321
TÜR, K KLÂSİKLERİ SERİSİ: 8 YAVUZ SULTAN SELİM DİVANI Türkçeye çeviren : Prrof. Br. ALİ NİHAD TARLAN İSTANBUL Afhm'elt Halit Kitabevi 194 6

Ali Nihad Tarlan - Yavuz Sultan Selim Divanı.pdf

Embed Size (px)

Citation preview

Page 1: Ali Nihad Tarlan - Yavuz Sultan Selim Divanı.pdf

TÜR, K K L Â S İ K L E R İ S E R İ S İ : 8

YAVUZ SULTAN SELİM

DİVANI

Türkçeye çeviren :

Prrof. B r. ALİ NİH AD TARLAN

İSTANBULAfhm'elt Halit Kitabevi

194 6

Page 2: Ali Nihad Tarlan - Yavuz Sultan Selim Divanı.pdf
Page 3: Ali Nihad Tarlan - Yavuz Sultan Selim Divanı.pdf

KENAN MATBAA3 J, İ S T A N B U L — 1 9 4 6

Page 4: Ali Nihad Tarlan - Yavuz Sultan Selim Divanı.pdf

Ö N S Ö Z

Osmanlı Hanedanı âzası iğinde bir hayli §air yetişmiş­tir. .Bunlar arasında Yavuz Sultan Selim ile oğlu Kanunî Sultan Süleyman birinci safta gelirler. Yavuz Sultan Se­lim, H. 875, M. 1469 yılında dünyaya gelmiştir. H. 918 M. 1512 yılında babası ikinci Bayezidi hal’ederek ve kardeş­lerinin siyasî rekabetlerini ortadan kaldırarak tahtâ geç­miş, Şarkta büyük fütuhata muvaffak olttnuşttır.

Sekiz yıl süren saltanatı baştan başa bir zafer destanı­dır. İran, Kürdistan, Suriye ve Mısır onun zamanında Os- m-anlı Devletinin hâkimiyeti altına girmiştir, Nihayet H. 926 M. 1520 yılında îstanbuldan Edirneye giderken Çorlu ile Uğraşköyü arasında şirpençeden vefat etmiştir.

Bu büyük padişah ve büyük şair, siyasî hayatında son derece azimkar olup beşerî zaafının devlet umuruna mü­dahalesine bir an müsaade etmemiştir. Babasına, kardeş­lerine, yeğenlerine, bicrçok vezirlere hulâsa siyasî düş­manlarına karşı çok şiddetli hareket eden .bu hükümdar, şair sıfatiyle ne derece ince ruhludur. Bu kadar rakik duy­gulu, âşık, rind, kalender bir şahsiyetin hükümdar olmak haysiyetiyle siyasî mecburiyetler karşısında pek merha­metsizce hareketi herhalde hükümdar ile şair arasında kor­kunç bir mücadele cereyan ettiğini gösterir.

Yavuz, zevk-u safaya düşkün bir padişah değildi. Si- j^asî vazifeleri haricinde iyi bir imparator olabilmek için spor yapar, tarih ile meşgul olur; gönlünü avutmak için de

Page 5: Ali Nihad Tarlan - Yavuz Sultan Selim Divanı.pdf

türkçe, farsça şiirler okur ve yazardı. Ecnebi ve yerli mü­verrihler bu hükümdarı muhtelif cephelerden mütalâa ederler. Ecnebi müverrihler onun şiddetli icraatına baka­rak kendisine zülim, merhametsiz, müstebit vasıflarını verirlerse de kahramanlığım, zekâsını, fikrî yüksekliğini inkâr edemezler Yerli müverrihler ise dahilî ve sij^asî icapları yakından bildikleri için onun bu şiddetli hareket­lerini bir dereceye kadar siyasî bir zaruret olarak kabul etmekle beraber tenkitten de kendilerini alamazlar. Müftü ve şair Kemal Paşa Zadenin Yavuz m-ersiyesi bu muazzam ruhu gözümüzün önünde canlandırır.

Kılıcına olduğu kadar kalemine de sahip ve hâkim olan Sultan Selim, uzun boylu, müdevver kırmızı yüzlü idi. Zamanına göre gayet zarif giyinirdi. Bilâhara «Selimin adiyle anılan serpuşu «Keyhuşrev» tacına ben­zerdi. Sakalını tıraş ettirirdi. Çatık, gür kaşları, büyük, parlak ve şahane gözleri, uzun pala bıyıkları ile hakikaten heybetli bir siması vardı.

Onun m-anevî simasını, şiirlerinde buluruz. Türkçe şiir­lerini ve mümkün olduğu kadar sade bir dille türkçeye çe­virdiğimiz farsça divanını okuyacak olanlar bu simayı ruh­larında esasen tersim edecekleri için onların bu derunî hü­kümlerine müdahale etmiyecek; yalraz bu eseri o günkü sanat telâkkisi içinde mütalâa etmenin daha doğru olaca- ğmı kayd ile iktifa edeceğiz.

Şair Sultan Seılim üzerinde büyük İran şairlerinden Hafız, Sadi, Selman ve Cami’nin çok tesirleri görülür. Fakat bütün bunların fevkinde onun çok ihtiraslı, bazan şahane ve her duygusunda en ileri giden şahsiyetini gör­memek kabil değildir. Birçoğunun günlük hâdiseler üze­rine yazıldığı hissedilen bu şiirler incelenirse aşka karşı ne derece âciz ve zebun okluğu görülür. Bu düşkünlük, büyük bir ihtirası ifade ettiği için biz onun siyasî hayatı ile şiirleri arasında bir tezad göremiyoruz.

Page 6: Ali Nihad Tarlan - Yavuz Sultan Selim Divanı.pdf

Bu tercümede; 1904 senesinde Strasburg üniversitesi Şark dilleri profesörü ; (Pavi Horn) tarafından yedi nüs­ha (*) karşüaştınlarak vücuda getirilen ve Almanya im­paratoru «İkinci Vilhelm)) in emriyle Berlin Devlet mat- baasmda gayet nefis .bir şekilde tabettirilip İkinci Abdül- hamide hediye edilen nüsha esas ittihaz edilmiştir. Tered­düt ettiğimiz bazı noktaları Millet kütüphanesindeki nüs­ha ile karşılaştırdık.

Dr. A li Nihad Tarlan

1 — Prusya hüküm eti Kıral Kütüphanesi2 — Müze Brkanik3 — Upsala Kıral Kütüphanesi4 — İstanbul H am idiye Kütüphanesi5 — « Esad Efendi Kütüphanesi6 — » Fatih Kütüphanesi7 — Paris (B ibliyotek N asyonal)

Page 7: Ali Nihad Tarlan - Yavuz Sultan Selim Divanı.pdf
Page 8: Ali Nihad Tarlan - Yavuz Sultan Selim Divanı.pdf

Bisjm ilîâhirraiım ânirrahîm

- 1 -

DER TEVHİD-Î BARÎ ÇELLE ŞANUHU

1 — Ey ululuk perdesi, birliğinin 'bayrağı olan Tann; eş­sizlik müDtünde kimse senin eşin olamaz.

2 — Dârâ gibi bin padiga]ı (Husrev) kapında köledir. Sen,malikiyet âleminde Dârâdan çok daha ulu, daha muh­teşem bir malik-ül-mülksün.

â — Her güzelin yanağından senin güzelliğin tecelli ediyor. Bu ne güzellik ve zuhurdur ki bu kadar güzel tecelli ediyor.

4 — Sen nurdan bir duvak ardmda saklanmışsın. Bununla beraber her yerde t(;celli ediyorsun. Yüzün başkala­rından gizlidir. Böyle olmalda beraber yine her yüz­de sen aşikârsın,

■5 — Ay ve güneş şafak kızıllıkları içinde doğar. Feleklerin' gözü, şafaklar gibi kanlı gözyaşları içinde senin nur- larmın tecellisini bekliyor.

6 — Senin emrin olmadan hiçbir kul hiçbir işi (emir) ya­pamaz, Sen bana ne emrettin ise ben onu senin em­rinle yapıyorum'.

Page 9: Ali Nihad Tarlan - Yavuz Sultan Selim Divanı.pdf

7 — Bütün varlığımız, baştan başa kerem elinia şuura dök­tüğü bir avuç topraktan başka bir şey değildir.

8 — Gece ve gündüz senin emrinle ezeliyetin yokluk, âle­minden cihanı dolaşmaya gönderilmiş iki kasıd (pos­tacı) d ır ,:

9 — Kudretinin rafa koymayı münasip gördüğü cam süra­hiye benzeyen bu dokuz felek orada rafa konmuş bir şişeden başka bir şey değildir.

10 — Tur dağındaki Musa gibi dili tutulmuş ve kendindeKgeçmiş jmzlerce âşıkın vardır.

11 — Kahrın kimi gönül (hal) sera perdesinden kovarsa o-nun ne takvadan ne de ibadetten bir nasibi olur.

12 — Kahrın kaza şahinini bir uçurursa sinek, Nemrudutıkafasında anka gibi hüküm S;ürer.

13 — Süleym-an Peygamber elinde asâ ve zenbil bir •dilen­ciden başka bir şey değlidi. Senin lûtfun sayesindeo kadar muhteşem bir hükümdar oldu.

14 — Mustafa, kapında yetim, bir arap idi. Ona senin lûtf-ö,ihsanın ululuğun şeref tacını verdi.

15— Nuh, Peygamberin oğlunu senin gazabın rezil ve rüs- va etti. Fakat yine emredersen bir ermeni îsâ P ey­gamber olur.

16 — Zâloğlu Rüstem bir kocakarıdan daha âciz idi. Seninmüzaharetinle bu derece kuvvetli bir delikanlı oldu.

17 — Ey padişah; kapında bir kul olan Selimî’ye iliradeııdaha yüksek bir irfan ihsan et.

13 — Ona dünya saltanatı ile alâkası olmayan bir şahlık ihsan et. Asıl şah od ır ki lütfedip ona, sana vasıl olan yolu gösteresin.

Page 10: Ali Nihad Tarlan - Yavuz Sultan Selim Divanı.pdf

DER NA’T-İ RESUL

î — Ey zatı ile yükseklik bayrağını yükselten Muhammedi bu dokuz felek senin 'bayrağının bir gölgesidir.

2 — ,Bu derece büyük olduğun halde güneşe başını çiğnet­mene .bulut razı olmadı, onun' için başının üzerinde dolaşıp sana sayebanlık ediyordu.

3 — İlk defa günah işleyen Âdem Peygamber, sonunda• senin şefaat tahtına oturacağını 'biliyordu.

4 — Mi’rac gecesinde ona kadr-ü şeref veresin diye arş bürcbüro (küngüre) üstüne nur derecesi kazandı.

5 — Senin sevginden başka olan her sevgi 'putperestliktir.Senin hayalinden gayrı olan her tahayyül bir karasev­dadır.

6 — Senin ruhun cisimden tecerrüt etmiş bir ruhaniyettir.Senin za1:in âlem-i süfliden çıkıp onun fevkinde olan âlem-i ulviye mensuptur.

7 — Senin aşk ve. feyzinden gelmiyen her vecd bir hevave hevesten başka bir şey değildir. Senin ilim menba- ından gelmeyen her .bilgi boş ve manasızdır.

8 — Senin şeriatinden başka bir yolda yürümek ne dala-lettİT! Sana mensup olup da günah işlemek ne reza­lettir!...

'9 — Selim-î senin ululuğuna, şehingahlığma 'güvenerek, senin visaline nail olmak suretiyle didar şerefini ka- zanm-aja umuyor.

- 2 -

Page 11: Ali Nihad Tarlan - Yavuz Sultan Selim Divanı.pdf

DER TEVHİD

1 — Ey Taımm, her padişahın zahîr ve yardımcısı sert­sin. İşte bu padişahlık ancak sana yaraşır.

2 — Beğenmediğini alçaltır, istediğini yükseltirsin.3 — Her kulun sırlarını lâyıkiyle bildiğin için asıl padi­

şahlık sana lâyıktır.4 — Her sıfatında teeeUi eden zatının ispatı için ay­

dan balığa kadar her mahlûk birer şahittir.5 — Ben asi isem benden rahmetini esirgeme. Zira kimse

suçsuzluk iddia edemez.6 — Adalet ikliminde bana sen yol göster, senin aşkının

yolunda ’ yürüyen bir yplcuyum.7 — Günahımdan o derece mahcubum ki bazan döktüğüm

karih gözyaşlariyle yüzümü yıldızlı bir şafak gibi kızıla boyuyorum.

8 — Ah ettiğim zaman yanan gönlümden yükselen dumangözümün önünde bir perde oluyor. Defter-i amalime

benziyen bu yüzülcaralık bana kâfidir.9 — Senden başka kimseden bir şey bekleınem. Selim-î

yi affet, çünkü sen onun Allahısın.

- 3 -

10

Page 12: Ali Nihad Tarlan - Yavuz Sultan Selim Divanı.pdf

TERKİB-İ BEND DER NA’T-İ NEBEVÎ

1 — Güneş, Mustafanın yüzünün aynasının bir aksidir. Heriki âlem, Mustafanın ,bir kılına bağlanmıştır,

2 — Gündüz ve gece dünyayı aydınlatan güneş ve ay nu­runun şuleleri, Mustafanın saç tarağının dişleridir.

3 — Sabah nefesi ile aydınlanan dünya, Mustafanın ■ diya­rındaki bir köpeğin yürürken yerden kaldırdığı bir toprak zerresidir.

4 — Cihanda zamanenin devrinden vücuda gelen gece ve gündüz Mustafanın kolundaki Hamayilin gılafı (kılı­fı) dır.

,5 — Her dertli, mihnete tahammül için biraz gönlünde kuvvet buluyorsa bu kuvvet Mustafadan gelir. Onun için her dertli ona minnettardır.

6 — Gönlünü ve canını onUn aşkına veren kimse ne kah­ramandır. Düşüncesi daima Mustafa olan kim-se ne hu­zur Ve rahat içindedir.

7 — Cihanı, dolaşan sabah rüzgârının cam tazelendi ve de­di ki; Bu ean kokusu Mustafanın gül kokulu sünbü- lündendir.

8 — O peygamberlerin padişahıdır. Diğer peygamberleronun ordusudur. Yaradılıştan maksat odur. Bu kevn-ü mekân onun yüzü, suyu hürmetine yaratılmış .bir tu- feyldir.

. 4 .

11

Page 13: Ali Nihad Tarlan - Yavuz Sultan Selim Divanı.pdf

1 — Âlemin güzelliği Mustafanm yanağının gülündendir.İki âlemin nurları Mustafanm cemalindendir.

2 — Mustafa aşkının hararetli pazarında yüz baş bir hab­beye, yüz can yarım arpaya satılır.

3 — Onun yolunun toprağı olan bir dilenci, padişahlar pa-dişahıdır.: Onun esiri olan her kul azat olmuştur (kur­tulmuştur) .

4 Aşkın kemalinin tecellisi olan bu aydınlık, Mustafa nurlarının bir parıltısından başka bir şey değildir.

'5 — Tuba ağacı, Mustafaya kurban etmek için başını eline almış onun yolunda mahvolmuş bir halde durup, yü­rüyüşünün yüksek nahlini hayran hayran seyrediyor.

6 — Cebrail şimdi göklerden niçin inmiyor biliyor musun?Mustafanm sözünden utandığı için.

7 — Onun aşkı ile gönlü mahzun olan her sine ne bahtiyar­dır. Mustafanm yoluna kurban edilen can, ne aziz bir candır.

8 — Onun dergâhından uzak yaşadığım için yaşamaktanbıktım usandım, kan ağlamaktan âdeta gam denizinin üzerinde yüzen bir çöpe döndüiTi.

1 — Cennet kasn, Mustafayı sevenler içindir. Var oHan her ' ne varsa Mustafanm ihsanıdır.

2 — Ümit eliyle Mustafanm eteğine yapışan herkes güneş gibi ayağını feleğin üstüne basar,

3 — îsyan karanlığını defeden nur, nihayet Mustafanm ya­kasından doğacaktır (Ahretteki şefaat).

4 — Mîraç gecesinin bu kadar parlak hikâyeleri ve şerefi, Mustafanm perişan saçından bir tek kılın tavsifi ve onun şerhidir.

5 — Parm-ağiyle ikiye böldüğü parlak ay onun sofrasının kuru bir somunundan başka bir şey değildir,

12

Page 14: Ali Nihad Tarlan - Yavuz Sultan Selim Divanı.pdf

6 — Ümmetlerin cevahir inadenlerinden. çıkardJklar.ı bü- tün lâ’l ve inciler Mustafanm (gazada kırılan) tek inci dişinin diyetidir.

7 —-O gönül aydınlıktır ki onun aşkının ıstırabiyle kan olmuştur. O dide ruşendir ki (dideler ruşen) Mustafa- ya hayran olmuştur.

8 — Ey aşkın ve âşıkın sevgilisi, ey cari veren ve gönül ok­şayan Peygamberim, ey ümmetinin şefii olan şah Ah­met; ey hem- Mahmut ve hem Eyaz (hem seven hem sevilen) olan Muhammed.

1 — Ümit sabahı, Mustafanm güzel yüzüdür. Gayıp sırları onun ârif olan gönlünden doğar,

2-— Hiç kimse kemal kaftanını ümit etmesin. Zira o elbise ancak Mustafanm kad-ü kametine mahsustur.

3 — Aşkın hal ve kemaline vasıl olanlar yüz tane başı Mus-tafanın ayağının toprağına feda ederler.

4 — İnsanların gözlerinin nuru onun nurundandır.Evet;Mustafanm yeri nazar sahiplerinin gözleridir.

5 — Veşşemsi Vedduha’nın mânasından haberdar isen bi­lirsin ki bu âyetler Mustafanm gönüller süsleyen ay yüzünün tarifidir.

6 — Mustafayı tanıyan fakir bir âşık şüphesiz yakinen Al­lahı tanımış olur,

T — Çarha bak, yıldız askerlerinin azametine bak! Bunlar ’ ''V' -fifonın ipekli (vâlâ) elbisesi üzerindeki incilerin parıltısıdır,

8 — Benim kırık kalbim, daima onun aşkiyle çarpar, f) — Hiç kendi derdini düşünmez,. Yalnız onun asıkıdır.

13

Page 15: Ali Nihad Tarlan - Yavuz Sultan Selim Divanı.pdf

1 — Ey gönül, ruh, ancak Mustafanm nimeti ile yaşar. Kâ­inatın başlangıcı (yaradılışı) Mustafamn bir neticesi­dir.

2 — İki âle'm.den ürken, kaçan canıı ,'in simrugu Allahaşükrolsun ki can-ü gönülden Mustafaya ramolmuştur.

3 — Kevser onun ihsan ve merhametinin çeşmesinden birnemdir. Âb-ı hayat, Mustafanm kadehinden bir kat- redir.

4 -T-Dünya çenge benzeyen endamını nasıl doğrultabilir kio haşre kadar Mustafaya tâzim için böyle yerlere kadar eğilecektir.

5 — Mademki bizim-bu sözlerimiz Mustafanm ilhamı ile­dir, niçin Ebu Cehil ehli hakkın sözünü inkâr eder ki...

6 — Her ne kadar gönlümün zikri daim-a Mustafanm adı­dır, fakat bu dil ile onun adını anmaktan haya ediyo­rum.

7 — Bu dördüncü kafeste (dördüncü felek) hızlı adımlar­la yürüyen güneş, Mustafamn tuzağının içinde uçan bir güvercindir.

8 — Ey padişahım evvelâ ümmetlerine büyük mükâfatlarver; sonra da Selimin canına aşk şarabını ihsan et.

14

Page 16: Ali Nihad Tarlan - Yavuz Sultan Selim Divanı.pdf

- 51 — Gam kılıcı tenimi yaraladı. Daha da yaralansın. Belâ

ve mihnetim arttı. Daha da artsın.2 — Ey dostum, bana hayır dua etmek istersen;

Aşk kılıcı vücudunu daha ziyade yaralasın diye dua et.

3 — Yarabbi öyle âşıkım ki o keman kaşlının şuh gözüdaha hunhar olsun diye kendi kanıma susamışım,

4 — Onun aşkının ıstırabını çekmek bugün zordur. Ya­rabbi, dilerim şimdikinden daha güç olsun da kimse onu kolay kolay çekemesin.

5 — Yarabbi, derdlllerin deva aradıkları vefa vadisindeonun, aşkiyle kim hasta düşmüş ise daha beter hasta olsun, deva bulmasın.

6 — Niçin nasihat dinlemedi de gönlün arkasına takıldı,.rezil rüsva oldu. Bu suçunun cezası olmak üzere bu hain (gönlü kara) gözlerim daha fazla kanlı yaşlar döksün.

7 — Selim, rakip bizi sevgilinin diyarından âvâre etti. Di­lerim Allahtan ağyarın gözleri, etekleri gibi ıslak olsun. (Eteği ıslak namussuz demektir).

GAZELLER

15

Page 17: Ali Nihad Tarlan - Yavuz Sultan Selim Divanı.pdf

1 — Gönlüm dertli ise senin aşkının ıstırabı ona dermanolsun, sevgilinin aşkının belâsı onun canının mümyası (ilâcı) olsun.

2 — O güzel, başımı yolunda toprak etmek isterse bu müj­de bana kâfidir; başım, o ne emrederse öyle olsun.

3 — /Beni öldürm-ek için kılıç kaldırmaya ne ihtiyaç var, benim gibi yüz tanesi onun bir kirpiğinin okuna feda olsun.

4 — Vücudumu hançerle parça parça ederse canıma min­net! Zira yüz tane can-ü gönül onun kapıcısının sada­kası olsun.sofrasını böyle süsledi; artık bu sofranın üzerinde tatlı gülüşünden daima tuz- bulundurmalıdır.

6 — Selim, sevgilinin ayağını öpmek benim için devlet ve dibine batsın (başına toprak olsun), servettir. O olmadıktan sonra devlet ve servet yerin

5 — Mademki o gül yanaklı, hattının sebze.sile güzelliğinin

GAZEL

- 6 -

16

Page 18: Ali Nihad Tarlan - Yavuz Sultan Selim Divanı.pdf

- 7 -

1 — Ben kimim, cananın dergâhından ayn düşmüş bir â-şık... Gam ve hasret çölünde canından ayrı düşmüş bir ten.

2 — O kadar mihnete alışmışım ki, ayrılık gecelerinde eğerbir an hicrandan ayrılsam canım yanar.

3 — Dostlarım, benim yüzümden çok üzüldünüz. Ne za­mana kadar aşk ıstırabından ettiğim feryatları ayrı, ahimi, efgânımı ayrı dinleiyip mustarip olacaksınız.

4 — Ey gönül, aşk ydlunda canını ver. Zira bu meydanda ayrılık kılıciyle her an yüzden fazla baş bedenden ay- nhyor.

5 — Kimse benim' elemli halimi bilmez. Belki feleğin dost­larından ayırdığı bir kimse bir parça anlar.

6 — Yar, benden o kadar kaçıyor ki, bana cefa olsun diyehayali bile geceleri benden gizleniyor.

7 — Ey Selimî, yar daima elinde kılıçla geziyor. Bu kılıcıbilhassa senin elini eteğinden kesmek için taşıyor.

Yavur Selim Divanı: 2 17

GAZEL

Page 19: Ali Nihad Tarlan - Yavuz Sultan Selim Divanı.pdf

1 — Eğer gam, beni'm. kendisinden ayrı nasıl yaşadığımıbilseydi acır ve bir nefes gönlümden ayrılmazdı.

2 — Gamdan canımı mahvediyorum da bu ağlayan, inle­yen canımın halini bir kere sormuyor. Kimse âlemde yârından cüda olmasm.

3 — Sevgilimin zülfünün hayaliyle yaralı gönlümü sardun.Geceleyin merhem bulamıyan yaranın vay haline..,

4 — Eyvah ki her an birbiriyle yarı§ edercesine hattı ayrı,kâkülü ayrı, kıvrım kıvnm zülfü ayrı beni gam bağma sarıyorlar.

5 — Selimi eğer mecnundan daha beter oldu ise bu,hayret edilecek bir şey değildir. Zira o aşk yolunda benî Âdem cinsinden ayrıldı.

GAZEL

- 8 »

18

Page 20: Ali Nihad Tarlan - Yavuz Sultan Selim Divanı.pdf

. 9 -

1 — Ey can âleminin güneşi, bize cemalini göster. Cihandeğer o meleğin yüzünden duvağını kaldır.

2 — Bize az cefa et, seven, dostlara yabancı göziyle bak­mak iyi insanlara yaraşmaz.

3 — Kalbin bizi bir kere düşünmeye tahammül edemiyor.Vücudun bu gömleğe ve elbiseye nasıl tahammül edi­yor.

4 — Senin kapının toprağım ağyarın gözüne sürme yapma­sın diye sabah rüzgârmuı diyarına varmasını istemi­yorum.

5 — Ey Selimi, yoklukta sevgilinin çevri, âşikın ıstırabı yoktur. Bu gam ve cefaya varlığımız sebep oldu.

GAZEL

19

Page 21: Ali Nihad Tarlan - Yavuz Sultan Selim Divanı.pdf

1 — Her âciz, her biçare gam yolunda kendi kendine gezipyürüyemez. .Bizi melâmet diyarmda aşk kılavuzu gez­diriyor.

2 — Ey zahit, sarhoşlara dünyadan ne bahsedip duruyor­sun. Vecd-ü hal olan yerde dünyanın hiçbir kıymeti yoktur.

3 — İşi yarma bırakma, kadehi döndür saki, şarap içenlerinindinde bugün ile yarınm farkı yoktur.

4 — Sakinin, gözü mahmurlaştı arkadaşlar, artık sevişme­ğe m'üsaade ediliyor. Mecliste rind ariflere bir işaret kâfidir.

5 — Selimî, dershanede çeşmeden (veya meşrebinden) şa­rap içiyordu. Peymanesi de hocanın kellesi ve sarığı idi. Su gibi bunu doldurup dol'durup içiyordu.

GAZEL

. 1 0 ^

20

Page 22: Ali Nihad Tarlan - Yavuz Sultan Selim Divanı.pdf

1 — Ne zamana kadar ah-ü feryat edip herkesin nazarındakötü kişi olacağım. Sâki, gel kadehi dolu dolu sun ki kendimden geçeyim.

2 — Yârimin hattının vasfını bir kâğıtta okuduğum zamancandan istiyorum- ki o kâğıdın bir harfine kendimi kur­ban edeyim.

3 — Hayatta rüsvaylık ve bednamlıkla meşhur olayım. Buayrılışla belki kendimi iki âlem halkından kurtarırım.

4 — Sevgilinin köpeği benim feryadımdan bir nefes rahat­sız olsa başımı secdeye koyup kendime yüz beddua ediyorum.

5 — Selimi, öyle istiyorum ki iki âlemden de çekilip kur­tulayım. Âşıklar içinde bari bu suretle teferrüt ede­yim.

GAZEL

- 11 -

21

Page 23: Ali Nihad Tarlan - Yavuz Sultan Selim Divanı.pdf

1 — Yarabbi, ya o sevgilimin gönlüne bii'az merhamet ver; benim bu perişan halime acısın. Yahut bu yaralı gön­lüme .biraz huzur ve sabır ihsan et.

. 2 — Halkın yanında dişini sıkıp feryad-ü figan etmemek ; kabildir. Fakat kanlı yaşlar döken gözü nasıl ağlamak­tan menedelim?

3 — Bu sırlan kimseye açmak kabil değilse de artık sev­giliye halimi anlatacağım.

4 — Ağlayıp inlemeğe çok alıştım dostlar, artık benden sa­bır ıbeklemeyiniz.

5 — Yüzhinlerce vâdinden birine sadık kalmadı. Ey rüz­gâr, o unutkan sevgiliye bizi hatırlat.

6 — Bu ne haldir ki kimden vefa ümit ettimse sonunda oben hastayı cefa ile öldürdü.

7 — Ay yüzlü sevgilim, yanağının ateşim ne zamana kadaralevlendirip duracaksın. Selimi hasretten yandı; ona acı!

GAZEL

- 12 -

•>9

Page 24: Ali Nihad Tarlan - Yavuz Sultan Selim Divanı.pdf

» 13 -

1 — Ey güzel, ney nasıl üfleyenin nefesini dinlerse sen debenim nefesindi dinle, benim sözümü dinle, kimsenin dediğine bakma.

2 — Gönlünün sırrmı halka ifşa etme. Can bu yüzden bağrı:(lertli olmuştur.

3 — Dudağının etrafında tıat bitmesine mâni ol. Şekerininüzerine sinek ayağı kondu'rma.

4 — Eğer geceleri ay senin diiyarında asesbaşılık ed'ersecemalini ona bil' göster; onu utandır.

5 —• Göz halkasından ip çeken gözyaşım, senin köpeğin içinip tasma yapmaktadır.

6 — Ürkmüş gönül kuşu vücuduma niçin alıştı biliyor mu­sun? Ona senin oklarından kafes yaptım ondan.

7 — Selimi, dünyaya heves etmek abestir. Himmet et debu manâsız heves ve düşünceden vaz geç.

GAZEL

23

Page 25: Ali Nihad Tarlan - Yavuz Sultan Selim Divanı.pdf

GA.ZBL

- 14 -

1 — Bazan kendimi kay.bedip visalini hatu’lamak için <ia-hp gittiğim zatoan gözlerim, hayalinden 'özür di'le- yor.

2 — Nasıl visaline nail olabilirim ki uzaktan cemalinin gü­neşini görür görmez kendimi kaybediyorum.

3 — O yüzde bir ben noktası bulunmazsa bu şaşılacak tairşey değildir. Çünkü, Sani-i hakikî ona hal ve manâ ver­diği îçin hâlini (benini) hakketti.

4 — Onun hilâl gibi kaşlarımın cilvelerinden bahsettiğ^O-her gün, gözü beni insaniyet namına (kerem-ü ihsan olsun diye) ağlatıp kurban eder.

5 — Yüzünün hasretinden, derdinden Selimî’nin canı bo­ğazına. geldi. A y yüzlü sevgilim, halinden sual et­mezsen bile hiç olmazsa ona bir bak da halini gÖr.

24

Page 26: Ali Nihad Tarlan - Yavuz Sultan Selim Divanı.pdf

- 15 -

1 — üzüntümü halktan gizlemek istiyorum. Fakat ne ya­payım, halimi ve vaziyetimi değiştiremiyorum ki...

2 — Gönülden bu aşk ıstırabı içinde nasıl yaşayabildiğiniçok sordum. Fakat ıbir sualime cevap almak kısmret olmadı.

3 — Kâh oruç günlerini, kâh ayrılık gecelerini sayimak...ayımı, yılımı ne zamana kadar bu üzüntüler içinde ımahv-ü heba edeceğim.?

4 — Eyvah yine bayram- geldi; yine her peri, benim, canımıyakmak için bir kat daha süslenip güzelleşecek.

5 — Ne yazık o ümitsize ki arasira hilâl kaşlısını görsebile aşikâr dua dahi edemiyecek.

6 — Senin hayalinle kan olan gönlümü sormasan dahi, eycanım, bari acı da kendi hayalini bir sorup sual et.

7 — Selimî’nin mahzun gönlünden bir an çıkmıyorsun. Eybenim ömrüm, visalinin kadrini bilmişsin.

GAZEL

25

Page 27: Ali Nihad Tarlan - Yavuz Sultan Selim Divanı.pdf

1 — Yazık ki gönül alan ay yüzlü güzelimin gönlünde birparça rahm-ü şefkat duygusu uyandırmadan kendi ca­nımı aşk derdine müptelâ ettim.

2 — Gamdan o kadar zayıf oldum ki kemiğimin içindekiiliği su içinde bir kurdu seyreder gibi görebiliyorum.

3 — Ey güzeller padişahı, lütfedip kanımı döktün de eşiği­nin tozunu temizledin.

4 — Senin ismini anıp canımı yakıyor, kıskançlığımdan şudilimi ateşlere yakmak istiyorum'.

5 — Beni öldürmekten nasıl pişman oldun hayret ediyorum.Acıdın mı yoksa ok ve yayına zahmet vermek isteme­din mi?

6— Ey gönül, yolsuzluk ettiğin için böyle ayağın taşa çarptı. Bundan sonra artık dizginini sıkı tut.

7 — Ey Selmî, gönlüne gam ateşi düştü ise mahaldir, bir daha başkasının adını ağzına alma.

GAZEL

- 1 6 -

26

Page 28: Ali Nihad Tarlan - Yavuz Sultan Selim Divanı.pdf

- 17 -

1 — lîâh ay gibi yüzünü benden çeviriyorsun (tâbî). Kâ.h.siyah saçlarının ucunu kıvırıyorsun (pîçî).

2 ~ Bunlar kâfi değil m i idi ki bu kadar askerine caiı vegönlüm üzerine ok yağdırm-alarinı emrettin.

3 — Senin yoluna yalnız gözyaşları değil gönlümün kanı­nı döktüm. Eğer bu bir günah ise affet; zira kendi J o- lumu temizledim.

4 — Benim ay yüzlü güzelim, beni öldürmek için zahmetçekip serpuşunu yana eğme, kaşının bir serzenişli ba­kışı kâfidir.

5 — Her an rakiplere bakıyorsun, yazık değil mi, niçin ba­kışlarını böyle zayi’ ediyorsun.

6 — Ne zamana kadar her vefasız güzelin önünde yanıpyakılarak sarı yaprağa benzeyen yüzümü topraklara sereceğim'.

7 — Tam yerinde, gönlümün imdadına yetiştin. Eğer o pa­dişahının bu lûtfunun kadrini bilmezse senin aşkının ıstırabı ona haram olsun.

S — Eğer ahimin şimşeğine kanlı gözyaşımdan su serpme­sem o çarhı ve yıldızları yakar.

9 — Selimî’y i , günahsız olduğu halde öldürdün. O kadar taş yüreklisin ki bu bigünah öldürdüğün biçareyi bir kere sormuyorsun bile.

GAZEL

27

Page 29: Ali Nihad Tarlan - Yavuz Sultan Selim Divanı.pdf

GAZEL

1 — Bil' ay oldu; ay yüzlü sevgilimi göremedim. Bu müp­telâ canıma ne tedbir yapayım.

.2 — Halim ,çok perişan... Dert dert üstüne geliyor. Bu de­vasız iderdimi kime anlatayım.

3 — Ey sevgilimin kapısindaki köpekler, beni kovuyorsu­nuz. İnsan dostuna böyle mi muamele eder?

. 4 — Şairliğimin tutisi cennet bağında sıkılıyordu, niha­yet kendini gam- cehennemine atıp rahata kavuştu.

5 — Gönlüm, bir kere lûtf ile kendisine bakasın diye canveriyor. Ey güzeller şahı, fakirine bir iltifat et.

6 — Visal günü duyduğum sevinç bir günah ise, işte şimdiayrılık gecesinin mihneti içinde onun cezasmı çekiyo­rum.

7 — Ey Selimi, nafile ağlayıp sızlama. Hüküm o peri yüzlügüzelindir. Kendine sığman biçareleri ister çağırır, is­ter kovar.

28

Page 30: Ali Nihad Tarlan - Yavuz Sultan Selim Divanı.pdf

- 1 9 -

î — Yaralı gönlüme tebessümünle tuz ektin. Ey ay yüzlü­ler sultanı, bert fakiri öldürdün.

2 — Her zaman bana .bir rakip musallat ediyorsun. Bu mu­radına ermemiş biçareni ne zamana kadar böyle aj ak- 1ar altında çiğneteceksin.

3 — Güzellerin açtığı yaralara kolay kolay ilâç bulunmaz. Ben nasıl bu gittikçe artan dertlerime deva ariyayım.

4 — Akıl bana aşk ve cünundan vazgeç diyor. Arif olan in­san bu uğursuz şeyler düşünen aklı kendine dost edi­nir mi?

5 ■— Ey Selimî, aşkına dair yüz tane efsane söylesen o za­lim dilber sana kıl kadar acımaz.

GAZEL

29

Page 31: Ali Nihad Tarlan - Yavuz Sultan Selim Divanı.pdf

1 — Ey humma, benim parlak güneşime ne kadar hararetveriyorsun. Ne zamana kadar benim hasta canımı ya- kacaksm?

2 — Hastalık âfeti sevgilim-in vücudunu tahrip etti. Ey hic­ran, ben .bundan sonra artık yaşıyamam. Çabuk yer­yüzünde bizden bir eser bırakma.

