455

ALFA DA - okumedya.com · ALFA DA . ALEV ALATLI KÜLLĠYATI. Schrödinger‟in Kedisi [Kâbus] Schrödinger‟in Kedisi [Rüya] Viva La Muerte! • YaĢasın Ölüm „Nuke‟ Türkiye!

  • Upload
    others

  • View
    15

  • Download
    0

Embed Size (px)

Citation preview

Page 1: ALFA DA - okumedya.com · ALFA DA . ALEV ALATLI KÜLLĠYATI. Schrödinger‟in Kedisi [Kâbus] Schrödinger‟in Kedisi [Rüya] Viva La Muerte! • YaĢasın Ölüm „Nuke‟ Türkiye!
Page 2: ALFA DA - okumedya.com · ALFA DA . ALEV ALATLI KÜLLĠYATI. Schrödinger‟in Kedisi [Kâbus] Schrödinger‟in Kedisi [Rüya] Viva La Muerte! • YaĢasın Ölüm „Nuke‟ Türkiye!

ALFA DA

ALEV ALATLI KÜLLĠYATI

Schrödinger‟in Kedisi [Kâbus]

Schrödinger‟in Kedisi [Rüya]

Viva La Muerte! • YaĢasın Ölüm

„Nuke‟ Türkiye!

Valla, Kurda Yedirdin Beni

O.K. Musti, Türkiye Tamamdır.

ĠĢkenceci

Aydın Despotizmi

Kadere KarĢı Koy A.ġ.

Yaseminler Tüter mi Hâlâ?

Eylül‟98

Page 3: ALFA DA - okumedya.com · ALFA DA . ALEV ALATLI KÜLLĠYATI. Schrödinger‟in Kedisi [Kâbus] Schrödinger‟in Kedisi [Rüya] Viva La Muerte! • YaĢasın Ölüm „Nuke‟ Türkiye!

OR DA KĠMSE VAR MI?

KĠTAP • 2

„NUKE‟ TÜRKĠYE!

Alev Alatlı

ALFA

Page 4: ALFA DA - okumedya.com · ALFA DA . ALEV ALATLI KÜLLĠYATI. Schrödinger‟in Kedisi [Kâbus] Schrödinger‟in Kedisi [Rüya] Viva La Muerte! • YaĢasın Ölüm „Nuke‟ Türkiye!

Alfa Yayınları:1020

Alev Alatlı Külliyatı: 003

„NUKE‟ TÜRKĠYE!

Alev Alatlı

Birinci Basım: Kasım 1993

Altıncı Basım: Kasım 2001

ISBN: 975-316-959-0

Yayıncı ve Genel Yayın Yönetmeni: M. Faruk Bayrak

Yayın Koordinatörü: Rana Gürtuna

Editör: Mustafa Demirkanlı

Teknik Editör: Gülnur Özkarabacak

Kapak Tasarımı: Mithat Çınar

Montaj, Baskı ve Cilt: Melisa Matbaacılık

Pazarlama ve SatıĢ Müdürü: Vedat Bayrak

Satın Alma Müdürü: Ali Bayrak

Sevkiyat Sorumlusu: Ömer Kımıl

Copyright© 2001, ALFA Basım Yayım Dağıtım Ltd. ġti.

Copyright © 2001, Alev Alatlı

Kitabın tüm yayın hakları ALFA Basım Yayım Dağıtım San. ve Tic.

Ltd. ġti. „ye aittir. Yayınevinden yazılı izin alınmadan kısmen veya

tamamen alıntı yapılamaz, hiçbir Ģekilde kopya edilemez, çoğaltı-

lamaz ve yayımlanamaz.

Page 5: ALFA DA - okumedya.com · ALFA DA . ALEV ALATLI KÜLLĠYATI. Schrödinger‟in Kedisi [Kâbus] Schrödinger‟in Kedisi [Rüya] Viva La Muerte! • YaĢasın Ölüm „Nuke‟ Türkiye!

Viva la Muerte beni,

“Türkiye bugün okumazsa

yarın mutlaka okuyacaktır!”

temennisine zorlayan bir söylemi;

“Türklerin okumadığına” dair söylemi yıktı.

„Nuke‟ Türkiye‟yi yalnızlık

paranoyamı iyileĢtiren okurlarıma

ithaf ediyorum.

Sağ olun.

Page 6: ALFA DA - okumedya.com · ALFA DA . ALEV ALATLI KÜLLĠYATI. Schrödinger‟in Kedisi [Kâbus] Schrödinger‟in Kedisi [Rüya] Viva La Muerte! • YaĢasın Ölüm „Nuke‟ Türkiye!

“Türkiye ve Türklere karĢı

haftalarca süren derin

bir ilgi duydum - ancak,

ilgi asla sempati değil.

Ne NATO ne AT ne de

Atatürk‟ün AvrupalılaĢtırma

iddiası Türk‟ü

benim arkadaĢım, non frere,

benim benzerim, non semblable,

yapamazdı.

Öyle olmasını da istemedim.

Türkiye‟den ve Türklerden

istediğim baĢkaydı-

belki de Avrupa‟nın evcil

sıcaklığının anti-tezi.”

Philip Glazebrook,

Kars‟a Seyahat

1984

Page 7: ALFA DA - okumedya.com · ALFA DA . ALEV ALATLI KÜLLĠYATI. Schrödinger‟in Kedisi [Kâbus] Schrödinger‟in Kedisi [Rüya] Viva La Muerte! • YaĢasın Ölüm „Nuke‟ Türkiye!

PAVLOVĠÇLER

I

“Kendi adıma yemin ederim ki, kutsadığım zaman seni

kutsayacağım, döllendirdiğim zaman senin tohumlarını

yeryüzündeki yıldızlar, kıyılardaki kum taneleri kadar

çoğaltacağım ve senin tohumun tüm düĢmanlarının ka-

pısını tutacak ve dünyanın bütün ulusları senin tohu-

munla kutsanacak; çünkü, sen benim sesimi dinledin.

Kutsal Kitap, Tekvin, 22:16-18

Ġkinci kuĢak New England* Püritenlerinin ünlü lideri Increa-

se Mather ahfadından, “Amerikan Ġhtilalinin Kız Evlâtları”**

Derneği üyesi, Bayan Anne Austin-Auchincloss ile, Ġkinci Dünya

Harbi, Pasifik filosunun “Mor Kalp” madalyalı emekli binbaĢıla-

rından, Auchincloss Sanayi Boyaları fabrikalarının Yönetim Kuru-

lu BaĢkanı Robert Steven Auchincloss‟un ilk evlâtları Ellen Cat-

herine Austin-Auchincloss, (namı diğer Diana Pavloviç!) 1947 yı-

lının Mart ayında, Massachusetts Devleti‟nin baĢkenti Boston‟da

doğdu.

Austin-Auchincloss servetinin yegâne vârisinin -narin anne

doğumda baĢka çocuğu olamayacak kadar hırpalanmıĢtı- vaftiz

* ABD‟nin kuzeydoğusundaki altı eyalet; Maine, Vermont, New Hampshire, Massachusetts, Rhode Island, Connecticut, (y.n.)

** “Daughters of American Revolution” Derneği, Anglo-Sakson köken-li beyaz Protestanların (WASP) üye olduğu bu dernek ırkçılığı ile ünlüdür, (y.n.)

Page 8: ALFA DA - okumedya.com · ALFA DA . ALEV ALATLI KÜLLĠYATI. Schrödinger‟in Kedisi [Kâbus] Schrödinger‟in Kedisi [Rüya] Viva La Muerte! • YaĢasın Ölüm „Nuke‟ Türkiye!

duyurusu, Nisan‟da, Paskalya Yortusu‟nun üçüncü gününde ya-

yımlandı. Tören, Birinci Cemaatçiler Kilisesi‟nde, aralarında Mas-

sachusetts‟in Cumhuriyetçi senatörleri ve Boston Belediye BaĢka-

nı‟nın da olduğu seçkin bir kalabalık huzurunda, bizzat Papaz

Cotton tarafından yönetildi. Boston Globe Gazetesi habere bir de

fotoğraf ekledi: Austin ailesinin iki yüz yıllık vaftiz giysisi olduğu

söylenen beyaz danteller içinde uyuyan sapsarı bir bebek. Dip not-

ta, fotoğrafın, “yapıtlarına soylu bir ıĢık katmakla ünlü” sanatçı,

Adam Smith tarafından “yaratıldığı” belirtilmiĢti.

Diana Pavloviç‟in kimlik eğitimi, isimlerini doğru telâffuz ede-

bildiği günden baĢladı.

Anne tarafı, Austinler, atalarının izini 1620‟de Amerika kıtası-

na ilk göçmenleri getiren efsanevi Mayflower gemisine kadar sü-

ren Püritenlerdi. Ġngiltere‟den, Tanrı‟nın isteği doğrultusunda

“Yeni Ġngiltere”ler kurmak için ayrılmıĢlar, Atlantik‟in ve ünlü

Kızılderili kabilesi Massachusettslerin “gaddarlıklarına ve hıyane-

tine, iman bayraklarını bu bakir topraklarda dalgalandırabilmek

için” katlanmıĢlardı. Amerika BirleĢik Devletleri‟nin tescilli sahip-

lerindendiler.

Diana‟nın baba tarafı, Auchinclosslar, Amerika‟ya Austinler-

den on yıl sonra, Cemaat Reisleri Papaz Leifghton‟ın katledilme-

sini izleyen yılda geldiler. Püriten papaz, salt Hazreti Ġsa‟nın buy-

ruklarını yerine getirdiği için Ġngiliz Kralı I. Charles‟ın Katolik eği-

limli Canterbury BaĢpiskoposu William Laud tarafından prangaya

vurdurulmuĢ, içine karlar yağan taĢ bir hücrede tam on beĢ hafta

süreyle bir baĢına, aç bırakılmıĢtı.

Diana‟nın mürebbiyesi, Bayan White, her gece uykudan önce,

kuzen Jonathan‟ın “Auchinclosslar: Kısa Bir Aile Tarihi” isimli

kitabından (aile için özel olarak az sayıda basılmıĢ, maroken kaplı,

altın yaldızlıydı) “kökleri”ni okuyordu: “Hücre, etobur lağım sı-

çanları ve fare doluydu. Papaz Lefghton‟ın vücudunun bütün kıl-

ları döküldü, derisi soyuldu. On beĢ hafta sonra hücreden çıkardı-

lar ve bir kazığa bağladılar. Yaralarla kaplı sırtında otuz altı kırbaç

Ģaklattılar. Kasım ayının soğuğunda tahta boyunduruğa vurdular.

Orada, kolları ve boynu kıstırılmıĢken kızgın demirlerle yüzünü

Page 9: ALFA DA - okumedya.com · ALFA DA . ALEV ALATLI KÜLLĠYATI. Schrödinger‟in Kedisi [Kâbus] Schrödinger‟in Kedisi [Rüya] Viva La Muerte! • YaĢasın Ölüm „Nuke‟ Türkiye!

dağladılar. Burnunu ve kulaklarını kestiler. Bir daha hiç çıkma-

mak üzere yeniden zindana attılar.”

Küçük Diana, sıçan ve fareleri Walt Disney soyutlamalarından

arındırabilecek yaĢlara geldiğinde,

“Peki, ama neden?” diye sormaya baĢladı.

Püriten eğitimi bu soruların sorulacağı günü bekliyordu.

Diana Pavloviç‟in ilk öğrendiği, Tanrı‟nın Amerika‟ya göç eden

Püritenleri - bu meyanda Ġngiliz kullarının arasından “seçip ayır-

mıĢ” olduğuydu. Çünkü artık, “Ġngiltere‟yi sevmez olmuĢtu Tan-

rı!” Kraliçe Elizabeth‟le baĢlayan dönemde Hıristiyanlar onlarca

mezhebe bölünmüĢlerdi. Londra‟nın “Babil”den kalır yanı yoktu!

Dans, tiyatro gibi maskelerin altında iblisin peĢinden gidiyorlardı

Ģehvet düĢkünleri! Sefahat tırmanır, iffetsizlik erdem olurken,

baĢta Katolikler olmak üzere, Püritenlerin dıĢındaki tüm diğer

mezhepler rüküĢ vitrayları, oymalı mihrapları, ikonaları, parfüm-

lü, takılı, kırmızı kadifeli papazlarıyla Tanrı ile kulu arasındaki

gerçek iletiĢimi önleyen günah kuyularıydılar. Öyle yozlaĢmıĢlardı

ki Ġngilizler, “oruç tutup ibadet edecekleri Noel‟i bile eğlence ile

kutluyorlardı”! Oysa Yahova “Püritenlerden baĢka kimsenin aç-

madığı sayfalarında”, “Ziyafetlerinizden iğreniyorum!” diye haykı-

rıyordu. “Bana sunduğunuz kurbanları ve etleri kabul etmeyece-

ğim! Ruhum Ģölenlerinizden nefret ediyor! Bunlar beni rahatsız

ediyor! Bunlar hakkında konuĢulanları dinlemekten usandım.

Bana ellerinizi uzattığınızda gözlerimi baĢka yerlere çevireceğim.

Dua ettiğinizde dinlemeyeceğim!”

Tanrı‟nın gazabı an meselesi, kıyamet kapının ardındaydı!

“Heyhat”, bir tek Püritenler kulak verdiler Tanrı‟nın sesine!

“Yeni Ġsrailoğulları” olarak seçildiklerini anladılar, Tanrı‟nın

emirlerine itaat etmezlerse, “tıpkı bir aslanın ağzından iki bacak

ya da tek bir kulak olarak kurtulabilen kuzucuk gibi” cezalandırı-

lacaklarını bildiler.

Tek kurtuluĢ umutları, kendi cemaatlerini münafıklardan

uzak tutmak, idari ya da dini hiçbir hiyerarĢinin parçası olmadan,

Page 10: ALFA DA - okumedya.com · ALFA DA . ALEV ALATLI KÜLLĠYATI. Schrödinger‟in Kedisi [Kâbus] Schrödinger‟in Kedisi [Rüya] Viva La Muerte! • YaĢasın Ölüm „Nuke‟ Türkiye!

eĢitlikçi bir düzen içinde ibadet etmeye çalıĢmaktı. Öyle yaptılar.

Ne Kral ne Papa ne Piskopos ne de dinsel sanatın kandırmacaları!

Bedensel hazlardan arındılar, ruhlarını pirüpak ettiler.

ĠĢkencelere duçar oldular, Tanrı‟nın adını ağızlarından dü-

Ģürmediler.

Sonunda mükafatını gördüler! Yahova, onları “seçti” ve “top-

rak vaat etti”!

Cemaat reisleri, John Winthrop, Yahova‟ya inandı. Müritlerini

topladı, Yeni Dünya‟yı “Ġsa adına fethetmek” üzere yola çıktı.

Yahova, sözünü tuttu, Ġsrailoğullarını Kızıl Deniz‟den geçirdiği

gibi geçirdi Püritenleri Okyanus‟tan.

Sözünü tuttu, Yeni Filistin‟e, Massachusetts‟e getirdi.

Karaya ayak basar basmaz, Ġsa‟nın “ilk öncü karakolu”nu, Di-

ana Pavloviç‟in içinde yaĢadığı malikâneyi inĢa etti; Mesih, yeryü-

züne geri dönüp kendi krallığını ilân edeceği zaman hazır bulsun

diye de “bir tepe üzerinde bir Ģehir” baĢlattı.

Yahova sözünü tuttu, Yeni Kudüs‟ü, Boston‟u kutsadı.

Sözünü tuttu, göçmenlerin tohumlarını gökyüzündeki yıldız-

lar kadar çoğalttı, “Amerika BirleĢik Devletleri‟ni dünyanın en

güçlü ulusu” yaptı.

Bundan böyle, Tanrı‟nın sözünden çıkmadıkları sürece, “ken-

dilerinin inşa etmedikleri büyük ve zengin şehirler, içlerini kendi-

lerinin doldurmadıkları iyi şeylerle dolu evler, kendilerinin birik-

tirmedikleri sularla dolu sarnıçlar, ekmedikleri bağlar ve zeytin-

likler” onların olacak, “yiyecek ve doyacaklardı”.

Günay Rodoplu, “Bu bizim hiç bilmediğimiz, gündemimize as-

la girmemiĢ bir tarihtir,” diyordu, “oysa bu tarihi bilmeden Batı‟yı

anlayamayız!”

Diana Pavloviç, Tanrı‟nın atalarına tanıdığı tüm ayrıcalıklara

karĢın, kendi durumunun ne denli “umutsuz!” olduğunu, beĢ ya-

Page 11: ALFA DA - okumedya.com · ALFA DA . ALEV ALATLI KÜLLĠYATI. Schrödinger‟in Kedisi [Kâbus] Schrödinger‟in Kedisi [Rüya] Viva La Muerte! • YaĢasın Ölüm „Nuke‟ Türkiye!

Ģını bitirdiği haftanın pazar günü, Birinci Cemaatçiler Kilisesi‟nin

“Sebt Okulu”nda*öğrendi.

“Evet, sizler gazap çocuklarısınız!” diye gürledi Papaz Cotton,

“Cehennem azabına mahkûmsunuz! Tanrı‟ya karĢı iĢlediğiniz su-

çu, hiç ama hiçbir Ģey affettiremez! Ne dualarınız ne iyilikleriniz

önler Cehennem ateĢinde kavrulmanızı! Âdem‟in çocukları olarak

doğduğunuz anda sonsuza dek lanetlendiniz!”

Diana‟nın bütün bir yaĢamını biçimlendirecek günahı,

Âdem‟in Cennet‟ten atılmasına neden olan günah, “insanlığın „as-

li‟ günahı”ydı. Yahova, tek bir Ģey istemiĢti Âdem‟den, “bir tek

Ģey”! O da yasak meyveyi yememesi, “iyilik ile kötülük” arasındaki

farkın ne olduğunu öğrenmemesiydi!

Oysa ne yaptı, Âdem? Nefsine hâkim olamadı! Evet, nefsine

hâkim olamadı! Tanrı onu Cennet‟inden kovmasaydı, öteki mey-

veyi de, “ölümsüzlük” meyvesini de yiyecekti! Az kalsın yiyecekti!

Ve iyiliği kötülükten ayırt etmesi yetmiyormuĢ gibi bir de ölümsüz

olacaktı! Ama Yahova, güçlüdür! Güçlüdür! Çok güçlüdür! Âdem‟i

ve kadınını kovdu Eden Bahçesi‟nden! Cennet‟inden attı!

Ġnsanoğlunun bu “akıl almaz” suçuna karĢın, yine de bağıĢla-

yıcıydı Tanrı. Yine‟de merhametliydi. Bazen merhametine dizgin

vurmaz, günahlarını unutur, bazı kullarını bağıĢlayıverirdi. Ama

hiç kimse, “Hiçbiriniz!” diye vurguluyordu Papaz Cotton, böylesi

bir umuda kapılmamalıydı, çünkü,

“Tanrı‟nın affı, insana günahsızlığından dolayı verilen bir ödül

değil, O‟nun merhametli yüreğinden kaynaklanan bir armağandır!

Bu armağanı kimlere vereceğine kendisi karar verir! Bir tek o bilir

hangi kullarını Cehennem‟inin ateĢinden koruyacağını!”

Tanrı‟nın bağıĢladığı “Seçkin Kullar”, Püriten Cemaati‟nin

“YaĢayan Azizleri‟ydiler. Birlikte yaĢadıkları bu “Evliyalar”, Tanrı

tarafından seçilen ve “seçilmiĢ oldukları içlerine doğan” insanlar-

dı. Bir ayin sırasında, bir ilahi okunurken ya da derin ibadet esna-

* Tanrı'nın kâinatı yaratıp bitirdikten sonra dinlendiği yedinci gün, pazar, günü. O gün çalıĢılmaz. Çocuklar, Sunday School denilen ki-lise okullarına gider, (y.n.)

Page 12: ALFA DA - okumedya.com · ALFA DA . ALEV ALATLI KÜLLĠYATI. Schrödinger‟in Kedisi [Kâbus] Schrödinger‟in Kedisi [Rüya] Viva La Muerte! • YaĢasın Ölüm „Nuke‟ Türkiye!

sında, Tanrı‟nın onları bağıĢladığını, “yüreklerini çevreleyen gü-

nah zincirlerinin” kırıldığını “hissediverirlerdi”. O anda, “erdikle-

rini” herkes görürdü!

Yüzlerine bir ıĢık gelir, gözleri ahirete dikilir, dudaklarında ha-

fif bir gülümseme,

“Evet, aynen! Aynen böyle!” diye haykırmaya baĢlarlardı. Bu

sözler, Kutsal Kitap‟ta yazılanları anladıklarını, anlamların “içle-

rine doğduğunu” belirten sözlerdi.

Diana Pavloviç, bu ve öbür dünyada olabilecek her Ģeyden so-

rumlu olduğu bilinciyle büyüdü. Örneğin, itaatsizlik, “Tanrı iste-

diği için güçlü olan” Amerika BirleĢik Devletleri‟nin geleceğini bi-

le tehlikeye düĢüreceğinden mutlak surette kaçınması gereken bir

davranıĢtı. Öte yandan, Cehennem‟den kurtulmanın çok uzak bir

ihtimal de olsa tek yolu, “Tanrı‟nın dikkatini çekmeye çabalamak”

gerekiyordu.

Küçük kız, cehennem azabından kurtulma umudunun “çölde

topluiğne aramak kadar az” olduğunu bilerek sarıldı, “bir gün

Tanrı‟nın onu da YaĢayan Azizler‟in arasına katabileceği ihtimali-

ne”. Püriten olmayanın hiçbir Ģansı olmadığını biliyordu. Ġsa‟nın

“ıĢığını” yakalayabilmenin tek yolunun O‟na kayıtsız Ģartsız itaat

etmek, her türlü aĢırılıktan kaçınmak olduğunu biliyordu. Yeme-

de, içmede, sevmede, uykuda ılımlılık; cesaret, kendine güven,

ihtiyat, tutumluluk ve çalıĢkanlık Püriten ahlâkının temel taĢla-

rıydı. Ġnsanoğlu, “ermiĢliğin asgari koĢullarını” ancak bedenden

“kurtulduğu”, hazlara gem vurduğu zaman sağlayabilirdi.

Diana, Mürebbiye White‟ın yardımıyla altmıĢ sorulu bir günah

listesi derlediğinde, yedi yaĢındaydı. On beĢ yaĢına kadar her gece,

bu listedeki soruların üstünde tek tek düĢünür, o gün Ġsa‟nın yo-

lundan sapacak bir Ģey yapıp yapmadığını, düĢünüp düĢünmedi-

ğini sorgulardı. “Suçlu” olduğundan kuĢkulandığı zamanlarda,

“kendisini yoldan çıkaran” bedenini cezalandırmaktan baĢka çı-

kar yolu yoktu. Boston soğuğunda, ısıtılmamıĢ bir odada, pamuklu

bir gecelikle sabahlara kadar dua etmek, korkunç karanlıkta

uğuldayan koruda tek baĢına yürümek, birkaç hafta süreyle içinde

Ģeker bulunan bir yiyeceğe el sürmemek, iki hafta sessizlik perhizi

Page 13: ALFA DA - okumedya.com · ALFA DA . ALEV ALATLI KÜLLĠYATI. Schrödinger‟in Kedisi [Kâbus] Schrödinger‟in Kedisi [Rüya] Viva La Muerte! • YaĢasın Ölüm „Nuke‟ Türkiye!

yapmak, altı dönümlük ön bahçenin çimlerini biçmek, kendisini

mahkûm ettiği ceza türlerinden bazılarıydı.

Ellili yıllarda, Bili Halley‟in rock‟n roll‟cuları, Elvis Presley‟in

bacaklarının arasından edepsizce salladığı gitarına karĢın, inatla

Ġsa‟nın ıĢığının kalbine doğacağı günü bekledi. Ama Tanrı‟nın dik-

katini çekmiyor gibiydi, “kurtuluĢ” müjdesi inatla esirgendi.

Page 14: ALFA DA - okumedya.com · ALFA DA . ALEV ALATLI KÜLLĠYATI. Schrödinger‟in Kedisi [Kâbus] Schrödinger‟in Kedisi [Rüya] Viva La Muerte! • YaĢasın Ölüm „Nuke‟ Türkiye!

II

“Ey görkemiyle mağrur Ģehirler Ģehri, güzel Kudüs! Kar-

tal kanatlarım olaydı, uçmaz mıydım sana? Tozunu ısla-

tıp yatıĢtırıncaya kadar gözyaĢlarını? Naçiz bedenim oya-

lanırken Batı‟da, yüreğim Doğu‟dadır benim!”

Yahuda Halevi, İspanya, 1141

Oysa iki yüz elli kilometre güneyde, Brooklyn doğumlu David

Pavloviç‟in “SeçilmiĢ Kul” olduğu, çocuk annesinin kucağından

fırlayıp “hasta ve yoksul bir Yahudi‟nin Filistin‟e ulaĢmak uğruna

çektiği kahırları” anlatan bir kitabı kapıp okumaya baĢladığı dört

yaĢında belli oldu.

Baba, Hasidi Mezhebi “Tzadik”lerinden, Rusya göçmeni ünlü

din âlimi Rabin* Levi Pavloviç cemaatini topladı,

“Kâinatın sahibi bizi bir deha ile kutsadı,” diye müjdeledi, “bu

çocuk okumuyor, adeta yutuyor sayfaları! Tıpkı su gibi, ekmek gi-

bi yutuyor!”

“Tanrı‟ya Ģükrolsun, Tanrıya Ģükrolsun!” diye gözyaĢları ara-

sında mırıldandı cemaat. Yüzleri ıĢıdı, gönülleri ferahladı, iç hu-

zuru ile döndüler evlerine.

* Yahudi din müderrisi, haham, (y.n.)

Page 15: ALFA DA - okumedya.com · ALFA DA . ALEV ALATLI KÜLLĠYATI. Schrödinger‟in Kedisi [Kâbus] Schrödinger‟in Kedisi [Rüya] Viva La Muerte! • YaĢasın Ölüm „Nuke‟ Türkiye!

Olay, David‟in ilk erkek evlât olması, Tanrı‟nın babadan oğula

geçen Hasidi Cemaati reisliğine Yeni Dünya doğumlu bir vâris

seçmek suretiyle anavatanları Rusya‟dan göçmüĢ olmalarını onay-

ladığını belirtmesi bakımından ayrıca önemliydi. Çocuğun altı ku-

Ģaklık Pavloviç hanedanına layık olması, cemaatini cetlerini arat-

mayacak Ģekilde yönlendirebilmesi için gerekli eğitim olağanüstü

bir titizlikle ve derhal yürürlüğe konuldu.

“Önce „Kanun‟,” dedi Rabin Pavloviç, “önce Kanun‟u öğrene-

ceksin. Kanun‟u öğrenmek, Kudüs‟teki Mabet‟i yeniden inĢa et-

mekten daha önemlidir. Tevrat‟ı eline alan, „Sanki daha bugün

almıĢım Sina Dağı‟ndan!‟ demeyi bilmelidir. „Musa‟nın eline değ-

diği gün kadar taze‟ olduğunu bilmelidir. Ve bilmelidir ki, Tev-

rat‟ta yazılandan gayri öğrenecek bir Ģey yoktur yeryüzünde! Fel-

sefe gibi dünyevi bilgileri ne gece ne de gündüz olan bir saatte

okuyabilirsin!”

Yedi yıl süreyle, günde yedi saat Tevrat okudu, ezberledi, sesi-

ni ve Ģeklini belleğinin derinliklerine gömdü David. Tanrı ile in-

sanların arasındaki iliĢkinin sürekliliğini, insanoğlunun attığı her

adımın Tanrı tarafından gözetlendiğini, yaptığı her iĢin, her dü-

Ģüncesinin Tanrı‟nın ilahi varlığını gücendirebileceğini öğrendi.

Ölüm, iĢlenilen günahların karĢılığı olarak ödenen bir “be-

del”di. Gerçekten günahsız bir insan asla ölmediği gibi, “Filis-

tin‟de dört endaze yürüyen”de asla ölmezdi. Ancak bu “Filistin”,

Mesih‟in geri dönüp kendi krallığını ilân ettiği Filistin‟di, Yahudi-

lerin Tanrılarına kendi Mabetlerinde, özgürce ve hep birlikte ta-

pınacakları Filistin‟di.

Ġki bin yıllık Yahudi eğitimi gereği, cumayı izleyen her ġa-

bat‟ta*,babasının havrasında bir araya gelen cemaatin huzurun-

da, “seçildiği” günden itibaren artık sadece Tzadik‟i ve hocası

olan babasıyla ilahiyat tartıĢtı. Cemaat, çocuğun Talmud‟un** in-

* Tanrı'nın dinlendiği yedinci gün, cumartesi. Hıristiyanların “Sebt Günü” (y-n.)

** Talmud, Yahudilerin medeni ve dini kanunlarını içeren tefsir kita-bı; MiĢnan ve gemera denilen iki bölümden oluĢur.

Page 16: ALFA DA - okumedya.com · ALFA DA . ALEV ALATLI KÜLLĠYATI. Schrödinger‟in Kedisi [Kâbus] Schrödinger‟in Kedisi [Rüya] Viva La Muerte! • YaĢasın Ölüm „Nuke‟ Türkiye!

celiklerini ne denli iyi kavradığına Ģahit olup defalarca hamdüse-

na etti.

David‟e bahĢedilen “IĢık”ın, “Cemaat”ini de aydınlatması ka-

çınılmazdı. Birlikte geçirdikleri her ġabat, “KurtuluĢ”un, yani “Fi-

listin”in, daha da yaklaĢtığını müjdeler gibiydi.

Rabin Pavloviç, David‟e, Chmielnick liderliğindeki Kazakların,

soydaĢları yüz bin Polonya Yahudi‟sini nasıl katlettiklerini on bir

yaĢına girdiği günün gecesi anlattı.

“Sana bunları ağlayasın diye anlatıyorum,” dedi, “çünkü insan

baĢkalarının acılarını kendi acılarından öğrenir. Acıyı tanımak ge-

rekir. Kibrimizi, ukalalığımızı, kayıtsızlığımızı giderir acı. Ve bir

Tzadik acı çekmeyi herkesten iyi bilmelidir. Cemaati için acı

çekmeyi, cemaatinin acısını kendisine mal etmeyi, onlar adına

taĢımayı öğrenmelidir. Vaktinden önce ihtiyarlamayı, yüzü güler-

ken dahi yerle bir edilen Kudüs için, rüzgâra darı taneleri gibi

savrulan ulusu için kan ağlamayı bilmelidir. Çünkü bir „Tzadik‟

Tanrı‟nın resulüdür. Tanrı ile cemaati arasındaki köprüdür.”

Rabin Pavloviç, veliahdına, ilk Tzadik‟in Polonya katliamından

sonra vasıl olduğunu söyledi. Hasidi mezhebinin kurucusu, takva

ehli Ba‟al ġem Tov‟un hayatını anlattı,

“Merhametli Ba‟al ġem Tov‟un 1748‟de ölümünden sonra

müritleri dünyanın dört bir tarafına dağıldılar, kendi cemaatlerini

kurdular.”

Bu müritlerden bir tanesi Rusya‟nın güneyindeki küçük bir

kasabaya yerleĢen Solomon Pavloviç, David‟in dedelerindendi. Bu

küçük kasabada, BolĢeviklerin iki yüz ocaktan yüz altmıĢını sön-

dürüp, Havra‟yı yerle bir etmelerinden sonra, artık bu ülkenin de

“miyadını doldurduğuna” karar veren baba, Rusya‟yı “Esav ve

Edom‟un, yani “Ġblis ve Azrail”in ülkesi olarak lanetledi. Cemaa-

tini topladı, “Amerika‟ya göç” emri verdi. Sekiz gün içinde topar-

landılar, beĢ ay sonra New York Devleti‟nin, göçmenleri karantina

altına aldığı Ellis adasındaydılar. “Yahudi Ulusal Sosyal Yardım

Komitesi”, onları Brooklyn‟in “Yahudi mahallesi” olarak bilinen

kesimine, kendi uluslarının insanları arasına yerleĢtirdi. Rabin

Page 17: ALFA DA - okumedya.com · ALFA DA . ALEV ALATLI KÜLLĠYATI. Schrödinger‟in Kedisi [Kâbus] Schrödinger‟in Kedisi [Rüya] Viva La Muerte! • YaĢasın Ölüm „Nuke‟ Türkiye!

Pavloviç kendisine tahsis edilen üç katlı tuğla binanın birinci ka-

tını havrasına, ikinci katını yeĢivasına*ayırdı. Oğlu David, ailesine

ayırdığı üçüncü katta doğdu.

“Senin doğumun,” dedi Rabin, gözyaĢları içerisinde, “kâinatın

sahibinin teveccühünü henüz kaybetmediğimizin iĢaretidir. An-

cak,” diye uyardı, “Tevrat‟sız yaĢam yarı yaĢamdır. Tevrat yoksa,

insanoğlu mekruhtur. Kâinatın sahibi, Tevrat okuduğumuz süre-

ce kulak verir bize. Ancak o zaman dinler, o zaman kabul eder

dualarımızı, „KurtuluĢ‟u Tevrat‟tan baĢka meĢguliyetleri olmayan-

lara vaat etmiĢtir.”

Bununla birlikte, Tanrı‟nın, Yahudileri, “tüm uluslardan üs-

tün tuttuğunu”, “seçkin” olduklarını anlattı. Tanrı, onların “baba-

sı”ydı. Adil bir Tanrı‟ydı. “Ġsrailoğulları ile yaptığı mukavele”yi tek

taraflı feshetmezdi. Kendi adına yemin etmiĢti -meğer ki, onlar

sözünden çıksınlar, bir tek onları kutsayacak, bir tek onların to-

humlarını döllendirecekti. Bu durumda, Hasidilerin bütün yapa-

cakları, Mesih geri dönüp kendi krallığını ilân edinceye kadar pür

kalmak, dıĢ dünyanın kıĢkırtmalarına kapılmamaktı.

New York borsasının iflasını izleyen otuzlu yıllar, Rabin Pavlo-

viç‟in yeni yurttaĢlarının korkunç bir ekonomik krizin pençesinde

kıvrandıkları yıllar oldu. Yoksulluk, uzayan iĢsiz kuyrukları, birbiri

ardına canına kıyan iĢadamları arasında, semaverlerinden kıtlama

çay içerek, Tevrat dıĢındaki sohbetlerini eski vatanlarına iliĢkin

konularla kısıtlayarak yaĢadı Hasidiler. Rabin Pavloviç‟in yeĢiva-

sında BirleĢik Devletler yasalarının zorunlu kıldığı dersler, def-i

bela kabilinden geçiĢtirildi. Geleceğin Tzadik‟i David‟in her türlü

“Amerikanizm”den korunulmasına çalıĢıldı. Oysa Yeni Dünya‟nın

baĢka plânları vardı. BirleĢik Devletlerin Ġkinci Dünya SavaĢı‟na

girmesiyle birlikte, Sam Amca‟nın “damarlarında Amerikan kanı

dolaĢan” delikanlılara duyduğu ihtiyaç ürkütücü boyutlara vardı.

Rabin Pavloviç, ibadet özgürlüğünün bedelinin Yahudiler için son

sığınak olduğu düĢünülen Amerika‟yı, “goyim”** toprağını, be-

nimsemek anlamına gelebileceğini dehĢetle fark etti! Bu toprak-

* Yahudi din okulu. (y.n.) ** Yahudi olmayan, “gâvur”. (y.n.)

Page 18: ALFA DA - okumedya.com · ALFA DA . ALEV ALATLI KÜLLĠYATI. Schrödinger‟in Kedisi [Kâbus] Schrödinger‟in Kedisi [Rüya] Viva La Muerte! • YaĢasın Ölüm „Nuke‟ Türkiye!

larda Mesih‟in Filistin‟de kendi krallığını ilân edeceği zamana ka-

dar “misafir olma”nın diyeti, Hasidilerin en büyük önderlerinden

olmaya namzet olan oğlunun yitirilmesi olabilir miydi?

“Burası Amerika,” diye açıkladı Yahova‟ya, “Avrupa değil! Bu-

rası açık bir dünya. Kütüphaneler var, kitaplar var, okullar var,

üniversiteler var! Yahudi öğrencileri kimse umursamıyor!

Nu, Yahova! Oğlumun senden uzaklaĢmasını istemiyorum!

Ruhsuz bir zekâ olarak büyümesini istemiyorum! Oysa beyni bir

çöl dikeninin suya susadığı gibi bilgiye susuyor! Ve ben, dünyaya

dalmasını önleyemeyeceğimi görüyorum!

Nu, Yahova! Lütuf kabul ettiğim dehası laneti olabilir mi? Bizi

cezalandırıyor musun?”

Rabin Levi Pavloviç haklı çıktı. Daha da acı olanı, David‟in

“dünyaya dalmasını” hiç beklenmedik bir Ģekilde, bizzat kendi

eliyle gerçekleĢtirmesiydi. ġöyle ki: Mesih‟in Filistin‟e geri dönüp,

kendi krallığını kuracağı zamana kadar beklemek istemeyen Siyo-

nist örgütler, 1943 yılında, “vaat edilmiĢ topraklar”a göçü yasak-

layarak Hitler‟in katliamını kolaylaĢtıran Ġngilizlere karĢı silahlı

direniĢe geçtiler. Hızla tırmanan, çok sayıda masum insanın ölü-

müne de yol açan terör, Hasidi Cemaati‟nin dıĢ dünyadan özenle

korunan yeĢivalarına, havralarına ve giderek evlerine girdi, Tevrat

sohbetleriyle yarıĢır oldu. Birkaç yıl içinde Rabin Pavloviç, korku-

lan yozlaĢmanın “Amerikanizm” değil, “Siyonizm” olduğunu deh-

Ģetle fark etti!

Tanrı‟nın sözünün, yani Tevrat‟ın esas alınmadığı, laik bir Ya-

hudi vatanı olamaz, Mesih gelmeden önce bir Yahudi vatanından

söz edilemezdi! Siyonistlere karĢı çıkmak, “kendilerine Yahudi

diyen bu goyimler”i durdurmak, Yahova‟nın yolundan çıkmalarını

önlemek Ģarttı! Ne ki, kendisini aylarca uykusuz bırakan, büyük

ıstıraplara gark eden kararına anti-Siyonist Yahudileri örgütlemek

için Brooklyn sokaklarına çıktığı gün, komĢularının bağrını delen

nefret dolu bakıĢlarından baĢka refakatçi bulamadı. BirleĢmiĢ Mil-

letler‟in, Kutsal Topraklar‟ın bir Yahudi, bir de Arap devleti ara-

sında paylaĢtırılması kararını mahallelinin sevinç çığlıkları ara-

sında dinledi; Mesih‟in hüküm süreceği gerçek Filistin, Ben Gu-

Page 19: ALFA DA - okumedya.com · ALFA DA . ALEV ALATLI KÜLLĠYATI. Schrödinger‟in Kedisi [Kâbus] Schrödinger‟in Kedisi [Rüya] Viva La Muerte! • YaĢasın Ölüm „Nuke‟ Türkiye!

rion baĢkanlığında yaĢayan Ġsrail, nimetlerini paylaĢtığı BirleĢik

Devletler, Tanrı‟nın önderliklerini üstlenmesini istediği Hasidiler

ile günde otuz altı saatten bin yıl yaĢasa doyamayacağı kütüphane-

ler arasında, sevgisini, sadakatini, acılarını hangi birine ve ne ka-

dar paylaĢtıracağını bilemeden, binamaz kaldı David Pavloviç.

Page 20: ALFA DA - okumedya.com · ALFA DA . ALEV ALATLI KÜLLĠYATI. Schrödinger‟in Kedisi [Kâbus] Schrödinger‟in Kedisi [Rüya] Viva La Muerte! • YaĢasın Ölüm „Nuke‟ Türkiye!

III

“Birinci Dünya SavaĢı‟ndan sonra olan bitenin beni ĢaĢ-

kına çevirdiğini itiraf etmekten utanmıyorum. Bekledi-

ğim, barıĢın tekâmülüydü, savaĢın değil; toplumun barıĢ

içinde yeniden düzenlenmesiydi, kanlı ihtilaller değil;

hümanizmdi, kitle katliamları değil; arıtılmıĢ demokrasi-

lerdi, otokratik diktatorya değil; bilimin ilerlemesiydi,

propagandanın ve gerçeğin yerine geçen otoriter slogan-

lar değil; her cephede ilerlemeydi, barbarlığa geri dönüĢ

değil!”

Pitirim Sorokin, New York, 1941

“Asli Ġsrailoğulları”nın Tanrı‟nın isteklerine yüz çevirdikleri

endiĢesini “Yeni Ġsrailoğulları”da paylaĢtılar. 1960, Püritenler için

özellikle kötü bir yıl oldu. Katolik John Kennedy‟nin baĢkan se-

çilmiĢ olmasını, bu toprakları onun gibilerden sakınabilmeleri için

bahĢeden Tanrı‟ya ihanet olarak değerlendirdiler. Yahova‟nın böy-

le bir ihaneti cezasız bırakması düĢünülemezdi “ve nitekim” se-

çimlerin üzerinden altı ay geçmeden Küba olayı patlak verdi.

Amerikalılar, Vietnam, Ortadoğu ve Ġran‟da yaĢayacakları bir dizi

yenilginin ilkini Domuzlar Körfezi‟nde tattılar.

Page 21: ALFA DA - okumedya.com · ALFA DA . ALEV ALATLI KÜLLĠYATI. Schrödinger‟in Kedisi [Kâbus] Schrödinger‟in Kedisi [Rüya] Viva La Muerte! • YaĢasın Ölüm „Nuke‟ Türkiye!

Robert Steven Auchincloss, bu felâketi, “Tanrı, BirleĢik Devle-

ti yoksullar karĢısında aciz bırakarak tedip etti” hükmüyle açıkla-

dı. Diana, o gün, Püriten ahlâkın ekonomik ilkelerini öğrendi.

“Yoksulluk günahtır, yoksullar günahkârdırlar. Tanrı‟nın „ça-

lıĢ!‟ emrine itaat etmeyenler ilahi teveccühü kazanacak kiĢilikten

yoksun, iĢe yaramaz serseriler, yoksuldurlar.”

Öte yandan, “ateist komünistlerden”, yani Kennedy liberalle-

rinden esinlenen Yahudi destekli Demokratlar, “Yeni Sınır” de-

dikleri programla “sarhoĢ zencilerden beyaz süprüntülere” kadar

yüzbinlerce aylağı tembelliğe teĢvik ediyor, zor kazanılmıĢ Ameri-

kan dolarlarını, “Tanrı‟nın vazgeçtiği” ülkelerde çarçur ediyorlar-

dı. Zaten, eğer Tanrı onlardan vazgeçmemiĢ olsaydı, bu “yoksul”

ülkeler de BirleĢik Devletler gibi servet sahibi olurdu. Amerikan

dıĢ yardımı, Tanrı‟nın âdetine ters düĢen bir uygulamaydı.

Martin Luther King, iki yüz bin kiĢiyi peĢine takıp, ünlü “Öz-

gürlük YürüyüĢü”nü baĢlattığında, ırk ayrımının yasa zoruyla kal-

dırılması ihtimalinden dehĢete düĢtüler! Massachusetts Devleti‟ni

üç yüz yıl önce Tanrı‟nın isteği doğrultusunda yaĢayabilmek için

kurmuĢlardı. Ve Ģimdi bunca emekle oluĢturdukları okullarını,

yemek yedikleri lokantalarını zencilere açmaları isteniyordu! Her

Ģey bir tarafa, kiĢinin, hizmet edeceği insanı seçmesi en doğal

hakkı olmalıydı! Tersi despotizmdi, Ģiddetti, baskıydı, Amerika‟yı

Amerika yapan ilkelere aykırıydı!

“DüĢünebiliyor musunuz, Mrs. White?” diye günde birkaç kez

tekrarlıyordu Mrs. Auchincloss, emektar mürebbiyeye, “DüĢüne-

biliyor musunuz? Yakında o zenciler, cafcaflı giysileri, iki ayda

hurdalık ettikleri pahalı otomobilleriyle gelecekler ve burada, bi-

zim ön bahçemizde, Tanrı‟dan korkan Amerikalılardan gasp ettik-

leri vergilerle caka satacaklar!”

Günay, o dönemde BirleĢik Devletlerin Tennessee Eyaleti‟nin

baĢkentinde, Nashville‟de, öğrenciydi. “Bir Türk‟ün anlamasına,

anlamasına demeyeyim de, kavramasına, idrak etmesine, içselleĢ-

tirmesine imkân olmayan bir dönemdi,” diye anlatmıĢtı.

Page 22: ALFA DA - okumedya.com · ALFA DA . ALEV ALATLI KÜLLĠYATI. Schrödinger‟in Kedisi [Kâbus] Schrödinger‟in Kedisi [Rüya] Viva La Muerte! • YaĢasın Ölüm „Nuke‟ Türkiye!

“Üniversitede, zenci hademelerle aynı asansöre binmeyen öğ-

retim üyeleri gördüm! Biliyor musun, Afrikalı öğrenciler, sırf

Amerikalı zencilerle karıĢtırılmasınlar diye okula rengârenk yerel

kıyafetleri ile gelirlerdi! Daha da ironik olanı; Amerikalı zencileri,

beyazlar gibi onlar da küçümserlerdi! Neden biliyor musunuz?

Bir, „köle‟ oldukları; iki, Amerikan emperyalizmine hizmet ettikle-

ri için! Müslüman Afrikalılar daha da haklıcıydılar. Onlar, bir

yandan da kendilerini muhteĢem Ġslâm medeniyetinin vârisleri

gördükleri için marjinal Hıristiyan mezheplerine, kelime yerin-

deyse, „takılan‟ Amerikan zencilerinden büsbütün uzak dururlar-

dı. Hatırlıyorum, bir defasında o ünlü Özgürlük Kilisesi‟nde bir

gösteri düzenlenmiĢti. Bütün gün sürecek bir gösteri olduğu için

öğle yemeği meselesinin de halledilmesi gerekliydi. -soslu makar-

na piĢirilecekti!- Yanıma, sonradan Malcolm X‟in has adamların-

dan olacak biri yanaĢtı. „Are you a friend?‟ diye sordu. Meğer, ha-

rekete olumlu bakıp bakmadığımı sorarmıĢ. Neyse, evet deyince,

Kilise‟de yemek dağıtımına yardımcı olur muyum diye sordu. „Pe-

ki,‟ dedim. Senegalli bir kız arkadaĢ var, onu da alıp gitmek iste-

dim. Hani, o da Afrikalı ya, duygudaĢlık besler sanıyordum. Ama

kız gelmedi. Babası, „Senegal Ġlerici Birliği‟ne mensup bir millet-

vekiliydi. AnlaĢılan „solcu‟ yine aynı kelimeyi kullanacağım, „takıl-

dığı‟ için -bilmem, bilir misin, „60‟larda Senegal, Kuzey Vietnam‟la

iĢbirliği içindeydi- yan dururmuĢ. Demin, Türk‟ün anlamasına

imkân yoktu dedim ama, bunu siyah deri renginden iğrenmek an-

lamında söyledim. Oysa Amerika‟daki ırk ayrımı, biraz da eğitimli

soyluların „maganda‟ zencilere içerlemeleri Ģeklindeydi ki, bunu

anlarsın. UyuĢturucu ticaretinden kazandığı parayı pembe Kadil-

lak‟a yatıran zenci çok da çekilmez olabiliyor. Tabii „o‟ zenciyle,

Mississippi pamuk tarlasında ot yolan zenci arasında hiçbir bağ-

lantının olmadığı gerçeğini kime anlatırsın?”

Ben yine hikâyemize döneyim, Auchinclosslar, Ġkinci Dünya

SavaĢı‟nın, Amerikan toplumunu oluĢturan cemaatlerin etkinlik

hiyerarĢisini altüst etmiĢ olduğunu anlamak istememiĢlerdi. Oysa

dünyanın dört bir tarafında “Tanrı ve memleket” için omuz omu-

za savaĢan onlarca değiĢik etnik ve dini kökenli yüzbinlerce deli-

kanlının, madalyalar ve emekli maaĢları ile yetinmeyeceklerini

bilmeleri gerekirdi diye düĢünüyor insan! Amerika‟nın biraz zen-

Page 23: ALFA DA - okumedya.com · ALFA DA . ALEV ALATLI KÜLLĠYATI. Schrödinger‟in Kedisi [Kâbus] Schrödinger‟in Kedisi [Rüya] Viva La Muerte! • YaĢasın Ölüm „Nuke‟ Türkiye!

cileĢmesi, çokça da YahudileĢmesi ile sonuçlanacak bu süreç,

Kennedy‟nin baĢkan seçilmesiyle noktalandı. Kısaca WASP diye

bilinen, beyaz, Anglo-Sakson kökenli Protestan Yeni Ġngilterelile-

rin BirleĢik Devletler üzerindeki vesayetleri geri dönülmez biçim-

de sarsıldı. Asli ve Yeni Ġsrailoğulları, yani Yahudilerle Protestan-

lar, bir arada yaĢamaktan öte iĢbirliği yapmak zorunda kaldılar.

Son umut kırıntıları da yok olmuĢtu. O da Ģöyle: Ya birden fazla

Mesih vardı ya da tekti, ama herkesi “idare ediyordu”! Ve ne Yeni

ne de Eski Kudüs‟e dönmeye niyeti vardı!

Diğer taraftan, “nihai silah”, atom bombası, “rasyonel insanın

emrindeki teknolojinin” yüzyılın baĢında umulduğu gibi, dünyayı

“insana elverir” kılmayacağını kanıtladı. Ġnsanoğlunun rasyonel

olmadığını, gizli vahĢiliğini öğrenmek için „Freud‟un konferansla-

rına taĢınmaya gerek yoktu. Toplama kampları, HiroĢimalar ve

her an gündemde olan savaĢlar, insanın insana yapabileceğinin

televizyon ekranlarından yayılan belgeleriydi. 1914‟ten bu yana

gündemde olan muazzamlar, muazzam devletler, muazzam fabri-

kalar, muazzam makineler, muazzam Ģehirler, muazzam siyasi

partiler, muazzam holdingler, muazzam sendikalar (Rodoplu‟nun

Colosus‟ları, Büyük Makine‟si!) bireyi “kimse vazgeçilmez değil-

dir” söylemiyle her an ikame edilebilir konumuna yerleĢtirdi. Mar-

jinalliğini defalarca ve gaddarca yüzüne çarptı.

Tanrı‟nın “Seçkin Kulları”, hiç kimse ile paylaĢamadıkları iç

dondurucu yalnızlıklarını biçimlendiren olaylarda hiçbir söz hak-

kına sahip olmadıklarını, giderek artan bir çaresizlikle kavradılar.

Bundan böyle, ne bir Austin-Auchincloss‟un ne de iki yüz yıllık

Pavloviç hanedanı vârisinin, kendisinin ya da ulusunun ya da me-

deniyetinin geleceğine en ufak bir müdahalede bulunma umudu

kalmayacaktı.

Bireysel çözüm, “muazzamlar”a, megamachine‟e isyandı; on-

ların reddiydi. Kılık kıyafetle baĢladılar. Protestocuların sayısı,

protesto edilenleri aĢar gibi olunca, “erkekler bellerine kadar

uzattıkları saçlarını maviye boyadılar, kızlar usturaya vurdular”.

Hippy, beatnik, punk gibi, yerleĢik düzeni uyaracağı düĢünülen,

ancak annelere gözyaĢı döktürmekten ileri gidemeyen kimlikler,

“muazzam” üniversitelerin sosyal bilimcilerine araĢtırma malze-

Page 24: ALFA DA - okumedya.com · ALFA DA . ALEV ALATLI KÜLLĠYATI. Schrödinger‟in Kedisi [Kâbus] Schrödinger‟in Kedisi [Rüya] Viva La Muerte! • YaĢasın Ölüm „Nuke‟ Türkiye!

mesi sağlayabileceklerinin keĢfinden sonra, “sevimli gariplikler”

olarak nitelendirilip pasifize edildiler. Esrar serbest bırakıldı, dans

pistlerinin “deĢarj” hizmetinden anne babalar da yararlanır oldu-

lar. Ne ki, BaĢkan Kennedy‟nin öldürüldüğü yıl, yine atalarından

ünlü Püriten eğitimci John Harvard‟ın kurduğu Harvard Üniversi-

tesi‟nin kız bölümüne kaydolan Ellen Catherine, “aylaklıkta er-

dem bulan” çiçek çocuklarının tanımıyla, henüz tam bir “anti-

ka”ydı!

Öte yandan, Rabin Levi Pavloviç‟in kehaneti doğrulandı, oğlu-

nun “lütuf” sandığı dehası, “lanet”i oldu. David, cemaat liderliğini

küçük kardeĢine devredip Harvard‟a, “insanın iç dünyasının bi-

limsel olarak ne olduğunu” keĢfetmeye gitti. Freud‟la tanıĢtı. Din

kardeĢinin insanoğlunun “reel” fıtratına iliĢkin tüyler ürpertici

sezileri David‟i altüst etti. Freud‟un çizdiği insan tablosu, “sita-

yiĢkâr” olmadığı gibi, “kiĢiyi Tanrı‟dan kopartıp Ġblis ile evlendiri-

yordu”. Freud, “insanoğlunun dünyaya çirkinlik ve küllerin örttü-

ğü bir ufacık iyilik kıvılcımı” ile doğduğuna, bu kıvılcımın Tanrı,

yani ruh olduğuna, “bir hazine gibi korunması, güçlü bir ateĢe

dönüĢünceye kadar özenle bakılması” gerektiğine, “külleri yok

edecek olanın yine ateĢ” olduğuna, “zor olanın iyiliğin düĢmanla-

rının maskesini düĢürebilmek” olduğuna, “kayıtsızlık, tembellik,

istibdat ve hatta dehanın iyiliğin düĢmanı haline dönüĢebildiğine”

dair Yahudi inancını inkâr ediyor, düpedüz küfre giriyordu.

Genç adam, psikoanalist ile haham arasındaki baĢlıca farkın,

psikoanalistin “iyilik” kavramının bilimsel tanımından yoksunluğu

olduğunu idrak ettiğinde kemiklerine kadar sarsıldı. Çünkü insan-

lığı korumakta çok geç kalındığını fark etmiĢti. Dini değerlerin

yadsındığı bir toplumda, “iyilik” kıvılcımını ateĢlemeye çalıĢmak

abesti, “iyilik” kavramını insandan vazgeçmiĢ bir megamachine

çağının anlayabileceği bilimsel terimlerle ifade etmek de olanak-

sızdı. Elinde kalan, Büyük Makinenin ihtiyaçlarına göre değiĢen,

parça baĢı doğrular oldu. Montaj bantlarının çılgına çevirdiği iĢçi-

lerin, eĢlerinin eĢcinsel olduğunu fark eden kadınların, bedenle-

rini istedikleri gibi kullanmalarının ne gibi bir sakıncası olduğunu

soran gençlerin, çok para kazanmak gibi bir istem duyamayanla-

rın, her Ģeye karĢın hayatta kalmalarını sağlamaya çalıĢmaktan

Page 25: ALFA DA - okumedya.com · ALFA DA . ALEV ALATLI KÜLLĠYATI. Schrödinger‟in Kedisi [Kâbus] Schrödinger‟in Kedisi [Rüya] Viva La Muerte! • YaĢasın Ölüm „Nuke‟ Türkiye!

baĢka çaresi kalmadı. Ancak David Pavloviç bir dehaydı. Dehası-

nın hiç durmadan ürettiği çeĢitlemeler, akademik kariyerde gö-

rülmemiĢ bir hızla yükselmesini sağladı. Otuz beĢ yaĢına geldiğin-

de üç kitabı ve yüze yakın bilimsel makalesi olan ünlü bir psikoloji

profesörü olarak büyük itibar görüyordu.

Ellen Catherine (ismi henüz Diana olmamıĢtı) önce hastası

oldu Profesör Pavloviç‟in.

“Ben, hadım bir kralın yönettiği, insanların kısır, otların fosil

olduğu kıraç bir toprakta yaĢamaya çalıĢan içi bomboĢ bir Âdem

kızıyım, dipnot, T. S. Elliot,” diye tanıttı kendisini. Sonra da mey-

dan okudu.

“Hayat felsefem, iki nokta üst üste, kâinatta hiçbir Ģeyin, hiç-

bir anlamı olmadığıdır, nokta.”

Pavloviç, üstüne bir çift erkeksi göz takılmıĢ gibi silkindi.

“Kendini hep baĢkalarının cümleleriyle mi tanımlarsın?”

“Sadece devlerin,” dedi, genç kadın, “sadece devlerin.”

Bunalım Çağı Batılı aydınlarının iliklerine iĢleyen umutsuzlu-

ğu ve endiĢelerini yansıtan büyük eserleri bir çırpıda saydı.

“Batı‟nın ÇöküĢü”, “Cinnet Çağımız”, “DiĢini Tırnağına Takan

Akıl”, “Veba”, “Buhran Çağı”, “Dava”, “1984”, “25. Saat”.

“Anlıyorum,” dedi, David Pavloviç.

“Sahi mi? Yirmi beĢinci saati yaĢadığımızın farkında mısınız?”

“Korkarım Gheorghi‟yi okumadım,” dedi Profesör, ben bir suç-

lu Yahudi‟yim, bağıĢla beni gülücüğünü takındı, “anlatmak ister

misin?”

“Kütüphanede var,” omuz silkti, uzun uzun sustu genç kadın.

“Sorun nedir?” Ben senin doktorunum, bana söyleyebilirsin,

diye italik‟ledi.

“Hâlâ bakireyim,” dedi, Ellen Catherine “ve... kimseye karĢı

hiçbir istek duymuyorum.”

Page 26: ALFA DA - okumedya.com · ALFA DA . ALEV ALATLI KÜLLĠYATI. Schrödinger‟in Kedisi [Kâbus] Schrödinger‟in Kedisi [Rüya] Viva La Muerte! • YaĢasın Ölüm „Nuke‟ Türkiye!

Pavloviç gözlüklerini çıkardı, temizlemeye koyuldu.

“Anlıyorum.” Yeniden taktı. Ellen Catherine‟in soluk pamuklu

giysisinin altından belli olan çamaĢırsız bedenine, güneĢ yanığı

güçlü kollarına, sadece tabandan ibaretmiĢ gibi duran sandaletle-

rinde kıpraĢan kirli ayaklarına, uzun süredir su yüzü görmemiĢ

kızıl saçlarına, gözlerinin yeĢiline baktı.

“Sporcu musun?”

“Sinema bölümünün sutopu takımındayım.”

“Anlıyorum... Ben de hareketsizlikten kasları incelmiş bir ki-

tap kurduyum. Yeni Ġngilterelisin?”

“Boston.”

“Püriten?”

“Artık değil,” dedi Ellen Catherine. Pavloviç, kızın gözünden

bir an için parlayıp kaybolan endiĢeyi not etti.

Tedavi seansları haftada birden üçe, derken yediye çıktı. Gi-

derek Mesihlerini, kaybolan cennetlerini, çile içinde geçen çocuk-

luklarını, “seçilmiĢ” olmalarının yükünü, insanlığın geleceğine

iliĢkin umutsuzluklarını paylaĢtılar. David Pavloviç, Ellen Cathe-

rine‟in cinsel isteksizliğini her türlü fiziksel teması iffetsizlik ka-

bul eden Püriten eğitimine yordu, bilimsel açıklamasını yaptı. An-

cak kızın karamsarlığına, korkularına çözüm getiremedi. Ellen

Catherine‟in yaĢadığı çağın icabı “özgür olmaya mahkûm” oldu-

ğunu söylüyor, her özgür insan gibi, yaĢamdan “endiĢe, sahipsizlik

ve yeis”ten baĢka bir Ģey beklemesi gerektiğini düĢünüyordu.

David Pavloviç, kâinatın, “buyrulmuĢ bir düzen”, yani Kozmos

değil, “kendiliğinden oluĢmuĢ” Taxis olduğunu anlattı. “Tümüyle

anlamsız” olan Taxis‟te yaĢayan insanoğlu yaptığı seçimden sade-

ce kendisi sorumlu olduğu için, ne kimseye hesap vermek ne de

kimseden hesap sormak durumundaydı. Kendisinin kimseye sığı-

nak olamayacağı, “Tzadik cüppesi”ni reddettiğinde kanıtlanmıĢtı.

Bu bakımdan, Ellen Catherine‟ye bir Ģeyler vaat ettiği izlenimini

vermek istemezdi. Ama çok iyi arkadaĢ olabilirlerdi, bu da en

önemlisiydi.

Page 27: ALFA DA - okumedya.com · ALFA DA . ALEV ALATLI KÜLLĠYATI. Schrödinger‟in Kedisi [Kâbus] Schrödinger‟in Kedisi [Rüya] Viva La Muerte! • YaĢasın Ölüm „Nuke‟ Türkiye!

“Değil mi?” diye cevabını beklemediği bir soru sordu.

Page 28: ALFA DA - okumedya.com · ALFA DA . ALEV ALATLI KÜLLĠYATI. Schrödinger‟in Kedisi [Kâbus] Schrödinger‟in Kedisi [Rüya] Viva La Muerte! • YaĢasın Ölüm „Nuke‟ Türkiye!

IV

“Oğlum, hikmetime dikkat et, anlayıĢıma kulağını eğ; ta

ki, sağlam öğütleri tutasın ve kulakların bilgiyi korusun,

çünkü yabancı kadının dudakları bal damlatır ve ağzı

yağdan yumuĢaktır; fakat sonu pelinotu gibi acıdır, iki

ağızlı kılıç gibi keskindir; hayatın düz yolunu bulmaz;

yolları dolaĢıktır, kendisi de bilmez.”

Tevrat, Süleyman‟ın Meselleri,

5:1,2,3,4,6.

AnlayıĢı aĢka tercih edip, ruh ve beden sağlığını David Pavlo-

viç‟e emanet ettiğinde, ihanet etmediği ülküsü kalmamıĢtı Dia-

na‟nın. 1968‟de, New York‟ta, bir yargıcın huzurunda, “dinsizler

gibi yapayalnız” nikahlandılar -yani, kilise düğünü yapmadılar.-

David‟in kendisine eĢ olarak bir goyim karısı seçmiĢ olması, Bayan

Levi‟nin yüreğine indirdi, altı ay içinde göçtü gitti RaĢel Pavloviç.

Ondan bir altı ay sonra Boston Globe, “Ġkinci Dünya SavaĢı Pasifik

filosunun „Mor Kalp‟ madalyalı Emekli BinbaĢısı, Auchincloss Sa-

nayi Boyaları‟nın eski Yönetim Kurulu BaĢkanı, Robert Steven

Auchincloss‟un vefatını esefle” bildirdi. Babasının ölümü üzerine,

Diana, günahlarına bir tane daha ekledi, “Ġsa katilleri”nin ahfa-

dından olan kocasını John Winthrop‟un “Öncü Karakol”una, yani

baba evine yerleĢmeye getirdi; Mesih‟in, BirleĢik Devletler‟deki

son mekânını da murdar etti.

Page 29: ALFA DA - okumedya.com · ALFA DA . ALEV ALATLI KÜLLĠYATI. Schrödinger‟in Kedisi [Kâbus] Schrödinger‟in Kedisi [Rüya] Viva La Muerte! • YaĢasın Ölüm „Nuke‟ Türkiye!

Dul Bayan Austin-Auchincloss‟un, “mukaddeslere tecavüz”

diye tanımladığı bu taĢınma, evin “salih” sahibi müteveffa binba-

Ģının kehanetini bir kez daha doğruladı, uğursuzluklar peĢ peĢe

sıralandı. Tanrı, dini bütün Amerikalıların zor kazanılmıĢ dolarla-

rını kendi âdeti hilafına ve “vazgeçtiği” yabancı ülkelerde çarçur

eden “sözde Hıristiyanlar”a, unutamayacakları bir dizi ders verdi.

Domuzlar Körfezi hezimetini, Vietnam yenilgisi izledi. Muaz-

zam Amerika‟nın bu kavruk, bu Ģekilsiz, bu cüce -“Boyları deniz

piyadelerimizin yarısı kadar bile değil!” deniyordu- çıplaklar karĢı-

sında çaresiz kalması, Ģahinlerin yüreklerine taĢ gibi oturdu. Di-

ğer taraftan, Kennedy döneminin Kuzey Vietnam‟a gönderilmek

üzere kan bağıĢlayacak kadar savaĢ aleyhtarı güvercinleri, ilerici

liberaller, BirleĢik Devletler‟in Çin Hindi‟ni terk etmesinden son-

ra Kızıl Kmerler‟in zafere ulaĢmasına, bitmeyen katliamlara, bir-

biri arkasına iktidar olan eli kanlı despotlara bakarak, Amerikan

müdahalesini kınamakla “pek de iyi bir iĢ yapmamıĢ” olduklarını

fark ettiler. Üçüncü Dünya ülkelerindeki “anti-sömürge” hareket-

lerinin Batı‟nın coĢkusuna değmeyecek kadar alelade ve “müste-

bit devletlerle sonuçlandığı” en coĢkulu ilericiler tarafından bile

kabul edildi. 1960‟ların insancı duygudaĢlığının yerini her biri çok

yakın gelecekteki felâketlere iĢaret eden “yeni gerçeklikler” karĢı-

sında duyulan tedirginlik aldı.

OPEC‟in 1974‟te aniden yükselttiği petrol fiyatları “yeni ger-

çekliklerden” birisiydi. Benzin faturalarının ĢaĢırtıcı toplamları,

BirleĢik Devletler‟in ithal petrole bağımlı, yani “yabancı petrol

üreticilerinin insafında” olduğu “dehĢet verici gerçekliğini” gün

ıĢığına çıkarıverdi. Enerji, BirleĢik Devletler‟in “emrine amade”

olmaktan çıkarak, “modernleĢebilmeleri için” bunca yardım ettik-

leri birtakım “nankör entarililerin” tekeline girmiĢti. Oysa Ameri-

ka tekerlek üzerinde yaĢardı. Enerjisi kısıtlanmıĢ bir Amerika, te-

kerleklerin durduğu Amerika‟ydı! Ve “barbarlar” hiç utanmadan,

“eĢitlikten bahsediyorlardı”! “Amerikan yaĢam biçimini mahvet-

mek” pahasına eĢitlik istiyorlardı! Amerika‟ya “sayıca eĢit ve ha-

lif”tiler. Petrol sahalarını göz göre göre “istimlâk” etmek niyetin-

deydiler. Bunu beceremedikleri takdirde, “dünya malı” diye ta-

nımladıkları petrolün “nasıl paylaĢılacağı kararını geliĢmiĢ kapita-

Page 30: ALFA DA - okumedya.com · ALFA DA . ALEV ALATLI KÜLLĠYATI. Schrödinger‟in Kedisi [Kâbus] Schrödinger‟in Kedisi [Rüya] Viva La Muerte! • YaĢasın Ölüm „Nuke‟ Türkiye!

list ülkelere bırakacaklarına, kendileri karar vermeye” kalkıĢıyor-

lardı!

Amerika‟nın BirleĢmiĢ Milletler‟deki elçisi, ünlü siyaset bilim-

cisi, Patrick Moynihan, “Tek ilgilendikleri Ģey eĢitlik!” diye isyan

ediyordu, “AnlaĢılan, onları ne üretim ilgilendiriyor ne de özgür-

lük! Oysa biz özgürlük partisindeniz!”

Bu cümleyi duyduğum zaman hiçbir Ģey anlamadığımı hatırlı-

yorum. Günay açıklamıĢtı:

“Petrolü kimin, ne kadar tüketeceğine iliĢkin kuralların geliĢ-

miĢ kapitalist ülkeler tarafından değil de, Moynihan‟ın bu „yeni

milletler‟ dediği kimselerce konulması, dünya düzeninin bozul-

ması, Batı‟yı Batı yapan mekanizmanın „abluka altına alınması‟,

dünyanın gelmiĢ geçmiĢ en muhteĢem medeniyetinin -Amerikan

medeniyetinin- çatırdaması olarak algılandı. Moynihan Efendi

bunu söylüyor! Ġzleyen cümlelere bak: Batı demokrasilerinin kol-

larını kavuĢturup, eski sömürgelerinin kendilerine zorbalık etme-

lerine izin veremeyeceklerini söylüyor. Zaten, „Ģu bayrakları bir

açacak‟ olsalarmıĢ, „serbest kalacak enerjinin hacmi, kendilerini

bile ĢaĢırtırmıĢ‟!” Yine anlamadığımı görünce, acı acı gülmüĢ,

“Zenginliğin Tanrısal bir hak olduğuna inanan bir ulusun ne den-

li küstah, ne denli haklıcı, ne denli saldırgan olabileceğini senin

Türk kafan anlamaz, arkadaĢım,” demiĢti. Haklı çıktı. Bu konuĢ-

madan beĢ-altı yıl sonra Amerika gerçekten de bayrak açtı. Bu de-

fa da, Irak‟ı yerle bir edip, petrol meselesini toptan halletmeye

hazırlanırken, aynı Moynihan, buraların aslında Türklere ait ol-

duğunu, Sevr AntlaĢması ile kaybettiklerini söylüyor, Ortado-

ğu‟nun jandarmalığını üstlenmemizi istiyordu! Her neyse!

1979 Kasım‟ında, Ġranlı öğrencilerin Tahran‟daki Amerikan

Sefaretini uluslararası hukuku bir kenara iterek iĢgal etmeleri,

“Ġran‟a çok büyük iyilikler etmenin dıĢında hiçbir kabahatleri ol-

mayan, elliye yakın masum Amerikalıyı” rehin almaları, BirleĢik

Devletlere yapılabilecek hakaretlerin en ağırı oldu. Hükümetleri-

nin rehineleri kurtarmaktan aciz kalması, Amerikalıların “Nuke,

Ġran!” “Ġran‟a nükleer bomba!” gibi yürekten teĢvikine karĢın as-

keri müdahaleden kaçınması, dünyanın en güçlü devleti olup ol-

Page 31: ALFA DA - okumedya.com · ALFA DA . ALEV ALATLI KÜLLĠYATI. Schrödinger‟in Kedisi [Kâbus] Schrödinger‟in Kedisi [Rüya] Viva La Muerte! • YaĢasın Ölüm „Nuke‟ Türkiye!

madıkları hususunda kuĢkular doğurdu. Ġran, Arap-Ġsrail çatıĢma-

sı gibi, petrol gibi, yetmiĢli yılların altüst edici sorunlarının odak

noktası haline geldi. Amerikalılarla Müslüman dünya arasındaki

iliĢkilerin sembolü oldu. “Allahü Ekber” zikri, Amerikan nefreti ya

da “medeniyet düĢmanlığı”; “Ayetullah” lakabı, “uydurma bir

yirminci yüzyıl unvanı”; “Muhammedizm”, Mekke, çarĢaf, Sünni,

ġii, molla ve Humeyni, neĢeli, sağlıklı, küçücük burunlu, pırıl pırıl

saçlı Amerikan çocuklarını yok etmeye yönelik bir geliĢmenin gös-

tergeleri; televizyon ekranlarında hemen her gece boy gösteren,

“kendi kendilerini kırbaçlayan sapık delikanlılar”, dünyanın son

medeniyetini tehdit eden Müslümanlar olarak dehĢet saldılar.

Ġran ihtilalinin, “1789 ihtilalinden bu yana ilk halk ihtilali” ol-

duğunu söyleyenler vardı, ancak ciddiye alınmadılar, çünkü Ame-

rikalılar, Jim Jones gibi “peygamber”lere, onların bir sözü ile top-

luca intihar eden ya da cinayet iĢleyen müritlerine alıĢkındılar.

Humeyni müritlerine Jones‟un müritlerinden daha fazla sempati

duyulması beklenemezdi. Nitekim, bilim çevreleri, ayaklanma sı-

rasında yüz elli bin Ġranlının ölmüĢ olmasını, “Ġranlıların Ģehadet

kompleksi” Ģeklinde yorumlayıp geçiĢtirdiler.

Öte yandan, olaylar, akademisyenlere, gazetecilere, bürokrat-

lara, çokuluslu petrol Ģirketlerinin uzmanlarına yepyeni kariyer

sahaları açtı. Amerikan çıkarlarının korunması için Ortadoğu,

Müslümanlık, Ġran gibi konularda yetiĢmiĢ uzmanlara ihtiyaç var-

dı. Ve baĢta hükümet olmak üzere, iĢ dünyası ve üniversiteler bu

ihtiyacı karĢılamaya yöneldiler. Bu yöneliĢ, Rodoplu‟ya Profesör

Sernea‟yı, daha sonra da Diana‟yı getirdi.

ġöyle ki; ünlü bir din adamının Ġsrail‟e sırt çevirmiĢ oğlu ola-

rak, David Pavloviç‟in hayatında Ortadoğu‟nun yeri büyüktü. Böl-

geye iliĢkin her bilimsel faaliyete, bu arada Ford Vakfı‟nın, Prince-

ton Üniversitesi “Orient AraĢtırmaları Fakültesinde” finanse ettiği

seminerlere sevinerek katıldı. Princeton seminerleri özellikle öğ-

retici oldu. David, “Müslüman Afrika‟da Kölelik ve ĠliĢkin Kurum-

ları” adlı ilk toplantıda siyah Afrikalıların, “geçmiĢte ülkelerinde

köle olarak satılmadık adam bırakmayan” Müslüman Afrikalılar-

dan korktuklarını, onlara karĢı derin bir nefret beslediklerini öğ-

rendi. Ġkinci seminerin konusu, Osmanlı Ġmparatorluğu‟nun “mil-

Page 32: ALFA DA - okumedya.com · ALFA DA . ALEV ALATLI KÜLLĠYATI. Schrödinger‟in Kedisi [Kâbus] Schrödinger‟in Kedisi [Rüya] Viva La Muerte! • YaĢasın Ölüm „Nuke‟ Türkiye!

let” sistemiydi; konuĢmacılar, Ortadoğu Müslümanlarının aslında

birbirleriyle hiçbir köken bağlılığı olmayan uluslardan oluĢtuğunu

anlattılar. Üçüncü seminerde, bölge toplumlarının davranıĢlarını

inceleyebilmek için gerekli “psikoanalitik teknikler”in neler olabi-

leceği tartıĢıldı; “Müslümanların bir hayal dünyasında yaĢadıkla-

rına, ailelerinin baskıcı, liderlerinin çoğunlukla psikopat, toplum-

larının çocuksu” olduğuna karar verilmekle birlikte, konunun de-

rinden incelenmesi çağrısında bulunuldu.

David Pavloviç‟in, ihanet ettiği cemaatine bir tür “hafifletici

sebep” sunmak istemiyle kariyerinin gündemine aldığı uğraĢı, Ra-

bin Levi Pavloviç‟in hiç beklenmedik müdahalesiyle yön değiĢtirdi.

Page 33: ALFA DA - okumedya.com · ALFA DA . ALEV ALATLI KÜLLĠYATI. Schrödinger‟in Kedisi [Kâbus] Schrödinger‟in Kedisi [Rüya] Viva La Muerte! • YaĢasın Ölüm „Nuke‟ Türkiye!

V

“...Ve o, peygamberlerin adını ve soyunu bildirdikleri

kimsedir. O, zulüm ve adaletsizlikle dolmuĢ yeryüzünü

eĢitlik ve adaletle dolduracak olandır.

O, Allah‟ın yeryüzünde ezan okunmayan bir tek yer kal-

mayıncaya kadar elleriyle yeryüzünün Doğulularını ve

Batılılarını fethedecek Ģahıstır. Peygamber‟in bildirdiği

Mehdi‟dir. Ve o, Ġsa bin Meryem‟in indiği zaman arka-

sında namaz kılacağı kimsedir. Hazreti Veliyyi Asr‟dır.

KaybolmuĢ olan 12. imamdır.”

Risaletü‟l İ‟tikadetül‟l İmamiye.

Hamursuz Bayramı‟nın ziyaretine getirdiği torunlarına ilginç

bir ĢeylermiĢ gibi baktı, Rabin Pavloviç. OkĢamadı, gözleri dolma-

dı, ama kaĢları da çatılmadı. Semaveri yaktı, kuru üzüm, fındık

ikram etti. Dünyada olup biteni dinledi.

“Nu! Oğlum,” dedi, bir süre sonra, olağan bir ses tonuyla, “gö-

rüyorum ki Amerikalılığın Yahudiliğine baskın çıkmıĢ.”

Çayından bir yudum içti,

“Söyle bana David,” dedi, “Rıza ġah Pehlevi‟yi hatırlıyor mu-

sun?”

Cevap istemeyen bir soruydu, Profesör baĢını önüne eğdi.

Page 34: ALFA DA - okumedya.com · ALFA DA . ALEV ALATLI KÜLLĠYATI. Schrödinger‟in Kedisi [Kâbus] Schrödinger‟in Kedisi [Rüya] Viva La Muerte! • YaĢasın Ölüm „Nuke‟ Türkiye!

“Rıza ġah Pehlevi Ġran‟ın baĢına geçtiği zaman, biz eski vata-

nımızdaydık.” Duraladı, “Nu!” diye ünledi yeniden, “Bir dostum

vardı, Ali Buharayi.” Ġsmin bir Ģeyler hatırlatmasını ister gibi bek-

ledi, umduğu tepkiyi aldı, sonra sürdürdü,

“Görüyorum ki hatırlıyorsun. Memnun oldum. Ali Buharayi

bize çok yardım etti. BolĢevik katliamından sonra Türkiye üzerin-

den Yeni Dünya‟ya geçmemizi o sağladı.”

Gelinine bakmadan, gelinine anlattı,

“Ali Buharayi Farsi‟ydi,” dedi, “Tütün taciriydi, ama ünlü bir

âlimdi de. Rıza ġah‟ın zindanlarında öldü. Niçin öldü? Çünkü Rı-

za ġah, Farsi topraklarına Tanrı‟nın kanunları yerine kendi ka-

nunlarını getirdi. Tanrı‟ya eĢlik, ortaklık tasladı. Reform adı altın-

da Müslümanların kutsal kitaplarının yasakladığı pek çok iĢler

yaptı. KarĢı çıkan Ayetullahları türlü iĢkencelerle öldürdü. Ġkinci

Dünya SavaĢı‟nda Almanya ile birlik oldu. Müttefikler, Suriye ve

Irak‟ı iĢgal edince Hitler‟e ticaret merkezi olarak hizmet verdi.

Bunun üzerine Rusya ve Ġngiltere birleĢip Ġran‟ı iĢgal ettiler. Rıza

Han‟ın yerine oğlunu geçirdiler. Bu sizin tanıdığınız ġehinĢah

Muhammed Rıza Pehlevi‟dir.

Benim gözüm hep üstünde oldu Muhammed Rıza‟nın. Gör-

düm ki o da Tanrı‟yı vicdanlarından çıkarmak için elinden geleni

ardına koymadı. Tanrı‟nın emirlerine fütursuzca karĢı geldi.”

Gelinindeki belli belirsiz kıpırdanmayı sezinledi,

“Tanrı‟nın ayetlerini Müslümanlara biz verdik,” diye açıkladı,

“Ġslâm‟ın kelime-i Ģehadeti olan „lailahe illallah‟, Ġbranice‟nin „Al-

lah‟tan baĢka Allah kimdir‟ hükmünün Aramca tercümesinin „lai-

lahe illallah‟ının aynısıdır. Yakub‟un babası Ġshak, Ġsmail‟in kar-

deĢidir. Beni Ġsrail namıyla maruf Yahudiler, Ġshak‟a ve dolayısıyla

Ġsmail‟e hesap verirler ve kezalık dolayısıyla Yahudiler ve Ġslâmlar

kardeĢtirler. Tanrı‟nın emirlerine uydukları, Ģirk ve tuğyan üzeri-

ne kurulu sistemleri reddettikleri sürece Müslüman toprakları

Yahudileri en iyi ağırlayan topraklar oldu.

Nu! Tanrı‟nın kanunlarının geçerli olduğu Müslüman toprak-

larında Yahudiler katliam görmedi. Ama ġah, Farsileri BatılılaĢ-

Page 35: ALFA DA - okumedya.com · ALFA DA . ALEV ALATLI KÜLLĠYATI. Schrödinger‟in Kedisi [Kâbus] Schrödinger‟in Kedisi [Rüya] Viva La Muerte! • YaĢasın Ölüm „Nuke‟ Türkiye!

tırmak yolunda çok Ģey yaptı. Ġran‟ı goyim bir Batı‟nın karĢısına

kendilerine benzeyen bir toplum olarak çıkarabilirse, onlarla iliĢ-

kilerinin daha iyi olacağını, tahtını koruyabileceğini düĢündü. Oy-

sa Farsi uleması, „O‟ gelinceye kadar her türlü devlet Ģekil ve yön-

teminin kanunsuz olduğunu biliyorlardı.”

“İsa Mesih! Bir Mesih daha!”

Diana ĢaĢkınlığını seslendirmemiĢti, ama Rabin Pavloviç kalp

kulağıyla duydu gelininin sesini,

“Onların içtihatlarına ve mezhep anlayıĢlarına göre,” diye

açıkladı, “Mesih, kaybolan 12. imamdır. Müslüman peygamberi-

nin ölümünden sonra imam dedikleri Tzadik‟lik hakkının Ali‟ye

ait olduğuna, Müslümanlara onun hanedanının baĢkanlık etmesi

gerektiğine inanırlar. ĠĢte, ehlibeyt hanedanının 12. imamı Mu-

hammet Mehdi, onuncu yüzyılın baĢlarında doğmuĢ ve kaybol-

muĢtur.”

YorulmuĢ gibi duraladı, geriye yaslandı, Tevrat okuyormuĢça-

sına sallanmaya, mırıldanmaya baĢladı,

“Ve O Peygamberlerin adını ve soyunu bildirdiği Mehdi‟dir.

Tanrı‟nın kanununu ondan baĢka kimse ayakta tutamaz. O, iste-

diği kadar, hatta dünyanın ömrü boyunca kayıp kalabilir, ama yi-

ne de ondan baĢka bir Tzadik olmayacaktır.”

Sustu, bir süre daha sessiz sallandı, gözlerini açtı, gelinine

dikti. Kadın nefesini tuttu. Neden sonra,

“Tanrım!” diyerek içini çekti Rabin Levi, “Hayır. Ġran‟da olup

bitenleri izlememe goyim basını imkân vermiyor. Kalbimin gözüy-

le okumaya, kulağı ile duymaya çalıĢıyorum. Biliyorum ki, Farsiler

bizim yapamadığımız bir Ģeyi, Tanrı‟nın kanunu olduğuna inan-

dıkları bir nizamı, insan yapısı yasaların yerine koymaya çalıĢıyor-

lar. Fakat Nu! Humeyni‟ye güvenmiyorum!”

“Neden ama?”

“Humeyni, Müslüman Ben Gurion‟udur! ĠĢte bundan!”

Page 36: ALFA DA - okumedya.com · ALFA DA . ALEV ALATLI KÜLLĠYATI. Schrödinger‟in Kedisi [Kâbus] Schrödinger‟in Kedisi [Rüya] Viva La Muerte! • YaĢasın Ölüm „Nuke‟ Türkiye!

Birden öfkelenmiĢ, yaĢından beklenmeyen bir Ģiddetle doğ-

rulmuĢtu,

“Ben Gurion goyimi gibi, Humeyni de bekleyemedi Mehdi‟yi!”

Oğluna döndü,

“Hatırla!” diye gürledi, “Evet, imam kayıptır ve bir gün gele-

cektir! Ama o gelinceye kadar bizim elimiz kolumuz bağlı dur-

mamız, Ġslâm dıĢı uygulamalara seyirci kalmamız mümkün mü?

Bu, Ġslâm‟ı ve hükümlerini fiilen kaldırmamız demek değil mi?

Niçin aksini yapıp Ġslâm‟ı uygulamayı düĢünmeyelim? „Ġmamın

geliĢini beklerken tam bir sorumluluk yüklenmez mi bize?‟ diyen

Humeyni değil mi? Söyle bana David, Mesih‟siz Ġsrail‟i Filistin bel-

leyen goyim Siyonistlerin savunması da bu değil miydi?”

Gelinine döndü,

“Humeyni, Tanrı‟nın sözünün esas alınmadığı bir Ġran kur-

maya kalkıĢtı,” dedi, “oysa Mehdi gelmeden kurulan bir Ġran,

Tanrı‟nın sözünün geçerli olmadığı, Müslümanlarının kitabının

merkez alınmadığı bir Ġran‟dır. Laik bir Ġran‟dır. Ben Gurion‟un

laik Ġsrail‟i gibidir.”

BaĢını kederle önüne eğdi.

“Anlıyorum,” diye mırıldandı ĢaĢkın gelini.

“Nu!” dedi Rabin Levi, gaipten haber verirmiĢçesine kısılan

sesiyle, “Kavgalar büyüyecek, çok insan ölecek! Ama belki de, Ba-

tı‟nın bozduğunu Ġran düzeltecek. Yıkımlar Tanrı‟nın düzenine

yol açacak. Çünkü Diana,” dedi, gelinini yepyeni bir isimle benim-

seyerek,

“Ġnsanoğlunun yeryüzündeki varlığının anlamı üretim araçla-

rına sahip olmak, üretim iliĢkilerini güçlü olanın doğrultusunda

düzenlemeye kalkıĢmak, dünyevi nimetler uğruna kan akıtmak,

eĢyaya ya da bilgiye satmak ya da satılmak değildir,” oğluna bak-

madan hatırlattı,

“Ġnsan Tanrı‟ya kulluk etmek için yaratıldı. Kulluk görevini

ihmal etmemek için yaratıldı. Hayatta kalabilmek için birtakım

Page 37: ALFA DA - okumedya.com · ALFA DA . ALEV ALATLI KÜLLĠYATI. Schrödinger‟in Kedisi [Kâbus] Schrödinger‟in Kedisi [Rüya] Viva La Muerte! • YaĢasın Ölüm „Nuke‟ Türkiye!

maddi Ģartlara ihtiyacı vardır, ancak ondan asıl istenen, yaĢamını

Tanrı‟nın rızası için düzenlemektir. Nu! Diana! Servet nasıl dağı-

tılacak, üretim nasıl yapılacak, ne kadar tüketilecek, kimler, neye,

ne kadar ve kime vekâleten sahip olacaklar? Bütün bunlar, insa-

noğluna bırakılmayacak kadar hayati sorunlardır. Bunun böyle

olduğu da, goyimlerin insanoğluna iliĢkin hiçbir sorunu çözeme-

miĢ olmalarının tasdikindedir. Ġnsanoğluna bırakıldığında, tereya-

ğı yerine çelik, ilaç yerine silah verilir çocuklara.

Nu, Diana! Ġnsan, insanın eline teslim edilemeyecek kadar

kıymetlidir. Ġran‟ın yapmaya çalıĢtığı, Tanrı rızasına göre yaĢa-

mak, doğruları baĢka insanlara, ülkelere anlatmaya çalıĢmak, bu-

nu hissediyorum.

Nu! Ġran‟ın savaĢı kanunun küfre karĢı savaĢıdır. Ġnsanı Tan-

rı‟ya ortak koĢan muazzamlara karĢı savaĢıdır. Kaderciliğin reddi-

dir.”

“Humeyni‟ye güvenmediğinizi sanmıĢtım, yanlıĢ mı anladım?”

“Humeyni varsa, dostum ġeriatmedari de var,” diye araya gir-

di Rabin. David, hayretle babasının yüzüne baktı, dostu?

Rabin Pavloviç, Amerika‟nın oğluna neleri kaybettirdiğini

üzüntüyle gördü,

“Dostum,” dedi, elini kalbine götürdü, Profesör o zaman anla-

dı kalp yoluyla tanıĢtıklarını.

“Fakat baba,” dedi Diana, ilk kez kayınpederine, kocası kaĢla-

rını “yapma” anlamında kaldırdı; Rabin yadırgamadı,

“...Müslümanlar Ġsrail‟e düĢman...” dedi ve daha sözler ağzın-

dayken kavradı,

“Ama bugünün Ġsrail‟i, Yahova‟nın Filistin‟i değil, öyle mi?”

Rabin cevap vermedi, ama gözlerinde belli belirsiz bir pırıltı

vardı.

Page 38: ALFA DA - okumedya.com · ALFA DA . ALEV ALATLI KÜLLĠYATI. Schrödinger‟in Kedisi [Kâbus] Schrödinger‟in Kedisi [Rüya] Viva La Muerte! • YaĢasın Ölüm „Nuke‟ Türkiye!

“Yahudi goyimi! Kanunsuz bir devletin, kanunsuz devletlere

karĢı, kanunsuz savaĢı! Ve siz tabii ki taraf olmayacaksınız, değil

mi?”

Otuz yıl önce veliahdına söylediklerini bu kez de gelinine tek-

rarladı Rabin,

“Ġbrahim‟in, Yakub‟un toprağı... Eretz Yisroel, Mesih gelme-

den kurulamaz. Kutsal Topraklar ancak Mesih tarafından kutsa-

nabilir. Ben Gurion‟un Ġsrail‟i kutsal değildir. Uğruna dökülen

kanların hiçbir ilahi gerekçesi olamaz.”

“Öyle görünüyor,” dedi, Ellen Catherine, “neden Ġsrail‟e göç

etmediğinizi anlıyorum.”

“Ben halkımı Rusya‟dan Amerika‟ya getirdim,” diye sürdürdü

Rabin ve Profesör Pavloviç babasının gönlündeki yerini goyim ka-

rısına kaptırdığını hissetti; beklemediği bir burukluk sardı gönlü-

nü,

“Nu! Diana, Amerika‟ya getirdiğim gibi Ġsrail‟e de götürebilir-

dim. Yapmadım. Niçin? Çünkü gerçek goyim toprağında yaĢamak,

Yahudi goyiminin arasında yaĢamaktan evladır. „Aldatıcılar sizi

Tanrı ile aldatmasın,‟ der Kitap. Ben Gurion, Yahova‟nın adını

anarak aldatıyor, saptırıyor, dünyevi nimetlere uĢak ediyor Yahu-

dileri. Ġsrailoğullarını vaat edilen toprağı, Hıristiyanlara teslim et-

ti. Nasıl mı etti? Onların yöntemlerini yerleĢtirerek etti. Nu! Ġs-

rail, Yahudi değil artık! Zulmü defetmek isteyenler, zalimlerin yol-

larını benimsediler. Ben halkımı burada, BirleĢik Devletler‟de, bu

aldatmacalardan uzak tutmaya çalıĢtım.

Nu! Diana, Mesih‟in Ģereflendirmediği Ġsrail‟e asla gitmeyece-

ğim.”

“Ya Ġran? Ġran‟a gider miydiniz?‟

David Pavloviç nefesini tuttu.

“Hayır,” dedi Rabin Levi, soruyu hiç de saçma bulmadığını be-

lirten bir ifadeyle, David, tarihinden ne denli kopmuĢ olduğunu

bir kez daha fark etti.

Page 39: ALFA DA - okumedya.com · ALFA DA . ALEV ALATLI KÜLLĠYATI. Schrödinger‟in Kedisi [Kâbus] Schrödinger‟in Kedisi [Rüya] Viva La Muerte! • YaĢasın Ölüm „Nuke‟ Türkiye!

“Hayır, ama Tanrı‟nın yollarını kim bilebilir?”

“Yani, „ıĢık‟ Müslüman Doğu‟dan gelebilir mi? Öyle bir ihtimal

var mı?”

Bu kez açıkça gülümsedi Rabin Levi,

“Batılı gözü, küçük kıvılcımları göremez,” dedi. BaĢını hafifçe

pencereden yana çevirdi, Catherine‟e geceyi gündüz yapan Bro-

oklyn Köprüsü‟nü gösterdi.

“Bunca neonun, bunca ıĢığın arasında, küçücük bir kıvılcımı

kim görebilir? Nu, Diana, senin John Winthrop iĢte bunda yanıl-

dı.”

John Winthrop‟u tanıyor olmasına ĢaĢırmadı, “Diana” adını

kabullendiği gibi kabullendi Ellen Catherine,

“IĢık, sigara ateĢinin lamba yerine geçtiği karanlıklardan gele-

cektir,” diye fısıldadı, “bizim teknokrasimizi eninde sonunda fet-

hedecek olan Orient, Batı‟nın bugünkü barbarlığı ile yaptığı gibi

teknolojinin adına tapınaklar inĢa edip önünde eğilmek yerine,

sokakları ve evleri aydınlatmak için kullanacak elektriği. Do-

ğu‟dan gelecek insanlar yaĢamın gizlerini ve insan ruhunu, neon

tüplerinin aydınlığı ile boğmayacaklar. Teknolojik medeniyetin

makinelerini kendi ruhlarının ve dehalarının gücü ile dizginleye-

cekler ve denetim altına alacaklar, tıpkı orkestrasını içgüdüsel bir

müzik anlayıĢıyla yöneten orkestra Ģefi gibi yönetecekler teknolo-

jiyi.”

“Gheorghiu‟yu beğenirim,” dedi Rabin Levi, oğlunu bir kez

daha altüst ederek.

“Nu, Diana, o Romen pek çok Ģeyi anlıyor,” gözlerini esefle

kırpıĢtırdı, “ama söylemiyor,” dedi.

“Doğu‟dan gelecek insanların ruhları ve dehaları dediği Ģeyin

Kâinatın Sahibi‟nin Kanunu‟nu uygulamaktan öte bir Ģey olmadı-

ğını söylemiyor. Ġnsana atfettiği özelliklerin Tanrı‟nın yansımaları

olduğunu söylemiyor. Gheorghiu ağaca bakmaktan ormanı kay-

betmiĢ Diana. Dünyada olan biten her Ģeyi teknolojik emperya-

Page 40: ALFA DA - okumedya.com · ALFA DA . ALEV ALATLI KÜLLĠYATI. Schrödinger‟in Kedisi [Kâbus] Schrödinger‟in Kedisi [Rüya] Viva La Muerte! • YaĢasın Ölüm „Nuke‟ Türkiye!

lizmin güdümünde görmek yanlıĢtır, kaderciliktir. Bu düĢünce,

Yahova‟nın vaadine inanmamak demektir. Küfürdür.”

“„25. Saat,‟ diyor,” dedi, Diana, “insanoğlunun kurtuluĢunun

mümkün olmadığı saat, Mesih için bile çok geç olan bir saat. Son

saat değil, son saatten bir sonraki saat. Batı medeniyetinin bu da-

kika içinde olduğu saat. ġimdi.”

“Gheorghiu bir goyim, Diana. Bütün söyledikleri goyiĢkayt!

Orwell gibi. 25. Saat diye bir Ģey yok. Mesih için saat yok. Gheorg-

hiu için bile çok geç değil!”

KonuĢmanın sonu gelmiĢ gibi ayağa kalktı, kapıya doğru iki

adım attı, döndü,

“Evet, Diana,” dedi, “onaylıyorum.”

Torunlarını duygularını belirten hiçbir iĢaret vermeksizin

süzdü,

“Orient‟e gitmenin bir yolunu bulmalısın. Çocukların baĢka

Ģansı olmayabilir. David‟e yapılan o teklif üzerinde düĢünmelisi-

niz.”

“Hangi teklif?” Ellen Catherine, hayretle kocasına döndü!

“Sana söyleyecek zamanım olmadı,” diye kekeledi Profesör

Pavloviç. Babasından hiçbir Ģeyi gizleyemeyeceği bilgisiyle çocuk-

luğundaki gibi sarsılmıĢtı,

“Cord Vakfı, Ġstanbul Sosyal Bilimler Üniversitesi için konuk

profesör istiyor. Dekan sebt iznimi* kullanabileceğimi söyledi.”

* “Sebt izni”, Amerikan üniversitelerinde öğretim üyelerine belirli aralıklarla dinlenmek, kendilerini geliĢtirmek amacıyla tanınan bir yıl süreli ücretli izin hakkıdır. Sebt ya da Ģabat günü geleneğinden kaynaklanır. (y.n.)

** 1492‟de Kral Ferdinand ve Kraliçe Ġzabel‟in ünlü “Kova Fermanı” ile Ġspanya‟dan sürülen Yahudileri, Ġkinci Beyazıt kabul etmiĢ, hat-ta kadırgalar göndererek aldırmıĢtı. “Sefarad”, Ġbranice‟de “Ġspan-ya” demektir. Türk Yahudilerine bu nedenle Ġspanyollar anlamına gelen “Sefaradlar” denir. “Ladino” diye bilinen eski bir Ġspanyolca konuĢurlar. “EĢkenaz”lar, Kıta Avrupası Yahudileridir. Onların

Page 41: ALFA DA - okumedya.com · ALFA DA . ALEV ALATLI KÜLLĠYATI. Schrödinger‟in Kedisi [Kâbus] Schrödinger‟in Kedisi [Rüya] Viva La Muerte! • YaĢasın Ölüm „Nuke‟ Türkiye!

“Sultan Ġkinci Beyazıd‟ın memleketi,” diye mırıldandı Rabin

Pavloviç. “Sefaradlara da sığınak oldu, EĢkenazlara da.”**

Bir kocasına, bir kayınpederine baktı Diana Pavloviç. YaĢlı

adam, omuzları ağır bir borç yükünün altında eziliyormuĢçasına

düĢük, yavaĢça dıĢarı çıktı.

“YiddiĢ” denilen Almanca kökenli bir dilleri vardır. Rabin Pavloviç, Ġkinci Dünya Harbi‟nde, Almanya‟dan kaçıp Türkiye‟ye sığınanlar-dan bahsediyor. (y.n.)

Page 42: ALFA DA - okumedya.com · ALFA DA . ALEV ALATLI KÜLLĠYATI. Schrödinger‟in Kedisi [Kâbus] Schrödinger‟in Kedisi [Rüya] Viva La Muerte! • YaĢasın Ölüm „Nuke‟ Türkiye!

VI

Diana Pavloviç, Günay Rodoplu ve benim Ziya Bar sohbetle-

rimizi hatırlarsınız. O yorucu gece, Diana bize Ġstanbul‟a gelme

kararlarının en “kötü tahminlerinin de ötesinde” tartıĢmalara ne-

den olduğunu anlatmıĢtı. AnlaĢılan, annesi, Mrs. Austin-

Auchincloss, aziz eĢini genç yaĢta kaybetmiĢ olmanın dıĢında,

“hayatındaki en büyük düĢ kırıklığı” olarak nitelendirdiği kızını,

“o korkunç zenci Malcolm X‟in nümayiĢlerine katılan, o saygın evi

beyaz süprüntülerle (hippiler!) dolduran, Yahudi gettosunu Bos-

ton‟un göbeğine taĢıyan” kızını, epeyce bir süredir onulmaz bir

yitirmiĢlik duygusuyla anıyordu.

Günay, “Yirmi dört saatte bir yeni bir entelektüel, sanatsal,

sosyal ya da teknolojik akım geliĢtiren BirleĢik Devletler‟de, kuĢak-

lar arası çeliĢkinin anlaĢılmaz bir yanı olmadığını söylerdi. Ancak

yaĢlı kadının, “Catherine sadece bana değil, Amerika‟yı Amerika

yapan bütün değerlere ters,” diye sızlandığına bakılırsa, Diana‟nın

ailesinde durum daha da vahimdi. Bununla beraber, Mrs. Auc-

hincloss‟un kızının onulmaz yabancılaĢmasına iliĢkin olarak Mü-

rebbiye White‟a sunduğu kanıtı, kendi adıma gülünç bile bulma-

dım:

Page 43: ALFA DA - okumedya.com · ALFA DA . ALEV ALATLI KÜLLĠYATI. Schrödinger‟in Kedisi [Kâbus] Schrödinger‟in Kedisi [Rüya] Viva La Muerte! • YaĢasın Ölüm „Nuke‟ Türkiye!

“Yani düĢünebiliyor musunuz Mrs. White! Bacaklarını bile tı-

raĢ etmiyor!”

Diana, annesinin geçen Noel‟de kendisine hediye ettiği Schick

marka, sevimli, sessiz, Ģeker pembesi elektrikli tıraĢ makinesini

(sıfatlar onun!) kullanmadığı için öfkelendiğini anlattığında ada-

makıllı sıkıldığımı hatırlıyorum. Ancak itiraf etmeliyim ki yaĢlı ka-

dının öfkesini kabartanın, estetik kaygıdan öte bir Ģey olmuĢ ol-

masını ilginç buldum. Meğer Mrs. Auchincloss, Diana‟nın bacak-

larının yakıĢıksız durumunu (ne deyim!) “getto kaçkını” dediği

Yahudi kocasının kızı üzerindeki etkisine verir, en çok da buna

sinirlenirmiĢ,

“Biliyor musunuz, o adam ne dedi bana? „Ama neden Mrs.

Auchincloss,‟ dedi, -anne demiyor! Ben de izin vermem, zaten!-

„bence insan kılı doğal, sıcak ve gerçekten de çok güzel!”„

Mürebbiye White, baĢını esefle sallamıĢ, ne diyeceğini bilemi-

yormuĢ gibi susmuĢtu,

“Hiç olmazsa torunlarımı kurtarabilseydim! DüĢünün bir ke-

re, ona „KatyuĢka‟ diyorlar! Bana söyler misin, neden Mary, Suzan

gibi güzel Hıristiyan isimleri değil de, „KatyuĢka‟?”

“Anladığım kadarıyla Rus ismiymiĢ, Madam.”

“Peh! Biliyorum, tabii! O, o Yahudi göçmenin baĢının altından

çıkıyor bütün bunlar! Ama Tanrı‟ya Ģükür. Ona değil, sevgili mü-

teveffa kocama çekti torunlarım!”

Bu noktada gözleri dalıyor, burnunu çekiyordu.

“Çok yakıĢıklı bir adamdı BinbaĢı, öyle değil mi Mrs. White?

Ġnsanlar, „John Wayne‟in tıpkıbasımı‟ derlerdi!”

Mrs. White, her seferinde onaylıyordu.

“Öyle derlerdi efendim.”

“Müteveffa eĢim torunlarının saygın özel okullarda okumala-

rını isterdi. Onlara söyledim. Masraflarını karĢılamayı bile teklif

ettim! Bir büyükanne daha fazla ne yapabilir? Ama, hayır! Her-

Page 44: ALFA DA - okumedya.com · ALFA DA . ALEV ALATLI KÜLLĠYATI. Schrödinger‟in Kedisi [Kâbus] Schrödinger‟in Kedisi [Rüya] Viva La Muerte! • YaĢasın Ölüm „Nuke‟ Türkiye!

hangi bir çocuk gibi 201 numaralı halk okuluna gidiyor torunum!

ġimdi de Orient‟e götüreceklermiĢ! Muhammedilerin arasına!”

Bu, emektarın henüz bilmediği bir geliĢmeydi, yüreği yerinden

oynadı, ama yine de terbiyeli bir çığlıkla karĢıladı,

“Oh, hayır! Olamaz! Buna müsaade edemezsiniz Madam!”

Mrs. White‟ın tepkisi, Diana‟nın annesinin kararını doğrula-

mıĢ, yerinde duramıyormuĢ gibi kalkmıĢ, salonun içinde birkaç

kez gitmiĢ gelmiĢti kadın.

“Evet, götüreceklermiĢ!” diye yineledi, “Ama, önce benim ce-

sedimi çiğnemeleri gerekecek!”

Meseleyi hemen o gün orada halletmeye karar verdi.

“Lütfen, Mrs. White, Peter‟a söyleyin otomobili hazırlasın.

Winthrop malikânesine gidiyorum. ġimdi!” Bir saat sonra en gü-

zel yıllarını geçirdiği, ama Ģimdi “utanılacak halde” dediği Winth-

rop malikânesinin devasa sahanlığındaydı.

Diana‟nın anlattığı olayı oradaymıĢım gibi görüyorum: Mrs.

Austin-Auchincloss, topuklarını vurarak yürüyor, sahanlığın orta-

sına geliyor, ikinci kata tırmanan kavisli merdivenin (bakınız,

Amerikan filmleri!) baĢında duruyor ve yukarı sesleniyor,

“Miss Ellen Catherine Austin-Auchincloss! Bir dakika içinde

aĢağıda ol! Seninle konuĢacaklarım var!”

Oturma salonuna yöneliyor, tozlu kapıyı eldivenini kirletmek-

ten korkar gibi parmağının ucuyla itiyor, giriyor. Kocaman bir An-

kara kedisinin -“Her tarafa tüy döktüğünden eminim!”- istemeye

istemeye indiği kanepeye iliĢiyor. Evin bakımsızlığına duyduğu öf-

ke kulaklarını uğuldatıyor. Diana‟nın “Merhaba, anne”sini duy-

mazdan geliyor, patlıyor.

“O Muhammedilerin arasına girmeyi düĢündüğüne göre deli

olmalısın!”

Diana, kendisini en yakın koltuğa atıyor.

“Anne, tekrar baĢlama ne olur!” diye inliyor.

Page 45: ALFA DA - okumedya.com · ALFA DA . ALEV ALATLI KÜLLĠYATI. Schrödinger‟in Kedisi [Kâbus] Schrödinger‟in Kedisi [Rüya] Viva La Muerte! • YaĢasın Ölüm „Nuke‟ Türkiye!

“Otur!” diye emrediyor, Mrs. Auchincloss, “Otur ve dinle!”

Diana, annesinin yanında getirdiği büyük evrak çantasını o

zaman görüyor. Nedir diye bakarken, yaĢlı kadın çantasına saldı-

rıyor, bir süre kilidin Ģifresiyle uğraĢıyor, açmayı nihayet baĢarı-

yor, fotokopilerden oluĢmuĢ gibi duran kalın bir dosya çıkarıyor,

“Buna bak!” diyor, dosyayı kızının yüzüne doğru sallayarak,

“Bak, Gustave Flaubert ne yazıyor!”

Diana, ĢaĢırmıĢ kalmıĢtır,

“Gustave Flaubert! Ġsa Mesih! Anne, sen Flaubert okumazsın

ki! Bana da yasaklamıĢtın, hatırlamıyor musun?”

“Evet, evet! Ama bu yazdıkları baĢka! Dinle!”

Altın bir zincirle boynuna astığı kelebek gözlüklerini burnu-

nun ucuna yerleĢtiriyor, okumaya hazırlanıyor. Diana bağırıyor,

“Anne, lütfen! Güpegündüz de olmaz ki!”

Mrs. Auchincloss, tınmıyor, iĢaretlediği sayfayı açıyor, baĢlı-

yor,

“Mohammed Ali‟nin -Mohammed Ali, Mısır Sultanı‟ydı- soyta-

rısı bir gün kalabalığı eğlendirmek için Kahire‟de, pazaryerinde

bir kadın yakaladı. Bir dükkânın kenarına sıkıştırarak onunla

herkesin içinde cinsel ilişkide bulundu. O sırada dükkâncı

sükûnet içinde piposunu içiyordu.”

Duraklıyor, gözlüğünün üzerinden tavanı seyreden Diana‟yı

süzüyor.

“Duyuyor musun?.. „Kahire‟den Kubra‟ya giden yol üzerinde

bir zamanlar genç bir adam vardı. Herkesin gözü önünde iriyarı

bir maymunun altına yatar, onunla cinsel ilişkide bulunur, böyle-

ce halkı güldürürdü.‟”

Tekrar duraklıyor, yine kızını süzüyor.

“Son günlerde bir dilenci öldü. Delinin biriydi. Buna karşın

halk onun kutsal olduğuna inanırdı. Onu Tanrıya yakın sayar-

Page 46: ALFA DA - okumedya.com · ALFA DA . ALEV ALATLI KÜLLĠYATI. Schrödinger‟in Kedisi [Kâbus] Schrödinger‟in Kedisi [Rüya] Viva La Muerte! • YaĢasın Ölüm „Nuke‟ Türkiye!

lardı. Bütün Müslüman kadınlar bu dilencinin yanına gider ve

üzerine işerlerdi. Sonunda adam, kadınların idrarından bitkin

düştü ve öldü.”

Diana‟nın sabırsızlandığını fark ediyor, okumayı hızlandırıyor.

“Kahire‟de çırılçıplak dolaşan bir molla vardı. Sabahtan ak-

şama kadar hareket halindeki cinsel organı açıkta, gezer dolaşır,

edepsizlik ederdi. Bir takke kafasına, bir takke de cinsel organının

üzerine geçirir, öyle dolanırdı. İşeyeceği zaman, takkeyi kaldırır-

dı.”

“Aferin ona!” diyor Diana, oturduğu yerden. Annesi yine duy-

mazdan geliyor,

“Bu esnada çocuğu olmayan kadınlar yanına yaklaşır, idrarı-

nı avuçlarına doldurur, ellerini, yüzlerini yıkardı.”

YaĢlı kadın yine duralıyor, Diana tavanları seyretmeyi sür-

dürmektedir,

“Eeee? Buna ne diyorsun küçük hanım?”

Patlama sırası Diana‟dadır,

“Ne diyeyim istiyorsun, anne?”

Mrs. Austin-Auchincloss‟un nefesi sıkıĢıyor,

“Ġsa Mesih! Böyle bir kepazelik, bir rezalet, bir, bir, bir...”

Lâfın sonunu getiremiyor, boğulacakmıĢ gibi öksürmeye baĢlıyor.

Diana, bu defa da acıyor,

“Bak, anne,” diyor açık vermemeye çalıĢan bir ses tonu ile,

“tek bir kelimesine bile inanmıyorum!”

(“Oysa,” demiĢti, O akĢam bize, “beni etkilemeyi pekâlâ da

becermiĢti!”)

“Ne demek „inanmıyorum‟? Ġnanmıyorum da ne demek?”

Mrs. Auchincloss, artık çıngır çıngırdır. “ĠĢte kitap, 1973 basımı!

Burada, Boston‟da basılmıĢ! Adı, „Mektuplar‟!”

Page 47: ALFA DA - okumedya.com · ALFA DA . ALEV ALATLI KÜLLĠYATI. Schrödinger‟in Kedisi [Kâbus] Schrödinger‟in Kedisi [Rüya] Viva La Muerte! • YaĢasın Ölüm „Nuke‟ Türkiye!

Diana bakıyor, sahici bir kitap, lâfı saptırıyor,

“Sen nereden buldun? Öyle pek gezmezsin de...”

“Mrs. White getirdi.”

“Bana okuyasın diye?..”

Mrs. Auchincloss, muzafferane bir tavırla arkasına yaslanıyor,

“Herhalde!”

Diana, içini çekiyor.

“O.K.! Okudun iĢte.” Olağan bir tavırla ayağa kalkıyor “Ve ben

sana teĢekkür ederim. Bir fincan kahveye ne dersin?”

“Hayır, tabii ki! Cildime dikkat ederim!”

“Ben alacağım,” diyerek uzaklaĢmaya çalıĢıyor Diana, ama

Mrs. Auchincloss odadan çıkmasına izin vermiyor,

“Miss Auchincloss, derhal geri dön ve otur! Seninle henüz

iĢim bitmedi!”

“Nedir, anne?”

“Senin o Quaker Komitesi üyeliğine de derhal son vermeni is-

tiyorum! Bir Austin-Auchincloss o, o, Humeyni canavarına yardım

edemez! Ülkeni hiç düĢünmez misin sen?”

“Mr. Humeyni bir canavar değil anne,” diye yanıtlıyor Diana,

sabırla.

“Tabii ki, o bir canavar! Daha dün New York Post yazdı. Mr.

Carpozi...”

Diana, Mr. Carpozi‟yi küçümsemeye karar veriyor (oysa hiç de

öyle küçümsenecek birisi değil, Türkiye‟deki karĢılığı örneğin,

Emin ÇölaĢan olmalı).

“Mr. Carpozi de kim?”

“O ünlü gazeteci! „Ayatollah‟ın Mein Kampf‟ı isimli kitabın ya-

zarı!”

Page 48: ALFA DA - okumedya.com · ALFA DA . ALEV ALATLI KÜLLĠYATI. Schrödinger‟in Kedisi [Kâbus] Schrödinger‟in Kedisi [Rüya] Viva La Muerte! • YaĢasın Ölüm „Nuke‟ Türkiye!

Diana kulaklarına inanamamaktadır,

“Hadi, anne! Humeyni‟nin „Mein Kampf‟ isimli bir kitabının

olamayacağını sen de biliyorsun!” (Diana, annesiyle arasında ge-

çen bu diyalogu özetlerken, Günay‟ın gülmeye baĢladığını hatırlı-

yorum. Amerikalıların yok etmeye karar verdikleri her lidere, ilk iĢ

olarak “Hitlerlik” sıfatını yakıĢtırdıklarını söylemiĢti. Nitekim çok

sonraları, Saddam‟a da aynı unvanı taktılar.)

“Nasıl olmaz! Manor Yayınevi‟nden çıktı! Ġsmi. „Ayatollah

Homeyni‟nin Mein Kampf‟ı!” diye çırpınıyor kadın.

“Ve sende bir nüsha var, öyle mi?”

Hayır, yoktur, çünkü Mrs. Austin-Auchincloss, eseri kitapçıda

görmüĢtür, ama “öyle bir süprüntüye” para vermek istemediği

için satın almamıĢtır,

“Ben, Alman Hitler‟in kitabını da almamıĢtım. Bilirsin, Hit-

ler‟den nefret ederim!”

“Ġsa Mesih, anne! Ne ilgisi var Ģimdi?”

“O çılgın Arap da tıpkı Hitler gibi! Bir deli! Bir zorba! Nefret

dolu bir insan!”

Bu noktada artık Diana da çığlık çığlıktır,

“Anne, Mr. Humeyni Arap bile değil! O bir Ġranlı!”

Mrs. Auchincloss, gözünü olsun kırpmaz.

“Ġranlı, Arap, Türk!” der, tükürür gibi, “Muhammedi iĢte!

Oriental!”

Diana, “Hiçbir yolu yoktu,” diyordu rakı kadehinin içine, “an-

nem olacak bu kadına bir Ģey anlatmanın hiçbir yolu yoktu!”

Konuyu değiĢtirmeye çalıĢmıĢ, bu defa da, Türkiye‟de olacak-

ları süreçte evi kiralamak isteyen beĢ çocuklu zenci Profesör Til-

lich‟ten dolayı kavga etmiĢlerdi. Mrs. Auchincloss, baba evini bir

zenciye kiralamaktansa ölmeyi yeğliyordu, nitekim titreme nöbe-

tine tutulduğuna bakılırsa, ölümü yakın gibiydi. Diana yine acıdı,

Page 49: ALFA DA - okumedya.com · ALFA DA . ALEV ALATLI KÜLLĠYATI. Schrödinger‟in Kedisi [Kâbus] Schrödinger‟in Kedisi [Rüya] Viva La Muerte! • YaĢasın Ölüm „Nuke‟ Türkiye!

“Hadi anne, hadi! Mrs. Tillich‟in benden daha kötü bir ev ka-

dını olması mümkün değil! O da Sarah Hala gibi!”

Sarah Hala dediği, bahçıvanlarının karısıydı. Gerçekten de,

Diana‟nın “ev kibiri” dediği temizlik patolojisi kurbanıydı. Diana,

Mrs. Tillich‟in nicedir bakımsız kalan evi nasıl toparlayacağını an-

lattı. Mrs. Auchincloss sakinleĢti, ancak hemen ardından sükûne-

tinin bedelini talep etti,

“Bak Catherine, geliĢ nedenim KatyuĢka!” diye açıkladı, “Dü-

Ģündüm, düĢünüyorum ki, onu bu yıl burada benimle bırakabilir-

sin!”

Diana, bu konuyu daha önce de konuĢtuklarını hatırlatıyor,

“David‟le ben, KatyuĢka‟nın farklı deneyimleri olsun istiyo-

ruz,” diye tekrarlıyor, “bu bir yılın farklı deneyimler geliĢtirmesine

yardımcı olacağına inanıyoruz.”

“Catherine! Raporlar var! Bak, burada!”

YaĢlı kadın evrak çantasına bir kez daha saldırıyor ve yaylım

ateĢi baĢlıyor,

“Türkiye‟de her beĢ çocuktan birisinin tüberküloz olduğunu

biliyor musun? Cüzzamın çok yaygın olduğunu biliyor musun?

Tanrı aĢkına, cüzzamlı köylerin etrafına Batılılar görmesin diye

duvar çekiyorlar! Her yıl, Türkiye‟de görev yapan Amerikan askeri

personelinin yarısı hastalandıkları için geri gönderiliyorlar! Ailele-

rinin yüzde doksan ikisi ilk yıl içinde yumurtalık iltihabına yaka-

lanıyorlar! Dizanteri ve sarılık olanlar bu rakamın dıĢında! Yani,

Catherine! Yemek için uygun et bile bulamayacaksın! Etler tenya-

lı! Türk çocuklarının yüzde doksanında bağırsak kurdu var! Onlar

pisliğe alıĢık! Ama ya KatyuĢka? Ya bebek? Bu seni korkutmuyor

mu? Sizin PX ayrıcalıklarınız da olmayacak! Üstelik haĢiĢ sorunu

da var! Türk kadınlarının çocuklarını uyutmak için onlara afyonlu

su içirdiklerini biliyor muydun? Yemeklerinde bile haĢiĢ kullanı-

yorlar! Sen nasıl böyle bir...”

YaĢlı kadın bitirmek bilmiyor. Sonunda, Diana pes ediyor,

“Anne, gerçekten harikasın sen! Nereden buldun bunları?”

Page 50: ALFA DA - okumedya.com · ALFA DA . ALEV ALATLI KÜLLĠYATI. Schrödinger‟in Kedisi [Kâbus] Schrödinger‟in Kedisi [Rüya] Viva La Muerte! • YaĢasın Ölüm „Nuke‟ Türkiye!

“Yani! Seni ikna etmenin baĢka bir yolu olmadığını düĢün-

düm! ĠĢte, kendin gör: Dünya Sağlık TeĢkilatı raporları, BirleĢik

Devletler Kara Kuvvetleri‟nin tabiyeleri, Af Örgütü‟nün yayınları...

iĢte!”

Kısa bir sessizlik oluyor,

“Peki, ne diyorsun?” diye üsteliyor, Mrs. Auchincloss.

“Ne dememi istiyorsun?”

“Gitmiyoruz demeni istiyorum!”

“Ġmkânsızı istiyorsun!”

“Niçin ama?”

Yine kendinden geçmiĢ gibi bağırmaya baĢlıyor yaĢlı kadın. Yi-

ne fırlayan boyun damarları, yine ürken Diana,

“Anne! Lütfen kendine gel! Hastalanacaksın!”

“Miss Austin-Auchincloss! Konuyu değiĢtirme! Cevap ver ba-

na, niçin? Niçin imkânsızı istiyorum?”

Kahveden çoktan vazgeçen Diana, annesinin karĢısına yerleĢi-

yor, gözlerinin içine bakıyor.

“Anne, bak” diyor, ne denli içten olduğunu yansıttığını umdu-

ğu bir tavırla.

“Anne, bak, KatyuĢka‟nın bir seçeneği olsun istiyorum. Birle-

Ģik Devletler dıĢında bir seçeneği. Her koĢula uyum sağlayabilecek

Ģekilde büyüsün istiyorum. Anlıyor musun beni?”

Mrs. Austin-Auchincloss‟a göre, BirleĢik Devletler dıĢındaki

dünya bütünüyle ilkeldir. Gözleri hayretle açılıyor,

“Ama Catherine! KatyuĢka niçin ilkelliğe uyum sağlasın ki?”

Diana, bu noktada duraladı, Boğaz Köprüsü‟ne, Ziya Bar‟ın kala-

balığına görmeden baktı,

“Doğrusunu isterseniz, bu sorunun kolay bir cevabı yoktu,”

diye söylendi. Derin bir nefes almıĢ,

Page 51: ALFA DA - okumedya.com · ALFA DA . ALEV ALATLI KÜLLĠYATI. Schrödinger‟in Kedisi [Kâbus] Schrödinger‟in Kedisi [Rüya] Viva La Muerte! • YaĢasın Ölüm „Nuke‟ Türkiye!

“Bak anne, öyle inanıyorum ki, dünyanın gidiĢatı KatyuĢka ve

küçük David‟i hayatlarının bir noktasında ilkel yaĢam koĢullarına

zorlayacak,” diye sürdürmüĢtü,

“Çocuklar, ayakta kalabilmek için amansız bir savaĢ vermek

zorunda kalacaklar. Ama bu savaĢa hazır değiller. Tersine, Birle-

Ģik Devletler‟in düzeni onları bu savaĢı asla kazanamayacakları

biçimde Ģekillendiriyor. Çünkü düzenin kendisi meĢum bir komp-

lonun eseri. Komplonun varlığını hissediyorum, ama nerede, ne

zaman baĢladığını, ne kadar süreceğini kestiremiyorum. Bütün

bildiğim, ittifakın giderek güçleniyor, her gün biraz daha geniĢli-

yor olduğu. Sanki bir hortuma yakalandık ve bu hortum etimizi

kemiğimizden sıyıracak, iskeletimizi un ufak edecek. Bunu sezi-

yorum. Farelerin gemiyi terk etme zamanının geldiğini sezdikleri

gibi seziyorum. Ancak bizim yüzebileceğimiz bir kıyımız da yok.

Ama belki çocukların bir Ģansı olabilir diye düĢünüyorum! BaĢka

yaĢam biçimlerine, baĢka seçeceklere hazır ve daha önemlisi açık

olurlarsa bir Ģansları olabilir diye umuyorum. Onlara özgür olmak

Ģansı tanımak zorunda olduğumuzu hissediyorum. Ve bunu ge-

cikmeden, Ģimdi yapmalıyız. Çünkü, açıkçası, Amerikan medeni-

yetinin bu komplo karĢısında daha uzun yıllar direnebileceğinden

emin değilim!”

Mrs. Auchincloss‟un ilk tepkisi, “Offf! Ne kadar marazi bir ço-

cuksun, Ellen Catherine!” oldu. Evet, “Kızıllar” tehlikesini teslim

ediyordu ama, Amerika‟nın gücüne duyduğu güven ölümcül bir

tehditle karĢı karĢıya olduklarını kabullenmesine engeldi. Oysa

Diana, sözünü ettiği tehlikenin “Kızıllar” olmadığını söyledi. Ha-

yır, nükleer savaĢtan da bahsetmiyordu! Diana‟nın sezinlediği

komplo, “bizim mekanik kölelerimiz” diye adlandırdığı yüksek

teknoloji ürünleri ile Amerikan toplumunu örgütleyen, yöneten

bilim adamları ve mühendislerin “meĢ‟um” iĢbirliğiydi.

“Teknoloji çağına uyum sağlayacak Ģekilde eğitiliyor, örgütle-

niyor, yönetiliyor olmamız, bizim mekanik kölelerimizin zaferi-

dir,” diyordu Diana. “Mekanik kölelerimiz egemenliklerini sürdü-

rebilmek için bizim boyunduruğumuz altına giriyorlar. Bu Ģeytani

yolla, biz onları köle sanırken, aslında, onlar bizi esir almıĢ du-

rumdalar! Teknokrasi öylesine iyi örgütlendi ki, teker teker hepi-

Page 52: ALFA DA - okumedya.com · ALFA DA . ALEV ALATLI KÜLLĠYATI. Schrödinger‟in Kedisi [Kâbus] Schrödinger‟in Kedisi [Rüya] Viva La Muerte! • YaĢasın Ölüm „Nuke‟ Türkiye!

mizin beynini yıkıyor. Amerikalı, artık teknolojiyi kendisine köle

etmeyen özgür insandan nefret ediyor. Evinde bilgisayarı olmaya-

nı aĢağılıyor, ihtiyaç duymayana aylak diyor. Bir zamanın toprak

sahibi Güneylileri gibi. Ġnsanın değerini, sahip olduğu köle, bu du-

rumda, mekanik köle sayısına göre saptıyoruz. Amerika BirleĢik

Devletleri kölelerin sırtında yükseliyor! Putperest Roma gibi! Eski

Yunan gibi! Kâinatın merkezini mekanik köleler ele geçirdiler! Ve

köle sahipleri, köleleri olmadan yaĢayamıyorlar! Hayatta kalmanın

tek koĢulu mekanik kölelere uyum sağlamak! Böylesi bir bağımlı-

lığı dehĢet verici bulmuyor musun? Kölesi olmasa saçını taraya-

mayacak bir Scarlet O‟Hara figürünü acıklı bulmaz mısın? Bu ba-

ğımlılığı aĢağılık bulmuyor musun? Aynı konuma geri dönmüĢ ol-

mamız dehĢet verici değil mi?”

Bu noktada, Mrs. Auchincloss, kızını, Diana‟nın o güne kadar

annesinin ağzından hiç duymadığı bir küfürle ödüllendirdi (yük-

lem, Diana‟nın!).

“Bull shit! Bana bu kadar iyi hizmet veren bir makineye ne-

den köle olmayayım?”

“Tekrar düĢün, sahibini kendi olmadan kıpırdamayacak hale

getiren bir köle, köle olmaktan çıkmaz mı? Ġnsan en kolay mülki-

yet yoluyla esir olmaz mı? Parayı düĢün, ne kadar çok birikirse,

vazgeçmesi o kadar zor olmaz mı? Sen parayı değil, para seni kul-

lanmaya baĢlamaz mı?”

“Ne var bunda? Servet günah değil ki?”

“1929‟u hatırla! Ġntihar edenler milyonerlerdi, yoksullar değil!

Anlamıyor musun anne, teknokrasi ruhu iğdiĢ eder! Ruhumuzun

öldüğünün farkında değil misin? Amerika‟nın öldüğünün farkında

değil misin?”

“Delisin sen! Miss Austin-Auchincloss, düpedüz saçmalıyor-

sun! Ġyi Hıristiyanların ruhu hiçbir zaman ölmez! Bir Püriten,

Kutsal Ruh‟un ölümsüzlüğünü her an içinde duyar!”

Ne garip bir muhabbetti! Ne garip bir ana-kız konuĢması!

Page 53: ALFA DA - okumedya.com · ALFA DA . ALEV ALATLI KÜLLĠYATI. Schrödinger‟in Kedisi [Kâbus] Schrödinger‟in Kedisi [Rüya] Viva La Muerte! • YaĢasın Ölüm „Nuke‟ Türkiye!

GeliĢmiĢliklerine mi, yoksa uçukluklarına mı vermem gerekti-

ğini kestirememiĢtim. Böylesi meseleleri dert edinmeleri tuzları-

nın kuru olduğundan, daha da açıkçası rahat battığından mıydı?

Yoksa, bunlar sahici meselelerdi de biz mi farkına varamıyorduk?

Hatırlarsanız, o yıllar, yüzlerce Amerikan ailesinin benzer gerek-

çelerle Alaska‟nın kuĢ uçmaz kervan geçmez yörelerine göçtükle-

ri, elektriğin, hatta suyun olmadığı ıssızda Robinson Crusoe hayatı

sürdürmeye çalıĢtıkları yıllardı. Onlarca metre karın altında, çiğ

et yemekten buzlu suda yıkanmaya varıncaya dek, her türlü ilkel

Ģartlar altında yaĢamayı öğreniyorlardı. Diana‟nın annesine (ve

dolayısıyla, bize!) dillendirdiği kaygılarıyla biraz da bu geliĢmeleri

anlamak ihtiyacıyla ilgilendiğimi itiraf etmeliyim! Ne var ki, Pav-

loviçlerin Türkiye serüvenleri, kaygılarının telmihi doğrultusunda

ancak kısmen Ģekillendi. Bununla beraber, daha sonra olacakları

yorumlayabilmek için Diana‟nın dünya görüĢünü onun anlatımına

mümkün olduğunca sadık kalarak aktarmaya çalıĢacağım.

Diana, bu konuları annesiyle “ilk ve son defa” konuĢmaya ni-

yetlendiğinden, etkilenmemeye gayret ediyor, eteğindeki taĢların

tümünü döküp kurtulmak istiyordu,

“Sen özgürlük partisinden değil misin? Anne, teknokratlarla

iĢbirliği yapan sözde kölelerimizin bizi biçimlendirdiğini, eğittiğini,

belirli kalıplara döktüğünü görmüyor musun? Bizi rekabete zorla-

dıklarını, kendileri kadar dakik, hızlı, becerikli ve usta olmamızı

talep ettiklerinin farkında değil misin? Bu kâinatın merkezi biz

insanlar değil miydik, anne? Hatırlasana, Kutsal Kitap ne der? Kö-

le sahipleri olarak bizim birbirimizle olan iliĢkimizi de onların,

mekanik kölelerimizin belirlediği doğru değil mi? Tıpkı bir maki-

nenin parçaları gibi, hesaplı bir ahenk içinde olmamız da-

yatılmıyor mu? Seninle, anne-kız iliĢkilerimiz bile hesaplı değil

mi? Bana olan sevgini, ancak parçası olduğumuz mekanizmanın

iĢleyiĢini engellemediğim sürece idame ettirebildiğin doğru değil

mi? En ufak bir uyumsuzluk gösterdiğimde beni ıskartaya çıkardı-

ğın doğru değil mi? Beni hiçbir zaman ben olduğum için seveme-

diğin doğru değil mi?”

David Pavloviç‟le evliliğinin, Büyük Makine‟nin diĢlileri arası-

na sokulan bir çomak gibi görüldüğü için dıĢlandığını anlatmaya

Page 54: ALFA DA - okumedya.com · ALFA DA . ALEV ALATLI KÜLLĠYATI. Schrödinger‟in Kedisi [Kâbus] Schrödinger‟in Kedisi [Rüya] Viva La Muerte! • YaĢasın Ölüm „Nuke‟ Türkiye!

çalıĢıyordu. Mrs. Austin-Auchincloss‟un Boston ġehir Kulübü‟nde

ya da Amerikan Devriminin Kız Evlâtları Derneği‟nde kendisine

“onur vermeyen” bir kız evladı, asla içselleĢtiremediğini anlatma-

ya çalıĢıyordu.

“Yani Tanrı aĢkına, anne! Benden öyle vazgeçtin ki, tavan ara-

sına bile kaldırmıyor, doğrudan çöpe atıyorsun! Ama Ģunu da bil-

meni istiyorum. Çöpe attığın Ben‟im yerime, KatyuĢka‟yı ikna et-

mene izin vermeyeceğim! Ġnan bana, maliyeti ne olursa olsun bu-

nu yapmayacağım! Makinelerin sükût etmesi pahasına yapmaya-

cağım! Türkiye iyi bir Ģans. Bu Ģansı ailemin kurtuluĢu için kulla-

nacağım!”

Böylesi bir ithamın herhangi bir anneyi periĢan edeceğini dü-

Ģünürdüm, ama anlaĢılan öyle olmamıĢ, Mrs. Auchincloss kadim

doğruları tekrarlamakla yetinmiĢti,

“Saçma! Tanrı‟nın sevgisi bile koĢulsuz değildir. Kendine dü-

Ģeni yerine getirmeli, görevini yapmalısın.”

“Kadim doğruların” neler olduğuna girmeden önce yine bir

parantez açıp, Mrs. Auchincloss‟un bu cümlesine okurun dikkati-

ni çekmeliyim. Çünkü bu cümle, Diana‟nın rahmetli Günay‟a tut-

kuyla bağlanmıĢ olmasının nedenini açıklayan bir cümledir. Hatır-

layacağınız gibi, Rodoplu, Ülgen‟i Zeus‟la, Müslüman Allah‟ını Pü-

riten Tanrı‟sıyla karĢılaĢtırmıĢ, “koĢullu sevgi”nin nass değil, kül-

türel dayatma olduğunu açıklayıvermiĢti. O anda bu açıklamanın

Diana‟yı neden o kadar sarstığını anlamamıĢtık. Meğer, Rodop-

lu‟nun düĢünsel düzlemde getirdiği açıklamayı, Nesibe pratikte

doğrulamaktaymıĢ, Diana‟nın, bu iki Türk kadınına boyutlarının

tarifi imkânsız bir aĢkla bağlanmasının sırrının bu sarsıcı keĢfinde

yatıyor olduğunu çok sonra anladım. Biz yine hikâyemize dönelim.

Mrs. Auchincloss, kızının kaygılarını imanını yitirmesine bağ-

ladı. Kilise‟ye dönmesini istedi.

“Ama, artık benim için çok geçti! Anlıyor musunuz?” dedi, Di-

ana bize. Dudakları bükülmüĢtü, gözyaĢları rakı bardağının içine

düĢtü düĢecekmiĢ gibiydi,

Page 55: ALFA DA - okumedya.com · ALFA DA . ALEV ALATLI KÜLLĠYATI. Schrödinger‟in Kedisi [Kâbus] Schrödinger‟in Kedisi [Rüya] Viva La Muerte! • YaĢasın Ölüm „Nuke‟ Türkiye!

“„Çok geç, anne,‟ dedim,” dedi, “„Senin için bile çok geç! Çün-

kü artık ne sen Mayfair güvertesinde Yeni Kudüs‟e doğru yol alan

bir Püriten‟sin ne Papaz Cotton günde altmıĢ soruyla kendisini

denetleyen bir evliya. Patiska elbiselerinin yerini kaĢmir kazakla-

rın aldı. Yeni Kudüs‟te artık kokain satıcıları, kadın tüccarları do-

laĢıyor. Harvard‟da günde ne kadar marihuana tüketildiğini bil-

mek ister misin? Ne dersin, John Amca mezarında dönmemiĢ mi-

dir? Anlamıyor musun, Tanrı‟nın elinden Kıyamet Günü‟nü bile

aldık. Bu gidiĢle Yeni Ġsrailoğulları‟nın Mesih‟i, geri dönmeye ka-

rar verdiği zaman ayağını basacak toprak parçası bulamayacak!‟”

“Bu çok acımasız olmuĢ, öyle değil mi?” Bunu soran, Rodop-

lu‟ydu.

“Belki!” dedi Diana, hafifçe omuzlarını silkerek, “Ama kendi-

mi kontrol etmek ihtiyacını duymadım, „Bu dünyada olup biten

her Ģeyin Tanrı‟nın isteği doğrultusunda gerçekleĢtiğini biliyoruz,‟

dedim. „Bu dünya, insan idrakinin alamayacağı kadar büyük bir

semavi düzenin parçasıdır. Kim bilir, belki de Tanrı, biz Amerika-

lıları Kıyamet Günü‟nü gerçekleĢtirelim diye yarattı!‟”

Bu da yetmemiĢ, “Teknokrasi, yani Amerika, kendisini yok

etmeden insan yücelmeyecek. Amerika yok olunca, ıĢık Orient‟ten

gelecek. Orient‟ten, anne, Asya‟dan. Ve ben, KatyuĢka bu mucize-

ye tanık olsun istiyorum!” diye üstüne üstüne gitmiĢti. Rodoplu,

Diana‟ya, yaĢlı kadına bunu niye yaptığını sordu. Amerikalı kadı-

nın cevabı, “Niye yapmasaydım?” oldu.

“Annenizi sever misiniz?”

Diana, bu soruya cevap vermedi.

“IĢık Orient‟ten gelecek, dediğim zaman nasıl sıçradığını gör-

meliydiniz! ġapkasındaki çiçekler Ģiddetle titremeye baĢladı. O

zaman fazla ileri gittiğimi düĢünmeye baĢladım.”

Ancak anlaĢılan, yine bir hata yapmıĢ, yaĢlı kadına bir gemiye

binip dünya seyahatine çıkmasını önermiĢti. Bineceği geminin bir

Amerikan gemisi olması halinde güvencede olacağını açıklaması-

na rağmen, aklı hâlâ entarili Humeynilerde olan Mrs. Auc-

hincloss, hakarete uğramıĢ gibi kalkınmıĢ,

Page 56: ALFA DA - okumedya.com · ALFA DA . ALEV ALATLI KÜLLĠYATI. Schrödinger‟in Kedisi [Kâbus] Schrödinger‟in Kedisi [Rüya] Viva La Muerte! • YaĢasın Ölüm „Nuke‟ Türkiye!

“O, o, o,” diye kekelemiĢti, “o seks düĢkünü barbarların ara-

sında benim ne iĢim var?”

“Eski dünyayı çıyanların veba saçtığı bir dehliz gibi görür,” di-

ye açıkladı Diana, “ona göre, Orient bir yana, Londra köhne, Paris

o terbiyesiz Fransızlarla doludur. Yine de, bir Amerikan gemisine

binebileceğini, Amerikan oteller zincirinde kalabileceğini söyle-

dim. Ġstanbul‟a bile gelebilir, Hilton‟da kalabilirdi, öyle değil mi?

Ama bükülmeyecekti! „O Muhammedi ülkesine asla ayak bas-

mam!‟ diye haykırdı! ĠĢte,” Günay‟la benim gözlerimizin içine

baktı,

“ĠĢte, hepsi bu!”

Page 57: ALFA DA - okumedya.com · ALFA DA . ALEV ALATLI KÜLLĠYATI. Schrödinger‟in Kedisi [Kâbus] Schrödinger‟in Kedisi [Rüya] Viva La Muerte! • YaĢasın Ölüm „Nuke‟ Türkiye!

VII

Babasının içten desteğine karĢın, Türkiye‟ye gelmek Profesör

David Pavloviç için de kolay olmamıĢtı. En yakın dostu, meslekta-

Ģı, Osmanlı Medeniyeti ve Müesseseleri Kürsüsü BaĢkanı Profesör

George Kevorkian, Pavloviç‟in sebt iznini Türkiye‟de geçirme ka-

rarını duyunca kaĢlarını kaldırdı,

“ġimdi de, „Project: Homo Ġslamicus,‟ ah, dostum!” diye sitem

etti, baĢını esefle salladı, “BaĢka bir proje üstlenmeni dilerdim.”

“Onu incittiğimi biliyordum,” dedi, Profesör Pavloviç, “Ama

açıkçası Mehmet, bu hususta ne yapabileceğimi de bilmiyordum!”

AkĢamüstüydü. Bebek‟te kiraladıkları evin balkonunda bira

içiyorduk. Çocukları ancak uyutabilmiĢtik. Diana kırk sekiz saattir

ortada yoktu. David, haftaların endiĢesi ile daha bir çökmüĢ, daha

bir küçülmüĢ gibiydi. Nefret etmeye baĢladığı bu Ģehre gelmesine

neden olan olayları piĢmanlıkla hatırlıyor olmasını anlıyordum.

Ama açıkçası, Profesör Pavloviç bende duygudaĢlıktan çok öfke

Page 58: ALFA DA - okumedya.com · ALFA DA . ALEV ALATLI KÜLLĠYATI. Schrödinger‟in Kedisi [Kâbus] Schrödinger‟in Kedisi [Rüya] Viva La Muerte! • YaĢasın Ölüm „Nuke‟ Türkiye!

uyandırıyordu. Bu nedenle olacak, sesim niyetlendiğimden daha

sertti,

“Kevorkian‟a ne oluyormuĢ?”

“Biliyorsun, o bir Ermeni,” dedi Pavloviç. Aynı anda ĢiĢe aça-

cağına uzanmasını, yani bakıĢlarını kaçırmasını, benim için tatsız

olacağını düĢündüğü bir konuyu açmıĢ olmasından duyduğu

mahcubiyeti gizleme niyetine verdim. Ama, yine de tecahülü ari-

faneye yattım,

“Eeeee?”

“Türkiye hakkında iyi Ģeyler düĢünmez,” dedi David, “Aslında,

buraya gelmemize karĢı olduğunu da öğrendim ama çok geç ol-

muĢtu.”

Cümlenin “çok geç olmuĢtu” bölümünü seslendirirken öylesi-

ne kırıktı ki, bir an, baĢına gelenlerin nedeninin Türkiye değil

kendisi olduğunu söylemek iĢtiyakına kapıldım. Ama bu da doğru

değildi. Bu bakımdan, Kevorkian‟ın Anadolulu olup olmadığını

sordum. ÖyleymiĢ.

“Anladığım kadarıyla MuĢluymuĢlar,” diye anlattı, “George‟un

anneannesi, Gülizar, 1890‟larda, MuĢ‟ta ileri gelen bir papazın

yeğeniymiĢ. MuĢ‟ta bir de Musa Bey adında, zulmüyle ünlü bir ağa

varmıĢ. Bu adam George‟un anneannesine âĢık olmuĢ. Ama kadın

onu istememiĢ. Zo... adam onu kaçırmıĢ. George‟un anlattığına

göre, Musa Bey, Gülizar‟a tecavüz etmiĢ, bir süre yanında tutmuĢ,

daha sonra da küçük biraderine devretmiĢ. Devrederken de Müs-

lüman olmasını Ģart koĢmuĢ. Ama kız dönmeyi reddetmiĢ. O ka-

dar zorlamıĢlar, o kadar dövmüĢler ki, bir gözü görmez olmuĢ.

Derken bir yolunu bulmuĢ, MuĢ‟tan Ġstanbul‟a kaçmıĢ.”

Ġstanbul‟da, Patrikhane tarafından bir hana yerleĢtirilmiĢ, pa-

rası pulu temin edilmiĢ olmasına bakılırsa, Gülizar Hanım, Hın-

çak Komitesi‟nin himayesine girmiĢ olmalıydı. Çünkü o dönemde,

Hınçak Temsilcisi AĢıkyan, Patrikhane‟nin tek hâkimiydi. Nitekim

daha sonra Gülizar Hanım, zamanın padiĢahının (BeĢinci Murat

olmalı) huzuruna kabul edilmeyi baĢarmıĢ, bununla da kalmamıĢ,

Musa Bey‟in Ġstanbul‟a getirilip yabancı siyasi temsilcilerin ve ga-

Page 59: ALFA DA - okumedya.com · ALFA DA . ALEV ALATLI KÜLLĠYATI. Schrödinger‟in Kedisi [Kâbus] Schrödinger‟in Kedisi [Rüya] Viva La Muerte! • YaĢasın Ölüm „Nuke‟ Türkiye!

zetecilerin önünde mahkeme edilmesini sağlamıĢtı. Kevorkian,

Profesör Pavloviç‟e anneannesinin MuĢlu papaz amcası ile birlikte

çekilmiĢ fotoğraflarını da göstermiĢti. Söylediğine göre, bu fotoğ-

raf o zaman dünyanın dört bir yanına dağılmıĢ, Ermeni evlerinde

baĢköĢeye asılmıĢtı.

David, bunları beni tahkir etmekten kaçınır bir hava içinde,

“her ailenin geçmiĢinde kötü bir insan vardır” tavrıyla anlattı. An-

cak söylediğim gibi, Profesör, bende öfke uyandırıyordu. Özellikle

de o gün! Karısı kırk sekiz saat eve gelmeyen bir erkeğin çocuk

bezi değiĢtiren, bira yudumlayan edilgenliğini sempati ile karĢıla-

yamıyordum. Çokça da bundan olacak, gereğinden fazla sertleĢ-

tim,

“ġablona çok uygun değil mi?” diye söylendim.

David, mavi gözlerini kırpıĢtırdı, kırçıl sakalını sıvazladı, sö-

zümün gerisini getirmemi bekledi.

“Gülizar Hanım, dini bütün bir Hıristiyan. Bir devrimci. Jan

Dark. Martir. Azize. Ġyi malzeme doğrusu,” dedim, “fotoğrafları-

nın çekilip dünyanın dört bucağına dağıtılmıĢ olması da bunu gös-

termiyor mu?”

Bu noktada gülmeye baĢladı Profesör Pavloviç. Kıkır kıkır, iç-

ten bir gülmeydi.

“Ah, siz Türkler!” dedi, “Hatalarınızı hiç sahiplenmezsiniz,

değil mi?”

“KonuĢana bak!” diye cevap verdim ben de, “Siz Yahudiler

sahiplenir misiniz sanki? Ben hiç özeleĢtiri yapan bir Yahudi

duymadım! Nedense, her zaman size ev sahipliği yapan ülke halk-

ları haksızdır, zalimdir!” Dilimin ucuna geleni yuttum, Günay‟ın

“at binicisine göre kiĢner!” özdeyiĢini eklemedim. Diana‟nın hal-

lerindeki sorumluluğunu hatırlatmak, en azından bu aĢamada,

yakıĢıksız olacaktı. Ama tabii, David, akademik tarafsızlığa eğitil-

miĢti,

“O söylediğinde bir doğruluk payı var,” dedi. Beni sinirlendi-

ren (Günay‟da merhamet uyandıran!) meleksi tavrını takındı,

Page 60: ALFA DA - okumedya.com · ALFA DA . ALEV ALATLI KÜLLĠYATI. Schrödinger‟in Kedisi [Kâbus] Schrödinger‟in Kedisi [Rüya] Viva La Muerte! • YaĢasın Ölüm „Nuke‟ Türkiye!

“Mahkemenin Musa Bey‟i suçsuz bulduğunu eklememe gerek

yok,” diye gülümsedi, “ama o zamanlar mahkemeler dünyanın

her yerinde böyleydi, değil mi? Politika, adaleti gölgelerdi.”

“Hâlâ da gölgeler!”

Türkiye‟ye adil davranmak için gösterdiği çabanın dokunaklı

bir tarafı vardı, tabii. Yine de, Kevorkian‟ın çizdiği masum Hıristi-

yan kızlarının ırzına geçen salyalı Müslüman Türk beyi imajı, Di-

ana‟nın naklettiği Flaubert‟le örtüĢtü. Pavloviçlerin Türkiye‟ye

gelme kararlarının onlar adına basbayağı bir cesaret meselesi ol-

duğunu teslim etmem gerektiğini kavradım. Ġçimi bir bezginliktir

sardı. Bu garip çifte nasıl bulaĢtığımızı sorgulamaya ve açıkçası

hayıflanmaya baĢladım.

“Yine de, Cord Vakfı‟na verilmesi gereken araĢtırma projesi-

nin taslağını hazırlamama yardım etti,” diye sürdürdü, David,

“George‟a borçluyum!” baĢını kaldırdı, gülümsedi, bira bardağını

dostunun anısını selamlamak ister gibi kaldırdı, Kanlıca‟ya doğru.

