diye iddia ettikleririvayetlerdir. Zira, Şii’si, Vehhabi’si dahil olmak üzere her 

grup kendi keyfine göre bir din anlayışı sergilemekte vekendine gerekçe olarak elindeki rivayetleri delilgöstermektedir. Halbuki rivayetleri bir tarafa bırakıp, yalnızKur’an’ı rehber edinselerdi, kolayca bir inanç birliğimeydana getirebilirlerdi. Zira Kur’an’da ne çelişki nedeeğrilik vardır. O öyle bir kitaptır ki, içinde bütün misaller mevcut olduğu gibi, kolay anlaşılır, batini öğreti ihtiva

etmeyen açık bir kitaptır. Ona yapışan yoluna asla şaşırmaz,“O Ürvetül Vuskadır“, onun kopması olayı yoktur.

Sonuç olarak şunu belirteyim ki, bir kimsenin Müslümanolabilmesinin şartlarından olarak. “Kur’an’ı başka hiçbir kaynağa ihtiyaç göstermeden, İslam Dini için yeterli ve Normal İnsan duyularıyla anlaşıla bilir, hiçbir Batini mana

içermeyen açık bir kitap olarak kabul etmesi gerekir”. Kur’anPeygamberden sonra, İnsanların ve Cinlerin İslam Dininiöğrenmek için tek bilgi kaynağıdır, O’nun bilgisi hiç

601

Page 602: 50121318-Kutub-i-Sitte-nin-Ele�tirisi-ve-Kuran-a-Arz�-Ferec-Hudur.pdf

7/30/2019 50121318-Kutub-i-Sitte-nin-Ele�tirisi-ve-Kuran-a-Arz�-Ferec-Hudur.pdf

http://slidepdf.com/reader/full/50121318-kutub-i-sitte-nin-eletirisi-ve-kuran-a-arz-ferec-hudurpdf 602/606

kimsenin tekelinde olmadığı için, hidayet yolunu seçenherkese bilgisi açıktır.

Buraya kadar yazdıklarımla birinci kitabı tamamlamış

 bulunuyorum. İkinci kitapta, rivayetlerin inanç gruplarınanasıl etki ettiğini yine örnekli ve Kur’an’dan karşılaştırmalıolmak üzere göstermeye çalıştım, bu bağlamda olmak üzere,İslam adı altında teşekkül etmiş diğer inanç gruplarının inançesaslarını konu ettim. Özellikle bugün taraftarları bulunanVehhabilik Mezhebi ve Kütüb-i Erbaa diye ellerindeki dörthadis kitaplarına göre mezhep ortaya koyan İmamiyyemezhebi ile tasavvufçuları, ayrıca İslam dini adına ortayaçıkarılan, İbni Sina ve İbni rüşt gibisinin görüşlerini konuederek, Kur’an’a uymayan taraflarını göstermeye çalıştım.(Bu kitap dizgi aşamasında olup Allah kısmet ederse en kısazamanda yayınlanacaktır).

 NOT. AŞAĞIDAKİ FİHRİSTE BASIMA GÖRE SAYFA NO.LARI EKLENMELİDİR.

İ Ç İ N D E K İ L E R 

ÖNSÖZ

HADİS FAALİYETİ

A- EHL-İ SÜNNET VE KÜTÜB-İ SİTTESİ

BUHÂRİ

MÜSLİM

 NESÂİ

EBU DÂVUD

TİRMİZİ

İBNU MÂCE

602

Page 603: 50121318-Kutub-i-Sitte-nin-Ele�tirisi-ve-Kuran-a-Arz�-Ferec-Hudur.pdf

7/30/2019 50121318-Kutub-i-Sitte-nin-Ele�tirisi-ve-Kuran-a-Arz�-Ferec-Hudur.pdf

http://slidepdf.com/reader/full/50121318-kutub-i-sitte-nin-eletirisi-ve-kuran-a-arz-ferec-hudurpdf 603/606

EBÛ HANİFE

İMAM MÂLİK 

İMAM ŞÂFİİ

AHMED İBN HANBEL

ALLAH’A, KUR’AN’A, PEYGAMBERLERE VEMÜSLÜMANLARA SALDIRI VE İFTİRA İÇERENKÜTÜB-İ SİTTE’DEKİ HADİSLERDEN ÖRNEKLER VEELEŞTİRİLMELERİ