3 — O kıvır kıvır saçlar, belâ ,çeken âşıkların gönülleriniartık alıp götürmesin. Bu benim sevgilimin (dildar) gönlünü ıstırap içinde kıvrandırıyor.

■4 — Ey. felek, sevginin (güneşin) renle ve kokusundan sen­de bir zerre olsaydı benim bahçe ve gülistanımı (sevgilimi) böyle safran gibi sarartmazdın.

5 — Ne olur, ona canımı feda edecek kadar işiani rast ge­tir. Ne zamana kadar, ey kaza, işimi bozacaksın?

6 — Canımı sunmak için yazık ki kendim oraya yol bula­mıyorum. Herkes de utancından bu nezrimi ona gö­türmüyor.

7 — Selhuî, onun hal ve hatırını dahi soramadığım içinbeni ayıplama. Zira o şeref bizim haddimiz değildir.

GAZEL

- 20 -

•30

Page 32: Ali Nihad Tarlan - Yavuz Sultan Selim Divanı.pdf

1 — Cihanda güzel bir sevgili ile saf bir şarabı her'husus­ta cennete, huriye ve kevsere tercih ederim.

2 — Puta da secde etsem, mescide de girsem bundan sonraonun kaşının takından başka bir m-ihrabım yoktur.

3 — Ateş canımı sardı. İçim bu kadar yandığı halde göz-yaşımdan başka kimse bir damla su ile bu ateşimi söndürmüyor.

4 — Gece gündüz bir gülün sevdası ile bülbül gibi feryatedip duruyorum. Ben yiyecek, içecek, uyku nedir bil- miyen bir kuşum.

5 — Sabah rüzgârı zülfünün gecesini o yüzden uzaklaş­tırdı. Halbuki ben bu gam karanlıklarından bir meh­tap umuyordum.

6 — Yanan gönlümden yükselen dum-an onun saçlarım kı­vırdıkça her kıvrım bana can riştesi verdi.

7 — Canım dudağıma geldi. O zaman başucuna gelirim de­din. E y " can haberleri getiren güzel, çabuk ol yoksa beni bulaimazsın.

B — Gönülden sürahi, ciğer kanından şarap ve yanan ci­ğerden kebap... Meclisimde zevk-u safa esbabı ancak bunlardır.

9 — Şairliğimin papağanı, ey Selimi, kalem kamışı ile her an o dudağı tavsif etmekte ve bu suretle bana saf şe­ker sunmaktadır.

GAZEL

' 21 -

31

Page 33: Ali Nihad Tarlan - Yavuz Sultan Selim Divanı.pdf

1 — Senin gümüşler kadar beyaz yüzündeki ter tanelerinikurutsun diye can riştesi, senin sünbül saçınla i’üz- gâra tarak olur.

2 — Melâmete uğramış biı cehennen:ı-liğim; nasıl cennetegirerim: Meğer ki cehennem, benim yanışılmı görüp de utansın ve beni kabul etmesin.

3 — Kötü talihim karardı; nasıl visal umabilirim. (Siyehkilim) bedbaht olan adama visal sabahı müyesser olur m-u?

4 — Gerçi şehit ve âşıkraı. (Visale ermişim) Fakat ayrılı­ğa dahi razı olabilirim. Firakın ıstırabı beni ürkütmez.. Zira cennetin lezzetleri benim nazarımda on para et­mez.

5 — E.y beni tedavi için ilâç düşünen adam. Allahtan be­nim ölümümü iste, hekimi beyhude rahatsız etme.

6 — Ümit ve korkuyu bir tarafa bırakan adam- ne visaldenmemnun ne de firaktan mahzun olur.

7 — ıBen, senden utanıyorum da sen bana ettiğin cefadanhiç hayâ etmiyorsun. Filvaki haberin yok ama Se- lim'i sen yaktın.

GAZEL

» 2 2 -

32

Page 34: Ali Nihad Tarlan - Yavuz Sultan Selim Divanı.pdf

- 23 -

1 — Ey gözüm, onun siyah zülfüne kâfir (örtücü) derae.Onun mezhebine girdiğimden dolayı ay gibi yüzünü görmedim.

2 — Nasıl onun yüzüne bakayım veya nasıl bana bakması­nı istiyeyim. Canım onun nazarına lâyık, değildir ki!..

3 — Ona vasıl olmak kudreti bende var mı? Uzaktan onunordusunu görmek dahi bir fikr-i mulıal. Olmayacak işi düşünmek benim için kâfi.

4 — Ey göz, eğer o zülfün ıseni istemesini diliyorsan sakınonun külâhımn köşesini gözden kaybetme.

5 — Selim, o ay yüzlü dilber, bir akşam kaşım gösterdi.Onun bu akşamını sabahından daha iyi buluyorum.

Y a v u z S e l i m D i v a n ı : .'J 3 3

GAZEL

Page 35: Ali Nihad Tarlan - Yavuz Sultan Selim Divanı.pdf

- 24 -

1 — Mademki o ay parçasını istediğin gibi göremij'oi'suııjv.o halde gözünü hiç açma. Bakışların zayi olmasın.

2 — Cihan mülkünde aşk derdine çare olmadığı için Fer­hat ile Mecnun onu yokluk âleminde aramaya gitti­ler.

3 — Gönül o kâküle düştü, ben de ayrılık vadisine. Ey gam,bu âvârenin halinden o avareyi haberdar et.

4 — Ey peri yüzlülerin şahı bir yol bana bak. O aldatıcınergisi (gözü) ne zam^ana kadar uyumuş gibi göstere­ceksin?.

5 — Canımın yaraları üzerine belâ okunu at. Bu parçaparça, gönlüm için bir lâlezar vücuda getir.

6 —-Yarabbi, bundan evvel de aşkın hiç dermanı yok mu idi, yoksa felek benim devrimde mi bu derman usulü­nü kaldırdı.

7 — Ey Selim, o ay yüzlü dilberin gönlünde muhabbet' yoktur. Felekten hiç şikâyet etme. Bahtın, talihin, yıl­dızın bu derece büyük günahı olamaz.

GAZEL

34

Page 36: Ali Nihad Tarlan - Yavuz Sultan Selim Divanı.pdf

- 25 -

1 — Siyah saçları, kaşlarını yolundan şaşırtsın, onun ba­şına fitne olsun diye sevgili serpuşunu çapkınca geriye attı. (Saçlarını alnına döktü).

2 — O kıvrım kıvrım saçlar güzelliğini bir kat ıdaha par­latıyor. Zira onlar ay ışığına bir kadir gecesi oluyor.

3 — O güzeller padişahı,: seher vakti seyrana çıkacak. Eygözüm bu gece sabaha kadar uyuma, yollan (gözyaş- larınla) sula.

4 —■ Sevgilim.- ata bindiği zaman her feryadım bir nefir olu­yor. Belki bu suretle orduyu haberdar ederim,

5 — O ay yüzlüye bakmak aşk âdabına uymaz. Aman Se­limi, gözlerine hâkim ol (gözünü gözle).

GAZEL

35

Page 37: Ali Nihad Tarlan - Yavuz Sultan Selim Divanı.pdf

1: — Ey aşkının güneşinin dağı sineme ajaıa olan .dilber, göğsüme çektiğim ateşli nallar o aynayı cilalıyor.

'I — Benden başka hiç kimsenin canında senin derdinin da­ğı bulunmasın. Bu hâzinedeki serveti (nakdi) başka­sına verm-eye razı olabilir miyim?

3 — Sinemdeki kini (yay oku atar gibi) sinemden çıkar­madıkça yaralı canıma gamının oku merhem olmadı.

4 ~ Ey güneş yüzlülerin güneşi, arasıra vefakârlık edipbu eski âşıkımn hatırını sorarsan hiç ayıp olmaz.

5 -r- Ey Selimi, eğer aşk çobanı benim varlığımdan haber­dar olsaydij yün hırkasını (manevî fakr, dervişlik alâ­meti) bana vasij^et ederdi.

GAZEL

- 26 -

36

Page 38: Ali Nihad Tarlan - Yavuz Sultan Selim Divanı.pdf

- 27 -

1 — Sine levhasını aşit hâzinesi yapmak istiyorsan ayna­nın üzerinden toz siler gibi gönlün üzerinden de düş- m-anlık tozunu sil: süpür.

2 — Bütün kâinat, sana yönelse, sana iltica etse onun enhakirini dahi ayna gibi kucakla.

3 — Ey peri, gönül kuğu, tuzağa dane kaoymaya hacet kal­madan sana avlandı. Artık hat tuzağına ben’den yem koma,

4 — Senin kaşının milhrabından,- gözüm aydınlanmıştır. Evet süs için yapılan cam eşya, üzerine konduğu raf ne kadar süslü olursa o kadar güzel görünür.

5 — Sevgili nerede ise canların kâbesj de onun makamı­dır. Hazreti İbrahim-in yaptığı Kâbeyi, Medineyi ta­vaftan vazgeç.

6 — İncini gayıp kutusunda gizlemiştin. NiTıayet söz söy­leyip o defineyi açığa vurdun.

7 — Selim, o inciyi ele geçirmek için ay gibi geceleri se­fineni tefekkür denizine sal.

GAZEL

37

Page 39: Ali Nihad Tarlan - Yavuz Sultan Selim Divanı.pdf

1 — Ay : gibi tecelli edersen bizim ne kadar sahib nazarolduğumuzu görürsün.

2 •— Okunun kalbimde yerleşmesi daha iyidir. Çünkü şe­hirde gelip geçiciye o kadar hürmet etmezler.

3 — Seni: tahayyül ettiğim zaman hayaline canımı 'hediyeetsem, ey cihanm cam bunu reddetme. Filvaki hakir bir şeydir ama ne yapayım hazırda bu var.

4 — Eğer seher rüzgârı senin diyarının toziun.u taşsmasakimse ona on paralık kıymet verm-ez.

5 — Altın gibi sarı yüzümüze senin aşkmm'sikkesini (dam­gasını) vurduktan sonra bu, sikkeyi gönlümüzün alnı taşıyor.

6 — Âlemde peri senin kadar güzel olsaydı güneş gibi her­kese yüzünü gösterirdi (böyle gizlenmezdi).

7 — Eğer senin endamının güzelliğini bulmak için bağrı ya-ralanmamışsa niçin «Kebk-i derî» nin ayağı kan revan içindedir.

8 — Snin elinden belki dolu bir kadeh içeriz diye meype-rest olduğumuzu söyleyip duruyoruz. Yoksa bu bir bahaneden başka bir şey değildir,

10 — Yar gitti. Gönlü elinden giden ben biçare hor ve ha­kir kaldım. Ey rüzgâr, o yolcuya benden bir haber götür.

11—Gamdan ciğerimin kanı ile karışan gözyaşım, bu ci­ğer rengini (bir hususî renk) iyi bir bakam boyası ha­line getirmiştir.

12—Ey Selimî, dünyayı sana veriyorlar ama bu kadar kü­çük ve ehemmiyetsiz bir şeye hattâ dönüp bakma.

GAZEL

- 28 -

38

Page 40: Ali Nihad Tarlan - Yavuz Sultan Selim Divanı.pdf

- 29 -

1 — Başıtaız, senin kapındaki köpeklerin hakipayi olduk­tan sonradn' ki onun uğuriyle felekler kalesini ele ge­çirdik.

2 — Can-ü gönül ateşi bizde ondan ne kadar ziyadedir. Bu­na rağmen çarh, bizimle boy ölçüşmek istiyor. Hayret.

3 •— Hâdiselerin dalgaları bizi yerimrizden kımıldatamaz.Dağ bizim a§k gemimizin demiridir.

4 — Âlemde altın ve gümüş ile neye mukayyet olalım. Çek­tiğimiz ah bayrağı bizîm altın sancağımızdır ve bu bize kâfidir.

5 — Dost kapısının eşiği bize müyesser oldu. Artık, Kayser ve Kâvus’un tahtını istemejnz.

6 — Ümidimiz budur ki gökte güneş ve ay devrettikçe bi­zim de sagrimiz aşk bezminde dönüp duracaktır.

7 — Ey Selimî, habis; düşman, askerimizin fütuhatınınİlâhi bir tecelli olduğunu nasıl anlıyabilir.

GAZEL

39

Page 41: Ali Nihad Tarlan - Yavuz Sultan Selim Divanı.pdf

- 30 -

1 — Felekler bizim tahtımız olmaya lâyık değildir. Gökayağımızın altında ancak b ir ' hasırdır,

2 — Bizim parlak güneş yıldızımız doğunca şahap tuğu­nun, seyyareler ordusunun ne kıymeti kalır.

3 — Biz, İskender gibi ab-ı hayat peşinde koşmayız. Bu yolda pirimiz aşk ve tevekküldür.

4 — Allaha hamdolsun gönlümüzden geçen her arzu, periyüzlü güzellerin attıkları ok gibi derhal ve çabuk hâ­sıl oluyor.

5 — Şarap kadehi (aşk) ezelde henüz mevcut değilkenbizim sütümüz aşkın şekeri ile kaynaşmıştı.

6 — Güzellikte yarin benzeri yoksa aşk mülkünde de bizimbir eşimiz foktur.

7 — Kâtibimizin kalemi ile yazılan yazı, ezeldenberf «!:ab’ı Selim)), in temiz levhasındadır (1).

GAZEL

(1) Burada «Selim» kelim esinde tevriye vardır.

40

Page 42: Ali Nihad Tarlan - Yavuz Sultan Selim Divanı.pdf

- 31 -

1 — Gam askeri hücum ettiği zaman bizim nefirimiz (af;-keri toplamak ve haberdar etmek için çahnan boru) âh-ü nâledir. Ey güzel gözlü bizim okumuzdan sakm.

2 — Bizim vesatetimizle Allahm kazası tecelli ettiği günharbettiğimiz meydanda çengel yeni ay, darağacı ijie asuman olur.

3 — Sabahleyin bizim feryadımızı işiten dünya, kulağınaufuk pamuğunu tıkar.

4 — Bize bütün cihan mülkünü arzettilerse de biz içindenancak yarin sevgisinin ıstırabını beğenip aldık.

5 — Aşka kul olduğumuzdan dolayı nail olduğumuz ikbalbizi yedinci göğe yükseltti. Orada ay ve güneş bizim- esirimizdir.

6 — Yisal nurunu görüp canımızı feda ettik. Âşıklar mec­lisinden pervane bizim pirimiz oldu.

7 — Selimi, hicran yüzünden gam ayağı altına düştü. Eyperi, elimizden tutup bizi, kaldıracak zamandır.

GAZEL

41

Page 43: Ali Nihad Tarlan - Yavuz Sultan Selim Divanı.pdf

- 32 .

1 — Varlık seraperdesi (harımı) eğer bize hail olmasaydı gönlümüz canan sohbetinden hiç ayrı düşer miydi?

2 — Yazık ki şimdi ayrılık denizinde girdap gibi (başı dönmüş) avare dolaşıyoruz ve sahilimiz henüz gözük­müyor.

3 — Ne güzel gündür o gün ki visal ümidiyle maksut kâ-besi yolunda bizi götüren mahfe tabut olur.

4 — Aşkının yolunda başı feda etmek çok kolaydır. Elve­rir ki yine konak yerimiz senin diyarın olsun.

5 — Senin aşkın su ve çamurdan yaratılan bu benliğimizeçadırını kurduğu zaman baş kâ.seleri yokluk denizin­de birer habap gibi idiler.

6 — Aşk saltanatını bize verdiklerindenberi felek türkü(güneş) bizden nur düeniyor.

7 — Ey Selimi şiir söyle ve yaz. Zira varlık tahtında eli­mize geçen şey ancak bu sözlerdir (şiirlerdir):

GAZEL

42

Page 44: Ali Nihad Tarlan - Yavuz Sultan Selim Divanı.pdf

- 33 -

1 — Ey saçının sevgisi bizleri hayran eden güzel, saltana­tımızın ihtişamı, senin aşkından dolayı çektiğimiz ıs­tırabın diyarındadır.

2 — Mis kokulu sünbiile benzeyen saçını başkalarmmpaz'makları tai’iyor. Allah bilir perişanlığımıza sebep budur.

3 — Her iki zülfün güzellik dibace (mukaddime) sine mu^>tali olduğu için bizim divanî hattımız aşk yazısına baş­yazı (meşk) oldu.

4 — Senin kapının toprağından başka yerde devlet ve sal­tanat aradığımız için ve yalnız onun için şimdi çok pişmanız.

5 — Yarab; o yanağa âşık olduğumuzu ve o yüzden gizli gizli ne kanlar yuttuğumuzu, ebedî bir sır gibi ba i- kalarmdan gizli tut.

6 — Ay ve güneş bizim- nasıl bir huddam sahibi olduğu­muzu anlasın diye söz büyüsiyle güzelleri avladık.

7 — Selimi, tatlı esen rüzgâr gibiyiz, kimseyi incitmeyiz.■Bütün ufuklar bizim müslümanlığımıza şahittir.

GAZEL

43

Page 45: Ali Nihad Tarlan - Yavuz Sultan Selim Divanı.pdf

- 34 -

1 — yaptığımız bu seferler, çektiğimiz bu mahınjmiyetler,bu perişanlığımız; gönüller huzur ve rahat içinde bu­lunsun; diyedir.

2 — Altın çevgânı ay olan güneş türkü bizim- kapımızdaköle olmaya lâyıkttr.

3 — Ahu avına çıktığımız zaman çalınan saltanat davulu­muzu duyunca dağlar feryada başlar.

4 — Sani-i hakikî olan Allah, bizi yetiştiren dehkandır kifelek ağacını bizim gölgemiz altında yeşertti.

5 — Bizim, kolaylığımız sana güç görünür ama biz him­metimiz sayesinde dünya kişverini kolayca zaptettik.

6 — Allahın bizi koruması bekçimiz olsun diye vücudumbelâ okundan zırha döndü.

7 — Selimi, felek ve bütün cihan aşk sofrasıdır. Keşke bü­tün halk bizim soframıza misafir olsa.

GAZEL

44

Page 46: Ali Nihad Tarlan - Yavuz Sultan Selim Divanı.pdf

- 35 -

1 — Ey Hyrılığının derdi, hicranının ateşi gönmıer rahatıolan sevgili, senin aşkının İstırabı, m.uhabbet iklimin­de bütün müşkülleri halleder.

2 — Belâya uğramış merdler gözyaşı içine timsah gibi da­lıp sahillerden senin aşkının ıımm-anına koşuyorlar.

3 — Fakîh hacca gidip sevap kazanıyor; fakat bilmiyor kisenin âşıkların fakr-ı küllî içinde ne servetler elde edi­yorlar.

4 — Canan diyarını merdane tavaf eden bir âşık, ayağa• muhtaç olmadan saadet vadisinde ne mesafeler katet- miştir.

5 — Selimi, yar söz söylemek için ağzım ve kâkülündendüğümleri açtı. Şüpheler yakin , haline geldi. Bütün batıl olan şeyler anlaşıldı.

GAZEL

45-

Page 47: Ali Nihad Tarlan - Yavuz Sultan Selim Divanı.pdf

- 36 -

1 — Ne kadar güzelsin ki çan ipleri senin saçının ucunabağlanmıştır. Saçının her teli dinleri, imanları mah­vetmiştir (rüzgâra vermiştir).

2 — Her an senin okun sineme isabet ettiği için gönül pey-kânların arasında kana battı.

3 — Senin diyarının köpeği vücudumu ısırdı. Bu zevk için­de bedenim neşveden yüzlerce ağız açmış gülüyor,

4 — Ben, senin aşkınla çöllere düşmüş, cansız bir vücudüm.Belâ bulutunun gölgesine benziyorum .

5 — Ey gamının bezminde yakalar parçalanan güzel, oradaonun yerine Selimin canı; ve o canı elbise gibi örten teni parçalanmalıdır,

GAZEL

46

Page 48: Ali Nihad Tarlan - Yavuz Sultan Selim Divanı.pdf

- 37 -

1 — Ey nar -çiçeğine benziyen yanağı ayı ve güneşi kıskan­dıran dilber, böyle güzel bir yüzün gece gündüz örtü altında kalması günahtır.

2 — Yanağının güzelliği bir gülistan, zülfün ise o gülis­tanın gölgeliği, şarapta dudağının aksi ise can murah­hası...

3 — Kadeh dudağından kâm aldığı için'sevincinden raksediyor. Dudağının şarabı yanında şarabın zerre kadar itibarı yoktur.

4 — Bu hayatta gönül ıstırabından başka bir şey elde ede­medim. Senin aşkın yüzünden can ve gönlümı-de rahat huzur kalmadı.

5 — Senin diyarından uzakta oradan esen rüzgârları kıa-kana kıskana ömür sürüyorum; Ey Selim, böyle ge­çen bir öm.-ür hayat sayılır mı?

GAZEL

47

Page 49: Ali Nihad Tarlan - Yavuz Sultan Selim Divanı.pdf

- 38 -

1 — o ay yüzlü güzel boynunu güneşten muhafaza için.keçe serpuşunu bulut gibi arkasına atıyor.

2 — Yıldıza benzeyen gözyaşlarım, bulutlar arasından ıs­tırap ile yürüyen ay gibi onun izinden düşe kalka ko­şup duruyor.

3 — Yıldızların aya yaklaşmaları bir afettir. Gül yanakla­rında gülyaiğı katreleri gibi beliren ter taneleri onu gü­zellikte hakikaten bir afet haline getiriyor.

4 — Feryad-ü figan ettikçe can riştesi onun okuna öyle sa­rılıyor ki feryad-ü figan eden sinem bir zahide, onun, oku da rübaba benziyor.

5 — Av esnasında onun temreni kanlı oku, gamlı gönül­leri kebap ediyorum- diye cayır caj' ır yakıyor.

S — Saçının her telinde iki yüz naz ve itap olduğunu bil­diği halde -«Selimi » o ay yüzlü güzele sevgi ve vefa bağlariyle bağlandı (1).

GAZEL

(1) N üsha farkına göre:O aj> yüzlü güzel, saçınm her teli ile yüzlerce naz v e itap

etm esini bildiği- halde kendisinde zerre kadar sevgi, vefa denen şey yoktur.

48

Page 50: Ali Nihad Tarlan - Yavuz Sultan Selim Divanı.pdf

- 39 -

1 — Gece o Ry gibi güze;li rüyada görebilsem diye düşü­nüyordum. Ben bu düşünce içinde iken ansızın güneş doğuvermez mi?

2 — O kâfir, güzelliğine o derece mağrurdur ki yüz şeysorsam bir tanesine cevap vermiyor.

3 — Padişahlara «alicenap» unvanı veriliyor. Bundan son­ra bu unvan peri yüzlülere verilmelidir.

4 — Gönlüm ay jmzlü güzellerin kâh cefasına, kâhgazabına, kâh nazına, kâh azai'ina hedef olmaktansa eriyip hûn olması daha hayırlı.

5 — Ey Selim, her zerrede bir aşk visalinin tezahürünü id­rak et. Doğrusunu Allah bilir ya bence bundan başka söze kulak asm-a.

Y a v ı ı * S e l i m D i v a n ı : 4 4 9

GAZEL

Page 51: Ali Nihad Tarlan - Yavuz Sultan Selim Divanı.pdf

- 40 -

1 — Ağzın bir hokkabaz gibi hayret edilecek şeyler yapı­yor, meselâ otuz iki yıldızı bir hokkaya sokuyor.

2 — Dudağından, ağzından hir buse almak için yüz bin ta­ne can dudağa geldi.

3 — Gözümde dudağının hayali Halep şişeleri içinde şe­kere benziyor.

4 — Yarabbi, Yarabbi diye feryat ediyorum. Feryadım ,çar-ha erişti. Hiç bu feryadımdan haberin var mı? (Ya- rab bu feryattan haberin var mı?)

5 — Aşkımın harareti ıstırabımı alevlendirdi. Sıtmanınalâmeti hararettir.

6 — Senin gözün elinde ayna gezdiren (dilenen) bir Hint­lidir (siyah olduğu için). Halbuki ona rum türkü lâ­kabı verilmiş.

7 — Selim, gönlün aşk sultanına taht olduktan sonra sal­tanat tahtını artık isteme.

GAZEL

50

Page 52: Ali Nihad Tarlan - Yavuz Sultan Selim Divanı.pdf

- 41 -

1 — Ey canım, dudağını öpmek istedim. Sen «sakın nam-ünişanı olmayan bir şeyden bir nişan isteme» diye du­dağını ısırdın.

2 — Senin gamının şerbetini tattıktan sonra zevk-u safa-dan canım sıkılmaya i başladı.

3 — Üzüm suyu (şarap) içinde lâ’l dudağının aksi hemm'urabba hem de müferrih-i can (bir nevi ilâç) dır.

4 — Zülfüne ve yüzüne o kadar hayranım ki sabahı gece­den ayırdedemiyorum.

5 — Gözünün türkü hem İrak hem Arap mülküne ne fitne­ler saldı.

6 — Senin aşfcnın düşünce ve ıstırabı içinde kendi ıstıra­bımı hiç d,üşünmüyorum bile. Ben, bir varlık, bir bü­yüklük, bir nesep meselesini düşünürsem o zaman m-ü- teessir oluyorum.

7 — Selim, rütbe ve mevkii terketmek suretiyle tacidar ol-mava bak. Lâkin aşk ve edebi terketme.

GAZEL

51

Page 53: Ali Nihad Tarlan - Yavuz Sultan Selim Divanı.pdf

" 42 -

1 — Ey ayrılığı ve aşkının azabı beni ezip mahveden gü­zel, sen canımın içindesin, hem gönüldesin, hem de­ğilsin.

2 — Güldüğün 5:aman o dudak, o ağız güzel nükteler, ga­rip lâtifelerle beni helak edij^or.

3 — Melekler bütün yakut gibi hattat olsalar yine lâ’l gibidudağının etrafında beliren hattına benzer bir yazı, yazamazlar.

4 — Bizim- ümidimizin ipi doğruca saçının kıvrımlarınavarır. Bizim silsilemizi şeyhten, naipten filân sorma.

5 — Aya benziyen güzelim, Selimi visalinin 'harimindenkovdun. Eğer o ayrılık tuzağında bu ıstıraptan ölmez­se şayan-ı hayret bir şeydir.

GAZEL

52

Page 54: Ali Nihad Tarlan - Yavuz Sultan Selim Divanı.pdf

- 43 -

1 — Maksadım sevgili uğrunda canımı vermektir. Ben bu­na azmettim; bakalım Mevlâ ne gösterir.

2 — Derdime devasaz olmak için koşa koşa gelen zavallıhekim, kapımdan kan ağlayarak döndü gitti.

3 — Gönlüm onun zülfünün tuzağına tutulmuş, herkestenhakaret görüyor, ona levmediyorlar. Hem gurbete dü­şen hem zulüm gören: insanın vay haline !

4 — O ay yüzlü sevgilinin güzelliğine gönül gözü ile o ka­dar hayranım ki gönlüm; karşısındaki bu maddî göze rakip nazariyle bakıyor.

5 — Ey zahit, beni kiliseden neye mescide çağırıyorsun,bu bir âlemdir. Şeyh (esselât) rind ise (essalip) der durur.

6 — Sevgilinin yüzünü görür görmez gönlüm yüz defa ken­dinden geçiyor. Ey Selimi, böyle bir gönülle sen nasıl ondan visal istiyebilirsin?

GAZEL

53

Page 55: Ali Nihad Tarlan - Yavuz Sultan Selim Divanı.pdf

- 44 -

1 — Ortada bir vesile olmadan kimse sevgilinin diyarınagidemiyor. Ben de canımı ve ıpıefesimi hediye etmek bahanesiyle oraya gideyim.

2 — Gözün beni gördüğü için hasta oldu. Ne yazık ki tabip,hastaja görüp hasta oldu.

3 — Ej?- giizel, mademki gönlü aldm götürdün. ıBiraz sab­ret canımı da vereyim. Tâ ki dostluğumuz yolu ile er­kânı ile olsun.

4 — Visal günü sözünü nasıl dinliyeyim. Ağzından söz çık­ması beni o kadar hayrete düşürüyor ki...

5 — SeHmî, nasıl aşk adabına riayet edeyim. Nasıl ya­payım-. Bu yolda edip olarak kimseyi hatırlam ıyorum İçi...

GAZEL

54

Page 56: Ali Nihad Tarlan - Yavuz Sultan Selim Divanı.pdf

- 45 »

1 ■— o güzeller şahı tac-ü tah t üzerinde ben de m ihnet vetalihsizlik m akam ında ne güzel görünüyoruz.

2 — Gam tah tı üzerine o turm uş ve göz perdelerinden butah ta lâyık eşya tanzim etmişiz.

3 — Ey serv, elimden tu t. Ağaç gölgesi gibi tefrika ve ıs­tırabın ayağı altında eziliyorum.

4 — Dudağından ayrı kaldıkça ciğerim gözlerim den par­ça parça dökülüyor. K an ve toprak içinde gözyaşları dökerek yaşıyorum.

5 — Hicran ile gönlüm hoştur, derd şarabiyle de sarhoşum.Selim, ben tac-ü tahta bağlı adam değilim.

GAZEL

55

Page 57: Ali Nihad Tarlan - Yavuz Sultan Selim Divanı.pdf

- 46 -

1 — Birkaç gündüj’ kapının toprağına yüzüm ü sürmemiş,orayı rahatsız etmemiştim. O şuh, kâfir gözün bir m üddet beni görmekten kurttılm uştu.

2 — Sensiz ne ölebiliyorum, ne dirilebiliyorum. Ne yapa­yım. Yine feryatlarım la başını ağrıtm aya geldim.

3 — Senden ayrı, m uztarip nerede gecelesem yatağım, yas­tığını yâdederek karili gözyaşımla yastığım a güller iş- liyorüTn.'

4 — Senden uzak kalırsam hayat da sanki benden uzaklaşı­yor, ciğerim hûn oluyor. Beni çok ayıplama canım,

' onun için senin kapına böyle sıkı sıkı sarılınışım.5 — Hicranın bana şarap yerine ne kanlar içirdi. Bari bii'

kere sor: «Ey' Selim, benim dudağımdan ayrı kadehin nasıl devrediyordu» de...

GAZEL

56

Page 58: Ali Nihad Tarlan - Yavuz Sultan Selim Divanı.pdf

- 47 -

1 — Bu hasret -çeken gönlüm, belâ gözünün hastalığıdır.Daima gam dikeninİTn neşterile, cefa kaniyle dolar.

2 — Gam ve m ihnet beni o kadar yaktı ki artık ne ce­hennem den korkuyorum , ne öleceğim diye üzülüyo­rum.

3 — Gönlüm de çok sır var; fakat âlem de kendisine sırsöylenebilecek bir dert ehli nerede?

4 — Aşk yolunda toprak olduysam ne zarar. Benim butoprağa mensup fanî; cesedim sabah rüzgâirmdan korkar.

5 — Benim servi boylu güzelim, Selim-î, cefa ediyorsundiye senin sevginden vazgeçmez. O gönlü yanık âşık garn diyarında vefa sahiplerindendir.

GAZEL

57

Page 59: Ali Nihad Tarlan - Yavuz Sultan Selim Divanı.pdf

- 48 -

1 —T o ay yüzlü güzelin saçının kurrımı arasından görü­nen kulağı, ejderha ağzındaki inci ve cevher sadefiîie benziyor.

2 — Güllere benzeyen yüzün taze gelen hattı ile ne kadargüzelleşti. Bahçeye gül ve çimen ne kadar yaraşır.

3 — Ey huri, benden yüz çevirme. Güzel yüzüne temiz,riyasız bir aşk ile ba.kıyorum.

4 — Ssnin aşkının elemi içinde aciz, (biserüpa) çırpın­dım durdum. Öteye koştum, beriye koştum, başımda gördüğün saç değil, belâ çölünün dikenidir.

5 — Ey güzel, köpeğin Selim tarafına geldi diye üzül­me. Biz, vefakârız, köpeğinin ayağının gözümüzün üzerinde yeri vardır.

GAZEL

58

Page 60: Ali Nihad Tarlan - Yavuz Sultan Selim Divanı.pdf

- 49 -

1 — Yaralı Mecnun her ue kadar belâ çölünün gahnesi (*)olduysa da ay yüzlülerin, sevdasına benim gibi tu tu l­mamıştır.

2 — Dünyada hiç bir şeye haset etmedim. Ancak bendenevvel bu âlemde yine aşk âdeti vardı; ona haset ettim .

3 — Gûya gam da gönlümü m uhafaza ediyordum. Halbukibilm iyordum ki ben daha m evcut olmadan o benim can ve gönlümle aşina imiş.

4 — Ey gönlüm, cefaya alış. Z ira sevgilinin aşkm'da vefaayrılığın mukaddimesidir, onun zevki cefadadır.

5 — Yarabbi, Leylâ M ecnunun gönlüne cevr okunu attığı zaman benim deli gönlüm nerelerde idi.

6 — Keşke başım gitseydi de aşk sırrı faş olmasaydı; güzel­lere sevgi izhar etm ek ne belâ imiş!

7 — Selim, gam vadisinden saltanat tah tına düştüğün içinneye üzülüyorsun? Ne yapalım, bu da Allahın takdirî İmiş.

GAZEL

(* ) Zabıta memuru, subaşı.59

Page 61: Ali Nihad Tarlan - Yavuz Sultan Selim Divanı.pdf

. 50 -

.1 — G-am ile o kadar sıkı dost oldum ki dünyada gamdan bagka bir şeyin varlığına inanmıyorum'.

2 — Istırap ile gönlüm ka:^ dolmuş. Bu halim le selâm et diyarını isteyebilir miyim? (Ruz~i elest) den kısm eti­miz belâ imiş.

'3 — Kılıcınm ağzı göğsümden ayrıldığı anda bildim ki hicran sevinç kap ısın ı' artık yüzüm e kapamıştır!

4 — Ben biçarenin kaburgasına saplanan her okun, üm itağacı olup sevgi ve vefa mey vasi verdi.

5 — Ey Selim, ister zühd-ü takva hariminde oturan sofuolsun ister şarap içen rind olsun hepsi can ve gönül­den o sevgiliyi isterler.

GAZEL

60

Page 62: Ali Nihad Tarlan - Yavuz Sultan Selim Divanı.pdf

- 51 -

1 — Sevgilimin boyu ile ■ arkadaşlık eden, onun gölgesideğildir. Ben onun aşkına sadık kalarak toprak oldum.O gölge zannettiğin şey benim tozumdur.

2 — Sevgilisinden ayr: düşen ben, adem yolundan başkanereye gidsbilirim .' Benim bir tek bekleyenim vav. Mezar.

3 — Baştan ayağa gam- ve derdini; cananın meclisinde be­nim ne itibarım olur ki...

4 — S’yah bulutun belâ ateşi yağdırdığı gece benim kötübahtım ın alâmeti ve hayatım ın günüdür.

5 — Böyle onun yolunun toprağı olmam, bir günı hatırınagelip «o benim yolum un toprağıdır» demesi içindir.

6 — Ey gönül onun okundan neye daima şikâyet ediyor­sun. Sen vefasîzsrn, o bilmediği halde benim -dos­tum dur.

7 — Ey Selim, onun aşkının ıstırabı içinde nasıl hâlâ y a ­şıyorum diye hayret etme; ölmek, yaşam ak benim elim­de değil ki...

GAZEL

61

Page 63: Ali Nihad Tarlan - Yavuz Sultan Selim Divanı.pdf

- 52 -

1 — Perişanı zülfün benim ahvalime vâkıftır. H attâ o ka­dar vefakârdır ki âdeta benim halimin şeceresidir (Silsile)

2 — Senin okunla yaralanm adıkça canım, pervaz edemez.Sanki hicranının oku benim icanadımdır.

3 — Sarhoş sarhoş senin köpeklerine yaklaştım . Zülflln:«Bu gece onu rahatsız etm eyin o benim abdahmdır» dedi.

4 — Bundan sonra artık M ecnunun türbesine gideceğim.Zira orası ask ehlinin kıblesi ve benim gibilerin m e­zarıdır.

5 — Ey servi boylu güzel, u Selim-, bizim kopeğimizdirndedin. Bu bana ne devlettir. A llah vere de bu sözün­den- pişman olmayasın.

GAZEL

62

Page 64: Ali Nihad Tarlan - Yavuz Sultan Selim Divanı.pdf

- 53 -

1 — Gam ayağının altına düşen benim eteğimdir. Eteğedüşen de benim yakam dır.