Pavloviç‟in, Cord‟a kabul ettirdiği “Proje Tasarımı”, Doğu-Batı

iliĢkilerinin o günlerde kazandığı önemi vurgulayarak baĢlıyor,

Amerikan akademik çevrelerinin yürütegeldikleri Ġslamiyet araĢ-

tırmalarında gözlemlenen “hayati bir eksiklik”e parmak basıyor-

du. ġöyle ki, o zamana kadar ele alınan projelerde, “Mohammedi

zihniyetinin psikolojik boyutları” üzerinde yeterince durulmamıĢtı

ve David Pavloviç‟e göre, gelecek yıllarda artacağı umulan bilimsel

incelemelere temel teĢkil etmesi gereken verilerin saptanması çok

önemliydi. Bu amaçla, “Mohammedi Zihniyeti ve Rasyonalizm”

adını verdiği araĢtırmasında, on dokuzuncu ve yirminci yüzyıllar-

da, Batılı bilim adamlarının Müslüman toplumlara iliĢkin gözlem-

lerinden yola çıkan bir dizi hipotezi sınamayı öngörüyordu. Da-

vid‟in, Ġstanbul‟a geliĢinden yaklaĢık bir yıl kadar sonra, Rodop-

lu‟ya bir fotokopisini verdiği “teste tabi tutulacak gözlemler” liste-

si Ģöyle bir Ģeydi:

Hipotezler

No.1: “Kesinlik, Doğu kafası için nefret edilecek bir Ģeydir.”

Sir Alfred Lyall, (tarih???)

Page 61: ALFA DA - okumedya.com · ALFA DA . ALEV ALATLI KÜLLĠYATI. Schrödinger‟in Kedisi [Kâbus] Schrödinger‟in Kedisi [Rüya] Viva La Muerte! • YaĢasın Ölüm „Nuke‟ Türkiye!

No.2: “Sir Charles Eliot‟un „Avrupa‟daki Türkiye‟ adlı kitabın-

da belirttiği gibi, Türk dilinde, Türk beyninde mevcut bir boĢlu-

ğun nedenini açıklayan bir boĢluk vardır. Son dil devrimine kadar

Türkçe‟de „ilginç‟ kelimesinin karĢılığı yoktu. Bunun nedeni de

Ortaçağ Türkü‟nün çevresine ilgi duymayan bir kafasının olma-

sıydı, Türk olayları kabullenir, anlar, fakat Batılı anlamda ilgi

duymazdı. Dolayısıyla, Türkler sakin oldukları, sorun çıkarmadık-

ları sürece Konstantinapol‟de yaĢayan Batılı devletlerin vatandaĢ-

larının iç iĢlerine ve ticareti nasıl yürüttüklerine aldırmadılar.”

Sir Henry Luke, Eski ve Yeni Türkiye, 1955.

No. 3: “Kesinlik yoksunluğu, aslında Doğulu kafasının genel

karakteridir. Avrupalı sağlam düĢünür. Meseleleri açıkça ortaya

koyar. Mantık öğrenmemiĢ dahi olsa, doğuĢtan mantıklıdır. Doğal

olarak Ģüphecidir ve bir öneriyi kabul etmeden önce kanıt ister.

Daima canlı duran zekâsı makine gibi çalıĢır. Doğu kafası ise ül-

kesinin pitoresk görüntüleri gibi en yüksek noktada simetri duy-

gusundan yoksundur. DüĢünce sistemi düzensiz ve dağınıktır.

Arapların ataları söz ilmini en yüksek dereceye kadar çıkarmıĢlar-

sa da, onların torunları en dar anlamda düĢünce yeteneğinden

bile yoksun kalmıĢlardır. Geçerliliğini kabul ettikleri en basit öne-

rilerin sonuçlarını düĢünmekten acizdirler. Herhangi bir Müslü-

man Mısırlı‟ya sorunuz, vereceği cevaplar genellikle çok uzun ve

karanlık olacaktır. Hikâyenin kendisi ile çeliĢkiye düĢecektir. Ara-

da küçük bir soru sorarsanız, ĢaĢkınlığı daha da artacaktır.”

Lord Evelyn Baring Cromen, Modern Mısır, 1908.

No. 4: “Türk‟e uyacak rejim yoktur. Kendisini „komünist‟ ola-

rak tanımlarken, yönetime kızgınlığının nedeninin kapitalistik

emellerini gerçekleĢtirememek olduğunu görürsünüz. „EĢitsizlik‟e

kızdığına inanır ama karĢı çıktığı eĢitsizlik, kendisine fazladan çı-

kar sağlamayan eĢitsizliktir. Türk sadece kendisine yapılan hak-

sızlıkları düzeltecek bir hükümet değil, ona herkese verdiğinden

daha çok bir Ģeyler verecek hükümet ister.”

Philip Glazebrook, 1977.

No. 5: “ġurası bir gerçektir ki, Müslüman halkların arasında

büyük filozoflar yetiĢmiĢtir. Bunların bazıları Arap‟tır, fakat sayı-

ları azdır, Arap zekâsı ister dıĢ dünya ile iliĢkili, ister kendi dü-

Page 62: ALFA DA - okumedya.com · ALFA DA . ALEV ALATLI KÜLLĠYATI. Schrödinger‟in Kedisi [Kâbus] Schrödinger‟in Kedisi [Rüya] Viva La Muerte! • YaĢasın Ölüm „Nuke‟ Türkiye!

Ģünce dünyasına kapanmıĢ olsun, somut ve kiĢisel olayların dıĢın-

da derin duygular üretemez. Öyle sanıyorum ki, Profesör Macdo-

nald‟ın Doğu‟nun karakteristik özelliği olduğunu söylediği „Kanun

Kavramı Yoksunluğu‟nun ardında yatan temel faktör budur.”

H.A.R. Gibb, İslâmiyet‟te Çağdaş Akımlar, 1947.

No. 6: “Doğulunun kafasında kanun kavramı yoktur.”

Macdonald (???)

No. 7: “Muhammedilerin Kuran‟ı, anlaĢılmaz, hazmedilemez,

baĢı sonu belirsiz, uzun, nefes aldırmayan, can sıkıcı, çok katı,

düzensiz, çekilmez, aptalca kaleme alınmıĢ bir kitaptır.”

Thomas Carlyle, Kahramanlar, Kahramanlara Tapınma ve Tarih-

te Kahramanlık Unsurları, 1841.

No. 8: “Ölümün Ģeref olabileceğini düĢünen insanlar, tanım

itibariyle fanatiktirler. Kana susamıĢ, intikam ve Ģahadet içgüdü-

sü binlerce silahsız Ġranlıyı askerin karĢısına geçip ayaklanmaya

sevk etmiĢtir. Bu baĢkaldırmanın rasyonel bir açıklaması olduğu

düĢünülemez.”

Ray Moseley, Chicago Tribüne, 1978.

vs.

Profesör Pavloviç, bu listeyi Kevorkian‟a vermiĢ, düĢüncelerini

öğrenmek istemiĢti.

“George okudu, „Gerçekten ne düĢündüğümü söylememi isti-

yor musun? Yoksa, seni mutlu edecek bir Ģeyler mi mırıldana-

yım?‟ diye sordu. Gerçek düĢüncesini öğrenmek istediğimi söyle-

dim.”

Kevorkian, bunun üzerine omuzlarını silkmiĢ, “Açıkçası Da-

vid,” demiĢti, “Türkiye‟ye niçin gitmek istediğini hâlâ anlamıĢ de-

ğilim! Bu proje için olamaz, çünkü senin çapında bir bilim adamı

için abesle iĢtigal anlamsız. Emeğini daha verimli olacağın bir ko-

nuda yoğunlaĢtırman gerektiğini düĢünüyorum. Aklımdayken, se-

nin Mrs. ne diyor bu iĢe?”

“Diana, gelmek istiyordu, tabii,” dedi, Pavloviç. Ġçini çekti.

Boğaz‟ın karĢı yakasına kısa bir bakıĢ attı, “Kendi projelerini geliĢ-

Page 63: ALFA DA - okumedya.com · ALFA DA . ALEV ALATLI KÜLLĠYATI. Schrödinger‟in Kedisi [Kâbus] Schrödinger‟in Kedisi [Rüya] Viva La Muerte! • YaĢasın Ölüm „Nuke‟ Türkiye!

tiriyor, Türkiye‟de yapmak istediklerini listeler halinde döküyor-

du. Bunu söyledim. Ama George, yüzünü buruĢturdu,

„Projeler, eyh? Türkiye‟de proje yürütebileceğini sanıyor, öyle

mi?‟

Küçümsediğini saklamak için en ufak bir gayret bile göstermi-

yordu.

„Seni tanımasam, bağnaz bir ihtiyar olduğunu düĢüneceğim!‟

dedim, hiç aldırmadı.

„Dostum,‟ dedi, „Türkler söz konusu olunca, bağnaz olmak için

her türlü nedenim var!‟

Bir Harvard profesörünün bu tavrı benim için henüz ĢaĢırtı-

cıydı.”

“Ciddi değildi, değil mi?”

“Yooo, hayır, ciddiydi,” dedi, Pavloviç. “Dahası, benim duyar-

sızlığıma alınmıĢtı ve o yaĢta önyargılı olmak gibi bir ayrıcalığa

hak kazandığını düĢünüyordu!”

Kevorkian‟ın, Pavloviç‟e alınmasının nedeni de, soykırımdan

onca çekmiĢ bir ulusun ferdi olarak, baĢka bir soykırım kurbanı-

nın hislerini yeterince benimsemiyor olmasıydı. Oysa, Erzurum

soykırımını George‟dan onlarca kez dinlemiĢti. (Ġtiraf etmeliyim

ki, bu noktada, Yahudilerin soykırımı kurbanlık ayrıcalıklarını

baĢka uluslardan kıskanmak gibi bir ruh hali içinde olup olmadık-

larını merak ettim!)

Neticeyi kelam, yaĢlı Ermeni, Diana‟nın, Türkiye‟de ġark mü-

ziğini öğrenme niyetlerine de bıyık altından güldü,

“Türkiye‟de müzik Ermenilerle birlikte öldü,” dedi, “o ülkede-

ki son kompozitör, dikkatini rica ederim, opera bestelerdi, pop

saçmalığı değil, Dikran Çuhacıyan‟dı!”

Bu noktada, Diana‟nın en beklenmedik vasıflarından birisinin

de, büyük müzik yeteneği olduğunu söylemeliyim. Yedi-sekiz enst-

rüman çalardı ve nitekim Sabri Yıldız‟dan -benim onunla ilk karĢı-

Page 64: ALFA DA - okumedya.com · ALFA DA . ALEV ALATLI KÜLLĠYATI. Schrödinger‟in Kedisi [Kâbus] Schrödinger‟in Kedisi [Rüya] Viva La Muerte! • YaĢasın Ölüm „Nuke‟ Türkiye!

laĢtığım yerde, „Dergâh‟ta- bağlama dersleri almaya baĢladığının

üçüncü haftasında, piyasada icrayı sanat eyleyenlerin yarısından

daha iyi çalıyordu!

“Yine de,” diye sürdürdü Pavloviç, “Türkiye‟yi özlüyordu. So-

nuçta, „ihtiyar bir adamın kıskançlığını hoĢ göreceğimi‟ umduğu-

nu söyledi.

„Ermenistan‟a gideceksin, Arakles‟in Farsi topraklarına nazlı

nazlı süzüldüğünü göreceksin. Kim bilir, belki de Arat‟ta kartopu

oynarsın!‟ Ben de, „ĠĢte onu hiç zannetmem,‟ dedim, „ben kendimi

Anadolu çölünün kumlarına gömeceğim!‟

„Ne yaparsan yap ama kendine dikkat et!‟ dedi Kevorkian,

„bastığı yerde ot bitmeyen Türk‟ten sakın!‟

O güne kadar duymadığım bir diskurdu, tekrarlamasını iste-

dim,

„BoĢver,‟ dedi, „Kayseri‟ye gideceksin nasılsa. Sor, öğren!‟”

Bunun üzerine aramızda, benim batan güneĢin Kanlıca kıyıla-

rındaki evleri kırmızıya boyamıyor olmasına hayıflanmamın dol-

durduğu uzunca bir sessizlik oldu. David Pavloviç ne düĢünüyor-

du bilmiyorum, ama ani bir ilhamla ince saz dinlemek istediğimi

fark ettim, belki de, önümüzden süratle geçen deniz motorunun

gürültüsünden!

“Mrs. Auchincloss, Kevorkian‟ı sevmiĢ olmalı,” dedim.

Profesör, o anda bira ĢiĢesini baĢına dikmiĢti, elini hayır an-

lamında salladı,

“Hayır, hayır! Sevgili kayınvalidem, beyaz, Anglo-Sakson ve

Protestan olmayan kimseyi sevmez!” Güldü, “Bana Kevorkian‟ın

onunla karĢılaĢtığı günü hatırlattın! ġimdi, bu söyleyeceklerimi

anlayacaksın. George bana küsmüĢ değildi tabii, ama buruktu, bi-

liyor musun? Ve ben severim George‟u. Zo! Bir akĢamüstü fakülte

toplantısından sonra eve yemeğe getirdim. Olacağına bak! Auc-

hincloss Anne, Diana‟yı ikna seferlerinden birisindeymiĢ! ġimdi,

George‟la ben içeri giriyoruz ve görüyoruz ki o orada. Ben, „Mer-

Page 65: ALFA DA - okumedya.com · ALFA DA . ALEV ALATLI KÜLLĠYATI. Schrödinger‟in Kedisi [Kâbus] Schrödinger‟in Kedisi [Rüya] Viva La Muerte! • YaĢasın Ölüm „Nuke‟ Türkiye!

haba, sizi görmek ne güzel!‟ gibisinden birtakım kibarlıklar mırıl-

danıyorum, ama yaĢlı hanımefendi bağırmaya baĢlıyor,

„Sakın bana „sizi görmek ne güzel‟ deme, genç adam! Bütün

bunları onun kafasına sokanın sen olduğunu biliyorum!‟

Tabii, Ģimdi ben ne gencim ne de Diana‟yı etkiliyorum! Orada

öyle durup sevimli olmaya çalıĢıyorum,

„Kötü bir Ģey mi oldu, Mrs. Auchincloss?‟

Ġzleyen diyalog Ģöyle bir Ģey,

„Bak buraya! Sibirya mıdır, Rusya mıdır, nereden geldiyseniz,

neden oraya dönmüyorsunuz siz? Neden buraya gelip Tanrı‟dan

korkan Amerikalıları yoldan çıkarmaya çalıĢıyorsunuz?‟

„Fakat, Mrs. Auchincloss, ben burada doğdum, Amerikalıyım!‟

„Ġyi bir Hristiyan olmayan hiç kimse Amerikalı olamaz! Seni

uyarıyorum, genç adam! Eğer torunumu da bu saçma fikirleriniz-

le yetiĢtirecekseniz, mirasımdan mahrum ederim! Hepinizi!‟

ġimdi, George orada bizi seyrediyor, gitsin mi kalsın mı bile-

miyor! Ve ben kendime psikolog olduğumu hatırlatıyorum ki, du-

rumu denetim altında tutabileyim.

„Sizi üzen Ģeyin ne olduğunu anlatmak ister misiniz? Ġçeri ge-

çelim mi?‟ diye soruyorum, ama ihtiyar hanımefendi sesini daha

da yükseltiyor,

„Hiçbir yere geçecek değiliz! Size son defa söylüyorum! Bir

sent bile alamazsınız!‟ Sonra kapıya koĢuyor, „Peter! Peter!‟ diye

Ģoförüne bağırıyor, „Çabuk, otomobilimi getir!‟ Öyle bağırıyor ki,

canı tehlikede sanırsın! Kapıdan çıkarken de bizim zavallı Geor-

ge‟a çarpıyor, adam dengesini kaybediyor!

„Yolumdan çekil, sersem!‟

George‟un yüzünün ifadesini görmeliydin! Ah, ne kadar ko-

mikti, zavallı ruh!”

Page 66: ALFA DA - okumedya.com · ALFA DA . ALEV ALATLI KÜLLĠYATI. Schrödinger‟in Kedisi [Kâbus] Schrödinger‟in Kedisi [Rüya] Viva La Muerte! • YaĢasın Ölüm „Nuke‟ Türkiye!

VIII

YaklaĢan yolculuk tarihinin, “Orient‟i, ussal düzlemde bir uğ-

raĢ olmaktan çıkarıp, halleĢilmesi gereken somut bir gerçeğe dö-

nüĢtürmesi mukadderdi. Prof. Pavloviç, Amerikan DıĢiĢleri Ba-

kanlığı‟nın, USIS‟in ve Cord Vakfı dâhil, Türkiye‟ye iliĢkin yayın

yapan tüm kuruluĢların ülkeye iliĢkin siyasal, ekonomik ve askeri

yayınlarını okumaya koyuldu. Bu arada da baĢkent Washington‟da

Amerikalı diplomatlar ve yüksek rütbeli subaylar için açılan üç

aylık, ekstra-yoğun, Türkçe kursuna taĢınırken, Diana Pavloviç,

içinde belli belirsiz kıpırdayan kuĢkuların yerini göz ardı edeme-

yeceği endiĢelerin aldığını izledi. Kaderin garip cilvesi olarak, kuĢ-

kularını kamçılayan, 1969‟dan beri üyesi olduğu Quaker mezhe-

binin Nobel BarıĢ Ödüllü ünlü Amerikalı Dostlar Hizmet Komite-

si‟nin tertip ettiği seminerler oldu.

Komite, o yıllarda, Ġran‟a iliĢkin muhtelif konularda Amerikan

hükümetinin finanse ettiği ve Amerika‟nın ulusal çıkarları doğrul-

tusunda yönlendirdiği seminerlere -ki, bunlardan Prince-

Page 67: ALFA DA - okumedya.com · ALFA DA . ALEV ALATLI KÜLLĠYATI. Schrödinger‟in Kedisi [Kâbus] Schrödinger‟in Kedisi [Rüya] Viva La Muerte! • YaĢasın Ölüm „Nuke‟ Türkiye!

ton‟dakiler dahil, bir kısmına Profesör Pavloviç de katılmıĢtı- al-

ternatif seminerler düzenliyordu. VaroluĢ nedenini, “kamuoyunu

doğru bilgilendirmek” Ģeklinde açıklayan Komite‟nin düzenlediği

seminerlerde üretilen bilgi ve tezlerin iktidar çevrelerinin temel

aldığı doğrularla çeliĢmesi neredeyse kuraldı. Ve yine her zaman

olduğu gibi Komite‟nin ürettiği bilgi ve tezler söz konusu ülkenin -

bu durumda Ġran‟ın- ille de lehine değilse bile, her halükârda iyi

niyetli giriĢimlerin sonuçlarıydı. Dostlar Komitesi, bu tutumuyla,

özellikle de „68‟ kuĢağının gönlünde yer etti ama “Tanrısını ve ül-

kesini seven Amerikalılar”ca, hain ilân edilmekten kurtulamadı.

Diana, tedirginliğinin izini bir gazeteciye, Chronical gazetesi-

nin ünlü kalemi Woolman‟a sürüyordu. David‟e, Woolman‟in bir

süredir Komite‟nin düzenlediği alternatif seminerlere katıldığını,

konuĢmalarından çok yararlandığını anlattı,

“Ve bugün, toplantıya Humeyni‟nin idam ettiği Ġranlıların ay-

lık istatistikleri ile, Suudilerin zina yaptığı için boynunu vurdukla-

rı Prenses‟in fotoğraflarını getirdi. Zavallı kadının baĢı yuvarlan-

mıĢ gitmiĢti. Öylece!” Midesi bulanmıĢmıĢ gibi irkildi,

“Böyle Ģeyleri duyuyoruz, ama fotoğraflar baĢka bir Ģey!”

Ancak, mesele bununla kalmamıĢtı. (Daha sonra Günay‟a an-

lattıklarını değerlendirdiğimde insan beyninin kurduğu bağlantı-

ların ne denli yanıltıcı olabildiğini düĢündüğümü hatırlıyorum.

Yoksa değil miydi?) Ama burada, yine bir parantez açmak zorun-

dayım. Püritenlerin Amerika kıtasına göç nedenlerini anlatmıĢ-

tım. Diana‟nın Yahudi kocasını getirmek suretiyle murdar ettiği

malikâneyi -Ġsa‟nın Öncü Karakolu‟nu- inĢa eden John Winth-

rop‟un bundan sonraki giriĢimi, resmi adı “Massachusetts Körfez

Kolonisi” olan “Yeni Filistin”de teokratik bir devlet kurmak oldu.

Yeni Filistin‟in teokratik düzeni “demokrasi” diye tanımlanıyordu,

ama tabii oy hakkı sadece Püritenlere tanınmıĢtı ve fikir ayrılıkla-

rı, Tanrı‟nın emirleri doğrultusunda saptanmıĢ limitler içinde

kaldığı sürece kabul görürdü. Rodoplu‟nun demesiyle, “Tanrı‟nın

seçilmiĢ kulu olduklarına inanan tüm dindarlar gibi” Püritenler

de “Allah‟a mal ettikleri kendi doğrularını” ne pahasına olursa

olsun dayatmakla yükümlü olduklarından kuĢku duymazlardı. Hal

Page 68: ALFA DA - okumedya.com · ALFA DA . ALEV ALATLI KÜLLĠYATI. Schrödinger‟in Kedisi [Kâbus] Schrödinger‟in Kedisi [Rüya] Viva La Muerte! • YaĢasın Ölüm „Nuke‟ Türkiye!

böyle olunca, insanoğlunu “Tanrı‟ya saygı göstermeye ve Kelamı

önünde titremeye” davet eden bir baĢka mezhep, Quakerlar,

1638‟de komĢu eyalet Rhode Island‟a yerleĢince kızılca kıyamet

koptu. Kutsal planın insan vicdanı olduğunu ileri süren, Kutsal

Kitabı dogma kıstası olmaktan çıkaran, papazlığı kadınlara da

açan Quakerları kâfir ilân etmekle kalmayıp, cezalandırmaya ko-

yuldular. Baskılar ve cezalar, Quakerların Rhode Island‟dan son-

ra, New Jersey yönetimini ele geçirmeleri üzerine daha da arttı.

Saflarını sıkıĢtırma ihtiyacı hisseden Püriten yöneticiler, muhalif-

lerine ağır baskılar uyguladılar. John Winthrop‟un halefi, Wait

Still Winthrop, ünlü Salem mahkemelerini kurdu. Bu mahkeme-

ler, Ģeytanla iĢbirliği yaptıklarını ilân ettikleri “cadı”ları diri diri

yakmak suretiyle idama mahkûm etti.

Günay, Püriten arka-planını reddeden Diana‟nın bu mezhebe

sempati duyuyor olmasının, „68 kuĢağının Harvard kaynaklı idea-

lizmiyle çakıĢtığını söylerdi ki, eğer öyleyse, Püritenlerin Ameri-

kan kıtasına ayak bastıkları günden bu yana köprülerin altından

çok sular geçmiĢ demek olmalıydı. Çünkü görüleceği gibi, Dia-

na‟nın Dostlar Komitesi‟ndeki faaliyetlerinin nedeni dini değil

dünyevi kaygılardı. Bununla birlikte, o gün, Woolman denilen ga-

zetecinin beraberinde getirdiği fotoğraf ve dokümanları toplantı

baĢkanı Quaker Papazı Bayan Simpson‟un önüne yığarken, genç

kadının çocukluğundan hatırladığı “ateĢ ve kükürt” sesiyle gürle-

diği de bir vakıaydı,

“Amerikalı Dostlar Hizmet Komitesi bir despotu mu destekle-

yecek?”

Diana, gazetecinin çok etkileyici olduğunu, dinleyenlerin tit-

rediklerini söylediğinde, Profesör Pavloviç dayanamadı,

“Gerçek Quakerlar gibi mi?” diye sordu.

“Gerçek Quakerlar gibi! Mary Dyer ve arkadaĢlarının yakılma-

larını öylesine büyük bir belagatle anlattı ki, baĢta dini bütün

Quakerlar olmak üzere, hepimiz Ġran‟a sempati beslemek suretiy-

le çok yanlıĢ bir yolda olduğumuzu düĢünmeye baĢladık.”

“Nasıl yani?”

Page 69: ALFA DA - okumedya.com · ALFA DA . ALEV ALATLI KÜLLĠYATI. Schrödinger‟in Kedisi [Kâbus] Schrödinger‟in Kedisi [Rüya] Viva La Muerte! • YaĢasın Ölüm „Nuke‟ Türkiye!

“Yani, Woolman, Quakerları katleden Winthrop Amca ile fo-

toğraflarını gördüğümüz Ġranlıları asan Ġmam Humeyni arasında-

ki farkı sorguladı,

„Ġkisi de kâfir ilân ettiklerinin savcısı, yargıcı ve celladı oldu-

lar!‟ diye haykırdı,

„Tek bir farkla! Wait Still Winthrop on dokuz kiĢi astı! Ayetul-

lah Humeyni, on dokuz bin!”„

“Ġsa Mesih! Amma benzetme!”

“Humeyni‟nin Ġslâm Cumhuriyeti kurma giriĢimini, Winth-

rop‟un teokratik devletiyle eleĢtirdi. Benzerlikleri sıraladı,

„Amerikan Püritenleri ile Humeyni ġiileri arasında hiçbir fark

yoktur!‟ dedi.

„Salem‟de, masum Hıristiyanların üzerine taĢ yığarak öldüren

yobaz Winthrop ile Humeyni arasındaki tek fark, Muhammedî

imamın yirminci yüzyılda hortlamıĢ olmasıdır.‟”

Diana, tüm benliği ile direniyor olmasına rağmen bu konuĢ-

madan sonra olumlu kalmanın çok zor olduğunu itiraf etti. Profe-

sör Pavloviç, eĢine hak vermekle birlikte, meselenin o kadar basit

olmadığını düĢündüğünü söyledi.

“Tabii ki, o kadar basit değil! Woolman, Amerikan BirleĢik

Devletleri‟nin canavarlaĢmasından Püriten göçmenleri ve onların

bağnazlıklarını sorumlu tutuyor. Hatta bir keresinde Püritenlerin,

Yahudilerden de tehlikeli olduğunu söyledi.”

“Ne kadar ilginç!.. Yani bu hükümden yola çıkarsak, Püriten-

ler, Yahudiler ve ġii Ġran aynı kuĢun tüyleri, öyle mi?”

“Evet!”

Profesörün uzun uzun piposu ile uğraĢtığı bir sessizlik oldu.

Sonunda, “Zo!” diye gülümsedi adam. “Anlatılanların ıĢığında,

Türkiye‟ye gitmesek de olur! Niye zahmet ediyoruz ki?”

“Gerçekten öyle mi düĢünüyorsun?”

Page 70: ALFA DA - okumedya.com · ALFA DA . ALEV ALATLI KÜLLĠYATI. Schrödinger‟in Kedisi [Kâbus] Schrödinger‟in Kedisi [Rüya] Viva La Muerte! • YaĢasın Ölüm „Nuke‟ Türkiye!

“Naaa! Tabii ki, hayır! Sadece takılıyorum! Woolman denilen

o adamın hilesiz olduğundan da kuĢkuluyum.”

Diana, bir an, anlamak ister gibi duraladı,

“Tanrı aĢkına David! Aklından geçeni biliyorum! Woolman‟in

CIA‟dan olabileceğini düĢünüyorsun! Komite faaliyetlerini sap-

tırmakla görevli bir ajan! Öyle mi?”

David Pavloviç, dudak büktü,

“Yani! Pek de uzak bir ihtimal değil, değil mi? Komite,

1917‟den bu yana, hep BirleĢik Devletler‟in resmi dıĢ politikasının

karĢısında yer aldı. Kuzey Vietnam‟dan Ġran‟a kadar, özgürlüğü

için savaĢtığına inandığı her ülkeye yardım etti. CIA‟nın böyle bir

kuruluĢu denetim altında tutmak istemesinden daha doğal ne

olabilir?”

“Aaah! Kes, lütfen! Lütfen kes! Anlamıyor musun, bu tür dü-

Ģünce bizi paralize eder!‟ Her muhalifin ardında CIA aramaya

baĢlarsak hareket edemeyiz, öyle değil mi? Kaldı ki, adamın söyle-

dikleri üzerinde düĢünmek gerekir. Kim bilir, belki de ġah-petrol

Ģirketleri-BirleĢik Devletler hegemonyasına karĢı çıkarken, belki

de yeni Salemler yaratılmasına yardımcı oluyoruz! Gerçekten!

Kaldı ki...” Dostlar Komitesi, CIA konusunda çok deneyimliydi.

Vietnam‟da savaĢmayı reddeden Amerikan gençlerini Kanada‟ya

kaçırdıkları dönemlerden edindikleri tecrübe ile bir CIA ajanını

otuz metreden tanıyabilirlerdi. David Pavloviç‟in buna cevabı, kaĢ-

larını kaldırmak oldu,

“Peki öyleyse!” diye gülümsedi, “Zo, Woolman, CIA‟dan de-

ğil!”

“Ya doğruyu söylüyorsa?”

“Yani?”

“Yani, ya yüzlerce insanı mahkeme etmeden asıyorlarsa?”

“Kendilerine göre bir mahkemeleri olduğuna eminim, tatlım.”

“Sorun da bu ya! Kendilerine göre mahkeme de ne demek?”

Page 71: ALFA DA - okumedya.com · ALFA DA . ALEV ALATLI KÜLLĠYATI. Schrödinger‟in Kedisi [Kâbus] Schrödinger‟in Kedisi [Rüya] Viva La Muerte! • YaĢasın Ölüm „Nuke‟ Türkiye!

Bu aĢamada, Profesör Pavloviç her zaman yaptığını yaptı, Di-

ana‟yı çileden çıkaran tarafsız bilim adamı hüviyetine büründü.

(Diana, bu role girdiğinde, sesinin tonunun bile değiĢtiğini söyler-

di, “höw, höw” diye konuĢurmuĢ!)

“Bak, Diana, Müslümanların adalet anlayıĢlarına dair hiçbir

Ģey bilmiyoruz, öyle değil mi? Ġnsanları, kendi adalet anlayıĢları-

nın gereğini yerine getirdiklerinden dolayı suçlayamazsın, değil

mi?”

“Bilmiyorum,” dedi, Diana, “bunu düĢünmem lâzım.”

“Ġran‟ı, biz Batılılar gibi düĢünmedikleri için kınayacaksak,

BatılılaĢmalarını teĢvik edenleri desteklememiz gerekir, öyle değil

mi?”

“ġah‟ı, demek istiyorsun?”

“Eveet! Öyle olmalı, değil mi?”

“Ama, bu mümkün değil!”

“Bunun idrakindeyim, canım.”

“Umarım, yanlıĢ bir iĢ yapmıyoruz!”

“Hadi! Kendini bu kadar ciddiye alma, tatlım! Biliyor musun

neredeyse seni Ġmam Humeyni ile karĢılıklı oturup, adalet sistem-

lerinin göreli üstünlüklerini tartıĢırken görebiliyorum!”

“Birileri tartıĢmalı ama, değil mi?”

Bu cümleyi söylerken öyle içtendi ki, David dayanamadı,

“Tatlım, benim gibi kaba bir göze göz, diĢe diĢçi Rus Yahu-

di‟sinin, senin gibi misyon sahibi bir Yeni Ġngiltereliyi anlaması

kolay değil! Bununla birlikte, Woolman‟ı yabana atmamak gerekir,

onda haklısın. Eğer adamın Humeyni‟ye iliĢkin teĢhisi doğruysa, o

zaman Tanrı hepimizin yardımcısı olsun!”

“SavaĢ demek istiyorsun?”

“SavaĢ demek istiyorum!”

Page 72: ALFA DA - okumedya.com · ALFA DA . ALEV ALATLI KÜLLĠYATI. Schrödinger‟in Kedisi [Kâbus] Schrödinger‟in Kedisi [Rüya] Viva La Muerte! • YaĢasın Ölüm „Nuke‟ Türkiye!

“Oh, shit!” küfretti Diana, “Tam da biz oradayken!”

“Ama, yine de... Biliyor musun, ne düĢünüyorum?”

“Ne düĢünüyorsun?”

“Türkiye sana iyi gelecek. Gerçek muhalefeti yaĢayacaksın.”

“Nereden biliyorsun?”

“Ben, New York‟un ortasında Rusya‟yı yaĢayan bir Yahudi

göçmeniyim unuttun mu? Azınlık olmak ne demektir, iyi bilirim.”

“Evet, bilirsin,” diye teslim etti Diana.

Ama endiĢeleri olduğu yerde duruyordu. Saatler sonra uyudu-

ğunda, entarili Araplar, kıvrık kılıçlar, kara sakallı sultanlar rüya-

sında birbirine karıĢtı. Kendisini bunaltıcı buhar kokularının ara-

sında, ipek yastıklar üzerinde yatarken gördü. Ġki dev haremağası

bacaklarına yapıĢmıĢlar, korkunç kahkahalar atarak yaklaĢan sul-

tan için ayrık tutuyorlardı. Sultanın yüzü kâh Ġdi Amin, kâh Ant-

hony Queen, kâh Ayetullah Humeyni oldu. Haremağaları, Peter

O‟Toole ile 007 arasında gidip gidip geldiler.

David, çığlık çığlığa bağıran eski hastasını yatıĢtırdı.

“Tamam bebeğim, tamam! Rüya görüyordun. Geçti artık!”

Page 73: ALFA DA - okumedya.com · ALFA DA . ALEV ALATLI KÜLLĠYATI. Schrödinger‟in Kedisi [Kâbus] Schrödinger‟in Kedisi [Rüya] Viva La Muerte! • YaĢasın Ölüm „Nuke‟ Türkiye!

IX

“Bu gidiĢin dönüĢü yok. Canlıları terk edip cesetlere ko-

Ģuyorum...”

James Fraser, 1836

“Orient”; sıcak, ıslak, baygın, parfümlü, ipekli, baharatlı, mü-

cevherli, halılı, koyu sarı, al kırmızı, mavi, siyah bir düzenlemeydi.

Pavloviçler, ilk kez, Paris‟in Lyon Garı‟nda gördüler.

Büyü bozuldu.

Sam rüzgârlarının bayrak yaptığı pembe çadırlar, ceylan gözlü

rakkaseler, efendilerinin eteklerinin dibinde uzanan uysal kaplan-

lar, sarhoĢ eden kokular, Lawrencelar, Saba Melikesi Belkıslar,

yerlerini gri benizli, boz bir kalabalığa bıraktılar. Kalabalık, kadife-

li, kromajlı Fransız trenlerinin ardına bir yanaĢma itilmiĢliği ile

ekli köhne vagonlara saldırıyordu.

Vagonlar, boyaları dökülmüĢ plaketlerin üzerine acemi bir elin

alelacele çırpıĢtırdığı “Beograd, Praha, Bucuresti” gibi asık yüzler

Page 74: ALFA DA - okumedya.com · ALFA DA . ALEV ALATLI KÜLLĠYATI. Schrödinger‟in Kedisi [Kâbus] Schrödinger‟in Kedisi [Rüya] Viva La Muerte! • YaĢasın Ölüm „Nuke‟ Türkiye!

çağrıĢtıran Ģehir isimleri taĢıyan, asker hakisi Demirperde vagon-

larıydılar. Pencerelerinden dıĢarı binlerce el uzanıyordu. Pencere-

ler, dipsiz kuyular gibi karanlıktı, birbiri arkasından uzatılan örtü-

lü örtüsüz sepetleri, çıkınları, ucuz plastik bavulları, denkleri,

naylon torbaları yutuyordu. Tehcire zorlanan insanların her ne

pahasına olursa olsun yeni mekânlarına taĢımak zorunda oldukla-

rı yaĢam gerekçeleri, hurda yığını.

Bir binip bir inen, koridorlarda kaynaĢan, kimin yolcu, kimin

uğurlayıcı olduğu belirsiz, çoğunlukla gözleri yaĢlı kalabalık, hızla

ilerleyen düĢman ordularının önünden kaçan mülteciler olmalıy-

dı. David Pavloviç, Avrupa‟da savaĢın henüz bitmediği duygusuna

kapıldı. Her an bir düdük çalabilir, lokomotifi bambaĢka yönlere

çevirebilir ya da sivilleri indirip ordunun emrine verebilirdi tren-

leri. Belki de insanların telaĢı böyle bir olasılığı zorlaĢtırmak için-

di. Göz açıp kapayıncaya kadar yerleĢmek istiyorlardı. Kompartı-

manların göçmen çadırlarına dönüĢmesi anlık, bir uçtan bir uca

bağlanan iplere serilen bebek bezlerinin ne zaman yıkandığını

kestirmek olanaksızdı.

New York “sanat” sinemalarında, buruk bir çözümsüzlükle iz-

ledikleri kasvetli Orta Avrupa filmlerinin setine yanlıĢlıkla dalmıĢ

yabancılardı, Pavloviçler. KaynaĢan yığının ortasında, kalitesinden

emin, teferruatsız parlak giysileri, yepyeni halis deri bavulları, fo-

toğraf makineleri, sihirbaz becerisiyle türlü gereçlere dönüĢtür-

dükleri rengârenk büyülü kutuları ile küçük, müreffeh bir Ameri-

kan adacığı oluĢturdular. Dost olamayacak kadar ketum yüzlerin

ablukası altındaydılar. Bundan böyle ne dillerini ne de alıĢkanlık-

larını bildikleri birilerinin arasında, aĢina oldukları her Ģeyden

uzak, tedirgin, güvensiz ve konforsuz yaĢayacaklarını ilk kez idrak

ettiler.

David, karısına sokulur gibi bir hareket yaptı,

“Belki de çok iyi bir fikir değildi!” diye mırıldandı, “Belki de

uçakla gitmeliydik!”

Doğu treni, bilekten çıkacakmıĢ gibi sımsıkı kilitli eller, sar-

maĢ dolaĢ ağlaĢan palabıyıklı erkekler, sallanan mendiller arasın-

da “nasılsa kazasız” sıyrıldığında, guest arbeiten ayakkabılarını

Page 75: ALFA DA - okumedya.com · ALFA DA . ALEV ALATLI KÜLLĠYATI. Schrödinger‟in Kedisi [Kâbus] Schrödinger‟in Kedisi [Rüya] Viva La Muerte! • YaĢasın Ölüm „Nuke‟ Türkiye!

çıkarmıĢ, bağdaĢ kurmuĢ, memleketlerine götürdükleri eĢyaların

göreli üstünlüklerini tartıĢmaya koyulmuĢlardı.

Yugoslavlar, blucine meraklıydı; Türkler, kürke. Paris konso-

losu uyarmıĢtı, “Gümrükten geçirebilsinler diye yabancılara ta-

Ģıtmak isterler. Dikkat edin.”

Ġtalya‟da, Fransız vagonlar, onlarla birlikte de Pavloviçlerin

Batı‟yla son bağları koptu. Grenoble ve Torino geride kaldığında,

birkaç Venedik yolcusunun dıĢında Avrupalı kimse kalmadı. Bü-

yük elli, kalın parmaklı, volkmenli gençler, ufak tefek sakallı

adamın tepesinden bakan dalyan gibi Diana‟nın talihsizliğine ha-

yıflandılar. Teselli etmeye hazır olduklarını nereye dönse kurtu-

lamadığı bakıĢları ile belirttiler. Kadınların sempatisi KatyuĢka ile

küçük David‟i çok güzel bulduklarını anlatma çabalarında yansıdı.

Milano, Verona, Padua üzerinden Trieste‟ye ağır ağır sürükle-

nirken, kalplerini geride bırakmıĢ sürgünlerin acılarını duydular.

Trieste‟de treni çığırtkan, yıpranmıĢ kalabalıklar sardı. Bunla-

rın da binlerce çantaları, yüzbinlerce çıkınları vardı. Koltuklara

koĢuĢtular, bagaj raflarına paketlerini tıkıĢtırdılar, saniyeler için-

de, tozlu, cırtlak bir kalabalık koridorlara tünedi. Sonra da “sivri

kepliler” geldi. Koridorlardaki yığınlarla bir baĢtan bir baĢa göbek

sürtüĢtürdüler, sırt tokuĢturdular, bağırıp çağırdılar.

David.

“Ġnsanları indirip kurĢuna dizerler mi, dersin?” diye sordu.

“Sadece pasaport kontrolü yapıyorlar,” diye açıkladı Diana.

Askerler, Türkiye‟deki darbeyi hatırlattı, çevrelerini saran

Türkleri göz ucuyla süzdüler. Yüzlerce gözün sigara dumanlarının

ardından istihza ile baktığını gördüler.

“Bizimle alay ettikleri duygusuna kapılmıyor musun?”

“Alay mı,” küçümsememi?”

“Ġkisinden de biraz.”

Page 76: ALFA DA - okumedya.com · ALFA DA . ALEV ALATLI KÜLLĠYATI. Schrödinger‟in Kedisi [Kâbus] Schrödinger‟in Kedisi [Rüya] Viva La Muerte! • YaĢasın Ölüm „Nuke‟ Türkiye!

Yemek zamanları ilkelliğin somut örneklerini sergiledi. Dizle-

rinin üzerine yaydıkları kirli mendillerinin üzerinde, “tek bir kı-

rıntıyı ziyan etmemeye çalıĢarak” etlerini, ekmeklerini elleriyle

parçaladılar. Yemek yerken ağızlarını kapalı tutmuyorlardı. Dia-

na‟yı çok ĢaĢırtan altın diĢlerini tırnakları ile temizlediler. Geğir-

me sesiyle baĢlayan bir Ģeyler mırıldandılar. Diana, kim bilir nere-

lerden çıkardıkları kurabiyeleri belli etmemeye çalıĢtığı tiksintiyle

geri çevirdi.

Ġkramcılar, tok gözlülüğüne verdiler. Dünyanın bir numaralı

ülkesini bırakıp bunca zahmetli bir yolculuğun kirine pasına sırf

Ġstanbul‟u görmek için katlanan Amerikalıları minnetle karıĢık

takdirle izlediler. Türklere hak etmedikleri bir paye veriliyormuĢ-

çasına mahcup oldular. Pavloviçlerin zahmetlerinin karĢılığını,

Ġstanbul‟u iki-üç kelime edebildikleri her dilde överek ödemeye

çalıĢtılar.

Saatler uzadıkça sohbetler azaldı; hayatında hiç hissetmediği

kadar “Amerikalı” hissetti kendisini, ama bu ruh hali Lyubliya-

na‟da, kızıl yıldızlı askerlerin trene binmesiyle sona erdi. Bu defa

da tacını reddetmiĢ de olsa, bir Tzadik olarak yakalanıp, Ukray-

na‟ya gönderilmesinin pekâlâ da mümkün olduğunu düĢünmeye

baĢladı. Orient, onu hiçleĢtirmeye baĢlamıĢtı. Vagonlar dolusu bu

insanlara hiçbir Ģey ifade etmediğini düĢündü. Sadece bir beden,

diye italik‟ledi, üstelik pek de cazip bir beden değil. Ürkütücü dü-

Ģüncelerinden kurtulmak için silkindi, konumunun saçmalığını

unutmak için de Belgrad‟a yaklaĢtıkça büyüyormuĢ gibi görünen

su birikintilerini izlemeye durdu. Birikintiler döndü Sava oldu,

Tuna‟ya karıĢtığı büyük havuzu Belgrad Kalesi‟nin en yüksek bur-

cundan seyretti.

“Avusturya yakasındaki Semlin ile bu kale arasındaki bölge, on

dokuzuncu yüzyılın büyük bir bölümünde, Orient‟e açılan kapıy-

dı,” diye açıkladı rehberleri,

“Semlin‟den yola çıkan seyyah, dönüĢü olmayan yolculuğa bu-

radan yelken açardı.”

“Niçin dönüĢü olmayan?”

Page 77: ALFA DA - okumedya.com · ALFA DA . ALEV ALATLI KÜLLĠYATI. Schrödinger‟in Kedisi [Kâbus] Schrödinger‟in Kedisi [Rüya] Viva La Muerte! • YaĢasın Ölüm „Nuke‟ Türkiye!

“Türk Ġmparatorluğu‟nda veba eksik olmazdı, Madam. Geri

dönecek kadar Ģansı olanlar da bu dehlizlerde karantina altına

alınırlardı.”“Dehlizlerde mi?”

“Dehlizlerde, Madam. Kapıları kolayca örülebilsin diye.”

Belgrad, Amerikalılıklarını yüzlerine vurmadı, ama “devletçili-

ğin en sevimsiz örneklerini sergilemekte” gecikmedi. Turist Ofisi,

DanıĢma gibi tabelaların “göstermelik verimliliği”ne karĢın “se-

vimli, temiz” kızlar, Atina biletlerini ayarlayamadılar, David Pav-

loviç,

“Ama tatlım, ne yapmamı bekliyorsun?” diye sızlandı. Diana,

“David‟in altını değiĢtirmeyi unutma!” dedi, çıktı, gara gitti.

Tamir yüzü görmemiĢ platformda saatlerce bekledi, ama biletleri

de aldı.

“Oturacak tek bir bank bile yok!” dedi, Otel Moscva‟ya döndü-

ğünde,

“Neden böyle yaptıklarını merak ediyorum! Yolcular yerlerde,

bagajlarının üzerinde oturuyorlar! Ne kadar aptalca! Kendilerini

en basit konforlara bile layık görmüyor olabilirler mi?”

“Bilmem ki!”

“Sahiden! Yaslanacak bir yer bile yok! Bir tane buldum, o da

karakolun duvarıymıĢ. Polis çıkıp kovaladı beni! Tevekkeli değil,

benden baĢka yaslanan yoktu!”

“Daha dikkatli olmalıydın, tatlım!” diye azarladı David, “Yu-

vamızdan çok uzağız. Askerlerle ya da polislerle tartıĢmaktan ka-

çınmalıyız!”

Türklerin, Balkanlar üzerinde kurdukları baskıyı, izleyen

ayaklanmaları, izleyen katliamları, trene Belgrad‟dan binen Atina

yolcusu bir Ġngiliz‟den dinlediler. Akropolis Ekspresi, eski Türk

eyaletlerinden “sümüklüböcek hızıyla” geçiyordu ki,

Page 78: ALFA DA - okumedya.com · ALFA DA . ALEV ALATLI KÜLLĠYATI. Schrödinger‟in Kedisi [Kâbus] Schrödinger‟in Kedisi [Rüya] Viva La Muerte! • YaĢasın Ölüm „Nuke‟ Türkiye!

“NiĢ‟teki kuleyi görmediniz, değil mi?” diye sordu Ġngiliz,

“Türklerin reayayı sindirmek için insan kellelerinden diktikleri

kuleyi?”

Görmediklerini söylediler,

“Mamafih, azizim profesör, Balkanlar, Balkanlar‟dır!” diye sı-

rıttı adam, “Kelle kulenin az berisinde de bir Hırvat beyinin dikti-

ği kazıkları görebilirdiniz!” Kötü kötü güldü, “Adam, kırk beĢ ka-

zık dikmiĢ, bir kazığa bir Türk kellesi!”

Diana‟nın içinin kalktığını fark etmedi,

“ĠĢte orada,” diye Ģekilsiz bir yığını iĢaret etti,

“Türklerin Hıristiyan çocuklarını topladıkları kamp yeri. Bu-

radan ilerde bir Yunan köyü vardır. Oradaki bütün kadınların ır-

zına geçmiĢ, öldürmüĢlerdi.” Geri döndü, Türk iĢçilerini saklamak

istemediği bir nefretle süzdü. “Kan içiciler!”

Diana Pavloviç parmaklarını kıpırdatamayacak kadar yorgun

görünen bu insanların kelle kesecek gücü nereden bulduğunu

merak etti. Koridorlarda yanından süzülen Türk erkeklerinin

hepsinden daha uzun boyluydu ve hiç kuĢkusuz çok daha kuvvet-

li. Yine de, korkunç çığlıkların yankılandığı, iğrenç bir yanık et,

insan eti kokusunun köĢe bucak sindiği bir yeraltı dehlizine yak-

laĢtıkları duygusuna kapıldığını hissetti. AnlaĢılan, Türkiye‟de ya-

Ģamanın tek tesellisi, orda sanık değil, tanık olarak bulunmaktı.

Ve günbatımında Galata Köprüsü‟nden Ġstanbul, “dipsize gö-

mülü Bizans‟ın çılgına çevirdiği ressamın, sisten tuval üzerinde

gezdirdiği güvercin kanadından süzülüp dağılan, birbirleriyle kâh

küsen kâh barıĢan yüzlerce kavuniçi, gülkurusu, yavruağzı, mah-

zen kapağı, limonküfü; binlerce açıĢız Ģekil, göğe asılı kubbeler-

den tüten acı yeĢil yosun kokusu; sırt sırta vermiĢ Pera çatılarının

himaye ettiği üç boyutlu bir empresyonist sanat olayı, sahnesiz

tiyatro, elektronik opera, projektörsüz revü, maestrosuz orkestra,

kaldırımsız, bulvarsız, yaya geçitsiz, trafik ıĢıksız, cetvelsiz, teklif-

siz, yedi milyonluk bir hayal Ģehirdi.”

Page 79: ALFA DA - okumedya.com · ALFA DA . ALEV ALATLI KÜLLĠYATI. Schrödinger‟in Kedisi [Kâbus] Schrödinger‟in Kedisi [Rüya] Viva La Muerte! • YaĢasın Ölüm „Nuke‟ Türkiye!

Önce sersemletti Pavloviçleri. “Trenden birbirlerine zincirli

tutukluların tökezlemekten ve tökezlenmekten sakınan adımlarıy-

la, darmadağınık ama sımsıkı bir dayanıĢma içinde indiler”. Mah-

Ģerin ne olduğunu Özdenler gibi onlar da bilirlerdi. Eminö-

nü‟nden halat alan Adalar vapurunun düdüğü, Ġsrafil‟in suru ola-

bilirdi. Goyimleri sarhoĢ edecek duman egzoz gazlarının Ġstan-

bul‟un sıcak buğusuna belenmiĢ zehirli tütsüsüydü. Gökyüzü ma-

vi değildi. GüneĢ pekâlâ da Batı‟dan doğmuĢ olabilirdi. ĠĢte insan-

lar kabirlerinden çıkmıĢ, “gözleri dönmüĢ çekirgeler” gibi dağıl-

mıĢ, koĢuyorlardı. Her cins, her biçimdiler. Diana, sol omuzun-

dan, “Al oku!” diye uzatılacak günah listesini bekledi. Sonunda o

da oldu, kendisine yol açmaya çalıĢan bir hamalın sepeti omzuna

vurdu, “Destur!”

Ġstanbul, önce sersemletti Pavloviçleri, sonra içine aldı, „ġark

Ġksiri‟ni sundu. Büyüledi, düĢlere daldırdı ve „tıpkı bir serap gibi‟

ihanet etti, kayboldu. Yerini, karanlıklarla iĢbirliği içindeki sokak

lambalarına, baĢıboĢ köpeklere, delik deĢik kaldırımlara, su yüzü

görmemiĢ taĢıtlara, boya yüzü görmemiĢ duvarlara, insanları ker-

hen barındıran haĢin yüzlü apartmanların arasından uzanan taĢ-

laĢmıĢ kıraç arsalara bıraktı. Hendekler, inĢaat artıkları, paslı de-

mirler, bir sabah uyanıp da yatak odaları kazılmıĢ olduğunu gör-

müĢlercesine dehĢete düĢürdü. Devrik çöp bidonlarından fıĢkıran

ölümcül gazlar, asırların tılsımını çözdü, sefalet ve salgın çağrıĢ-

tırdı.

“Ancak çevresini bir çelenk gibi saran suların affettirebileceği

bir yığınak, yeĢil adacıkların renklendiremediği bakımsız bir göç-

men kampı bu Ģehir,” diye yazdı David Pavloviç, Kevorkian‟a, “fa-

kat buna rağmen Amerikan pasaportuma duyduğum güveni tehdit

etmeyi beceriyorlar! Hiç tebessüm etmedikleri için olabilir mi?”

Page 80: ALFA DA - okumedya.com · ALFA DA . ALEV ALATLI KÜLLĠYATI. Schrödinger‟in Kedisi [Kâbus] Schrödinger‟in Kedisi [Rüya] Viva La Muerte! • YaĢasın Ölüm „Nuke‟ Türkiye!

“HOMO ISLAMICUS!”

“Bastığı yerde ot bitmeyen Türk‟ten sakın!”

Prof. Dr. George Kevorkian, Harvard, 1979

I

Oysa Nesibe, hep gülerdi!

Onu, Günay‟a, temizliğe (Günay, “Tozların yerini değiĢtirme-

ye!” derdi!) geldiği salılardan birisinde tanımıĢ olmalıyım, ama

belleğimde ilk yer tutması, ördek hikâyesiyledir.

O gün, Günay yoktu. Kapıyı Nesibe açtı, az sonra geleceğini

söyleyerek içeri buyur etti. Salonda, sedirin üstünde bacaklarını

toplamıĢ oturan, sokağı seyreden kadını gördüğümde sıkıldığımı

hatırlıyorum. Günay‟a hiç benzemeyen çok esmer, adamakıllı

ĢiĢman bir kadındı. Çiçekli bir entari giymiĢti, baĢında kulakları-

nın arkasında sarkıttığı beyaz bir yemeni vardı. Yemeni dikkatimi

çekti, çünkü örtüĢ Ģekli saçlarını saklamak Ģöyle dursun, olağa-

nüstü büyük kulaklarını açıkta bırakmıĢtı ve bu kocaman kulak-

Page 81: ALFA DA - okumedya.com · ALFA DA . ALEV ALATLI KÜLLĠYATI. Schrödinger‟in Kedisi [Kâbus] Schrödinger‟in Kedisi [Rüya] Viva La Muerte! • YaĢasın Ölüm „Nuke‟ Türkiye!

lardan memelerini sündürecek kadar ağır (Günay, taĢlarının ya-

kut olduğunu söyledi) küpeler sarkıyordu. Yıllar yılı orada otu-

rurmuĢ gibi, kök salmıĢ gibi bir hali vardı. Odaya girdiğimi duy-

mamıĢ olmasına imkân yoktu, ama yine de baĢını çevirip bakma-

dı. Kim olduğunu anlamak için Nesibe‟ye döndüm,

“Dertlidir be guzum,” dedi, Nesibe, “görmez misin, nasıl ağ-

lar?”

Benim sorumun cevabı değildi tabii, ama tekrar baktığımda

gördüm; kadın, gerçekten de inceden inceden ağlıyordu.

“Analığımdır,” dedi Nesibe, güldü ve çilli, küçücük yüzü, mi-

nik burnunun etrafında toplandı, çekik Yörük gözleri, kısıldı, kay-

boldu.

“Nesi var?”

“Bir gizi vardır bunun, Serap. On beĢindedir ama kapı gibidir,

maĢallah, nah böyle!” bir buçuğa bir metrelik bir düzeyi iĢaret et-

ti, “Bir de kıllıdır, göresin! Ne hamamotu kâr eder ne de ağda!”

Yine güldü,

“Bizim oralarda peçe yohtur, gapatamazlar yüzünü! Çirkindir

gızcağız, ne yapsın? ĠĢte bu anacığı da yanar yakınır gayri gızıma

bir koca deyi. Olmaz yıllardır. Cenab-ı Allahım para vermiĢ, pul

vermiĢ ama vermez bir hayırlı kısmet! Çok üzülür be gadıncık!”

Bütün bunların Günay‟la ne ilgisi olduğunu anlamayı ertele-

dim,

“Bunun için mi ağlıyor?

“Yoh be guzum!”

Yüz hatları bir çocuk hızıyla değiĢti, gülen gözlerinde toplanan

yaĢları yemenisinin ucuyla sildi,

“GandırmıĢ bir furuncunun çırağı, yatırıvermiĢ mezarlıkta ye-

re!”

Yine güldü, “Gız hamile! Etlerini kopartmıĢ bu benim analı-

ğım, gızın! Hani, furuncunun çırağından daha çok yakmıĢ canını.

Page 82: ALFA DA - okumedya.com · ALFA DA . ALEV ALATLI KÜLLĠYATI. Schrödinger‟in Kedisi [Kâbus] Schrödinger‟in Kedisi [Rüya] Viva La Muerte! • YaĢasın Ölüm „Nuke‟ Türkiye!

Serap anlatır, „Götüne zopa sokacam!‟ diye bağırır, dururmuĢ

bu!”

Sesini alçalttı,

„Furuncunun çırağı sokmuĢ ama hadi o erkek, bu benim ana-

lığım ne diye sokar, değel mi? Bilinmez ki! Görecen gızı!” Yine

gülme, yine kısılan gözler,

“Herifin çürükleri sararmıĢ da,” baĢıyla analığını gösterdi, “bu

gâvurunkiler durur olduğu gibi! Ben derim, ha anamın çürükleri,

ha herifin! Çürük çürük olduktan sonra!”

“Günay‟dan ne istiyor? Evlendirsin mi, istiyor?”

ĠĢte, buna çok güldü Nesibe,

“Get iĢine! Gız istemez ki, çırahılan evlensin! N‟etsin çırağı?

Çok zengindir bunlar! Çirkindir, ama gitmez furuncunun çırahı-

na! Mendis (mühendis!) ister o! Zaten, kimse bilmez kirlendiğini!

Furuncunun oğlan da kaçmıĢ; nerden bulacan?”

“E, ne olacak Ģimdi?”

“Ne olacak? Aldıracaklar çocuğu! Analığım, bekler abla gelsin!

Eyi bir doktor soracak ablama!”

Biraz da muhabbetin seyrinden olacak, daha fazla kalmak is-

tememiĢ, ayrılmıĢtım. Olayı takip de etmedim. Ama anlaĢılan,

Günay sormuĢ soruĢturmuĢ bir doktor bulmuĢtu. (ġimdi düĢünü-

yorum da, kendi hamileliğini “Tanrı‟nın bedenimi kutsaması,”

diye tanımlayan bir kadından istenecek yardım değilmiĢ! Daha da

ironik olanı, ġafak‟ın çocuğunu da aynı doktorun almıĢ olması!)

Birkaç ay sonra bir uğradığımda Nesibe‟nin gözlerinin içi gülüyor-

du, bir düğün davetiyesi uzattı,

“Serap‟ı evlendiririk, be guzum!”

Serap‟ın kim olduğunu çıkarmaya çalıĢırken, Günay, “Nasıl

becerdiklerini sor,” dedi ve meseleyi hatırladım. Nesibe, yine gü-

lüyordu,

Page 83: ALFA DA - okumedya.com · ALFA DA . ALEV ALATLI KÜLLĠYATI. Schrödinger‟in Kedisi [Kâbus] Schrödinger‟in Kedisi [Rüya] Viva La Muerte! • YaĢasın Ölüm „Nuke‟ Türkiye!

“Bir ağabeyi vardır bu Serap‟ın. Bir kâtip çalıĢtırırmıĢ yanında.

Biraz yaĢlıdır, ama aptesinde, namazında aslan gibi adamdır. Gız

gibi gızarır yüzüne bakanda. Kimi kimseciği de yoktur. Eve evrak

neyin getirip götürürken, görmüĢ bizim Serap‟ı. GörmüĢ istediği

gibi temiz bir gız. Hiç bakamaz ya bizim gız kimselerin yüzüne,

herif sanmıĢ utangaçlığındandır. Eh, garı kısmisini etli butlu da

severmiĢ adam. DemiĢ, istesem mi, istemesem mi? Ġstesem, verir-

ler mi? Öyle ya, kendisi yoksuldu, bunlar paralı. Sonra, yaradana

sığınmıĢ, varmıĢ bizim RaĢit‟e, demiĢ „Ben senin bacını isterim.‟

Bizim RaĢit de ne zamandır yakınır bacısı evde kaldı diye, o da

demiĢ, hay hay. Ama, analığım tutturmuĢ, yok, benim gızım men-

dislere layıktır. O çulsuz da kim oluyor!”

“E, hani ağlıyordu, kızıma koca yok diye?”

Nesibe, bu lâfa da çok güldü,

“Sen ne diyorsun be guzum? Nazlanacak ki, adam gıymatını

bilsin! Analığım dermiĢ, benim gızımı ne mendisler istedi de ver-

medim. Bir yalvartmıĢ, bir yalvartmıĢ herifi!”

“Peki, kız istiyor mu bu adamı?”

“Ġstemeyecek de ne edecek? Çürüktür, isteyecek elbet! Gapı

gibi adamdır, eyi adamdır. Müslüman adamdır.”

“Ġyi de, nasıl alacak „çürük‟ kızı?”

“Hadi, get iĢine!” İtalik‟lediğini görebiliyordum, Aman, ne ap-

talsın!

Nasıl aldığını da Günay anlattı,

“Ramize Hanım‟ı gördün ya, o hanım meĢhur Uncular‟ın an-

neleri.”

“Yok canım! Hani Ģu pastaneleri filan olan?”

“Pastaneler göstermelik. O kadar para pastaneden kazanıl-

maz. Hayali ihracattan ithalata, uyuĢturucuya kadar her Ģey var.

Bunlar, beĢ erkek kardeĢ, babaları toprak ağası. Adam ölünce, bü-

yük, toprağın baĢında kalıyor, diğerleri Ġstanbul‟a gelip burada iĢ

Page 84: ALFA DA - okumedya.com · ALFA DA . ALEV ALATLI KÜLLĠYATI. Schrödinger‟in Kedisi [Kâbus] Schrödinger‟in Kedisi [Rüya] Viva La Muerte! • YaĢasın Ölüm „Nuke‟ Türkiye!

tutuyorlar. BeĢ-on sene içinde multi, multi, multi milyoner olu-

yorlar. Rumeli Hisarı‟nda Boğaz‟a nazır bir apartmanları var, bü-

tün aile o apartmanda oturuyor. Erkeklerin dördü de evli, kendi

daireleri var ama yemek, içmek, yıkanmak, televizyon, bütün faa-

liyet Ramize Hanım‟ın dairesinde cereyan ediyor. Kendi daireleri-

ne yatmadan yatmaya çıkıyorlar. ġimdi, gözünün önüne getir.

Evin, PaĢabahçe‟den Kandilci‟ye kadar gören cephesinde doksan

metrekarelik bir salon; tıklım tıklım eĢya, biblo, avize, aplik vesai-

re dolu bir salon ve yerden tavana camlar Mısır iĢi kadife, saten

perdelerle sıkı sıkıya örtülmüĢ. Buna mukabil, dıĢ kapının giriĢin-

de, sokağa bakan normal boyutlarda bir oda var. Bütün aile oraya

doluĢuyorlar. O kadar kalabalık oluyor ki televizyonun sesi bile

duyulmuyor. Buradaki perdeler sedirin örtüsüyle aynı desenden.

AnlaĢılan bir yerden bir top basma kapatılmıĢ, perdeden minder-

lere kadar her Ģey bu kumaĢla kaplanmıĢ. O kadar ki benim ilk

gördüğüm gün, Ramize Hanım‟ın entarisi de aynı kumaĢtandı.

Sedirin üstünde otururken kadın nerede baĢlıyor, sedir nerede

bitiyor belli olmuyordu. Dört tane gelin var, dördü de besbelli aynı

berbere gidiyorlar, aynı terziden giyiniyorlar. Siyah, V yaka, dar

elbiseler. Besbelli, birisi onlara V yaka, siyah elbiselerin kadını in-

ce uzun gösterdiğini söylemiĢ. Dördünün de saçı aynı sarı tona

boyanmıĢ, buklelerine varıncaya kadar da aynı. Ayaklarında üstü

ponponlu yatak odası terlikleri, altın takılar takılar takılar, yeĢil

farlar farlar, lacivert rimeller, mor rujlar, pudralar! Dördünün de

elinde birer Hafta Sonu, bir yandan Emel Sayın ne giymiĢ ona ba-

kıyorlar, öte yandan da kocalarının o gece hangi eğlence kulü-

bünde olduğunu tahmin etmeye çalıĢıyorlar. Ve tabii, kocaların

hiçbirisi, hemen hiçbir gece eve zamanında gelmiyor, geldiği za-

man da sarhoĢ. ġimdi bu arada bir Serap var. Serap, Allah affet-

sin, Ramize‟nin küçük bir kopyası. Hani, yani uluslararası ölçü-

lerde çirkin bir kız! Vardır ya, burnunu kestirsen, boynunu ne ya-

pacağını bilemezsin öyle bir beden!”

“Fırıncının çırağı da buna âĢık oluyor, öyle mi?”

“Fesuphanallah! Keçiye oluyor da! ĠĢte o kadar bir iĢ, anlaĢı-

lan. Hisarüstü‟nde bir mezarlık vardır, Serap‟la orada buluĢuyor-

lar. Ve olacağına bak, ilk defasında kız hamile kalıyor. ĠĢin farkına

Page 85: ALFA DA - okumedya.com · ALFA DA . ALEV ALATLI KÜLLĠYATI. Schrödinger‟in Kedisi [Kâbus] Schrödinger‟in Kedisi [Rüya] Viva La Muerte! • YaĢasın Ölüm „Nuke‟ Türkiye!

varan Ramize. Evin içinde o kadar kadın var, gelinler kızlar, ama

Ramize hepsinden saklıyor. Bir tek bizim Nesibe ile iĢbirliği yapı-

yor.”

“Nesibe, bunun evlâtlığı, öyle mi?”

“Beslemesi. Yedi yaĢında annesiz babasız kalınca halası bunla-

ra hizmetçi diye vermiĢ. O kadar küçükmüĢ ki, bulaĢık yıkamak

için taburenin üstüne çıkardım, evyeye boyum yetiĢmezdi, diye

anlatıyor. On beĢ on altı yaĢlarına kadar onlarda kalmıĢ, sonra da

yaĢlı bir adamla evlendirmiĢ, kurtulmuĢlar.”

“O kapıcıyla evli değil mi? O genç adamla?”

“Ġkinci kocası, Abdullah. YaĢlı adam evlendikten birkaç yıl

sonra ölmüĢ. Bu kocası Nesibe‟den küçük. Apartmanlardan biri-

sinde ona da bir kapıcılık vermiĢler olmuĢ bitmiĢ. Ama iliĢki ke-

silmemiĢ. Ne zaman neye ihtiyaçları olsa, „Nesibe gel,‟ diyorlar.

Bu defa da, bu. Ramize, Nesibe‟den kürtaj doktoru soruyor. O da

kadını alıyor bana getiriyor. Ben de bizim Beyaz Dizi Demet‟e ha-

vale ediyorum. O da bunları alıp götürüyor. Aileden kimsenin ru-

hu duymuyor. ġimdi de bu adamı bulmuĢlar onunla evlendirecek-

ler. Düğüne gideceğiz artık!”

“Hadi, canım sen de!” demiĢtim!

“Yok canım, gideceğiz,” dedi Günay, güldü, “sen değil ama

ben gitmezsem hem Nesibe‟ye ayıp olur hem de ürkerler.”

“Ürkerler mi?”

“Tabii. Sırlarını bildiğimiz için bizi yakınlarında görmek iste-

yeceklerdir. Çok değerli bir Ģeyini emanet ettiğin birinin ortadan

kaybolduğunu düĢünsene. Ne kadar rahatsız olursun!”

Düğün, Hisarüstü‟ndeki evde oldu. Bahçe kapısının önünde

son model Mercedesler, apartman kapısının önünde geliĢigüzel

yığılı yüzlerce ayakkabı vardı. Ayakkabılar çamurluydu, tabanları

kararmıĢ, etiketleri sökülmüĢ, adi deri giyilmekten açılmıĢ, kayığa

dönmüĢtü. Rodoplu, kendisininkileri çıkarttığında çöpe atıyormuĢ

duygusuna kapıldı.

Page 86: ALFA DA - okumedya.com · ALFA DA . ALEV ALATLI KÜLLĠYATI. Schrödinger‟in Kedisi [Kâbus] Schrödinger‟in Kedisi [Rüya] Viva La Muerte! • YaĢasın Ölüm „Nuke‟ Türkiye!

“Benim tütün rengi yumurta topuklar mezbelelikte utanç ve-

rici bir refah adacığı oluĢturdular.” Ellerini bileklerini kımıldat-

maksızın iki yana açtı,

“Daha baĢlangıçtaki manzara yabancılığımı söylüyordu, ama

ne yaparsın? Nitekim, RaĢit‟in büyük kızı, Sevim koĢturdu, benim

ayakkabıları kaldırdı, kenara, korumaya aldı. Al sana bir ayrıcalık

daha! Bırak, tavuklarımızın karıĢmasını -hatırlar mısın, Ahmed

Arifin öyle bir Ģiiri vardır- ayakkabılarımız bile karıĢmıyordu! Se-

vim önde ben arkada, iki tarafı rengârenk giyimli genç kızlara, saç

spreyi kokularına sürtünerek yürüdük. Hâkim renk kırmızıydı,

hâkim kumaĢ saten, hâkim elyaf sentetik. Saçlar, alabildiğine ka-

bartılmıĢ, taĢlı tokalar, fiyonklar, kollarda ve boyunda altın altın

altın. GiriĢin sağındaki basmalı odada bir kadın yüzüne tülbent

örttüğü bebeğini ayağında sallıyordu. Hemen yanında beni her

zaman ĢaĢırtan rahatlıkla göğsünü çıkarmıĢ meme veren bir baĢ-

kası vardı. Sedirlerin arasındaki boĢlukta eğilmiĢ birkaç genç anne

ter içinde çocuklarını tedip ediyorlardı. Biz salona yürüdük. „Bir

mumdur, iki mumdur! Hah hah haninna!‟ belki otuz kadın göbek

atıyordu. Bu göbek dansı, ne kadar kıĢkırtıcı olabiliyor! Bir genç

kız hatırlıyorum, gözlerini göbek deliğine dikmiĢ, ayakta ikiye kat-

lanıyordu. Bedenine öylesine yoğunlaĢmıĢtı ki inanır mısın, mas-

türbasyon yaptığını düĢündüm! Üstelik de, bir mumdur, göbek

dansına uygun değildir! Ama, örtülü örtüsüz, genç yaĢlı herkes

oynuyordu, derilerinden fıĢkıran buharı göremesen de koklayabi-

liyordun.

„Ramize Hanım nerede?‟ diye sordum.

„Burda, gel!‟ dedi kız, kalabalığı yardı, beni salonun öbür ucu-

na götürdü. ġimdi, bakıyorum, Ramizeler beĢ olmuĢ! Ġki kız kar-

deĢi, bir görümcesi, bir de halası var ki tıpkı kendisi!

„Günay Hanım, gel, gel otur!‟ diye yer açtı. Tabii, tanıĢtırmak

diye bir âdet yok, sadece sırayla hoĢ geldin dediler, hatır sordular,

ben mukabele ettim. Neden sonra, iyice yaĢlı olanı, hala, sordu,

„Kimdir?‟

Page 87: ALFA DA - okumedya.com · ALFA DA . ALEV ALATLI KÜLLĠYATI. Schrödinger‟in Kedisi [Kâbus] Schrödinger‟in Kedisi [Rüya] Viva La Muerte! • YaĢasın Ölüm „Nuke‟ Türkiye!

„Doktordur,‟ dedi Ramize, nedense doktor olduğuma karar

vermiĢti.

„Kocası var mı?‟

„Yok. Ne yapsın, zavallı, bizim Taha‟ya bakıyor, geçinip gidiyor

iĢte!‟

„GözelmiĢ de ama vah vah!‟

“Diğerlerinin gözlerini kaçırdıklarını hissettim.”

Günay‟a, Taha‟ya bakmak iĢinin de ne demek olduğunu sor-

dum,

“Taha, RaĢit‟in tek oğlu. Dil GeliĢimi Uluslararası Projesi‟nde

benim incelediğim çocuklardan birisiydi ya. Bunları öyle tanıdım

zaten.”

“Bilmiyordum.”

“UnutmuĢsun. Hani, diyordum, bir çocuk vardı. KonuĢma

özürlü sanıyordum, meğer sekiz kızdan sonra doğmuĢ. Çocuk,

„moh!‟ diyor, anne, sekiz abla, halalar, teyzeler hepsi birden koĢu-

yor, „Su mu, çiĢ mi, yemek mi, karnın mı ağrıyor?‟ Oğlan da hangi

seçeneği benimserse bir „moh!‟ daha çekiyor, dileği yerine geliyor.

KonuĢmasına gerek yok! ĠĢte, o çocuk bu çocuk. Ramize, Taha‟ya

bakıyor derken, araĢtırma projesini kastediyor. Neyse. Gözlerini

kaçırdılar, ama çaktırmadan süzdüklerinin farkındayım. Tabii,

giysilerimi beğenmediler, tabii, takısızlığıma hayıflandılar filan.

ġimdi, hepsi ara ara oynamaya kalkıyorlar, ama kimse beni ça-

ğırmıyor! Anlıyor musun?”

“Beceremeyeceğini anladılar demek!”

“Ġlk bakıĢta! Normal koĢullarda böyle bir durumda yani, aĢina

olmadığımız insanların arasında, biz üstünlük taslamaktan, ukala-

lık etmekten korkarız, değil mi? Ne demek efendim, kimsenin

ezikliği yok! Tersine, o kadar güvenliler ki, insan kendisine, „Ben

bunlara yaranmaya mı çalıĢıyorum?‟ diye soruyor.”

“Bizim Nesibe nerede bu arada?”

Page 88: ALFA DA - okumedya.com · ALFA DA . ALEV ALATLI KÜLLĠYATI. Schrödinger‟in Kedisi [Kâbus] Schrödinger‟in Kedisi [Rüya] Viva La Muerte! • YaĢasın Ölüm „Nuke‟ Türkiye!

“Mutfakta, tabii! Gittim, baktım, kazanlarla et, pilav, onlarla

uğraĢıyor. Ġncecik bir Ģey zaten. O koca kazanları indirip kaldırı-

yor. Bir tek o giyinip süslenmemiĢ. ġalvar eski Ģalvar, hırka eski

hırka. Beni, Serap‟ın dairesine, çeyizleri göstermeye götürdü. Ha,

bu arada, ikinci kattan üçüncü kata çıkıyoruz, aydınlıktan bakınca

görünen denize nazır bir balkon var, kuzeye doğru. Bakıyorum,

balkonda bir hareket var gibi. Tekrar bakıyorum, bir ördek öyle

dolanıyor!

„Nesibe, ördek miydi, o?‟

„Ördek, abla,‟ diyor.

„Ne arıyor burada?‟

„ĠĢte,‟ gözlerini kaçırıyor, gülüyor. Bilirsin, nasıl güler. Ben de

sanıyorum ki, balkonu kümes yerine kullanmalarını kınayacağımı

düĢündüğü için mahcubiyetinden gülüyor. Meğer öyle değilmiĢ.

ġimdi, zifaf odasına çıkıyoruz ya, tül dantel bir yatak. Her tarafta

örtüler örtüler, iĢlemeler iĢlemeler. Bunu bu yenge iĢlemiĢ, öteki-

ni filan hala, müthiĢ bir emek. Derken, yatağın baĢucuna doğru

bir bohça var, Nesibe o bohçayı gösteriyor,

„Oradalar.‟

„Ne onlar?‟

Gidiyor, bohçayı alıyor, açıyor. Böyle, dört köĢe mendiller, et-

rafında dört parmak dantel örülmüĢ. Ne olduğunu anlıyorum, ta-

bii.

„Nasıl olacak Ģimdi bu iĢ?‟

„Ördek var ya, abla!‟ diyor Nesibe, kıkır kıkır.

„Nasıl yani?‟

Mendillerden üç-dört tanesini alıyor, koynuna sokuyor, bir

yandan da konuĢuyor.

„ġimdi, ördeği kesecem, bunları bulayacam.‟

Page 89: ALFA DA - okumedya.com · ALFA DA . ALEV ALATLI KÜLLĠYATI. Schrödinger‟in Kedisi [Kâbus] Schrödinger‟in Kedisi [Rüya] Viva La Muerte! • YaĢasın Ölüm „Nuke‟ Türkiye!

O kadar ĢaĢırmıĢtım ki, sora sora, iĢe yarayıp yaramayacağını

sordum, iyi mi? El cevap,

„Ördek kanı pespembedir!‟ Elini bu defa da cebine atıyor,

„Bunlar da va!‟

Çıkardı gösterdi, böyle mermi Ģeklinde, kaya tuzuna benzeyen

bir Ģeyler.

„Ne bunlar?‟

„ġaptır be guzum! Mısır ÇarĢısı‟ndan aldım.‟

„ġap mı?‟ ġapın ne olduğunu biliyordum tabii, ama çocuklu-

ğumdan beri görmemiĢtim. Babam tıraĢ olduğu zaman kullanırdı.

Hayal meyal hatırlıyorum.

„Anası götüne sokacak ki, sıkılasın!‟ demez mi? Bir gülüyor,

bir gülüyor, yerlere yatıyor gülmekten! Ben de en bilimsel halim-

le, elimde Ģap, inceleyip duruyorum! Tabii, bunu gördükten sonra

kalıp, damadı görmek Ģart oldu. Tekrar aĢağı indik. Az sonra da

gelin, damat ve erkekler göründüler. Boğum boğum bir kız çocu-

ğu, ter içinde zavallı. Beyaz saten dalga dalga sararmıĢ. Damat,

otuz-otuz beĢ yaĢlarında çam yarması gibi bir Rumeli göçmeni. Alı

al moru mor bir adam. Paldır küldür geldi, herkesin, o arada be-

nim de elimi öptü. Bu arada fon müziğimiz de, „Aldırma gönül al-

dırma!‟ Hemen arkasından „Penceresi cam cama muallim!‟

RaĢit‟in küçük kızı koĢtu bacağına sarıldı,

„EniĢte, benlen dans edecen?‟

Bunu duyanlardan bir alkıĢ, adam ortada bir zeybek tutturdu.

RaĢit ve diğer abiler, ellerinde rakı bardakları, geldiler. Plak değiĢ-

ti: Mastika! Ceketler çıkarıldı, bel kemerlerine asıldı, omuzlarını,

kalçalarını birbirlerine tokuĢtura tokuĢtura oynamaya baĢladılar.

Gürültüyü duyan karıları koĢturdular, kamuoyu önünde kırk yılda

bir sahiplenilmenin keyfini çıkardılar, bir cilvedir baĢladı! Hemen

arkasından da yemekler ve ağır bir rakı faslı. Beni -olacağına bak!-

erkeklerin yanına oturttular, ama gözüm Ramize‟de! Nitekim, on

bire doğru kaĢ göz iĢaretlerini gördüm. Kadın, kızını yukarı çıka-

Page 90: ALFA DA - okumedya.com · ALFA DA . ALEV ALATLI KÜLLĠYATI. Schrödinger‟in Kedisi [Kâbus] Schrödinger‟in Kedisi [Rüya] Viva La Muerte! • YaĢasın Ölüm „Nuke‟ Türkiye!

racak. Diğer Ramizeler de alarmda olmuĢ olmalılar ki, hep birlikte

davrandılar, ama bizim Ramize ne dediyse dedi, hepsini oturttu!

Gelinin peĢinden koĢan akraba kızlarını da durdurdu. Gözden

kayboldular. Benim de aklım, ördekte! Biz -biz, derken, erkekler-

daha bir kırk beĢ dakika aĢağıda kaldık. Burada damat elbirliği ile

sarhoĢ edildi, hikâyenin de sonu belli oldu.

„Ġçelim eniĢte, içelim!‟

„Ġçelim abi, içelim!‟

Gerisini Nesibe anlatsın!”

Nesibe gülüyordu,

“Ne var ki, anlatacak?”

“Güvey yuttu mu, bari?”

“Ne var ki, yutmayacak?” Omuzlarını silkti, burnunu kıstı,

gözleri kayboldu, “Mutludur be adam, mesuttur. Bir cahallık etti

diye, kalsa mıydı gızcağız ortada? Cenab-ı Allahım istemez kulları

kötü olsun!”

“Olan zavallı ördeğe oldu desene?” dedim.

“Niçün ama? Bir güzel piĢirdim onu! Güzelce yediler!”

“Kim yedi, diye sorsana,” dedi Günay.

“Yoksa, damada mı yedirdiler?” Nesibe‟ye döndüm, “Yoksa

damada mı yedirdiniz?”

“Yeni evlenmiĢtir adam! Güç, kuvvet lâzımdır!”

“Adamı böyle aldatmak...” diye baĢladım, ne diyeceğimi bile-

medim, “günah değil mi?” diye sordum. Nesibe‟nin gözleri sahici

bir ĢaĢkınlıkla açıldı,

“Niçün, ama?”

Damat yetimdi, fukaraydı, kimse ona kolay kız vermezdi. Da-

hası, Serap‟ı sevmiĢti. Yarın öbür gün çoluk çocuğa karıĢır, gül

Page 91: ALFA DA - okumedya.com · ALFA DA . ALEV ALATLI KÜLLĠYATI. Schrödinger‟in Kedisi [Kâbus] Schrödinger‟in Kedisi [Rüya] Viva La Muerte! • YaĢasın Ölüm „Nuke‟ Türkiye!

gibi yaĢar, giderlerdi. Serap da ona iyi karı olurdu. Fena mı etmiĢ-

lerdi?

Page 92: ALFA DA - okumedya.com · ALFA DA . ALEV ALATLI KÜLLĠYATI. Schrödinger‟in Kedisi [Kâbus] Schrödinger‟in Kedisi [Rüya] Viva La Muerte! • YaĢasın Ölüm „Nuke‟ Türkiye!

II

Pavloviçler, Nesibe‟yi, Ġstanbul Sosyal Bilimler Fakültesi De-

kanı, Prof. Dr. Mustafa Dülger ve eĢinin “HoĢ Geldin Partisi”nde

hizmet ederken tanıdılar.

Parti, Dülgerlerin Rumelihisarı sırtlarındaki evlerindeydi. Pav-

loviçler, Ġstanbul‟un ulu çınarlarını halen muhafaza edebilmiĢ bu

ender köĢesindeki üç katlı ahĢap Osmanlı evine imrenerek baktı-

lar,

“Bizim niye böyle bir evimiz olamıyor?”

“Niye, tatlım? Deniz üzerinde oturmaktan hoĢlanacağını sanı-

yordum!”

“Evet, ama insan Türkiye‟deyse, Türkler gibi yaĢamalı, değil

mi?”

Profesör Pavloviç, sonbahar kokusunu içine çekti,

“Haklı olabilirsin!”

Page 93: ALFA DA - okumedya.com · ALFA DA . ALEV ALATLI KÜLLĠYATI. Schrödinger‟in Kedisi [Kâbus] Schrödinger‟in Kedisi [Rüya] Viva La Muerte! • YaĢasın Ölüm „Nuke‟ Türkiye!

Kapının üzerindeki aslan baĢlı tokmağa baktı, gülümsedi,

“Rus iĢi! HoĢ!” Tokmağın hemen yanındaki zili çaldı.

Kapıyı, Diana‟nın neredeyse yarı boyunda, on iki-on üç yaĢla-

rında bir kız çocuğunun hacminde bir kadın açtı. Çilli, ufacık yü-

zünü, bembeyaz bir tülbent çevreliyordu. Ġri gül desenli bir Ģalvar,

çizgili bir gömlek, koyu patlıcan renkli bir yelek giymiĢti. Kırçıl

sakallı, ufak tefek David‟i görünce gülen yüzü, ondan bir baĢ daha

uzun Diana‟yı fark etmesiyle sessiz bir kahkaha saldı, burnunun

etrafında toplandı, çekik gözleri kayboldu.

“Buyrun, Müsyü!” dedi ve kenara çekildi.

Arnavutkaldırımına, bahçedeki ulu çınarların arasından Bo-

ğaz‟ı gören giriĢin iki yanına dizili toprak saksılara öylesine uyum-

lu bir desen çizdi ki karı koca Pavloviçler, Nesibe‟nin hemen ar-

kasından belirecek fesli, köstekli erkeğini beklediler. Onun yerine,

top gibi bir kız çocuğu, sağda, ikinci kata çıkan tahta merdiven-

lerden gürültüyle atladı,

“Geldiler mi?”

Nesibe‟yi kenara savurdu,

“Hi! I‟m Professor Dülger‟s daughter. My name is Nilgün! N-I-

L-G-üstü noktalı U-N!”

Diz boyu kestiği -moda gereği bastırılmadığı için kumaĢtan ip-

likler sarkıyordu- blucininin -Levi‟s!- üstünde bir baĢtan bir baĢa

“Grease!” -zamanın Broadway‟inde çok tutulan bir pop operanın

adı- yazan bir tiĢört giymiĢti, çorapsız ayaklarındaki mokasenin

markası “Lumberjack”ti.

Diana, uzatılan eli karĢıladı,

“Hi!”

“Nice to meet you, Nilgün,” dedi, David, “I am David Pavlo-

vitch, and this is my wife, Diana!”

“I know!” dedi çocuk, yerinden kıpırdamaksızın baĢını geriye

çevirdi ve bağırdı, “Mammi! Misafirlerin geldi!”

Page 94: ALFA DA - okumedya.com · ALFA DA . ALEV ALATLI KÜLLĠYATI. Schrödinger‟in Kedisi [Kâbus] Schrödinger‟in Kedisi [Rüya] Viva La Muerte! • YaĢasın Ölüm „Nuke‟ Türkiye!

Diana, Nesibe‟nin, baĢını önüne eğdiğini, daha da geri çekildi-

ğini, duvara yaslandığını fark etti. Aynı anda, önde Nevra, arkada

Mustafa Dülger, koridorun ucunda belirdiler,

“Professor Pavlovitch! Diana! Hello, hello! Come in! We‟re

waiting for you!”

“Mustafa‟yı Amerika‟dan tanırım,” diye anlatmıĢtı Günay,

“A.I.D. bursu ile gelmiĢti. Mülkiye‟nin, „Halk Çocukları‟ takımın-

dandır.”

“Ne demek o?”

“Bilmiyor musun? Derler ki Türkiye ikiye ayrılır; Türkiyeliler,

Mülkiyeliler. Mülkiyeliler ikiye ayrılır; Halk Çocukları, Orospu Ço-

cukları; Orospu Çocukları ikiye ayrılır; Robert Kolejliler, Galatasa-

raylılar! Hiç duymadın mı?”

DuymamıĢtım.

“Halk Çocukları, Mülkiye‟ye devlet okullarından duhul eder-

ler. Dil bilmedikleri için hemen her zaman mâliyeye girerlermiĢ.

Mustafa da bunlardandır. Kütahya, Afyon oralardan bir yerdendir.

Küçük bir memur çocuğu. Zor okumuĢ, kendi imkânlarıyla biraz

dil öğrenmiĢ. Sonra Maliye Bakanlığı‟na girmiĢ, müfettiĢ olmuĢ.

Oradan bir burs kapmıĢ, Amerika‟ya gelmiĢti. Bu kızcağızı, Nev-

ra‟yı, Amerika‟da buldu. O, ikinci sınıf özel okullardan birisinde

baba parası ile okumuĢ, Amerika‟ya da baba parasıyla gelmiĢti.

Yanılmıyorsam, Antalyalıdır. Portakal bahçeleri, turizm iĢletmele-

ri filan, fevkalade zengin bir aile. Okula gelirken sahici mücevher-

ler takar, Amerikalı kızların gözlerini yuvalarından oynatırdı!

Mustafa lisansüstünü bitirince Türkiye‟ye döndüler. Burada ev-

lendiler. Mustafa, doktorasını Türkiye‟de yaptı. Sonra, tekrar

Amerika‟ya, bu defa da görevli gittiler. Çocukları da orada doğdu.”

“Orada doğurdular demek istiyorsun!”

“O hep öyledir! Evli öğrenciler, ne yapar eder, Amerika‟da do-

ğururlar.”

Nevra Dülger, Pavloviçlere, oturdukları yeri, kapıcılığını yap-

tıkları apartmanın yanındaki yeni binada boĢ daire olduğunu ha-

Page 95: ALFA DA - okumedya.com · ALFA DA . ALEV ALATLI KÜLLĠYATI. Schrödinger‟in Kedisi [Kâbus] Schrödinger‟in Kedisi [Rüya] Viva La Muerte! • YaĢasın Ölüm „Nuke‟ Türkiye!

ber veren Nesibe kanalıyla bulmuĢtu. Ancak anlaĢılan, beklenile-

bileceğin de ötesinde ters bir ev sahibine çatmıĢlardı ki, yıllık pe-

Ģine tuttukları “süper lüks” daire, akıl sır almaz bir soruna dönüĢ-

tü. O yıl erken bastıran sonbaharın nemli poyrazı, Bostonluları

bile titretecek kadar keskindi, ama kalorifer yanmadı. Alt katta

oturan ev sahibi, hacı Laz müteahhit, konuĢmaya gelen Amerika-

lıları omzunun üstünden seyreden örtülü kadınlarını içeriye yol-

ladı, tespihini Ģakırdattı ve ciddi ciddi soba kurmalarını önerdi.

Merkezi sisteme bağlı olduğundan, sıcak su da yoktu. Diana, öm-

ründe Ģofben kullanmamıĢtı. Tüpgaz gelince,

“Ama, Nevra!” diye ünledi Diana, “Bu bir bomba!”

Kontrat, rica, “Hacı Bey, yabancılara rezil oluyoruz!” fayda

etmedi,

“Hadi, hadi!” diyerek sobanın nasıl bir Ģey olduğunu hatırla-

maya çalıĢan Profesör Pavloviç‟in yüzüne kapıyı kapatıverdi adam.

Nevra Hanım, kendisini bağıĢlatabilmek için ne yapacağını bi-

lemedi. Pavloviçleri sempatiye boğdu, mahrumiyetlerini kısmen

olsun hafifletebilmek için elinden geleni yaptı. Her Ģeye karĢın

Ġstanbul‟da, kültürlü, aydın, toplumun geri kalmıĢlığını en az Pav-

loviçler kadar yadırgayan, yetersizliklerini nesnel olarak yargılaya-

bilen Türklerin de olduğunu kanıtlayabilmek için ısrarlı bir çaba

sarf etti. “Welcome to Ġ.S.B.F. Party”, bu çabalar manzumesin-

dendi. Cemalettin Eren, sunulan vitrinin bir numaralı “obje”si

oldu.

Akademik kariyeri olmamasına karĢın “hoca” sıfatı ile onur-

landırılan Eren, gür beyaz saçlı, mavi gözlü bir adamdı. Hacmi

itibariyle Nâzım Hikmet‟i andırırdı. Olgun bir topluluğa eriĢmiĢ

uzun boyu, elma kokan deri tütün kesesi, güderi ayakkabıları, ye-

rine göre beyaz Ġrlanda kazakları ve balıksırtı tüvit ceketleri ile

uluslararası diplomatlar kulübünün herhangi bir üyesi olabilirdi.

YurtdıĢında sık sık verdiği konferansları, dinleyenler için övünç

kaynağıydı,

“Çok iftihar ettik! Görseniz Türk demezdiniz!”

Page 96: ALFA DA - okumedya.com · ALFA DA . ALEV ALATLI KÜLLĠYATI. Schrödinger‟in Kedisi [Kâbus] Schrödinger‟in Kedisi [Rüya] Viva La Muerte! • YaĢasın Ölüm „Nuke‟ Türkiye!

Dört dili “anadili” gibi konuĢurdu Eren. Sanat ve edebiyata

iliĢkin “bilmediği konu” yoktu. Keman çalardı, ama “sadece bir

hobi”. Belli baĢlı dergilerde sık görünen denemeleri, hemen her

gazetenin kendisine açık sayfaları, dost köĢe yazarlarının okurla-

rına duyurdukları günlük faaliyetleri ile,

“Gerçekten bir tane”ydi.

O gün, Pavloviçler, Eren‟in dikkatini çektiler ise, Diana‟nın

“tipik Yahudi” kocasından bir baĢ daha uzun ve hiçbir “Batılı ka-

dının olamayacağı kadar rüküĢ” olması ile çektiler. Cemalettin

Eren‟in, Viyana-Londra-Paris üçgeninde “kaba saba” Amerikalıla-

ra yer yoktu. Diana, “hamhalat‟lığını, David Pavloviç, “Eski Dün-

yalıların, Yeni Dünyalıları aĢağılamasını” ĢaĢırarak yaĢadılar. Öte

yandan, Nevra Dülger, bir taraftan Amerikalıların hocayı daha iyi

tanımalarını sağlamak için Eren‟e methiyeler düzerken, öbür ta-

raftan da Eren‟in ilgisini uyandırabilmek için Diana‟nın da müzis-

yen olduğunu, “Orient‟le ilgilendiğini, “hatta” Ġslâmiyet‟i öğren-

mek istediğini, ne kadar ilginç bir heves değil mi, diye italik‟ leye-

rek anlattı.

Eren‟in tepkisi, kaĢlarını kaldırarak, uzun bir,

“Ooo?” çekmek oldu.

Diana, adamın gözlerindeki küçümsemeyi o zaman idrak etti-

ğini söyledi,

“Sevgili Nevra‟nın, bizi beğendirmeye çalıĢtığını görebiliyor-

dunuz! „Diana, Türk kültürünü tanımaya çalıĢıyor,‟ diye açıkladı,

„Ġslâmiyet‟i öğrenmek istemesinin nedeni de bu!‟ diye ekledi! Bili-

yor musun, gerçekten uğraĢtı kadın! Ve Tanrı biliyor, nedenini

anlamadım! Onu görmeliydin Günay, adamla açıktan flört ediyor-

du! Bizi beğendirmek için! Sen bunu anlayabiliyor musun?”

“Sanırım,” diye mırıldanmıĢ, lâfı değiĢtirmiĢti Günay,

“ĠĢe yaradı mı bari?”

“Tabii ki hayır! Biliyorsun, Eren ağır bir aksanla konuĢuyor.

Oxford Ġngilizcesi. David‟le bana döndüğü zaman, aksanını daha

Page 97: ALFA DA - okumedya.com · ALFA DA . ALEV ALATLI KÜLLĠYATI. Schrödinger‟in Kedisi [Kâbus] Schrödinger‟in Kedisi [Rüya] Viva La Muerte! • YaĢasın Ölüm „Nuke‟ Türkiye!

da ağırlaĢtırdığını fark ettim. Bizi ezmeye çalıĢıyordu, anlıyor mu-

sun?”

Günay, eğlenmeye baĢlamıĢtı,

“Eeeh? Sen ne dedin?”

“ġaĢırdım, tabii! „Türk ulusu diye bir Ģey olduğuna göre, Türk

kültürü de olmalı!‟ gibisinden bir Ģeyler mırıldandığımı hatırlıyo-

rum.”

“Buna cevap verdi mi?”

“Oh, yes! Ama önce uzun uzun beni süzdü! Biliyor musun,

adam aktör! Bedeniyle çevresine mesaj veriyor!”

“Ne mesajı?”

“KonuĢma yeni bir mecraya yöneliyor! „Susun ve beni dinle-

yin!‟ mesajı! Aynı zamanda, gözlerini kısıyor, uzaklara bakmaya

baĢlıyor! Derin düĢünceye dalmıĢ gibi! Ne demek istediğimi anlı-

yorsun, değil mi?”

“Devam et.”

“„Demek böyle düĢünüyorsunuz, küçük hanım!‟ diye sürdür-

dü, „Demek bizim tanımlanabilir bir ulus olduğumuzu düĢünüyor-

sunuz?”„

“Çevredekiler heyecanla kıpırdanmıĢ olmalılar,” dedi Günay

bana, “malum, Cemalettin Efendi taĢı gediğine oturtmakla ünlü-

dür!”

“Sosyal sadistlerden!”

“Eh! Ama, Osmanlıya daha yakın kuĢaktır. Daha terbiyelidir,”

Diana‟ya döndü,

“Affedersin, sözünü kestim!”

“„Aslında bizde ulus kavramı yenidir,‟ diye baĢladı. „Bildiğiniz

gibi, Ġstanbul‟un fethinden sonra Türkler, Osmanlı Ġmparatorlu-

ğu‟nda yaĢayan diğer Hıristiyan ve Müslümanlar gibi, onlarca mil-

letten bir tanesi haline geldiler. Ve azınlıktılar. Ulus kavramı, bize

Page 98: ALFA DA - okumedya.com · ALFA DA . ALEV ALATLI KÜLLĠYATI. Schrödinger‟in Kedisi [Kâbus] Schrödinger‟in Kedisi [Rüya] Viva La Muerte! • YaĢasın Ölüm „Nuke‟ Türkiye!

çok sonraları, Muhammed‟in ümmeti olmaktan kurtulduğumuz

zamanda geliĢmeye baĢladı. ĠĢte, bu nedenledir ki, bizler ulusu-

muzun geçmiĢi üzerinde henüz bir açıklığa varmıĢ değiliz!‟”

“ġaka yapıyor olmalısın! Bunu söylemiĢ olamazlar!” (Bu ben-

dim!)

“Hayır, Ģaka yapmıyorum”, dedi Diana, “Günay‟ın o akĢam

bana Ziya Bar‟da Türklerin geçmiĢini anlatırken o kadar ĢaĢırmıĢ

olmamın nedenlerinden birisi de Eren‟in anlattıkları ile hiç bağ-

daĢmıyor olmasıydı zaten!”

“Eeee? Daha neler dedi?”

“David de ĢaĢırdı, hatta araya girdi, „Türklerin tarihleri husu-

sunda konsensüse varmamıĢ olduklarını bilmiyordum!‟ dedi. Bu-

nun üzerine, Eren, kocama döndü,

„Size hoĢ bir fıkra anlatayım, profesör‟ dedi, „bir dostumun oğ-

luna, ilkokul sınavında, Türklerin anayurdu neresidir, diye sor-

muĢlar, çocuk, Orta Asya‟dır, diye cevap vermiĢ. Öğretmenler

gülmüĢ ve Tanrı‟ya Ģükür, çocuğu sınıfta bırakmamıĢlar!‟”

Bu noktada, Günay bana döndü,

“Ben bunu biliyorum,” dedi, “Bu, Sabahattin Eyuboğlu. De-

nemelerinden bir tanesinde vardır. Yanılmıyorsam, hemen arka-

sından da Atatürk, Türk tarihini neden kendi yazmadı da, bilim

adamlarına bıraktı diye yakınır!”

“Olamaz!”

“Vallahi! ġimdi kalkar, bulurum sana!”

“Ne konuĢuyorsunuz?”

“Sonra söylerim. Devam et, lütfen.”

“Sonra, „Gördüğünüz gibi, bilginlerimiz, geçmiĢimizi, bu top-

rakların dıĢında götürmedikleri yer bırakmadılar,‟ dedi, dinleyici-

lerine döndü, tabii, Ģimdi anlıyorsunuz, partidekilerin hemen

hepsi etrafımıza toplanmıĢtı,

Page 99: ALFA DA - okumedya.com · ALFA DA . ALEV ALATLI KÜLLĠYATI. Schrödinger‟in Kedisi [Kâbus] Schrödinger‟in Kedisi [Rüya] Viva La Muerte! • YaĢasın Ölüm „Nuke‟ Türkiye!

„Maalesef, Atatürk bile geçmiĢimizi sınırlandırmada dilediği

açıklığa varamadan göçtü. Bu iĢte, kendi sağduyusuna baĢvuraca-

ğı yerde, nedense, bilginlere baĢvurdu!‟ dedi.”

“...tirsin, efendim!”

Türkçe küfretmiĢtim, ama Diana anlamıĢtı,

“David‟i görmeliydin!” dedi, “Gözleri açılmıĢ öyle dinliyordu,

bana aman, sakın kesme, bırak konuĢsun, mesajı gönderdi. Ama

adamın zaten öyle bir niyeti yoktu,

„Gerilere gittikçe,‟ diye açıkladı, „milletlerin tarihleri birbirle-

rine karıĢtığına göre, bilginler her millete diledikleri geçmiĢi vere-

bilirler. GeçmiĢi sınırlandırma, milletin bugünkü hayatıyla ilgili ve

ister istemez keyfi ve hatta duygusal bir iĢtir!‟”

“Bu kelimesi kelimesine Eyuboğlu,” dedi, Günay, tekrar. Yü-

zü, anlatageldiğim, transandantal acıyla burulmaya baĢlamıĢtı.

Diana‟ya döndü,

“David, ne dedi?”

“O kadar ĢaĢırmıĢtı ki! „Bilime inanmıyorsunuz, galiba!‟ gibi-

sinden bir Ģeyler mırıldandı. Bunun üzerine adam, tepeden bakan

bir tavır aldı,

„Azizim, profesör,‟ dedi, en Ġngiliz haliyle,

„Ġnsan, geçmiĢiyle hesaplaĢarak geliĢir. En ileri milletlerin

geçmiĢlerini en iyi bilen milletler olmaları bundandır. Bu konuda

bilginlere düĢen, milletin kararlarını ve yeni duygularını besle-

mektir. Ġstiklâl SavaĢı‟yla yeniden doğan milletimizin kararı ne-

dir? Sınırlarını kanıyla çizdiği topraklar içinde kendi gücüyle ve

her tekine hangi ırk ve dinden olursa olsun, aynı hakları vererek

yaĢamak değil mi? Bu kararıyla milletimiz geçmiĢi uzaklarda de-

ğil, kendi topraklarımızın içinde, ektiğimiz buğdayların kökünde

aramamızı istiyordu!‟”

Günay, bana baktı, italik‟ledi, “Turgut Reis, 21 Ağustos 1565‟te,

Nice‟te karaya çıktı. „Turgut Reis değil, Barbaros Hayrettin; 21

Page 100: ALFA DA - okumedya.com · ALFA DA . ALEV ALATLI KÜLLĠYATI. Schrödinger‟in Kedisi [Kâbus] Schrödinger‟in Kedisi [Rüya] Viva La Muerte! • YaĢasın Ölüm „Nuke‟ Türkiye!

Ağustos değil, 21 Temmuz; 1565 değil, 1543; Nice değil, Marsilya.

Hangi birini düzelteceksin?”

“Honestly! Türklerin düĢünce tarzını öğrenmeye çalıĢıyorum,

ama milletlerin tarihlerini kararla belirlemeleri fikri çok garip

geldi” diye sürdürdü, Diana. KonuĢurken, bir yandan da uzanmıĢ,

Günay‟ın elini okĢamıĢtı. Bu okĢama, milletini aĢağılamak gibi bir

niyetim yok! Ġnan bana, okĢamasıydı.

„Bu konuda bir referandum filan mı yapıldı?‟ diye sordum. Yi-

ne, o üstünlük taslar havasını takındı,

„Hayır, ama,‟ dedi, Eren, „bu milletin çoğunluğu ile kim Ata-

türk kadar senlibenli olmuĢtur? Getirdiği yenilikler bu memleket

insanının beklediği, özlediği değerlerdi. Attığı Ģeyler ise, aslında

zaten ölmüĢ değerlerdi. Tanzimat‟tan bu yana, nice yenileĢme

emeklerimizin boĢa gitmesi, toprağımızı ve toprağımızın insanını

iyi bilmememizden ötürüdür. Atatürk‟ün emekleri, toprağımızı ve

toprağımızın insanını iyi bildiği için boĢa gitmemiĢtir.‟”

“Diana, David ne yaptı? Nasıl aldı bütün bunu?”

“David... David, sersemledi! Açıkçası! Bunu anlamalısınız,”

bir Günay‟a bir bana baktı,

“Yabancı bir ülkede çok zor oluyor! Hele de Türkiye‟de! Sizler

çok gururlu insanlarsınız! Sizlerle -sizin ikinizi kastetmiyorum,

genel olarak Türklerle demek istiyorum- konuĢmak çok zor! (Bu

defa da ben italik‟ledim, „İltifat mı, hakaret mi bu? Düpedüz,

Hırtsınız!‟ demiyor mu?) David, zaten ılımlı bir insandır, üstelik

Atatürk‟ün dünyanın tanıdığı en büyük liderlerden birisi olduğu

kuĢkusuzdur, ama bizim gözlemlediklerimiz Eren‟in söyledikleriy-

le çakıĢmıyordu. David, bunu söyledi; halkın, geleneksel değerlere

ısrarla sadık kalmaya çalıĢması hususunda ne düĢündüğünü sor-

du. Bu sorunun sorulmasını bekliyor olmalıymıĢ ki, adam keyifle

arkasına yaslandı, like so... (Diana, Eren‟in taklidini yaptı!)

„Kültür emperyalizmi diye bir kavram var,‟ diye baĢladı, „Bu

kavramı ortaya atanlar kimlerdir, dersiniz?‟

Page 101: ALFA DA - okumedya.com · ALFA DA . ALEV ALATLI KÜLLĠYATI. Schrödinger‟in Kedisi [Kâbus] Schrödinger‟in Kedisi [Rüya] Viva La Muerte! • YaĢasın Ölüm „Nuke‟ Türkiye!

Bizden baĢka herkes biliyor olmalıydı ki, çevremizdekilerin

yüzlerinde inceden bir gülümseme belirdi,

„Pierre Loti,‟ dedi gözlerini David‟le bana dikerek,

„Pierre Loti! O Pierre Loti ki, Batı kültürünü benimsemek is-

teyenlere karĢı çarĢaflı, peçeli, inĢallahlı-maĢallahlı Doğu kültü-

rünü sürdürmek isteyenleri tutuyordu! Batılı emperyalistlerin is-

tedikleri de buydu! Aman, Doğulu, Doğulu kalsın!‟

Bunun üzerine, David, „Cezayir‟i destekleyen Fransız düĢü-

nürlerini‟ nasıl değerlendirdiğini sordu. „Onlar çok baĢkaydı, ta-

bii!‟ dedi, Eren,

„Onlar çok baĢkaydı. Ama, onlar da, çok iyi niyetlerle de olsa,

Arapların Arap kalmasını, Batı‟nın kültürünün bir emperyalist ve

burjuva tuzağı olarak görülmesini istiyorlardı.‟”

Günay‟a döndü, Diana,

“So my dear lady,” dedi, “gördüğün gibi, bizi sevenler de var!”

“Hiç kuĢkusuz!” dedi, Günay.

“„DüĢünün ki, Fransız emperyalizmine karĢı savaĢan bir Ceza-

yirli, Parisli okul arkadaĢlarından aldığı hızla Ģu sözü biliyordu,‟

diye sürdürdü ve bir alıntı yaptı, „Moliere‟in bir komedyası Ceza-

yirliler için Fransız tank taburundan çok daha zararlı ve tehlikeli-

dir.‟ Hoppala!”

Günay‟la, aramızda Ģöyle bir italik‟leme geçti,

– Ne kadar haklı! Ama, hangi bağlamda?

– Papanın kerhane hikâyesi bağlamında?

O da ne demek?

– Hani, o fıkra vardır ya, Papa, New York „u ziyarete gidiyor-

dur; uçak-ta gazetecilerden birisi sorar, “Papa Hazretleri, New

York kerhaneleri hakkında ne düşünüyorsunuz?” Papa, hayret ve

dehşet içinde, “New York‟ta kerhane var mı?”

Page 102: ALFA DA - okumedya.com · ALFA DA . ALEV ALATLI KÜLLĠYATI. Schrödinger‟in Kedisi [Kâbus] Schrödinger‟in Kedisi [Rüya] Viva La Muerte! • YaĢasın Ölüm „Nuke‟ Türkiye!

– Ve ertesi gün, gazetelerde sekiz sütun manşet, “Papa uçağı

alçalırken sordu: New York‟ta kerhane var mı?”

Hikâyemize devam etmeden, Ģunu da belirtmeliyim ki, Günay,

Sabahattin Eyuboğlu‟nun o denemesini buldu. Eren, gerçekten

de, adamı, satır satır tekrarlamıĢtı. Ancak Diana‟nın bize naklet-

mediği birkaç cümle daha var ki, onları da ben eklemeliyim:

“...Buna, Cezayirlinin Moliere‟e ilişkin sözlerine, aykırı bir düşün-

ce bile denmez. Bu yalınkat, dört köşeli, daha doğrusu yusyuvar-

lak, kabağımsı bir sözdür! Saraylıları da, aristokratları da, burju-

vaları da, para babalarını da, para babalarına uşaklık eden yo-

bazları ve din sömürgenlerini de halka gülünç gösterip, Fransız

Büyük Devrimi‟ni hazırlayan Moliere, niçin kültür emperyalizmi-

nin adamı sayılsın?”

“Söyle bakalım, Günay Hanım, niye sayılsın?” diye sordum,

“Çünkü,” dedi, Günay, “bu anlatım yaĢanılanın niteliğini de-

ğiĢtiriyor. Kötülükler saptırılıyor, sıradan vakalara indirgeniyor. Ve

Moliere okurları muhalefet görevlerini yapmıĢ insanların huzuru

içinde pasifize oluyorlar.”

Diana, o esnada, Eren‟e bir soru sormak için ağzını açtığını

ama adamın kendisini, “Sizinle daha sonra konuĢacağız, Ma-

dam!” diye terslediğini anlatıyordu.

“Madem, Batı sömürgendir,” diye sürdürmüĢtü Eren, “Batı

kültürü de sömürgenliğin boyunduruğundadır. (Diana, “Aynen!”

diye ünlemiĢ, ama kocası, kolundan çekmiĢti, bırak konuĢsun!)

“Kültür emperyalizmi kavramını ciddiye alan aydınlarımız, „Em-

peryalistlerin kılıcı ve kültürü aynı Ģeydir. Ġkisi de aynı yıkılası gü-

cün iki ayrı belirtisidir,‟ diyorlar. Bir Descartes, bir Racine, bir Sa-

int Simone, bir Flaubert, bir Rabelais, niçin emperyalist uĢağı ol-

sun? Üstelik, Batı kültürünün Ģanı Ģerefi olan Karl Marx‟a hay-

ranlar. Ya, o da, haklıdan yana görünüp, dolambaçlı yollardan

emperyalizme hizmet ediyorsa? Değil mi, efendim?”

Diana, adamın saydığı onca isimden aklında bir tek Flau-

bert‟in kaldığını itiraf etti,

Page 103: ALFA DA - okumedya.com · ALFA DA . ALEV ALATLI KÜLLĠYATI. Schrödinger‟in Kedisi [Kâbus] Schrödinger‟in Kedisi [Rüya] Viva La Muerte! • YaĢasın Ölüm „Nuke‟ Türkiye!

“Bir-iki bardak da içmiĢtim, biliyor musunuz? Saldım gitti: Ba-

tı kültürünü, Batı sömürgeciliğinden nasıl ayırabildiğinizi anla-

yamıyorum! Bunun en yakın örneği, Ġran‟dır. Sanıyor musunuz ki

Amerikan hükümetleri, halkın, aydınların, üniversite-basın-sanat

çevrelerinin desteğini almadan böyle bir iĢe giriĢebilir? Böylesine

destek, kültür müsait olmasa verilir mi? Bence, o Cezayirli çok

doğru söylemiĢ, evet, emperyalizm bizim kültürümüzün doğal so-

nucudur!”

Bundan sonraki konuĢma (mealen!) Ģöyle geliĢti:

“Ġran? Good Lord, Madam! Umarım, bize Ġran‟ı savunmaya-

caksınız! O güruh, o dehĢetengiz yobaz sürüsü günde yüzlerce

adam asıyor! O çılgın Humeyni, insanlığın selameti için durdu-

rulmalıdır!”

Anneme ne kadar uygun bir koca olursun?

Karısının gözünde “vahĢi Kızılderili parıltısı” dediği ıĢığı yaka-

layan Profesör Pavloviç, devreye girmek zorunda kalmıĢtı,

“Ġran‟ın durumunu değerlendirebilecek kadar bilgili değiliz,

tabii! Sanırım, Diana‟nın demek istediği yanlıĢ anlaĢıldı. Onun

söylemeye çalıĢtığı, Batı‟nın çıkarlarını kısa vadede değerlendiri-

yor olmasıdır. Yoksa doğal olarak, bizim Ġran‟ı savunmak gibi bir

konumumuz olamaz!” Sözlerini bitirdikten sonra sevimli, sevimli

gülümsemiĢ olmalıydı!

“Ah! Lâkin, azizim, bütün mesele de bu ya! Öyle zamanlar

vardır ki, karıĢmamak kabullenmek anlamına gelir! Eğer, mede-

niyet barbarlığa izin verirse, barbarlığın devamını arzuluyor de-

mektir! Esas emperyalizm budur! Tabii, siz, Ġran‟la sınır değilsi-

niz! Ġran‟ın çağdıĢı kalması iĢinize gelir! Petrol bu! Zaten, efendi,

yeni Türkiye‟nin kurucusu Mustafa Kemal, Batı sömürgeciliğinin

amansız düĢmanı, Batı kültürünün kulu kölesiydi! Mustafa Ke-

mal, emperyalizmin öylesine karĢısındaydı ki, kendi milletinin

emperyalist tarihinden bile tiksinmiĢ, Osmanlı emperyalizmini

milletin belleğinden silmeye kalkıĢmıĢtı!”

Diana Pavloviç, anlattı, anlattı, sonunda Rodoplu‟ya döndü,

Page 104: ALFA DA - okumedya.com · ALFA DA . ALEV ALATLI KÜLLĠYATI. Schrödinger‟in Kedisi [Kâbus] Schrödinger‟in Kedisi [Rüya] Viva La Muerte! • YaĢasın Ölüm „Nuke‟ Türkiye!

“Okey, lady! Ne diyorsun?”

Sabahattin Eyuboğlu bir müsteşriktir diyorum, ama sana ne

anlatayım?

Günay, bunu söylemedi, omuzlarını silkmekle yetindi,

“Eren, sizlerden birisi,” dedi, “Profesör Sernea gibi. Zihninde

kurduğu bir yapılanmaya delil bulmaya çalıĢıyor.”

“Honey,” Diana bana döndü, “bu hanımefendi bana ağır geli-

yor!”

“Unut gitsin!”

“Hadi ama! Söyle bana, neyin peĢinde bu Eren?”

Günay‟ın konuĢmayacağı açıktı. Osmanlı medeniyetini hem

Orta Asya‟dan hem de Ġslâmiyet‟ten kurtarıp, Anadolu, özellikle

de Ege ile özdeĢleĢtirmek gayretlerini özetlemek bana düĢtü. Er-

hatlar, Halikarnas Balıkçıları, Dinolar, vb. vb. anlattım.

“Ama, bütün bunlar Yunan,” diye ünledi Diana, Günay‟a dön-

dü, “Türkler, Akdeniz havzasına on birinci yüzyılın baĢlarında

geldiler, diyen sen değil miydin?”

“Öyle, denebilir.”

“Anladım! Yer edinebilmek için isim değiĢtiriyorsunuz! Tıpkı

Amerikan Yahudileri gibi! Biliyor musun, David‟in cemaatinden

birileri „Pavloviç‟i bırakıp, Anglosakson izlenimi versin diye „Peter-

son‟ adını aldılar! Sizinki de bunun gibi bir Ģey! Değil mi?”

“Belki.”

Günay‟a döndü yine,

“Kocam böyle konuĢmamdan nefret ediyor, ama Eren‟i sev-

medim.”

“Niye?”

“Sanıyorum, çünkü, ruhsuz bir zekâ, olabilir!”

Page 105: ALFA DA - okumedya.com · ALFA DA . ALEV ALATLI KÜLLĠYATI. Schrödinger‟in Kedisi [Kâbus] Schrödinger‟in Kedisi [Rüya] Viva La Muerte! • YaĢasın Ölüm „Nuke‟ Türkiye!

Ben de Günay‟a döndüm, italik‟ledim, malumat istifçisi? Ama,

Günay‟ın aklı baĢka yerdeydi,

“ġu ruhsuz zekâ tanımını açar mısın?”

Diana, bu tanımı kayınpederinden duyduğunu söyledi ve bize

David Pavloviç‟in daha önce naklettiğim hikâyesini anlattı. Gü-

nay‟ın, “hangi ülkeye giderlerse gitsinler yanlarında taĢıdıkları

portatif bir anavatanları var” dediği Yahudilerin hikâyesini büyük

bir ilgiyle dinlediğini hatırlıyorum.

Ben, daha çok David‟in, Diana üzerindeki yasaklayıcı gibi gö-

rünen etkisini merak ediyordum,

“Profesör sana niye kızdı?”

“Kızgınlık değil... Bak, David bir akademisyen. Nesnel olmak

zorunda, tamam mı? Benim duygularım onu etkileyebilir ve David

bunu istemiyor. „Duygularını kendine sakla!‟ diyor.”

“KonuĢamıyorsunuz, desene.”

“Amerika‟da böyle değildi, çünkü hastalarını tanımıyordum.

Burada, onun kariyerine dâhil olmuĢ gibiyim, anlıyor musunuz,

dikkatli olmam gerekiyor. Ama önemli değil, benim de yapacak

iĢlerim var! ġimdi, bir de tam gün hizmetçim var! Ġnanabiliyor

musunuz? Çocukları bırakabileceğim artık!”

Nesibe‟nin, Pavloviçlerde çalıĢmaya baĢladığını da bu Ģekilde

öğrendik. AnlaĢılan, partide, Diana bir ara Eren‟in elinden kur-

tulmuĢ, Nevra ile “kadın kadına” konuĢabilmiĢti. Bu konuĢma sı-

rasında çocukları bebek bakıcısına bıraktıklarını, bu nedenle eve

erken gitmek zorunda olduklarını söyleyince, Nevra Hanım, bir

hizmetçi tutmasını önermiĢ, hatta bu iĢ için elinde uygun birisi

olduğunu söylemiĢ, Nesibe‟yi göstermiĢti.

“Çok hoĢ bir insan!” diye anlattı Diana, “Biliyor musunuz, bi-

zimle aynı sofraya oturmuyordu. O kadar ezik ki! Belki, Türkler

yeterince demokratik olmadığı için. Biliyor musun, Nevra‟da çalı-

Ģırken onların sofrasına da hiç oturmamıĢ. Hep mutfakta yermiĢ!”

“Bunu kendisi mi söyledi?”

Page 106: ALFA DA - okumedya.com · ALFA DA . ALEV ALATLI KÜLLĠYATI. Schrödinger‟in Kedisi [Kâbus] Schrödinger‟in Kedisi [Rüya] Viva La Muerte! • YaĢasın Ölüm „Nuke‟ Türkiye!

“Hayır! Bir gün, beraber öğle yemeği yerken Nevra uğradı. Bi-

ra içiyorduk. Nesibe‟nin, Nevra‟yı görünce çok rahatsız olduğunu

hissettim. Bira bardağını sakladı. Birayı ona David vermiĢti, izin-

siz almıĢ filan değildi, ama yine de sakladı. Tabağını aldı, mutfağa

gitti, yemeğini orada bitirdi,” duraladı,

“Onun için bir Ģeyler yapmalıyım!”

Günay‟ın kasıldığını hissettim,

“Ne gibi?”

“Oh, I don‟t know! Ama bu eziklikten kurtulmalı! Güven ka-

zanmalı! Bir insan olduğunun farkına varmalı!”

Günay‟ın kasıldığını hissetmiĢtim, ama bu kadar sert bir tepki

vereceğini asla düĢünememiĢtim!

“Keep out, Diana!” dedi birden, “Nesibe‟den uzak dur! DeğiĢ-

tirmeye kalkıĢma!”

Diana da ĢaĢırmıĢtı,

“Neden ama?” diye sordu, “Hayata geçirebileceği pek çok be-

cerisi var!”

Yanında, yerde duran çantasına uzandı, bir paket çıkardı, açtı,

“Bak, bunu o iĢledi!”

Beyaz bir kumaĢın üzerine Günay‟ın kanaviçe dediği bir iĢle

iĢlenmiĢ bir gül gösterdi,

“Mükemmel değil mi? Naif ve etkileyici!”

“Ve çok sıradan!” dedi, Rodoplu.

Diana, deseni yukarı kaldırmıĢ, bir tabloya bakar gibi hayran

hayran süzüyordu. Günay‟a kuĢkuyla baktı,

“Ne demek istiyorsun?”

“Türkiye‟deki üç Türk kadınından biri bunu mutlaka iĢler,”

dedi Rodoplu, sakin sakin.

Page 107: ALFA DA - okumedya.com · ALFA DA . ALEV ALATLI KÜLLĠYATI. Schrödinger‟in Kedisi [Kâbus] Schrödinger‟in Kedisi [Rüya] Viva La Muerte! • YaĢasın Ölüm „Nuke‟ Türkiye!

“Ya sen? Sen iĢleyebilir misin?”

“Evet,” dedi Günay, “iĢleyebilirim. Nesibe‟ye olmayan nitelik-

ler atfetmekten vazgeç.”

“Ama neden? Bunu Amerika‟da kaça satabileceğini biliyor

musun?”

“Amerika‟da. Burada değil!”

“Ben ona yardım edebilirim! Yardım edeceğim!”

“Ne zamana kadar?”

“Edebildiğim kadar! Bak, benim Nesibe‟ye yardım etmeme

karĢı mısın?”

“BoĢ umutlar vermene karĢıyım!”

“Niye boĢ umutlar olsun?”

“Bak, Diana, kendine bir iyilik et! Nesibe‟den öğrenmeye çalıĢ,

öğretmeye kalkıĢma!”

Rodoplu‟nun otoriter sesi, Diana‟yı öfkelendirmiĢ olmalıydı,

yerinden hızla kalktı, parmağını itham eder gibi uzattı,

“ĠĢte bunu demek istiyorum! Senin gibi AmerikalılaĢmıĢ bir

Türk bile self-help nedir, bilmiyor! Nesibe‟ye, kendi kendisine

yardım etmesini öğretebilirim. Sen de öğretebilirsin! Beceri geliĢ-

tirebilir. Yani, aslında, bunu sizin hükümetiniz yapmalı! Beceri

kursları açabilirler, değil mi?”

Günay, gülümsemeye baĢladı,

“Sen kendini ne sanıyorsun, Diana?” diye sordu, “Lanet olası-

ca bir BarıĢ Gönüllüsü, filan mı?”

“Hell!” diye ünledi, kendisini yine oturduğu koltuğa attı Dia-

na,

“Siz, ne yardım edeceksiniz ne de bizim yardım etmemize izin

vereceksiniz, öyle mi?”

Page 108: ALFA DA - okumedya.com · ALFA DA . ALEV ALATLI KÜLLĠYATI. Schrödinger‟in Kedisi [Kâbus] Schrödinger‟in Kedisi [Rüya] Viva La Muerte! • YaĢasın Ölüm „Nuke‟ Türkiye!

“AptallaĢma! Sana, kadının bastığı yeri sarsacak bir Ģey yap-

ma, diyorum, hepsi bu! Sizde çalıĢıyor olması yeterince sarsıcı

olmuĢtur, zaten!”

Diana, daha da ĢaĢırdı, yeĢil gözlerini kocaman kocaman açtı.

“Ama neden?” diye kekeledi, “Biz kötü insanlar değiliz. Onu

çok çalıĢtırmıyorum! Zaten o kadar az kazanıyor ki!”

“Bak, siz, zaten aydan gelmiĢ mahlûklar gibisiniz! Ona asla

nüfuz edemezsin! Sizi ancak taklit edebilir, anlamıyor musun?

Ve siz gittiğinizde o burada kalacak!”

“Saçma!”

“Öyle mi dersin?”

“Asıl mesele ne biliyor musun?”

“Söyle.”

“Sen, seçkincisin! Bir yerliyle iliĢki kuramayacak kadar seç-

kincisin! Ve Nesibe‟ye üstünlük taslıyorsun! ġunu söyle bana, Ne-

sibe ile sinemaya gider miydin?”

“Hayır.”

“Niye, hayır?”

“Zevklerimiz tutmazdı. ArkadaĢım da değil.”

“Niye? Sende çalıĢtı, değil mi?”

“Üç yıl.”

“Yine de arkadaĢın değil! Neden? Çünkü sen arkadaĢın olsun

istemedin!”

Rodoplu‟nun duraladığını, düĢündüğünü gördüm.

“Senin „arkadaĢ‟tan ne anladığını bilmek isterdim,” dedi, bir

süre sonra, “bir de, tabii, Nesibe ile benim arka-plan farklılığımızı

anlaman zor olabilir.”

Page 109: ALFA DA - okumedya.com · ALFA DA . ALEV ALATLI KÜLLĠYATI. Schrödinger‟in Kedisi [Kâbus] Schrödinger‟in Kedisi [Rüya] Viva La Muerte! • YaĢasın Ölüm „Nuke‟ Türkiye!

Diana, küçük bir zafer kazanmıĢ gibi gülümsedi,

“Gördün mü?” dedi, “Sen AmerikalılaĢmıĢsın, o sahici Türk!”

“Öyle düĢünüyorsun, değil mi?” dedi Günay, düĢünceli dü-

Ģünceli.

Diana‟nın, yakaladığı avantajı bırakmaya niyeti yoktu.

Uzandı, Günay‟ın elini okĢadı,

“Böyle konuĢtuğum için bağıĢla, ama Nesibe‟yi sizlerden daha

ilginç buluyorum!”

“Bizler kim, Diana?”

“Sen, Mehmet, Nevra, Tülin... sizler iĢte!”

Günay, anlamak ister gibi yeniden duraladı, Diana, açıklama

getirmek ihtiyacını duydu. Ellerini iki yana attı, evdeki eĢyaları

gösterdi,

“Bütün bunlara bak,” dedi, “yaĢam biçimine bak! Nev-

ra‟nınkine bak! Yani, onun evi ile anneminkinin arasında, tamam,

annemin evi daha büyük, fark yok! Tanrı aĢkına, Nevra‟nın mut-

fak tezgâhında Kellogg‟un mısır gevreğini bile gördüm! Sizleri ya-

dırgamıyorum, anlıyor musun? Oysa, yadırgamam lâzımdı! Bura-

sı, Türkiye, değil mi? Yoksa yanlıĢ bir adreste miyim?”

Rodoplu‟nun açmaza düĢtüğü ender -ama çok ender!- durum-

lardan birisini izliyordum. Keyiflendiğimi itiraf ederim!

“Bilinmezin albenisi!” dedi, sonunda. ġafak‟ı düĢündüğüne

bahse girebilirim.

“Ne demek istiyorsun?”

“Biliyor musun, ben de Amerika‟dayken Türk lokantalarına

gitmek istemezdim. Sen niye isteyesin?”

“Ah, yapma! Bunu demek istemedim! Çok iyi bir aĢçı olduğu-

nu biliyorum ama... bunu demek istemedim!”

Page 110: ALFA DA - okumedya.com · ALFA DA . ALEV ALATLI KÜLLĠYATI. Schrödinger‟in Kedisi [Kâbus] Schrödinger‟in Kedisi [Rüya] Viva La Muerte! • YaĢasın Ölüm „Nuke‟ Türkiye!

Bu konuĢmadan az önce sofradan kalkmıĢtık ve Günay ger-

çekten uluslararası diyebileceğim türden iyi yemek piĢirirdi.

Uzandı, bu defa da o Diana‟nın elini okĢadı,

“Ben de onu demiyorum zaten!”

“Bak,” dedi Diana, “seni seviyorum. Duygularını incitmek is-

temiyorum! Darılma, olmaz mı?”

Rodoplu sıkıldı,

“Lütfen, Diana, aptallaĢma! Seni anlıyorum. Sahici Türkleri

bulmak istiyorsun. Git ve bul! Ama, önce dili öğrenmelisin!”

“Ama, öğreniyorum,” dedi Diana, “David ile ben, fakültenin

yabancı öğrenciler için açtığı Türkçe kurslarına gidiyoruz. Altı

hafta oldu!”

Page 111: ALFA DA - okumedya.com · ALFA DA . ALEV ALATLI KÜLLĠYATI. Schrödinger‟in Kedisi [Kâbus] Schrödinger‟in Kedisi [Rüya] Viva La Muerte! • YaĢasın Ölüm „Nuke‟ Türkiye!

III

Nesibe, Günay‟a, iĢten ayrılacağını söylemektense, kaybolmayı

yeğledi.

Üç-dört hafta görünmedi, sonra yolda rastladığı Tülin‟den

hasta olduğunu (oysa değildi, ġafak‟ın çocuğunu aldırmıĢtı) öğre-

nince ziyaretine geldi, Günay yatıyordu. Nesibe, onu oyalamaya

çalıĢtı,

“Dört numero da tutuldu ama Ahmet Efendi gene de yakmaz

kaloriferleri,” diye dert yandı, “niçin yakmaz, bilmem ki! Günah-

tır, gâvurlara! Titrer dururlar gün boyu, paralarıynan! Dinlemez

Ahmet gâvuru, eziyet eder insanlara!”

“Sakallı Amerikalı ile karısı, değil mi? Senin çalıĢmaya baĢla-

dığın insanlar?”

“He!” dedi Nesibe, neĢeyle, “PurtınmıĢlar, öyle dedi, hanım.”

“„Purtın‟da neymiĢ?”

Page 112: ALFA DA - okumedya.com · ALFA DA . ALEV ALATLI KÜLLĠYATI. Schrödinger‟in Kedisi [Kâbus] Schrödinger‟in Kedisi [Rüya] Viva La Muerte! • YaĢasın Ölüm „Nuke‟ Türkiye!

“KeĢiĢin bir türüdür, zahar,” omuzlarını silkti, “çok üzülür-

lermiĢ Ġsa Efendimize.”

“Niye?”

“Eh, öldürmüĢler ya Ġsa Efendimizi! Cenab-ı Allah‟ın oğulcu-

ğuyum demiĢ, öldürüvermiĢler!”

“Anladım!”

“He ya!” dedi Nesibe, ciddi ciddi, “Ben derim ki, öldürmek ni-

çun? Götürüverelerdi bir hocaya, üfleyiversin! Kosgoca Ġsa Efen-

dimiz öldürülür mü?”

Çocuk azarlıyormuĢ gibi baĢını salladı, yemenisi çözüldü, gü-

lüverdi,

“Dayan, sorar bana, „Sen, Müslüman mısın?‟ Ben de derim,

„Helbet, Müslümanım, Elhamdullah.‟ Derim, „Benim amucam,

hafızıdı. O, derdi ki, Ġsa Efendimiz, Allah‟ın oğlu değil! Onu, anası

gocasız doğurdu diye, babası Allah‟tır, dediler. Allah, ne evlidir ne

evlenir. Allah, peygamberlerin gaibine doğurur, der ki, sen baĢkan

ol, bu adamları temiz dine çek!”„

CiddileĢti,

“ġimdi, bir sır vardır, oğumuĢlardan duyarım ben: Meyrem

Cenab-ı Tanrı, emretmiĢ melaikesine, „Git, bu gadının yeninden

üfür, hamile olsun uyurken.‟ Kimi de der, gızcağızı bir çoban ora-

da, batırmıĢ, kirletmiĢ, hamile.”

Duraladı, düĢündü,

“Böyle olacak heral!” gülüverdi, “Eh, Cenab-ı Tanrı akıllı

doğmuĢ o çocuk diye, gullarının baĢına koymuĢ, Eh, Frenkler de,

piçtir denmesin diye goca bir Ġsa Efendimize, babası Allah‟tır der-

ler.”

Onay ister gibi bakındı,

“Goca bir Ġsa, piç mi densin? Eh, Allah‟ın gocası, garısı var

mı? O bizi yarattı, garı-goca, derim, Dayan‟a. Bizi seyreder. Allah

garıĢır dünyaya. Nerede ararsan, oradaymıĢ. Eskiden ne dua yap-

Page 113: ALFA DA - okumedya.com · ALFA DA . ALEV ALATLI KÜLLĠYATI. Schrödinger‟in Kedisi [Kâbus] Schrödinger‟in Kedisi [Rüya] Viva La Muerte! • YaĢasın Ölüm „Nuke‟ Türkiye!

salar kabul olurmuĢ. ġimdi, inanır mıyık ki Allah‟a, duamız kabul

olsun? Bazısı Ģimdi, „Ne Allah‟ıdır?‟ der, „Bizi babamız yarattı!‟

Onu kim yarattı diye sorarım, „Babası,‟ derler, giderler.”

“Kim diyor böyle?”

“Bizim orada, talebeler var. Onlar böyle der.”

Diana ile yaptıkları din sohbetlerinden etkilenmiĢ olmalıydı,

birden gözleri daldı,

“Öldüğümüzde ruhumuz nereye gider?” diye mırıldandı, ken-

dine gelmiĢ gibi silkindi, gülüverdi, “Allah‟ın yanına, der, oğumuĢ-

lar. Benim duyduğum, Allah‟ın bir mevkisi varmıĢ, ruhlar oraya

gidermiĢ. Bu tecrübe dünyasıymıĢ. Bizi öteki dünyada meclise çe-

kermiĢ. Bakalım, hangimiz eyiyik, hangimiz kötüyük. Ġki yol gös-

termiĢ; bu iyi, cennete gider, bu kötü, cehenneme gider. Sade

cennet olaydı, daha iyiydi. Allah, iyi bir Ģeydir. Ne içundur, ce-

hennem, bilmem ki! Derin okumuĢlar bilir. Kur‟an-ı Kerim okur,

anlar. Bilir.” Yine duraladı,

“Abla, bilirmin, Abdullah istemez onlara gideyim!”

“Niye?” diye sordu, Günay.

“Bilir miyim? Gâvur garısıdır ama bin Müslüman‟a değiĢmem!

Parası da eyidir, hemi de, bizim hanımlar gibi bağırması, çağırma-

sı yoğtur. Banyoyu, neyi, ovdum ovmadım, garıĢmaz. BaĢımda di-

kilip galmaz öyle!” Yemenisini çözdü, bağladı,

“Ben de bacısına dedim, „Sen o gardaĢına söyle, er adama ya-

kıĢmaz avradı el gapısına koyup gitmek,‟ dedim. „Bebeler bir baĢ-

larına bekleĢirler zabahtan akĢama değin. Madem, godu, bunun

parası eyidir.‟ Hemi de, dakka baĢı öyle gaveymiĢ, çaymıĢ, istemez.

Garıları doparlayıp doparlayıp evi batırmaz. Eyi gadındır, Dayan!

„Söyle, gardaĢına böyle!‟ dedim. Zabahtan çıkar gider, gapalı-

çarĢıya. Artık akĢama değin, halı imiĢ, kilim imiĢ, doplar gelir.

Evin her bir yanına, ayet-i kerimeler astı, oğumuĢların dualarını

goydu. Öyle altın kaplı, Kur‟an bile aldı, ama okuyamaz.”

“Okuyamaz, öylemi?”

Page 114: ALFA DA - okumedya.com · ALFA DA . ALEV ALATLI KÜLLĠYATI. Schrödinger‟in Kedisi [Kâbus] Schrödinger‟in Kedisi [Rüya] Viva La Muerte! • YaĢasın Ölüm „Nuke‟ Türkiye!

“Okuyamaz,” dedi Nesibe, “amucam vefat etmemiĢ olaydı,”

diye hayıflandı, “ona anlatırdı ne soruyorsa. Zabahtan akĢama

okur da yine anlatamaz! Günahtır! Ġki kelime öğretiverirdi, gâvur-

cuğa!”

“Türkçe öğrendi mi ki, kadın?”

“Sen de benimle eğlen! Amerikalıdır, nasıl gonuĢsun Türkçe?

Ama, efendisi bilir. O, hocadır, yüksek mekteplerde”, deyip gülü-

verdi,

“„Sen gardaĢına söyle,‟ dedim, „yönetici sorar durur nerededir

diye.‟ Gelsin, geçsin iĢinin baĢına. Çocuklar, babalarını ister.”

“Abdullah, yine mi kayboldu?”

“He!” dedi güldü Nesibe, “Gayboldu!”

“Peki, ne yer, ne içer bu adam?”

“Bilir miyim? Balık tutar zahar! Gapıcılıkta darlanır, be gu-

zum! Sevmez hiç, gapıcılık yapsın!”

“Yine içiyor mu?”

“Ġçer ya! Bir bakarım, bizim Müsyü, bebenin boklu bezlerini

yıkar. Dayan yok ortada. Gelmez eve yatsıdan önce. Çektim kena-

ra, dedim,

„Eyi gadınsın, hoĢ gadınsın ama eziyet eden bu herife!‟

Dayan, der,

„Senin goca, hiç yardım etmez mi sana?‟

Erkek kısmisi, bilir mi ki yardım etsin? Ne bilecek? Garı gibi

çocuk pıĢpıĢlar adam! „Bizde olmaz, ayıptır!‟ dedim, Dayan‟a.

Müsyü, bir güldü, bir güldü. Keyiflendi adam doğru söylerim di-

ye!”

Bu defa da ben sordum,

“Hangi dilden söylüyorsun, bunları? Türkçe anlıyor mu ki?”

Page 115: ALFA DA - okumedya.com · ALFA DA . ALEV ALATLI KÜLLĠYATI. Schrödinger‟in Kedisi [Kâbus] Schrödinger‟in Kedisi [Rüya] Viva La Muerte! • YaĢasın Ölüm „Nuke‟ Türkiye!

“Anlar, anlar! Anlamadığını da ben efendisine söylerim, o an-

latır ona. Akıllıdır bu gâvur kısmisi!”

“Öyle mi?”

“Akıllıdır, ya! Bana sorar, der ki, „Nerelisin, sen?‟ Ben anla-

mam. Getirir gor önüme bir harita. Ben, okuma bilir miyim ki ha-

ritadan anlayacam? Ben, derim, „yürük,‟ Müsyü, „yürük!‟ Müsyü,

kara kitaba bakar, anlamaz. Ben, derim, babam saraç idi, gene

anlamaz.”

“Babanın saraç olduğunu bilmiyordum,” dedi, Günay, yorgun

bir sesle,

“Saraç idi, ya. Katırların kolanlarını dikerdi. Halam vardı, be-

nim. Paket ilen iplik alırdık, makinanın ağzına verirdi, iĢlerdi. Ço-

rap iĢlerdi. Ġzinde giderdim ben ona. Beraber iĢlerdik, biz ikimiz.”

“Makineyle, ha? El örgüsü, değil?”

“Git iĢine!” dedi, Nesibe, yemenisini çözdü bağladı, yine,

“Elle baĢa çıkar mı? Makinaylan iĢlerdik. Gocam, kaynıydı bu

halamın benim.”

“Ġlk kocan?”

“He ya. Garılarla geçinemezdi adam, çocukları var diye. Biz

ahmaktık, yavaĢtık diye, analığımla bir oldular, sokuĢturdular bi-

zi.”

“Ramize ile?”

“He ya. Sonradan duyarım, Ramize demiĢ, halama, „Benim oğ-

lanlar erkek oldu. BaĢ ederim edemem, gayri sen bilirsin,‟ demiĢ.

Verdiler bizi yaĢlı adama çocuklarını çekelim diye. Kısmet, kader

idi,” hoĢ bir Ģeyler hatırlamıĢ gibi gülüverdi,

“Büyük gızı döverdi adamın beni. Müsyü‟ye dedim de, „Fena,

çok fena!‟ deyiverdi. Ne edecen? Biz, artık sustuk. Dövdüyse de,

sövdüyse de oturdum, gaçmadım.”

Page 116: ALFA DA - okumedya.com · ALFA DA . ALEV ALATLI KÜLLĠYATI. Schrödinger‟in Kedisi [Kâbus] Schrödinger‟in Kedisi [Rüya] Viva La Muerte! • YaĢasın Ölüm „Nuke‟ Türkiye!

“O adamdan hiç çocuğun olmadı değil mi? Bu çocukların ikisi

de, Abdullah‟tan?”

“Adam, ihtiyar idi. Artık, çocuklarının eziyetine katlandık,

durduk. Dayan‟a derim,

„Adamın yedi garısı var idi, on bir de çocuğu,‟ inanmaz, Da-

yan!”

Gülmekten konuĢamıyordu,

“Ġlk garısı,” dedi sonunda, “AyĢe. O, Emine‟nin, Hüseyin‟in

anası. O kadın, öldü. Sonra, Meryem isminde bir kadın vardı. O

kadınla, on beĢ sene geçindiler. Sonra, benim herif, kalkar bir gız

sever, komĢusu. Kaçırır gızı, baĢka eve kor. Jandarma‟lar gelmiĢ,

sokaklar dolmuĢ, gız çıkmıĢ evinden,

„Kendi rızamılan geldim,‟ demiĢ. O vakit benim herifi bırak-

mıĢlar,

„Nikâhlan, otur!‟ demiĢler. Meryem baĢlamıĢ bağırmaya,

„BoĢa beni, madem gız kaçırttın!‟

Adam da boĢamıĢ, napsın? Gız da, gelmiĢ Meryem‟in evine.

Adam, çok severmiĢ gızı, „Gülüm, Gülüm,‟ diye severmiĢ. Bir gün

komĢusu gitmiĢ bu Gül Hanım‟ın evine. Gül Hanım, içerde, kom-

Ģu kadın ile gonuĢurken, komĢusunun gocası gelmiĢ, garısını

aramaya. Kapıyı çaldığından, Gül Hanım çıkmıĢ, konuĢmuĢ adam-

lan. O adama konuĢurken, benim herif de köĢeden çıkagelmemiĢ

mi? GelmiĢ, bir güzel dövmüĢ Gül Hanım‟ı. O kadın da, çocuğunu

bırakmıĢ gitmiĢ anasının evine, adam onu dövdü diye. O vakit,

adam napsın, Gül Hanım‟ı da boĢamıĢ.

Kıskançdı adam! Eski kafa insanlar, böyleydi. Gül Hanım da

sıkıntıya gelemedi. Oldu mu, ya?”

“Ne bileyim, Nesibe Hanım,” dedi Günay, “kimi katlanır, kimi

katla-namaz iĢte!”

“He!” dedi, Nesibe, “Öyle! Siz gatlanamazsınız ama biz gat-

landık.”

Page 117: ALFA DA - okumedya.com · ALFA DA . ALEV ALATLI KÜLLĠYATI. Schrödinger‟in Kedisi [Kâbus] Schrödinger‟in Kedisi [Rüya] Viva La Muerte! • YaĢasın Ölüm „Nuke‟ Türkiye!

“Siz dediğin, kimler, Nesibe Hanım?”

Mahcup olmuĢ gibi yemenisinin ucuyla ağzını örttü,

“Siz, iĢte, oğumuĢ kadınlar. Sabredelim demezsiniz, atıverir-

siniz adamları.”

“Bu Gül Hanım da okumuĢ muymuĢ?”

“Enstitü mezunuymuĢ. Eyi terziymiĢ.”

“Gül Hanım‟dan sonra yine evlenmiĢ adam, öyle mi?”

“Evlenmesin, olur mu? Bu da, taze dul idi. Onun da kabahat-

çiği vardı. Adam, onunla otururken bir dostu vardı. DıĢardan, bir

kadın severmiĢ benim herif. SevermiĢ ama, gece evine gelirmiĢ.

SevgilisiymiĢ bu gadın da onun ama bize ne, değel mi?

KomĢular gelmiĢ, ġifa Hanım‟a, adı ġifa idi, „Be ġifa Hanım,

gocan falanı sever. Evine girerken gördük. Gel, ben sana büyü ya-

payım, gocan vazgeçsin o gadından,‟ demiĢler. ġifa Hanım da, ap-

tal. YavaĢ. Nereye çeksen gider, uĢi gibi. Gadın, büyü yapacak di-

ye, her gün gider olmuĢ o komĢusunun evine. Büyücü kadının

gocası, ġifa Hanım‟ı görmüĢ, demiĢ,

„Hanım be, bu garıyı kapar mısın bana, eve?‟

Büyücü kadın da,

„Gel be ġifa Hanım‟ demiĢ, „Büyü yapacam sana!‟ KapamıĢ ġi-

fa Hanım‟ı gocasıylan eve. Kendi de kaçmıĢ. Adam, ġifa Hanım‟ın

donunu parçalamıĢ ama ġifa kaçtı, kurtuldu adamın elinden. -

Dayan‟a anlatırım, bir güler, bir güler bana!- GelmiĢ kendi evine.

Benim herifin gızı, Emine de gelmiĢ eve. ġifa Hanım‟ın yırtık do-

nunu görmüĢ, gitmiĢ bubasına söylemiĢ. Adam gelmiĢ eve,

„Ne yaptı be sana? Kalk, getir urubalarını, görecem,‟ demiĢ.

O da, almıĢ urubalarını, göstermiĢ.

„E sana bir Ģey yapmadı mı?‟

„Yoh.‟

Page 118: ALFA DA - okumedya.com · ALFA DA . ALEV ALATLI KÜLLĠYATI. Schrödinger‟in Kedisi [Kâbus] Schrödinger‟in Kedisi [Rüya] Viva La Muerte! • YaĢasın Ölüm „Nuke‟ Türkiye!

„Sana bir Ģey yaptı, yapmadı, ben ne bileyim bu iĢi?‟ Bir zopa

çekmiĢ ġifa‟ya, bir zopa çekmiĢ. AlmıĢ anasının evine götürmüĢ.

„Benden boĢtur. Benden etmez bu!‟ demiĢ. Napsın, adam?

Sonra da beni verdiler adama. Gene bir gadın var idi. Yolu bo-

zuktu, o gadının. Haber salardı benim herif, o saaten gelirdi ga-

dın. Yanına otur-turdu adam, içirirdi. Sazını çalardı, kadın da Ģı-

kır Ģıkır oynardı. Haz alırdı, adam. ġimdi, Dayan, sorar,

„Kıskanmaz mıydın?‟ Ne kıskanayım? Öyle kadından ne kıska-

nayım? Daha evveliden de duyardım, kadınlara gittiğini. O zaman

bir parçacık kıskanırdım, ama bildirmezdim. Dayak yemekten

korkardım.

Ama vakitli gelirdi adam eve. Yok, Abdullah gibi! Mesarifi de

boldu. Yok, öyle evden kıssın, dıĢarda yesin! Eyi bakardı evine!

Ömrümde, ne tek lâf söyledim ne de hatır bende oldum. Allah,

rahmet eylesin. Döverdi, söverdi ama eyi adamdı.”

“Allah rahmet eylesin,” dedi, Rodoplu da.

“ġimdi, derim, Dayan‟a, „Allah‟tan belanı mı istersin? Eyi

adamdır, bizim Müsyü! Büyük bir hocadır. Yüksek mekteplerde

talebe okutur. Gene de gelir her gece evine. Yolunu bilir. Dekan

Bey gelir. Garısı çok gelir,” yüzünü buruĢturdu, “gelir, garıĢır ba-

na! Niye yapmadın bunu, neden etmedin Ģunu! Gocunurum, ne

bileyim, iĢte. Ama Dayan eyidir, hiç iĢ buyurmaz bana.”

“Abdullah‟la daha yeni evlendin, değil mi?”

“Üç sene var. Bir sene dul durdum, Abdullah‟a vardım.”

“Nesibe Hanım, Abdullah senden genç mi?”

“Gençtir ya!” Gözleri parladı Nesibe‟nin, “Otuzunda var mı-

dır?”

“Ġhtiyardan sıkıldın, gencine vardın, desene?”

“He ya! Herifin çocuklarını büyüttük gayrı, bir herif de gen-

dime büyüteyim, dedim.”