KUR’AN HAKKINDA UYDURDUKLARI HADİSÖRNEKLERİ

I- KUR’AN TAHRİF EDİLMİŞTİR İDDİALARI

II-KUR’AN’IN PEYGAMBERDEN SONRA TOPLANMIŞOLDUĞUNU İDDİA ETMELERİ

III- KUR’AN’IN OKUNUŞUNU TAHRİF ETMEK İÇİNUYDURDUKLARI HADİS ÖRNEKLERİ

IV- VAHYİN İNİŞ SIRASIYLA İLGİLİ OLARAK UYDURDUKLARI ÇELİŞKİLİ HADİSLER 

V- RESÛLULLAH’IN NEYİ VASİYET ETTİĞİ

HUSUSUNDA UYDURDUKLARI ÇELİŞKİLİ HADİSLER 

VI- KUR’AN’IN ÜCRETLE OKUNUP-OKUNAMIYACAĞI KONUSUNDA VE RÜKYE İLEİLGİLİ UYDURDUKLARI RİVAYET ÖRNEKLERİ

VII- CİN’LERİN KUR’AN DİNLEMELERİYLE İLGİLİOLARAK UYDURDUKLARI HADİS ÖRNEKLERİ

VII- KUR’AN’I ANLAMA ANLAYIŞLARI VEKUR’AN’IN NASIL OKUNMASI GEREKTİĞİKUNUSUNDAKİ RİVAYET ÖRNEKLERİ

603

Page 604: 50121318-Kutub-i-Sitte-nin-Ele�tirisi-ve-Kuran-a-Arz�-Ferec-Hudur.pdf

7/30/2019 50121318-Kutub-i-Sitte-nin-Ele�tirisi-ve-Kuran-a-Arz�-Ferec-Hudur.pdf

http://slidepdf.com/reader/full/50121318-kutub-i-sitte-nin-eletirisi-ve-kuran-a-arz-ferec-hudurpdf 604/606

İSLAM’İ DEĞERLERE, PEYGAMBERLEREŞAHISLARA, KAVİMLERE V.S. ye HAKARET İÇERİKLİSALDIRI ve İFTİRALARINA AİT RİVAYETÖRNEKLERİ

ŞEHİT VE ŞEHİTLİK KONUSUNDA UYDURDUKLARIRİVAYET ÖRNEKLERİ

TEDAVİLER KONUSUNDA UYDURDUKLARIRİVAYET ÖRNEKLERİ

GÖZ YANİ NAZAR DEĞMESİ HAKKINDA DA BİR 

TAKIM ASILSIZ RİVAYETLER UYDURMALARI

PEYGAMBERLER VE YAKINLARI HAKKINDAUYDURDUKLARI RİVAYET ÖRNEKLERİ

PEYGAMBERİN EHLİ BEYTİ YANE HANE HALKININKİMLER OLDUĞU KONUSUNDA UYDURDUKLARIRİVAYET ÖRNEKLERİ

ŞEHİT VE GAZİLER İLE HİCRET VE SAVAŞKONULARINDA UYDURDUKLARI HADİSLERDENÖRNEKLER 

CENNETLİKLER VE CEHENNEMLİKLER HAKKINDAUYDURDUKLARI RİVAYET ÖRNEKLERİ

KEVNİ KONULAR HAKKINDA UYDURDUKLARIHADİS ÖRNEKLERİ

HADLER VE KISAS HAKKINDA UYDURDUKLARIRİVAYET ÖRNEKLERİ

KÖLELERİN DURUMU KONUSU

HAYVANLARLA İLGİLİ OLARAK UYDURDUKLARIRİVAYET ÖRNEKLERİ

604

Page 605: 50121318-Kutub-i-Sitte-nin-Ele�tirisi-ve-Kuran-a-Arz�-Ferec-Hudur.pdf

7/30/2019 50121318-Kutub-i-Sitte-nin-Ele�tirisi-ve-Kuran-a-Arz�-Ferec-Hudur.pdf

http://slidepdf.com/reader/full/50121318-kutub-i-sitte-nin-eletirisi-ve-kuran-a-arz-ferec-hudurpdf 605/606

İMAN VE AMELLER HAKKINDA UYDURDUKLARIRİVAYET ÖRNEKLERİ

YİYECEKLER VE İÇECEKLER HAKKINDA

UYDURDUKLARI RİVAYET ÖRNEKLERİ

SAÇ, SAKAL ELBİSELER VE SÜSLENMEKONULARINDA UYDURDUKLARI RİVAYETÖRNEKLERİ

KABİLE, ŞEHİR, ŞAHIS İLE MEMURLAR VE HİLAFET.278 KONULARINDA UYDURDUKLARI HADİSLERDEN

ÖRNEKLER RESİMLER VE SURET YAPMAKONUSUNDA UYDURDUKLARI HADİS ÖRNEKLERİ

ŞİİR KONUSUNDA UYDURDUKLARI HADİSLERDENÖRNEKLER 

AİLE VE TESETTÜR HAKKINDA UYDURDUKLARIRİVAYETLERDEN ÖRNEKLER 

FAL VE GAYB İLE İLGİLİ UYDURDUKLARI RİVAYETÖRNEKLERİ

CENAZELER VE KABİRLER KONUSUNDAUYDURMUŞ OLDUKLARI RİVAYETLERDENÖRNEKLER 

TEMİZLİK KONUSUNDA UYDURMUŞ OLDUKLARIRİVAYETLERDEN ÖRNEKLER 

EKONOMİ KONUSUNDA UYDURMUŞ OLDUKLARIRİVAYET ÖRNEKLERİ

Arazi ve Arsalar hakkında uydurmuş oldukları rivayetlerden

örnekler................................................................................Faiz ve Alım-Satım Konusunda uydurmuş olduklarırivayetlerden örnekler 

605

Page 606: 50121318-Kutub-i-Sitte-nin-Ele�tirisi-ve-Kuran-a-Arz�-Ferec-Hudur.pdf

7/30/2019 50121318-Kutub-i-Sitte-nin-Ele�tirisi-ve-Kuran-a-Arz�-Ferec-Hudur.pdf

http://slidepdf.com/reader/full/50121318-kutub-i-sitte-nin-eletirisi-ve-kuran-a-arz-ferec-hudurpdf 606/606

ZEKÂT KONUSUNDA UYDURMUŞ OLDUKLARIRİVAYETLERDEN ÖRNEKLER