2 — Dei’t ehli nerede hicrandan bahsedip ağlasalar halkbenim perişan halim den bahsediliyor eanneder.

3 — Sinemdeki yaraları üzerlerine dağ vurarak başka-larm dan saklıyorum . Zira onlar cananımın kılıcının yadigârlarıdır.

4 — Gece gündüz bu sevgi ıstırabı içinde yanıyor kendikendimle dertleşiyorum; fakat hiç kimseye söyliyemi- yorum. Benim bu gizli derdimden yüzlerce kıyam et aşikâr oluyor.

5 — Sevgilim için bir kim se yanarsa benim canım dahaziyade yanıyor. Ne yapayım dostlar, sizin canmız b e ­nim canımdır.

6 — «Benim aşkımdan m uztarip olup feryat etmek ayıp­tır» diye sevgilim, dudağını ısırma. (Beni men etme) gönül, kendi başı için ağlıyor; bu be.nim efganım de­ğildir.

7 — Ey Selim, istersen bana cennette şarap âlemi teklif et. Gül yanaklı saki olm adıktan sonra orası bana zin­dan gibi gelir.

GAZEL

63

Page 65: Ali Nihad Tarlan - Yavuz Sultan Selim Divanı.pdf

- 54 -

1 — Aşka karşı bu yanıp kavrulan gönlümde öyle b ir kıs­kançlık vard ır ki güzelleri seven herkesin can düş­manıyım.

2 — Açıktan açığa adam öldüren, güzellerin gözüdür. Hiçbir ayıp ve kabahati olmıyan da benim gizli aşkınıdır.

3 — F erhat ve M ecnun efsanelerini bana ne kadar oku­dular. Onların, m acera ve ıstırap ları benim, perişan halim in bir şemmesi ancak olabilir.

4 — Yaşlı gözümün ırm ağına uykuyu nasıl sokarım. Hu-susile orası benim salınan servim in konağıdır.

5 — Ey çadırı (halesi) içinde oturan ay gibi güzel, seninhayalinin sultam için gözüm çadır, kirpiklerim de o çadırın ipleridir.

6 — Ben feryadım dan sıkılıyor diye efgan ediyorum. H al­buki o peri yüzlü benim feryat ve efgammla hiç a lâ­kadar bile değil.

7 — Cis,mini b ir anda yüz parça eden aşk ı.stıi'abıdır. Melâ-m et dikeninden bir an hali olmıyan da benim ete- ğimdir.

8 — Gözyaşının seli gönül ateşini söndürmeınelidir. Zirabu ateş benim ayrılık gecemin m um udur.

9 — Ey Selimî, nasıl can ve cihan: baştan başa yolunafeda etmem. Misafirim, aşk padişahıdu’.

GAZEL

64

Page 66: Ali Nihad Tarlan - Yavuz Sultan Selim Divanı.pdf

- 55 -

1 — M ihnet yolunun toprağıyım. A yrılık . benim otum duf.Başımın üzerinde belâ; bu lu tu benim siyah çadırım dır.

2 — Rıdvanm bahçesi, (cennet) baştan başa bönim aşkı­m ın gülünün bir iıı’ikâsidır. Cehennem ateşinin hara­re ti benim ahim in ateşindendir.

3 — Dağlarca gamım var; fakat kimseye söylemem. Belkibu belâ ve zulüm benim yardımcımıdır, sığınacağım yerdir.

4 — Istıraptan can versem aşkın sırrın ı faşetmem. Ziraâşıklık rütbesi benim Allahım ın sırrıdır.

5 — Ay yüzünün gamından vücudum b ir samana döndü.Bu kehkeşan (saman yolu) kıvılcım ları benim sama­nım ın ateşindendir.

6 — Sevgili giderken yolunun üzerinde; Selim’e rastladı; döndüğü zaman naz ile «o hâlâ benim yolumun üzerin­dedir» dedi.

YavuT, S e l im D ivan ı t 5 6 5

GAZEL

Page 67: Ali Nihad Tarlan - Yavuz Sultan Selim Divanı.pdf

- 56 -

1 — Dert m em leketlerinin padişahıyım. Belâya sığınıyo­rum. Sonsuz gamım benim askerimdir.

2 — Geceleri pencerem den ay ışığı girdiği zam an benimay yüzlü sevgilim dir diye heyecandan yerim den fır­lıyorum.

3 — Ey canım, senin aşkının yolunda çok belâ gördüm.Bilm iyorum ki ayrılığın yüzünden daha ne felâketler beni bekliyor.

4 — Zülfünden bahsedip hata ettim . Fakat senin affın be­nim hatam dan daha çoktur.

5 — Sana gönlümden yükselen dum an ile bir m ektup yaz­dım. K abul et; o benim kara bahtım dır (sernamei s i­yah)

6 — Selim, senin diyarında hâk ile yeksan oldu. Lâyıkmı- du' k i artık ona «benim yolumun toprağıdır» demeye- sin.

GAZEL

Page 68: Ali Nihad Tarlan - Yavuz Sultan Selim Divanı.pdf

- 57 -

1 ■— Bu âşık canıma senin- aşkın öyle bir belâdır ki bu aşkiçinde visal dahi bana başka b ir belâ oluyor.

2 — Ben senden ancak cefa istiyorum ; zira biliyorum kisen benim vefama güvenerek bana cefa ediyorsun.

3 — Varsın zevk ve safa ehli senin visalinle sevinsin. Aş­kının ıstırab ı yalnız bana m ahsustur ya; bu bana kâfi.

4 — D ert meclisinde senin gam ınla o kadar ölüyorum İd. h e r feryat bana bir m ersiyedir zannediyorum.

5 — Eğer lû tf edip «o benim dilencim dir» dersen Selimi,dünya tâcm a dahi baş eğmez.

m-

GAZEL

Page 69: Ali Nihad Tarlan - Yavuz Sultan Selim Divanı.pdf

- 58 -

1 — o yeşiller giymiş güzel yok m u? İşte o beni perişanediyor. M uhakkak ki Hızır, onunla ayni i'enkte elbise- giydiği için bu şerefi kazanm ıştır.

2 — İdris gibi yüz peygam ber bütün cennet hurilerile be­raber onun elbisesindeki b ir ipliğe can ve gönül bağ­lam ışlardır.

3 — Elbisesini İsa boyayor; güneş ona hizmet için her günböyle harare tle başının üzerinde dolaşıyor.

4 — Servi, gölgeden seccadesini niçin toprak üzerine ser­m iştir biliyor m usun? Gündüzleri onun endamı gibi bir endama m alik olsun' diye secdeler edip Allaha yalvarıyor.

5 — Canırn, gönlüm onun, köpeğine lâyık olduğu hürm et-ve riayeti ifa için gittiler. Fakat can vazifesinde kusur etti; gönül de onu lâyıkı veçhile taziz edemediği için hâlâ mahcup!

6 — Onun güzelliğinin aynasına dalıp kaldığım zamanAllaha kasem ederim ki Allahta, Allahın sun’unu tem a­şa ediyorum.

7 — Ey Selimi, onun güzelliğinden (suretinden) gözünüayırma. Zira m âna ziyneti bü tün onun suretindedir.

GAZEL

68

Page 70: Ali Nihad Tarlan - Yavuz Sultan Selim Divanı.pdf

59 -

1 — Sevgilim, benden kendini gizledin, canım ı yaktın.Dostum, dostlara b öy le ; m uam ele edilmez.

2 — Ümit riştesi (ipi), senin zülfünden kesilmedi (kısaolmadı) sevgilim, insan kendi canından üm it kese­b ilir mi?

3 — Bu âlemde visale nail olmadın. Belki o âlemde aya­ğını öpebilirim diye toprak oldum.

4 — Bundan sonra dilenci sıfatile bin kere dünyaya gelipeşiğinin toprağını öpeceğim.

•5 — Sevgilim, h e r zaman bü dert dolu gönlümden bahse­diyorum.. Beni ayıplama; zira Selim gibi kendimden bihaberim . (Ne yaptığım ı bilm iyorum ).

GAZEL

69

Page 71: Ali Nihad Tarlan - Yavuz Sultan Selim Divanı.pdf

GAZEL

- 60 -

1 — Nasıl ki bir hasta, kendini görmek istemez, kendinecan düşm anı kesilirse gözün de bana baktığı için öyle pişm an olm uştur.

2 — Zülfün, sanki benim ahim in dum anından perişan ol­muş gibi h e r teline (bana karşı) yüzlerce harp, fitne ve belâ düğümlemiş.

3 — Bana evvelâ kendisi vefa gösterdi; soma dönüp cevrile beni Öldürüyor. Bense onun işi kolaylaştı diye m em nun oluyorum (vefa güç, cefa kolay olduğu için)

4 — Endamı ile yüzlerce servi hıram anı kıskandıran o gü­zel niçin başımızın üzerine m erham et gölgesi salmaz, onu bizden esirger.

5 ■— Gönül, visal zevkinde derm an istemez. Zira bize gam,,sürür; dert ise dermandır.

— Ben öldükten sonra m ezarım a bakan; «Ah, bunu hic­ran ıstırabı öldürm üştür» diye ağlar.

7 — Selim o kadar gam lıdır ki, dostlar başından İrak, hiç bir m ahrem ine bu ıstırabı açmadığı halde onlar onun haline ağlam ışlardır.

70

Page 72: Ali Nihad Tarlan - Yavuz Sultan Selim Divanı.pdf

GAZEL

• 61 -

1— Aşkın sırnm , nüktesini açığa vuruyorsam , bu b ir de­lilik. D ert ortağına sırrını doğruca söylemek bilâ- Ids akıllıca b ir harekettir.

2 — Aşk hali ile hallenen birisine m ahallinde kendi ah­valini artıksız eksiksiz açmak en büyük m ertliktir.

3 — !Daima senin diyarınm^ köpeğine yabancıyım diye,ey güzeller şahı, benden utanıyorsun.

4 — Yanayım diye gamının etrafında dönüp dolaşıyorum. Ne yapayım ; canmı J;eda eden bir m um alevi ,küçük t e pervanedir.

5 — Ben nerede, senin visaline nail olmak nerede? Âlem­de «Selimi» gibi senin aşkınla, derdinle bir arada bu ­lunm ak benim için kâfi bir saadettir.

71

Page 73: Ali Nihad Tarlan - Yavuz Sultan Selim Divanı.pdf

- 6 2 -

1 — Ağzını açıp b ir lâkırdı söylemiyorsun. Vaz^iyet m üş­küldür. ıBir söz söyle ki bu m üşkül anda o sörAe tefe'-

■ ü l edelim.21-^ E ğ er sineme na’l kesiyor, arkası arkasm a yüzleres

dağ vuruyorsam, hay re t etme. Zira bu da gönlümün ayağına 'sen in aşkının ıstırab ından 'yapılm ış bir hal­haldir

3 — Ateş gibi kırm ızı yanağının üzerinde beliren hattiijadudağının kırmızılığı da aksedince yüzüne al basmış zannolunur.

4 — Gözlerin âşıklarını öldürm eyi çok sever. H ayret edi­yorum,; beni öldürm ek hususunda niçin ihm al edi­yorsun.

5 — Aşk yolunda Selimi kim dir hiç biliyor musun? Birdertli, belâ diyarında b ir abdal.

GAZEL

72

Page 74: Ali Nihad Tarlan - Yavuz Sultan Selim Divanı.pdf

- 63 -

1 — Ondan ayrı bir nefesim yoktur ki dert ve gamla geç­mesin. F akat son demimde eğer ona vasıl olmak üm i­di olsa yine keder etmem.

2 — Bir m üddet Mecnun aşk m ülkünde padişahlık etti isede bu zamanlar aşk m ülkünün padişahlığı ancak be­nimdir.

3 — Ferhad ile M ecnunun aşk ile ne derece perişan o lduk 'ların ı herkes bilir. Fak,at şimdi benden daha perişan m eşhur bir âşık yoktur.

4 — Öyle görüş sahibi (sahib-nazar) oldum ki her nereyebaksam orada benim sevgilim-in resminden başka kim ­senin resmini görmüyorum.

5 — Selim-î, ,aşk padişahmdari yüz çevirme, padişahlıket. Zira âşık olmıyan kimse esasen adam değildir.

GAZEL

73

Page 75: Ali Nihad Tarlan - Yavuz Sultan Selim Divanı.pdf

- 64 -

1 — Bayram geldi. Herkes sevgilisi ile m es’ut, bahtiyar. Halbuki ben sevgiliTîii tebrik etm iye m uvaffak ola­cağımı dahi üm it etmiyorum.

2 — ay yüzlü güzelden ayrı bayram mı geldi kıyam et m i koptu, ne bileyim. Âşıklara böyle bayram ancak m atem dir.

3 — Bayram da herkes kendi sevgilisile ayrı b ir âlem ya­şar. Halbuki ben sevgilimin hayaline dalmışım, âlem­le hiç alâkam yok.

4 — Yeni ay görmedim ama bana çıldırıyorum gibi geli­yor. Öyleya cananım ın kaşm ı düşünüyorum . Onun yeni aydan ne farkı var?

5 — Bayramda onun elini öpmedin diye ey Selimi, m üte­essir olma. Zira onun değil elini, ayağını öpmeğe bile kimse m uktedir değildir.

GAZEL

74

Page 76: Ali Nihad Tarlan - Yavuz Sultan Selim Divanı.pdf

- 65 -

1 — Visal bezmine yol ve yüz bulamayan . âsik ne bahti­yardır. Bazan elde edilen hazan da edilmiyen bir vi­sal ne kadar ıstırap verici bir şeydir.

2 — Sana âşık olduğum için beni m ücrim sayıyor ne kadarkahr ediyorsun. Ey gönül alan (dilber) güzel, gönlümü sen kendin aldın, benim o kadar günahım yoktur.

3 — Gönlümü zülfün payim al ettiği halde sesini çıkara -mij'’or. B ir Hintli h izm etkâra gücü yetm iyen bu gön- . lüm, ne kadar biçare ve m azlumdur.

4 — Ey canım, âleme öyle b ir fitne salmışsın ki, şuh göz­lerinin belâsından emin alan bir yol yoktur.

5 — Hanüm-anı mahvolan ben biçareden okunu esirgeme.Zira canımın tek sığınacağı yer senin gamının okla­rından vücuda gelen dağdır.

6 — O kâkülden uzak kaldığım zam anlar ağhyarak dolaş­tığım sahralarda bir ot yoktur ki senin sevginden do­layı çektiğim ıstırabın kokusunu taşımasın.

7 — Selimî, daima benden istediğin nedir? diye soru­yorsun. Eğer gönül dayanabilirse senden onun arzusu bir bakışına nail olmaktır.

GAZEL

75

Page 77: Ali Nihad Tarlan - Yavuz Sultan Selim Divanı.pdf

GAZEL

- 66 -

1 — 0 ay yü®lü güzelin ben değersiz asıkına ettiği cevrüeziyet haddini aştı. Ey gönül yar bize öyle haddinden fazla lü tfe tti ki bunun karşılığı olarak ona camını fe­da etmelisin.

2 — 0 gül yanaklının yanakları o kadar nazik ve b e rrak ­tır ki h a ttı -daha gelmeden görünüyor.

3 — Ey güzellerin serfirazı, bir söz ile beni bahtiyar et.Zira bu hakirin ıstırabı hadden astı.

4 — «Senin hakkını ancak kıj^anıeitte veririm , senin had-din budur» demişsin. Ey servi boylu, bir salın kam e­tini göreyim, zira intizar haddini aştı!

5 — «Benden bir vefa görebilmek için yüz cefama ka tlan ­malısın» derhişsin., Benim vefasız sevgilini, cefanın sayısı hadden aştı.

S — Feryad-ü f ig an d an ' başka bir kârim yok. Ey işleri yoluna koyan sevgili, benim derdime derm an ol .ki bu feryad-ü figan işi hadden aştı.

7 — Ey Selim her ne kadar hayatın belâları. ıstırapları hadden aştı İse. de, bizim için sevgilimin nerkise ben-

ziyen gözünden başka bir fitne yoktur.

76

Page 78: Ali Nihad Tarlan - Yavuz Sultan Selim Divanı.pdf

- 67 ~

1 --K an lı gözlerimden yağan gözyaşı değildiı. Onlar parça parça lâ’llerdir ki madenden çıkıp yuvarlanıyorlar.

2 — Âşık Mecnun, Leylânm köpeğinin ayağına yüz sürm e­ğe başladı başlıyalı ;gözünü kanlı gözyaşından tem iz­ledi.

3 — Sevgilinin didarina hayran âşık, nâsih cenneti arzet-ti. Fakat âşık eğilip sevgilinin diyarının toprağını öp­meğe başladı.

4 — Bir gül yanaklının visalinin kokusundan vecde gelenbülbül, gönlüne gam dağım vurduktan sonra gül top- lam ıya başladı.

5 — Ey Selimi, dostu istiyorsan candan geç. Sevgilinin.yolunda yelen âşık için can, (kendisini sevgilinden ayıran) bir perdedir.

GAZEL

77

Page 79: Ali Nihad Tarlan - Yavuz Sultan Selim Divanı.pdf

GAZEL

- 68 -

1 — Puta berıziyen saça âşık olan herkes zühd-ü takvayıterkedip puta tapmıya başladı.

2 — Aşk-u m uhabbet gülşeninde gezen kimsenin nazarın­da dünya ve yıldızlar beyhude yere dönüp duruyor­lar.

3 —'Â şıkların gönlüne aşk nesimi esmeseydi vefa gülis­tanında goncalar açılır mıydı?

4 — Âdemin çam uruna rahm et yağm uru yağm ıya başla-dığı zaman bizim gönlümüz sevgilinin yisal gülü üze- rine bülbül gibi konmuştu.

5 — Selimî gibi şarap içmeğe baglıyan hferkesin ebedi­yen dünya m uradı üzerine dözıer, çarh kadehi de onun istediği gibi devreder.

Page 80: Ali Nihad Tarlan - Yavuz Sultan Selim Divanı.pdf

■ 69 ■

•1 — Y arin bize lütuf ve inayeti azalıi'sa biz de nihayet visal arzusile ölür gideriz.

2 — Yarab, h icran gecesi ne belâdır ki ona sabahın nefe­sinden başka hiçbir şey m üessir olmuyor.

3 — Ey sefere çıkan ay, gönlüm ü kendinle beraber gö tü r­dün gittin. A rtık avdet et; cemaline iOn derece m üş­takız.

4 — Eğer hidayet nuru bana yol gösterirse kapının topra­ğından ağlıyan gözümü aydınlatacağım (sürme çeke­ceğim).

5 — Papağanı hikâyeler anlattığı için beslerler; halbuki bizsenin taze (yeşil) hattından asla b ir söz işitmedik.

6 — Allaha yüz şükür olsun ki ben de onun köpekleri ara­sında sayılıyorum. Y ardan şikâyet edersem âşıklık bana haram olsun.

7 — Padişahlık tah t: üzerinde güzelliğinin şarabile sarhoş­sun, Selimî’nin sana canını feda ettiğini nereden bileceksin?

GAZEL

'79

Page 81: Ali Nihad Tarlan - Yavuz Sultan Selim Divanı.pdf

- 70 -

1 — Sevgilinin aşkı sebep oldu da canım, hâdiselerin b e ­lâlarından biraz raha t etti.

2 — Şarap seli, herkesten kötü geyleri silip süpürür. Niçin.fakih ona üm mülhabais demiş?

3 — ÂdemderL bu ana kadar aşktan bahsedildiği haldekimse işin aslını bilmiyor.

4 — Aşk yolunda çok konak yerleri vardır; öyle b ir iki üç değil.

5 — Âlemde Selimî’den başka kim«e Ferhad ile Mec­nunun gamına vâris değildir.

GAZEL

80

Page 82: Ali Nihad Tarlan - Yavuz Sultan Selim Divanı.pdf

- 71 -

1 — Y ârın dergahında daima ağyardan bahsediliyor. Y ârındiyarında daima bu şekilde konuşm ak caiz değildir.

2 — Harp gününde biz kılıç dili ile 'konuşuruz. Olur olmazher şeyden bahsetm ek çocukların işidir.

3 — Bana haset eden gıyabımda yüz tane yalan söylesinzararı yok; ben onun gibi kötü sözlü ile bahse tenez­zül etmiyeceğim.

4 — M ecnun gibi viraneye düşmüş bir âşıkım. Kâh kendikendim le, kâh kapı ve duvarla konuşuyorum .

5 — Ey Selim, dünya padişahhğından m aksat b ir şan veşöhrettir. Bu m urdar dünyaya hiç rağbet edilir mi? Biz onu kale bile almayız.

Y a v u z Se l im D iv an ı ; 6 8 1

GAZEL

Page 83: Ali Nihad Tarlan - Yavuz Sultan Selim Divanı.pdf

- 72 ~

1 — .Senin diyarında oturan gülistana m uhtaç değildir. Sa­na m üştak olanın Rıdvanm bahçesine (cennete) ihtiya­cı yoktur.

2 — Senin zülfünün kâkülüne .gönül bağlayan aşk kâiirine can ile bağlıdır, ne imana m-uhtaçtır.

3 —• Senin sevdan ile avare olan perişan Can, perişan zülfucuna m uhtaç değilidir.

4 — H er gece saçının ucunu ve gözünün köşesini (kaşını)düşüııerek hayran olan ben, ay ve güneşe m uhtaç de­ğilim.

5 — Ben sevdazede o heves peşinde değilim ki âşıklar sı­rasına girdikten som-a ser-ü samana m uhtaç olayım.

6 — Ne güzeldir o fakir âşık ki cünun mülkinde dert vegam ile uzlaşıp derm ana m uhtaç olmaz.

7 — Selimi bugün aşk padişahının askeridir. jS'e bir Hana tâbi ne de Hakana m uhtaçtır

GAZEL

82

Page 84: Ali Nihad Tarlan - Yavuz Sultan Selim Divanı.pdf

- 73 -

1 — Aşk mülkinde şarktan ^garptan haraç aldım. Gam as­kerinin padişgjhıyım. Leclâç’dan (m-eşhur kumrabaz) korkum yoktur.

2 — Aşkm Keremi ile devletim öyle bir dereceye erm iş­tir ki himm etim yedi iklimden ,bac alır.

3 — Fâni dünya tahtı için niye uzun uzun düşüneyim. Be­nim tahtım , bahtım dır,: Fetih ve nusret de tâcım dır.

4 — Benim askerim kılıç denizinin cevheridir. Yüksekhim m etim sayesinde hiçbir şej'-e m uhtaç değilim.

■ 5 — H er ne kadar hilekârane ve mizacıma göre iyi söz söylerlerse de ne em îr,; ne de vezirin sözleri hoşuma gitmez.

'6 — Gönlüm, dert ve gama alışmıştır. Tabibe söyleyin bana ilâç vermesin.

'7 — Selim; bir belâ dağıdır, hasu t ise onun karş:sm da bir h ırs şişesidir. Dağ ile çarpışan bir cam parçasının âkıbeti bellidir.

GAZEL

83

Page 85: Ali Nihad Tarlan - Yavuz Sultan Selim Divanı.pdf

- 74 -

1 — Yine o servi boylu güzel sarhoş salına salına gidiyor;eteğini beline bağlamış, Icülâhını da yana eğmiş...

2 — Şarap ateşinden jmzü gül gibi parlamış, siyah saçınıkülahının yan tarafından çıkarmış.

3 — K ara gözünün ucu ile şöyle b ir yan baksa yüz tansâşık korkusundan can verir.

4 — O zülfün benim ahım ile perişan olması hayret edile­cek şey değildir. Zira rüzgâr esince sünbül dağılır, bükülür,.

5 — Ey servi boylu güzel, Selimî’ye bir bak. Lâkin Al­lah aş'kına o sert yan bakışınla değil.

GAZEL

84

Page 86: Ali Nihad Tarlan - Yavuz Sultan Selim Divanı.pdf

- 75 -

1 — Ey sâkî, kadehin seller vakti bir başka keyfi vardır.Haydi kalk, meclisi fcur, bize şarap ver.

2 — Aşk ve vefa yolunda öldürülenin b ir başka hayatıvardır. Sarhoşlar da bir güzel elinden kadeh aldıklai'i her an ayni hayata, ayni zevke nail olurlar.

S — .Rindler sürahinin süsünde değillerdir. Şarap olsun da ister toprak kadehte ister altm kadehte olsun.

4 — Sevgilim, bana şarap verdiği zainan beni tahzir için dudağnn ısırıyor, ben ise onun dudağının aşkı ile ka­dehi yüzlerce defa öpüyorum.

'5 — Selimi, bizim meclisimizde asıl kâfirlerin kanı şarap, kafatasları da kadeh olmalıdır.

GAZEL

85

Page 87: Ali Nihad Tarlan - Yavuz Sultan Selim Divanı.pdf

- 76 -

1 — Ey güzal, sevgi ancak senin hattın ı m etheder. Güzel­lik nüshası ancak senin, yanağında şerhedüm iştir.

2 — İster akşam ister sabah olsun daim a senin saçını vsyanağım tahayyül ediyorum.

3 — .Senin aşkının derdi gönlü hasta o lanların devasıdır..Senin aşkının ıstırabı ru h a raha t verir.

4 — H er an can yakan okun bana yüz tane feyiz kapısı açar.

ö — Seni tahayyül ettikçe Selimî’nin biçare gönlüne yüz binlerce fü tuha t vaki olur,

GAZEL

86

Page 88: Ali Nihad Tarlan - Yavuz Sultan Selim Divanı.pdf

- 77 -

1 — Sâkî, sabah şarabı zamanı gece şarabım getir ki ba­şımdan bu hum arı aüp ruhum a ferahlar versin,

2 — Rindin yanm da m eyhane peykesi tah ttan daha iyidir.Zevk ve neşe içinde geçen bir an N uhun öm ründen daha iyidir.

3 — Zahit, aşktan ve şaraptan tövbe et deme. Ben bu nevi tövbeler etmiyeceğime dair nasuh tövbesi etmişim.

4 — Şarap olmadan, sevgi olmadan ve sevgilinin duda­ğından meze ahnm adan âşıkların gönlüne b ir ' an fü ­tu h a t erişmez.

5 — Şişede ne varüa kadehe döksünler. Selimin devrinde bu lu ttan güneş çıksın.

GAZEL

87

Page 89: Ali Nihad Tarlan - Yavuz Sultan Selim Divanı.pdf

- 78 ■

1 — Ey güzelliği baştan ayağa kadar ahenkli ve çeşniliolan güzel, yanağındaki ben parlak, aya m üreccahtır..

2 — Senin dudağından ayrı oMuğum zam anlar gözyaşimmipine o kadar lâ’l diziyorum ki gece gündüz gözüm seni zikrederek teşbih ediyor.

3 — Ben m ahzuna o zülften asla b ir sahih haber getir­mediği için rüzgârdan şikâyetim var.

4 — Gönlüm ve canım tam am en zulüm yarasiyle doldu.Lâkin senin kılıcınla olduğu için hiç de çirkin gö­rünmüyor.

5 — Ayağını öpmek istiyorum , bırakm ıyorsun. Ey güzelSelimiye bu kadar açıktan açığa zulmetme (zulm-i sarih)

GAZEL

Page 90: Ali Nihad Tarlan - Yavuz Sultan Selim Divanı.pdf

- 79 -

1 — Sevgilimin sarhoş gözü uykudan kızarmış. Şarabın hararetinden yüzü kızarmış, terlemiş.

2 — Hançeri, parçalanmış gönlüm ü deldi geçti. Lâkin sine­min hararetinden kebap şişi gibi kıpkırmızı oldu.

3 — Hiddetten kızarmış yüzü ile âşıkını azarladığı zamangökte aym rengi sam an gibi sapsan olur.

4 — Onun huzurunda nekadar m ahcubum (ru-zerd) bakki bana bir şey sorarsa cevap verirken, kıpkırm ızı k e ­siliyorum.

5 — İçtiği zaman yüzü şarabın tesiriyle güller gibi kıza­rıyor, Evet şafak zamanı güneş kırmızıdır.

6 — Sevgilimin yakut gözünün kanla dolu olması 'dahaiyidir. Kırmızı şarap kadehte ne güzel gözükür.

7 — K itabın içindeki kırrm zı şiir yaprakları ekseriya be­lâlar altında ezilen Selimin kanlı gözyaşlanndandır.

GAZEL

89

Page 91: Ali Nihad Tarlan - Yavuz Sultan Selim Divanı.pdf

GAZEL

- 80 -

1 — Senin zülfünden ayrı canımın ipi tel tel oldu da kir- piklerinaden göizyaşlanm iplik gibi akıyor.

2 — Dün senin kanlı kılıcını dilimle temizledim. D uda­ğım parça parça, dilim tel te l oldu.

3-—Köpeğinin çuluna b ir ip bükm ek isteseler gözümün dam arından m ütem adiyen ona iplik verirdinı.

4 — Vücudum da sinir ve damardtın başka bir şey . kalm a­dı. O dahi ey servi boylu sevgilim, senin hasretinden tel tel oldu.

5 — Visal gecesi eğer m uktedir olursam Selimi gibican riştesinı tel tel senin zülfüne bağlıyacağım'.

90

Page 92: Ali Nihad Tarlan - Yavuz Sultan Selim Divanı.pdf

1 — [Senin aşkından m ecnun olan gönül, daha m ecnun olsun, gam diyarnıda daha perişan ve riisva olsun.

2 — Güzellik gülünün üzerinde yetiştiği servi boyun da­ima daha taze, daha güzel ol^un.

3 — Güzel gözün hile ile beni öldürdü; fakat zarar yok, ogüzel göz, isterim ki, aşk uyandırm ak fenninde daha m ahir ve daha âlim olsun.

4 — Ben her ne kadar gam yolunda gün günden daha al­çalıp toprak oldum; fakat yine dilerim, senin güzelliğin m ertebesi gün günden daha yüksek olsun.

5 — Ey Selim, garçi senin için gam daima bol bol hazır­dır. E’akat bundan daha ziyade ve bundan daha iyi şekilde hazır olsun.

G AZEI-f

- 81 -

91

Page 93: Ali Nihad Tarlan - Yavuz Sultan Selim Divanı.pdf

GAZEL

- 82 -

1 — Bak gözlerim nasıl senin aşkının sırrını faş etti. Halkkarşısında kendi gözüm-e de itimadım kalmadı.

2 — Gam; benden başka bir dostu, b ir munisi olmadığınısöylüyor; ben de ondan ba'jka b ir yar, b ir arkadaş tanımıyorum. Ben gam ile bahtiyar olurum; o da be­nimle m esrurdur.

3 — Onun visaline ermek hayal, ., ondan uzak olmak m u­hal. Yarabbi ben, bu m uradına erm eyen perişan, ne ya- pay;m bilmem?

4 — D ert yolunda bir toz, aşk eşiğinde toprak olmak key-kavuşun tac-ü tahtından, Keykubadiıı padişahlığından daha iyidir.

5 — Mademki her okundan camma bir hayat erişiyor, ey Selim î o artık yaydan elini çekmesin. (Daima bana ok atsın).

92

Page 94: Ali Nihad Tarlan - Yavuz Sultan Selim Divanı.pdf

. 83 -

1 — Beni zulmü ile öldüren o güzeller padişahı ta tlı birgülüşile yeniden, hayata kavuşturdu.

2 — O güzellik diyarının padişahı beni öldürürse kimegidip feryad edeyim, hakkııru kim den istiyeyim,?

3 — Keşke nefesim tutulsa, bıktım artık, ne zamana kadarşehrin asesi (polisi) gelip benim feryadım dan dad bir feryad iki diye şikâyet edip duracak?

4 — Şimdiye kadar sen bana cefa ediyor, ben de sana karşıvefakârlık gösteriyordum ; b u şimdiye kadar böyle oldu, bundan sonra da böyle olsun.

5 — Mecnun eğer Selimî’nin şiirlerini işitseydi vefakâr­lık dersi öğrenir, doğru yola girerdi.

GAZEL

93

Page 95: Ali Nihad Tarlan - Yavuz Sultan Selim Divanı.pdf

- 84 -

1 — istem iyorum ki bana uzun uzun bakasm . Z ira seninlekarşılaştığım zaman derdim, hicranım ziyadeleşiyor.

2 — Senin ayrılığının gönlüme açlığı yara ile m.üsterih vemüteselliyim. F akat seni görünce kendim i o kadav: kıskanıyor, sana o kadar m ütehassir oluyorum ki der­dim yüz k a t ziyadeleşiyor.

3 — Gönlü yaralı b ir fakir, yüzüne nasıl bakabilir. Senigörür görmez derhal kendinden geçer.

4 — Ey Leylâ kadar güzel sevgilim, aşkından gece gündüzMecnun gibi dağlarda, kırlarda dolaşan bir esirin ha­lini nereden bileceksin?

5 — Aşkının ıstırabı ile çöllere baş vurmıyacağım, lâkinne yapayım hicrandan başka bizimle yol arkadaşlığı eden b ir kimse yok ki...

6 — Ben kimim ki beni yadetmeni istiyeyim. Eğer ansızınbeni bir kere tahayyül ediversen ne devlet!

7 — Bir başkası adını yadediyoı- diye düşündükçe kıs­kançlığım dan gönlümün kanı gözyaşı halinde gözle­rim den akıyor.

8 — Ey Selim î, bir gün gelir başımızın üzerinde sevgilininküıcı parlar üm idi ile hasretteiı canım dudağıma geldi.

GAZEL

94

Page 96: Ali Nihad Tarlan - Yavuz Sultan Selim Divanı.pdf

- 85 -

1 — Başım sevgilinin eşiğinde ayaklar altında ezilirse bel-ki talihsiz gönlüm, bir parça bah tiyar olur.

2 — O huriler kadar güzel sevgilim, beni diyarında peri­şan bir halde görünce; «Bu âşik gittikçe pek divane, pek meczup oluyor» dedi.

3 — Bu çarh değirm eni altında o İcadar m uztaribim ki ay­ların, yılların dönmesiyle başraı-ın üstünde neler dönü­yor farkında değilim.

4 — Sana söylenecek yüzlerce sözüm varken, ey sevgilim,bilm-em ne hal oluyor; huzuruna geldiğim zaman dilim tutuluyor, birşey söyliyemiyorum.

5 — Gamzenin oku üe gönül kuşunu boğazladın. K anadıkırılm ış kan içinde debelenip duruyor; bak ta hali­ne acı.

6 —^Aya benzeyen sevgilim, güneş yüzünü Selirrî’den ne saklıyorsun? O bir kere yüzünü görmekle ne ka­dar bahtiyar oluyor,

GAZEL

95

Page 97: Ali Nihad Tarlan - Yavuz Sultan Selim Divanı.pdf

GAZEL

- 86 -

1 — Benim ay yüzlü güzelim bir kere göründü m ü hertaraftan ona bakışlar yağar; alnı terlediği zaman da ay üzerine, yıldızlar yağıyor gibi olur,

2 — Onun d idanndan uzak olduğum zaman çarhtan başı­m a çok gam ve dert yağıyor. Fakat bir ah ettim mi hepsi dağılıp gidiyor.

3 — Lâle renkli gözyaşını yalçın kayalar.a dökülse o ka- yaralardan erguvanlar yetişir, ah kıvılcım ları saçılır.

4 — Ferhad ağlıyarak dağları parçalardı. Gözyaşı katre-leri ile bütün taş parçaları yağardı. (Sel olurdu).

5 — Selim, bu ne suyu, ne kanı kalmış olan gözü ne yap­sın. Meğer ki bundan sonra gönlünün hararetinden o gözler kıvılcım lar döksün.

96

Page 98: Ali Nihad Tarlan - Yavuz Sultan Selim Divanı.pdf

- 871 — So'nbaharda ç'm enler üzerine dökülen san y a p ra k ­

lar dertli Ferhadın kabrine serpilen hediyelerdir.2 — Vefa uğrunda şehit olanların kabrinden yükselen her

toz dünj^aya ne m ihnetler, ne belâlar yağdırır.3 — Şefaat dilemek için ; M ecnunun kabrine gidiyorum.

Zira V e f a yağm uru ancak o kahram anın m ezarına ya- ğar.

4 — O keman kaşlının oku hangi m azlum un göğsüne ya­ğarsa ona hasetten ciğerim hun oluyor.

5 — Yanan gönlümden yükselen dum an göklerde gambulutu olur. Ve yıldız gözyaşları içli ahlarla o b u lu t­tan dökülür.