“Ama, üzüyor seni? Eve gelmiyor?”

Page 119: ALFA DA - okumedya.com · ALFA DA . ALEV ALATLI KÜLLĠYATI. Schrödinger‟in Kedisi [Kâbus] Schrödinger‟in Kedisi [Rüya] Viva La Muerte! • YaĢasın Ölüm „Nuke‟ Türkiye!

“Daralır, adam! Gider, gezer, içer. Öyle. Bubası da böyleymiĢ

bunun. Kaynanam söyler, eve gelmezmiĢ hiç! Niçun, böyle yapar-

lar, bilmem ki!” Güldü, birden,

“Dost tutmasın da,” dedi, “erkeklerle içsin, ziyanı yok. Ben de

kalkayım artık. AcıkmıĢtır bebeler.”

Nesibe‟yi geçirdim, Günay‟a döndüm, yatağında büzülmüĢ gi-

biydi,

“Niye kendimi terk edilmiĢ gibi hissediyorum?” diye gülümse-

di, mahzun mahzun.

“Nesibe, iĢten ayrılacağını sana söylememiĢ olduğu için, olabi-

lir mi?”

“Belki de,” dedi kısık bir sesle, “beni sevdiğini sanırdım. Orta-

da bırakacağını düĢünmemiĢtim.”

“VahĢi kapitalizm! Sadece iĢveren değil, iĢçi de vahĢileĢir, ca-

nım.”

“YabancılaĢma! Biliyor musun, benim hakkımda ne düĢündü-

ğünü merak ediyorum! Ahhh! Bezdim! Kendimi tam bir budala

gibi hissediyorum!”

“Abartıyorsun ama!”

“Hayat hikâyesini duydun, değil mi? Nasıl bir bilgidir bu? On-

da olan ve benim hiç nasibimi almadığım? Nasıl bir teslimiyet?

Nasıl bir kabullenme? Nasıl bir huzur? Ġslâmiyet desem, cahilin

dini nasıl bir din olabilir?”

Gözleri nemlendi,

“Mutluluğu bilmiyorum, ben! Nesibe biliyor, ġafak biliyor,”

aniden doğruldu,

“Baksana!” dedi, beklenmedik bir enerjiyle,

“Baksana, benimki bir ussal düzenleme! Hayatın kendisi değil,

bir ussal düzenleme! Kendimi kaptırdığım bir düzenleme! Alt ta-

Page 120: ALFA DA - okumedya.com · ALFA DA . ALEV ALATLI KÜLLĠYATI. Schrödinger‟in Kedisi [Kâbus] Schrödinger‟in Kedisi [Rüya] Viva La Muerte! • YaĢasın Ölüm „Nuke‟ Türkiye!

rafı, kötü kokulu, yapıĢkan bir sıvı olan meniyi nur saçan bir Ģafak

damlası sanmak! Bir illüzyon! Kendim gibi! Ben, bir illüzyonum!”

Aldırdığı bebeği düĢündüğünü, italikle‟diğini, çok sonra anla-

dım. Hatırlayacaksınız, “Rahmine düĢen bir damla Ģafaktı, ġa-

fak!” diye anlatmıĢtı hamileliğini. “Işıktan bir damla. Pırıl pırıl bir

damla. Yeşil elma, tarçın, kekik usaresi. Kendisini yeniden doğu-

ran özsuyu. Ziganalar‟ın nefesi. Koklamaya kıyamadığım yiğidi-

min içimde yeşermesi. Rahmimde yeniden başveren sevdiğim. Çi-

çeğe duran sevdiğim. Ebedi mucize. Tanrı‟nın bedenimi kutsama-

sı. Seçilmiş kulluk beratı. Somutun, gerçeğin, kozmik ahengin ka-

nıtı. Yabancılaşmanın sonu. Aşkla bütünleşmek. Tevhidi.”

“Marjinal bir budalayım, ben! Bir ördek bile benden daha iĢ-

levsel!”

Gülmeye baĢladı,

“Hatırlıyor musun, sana bir Laz hikâyesi anlatmıĢtım? Hani,

Temel, Ġdris‟e gider, „Ġdris, ben ate oldum, Allah‟ı tanımayrum!‟

der de, Ġdris, Ģöyle bir bakar, Allah‟ın da ta ...ineydi‟ diye cevap

verir. Benimki de o misal! Adamdan gebe kalmıĢım, kozmik ahen-

gin de ta ..kineydi!”

Page 121: ALFA DA - okumedya.com · ALFA DA . ALEV ALATLI KÜLLĠYATI. Schrödinger‟in Kedisi [Kâbus] Schrödinger‟in Kedisi [Rüya] Viva La Muerte! • YaĢasın Ölüm „Nuke‟ Türkiye!

IV

Dülgerleri saymazsak, Prof. Dr. Emin Çertek, David‟in tanıdığı

üçüncü “Homo Ġslâmicus” oldu.

Kırçıl sakalı, mavi gözleri, piposu ile David Pavloviç‟e ĢaĢılacak

kadar benziyordu, Çertek. Ancak, Pavloviç‟in hemen hiç yükselt-

mediği sesinin, sürekli gülümseyen yüzünün ilettiği iç huzurunun

aksine, o, ani hareketleri, sürekli oynayan uzuvları ile tedirginli-

ğin timsali gibiydi. Orta Doğu Teknik Üniversitesi‟nin, Kamu Ġda-

resi Bölümü‟nün ilk mezunlarındandı. Daha sonra, Devlet

Plânlama TeĢkilatı‟nda çalıĢırken, bursla ABD‟ye gönderilmiĢ,

yüksek lisans derecesini, Alabama ya da Missouri (Rodoplu, “Ġkin-

ci ve üçüncü sınıf üniversiteler,” diyordu) gibi bir yerlerden al-

mıĢtı. Yine Rodoplu‟ya sorarsanız, böylesi üniversitelerdeki Türk

öğrencileri, tezlerini Türkiye‟ye iliĢkin, mesela, “Türk tarımında

prodüktivite sorunları” gibi, Amerikalı hocalarının referanslarını

kontrol edemeyecekleri bir konu üzerinde yaparlardı. Bunu, uy-

durma isimler ve müesseselerden oluĢan geniĢ bibliyograflar, uy-

durma isimler ve kitaplardan oluĢan dipnotlar, Devlet Ġstatistik

Page 122: ALFA DA - okumedya.com · ALFA DA . ALEV ALATLI KÜLLĠYATI. Schrödinger‟in Kedisi [Kâbus] Schrödinger‟in Kedisi [Rüya] Viva La Muerte! • YaĢasın Ölüm „Nuke‟ Türkiye!

Enstitüsü‟nün asla toplamadığı uydurma rakamlar kullanabilmek

için yaparlardı,

“Ve hemen hiçbir zaman yakalanmazlar, çünkü „advisor‟ deni-

len danıĢman hocaları, Türkçe okuyamazlar; bahis konusu kitap-

ları tek tek denetlemeyi öğrenciye -hele de, öğrenci, „Türk hükü-

metinde görevli‟ bir devlet memuru ise!- hakaret bilirler; dahası,

birkaç ay sonra kendi ülkesine geri dönecek bir yabancı öğrenci-

nin akademik standardını uzun boylu dert etmezler.”

Rodoplu, yurtdıĢı burslarını yüksek lisans dereceleri için har-

camamak gerektiğini düĢünürdü, “Burs verilecekse doktora için

verilmeli! Yüksek lisans büyük çoğunlukla palavradır.”

Prof. Çertek, Rodoplu‟nun bahsettiği kategoriden miydi, bil-

miyorum. Ama doktorasını Siyasal Bilgiler Fakültesi‟nde, 70‟li yıl-

ların ilk yarısında yaptığını biliyorum. Solcu olduğunu, gerek sı-

navlarda, gerekse tezini hazırlarken Mülkiyeli ağabeylerinden

yardım gördüğünü de biliyorum. 12 Eylül‟de, iyi siper aldı, atıl-

maktan kurtuldu. Sonraları, kapalı kapılar ardında da olsa, YÖK

Yasası‟na küfretmeyi sürdürdü, “ilerici” öğretim üyesi statüsünü

korudu. “Ağabeylerinden, Prof. Mustafa Dülger‟in dekanlığı ile

birlikte, Ġstanbul Sosyal Bilimler Fakültesi‟ne girdi. Dülger‟in,

sağcı, “Hür DüĢünce Derneği”nde, kendisinin ise “FYF” yandaĢı

olması bu atamayı engellemediği gibi, Profesör Dülger‟e, tarafsız-

lıktan puan kazandırdı.

Pavloviç, Çertek‟i ĠSBF‟nin öğretim üyelerinin istirahatine

tahsis edilmiĢ odalarından birisinde, derslerin baĢladığı tarihten

hemen birkaç gün sonra tanıdı. Çertek, Boğaz‟a bakan büyük

pencerelerden birisinin önünde çay içiyordu. Dekan Dülger‟in ta-

nıĢtırdığı Pavloviç‟e, “biz bunlardan çok gördük” tavrı ile baktı,

“âdet yerini bulsun” diye el sıkıĢtı, izin istedi ve odadan çıktı.

“Benden hoĢlanmadı!” dedi Pavloviç, Dülger‟e.

“Sen ona aldırma. Her zaman böyledir.”

Ġkinci karĢılaĢmaları, bir hafta kadar sonraydı. David Pavloviç

yalnızdı, aynı yerde çay içen Çertek‟i selamlamakla yetinmeyi dü-

Page 123: ALFA DA - okumedya.com · ALFA DA . ALEV ALATLI KÜLLĠYATI. Schrödinger‟in Kedisi [Kâbus] Schrödinger‟in Kedisi [Rüya] Viva La Muerte! • YaĢasın Ölüm „Nuke‟ Türkiye!

Ģünürken, bu defa da elindeki gazeteyi iĢaret ederek, yekten söze

girdi, Emin Bey,

“Sizler, Türkiye‟yi boykot etmelisiniz!”

“Boykot mu, dediniz?”

“Evet!” Elindeki katlanmıĢ gazetenin köĢesini iĢaret etti,

“12 Eylül yönetimi, Türkiye‟ye iki büyük tırpan vurdu,” dedi,

“Birincisi adalete, Ġkincisi üniversiteye! Konsey‟in astığı astık,

kestiği kestikti.”

“Korkarım, askeri cuntalar hep böyledir!” dedi Prof. Pavloviç,

duygudaĢlık yansıtan bir sesle, “Demek, mahkeme bile yoktu? Si-

zin için çok güç olmuĢ olmalı!”

“Yargıyı ele aldılar, getirdikleri anayasaya bu konuda inanıl-

maz hükümler koydular!”

“Affedersiniz, anlamadım, hangi konuda?”

“Yasaları öyle değiĢtirdiler ki, bugün Türkiye‟de yargı bağım-

sızlığı yok!”

“Gerçekten mi?”

“Adalet mekanizması, 12 Eylül yönetiminin oyuncağı oldu,”

diye sürdürdü Çertek, “adaletle oynadılar. O kadar ki, -sayıca az

bile olsa- bazı hâkimlere, „Sen bizim istediğimiz doğrultuda karar

ver, biz seni Yargıtay üyesi seçtiririz,‟ diye güvence verdiler.” KaĢ-

larını kaldırdı, indirdi,

“Ve, sözlerinde durdular!” diye ekledi.

“Askeri hâkimlere güvence verdiler, öyle mi? Terfi mi ettirdi-

ler?”

Çertek, ters ters baktı,

“Sivil hâkimlere!” dedi.

“Ah!” diye ünledi Pavloviç, bildik bir Ģeyi duymuĢ gibi baĢını

salladı,

Page 124: ALFA DA - okumedya.com · ALFA DA . ALEV ALATLI KÜLLĠYATI. Schrödinger‟in Kedisi [Kâbus] Schrödinger‟in Kedisi [Rüya] Viva La Muerte! • YaĢasın Ölüm „Nuke‟ Türkiye!

“Satılık hâkimler, her zaman vardır!” Reagan dönemi, “Yük-

sek Mahkeme” skandallarını düĢünüyordu,

“Ama sayıları azdı diyorsunuz!” dedi, gülümseyerek, “Buna da

Ģükretmeliyiz, değil mi?”

Yeterince bilmediğini düĢündüğü konularda fazla konuĢmak-

tan kaçındı; o gün postadan çıkan mektuplara göz gezdirmek iste-

diğini ima eden bir tavırla masanın öbür ucuna yürüdü, oturdu.

Ancak Çertek, konuĢmaya kararlıydı. David Pavloviç, baskıcı bir

kiĢilik olduğuna karar verdi.

“Ġkinci büyük tırpan üniversiteye vuruldu,” diye sürdürdü,

Çertek,

“Üniversite özerkliği yok edildi. Bilim susturuldu.”

“Profesör Çertek -umarım, isminizi doğru telâffuz ediyorum-

dur!- Profesör Çertek, beni bağıĢlamalısınız! „Üniversite özerkliği‟

demekle neyi kastettiğinizi, anlamıĢ değilim!”

“Pırıl pırıl öğretim üyeleri üniversitelerden Sıkıyönetim Yasası

saye-sinde kovulurlarken, kendi adamlarını rektör ve dekan yaptı-

lar. Adına, YÖK dediğimiz bir hilkat garibesi kuruldu. Bu kurulu-

Ģun çok sayıda atanmıĢ ve seçilmiĢ üyesi var.”

“Affedersiniz, sizi kaybettim, Profesör!” dedi Pavloviç yine,

elindeki mektupları uzağa sürdü, “BaĢtan baĢlamak ister misiniz?

„Üniversite otonomisi‟nden, „bağımsızlığı‟ndan mı bahsediyoruz?”

“Evet! Türkiye‟de üniversite özerkliği yok edildi!”

“Israrcı gibi görünüyorsam bağıĢlayın, aynı Ģeyden bahsettiği-

mizden emin olmak için, bana, „üniversite bağımsızlığı‟ndan ne

kastettiğinizi söyler misiniz?”

“Aynen, o!” diye ünledi Çertek, “Üniversite özerkliği! Üniver-

sitenin kendi seçtiği organlar eliyle yönetilmesi, rektör ve dekan-

ların seçimle baĢa gelmeleri. YÖK gibi, „Mütevelli Heyeti‟ gibi,

üniversite özerkliğini ortadan kaldıran kuruluĢların olmaması!

Kısacası, üniversitenin, idari, mali ve bilimsel özerkliği!”

Page 125: ALFA DA - okumedya.com · ALFA DA . ALEV ALATLI KÜLLĠYATI. Schrödinger‟in Kedisi [Kâbus] Schrödinger‟in Kedisi [Rüya] Viva La Muerte! • YaĢasın Ölüm „Nuke‟ Türkiye!

“Yani, rektörler ve dekanlar, mesela, Profesör Dülger, öğretim

üyeleri tarafından seçilecekler?”

“Tabii ki! Sadece öğretim üyelerinin seçmediği rektör ya da

dekanların yönetimindeki bir üniversitede, idari özerklikten bah-

sedilebilir mi? Aynı Ģekilde, devletin tahsis ettiği kaynaklar, üni-

versite organlarının uygun gördüğü biçimde kullanılmazsa, mali

özerklikten söz edilebilir mi?”

KonuĢtukça heyecanlanıyordu,

“Öğretim üyeleri, uygun gördükleri konuları kendi anlayıĢları-

na göre anlatmazlarsa, istedikleri akademik birimleri kuramaz,

istedikleri eğitim programlarını uygulayamaz, kendilerinin tespit

edecekleri konularda araĢtırma yapamazlarsa, bilimsel özerklik-

ten söz edilebilir mi?”

David Pavloviç, bir an duraladı,

“Profesör Çertek, üniversitenin bağımsızlığından bahseder-

ken, kurumsal bağımsızlıktan mı, öğretim üyelerinin kiĢisel yetki-

lerinden mi, bahsediyoruz?” diye sordu.

“Ne fark eder ki?”

“Size saygısızlık etmek istemem ama çok fark eder, değil mi?”

dedi, Pavloviç, en meleksi gülücüğüyle,

“Çünkü üniversiteyi, bildiğimiz Latince „üniversitas‟ anlamın-

da kullanıyorsak, bağımsız tüzel kiĢiliğe sahip ve ortak çıkarları

olan kiĢiler topluluğu diyoruz demektir. Bu doğru ise, üniversite,

çeĢitli baskı gruplarının tercihlerini meczeden bir milli kurumdur

ve akademik yöneticilerin seçim ya da atamayla gelmelerinin,

„üniversite bağımsızlığı‟ ile iliĢkisi olamaz, değil mi? Konunun

uzmanı değilim, ama bildiğim kadarıyla BirleĢik Devletlerde, biz,

„üniversite bağımsızlığı‟nı, toplumdan bağımsızlık olarak anlıyo-

ruz. Ve tabii, bu mümkün değil!”

“Toplumdan bağımsızlık tabii ki, söz konusu değil!”

“Affedersiniz, o zaman ben sizi yanlıĢ anladım!” dedi Pavloviç,

“Az önce, idari, mali ve bilimsel özerklikten bahsettiniz de. Ben,

Page 126: ALFA DA - okumedya.com · ALFA DA . ALEV ALATLI KÜLLĠYATI. Schrödinger‟in Kedisi [Kâbus] Schrödinger‟in Kedisi [Rüya] Viva La Muerte! • YaĢasın Ölüm „Nuke‟ Türkiye!

bunu, akademisyenlerin üniversitelerinin sahibi gibi hareket ettik-

leri, herhangi bir denetleme, sorumlu kılmaya da hesap sorma

mekanizmasının öngörülmediği bir durum olarak algıladım! Ev-

velsi yüzyılın „kollegyal‟ modeli gibi.”

Çertek‟in gözlerindeki boĢluğu fark etti,

“Ne demek istediğimi biliyorsunuz!” diye açıkladı, “Hani, rek-

törlerin „eĢitler arasında birinci‟ olarak görev yaptıkları dönem.

Bologna Üniversitesi‟nin ilk dönemleri. Öğretim üyeleri, öğrenci-

lerden baĢka kimseye sorumlu değillerdi! Ama tabii, maaĢlarını

öğrenciler öderlerdi! Sizin medreseleriniz gibi! Bilirsiniz canım,

Kıta Avrupası üniversite sistemi sizin medreselerinize öykünmüĢ-

tür. Kapalı devre eğitim! Ne politikacılar ne de yerel idareciler!

Ahhh!” Abartılı bir esefle içini çekti, “Ġyi zamanlarmıĢ o zaman-

lar! Denetim yok, hesap vermek yok! Ġstediğini anlat!”

“1800‟lerde yaĢamıyoruz!” dedi, Çertek.

“Ne yazık ki, bu doğru!” dedi, aynı abartılı hayıflanmayla,

“Türkiye‟deki sistemi bilmiyorum, ama Amerikan sisteminde -

bildiğim kadarıyla, Ġngiltere ve Japonya‟daki sistem de böyle- me-

sela, „idari bağımsızlık‟ diye bir kavram yoktur! Öğretim üyeleri

olarak, bizim idari yetkimiz hiç yoktur! Harvard‟ı ve tabii Eya-

let‟teki tüm diğer üniversiteleri, New York Eyalet Valisi‟nin atadığı

yirmi kiĢilik bir kurul yönetir. Bu kurula, akademisyen alınmaz.

Alınırsa, üniversite ile iliĢkisini kesmek zorundadır.”

Çertek‟in ilgilendiğini hissetti,

“Statewide Governing Board, dediğimiz bu kurul, Harvard‟ın -

ve Eyalet‟teki diğer üniversitelerin- rektörünü atar, üniversitele-

rin bütçelerini hazırlar ve akademik programları onaylar,” diye

sürdürdü, “tabii, bunun dıĢında, yine üyeleri Eyalet Valisi tarafın-

dan atanan, „yönlendirici kurul‟, „tavsiye edici kurul‟, Eyalet

Plânlama Dairesi ve tabii, sonuncusu,” gülümsedi, “ama en az

önemlisi değil, Harvard‟ın kendi Mütevelli Heyeti vardır. Bu ba-

kımdan, siz, üniversitelerin idari ve mali bağımsızlığından söz et-

tiğiniz zaman, ne demek istediğinizi anlayamadım. BağıĢlayın!”

Page 127: ALFA DA - okumedya.com · ALFA DA . ALEV ALATLI KÜLLĠYATI. Schrödinger‟in Kedisi [Kâbus] Schrödinger‟in Kedisi [Rüya] Viva La Muerte! • YaĢasın Ölüm „Nuke‟ Türkiye!

“Ve siz bu sistemi özerklikle bağdaĢtırabiliyorsunuz!”

“Evet, neden olmasın?” dedi Pavloviç, bu defa gerçekten Ģa-

ĢırmıĢtı, “Bu kurullarda yer alan insanlar, toplumdaki değiĢik çı-

kar çevrelerini, dilerseniz, baskı gruplarını, temsil ederler. Üni-

versiteleri denetlemeleri doğaldır. Siz öyle düĢünmüyor musu-

nuz? Türkiye‟de nasıldır bilmiyorum, ama bizde çok pahalı olma-

sına rağmen öğrencilerin eğitim için ödedikleri ücret, üniversite-

leri döndürmeye yetmez. Devletten ve çeĢitli özel kuruluĢlardan

yardım almak zorundayız. Ve tabii bize kaynak tahsis edenlere he-

sap vermekle yükümlüyüz. Söyleyin Profesör, ĠSBF, devletten

yardım almaz mı? Öyleyse, öğrencileriniz çok yüksek ücretler

ödüyor olmalılar!”

“Bizde, eğitim parasızdır,” dedi Çertek, övünür gibi.

“Öyle mi!!!” diye ünledi Pavloviç, hayretle, “Bütün maliyeti

devlet mi yükleniyor? Bu kadar yüksek bir genç nüfusla nasıl al-

tından kalkıyorsunuz?”

“Fırsat eĢitliğini sağlamak için buna mecburuz!”

“Niçin? Burs sistemi geliĢtirebilirsiniz?”

“Türkiye‟de iĢlemez! Burslar torpillilere gider!”

“Hadi, Çertek! Eminim, torpili engelleyebilecek bir sistem ge-

liĢtirebilirsiniz!” dedi ve ukala Amerikalıyı oynadığı duygusuna

kapıldığı için konuyu değiĢtirdi, David,

“Söyleyin bana Profesör Çertek, sizi bunca mutsuz eden Yük-

sek Öğretim Kurulu nasıl bir Ģey?”

“Bir kere, askerler getirdi,” dedi Çertek, “yeni bir anayasa ge-

tirdiler.”

“Bundan önceki anayasayı, 1961 Anayasası‟nı da onlar getir-

miĢlerdi, değil mi?”

Kinayesiz, sahici bir merakla sorulmuĢ bir soruydu, ama Çer-

tek cevaplamamayı tercih etti,

Page 128: ALFA DA - okumedya.com · ALFA DA . ALEV ALATLI KÜLLĠYATI. Schrödinger‟in Kedisi [Kâbus] Schrödinger‟in Kedisi [Rüya] Viva La Muerte! • YaĢasın Ölüm „Nuke‟ Türkiye!

“YÖK dediğimiz hilkat garibesinin çok sayıda atanmıĢ ve se-

çilmiĢ üyesi var,” diye anlattı, “Ama, bir de, Ġhsan Doğramacı var.

ġimdi, ben, Dülger dahil, gelmiĢ geçmiĢ bütün YÖK üyelerini eleĢ-

tiriyorum. Bu koskoca adamlardan bir tanesi -iyi bir maaĢ ve ma-

kam arabası- tufasına gelip, bir gün olsun Doğramacı‟ya karĢı çı-

kamadı. Orada oturdular, uzaktan kumandayla göstermelik oy

kullandılar. Doğramacı, iĢini bilen adamdı. Durumu önceden

ayarlar, sonra YÖK Genel Kurulu‟na oylama yaptırırdı!”

“Kim bu Doğramacı? Sevmediğinizi anlıyorum. Sizi sıkmaya-

caksa, bana sizi bunca üzecek ne yaptığını anlatır mısınız? Mese-

lelerinizi anlamaya çalıĢıyorum da.”

“Her yere kendi adamlarını yerleĢtiriyor!” dedi Çertek, “Yet-

mez mi?”

“Yeter, tabii! Ama, nasıl yapıyor bunu? Bu kurulda Doğrama-

cı‟dan baĢka -Mustafa dıĢında tabii, onun üye olduğunu söyledi-

niz- kimler görev yapar?”

“Yirmi dört üyesi var,” dedi Emin Çertek, “yedisini Üniversite-

lerarası Kurul, görevli öğretim üyelerinin arasından seçer.”

“Well, well! Çok az değil mi? Yanılmıyorsam, BirleĢik Devlet-

lerde YÖK benzeri ara kurullarda 38 bin kiĢi görev yapıyor. Mama-

fih, sizdeki üniversite sayısı düĢünülünce, anlaĢılabilir. Demek,

bu kurula seçilince bir de makam arabası veriyorlar! Peki, üniver-

sitede kazandıklarından daha fazla mı kazanıyorlar?”

Çertek‟in duraladığını fark etti,

“Yani, üniversiteden istifa etmek zorunda olduklarına göre?”

diye açıkladı.

“Üniversiteden ayrılmazlar,” dedi Çertek, “kurulda görev ya-

parken bir taraftan da ders verirler. Bizim Mustafa Bey gibi.”

“Ohhh!” Pavloviç‟in kaĢları kalktı. “Demek bir yandan da ders

verirler? Peki, ya geri kalan üyeler?”

“Yedisini CumhurbaĢkanı, on tanesini hükümet seçer.”

Page 129: ALFA DA - okumedya.com · ALFA DA . ALEV ALATLI KÜLLĠYATI. Schrödinger‟in Kedisi [Kâbus] Schrödinger‟in Kedisi [Rüya] Viva La Muerte! • YaĢasın Ölüm „Nuke‟ Türkiye!

“Hangi mesleklerden?”

“Halen, YÖK‟ün yirmi dört üyesinden on beĢi profesör, doku-

zu üst düzey devlet görevlisidir.”

“Onlar da iĢlerine devam ederler?”

“Evet.”

“Çok fena görünmüyor, değil mi?” diye ünledi, Pavloviç. “Üç

ayrı yerden atama yapılıyor, bu da güzel! Ama, Profesör Çertek,

YÖK‟ün tehlikeli biçimde bürokrat ağırlıklı bir kurul olduğunu

düĢünmüyor musunuz? Toplumun daha iyi temsil edilmesi için

baĢka meslek gruplarının, mesela sanayicilerin, iĢadamlarının,

yerel idarecilerin de bu kurulda yer almaları daha iyi olmaz mıy-

dı?”

“Bir onlar eksikti!” dedi Çertek.

“Niye ama? Ne kadar çok çeĢitlenirse, toplumun ihtiyaçları o

kadar iyi yansımaz mı?”

Çertek‟in cevap vermeyeceğini hissetti, sözünü değiĢtirdi,

“Ama, bu Doğramacı, bu kurula rağmen, nasıl oluyor da kendi

adamlarını yerleĢtirebiliyor?”

“Doğramacı, iĢini bilen adamdır!” diye açıkladı Çertek yine,

iğrenirmiĢ gibi bir yüz ifadesiyle, “Durumu önceden ayarlar, sonra

YÖK Genel Kurulu‟nda oylama yaptırır!”

“Affedersiniz, anlamadım? Yani, Doğramacı, genel kurul üye-

lerini satın mı alıyor? RüĢvet mi yani?”

“Hayır, hayır! RüĢvet değil!” diye ünledi Çertek, kelimeden

ürkmüĢ gibi, “Onları kandırıyor, ikna ediyor!”

“Kandırıyor mu, ikna mı ediyor? Affedersiniz, anlamaya çalıĢı-

yorum!”

“Diyelim, ikna ediyor!”

Duralama sırası, Pavloviç‟teydi. Elini piposunu çıkarmak için

cebine attı,

Page 130: ALFA DA - okumedya.com · ALFA DA . ALEV ALATLI KÜLLĠYATI. Schrödinger‟in Kedisi [Kâbus] Schrödinger‟in Kedisi [Rüya] Viva La Muerte! • YaĢasın Ölüm „Nuke‟ Türkiye!

“Affedersiniz,” dedi üçüncü kez, “sanırım, benim Amerikalı

kafam yetersiz kalıyor, anlamakta güçlük çekiyorum!” Gülümsedi,

“Bakın, adamın iyi bir lobisi olması beni rahatsız etmezdi. Tersi-

ne, takdir ederdim. ĠĢini iyi yaptığını düĢünürdüm. Hepimiz böyle

yapmalıyız, değil mi? Ama, konumuz Doğramacı değil, değil mi?

Benim bilmek istediğim, Profesör, YÖK‟e tam olarak neden karĢı-

sınız? Gerçekten, anlamak istiyorum!” Çertek‟i sorguya çekiyor-

muĢ gibi olmasın diye de ekledi,

“Ne de olsa aynı gemideyiz!”

“Bilimsel özerkliğimiz yok,” dedi Çertek öfkeyle, “siz, araĢtır-

ma yapmaya geldiniz, değil mi? Göreceksiniz yaptırmayacaklar!”

“Ne demek istiyorsunuz? Fakat bu öngörünüze geçmeden ön-

ce, bana, „bilimsel otonomi‟, dilerseniz, „bilimsel bağımsızlık‟ der-

ken, „akademik özgürlük‟ demek isteyip istemediğinizi söyler mi-

siniz?”

“Hiç fark etmez!”

“BağıĢlayın!” dedi Pavloviç yine, “BağıĢlayın, ne yazık ki benim

yetersiz kafamda fark ediyor! Çünkü biz akademik hürriyeti, öğre-

tim üyesinin kendisine ait bir nitelik olarak düĢünme eğiliminde-

yiz. Takdir edersiniz ki, kurumsal akademik hürriyet olamaz!”

Çertek‟in duraladığını gördü,

“Siz de öyle düĢünmüyor musunuz?”

“Kelimelerin üzerinde çok fazla duruyorsunuz!”

“Well,” gülümsedi Pavloviç, “Biz akademisyenlerin kelimeler-

den baĢka neyimiz var? Değil mi? Ben, Ģunu demek istiyordum:

Hiç kuĢkusuz, akademik hürriyet, üniversitenin ruhu ve esasıdır.

Nitekim, bizde, „Üniversite öğretim üyeleri, bu sebepten dolayı

iĢlerini kaybetme tehlikesine maruz kalmaksızın, bilineni sorgu-

lama ve çeliĢkili görüĢlere sahip olma hakkına sahiptir,‟ Ģeklinde

kanun maddesi vardır. Demek istediğim Ģu, eğer sizin YÖK, öğre-

tim üyelerine bu hakkı tanımıyorsa, bu çok kötü!”

Page 131: ALFA DA - okumedya.com · ALFA DA . ALEV ALATLI KÜLLĠYATI. Schrödinger‟in Kedisi [Kâbus] Schrödinger‟in Kedisi [Rüya] Viva La Muerte! • YaĢasın Ölüm „Nuke‟ Türkiye!

“Yazılı bir Ģey yok,” dedi Çertek, “ama dersinizi kendi anlayı-

Ģınıza göre anlatamazsınız!”

“Kendi anlayıĢınız?”

“Evet, kendi anlayıĢım!”

“Ahhh! Bilmiyorum, Profesör!” diye içini çekti Pavloviç,

“Bu o kadar ince bir çizgi ki! Bilirsiniz, nasıldır. Hele de sosyal

bilimlerde! Almanya‟nın iki, hatta üç tarihi vardır, biliyorsunuz,

Nazilerin Almanya tarihi, Nazi olmayan Almanların Almanya tari-

hi, bir de biz Yahudilerin Almanya tarihi! Korkarım hangisinin

anlatılacağına biz değil, toplumun o zaman diliminde benimsediği

ideoloji karar verir! Ne de olsa, parayı onlar veriyor!”

“Kapitalist dünyada!” dedi Çertek. Gittikçe sinirleniyordu, ça-

tallaĢan sesi Pavloviç‟i uyardı,

“Bizde üniversite bir bütün olarak topluma karĢı sorumludur

ve sorumluluğunu ne derecede yerine getirdiği denetlenir,” diye

açıkladı daha da yumuĢattığı sesiyle,

“Sovyetler Birliği‟nde de farklı olduğunu sanmıyorum! Mosko-

va Üniversitesi‟nde Marx‟ın anlayıĢı dıĢına çıkan bir Sovyet eko-

nomisti düĢünebiliyor musunuz? Hayır, değerli meslektaĢım, ne

yazık ki akademik hürriyet, öğretim üyelerine istedikleri dersleri

kendi anlayıĢlarına göre anlatma imkânını vermiyor! Akademik

hürriyet, bize uygun gördüğümüz birimler ve eğitim programları

oluĢturma imkânı da vermiyor. Devletin tahsis ettiği kaynakları

kullanarak istediğimiz konularda, dilediğimiz gibi araĢtırma ya-

pamayız. Biliyor musunuz, BirleĢik Devletlerde, meslektaĢlarımı-

zın denetimi olmadan makale dahi yayımlayamayız! Mesela, sizin

ülkenizde yapacağım araĢtırmanın sonucunu meslektaĢlarımın

itimatname vermedikleri bir yayın organında yayımlayamam!”

“O halde, siz robotlaĢmıĢsınız!”

“Böyle de söylenebilir, belki,” dedi Pavloviç, uzlaĢmacı bir ses-

le,

Page 132: ALFA DA - okumedya.com · ALFA DA . ALEV ALATLI KÜLLĠYATI. Schrödinger‟in Kedisi [Kâbus] Schrödinger‟in Kedisi [Rüya] Viva La Muerte! • YaĢasın Ölüm „Nuke‟ Türkiye!

“Ama, biz, faaliyetlerimizin türünü ve içeriğini, Amerikan top-

lumunun ihtiyaç ve beklentileri paralelinde saptamaya çalıĢırız.

Ve tabii, bunu, devletin, yani vergi verenlerin, bize ayırdıkları

kaynakların rasyonel dağıtımı gerekir.” Gülümsedi, “Eminim, bu

sizde de böyledir! Vergi verenler paralarının karĢılığını almak iste-

yeceklerdir, değil mi? Onların paralarını kendi mensuplarımızın,

kendi mensuplarımızın derken öğretim üyesi meslektaĢlarımızın,

değer yargılarına göre tasarruf edemeyiz. Mesela, beni ele alalım,

Harvard‟da, bir Çin psikolojisi kürsüsü kuramam, değil mi? Kur-

sam, mezunlarımız iĢ bulamaz! Zo! Bana izin vermezler! Ameri-

ka‟nın Çin uzmanları istihdam kapasitesi bellidir!”

“ġu sizin araĢtırma projeniz,” dedi Çertek, “konuyu kendiniz

mi seçtiniz, size seçtirttiler mi?”

“Zo! Yapamayacağımı söylediğiniz araĢtırma!” dedi Pavloviç,

gülerek,

“Merak etmeyin canım, kimse alnıma silah dayamadı! Ben is-

tedim! Ama, biliyorsunuz, Amerika‟da bir konuda araĢtırma yap-

mak için devletten ya da özel sektörden size kaynak tahsis etme-

sini isterseniz, geçerli bir proje ve bütçe sunmak zorundasınız. Ve

tabii, onların Ģartlarına aynen uyarsanız! ġartsız kaynak tahsisi

çok nadirdir ve ancak Nobel Ödülü seviyesinde ödül kazananlara

tanınan çok özel bir ayrıcalıktır. Bildiğiniz gibi ben, Nobel‟den çok

uzağım!”

“Peki! Bir projenin geçerli olup olmadığına kim karar verir?”

“Kaynak talep ettiğiniz kuruluĢ! Tabii, kararları pek çok Ģeye

bağlıdır,” dedi Pavloviç, “Ama en önemlisi, sanırım, siyasi kon-

jonktür! Açıkçası, Ġran olayları patlamamıĢ olsaydı, büyük ihtimal-

le ben bugün burada olmazdım!”

“Yani, sizin burada olmanızı hükümetiniz mi istiyor!”

“Günümüz Amerikan toplumu dünyanın bu bölgesini daha iyi

tanımak istiyor,” dedi Pavloviç, “Hükümet ya da Cord Vakfı gibi

özel kuruluĢlar, bu isteğe cevap veriyorlar. BirleĢik Devletler‟de,

sizin ilgi alanınızla toplumun ilgi alanı çakıĢıyorsa, bingo! Projeni-

ze para bulursunuz!”

Page 133: ALFA DA - okumedya.com · ALFA DA . ALEV ALATLI KÜLLĠYATI. Schrödinger‟in Kedisi [Kâbus] Schrödinger‟in Kedisi [Rüya] Viva La Muerte! • YaĢasın Ölüm „Nuke‟ Türkiye!

“Ya çakıĢmıyorsa?”

“O zaman yine araĢtırma yaparsınız, ama kendi cebinizden

ödeyerek!” Pavloviç saatine baktı, “Gitmeliyim” dedi, mektupları-

nı toplamaya baĢladı.

“Evet, ama, bu ülkede biz sizin kadar zengin değiliz! Biz geri

kalmıĢ bir ülkeyiz!” diye hatırlattı Çertek, “Biz ne yapacağız?”

Pavloviç, ayağa kalkmıĢtı, sesinde kıskançlık mı vardı?

“Bunun farkındayım,” diye mırıldandı, “Ama, yine de toplu-

munuzun ihtiyaçları ile sizin ilgi alanlarınızın çakıĢtığı projeler

olmalı diye düĢünüyorum!”

“Var, tabii! Ama Türkiye‟de, egemen güçler, toplumun istekle-

rine kulak vermezler! Toplumun isteklerini bilenler de susturu-

lur!”

Pavloviç, yine oturdu,

“Öğretim üyelerini mi kastediyorsunuz?”

“Ġlerici öğretim üyelerini!”

“Anlıyorum!!! Ve anladığım kadarıyla, Profesör Doğramacı

„ilerici‟ değil? Öyle mi?” diyerek gülümsedi Pavloviç, “Ya Dekan

Dülger? Onu nasıl tanımlardınız?”

O noktada, garip bir Ģey oldu, Profesör Çertek‟in (David Pav-

loviç‟in sonradan “paranoyak” dediği bir tavırla) nevri döndü,

“Siz, beni konuĢturmaya mı çalıĢıyorsunuz?” diye tısladı ade-

ta.

“Azizim, Profesör! Rica ederim!”

Her ikisi de ayağa kalktı,

“Ben, sohbet ettiğimizi sanıyordum!” dedi David, “Sizi üzecek

bir Ģey söyledimse, affedersiniz!”

Çertek‟in dinlemeye niyeti yok gibiydi,

Page 134: ALFA DA - okumedya.com · ALFA DA . ALEV ALATLI KÜLLĠYATI. Schrödinger‟in Kedisi [Kâbus] Schrödinger‟in Kedisi [Rüya] Viva La Muerte! • YaĢasın Ölüm „Nuke‟ Türkiye!

“Tamam, ben solcuyum!” diye, Pavloviç‟in hiç beklemediği bir

„itirafta bulundu, “Anladınız mı? Solcu!”

“Mr. Çertek! Buna benim hiçbir itirazım olamaz! Siyasi ter-

cihlerinize saygı duyarım!”

“Ben sizinkilere duymam!” dedi Çertek ve öfkeyle kapıya yö-

neldi. “Bu, tabii, sizin ayrıcalığınız,” diye arkasından seslendi Pav-

loviç, “ama benim siyasi inançlarımı bilmiyorsunuz, dostum!”

Çertek, bir an duralar gibi oldu,

“Ama, askeri idarenin getirdiği YÖK‟ü savunuyorsunuz!”

“Bakın, Profesör, YÖK‟ü savunduğumu hatırlamıyorum!

Sisteminizi YÖK‟ü savunacak ya da yerecek kadar iyi bilmiyo-

rum! Mr. Doğramacı‟yı da tanımıyorum! Yine de, sizin canınızı

sıkmak gibi bir niyetim yoktu, affedersiniz!”

Profesör Çertek‟in kapının tokmağına uzattığı eli titriyordu,

Pavloviç‟e döndü,

“Burada misafir olduğunuzu unutmayın!” dedi, “Siz gidecek-

siniz, biz burada kalacağız!”

Bu bir tehdit miydi?

“Bunun idrakindeyim! Elbette!” dedi David, ama çarpılan ka-

pının sesi sözlerini bastırdı.

Page 135: ALFA DA - okumedya.com · ALFA DA . ALEV ALATLI KÜLLĠYATI. Schrödinger‟in Kedisi [Kâbus] Schrödinger‟in Kedisi [Rüya] Viva La Muerte! • YaĢasın Ölüm „Nuke‟ Türkiye!

V

“Allak bullak oldum,” diye anlattı David Pavloviç, “titriyor-

dum! Buna inanabiliyor musun?”

“Bir bira getireyim mi?”

“No! No! Henüz tazeyken, not etmeliyim!”

Diana‟nın Kuledibi‟nden aldığı küçük yazı masasına yürüdü,

“Teybimi her an üstümde bulundurmalıyım,” dedi, “Böyle bir ko-

nuĢmayla ne zaman karĢılaĢacağım belli olmuyor! Ziyan edileme-

yecek kadar öğretici!”

“Tarif ettiğin yapıda birisi teyp kullanmana izin vermez sanı-

rım.”

“Verebilir de! Narsisizmine hitap edebilirsem, izin verir sanı-

rım.”

Diana‟nın kaĢlarını kaldırdığını gördü,

Page 136: ALFA DA - okumedya.com · ALFA DA . ALEV ALATLI KÜLLĠYATI. Schrödinger‟in Kedisi [Kâbus] Schrödinger‟in Kedisi [Rüya] Viva La Muerte! • YaĢasın Ölüm „Nuke‟ Türkiye!

“Yani, karĢı beyanatta bulunmazsam, konuĢmasının akıĢını

kesmezsem, kendisini konuĢurken dinlemek isteyebilir.”

“Ama,” diye itiraz etti Diana, “bana anlattığın kadarıyla, zaten

itiraz etmemiĢsin!”

“Yani... Pek emin değilim!” dedi David, “ġimdi, düĢündüğüm-

de, adamı zorlamıĢ olabilirim, sanıyorum.”

“Nasıl?”

“Bir defa, terminolojide... Adamdan söylediklerini tanımlama-

sını istedim durdum. Bu onu rahatsız etmiĢ olabilir.”

“Niye etsin ki? Anlamaya çalıĢıyordun, öyle değil mi?”

“Eeveet, ama! Türkler... Türklerde, sanki ses, içerikten daha

önemli!”

“Ne demek istiyorsun?”

“Sir Lyall haklı olabilir mi?”

“Balım, düĢüncelerini takip edemiyorum,” diye uyardı Diana.

David Pavloviç, yazı masasına oturmaktan vazgeçti, döndü,

yemek masasına, küçük David‟in bebek iskemlesinin yanındaki

sandalyeye oturdu,

“Affedersin,” diye gülümsedi, “kesinlik meselesini düĢünüyor-

dum. Acaba, Türkler, gerçekten, „kesinlik‟ten nefret ediyor olabi-

lirler mi? Çünkü bak, Eren gibi -Eren‟i hatırlıyorsun değil mi?-

Profesör Çertek de, kavramları tanımlamasını istediğim zaman

öfkelendi! Hatta beni, ayrıntılarda boğulmakla suçladı! Bütününe

baktığında, konuĢtu, konuĢtu ama bir Ģey söylemedi! YÖK‟ün ne-

den istenilir bir Ģey olmadığını öğrenmiĢ değilim! Ondan bütün

öğrendiğim, bu Doğramacı denilen tipten nefret ediyor olması.

Bunda bile nedenleri açık değil! Eren‟i hatırla! Etkili bir nutuktu!

No? Ama, Türklerin anayurdunun neden Anadolu olması gerekti-

ğine iliĢkin hiçbir rasyonel gerekçe göstermedi! Anlıyor musun ne

dediğimi? Sadece söylüyorlar ve güzel söylüyorlar!”

Page 137: ALFA DA - okumedya.com · ALFA DA . ALEV ALATLI KÜLLĠYATI. Schrödinger‟in Kedisi [Kâbus] Schrödinger‟in Kedisi [Rüya] Viva La Muerte! • YaĢasın Ölüm „Nuke‟ Türkiye!

“Kendime bir bira alacağım,” dedi Diana, “sen istemediğinden

emin misin?” Mutfağa doğru yürürken seslendi,

“Henüz, yargılar geliĢtirecek kadar Türk tanımadığımızı dü-

Ģünüyorum.”

“Ah, tabii, tabii!” dedi Pavloviç, “Mutlaka öyle! Ama, tabii, ev

sahibi de var. Niye ısımız yok, sıcak su neden akmıyor? AnlaĢılır

bir cevap aldın mı? Sonra, tabii, sınıf da var!”

Diana, biralarla döndü,

“Sınıfın nesi var?”

“Beni sevmiyorlar,” dedi David, Diana‟nın beklemediği bir kır-

gınlıkla, “Beni sevmediklerini hissediyorum!”

“Hadi, bebeğim!!! Bunun mümkün olmadığını sen de biliyor-

sun! Seni öğrencilerin hep sevmiĢtir! Hatırladın mı, ödül bile ka-

zandın sen!”

“O evdeydi,” dedi David birasını baĢına dikerken, “Buradaki-

ler, senin küçük kocanı sevmiyorlar!”

“Söyle, peki neden?”

“Nedenini henüz bilmiyorum,” dedi David, “Ama benim sını-

fımda olmak istemediklerini hissediyorum! Tanrım, öyle neĢesiz-

ler ki! Kesinlikle, ölümcül derecede sıkılıyorlar! Geçen gün, konu-

yu bölmemek için ders saatini biraz aĢtım, arka sıralardan birisi

bağırdı, „Süreniz doldu efendim!‟ Onlara ders anlatmak için para

verdiğimi sanırsın! Kırk dakika için para vermiĢtim, kırk beĢ daki-

kaya çıkınca, süremin dolduğunu hatırlattılar!”

“Bu, absürd ama!”

“Değil mi?”

“Belki, bir baĢka dersleri vardı? Ona yetiĢeceklerdi? Olamaz

mı?”

Page 138: ALFA DA - okumedya.com · ALFA DA . ALEV ALATLI KÜLLĠYATI. Schrödinger‟in Kedisi [Kâbus] Schrödinger‟in Kedisi [Rüya] Viva La Muerte! • YaĢasın Ölüm „Nuke‟ Türkiye!

“Olabilir, tabii,” diyerek omuzlarını silkti David, “Ama baĢka

Ģeyler de var! Benimle sürekli pazarlık etmek ihtiyacını duyuyor-

lar!”

“Ne demek istiyorsun?”

“Kaç konu anlatmalıyım, ders kitabının hangi bölümlerini at-

lamalıyım, sınavda, nereden nereye sormalıyım, hangi tür soruları

sormalıyım! Bak, Mustafa beni uyarmıĢtı, Harvard‟daki progra-

mımın üçte ikisini attım! Yine de beğenmiyorlar!”

“Bunu yaptığını bilmiyordum,” dedi Diana.

“Yaptım,” dedi David, mutsuz bir gülümsemeyle, “Yapmak zo-

runda kaldım.”

“Ġnsan, senin niteliklerindeki bir hocayı sağmak isteyecekleri-

ni sanıyor,” dedi Diana, düĢünceli düĢünceli, “Yani, ellerine her

dakika bir Harvard profesörü geçmiyor, değil mi?”

“Yani!.. Ama, bu tür meseleleri olduğunu sanmıyorum!”

“Hadi! Bir noktada iĢ arayacaklar, değil mi? Niteliklerini iyi-

leĢtirmek istememeleri mümkün mü?”

“Bilmiyorum, balım!” dedi David Pavloviç, “Ama, anladığım

kadarıyla, Batı ülkelerinden farklı olarak, burada üniversitenin

verdiği diploma, kiĢiye mesleğini doğrudan icra yetkisi veriyor.

BirleĢik Devletler‟de olduğu gibi, mesleki kuruluĢların açtığı sı-

navlarla belirlenmiyor. Hal böyle olunca, öğrenci diploma peĢinde,

ehliyet değil! Böyle düĢününce, benim ya da baĢka bir meslekta-

Ģımın dersinde „iyi‟ olmaları için bir neden yok? Değil mi?”

“Ama bu, kendini mağlup düĢüren bir sistem değil mi?”

“Tabii! Çertek‟le konuĢtuktan sonra biraz araĢtırdım, ortaya

çıktı ki, üniversitelerin mezun ettikleri elemanları istihdam eden

kuruluĢlar, üniversitelerde dereceye yönelik programların düzen-

lenmesinde istiĢari olarak dahi söz sahibi değiller! Mesela, vergi

veren sanayici, hangi cins ve nitelikte ve kaç tane, örneğin, mü-

hendise ihtiyacı olduğunu duyuramadığı gibi kurumlaĢmıĢ sınav-

lar da yok!”

Page 139: ALFA DA - okumedya.com · ALFA DA . ALEV ALATLI KÜLLĠYATI. Schrödinger‟in Kedisi [Kâbus] Schrödinger‟in Kedisi [Rüya] Viva La Muerte! • YaĢasın Ölüm „Nuke‟ Türkiye!

“Peki, kime, neyin, ne kadar öğretileceğine kim karar veri-

yor?”

“Öğretim üyelerinin kendileri! Ve bu iktidarlarını ellerinden

almaya yönelik bütün hareketlere karĢı var güçleriyle direniyor-

lar!”

“Peki, ya öğrenciler? Bu tuzağı görmüyorlar mı? Meslek

edinmek istedikleri sahada iĢverenin taleplerine cevap verecek

Ģekilde yetiĢtirilmek istemiyorlar mı?”

“Anlasana! Kimse vermek istemiyor! Öğrenciler, eğitime para

vermek istemiyor; öğretim üyeleri, sanayi ya da devletin ihtiyacına

göre yeniden yapılanmak istemiyor! Rektörler, mezunlarını ehli-

yet sınavına sokup, kendi yeterliliklerinin afiĢe edilmesini istemi-

yor!”

“Ne ziyan!”

“Kimsenin umurunda değil! Benim anladığım kadarıyla, bir

tek askeriye!”

“Askeriyeye ne olmuĢ?”

“Bilmiyorum! Öyle görünüyor ki bir tek onlar, belki de bir tek

onlar yerlerinden emin oldukları için Yüksek Öğretim Kurulu,

Devlet Plânlama TeĢkilatı gibi reformlara cesaret edebilmiĢler!”

“Ġsa Mesih!”

“Ne kadar acayip, değil mi? Daha da ironik olanı, Yüksek Öğ-

retim Kurulu‟na karĢı olanlar, „ilerici solcular‟! Ve öğrenciler on-

ları destekliyor!”

“Çılgın bir Ģey bu!”

“Hiçbir Ģey göründüğü gibi değil, sevgilim!” diye içini çekti

David Pavloviç, “Bu ülkede, bu duyguya sık sık kapıldığımı fark

ediyorum!”

“Hiç değilse bir Ģeyler öğreniyor musun? ZenginleĢtirici mi?”

Page 140: ALFA DA - okumedya.com · ALFA DA . ALEV ALATLI KÜLLĠYATI. Schrödinger‟in Kedisi [Kâbus] Schrödinger‟in Kedisi [Rüya] Viva La Muerte! • YaĢasın Ölüm „Nuke‟ Türkiye!

“Henüz bilmiyorum,” dedi David, “Ama, benim uğraĢacağımı

sandığım problemler farklıydı. Burada yepyeni bir set sorunla kar-

ĢılaĢtım!”

“Anlatmak ister misin?”

David, kalktı, bir bira daha aldı, döndü,

“Bu „acılık‟la halleĢemiyorum,” diye açıkladı, “Bu ülkede, kim-

se mutlu değil! Gençler bile değil! Çevremdekiler bana babamı, o

çilekeĢ Hasidi‟yi hatırlatıyorlar! Ne demek istediğimi anlıyor mu-

sun? Kendimi, amansız bir yeisin kuĢatması altındaymıĢ gibi his-

sediyorum Diana! Ve insanlar, hiçbir Ģeyden memnun olmuyor

gibiler! Olumlu bir Ģeye iĢaret ettiğimde, aldığım tepki hep aynı,

„Evet, ama...‟ ve „ama‟dan sonra hep bir -ve çoğunlukla iyi tanım-

lanamayan- bir olumsuzluk sıralanıyor. Basit bir örnek vereyim,

öğretim üyelerinin kafeteryasının boyanması isteniyordu. Dülger,

boyattı. MeslektaĢlarım, Ģimdi de rengini beğenmiyorlar, bu ne-

denle yine mutsuzlar! Son üç toplantıda bunu konuĢuyoruz! Ha-

tırlar mısın, annem, mutlu olmaktan nefret eder, umutlu olmayı

da kendisine yediremezdi. TanıĢtığım Türkler bana onu hatırlatı-

yorlar.”

“Yani! Nevra mutlu değil, sanırım Günay da değil, ama Nesi-

be? Nesibe, bir baĢka tür! Sanırım, o mutlu!”

Bilmediğini gösteren bir tavırla omuzlarını silkti David,

“Dün, bir grup öğrencim beni görmeye geldi,” diye sürdürdü,

“Ali isminde bir delikanlı var, onun liderliğinde. Her zamanki gibi,

açılıĢ cümlesi, „Ġstanbul‟u sevdiniz mi?‟yi, „Okulumuzu sevdiniz

mi?‟ izledi. Ben de, „Okul beni sevdi mi?‟ diye sordum. Bekleme-

dikleri bir soruydu, duraladılar. Ardından,

„Evet, sizi sevdik ama...‟

„Ama, ne?‟

Konuya girmek zorunda kaldılar. Lider konumundaki genç

adam ileri çıktı,

Page 141: ALFA DA - okumedya.com · ALFA DA . ALEV ALATLI KÜLLĠYATI. Schrödinger‟in Kedisi [Kâbus] Schrödinger‟in Kedisi [Rüya] Viva La Muerte! • YaĢasın Ölüm „Nuke‟ Türkiye!

„Sizin bu ülkede yabancı olduğunuzu biliyoruz,‟ diye baĢladı,

„bu nedenle, bazı durumları bilmiyorsunuz.‟”

“Ne gibi durumlar?”

“Anlatacağım! ġöyle bir konuĢma:

O: „ArkadaĢlarımızdan bazılarının özel konumları dolayısıyla

ders çalıĢamadıklarını bilmiyorsunuz.‟

Ben: „Özel konumları? Mazereti olanların dekanlıktan özel

izin alabildiklerini sanıyordum.‟

O: „Öyle değil! Yani, aramızda kısa süreli gözaltında kalan ar-

kadaĢların sayısı çok. Bu arkadaĢlarımızın içinde bulundukları

koĢullarda ders çalıĢmalarına imkân yoktur. Oysa, birçoğu, bu yarı

yıl sonunda mezun olabilecek kredileri tamamlamıĢ durumdalar.‟

Ben: „Evet?‟

O: „Sınavları değerlendirilirken bu mazeretler göz önünde bu-

lundurulmalıdır. Onlara karĢı ve uzlaĢmaz bir tavır içine girilme-

melidir!‟”

“Ġsa Mesih!” diye ünledi Diana, “Notlarını yükseltmeni istiyor-

lar, öyle mi?”

“Aynen!” dedi David, “Bana, Türkiye‟nin sosyo-ekonomik ko-

Ģullarını açıklamaya giriĢti, sonra fırsat eĢitliği, askerlik, sakıncalı

erlik vb. gerçekleri, -o, „Türkiye‟nin gerçekleri‟ diyordu, müthiĢ bir

haklıcılıkla!- sıraladı. Sonunda, „Türkiye‟nin çarpık kapitalizmin

yerleĢmesi sonucu, geri bıraktırılmıĢ, -dikkatini çekerim, „geri

kalmıĢ‟ değil, „geri bıraktırılmıĢ‟ diyorlar- bir ülke olması gerekçe-

siyle, benim öğrencilerle iĢbirliği yapma zorunluluğum ortaya çık-

tı.”

“Nasıl yani?”

“ġöyle bir mantık: Türkiye‟nin geri bıraktırılmıĢlığının baĢrol

oyuncularından birisi BirleĢik Devletler. BirleĢik Devletler, Türki-

ye‟ye borçlu. Ben de Amerikan pasaportu taĢıdığıma göre, BirleĢik

Page 142: ALFA DA - okumedya.com · ALFA DA . ALEV ALATLI KÜLLĠYATI. Schrödinger‟in Kedisi [Kâbus] Schrödinger‟in Kedisi [Rüya] Viva La Muerte! • YaĢasın Ölüm „Nuke‟ Türkiye!

Devletler hükümetlerinin Türkiye‟ye olan borcunu bir biçimde

tazmin etmem gerekiyor! DüĢünebiliyor musun?”

“Peki, ne dedin?”

“DüĢünürüm, dedim, baĢka ne diyebilirdim ki?”

“Peki, yapacak mısın? Notları yükseltmeyi düĢünüyor mu-

sun?”

“Nasıl yaparım? Haksızlık olur! Diğer öğrencilere haksızlık

olur!”

“David, seni zorlarlar mı acaba? Cesaret edebilirler mi?”

“Fiziki olarak mı demek istiyorsun?”

“Ne bileyim? Cezaevinden çıkmıĢ olduklarını sen söylüyor-

sun!”

“Zannetmiyorum! Bilmiyorum!” dedi Profesör Pavloviç, ama

emin olamadığını saklamaya çalıĢmadı, “Askerler gelmeden önce

öldürülen pek çok öğretim üyesi var. Ama sanırım, ideolojik ne-

denlerle öldürüldüler.”

“Nasıl bilebilirsin ki?”

“Bilmem! Lanet olsun! Bu fakültede, günde yüz sayfa okuyan

adam, kendisini cezalandırılmıĢ sayıyor!”

Sıkıntıyla ayağa kalktı,

“Evet, yüz sayfa!” diye tekrarladı, “Tanrı‟nın cezası yüz sayfa!

Dinlesen, beni „Ağlama Duvarı‟ sanırsın!” Diana‟nın, gülmeye ça-

lıĢtığını fark etti,

“O.K.!” dedi, “Kabul ediyorum, benzetme pek uygun! Ama ba-

na, geçen sene kaldıkları derse çalıĢmaları gerektiği için ödev

vermemem gerektiğini söyledikleri zaman dayanamıyorum! Ben

bir öğretim üyesiyim, kahrolası! Politikacı değil! Kuralları uygu-

lamak zorundayım.”

“Mustafa‟yla konuĢtun mu?”

Page 143: ALFA DA - okumedya.com · ALFA DA . ALEV ALATLI KÜLLĠYATI. Schrödinger‟in Kedisi [Kâbus] Schrödinger‟in Kedisi [Rüya] Viva La Muerte! • YaĢasın Ölüm „Nuke‟ Türkiye!

“Henüz değil! Ama baĢkalarıyla konuĢtum. Kimse Ģok geçir-

medi! AnlaĢılan, hepsi böyle Ģeyler yapıyorlar! Bu ülkede, notlar

da politik! Genç bir meslektaĢım var, „toplumsal koĢulları göz

önünde bulundurmadan not vermemin zalimlik‟ olduğunu söyle-

di.”

“Ama David, not bir ölçüdür. Metre gibi, kilo gibi! Ülke koĢul-

ları ne olursa olsun değiĢmez ki!”

“Tabii ki, öyledir! Daha çok üretim yapıyorlarmıĢ gibi görün-

sün diye, metrelik cetvellerini doksan santime indiren bir ülke

düĢünebiliyor musun?”

“Onlarla konuĢamaz mısın? Anlatamaz mısın?”

“Nasıl? Bir kere, Amerikalı olmak gibi bir dezavantajım var.

Sonra, onların, bu kahrolası, „gurur‟ları var! Hatırlarsın, Kevor-

kian söylemiĢti, „Türklüğe hakaret‟ diye bir de kanunları var! Kü-

çük kocanı, hapiste görmek istemezsin değil mi?”

“Riske değmez!” dedi Diana ciddiyetle, “Ama, notlarını yük-

seltmeyeceksin?”

“Hayır! Ama, bir yolunu bulacaklarından eminim.”

“Ne demek istiyorsun?”

“Kopya! Kopya çekerler!”

“ġaka yapıyor olmalısın!”

“Hayır! Bugüne kadar her sınavımda kopya çekildi! Kopya,

Türk eğitim sisteminin yerleĢik bir kurumu, Diana!”

“Ama bu, bu ahlaki değil!”

“Onlar öyle düĢünmüyorlar!” Omuzlarını silkti,

“En iyi öğrencilerimi kopya çekerken gördüm!” diyerek ayağa

kalktı, “Kendi bilecekleri iĢ, Diana, karıĢmayı reddediyorum! Öğ-

retim üyeleri dahil, bunun böyle olduğunu herkes biliyor, herkes

kabul ediyor! Ben, buraya onları değiĢtirmeye gelmedim, tanım-

Page 144: ALFA DA - okumedya.com · ALFA DA . ALEV ALATLI KÜLLĠYATI. Schrödinger‟in Kedisi [Kâbus] Schrödinger‟in Kedisi [Rüya] Viva La Muerte! • YaĢasın Ölüm „Nuke‟ Türkiye!

lamaya geldim. Bunu hiç unutmamalı, kendi iĢime bakmalıyım!

Sen de unutmamalısın!” dedi, yazı masasına yürüdü.

“Heeey! 1960‟ların ruhuna ne oldu?”

“O, 1972‟de öldü,” dedi David, acı bir gülümsemeyle, “Ġsrail

uçakları, Batı Yakası‟ndan Akrabay‟a kimyasal madde püskürtüp,

buğday tarlalarını parçaladıkları zaman öldü.”

“Oh, David!”

“Dirileceğini de hiç sanmam!” diye ekledi Profesör Pavloviç,

“Her neyse! Bir ara bana anlat olur mu, sen nasıl seyrediyorsun?”

“Elbette,” dedi, Diana.

Çertek meselesi bununla kapanmadı. Adam, Pavloviç‟in gö-

zünde Türk “bilim” adamlarının simgesi oldu. YÖK meselesindeki

tutumundan baĢlayarak, hemen hiçbir konuda, “ne akademik, ne

de ahlâki” diyordu, ortak dilleri olmadığı sonucuna götürdü. Bi-

limselliğin, evrensel bir dil olduğu iddia edilen müzikten bile daha

yaygın ortak ilkelerinin tanınmıyor olması hayretlere düĢürdü.

“Türk akademisyenlerinin bir üniversitenin varlık nedenine

iliĢkin bilinçli düĢüncelere sahip olduklarından ciddi kuĢkularım

var,” diye yazdı, Kevorkian‟a, “Lütfen, dostum, su geçirmez kanıt-

lardan çok tasvire dayanacak olan açıklamalarıma katlan ve alela-

cele verilmiĢ hükümler olduklarını düĢünme!

Söylemeye çalıĢtığım Ģu: Sen ve ben, bir üniversitenin parçası

olduğu toplumun iyileĢmesi ve ilerlemesi için yapılanmıĢ bir ku-

rum olduğunu düĢünürüz. Bu hüviyetiyle, üniversite, bir taraftan

geçmiĢ bilgileri geleceğin bilgilerine temel teĢkil edecek Ģekilde

muhafaza eder, değil mi? ġu halde, bir üniversitenin her Ģeyden

önce muhafaza ve inĢa edilecek bilgilerle, geliĢtirilecek bilgilerin

hangileri olduğu üzerinde mutabakat sağlaması gerekir. Bu muta-

bakat, öğrencilerin, yani toplumun yarınına iliĢkin talepleri ile öğ-

retim üyelerinin arz edebildiklerinin kesiĢtiği noktada fiiliyata dö-

nüĢür: Yani, ders programları ve içerikleri belli olur.

ġimdi, bir de Ģöyle bir durumu mütalaa et: Üniversite, men-

sup olduğu toplumun geçmiĢ bilgilerini depolamayı inatla ve ısrar-

Page 145: ALFA DA - okumedya.com · ALFA DA . ALEV ALATLI KÜLLĠYATI. Schrödinger‟in Kedisi [Kâbus] Schrödinger‟in Kedisi [Rüya] Viva La Muerte! • YaĢasın Ölüm „Nuke‟ Türkiye!

la reddediyor. Örnek: Ekonomi Bölümü‟nde, Kur‟an‟ın emrettiği

iktisadi ilkelere iliĢkin bilgi depolanmıĢ değil. Ekonomi düĢünce

tarihinde Eski Ahit, Eflatun, Aristo var da, mesela, Hazreti Mu-

hammed, Gazali, Ġbni Haldun yok! Ekonomiye GiriĢ‟ten itibaren

verilen bütün örnekler, BirleĢik Devletler ekonomisine ait. Türki-

ye‟de büyük bir ekonomik sorun olduğunu anladığım devlet ikti-

sadi kuruluĢlarına ya da bütçeye iliĢkin örnekler yok. Daha da ga-

rip bir durum: Ġstanbul Üniversitesi Ekonomi Fakültesi‟nde* bil-

gisayar dersleri nazari okutuluyor. Evet, yanlıĢ duymadın, nazari

okutuluyor. Hardware yerine krokiler ve akım Ģemaları! Ġnanabili-

yor musun?

Tarih Bölümü‟nü al: Selçuklular‟dan gerisi yok. Rusça ve Çin-

ce, Türk tarihinin iki en önemli doküman dili ama bunlardan biri-

sini olsun bilen tek bir tarihçi tanımadım. Ama, anladığım kada-

rıyla Ankara‟da, sonradan mezunlarını kimin istihdam ettiğini bu-

lamadığım bir fakülte var ki, Çince, Rusça ve sıkı dur, Sümerce

öğretiyor. Felsefe Bölümü‟nü al: Ne ġamanizm ne de Ġslâm felse-

fesine iliĢkin bilgi var. Türk felsefeciler, Arap alfabesini dahi oku-

yamıyorlar. (Burada, ilginç bir durum daha var: Ph. D. için dil bil-

gisi gerekirken, ĠSBF‟de ikinci bir dilde okur-yazar akademisyen

sayısı bir elin beĢ parmağını geçmiyor. Bunlar da Batı dillerini bi-

lenler. Arapça, Farsça bilen hiç yok. Bu nasıl oluyor, doktora sı-

navlarını nasıl geçiyorlar, diye soracak olursan, tek bir cevabım

var: kopya ve hoĢgörü. Türk bilim adamları intihal konusunda da

fevkalade pervasızlar. Türkiye üniversite yayınlarının yüzde dok-

sanının apartma olduğu söyleniyor ki bu hükme katıldığımı söy-

lerken vicdanen müsterihim çünkü Profesör Çertek‟in ders notla-

rını (para ile satılıyor!) ve Dekan Dülger‟in ders kitabını gördüm.

Utanç verici! Birisi bu beylere „akademik özgürlük‟ten intihal öz-

gürlüğünü mü anladıklarını sormalı!

Bunlardan, ĠSBF‟nin bilgi muhafaza edecek donanıma sahip

olmadığı gibi, inĢa edecek kapasiteye de sahip olmadığını anladı-

ğından eminim. Bunun bir nedeninin geçmiĢini reddeden bir top-

lumun muhafaza edilmesi gereken bilgilere/değerlere iliĢkin mu-

tabakat sağlama güçlüğü olduğu Ģeklindeki yorumuma sanırım

* Ġktisat Fakültesi demek istiyor. (y.n.)

Page 146: ALFA DA - okumedya.com · ALFA DA . ALEV ALATLI KÜLLĠYATI. Schrödinger‟in Kedisi [Kâbus] Schrödinger‟in Kedisi [Rüya] Viva La Muerte! • YaĢasın Ölüm „Nuke‟ Türkiye!

katılırsın. Bilgi inĢasına gelince, bu konuda geri kalmalarının bir

nedeni, kökleri reddetmeleri ise ikinci nedeni de, pazar ekonomi-

sinin ya da dilersen demokrasinin iĢlemiyor olması. Biraz karma-

Ģık olacak ama, lütfen bana katlanmaya çalıĢ: Demek istediğim Ģu

ki, akademisyenler, ne tür bilgilerin talep edildiğini bilecek pazar

bilgilerinden yoksunlar! YÖK, yine kendilerinin hâkim olduğu bir

sistem olarak güdük kalmıĢ. Toplumun taleplerini değil, kendi

yanlıĢlarını ve/veya inançlarını yansıtıyor. Hal bu olunca, öğrenci-

ye neyin okutulması gerektiği bir yana, öğretim üyesinin kendisi,

hangi konuda uzmanlaĢırsa daha kârlı olur, onun farkına varamı-

yor ve Latince öğretmenleri yetiĢtirmeye devam ediyorlar. Ne de-

diğimi anlıyorsun. Tabii, sonra da Çertek gibi tipler var! Ve korka-

rım bunlar çoğunlukta. Çertek bir politikacı. Sosyalist. Üniversi-

te‟yi kendi politik hedefleri (sosyalizm!) doğrultusunda biçimlen-

dirmek istiyor. Ve tabii, parlamento üyesi değil de hepimiz gibi

hakir bir akademisyen olduğundan siyasi inançlarını hiç değilse

kendi öğrencilerine aĢılamak peĢinde. Fakat, ne yazık ki, ne hü-

kümet, ne de gördüğüm kadarıyla Türkler, sosyalizme meraklı de-

ğil. Çertek, bu merakın uyandırılması gereğinde haklı olabilir ama

zavallı ruh! Sosyalist telkini, kapitalist bir topluma finans ettir-

mekte zorlanıyor! Kitlelerin kendileri için neyin iyi olduğunu da

asla kabul etmeyecek bir idealist! Bu ĢaĢırtıcı biliyorum, ama,

inan bana, aziz dostum, Türk sosyalistlerinin hayranlık uyandıra-

cak derecede „idealist‟ olduklarını gördüm! Ġdealistlerin ne denli

haklıcı olabildiklerini bilirsin, Çertek de istisna değil! Öğrencile-

rinden öğrendiğim kadarıyla sinirlerini bir komissar despotizmiyle

yürütüyor. Alper Tunga, bir Pan-Türkist öğrencim, ideoloji farklı-

lığından dolayı kendisinden asla geçerli not alamadığını söyledi.

Öte yandan, Çertek‟in benimle not pazarlığı yapmaya gelenlere

anlayıĢlı davrandığını, notlarını yükselttiğini duyuyorum. 12 Ey-

lül‟den önce, polis kuvvetlerinin „solcu‟ ve „sağcı‟ olmak üzere iki-

ye ayrıldığını duymuĢtum. AnlaĢılan, akademisyenler de bölün-

müĢler. Akademik hürriyet ideoloji yaymak hürriyeti olmuĢ. Gör-

düğüm kadarıyla, akademik yetersizlik de bu kavgada muğlaklaĢı-

yor.

Çertek, baĢarısız bir politikacıya örnekse, Dülger çok baĢarılı!

Yarım düzine kadar Ģirketin danıĢmanlığını yapıyor, bir o kadar

Page 147: ALFA DA - okumedya.com · ALFA DA . ALEV ALATLI KÜLLĠYATI. Schrödinger‟in Kedisi [Kâbus] Schrödinger‟in Kedisi [Rüya] Viva La Muerte! • YaĢasın Ölüm „Nuke‟ Türkiye!

kuruluĢun da yönetim kurulunda. Dikkatini çekerim, bu kuruluĢ-

ların hepsi hükümete ait ve Mustafa yönetim kurullarına atan-

mayla geliyor. Bu, para demek. Öte yandan, YÖK üyesi ve sandalı

sallamaya hiç niyeti yok. Sosyalistlerle, (Çertek‟i okula o almıĢ!)

hükümetle, basınla (arada bir yazı yazıyor ve hemen her toplantı-

ya davetli, sosyete sütunlarında Nevra ile fotoğrafları çıkıyor) ve

öğrencileriyle çok iyi geçiniyor; son beĢ yıldır, dersinden kalan öğ-

rencilerin sayısı 16, sınıfları 150 kiĢilik!

Bütün bunlar bana Türklerin kendi toplumlarına iliĢkin ka-

rarsızlıklarını söylüyor. Nereden gelip nereye gittikleri hususunda

mutabakata varsalar, kendilerini istikrarlı bir biçimde doğurabile-

cekler! Ama yapamıyorlar çünkü bence nasıl bir toplum olmak

istediklerine karar vermiĢ değiller. Entelijensiya kendi içinde mu-

tabakat sağlamadığı gibi, üstünlük tasladığı halkın güdümüne

girmeyi de Ģiddetle reddediyor. Bu da bana Diana ile benim ço-

cuklarla iliĢkimizi çağrıĢtırıyor. David ile KatyuĢka‟yı, Hıristiyan

mı, yoksa Yahudi mi yetiĢtirmek istediğimizi bilemiyoruz, çünkü,

ne o, ne de ben dinlerimizin mutlak üstünlüğünden eminiz. Böy-

lece, geçmiĢ bilgilerimizi çocuklarımız aracılığıyla muhafaza ede-

mediğimiz gibi, yenilerini de üretemiyoruz. Çocuklar da, kendi

kararlarını veremeyecek kadar genç! Sonuç, biraz Yahudi, biraz

Hıristiyan ama ne birine ne de ötekine sahip çıkamayacak kadar

eksiklik! Ve, tabii, ne biri ne de öteki seçtikleri yolda ciddi ilerle-

meler kaydedemeyecekler. Uzun bir hikâyeyi özetlemek gerekirse,

Türklerden, daha uzun yıllar, bilim ve sanatlara özgün katkılarda

bulunmaları beklenmemeli -tesadüfi baĢarılar hariç!-”

Rodoplu‟nun akademik kariyeri olduğunu söylemiĢtim. Çer-

tek, sınıf arkadaĢıydı. Ve, kürsü baĢkanı Profesör Haluk Cillov‟dan

sonra, öğretim üyeliğinden bir daha dönmemek kaydıyla istifasına

neden olan ikinci kiĢiydi.

“Yurt dıĢından döndükten sonra yabancı dil sınavı almam is-

tendi,” diye anlatmıĢtı. “Rezillik de daha o noktadan baĢladı.

Okutmanlar, dili yeterince bilmedikleri için, geçmiĢ zaman pek

hatırlayamıyorum ama „I do walk‟ gibi bir cümleden notlar kırmıĢ,

sözlüğe bakmadıkları için Ġngiliz yazımını karıĢtırmıĢlardı, filan.

Neyse canım, benim Amerika‟da PHD‟ye yeten Ġngilizcem, Ġstan-

Page 148: ALFA DA - okumedya.com · ALFA DA . ALEV ALATLI KÜLLĠYATI. Schrödinger‟in Kedisi [Kâbus] Schrödinger‟in Kedisi [Rüya] Viva La Muerte! • YaĢasın Ölüm „Nuke‟ Türkiye!

bul Üniversitesi‟nde ucu ucuna „orta‟ oldu! Ġyi mi? Neyse! Sonra

da dersler baĢladı. Yıllarca Türkçe okutmamıĢım ya, terminolojiye

aĢina olayım diye, bir yığın kitap aldım. Aralarında Tevfik Çav-

dar‟ınki, bir de bununki. Bakıyorum, ben bu cümleleri bir yerden

tanıyorum, bu örnekleri bir yerden biliyorum. Ortaya çıkıyor ki,

ikisinin kitabı da çalıntı. Birisi Taro Yamane‟den apartmıĢ, öteki

de Freud‟la Walpole‟un 1962 baskısından. ġimdi, tabii, insan çok

utanıyor. Bir Ģey de söyleyemezsin, çünkü hemen, „Ne yapalım biz

senin gibi Amerikalarda okumadık!‟ gibisinden iğrenç bir duygu

sömürüsüne değilse, „burjuva‟ suçlamasına kalkarlar! Dahası se-

nin hırsızlıklarını fark ettiğini bildiklerinden, senden kurtulmak

için ellerinden geleni artlarına koymazlar. Ġlk derse girdiğim gün,

bir de üstelik, doktora sınıfıydı ve ben „Ġstatistik‟e GiriĢ‟ dersinin

neden doktora sınıfına verildiğini anlamaya çalıĢıyordum. Malum,

Amerikan üniversitelerinde bu dersi ikinci, üçüncü sınıflarda ve-

rirler ve biter. Her neyse, doktora sınıfıydı ve karĢımda delikanlı-

lıktan çoktan çıkmıĢ adamlar vardı. Niye doktora yaptıklarını an-

lamak da zordu, çünkü besbelli, akademik kariyere niyetlenmiyor-

lardı. Ben de henüz „Dr.‟ unvanının bürokraside nelere yaradığını

bilmiyordum. ĠĢte, istatistikte, „chain index‟ denilen bir kavram

vardır, onu anlatacağım. Kavram, ondalık kesirlerle kullanılır. An-

latmaya baĢladım. Söyledim, söyledim, tahtaya bir örnek yazdım,

öğrencilerden çözmelerini istedim. Derken, sınıftan bir el kalktı,

otuzlarında gösteren bir öğrenci sordu,

„Hocam, alttakini mi üsttekine böleceğiz, üsttekini mi alttaki-

ne böleceğiz?‟

Anlamadım, tekrarlamasını istedim. Aynı Ģeyi söyledi,

„Hocam, alttakini mi üsttekine böleceğiz, üsttekini mi alttaki-

ne böleceğiz?‟

Ne demek isteyebileceğini kestirmeye çalıĢırken birden aydım:

Bayağı kesiri, ondalığa çevirmesini bilmiyordu, payı paydaya mı

paydayı paya mı bölmesi gerektiğini soruyordu! Ve ben daha yok

ihtimal hesapları, yok Chi-Square dağılımı anlatacaktım! Ödüm

patladı! Bari cebir bilgilerinin ne olduğunu öğreneyim de, dersleri

ona göre düzenleyeyim dedim, dersi orada kestim, birer kâğıt çı-

Page 149: ALFA DA - okumedya.com · ALFA DA . ALEV ALATLI KÜLLĠYATI. Schrödinger‟in Kedisi [Kâbus] Schrödinger‟in Kedisi [Rüya] Viva La Muerte! • YaĢasın Ölüm „Nuke‟ Türkiye!

kartmalarını istedim. Kızılca kıyamet koptu! Yok, yönetmeliğe gö-

re, iki hafta önceden haber vermeden imtihan yapamazmıĢım da,

yok onlar çalıĢan insanlarmıĢ da, derse gelmeleri çok zor oluyor-

muĢ da, ben de böyle haber vermeden sınav yaparsam mağdur

olurlarmıĢ da! Söylemedikleri kalmadı! Nasıl pis bir arabesk ya-

karma, aklın durur! ġimdi, tabii, ben hoca derse gelmeyince öğ-

rencilerin kazan kaldırdıkları bir sistemden geliyordum, kendi ül-

kemdeki hamiyeti cahiliye çok canımı yaktı! Kendime gelince de,

belki bir on dakika dil döktüm! Bunun sınav olmadığını, derse de-

vam edebilmem için cebir bilgilerinin seviyesini tespit etmeye

mecbur olduğumu, kâğıtlarına not vermeyeceğimi anlattım da

dersi boykot etmekten vazgeçtiler. Sınavı yaptılar. Biraz da olduk-

larından daha aĢağı gösterip benim dersi hafifletmemi sağlamak

istemiĢ olabilirler, fevkalade kötü sonuç aldım. Ġstanbul Üniversi-

tesi Ġktisat Fakültesi doktora öğrencileri iki bilinmeyenli denklem

çözmeyi bile bilmiyorlardı! Ġyi mi? Sonradan bir de utanmadan,

üniversiteye bağlı „Ekonometri Bölümü‟ açtılar. HoĢ bir tane de

Marmara Üniversitesi açtı ya! Türkiye ekonomisine matematiksel

„model‟ yapacak yüzlerce genç yetiĢtiriyorlar! Bu iĢ de, bir tek

Devlet Planlamada yapılır zaten, ekono-metrik model yani. Makro

planlamacılardan baĢka kimsenin iĢine de yaramaz. DPT bunların

kaçını istihdam eder? Neden eder? Zaten niye etsin? Allah âlem

bisevap!

ġimdi ben öğrencilerden matematik bilmediklerini öğrendim

ya, ne yapıp yapıp açığı kapatacağım. Nasıl yaparsın? Kalktım,

haftada üç saat matematik dersi koydum. Dershane filan iĢgal

etmemek için, kendi odamda ve tabii fisebilillah! Sen misin, ya-

pan! Daha ilk hafta, bu Emin geldi. O zaman daha doçentti. Yü-

zünde pis bir ifade, „Senden Ģikâyet var,‟ diye sırıttı. Meğer öğren-

cilerim buna gitmiĢler -en „halkçı‟ öğretim üyesi bu ya!- fazladan

ders koyduğumdan yakınmıĢlar. Ben de saf saf, istatistik verebil-

mem için hiç değilse biraz matematik bilmeleri gerektiğini anlat-

maya çalıĢıyorum. Bakıyorum, hiç oralı değil, „Sen Türkiye‟yi bil-

mezsin, yanlıĢ anlaĢılır‟ filan deyip duruyor. „KardeĢim, Türki-

ye‟nin nesini bilmeyeceğim? Bu öğrenciler doktora yapıyorlar ve

bayağı kesiri ondalığa çevirmekten acizler. Matematik bile diye-

meyeceğim, aritmetik bilmiyorlar! Ders vermeyeyim de ne ede-

Page 150: ALFA DA - okumedya.com · ALFA DA . ALEV ALATLI KÜLLĠYATI. Schrödinger‟in Kedisi [Kâbus] Schrödinger‟in Kedisi [Rüya] Viva La Muerte! • YaĢasın Ölüm „Nuke‟ Türkiye!

yim?‟ Bakıyorum, Emin yine yanlıĢ anlaĢılır, deyip duruyor. So-

nunda baklayı ağzından çıkardı. Millet, dekanın gözüne girmeye

çalıĢtığımı zannedermiĢ. O zamandan sonra terbiyesiz oldum za-

ten, „Ha ...tirsinler,‟ deyivermiĢim, „Ne düĢünürlerse düĢünsün-

ler!‟ Ama öyle olmadı, tabii. Çünkü, Çertek, öğrencilere, „BoĢ ve-

rin, gitmeyin. Karı iĢgüzarlık yapıyor,‟ demiĢ -„kadın‟ bile değil,

„karı!‟ diyor.- DüĢün, adam iktidarı tehdit edilince ne kadar aĢağı-

laĢabiliyor! Bütün meselesi ben üniversitede kalıp, onun profesör-

lüğünü tehlikeye atmayayım! Malum, kadro meselesi! Her neyse,

dersi sabote etmeyi baĢardı, iki kiĢi hariç, öğrenciler gelmediler.

Ben de Cillov‟a gittim. Gittim dersem haftalar sonra zor bulabil-

dim! Tipik bir holding profesörü, üniversitede katiyen durmuyor!

Bu defa da ona anlattım. Bayağı yalvarıyorum, bir seçmeli modern

matematik dersi koyalım, onu yapamazsak, cebir koyalım. Ben

üstlenirim. Saatlerim arttı diye Ģikâyet etmem, falan filan. Adam,

gözlüklerinin arkasından buz gibi bakıyor! Sonunda beni ne kadar

çocuksu bulduğunu anlatan bir lâf etti, arkasından da matematik

dersi koymamızın imkânsızlığını sergileyen otuz çift bahane bul-

du.

„Peki, hocam, ben ne yapacağım? Bu öğrencilere istatistik öğ-

rettim diye not atıp, imzalayamam!‟

„Senin de imzan pek kıymetliymiĢ yav!‟ diye hiç beklemediğim

bir cevap verdi. Dünya baĢıma yıkıldı! Ben hâlâ imzamın namu-

sum olduğunu düĢünüyordum.

„Ben Ģarlatan değilim!‟ gibisinden bir cevap verdiğimi hatırlı-

yorum, „Orada durup, istatistik öğretiyormuĢ gibi yapamam!‟ Ka-

pıyı çarptım, çıktım, çıkıĢ o çıkıĢ!”

Rodoplu, üniversitelerin durumunu da yabancılaĢma ile açık-

lıyordu.

“ġöyle düĢün, ġafak Özden, Çırpıcı‟yı sahiplenmiyor da, bun-

lar üniversiteyi sahipleniyor mu? Aritmetik bilmeden „doktor‟ un-

vanı alan uzmanlar yetiĢtiren bir kurumun baĢı olmaktan utanıl-

maz mı? Enjeksiyon yapmasını bilmeyene „doktor‟ unvanı veren

bir tıp fakültesinin dekanı intihar etse yeri değil midir? El âlemin

kitabını çaldığı ortaya çıktığında, hiç utanmayan, dahası, Çertek

Page 151: ALFA DA - okumedya.com · ALFA DA . ALEV ALATLI KÜLLĠYATI. Schrödinger‟in Kedisi [Kâbus] Schrödinger‟in Kedisi [Rüya] Viva La Muerte! • YaĢasın Ölüm „Nuke‟ Türkiye!

gibi bir de üstelik terfi eden akademisyenlerle bir toplum nereye

gider? Hiç utanmadan, „YÖK akademik hürriyetimizi elimizden

aldı!‟ diye bağırırken, apartma hürriyetini hoş gören bir sistemden

hayır gelir mi? Bizzat profesörün kendisinin kopya çektiği üniver-

sitede meslek ahlâkından söz edilebilir mi? Büyük Yalan üniversi-

telerimizi bile boğmuşken, Şafak Özdene kim ne diyebilir? ġiran,

kurda yedirdi, ġafak, son siperlerimi de yıktı, ama ben kendi sını-

fımdan gördüğüm hakareti ne birinden ne de ötekinden gördüm!”

“Hakaret” kelimesinin fazla ağır olduğunu düĢünüyordum,

“Hayır, değil,” dedi, “Beni değerlerime ihanet etmeye zorlu-

yorlardı, bu hakaret değil midir? Öğrencilerime hak etmedikleri

notları verseydim, hak etmediği istihkakı alan müteahhitten ne

farkım olurdu?”

Page 152: ALFA DA - okumedya.com · ALFA DA . ALEV ALATLI KÜLLĠYATI. Schrödinger‟in Kedisi [Kâbus] Schrödinger‟in Kedisi [Rüya] Viva La Muerte! • YaĢasın Ölüm „Nuke‟ Türkiye!

VI

Daha baĢka “Homo Islamicus”lar da vardı.

Diana Pavloviç, Giritli Seyfettin Ġhsani‟yi, Sabri Yıldız‟ın BeĢik-

taĢ‟ta, cadde üzerindeki müzik evinde, „Dergâh‟ta tanıdı. Yarısı,

yapım tamir atölyesi olan bu karanlık, rutubetli, küçücük

dükkâna, vitrinde dizili „folklorik enstrümanlar‟dan, yani bağla-

malardan satın almak, bulabilirse, bir de metot edinmek için gir-

miĢti.

“Seyfettin Ġhsani Hazretleri, ney üflüyordu,” diye anlattı Sabri

Bey, “Kapı açıldı ve mahfilime güneĢi getiren bu kadın içeri gir-

di!”

Diana‟yı o dükkânda ilk gördüğümde benim de sersemlediğimi

hatırlayacaksınız -kıpkırmızı, uzun, kıvırcık saçlı, yeĢil gözlü, en

az bir seksen beĢ boyunda, iri kemikli bir kadın; Amerikan kovboy

filmlerindeki bar kadınlarının giysilerini anımsatan parlak, (Gü-

nay „saten‟ demiĢti) rengârenk kıyafetler! KonuĢurken ellerini kol-

Page 153: ALFA DA - okumedya.com · ALFA DA . ALEV ALATLI KÜLLĠYATI. Schrödinger‟in Kedisi [Kâbus] Schrödinger‟in Kedisi [Rüya] Viva La Muerte! • YaĢasın Ölüm „Nuke‟ Türkiye!

larını zapturapt altına almak gibi bir kaygısı olmadığından, Sabri

Bey‟in yirmi metrekarelik mekânını hemen tümüyle iĢgal etmiĢti!

Sabri, en az benim kadar yadırgamıĢ olmalı, ama saygıda ku-

sur etmediğine, hatta elini kalbine götürüp selâmladığına emi-

nim! Diana‟ya gelince, o,

“Ne bu dünyadan, ne de ötekisinden,” diye tanımladığı sese

yöneldi,

“Birden ellerim terlemeye baĢladı! Nefesim daraldı! Kavalın

sesine takılan bir fare gibi, o sese yürüdüm! Buna inanabiliyor

musunuz?”

Beyaz sakallı Seyfettin Ġhsani -“Mükemmel bir anakronizm!”

diyordu, Diana,- “Asırlık gravürlerden fırlamıĢ bir figür!” anlat-

mıĢ, anlatmıĢ, son sözünü de üfledikten sonra baĢını kaldırmıĢ,

Diana‟ya bakmıĢtı.

“ġaĢırmadı, yadırgamadı, soru sormadı, sadece baktı,” dedi

Diana, “Bir an, kör olabileceğini düĢündüm. Aynı anda, niye ayak-

ta durduğumu sordu. Mükemmel bir Fransızca! Bunun üzerine,

Sabri Bey, bir tabure koĢturdu, kalfası Mehmet hareketlendi, çı-

rakları iĢlerinin baĢlarına döndüler! Ben, yaĢlı adamın dizinin di-

bine oturdum ve zaman makinesi çalıĢmaya baĢladı! Bin yıl önce-

sine gitmiĢ gibiydim! Tezgâhın üzerinde bir semaver kaynıyordu -

ne yazık ki, elektrikli-, Sabri bize çay getirdi. Ġhsani‟nin önemli

birisi olduğunu anlamıĢtım, ama müzisyen olduğunu sanıyor-

dum!”

Öyleydi, ama değildi. Yani, çok iyi bir müzisyendi ama müziği-

ni hiçbir zaman paraya tahvil etmediği için “değeri biçilmemiĢti”!

Diana, BirleĢik Devletler‟de yaĢamıĢ olsaydı, Seyfettin Ġhsani‟nin

dünya çapında bir isim olacağını söyledi, yazıklandı. Rodoplu‟nun

yüzünü acı bir ifade bürüdü,

“Ney pazarlanır mı, yahu?”

Burada bir çıkma yapıp, Seyfettin Ġhsani‟nin hikâyesini an-

latmalıyım, çünkü Diana, çok etkilenmiĢ olmasına rağmen hiçbir

zaman bütünüyle anlamadı ve doğal olarak da içselleĢtiremedi.

Page 154: ALFA DA - okumedya.com · ALFA DA . ALEV ALATLI KÜLLĠYATI. Schrödinger‟in Kedisi [Kâbus] Schrödinger‟in Kedisi [Rüya] Viva La Muerte! • YaĢasın Ölüm „Nuke‟ Türkiye!

Ben, Seyfettin Ġhsani‟yi, Türkiye‟de devrimci hareketlerin kö-

kenlerini araĢtırdığım dönemde tanıdım. Daha doğrusu, babası,

Ahmet Ġhsani‟yi tanıdım. Mülkiye Mektebi‟ndeki devrimci hare-

ketleri incelerken, 1888 ġeref Kitabı‟nda rastladığım bu isim, be-

ni, Girit‟e ve Girit‟teki ilerici devrimci hareketlere yöneltti. Ahmet

Ġhsani Efendi, Hanyalıydı. Oğlu gibi o da Galatasaray‟da okumuĢ,

oradan Mülkiye‟ye geçmiĢti. Benim ilk ilgimi çeken, mezuniyetten

sonra memleketine dönen Ahmet Ġhsani‟nin, Hanya‟da, Mekteb-i

Mülkiye programına uygun bir “halk üniversitesi” açmıĢ olmasıy-

dı. Biraz daha araĢtırınca, bir o kadar ilginç bir baĢka giriĢimine,

“Girit Muhibbi Ġnsaniyet Cemiyet-i Ġslâmiyesi”, yani “Girit Hüma-

nist Ġslâm Derneği”ne rastladım. Ahmet Ġhsani, bu derneğin ku-

rucularındandı ve genel sekreterliğini üstlenmiĢti. Hanya ve Pa-

ris‟te Ģubeleri vardı ve bir de Fransızca-Türkçe aylık dergi çıkartı-

yorlardı.

ġimdi, bu Girit Muhibbi Ġnsaniyet Cemiyet-i Ġslâmiyesi kuru-

cuları aynı zamanda Girit‟te Müslümanların kurduğu ilk siyasi

parti olan “Yalınayaklar Partisi”ndendiler. Bu parti, aynı zamanda

iĢçilerin ve emekten yana olanların birleĢtikleri, ilerici, özgürlük-

çü bir sınıf partisiydi. Ve nitekim iktidara geldiklerinde, ramazan

geceleri sahurda davul çalınmasını yasaklamıĢlardı. (Bir çıkma

daha yapmalıyım: Girit‟te, daha 1900‟lü yıllarda Halepo Kararna-

mesi ile kurulan bir “Eyalet Meclisi” vardı. Bu Meclis, bir yandan

yerel idare gibi görev yapar, öte yandan da parlamento gibi yasa

çıkartırdı.)

Ahmet Ġhsani, o dönemin ittihatçı devrimcileri gibi, merkezi

yönetime karĢı âdemimerkeziyetçiliği savunmuĢ; belediyeler, mes-

lek odaları, kooperatifler gibi kuruluĢları büyük yetkilerle donat-

mayı amaçlamıĢtı. Ve iĢin bence en ilginç tarafı, Ahmet Ġhsani‟nin

bu anlayıĢa Batı düĢüncesinden değil, Ġslami yoldan, Hüseyniyül

Alevilikten, Ahilikten ve Karmatilikten gelmiĢ olmasıydı. Ahmet

Ġhsani ve dolayısıyla bizim Giritli Seyfettin Ġhsan Bey, Melami

BektaĢilerdendi.

Okuyucu, benim Marksist kökenimi hatırladığında, bu bilginin

benim için ne kadar ĢaĢırtıcı olduğunu kolayca tahmin edecektir.

Bir kere, Hüseyniyül-Alevi toplumlarda, merkezi devletin görevle-

Page 155: ALFA DA - okumedya.com · ALFA DA . ALEV ALATLI KÜLLĠYATI. Schrödinger‟in Kedisi [Kâbus] Schrödinger‟in Kedisi [Rüya] Viva La Muerte! • YaĢasın Ölüm „Nuke‟ Türkiye!

rini ayrı ayrı Ģûraların gördüğünü bilmiyordum. (Yeri gelmiĢken,

Rodoplu‟nun bunlara “mahalleliler” demeyi tercih ettiğini hatırla-

tayım. Ona kalırsa, “mahalleliler”, örneğin, kendi okullarını da

kendileri kurmalı ve yönetmeliydiler. Bu bağlamda, YÖK‟ün geliĢ-

tirilmesinden yana olduğu gibi, Tevhid-i Tedrisat Kanunu‟nun da

kaldırılması gerektiğini savunurdu.) Ahiliğe iliĢkin bütün bilgim,

Ġstanbul Esnaflar Derneği‟nin yılda bir kez birilerine önlük taktık-

ları sıkıcı anma toplantılarından ibaretti. Ve tabii günümüz esnafı,

toplumun en tutucu kesimi olduğundan, onların benimsedikleri

bir kurumun ilerici, devrimci unsurları olabileceğini düĢünmem

mümkün değildi. Karmatilere gelince, onları hiç duymamıĢtım!

Derken, yine bu Ahmet Ġhsani‟nin kurucularından olduğu, “Os-

manlı Cezriyun Fırkası”, yani “Radikaller Partisi”ne rastladım.

Mütareke yıllarında kurulan (ve sıkıyönetim tarafından kapatı-

lan!) bu parti, “alat-ı istihsaliyenin konfiskasyonu”nu, yani “üre-

tim araçlarına el konulmasını” istiyordu. Kendilerine “sosyalist”

demiyorlardı ama programları gerçekten de sosyalist bir program-

dı.

ġunu da söylemeliyim, benim bu dönemlerim, “Ben, ilkel ko-

münizm üstünde parlayan Hilal‟den yanayım!” diyen Günay Ro-

doplu‟yu anlamaya baĢladığım dönemlerdi. Tabii, o, bu sonuca

Orta Asya ve Çin üzerinden, Konfüçyüs insancılığından gelerek

ulaĢmıĢtı. Ben, Ahmet Ġhsani‟nin bana açtığı izleri takip ediyor-

dum. Ve bu izler beni, hayatta olduğunu ve Sabri Yıldız‟ın o köhne

dükkânına “takıldığını” öğrendiğim, eski tüfek Seyfettin Ġhsani‟yi

kadar götürdü.

Dergâh‟ta Diana Pavloviç‟e rastladığım o gün, onun, benim ve

Sabri Yıldız‟ın ihtiyar adamdan talep ettiklerimizin ne denli çeliĢ-

kili olduğunu görmüĢ, içim burkulmuĢtu. Diana, bir Osmanlı gra-

vüründen fırlamıĢ bu “anakronizm”e bir müze eĢyası gibi bakıyor,

“elektronik kölelerin olmadığı” bir tarihe geri dönmeye çalıĢıyor-

du. Ben, kendi sosyalist tarihimin peĢindeydim. Sabri Yıldız‟a ge-

lince; o, ticarethanesine saygın bir vitrin eklemek telaĢındaydı;

Giritli‟nin dükkâna geldiği günler, devrimci ya da devrimci ara-

besk söyleyen kim varsa orada toplanırdı, tabii satıĢlar da ona göre

artardı.

Page 156: ALFA DA - okumedya.com · ALFA DA . ALEV ALATLI KÜLLĠYATI. Schrödinger‟in Kedisi [Kâbus] Schrödinger‟in Kedisi [Rüya] Viva La Muerte! • YaĢasın Ölüm „Nuke‟ Türkiye!

O gün, Giritli Ġhsani, Diana‟ya önce Hanya BektaĢi tekkesini

“gezdirdi”. Oradan, Mekteb-i Sultani‟ye getirdi, döndü, Mekteb-i

Mülkiye‟yi gösterdi.

Mrs. Pavloviç, “mihrapların arabesklerine, remil dökenlere,

hamursuz ekmeğe yabancı olduğu kadar yabancı”, ama Rodop-

lu‟ya göre, “boĢlayamayacak kadar duyarlı ve tedirgin” dinledi,

tutunabileceği “tanıdık kavramlar” aradı. Bu arada, büyük bir ke-

yifle seyrettiği, Konya Turizm Derneği‟nin Mevlevi semasının

Mevlevi olmadığını öğrendi,

“Melamet ehli,” dedi Ġhsani, “halka içyüzünü göstermez, için-

deki sırlar dıĢarı sızmaz. Musa Peygamber gibi, Allah‟ın kelamını

duyduktan sonra, kimsenin yüzüne bakamayacağı kadar değiĢ-

mez, giyim kuĢamla kendini göstermeye çalıĢmaz.”

Diana, Melami‟nin, her türlü gösteriĢten uzak yaĢadığını,

dünya malına metelik vermediğini, kalender yaĢamayı ilke edindi-

ğini öğrendi. Ġnsan, kendisini sadece ve sadece Tanrı‟ya verirse,

dünya kaygısından da, ahret korkusundan da uzak kalabilirdi.

“Allah‟a, aĢkla, çekimle ulaĢılır,” dedi Ġhsani, “Melameti, ulu-

luk, dava, kendini göstermek, halkın sevgi ve saygısını kazanmak

gibi Ģeyleri aĢmıĢ insandır. Halkın kendisini kınamasından, kötü

görmesinden çekinmez. Keramet gösterdiğini sanan, kadın gibi

âdet gören adamdır!”

Ġnsan kendisini herkesten alçak görmeliydi, üstün değil! Her-

kesi kendisinden üstün görmeliydi, alçak değil! Gönlünü Allah aĢ-

kıyla doldurmalıydı, baĢka aĢkla değil! Hakikat, ilahi Nur‟a kavu-

Ģan Melami‟nin gönlünde belirir; Melamete ulaĢan Allah‟la bir

olurdu!

Melami‟nin, her türlü zevk ve eğlenceden mahrum olması,

yoksulluğu bir ilke olarak benimsemesi düĢüncesi, yakın geldi, çile

içinde geçen Püriten çocukluğunu düĢündürdü; Diana, Karmati-

lerle tanıĢtı,

“Rahmetli Hemedani Karmati, derviĢti,” diye anlattı Seyfettin

Ġhsani, “Abbasi devletinin baskıcı rejimine karĢı çıktı. Zenginlerin

malını paylaĢtırmayı, ortak mülkiyet anlayıĢını yerleĢtirmeyi

Page 157: ALFA DA - okumedya.com · ALFA DA . ALEV ALATLI KÜLLĠYATI. Schrödinger‟in Kedisi [Kâbus] Schrödinger‟in Kedisi [Rüya] Viva La Muerte! • YaĢasın Ölüm „Nuke‟ Türkiye!

amaçladı. Sebt gününü benimsedi. Mekke‟yi değil, Kudüs‟ü Kıble

gösterdi.”

“Ama, bu Hıristiyan!” dedi Diana, ĢaĢkın ĢaĢkın.

Giritli, bu defa da BektaĢi Alevilerden bahsetti,

“BektaĢi Alevilerde, Allah-Muhammed-Ali üçlemesi, Hıristi-

yanlıktaki Allah-Ġsa-Ruhül Kudüs üçlemesinin ĠslamlaĢtırılmıĢ

Ģeklidir,” buyurdu. BektaĢi-Aleviliği, Müslümanlıkla Hıristiyanlığı

kaynaĢtırma olarak ele aldığını ve o yolda incelediğini anlattı,

“Senin memleketindeki Ġsevi BektaĢiler bu meseleleri anlar-

lar,” dedi. Diana bu defa da, Unitarianların, Ġslami arka planlarını

“keĢfetti”.

“Onlar, teslis dogmasını kabul etmezler,” diye sürdürdü, Ġh-

sani, “Sen Bostonlu olduğuna göre, William Channing‟i tanırsın,

New England BaĢpiskoposu, Unitarianism‟in kurucusu. Geçen

yüzyılın ortalarında öldü. Toprağı bol olsun, iĢçi sınıflarının ge-

liĢmesinde büyük emeği geçti. Köleliğin kaldırılmasında da.”

“Channing‟i çok severmiĢ gibisiniz?” diye mırıldandı Diana.

“Ġlerici bir liberaldi,” dedi Giritli, “Ben de ideal itibarıyla sos-

yalist, reel politik itibarıyla liberalim.”

“Ama, Müslümansınız, değil mi?”

“Elhamdülillah! Kur‟an‟a inanırım, ama onu tarihe kaynak

gösteremem. Çünkü Müslüman olmayanların onu kabul etmesi

mümkün değildir. Tarihin kaynağı bütün insanlığı kapsayan eser-

ler olabilir.”

“Yani?”

“Diyalektik,” dedi Seyfettin Ġhsani, “Marksist bir matematikçi

zamandan yalınlanmıĢ hareketi, Ģeklin yalnızca tek referans heye-

tine göre değiĢimini değil, aynı zamanda Ģeklin elemanlarının bir-

birine göre değiĢimini de ele alır. Oysa, Katolik papaz mantığı...”

birden vazgeçti,

Page 158: ALFA DA - okumedya.com · ALFA DA . ALEV ALATLI KÜLLĠYATI. Schrödinger‟in Kedisi [Kâbus] Schrödinger‟in Kedisi [Rüya] Viva La Muerte! • YaĢasın Ölüm „Nuke‟ Türkiye!

“Ġlk gençliğimde, ben deneyciliğe değil, rasyonaliteye önem

vermiĢtim,” diye sürdürdü, “Oysa, Türkiye‟de birçok Marksist tü-

mevarımdan yola çıkarak, deneyciliğe dayanmak eğilimindedir.

Ben ikisini birleĢtirdim. Bu yolla sürecin sürekliliği ve süreçte bir

aĢamadan diğer aĢamaya kuantum sıçraması ile geçilebileceği gö-

rüĢüne vardım. Bu suretle sürekli devrim görüĢüne geldim.”

“Sizi izleyemiyorum,” dedi Diana, “Belki de, Ġslâm‟la Mark-

sizm‟i bir arada düĢünemediğim için. Yani Marx ile cami uzlaĢ-

maz diye düĢündüm. Yani, Ġslâmiyet‟te din ve kilise, pardon, ca-

mi, ayrımı olmadığı için ve Ġslâmiyet sadece imanı değil, günlük

hayatı da düzenlediği için... Yani, kâfirlerle savaĢmayı ya da onları

dönüĢtürmeyi Mesihî bir uğraĢ edinen topyekûn bir sistem olduğu

için... YanlıĢ anlamayın, benim bir itirazım yok, ama insanı sadece

dünyevi nitelikleri ile tanımlayan Marksizm, Ġslâmiyet‟e sadece

yabancı değil, küfür olmalı diye düĢünüyordum.”

“Marx deyince, senin Amerikalı güzel kafanda neler oluĢuyor,

kim bilir,” diye gülümsedi Seyfettin Ġhsani. BaĢını salladı, “Ne ga-

rip tecelli! Dünyanın en diyalektik kafası, diyalektiğe karĢı kullanı-

lan en etkin silah oldu! Marksist ne demektir? Marx, vahye maz-

har bir peygamber midir ki dogmalara hapsolsun? Diyalektik ne-

dir? DeğiĢene çevrilen bakıĢ, tezatların bilimi Ģüphe, daima tedir-

gin, daima uyanık bir bilinç değil midir? Tefekkürün tarifi değil

midir? Aklın dünyasında mutlağın yeri olabilir mi?” dedi ve dura-

ladı,

“La mevcudu illallah!” diye mırıldandı, tekrar Fransızcaya

döndü,

“Allah‟tan baĢka mevcut yoktur! Varlık tektir, birdir. Her Ģey

zıddıyla bilinir. Mutlak varlığın zıddı yokluk, mutlak hayrın zıddı

Ģer, mutlak güzelliğin zıddı çirkinliktir. Ezel ve ebed ânı daiminin

içindedir ve bitmiĢ değildir. Bu âlem „Ol!‟ emri verilip tecelli

oluĢmadan önce bütün nesneler gerçekte yok, ama Allah‟a göreli

olarak vardı. Diyalektik tabiatı ve zihni, temel bir bütün meydana

getirecek Ģekilde birbirlerini açıklayan gerçekler olarak görür. Ġn-

san ten ve ruh denilen iki unsurdan oluĢur. Ten tabiat, ruh zihin-

dir; ten ölümlü, ruh ölümsüzdür. Allah‟ın bütün sıfatlarının bü-

Page 159: ALFA DA - okumedya.com · ALFA DA . ALEV ALATLI KÜLLĠYATI. Schrödinger‟in Kedisi [Kâbus] Schrödinger‟in Kedisi [Rüya] Viva La Muerte! • YaĢasın Ölüm „Nuke‟ Türkiye!

tünüdür. Ġnsan, evrenin bütününü yansıtır. Ölümsüz bir özün,

bitmeyen bir yaratıcı gücün taĢıyıcısıdır. Hayatla ölüm, gerçekle

yalan iç içedir. Hazla elem gibi. Varlık denilen esrarlı yumağı an-

cak diyalektiğin titiz, seyyal dikkati çözebilir. Söyle bana, kırmızı

saçlı kızım, Yunan‟dan Aristo mantığını almakta tereddüt etme-

yen Ġslâm, Marx‟tan diyalektiği almakta neden tereddüt etsin?”

“Bilmiyorum,” dedi Diana. Yardım ister gibi Sabri Yıldız‟a

döndü,

“Ġslâmiyet‟i bilmiyorum!”

Sabri Yıldız, Ġhsani‟yi iĢaret ederek, “Kusura bakma, çok ko-

nuĢur,” gibisinden bir iĢaret yaptı.

“Hayır, hayır!” diye isyan etti kadın, “Benim hoĢuma gidiyor.

Kayınpederim de din âlimidir.”

“Diyalektiği mücerretlere, birkaç kaba unsura hapsetmek, di-

yalektiğe ihanettir. Diyalektik incelemeye tabi tutulmayan her tür-

lü teori, mumyalaĢmıĢ heybeti içinde kısır bir dogma olarak kalır.

Konu insan olunca, dogmalaĢmak daha da kolaydır. Oysa, bu dün-

ya içinde insan bir hiçtir.”

Sabri Yıldız‟a döndü,

“Destarem u cubbe vu seren her se behem,

Kıymet kerdend beyek dirhem çızı kem,

Neşti-desti tu nam-ı men der âlem,

Men hiç kesem, hiç kesem, hiç kesem!”

“Ne diyor? Ne diyorsunuz?”

Ġhsani, yine Diana‟ya döndü,

“Her Ģey zıddıyla kaimdir,” diye tekrarladı, “Aklın ceve-

langâhında hiçbir mutlak yoktur. Ġnsan hiçbir otoriteye boyun

eğmeden yaĢamalıdır. Ġslâm, insanın varlığını her an kamçılayan,

uyanık tutan bir meraklar bütünü olarak yaĢamalıdır. KemikleĢ-

miĢ ölçüleri olmayan bir dünyada, Müslüman, Allah‟a eriĢmek yo-

lunda kendi rotasını çizer. Bu yolda tek yardımcısı, diyalektik dü-

Ģüncedir. Dünya, despotizm, teknokrasi ile Kur‟an‟ın el nass ola-

Page 160: ALFA DA - okumedya.com · ALFA DA . ALEV ALATLI KÜLLĠYATI. Schrödinger‟in Kedisi [Kâbus] Schrödinger‟in Kedisi [Rüya] Viva La Muerte! • YaĢasın Ölüm „Nuke‟ Türkiye!

rak tanımladığı, halk, demokrasi ve öznellik kutupları arasında

bocalıyor. Despotizm, emperyalizm, teknokrasi insanlığın Kabil

kutbudur; halk, demokrasi ve öznellik, Habil kutbu. Müslüman,

Kabil kutbundan Habil kutbuna hicret ederken, çamurdan Allah‟a

hicret eder; tabiattan akla hicret eder ve bir bütün meydana geti-

rir.

La mevcudu illallah!

Ġnsanlığın meselesi, helal ile haram arasında seçim yapmak

meselesidir. Bu seçim süreklidir. Toplumun meselesi, dünyadır.

Ġyi ve kötü ile, kötü ve yanlıĢ arasındaki seçim, siyah, beyaz, kır-

mızı, sarı, hepimizin sorunudur. Çünkü dünya tektir, insan tektir.

La mevcudu illallah!”

“Size Ģunu sormak istiyorum,” dedi Diana, “Umutlu musu-

nuz? Dünyanın gidiĢatından umutlu musunuz? Sonumuz belli

değil mi? Ġnsanlığın kaderi belli değil mi? Mekanik kölelerimiz.”

“Kader diye bir Ģey yoktur!” diye kesti attı Ġhsani, “Ġnsan ken-

diliğinden suç iĢleyen, cennetten kovulan bir varlık değildir. Bu

dünyadan da kovulmayacaktır. Çünkü insanla Allah birdir. Allah,

insanda dile gelir. Ġnsan, Allah ile davranır, düĢünce ve irfanla

aydınlanır. Allah, insanın gönlünde bir ıĢık olarak belirir. Nur‟un

belirmesi, insanın Allah‟ı görmesi demektir. Bu, Allah‟ta doğuĢtur.

Allah‟ta doğuĢ, nurun açılıĢıdır, parlayıĢıdır!”

Evet aynen! Aynen böyle! Hoşgeldin, 1. Cemaatçiler Kilisesi!

“Bu âlem, korku, yasak, günah nedeniyle değil, aĢk nedeniyle

oluĢtu. Varlık âlemi aĢkla meydana geldi.

Allah‟a korku ile yaklaĢılmaz, kızım! AĢkla yaklaĢılır!”

“AĢkı öğrenebilir miyim?”

“Ne dünya ne de ahiret nimetleri için değil, kendi vicdanın

için çabala. Vicdanının sesinden baĢka ses dinleme. Allah, aĢkı

sana da nasip edecektir.”

Page 161: ALFA DA - okumedya.com · ALFA DA . ALEV ALATLI KÜLLĠYATI. Schrödinger‟in Kedisi [Kâbus] Schrödinger‟in Kedisi [Rüya] Viva La Muerte! • YaĢasın Ölüm „Nuke‟ Türkiye!

“Ne düĢüneceğimi bilemedim,” diye anlattı Diana, “Yani!..

Meseleyi öyle ortaya koydu ki, Ġslâmiyet, Hıristiyan mezheplerin-

den birisi gibi belirdi. Anlıyor musunuz? Ġslâmiyet‟i sosyalizmin

de, ilerici liberalizmin de beĢiği gibi sundu! Bu doğru olabilir mi?”

Son soru Rodoplu‟ya yöneltilmiĢti.

Günay, doğrudan cevap vermek yerine, baĢka bir soruyla kar-

Ģıladı,

“Doğru olduğunu farz et, bu bilgi seni nasıl etkiler?”

Diana, bir an duraladı,

“Yani!” dedi, “Hıristiyanlığın tüm illetleri Ġslâmiyet‟te de var,

anlamına gelmez mi?”

“Ve bu durum seni umutsuz kılar, öyle mi?”

“Yani!..” dedi Diana, yine, “baĢladığımız yere döneriz, değil

mi?”

“Türkiye maceran verimsizlikle sonuçlanır?”

“Yani!..”

“Üzülme,” dedi Günay, “Ġslâmiyet‟in daha çok versiyonunu

duyacaksın.”

Page 162: ALFA DA - okumedya.com · ALFA DA . ALEV ALATLI KÜLLĠYATI. Schrödinger‟in Kedisi [Kâbus] Schrödinger‟in Kedisi [Rüya] Viva La Muerte! • YaĢasın Ölüm „Nuke‟ Türkiye!

VII

Duydu da!

Bu Müslüman, yirmi dokuz yaĢlarında bir kızdı. Profesör Pav-

loviç‟in sınıftaki tek örtülü olmasının ötesinde, olağanüstü Ġngiliz-

cesi ile dikkatini çekti; Amerikan tiyatrosuna iliĢkin bilgisi ile Ģa-

Ģırttı.

Zehra Bardakçı, Pavloviçlerle özel iliĢki kurmak için gayret

sarf etmedi, ama David‟in ilgisini de reddetmedi. Yarıyılın ortala-

rına doğru, David, onun aslında Basın Yayın Yüksek Okulu‟ndan

mezun olduğunu, daha sonra New York Üniversitesi‟nde tiyatro

eleĢtirmenliği yüksek lisansı aldığını, daha sonra da ĠSBF‟ye girdi-

ğini öğrendi. ġükran Günü‟ne davet ettiği birkaç öğrencinin ara-

sında Zehra da vardı. Diana, genç kadının gazetecilikten psikoloji-

ye uzanan eğitim serüvenini çok ilginç, ama tiyatro eleĢtirmenli-

ğini daha da sıra dıĢı bulduğunu söyledi.

Page 163: ALFA DA - okumedya.com · ALFA DA . ALEV ALATLI KÜLLĠYATI. Schrödinger‟in Kedisi [Kâbus] Schrödinger‟in Kedisi [Rüya] Viva La Muerte! • YaĢasın Ölüm „Nuke‟ Türkiye!

“Ben bir yazarım,” diye açıkladı Zehra Bardakçı, “Kısa hikâye-

ler yazma yeteneğim var. Meslek hayatıma kısa hikâyeler, Ģiirler,

edebi makaleler yazarak baĢladım. Hiçbir zaman düz bir gazeteci

olmadım. Bir söyleĢim bile edebi bir metin haline geliyor. Ameri-

ka‟ya gitme düĢleri kurduğum zaman -o zamanlar Amerika‟ya

âĢıktım- yirmi iki yaĢındaydım. Kültürümü ve bilgimi geliĢtirmek

zorundaydım. Eh, Batı‟da bilgi nerede bulunur?”

“BirleĢik Devletler‟de?”

“Elbette! O zamanlar bizde iyi tiyatro eleĢtirmenleri olmadığı-

nı düĢünüyordum. Tabii, bir Ģeyi ileri götüren eleĢtiridir. O zaman

Türkiye‟de slogan tiyatrosu yapılıyordu. Ben bu tür tiyatroyu sev-

miyordum. „Bizim gerçek tiyatro, avangard tiyatroya ihtiyacımız

var,‟ diyordum. „Gidip eğitim görür, araĢtırırsam bunu Türkiye‟de

gerçekleĢtirebiliriz,‟ diyordum. Daha çok öğrenmek gerektiğine

inanıyordum. Tabii, bunun dıĢında seyahat etmek de istiyordum.

O zamanlar, Eugene O‟Neill‟in, Ufkun Ötesinde adlı oyununu

okumuĢtum. Oyunda, seyahat eden bir genç vardı. Ufkun ötesin-

de seyahat etmek istiyordu. Ben de seyahat etmek istedim. Ufkun

ötesini görmek istedim. Ama beni kimse bir yere göndermedi,

kendim gittim. Otostop yaparak Amerika‟ya gittim.”

“ġaka yapıyorsunuz!?”

“Hayır, ciddiyim. Her Ģeyi zorladım. Kimsenin sözünü dinle-

medim. Hayır dediler, ama ben, „yapacağım‟ dedim. Ve yaptım.

New York‟a vardığımda, üstümde bir on sentten baĢka bir Ģey yok-

tu. Garsonluk yaptım, kasiyerlik yaptım, Mısır sefaretinde sekre-

terlik buluncaya kadar geçindim. Seyahat etmenin baĢlı baĢına bir

kültür olduğunu düĢünüyordum. Gerçekten de ben, ne öğrendiy-

sem seyahatlerimden öğrendim. Yabancı bir ülkede yaĢamak, ya-

bancı olduğunu bilmek, açsan aç kalmaya devam edeceğini bil-

mek. Annenin orada olmadığını bilmek, uzakta olmak... Bütün

bunlar, 70‟li yılların baĢındaydı. Kültürel rüyalarımız vardı ve biz

kendimizi bu harekete hazırlıyorduk. Ben de geri geldiğimde fırtı-

na gibiydim. Türk tiyatrosunu kurmaya çalıĢıyorduk. Yazarların

hepsi sosyalistti. Ayrıca, Brecht‟in bütün oyunları çevrildi. Kafkas

TebeĢir Dairesi, Cesaret Ana oynadı. Beckett ve Ionesco oyunları

Page 164: ALFA DA - okumedya.com · ALFA DA . ALEV ALATLI KÜLLĠYATI. Schrödinger‟in Kedisi [Kâbus] Schrödinger‟in Kedisi [Rüya] Viva La Muerte! • YaĢasın Ölüm „Nuke‟ Türkiye!

çevrildi. Deneme tiyatrosu kuruldu. Tabii, Yunan eserleri sahneye

kondu, Agamemnon, Eurephides, Electra, Antigone.”

“Bütün bu süreç içinde, Ģey miydiniz?” Diana, kızın baĢörtü-

süne iĢaret etti, “örtülü müydünüz?” demek istiyordu.

“Sonlarına doğru,” dedi, Zehra. “Aslında burada bir paradoks

var ama Amerika bana kendi Ġslâmımdan ne kadar uzak olduğu-

mu fark etmemde yardımcı oldu. Bana, Ġslâm‟a geri dönmem ge-

rektiğini fark ettirdi.”

“Ohhh?”

“Sizin önyargılarınız, milliyetçiliğiniz, „ne yaparsan yap, bizim

bir parçamız olamazsın, çünkü biz üstünüz, biz baĢkayız‟ havanız.

Ben, „Hayır, ben sizin bir parçanızım!‟ desem dahi, siz, „Hayır, de-

ğilsin,‟ diyordunuz. Kelimelerinizle değilse bile, davranıĢlarınızla

söylüyordunuz. O zaman da, insan düĢünüyordu, „Peki, onların

bir parçası değilsem, neyim ben?‟

Siz, kendinize uymayanları insanlık dıĢı görürsünüz. AĢağılık

olduğuna, insan-altı olduğuna karar verirsiniz. Ben, bize neden

böyle dediğinizi düĢünmeye baĢladığımda, ilk önceleri cevap bu-

lamadım. Bizim büyük bir kültürümüz, büyük bir dinimiz, büyük

değerlerimiz vardı. Bizi bu duruma ne getirdi? Bakınca gördüm

ki, kendimizi bu hale biz getirdik. Çünkü kim olduğumuzu unut-

tuk. Filistin‟in baĢına gelen, bizim de baĢımıza geldi. Bireyler ola-

rak da kolonileĢtirildik, iĢgal edildik. Benim içimde bir baĢkası

vardı. „O‟ ben değildim. Yalan söylüyordum, ikiyüzlülük ediyor-

dum. Ġçim tümüyle Müslüman‟dı. DıĢ görünüĢüme bakarsanız,

sözde Avrupalıydım, sözde Amerikalıydım, sözde kendimden baĢ-

ka her Ģeydim. Bir köpek bile kedi olmaya çabalasa, kedi olabilir

mi? Bir karga hikâyesi vardır. Bilirsiniz, karga zıplayarak yürüyen

küçük bir bülbül görür. Çok beğenir ve bülbül olmak sevdasına

kapılır. Bülbülü taklit etmeye çalıĢınca, ağır vücudu ona yardım

etmez. Böylece garip garip yürümeye baĢlar. Bu hikâyenin değeri

Ģuradadır. Eğer kendinizi olduğunuz gibi kabul edip, kendi temel-

lerinizin üstüne inĢa etmezseniz, kendinizi kendinizden baĢlayıp

geliĢtirmezseniz, benim rengim budur, saçımı sarıya boyarsam

çok çirkin olacağım, Allah‟ım beni böyle yarattı, siyah saçlı olmak

Page 165: ALFA DA - okumedya.com · ALFA DA . ALEV ALATLI KÜLLĠYATI. Schrödinger‟in Kedisi [Kâbus] Schrödinger‟in Kedisi [Rüya] Viva La Muerte! • YaĢasın Ölüm „Nuke‟ Türkiye!

için yarattı, Müslüman olmak için yarattı diye düĢünüyorsanız, o

zaman, Ġslâm‟ın ne olduğunu bilmek zorundasınız. Böylece,

Ġslâm‟ı unuttuğumu fark ettim. Ġslâm‟ın gereklerini o zaman da

az çok yerine getiriyordum ama kendimi sorguladığım zaman, du-

amın otomatik olduğunu, orucumun otomatik olduğunu, asla de-

rine inmediğimi, olayların özünü kavramaya çalıĢmadığımı fark

ettim. Durmak, düĢünmek zorundaydım. 1972‟den 1976‟ya kadar

düĢünme dönemi geçirdim. Bu dönemde, örtünmedim ama Türk

milliyetçisi oldum. Çünkü „80‟den önce bu geçerliydi ve ben Türk

milliyetçiliğinin Müslümanlığımı vurgulayacağını düĢünüyordum.

Bunun bir maske olduğunu, bir baĢka „Batılılık‟ olduğunu düĢü-

nemedim. Daha sonra bir yararı olmadığını fark ettim. Özellikle

de, askeri cunta döneminde. Kemalist modellerle olmayacağını

gördüm. Bu insanlar, Ġslâm‟ı sadece insanlara ulaĢmak için bir

araç olarak görürler. Çünkü Ġslâm, insanlar tarafından çok sevilir,

insanları kapsar. Bu, gereklerini yerine getirmeseler de böyledir.

Ben, sahici Müslüman olmaya giriĢince, onlar da beni Türkçülük

yaptığım için tutukladılar. Üç kez tutuklandım. Hüküm giymedim

ama hapis yattım. Ġlk kez yedi ay yattım, sonra seksen sekiz gün,

sonra da otuz dört gün. Bu sürelerde Müslüman giysileri giyiyor-

dum. Müslümandım ve Türkçülükle suçlandım. Bana Müslüman

olmak Ģerefini bile bahĢetmediler. Ġkili oyun tezgâhlamıĢlardı.

Beni Türkçülerle beraber hapsederek, ülkücü olmadığımı bilen

diğer mahpusların bana kötü davranmalarını sağlıyorlardı. Öte

yandan, ülkücü olduğumu yaydıkları için, Müslümanlar benden

uzaklaĢıyorlardı. Bugün bile kendi kavmim, „O, Türkçülere yakın-

dır,‟ diye dedikodu eder.”

“Bu kadar acı çektiğin için üzgünüm,” dedi Diana, “Ben, sa-

dece solcu teröristlerin cezalandırıldığını sanıyordum.”

“Bu devlet için, biz Müslümanlar solculardan daha tehlikeli-

yiz,” dedi, Zehra, “Ortadoğu‟nun parçalanmasını önleyeceğimiz

için devlet politikasına ters düĢeriz.”

Okurun, tahmin edebileceği gibi, David Pavloviç‟in ilgisini de

“Ortadoğu” sözcüğü çekti. Zehra‟yı Türkiye‟nin Ortadoğu‟yu par-

çalamak isteği konusunda sorguladı. Zehra, David‟in Yahudi ol-

Page 166: ALFA DA - okumedya.com · ALFA DA . ALEV ALATLI KÜLLĠYATI. Schrödinger‟in Kedisi [Kâbus] Schrödinger‟in Kedisi [Rüya] Viva La Muerte! • YaĢasın Ölüm „Nuke‟ Türkiye!

duğunu bilip bilmediğine iliĢkin hiçbir ipucu vermeden, Amerika-

Türkiye-Ġsrail iĢbirliğinden bahsetti,

“Yahudilik, baĢkalarını hidayete çağıran bir din değil, sömürü-

cü ve ikiyüzlü bir kavmin, dünyayı egemenliği altına alma yönte-

midir,” dedi, “Yahudiliğin temel felsefi görüĢü, her ne yoldan

olursa olsun kâr etmek ve toprak iĢgalidir. Yahudiler, ahiret inan-

cından yoksun materyalistlerdir. Dinleri onların doymaz ihtiyaçla-

rını, dinmez kinlerini tatmin eder.”

Türkiye‟nin böyle bir kavimle iĢbirliği içinde olmasını, ülkeyi

yozlaĢtırmaya niyetlenenlerin gayretleriyle açıkladı. Ancak böylesi

gayretler gülünçtü, çünkü Yahudiler, baĢka kavimleri içlerine al-

mazlardı,

“Bir baĢkası doğru yolun Yahudilikte olduğunu kabul etse bile

Yahudi olamaz, çünkü Yahudilik, Ģoven bir dindir, Yahudi olmak

için Yahudi bir anadan doğmak gerekir,” diye açıkladı, “ĠĢbirlikçi-

lerin yapacağı tek Ģey, Yahudilere hizmet etmek, onların dünya

hâkimiyetlerine yardımcı olmaktır.”

Bu noktada, Diana, gittikçe daha çok küçülen, sinen, kocasına

baktı,

“David adına üzüldüm,” diye anlattı bize, “Masasını paylaĢan

birinin böylesi saldırısını hak etmediğini düĢündüm. Ġsrail‟e karĢı

mücadele veren kayınpederimi düĢündüm. Ben de Zehra‟ya bir

soru sordum. „Alevilerden ne haber?‟ dedim, „Ġhsani Bey, bana

Aleviliğin bir mezhep olmadığını, çünkü Alevilerin dıĢarıdan mürit

kabul etmediklerini söylemiĢti. Onlar da Ģoven değil mi?‟”

Zehra‟nın buna cevabı, Aleviliğin Yahudilikten türediği Ģeklin-

de oldu. Anlattığına göre, Aleviliği yayan San‟alı bir Yahudi olan

Ġbni Sebe‟ydi.

“Bu gerçekten de ĢaĢırtıcı bir bilgiydi,” dedi Diana, “Doğrulu-

ğunu kontrol etmem gerekiyordu. O arada, David, kıza Ġran hak-

kında ne düĢündüğünü sordu.”

Page 167: ALFA DA - okumedya.com · ALFA DA . ALEV ALATLI KÜLLĠYATI. Schrödinger‟in Kedisi [Kâbus] Schrödinger‟in Kedisi [Rüya] Viva La Muerte! • YaĢasın Ölüm „Nuke‟ Türkiye!

Zehra, Ġran devrimini tüm kalbiyle destekliyordu, çünkü, ör-

neğin Filistinlilerden farklı olarak, onlar, “Batı ile her türlü uz-

laĢma biçimini reddetmiĢlerdi”.

“Ve siz böyle olması gerektiğini düĢünüyorsunuz, öyle mi?”

“Ġslâm için en büyük tuzaklardan birisi, Ġslâm‟ı her dönemin

hâkim düĢüncesine benzetme çabasıdır,” dedi Zehra, “bu tama-

mıyla yanlıĢtır ve Batılı kalkınma tarzının Doğu toplumlarına ka-

bul ettirilmesi ile sonuçlanır.”

“Kapitalizm, demek istiyorsunuz?”

“Kapitalizm, komünizm, fark etmez!” Sorunun önemsizliğini

belirtmek için omuzlarını silkti, “On dokuzuncu yüzyıl modernist

akımlarının Batı medeniyetinin Ġslâm medeniyetinden türediğine

iliĢkin iddiaları boĢuna değildir,” dedi, “Batı bilimcilerinin Doğu-

Ġslâm dünyasından alındığı iddiaları da boĢuna değildir!”

“Ama, bu tarihi bir olgu değil mi?”

“Tarih,” dedi Zehra, Eren‟i hatırlatan bir tavırla, “güncel poli-

tikayla yakından bağlantılı, keyfi, hatta duygusal bir düzenleme-

dir! Müslümanlar geçmiĢte tabiat bilimlerinde üstün çalıĢmalar

yapmasalardı, bugünkü Batı bilimi ve Batı medeniyeti olmazdı,

diyenler, aslında „Biz Doğu dünyasının Müslümanları Batı mede-

niyeti içinde yer alırsak, bu, kendimizi Batılılara benzetmemiz ya

da dinimizi terk edip Hristiyanlığa girmemiz anlamına gelmez,‟

demek istiyorlar. Tam tersine, böyle yaparsak, kendi değerlerimi-

ze ve hakkımız olan medeniyete sahip çıkarız. Oysa Batı ekonomik

kalkınmasının temel dayanağı liberalist düĢüncedir. Özel mülkiye-

te, özgür teĢebbüse ve ferdin ekonomik faaliyete katılırken hiçbir

siyasal veya baĢka engelle karĢılaĢmamasına dayanır. Kaldı ki, li-

beral kalkınmada faizin oynadığı rolü de unutmamak lâzımdır.

Ama, ne oldu? Ġslam dininin temel ilkelerini liberalizme yaklaĢtırı-

lacak çabalara giriĢildi. Batı‟nın kalkınma tarzı alındı, Ġslami gö-

rüntü verildi, adına „Ġslâm liberalizmi‟ dendi. Bundan sonrası ko-

laydı. Batı‟da hangi düĢünce hâkim duruma geçerse, hemen

Ġslâm ile bu hâkim duruma geçen düĢünce arasında benzerlikler

ve uzlaĢmalar aranacak ve Ġslâm buna el çabukluğu ile eklenecek-

Page 168: ALFA DA - okumedya.com · ALFA DA . ALEV ALATLI KÜLLĠYATI. Schrödinger‟in Kedisi [Kâbus] Schrödinger‟in Kedisi [Rüya] Viva La Muerte! • YaĢasın Ölüm „Nuke‟ Türkiye!

tir. Nitekim, sosyalizm söz konusu olduğunda da, Ġslâm‟ın emeğe

ve sosyal adalete verdiği önemi anlatır, Peygamber‟in hayatından

ve Kur‟an‟dan bazı örnekler verip, bu defa da el çabukluğu ile

Ġslâm ile sosyalizmi bağdaĢtırırlar, ortaya „Ġslâm sosyalizmi‟ çıkar.”

“Bu sizce Ġslâmiyet‟in mümbitliğini, evrenselliğini kanıtlamı-

yor mu?” diye araya girdi David, “Sizin esas teziniz de bu değil

mi?”

“Ġslâm, dıĢarıdan alınan ödünç kavramlarla anlatılamaz!”

“Ama, insanlara anladıkları kavramlarla hitap edemezseniz,

sizi anlayamazlar, öyle mi değil mi?”

Diana, Zehra‟nın soruya cevap vermektense, ödünç alma ge-

leneği üzerinde konuĢmayı yeğlediğini söyledi,

“Batı‟dan, „ödünç alma kültürü‟ ile yetiĢen Müslüman yazar-

lar, idealist felsefede kabul gören, „Tanrı, ruh, metafizik, ahlâk‟

gibi kavramları materyalizme karĢı birer savunma silahı olarak

kullanırlar. Marx, Engels gibi materyalist Batılı düĢünürlere karĢı,

Descartes, Kant, Bergson gibi düĢünürleri kendilerine yakın gö-

rürler. Onlardan aldıkları unsurları kullanırlar. Bu alıĢkanlık öyle

bir noktaya gelmiĢtir ki, Batı‟nın tümü ruhçu ve metafizikçi filo-

zofların aslında Ġslâmiyet‟in temel inançlarını savundukları, dola-

yısıyla bu antimateryalist yazarların, hatta Victor Hugo, Tolstoy

gibi romancıların kitaplarını Türkçe‟ye aktarmakla, aslında Ku-

ran‟ın bir baĢka Ģekildeki tefsirini yayımlamak arasında fark ol-

madığı yolunda abuk sabuk inançlar ortaya konmuĢtur.”

“Birtakım kavramların gerçekten de evrensel olması mümkün

değil mi? Müslüman olmayan birisinin de, birtakım Ġslami kav-

ramları benimsemiĢ olması mümkün değil mi?”

Zehra bu soruya da cevap vermedi, Ali Bulaç‟tan alıntılara de-

vam etti.

“Bu yanlıĢ ve çarpık yönteme sarılanlar, Ġslâm düĢüncesinin

geliĢme seyrini büyük ölçüde yavaĢlatmıĢlardır,” diye sürdürdü,

“ġu gerçeği göremiyorlardı ki, Batı‟da bir dönemde hâkim duruma

geçen, ilgi çekici görünen bir düĢünce, bir dönem sonra etkinliği-

Page 169: ALFA DA - okumedya.com · ALFA DA . ALEV ALATLI KÜLLĠYATI. Schrödinger‟in Kedisi [Kâbus] Schrödinger‟in Kedisi [Rüya] Viva La Muerte! • YaĢasın Ölüm „Nuke‟ Türkiye!

ni tamamen kaybetmekte, yerini bir baĢka düĢünce sistemine bı-

rakmaktadır.”

“Bu defa da ben araya girdim,” dedi Diana, “çünkü benim an-

ladığım Ġslâm, evrensel bir kilerdi. Bu kilerde her türlü malzeme

vardı ve insanlar bu malzemelerden kimi zaman bazılarını, kimi

zaman da diğerlerini kullanarak yemek piĢiriyorlardı. Bunda yan-

lıĢ bir Ģey görmüyordum. Tersine, insanların bu ezeli ve ebedi ki-

leri kullanıyor olmaları iyi bir Ģeydi. Ve onlardan esirgenmemeliy-

di. Zehra‟ya bunu söyledim. O zaman da,

„Ġslâm, insanoğlunun hidayete varma, Allah‟a doğru yönelme

ve olgunluğa ulaĢma dinidir,‟ dedi, „Ġslâm, elbette, sosyal denge-

sizliklere, kitlelerin yoksullaĢmasına ve bir avuç azgın tarafından

sömürülmesine karĢı çıkacak, toplumun da, üyelerinin de onurla-

rını koruyacak ekonomik bağımsızlığa kavuĢmalarını isteyecekti.

Ama, Ġslâm‟ı bir dönemin moda akımlarına benzetmek, onu bütün

insanların kurtuluĢ ve özgürlük mesajı olmaktan çıkarmaya yol

açmaktır. Ġslâm, dıĢarıdan gelebilecek eklentilere karĢı kesintisiz-

ce direnmelidir.‟”

David, tekrar araya girdi,

“Ama, azizem genç hanımefendi,” dedi -yeni bir gerginliğe yol

açmamak için çok yumuĢak konuĢuyordu-, “mutlak doğruları kim

etkiler? Demek istediğim Ģu ki, eğer, örneğin Tolstoy‟da Ġslâmî bir

düĢünce varsa, aferin Tolstoy‟a, değil mi? Bu sizden bir Ģey gö-

türmez, öyle değil mi? Evrensel bir din kendi hazinelerini kendine

saklayamaz, saklarsa, bir tür kapalı teĢkilat olur. Bunu istemeyiz

değil mi?”

Bunun üzerine, “Mesele, onların bizden değil, bizim onlardan

almamız!” dedi Zehra. David, bunun, Müslüman olmayan insan-

larla da iletiĢim kurmak, onların terminolojisini anlamak anlamı-

na geleceğine iĢaret etti, ama genç hanım bu düĢünceyi reddetti,

“Ġslâm, hidayete varmaktır,” diye kesti attı.

Biliyor musunuz, Ġslâm‟ı herkesten kıskanır gibiydi! Ben, aynı

Ģeyi Yahudilerin yaptığını düĢünürdüm, iĢte, o, Yahudi bir anne-

den doğmayanın Yahudiliğe kabul edilmemesi gibi, özde Ģoven bir

Page 170: ALFA DA - okumedya.com · ALFA DA . ALEV ALATLI KÜLLĠYATI. Schrödinger‟in Kedisi [Kâbus] Schrödinger‟in Kedisi [Rüya] Viva La Muerte! • YaĢasın Ölüm „Nuke‟ Türkiye!

anlayıĢ. Ve tabii, daha da ilginç olanı, bu kız da Müslüman‟dı, Sey-

fettin Ġhsani de! Ve aralarındaki fark, David ile benim aramdaki

farktan daha az değildi!

“Ve sen tekrar Ġhsani‟ye gittin, öyle değil mi?” diye sordu Gü-

nay.

“Aynen!” dedi Diana, beni gösterdi, “Mehmet‟le tanıĢtığım

gün, o gündü. Hatırlarsan, sonra da sana geldik.”

Page 171: ALFA DA - okumedya.com · ALFA DA . ALEV ALATLI KÜLLĠYATI. Schrödinger‟in Kedisi [Kâbus] Schrödinger‟in Kedisi [Rüya] Viva La Muerte! • YaĢasın Ölüm „Nuke‟ Türkiye!

VIII

Günay‟ı, Ankara dönüĢü (Yardım Sevenler binasında verdiği o

konferansı hatırlayacaksınız, hani o, ekonomi biliminin evrensel

değil, Hıristiyan dünya görüĢü üzerine bina edilmiĢ bir düzenleme

olduğunu söyleyip de, dinleyicileri ayağa kaldırdığı konferans!)

Pendik‟te, ġafak Özden‟le kahvaltı etmesi için bırakmıĢ, o öfkeyle

de Dergâha sürüklenmiĢtim. O gün, Diana ile Giritli, Ġdris ġah‟ın

„Le Soufis‟ („Sufiler‟) adlı kitabını, daha doğrusu, bu bağlamda

Nasreddin Hoca fıkralarının tasavvufi içeriğini tartıĢıyorlardı.

Sonradan anladığıma göre Diana, Sabri‟den özel bağlama dersleri

almaya da baĢlamıĢtı ve Giritli ile üçüncü ya da dördüncü konuĢ-

masıydı.

“Seninle tanıĢtığımız gün, Giritli‟ye Zehra‟yı anlatmıĢ, arala-

rındaki anlayıĢ farkına açıklama getirmesini istemiĢtim,” diye an-

lattı, “ama o meseleyi bambaĢka bir yerden aldı,

„Eğer, matematik ödünç bir kavram sayılıyorsa, o zaman ha-

nımefendi haklı‟ dedi.

Page 172: ALFA DA - okumedya.com · ALFA DA . ALEV ALATLI KÜLLĠYATI. Schrödinger‟in Kedisi [Kâbus] Schrödinger‟in Kedisi [Rüya] Viva La Muerte! • YaĢasın Ölüm „Nuke‟ Türkiye!

Tahmin edeceğiniz gibi ben, ne demek istediğini sordum.

ġimdi, tabii, Ġhsani Bey, bana Müslüman‟ın Allah‟a eriĢmek yo-

lunda kendi rotasını çizdiğini söylemiĢ, „Bu yolda tek yardımcısı,

diyalektik düĢüncedir,‟ demiĢti ama bunu Zehra‟ya söyleseydim

genç hanımın tüylerinin diken diken olacağını hissediyordum. An-

lamaya çalıĢıyordum, anlıyor musunuz?”

“Evet. Peki, Giritli ne dedi?”

Soruyu soran Rodoplu‟ydu, Diana ona döndü,

“Ah! Gerçekten de bilmiyorum, balım!”

Sıkıntılı bir tavırla güldü,

“Anlıyorsun değil mi, benim matematiğim hiç iyi değildir! Yine

de anladığım kadarıyla söylemeye çalıĢayım: Giritli, ilkin, Galata-

saray‟daki hocalarının çoğunun Durkheim pozitivisti olduğunu

açıkladı. AnlaĢılan, bu Durkheim, mantık önermelerini, değer

önermeleri ve gerçeklik önermeleri diye ikiye ayırır; fizik önerme-

lerini gerçeklik önermeleri, toplum önermelerini değer önermeleri

diye adlandırır ve bunların göreli olduğunu söylermiĢ, anlıyor mu-

sunuz? Ancak Einstein, fizikte genel göreceliği doğrulayınca,

önermelerin gerçeklik önermeleri ile değer önermeleri Ģeklindeki

ayrımında, göreceliğin bir ölçüt olamayacağı ortaya çıkmıĢ. Aynı

zamanda, Ġhsani, bilimin, olaylar arasındaki bağlantının saptan-

ması olduğunu ve sosyoloji de bir bilim olduğuna göre, onun da,

yani sosyolojinin de toplumsal olaylar arasındaki iliĢki ve bağlantı-

ları saptayabilmesi gerektiğini düĢünmeye baĢlamıĢ. Galatasaray

Lisesi‟nde bu düĢüncesini doğrulatacak muhatap bulamamıĢ.

Derken, Hadamard isimli bir geometrici keĢfetmiĢ. Bu adam geo-

metri problemlerini geçiĢli ve dönüĢlü hareketle -sakın bana bun-

ların ne olduğunu sorma!- çözüyormuĢ. Ve Ġhsani, önce bu ada-

mın Marksist olduğunu, sonra da uyguladığı çözümün diyalektiğin

geometriye uygulanıĢı olduğunu anlamıĢ. Daha sonra, Ali Allah

Yar diye bir baĢka Marksist‟in trigonometri çalıĢmalarının da diya-

lektik düĢünceyi esas aldığını fark etmiĢ. Daha sonra da Orta Asya

Türkleri tarihi ve medeniyeti hakkında bir konferansını dinlediği

Barthold‟un izlediği metodun da diyalektik metot olduğunu keĢ-

fetmiĢ.

Page 173: ALFA DA - okumedya.com · ALFA DA . ALEV ALATLI KÜLLĠYATI. Schrödinger‟in Kedisi [Kâbus] Schrödinger‟in Kedisi [Rüya] Viva La Muerte! • YaĢasın Ölüm „Nuke‟ Türkiye!

„Ben, diyalektik materyalizme, Marx‟ı tanımadan, aksiyomatik-

teki çabalarımla geldim,‟ dedi. Bu arada ilginç bir Ģey daha söyle-

di, „Atatürk Ankara‟sı, pozitivistti. Müslümanları tasfiye etmek

için pozitivizmi ileri sürdü ve baĢardı. Ancak, pozitivizme gelen

toplum, burada kalamaz. Mutlaka maddeciliğe geçecektir. Mad-

deciler de pozitivistleri tasfiye edecekler. Ankara, metafizikçileri

tasfiye etmenin karĢılığını, kendi de tasfiye edilmek suretiyle öde-

yecektir.‟ Anladığım kadarıyla Ġhsani, aynı zamanda Sufizmi de

(„BektaĢilik‟ demek istiyordu!) incelemiĢ. Bana, bu inceleme so-

nunda, „Melamet‟i seçtiğini‟ söyledi.”

Diana, bozuk aksanıyla, “Sohbette vefa, marifette beka, mu-

habbette fena,” diyordu ki, itiraf etmeliyim, insan gülsün mü ağ-

lasın mı, bilmiyordu! Bu tepkimi Günay‟a dillendirdiğim zaman,

“E, ne var yani?” dedi, “Kadın, „aĢkın aldı benden beni, bana

sana gerek seni‟ diye gitar eĢliğinde çığırırken, ne dediğini Diana

kadar bile bilmiyor! Basketbol sahasında dönenlerin Mesnevi ehli

olduklarını mı sanıyorsun?”

Değillerdi tabii. Ama bu gerçeği içselleĢtirebilmem için Sab-

ri‟yi ve onun can dostu Ahmet TaĢ‟ı yakından tanımam gerekti.

Bu tanıĢmaya da Diana neden oldu.

Söylediğim gibi, Sabri‟den bağlama dersleri alıyordu, yani Sab-

ri haftanın belirli akĢamları Pavloviçlere geliyordu. BaĢlangıçta

anlaĢma koĢullarına bağlı olarak, bir buçuk saat süren dersler,

Bebek‟teki evin güzel manzarası, Diana‟nın milliyetine uygun gay-

ri resmi tavrı ve ikramı ile uzadı; Sabri‟nin yetenekli bir yabancıya

(bunda herhalde Diana‟nın fiziğinin de rolü vardı!) ders veriyor

olma keyfiyetiyle bütünleĢti, sazlı sözlü sohbetlere dönüĢtü. Hızla

ilerleyen Diana‟nın grupla birlikte çalma yetisinin geliĢtirilmesi

zamanı geldiğinde (ki, bu aĢamaya altı hafta sonra gelindi) Sabri,

bir baĢka öğrencisini, o zamanlar henüz yeni yeni ünlenen, Ahmet

TaĢ‟ı da getirmek üzere izin istedi. Ahmet TaĢ‟ın geliĢi, herkesten

çok Nesibe‟yi heyecanlandırdı. Daha önceleri uzaktan dinlediği

(ders olduğu geceler, iĢleri eve gitmek istemezmiĢ gibi uzatıyor

olması Diana‟nın gözünden kaçmamıĢtı) toplantılara katılmakla

kalmadı, kocası Abdullah‟ı da getirir oldu.

Page 174: ALFA DA - okumedya.com · ALFA DA . ALEV ALATLI KÜLLĠYATI. Schrödinger‟in Kedisi [Kâbus] Schrödinger‟in Kedisi [Rüya] Viva La Muerte! • YaĢasın Ölüm „Nuke‟ Türkiye!

Bunlardan birisine katıldım. Ders olduğu geceler “izinli” sayı-

lan David yoktu, Diana bir köĢede, Sabri‟nin ödevini geçiriyor,

(“Su siziyor, siziyor kaĢlarin arasindan... EniĢte bana piĢt demiĢ,

yalan aslanim yalan!”) Nesibe, içerde çocukları uyutuyordu. Yer

sofrası kurulmuĢtu, rakı vardı, mezelerin Diana‟nın elinden çık-

madığı belliydi. Derken kapı çalındı, kısa boylu, göbekli Sabri, ar-

kasında kendisinden bir karıĢ uzun, yağız Anadolu delikanlısı ile

birlikte girdi. TanıĢtırıldık, minderlere oturuldu. Bir-iki hoĢbeĢten

sonra, sanatçılar bağlamalarının kara libaslarını sıyırdılar, Sab-

ri‟nin küçük ĢiĢman elleri, bağlamanın sapında gitti geldi, gitti

geldi,

“Tım, tım, tım, tım!”

Sazın gövdesini toparlak karnı üzerinde bir kez daha oynattı,

yerleĢtirdi,

“Geçelim mi?” diye sordu.

Diana, sazını bir çırpıda tekrar akort etti,

“Geçiyoruz!”

Birlikte çalacaklarını sandım, ama Sabri, sazını tekrar dizleri-

ne yatırdı,

“Gelin AyĢe‟yi geç bakalım,” dedi, masaya uzandı, üç bardak

rakı doldurdu; kendisininkini iĢaret ve ortanca parmakları ile kav-

radı, Ahmet‟le benimki olduğu anlaĢılanlarla tokuĢturdu,

“Yarasın!”

Ben, Diana‟nın uzun parmaklarının bağlamanın sapında kam-

burlaĢmasını izliyor, bir gitar ya da hatta udla daha rahat edece-

ğini düĢünüyordum, söylemeye kalkıĢacağını hiç düĢünmemiĢtim

ama söyledi,

“Kuyunn geliir, y‟ta, y‟ta, çamirlara b‟ta, b‟ta...”

Bu arada, Ahmet de hazırlanmıĢtı, Sabri‟nin, “Ģimdi hep bera-

ber” komutu ile birlikte, “Karadır kaşların”, “Demir Kapı”, “Çay

Elinden Öteye” türkülerini geçtiler. Yalnız, anladığım kadarıyla

Page 175: ALFA DA - okumedya.com · ALFA DA . ALEV ALATLI KÜLLĠYATI. Schrödinger‟in Kedisi [Kâbus] Schrödinger‟in Kedisi [Rüya] Viva La Muerte! • YaĢasın Ölüm „Nuke‟ Türkiye!

bunlar Metot‟un ilk baĢlarında yer alan türkülerdi ve giderek ısı-

nan Sabri‟yi harlamaya yetmemiĢlerdi. Öğrencilerini durdurdu,

baĢparmağı ile iĢaret parmağının yarısını iĢaret etti, Diana ve

Ahmet sessiz beklediler, o aniden “Çiçek Dağı”na geçti. Gerçekten

de döktürüyordu. Diana‟nın içini çektiğini duydum. Ahmet, saygılı

bir tavırla baĢını öne eğmiĢ dinliyordu. Sabri, “Bizde daha neler

var!” diye italik‟ledi, kapının yanında dikilen Nesibe‟ye belli belir-

siz göz kırptı. Diana, fark etti,

“Sabri Bey, çok güzel?!” diye seslendi.

“Güzeldir,” dedi Nesibe, tipik hareketiyle burnunu kırıĢtırdı,

çilleri üst üste bindi, yemenisinin ucunu ağzına götürdü.

“Otur!” diye yineledi Diana, “Otur! Hadi!”

“Eyidir, böyle!”

Sabri, “Gel, bacım, geç otur,” derken, kapı çalındı; Nesibe,

açmak üzere seğirtti, uzunca bir süreç ve fısıltıdan sonra genç bir

adamla birlikte döndü. Gelenin Abdullah olduğunu Diana‟nın se-

lamlamasından anladım. Az kıpırdandık, yer açtık, Abdullah otur-

du, Nesibe bardak getirmeye koĢtu.

Sabri‟nin hızını alamadığını (ben, biraz da Ahmet‟e gösteriĢ

yaptığını düĢündüm) Diana da fark etti. Takdir ettiğim bir incelik-

le kucağında tuttuğu sazını indirdi, az öteye bıraktı, rakısını taze-

lemek üzere uzandı.

“MaĢallah, iyi içiyorsun,” dedi Sabri, Diana‟ya “Ġyi içiyor değil

mi?” Yabancılığını atmasına yardımcı olmak ister gibi, Abdullah‟a

da onaylattı.

“He, vallah!” dedi, Abdullah. Eğik baĢını salladı, “He, vallahi”

diye tekrarladı. Gelmeden önce içmiĢ olduğunu anladım.

O arada, Diana, bardaklarla dönen Nesibe‟ye yöneldi, ĢiĢeyi

iĢaret etti,

“Sen istiyor musun?”

Page 176: ALFA DA - okumedya.com · ALFA DA . ALEV ALATLI KÜLLĠYATI. Schrödinger‟in Kedisi [Kâbus] Schrödinger‟in Kedisi [Rüya] Viva La Muerte! • YaĢasın Ölüm „Nuke‟ Türkiye!

Nesibe, gülerken su sesi çıkardı, baĢını çevirdi, çenesini omu-

zuna dayadı, yüzünü sakladı.

“Utanma bacı,” dedi Sabri, Abdullah‟a döndü, “Bizim dergâh-

ta kötülük yoktur! Değil mi, biraderim?”

Sabri‟nin elini omzuna attığı Abdullah, beklemediğim bir tepki

verdi,

“Nazlanma lan!” diye bağırdı karısına, “Geberir misin sen de

herkes gibi bir bardak içsen?”

“Nedir be bağırdığın bana?” diye güldü Nesibe, “Dayan, dök

bana da!” Bardağını uzattı. O da oturdu.

Bütün bu hareket içinde, Ahmet TaĢ‟ın baĢı hâlâ önüne eğikti.

Derken Sabri ile aralarından bizim bilemediğimiz bir parola geç-

miĢçesine, beklenmedik bir anda sazını aldı, “Yastadır, ey deli gö-

nül yastadır!” diye baĢladı,

“Yastadır ey deli gönül yastadır!

Gelir diye kulaklarım sestedir!

Gel, yârim gel, civanım gel!”

Sabri baĢını, bir Ģeylere inanamıyormuĢ gibi sallıyordu,

“Duman senin çürük işin bitmez mi? Duman senin çürük işin

bitmez mi?”

“Tam Günay‟lık” bir cümleydi! Onu, Çayırtepe‟de, Alevileri

ġafak Özden‟e oy vermeleri için ikna etmeye çalıĢırken hayal et-

tim ve ne kadar özlediğimi fark ettim. Eminim, “duman” onda

obskürantizm çağrıĢımı yapar, hüzünlenir, Sabri ile birlikte sitem

ederdi,

“Duman, senin çürük işin bitmez mi?”

OluĢturduğumuz gruba bakındım, Diana, Nesibe, Abdullah ve

benim yeni musahipler olarak yer aldığımız bir Görgü ayini gör-

düm. Amma da haksızlık ettiğimi düĢünürken, Sabri durdu, arka-

sından top gibi ayağa kalktı,

“ĠĢte, bu kadar!”

Page 177: ALFA DA - okumedya.com · ALFA DA . ALEV ALATLI KÜLLĠYATI. Schrödinger‟in Kedisi [Kâbus] Schrödinger‟in Kedisi [Rüya] Viva La Muerte! • YaĢasın Ölüm „Nuke‟ Türkiye!

Özel bir Ģeylerini anlatmıĢ, sonra da piĢman olmuĢ gibiydi!

Gerçekten gidecek miydi, yoksa ısrar mı bekliyordu, bilemiyorum.

Ama Diana, daha çok erken olduğunu söyledi, Abdullah, “Otur,

abi!” diye yakardı, oturdu,

“Sizi mi kıracağız? Nerede o ĢiĢe?”

“Ben döküyorum,” dedi, Diana.

“Allah razı olsun,” dedi Abdullah, Sabri‟ye döndü, “Çal be

abi!”

dedi, cevabı beklemeden yılın ünlü arabeskini söylemeye ko-

yuldu,

“...Kullar ayırdı bizi, elimizden ne gelir,

Sabrın sonu selamettir, başa gelen, çekilir!”

Nesibe‟ye baktım, hayran hayran kocasını dinliyordu. Abdul-

lah, söyledikçe rahatladı açıldı. Gözlerini ısrarla Diana‟ya dikti,

“Bahtiyar olamadım, garibim şu cihanda,

Bir gün ben de ölürsem, arkamdan sen ağlama!” diye inledi.

Benden baĢka kimsenin fark etmediğini sandığım acıklı bir

sarkma giriĢimiydi. Ancak, gece boyu baĢını hiç kaldırmamıĢ olan

Ahmet‟in devreye giriĢ biçimi yanıldığımı gösterdi. TaĢ, tek kelime

etmeksizin eline aldı, tıngırdattı, ustasına baktı, yine o saklı paro-

layı iletti, icazet istedi ve aldı,

“Yeni beste” dedi, bana. (Kendisinin sandım, ama değildi.

Ahmet Kaya‟nın sonraki yıllarda ünlenecek bestelerinden birisiy-

di) HıĢımla tellere vurdu,

“Bugün düşünmeyeceğin kadar başım belada!” diye haykırdı,

Köşe başları tutulmuş, üstelik yağmur yağmada,”

Gözlerini gözlerime dikti, o dizleri bitiĢik oturan mahcup deli-

kanlı gitti, yerine kan çanağı deligöz bakan biri aldı,

Page 178: ALFA DA - okumedya.com · ALFA DA . ALEV ALATLI KÜLLĠYATI. Schrödinger‟in Kedisi [Kâbus] Schrödinger‟in Kedisi [Rüya] Viva La Muerte! • YaĢasın Ölüm „Nuke‟ Türkiye!

“Fişlenmişim adım eşkâlim bilinmekte, üstelik göğsümde,” di-

yerek duraladı, elini kalbinin üstüne götürdü, “Yani, tam şuram-

da,” diye gösterdi.

“Kirli saçlarıyla bir eşkıya gizlenmekte!”

“Bizden”, yani., devrimcilerden olduğunu söylüyordu bana.

Mesajı aldım mı, diye baktı, çevreye kısa bir bakıĢ fırlattı,

“Başım belada!” diye haykırdı yeniden,

“Adamın biri vurulmuş sokakta, cebinde adresim bulunmuş,

Başım belada, tabancamı unutmuşum helada!

Nereden baksan tutarsızlık, nerden baksan ahmakça!”

Ritmik, marĢvari bir melodiydi. Diana‟ya baktım, ayağı ile

tempo tutuyordu. Nesibe, yemenisiyle ağzını örtmüĢtü, ürkek ür-

kek gülümsüyordu, Sabri‟nin yüzü ifadesizdi, Abdullah baĢını

önüne eğmiĢti,

“Sevdim seni inanamayacağın kadar esmer kız,

Kirpiklerimde çırpınan şu tuzlu gözyaşımda ihanetin adı yok!

Çember daralmakta! Şimdilik hoşçakal yabançiçeğim

Yasal mermisiyle bir komser yaklaşmakta!

Başım belada!”

“Vay, vay!” diye inledi Diana, “Bu sahiden farklı. Nedir? Ne

diyor?” Çevirdim.

“Güfte, çok etkileyici!” dedi Diana coĢkuyla, “Çok iyi Ahmet

Bey!

Çok iyi!” Bana döndü, “Bob Dylan‟ı hatırlatıyor, değil mi?”

Ne diyeceğimi bilemedim.

“Hadi, bir tane daha!” diye çınladı Diana, iĢtiyakla.

“Abi, Ecevit‟in niye sesi çıkmıyor? YurtdıĢında diyorlar, doğru

mu?”

Abdullah, kolumu çekiĢtirdi. Cevap beklemeden, yine içkisine

döndü. Nesibe‟nin bardağına baktım, öylece duruyordu. Ahmet,

Page 179: ALFA DA - okumedya.com · ALFA DA . ALEV ALATLI KÜLLĠYATI. Schrödinger‟in Kedisi [Kâbus] Schrödinger‟in Kedisi [Rüya] Viva La Muerte! • YaĢasın Ölüm „Nuke‟ Türkiye!

tekrar çalacak gibiydi, ama Sabri sazına uzanınca, bağlamasını

yatırdı, rakıya uzandı. Sabri, derin bir nefes aldı, Kırklar Sema-

hı‟na geçti,

“Yine dertli dertli, inliyorsun!

Sarı turnam, sinen, yaralandı mı?

Yoksa ciğerlerin, parelendi mi? Parelendi mi?”

Sabri Yıldız‟ın, talebesine ders verdiğini görüyordum!

“Havayı ey deli gönül, havayı;

Ay doğmadan, şavkı vurmuş ovayı

Türkmen kızı kater etmiş mayayı

Çekip gider bir gözleri sürmeli,

Hay hay, hay hay, hay hay...

Çekip gider bir gözleri sürmeli!”

Sitem ediyordu, “Bu piyasa ağzını bırak!” diye italik‟liyordu.

Ahmet, mesajın farkındaydı, ama sonraki yıllarda göreceğimiz gi-

bi, bırakmadı. Aksine, kasetleri yüzbinlerce satan, çok zengin bir

“devrimci arabesk” (o yıllarda öyle deniyordu) sanatçısı oldu.

Dergâh‟a, çok ender de olsa, uğramaya, hocasının elini öpmeye

devam etti, ama statüler farklılaĢmıĢtı. Artık Sabri‟ye memur

emeklisi babasını küçümsemeyle karıĢık yazıklanmayla süzen bir

iĢadamının gözleriyle bakıyordu.

Kırklar Semahı ile birlikte, gece, Diana‟nın ders gecesi olmak-

tan bütünüyle çıktı, Ahmet ile Sabri arasında bence pek de gizli

olmayan bir iktidar savaĢına dönüĢtü. Rodoplu‟ya anlattığımızda,

“Muhtemelen, önemli bir boyutu da, erkeklerin Diana üzerin-

de hâkimiyet kurma mücadeleleriydi,” diye beni hayretlere düĢü-

ren bir tespit yaptı,

“Büyük ihtimalle, Abdullah‟ın silahı, Nesibe‟ydi.

Diana‟nın emrine tahsis ettiğini düĢündüğü, Nesibe. Ahmet,

ideolojisinin haklı kıldığı saldırganlığına; Sabri, ustalığına güveni-

yordu,”

Diana‟nın patladığını hatırlıyorum,

Page 180: ALFA DA - okumedya.com · ALFA DA . ALEV ALATLI KÜLLĠYATI. Schrödinger‟in Kedisi [Kâbus] Schrödinger‟in Kedisi [Rüya] Viva La Muerte! • YaĢasın Ölüm „Nuke‟ Türkiye!

“Çok adi kafan var, hanımefendi! Onlar, iyi insanlar!”

“ġüphesiz!” dedi Rodoplu. Uzatmak istemiyordu.

“Ne partiydi ama!” diye sürdürdü Diana, “MüthiĢ bir manzara

olmalıydık, ha! David geldiğinde dut gibiydik! Değil mi, Mehmet?

Zavallıcık ĢaĢırdı, gözleri küçüldü, boncuk boncuk baktı!”

“Satmadığınız bir Ģey kalmamıĢ!” dedi Rodoplu, bana.

“Bir de ilahi attıraydınız bari!”

Diana, gerginliği hissetti,

“Ne diyor? Neden kızgın?”

Günay, “Unut!” dedi, ama ben içerledim! Gerçekten de, çok

içerledim! Haksızlık ettiğini, dahası, ġafak Özden tarafından ah-

makça kullanılan birisinin böylesi konulardaki duyarlılığını kendi-

sine saklaması gerektiğini düĢünüyordum. Ama tabii o günlerde,

Günay‟ın “satıĢ”tan kastının, kendi medeniyetimizin satıĢı oldu-

ğunu bir türlü içselleĢtiremiyordum. Tıpkı, ġafak Özden‟de Ana-

dolu‟nun cismanileĢmesini gördüğü gibi, semahlarda, türkülerde,

hatta devrimci arabeskte Türkiye‟yi gördüğünü göremiyordum. O,

bizi, Bayan Pavloviç‟in rakı masasına meze olmakla suçluyordu,

ben ise adamlar Diana‟ya sarkarken müdahale etmemiĢ olmakla,

açıkçası, pezevenklikle suçlandığımı düĢünüyordum! Rodop-

lu‟nun, anlayıĢsız, baskıcı, dogmatik kiĢiliğinin bir baĢka tezahü-

rünü gördüğümden emindim. Çekip gitmeyi düĢünürken, o bu

defa da Diana‟ya döndü,

“O gün, Giritli ile konuĢtuktan sonra, sen bana geldin. Hu-

meyni rejiminden kaçan Ġranlıları konu alan bir gerilim filmi se-

naryosu yazmamı istedin,”

“Doğru!”

“Fanatik Ġslâmiyet‟ten kaçan Ġranlılar, Türkiye üzerinden

Amerika‟ya göç edeceklerdi. O arada türlü ihanetler, entrikalar

önce Ġncirlik Üssü‟nden bir Amerikalının Ġranlı bir kadınla yaĢa-

yacağı aĢk olacaktı.”

Page 181: ALFA DA - okumedya.com · ALFA DA . ALEV ALATLI KÜLLĠYATI. Schrödinger‟in Kedisi [Kâbus] Schrödinger‟in Kedisi [Rüya] Viva La Muerte! • YaĢasın Ölüm „Nuke‟ Türkiye!

“Doğru,” dedi Diana yeniden, “neye varmak istiyorsun?”

“Nesibe, Nevra, Zehra, ben; Giritli, Sabri, Ahmet, Abdullah

ve...” beni iĢaret etti, “Mehmet. Bu insanlara filminde hangi rolle-

ri verirdin?”

“Yani... Bilmiyorum! Niçin, ama? Niçin soruyorsun?”

“Çünkü bunlar sahici insanlar ve bunlara rol veremezsin! Ka-

rakterlerin hayali olacak, değil mi?”

“Evet, tabii!” dedi, Diana.

“Ne cüretle?” dedi Rodoplu bunun üzerine, “Sen, ne cüretle,

Müslüman karakterler „yaratır‟, bundan film yapmaya ve bırak

Ġslâmiyet‟i bilmeyi, bu insanların ortak paydalarını bile bilmiyor-

sun! Hiç tanımadığın bu insanları kendi toplumuna takdim etme-

ye nasıl cüret edersin? Bu Ģekilde para kazanmayı nasıl içine sin-

dirirsin?”

“Ne alakası var, anlamıyorum?” dedi Diana ĢaĢkın ĢaĢkın,

“Ben onları tanımayabilirim -ki, tanıdığımı sanıyorum-, Amerikan

toplumu da tanımıyor! Ben sadece eğlence dünyasında yer almak

istiyorum!”

“Onlar da eğlenceliklerin olacak, öyle mi? Mesela, az önce an-

lattığınız „parti‟ gibi bir parti, filmde bir sahne olacak. Mesela,

Amerikalı pilot, Humeyni‟den kaçan Ġranlı kadını oraya getirecek,

mesela Ahmet TaĢ‟ın devrimci arkadaĢları kadını saklayacak!”

“Aman Tanrım! Ne kadar yaratıcısınız, Bayan Rodoplu!” diye

ünledi Diana. Dikkatle baktım, içtendi.

“Hiç sorumluluğun yok mudur, senin?” diye sordu Rodoplu,

“Bizimkini bırak, kendi toplumuna karĢı sorumluluğun yok mu-

dur? İçki âleminizi, Görgü ayinimiz diye satmaktan utanmaz mı-

sın?”

İtalikler, banaydı.

“Ama Günay, niçin? Amerikan toplumu bunu görmek ister!

Ben de toplumun istediğini veririm! Ben kim oluyorum onları

Page 182: ALFA DA - okumedya.com · ALFA DA . ALEV ALATLI KÜLLĠYATI. Schrödinger‟in Kedisi [Kâbus] Schrödinger‟in Kedisi [Rüya] Viva La Muerte! • YaĢasın Ölüm „Nuke‟ Türkiye!

yönlendirecek? Bak, geçen yıllarda adamın biri jelatin torba için-

de, „evcil taĢlar‟ diye çakıl taĢı pazarladı! Ġnsanlar ne yaptılar, bili-

yor musun? Çakıl taĢlarını kucaklarına aldılar ve kedi köpek okĢar

gibi okĢadılar! Adam, milyoner oldu! ġimdi, eğer toplum, çakıl taĢı

okĢamak isterse, ona çakıl taĢı verirsin, değil mi? Vermezsen, bu-

dalasın, balım!”

“Değil mi?” dedi Günay, bana bakarak, “hele de demokratsan!

Halkın iradesine boyun eğmelisin!”

“Ve sen!” dedi Diana birden, “Senden ne haber? Bana, Orta

Asya‟dan, ġamanizm‟in doğurduğu Türk Ġslâmiyet‟inden bahset-

tin! Giritli‟ye sordum, Asya‟yı tanımadığını söyledi! Zehra‟ya sor-

dum, ne dediğini bilmek ister misin?”

“Tahmin ederim,” dedi Günay,

“O zaman, bunu dinle leydi,” dedi Diana. “Kimse senin ne de-

diğini bilmiyor! Seni incitmek istemiyorum ama „ilkel komünizm

üstünde parlayan hilal‟den bahsettiğimde, Dekan Dülger. „Bull

shit!‟ dedi. Seni sevmiyor! Dahası, fanatik Müslümanlara yaran-

mak istediğini söylüyor! Zehra, solcu olduğunu söyledi! Ġhsan‟ı

tanımıyor. ġimdi, bana söyle, sen roman yazıyorsun! Ġkisi de hayal

ürünüyken, seni benden üstün kılan ne?”

“Estağfurullah, dedi Rodoplu, Türkçe, “Böyle bir iddiam yok!”

“Ama, beni azarlıyorsun!”

Günay duraladı, “Haksız değilsin!” diye italik‟ledi.

“Hepsi bir yana, kendime bir Müslüman bulmaya çalıĢıyo-

rum!” dedi Diana, “Kendime bir Müslüman bulmaya çalıĢtığımı

yadsıyamazsın, herhalde!”

“Hayır, bunu yadsıyamam,” diye mırıldandı, Günay.

“Ve bugüne kadar aĢina olduklarımın dıĢında bir duygu edin-

medim! Bana yardımcı olacak bir nüfuzu nazar -ne dediğimi anlı-

yor musun?- edinmedim!”

“Ne bekliyordun? Sihirli bir formül mü?”

Page 183: ALFA DA - okumedya.com · ALFA DA . ALEV ALATLI KÜLLĠYATI. Schrödinger‟in Kedisi [Kâbus] Schrödinger‟in Kedisi [Rüya] Viva La Muerte! • YaĢasın Ölüm „Nuke‟ Türkiye!

“Evet efendim!!!” dedi Diana, beklemediğim bir güçle,

“Bize, ne kadar muhteĢem olduğunuzu söyler durursunuz!

Ġspat edin! Buna siz de dâhilsiniz, Bayan Rodoplu!”

Bu noktada Günay, gülmeye baĢladı,

“Amma da yüklü sipariĢ, ha!”

“Toplumsal sorumluluktan bahseden sensin,” dedi Diana,

“ben değil!”

“TuĢ!” dedi Günay, “Bakalım, sana nereden ve nasıl bir „ör-

nek‟ Müslüman bulacağız?”

Page 184: ALFA DA - okumedya.com · ALFA DA . ALEV ALATLI KÜLLĠYATI. Schrödinger‟in Kedisi [Kâbus] Schrödinger‟in Kedisi [Rüya] Viva La Muerte! • YaĢasın Ölüm „Nuke‟ Türkiye!

IX

Diana‟nın demesiyle, “iĢler daha iyiye gitmeden önce kötüye

gitti.”

Alper Tunga, Pavloviçlerin daha da dağılmalarına neden oldu.

“Yer, yer değilken, su, su idi,” diye anlattı öğrencisi David‟e.

“BaĢka bir Ģey yoktu. Bir uçsuz bucaksız su, bir dolu su, dört

bir yanı doldurmuĢtu. Tanrı Kara Han, bu yalnız su üstünde, be-

yaz bir iri kaz olmuĢ, uçuyordu. Ne bir ses, ne bir nefes! Yalnızlığı

ve bomboĢluğu Tanrı Kara Han‟ın yüreğine doluyordu.

Tanrı, Tanrı iken bile korkuyordu!

Dostsuz, arkadaĢsız, can yoldaĢsız ve sırdaĢsız uçmak!

Tanrı, Tanrı iken bile ürperiyordu!

Ulu su, orta yerinde yarıldı,

Page 185: ALFA DA - okumedya.com · ALFA DA . ALEV ALATLI KÜLLĠYATI. Schrödinger‟in Kedisi [Kâbus] Schrödinger‟in Kedisi [Rüya] Viva La Muerte! • YaĢasın Ölüm „Nuke‟ Türkiye!

„Kara Han! Kara Han! Kara Han!‟ dedi, „Sana teklik yaraĢır!

Tanrı‟ya teklik gerek!‟

Tanrı Kara Han, daha iyi duymak için su yüzüne indi.

Avuçlarında sakladığı Zaman, bir aman, bir ferman dilemeden

fırlayıp kaçtı!

Bu, özgürlüğün baĢlangıcıydı.

Su, Zaman‟ı bir kral gibi karĢıladı.

Ak Ana, dalgaların arasından, suyu ve zamanı aydınlatan bir

güzellik içinde ortaya çıktı.”

Alper Tunga‟nın sesi alçaldı, fısıltıya dönüĢtü,

“„Yarat!‟ dedi, Ak Ana, Tanrı Kara Han‟a,

„Yalnızlıktan kurtulmak istiyorsun, yarat! Yarat! Yarat! Yarat!‟

Ve bunun üzerine, Tanrı Kara Han, er kiĢiyi yarattı!”

Alper Tunga, sustu, Pavloviçlere döndü, gülümsedi,

“Herhangi bir „YaratılıĢ‟ hikâyesi kadar güzel, değil mi?” diye

sordu, “Herhangi bir yaratılıĢ hikâyesi kadar inandırıcı!”

Diana, Rodoplu‟yu anımsadı,

“Evet, öyle,” dedi, “haklısın! Bu duyduğum herhangi bir tek-

vin kadar güzel!”

“Ġlginç bir Ģekilde, Tekvin‟i hatırlatıyor,” diye gülümsedi Da-

vid. Diana‟ya döndü,

“„...Ve yer ıssız ve boĢtu; ve enginin yüzü üzerinde karanlık

vardı; ve Tanrı‟nın ruhu suların yüzü üzerinde hareket ediyor-

du...‟ Musa‟nın ruhu suların yüzü üzerinde hareket ediyordu...

Musa‟nın Birinci Kitabı, Bap 1, değil mi?”

Diana yerine, Alper cevap verdi,

Page 186: ALFA DA - okumedya.com · ALFA DA . ALEV ALATLI KÜLLĠYATI. Schrödinger‟in Kedisi [Kâbus] Schrödinger‟in Kedisi [Rüya] Viva La Muerte! • YaĢasın Ölüm „Nuke‟ Türkiye!

“ġaĢırmamak lâzım” dedi, “Türk milletinin tarihi, tarih baĢla-

dığı zaman oluĢmuĢtu. BaĢka dinlerin Türklerin deneyimlerinden

kavramlar ödünç almalarını doğal karĢılamak gerekir.”

“Bir Tibet laması kadar sessiz!” dedikleri, Alper Tunga‟yı da

David getirmiĢ, “En ciddi öğrencim,” diye tanıtmıĢtı, “Benim için

özel bir vaka. Üç yıl hapis yatmıĢ.”

Diana, “Türkiye‟nin gerçeğine” yaklaĢtığını hissettiğini söyle-

di. Delikanlının siyasi suçlu olmasının fazladan bir albenisi vardı.

Ve öylesine güvenliydi ki Pavloviçler, Türk deneyimlerinin tüm

tarihlere temel oluĢmuĢ olması iddiasının dayanaklarını sorgula-

mak yerine, sonuçlarına yöneldiler,

“BaĢka din derken, Ġslâmiyet‟i kastediyorsunuz, öyle değil

mi?”

“Yahudilik, Hıristiyanlık...” dedi Alper, kitabi dinlerin tümünü

ima ederek, “Bildiğiniz gibi, sonraları Yahudi diye adlandırılan

göçebe kavimler Kenan topraklarına geldiklerinde, yani, Ġsa‟dan

bin dört yüz-bin iki yüz yıl önce, Türkler, Tanrı Dağları ile Altaylar

arasında bir yerlerdeydiler. Sizler, Güney Suriye‟de devlet kurdu-

ğunuz yıllarda, biz Çin‟in Üçüncü Hanedanı olan, Çu Hanedanı‟nı

kurmuĢtuk!”

Diana ile David‟in birbirlerine baktıklarını gördü, “Anlamanız

gereken bir mesele var, efendim,” diye sürdürdü,

“Türk tarihi, Amerikan, Ġngiliz veya Fransız tarihi gibi ele

alınmaz. Çünkü bu milletin tarihi, gözler önünde cereyan etmiĢ-

tir. Aynı dar alanda geçmiĢtir. Onların tarihini kronolojik sıraya

koymak kolaydır. Fakat bu, Türk tarihi için mümkün değildir. Ba-

zen, Çin‟de, bazen Mısır‟da, bazen, Avrupa‟da rastladığımız Türk-

lerin tarihini kronolojik sıraya sokamazsınız.”

“Zo!.. Yeni bir sisteme ihtiyacınız var. Bunu demek istiyorsu-

nuz, değil mi?”

“Evet,” dedi delikanlı, “Tarihimize vereceğimiz sistem, dilek-

lerimize uygun olmalı. Bize yalnız geçmiĢimizi en parlak Ģekilde

göstermelidir.”

Page 187: ALFA DA - okumedya.com · ALFA DA . ALEV ALATLI KÜLLĠYATI. Schrödinger‟in Kedisi [Kâbus] Schrödinger‟in Kedisi [Rüya] Viva La Muerte! • YaĢasın Ölüm „Nuke‟ Türkiye!

“Alper Bey, Cemalettin Eren‟i tanır mısınız?”

“Tanımam,” dedi Alper aceleyle. Pavloviçler, yüzünden hoĢ-

nutsuz bir ifadenin geçtiğini fark ettiler.

“Herkes tarihini nasıl iĢine gelirse, öyle sistemleĢtirmiyor

mu?” diye meydan okudu, “Sizi alalım, Amerikan tarihini Ġngilte-

re‟den göçle baĢlatmıyor musunuz? Siz gelmeden önce, orada Kı-

zılderililer, yani biz Asyalılar, yok muyduk? Avrupalılar tarihlerini,

halklarını yüreklendirecek bir dizi olumlu olay üzerine oturtmadı-

lar mı? Ġlerleme, geliĢme duygusu veren bir dizi olay? Yarım mil-

yon Pencaplıyı kestiklerini, bir milyon kara deriliyi boğazladıkları-

nı kimse söylemiyor.

Kimse, vahĢi Almanların sırtını sıvazladık, kurbanlarını da

Arapların baĢına sardık demiyor.”

“Hayır, demiyor.” dedi Profesör Pavloviç. Gülümsedi,

“Peki, Türkiye tarihi için siz ne öneriyorsunuz?”

“Bakın efendim, birçok millet için tarih bir vatan tarihidir,”

diye açıkladı Alper Tunga. “Örneğin, Fransızlar: Ne Gal, ne Latin,

ne de Germen olduklarını iddia edemedikleri, daha doğrusu, bu

ulusların „aynı topraklarda karıĢmasından doğan bir millet olduk-

ları için‟ vatan tarihini esas almak zorundaydılar.

Oysa, Arap için tarih, millet tarihiydi, çünkü uzun süreler dev-

letlerini kaybetmiĢler, ama milletlerinin varlığını saklamıĢlardı.

Oysa, siz Yahudiler için tarih, din tarihidir,” dedi Alper, “çünkü

sizin, ne Araplarınki gibi diliniz ne örflü bir milletiniz ne de devle-

tiniz vardı.”

Bu tespitleriyle kesin sınırlar koymuyordu, ancak kesin olan,

“tarihi kuruluĢları baĢka baĢka olan milletlerin, tarih sistemleri-

nin baĢka baĢka olmasının doğal ve gerekli” olduğuydu. Bu bağ-

lamda, biz Türklerin milli devlet esasını kabul etmemiz gerekiyor-

du. Tarihimizi, “Anayurt‟taki Türk tarihi” ve “Yabancı illerdeki

Türk tarihi” olmak üzere ikiye ayırmalı; “en eski çağlar”dan do-

kuzuncu yüzyıla kadarki dönemi, Doğu Türkeli‟nde, sonrasında

Page 188: ALFA DA - okumedya.com · ALFA DA . ALEV ALATLI KÜLLĠYATI. Schrödinger‟in Kedisi [Kâbus] Schrödinger‟in Kedisi [Rüya] Viva La Muerte! • YaĢasın Ölüm „Nuke‟ Türkiye!

Anadolu, Erran (“Ġran”!), Azerbaycan, Irak ve Kuzey Suriye‟den

meydana gelen “yurt‟ta izlemeliydik.

“Türkiye, ikinci yurttur,” dedi Alper Tunga, “Doğu Türkeli ve

Türkiye tarihleri her ikisi birden ve aralıksız bir bütün halinde,

Türklerin tarihidir. Bu iki vatan, bazen birleĢir, bazen ayrılır, Bi-

zim tarihimiz, egemen Türk sülalelerinin, yabancı milletlere da-

yanarak kurdukları devletlerin tarihidir. Bu süreç, Türkiye bölü-

münde, Selçuklular, Ġlhanlılar, Büyük Beylikler, Osmanlılar ve

Cumhuriyet dönemi olmak üzere beĢ çağda incelenebilir. Ama

eğer, Anayurt‟tan bahsedeceksek, Ġsa‟dan önce yedinci yüzyıla

inmeli, Sakalarla baĢlayıp, Uygurlarla bitirmeliyiz.”

“O kadar ciddi, o kadar sahiciydi ki, delikanlıya derin bir sem-

pati duydum,” dedi Diana, “ Ve ilginç olanı, Osmanlı Ġmparatorlu-

ğu‟nu sahiplenmiyordu.”

“Nasıl yani?”

“Bir devleti Türk tarihi içinde sayabilmek için egemen hane-

danın ve ordusunun Türk karakteri taĢıması gerektiğini söyledi,

Çin, Hindistan, Ġran, Doğu Avrupa ve Mısır, Türk askerine daya-

nan Türk hanedanları tarafından kurulmuĢ olmakla birlikte, Türk

karakteri taĢımadıkları için onları Türk tarihi içinde görmeye

imkân yokmuĢ! Bu noktada, David, Türkiye‟nin bugünkü sınırları

dıĢında kalan eski toprakları özleyip özlemediğini sordu. Anlıyor-

sunuz, değil mi, Pan Türkist olup olmadığını merak ediyordu.”

Anlıyorduk, tabii.

Delikanlı omuzlarını silkmiĢti,

“Ġnsanı, örgütlenmesi, dili, geleneği Türk olmayan illere ne-

den özlem duyayım? Biz, Sakalar‟dan bu yana, tek bir milli devle-

tiz. Bütün bu zaman sürecinde, pek çok hanedan değiĢtirdik. En

son, bir de rejim değiĢikliği yaptık, Cumhuriyet‟i kurduk. Ancak,

her zaman bir milli devlet olduk. BaĢkalarından bize ne?”

“Ama Müslümansınız,” dedi, “Örneğin, Araplarla gelenek bağ-

larınız yok mu?” ĠĢte, o noktada, yüzünün Ģekli değiĢti!

Page 189: ALFA DA - okumedya.com · ALFA DA . ALEV ALATLI KÜLLĠYATI. Schrödinger‟in Kedisi [Kâbus] Schrödinger‟in Kedisi [Rüya] Viva La Muerte! • YaĢasın Ölüm „Nuke‟ Türkiye!

“Araplar!” demesini duymalıydınız! Tükürür gibi söylüyordu

gerçekten!

“Soylu millet!” diye alay etti, “Kavmi necib! Onların bize ver-

diği zararı kimse vermedi!”

O kadar ĢaĢırdık ki, David‟le bir ağızdan sorduk,

“Nasıl!”

“Onlarla temasımız, bize geçmiĢimizi unutturdu!” dedi deli-

kanlı, yakınmanın ötesinde bir sesle, kin dolu bir sesle,

“Ġslâmiyet‟ten önceki zamanlarda, Türkler geçmiĢlerini bili-

yorlardı,” diye açıkladı, “Milat sıralarında, Hunlar, örneğin, bir

Tanrıkut Mete‟yi hatırlatıyorlardı. Onuncu yüzyılda kabul edilen

Ġslâmiyet, milli geçmiĢimize büyük darbe vurdu. Yabancılardan

alınan bu din, ön plâna geçti, milli dinimizi sürüp çıkardı, geçmiĢi

unutma faciası halka bulaĢtı. Öyle ki, Anadolu Türkleri, yedinci

yüzyılda, üç-dört yüz kiĢi arasında geçen bir Bedir Muharebesi‟ni

ya da Arapların nihayet bir iç meselesi olan, Ali-Muaviye düĢman-

lığını, Hüseyin‟in Kerbela‟da öldürülmesini o ısrarla andıkları hal-

de, bir Malazgirt‟i, bir KutlamıĢ‟ı unuttular!”

Ne diyeceğimi bilemedim!

Alper Tunga,

“Ivır zıvırla uğraĢmaktan kendimiz hakkında düĢünmeye vakit

bulamıyoruz ki!” diye yakındı, “nükleer savaĢlardan bahsediliyor,

süper güçlerden bahsediliyor ve biz sindiriliyoruz!

Oysa, hayat ve kâinat zaten tehlikelerle doludur. Tehlikeler,

fertler için de, milletler için de topraklar için de vardır. Korkunç

bir deprem birkaç saat içinde Anadolu‟yu suların altına gömebilir!

Dünyayı yörüngesinden çıkaracak büyüklükte bir göktaĢı çarpıp,

kıyamet koparabilir! Birkaç millet birleĢip bir gece Türkiye üzeri-

ne beĢ yüz hidrojen bombası atabilirler! Bütün bu ihtimaller var

diye, uyuĢuk uyuĢuk oturup, yalnız fabrika kurmakla bir millet

nasıl yaĢar? Uçak ve tankları Türkiye‟de yapmak, biraz sabır, biraz

çalıĢma iĢidir. Enflasyon, ciddi tasarrufla önlenebilir. Ama bir mil-

let, bunlarla yaĢayamaz! Millet, bir hayvan sürüsü değildir! Milli

Page 190: ALFA DA - okumedya.com · ALFA DA . ALEV ALATLI KÜLLĠYATI. Schrödinger‟in Kedisi [Kâbus] Schrödinger‟in Kedisi [Rüya] Viva La Muerte! • YaĢasın Ölüm „Nuke‟ Türkiye!

bir hedef ister! Milli bir hedef olmadan yaĢayamaz!” David Pavlo-

viç‟e döndü,

“Siz bunu herkesten iyi bilirsiniz,” dedi, “sizin halkınızın da

fabrikaları yoktu, tankları, tüfekleri yoktu! Ama milli bir hedefiniz

vardı: Ġsrail! Onca sene, o ülküyle yaĢadınız! O ülküden güç aldı-

nız, değil mi?”

“Yani!..” dedi David, “Öyle de söylenebilir!”

Delikanlı, cevabın ılımlılığını David‟in alçakgönüllülüğüne

verdi,

“Bizim böyle bir ülkümüz yok,” dedi esefle, “Diasporadaki

soydaĢlarımız umurumuzda bile değil! Biliyor musunuz, Ģu son

yirmi yılda, Ruslarla Çinlilerin katlettikleri Türklerin sayısı üç

milyonu buldu ve bizim kılımız kıpırdamadı! Niye? Çünkü sizinki

gibi bir milli Ģuurumuz yok!”

“Ġtiraf etmeliyim ki çok etkilendim!” diye anlattı Diana,

“Anlıyor musunuz, gökyüzüne duyduğu hayranlığı, can veren

güneĢle yağmurun ortaklığına güveni, doğaya saygısını hissettim!

Ġstanbul‟da, yağmurdan, gök gürültüsünden, dağlardan, ağaçlar-

dan oluĢan yaĢam altyapısını kaçırıyor insan! Bu delikanlı, tekrar

bakmamı sağladı! Orta Asya dağlarının doruklarında, sıçraya sıç-

raya gezinen bir masal yaratığı! Gözlerinde, Türklerin, o derin, o

anlaĢılmaz melankolisini gördüm! Ve düĢündüm ki, sizler belki de

sıla hasreti çekiyorsunuz! Hadisiler gibi! Olabilir mi? Ne diyorsu-

nuz, Günay Hanım?”

“DüĢünmem lâzım,” dedi Günay, “bir Ģeylere hasret çektiği-

miz doğru, ama sıla mı? ġu anda bilemiyorum.”

“Hayat ve ölüm,” demiĢti delikanlı, Atsız‟ın ünlü cümlelerini

tekrarlayarak, “Hayat ve ölüm! Bunların ikisi de güzeldir. Fakat,

esas olan ölümdür! Öteki, bir rüya kadar geçici ve aldatıcıdır. Bü-

yük ve esrarlı bir kâinatın sinesinde yatmak! ĠĢte bizim nasibimiz

budur!”

Diana, delikanlının sözlerini tekrarlarken, Rodoplu‟ya baktım,

dudakları bükülmüĢtü, “AnlaĢıldı! Türkler, alıntı yapmaya bayı-

Page 191: ALFA DA - okumedya.com · ALFA DA . ALEV ALATLI KÜLLĠYATI. Schrödinger‟in Kedisi [Kâbus] Schrödinger‟in Kedisi [Rüya] Viva La Muerte! • YaĢasın Ölüm „Nuke‟ Türkiye!

lırlar! Marx‟tan değilse Mao‟dan, değilse Ecevit‟ten, değilse Atsız-

dan, ama ille de tescilli bir ismin şahadetine sığınırlar!”

Gerisini biliyorduk, çünkü Atsız‟dandı; “Bu nasibimizi alma-

dan önceki kısa rüya âleminde kendimizi ölü kadar ebedi bir fikre

vermek ve o fikir uğrunda harcamak gibi yüksek bir ülküye kap-

tırmaktan daha Ģerefli ne olabilir? Bu ölüm, bizi gayemize, Tanrı

dağında bekleyen ecdat ruhlarına ve bizzat Tanrı‟ya kavuĢturacak

Ģanlı ve güzel bir ölümdür. Bu ölümün güzelliği ile içki ve Ģehvet

içindeki hayatın çirkinliğini düĢünmek, hakikati anlamaya da yar-

dım edecektir. YaĢamak, sadece kısa bir an yaĢamaktır. Ölüm ise,

kâinatın ebediliğinde, hatıralarda ve gönüllerde asırlarca yaĢamak

ya da hatırlardan ve gönüllerden de silindikten sonra, sonsuzluk-

ta, sonuna kadar yaĢamaya devam etmektir. YaĢamak hakkından

vazgeçmek ne kadar güzel! Hatırlanmadan, gönüllerden silinerek,

unutularak yaĢamak, ondan da ne kadar güzeldir! Her fedakârlık

muhteĢemdir, fakat, eserine imza koymamak, ülkü uğruna ad bı-

rakmadan silinmek, her Ģeyden daha muhteĢemdir!” Ve anlaĢılan,

genç Alper Tunga, bu düĢüncelerini Diana‟ya aktarabilmiĢti.

“Genç adamın Ģiirini çok sevdim, ama ölümü sizler gibi içsel-

leĢtiremem, Günay Hanım,” dedi Diana, af diler gibi,

“Bizim içselleĢtirdiğimizi kim söylüyor? Ġlki, niye öyle bir Ģey

yapasın ki?”

“Yani!.. Demek istiyorum ki, sen de bana ġamanizm‟den bah-

settiğin için düĢündüm ki, ölüme karĢı tutumun Alper Bey gibi

olabilir! Sonra, Nesibe de var!”

“Benle ilgili olarak yanılıyorsun,” dedi Günay, “Ben, ölümü

kaçınılmaz olduğu için onurumu koruyarak, efendice kabullen-

meye çalıĢırım. Ġdealize etmem. İdealleri de idealize etmem. Ter-

sine, nekrofilyadan kaçınırım.”

“Ama,” diye itiraz etti Diana, “Bana, ata ruhları ile, ġinto ile

ilgili söylediklerin, Alper Bey‟in Tanrı dağlarındaki ecdat ruhları

ile örtüĢüyor!”

Page 192: ALFA DA - okumedya.com · ALFA DA . ALEV ALATLI KÜLLĠYATI. Schrödinger‟in Kedisi [Kâbus] Schrödinger‟in Kedisi [Rüya] Viva La Muerte! • YaĢasın Ölüm „Nuke‟ Türkiye!

“Benim sana söylediğim, ölüm denilen karanlığa girerken, ya-

nımda yakından tanıdığım birilerinin olmasının bana vereceği ra-

hatlık. Ne hissettiğimi bütünüyle anlayan birilerinin.”

“Konfüçyus gibi, Kazancakis gibi?..”

“Hazreti Muhammed gibi!” diye ekledi Günay.

“Ama bir insan olarak, peygamber olarak değil?”

“Önce, bir insan olarak,” dedi Günay gülerek, “Ben Ģeffaflık-

tan yanayım!”

“Ama bu Müslüman bir tavır değil!”

“Mistisizmden hiç nasibimi almadığım kesin!” Tutumunun,

Müslümanca olup olmadığı tartıĢmalarına girmedi, onu iyi tanıdı-

ğım için, nedeninin Diana‟nın aklını daha fazla karıĢtırmamak

istemi olduğunu biliyorum. Nitekim, lâfı değiĢtirdi, “Nesibe‟den

ne haber?”

“Oh! O baĢlı baĢına bir sevinç kaynağı!” dedi Diana, “Ama,

kocası Abdullah, tam bir hödük!”

Günay‟la bakıĢtığımızı hatırlıyorum.

Page 193: ALFA DA - okumedya.com · ALFA DA . ALEV ALATLI KÜLLĠYATI. Schrödinger‟in Kedisi [Kâbus] Schrödinger‟in Kedisi [Rüya] Viva La Muerte! • YaĢasın Ölüm „Nuke‟ Türkiye!

X

Nesibe‟ye gelince, onun Diana‟ya iliĢkin izlenimini tek bir

cümlede toplamak mümkündü,

“Çok maraz eder be gadın! DüĢünür gün boyu hindi gibi!” Ro-

doplu‟yu, ama daha çok da beni, her görüĢünde anlatırdı,

“Ben derim, Nedir be Dayan, düĢündüğün? Allah‟a Ģükür, her

Ģeyin yerindedir. Gocan, eyidir. Sen gençsin, gözelsin! Dayan, bir

güler, bir güler bana! Hep güler! Derim „Cenabı Allah‟ın gücüne

gider!‟ Ama, anlatamam ona! Bazan, der bana,

„Nesibe, galk, bazara gidelim. Gezerik biraz!‟

„He derim, giderik, BeĢiktaĢ‟a, Sultanhamam‟a. Kebap ısmar-

lar Dayan. Derim, „Dayan çok pahalıdır be gözüm.‟ Dayan, bir gü-

ler, bir güler bana! Hep güler!”

Diana‟yı neden güldürdüğünü anlamıĢ değildi.

Page 194: ALFA DA - okumedya.com · ALFA DA . ALEV ALATLI KÜLLĠYATI. Schrödinger‟in Kedisi [Kâbus] Schrödinger‟in Kedisi [Rüya] Viva La Muerte! • YaĢasın Ölüm „Nuke‟ Türkiye!

“Bilir miyim, niçun güler bana? Ben, „Niçundur,‟ derim, „Be-

denlerimizi numerolarlar?‟ Dükkâncı gızcağızla bir olurlar, bir

gülerler, bir gülerler bana! Dayan der, „Senin numeron otuz altı-

dır, Nesibe, unutmayasın!‟ Ben de derim, „Ben lamba camı mıyım

ki, nomerom olacak?‟ Gider, seçer bana bir uruba, mavi! Gırmızı

olsa daha eyi idi ama olsun! Gözlerim, bazara sermiĢler çaputları,

renk renk „Dayan,‟ derim, „Niçundur bunca çaput?‟ Dayan der

bana, „Hepsi, değiĢiktir be gözüm!‟ Ben, bakarım, bakarım, neresi

değiĢiktir, görmem! Eh, hepsi iki kol, iki bacak, bir de boyun değil

mi? Dayan bir güler, bir güler bana! Bir etek var idi. Dükkâncı

gızcağız der, „Sen buna girmen!‟ Ben niçun gireceğim ona? O sa-

racak beni! Gızcağız, kızar bana, der, „Nereye sıkıĢtıracağız etleri-

ni?‟ Ben de derim,

„Madem bana uymaz, askılar için mi diktin bunca urubayı?‟

Gız, baĢlar gülmeye, „Yoh!‟ der „Böyle bayanlar için.‟

Dayan‟ı gösterir, bene, eh, Dayan gadından mı sayılır? Meme-

si, götü yoktur ki! ġimdi, ben duyarım, Alman kadınları da Dayan

gibiymiĢ. Öyledir zahar. Zaten, ben bilmem niçun Cenabı Tanrı

cıbıl goymuĢ bizi! Yapıvereydi üstümüze bir gabuk, ayıbı neydi ol-

mazdı ya! Dayan‟a derim, „Cümle yaratıkların tüyü var, saçı var

niçun bizim yoktur?‟ Dayan der, „Biz maymunmuĢuk sonra de-

ğiĢmiĢik, insan olmuĢuk!‟ ġimdi, ben merak ederim. Önce tüyle-

rimiz döküldü de uruba mı giydik, yoksam, uruba giydik de, tüyle-

rimiz mi döküldü? Sorarım Dayan‟a, güler güler ama söylemez.

„Zabahtan akĢama deyin okursun da, bunu bilmezsin? Eyi olma-

mıĢ bu iĢ,‟ derim, „Tüylerimiz galaydı, daha iyiydi!”„

Diana‟nın, bizim Âdem ile Havva‟dan geldiğimizi bilip bilme-

diğini sorduğumda,

“E, ben söyledim ona!” dedi, Nesibe, “ama, cahaldır, gadın!

Bana der,

„Bütün bebeler kötü! Âdem bubamız yeyince elmayı, bütün

bebeler kötü olmuĢ! Ġsa Efendimiz gendini öldürtmüĢ, Allah‟ın

kullarını gurtarsın diye.‟ Ben bunu duymadımdı hiç! Ama derim

„Dayan, güçücük bebenin nesi kötü?‟ O der, “Ġnsandır da ondan

Page 195: ALFA DA - okumedya.com · ALFA DA . ALEV ALATLI KÜLLĠYATI. Schrödinger‟in Kedisi [Kâbus] Schrödinger‟in Kedisi [Rüya] Viva La Muerte! • YaĢasın Ölüm „Nuke‟ Türkiye!

kötü!‟ ġimdi, insan olanda eyisi de var, kötüsü de var he mi? Bebe

kısmısının eyisi kötüsü olur mu? Dayan der, „Hep günahkâr do-

ğarmıĢız, hepimiz.‟ Ben hazzetmem böyle Ģeylerden! ġuncacık

bebelerin neyi kötü? Ben de derim, Dayan‟a, „Benim bebelerim

kötü değil!‟ Ama, o anlamaz! Der bana, „Hem gâvur dersin bana,

hem de kötü değilsin, oldu mu ya?‟ Derim,

„Sen Cenab-ı Allah‟a iman etmez misin?‟ Der,

„Ederim!‟

„O zaman nedir kötü olduğun?‟ Ama, inanmaz bana!

Derim,

„Sor bir okumuĢa!‟

Hocalar var, biliyon mu, eve gelirler hep. Derim, „Sen hele bir

sor onlara!‟ Dayan der, „Yok, ben çok günah iĢledim!‟ Ben derim,

„Sen insan değel misin? Günah iĢleyecen, helbet! Tövbe et,

Cenabı Tanrı, kabul eder! Fakire sadaka ver, köpeğe ekmek doğ-

ra!‟ Dayan der, „Yok, öyle olmaz!‟ Der ki, ne yapsak etsek cehen-

nemde yanarmıĢız! O zaman cenneti niçun yapmıĢ Cenabı Tanrı,

bilmem ki! Kim gidecek oraya?”

“Ġyiler gidecek, öyle değil mi?”

“He! Ben derim, „Dayan, sen de temiz dini seç! Eyi gadınsın.

Cenabı Allah, gabul eder seni. Cennete sen de gidersin!‟ de-

rim, anlamaz! Dayan, gider cennete! Eyi gadındır, çünkü. Der

bana, çocukları okula koyacak, ücretini gendisi verecek. Der bana,

„KatyuĢka ile gider gelirler artık!‟

Bana urubalar alır, çocukları okula verir! Cenabı Allah razı ol-

sun, bakar hepimize! Eh, babalarından görmediklerini, Dayan‟dan

görmedi mi bunlar? Cenabı Allah, bırakır mı cehennemde yansın,

Dayan? O hocalar, bilmem ne öğretirler ona gayrı! Gelir, gonuĢur

gonuĢur, giderler. Türkçe gonuĢmazlar ki, bileyim ne söylerler!

Ben derim, „Dayan, sen, bu hocaları eyi bir dinle! Temiz dine

geç!‟ Güler bana, „Üzülme sen!‟ Derim, „Eh, sen de Allah‟ın bir

Page 196: ALFA DA - okumedya.com · ALFA DA . ALEV ALATLI KÜLLĠYATI. Schrödinger‟in Kedisi [Kâbus] Schrödinger‟in Kedisi [Rüya] Viva La Muerte! • YaĢasın Ölüm „Nuke‟ Türkiye!

kulu değil misin? „Hem,‟ derim, „sen bana bir kelime öğretenin

kırk yıl kulu olurum, he mi?‟

AnlaĢılan, Diana, Nesibe‟ye gerçekten de okuma-yazma öğ-

retmeye çalıĢmıĢ ama baĢaramamıĢtı,

“Ahmağımdır, ben!” dedi Nesibe, gülen gözleri yine çizik oldu,

“YavaĢımdır! Dayan, gösterir bana, yapamam! Der, „Git akĢam

evinde yap, getir!‟ Ben de oğlana çizdirirdim. Zabahtan götürü-

rüm gadıncağıza, bir sevinir, bir sevinir, garip!”

Diana‟nın, Nesibe‟nin çocuklarının yuva taksitlerini üstlendi-

ğini böylece öğrendik. Günay‟ın adamakıllı canı sıkıldı,

“Bir BarıĢ Gönüllüleri operasyonu daha!” dedi, “Ġki gün sonra

Amerika‟ya dönünce, o çocuklara ne olacağını düĢünmüyor bile!”

Diana ile konuĢmaya niyetlendi, ama o aralar gerçekten de

çok meĢguldü, olmadı. Sonra bir gün, Ramize Hanım çıkageldi.

HoĢbeĢten sonra, (bu arada, Serap‟ın hamile olduğunu da öğren-

dik) sözü Nesibe‟ye getirdi, “Doktor Hanım,” dedi, “sen, Nesibe‟ye

söyle, sokmasın o gâvur karısını evine! Konu komĢudan duyarım,

her akĢam çalgısını çemenini toplar, Nesibe‟nin oraya inermiĢ.

Bizim Nesibe görmez Abdullah nasıl bakar karıya!”

“Dersleri Nesibelerde mi yapıyorlar,”

“Ne dersi!” diye tersledi, Ramize Hanım, “oturak âlemidir

yaptıkları!”

“Hadi canım sen de! Dedikodudur!”

Ramize Hanım bu olasılığı düĢünmeyi reddetti,

“Oğlanın zaten yarım aklı var, onu da alacak bu karı!” dedi.

Günay‟ın canı sıkıldı,

“Madem yarım aklı vardı, ne diye verdiniz Nesibe‟yi?”

“Biz mi verdik? O istedi! Kocası ölünce, bunu istedi!”

“Ne yaparsın? Ġhtiyar adama vermiĢsiniz, bıkmıĢ kadın! Gen-

cini istemiĢ.”

Page 197: ALFA DA - okumedya.com · ALFA DA . ALEV ALATLI KÜLLĠYATI. Schrödinger‟in Kedisi [Kâbus] Schrödinger‟in Kedisi [Rüya] Viva La Muerte! • YaĢasın Ölüm „Nuke‟ Türkiye!

“Eyi, eyi! O zaman çeksin bakalım!”

Abdullah‟ın düzenli bir iĢ tutmadığını, RaĢit‟in onu rica min-

net yerleĢtirdiği kapıcılıktan nefret ettiğini biliyorduk.

“Darlanıyorum, abi!” diyordu, “Hapishane gibi!” Gerçekten

de, otuz metrekarelik tek bir odada kalıyorlardı. Apartman giri-

Ģinde oturacak yer yoktu. Abdullah, bulabildiği her fırsatta kaçıp

balığa, balık olmadığı zaman da kahveye gidiyordu.

“Canım, efendim, çekmesin!” dedi Günay, “Niye çeksin? Peki,

sen konuĢtuğunda ne dedi Nesibe?”

“Dayan karısı geldi miydi, Abdullah da evinin yolunu bulur-

muĢ, öyle dedi. Masarifi de görürmüĢ, „Kurarlar sofralarını, içer-

ler rakılarını!‟ diyor, „Erkek adamdır, içecek elbet!‟ Ġçecek içecek

de, o karı çalar oynarmıĢ, bizim Abdullah‟a! Ahmaktır, yavaĢtır,

bizim Nesibe! Nerededir, o kadının gavat kocası, onu da bilmem!

Erkek olsun da karısını elin heriflerinin arasına bıraksın, içsin di-

ye! Abdullah‟ın aĢkından çocukları da özel okula yazdırmıĢ karı!

Parasını da cebinden verirmiĢ!”

“Olmaz, öyle Ģey, Ramize Hanım, günaha giriyorsun! Ġyilik ol-

sun diye yazdırmıĢtır. Kendi çocukları da gidiyor ya onlarla birlik-

te gitsinler diye!”

“Abdullah‟a para da vermiĢ ya sandal alsın, balıkçılık yapsın

diye! Bu da mı yalan? BorçmuĢ güya! Abdullah, balıkçılıktan anlar

mı ki borcunu ödeyebilsin?”

Günay‟ın duraladığını gördü,

“Ödeyemez, ödeyemez,” diye kesti attı, “Nesibe, iyi adamdır,

diyor ama o sakallı gâvuru gözüm tutmadı. Bizimkine sorarsan,

Dayan mıdır, Ayan mıdır, nedir, onun erkekte gözü olmadığını bi-

lirmiĢ de, ondan ses etmezmiĢ adam! Git iĢine dedim, bu sefer de,

„Sıkılır kadın evde bir baĢına,‟ diyor. „Garip‟tir, sıla hasreti çeker!‟

Gelir anlattırırmıĢ buna, güler güler gidermiĢ! Buna içki de içirir-

lermiĢ, biliyor musun?”

Ġçki meselesini Nesibe de teyit etti,

Page 198: ALFA DA - okumedya.com · ALFA DA . ALEV ALATLI KÜLLĠYATI. Schrödinger‟in Kedisi [Kâbus] Schrödinger‟in Kedisi [Rüya] Viva La Muerte! • YaĢasın Ölüm „Nuke‟ Türkiye!

“Eh, bazen içerim be Mehmet abi!” dedi, “Hepiniz içer de,

ben içmem olur mu?” Burnunu çekti, kıs kıs güldü,

“Ben de içerim biraz, sonra da bir gülerler, bir gülerler bana!

Dayan der, „Sen, konuĢ! Anlat!‟ Ben de anlatırım, o dinler. Dinler,

güler! Bana der,

„Nedir be senin bildiğin de, bana söylemediğin?‟ Derim,

„Bildiğim bir Ģey yohtur ki sana da sır vereyim be Dayan! Ca-

halım ben! Bilmem bir Ģey!‟

„ġimdi hepinizden daha çok bilirsin,‟ der bana, „Hocadan da

çok bilirsin!‟ O koca pürüfüsürden daha çok ne bilecem? Dayan,

inanmaz bana, „Yok,‟ der, „sen bilirsin!‟ Anlattırır, artık!”

Ne anlattığını ben de merak eder olduğumu itiraf etmeliyim!

“Bilir miyim?” dedi Nesibe, “Her Ģeyden anlatırım iĢte. Nevra

Hanım‟ı gonuĢuruz.”

“Nesini konuĢursunuz?” diye tahrik ettim, güldü,

“Dayan, der, o Amerika‟da oturmuĢ, uzun uzun. Çok hazzet-

miĢ, Amerika‟dan. Nevra‟nın gocası, pürüfüsür, çok para kazan-

mıĢ Amerika‟da. Ben derim,

„Be Dayan, ne edecek bu gadın bunca donu? ÇeĢit çeĢittir be

guzum! Ġstanbul ahalisine sevabına dağıtırsan, her garının üç-beĢ

donu olur gayrı!‟ Dayan der, „Sen nerden bilirsin, Nevra‟nın do-

nunu? Bilmem mi? Temizliğe gitmez miyim? Nevra Hanım der,

otuz beĢ kat çarĢafı varmıĢ, gocasının mintanları altmıĢ. Ben de-

rim, „N‟apar be bu adam? Hepsini üst üste mi giyer?‟ Dayan, bir

güler bir güler bana!”

Duraladı, düĢündü, baĢını salladı, gülüverdi,

“Amerika‟da böyledir, zahar!‟ dedi “Herkes, çok çalıĢır! Zaba-

hilen, ezanla kalkar iĢe gidermiĢmiĢ, bizim goca pürüfüsür! Ak-

Ģam ezanı zor gelirmiĢ evine! Benim aklım almaz böyle iĢ! Onca

çalıĢır da, don mu alır adam? Söylerim Dayan‟a, o da güler gayri!

Derim, „Ġstemem tövbe olsun! Birini yuğarım, biri durur, iki, bir

Page 199: ALFA DA - okumedya.com · ALFA DA . ALEV ALATLI KÜLLĠYATI. Schrödinger‟in Kedisi [Kâbus] Schrödinger‟in Kedisi [Rüya] Viva La Muerte! • YaĢasın Ölüm „Nuke‟ Türkiye!

de hastalık sağlık, üç! Yeter bana! Nedir be, bir Ģey vardır diye ille

de kullanacak mı adam?‟ Ama Dayan anlamaz!”

“Anlamaz, değil mi?”

“Anlamaz!” Onayladı, Nesibe. “Ama iyi garıdır. Abdullah‟a der,

„Neden bakman evine, çoluğuna?‟ Ne bilsin Abdullah‟ın baĢına

gelenleri?”

“Ne oldu?”

“E, gözel gözel çalıĢırdı herif! Ta ki, adam gelsin filato iste-

sin!”

“Ne istesin?”

“Filato istesin! Abdullah bilir mi filato, ney? Sen okumuĢ

adamsın sen bile bilmiyorsun! Abdullah, bilir mi (kelimeyi büyük

bir hazla telâffuz ediyordu!) filato? O da der adama, „Bizim balık-

ların baĢı vardır, kuyrukları vardır ama filatolara yoktur!‟

Adam kızar, der „Ne demek filatoları yoktur, sen benle alay mı

ediyorsun!‟ Abdullah, der „Hayır, bizim balıkların filatoları yok-

tur!‟ Derken, adam gapar bıçağı, benim herif sanır ki kesecek

kendisini! Ama kesmez adam! Balıklara atlar, alır bir tanesini ke-

ser çaput gibi, baklava dilimi gibi, atar benimkinin önüne, iĢte

nah sana filato Abdullah der „Bu karı iĢi, ben balıkları çaput gibi

kesemem!‟

Eh, doğrudur be dediği! Çaput gibi kessin de balıkları, kenar-

larına mekik oyası mı yapsın? Adam da der, „Gayri sen bilirsin, sen

kesmezsen ben de almam. Çünkü otel filato ister, balık istemez!‟

ġimdi, ne edecen kesik balığı, değil mi? Kesik olduğunda, nasıl

anlayacan tazedir, değildir? Adam, demiĢ,

„Otel turistiktir. Turistler balığın baĢını kıçını görmek iste-

mez!‟ Çok iyi yürekliymiĢ ya turist kısmisi, acırlarmıĢ balıklara,

yiyemezlermiĢ acımaktan!

Ben derim, „Be, Dayan sen turistsin, bilirsin, ölü balık ölü ol-

maktan çıkar mı filato olunca?‟ Dayan, bir güler, bir güler, bana!

Page 200: ALFA DA - okumedya.com · ALFA DA . ALEV ALATLI KÜLLĠYATI. Schrödinger‟in Kedisi [Kâbus] Schrödinger‟in Kedisi [Rüya] Viva La Muerte! • YaĢasın Ölüm „Nuke‟ Türkiye!

Ama, eyi gadındır, hem balığın kesiğine tamına aldırmaz! Ben du-

yarım, Nevra Hanım dermiĢ, buna,

„Nedir be Dayan, bu Nesibe‟yi masana oturttuğun? Gazakları-

nı neyini giyer senin! Çok yüz veriyorsun buna!‟ Dayan da dermiĢ,

„Demokrasi var. O da Allah‟ın bir kulu değil mi?‟

Eh, haklıdır be gözüm, garı! Goskoca bir hanımın masasına

ben oturayım, olur mu? Sıkılırım, pürüfüsür gelince! Ama Dayan

bırakmaz kalkayım! Der,

„Biz arkadaĢık seninle! ArkadaĢ deyil miyik?‟ Sorar bana.

Ben de derim,

„ArkadaĢık!‟

Ne diyecen? O der,

„Sen sever misin, beni?‟ Ben de derim,

„He ya! Çok severim seni!‟

Ne dersin baĢka? HoĢnutum gadından! Durmaz, gezdirir beni!

Her yerleri görürüm. Öğrenirim!”

Nesibe‟nin yıllar yılı oturduğu bu Ģehirde, “Kırk metrekare Ġs-

tanbul”u oynadığını o zaman içselleĢtirdim.

“Ġstanbul‟u beğendin mi, bari?”

CiddileĢti, yemenisini sıkıladı,

“Gözeldir,” dedi, kararlı bir sesle, “gözeldir de, onarımsızdır,

be Mehmet abi! Gün boyu Moskof gemileri geçer, geçer de seyre-

derler halımızı! Niçun bırakırlar geçsinler, bilmem ki! Ben derim,

Dayan‟a,

„Gapasalar bütün kapuları, sınırları. Biz galkınsak hep bir mil-

let, temizlesek, paklasak etrafı, iyice. Onarsak, etsek. Sonra dizsek

terlikleri hudut boyunca, gelen ayakkabılarını çıkarıp girse, Bis-

millah! Eh, Müslüman memleketi değil midir be gözüm, olur mu

kundurayla girmek?‟

Page 201: ALFA DA - okumedya.com · ALFA DA . ALEV ALATLI KÜLLĠYATI. Schrödinger‟in Kedisi [Kâbus] Schrödinger‟in Kedisi [Rüya] Viva La Muerte! • YaĢasın Ölüm „Nuke‟ Türkiye!

Dayan bir güler, bir güler bana! Müsyü‟ye de söyler. Bir baka-

rım, Müsyü annattırır bana! Sonra der, „Parayı nerden bulcan?

Türkiye‟yi temizlemek için sabun idi, vim idi, para ister!‟ Goskoca

memleketmiĢ bizimki! Ben de derim, „Zengini vardır, Cenabı Al-

lahıma çok Ģükür memleketimin! Hep bir araya gelirler, polis

efendiler toplar, para mı ne lâzım!‟

Müsyü dinler, dinler, „Olur!‟ der, Dayan‟a. Olur ya, olmayacak

ne var? Cenabı Tanrı nasip etsin! Eyi adamdır, Müsyü! Çok sever

Dayan‟ı, çocuklarını! Üzülür hasta olduklarında! Sen bakma ana-

lığıma! Dayan geldiğinden beri, eyidir benim herif!”

“Eyidir” kelimesini tonlamasından mı, birden utanıp, yüzünü

saklamasından mı anladım bilmiyorum, ama cinsel bir Ģeyler ima

ettiğini hissettim. AnlaĢılan, doğru hissetmiĢim; Günay‟a, Dia-

na‟yla tanıĢtıktan sona, Abdullah‟ın “bir yanını alıp, öbür yanını

bıraktığını” söylemiĢ, “Çürükledi her yanım! Gorkarım yine gar-

nım dolar diye!”

“Dayan‟a, der, Abdullah, „Götür bunu berbere, kıvırtsın saçla-

rını seninki gibi!‟ Herif, ister ben de Dayan gibi olayım!”

“Peki, sen istiyor musun? Diana gibi olmak istiyor musun?”

Önce yüzünü sakladı, sonra uzun uzun düĢündü,

“O garılar, Dallas‟taki garılar, güzeldirler, be guzum!” dedi,

“Benim Abdullah, onlara bakar bakar, eli donuna gider.”

Utandı,

“Sen de erkeksin, bilirsin iĢte!” dedi, güldü. Gözleri çizik oldu,

yine.

“Ama, onlar, Türk değil!” diye hatırlattım. Hiç duymadığı bir

Ģeyle karĢılaĢmıĢ gibi duraladı,

“Türkçe gonuĢurlar!” dedi, bu defa duyduğuna inanamayan

ben oldum!

“Onlar, gâvur!” dedim, sonra da seslendirme, dublaj gibi bir

Ģeyler saçmaladım. Öylece baktı,

Page 202: ALFA DA - okumedya.com · ALFA DA . ALEV ALATLI KÜLLĠYATI. Schrödinger‟in Kedisi [Kâbus] Schrödinger‟in Kedisi [Rüya] Viva La Muerte! • YaĢasın Ölüm „Nuke‟ Türkiye!

“He mi?”

Kavramadığını anlamak için arif olmak gerekmiyordu! Bu defa

da, oyuncuların isimlerine dikkatini çektim,

“Bak, o siyah saçlı kadının ismi, „Sue Ellen‟, adamın ismi

„Bobby!‟

“Ceyar da var!” diye de o ekledi. “Peki, bunlar, Türk ismi mi?”

Bilmiyordu!

“Bizde goymazlar ama...” dedi, Ġstanbul‟da koyabileceklerini

düĢündüğünü anladım! Nesibe‟nin „Ceyar‟ kelimesinin Türkçe

olmadığını fark edecek donanımı yoktu! Ses uyumundan mı anla-

yacaktı, sözlükten mi bakacaktı? Dizinin geçtiği mekânları da,

oyuncuların kıyafetlerini de yadırgamıyorsa ki yadırgamıyordu,

Dallas‟ı ya da baĢka bir diziyi Amerikan dizisi diye ayrıĢtırmasına

imkân yoktu! Estetiği ile, ahlâkı ile olduğu gibi kabul ediyor, içsel-

leĢtiriyordu!

Bu insanlara ne yapıyoruz biz! Bunu söylemedim,

“Peki, saçlarını kıvırtacak mısın?” diye sordum, “Gâvur karıla-

rı gibi olmak istiyor musun?”

Bu noktada, okuyucunun dikkatini çekerim; ben, yıllarımı, ev-

rensel değerler, bütün insanlığın kardeĢliği kavramlarını yaymaya,

yüceltmeye adamıĢ bir insanken, „gâvur‟ kelimesini, belki de haya-

tımda ilk kez, o gün kullandım! Halkımdan birisiyle iletiĢim kur-

mak için anakronistik terminolojiye baĢvurmak zorunda kaldım!

Rodoplu olsa, „kirleniyorum‟ derdi, ben küçüldüğümü hissettim!

“Dayan, Müslüman‟dan daha Müslüman‟dır,” diye kesti attı

Nesibe.

Kendimi daha da kötü hissettim! Ġnsanların arasına ayrım ko-

yan bendim, kaldıran Nesibe!

“Görmez misin, yeğenlerine nasıl bakar? Abdullah‟a dedi,

„Madem, balıkçılık yapmak istersin, gel ortak olalım! Paranın yarı-

sını vereyim bir sandal al! ÜleĢelim!‟ Abdullah da der, „Olur!‟ Eh,

bizde, sandalın yarısını alacak para mı var? O da gider, RaĢit‟e.

Page 203: ALFA DA - okumedya.com · ALFA DA . ALEV ALATLI KÜLLĠYATI. Schrödinger‟in Kedisi [Kâbus] Schrödinger‟in Kedisi [Rüya] Viva La Muerte! • YaĢasın Ölüm „Nuke‟ Türkiye!

Bana da tembihler, „Sen, Dayan‟a bir Ģey deme! Para bizim san-

sın!‟ Ben de demem bir Ģey. Niçun deyim? Adam der mi ki,

„Gocamın yarım sandal alacak parası yoktur!‟ Taksicilik yapaydı

daha eyiydi ama adam darlanır be abi, deniz ister! Müsyü de eyi

adamdır! Dayan onca para verir de, ses etmez adam!”

Nesibe konuĢurken aklım, aramızdaki uçurumdaydı!

Onunla birlikteyken bir yandan da kendimi Afrika yerlilerini

anlamaya çalıĢan Avrupalı ya da Amerikalı antropolog gibi hissedi-

yor, yüzümde Ģaklayan yabancılık duygusundan nefret ediyor-

dum! Bu kadıncağızın, benim arkadaĢım, mon frere, benim ben-

zerim, mon semblable olmasına imkân var mıydı ki, Philip Gla-

zebrook‟a takıyordum? Dahası, üstünlük taslamıyor olmam da

gerçekçi değildi, çünkü ondan daha çok Ģey biliyordum! Hem üs-

tün, hem eĢit olunamıyordu! O halde, ne yapmalıydım? Çekip,

kendi benzerlerime duyduğum aĢkı kalıp, Nesibe‟ye yardımcı -

tamam, benim kendi anladığım biçimde!- olmaya mı çalıĢmalıy-

dım?

Tüm arka-planım beni ikinci seçeneğe yöneltiyordu. Evet, tıp-

kı Günay‟ı Şafak Özdene yönelttiği gibi!

Ġrkildim!

Nesibe‟ye baktım, ondaki kadını görmeye çalıĢtım!

Günay kadar yaratıcı olabilseydim görebileceğimi anladım.

Yaratıcılık bir yana, Günay kadar çalıĢkan olsaydım, yani, me-

sela onun ġafak‟a yaptığı gibi, ben de Nesibe‟yi giydirip kuĢatsay-

dım, kadınlığını tanıyabileceğim sinyalleri geliĢtiremez miydim?

GeliĢtirebilirdim, tabii. Öyleyse, Günay‟ı bir hödüğe kaybettim tü-

ründeki duygum da neyin nesiydi? Nesibe‟ye hödük demeye dilim

varmazken ġafak Özden‟i aĢağılamak da neyin nesiydi?

“Dayan‟a derim, Nedir bu Müsyü‟nün yaptığı? Niçun sınıf ge-

çirmez bu çocukları? Zabah akĢam aĢındırırlar dururlar?”

Nesibe, David‟den notlarını yükseltmesini isteyen öğrenciler-

den bahsediyordu. Anladığım kadarıyla, Pavloviç‟in tek yakındığı

Page 204: ALFA DA - okumedya.com · ALFA DA . ALEV ALATLI KÜLLĠYATI. Schrödinger‟in Kedisi [Kâbus] Schrödinger‟in Kedisi [Rüya] Viva La Muerte! • YaĢasın Ölüm „Nuke‟ Türkiye!

yönü de buydu. Ama yine de hafifletici bir nedeni vardı, bu kusu-

runun,

“Nevra Hanım, der ki, bunlar anarĢikmiĢler! Ondan geçirt-

mezmiĢ bizim Müsyü onlara sınıflarını! Bilmem artık!”

12 Eylül‟ün en olumlu yönünün, biz devrimcilere halkımızın

hakkımızda gerçekten ne düĢündüğünü sorma fırsatı tanıması

olduğunu düĢünüyorum! Ayağıma gelen fırsatı kaçırmadım,

“Sen hiç anarĢik (alın size utanç verici bir kelime daha!) tanı-

dın mı, Nesibe Hanım?”

“Ben değil, ama, görümcem Güllü tanıdı,” dedi Nesibe,

“Güllü, hani Güllü var ya, Ģu sizin Tülin Hanım‟ın yanında ça-

lıĢan Güllü, o tanıdı.” Çok komik bir Ģey hatırlamıĢ gibi güldü, “Bu

bizim Güllü,” diye açıkladı, “bok gibi bir gadın!”

Rahmetli gocası, „bok gibi gadın‟ diye severmiĢ, ismi kalmıĢ,

bok!”

Kıkır kıkır güldü, “Onun Armutlu taraflarında gocasından

galma bir evciği var, yaĢar gider, ne yapsın? Bahçasında Ģam dudu

var, elma var, erik var. Gün geçmez, Güllü bir Ģeyler dikmesin!

Maydanozları var, gülleri var, mısırları var! Zabah galkar sular,

akĢam sular yatar. Hiçbir yerlere gitmez, iĢten eve, evden iĢe! Ni-

yet etmiĢ, ille de gocasının öldüğü odada ölecek! Çok sever idi

rahmetli gocasını. Eyi gadındır, Güllü. Hepimize emeği vardır.

Herkes tanır, herkes sever. Bir gün hastalansa, dört ocaktan dört

kap yemek gelir. ĠĢte öyle bir gadındır.

ġindik, bir akĢam, bu anarĢikler dayanır kapusuna, derler,

„Güllü Teyze, bu bahçe sana çok!‟ Güllü, der „Aman oğul, nesi

çok? Bahçadır iĢte!‟ Talebeler der,

„Yok, bu bahça çoktur! Biz hükümet oldukta, bunu kamulaĢtı-

racağız!”

“KamulaĢtırmak” kelimesini de, “filato” kelimesi kadar güven-

le kullanması ĢaĢırttı, utanmadan sordum,

Page 205: ALFA DA - okumedya.com · ALFA DA . ALEV ALATLI KÜLLĠYATI. Schrödinger‟in Kedisi [Kâbus] Schrödinger‟in Kedisi [Rüya] Viva La Muerte! • YaĢasın Ölüm „Nuke‟ Türkiye!

“KamulaĢtırmak, ne demek, Nesibe Hanım?”

“Devlet alacak ya iĢte, kamulaĢtırmak diyorlar. AnarĢikler,

devlet olunca, bahçayı alacaklarmıĢ. Öyle diyorlar.”

“Anladım.”

“Güllü demiĢ, „Niçun alacak goca bir devlet benim bahçayı?‟

Onlarda demiĢler, „Halk için alacak!‟ Eh, Ģindi, Güllü, halk değil

mi? AnarĢikler de derler, „Doğrudur, sen halksın Güllü Teyze!‟

Güllü de, der,

„Eh, nedir be sizin dediğiniz? Bahça zaten bendedir be oğlum!‟

Ama, onlar der, „Devlet ister senin bahçanı!‟ Bizim Güllü ĢaĢar bu

iĢe.

„Kimdir be oğlum, sizin bu devlet dediğiniz?‟ Anlamaz, anar-

Ģikler! Onlar derler, „Devlet, halkın vekili! Temsilcisi!‟ Güllü, an-

lamaz, der,

„Madem, ben halkım, devlet de kâhyamdır, nerede görülmüĢ

kâhya alsın efendisinin torpağını?‟

Talebeler de, der,

„Bak, Güllü Teyze, bahçası bir dönümden az olanlar da var,

sen halksan, onlar da halk!‟

Eh, peki, torpağı bir dönümden çok olanlar da halk değil mi?

Ama anarĢikler değil derler, „Hayır, torpağı bir dönümden çok

olanlar halk değil!‟ Biz, ĢaĢtık galdık bu iĢe! ġindik, bu anarĢikle-

rin demesiyle, toprağı bir dönümden az olanlarla, bir dönümden

çok olanlar, halk! „Öyle mi, oğlum?‟ diye sorar Güllü, talebeler de

der, „Onun gibi bir Ģey! Bak teyze, biz halka eĢitlik sağlayacağız,‟

derler, „Biz halkın temsilcisiyiz.‟ ġimdi, madem Güllü‟nün torpağı

bir dönümden çok, o zaman Güllü halk değil, o zaman bu anarĢik-

ler onun kâhyası değil. Toprağı tam tamına bir dönüm olanların

kâhyası! Eh, gitsin onlara kâhyalık etsinler!

„Eh, ben halk olmasam, olmaz mı?‟ der Güllü, ne etsin? Halk

olmazsa, belli ki bahçasını almayacaklar! Onlar da derler, „Olmaz!

Sen ille de bahçası bir dönümlük halk olacaksın!‟

Page 206: ALFA DA - okumedya.com · ALFA DA . ALEV ALATLI KÜLLĠYATI. Schrödinger‟in Kedisi [Kâbus] Schrödinger‟in Kedisi [Rüya] Viva La Muerte! • YaĢasın Ölüm „Nuke‟ Türkiye!

„Len oğlum, ne istersiniz benden?‟

„Sen eyisin, teyze, gimsenin sırtından geçinmiyorsun, helal

ekmek yiyorsun! Onun için halk olmalısın!‟ Öyle derler. O zaman

da bizim Güllü der,

„Sen asıl benim oğlumu göreceksin! Esas o kimseye yük olma-

dan geçinir. Allah‟a bin Ģükür, Ģindi iki gamyonu var. Yanına iĢçi

de aldı. Gül gibi geçinir. Bankaya para bile koyar.‟

Ġindi, talebeler bunu duydular ya, akĢamına galmaz, kapusuna

varırlar Mahmut‟un, haraç isterler. Mahmut dayağı yer, bağırır-

mıĢ „Yaktın beni bok ana!‟ diye de, sanayide herkes kınamıĢ, ana-

sına söver diye!

Artık, Güllü de gitmiĢ, bulmuĢ anarĢikleri, kahvede,

„Etmeyin oğlum,‟ demiĢ, „Ben halk isem, size derim ki, Mah-

mut‟uma iliĢmeyeceksiniz!‟ Talebeler hâlâ derlermiĢ, „Biz bunu

sizin için yapacağız!‟ Güllü de toptan ĢaĢırmıĢ artık! DemiĢ,

„Kimdir oğlum bu toplum dediğiniz? -Bilir misin, onlar millet

demezler, toplum derler!- Belki tanıdık eĢi dostu bir araya goyarız

da gider, deriz, bizim Mahmut‟a dokunmasınlar!‟ Talebeler, gene

de pes etmemiĢler,

„Senin eĢin dostun sayılmaz teyze!‟ ġimdi, Güllü, der bana,

„Eh ben sayılmam, gonumun gomĢumun hatırı sayılmaz da, kimin

hatırını sayar bu sizin kâhyalık ettiğiniz toplum?‟” BaĢını iki yana

döndürdü, güldü,

“Kenan PaĢa geldi de, gurtuldu, gadın!”

Diana‟nın değerlendirmesini hatırladım,

“Nesibe, baĢlı baĢına bir sevinç kaynağı!”

Ben ise, Armutlu‟da bizden kimler vardı, onları düĢünüyor-

dum.

Page 207: ALFA DA - okumedya.com · ALFA DA . ALEV ALATLI KÜLLĠYATI. Schrödinger‟in Kedisi [Kâbus] Schrödinger‟in Kedisi [Rüya] Viva La Muerte! • YaĢasın Ölüm „Nuke‟ Türkiye!

XI

Abdullah‟ın balıkçılık serüveninin son bulmasında filatodan

öte sorunların olduğu kuĢkusuzdu. Ancak, nedenleri ne olursa

olsun, baĢarısızlığı Diana ve RaĢit‟e olan borcunu ödeyememesi ile

sonuçlandı. Daha da kötüsü, iĢ değiĢtirme çabası, zaten gönüllü

olmadığı kapıcılığı büsbütün ihmal etmesini getirdi. Apartman sa-

kinlerinin kocasının açığını kapatmaya uğraĢan Nesibe‟ye duyduk-

ları sempati de yetmez olunca, çıkıĢını verdiler, oturdukları tek

göz “daire”yi boĢaltmaları istendi. Nesibe, “Haklıdır be gadın,”

diyordu, yönetici için, “ÇalıĢmayan adama niçun versin gapıcı

dayrasını?”

Abdullah‟ın tepkisi bütünüyle farklıydı,

“O orospu garı, beni çıkaramaz!”

Ġzleyen günlerdeki rakı furyası, kıdem tazminatı, birikmiĢ izin

ücretleri gibi alacakları tükenince, bu defa Ģiddet gösterilerine

giriĢti.

Page 208: ALFA DA - okumedya.com · ALFA DA . ALEV ALATLI KÜLLĠYATI. Schrödinger‟in Kedisi [Kâbus] Schrödinger‟in Kedisi [Rüya] Viva La Muerte! • YaĢasın Ölüm „Nuke‟ Türkiye!

“Islak, kanlı gözlerini üstüme dikti, elindeki ekmek bıçağını

evirdi çevirdi, „Sıkıysa gelsin, atsın!‟ demeye baĢladı,” diye anlattı,

Diana, “Yüzünde öyle, yarı yılıĢık, yarı acılı, iğrenç bir gülümse-

me! Çok kötü! Bir de, biliyor musun, Ģarkı söylemeye bayılıyor!

Duruyor, duruyor inildiyor, „Karasevda... ihya ihya ihya‟ ya da öyle

bir Ģey! Zavallı Nesibe, ev bulmaları gerektiğini anlatamadı! Buna

inanabiliyor musun? Çıkmazlarsa, polis eĢyalarını kapının önüne

koyarmıĢ, Nevra öyle söyledi!”

Öte yandan, Nesibe, Abdullah‟a bahaneler bulmakla meĢgul-

dü, “Eyi ki de gadını öldürmedi, be guzum! Zatan yattı kaç sene!”

Ġçinde gururlanma olduğunu sezinlediğim bir tavırla bileğin-

deki morluklara iĢaret etti, güldü,

“Çok sinirlidir be! Gızınca bir Ģeycikler görmez gözü!”

Adam öldürmüĢ olduğunu sandık, ama öyle olmadığı anlaĢıldı,

“O değil, ağabeysi!” dedi Nesibe, “Kan davasından. Çoluk ço-

cuğu vardır, yaĢı büyüktür diye Abdullah yatıvermiĢ onun yerine!

Abdullah‟a düĢmezdi öldürmek, onun ağabeyi vardı, o öldürdü!”

Birkaç cümlenin Diana‟yı nasıl etkilediği görülmeye değerdi!

Önce, Nesibe‟nin kan davasına iliĢkin düĢüncelerini sordu,

“Niçun öldürürler, bilmem ki!” diye omuzlarını silkti kadın,

“Hiç olmasa daha iyiydi ya!”

Bir baĢkasının yerine hapis yatmaya aklı ermedi,

“Mehmet, Ģaka yapıyor değil mi?”

“Hayır,” dedim, “ġaka yapmıyor.”

“Kan döküldü mü, kefareti ödenmeli derler,” diye açıkladı Ne-

sibe, “Ben anlamam bu iĢi! Ama bakarım, ödetirler adama! Devlet

Baba bile intikam alır! Abdullah dururken o mu yataydı?”

Nesibe, Abdullah‟ın kendisine yönelttiği Ģiddeti de olağan kar-

Ģılıyordu,

Page 209: ALFA DA - okumedya.com · ALFA DA . ALEV ALATLI KÜLLĠYATI. Schrödinger‟in Kedisi [Kâbus] Schrödinger‟in Kedisi [Rüya] Viva La Muerte! • YaĢasın Ölüm „Nuke‟ Türkiye!

“Çok sıkılır be adam!” dedi Diana‟ya, “Dardadır, görmen mi?

Golay mıdır iĢsiz galmak, evsiz barksız galmak! Erkektir, be gu-

zum!”

“Ama, bütün bunları sen de yaĢıyorsun!” dedi Diana, “Üstelik,

evi geçindiren de sensin!”

“He!” güldü Nesibe, “Ama, ben onun gibi sinirli değilim!”

“Ġsa Mesih!” diye ünledi Diana, bana döndü, “Bunların kiĢilik-

leri aynı!” Kimlerden bahsettiğini anlamadığımı gördü,

“Günay Hanım‟la, Nesibe!” dedi, “Aynı kuĢun tüyleri!”

“Haydaaa!”

“Evet, baksana!..” diye baĢladı ve ġafak Özden‟i dövdüğü ge-

cenin kendi versiyonunu anlattı,

“O orospu çocuğu elini donuma atmıĢtı ya,” dedi, “Ben, ara-

badan indim, yürümeye baĢladım. Bir taksi bulmaya çalıĢıyordum,

anlıyor musun? Ne kadar yürüdüm, bilmiyorum! Sonra arkamdan

arabanın sesini duydum. Döndüm baktım, ġafak! Kaçmak iste-

dim! Ama Günay Hanım arabadan indi, kolumdan yakaladı beni

içeri aldı! Eve getirdi. Benim suçum da vardı, biliyor musun?

Uyumamalıydım! Ama dostlar arasında olduğumu sanıyordum!

Günay‟ı, ġafak‟ın sevgilisi sanıyordum. Bana el atabileceği asla

aklıma gelmedi! Orospu çocuğu! Çok çirkindi, ama böyle Ģeyler

oluyor iĢte! Beni asıl ĢaĢırtan, Günay Hanım‟dı,” Nesibe‟nin mo-

rarmıĢ bileğini iĢaretle Günay‟ı ima etti.

“Canı yanmıĢtı! Hepimizden çok canı yanmıĢtı, ama kendisini

ilk o toparladı! Bana ne dedi biliyor musun? „Son tahlilde, türdaĢ-

larımızla paylaĢmadığımız niteliğimiz yoktur,‟ dedi,

„Ben de kabahatliyim. Seni de, onu da koruyabilirdim!‟ Duyu-

yor musun, „koruyabilirdim!‟ diyor. Anlamıyor musun, bu ikisi ay-

nı türden kadınlar! Erkekleri önce doğuruyorlar, sonra büyütüyor-

lar, sonra da onlarla seviĢiyorlar! Kibele gibi! Nesibe de böyle, Gü-

nay Hanım da!”

Page 210: ALFA DA - okumedya.com · ALFA DA . ALEV ALATLI KÜLLĠYATI. Schrödinger‟in Kedisi [Kâbus] Schrödinger‟in Kedisi [Rüya] Viva La Muerte! • YaĢasın Ölüm „Nuke‟ Türkiye!

“Ama, Günay, o gece senin arkandan italik‟ledi,” diye düĢün-

düm, “Ah, Mrs. Pavloviç,” demiĢti, “Sana Şafak‟ın yeşil elma, ke-

kik ve tarçın koktuğunu nasıl anlatayım? Sirkeci Garında, ter

içindeki başını hurcun üzerine koyup, ağlaya ağlaya uyuduğunu

nasıl anlatayım? Dev gibi boyun ve olmadık giysiler ile ve yıllarca

ülkemizin sorunlarının nedeni olarak gördüğümüz bir ulusun fer-

dini düzerek intikam almak isteyebileceğini düşündüğünü sana

nasıl anlatayım? Ülkemde, kadın düzmenin, bir ceza, bir hınç al-

mak olduğunu nasıl anlatayım? Türk erkeklerinin Alman karıla-

rını becerdikleri zaman, onlar, yani Batılıları, „aştıklarına‟, onla-

ra „galip‟ geldiklerine inandıklarını nasıl anlatayım? Bazen Şafak

Özden‟in beni düzerken, benim „sınıfımı‟ düzdüğünü hissettiğimi

nasıl anlatayım? Anlatamam ki! Nasıl anlatayım!”

Bir an, Amerikalı kadına itiraz edecektim, sonra tekrar düĢü-

nünce, durdum. Günay‟ın bu konuĢması, her Ģeyden önce bir

„anne‟nin konuĢması, değil miydi? Sirkeci Garı‟nda hurcun üze-

rindeki çocuk baĢı, efendim, düĢman gördüğü bir ulusun ferdin-

den alınan çocuksu intikamın anlayıĢla karĢılanması! Bunlar,

anaç tavırlar değil miydi? Kaldı ki söz konusu kadın, Diana değil

de, bir Türk kadını olsaydı, Günay farklı mı davranacaktı? Açıkça-

sı, sanmıyordum!

Diana, ne düĢündüğümü söylemem için üsteledi,

“Bu konu üzerinde düĢünmem lâzım,” diye geçiĢtirdim, “Ama,

her kadın biraz böyle değil midir? Sen de değil misin?” diyecek-

tim, vazgeçtim, besbelli ki asla öyle olmadığını söyleyecekti.

Öte yandan, Abdullah‟ın bütün bu edepsizliği yeni bir ev bul-

ma çabasına katılmamak için yaptığını düĢünüyordum. Nitekim,

asıp kesmekle tehdit ettiği yönetici ile konuĢmadı bile! Nesibe‟nin

Arnavutköy‟ün tepelerinde olduğunu söylediği gecekonduya bak-

madığı gibi, karısının korkaklığından olmasa, onları kimselerin

evden atamayacaklarını hissettirdi. ĠĢ döndü, dolaĢtı, Abdullah‟ın

kapıcılıktan atılmasına da, kapıcı dairesinden çıkmalarına da Ne-

sibe‟nin sebep olmadığını, iddiasının mantık dıĢı olduğunu kanıt-

lamaya kalktığında, Abdullah‟a aradığı fırsatı (bence) vermiĢ oldu,

Page 211: ALFA DA - okumedya.com · ALFA DA . ALEV ALATLI KÜLLĠYATI. Schrödinger‟in Kedisi [Kâbus] Schrödinger‟in Kedisi [Rüya] Viva La Muerte! • YaĢasın Ölüm „Nuke‟ Türkiye!

“Ne bok yerseniz, yiyin!” dedi, kapıyı çarptı, ortadan kayboldu

adam.

Diana, Nesibe‟nin maaĢını artırmakla kalmadı taĢınma mas-

raflarını da (borç!) üstlendi. Eve gerekli erzak da aynı fasıldan

temin edildi. Amerikalıların, ünlü, “kendilerine yardım etmelerine

yardımcı ol” ilkesi gereği, BirleĢik Devletler‟de iyi satacağına ina-

nılan kanaviçe iĢlemelere ağırlık verildi. Birkaç hafta içinde eve

bir de örgü makinesi geldi.

Nesibe‟nin komĢuları, baĢına devlet kuĢu konduğunu söyledi-

ler. Gecekondudan çıkmayan Amerikalı kadının her hareketini

izler oldular. Diana‟nın yokuĢun dibindeki çeĢmeden eve su taĢı-

dığını görenler (o yıl yine en kurak yazlarından birisini geçirmiĢti

Ġstanbul) Alman gelinleriyle kıyaslar oldular. Yabancı kadınların,

Türk kadınlarından daha çalıĢkan oldukları hususunda mutlak

mutabakat sağlandı. Nesibe‟nin giyiminde, Diana‟nın kıyafetleri

(eksikleri değil!) ile baĢlayan devrim, baharla birlikte göz ardı edi-

lemeyecek boyutlara vardı. ġalvar, önce bez bebek pembesi çorap-

la değiĢti, sonra çorap inceldi naylon oldu, yaza doğru toptan atıl-

dı. Diana‟nın seçtiği kılıklar komĢulara, “AlmıĢken daha doğru

dürüst bir Ģey alsaydı bari!” dedirttirdi ama imrendirdi de! Nesi-

be‟nin yemenisinin altına sakladığı kısa saçları, ortaya döküldü,

güneĢe serildiklerinde, Nesibe artık blucin giyiyordu. Bağlama

dersleri, Abdullah‟ın eve gelmemesine karĢın, bu evde (Diana,

böylece David‟in de rahat ettiğini söylüyordu) devam etti. Sabri,

Arnavutköy‟deki gecekondunun itibarlı konuğu olmayı sürdürdü.

Ünü giderek artan Ahmet TaĢ‟ın uğradığı günler, mahalle ayağa

kalktı. Ġç içe yaĢam, KatyuĢka‟ya Türkçe öğretti. Küçük David,

kahvedekilerin büyük keyifle bellettikleri küfürlerle herkesin eğ-

lence kaynağı oldu. Nesibe‟nin oğlanları, “hello” “good morning”

öğrendiler. Mahallenin delikanlıları, “KonuĢ len, hadi Ġngilizce

konuĢ!” diye dürtüĢtürür oldular. Bir süre sonra, Nesibe‟nin baĢı-

na konan devlet kuĢundan, mahalleli de payına düĢeni almaya sı-

vandı. Kanada‟ya göçmek, Amerika‟ya çalıĢan gemilerde iĢ bul-

mak, hatta kızlarını bir yabancı Ģirkete yerleĢtirmek isteyenler, bir

yolunu bulup tanıĢmak için Diana‟nın yolunu gözler oldular. AteĢ-

lenen bir bebeğe zamanında tatbik edilen fitil, sırt ağrısının böb-

Page 212: ALFA DA - okumedya.com · ALFA DA . ALEV ALATLI KÜLLĠYATI. Schrödinger‟in Kedisi [Kâbus] Schrödinger‟in Kedisi [Rüya] Viva La Muerte! • YaĢasın Ölüm „Nuke‟ Türkiye!

rek sancısı olabileceği yolunda (sonradan doğru olduğu ortaya çı-

kan!) bir uyarı, mide ekĢitmeyen Amerikan aspirinlerinin cömert-

çe dağıtımı, Diana‟yı, gerçek bir BarıĢ Gönüllüsü konumuna yer-

leĢtirdi.

Bu dönemde, Rodoplu‟nun rahatsızlığı, seçimlerle üst üste

geldi, biz, ne onu ne de Nesibe‟yi görebildik. Anladığım kadarıyla,

Dekan Dülger ile Nevra Hanım da aynı dönemde uzaklaĢtılar.

Hizmetçisinin gecekondusuna su taĢıyan profesör eĢi Amerikalı

tanımı kolayca halleĢilebilecek bir tanım değildi. ĠliĢkilerini,

mümkün olduğunca soğutmaya, ülkelerine dönecekleri güne ka-

dar idare etmeye karar verdiler.

David‟e gelince; o, karısının hemen bütün zamanını gecekon-

duda geçiriyor olmasını, önceleri, “Müslüman zihnini” çözmesine

yardımcı olacak bir faaliyet olarak memnuniyetle karĢıladı. Ancak,

Diana‟dan beklediği “nesnellik” zamanla kaybolmaya yüz tutunca,

bu defa da karısını tanımadığı birilerine kaptırdığı düĢüncesi yer-

leĢmeye baĢladı. Bu duygusu, kendi mutsuzluğu ile çakıĢtığında,

Diana‟ya, gecekondu serüvenini hoĢ bir gariplik olmaktan çıkıp,

zaman ziyanına dönüĢtüğüne dair telkinlerini artırdı. Profesör

Pavloviç‟e göre, bütün zamanını alan bu iliĢkilerin Diana‟nın ge-

liĢmesine olan katkısı üzerinde konuĢmaya değmeyecek kadar az-

dı. Tıpkı, ĠSBF‟nin kendi geliĢmesine katkısının “hemen hemen

hiç” olduğu gibi.

Page 213: ALFA DA - okumedya.com · ALFA DA . ALEV ALATLI KÜLLĠYATI. Schrödinger‟in Kedisi [Kâbus] Schrödinger‟in Kedisi [Rüya] Viva La Muerte! • YaĢasın Ölüm „Nuke‟ Türkiye!

DAVID‟ĠN ĠHANETĠ

I

Bu dönem içinde David‟in ruh halini, Geoffrey Lewis‟in yazdı-

ğı bu mektuptan daha iyi nakledebileceğimi sanmadığım için ol-

duğu gibi alıyorum. David, daha sonra mektubu bir tebliğin temeli

olarak kullandı ve Amerika‟ya döndükten sonra, Cord Vakfı‟nın

düzenlediği bir seminerde sundu.

Sevgili George,

Almanlar ve Macarlar da dâhil olmak üzere, birtakım ulusla-

rın, Ģu ya da bu dönemlerde, dillerini yabancı etkilerden kurtar-

mak için, az ya da çok baĢarılı savaĢlar verdiklerini bilirsin. Sana

Ģu kadarını söyleyeyim ki böylesi bir savaĢ, dünyanın hiçbir yerin-

de Türkiye‟de olduğu kadar uzun süreli ve feci baĢarı kazanmadı.

Bunun en iyi kanıtı Atatürk‟ün bizzat kendisinin Osmanlı Ġmpara-

torluğu‟nun sona ermesi ve Türkiye Cumhuriyeti‟nin kurulması-

na iliĢkin, 1927 yılında kaleme aldığı beyanının epeyce bir süredir

Page 214: ALFA DA - okumedya.com · ALFA DA . ALEV ALATLI KÜLLĠYATI. Schrödinger‟in Kedisi [Kâbus] Schrödinger‟in Kedisi [Rüya] Viva La Muerte! • YaĢasın Ölüm „Nuke‟ Türkiye!

anlaĢılmaz olmuĢ olması! O kadar ki 1960‟lı yılların baĢında, mo-

dern Türkçe‟ye tercüme edilmesi zorunlu olmuĢ!

Bu ülkede bugüne kadar Türk dilini konu alan bir konferansa

rastlamadım. Türk dilini konu alan akademik toplantıların sayısı-

nın bizde de pek fazla olduğunu sanmıyorum. Ama yapılanların

çoğu Max Müller‟in 1861 Dil Bilim Tebliğleri‟ndeki ünlü pasaja

atıf yapmıĢ olsalar gerek: Bir Türk gramer kitabı okumak gerçek-

ten çok keyifli; insanın Türkçe öğrenmek gibi bir niyeti olmasa da

keyifli. Çok sayıda gramer biçimlerinin dâhiyane sıralanması, fiil

ve isim çekim sisteminin düzeni, insan beyninin tezahürünü dilde

bulan muhteşem gücünün farkında olanlar için çok çarpıcı olma-

lı! Saygın bir oryantalistin işaret ettiği gibi, insanın, “Türkçe‟nin,

seçkin bilgilerin oluşturduğu bir cemiyetin uzun süreli teemmülü-

nün sonucu olduğuna” inanası geliyor. Ama tabii, Tataristan step-

lerinde, fıtri yasaların veya tabiatın bütün güçleri gibi harika iç-

güdülerinin kılavuzluğunda bir başına dolaşan bir cemiyet, insan

beyninin ürettiğini icat edemezdi.

Gel gör ki, dostum, Türk dilinin bugünkü durumu bir cemiye-

tin teemmülünün sonucu, ama öyle bir cemiyet ki, üyelerinin ço-

ğunluğu seçkin bilgili olmadığı gibi, bilgili olanlar da Ģu ya da bu

Ģekilde üyelikten düĢmüĢler. Türk Dil Kurumu‟nda sonuna kadar

kalanların hemen hiçbiri eğitimli dilbilimciler değil. Manevi lider-

leri de büyük Profesör Max değil, onun daha az tanınan kuzeni,

George. Mentone*hakkında yazdığı kitapta, bu George A. Müller,

bölge isimlerinin kökenlerini açıklamaya giriĢmiĢ, sonunda Ģöyle

bir iddia ile ortaya çıkmıĢtı: “Sessiz harflerde meydana gelen deği-

Ģiklik önemsizdir, çünkü etimolojide sesli harfler pek bir Ģey ifade

etmezler, sessizler büsbütün değersizdirler.”

Mustafa Kemal‟in bir imparatorluğun hırpalanmıĢ kalıntıla-

rından modern bir devlet oluĢturan bir dizi reforma giriĢtiğinden

bu yana elli yıldan fazla geçti. Türkiye‟yle ilgilenen hemen herkes,

Ġslami yasaları temel alan Osmanlı yasalarının, 1930‟larda, ġapka

Yasası, Soyadı Yasası gibi, Türklerin hayatını her cephede dönüĢ-

türen Ġsviçre, Ġtalyan ve Alman kanunları ile değiĢtirildiğini bilir.

* Fransa'nın güney doğusunda bir bölge. (y.n.)

Page 215: ALFA DA - okumedya.com · ALFA DA . ALEV ALATLI KÜLLĠYATI. Schrödinger‟in Kedisi [Kâbus] Schrödinger‟in Kedisi [Rüya] Viva La Muerte! • YaĢasın Ölüm „Nuke‟ Türkiye!

Ama, Dil Reformu bu ülkenin dıĢında bilinmez, çünkü hiçbir za-

man yasalaĢtırılmamıĢtır.

Türkiye‟de, art arda gelen lâfazan kuĢakların, art arda gelen

ahmak turistlere aktardıkları, bir bilgi bütünü var. Bu bütün, me-

sela, Boğaz‟daki karabatakların sultanların bıktıkları için boğdu-

rulmalarını emrettiği kızların ruhu olduğuna dair bir hikâyeyi

içerdiği gibi; Türklerin 1928‟e kadar Arapça konuĢtukları, Türkçe

konuĢmaya o yıldan sonra baĢladıkları gibi baĢka bir masalı da

içeriyor. Kendi kulaklarımla duyduğum bu hikâye, iki doğrunun

birleĢtirilmesinden türetiliyor:

Arap-Fars alfabesinden yeni Latin alfabesine geçiĢ 1928‟de

gerçekleĢti; Arapça-Farsça kelimelerin sistematik bir biçimde

atılması ve “arı Türkçe” kelimelerle ikame edilmesi, 1932‟de baĢ-

ladı,

Osmanlı Türkçesi, imparatorluğun resmi diliydi ve imparator-

luğun Türkçe‟nin egemen olduğu yörelerde, kaçınılmaz olarak,

edebiyat dili oldu. Türkçe, muazzam esnekliği ve ihtiĢamı olan bir

dildi. Türklerin, Ġslâm dünyasını idare ettikleri altı yüz yıllık sü-

reçte, Kur‟an‟ın, Ġslâm ilahiyatının ve hukukunun dili olan Arap-

çadan olduğu kadar Farsçadan da çok sayıda kelime almıĢtı. Çün-

kü Farsça hem Ġslâm edebiyatının diliydi, hem de Türkler, Ġslâmi-

yet‟i Farsilerden öğrenmiĢlerdi ve Ġslamiyet‟in temel kavramları

Arapça değil, Farsça‟ydı. Ancak, Türk‟ler, imanda kendilerinden

önce gelenlerden aldıkları kelimeleri yerlileĢtirmediler. Sana Ġngi-

lizce‟den bir örnek vermem gerekirse, mesela, biz Latince „vali-

dus‟u „valid‟, „argumentum‟u „argument‟ yaptık, onlar yapmadılar.

Bundan baĢka, mesela, Fransızca‟da olduğu gibi, Farsça‟da da

gördüğümüz, niteleme isim ve sıfatlarını nitelenen ismin arkasına

getirme gibi birtakım sentaks kurallarını kabul ettiler. Oysa,

Türkçe‟de, Ġngilizce‟de olduğu gibi, niteleme kelimeleri nitelenen-

lerden önce gelirdi. Aynı Ģekilde, sıfatların cinsiyetinin niteledik-

leri isimlerin cinsiyetine uygun olması gerekliliği gibi bir Arapça

gramer kuralını uygulamaya koydular. Oysa Türkçe‟de kelimele-

rin ne doğal ne de gramatik cinsiyet ayrımı yoktur. Çok sayıda

Arapça ve Farsça çoğul, günlük kullanıma girmiĢti. Ġngilizce bir

Page 216: ALFA DA - okumedya.com · ALFA DA . ALEV ALATLI KÜLLĠYATI. Schrödinger‟in Kedisi [Kâbus] Schrödinger‟in Kedisi [Rüya] Viva La Muerte! • YaĢasın Ölüm „Nuke‟ Türkiye!

örnek daha vereyim: Bizim, „valid argu ments‟ değil, „argumenta

valida‟ demek zorunda kalmamız gibi.

Netice: Osmanlı Türkçesi, klasik Ġslami eğitim avantajından

mahrum çoğunluk tarafından kolayca anlaĢılamıyordu. Daha da

kötüsü, eğitim görmüĢ olanların hemen hepsi, yazı dilinde kullan-

dıkları kelimeleri ve sentaksı günlük dile geçirdiler. Ancak, on do-

kuzuncu yüzyılın ortalarında gazeteciliğin yaygınlaĢması ile birlik-

te, tiraj artırma gayretleri, yazılı dilin sadeleĢtirilmesini getirdi.

Yüzyılın sonunda, „valid arguments‟ aĢamasına gelinmemiĢti, ama

hiç değilse „valid argumenta‟ deniyordu. Yine de, hemĢerin, M.A.

Hagopyan, 1907‟de yazdığı, Osmanlıca Türkçe KonuĢma-Gramer

kitabının 215 sayfasını Türkçe‟ye ayırırken, 161 sayfa Arapça-

Farsça gramer eklemek zorunluluğunu hissetmiĢti.

1908‟de, Sultan Abdülhamit‟in despotizmine son veren Genç

Türk ihtilali, kendi despotizmini getirdi. Chesterton‟un* mısrala-

rını hatırlıyorum:

“Bize, güçlü ve güzel yeni yasalardan söz ediyor,

Ama hiçbiri bizim sokakta konuştuğumuz gibi konuşmuyor.”

Yine de, değiĢilmez sanılan Ģeylerin değiĢime karĢı aĢılı olma-

dıkları ortaya çıktı. 1911‟de, Selanik‟te, sevilen genç yazarların

yazılı ve sözlü dilin yalınlaĢmasını telkin ettikleri, Genç Kalemler

adlı bir dergi yayımlanmaya baĢladı. Ancak, bunlar da Arapça-

Farsça çoğulları gibi, Türkçe‟ye alenen yabancı eklentilerin atıl-

ması hususunda mütereddittiler. OkumuĢlar, ayrıcalıklı konumla-

rından vazgeçmeye henüz hazır değillerdi, ama sular yükseliyor-

du.

Mustafa Kemal‟in sınırsız enerjisi ve organizasyon dehası ol-

masaydı, yerel direniĢçiler, ülkeyi 1918 mütarekesinden sonra

Anadolu‟nun muhtelif parçalarını iĢgal eden müttefik orduların-

dan kurtaramazlardı. Aynı Ģekilde, dillerini daha çok Türkçe

yapmak isteyen entelektüellerin arzularını fiiliyata geçiren de o

oldu. Entelektüel kelimesine dikkatini çekerim, çünkü ülke nüfu-

* Gilbert Keith Chesterton, Ġngiliz denemeci, romancı, Ģair, eleĢtir-men, 1847-1936. (y.n.)

Page 217: ALFA DA - okumedya.com · ALFA DA . ALEV ALATLI KÜLLĠYATI. Schrödinger‟in Kedisi [Kâbus] Schrödinger‟in Kedisi [Rüya] Viva La Muerte! • YaĢasın Ölüm „Nuke‟ Türkiye!

sunun beĢte dördü, mevsimleri değiĢtirmeyi ne kadar düĢünürler-

se, Türkçeyi değiĢtirmeyi de o kadar düĢünecek olan köylülerdi.

Bu süre zarfında, Mustafa Kemal‟in Türkçe‟de uzmanlaĢma

süreci de tamamlanmıĢtı. Kendisi yetenekli bir hatipti; sarmal ve

melodik Osmanlıcadan, özgür ve çelebi günlük dile kadar, lisanın

sunduğu bütün imkânları sonuna kadar kullanıyordu. Ancak,

Ġslâm‟ın etkisi altına girdikleri günün, Türkler için kötü bir gün

olduğuna inandığı için, dildeki Arabi ve Farsi unsurlara içerliyor,

bunları azaltma kararı alıyordu. 1924‟te, Yakup Kadri, Halk Parti-

si gazetesinde, “dil meselesini çözmek” için, ünlü edebiyatçılar-

dan oluĢan bir akademi kurulmasını öneren bir dizi makale yazdı.

Mustafa Kemal‟in tepkisi, “Ben Türkçeyi bu adamların elinden

kurtarmaya çalıĢıyorum, sen gidiyorsun tam ters yönde bir hare-

ket baĢlatıyorsun. Bu da yetmiyor gibi, kendi kuĢağının yazarlarını

reddediyorsun. Oysa, bugünün ve yarının Türkçesini yaratacak

olanlar sizlersiniz. Senin düĢündüğün türden bir akademi, dili,

Osmanlıca kliĢelere hapsetmekten baĢka iĢe yaramaz,” oldu. O,

her Ģeyden önce, Arapça-Farsça alfabenin değiĢmesini istiyordu.

Bunu, 1928‟de baĢardı. Ġki yıl sonra, Türkçe‟nin tarihi ve zengin-

liklerini anlatan kitabının kısa önsözünde, Ģu kehaneti yaptı,

“Topraklarını ve bağımsızlığını koruyabildiğini ispat eden

Türk ulusu, dilini yabancı dillerin boyunduruğundan kurtarmalı-

dır.”

1 Eylül 1929‟da, Milli Eğitim Bakanlığı‟nın emriyle, okullarda

Arapça ve Farsça okutulmasına son verilmiĢti. 12 Temmuz

1923‟te, Mustafa Kemal Türk Dil Cemiyeti‟ni kurdu. Cemiyet‟in

ilân edilen amacı: “Türk dilinin güzelliğini ortaya çıkartmak, onu

dünya dilleri seviyesine çıkartmak.”

ġimdi, sevgili dostum, Türk milleti seferberlik ilân etti cümle-

sini sakın mecaz sanma! 1933 yılının baĢında, her ilde ve her il-

çede, vali ya da vali yardımcılarının baĢkanlığında, yerel ve mer-

kezi yönetim temsilcileri, öğretmenler ve askeri eĢhastan oluĢan

komiteler toplandı. Bu komitelerin görevi yörelerinde kullanılan

Türkçe kelimeleri derlemekti. 1934 yılının baĢında, BaĢkent‟e

gönderilen liste sayısı 130 bini buldu! Aynı süreçte, akademisyen-

Page 218: ALFA DA - okumedya.com · ALFA DA . ALEV ALATLI KÜLLĠYATI. Schrödinger‟in Kedisi [Kâbus] Schrödinger‟in Kedisi [Rüya] Viva La Muerte! • YaĢasın Ölüm „Nuke‟ Türkiye!

ler sözlükleri ve eski metinleri, yeniden hayata geçirilebilecek ke-

limeler tespit etmek amacıyla taradılar. 125 bin adet liste de onlar

çıkardılar. Bu listelerden, 7 bin 572 kelime seçildi!

Öte yandan her gün radyo ve gazetelerde bir düzine „yabancı‟

kelime ilân edildi ve halktan bunları ikame edecek Türkçe kelime-

ler önermeleri istendi. Bu egzersiz 640 yeni kelime ile sonuçlandı.

KonuĢma dilinde ya da eski metinlerde uygun karĢılık bulunama-

dığı zamanlarda, reformcular, var olan köklerden ve son eklerden

yeni kelimeler üretmeye koyuldular. Fransızca şimendifer, “de-

miryolu” oldu. Mustafa Kemal, mevzu‟nun karĢılığını bizzat ken-

disi buldu: “Konu”. ġimdi, mevzu, Arapça‟da konulmuĢ anlamına

geliyor, Latince subjectum kelimesinin çok eski bir tarifi. Konu da

mevzu kelimesinin tarifi: Fiil kökü, kon-, „konmak, yerleĢmek‟, ar-

tı, daha önce kimsenin bu kökle kullanmayı düĢünmediği isim ya-

pıcı sonek!

Kemal‟in sağ kolu Ġsmet Ġnönü, “anane” kelimesinin yenisin-

den sorumlu. O da, görenek kelimesinin son ekini, -enek- alıyor,

bunu “gör” fiil köküne değil de, “gel” fiil köküne ekliyor, oluyor

gelenek. Gelenek‟in Arapça anane‟yi çok geride bıraktığını söyle-

meliyim. ġimdi, tabii, dilin değiĢmesinin gerektiğini kabul eder-

sek, bu tür kelimeleri iyi huylu uydurmalar olarak kabul edebilir,

en kötü ihtimalle, reformcuların aĢırı yaratıcı olduklarını söyleye-

biliriz. Mesela, ben ĠSBF‟de izlediğim bazı uydurma çabalarını da

böyle görüyorum: Kompüter yerine, bilgisayar diyorlar ki bence

bu, hem kompüterden hem de daha eskiden kullandıkları „elekt-

ronik beyin‟den daha anlamlı. Öte yandan, habis uydurmalar da

var.

“Erkek fazileti” karĢılığı olarak kullanılan eski bir kelime var-

dı, erdem. “Adam” anlamına gelen, “er”e, az rastlanan bir sonek

olan “-dem” ilave edilerek yapılmıĢtı. Erdem, dört yüz yıllık uyku-

sundan, Arapça “fazilet” kelimesinin yerini almak için uyandırıl-

dı‟. Bu arada, bir de, günlük konuĢmada kullanılan yön kelimesi

vardı ki, bunun da istikamet kelimesinin yerini alması istendi.

Her iki durumda da niyet iyi. Ama bir de, Arapça usul kelimesini

kullandıkları, Fransızca method kelimesi var. Bunun Türkçe kar-

Ģılığını bulmak gerektiğinde, görünüĢte, erdem‟in son ekini aldılar,

Page 219: ALFA DA - okumedya.com · ALFA DA . ALEV ALATLI KÜLLĠYATI. Schrödinger‟in Kedisi [Kâbus] Schrödinger‟in Kedisi [Rüya] Viva La Muerte! • YaĢasın Ölüm „Nuke‟ Türkiye!

yön kelimesine eklediler ve yöntem oldu. „GörünüĢte‟ diyorum

Aziz George, çünkü vicdanen eminim ki bu yöntem kelimesinin

ikinci hecesi, aslında Fransızca, systeme, Ġngilizce system kelime-

lerini ikinci hecesi. ġimdi, eğer benim vicdanen emin olmam, se-

nin açından değersiz bir Ģüpheden ibaretse, o zaman sana bir

baĢka gerekçe göstermeliyim: Osmanlıca, kıyas-i mukassem, “di-

lemma”. Bu kelime de ikilem oldu, iki ve Fransızca dilemma‟nın

lem‟i. Yaratıcılıklarına yüksek not, dilbilimsel haysiyet için sıfır.

ġu anda kullandıkları kelime bu: İkilem, “dilemma”nın karĢılığı

arı Türkçe bir kelime!

ġimdi sana bu tür yaratıcılığın dillerini çok seven Türkler

(mesela, Dr. Günay Rodoplu; bu hanımdan sana daha sonra bah-

sedeceğim) üzerindeki etkisini nakletmeye çalıĢayım. Farz et ki

biz Ġngilizce‟den yabancı kelimeleri silmeye kalkıĢtık ve mesela

faculty gibi kelimenin saf Ġngilizce karĢılığını arıyoruz; ease veya

easiness kelimelerini alıyoruz ve easehead diye bir kelime üretiyo-

ruz.* Veya, corporation kelimesinin yerine arı Ġngilizce body ke-

limesi ile Christendom kelimesinin son ekini birleĢtirip, bodydom

yapıyoruz.** Sonra da basında, bundan böyle BBC‟nin, BBB, Bri-

tish Broadcasting Bodydom olduğunu ilân ediyoruz.

Türkiye‟deki yabancıların dikkatini çeken bir kelime de

“okul”. Bu kelimeyi halktan birisi, mektep karĢılığı olarak öner-

miĢ, ama okula Ģeklinde: Oku fiil kökü ile la sonekinden oluĢtur-

duğunu söylemiĢ. ġimdi, tabii, la diye, bir sonek yok. Sanırım,

Mustafa Kemal bu nedenle okul‟u tercih etmiĢ. Son elli yıldır,

Türk çocukları buraya gidiyorlar. Reformculara, bu okul kelime-

sinin nasıl olup da Fransızca ecole kelimesine bu kadar benzedi-

ğini sorarsan, tesadüf diyorlar. MeslektaĢım, G. L. Lewis, daha

açık yürekli, “Oh! Hayır! Bu kelimeden asla söz etmeyiz!” diyor.

* Kelimelerin orijinal Latince anlamları olan, „iktidar yapma gücü‟, „engelsizlik‟ ve „ilahilik‟ kavramlarını bir araya getirerek üretilen anlamsız bir kelime. (y.n.)

** Aynı Ģekilde, bugün anonim Ģirket anlamında kullanılan bir keli-menin Latince anlamından (cismanileĢme, bedene dönüĢme) yola çıkarak, bunun yerine, „beden‟ kelimesine „Hıristiyanlık‟ın sonekini ekleyerek yapılan anlamsız düzenleme. (y.n.)

Page 220: ALFA DA - okumedya.com · ALFA DA . ALEV ALATLI KÜLLĠYATI. Schrödinger‟in Kedisi [Kâbus] Schrödinger‟in Kedisi [Rüya] Viva La Muerte! • YaĢasın Ölüm „Nuke‟ Türkiye!

(1981‟de kaleme aldığı, Türk Dil Reformu Üzerinde Düşünceler

isimli tebliğinde yazdı da!)

Dil Cemiyeti‟nin kabul ettiği kelimeler basıldı ve Milli Eğitim

Bakanlığı tarafından okullara dağıtıldı. 1930‟da, basının kullandığı

dilin yüzde 35‟i arı Türkçe kelimelerden oluĢurken, bu oran

1933‟te yüzde 44‟e, 1936‟da yüzde 48‟e çıktı. Okullara ve gazete-

lere ulaĢanlar (bazıları hevesle, bazıları mecburen) bu kelimeleri

benimsediler. En muhafazakâr ebeveynler bile, çocuklarına o gün

mektep‟te ne yaptıklarını soramaz oldular, çünkü çocuklar okul‟da

olduklarını iddia ediyorlardı.

Her ne kadar Türkçe âĢıkları dil reformunun sonuçlarına içer-

liyorlarsa da, bence, Mustafa Kemal bilimsel terminolojiye iliĢkin

bir Ģeyler yapılması hususundaki ısrarında haklıydı. Bilimsel ter-

minoloji hemen tümüyle Arapça, Arapça olmayan birkaç kelime

de Farsça‟ydı. Bizim hekimlerimiz ve avukatlarımız da benzer bir

durumdalar, ama onlar, Latin ve Yunan terminolojileriyle, habeas

corpus‟ları, oesophagus‟larıyla mutlular, çünkü bu kelimeler Ġngi-

lizceleĢtirileli çok oldu. Ama, bu Türkçe‟de böyle değil.

1936-37 kıĢında, Mustafa Kemal bu mesele ile bizzat ilgilen-

meye karar verdi. Geometrinin unsurları hakkında isimsiz bir ki-

tap yazdı. Ve bu kitapta tek bir Arapça ve Farsça kelime kullan-

madı. Bazı kelimeleri, Batı dillerinden ödünç aldı: Mesela, silin-

dir. Ona göre, bu Farsça üstüvane‟den daha iyi bir kelimeydi,

çünkü bir kere, kelimenin sesinden arı Türkçe olmadığını belirte-

cek bir tonlama yoktu. Ġkincisi, halk bu kelimeye aĢinaydı, çünkü

daha önce silindir Ģapka, asfalt makinesi kavramlarına alıĢıktı.

Mustafa Kemal, üçgen, beĢgen gibi Ģekillere de isimler buldu.

Arapça, müselles, „üç‟ sayısından, „üçgen‟; müsemmen, „sekiz‟ sa-

yısından, „sekizgen‟ oldu. Peki, gen soneki nereden çıktı? „Octa-

gon‟un, „gon‟undan! ġimdi ba-zıları, gen sonekinin eski bir Türkçe

kelime olan ve geniĢ anlamına gelen gen olduğunu söylüyorlar.

Hatta, Arapça umumi kelimesinin yerini alan „genel‟ kelimesinin

de böyle türetildiğini söylüyorlar. Eğer bu doğruysa o zaman el so-

nekinin Fransızca, culturel kelimesinden alındığını kabul etmek

zorundalar. Ama, Dil Cemiyeti‟nin sözlükleri, kültür kelimesinin

Page 221: ALFA DA - okumedya.com · ALFA DA . ALEV ALATLI KÜLLĠYATI. Schrödinger‟in Kedisi [Kâbus] Schrödinger‟in Kedisi [Rüya] Viva La Muerte! • YaĢasın Ölüm „Nuke‟ Türkiye!

Fransızca olduğunu kabul ederken, kültürel kelimesinin Türkçe

olduğunu söylüyor, çünkü el TürkçeymiĢ! Mamafih, bir meslekta-

Ģım, önümüzdeki yıllarda kibarlık edeceklerini, bu iki kelimenin

kökenini de Fransızlara bağıĢlayacaklarını söyledi. Yine de el‟in

Türkçe olduğu hususunda ısrarlı. Delil olarak da, güzel kelimesini

teklif ediyor. Tabii, daha henüz kimse, bu sonekin bir sıfata ta-

kılmıĢ örneğini gösteremedi. Bu bakımdan, ben genel kelimesinin,

Avrupalı “generalin”, TürkçeleĢtirilmiĢ yankısı olduğunda ısrarlı-

yım.

Öte yandan, “halka ait” anlamında, umumi‟nin yerini, kamu-

sal aldı. Sondaki bu, -sal, bir baĢka tekinsiz fenomen. Arapça, sıfat

soneki -i‟nin yerine (mesela, tarihi. Garip değil mi, bugüne kadar

kimse tarihin yerini alacak bir kelime önermedi!) kullanılıyor.

Fevkalade su götürür bir savunması var: Tarihsel henüz savaĢı

kazanmıĢ değil, tarih direniyor. Kamu‟ya. gelince, bu halk demek.

On sekizinci yüzyıldan beri kullanılan bir kelime, ama, Pehle-

vi‟den ödünç alınmıĢ! Açıkçası, umumi Arapça ise, ki öyle, kamu

da Farsça. Aynı Ģekilde, reformcular şehir kelimesini Farsça oldu-

ğu için bırakmıĢlardı, ama kent de Türkçe değil, Sogdian, yani

yeryüzünden kalkmıĢ bir Ġran lehçesi. Kamu kelimesine karĢı de-

ğilim (kent‟ten hiç hazzetmediğimi söyleyebilirim!). Anadili Ġngi-

lizce olan birisi olarak, benim için, bir dil, baĢka dillerden kelime

alabilme yeteneği kadar büyüktür. Söylemeye çalıĢtığım, reform-

cuların yenilik arzularının ve bazı durumlarda da, varlıklarına ve

Dil Cemiyeti‟nden aldıkları maaĢlara gerekçe üretme gayretlerinin

esiri oldukları.

Cumhuriyet‟in, büyük sloganı, Hâkimiyet Milletindir sloganıy-

dı. Arapça kökenli hâkimiyet gitmek zorundaydı; bunun yerine

Türkçe egemenlik kelimesini piĢirdiler. Egemenlik‟in Ģüphe uyan-

dıracak kadar hegemony‟ye benzediğini düĢünebilirsin. Çok sayıda

Türk de öyle düĢündü. Ama, reformcular, hakarete uğramıĢ gibi

reddettiler: Sondaki, -lik, isim sonekiydi; egemen‟in ege‟si “lord”

anlamına gelen eski bir Türk kelimesi -ama değildi, aradıkları ke-

lime “ige” olmalıydı-. Bunu geçelim; -men diye bir sonek olduğu

doğru ama bu sonek barmen‟deki men gibi bir fail bildirmezdi.

Page 222: ALFA DA - okumedya.com · ALFA DA . ALEV ALATLI KÜLLĠYATI. Schrödinger‟in Kedisi [Kâbus] Schrödinger‟in Kedisi [Rüya] Viva La Muerte! • YaĢasın Ölüm „Nuke‟ Türkiye!

Hadi bunu da geçelim. Millet‟in yerine getirdikleri, ulus, Moğol

telâffuzuydu, Türkler, ulus derlerdi.

DeğiĢim Ģehvetinin son kurbanlarından birisi de bütün! Bu ke-

limenin yerini alan tüm (TRT‟ye borçluyuz!) Türkçe‟de on beĢinci

yüzyıldan beri kullanılıyor. Arapça ve bütün değil, kütle demek.

Bu tür Ģeyler de var. TağĢiĢ, saflığını bozmak, anlamındaki katkı

kelimesi, yardım, muavenet, anlamında kullanılıyor; tağşiş‟in kar-

Ģılığı yok. (Belki, bunun üzerinde düĢünmek istersin! Belki de,

reformcular Türkçeyi tağĢiĢ ettiklerini unutturmak istedikleri

için, kelimeyi yok ettiler! Buna ne dersin?) Hiçbir kabahati olma-

yan istemek fiili de gitti, Ģık Türkler, istemek yerine dilemek‟i ter-

cih ediyorlar. (Bunu da düĢünün!)

Bu, “değiĢmiĢ olmak için değiĢmek” politikasının sonucu ola-

rak, Dil Cemiyeti, muhaliflerinin alay etmek için ortaya attıkları

saçmalıkların -ulusal düttürü, gökgötüren konuksal avrat bunla-

rın en ünlülerinden! DüĢün bakalım, ne demek olabilirler!- kendi-

lerinden kaynaklanmadığını ispat için uğraĢmak zorunda kaldılar.

Dil Cemiyeti imalatının bu saçmalıklardan hemen ayrılacağını dü-

Ģünürsen yanılırsın, sokaktaki Türk için birinin ötekinden farkı

yoktur. Gerçek gülünç ise, gülünç bir taklidin, gerçek değil taklit

olduğunu nasıl anlayabilirsin?

Mustafa -Kemal değil, bizim dekan- yeni dile „Esparanto‟ di-

yor. Ama, bunu derken, düĢündüğü Esparanto‟nun yapaylığı; yok-

sa Esparanto‟nun ne kadar düzenli bir dil olduğunun farkında de-

ğil. Reform öncesi Türkçesinin kelimeleri herhangi bir baĢka dil

kadar tutarsızdı; mesela, uluslararası üç kelime, „geography‟, „ge-

ometry‟ ve „geology‟, „Türkçe‟de coğrafya, geometri, jeoloji. Bun-

lar, halen kullanılıyor ve kimse sorgulamıyor. Türkçe‟nin yeniden

yapılanması, hiçbir zaman bir masterplan doğrultusunda ele

alınmadı. Yeni kelime imalatı için birtakım yöntemler ortaya kon-

du, ama hiçbirisi genel kabul görmediği gibi, devletin kesintisiz

desteği diye bir Ģey de yoktu. Yine de herkes, bu yeni ulusal oyuna

katılmak, kelime yapmayı denemek istedi.

En çalıĢkan ve en baĢarılı kelime yapımcılarından birisi,

1957‟de, 59 yaĢında ölen Nurullah Ataç isimli bir adamdı. Mesle-

Page 223: ALFA DA - okumedya.com · ALFA DA . ALEV ALATLI KÜLLĠYATI. Schrödinger‟in Kedisi [Kâbus] Schrödinger‟in Kedisi [Rüya] Viva La Muerte! • YaĢasın Ölüm „Nuke‟ Türkiye!

ği, Fransızca öğretmenliğiydi -Fransızcayı kendi kendisine öğren-

miĢti-, daha sonra da CumhurbaĢkanı tercümanlarından birisi

oldu. Ġcatlarından bazıları zekiceydi ve pek çoğu yerleĢti. Mesela

içtenlik bunlardan birisi. İçten kelimesine isim soneki ekleyerek

üretmiĢti. Kelimenin Ġngilizce karĢılığı „from-heartness‟ olabilir.

Bir baĢka kelime, karabasan. Bu iki kelime tuttu, insanlar bunları

kullanırken köklerinin yapay olduğunun farkına varmıyorlar. Ama

Ataç‟ın, Türklerin tüylerini ayağa kaldıran pek çok imalatından

birisi de doğa. Doğa, Arapça, tabiat‟ı yerinden etti. BaĢarısızlıkla-

rından bir diğeri de inkılap yerine önerdiği devrim. Türklerin

yüzde 99‟u tarafından kullanılıyor olmasına rağmen, ben baĢarı-

sızdır diyorum, çünkü inkılap muğlak bir kelimeydi ve hem „re-

form‟ hem de „ihtilal‟ anlamına geliyordu. Devrim de öyle. Bence,

Ataç, iki kelime imal etmeli, ihtilali reformdan ayırmalıydı.

Dil Cemiyeti, 1940-50 yılları arasında altın yıllarını yaĢadı.

1945‟te, Halkçı Anayasa, yeni Türkçe‟ye çevrildi; Kanun-i TeĢki-

lat-ı Esasiye, Türkçe, ana ile Moğolca yasa kelimelerinden oluĢan

anayasa oldu. Belki, insanlar yeni metni eskisinden daha iyi anlı-

yorlardı ama muhafazakârlar hiçbir Ģeye kızmadıkları kadar kızdı-

lar. 1950‟de seçimleri kazanan Demokrat Parti‟nin politikası, kit-

lelere istediklerini vermekti. Seçimlerden az sonra, Dil Cemiye-

ti‟nin bütçesi kısıldı, daha sonra da lağvedildi. Ama, bu sonu geldi

demek değildi, çünkü Atatürk‟ün vasiyeti doğrultusunda mirastan

pay almıĢtı. Yalnız, maaĢlı kelime üreticileri, mamullerini okullara

doğrudan sevk edemiyorlardı. 1952‟de, Anayasa‟nın Osmanlıca

metni geri geldi. 1946‟da, basın dilinin yüzde 57‟si arı Türkçe

iken, 1960‟ta bu oran yüzde 51‟e düĢmüĢtü. Aynı yıl, Demokratla-

rın devrilmesiyle, yıldızları yine parladı. 1960 darbesinden hemen

sonra, Dil Cemiyeti‟nin bütçesi geri geldi. 28 Ocak 1961‟de, bütün

bakanlıklara gönderilen bir tamimle, Türkçe karĢılığı olan yabancı

kelimelerin kullanılması yasaklandı. Bu egzersiz, Temmuz 1961

Anayasası‟nın dilinin ne olacağını söylüyordu: Türkçe.

YetmiĢli yılların ortalarında, basının kullandığı dilin yüzde

70‟i, sahici ya da yapay Türkçe kelimelerden oluĢuyordu; bazı ya-

yın organlarında oran daha yüksekti, mesela, Cumhuriyet yüzde

Page 224: ALFA DA - okumedya.com · ALFA DA . ALEV ALATLI KÜLLĠYATI. Schrödinger‟in Kedisi [Kâbus] Schrödinger‟in Kedisi [Rüya] Viva La Muerte! • YaĢasın Ölüm „Nuke‟ Türkiye!

90‟ın üstüne çıkıyordu. O noktada okurların sözlüğe uzanmaktan

ya da spor sayfalarına dönmekten baĢka çareleri yoktu.

YetmiĢli yılların siyasi çatıĢmaları, Dil Cemiyeti düĢmanlığının

tırmanmasına sebep oldu. AĢırı sağcılar, Cemiyeti, Türkiye Türk-

leri ile Orta Asya Türkleri arasındaki farklılıkları artırmaya çalıĢan

bir hıyanet odağı olarak gördüler. Cemiyetin Türk dilini sürgit

bozması ile, Troçki‟nin sürekli devrim teorisi arasında paralellik-

ler kuruldu. Bazıları, dil devriminin amaçlandığının, yani entelek-

tüellerin dili ile kitlelerin dilini birleĢtirmek hedefinin, tam tersini

gerçekleĢtirdiğini, uçurumun daha da derinleĢtiğini söylüyorlardı.

-bu suçlama kolay cevaplanacak bir suçlama değil!-

Reformların sıradan Türklerin konuĢmasını nasıl etkilediğine

gelince; Ġzmir‟deki bakkal, Ankara‟daki bahçıvan, Bebek‟teki kapı-

cı yirmi beĢ otuz yıl önce konuĢtukları dili konuĢuyorlar. Ara ara

yeni kelimelerden birini kullandıklarında, “tırnak” içine aldıkları-

nı duyar gibi oluyorsun. Bazen, yeni kelimeyi, ikame etmesi

plânlanan eski kelime ile beraber duyuyorsun. Abdullah, bizim

kapıcı, örneğin, mesela diyor. Geçen gün yaĢlıca bir Ģoförün ara-

basına bindim. Adam, Türkiye‟de ne yaptığımı sorunca, Dil Re-

formu ile ilgilendiğimi söyledim; hiç duymadığını söyledi, bir tek

Türkçe vardı ve değiĢmiyordu. Dil kelimesini değil de, lisan keli-

mesini kullanıyor olması dikkatimi çekti. “Peki, ya mühim yerine

kullandıkları, önemli ne olacak?” diye sordum, “Aynı Ģey, değil!”

dedi, “Çok farklı! Mesela, Ģu bina için belediye sağlam değil, tamir

edilmesi önemli dese, bu demek ki, beĢ-on yıl içinde tamir görme-

si lâzım. Ama, mühim derlerse, hemen yarın tamir edilmesi gere-

kir.” Besbelli ki, onun nazarında Arapça kelime daha etkiliydi ve

önemli‟nin yapay imalat olduğunun farkında değildi. Her dil, bir

kabuller bütünüdür. Dillerle meslek olarak ilgilenenlerin dıĢında,

kabulün bin yıl mı, bir hafta önce mi yapıldığı önemli değildir.

Atatürk‟ün mirasçısı bir tüzel kiĢilik olarak, Dil Cemiyeti‟nin

hayatı garanti altındadır, asla lağvedilemez. Edilmedi de.

Ama, devralınabilir. Nitekim, BaĢbakanlığa bağlı Atatürk Dil,

Kültür ve Tarih Kurumu diye yeni bir yapılanmada yaĢatılacağına

(eritileceğine!) iliĢkin tasarılar var. Tasarı, Cemiyet‟e duyulan

Page 225: ALFA DA - okumedya.com · ALFA DA . ALEV ALATLI KÜLLĠYATI. Schrödinger‟in Kedisi [Kâbus] Schrödinger‟in Kedisi [Rüya] Viva La Muerte! • YaĢasın Ölüm „Nuke‟ Türkiye!

nefreti açığa çıkarıyor. KonuĢmacılardan birisi. “Yıllardan beri

dilimize ihanet ediliyor,” dedi. Bir baĢka ilginç cümle, “Dilimizi

yoluk tavuğa döndürdüler!”

Profesyonel reformcuların sonu gelmiĢ gibi görünüyor. Ama,

insan, muhalifleri dinlerken yelkovanı geri çevirmenin imkânı

olmadığını anlıyor. Osmanlıca terminolojinin geri gelmesini savu-

nan kimseye rastlamadım! Zehra gibi radikal bir Müslüman bile

çok geç olduğunu kabul ediyor. Ama, iĢ teknik olmayan kelimelere

gelince kavganın sürdüğünü görüyorsun. Pek çok Türk benimle

hemfikir olmayacak, ama ben yine de inandığımı söylemeliyim.

ġöyle ki, Atatürk hayatının sonlarına doğru, teknik terminolojinin

değiĢtirilmesinin doğru olduğunu, arı Türkçe kullanımının teĢvik

edilmesi gereğini savunmuĢ, ama zamanın saygı kazandırdığı ke-

limelerin sözde Türkçe karĢılıklarını dayatmakla yanlıĢ yaptıkları-

nı söylemiĢti.

Bugüne gelince; bir yanda, aralarında, yeni kelimelerin pek

çoğunun dilin kurallarını ihlal ettiğini kabul etmekle birlikte, re-

formların bütünüyle doğru olduğunu söyleyenler; öte yanda da

bütün bu oluĢumdan nefret edenler! Buna karĢın, Türkiye‟de yeni

üretilen kelimeleri kullanmayan tek bir yaĢayan Türk yok! Bu id-

diamın ispatı, bugüne kadar basında ve diğer yayınlarda gördü-

ğüm anti-reform makalelerden hepsinin yeni imalat kelimeleri

kullanıyor olmaları. Bu durumun da iki temel nedeni var. Ġlki, 25-

30 yıl öncesi Türkçesini genç okurların anlamamaları. Ġkincisi,

anti-reformcuların kullandıkları kelimelerin yeni üretim olduğu-

nun farkına varmamaları!

Anti-reformcuların bir iddiası da, çocukların ebeveynlerinin

dilinden anlamaz hale gelmiĢ olmaları. Bence bu mübalağalı. Kat-

yuĢka‟nın okulda baĢına gelen (bir Türk anaokuluna gittiğini

yazmıĢtım değil mi?) karmaĢık bir olayı anlatıĢını hatırlıyorum;

Ģöyle bitirmiĢti, “Anlıyorsun değil mi, aslında olay, öteki türlüydü

ya da, siz büyüklerin dediği gibi, vice versa” KiĢinin tanıdığı keli-

meler, kullandığı kelimelerden her zaman daha fazla. Zaten din-

leyici, karĢı tarafın kullandığı bir kelimeyi bilmiyorsa bile an-

lamını konuĢmanın bütününden çıkarabilir ya da sorabilir, değil

mi?

Page 226: ALFA DA - okumedya.com · ALFA DA . ALEV ALATLI KÜLLĠYATI. Schrödinger‟in Kedisi [Kâbus] Schrödinger‟in Kedisi [Rüya] Viva La Muerte! • YaĢasın Ölüm „Nuke‟ Türkiye!

Yabancılar -mesela bizim Profesör Sernea!- Arapça ve Farsça

kelimelerden kurtulan Türklerin, Ģimdi de Fransızca ve Ġngilizce

kelimeler kullanmaya baĢladıklarını söylüyorlar. Geçenlerde, bir

turizm acentesinin eleman arama ilanına rastladım: Genç, çalıĢ-

kan, dinamik ve prezantabl elemanlar arıyorlardı. Bazı Harvard

profesörleri gibi, yabancı dil bilgilerini göstermek için, „Ġranlı‟ ye-

rine „Farsi‟ diyen Türkleri bir yana bırakırsak bu eğilimin iki ne-

deni var. Birincisi, Türkler, kendilerini Batı medeniyetine adadı-

lar. Tıpkı, atalarının kendilerini adadıkları Ġslâm medeniyetinin

dillerini kullandıkları gibi, onlar da Batı medeniyetinin dillerini

kullanıyorlar. Bu arada, belirteyim, merci düĢtü! Reformcular,

teşekkür ederimci muhafazakârlarla, iĢçi sınıfı (ve askeri!) sa-

ğol‟cuları ayrıĢtırdılar; sağol kazandı! O.K. de itibar kaybetti, yeri-

ni oldu! aldı. Ġkinci neden, daha saklı bir neden. Türkler, çevre-

den duydukları Arapça ve Farsça kelimelerin umarsız biçimde

demode kelimeler olduğu duygusuyla büyürler, ama seslerini veya

Ģekillerini beğenmedikleri için yeni kelimeleri kullanmayı da içle-

rine sindiremezler.

Bir an için, „nakletmek‟, „münasebet tesis etmek‟, „hikâye et-

mek‟, „izah etmek‟, „açıklamak‟, „ifade etmek‟, „tavsif etmek‟, „ter-

sim etmek‟ gibi kelimelerden yoksun bırakıldığı, „söylemekle‟ ye-

tinmek zorunda kaldığını düĢün!

On dokuzuncu yüzyıl reformları konulu bir sempozyum dü-

zenleyen bir grup ĠSBF öğretmeniyle unutulmayacak bir gece ge-

çirdim! Grup baĢkanı, muhterem bir emekli profesör, açılıĢ nut-

kunu hazırlıyordu ve genç öğrencilerle iliĢki kurabilmek adına en

modern kelimeleri kullanmaya çalıĢıyordu. Zo! YaĢlı adam o ar-

kaik ve saray Türkçesiyle ne söylemek istediğini anlatıyor, diğerle-

ri de uygun yeni Türkçe sözlükler öneriyorlardı. Bir ara, modern

kelimesi hakkında uzun bir tartıĢma oldu. YaĢlı adam, asri‟nin

eski moda olduğunu biliyordu ama yerine ne kullanacağını bilmi-

yordu. Bir-iki kiĢi, çağdaş‟ı önerdi; diğerleri, çağdaş‟ın muasır kar-

Ģılığı olduğunu söylediler. Sonunda, modern‟i, modern olarak bı-

rakmaya karar verdiler.

Yine, ĠSBF‟de bir sosyal antropoloğun, „Farklı Zihniyetler ve

Kültür‟ adlı konferansına katıldım. Ġlginç bir konuĢmaydı, ama

Page 227: ALFA DA - okumedya.com · ALFA DA . ALEV ALATLI KÜLLĠYATI. Schrödinger‟in Kedisi [Kâbus] Schrödinger‟in Kedisi [Rüya] Viva La Muerte! • YaĢasın Ölüm „Nuke‟ Türkiye!

mesajdan çok ortam ile ilgilendiğimi itiraf ederim. Daha baĢlan-

gıçta, konuĢmacı, yerel kültürlerle, evrensel kültür arasında bir

çizgi çizdi. „Evrensel‟i ifade etmek için önce külli ile baĢladı; din-

leyicilerin kıpırdandığını fark etti, anlamadıklarını ya da anlardı-

larsa bile onaylamadıklarını sezdi, bu defa da tümel‟i kullandı.

Ters yönde ama eĢit derecede bir mırıltı daha yükselince, üniver-

sel‟i denedi, o da olmayınca, genel dedi. Aklına, daha sonra soru-

cevap sürecinde birisinin kullandığı evrensel kelimesi gelmedi.

Ama, bu çatıĢmadan sonra, konuĢmacı, her kavram için üç kelime

kullanmaya baĢladı. Mesela, „causality‟ kavramını ifade etmek

için, Osmanlı/Arapça, yeni Türkçe imalat ve Fransızca kelimelerin

üçünü birden kullandı, illiyet/nedensellik/causalite.

Tıbbi terminoloji bir o kadar karıĢık. Öz-Türkçe terimlerin

toplandığı bir lügatçe var ama pek az kullanılıyor. Çocukların dok-

toru, stroması ödemli endometrium dokusu diyor. Bu cümlede

(„enkdometrium tissue with oedematousstroma‟) sadece birkaç

sonekle, “doku” kelimesi Türkçe. Diagnosis‟in karĢılığı Arapça

teşhis. İmalat Türkçe, tanımak fiilinden tanı üretmiĢ ki „ı‟ sık

rastlanan bir sonek olmaktan çok uzak. Ama, David‟e bir patoloji

raporunda (önemli bir Ģey değil!) teşhis, tanı ve diagnos kelimele-

rinden üçünü birden gördüm.

Eski kelimelerin hemen hepsinin ölüp gittiğine, yeni kelimeler

kalacağına göre, Türkçe‟nin geleceğine iliĢkin ümit var mı?