6 — Sevgilinin endamını j^-adederek tek başına ağlayıp'gezen âşıkların iki gözlerinden döktükleri yaşlardır ki toprak üzerinde çimenler yetiştirir.

7 — Bir keman kaşimm aşkı ile can veren Selim î’ninş'irieri, her okunduğu mecliste, dinleyenlere hüzün ve elem verir.

Y a v u z Sel im D i v a n ] : 7 9 7

GAZEL

Page 99: Ali Nihad Tarlan - Yavuz Sultan Selim Divanı.pdf

GA'ZH jI j

- 88 -

•1— B ir güzelüa aşkı ile b îkarar olau (na’l der âteş) her­kese, aşk postacısı güzel bir liaber getirir.

2 — Benimle berabei aşk ıstırabını çeken arkadaşlarım amüjde. Sevgili, belâlar çeken âşıklarının canına ve gönlüne kas detti.

3 — Filvaki âşık sevgilinin aşkı ile m uztarip ve 23erişandır,amma onun zülfü de bu yüzden pek rahat bir halde değildir (perişandır).

4 —-Âşık yaralı göğsünü tirkeş gibi tu ttukça sevgilinin gözünden m ütem adiyen a şk okları yağar.

5 — Ey Selimi, cihanda güneş gibi temiz bakışlı ol. Âşık odur ki kalbi gülü gış nedir bilmiye!

98

Page 100: Ali Nihad Tarlan - Yavuz Sultan Selim Divanı.pdf

- 89 -

1 — Onun yüzündeki ben gönlümü hasret yaralariyle dağ­ladı, Kâfir bile bu hale düşmesin, yazıktır.

2 — Onun perişan zülfüne bağlanan bu âciz (miskin) ca­nım ın ne halde olduğunu göalüm.deıı başka kimse bilm^ez.

3 — Gözlerim ağlayarak gönlümün, aşkını faş ediyor. O(gözlerim) böyle yolsuz işlerde devam ederse gönlüm, yaşiyamıyacaktır.

4 — Zülfü vefadan bahsediyor; halbuki kâfirlikten başkabir şey yapmıyor. Çünkü sözü, yaptığı işe tıymıyan bir insana ancak k â f ir ' denir.

5 — O güzel sevgilinin güzelliğini, zülfünü, yüzünü vasfiçin ne söyliyeyim? Selimi, onun gibi giızel, ona ben­zer birisini hiç görmemiştir ki...

GAZEL

99

Page 101: Ali Nihad Tarlan - Yavuz Sultan Selim Divanı.pdf

- 90 -

1 — Gönül, senin jmzünü görünen utancından canını ver­di Vf! vefa diyarında öldü; ama, ne merdcesine öldü.

2 — Canımın gözü dün gece kanlı eteğini sıkınca senin ya­nağını yetiştirip açsın diye aşk gülzarına renk ve su verdi.

3 — Köpeğinin önüne (yesin diye) zayıf canımı koyuver-sem beni ayıplama. Karınca da Süleyman’ın huzuru­na b ir çekirge budu götürm üştür.

4 — Bu lâ’ller (kanlı göz yaşları), ezelden bize senin aşkıniçin verilm iştir diye her gece hicran, gözyaşlarının he­sabını benden soruyor.

5 — Mademki sâkî sevgilidir; aşk sahrasında başını tıraşettiren samimî ve hakikî (yekrenk) âşık değildir.

6 — Saf şarabı tortusundan ayırdeden.. (1)7 — Selimi, senin kapınm toprağından kıyam et günü gözü­

ne sürm e Olmak üzere b ir parça almadığına ne kadar yandı.

GAZEL

(1) B u beytin birinci mısraı bilinm iyor.

100

Page 102: Ali Nihad Tarlan - Yavuz Sultan Selim Divanı.pdf

" 91 -

1 — Yine cananın visalini hatırladım . Gönlümün ateşi b irkat daha arttı. Aşk, can m ülküne tü rlü tü rlü belâlar getirdi.

2 — Aybaşı olunca divaneliğim arttı. Çarh beni Öldürmekiçin yeni aydan keskin bir hançer hazırladı.

3 — Sevgilinin yanağı üzerinde gördüğün hat 'değildir.Güzelliğine haset eden güneş, o ay gibi yüz üzerine zülf eleğinden anber elemiştir.

4 — Dün gece senin diyarındaki köpeklerle gönül biraz ko­nuşmak, sohbet etmek istedi. Onlara hediye olarak da canını götürdü.

5 — Gözümün girdabından akan gam seli içinde boğuldu­ğum gece dalga benden kaçtı; deniz do benden ürktü.

'6 — Selim’in gönlüne, canına m erham et et; ey huriler ka­dar güzel sevgilim, işte gözlet; kanlı gözyaşlariyle ona şefaat ediyor.

OAZEL

101

Page 103: Ali Nihad Tarlan - Yavuz Sultan Selim Divanı.pdf

» 92 -

1 — Mecnun, Leylâ’nın çadırına bir örtü işlemek için üzül-niüş canının ipeklerini kırm ızıya ve sarıy?. boyadı.

2 — Âşıklık m akam ında kendisine bir yardımcı bulmasay­dı, agk yine geldiği yokluk diyarına dönüp giderdi.

3 — Çürümüş, m orarm ış bağrım a yârın hicran taşım basın­ca lâcivert bir levha üzerine köm ürden bir gerdanlık takni'ig oldum.

4 — Sahrada bir lâle, bahçede bir gül açsa onun koncasıbenim gönlümün kanı, bülbülü de benim canım olur.

5 — Bağrım kan dolu, canımı elime alıp onun kopeklerininyanına gittim de (onlara su ve yiyecek vermek için) ne yazık ki o vefasız, gönlümün bu haline zerre kadar acımadı.

6 — Öyle yandım ki vücudum bastan başa kül kesildi. İç­ten, bir ah etsem başıman toprağı toz gibi dağılır.

7 — Dert diyarından saltanat m ülküne düştüm diye, ey Se­limi, daha ne kadar feryad edeceksin? Allahın kaderi bu im.iş, ne yapalım?

GAZEL

102

Page 104: Ali Nihad Tarlan - Yavuz Sultan Selim Divanı.pdf

- 93 -

1 — Bakınız yar, ağyarın hatırı için ne ylptı; ağyar ile dost olunca yar yine neler yaptı?

2 — O kâfir dinli güzelin (sanem) okunu başkasına atı,pyaralı gönlümü nasıl m uztarip ettiğini kimlere anla­tayım?

3 — Kıvrım kivrm'ı zülfü gönlümü aldı, kâkülü de alnı­na döküldü. Yazık kara günüm', aksi (başaşağı) bahtım bana neler yaptı!..

4 — Kederden canı boğazına gelen gönlüm, yar ile ahd-üpeymanım bozdu. Ah derdinin dermanını bilm iyen bu zavallı, naçar kahp neler yaptı?

5 — O ay gibi güzel incindi diye yeni baştan çıldırdı. Buâciz âşığa bak yine neler yaptı?

6 — Aşk uğrunda M ecnun gönlünü, canını verdi. Fakatsöyleyiniz sevgiliye lâyık ne hediye verdi?.

7 — Sun’ı İlâh î yârın ağzmin dairesini biı nokta halinderesm ettiği zaman kim ne bilir ki pergâr o daire üzerin­de, ne yaptı? (Ne halde idi. Çünkü noktayı daire yap­mak kabil değildir.)

8 — Zühd-ü takvasına m ağrur olan (Şeyh San’an), nereden bileceksin ki niye teşbihi a ttı ve zünnarı ne yaptı?

9 — Aşk yolunda Selim fden öyle pek haber falan sorma­yın. Bağrım kan olduktan sonra «dildar, sana ne yap­tı?» diye sormayınız.

GAZEL

103

Page 105: Ali Nihad Tarlan - Yavuz Sultan Selim Divanı.pdf

- 94 -

1 — Ey gönül eğer bu fâni varlığından geçebilirsen sevgidiyarına ulaşabilirsin.

2 — Eğer göz ucu ile ona haber salabilirsen sevgilinin gizliişvelerini idrak edebilirsin.

3 — İsterse sevgili bin defa güzelliğini ar^etsin. Eğer sen bir kere ona bakm aya taham m ül edebilirsen âşık de­ğilsin.

4 — Ey cari, vefakârhğm la sevgilinin sevgisini artırabilirmisin? îşte o zaman sana dost göziyle bakarım.

5 — Selim, can ve gönlünü dost yoluna feda et. Eğer bukadarını yapabilirsen senin için kâfidir,

GAZEL

104

Page 106: Ali Nihad Tarlan - Yavuz Sultan Selim Divanı.pdf

- 95 -

1 — H attın ; serpuşunun altından gizlice gözüken zülfünebirçok insanları öldürm ek için kanlı bir ferm an getir­di. (idam' ferm anı kırmızı m ürekkeple yazılırdı.)

2 — Her ne kadar güzellik defteri Yusuf namına yazılm ış­sa da senin taze hattın ondan daha fazla gönül hesabı getirdi.

3 — Gel çiçek bahçesine gidip şarap içelim. Zira lâle lâ’lrenkli kadehini tekrar ele aldı.

4-—Dudağın kahr ile beni öldürdü; fakat yine dudağın beni diriltti. Bak benim- canımı nasıl götürdü, nasıl getirdi.

5 — Senin okun benim bu toprak cismime- misafir olduğuzaman ağlayan gönlüm onu e kadar seviyordu ki bu misafiri canm içine aldı.

6 — Senin yüzünü hatırlayarak göz yaşım kirpik ırm ağın­dan gül yerine kanlar akıttı,

7 — Selimi, senin aşkının vadisine öyle düştü ki kimse birtü rlü onu oradan çıkaramadı.

GAZEL

105

Page 107: Ali Nihad Tarlan - Yavuz Sultan Selim Divanı.pdf

- 96 »

1 — Gamla dolu gönlüne senin ayrılığm uı. oku saplananinsan artık ne hicran şerbeti (ilâcı) içer, ne merhem- arar.

2 — Dün gece saçlarının hayali ile başbaşa oturuyorduk.Ans’zın ay ışığı geldi, meclisimizi bozdu.

3 — Damağına gam ve hasret zehri bulaşan adam; hayatınzevk ve safa lokm alarını istiyerek yemedi.

4 — Can, senin sevginin harim ine yol buluncaya kadar di­vane gönül nâm ahrem den ne cefalar çekti!

5 — Ey Selimi, bu fâni âlem, beni ıstıraptan ıstıraba atıyor.Yoksa ben dünya gamı çekecek adam- değilim.

GAZEL

106

Page 108: Ali Nihad Tarlan - Yavuz Sultan Selim Divanı.pdf

- 97 -

1 — Mecnuja gibi âşıklara yaraşır şekilde vefa j'-oluna çı­kan herkes yar nerede ise oranın eşiğini öptü.

2 — Aşk yolunda toprak olan âgık nihayet ayağını zama­nın başına basacak derecede yükselmiştir,

3 — Sevgilinin nur-i aşkı gönlüme öyle bir nur saldı kisinemden güneş ve ay gibi alevler fışkırdı.

4 — O, başkasmin .sinesine ok vurdu. Niçin önce bana v u r­madı diye beri tarafta ben zavallı hasetten öldüm.

5 — Gönül, çenesinden zülfüne gitmek istedi. Fakat aradagözü sihir ile orı.un yolunu vurdu,, (kesti).

6 — Sevgili, m iskler kokan saçına tarak vurunca benimcanımın ipleri keder dikenleri içinde kaldı.

7 — Yay gibi endamından fırlayan ah oku feleğe saplandı.Selîm, nihayet belâ okunu hedefe vurdu.

GAZEL

107

Page 109: Ali Nihad Tarlan - Yavuz Sultan Selim Divanı.pdf

- 98 -1 — o sert ve huysuz sevgilim, gönlüme zülften kamçı

vurdu. Can, bana niçin vurm adı diye firaktan yandı tutuştu.

2 — Sabah rüzgârı gibi güneş te b ir ay yüzlü düberin pe­şinde koşuyor. Böyle olmasaydı o eşiği sevgi ile (ru-yi mihr) öper miydi?

3 — Musa Tû.r dağı üzerinde A llahtan kendisine görünme­sini istemişti. Kem al-i aşk Tûru üzerine, Musa gibi senden didar istemiyen âşıkin canı hakikaten nu r ile doludur,

4 — Sofî, onun dudağmın sihrine, güzelliğine kulak asma;zira o bu:efsane ile binlerce zLihd-ü takva sahibini yol­dan çıkardı,

5 — Selimî’ye ev barktan bahsetme. Zira o evvelâ kendiniyaktı, sonra evini barkını.

GAZEL

108

Page 110: Ali Nihad Tarlan - Yavuz Sultan Selim Divanı.pdf

- 99 -1 — Herkesi güm üş sineli dilberlerin ayrılığı yakar; hal­

buki ben divaneyi civanların visali daha ziyade yakar.2 — Aşk ile yanan insanda can ve cismin ne lüzum u var?

Aşk havasında Cibril-i Em-inin bile kanadı yanar.3 — Sevgilinin aşkı beni, öyle yaktı ki canım bir ateş pa r­

çası kesildi. Böyle haiberi olmadan yanan âşık ne kadar bahtiyardır.

4 — Ey Soiî; aşkın ateşi ile yanıyorum diye ne feryad edi­yorsun? Beni yakan bu ateş öyle bir ateştir ki onun bir kıvılcımı seni cayır cajar yakar.

5 — Hicran ateşi beni günde yüz defa ya'ksa ne iyi olur.Zira her öldürüşünde beni bir kere visali ile diriltm e­ye m ecbur olur.

6 — Visalin kadrini bilmediğim için şimdi mum gibi yanı­yorum. Ey gam, bırak hicran beni bundan daha beter yaksın.

7 — K âh ağlayan göz ile, kâh ıslak göz (çeşm-i ter) ile ya­nıyorum-, Selimî’ye deniz ve kara padişahlığından bu kadarı kâfidir.

GAZEL

109

Page 111: Ali Nihad Tarlan - Yavuz Sultan Selim Divanı.pdf

1 — Eğer sevgilinin okunun m um u teker teker beni yaksaben her beni yaktığı zaman ok tem reninden ‘bir dağ kesilirim.

2 — Keşke visal günü pervane gibi yansam. Ya cemalindenayrı beni ansızın yakıverirse!..

3 — O cefakâr güzel başkasını aşkı ile yakıp Icül ettiktensonra beni yakıyor! İşte bu haset benim canımı yakı­yor.

4 — K ülüm ü onun yolu üzerinde benim yerim e bırakınız.Onun kahrının beni yolsuz yakması reva değildir.

5 — Bırakın o ay yüzlü sevgilim beni yaksın; zira bu,yaşam aktan daha iyidir. O zaman ben m uhabbet ateşi içinde alev gibi raksederim.

GAZEL

- 100 -

110

Page 112: Ali Nihad Tarlan - Yavuz Sultan Selim Divanı.pdf

- i i o ı .1 — Çöl mecnunu, viraneler asesi geliyor. Ey şehir çocuk­

ları, m üjde, divane geliyor.2 — Bütün genç sakiler şarap kâselerini ellerine alsm lar;

zira kiliseyi alt üst eden, meyhaneyi birbirine katan geliyor.

3 — îster vefa mektubu, ister cefe haberi gelsin. Canane-den gelen her şey bizim için güzeldir.

4 — O iki sarhoş nerkisten- (gözlerden) gelen oku gönlüm,canımdan bin kere daha aziz tutar.

5 — Onun dudağmdan ayrı kaldığı zamanlar biçare Selim î’-nin kadehini daima belâ taşı kırıyor.

GAZEL

111

Page 113: Ali Nihad Tarlan - Yavuz Sultan Selim Divanı.pdf

1 — Beni cefa ile öldürm ek istedin, rakîb visalinle bah-tij'ar oldu. Ben başkasının da iştirak ettiği b ir devleti istemem.

2 — Keskin kılıcının manevî tesiri, can boynuna hamailolduktan sonra gönül aşkın türlü tü rlü 'belâlarından sağ, salim kurtuldu.

3 — Ey servi boylu güzel, yanağına sarkan zülfünde ne s i­hir var bilmem ki onu akıllı görünce akılsızlığından deliriyor, deli görünce akıllanıyor.

4 — Yeni ay, senin kaşının tâk i ile bahse girişti; fakat ne­ticede m ahcubiyetten başka eline birşey geçmedi,

5 — Kâfir, niçin bir gamze oku ile beni bu kedar tehditediyorsun,? Mademı-ki Selimi, senin itabın yüzünden öldürülmesine razı olmuştur.

GAZEL

- 102 -

112

Page 114: Ali Nihad Tarlan - Yavuz Sultan Selim Divanı.pdf

- 103 -1 — Gece gönlüm o an'ber saçan kâkülün gamı içinde m ah­

voldu. Yalnız bahtım , talihim mahvolmadı. Y ıldızların meşalesi dahi söndü.

2 — Günüm, gecem ne acaip geçiyor: yar.-ilı gönlümün gök­leri kaplayan dum anı içinde güneş gurub ediyor, ay n>eş’alesi gökyüzünden çekiliyor.

3 — Gam açıktan açığa hicran elini belime sarmca (benikucaklayınca) zevk-u safa utancından bir kenara çe­kilip ortadan kayboldu.

4 — Ona halimi anlatmak için bir söz söylemek istedim.İçim den bir ah yükseldi. Gönülden derdim, ağzımdan sözüm silindi, gitti.

5 — Aşkmın cefası, beni öldürdüğü halde yar, bir keremezarımı ziyaret etmedi. Acaba âlemden sevgi ve ve­fanın nam-ü nişanı silindi mi?

6 — Ey gönül onun okundan dostluk bekleme, zira dostlararasında vefa, sevgi denen şeyden eser kalmadı diye Vendi kendine dü.şman ol.

Y avuz Selim Divanı : S 113

GAZEL

Page 115: Ali Nihad Tarlan - Yavuz Sultan Selim Divanı.pdf

- 104 -1 — Eğer ben sana hayran değilsem bu gözüm niye ağlayıp

durıu;’? Zülfüne bağlı değilsem halim neden perişan oldu?

2 — Eğer okuna canımz verm ek istemeseydim kalbimdekikan niye göğsümde elmas b ir tem ren kesildi?

3 — K âkülünü ördünse yine âşıklar can verdiler. Eğer on­ları ç'özüp dağıtmadınsa gönül narhı neden ucuzladı? '

4 — Eğer ayda senin nurun varsa niçin gündüzleri pek azgözüküyor? Eğer peri sana benziyorsa niye insanlardan gizleniyor?

5 — Sevgili, Selimî’ye ayş elbisesi götüreceğim demiş­ti. Yarabbi! Bu kadar zenginliğine rağm en neden yine pişman oldu?

GAZEL

114

Page 116: Ali Nihad Tarlan - Yavuz Sultan Selim Divanı.pdf

» 105 -1 — Yine bayram şöyle böyle geç1;i; fakat benim gönlüın

sevinmedi. Minnete uğram ış canım gani bağından k u r­tulm adı.

'2 — Ben rind belâ hududuna ayak bastıktazi sonradır ki bu çölde dert âdeti teessüs etti.

3 — Aşk dersinde Mecnun nâkıs kaldı; benim gibi gönlüelinden gitmiş bir sahib-i irşad olamad;.

4 — Ey gönül husrevlikten (padişahlıktan) geç; zira Şi­l in in aşkında gam balı; ancak Ferhad’ın gönlü istediği gibi oldu,

5 — Kaşın, gözünden naz öğrendikten som a üstadını öylegeçti ki hiç bir şakird bunu yapamamıştır,

6 — Senin ae3;vi boyunu ve gül yanağını gördükten sonragönlüm bir nefes gül koklamadı, bir dem- şimşada m-eyletmedi.

7 — Selimi, nasıl dünya gamı ile müteessi. olsun ki aşk■ içinde onun gönlünün m ülkü ancak :--enin hicranm la m am ur oldu.

GAZEL

115

Page 117: Ali Nihad Tarlan - Yavuz Sultan Selim Divanı.pdf

]. — Ay yüzlü sevgilim, gönül m ülkünü öyle gizli ve h a b e r ­sizce ele geçirdin ki bu kadar olur. İyj bil ki gönül bu kadar m aharetle kapJİır.

2 — Beni uzaktan uzağa ne zamana kadar zülfün gibi pe­rişan edeceksin? A rtık bana acı, perişanlık bu kadar olur.

3 — Sen güzellikte bugün Süleyman’sm. H attının H ızr’ımucize ile yüzüğe söz söyletmiş (ağız); işte Süleyman- lık bu kadar olur.

4 — Canım, hicranına düşünce visali beklem ekten kurtu l­dum. Hayrette kaldım. İnsan gamdan bu kadar kolay­lıkla nasıl kurtulabilir?

5 — Selimi, dünyaya değil ha ttâ Süleyman’ın tahtına bilegönül verme. Biz sevgilinin diyarında b ir dilenciyiz: ve sultanlık ta bu kadar olur.

GAZEL

- 106 -

116

Page 118: Ali Nihad Tarlan - Yavuz Sultan Selim Divanı.pdf

- 107 -1 — Bir an beni hatırlam adın; hakikaten dostluk bu kadar

olur. Senin aşkının eleminden yüreğim- hun oldu;dil- darlık bu kadar olur.

2 — Gönlümü ona dert ortağı olsun diye zülfüne verdim.Onu yüzlerce gama m^üptelâ ettin. H akikat dert ortağı bu kadar olur.

;3 — Göül m-ülkünü Süleym an gibi fethetl in de kimsenin haberi yok; hilekârlıksa bu kadar olur.

4— Peri gibi yüzünü gösterir göstermez gözden kaybo­luyorsun. Beni gamzenle helak ettin; cefakarlık bu kadar olur.

5 — Selimi, bizim, varlığımız sevgilimizlt' aramıza perde çekiyordu. Tam yerinde bir iş yaptın; ortadan perdeyi kaldırm ak bu kadar olur.

GAZEL

117

Page 119: Ali Nihad Tarlan - Yavuz Sultan Selim Divanı.pdf

1 — Bu ne güzel renktir, bu ne yanaktır, güzellik bu ka­dar olur. Bu ne güzel boy bostur; güzellik bu kadar olur.

2 — Peri gibi geliyorsun; fakat ömür gibi sebepsiz beni bı­rakıp gidiy-oi’sun. Benira iıilekâr sevgilim., vefasızlık, bu kadar olur, insan bir gönül almaya gelmez mi?

3 — Dünyaya rezil-ü rüsva olmamı istiyorsan işte aşkımlaşehirlerde köylerde öyle rüsva oldum ki bu. kadar olur.

4 — Gönül nasıl raksetmeni istiyorsa öyle raksediyorsun..A rtık (bizi mahveden) eda ve cilveleri bırak; kimseyi dinlememek, daima kendi reyi ile hareket etmek bu kadar olur.

5 — Selim-î, senin aşkının hikâyesini sokakta pazarda bilmi-yen kalmadı-, delilikse bu kadar olur.

ns

GAZEL

- 108 -

Page 120: Ali Nihad Tarlan - Yavuz Sultan Selim Divanı.pdf

- 109 -1 — Âşıklığın alâmeti âşıkm kendine > abaucı. olmasıdır.

Feryat etmesi, kendinden geçmesi ve divane olmasıdır.2 — Ey güneş, eğer bir parça akim varsa onun eşiğinin top­

rağından yüzünü ayırmazsın.3 — Senin güzel yüzünü gökteki aya beazetmek, ey peri,

divaneliğin son derecesidir.4 — Senin aşkının yoluna ihlâsla ayak basan kimse, kılıç

karşısında dahi yüz döndürürse m ertlik etmiş olmaz.5 —^Eğer o put kadar güzel sevgili ile bir saat bir evde bu­

lunsam onu bu kadar gördüğüm için sevinçten can ve­ririm .

GAZEL

119

Page 121: Ali Nihad Tarlan - Yavuz Sultan Selim Divanı.pdf

1 — Âşık odur ki gam zehrinin kadehini benim gibi içer.Eteği kau olur ve gönül kanını eteğinden içer.

2 — Âşık odur k i her an gönlü ok tem renleriyle dolu, ya­ralı yaralı yâıun diyarına ah ederelî gider, yahut ora­ya o kadar odun taşır.

3 — O cefakâr sevgilim, o kadar güzelliğin hilelerini bilir ki ayağmı öpmek istediğim zaman gömleğinin eteğini, indirir (ayaklarını saklar);

4 — Ey ecel, artık gel canımı âl; gönül ne zamana kadarkâh cefa, kâh helâ, kâh düşm-an hakareti altında ezil­sin?

5 — Ey (...) e (1) benzeyen ruhum , onun zülfüne gölgesa’lma, hen kimim k i o gül kokulu sünhül benim bârı­mı çeksin.

6 — Selimî, vücudu dert tem renleriyle delik deşik olduğuhalde gam şehidi oldu. Tabutım u böyle zırha bürüyen yiğite aşk olsun.

GAZEL

- 110 -

(1) M etinde: «Benim denize benziyen ruhum» diyorsa da burada bir yanlışlık olacaktır.

120

Page 122: Ali Nihad Tarlan - Yavuz Sultan Selim Divanı.pdf

1 — Tam onun hicranına dayanmak vakti gelince gam benimecalsiz bırakıp öldürüyor. O ay gibi yüzü görünce de derhal heyecan beni öldürüyor.

2 — Onun yüzünü gördüğüm zam-an öyle aşk ile sarhoş olu­yorum ki itidalimi kaybediyorum. Lâkin c zaman da onun itidali beni öldürüyor.

3 — Güvercin o vefasız sevgilimden b ir m ektup getirdi. Eygönül, ne vebalim varm ış ki bir kuş kanadı ile beni öl­dürüyor?

4 — Ondan visal istemiyorum. Hicranına razıyım. Tahay­yülü dahi beni öldüren o ay gibi yüzü nasıl görmeye tahamm-ül ederim?

5 — Son derece «Selim» olan tabiatım ın şevki ile onun aya­ğına başıma koyduğum, zaman utanıyor, kızarıyor; ve işte bu hicabı beni öldürüyor.

GAZEL

- 111 -

121

Page 123: Ali Nihad Tarlan - Yavuz Sultan Selim Divanı.pdf

1 — Beni yalnız o gönlümün rahal ve huzuru olan sevgili­min aşkı, tstırabı öldürmüyor. Benim ıstırabım dan o müteessir oluyor; işte o beni öldürüyor,

2 — Her ne kadar bütün dünya onun bana cevr-ü cefa et­tiğini biliyorsa da bundan korkmuyorum. Beni tanı- m am azlıktan geliyor, tısıl o beni öldürüyor.

3 — Cünun m ülkünde rüsva olduğuma yanmıyorum’. Ağya­rın ta ’nı- ve dostların nasihati beni öldürüyor.

4 — Feryad-ü figandan canım o kadar yaralandı ki. Bun­dan sonra bir feryad etmek istersem dert ve figanım beni öldürür,

5 — Selim, meyhanelerde o kadar divane divane dolaşıyo­rum ki nihayet bir köşede pîr-i m ugan beni öldürecek.

GAZEL

- 112 -

122

Page 124: Ali Nihad Tarlan - Yavuz Sultan Selim Divanı.pdf

... 113 -1 — Beni ne ondan uzak cim-am ne de m ahrum iyet öldü­

rüyor; kendisini nasıl sevdiğimi bilmiyor, o beni öldü­rüyor.

2 — Nasıl o türkün elinde ölmem ki beni her an yüz defa.kâh gözü ile kâh kaşı ile kâh kirpiği ile öldürüyor.

3 — Kaşının âşığı öldürmesi güzel oluyur ama billah benio perişan zülfün ıstırabı öldürüyor !

4 — Hiç bir zaman onun kaşının çatılmasından şikâyet et­mem. Yalnız arasıra o gülen dudap,ının (lâ’linin) tat­lılığı beni öldürüyor.

5 — Ey Selimî, o servi boylunun cefasından korkmuyorum.Fakir âşıkı asıl rakiplerin ta ’nı öldi;rür.

GAZEI.

123

Page 125: Ali Nihad Tarlan - Yavuz Sultan Selim Divanı.pdf

- 114 -1 —'Kanım gözlerim-den onun ayağının toprağına damla-

yorsa sevgiden damlayor, bırakın damlasın.2 — Her zaman beni cefa ile öldürüyor. Kıyamete kadar

kanım o güzelin hançerinden damlayacaktır.3 — Sabah rüzgârı evvelâ bana uğrayor, sonra onun diya­

rına gidiyor. Ve sabah rüzgâr: gül yaprağı üzerine be­nim göz yaşlarımı serpiyor.

4 — Gönlümdeki ateşin göklere yükselen dum anı bir bulutolur ve bütün dert ve belâ o buluttan yağar.

5 —-Gamdan, ayrılık gözyaşlarindan kebap oldum. Gönül­den kanım; ayrı gidiyor, gözüm-den yaşım ayrı akıyor.

6 — Sarı yüzüm üzerinde gözyaşım onun endamını istiyor.Havadan damlayan her katre temizdir,

7 — Ey Selim, sevgilinin parlak (sulu) iki dudağından da­ha ne kadar her lâhza belâ belâ üzerine yağacak?

GAZEL

124

Page 126: Ali Nihad Tarlan - Yavuz Sultan Selim Divanı.pdf

- 115 -' — Biz gittik; gönül o eşikte kaldı. Bu ürkek canım, gö­

nülsüz (âşık) yersiz yurtsuz kaldı.2 — Bütün rakiplerim onun visali ile sevindiler. Allaha

b.;n şükür olsun, sevgilinin aşkının ıstırabı yalnız ben âcize kaldı.

3 — Canandan uzak kalan cana yazık oldu Sevgiliden ha­bersiz kalan gönül, ne âciz gönüldür.

4 — Ne yazık ki yuvasına dönemiyen bu vurulmuş (ok ye­miş) kuştan o üm it gül fidanı haberdar değil.

5 — Farzedelim- ki iç yarasının devası vardır, fakat kem ik­lerime kadar işleyen bu ayrılık yarasına nasıl dayanı­rım?

6 — Belki a.şk belâsından kurtu lurum diye sefere çıktım.Bilâkis aşkım ziyadeleşti. İlâç yine olduğu gibi kaldı.

1 — Dostlar arasında düşmanlarıriin istediği hale düşen Selim.i bir kere sorup soruşturm ayaı. o dosttan feryad!..

GAZEL

125

Page 127: Ali Nihad Tarlan - Yavuz Sultan Selim Divanı.pdf

1 — Gönlümde hal kalm adıktan sonra gönlümün halinikimlere söyliyeyim? Cihanda güzellerin visaline ernt>ek değil visalin kokusunu duymak bana nasip olmadı.

2 — Bir ay gibi güzelin ayrılığı içinde aylar, seneler geçti.Dostlar, ne zamana kadar sabredeyim, öm ürden bir se­ne bile kalmadı.

3 — Onun diyarının köpeğinden utanıyorum . Baştan aşağı ç yandım. S an yüzüm üzerine kırmızı gözyaşı dökmek

ümidi dahi kalmadı,4 — Ey kâfir, bana kılıcınla her an bir hayat bahşet. 'Bu

dudağı susamış âşi'ka saf su da mı kalmadı?5 — Ey Selimâ, yandın, külünü de rüzgâr savurdu. Allaha

şükür olsun ki orada senden bir melal tozu dahi kala­madı.

GAZEL

- 1 1 6 -

126

Page 128: Ali Nihad Tarlan - Yavuz Sultan Selim Divanı.pdf

- 117 -1 — Bırakm ıyorlar ki senin visaline nail olayım. Seni gör­

sem bile bırakm ıyorlar k i iki lâkırdj konuşalım.2 — Gönlümden çıkan dum ana karışıp se nin havanda bu­

lu t olsam yağm ur oltıp tekrar dam lılar halinde yere düşmeye bırakm ıyorlar.

o — Bu fâni (toprak) varlığım dan bir rüzgârlık nefes kal­dı. Korkarım ki senin diyarına esmeğe b.ırakmıj^acak-- 1ar.

4 — Âşıkın eli zaaftan tarak olsa, bırakm azlar ki sevgili­nin sünbülünü bir kere tarasm.

5 — Senin zülfünde bir sihir var ki görebilen insanları tu-zaksız avlayıp bağlıyor, ürkm eğe dala meydan vermi- yor.

6 — Senin ayrılığının denizinde tim sah ancak eceldir. Ora­ya her düşen m uhakkak helâk olur, kurtulamaz.

'7 — Ey zahit, mademki. Selimî’nin sırlarından haberin yok, bu şaraptan sana tattırm asalar daha iyi olur.

GAZEL

127

Page 129: Ali Nihad Tarlan - Yavuz Sultan Selim Divanı.pdf

1 - Söz, fik ir kağıdı üzei’ine yüz tane can j^azsa, o dudak,bir söz ile hepsini kusurlu, kabahatli çıkarır.

2 — Saçını tahayyül etmediğim bir an eğer vat ise Allah oânı benim öm-rümden eksiltsin.

3 — Günüm gamdan o kadar geceye benzedi ki hani göl­gem ben divaneden artık ürküp kaçacak raddeye geldi.

4 — Benim dilimin kılıcının alevi var zannediyorsun. Hal­buki (gökte) levh-u kalemin ayağını kesen benim âhımdır.

5 — Selim,: o göıiül alan dilberin cefası da güzeldir. Sesini çıkarma. Bırak daima cefa ve zulmetsin.

GAZEL

~ 118 -

.128

Page 130: Ali Nihad Tarlan - Yavuz Sultan Selim Divanı.pdf

"119 -î — Okun bazan parçalanmış gönlümde \ erleşii' kalır, ba­

zen da göğsümü delip sırtım dan uçar gider, beni dertli eder.

2 — Senin aşkının beni birçok defalar yakması için isti­yorum ki öldükten sonra evvelâ senin yolunun toprağı, sonra da çalı çırpı olayım.

3 — Senin dergâhına ettiğim secdelerden dolayı alnımdatoplanan tozları yıkayan insafsız, maht^ere kadar benim can düşmanımdır.

4 — Ben öldükten sonra aşktan b ir parça nasibi olan h e r­kes kendine benim m ezar taşımı secd jgâh yapmalıdır.

5 — Bir perinin yüzünden her zam-an divane olurum, ve tek ­rar o, b ir efsun okuyup aklım ı başım a getirir.

6 — Keşke takdir 'beni varlık âleminden hariç bıraksaydı.Ne zamana kadar beni felekler gibi hayran hayran dön­dürüp duracak?

7 — Selimî, eğer onun vurduğu av olup atının terkisineasılmaya lâyık değilse, ne olur, yüzümü terkisine as­tığı av gibi kana boyasa!..

Yavvr/. Se lim D ivan ı ' . 9 1 2 P

GAZEL

Page 131: Ali Nihad Tarlan - Yavuz Sultan Selim Divanı.pdf

1 — Eğer âşık, cananın diyarından gitm ek isterse oradalı ayrıldıktan som* onun meskeni ancak m ezar köşesi ol­m alıdır.

2 — Sevgilinin -diyarından eteğini kan ve toprak ile doldu­ran insan onu halka lâ’l ve güher göstermelidir.

3 — Yar, ya canını ver ya diyarım dan git derse âşık odurki evvelâ canını verm eğe davranır.

4 — Biçare âşık gönlündeki parçalanm ış yeri dikmek içinipliği iğneye geçirirken gönlünün ateşinden ip yankr ve dum an olur.

5 — Gonceyi sabah rüzgârı gebe bırakırsa da buna m uka­bil gümüş ve altın, elde etm ek istediği takdirde hiç bir kâr elde edemez.

g _ E y Selimi, güzellerin ay yüzleri olmazsa güneş m umu nasıl karanlık geceyi aydınlatır? Eğer aydınlatırsa çok şayanı hayret b ir şey olur.

GAZEL

- 120 -

130

Page 132: Ali Nihad Tarlan - Yavuz Sultan Selim Divanı.pdf

1 — K aşların daha ne kadar naz ve siteiB edecek? Allahaşkına onlara söyle ortalığa bu kadai fitne, bu kadar perişanlık salmasınlar,

2 — Ne kadar güzel olur, ben öldürülürüm, ve firak içindeyaşıyanlar kanlı elbisemi türbem e, alemi kanlı perde yo^parlar.

3 — Âşıklar benim- ziyaretime geldikleri zaman m ezarım ıntaşına «vefa» kelimesini yazarlar.

4 — Canım, sevgilim, naz kâfidir artık. Z tm an padişahlarıazarlarlar, cezalandırırlarsa da bazan iûtuf da ederler.

5 — Selim gibi yüzlerce defa ayağımı kesseler âşıklık di­yarından hiç çekilip gider miyim?

GAZEL

» 121 -

1.31

Page 133: Ali Nihad Tarlan - Yavuz Sultan Selim Divanı.pdf

1 — Sarayında senin gibi bir lâle yanaklı sevgili olan, gülve sünbül temaşasına hiç m eyleder mi?

2 — Eğer servi, başına serpuş geçirse senin boyuna, beyazgül de elbise giyse senin yanağına benziyebilir.

3 — Evvelâ dudağından benim m uradım ı ver, sonra e ğ e rbeni cevr-ü, cefa ederek kovarsan reva olur, yoksa olmaz.

4 — Ya zülfünü çözüp dağıtma, zira beni öldürmeğe kasde-diyor; yahut kanım ın bahası (diyet) olmak üzere bana bir buse ver.

5 — B ir an gönlüm senin aşkından hâli değildir. Ben, böyle m üptelâ gönül görmedim.

6 — Eğer sen benim kanımı içiyorsan kimse buna hayretetmez. Sizin gamınızı yiyen (size âşık olan) İdmseye' böyle yapılmalıdrr.

7 — Bu aş>k derdine sabırla çare b u l diyorsun. Aşk günün­de sabır kime nasip olmuş ki bana da olsun?

8 — ElimJzdeki bu m uhabbet yayı ile senin önünde eğeroku hedefe vurursak bu, kazara mı olmuştur?

9 — Selimî’ye ilâç adını anma; zira gözünü ilâca diken a.skhastasına sabır çok iyi gelir.

GAZEL

- 122 -

132

Page 134: Ali Nihad Tarlan - Yavuz Sultan Selim Divanı.pdf

- İİ23 -1 — Aşk ehli indindt; cennet, ancak ay yiizlü b ir hurinin

bulunduğu yerdir.2 — Evinde b ir güzelle beraber o turan insan neden bağ bah­

çeye, gülistana gitm ek istesin?3 — Yar uğuruna hediye edilecek bir kıym eti olmadığı için

her an canımla mücadeledeyim.4 — Canım, gönlünü sevgili yoluna hasretroiyen insanm

canı ve gönlü sevgilininin devrinde dert ile hûn blma- hdır.

5 — M uhabbet ehli her n e 'k a d ar çoksa da Selimî gibi bir'âşık, bir rind nerede vardır?

GAZEL

133

Page 135: Ali Nihad Tarlan - Yavuz Sultan Selim Divanı.pdf

- 124 -1 — Karşım da o güzelden, başka kimsenin bulunduğunu

istemiyorum. Zira sevgili ile başbaşa kalm akta başka bir zevk, b ir halet vardır.

2 — Halvet köşesinde yar benimle beraber oldu m u derhalbize kadehin hizfnetkâr olmasını isterim .

3 — Sevgili şefkatli, şarap şişesi de yanımda arkadaş oldu.mu, bulunduğum uz yer kilise de olsa benim, için cen­netten daha iyidir.

4 — O tatlı pu t (sevgili) halvetten başka biı yerde söz söy­lemiyor. Ey ırmslümanlar, yâr kâfir olduktan sonra b e n .

ne yapa5rrm?5 — Arkadaşlar, eğer meclisten kaçıyorsam beni ayıplama­

yın. Periy i teshir için, halvet lâzımdır.6 — Onunla beraber, bulunduğum zaman istiyorum ki gön­

lüm ün kuşu kebap ve sinem de buhurdanlık olsun.7 — Ej'’ Selimî, yar ile huzur köşesinde bir zaman geçirmek

dünyanın kasrına oturup K ayser’in servetine m alik ol­m aktan daha iyidir.

GAZEL

134

Page 136: Ali Nihad Tarlan - Yavuz Sultan Selim Divanı.pdf

125 -1 — Ne güzeldi o gece ki o peri yüzlü, can gibi sinemde

idi. Ben onun ayağını öpmek istiyordum ama o, ba­şını benim dizime koymuştu,

2 — Ne m übarek saatti o saat ki o ay yüzlü sevgili kolumayaslanmış ve bu şerefle başım, güneşlerden, aylardan daha yüksek m akam lara erişmişti,

3 — Hicrandan ölmüştüm. B ir söz söyledi, dirildim. Galibao hurinin lâ ’l dudağı bana can ilâcı olmuştu.

4 — Saçlarmı ellerimle dağıttığım zaman felek benim bek­çim, parlak ay benim; kölem (hindu) olmuştu.

5 — Onun zülfüne eriştikten sonra ey gönül, niye Selim’den başını çeviriyorsun. Benim bağrım da olduğun için bu kadar saadete eriştin.

GAZEL

135

Page 137: Ali Nihad Tarlan - Yavuz Sultan Selim Divanı.pdf

1 — «Eskisi gibi bizim aşkımızla perişan değiisini) demiş­sin. Dün gece sabaha kadar senin aşkınla ah-ü figaiı eden kimdi?

2 — Beni kapındaki köpeklerden daim a ay n bulunduru­yorsun, Düşün bundan evvel onların dostu, arkadaşı kimdi?

3 — Herkes senin visalinle bahtiyar, güller gibi açılıi'kenbenim gözüm, senin firakınla daima eskisi gibi ağlayıp duruyor.

4 — İnsanlar hepsi akıl ve idrak yolunu tutm uşlar, seninm ecnun âşıkin yine eskisi .gibi serseri b ir mecnun!

5 —• Benim yaram a'i sevgilim, sen hiç Selim-i hatırlamazsın;amma onun gönlünde senin aşkın eskisinden jmz misli ziyadeleşmiştir.

GAZEL

- 1 2 6 -

136

Page 138: Ali Nihad Tarlan - Yavuz Sultan Selim Divanı.pdf

127 »1 — Yar; sarhoş, saîm arak yanım a gelir. Dudağımı dudağı­

na dokundurmadan canımı alır, gider.2 — O nasıl biı belâdır ki eteğine satıldığım zaman naz ede­

rek dişleriyle elimi ısırır kaçar.3 — Aklı başındadır, diye beni o kadar ayıplar, bana o ka­

dar levm eder. Sonra da sarhoşları alaya alır ve gider.4. — Ben ihtizar halinde ayağını öpmek isterim. Bu yaralı,

yanmış gönlüme acımaz, çekilir, gider.5 — E,y Selimi, mademki ben onım zülfünün aşkı ile ıstı­

rap içindeyim. Ne ohır bari zülfünü dağıtsa da Öyle gitse.

GAZEL

137

Page 139: Ali Nihad Tarlan - Yavuz Sultan Selim Divanı.pdf

1 — Onu görmek istiyorum ; ama ne faide! Görmeğe takatim,yok. Bahtım ın günü karanlıktır. Gözüm aydın olmuş ne faide!..

2 — Gözünden bir tatlı bakışı istiyorum ki ânında can ve­reyim. Fakat bana bir göz ucu ile bakmıyor, ne faide!..

3 — Güzellerin sevgisinde göğsünü yaralam ak sabırsızlığadelâlet eder. Gönlün yanmalıdır, yoksa gömleğini par­çalamışsın ne çıkar?

4 — Ne zamana kadar benden vefa görüyorsun diye cefanıartıracalîsın? Ey güzeUer şahı, iyilik et, fenalıktan ne çıkar?

5 — Önümde yüz binlerce gül açılıp serpilse ne çıkar; ma­demki gözümün önünde o güm üşler gibi beyaz tenli, servi boylu sevgilim yoktur...

6 — Ayağındaki dikenleri kirpiklerim le çıkarm.ak istiyo­rum , yoksa onun köpeğinin ayağına; yüz sürm ekten ne faide elde edilir?

7 — Ey Selim, bizi aşk böyle perişan, sergerdan dolaştırıpduruyor. Yoksa rüzgâr gibi böyle dünyayı gezip dolaş­m aktan ne çıkar?..

GAZEL

- 128 -

138

Page 140: Ali Nihad Tarlan - Yavuz Sultan Selim Divanı.pdf

- 129 -1 — E y 'güzel,'sen cefam her an biraz daha artırdıkça ben

ciğeri yanmış âşıkiıi da sevgi ve vefası o kadar artıyor.2 — Ay yüzlü sevgilim, ben biçarenin canına her gün bir

belâ daha fazla gelsin diye gül yanağının üzerinde ta ­ze hattın belirdi.

3 — Gönlüme reva gördüğü zulüm, ziyadeleşsin diye Yarab­bi gönlümdeki gam ve derdi ziyade eyle.

4 — Zühd-ü takva ziyadeleştikçe küstahlık ve riya artardiye ben, yolunu kaybetm iş yüzsüz zahidler yoluna git­m iyorum.

5 — Ey Selimi, aşk yolunda gam. ve dert iste. Zevk ve safa-ya m ukarin olan aşk hiç b ir zaman artmaz.

GAZEL

139

Page 141: Ali Nihad Tarlan - Yavuz Sultan Selim Divanı.pdf

- 130 -1 — Benim ay yüzlü güzelim gece evine döneceği zaman

beni beraber götürmediği için canım onunla gidiyor.2 — O gidip te ben ona refakat edemediğim zaman gönlü­

m ün kanı göz yaşı olup onun arkasından akiyor, gidi­yor.

3 — Başım, onun eşiğinin toprağı olduğu zarnan ne kadarbahtiyar olacağım. Belki bu suretle onun köpeğinin ayağını öpebilmek m üm kün olur.

4 — Dosta gönül sırlarını açmak her ne kadar edebe m u­haliftir. Lâkin efsane olup insanların diline düşm-ekten daha iyidir.

5 — Beni öldürm ek için kılıcını çekse, ne olur. Bir an 3Hİ-zünü igörmek için bu ne güzel b ir bahanedir.

6 — Ey periye benziyen sevgilim, bu çeşnili güzellik sendevarken niçin kimse senin aşknıdan Mecnun gibi avare olmuyor?

7 — Gerçi Selim’in cisminden bir kem ikten başka b ir şeykalmadı. Ne devlet o da senin okuna hedel; olsa.

GAZEL

HO

Page 142: Ali Nihad Tarlan - Yavuz Sultan Selim Divanı.pdf

- 131 .1 — Dudağından ayrı kaldığım zamanlar nerede konakla-

yam kanlı göz yaşları döküyoruıt!-. Topraktan lâ ’l cev­heri bu yüzden çıkıyor.

2 — Ey ömrüm, senin aşkınla can veriyorum. Baş ucumagel, gelmezsen işim çok güçleşecektir.

3 — Pervane benim gibi senin didarmm mumuna' âşık(Mecnun) değildir. Onun için o m umun dum anı onun canının boynuna zincir olup sarılıyor.

4 — Bu âşıkların m uradı üzerine devretmiyen felekten inenher belâ, m uhakkak hicran gecesi benim gönlümde ko­naklar.

5 — Seli'mî’ye daha ne kadar benden vazgeç deyip duracak­sın? Senden kim. vazgeçebilir ki!..

GAZEL

141

Page 143: Ali Nihad Tarlan - Yavuz Sultan Selim Divanı.pdf

- 132 -1 — Ah bu yüzlerce gamla insanı kahreden bakış ne ba­

kıştır! Bu ne nazdır, ne zalim bir lûtuftm-.2 — Bazan benimle cenk edersin, bazan ağyar ile sulh eder­

sin. Bu kerem lerle dolu cevr-ü cefa daha ne kadar sü­recek?

3 — Ne yazık ki bir m eş’aleye benzeyen yüzün, üzerindebeliren siyah 'hattınla elemli b ir esirin ahınm bayrağına benziyor.

4 — Ey güzel, senin hicranınla ne ölüyüm, ne diriyim; böy­le yokluğa bürünm üş varlıktan dad bir feryad iki!..

5 — Selimi gibi yüz yol (kere) ona m ektup yazdım. Yazı­lı beyaz kâğıda beiıziyen kalbine bir toz bile yazmadı. (Hiç benim feryatlarımdan, m üteessir o lm adı).

GAZEL

142

Page 144: Ali Nihad Tarlan - Yavuz Sultan Selim Divanı.pdf

- 133 -1 — Allah, uyanık gönüle senin sevginin sırrını ihsan et­

tikten sonra o gönüle nasıl b ir başka sevgi yol bulabilir?2 — Ben iki dünya oyun tahtasında (şatranç) ancak senin

■güzel yüzünü (ruh) (1) istiyorutn. Zira sana âşık olan, (senin aşkınla oynayan) onu (ruhi) şaha bile değişmez.

3 — Yolunu kaybeden insanı yol gösterenin verdiği haberne kadar sevindirirse senin okun da gönlürTtü öyle- bir. .haberle sevindii’di.

4 —-Eğer ay sana m uhabbet ve şefkatinden dolayı (güneşi ile) yârın menzilini haber verse dahi ona itimat e t­me; zira o bil haberi herkese yayar.

5 — Ey gönül, başkasından yandım, dostluk umma; düş­m andan da korkma. Devlet ve saltanat ancak Allahın verdiğidir.

6 — Tac-ü tah ttan sakın baht ve saadet arama. Zira m anâpadişahı, Yusuf'a Mısır saltanatını kuyunun dibinden verdi.

7 — Ey canım, eğer sana Selimî gibi yüz tane devlet ve sal­tanat dahi verilse cihana bağlamp dosttan uzak olm.’a.

(1 ) = R u h .

GAZEL

143

Page 145: Ali Nihad Tarlan - Yavuz Sultan Selim Divanı.pdf

- 134 -1 — o insafsız sevgili, âşıklarına dad etmez. Onlar canla­

rını vermedikçe gönüllerinin m uradını \'ennez.2 — Sevgilinin yanağı güzellik gülistanıdır. Fakat Cenabı

Hak o renk ve kokuyu her bahçeye vermez,3 — Acı, âzâr o tatlı dudağa ne kadar yaraşır. Fakat m üş-

kili bu ki kolay kolay azarlamaz.4 — Âşık, aşk derdini dertnana değişmez. Onun için ey ta ­

bip bundan sonra beni tedaviye uğraşma.5 — Sarhoş olan bir rind billâh meyhanenin toprak kadehi

ile taşını Süleyman’ın tac ve tahtına değişmez.6 — Sevgilinin visal eteğine erişmek devleti için Allahın

yardım ı lâzımdır; bu devlete insan kendi kendine nail olamaz.

7 — Selimî, Öyle irfan sahibidir ki rindlik ve âşıklık âle­mini Hakanın m ülküne değişmez.

GAZEL

144

Page 146: Ali Nihad Tarlan - Yavuz Sultan Selim Divanı.pdf

- 135 -1 — Can boynuna sevgilinin saçları ne güzel zünnar olur.

Gönül o kirpiklerin aşkı ile yaralansa ne güzel olur!..2 — Vücut, hicran askerinin' hücum u ile her viran oldukça

sevgilmin aşkı te’krar onu im ar etse ne güzel olur!..3 — Yar b ir buse vei’eceğiıii vadetse de âşık iki üç buse

aldıktan sonra bunları inkâr etse ne kadar güzel olur!..4 — Gariplerin cefa çekmesi eskidenberi b ir usul, b ir âdet­

tir. Sevgili de vefadarlığı kendine âdet edinse ne güzel olur.

5 — Sevgili, âşıkın îeryad-ü zarındaıı usanıp gazaba geldiğizaman biçare âşıkın dile,gelm esi ne güzel olur!..

6 — Biliyorum ki onun dudağından b ir buse almak banamüyesser değildir. Fakat ne iyi olur, arasıra sana buse vereceğim dese!..

7 — Yârım, zahmet e6 ip bana doğru gelse de onun bu ge­lişine (kudumuna) hediye olarak canımı versem ne kadar güzel olur!..

Y a v u z Se l im D i v a n ı : 10

GAZEL

Page 147: Ali Nihad Tarlan - Yavuz Sultan Selim Divanı.pdf

- 136 -1 .—. o gül endamlı servi^ çadm m m önünde görününce ca­

nım kapıya çıkıp onu karşılasm diye can perdesini par­ça parça ederim.

2 — H er aıı öm ür gibi gidip b ir an ba§ ucum a gelmiyor.Böyle ömür bitip tükenae daha iyidir.

3 — Hicran gecesinden artık öldüm Yarabbi! Bir sebep halket te üm idimin yıldızı gerei bürcünden doğsun.

4 — Kendimi bilmiyorum; ah ettiğim için beni ayıplama. Bağrımdan yükselen bu ah kendine m alik olmıyan gö­nülden geliyor.

5 — Selimi; aşksız eğer cihan m ülküne zerre kadar kıy;met verirse, .senin aşkının ıstırabından m ahrum olsun.

GAZEL

146 ■

Page 148: Ali Nihad Tarlan - Yavuz Sultan Selim Divanı.pdf

- 137 -1 — Kimsem yok ki ayrılık gecesinde baş ucuma gelip be­

ni arayıp sorsun, teselli etsin. H er an başıma ayrı bir d(3r t ve belâ geliyor.

2 — O gönül aydınlatan ayın yüzünü görmediğim sabah,kanlı gözyaşımın kızıllığı içinde gönlümün alevi güneş gibi doğar.

3 — Gam beni öldürdü; lâkin ansızın sevgilinin sevinç ha­beri gelse ebedî hayata nail olurum.

4 — İstiyorum ki o güzel benim halimi sormaya gelsin. F a­kat ben yanmış biçarenin kapısından ancak dert içeri giriyor.

5 — Ne zamana kadar bu yaralı vücudumla, ten azabını çekeceğim? Keşke bu yaralı tenimden can çıkıp gitse.

6 — Gamı gidermeğe çalıştıkça m ahzun ve yaralı gönlümedaha fazla gam hücum edij^or.

7 — Ey Selim, sevgilin kederlidir. Keşke melâmet taşı üze­rinde yatan başım yüzlerce derde uğrayıp bundan da­ha beter muztarip olsa!..

GAZEL

147

Page 149: Ali Nihad Tarlan - Yavuz Sultan Selim Divanı.pdf

- 138 -.1 — Ne güzel andır o an M sevgilim hiddetle dönüp geîir.

Evvelâ peri gibi kendini gizler sonra geüp kendini gösterir,

2 — Vurulm uş ta canı dudağına gelmiş b ir av gibi yolunadüşmüşüm. Avdan ne zaman dönecek diye bekliyorum.

3 — A yrılıktan öldüğüm zaman sevgilim mezarımın başınagelirse tekrar dirilirim.

4 — Ey bülbül, sonbahar geldi. A rtık feryad etme. Bu gi­den gül, ancak baharda avdet eder.

5 — A yrılıktan Selim’in yüreği kan oldu. Ona visal m üjde­sini ver. Belki gönlü tekrar sükıjn ve huzura kavuşur.

GAZEL

148

Page 150: Ali Nihad Tarlan - Yavuz Sultan Selim Divanı.pdf

- 139 -1 — o peri, karşıma geldiği zamajı kendim i kaybediyor,

.biraz tegafül edince de kendime geliyorum,2 — Onun zülfü ay (yanağı) üzerinde nasıl bir akrepdir ki

her telinin ucundan canım-a yüz b in iğne batıyor.3 — Aşkın huzurunda küfr ile im an m üsavi olduğuna göre

bir kimse hangi dinden olmalıdır ki senin aşkının mez­hebine gîi’sin?

4 — D ertli gönlümden çok memnunum. Zira aşk yolundadertli gönüle daha ziyade belâ ve gam gelir.

5 — Selim’e acı da rakibin tarafına bakma. Zira Selim se­nin kapma yaralı gönlünden kanlar akarak geliyor.

GAZEL

149

Page 151: Ali Nihad Tarlan - Yavuz Sultan Selim Divanı.pdf

- 140 -1 — Gam beni.m ahvetti. Bir halimi sorunuz. Dostlar, dsot-

luk zamanıdır; ne haldeyim bir sorunuz 12 — Ey rakipler, sevgilimden ayrı kimsesizlikten ölüyo­

rum. Sorunuz, acaba dünyada bana benze': bir tane da­ha var m ıdır?

3 — Mademki günahkârlar onun aşkmm ateşinde yanıyor­lar. Ben de günahkârım.; benim de âmâlimi bir soru­nuz.

4 — K aybolan camım onun dudağmdan sordum. Hattı baş kaldırıp: «Onun halini benim üzerimdeki benden (hâl)

. sorunuz», dedi. '5 — Dsotlarmı, onun didarm dan uzak kalan Selim’in halini

gördünüz. Şimdi yârm halini de benim halimden so­runur. (Yârto nasıVgüzel olduğunu benim halime bakın da anlayın).

GAZEL

150

Page 152: Ali Nihad Tarlan - Yavuz Sultan Selim Divanı.pdf

- 141 -1 — Ey nar çiçeğine benzeyen yüzü ile halkm canına ateş

salan diltıer, senin ayrılığından âşıMa-rın, ciğerlerini pa­ralıyorlar.

2 — Ey aya benziyen vefasız (bedir) güzel, her ne kadargözlerin vefa sahiplerine yar olmayorsa da sen bari âşıkına arasira sevgi göster,

3 — Gözün hilekâr gamze sihiri ile büyüledikçe hiç . âşıkla­rın o yakut renkli lâ’lden (dudaktan) gönül m uradm a nail olabilirler mi?

4 — Dudağındaki ben o gece renkli kâkülünden renk çalı­yor, Sarlıoş gözüne söyle, uyumasın; senin güzelliğine bekçilik etsin,

5 — Ey merhametsiz kâfir, Selirnî’ye hiç acımıyorsun. Aş­kının ıstırabı içinde bu âciz biçare ne zamana kadar yana yana ağlasm?

GAZEL

151

Page 153: Ali Nihad Tarlan - Yavuz Sultan Selim Divanı.pdf

- 142 .1 — Güzel yüzü ile gülle]’i, gülistanları hasetten ağlatan o

sevgili, ne zamana kadar anber kokulu saçlarının aşkı ile canımı yakacak?,

2 — Şuh gözlerinin beni pençelediği (cenk) yetişmiyormuşgibi şimdi de alnı üzerine kâkülünü tel tül (târ) dağıttı.

3 — O servi boylu güzelixı yanağı şaraptan gül gibi renkrenk olmuş. Benimse can ve gölnüm hasret ve ıstırap­tan diken diken!..

4 — Dudağı, can bağışlayor. İçinde denk denk güzellik gül­beşekeri var. H attı güzelliğin ne kadar incelikleri v a r­sa hepsini kendinde toplamış.

5 — Ey m utrip, bu gece bezmimizde çenki elinden bırakma.Ey Selimî, sen de şarap iç ve gözünü sevgiliden ay ır­ma!

GAZEL

152

Page 154: Ali Nihad Tarlan - Yavuz Sultan Selim Divanı.pdf

- 143 -1 — Gâh halkm ta’n-ü teşnii, gâh belâ, gâh yârın cefası..'.

Ben bu yaşayıştan, bu hâdiselerden bıktım, usandım artık!

2 — Ne canım, ne gönlüm, ne sevgilim, ne sabrım, ne kara-ram var. Kimse benim gibi adem diyarında helâk olup kalmasın.

3 — Ne acaip hayat geçiriyorum; Aşk belâsı yüzünden has­ret bezminde şarap içiyorum, visali intizar içinde ele geçiriyorum.

4 — Kanlar saçan gözümle hicranm yolunda toprak oldu­ğum zaman m.ezaruTun üzerüade dert ve gam otu biter.

5 — Ne visale sabredebiliyorum- ne firaka tahamm-ül. Ben yaralı biçare, hayretler içinde kaldım.

6 — Ey şuh, senin a.skınin ıstırabından gayrı bir dostumkalmadı. O bile bu ânımda bana b ir uğramıyor.

7 — Onun kaşları çatıldı diye ne şikâyet ediyorsun. Selim,m ademki bizi öldüren o m ahm ur gözün güzelliğidir.

GAZEL

153

Page 155: Ali Nihad Tarlan - Yavuz Sultan Selim Divanı.pdf

- 144 -1 — Benim gibi âlemde kimse yârm dan ayrı/ kalmasın.

Çünkü ben kendimden ayrı, sevgilimden aja’i belâ çe­kiyorum.

2 — Ben onun okundan (aşkmdan) nasıl vefa beklerim?Gönlüm, yârm vefasından öyle ümidini kesmiş ki...

3 — Y ardan ne zaman b ir «merhaba)) ya nail olurum diyedaima kendikendime aşk m erhabası ediyorum (aşkın, sana huzur ve rahat getirsin temennisini ediyorum).

4 — Arasıra sevgilime feryad-ü figan edeyim, A llah aşkmadiye yalvarayım ; bu, bana kâfi bir devlettir.

5 — Selim bari öleyim de sevgilinin kapısındaki köpek be­nim yüzüm den töhm et altında kalmasın. Daha ne ka­dar sevgiliden bu maceranın sözünü dinleyip duraca­ğım?

GAZEL

154

Page 156: Ali Nihad Tarlan - Yavuz Sultan Selim Divanı.pdf

145 -1 — Senin m ahallenin köpeği , her gece her gün bana bir

parça daha yabancı oluyor. Bu sebepten ben divane, her an daha ziyade çıldırıyorum.

2 — Bugün ben ve gönlüm gibi belâya karşı nı-erdane da­yanan kimse yoktur. O gama karşı kahram an ben ise ondan daha kahramanım.

3 — Yar eşiğinden uzak öyle hicran yaşları döküyorum kigöz yaşlarım dan duvar, dam ve ev sırsıklam oluyor.

4 — Kaşın, nasıl her an başıma daha fazla fitne yağdırı-yorsa gözün de öylece benim kanım ı dökmek için her an daha fazla sarhoş olsun.

5 — Pervane her ne kadar senin didarının şûlesinde Selimagibi kendini yaktı ise de hâlâ kanadı hasret göz j'aşı ile ıslaktır.

GAZEL

155

Page 157: Ali Nihad Tarlan - Yavuz Sultan Selim Divanı.pdf

- 146 -1 '— Yazık, ömrüm sona erdi, hâlâ bu hicran gecesi sona

ermedi. Bu sonsuz gam-ü m ihnet canımdan bir an ay­rılmadı;

2 — Her ne; kadar bu parçalanmış gönlüm, cehennem ate­şinin kıvılcım laıı ha'line geldi ise de, ey ölüm, bir m üd­det daha dur, gitme; zira henüz canım'in kârı tam am ol­madı.

3 — O kem an kaşlının tem reni candan eksildi. Ruhum, ona derman edilinceye kadar benim ıstırabım ı teSkin e t­medi.

4 — O peri gizlendi ve âşıkların feryadı ziyadeleşti. G ülperde arkasına çekildi; hâlâ bülbüller îeryad edip du­ruyor.

5 — Onun gözünden öyle utanıyorum ki nihayet kendimiöldürm ek istedim. O zaman bana dedi ki: «Sineni ge-

■tir, bizim okumuz daha tükenmedi...))6 — Selim, onun yoluna gözlerimden o kadar lâ’l serptim .

hâlâ da eteğimdeki inci Ae yakut bitmedi.

GAZEL

156

Page 158: Ali Nihad Tarlan - Yavuz Sultan Selim Divanı.pdf

147 -1 — Bu gece onun diyarında vefakâr âşıkların feryadı sona

erdi. ıBen hâlâ «Yarabbi nihayet onun yüzünü görebi­lecek miyim?» diye idert içinde yanıyorum.

2 — Eğer gözümün nihayet ona bakacağını bilsem haset­ten evvelâ ağlar, ağlar, onu kör ederim.

3 — Eğer kemiğim cefa taşından daha yum uşak ise ne saa­det! Hiç olm-azsa onun diyannın bir topıağı olacağımı üm it edebilirim.

4 — H er ne kadar zülfünün kokusu âşıkların canını sardı.(Kaptı götürdü) Fakat sonunda onun kokusu ile gön­lü diri olan âşık ne bahtiyardır!

5 — Ey gijneş, ne zamana kadar onun ay gibi cemali ilebahse girişeceksin? Söz dinle, zira nihayet onun güzel­liği karşısında utanıp kızarırsın.

6 — E}' gönül, ne zamana kadar Selimî’nin canından şikâ-vet edip duracaksın? Böyle yapma, hiç olm-azsa bir gün onun bağrında oturdun. (Aranjzda hak, hukuk vardır)

GAZEL

157

Page 159: Ali Nihad Tarlan - Yavuz Sultan Selim Divanı.pdf

- 148 -1 — Gönül nasıl onun örülm üş saçlarına bakabilir? Zira

nazar, onun yüzünden utanır.2 — Aşkının ıstırabı gönlüme emanet edilmiş ya, bu, bana

kâfi. E şer onun tarafına bakarsam bu emanete hıyanet etm-iş olurum.

3 — Bir başkası onun kapısındaki köpeğe baksa dertli gön­lüm hasetten yanrp kebap olur.

4 — Onun kininin yayında yüzlerce gamze oku vardır. Onungözüne, kasına kim bakm aya cesaret eder?

5 — Selim’in gönlü asla belâdan kurtulm asın. Zira belâ için­de gözleri kör oldu.

GAZEL

158

Page 160: Ali Nihad Tarlan - Yavuz Sultan Selim Divanı.pdf

- 149 -1 — Parçakuıtnış gönlüme ciğerim yanıyor. Daha ne kadai'

yansın. Senin diclarının hasretinden ciğerim bir anda hun oldu.

2 — Hicranın zulmü ile ciğerim öyle yaralandı ki, hasta vebiçare gönlümden care, derm an istiyor.

3 — Bu kuru vücudunla senin köpeğini nasıl misafir ede­yim? Göz yaşlarım ın seli içinde ciğerim bu gam evin­den aktı gitti.

4 — Ciğer, senin katı yüreğin gibi mermerden dahi olsagönül derdine nasıl taham m ül eder, hayretteyim!

D — Gönül bir ateş, bu zayıf tenim de çörçöp! Ciğer zalim güzellerin aşkma yanıp kebap oldu.

6 — Ey Selimi, o ay yüzlü güzele nasıl bakabilirim ; zira baktığım zam-an ciğerim yüreğinden yanar.

GAZEL

159

Page 161: Ali Nihad Tarlan - Yavuz Sultan Selim Divanı.pdf

- 150 -1 — Yine kâfir gözün imanı yağma etti; yine înüslümanla-

rm dinine fitne saldı.2 — Beni visali ile diriltince onda mahvoldum. Ve «benim

bu hayran âşıkım artık öldüv diye yine kendini gizle­di gitti.

3 — Onun kahır kılıcı yara ve dert dolu gönlümü j^ardı.Bir kere daha gam gülzarm m goncası sevindi ve gül­dü.

4 — Gam- şerbetini içen aşk ehli böyle dirildikten sonra a r­tık onun gamına m-üptelâ olmayan bir tek can diri ka­lırsa kâfirim.

5 — O tatlı dudak benim yüzüm den hem acı oldu, hem deincindi. Fakat ey güzeller şahı, âşıkmı acı sözlerle azar­laman da ayrı b ir lûtuftur.

6 — Beni kahrettin; fakat yüzünü göster de kolay can ve­reyim. İstiyorum ki bu müşkil işi yine sen kolaylaş­tırasın.

7 — D ert sakisinin elinden her şarap içen can veriyor. Ya­rabbi! Bu şerbetin kıym^etini artık bu kadar ucuzlatma.

8 — Ey felek, meydandan çekil, yıldızlardan uzak bir yere,CTit. Bu gece yine âhım la bu meydanı yakacağım.

9 — Mecnun gibi âşıklar çoktur amma devran bir tane da­ha Selim gibi b ir âşık yetiştirirse hayrete şaj'an bir şey yapmış olur

GAZEL

160

Page 162: Ali Nihad Tarlan - Yavuz Sultan Selim Divanı.pdf

- 151 »1 — Senin yüzünün her nefeste ay n bir güzelliği vardır.

H er lâhza ayn bir parıltısı, başka b ir hali vardır.2 — Yaralı gönlüme senden gelen her gamze oku, m ahzun

gönlüme başka bir lezzet veriyor.3 — Ey ebedî Tanrının sanat eseri, senin cemalinin aynası

bana her nefeste bir başka şekil gösteriyor.4 — Bize âlemin zevk ve safası gam ve derttir. Sana düş­

kün olanların başka bir zevk ve safaları vardır.5 — Ben jî-ârm kölesiyim. Beni köpeğim dîye çağın^ror,

Selim, bu da bana ayn b ir devlettir.

GAZEL

Y a v u z Se l im D ivanı- 11 161

Page 163: Ali Nihad Tarlan - Yavuz Sultan Selim Divanı.pdf

- 152 .1 — Ey gönül ehline aşkı her au a y n bix oağ olan sevgili,

canın her dam arı senin okunun tem renine ayrı bir bağ üe sarılm ıştır,

2 — Her teli üzerinde a y n bir âkil düşünse yine uzun ge­celer senin saçlarını tavsife kâfi gelmez.

3 — Dudağının altında hor zaman candan daha güzel yüz­lerce ta tlı nükte ve her nükte ile beraber bir tatlı gü­lüş vardır.

4 — Ey canım, seni öldröreceğina diye bir yeinuı ettin. A l­lah aşkına b ir yemin daha et te gönlüm inansın.

5 — Dudağını andıkça, gözümün önünde sensiz bir başkagülbeşeker görmesin diye, gözlerim kanla doluyor.

6 — Sen âlemin güneşisin. Eğer felekte bir parça gayret.haysiyet olsaydı yüzünün karşısında güneşe benziyen başka b ir şey vücuda getii’irdi (parlatırdı).

7 — Ey Selimi gözünün yan bakışı seni rezil-ü rüsva etti.Kalk bir m üddet fitneden uzaklaşalım, kaçaliîn.

GAZEL

162

Page 164: Ali Nihad Tarlan - Yavuz Sultan Selim Divanı.pdf

- 153 -1 — Ey gözüm, ağlama, o ay gibi yüze bak. Ey gönül, öldü­

rülm ekten kaçma da l?;ai’a gözlere bir bak.2 — Onun çenesi ve zülfü seni m üteessir etmesin, bak boy­

nuna ip bağlatnış, ayagı b ir kuyunun başmda. (zülüf, ip; kuyu da çene).

3 — Ay yüzlü sevgilim, visal bezminde âşiknıdan gafil ol-m-a. Eğer nazar değmesin diye korkarsan arasıra ona bak.

4 — Gönül, senin hattm dan yüz çevirdi, sonra da yoluna ba-şmı feda etti. O kara yüzlülüğe bak, bu özür dilemeye bak!

5 — Bak, o, sarhoş, külahım yana eğmiş gidiyor, biçare Se­limi ise kapismdaki köpeğin ayağma düşmüş, ağlayıp .feryad ediyor.

GAZEL

163

Page 165: Ali Nihad Tarlan - Yavuz Sultan Selim Divanı.pdf

- 154 -1 — o ay yüzlü güzeli görmek için her an başka bir hile­

ye baş vuruyorum . Ansızın görünce de, ikinci de­fa görmej’-e hasret, çekiyorum.

2 — Yüz tane gözüm olsa geceleyin gözyaşlanm onu körediyor. Ben her gün nereden bir görür göz tedarik edejdm?

3 — Nerede bir dakika konaklasam benim ıstırabım halkıağlatıyor. Onun için her gece bir başka külhan köşe­sinde yatıyorum .

4 — Benden yeryüzü, âhımdan da felek bıktı, usandı (da­raldı) , Şimdi artık dar bir mezar köşesinden başka ba­na mesken kalmadı.

5 — Eğer vüoudum'da her tüyüm bir başka iğne olsa ted­bir ipliği gönlümün yarasım dikemez.

6 — Her an bir başka gümüş tenli dilberi vasfettiğim içingönlüm- m uztarip oluyor. Ben de onu bir ay yüzlü gü­zeli anarak teselli ediyorum.

7 — Selimi onun lâ’l dudağından gönül m uradını alıncayakadar öldüm, bittim . Keşke her ânım böylece b ir baş­ka ölümle geçse!

GAZET^

164

Page 166: Ali Nihad Tarlan - Yavuz Sultan Selim Divanı.pdf

- 155 -1 — Gönül o ay yüzlü dilberin gidişinde öm rün geçtiğini

gördükten sonra artık yaşam ak ihtiyarının kendi elin­de olmadığını anladı,

2 — Ey yanağa, gönül bağı ve öm ür nevba'barı olan 'dilber,ne zamana kadar ayrılığın benim, canımı parça parça edecek? (H arhar).