Bu mektubu, Türklerin iĢler ters gittiği zaman kendilerini ra-

hatlamak için kullandıkları bir cümleyle bitirebilirim, Bu da geçer

yahu! Ama doğrusu bu durumda emin değilim. Onun için, Günay

Rodoplu‟nun önerdiği gibi kitaptan (Zeki Kuneralp adında bir dip-

lomatın hatıraları) bir pasajla bitireyim:

“Bu kitapta kullandığım dil hakkında bir Ģeyler söylemek iste-

rim. Bunun için okurlarımın affına sığınırım, ama konu benim

için önemli. Görüleceği gibi, Osmanlıca ile yeni Türkçeyi aynı

cümlede birlikte kullanmaktan kaçınmadığım gibi, karĢılığını bu-

lamadığım durumlarda Batı dillerinden bir kelimenin TürkçeleĢti-

rilmiĢ biçimini kullanmaktan da kaçınmadım. Kökeni ne olursa

olsun, düĢüncemi en iyi yansıtan kelimeyi kullandım... Dilin, bir

Page 228: ALFA DA - okumedya.com · ALFA DA . ALEV ALATLI KÜLLĠYATI. Schrödinger‟in Kedisi [Kâbus] Schrödinger‟in Kedisi [Rüya] Viva La Muerte! • YaĢasın Ölüm „Nuke‟ Türkiye!

amaç değil, bir araç olduğunu çoğu zaman unutuyoruz. Mesela,

Öz-Türkçe‟ciysek ve söylemek istediğimizi ifade eden Öz-Türkçe

bir kelime bulamıyorsak, ilgisiz kelimelere yeni anlamlar yüklüyor,

sırf sosyopolitik inançlarımız izin vermiyor diye kullanabileceği-

miz Arapça, Farsça veya Batı dilleri kökenli kelimeleri reddediyo-

ruz. Böyle yapmak suretiyle, hem dilimizi zayıflatıyoruz, hem de

nüansları siliyoruz. Vuzuh ve serahat ortadan kalktığı gibi, dilin

tadı da yok oluyor. Oysa, bir dil ne kadar çok kaynaktan beslenir-

se, o kadar müessir, renkli ve bereketli olur.”

“Amin!” demekten baĢka ne ekleyebilirim ki!

Bütün bunların benim hayatımı nasıl etkilediğini bir sonraki

mektubumda anlatacağım, sevgili Kevorkian.

Sürgündeki dostun, David.

Page 229: ALFA DA - okumedya.com · ALFA DA . ALEV ALATLI KÜLLĠYATI. Schrödinger‟in Kedisi [Kâbus] Schrödinger‟in Kedisi [Rüya] Viva La Muerte! • YaĢasın Ölüm „Nuke‟ Türkiye!

II

David‟in, Profesör Kevorkian‟a yazdığı mektupta bahsettiği

konferans, sosyal-antropolog Doç. Dr. Hüseyin Ilgaz‟ın konferan-

sıydı. Ġstanbul‟un ender güneĢli kıĢ gününden yararlanmak iste-

yen Pavloviçler, o akĢamüstü buluĢup Köprüaltı‟na gitmek için

sözleĢmiĢlerdi. Diana, ĠSBF‟ye çıktı. Epeydir görmediği kampus

binalarına bakınırken, orada olduğunu fark eden bir öğrenci ya-

naĢtı, David‟in Dekan Dülger‟in yanında olduğunu söyledi, odanın

yerini göstermeye talip oldu,

“Profesör Pavloviç konferanstaydı, ama odasına dönmedi.

Mustafa Hoca ile beraber.”

Diana‟nın, lâf olsun diye sorduğu, “Konferans nasıldı?” soru-

suna, dudak büktü delikanlı,

“Eh fena değildi!”

Ancak söyleyiĢ tarzı, pek kötü bir konuĢmayı dinlemeye zor-

lanmıĢ, dahası zorlayanlara fena halde içerlemiĢ gibiydi. Diana,

Page 230: ALFA DA - okumedya.com · ALFA DA . ALEV ALATLI KÜLLĠYATI. Schrödinger‟in Kedisi [Kâbus] Schrödinger‟in Kedisi [Rüya] Viva La Muerte! • YaĢasın Ölüm „Nuke‟ Türkiye!

daha fazla bir Ģey sormasa daha iyi olacakmıĢ duygusuna kapıldı.

Delikanlı sessizleĢti, sessizliğini Dülger‟in kapısına gelinceye ka-

dar da sürdürdü.

“Burası!”

Ġçerde, Mustafa Dülger, Diana‟yı abartılı bir memnuniyetle

karĢıladı,

“Mrs. Pavloviç! Nasılsınız?”

David, Dekanlık katını kolay bulup bulmadığını sordu.

Diana, çok nazik bir genç adamın yol gösterdiğini söyledi,

“Sizinle birlikte konferanstaymıĢ, ama korkarım pek memnun

kalmamıĢ!” Bunun üzerine iki erkek birbirlerine baktılar, David,

“ĠĢte, ben de bunu demek istiyordum, Mustafa!” diye bastırdı.

“Ilgaz‟ı dinlemediler bile! Ne düĢündüklerini sorduğum za-

man, tebliğin içeriği hakkında değil konuĢmacı hakkında ne dü-

Ģündüklerini söylediler. Ilgaz‟ın gerici olduğuna karar vermiĢlerdi.

Sen de oradaydın, adam siyasi tercihlerine dair tek kelime olsun

etmedi! Nasıl böyle bir sonuca vardıklarını sorduğum zaman, ce-

vapları „Besbelli!‟ oldu. Kullandığı dilden anlamıĢlarmıĢ. Muhte-

melen, partiyi „külli‟ diye baĢladığı zaman kaybetti!”

Dülger, Diana‟ya döndü,

“Kocanız beni çok zorluyor,” diye Ģaka ile karıĢık dert yandı,

“Türkiye‟de olduğunu anlamamakta ısrar ediyor!” Tekrar, David‟e

döndü, ciddileĢti.

“Bak, David, öğrencilere nüfuz etmek istiyorsak, bizi reddet-

memelerini istiyorsak, kullandığımız her kelimeye dikkat etmek

zorundayız. ġöyle anlatayım, 1973‟te bu okulda bir araĢtırma yap-

tık. Tesadüfi örnekleme ile saptadığımız, 328‟i erkek, 214‟ü kız,

542 öğrenciye, basından seçtiğimiz yedi adet paragrafın, bir bütü-

nüyle Öz-Türkçe, bir de Osmanlıca ağırlıklı versiyonunu verdik.

Ġçerik aynı, kullanılan kelimeler değiĢik, anlıyor musun?”

“Evet?”

Page 231: ALFA DA - okumedya.com · ALFA DA . ALEV ALATLI KÜLLĠYATI. Schrödinger‟in Kedisi [Kâbus] Schrödinger‟in Kedisi [Rüya] Viva La Muerte! • YaĢasın Ölüm „Nuke‟ Türkiye!

“Paragrafları okumalarını istedik. Okudular. Sonra, bu parag-

rafların yazarı hakkındaki -dikkatini çekerim, paragrafların içerik-

leri değil- yazarları hakkındaki düĢüncelerini sorduk.”

“Paragraflar anonim değil miydi?”

“Tabii, anonimdi! Onu anlatmak istiyorum! Alt alta yedi kısa

paragraf! Yazarı belli değil. Biz, öğrencilerden bu paragrafları

okuduktan sonra Ģu tür sorulara cevap vermelerini istedik:

Bu paragrafın yazarı,

a) Her cuma namaza gider Evet ( ) Hayır ( )

b) Cami yaptırma derneklerine yardım eder Evet ( ) Hayır ( )

c) Okul yaptırma derneklerine yardım eder Evet ( ) Hayır ( )

d) Bildiği yabancı dil Arapça'dır Evet ( ) Hayır ( )

e) Bildiği yabancı dil İngilizce'dir Evet ( ) Hayır ( )

“Öğrencilerin, siyasi eğilimleri neydi?”

“Direkt olarak sormadık, tabii, ama Ģöyle söyleyeyim, yüzde 74

kadarı, Yeni Ortam, Cumhuriyet ve Milliyet okuyorlardı. O yıllar-

da, bunların solcu olduklarını varsayabilirdin, yüzde 7‟sine taraf-

sız diyebilirsin.”

David, sözünü kesti,

“Hürriyet, Günaydın okurları?”

“Evet! Çok çabuk öğreniyorsun! Değil mi, Mrs. Pavloviç, David

çok çabuk öğreniyor?”

Diana, gülümsemekle yetindi, David içini çekti, kaĢları kalktı,

“Tanrı bilir, öğrenmeye çalıĢıyorum,” diye söylendi.

“Geri kalanı, Tercüman, Anadolu, Orta Doğu okuyanlardı.

Bunların da sağcı olduklarını varsayabilirsin. ġimdi, bulduğumuz

Ģu: Cinsiyetleri ve siyasi tercihleri ne olursa olsun, öğrenciler ka-

hir ekseriyetle, yeni Türkçe‟yi çağdaĢ, eski Türkçe‟yi geleneksel

zihniyetin tezahürü olarak görüyorlardı. Aynı Ģekilde, cinsiyetleri

ve siyasi tercihleri ne olursa olsun hemen hepsi, kelime tercihine

Page 232: ALFA DA - okumedya.com · ALFA DA . ALEV ALATLI KÜLLĠYATI. Schrödinger‟in Kedisi [Kâbus] Schrödinger‟in Kedisi [Rüya] Viva La Muerte! • YaĢasın Ölüm „Nuke‟ Türkiye!

bakarak, yazarın, kadın-erkek iliĢkileri, din, milliyetçilik, evrensel-

lik gibi paragraflarda yer almayan konularda bile ne düĢündüğünü

anlayacakları kanısındaydılar.”

“Bunu anlamaya baĢlamıĢtım,” dedi David, “Demek ki, ister

yeni, ister eski Türkçe olsun, kelimeler bir taraftan anlamlarını

kaybederlerken, öte yandan yeni siyasi mesajlar yüklenmeye baĢlı-

yorlar. Mesela, framboise, „ahududu‟nun Fransızcası olmaktan öte

bir anlam taĢıyor; „Tanrı‟ da „Allah‟tan farklı, Öyle mi?”

“Evet. Bir meslektaĢımız, „proletaryayı provoke‟ etmeyi

plânlarken, „fukura-ı kasibeyi tahrik‟ ettiği için yuhalanmıĢtı!”

Uzun uzun güldü!

“Anlıyorum,” dedi David, yüksek sesle düĢünür gibi, “Yazarın

kelime seçimi, okuruna fazladan bir sosyo-politik mesaj veriyorsa,

metnin içeriğinin marjinalleĢmesi kaçınılmaz olur. Okur, söyle-

nen ve hatta söylenmeyeni kendi inancı doğrultusunda yorumlar;

yani iletiĢim imkânsızlaĢır. Rasyonel eleĢtiri ortadan kalkar.”

“Durum, aĢağı yukarı bu,” dedi Dekan. SıkılmıĢ gibiydi.

“Mustafa, farkındasın değil mi? Bana, Ģimdiki araĢtırma yön-

temimi kullanamayacağımı, tamamen değiĢtirmem gerektiğini

söylüyorsun. Ġçerik araĢtırmasında ısrar edersem sağcı yazarları

ayrı, solcu yazarları ayrı incelemeliyim! Ġsa Mesih! Ama bu müm-

kün değil!”

“En azından, bu okulda değil!” dedi Dekan Dülger sakin sa-

kin, “Bu fakültede değil!”

Sağcı-solcu ayrımının akademik zorluğunu düĢünen David,

Dülger‟in bunun da ötesinde bir kısıtlamadan bahsettiğinden

Ģüphelendi,

“Bu okulda değil, demekle ne kastediyorsun?”

“ĠSBF‟de yapamazsın, izin vermezler!”

“Ne demek istiyorsun?”

Page 233: ALFA DA - okumedya.com · ALFA DA . ALEV ALATLI KÜLLĠYATI. Schrödinger‟in Kedisi [Kâbus] Schrödinger‟in Kedisi [Rüya] Viva La Muerte! • YaĢasın Ölüm „Nuke‟ Türkiye!

“Tebliğleri solcu sağcı diye ayıramazsın! Yazarların baĢlarına

iĢ açılır!”

“Ne demek istiyorsun?” diye sordu David, yeniden.

“YÖK,” dedi Mustafa Dülger piposunu yakarken, “siyasi ter-

cihlerinin sicillerine iĢlenmesini istemezsin, değil mi? Devlet

memurları olduklarını unutma!”

David Pavloviç, hemen hiç yapmadığı bir Ģeyi yaptı, sövdü.

“Shit!” dedi, “Affedersin Dülger, ama bugüne kadar böyle ap-

talca bir Ģey duymadım!”

Dülger, Diana‟ya döndü,

“Size Türkiye‟de olduğunu unuttuğunu söylemiĢtim, değil

mi?”

Diana, kocasının bir çare düĢündüğünü görebildiğini anlattı,

David‟in gözleri bir sağa bir sola gidip geliyordu. Sonunda, uz-

laĢmaya karar verdi,

“Peki öyleyse, öğretim üyelerinin makalelerini değil de, devlet

memuru olmayan yazarların makalelerini inceleyeyim.”

“Mesela?”

“Mesela, sütun yazarları, yorumcular; onların yazıları.”

“Onu nasıl yapacaksın?”

“Niye? Gazete almak yasak değil, değil mi? Kütüphanede eski

nüshaları da bulabilirim.”

Dülger, baĢını salladı,

“Üzgünüm, David,” dedi, “izin veremem! Anlasana, bu, fakül-

tenin politikaya karıĢması demektir! Basın bizi topa tutar! Man-

Ģetleri görebiliyorum, „Amerikalı profesör Türk basınının zihniye-

tini araĢtırıyor‟!”

Profesör Pavloviç, iĢte o zaman patlamıĢtı,

Page 234: ALFA DA - okumedya.com · ALFA DA . ALEV ALATLI KÜLLĠYATI. Schrödinger‟in Kedisi [Kâbus] Schrödinger‟in Kedisi [Rüya] Viva La Muerte! • YaĢasın Ölüm „Nuke‟ Türkiye!

“Senden izin istemiyorum, Mustafa!” diye bağırdı, “Sana söy-

lüyorum! Hepsi bu!”

Dülger, yine sakindi, Diana‟ya döndü,

“Bak ne diyeceğim,” dedi “Neden malzemeyi toplayıp, araĢ-

tırmayı Amerika‟ya döndüğünde tamamlamıyorsun? Orada, Har-

vard Üniversitesi Yayınevi‟nden çıkarırsın. Daha da etkili olur.”

“Önerin için teĢekkürler, ama ben Cord Vakfı ile senin fakül-

tenin anlaĢması gereği buradayım. Bu, ortak bir proje!”

“Sen söylemezsen, ben de söylemem!” dedi Dülger,

“Diana da söylemez öyle değil mi Diana?”

David o kadar ĢaĢırmıĢtı ki ne diyeceğini bilemeden, öylece

duruyordu. Dekan, sükûtunun ikrardan gelmiĢ olduğunu sanmıĢ

olmalıydı,

“Bitirince bana bir nüsha gönder, yeter!” dedi, “Bir de, önsö-

züne bir teĢekkür düĢersen, fakültemiz Amerika‟da da tanınmıĢ

olur!”

Diana, Türk Dil Reformu meselesini o gün öğrendi. David,

fevkalade sıkılmıĢtı, araĢtırma imkânının ortadan kalktığını söyle-

di.

“Hiç yolu yok mu?”

“Ġsa aĢkına Diana! Sürgit mecaz kullanılan bir ülkede insanla-

rın gerçek düĢüncelerini nasıl anlayabilirim!”

Diana, yüreklendirmeye çalıĢmıĢtı,

“Belki de o kadar kötü değildir!” diye Diana‟yı taklit etti,

“Bir düĢün, Türklerin kafa yapısını çözmek için kelime çağrı-

Ģım testi yapıyorum!”

“Bakalım, affedersin! Seni izleyemiyorum!”

Kadının yumuĢak sesi, David‟i kendisine getirdi, özür diledi,

Page 235: ALFA DA - okumedya.com · ALFA DA . ALEV ALATLI KÜLLĠYATI. Schrödinger‟in Kedisi [Kâbus] Schrödinger‟in Kedisi [Rüya] Viva La Muerte! • YaĢasın Ölüm „Nuke‟ Türkiye!

“ÇağrıĢım testini bilirsin; hani süjeye bir kelime söylersin, bu

kelimenin çağrıĢtırdığı ilk kelimeyi sana söylemesini istersin: Me-

sela, cennet dersin, Hawaii der.”

“Veya Kemer.”

“Veya Kemer veya huri! diye onayladı, David “Bu test, kiĢinin

saplantılarını ya da düĢünce yapısını öğrenmemize yardımcı olur.

KiĢi sayısını artırdıkça toplumun düĢünce yapısını saplarsın.” Du-

raladı, “Seni sıkıyor muyum?”

“Tabii ki hayır! Bak, Türklere en az senin kadar ilgi duyuyo-

rum, unuttun mu?”

“Affedersin,” dedi David, yine masasına döndü birtakım notlar

çıkardı, “Bak, burada, sana bir örnek. „Ölü sayısının artacağı

umulmuyor.‟ Ne demek bu? Ölü sayısının artmayacağı tahmin

ediliyor mu demek, yoksa insanlar ölü sayısının artmasını ümit

etmiyor mu demek? Ölü sayısı artsa, iyi olur diye mi düĢünüyor-

lar?”

“Oh, David!..”

“ĠĢte böyle!..” dedi David, sıkıntıyla! Daha sonra, Diana‟ya bu

muğlaklığa dil reformunun neden olduğunu anlattı.

“ġimdi, mesele, dildeki muğlaklığın düĢünce yapısını ne kadar

muğlaklaĢtırdığını anlamakta! Türkler, acaba, berrak düĢünebili-

yorlar mı? Ġlliyet meselesini çözebildiler mi?”

“Sence nasıl?”

“Bilemiyorum,” dedi David, “Ama mesela,” yine masasına

döndü, birkaç ev ödevi aldı, Diana‟ya uzattı, “özet çıkarmadıkları-

nı biliyorum. Bunlar, kitap raporları. Öğrencilere verdiğim okuma

listesinden, kitap özetleri. Yapamıyorlar, Diana! Ana fikri sapta-

yamıyorlar, ehem-mühim sıralaması yapamıyor, metindeki özgün

düĢünceleri fark edemiyorlar.”

Diana, elindeki kâğıtlara baktı,

Page 236: ALFA DA - okumedya.com · ALFA DA . ALEV ALATLI KÜLLĠYATI. Schrödinger‟in Kedisi [Kâbus] Schrödinger‟in Kedisi [Rüya] Viva La Muerte! • YaĢasın Ölüm „Nuke‟ Türkiye!

“Niye böyle bir iĢe kalkıĢmıĢlar, acaba? Dil Reformu gibi bir

iĢe yani?”

“Ah! Yeni bir Ģey değil! Yakın zamana kadar Doğulu ülkelerin

eğitimli sınıflarına mensup kiĢiler, yazıda kullanılan sözcüklerin

ayağa düĢmemiĢ, günlük konuĢmada hırpalanmamıĢ, edebiyatın

haysiyetine uygun sözcükler olması gerektiğini düĢünürlerdi. Me-

sela, Ġsrail, Ġbraniceyi diriltmeyi baĢardı! Mesela, Yunanlılar! Ge-

çen yüzyılda, Yunan entelektüelleri klasiklere sahip çıkma kam-

panyası açtılar. Bunu yaparken, eski Yunanca kökenli olduğunu

iddia ettikleri kelimeleri dirilttiler veya yeni kelimeler imal ettiler.

Tıpkı Türkler gibi, onlar da, günlük kelimelere dahi alternatifler

önerdiler. Bu imalatı ısrarla yerleĢtirmeye çalıĢtılar. Mesela,

tramvaya, trothidromos, yani „tekerlekli araç yolu‟ derlerdi ki, hiç-

bir Yunanlı toramdan baĢka kelime kullanmaz. Mesela, Ģemsiye,

ombrella iken, aieksivrohi oldu, yani „yağmurdan koruyan‟. ĠĢin

garibi, „ombrella‟ Yunanca kökenli bir kelimedir, Omuros yani

„yağmur‟ kelimesinden türer! Bunun gibi bir Ģeyler iĢte! On doku-

zuncu yüzyıldaki milliyetçilik akımlarının tezahürleri!”

“Ya kitleler? Kitleler nasıl aldı?”

“Yani,” dedi David, omuzlarını silkerek, “aydınlar genellikle

sokaktaki adamın bir tür desteğine sahip oluyorlar! Anladığım ka-

darıyla, sokaktaki adam ne kadar az anlarsa, o kadar yüceltiyor.

Luke‟un demesiyle, „sokaktaki adam, Mezopotamya sözcüğünden

müthiĢ keyif alan yaĢlı kadınlar gibidir.‟ Uzun sözün kısası, balım,

benim araĢtırma, kaput!”

“Hâlâ anlayamıyorum,” dedi Diana, “Eğer, Dil Devrimi milli-

yetçilerin eseriyse, Orta Asya‟dan neden kaçınıyorlar? Neden,

Eren, Akdeniz diyor? Neden bir üçüncü kimlik bunalımı yaratılı-

yor?”

“Sana bir sürprizim var! Dil Devrimi‟nin yandaĢları, milliyetçi-

ler değil, ilerici solcular, balım!”

“Neden ama?”

“Osmanlı olan hiçbir Ģeyi istemiyorlar!”

Page 237: ALFA DA - okumedya.com · ALFA DA . ALEV ALATLI KÜLLĠYATI. Schrödinger‟in Kedisi [Kâbus] Schrödinger‟in Kedisi [Rüya] Viva La Muerte! • YaĢasın Ölüm „Nuke‟ Türkiye!

“Ama, David, bütün o müzeler! Ele gelir bir Ģeyleri varsa, o da

Osmanlı!”

“Biliyorum!”

“Shit!” dedi Diana, “Biz Orient‟e yaklaĢtıkça, Orient daha da

Doğu‟ya mı çekiliyor, nedir? Geçen gün, Nevra, „Ne varsa Hint‟te

var!‟ diyordu. Mesih‟i aramaya kalksa, korkarım o da Hindistan‟a

gidecek!”

“Bunu çok sevdim!” diye ünledi David, „Biz Orient‟e yaklaĢtık-

ça, Orient daha da Doğu‟ya mı, çekiliyor nedir!‟ Bir yere not etme-

liyim!”

“O gün, Eminönü‟ne gitmenin hiç de iyi bir fikir olmadığını

düĢünmeliydim,” diye anlattı Diana, “David, altüst olmuĢtu. Emi-

nönü de nasıldır, bilirsiniz!”

Bilmiyorduk, tabii.

“Ben hep Eminönü‟nün havasında bir tedirginlik, bir hırçın-

lık, itimatsızlık ve genel bir husumet hissetmiĢimdir. Bu beni tah-

rik eder. Ama korkarım David için öyle değil. David, kendisini

tehdit edilmiĢ hissediyor.”

“Tehdit mi, dedin?”

“Evet. Belki de Yahudi arka plânındandır, ama mesela para

verdiği dilencinin arkasından güldüğünü görünce periĢan oluyor!

Sevilmediği, aptal yerine koyulduğu duygusuna kapılıyor ve bu

duygudan nefret ediyor! Türkler insanı nasıl seyrederler bilirsin!

Gözleri yapıĢır kalır. Bence çocuksu bir merak bu. Ama David

düĢmanlık gördüğünü söylüyor. „Bu ülkede kendimi hiç olmadı-

ğım kadar Amerikalı hissediyorum,‟ dedi, „Ve bundan hiç hoĢlan-

mıyorum!‟ Bu duyguyu belki de kendisinin yarattığını söyledim.”

“Yok, hayır!” dedim, “Türkler, o kadar Türk ki, ister istemez

öyle oluyor!”

“Türkler, nasıl „O kadar Türk „oluyor?”

Page 238: ALFA DA - okumedya.com · ALFA DA . ALEV ALATLI KÜLLĠYATI. Schrödinger‟in Kedisi [Kâbus] Schrödinger‟in Kedisi [Rüya] Viva La Muerte! • YaĢasın Ölüm „Nuke‟ Türkiye!

“Yani! Sizin kendinizi beğenmiĢ ve küstah olduğunuzu düĢü-

nüyorlar.”

“Aradığı kelime, „güvenli‟ olabilir mi?” (Bu, Günay‟dı.)

“Ben öyle derdim,” dedi Diana, “Ama, David, en azından o

gün öyle düĢünmüyordu. Her Ģeye takıyordu, anlıyor musun?

Köprüaltındaki o turist kahvesine oturduk, David, etrafına bakın-

dı, bana döndü, bu Ģehrin Boston‟dayken hayal ettiği Ģehir olma-

dığını söyledi. Ben de, Bezlett‟in ya da Allom‟un gravürlerinin hiç

değilse bazılarını görmeyi ummuĢtum, ama David bize anlatılage-

len medeniyetin kayıp olmasından ürktüğünü söyledi.”

Rodoplu, acıyla bana baktı, ama konuĢtuğunda sesi buz gibiy-

di,

“Öyle mi?”

“Evet! „Etrafına bak,‟ dedi, „Bu insanlar sana farklı bir mede-

niyetin insanları gibi görünüyorlar mı?‟ Sana, benim ne gördüğü-

mü söyleyeyim, Orta Avrupa‟nın bir çeĢitlemesi,”

“Giysileri? Giysilerinden, öyle değil mi?”

“Aynen!” dedi, Diana, Rodoplu‟nun doğru tahmin etmiĢ olma-

sından etkilenmiĢti, “Anlıyorsun değil mi, Batılı olmaya Batılı,

ama elli yıllık bir moda koleksiyonunun Ģurasından burasından

çekilip alınmıĢ gibi. David, Gerome‟un o muhteĢem harem kadın-

larını, atlas kaftanlı yeniçerilerini nereye sakladığınızı merak edi-

yordu. Ve, çocuklar, BatılılaĢıyor olmanız da onu ilgilendirmiyor-

du, anlıyor musunuz? Sonra, ondan hiç ummadığım bir oyun oy-

namaya baĢladı. Çevredekileri yeniden giydirme oyunu.”

Günay‟la ben birbirimize baktık.

“Yan masada yaĢlı bir adam oturuyordu,” diye sürdürdü,

Diana, “Gülünç olacak kadar ciddiydi. Nargile içiyordu. David,

bana, adama bakmamı söyledi,

“„BaĢındaki Ģapkayı çıkar, otuz-kırk santim uzunluğunda bir

külah giydirdiğini hayal et,‟ dedi. Ben de öyle yaptım.

Page 239: ALFA DA - okumedya.com · ALFA DA . ALEV ALATLI KÜLLĠYATI. Schrödinger‟in Kedisi [Kâbus] Schrödinger‟in Kedisi [Rüya] Viva La Muerte! • YaĢasın Ölüm „Nuke‟ Türkiye!

“„ġimdi, külahın etrafına bir-iki tane ipek çevre sar. ġu Top-

kapı Müzesi‟nde gördüklerimizden.‟ Sardım.

“„BaĢının dikleĢtiğini görebiliyor musun?‟”

“Elbette görebiliyordum, baĢını dik tutmasa, külah düĢerdi!

“„ġimdi, o zavallı ceketi, gömleği at, yerine bol, pembe bir

mintan giydir!‟

“Adamı soymamı istiyordu. Ben de ona uydum. Pantolonunu

çıkardık, el dokuması, lacivert bir Ģalvar giydirdik. Beline, alacalı

bir ipek kuĢak sardık. KuĢağın arasına, sedef kakmalı silahlar sok-

tuk. ĠĢlemeli cepken, desenli tozluklar, güderi ayakkabılar derken,

kıyafeti tamamlandı!

“„ġimdi, nasıl?‟ diye sordu David, mükemmel olduğunu itiraf

ettim. O zaman, söylediği daha da ilginçti,

“„Blucinli bir Katolik kardinalini kim ciddiye alır, Tanrı aĢkı-

na?‟ diye sordu, „Ya da kaftansız bir Hasidi Tzadikini!”„

“David‟in bizi ciddiye alması için, kılık değiĢtirmemiz lâzım,

öyle mi?”

“Ah, evet, ama onu anlamaya çalıĢmalısınız! Türkleri sevmek

istiyor!”

“O niye?”

“Sevmiyor olmaktan nefret ettiği için! Tembeldir. Sevmemek

ona çok zor gelir! Ama, bütün gün onu kızdıracak olaylar yaĢıyor.

Lokantada, önüne tabakları fırlatan garsona kızıyor. Türklerin,

isimlendiremediği bir tavırları olduğunu bu tavrın geçmiĢini yad-

sıdığını söylüyor. Sizi hiç bir zaman tanıyamayacağını, dost ola-

mayacağını sandığını söylüyor. Gözlerinizin ardına geçemiyor-

muĢ.”

“Doğrudur,” dedi Günay, biz italikleriz. “Ama, David‟i rahatla-

tacaksa, ona söyle, sadece o değil, Türklerin gözlerinin ardına ben

de geçemiyorum.”

Page 240: ALFA DA - okumedya.com · ALFA DA . ALEV ALATLI KÜLLĠYATI. Schrödinger‟in Kedisi [Kâbus] Schrödinger‟in Kedisi [Rüya] Viva La Muerte! • YaĢasın Ölüm „Nuke‟ Türkiye!

Diana, bunu bir nezaket cümlesi olarak aldı, biz de üstüne

varmadık.

O güne iliĢkin bize söylemediği Ģeyler vardı, mesela, David, bu

kadarla kalmamıĢ,

“Onlara baktığımda dar, parlak, ucuz giysilerini görmekten

nefret ediyorum,” demiĢti, “Hantal ellerinin Batı yapısı kasetça-

larları kurcalamalarını seyretmek, garip bir tecavüz edilmiĢlik

duygusu veriyor. Müzik düĢkünlükleri baĢka bir ülkede olsa hoĢ

bir tutku olarak görülebilirdi, burada sinirime dokunuyor. Türk

televizyonundaki besili Farah Fawcett‟lerden hoĢlanmıyorum.

Ama yine de bu ülke kendimi keĢfetmeme yarıyor. Ve, gariptir,

BatılılaĢmanın bu kadar pahalı olacağını düĢünmemiĢtim!”

“Bu arada anlaĢılması güç bir Ģey daha oldu,” diye sürdürdü

Diana, “ġimdi, hemen bizim masanın yanında ayakkabı boyayan

on iki on üç yaĢlarında bir çocuk vardı. Bir ara, o kadar yaklaĢtı ki,

uzaklaĢtırmak istedim, elimi baĢına koydum, belli belirsiz okĢa-

dım. Çocuk, yerinden zıpladı, belli ki, hiç okĢanmamıĢtı! Döndü

baktı, bizi gördü, sigarasını ağzından çekti, çapkın çapkın sırıttı.

Ġnanabiliyor musun? Sonra, ayakkabılarıma hamle etti, boyamak

istiyordu. Ama, ben, lastik ayakkabı giyiyordum. Bozuldu, bozu-

lunca da etrafındakilere benim ayakkabılarımı iĢaret etti, bir Ģey-

ler söyledi. Hep beraber gülmeye baĢladılar. Utanç vericiydi. Da-

vid, ne yapacağını bilemediği için onlara katılırmıĢ gibi yaptı. He-

men yanı baĢımızdaki motorda halat bağlayan bir delikanlı, Da-

vid‟e el salladı, bir Ģeyler söyledi, ben sadece „Mösyö‟ kelimesini

duydum. Sonra aniden hava değiĢti, az önce giydirdiğimiz yaĢlı

adam sertçe bir Ģeyler söyledi. Sustular. Derken, Ģef garson, çocu-

ğun koluna yapıĢtı, ayağa kaldırdı, ensesine bir tokat patlattı!

Kahvenin dıĢına sürükledi! Bu arada da çocuk, haykırıyordu.

Herhalde küfrediyordu. Kaldırıma savrulduğunda, komi, arkasın-

dan oraları temizlediği saplı süpürgesini fırlattı, ama gülerek,

değmeyecek Ģekilde! David, süpürge fırlatma iĢinin bizim yararı-

mıza bir gösteri olduğunu söyledi. Bence de öyleydi.

“Her Ģey o kadar ani cereyan etti ki, biz ne olduğunu anlama-

dık bile! Zavallı, David, Ģoke oldu! Bir yandan gülümsüyor öte

Page 241: ALFA DA - okumedya.com · ALFA DA . ALEV ALATLI KÜLLĠYATI. Schrödinger‟in Kedisi [Kâbus] Schrödinger‟in Kedisi [Rüya] Viva La Muerte! • YaĢasın Ölüm „Nuke‟ Türkiye!

yandan da garsona, „Biz kalkıyoruz, hesabı verir misin?‟ sinyali

vermeye çalıĢıyordu. ġimdi, Ģef garsonun geliĢ biçimi de baĢka

türlü bir Ģeydi! Bir eli arkasında. Waldorf-Astoria metrodoteli gibi

yaklaĢtı, „Yes, sir?‟ dedi. Ġyi mi? Sanki az önce çocuğun ensesinde

o korkunç tokatı patlatan o değilmiĢ gibi gülümsüyordu, sahtekâr!

Parayı ödedik, bizi kapıya kadar geçirdi, taksi isteyip istemediği-

mizi sordu.

“„Good-bye, Please, come again!‟Ayrıldık! Eğer, siz Türkler

hakkında bir Ģey öğrendimse,” diye sürdürdü, Diana, “çok öfkeli

insanlar olduğunuzu öğrendim! Ne zaman patlayacağınız da belli

değil! Bu Ģiddet beni korkutuyor! Ama, David, benden daha zor

durumda. Onun için endiĢeleniyorum.”

Page 242: ALFA DA - okumedya.com · ALFA DA . ALEV ALATLI KÜLLĠYATI. Schrödinger‟in Kedisi [Kâbus] Schrödinger‟in Kedisi [Rüya] Viva La Muerte! • YaĢasın Ölüm „Nuke‟ Türkiye!

III

David‟in, “İsa Mesih! Müslüman‟ bulamıyorum!” gerekçesi ile

adını “ÇağdaĢ Türk Zihniyeti ve Rasyonalizm” Ģeklinde değiĢtirdi-

ği projesinin geliĢmesini yakından izledim. Daha doğrusu, yakını-

na düĢtüm! ġöyle ki, nicedir derslikten çıkıp müzikli toplantılara

dönen gecelerden birinde, David‟in çalıĢma masasının üstünde

özenle kesilmiĢ bir kupür yığınağı gördüm. Dikkatimi çekti, çünkü

bunlar da tıpkı Rodoplu‟nunkiler gibi -ama çok daha düzenli!- sü-

tun yazılarıydılar. Profesör, döneminin altı büyük gazetesi, Hürri-

yet, Milliyet, Cumhuriyet, Günaydın, Tercüman ve Güneş‟te de-

vamlı yazan kırk üç yazarın bir aylık (Aralık) yazılarını toplamıĢ,

yazarları numaralamıĢtı: (1) Bekir CoĢkun, (2) Yılmaz Çetiner,

(3) Ġlhan Bardakçı, (4) Nazlı Ilıcak, (5) Ġlhan Selçuk, (6) Oktay

Akbal, (7) Hasan Cemal, (8) Uğur Mumcu, (9) MüĢerref Heki-

moğlu, (10) Talat Halman, (11) Mustafa Ekmekçi, (12) Yavuz

Donat, (13) Orhan Duru, (14) Attila Ġlhan, (15) Mehmed Kemal,

(16) Rauf Tamer, (17) Osman Kibar, (18) Altan Öymen, (19) Al-

temur Kılıç, (20) Örsan Övmen, (21) Burhan Arpad, (22) Prof.

Page 243: ALFA DA - okumedya.com · ALFA DA . ALEV ALATLI KÜLLĠYATI. Schrödinger‟in Kedisi [Kâbus] Schrödinger‟in Kedisi [Rüya] Viva La Muerte! • YaĢasın Ölüm „Nuke‟ Türkiye!

Fahir Armaoğlu, (23) Erdoğan Alkin, (24) Öztin Akgüç, (25) Me-

tin Toker, (26) Haldun Taner, (27) RüĢtü ġardağ, (28) Mümtaz

Soysal, (29) Mükbil Özyörük, (30) Haluk Ülman, (31) M. Ali Bi-

rand, (32) Yalçın Doğan, (33) Oktay EkĢi, (34) Teoman Erel, (35)

Necati Zincirkıran, (36) Refik Erduran, (37)Mehmet Barlas, (38)

Ergun Göze, (39) Selçuk Erez, (40) Hasan Pulur, (41) Nezih De-

mirkent, (42) Çetin Altan.

Yığının yanında kalamozaya benzer bir büyük defter vardı. O

gece, David gelip de toplantı dağıldıktan sonra, Diana‟nın kahve

teklifini kabul ettim. Profesörle konuĢmak, ne yaptığını öğrenmek

istiyordum. Daha önce naklettiğim gibi, David‟in Türk üniversite-

lerinin bilimsel üretimini araĢtırma malzemesi olarak kullanması,

Dekan Dülger tarafından fiilen yasaklanmıĢtı. Ġlk plânını değiĢ-

tirmek zorunda kalan David,

“Ġki aĢamalı bir proje uygulamayı düĢünüyorum, Mehmet

Bey,” diye açıkladı, “Öncelikle, Türkiye‟nin gündemini tespit ede-

ceğim. Bu gördüğünüz kupürlerde iĢlenen konular bu amaca

hizmet edecek. Daha sonra, makalelerin üstünden giderek, gün-

demdeki konuları nasıl incelediklerini, metodolojilerini saptaya-

cağım.”

Sözünü kestim,

“Türkiye‟nin gündemini sütun yazarlarının saptadığını mı dü-

Ģünüyorsunuz?”

Meleksi meleksi güldü,

“Neyi ima ettiğinizi biliyorum, efendim,” dedi, terbiyeli bir ses-

le, “Hayır, Türkiye‟nin basın dıĢında oluĢan bir baĢka gündemi

olduğunun farkındayım. Bunun ne olduğunu bir sonraki aĢamada

saha çalıĢmasıyla saptamaya çalıĢacağım.”

“Demek, hâlâ, Doğulu kafasının peĢindesiniz?” dedim, David,

teslim olduğunu belirten bir hareketle, “Ġsa Mesih! Müslüman

bulamıyorum!” dedi.

Gülümsüyordu, ben de uzatmak istemedim.

Page 244: ALFA DA - okumedya.com · ALFA DA . ALEV ALATLI KÜLLĠYATI. Schrödinger‟in Kedisi [Kâbus] Schrödinger‟in Kedisi [Rüya] Viva La Muerte! • YaĢasın Ölüm „Nuke‟ Türkiye!

“Nasıl bir yol izlediğinizi açıklamanızı istesem, sizi sıkar mı-

yım?”

“Asla! Asla!” diye ünledi, “Bilakis, memnun olurum. Belki be-

ni uyarmak istediğiniz birkaç nokta çıkar!”

Bilim adamı heyecanını görebiliyordum. Yerinden kalktı, ma-

sasındaki konular teker teker sıralanmıĢtı. Buna göre, 1-31 Aralık

tarihleri arasında yayımlanan köĢe yazılarında 381 konuya deği-

nilmiĢti. Günlük ortalama konu adedi 12.2, her bir sütun yazarı-

nın bir ayda iĢlediği ortalama konu adedi ise 8.6‟ydı. David bu he-

sabın „konuların tekrarı‟ anlamına geldiğini söylüyordu. Yazarlar,

hem kendilerini, hem de diğer sütun yazarlarının daha önce ele

aldıkları meseleleri tekraren yazıyorlardı. Türkçesi, herkes hep

aynı şeyleri yazıyordu!

“UzmanlaĢma eksikliğinden kaynaklandığını düĢünüyorum,”

dedi David.

Yazarların birbirlerine atıf yapıyor olmalarını da uzmanlaĢma

eksikliğine bağlıyordu. ġöyle ki, bir ay boyunca iĢlenen 381 konu-

nun 16‟sı, sütun yazarlarının birbirlerine yaptıkları göndermeler-

den oluĢmuĢtu. David‟e göre, toplamın yüzde 4‟üne tekabül eden

bu rakam dikkat çekecek kadar yüksek bir orandı.

“Saptayabildiğim kadarıyla makalelerin asgari yüzde dördü

ikinci elden bilgi üzerine yapılanmıĢ,” dedi ve gülümsedi, “Bazen

üçüncü el de olabiliyor!” Türkçesi, birbirlerinden apartıyorlardı!

Bu bulgunun bir telmihi de, Türk basınında, Ortadoğu dilleri-

ni bilmeksizin Ortadoğu uzmanı olan Profesör Sernea‟nın soru-

nuna benzer bir sorun olduğuydu. Yani, meselenin aslına hâkim

olamayan yazar, güvendiği bir arkadaĢının yazısından alıntı yaptığı

için, konu bir yandan da yanlıĢların belirleyici ayrıntılarını kaybe-

derek kabalaĢıyor, diğer yandan da yanlıĢların „bilgi‟ haline dö-

nüĢmesi ihtimali büyüyordu.

“Mamafih,” diye gülümsedi, Profesör Pavloviç, “bu suretle,

Türk gazetecilerinin iç-çevresini öğrendim.”

Page 245: ALFA DA - okumedya.com · ALFA DA . ALEV ALATLI KÜLLĠYATI. Schrödinger‟in Kedisi [Kâbus] Schrödinger‟in Kedisi [Rüya] Viva La Muerte! • YaĢasın Ölüm „Nuke‟ Türkiye!

Bir liste daha çıkardı, bu listede de, en çok gönderme yapılan

gazetecilerin listesi vardı.

“ġimdi, bakalım,” dedi “Ġlhan Selçuk! Aralık ayı içinde, Oktay

Akbal ve Mustafa Ekmekçi kendisinden dört ayrı yazıda bahset-

miĢler. Sonra, Nadir Nadi. Onu da en çok Hasan Cemal ve on beĢ

numaralı yazar, Mehmed Kemal Bey seviyorlar. Aynı sırada, Ha-

san Pulur da var. Onun hayranları da, yine Oktay Akbal ve Ġlhan

Bardakçı. Teoman Erel de arkadaĢları tarafından sevilen bir ya-

zar. Onu da Öztin Akgüç ve Ekmekçi seviyor. Ama, bu Bay Ek-

mekçi, çok sevecen bir beyefendi olmalı. Bir ay içinde tam on üç

arkadaĢını sütununa konuk etmiĢ. Onu, Akbal izliyor.”

“Günay Rodoplu, bu duruma grup zinası der,” diye mırıldan-

dım, “karşılıklı hayranlık derneği!”

“Zo!” güldü David, “Öyle der, öylemi? Ġlginç bir hanımefendi

bu Rodoplu!”

“Öyledir,” dedim, ama birden, Günay‟ı bir yabancı ile konuĢu-

yor olmaktan mahcup oldum, konuyu değiĢtirdim.

Pavloviç, basının iç-çevresinin sol ve sağ diye ikiye ayrıldığını

saptadığını söyledi. Birbirlerini “kollayan” sol iç-çevre yazarları

listesindeki isimler, Yalçın Doğan, Yalçın PekĢen, Ġlhan Selçuk,

Haldun Taner, Burhan Felek, Nezihe Araz, Uğur Mumcu, Teo-

man Erel, Hasan Pulur, Mehmed Kemal, Ali Sirmen, Nadir Nadi,

Ġlhami Soysal, Mehmet Barlas‟tı.

“Sağ” iç-çevre daha kısıtlı olmalıydı; David, sadece Ceyhan Al-

tınyelek, Servet ve Ahmet Kabaklı‟nın isimlerini tespit edebilmiĢti.

David‟in elinde isimlerin yanına doğum tarihlerinin de ekli ol-

duğu bir liste daha vardı: Azra Erhat, 1915; S. Eyuboğlu, 1908;

Tarık Dursun K., 1935; Mehmet BaĢaran, 1926; Selim Ġleri, 1949;

Ġlhan Berk, 1916; Cevdet Kudret, 1907; Ahmet HaĢim, 1884; Tev-

fik Fikret, 1867; Hüseyin Rahmi Gürpınar, 1864; Hasan Ġzzettin

Dinamo, 1909; Asım Bezirci, 1927; Talip Apaydın, 1926; Fazıl

Hüsnü Dağlarca, 1914; Orhan Kemal, 1914; Can Yücel, 1926;

Aziz Nesin, 1915; Cemal Süreyya, 1931; Nâzım Hikmet, 1901;

Özdemir Asaf, 1923; Emre Kongar, 1941; Ali Püsküllüoğlu, 1935;

Page 246: ALFA DA - okumedya.com · ALFA DA . ALEV ALATLI KÜLLĠYATI. Schrödinger‟in Kedisi [Kâbus] Schrödinger‟in Kedisi [Rüya] Viva La Muerte! • YaĢasın Ölüm „Nuke‟ Türkiye!

Vedat Türkali, 1918; Oktay Rifat, 1935; Naim Tirali, 1925; Salah

Yıldız, 1933; Sait Faik, 1906; Mete Tuncay, (?); Nazlı Eray, 1945.

Bu listenin ne anlama geldiğini sordum.

“Ha, o mu?” diye gülümsedi, uzandı, yakın gözlüklerinin üs-

tünden baktı, “onlar, sütun yazarlarının atıf yaptığı edebiyatçılar.

En sevilen yazar da, bakabilir miyim, lütfen,” uzandı listeyi aldı,

“Aziz Nesin. Bu ay içinde beĢ ayrı yazar ondan övgüyle bah-

setmiĢ, Ġlhan Selçuk, Oktay Akbal, Refik Erduran, Ekmekçi -bu,

Ekmekçi Bey‟le tanıĢmak isterim, çok iyi bir insan gibi görünü-

yor.”

Buna cevap vermemeyi tercih ettim,

“YaĢar Kemal? YaĢar Kemal yok mu?”

“Aralık ayında yok,” dedi David, “bakın, iki, pardon, üç liste

daha var.” Kâğıtları uzattı,

“Bu sütun yazarlarının övdükleri sanatçılar listesi; bu, övdük-

leri, akademisyenlerin listesi; bu da,” mahcup olmuĢ gibi durala-

dı, “sevmediklerinin listesi.”

Ġlk liste, Metin Akpınar‟la baĢlıyor, Zeki Alasya ile sürüyordu:

Yıldız Kenter, ġükran Güngör, Zülfü Livaneli, Rahmi Saltuk, Ti-

mur Selçuk, Fevzi Tuna, Müjdat Gezen, Ruhi Su, Hale Soygazi,

Bedri Rahmi Eyuboğlu.

Ġkinci liste, sevilen akademisyenler listesiydi: Cavit Tütengil,

Cevat Çapan, Bedri Dere, Tevfik Çavdar, Bahri Savcı, Sadun

Aren, Gencay ġayian, Tarık Zafer Tunaya, Cahit TalaĢ, Arslan Ba-

Ģer Kafaoğlu, Öztin Akgüç ve Akın.

“Sevilmeyenler” listesinin baĢını Ġlhan Evliyagil çekiyor, Avni

Akyol, Mehmet ÖzgüneĢ, Yahya Kemal, Ebubekir Hazım Tepeyran

izliyordu.

“Sağ‟ın övdükleri” listesinde, Prof. Dr. Ekrem Ayverdi, Dr. Ay-

dın Yüksel, Mehmet Akif, Ahmet Refik Bey, Dr. Faruk Sümer, Dr.

Ġsmail Parlatır isimleri sıralanmıĢtı.

Page 247: ALFA DA - okumedya.com · ALFA DA . ALEV ALATLI KÜLLĠYATI. Schrödinger‟in Kedisi [Kâbus] Schrödinger‟in Kedisi [Rüya] Viva La Muerte! • YaĢasın Ölüm „Nuke‟ Türkiye!

CIA telmihinden olacak, Pavloviçlerin elinde onca ismi bir

arada görmek beni sinirlendirmiĢti. Bu listelerin gizli belgeler ol-

madığı, isimlerin gazete okuyan herkes tarafından derlenebilece-

ğinin bilincine rağmen, gerildikçe geriliyordum. Ruhsal durumum

sesime de yansıdı; itham eder gibi sordum,

“Bu listelerle neyi amaçlıyorsunuz?”

“Oh, well!” diye baĢladı, David, “Size söylediğim gibi baĢlangıç

amacım, Türkiye gündemini saptamaktı. Tabii, sütun yazarlarının

önerdiği gündemi. Fakat, sonra, Mehmet Bey, bu kadar çok sayıda

isme rastlayınca, Türk entelijensiyasının kimliğini saptadığımın

farkına vardım. Bunu Türk entelijensiyasının düĢünce tarzının

bana ıĢık tutacağı düĢüncesi izledi.”

Profesör, Cord Fountadion‟a kabul ettirdiği hipotezleri bu ya-

zarların yapıtlarında sınamaya hazırlanıyordu. Okur, söz konusu

hipotezleri hatırlayacaktır: “Kesinlik, Doğu kafası için nefret edi-

lecek bir şeydir,” “Kesinlik yoksunluğu aslında Doğulu kafasının

genel karakteridir... Doğu kafası ülkesinin pitoresk görüntüleri

gibi en yüksek noktada simetri duygusundan yoksundur. Düşünce

sistemi düzensiz ve dağınıktır... Geçerliliğini kabul ettikleri en ba-

sit önerilerin sonuçlarını düşünmekten acizdir...” vs. vs. Bütün

yaptığı, bu hipotezlerdeki “Doğu kafası” tanımının yerine “Türk

kafası” tanımını ikame etmek olmuĢtu.

“Peki, sonuç? Ne sonuçlara vardınız?”

“Oh, daha çok erken,” dedi David, artık aĢina olduğum özür

diler tavrıyla, “Henüz bütün yapabildiğim, siz Türklerin nelerle

ilgilendiğinizi...”

Sözünü kestim,

“Basının nelerle ilgilendiği demek istiyorsunuz, Profesör!”

“Ġstediğiniz gibi olsun,” diye güldü, “Türk basınının nelerle il-

gilendiğini saptamak oldu.”

Pavloviç, duraladı, uzandı bir bira aldı,

“Siz de ister misiniz?” ġiĢeyi açtı, baĢına dikti,

Page 248: ALFA DA - okumedya.com · ALFA DA . ALEV ALATLI KÜLLĠYATI. Schrödinger‟in Kedisi [Kâbus] Schrödinger‟in Kedisi [Rüya] Viva La Muerte! • YaĢasın Ölüm „Nuke‟ Türkiye!

“Well,” dedi, yine sesini söyleyeceği Ģeyler için peĢinen özür

diliyormuĢ gibi yumuĢattı,

“ġu kadarını söyleyeyim ki, Aralık ayında, Türk sütun yazarla-

rı en çok edebiyatla uğraĢtılar.”

“Nasıl yani?”

“Ġki numaralı liste,” dedi, David.

Azra Erhat‟la baĢlayan listeyi iĢaret etti,

“Evet, edebiyatla uğraĢtılar. Bu listedeki isimler hakkında

yazdılar. 381 konunun 24 tanesi edebiyatla ilgiliydi. Edebiyata

dair yazıları, ekonomi ile ilgili konular izliyor: 23 yazı.” Edebiya-

tın, ekonominin önüne geçmiĢ olması çok ĢaĢırtıcıydı, teyit ettir-

mek istedim,

“Enflasyon ve her Ģey!” dedi, David.

Edebiyatın ekonominin önüne geçtiğine inanamadığımı söyle-

dim. Bana katıldığını ifade etti,

“ġaĢırtıcı değil mi?”

Listeye uzandım, Türk basınını o ay en çok meĢgul eden ya-

zarların isimlerine tekrar baktım. Doğum tarihleri o zaman dikka-

timi çekti.

“Selim Ġleri‟nin bu listede olmaması lâzım,” dedim, “Baksanı-

za, o sadece 1949 doğumlu!”

“Ne demek istediğinizi biliyorum,” dedi, Pavloviç, Ġleri‟ye ta-

kılmıĢ olmama hiç ĢaĢırmamıĢ gibiydi, “AraĢtırmadım. Genç Bay

Ġleri o listede, çünkü Azra Erhat hakkında bir kitap yazmıĢ. Ama,

haklısınız, bu yazarların en genci 1935 doğumlu.”

“Peki, siz bunu nasıl yorumluyorsunuz? Ya da yorumluyor

musunuz?”

“Akranlarını kolluyor olabilirler,” diye gülümsedi, “Nostalji

olabilir. Ama, belki de risk almak istemiyorlar.”

“Nasıl risk?”

Page 249: ALFA DA - okumedya.com · ALFA DA . ALEV ALATLI KÜLLĠYATI. Schrödinger‟in Kedisi [Kâbus] Schrödinger‟in Kedisi [Rüya] Viva La Muerte! • YaĢasın Ölüm „Nuke‟ Türkiye!

“Genç kuĢak yazarlarını övmek risk almaktır, değil mi? Nasıl

geliĢeceklerini bilemezsiniz. Eski ve genel kabul gören yapıtlar

üzerinde konuĢmak her zaman daha emniyetlidir. Öyle düĢünmez

misiniz?”

“Statüko daha güvenlidir demek istiyorsunuz.”

“Öyle değil mi?”

KuĢkusuz öyleydi.

CiddileĢti,

“Bana söylenenin aksine,” diye sürdürdü, “bu bulgulara göre,

henüz ekonomik kaygılarınız, edebi kaygılarınıza baskın değil.”

Günay! Burada olup bu adamı dinlemeliydin, diye italik‟ledim

ama dudaklarımdan dökülen sıradan bir kinayeydi,

“Bunu bir de Nesibe‟ye sormak lâzım!”

“Öyle, değil mi?” diye onayladı, beni yine ĢaĢırttı.

“Aslında, politikacılarınız da edebiyatçılarınızdan daha önemli

değil,” diye gülümsedi, “Bakın, milletvekilleri hakkındaki yazı sa-

yısı sadece 6. Bunlarda isim zikredilmiyor.”

“Yani, mesela, BeĢiktaĢ milletvekillerini tanımazken, edebi-

yatçı Mehmet BaĢaran‟ı tanıyoruz.”

“Aynen,” dedi, David.

Gündemin üçüncü maddesinin ne olduğunu sordum,

“Ah, bakın, bu ilginç!” diye ünledi, “Üçüncü sırada Turgut

Özal var. KiĢisel bilgiler. Karakteri, çevresi ve benzeri Ģeyler. Top-

lam 22 yazı,” gülümsedi, “Bay Özal, üçüncü sırayı CHP, SHP,

SODEP, PaĢa, Ġnönü, Kuvayı Milliye, Kubilay ve teorik solu öven

yazılarla paylaĢıyor. Onlar da 22 tane.”

Bu hesapça, bizi öncelikle, edebiyat, sonra ekonomi, sonra da

Turgut Özal‟ın ailesine iliĢkin dedikodular ilgilendiriyordu.

“Bir sonraki sorununuz da, TRT!” dedi David.

Page 250: ALFA DA - okumedya.com · ALFA DA . ALEV ALATLI KÜLLĠYATI. Schrödinger‟in Kedisi [Kâbus] Schrödinger‟in Kedisi [Rüya] Viva La Muerte! • YaĢasın Ölüm „Nuke‟ Türkiye!

“TRT‟nin nesi?”

“Well, baĢta dili. Sonra, taraflılığı, yavanlığı, 19 yazı. Bunu

Kıbrıs ve Yunanlılar izliyor, 18 yazı. Atatürk, 11 yazı; yerel seçim-

ler, Köyceğiz, 10 yazı; tarihte bugün, 10 yazı. Ah, bu da enteresan:

Yabancıların entrikaları, 10 yazı. Size, dökümü veririm, ilgilenir-

seniz.”

Çok ilgilendiğimi söyledim.

“Bence, bu bulguların önemi, Mehmet Bey,” diye sürdürdü

David, “gündeminizin tarih ağırlıklı olduğuna iĢaret ediyor olma-

ları. Anlıyorsunuz değil mi? Edebiyatla ilgili yazıları gördünüz; en

genç yazar, 1935 doğumlu. ġimdi buna tarihte bugün, Atatürk,

CHP, PaĢa, Ġnönü, Kuvayı Milliye, Kubilay, Türk Dil Reformu, eski

Ġstanbul yazılarını da eklerseniz, 73 konu ediyor; yani, toplam ya-

zıların yüzde 20‟si 50-60 yıl öncesine dönük. Ne demek istediğimi

anlıyor musunuz?”

“Geleceğe dönük ya da fütüristtik nitelikteki yazıların sayısı

nedir?”

“Korkarım, geleceğe dönük olarak niteleyebileceğiniz tek bir

yazı vardı,” dedi David, “yüksek teknolojinin Türkiye‟ye olumsuz

etkileri hakkındaydı.”

“Anlıyorum,” dedim, “herhalde, yurtdıĢına iliĢkin yazıların sa-

yısı da azdır.”

“Doğrusunu istersiniz, Türkiye‟nin bütünüyle dıĢındaki dün-

yaya iliĢkin tek bir yazı var. O da Le Monde‟un iflası hakkında.

Kaddafi, Ġtalyan mafyası, Pakistan‟daki referandum hakkındaki iki

yazıyla birlikte toplam beĢ. Yüzde 1.3.”

“İlkel toplumlarda evrenin merkezi „cemaattir‟” diye ita-

lik‟ledim, “Cemaat‟in dışındaki her şey karanlıktır, cemaatten ba-

ğımsız bir varlığı olduğu düşünülemez.”

“ġimdi, tabii, bir de gazetenin günlük olma niteliği var,” diye

sürdürdü, “ġimdi, mesela, Türk kimliğine iliĢkin yazılar, kitap

okunmadığından yakınan yazılar da eklendiğinde, haber mahiye-

tinde olan sütun yazılarının toplama oranı, 44 bölü 381, yüzde

Page 251: ALFA DA - okumedya.com · ALFA DA . ALEV ALATLI KÜLLĠYATI. Schrödinger‟in Kedisi [Kâbus] Schrödinger‟in Kedisi [Rüya] Viva La Muerte! • YaĢasın Ölüm „Nuke‟ Türkiye!

11‟e düĢüyor ki, bu yüzde, günlük bir gazeteden çok aylık dergiyi

çağrıĢtırıyor.”

Açıklamasını istediğimde, David‟in Türk basınına nezaket

(bence!) gösterdiği ortaya çıktı. Demek istediğim Ģu: David‟in kıs-

tası, haftalık bir dergi olduğu halde aralık ayında 231 konu iĢleyen

“TIME” dergisiydi. Bizim gazetelerin kullandıkları sütun/santim

alanı, yani, kâğıt miktarı da göz önüne aldığında, köĢe yazarlarının

makalelerinde değindikleri konu sayısının 381‟in üç katı olması

gerektiğini hesaplamıĢtı. Ancak, David‟in esas ilgisini çeken, yani,

haber fukaralığının ötesinde ilgisini çeken, muhteviyatın kompo-

zisyonuydu. ġöyle ki, bizim basınımızda yüzde 1.3‟ü geçmeyen

yurtdıĢı haberler, TIME‟da toplamın yüzde 29‟unu teĢkil ediyordu

ve BirleĢik Devletler hariç 25 ülkeyi (Aralıkta, Güney Kore, Batı

Almanya, Ġtalya, Polonya, Belçika, SSCB, Ġspanya, Ġngiltere, Fran-

sa, Yunanistan, Portekiz, Güney Afrika, Hindistan, Pakistan, Ka-

nada, Ġran, Hong Kong, Kolombiya, El Salvador, Uruguay, ġili,

Etiyopya, Avusturya, Filipinler) yakından izliyordu. Amerikan

ekonomisine iliĢkin haber ve değerlendirmeler, toplamın sadece

yüzde 6‟sı kadarken (Buna karĢın, Reagan‟ın kiĢiliğine ya da aile-

sine iliĢkin tek bir yazı yoktu!) ancak Japonya‟dan Fransa‟ya kadar

dünya iĢ âlemine iliĢkin haberler yüzde 10‟u buluyordu. Bizde hiç

yer almayan tıptaki geliĢmeler, astronomi gibi bilimsel konular

toplamın yüzde 7‟siydi. Edebiyat, sadece yeni çıkan kitapların -ki

bunların arasında Marquez ve Franz Levy gibi yabancılar da vardı-

eleĢtirisinden ibaretti ve yüzde 4‟ü aĢmıyordu. Tarihe dönük hiç-

bir yazı olmadığı gibi, Amerikan entelijensiyasının kimliğine dair

ipuçları dahi yoktu. David, günlük yazılı basın kompozisyonun da

farklı olmadığını söyledi.

Ancak, o akĢam konuĢtuklarımız tarafsız bir bilim adamının

sunduğu rakamlar olmaktan ileri gitmedi. Bütün bu bilgilerin Da-

vid‟i nasıl etkilediğini, daha sonra, Diana‟nın Rodoplu‟ya, kendisi-

ni savunma mahiyetinde, kocasının Kevorkian‟a yazdığı mektup-

ların kopyalarını getirdiğinde öğrenecektim. Mektup, standart,

“Dear George” formülü ile baĢlıyordu:

“Sana, bir Türk entelektüeli portresini çizeceğim. Bunu ya-

parken, kendimden hiçbir Ģey ilave etmeyecek, inceleye geldiğim

Page 252: ALFA DA - okumedya.com · ALFA DA . ALEV ALATLI KÜLLĠYATI. Schrödinger‟in Kedisi [Kâbus] Schrödinger‟in Kedisi [Rüya] Viva La Muerte! • YaĢasın Ölüm „Nuke‟ Türkiye!

köĢe yazarlarının makalelerini birbirlerine eklemek suretiyle ge-

nel resmi vermeye çalıĢacağım.

Öyle görünüyor ki, sevgili dostum, bir Türk entelektüeli, her

Ģeyden önce, milletinin eĢsiz ve yekpare olduğuna inancı tam bir

ethnocentric* ve ülkesinin „kuĢatma altında‟ olduğunun bütünüy-

le bilincinde, bir xenoghobic‟tir.**

ġunu mütalaa et:

„KuĢatma altında olan pek az millet vardır. Biz bunlardan biri-

yiz. KomĢularımıza bakın... Ya ideoloji yüzünden ya tarihin acı

mirası yüzünden ya da yakın zamanlardaki çatıĢmalar yüzünden,

dört bir yanımızdaki devletler, üstümüze çullanmaya hazırdır. Sı-

nırlarımız ötesinde, Almanya bizi sevmez, Fransa nefret eder, Ġn-

giltere küçümser. Dost ve kardeĢ bellediğimiz Amerika, kendi çı-

karlarına göre, bize üvey muamelesi yapar, basit politika oyunları

uğruna bizi rahatça harcar. DüĢmanımız çok (Pakistan ve Bang-

ladeĢ hariç), dostumuz yok denecek kadar az.

NATO‟da sığıntıyız. Ġslâm devletleri topluluğunda kuĢkuyla

karĢılanıyoruz. Ne Batılıyız ne Doğulu. Ne Avrupalıyız ne Asyalı.

Ne sağcıyız, ne solcu. Ne güreĢçiyiz, ne basketbolcu. Sosyalist blok

karĢımızdadır. Tarafsızlar, bizi aralarına almaz. Asya-Afrika dev-

letleri topluluğu bize hep soğuk davranır. DüĢük kaliteli iĢler için

bizim insanlarımıza ihtiyaç olduğunda, Almanya can ciğer dostu-

muzdur. Ġktisadi durumu biraz bozulursa, aynı Almanya, Türk

düĢmanı oluverir.

Kore‟de kanımızı dökersek, Sovyet sınırında Batı âlemi için

göğsümüzü siper edersek, topraklarımıza en tehlikeli füzeleri bu-

yur edersek, Amerika dostumuzdur. Ama, Kıbrıs‟ta soydaĢlarımızı

korursak, aynı Amerika bize sırt çevirir. Seçim menfaatleri için,

Ermeni lobisine boyun eğip, bağrımıza hançer saplar.

* Ethnocentric: kiĢinin kendi ırk, millet ya da kültürünün herkesin-kinden üstün olduğu Ģeklindeki ruh hali. (y.n.)

** Xenoghobic: yabancılardan korku ya da nefret duygusu. Yabancı düĢmanlığı ve korkusu. (y.n)

Page 253: ALFA DA - okumedya.com · ALFA DA . ALEV ALATLI KÜLLĠYATI. Schrödinger‟in Kedisi [Kâbus] Schrödinger‟in Kedisi [Rüya] Viva La Muerte! • YaĢasın Ölüm „Nuke‟ Türkiye!

Geçenlerde, Milliyet, Türkiye‟yi baskı altında tutan dıĢ kuvvet-

lerin Reha Muhtar tarafından yayımlanan bir listesini yayımladı.

Yaman bir listedir o! Ama izninizle, birkaç baĢka baskıyı da ekle-

mek gerek:

Sosyalist blok, tümüyle karĢımızdadır. Pakistan ile dostluğu-

muz ve baĢka nedenlerden, Hindistan karĢımızdadır. Kendi azın-

lıklarının bağımsızlık istemesinden korkan birçok devlet, Kıbrıs

sorunu yüzünden karĢımızdadır. Belli baĢlı birkaç Batı devletinde

(özellikle BirleĢik Amerika‟da) Araplara yakınlaĢmamıza öfkele-

nen Musevi lobileri, bize gizli kapaklı hareketlere giriĢmeye baĢ-

lamıĢlardır.

Türkiye‟ye ve Türklüğe düĢmanlık artmakta, birleĢik cephe

geniĢlemekte, yıpratıcı ve saldırgan güçler çoğalmaktadır.

Cumhuriyet tarihimizde hiçbir vakit, bugünkü gibi abluka al-

tında kalmadık. Gerçi savaĢta değiliz. Dostumuz yok değil. DüĢ-

manlarımız topla tüfekle saldırmıyor. Ama, dört bir yandan kinle,

nefretle sarılmıĢ durumdayız. DüĢmanca duyguların kuĢatması

altındayız.‟ Bu, Bay Halman‟dı. (1)

Bay Barlas, Bay Halman‟ı teyit etmektedir,

„Ġsveç, Türkiye‟yi hedef alan ayrılıkçı terörist grupların sesle-

rini yükselttiği bir arena niteliğindedir. ÇağdaĢ, uygar ve özgür

Ġsveç, belki de bilmeden, uluslararası bölücülük ve Ģiddet hareket-

lerine kucak açmıĢtır. Bir dönemde Bulgaristan, silah ve sigara

kaçakçılarını dolar kazanmak için destekliyordu.

ġimdi de Ġsveç, özgürlük ticareti uğruna, 50 milyon Türk‟ün

hayatına kasteden ayrılıkçı grupları besleyerek BulgaristanlaĢ-

makta, SuriyeleĢmektedir.‟(2)

Bay Halman, devam ediyor,

„Yakın gelecekte, bu üzücü durum değiĢmeyecektir, sanırım.

Bize karĢı takınılan olumsuz tavırların bazılarının kökleri tarihte-

dir. Çok ulusla savaĢmıĢız. Çok ulusa egemen olmuĢuz. Eskiden

tahakkümümüz altında olanlar Ģimdi fırsat buldukça veryansın

ediyorlar bize.‟

Page 254: ALFA DA - okumedya.com · ALFA DA . ALEV ALATLI KÜLLĠYATI. Schrödinger‟in Kedisi [Kâbus] Schrödinger‟in Kedisi [Rüya] Viva La Muerte! • YaĢasın Ölüm „Nuke‟ Türkiye!

„KarĢımızda niçin bu kadar geniĢ bir cephe var? Çünkü biz

baĢka hiçbir ulusa benzemeyen, eski deyimle, nevi‟i Ģahsına

münhasır, yeni deyimle, türü kendine özgü bir milletiz. Müslü-

man âlemini düĢman gören bazı Hıristiyan uluslar, bizi de Müs-

lüman devlet olarak karĢılarına alıyorlar. Buna karĢılık, Ġslam

âleminde, laik Türkiye‟yi tam Müslüman saymayanlar var: Üstelik

Ġsrail‟le diplomatik iliĢkiler sürdürmüĢ olmamızı affedemiyorlar.‟

(1)

Bay Çetiner de, Bay Halman‟ı teyit etmektedir,

„Henüz geçen yıl Türkiye‟den ayrılan Ġsviçre‟nin Ankara Bü-

yükelçisi ile beraberdik cumartesi günü. Yine bir Ġsviçreli olan

ama bir Türk gibi düĢünen, Türk gibi konuĢan ve yıllardır tüm

törelerimize alıĢan, olaylar karĢısında aynı heyecanı duyan Dr.

Edgar Poffet ile üçümüz Beyti‟nin leziz et türleri arasında enfes

bir gezinti yaptık. Ve bol bol sohbet ettik. Kalbim hâlâ burada, di-

yen Büyükelçi Dieter Chenaux Répond sohbet sırasında intibala-

rını Ģöyle anlatıyor; Türkiye bambaşka bir ülke. Toplum değişik ve

fevkalade kabiliyetli, duyarlı. Halkın referandumda verdiği evet

oyları ve seçimlerde oyların dağılımı Türklerin ne kadar şuurlu ve

idrakli olduklarını gösteriyor. Yıllar süren anarşik olayları böyle-

sine yenmek, referandum yapabilmek, seçimleri yapabilmek ve

demokrasiyi yeniden kurup yaşatabilmek, kısa sürede bunları ba-

şarmak kolay iş değildir.‟ (3)

Bay Halman devam ediyor,

„Biz elbette, yakından uzaktan gelen isnatlara, iftiralara, saldı-

rılara göğüs gereceğiz. Bu kuĢatmayı sona erdirmenin yolları var-

dır:

Demokratik, borçsuz, müreffeh, çok yönlü ama birleĢik, daha

adil ve daha özgür bir Türkiye, iĢsizliği yenmiĢ, insanını gurbette

çalıĢtırmak zorunluluğundan kurtulmuĢ, sefaleti ortadan kaldır-

mıĢ bir Türkiye. EĢsiz kültürünün bilincine varmıĢ, uygarlık hazi-

nelerini dünyaya göstermeyi öğrenmiĢ bir Türkiye. Tüm ulusların

gözünde saygın olacak, kolay kolay Doğu‟dan Batı‟dan sağdan sol-

dan kuĢatma altına alınamayacaktır.‟(1)

Page 255: ALFA DA - okumedya.com · ALFA DA . ALEV ALATLI KÜLLĠYATI. Schrödinger‟in Kedisi [Kâbus] Schrödinger‟in Kedisi [Rüya] Viva La Muerte! • YaĢasın Ölüm „Nuke‟ Türkiye!

Ancak, özlenen Türkiye‟nin gerçekleĢmesi mümkün görün-

memektedir. Çünkü, her Ģeyden önce, Türkiye yeterince demok-

ratik değildir.

„Oysa,‟ diyor, Bay Bekir CoĢkun,

„Demokrasinin olmadığı yerde, nargile az içilir.

Demokrasinin olmadığı yerde, konut, iĢsizlik sorunları çözül-

memiĢtir.

Demokrasinin olmadığı yerde, reçel tüketimi düĢük, ekmek

tüketimi yüksektir.

Demokrasinin olmadığı yerde, mahkemeler tıkalı, sendikalar

göstermeliktir.

Demokrasinin olmadığı yerde, turist sayısı az, eĢek sayısı çok-

tur.

Demokrasinin olmadığı yerde, televizyon çok, müzik az söz ya-

yınlar.

Demokrasinin olmadığı yerde, ĢiĢe açacağı sayısı az, düdük sa-

yısı fazladır.

Demokrasinin olmadığı yerde, kitap, gazete satıĢları...

Kitap ve gazetelerden de katma değer vergisi alacaklar,

Böylece, yeryüzünde okumanın vergilendirildiği birkaç ülke

arasına girmiĢ olacağız. Yakında gazetelerin ve kitapların fiyatları

biraz daha artacak, okuyanların sayısı biraz daha azalacak.

Demokrasi insanın kendi kendisini yönetmesidir. Okumayan,

dünyadan habersiz cahil insan kendisini ne ölçüde yönetirse, biz-

ler de iĢte o ölçüde kendi kendimizi yönetmeyi sürdüreceğiz.

Ve bilinçsiz, geliĢmemiĢ toplumun baĢına geçebilenler, tek

sesli yönetim biçimlerini sürdürebilecekler.

Demokrasi içinde en büyük, en önemli yatırım, insan kafasına

yapılan yatırımdır. Ama toplumdaki kafaların üretime geçmemesi

isteniyorsa, bu yatırım yapılmaz. Yatırım yapılmayınca da, bu yatı-

Page 256: ALFA DA - okumedya.com · ALFA DA . ALEV ALATLI KÜLLĠYATI. Schrödinger‟in Kedisi [Kâbus] Schrödinger‟in Kedisi [Rüya] Viva La Muerte! • YaĢasın Ölüm „Nuke‟ Türkiye!

rımı engelleyenler kendi düĢüncelerini, görüĢlerini rakipsiz bir

ortamda piyasaya sürebilirler.

Ġster al, ister alma...

ĠĢte bu hesaplardan dolayı, kafalara, toplum kültürüne yapıla-

cak yatırıma gelsin vergi.

Kitap okunmasın, gazete satılmasın.

EleĢtiri olmasın, herkes sussun, alternatif istemez, buyrun

burdan yak.

Demokrasinin olmadığı yerde demokrasi yoktur.

Ama Allaha Ģükür bizim ülkemizde demokrasi var.‟(4)

Hayır, azizim George, ben ciddiyim ve sanırım, Bay CoĢkun da

öyle! Basit bir KDV politikasının bunca retorik tahrik etmesi ilginç

değil mi? Ama, korkarım, Türk zihniyetinde „demokrasi‟ bir fetiĢ.

Entelektüellerde, bir kadın iç çamaĢırının yaptığı etkiyi yapıyor:

Heyecanlandırıyor, kendilerinden geçiriyor. Bazen, „demokratik‟

olduğu sürece, Türklere her türlü davranıĢın kabul ettirilebilece-

ğini düĢünüyorum.

Bay CoĢkun‟un ima ettiği komployu fark ettiğinden emininim.

Kitap ve gazetelere KDV koyan hükümetin asıl amacı Türklerin

barbarlığa geri dönmelerini kolaylaĢtırmak. Zo! Niye yapsınlar

bunu? Çünkü, hükümet, aslında otokratik bir yönetim peĢinde!

ġimdi, bu iddianın çok zorlanmıĢ bir iddia olduğuna katılmamak

mümkün değil! Ama, beni bundan daha çok, demokrasilerde daha

çok reçel, daha çok nargile, daha çok ĢiĢe açacağı olduğuna dair

iddialar ilgilendiriyor. Türk kültürüne, bu iddiaların tarihi ya da

edebi telmihleri olup olmadığını bilecek kadar aĢina değilim. Bazı

Türk arkadaĢlarıma sordum. Tepkileri değiĢik oldu. Bir kısmı, Bay

CoĢkun‟un akli melekeleri hakkında iltifatkâr olmayan sıfatlar

kullandılar. Bir kısmı, mahcup oldu. (Türkler, yabancılara yaka-

lanmaktan nefret ederler!) Diğerleri sadece güldüler, ama, muzip

bir tekerlemeye güler gibi! Kendi adıma, dolambaçlı anlatımın la-

birent sıkıntısını yaĢadığımı biliyorum.

Page 257: ALFA DA - okumedya.com · ALFA DA . ALEV ALATLI KÜLLĠYATI. Schrödinger‟in Kedisi [Kâbus] Schrödinger‟in Kedisi [Rüya] Viva La Muerte! • YaĢasın Ölüm „Nuke‟ Türkiye!

Öte yandan, Türklerin iĢtiyakını çektikleri „demokrasi‟ de fark-

lı gibi görünüyor. ĠĢte, sana bu ay içinde yapılan ve iktidar partisi-

nin kaybettiği bir yerel seçimden sonra bir bayan yazarın yorumu:

„Oy karĢılığında hizmet vaadi / yani, iktidardaki partinin yaptı-

ğı gibi / çirkin bir olay, yakıĢıksız bir pazarlıktır. Mahalli seçimler-

de bu tip vaatler gizliden gizliye verilmiĢtir. Ama böyle açık, böyle

pervasızca değil.‟

Yazı, burada kesiliyor ve „Adaletsizliğe Karşı Demokratik Ta-

vır‟ diye bir ara baĢlıkla devam ediyor. (Sana, „demokrasi‟nin bir

fetiĢ olduğunu söylemiĢtim!)

„Hürriyet, EĢitlik, KardeĢlik demokrasinin beĢiği Fransa‟da ih-

tilalin ilk haykırıĢlarından biriydi... Köyceğiz seçimleri, sadece bir

vefa gösterisi değil, aynı zamanda bir demokratik tavırdır. Adalet-

sizlik, devlet imkânlarını bir parti lehine kullanma eğiliminin do-

ğurduğu eĢitsizlik karĢısında sağduyulu seçmenin hürriyet, eĢitlik

ve kardeĢlik bayrağına sarılmasıdır.‟(5)

ġimdi, tabii, oya karĢılık hizmetten baĢka ne vaat edilebilir

bilmediğim gibi, bunun neden çirkin olduğunu da anlamıĢ deği-

lim. Ġkinci ve üçüncü cümlelere dikkatini çekerim. Anladığım ka-

darıyla, Türkiye‟de, alenileĢtirmediğin sürece istediğini yapabilir-

sin. Karda gez izini belli etme öğretisi de bu söylediğimi teyit edi-

yor sanırım. Çok önemli bir nokta: Fransız ihtilali sloganını yaza-

rın gösteriĢ merakı olarak algılamıĢ (hâlâ da öyle algılıyorum), se-

çim sonuçlarının nedenlerini açıklamaktaki rolünü anlamamıĢ-

tım. Mehmet Bey, yazar hanımın, askeri idarenin görevden aldığı

Süleyman Demirel‟in sadık bir hayranı olduğunu, bu yazının Köy-

ceğiz seçimlerini Demirel‟in yeni kurduğu partinin kazanmasın-

dan duyduğu büyük sevinçle yazdığını izah etti. Bu izah „vefa‟ ke-

limesinin seçimini açıklıyor, ama yeni bir mesele ortaya çıkarıyor.

O da Ģu: Türk gazetelerini okurken, yanımda bir de „okuma tali-

matnamesi‟ bulundurma zorunluluğu! Demek istediğim Ģu: Her

konu yazarının genel tutumunu bilmeden, „itibari kıymet‟i ile de-

ğerlendiremezsin.

Bu da beni Ģu düĢünceye sevk ediyor: Çok iyi bildiğin gibi,

Osmanlı döneminde eğitim öğrencilerin hocaya gitmeleri Ģeklin-

Page 258: ALFA DA - okumedya.com · ALFA DA . ALEV ALATLI KÜLLĠYATI. Schrödinger‟in Kedisi [Kâbus] Schrödinger‟in Kedisi [Rüya] Viva La Muerte! • YaĢasın Ölüm „Nuke‟ Türkiye!

deydi. Yani, öğrenci, „ders konusu‟ değil, „hocanın kendisini‟

okurdu. Hocalar, bilgilerini yazıya dökmedikleri gibi, kaynakları

da sorgulanmazdı. Pek çok sayıda bilginin hocanın ölümü ile kay-

bolduğu bir vakıadır. Ama bence meselenin diğer cephesi, yorum

çevrelerinin (burada, yazarların) hükümlerine kaynaklık eden bil-

gileri açıklama gereği duymuyor olmaları daha önemli. Bu tema-

yülün medrese adabının günümüze kadar süren etkisi olabilece-

ğini düĢünüyorum.

Türk ekonomisi hakkında dört gün arayla (8 ve 12 Aralık) ya-

zan iki ünlü ekonomistin yazıları ne demek istediğimi daha iyi

açıklayacaktır. Ekonomi ile ilgiliysen ve bu beylerin müritlerinden

olma Ģansına sahip değilsen, gidip kendi araĢtırmanı yapman ge-

rektiğini söylemiyorlar mı?

„Türkiye, göreli olarak geri kalmaktadır. GeliĢmelere oldukça

uzun bir zaman boyutu içinde bakıldığında, bu olgu daha kesin ve

somut biçimde görülmektedir. 1950‟li yılların baĢlarında Türki-

ye‟de kiĢi baĢına gelir Asya‟da en yüksek, Avrupa‟da da Yunanis-

tan ve Portekiz‟e denk, Ġspanya ve Ġtalya‟ya ise yakın düzeyde idi

(rakam olmadığı için, doğru kabul etmek zorundasın). Geçen süre

içinde, Türkiye kiĢi baĢına gelir açısından, uzak aralarla, bu ülke-

lerin gerisinde kalmıĢtır. Günümüzde milli gelir, Japonya‟da 10

bin doları, Ġspanya‟da 5 bin doları, Yunanistan‟da dahi 4 bin dola-

rı aĢmıĢ iken, biz hâlâ Türkiye‟de kiĢi baĢına gelirin bin dolar sını-

rının altına düĢüp düĢmediğinin tartıĢmasını yapmaktayız. Kanı-

mızca, belki kötümser bir yorumla, Sevr‟in hortlatılmaya çalıĢma-

sında, Lozan‟ın delinmesi giriĢimlerinde, Doğu-Güneydoğu illeri-

mizde tampon devlet veya devletler kurma hayallerinde, ülkemize

karĢı giriĢilen eylemlerde, büyük ölçüde bu geri kalıĢın payı bu-

lunmaktadır. Bilimde, teknikte, ekonomide, göreli olarak geri ka-

lan bir ülkenin bağımsızlığının, toprak bütünlüğünün er geç gün-

deme geleceğini göz ardı etmemek gerekir.

1950‟lerden bu yana, yapılacak diğer bir gözlem veya saptama

Türkiye‟nin bu dönemde ne gerçek piyasa ekonomisi ne de gerçek

plânlı ekonomi uygulaması yaptığıdır. 1963-1967 yılları arasında

uygulanan 1. Kalkınma Plânı bir yana bırakılırsa, ciddi, disiplinli

bir plân uygulaması yapılmadığı gibi, serbest piyasa ekonomisine

Page 259: ALFA DA - okumedya.com · ALFA DA . ALEV ALATLI KÜLLĠYATI. Schrödinger‟in Kedisi [Kâbus] Schrödinger‟in Kedisi [Rüya] Viva La Muerte! • YaĢasın Ölüm „Nuke‟ Türkiye!

geçiĢ içinde gerekli ortam ve koşullar (?) hazırlanmamıĢtır. Eko-

nomiye, oy hesapları ile, kiĢisel kaygılarla, belirli kiĢi veya grupla-

rın çıkarlarını korumak için veya kaynak ve gelir dağılımını arka-

lanmak isteyen kiĢi ve gruplar lehine değiĢtirmek amacıyla çoğu

kez keyfî kararlarla müdahale edilmiĢtir. 24 Ocak 1980‟den bu

yana, serbest piyasa ekonomisine geçiĢten çok söz edilmesine kar-

Ģın, ekonomiye keyfi müdahaleler, hatta bazen daha da artan bir

Ģiddetle süregelmiĢ, çözümler piyasa güçlerine bırakılmamıĢ, ay-

rıntıya inen konulardaki düzenlemeler dahi Ankara‟ca yapılmıĢ,

Ankara‟ca kurtarılmıĢtır.

Türkiye, yalnız sermaye birikimini, dıĢ kaynakları kötü kul-

lanmakla kalmamıĢ, insan gücünü de değerlendirememiĢ, kıt olan

yetiĢkin insan gücünü israf etmiĢtir. Partizanlık, sizden-bizden

ayrımı, akraba, eĢ, dost kayırma gayretleri, önyargılı duygusal yak-

laĢımlar, kiĢisel kaygılarla zayıf kadrolarla çalıĢma isteği, Türk bi-

lim hayatında önemli kayıplara, önemli aĢınmalara yol açmıĢtır.

Yetenekli, deneyimli Türk bilim adamlarının, Türk bürokratları-

nın ve teknokratlarının bir bölümü dıĢ ülkelerde çalıĢmaya baĢ-

lamıĢ, bir kısmı kendi kabuğuna çekilmiĢ, devre dıĢı bırakılmıĢtır.

35 yıllık deneyim, ne yazık ki iktidarlara, baĢarının ancak güçlü

yetenekli, bilgili, kiĢilikli kadrolarla sağlanabileceği gerçeğini öğre-

tememiĢtir.

Yaptığımız olumlu, sevindirici bir saptama ise Türkiye‟nin

tüm sorunları gibi kalkınma sorununun da en iyi, en sağlıklı iĢle-

yen demokratik düzen içinde çözülebileceği görüĢünün gittikçe

güçlenmekte oluĢudur. Ancak, bu konuda içtenlikle davranmak,

Sayın Teoman Erel‟den esinlenerek belirtelim (Erel, 34 numaralı

gazeteci) demokrasiden yana gibi bir tutum içinde olmamak gere-

kir. Buna inanan kiĢilerin, partilerin kendilerini iktidara da getir-

se, kendilerini iktidardan da götürse, demokrasiyi savunmaları,

demokrasiyi yalnız kendilerini iktidara götürecek bir mekanizma

olarak görmemeleri gerekir. GeçmiĢte, demokratik yollarla iktida-

ra geldikten sonra, bu yolları karĢıtları için tıkamaya çalıĢanların,

sürekli olarak iktidarda kalmanın yöntemlerini demokratik olma-

yan biçimde arayanların, bunalımlara neden olduğu unutulmama-

lıdır.

Page 260: ALFA DA - okumedya.com · ALFA DA . ALEV ALATLI KÜLLĠYATI. Schrödinger‟in Kedisi [Kâbus] Schrödinger‟in Kedisi [Rüya] Viva La Muerte! • YaĢasın Ölüm „Nuke‟ Türkiye!

Türkiye‟de seçim yapmaktan, erken seçim yapmaktan, ara se-

çim yapmaktan kaygı duyulmamalıdır. Seçimler ne kadar sık olur-

sa, halkın kendi kendini yönetme deneyimi ve yeteneği o kadar

ölçüde geliĢeceği gibi, seçim, toplumsal hayatımızın olağan bir ol-

gusu haline gelir ve halkın sorunları üzerinde düĢünme ve ülke

yönetiminde etkili olma olanağı artar.‟ (Eksiklik yok! Cümlenin

ikinci yarısı saçma)

„Sorunların çözümünün, demokratik düzen içerisinde aran-

masının gittikçe benimsenmekte oluĢu, gelecek için umut ver-

mektedir.‟(6)

Bay Öztin‟in bir muhalif olduğunu anladığından (demokrasi

fetiĢizmini yakaladın değil mi?) eminim. Gördüğün gibi, bir eko-

nomist olmasına rağmen kendisi „somut veri utangacı‟! Terimle-

rin muğlaklığı da dikkatini çekmiĢ olmalı. Zo! Türk ekonomisinin

gerçek durumunu anlamak isteyen gazete sütunlarından baĢka

bir yere baĢvurmak zorundadır. Ama, hükümet yanlısı bu ekono-

miste de değil!

„Nasıl Muhalif Olunur?‟

„Muhalif olmanın çeĢitli yolları vardır. Örneğin, iktidar dıĢın-

daki bir partiye üye kaydolarak, zorunlu muhalifleri seçebilirsiniz.

(Bundan, Bay Öztin‟in DYP‟li olduğunu çıkarabilirsin!) Bazıları

ise bu kolay usulü beğenmeyip daha çetin yolları tercih ederler.

Memleketimizde en yaygın muhalefet türü, geçmiĢi devamlı

karalayarak Ģimdi yapılanları inkâr etmek ve gelecek hakkında

hep kötümser tahminlerde bulunmaktır. Böylece, acıklı filmlere

ve hüzünlü Ģarkılara meyyal halkımıza en uygun muhalefet Ģekli-

nin bulunduğu sanılır.

Bu yaygın muhalefet uzmanları, mesela yıl sonunda milli gelir

artmıĢ bile olsa, ancak beĢ yıl önceki refah düzeyine ulaĢabildiğini

ve ayrıca dolar hesabıyla daha da fakirleĢtiğimizi sık sık tekrarla-

yarak moral bozmayı görev sayarlar.

Ġhracat artıĢının sonuna gelindiğini, lüks ithalatın dövizleri

tükettiğini, yatırımların tamamen durup geri gittiğini, iĢsizliğin

dayanılmaz boyutlara vardığını haber verenler hep bunlardır. Ger-

Page 261: ALFA DA - okumedya.com · ALFA DA . ALEV ALATLI KÜLLĠYATI. Schrödinger‟in Kedisi [Kâbus] Schrödinger‟in Kedisi [Rüya] Viva La Muerte! • YaĢasın Ölüm „Nuke‟ Türkiye!

çi söylediklerini kanıtlayacak hiçbir ciddi rakam, araştırma ve

yayın yoktur ama bazen görev aşkı gerçeklerin üstüne çıkabilir.

Köprü senetleri satılmayacak diyen bunlardır. Satılınca da

hemen ağız değiĢtirip, gelir payının yüksekliğinden ve devletin ile-

ride ödeme güçlüğüne düĢeceğinden söz etmeye baĢlarlar.

Bunlara göre hükümet, dıĢ kredi bulamazsa beceriksiz, bulur-

sa borç yükünü artırdığından düĢüncesizdir. Bütçe kısılmazsa is-

raftan, kısılırsa durgunluktan Ģikâyetçi olurlar.

Devamlı yükselen döviz kurlarının bunalttığı ücretlileri pek

güzel savunurlar da, kurlar sabit tutulursa gurbet ellerde çalıĢan

iki milyon Türk iĢçisinin aileleriyle birlikte neler kaybedeceğini

hiç düĢünmezler.

Demokrasi âĢıklısı görünüp, sert devrimleri savunmak, iĢsiz-

likten yakınıp, çok ileri teknolojileri önermek, gelir dağılımı bo-

zukluğundan Ģekvacı olup da, yüksek mevduat faizini kınamak

hep bunların iĢidir.

Hem küçük çiftçinin ve esnafın üzerine titrer görünürler,

hem de onların üretip sattığını mümkün olsa bedavaya getirmek

isterler. ĠĢçi haklarını genelde çok iyi savunurlar da, kendi yanla-

rında iĢçi çalıĢanlara neredeyse sabit ücreti bile çok görürler.

Öfkenin, tenkidin, karamsarlığın övme uzmanı kesilmiĢlerdir

ki, bir tek soruna bile pratik çözüm düĢünmeye vakitleri olama-

mıĢtır. Her Ģeyin doğrusunu, güzelini yalnız kendilerinin bildiğini

iddia ederler ama, bu iddialara nasıl ulaĢılacağı sorulduğunda,

artık ilkokul çocuklarının bile itibar etmediği genel ve anlamsız

birtakım formülleri geveleyip dururlar.

Asıl büyük zararları ciddi muhalefet yapmak isteyenleredir.

Tam hükümetin bir yanlıĢlığına iĢaret edilecekken, bunlar konuya

öyle bir tersten girerler ki, aynı tutarsızlığa düĢmekten çekinen-

ler, ister istemez dillerini tutmak zorunda kalırlar.

Daha da kötüsü, ilke olarak doğru ama her tarafı eksik uygu-

lamanın daha baĢtan öyle karĢıtı olurlar ki, insanı çileden çıkarıp

neredeyse hataların savunucusu yaparlar. O sırada atı alan çok-

Page 262: ALFA DA - okumedya.com · ALFA DA . ALEV ALATLI KÜLLĠYATI. Schrödinger‟in Kedisi [Kâbus] Schrödinger‟in Kedisi [Rüya] Viva La Muerte! • YaĢasın Ölüm „Nuke‟ Türkiye!

tan Üsküdar‟ı geçmiĢ olur (geç kalınır demek istiyor) ve bir dizi

yanlıĢlık hiçbir ciddi eleĢtiriyle karĢılaĢmadan yürürlüğe konur,

gider.

Aslında en iyisi, bu gibileri sırayla icra mevkiine oturtmak ve

ne yapacaklarını seyretmektir. Bu arada sadistçe bir zevk almak

için iyi-kötü her yaptıklarını devamlı eleĢtirmeli ve böylece iĢin

neĢesi daha da artırılmalıdır.‟(7)

Eğer haklı ise Türk psikolojisinin bir baĢka cephesini öğren-

dik. Ama, gördüğün gibi ekonomiyi değil.

Rakamları ve grafikleri özlüyorum, yaĢlı dostum!

Bir Ģey daha: Bu, muhalefet yapmak kavramının „yapmak‟ fiili

ilgimi çekiyor. Sence, kiĢinin muhalif olmadan da muhalefet ya-

pabileceğini söylemiyor mu? Eğer böyleyse, o zaman Türklerin

ödünç aldıkları muhalefet kavramının hakkını vermeye çalıĢtıkla-

rını da düĢünebiliriz, değil mi? Yeterince delil var gibi görünüyor.

Örneğin, Boğaz Köprüsü‟nün özelleĢtirilmesi. Benim özelleĢtirme

hakkındaki bütün bilgim, Aralığın son haftası TIME‟da çıkan bir

haberden: 318 bin çalıĢanı olan Japon Telgraf ve Telefon Ģirketi-

nin nisan ayından baĢlayarak beĢ yıl içinde tamamen özelleĢtirile-

cek ve özelleĢtirme ile birlikte, Tokyo‟dan Osaka‟ya halen 40 cent

olan 45 saniyelik konuĢma süresinin yarı yarıya ucuzlamasının

bekleniyor olması.

ġimdi Türk özelleĢtirmesini mütalaa et:

„Tezgâh

Sülün Osman haklı: iyi ki tövbe etmiĢim, diyor, yoksa bugün

aç kalırdım. Sülün Osman, biliyorsunuz, Tramvay Ġdaresi‟nden

tutun da Galata Kulesi, Galata Köprüsü gibi kamu kuruluĢlarını

uykulu yurttaĢlara satma gerekçesiyle yıllarını hapislerde geçiren

eski bir uyanık.

Konu: Boğaz Köprüsü‟nün tantanalı satıĢı iĢlemi.

Sülün Osman, günümüzün müĢterilerini de kınıyor. Diyor ki,

„benim zamanımda müĢteriyi ikna edene kadarı canım çıkardı.

Köprünün ayaklarının sağlam olduğunu anlatana kadar bin dere-

Page 263: ALFA DA - okumedya.com · ALFA DA . ALEV ALATLI KÜLLĠYATI. Schrödinger‟in Kedisi [Kâbus] Schrödinger‟in Kedisi [Rüya] Viva La Muerte! • YaĢasın Ölüm „Nuke‟ Türkiye!

den su getirirdim. ġimdikiler öyle mi, daha bakmadan satın alıyor-

lar.‟ Bir bakıma Sülün Osman‟ın eski mesleği kolaylaĢmıĢ...‟(8)

„Böyle Türkler Olmaz

...Köprü senetlerinin satılmasıyla ne olduğunu anladınız mı

siz? Alt tarafı on milyarlık çerez kabilinden bir iç borçlanmayla

ortalıktan biraz para çekip enflasyonun yavaĢlatılması söz konusu

olsa bile, parayla oynamaktan öteye geçmeyen bu gibi hokkabaz-

lıklar yapılıyor da ne oluyor? Türkiye‟nin ortak özverilere ve hak-

ça birikimlere dayalı kalkınma plânı var mı?‟ (9)

„...BaĢbakan Özal, köprüyü satıyoruz, Calp‟a (yukarıdaki isim!)

bir senet hediye edeceğim, diyerek SHP Genel BaĢkanına nispet

yapmaktadır, ama iĢin gerçeği bu değildir. Hükümet, bütçe açık-

larını kapatmak için bu kez de köprüyü olta gibi kullanmaktadır...

Boğaz Köprüsü öyküsü nasıl biteceği belli olmayan bir sonun baĢ-

langıç noktalarından birisi gibidir.‟(10)

Zo! Boğaz Köprüsü‟nün özelleĢtirilmesine iliĢkin bilgi yok.

Gördüğün gibi, spekülasyona dayalı muhalefet konusunda fevka-

lade pervasız olabiliyorlar. Örneğin, en çok satan gazetenin baĢya-

zarı, Ģöyle bir yanıltmacayı da göze alabiliyor: „SODEP, Doğru Yol

Partisi ve Refah Partisi eğer 6 Kasım seçimlerine katılabilselerdi,

belki de Anavatan Partisi lideri değil, bir baĢka partinin lideri bu-

gün aynı Ģekilde övünebilecekti / seçimleri kazanmıĢ olmaktan /

Gerçekleri görürsek, aldanmaktan kurtuluruz.‟(11)

KiĢisellik hususunda da fevkalade pervasız olduklarını gözden

kaçırmadığından eminim. Gazete sütunları karĢılıklı kiĢisel tar-

tıĢmalar için kullanılabiliyor. Örneğin, bir makale, „Günaydın Ali!‟

diye baĢlayabiliyor. Buradaki, „Ali‟ yazarın dostu olduğu anlaĢılan

bir baĢka gazeteci, (12) izleyen yazı ise, ona yazılmıĢ bir mektup.

Bir baĢka mektup örneği,

„Oğlum Mustafa,

Adın Atatürk‟ün de adı diye ne kadar seviniyorsundur.

ġimdi, ham ervah yazardan olsa idin, biz ad benzerliğinden

değil, kendi adımızla, kendi yaptıklarımızdan kıvanç duyarız diye

Page 264: ALFA DA - okumedya.com · ALFA DA . ALEV ALATLI KÜLLĠYATI. Schrödinger‟in Kedisi [Kâbus] Schrödinger‟in Kedisi [Rüya] Viva La Muerte! • YaĢasın Ölüm „Nuke‟ Türkiye!

bana „hava‟ basardın. Ham ervah değilsin, köylü olduğun halde

böyle havalara gereksinim yoktur, bilirim...‟ (13)

ġöyle bir makale de fevkalade olağandır:

„...Cuma akĢamı, Amerikan Kültür AtaĢesi Robert Mc

Dowell‟ın gidiĢi, yerine Robert Milton‟un geliĢi dolayısıyla bir kok-

teyl vardı Dowell‟ın evinde. Bir haftadır tansiyonum çıkıyordu. 19

tansiyonla yazı yazdığım oluyordu. Ġçkiler, tuzlulara hoĢça kal

demiĢtim. Yemeye içmeye gitmiyorum ya, kokteylleri izlemeye gi-

diyorum. Gittim, Prof. Türkan Akyol‟la eĢi, Prof. Turhan Akyol,

Prof. Bozkurt Güvenç, Baskın Oran, Hikmet ġimĢek, Prof. Ner-

min Abadan Unat da oradaydılar...‟(14)

Sana, dil reformunun dünyanın hiçbir ülkesinde Türkiye‟deki

gibi feci baĢarı kazanmadığını, hiçbir ülkede kitlelerin kelime uy-

durma oyununa burada olduğu kadar çok coĢkuyla katılmadıkla-

rını söylemiĢtim. Bu ruh halinin yeni tezahürlerini de, bu araĢ-

tırmada yaĢadım.

ġimdi de Ģunu mütalaa et:

„BaĢbakan Turgut Özal‟ın adını, Tonton‟a çıkardılar.

Sayın Özal da vurguladı: Bana tonton demeleri hoĢuma gidi-

yor!‟ (15)

“Redhouse, „tonton‟ kelimesinin karĢılığını „darling‟ olarak ve-

riyor; buraya kadar iyi. Bir de bundan sonrasını dinle:

„...Tonton baĢbakanımız Türkiye‟de serbest piyasa ekonomisi-

ni kurmak amacını güttüğünü ileri sürüyor. Bu gerekçeyle çayda

devlet tekelini kaldırıyor; ama çayda devletin yakın denetimi sür-

mekte, çay üreticisinin eli kolu bağlanmaktadır. Kimin nereye, ne

kadar çay ekebileceğini devlet saptayacaktır; aynı zamanda hü-

kümete yakın bir firmaya 14 çay fabrikası açma izni de bir kalem-

de verilmektedir. Çay üreticisini devletin buyruğuna bağlayan

Tonton BaĢbakanımız, devletin Tekel‟ini çay fabrikası kurmak is-

teyen iĢadamının çıkarı için yıkıyor. Altı kaval, üstü ĢiĢhane; bir

yanı sözde liberal, bir yanı sözde devletçi bu ekonomi politikası;

devlet eliyle kiĢiyi zengin etme siyasetinin çarpıcı örneklerinden

Page 265: ALFA DA - okumedya.com · ALFA DA . ALEV ALATLI KÜLLĠYATI. Schrödinger‟in Kedisi [Kâbus] Schrödinger‟in Kedisi [Rüya] Viva La Muerte! • YaĢasın Ölüm „Nuke‟ Türkiye!

birisidir. Elektrik üretimini yabancılara açmak ise siyasal boyutla-

rıyla ülkenin baĢına belalar getirecek bir sonun baĢlangıcıdır... /

the refore / GeliĢim Yayınları, Erkekçe, Kadınca, Çocukça gibi

dergiler çıkarıyor. Resmi Gazete‟nin adını değiĢtirip, Tontonca

desek, acaba yakıĢık alır mı? Ben ülke ekonomisinin bu kadar ton-

tonca yönetildiğini Ģimdiye kadar ne duydum, ne de gördüm...

Tontonca bir ekonomi bu!.. Ġsterseniz adına Tontonizm diyebilir-

siniz‟ (15)

Bu tür kelime üretmelerin meseleleri muğlaklaĢtırdığını söy-

lemeye gerek yok. Bu aĢamada gayretlerin ardındaki nedenlere

iliĢkin teorilerim de yok. Ama, söylediğim gibi, kelime üretmekten,

insanlara isim takmaktan çocuksu bir haz duyuyorlar. Örneğin,

Halkçı Parti Genel BaĢkanı Bay Necdet Calp‟ın unvanı, „Atını se-

ven kovboy‟, diğer muhalif partinin, MDP‟nin Genel BaĢkanı,

emekli General Turgut Sunalp‟e „Ringo Sunalp‟ deniyor. (16) Ve

neden biliyor musun? Çünkü, gazeteci bugünlerde yapılan bir ye-

rel seçimdeki mücadeleyi (Köyceğiz) „Amerikan filmlerindeki altı-

na hücum sahnelerine‟ benzetmiĢ. Beyefendinin, Bay Calp‟tan

hoĢlanmadığı kesin, ama hakaretamiz olmak için ne tür bir nede-

ni olabilir, açıklamıyor. Mehmet -sana bu genç adamdan bahset-

miĢtim- „atını seven kovboy‟ ibaresinin aslında „atını ..ken kovboy‟

anlamında kullanıldığını söylüyor. Zevksiz. Benimseyemediğim bir

fıkra: „Birinci film, Atını Seven Kovboy‟muĢ; Ġkinci film, „Atın Ġnti-

kamı‟.

Yeri gelmiĢken, fıkra söylemeye bayılıyorlar. Bay Özal‟a iliĢkin

yorumlarını da fıkra ile yapabiliyorlar. Örneğin, Bay Erel, sınıflan-

dırmakta fevkalade zorluk çektiğim, „Ġkisi Özal‟a Ait Üç Fıkra‟ baĢ-

lıklı yazısında, benim zekâmın anlamaya yetmediği iki fıkra anlat-

tıktan sonra „Bu sonuncu fıkra ile kimseyi tarif etmiyoruz. Ġlk iki

fıkra bizim sütunun normal uzunluğunu doldurmadı da bu üçün-

cüsünü ondan yazdık‟ (17) diye bir not düĢüyor. Zo! Belki yer dol-

durmak için, (tabii böyle bir Ģeye niye ihtiyaç duyduğunu anlamak

mümkün değil!) belki de pek seviyeli bir fıkra olmadığı için:

„Sanığın adı güzellik anlamına gelen, Cemal. Ama her türlü

pisliğe karıĢmıĢ ve çirkin mi çirkin. Mesire yerini pisletmekten,

cami duvarına iĢemekten, çeĢmeleri kirletmeye kadar çeĢitli suç-

Page 266: ALFA DA - okumedya.com · ALFA DA . ALEV ALATLI KÜLLĠYATI. Schrödinger‟in Kedisi [Kâbus] Schrödinger‟in Kedisi [Rüya] Viva La Muerte! • YaĢasın Ölüm „Nuke‟ Türkiye!

lardan mahkemeye getirilmiĢ. Hâkim, bu kocaman kafalı ve yam-

piri vücutlu hilkat garibesine sormuĢ,

„Adın ne demiĢler?‟

„Cemal demiĢler.‟

„Ġyi bok yemiĢler.‟

Sana diğer fıkraların ne olduklarını da anlatmalıyım: Birincisi,

Napolyon, genç ve cesur görünüĢlü teğmenine, Ġspanyol‟ca bilip

bilmediğini sormuĢ. Teğmen, bu soruyu Napolyon‟un kendisini

Ġspanya‟ya vali tayin etmek istediği Ģeklinde algıladığı için, bilme-

diğini ama emrederse öğrenebileceğini söylemiĢ. Napolyon da

„Öğren!‟ buyurmuĢ. Teğmen, gece gündüz çalıĢmıĢ, Ġspanyolca

öğrenmiĢ. Napolyon‟a gitmiĢ, „Emriniz üzerine Ġspanyolca öğren-

dim,‟ demiĢ. „Çok iyi,‟ demiĢ Napolyon, „bundan böyle Cervantes‟i

aslından okuyabilirsin. Çok sempatik bir arkadaĢsın. Devam et.‟

ġimdi, bana bu fıkranın ne bağlamda anlatıldığını sorarsan sana

sadece Bay Özal‟ın genç bir muhalefet milletvekilini bir iĢle görev-

lendirdikten sonra, onun önerisini yürürlüğe koymamıĢ olmasın-

dan esinlenilerek anlatıldığını söyleyebilirim! Hepsi bu.

Türklerin dediği gibi, „incir çekirdeğini doldurmadığı‟ hükmü

verirken vicdanen müsterihim! Bu incir çekirdeği, aralık makale-

lerinden birisinin adıydı, Ģunu söylemeliyim ki, Türkler bu konu-

da, anlaĢılmaz olmakla birlikte, fevkalade yaratıcılar. ġu baĢlıkları

mütalaa et: „Yastığına ĠĢle Beni‟, „Dolma Furyası‟, „Desenli Sucuk-

lar‟, „Yarım Porsiyon‟, „Orta Direk ġampuanı‟.

Mamafih, eğer müteveffa Lord Cromer‟in tespitinin Türkler

için de geçerli olduğunu doğrulayacak tek bir örnek istersen, özel-

leĢtirmeye iliĢkin aĢağıdaki makale olduğundan emin olduğumu

söylerken vicdanen müsterihim! (Hatırlayacaksın, kesinlik yok-

sunluğu aslında Doğulu kafasının genel karakteridir. Avrupalı

sağlam düşünür. Meseleleri açıkça ortaya koyar. Mantık öğren-

memiş dahi olsa, doğuştan mantıklıdır. Doğal olarak şüphecidir ve

bir veriyi kabul etmeden önce kanıt ister. Daima canlı duran

zekâsı makine gibi çalışır. Doğu kafası ise ülkesinin pitoresk gö-

rüntüleri gibi en yüksek noktada simetri duygusundan yoksun-

Page 267: ALFA DA - okumedya.com · ALFA DA . ALEV ALATLI KÜLLĠYATI. Schrödinger‟in Kedisi [Kâbus] Schrödinger‟in Kedisi [Rüya] Viva La Muerte! • YaĢasın Ölüm „Nuke‟ Türkiye!

dur. Düşünce sistemi düzensiz ve dağınıktır. Araplar ataları söz

ilmini en yüksek dereceye kadar çıkarmışlarsa da, onların torun-

ları en dar anlamda düşünce yeteneğinden bile yoksun kalmışlar-

dır. Geçerliliğini kabul ettikleri en basit önerilerin sonuçlarını dü-

şünmekten acizdirler. Herhangi bir Mısırlıya sorunuz, vereceği

cevaplar genellikle çok uzun ve karanlık olacaktır. Hikâyenin

kendisi ile çelişkiye düşecektir. Arada küçük bir soru sorarsanız,

şaşkınlığı daha da artacaktır.)

BaĢlık: Soluduğumuz Havayı da...

„Adına 24 Ocak kararları denilen ekonomiye herkes bir ad ta-

kıyor. Kimi topal ekonomi, kimi komuta ekonomisi, kimi de buna-

lım ekonomisi diyor. Bu ekonominin kurban keçisi Doç. Nihat Fa-

lay‟a göre, iĢçilerdir. Sosyal Sigortalar Kurumu istatistiklerine gö-

re, gerçek ücretlerdeki düĢme her yıl sürmektedir. 1977 ücretleri

100 kabul edilirse, ücret endeksi 1980‟de yüzde 57, bunu izleyen

1983‟te yüzde 51, sonunda 1984‟te yüzde 49‟dur.

Sosyal adaleti benimseyen bir sistemde toplumdan özveri is-

tenirken bunda eĢitlik gözetilir. Toplumun bir kesiminden özveri

istemek, bir kesimi ekonomide ĢiĢindirmek olmaz. Ama diyeceksi-

niz ki, özel giriĢimci, ekonomide toplumun özel giriĢimci yanlısına

büyük kazanç ve kâr vereceksiniz ki, bunalım aĢılsın. Özel giri-

Ģimci ekonomik özveriden çok kâra bakar. Kârı azıcık kısıldı mı,

özverinin damlasını esirger. Özveriyi sadece emekçi ve iĢçi kesi-

minden istemek, kâra dayalı özel giriĢimciyi korumak ve özveri-

den uzak tutmak gerekir. Bunu yaptınız, özel giriĢimciyi doyar mı

sanırsınız? Doymaz, ister, verilenden daha fazlasını ister.

Almaya satmaya dayalı bir ekonominin içinde emekçi ve iĢçi

kesiminin özverisi de yetmez. Yetmediği görünüyor. Kimi köprü-

yü, kimi barajı satarken, Ġzmirli Sabahat Dibekçi de karnındaki

(doğuracağı) çocuğu bir kat karĢılığı satmak istiyor. Sakınmadan,

kaçınmadan da açıkça satılığa çıkarıyor. Gerçi bizim Medeni Ka-

nun‟da çocuk satmak yoktur, ama kalıbına uydurup, çocuk edin-

me vardır. Dallas filminde görüldüğü gibi artık evlât edinmek is-

teyen yeni ekonomi zenginleri, mezeciden yabancı peynir alır gibi,

Page 268: ALFA DA - okumedya.com · ALFA DA . ALEV ALATLI KÜLLĠYATI. Schrödinger‟in Kedisi [Kâbus] Schrödinger‟in Kedisi [Rüya] Viva La Muerte! • YaĢasın Ölüm „Nuke‟ Türkiye!

doğuracak yoksul analardan da daha ana karnında -çiçeği bur-

nunda- çocuk alabilirler.

Kan vermenin yeni çıktığı, bunca yaygın olmadığı dönemde

radyoda kan aranıyor dendi mi, kahvede oturan kancılar kulak

verirler, „eraĢ (RH demek istiyor) bilmem ne‟ der demez fırlarlar-

dı. Kimin kanına uyuyorsa, o giderdi. Kahveci bağırırdı,

Kancılar dikkat, kan aranıyor!

Belki çocuk pazarları kurulur, mavi gözlü istiyorum, esmer is-

tiyorum, sarıĢın istiyorum... gibi ilanlar verirler, gönüllerine göre

çocuk ısmarlarlar. Köprü ısmarlanıyor, baraj ısmarlanıyor, de-

miryolu ısmarlanıyor da çocuk neden ısmarlanmasın?

Ġkinci Dünya SavaĢı yıllarında CHP devletçiliğinin yanı baĢın-

da özel giriĢimcilikten yardım istenmiĢtir. SavaĢ sıkıntıları içinde

stok yapmaması, malı karaborsaya dökmemesi, aĢırı kazanç yolu-

na baĢvurmaması özel kesimden istenmiĢtir. Ancak, görülmüĢtür

ki, savaĢ zenginleri iktidarın ve tek partinin bütün istemlerine ku-

lak tıkamıĢ, kendi kârına, yararına bakmıĢtır. Milli Koruma Yasası

da istenildiği gibi iĢlememiĢtir. Özel kesimin yurtseverliği boĢlukta

kalmıĢtır (muğlaklığa -yoksa, kaçamağa mı demeliyim?- dikkat,

lütfen). Bu durum karĢısında sabrı tükenen Milli ġef Ġsmet Ġnönü

nihayet patlamıĢtır. Durumu, her dönemde bir belagat örneği sa-

yılacak Ģu sözlerle dile getirmiĢtir: ...Ticaretin ve iktisadi faaliyet-

lerin serbestliğini bahane ederek milleti soymak hakkını hiç kim-

seye, hiçbir zümre ye tanımamalıyız.

Sömürüyü bütün çıplaklığı ile dile getiren Ġnönü‟yü her za-

man bulamayız ki! Köprüyü de, yolu da, suyu da, soluduğumuz

havayı da satarlar, ne çıkar!‟(18)

Bu düĢünce biçiminin „düzensiz ve dağınık‟ olduğu hususun-

da Lord Cromer‟le aynı fikirdeysen, Türklerin „kafa karıĢıklığın-

dan‟ nasıl kurtulacaklarının reçetesini de bir baĢka ünlü köĢe ya-

zarından öğrenebilirsin:

„Kafa karıĢıklığından... kurtulmanın en sağlıklı yolu, insanları

üst düzey yaĢamlara yöneltmekten geçmede...

Page 269: ALFA DA - okumedya.com · ALFA DA . ALEV ALATLI KÜLLĠYATI. Schrödinger‟in Kedisi [Kâbus] Schrödinger‟in Kedisi [Rüya] Viva La Muerte! • YaĢasın Ölüm „Nuke‟ Türkiye!

Köy bakkalında armonika satılmaya baĢladığı zaman, Gedikpa-

Ģa trafiği de baĢka türlü olur... Külüstürlüğe demir atmakla ne

üretim artar ne de kalkınma kanatlanır...

Yeryüzünde en az tüketim yapan toplumlardan biriyiz ve hâlâ

tüketime karĢı çıkmayı modernizm sayıyoruz.

Babaannem de tüketime karĢıydı. Ama o doksan üç muhare-

besinin (1878) göçmen çocuğu idi. Sönük yaĢamlarının geliĢmeyi

nasıl engellediğini bizim kuĢak çok iyi bilir.

Ġhracat yirmi milyar dolara, ithalat yirmi beĢ milyon dolara,

lüks tüketim maddelerinin volümü de en az beĢ milyar dolara

çıkmalı...

O zaman ne kafa karıĢıklığı kalır, ne ayak akıĢıklığı...

O düzeye tüketimi lanetleyerek değil, daha çok tüketimi hak

edecek çabaların önünü açmak ve bunun önerilerini getirmekle

varılır...‟ (19)

Cromer, Arapların ataları söz ilmini en yüksek dereceye kadar

çıkarmıĢlar, derken Türklere haksızlık ediyor. Çünkü,

„Gazetelerdeki köĢe yazıları, nükteli, imalı, cinaslı, çağrıĢımlı

bir söz dantelası kelebekliğinde, demli bir sabah çayı gibi olmalı!‟

diyor aynı beyefendi. Ve Ģikâyet ediyor,

„ĠĢlevli yazı humor estetiğinin yerini aldı. O zaman yakası

açılmadık (yeni!) konular geniĢ kitlelere iner gibi oldu ama köĢe

yazılarının niteliği de pek çabuk unutuldu. Kamu hukuku felsefe-

sinin politik ve parasal yönüne duyulan merak, yazı zevkinin üs-

tüne çökerek, ciğerlerini havasız bıraktı!‟ (19)

“Bebek Camii müezzininin dediği gibi,

„Allahü Ekber!‟ SersemlemiĢ dostun,

David.”

Mektup burada bitiyordu, ancak, tel zımba ile iliĢtirilmiĢ ikinci

bir kâğıdın üzerinde metinde bahsi geçen yazarların isimleri sıra-

lanmıĢtı. Aktarıyorum:

Page 270: ALFA DA - okumedya.com · ALFA DA . ALEV ALATLI KÜLLĠYATI. Schrödinger‟in Kedisi [Kâbus] Schrödinger‟in Kedisi [Rüya] Viva La Muerte! • YaĢasın Ölüm „Nuke‟ Türkiye!

1. Talat Halman, Milliyet, 8 Aralık

2. Mehmet Barlas, Milliyet, 8 Aralık

3. Yılmaz Çetiner, Milliyet, 8 Aralık

4 & 16. Bekir CoĢkun, Günaydın, 21 & 14 Aralık,

5. Nazlı Ilıcak, Tercüman, 25 Aralık,

6. Öztin Akgüç, Milliyet, 8 Aralık

7. Erdoğan Alkin, Milliyet, 12 Aralık,

8. Orsan Öymen, Milliyet, 19 Aralık,

9. Mümtaz Soysal, Milliyet 7 Aralık,

10 & 15. Ġlhan Selçuk, Cumhuriyet, 6 & 1 Aralık,

11. Oktay EkĢi, Hürriyet 6 Aralık,

13 & 14 Mustafa Ekmekçi, Cumhuriyet, 7 Aralık,

17. Teoman Erel, Milliyet, 1 Aralık,

18. Mehmed Kemal, Cumhuriyet, 13 Aralık,

19. Çetin Altan, Milliyet, 11 Aralık 1984.

Page 271: ALFA DA - okumedya.com · ALFA DA . ALEV ALATLI KÜLLĠYATI. Schrödinger‟in Kedisi [Kâbus] Schrödinger‟in Kedisi [Rüya] Viva La Muerte! • YaĢasın Ölüm „Nuke‟ Türkiye!

IV

Günay Rodoplu‟nun, Profesör Pavloviç‟le tanıĢmaya teĢne ol-

mamasının nedenlerini ancak bıraktığı mektubu okuyunca anla-

yabildim. O günlerde Diana‟nın müteaddit davetlerini çoğu zaman

ayan beyan sudan mazeretlerle reddediyordu. Ancak, ne zaman ki

ġafak Özden Diana‟ya saldırdı, Günay‟ın kadına karĢı tavrında bir

değiĢiklik oldu. Belki, öyle bir tecrübeyi birlikte geçirmiĢ olmala-

rından, belki de, -ki ben buna daha çok ihtimal veriyorum- Dia-

na‟nın öyle bir gece yaĢamıĢ olmasındaki suçluluk payından, bir

“erken” akĢam yemeği davetini kabul etti.

BeĢiktaĢ motor iskelesinde buluĢtuğumuzda, sulu kar çiseli-

yordu. Günay, benden az önce gelmiĢ, (her zamanki gibi!) kıyıya

çekilmiĢ motorların az berisinde, ızgarada balık ekmek yapan Se-

lahattin Amca‟yı seyre-diyordu. Havayı nefis bir lüfer kokusu sar-

mıĢtı “Haydi, boĢver, burada oturup balık ekmek yiyelim!” diyece-

ğini adım gibi biliyordum. Balığa, ama limonsuz ve hatta tuzsuz,

ızgara balığa bayılırdı, ama bence Selahattin Amca‟nın elinden

Page 272: ALFA DA - okumedya.com · ALFA DA . ALEV ALATLI KÜLLĠYATI. Schrödinger‟in Kedisi [Kâbus] Schrödinger‟in Kedisi [Rüya] Viva La Muerte! • YaĢasın Ölüm „Nuke‟ Türkiye!

yemek fikrini daha da çok seviyordu. YaĢlı balıkçının kırmızı so-

ğanı yumruklayan nasırlı eli, aĢağıda, mangalın yanında sakladığı

için kızgın 35‟likten kâğıt peçetelere sardığı çay bardaklarını dol-

durduğu rakı, körpecik yeĢil soğanlar, -“Isırdığın zaman bir defada

kopacak, sünmeyecek!”- baĢlı baĢına bir ayindi. Beni ancak om-

zuna değdiğim zaman fark etti,

“DüĢündüğümü sen de düĢünüyor musun?” çenesiyle balıkçı-

yı iĢaret ediyordu.

“Ayıp olur!”

Ġçini çekti,

“Evet, ayıp olur.” Ġstemeye istemeye döndü,

“Ben zaten her Ģeyi „hayır‟ diye diye yaparım!” derken,

“Otobüse binsek olmaz mı?”

“Bu saatte mi?”

AnlaĢılan gecikmek istiyordu.

“Yapma böyle,” dedim, “fena bir adam değil, göreceksin.”

“Ġyilik kötülük meselesi değil, Amerikalılar gündemimde de-

ğil!”

Yirmi dakika sonra, Pavloviçlerin Bebek‟teki yalı apartmanla-

rının önündeydik. Ġkinci kata tırmanırken, David‟in sesini duy-

duk. “Ġsa Mesih!” diye bağırıyordu. Günay, “Geri mi dönsek aca-

ba?” diye fısıldadı, ama buna pek imkân yoktu, çünkü sokak kapı-

ları ardına kadar açıktı ve biz en üst basamaktaydık. Kapıda diki-

lip içeri bakmaktan baĢka çaremiz yoktu. Manzara aynen Ģuydu:

Küçük David (üç-dört yaĢlarında) pencerenin önünde, elinde kola

ĢiĢesi ile dikilmiĢti. Üstü çıplaktı, bacakları külotundan sızan ka-

ra-sarı sıvı ile örtülmüĢtü. Sıvı, çıplak parkeye akmakla kalmamıĢ,

salon kapısına kadar gelmiĢti. David, durumun vahametini bizim-

le aynı anda fark etmiĢ olmalıydı ki,

“Orada dur!” diye bağırdı, “Kıpırdama evlât, Ģimdi seni alma-

ya geliyorum!” Her ne idilerse, elindekileri fırlattı, çocuğa koĢtu,

Page 273: ALFA DA - okumedya.com · ALFA DA . ALEV ALATLI KÜLLĠYATI. Schrödinger‟in Kedisi [Kâbus] Schrödinger‟in Kedisi [Rüya] Viva La Muerte! • YaĢasın Ölüm „Nuke‟ Türkiye!

koltuk altlarından kavradı, üstüne değmemesi için kendisinden

uzakta, havada zaptetmeye çalıĢtı. Aynı anda bebek, canhıraĢ çığ-

lıklar atmaya baĢladı.

“Diana, Diana! Tanrı aĢkına nerdesin, Diana?”

Derken, Diana‟nın sesini duyduk,

“Sen misin David?”

“BaĢka kim olabilir ki! Acele eder misin lütfen?”

“Bir Ģey mi var?”

“Ġsa aĢkına Diana! David, her yeri boklamıĢ!” Burnundan so-

luyordu, “hey, nereye bastığına dikkat et, KatyuĢka!” yanında beli-

ren kızını uyardı, “KardeĢinin her tarafı bokladığını görmüyor

musun? Diana! Tanrı aĢkına çabuk ol! Oh, Ġsa!”

“Ama, baba, o daha bebek!” dedi, çok bilmiĢ bir kız çocuğu se-

si. Az sonra bizim görüĢ alanımıza girdi, salona yayılmıĢ irili ufaklı

oyuncaklara, bisiklete, beyzbol sopalarına baktı,

“Mezbelelik!” diye hüküm bildirdi, “Ġyi ki anneannem burada

yok. Anneme pasaklı derdi yine.”

YaklaĢan ayak seslerinin Diana‟ya ait olduğunu anladık, ama

yapabileceğimiz bir Ģey yoktu, yaklaĢtı ve bizim orada olduğumuzu

gördü,

“Oooh, üzgünüm! Zili çaldığınızı duymadım!”

Çalmadığımızı söyledik. AnlaĢılan, bir Ģeyler almak için aĢağı-

ya inmiĢ olan Nesibe, kapıyı açık bırakmıĢtı.

“David, misafirlerimiz buradalar!”

Profesörün bizi gördüğü an değiĢen yüzü hakkında daha son-

raları çok düĢündüm. Çok öfkeli olduğunu duymamıĢ olsak, bu

yüzden hiçbir Ģey anlamayacağımız muhakkaktı.

“Ġçeri gelin, lütfen!” David‟i annesine teslim etti, “Ġzin verir-

seniz bir bez alayım!”

Page 274: ALFA DA - okumedya.com · ALFA DA . ALEV ALATLI KÜLLĠYATI. Schrödinger‟in Kedisi [Kâbus] Schrödinger‟in Kedisi [Rüya] Viva La Muerte! • YaĢasın Ölüm „Nuke‟ Türkiye!

Diana, çocuğu götürmek için izin istedi. David az sonra, elin-

de kuru bir bezle geldi, yerleri silmeye baĢladı. Bir yandan da

oyuncakları topluyordu.

“Babana yardım et olur mu, balım?”

“No,” dedi küçük kız düpedüz, “Yardım etmek istemiyorum.”

Seke seke gitti, pencerenin yanında durdu, Günay‟ı seyretmeye

koyuldu.

Nesibe, o ara, elinde file ile girdi, bizi gördü,

“Günay Abla hoĢgeldin! Mehmet Abi, hoĢgeldin!” Fileyi masa-

nın üstüne bıraktı, yerleri silen David‟e baktı,

“Bir Ģey mi dökülmüĢ?”

David‟in elinden bezi almak gibi bir gayret göstermedi, “Ço-

cuklardır, guzum,” diye güldü, mantosunu çıkardı,

“Siz buyurun, ben bunları mutfağa bırakayım,” David, yerleri

silmeye devam etti. Bitirince, koltukların üzerindeki oyuncakları

aldı, bize yer açtı,

“Oturun, lütfen!” Meleksi meleksi güldü.

“Umarım, ellerini yıkar!” diye italikledi Günay, “Baksana yeri

sabunlamadı bile!”

Haklıydı. Temizlik hususunda ĢaĢırtıcı bir gevĢeklikleri oldu-

ğunu ben de fark etmiĢtim. Bu rahatlığa Nesibe de uymuĢ olma-

lıydı ki, eĢyası birkaç kilim, bakır ve yer minderlerinden oluĢan ev,

kirliydi. BaĢka bir yerde, mesela, Çayırtepe‟de olsak, Günay‟ın ra-

hatsız olmayacağından emindim; ama, burada yemek yiyemeye-

cekmiĢ duygusuna kapıldım. Daha da garibi, masalarına daha ön-

ce birkaç defa oturmuĢ olduğumdan, tuhaf bir savunmaya geçtim,

“Nesibe‟nin iĢi de kolay değil! Ġki çocuk!”

Hiçbir Ģey söylemedi, ama italik‟lediğini görebiliyordum, Allal-

lah!

Page 275: ALFA DA - okumedya.com · ALFA DA . ALEV ALATLI KÜLLĠYATI. Schrödinger‟in Kedisi [Kâbus] Schrödinger‟in Kedisi [Rüya] Viva La Muerte! • YaĢasın Ölüm „Nuke‟ Türkiye!

Rodoplu, misafirlikten, daha doğrusu, deplasmanda oynamak-

tan nefret ederdi. Bunun zaman duygusu ile ilgili olduğunu sanı-

yorum. Misafirlik, sanki Rodoplu‟nun düĢünce akıĢının tabii mec-

rasında geliĢimini sınırlayan, boyutları belli bir zaman dilimi, dıĢ

dünyanın hayatına dayattığı bir yamaydı. “Görecek bir Ģey varsa,

görmek zamanını kendim seçmek isterim,” derdi, “çünkü yaĢadık-

larını, ancak o zaman, duygusal hazırlığım tamam olduğu zaman,

içselleĢtirebiliyorum.”

O akĢam, gerek, onun Profesör Pavloviç hakkında bildikleri,

gerekse David‟in kesinlikle hak verdiğim tetikteliği (hak veriyor-

dum, çünkü tecrübesi ona Türklerle konuĢurken dikkat etmesi

gerektiğini öğretmiĢti, kaldı ki, hem Diana hem de Sernea‟dan

Günay‟ın „zor‟ olduğunu biliyordu) dayatılmıĢ bir birlikteliğe iĢaret

ediyordu. Pavloviçlerin dağınıklığını yakalamıĢ olmamız meseleyi

daha da güçleĢtirdi. Bütün bunların üstüne David bir de Günay‟ı

“Türk zihniyeti” araĢtırmasına malzemedir diye sorgulamaya baĢ-

larsa diye korktum. Hiç kuĢkusuz, öyle bir durumda, Günay, bü-

tün kapıları kapatır, tek kelime konuĢmazdı. Ancak o baĢka bir Ģey

yaptı; ev sahiplerimizin içerde olmasından yararlanarak, sehpanın

üzerinde duran eski TIME dergilerinden birini aldı, tıpkı bir dok-

tor muayenehanesinde randevu saatini bekliyormuĢ gibi, okumaya

koyuldu. David özürler dileyerek geri gelinceye kadar bırakmadı.

“Bir Mucize ve Pek Çok Sorun. Ġyi bir baĢlık.”

“Affedersiniz?”

“Yapay kalp transplantasyonları,” dedi Günay, dergiyi iĢaret

ederek, “high-tech tıp. Doğrusu, ahlâki ve hukuki açıdan ciddi

kaygılarım var.”

Yaptı iĢte! Gündemi eline aldı!

“Öyle mi?” dedi David, ĢaĢkın ĢaĢkın.

“Bütün bu para ve gösteriĢ!” Ġçini çekti, “Hastalık ve ölümün

kaçınılmazlığını içimize sindirmeli, bilimsel hırslarımızı törpüle-

meyi öğrenmeliyiz.” Bana döndü, italikledi, İç cihadımızı tamam-

lamak zorundayız.

Page 276: ALFA DA - okumedya.com · ALFA DA . ALEV ALATLI KÜLLĠYATI. Schrödinger‟in Kedisi [Kâbus] Schrödinger‟in Kedisi [Rüya] Viva La Muerte! • YaĢasın Ölüm „Nuke‟ Türkiye!

“Schroeder‟den bahsediyoruz değil mi? Mekanik kalp takılan

adam?”

“Schroeder... Barney Clark,” diye omuzlarını silkti Rodoplu,

“kim oldukları önemli değil. Önemli olan bu paraların kitlelerin

sağlığı için değil, tıp endüstrisini sübvanse etmek için kullanılıyor

olması. Küçük bir yardımla hayata dönecek binlerce insan varken,

Bay Schroeder‟in birkaç ay daha hayatla kalması için para harca-

manın ahlaklılığı hakkında ciddi endiĢelerim var.”

Masaya öteberi taĢıyan Diana, söze karıĢtı,

“Sana akıllı olduğunu söylemiĢtim,” dedi, kocasına.

David, mahcup oldu, Günay duymamazlığa geldi; ben bu dave-

ti Diana‟nın Türkiye‟den fena halde sıkılmaya baĢlayan kocasına

yeni bir enerji aĢılamak için gerçekleĢtirdiğini düĢündüm. Günay,

“Aynen öyle!” diye italikledi. Diana, David‟e Nevra‟nın onlara oy-

nadığı, “Türkiye‟de, ülkenin durumunun farkında olan ve senin

kadar sıkılan Türkler de var” oyunu oynuyordu. ġu farkla ki, bu

defa vitrin Cemalettin Eren değil, Günay Rodoplu‟ydu. Günay‟ın

buraya gelmekle gerçekten de Diana‟ya bir tür borç ödediğine ka-

naat getirdim.

“Sağlık taramaları, aĢı kampanyaları, beslenme çok daha fazla

insanın hayatını kurtarır, çok daha fazla insanın hayatını uzatır,”

diye sürdürdü, Rodoplu, “Bir de tabii, bu tip ameliyatların gerçek-

ten hastalıklı bir tarafı var.”

“Ne demek istediğinizi biliyorum, sanırım, FrankenĢtayn yara-

tır gibi, değil mi?”

“Daha çok, canlı insanların üstünde tıbbi deneyler yapar gibi,”

dedi Rodoplu, “Schroeder olsun, Clark olsun, bu insanların birkaç

ay daha yaĢamak için verdikleri mücadeleye hayran olmamak elde

değil, ama dini bütün bir Müslüman gibi huzur içinde göçecek

donanımları olsaydı herhalde herkes için daha hayırlı olurdu.”

“Alabama Tıp Fakültesi‟nde, ahlâk kürsüsü baĢkanı bir arka-

daĢım var,” dedi, David, “George Pence. O, sağlık maliyetinin çok

yüksek olmasını, talebin yüksekliğine bağlıyor. Amerikan toplu-

Page 277: ALFA DA - okumedya.com · ALFA DA . ALEV ALATLI KÜLLĠYATI. Schrödinger‟in Kedisi [Kâbus] Schrödinger‟in Kedisi [Rüya] Viva La Muerte! • YaĢasın Ölüm „Nuke‟ Türkiye!

munun, sağlık taleplerine „hayır‟ diyebilmemiz için ulusal muta-

bakat sağlamamız lâzım,” meleksi meleksi güldü, “Henüz bu mu-

tabakatı sağlayamadık ama önümüzdeki yıllarda Amerikan toplu-

munun en önemli meselelerinden birisi bu olacak. Bu meseleyi

çözüme kavuĢturmalıyız, yoksa sonuç felaket olacak.”

Rodoplu‟nun Ģüpheyle bakan gözlerini gördü, dengesi bozulur

gibi oldu,

“Diyaliz makinesini hangi koĢullarda ve nasıl durduracağımı-

zın kuralları saptanmalı, değil mi?” diye sordu.

Günay, Ģöyle bir duraladı.

“Aynı Ģeyden bahsetmiyoruz, Profesör,” dedi. Kesti.

“Açıklamak ister miydiniz?”

“Ben insanoğlunun kiĢisel donanım eksikliğinden bahsediyo-

rum, siz tıp hizmetlerinin eksikliğine uyduracağınız ahlâki kılıf-

tan,” gülümsedi, “kültürel farklılığımız.”

“Kültürel farklılık dedin de,” diye yine araya girdi Diana,

“Baksana, David‟in araĢtırma projesinde bir sorunu var, belki sen

yardım edebilirsin?” Kocasının, “Lütfen, balım!” diye uyarısına

kulak asmadı, sesini, Ģımarık çocuk sesi yaptı,

“Lütfen, lütfen Günay Hanım! Yoksa, yaz baĢında Amerika‟ya

dönecek! Ama ben gitmek istemiyorum!”

“Becerilerimi abartıyorsun, Diana!”

ĠĢ bu hale dönünce, David‟in de rica etmekten baĢka çaresi

kalmadı. Ancak, o arada sofraya oturduğumuzu söylemeliyim.

Bunun önemi, Nesibe‟nin de bize katılmıĢ, az önce, yerleri silen

David‟e yardım etmemiĢ olmasının ima ettiği yeni konumunun

sofrada daha da belirginleĢmiĢ olmasıdır. Hizmet etmek Ģöyle

dursun, ailenin bir ferdi gibi davrandığını gördük. David‟in bira

tekliflerini reddetmediği gibi, Diana ile derin bir samimiyet içinde

fısıldaĢıyor, hatta ara ara dostça itiĢiyordu. Rodoplu‟nun canının

adamakıllı sıkıldığının farkındaydım. Ama, utanarak itiraf etmeli-

yim ki, tepkisinin derecesini ölçmek amacıyla, bir ara yardım ba-

Page 278: ALFA DA - okumedya.com · ALFA DA . ALEV ALATLI KÜLLĠYATI. Schrödinger‟in Kedisi [Kâbus] Schrödinger‟in Kedisi [Rüya] Viva La Muerte! • YaĢasın Ölüm „Nuke‟ Türkiye!

hanesiyle kalktım; Nesibe‟nin kirli tabağını mutfağa götürdüm.

Alkolün etkisi de olmuĢ olabilir, ama Nesibe kıpırdamadı. Gü-

nay‟ın görmemiĢ olması mümkün değildi, ama hiç renk vermediği

gibi, yemek süresince Nesibe‟nin ne yüzüne baktı ne de tek keli-

me söyledi. Acele etmeksizin yedi, David‟e döndü,

“Hadi,” dedi, “malzemeyi görelim!”

David, “Yes! What? Ohhh!” gibi ünlemleri sıraladıktan sonra

kalktı, dosyasını aldı,

“Balım, lütfen Ģunları kaldırır mısınız? Dr. Rodoplu‟ya çalıĢ-

malarımı göstermek istiyorum.”

“Tabii ki!” dedi Diana, Nesibe o zaman kalktı, masayı topla-

maya baĢladılar. Ben de kalktım, ama Rodoplu yardım etmeyi tek-

lif dahi etmedi.

David, dosyasından birtakım kâğıtlar ayırdı, Günay‟ın önüne

koydu,

“Bunlar ilk egzersizler,” dedi, “Yaygın düĢünce biçimini kav-

rayabilmek amacıyla, biçimsel mantık kurallarını uygulamaya ça-

lıĢıyorum.”

“Anlıyorum,” dedi Günay kısaca, uzandı en üstteki kâğıdı aldı.

“Ref.: M.V., Haz. 1992, s. 8, SKB

„...Fikret‟in annesi Hatice Rafia Hanım, annesi ve babası ihti-

da etmiĢ Sakızlı Rum ailesinden gelir. Hatice Rafia Hanım, dayısı

Nuri Bey ve kızı ile beraber hacca gitmiĢ, orada koleradan vefat

etmiĢtir. Fikret‟in anne-annesinin ve anne babasının mühtedi ol-

ması, annesinin aĢırı dindarlığı, Ģairin hayatının ilk yarısında çok

dindar, sonra dinsiz oluĢu oğlu Haluk‟un din değiĢtirerek Hıristi-

yanlığa dönüĢü, psikolojik bakımdan dikkate değer vakalardır. Biz

Fikret‟te gördüğümüz ruhi trajedinin kısmen anne tarafından

geldiği fikrine temayüz etmek istiyoruz.‟

„Yukarıdaki satırlar, Prof. Mehmet Kaplan‟ın doçentlik tezinin

bir takım değiĢikliklerle yeniden yapılan basımından alındı. Bu

„ilmi‟ denilen eserde, Fikret‟in ateist oluĢunu, annesinin dönme

Page 279: ALFA DA - okumedya.com · ALFA DA . ALEV ALATLI KÜLLĠYATI. Schrödinger‟in Kedisi [Kâbus] Schrödinger‟in Kedisi [Rüya] Viva La Muerte! • YaĢasın Ölüm „Nuke‟ Türkiye!

(mühtedi) bir aileden geliĢine bağlayan Profesör‟ün düĢüncesini

desteklemek için Orhan Bey‟den bu yana, dönme kadınlardan do-

ğan Osmanlı padiĢahlarından „kısmen‟ de olsa, örnekler vermesini

bekliyor insan. Dinsiz, (deist) Yahya Kemal‟in annesi dönme bir

aileden gelmiyor benim bildiğim. Bu yöntemle nasıl açıklayacağız

dönme olgusunu? Bilimsel yöntem kullanmadığı içindir ki, Prof.

Kaplan‟ın böyle yorumlar yapması doğaldır. Çünkü, eklektik bir

yöntem ve dünya görüĢü ile ele alınan konuda sağlıklı bir sonuca

ulaĢmak olası değildir. Asım Bezirci‟nin Abdülhak Hamit adlı

araĢtırma/eleĢtirisi onun öteki eserleri gibi bilimsel yöntemin sağ-

lıklı olarak kullanılıĢının güzel bir örneğidir.‟

Test 1:

Önermeler:

• Prof. Mehmet Kaplan, Tevfik Fikret‟in ateist oluĢunu anne-

sinin dönme bir aileden geldiğine bağlıyor.

• Yahya Kemal de dinsizdir (deist) ama ailesi dönme değildir.

Vargı:

Bu yöntemle Yahya Kemal olgusunu açıklayamayız.

Gözlemler:

a) Birinci önermedeki „ateist‟ ile ikinci önermedeki „deist‟ ke-

limeleri eĢanlamda kullanılmıĢtır. Bu nedenle, eleĢtirmenin ar-

gümanı „kalp‟tir.

b) Kaplan, „Fikret‟te gördüğümüz ruhi trajedinin kısmen anne

tarafından geldiği fikrine temayüz etmek istiyoruz,‟ demektedir.

Buradaki, „kısmen‟ ve „temayül etmek‟ ifadeleri, eleĢtirmen tara-

fından, „bağlamak‟ olarak değiĢtirilmiĢtir. Dolayısıyla, birinci

önerme yanlıĢ olup, ikincisi ile bağlantısızdır.

c) EleĢtirmen, Kaplan‟ın „eklektik‟ yöntem kullandığını iddia

etmekle birlikte, „eklektik yöntem‟den ne anladığını açıklamamak-

ta ve bu yöntemin (?) Kaplan‟ın kullandığı yöntem olduğu kanıt-

lanmamaktadır.

Page 280: ALFA DA - okumedya.com · ALFA DA . ALEV ALATLI KÜLLĠYATI. Schrödinger‟in Kedisi [Kâbus] Schrödinger‟in Kedisi [Rüya] Viva La Muerte! • YaĢasın Ölüm „Nuke‟ Türkiye!

Netice:

Safsata. EleĢtirmen, hemen her mantık kuralını çiğnemekte-

dir.

Test II:

Önermeler:

• Kaplan‟ın Fikret‟in ateist oluĢunu, annesinin dönme oluĢu-

na bağlayan eserine „bilimsel‟ deniyor.

• Kaplan, Orhan Bey‟den bu yana dönme kadınlardan olma

Osmanlı padiĢahlarından kısmen de olsa, örnekler vermiyor.

Vargı:

Kaplan‟ın eseri bilimsel değildir.

Gözlemler:

a) Kaplan, Fikret‟in ateist oluĢunu annesinin dönme oluĢuna

„bağlamıĢ‟ değildir.

b) Kaplan‟ın eserinin bilimsel olduğunu iddia ettiğini kabul et-

sek dahi, Fikret‟in koĢullarının kanıtlanması için Osmanoğlu Or-

han Bey‟den bu yana dönme kadınların incelenmesi gerekliliği

bağlantısızdır.

c) Birinci ve ikinci önermeler bağlantısızdır. Bunlardan Kap-

lan‟ın eserinin bilimsel olmadığı sonucuna varılamaz.

Netice: Non-squitor safsata. (Not: Türklerin „bilimsel‟den ne

anladıkları araĢtırılmalı, DP)”

Günay‟ın ne düĢündüğünü yüzünden anlamak mümkün de-

ğildi. Büyük bir sükûnetle okudu, baĢını kaldırdı, David‟e baktı,

“BaĢka?”

David, bir baĢka kâğıt uzattı,

“Ref.: G., Ocak, 1982, s.16, FA

Page 281: ALFA DA - okumedya.com · ALFA DA . ALEV ALATLI KÜLLĠYATI. Schrödinger‟in Kedisi [Kâbus] Schrödinger‟in Kedisi [Rüya] Viva La Muerte! • YaĢasın Ölüm „Nuke‟ Türkiye!

„Özdemir Ġnce‟nin, Kentler‟ini ben görmedim. Onun da Ģairin

Ģiir çizelgesi içindeki yerine oturtulması gerektiği sanısındayım.

Ferid Edgü‟nün „Çığlık‟ını ben henüz okuyacak fırsat bulamadım

ama 1982‟nin anılmaya değer yapıtlarından biri olacağını düĢü-

nüyorum. Edgü‟nün hikâyeciliğini bilen biri olarak varıyorum bu

kanıya.‟

Test 23:

Önermeler:

• Özdemir Ġnce Ģairdir.

• Özdemir Ġnce‟nin Ģiirinin belirli bir çizelgesi vardır.

• „Kentler‟ Ģiirdir.

Vargı:

a) Önermelerde aynı anlama gelmeyen kelimeler gelirmiĢ gibi

kullanılıyor.

b) Ġkinci önermedeki „Ģiir‟ sözcüğü, türel bir isimdir (edebiyat

türü adı). Üçüncü önermedeki, „Ģiir‟ ise belirgin bir eserin türü

(yani, „Kitap yararlıdır, elindeki kitap da yararlı olmalı‟).

Netice:

Non-sequitor safsata.

Test 24:

Önermeler:

• Ferid Edgü‟nün „Çığlık‟ını okumadım.

• Ferid Edgü‟nün bugüne kadar neler yazdığını bilirim.

Vargı:

• „Çığlık‟ 1982‟nin anılmaya değer yapıtlarından birisi olacak-

tır.

Gözlem:

Page 282: ALFA DA - okumedya.com · ALFA DA . ALEV ALATLI KÜLLĠYATI. Schrödinger‟in Kedisi [Kâbus] Schrödinger‟in Kedisi [Rüya] Viva La Muerte! • YaĢasın Ölüm „Nuke‟ Türkiye!

Önermelerden böyle bir çıkarsama yapılamaz. Okuru, yazarın

vargısının doğru olabileceği sanısına kaptıran unsur, psikolojiktir;

yazarın yararlandığı kendi ünüdür. „Edgü‟nün öykücülüğünü bi-

len bilir‟ ifadesi, okurun üzerinde baskı yaratmaya yöneliktir

(„Ben böyle diyorsam böyledir‟ bkz. „Sütun yazarları‟)

Netice:

Ad hominem safsata.”

Ref: Milliyet G., Aralık 1984, s. 1, Mehmet Barlas

„Libya lideri Kaddafi‟nin, kendisini uluslararası terörizmi des-

teklemek ile suçlayanlara karĢı en iyi cevap ve göstereceği en seç-

kin örnek, Libya‟daki Türk müteahhitleri ve iĢçileridir...

Kaddafi, petrolden sağladığı geliri ülkesinin kalkınması için

harcamaya baĢlarken, Batılı geliĢmiĢ ülkelerin hiç düĢünmediği

bir iĢ yapmıĢ ve Türk müteahhitlerine Libya‟nın kapısını açmıĢ-

tır...

Libya‟daki Türk taahhütleri, geçmiĢ yıllarda 8 milyar dolara

kadar yükselmiĢtir... Kısaca, bu milyarlarca dolar, terörizme değil,

Libya‟nın kalkınmasına, Türkiye‟nin ise hizmet ihraç ederek ge-

liĢmesine tahsis edilmiĢtir.

Türk-Libya teknolojik iĢbirliği, Kaddafi‟nin eseridir. Bu terö-

rizmin değil, kalkınma için eĢsiz bir dayanıĢmanın örneğidir...‟

Test 33:

Önermeler:

• Kaddafi, Türk müteahhitlerine iĢ veriyor.

• Bir insan hem Türk müteahhitlerine iş verip, hem uluslara-

rası teröre destek sağlamaktadır.

Netice:

Safsata.”

Page 283: ALFA DA - okumedya.com · ALFA DA . ALEV ALATLI KÜLLĠYATI. Schrödinger‟in Kedisi [Kâbus] Schrödinger‟in Kedisi [Rüya] Viva La Muerte! • YaĢasın Ölüm „Nuke‟ Türkiye!