3 — Aya benzeyen yüzünün üzerinde zülfün dağılmasın,Devr-i kamer gelmiştir (Devr-i kamer, yuvarlak aya benziyen yüz de;mektir. Bir de h e r yıldızın bin sene süren bir hâkim iyet devri vardır. Âdem Peygam ber­den itibaren de Devr-i kam er başlamıştır. Yedi seyya­renin sonuncusunun devridir). Öm rü tarm ar etme.

4 — Aşkının ıstırabm ı gençlikte çekm ek isterim. Sonra öm­rüm ü ihtiyarlık âleminde hesap ederim.

5 — Ey Selim, bu gece sevgilinin visalini ganimet say. Ziraömür eyyamı pek çabük geçiyor.

GAZEL

165

Page 167: Ali Nihad Tarlan - Yavuz Sultan Selim Divanı.pdf

- 156 -1 — Hei’kes, bir başka zevk bir başka seyir düşünür. Be­

nim gönlümde yainız o gümüş sineli sevgilinin yüzünü nasıl görebilirim arzu ve düşüncesi var,

2 — Nerede bir seyran varsa belki oraya gelir ve yanılırda bana bir kere bakar ümidiyle kendimi oraya ata- nm .

3 — Eğer arzusu gözyaşımm güm üşü ve sararm ış güzüm ünaltını ise ona canım feda olsun; altın ve güm üş nedir ki!..,

4 — Onu görmeye taham m ül edemediğim halde bakıyorumki âleme rüsva olayım ve b ir m üddet onun bulundu­ğu şehirden çıkıp izimi kaybedeyim.

5 — Selimî, aşk yolunda vasi yoiktur; fakat sevgili seningönlünün nasıl b ir aşk ıstırabı içinde inlediğini bilse fena m ı olur?

GAZEL

166

Page 168: Ali Nihad Tarlan - Yavuz Sultan Selim Divanı.pdf

" 157 -.1 — Ey güzelliği ile ay lan kıskandıran güzel, senin güneşe

benzeyen güzel yüzün için her gece sabaha kadar yıl- dızlarm gözü seğiriyor.

2 — Ey huri, sana nasıl doya doya bakabilirim k i o karan­lık geceye benzeyen siyah saçların gözlerimi görmekten menediyor.

3 — Yanağındaki ben görünmezse bu hayret edilecek birşey değildir. Ay ve güneş aydınlığında yıldız görünürmü?

4 — Ey peri, ben mecnvıııdan senin ne halde bulunduğunusorma. Z ira safor-u kararı elinden gitmiş ben bîçarenin kendinden dahi haberi yoktur.

5 — Selimî günde yüz defa canım veriyor; fakat senin vi­salinin kokusu onu ertesi gün diriltiyor.

GAZEL

107

Page 169: Ali Nihad Tarlan - Yavuz Sultan Selim Divanı.pdf

- 158 -1 — Senin diyarına başım ın üzerinde jm rüyerek geldiğim

zaman anlayacaksın ki ben başını ortaya koyan biv âşıkım.

2 — Senin yüzünün aynasına temiz yürekle bakmasını bi­len her rinde Allah ganî gani rahm et eylesin.

3 — Bir kere baş ucuma geldin. Bir kere daha lütfedip ge­lirsen işim tam amdır.

4 — Senin aşkının ıstırabı canımızın yoldaşı olduktan son­ra yine ıstırabının aşkı ile beraber tekrar bu şehirden çıkar gideriz.

5 — Aşk yolunda Selimi .gibi itip batan, narr.-u nişanımahvolan kimseden hiçbir âkil bir haber getirmedi.

CtAZEL

168

Page 170: Ali Nihad Tarlan - Yavuz Sultan Selim Divanı.pdf

- 159 -1 — o sevgili bir zahmel: edip bana gelse cammı onun yo­

luna harcar, bu ayrılıktan kurtulurum .2 — Mademki adem m ülkünde gam, keder yoktur. Gel ey

gönül, biz yine adem m ülküne dönelim. En iyisi budur.3 — Güneş ve ay m eşalesini yakan bu ahım, yine sineden

bayrağını açarsa bu sefer iki cihanı yakar.4 — Ey güzel, ayrılığın beni cevr-ü zulm.- ile yaktı. Gel bu

sefer de beni cevr-ü: sitemden kurtar.5 — Gönül ve cana vurduğun oka bir başka m üşteri yoksa

gönül ve göz onu tek rar satın almağa hazırdır.6 — Ey kerem sahibi padişah, Selimi gibi senin aşkının kö­

lesi olmaktan başka ne günah işledim?

GAZEL

169

Page 171: Ali Nihad Tarlan - Yavuz Sultan Selim Divanı.pdf

1 — Ey ham uru güzellik ile yuğruim uş, baştan başa naz veişve olan sevgili, yanağın dünyaya (de\T:an) bir âfet ve yüksek boyun da nazdır.

2 — Senin gözün daima âd'em öldürür ye insanı dinden.imandan çıkarn'. Siyah saçlannin işi de istiğna arzusu ile naz etmektir.

3 — Ay yüzlü sevgilim-, ne zaman kaşına baksam onda yaişvekârlık, ya; çapkınlık, yahut naz görürüm .

4 — Senin m ahm ur nerkisin (gözün) her ne kadar benisevdiği için bana naz ediyorsa da ııiha5’’et b ir gün beni öldürecektir.

5 — H er gün senden gönlümüzü öldürmeni istij^oruz. Fa­kat senin işin, bugün tegafül, yarın da naz olacaktır.

6 — H attının reyhanında biraz vefa kokusu vardır ammabenlerinde nazdan başka b ir şey görülmüyor.

7 — Ey Selimi, onun aşkının ıstırabına alış, nazını çek: zi­ra naz o güzel sevgiliyi biraz daha süsleyor.

GAZEL

- 160 -

170

Page 172: Ali Nihad Tarlan - Yavuz Sultan Selim Divanı.pdf

1 — o kadar nazlısın ki âşıklarına b ir dönüp bakm i5'orsunbile! Fakat sen naz et, çünkü bizde niyazdan başka bir şey yok ki!..

2 — Senin aşkında o kadar sabr-u kararım ı kaybettim kiseni hatırladıkça ağlıyorum.

3 — Hayalinin padişahına o kadar m innettarım ki., ben di­vane, ile mahrem, sırdaş bir o vardır.

4 — Senin okun gönül jmvasma erişince can dedi ki; «Gü­vercin geldi. Yaralbbi, acaba şahin ne haldedir?»

5 — Bir gece, senin diyarında feryad-ü figan etmeszem,köpeğin benim matemimi tu tarak feryad-ü figana baş­lar.

6 — Aşkının ıstırabı ile öldüğüm gece ne güzel' bir gece­dir. Mum gibi yana yana ağlam aktan kurtu lurum .

7 — Selim başını, vücudunu aşk yolunda toprak et ki ca­nın cananenin huzuruna uçup gitsin.

GAZEL

- 161 -

171

Page 173: Ali Nihad Tarlan - Yavuz Sultan Selim Divanı.pdf

1 — Her ne kadar iki m ihraba karşı namaz kılınınazsa dagönlüm, kaşlarına secde ve niyaz edei*.

2 — O kadar güzelsin ki M ahm ut gibi dünyayı kendi aşkı­na râm-etmek istesen Ayaz gibi herk:es sana maşuk olmaya koşar.

3 — Daha aşk yolunun sonu başı belli olmadığı zaman be­nim gönlüm senin aşkından dem vuruyordu,

4 — Senin derdin ile vecde gelmiyen bir canı ne gönül yan­ması, ne saz dinlemesi vecde getirebilir,

5 — Âşıklar yalnız senin aşkının zikrini y ird edinm^işler-dir. Ne tarafı dinlesem kulağıma bu âvâz geliyor.

6 — Bir noktaj^'a benziyen ağzının sırrı faş olmasın diye canartık kaleme dahi sırrını açmıyacaktır.

7 — Selim, mademki hakikî padişah sana aşk tahtım verdi.Beka m ülkünün tahtını ara, mecazdan gee,

GAZEL

- 1 6 2 -

172

Page 174: Ali Nihad Tarlan - Yavuz Sultan Selim Divanı.pdf

- 163 -1 — D ert ve belâdan bir lâhza aman bulam ıyorum . Aşk

belâsına kimse benim gibi m-üptelâ olmasın.2 — Bir sevgilim var ki saçımn her telinde yüz binlerce

naz olduğu halde kıl kadar m uhabbet ve vefası yoktur.3 — Başkalarımn hatırı için bana yüz sene eevr-ü cefa eder

de Allah hatırı için bir lâhza bana şefkat ve m uhab­bet göstermez.

4 — Yarabbi, onun aşkına benim vefamı daima artır. Zirabiliyorum ki o asla cefayı terketm iyecektir,

5 — O ay yüzlü güzelin sevgi ve vefa göstermesi nasılm üm kün değilse benim de onun derdinden, m ihnetin­den kurtulm am öyle m üm kün olmasın.

6 — Onun firakiyle canım ile tenim arasındaki bağ kopsadahi bir an onun aşkının ıstırabı benim canımdan a,y- nlmasın.

7 — Bir «merhaba» desin diye Selimî’nin canı çıktı; fakato taş yürekli o kadar nazlı ki, dertli âşıklarına b ir m er­haba dahi etmedi.

GAZEL

173

Page 175: Ali Nihad Tarlan - Yavuz Sultan Selim Divanı.pdf

- 164 -1 — Bugün yine senin saçının sevdası ile tâb-ü. tüvaıum

kesildi. Beni düşün bugün hicrandan çok harabım.2 — Keder cehenneminde yanıp kebap oluyorum. Ne ağ­

lama, ne gamlı göz bana bugün im dat edebilir.3 —-Bugün hayatım dan çok muazzebim; ey ecel habercisi

bir lütfet, beni geceye kadar yaşatma!4 — Her taraftan benim su ve ekmeğimi kesiniz, ey eyyam

sakisi, bugün bana şarap verme.5 — iBir kem an :kaşlınin sevgilisinden takatim tak oldu. Ey

gam, bugün beni öldür de bari bir sevap işle!6 — Selimî vefakâı-lığmıdan canımı yar yoluna sarfediyo-

rum. Belki bugün beni ondan ayu'an perde kalkar.

GAZELi

174

Page 176: Ali Nihad Tarlan - Yavuz Sultan Selim Divanı.pdf

- 165 -1 — Bugün agk içinde ne kadar İcararsızmı (huzursuzum ).

Bugün cansızım, yaralı gönlüme m alik değilim.2 — Sevgilimin ay gibi yüzünü görmedim^. Bugün kimsenin

yüzünü görmek istemiyorum.3 — A yrılıktan mecalsiz düştüm. Bugün ben rnuhakkak

kendimi öldürürüm,4 — A rtık vaktidir; hasret ile çektiğim ah bugün benim to­

zumu rüzgâra vermelidir.5 — Bvıgün yana yana ettiğim feryatlar Mecnunu m ezarın­

da tiril tiril titretti.6 — Bugün göz yaşı döken gözlerim beni bütün âleme rüs-

vay etti.7 — Ey gam, Selim’den bir nefes ayrılma; canımı bugün sa­

na ısmarlıyorum.

GAZEL

175

Page 177: Ali Nihad Tarlan - Yavuz Sultan Selim Divanı.pdf

1 — Cihanda arzumuz m ey ile m ahbub bir arkadaştır. Bü­tün kevn-ü m ekândan istediğimiz bu şekilde yaşamak- tır.

2 — Kendimi melâmet dağı ile dağlayıp aşka kul olmuşumya! Bu kadar bir nam ve nişan, her yerde bize kâfidir.

3 — Dokuz felek hâzinesinin altım, bü tün aşk dağıdır. Al­tın saray başkalarının olsun bize m eyhane (deyr-i mu- gan) kâfidir.

4 — Kolları; açıp sevgilinin servi boyunu kucaklamak., aşkyolunda bize 3'-ay ve ok bu kâfidir.

5 — Ey güneş, zerreye benzeyen biz nerede, visal çeşmesinerede? Onu ayna gibi aksettiren senin ay yüzün bize kâfidir.

6 — Padişahlar sarayında günde beş defa çalınan nöbet(musiki) bir baş ağrısından başka bir şey değildir. Âşıkların se'her vakti ettikleri feryad, âh-ü figan bize kâfidir.

7 — 0 yanağın güzelliğini tavsif etmek, dudağını düşün­mek, gizli âşikâr bu kadar bir hazine ve para bize kâ­fidir.

8 — Ey Selimi, aşktan başka kimsenin himayesini dileme;cihanı feth için dilimizin kılıcı (şiirlerimiz) bize kâ­fidir.

GAZEL

- 166 -

Î76

Page 178: Ali Nihad Tarlan - Yavuz Sultan Selim Divanı.pdf

- 167 -1 — Senin aşkmm beni yakan diyarı benim için bağ ve çe­

mendir. Âlemde bu vatan Sevgisi bana kâfidir.2 — Aşk içinde yana yana öldüğüm zaman yaralarımın.

üzerindeki pam uklar benim kefenimdir.3 — Gönlüme hicran ile ne yaralar açtım (elifler); ben di­

vane bunlardan başka serv ve gül istemem.4 — Dertli âşıkların meclisinde matem için benim ferya-

dmı. kafidir.5 — Sarhoş zülfün gibi beni neye darağacına çekiyorsun.

Canımın boynunda o zülfünün ipi kâfidir.6 — Ey arkadaş, bu gece m um u yakma. Benim âhım 'bu ke­

der evini kâfi derecede aydınlatır.7 — Âlemde Ferhad ile M ecnunun matem merasimi için,

ey Selimi benim ferjrad'~ü figanım kâfidir.

Yavuz Selim Dîvanı: 12 177

GAZEL

Page 179: Ali Nihad Tarlan - Yavuz Sultan Selim Divanı.pdf

1 — Cihanın ne altıııını, ne m alını ne m ülkünü istiyorum.Yalnız b ir güzel civanın aşkını istiyorum.

2 — Te>k, başım yârın eşiğinde olsun, kâfirim eğer cemıei-bahçelerini istersem.

3 — SevgiLtnin yüksek endamının hasreti ile bir ah çek­mek... İşte yerden göğe kadar bu saadeti istiyorum.'

4 — Yaralı, dertli gönlüme deva olarak bir keman kaşlınınüzerime ok yağdırm asını istiyorum.

5 — Ey zahid, artık beni zühd-ü takva sokağına çağırma,ben dostlarla m uğlarm kilisesinin b ir kösesinde yaşa­mak arzusundayım.

6 — Canım, Selim’i öldüreyim demişsin. Allah razı olsuneğer bu işi yaparsan; zaten ben de bunu istiyorum.

GAZEL

. 168 .

178

Page 180: Ali Nihad Tarlan - Yavuz Sultan Selim Divanı.pdf

- 169 '1 — Ey camm, cefâ, çeken âşıklarına kin besleme. Sen o

kadar iyisin ki bu hareket sana ya'kışmıyor, kindar ol­ma.

2 — Benim gibi birine karşı gönlünde kin tu tarsan yazıktır.İşte beni hicrana düşürdün. Bu ganim et' sana kâfidir. A rtık pusudan çık.

3 — Beni öldürmek için her lâhza allık sürünme. Ey güzel­lik güneşi bu kadar ategîn olma.

4 — Her zerreye sevgi ile (güneşten) iltifat etme. Kendikadrini bil, olur olmaz herkesle arkadaş olma.

5 — Ey gönül, yârın cevr-iı cefasindaıa böyle feryad edipdurma. Hiç kederlenme; yüzünde belirecek olan hat, on-dan senin intikam ını alacaktır.

6 — Gönül, senin tatlı ve çapkın konuşmalai’mı istij^or.Gül gibi perdeden çık, utanma!.

7 — Ey Selim, başının üzerinde aşkm gölgesi olduktan son­ra düşman bir felek olup senin üstüne çullansa altta kalma (zeminde kalma).

GAZEL

179

Page 181: Ali Nihad Tarlan - Yavuz Sultan Selim Divanı.pdf

- 170 -1 — Yüzünün âyinesi hat sebzesinden paslanmış. Demek

nihayet bizim gönlümüzün ateşinden yükselen duman ona tesir etti.

2 — Zâbid, o zülfün yanında bile küfürden hazer etmeyi b ı­rakm ayınca canının boynuna zünnar ipi dolandı.

3 — Gamdan şikâyet eden canı onun aşkının ıstırabındankurtulm ak öldürür. Vefalı y â n n tuz ekmek hakkı ni­hayet tesirini gösterdi.

4-— Hızır, onun ağzından kendisine hakaret edeceğine dair vaidi işitince sonra inkâr eder diye korkup ■ vaidini derhal yerine getirmesini istedi.

5 — Onun diyarının köpeği benim feryadım a uydu; o da in­lemeye başladı. Meslekdaşinı görünce onu kendine dost edindi.

6 — Ben âvâreden kaçıp aşka iltica eden gönül, onu gamşahnesi (polisi) ile pazarlık ederken ele geçirdi.

7 — Nar çiçeği rengi ile onu saran kırm ızı elbiseyi görünceSelimî’nin canının göm-leği kana bulandı.

GAZEL

180

Page 182: Ali Nihad Tarlan - Yavuz Sultan Selim Divanı.pdf

- 171 -1 — Okun bir kuştuı; Ici kafesi yaralı göğsümdür. Eğer 'bir

başka sineye heves edip giderse ben mahvolurum.2 — Ön ve arka aynaları, senin aşkının yaraları oldukça

gönlüm belâ okundan kaçmaz.3 — vSenin kapının köpeği benim arkadaşım dır. İsterim ki

boynundaki tasma benim canımın riştesinden (ipinden) olsun.

4 — Ağzmm mimi anlaşılması m üşkil b ir rem zdir ki söz­den başka kimse onu açıkça görememiştir.

5 — L â’le benzeyen dudağın bizzat nezaketten yapılmış bir■sekerdir ki sinek kanadının gölgesi bile ona bir yük olur.

6 — Leylânm devesi nereden geçti ise orada M ecnunungönlünün kanından yetişen lâleyi ve M ecnunun nalesi- ni aram ıştır.

7 — Selim, bütün kâinatın tahtını elde etse bundan iftiharduymaz, utanır. Başının altında aşk meyhanesinin ka­pısındaki taş bulunsun bu, ona kâfidir.

GAZEL

181

Page 183: Ali Nihad Tarlan - Yavuz Sultan Selim Divanı.pdf

- 172 -1 — Gönlümüzün üzerinde onun aşkının yükü daima bu­

lunmalıdır. Aksi takdirde o kâfi derecede kerem sahibi değildir diye ezelden ebede kadar şikâyet ederiz.

2 — Bizim gönliim-üz ıstırabının askeri ile m am ur ol­m uştur. Camımzı verip onun firakını, elemini satın al­mışızdır.

3 — GönlümüZide onun ıstırabı olduktan sonra âlemin se­vinci bizim olsa istemeyiz. Onun m uhterem harem ine başkaları nasıl girebilir.

4 — Daha ıdevh-ü kalem» in nam ve nişanı yok iken gön­lüm üzün leVhine gam yazısı kısm et olmu§ı.

5 — Ey gönül, onun ayrılığının zeJırini tatm aktan fariğ ol-m-a! A y şişesine. Cem. kadehine niye minnet ediyor­sun?

6 — Bizim ahımız bir yıldırım olup felekleri tutuşturuncagüneşin ve ayın alevleri onuıı ancak b ir nişanesi, b ir alâmeti olur.

7 — Selim'î, kılıç gibi belâya aleni olduğu zaman, ey gönüLaşk ona her an (dembedem) zafer m üjdesi verir.

GAZEL

1S2

Page 184: Ali Nihad Tarlan - Yavuz Sultan Selim Divanı.pdf

»173 -1 — Her an sevgilinin ayrılığı bir ok olup beni öldürüyor.

K orkuyorum eteği benim kanım a bulanmasm.2 — Bana onun ay gibi parlak yüzüne bak diyorlar. Nasıl

bakayım, fettan kaşından belâ yağm uru yağıyor.3 — O perinin söz söylemesini istemiyorum ; zira B e d a h ş ^

lâ’line benzeyen dudağı o kadar naziktir ki incinir, y a­r ılır diye korkuyorum .

4 — Dam-ağım, ağzım, sinem susuzluktan ne kadar m uzta-riptir. Fakat çenesinin kuyusundan su um uyorum .

5 — H er 'kirpiğinin ucunda yüzlerce kana bulanm ış can var­ken o, nasıl gözlerini açıp uyanabilir?

6 — Başım onun dokuz çarhın da fevkinde olan eşiğininüzerinde idi. Şimdi ayrılık derdi o başı hâk ile yeksan etti,

7 — A y yüzlü sevgilim, Selim î'de aşk derdi var. B u nehaldir, gönlün hiç âşüdarının hayalini hatırından geçir­mez mi?

GAZEL

183

Page 185: Ali Nihad Tarlan - Yavuz Sultan Selim Divanı.pdf

- 174 -

1 — H attın ın (nun j ) u, burnunun (elif 1 ) i ve ağzının (mim ) i bir araya gelince nam, olur. (M eşhurdur ki)

■bunlardan bahsetm ekte (bunların sözünde) lezzet yok­tur.

2'— Bu elif ile hattının nunu üzerinde kaşının (med ) olması güzelliğin (ân) ıdır ki onu kimse benim gibi beyan edemez.

3 — Gözü (a ^ ) , zülfü (1 J ), ağzı (m ) galiba ledünnî b ir ilim dir ki onun mânaları, incelikleri beyana sığmı- yor.

4 — H er iki zülfü (ta U» ) harflerine benziyor, kıvrım ları da(vav i ) harfi, O halde bu iki zülfe şeker çiğneyen (tatlı söz ;söylc-yen) tutisinin (dudağının) kanatları di­yebiliriz.

5 — Onun zülfü ile çenesini (kuyu) sihir gibi ifadesi iletavsif eden Selimî kalemi ile Ba'bil kuyusunu tepe aşa­ğı etti. (Babil kuyusu, ile H ârut M ârut’a işaret).

GAZEL

184

Page 186: Ali Nihad Tarlan - Yavuz Sultan Selim Divanı.pdf

- 175 -1 — Ay gibi parlak sevgilim, ham am a gelince onun güzel

endamm ın önünde durur ve ayaklarına g-öz yaşlarım ­dan yüzlerce tas su dökerim.

2 — Bu ağır yükten nazik uzuvlar incinir, bilirim amm ayine daima başına su dökm ekten kendimi alamam.

3 — O, ham am m sıcaklığından sıkılıyor; bilmiyor ki onunbu sıkıntıları benim canımı, ciğerimi cayır cayır yakı­yor.

4 — H araretten 'bunalıyorum; o, bana acıyıp ta bir bardaksu emretm iyor. Yanımda da kimse yok ki söyle de ba­na bir bardak su getirsinler diyeyim.

5 — Selimi, cananın başında (başına) artık sıcak göz yaş­ları dökme. Zira hamlamın sıcaklığı onu kâfi derecede bunalttı. =

GAZEL

185

Page 187: Ali Nihad Tarlan - Yavuz Sultan Selim Divanı.pdf

- 176 -1 — Ay yüzlü, sevgilim, her ne kadar bu iıasta âgıkîîii öl­

dürmek kasdindesm biliyorum. Bari bir kere lütfet te ona didarım göster.

2 — Ey hurilere benzeyen sevgilim, senin çengin (çalgı) a #evinde bir darağacı oldu. H er an her teli; darına bîr gö­nü l asıyor.

3-— M ecnunluk nüshası ve cennet m eşk i için onun târ 's?e çenginden (ikisi de musiki âleti) cetvel ve pergâr ha­zırlamışım.

4 — Beni naz ile öldürünceye kadar çok zahmetler çektin.Bari baş ucuma gelip te kendini m üteessir etme.

5 — «Adam öldürm ek küfür dahi olsa ben Selim’i öldüre-ceğiın i) demişsin eğer bu sözünden dönersen kâfir olur­sun.

GAZEL

186

Page 188: Ali Nihad Tarlan - Yavuz Sultan Selim Divanı.pdf

~ 177 -1 — Aşk ile öyle divane olmuşum ki sevgilimle beraber

kim i görsem düşm-anımdır sanıyorum.2 — Ey zahid: İ)eııi divanelücten, aşktan menetme. Ben nâ-

m uradlılt âleminde kendi işini iyi bilen b ir adammı.3 — Eğer âşiMardan didarm ı diriğ etmeseydin kimse acı­

lar içinde ta tlı canını: vermezdi,4 — Onun endamını doğrusu m evzun b ir serve benzettim.

Fakat bu eğri ve sakat zevkimden ben de hayli u tan­dım.

5 — Senin aşkını açığa vurdu diya Selimî’yi daha ne kadarazarlıyaeaksın? E}!- güzel, tövbe bir daha y apmam. Ben de yaptığım işten pişman oldum.

GAZEL

187

Page 189: Ali Nihad Tarlan - Yavuz Sultan Selim Divanı.pdf

- 178-1 — Fırsat bulup ta bir iki defa onun tarafına baksam, yü-

zü.nden utam r, başımı yere eğerim.2 — Benim kapıma, duvarım-a dayandığı zaman aman yan­

ları acımasın diye ne endişeler ederim.3 — Onun huyunu bilmiyorum. Aşk yolunda onun huyunu

ne vasıtalarla öğreneyim bilnıiyorum.4 — Gâh hattı ve beni, gâh gözü, gâh kaşı benim hicran

gecesi tadaı- kara bahtlı olmamı istiyor.5:— Ey Selim, saçı ateş üzerinde kıvrılıp bükülmedi, şen­

deki bu ıstırap (piç-ü tâb) ve perişanlığa sebep ne ki?..

GAZEL

188

Page 190: Ali Nihad Tarlan - Yavuz Sultan Selim Divanı.pdf

»179 -1 — Yazık ki gönül bir lâhza hicrandan kurtulm uyor. Can,

tenden, ten can belâsından kurtulm uyor.2 — Cihanda güzel yüz seven aleyhinde daima kötü söz

söylerler.3 — Mecnun gibi m elâmet diyarına ayak basan, ölmedikçe

o m eydandan kurtulm az.4 — Güzellerin hatt-ü hâline âşık olanın o gizli gamdan

kurtulm ayacağı aşikârdır.5 — Aşk ıstırabm in m uhterem haremine mahrem olan in­

san, mahşere kadar mihnet ve m ahrum iyetten k u r tu l- ' maz,

GAZEL

189

Page 191: Ali Nihad Tarlan - Yavuz Sultan Selim Divanı.pdf

1 — Nihayet bağrım kan oldu. Ve ben dertten kurtuldum . Ayrılığiııın ilâcı ancak öldürm ek hassasına m aliktir.

2 — Bir öm ürdür aşk denizinde dalgıçlık ediyorum. Elimegözümden akan yaş incisinden başka bir şey geçmedi.

3 — Ey yoldaşım, onun aşkının gamı uğurunda ölmezsembana hulûs-i kalb ile ihlas okuma.

4 — M elâmet çölünde bir kasırga görürsen bil ki o Mec­nunun aşk m acerasını duyup rakseden bir fakir {jen- d e -p û ş) dir.

5 — Ey Selim, aşk şiirinde veod ve yanıklık olmalıdır. Yok­sa yüz tane nev-.zeimm m anâ ve incelikler bir hiibbeye değmez.

GAZEL

- 180 -

190

Page 192: Ali Nihad Tarlan - Yavuz Sultan Selim Divanı.pdf

1 — Aj" yüzlü sevgilim, güneşten nasıl ziya istenirse beiı de senden veîa istiyorum.

2 — Bazan veîa da ediyorsun, lâkin bundan maksadın ce­fadır.

3 — Senin didarm in aşkı ile rüsva oldum. Yoksa kim ken-dikendıni rezil' etm ek ister?

4 — Ey zâhid, haydi sen selâm et diyarına git. Bizim gönlü­m üz belâ istiyor.

5 — Bazan küzıyorsun, bazan naz edip 'bizi azarlıyorsun;hulâsa iT/aksadın bizi öldürm ektir.

6 — Ben. başını senin eşiğine koymuş bir köpeğim. Başkaneresini istiyebilirim?

7 — Selimî’ye yabancılık gösterme; sevgilim st-r. de bir aşi­na istivorsun.

GAZEL

- 181 -

191

Page 193: Ali Nihad Tarlan - Yavuz Sultan Selim Divanı.pdf

1 — Senin derd-ü gamını devaya değişen, niye değiştiğiiçin sonunda pişman, oİTnuştur.

2 — Senin aşkına tu tu lan cefakeş fakirin gönlü, bütün sev­gisini vefa ile m übadele etti.

3 — Senin sevgin ile canım yok oldu ve aşka bağlandı. F â­niliği verip bakiliği aldı.

4 — Senin aşkın uğurunda canını vermeyen.; saltanatı be­davaya değişmiştir.

5 — Selimî gibi benim gönlüm aşk şehinşahlığmı ekle et­mek için cihan padişahlığını belâ ile değişti.

GAZEL

- 182 -

1,92

Page 194: Ali Nihad Tarlan - Yavuz Sultan Selim Divanı.pdf

- 183 -1 — Sevgilim, _yüzündeki beaîer, güneş yanağın üzerinde

noktalara benziyor. H attının tazeliği yannıda ay da gül gibi haset ıstırabı içindedir.

2 — H er ne kadar (Huda — ) kelimesinin üzerinde debir tek nokta râ rd ır am m a senin dudağının devrinin noktası şayan-ı hayret bir şeydir.

3 — Güzelliğinin sahifesinden misk renkli hattını kazma; Allahın sun’u içinde sehiv ve yanlış b ir ha t hiç olur mu?

4'— Yanağının gülü üzerinde ha t sebzesi yetiştiği zaman gözüm-ün çeşmesinden her tarafa yüz tane Şat nehri ak­m aya başladı.

5— Aşk 3‘üzünden m elâm et denizine gark olan Selim, bir su kabarcığı gibi âvâre ortada dönüp dolaşmaktadır.

YavHz Selinıt D ivan ı : Î 3 19fl

GAZEL

Page 195: Ali Nihad Tarlan - Yavuz Sultan Selim Divanı.pdf

- 184 -1 — Ey canım, senden uzak kaldığım zamanlar mihnet ve

gama kanaat ettim . Senin gibi bir padişahtan zulme, siteme razıymı.

2 — Senin a§kınla M ecnun gibi şükretm iyorum ; fakat ka­naat ediyorum. Ben ım hzun .gibi bu vaziyete düşmüş bağrı yaralı b ir âşık daha yoktur.

3 —■ Fakir gönlümün ahvalini nasıl sana şerhedeyim; odaha önceden yaralı caniyle adem mülkünde kanaat

, edip kalm ıştır.4 — «Gönlün yağma ediliyorsa m üteessir olma; bil ki biz

onu perişan ediyoruz» dedin; doğrusunu söylüyorum, Billahi kani değilim.

5 — Sâlîi, mademki cihan fânidir. Kadehi getir, ne duru­yorsun? Bugün Selimi, Cem m ülküne dahi kani değil­dir.

GAZEL

194

Page 196: Ali Nihad Tarlan - Yavuz Sultan Selim Divanı.pdf

- 185 ..1 — Ay yüzlü sevgilim, seııin aşkından gelecek dert ve be­

lâya razıyım. Senin didarinın aşkı içinde daima her cefaya razıyım.

2 — Dünya kolay kolay benim gibi bir divane daha göre­mez. Hem gönlündeki gam ile mem nun hem aczinden

' hoşnut.3 •— Senin zülfünün yüzünden geceleri yüzlerce şikâyet et­

sem seher vakti sabah rüzgâıinm haberi beni yine her şeye razı eder.

4 — Ey .güzeller padişahı, arasıra halimi sor, fakir dilenci­yi bir tatlı dil, güler yüz de m.-emnun eder.

5 — Gözün ne kadar cefakârdır. Kötü huyluluğundan, sar­hoşluğundan dolayı, ne hicranı ile beni öldürüyor, ne de vefakârlık göstermeye razı oluyor,

6 — Senin cemalinin ayı ve güneşi olmadıktan sonra felek­ler beni dünya saltanatına razi edemezler.

7 — Nasıl senin yüzüne Selimî gibi gözlerimi dikip baka­bilirim. Bizim gözümüzü ayağının tozu doyurm uştur.

GAZEL

195

Page 197: Ali Nihad Tarlan - Yavuz Sultan Selim Divanı.pdf

1 — Ey güzel, yanağın bahçedeki beyaz gülü; saçların sün- bülü kıskandırıyor. Fakat bundan âşıklarına ancak gö­nül âhı (gönül dtımanı) ve aşkın karasevdası düşüyor.

2 — Kaşların işve ve naz ile çatılınca, bu manzara, bir ba­dem için iki karganın mücadelesini andırıyor.

3 — D erd-ü gam ile dolu gönlüm ancak senin okunla açı­labilir, Sanki senin her okun bu bahçenin anahtarıdır.

4 — Canım feryattan başka arkadaş ve dert ortağı bulm a­dı. O; çemen sahnında bana gönül kanından şarap ver- di.

5 — Ben öldükten sonra âşıkların gönlü bana o kadar ya­nar ki, benden o kadar bahsederler ki, onların dilleri benim mezar taşım olur.

6 — Kapındaki köpek dün oyun olsun diye eteğimi kaptı.-Ben de Mecnun gibi ona sarı benzimin altınından he­diye verdim .

7 — Selim’in şimdi bütün meşguliyeti onun didarının aşkiy-le dünyaya rezil-ü rüsvâ olmaktır, Yarabbi! bana hu­zur ve rahat köşe,si nasip etme!

GAZEL

- 186 -

196

Page 198: Ali Nihad Tarlan - Yavuz Sultan Selim Divanı.pdf

- 187 -1 — Bir ay yüzlü sevgilim var ki gönlüm bir an onun der­

dinden kurtulm uyor. Aşktan (m ihr) canm> dudağıma geldi. O insafsız nâ-mîJırbân (ay yüzlü sevgilim) be­nimle alâkadar bile değil. Rahat ve sakin.

2 — Âlemi zülfü gibi perişan ettiği halde kendi huzur için­de. Aşkının elemi bir cihanı yaktığı halde o cihanla alâ­kasını kesmiş, kendi âleminde.

3 — Gözü ve kaşı ile —ki güzellikte birbirinin üstadı ve şa­kirdidir— ok ve yay kullanm adan benim gibi birçok­larının kanını dökm üştür.

4 —-Ey ölüm, eğer b ir pairça m erham etin varsa beni toprakaltında gizleme. O gönüller alan sevgilinin 'aşkının yü­künden kurtulm ak istemiyorum.

5 — Gâh canın, gâh gönlün i m innetini niye çekeyim? İşteham dolsun can benim mihnetimden, gönül de candan kurtuldu.

6 — Dağlar, kırlar benim- şöhretim le doldu. Mecnun gibidivane olan ben bütün bunlardan bihaberim .

7 — Selim, gam yolunda bir toz olup hayat vazifeni sonaerdir ki bu âhir zaman kavgasından kurtulasın.

GAZEL

197

Page 199: Ali Nihad Tarlan - Yavuz Sultan Selim Divanı.pdf

1 — Yazık dünyada m ihnetten başka bir şey bize nasip de­ğil, daima hor ve hakir oluyoruz. Yazık! Dostlarımız­dan hiç bir dostluk göremiyoruz.

2 — Ay yüzlü dilberler çok ama şefkat (mihrbani) o ka­dar az ki... Dilberler çok ama, yazık, bir tek dildar yok.

3 —■ Ölmek istedim; fakat yazık ki bu birkaç günlük hayat­tan elime geçen şey ancak gönül incinmesidir.

4 —fBir ay j^üzlü güzele gönül verdim ; fakat onun geceler kadar siyah kâkülünde ne yazık ki hileden, iğfalden başka birşey görmüyorum.

5 — Ey Selim, camatı bu ten zindanından bıktı usandı. Fa­kat yazık ki beni bu m ahpesten kurtaracak bir halâs- kâr görmüyorum.

GAZEL

- 188 -

198

Page 200: Ali Nihad Tarlan - Yavuz Sultan Selim Divanı.pdf

GAZEL

1 — Düşm an askeri K af’tan K af’a kadar olsa Allah hakkıiçiıı o savaştan y v z döndürmem.

2 — Kılıcım ın sabahını kınından çıkardığım zaman güneşgibi doğar ve cihandan küfür karanlığını gideririm.

3 — Harpte erkek arslan, ciğerinden nâra atarsa can yaranokum un iğnesiyle yüreğini dikerim.

4 — Düşman harpte karşım a geldiği zaman anlar ki erkek­lerin dâvası, öyle lâf ^değildir.

5 — Doğruca harp meydanına çılcmalıdır. Yoksa halk tü r­lü tü rlü saçma sapan sözler söylerler.

6 — Kılıç, ok karşısında düşman dayanamaz. Hasır doku­m aya alışan, zırh yapmasını becerebilir mi?

7 — Haset edenler Selim fye kin beslerler. Yoksa bizim si­nemiz kılıç aynası gibi saf ve parlaktır.

199

Page 201: Ali Nihad Tarlan - Yavuz Sultan Selim Divanı.pdf

- 190 -1 — Yine ay n h k acısı yüreğim e işledi. Zaten ölmüştüm,

ajnrılık beni bundan beter bir hale getirdi.2 — Ne olur ölüm biraz daha çabuk gelse! Z ira ayrılık ile

perişan olan bu yarım canım beni yaktı, bitirdi.3 — Yarabbi artık beni kurtar; bir gün belâ ve mihnet, er­

tesi gün ayrılık ıstırabı... B ıktım usandım.4 — Adem m ülküne giderken bana yoldaş olacak hiçbir

dostum yok; bu dostluğu bana ancak ayrılık azabı ya­pabilir.

5 — Ey gam, dert diyarında beni ve gönlümü yalnız bırak­ma. Zira firak denen bu varlığa itimadımız yok.

6 — Eğer bu ayrılık acısı benden başkalarına da sirayet:etseydi dünyada gönül hastalığından ölmeyen kimse kalmazdı.

7 — Selim, canımı veriyorum.; fakat, ne yazık, firak o kadarcefakâr ki beni bu bedelle bile başa baş kabul etm iyor.

GAZEL

200.

Page 202: Ali Nihad Tarlan - Yavuz Sultan Selim Divanı.pdf

- 191 -1 — ÂlelîKÎe çok kimseler ayrılık tan dert yandılar. Fakat,

bu ayrılık destanı en İDÜyük belagat ve ifadesini ben­de bıoldu.

2 — D ert diyarında Mecnun, Vâmık, Ferhad nam bırakm ış­lar; ben ise ayrılığın timsali olmuşum dur.

3 — İsrafil, sû r’u ö ttürdüğü zaman benim ayrılık yüzündenferyadım ı işitirse korkusundan Allaha sığınır, (kula­ğını çeker).

4 — Ayrılığın beklenmeden hücum eden belâlarını o kadargörm üştür ki visal zamanında dahi gönlüm huzur ve sükûna kavuşmaz.

5 — Ey vefasız felek, kendini koru; zira ciğerimden gizliayrılık ateşi şimşek gibi yükseldi.

13 — Ey Selimi, benim gönlümdeki ajrrılık m uhabbetini ci­handa hattâ tasavvur edecek b ir gönül var mıdır?

GAZEL

201

Page 203: Ali Nihad Tarlan - Yavuz Sultan Selim Divanı.pdf

- 192 -1 — Gerçi Allahın iradesi taallûk etti ve Peygam ber mucize

gösterip ayı parm ağının bir işaretiyle ikiye böldü. Fakat ayın başı üzerinde senin güzelliğinin tacı geceyi parçaladı.

2 — Senin hattının suretinde çok m anâlar vardır; fakat zâ-hid bunu ne bilsin, sahifejd bir yüzünden okuyor. (Bir cephesini görüyor, m anâlarını derinleştirm iyor).

— Ben aya benzeyen yüzünün aynasında Hakkı gördüm-. Benim gibi seni manâ göziyle gören herkes (cHak» de­di.

4 — Sofî her zaman (maani) den bahseder an'ıma onun aş­kının ■ (mantık) m m (beyan) ında söz söyliyemez.

5 — Ey Selim, bana Ferhad, M ecnun efsanelerini sorma.Ben âşıklık hususunda onları çok geride bırakm ış bir adamım,

GAZEL

202

Page 204: Ali Nihad Tarlan - Yavuz Sultan Selim Divanı.pdf

- 193 -1 — Ne olur gönJüm aşka daha fazla m üptelâ olsa... Zira

aşk belâsı hiç bir belâya benzemiyor.2 — Senin uzun saçların rüzgâr ile dağılınca aşk havasiyle

öm rüm üzü rüzgâra verdik.3 — Ey canım, sen vefa etsen ae etmesen de memnunum.

Yalnız gönlümüzden aşkın cefası eksik olmasın, bunu istiyoruz.

4 — Ne güzel olur, Ferhad ve Mecnun efsaneleri gibi biz­den de âleme aşk nükteleri yadigâr kalsa!..

5 — Senin aşkının sayesinde Selimi gibi yüzlerce kemalgöstererek cihana padişah ve aşka k u l (dilenci) olm’U- şuz.

GAZEL

203

Page 205: Ali Nihad Tarlan - Yavuz Sultan Selim Divanı.pdf

- 194 -1 — Gam diyarından hiçbir vech ile kurtulm am a imkâîi

yok. Eğer A llah m uvaffak ederse buradan ancak didar KâbesLne gidebilirim.

2 — Nasıl zevk ve safa darüşşifasına yol bulabilirim . Benimdertten başka; bir arkadaşım yok ki!..

3 — Gönlümden yükselen ah aleviyle bir erguvan fidanınadöndüm. Kirpiklerim den lâ ’I ve akik dallan yetişiyor.

4 — Aşkından yandım ey peri, bana acıdığın günü görebi­lecek miyirr>?

5 — Saçlarını ne kadar sevdiğimi, hicran ile can verdiğimgün anlıyacaksm.

6 — Kanlar saçan gözüme öyle hakaretle bakma. Bu derinderya lâ’l ve inci madenidir.

7 — Bazan Selimî’n in halini sor. O ağlaya ağlaya b ir girdapgibi göz yaşı denizine batm-ıştır.

GAZEL

204

Page 206: Ali Nihad Tarlan - Yavuz Sultan Selim Divanı.pdf

- 195 -1 — o ay yüzlü güzel çeıık (musiki âleti) dili ile halini be­

yan ediyor. Bu sebepledir 'ki (bu yüzdendir ki) çengin ağzı hayretinden açık; kalmıştır.

2 — Vecd ile dinle ki çenk, firak nağmeleriyle aşkın şerh ve beyan destanını terennüm ediyor.

3 — Başının üzerinde kâkülü nasıl canlar riştesi ise parm a­ğı da çengin can telini inletiyor.

4 — Sözle sazla biraz gönlümü eğlendireyim, İstırabım ıunutayım diyortom; çenk coşup feryada başlayınca benim derdim ziyadeleşiyor.

5 ■— Çengin kemiğindeki gam delikleri ekserij>'a akrebebenizyen sij'^ah saçlarının iğnesindendir.

S — Gönül, çenk ifadesini aşk dili ile beyan etse dahi, bu hasta canım, onun ahvalini lâyıkıyle anlatamaz.

7 — Selim gibi hiç kimse hal (vecd) m akam ında çengin gizli sırrından haberdar olamam-iştır.

GAZEL

205

Page 207: Ali Nihad Tarlan - Yavuz Sultan Selim Divanı.pdf

- 196 -1 — Sâkî şarap ver; şu sararmış benzime kan gelsin. Ey

m utrip, çengini çal, gönlüm vecd içinde kalsm.2 — Çenk, senin ayrılığ.mı tahayyül ederek dilsiz dilsiz

feryad ediyor. Daha o belâya uğram adan yalnız tahay­yül ederek feryada başlayan bu çenk, ne kadar âcizdir.

3 — Saçların cammm boynuna zincir saİTnıştır. Benim ca­nımı ezeceksin diye (benim canım için) her an bir be­lâyı ayak altında ezme.

4 — Senin çengine lâyık bir m-ızrap' olabilmek için hilâlinparmağı, zayıflıktan m ızrap gibi oldu.

5 — Çenk çaldığın zaman canımı sana versem, yine sanalâyık' bir hediye vermiş olmam. Bu âciz Selimi, nc za­mana kadar sana karşı böyle mahcup kalacaktır?

GAZEL

206

Page 208: Ali Nihad Tarlan - Yavuz Sultan Selim Divanı.pdf

» 197 -1 — Benim gibi kimse gönül m üptelâsı olmasın. Gönlüne

uyup m ahzun canını rüzgâra verm esin (m ahvetm esin).2 — M ihnet ve m ahrum iyet belâsmdan. yapılan bu gönül

binası, galiba a§k şahı için yapılmış k i içinde yüzlerce gam dağı vardır.

3 — Daiana ıstırap ateşi içindeyim; bazan gözüm bana zul­m ediyor, bazan gönlüm, cefa ediyor; ne yapayım, bun­lara ne çare bulayım?

4 — Camın, sevgilim, sen ister bak ister bakma, biz gönlü­m üzün temizliği ile senin cemaline vefakâr bir ayna­yız.

5 — Selimi, ben artık adam olmam, şifa bulmam; zira gö­nül m-acerası beni âleme rüsv,a etti.

GAZEL

207

Page 209: Ali Nihad Tarlan - Yavuz Sultan Selim Divanı.pdf

- 198 -1 — Aşktan yüreğim kan oldu. Bu yürekle sevgilime karşı

o dei'ecc mahcubum ki hayalini dahi gönlümden geçi-, remiyorum.

2 — Hasret dolu gönlüm dostun kerem inden mahcup, çölyolunda menzil menzil kaçıyorum.

3 — Gönül, aşkm nazarmın kıymetini önce bilmedi; bun­dan sonra m ahrum iyet diyarından güç kurtulur.

4 — Gönül onun, cevr-ü zulmünü, o kadar sevij^or ki bensevdazedeyi cihana rüsva eyledi.

5 — Ey Selimi dostun huzuruna bu ağlayan gözlerinle gi­dersen başını yukarı kaldırm a, belki o kadar ağla ki. gözyaşlarının içine bat, kal.

GAZEL

208

Page 210: Ali Nihad Tarlan - Yavuz Sultan Selim Divanı.pdf

- 199 -1 — Senin güzelliğin, simanın şemailini si.hr ile kanşürm ış.

Saçmın her telinde yüzlerce haile ve büyü asilmiş.2 — SeiTin kaşm sahifenin başına m eşk olarak yazılm adık­

ça güzellik sahifesi üzerine risalelerce inşa yazılmadı.3 — Sana herkesten evvel âşık olduğunu iddia eden adam,

ayrılığın ıstırap ve kederlerini delil olarak getirmelidir.4 — Eğer Hızır, senin taze (yeşil) hattından ve dudağından.

uzak düşerse A llaha yem in ederim ki ölümfü senin hic­ranınla yaşamağa tercih ederim,

5 — Gönlüm, senin kılıcını canımın boynu üzerinde hama-yil gibi gördüğü anda varlığın felâketlerinden fitnele­rinden kurtuldu.

6 — Görüşüm üzün kemalinden ve hakikati gördüğümüz-dendir ki senin ay gibi yüzüne bakm aktan âciziz.

7 — Seli.mî, hicran m aksuresinin (hünkâr mahfili) şahiıı.-şahıdır. Gönül dert ile yaşar, ask ıstırabını sever.

Yavuz Seîim Divanı : 14 2 0 9

GAZEL

Page 211: Ali Nihad Tarlan - Yavuz Sultan Selim Divanı.pdf

GAZEL

1 — Bir an Süheyl’in (bir yıl<îiz) yüzüne bakabilecek biı-nazara' m alik değilim diye her an gözlerimden sel gibi kanlı yaşlar akıyor.

2 — O Zühre alınlının Süheyl’e benzeyen yanağı olmadık­tan sonra kâfirim âlemde aya, güneşe meyledersem!..

3 — Dünya saltanatını onun ayakları altına attığım ' zamanben aşk sultanı bir şehinşah olurum,

4 — Bu in&'anlar arasında (ordudan) çok Mecnun yetişmişise de âşıklar sınıfından b ir benim gibi M ecrun seçi­lip çıkmamıştır.

5 — Selim gibi elimle saçlarını okşayıp (Velleyl) suresiniokuduğum gece talihim sa’d oldu.

210

Page 212: Ali Nihad Tarlan - Yavuz Sultan Selim Divanı.pdf

1 — Yine bir bülbül gibi gülistandan a y n düştüm. Âşıkoldum, sevgilimin diyarm dan ayrı düştüm.

2 — Ey gam, sabaha kadar bana m'üsaade et; beni hicrangecesinde öldürme. Zira bir güneş yüzlü sevgiliden ay­rı düşmüşüm.

3 — Gönlüm, onun saçlarını, yanağını anarak, ay gibi sev­gilimden bir karanlık gecede ayrı düştüm diye feryad ediyor,

4 — Ey dostun hicraniyle ne hale girdiğimi soranlar, o ka­dar biliyorum ki ben bir yardan ayrı düşmüşüm! (Faz­la bir şey sormayınız).

5 — Ey Selim, beni ayıplayanlar öyle bir yardan nasıl bir ıstırap içinde ayrı düştüğüm ü bilmiyorlar.

GAZEL

- 201 -

2 U

Page 213: Ali Nihad Tarlan - Yavuz Sultan Selim Divanı.pdf

1 — Ben senin; aşkınm yolundan kan içinde geldim. B ir ha­lime bak, ipek bitap, pek bitkin geldim.

2 — Mecnun gibi senin aşkınla öyle kendimde değilim kinasıl gittim, nasıl geldim bilmiyorum,

3 — Ayrılığından o kadar zayıf, o kadar hastayım ki gali­ba ben b ir güzelin ufacıcık ağzından çıkıp gelmişim.

4 — Hicran, senden ayrı beni öldürm ek istiyordu. Lâkinbak sana üm it bağladığım için nihayet ona galip gel­dim.

5 — Yüzüm ü ayaklarına sürersem beni ayıplan'>a! Çok ası­kım, çok muztaribim, hiç huzur ve rahatım j'^ok.

6 — Senin didarm m karşısında bu kendinden geçen haki­kat ben miyim, yoksa yine hayalen mi vuslat harîm ine girmişim?

7 — Senin saçlarının örgüsünden uzak Selim' gibi Mecnunolmuşum. Zira şimdi eskisinden beter mecnumuim.

GAZEL

- 202 -

210

Page 214: Ali Nihad Tarlan - Yavuz Sultan Selim Divanı.pdf

- 203 -1 — Kanlı yaş döken gözümü hayalinle aydınlatınca insan­

lar (merdümler) arasında onun yeri m uayyen oldu.2 — Beni kin kılıcı ile öldüresin diye yüzlerce günah işle-'

dim. Bu fen (hile) ile kendimi aşkının yolunda (fena) mertebesine eriştirdim .

3 — Senin okunla o kadar pencere açtım ki gömleğim zırhgibi göz göz oldu.

4 — Yanağının gülünden ayrı hangi gülgende m esken 'tu t-tum sa gönlüm ve canım dert ateşinden o anda külhan kesildi.

5 — Ey Selimi, âlem b ile aşk sultanm a lâyık değildir. Benbu viranede zarurî olai'ak kendime bir külhan yaptım .

GAZEL

213

Page 215: Ali Nihad Tarlan - Yavuz Sultan Selim Divanı.pdf

- 204 »1 — Askerimle İstanbul tahtından hareket edip İran ta ra ­

fına sefere çıktım. Kızılbaşı ıttelâmet kanına garket- tim.

2 — Mısır valisi can-ü gönülden benirH’ azm-ü him m etim inkölesi oldu. Padişahlık sancağım dokuz feleğin fevki­ne yükselttim .

3 — Nusret çengini (musiki âleti) zafer bezminde çalmayabaşlar başlamaz bu m üjde Irak m ülkünden Hicaza ka­dar yayıldı. (Irak, Hicaz musiki m akam larıdır).

4 — K ılıcım dan. M averaünnehr kana garkoldu. Düşmanın gözünü Isfahan sürm esinden m ahrum ettim^

5 — Düşmana bir nazar edince gam sıtm asından ter içindekaldı ve her kılm dan Am u nehri aktı.

6 — M ülk tah tası (bisat; oyun tahtası) üzerinde devlet şat-rancım oynamaya başladığım zaman Hind şahı, âkil (Ferzane) askerimin kaı-şısında mağlûp b ir fil haline geldi(pil-i m at).

7 — Ey Selimî, m ihr-ü vefa potasuida altın gibi eridiktensonra cihaıa m ülkünün parası üzerine benim ismim ya­zıldı.

GAZEL

214

Page 216: Ali Nihad Tarlan - Yavuz Sultan Selim Divanı.pdf

- 205 -1 — Bir gece senin diyarında gecelememişim ki göz yaşım­

dan yeryüzü çamur deryası haline gelmemiş olsun.2 — Bir gün gam elini neşat define vurm adım ki güneş ve

syı o defin zilleri yapmamış olayım.3 — Seni o kadar seviyorum ki asla güneş aynasını senin

aylar kadar parlak yüzüne karşı tutm adım .4 — Yüzbinlerce derdini çekip sabrettim,; fakat b ir gün

senden gönlümün m uradını elde edemedim.5 — Zâhid’in sohbetinden gözyaşı gibi kaçtım’. Divaneyim

âkillerle sohbet edemiyorum.6 — Selimi sevgiliden ayrı (lâm — gibi iki büklüm ol­

dum-, fakat bunu sevgilinin boynuna hamail yapmadım.

GAZEL

215

Page 217: Ali Nihad Tarlan - Yavuz Sultan Selim Divanı.pdf

- 206 -

— Onun visaline aşina oldum diye evvelâ sevindim. F a ­kat sonunda hicrana düşünce pişman oldum.

2 — Senin diyarının toprağından böyle hor hakir ay rı düş­tükten sonra ölüp toprağa gömülmek daha hayırlıdır.

3 — Sevgiliden ayrı felek niye beni daha yaşatıp duruyor.Yoksa bu dönen çarh beni belâ tuzağına m ı bağladı?

4 — Ay yüzlüler aşkımn denizindeki inciyi benden ara. Bengirdap gibi o denizi baştan aşağı defalarla dönüp do­laşmışım.

5 — Senelerce rüzgâr gibi dünyayı dolaştığım artık yetişir.En iyisi bundan sonra başımı atının tırnağı dibinden ayırmıyacağmı.

6 — Gönül derdine deva aradım', derdim yüz misli arth- iBala tam ah edip içine düşen sineğe benzedim.

7 — Selimî, onun beninin danesi için başının üzerinde göz- yaşlarım la değirmen gibi döndüğüm hakle elime bir şey geçmedi (mahsul alamadım).

GAZEL

216

Page 218: Ali Nihad Tarlan - Yavuz Sultan Selim Divanı.pdf

207 -], — Ben onun sevgisi vadisinde beyhude (bedava) dolaş­

madım. Onu aram ak için sabah rüzgârı gibi her kapı­ya baş vurdum.

2 — Onun benine âşıkım; Âdem Peygam ber gibi bir da-ne uğrunda yüzüm kara oluyor. Güzellerin saçlariyle benleri beni belâ tuzağına düşürdü.

3 — Mecnun aşk yüzünden benim çektiğim cefayı çeksej^-di âşik olduğuna bin kere pişm an olurdu.

4 — Benim de bülbül gibi nağmelerim vardı. Fakat birgülden ayrı düştüm. Canım mahvoldu, gam dikeni be­ni öyle harap etti ki nihayet herşeyim m ahvoldu (bî- neva) oldum.

5 — Gönlümde cananın hasreti, fikir diyarına daldım. Dö-nüncej''e kadar o yâr-ı canım bana arkadaşlık etti.

6 — Ağlayan sineme dağ ve elifle ah yazdım vp bu suretleâşıklık diyarında tabl-u âlem (davul, dağ, bayrak; elif) sahibi (emir, şah) oldum.

7 — Selimi, ben de M ecnun gibi aşk m ülküne sahip olun­caya kadar saltanat aşkı (mihr, güneş) ile ne kadar fakirin kapısının etrafm da dönüp dolaştım,

GAZEL

217

Page 219: Ali Nihad Tarlan - Yavuz Sultan Selim Divanı.pdf

1 — o kıvrım' kıvrım saça o kadar âşık oldum ki nihayetondan kat’ı r ^ a r ettim , kendim de mahvoldum.

2 — Aşk belâsını çok kimse çekti; fakat benim gibi kimseonun, uğurunda bu kadar belâ çekmedi.

3 — Senin visalini anarak çimenlerde o kadar dolaştım, ya-nağm gibi güzel kokulu bîr gül bulmadım.

4 •— Senin aşkını herkesten gizliyordum. Dayanamadımansızın bir ah ettim ; herkes bu sırrım ı tınladı.

5 — Öldükten sonra vücudum u yolunun toprağı ile ört.Ben bu kefenin aşkı ile senin uğurunda şehit oldum.

6 — Rakip .bana düşman, dostlarım derdim i dinlemektenbıkmış. Bak senin askın yüzünden insanlara karşı ne kadar rüsva oldum.

7 — Selim, o sert şehsuvar peşinde kendim den geçtim-, va­tandan bıktım.

GAZEL

- 208 -

218

Page 220: Ali Nihad Tarlan - Yavuz Sultan Selim Divanı.pdf

- 209 -1 — o peri evlâdı olan güzelin cemaline öyle delicesine âşı-

kım ki âh-ü feryadım dan kom şularım sabahlara kadar uyuyam ıyorlar.

2 — Evvelce hal ehli bana aşk ve âşıklık nedir öğrettilerde haindolsun bu dertsizlikten kurtuldum,

3 — Rüzgârın, onun visalinden bana getirdiği koku saye­sinde güle ihtiyacım yok. Fidan boyunu gördükten son­ra serv derdinden (âzad) oldum,

i E ğ e r o Leylâ değilse niye ben Mecnun gibiyim. Eğero Şirin değilse niye ben Ferhad (suretinde) yim.

5 — Selimi dert içindedir; sevinçten nasibi yoktur. Onun için dünya m eserretlerinden kederleniyorum, gönlü­m ün derdi beni sevindiriyor.

GAZEL

219

Page 221: Ali Nihad Tarlan - Yavuz Sultan Selim Divanı.pdf

1 — Hicrana takatim kalmadı. Dertli oldum. Ey vefasrz,biraz olsun; acı, helak oldum.

2 — Mesiha, ibenim ayağmıı öperdi. H atbuki Iben. setviakapmdaki köpeklerin ayakları altında toprak oldum,

3 — Dert ve hicrandan yakamı, göğsümü parçalaya parça-laya kiliseye gittikten sonra gönlüm- artık tekkeyi iste­miyor.

4 — Gönül damarı saf şarap hasretinden kurudu, artık birdamla kanım kalmadı; ku ru asma dalları gibi cayır ca­yır yandım. ,

5 — Selim gam cehenneminde yandım amma âşıklıktanbaşka ne günah ettimse hepsinden pîr-ü pâk oldum?.

GAZEL

- 210 -

220

Page 222: Ali Nihad Tarlan - Yavuz Sultan Selim Divanı.pdf

1 — Senin visalini düşünmek beni hicrandan beter öldürü­yor. Çünkü beni diriltiyor, bir kere daha öldürüyor.

2 — Ay yüzlü sevgilim, senden başka bir şey istem iyorurn;bir kere bana bak! Ne; yapayım senin gözün daima bir bakışla beni öldürüyor.

3 — Okların ne gönlüme,, ne ciğerime isabet ediyor. Budertli gönlüm, bu hûm olm uş bağrım (ciğerim) nihayet beni b ir gün m uhakkak öldürecek.

4 — Beni öldürm ek kasdinde olan hicran günü, ne olur ke­rem etse de bugünden öldürst-,

5 — Sarhoş gözün seni takip edemiyeyim, gönlüm hasretledolu yollarda kalayım diye beni yol üzerinde öldürü­yor,

6 — Kıvrım kıvrım saçlarm dan uztık, hicran içinde ah edi­yorum. Fakat bu ah, senin gönlüne tesir ederse beni öldürür,

7 — Ey can âfeti, senin diyarında Selimi gibi beni de visaltatarı (postacısı) her an b ir haber getirerek öldürü­yor.

GAZEL

- 211 »

221

Page 223: Ali Nihad Tarlan - Yavuz Sultan Selim Divanı.pdf

1 — Saçının her telinde yüzlerce naz-ü istiğna belirdiktensonradır-ki kaşların gazaplı halini terkeder.

2 — H er an bana bir kere bakar diye ümitlendiğim bu al­datıcı gözde (nerkis) ne yazık ki uykudan başka birşey göremedim.

3 — Beni cevr-ü cefa ile öldürürsen de gam yen>em. Ziraevvelce de senden bir vefa görmüş değilim ki!..

4 — D idannm m um u etrafında pervane gibi gam ateşineyandım, uçamadım.

5 — Toprağımı rüzgâr senin diyarına ' savurduktan sonraa.jk yolunda ne kadar şerefli olduğumu anladım.

6 — Ey canımın sevgilisi, gönlüme çok sır sakladım. Fakatbu sırrı senden daha iyi bileni görmedim.

7 — Senin ayrılığından her gece rüyam da dertli dertli okadar ferj^ad ettim de kimsenin bu sfganmia iştirak ettiğini görmedim.

c i A Z E L

- 212 -

‘222

Page 224: Ali Nihad Tarlan - Yavuz Sultan Selim Divanı.pdf

- 213 '1 — o ay yüzlü sevgilünden ayrı çektiğim ıstıraptan şikâ­

yet etmiyorum, ölem-iyorum, bana asıl belâ hayatım ­dan geliyor.

2 — Ayrılığın karanlığı gecelerimi çok m übarek bir halegetiriyor. Bu kudsiyet bana v^ahdetin ne tecellilerini il­ham ediyor.

3 — Bana, «oxı.un gözünün hastalığını niye sormadm?» de­meyiniz. O andaki utancımdan şimdi utanıyorum.

4 — Ağlayan gözüm birçok lâ’l ve inciye maliktir. Fakatbu zenginliğim beni rüsva etti.

5 — Selimi padişahlık istem-iyorum. Yârım ın kölesiyim. Ben bu köleliğimden dolayı şehinşahmı.

GAZEL

223

Page 225: Ali Nihad Tarlan - Yavuz Sultan Selim Divanı.pdf

- 214 -1 — Karjmlık gecem, senin ay yüzünle aydınlandî. Kimse

benim kadar uyanık - bahtlı değildir.2 — Y aralarla gönlüm bijr gülzara, vücudum bir lâleye

döndü. Dünyada kimin böyle bir bağ bahçesi vardır?3 — Başkalarının yanında bana düşman kesildiğini görün­

ce anladım ki âlemde benim sevgilim gibi bir sevgili yoktur.

4 — Bana «onun diyarını terkedip cennete gel» dem’eyiniz.Ben gölge gibiyim; bu duvarın dibinden hiç ayrılır mı- yım?

5 — Gönlümde gam hastalığı her an ziyadeleşiyor. Bu ne­vi hastalık adam öldürürse hayret ederim.

6 — Ey zâbid ister zikr ile meşgul olayım, ister o saçı dü­şüneyim. Benim tesbihirh ve zünnanm dan sana ne?

7 — Ey güzel. Selimi, senin saçının kıvrım-mda kalan gön­lünü istiyor. H er ne kadar bundan utanıyorsan da söy­le barj ben utanayım.

GAZEL

224

Page 226: Ali Nihad Tarlan - Yavuz Sultan Selim Divanı.pdf

- 215 -1 — Bir güneş yüzlü dilber istiyorum. Ben Mecnun bu gece

yine ne belâya düştüm.2 — Ey uyku, gözümden çekiL bu gece hayalimle bir ayağı

öpmek istij'’orum.3 — Ben kimim ki senin gibi bir güzelden vefa üm it ede­

yim. Bekliyorum ki bana acıyıp cevr-ü cefa edesin.4 — H er gecesi matem- içinde geçen ben bedbaht nasıl ar­

kadaşlarım ı zevk ve safaya davet edebilirim?5 — O cennet hurisinin didarı gülünden uzak> Selim gibi

ağlayan bir bülbülüm , feryad terennüm ediyorum.

Yavuz Selim Divanı : 15 225

GAZEL

Page 227: Ali Nihad Tarlan - Yavuz Sultan Selim Divanı.pdf

1 — o güzelin aşkı ile o kadar bittim ki bu bitkinliğimonun visalinde daha fazlalaşıyor.

2 — Onun aşkında ben biçarenin eline geçen şey ancak gam,keder, b ir de bitkinliktir.

3 — Bu aşktan vazgeç diye bana öğüt veren benim bu sev­da bitkinliği içinde ne zevkler duyduğum u bilmez ki!..

4 — Bir peri yüzlü beni aşkı ile divane etti. Dostlarım buharap halim i ayıplamayınız!

5 — Başkasına baktığı zaman dayanamayıp ölüyorum. Ba­na baktığı zaman da bitiyor, harap oluyorum.

6 — Ey bana nasihat veren, çekil git. Gönül, bu harap, bit­kin vaziyetten kendini kurtaram az. Ben artık m ahşere kadar bu haldeyim.

7 — Selimi, aşk beni birdenbire esir etti, beni benden al­dı. Evde de olsam, seferde de olsam böyle harap, böyle perişanım.

GAZEL

- 216 -

226

Page 228: Ali Nihad Tarlan - Yavuz Sultan Selim Divanı.pdf

~ 217 -1 — Daima gönlümde bir katilin kılıcının derdi var. Bu ne

acaip gönül derdidir ki kimse halimi sormuyor!2 — Yüzüm gözüm toprak 'içinde, ağlıyorum ey zâh'it. Ben

nasıl Kâbeye giderim! Görm üyor m usun ki başka yer­de alâkam var (elim su ve çam urdadır).

3 — Zevk ve safa menziline varam ayıp geri kaldımsa, sev­gilim, memnunum. Zira hiç olmazsa senin diyarının toprağı üzerinde konakladım.

4 — Onun saçının sevdası bir küfürdür ve ben ondan canı­mı kurtarm ak -istiyorum. Müslümanlar, ben zavallı âşık ne batıl fikre saplanmışım bakınız!

5 — Zülfü kıvrım kıvrım, kâkül desen o da öyle! Kaşlarıçatılmış! Her taraftan ne m üşkül belâya uğradım Ya­rabbi!

6 — O ay yüzlü uzaktan Selimî’nin feryadını işitince:«Âlemde ne kabiliyetli bir âşıkım (dertlim) varmış hayret!» dedi.

GAZEL

227

Page 229: Ali Nihad Tarlan - Yavuz Sultan Selim Divanı.pdf

1 — Hicrgn gününde sarhoş oluyoı-j derdimi unutuyorum . Bu nasıl adalet ki mülkü, (vücut m ülkünü) harap ede­rek m am ur ediyoruîn.

2-— Visal gecesi beni anarak söylediği her sözü, onu ana­rak o kadar tekrar ediyorum ki m ahşere kadar hatı­rım dan çıkmaz.

3 — Dertli gönlüm keder dağı ile o kadar yanıyor ki top­rak olmuş sinemi lâle gibi rüzgâra veriyorum. (Lâle­nin ortasındaki siyahlık).

4 — O ne güzel aşktır ki bîri halimi sorsa, dağlara ka.çayımferyad ede3'’im, ve Ferhad’ın matem-ini tutuyorum , di­yeyim.

5 — Selimi, bazan sarhoş, bazan hicran ile kendimden geç­m iş , (bîhuş) bir haldeyim. Dünj?a gamından kendi mi böyle kurtarabiliyorum .

GAZEL

- 218 -

228

Page 230: Ali Nihad Tarlan - Yavuz Sultan Selim Divanı.pdf

- 219 -1 — o güm üşler gibi beyaz tenli sevgilinin hicranı ile öl­

mek istemiyorum.. Zira ben ansızın ölürsem hicran beni öldürdüğü için bednam olur.

2 — Ey ölüm, gönlümde onun bu kadar hicran acısı var;buna sekerat acısım da ilâve etme! lütfet; git b ırak ben kendikendime öleyim, i

3 — Ne bende söz söyliyecek kudret var, ne o bana bir sözsöylüyor. Ey canım, vücudum u terket te onun huzu­runda bir söz için ölmüş olayım.

4 — Şirinin diyarından böyle çekildimse hayret etmeyin.Belâ dağında Fei'had gibi kendi elimle ken'dimi öldür­m ek istiyorum.

5 — Yarabbi! Beni bir kere daha o ay yüzlü sevgilimin ipeklere (1) benzeyen diyarına götür. Dağda bajnrda böyle kefensiz ölüp kalm am reva değildir.

6 — Onun aşkından bahsedersem (nefes vurursam ) garez- kârlardan korkuyorum. Selimi en iyisi budur ki bir kere bahsedip (bir nefes vuru.şta) ölüp gideyim'.

GAZEL

(1) M etinde «hâl-i kûy» yazıyorsa da «hâk-i kûy» olm ası daha muhtemeldir. (H âl) in bir m ânası da ipekli kumaştır. İkinci mısra’da kefeni kelim esi (hât) e daha uyuyorsa da şair diğer bir­kaç yerde sevgilinin diyarının toprağından kefen istediğine göre (hâk-i kûy) daha doğru olacaktır.

229

Page 231: Ali Nihad Tarlan - Yavuz Sultan Selim Divanı.pdf

1 — Visal günü o nazenin sevgilimin didarm m hararetlisevdası ile ölüyorum. Yarabbi^ bana yüzlerce defa böy­le ölüm nasip eyle,

2 — Evvelce gönlümde onun aşkı yüzünden ne güzel ke­der ve kin. (endûh ve kin) vardı. Yarabbi! sonunda'da bana böyle gamlı (endûhgin) ölüm nasib et.

3 — Mahşerde, Cenabı Hak tevfikini refik ederse, ancak okaşların karşısında secdeye kapanarak ettiğim ibadet,, bana şefaat edecektir.

4 — O kem an kaşlı güzel beni öldürm ek için ok atarsaonun okunu tebcil ederek, onu takdir ederek can veri­rim.

5 — Onun ıstırabı, beni öldürürken fazla' üzülmesin diyecanımı yavaş yavaş vücudumdan çıkarır ve sonra m ah­zun m-ahzun ölürüm.

6 — Se!im.î’niu âlemde bir tek m uradı budur; gönlünün,o nazenin sevgilisi yolunda âciz ve bitab ölmesi.

GAZEL

- 220 -

230

Page 232: Ali Nihad Tarlan - Yavuz Sultan Selim Divanı.pdf

1 — Fenâ ikliminde ınum gibi ağlaya ağlaya eriyor ve ölü­yorsam da hiç müteessir değilim. Zira bir sevgili uğu­runda ölmek insan için baki b ir devlettir.

2 — Evde otursam o şuhun ayrılığı, sokağa çıksam ağ­yarın ta'nı beni öldürüyor.

3 — Bu ne ıstıraptır Yarabbi! Aşk derdiyle ölüyorum dalalan hilekâr, zalim güzelin y&lunda ölüyorum diyemi­yorum.

4 — Aşktan gönlüm, canım hûn oldu da gönlümün rahatiolan o dilberin bir şeyden haberi yok. Tabib dertten haberdar değil, ben-zavallı hasta ölüyorum,,

•5 — Selimi, mademki yar uğrunda ölüyorsun, niye feryad ediyorsun? Ben böjde ölüm için her an yüz kere ölü- rüm-,

GAZEL

- 221 -

231

Page 233: Ali Nihad Tarlan - Yavuz Sultan Selim Divanı.pdf

1 — o güm üşler kadar beyaz tenli serviden aşkımı ne za­m ana kadar gizliyeceğim? İyisi mi, ona halimi bildire­yim.

2 — O periye benzeyen güzelin okundan hiç m üşteki deği­lim. Çarhtan, yıldızlardan ne gelirse (kaderime) razı­yım.

3 — Ne kadar istiyorum; b ir gece onun diyarında eşiğinebaşımı koyup hasret ile uyuyayım.

4 — Bana: «Aşkımla yan ki senin derdine deva olayım»diyorsun. Güzelim, ne emredersen onu yapayım!

5 — Mademki gönlüm onun visalinin m uhterem harim inemahrem olm.-adı, Selim, onun aşkının ıstırabm a katlan­maktan, o ıstırap ile bağdaşmaktan başka çare yoktur.