David‟in bu çalıĢmasını (daha sonra da az önce aktardığım o

mektubu) okurken, kendimle ilgili bir Ģeyin tekrar farkına vardım:

Ben, gerçekten de yalama olmuĢ bir Türk‟tüm. Adamın derdini

anlayabilmem, anlattığının dehĢetini içselleĢtirebilmem için üst

üste okumam gerekmiĢti. Oysa, bu yazarlar, yıllar yılı okuduğum,

deyiĢ yerindeyse, “zihnimi biçimlendiren” yazarlardı ve ben ne

denli özensiz, ne denli saygısız olduklarını fark etmemiĢtim. Öyle

dalmıĢtım ki, Günay‟ın sesini rüyadaymıĢ gibi, uzaktan duydum,

“Evet!” dedi, “Peki, nasıl yorumluyorsunuz?”

“Henüz yorumlamıyorum,” diye cevap verdi David,

“Ama, Bay Giritli‟nin eĢime Ankara‟nın pozitivist olduğuna

iliĢkin sözleri doğruysa,” gülümsedi, “daha alınacak çok yol var,

öyle düĢünmüyor musunuz?”

Günay‟ın cevabını nefesimi tutarak bekledim, çünkü bu defa,

mesele o kadar sarih, o kadar netti ki, Hadi, Türkleri bu defa da

akla da görelim, diye; italik‟lemekten kendimi alamadım.

Beni duymuĢ gibi belli belirsiz gülümsedi, David‟e döndü,

“Siz, Yahudi‟siniz, değil mi?”

“Evet, öyle,” dedi David. Gülümsüyordu, ama bu defa gözle-

rinde yanıp sönen anlık endiĢeyi saklayamadı.

“Yahudi‟sin ve dünyamızın pürüzsüz ve rasyonel olmasını isti-

yorsun, öyle değil mi? Azizim Profesör Pavloviç, Ģiir ve tenakuz

dolu o büyük müderrislerinizi, Kabalistlerinizi* hatırlamıyor mu-

sun?”

David Pavloviç‟in kelimenin tam anlamıyla donduğunu, Dia-

na‟nın yer minderine çöker gibi oturduğunu gördüm!

“Hatırlasanıza, Ruhumuzun derinliklerinde usdışı da vardır.

Usdışı, bizi hareket ettiren enerjidir; bizim yaratıcı şeytanımızdır.

Dürüst olun profesör, dünyayı sadece gözlemlerinizle, mantıklı

çıkarsamalarınızla kavrayabileceğimize inanıyor musunuz?”

* Numeroloji, Ġslam'daki yaklaĢık karĢılığı ebced. (y.n.)

Page 284: ALFA DA - okumedya.com · ALFA DA . ALEV ALATLI KÜLLĠYATI. Schrödinger‟in Kedisi [Kâbus] Schrödinger‟in Kedisi [Rüya] Viva La Muerte! • YaĢasın Ölüm „Nuke‟ Türkiye!

“Tanrım! Bu konuĢan senin baban David!” dedi Diana, Ģeytan

yollamıĢ gibi ürpererek. Günay ona bakmadı bile. Sadece David‟le

kendisinin bildiği bir metinden alıntılar yapıyordu,

“Büyürken, tecrübelerini mantık değil, imgelerle anlatan kim-

selere hiç rastlamadın mı? Gözlemleyebildiğimiz hiçbir gerçeklikle

örtüşmeyen şeylerden bahseden insanlara? Usdışı bizi tamamlar.”

“Abartıyorsunuz, Bayan Rodoplu,” dedi David, mırıldanır gibi,

“Küçük bir çayı büyük bir ırmak gibi sunuyorsunuz.”

Ne dediğini anlamak için dikkat kesildim. Diana imdadıma ye-

tiĢti,

“KarĢılıklı alıntı yapıyorlar,” diye fısıldadı, “Ünlü bir Yahudi

metnidir, ama ne olduğunu çıkaramadım.”

“Hayır, çay değil,” dedi Günay, “Meselenin ruhu, hayat nefesi.

Bunu sen de biliyorsun!” Sustu, gülümsedi,

“Öyle değil mi?”

“Sizi tekrar görmem lâzım,” dedi David.

“ĠnĢallah,” dedi Rodoplu, yüzündeki tebessümün belli belirsiz

bir acıya dönüĢtüğünü fark ettim. DerinleĢen sessizliği Nesibe‟nin

sesi böldü, kendimize getirdi,

“Dayan, zabahtan gelecen mi?”

Diana‟nın ne cevap verdiğini duymadım. Günay, hızla mah-

zunlaĢan yüzünü bana yaklaĢtırdı.

“Yoruldum,” dedi, “Kalksak olur mu?”

Bebek‟ten, Arnavutköy‟e, Etiler çıkıĢına kadar hiç konuĢma-

dan yürüdük. Oradan taksiye bindik. Evinin sokağına döndüğü-

müzde,

“Bu kötü,” dediğini duydum.

“Evet,” diye onayladım, “Ama, belki de, David‟in gözlemlediği,

belli bir dönem yazarlarının özensizliğinden, kayıtsızlığından iba-

rettir. Lord Cromer‟in ya da ötekilerin haklılığını göstermez.”

Page 285: ALFA DA - okumedya.com · ALFA DA . ALEV ALATLI KÜLLĠYATI. Schrödinger‟in Kedisi [Kâbus] Schrödinger‟in Kedisi [Rüya] Viva La Muerte! • YaĢasın Ölüm „Nuke‟ Türkiye!

“Pardon, anlamadım,” diye döndü, “Neden bahsediyorsun

sen?”

“Bu kötü demedin mi? Profesör Pavloviç‟in bulguları yani?”

“Ben, Nesibe ile Diana‟dan bahsediyorum,” dedi Rodoplu,

“orada, hayırlı olmayan bir Ģey var!”

Büyüyü bozmayı baĢarmıĢtı!

Page 286: ALFA DA - okumedya.com · ALFA DA . ALEV ALATLI KÜLLĠYATI. Schrödinger‟in Kedisi [Kâbus] Schrödinger‟in Kedisi [Rüya] Viva La Muerte! • YaĢasın Ölüm „Nuke‟ Türkiye!

V

Günay‟ın Nesibe ile Diana‟ya iliĢkin sözlerinin üzerinde dur-

mak istemediğimi hatırlıyorum. Sanırım, o tavrını Türkleri ya-

bancılardan sakınmak eğilimine vermiĢ, bu eğilimini onaylama-

mak diyemeyeceğim, ama içselleĢtiremediğim için geçiĢtirmeyi

yeğlemiĢtim.

“Yukarı gelmek ister misin?” diye sordu, “YapıĢtırmam gere-

ken bir yığın Ģey var. Belki yardım etmek istersin?”

Çıktık. Maydanoz bahçesinin hemen yanındaki masanın üze-

rinde büyük boy resim kâğıtları, ġafak Özden‟in onlarca irili ufaklı

fotoğrafı, bir takım yazılar, yapıĢtırıcı, makas gibi avadanlıklar ya-

yılmıĢtı. Günay, bir duvar gazetesi örneği yaptığını söyledi. Çırpıcı

Mahallesi‟nin kadın kollarına verecek, benzerlerinin yapılmasını

sağlayacaktı. Duvar gazetelerinin ilgi çektiğini, seçim dönemi sü-

resince asılı kalmalarının yararlı olduğunu düĢünüyordu. Adama-

kıllı canım sıkıldı.

“Ne iĢlerle uğraĢıyorsun. Allah aĢkına? Bunu yapacak senden

baĢka adam kalmadı mı?”

Page 287: ALFA DA - okumedya.com · ALFA DA . ALEV ALATLI KÜLLĠYATI. Schrödinger‟in Kedisi [Kâbus] Schrödinger‟in Kedisi [Rüya] Viva La Muerte! • YaĢasın Ölüm „Nuke‟ Türkiye!

“Hayır, yok,” dedi Günay, sakin sakin.

Ona yardım etmek istemiyordum! “Bırak bu aptal duvar gaze-

tesiyle sabaha kadar uğraĢsın,” diye düĢündüğüme göre, cezalan-

dırmak istediğim de söylenebilir. Sandalyemi masaya elimi sür-

meyeceğimi belirten bir mesafeye çektim, oturdum. Günay hafifçe

güldü, aldırmadım.

“Eee? David‟in araĢtırması hakkında ne diyorsun? Senin gibi o

da köĢe yazarlarına takmıĢ.”

EğilmiĢ, fotoğrafları istifliyordu. Duraladı, yüzüme, kınamak-

tan çok hüzünlü bir ifade ile kısaca baktı, masanın üstünü iĢaret

etti,

“Yaptığım iĢi onaylamıyor olman, kabalaĢmana neden olma-

malı.” ĠĢine döndü.

“Affedersin.”

Bir süre seyrettim,

“Ne düĢünüyorsun, sahiden? Adamın bulguları bizim zihniye-

timizi açıklamıyor mu? Rasyonaliteden nasibini almamıĢ, „ġark‟

kafamızı?”

“Profesör Pavloviç‟in baĢı iyice belada olmalı,” diye bekleme-

diğim bir cevap verdi, “Kıvrım kıvrım bir ruh!”

Açıklamasını bekledim.

“Rusya kökenli bir Hasidi, üstelik, Tzadik veliahttı olup da

psikolog olmak yeterince kötü, bir de bunun üzerine, üstelik ras-

yonalist!” BaĢını salladı, “Ya toptan satılmıĢ ya da ĢaĢkın! Her iki

durumda da Allah yardımcısı olsun!”

“SatılmıĢ mı? Neye satılmıĢ?”

“Kariyere! Herhalde, kariyere! Veya belki de Yahudilikten kur-

tulmak istedi. Bir tür inkâr, yani. Diana ile evlenmiĢ olmasına ba-

kılırsa, bu da makul. Orada, aralarında aĢk yok, görüyorsun. Ülkü

birliği olduğunu da sanmıyorum.”

Page 288: ALFA DA - okumedya.com · ALFA DA . ALEV ALATLI KÜLLĠYATI. Schrödinger‟in Kedisi [Kâbus] Schrödinger‟in Kedisi [Rüya] Viva La Muerte! • YaĢasın Ölüm „Nuke‟ Türkiye!

“Nasıl bir inkâr? Neyi inkâr ediyor?”

“Bak, David bir Hasidi. Üstelik Tzadik veliahttı. Kabalist gele-

nekleri çok iyi biliyor olması lâzım. Yani Zen, Yoga ve Sufiliğe yat-

kın olması lâzım, yani batini ya da ezoterik psikolojiyi çok iyi ta-

nıması lâzım. Hal buyken, eğer Türk zihniyetini araĢtırmak için

bu kadar ucuz bir yöntemle akılcılık, mantık diye tutturuyorsa,

bu, ya bir Ģeyleri unutmak için ya da düpedüz kariyer için, ki za-

ten ikincisi ile üçüncüsü birbirlerini tamamlar. Her durumda,

nahoĢ.”

Psikolojiye merak sardığım dönemler olduğunu söylemiĢtim ve

açıkçası, bu bana özgü bir merak da değildi. 1980‟lerde, 1960‟lı

yılların „varoluĢçuluk‟ modası gibi bir modaydı „psikoloji‟. Çok sa-

yıda kitap çevriliyordu, herkes gibi ben de Türk Kadir Özden‟den,

Sudanlı Malik Babikir Bedri‟ye Amerikalı Ornstein‟e, Adam

Smith‟e (Adam Smith değil, Powers of the Mind‟ı yazan Adam

Smith) kadar yetiĢmeye çalıĢıyordum. Bu bakımdan, Günay‟ın

neden bahsettiğini anlar gibi oldum.

“Kabala, ezoterik, yani Bâtıni, yani içrek!” diye güldü,

“Türkçe‟yi ne hale getirdik! Hâlâ inanamıyorum! Bir Tanrı ve

kâinat öğretisi. Panteist, yani Tümtanrıcı, yani „Her şey tanrıdır

ve tanrı her şeydir‟. Yani tabiat yasalarının, güçlerinin, gördüğü-

müz her Ģeyin tümü. Ancak, yeryüzünde suretlerini gördüğümüz

bu varlıkların bir kısmı diĢi, bir kısmı erkektir ve birleĢmek için

birbirlerini ararlar. Kadim Yahudi ilahiyatına göre bu arayıĢ, Me-

sih‟in geleceği zamana kadar sürecektir. O geldiğinde, „hac‟ tabir

ettikleri yolculuk tamamlanacak, mutluluk çağı açılacaktır, filan.

Bu, iĢin bir tarafı. Bence, bu inanç arka plânını ya da „manzarayı

umumiye‟nin insanoğluna yönelik telmihi daha ilginç. Çünkü, in-

sanda birbirleriyle bütünleĢtirilmesi gereken biri analitik, diğeri

de bütüncül/Tevhidi/holistik iki bilinç biçiminin var olduğuna iĢa-

ret ediyor. Dahası, bu çifte bilinç meselesi Yahudilere özgü bir

inanç da değil. Nitekim, Kabala anlayıĢının Çin düĢüncesindeki

karĢılığı Yang ve Yin‟dir.”

Page 289: ALFA DA - okumedya.com · ALFA DA . ALEV ALATLI KÜLLĠYATI. Schrödinger‟in Kedisi [Kâbus] Schrödinger‟in Kedisi [Rüya] Viva La Muerte! • YaĢasın Ölüm „Nuke‟ Türkiye!

Kadın/Erkek ya da Yin ve Yang‟ın, alıĢageldiğimiz tinsellikten

öte alıcı/aktif, duygusal/akli, gizli/açık gibi nitelikler yüklendikleri-

nin bilincindeydim.

“Evet,” dedi Günay, “Erkek, yaratıcı, Gök, kadın ise alıcı Top-

rak‟tır. Dahası da var. Kadın ya da Yin, fizyolojik olarak beynin sağ

yarıküresini, yani bedenin sol tarafını temsil ederken, erkek,

Yang, beynin sol yarıküresini, bedenin sağ tarafını temsil eder.

Bildiğin gibi, beynin sol, yani erkek yarıküresi mantıklı düĢünce ve

sözel iĢlevde uzmanlaĢmıĢtır. Eğer bu taraf zedelenirse, mesela

inme inerse, kiĢi konuĢamaz ve mantıklı düĢünemez. Oysa eğer

beynin kadın, yani sağ yarıküresi zedelenmiĢse, konuĢma yetisine

ve mantıklı düĢünmeye bir Ģey olmaz. Bu nedenle de Batılılar, sol

zedelenmelere „majör‟, sağ zedelenmelere „minör‟ tahribat derler.

Neden? Çünkü Batı medeniyeti mantık ve sözel anlatım üzerine

kurulmuĢtur; beynin o iĢlevi, sağ kürenin iĢlevinden, yani algıla-

ma, mesela mekân algılama, mesela insanın kendi bedenini algı-

laması, sanat yeteneği iĢlevinden daha üstün tutulur.”

“Batı medeniyeti, erkek medeniyet desene! Buyur, buradan

yak!”

“E, vallahi öyle!” dedi Günay, “Çünkü bak, bu, „Yang‟ erkeğine

yakıĢtırılan diğer sıfatlar da belirli bir tavra iĢaret ediyor. Bir kere

erkek, gündüz, aydınlık; kadın, gece, karanlık; erkek nedensel,

kadın, nedensel olmayan ve hemen dolayısıyla, erkek, zaman ve

tarih, ama kadın edebiyat, zamansızlık, uzay. Erkek analitik, ka-

dın bütünlükçü.”

“Erkek tümdengelim, kadın tümevarım gibi mi?”

“Evet! Erkek akli, kadın sezgisel. Erkek, kanıt; kadın, yaşan-

tı.”

“Bu hesapça bizim mantıktan sınıfta kalan sütun yazarlarımız

diĢi, David Pavloviç de erkek oluyor!”

“Evet,” dedi Günay, “Evet, öyle!”

Ne diyeceğimi bilemedim!

Page 290: ALFA DA - okumedya.com · ALFA DA . ALEV ALATLI KÜLLĠYATI. Schrödinger‟in Kedisi [Kâbus] Schrödinger‟in Kedisi [Rüya] Viva La Muerte! • YaĢasın Ölüm „Nuke‟ Türkiye!

“Ben sana bir Ģey daha söyleyeyim,” dedi, “Asya‟da, Ġslamiyet

de dahil olmak üzere tutunabilmiĢ tüm dinlerin Yin, yani diĢi ol-

duğunu söylesem ne dersin?”

“Allah derim!”

Güldü,

“ġöyle düĢün,” dedi, “„sezgisel, bütünlükçü, ebediyete, za-

mansızlığa, uzaya dönük, karanlık, esrarlı, analitik, sözel ve man-

tıklı olmayan, yazılı tarihe itibar etmeyen‟ toplumlar bizim top-

lumlarımız değil mi?

Ne diyor Çetin Altan? Efendim, Çırpıcı‟da armonika satılma-

dıkça, Beyoğlu‟nda trafik düzelmez, diyor, değil mi? Nedensellik-

ten yoksun, bütünüyle mantıksız bir iddia değil mi? Ama, sezgisel.

Sitra Achra, yani öteki taraftan kaynaklanan bir bilgi!”

“Sitra Achra?”

“Yahudilerin, öteki taraf dedikleri. Rasyonel olmayan. Usdışı.”

Birden aydım,

“David‟e onu mu söylüyordun?”

“Evet! UsdıĢının ya da Yin‟in bizi hareket ettiren enerji oldu-

ğunu, yaratıcı gücümüz olduğunu bir Hasidi veliahttı bilmezse

kim bilir? Hayır, Ģimdi düĢünüyorum da, babasını fevkalade haklı

buluyorum.”

“David‟in babasını mı?”

“Evet! Bence adam Ġsrail‟e goyim toprağı derken, erkekleĢti-

rilmiĢ, yani BatılılaĢtırılmıĢ, yani kâfirleĢtirilmiĢ bir Yahudilik de-

mek istiyordu! Çünkü bak, neden böyle düĢünüyorum, biliyor mu-

sun,? Siyonizm zaten Batı icadı! Siyonizm Avrupalı Yahudiler de-

ğil, Yemenli Yahudiler değil, Rus Yahudiler değil, HabeĢ Yahudiler

hiç değil! Siyonizm, Batı‟nın bilim çağının ürünüdür, öyle değil

mi?

Laikliği al. Laiklik, hangi tarafa yaraĢır? Beynin sol yarıküresi-

ne mi, sağ yarıküresine mi? Erkeğe mi, kadına mı?”

Page 291: ALFA DA - okumedya.com · ALFA DA . ALEV ALATLI KÜLLĠYATI. Schrödinger‟in Kedisi [Kâbus] Schrödinger‟in Kedisi [Rüya] Viva La Muerte! • YaĢasın Ölüm „Nuke‟ Türkiye!

“Herhalde erkeğe,” dedim.

“Bence de öyle,” dedi Günay, “ġimdi bak, Yang‟a atfedilen

açık, akli, yaratıcı, analitik, mantıklı, nedensel, kanıtsal, sözel,

bunlar hep Batılıların kendilerine yakıĢtırdıkları sıfatlar. Aynı za-

manda „bilim‟ denen hakikate ulaĢma yönteminin de olmazsa ol-

maz koĢulları. Peki, ya Hıristiyanlık? Hıristiyanlık, bu sıfatların

hiçbirisiyle bağdaĢmazdı ki! Allah aĢkına, hem mantıklı olup hem

de teslise nasıl inanacaksın? Nitekim, bilgi çağı ile birlikte, neden-

sellik ve mantık, hakikati bulmanın biricik yöntemi olarak ve gide-

rek artan bir iĢtiyakla kabul görünce, din ekarte edildi. Laiklik de-

nilen düzenleme de bir ara çözümden ibaret. Yani aslında, „din

denen bu Ģey akıllı insana göre değil ama çok istiyorsanız siz bu-

yurun‟ der gibi bir Ģey. Papazından hahamına, imamından Budist

rahibine kadar, hakikate ulaĢmak için mantıki, yani ussal yön-

temden farklı bir yöntem kullanmaya kalkanların tümüne ikinci

sınıf vatandaĢ muamelesi yapılır. Küçümsenir, öyle değil mi?”

“Kadınlara yapılan muamele gibi...”

“Evet! Ve bence, laisizmin doğal uzantısı, rasyonalizm ile dev-

letin de ayrılmasıdır. Feyerabend haklıdır. Nasıl ki, din ile devleti

ayırdık, bilim ile devleti de ayırmalıyız. Yani, okullarda fizik, kim-

ya matematik dayatılırken mesela, meditasyona ters bakılmasına

izin verilmemek ya da din derslerinin okutulup okutulmayacağına

karar veren devlet olmamak. Kadınlar bu akıma öncülük etmek!”

Güldü, “Yani okka altına giden yarıküre; bizim yarıküre, öyle değil

mi?”

“Sana ne demeli, bilmiyorum ki!”

“Ya, bak insanlık tarihinde, anaerkillikten, ataerkilliğe dönü-

len zaman, ne zaman? Akıl, mantık gibi erkeksi öğelerin öne çıktı-

ğı bütün dönemlerde, kadim Yunan‟da, kadim Roma‟da, Konfüç-

yüs Çin‟inde, erkekler „majör‟ olup, kadınların „minör‟e dönüĢme-

si, tesadüfi olabilir mi? Aynı Ģekilde, erkeğe ait olduğu düĢünülen

nitelikleri edinen, yani açık, akli, yaratıcı, analitik, mantıklı, ne-

densel, kanıtsal, sözel olan kadın, kadın olmayı sürdüremez, çün-

kü kadınlık bilgisini, Sitra Achra‟dan gelen bilgisini yitirir ve fe-

minist olur. Feminist, yani Yin suretinde bir Yang. Feminizm, Ad-

Page 292: ALFA DA - okumedya.com · ALFA DA . ALEV ALATLI KÜLLĠYATI. Schrödinger‟in Kedisi [Kâbus] Schrödinger‟in Kedisi [Rüya] Viva La Muerte! • YaĢasın Ölüm „Nuke‟ Türkiye!

nan Hoca‟nın Rönesans dergisindeki Ġslâmiyet‟i gibidir. Kabuk or-

tada ama iç boĢaltılmıĢ. Bilmiyorum, araĢtırmak lâzım, acaba ho-

moseksüalitenin artması da bu dönemlere denk geliyor olabilir

mi? Çünkü düĢünürsen, feminizm, erkeğe atfedilen niteliklere en

az erkek kadar sahip olduğunu iddia eden, erkek iktidarına oyna-

mıyor mu? Yani, tıpkı, feminizm gibi, homoseksüeller de aslında,

kadının, alıcının, ananın, yeryüzünün, toprağın, erkek karĢısında-

ki mağlubiyetini anlatmıyor mu? Tıpkı, dinlerin akıl karĢısında

mağlup düĢmeleri gibi kadınlar da erkeğin karĢısında mağlup düĢ-

tüler. Beynin sol yarıküresi, sağ yarıküresine galip geldi. Ġnsanoğ-

lunun faaliyetlerini sistematikleĢtirme, ansiklopedi kurma, mega-

makine bunlar hep erkek-baba iĢleridir. Ansiklopedi kurduğun

zaman aslında yaptığın mutlak surette bağlayıcı, tartıĢılmaz bilgi-

ler, kurallar bütünü sunmak değil mi? Bir yönüyle de, fevkalade

bir despotizm değil mi? Batı‟nın kendilerine, bize, bütün dünyaya,

hepimize çok pahalıya patlayan „dediğim dedik‟liğinin esası bu de-

ğil mi?”

“Toplumda belirgin ve dogmatik bir düzenin yerleştirilmesi,

tartışmasız doğruların, kuralların, yasaların sayısının ve dolayı-

sıyla denetimin' artması,” diye italik‟lemeye baĢladım,

“Büyüdükçe, güçlendikçe daha da karmaşıklaşan bir düzenle-

me. İnsani işlev ve amaçlardan kopuk, Megamachine. Megamac-

hine‟le örtüşmeyen, kalıba girmeyen, sistematikleştirilemeyen faa-

liyetlerin aşağılanması, toplum dışı bırakılması, muhalefetin as-

gariye indirilmesi...”

Az önce kestiği kupürün muntazam olup olmadığını anlamak

için kendinden uzaklaĢtırmıĢ, tek gözü kısık, bakıyordu,

“Yang‟ın nekrofilik bağlantılarını düĢünüyorsun, değil mi?” di-

ye mırıldandı.

“Evet,” dedim, “bu hesapça, nekrofilya insanın içinde var.”

“Evet, ama, biyofiliya da var. Yin‟e, hayat diyen Francis Bacon.

Kadınların neden daha zor yabancılaĢtıkları belli, değil mi? „Aklı-

mıza kanat değil, kurĢun taban gerek!‟ diyen Bacon, sağ yarıküre-

ye dikkat diyor. Ama, ben olsam aklımıza değil, zekamıza, kurĢun

Page 293: ALFA DA - okumedya.com · ALFA DA . ALEV ALATLI KÜLLĠYATI. Schrödinger‟in Kedisi [Kâbus] Schrödinger‟in Kedisi [Rüya] Viva La Muerte! • YaĢasın Ölüm „Nuke‟ Türkiye!

taban lâzım, derdim. Hatta, Yang‟a atfedilen niteliğe de akıl değil,

zekâ derdim. Çünkü, bence, akıl, beynin sol ve sağ yarıkürelerinin

bütünleĢtiği durumda mümkün olur. Yarıkürelerden birisi iĢlemi-

yorsa, akıldan değil, zekâdan bahsedilmeli, anlak anlamında intel-

ligence denmeli ve çeĢitlendirilmeli: iĢte müzik zekâsı, resim

zekâsı, matematik zekâsı filan gibi. Çünkü, akıl hayat özünü arar-

ken Yin‟i, Yang‟dan ayıramaz. ġeriati‟yi hatırla. Ġnsanın kemale

ermesini, Hacın tamamlanmasını „ne bilim tarafından inanç ne

de inanç tarafından bilimden alıkoyulmak‟ aĢamasına gelmek Ģek-

linde formüle eder. Bu serüvenin, çağrıĢtırdıkları diğer bütün

kavramlarla birlikte, Yang ve Yin bütünleĢmesi olduğunu...” dura-

ladı güldü, “biliyorum!” dedi.

Sitra Achra kökenli bir bilgi, sezgi demek istediğini anlamıĢ-

tım.

“Yin‟in sıfatlarından birisi de „bağlantılama‟dır,” dedi,

“Yang önerir, Yin bağlantı kurar. Hep derim ya, BirleĢmiĢ Mil-

letler‟in yeryüzünde barıĢı sağlamak için yapabileceği tek ve en

önemli Ģey, bir kavramlar sözlüğü yapmaktır! O zaman, dünyanın

bütün erkek ve diĢi varlıkları birebir eĢleĢebilecekleri kümelerin

olduğunun farkına varacaklardır.”

“Bağlantılama değil mi? Hani, kadınlık bilgin yoktu?”

“O kadar da değil, canım!”

Değildi, tabii! Hep yaptığını yapmıĢ, elinde uhu, saçma sapan

bir duvar gazetesi yapan bu kadın, beni Yahova‟dan Tao‟ya, GeĢ-

talt psikolojisine savurmayı baĢarmıĢtı yine! Yine de, David‟e iliĢ-

kin değerlendirmesinin çok acele olabileceğini düĢünüyordum

“Kabala‟yı bilse bile, ki kabul ediyorum, bilmesi lâzım, acaba

mesleğiyle arasındaki bağlantıyı kurabiliyor mu?”

“Kuramaması mümkün değil,” diye baĢını salladı, “Adam Har-

vard profesörü. Her Ģey bir yana Kuhn orada, Bruner orada. Bili-

min Kutsal Ġnek olmaktan çıktığının farkına varmaması mümkün

mü? Kaldı ki, alternatif psikoloji akımını Mısır‟daki sağır sultan

duydu. Bu akımlara rağmen, bu akımlar yokmuĢ gibi yapıp, iĢ biz

Page 294: ALFA DA - okumedya.com · ALFA DA . ALEV ALATLI KÜLLĠYATI. Schrödinger‟in Kedisi [Kâbus] Schrödinger‟in Kedisi [Rüya] Viva La Muerte! • YaĢasın Ölüm „Nuke‟ Türkiye!

Türklere gelince en ilkel yöntemleri nasıl kullanır? Orientalistler-

den bu yana, arpa boyu bir adım ilerlemedi mi bunlar? Bu kadar

geri zekâlı olabilirler mi?”

“Kutsal Ġnek”, Ankara‟da verdiği konferansta kullandığı tam-

lamalıydı. O gün, beni tedirgin eden bu iddia üzerinde sonradan

bir hayli düĢünmüĢ ve korkmuĢtum. Rodoplu, akılcılık diye tanım-

ladığı bilimin hakikati bulma yöntemlerinden sadece birisi oldu-

ğunu ve bu yöntemin diğer bütün yöntemleri engelleyecek Ģekilde

ululanmıĢ olmasının yanlıĢlığının “nicedir” bilindiğini söylüyordu,

“Bilimsellik, bir standart değil, insanlığın asırlar içinde buldu-

ğu bir sürü yöntemden biri,” dedi, “Sadece, biri. Diğer yöntemle-

rin varlıklarının tescil edilebilmesi için „bilim adamları‟nın jüri-

sinden geçmelerinin istenmesi, „bilim‟in değerinin tartıĢılmazlı-

ğından değil, Batı rasyonalistlerinin, aydınların, dünya üzerindeki

hegemonyalarından. Allah, Mao‟dan razı olsun, Kültür Devrimi‟ni

baĢlattı da geleneksel Çin tıbbının, „bilimsel tıbbı‟ nasıl solladığını

gördük!”

Ġnsanın bir baĢkası üzerinde baskı kurmak uğruna kendisini

bilgiden mahrum etmesinin, “akıllı iĢi” olmadığını söylüyordu.

“Uygar insan, kendi kabilesinin geleneklerinin dünyanın en iyi

gelenekleri olduğunu iddia etmeyen insandır. Bu bakımdan, Ba-

tı‟nın bilim adamları bende öyle uzun boylu hayranlık uyandırma-

dıkları gibi küçümsüyorum da. Kaldı ki, Türkiye Cumhuriyeti‟nin

kurulması olayında rasyonelliğin oynadığı rolün derecesi, David‟in

Türk zihniyetini tanımak için yaptığı bu araĢtırmanın rasyonalite-

si yanında pek sönük kalır. Ayakta kalmasını temin için gösterilen

çaba da öyle. Biz elbirliği ile memleket kurtarırız.”

“Ġyi ya iĢte, bu rasyonel değil! David, bizim „aydınlar‟ımızın,

rasyonel olmadığını pekâlâ da saptamıĢ, yanlıĢ mı?”

“Hayır, değil. Ama, dikkat edersen, ben bu araĢtırma bizim

aydınların rasyonel olmadığını saptamaz demedim. „Türk zihniye-

tini açıklamaya yetmez‟ dedim. Aramızdaki fark Ģu: Sen, rasyona-

lizme tapan „hayatta en hakiki mürĢit ilimdir‟cilerden olduğun

için, böyle bir bilgi seni sarsıyor. Beni sarsmıyor, çünkü ben ilimi

Page 295: ALFA DA - okumedya.com · ALFA DA . ALEV ALATLI KÜLLĠYATI. Schrödinger‟in Kedisi [Kâbus] Schrödinger‟in Kedisi [Rüya] Viva La Muerte! • YaĢasın Ölüm „Nuke‟ Türkiye!

bir sürü yöntemden sadece biri olarak görüyorum. Türkiye‟yi

ayakta tutmak gibi bir çabanın baĢarılı olması için rasyonel olma-

nın ötesinde bir niteliği olmasını yadırgamıyorum. Ve, bilimin „ba-

Ģarılarından‟ zaman zaman etkilenmemiĢ de değilim. Tersine,

rasyonalizmin, ussal düzenleme, nekrofilik eğilimlerinden ürkü-

yorum.”

Bunu anlıyordum, ama örneğin sütun yazarlarımızın rasyonel

olmadıkları saptandığına göre, Rodoplu‟nun nekrofilya çağrıĢtırdı-

ğını söylediği sosyal sadizmleri nereden geliyordu?

“YabancılaĢma sadece yüksek teknoloji toplumlara özgü bir

Ģey değil ki canım,” dedi, “Bu patolojiye birden fazla yoldan geli-

nebiliyor! Teknoloji ile tırnak makasından öte bir iliĢkisi olmayan

bir Türk yazar da, MoynihanlaĢabiliyor! Bak, burada, trajik olan,

rasyonellikten nasibini almamıĢ bir sürü adamın kendilerini ciddi

ciddi aydın saymaları ve bu yanılgıyla birtakım ittifaklara zorlan-

maları! Mesela ve daha da trajik olarak, rasyonalizmin ve kapita-

lizmin su geçirmez ittifakının farkına varmamaları. Benim söyle-

meye çalıĢtığım, bizim, hiçbir Ģeyin hakkını vermeyen bir toplum

olduğumuz! Sürgit, -miş gibi yapan bir toplum; rasyonelmiĢ gibi

yapan „hayatta en hakiki mürşit ilimdir‟ciler! Ritüeller, törenler

ülkesi dediğim bu.”

“Madem rasyonelliği küçümsüyorsun, bu adamlar da rasyonel

değil o zaman, aydın denilen kesimle kavgan olmamalı!”

Sinirlenmeye baĢlıyordu,

“Fesuphanallah! Yahu, bak, bir, ussallığı küçümsemiyorum.

Beynin vazgeçilmez yarıkürelerinden birisi olduğunu söylüyorum.

Ama tek baĢına yetersiz diyorum. Gerekli ama kâfi değil, anlamı-

yor musun? David, olaylara mikro hesap bazında bakıyor. Bu ba-

kıĢ, Türkiye‟nin tarihinden, dilinden, inançlarından, sezgilerinden

gelen bilgisinin ihmali, küçümsenmesi demek. Bir yere varmaz.

Kaldı ki, her toplum kendi hayatının temel öğelerini kendi baĢına,

kimsenin aracılığı olmadan geliĢtirme hakkına sahiptir. Bizim yazı

geleneğimiz buysa, saygı göstermek durumundalar,” derken bir-

den kıkır kıkır gülmeye baĢladı, “Tıpkı elmalarımıza saygı göster-

meleri gerektiği gibi!”

Page 296: ALFA DA - okumedya.com · ALFA DA . ALEV ALATLI KÜLLĠYATI. Schrödinger‟in Kedisi [Kâbus] Schrödinger‟in Kedisi [Rüya] Viva La Muerte! • YaĢasın Ölüm „Nuke‟ Türkiye!

“Elmalarımıza mı?”

“Elmalarımıza, ya!” dedi, “Elmalarımıza! Bu, rasyonalizm, us-

sal düzenleme meselesini o hale getirdiler ki, kendi „us‟larına uy-

mayan elmalara bile elma değildir diyorlar!”

“Ne demek istiyorsun?”

“Ya, Mine Ciner diye bir arkadaĢım var. Yıllardır Almanya‟da

yaĢar; Avrupa Topluluğu‟nda standartları tespit eden üç kiĢilik bir

komisyonun tek yabancı üyesi. Biz de o sıralar, AT‟ye elma suyu

ihraç ediyoruz. Sanıyorum, ihracatçı Ģirket de Aroma‟ydı. Neyse,

bizimkiler, tanker tanker elma suyu gönderiyorlar, derken bir

gün, Almanlar kapıdan içeri koymuyorlar, „Bu elma suyu değil!‟

„Aman, etmeyin, vallahi de elma suyu, billahi de elma suyu!‟ „Ha-

yır, değil, çünkü içindeki niĢasta miktarı bizim tespit ettiğimizden

fazla!‟ Nasıl olurdu, olmazdı, Mine devreye giriyor. Hile yok, ama

elma elma değil, çünkü standart tutmuyor! Ne oldu, biliyor mu-

sun? Mine, tabii, Türk gönlü bizim malların geri dönmesine izin

vermediği için devreye girdi, aradı taradı, Ġtalya‟nın güneyinde bir

yerde, elma olduğu tescilli bir elma ağacının meyvesinin suyunun

da AT‟nin elma bellediği elmadan daha fazla niĢasta içerdiğini is-

pat etti de, bizim elma suyu kurtuldu! Bu olayın, telmihinin ne

denli tehlikeli olduğunun farkında mısın? Bu kafanın, „Bizim kö-

yün bulgurunun üstüne bulgur tanımam,‟ diyen köyünden ne far-

kı var? Ama, Ģıklık inanılmaz! Laboratuvarlar, elektronik aletler,

burunlarından kıl aldırmayan kimyagerler, vs., vs. HoĢgeldin, „ay-

dın despotizmi‟! Sana bir Ģey söyleyeyim mi, Ģu benim „Nereden

biliyorsun?‟ yasası teklifim var ya, bunu Türkiye‟den önce Batılılar

çıkartmalı!”

Daha sonra, Moritz Schlick‟in (1882 doğumlu Alman filozofu)

kurduğu, yeni pozitivist, “Viyana okulu temel ya da mutlak ger-

çeklik doktrini çökmüĢtür,” diyen, bu okul çıkıĢlı Avusturyalı Karl

Popper, yine Avusturyalı Ludwig Wittgenstein üzerinde konuĢtuk.

Rodoplu, “David‟in tanımamasına imkân yok,” dediği Thomas

Kuhn‟un düĢüncesini özetledi. Einstein‟ın keĢiflerinin paradigma-

lar değil, sezgiler üzerine bina edildiğini hatırlattı. Sonunda, o

hayran olduğum yarı muzip yarı hüzünlü ifadesini takındı,

Page 297: ALFA DA - okumedya.com · ALFA DA . ALEV ALATLI KÜLLĠYATI. Schrödinger‟in Kedisi [Kâbus] Schrödinger‟in Kedisi [Rüya] Viva La Muerte! • YaĢasın Ölüm „Nuke‟ Türkiye!

“Destarem u cubbe vu serem her se behem/ Kıymet kerdend

beyek dirhem çizi ken/ neĢne-desti tu nam-ı men der âlem/Men

hiç kesem, hiç kesem, hiç kesem!..”

Ġçini çekti,

“Hayır, Mehmetçiğim, Profesör Pavloviç‟in halis olduğuna

inanmıyorum. Eğer, Ģu kadarcık iyi niyeti olsaydı, Giritli‟nin dizi-

nin dibinden ayrılmazdı! Oysa, sen de gördün, Diana‟nın ziyaret-

lerini neredeyse aĢağılıyor.”

Mevlana‟dan bir rubaiydi tekrarladığı: “Sarığımı, cüppemi, ba-

Ģımı; üçünü, birlikte değerlendirdiler/bir dirhemden de az bir de-

ğer verdiler/Sen dünyada benim adımı hiç mi iĢitmedin? Hiç ol-

muĢ biriyim, hiçim ben, hiçim ben.” David‟in, halis olup olmadığı

bir yana, rubaiye ĢaĢırdım.

“Hiçim ben,” diye gülümsedi, “„hiçlik‟ kavramının Batı‟nın

psikolojisindeki yerini düĢünüyordum. Hani vardır ya, bildiğimiz

zamanı aĢan, rasyonel düĢünceye yer vermeyen zihinsel faaliyet

biçimi boĢluk, „hiçlik‟ durumu. Zannedersin ki, bir Batılı psikolog

sadece bunu öğrenmek için Türkiye‟ye gelmeye can atar. Ama,

öyle değil! Seyfettin Ġhsani dururken, Mehmet Barlas‟ı inceliyor

adam! Herhalde, Allah bizi korumaya devam ediyor.”

“Nasıl yani?”

Prof. Sernea‟ya söylediklerini tekrarladı,

“Bırak, onlar sol yarıküre ile idare ededursunlar, özgün güçle-

rimiz bize kalsın!”

“Bunun için mi bir Ģey söylemedin adama?”

“Evet,” dedi, “BaĢta bu, sonra, dediğim gibi David, halis değil.

Bence, Diana çok daha sahici!”

Page 298: ALFA DA - okumedya.com · ALFA DA . ALEV ALATLI KÜLLĠYATI. Schrödinger‟in Kedisi [Kâbus] Schrödinger‟in Kedisi [Rüya] Viva La Muerte! • YaĢasın Ölüm „Nuke‟ Türkiye!

VI

Seyfettin Ġhsani‟nin Diana‟ya Ġdris ġah‟ın son kitabını sökmesi

için yardım ettiğini söylemiĢtim. Ġdris ġah‟ın kim olduğunu o za-

man bilmiyordum, ama o günden sonra insanın ilgilendiği bir ke-

limeyi koskoca gazete sayfasında hemen tanıması gibi bir Ģey oldu

ve ben bu isme hemen her yerde rastlar oldum. Anladığım kada-

rıyla Ġdris ġah, Londra‟da yaĢayan bir mutasavvıftı. Modern psiko-

lojinin kurucularından sayılıyordu. Diana‟nın ona duyduğu ilginin

nedeni, yazarın Diana‟nın Ġdris ġah‟ın kitaplarını (altı-yedi tane

kadar vardı) elinden düĢürmüyor olması, Rodoplu‟nun David

hakkındaki düĢüncelerini doğruluyor gibiydi. Zamanla, Türkiye‟ye

kadar gelmiĢ bir bilim adamının, Giritli gibi bir hazineye lakayıt

kalabilmesine de anlam veremez oldum, ta ki, David‟in Diana‟nın

ısrarı ile gittikleri Ģebi arus‟dan sonra Konya hakkında söyledikle-

rini duyana kadar. Önce, profesörün Konya izlenimlerini hatırla-

tayım, daha sonra da, bu gözlemlerinin Seyfettin Ġhsani‟ye ilgisini

açıklamaya çalıĢayım. Söyledikleri Ģuydu:

“Mevlana‟ya gitmeden önce 1840‟ta Konya‟yı gezen bir seyya-

hın anılarını okudum. Yazar, Ģehre güzel bir taĢ kapıdan girdikten

Page 299: ALFA DA - okumedya.com · ALFA DA . ALEV ALATLI KÜLLĠYATI. Schrödinger‟in Kedisi [Kâbus] Schrödinger‟in Kedisi [Rüya] Viva La Muerte! • YaĢasın Ölüm „Nuke‟ Türkiye!

sonra kendilerini viranelikte bulduklarını söylüyor. Zamanın mo-

dern yapıları çoğunlukla kerpiçmiĢ. Evler dökülüyormuĢ, camiler

terk edilmiĢ, minareler yıkılmıĢmıĢ. Ġnsanlar, ahır gibi sefil yıkıntı-

larda yaĢıyorlarmıĢ. Doğal olarak bu durumda ileri bir tarihte ger-

çekleĢecek kalkınmaya temel ya da model teĢkil edecek sokak gü-

zergâhları, kenti bir arada tutacak, Ģehrin üslubunu belirleyecek

meydanlardan bahsedilemez. Korkarım Türkiye‟de kalkınmanın

sürekliliği yok. Kerpiç kulübelerden, beton yığınaklara geçilmiĢ.

IĢıklandırmayı alın, Mehmet Bey, sodyum lambalara gaz lambaları

aĢamasından geçmeden ulaĢtığınız için olacak, demir sacayakla-

rını dikip üstüne ampuller yığılmıĢ. Ya da, artık restore edilmiĢ

hemen her konağın bahçesinde gördüğüm, beyaz boyalı zavala-

zingolar var. Boya bir yıla varmadan kabarıyor. Kaldırımlar çatlı-

yor, asfaltlar çöküyor. Çok acıklı.”

Bundan anlamamız gereken, David‟in okuduğu yazarın da Ģe-

bi arus‟la ilgilenmiĢ olduğu ve yüz altmıĢ yıl ara ile yapılan göz-

lemlerin ikisinin de Mevlana‟ya çıkıyor olmasıydı. Daha da açıkça-

sı, çizilen resim, Rodoplu‟nun demesiyle, “bok içinde badem ha-

nım ayinleri düzenleyen bir Mevlâna” resmiydi. Ve tabii bu du-

rum, insanlarını sefaletten kurtarmaktan aciz bir zihniyetin, ġark

kafası‟nın, dünya gerçeklerini bir yana bırakıp, öbür dünyaya

dönmesi, çocuklar beslenmeden kıvranırken, hayallere dalması

gibi, aĢağılanmayı hak eden bir durumdu. Hal böyle olunca, Pav-

loviç, “Ne ġam‟ın Ģekeri, ne Arabın yüzü!” misali, Mevlana dâhil

hiçbir “mystic” ile zaman kaybetmek istemiyordu.

“Adamın tutumunu ĢaĢırtıcı buluyorsak, ona, Amerikalı olma-

sından kaynaklanan birtakım üstün vasıflar atfetmemizdendir,”

diyordu Günay, “Hani, yani, Türk psikologlarının tasavvufu hat-

mettiklerini de görmüyoruz.”

Diana‟nın anlatmasına bakılırsa David, baĢlangıçta, Ģebi

arus‟a, gayretli bir turistin iyi niyeti ile yaklaĢmıĢ, ne olmuĢsa ayin

sırasında olmuĢtu.

“DerviĢler dönmeye baĢladılar,” diye anlattı, “hızlandılar, hız-

landılar; o kadar ki, sadece eteklerini görebiliyordum. Ne kadar

zaman geçti bilmiyorum, nasıl oldu onu da bilmiyorum, araların-

Page 300: ALFA DA - okumedya.com · ALFA DA . ALEV ALATLI KÜLLĠYATI. Schrödinger‟in Kedisi [Kâbus] Schrödinger‟in Kedisi [Rüya] Viva La Muerte! • YaĢasın Ölüm „Nuke‟ Türkiye!

dan birisi birden haykırarak yere düĢtü. Trans halindeydi. Onu

alıp götürürlerken, birisi daha yıkıldı. Bu noktada David, artık da-

yanamayacağını, kalkmak istediğini söyledi. Yüzü bembeyaz ol-

muĢ, terlemiĢti. Bir an kalp krizi geçirdiğini sandım!”

“Salon sıcak mıydı?”

“Yo, hayır,” dedi Diana, “Paltolarımızla oturuyorduk. Her ney-

se, açık havaya çıktık. Biraz yürüdük, „Sihir, ebced, sünuhast,

uruc!‟ diye söylendi, „Öyle Ģeylerden hoĢlanmıyorum.‟ Tepkisinin

aĢırı olduğunu düĢündüğümü söyledim. Sinir krizi geçirecek hale

gelmiĢ olmasından mahcup olmuĢtu, anlıyor musunuz, güldü,

ama hâlâ sinirli olduğu belliydi,

„Muğlaklıktan hoĢlanmıyorum,‟ diye açıkladı. „Müemmen bilgi-

ler istiyorum.‟ Sonra bana döndü,

„Senin o derviĢ locasına yaptığın ziyaretlere ĢaĢırıyorum!‟ dedi,

o, tekinsiz kitapları yutmanı hayretle seyrediyorum!‟

ġimdi, Ġdris‟in kitapları zordur, ama tekinsiz olduklarını hiç

düĢünmemiĢtim. Bakın, Ģimdi ben çocukken mürebbiyem Mrs.

White geceleri bana okurdu. Bana sunduğu dünya, kötülüklerle

dolu bir mayın tarlası gibiydi. Tanrı öfkeli, her yer tehlikelerle do-

luydu. David müemmen bilgilerden bahsediyor ya, well, müem-

men bilgi diye bir Ģey yoktu. DehĢet verici bir bulmaca! Evet, dün-

ya, dehĢet verici bir bulmacaydı. David, Sitra Achra tarafından

tehdit edilmekten hoĢlanmadığını söylüyor. Sufilerin çoğunlukla

korku dolu olduklarını, kendisinin ise korkmak istemediğini söy-

lüyor. IĢık istediğini söylüyor. Ama ıĢık, hakikati bulmaya yetme-

yebilir, değil mi? Nasrettin‟in hikâyesindeki gibi, sokak lambasının

ıĢığı, senin karanlık bodrumda kaybettiğin yüzüğü bulmanı sağla-

maz.

Bakın, ben çocukken bir rüya gördüm. Fizikte hep kötüydüm,

biliyor musunuz? ĠĢte, yine böyle bir sınav öncesiydi. Rüyamda

ben, bir labirentteymiĢim, çıkmaya çalıĢıyorum. Labirent koridor-

larının duvarlarında formüller yazılıydı. Grafiti gibi, yüzlerce fizik

formülü. Hepsinin altında oklar vardı. Ben, okları izliyordum. Sa-

atler gibi görünen bir zaman sonra, bir büyük yola geldim. Bu yo-

Page 301: ALFA DA - okumedya.com · ALFA DA . ALEV ALATLI KÜLLĠYATI. Schrödinger‟in Kedisi [Kâbus] Schrödinger‟in Kedisi [Rüya] Viva La Muerte! • YaĢasın Ölüm „Nuke‟ Türkiye!

lun ortasında büyük harflerle „ÖLÜM‟ yazılıydı. Mesajı anlıyor

musunuz? Bilimin ölümle sonuçlanacağını söylüyordu.”

“Potok okuru? Ne haksızlık!” (Bu, Rodoplu‟ydu)

“Evet, bilime haksızlıktı,” dedi, Diana, “Ama, benim duygula-

rımı söylüyordu. Bunu size açıklayabilir miyim bilmiyorum, ama

kötülük gibi bilimin de David‟in Sitra Achra‟sından geldiğini his-

settim. Einstein, keĢiflerinin arkasındaki itici gücün aklı değil

sezgileri olduğunu söylüyordu. Nazilerin teorik fiziğe „Yahudi fizi-

ği‟ demelerinin nedeni de buymuĢ. Hitler, Yahudi fiziğini isteme-

diği için atom bombasını yapan biz olmuĢtuk. Ama ben, bende

saklı olana ram olmak istemiyordum. Anlıyor musunuz? Ölüme

götüren bilgilere değil, yaĢama götüren bilgilere eriĢmek istiyo-

rum. Ve bence, sufilerde bu bilgiler var. David‟in babasında da

var.”

“Ama David, öyle düĢünmüyor?”

“Üzerinde düĢünmeyi reddediyor diyelim.”

Rodoplu, bana baktı.

Diana‟ya döndü,

“Evet?”

Bunun nasıl bir dönüĢ olduğunu anlatmam lâzım. Dayanılmaz

biçimde ısrarlı bir dönüĢtü. Diana‟yı bildiğini anlatmaya zorlayan

bir dönüĢtü. Ġnanmasının zor olduğunu biliyorum, ama adeta

hipnotik bir alan yarattı ve kadının bu alanın çekimine kapılması-

nı sağladı.

“Bir gece yarısı, Rabin Levi‟nin oğluyla konuĢtuğunu duy-

dum,” diye baĢladı, Diana, “Karanlıkta konuĢuyorlardı. Kayınpe-

derimin sesinde neredeyse seksi diyebileceğim bir çekicilik vardı,”

„Niye korkuyorsun, oğlum?‟ diye fısıldıyordu, „Sanrıyı gerçeğe

tercih etmen mümkün mü? Dinle. Irkımızın tarihinde hiçbir dö-

nemde bu yüzyıldaki gibi dehalar yetiĢmedi. Senin kuĢağın ve se-

nin çocuklarının çocukları, bu devlerin tohumundan. Onlar, Tan-

rı‟nın armağanlarıydı. Bu mirası reddetmenin nedeni ne? Neden

Page 302: ALFA DA - okumedya.com · ALFA DA . ALEV ALATLI KÜLLĠYATI. Schrödinger‟in Kedisi [Kâbus] Schrödinger‟in Kedisi [Rüya] Viva La Muerte! • YaĢasın Ölüm „Nuke‟ Türkiye!

kaçıyorsun? Bir ana kucağı gibi sıcak ve aydınlık olan karanlıktan

kaçmak neden?‟ Israrlı, yumuĢak bir ses tonuyla konuĢuyordu.

Mezardan ya da sonsuz kâinattan gelen bir ses gibi, anlıyor mu-

sunuz? Soğukta durmuĢ, ürperiyordum, ayaklarım çıplaktı, beto-

na basıyordum. Ama kıpırdayamıyordum.

„Gerçek seni ürkütüyor mu?‟ diye sürdürdü, „Dinle, bir Yahudi

dünyaya Talmud ve Kabala‟dan daha iyi ne verebilir? Yoksa, ka-

ranlık senin için aĢırı keskin, aĢırı ıĢıklı mı? Gerçek, zalimdir, oğ-

lum. Gerçek, zalim sorular sorar. Söyle, daha ne kadar kaçacak-

sın?‟”

Günay‟ın, Türkiye‟ye kadar, diye italik‟lediğini duydum; Tür-

kiye ye kadar.

“„Neredeyse sabah olacak,‟ diyordu, „Sabah olacak ve sen yine

sanrılarına kapılacaksın. Niyetim sana eziyet etmek değil. Ama,

sen benim oğlumsun. Öbür tarafa duyarlılığın olduğunu biliyo-

rum. Bizi terk etme. Bir anlaĢmaya varabiliriz, sen ve ben. Ama

varamazsak, çok yakında bizden nefret edeceksin. ġu anda içinde

olan saygılı korku da gidecek ve sen sonsuza dek kaybolacaksın.‟

Daha sonra yalvarmaya baĢladı,

„DüĢün, David, oğlum. Mütalaa et. Karanlıkta erdem vardır.

IĢık, senin yolunu ĢaĢırtan bir bela olabilir. Karanlığın ıĢıklarına

ihtiyacın var.‟

ġimdi anlıyorsunuz değil mi Günay Hanım, kayınpederim

Ģer‟den bahsetmiyordu. Bu kadarını anlamıĢtım. ġer‟den bahset-

miyordu, ama onun kadar güçlü baĢka bir Ģeyden bahsediyordu,”

“Tevrat‟ın kapalı anlamı olmalı,” dedi Rodoplu, bana döndü,

“Hani, vardır ya, harfi anlamı değil de, kapalı anlamı.”

“Olabilir,” dedi, Diana, “Her neyse sonunda, „Sana gerçeğin

yükünü yüklemeye geldim, oğlum,‟ dedi Rabin Levi, „Neden kor-

kuyorsun hâlâ?‟ ĠĢte, o anda, David‟in sesini duydum, yaralı bir

hayvan gibi hırıldıyordu,

„Git! Git, baba! Benden uzak dur!‟

Page 303: ALFA DA - okumedya.com · ALFA DA . ALEV ALATLI KÜLLĠYATI. Schrödinger‟in Kedisi [Kâbus] Schrödinger‟in Kedisi [Rüya] Viva La Muerte! • YaĢasın Ölüm „Nuke‟ Türkiye!

Ayağa kalktığını duydum,

„Hiçbir anlaĢma olmayacak! Git!‟”

Günay‟a baktım, dizlerini göğsüne çekmiĢ, hafif hafif sallanı-

yordu,

Zavallı David, diye italik‟ledi, Zavallı küçük adam!

“Demek, kayınpederin oğlunu sonsuza dek kaybetti?” diye mı-

rıldandı, “Acaba David neden bir tür anlaĢmaya yanaĢmadı?”

“Ne demek istiyorsun?”

“Söylediğin kadarıyla babası ona anlaĢma teklif etmiĢ,” diye

hatırlattı Rodoplu, “Yahudiliğin rasyonel bir toplumda barınama-

yacağının farkındaymıĢ. Önerdiği anlaĢma da, hiç değilse, tali bir

unsur olarak ayakta kalmasını sağlamak amacını gütmüĢ. Bizde

Ģebi arus‟a izin verilmesi gibi.”

Anlamadığımızı fark etti,

“Canım, rasyonalizm ve kapitalizme dokunmadığı sürece izin

vermezler mi? Babası da David‟den, hiç değilse Giritli kadar olma-

sını istemiĢ. Ama anlaĢılan profesör, buna bile razı değil!”

“Hayır, değil,” dedi Diana, “Sadece gördüğüne inandığını söy-

lüyor.”

“Bence, bu doğru değil,” dedi Rodoplu, “Bence, inandığını gö-

rüyor. Test ettiği hipotezleri doğrulamasına baksana!”

SıkılmıĢ gibi birden ayağa kalktı,

“Neyse, boĢver,” dedi Diana‟ya “David, ne ilk, ne de son

inkârcı olacak!”

“Sana göre hava hoĢ!” dedi Diana, “Senin tuzun kuru! Ya ben

ne yapacağım?”

Günay, bir an duraladı, sonra yüzünü kocaman bir tebessüm

kapladı,

Page 304: ALFA DA - okumedya.com · ALFA DA . ALEV ALATLI KÜLLĠYATI. Schrödinger‟in Kedisi [Kâbus] Schrödinger‟in Kedisi [Rüya] Viva La Muerte! • YaĢasın Ölüm „Nuke‟ Türkiye!

“Eveeet!” dedi “Gerçekten haklısın! Bize göre hava hoĢ! Ve bu

defa bizim tuzumuz kuru!”

Ġncili Kaftan‟ı oynuyordu yine! Mustafa Dülger‟in dekan,

Emin Çertek gibi bir adamın dekan yardımcısı olduğu bir memle-

kette bizim tuzumuz kuru olabilir miydi?

“Bir de şöyle düşün,” diye italik‟ledi, Günay, “Dülger, bu araş-

tırmaya izin vermedi. Nedeni, öbür taraftan kaynaklanan bir bilgi

olmasın? Bir tür nefsi müdafaa?”

“Neyin pahasına?” diye cevap verdim, “Kaç tane bilim ada-

mımız var?”

“Sitra Achra, Einstein‟ı durdurmamıĢ. Marx‟ı da, Freud‟u da!

Bizimkiler niçin durduruyor?”

Biz, italik‟lerken, Diana‟nın sesi yükseldi,

“Soruma cevap vermedin Günay Hanım, ben ne yapacağım?

Herkese ne yapmaları gerektiğini söylüyorsun, bana da söylese-

ne!”

Buradaki “herkes” ġafak Özden‟di tabii. Beni, kadının sesin-

deki sitem ĢaĢırttı!

“Öyle değil mi, Mehmet Bey?” diye bana döndü, “O iĢe yara-

maz hödüğe yardım ediyor. Bana niye etmesin?”

“Yani!..” gibisinden bir Ģeyler mırıldandım.

Rodoplu, Diana‟ya döndü,

“Beni, rasyonel buluyorsun, değil mi?”

“Ahhh! Daha çok bir aĢk hastası!” dedi Diana, “Ama, lütfen

üzülme, bu hastalık en iyilerimizin bile baĢına gelebilir!”

“Ya sana, özgür bir toplum yaratmak için hödüklük dahil, her

geleneğin eĢit haklara sahip olması gerekliliğine inandığımı söy-

lersem? Ya sana, biz entelektüellerin özel ve özellikle de pek aç-

gözlü bir grup olduğumuzu, özel ve özellikle saldırgan geleneğimi-

zi haince kullandığımızı kanıtlarsam? Hödükler de dâhil olmak

Page 305: ALFA DA - okumedya.com · ALFA DA . ALEV ALATLI KÜLLĠYATI. Schrödinger‟in Kedisi [Kâbus] Schrödinger‟in Kedisi [Rüya] Viva La Muerte! • YaĢasın Ölüm „Nuke‟ Türkiye!

üzere, toplulukların her Ģeyi bilen bir küçük klik tarafından yöne-

tilen koyun olmadıklarını hatırlatırsam? Topluma iliĢkin nihai ka-

rarların, ġafak Özden‟lerin eline bırakılması durumunda baĢarı

Ģansının azalacağına inanmadığımı söylersem? Ve son olarak sana

ġafak Özden‟e „hödük‟ dedirten kendini beğenmiĢliğin, kocanda

Ģikâyet ettiğin „bağnazlık‟ olduğunu gösterirsem?”

Öfkeli değildi. Kızgın bile değildi. Yüzünde o çok iyi tanıdığım

ifade vardı: Dünyanın kötüye gittiğini gören ama gidişatı durdu-

ramayacağını bilen insanların hüzünlü ifadesi.

Diana‟nın, ġafak‟ın ona el attığı geceyi düĢündüğünü ikimiz

de görüyorduk.

“Ben, sana o geceyi açıkladım,” dedi Günay.

Bilerek mi yaptı, bilmiyorum, ama sesinin az önce Diana‟nın

tarif ettiği sese -kayınpederinin sesine- benzediğinden eminim!

“Ah, Mrs. Pavloviç! Sana onun yeĢil elma, kekik ve tarçın kok-

tuğunu nasıl anlatayım? Sirkeci Garı‟nda ter içindeki baĢını hur-

cun üzerine koyup, ağlaya ağlaya uyuduğunu nasıl anlatayım?

Dev gibi boyun ve olmadık giysilerinle ve yıllarca ülkemin sorunla-

rının nedeni olarak gördüğümüz bir geleneğin müridini düzerek

intikam almak isteyebileceğini düĢündüğümü sana nasıl anlata-

yım? Türk erkeklerinin Alman karılarını becerdikleri zaman, on-

ları, yani Batılıları, „aĢtıklarına‟, onlara galip geldiklerine inandık-

larını nasıl anlatayım? Bazen, ġafak Özden‟in beni düzerken, be-

nim sınıfımı düzdüğünü hissettiğimi ve dahası, ONA HAK VER-

DĠĞĠMĠ nasıl anlatayım? Anlatamam ki! Nasıl anlatayım!”

Günay‟ın sesi yavaĢ yavaĢ sönerken, Diana haykırdı,

“But, but, this is absürd!”

“Görmüyor musun, bu bilgi de Sitra Achra‟dan!” diye gülüm-

sedi Rodoplu, “Ve senin rasyonel sorgulamana dayanamayacağı

için açıklanmadı! ġimdi, bana neyin peĢinde olduğunu söyle. Ba-

kalım, yardım edebilir miyiz?”

“David eve dönmek istiyor. Ben istemiyorum. Türkiye‟den ala-

cağımı almadım. Daha değil!”

Page 306: ALFA DA - okumedya.com · ALFA DA . ALEV ALATLI KÜLLĠYATI. Schrödinger‟in Kedisi [Kâbus] Schrödinger‟in Kedisi [Rüya] Viva La Muerte! • YaĢasın Ölüm „Nuke‟ Türkiye!

VII

Meselenin açığa çıkmasını David‟in „Türk zihniyeti‟ araĢtırma-

sının ikinci aĢaması hızlandırdı. Rodoplu‟ya da anlattığı gibi, bu

bir saha araĢtırmasıydı, yani on sekiz elli beĢ yaĢ grubunda, tesa-

düfi örnekleme yöntemiyle seçilen Türklere birtakım sorular soru-

lacak ve bu sorulardan yola çıkılarak “zihniyetleri” belirlenecekti.

AraĢtırmanın birincil varsayımı, “tüketim Ģekli” ile “zihniyet”

arasında birebir iliĢki olduğuydu. Dolayısıyla, insanlara her Ģeyden

önce sahip oldukları (oturdukları evin cinsi, mülkiyeti, buzdolabı,

renkli TV, siyah-beyaz TV, radyo, video gösterici, video kaydedici,

müzik seti, fırın, elektrikli süpürge, bulaĢık makinesi, merdaneli

çamaĢır makinesi, telefon, otomobil, banka hesabı, kredi kartı,

sigorta ve cinsi) soruluyordu. Bunu, yiyecek-içecek alıĢkanlıkları

izliyordu: Örneğin, zeytinyağı kullanılıyor mu, süt içiliyorsa, ne

sıklıkta ve açık mı, karton kutu mu, ĢiĢe mi? (Yani pastörize kav-

ramı yerleĢmiĢ mi? PaketlenmiĢ meyve suyu içiliyor mu?) Efen-

dim, Ģampuan, deodorant, vücut losyonu, saç spreyi, jölesi, köpü-

Page 307: ALFA DA - okumedya.com · ALFA DA . ALEV ALATLI KÜLLĠYATI. Schrödinger‟in Kedisi [Kâbus] Schrödinger‟in Kedisi [Rüya] Viva La Muerte! • YaĢasın Ölüm „Nuke‟ Türkiye!

ğü, briyantin, limon kullanılıyor mu? Kadın kokusu, parfüm kul-

lanılıyor mu; tıraĢ kremi, sabunu, köpüğü, „after shave‟, erkek ko-

kusu, „eau de toilette‟ kullanılıyor mu? DiĢ temizliğinin yapılıp ya-

pılmadığı, yapılıyorsa, fırça, diĢ macunu, diĢ ipi, kürdan, gargara

kullanımı üzerinde özellikle duruluyor; diĢ temizliğinin hangi za-

manlarda yapıldığı soruluyordu: Sabah kalkınca, kahvaltıdan son-

ra, öğle yemeğinden sonra, pastırma/sucuk yiyince, gezmeye gi-

derken, akĢam yemeğinden sonra, akĢam gezmeye giderken, gece

yatarken.

“YaĢam biçimi”ni saptamayı hedefleyen bu sorulardan sonra,

“değerler” soruları baĢlıyordu. Örneğin, insanların halen yaptıkla-

rı ya da yapmak istedikleri iĢlerden beklentileri neydi? Alt alta sı-

ralanan muhtemel cevaplardan üç tanesini seçmeleri isteniyordu:

Saygı uyandırıcı bir iĢ mi? Kısa sürede yükselme olanağı olan bir

iĢ mi? Toplum için yararlı bir iĢ mi? Yüksek ücretli bir iĢ mi?

Kendisine ve ailesine yeterince zaman ayırabileceği bir iĢ mi?

Uzun dönemli bir iĢ güvencesi mi? Büyük ve tanınmıĢ bir kuru-

luĢta bir iĢ mi? Kendisini geliĢtirebileceği, bir Ģeyler öğrene-

bileceği bir iĢ mi? BaĢarı hissi duyabileceği bir iĢ mi?

“Değerler” sorularının ikinci kısmında birtakım cümleler sıra-

lanıyor, denekten bunlara katılıp katılmadığının belirtilmesi iste-

niyordu. ġöyle: “Eğer çok çalıĢırsam, Türkiye‟de iyi bir iĢ sahibi

olabilirim.” “Türk aile yaĢamı sıcak ve tatminkârdır.” “Okullarda

ahlâki ve dini değerlere önem verilmelidir.” “Türkiye 1950 öncesi

daha iyi yönetiliyordu.” “Kendim için yaĢamak istiyorum, ailem ya

da baĢkaları için değil.” “Çocuklar büyüdüklerinde anne ve baba-

larıyla uyum içerisinde olmalıdırlar.” “Türkiye‟nin aradığı; huzur,

birlik ve beraberliktir.” “Bence ılımlı olmak riske girmekten daha

iyidir.” “Bence, Türkiye Batılı olmak için çok Ģey öğrenmelidir.”

“TV‟nin çocuklar üzerinde olumlu etkisi var.” “Yeni düĢünceler

geleneklerden daha önemlidir.” “Gençler yaĢlılara göre daha çok

Batılılara benzemeye çalıĢıyorlar.” “Kürtaj serbest olmalıdır.”

“Çocuklar daha bağımsız ve açık görüĢlü yetiĢtirilmelidirler.”

“Benim için evlilik öncesi cinsel iliĢki doğaldır.” “Kendimi annem

ve babamdan oldukça bağımsız hissediyorum.” “Evli kadınlar ev-

Page 308: ALFA DA - okumedya.com · ALFA DA . ALEV ALATLI KÜLLĠYATI. Schrödinger‟in Kedisi [Kâbus] Schrödinger‟in Kedisi [Rüya] Viva La Muerte! • YaĢasın Ölüm „Nuke‟ Türkiye!

lerinde oturmalıdırlar.” “Ailemden ayrı kalmaktan hoĢlanmam.”

“bence değerlerimizi hızla kaybediyoruz.”

Hemen arkasından: “ġu anda en büyük sorununuz veya endi-

Ģeniz nedir? a) Bağımsız olup yaĢamımı plânlayamamak, b) Bir

yere gelememek, istediklerimi bir türlü elde edememek, c) Gele-

nekler tarafından kıstırılmıĢ olmak, d) Sorunum yok.

Hemen arkasından: “Anne ve babaların en önemli görevi ço-

cuklarına... a) Bağımsız ve açık görüĢlü olmayı öğretmek, b) Dini

gelenekleri öğretmek, c) En iyi eğitimi almalarını sağlamak, d)

Anne ve babalarına karĢı itaatkâr ve saygılı olmayı öğretmek.

Hemen arkasından: “Benim için önemli olan (I)... a) Adil ol-

mak, b) Sadakat, c) Onurlu olmak, d) Uyumlu olmak. Benim için

önemli olan (II)... a) GörünüĢ ve itibar, b) KiĢisel inançlar. Benim

için önemli olan (III)... a) Yardımseverlik, b) Bağımsızlık, c) Mey-

dan okuma.

Pavloviç‟in on sekiz-yirmi beĢ yaĢ grubuna özel soruları da

vardı. Bunların bir kısmı, öğrencilere yönelikti ve “Katılıp katıl-

madığınızı belirtin” diye baĢlıyordu: “Okulda yüksek not almak

için çabalarım.” “Ders çalıĢmaktan çok hobilerimle ilgilenirim.”

“Ne kadar çok çalıĢacağımı okul/iĢ arkadaĢlarıma göre ayarlarım.”

“Entelektüel (aydın) değerlere önem veriyorum.” “Bir Ģey yapma-

yı, düĢünmek ve hayal kurmaktan daha çok severim.” “Yaratıcılı-

ğımı geliĢtirmek isterim.” “Yapmayı aklıma koyduğum bir iĢi ba-

Ģarmak konusunda yeteneklerime güveniyorum.”

Ġkinci soru takımına, öğrenci olsun olmasın, tüm gençler ce-

vap verecekti. ġöyle,

“Katılıp katılmadığınızı belirtin: „Türkiye‟de iyi bir eğitim gör-

mek için özel okula gitmek gerekir.‟ „Eğer çok çalıĢırsan, Türki-

ye‟de iyi bir eğitim görebilirsin.‟ „Öğretmenlerin sözünü dinlemek

anne babanın sözünü dinlemekten daha önemlidir.‟ „Avrupa ve

Amerika‟daki okullar Türkiye‟dekilerden daha iyi.‟ „Bizde öğret-

menler, öğrencileri kontrol edebilmek için disiplini sağlamak zo-

rundalar,‟ „Okullarda öğrencilerin kiĢilikleri ve yaratıcılıkları geliĢ-

Page 309: ALFA DA - okumedya.com · ALFA DA . ALEV ALATLI KÜLLĠYATI. Schrödinger‟in Kedisi [Kâbus] Schrödinger‟in Kedisi [Rüya] Viva La Muerte! • YaĢasın Ölüm „Nuke‟ Türkiye!

tirilmiyor.‟ „Ġyi bir iĢ istiyorsanız çok çalıĢmalısınız.‟ „Ġyi bir iĢ isti-

yorsanız, çevre edinmelisiniz.‟”

Gençlerin gelecekleri ile düĢüncelerini saptamayı amaçlayan

sorular, “Hayattaki en önemli amaçlarınız nelerdir?” diye sorul-

muĢtu:

“Evlenmek”, “Evlenip çocuk sahibi olmak”, “Zengin olmak”,

“Canımın istediğini yapmak”, “Yeteneklerimi geliĢtirmek, bilgimi

arttırmak”, “Anne ve babama minnettarlığımı gösterip, onları

mutlu etmek”, “BaĢkalarının önüne geçmek”, “HoĢuma giden bir

iĢi yapmak”, “Aileme göre koĢullarımı daha iyi hale getirmek.”

Topluma iliĢkin değerlerin saptanması için Ģu cümlelere katı-

lıp katılmadıkları soruluyordu: “Kendim için yaĢamak istiyorum,

ailem ya da komĢularım için değil.” “Türk yaĢam biçimini tümüy-

le savunuyorum.” “Türkiye‟nin modern bir sanayi ülkesi olmasını

çok istiyorum.” “Türkiye‟nin ekonomik ve sosyal geliĢimi konu-

sunda iyimserim.” “Biz Türkler ekip çalıĢmasından anlamayız.”

“Türk iĢadamları mesleki açıdan yeterince yüksek standartlara

sahip.” “Bizler ailemiz ve yakınlarımız için kuralları bozabiliriz.”

“Son yıllarda ülkemizde inançlar hızla değiĢiyor.” “Türkiye Batılı

olmak için çok Ģey öğrenmeli.” “Değerlerimizi hızla kaybediyo-

ruz.” “Türkiye Doğu‟yla Batı arasında sıkıĢmıĢ durumdadır.”

“Türkiye Ortadoğu ülkelerinden daha üstündür.” “Türkiye birçok

Avrupalının düĢündüğünden daha geliĢmiĢ bir ülkedir.” “Avru-

pa‟nın Türkiye üzerindeki etkisi ABD‟nin etkisinden daha güçlü-

dür.” “Türkiye her zaman Müslüman kalmalıdır.” “Avrupalıların

Türklere göre daha karmaĢık düĢünce biçimleri var.” “Türk doğ-

duğuma memnunum.” “Yabancı ürünleri yerlilere tercih ederim.”

“Türkiye baĢka ülkeleri dikkate almadan kendi çıkarlarını koru-

malıdır.” “Yerli ürünler Amerikan ve Avrupa malları kadar iyidir.”

“YaĢamımı yabancı bir ülkede geçirmek isterim.” “ABD, eĢitlik

anlayıĢı açısından çok önemli bir ülke.” “Avrupa‟dan teknoloji ko-

nusunda öğreneceğimiz çok Ģey var, ama nasıl yaĢanılacağı konu-

sunda değil.” “Yabancı ülkeler konusunda bilgi sahibi olmak beni

fazla ilgilendirmiyor.” “Amerikalıları Avrupalılardan daha fazla

beğeniyorum.” “Biz Türkler gittikçe daha fazla uluslararası kimlik

kazanıyor ve yabancı değerleri paylaĢıyoruz.” “Gençler yaĢlılara

Page 310: ALFA DA - okumedya.com · ALFA DA . ALEV ALATLI KÜLLĠYATI. Schrödinger‟in Kedisi [Kâbus] Schrödinger‟in Kedisi [Rüya] Viva La Muerte! • YaĢasın Ölüm „Nuke‟ Türkiye!

göre çok daha fazla Avrupalılara benziyorlar.” “Hayatta baĢarılı

olmak için bireyci olmak çok önemlidir.” “Türkiye Avrupa‟dan çok

farklı olan geleneklerini koruyacaktır.” “Amerika‟da yaĢamayı ter-

cih ederim.” “Türkiye daha fazla dine yönelmeden geleneklerini

koruyabilir.” “Türkler kendilerinden üstün olanlara çok daha faz-

la saygı gösteriyorlar.”

“Yükselen Değerler”i araĢtıran sorular, ayrı bir bölümdü ve

yine denekten katılıp katılmadığını belirtmesi isteniyordu:

“Benim kuĢağım için bağımsızlık, anne babamın zamanında

olduğundan daha önemli.” “Ġnsanlar baĢkalarını rahatsız etmedik-

leri sürece istediklerini yapmakta ve söylemekte özgürdürler.”

“Benim kuĢağım için bireysellik, anne babamın kuĢağı için oldu-

ğundan daha önemli.” “ÇalıĢan ama aileleriyle birlikte yaĢayan

gençler, paralarını diledikleri gibi harcamakta özgürdürler.” “Ai-

lem doğru, ben yanlıĢ düĢünüyor olabilirim, ama benim için

önemli olan kendi kendine karar vermektir.” “BaĢkalarının onay-

lamadığı Ģeyleri yapmaktan hoĢlanmam.” “YaĢlılar sadakat ve

namus meselelerinde hâlâ aĢırı düĢünüyorlar.” “Aile bağları bu-

gün eskiden olduğundan daha önemli.” “Ailemden ayrı kalmaktan

hoĢlanmam.” “GeniĢ aile her Ģeyden daha ağır bir yüktür.” “Be-

nim kuĢağım, anne babamınkine göre baĢkalarının düĢüncelerini

ve yaptıklarını daha kolay kabul etmektedir.” “Günümüzde otori-

teye daha az önem veriliyor.” “Benim kuĢağımda kadın-erkek iliĢ-

kileri anne babamın kuĢağında olduğundan daha açık ve kolay yü-

rütülüyor.” “Evli kadınların çalıĢması doğal ve moderndir.”“ Ka-

dın hakları boĢ lâftır.” “Hiçbir zaman ailenin fikirlerine aykırı

davranılmamalıdır.” “Anne babamdan çok arkadaĢlarımın fikirle-

rine uyarım.” “ġimdi anne babamın zamanında olduğundan daha

fazla cinsel serbestlik ve kayıtsızlık var.” “Ġnsanlık için bir Ģeyler

yapmak önemlidir.” “Bence kadınlar erkeklerden daha eĢit olma-

lı.” “Din konusunda kiĢi ailesini takip etmelidir.” “Günümüzde

geleneklerimize yeterince saygı gösterilmiyor.”

Ve nihayet, “Türkiye... a) Batılıdır, b) Neredeyse „Batılıdır,‟ e)

Kendisine has bir yapısı vardır, d) „Batılı‟ olmaktan kaçınılmalı-

dır.”

Page 311: ALFA DA - okumedya.com · ALFA DA . ALEV ALATLI KÜLLĠYATI. Schrödinger‟in Kedisi [Kâbus] Schrödinger‟in Kedisi [Rüya] Viva La Muerte! • YaĢasın Ölüm „Nuke‟ Türkiye!

Bu iĢlere aĢina okurlar için, Profesör Pavloviç‟in çalıĢmasını

“tipoloji araĢtırması” diye nitelendirdiğini söylemeliyim. “Benzer

hayat görüĢleri ve beklentileri olan bireyleri ayrı ayrı tipler altında

toplayarak inceleyen bir sosyolojik çözümleme yöntemi,” diyordu.

Türkiye çapında, 2200 kiĢiyle yüz yüze görüĢmek suretiyle anket

yapılacak, Türkiye toplumunu hangi „tip‟ insanların, ne ölçüde

oluĢturduğu ortaya çıkacaktı. Anketörlerin büyük çoğunluğu, Pro-

fesör Pavloviç‟in ĠSBF‟den öğrencileriydi. Bir kısmı da bizim yar-

dımımızla bulundu. ÇalıĢmaların büyük kısmı, Bebek‟teki evden

yönetildi. Bunun bir nedeni, Dekan Dülger‟in meraklı bakıĢların-

dan kaçınmak, diğer nedeni de Diana‟nın zamanının büyük kıs-

mını Nesibe‟nin Arnavutköy‟deki gecekondusunda geçiriyor olma-

sıydı. (Unutmadan, Ģunu da eklemeliyim ki, az önce sıraladığım

sorular, okura araĢtırmanın derinliği hakkında fikir verebilmeyi

amaçlıyor. Soru formunun kendisi çok daha ayrıntılı ve uzundu.)

David‟in araĢtırmalarının içine “düĢtüğümü” söylemiĢtim.

Gerçekten de, sütun yazarları üzerindeki ilk bölümü biliyor ol-

mak, ihtiyacı olan arkadaĢlara iĢ bulmak düĢüncesiyle David‟in

anketör kadrosunu kurmasına yardımcı olmak derken, kendimi

iĢin içinde buldum.

Ġlk sonuçların gelmeye baĢladığı günlerden birisiydi. Öğleden

sonra uğradığımda, David, Ġsmail‟le birlikte anketlerin üzerinden

gidiyordu. Bu Ġsmail, -ġiran‟ın amcaoğluydu. Günay, “Herkes ka-

dar yapabilir, üstelik paraya ihtiyacı var,”- David‟e iyilik olsun diye

yapıyormuĢ gibi nadan bir tavır takındığı için, herkesi adamakıllı

zorlamıĢtı. Yine de, araĢtırmaya iliĢkin ilk tutarlı itirazların ondan

geldiğini itiraf etmeliyim. ġunu da söylemeliyim ki, „rasyonel‟ de-

mek istemediğim için „tutarlı‟ diyorum. Çünkü bu araĢtırma biz

Türklerde, her Ģeyden önce mahremiyetimize tecavüz edildiği

Ģeklinde bir sıkıntı uyandırdı.

Elin Amerikalısının gelip, bizim alıĢkanlıklarımızdan, inançla-

rımızdan oluĢan beĢeri haritamızı çıkarmasından hiç hoĢlanmadı-

ğımız gibi, bu bilgileri elde edeceğinden kuĢku duymadığımız

CIA‟nın, ellerimizle teslim ettiğimiz veriler üzerine yapılandıraca-

ğı komplonun olası boyutlarına dair türlü fikirler ürettik. ĠĢi bı-

rakmak ya da verileri yok etmek gibi düĢüncelere kapıldığımız da

Page 312: ALFA DA - okumedya.com · ALFA DA . ALEV ALATLI KÜLLĠYATI. Schrödinger‟in Kedisi [Kâbus] Schrödinger‟in Kedisi [Rüya] Viva La Muerte! • YaĢasın Ölüm „Nuke‟ Türkiye!

oldu. Ama doğrusu, böyle eylem koymanın nafileliği ortadaydı ve

sonuçta „bakalım, ne çıkacak?‟ Ģeklinde bir akademik heyecana

kapıldık.

Ġsmail, hariç.

Ġsmail, daha baĢlangıçta, soru formuna tavır koydu. Mesela,

hatırlıyorum, “Türk aile yaĢamı sıcak ve tatminkârdır. Katılıyor

musunuz?” sorusuna omuzlarını silkti, gözlerini gözlerime dikti,

“Türk aile yaĢamını bilmem,” dedi, “Ben Kürdüm.”

“Türkiye 1950 öncesi daha iyi mi yönetiliyordu?” sorusuna

cevabı, “Bize göre Türkiye hiçbir zaman iyi yönetilmedi.”

Okurun tahmin edebileceği gibi, sıra “Türk doğduğuma mem-

nunum. Evet mi? Hayır mı?” sorusuna gelince ipler toptan koptu.

Ġsmail, araĢtırmayı “Türk burjuvazisi araĢtırması” diye nitelendir-

di, bir tür „detant‟ tavrı geliĢtirdi ve rahatladı. David, Kürt mesele-

siyle tanıĢtı.

(Burada hemen söylemeliyim ki David, Kürt derneklerinin ce-

vaplarını -benim için esrarını hâlâ muhafaza eden!- bir formülle

ağırlıklandıracağını, sonucun sapmasını önleyeceğini söylüyordu)

Bana gelince; bu tür araĢtırmalara karĢı ciddi Ģüpheler geliĢtir-

meye baĢladım. Ġsmail‟e hak vermemek mümkün değildi. Kaldı ki

Günay‟ın da söylediği gibi, araĢtırmanın bir de zaman boyutu ol-

malıydı. Yani, bu araĢtırmadaki soruların her birine cevap verebil-

se dahi insanların “öncelikleri” hesaba katılmadığı için beĢeri ha-

rita çıkartmak diye bir Ģey mümkün olamazdı.

“Bak, dinle,” diyordu, “adam diĢ macunu da kullansa, efen-

dim, dokuz hoparlörlü setinden sabahtan akĢama Bach da dinle-

se, araĢtırmanın yapıldığı andaki önceliği önemli. Bu araĢtırma,

Ġsmail‟in bütün bu alıĢkanlıklarının ötesinde PKK‟ya yardım top-

layan bir Kürt milliyetçisi olduğunu saptayamıyorsa, çizdiği beĢeri

haritanın entelektüel mastürbasyon olmasından öte, ne gibi bir

yararı, daha doğrusu zararı olabilir? Aynı Ģekilde, evinde diĢ ma-

cunu ya da zeytinyağı bulunmayan bir kadın denek, eğer aynı an-

da Armutlu‟da denize nazır bir gecekondunun kerpicini yoğuru-

yorsa ve bunun telmihi göz ardı ediliyorsa, bu araĢtırma kime ne

Page 313: ALFA DA - okumedya.com · ALFA DA . ALEV ALATLI KÜLLĠYATI. Schrödinger‟in Kedisi [Kâbus] Schrödinger‟in Kedisi [Rüya] Viva La Muerte! • YaĢasın Ölüm „Nuke‟ Türkiye!

söyler? Bütün bu tantananın, akademik saygınlığın, paranın pu-

lun, bizim elma hikâyesinden ne farkı var? Bırak, David ya da CIA

eğlensin eğlenebildiği kadar!”

O gün olanları anlatmadan önce, bu araĢtırmanın sonuçlarını

özetlemeliyim, çünkü ilerde göreceğiniz gibi, David-Diana-Nesibe

iliĢkisinin geliĢmesinde hiç beklenmedik etkisi oldu.

Cevapların kodlanması, bilgisayar giriĢleri, “faktör ve cluster”

analizleri gibi bana bütünüyle yabancı bir dizi iĢlemden sonra,

David, Türk toplumunun alt açılımları olmakla birlikte esas itiba-

riyle “dinci muhafazakârlar”, “gelenekçi muhafazakârlar” ve “li-

beraller” olmak üzere üç kümeden oluĢtuğuna karar verdi. Bun-

lardan ilki, Türk toplumunun “Osmanlı çekirdeğini” temsil eden,

“merkez” mahiyetindeydi ve diğer ikisi bu merkezden uzaklaĢma-

yı, yani Türkiye‟nin “modernleĢme” sürecini açıklıyordu.

Profesör‟ün notları Ģöyleydi:

“Türk toplumunun, yüzde 28‟ini „dinci muhafazakârlar‟, yüz-

de 45‟ini „gelenekçi muhafazakârlar‟, yüzde 27‟sini ise „liberaller‟

oluĢturuyor.

„Dinci muhafazakârlar‟, DP-AP-ANAP-DYP siyasi çizgisinin

temel direğidir. Çoğunlukla ilkokul mezunu, 35-45 yaĢları arasın-

daki bu küme, büyük çoğunlukla çiftçi, esnaf, zanaatkâr ve Ģoför-

lerden oluĢmaktadır. Büyük çoğunluğu ev sahibidir ve elektrikli ev

eĢyalarını ölçü kabul edersek, hayli varlıklı oldukları görülür.

Dinci muhafazakârların evin erkeğinden talep ettikleri, „teda-

rik edici/koruyucu/baba‟ rolü, Türklerin „devlet‟ kavramıyla da ör-

tüĢmektedir. Bu küme için, devlet, kesinlikle „baba‟dır ve baba gi-

bi muamele görmeli ama çocuklarının refahını da sağlamalıdır.

Bu bağlamda, devlet memurluğu, özel sektör memuriyetine tercih

edildiği gibi, devletin fabrika kurması, özel sektörün fabrika kur-

masına tercih edilir.

Bir dinci muhafazakâr, kendisine Müslüman diyen kiĢinin,

dinin gerektirdiği ibadeti eksiksiz yapması gerektiği düĢüncesin-

dedir ve kurallara kendisi de eksiksiz uyar. Ġçtenlikle dindar oldu-

ğu, ölüme karĢı tutumundan bellidir; örneğin, bunlar müebbet

Page 314: ALFA DA - okumedya.com · ALFA DA . ALEV ALATLI KÜLLĠYATI. Schrödinger‟in Kedisi [Kâbus] Schrödinger‟in Kedisi [Rüya] Viva La Muerte! • YaĢasın Ölüm „Nuke‟ Türkiye!

hapis yatmaktansa, idam edilmeyi tercih eder, „Ģahadeti‟ yüceltir-

ler. Dünyanın gidiĢatının kötü olduğuna dair düĢüncelerini, dini

terimlerle açıklarlar.

Bir dinci muhafazakâr, mutlak surette Türk milliyetçisidir.

Türkiye‟nin Avrupa Topluluğu‟na katılmasına karĢıdırlar. Ġslam

ülkeleri ile kurulacak iliĢki ya da iĢbirliğini tercih ederler, ama

„ümmetçi‟ değildirler. Türklerin Ġslam‟ının, Arapların Ġslam‟ından

„daha iyi‟ olduğunu düĢünürler. Öte yandan, Almanya bu küme

nezdinde Türklerin en sevdiği yabancı ülke olmaya devam etmek-

tedir.

Bir dinci muhafazakâr, politikacılardan ve basından genel ola-

rak hoĢlanmaz ve onlara güvenmez. Orduyu ve askerleri daha gü-

ven verici bulur. 12 Eylül‟e çirkin politikacıların neden olduğuna

inandığı gibi, askerlerin, Adnan Menderes gibi sivil liderleri öl-

dürmüĢ olmalarının devlete zarar vereceği düĢüncesi yoktur.

Daha iyi eğitimin hayatını değiĢtireceği Ģeklinde köklü bir

inanç sahibi değildir. Örneğin, geliĢtirici kurslara itibar etmez.

Gazete, dergi okuma alıĢkanlığı yoktur. Hayal edebildiği en prestij-

li iki meslek doktorluk ve öğretmenliktir. Tatil kavramı aile ziya-

retleriyle sınırlıdır. Hediye verme alıĢkanlıkları gelenekseldir -

doğum günü yok!-

Bu kümenin araĢtırmanın yapıldığı dönemdeki en önemli so-

runu, ekonomikti. Ġyi bir iĢ bulamamaktan yakınmaktadırlar. Ha-

yattaki öncelikli amaçları zengin olmaktır, ancak bu amaç eğitimi

artırmak koĢuluyla özdeĢleĢtirilemez. Öte yandan, zengin olmak

gayretleri ailelerinin koĢullarını iyileĢtirmek istemlerine sıkı sıkıya

bağlıdır. Gelecekleri hakkında iyimser değildirler.

Dinci muhafazakârlar, oy vermeyi düĢündükleri partilerden,

her Ģeyden çok hayat pahalılığına çözüm bulmasını, daha iyi iĢ

imkânı yaratmasını bekler.

Piyasa ekonomisine henüz entegre olmuĢ değillerdir. Altın,

önde gelen tasarruf aracı olarak yakından izlenmekte, doların de-

ğeri bilinmemekte, banka kullanımı çok düĢük düzeyde kalmakta-

dır.

Page 315: ALFA DA - okumedya.com · ALFA DA . ALEV ALATLI KÜLLĠYATI. Schrödinger‟in Kedisi [Kâbus] Schrödinger‟in Kedisi [Rüya] Viva La Muerte! • YaĢasın Ölüm „Nuke‟ Türkiye!

Dinci muhafazakârlar, Türk adalet sisteminin iyileĢtirilmesi-

ne, yolsuzluk ve rüĢvetin önlenmesine ve teröre karĢı diğer küme-

lerden daha duyarlıdır. Ġlginç olan diğer bir bulgu da, bu kümenin

değer yargılarına göre devlet memurlarına bahĢiĢ vermek „onayla-

nır bir âdet‟tir.

Türk toplumunun yüzde 45‟ini teĢkil eden „gelenekçi muhafa-

zakârların yarısından fazlası kadınlardır (yüzde 56) ve bu küme

„dinci muhafazakârlar‟dan daha genç bir kümedir. Onlardan fark-

lı olarak, daha iyi eğitimlidirler. (Örneğin, bu kümedeki üniversite

mezunları, „dinci muhafazakâr‟ kümesindeki öğrencilerin dört

katıdır.) Ağırlıklı meslek grubu, esnaf, zanaatkâr ve Ģoförlerdir.

Gelenekçi muhafazakârlarda, erkek, „tedarik edici / koruyu-

cu/baba‟ niteliğini kaybetmektedir. „Devlet‟ kavramı önemini sür-

dürmekle birlikte, bir gelenekçi muhafazakâr, devlete karĢı gel-

meyi babaya karĢı gelmekle bir tutmaz. Devlete çalıĢmak istemi,

önceki kümeye kıyasla, hayli düĢüktür; devletin fabrika kurması-

na atfedilen önem de azalmaktadır.

Gelenekçi muhafazakârlar, DP-AP-ANAP-DYP siyasi çizgisi ile

CHP-SHP-DSP çizgisi arasında, yarı yarıya bölünmüĢlerdir.

Bu küme, bir öncekine kıyasla daha çok „ev sahibi‟ içerir.

Elektrikli ev eĢyaları daha geliĢmiĢ modellerdir.

Gelenekçi muhafazakârlar, kendisine Müslüman diyen birisi-

nin Ġslâm‟ın gerektirdiği ibadeti eksiksiz yerine getirmesi gerekli-

liği hususunda, bir önceki küme kadar katı değildirler; kendileri

de kurallara dinci muhafazakârlar kadar uymazlar. Müebbet hap-

si idama tercih eder, Ģahadeti yüceltmezler. Bu küme, dünyanın

kötüye gittiği düĢüncesinde de değildir.

Dinci muhafazakârlar kadar katı olmamakla birlikte, milliyet-

çidirler. Bununla beraber, Türkiye‟nin Avrupa Topluluğu‟na gir-

mesini Ġslâm ülkeleri ile kurulacak ittifaka tercih ederler. Dincile-

rin aksine, Türk Ġslam‟ının Arapların Ġslâm‟ı kadar iyi olmadığını

düĢünürler. Almanya, bu kümede de Türkiye‟ye en yakın yabancı

ülkedir.

Page 316: ALFA DA - okumedya.com · ALFA DA . ALEV ALATLI KÜLLĠYATI. Schrödinger‟in Kedisi [Kâbus] Schrödinger‟in Kedisi [Rüya] Viva La Muerte! • YaĢasın Ölüm „Nuke‟ Türkiye!

Bir gelenekçi muhafazakâr, dinci muhafazakârdan farklı ola-

rak, politikacıların askerlerden daha güvenilir olduğunu düĢünür;

basının dürüst olduğuna inanır. 12 Eylül‟ü çirkin politikacılarla

açıklama eğilimi daha zayıf olduğu gibi, sivil liderlerin öldürülmüĢ

olmalarının devlete zarar vermeyeceği inancı da zayıftır. Daha iyi

bir eğitimin hayatı değiĢtireceğine iliĢkin düĢünce bu kümede ya-

vaĢ yavaĢ yerleĢmektedir. GeliĢtirici kurslar önemsenmeye baĢ-

lanmıĢtır. Doktorluk ve öğretmenlik gibi gıpta edilen mesleklere

bu kümede „iĢadamı/sanayici‟ de eklenmiĢtir.

Bir gelenekçi muhafazakâr, tatili aile ziyareti olarak görmeye

devam etmekle birlikte, Batı tipi (örneğin, yılbaĢı) hediye vermek

alıĢkanlıkları da yerleĢmeye baĢlamıĢtır.

Bu günlerdeki en önemli sorun, burada da ekonomik olmakla

birlikte, iĢsizlikten değil, daha iyi iĢ bulamamaktan yakınırlar. Da-

ha „özgür‟ olabilecekleri, „prestij‟ iĢler istekleri bu kümede daha

belirgindir. Öncelikli amaç, zenginlikten öte, „yetenekleri geliĢtir-

mek ve bilgi artırmak‟tır. Bir gelenekçi muhafazakâr, ailesini kır-

maktan kaçınır ama ailesinin yaĢamında birinci derecede rol oy-

namasına izin vermez. „HoĢuna giden bir iĢi yapmak‟ düĢüncesi,

bu kümede yerleĢmeye baĢlamıĢtır. Gelecek hakkında, dinci mu-

hafazakârlardan daha iyimserdirler.

Oy vermeyi düĢündükleri partilerden, hayat pahalılığını önle-

mekten çok, daha iyi iĢ imkânı yaratmalarını isterler. Ġnsan hakla-

rı ve eğitim sorunları, bu kümede, önemsenme aĢamasındadır.

Yolsuzluğun önlenmesi, daha çok demokrasi gibi istemler hayati

boyutlarda değildir. Devlet memurlarına bahĢiĢ bu kümede de ya-

dırganmamakla birlikte, iyi karĢılandığı da söylenemez.

Dinci muhafazakârlara kıyasla, ekonomik nosyonları daha ge-

liĢmiĢtir, altın ve dolar fiyatlarını daha iyi bilirler, banka kullanımı

daha yaygındır.

„Liberaller‟ modernizme en açık kümedir. Türk toplumunun

yüzde 27‟sini teĢkil ederler; büyük çoğunluğu 27-35 yaĢları ara-

sında, ağırlıklı olarak lise ve üniversite mezunlarıdırlar.

Page 317: ALFA DA - okumedya.com · ALFA DA . ALEV ALATLI KÜLLĠYATI. Schrödinger‟in Kedisi [Kâbus] Schrödinger‟in Kedisi [Rüya] Viva La Muerte! • YaĢasın Ölüm „Nuke‟ Türkiye!

Bu tipolojide ağırlıklı meslek grubu, memur ve serbest meslek

sahibidir.

Liberallerde, ailenin reisi erkek, „tedarik edici/koruyucu/baba‟

sıfatını, gelenekçilere göre yarı yarıya kaybetmiĢtir. Devlet kavra-

mı, önemini sürdürmekle birlikte, devlet ile baba bütünleĢmesi

kaybolmuĢtur. Aynı Ģekilde, devlette çalıĢmak istemi önceki kü-

meye kıyasla yarıya inmiĢtir. Devletin fabrika kurmasına atfedilen

önem de azalmaktadır. Ġlginç olan, düĢünceleri itibariyle en birey-

ci ve liberal olan bu grubun yüzde 51 gibi yüksek bir oranla, gele-

neksel olarak devletçiliği temsil eden CHP-SHP-DSP çizgisinde

olmasıdır!

Bu küme, ağırlıklı olarak „kiracılardan‟ oluĢmaktadır. Ancak,

elektrikli ev aletlerinde en geliĢmiĢ modellere bu tipolojide rast-

lanmaktadır. Otomobil sahipliği de en çok burada görülmektedir.

Liberaller, erkeğin evin kayıtsız Ģartsız reisi olduğunu düĢün-

medikleri gibi, babaya geleneksel görevlerini de yüklemezler. Di-

ğer iki tipolojinin aksine, Darwin‟e inanırlar. Ġslâm‟ı önemsemez-

ler. Büyük çoğunlukla „muhafazakâr‟ olmadıklarını beyan ederler.

Dini ibadetlerine lakayttırlar.

Müebbet hapsi her durumda tercih ederler. ġahadeti yücelt-

mezler, dünyanın kötüye gittiği fikrine katılmazlar.

„Milliyetçilik‟, bu tipolojide farklı bir nitelik göstermektedir.

Liberaller, Avrupa Topluluğu‟nu ezici bir çoğunlukla benimse-

mektedirler. Arap Ġslâm‟ının, Türk Ġslâm‟ından daha iyi olduğuna

inanırlar. Almanya bu tipolojide de, Türklerin favori ulusu olmaya

devam etmektedir.

Politikacıların, askerlerden daha az güvenilir olduğu düĢünce-

sine, liberallerin büyük çoğunluğu katılmaz. Yine, büyük çoğun-

luk, basının dürüst olduğunu düĢünmektedir. 12 Eylül‟e çirkin

politikacıların neden olduğu inancı zayıf, sivil liderlerin askerlerce

idam edilmesinin devlete zarar vermeyeceği inancı daha da zayıf-

tır.

Ġyi bir eğitimin kiĢinin hayatını değiĢtireceğine duyulan inanç,

bu kümede diğerinden önemli ölçüde yüksektir. Ġngiliz‟ce, bilgisa-

Page 318: ALFA DA - okumedya.com · ALFA DA . ALEV ALATLI KÜLLĠYATI. Schrödinger‟in Kedisi [Kâbus] Schrödinger‟in Kedisi [Rüya] Viva La Muerte! • YaĢasın Ölüm „Nuke‟ Türkiye!

yar ve sürücü kursları en revaçta olan kurslardır. Kur‟an kursla-

rına gidenlerin sayısı marjinaldir. Düzenli gazete/dergi okuma

oranının en yüksek olduğu küme bu kümedir. Liberaller, Türkiye

ortalamasının çok üstünde Milliyet ve Cumhuriyet okurlar! Devlet

yönetiminde yüksek mevkilere gelmek ya da iĢadamı/sanayici ol-

mak isterler.

Liberaller, kentsoyludurlar. Tatillerini ailelerinin yanında ge-

çirenlerin topluma oranı bu grupta yüzde 9‟a düĢmektedir. Do-

ğum günü, yılbaĢı gibi Batılı âdetleri benimsemiĢlerdir. Bu tutum-

ları, Batı kökenli müzik tercihlerine de yansımaktadır.

Diğer iki kümeden farklı olarak liberaller, gelenekler tarafın-

dan kıstırılmıĢ olmaktan Ģikâyet ederler. Ekonomik sorunları ol-

duğunu söylemekle birlikte, diğer iki kümeden daha az Ģikâyetçi-

dirler; iĢsizlikten değil, „istedikleri gibi bir iĢ‟ bulamamaktan yakı-

nırlar. Bununla birlikte, iĢlerinde yükselememekten Ģikâyet eder-

ler. Liberallerin öncelikli amaçları zengin olma değil, yeterince

geliĢmek, bilgilerini artırmak, „hoĢlarına giden‟ bir iĢi yapmaktır.

Ailelerini mutlu etmek öncelikleri arasında değildir. Gelecek hak-

kında, diğer iki kümeden de daha umutludurlar.

Oy vermeyi düĢündükleri partiden en önemli beklentileri daha

fazla demokrasidir. Bunu, insan hakları ve adalet sisteminin dü-

zeltilmesi izler. Kürt sorununu dile getirenler de bu kümenin in-

sanlarıdır.

Liberaller, altın fiyatlarını değil, döviz fiyatlarını izler. Diğer

iki tipolojiden daha çok banka kullanırlar.

Liberaller devlet memurlarına bahĢiĢ verilmesini doğal karĢı-

lamazlar.”

Daha önce de söylediğim gibi bunlar, David‟in ilk gözlemleriy-

di. Daha sonra alt açılımlar geldi. Örneğin, „liberaller‟ arasında

yüzde 10 oranında bir „Yeni Avrupalılar‟ grubu vardı, bunlar her-

hangi bir Avrupa ülkesinde ya da Amerika‟da yaĢayabilecek değer-

lere sahip olanlardı ki, ben bu gruba Dekan Dülger‟i değilse bile

Nevra Dülger‟i yakıĢtırıyordum. Gelenekçi muhafazakârların ara-

Page 319: ALFA DA - okumedya.com · ALFA DA . ALEV ALATLI KÜLLĠYATI. Schrödinger‟in Kedisi [Kâbus] Schrödinger‟in Kedisi [Rüya] Viva La Muerte! • YaĢasın Ölüm „Nuke‟ Türkiye!

sında „gecekondu yupi‟leri denilen grup, baĢta ġafak olmak üzere,

Özden ailesini tanımlıyor olsa gerekti.

Bir süre sonra hepimiz birbirimize anket uygular, David‟in sı-

nıflandırmalarında kendimize bir yer beğenir olduk. Astrolojinin

tanımladığı burç özelliklerine uyup uymadığımız tartıĢmalarına

benzeyen tartıĢmalar baĢladı. Benimsediğimiz cevaplardan çıkan

sonuçlara sevindiğimize bakılırsa, sınıflandırılmaya pek teĢne ol-

duğumuzun ortaya çıktığını söyleyebilirim.

David‟e gelince; bu araĢtırma ile birlikte, onun da Türkiye ile

iĢi bitti. Dil devrimini keĢfetmiĢ, sütun yazarlarının „irrasyonalite-

si‟ni kanıtlamıĢ, ülkenin beĢeri haritasını çizmiĢ, Rodoplu‟nun de-

yiĢiyle “Türkiye‟yi ussallaĢtırmıĢ, tüketmiĢti”. Bundan böyle, bu-

rada ne heyecanlanabileceği bir gizem ne de ĢaĢırabileceği bir ye-

nilik bulacaktı, çünkü cevapları, standart sapmaları dâhil hesap-

lamıĢ, bilgisayara yüklemiĢti. Türkiye‟ye iliĢkin hemen her sorgu-

lama için hazırdı. Ġlk aylardaki sıkıntısını da atmıĢ görünüyordu.

Daha bir güvenli, hatta daha bir kibirliydi. Yeni tebliğlerini yaz-

mak üzere Amerika‟ya dönmek için sabırsızlanıyordu. Karısının,

bambaĢka bir seyir izlediğinin farkında değildi.

AraĢtırma sonuçlarının geldiği o gün, David, ben, Ġsmail geç

saatlere kadar çalıĢtık. David, Diana‟nın çocuklarla birlikte Nesi-

be‟de olduğunu, gece orada kalacaklarını söylediği için, kendimize

kebap ısmarladığımızı, çatal getirmedikleri için bulaĢık dolu mut-

fak evyesinden zor bulduğumuz çatalları çıkarıp, banyonun lava-

bosunda yıkadığımızı hatırlıyorum. Gece yarısına doğru olmuĢ ol-

malı, kapı çalındı ve Diana kucağında David, elinde KatyuĢka, ka-

pıda belirdi. Saçları dağılmıĢ, makyajı akmıĢ, karmakarıĢık bir

haldeydi. David‟in gözleri ağlamaktan kızarmıĢ gibi görünüyordu,

gözyaĢları kirli yüzünde izler bırakmıĢtı. KatyuĢka, adamakıllı

korkmuĢ gibi sapsarıydı. SarhoĢ kocalarının dayağından sığınma

evlerine kaçan kadınların böyle görüneceklerini düĢündüm.

“Bir Ģey yok,” diye yatıĢtırdı, “David, balım, bebeği alır mısın,

lütfen?”

“Tabii!” dedi David. Oğlana uzandı, “Yatağa mı yatırayım, yok-

sa ne yapayım?”

Page 320: ALFA DA - okumedya.com · ALFA DA . ALEV ALATLI KÜLLĠYATI. Schrödinger‟in Kedisi [Kâbus] Schrödinger‟in Kedisi [Rüya] Viva La Muerte! • YaĢasın Ölüm „Nuke‟ Türkiye!

“Yatağa yatabilir,” dedi Diana, “Üstünü çıkarmakla uğraĢma,

yarın bakarız.” Kızına döndü,

“O.K., balım, sen de yatağına gidebilirsin.” Çocuğun büzülen

dudaklarını gördü, “Ya da benim yardım etmemi ister misin?”

“Eveettt!” dedi KatyuĢka, ağlamaklı.

“Tamam. Anne, seni yatağa götürecek!” Bana döndü,

“Mehmet Bey, bana bir içki hazırlar mısın, lütfen? Nerede ol-

duğunu biliyorsun! Kuvvetli olsun, lütfen!”

Kalkmamız gerektiğini düĢünürken, tekrar oturduk. Önce Da-

vid, sonra da yüzünü yıkamıĢ, üstünü değiĢmiĢ Diana geldi.

“Oh! Buna ihtiyacım vardı!” dedi Diana, büyük bir yudum iç-

tikten sonra koltuğunda kaykıldı, uzun bacakları ve kollarını iki

yana açtı, kocaman bir makas gibi durdu, derin bir nefes aldı,

“Ne gece!”

Ġsmail‟in yüzünden bu gösteriyi ne denli tatsız bulduğunu be-

lirten bir ıĢık geçti. Fark ettiğimi fark etti,

“Ben gideyim, geç kaldım,” dedi. Bu “geç kaldım”ında, Samat-

ya‟da oturmaktan duyduğu sıkıntıyı da anlattığını düĢündüm. Di-

ana,

“Sen gitmiyorsun, değil mi?” diye bana döndü, “Hadi! Biraz

daha kal! Kendine bir içki yap!”

Ben, oturdum, David, Ġsmail‟i geçirdi, döndü.

“Gece orada kalacağını düĢünüyordum, kötü bir Ģey mi oldu?”

diye sordu.

Diana içkisini bir dikiĢte bitirdi,

“Abdullah!” dedi, “Abdullah geri döndü!”

“Zo ?”

“Orospu çocuğu!” Ġnanması için yalvarır gibi kocasına baktı,

“Gerçekten de, balım! O herif bir orospu çocuğu!”

Page 321: ALFA DA - okumedya.com · ALFA DA . ALEV ALATLI KÜLLĠYATI. Schrödinger‟in Kedisi [Kâbus] Schrödinger‟in Kedisi [Rüya] Viva La Muerte! • YaĢasın Ölüm „Nuke‟ Türkiye!

Diana‟nın patlamasına karĢın, David‟in kılı kıpırdamamıĢtı.

“Öyle mi?” diye sordu.

“Evet!” dedi Diana, “Evet! Evet! Evet!” Yerinden fırladı,

“Bir içki daha alacağım, isteyen var mı?!”

Benim hazırladığımın iki misli bir bardak daha doldurdu.

Döndü geldi, makas pozisyonunu aldı yine.

“KonuĢmak istiyor musun?” Bu, David‟di, ama Diana ona al-

dırmadı, bana döndü,

“Gece geldi,” diye anlattı, “Biliyorsun, bir buçuk aydır yoktu.

Kapıda dikildi, küfreder gibi içeri baktı. Yüzünde, hani, o, herke-

sin kötülüğünü isteyen bir ifade vardır ya, öyle bir ifade.

Nesibe, koĢturdu, içeri aldı, baĢladı evi göstermeye. Yeni eĢya-

ları gösterdi, dikiĢ makinesini gösterdi. O orospu çocuğu da ken-

disini hiç ilgilendirmeyen bir Ģeylere bakıyormuĢ gibi, öyle bomboĢ

gözlerle bakındı. Biz yemekten kalkmamıĢtık biliyor musun, Nesi-

be aç olup olmadığını sordu. Hödük, „Hayır,‟ dedi. Bunun üzerine,

Nesibe, bu defa da yıkanmak isteyip istemediğini sordu! Nesibe‟ye

evde içme suyundan baĢka su olmadığını hatırlattım.

„Senin taĢıdığın su var ya!‟

Benim doksan dokuz basamak yukarı taĢıdığım suyu o hödük

yıkansın diye ısıtacaktı, anlıyor musun? Gitmesin kalsın diye her

Ģeyi yapıyordu! Abdullah, sonunda bir bardak rakı içmeye razı ol-

du -ki, ben razı olacağını biliyordum-, kalmaya gelmiĢti, anlıyor

musun? Nesibe‟nin küçük oğlan bakkala koĢturdu. Nesibe, sofrayı

düzenledi. Bir bardak, derken iki, üç bardak oldu. Bu arada Nesi-

be, gözleri pırıl pırıl, hiç durmadan konuĢuyordu. Saçlarını beğe-

nip beğenmediğini sordu. BaĢını açtığına kızdıysa hemen örtece-

ğini söyledi. Abdullah tek kelime etmedi. Nihayet, dördüncü bar-

dağın ortalarında, elini cebine attı, bir miktar para çıkarttı, masa-

nın üzerine fırlattı, bana döndü,

„Ne masraf yaptıysan, al!‟ dedi.

Page 322: ALFA DA - okumedya.com · ALFA DA . ALEV ALATLI KÜLLĠYATI. Schrödinger‟in Kedisi [Kâbus] Schrödinger‟in Kedisi [Rüya] Viva La Muerte! • YaĢasın Ölüm „Nuke‟ Türkiye!

Orospu çocuğu!”

Diana içkisini baĢına dikti, tekrar bana döndü.

“Anlıyorsun değil mi Mehmet Bey, gösteriĢ yapıyordu! Ben

orada olmasaydım, Nesibe‟ye para vermezdi. O eĢyaları da almaz-

dı. Zaten, parayı masaya koyarken, daha önce etrafa bakarken de

fark ettim, „Senden bunları isteyen oldu mu?‟ diyordu, „Kendin

almıĢ, kendin getirmiĢsin, istersen geri götür. Birde bizden teĢek-

kür bekleme!‟ Çocuklarının yuvaya gittiklerini söylediğimizde de

öyle yapmıĢtı.

„Gidiyorlarsa, kendilerine! Bana ne?‟

Ben, parayı istemediğimi söyledim -o paraya ihtiyaçları var bi-

liyor musun-. Abdullah, daha sandal borcunu ödeyemedi! Bu ba-

kımdan, „Daha sonra ödersiniz,‟ gibi bir Ģey söyledim. Ve yer ye-

rinden oynadı! Küfretmeye baĢladı, inanabiliyor musun? Benim

paramı istemediğini söyledi, beni de istemediğini söyledi! ġimdi,

tabii, onun sarhoĢ olduğunu anlıyordum ama Nesibe‟yi anlama-

dım. Nesibe gülümsüyordu. Ġnanabiliyor musunuz? Kocasının

edepsizliği ile iftihar ediyor gibiydi. Sonra bana, Abdullah‟ın evin

erkeği olduğunu, parayı almam gerektiğini söyledi! Ġnanabiliyor

musunuz? Bir anda, kendimi onun arkadaĢı değil, borç aldığı bir

para babası gibi hissetmemi sağladı! Aynı anda, Abdullah, Nesi-

be‟ye döndü, nerede yatacaklarını sordu. Nesibe de benim yata-

ğımı gösterdi! O kadar basit! Bana, „git‟ diyordu! KatyuĢka ile Da-

vid uyumuĢlardı, biliyor musunuz? Bu bakımdan, „Çok geç oldu,

ben bu saatte gidemem Nesibe!‟ dedim, ama bana güldü, erkek

gibi kadın olduğumu söyledi! Zo! Çocukları uyandırıp, oradan

çıkmaktan baĢka seçeneğim kalmadı! Ben de öyle yaptım!

O merdivenleri inerken, Mehmet Bey, bütün bir getto ahalisi-

nin arkamızdan güldüğünü hissettim! ġimdi, bana Ģunu söyle, bu

davranıĢı nasıl yorumluyorsun?”

“Getto” sözcüğünü ilk kez kullandığına dikkat ettim,

“Yorumlayamıyorum, Diana!” Gözüm, sakin sakin piposunu

içen David‟e takıldı ve onun bu oluĢum içindeki payını düĢün-

düm.

Page 323: ALFA DA - okumedya.com · ALFA DA . ALEV ALATLI KÜLLĠYATI. Schrödinger‟in Kedisi [Kâbus] Schrödinger‟in Kedisi [Rüya] Viva La Muerte! • YaĢasın Ölüm „Nuke‟ Türkiye!

“Siz yorumlayabiliyor musunuz, Profesör Pavloviç?”

“Ha? Ne?” dedi David. Bizi dinlememiĢti.

“Nesibe ve Abdullah,” dedim, “Onları hangi „tipoloji‟ye otur-

tursunuz?”

“Oh! Well! Bilmiyorum,” dedi adam, ciddi ciddi, “Yeterince

veri yok elimizde öyle değil mi?” Meleksi meleksi tebessüm edi-

yordu.

“Ne tipolojisi?” dedi Diana, kendisine yeniden içki doldurur-

ken.

Ben, izin istedim,

“DüĢ kırıklığına uğradığın için üzgünüm, Diana.”

Sinirli sinirli güldü.

“En iyilerimizin bile baĢına gelebilir, değil mi?” dedi, “Her Ģeyi

bilen Günay Hanım‟ın bile baĢına gelebilir!”

Sesindeki kötülük ĢaĢırttı,

“Evet,” dedim, çıktım. Ama mesele orada bitmemiĢti.

Page 324: ALFA DA - okumedya.com · ALFA DA . ALEV ALATLI KÜLLĠYATI. Schrödinger‟in Kedisi [Kâbus] Schrödinger‟in Kedisi [Rüya] Viva La Muerte! • YaĢasın Ölüm „Nuke‟ Türkiye!

VIII

Biz ayrıldıktan sonra, David de bir içki aldı, geçti karısının

karĢısına oturdu. Bir süre sessiz kaldılar.

“DüĢünüyordum da,” dedi David, gülümseyerek, “belki de,

senin ve çocukların eve geri dönmenizin zamanı gelmiĢti zaten.”

“Ne demek istiyorsun?”

“Bu,” elinin tersiyle Boğaz‟ı gösterdi, “seyahat,” dedi, “bu se-

yahatin sonuna geldiğimizi hissetmiyor musun?”

“Seni izleyemiyorum, balım,” diye esnedi Diana “Uykum gel-

di!”

“Türkiye serüveninin,” dedi David, aynı ses tonuyla, “sonuna

geldiğimizi hissetmiyor musun?”

Diana, kocasının ciddi olduğunu sezinlemeye baĢladı, hafifçe

toparlandı,

Page 325: ALFA DA - okumedya.com · ALFA DA . ALEV ALATLI KÜLLĠYATI. Schrödinger‟in Kedisi [Kâbus] Schrödinger‟in Kedisi [Rüya] Viva La Muerte! • YaĢasın Ölüm „Nuke‟ Türkiye!

“Balım,” dedi, apaĢ, hatta tehditkâr bir tavırla, “ben henüz

baĢlamadım bile!” (O kadar içkiden sonra, dili dolanmıĢ olmalı!)

“Ben de onu demek istiyorum,” dedi David, yumuĢak tutmaya

ayrıca özen gösterdiği sesiyle, “Belki de, çabalamaktan vazgeçme-

lisin.”

“Çabalamak mı? Ben çabalamıyorum ki!”

“Tabii ki çabalıyorsun! Nesibe‟yle olan bu iliĢkin...”

“Bak, ben Nesibe‟yi seviyorum! Çok seviyorum! Bunu fark et-

medin mi?”

“Eveeet, ama, bu seni geliĢtirecek bir duygu değil. Ona çok

yardımcı olduğunun, ufkunu açtığının farkındayım. Ama, dürüst

olalım, bu iliĢkinin, ona bakarsan, bu ülkedeki iliĢkilerinin sana

katkısı olmadı.”

Bir süre, Diana‟nın ayılmasını seyretti,

“Altı ay öncesini hatırla,” diye sürdürdü, “Seni bunaltan so-

runlarını hatırla. Onların çözümüne yaklaĢmadın bile. Türkiye,

sana yardımcı olmadı, balım. Yanılıyor muyum?”

“Yani...” dedi Diana, tereddütlü.

“Umarım, beni çok aceleci bulmazsın, ama altı ay çok uzun

bir zaman, Diana. Ve sen ve ben, her ikimiz de,” gülümsedi, “çö-

zümleri yollarda arayan çok Amerikalı gördük, değil mi?”

Diana dikildi.

“Biraz daha açık konuĢmak ister misin?”

“Zo!” dedi, Profesör Pavloviç, “Neden olmasın?” Gülümsedi,

piposuna uzandı,

“Kendini geç kalmıĢ bir 60 kuĢağı gibi hissedip hissetmediğini

merak ediyordum.” Ġçini çekti, “Bana bazen öyle geliyor da! Ne

dediğimi biliyorsun, hani, bütün o alt-kültürler. Yüksek teknoloji

tedirginliği, makinelere isyan, bilgisayarların reddi. Sonra,” güldü,

Page 326: ALFA DA - okumedya.com · ALFA DA . ALEV ALATLI KÜLLĠYATI. Schrödinger‟in Kedisi [Kâbus] Schrödinger‟in Kedisi [Rüya] Viva La Muerte! • YaĢasın Ölüm „Nuke‟ Türkiye!

“Nepal‟e yolculuklar. Vejetaryen diyetler. Guru*giysileri içindeki

kolejli arkadaĢlarımız!” Kısa bir es verdi, Zen meditasyonunda yo-

ğunlaĢmak için kullanılan melodik sesi taklit etti,

“Ommmmmm!”

Kollarını havaya kaldırdı, parmaklarını açtı, salladı,

“Hare kriĢna!”

“Pek komik değil!” dedi, tamamen kendine gelmiĢ Diana.

“Affedersin!”

“Bizimle ne ilgisi var, onu da anlamıĢ değilim!”

DüĢünceli bir tavırla duraladı, kaĢları çatıldı,

“Meğer ki, meğer ki sen benim sorunlarımı karĢı-kültür eg-

zantriklerinden biri diye hafife almıĢ olasın. Öyle mi yaptın, Da-

vid?”

“Yani,” David, kelimeleri iyi seçmek ister gibi düĢündü, “üste-

sinden geleceğini biliyordum, balım!”

Diana, gerçekten de ĢaĢırmıĢtı,

“Ben mi üstesinden gelecektim?” diye sordu, hayretle,

“Yani, dünya değil de, ben! Sorunlar, insanlığın değil, benim

sorunlarımdı! KiĢisel problemim, öyle değil mi?”

“Nesibe‟nin böyle sorunları yok, değil mi?” diye gülümsedi

David, hastası heyecanlı olduğu için alttan alan bir doktor edasıy-

la,

“Dülgerlerin de yok. Dr. Rodoplu‟nun bile yok „Zo‟ üniversal

sorunlar olduğunu söyleyemeyiz, değil mi?”

Diana toparlandı,

“ġimdi, bir dakika burada dur ve bana Ģunu söyle: Senden ne

haber David? Bu sorunları sen de benimle paylaĢıyorsun ya da

* Hintli din müderrisi. (y.n)

Page 327: ALFA DA - okumedya.com · ALFA DA . ALEV ALATLI KÜLLĠYATI. Schrödinger‟in Kedisi [Kâbus] Schrödinger‟in Kedisi [Rüya] Viva La Muerte! • YaĢasın Ölüm „Nuke‟ Türkiye!

paylaĢıyordun, öyle değil mi? Türkiye‟ye, bir ipucu bulmak, yeni

bir görüĢü geliĢtirmek için geldik, öyle değil mi?”

Profesörün kaĢları kalktı,

“Öyle olsa bile, korkarım, o ipucu burada yok, balım. Senin

için büyük bir düĢ kırıklığı olduğunu biliyorum, ama,” acı verece-

ğini bilen, ama çaresiz kalan insanların ifadesini takındı, “ama

Mesih, Türkiye‟ye de gelmeyecek! Çünkü paslandı artık, anlıyor

musun: Pas tuttu.”

David‟in sönen piposunu ağır ağır temizlemek için kullandığı

derin bir sessizlik oldu. Diana, tekrar konuĢtuğunda sesi adama-

kıllı çatallaĢmıĢtı,

“Çok mu yanılıyorum, yoksa, sen bunun böyle olacağını biliyor

muydun?”

“Well, sana Ġslâm‟ın ölmüĢ olacağına dair iĢaretler aldığımı

söyleyebilirim, balım.”

“Nasıl?”

“Ben bir Yahudi‟yim. Yoksa, unuttun mu?”

“Yani?”

“Yani, ben acılı bir Yahudi‟yim, anla beni!

Yani, ben, Yahudi dininin dünya için vazgeçilmez bir hakikat

olduğu düĢüncesiyle büyütüldüm. Ne demek istediğimi anlıyor-

sun, değil mi: Ve sonra, Harvard‟a, sizin aranıza geldiğimde -ve

daha sonra da burada, Türkiye‟de- insanların Yahudiliğin ne de-

mek olduğundan haberleri bile olmadığını, dahası ve buna rağ-

men ve mükemmelen ve ĢaĢırtıcı bir biçimde, müsterih oldukları-

nı gördüm.

Sizinki de, en az bizimki kadar zengin bir kültürdü, ne daha

zalim, ne de daha Ģedid. Ġslâmiyet‟in de aynı çizgide olacağını dü-

Ģündüm. Müslümanların bizden daha Ģanslı olacaklarını düĢün-

mek için bir neden yoktu, bunu anlıyorsun değil mi? Hele de Tür-

kiye‟de!”

Page 328: ALFA DA - okumedya.com · ALFA DA . ALEV ALATLI KÜLLĠYATI. Schrödinger‟in Kedisi [Kâbus] Schrödinger‟in Kedisi [Rüya] Viva La Muerte! • YaĢasın Ölüm „Nuke‟ Türkiye!

“Ve sen,” dedi Diana, kelimelerin üstüne basa basa, “Bunu

kendi gözlerinle görmek için geldin.” Kendi gözlerinle görmek ve

Tzadik‟lik tacını bırakmakta ne kadar haklı olduğunu kendine ka-

nıtlamak için!”

“Ben,” dedi David, baĢını öne eğerek, “aklın hâkim olmadığı

yerde, insanların mutsuz olduğundan emin olmak için geldim.”

Derin bir nefes aldı, gürültüyle bıraktı.

“Neden bana bunları anlatıyorsun, David? Neden Ģimdi?”

Diana‟nın zahiri sükûneti yüreklendirdi,

“Nesibe‟ye daha fazla kaptırmayasın diye, balım,” dedi David,

bu defa da duygudaĢlık yansıtan bir sesle,

“Canın yansın istemeyiz, değil mi?”

Karısının, “Evet, doktor,” demesini bekliyor muydu, bilinmez.

Ama hiç ummadığı bir tepki gördü,

“Seni orospu çocuğu!” dedi Diana, sakin sakin ve diĢlerinin

arasından,

“Seni orospu çocuğu!”

“Anlayamadım?”

“Seni orospu çocuğu!” diye tekrarladı kadın, “Sen bana komp-

lo kurdun! Değil mi? Ta baĢından beri, sen bana komplo kurdun!”

“Ama, balım!..”

“Sakın, David! Sakın, beni „balımlama‟!”

Kocasının yaklaĢmak niyetiyle ayağa kalktığını gördü,

“Olduğun yerde kal, Profesör!” diye tısladı. David, geri çekildi.

“Buna inanamıyorum!” dedi Diana, “Böyle bir Ģeye cesaret et-

tiğine inanamıyorum! Bütün o konuĢmalar, babanla yakınlığımı

teĢvik etmeler! Dostlar Komitesi! Projelerin! Benim projelerim!

Annemle aramızın açılması! Ne yapmaya çalıĢıyordun, Profesör

Page 329: ALFA DA - okumedya.com · ALFA DA . ALEV ALATLI KÜLLĠYATI. Schrödinger‟in Kedisi [Kâbus] Schrödinger‟in Kedisi [Rüya] Viva La Muerte! • YaĢasın Ölüm „Nuke‟ Türkiye!

Pavloviç? Sana âĢık olacak bir kadın mı yaratacaktın? Pygmalion‟u

mu oynayacaktın?” Sesi gittikçe yükseliyordu.

“Diana, lütfen!”

“Benim rızamı almadan, beni değiĢtirmeye çalıĢtın!” diye ba-

ğırdı Diana. “Benim rızamı almadan, beni bir kursa kaydettirdin!

Benim rızamı almadan, beni bir tür Mesih‟in peĢine taktın! Asla

bulamayacağımı bildiğin bir Mesih‟in!”

Olan biteni içine sindirmek ister gibi sessizleĢti, tekrar konuĢ-

tuğunda sesi zehir gibiydi,

“Neden David?” diye sordu, “Neden ihanet ettin bana?”

“Diana, sevgilim, o kelimeyi kullanma! Lütfen!”

Kocasının karıĢmıĢ yüzüne Ģöyle bir baktı,

“Bana bir açıklama borçlusun,” dedi Diana. Kendi içine dön-

dü, “Hiç değilse, bir açıklama! Neden oyaladın beni? Neden? Hiç

olmazsa, bu kadarcığını söyle!”

Sesi yavaĢ yavaĢ söndü. Omuzları çöktü, koca gövdesi büzül-

dü, küçüldü, kötü KapalıçarĢı koltuğuna sığdı. David, konuĢmanın

hiç beklemediği bir yöne kaymıĢ olmasının sıkıntısı içindeydi,

“Böyle olmasını istemezdim, balım,” dedi nihayet, “Lütfen,

inan bana.”

“Ġsa Mesih, Yahova, Allah! Kimsin sen, David?”

“Kötü zamanlama,” diye mırıldandı, David, “Kötü zamanla-

ma!”

“Evet,” diye onayladı, Diana, “Ya çok daha önce ya da çok da-

ha sonra bilmeliydim. Ama zarlar atıldı. Zo! Artık bekleyemez!”

“Hayır, bekleyemez,” dedi, Profesör Pavloviç, “Sen haklısın.

Ama, önce bir içkiye ihtiyacım var.” Buzdolabına yöneldi.

“Çaydanlığın altını yak!”

Page 330: ALFA DA - okumedya.com · ALFA DA . ALEV ALATLI KÜLLĠYATI. Schrödinger‟in Kedisi [Kâbus] Schrödinger‟in Kedisi [Rüya] Viva La Muerte! • YaĢasın Ölüm „Nuke‟ Türkiye!

David Pavloviç, “Her Ģey, Ġsrail Devleti‟nin kurulması ile baĢ-

ladı,” diye söze girdi,

“Pavloviç Hasidi hanedanını sürdürmeyi reddetmemden çok

önce. Cemaatime ihanetimden çok önce.” Gülümsedi,

“Ben, eski bir hainim, Miss Catherine.”

“ġirinliği kes, lütfen,” dedi Diana.

“Affedersin. Ama Ģimdi, senden sabırlı olmanı rica etmek zo-

rundayım. Çünkü, senin anlaman benim için çok önemli.”

Oturdu, birasını açtı, arkasına yaslandı, gülümsedi.

“Zo! Geriye dönüp, hatırlamaya çalıĢmalıyım! Ayrıntılarıyla.

Ve ilk hatırladığım, bütün bir Brooklyn ahalisinin nefesini ke-

sip radyonun baĢına geçtiği gün. Kasım 1947. O gün, BirleĢmiĢ

Milletler, Ġsrail Devleti‟nin kuruluĢuna iliĢkin kararını verecekti.

Spikerin hiç susmayacak gibi konuĢtuğunu hatırlıyorum. KonuĢ-

tu, konuĢtu, konuĢtu, konuĢtu! Ve nihayet, kararı açıkladı: Ġsrail

Devleti kurulacaktı. Birkaç saniyelik bir sessizlik oldu ve Ġsa Me-

sih! Gök gürültüsü gibi bir patlama! Ġnsanlar sokaklara dökülmüĢ-

lerdi! Ağlamalar, gülmeler, alkıĢlar oturma odamıza kadar yükse-

liyordu! Çok mahcup olduğumu, babamın yüzüne bakamadığımı

hatırlıyorum. Evi havalandırıyorduk, anlıyor musun, camlar açık-

tı. Böyle bir ihtimal öngörüp camları önceden kapatmadığım için

de kendimi suçluyordum! Ne kadar bir zaman geçti, bilmiyorum.

Rabin Levi, ağır ağır yerinden kalktı, camları kapattı, kalın perde-

leri çekti, dıĢ dünyayı örttü. Sanhedrin risalesinden bir bölüm

okumaya baĢladı. Örtü kapattığı için gözlerini göremiyordum, ama

ileri geri sallandıkça sakalından süzülen yaĢlar, mumların ıĢığını

yakalıyor, kristal parçacıkları gibi sıçrıyorlardı. KardeĢim Arye,

anne ve ben, sessizce onu seyrettik. Okumasını bitirdi, bize dön-

dü,

„Tevrat‟sız yaĢamın yarım yaĢam olduğunu biliyoruz,‟ dedi, acı

dolu bir sesle, „Tevrat‟sız, tozdan gayri bir Ģey olmadığımızı biliyo-

ruz. Tevrat‟sız iğrenç ve menfur olduğumuzu biliyoruz! O,

Page 331: ALFA DA - okumedya.com · ALFA DA . ALEV ALATLI KÜLLĠYATI. Schrödinger‟in Kedisi [Kâbus] Schrödinger‟in Kedisi [Rüya] Viva La Muerte! • YaĢasın Ölüm „Nuke‟ Türkiye!

Kâinat‟ın Sahibi! Bizi bağıĢla! Mesih‟in Krallığını kirletenleri ba-

ğıĢla! Filistin‟de goyim devleti kuranları bağıĢla!‟

Babam konuĢuyordu, biz üçümüz sallanıyorduk,

„Amin! Amin!”„

Kalktı, pencereye yürüdü, Kandilli sırtlarının karanlığına bak-

tı, tekrar konuĢtuğunda oralardan esinlenmiĢ gibiydi,

“O sesi daha önce de duymuĢtum, ama hiçbir zaman o günkü

kadar yakıcı değildi. Belki de, gerçekten Sitra Achra‟dan geliyor-

du. Ġçimde değdiği her yeri dağlıyordu o gün. Ve, bu ses bana Pas-

teur‟ün de, Hitler‟e karĢı savaĢan askerlerin de, Hagana* savaĢçı-

larının da bu dünyanın bir parçası olduklarını ve o insanların iğ-

renç ve menfur olmadıklarını söylüyordu. Yahudileri kendi canları

pahasına kurtaran goyimler de var, diyordu.

Anlıyorsun, değil mi? Bana bütün Yahudilerin tek bir beden,

tek bir ruh olduğu söylenmiĢti, ama Hitler‟le pazarlığa oturan Ya-

hudiler de vardı, Komünist Yahudiler de! Bana Kâinat‟ın Sahi-

bi‟nin gözünde bir Yahudi‟nin hayatından daha önemli hiçbir Ģe-

yin olmadığı söylenmiĢti. Bir tek adam öldürmenin milyonlarca

adam öldürmekle eĢdeğer olduğu, çünkü onun sperminden doğa-

cakların da yok edilmiĢ olacağı söylenmiĢti. Zo! Hasidi mabetlerini

Kızıl çapulculara ihbar eden Troçkist Yahudilerin yaptıkları yan-

larına mı kalacaktı? Ne demekti bütün bunlar?

Benim cemaatimi misafir eden Amerikalılar kimdi? New

York‟ta Tevrat yoktu, BirleĢik Devletler‟de Tevrat yoktu, ama biz

vardık! Bizim için süt ve bal ülkesi Filistin değil, Amerika değil

miydi?

Jesse Owens nasıl „öbür taraftan‟ olabilirdi?

New York Devlet Kütüphanesi‟nde George Eliot‟un, Daniel

Deronda‟sını okumuĢtum. 1892 baskısı, incecik yazıları olan

Londra basımı bir kitaptı. Kapak sayfasında siyah-beyaz bir gravür

vardı. GeniĢ, dingin bir ırmakta tek baĢına bir adam kürek çeki-

* 1940'larda Ġsrail direniĢ örgütü. (y.n)

Page 332: ALFA DA - okumedya.com · ALFA DA . ALEV ALATLI KÜLLĠYATI. Schrödinger‟in Kedisi [Kâbus] Schrödinger‟in Kedisi [Rüya] Viva La Muerte! • YaĢasın Ölüm „Nuke‟ Türkiye!

yordu. Nehrin iki yanındaki salkımsöğütler suya sarkmıĢtı. Ayın ya

da güneĢin ıĢığı suya vurmuĢtu. Bu adam Daniel Deronda‟ydı,

„Doğu‟ya oradaki ülkelerde yaĢayan halkımın koĢullarını iyileĢ-

tirmeye gidiyorum,‟ diyordu Filistin‟e gitmek için terk ettiği sevgi-

lisi, Gwendolyn‟e, „Halkımın siyasi varlığını onarmak, onları tekrar

bir millet yapmak, dünyanın dört bir yanına dağılmıĢ olmalarına

rağmen, onlara Ġngilizlerinki gibi bir merkez sağlamak tutkusuyla

yanıyorum. Bunu bir görev kabul ediyorum ve görevime baĢlama-

ya kararlıyım; bu göreve hayatımı adamaya kararlıyım. Hiçbir Ģey

yapamazsam, dimağlarda bir ıĢık yakabilir, bir hareket baĢlatabili-

rim!‟

Daniel Deronda onun gibi öncülerin spermlerinden üreyen

Sabralar, nasıl „öbür taraftan‟ olabilirlerdi?

Bergen-Belsen toplama kampını boĢaltan Ġngilizler nasıl „öbür

taraftan‟ olabilirdi?

Masanın üzerinde mumlar, Tommylerin* tifüs salgınını dur-

durabilmek için yakmak zorunda kaldıkları barakaları unuttur-

mak için çırpınıyorlardı.

Tommyler nasıl „Öbür Taraftan‟ olabilirlerdi?

O gün, o küçük apartmanda, dillendirilen ve dillendirilmeyen

her düĢünceye, tehditkâr bir karanlık sinmiĢ gibiydi. Giderek ağır-

laĢan hava, acı ve korku doluydu. Annem, sarıĢın peruğu hafifçe

kaykılmıĢ, uzun kollu elbisesinin içinde terliyor, ağlıyordu. Ar-

ye‟nin elleri buz gibiydi.”

Aklına bir Ģey gelmiĢ gibi duraladı, gülümsedi,

“Sana, „Ġslâm‟ın dayanamayacağının iĢaretleri vardı,‟ demiĢ-

tim, Annem iĢaretlerden birisiydi. Hasidi cemaatinin kadınları

uzun etekler, uzun kollu, kapalı yakalı elbiseler giyerler ve asla

denize girmezler. Saçlarının görünmesi de iffetsizlik sayılır. Bu-

nun için peruk takarlar. New York yazında bol bol terlerler, saçla-

rının diplerini örgü ĢiĢleri yoksa, kalemle kaĢırlar. Zo!

* Büyük Britanya erkeklerine 2. Dünya SavaĢı‟nda takılan isim. “Mehmetçik” gibi. (y.n)

Page 333: ALFA DA - okumedya.com · ALFA DA . ALEV ALATLI KÜLLĠYATI. Schrödinger‟in Kedisi [Kâbus] Schrödinger‟in Kedisi [Rüya] Viva La Muerte! • YaĢasın Ölüm „Nuke‟ Türkiye!

Nesibe‟nin baĢörtüsü bana yabancı değildi. Zehra‟nın diren-

mesi de öyle. Yabancı değil. Etkileyici de değil.

Ve ben, Rus polislerinin Ģakaklarına tabanca dayadıkları ha-

hamların hikâyeleriyle büyüdüm, „Çek tetiği,‟ diye haykırmıĢlardı,

„Ölümden korkmuyoruz.‟ Çünkü Tanrı‟ya inanıyorlar ve onun

kendilerini hemen orada, öbür dünyada beklediğini biliyorlardı.

Zo! Ġdamı, müebbede tercih eden Türkler yabancı değil. Etkileyici

de değil.

Sitra Achra! Karanlıklar Diyarı! DehĢet, kötülük, ıĢığı örten

kızgın kayalar! Ve ıĢığı örten kadife perdelerimiz! Bizler! Karanlı-

ğın ürperten dokusu!

„Perdeleri aç!‟ diyordu, içimdeki ses, „Perdeleri aç ve mumla-

rın ne kadar zavallı olduğunu göreceksin! Mumlar sizin tertip et-

tiğiniz acizliğiniz! Mumları, Karalık‟ı ululamak için yakıyorsunuz!

Perdeleri Sitra Achra hükümdar olsa diye örtüyorsunuz! David,

oğlum, senin baban bir hain! Sitra Achra ile iĢbirliği yapıyor! Per-

deleri aç, David! Ve bütün bunların bir inĢadan ibaret olduğunu

göreceksin. Karanlık, kötülük, korku... Bütün bunların senin Ģuu-

runun yarattığı bir düzenlemeden ibaret olduğunu göreceksin!‟

Zo!” diye gülümsedi,

“New York Devlet Kütüphanesi‟ne kaydoldum. Ve okumaya

baĢladım. Sistemli bir okuma değildi. Bana yardım edecek kimseyi

tanımıyordum. El yordamı ile gidiyordu. Hıristiyan azizlerinin ya-

zılarıyla baĢladım. Ġsa Mesih‟in hayatını sizin kaynaklarınızdan

okudum. Bir defasında yakalandım! Yudel Dayım, kitap değiĢtir-

mek için kütüphaneye gelmiĢti, anlıyor musun? Ben dalmıĢ oku-

yordum, yaklaĢtığını görmedim. Çocukluğunda, Rusya‟da zafiyet

geçirmiĢ, ince bir adamdı ve ben kimsenin onun kadar öfkelenebi-

leceğini hayal bile edemezdim! Okuduğum kitap, onu yaĢamsal

bir yerinden yaralamıĢ, deliye döndürmüĢtü,

„O adam yüzünden ne kadar Yahudi kanı döküldü, sen biliyor

musun?‟ diye haykırıyordu, „Haçlı Seferleri sırasında o adam yü-

zünden kaç Yahudi öldürüldü, biliyor musun?‟

Page 334: ALFA DA - okumedya.com · ALFA DA . ALEV ALATLI KÜLLĠYATI. Schrödinger‟in Kedisi [Kâbus] Schrödinger‟in Kedisi [Rüya] Viva La Muerte! • YaĢasın Ölüm „Nuke‟ Türkiye!

Hitler‟in altı milyon Yahudi‟yi öldürebilmiĢ olmasını da, Hris-

tiyanların o adamı Romalıların değil, Yahudilerin öldürdüklerini

sanmalarına bağlıyordu. Avrupa, soykırıma bu yüzden müdahale

etmemiĢti. Büyük dayılarımın da Rusya‟da, „o adam‟a iliĢkin bir

yortu sırasında öldürüldüğünü hatırlattı. Ve sonunda, babamı

utandırdığımı söyledi! Ben, herhangi birisi değil, bir Tzadik veli-

ahdıydım! Sitra Achra‟dan gelen bilgilere kulaklarımı tıkamalı,

sadakatimi halkıma yöneltmeliydim.

Kulaklarımın uğuldadığını, yüzümün ateĢler içinde yandığını

hatırlıyorum.

„Söz ver bana,‟ diyordu, „söz ver, vaktini boĢa harcamayacak-

sın!‟

Sözümü tutmadım!

Psikoloji ile baĢladım. Freud‟la tanıĢtım. Psikofizyoloji, nörolo-

ji, nörofizyoloji, psikiyatri, nöroĢirurji hakkında ne bulduysam

okudum. Beyin, algılama, dil, düĢünce, uyuĢturucular, uyarıcılar

hakkında ne bulduysam okudum. Ġnsan ruhunu bir mikroskop

lamında, bir röntgen filminde görebilmeyi tasavvur edebilecek ka-

dar okudum! Ve gördüm ki, insanın tabiatta var olan enerji biçim-

lerini algılayacak duyu sistemi bile yoktur. Algıladığımız dünya

kendimizin inĢa ettiği bir ussal düzenlemeden ibarettir. Hepimiz,

her birimiz, kendi dünyalarımızı inĢa eder, mutlakıyetine zorunlu

olarak inanırız. Ortak malzememizden, o, sessiz, kokusuz, renk-

siz, yalnızca sonsuz, sistemsiz ve anlamsız bir biçimde alık,

Taxis‟ten milyarlarca ve milyarlarca farklı dünya inĢa edilebilir.

Kombinasyon sınırsızdır. Tek ve gerçek bir dünya yoktur; ne bi-

zimki, ne sizinki, ne de Müslümanlarınki. Ġnsan varlığının, özden

önce geldiğini anladım. Dünya ile kurduğumuz iliĢkide, baĢlangıç

noktamızın öznellik olduğunu anladım.

Beni izleyebiliyorsun değil mi?”

“Evet,” dedi Diana, kısaca,

“Makas, gibi bir Ģeyi düĢün. Makas gibi imal edilmiĢ bir Ģey.

Bu makası imal eden zanaatkârda önce „kavram‟ vardı. Yani, bir

kavramdan yola çıktı ve makası imal etti. Tersi düĢünülemez.

Page 335: ALFA DA - okumedya.com · ALFA DA . ALEV ALATLI KÜLLĠYATI. Schrödinger‟in Kedisi [Kâbus] Schrödinger‟in Kedisi [Rüya] Viva La Muerte! • YaĢasın Ölüm „Nuke‟ Türkiye!

Makası imal edip neye yaradığını bilmeyen bir zanaatkâr düĢünü-

lemez. Zo! Makas kavramı, makasın varlığından önce gelir. Zana-

atkâr imal ettiği makasın neye yaracağını bilir.

Biz, siz, Müslümanlar, Tanrı‟yı bir zanaatkâr gibi görürüz. Ya-

ni, Tanrı yaratırken, ne yarattığını bilerek yaratmıĢtır. Tanrı‟nın

zihnindeki insan kavramı zanaatkârın zihnindeki makas kavramı

gibi, yaratım sürecinden önce vardır. ġu halde hepimiz, her biri-

miz, „insanlık‟ dediğimiz üniversal bir kavramı yansıtırız. Dili, di-

ni, ırkı, rengi, milliyeti, sosyal sınıfı ne olursa olsun, insanın üni-

versal bir tanımı vardır ve tanım bireyi belirgin bir biçimde belir-

ler. Yani bireyin tanımı, fiili varlığından önce gelir; varlığı, bu ta-

nımla belirlenir.

ġimdi, bir an için, Tanrı‟nın olmadığını düĢün. O durumda,

insanın üniversal bir tanımı olamaz, değil mi? Yani, yaratan olma-

yınca, yaratılan Ģeyin, faaliyete geçmeden önce düĢünülmüĢ ol-

ması söz konusu olamaz. Bu durumda, insan önce var olacak,

sonra da kendisini tanımlayacaktır. Kendisini nasıl tanımlayacağı

kendi ile ilgili bir husus olmalıdır.

Well, isn‟t this precisely the case?*

Bizler hepimiz, her birimiz ve otlar ve balıklar ve böcekler, o

renksiz, kokusuz, kaostan kendi dünyalarımızı inĢa etmiyor mu-

yuz? Bunu nasıl becerebiliyoruz?

Becerebiliyoruz, çünkü belli bir amaçla yaratılmamıĢ olan biz-

ler yaĢayabilmek için kendi yolumuzu çizmek zorundayız. Belli bir

amaçla yaratılmadık, çünkü belli bir amacı olan yaratıcı yok. Tan-

rı yok.”

(Bu noktada araya girip, Diana‟nın tepkisini kendi ağzından

nakletmeliyim:

“Ben sağlıklı bir insanım, Günay Hanım,” diye anlattı, “Haya-

tımda hiç bayılmadım. Ġnsanın gördüğünü görmez olması, renkle-

rin silinmesi, Ģekillerin titreyip kaybolması ne demektir, hiç bil-

mezdim. Seslerin uzaklaĢmasını, izleyen soğuğu ve karanlığı bil-

* “Yani, durum aynen böyle değil mi?” (y.n)

Page 336: ALFA DA - okumedya.com · ALFA DA . ALEV ALATLI KÜLLĠYATI. Schrödinger‟in Kedisi [Kâbus] Schrödinger‟in Kedisi [Rüya] Viva La Muerte! • YaĢasın Ölüm „Nuke‟ Türkiye!

mezdim. O anda da bayılmadım, ama David‟in, iki boyutlu, siyah-

beyaz bir fotoğrafa dönüĢtüğünü gördüm. Sonra, bu soluk fotoğ-

raftaki adamı dikkatle inceleyen kendimi gördüm: Kırçıl saçlarını,

keçi sakalını, yuvarlak gözlüklerinin arkasındaki hilekâr gözlerini.

Tzadik adayı bir ateist! Rabin Levi‟nin müjdelenmiĢ veliahttı!

Yüreğim, Brooklyn‟de yolumuzu gözleyen ihtiyar adama uzandı!

Hasidiler için çok üzüldüm!

Yükünden kurtulan bir sanığın gittikçe refahlaması, açılması

gibi bir ruh hali içinde olmalıydı.)

“Ġnsan tanımlanamıyorsa bu insanın baĢlangıçta bir hiç olma-

sındandır,” diye heyecanla sürdürdü David,

“Ġnsan önce bir hiçtir, sonraları bir Ģey olur. Kendi olmak is-

tediği, kendi seçtiği bir Ģey olur. Birey, kendi tanımını kendisi ya-

par, kendi kendisini iĢlevsel kılar. ĠĢte bu nedenle de endiĢeden

kurtulamaz. Dengesiz, kararsız, tutkulu ve fevridir. Tecrübelerin-

den öğrenemez, tarihinden ders alamaz. Sahipsiz olduğunun bi-

lincine vardığı zaman, baĢına gelenlerden sorumlu tutacağı, ka-

bahati üstüne atabileceği kimse yoktur. Yarattığı dünyasından

kendisi sorumludur. Hem kendisi hem de akranları adına sorum-

ludur.

Ġnsanoğlunun en büyük trajedisi budur, Catherine. SavaĢlar,

soykırımlar, açlık, sefalet. Bütün bunlar, Tanrı olmadığı için olu-

yor!‟

“KonuĢtukça daha bir güvenli oluyordu,” dedi Diana,

“Hayır, balım, Fransızların „Tanrı, yararsız ve çok masraflı bir

hipotezdir, lağvedilmelidir‟ düĢüncelerine de katılmıyorum. Çün-

kü Tanrı olmadığı zaman, ahlâk sistemini, toplumu, medeniyetin

ayakta kalmasını sağlayan birtakım değerleri peĢinen ciddiye al-

mak, dogmatikleĢtirmek mümkün olmuyor.

Tanrı‟nın olup olmaması hiçbir Ģeyi değiĢtirmez diye düĢünen-

ler de yanıldılar. Dürüstlük, ilerleme, insancılık gibi değerler,

Tanrı kavramı olmaksızın yaĢamıyor. Bu değerlere sadık kalmayı

Page 337: ALFA DA - okumedya.com · ALFA DA . ALEV ALATLI KÜLLĠYATI. Schrödinger‟in Kedisi [Kâbus] Schrödinger‟in Kedisi [Rüya] Viva La Muerte! • YaĢasın Ölüm „Nuke‟ Türkiye!

baĢarırsak, Tanrı hipotezi ölür gider diyenler de yanıldılar. Bir

kümenin öteki kümeden bağımsız olmadığı ortaya çıktı.

Tanrı olmayınca mutlak iyilik de yok, çünkü mutlak iyiliği ta-

sarlayan, peĢinen ortaya koyan, mükemmel bir varlık yok. Dürüst

olmamızın, merhametli olmamızın koĢulları yok. Dostoyevski,

„Eğer Tanrı olmasaydı, yeryüzünde her Ģey mümkün olurdu,‟ de-

miĢti. ġanslı adam! Her Ģeyin mümkün olduğu bu günleri görecek

kadar uzun yaĢamadı!”

Birden hüzünlendi, “Ben bir çilekeĢ insanoğluyum, anla be-

ni!”

“Her Ģey mümkün,” diye mırıldandı, “Ben yapıyorum ve olu-

yor! Bunu görüyorsun, değil mi? Özgünüm! Kadersizlikten baĢka

kaderim yok! Tutkularımdan, saplantılarımdan kendim sorumlu-

yum. Ve bundan nefret ediyorum! Kadersizlikten nefret ediyo-

rum! Yapımında söz sahibi olmadığım bir dünyada, kendimden

sorumlu olmaktan nefret ediyorum! Ġnsanın özgür, özgürlüğün

insan olmasından nefret ediyorum. Descartes, „Dünyayı fethet-

mektense kendini fethet!‟ derdi. Bu sorumluluktan nefret ediyo-

rum!”

“Kitaplarını, makalelerini, öğrencilerini düĢündüm ben de,”

dedi Diana. Ve sormuĢtu,

“O halde, aylaklık mı ediyorsun? Aylak aylak dolaĢıyorsun? Öy-

le mi?”

“Hayat çok uzun, Ellen Catherine,” diye içini çekti, Profesör,

“Hayat çok uzun! Kendimizi oyalayacak bir Ģeyler bulmalıyız, yok-

sa dumura uğrarız.”

“Bu önemli mi?”

“Hayır, değil,” diye gülümsedi, “Son tahlilde hiçbir Ģey önemli

değil! Söyle bana, dünyayı değiĢtirebilen var mı?”

“Ama biçimlendirmekte yardımcı oluyorsun?”

Omuzlarını silkti adam,

Page 338: ALFA DA - okumedya.com · ALFA DA . ALEV ALATLI KÜLLĠYATI. Schrödinger‟in Kedisi [Kâbus] Schrödinger‟in Kedisi [Rüya] Viva La Muerte! • YaĢasın Ölüm „Nuke‟ Türkiye!

“No! Trilyonlarca kombinasyona bir tane de ben ekliyorum.

DoğmuĢ olmamın bir bedeli var değil mi? Dünya, hiç değilse bu

bedeli ödemeli.”

“Ya biz? Çocuklar, ben? Bu resme biz nasıl uyuyoruz?”

Gözlerini kocaman kocaman açtı,

“Ama neden, balım? Siz özgürsünüz! Kadersizlikten baĢka ka-

deriniz yok!”

“Gün ağarmak üzereydi,” dedi Diana, “Ezan sesleri duyulma-

ya baĢladı; peĢ peĢe ve peĢ peĢe ve peĢ peĢe! Nasıl oldu, bilmiyo-

rum! Bir an, kayınpederim Rabin Levi‟yi minarede gördüm. Acı

acı cemaatini çağırıyor, biçareleri bir arada tutmaya çalıĢıyordu.

Kendime geldiğimde, David‟in söyleyeceğini söylemiĢ, iĢini bitir-

miĢ gibi toparlandığını fark ettim.

„Hey, David,‟ dedim, „Sesleri duyuyor musun? Sitra Achra seni

çağırıyor.‟

Bembeyaz oldu.”

Page 339: ALFA DA - okumedya.com · ALFA DA . ALEV ALATLI KÜLLĠYATI. Schrödinger‟in Kedisi [Kâbus] Schrödinger‟in Kedisi [Rüya] Viva La Muerte! • YaĢasın Ölüm „Nuke‟ Türkiye!

PASLANMIġ MESĠH

I

Sevdiğimin gönderdiği güller

Bir an kendisi

Öteki an alık bitkiler

Rodoplu, 1979

Profesör Pavloviç‟in araĢtırması martın ortalarında bitti. Daha

doğrusu, daktilo edilmesi, grafik düzenlemesi gibi iĢler kaldı ki,

onları Boston‟da tamamlamayı, “son cila”yı orada yapmayı tasarlı-

yordu. Bu sürede Ankara seyahatleri, duruĢmalar derken, Dia-

na‟yı hemen hiç görmedim. Evlerine uğradığım zamanlar David,

dıĢarıda olduğunu söylüyordu. Dergâh‟takiler de (Sabri Yıldız, „O

artık mezun oldu!‟ diyordu) gelmediğinden yakınıyorlardı. Nesibe

de ortada yoktu. Anladığım kadarıyla Abdullah‟ın eve döndüğü ge-

ceden sonra hiç uğramamıĢtı. Sonra bir gün vapurda Abdullah‟a

rastladım. Dudullu‟dan -RaĢit, orada yeni bir fabrika açmıĢtı- geli-

yordu; yok, hayır, orada çalıĢmıyordu, hanımannenin bir emane-

Page 340: ALFA DA - okumedya.com · ALFA DA . ALEV ALATLI KÜLLĠYATI. Schrödinger‟in Kedisi [Kâbus] Schrödinger‟in Kedisi [Rüya] Viva La Muerte! • YaĢasın Ölüm „Nuke‟ Türkiye!

tini götürmüĢtü. Çay söyledi, parasını ödemekte ısrar etti, konuĢ-

ma zemini aradığını hissettim,

“Eee? Nasıl gidiyor?”

“Nasıl gitsin, be abi?”

Tavrı, Diana‟nın anlattıkları ile bağdaĢmıyordu, süngüsü

düĢmüĢ gibiydi, iĢlerinin iyi gitmediğini düĢündüm.

“Bir tarla sattık, onun da parasını alamıyoruz,” diye açıkladı,

“Alabilseydik, bir atari salonu açacaktık. Bizim orada iyi gider, bi-

liyon mu?”

Tarlayı amcasına vadeyle satmıĢ fakat bir ön ödemenin dıĢın-

da “beĢ kuruĢ” alamamıĢtı,

“Onun da iĢleri bozuk,” dedi, gülerek, “Yengemin hastalığı sil-

di süpürdü.”

Nesibe‟yi sormamı iyi karĢılamayacağını hissettiğim için, ço-

cukları sordum, iyi olduklarını, okula gittiklerini -Diana, ücretin

tamamını ödemiĢ olmalıydı- söyledi,

“Anaları ille de okusunlar istiyor,” dedi, “yüksek mekteplerde

hoca olsunlar istiyor.”

Olmadık hayaller dillendirmiĢ olmaktan utanmıĢ gibi gözlerini

kaçırdı,

“Hele bir ilkokulu bitirsinler de!”

“Hevesliler mi, bari?”

“Hevesli olmaya hevesliler de, çok masraflı be abi! Bu okul da

zengin adam okulu, biliyon mu? Her gün bir baĢka icat çıkarıyor-

lar. Büyük oğlan 23 Nisan Bayramı‟nda paĢa mı olacakmıĢ ney-

miĢ, elbise alalım diye tutturdu! Dayağı yedi de anca öyle sustu.”

“Ġyi etmemiĢsin, dövmeseydin, keĢke.”

“Dövmeyip de ne yapacaksın abi? Karı bir taraftan, onlar bir

taraftan akıl mı bırakıyorlar adamda? Etraftan görüyorlar, biliyon

mu? Ne görürlerse istiyorlar. Servise binmek istiyorlar. Akranları

Page 341: ALFA DA - okumedya.com · ALFA DA . ALEV ALATLI KÜLLĠYATI. Schrödinger‟in Kedisi [Kâbus] Schrödinger‟in Kedisi [Rüya] Viva La Muerte! • YaĢasın Ölüm „Nuke‟ Türkiye!

okula özel otobüsle giderlermiĢ ya, bunlar da özel otobüse binmek

istiyorlar. „Ulan,‟ dedim, „ayağınız yetmedi, halk otobüsü yetmedi

de, Ģimdi özel taksi mi tutacam size? Otobüs motobüs yok. Okur-

sanız okursunuz, okumazsanız okumazsınız, okuduğunuz da size,

okumadığınız da size.‟ Büyük gene daha iyi de, küçük fırlama.

Bakkala, on bin lira borç yazdırmıĢ, gidip gelip çukulata jiklet

alırmıĢ da haberimiz yok. Lâf da dinlemiyor, biliyon mu? Dayak-

tan öldürüyorsun da öyle dikiliyor! Öyle yiğit bir herif! Akıllı da,

ha! Geçen akĢam beni karĢıladı, bir Ģeyler söylüyor, diyorum, „Bu

deyyus ne diyor? Anamıza mı küfrediyor yoksa?‟ Meğer, hoĢgeldin

falan diyormuĢ, ağabeysi söyledi. Okulda Ġngilizce ders görüyorlar

ya.”

Ġskelede ayrıldık. O Etiler‟e, Nesibe‟nin analığına gideceğini

söyledi, ben Dergâh‟a yöneldim.

Abdullah‟ı aylar sonra bir kere daha gördüm. Nesibe‟yi hasta-

nelik edecek kadar dövdüğünü öğrendiğim zaman da, daha sonra

geliĢen trajedide de, içimde ona karĢı ağır bir acıma duygusundan

baĢka bir Ģey barındıramadım. Fırsatçılığını teslim etmiyor deği-

lim, ama olayın diğer boyutuyla ilgili olarak Rodoplu‟ya katılıyo-

rum. Bence de farkına varamayacak kadar naifti. (Günay, “Türk

erkeği!” diyordu, “KonduramamıĢtır. Yakın geldiği durumlarda

derhal kendine unutturmuĢtur!”) Zaten bedelini öylesine ağır,

öylesine orantısız bir biçimde ödedi ki, sadece Diana -ve tabii Da-

vid- değil, hepimiz suçlandık.

Ama, önce Diana‟nın dönüĢümünü anlatmalıyım.

Page 342: ALFA DA - okumedya.com · ALFA DA . ALEV ALATLI KÜLLĠYATI. Schrödinger‟in Kedisi [Kâbus] Schrödinger‟in Kedisi [Rüya] Viva La Muerte! • YaĢasın Ölüm „Nuke‟ Türkiye!

II

Diana‟daki değiĢikliği hızla fark edebilecek konumda değildik,

çünkü o dönemde hayatımızdaki rolü henüz sınırlıydı ve açıkçası

en son ne zaman görüĢtüğümüzü bile çıkaramadığımız zamanlar

oluyordu. Ayrıca, Günay‟ın çok meĢgul olduğu günlerdi, ben ken-

dimle uğraĢıyordum, David‟in projesi de onlara sıkça uğramamı

gerektiren aĢamayı geçmiĢti.

Derken, mart baĢlarında bir gün Diana telefon etti, Günay‟la

önemli bir konu hakkında konuĢmak istediğini söyledi, randevu

istedi. ġimdi, bu ĢaĢırtıcıydı, çünkü telefon o zamana kadar gün-

demde olmayan bir resmiyet içeriyordu. Günay‟a söylediğimde, o

da ĢaĢırdı, “Ne oluyor? Gelsin iĢte!” dedi.

Geldi.

Ve değiĢikliği ikimiz de hemen fark ettik. Bir kere, yüzünde

alıĢık olduğumuz meraklı, hatta safça diyebileceğim ifade gitmiĢ,

„profesyonel‟ diye tanımlayabileceğim bir ketumiyet gelmiĢti. Sa-

bırsız, hatta asabi bir hali vardı. Giysileri, epey bir zamandır gör-

Page 343: ALFA DA - okumedya.com · ALFA DA . ALEV ALATLI KÜLLĠYATI. Schrödinger‟in Kedisi [Kâbus] Schrödinger‟in Kedisi [Rüya] Viva La Muerte! • YaĢasın Ölüm „Nuke‟ Türkiye!

mediğimiz kadar renkli ve alengirli‟ydi. Âdeti hilafına, içki değil,

kahve istediğini söyledi ve hemen konuya girdi.

“Günay Hanım, size o filme iliĢkin kararımı değiĢtirdiğimi söy-

lemek için geldim. Üzgünüm.”

Öylesine ciddi bir ses tonuyla konuĢmuĢtu ki, o anda mayda-

noz bahçesini gözden geçiren Günay, anlamadı,

“Ne Ģimdi, ne Ģimdi?”

“O filmi yapmak istediğimi sanmıyorum.”

“Good!” ĠĢine döndü.

Tuhaf bir hava esti. Diana‟nın daha fazla bir Ģeyler söylemek

istediği ortadaydı. Bunu Günay‟ın da bildiğini, ama kadının ya-

ratmaya çalıĢtığı havadan hoĢlanmadığı için böyle davrandığını

hissettim. Kayaya çarptığını Diana da anlamıĢ olmalıydı ki,

“Bak, haĢin davranmak istememiĢtim,” diye özür diledi, “Ama

bilmen gerektiğini düĢündüm.”

Rodoplu‟nun tavrını sürdürüp kadının kendisini incittiğini

düĢünmesine neden olmakla, filmin akıbetine üzülmüĢ görünmek

arasında gidip geldiği görebiliyordum.

(Bu arada, size film meselesini hatırlatmalıyım. Diana Pavlo-

viç‟in Rodoplu‟ya ilk geliĢi, Türkiye‟de geçecek bir filmin senaryo-

sunu sipariĢ etmek içindi. Bize, bir Hollywood prodüktörü oldu-

ğunu söylemiĢti, bıraktığı kartvizitte de öyle yazıyordu. Yalan de-

ğildi, ama zaman içinde, Hollywood‟da insanların tek bir film

çekmek için çok ortaklı Ģirketler kurduklarını, filmin bitimiyle bir-

likte bu Ģirketlerin de lağvedildiklerini öğrendik. Diana‟nınki gibi

yüzlerce Ģirket vardı. ĠĢ yapacağını düĢündüğü projesi olan birkaç

kiĢi bir araya geliyor, hemen bir ortaklık kuruyor ve finansman

aramaya baĢlıyorlardı. Rodoplu‟ya göre önerdiği proje, Bayan Pav-

loviç‟in ilk projesi değildi, hayır. Ama, ilk uzun metraj projesiydi.

Bundan önceki iĢlerinin daha çok dokü-drama dedikleri, yarı

dramatik belgeseller olduğunu öğrenmiĢtik. Her neyse, Günay‟a

geldiği -daha doğrusu benim Dergâh‟ta karĢılaĢıp da getirdiğim- o

gün Tülin de vardı! Hollywood‟un dıĢında, „paragöz Musevi pro-

Page 344: ALFA DA - okumedya.com · ALFA DA . ALEV ALATLI KÜLLĠYATI. Schrödinger‟in Kedisi [Kâbus] Schrödinger‟in Kedisi [Rüya] Viva La Muerte! • YaĢasın Ölüm „Nuke‟ Türkiye!

düktörlerden uzak‟, aynen bu kelimeleri kullanmıĢtı, bir ikinci

„yapımcılar halkası‟ oluĢturmaya çalıĢtıklarını anlatmıĢtı. Bu ikin-

ci halka, gittikçe daha da kötüleĢen Amerikan filmlerine alternatif

filmler üretecek, Musevi sermayesine boyun eğmeyen Avrupalı ya

da Avrupa‟ya yerleĢmiĢ yönetmenlerle ve tabii Rodoplu gibi yerli

senaristlerle çalıĢacaktı. Diana‟nın Ģirketi, bu halkanın Türkiye

ucunu oluĢturacaktı. Ne ki, önerdiği ilk proje bu anlattıklarıyla

çakıĢmıyordu. ġöyle ki, projesi Türkiye‟nin güzelliklerini sergile-

meyi hedefliyordu ki, buraya kadar Rodoplu‟nun bir itirazı yoktu

ancak filmin pazarlanabilir olması için Humeyni rejiminden ka-

çan Ġranlılar konu edilecekti ve Rodoplu‟nun burada itirazı bile

değil, düpedüz reddi ile karĢılaĢtı. Diana, „fanatik‟ Ġslâm‟dan -ne

demekse!- kaçan Ġranlıların, Türkiye üzerinden Amerika‟ya göç

ederken baĢlarına gelenler, ihanetler, entrikalar vs. vs.‟nin çok

heyecan verici olacağını söylüyordu. Bu arada, Ġran sarayından bir

kadının da, Ġncirlik Üssü‟nde bir Amerikalı pilot ile aĢk macerası

vardı.

Günay, “Bak, Diana, sana Ġran senaryosu yazmam,” diye kesip

atmıĢtı, “Önyargıları perçinleyecek film yapmam. Hele de,

Hollywood bugüne kadar tek bir Filistin filmi yapmazken, Venessa

Redgrave‟i Filistinlilere arka çıktı diye aforoz ederken. Yapmam,

çünkü senin ülkende, „ba‟sü badel mevt‟ çadırlarında Baptistlerin

Ġsa‟nın çilesini anımsatsın diye koyunları çarmıha gerenleri, değ-

me cerrahiye taĢ çıkaracak zikir seanslarında „Biz evliya olduk,‟

diye haykırarak, kendilerini yerden yere atanları gördüm ben. Hal

buyken, sırtını zincirle döven Ġranlıyı afiĢe etmem.”

Bu iĢ böylece bitti, ama Diana, Türkiye‟den ille de bir film çı-

karmak istiyordu. Bunun üzerine, Günay ona Selahattin Eyyubi‟yi

tanıttı. Size, Eyyubi‟nin, Günay‟ın „Ata Ruhları‟ndan birisi oldu-

ğunu düĢündüğümü söylemiĢtim. Öyle düĢünüyordum -hâlâ da

öyle düĢünüyorum- çünkü insanlık tarihinde, yüreğin, inancın,

kiĢinin kendisini aĢan disiplinin, „ifadesini bu kez Ġslâm‟da bulan

biyofilyanın, ölü-sevici dayatmanın üstesinden geldiği‟ bir ikinci

olay olmadığını söylerdi. Eyyubi, Aslan Yürekli Richard‟ın, Akra‟da

baĢlarını uçurduğu iki bin beĢ yüz Müslüman‟ın katlinin kendisini

biçimlendirmesine, Kudüs‟ten intikam almaya zorlamasına izin

Page 345: ALFA DA - okumedya.com · ALFA DA . ALEV ALATLI KÜLLĠYATI. Schrödinger‟in Kedisi [Kâbus] Schrödinger‟in Kedisi [Rüya] Viva La Muerte! • YaĢasın Ölüm „Nuke‟ Türkiye!

vermemiĢti. Rodoplu, adamın onca gücüne, Allah‟ın evini kur-

tarmak gibi yücelerin yücesi amacına rağmen, kendisini zapt ede-

bilmiĢ, amacın aracı meĢru kıldığı safsatasına kapılmamıĢ olması-

nı, „insanlığa örnek‟ diye nitelendiriyordu. Ve hayatı boyunca, tüm

eylemlerinde, „örnek‟ olanları ölçüt aldı.

Rodoplu, Eyyubi‟yi, Diana‟ya öyle uzun, öyle ayrıntılı anlattı ki,

kadın ikna oldu. Filmin adını bile belirlediler: YaĢ YaraĢır Eyyu-

bi‟ye! Söylediğim gibi, Sofokles‟in, Elektra‟sının, Eugene O‟Neill

uyarlamasına öykünmüĢlerdi. Mekân bakmak, daha doğrusu, fil-

min havasına girebilmek için Ümraniye taraflarına gittikleri gün

de, ġafak Özden‟in Diana‟ya saldırması olayı olmuĢtu. Diana‟nın

vazgeçtiğini ilân etmek için geldiği gün, mesele bu safhadaydı.)

Dediğim gibi, Rodoplu‟nun tavrını sürdürüp kadının kendisini

incittiğini düĢünmesine neden olmakla, filmin akıbetine üzülmüĢ

görünmek arasında gidip geldiğini görebiliyordum. Nihayet, elin-

deki makası bıraktı (balkondaki fidanlarını buduyordu) Diana‟ya

döndü,

“Nedir, Diana?” diye sordu, “KonuĢmak mı istiyorsun, yoksa

ne?”

“Well, Eyyubi‟nin önemli olmadığını düĢünüyorum.”

Günay, sen bilirsin, diye italik‟ledi, ama Diana‟nın esas mese-

lesinin Eyyubi‟den öte bir Ģey olduğu ortaya çıktı,

“Kimsenin önemli olduğuna inanmıyorum!”

Rodoplu‟ya baktım, hiç etkilenmemiĢ gibiydi,

“Vahiy mi geldi?” diye sordu, banyoya, ellerini yıkamaya yö-

neldi.

“Böyle yaptığın zaman senden nefret ediyorum!” diye arka-

sından bağırdı Diana. Bana döndü, “Böyle yaptığı zaman ondan

nefret etmiyor musun? Ġnsanın yüzüne vuruveriyor!”

Ne demek istediğini anlamıĢtım,

Page 346: ALFA DA - okumedya.com · ALFA DA . ALEV ALATLI KÜLLĠYATI. Schrödinger‟in Kedisi [Kâbus] Schrödinger‟in Kedisi [Rüya] Viva La Muerte! • YaĢasın Ölüm „Nuke‟ Türkiye!

“Bak, Günay hayatını bu filme adamıĢ değil. Bunu sen de bili-

yorsun.”

“Evet, biliyorum,” dedi, fısıldar gibi. Bir anda dağılmıĢ gibiydi,

eldivenlerini çıkarmaya baĢlamasını konuĢma istemine bağladım.

“Neyin var, Diana? Her Ģey yolunda mı?”

“No! Yes. Yes and no! Oh, fuck!” Rodoplu‟nun kapıda belirdi-

ğini gördü,

“Affedersin,” dedi, “Senin önünde sövmeyecektim.”

“Hayır, sövmeyecektin,” dedi Günay, otururken, “ġimdi, anlat

bakalım, Eyyubi neden önemsizmiĢ?”

Önceden provasını yapmıĢçasına, bir nefeste cevapladı Diana,

“Eyyubi kendisi için önemsiz değil, benim için imkânsız! Gü-

nay Hanım, bak, ben peygamberlik peĢinde değilim. Sonsuza yer-

leĢmek de istemiyorum, yeryüzünü ve gökyüzünü kucaklamak pe-

Ģinde de değilim. Ġnsanoğlu için öngörülen övgü bana yetiyor. Sa-

dece bunun peĢindeyim. Ölümlü ben için, ölümlü zaferler. Hepsi

bu.”

Günay‟a baktım, alıntı yapıyor, dedi.

“Bunu her zaman yapar mısın? Her zaman alıntı yapar mı-

sın?”

“Damn you, Günay Hanım!”*

“Bulanık suda balık avladım,” diye gülümsedi Günay, “Emin

değildim. Ama alıntı yaptığını hissettim.”

“Petrarca,” dedi Diana, az önceki tafrası tamamen kaybolmuĢ-

tu, “St. Augustine‟le diyalog.”

“Anladım.”

* “Allah belanı versin.” (y.n)

Page 347: ALFA DA - okumedya.com · ALFA DA . ALEV ALATLI KÜLLĠYATI. Schrödinger‟in Kedisi [Kâbus] Schrödinger‟in Kedisi [Rüya] Viva La Muerte! • YaĢasın Ölüm „Nuke‟ Türkiye!

“Bunu her zaman yaparım. David‟le ilk tanıĢtığımız gün de

yapmıĢtım. Çok ünlüydü, biliyorsunuz, dikkatini çekmek istiyor-

dum. Çektim de.”

“Bu, beni de etkilemek istediğin anlamına geliyorsa, sana te-

Ģekkür etmeliyim. Sanırım.”

Diana, sitemi duymamayı tercih etti,

“Bak, ben ciddiyim! Ġnsan için öngörülen övgü bana yetiyor.

Ölümlü ben için ölümlü bir zaferden baĢka bir Ģey istemiyorum.”

“Ġyi ya. Kendine yeni bir senarist bulacaksın.”

“Zaten senin senaryonun ölümsüz olacağını kim söylüyor?”

diye patladı, Diana, “Bunun garantisi yok ki! Onlarca senaryo

yazmıĢ da çok baĢarılı olmuĢ değilsin!”

Rodoplu, duraladı, yumruğunu çenesine ne söyleyeceğini dü-

ĢünüyormuĢ gibi dayadı; olmadı, kollarını kavuĢturdu,

“Öfkeni yorumlayamıyorum, Diana,” dedi nihayet, “„Ölümsüz-

lük‟ kavramını bir film senaryosuna iliĢkin olarak düĢünebilecek

donanımım da yok. Bütün söylediğim, eğer bir senaryo yazmak

zahmetine giriĢeceksem, bunun benim vicdanımı rencide etme-

yecek bir konuda olması gerektiği idi. Hepsi bu.”

Ama, Diana bitirmeyecekti,

“Senin vicdanın neye yarıyor? Hangimizin vicdanı neye yarı-

yor? Vicdan dediğin, daracık odalarında bütün gün sıkıntıdan pat-

layan birtakım aklı evvellerin uydurdukları bir, bir... düzenleme!”

Günay‟a baktım, ikimiz birden italik‟ledik, işte geliyor!

“Lütfen beni bağıĢla, ama seni aptal buluyorum.” Bana döndü,

“Evet, aptal!” diye perçinledi, tekrar Günay‟a döndü, “Bana, en

son ne zaman ormanın derinliklerinin hazzını hissettiğini söyle-

yebilir misin? Kesek kaplı bir kümbete en son ne zaman uzandın?

Çakılların üstüne mırıldanan pınarın sesini dinledin? Ne zaman

yüksekçe bir kayaya oturup, ayağının altında uzanan ovaları sey-

Page 348: ALFA DA - okumedya.com · ALFA DA . ALEV ALATLI KÜLLĠYATI. Schrödinger‟in Kedisi [Kâbus] Schrödinger‟in Kedisi [Rüya] Viva La Muerte! • YaĢasın Ölüm „Nuke‟ Türkiye!

rettin? Kızgın güneĢi kesen ağaçların altında leziz bir uykuya dal-

dın?”

“Benden mi, kendinden mi bahsediyorsun, Diana? Bu yakın-

maların yazarı hangimiz?”

“Fark eder mi?”

Akıllı cevap!

“Kementin boynuna geçtiğinin farkına varmayan bir yaban atı

gibisin. Çok hızlı koĢuyorsun ama arkandan gelenler yaklaĢıyorlar.

Az sonra ip kısalacak, düğüm sıkılacak ve devrileceksin!”

“Desene, baĢım tahmin ettiğimden de belada!” dedi Günay.

Gülümsüyordu, ama sarsılmıĢ olduğunu görebiliyordum.

“Senin doğayı mütalaa etmeye cesaretin yok, Günay Hanım!”

diye sürdürdü Diana, “Çünkü çok iyi biliyorsun ki, eğer düĢünme-

ye baĢlarsan her Ģeyini kaybedeceksin. Bedeninden nefret ettiğine

bile bahse girerim!”

Küçümser bir tavırla etrafına bakındı,

“Burada, kendine bir koza örmüĢsün, gerçek dünyanın üstünü

örtüyorsun! Ġsa Mesih! Türkiye bile senin bana anlattığın Türkiye

değil!” Yine bana döndü, “Bak, Mehmet Bey, bu Hanımefendi,

David‟den farklı değil! Ġkisi de kendi düzenledikleri dünyalarda

yaĢıyorlar. Beni üzen, Günay‟ın zincirlerle bağlı olması!”

“Nasıl zincirler?” (Bu bendim!)

“AĢk ve onur!” dedi, Diana. Devam edecekken Rodoplu araya

girdi,

“Bu da St. Augustine, sanırım?”

“Hadi! Öyle olsa ne çıkar?”

YandaĢ edinmek ister gibiydi, bana anlatıyordu,

“ġafak denilen bu adama duyduğu aĢk gözlerini kör etmiĢ!

ġimdi, tabiatın sırf Günay Hanım için „özel‟ bir erkek yarattığını

düĢünebiliyor musun? DüĢüncesi bile komik! Ama, bu akıllı ha-

Page 349: ALFA DA - okumedya.com · ALFA DA . ALEV ALATLI KÜLLĠYATI. Schrödinger‟in Kedisi [Kâbus] Schrödinger‟in Kedisi [Rüya] Viva La Muerte! • YaĢasın Ölüm „Nuke‟ Türkiye!

nım, bacağına takılan prangayı bir hazine sanıyor! Sen de bunun

acıklı olduğunu düĢünmüyor musun?”

Ne diyeceğimi bilemediğimi, bilemediğim için de Günay‟ı düĢ

kırıklığına (her zamanki gibi!) uğrattığımı hissettiğimi itiraf etme-

liyim. Ama, beni anlamalısınız: Bir gün önce Tülin‟den, Onur Oflu

denilen adamın sahtekârlığını dinlemiĢtim. Hatırlayacaksınız, ġa-

fak Özden‟in has adamının, Günay‟ın da üyesi olduğu S.S. Etem

Ağa Kooperatifini SHP üyelerinden oluĢan dandik listelerle kur-

duğu ortaya çıkmıĢ, Tülin deliye dönmüĢtü. O gün Günay‟da ol-

mamın nedeni de, adamı nasıl durduracağımızı kararlaĢtırmak

içindi. Pislik diz boyuydu ve Diana, “aĢk ve onur” derken, Rodop-

lu, “Petrarca, St. Augustine” diye cevap veriyordu! Allahü Ekber!

Günay‟a baktım, yüzünde belli belirsiz bir gülümseme, taĢ gibi

duruyordu.

“Ve tabii diğer zincir de, Türkiye!” diye sürdürdü, “Günay

Hanım için, Türkiye eĢittir onur! Ben Amerikalıyım, benim, Birle-

Ģik Devletler‟in geçmiĢinden ve geleceğinden sorumlu olduğumu

düĢünebiliyor musun? Kendini ne zannediyor? Yani, sanki Türki-

ye‟nin umurundaydı!” Günay‟a döndü,

“Seni Arnavutköy‟de kimsenin tanımadığını söylemiĢ miydim?

Yakında, devasa bir baĢ ve çürük bir bedenden oluĢan bir yaratığa

dönüĢeceksin, kim için? Kimin umurunda olacaksın?” Bir an du-

raladı, sonra dramatik bir tavırla baĢladı,

“Sön, sön kısa mum!

Hayat yürüyen bir gölgeden başka bir şey değil;

Sahnede olduğu saatte kâh kurumlanan kâh şaşkınlaşan

Ve az sonra adı anılmayacak olan, kötü bir oyuncudan başka

bir şey değil.

Hayat bir budalanın anlattığı,

Ses ve şiddet dolu, ama hiçbir anlamı olmayan bir masal!”

“Ah, Günay Hanım,” diye sürdürdü,

ama ölmek ve bilmediğimiz bir yere gitmek,

Soğuk bir halde yatmak ve çürümek;

Makul ve heyecan verici düĢüncelerin

Page 350: ALFA DA - okumedya.com · ALFA DA . ALEV ALATLI KÜLLĠYATI. Schrödinger‟in Kedisi [Kâbus] Schrödinger‟in Kedisi [Rüya] Viva La Muerte! • YaĢasın Ölüm „Nuke‟ Türkiye!

Kan hamuruna dönüĢmesi; hazla kanatlanan ruhun

AteĢ sellerinde yıkanması ya da kalın omurgalı buzulların

Dondurucu dünyasında yaĢaması

Manzarasız rüzgârlara hapsolmak

Askıdaki bu dünyanın Ģurasına burasına

Bitmez tükenmez Ģiddetle savrulmak

... Bütün bunlar çok korkunç!

Sinekler haĢarı oğlanlara neyse,

Biz de tanrılara öyleyiz.

Salt spor olsun diye öldürürler bizi.”

Rodoplu‟ya bakıĢımı yakaladı,

“Nasılsa bileceksin, bari ben söyleyeyim, Shakespeare‟di. Sha-

kespeare‟i sever misin?”

“Bin dereden su getirdiğini, söylemek istediğini henüz söyle-

mediğini düĢünüyorum. Niye?”

“Sahi, öyle mi düĢünüyorsun?”

“Evet. Nedir, Diana? Ne oldu? Niye sakinleĢip anlatmıyor-

sun?”

Diana bir bana, bir Günay‟a baktı,

“Yes, Mommy!”

“Ahhh, sıkıldım,” dedi Günay, yerinden kalkacakmıĢ gibiydi,

“Sabrımı zorluyorsun!”

Rodoplu‟yu oturmaya zorlar gibi hareket yaptı,

“Affedersin. Çok affedersin!” Bana döndü, “Bir içki alabilir

miyim?” Dizlerini kanepenin üstüne çekti, topladı, tanıdık haline

döndü,

“Bizde olduğun son gece, siz gittikten sonra...” diye baĢladı ve

David‟le konuĢmalarını anlattı.

Sesi giderek boğuldu, sonuna doğru, inceden inceden ağlıyor-

du.

Page 351: ALFA DA - okumedya.com · ALFA DA . ALEV ALATLI KÜLLĠYATI. Schrödinger‟in Kedisi [Kâbus] Schrödinger‟in Kedisi [Rüya] Viva La Muerte! • YaĢasın Ölüm „Nuke‟ Türkiye!

Günay, yerinden kalktı, yanına oturdu, sarıldı. Bebek sallar gi-

bi sallamaya baĢladı. Diana‟nın kocaman bedeninin Rodoplu‟nun

kolları arasında küçüldüğünü fark ettim. Çok garip olduğunu dü-

Ģündüm.

“Hadi, canım!” diyordu, Rodoplu, “Olaya bir de Ģöyle bak. Da-

vid gibi bilim adamları bizlerden daha iyi ya da kötü değiller. Bü-

yük meselelerle uğraĢmak insanları büyütmediği gibi, küçük me-

selelerle uğraĢanlar alçakgönüllü olacaklar diye bir Ģey de yok!

Hepimiz aynı gemideyiz; hayata anlam vermeye çalıĢıyoruz. Ġlk

geldiğin zaman söylediğinde haksız değildin David gibi, ben de

kendi yorumumu yaptım, kendi kurallarımı koydum. O doğrultu-

da yaĢamaya çalıĢıyorum. Ne kadar kendini beğenmiĢ, ne kadar

ukala olabiliyorum, değil mi? Buna nefis müdafaası diye bakabilir-

sin. Rabin Pavloviç‟in oğlu, kendisini koruyor ki, hayatta kalabil-

sin! Ama, senin kırıldığına üzüldüm. Daha dürüst olabilirdi.”

“Kudüs‟e gittim,” dedi Diana, boğuk boğuk, baĢını Rodop-

lu‟nun göğsüne gömdüğü yerden kaldırmadan.

“Yok canım! Ne zaman!”

“Ġki gün önce geldim!”

Rodoplu, havayı yumuĢatmaya karar vermiĢti,

“Peki, söyle bakalım, sizde hacı olanlara ne denir? Kutlar mı-

sınız?” diye sordu gülerek,

“Gerek yok!” dedi, Diana, doğrulurken, yanaklarındaki yaĢları

sildi,

“ĠĢe yaramadı!”

Anlamaya çalıĢtığımızı gördü,

“Parçalarımı toplamak için gittim ama kalanı da orada bırak-

tım, geldim.” Gülümsemeye çalıĢtı.

“Tam ne zaman gittin?”

Page 352: ALFA DA - okumedya.com · ALFA DA . ALEV ALATLI KÜLLĠYATI. Schrödinger‟in Kedisi [Kâbus] Schrödinger‟in Kedisi [Rüya] Viva La Muerte! • YaĢasın Ölüm „Nuke‟ Türkiye!

“David‟in ihanetinden iki gün sonra. Bir de Kudüs‟ü denemek

istedim. Olmadı. Mesih paslanmıĢ, anlıyor musun? Ha tikua diye-

rek gittim, hurda ile döndüm.”

“Ha tikua da ne?

“Bir Yahudi ilahisi,” dedi Diana, “Umut demek.”

Page 353: ALFA DA - okumedya.com · ALFA DA . ALEV ALATLI KÜLLĠYATI. Schrödinger‟in Kedisi [Kâbus] Schrödinger‟in Kedisi [Rüya] Viva La Muerte! • YaĢasın Ölüm „Nuke‟ Türkiye!

III

Diana‟nın “Kudüs”ü, “Orient‟inden farklı değildi,

“Sıcak, ıslak, baygın, parfümlü, ipekli, baharatlı, mücevherli,

halılı, koyu sarı, al kırmızı, mavi, siyah! Kafamın gerisinde, kafta-

nı, takkesi ve Ģakağından sarkan lüleleri ile kayınpederim, Rabin

Levi!

But, no! Gördüğüm ilk manzaralardan birisi, kaldırımda ner-

deyse aĢk yapan „teenager‟lardı!* Kızın üstünde tiĢört, genç adam

blucinli. Sonra da, Ġsrail‟de evlenmemiĢ annelerin sayısının çok

arttığını duyuyorum. Oryantal Yahudiler, Amerikalı Yahudilerden

nefret ediyorlar, Günay Hanım. Toplumun ahlâkını BirleĢik Dev-

letlerden göçenler bozmuĢlarmıĢ. Yüz dokuz ülkeden Yahudi gel-

miĢ. ġimdi, buna ne diyeceksin: Doğulu Yahudiler, Batılı Yahudi-

lerle kavga halinde.”

“EĢkenazlarla, Sefardimler mi demek istiyorsun?”

* 13-19 yaĢ arası gençler. (y.n)

Page 354: ALFA DA - okumedya.com · ALFA DA . ALEV ALATLI KÜLLĠYATI. Schrödinger‟in Kedisi [Kâbus] Schrödinger‟in Kedisi [Rüya] Viva La Muerte! • YaĢasın Ölüm „Nuke‟ Türkiye!

“EĢkenazlar ve Sefardim dedikleri geri kalanlar! Amerikan ve

Alman Yahudileri, Türk, Rus, Yemenli, HabeĢ, bütün Doğulu Ya-

hudilere karĢı! Ve ırk ayrımı var! DüĢünebiliyor musun? Zavallı

Rabin Pavloviç! Zavallı kayınpederim! Zavallı David! David‟in

„60‟larda, Alabama‟da ayrılıkçılığa karĢı Martin Luther King için

çalıĢtığını biliyor muydun?”

1969 yılında Ġsrail‟e göçen Amerikan zencilerinin anayasa

Mahkemesi‟nin bir kararı ile sınırdıĢı edildiklerini anlattı,

“Onca yıldan sonra, mahkeme sahici „Yahudi‟ olmadıklarına

karar vermiĢ, iyi mi? Bunların üçte biri de Ġsrail‟de doğmuĢ ço-

cuklar! Amerikan vatandaĢlığından gönüllü ayrıldıkları için. Birle-

Ģik Devletlere gidemiyorlar. Gidecekleri yer yok, anlıyor musun?

Bir yer bulunana kadar „idari gözaltı‟ndalar. Bu, hapishane de-

mek!”

“Uluslararası kanunlara göre, gidecekleri yer yoksa insanları

sınırdıĢı edemezsiniz” dedi Günay, “Peki, ne yapacaklarmıĢ?”

“Bunu ben de sordum, „Uyguladığımız prosedürü açıklayama-

yız,‟ dediler. Belki de, hepsini Kızıldeniz‟de boğuyorlardır!”

“Aman, Diana!” Günay‟ın ürperdiğini görebiliyordum.

“Affedersin! Irk ayrımına uğrayanlar sadece Amerikan zenci-

leri de değil. HabeĢler de var. Hikâye Ģöyle: Geçen yıl, BirleĢik

Devletlerle Ġsrail hükümeti, Sudan‟da bulunan üç bin HabeĢ Ya-

hudi‟sini kurtarmak için CIA ile ortak bir harekât düzenlemiĢ:

„Musa Tatbikatı‟ diyorlar. Operasyon açığa çıkınca, yarıda bırak-

mıĢlar. Yüzlerce karaderili Sudan çöllerinde susuzluktan telef ol-

muĢ, Beyaz olsalardı böyle olmayacaktı.”

BaĢka Ģeyler de vardı. Diana‟nın orada olduğu günlerde za-

manın ĠçiĢleri Bakanı Ġshak Perez, Yahudiliğe baĢka dinlerden

dönenlerin nüfus kâğıtlarına dönme olduklarını belirten bir kayıt

konsun istemiĢti.

“Bu da bir baĢka ayrımcılık,” dedi Diana, “Ortodoks Yahudiler,

kayıt düĢülsün istiyorlar ki, Ġsrail yurttaĢlarını seçebilsinler! Re-

Page 355: ALFA DA - okumedya.com · ALFA DA . ALEV ALATLI KÜLLĠYATI. Schrödinger‟in Kedisi [Kâbus] Schrödinger‟in Kedisi [Rüya] Viva La Muerte! • YaĢasın Ölüm „Nuke‟ Türkiye!

formist Yahudiler, bunu bir zamanlar Nazilerin Yahudilere taktık-

ları sarı yıldızlara benzetiyorlar, „hayır‟ diyorlar.”

“Ama Filistinlilere sarı kol bantları takıyorlar, değil mi?”

“Evet,” dedi Diana. Filistinlilerin durumlarını yeterince bilmi-

yor olmanın eksikliğini hissettiğini biliyordu. Konuyu bu nedenle

değiĢtirmiĢ olmalı,

“Hahamlar çok etkili, Günay Hanım,” diye sürdürdü, “Onlara

kıyasla ihtiyar Giritli sütten çıkmıĢ kaĢık kadar masum! Ünlü bir

hastaneleri var, Hadassa. Bilirsiniz. Orada bir kalp transplantas-

yonu yapılacaktı.”

“Bir gün TIME‟da, ertesi gün Tel Aviv‟de, öyle değil mi?”

“Oh, tamam, sizin kalp transplantasyonları hakkında ne dü-

Ģündüğünüzü biliyorum! Ama daha ilginç olanı, operasyonun ya-

pılabilmesi için Hahamlar Konseyi‟nin onayının alınması gerekli-

liği! Sadece bunda da değil, kürtajdan otopsiye, sebt tatilinden

belediye otobüslerinin tarifesine kadar, her Ģeyde, bu Konsey‟in

onayının alınması gerekiyor. Tanrı‟nın belası bir teokrasi! Anlıyor

musunuz? Senin, „bir gün TIME‟da, ertesi gün Tel Aviv‟de sözüne

gelince; orada haklı olduğun bir nokta var. BirleĢik Devletler‟le

yarıĢır gibiler. Bana, fizikte BirleĢik Devletler kadar iyi olduklarını

söylediler. Yıldızlar SavaĢı projesinde Amerikan hükümeti ile or-

tak çalıĢıyorlarmıĢ. Eminim, atom bombaları da var!”

“Zo! Onlar, Einstein‟ın torunları!”

“Evet! Ne kadar korkunç değil mi?”

Anlatırken yakaladığı canlılığı bir an içinde kaybetmesini göz-

lemledim. Aklına hemen o sırada gelen bir düĢünceyle soluvermiĢ

gibi oldu,

“Rabin Levi, bana „IĢık, sigara ateĢinin lamba yerine geçtiği

karanlıklardan gelecek,‟ demiĢti,” diye fısıldadı, “Bizim teknoloji-

mizi önünde sonunda fethedecek olan Orient, yaĢamın gizlerini

ve ruhu, neon tüplerinin aydınlığı ile boğmayacak. Söyle bana

Günay Hanım, Kudüs‟ten daha Orient neresi olabilir?”

Page 356: ALFA DA - okumedya.com · ALFA DA . ALEV ALATLI KÜLLĠYATI. Schrödinger‟in Kedisi [Kâbus] Schrödinger‟in Kedisi [Rüya] Viva La Muerte! • YaĢasın Ölüm „Nuke‟ Türkiye!

“Kudüs‟ün „El Kuds‟ olduğu bir zaman olmuĢ olmalı,” diye ce-

vap verdi, Günay, ama pek de emin olmadığını hissedebiliyordum.

“Ne demek istiyorsun?”

Bizim, Ģehre “Jerusalem” değil, “Kudüs” dediğimizi, “Ku-

düs‟ün, “kutsal” anlamında, Arapça “El Kuds”tan geldiğini açıkla-

dım,

“Yani Boston Ģehrinin Türkçe adı, „Yeni Kudüs‟ olduğuna gö-

re, sen de Kudüslü sayılırsın!”

Doğrusu, pek yavan bir espriydi, hanımlar yüzüme bakmakla

yetindiler.

“Kudüs, bir baĢka mesele,” dedi Diana, “Tel Aviv‟den ne bek-

lediğimi bilmiyordum. Belki daha varlıklı, daha gösteriĢli bir Ģehir,

daha Doğulu, daha Ġstanbul gibi bir Ģehir. Ama hayır; palmiyeler

hariç, Ankara ile yetinmek zorunda kaldım. Aynı haĢin yüzlü bina-

lar: SavaĢ gemisi grisi ve dökülen sıvalar. Bir farklılık daha: Pa-

ris‟teki gibi kaldırım kafeteryaları ama Amerikan “fast-food”!

McDonald‟s bile oradaydı; düĢünebiliyor musun? Ama burada ol-

duğu gibi, elektrikler sık sık kesiliyor; otelde çekmecede mumlar.

Zo! Tel Aviv‟de sıla hasreti çekmedim! Ama Kudüs‟te çektim! Ku-

düs bir baĢkasıyla evli sevgili gibiydi. Bir türlü yüreğinden atama-

dığın, ama murdar olduğu için son tahlilde istemediğin.”

Doğru kelimeleri bulmak ister gibi düĢündü,

“Kudüs, Tel Aviv‟den bir buçuk saat süren bir bombardıman

ötede,” dedi, “Yani propaganda bombardımanı! Kudüs‟e bir turist

kafilesiyle birlikte gittim, biliyor musunuz? Ġki Amerikalı çift, iki

Hollandalı çift, bir Ġsveçli çift, BirleĢmiĢ Milletler Kıbrıs BarıĢ Gü-

cü‟nden beĢ Ġngiliz askeri. Rehber, uzun boylu, sarıĢın bir adam,

Gray Cooper‟ın Ġsrail versiyonu. Kovboy Ģapkası bile var, düĢüne-

biliyor musunuz?”

“Ġyi ki Rabin Levi görmedi,” dedi Rodoplu, sahici bir duygu-

daĢlıkla.

“Değil mi? Eğer o adam Sitra Achra‟dan değildiyse, kim Sitra

Achra‟dandı, asla bilemeyeceğim! Otobüse girdiğimiz anda ko-

Page 357: ALFA DA - okumedya.com · ALFA DA . ALEV ALATLI KÜLLĠYATI. Schrödinger‟in Kedisi [Kâbus] Schrödinger‟in Kedisi [Rüya] Viva La Muerte! • YaĢasın Ölüm „Nuke‟ Türkiye!

nuĢmaya baĢladı ki, safi politika. Örneğin, Ġsrail tarihini anlatır-

ken ilk cümlelerinden birisi, „Romalılar geldikleri zaman, Ġsrail‟in

adını değiĢtirdiler. Filistin dediler, çünkü orada yaĢayanların isim-

leri buydu.‟ Sizin ikinize bu cümle bir Ģey ifade etmeyebilir, ama

kayınpederim bana cemaatinin Ġsrail‟e neden göç etmemesi ge-

rektiğini anlatırken, „Siyonist goyimler kutsal toprakların adını

bile değiĢtirdiler,‟ demiĢti. Zo! Ben biliyorum ki „Filistin‟ adı, Si-

yonist jargonda yasaklandığı için böyle Gary Cooper gibi konuĢu-

yor! ġimdi, bu hastalıklıydı! Sonra, dilenmeye baĢladı: „BağıĢları-

nız sayesinde altmıĢ beĢ yılda, yüz elli milyon ağaç diktik. Bunlar-

dan altı milyonu, Nazilerin öldürdükleri altı milyonun anısına,

bla, bla, bla ve sonunda,

„YeĢilleri yollamaya devam edin ki, Ģu çıplak tepeleri de yeĢil-

leyelim!‟ Oysa, sizin Bolu‟ya benzer bir yere yaklaĢıyorduk,

„Dostlarım,‟ dedi, en Grant old Opry* sesini kullanarak -ne

demek istediğimi biliyorsun, değil mi, Günay Hanım?-,

„Burada biraz dinleneceğiz. ĠĢemek isteyenler, lütfen burada

iĢesinler; Kudüs‟teki tuvaletler pek temiz değildir!‟ ġimdi, bu

„kutsal‟ sayılmaz, değil mi?”

KuĢkusuz değildi!

“Bundan sonra da, bildik satıĢlar geldi, fush-button** Ġsrail ta-

rih seti, saydamlar ve diğerleri.

„Evinize döndüğünüzde, kutsal toprakların tarihini komĢula-

rınıza anlatabilirsiniz. Bizlerin yaĢında insanlar, gördüklerini ça-

buk unutur, değil mi?‟

Herhangi bir eski otomobil satıcısı kadar çok konuĢuyordu,

ondan daha inandırıcı değildi Günay Hanım! SatıĢ yapılan yer de,

herhangi bir Amerikan drugstore‟undan farklı değildi! Rock‟n roll

ve duvarlarda Elvis Presley posterleri. Ve biz Kudüs‟ten sadece on

beĢ mil ötedeydik! Bir içki daha alabilir miydim?”

* “Grand old Opera”, Nashville, Tenhessee'de, Amerikan halk müzi-ğinin yapıldığı ünlü müzikhol. Güney aksanını belirtmek için kulla-nılıyor. (y.n)

** “Dokunulmazlık”. (y.n)

Page 358: ALFA DA - okumedya.com · ALFA DA . ALEV ALATLI KÜLLĠYATI. Schrödinger‟in Kedisi [Kâbus] Schrödinger‟in Kedisi [Rüya] Viva La Muerte! • YaĢasın Ölüm „Nuke‟ Türkiye!

“Tabii.”

Aldı.

“Ve sonra Kudüs! „Kudüs‟ün, dünyanın üç büyük dininin

merkezi olduğunu tabii ki biliyorsunuz,‟ diye baĢladı, „Doğu ile Ba-

tı bu Ģehirde birleĢir. En liberali ile en dindarı, en moderni ile en

eskisi bu Ģehirde birleĢir.‟

Ġsa Mesih aĢkına, bunu isteyen kim?

Doğru mu, Mehmet Bey? Günay Hanım? En liberal ile en din-

darın Kudüs‟te birleĢmesini isteyen kim? New Yok bu iĢi yapıyor!

Burası, Kudüs!

Adama bakıyorum, sanırsınız ki, Long Island‟ın etrafında tu-

rist gezdiren motorlardan birisindeyiz! Ama durmuyor,

„Folks,* bakın bakalım, solunuzdaki Ģu yerleĢim merkezini na-

sıl buluyorsunuz? Gördüğünüz apartmanları küfeki taĢından yap-

tık, çevreye uysun diye. Bakın bakalım kadim kiliselerden ayırabi-

liyor musunuz?‟

Ve biliyor musunuz, ayıramıyorduk? Gerçek Kudüs nerede

baĢlıyor, tecimsel Kudüs neresi, ayıramıyorduk. O kadar iyi sak-

lanmıĢlardı. Sonra,

„Sağınıza bakın!‟ dedi, „ĠĢte, Amerika BirleĢik Devletleri‟nin

200. kuruluĢ yıldönümünü bu binada kutladık!‟

Ve gözlerime inanamadım! Philadelphia‟daki çatlak özgürlük

çanının çatlak kopyası!” Sesi titremeye baĢladı, “Dünyanın yarısı-

nı çatlak Philadelphia Çanı‟nın kopyasını görmek için aĢmıĢım!

Buna inanabiliyor musunuz? Bu yetmiyormuĢ gibi, Mormon Kili-

sesi! Mormonlar, bir de üniversite kuruyorlarmıĢ! Mesih‟in top-

raklarına davet edilen bir sahte peygamber! Rabin Levi‟nin go-

yishkeit diye ağladığını görür gibi oluyordum!”

Paranın dini imanı yoktur ki!

* Ahali. (y.n)

Page 359: ALFA DA - okumedya.com · ALFA DA . ALEV ALATLI KÜLLĠYATI. Schrödinger‟in Kedisi [Kâbus] Schrödinger‟in Kedisi [Rüya] Viva La Muerte! • YaĢasın Ölüm „Nuke‟ Türkiye!

“Sonra Zeytin Dağı‟ndan, Kudüs‟ün kendisi! Turist turları

Ģehre Siyon Kapısı‟ndan giriyorlar, biliyor musunuz? Yani, Yahudi

bölgesine giriyorlar. Araplar, bu bölgeyi 1967‟de yaktıkları için res-

tore edilmiĢ, sizin güney sahilleriniz gibi olmuĢ. Ġtalyan mimarisi

gibi, anlıyorsunuz değil mi? Etkileyici, ama kutsal değil. Sonra da

o polisler. Ġsrail polisleri. Çiklet çiğniyorlar ve turist kızlara lâf atı-

yorlar. Ve bunlar ağlama duvarının önünde oluyor! Ġnanabiliyor

musunuz? Hıristiyan bölgesi daha da kötü. Ben, Hollywood‟da çok

film seti gördüm, Günay Hanım. Tarihi filmler için hazırlanan

setleri gördüm. Ama hiçbiri Ġsraillilerin Kudüs‟te kurdukları set

kadar zengin değildi! Dünya kurulduğundan bu yana ne kadar Hı-

ristiyan mezhebi vardıysa, hepsi, her türlü renk ve kıyafetle ora-

daydılar! Sahicilerin yanında sahteleri. Tarikatlar, gruplar hepsi!

Ve hepsi acınacak kadar ciddi yüzlerle dolanıyorlardı. Müslüman

kesimine giremedim, bunun için orası nasıldı bilmiyorum. Ama

ben de hiçbir duygu uyandırmadı!

Tanrı biliyor, denedim, Mehmet Bey! Gerçekten denedim!

Ama olmadı! Bethlehem‟e*, Ġsa‟nın doğduğu kiliseye gittim. Aynı

Ģey!”

Esef ediyormuĢ gibi baĢını salladı, güldü,

“Sitra Achra‟dan tek kelime yok! Onun yerine ucuz ikonalar,

tozlu tüller, ancak bir Güney Kilisesi‟nin** olabileceği kadar rü-

küĢ. Ve sonra, bu delikli taĢ vardı. Sizin köy tuvaletlerinizdeki taĢ

gibi bir taĢ. Ġsa doğduğu zaman oraya düĢmüĢ dendi. Well, Tan-

rım! Niye üzerine sifon çekmemiĢler diye düĢündüm!”

“ĠĢte bu söylediğin Sitra Achra‟dan olmalı!” dedi Günay,

“Görüyorsun iĢte, sana bir Ģeyler söylemiĢler!”

“Belki de,” dedi Diana, “Belki de, ama etkilenmedim! Kudüs,

benim için bir film seti olmaktan ileri geçmedi! Ve öyle sanıyorum

ki, asla geçmeyecek! Her an, ayaklarının dibinde kaplanlarıyla Sa-

ba Melikesi Belkıs‟ı, Samson‟u göreceğimi sandım -tabii, Vivien

Leigh, Victor Mature ve uyuĢturulmuĢ sirk kaplanı olarak!-

* Beytüllahim. (y.n) ** ABD'nin güney eyaletlerindeki zenci kilisesi, (y.n)

Page 360: ALFA DA - okumedya.com · ALFA DA . ALEV ALATLI KÜLLĠYATI. Schrödinger‟in Kedisi [Kâbus] Schrödinger‟in Kedisi [Rüya] Viva La Muerte! • YaĢasın Ölüm „Nuke‟ Türkiye!

Hayatım hakkı için! Orada bana Ġsa‟nın doğmuĢ olduğunu ha-

tırlatan hiçbir Ģey yoktu! Ne o gün ne de ay ıĢıklı o gece! Yani,

Tanrı aĢkına! Apartmanların pencerelerinden renkli televizyonla-

rın ekranlarını görüyordum!”

Söyleyeceğini söylemiĢ gibi sustu, içkisine yumuldu. Bir süre

öylece durduk.

“Senin adına üzüldüm,” dedi, Günay, sonunda. “Kendini bir

kere daha yenilmiĢ hissediyor olmalısın.”

Diana, duyduğunu tartıyormuĢ gibiydi. Sonunda uzun bir

“Well!!!” çekti,

“ġimdi, bak,” dedi, “Entelektüel olgunluğa kavuĢtuğum za-

man kendime sormaya baĢladım ben: Ateist miyim, teist miyim,

panteist miyim? Ġdealist miyim, materyalist miyim? Hıristiyan mı-

yım, özgür düĢünceli miyim? Neyim? Gördüm ki, ne kadar çok

okursam, o kadar çok zorluk çekiyorum! Bu fraksiyonlardan hiç-

birine bağlanamadığım gibi, kopamıyorum da! Sürekli olan tek

durum cevap veremiyor olma durumum! Bu, hâlâ öyle! Türki-

ye‟deki tecrübeme rağmen, pardon, bunu yanlıĢ söylüyorum, Tür-

kiye‟de tecrübemin de katkısıyla öyle!

Daha açık olmaya çalıĢacağım. ġimdi, ben bakıyorum, bu frak-

siyonları oluĢturan siz iyi insanların benimsedikleri gnosis, yani

yüksek ilahiyat, beni sizlerden ayıran bilginin ta kendisi. Bunu an-

lıyor musunuz? Sizler, bu yüksek ilahiyata, derin bilgiye, gnostik

akideye, sahip olduğunuzdan eminsiniz. Sizler, varoluĢ sorununu

aĢağı yukarı çözdüğünüzü düĢünürken, ben çözemediğim gibi,

çözülebileceğine dair güçlü Ģüphelerim de var!”

“Bu tipik bir „Agnostizm‟e GiriĢ‟e benziyor, Diana,” dedi Ro-

doplu.

“Aslına bakarsan, evet, öyle. Hatta, „bir agnostiğin özürü‟ diye

de alabilirsin. Ben, Yeni Ġngiltere‟de baĢlayan, Ģimdi Türkiye ve

Kudüs‟te süren hayatım boyunca, her türlü muhalifin üyesi oldu-

ğu bir konfederasyonda, kelime doğruysa, bir „Metafizik Derne-

ği‟nde yaĢadık, bu „Dernek‟te Papaz Cotton‟dan Rabin Levi‟ye,

Seyfettin, Ġhsani‟den kocam David‟e kadar, her felsefe, her ilahi-

Page 361: ALFA DA - okumedya.com · ALFA DA . ALEV ALATLI KÜLLĠYATI. Schrödinger‟in Kedisi [Kâbus] Schrödinger‟in Kedisi [Rüya] Viva La Muerte! • YaĢasın Ölüm „Nuke‟ Türkiye!

yat, mutlak bir açıklıkla temsil edildi. Dostlarımın hepsi bir tür

risktiler, -izm‟lerinde güvenliydiler. Sizler gibi. Ama ben, bir baĢı-

bozuk; ben, bir serseri ben, otostopçuyum. Ve ne kadar nazik, ne

kadar dosthane olursanız olun, benim, kendisini örtecek bir etiket

bulamayan benim, sizleri tedirgin etmemesi mümkün değildi! Sa-

kat bir dilenciyle kim rahat edebilir!”

“Estağfurullah!”

“No! No! Onu söyleme! Hem sakattım, hem de dilenci. Dürüst

ol Günay Hanım, dini bütün bir Püriten olsaydım, beni aĢağılaya-

bilir miydin? ġimdi aĢağıladığın gibi aĢağılayabilir miydin?”

Rodoplu, bir an bile tereddüt etmedi,

“Evet,” dedi, “AĢağılardım.”

“Sana inanmıyorum!”

“O sana kalmıĢ. Mamafih, Ģunda haklı olabilirsin: Dini bütün

bir Püriten olsaydın, büyük ihtimalle hiç karĢılaĢmazdık.”

“Günay‟ın seni aĢağıladığını sanman garip, Diana!” (Bu ben-

dim)

“Yes, she does.” “Yes, I do.” Hanımlar, aynı anda cevap verdi-

ler.

“Her neyse,” dedi Diana “Sizlere katılabilmek için elimden ge-

len her Ģeyi yaptım. Ama, gördüğünüz gibi, olmadı! Zo! Artık Ģim-

di biliyorum. Ben, Ģu ya da bu ilahiyat sahibi değilim; a-ilahiyat

sahibiyim. Benim içime sindiremediğim Ģeyleri bunca iyi bilen Ki-

lise‟nin ya da Sinagogun, ya da Cami‟nin „gnostik‟ tarihine karĢın,

ben a-gnostikim!”

“Ġyi,” dedi Günay, ciddiyetle, “Artık, senin de bir –izm‟in var;

mutlu olmalısın.”

“David, haklıydı,” diye sürdürdü Diana, “Hıristiyan ahlakında,

insanın Ġsa Mesih‟e inanmadığını açıkça söylemesi hoĢ karĢılan-

maz. Eminim ki, Müslüman ahlâkında da, örneğin hurilere inan-

madığını açıkça söylemek de hoĢ karĢılanmaz. Sufiler, milyonlar-

Page 362: ALFA DA - okumedya.com · ALFA DA . ALEV ALATLI KÜLLĠYATI. Schrödinger‟in Kedisi [Kâbus] Schrödinger‟in Kedisi [Rüya] Viva La Muerte! • YaĢasın Ölüm „Nuke‟ Türkiye!

ca Ģey söylediler. Ama inanmadıkları Ģeyleri, mesela kadın erkek

eĢitsizliğine, mesela kadınların ganimet sayılabileceklerine inan-

madıklarını açıkça dile getirmediler. Oysa, Sufilerin ahlâkı aĢk

ahlâkıdır, öyle değil mi, Günay Hanım? AĢk ahlakı kadınların

mutsuzluğu üzerine kurulamaz.

Her neyse. Söylemeye çalıĢtığım, David‟in haklı olduğu. „Ġsa

Mesih‟e inanmıyorum,‟ gibi bir cümle, sadece Hıristiyan dünya-

sında hoĢa gitmez. Bir Müslüman ya da Budist söylese kimse al-

dırmayacaktır. Kaldı ki, bence insan düĢündüğünü dürüstçe ifade

ettiği sürece ahlâklıdır. Ve ben Ģuna karar verdim: Sahici inanç-

sızlık günah olamaz! Sahici olan hiçbir Ģey günah olamaz! Sokra-

tes‟in dediği gibi, „Her Ģeyi dene, iyi bir Ģey bulursan sakın bırak-

ma!‟”

Son cümlesini büyük bir güvenle söylediğini ikimiz de fark

etmiĢtik. Nitekim, muzaffer bir ifadeyle ayağa kalktı ve (evet,

tahmininizde haklısınız!) mutfağa, bardağını doldurmaya gitti. Bu

defa izin almak ihtiyacını hissetmemiĢti. Günay, arkasından ses-

lendi,

“Ġyi bir Ģey bulduğunu düĢünmeye baĢladım, haksız mıyım?”

“Aslına bakarsan, hayır!” dedi‟, kapıda beliren Diana, “Hiç de-

ğilsin!”

Bize geldiğinden beri üçüncü transformasyonunu geçiriyordu.

Gözleri pırıldamaya baĢlamıĢtı, sesinde yeni bir güç vardı. Rodop-

lu‟nun, eğlenmeye baĢladığını görüyordum,

“Bizimle paylaĢmak ister misin?” diye abartılı bir nezaketle

sordu.

“Teihard de Chardin, Pierre Amca babamın arkadaĢıydı,” diye

baĢladı.

“ġaka yapıyorsun!”

“Hayır, Günay Hanım! Ġkinci Dünya SavaĢı sırasında tanıĢmıĢ-

lar. Babam, bir görevle Pekin‟e gitmiĢ, orada Chou Ku Tien kazı-

larını yapan Pierre Amca ile tanıĢmıĢlar. Sonra, 1955‟te bizi Bos-

ton‟da ziyarete geldi. Hatırlıyorum, çünkü çok önemli bir gündü.

Page 363: ALFA DA - okumedya.com · ALFA DA . ALEV ALATLI KÜLLĠYATI. Schrödinger‟in Kedisi [Kâbus] Schrödinger‟in Kedisi [Rüya] Viva La Muerte! • YaĢasın Ölüm „Nuke‟ Türkiye!

Annem günlerce hazırlandı. Bana yeni elbiseler alındı. Yüzüğünü

öptüğümü hatırlıyorum. O son seyahatlerinden biri olmalı, çünkü

aynı yıl New York‟ta öldü.”

Pierre Teilhard de Chardin‟in kim olduğunu Günay açıkladı,

“Çok ünlü bir Cizvit papazıdır,” dedi, “Fransız. Cizvitlerin biz-

deki karĢılığı, NakĢibendiler olsa gerek. Bunlara Ġsa Cemiyeti de

derler. 1500‟lerde kuruldular. Katolik kralların din ve ahlâk hoca-

larıydılar. Fevkalade Ortodoks‟turlar ama tarihi ve pedafojik de-

ğerleri yadsınamaz. Bu adam, de Chardin, aynı zamanda ünlü bir

paleontologdu. Ġnsanı ve manevi olguyu tabiatla bütünleĢtiren bir

düĢünce akımı kurdu,” Diana‟ya döndü, “Affedersin. Lütfen de-

vam et.”

“Pierre Amca‟yı „60‟larda okudum,” dedi Diana “biliyorsunuz,

Vietnam‟da yeniliyorduk ve babam bunun nedenini imanımızı

kaybetmiĢ olmamıza bağlıyordu. ġimdi, o dev adam, görkemli Ciz-

vit, iyimserdi, biliyor musunuz? Bu beni, o dönemde, babamın ya-

nılıyor olduğunu göstermesi bakımından çok etkilemiĢti. Ama ne

demek istediğini Ģimdi anlıyorum. Bir intikal döneminden geçti-

ğimizi söylüyordu. On dokuzuncu yüzyılda, bilim tarafından orga-

nize edilen ve aydınlatılan, kardeĢliğin ısıtacağı bir altın çağın baĢ-

langıcında olduğumuzu sanıyorduk. Ama, gördük ki, bilim çağı

hezimetle sonuçlandı. Trajik bir biçimde dağıldık, mekanik köle-

lerimize esir olduk. Buna karĢılık, Pierre Amca, insanlığın ilerle-

diğinin iĢaretleri olduğunu söylüyordu. Ama, bu ilerleme çok ağır

olduğu için umutsuzluğa düĢüyor, içinde bulunduğumuz evrimin

farkına varamıyorduk. Pierre Amca aĢktan bahsediyordu.

Kitabında bir bölüm vardı, „Enerji Olarak AĢk‟!

“Bizler, aĢkın duygusal veçhesini, bize sağladığı neĢe ve üzün-

tüyü, mütalaa etmeye alıĢkınız. Oysa, aĢkın doğal dinamizmi ve

insan evrimindeki önemi üzerinde durmalıyız. Çünkü biyolojik bir

gerçeklik olarak aĢkın, yani bir varlığın diğer bir varlığa çekimi,

insana özgü bir süreç değildir. AĢk, bütün hayatın ortak unsuru-

dur. AĢk, çeĢitli Ģekilleri ve dereceleri ile maddenin bütününü ku-

caklar. AĢkı bize çok benzeyen memeli hayvanlarda tanımak ko-

laydır: cinsel tutku, analık içgüdüsü, toplumsal dayanıĢma, vs...

Page 364: ALFA DA - okumedya.com · ALFA DA . ALEV ALATLI KÜLLĠYATI. Schrödinger‟in Kedisi [Kâbus] Schrödinger‟in Kedisi [Rüya] Viva La Muerte! • YaĢasın Ölüm „Nuke‟ Türkiye!

Hayatın daha ilkel formlarında daha muğlaklaĢır, tanınması daha

zor olur. Ama Ģurası muhakkak ki, en ilkel formlarda da, mesela

bir molekülde bile, birleĢme potansiyeli olmasaydı, aĢk, hayatın

daha geliĢmiĢ formlarında, insanlarda, ortaya çıkamazdı. Bizdeki

varlığını da teslim etmemizi gerektirir. Zaten, çevremizde birbir-

leriyle birleĢerek büyüyen bilinçlere bakarsak, aĢkın her yerde ol-

duğunu görürüz. Ġnsanlık, yeryüzünün ruhu, bireylerin ve halkla-

rın sentezi, parçanın bütünle iliĢkisi, çeĢitlerin birliği, biyolojik bir

zorunluluktur. Ve dünya ile yekvücut olmak istemiyorsak, sevme

gücümüzü, bütün dünyanın bütün varlıklarını, bütün elemanları-

nı kapsayacak Ģekilde artırmak zorundayız. Ġnsan, aĢk, içinde eri-

yip TanrısallaĢabilir, değil mi?”

“Mekanik kölelerin de dahil olmak üzere, öyle mi? AĢkın, on-

ları da kapsayacak?”

Diana Pavloviç, Ģöylece duraladı,

“Evet,” dedi, “Mantıksal çıkarsamanın sonucu o yönde.”

“Peki, ya sen? Bu sonuçla halleĢebilecek misin?”

“Mekanik köleler, fraksiyonlardan sadece bir tanesi. YaĢadı-

ğımız hayat, hayatın sonsuz Ģekillerinden birisi. Ben yoksam, on-

lar da yok, değil mi?”

“Ġyi,” dedi Rodoplu, yine.

Yüzünden ne düĢündüğünü anlamak mümkün değildi, bütün

görebildiğim, o gün Pavloviç‟le konuĢmamaya karar verdiğiydi.

Oysa Diana, bitirmeye hazır değildi. O kadar ki, bu ziyaretinin

özel evrimine kaynaklık eden oluĢum ve fikir dizinini Rodoplu‟ya

sunmak olduğunu düĢünmeye baĢladım. Ama açıkçası, o noktada

bütün bunların bize Nesibe iliĢkisinin bir ön gerekçesi olarak su-

nulduğunun farkına varmadığım gibi, en ufak bir Ģüphe dahi

duymadım.

Ġzleyen konuĢma, beni Cemil Bey‟in (Meriç!) Bir Dünyanın

EĢiğinde‟sine götürdü. O kadar ki, Diana konuĢurken, ben kitabın

sayfalarını çeviriyor gibiydim.

Page 365: ALFA DA - okumedya.com · ALFA DA . ALEV ALATLI KÜLLĠYATI. Schrödinger‟in Kedisi [Kâbus] Schrödinger‟in Kedisi [Rüya] Viva La Muerte! • YaĢasın Ölüm „Nuke‟ Türkiye!

“Baksana,” diyordu Diana, “Tabiatta da böyle, değil mi? Ġyi ile

kötü, açlıkla refah, sıcakla soğuk, imanla inkâr, Rabin Levi ile

Profesör David, yan yana değil mi? Zıt ama bütün, değil mi? He-

pimiz, Tekin çeĢitli görünüĢleri değil miyiz?”

İtalik‟lemeye baĢladım ben de, Binlerce ses, binlerce inanç.

Fakat bir senfoni! Toprak buram buram aşk tüter. Hint şiiri son-

suz bir aşk neşidesi. Bu edebiyatta baş kahramanı kâinat! Günay

belli belirsiz göz kırptı.

“Bu bir seçim. Çektiğimiz acılardan biz sorumluyuz. Huzuru

da, aĢkı da biz kendimiz bulabiliriz. „Bu günümü yapan, dünüm.

Ama, yarına karĢı tamamen özgürüm. Yarınımın kumaĢını ken-

dim dokuyacağım.‟

“Benlik dediğimiz heykeli, daha önceki doğuşlarda kendimiz

yonttuk. Rasgelelik yok kâinatta. Yaptığımız her hareket, gelecek

hayatlarımızın kaderini çizmekte.” Bu, Cemil Meriç‟tendi. Günay,

cevap verdi, “İnsanoğlu, varlığının bilincine varan evrimden baş-

ka bir şey değildir. Bu da, de Chardin‟den!” Ben, devam ettim,

“Fethedilecek tek ülke var: Kendin. Bakışlarını iç dünyaya çevir.

Bu, tasavvuftan.” Günay güldü, “Hayır, canım. UpaniĢadlar‟dan.”

Sonunda, Diana fark etti,

“Siz ikiniz beni dinlemiyor musunuz?”

“Tabii ki, dinliyorduk,” Rodoplu, gülümsemesini sürdürerek,

“„Ġyilik yapmıĢsın, kötülük yapmıĢsın değeri yok,‟ diyorsun, „Deli-

ler de bir avuç toprak olur sonunda.‟ Öyle demiyor musun? Sela-

haddin Eyyubi de bir, Guy de Lusignan da. „Ne cennet var, ne

ölümden sonra kurtuluĢ... Ruh yok, kastlar palavra. Tövbe, istiğ-

far tek iĢe yarar: Eblehlerin, iğdiĢlerin karnını doyurmaya. Toprak

olan vücut nasıl gelir dünyaya! Hiçbir zevkten mahrum etme

kendini, keyfine bak! Bak, keyfine!‟”

Söylediğim gibi, Rodoplu gülümsüyordu ama, Diana bu gü-

lümsemedeki yabancılaĢmayı fark etmiĢ olmalı ki, savunmaya geç-

ti,

“Böyle kelimelendirdiğin zaman bir tuhaf oluyor!”

Page 366: ALFA DA - okumedya.com · ALFA DA . ALEV ALATLI KÜLLĠYATI. Schrödinger‟in Kedisi [Kâbus] Schrödinger‟in Kedisi [Rüya] Viva La Muerte! • YaĢasın Ölüm „Nuke‟ Türkiye!

“Hedonizmi savunmak da benim iĢim değil Diana. Bizde deliyi

sahibine bağlarlar.”

“Niye hedonizm dediğini anlamıyorum! Niye, düĢüncelerimin

sıralamasında bir eksik görüyor musun?”

“Hayır. Dilediğini ispatlama sanatında çok iyisin. Ciddi söylü-

yorum. Mantığına diyecek yok.”

“Ama?”

“Ġyilik ve kötülük tabiatın umurunda olmayabilir, ama benim

umurumda. ġimdi, hemen sen sormadan ben söyleyeyim: En az

bütün kadar önemli bir parçayım. Ormandan çıkmak için binlerce

yıldır uğraĢan bir insanoğluyum. Tarihimi inkâr etmeye niyetim

yok.”

“Ama, beni durduramazsın!”

Günay‟ın gülümsemesi bütün yüzüne yayıldı,

“Kendi türünle yaĢadığın sürece, denemem bile!” dedi,

“Ama, seni uyarıyorum, Müslüman mahallesinde salyangoz

satmana izin vermem. Git, Boston‟da Püritenlere, hatta daha iyisi

Quaker Komitesi‟nin üyelerine sat!”

Okurun bunu yanlıĢ anlamaması gerekiyor: Bu aĢamada ger-

çekten de Ģaka yapıyordu! O kadar ki, Diana‟ya, ne demek istedi-

ğini ben açıkladım! Bu cümle ile de o günkü konuĢmanın sonuna

gelindi zaten. Rodoplu, ġafak Özden için, sonradan “Sömürmedi-

ğimiz hiçbir dünya görüĢü, hiçbir duyarlılık kalmadı!” dediği kase-

tin metnini hazırlayacaktı, “Ben, Yemen türküsü ile baĢlayıp, Ça-

yırtepe‟nin dört bir yanında günlerce çalınan, günlerce insanların

içine iĢleyen bir kaseti, Özdemir Erdoğan‟ın kasetini, beĢ kuruĢ

telif hakkı ödemeden çaldırdım. „Çayırtepe! Ben, ġafak Özden!

Çayırtepeli ġafak Özden! Çayırtepe‟nin ufkunda bir güneĢ gibi do-

ğacak olan Sosyal demokrat Halkçı Parti iktidarının Belediye baĢ-

kan adayı!‟”

“Gerçekten de ciddisin, değil mi? Beni durdurmaya çalıĢır-

dın!”

Page 367: ALFA DA - okumedya.com · ALFA DA . ALEV ALATLI KÜLLĠYATI. Schrödinger‟in Kedisi [Kâbus] Schrödinger‟in Kedisi [Rüya] Viva La Muerte! • YaĢasın Ölüm „Nuke‟ Türkiye!

Biz hâlâ iĢin farkında değildik,

“Ġstediğine bahse girebilirsin!” dedi Günay, “Hadi, artık sus,

benim iĢim var!”

Page 368: ALFA DA - okumedya.com · ALFA DA . ALEV ALATLI KÜLLĠYATI. Schrödinger‟in Kedisi [Kâbus] Schrödinger‟in Kedisi [Rüya] Viva La Muerte! • YaĢasın Ölüm „Nuke‟ Türkiye!

IV

Aradan aylar geçti. Günay, ġafak Özden‟in seçimleri kazandığı

günün ertesinde, soğuk bir bahar sabahı ameliyat oldu. BaĢarılı

bir ameliyattı, iyileĢmemesi için hiçbir neden yoktu. Nitekim, beĢ

gün içinde taburcu oldu, bir ay kadar da evde yattı. ġafak Öz-

den‟in bu süreç içinde onu bir kez olsun aramamıĢ olmasının öy-

küyü inanılmayacak kadar kaba bir sadakatsizlik örneğine indir-

gediğini söylemiĢtim. Ancak Günay‟ı esas yıkan “yeĢil elma, tarçın

ve kekik” koktuğunu söylediği Anadolu delikanlısının “ölümü” ol-

du.

ġafak‟a yüklediği hasletlerin ölümü, Günay‟ın Türkiye‟ye dair

beklentilerinin gerçekleĢmesini kendi ömründe göremeyeceği bir

tarihe ertelenmiĢ gibi oldu. (Tükettikleri atmosferin hakkını veren

Türkiyeliler; biyofil, özgün Türkiyeliler; adil, tamamlanmıĢ, uygar-

lıklarını dünyadan esirgemeyen Türkiyeliler diyordu.) Bu durum-

da, “terki dünya tarihini geciktirmek gibi boĢ bir çabaya” girmeyi

de reddetti. O mahut 1 Mayıs‟tan sonra (“devrimci‟ ġafak Özden,

kanlı günü „kutlamak üzere‟ Pera Palas SHP kokteyline gidiyor-

du!) derin bir teslimiyet içine girdi.

Page 369: ALFA DA - okumedya.com · ALFA DA . ALEV ALATLI KÜLLĠYATI. Schrödinger‟in Kedisi [Kâbus] Schrödinger‟in Kedisi [Rüya] Viva La Muerte! • YaĢasın Ölüm „Nuke‟ Türkiye!

Ancak, o mahut 1 Mayıs, alçaklığının yadsınamayacak Ģekilde

ortaya çıkmasının ötesinde, tatlı, masum Nesibe‟nin de bir yanıl-

sama olduğuna iĢaret etti. Ve açıkçası ben, Rodoplu‟nun kararını

hızlandırmakta bu yaĢananların da dahli olduğuna inanıyorum.

Kaldı ki, Selahattin‟in o inanılmaz dönüĢümü, ġiran‟ın düĢmanlı-

ğı da aynı dönemde olgunlaĢtı. Ve, bana bıraktığı mektupta söyle-

diği gibi, Günay‟ın “terkibi”, bu dönemin Türkiye‟siyle çakıĢmı-

yordu. Bu terkibi yadsımayacak, bedelini ödeyecek kadar “yerli”

olduğunu da artık biliyorum. Gerisi, hüzün! Ama, Ģimdi görevime

dönmeliyim. (Rodoplu‟nun bana telkin ettiği en önemli Ģeyin, “ya-

Ģananların kaydını tutmak” olduğunu söylemiĢ miydim? Yazıyı,

yoksulların hakikatli düĢmanı olmaktan çıkarmamı istiyordu.)

O gün, ġafak Özden, SHP‟nin 1 Mayıs kokteyline, „faĢizmi te-

lin etmeye‟ gitti; Günay, eve döndü. Çantasını koridora, mantosu-

nu az ilerdeki askıya, ayakkabılarını bulduğu ilk yere bıraktı. Ya-

tak odasına yürürken, kapı çaldı.

Ġliklerine kadar yorgundu, her yeri ağrıyordu. Rüyada gibi açtı

ve önde Diana, arkasında baĢı yerde dikilen Nesibe‟yi gördü. Dia-

na‟nın elinde, bir naylon poĢet vardı,

“Hi! içeri girebilir miyiz?”

Rodoplu, geri çekildi,

“Tabii! Buyurun.”

Girdiler.

Rodoplu, Nesibe‟nin, ilk tanıdığı günlerdeki gibi yemenili ol-

duğunu fark etti. Diana, makyajsızdı, üzerinde döküntü bir blucin

ve botlar vardı. Ziyarete anlam veremediği için sordu,

“Sen yine çalıĢmaya mı baĢladın, Nesibe?”

Nesibe, omuzunu silkti, güldü, gözlerini yere dikti.

“Çocukların nasıl?”

“Eyi.”

Page 370: ALFA DA - okumedya.com · ALFA DA . ALEV ALATLI KÜLLĠYATI. Schrödinger‟in Kedisi [Kâbus] Schrödinger‟in Kedisi [Rüya] Viva La Muerte! • YaĢasın Ölüm „Nuke‟ Türkiye!

“Bunları mutfağa götürüyorum, olur mu?” Diana, elinden bı-

rakmadığı poĢeti iĢaret ediyordu.

“Ne var orda?”

“Konyak var,” diyerek poĢeti araladı, “Fındık fıstık, bir Ģeyler.

Ġçeriz diye düĢündüm. Bir mahsuru yok, değil mi?”

“Hayır, yok,” dedi Günay, “Ben de yeni girdim. Siz buyurun,

ben üstümü değiĢeyim.”

Yatak odasındaki aynada yüzüne bakmıĢtı, “Ölü gibi görünü-

yordum! Etrafıma bakındım, o duygu sardı yine. Sahtekârlık!

Pembe-bej örtülerin ima ettiği huzur yalandı! Beyaz çarĢaflar al-

tında hayal ettiğim beden, ġafak‟ın değil, Mehmet Ali Dalcı‟nın

cesedi olmalıydı. Her tarafım sızlıyordu. Üstümdekileri zor çıkar-

dım. Bir aspirin alsam iyi olacağını düĢündüm. Çekmecelere ba-

karken, içerden Diana‟nın sesi geldi. Tiz bir bağrıĢtı. Ne dediğini

anlamak için duraladım, ama tekrarlamadı. Bu ikiliyi hiç çekeme-

yeceğimi düĢündüm ben de. Olacaklara hazır olmak bir yana, ne-

den geldiklerini merak edecek halde bile değildim!”

Oturma odasına döndüğünde Diana‟nın orta sehpasını do-

natmıĢ olduğunu gördü,

“Konyak bardaklarını bulamadım, bunları kullandım. Umarım

kusura bakmazsın!”

Üç adet rakı bardağı neredeyse tepeleme konyak doldurul-

muĢtu, hemen yanındaki tabakta kuru yemiĢler vardı.

“Buz ister misin?”

“Yok, hayır,” dedi Günay.

“Sen istersin.”

Bu Nesibe‟yeydi. Nesibe, gülmekle yetindi. Yüzü yine burnu-

nun etrafında toplandı, çilleri birleĢti, gözleri çizgi oldu. Diana,

buzları koydu, oturdu, bardağını baĢına dikti. Rodoplu, göz ucuyla

Nesibe‟ye baktı, onun da kendi bardağına uzandığını gördü.

Page 371: ALFA DA - okumedya.com · ALFA DA . ALEV ALATLI KÜLLĠYATI. Schrödinger‟in Kedisi [Kâbus] Schrödinger‟in Kedisi [Rüya] Viva La Muerte! • YaĢasın Ölüm „Nuke‟ Türkiye!

“Düğünlerde tepsi yetmez de limonata bardaklarını bir birle-

rine değecek Ģekilde sıkı sıkı dizerler, bilir misin? Tepsiyi uzattık-

larında döküp saçmadan almak için çok dikkatli olmak gerekir;

hele de birden fazla el uzanmıĢsa! ĠĢte, onun gibi tereddütlü bir

uzanmaydı. Aklıma garip bir cümle düĢtü. Bu yıl faĢingi Zigana-

lar‟da kutlayacaklarmıĢ!

Beyaz bir tülbenttin çerçevelediği ağza değen içki bardağı ka-

dar yadırgatıcı az Ģey olsa gerek, Mehmet‟cim! Ġnsanın içki değil

de, hoĢaf suyu olduğuna yemin edesi geliyor! Yüzünü buruĢtur-

madığını, fındık tabağına uzandığını gördüm. Bunları yaparken

bana bakmamıĢtı, ama utandığına iliĢkin iĢaret de yoktu. Ben ise,

bu içki faslının neden, hele de o saatte tertiplendiğini anlamaya

çalıĢıyordum.

„Nereden geliyorsunuz siz?‟

„Evden.‟

„David nasıl? ĠĢlerini bitirdi mi?‟

„David Ģehir dıĢında,‟ dedi Diana. „Ben Arnavutköy‟de kalıyo-

rum.‟”

Rodoplu‟nun toparlayamadığını fark etmiĢ. Nesibe‟yi iĢaret

etmiĢti,

“Birlikte kalıyoruz.”

“Abdullah yok mu?”

Bu soru, Nesibe‟ye sorulmuĢtu, ama onun yerine Diana cevap

verdi,

“Yok. Bu sefer sahiden gitti! Hödük!”

Nesibe, yine bardağa uzandı, bu defa da büyük bir yudum yu-

varladı.

“Çarpmasın!”

“AlıĢtık artık!”

“Yine de!”

Page 372: ALFA DA - okumedya.com · ALFA DA . ALEV ALATLI KÜLLĠYATI. Schrödinger‟in Kedisi [Kâbus] Schrödinger‟in Kedisi [Rüya] Viva La Muerte! • YaĢasın Ölüm „Nuke‟ Türkiye!

Diana‟ya döndü,

“Peki ne yapıyorsunuz? DikiĢ mi, dikiyorsunuz?”

“Naaah!” dedi Diana küçümseyen bir hareketle, “Neslin‟ çok

tembel! No, Günay Hanım, sadece yaĢıyoruz! Saz çalıyorum, re-

sim yapıyorum. Çok resim yaptım.”

Rodoplu, “Bunu nasıl anlamlandıracağımı bilemedim,” dedi,

“Suyunuz akıyor mu bari,” gibisinden bir Ģeyler sordum,

“„Damn, belediye!‟ dedi Diana, „Hayır, sularımız akmıyor. Ka-

rakolun önündeki çeĢmeden taĢıyoruz. ġunlara bak!‟ Ellerini

uzattı, avuçlarını açtı, bir baĢtan bir baĢa nasır tutmuĢ ayalarını

gösterdi.

„BaĢta çok acıyorlardı, Ģimdi alıĢtım. Susuzluk zor oluyor, bit-

leniyoruz, biliyor musun?‟

„Uzandı, uzun saçlarından bir tutam aldı, gözlerinin önüne,

bit (ya da sirke!) arar gibi yaklaĢtırdı, incelemeye koyuldu. Bir

yandan da konuĢuyordu,

„Ġki ay içinde üç kere bitlendik!‟

„Nesibe‟ye baktım.

„Ġki kere,‟ dedi Nesibe gülerek. Konyak bardağına uzandı yine,

“„Ama, artık yoğudur. Gittik hamama, bittir neyindir galmadı!‟

“„Yoktur, inĢallah!‟

“„Yoğudur,‟ dedi Nesibe.”

Bu arada, bardakların hızla boĢaldığını görmüĢtü, Günay.

BoĢaldığını ve aynı hızla dolduğunu.

“Yolculuk ne zaman?”

“Ayın sonunda. David, gidiyor.” Sigara paketine uzandı,

“Ben gitmiyorum,” dedi, meydan okur gibi, “Nesibe‟yle ben

daha sonra, yaz sonunda gideceğiz!”

Page 373: ALFA DA - okumedya.com · ALFA DA . ALEV ALATLI KÜLLĠYATI. Schrödinger‟in Kedisi [Kâbus] Schrödinger‟in Kedisi [Rüya] Viva La Muerte! • YaĢasın Ölüm „Nuke‟ Türkiye!

Adını duyan Nesibe, içkisine uzandı. Bu defa, çözülen yemeni-

sini bağlamaya zahmet etmemiĢti. Rodoplu, susuyordu.

“Well? Ne diyorsun?”

“Ne dememi istiyorsun?”

“Bak, Nesibe, burada yaĢayamaz! Parası yok, iĢi yok, geleceği

yok. Abdullah iĢe yaramaz serserinin teki! Ama, benimle Ameri-

ka‟ya gelebilir! Benim bir refakatçiye her zaman ihtiyacım var.

Büyük bir evimiz var. Çocuklar çok iyi anlaĢıyorlar. Birlikte okula

gidebilirler. Yani, onun için iyi bir hayat olur, no? Öyle değil mi?

Sen ne düĢünürsün?”

“Tüm gerekçelerini arka arkaya nefes almadan sıraladı,” diye

anlattı Günay, “Nesibe‟yi bana onu ikna etmesine yardımcı olayım

diye getirdiğini anladım. Ama, anlaĢılan yüz ifadem beni ele verdi,

„Ġsa Mesih aĢkına!‟ diye inledi, „Nesibe senin gibi değil! Senin Bir-

leĢik Devletler‟de yaĢamak istemediğini biliyorum. Çünkü senin

burada bir yarının, bir geleceğin var! Nesibe‟nin yok! Aksine,

Amerika‟ya benimle gelirse, burada da yeri olacaktır! Oğlanlara

bak! Yani, Günay, sen de ben de biliyoruz ki, bu çocuklar burada

kalırlarsa, sizin o lanetli kast sisteminizi aĢamayacaktır! Yani!

Okulu bırakmaları da çok büyük bir ihtimal değil mi? Babalarına

bak! O adamdan çocuklarına hayır geleceğini düĢünebiliyor mu-

sun?‟

„Muhtemelen, hayır.‟

„O zaman? Benimle BirleĢik Devletlere gelmeleri daha iyi ol-

maz mı? Yani, bak, ben zengin bir kadınım. Onlara bakarım. Eğer

Nesibe çocukları garanti altına almak istiyorsa, onları nüfusuma

da geçiririm! U.S. pasaportları olur. O durumda mirastan da pay

alabilirler. Ona söyledim bunu!‟ Türkçe‟ye, yani Nesibe‟ye döndü,

„Senin çocuklar, ben evlâtlık almak? Yes?‟”

Rodoplu, tepkisini görmek için olsun, Nesibe‟nin yüzüne ba-

kamamıĢtı,

“O bardağı uzat bakalım,” dedi. Ellerinin titremesini saklamak

için büyük uğraĢ veriyordu.

Page 374: ALFA DA - okumedya.com · ALFA DA . ALEV ALATLI KÜLLĠYATI. Schrödinger‟in Kedisi [Kâbus] Schrödinger‟in Kedisi [Rüya] Viva La Muerte! • YaĢasın Ölüm „Nuke‟ Türkiye!

“Nesibe‟nin yüzüne bakamadığımı fark ettim,” diye anlattı,

“Sanki ikimizi de utandıracak bir olaya Ģahit oluyorduk ve yüz-

leĢmek istemiyordum.”

Ne düĢünmesi, söylenenleri nasıl değerlendirmesi gerektiğini

toparlamaya çalıĢıyordu. Bu arada yine içkiler içiliyordu.

“Bu üçüncü oldu, Nesibe Hanım; dikkat et, hasta olabilirsin!”

“Gözlerini kaçırdığı için fark edememiĢtim, ama kaymaya baĢ-

lamıĢtı,” dedi Günay, “Cevap yerine güldü, baĢını öne eğdi. Bar-

dağı bırakmadığını da fark ettim.”

Öte yandan, Diana ısrarlıydı,

“Zo! Ne diyorsun?”

“Bu resme erkekler nasıl uyuyor? Abdullah, David neredeler?”

“Oh! David‟le benim sürebileceğimize inanmıyorum!” dedi,

Diana, “Bundan sonra değil!”

“Ne demek istiyorsun? Yoksa, ayrılıyor musunuz, nedir?”

Diana omuzlarını silkti,

“Bilmiyorum. Ama, birlikte olmayacağımızı biliyorum.”

YanlıĢ anlaĢılmak endiĢesi ile telaĢlandı Nesibe‟ye döndü,

“Ama, bu fark etmez! Ben ondan bağımsız olarak zenginim!

Benim param çocukları ve ikimizi de idare eder! Para problem

değil!”

“Ya Abdullah?”

“O hödük! Baksana, Nesibe‟yi yasal olarak bile almamıĢ! Ġsa

Mesih! Nesibe, onun metresinden baĢka bir Ģey değil!”

“Resmi nikâh yok, demek istiyorsun?”

“Naaah!” dedi, Diana küçümser bir el hareketiyle, “Hikâye!

Ölüp, çürüseler farkına varmaz! Öyle değil mi, Nesibe?”

Page 375: ALFA DA - okumedya.com · ALFA DA . ALEV ALATLI KÜLLĠYATI. Schrödinger‟in Kedisi [Kâbus] Schrödinger‟in Kedisi [Rüya] Viva La Muerte! • YaĢasın Ölüm „Nuke‟ Türkiye!

“Öyledir guzum!” dedi Nesibe, haylazlık yapan çocuğuna güler

gibiydi.

“O Hödük!” dedi Diana, yeniden, “Biliyor musun; ne yaptı? O

geceyi hatırlıyor musun; beni, çocuklarla sokağa attığı geceyi?”

“Duydum.”

“Tamam. Sonra, Nesibe gelemedi. Ben, Kudüs‟e gittim?”

“Evet.”

“Bir aydan fazla olmuĢtu, Nesibe‟yi görmemiĢtim, biliyor mu-

sun? Ve baĢım dertteydi! Oh, boy, baĢım dertteydi!”

Konyak ĢiĢesine uzandı, boĢ olduğunu gördü,

“No, panic! Bunun geldiği yerde daha var! Bir dakika hanıme-

fendiler, hemen geliyorum!”

“Gözlerine o bildik deli yeĢili parıltı yerleĢmeye baĢlamıĢtı,”

diye anlattı Günay, “Sesi, Ģimdi daha bir yüksek, daha bir heye-

canlıydı. Enerjiyle dolduğunu görebiliyordum! O içerideyken, Ne-

sibe‟yi süzdüm. Bütün bu konuĢulanlar onu ilgilendirmiyormuĢ

gibi, sakin oturuyordu. Alkolün onda anestezi etkisi yapmıĢ olabi-

leceğini düĢündüm,

„Nesibe, sen iyi misin?‟

„Analığım selam eder, sana!‟ diye, hiç beklemediğim bir cevap

verdi, „Serap da hamiledir, biliyon mu?‟

„Sen Amerika‟ya gitmek istiyor musun?‟

„Bilir miyim? Nasip, gısmette ne varsa odur, gayri!‟

„Elbette, nasip kısmet de, sen ne diyorsun?‟

„Bilir miyim?‟ dedi, Nesibe yine. Burnunu kıstı, gözleri çizgi

oldu, çilleri birbirine yanaĢtı.‟

„ĠĢte bu kadar!‟ dedi, Günay, Nesibe‟nin adını kullanmadan,

“AlıĢık değildir, hasta olabilir!”

Page 376: ALFA DA - okumedya.com · ALFA DA . ALEV ALATLI KÜLLĠYATI. Schrödinger‟in Kedisi [Kâbus] Schrödinger‟in Kedisi [Rüya] Viva La Muerte! • YaĢasın Ölüm „Nuke‟ Türkiye!

“Naaah! Ona bir Ģey olmaz! Bu kadar narin göründüğüne

bakma, çelik gibidir!” Nesibe‟ye döndü,

“Deil mi, kız? Sen çelik gibi, deil mi?”

“Böyle konuĢmayı nereden öğrendin?”

“Türkçemden bahsediyorsun, değil mi? Evet, eskisinden çok

daha iyi! Her neyse. Sana hödüğü anlatıyordum.

Kudüs‟ten döndüm. Altüst olmuĢtum, biliyor musun? Çocuk-

lar beni özlemiĢ. Küçük David kene gibi yapıĢıyor. Ben de evden

çıkamıyordum. Bilirsin nasıldır? Bir öğleden sonraydı, kapı çalın-

dı. Zo! Kapıyı açıyorum ve bu!” Nesibe‟yi gösterdi,

“Bu kapıda dikiliyor!”

Korkunç bir sahneyi hatırlıyormuĢ gibi gözlerini yumdu, baĢını

salladı,

“Sen hiç suda boğulmuĢ insan gördün mü? Ben gördüm!” göz-

lerini açtı,

“Burada, Ġstanbul‟da. Geçen ekimde Rus gemisinden atlayan o

denizciyi hatırlıyor musun? Gazeteler yazmıĢtı. O denizci bizim

orada karaya vurdu. ġiĢmiĢti, mosmordu, biliyor musun? Böyle!”

elleriyle ĢiĢmiĢ bir beden tarif etti.

“Ayrıntıları atlayabilirsin, lütfen!”

“Well, Nesibe aynen öyleydi! ġu farkla ki, onun ağzının ke-

narından kan sızıyordu!”

Kalktı, Nesibe‟nin yanına oturdu, elini uzattı, Nesibe‟nin ağzı-

nın yanından boynuna doğru akan kanın izlediği güzergâhın üze-

rinde parmağının ucunu gezdirdi,

“ĠĢte, böyle!”

Kolunu, kıpırdamaksızın duran Nesibe‟nin omzuna attı, ken-

disine çekti,

“Yine eski elbiselerini giymiĢti,” dedi, yaramazlığı hoĢ gören

bir tavırla, “Ve biliyor musun, bana onları attığını söylemiĢti!”

Page 377: ALFA DA - okumedya.com · ALFA DA . ALEV ALATLI KÜLLĠYATI. Schrödinger‟in Kedisi [Kâbus] Schrödinger‟in Kedisi [Rüya] Viva La Muerte! • YaĢasın Ölüm „Nuke‟ Türkiye!

BoĢtaki eliyle Nesibe‟nin çenesini kaldırdı, gözlerinin içine

bakmaya zorladı,

“Sen bana yalan söylemek!” diye azarladı. Yemenisinin üze-

rinden baĢını okĢadı, Günay‟a döndü,

“Yine eski elbiseler, yine baĢörtüsü!”

Konyak bardağına uzandı,

“Ve, biliyor musun, onu öyle beğendim? Takdir ettim! Niye

olmasın, diye düĢünüyordum; bu kadın bir Türk! Kabul etmeliyim

ki, bu kıyafet ona çok yakıĢıyor!”

“Nasıl oldu bilmiyorum ama birden, karĢımda elinde puro, ba-

cak bacak üstüne atmıĢ, bir GüneĢ Taner gördüm!” diye anlattı

Günay, “Bir o kadar küstah ve maço! O kadar beklenmedik bir

imajdı ki, nutkum tutuldu!”

“Nesibe‟yi öyle görünce, öfkem uçtu, gitti!” diye sürdürmüĢtü

Diana,

“Kalbimi kırmıĢtı biliyor musun? O gece Abdullah beni evden

attığında, ondan taraf olmuĢtu. Sonra o kadar uzun zaman...

Gelmedi! Nasıl olur, bilirsin? Bunları sen de yaĢadın.”

“Nesibe‟ye döndü yine ve baktı! Ve baktı ve ben gördüm!

Bir âĢığın bakıĢını, hiçbir yanlıĢ anlamaya meydan vermeyecek

kadar açık seçik gördüm! Ağzım açık kalmıĢ olmalı ya da baĢka bir

Ģey, çünkü Diana -herhalde içinden „kadın aydı, çok Ģükür!‟ filan

diyordu- gördüğümü gördü ve rahatladı!

„Onu kollarımın arasına aldım,‟ diye sürdürdü, „Yatağa taĢı-

dım. Günay Hanım, yüzüne dokunamıyordum, bile! Öyle canı ya-

nıyordu! Doktor istemedi, Zo! Ben de buz koydum. Pansuman

yaptım. Geldiğinde içiyordum, biliyor musun? Bu, Türk kanyağı!‟

Masanın üzerindeki ĢiĢeyi iĢaret ediyordu,

„Bir bardak da ona verdim! Uslu bir kız oldu, içti!‟

„Nesibe‟ye döndü, gülümsedi,

Page 378: ALFA DA - okumedya.com · ALFA DA . ALEV ALATLI KÜLLĠYATI. Schrödinger‟in Kedisi [Kâbus] Schrödinger‟in Kedisi [Rüya] Viva La Muerte! • YaĢasın Ölüm „Nuke‟ Türkiye!

„Öyle oldu, değil mi?‟

„Bana döndü,

„Bir tane daha istedi. Acılarını dindiriyordu, anlıyor musun?

Zo! Ona, ılık bir köpük banyosu hazırladım. YavaĢça soydum. Sa-

nırım, biraz sarhoĢ olmuĢtu, gıdıklanıyordu, biliyor musun? Kü-

çük bir kız gibi kıkırdıyordu! Well, zaten KatyuĢka‟dan biraz daha

ağır! Bedeni de öyle! Hiç tüyü yok! Biliyor musun?‟

“Ne diyeceğimi, nasıl tepki vereceğimi bilemedim,” dedi Gü-

nay, “Nesibe‟ye baktım alkolden olsa gerek, gözlerini kapatmıĢtı.

Ġngilizce konuĢtuğumuza Ģükrettiğimi hatırlıyorum.

Utanır gibime gelmiĢti,

„Bak ayrıntıları kendine saklasana?‟

„Kötü bir tesadüf, aynı anda Nesibe‟nin baĢı göğsüne düĢtü.

Diana, kadına sarılmak için bunu fırsat bildi ya da öyle gibi geldi

bana. Fakat, bu sarılmada meydan okur gibi bir eda da vardı, ni-

tekim,

„Niye?‟ diye sordu, tuhaf, yayvan bir gülüĢle, „Bu seni utandırı-

yor mu?‟ Kendisine saklamasını istediğim ayrıntılardan bahsedi-

yordu.

„Herhalde!.‟

„Niye ama? Seni, Tülin‟le öpüĢürken çok gördüm!‟

„Ağzım açık kaldı!

Sessizliğimi fırsat bildi, bir içki daha aldı. Artık sayısını ĢaĢır-

mıĢtım, ama yaklaĢık bir buçuk saat içinde iki yetmiĢliğin bittiğini

biliyordum, var sen hesap et!

„Siz Türkler bizim gibi değilsiniz!‟ diye sürdürdü, „Çok daha

doğal insanlarsınız! Yani, hamamda birbirinizin önünde soyunur-

sunuz, değil mi? Birbirinizin o taraflarına ağda da yaparsınız. Sen,

Günay Hanım, sen niye bozuluyorsun?‟

Page 379: ALFA DA - okumedya.com · ALFA DA . ALEV ALATLI KÜLLĠYATI. Schrödinger‟in Kedisi [Kâbus] Schrödinger‟in Kedisi [Rüya] Viva La Muerte! • YaĢasın Ölüm „Nuke‟ Türkiye!

Öyle bir ses tonu kullanıyordu ki, beni tepki gösterdiğim için

suçlayacağı açıktı. Üstelik, bu suçlamada, sapkınlıkların yatması

gerektiği ima edilecekti!

Ġnan olsun, o anda tek düĢünebildiğim, böyle durumlara düĢ-

meyi hak etmiĢ olmak için ne yaptığımdı! Diana isimli bir kadın,

hiç beklemediğim, istemediğim bir zamanda ve talip olmadığım

bir konuda beni düĢünmeye ve duygularıma mantıki gerekçeler

bulmaya zorluyordu, iyi mi?

Bir anda cinim tepeme çıktı! Gel gör, Diana, nasıl öfkelendi-

ğimin dahi farkında değildi, çünkü diğer kısıtlamaları bir yana,

sarhoĢluyordu. SarhoĢladığı zaman bana karĢı bir saldırganlık ge-

liĢtirdiğini bilirsin. Sen de sezmiĢsindir. O gün de öyle olacağını

hissettiğim için, deyiĢ yerindeyse, bulaĢmamaya çalıĢıyordum. O

da farkında olmuĢ olmalı ki, elde ettiğini sandığı avantajı kullan-

maya kalktı. Nesibe‟nin baĢını omzuna çekti, okĢamaya koyuldu,

„Oh! Öyle tatlı ki! O gün, kollarını boynuma doladı, asıldı kal-

dı! Ve ben onu sevdim, Günay! Onu çok sevdim! Her bir çürüğü-

nü öptüm! Ve inan bana, bu zarif beden, bu sedef, beden, çürük

içindeydi! Yıkadım, kuruladım, pudraladım onu,‟ hoĢ bir Ģey hatır-

lamıĢ gibi güldü,

„Biliyor musun, karnı dümdüz! Hatta, içine çökük! Hiç çocuk

doğurmamıĢ gibi!‟ Nesibe‟nin yüzüne baktı,

„Ben onun son umuduyum. Bunu anlıyorsun, değil mi?‟

O arada, Nesibe, kendine gelir gibi oldu. Anlamsız bir Ģey mı-

rıldandı, yumruk ettiği elleriyle çocuklar gibi gözlerini ovuĢturdu.

Zorla araladı, Günay‟ı gördü, yüzü burnunun etrafında toplandı,

çilleri birbirine değdi,

„UyuĢmuĢum, guzum,‟ dedi, güldü.

„Çocuklar gibi sokulur bana! Kendisine bakmamı ister!‟ Göğ-

sünde yatan kadına eğildi,

„Öyle değil mi, sevgilim?‟

„Aman, Allahım!‟ dedi Rodoplu! Sen soktun, sen çıkar!

Page 380: ALFA DA - okumedya.com · ALFA DA . ALEV ALATLI KÜLLĠYATI. Schrödinger‟in Kedisi [Kâbus] Schrödinger‟in Kedisi [Rüya] Viva La Muerte! • YaĢasın Ölüm „Nuke‟ Türkiye!

Diana duymazdan geldi,

„Ben, seni seviyor Nesibe. Sen de beni seviyor mu?‟

Nesibe, gözleri kapalı güldü yine,

„Niçun sevmeyeyim?‟ Doğruldu, dikildi. Bardağında içki kaldı

mı diye baktı. Diana, yerinden fırladı,

I‟ll get you some!‟*

„Hanımlar, bu çok uzadı!‟ dedi, Rodoplu, “Artık içmeyin lüt-

fen!”

“Son bir tane daha! Söz!” dedi Diana, “Sonra gideceğiz.”

“Son!” dedi, Rodoplu,

“Ama, öyle olmadı, Çünkü, Nesibe‟nin davranıĢlarını Dia-

na‟nın yorumladığı biçimde „aĢk‟ anlamına gelmediğini bu kadına

anlatmanın bir yolu olmalı, diye düĢünüyordum. „Bu bir Püriten,‟

diye hatırlatıyorum Kendime, Püritenlerde fiziki temas o kadar

farklı algılanır ki, en ufak bir Ģefkat gösterisini pekâlâ da „aĢk‟ diye

algılayabilir, bu. Nitekim, öyle algılıyor. Freud, Mreud derken, her

hareket Ģehvet belirtisi olur çıkar. Nesibe‟yi -tabii, Nesibe derken

aslında „biz Türkler‟i diyordum- bu kadına yorumlamak lazım ki,

bu iĢe bir son versin. Ama, nasıl yapmalı?

DüĢünüyorum, „Nesibe, sen bu kadını seviyor musun?‟ diye

sorsam, hiç kuĢkusuz ona verdiği cevabı bana da verecek, „Niçun

sevmeyeyim?‟ Nasıl dersin, „Sen bununla cinsel iliĢkiye mi gir-

din?‟ diye? Zaten, Allah bilir, onu da anlamayacak!”

“ġu gözlere bak!” dedi, odaya giren Diana,

“Çok güzel değil mi? Seni seviyorum çirkin Amerikalı diyorlar.

Sen de görmüyor musun?”

“Hayır, görmüyorum,” dedi Rodoplu.

Diana‟nın cevabı hazırdı,

* “Ben getiririm.” (y.n)

Page 381: ALFA DA - okumedya.com · ALFA DA . ALEV ALATLI KÜLLĠYATI. Schrödinger‟in Kedisi [Kâbus] Schrödinger‟in Kedisi [Rüya] Viva La Muerte! • YaĢasın Ölüm „Nuke‟ Türkiye!

“Kıskanıyorsun!”

“Gülmeye baĢladım!” dedi, Günay, ama, sinirli, zorlanmıĢ bir

gülme! Kendi gülmem kendi kulaklarıma geliyor, rahatsız ediyor-

du!

„Diana Pavloviç, sen bir budalasın!‟

„Kıskanıyorsun!‟ dedi, Diana yine, „YeĢil gözlü Cezabel!

Sen bu‟sun iĢte!‟

„Saçmalama!‟

Geçti, oturdu,

„Hayır, saçmalamıyorum ve sen bunu biliyorsun!‟

SertleĢen seslerin uyandırdığı Nesibe‟ye baktı,

„O çok güzel, çok saf,‟ dedi, „Meryem‟in bile onun kadar güzel

olmadığına bahse girebilirim! Ve en güzel tarafı ne biliyor musun?

Pür! Arı, duru! Su gibi! Seninle benim kaybettiğimiz bütün nite-

likleri haiz!‟

„Öyleyse bırak, öyle kalsın!‟

„Ama, ona ihtiyacım var. Anlamıyor musun?‟ Bağırıyordu.

Ben de bağırdım,

„Ġhtiyacın vardır diye her Ģeyi kullanmak zorunda mısın, Al-

lah‟ın belası Amerikalı! Ġhtiyaçlarının da senin de canın cehen-

neme! Ne doymak bilmez bir oburluktur bu!‟

“„O.K.! ĠĢte bu!‟ dedi Diana, „Benim duymak istediğim de ay-

nen buydu! Bana karĢısın, çünkü ben Amerikalıyım. Nesibe‟nin

BirleĢik Devletlere gitmesini de istemezsin sen‟ Onun için çok

daha iyi olacak olsa da istemezsin, çünkü Ģovensin!

BirleĢik Devletler‟de mutlu olacaklarına, bu lanetli ülkede kal-

sınlar, mutsuz olsunlar istersin! Niye biliyor musun? Sen de be-

nim gibi AmerikalılaĢmıĢsın! PaylaĢmak istemiyorsun! PaylaĢmak-

tan nefret ediyorsun! Nesibe‟yi ve onun bana verdiklerini kıskanı-

Page 382: ALFA DA - okumedya.com · ALFA DA . ALEV ALATLI KÜLLĠYATI. Schrödinger‟in Kedisi [Kâbus] Schrödinger‟in Kedisi [Rüya] Viva La Muerte! • YaĢasın Ölüm „Nuke‟ Türkiye!

yorsun! Ama, o senin gibi değil! Tanrı‟ya Ģükür, modernizasyon

ona dokunamamıĢ! O bana, senin yaptığın gibi pislik muamelesi

yapmıyor! Benden kaçmıyor! Yanağımı yanağına değiyorum, ir-

kilmiyor! Dudaklarımız birbirlerine değiyor, kaçmıyor! Saçlarımı

okĢuyor, usulcacık. „Bir kelebek teması.‟

„Diana, hadi, saçlarını yıkayalım diyor, kına koyalım, parlasın.

Güzel olsun!‟

„Bunu düĢünebiliyor musun? Güzel olmamı istiyor. Orada re-

kabet yok, kayıtsızlık yok! AĢk var! Sadece aĢk var! Ensesini öpü-

yorum, gülüyor. Bir bebek kadar masum; gülüyor! Bu kadın bana

hayat veriyor! Hayat yayıyor, radyo dalgaları gibi! Bana dokundu

ve bu iğrenç dünya, endüstriyel atıkların katran karası dünyası,

yemyeĢil meralarla bezendi.‟

„Ve narlar dalları eğiyordu; üzümlerden bal damladı!‟ dedim,

ben de,” diye nakletti Günay, “ġu anlattıkların öyle kliĢe ki, edebi-

yat niyetine bile yutamıyorum!”

Ve tabii hemen arkasından, Ne büyük bir sahtekârım, Yarab-

bim!

“Öyleydim, Mehmet‟çim! ġafak‟a, yeĢil elma, tarçın, kekik ko-

kusu yakıĢtıran sanki ben değildim! Kadın, karĢımda oturmuĢ,

gözleri dolu dolu, feveran ediyordu ve benim kılım kıpırdamıyordu

iyi mi?”

“Belki de içten olmadığını düĢündüğün için? Olabilir mi?”

“Yoo, çok içtendi! Sen gelinceye kadar üç büyük konyak içti

bir avuçta diazem yuttu, halini gördün! ġurası muhakkak ki, hiç-

bir erkek, hiçbir kadına, Diana Pavloviç‟in Nesibe‟ye âĢık olduğu

gibi, âĢık olmadı!”

“Sen alay edebilirsin, Bayan Rodoplu,” demiĢti, Diana, “Çün-

kü ne Nesibe kadar cömertsin, ne de onun kadar soylu! O bana

bir kısmetim olduğunu öğretti. Korkunun sadece bir yanılsama,

akıp giden bir illüzyon olduğunu öğretti. Bana hâkim olamayaca-

ğını, beni korkutamayacağını öğretti! Bu senin yapabildiğinden

çok daha fazla! Hayatın bir armağan olduğunu bilir o. Kendisine

Page 383: ALFA DA - okumedya.com · ALFA DA . ALEV ALATLI KÜLLĠYATI. Schrödinger‟in Kedisi [Kâbus] Schrödinger‟in Kedisi [Rüya] Viva La Muerte! • YaĢasın Ölüm „Nuke‟ Türkiye!

verilmiĢ o armağana müteĢekkirdir. Senin küçümsediğin ne var-

sa, ona değerlidir. Buna, nefes almak da dahil! Bana dokundu,

beni onurlandırdı!”

Nesibe, bir Rodoplu‟ya bir Diana‟ya bakıyor, içki bardağını

elinden bırakmıyordu.

“Dengem bozuldu, Mehmet,” dedi, Rodoplu,

“Orada iki kadın, ağzı lâf yapan iki entel kadın, oturmuĢ, bir

üçüncüsünün hayatı hakkında konuĢuyoruz gibi geldi. Sanki, Ne-

sibe bir metaydı ve ne tür istimal edileceği kararlaĢtırılıyordu! Mi-

dem bulandı! Gel gör, her zamanki tavrımızdan pek farklı da de-

ğildi, hani, vardır ya, halkımızın geleceğine dair konuĢmak gibi bir

Ģey! „Halkımız Ģöyle mi olsa daha iyi; böyle mi olsa daha iyi olur.‟

Bir tür entelektüel düzenleme yani! Beni böyle bir duruma dü-

Ģürdüğü için Diana‟dan nefret ettim! Nesibe‟nin geleceğine iliĢkin

söz sahibi olmaya zorlanmaktan nefret ettim. Çekip gitmelerini,

ne halleri, varsa görmelerini istedim. Ama, sadece kısacık bir an

için! Çünkü, hemen sonra, Nesibe‟nin bizden olduğu duygusu ga-

lip geldi. Nesibe, „biz‟dik‟, „yerli‟lerdik. Yerliler‟e biz sahip çıkmak

zorundaydık. Üstelik, Nesibe, dokunulmamıĢtı, saftı. Diana‟nın

yedi dağdan ot getiren malumat istifçiliğine terk edilmemeliydi!

Öte yandan, Nesibe‟nin, iĢin Diana‟nın ruhundaki boyutlarını

bilmediğinden emindim!

„Bütün bu anlattıkların, bir soyutlama,‟ dedim Diana‟ya „Ken-

dine yarattığın bir dünya. Bu kadının dünyası bambaĢka. Senin

dünyan ile kısacık bir süre teğet geçti, ama asla örtüĢmüyor.‟

Ġyi yerden yakalamıĢ olmalıyım ki, duraladı,

„Ne demek istiyorsun?‟

ġafak ÖzdenleĢtim ben de,

„Nesibe, senin düĢündüğün insan değil. Senin özlediğin bi-

çimde bir iliĢki sürdüremez. Onun bir kocası var. Birlikte olur, Ģu

olur, bu olur. Senin büyük bir ihtimalle bir kocan olmayacak. Bel-

ki de zaten hiç olmadı. Ama Nesibe, senin açıklarını gideremez.

Tersine, seni tahmin edemeyeceğin kadar yalnız bırakır. Yani,

Page 384: ALFA DA - okumedya.com · ALFA DA . ALEV ALATLI KÜLLĠYATI. Schrödinger‟in Kedisi [Kâbus] Schrödinger‟in Kedisi [Rüya] Viva La Muerte! • YaĢasın Ölüm „Nuke‟ Türkiye!

onu bir dost, bir arkadaĢ olarak kabul edebilirsin, acı çekmezsin.

Ama, iliĢkiyi o boyutlarda tutmalısın. Nesibe, asla senin özlediğin

âĢık olmayacaktır. Nasıl olacağını bile bilmez!‟

Belden aĢağı vurmuĢtum, besbelli! Sarardı, yutkundu,

„Yalan söylüyorsun!‟ dedi „Kıskandığın için!‟

„ĠĢte burada,‟ dedim, ben de, „Sor ona! Ama dürüst ol! ġuur

üstü, Ģuuraltı, hayal ettiklerinin bütününü sor! Sor bakalım, se-

nin hayal ettiklerin onun düĢünceleri ile çakıĢıyor mu?‟

„Yapamam!‟

„Yapamazsın, çünkü onu kandırıyorsun! Ona olayı kendi dü-

Ģündüğünden daha farklı sunuyorsun. Seninle Amerika‟ya gelme-

yi kabul ederse, bu çocukları daha iyi öğretim görsün diye olacak-

tır. Asla, sana hayat arkadaĢı olsun diye değil!‟

„Hayır!‟

„Dene ve gör!‟ Bir de tehdit savurdum,

„Zaten, sen denemezsen ben deneyeceğim!‟

“Bundan fena halde korktu ve öfkelendi,

„Hangi salahiyetle?‟ Yerinden kalktı, baĢıma dikildi ve bağırdı,

„Sana soruyorum, Günay Hanım, hangi salahiyetle aramıza gi-

riyorsun?‟

„Oturduğum yerden olduğundan da uzun boylu ve çok güçlü

görünüyordu,” dedi Günay, “Oldukça da sarhoĢtu. Ürkmedim de-

sem yalan olur! Daha fazla tahrik etmemek için, yüzüne bakmak-

la yetindim. Derken tuhaf bir Ģey oldu, gülmeye baĢladı,

„Ah, tabii, anladım! Çünkü, Türk! Sana salahiyet veren de bu!

Öyle değil mi? Eğer, baĢka milliyetten olsaydı, farklı olurdu?‟

„Olmazdı, Diana. Benim evime gelip, bu kadar vaktimi talep

ediyorsan, bu selahiyeti bana sen veriyorsun demektir. Ben, ikini-

zin arasındaki bir anlaĢmaya tanıklık edecek noter değilim!‟

Page 385: ALFA DA - okumedya.com · ALFA DA . ALEV ALATLI KÜLLĠYATI. Schrödinger‟in Kedisi [Kâbus] Schrödinger‟in Kedisi [Rüya] Viva La Muerte! • YaĢasın Ölüm „Nuke‟ Türkiye!

Anladı,

„O.K.!‟ dedi „O.K.! I‟m sorry! Ama, senin düĢündüğün gibi de-

ğil, Nesibe beni seviyor!‟

Sonra, korkunç o Ģey oldu! Diana, gitti, uyudu uyuyacak gibi

duran Nesibe‟nin yanına oturdu, daha önce yaptığı gibi, çenesini

tuttu, kendi yüzüne doğru kaldırdı. Öylesine erkeksi bir hareketti

ki, ürperdim.

„Nesibe,‟ diye fısıldadı, „Günay Hanım‟a beni sevdiğini söyle!‟

Nesibe, ne dediğini anlamak ister gibi düĢündü, sonra da yü-

züne kocaman bir gülücük yayıldı,

„Niçun sevmeyim?‟ dedi, „Sen kötü değilsin, gocan da eyi

adamdır!‟

„Öyle değil,‟ dedi Diana, „Nasıl sevdiğini söyle! Kadın gibi!‟

Nesibe anladı mı, bilmiyorum, ama baĢını geri çektiğini gör-

düm.

„Kadın gibi,‟ diye tekrarladı, Diana. Nesibe, gözlerini açtı, bana

korku dolu bir bakıĢ fırlattı, daha da geri çekildi ve kıyamet koptu!

„Kadın gibi,‟ diye üçüncü kez tekrarladı ve ani bir hareketle

dudaklarını Nesibe‟nin dudaklarına yapıĢtırdı. Göz açıp kapayın-

caya kadar da yemenisini indirdi! Ömrümde hiçbir zaman, ama

hiçbir zaman bu kadar öfkelendiğimi bilmiyorum!”

Rodoplu, anlatırken bile titriyordu,

“Kendi evimde, kendi kanepemde dev gibi bir kadın, bir baĢka

kadına tecavüz ediyordu! Ġnanabiliyor musun? Nesibe, Diana‟yı

uzaklaĢtırsın diye uğraĢıyordu! Yerimden nasıl fırladığımı bilmiyo-

rum! Hiç sana anlattım mı, bilmiyorum. Bir kere daha olmuĢtu,

bu olağanüstü güç hissetme hali. Sanki, iki ayağımla yere çivilen-

miĢim ve beynimden bacaklarımın arasına, oradan toprağa geçen

bir Ģerle, bir elektrik akımı oluĢmuĢtu. Ġki mislim o kadını kaldırıp

pencereden atabilirdim,

Page 386: ALFA DA - okumedya.com · ALFA DA . ALEV ALATLI KÜLLĠYATI. Schrödinger‟in Kedisi [Kâbus] Schrödinger‟in Kedisi [Rüya] Viva La Muerte! • YaĢasın Ölüm „Nuke‟ Türkiye!

„Leave her alone or I‟ll kili you!‟* diye bağırıyorum!

Ġnsanların korku filmi senaryolarını nasıl yazdıklarını hep me-

rak etmiĢimdir. Korku ve gerilim filmi senaryolarını. Nasıl böyle

Ģeyler yazarlar diye merak etmiĢimdir! Herhalde böyle oluyor! Ya-

Ģıyorlar ve yazıyorlar. Benim bağırmamdan sonra Diana çekildi ve

ağlamaya baĢladı. Böğürür gibi ağlıyordu,

„Gördün mü? Bana ne yaptığını gördün mü?‟

Evet, aynen tahmin ettiğin gibi! Yaptığından utanma ağlaması

değildi bu! Nesibe‟nin onu, benim önümde reddetmiĢ olmasına

ağlıyordu! Nesibe‟ye baktım, o masum, tatlı yüz gitmiĢ, düĢman

bakıĢlı, hain bir ifade oturmuĢtu,

„Tövbe, tövbe!‟ diye söyleniyordu, „Manyak mıdır, nedir bu ga-

rı! GudurmuĢ, tövbeler olsun!‟

Doğru söyleyenin Diana olduğunu anladım birden, elim aya-

ğım, her tarafım zangır zangır titremeye baĢladı,

„Sen de sus artık!‟ diye Nesibe‟ye bağırdım, „Diana, lütfen,

Ģimdi, hemen gidin! Bunu daha fazla kaldıramam!‟

Kanepeye çökmüĢ, yüzünü ellerine gömmüĢ, hıçkırıyordu, „Af-

federsin, Günay Hanım, affedersin! Bunu sana yapmamalıydım!

Ama, bana ihanet edeceğini bilemedim! Bu kadar kolayca değil!

Saf, temiz ve iyi olduğunu sanıyordum!‟

YatıĢacağını, hiç değilse bu rezilliğe son vermek için bir an

önce gideceklerini umuyordum. Çünkü, bu arada Nesibe ayağa

kalkmıĢtı, daha doğrusu dikilmiĢti ama ayakta durabilmek için bir

yerlere tutunuyordu. Adım atacak hali olmadığını görüyordum,

„Git de elini yüzünü yıka,‟ demeye kalmadı, sendeledi! Nasıl

fırladığımı, yakaladığımı bilmiyorum! DüĢmemek için son gayreti-

ni sarf ediyor olmuĢ olmalıydı ki, ben dokunur dokunmaz dizleri-

nin bağı çözüldü. Banyoya taĢıyabilmek için, Diana‟dan yardım

istemek zorunda kaldım.

* “Onu rahat bırak yoksa seni öldürürüm.” (y.n)

Page 387: ALFA DA - okumedya.com · ALFA DA . ALEV ALATLI KÜLLĠYATI. Schrödinger‟in Kedisi [Kâbus] Schrödinger‟in Kedisi [Rüya] Viva La Muerte! • YaĢasın Ölüm „Nuke‟ Türkiye!

Diana‟nın gözlerindeki paniği görmeliydin! Anneme bir Ģey ol-

duğunu sandığı zaman babamın gözlerindeki panik! Onu gördüm

ve acıdım!

„Hadi! Bir Ģey yok! Sadece sarhoĢ! Umalım, alkol komasına

girmesin!‟

Banyoya taĢıdık,

„DuĢa koysak daha iyi olmaz mı?‟

Sanki, en az iki büyük konyağı içen o değildi! Bir deli enerjisi

gelmiĢti! Nesibe‟yi, pat diye kaldırıp, küvete oturtabileceğini görü-

yordum. Öyle yapılması gerektiğini de biliyordum, ama insanoğlu

garip. Giysilerini çıkarmaya ya da çıkarıldığını görmeye talip de-

ğildim! Diana, anladı,

„Lütfen! Yardım et! Çünkü haklı olabilirsin! Alkol komasına

girebilir!‟

Soyduk. Diana, ana, ben iyi niyetli ama beceriksiz bir teyze!

DuĢun altına yerleĢtirdik, soğuk suyu açtık,

„Ana! Beni öldürüyorlar!‟ diye bağırmaya baĢladı. Isıttık, gev-

Ģedi, bu defa da ağzının kenarından ince bir kusmuk sızmaya baĢ-

ladı. Tekrar uyuyacağından korktuk, sıcağı açtık, „Yandım!‟ diye

yeri göğü inletti. Sen geldiğinde bununla uğraĢıyorduk, kapının

sesini ondan duymadım.”

Page 388: ALFA DA - okumedya.com · ALFA DA . ALEV ALATLI KÜLLĠYATI. Schrödinger‟in Kedisi [Kâbus] Schrödinger‟in Kedisi [Rüya] Viva La Muerte! • YaĢasın Ölüm „Nuke‟ Türkiye!

V

O gün, Günay‟ın ġafak‟la buluĢacağını biliyorduk; ama Etap‟ta

buluĢacağını bilmiyorduk. Bilsek de fark eder miydi, bilmiyorum.

Çünkü, bizim için o otel hep Intercontinental olarak kaldı.

1977‟den beri her yıl yaptığımız gibi, Tülin‟le Taksim Meyda-

nı‟nda buluĢtuk. Yine her yıl yaptığımız gibi, o ġiĢli istikametinden

geldi, ben BeĢiktaĢ. Saat tam 14.30‟da Kemal Türkler‟in konuĢtu-

ğu kürsünün önündeki yerlerimizi aldık,

“Hey, hey de hey! DĠSK‟in sesi bu!”

“BU ALAN 1 Mayıs alanı!”

GülüĢtük,

“Nasılsın?”

Etrafımıza bakındık. Etap‟ın önüne dizili, çoğu Mercedes, on-

larca siyah, resmi plakalı otomobile baktık,

“Kutlamalar galiba burada yapılıyor, kardiĢim,” dedi, Tülin.

Page 389: ALFA DA - okumedya.com · ALFA DA . ALEV ALATLI KÜLLĠYATI. Schrödinger‟in Kedisi [Kâbus] Schrödinger‟in Kedisi [Rüya] Viva La Muerte! • YaĢasın Ölüm „Nuke‟ Türkiye!

“Pera Palas diye duymuĢtum ama...”

“Daha Ģık!”

Bakınmaya devam ettik.

“Her yıl biraz daha zorlaĢıyor, farkındasın değil mi? Kimin ne-

reden geldiğini karıĢtırıyorum artık!”

“Bir biz vardık, bir de onlar,” dedim, “Hatırlasana! Biz, „Mark-

sizm‟in ve Leninizm‟in ilkelerine ihanet eden, Rus yanlısı, sosyal

faĢist ve revizyonistler‟dik.”

“Öyleydik, değil mi?”

“Onlar da, „Maocu bozkurtlar, goĢistler, bozgunculardı‟,”

“Halkın KurtuluĢu, Halkın Yolu, Halkın Birliği,” dedi, Tülin.

“Ġkinci grup: Aydınlık, Halkın Sesi: „Ne Amerika, ne Rusya,

Bağımsız Demokratik Türkiye‟ „Kürtler, Türkler bir olsun‟!”

“Yok canım! Bizim, bu söylediğin fraksiyondan olmadığımıza

emin misin?”

“Eminim,” dedim, ben de ciddi ciddi, “Dedim ya, onlar Maocu

bozkurtlardı.”

“Allahım!” dedi Tülin.

“AteĢ açanlar onlardı.”

“Öyle ya. Ama biz de onları miting meydanına almamaya karar

vermiĢtik. „1 Mayıs‟ın anlamının saptırılmamasını‟ istiyorduk, de-

ğil mi?”

“Haksız da değildik!”

“Hayır. Ama, ben yine de proleter devrimci gücün bütünlüğü-

nü bölen hareketlere karĢıydım,” güldü, “Düpedüz ihanet ediyor-

dum, kardiĢim!”

“Yok canım!”

Page 390: ALFA DA - okumedya.com · ALFA DA . ALEV ALATLI KÜLLĠYATI. Schrödinger‟in Kedisi [Kâbus] Schrödinger‟in Kedisi [Rüya] Viva La Muerte! • YaĢasın Ölüm „Nuke‟ Türkiye!

“Evet!” dedi Tülin, gülerek, “Hatta, „Kürt Marksist Leninistle-

rin, proleter devrimci birliği dıĢında görülmesinin yanlıĢlığına dair

bir yazı bile yazdım. Takma isimle, tabii.”

“Halkın Yolu‟na mı?”

“Tabii!”

Ayaklarımın dibinde bitiveren bir çocuğa çarpmamak için sek-

tim,

“TĠKP sempatizanlığın da oradan geliyor!”

“Tabii,” dedi Tülin yine, “Sadık Canaslan‟ı ben eğittim.”

Sadık Canaslan, KocamustafapaĢa‟da afiĢleme yaparken öl-

dürülmüĢtü. Halkın Yolu‟nun, cinayetten ĠGD‟lileri sorumlu tut-

tuğunu hatırlıyordum.

Uzun zamandır yapmadığım Ģekilde baktım ona. Kilo almıĢtı.

Güderi ceketini, ipek bir eĢarp süslüyordu. GüneĢ gözlüklerinin

çerçeveleri incecikti.

“Saçlarım da beyazladı,” dedi Tülin, “Boyamasam, görürdün.”

KonuĢa konuĢa, Sular Ġdaresi‟nin oraya gelmiĢtik,

“Sahiden sizinkiler mi yaptı?”

“Bilmiyorum. Zaten ondan on gün sonra da Ġdris Türkoğlu vu-

ruldu, Ġzmir‟de. Hatırlamıyor musun, biz, Maocular vurdu dedik.

Onlar, ĠGD dediler. Kaynadı gitti yine.”

“Metal Kapakçıları hatırlıyor musun? Ġlk onlar gelmiĢti. ġura-

da, halka yapmıĢ oynuyorlardı. Silifke‟ydi sanırım.”

“Herkes oynuyordu,” dedi, Tülin, “Ama nedense keyifli olan

her Ģey belleğimden silinmiĢ. Sadece, ölüleri hatırlıyorum.”

Intercontinental‟e doğru baktı. Zamanı gelmiĢ gibi oldu, oraya

yürüdük. Ölüler, ġafak‟la Rodoplu‟nun olduğu binaya bitiĢik Ka-

zancı YokuĢu‟nun baĢına yığılmıĢlardı. Sağ kaldırımda Vakkora-

ma‟nın göz kırpan ıĢıklarının karĢısında durduk. “Hey, Corç, ver-

sene borç/olmaz maykıl bende de yok!” Ģarkısı henüz “hit” olma-

Page 391: ALFA DA - okumedya.com · ALFA DA . ALEV ALATLI KÜLLĠYATI. Schrödinger‟in Kedisi [Kâbus] Schrödinger‟in Kedisi [Rüya] Viva La Muerte! • YaĢasın Ölüm „Nuke‟ Türkiye!

mıĢtı. Ama, bugün bu satırları yazarken, o gün kulaklarımızı dol-

duran çistakların aynı soydan olduğunu düĢünüyorum.

“Diran, burada, ayağımı-bastığım yerde kapaklanmıĢtı,” diye

hatırlattı, Tülin. Derikli Diran Higiz‟den bahsediyordu.

“Yüzündeki postal, gençten birine aitti,” dedim. “O delikanlı

da kareli gömlekli bir baĢkasına sarılmıĢtı.”

“O ikisinin baĢı iĢçi kılıklı bir adamın göğsüne düĢmüĢtü. ĠĢçi

yaralıydı, delikanlıların cesetlerinin altından kalkmaya çalıĢıyor-

du. Ama, o kızın boynuna dolanan bacağı izin vermiyordu. Kızca-

ğız, Ģu pencerelerin demirlerine tırmanmaya çalıĢıyordu, hatırlı-

yor musun?”

“Hayır. Ama, o bıyıklı delikanlıyı hatırlıyorum. Bir eliyle de sa-

ğındaki cesedi itmeye çalıĢıyordu.”

Belleklerimizi zorluyorduk. Sustuk ve düĢündük.

“Cesetler bile kıpır kıpır,” dedi, Tülin sonunda.

“Altlarında yaralılar olduğu için. Onlar kıpırdadıkça, cesetler

oynuyordu.”

“Öyle olmuĢ olmalı.”

Bir süre daha kaldık.

Bunun nasıl bir kalıĢ olduğunu anlatmak zor. Bu töreni her

yıl, 1 Mayıs‟ta neden yaptığımızı anlatmak da zor. Mezarlık ziyare-

ti gibi bir Ģey miydi, diye düĢündüğümde öyle olmadığını biliyo-

rum. Daha çok, sessiz bir baĢkaldırıydı galiba. Daha doğrusu, bir

inat. Belki de, geçmiĢimizi unutmamak için gösterdiğimiz bir ça-

ba. Direnmenin bir türlüsü. Doğru perspektifi kaybetmemek için

verilen uğraĢ. Güncel yaĢamımızla çakıĢmasa da gerçekleri teslim

etmek dürtüsü.

“Belki de, düpedüz nostalji, kardiĢim,” dedi, Tülin, “Baksana,

her defasında kendimizi Aynalı Pasaj‟da buluyoruz.”

Gerçekten de, her yıl, meydanın etrafındaki törensel yürüyü-

Ģümüzü yapıp, ölülerimizi (34 kiĢi) andıktan sonra, Galatasaray‟a

Page 392: ALFA DA - okumedya.com · ALFA DA . ALEV ALATLI KÜLLĠYATI. Schrödinger‟in Kedisi [Kâbus] Schrödinger‟in Kedisi [Rüya] Viva La Muerte! • YaĢasın Ölüm „Nuke‟ Türkiye!

yürür, ya Aynalı Pasaj‟da ya da Çiçek Pasajı‟nda rakılardık. Ancak,

aslında, buraları bizim değil, bir önceki kuĢağın, Kemal Sülker‟in,

Hüsamettin Bozok‟un, Agop Arat‟ın yerleriydi. Kemal Ağabey, “En

korkulu günler, 28, 29 hele de 30 Nisan günleriydi,” diye anlatır-

dı. “Zira, siyasi polis, 1 Mayıs nedeniyle duvarlara yapıĢtırılacak

beyannamelerin hazırlanmasında çalıĢacaklarını tahmin ettiği ki-

Ģileri Sirkeci‟deki eski Sansaryan Hanı‟na, Emniyet Müdürlüğü‟ne

davet eder, 2 Mayıs sabahı salıverirdi. Ciddi bir sorgulama ya da

suçlama olmazdı. 30 Nisan akĢamına kadar Emniyet‟e davet

edilmediysek, 1 Mayıs‟ı genellikle üç-dört yerde geçirir, sohbet

ederdik: Ada‟da Kalpazankaya, bu yakada Bomonti Bahçesi, Gala-

tasaray‟daki Çiçek Pasajı ya da Aynalı Pasaj. Ağzımız kapalı, bur-

numuzdan ses vererek, 1 Mayıs Ģarkısını söylemeye baĢlardık,”

diye anlatmıĢtı.

“Nostaljiyse, nostalji,” dedim, önümdeki mevsimi geçmeye yüz

tutmuĢ lüfere bakarak, “Bir geleneği sürdürmeye çalıĢıyoruz. Hiç

de fena olmuyor, değil mi?”

“Hadi, öyleyse,” dedi, Tülin kadehini kaldırdı, “Günlerin bu-

gün getirdiği baskı, zulüm ve kandır/Ancak bu böyle gitmez, sö-

mürü devam etmez.”

1 Mayıs marĢını mırıldanıyordu, ben de katıldım,

“1 Mayıs, 1 Mayıs!”

Yandaki masada, bizim yaĢımızdaki birileri kadeh kaldırdı; ya-

nımızdakinin yanındaki masada gençler oturuyordu. Onlar, ĢaĢkın

baktılar. Bu da, neĢemizi yerine getirdi. Tülin, yeni iĢ hayatını an-

latmaya baĢladı,

“Meğer kardiĢim, kapitalizm nedir, biz hiç bilmiyormuĢuz!”

Ayrıldığımızda hava kararmıĢtı. Tülin, annesini görmeye, Kar-

Ģı‟ya geçti, ben Günay‟a geldim.

Kapı, ancak birkaç kez çaldıktan sonra açıldı, Günay, tepeden

tırnağa ıslanmıĢ gibiydi.

“Hayrola?”

Page 393: ALFA DA - okumedya.com · ALFA DA . ALEV ALATLI KÜLLĠYATI. Schrödinger‟in Kedisi [Kâbus] Schrödinger‟in Kedisi [Rüya] Viva La Muerte! • YaĢasın Ölüm „Nuke‟ Türkiye!

“Seni Allah gönderdi!” dedi kısaca ve karmakarıĢık anlattı,

“Lütfen, bu kadınları buradan götür!”

“Neredeler?”

“Diana, banyoda. Nesibe, benim yatağıma uzandı!”

Geçtim baktım, ölü gibi uyuyordu, daha uzun süre uyanmaya-

cağı belliydi.

“Alkol komasına girmiĢ olmasın?”

Sanmıyordum, sadece uyuyordu. O arada Diana, banyodan

çıktı. PeriĢan görünüyordu. Beni görünce, koĢtu, sarıldı, ağlamaya

baĢladı,

“Oh, Mehmet Bey! Sizi görmek ne güzel!”

Günay, gücünün sonuna gelmiĢ gibiydi,

“Bak, Diana,” dedi, sakin sakin, “Ben, Ģimdi çıkıyorum. Bir

saat sonra dönerim. Geldiğim zaman, ne seni ne de Nesibe‟yi bu

evde görmek istemiyorum! Bunu anlıyorsun değil mi? Mehmet

Bey, size yardım edecek.”

“Duyuyor musun, Mehmet Bey? Günay Hanım, bizim gitme-

mizi istiyor!”

Rodoplu‟ya döndü,

“Ama, Nesibe hasta! Gidemez!”

Günay‟dan asla duymayacağımı sandığım bir cümleyi duydum,

“O senin problemin!”

Ceketini, çantasını aldı, kaçar gibi çıktı, gitti.

Diana, kapanan kapıya baktı,

“Anlamıyor,” dedi esefle, gözleri dolu dolu, “anlamıyor, Meh-

met Bey! ÇirkinleĢtiriyor, kötüleĢtiriyor. Daha da kötüsü, beni

kendimden nefret ettiriyor! Tıpkı annem gibi! Annem bana böyle

Page 394: ALFA DA - okumedya.com · ALFA DA . ALEV ALATLI KÜLLĠYATI. Schrödinger‟in Kedisi [Kâbus] Schrödinger‟in Kedisi [Rüya] Viva La Muerte! • YaĢasın Ölüm „Nuke‟ Türkiye!

yapardı! Kendisini çok iffetli sayardı! Peh! Bir insanın kendisin-

den nefret etmesini sağlamak kadar büyük günah olamaz!”

Salona geçtik, oturacakken vazgeçti, kalktı,

“Bir bira alacağım,” dedi, “Çok susadım. Sen de ister misin?”

Ġstemediğimi söyledim. Az sonra, kendisininkini açmıĢ geldi.

Bardak almaya zahmet etmemiĢti,

“Boston‟da, bir adam vardı,” dedi, hiçbir girizgâha gerek duy-

madan, “Lisedeydim. Yılsonu oyununu hazırlıyorduk. Geç kaldım.

Otostop yaptım. Zararsız görünüyordu, biliyor musun? Sonra, ko-

ruluğa saptı. YanlıĢ yolda olduğunu söyledim, ama dinlemedi. On-

dan sonra ilk bildiğim Ģey o koca, mosmor et parçası elinde, pe-

Ģimden koĢuyor olması! O zamana kadar hiç görmemiĢtim, biliyor

musun? Karların üstüne kusuyordum! Altı mil, hiç durmadan

koĢtum! Eve vardığımda, anneme söylemedim bile! Bir an için

bile Nesibe‟nin baĢlattığını düĢünmedi! Beni suçladı! Dinlemedi,

bile!”

“Belki dinleyecek halde değildi? Bugün, bizim için zor bir

gündü.” Aptalca olduğunu biliyordum ama eklemeden edemedim,

“1 Mayıs.”

“Ohhh!” dedi, ama bomboĢ, “Her neyse. Ġçerdeki o kadın.” Ağ-

lamaya baĢladı, “Bana inanmalısın, en az benim kadar suçlu o!

Sana, Abdullah onu ölesiye dövdükten sonra bana geldiğini anlat-

tım,” dedi.

Anlatmadın demedim, onca içkiyle karıĢtırıyor olması normal-

di.

“Yüzünde bir damla renk kalmamıĢtı. Ama sıradan bir hasta

gibi değil, ruhani gibi. O kadar güzel olduğunun daha önce farkı-

na varmamıĢtım!

Sonra, onu banyoya koymama izin verdi. Bir bardak su istedi.

Biraz içti. Zor nefes alıyordu. Abdullah‟ın vurduğu yer, böğrü, acı-

yordu. Sonra, onu kaldırdım, „Ben iyiyim,‟ diye fısıldadı, „Korkma!‟

Yanağını yanağıma dayadı! Öptü beni! Hasta olan oydu ama öyle

Page 395: ALFA DA - okumedya.com · ALFA DA . ALEV ALATLI KÜLLĠYATI. Schrödinger‟in Kedisi [Kâbus] Schrödinger‟in Kedisi [Rüya] Viva La Muerte! • YaĢasın Ölüm „Nuke‟ Türkiye!

bir enerji geçiriyordu ki bana! Utanıyordum! Enerji aĢılayan ben

olmalıydım, çünkü onun ihtiyacı vardı! Anlıyorsun, değil mi?”

Kelimenin tam anlamıyla kroke olmuĢ vaziyetteydim! Anlamak

bir yana takip etmekte güçlük çekiyordum, yine de,

“Evet,” dedim, “Evet, anlıyorum!”

“Onu yatağa yatırdım. Sonra tekrar banyoya geçtim. Biliyor

musun? Kendimi saçlarımı tararken buldum! Yanaklarımı pembe-

leĢtirdim, koku süründüm. Ona güzel görünmek istiyordum, anlı-

yor musun? Ailesine değil, size değil, bana geldiği için gurur du-

yuyordum! Sizden sakındığı bir Ģeyi bana veriyordu. Ona bir aspi-

rin verdim, bir de diazem. Yanına uzandım, okĢadım, baĢını göğ-

süme dayadı ve uyudu! YavaĢça kalktım, defterimi, kömürümü

aldım! Resimlerini çizdim! Onlarca resmini çizdim! Görmek ister

misin?”

Ġnanılmaz bir enerjiyle fırladı, kapının giriĢinde duran portfol-

yaya saldırdı,

“Günay Hanım‟a göstermek istemiĢtim,” dedi, “Ama bana

Ģans tanımadı!”

Portfolyonun bağcıklarını koparır gibi, telaĢla çözdü,

“ġunlara bak! Çok güzel değil mi?”

Nesibe‟nin onlarca portresi, bir o kadar da çıplak resmi vardı.

Erkek çocuğununki gibi dümdüz bedenler. BaĢka birisine ait olsa,

dikkatle incelemek isteyeceğim kadar iyi çizimlerdi bunlar. Ama,

içeride yatan kadına aittiler. Kendimi röntgenci gibi hissettim.

“Bu kadar iyi bir elin olduğunu bilmiyordum.”

“TeĢekkür ederim,” dedi, Diana, “Ben de bilmiyordum! Oh,

ona bakmaktan, resimlerini çizmekten öyle hoĢlandım ki!

Bir-iki gün içinde ayağa kalkabilecek hale geldi. Koluma giri-

yordu, deniz kenarında, Arnavutköy‟e doğru yürüyorduk.

Kolumda kuĢ gibi hafifti. Simit, helva alıyorduk. Balık tutanla-

rı seyrediyorduk. Geceleri balkonda oturuyorduk. Ay ıĢığında, çıp-

Page 396: ALFA DA - okumedya.com · ALFA DA . ALEV ALATLI KÜLLĠYATI. Schrödinger‟in Kedisi [Kâbus] Schrödinger‟in Kedisi [Rüya] Viva La Muerte! • YaĢasın Ölüm „Nuke‟ Türkiye!

lak bacakları! Öyle narin, öyle savunmasızdı ki! Ve ben, onu iste-

diğimi fark ettim! Ama, anlamalısın Mehmet Bey, bunun ne kadar

temiz bir duygu olduğunu anlamalısın! Onu tutmak, Abdullah‟ın

bıraktığı çürükleri hafifçe öpmek, göğüslerinin uçlarına değmek

istiyordum!”

Bunu hiç beklemiyor olmalıymıĢım, yüzümün yanmaya baĢla-

dığını hissettim! Lâfı kesmesini istiyor, nasıl söyleyeceğimi bilemi-

yordum. Yüzüne de bakamıyordum. Ne kadar sıkıldığımı belli et-

miĢ olmayım ki,

“Ah ha!” diye bağırdı birden, Ģirret bir kahkaha attı,

“Seni, sahtekâr! Yüzünün haline bak! Onu sen de istiyorsun,

değil mi?”

Yüzünün ortasına bir tane indirmemek için kendimi zor tut-

tum!

Rodoplu‟nun, iki ayrı ulusun fertleri arasında paylaĢılması

mümkün olmayan Ģeyler dediklerinden bir tanesi de bu olabilir

miydi? Bacı ne demektir, anlatılabilir miydi? Biz kentsoylulara,

hele de 1 Mayıs günü, beyaz yemeninin bacılık beratından baĢka

bir Ģey olamayacağı anlatılabilir miydi? Diana Pavloviç, hakaret

bile etmiyordu! Ama, Tanrı bilir, uğraĢıyor, sınırımı zorluyordu!

Ve ben kendime kadının ne kadar sarhoĢ olduğunu hatırlatıyor-

dum!

“Yani, kendini kötü hissetmene gerek yok!” diyordu,

“Bana bak! Orada oturmuĢ, cinsel fanteziler geliĢtiriyordum.

O kadar canlı fantezilerdi ki bunlar, kasıklarıma ağrı giriyordu.

Geceleri yattığım zaman, sabaha kadar uyuyamıyor, bana gelme-

sini bekliyordum. Sigara üstüne sigara içiyordum. Alkol, bütünüy-

le faydasızdı! Bacaklarım titriyordu ama onu o kadar istiyordum

ki, mastürbasyon bile yapamıyordum! Bir bira daha alacağım. Sen

istemediğinden emin misin?”

“Hayır.”

Page 397: ALFA DA - okumedya.com · ALFA DA . ALEV ALATLI KÜLLĠYATI. Schrödinger‟in Kedisi [Kâbus] Schrödinger‟in Kedisi [Rüya] Viva La Muerte! • YaĢasın Ölüm „Nuke‟ Türkiye!

Saniyeler içinde geri geldi. O arada ne düĢünmüĢse, gözleri

deli gibiydi, elleri kolları denetleyemediği hareketlerle sarsılıyor-

du,

“ġunu söyle bana! Seninle seviĢmek istemediğini söyleyen bir

insana ne dersin? Seni istemiyorum diyen birisinden, seni isteme-

sini nasıl istersin?”

“Bilmiyorum, Diana.”

“Zo! Demek sen hiç reddedilmedin!” Acayip bir kahkaha attı,

“Belki de doğru söylüyorsun! Çok yakıĢıklı bir adamsın! Ya Gü-

nay? O seni reddetmedi mi? Yoksa, denemeye cesaret mi edeme-

din?”

Terbiye denilen Ģeyin, bilimsel bir kavram olduğunu idrak et-

tiğim an o andı. ġöyle söyleyeyim, terbiye aslında insan iliĢkisinin

sınırlarını çiziyor; insan iliĢkilerinin, deyiĢ yerindeyse, „bağlamını‟

belirliyor. Terbiyesizlik, ön mutabakatla belirlenmiĢ bu sınırların

ihlali. Matematiksel olarak, belirli bir fonksiyon üzerinde çalıĢır-

ken, bir baĢka fonksiyonun değerlerini kullanmak gibi, anlamsız-

lık, kaosla sonuçlanacak bir faaliyet. Biçimsel mantıkla, safsata.

Nedendir bilmiyorum, bizim sütun yazarlarını düĢündüm.

Özellikle de, borsada oynayanlara, ayyaĢ rantiyeler, cebi delik ak-

törler filan diyen adamı. Limitler ihlal edilince her Ģeyin mümkün

olacağını düĢündüm. Ve iĢin kötüsü, duracakları yeri, yani mate-

matiğin kurallarını bilmeyenleri sistem içinde yerleĢtirebileceğiniz

yer de yoktu. Tek çıkar yolunuz, onları yok saymaktı. Tabii, bu da

bir tür ricat demekti; kendi mıntıkanıza ricat yani. Ne ki, bir kere

„mıntıka‟ dediniz mi, insanlar arası iliĢkinin sınırlı olduğunu baĢ-

tan kabul ediyorsunuz demektir ki, bu da baĢka. ġimdi, bu kadına,

“Rodoplu‟yu bu iĢe karıĢtırma!” gibisinden bir lâf etmiĢ olsaydım,

ne kadar olmadık bir duruma düĢmüĢ olacağımı görebiliyor mu-

sunuz? Ya da hiç cevap vermeseydim? Sükût, ikrar gibi saçmalık-

lar ortaya dökülmeyecek miydi? Anlayacağını umduğum bir Ame-

rikanizme baĢvurdum ben de,

“Bu seni hiç ilgilendirmez, Diana! Bu benim problemim.”

Page 398: ALFA DA - okumedya.com · ALFA DA . ALEV ALATLI KÜLLĠYATI. Schrödinger‟in Kedisi [Kâbus] Schrödinger‟in Kedisi [Rüya] Viva La Muerte! • YaĢasın Ölüm „Nuke‟ Türkiye!

“Evet, tabii. Affedersin,” dedi, hemen. Zaman kazanmak ister

gibi, birasına döndü, sonuna kadar içti,

“Nesibe‟yi o kadar çok istiyordum ki Mehmet Bey!” diye ağla-

maya baĢladı yine. Sessiz sessiz, için için ağlıyordu,

“Ama beni sevsin istiyordum. Herkesin sevilmeye hakkı vardır,

değil mi? Ama bu gece benden nefret etti! Günay da nefret etti.

Öfkeli, despotik bir diĢi! Nesibe‟yi kendisine odalık yapmak iste-

yen bir lezbiyen! Ne kötü bir imaj değil mi? Ama Nesibe beni oda-

lık yapsa, çok hoĢuma giderdi! Onun metresi olmaktan yüksün-

mem! Kölesi olmaktan, istediği her Ģeyi yapmaktan yüksünmem!

Beni alabilir, istediği gibi kullanabilir!”

“Bu kadarı yeter.”

Bam teline basmıĢ olmalıydım,

“Sen de Günay gibisin!” diye bağırmaya baĢladı, “Onu sevdi-

ğimi, onu dünyada her Ģeyden çok istediğimi anlamıyorsun!”

“Mesele bu değil,” dedim ben de mümkün olduğunca sakin-

leĢtirdiğim sesimle, “Benim anladığım kadarıyla, o seni istemi-

yor!”

Bir ara, gözlerine paranoyak bir korku yerleĢti,

“Kim demiĢ?”

“Sen söyledin!”

Rahatladı,

“Naaah! Nesibe, o tatlı, masum Nesibe, aslında bir orospu! En

çok verene oynuyor!”

Kullandığı kelime yüzüme Ģamar gibi indi, sersemledim.

Diana, toparlanmama izin vermeden bastırdı,

“Bu ülkede kendisine en çok verene satana orospu demez mi-

siniz? Baksana, bir dakika önce beni Günay‟a sattı! Biliyor musun,

ne yaptı? Onu öpmeme izin vermedi, vurdu bana! Günay orada

Page 399: ALFA DA - okumedya.com · ALFA DA . ALEV ALATLI KÜLLĠYATI. Schrödinger‟in Kedisi [Kâbus] Schrödinger‟in Kedisi [Rüya] Viva La Muerte! • YaĢasın Ölüm „Nuke‟ Türkiye!

olduğu için böyle yaptı!” Ağlamaya baĢladı yine, “Ġhanet etti,

Mehmet Bey! Sana Ģunu söyleyeyim, bu ilk defa da değil!”

Çok gizli bir Ģey söyleyecekmiĢ gibi eğildi,

“Bence, Abdullah‟la da birlikte oluyor!” diye fısıldadı,

“Hissediyorum!” Tekrar öfkelendi, “Bak, ben böyle muamele

görmek istemiyorum! Böyle muameleyi hak etmiyorum! Ama o bir

dönek, bir sahtekâr! Böyle insanlar sevmeyi zaten bilmezler. Se-

nin onları sevdiğini hisseder hissetmez, rafa kaldırırlar seni. Seni

değersiz bir nesneye indirgeyiverirler!”

“Ġyi ya! Ondan kurtulman için bundan daha iyi bir neden

olamaz.”

„Kurtulmak,‟ kelimesini kullanmakla yanlıĢ yapmıĢtım,

“Ama, o bir Azize!” dedi, hemen, “O, saflık; o temizlik!

Yirminci yüzyılda, bu cinnetin ortasında ve dokunulmamıĢ!

Biliyor musun, Abdullah bir daha gelmeyecek Ģekilde defolduğu

zaman Arnavutköy‟e taĢındık. AlıĢveriĢi ben yapıyordum. Nesibe

için alıĢveriĢ yapmaya bayılıyordum. Nick, Bebek‟teki Santral ġar-

küteri‟nin sahibi, bana, tezgâhın altından taze salam çıkarıyor:

Domuz yok! Evcilik oynuyoruz! Evin kadını olmaktan çok daha

keyifli! Erzak dolu kocaman karton kutuları taĢıyorum, Nesibe‟nin

çok sevdiği özel bir yumurta piĢirme reçetem var, onu yapmak

için taze krema alıyorum. „Evli olmasan, seninle evlenirdim,‟ dedi

Nesibe bana, inanabiliyor musun? Ah, Mehmet Bey, özgürlüğün

bütün tezahürlerini istediğimi, bunun her türlü edebe aykırı ol-

duğunu biliyorum. Ama, bizim kuĢağımızdaki herkes gibi, ben de

iyi değerlendirmek istiyorum.”

“Bütün bunlar 70‟li yılların Kate Millet hezeyanları, Diana!

bunun farkındasın, değil mi?”

“Öyle olsa ne çıkar? Yeni bir toplumsal düzen kurmayı henüz

baĢaramadık ki!”

“Ama, Nesibe bir kadın, Mrs. Pavloviç! Bir kadın sana ne ve-

rebilir?”

Page 400: ALFA DA - okumedya.com · ALFA DA . ALEV ALATLI KÜLLĠYATI. Schrödinger‟in Kedisi [Kâbus] Schrödinger‟in Kedisi [Rüya] Viva La Muerte! • YaĢasın Ölüm „Nuke‟ Türkiye!

“Enerji? Destek? ġefkat? Bilemiyorum! Belki de iletiĢim kura-

biliyor olmanın o tarifsiz coĢkusu! YaĢam deneyiminin bir olması-

nın getirdiği rahatlık. Mesela, eminim, Nesibe‟nin annesi de yola

çıkarken onu temiz bir külot giymesi için uyarırdı! Geceleyin kar-

Ģılıklı birer kakao içmek gibi bir Ģey! Çocuklarımız için hissettikle-

rimiz. Sonra, Arnavutköy‟ün o gizemli sokaklarında yürüyüĢler.

Ben, Nesibe‟nin atkısına sarılmıĢım, o benim ceketimi giyiyor! Ġn-

san böyle bir duyguyu bir erkekle asla paylaĢamaz. Bir erkeğin

duyguları en az bir kadınınki kadar saklıdır. Ama, kadınların sinir

sistemleri birbirlerinin eĢidir. Bu, aĢk yaparken de böyle. Birbiri-

mize nasıl dokunmamız gerektiğini biliriz! Birbirimize merhamet

gösteririz. ġiddetten uzak hayat!”

“Hadi, Ģimdi! Profesör Pavloviç‟in Ģedid bir insan olduğunu

söylemeyeceksin!”

“Tabii, söyleyeceğim! Görmüyor musun, onunki baĢtan sona

iktidar oyunu! Kendi özel Ģiddetini içeriyor! Niye buraya geldi?

Türklerden ne istiyor? Görmüyor musun, onun her baĢarısı Nesi-

be gibi birisinin sonu demek!”

Tamamen ayılmıĢ gibiydi,

“Fiziki olarak değilse bile, tür olarak,” dedi, “Baksana, dünya-

ya yeni bir Ģekil vermeye çalıĢıyorlar. Bu yeni Ģekil, insani hazları

da yok edecek! Ona kırmızı bir elbise alırken Nesibe‟nin yüzünde-

ki mutluluk! Giyerken duyduğu mahcubiyet! TeĢekkür ederken ki

içtenliği! Ġnsani hazlar, barıĢ içinde yaĢamanın yegâne garantisi-

dir.”

Gürültü, o sırada geldi. YumuĢak bir ses oldu, sonra iniltiye

benzer bir fısıltı.

“Bu Nesibe!”

Günay‟ın tarif ettiği paniği ben de gördüm. Ġçeri koĢtuk, Nesi-

be‟nin yüzükoyun dönmüĢ olduğunu gördük. Ne ki, ağzının kena-

rından sızan kusmuk yatağın üzerinde bir gölet yapmıĢtı. Nesi-

be‟nin burnu bu göletin içindeydi ve kusmuk soluyordu.

“Ġsa Mesih! Kusuyor!”

Page 401: ALFA DA - okumedya.com · ALFA DA . ALEV ALATLI KÜLLĠYATI. Schrödinger‟in Kedisi [Kâbus] Schrödinger‟in Kedisi [Rüya] Viva La Muerte! • YaĢasın Ölüm „Nuke‟ Türkiye!

Ġkimiz birden üstüne atladık. BaĢının yerini değiĢtirdik. Hırıl-

tılar geçti, tekrar düzgün nefes almaya baĢladı. Ama kelimenin

tam anlamıyla kütük gibi uyuyordu.

“Bu yatağı ne yapacağız?”

“Bir havlu koyalım,” dedi Diana, banyoya koĢtu, bir havlu aldı,

Nesibe‟nin ağzının altına yerleĢtirdi.

“Ben burada kalsam daha iyi olacak!” dedi, “Kusmuğunda bo-

ğulmamasına dikkat etmeliyiz.”

Doğru söylüyordu. Çocuk gibi kıvrılmıĢ uzanan Nesibe‟ye bak-

tı,

“ġu baĢörtüsünün yanağının yanından kıvrılmasına bak! Çok

güzel değil mi?

Elindeki resim defterini o zaman gördüm. Neredeydi, ne za-

man aldı bilemiyorum. Bildiğim tek Ģey, cin tutmuĢ gibi sarsılma-

ya baĢladığı!

“Resmini yapacağım! Çok güzel bir resim yapacağım!” diye

haykırdı. Günay‟ın penceresi önünde duran ağır koltuğu kuĢ gibi

havalandırdı, Nesibe‟nin yanına çekti, fırtına gibi art arda çizmeye

baĢladı.

Günay, bizi böyle buldu.

Önce, inanamadı, “Ne yapıyorsunuz? Ne oluyor?”

Sonra dehĢete düĢtü,

“Aman Allahım, bu kadın boğulacak! Komaya giriyor, görmü-

yor musunuz?”

Koma olmadığına ikna ettim, Nesibe de bir an gözlerini açarak

yardım etti. Günay, sakinleĢir sakinleĢmez, Diana‟nın yaptığını

beğenmeyip yere attığı kâğıtları gördü; elindeki resim defterini,

kömürünü fark etti, deliye döndü,

“Seni iğrenç mahlûk! OturmuĢ, bir de resmini çiziyorsun, öyle

mi? Sen de, izin veriyorsun! Aklınızı mı kaçırdınız siz!”

Page 402: ALFA DA - okumedya.com · ALFA DA . ALEV ALATLI KÜLLĠYATI. Schrödinger‟in Kedisi [Kâbus] Schrödinger‟in Kedisi [Rüya] Viva La Muerte! • YaĢasın Ölüm „Nuke‟ Türkiye!

Hiç bu kadar öfkelendiğini görmemiĢtim! Diana‟nın elindeki

resim defterini kaptığı gibi yere fırlattı, “Senin burada oturup Os-

car Wilde‟ı oynamana izin vermeyeceğim! Hastalık bu, görmüyor

musun? Ona yaptığın yetmiyor mu, Ģimdi bir de kayıt düĢüyorsun!

Sergi mi açacaksın? Tecavüz edip öldürdüğü kurbanlarının fotoğ-

rafını çeken manyaklardan ne farkınız var sizin! Doktora git,

memleketine git! Çek elini bu kadından!”

Kendinden geçmiĢ gibi bağırıyordu, bir tarafına bir Ģey olacak

diye korkmaya baĢladım!

“Lütfen, Günay Hanım! Lütfen kızma!” Bu, Diana‟ydı!

“ġimdi. Onu Ģimdi alırım! Eve götürürüm!”

Yatağın diğer yanına dolandı. Bir yandan sicim gibi ağlıyor, bir

yandan da bir tomruk kadar hareketsiz Nesibe‟yi kucaklamaya,

kaldırmaya çalıĢıyordu. O kadar zavallı bir gayretti ki, içimiz acıdı.

Günay, bir süre seyretti,

“Bırak!” dedi, “Bırak, uyusun!”

“Sağol, Günay Hanım! Sen bir meleksin!”

Nesibe‟nin baĢını yerleĢtirdi, yemenisini düzeltti, havluyu tek-

rar ağzının altına yerleĢtirdi. Salona geçen Günay‟ın peĢinden git-

ti,

“Lütfen, benden nefret etme, Günay Hanım! Senden bütün

istediğim, beni insanca bir Ģefkatle değerlendirmen! Beni, insanca

bir açıklıkla dinlemen! Biz kadınız! Biz, boyunduruk altına alın-

mıĢ bir halkız! Biz, yabancı bir kültürü miras aldık. Ekonomik,

psikolojik, politik, sosyal ve fizik Ģiddetle dolu bir kültür! Ne bura-

da, Türkiye‟de ne de BirleĢik Devletler‟de, inisiyatifi ele geçire-

medik!”

Günay‟ın ne kadar bitkin olduğunu, salonda, yüzünü Diana‟ya

çevirdiğinde fark ettim,

“Lütfen, Diana, bana bir iyilik yap, ideolojik ayrıntıları esirge!”

dedi, yalvarır gibi bir sesle.

Page 403: ALFA DA - okumedya.com · ALFA DA . ALEV ALATLI KÜLLĠYATI. Schrödinger‟in Kedisi [Kâbus] Schrödinger‟in Kedisi [Rüya] Viva La Muerte! • YaĢasın Ölüm „Nuke‟ Türkiye!

“Affedersin,” dedi, ama istese de duramayacak kadar doluydu,

Diana. Ellerini dua eder gibi kavuĢturdu.

“Bizimle iĢbirliği yapman için, sana yalvarıyorum!”

Günay kendisini en yakın koltuğa attı,

“Allahü Ekber!”

“Dostunu düĢmanından ayırmalısın! Dürüst olmaya çalıĢ!

Amerikalı ben, sana Türk ġafak‟tan daha yakın değil miyim? An-

lamıyor musun, Günay Hanım, biz kadınlar politika denilen, Do-

ğu-Batı denilen yapaylıkları birlikte aĢabiliriz! Bizim amacımız er-

keklerin vahĢetini yok etmek, erkekleri ıslah etmek, dünyadaki

hayatı yumuĢatmak olmalı! Eğer bunu yapacaksak, değiĢimi ger-

çekleĢtireceksek, önce merhameti öğrenmeliyiz. Sonra da sevme-

yi! Çünkü, nefret insanı yiyip bitirir, adalete sevk eder! Nefret

eden insan, Ģiddet içermeyen bir hayatı arzulayabilir mi? BarıĢ

içinde bir hayatı arzulayabilir mi? Benden nefret edersen, bahse

girerim ki, sen BirleĢik Devletlere ya da Batı medeniyetine karĢı

açılacak bir savaĢta baĢı çekersin! Sen rahatlıkla bir savaĢ taciri

olabilirsin! Oysa, kadınların egemen olacağı bir dünya idealimiz

olmalı!”

Nasıl bir bağlantı yaptı hatırlamıyorum, ama birden bizim (biz,

derken Türklerin) “mirasçısı” olduğumuz Kybele‟den ve Kybele

kültüründen bahsetmeye baĢladı,

“Yeryüzünde Ģiddet, anaerkil toplumdan babaerkil topluma

dönüĢle baĢladı; analar güçlerini kaybettikleri oranda arttı. Kybe-

le, bütün tanrıların anasıydı. Kybele, Mater deum Magna İdea‟ydı;

Tanrı anası büyük fikirdi! Büyük fikir kadınlık fikridir. Yeryüzünü

kötülüklerden uzak tutan fikirdir. Hatırlasana, gallicus*kadın kı-

lığında, hadım erkeklerdir. Ben erkeklerin fiziki olarak hadım

edilmelerinden yana değilim, ama Ģiddet hadım edilmeli! Asla do-

ğuramamalı! Kadını kendi yetiĢtirdiği erkekten baĢka kimse döl-

lememeli! 21. yüzyıl, kadınların yüzyılı olmalı!”

* Kybele kültünün rahipleri. (y.n)

Page 404: ALFA DA - okumedya.com · ALFA DA . ALEV ALATLI KÜLLĠYATI. Schrödinger‟in Kedisi [Kâbus] Schrödinger‟in Kedisi [Rüya] Viva La Muerte! • YaĢasın Ölüm „Nuke‟ Türkiye!

Kadın komünlerinden sığınma evlerine, dayanıĢma yeminleri-

ne kadar “Yeni Siyaset” dediği bir ideolojinin unsurlarını anlattı.

Bu unsurları öne sürerek, “Yeni Siyaset” zorlanacak, daha doğru-

su, bugüne kadar “siyaset” denilegelen Ģey aĢılacak, değiĢim ger-

çekleĢtirilecekti,

“Bunu sağlayabilmek için, her Ģeyden önce birbirimize ve

dünyaya karĢı hissettiğimiz husumetten kurtulmalıyız. Ġnsan ha-

yatını idare edecek yeni bir metot bulmalıyız!”

“Ġnsan hayatını idare etmek” (Diana, „conduct‟ diyordu), yeni

yöntemler bulmak gibi ussal düzenlemeler tam Rodoplu‟ya göre

lâflardı! Ona baktım, Nesibe‟nin uyanmasını beklemekten baĢka

çaremiz olmadığının farkına varmıĢ gibi, gözlerini kapatmıĢ, öyle-

ce duruyordu. Amerikalı kadının o akıl almaz deli enerjisine nasıl

bigâne kalabildiğine ĢaĢırırken, dinlediğini gördüm,

“Ve bu büyük master plânın sınanacağı deneylerden biri de

seninle Nesibe‟nin „birlikteliğin‟ olacak, öyle mi?” dedi, gözlerini

hafifçe aralayarak, “Bu tecrübe, Nesibe‟nin hayatını mahvetmeyi

göze alacak kadar heyecan verici!”

Baktım, bir daha baktım, bir daha baktım,

Gördüm ki, hakkında ahkâm kesilen insan değil, insanın izdü-

şümü.

Kartondan oyulma bir Kybele.

Egzotik, gizemli, yaşamayan bir taş bebek,

Bir oyuncaktı, Nesibe.

Rodoplu‟nun onu toptan yok sayacağını düĢünüyor olmuĢ ol-

malı ki, cevap vermiĢ olmasına müthiĢ sevindi, Diana! Bunu se-

sinden (ve tabii, terütaze bir akĢama baĢlıyormuĢ gibi, bardağını

yeniden doldurmasından!) anlıyordum!

“Oh, no! No, Günay Hanım!” diye itiraz etti, “Nesibe‟yi çok

seviyorum! Onun mutsuz olmasına asla izin vermem! Ona ne ka-

dar iyi olacağımı göreceksiniz!”

Günay‟a baktım, yüzüne yavaĢ yavaĢ yayılan tebessümü gör-

düm,

Page 405: ALFA DA - okumedya.com · ALFA DA . ALEV ALATLI KÜLLĠYATI. Schrödinger‟in Kedisi [Kâbus] Schrödinger‟in Kedisi [Rüya] Viva La Muerte! • YaĢasın Ölüm „Nuke‟ Türkiye!

“Ama, herkes de gene sevdiğini öldürür,” diye başladı,

“Kimi bunu kin yüklü bir bakışla yapar,

Kimi de okşayıcı bir sözle öldürür,

Korkak, bir öpücükle,

Yüreklisi bir kılıçla, bir kılıçla öldürür!”

Oscar Wilde‟ın, “Reading Zindanı” adlı baladının son bölü-

müydü. Wilde‟ın, Douglas Kont‟a olan homoseksüel iliĢkisi nede-

niyle iki yıl kürek cezasına mahkûm edildiği Reading Zindanı‟nda

yazılmıĢtı. Ve bence böyle bir anda, böyle bir kıta ancak Rodop-

lu‟nun aklına gelebilirdi! Günay‟ın o mükemmel Ġngilizcesi

(Queen‟s dedikleri aksansız aksan) tiyatrocuların dedikleri gibi,

“perdelerin kıvrımlarında kaybolmadan” aymadık.

ġimdi, tabii, Diana‟yı nitelemek için pek çok sıfat kullanılabi-

lir, ama „budala‟ bu sıfatlardan birisi olamaz. Nitekim, baladın ve

Rodoplu‟nun seçtiği dizelerin telmihini saniyeler içinde fark etti,

“Damn you, Günay Hanım!”

O‟na baktım, yüzündeki gülümseme silinmiĢ, yerini o tran-

sandantal dediğim hüzün almıĢtı,

“Sovyetler‟in tecrübesi sizlere hiçbir Ģey öğretemedi mi, Dia-

na?” dedi, “Ġnsan hayatı ile deney yapmamayı öğrenmediniz mi?

Ġnsan hayatını ussal heyecanlarınızı tatmin etmek için kullan-

mamayı öğrenmediniz mi? What‟s the use of all your books, if you

haven‟t learned that much?”

Bu da Kazancakis‟tendi. Zorba‟dan: “Bu kadarcık bir şeyi öğ-

renmedinse, bütün o kitapların faydası ne?”

“Damn you!” dedi Diana, yine ama bu defa hıçkırıyordu, “Bir

kadını sevmek nasıl bir Ģey? Bir Ģeyler yapabileceğim duygusu!

Mesela, resim! Mesela, beste! Büyük bir Ģey, dev bir Ģey! AnlaĢa-

na, ailemi, DAR‟ı, David‟i ve onun lanet olası bilimsel farbelalarını

aĢma! Dokunulmazlık! KardeĢlik, dostluk!” Günay‟ın gözleri ara-

landı, yine

“Ya David? O, nasıl hissediyor?”

Page 406: ALFA DA - okumedya.com · ALFA DA . ALEV ALATLI KÜLLĠYATI. Schrödinger‟in Kedisi [Kâbus] Schrödinger‟in Kedisi [Rüya] Viva La Muerte! • YaĢasın Ölüm „Nuke‟ Türkiye!

“Onu seviyorum! Baksana, birden fazla insanı sevmek, iyi bir

Ģeyi ikiye katlamaktır!”

“Ya da oburluk! Tüketim ekonomisi.”

“Hayır, kapitalizm değil! Tersine, insanı meta haline getir-

memek! Neden olduğunu anlatayım mı?”

“Lütfen, hayır, eğitilmek istemiyorum!” Gözlerini açtı,

“Ciddi söylüyorum!”

Diana, bu defa da bana döndü. Az önce söylediğim gibi, ger-

çekten de içine cin girmiĢ gibiydi, dur durak bilmiyordu.

“Görüyorsun değil mi? Tıpkı, David‟in sosyalist öğrencileri gibi

konuĢuyor! Neyi öğrenmesi gerektiğine kendisi karar verecek!

Ama, ben ona baĢka bir bilgi sunuyorum. Ona, dostlukla cinselli-

ğin ayrılmaz bir bütün olduğunu anlatmaya çalıĢıyorum. Bak, me-

sela, senden hoĢlanıyorum, seninle aĢk yapabilirim.” Bu ilmeyi

anlatmak için yola çıkmıĢ, iĢi kiĢileĢtirmiĢti. Bir an için, beni de

kervanda tahayyül ettiğini gördüm.

“Ama sanırım, sen beni istemezsin?”

“Hayır,” dedim ve tümüyle kadınsı bir öfkeyle karĢılaĢtım!

“Bu kadar basit değil mi? Reddedildim!” dedi tıslar gibi,

“Zo! Söyle bana, Günay‟da olan, bende olmayan ne? Benden

daha mı cazip? Hayır, hayır, cevap verme!” Gözleri hâlâ kapalı

oturan Günay‟ı süzdü,

“Ama onunla da yatmıyorsun? Yanılıyor muyum?

Neden? Ona güvenmiyor musun? Hayır! Haklısın, güvenme-

melisin! Seni yaklaĢtırmıyor değil mi? Sahte bir duvar örmüĢ etra-

fına! Belki de daha iyi, ne dersin? Dostluğunuzu riske atmaya

değmez!”

“Mrs. Pavloviç, sen neden kendi iĢine bakmıyorsun?” (Bu Gü-

nay‟dı)

Page 407: ALFA DA - okumedya.com · ALFA DA . ALEV ALATLI KÜLLĠYATI. Schrödinger‟in Kedisi [Kâbus] Schrödinger‟in Kedisi [Rüya] Viva La Muerte! • YaĢasın Ölüm „Nuke‟ Türkiye!

“Çünkü, kendi iĢime bakmama izin vermiyorsun! Nasıl yapa-

cağını bilmiyorum ama Nesibe‟yi benden alacağını biliyorum! Niye

benden nefret ediyorsun? Çünkü, sen sıradansın, bir kadını sev-

menin ne demek olduğunu bilmiyorsun! Bilmediğin bir Ģeyden

nasıl nefret edersin? Nedir? Yoksa, sapık olmam seni korkutuyor

mu?”

“Sen bir hedonistsin,” dedi Günay, “Ve haklısın, ben hedonist-

lerden nefret ederim.”

“Pekâlâ. Ama, seni daha mutlu edecekse söyleyeyim: Ben de

mazoĢizm, hedonizmle el ele! Dahası, mazoĢizm her zaman bas-

kın!”

“Korkarım, bu bende sana karĢı duygudaĢlık uyandırmıyor!

Aynı Ģekilde, Nesibe‟nin hayatını mahvediyor olmanı da ancak

kısmen açıklıyor. Dikkatini çekerim, açıklıyor, dedim, bağıĢlatıyor

demedim!”

“ĠĢte, yine yaptı!”

Bana döndü,

“O.K.! Ben bir canavarım! Yüzüm utançtan kıpkırmızı! Tan-

rı‟nın belası namuskâr kadınlar! Ne zannediyor? Bir kadını bir

kadının yapması, erkeğin yapmasından daha mı farklı!”

Aklına bir Ģey gelmiĢ gibi duraladı, çılgınca gülmeye baĢladı,

“Nevra‟yı benzettim!” diye ünledi, “Oh, boy! Nevra‟yı nasıl ben-

zettiğimi görmeliydiniz! Kendini beğenmiĢ kancık!” Küfrettiğini

fark edince Günay‟dan yana garip bir reverans yaptı,

“Uuuups! Pardonne-moi! „Niye kendini benden üstün görü-

yorsun?‟ dedim Nevra Dülger‟e, „sen Mustafa‟yı emiyorsun, ben

de Nesibe‟yi. Ne fark var ki bunda!‟ Oh nasıl kızardığını görmeliy-

diniz!”

Nevra Dülger‟in taklidini yaptı,

“Mrs. Pavloviç, iğrençsiniz!”

Page 408: ALFA DA - okumedya.com · ALFA DA . ALEV ALATLI KÜLLĠYATI. Schrödinger‟in Kedisi [Kâbus] Schrödinger‟in Kedisi [Rüya] Viva La Muerte! • YaĢasın Ölüm „Nuke‟ Türkiye!

Artık dayanamıyorum, diye italik‟ledi Günay. Kadına daha

fazla çanak tutmamak için susacağını anladım.

“Bunu bilmiyor muyum sanıyorsunuz?” diye sürdürdü, Diana,

“Bana ne yaptığınızı görmüyor musunuz? Kendimden nefret et-

memi sağlıyorsunuz. Beni öyle bir noktaya getiriyorsunuz ki, sizin

onayınız olmadan hiçbir Ģey yapamayacağım! Oysa, ben özgür ol-

mak istiyorum! Özgürüm!”

Günay, bana baktı, Türkçe konuĢtu,

“Özgürlük, kaybedecek bir Ģeyi kalmama durumunun bir baĢ-

ka adı olmalı! Ne dersin?”

Diana, anlamamıĢtı, zaten Rodoplu da artık yüzüne bakmıyor-

du, yine de,

“Ah, seni tanıyorum!” diye bağırdı, “Sen bir faĢistsin! Kafan,

otoriteci! Sürgit, Zeytin Dağı‟ndan nutuk atıyorsun! ġimdi de beni

tehdit ediyorsun! Elinde olsa, belki de hapse atarsın! Sen bir fa-

natiksin! Eminim, herkesin hayatına karıĢıyor, herkesin kafasını

...iyorsun! Üstümüzde baskı kuruyorsun. Benim üstümde kurdun;

bu adam, Mehmet Bey, zaten çekiminde! Tanrı bilir, ġafak Öz-

den‟e ne yaptın?”

ġafak‟ın adını duyduğunda, Rodoplu‟nun yüzünde beliren çe-

kilme gözden kaçacak gibi değildi! Bu deli saçması hadiseye ka-

pıldığım, Günay‟ın gündüzünü unuttuğum için çok sıkıldım bir-

den!

“Hadi Diana, kalk, Nesibe‟ye bakalım. Belki nakledilebilir hale

gelmiĢtir!”

“Sure!” dedi, alay eder gibi, meydan okur gibi. Ayağa kalkmaya

davrandı ve ilk kez sendeledi!

“Ah, galiba dinlenmem gerek! Uyumam gerek!”

Ona doğru bir adım attım, durdurdu beni,

“No, no! Ben yapabilirim!”

“Nesibe‟ye yardım edeyim.”

Page 409: ALFA DA - okumedya.com · ALFA DA . ALEV ALATLI KÜLLĠYATI. Schrödinger‟in Kedisi [Kâbus] Schrödinger‟in Kedisi [Rüya] Viva La Muerte! • YaĢasın Ölüm „Nuke‟ Türkiye!

“Ben bakarım!”

Koridorun iki yanına tutuna tutuna içeri gitti. Kapının çekildi-

ğini duydum. Uzun bir süre içerden hiçbir ses gelmedi. Günay,

gözleri kapalı, öylece duruyordu. Onu tanımasam, uyuyor derdim.

Ama, uyumadığını biliyordum. Bana dargın olup olmadığını dü-

Ģündüm. Bu gece yapmam gerekeni yapmamıĢım gibi bir duygu

vardı içimde. Dakikalar dakikaları kovaladı. Nihayet, Diana‟nın da

Nesibe‟nin yanına uzanıp uyumuĢ olabileceğini düĢündüm.

“Ben içeri gidiyorum!”

Rodoplu, sesini çıkarmadı.

Sonraki yıllarda, Türk televizyonlarında gördüğümüz porno

filmlere bakarsak, bu gördüğüme seviĢme denmezdi Ama, Nesi-

be‟nin Diana‟ya bir sevgili gibi sarılmıĢ olduğu doğruydu. Yüzü,

Diana‟nın göğsüne gömülüydü. Ben de kapıyı çok sessizce itmiĢ

olmalıyım ki duymadı. Daha sonra, sesimi duyduğun da, Diana,

Nesibe‟nin baĢını bastırdı, kendisinden kaçmasına izin vermedi.

“Gidiyoruz,” dedi, “Ama son bir soru: Neden, hem sen hem de

Günay Hanım, bana bağırıyorsunuz?”

“Bağırdığımızın farkında değilim, Mrs. Pavloviç. Ama, sen bizi

gitmek istemediğimiz bir yola sürüklemeye çalıĢıyorsun. Sinirlen-

diriyorsun ve bu bizi vahĢileĢtiriyor. Oysa, kendi yoluna gidebilir,

bizi de rahat bırakabilirdin!”

“Zo! Yollarımız açık olsun, öyle mi?”

“Evet.”

“Bunu sen söylüyorsun. Günay Hanım, böyle demez.”

“Olabilir.”

“Yolumun açık olmasını dilemez. Bunu dileyecek kadar hoĢ-

görülü değildir!”

“Olabilir,” dedim yine. Ve nedense, Sahabe‟nin kılıç kuĢandık-

larını hatırladım.

Page 410: ALFA DA - okumedya.com · ALFA DA . ALEV ALATLI KÜLLĠYATI. Schrödinger‟in Kedisi [Kâbus] Schrödinger‟in Kedisi [Rüya] Viva La Muerte! • YaĢasın Ölüm „Nuke‟ Türkiye!

“Hadi, Nesibe Hanım, seni eve götürüyoruz.”

Zavallı kadın, zor hareket ediyordu. Nesnel olarak düĢündü-

ğümde, burada kalması daha uygundu ama Rodoplu‟ya bir de bu-

nun yapılmaması gerektiğini biliyordum. Nesibe‟nin silueti pem-

be-bej yatak örtüsünün üzerinde siyah bir leke olarak kalmıĢtı

(Arnavutköy‟de suların akmadığını hatırladım) kusmuk göleti ku-

rumaya yüz tutmuĢtu. Ve korkunç kokuyordu!

Koltuklarının altına girdik. Kapıya kadar geldik. Nesibe‟nin,

Günay‟la konuĢmak zorunda kalmamak için olsa gerek, olduğun-

dan da hasta görünmeye çalıĢtığını fark ettim.

Asansörü çağıran Günay oldu.

“Lütfen,” dedi Diana, yukarı gelmesini beklerken, “Lütfen,

onu ne kadar çok sevdiğimi anla!”

“Bari, bir Ģey istemeden sevmeyi öğren,” dedi Rodoplu.

“Ama, ben sadece bir insanım, Bayan Rodoplu! Ben de sevil-

mek istiyorum!”

“O çok da zeki olmayan, cahil bir kadın! Saflığını sömürme!”

Sonuna geldik derken, Diana yine dellendi,

“Sen de ġafak‟a aynı Ģeyi yaptın! Aynı Ģeyi!”

Asansörün kapısını zor kapattım, yine de bağırmayı sürdürdü,

“Hah ha! ġafak Bey de sana, Nesibe‟nin bana yaptığını yaptı!

Sana pislik muamelesi yaptı! Böyledir bunlar. Seni ellerine geçir-

dikleri gün, bütün değerini kaybedersin. Harcarlar. Man, you‟re in

shit!”*

“Sus artık, Diana! Ġsa aĢkına!” Dördüncü kat civarında, sesimi

Günay‟a duyurmaya çalıĢıyordum,

“Yatağa dokunma! Ben gelince birlikte bakarız!” Bütün

apartmana duyurduğuma göre, ben de delirmiĢ olmalıyım!

* Boku yemiĢ durumdasın!” (y.n)

Page 411: ALFA DA - okumedya.com · ALFA DA . ALEV ALATLI KÜLLĠYATI. Schrödinger‟in Kedisi [Kâbus] Schrödinger‟in Kedisi [Rüya] Viva La Muerte! • YaĢasın Ölüm „Nuke‟ Türkiye!

“Ben sana bir Ģey söyleyeyim mi, Mehmet Bey,” diyordu, Dia-

na hâlâ, “Film için mekân bakmaya gittiğimiz o gün, o gece, ben,

Günay‟ı istedim, ġafak Özden‟i değil! Az önce de onu istedim, Ne-

sibe‟yi değil!”

“Sen sen ol, sakın bunu ona söyleme, Diana!” dedim, otomobi-

le tıkarken,

“Sakın!”

Kapıları kilitlerken hâlâ söyleniyordu,

“Ne dersin? Günay Hanım‟ın duygularını incittim mi? Oh,

shit! Ġçkiyi bırakmalıyım! Buradan çıkmalıyım! Tanrım! Nasıl

sarhoĢ olmalıyım ki, Dr. Rodoplu‟yla flört etmeye kalktım! Aklımı

kaybetmiĢ olmalıyım! Beni buradan çıkar Mehmet Bey! Lütfen!

Lütfen!”

Page 412: ALFA DA - okumedya.com · ALFA DA . ALEV ALATLI KÜLLĠYATI. Schrödinger‟in Kedisi [Kâbus] Schrödinger‟in Kedisi [Rüya] Viva La Muerte! • YaĢasın Ölüm „Nuke‟ Türkiye!

VI

Hanımları, ġaraphane Gediği Çıkmazı‟nın baĢında, doksan

dokuz basamaklı merdivenin dibine bıraktım. Diana, gerisini ken-

disinin halledeceğini söylediği için orada bıraktım. Ve itiraf etme-

liyim ki, yaĢanan cinnete benzer uçukluğuna rağmen Diana‟nın o

karanlık merdivenlerde, sokak köpeklerinin, devrilmiĢ çöp teneke-

lerinin arasından, Nesibe‟yi bin bir özenle geçirmesinin çok do-

kunaklı bir tarafı vardı. Gözden kayboldukları halde oradan ayrı-

lamadığımı hatırlıyorum. Rodoplu‟nun evine, Bebek‟ten, Pavlo-

viçlerin apartmanlarının önünden geçerek döndüm. Daireleri ka-

ranlıktı, tabii. Diana, David‟in çocukları alıp, ÇeĢme‟ye tatile gö-

türdüğünü söylemiĢti. Adama acımıĢ mıydım, bu rezaleti nasıl gö-

ğüsleyeceğini merak ediyordum. Pek kestiremiyordum. Meğer,

biliyormuĢ ve tatile gitmesinin nedeni, Diana‟yı ne yapacağına ka-

rar vermesi için rahat bırakmakmıĢ!

Sonradan öğrendiğimiz kadarıyla, David, karısının Nesibe‟yle

iliĢkisi üzerinde düĢünmeye, Abdullah‟ın attığı o korkunç dayak-

tan sonra, karısının Nesibe‟ye bakmaktan öte, çocuklarını da alıp

kendi evine getirmesinden, sonra çürüklerini iĢaretle, “O eve geri

Page 413: ALFA DA - okumedya.com · ALFA DA . ALEV ALATLI KÜLLĠYATI. Schrödinger‟in Kedisi [Kâbus] Schrödinger‟in Kedisi [Rüya] Viva La Muerte! • YaĢasın Ölüm „Nuke‟ Türkiye!

dönemez,” diye dayattığı zaman baĢlamıĢtı. Profesör Pavloviç‟e

göre, yapılacak en makul Ģey, Nesibe‟nin polise gitmesiydi. Bu,

Nesibe için söz konusu olamazdı ama David‟in onun neden git-

mediğini anlaması mümkün değildi! Yine de, birkaç hafta içinde

Amerika‟ya geri dönmeyecek olsalar, “daha katı bir tavır alacağı

düĢünülebilirdi” dedi, Diana. AnlaĢılan, karısı ile giderek bozulan

iliĢkilerine yeni bir sorun eklemekten kaçınması, David‟i, “Ben

onaylamıyorum ama senin istediğin gibi olsun!”da durdurmuĢtu.

Ne var ki, Diana‟nın “yeni ailesi”ne gösterdiği özen, Paskalya tati-

linde güney sahillerine yapılacak haftalık seyahat hep birlikte gi-

dilmesini de içerdi. Profesör‟ün, “Ama böyle yaĢayamayız! Onları

daha ne kadar koruyabileceğini düĢünüyorsun?” itirazları havada

kaldı.

Lara plajına önce entarili çıktı, Nesibe. Aynı günün öğleden

sonrası, Diana‟nın aldığı tek parça mayosunu giydi. Birkaç gün

içinde de bikiniliydi. David, denize ilk kez giren kadının, karısına

asılıp çırpınmasını, korku çığlıkları atmasını, kahkahalarla gülme-

sini izledi.

“AbartılmıĢ bir coĢku olduğunu düĢünmüĢtüm,” dedi,

“Hatta biraz da çocuksu! Ama sinir bozan bir tarafı da vardı.

Ne de olsa, bebek değildi!”

David‟in, asıl sinirine dokunan, kadınların yakınlığının sergi-

lediği cinsel öğeler olduğunu fark ettiğinde ilk düĢündüğü Ģeyin

“son bir yıl içinde ne denli köreldiği” olduğunu öğrenince de ben

çok ĢaĢırdım! Gerçekten de, adamın ilk tepkisi, kendisi gibi “mua-

yenehane sahibi” (yani, aktif!) bir psikoloğun nasıl olup da böyle-

sine açık seçik semptomları atladığına hayıflanmak olmuĢtu.

“Harem gelenekli Türk kadınlarının lezbiyen eğilimleri olabi-

leceğini düĢünmeliydim, Mehmet Bey,” diye dert yandı,

“Ancak, sanırım beni alıkoyan, Diana gibi bir kadının, Nesibe

gibi pek de ilginç olmayan birine ilgi duyabileceğine ihtimal ver-

memem!”

Profesör‟ün meseleyi bütünüyle ussal düzlemde ele almıĢ ol-

masına duyduğum tepkiden olsa gerek,

Page 414: ALFA DA - okumedya.com · ALFA DA . ALEV ALATLI KÜLLĠYATI. Schrödinger‟in Kedisi [Kâbus] Schrödinger‟in Kedisi [Rüya] Viva La Muerte! • YaĢasın Ölüm „Nuke‟ Türkiye!

“Yani, „Gelenekçi Muhafazakâr‟ tipolojinin bir unsuruyla mı?”

diye soruverdim.

“Evet,” dedi, Pavloviç, hiç alınmıĢa benzemiyordu,

“Evet! Çok enteresan bir tipoloji değil, öyle değil mi? Zo!

Bunlardan binlercesine, mesela, Meksika‟da rastlarsınız.

Mexico City‟nin çevresindeki favelaları* kuranlar bunlardır. Ça-

lıĢkan, çilekeĢ ve çoğu kez, vahĢi bir biçimde para avında. Mama-

fih,” diye gülümsedi, “Diana‟nın cinsel hazları Kilise tarafından

iğdiĢ edilmiĢ bir Püriten olmuĢ olması faktörü de var. Hiçbir za-

man öyle sıcak bir kadın olmadı. Ne dediğimi anlıyorsunuz!”

Diana‟nın buna cevabı kesindi,

“Yalan söylüyor! Nesibe‟nin büyüsünün niteliğini incelediğini

biliyorum! Sadece bu da değil! Ġnceledi, hayran kaldı ve nihayet

kıskandı!”

David Pavloviç de bunu reddediyordu,

“Kesinlikle kıskançlık olmadığını biliyorum! Çünkü, aziz dos-

tum, kıskançlık, saçma ve sağlıksız bir duygudur. Ġlkel bir duygu-

dur. Benim merak ettiğim, „teknik‟ti, anlıyor musunuz? Böylesine

saf görünmeyi becerip, Diana gibi zeki bir kadını kendisine âĢık

eden teknik! Sonuçta siz de, ben de biliyoruz ki, amaç Diana‟nın

servetidir! DüĢünürseniz, ne kadar akıllıca yapılmıĢ ve uygulan-

mıĢ bir plân olduğunu sizde görürsünüz. Dünyanın her yerinde,

yoksul ve eğitimsiz bir kadınını tek sermayesi cinselliğidir, öyle

değil mi? Ve yine herkes bilir ki Amerikalılar bu iĢ için para öder-

ler!”

“O durumda, size yaklaĢması daha mantıklı olmaz mıydı?”

“Oh, no!” diye güldü, iĢaretparmağını Ģakağına dayadı,

“Ben, Yahudi‟yim! Sitra Achra beni uyarırdı! Nesibe de Sitra

Achra‟dan olduğu için bunu bilir. Diana, daha kolaydı. Kendisi

için de öyle! Lezbiyen gelenek var. Erkekler olmadığı için zinadan

* Güney Amerika gecekonduları. (y.n)

Page 415: ALFA DA - okumedya.com · ALFA DA . ALEV ALATLI KÜLLĠYATI. Schrödinger‟in Kedisi [Kâbus] Schrödinger‟in Kedisi [Rüya] Viva La Muerte! • YaĢasın Ölüm „Nuke‟ Türkiye!

doğacak suçluluk duygusu da asgariye iniyor. Anlıyorsunuz, değil

mi? Pastanızı hem yiyorsunuz hem de eksilmiyor! Burada, en üst

seviyeden bir oryantal beceri ile karĢı karĢıyayız, dostum!”

Ne ki, Profesör Pavloviç, bu “müthiĢ beceri‟nin kurbanı”,

Diana‟ya karĢı bir acıma duygusu beslemiyordu. Hatta, belki

de tersine.

“Zavallı, Mrs. Austin-Auchincloss! Brooklynli bir Yahudi‟ye

vermekten onca kaçındığı kızının bu halini görmemeli!” derken

bile, soylu WASP kayınvalidesinin, biricik kızının bir oryantalin

(üstelik, diĢi!) elinde oyuncak olmuĢ olmasından garip bir lezzet

aldığını düĢünmeden edememiĢtim.

Diana‟yla tatilin üçüncü gününde, kendi odalarına çekildikle-

rinde yüzleĢmiĢti,

“Zo! Küçük hizmetçimize âĢıksın!”

“Demek biliyorsun.”

“Evet. Söyle bana, ne yapmayı düĢünüyorsun?”

“Henüz karar vermedim.”

“Karar verinceye kadar, çocuklara bir Ģey söylemeyeceğin için

teĢekkür ederim.”

“Bütün söyleyeceğin bu mu?”

“Ne söyleyebilirim ki!”

“Oysa, söyleyeceği çok Ģey vardı;” diye anlattı, Diana,

“Ama, onunla birlikte Amerika‟ya dönmeyeceğimi söyledikten

sonra! Anlıyorsun değil mi, geri döneceğimizi ve her Ģeyin burada

kalacağını umuyordu. Gitmeyeceğimi söyleyince, önce çocukları

kullandı,

„Çocukları bu sefil olayın içinde bırakmayacağımı biliyorsun,

değil mi?‟

Page 416: ALFA DA - okumedya.com · ALFA DA . ALEV ALATLI KÜLLĠYATI. Schrödinger‟in Kedisi [Kâbus] Schrödinger‟in Kedisi [Rüya] Viva La Muerte! • YaĢasın Ölüm „Nuke‟ Türkiye!

„Hayır, bilmiyorum! Onları bu ülkeye farklı yaĢam deneyimleri

edinebilsinler diye getirdik, değil mi? ĠĢte, Ģimdi bir Ģansları var!‟

„Lezbiyenliğin özgün bir ruh hali olduğunu söyleyemezsin, Di-

ana!‟

“Bu kadar acımasız olabileceğini düĢünmemiĢtim, Mehmet

Bey! Sorular soracağını, anlamaya çalıĢacağını düĢünmüĢtüm.

Ama, hiç yanaĢmadı! Sonra, tanıĢmamız, evliliğimiz geçti gözle-

rimin önünden. Ve bütün o yıllar süresinde, tek bir gün, aramızda

aĢk sözcüğünün geçmediğinin farkına vardım,

„David, biz birbirimize hiç âĢık olmadık, değil mi? Her zaman

arkadaĢtık ama asla âĢık değil!‟

„Elbette! Umarım, bundan hiç Ģüphe duymadın?‟

„Bugüne kadar değil, ama Ģimdi, bilmiyorum! Benimle ko-

nuĢmak isteyeceğini düĢünüyordum!‟

„Hadi, Miss Austin-Auchincloss!‟ dedi -yabancılaĢtığı zaman

hep kızlık ismimi kullanır-, „Sence bu zekâlarımıza hakaret olmaz

mı?‟

Ne demek istediğini anlamadığımı söyledim,

„Çok basit, balım,‟ dedi, „Sen ve ben, ister bir kadına, ister bir

erkeğe olsun, „aĢk‟ denilen bu duygunun ilkel bir yanıltmaca ol-

duğunu biliyoruz, öyle değil mi? Doğrusunu istersen, bu ilkelliğin

bizim gündemimizde olmasını üzüntüyle karĢılıyorum. Doğal ola-

rak, taraflardan birisi kendi eĢim olunca, üzüntüm düĢ kırıklığına

dönüĢüyor.‟

Her zaman rasyoneldir, ama inan bana, aĢk konusunda bu

kadar katı olduğunu bilmiyordum! Yüzüm beni ele vermiĢ olmalı

ki, gülümsedi,

„Mesele, aĢka inanmak ya da inanmamak değil, Diana. Mesele,

aĢkı doğru tanımlamak. DüĢün, bir kere, nedir, „aĢk?‟

Tarafsız bilim adamı kimliğine girdiğini görüyordum, Mehmet

Bey! Ve bundan nefret ediyordum! Çenesini kapatmasını istiyor-

Page 417: ALFA DA - okumedya.com · ALFA DA . ALEV ALATLI KÜLLĠYATI. Schrödinger‟in Kedisi [Kâbus] Schrödinger‟in Kedisi [Rüya] Viva La Muerte! • YaĢasın Ölüm „Nuke‟ Türkiye!

dum. Ona hiç değilse bir nutuk borçlu olduğumu düĢünüyordum!

Nesibe‟ye duyduğum aĢkı, geçici bir musibet gibi gördüğünü, beni

küçümsediğini bildiğim halde öyle düĢünüyordum! Ne de olsa,

David, beni daha önce de tedavi etmiĢti! Ġsa Mesih! Bütün o bildik

doktor edalarını sıraladı! Gözlüklerinin camlarını parlattı, pipo-

sunu temizledi, on and on and on... bitirmek bilmedi!

„AĢk, iki insanın birbirlerini esir almaya yönelik gayretleridir,‟

diye baĢladı, „AĢk, bir çatıĢmadan baĢka bir Ģey değildir. ÇatıĢma

yoksa, aĢk yoktur. Kaderi seni sevmek olan birisine âĢık olamaz-

sın, Diana.‟

Neye yöneldiğini anlıyorsun, değil mi?”

Hayır, anlamıyordum! Ve açıkçası, bu kadar lâfı nereden bu-

luyorlardı onu da merak ediyordum!

“Sen,” demiĢti, Pavloviç, “Nesibe‟nin dünyasını ele geçirmek

istiyorsun. Onu esir etmek istiyorsun, ama bu mümkün olmaya-

cak. Mümkün olmayacak, çünkü bir Batılı için Orient‟e nüfuz et-

mek mümkün değildir. Zo! Bu aĢktan hiç kurtulamayacaksın. Ne-

sibe seni iĢ önlüğünün bağcıklarıyla kıskıvrak bağlayacak! Sana

her istediğini yaptıracak. Ve, zavallı yavrum, o seni kendisine köle

ederken, sen onun için bir dünya yarattığın sanısıyla avunacak,

hatta övüneceksin. Daha baĢlamadan mağlup olduğunu görüyor-

sun, değil mi?”

“Düpedüz kıskanıyordu,” dedi, Diana, “Nesibe‟nin bana ken-

disinin veremediklerini veriyor olmasını kıskanıyordu. Bunu söy-

ledim ona! O zaman da ne dedi, biliyor musun,

„Sevgili Miss Auchincloss, Seks, zaman öldürmek üzere istih-

dam edilen, değeri hayli abartılmıĢ bir faaliyetten ibarettir. Ve,

aĢk, ancak boĢ zamanlarda yaĢanır. Geri kalmıĢ ülkelerin edebiya-

tının aĢk edebiyatı olması da bundandır. Zo! BoĢ zamanları var,

değil mi?‟

Kendisine gelince: „Zo, Seks de hak ettiği kadar!‟

„Ama, iki çocuğumuz var!‟

„Balım, cinsel organım yok demedim!”„

Page 418: ALFA DA - okumedya.com · ALFA DA . ALEV ALATLI KÜLLĠYATI. Schrödinger‟in Kedisi [Kâbus] Schrödinger‟in Kedisi [Rüya] Viva La Muerte! • YaĢasın Ölüm „Nuke‟ Türkiye!

Zalim bir cevap olduğunu kabul etmemek mümkün değildi!

Diana sersemlemiĢti,

“Beni hiç sevmediğini söyledi!”

Oysa, David, bunu da reddediyordu,

“Hayır, onu demedim. Sen hayatımda en çok değer verdiğim

insansın. Seninle evlendim, unuttun mu? Senin benim dünyam

olamayacağını ve tersini, ikimiz de biliyorduk. „Hayat felsefem,‟”

Diana‟ya on üç yıl önce ofisine geldiği gün söylediklerini hatırlattı,

“Hayat felsefem, iki nokta üst üste, „Kâinat‟ta hiçbir Ģeyin,

hiçbir anlamı olmadığıdır‟. Hatırladın mı? Söyle bana, o kaybetti-

ğini bulacağım!”

Okur, Ģimdi burada sıkı durmalı! Çünkü, Diana, David tara-

fından sevilmemiĢ olmanın öcünü, David‟in tarihini kullanarak

aldı!

“Kutsal Kitabı aldım ben de,” diye anlattı. “Eski Ahit, NeĢide-

lerin NeĢidesi! Ve okumaya baĢladım! Hava kararmıĢtı, anlıyor

musun? Ben de, Rabin Levi‟nin sesini taklit ediyordum! Mırıl mı-

rıl ve seksi! Sitra Achra‟dan gelen bir ses! Kâh kulağının dibinde

fısıldayan bir davet; yatak daveti! Ġğfal edici bir ses! Korkacağını

biliyordum! Oh, boy! Oh, boy! Yüzünü görmeliydin!” Kötü bir

kahkaha attı,

“Zo! „Seks, zaman öldürmek üzere istihdam edilen, değeri

hayli abartılmıĢ bir faaliyetten ibarettir!‟ Öyle mi?”

Sonra, en ürpertici korku filmlerine taĢ çıkaran bir sahne nak-

letti. Zeki, ürpertici, çirkin ve kalleĢçe bir intikam biçimi! Bap‟ları

karıĢtırmıĢ, dizeleri istediği etkiyi yapacak biçimde yeniden sıra-

lamıĢtı.

Önce, David‟in Kutsal Kitabı‟nın dizelerinden kendisini tanım-

ladı,

“Ben duvarım, memelerim de kuleler gibi

Selamet bulmuş kadın nasılsa, onun gözünde öyle oldum!”

Page 419: ALFA DA - okumedya.com · ALFA DA . ALEV ALATLI KÜLLĠYATI. Schrödinger‟in Kedisi [Kâbus] Schrödinger‟in Kedisi [Rüya] Viva La Muerte! • YaĢasın Ölüm „Nuke‟ Türkiye!

Sonra da Nesibe‟yi:

“Kız kardeşim, yavuklum, kapalı bir bahçedir,

Kapalı bir kaynaktır, mühürlenmiş pınardır.

Okşamaların ne güzel, kız kardeşim, yavuklum!

Şaraptan ne kadar hoştur, okşamaların!

Çarıklar içinde ayakların ne güzel,

Toplu kalçaların sanki mücevherler,

Üstat ellerin işi,

Göbeğin yuvarlak bir tas,

Karnın buğday yığını,

Zambaklarla kuşanmış.

İki memen sanki bir çift geyik yavrusu,

İkiz ceylan yavrusu.

Fildişi kulesi gibidir boynun senin,

Bat-Rabbim kapısı yanındaki.

Bu senin boynun hurma ağacına

Memelerin ise salkımlara benziyor.

Hurma ağacına çıkayım,

Dallarına tutunayım, dedim,

Memelerin üzüm salkımları gibi olsun!

Soluğunun kokusu da elma gibi,

Ey yavuklum, bal damlatır dudakların.”

Olayın nasıl geliĢtiğini hikâye etti,

“Ben uyuyordum, Yüreğim ise uyanıktı;

Kapıyı çalan sevgilimin sesi: Bana aç!

Çünkü, çiğ ile doldu başım,

Gecenin damlaları ile kâhküllerim!‟

Delikten uzattı elini sevgilim,

Ve içim oynadı onun için.

Ben kalktım, sevgilime kapıyı açayım diye;

Sevgilim, çekilmiş gitmişti.

O bana söz söylerken, ben kendimden geçmişim!

Onu aradım fakat bulamadım;

Onu çağırdım, fakat bana cevap vermedi.”

Page 420: ALFA DA - okumedya.com · ALFA DA . ALEV ALATLI KÜLLĠYATI. Schrödinger‟in Kedisi [Kâbus] Schrödinger‟in Kedisi [Rüya] Viva La Muerte! • YaĢasın Ölüm „Nuke‟ Türkiye!

Rodoplu ile bana sitem etti,

“Şehirde dolaşan bekçiler beni buldular,

Bana vurdular, beni yaraladılar;

Şehir duvarlarının bekçileri peçemi kaldırdılar.”

Dünya kadınlarına baĢvurdu,

“Size ant ettiriyorum, ey Kudüs kızları,

Eğer sevgilimi bulursanız,

Ona söyleyin ki, ben aşk hastasıyım!”

Ancak, “Kybele Kültü” de Ģüpheciydi, anlaĢılan,

“„Sevgilin, senin, bir sevgiliden başka nedir ki?‟

diye sordular.

Ey sen, kadınlar arasında en güzel kadın!

Sevgilin senin, bir sevgiliden başka nedir ki,

bize böyle ant ettiriyorsun?‟”

Nesibe‟yi bu defa da onlara anlattı,

“Sevgilimin teni beyaz ve kırmızı,

On binlerin arasında seçkin olan odur.

Başı saf altın,

Yanakları sanki hoş kokulu çiçek tarhları,

Güzel kokular yığınağı;

Dudakları zambaklardır, mür yağı damlatıp

Ve onun her şeyi güzel.

Bu‟dur sevgilim, evet yârim budur; Ey, Kudüs kızları!”

Kadınlar, bu aĢkı anladılar (besbelli ki, Rodoplu kadından sa-

yılmıyordu!)

“Ey sen, kadınlar arasında en güzel kadın, sevgilin nereye git-

ti?”

diye sordular,

Page 421: ALFA DA - okumedya.com · ALFA DA . ALEV ALATLI KÜLLĠYATI. Schrödinger‟in Kedisi [Kâbus] Schrödinger‟in Kedisi [Rüya] Viva La Muerte! • YaĢasın Ölüm „Nuke‟ Türkiye!

“Sevgilin nereye yöneldi?”

“Onu biz de seninle birlikte arayalım!”

Aradılar ve “çiçek bahçesinde, zambak devĢirirken buldular”

“Bakışı seher gibi,

Ay gibi güzel,

Güneş gibi temiz,

Sancak açmış bir ordu kadar güçlü”ydü, Nesibe.

Diana, çok sevindi,

“Keşke sen bana, anamın memelerini emmiş kardeş gibi olay-

dın!”

dedi, Nesibe‟ye, Diana,

“Dışarıda seni bulunca, ben seni öperdim, beni de kınamazlar-

dı.

Senin önüne düşerdim, anamın evine seni getirirdim,

Bana o öğretirdi; sana baharatlı şaraptan, narımın suyundan

içirirdim.

Beni kendi yüreğin üzerine bir mühür gibi,

kolunun üzerine bir mühür gibi koy!

Çünkü, sevgi ölüm gibi kuvvetlidir;

Kıskançlık ölüler diyarı gibi serttir;

Onun alevleri, ateşin alevleri; yakıp bitiren alev!

Sevgiyi büyük sular söndüremez,

Ve ırmaklar bastıramaz onu

Bir insan, sevgiye bedel, evinin bütün malını verse,

Büsbütün hor görülür.”

Bitirmek üzereyken, gözleri, odaya sessizce giren küçük kızı-

na, KatyuĢka‟ya takıldı,

“Küçük bir kız kardeşimiz var,” dedi, David‟e,

“Ve onun daha memeleri yok;

Page 422: ALFA DA - okumedya.com · ALFA DA . ALEV ALATLI KÜLLĠYATI. Schrödinger‟in Kedisi [Kâbus] Schrödinger‟in Kedisi [Rüya] Viva La Muerte! • YaĢasın Ölüm „Nuke‟ Türkiye!

Onun için söz söyleneceği gün,

Kız kardeşimiz için ne yapacağız?”

“Sen neden bahsediyorsun?”

“Gözlerimi Bakire Meryem gibi yere indirdim,” dedi, Diana,

“Gözlerimi Bakire Meryem gibi usulca yere indirdim ve „Amin‟

dedim, Amin!‟”

Page 423: ALFA DA - okumedya.com · ALFA DA . ALEV ALATLI KÜLLĠYATI. Schrödinger‟in Kedisi [Kâbus] Schrödinger‟in Kedisi [Rüya] Viva La Muerte! • YaĢasın Ölüm „Nuke‟ Türkiye!

„NUKE‟ TÜRKĠYE

I

“Ama gene de herkes sevdiğini öldürür,

Bu böylece biline;

Kimi bunu kin yüklü bir bakıĢla yapar

Kimi de okĢayıcı bir sözle öldürür,

Korkak, bir öpücükle,

Yüreklisi bir kılıçla, bir kılıçla

öldürür.”

Oscar Wilde, Reading Zindanı.

Özdemir Asaf Çevirisi.

Abdullah Geçkin, „80‟li yılların sonlarına doğru pek yaygınla-

Ģan bir tabirin, “maganda” tabirinin karĢılığı değildi. Evet, Nesi-

be‟yi dövdü. Diana‟yı öldürmesine ramak kaldı ama bütün bunlar

klostrofobik olduğu içindi. Darlanmaktan nefret ederdi; insanlar

ve mekânlar tarafından darlanmaktan. Bu nevrozu ağabeysi yeri-

ne hapiste yattığında ortaya çıkmıĢtı. SıkıĢık ranzalardan, burnu-

nun bir karıĢ ötesinde insafsız bir inatla dikilen insan sırtların-

Page 424: ALFA DA - okumedya.com · ALFA DA . ALEV ALATLI KÜLLĠYATI. Schrödinger‟in Kedisi [Kâbus] Schrödinger‟in Kedisi [Rüya] Viva La Muerte! • YaĢasın Ölüm „Nuke‟ Türkiye!

dan, hele de korkudan sıkıĢmıĢ yüreği, göğüs tahtasının dibinden

bir yerlerden boĢanmıĢ, inmiĢ, inmiĢ ayak parmaklarının üzerine

konmuĢtu. Abdullah, uzun yıllar, iç organlarının boĢaldığına, kof

bir iskelet halinde kaldığına inandı. Revire çıktığı ilk zamanlarda

tekrarladığı bu bilgi, kimi doktorları güldürdü, kimi doktorları öf-

kelendirdi. Sonunda, tenini kendisine çadır ettiği bir mekâna ka-

pandı. Bir bozkır köylüsünde oluĢmaması gereken bir özlemdi

ama kendisine yarattığı bu mekânda yaman bir deniz tutkusu ge-

liĢtirdi. Gerçek boyutlarını, hatta biçimini, bilmediği dev bir deniz

taĢıtının burnunda, yere sadece topukları değecek Ģekilde, ta bur-

nunda dikiliyor, iliklerine iĢleyen rüzgârın iç organlarını tamir

etmesini sağlıyordu. Deniz kabarıyor, köpürüyor, ay batıyor, yağ-

mur, dolu, hatta kar yağıyor ama o suların üzerinde yürümeye de-

vam ediyordu.

Ecevit affından sonra askere gittiğinde de, denizi birlikte gö-

türdü. KıĢlada, nöbet tutarken, talimdeyken suların üzerinde yü-

rümeyi sürdürdü. Bu yüzden çok dayak yedi, katıksız hapis yattı

ama alternatifi ölümdü. Vazgeçemedi. Askerliği, iyi yürekli bir

doktor “yetersizlik” türünden bir kulp takıncaya kadar uzadı.

Eve döndüğünde, köyünün ölçütlerinde yaĢlı bir adamdı. Olay-

lı askerliği, baĢlangıcını unutturmuĢ, delibozuk yakıĢtırmasını

makulleĢtirmiĢti. Sükûtu ikrar sayıldı. Abdullah, denize ulaĢma

yolları aramaya koyuldu. Göçün bunca olağan olduğu Türkiye‟de

Ġstanbul‟a gitmek istemesi sorun olmamalıydı. Ama, Abdullah‟ın

kastettiği Ġstanbul, taĢı toprağı altın olan bildik Ġstanbul değil, açık

denizlere ulaĢabileceği bir liman, ama sadece bir limandı. Yıllardır

kadın görmemiĢ bedeninin onca dayatmasına rağmen, evlendik-

ten iki gün sonra belki de bir daha hiç görmemek üzere bırakıp

denize açılacağı bir genç kızın günahını -ve hapishanede Ģahit ol-

duğu risklerini- üstlenmek istemedi. O noktada devreye giren er-

keksizliğe alıĢık taze dul, Nesibe, bu kaygılarını hayli hafifletmek-

ten öte, „sevap‟ imkânı da sunuyordu. Kendisinden epeyce büyük-

tü ama görmeye Ģahit isterdi. Hepsinden öte, kendisinde gözü

vardı ve analığının yaĢadığı Ġstanbul‟a gitmeye can atıyordu. Köy

meydanında baĢıboĢ dolanmasından rahatsız akrabaları araya gir-

diler, evlendirdiler.

Page 425: ALFA DA - okumedya.com · ALFA DA . ALEV ALATLI KÜLLĠYATI. Schrödinger‟in Kedisi [Kâbus] Schrödinger‟in Kedisi [Rüya] Viva La Muerte! • YaĢasın Ölüm „Nuke‟ Türkiye!

Ġstanbul‟a ayak bastıkları gün, Nesibe‟nin söylediği gibi sahi-

den kana kana deniz suyu içti mi, bilmiyoruz. Ama Ramize Ha-

nım, aylarca limanlarda, iskelelerde “sürttüğünü” anlatmıĢtı. Bo-

ğaz tokluğuna razı olduğu halde, yaĢı, yaramazlığını gerekçeleme-

diği arka plânı ve tabii bozkır kökeni engelledi, miçoluk olsun bu-

lamadı. Uzun yokluğunda kendisine düĢtüğü söylenen ortak tarla

gelirleri tükenince kapıcılık Ģart oldu. Ġlle de Bebek diye diretme-

si, sudan koparsa yaĢayamayacağını bilmesindendi. Oğlanların

ikisi de, deniz üstündeki o evde doğdu.

Abdullah‟ın kapıcılıkta hemen hiç durmadığını, günlerini ço-

cuk parkının önüne demirli teknelerin arasında geçirdiğini biliyo-

ruz. Balık tutmasını, tekne kazımasını ve içkiyi, buranın nasırlı

deniz adamlarından öğrendi. Bebek sosyetesinin bahĢiĢleri harçlı-

ğını çıkarmasına yetiyordu. Günün birinde bunlardan birinin gö-

züne iliĢmek, ne iĢ olursa olsun, bir teknede çalıĢmak umudu da

cabasıydı.

Nesibe‟nin Amerikalıların yanında iĢ bulmasının önceleri ra-

hatlattığı muhakkak. Ne ki, Diana‟nın özel ilgisinin, paylaĢtıkları

saz âlemlerinin, hele de ünlü devrimci arabeskçiyle kadeh tokuĢ-

turmuĢ olmanın övüncü, giderek yargılanıyor olmaya benzer bir

duyguya dönüĢtü. BaĢlangıçta hakkında cinsel fanteziler geliĢtir-

meye teĢne bulacak kadar yakın Diana‟nın, erkekliğini sorguladı-

ğını hissetmeye baĢladı. Nesibe‟yi kadından tekne parası ödünç

almaya zorlaması da bu duygusunun sonucuydu. Rodoplu, “Ma-

dem beni sevmiyorsun, o zaman bedelini öde!- der gibi bir Ģey

bu,” Böyle olmuĢ olmalı. Çünkü, daha sonraları, Diana‟nın ailesi-

ne bakmasını da aynı duyguyla içine sindirdi.

Balıkçılık serüveninin sona ermesini, filato meselesiyle açıkla-

yan Nesibe‟ye katılmamak mümkün değil. Suların üzerinde yü-

rümek isteyen bir adamın, balık kasaplığında daralmaması her-

halde mümkün olmazdı. Kapıcılıktan atıldığı zaman, Arnavut-

köy‟deki gecekonduya taĢınma konusunda çıkardığı güçlüklerin

nedeni de aynıydı: Abdullah, deniz kenarından ayrılmak istemi-

yordu. Buna rağmen, kendisini zorladı, para bulmak için köyüne

gitti. Bulamayınca, tarlasını devretti. Ġlk taksiti, borçlu olduğu Di-

ana‟yı susturmak için kullandı.

Page 426: ALFA DA - okumedya.com · ALFA DA . ALEV ALATLI KÜLLĠYATI. Schrödinger‟in Kedisi [Kâbus] Schrödinger‟in Kedisi [Rüya] Viva La Muerte! • YaĢasın Ölüm „Nuke‟ Türkiye!

Onu evden attığı geceden sonra, büsbütün çaresiz kaldılar.

“Seni sayar, Doktor Hanım,” demiĢti, Ramize, “ġununla bir

konuĢsan! ġimdi Nesibe‟yi de çalıĢtırmıyor ya. Ne yerler, ne içer-

ler bilmem artık!”

Günay‟ın olayın tarafları arasında en çok sevdiği diyemeyece-

ğim ama benimsediği kiĢinin Abdullah olduğunu söylemiĢ miy-

dim? Nesibe‟nin de dahil olduğu diğerlerinin kaderlerini bir bi-

çimde tayin ettiklerini, ama Abdullah‟ın oluĢumda dahli olmadı-

ğını söylüyordu. Ben pek aynı kanıda değildim. Bunu söylediğim

zaman da, “Erkekliğin tutuyor da, ondan!” demiĢti, “Karısını baĢ-

ka bir kadına kaptıran erkeğe üstünlük taslıyorsun. Abdullah‟ınki

gibi bir ruh, baĢka bir ülkede yaĢasaydı, Kaptan Cousteau olurdu.

Denizler fatihi! Cesaretini överler, özgür ruhunu alkıĢlarlardı.

Zaman, mekân ve terkip meselesi, biliyor musun? Uymayınca ol-

muyor iĢte. Çıkarcılığına gelince, herkesinki kadar.”

Ramize Hanım, kaç defa iĢe yerleĢtirdiklerini, ama Abdul-

lah‟ın durmadığını anlatıyor, aklını baĢına toplamasına Rodop-

lu‟nun yardımcı olmasını istiyordu. Günay‟ın çaresizliğini hatırlı-

yorum. Kadın gittikten sonra, bana dönmüĢ,

“Görüyorsun ya canım, kiĢisel cihat baĢarılı olsa bile yetersiz,

bütünü kapsamıyor,” demiĢti, “De ki, zekâ, cesaret ve iyi niyetin

birleĢtiği noktayı buldun; de ki, kendi gerçeğini yakaladın, bunu

Abdullah gibi birisine nasıl geçireceksin? Suda yürümezse ölecek

olan, adamı, RaĢit‟in fabrikasına tıkılmaya ikna etmek, de ki bece-

rebildin, Allah‟tan reva mıdır? Ġzleyecek bozgunu kim giderecek?

Psikolog Profesör David Pavloviç mi? Kadere bak!”

Diana‟nın anlattığı kader neden kaynaklandı bilmiyorum ama

çaresizliğin Ģiddete dönüĢtüğüne çok Ģahit oldum. Abdullah‟ı son

gördüğümde çocuklarına iliĢkin anlattıklarını düĢündüğüm za-

man, karĢılaması mümkün olmayan taleplerin altında ezilmiĢ ola-

bileceğini görebiliyordu. Ġzleyen parasızlık, Nesibe‟yi de bunalt-

mıĢ, her zamankinden farklı davranmaya itmiĢ olmalıydı.

Abdullah‟ın ortadan kaybolduğu o dönemde bir Bulgar Ģilebine

sığındığını, Adriyatik‟in ortalarında bir yere kadar yakalanmadığını

Page 427: ALFA DA - okumedya.com · ALFA DA . ALEV ALATLI KÜLLĠYATI. Schrödinger‟in Kedisi [Kâbus] Schrödinger‟in Kedisi [Rüya] Viva La Muerte! • YaĢasın Ölüm „Nuke‟ Türkiye!

sonradan öğrendik. Günay, “ĠnĢallah denizin üzerinde yürüyebil-

miĢtir!” diyordu, ama anlaĢılan o da olmamıĢ, mercimek yüklü

ambarda saklanmıĢ kalmıĢtı. Daha sonra, teslim edildiği Draç po-

lisi, onu eziyetli bir sorgulamadan sonra Tiran‟a göndermiĢ, döv-

mekten beter eden Türk Konsolosluğu da Ġstanbul‟a sevk etmiĢti.

Ve anlaĢılan, Tülin‟le benim Taksim Meydanı‟nı tavaf ettiğimiz,

Günay‟ın ġafak Özden‟le beraber olduğu, Diana ile Nesibe‟nin de

aynı yola çıktığı saatlerde o da Balkan Ekspresi‟yle Sirkeci Garı‟na

giriyordu!

Hanımları, merdivenlerin baĢında bıraktığım o geceydi,

“IĢık yakmamıĢtı, karanlıkta oturuyordu,” diye anlattı, Diana

“Perdenin arkasına gizlenmiĢ, bizim geliĢimizi seyretmiĢ olma-

lı! Yardıma da gelmedi! Nesibe, kendinde değildi, biliyorsun. Ka-

pıyı açtım, Nesibe‟yi eĢikten aĢırmaya uğraĢtım. Sonunda eve var-

dığımız için rahatlamıĢ olmalı ki, kendisini büsbütün bırakmıĢtı,

anlıyor musun? Zo! Onu taĢımak zorunda kaldığım için ıĢık ya-

kamadım. Tam yatağına bırakıyordum ki, ıĢık yandı! Ne kadar

korktuğumuzu anlatamam! Nesibe de kendine geldi; Abdullah‟ı

görünce sara tutmuĢ gibi titremeye baĢladı! Adam sarhoĢtu biliyor

musun? Bizi beklerken içmiĢ olmalı!” Önce bebelerini sormuĢtu,

Abdullah.

“Nesibe‟nin dili tutulmuĢtu, onun yerine ben cevap verdim,”

dedi, Diana, “Ama benim sesimi duymak onu çıldırtmaya yetti!

Bağırmaya, küfretmeye, Nesibe‟yi her türlü isimle çağırmaya baĢ-

ladı. Susmasını, sakin olmasını söyledim ama dinlemedi! Bilmiyo-

rum, orada bir hata yapmıĢ olabilirim. Nesibe‟ye, „orospu‟ dediği

zaman, orospunun kendi anası olduğunu söyledim. Ben de çok

kızmıĢtım, anlıyorsunuz değil mi? Defolup gidiyor, aylar sonra eve

geliyor, sarhoĢ ve bağırıyor! Ne hakkı var! O ağzına geleni söylü-

yordu ama ben bir lâf edince kabahat oldu! Deli gibi saldırdı, ama

baktım bana değil, Nesibe‟ye saldırıyor! Ben de yorgundum, bili-

yor musunuz? Onu nasıl durduracağımı bilemedim. Daha önce

söylemiĢtim, hatırlar mısınız? Abdullah beni evden kovduğu o ge-

ce, arkamdan kapının üstüne bir balta saplamıĢtı. Geri gelmeye-

yim diye büyü mü yapmıĢ neymiĢ! Her neyse, o balta orada hâlâ

Page 428: ALFA DA - okumedya.com · ALFA DA . ALEV ALATLI KÜLLĠYATI. Schrödinger‟in Kedisi [Kâbus] Schrödinger‟in Kedisi [Rüya] Viva La Muerte! • YaĢasın Ölüm „Nuke‟ Türkiye!

duruyordu. Nesibe, çıkarmak istemiĢti de, ben belki büyü Abdul-

lah‟a da çalıĢır, onun dönmesini de önler diye orada bırakmıĢtım.

Ben de o baltayı kaptım, karĢısına dikildim! Nesibe‟yi bırakmasını,

yoksa onu ikiye biçeceğimi söyledim! Önce anlamadı, sonra kor-

kudan bembeyaz oldu, it! Onu bıraktı, geriye, masaya döndü.

„Biz büyük insanlarız, Abdullah, Ģu iĢi bir konuĢalım!‟ demeye

baĢlamıĢtım ki zıpladı, belime bir tekme attı. Baltayı düĢürdüm,

biliyor musunuz? Almak için kendimi yere attım, ama bu defa da

elime bastı. Parmaklarım ondan kırıldı.”

Sargılar içindeki eline baktı,

“Ama Ģimdi iyiler. Doktor, araz kalmayacağını söylüyor. Her

neyse. Ben, baltayı alıp ikimizi de doğrayacağını düĢünüyordum.

Hemen ayağa kalktım. Baktım, o da ayağı ile baltayı uzaklaĢtırıyor.

Well, ben ondan çok daha uzunum, değil mi? Elim de henüz acı-

mıyordu, anlıyorsunuz. Zo! Çenesine bir yumruk attım ama yetiĢ-

tiremedim. Çok yaklaĢmıĢ olmalıyım ki, bir çelme attı, yeniden

düĢtüm. DüĢerken de yüzümü masaya çarptım. Bu çürük ondan!

Ben düĢünce avantaj ona geçti tabii. Beni tekmelemeye baĢladı.

Ben de darbelerden korunmak için yuvarlana yuvarlana kapıya

kadar gelmiĢim. Nesibe de, „Kaç, Dayan, seni öldürecek!‟ diye ba-

ğırıyor. Bir baktım, eğilmiĢ, yerden baltayı alıyor. Kullanacak mıy-

dı, bilmiyorum ama o noktada risk almamam gerektiğini düĢün-

düm, kapıyı açtım, kaçtım! O da baltayı arkamdan fırlattı. Sapı

topuğuma geldi ama öldürmek amacıyla fırlattığını sanmıyorum.

Zaten, baltanın o evden çıktığına o kadar memnun oldum ki, kes-

kin tarafı gelseydi de aldırmayacaktım. Zo! Baltayı kaptım, koĢ-

maya baĢladım. Ama, merdivenlere takıldım, yuvarlandım. Bu

adamlar da beni görmüĢler. Aldılar, buraya getirdiler.”

Burası dediği, Baltalimanı Kemik Hastanesi‟ydi.

“Baltayı buldular mı?”

“Hayır! Elimden fırladı, soldaki çalıların arasına düĢtü. Polis-

lere düĢtüğümü söyledim. Sanırım inandılar. Ama, Abdullah ka-

rakolda. Nereden geldiğimi sordukları için evi göstermek zorunda

kaldım. Misafirliğe gitmiĢtim ama çok içki içmiĢiz, düĢtüm, mer-

Page 429: ALFA DA - okumedya.com · ALFA DA . ALEV ALATLI KÜLLĠYATI. Schrödinger‟in Kedisi [Kâbus] Schrödinger‟in Kedisi [Rüya] Viva La Muerte! • YaĢasın Ölüm „Nuke‟ Türkiye!

divenlerden yuvarlandım. Gecenin bu saatinde rahatsız ettiğim

için üzgünüm ama arayacak baĢka yerim yoktu, Mehmet Bey!

Günay Hanım, nasıl? Çok kızdı mı?”

“Hayır, sadece merak etti.”

Diana‟nın o gece hastanede kalmasını istediler („yabancı‟ ol-

manın faydaları!). Ben evine götüreceğimi söyleyince, ertesi gün

kontrole gelmesi kaydıyla izin verdiler. Oradan, Arnavutköy Kara-

kolu‟na uğrayacaktık, Diana ifade verecekti. Sıkıyönetim sürüyor-

du. Hastanelere intikal eden her türlü darp ve kesiğin nedenini

polise açıklamak gerekiyordu. Diana‟ya olayın varabileceği boyut-

ları anlattım. Üstelik sabıkalı olan Abdullah‟ı yakmamak için dik-

katli davranması gerektiğini telkin etmeye savaĢtım.

“Orospu çocuğu bunu hak etmiyor!” dedi, “Çıktığı yere yeni-

den dönse, hepimiz için daha iyi olur!”

Ne dediysem, ikna edemedim.

“Karakola gitmeden önce, Günay‟a telefon edip, iyi olduğunu

söyleyeyim, Oradan arayamayabiliriz.”

Sabahın dördüydü. Günay, ayaktaydı. Onu bu iĢe sokmaktan

nefret ediyordum. Ama, Abdullah bir de bu yüzden hapse döner-

se, çok üzüleceğini biliyordum. Diana ile halleĢebileceğini umu-

yordum. Bir de, açıkçası, saygın ismi meseleyi kapatmakta yar-

dımcı olur diye düĢünüyordum.

“Karakolun önünde buluĢuruz. Tam on iki dakika sonra. Saa-

tine bak ki, siz içeri girmeden Diana‟yla konuĢabileyim,” dedi, ka-

pattı.

O gece, iki kadının, önce Günay‟ın, sonra da Diana‟nın per-

formanslarına hayran olduğumu kaydetmeliyim.

Önce Rodoplu.

Günay, dördü on üç geçe geldi, doğrudan Diana‟yla muhatap

oldu.

Page 430: ALFA DA - okumedya.com · ALFA DA . ALEV ALATLI KÜLLĠYATI. Schrödinger‟in Kedisi [Kâbus] Schrödinger‟in Kedisi [Rüya] Viva La Muerte! • YaĢasın Ölüm „Nuke‟ Türkiye!

“Mehmet Bey‟in söylediği gibi konuĢmanı istiyorum,” dedi,

yanımızdaki bekçilerin yararına gülümseyerek, “Eğer, bu durumu

Abdullah‟tan kurtulmak için kullanmaya kalkarsan, sana bu kara-

koldan çıkamayacağına dair söz veririm.” Diana‟nın kavraması

birkaç saniye ya sürdü ya sürmedi,

“Damn you, Bayan Rodoplu,” dedi, o da gülümseyerek. Ġçeri

girdik. Abdullah, giriĢteki tahta bankların birinde, gözleri yere di-

kili oturuyordu. Günay‟ın yüzünden derin bir acıma duygusu geç-

ti. Ġtiraf etmeliyim ki, ben de kötü oldum.

“Hadi!” demesi üzerine, Diana kollarını iki yana açtı,

“Abdullah Bey!”

Adama doğru yürüdü, Türkçe, Ġngilizce birtakım iyi niyet

cümlecikleri sıralamaya koyuldu. Abdullah‟ın yüzündeki korku-

nun paniğe, oradan ĢaĢkınlığa, oradan da sevince dönmesini izle-

dim. Büsbütün kötü oldum. Günay, “Haklısın. Şimdi bir de med-

yunu şükran olacak, garibim!” diye italik‟ledi.

“Benim elim iyi,” diyordu, Diana. Ayağının nasıl takıldığını,

merdivenlerden nasıl yuvarlandığını -bu da polislerin yararına-

elleriyle, kollarıyla anlattı. Elini, Allah korudu, anlamında tahtaya

vurmayı ihmal etmedi ki, bu hareketi de polislerin hoĢuna gitmesi

içindi. Nesibe‟nin nasıl olduğunu sordu, onu da üzmüĢ olmaktan

duyduğu mahcubiyeti belirtti. Neticede, ifadeler, içkili bir yemek-

ten sonra ayağı takılan bir yabancı profesör eĢinin kendisini in-

citmiĢ olması Ģeklinde bağlandı, telefonlar, adresler tespit edildi.

Salını verildik.

“Afferin sana,” dedi Rodoplu, Diana‟ya, “ġimdi seni bize götü-

receğiz. Bu halinle yalnız kalmamalısın.”

Nesibe‟nin periĢan ettiği yatak temizlenmiĢ, çarĢaflar değiĢ-

miĢti, ama pencereler açık olmasına rağmen, kusmuk kokusu du-

ruyordu.

“Banyo yapamazsın,” dedi Günay, Diana‟nın eline bakarak,

“Ama sana sabunlu su yapabilirim. Silinirsin. Bu da gecelik. Kah-

ve on dakikaya kadar hazır olur. Karnın da aç olmalı.”

Page 431: ALFA DA - okumedya.com · ALFA DA . ALEV ALATLI KÜLLĠYATI. Schrödinger‟in Kedisi [Kâbus] Schrödinger‟in Kedisi [Rüya] Viva La Muerte! • YaĢasın Ölüm „Nuke‟ Türkiye!

Mutfağa geçerken, masanın hemen yanında duran teybe ya-

naĢtı. Yanında duran kasetlere istediğini bilir edayla göz attı, bul-

du, yuvasına yerleĢtirdi. Birlikte ama hafiften söylemeye baĢladı.

Selvim, senden uzun yok,

Yaprağında düzüm yok!

Kamalı da zeybek vuruldu, yâr fidan boylum,

Çakıcı ya sözüm yok!

Hayretler içinde kaldım. O gün ġafak‟la yaĢadıklarını da bil-

mediğim için, ev özlemini bunca kamçılayanın ne olduğunu anla-

yamıyordum,

Evlerinin önü susam, ah su bulsam da gadınım çevremi yun-

sam!

Ah, su bulsam da gadınım çevremi yunsam!

Sonunda, “çevremi yunsam”ı tekrarlıyor olması dikkatimi çek-

ti de, öyle idrak ettim. Pislikten usandığını söylüyordu! O gün üst

üste yığılan pislikten! Hüzünlü güzel yüzüne, altları çökmüĢ göz-

lerine baktım, onu ne kadar sevdiğimi söylemek istedim ama ġa-

fak Özden‟in hayaleti ikimizin arasına dikildi. Yapamadım.

Diana Pavloviç, tazelenmiĢ geldi. Alkolden eser kalmamıĢ gi-

biydi, ama yaraları (nihayet demem lâzım!) soğumuĢ olmalı ki,

acısı vardı. Günay, aspirin önerdi, kendisi sedatif istedi. Günay,

onca alkolden sonra uyuĢturucu almaması gerektiğini hatırlattı,

“Merak etme, balım,” dedi kadın, “Ölmem.”

Üç tam gün, Nesibe‟nin yattığı yataktan çıkamadı. David‟e ha-

ber vermemizi istemedi. Tülin‟in getirdiği doktor, ateĢinin Ģoktan

olabileceğini söyledi, yatak istirahati verdi,

“Ben daha ilk gördüğüm gün, sana baĢına iĢ aldığını söylemiĢ-

tim, kardiĢim,” dedi Tülin. Rodoplu, o üç gün boyunca, Ege zey-

beklerini dinlemiĢti. Güldü,

Hay dülen de hay dülen, şu dağlarda geyik kalmadı!

Oyna ülen kör Arabım da sen oyna, senden başka yiğit kalma-

dı.

Page 432: ALFA DA - okumedya.com · ALFA DA . ALEV ALATLI KÜLLĠYATI. Schrödinger‟in Kedisi [Kâbus] Schrödinger‟in Kedisi [Rüya] Viva La Muerte! • YaĢasın Ölüm „Nuke‟ Türkiye!

“Estağfurullah.”

Üçüncü günün sonunda, Diana geride bir teĢekkür notu bıra-

karak kaçtı. Notta, Rodoplu‟ya ve bana verdiği zahmetlerden dola-

yı özür diliyor, kendisi arayıncaya kadar onu aramamamızı rica

ediyordu.

Aradan aylar geçti, hiç ses çıkmadı. Sonra bir gün, David‟in

araĢtırmasında çalıĢanlardan birine, Ġsmail‟e (ġiran‟ın takımdan)

rastladım. Profesör Pavloviç‟in ülkesine dönmüĢ olduğunu söyle-

di. Bu Ģartlar altında Allahaısmarladık dememiĢ olmasında ĢaĢıla-

cak bir Ģey olmadığını düĢündüm. Ama, ondan sonra söylediği

baĢka bir Ģey dikkatimi çekti,

“Zehra da, bir aya kadar gidiyor.”

“Hangi Zehra?”

“Türbanlı kız vardı ya, o,” dedi, “Sakallı onu da Amerika‟ya al-

dırıyor.”

“Ya karısı?”

“Ne olmuĢ karısına?”

Ben de üstelemedim. Ama Diana‟nın nerelerde olduğunu me-

rak ediyorduk, doğrusu. O merakımızı gideren de Tülin oldu,

“Geçen gün sizinkine rastladım,” dedi, “Kadıncağız pek bir kö-

tü olmuĢ yahu! Öyle zayıflamıĢ, kadidi çıkmıĢ!”

Hayır, konuĢmamıĢlardı,

“Beni görmezden geldi,” dedi Tülin, “Kaldırım değiĢtirdi,”

Olup biteni, aylar sonra, Fransız La Paix Hastanesi‟nden bir

telefon gelinceye kadar bilemedik.

Page 433: ALFA DA - okumedya.com · ALFA DA . ALEV ALATLI KÜLLĠYATI. Schrödinger‟in Kedisi [Kâbus] Schrödinger‟in Kedisi [Rüya] Viva La Muerte! • YaĢasın Ölüm „Nuke‟ Türkiye!

II

ġiĢli‟deki Fransız La Paix Akıl Hastanesi, “tımarhane” kelime-

sinin tam hakkını veren, fevkalade sevimsiz, içi dıĢı gri bir bina-

dır. Bir o kadar sevimsiz, dört köĢe, kaskatı toprak bir avluya ba-

kar. Yüksek tavanları, taĢ döĢemeleri, beyaz boyalı demir karyola-

ları ve eĢyasızlığı, hastaların sorunlarını baĢlarına kakmak için

özellikle düzenlenmiĢ gibidir.

Ortaçağ Avrupası‟nın skolastik üslubunu, soğuk, sessiz kori-

dorlarda metrelerce siyah kumaĢ sürükleyen “hemĢire”ler ta-

mamlarlar.

“Nedendir bilmem, rahibelere oldum olası güvenemem,” de-

miĢti, Rodoplu, “Sahtekâr değillerse geri zekâlı olduklarını düĢü-

nürüm. Yüzlerine yapıĢtırdıkları o ballı tebessüm de sinirime do-

kunur! Zaten, profesyonel cennetliklerden nefret ederim. Hele

de, Müslüman bir ülkede üstünlük taslıyorlarsa!”

Önünde yürüyen kadında bunların hepsi vardı. Sağda, avluya

bakması gereken odalardan birisinin kapısını gösterdi,

Page 434: ALFA DA - okumedya.com · ALFA DA . ALEV ALATLI KÜLLĠYATI. Schrödinger‟in Kedisi [Kâbus] Schrödinger‟in Kedisi [Rüya] Viva La Muerte! • YaĢasın Ölüm „Nuke‟ Türkiye!

“Sizin Madam burdadir,” dedi kötü bir Ermeni aksanıyla.

“Sağol.”

Odalar iyi tecrit edilmiĢ olmalıydılar, Rodoplu, bağlamanın se-

sini kapıya tokmağı tutacak kadar yaklaĢmadan duyamadı. Soran

gözlerle rahibeye baktı. Kadın omuz silkti,

“Sazdır, nedir?”

Günay‟ın duralamasını yanlıĢ yorumladı,

“Ben geleyim isterseniz?”

“Hayır,” dedi Rodoplu. Kapıyı açtı, girdi.

Ġnce uzun bir odaydı. Sağda, gri boyalı madeni gardırop, onun

hemen yanında „30‟lu yıllardan kalma sarı musluklu lavabo vardı.

Ġç avluya bakan demirli pencere, kapının karĢısına geliyordu.

Pencerenin altında beyaz boyalı bir etajer, hemen solunda da ya-

tak duruyordu. Yerler, taĢ mozaikti. Tavandan, marul yaprağı

Ģapkalı bir ampul sarkıyordu. Etajerin üstünde gece lambası yok-

tu.

Diana, üstünde zayıflıktan sivrilmiĢ kemiklerini saklayamayan,

deli gömleği benzeri beyaz patiska giysi, yatağında bağdaĢ kurmuĢ,

kucağındaki bağlamasını tıngırdatıyordu. Günay, yatağın kenarına

çektiği demir iskemlenin üzerinde duran nota defteriyle kalemi

gördü. “It‟s no Hilton,” dedi Diana, sazını tıngırdatmaya devam

ederek, Rodoplu‟nun yüzüne bakmıyordu.

Odadaki tek sandalyenin üstünde nota defteri duruyordu.

Kaldırıp yer açmak gibi bir çaba göstermedi. Günay, sırtını kapıya

dayadı, bekledi.

Diana, gözleri sazın boynuna yapıĢık akor basıyordu,

“Ne, ne, ne, ne, ne, bu ne!”

Tekrar,

“Ne, ne, ne, ne, ne, bu ne!”

Ve tekrar

Page 435: ALFA DA - okumedya.com · ALFA DA . ALEV ALATLI KÜLLĠYATI. Schrödinger‟in Kedisi [Kâbus] Schrödinger‟in Kedisi [Rüya] Viva La Muerte! • YaĢasın Ölüm „Nuke‟ Türkiye!

“Ne, ne, ne, ne, ne, bu ne!”

Kaç kere tekrarladığını bilmiyordu Günay, ama en az bir on

dakika beklemiĢti,

“BaĢka bir zaman gelmemi ister misin?”

Cevap yerine parmağını “bir dakika” der gibi kaldırdı. Rodop-

lu, yine bekledi. Nakaratı son bir defa daha tekrarlardı, sazını ku-

cağına yatırdı, yanda, sandalyenin üzerinde duran nota defterini,

kalemini aldı, bir Ģeyler karaladı. Günay, beste yaptığını anladı.

“Otur!”

“Eeee? Ne düĢünüyorsun?”

Bestesi hakkında ne düĢündüğünü sorduğunu sandı,

“Bitir de bakalım,” dedi.

“Bitir de bakalım!” diye Günay‟ın sesini taklit etti kadın,

“Güzel, akıllı ve baĢarılı Dr. Rodoplu! Temkinli ve dürüst! Si-

garan var mı?”

Vardı. Ama, tabla yoktu. Paketin jelatinini kullandılar.

“Zo! Neden buradasın?”

“Amerika‟ya Doğu‟dan ıĢık ithal ettim, parmaklarım yandı!”

Anladım, biliyor musun? Hayrettir! Ġçime doğdu!

“Nesibe‟yi Amerika‟ya götürdün ve olmadı?”

“Ve bu seni mutlu ediyor?”

Rodoplu, epey bir süre düĢündü,

“Hayır,” dedi, sonunda, “BirleĢik Devletler‟de mutsuz olan ilk

Türk değil Nesibe, son da olmayacak... Zo! Sakin ol!”

“Hah, hah, hah!!! ĠĢte bu harika! Biliyor musun, seni buraya

niçin çağırdım? ĠĢte, aynen bunun için! Sana Nesibe‟nin çok mut-

lu olduğunu söylemek için!”

Page 436: ALFA DA - okumedya.com · ALFA DA . ALEV ALATLI KÜLLĠYATI. Schrödinger‟in Kedisi [Kâbus] Schrödinger‟in Kedisi [Rüya] Viva La Muerte! • YaĢasın Ölüm „Nuke‟ Türkiye!

“Allallah!”

Diana‟nın gayretine ĢaĢırdı, ne diyeceğini bilemediği için de

sordu,

“Peki, Ģimdi o nerede?”

“Burada, Ġstanbul‟da,” dedi Diana, “Az sonra veda etmeye ge-

lecek. Veda sahnesine Ģahit olmanı istiyorum!”

“Nereye gidiyor?”

“O değil, onlar! Abdullah, çocuklar ve Nesibe! Kanada‟ya gidi-

yorlar!”

Günay, hayretini bu defa da saklayamadı,

“Kanada‟ya mı? Kanada da nereden çıktı?”

“ĠĢ buldu. Zengin bir ailenin yanında. Abdullah da Ģoförlük

yapacak.”

“Ne diyeceğimi bilemedim,” diye anlattı, Rodoplu, “Besbelli ki,

hastaydı. Neyin canını yakacağını, neyin yakmayacağını da bilmi-

yordu. Öylece duruyordum. ġaĢkınlığımın onu garip bir Ģekilde

sevindirdiğinin farkındaydım ama yapacak bir Ģeyim yoktu.”

“Ne olduğunu anlatmak ister misin?” diye sordu,

“Oh, oh!” diye cilvelemiĢti, Diana, “Sen, Nesibe‟yi görmeden

olmaz!”

Son sözü buymuĢ gibi bir ifade takındı. Uzandı, sazını aldı, yi-

ne baĢladı:

“Ne, ne, ne, ne, ne, bu ne!”

“Ne, ne, ne, ne, ne, bu ne!”

Nesibe‟nin kaçıncı ne ne‟de geldiğini Rodoplu bilmiyordu.

Derken,

“Kapı açıldı ve bu mahlûk içeri girdi. Bu kadar kötüsünü bir

defa da Ġstanbul‟dan Ankara‟ya giderken ya da tersi miydi, uçakta

Page 437: ALFA DA - okumedya.com · ALFA DA . ALEV ALATLI KÜLLĠYATI. Schrödinger‟in Kedisi [Kâbus] Schrödinger‟in Kedisi [Rüya] Viva La Muerte! • YaĢasın Ölüm „Nuke‟ Türkiye!

görmüĢtü. Almanya‟dan tatilini geçirmek üzere Türkiye‟ye gelmiĢ,

geri dönüyordu. Ağzında çiklet, dudaklarında kan kırmızı ruj, sen-

tetik giysiler, karikatür gibi bir kadındı! Frei heit diyordu, has-

pam, Türkiye‟de frei heit olmadığı için Alman vatandaĢlığına ge-

çecekmiĢ. Hostesten bira istemiĢti, pilsen.”

“Serap‟ın düğününkiler gibi?” diye hatırlattım.

“Hay yaĢa! Ama daha da beteri! Ġnsanda tokatlama isteği

uyandıran cinsten. Meğer, Nesibe kalkamadığı için otururmuĢ!

Ġçeriye bir giriĢ girdi, anlatamam! Tak tak tak yürüdü, berbat bir

ucuz parfüm. Tutam tutam meçli saçlar. Bir de, „Hi! Dayan‟ çekti,

inanılır gibi değil! Beni de yeni tanımıĢ gibi yaptı,

„Aaaa! Günay Abla da buradaymıĢ!‟ Bir de öpmeye kalktı.”

Günay, Diana‟ya baktı. Yüzünde, Kudüs‟ten döndükten sonra-

ki o ifadeyi gördü.

“Hani, „ġehir öyle murdar olmuĢ, bedava verseler istemem,‟

dediği zamanki ifade!

Nesibe, yatağın ucuna oturdu,

„Bu da hâlâ saz çalıyor!‟ dedi. Rodoplu, bu seferde Beyaz Dizi,

Demet‟i hatırladı. Aynı dangalak ses tonu, aynı küçümseme. O da,

„Ģekerrr!‟ derdi. Yarım yamalak hatır sordu. Çantasına hamle etti.

Koca bir portföyde yan yana dizili renkli fotoğraflar gösterdi,

„Benim oğlanlar!‟

Sonra yemyeĢil bir bahçe ortasında kocaman bir Amerikan evi,

“Bizim Kanada‟daki ev!”

Sonra da bir köpeği,

“Bu da Ceki!”

Güldü, gözleri çizgili oldu, çilleri birbirlerine yapıĢtı. Eski Ne-

sibe‟den bir tek bu gülüĢü kalmıĢtı. Diana‟ya kâğıt mendil filan

gibi bir Ģeyler getirmiĢti. Onları bıraktı. Ertesi sabah uçacaklarını

Page 438: ALFA DA - okumedya.com · ALFA DA . ALEV ALATLI KÜLLĠYATI. Schrödinger‟in Kedisi [Kâbus] Schrödinger‟in Kedisi [Rüya] Viva La Muerte! • YaĢasın Ölüm „Nuke‟ Türkiye!

söyledi. AlıĢveriĢ yapması gerektiğini belirtti. Öpmek için eğildi,

havaya buseler kondurdu, geldiği gibi tak tak çıktı gitti. Günay‟a,

“Çüs demedi mi?” diye sordum.

„Bye,‟ dedi ciddiyetle.

“Diana, istediğini elde etmiĢ.”

“Allah için! Beni iyi sarstı, gerçekten.”

Nesibe çıktıktan sonra ne yaptığını merak ediyordum.

“Gene sazına sarıldı,” dedi Günay, “O sazı, içki gibi, ilaç gibi

kullandığını anlıyorum. Sazına sarıldı, ve baĢladı,

„Ne, ne, ne, ne, ne, bu ne!‟

„Ne, ne, ne, ne, ne, bu ne!‟

Sonra da yeni bir dize,

„Ben dünyaya piĢmiĢim!‟

„YapıĢmıĢım mı‟ demek istiyordu, sahiden mi, „piĢmiĢim‟mi di-

yordu, anlamadım. Ama içim elvermedi, soramadım, derken, so-

nunu getirdi,

„Kan benim, irin benim, bağırsaktaki tenya benim,

Ter benim, kıl benim, balgam benim,

Kokun omuzuna bulaĢan benim,

Tabanın yorganım olsun, tırnaklarını yiyeyim,

Bin yıl kezzap görmemiĢ ayak yolundan içeyim,

Günde bin kere tekmelediğin köpeğin olayım,

Ġğrenip tekmelediğin keçe saçlı meczup kocakarıyım,

Dik memelerini emdiğin, ince bellerini sardığın,

Akıllı dillerini diktiğin,

Dönüp boynunu öpen öpen kadınlara.

Ne, ne, ne, ne, ne, bu ne!

Ne, ne, ne, ne, ne, bu ne!

Ben dünyaya piĢmiĢim!

Ben dünyaya piĢmiĢim!

Ben dünyaya piĢmiĢim!

Page 439: ALFA DA - okumedya.com · ALFA DA . ALEV ALATLI KÜLLĠYATI. Schrödinger‟in Kedisi [Kâbus] Schrödinger‟in Kedisi [Rüya] Viva La Muerte! • YaĢasın Ölüm „Nuke‟ Türkiye!

Ben dünyaya piĢmiĢim!‟

Tekinsiz bir sesti,” dedi Rodoplu, “Hiç susmayacağını sandı-

ğım bir ses! ġeytan yoklamıĢ gibi ürperiyordum, ama ne yapaca-

ğımı, nasıl durduracağımı da bilmiyordum. Gözler bir noktaya di-

kili, trans halinde gibiydi. Ağlamıyordu, ama dikkatli bir göz, bu-

nun yaĢlarının tükenmiĢliğinden olduğunu anlardı. Suyuna git-

meyi denedim,

„Hadi, Diana! Nesibe‟nin bunlara değmediğini biliyorsun! Dü-

rüstçe söyle bana, az önce buradan çıkan kadın karikatürüne âĢık

olabilir misin? Tanrı aĢkına! Bu, Nevra Dülger‟den beter olmuĢ!‟”

Rodoplu duyacağını sanmamıĢtı ama öyle değildi. Diana‟nın

gözlerine kötü bir pırıltı oturdu,

“Türk!” dedi, tükürür gibi, “Daha ne beklersin!”

Bağlamasını yatırmıĢ, gözlerini Günay‟ın gözlerine dikmiĢti.

“Kavga çıkarmak istediğini anladım,” dedi, Günay. “Bu neden-

le de,

„Ġyi ya iĢte, ondan kurtuldun,‟ diye hatırlattım.

„Oh, no!‟ dedi, deli deli, „Bu Türklerden ancak hepsini öldü-

rürsen kurtulursun!‟

Çok gizli bir sır vermek ister gibi değildi, kapıdan yana bir göz

attı,

„We should nuke Türkiye!‟

“BaĢını iki yana salladı,

„There is no other way! We shall have to nuke Türkiye!‟

Kendime burasının bir akıl hastanesi olduğunu, bir deli ile

konuĢtuğumu hatırlatıp duruyordum,” dedi Günay, “Ama içimden

bir ses bunun ciddi bir yanı olduğunu söylüyordu. Çünkü ben bili-

yordum ki, Batı bunu bize her zaman yapar! Kendilerini tanımla-

mak için bir antitez ararlar. Bulamadıkları zaman yaratırlar. Ya-

rattıkları ile bir süre, elli yıl, yüz yıl oyalanırlar. Sonunda, aradık-

Page 440: ALFA DA - okumedya.com · ALFA DA . ALEV ALATLI KÜLLĠYATI. Schrödinger‟in Kedisi [Kâbus] Schrödinger‟in Kedisi [Rüya] Viva La Muerte! • YaĢasın Ölüm „Nuke‟ Türkiye!

ları antitezin aslında kendi uydurmaları olduğunu anlarlar. Ne ki,

bu defa da kendilerini fena halde kazık yemiĢ hissederler. DüĢ-

man kesilirler.”

Bir buçuk yıl kadar önce, Iowa Üniversitesi Profesörü Ser-

nea‟nın ziyaretinden sonra konuĢtuklarımızı hatırladım. Batı‟nın

“Orient‟e dair hurafelerinden bahsetmiĢti. Bu defaki hurafe de

Kybele kültüydü, zahir. Nesibe, Kybele‟ydi ya!

“Hem evet, hem de hayır,” dedi, Günay, “Feminist bir tavır-

dan çok, bir Mesih ihtiyacı gibi. ġöyle bir düĢün, insanlar sahte

Mesihleri hemen her zaman linç etmiĢlerdir. Sahte bir Mesih‟in

linç edilme ihtimali, kandırabildiği insan sayısı ile doğru orantılı-

dır. Ne kadar çok sevilirse o kadar çok öldürülür. Öfkeli kalabalık-

ların elinden kurtulanı pek azdır.”

Nesibe‟yi bir Mesih olarak görmeyi Diana‟nın bile becereme-

yeceğini düĢünüyordum!

“Hayır, hayır! Öyle değil!” dedi Rodoplu, “Sadece Nesibe de-

ğil! Onda cismanileĢtirdiği bütün bir Türkiye ve Türkiye‟nin sim-

gesi olduğu Doğu kültürü. Sana Kabala dünya görüĢünü anlatmıĢ-

tım. BirleĢmek için birbirlerini arayan diĢi ve erkek varlıklar me-

selesi. Vuslat, ancak Mesih geldiğinde mümkün olacak, „hac‟ an-

cak o zaman tamamlanacaktır.”

“Yin ve Yang meselesi? Evet?”

“Bence Diana bu diĢi varlığı arıyordu ki, tamamlanabilsin.

Türkiye‟ye gelme nedeni de buydu. Kendi antitezi‟ni bulmak ve

tamamlamak. Bir Batılı olarak kendi antitezi, sağ yarıküre değil

mi? Yani, sezgisel, bütünlükçü, ebediyete, zamansızlığa-uzaya dö-

nük, esrarlı, analitik-sözel ve mantıklı olmayan (burada, sözel‟den

kastım, lâf ebeliği) yazıya itibar etmeyen, alıcı... bütün bu sıfatlar

Nesibe‟ye uygun sıfatlar değil mi? Nesibe, Sitra Achra, öteki taraf

değil mi?”

“Ġyi, yavrum, iyi de, Nesibe de KADIN!”

“Eveett! Nesibe kadın, ama, DĠANA DEĞĠL! Anlasana!”

“Aman Allahım!”

Page 441: ALFA DA - okumedya.com · ALFA DA . ALEV ALATLI KÜLLĠYATI. Schrödinger‟in Kedisi [Kâbus] Schrödinger‟in Kedisi [Rüya] Viva La Muerte! • YaĢasın Ölüm „Nuke‟ Türkiye!

“Ana, yeryüzü, toprak gibi kadın niteliklerini Diana ile bağdaĢ-

tırabiliyor musun? Cinsel organlarının Ģekli ne olursa olsun, bağ-

daĢtırabiliyor musun? Diana, kendi erkeksi kültürünün ürünü. O

kültürde insan ne kadar „kadın‟ kalabilir ki?”

Hayretler içinde kaldığımı söylemem herhalde gereksiz!

“Bu nedenle mi? Sen? Duygu Asena, ġirin Tekeli?... Filan?”

“Evet,” dedi, “Evet. Feminizmin aptalca bir Ģey olduğunu dü-

Ģünürüm. Çünkü, biliyorum ki, kadınlık, birtakım bedensel farklı-

lıkların çok ötesinde bir tanım. O kadar ki, bazen bedensel özellik-

leri uygun birini kadın olarak tanımlayamazken, sakallı bıyıklı bi-

rine pekâlâ da kadın diyebilirsin. Bu bakımdan, kadın yazarlar,

kadınlar kütüphanesi gibi uzuvlara dayanan sınıflandırmalar ko-

miğime gider. O hesapça pekâlâ bir de, mesela, koca burunlular

kütüphanesi ya da koca burunlu yazarlar klasmanı olabilir.”

“Sen ciddisin, değil mi?”

“Kaldı ki, de ki, becerdin de, uzuvlarının Ģekli nasıl olursa ol-

sun yani, iĢte, „softi‟ erkekleri, travestileri, doğal kadınları, yani

bütün Yin‟leri bir araya topladım Sol yarıküre iĢlemeyeceği için

sakatlık kaçınılmaz olacaktır. Öyle baktığım zaman, lezbiyenler,

elleri olmadığı için,” Allah esirgesin der gibi tahtaya vurdu, “ayak

parmaklarıyla yazı yazmaya çalıĢan özürlülere benzemiyorlar mı?”

“Hiç düĢünmemiĢtim!”

Kısa bir sessizlik oldu,

“Eğer öyleydiyse, o zaman Nesibe-Diana birlikteliği yine de yü-

rümeliydi. Öyle değil mi?” diye sordum.

“AnlaĢılan, Nesibe, pantolon giymek zorunda kalmıĢ,” dedi

Rodoplu. Ve ben, gözlerinden derin bir hüznün geçtiğini gördüm!

Dayanamadım!

“Günay Rodoplu, sen delisin! Üzülüyorsun, değil mi?”

Hafifçe omuzlarını silkti,

Page 442: ALFA DA - okumedya.com · ALFA DA . ALEV ALATLI KÜLLĠYATI. Schrödinger‟in Kedisi [Kâbus] Schrödinger‟in Kedisi [Rüya] Viva La Muerte! • YaĢasın Ölüm „Nuke‟ Türkiye!

“Teknokrasiden kaçıp, Türkiye‟ye sığınan bir Püriten‟in, Müs-

lüman Sitra Achra‟sını ararken, bir puta, üstelik de bir „traves-

ti‟ye‟ Kybele kılığında erkek Nesibe‟ye çatması sence de acıklı de-

ğil mi?”

Diana‟nın canı cehenneme, diye italik‟ledim, beni ilgilendiren

Nesibe.

“Karakoldaki akĢamı hatırlıyorsun, tabii,” dedi Günay, “Bizde

geçirdiği o üç günden sonra tekrar Arnavutköy‟e taĢınmıĢ. Bu de-

fa, minnet duygusundan olacak, Abdullah da sesini çıkarmamıĢ.

Üçü birlikte yaĢamaya baĢlamıĢlar.”

“Nasıl yani?” demiĢim!

“Yataklarının arasına bir perde çekmiĢler,” dedi Günay,

sükûnetle, “Ama anlaĢılan, perdenin öteki yanında karı-koca aĢk

hayatlarını sürdürüyorlarmıĢ. Sesler ve diğer Ģeyler, Diana‟yı deli-

ye çevirmiĢ. Bilerek yaptıklarını düĢünmüĢ.

„Haksızlıktı! Hainlikti!‟ diye ağladı, „Abdullah‟ın ona ihtiyacı

yoktu! Herhangi bir kadın onun yerini alabilirdi!‟ dedi,

„Ġsa Mesih! Hatta, ben bile olabilirdim.‟”

Kötü kötü gülmüĢ,

“Üçlü seks hayal ettiğini görmediğimi mi, sanıyorsun?” demiĢ-

ti. Rodoplu ne hale gelmiĢ olmalı ki, bir defa da, “Ah, affedersiniz,

prenses! Yoksa, sultan mı demeliyim?” diye alay etti, “Sizin ne

kadar kırılgan olduğunuzu unuttum! Siz seks gibi pis Ģeyleri aĢar-

sınız! Siz sütten çıkmıĢ bir kaĢıksınız! Siz ebedi bakiresiniz!”

Bence doğru söylüyor, diye italik‟ledim, Günay “Öyle aptal-

caydı ki, gülmeye baĢladım!” dedi.

“Hiç de aptalca değildi!”

Ne demek istediğimi anlamıĢtı. Duraladı, hafifçe tebessüm et-

ti,

Page 443: ALFA DA - okumedya.com · ALFA DA . ALEV ALATLI KÜLLĠYATI. Schrödinger‟in Kedisi [Kâbus] Schrödinger‟in Kedisi [Rüya] Viva La Muerte! • YaĢasın Ölüm „Nuke‟ Türkiye!

“Her neyse,” diye geçiĢtirdi, “anlaĢılan Diana inatla o evde

oturmaya devam etmiĢ. Bu arada David, Amerika‟ya dönmeye ka-

rar vermiĢ.”

David Pavloviç! Unuttuğumuz adam!

“Sağlığı yerinde,” dedi, Günay istihfafla, “Diana‟nın oradaki

gözlemine katılıyorum. „Ah, ama sevgili Günay,‟ dedi, „Çileli Ya-

hudi‟yi oynadığını tahmin edebilmeliydin! Çileli Yahudi‟yi; ilerici

liberali ve özgür düĢünceliyi!”„

“Nasıl yani?”

“Canım, çilenin erdem sayıldığı bir cemaatten değil mi? Da-

vid, ihanet ettiği için Diana ile cezalandırılıyor. Bir taraftan, bu

kadim kefareti ödemiĢ olmakla huzura kavuĢuyor. Bu, Sitra Achra

bilgisi ve kekâ! Öte yandan, Kâinatın Sahibi‟ni reddedince ortaya

çıkan çözülmede kimin kiminle yattığı sorgulanmaz, meğer ki,

üretim rakamlarını etkilesin! EĢcinseller de aydı, tabii. „Biz, ordu-

da general de oluruz, holding koordinatörü de, efendim, „Karımı-

zı, erkek gibi geçindiremeyebiliriz! Filan iddiaları hep aynı Ģeyi

söylemiyor mu? „Biz ekonomiye yük olmuyoruz! Tersine! Bakın,

feĢmekan modaevinde ne kadar artı değer üretiyoruz?‟ Diana ve

Nesibe‟nin durumunda, Diana, zaten „üretken‟di, dahası Quaker

Komitesi gibi dostlar baĢına bir kuruluĢun önde gelen militanla-

rındandı. ġimdi de Nesibe‟ye bak! Elin Türk köylüsü bu iliĢki ne-

deniyle Kanadalı Mr. Kevorkian‟ın yanında (Profesör‟ün amcaoğ-

lu) hizmet sektörüne dâhil etmedi mi? Zavallı bilimsel David, ne

yapsın! Öyle bir entel kuyuya düĢtü ki, dokuz rasyonel gelse kur-

taramaz! Bir yandan rasyonel ilerici olup, öte yandan lezbiyenliğe

nasıl karĢı çıkardı? Özgürlükçü demokratlığına ters düĢmez miy-

di? DüĢününce namusuna ters düĢmez miydi! Tanrı‟nın belası bir

entelektüel iĢte! Bizim Kayahan misali, herif bir yemin etti ki dö-

nemez! Hiç baĢka çaresi yok, çocuklarını alıp gidecek ve suskunla-

rı oynayacak. Nitekim, öyle de yapmıĢ.”

“Ve?”

“Ve boĢanmıĢlar. Bu arada Diana, Nesibe‟yi kendisi ile birlikte

Amerika‟ya gelmeye ikna etmeye çalıĢıyormuĢ. Ve tabii, ironi üs-

Page 444: ALFA DA - okumedya.com · ALFA DA . ALEV ALATLI KÜLLĠYATI. Schrödinger‟in Kedisi [Kâbus] Schrödinger‟in Kedisi [Rüya] Viva La Muerte! • YaĢasın Ölüm „Nuke‟ Türkiye!

tüne ironi, Nesibe‟nin kabul etmesinin nedeni ne, biliyor mu-

sun?”

Elbette ki, bilmiyordum!

“Abdullah‟ı, Diana‟dan uzak tutmak!”

Nasıl güldüysem,

“Eh, tamam, gülme!” dedi, “Ben ġafak‟ı nasıl lezbiyen Dia-

na‟dan kıskandıysam, o da öyle kıskanmıĢ olmalı! Sana söylüyo-

rum, insan hayatında 300 özgün senaryo ya var ya da yok! Hepi-

miz dönüp dolaĢıp aynı rolü oynuyoruz! Terminoloji farklılığının

bir üstesinden gelebilsek mesele kalmayacak zaten! Nesibe gari-

bim, bir de öyle bir yere basıyor ki ayakları! Öyle sahici ki!

„Gönüldür be guzum,‟ demiĢ, „Seni sever Abdullah! Sen du-

rurken beni mi sever? Gençtir be guzum! Ben gocadım artık! Sen

de gençsin, güzelsin. Boyun yakıĢır boyuna. Benim Abdullah‟ım da

gözeldir! Eyi ki de seni sever! Gidip gapılmaz yaramaza!‟

Diana, inanamamıĢ, tabii,

„ġimdi, sen Abdullah‟ı benimle paylaĢacak mısın?‟

Nesibe, burnunu kırıĢtırmıĢ, „Nedir be dediğin? Abdullah rız-

kım mıdır ki paylaĢayım? Ben, derim, seni sever. Gönüldür bu,

sever.‟

David‟in dediği gibi, „Zo!‟

Nesibe, çocuklarını kocasıyla bıraktı, Diana ile Boston‟a uçtu.

„Oh, Mother Auchincloss was so happy to see her!‟ dedi, Dia-

na, „Kadın, nihayet yerli bir uĢak edinebilmiĢ müstemleke valisi-

nin eĢi gibiydi! Oryantaller zihnindeki yerlerine ilk kez oturdular.‟

„UĢak olarak?‟

„Hadi, Günay Hanım! Anneme onun benim sevgilim olduğunu

nasıl söyleyebilirdim?‟

„Söyleyemezdin.‟

Page 445: ALFA DA - okumedya.com · ALFA DA . ALEV ALATLI KÜLLĠYATI. Schrödinger‟in Kedisi [Kâbus] Schrödinger‟in Kedisi [Rüya] Viva La Muerte! • YaĢasın Ölüm „Nuke‟ Türkiye!

„Hayır, söyleyemezdim. Ġlk aylar rüya gibi geçti. Boston sonba-

harı ne kadar güzeldir bilirsin. Nesibe, bayıldı! Sonra onu Phile-

ne‟se*götürdüm. Yaz sonu ucuzluğuna! Aklını kaçırdı sanki! Nev-

ra‟nın neden o kadar çok iç çamaĢırı olduğunu anladığını söyledi.

Sonra, Ermeni Ģarküterileriyle tanıĢtı. Sizin sicim peynirleri, su-

cukları buldu. Oralardan alıĢveriĢ eden Türklere rastladı. Bazıla-

rını eve davet ettik. Bazılarına biz gittik. Bu da benim sonum ol-

du.‟

„Türkler sizi keĢfettiler?‟

„Yes! Korkunçtular! Ne biliyor musun? Milliyetçilik sizin zina

biçiminiz, putunuz, akıl hastalığınız! Yurtseverliğiniz de bunun

kültü! David haklı! Ksenofobiksiniz! Boston Ģehrindeki her bir

sümüklü Türk öğrenci, Nesibe‟ye sahip çıktı! Ona benden daha iyi

bakacaklarını haykırdılar! Ancak bir Türk‟ün tıraĢsız olabileceği

kadar tıraĢsız, kibirli 20‟likler! Senin merhametsiz ırkın! Kurt gibi

yemeğimi yediler ve alçakça kandırdılar Nesibe‟yi!‟

„Yemekleri Nesibe piĢirmiĢ olmalı!‟

Bir an ĢaĢaladı,

„Evet, öyle!‟ deyiverdi, „Sanki hayatta kalmaları ona bağlıymıĢ

gibi sigara içiyorlardı! Dumanların arasından beni donuk gözleriy-

le müstehziyane süzen Türkler! Five‟n Ten‟den** aldıkları cart

renkli, daracık, Amerikan giysileri içinde gâvurlara duyduğunuz

ezeli nefreti haykırdılar: Dinsiz imansız, domuz yiyici, gâvur, kö-

pek! Ġçtiğin bardağı kırmak lâzım! Dokunduğun yeri kirletirsin

sen!‟

„BaĢka?‟”

Rodoplu, alay etmiyordu ama sesinin tonu o duyguyu vermiĢ

olmalı ki,

“Bunu yaptığın zaman senden de nefret ediyorum,” diye ba-

ğırmaya baĢladı, Diana, “Senin beceriksiz, kokuĢmuĢ, korkak ulu-

* Boston'un ünlü mağazası. (y.n) ** 5-10 cent gibi paralarla alıĢveriĢ edilebilecek (!) çok ucuz mağa-

za.(y.n)

Page 446: ALFA DA - okumedya.com · ALFA DA . ALEV ALATLI KÜLLĠYATI. Schrödinger‟in Kedisi [Kâbus] Schrödinger‟in Kedisi [Rüya] Viva La Muerte! • YaĢasın Ölüm „Nuke‟ Türkiye!

sundan nefret ediyorum! Siz hiçbir zaman hiçbir Ģey icat etmedi-

niz. BaĢkalarının icatlarını da kötü kullandınız. Dülgerlerin o

Amerikanize olmuĢ korkunç kızları! Ter kokan Ramize! Notlarını

zorla yükseltmek isteyen o mafioza öğrenciler! Kadın kılıklı Dekan

Dülger! Yanağına allık sürdüğünden eminim!”

“Diana, neden geri döndün?”

“Nesibe‟yi Türkiye‟ye kaçırdılar,” dedi Diana, birden bitkin.

“Onu almaya geldim! Ona ihtiyacım var! Anlıyor musun?”

Kısa bir sessizlik oldu,

“Senin ihtiyacın olan Nesibe değil!” dedi Günay, “Senin bir

anneye ihtiyacın var. KoĢulsuz sevgi veren bir anneye! Nesibe, bu

değil! Onun kendi çocukları var.”

Diana, Rodoplu‟nun sözlerinin telmihini henüz algılamamıĢ

olmalıydı,

“Kocası da var. Üçüncü oğlu,” diye onayladı.

“Evet.”

Biraz düĢündü,

“Zaten, benim için her zaman sendin!” dedi, hüzünlü bir ses-

le, “Seni sevdiğimi biliyorsun değil mi?”

“Neredeyse, „biliyorum,‟ diyecektim ki, kendimi zor tuttum,”

dedi Rodoplu, “Aklıma, Nesibe‟nin, „Niçun sevmeyeyim?‟ demesi

geldi. Bu cümle ve bu cümle üzerine bina edilen trajedi!

„Hayır,‟ dedim, “Beni sevmiĢ olamazsın! Çünkü, her zaman

söylediğin gibi, bir kere ben Türk değilim, Ġkincisi, ben seni sev-

miyorum.‟

Bu kadar ĢaĢıracağını tahmin etmiyordum, ama çok ĢaĢırdı,

dudakları büzüldü, ağlayacak gibi oldu,

„Bunu demek istemiyorsun!‟

Bu kez de ġiran‟laĢtım,

Page 447: ALFA DA - okumedya.com · ALFA DA . ALEV ALATLI KÜLLĠYATI. Schrödinger‟in Kedisi [Kâbus] Schrödinger‟in Kedisi [Rüya] Viva La Muerte! • YaĢasın Ölüm „Nuke‟ Türkiye!

„Bak sen benim için hiçbir anlam ifade etmiyorsun. Seni ne

bir erkek, ne de bir kadın olarak istiyorum.‟

ġaĢkınlığı büyüdü,

„Bir insan olarak da mı?‟

„Evet. Bir insan olarak dahi bir Ģey ifade etmiyorsun.‟

„Ama niçin? O kadar kötü müyüm?‟

Paniklediğini görebiliyordum, ama acımasızca devam ettim,

„Evet.‟

„Ne yaptım? Bu kadar kötü olan ne yaptım?‟”

“Bak, Samanyolu galaksisinin güneĢ sisteminin kokuĢan bir

gezegeni olan dünyada, insanoğluna kısacık bir süre için teğettir,”

dedi, Rodoplu, “Sonra herkes kendi meçhulüne yollanır. Bir baĢı-

na. Ġnsanoğlunu insanoğlu kılan, insanoğlunun insanoğluna teğet

geçtiği o kısacık süredir. Sen bunu unuttun.

Belki beĢ bin yıl öncesinin Mezopotamya‟sında, belki on bin yıl

öncesinin Çin‟inde, biz bir karar aldık,

„Anamızdan çocuk yapmayız,‟ dedik, türümüzü kedilerden ve

iguanalardan ve eğreltiotlarından ayırdık.

„Zayıf, kollanmalıdır,‟ dedik, su kaplumbağalarından, çakallar-

dan ayrı durduk.

„Ne farkınız var?‟ diye soranlara ya Darwin‟le ya da din kitap-

ları ile karĢı koyduk.

Doğadan doğal olmayanı talep ettik, insan olduk.

Ve sen, Diana Pavloviç, bütün bunları unuttun. Ormana geri

dönmeye niyetlendin. Ġnsanlığa ihanet ettin.‟”

“Ama...”

“GüneĢin bir alevden ağırlık ki „üç defa milyon defa iki bin

milyon tao‟ olduğunu bilmez değilim. „Ne iyi, ne fena, ne güzel, ne

çirkin, ne haklı, ne haksız‟ olduğunu da bilmez değilim. Devedi-

Page 448: ALFA DA - okumedya.com · ALFA DA . ALEV ALATLI KÜLLĠYATI. Schrödinger‟in Kedisi [Kâbus] Schrödinger‟in Kedisi [Rüya] Viva La Muerte! • YaĢasın Ölüm „Nuke‟ Türkiye!

kenlerini ve kahkaha çiçeklerini ayırım gözetmeden ısıttığını da

bilirim. Ama, ister Taxis, ister Kozmos‟la karĢı karĢıya olalım, bi-

zim bir ahdimiz var. O da, orman kanununu illegal kılmak. Sen

bu ahdi bozdun. Oysa, insanoğlunun yeryüzündeki binlerce yıllık

serüveninin tek bir hedefi vardır: Orman kanununu topluma

meĢrulaĢtırmaktan suçlusun. Özendirmekten, teĢvik etmekten

suçlusun. Sen, Allah‟ın halifesine ihanet ettin?”

“Ġsa Mesih! Sen dindar bile değilsin!”

“Tabii, dindarım!”

“Sen bir solcusun, lanet olası! Herkes öyle söylüyor!”

“Ġyi ya. Hayatın niçin‟ini, nerden‟ini, nereye‟sinin sorgulamak-

tan usanmayacağım.”

Dudakları alayla kıvrıldı ama “Sana iyi Ģanslar!” derken, göz-

lerinde korku vardı.

“Sağol,” dedi Günay da. Ayrılmaya niyetleniyordu, ama Diana

durdurdu, “Kendini kim sanıyorsun sen? Bir tür tanrı ya da pey-

gamber? Nedir?”

Zavallı Günay! Göründüğü kadar güvenli olabilmeyi, sahiden

güvenli olabilmeyi dilemiĢ olmalı!

“Well! Diana, bak, sadece bir tavır bu. Bir Türk tavrı olduğu-

nu ummak istediğim bir tavır. Hayata iliĢkin bir tavır. Özgür ira-

demle, düĢünerek, uzun uzun düĢünerek benimsediğim bir tavır.”

“Burada dur! Neden Türk? Neden Türk tavrı olduğu husu-

sunda ısrarlısın?”

“„Umuyorum,‟ dedim, ısrarlı değilim. Sizden farklı olarak, biz

henüz umarsız bir biçimde yabancılaĢmadık. Bunu bırakalım. Sa-

na söylemek istediğim Ģu: Aklının sınırlarına dayandığında, insa-

noğlunun takınabileceği iki tavır vardır. Bunlardan birincisi „bü-

tün‟ü algılamaya çalıĢmaktan tamamen vazgeçmek, Ġkincisi, ta-

mamiyle düĢünsel, içgüdüsel bir algılama ile onu tasavvur etmeye

çalıĢmak. Birinci yol, senin medeniyetinin seçtiği yoldur. Sen, „bi-

limsel deneyler ve hesaplamalar, bize doğumdan önce ve sonraki

Page 449: ALFA DA - okumedya.com · ALFA DA . ALEV ALATLI KÜLLĠYATI. Schrödinger‟in Kedisi [Kâbus] Schrödinger‟in Kedisi [Rüya] Viva La Muerte! • YaĢasın Ölüm „Nuke‟ Türkiye!

serüvenimize iliĢkin kesin bir Ģeyler söyleyemediğine göre, ener-

jimizi, sahip olduğumuz maddi ve düĢünsel olanakları geliĢtir-

mekte kullanmalıyız‟ diyorsun. Bilimsel olarak kanıtlanamayan

varsayımlar üzerine bina edilen, deneyüstü iyilik ve ahlâk ilkeleri-

nin elini kolunu bağlamasına izin vermezsin. Hayatla her türlü

deneye giriĢir, eline geçirdiğin her olanağı kullanır, her olanaktan

yararlanırsın. Bu senin yolun.

Ġkinci yol, dindarların yoludur. Biz, dayanılmaz acıları, coĢku-

lu sevinçleri, tehlikeleri, güvenli sığınakları, tez ve anti-tezleriyle

bu anlaĢılmaz ve büyüleyici yaĢamın kendi beyin yapımızın ve kul-

lanabildiğimiz yöntemlerin çok dıĢında bir sistem tarafından yö-

netildiğini biliriz. Bu sistemle gönül bağı kurmaya, onunla ahenk

içinde yaĢamaya çalıĢırız. Niçinini, nerdenini, nereyesini bileme-

sek de, kendimizi bu bütün içinde görmeye çalıĢmaktan vazgeç-

meyiz. „Bütün‟, bizim bu dünyadaki burgatamızdır, sintine iskan-

dil rodumuzdur. Derinliği yoklaya yoklaya yol alırız. Allah‟ın ölme-

sine izin vermeyiz, çünkü biliriz ki, Allah‟ın ölümü orman kanu-

nunun legale çıkmasıdır.”

“Ya Allah gerçekte yoksa?”

“Ne fark eder ki? Eğer, Allah yoksa, o zaman büsbütün dikkat-

li olmak, insanlık ahdine uymak gerekir, öyle değil mi? Çünkü, o

durum, insana insandan baĢka yâr olmadığı anlamına gelir. Zo!

Oturup kendi tarihini yazarsın. Ve ona sahip çıkarsın. Çin‟e,

Hint‟e, Mezopotamya‟ya sahip çıkarsın. Siyah, sarı, beyaz ya da

Türk, bütün insanlığa sahip çıkarsın. „KardeĢ‟ kavramını bu dün-

yaya tanıĢtıranın insanoğlu olduğunu hiç unutmaz, baba evinin

onurunu koruduğun gibi korursun.

Gördüğün gibi, ne dinsizler, ne de dindarlar için insanlık ah-

dine vefasızlık yoktur. Ateist olmakla ahlâktan kurtulamazsın.”

“Ben, ahlâk üstüyüm!”

“Hayır, hanımefendi, sen sadece bir lâfazansın. Ussal düzen-

lemelerin ardına sığınıp, hayatı yok sayabileceğine inanan bir

lâfebesisin.”

“Ama benim çok canım yanıyor!”

Page 450: ALFA DA - okumedya.com · ALFA DA . ALEV ALATLI KÜLLĠYATI. Schrödinger‟in Kedisi [Kâbus] Schrödinger‟in Kedisi [Rüya] Viva La Muerte! • YaĢasın Ölüm „Nuke‟ Türkiye!

“Ġyi! Demek ki hâlâ bir umut var.”

“Seninle benim için mi?”

“Hayır,” dedi Günay, “Çünkü, sen benim için yeterince erkek

değilsin. Baksana, ben de kendi anti-tezimi arıyorum.”

“Sen ne yapıyorsun, biliyor musun? Sen bana sana ulaĢabil-

mem için önce kendimi ortadan kaldırmam gerektiğini söylüyor-

sun! Bunun farkında mısın?”

“Sana imkânsızlığı anlatmaya çalıĢıyorum.”

“Ama bu haksızlık!”

“Hayır, bu bir veri. Ġnsan, anti-tezi ile ancak bir saldırmazlık

paktı imzalayabilir. Kendisini yok etmeden bütünleĢemez.

Kadın olarak erkek gibi davranman ancak kadınlığını yok etti-

ğin takdirde mümkündür. Aynı Ģekilde, Amerikalı olup Türklüğe

özenirsen Amerikalı sen‟i yok etmek zorundasın.”

“Ama, sen bunu baĢardın! Sen, Amerikalı gibi bir Türk‟sün!”

“Öyle mi, sanıyorsun? Türk kalabilmek için neler çektiğimi bir

bilsen!”

“Tanrı bu Türklerin belasını versin!” dedi Diana Pavloviç, bir-

denbire. “Sen de ben de onların yüzünden acı çekiyoruz!”

O kadar tuhaf bir ortaklık teklifiydi ki, Rodoplu gülmeden

edemedi,

“Ben de Türk‟üm,” diye hatırlattı.

“Bu durumda, Tanrı senin de belanı versin!”

Sesi önceleri boğuluyormuĢ gibi kısıktı, sonra açıldı, sonra çığ-

lığa dönüĢtü,

“Tanrı belanı versin!”

Yerinden fırladı, bağlamasının sapından yakaladı, Rodoplu‟ya

vuracak gibi kaldırdı.

Page 451: ALFA DA - okumedya.com · ALFA DA . ALEV ALATLI KÜLLĠYATI. Schrödinger‟in Kedisi [Kâbus] Schrödinger‟in Kedisi [Rüya] Viva La Muerte! • YaĢasın Ölüm „Nuke‟ Türkiye!

“Hasta olduğunu bilmesem, silah gibi kullanılan bir bağlama-

nın telmihini çok daha ilginç bulabilirdim,” dedi Günay,

“Ama oradan çıkmanın daha akıllıca olduğuna karar verdim.

Ġyi ki de öyle yapmıĢım, çünkü sazı arkamdan fırlattı. Bağlama

kapıya çarptı. ParçalanmıĢ olmalı. Telleri garip bir ses çıkardı,

„pıĢmıĢımmm‟der gibi.”

Page 452: ALFA DA - okumedya.com · ALFA DA . ALEV ALATLI KÜLLĠYATI. Schrödinger‟in Kedisi [Kâbus] Schrödinger‟in Kedisi [Rüya] Viva La Muerte! • YaĢasın Ölüm „Nuke‟ Türkiye!

III

“Nesibe, senin ömür boyu göreceğinden daha çok para kaza-

nacak!” diye bağırıyordu. Erkek hastabakıcılar yetiĢtiler.

“Tanrı, senin de, lanetli ulusunun da belasını versin! Nuke,

Türkiye! Nuke, Türkiye!” diye diye sürüklendi, zavallı.

Sonradan öğrendiğime göre, Diana Pavloviç, on beĢ gün kadar

sonra taburcu olmuĢ, bir süre için yerleĢtiği Bebek Otel‟den çok

içki içip, rezalet çıkardığı için atılmıĢtı. Daha sonra da Amerika‟ya

döndü. Üç yıl kadar sonra, Noel zamanı, David Pavloviç‟ten uzun

bir mektup aldım. Tekrar evlendiğini yazıyordu.

“ġimdi, bunu dinle, Ġstanbullu bir kız aldım! Türk kızları hak-

kında söylenenler doğru, fevkalade iyi eĢ oluyorlar. Bettina, çok

sevimli bir Sefarad; David ve KatyuĢka‟ya mükemmel bir anne ol-

du. Bu arada, Diana iyi. Bir sosyal yardım kuruluĢunda çalıĢmaya

baĢladı. Ama Ģunu dinle: Cumhuriyetçiler için kampanya yapıyor.

Ronald Reagan‟ın seçim komitesinde önemli bir görevi var. (Ben

Page 453: ALFA DA - okumedya.com · ALFA DA . ALEV ALATLI KÜLLĠYATI. Schrödinger‟in Kedisi [Kâbus] Schrödinger‟in Kedisi [Rüya] Viva La Muerte! • YaĢasın Ölüm „Nuke‟ Türkiye!

hâlâ Demokrat‟ım!) Anladığım kadarıyla DAR‟ye*de katılmıĢ.

Auchincloss anne kızının bir WASP olduğunu nihayet hatırlamıĢ

olmasından pek memnun olmuĢ olmalı!..”

Rodoplu‟yu hatırladım. Hastane olayından sonra,

“Aslında, 1960-2000 yıllarının hikâyesi bu,” diye anlatmıĢtı,

“60 kuĢağı, önce yerleĢik değerlere karĢı çıktı, solcu oldu. Derken,

sosyalizmin dogmatik karmaĢasına çattı, anti Marksist oldu. Bir

kısmı pasifist, ekolojist akımlarla oyalandı. Ama büyük çoğunluk,

muazzam bir inanç ihtiyacı içinde.

Bunlar önce yeni dinler ya da kültler kuracaklar, sonra da mil-

li toplumların erdemlerini yüceltecekler. Daha sonra da savaĢlar

gelecek. Umarım, atom kullanılmaz. „Sağ‟ın hortladığını görüyor-

sun, değil mi?”

“Hiç ölmedi ki.”

“68 KuĢağı bir umuttu, canım,” dedi, Günay, “Amerika‟da ol-

salar da bir umuttular!”

Küçücük güldü, kollarını bana sarılmak ister gibi uzattı,

“Evet,” dedi, “Seni çok özledim Türk solu, lütfen evine dön!”

Bu, Turan Alkan‟dandı.

“Ben de seni özledim,” diye mırıldandım, ama yanına gitme-

dim. Daha sonra bana yazdığı o mektupta kullandığı cümleyi ilk

kez o gün duydum,

“Biliyorum, dönmeyeceksin,” dedi, “Zaman yanlıĢ, mekân

yanlıĢ, terkip yanlıĢ, değil mi?”

“Galiba.”

“Hamiyeti cahilliye,” diye mırıldandı.

“Ne dedin?”

* Daughters American Revolution Derneği. (y.n)

Page 454: ALFA DA - okumedya.com · ALFA DA . ALEV ALATLI KÜLLĠYATI. Schrödinger‟in Kedisi [Kâbus] Schrödinger‟in Kedisi [Rüya] Viva La Muerte! • YaĢasın Ölüm „Nuke‟ Türkiye!

“Bana hep Amerika‟da neden kalmadığımı sorardın. ġiran, ġa-

fak, Selahattin üçlüsünü bir Pavloviç‟e her zaman tercih ederim.”

Elinin altındaki Tempo dergisini iĢaret ediyordu. On ikinci

sayfasında, ġiran‟ın, yirmi birinci sayfasında Selahattin‟in fotoğ-

rafları vardı. ġiran, yönetim kuruluna seçilmiĢ; Selahattin Ameri-

ka‟da bir banka, East Cleveland Bankası, satın almıĢtı. Baktı, bak-

tı,

“Nesibe‟yi de kaybettik ama,” diye fısıldadı, “yine de, biz yerli-

ler kazanacağız!”

Page 455: ALFA DA - okumedya.com · ALFA DA . ALEV ALATLI KÜLLĠYATI. Schrödinger‟in Kedisi [Kâbus] Schrödinger‟in Kedisi [Rüya] Viva La Muerte! • YaĢasın Ölüm „Nuke‟ Türkiye!

“Or‟da Kimse Var mı?” dörtlüsü, azgın iştahların

beslediği cehaleti şehvetle bağrına basan Türkiye

toplumunun kıydığı bir aydının. Günay Rodoplu‟nun

öyküsü.

Dörtlünün birinci kitabı. “Viva la Muerte!”, hızla

yabancılaşan Türkiye toplumunda bir haymatlos gibi

yaşamak zorunda kalan Rodoplu‟nun, ezilmesini,

pasifize edilmesini anlatır.

“Bu toplumda „biliyor‟ olmak mutlak surette bir

haksızlığa maruz kalmak demektir. Çünkü, bilgi

borçlandırır, „anlamak‟ zorunda bırakır. Cahil, acıma

duygusu uyandırır. Yıkıcılığı bağışlanır. Bu, onların

lüksüdür. Oysa aydın, bilgilenmek gibi bir suçtan

müebbeden mahkûm edilmiştir. Bastığı yerde ot

bitmeyen cahili vicdanının demir parmakları arasından

seyreder.” diyen Alev Alatlı, ikinci kitap. “„Nuke‟

Türkiye!”de cehaletin sadece bizim toplumumuza özgü

olmadığını anlatıyor.

“Türk aydını, iki cephede savaşır. Sadece kendi

toplumunun hoyratlığı ile değil. Batı‟nın hemen her

zaman şiddetle sonuçlanan kendini beğenmişliği ile de

uğraşmak zorundadır. Bu bakımdan, sadece Türkiye'de

değil. Batı‟da da haymatlostur! Dünya üzerindeki

iktidarını koruma gayreti içindeki Batı, cahilliyeyi öyle

bir hamiyetle dayatır ki, elvermemek, katledilmek

demektir.