GAZEL

- 2 2 2 -

232

Page 234: Ali Nihad Tarlan - Yavuz Sultan Selim Divanı.pdf

- 223 -1 — Bir gece o perinin diyarında canımı verm ek istiyorum.

Eğer feryad edersem; onun kapism daki köpekleri tak­lit ederim, o haberdar olmaz.

2 — H em e kadar lâyık değilse de hediye olarak canımıdudağıma getirmişimi Maksadım onun aşkının ıstıra­bını gönlüme m isafir; etm ektir.

3 — Benim gönlümün yarasından zerre kadar m üteessir ol­duğunu istemediğim için oiıa halim i bildirm iyorum ,

4 — Lâle gibi yüzlerce defa gönlümün dağını gizlesem sa­rı yüzüme akan kanlı gözyaglarından yine askım âleme faş oluyor.

5 — Yarabbi! Ölmeden evvel gönlümün m uradım ver; birgece onun eşiğine başımı koyup uyuyayım,

■'6 — Evvelce sabrım vardı, kendimi teskin ediyordum. A r­tık gönlüm bu ıstıraba dayanamıyor, nasıl edeyim.?

7 — Bana: «Selim-î, b izim ;geçeceğimiz yolları göz yaşların­la su la !)) diyorsun. Em rin baş üstüne (göz üstüne) na­sıl emredersen öyle yapayım!

; GAZEL

233

Page 235: Ali Nihad Tarlan - Yavuz Sultan Selim Divanı.pdf

- 224 -1 — Bu ne haldir, daima kendim den geçmek, bir güzelin

didarı aşkı ile helâk olmak istiyorum,2 — Bir ay yüzlünün yanağının aynasında Allahı gördüm.

Yarabbi!, Eğer ona eğri bakarsam gözlerim kör olsun.3 — Güzelliğinden şikâyet ettim. Dudağın dedi ki; «Ay

gibi daima karşında tecelli ediyorum. Bu sana kâfi değil midir?»

4 — Ayağını öpmek bana m üyesser oirrıuyor. O ne dev­lettir, eşiğinde toprak olup bu dertten kartulsam !

5 — Ey Leylâya benzeyen güzel b ir kadefle- benim işimi tam amla ki Mecnun gibi divane divane dağlarda sah­ralarda dolaşayım.

6 — Seninle dost olmak bana muhal. Onun için gönlümhasretle dolu, uzaktan uzağa yabancılaı gibi sana ba­kıp duruyorum,

7 — Bu huysuz gönlümle ne yapacağım'i bilmiyorum.Onun yüm adeıi ne evde rahatım vev, ne seferde!

8 — Her an sana baksam halk görecek diye korkuyorum .Onun için bir gün gönlüm, canım sende olduğu halde ben sözde başka yerde olayım.

3 — Gece bana; «Kirpiğinle köpeğimin ayağına batan di­keni çıkar» dedin. Baş üstüne (göz üstüne), eğer er­tesi sabaha kadar yaşarsam öyle yapayım!

10 — Senin kanlar döken gözün gibi cihan benim başıma belâ yağdırsın, eğer kıl kadar korkarsan; Selimi de­ğilim.

GAZEL

234

Page 236: Ali Nihad Tarlan - Yavuz Sultan Selim Divanı.pdf

- 225 -uMevlâna Ahdurrahvıan Câmîn yân gazelini tahmis

1

1 — Ne zamana kadar zerre gibi senin cemalinin güneşin­den ayrı kalacağım? ’

2 — Senin cemalinden ayrı, ne zamana kadar lâle gibi içim­de gizli dağ olacak?

3 — En iyisi bundan sonra senin diyarında bekçi olacağım.4 — M ademki visalinin, sofrasına m isafir olamıyorum,5 — Hiç olmazsa köpekler "gibi eşiğine başımı koyup hiz­

met etmeğe hazır olayım.

GAZEL

1 — Gâh diyorsun ki: «Sen âşık değilsin, âr ve namus kay­dında bir insansın».

2 — Gâh diyorsun ki: «Çok istekli isen de sabret».3 — Benim ne rüsvay olduğumu, ne de âkılâne hareket e t­

tiğimi beğeniyorsun.4 — Ben bedbaht ne tarzda hareket etsem bir tü rlü beğen­

miyorsun.5 — Nasıl olmamı istediğini bilmiyorum, ki öyle olayım!

235

Page 237: Ali Nihad Tarlan - Yavuz Sultan Selim Divanı.pdf

1 — Yarabbi .bana saadet tahünı ihsan et demiyorum,2 — M emleketler fethetm ek için bana zafer ve nusret ver

demiyorum.2 — Dert kazanmak için aşk yoluna girmek fu’satm ı ver,

demiyorum,4 — Ben perişan biçaieye o devleti ver ki,5 — Bir gün }o zemane Süleymam ile beraber oturayım,

4

1 — Ağlayan gönlüm o çene kuyusunun güzelliğine hapse­dildiği andanberi,

2 — Her gece Yarabbi, Yarabbi! diye feryadlarım aya, gü­neşe erigij^or,

3 — Ey ay yüzlü güzel, senin didarmdan uzak yıldızlar gibigöz yaşı döküyorum.

4 — Senin nazik tabiatm dan korkuyorum , yoksa her geceseher vaktine kadar,

5 — M ahallenin etrafm da ağlayarak, feryad ederek dolaşı­rım.

1 — Mecnun gibi aşk diyarmda rüsva olan âşık ne bahtiyar-âşıktır.

2 — Benim gibi m emleket dışmda bir m ihnet köşesinde ol­mayıp ta (1)

3 — Ey boyu m evzun servilere benzeyen sevgilim. Selimisenin kanlı katilin değildir ya!

4 — Evvelce başkaları benim sayemde senin yüzünü gö­rürlerdi; şimdi

5 — Camî gibi başkalarının sayesinde senin yüzünü gör­meye razı oldum..

(1) ik inci mısra, birinciden evvel akunmahdır.

236

Page 238: Ali Nihad Tarlan - Yavuz Sultan Selim Divanı.pdf

1 — Yine birisini hatırlayarak ağlamaya başladım. Gözüm; hicranın arzu ettiği şekle girdi.

2 — Cananın zafran renginde m ektubu geldi. Onu gözümünüzerinden o kadar ayırm adım ki gözlerim, sarılık has­talığına tutuldu.

3 — Visal günü onun yüzüne dikkatle bakayım diye gözümkendinden utandı ve perde arkasına gizlendi. (Gözle­rim e perde indi).

4 — Onun köpeği gönlümle kan olmuş bir ciğer için çeki­şip duruyordu. Nihayet gözüm kefil oldu da sulh et­tiler.

5 — Âlemde sanem kadar' güzel sevgililerin visalleri gülüdikensiz olmaz. O sebepten gözüm böyle kan içindedir.

6 — Gönlümü, güzellerin sevdası, yakıp kebap etti. Gözümay gibi güzellerin aşkı peşinde koşuyor.

7 — Ey Selimi, o huri .yüzlü güzele bakm-ak için gözüm ;gönlümün ve canımın gözüne gözlük oldu.

GAZEL

- 226 -

237

Page 239: Ali Nihad Tarlan - Yavuz Sultan Selim Divanı.pdf

- 227 -1 — Onım yüzüne rakipler görecek diye her an bakamıyo­

rum. Onun için bir köşeye çekilip o ay gibi cemalini uzaktan temaşa ediyorum.

2 — Ne güzel olur o güzel yüzünü gösterdiği zaman benbiçare onu gâh dışarıdan, gâh çadırının içinden tem a­şa ederim.

3 — Başımı eşiğinden menetn>e. Ben öldükten sonra dahibaşımı senin aşkının yolunda toprak olmuş görmek is­terim.

4 — Kanlı kılıcının aksiyle yüzüm ü gülgûn et. Onu seninhicranınla ne zamana kadar bir saman gibi zafran ren­ginde görüp duracağım?

5 — Çene kuyusundan hırsız gibi kimseye görünmeden hat­tı tarafına giden canmıı, Yarabbi yine hırsızlar gibi- o kuyuda m-ahpus göreyim.

6 — Fettan kaşı, zülfünden sonra yine çatılu'sa; onu (la)dan geçip (illallah) vecdi içinde göreyim inşallah!

7 — Selimi, o peri yüzlünün visaline ben nasıl nail olabi­lirim? Onu ansızın görürsem öyle harap oluyorum ki visaline takat nerede kalır?

GAZEL

238

Page 240: Ali Nihad Tarlan - Yavuz Sultan Selim Divanı.pdf

1 — o gümüş tenli güzele baktıkça ölmek istiyorum-. Zira benim nazarım, o güzel yüze lâyık değildir.

2 — B ir başkasını benim şeklimde aşk ile mahvolmuş gö­rürsem hasetten ölürüm. Onun için aksimi görürüm diye aynaya bakmam.

3 — Hicran gecesinde ben divane ancak bunu düşünürüm ; Visal günü nasıl b ir hile ile o peri yüzlüye bakabileyim.

4 — Üzerindeki elbiseyi öjde kıskanıyorum ki canım boğa­zıma geliyor. Ya gömleğinin arasından gül gibi vücu- aunu görürsem ne hale gelirim?

5 — Gözümü onun endamından, zülfünden, yüzünden ayı­rıp ta nasıl sünbül, reyhan, servi ve yasemine baka­yım?

6 — Selimî, hicran köşesinde onun hayaline kanaat ederekkendimi teselli ediyorum. O ay gibi yüzü bir meclis içinde görmeye ne ihtiyacım var?

GAZEL

- 228 ~

239

Page 241: Ali Nihad Tarlan - Yavuz Sultan Selim Divanı.pdf

- 229 -1 — Canım- sevgilim; eğer senin diyarm dan ansızın çıkıp

gidersem beni ayıplama! Zira aşk beni öyle divane et- ■ miştir ki bazan yolumu şaşırıyorum.

3 — Eğer yolda kendimden geçmiş bir halde yürüyorsambeni ayıplama arkadaş!. Onun ayağnıı öpmeği düşünü­yor; öyle yürüyorum .

4 — O güzel, salına salına yürüyen dilberin, kimin aşkıiçinde böyle yürüdüğünü gördükçe keklik gibi gam da­ğından kahkahalarla gidiyorum.

5 — Sözde onun gözünün sihrinden o kadar çekiniyorumki el’aman diyerek, Allah Allah diye zikrederek yürü- yon.\m.

6 — Ben (elsiz, ayaksız) kanlı gözyaşımin seylabı içindeâciz kalmışım. Su.üzerinde sürüklenen bir saman çö­pü gibi iradesiz, kendime gelmeye çabalıyorum.

7 — Ey Selimi; belki onu naz uj'-kusunda görürüm, haberiolmadan dudağından öperim' diye .... (1) vakitsiz gidi­yorum.

GAZEL

(I ) Bu m îsıa yanlış tesb it edilm iştir.

240

Page 242: Ali Nihad Tarlan - Yavuz Sultan Selim Divanı.pdf

- 230 -1 — Kimse benim gibi hem fakir hem de garip ohnasm.

Benim gibi ömründen nasib alm-amak felâketine uğ­ramasın.

2 — Keşke ayrihk beni ağlata ağlata öldürse! Ne zamanakadar bin tane düşmanın çevrini, üstelik de ra ­kibin ta'nını çekeyim.

3 — Ben hastaAT ölüm döşeğinde görüp te halimi soran ta ­bip bile gönülden yaralandı.

4 — Ey kâfir, Allah aşkına zülfünü, yüzünü göster. Ta kiben puta, saneme hattâ salibe tapayım.

5 — Ey vefa cennetlerinin tutisi (papağan) ve bülbülü olanSelimi, âlemde âşıklık, senin şiirlerin yüzünden revaç kazanmıştır.

Ya v uz Selim Di van ı : 2 4 1

GAZEL

Page 243: Ali Nihad Tarlan - Yavuz Sultan Selim Divanı.pdf

- 231 -:î--^}By sevgilim, bu ay gibi yüzünün güzelliği sana Allah

,Wgisidiı* (sana b ir H uda güzelliği de verm iştir). A r’~ ;a r ^ e şimşad ağaçlan senin servi boyunun kölesidir 1er.

:'2^:îCa§larm in kıvrm tısı altmda sihirbaz gözün benim gönlümde sabır bırakm adı; yine bana zulm etm ek sev­dasında!

• 3 — Senin hicranınla dün gece yürekten bir ah ettim, bu âh ’Mecnun’un m erkadini de yaktı, Ferhad’ın türbesi­nin de.

‘"4 — Ne yazık ki senin merhametsiz kalbine gözyaşları, ah ve figan, hattâ feryad tesir etmiyor.

: 5 — Ölümüm'den sonra bu yanan kalbim in ateşinden vücu­dumda' bir zerre kalırsa kabrim deki taşı da, hattâ de­m iri ve-çüliği de yakar.

î '6 .^ D ü n senin-peşinden koşarken köpeğin bana olan dost­luğundan-dolayı (seni sevdiğim için) arkasına dönüp

’ bana b ak tı,'h a ttâ bir saniye durdu.■•7__ Bîsütun, •■Selimfnin ıstırap içinde feryaduiı lişitinee

"f-eryad-ü'figan-,etti, hattâ yere yıkıldı,

GAZEL

242

Page 244: Ali Nihad Tarlan - Yavuz Sultan Selim Divanı.pdf

» 232 -1 ■— Ey yalnız canlar değil, yaralı gönüller de aşkının ıstı­

rabına esir olan dilber, ayrılığından yalnız gönül değil, gözyaşı incileri yağdıran göz dahi kana garkolm uştur.

2 — Daha ns kadar beni vaslına m ahrem olmaktan böylem ahrum edeceksüı. Ne zamana kadar bu cefa? Bir ke­re de vefakâr olsan ne olur?

3 — Bundan sonra her gece senin diyarına Mecnun gibiferyad-ü figan ederek geleceğim.

•4 —■ Senin aşkının ateşini nasıl gizliyebilirim. Şehirde, so­kakta, pazarda her yerde zaten rezil ve rüsva oldum.

5 — Şehir, benim ah-ü feryadım la o kadar doldu ki insan­lar duvar kenarlarına çekildiler.

■6 — Dün senin diyarına geldim. Naz ile yüzünü örttün. Âşıklarına yüzünü d'ahi gösterm ekten çekiniyorsun. Ne yazık!

■ 7 — Ey Selim-î o gül yanaklının fidan boyundan ayrıyım. Gözüme gül ve gülistan diken gözüküyor.

GAZEL

243

Page 245: Ali Nihad Tarlan - Yavuz Sultan Selim Divanı.pdf

- 233 -1 — H attın ve benin birleşip ne zamana kadar gönülleri

yağma edecekler? Bir arada görünüp ne zamaha ka­dar herkesin canmı alacaklar?

2 — Tebessümle iki dudağm hokkanm ağzım açtılar mıinci ve yakutu birarada gösterirler.

3 — Kevser ve zemzem senin tatlı dudağım görseler utanç­larından kuyunun dibinde birleşip otururlar.

4 — Gönlüm, ne visal ile seviniyor ne hicran ile yeriniyor.Bu her ikisinin biraraya gelmiyeceğini biliyorum da onun için.

5 — Ey Selimî, gam ile dertten şikâyet ediyorsun. Bunla-rm eskidenberi senin en şefekatli dostların olduğunu bilmiyor musun?

GAZEL

244

Page 246: Ali Nihad Tarlan - Yavuz Sultan Selim Divanı.pdf

- 234 -1 — Ne zamana kadar canıma, ciğerime yaralar açacağım?

O kadar sabr-u kararım j 'ok ki j^aralı göğsüme 'bir el koyayım (onu teskin için).

2 — Bu ne haldir kj beni htızuruna çağırdığı zaman onadoğru bir adım atam ıyorum ?

3 — Onun ayağı çok nazik; benim yüzüm, içimdeki diken­lerle örtülü. Ben fakir nasıl onun ayağına yüzüm ü gö­zümü sürebilirim?

4 — Nerede o talih bende., bırakm azlar ki bir gece o kâfi­rin köpeğinin ayağına başımı koyup sabaha kadar ya­tayım.

5 — Ey Selimi; şarap kadehi, sevgilinin cemali' olduktansonra niye cenneti, on-daki Kevser ve Tûbâyı isteyeyim-?

GAZEL

245

Page 247: Ali Nihad Tarlan - Yavuz Sultan Selim Divanı.pdf

- 235 -1 — Sana olan aşkımı anlarlar diye dij^anna gelemiyorum,

G'am bulutu oldum', ağlayan gözümle senin tarafına gelemiyorum.

2 — Bana diyorsun ki: ıcBenim diyarıma öyle ulu orta, se­bepsiz gelip gitme». İstem iyorsan o didarı tema§a zev­kinden gönlümü menet. Ne yapayım dayanamıyorum.

3 —• Bağımı alıp köpeğinin ayakları altm a at ki Mecnungibi aşktan sarhoş, aşk ordusunun başına geçip serdar olmıyayım.

4 — Gönlümün arkasından canım senin diyarına geldi yaey güzel; a rtık beni sorma; zira ben m ihnet köşesinde ağlaya ağlaya can verdim, onun için gelmiyorum.

5 — Selimi, senin diyarma köpekler gibi geliyorsa onu ayıp­lama! Zira ben senin kapma gelmedikçe adam olamı­yorum.

GAZEL

246

Page 248: Ali Nihad Tarlan - Yavuz Sultan Selim Divanı.pdf

- 236 -1 — Gîece ile gündüzü (yüz ile saç) iyi taksim ettiği için^

sevgilinin yüzü güneşe' m üreccahtır.2 —: Beni misk kokulu saçı altında o kadar güzeldir ki, can­

ları avlayan tuzağın içindeki daneye yahut cimin ( JL) noktasına benziyor. (Cim, saç).

3 — Şahin gibi her tarafta avlanmak için, kaşın âhuya ben­zeyen gözlerine ders verm iştir.

4 — Güvercin senin okunun hüm asm dan ürkmez. . Eğeruçuyorsa sevincinden; yere düşüyorsa o hüm aya kar­şı hürm et ve tazimindendir.

5 — O güzelin gözü yüz tane başı kesilmiş kuş getirdi. Ya­ni bununla: «Ey Selimi aşk uğrunda işte böyle teslim ol» demek istedi,

GAZEL

247

Page 249: Ali Nihad Tarlan - Yavuz Sultan Selim Divanı.pdf

- 237 -1 —-Ey güller gibi taze s e n a boyium, ne diyeyim-! Hicran

gecesi senin diyarından ayn o kadar gözyaşları dök­tüm ki!..

2 — Beni kendimden kurtar. Saçının bir teline kurban et. Allaha kasem ederim ki bu sözümde kıl kadar riya yoktur.

3 — «Hicran için.de ne ıstıraplar çekiyorsan söyle» dedin, ben bir deli oldum, ne söyliyeceğimi bilmiyorum.

4 — Sevgilim, gönlüm senden deva istediği için beni gözyaşları İçinde öldür. Öldür ki bundan sonra artık sen­den gam ve kederden başka b irşey ' aramıyayım,

5 — Gönlümde otuz senenin ıstırabı birikti. Şimdi kadehindudağına hasretim , şarap testisinden başka birşey dü­şünmüyorum.

6 — Selimi, sakın sevgiliden şikâyet etme. İster bana ihsan.eder, ister beni öldürür; ben onun kölesiyim.

GAZEL

248

Page 250: Ali Nihad Tarlan - Yavuz Sultan Selim Divanı.pdf

- 238 -1 — Zannediyorum ki günlerce onu ben kendiliğimden a ra ­

yıp duruyorum ; halbuki zavallı bilmiyorum- ki beni zerre gibi dÖrt tarafa galan onun sevgisidir, (m ihridir).

2 — Ka§larmın takına her baktığım, zaman yeni ay göi'-müş insan gibi gönlüm «Allahu Ekber» diyordu.

3 — Aylar kadar dilber sevgilim, misk kokulu siyah saçla­rını yanağının üzerine aç, dök; zira ben o koku halkası yüzünden belâ zincirine bağlanmışım.

4 — Ay gibi parlak yüzlü sevgilim, surete bakma manâ ta-leb et; niye aynaya bakıyorsun? Sevgilimin aynaya benzeyen yüzüne ikilik yakışm-ıyor.

5 — Göğsümdeki yarıktan gönlüme niçin gözyaşı döküyo­rum biliyor musun? İstiyorum ki gönlümün sahifesin- de senden başka ne varsa silip çıkarayım.

6 — Vücut gamdan o derece yandı ki aleve döndü. Vücu­dumdaki her kıl ateşten çıkan dumana benziyor.

7 — Selimi, ne zamana kadar basıma m-elâmet taşları ya­ğacak. Bu bitkin vücudum, bilmem dağ mıdır, yoksa ben demir ve tunçtan mı yaradılmışım?

GAZEL

249

Page 251: Ali Nihad Tarlan - Yavuz Sultan Selim Divanı.pdf

- 239 -1 — Onun aya benzeyen yüzüne güneş demeden evvel o

kindar zülfüne nikab (örtü) demeliyim. (Yâni hica­bımdan yüzüm ü evvelâ örtm eliyim ).

2 — O gü:iel, zülfüne dair bana birşey sorduğu zaman sözsöylüyorum; lâkin çok ö rtü lü (hicabda) söylüyorum.

3 — O şekerler saçan lâ’l dudak M ısırın temiz ve saf şeke­rini utandmj^or. O dudak bal ortasında parlak bir ya­kuta benziyor.

4 — Dedin ki: uYa beni terket, yahut rakip ile oturmayarazı ol.» A canım, ben bu söze nasıl cevap verebilirim?

5 — Aşk içinde (aşkın yüksekliği yanında) adını anarkenhicab duyan ben senin en hakir köpeğine (âlicenab) (1) diye hitab ediyorum.

6 — Bana ne cefa etmeyi düşünüyorsun, ne sevgi göster­meyi! (Benimle ne cefa babmdasın ne vefa yohmda) Sen söyle, didannm huzurunda hangi hususta (hangi baptan) söz sÖyliyeyim?

7 — Selim'î, aklım başımda iken, (ayık iken) bir söz söy-liyemiyorum. Meğer ki son derece sarhoş olayım o za­man o peri ile konuşabiliyorum.

GAZEL

( I) Eskiden, (dfev’etli. şevketli) gibi padişahlara, emirlere

verilen ünvaıı.

250

Page 252: Ali Nihad Tarlan - Yavuz Sultan Selim Divanı.pdf

- 240 -1 — Dün o ay yüzlülerin güneşi, ata binmig gidiyordu. Ya­

nağı parıl parıl parlıyor, saçları dağılmış, dudağında tebessüm...

2 — Yoldaşı vefa, gönlü uyanık, yanağı ay, hattı reyhan...Hulâsa baştan ayağa güzellik, naz, letafet ve sevgi!

3 — Hele başındaki sŞahane altın taç! Ayın yerinde Süheylve Zühre (yıldızları) parıl parıl parlıyor sanırsın.

4 — Kaşları yay, saçları anber, yanağı güzel kokulu b ir gül,dudağında insanı büyüleyici b ir güzellik! H at ve beni âşıkların başına belâ, kâfir gözü fettan!

5 — Bu güzellik karşısında ne sabrım, ne aklım kaldı. Onadoğru atıldım; yolunda toprak olmak istedim.

6 — O kadar zarif, öyle çevik bir süvari... Nasıl anlatayım'? Hayatım a karşı gösterdiği alâka ve lûtfa hayran ol­dum.

7 — Fakat o İsa gibi canlar veren Yusuf (peygamber) b ir lütuf ve iltifat mucizesi gösterip gizli bir işaretle bir eda ile bana hayat verdi.

8'— Öyle bir gülümseme ile- bana acıdı ve hürm et göster­di ki rakiplerin gözünden bu lü tu f vefa içine saklanıp gizlendi.

— Senin didarinm aşkı ile, ey ârâm -ı canım, Selimî, nedir biliyor musun? Hicran içinde avare, hakir, dertli b ir âşık (onu başka bir şey zannetme).

GAZEL

251

Page 253: Ali Nihad Tarlan - Yavuz Sultan Selim Divanı.pdf

- 241 -1 — o servi boylu güzelin dudağından bir terennüm işitir

işitmez, ben gönlü yanmış asıkın canından bir zemze­medir yükseldi.

2 —: Onun sesindeki suziş, herkesin canını, gönlünü yaktı.Ağzınm içindeki dil vecd ateşinin alevi midir, nedir?

3 — (Nevaî) m akam ından okuduğu her parça (Acem) ve(Hicaz) 1 haset içinde yaktı. Nihayet (meyan) da doğ­ruca (rast) âşıklarına (uşşak) geldi.

4 — Parmağındaki mızrap bir tem renli harp oku olup oyay ve oktan ciğerim yüz parça oldu. (Parmak, yay; mızrap, ok).

•5 — Ey Selim, her ne kadar gönlün aşlî yüzünden için için hûn oldu. Fakat lütfet bu gizli sırrı kimseye açma!

GAZEL

252

Page 254: Ali Nihad Tarlan - Yavuz Sultan Selim Divanı.pdf

- 242 -1 — Mecnun gibi göz yaşından bir su kenannda servi boy­

lu bir dilberi yâdederek oturuyorum,2 — Su habbesi gibi Ceyhun nehrinin kenarında çadır k u r­

muş, başımı mihnet ve m ahrum iyet yakası içine çek­mişim.

3 — Belâ bulutu gölgesi gibi olan, cansız vücudüm u dert,keder, elem- çölüne salmışım.

4-— Varlığı öldüren kılıç 'darbesiyle âlemden kesilip, gir- dibad gibi âvâre ayrılık çölüne düşmüşüm,,

o — İnsanlar benden dünya zevkleriyle alâkadar olmamı, aşk ıstırabına karşı sabretm-emi bekliyorlar, hangi sa­bır, nerede o takat, o dünya zevkleri!..

6 — H icran içinde yaşamam m üşkül ama çok şükür seninaşkının ıstırabı s-ayesinde ölümüm kolay olacaktır.

7 — Herkes iki cihanda m-uradına ermek ister. Selimi iseiki cihandan bizar olmuştur.

GAZEL

253

Page 255: Ali Nihad Tarlan - Yavuz Sultan Selim Divanı.pdf

- 243 -1 — Bu yanak mıdıi’j yoksa ay ve güneş midir; bu zülüf

m üdür, kâkül m üdür yoksa perişan sünbül müdür?2 — Bu fettan kaşlar mıdır, yoksa putperest 'm ih rab ı mi,

yahut sevgi meşki mi, yahut yeni ay m ıdır?3 — Bu sevgilinin gözleri m idir, yoksa cenk eden güzeller

midir, yahut dinsiz kâfirler m idir, yoksa imanı yağma eden eşkiya mıdu'?

4 — Bu sevgi ve vefa mıdır; yoksa halka can bağışlanialcmıdır? Bu naz, itab ve gazap m ıdır; yoksa esirleri Öl­dürm ek m idir?

5 — Aşk dünyayı kasıp kavuruyor; yoksa Mecnun dirildimi? Ferhad- mı feryad ediyor, yoksa hayran Selim mi ah-u figan içindedir?

GAZEL

254

Page 256: Ali Nihad Tarlan - Yavuz Sultan Selim Divanı.pdf

- 244 *

1 — Ay yüzlü sevgilim, ne zamana kadar güneşe benzeyencemalinin aydınlığı ile gözler kamaştıracaksın, ne za­mana kadar biçare âşıkın gönlünü ateşlere yakacaksın?

2 — A nber kokulu saçlarmı gül yanağının üzerinde topla­mak, benim canımm üzerine dünyanın belâsını, yükle­m ektir.

:3 — Ne zamana kadar naz ve itab ile alm m buruşturacaksın.Gamzene sarhoşluk, kaşlarına cefa' öğreteceksin!

4 — Hicran içinde âşıklarından hiç esirgemediğin o kılıcın­la gönlüm parça parça oldu. Okun lütfedip onu bir ke­re dikmekten kaçmıyor.

5 — Ey Selim-î, onun köpeklerinden hiç ayrılmıyorsun. Da­ha ne kadar insanlar arasında insanlık taslıyacaksnı?

GAZEL

255

Page 257: Ali Nihad Tarlan - Yavuz Sultan Selim Divanı.pdf

- 245 »1 — Aşkının elemleri içinde terk-i can etm ek kolaydı;:.

amma, senden gelen o güzel (dilâviz, gönüle asılan) elemleri terketm ek elden gelmiyor.

2 — Geceleyin hayalinden o kadar atanıyorum ki dilimdolaşıyor, perişan zülfünün ıstırabını ona söyliyemi- yorum.

3 — Şûh gözün yüzlerce işve ve sarhoşluk içinde... Ben di­vane ise kendi kendime konuşuyor, ayrılık ıstırabını anlatm aya çalışıyorum',

4 — Yüzünü gördüğüm anda gönlüm, kendini kaybediyor. Nasıl ahvalimi canana anlatabilirim ?

5 — Sevgili putların zülfüne bağlanıp rahata erenler, gö­nül, mezhep, iman, hepsini terketm elidir.

6 — Ah nerde o devletli an ki ben bir güzel ile bir yerdeOturup ona uzun uzun gönül sırrını anlatayım.

7 — Ey sabah rüzgârı, git ona Selim î’den haber götür, de ki «o hâsta, aşk elemleri içinde öyle bir haldedir ki dil ile anlatılamaz».

GAZEL

256

Page 258: Ali Nihad Tarlan - Yavuz Sultan Selim Divanı.pdf

- 246 -1 — Aylar kadar parlak yüzlü sevgilim, dertli âşıkm a ne

zamana kadar cefa edeceksin? Ne vakte kadar, her ya­bancıya dost her diösta düşm an olacaksın?

2 — Sonunda bir fakirin derdine deva olmayacak idisenonu önceden niye derde saldm?

3 — Kerem et, daima böyle zulüm ve cefayı âdet edinme;j’oksa âgıka vefa etme senin nazarında ayıp m ıdır?

4 — Rakibin yüzüne bakıp beni köpek gibi kapından koğ-ma. İyilere daima garazsız, riyasız işler yakışır (iyi­dir).

5 — Aşkınm ıstırabını her an hançerinle gönlümden çıkar­ma, âşık ile maşuku birbirinden ayırmamalıdır.

6 — Eğer zülfün kıl kadar nâfe miskine benziyor dediysemhatâ ettim, bu hatâm a binlerce defa estağfi'ruUah!

7'— Selimî, «Yarabbi! ne zaman o periler kadar güzel sev­gilime bir m erhaba diyebileceğim)i diye diye bu has­ret içinde canm a, gönlüme veda ettim.

Yavuz Selim D ivan ı: 17 257

GAZEL

Page 259: Ali Nihad Tarlan - Yavuz Sultan Selim Divanı.pdf

- 247 -1 — Eğer güzelliğin hararetinden vücudun müteessir ol­

duysa ey güzeller padişahı, ne diyeyim o da güzelliği­nin kefareti olsun.

2 — Yüzünü göster, zira aylar, seneler var ki benim günaiı- kâr gözüm hüsnü ziyaret etmemiştir.

3 — Perdeden çık ki zühre ve güneş, bayram ayı gibi sa­na güzelliği müjdelesinler,

4 — Benim huzur ve rahatım ı sen aldın; onun için sabır vekararım yok. Âlemde kimsenin sabrını güzellik yağma etmesin.

5 — Selimî’nin diline güzellik ibaresi geldi mi senin karagözlerini anıp canını verir.

GAZEL

258

Page 260: Ali Nihad Tarlan - Yavuz Sultan Selim Divanı.pdf

- 248 -

1 — Ey gümüş tenli ay, senin aşkından o dereceye eriştim ki visalini temenni etmenin benim haddimin fevkinde olduğunu anladmı.

.2 — Bundan sonra bir tek ümit ile bu hicrana tahammül edeceğim; Belki kıyam-et koptuğu zaman o kargaşalık içinde bir toz olup eteğine: sarılırım.

3 — Aşkım, çok temizdir. Bu temizliğe güvenerek mahşer­de yolunun toprağını canımın gözüne sürme gibi çe­kip o göze fer vereceğimi umuyorum.

4 _ Mezarımdan, kefenim parça parça kalkacağım. NasılMecnun gömleğini paralayıp yaralarına sarmışsa beni de kefenimi parçalayıp yaralarıma sarmış bir halde göi’ecekler.

5 Ne güzeldir o gün ki hicran gecesinden adem diyarına çıkarım. Çünkü benim her gecemin sabahı mihnet sa­bahıdır; onun yerine adem diyarı olsa daha iyidir.

f î__Bana nasıl muamele edersen et, ben de Selimi gibisenden memnunum-. Ölüme dahi razı oldum; daha ne yapmamı istersin?

GAZEL

259

Page 261: Ali Nihad Tarlan - Yavuz Sultan Selim Divanı.pdf

- 249 -1 — Ey peri, lü tfet de kemalini göster. Kerem et, başımı

ayağmın altında ez.2 — Aşktan saçının teli gibi zayıf ve bitkin bir hale geldim.

Bu perişan halime bir kere dön, bak.3 — Hicranının köşesinde bir divane gibiyim. Hilâl kaşın­

la bir işaret et de bu cinnetten kurtulayım .4 — Siyah saçlarına benzemek dâvasını güden bu hicran

gecesi Allah rızası için (Allaha has) artık lütfet te vi­salinin gündüzüne sadaka olsun.

5 — Ey Selimî, geceleyin o ay yüzlü güzele kai'şı bir deli­lik yapmışsın. Bugün canını ver de o mahcubiyetten kurtul.

GAZEL

260

Page 262: Ali Nihad Tarlan - Yavuz Sultan Selim Divanı.pdf

- 250 -1 — Benimle dost ve arkadaş olan herkes bana nazenin

güzellere âşık olduğunu, onlar yüzünden ıstırap çekti­ğini söylemiştir.

2 Felek beni dört ayağının altında ezerse hiç korkmam. Zira ben toprakla beraber oldum; zemin benim müt- tefikimdir.

3 —• Ey peri, bakışlarınla, naz ;ve edan ile beni her an öl­dürüp durma. Bana böyle yapma; iyilerden kötülük sadır olması çok kötü b ir i şeydir.

4 — Havasa, avama vefa ve lûtfun bol. Çevr-ü cefan yal-11] z bana m-ahsus.

5 — Yenim bana senin kolundan bahsettiği zamandanberibaşım zulüm yakasında, ayağım da hicran eteğindedir. (Mazlum bir insan gibi yakam ı başım a çekmiş, ayağı­mı da eteğime sarmış bir haldeyim.)

6 — Gam askerinin padişahıyıır.-. Sancağım yoksa da ateşliâhım in şa’şaası bana sancak olur.

7 — Selim, yeryüzünde ne varsa hepsinden elini eteğiniçekmiştir. Ey alnı ay gibi parlak, boyu servi gibi m ev­zun sevgilim, senin aşkının ıstırabı bana kâfidir.

GAZEL

261

Page 263: Ali Nihad Tarlan - Yavuz Sultan Selim Divanı.pdf

- 251 -1 — Ya arasıra bana karşı vefakâr ol, yahut hiç dönüp te

bana bakma.2 — İster bana, ister başkasına kime olursa olsun bakma;.

çünkü kıskanıyoruıı>.3 — Sana niyaz ettim, yolunda toprak oldum; .çünkü tari­

kat m ürşidi (yol pîri) bana böyle emretti.4 — A yrılık gecesi, âhım-ın m um undan başka kimse bana

arkadaşhk etmiyor.5 — Aşk yüzünden kâfir olan günahkâr ise onun günahı

benim boynuma olsun.

GAZEL

262

Page 264: Ali Nihad Tarlan - Yavuz Sultan Selim Divanı.pdf

« 252 »

Yârımdan uzak, bu yaralı canım hasret ateşine yandı. Hiç kimsenin yâıı benim merhametsiz sevgilime ben­zemesin.Eşiğini her an kirpiklerimle süpürmek isterim. Falîat ne yapayım benim yolmn hicran dikenleriyle dolu!,.

3 — E ğer. düşman, ben mecnunun ne halde bulunduğumubilse bu ıstırabıma zari zari ağlar.

4 — Ey sam rüzgârı gibi yaka yaka esen hicran, toprağımıadem rüzgârına savur, korkuyorum ki bir gün tozum, onun eteğine sarılır.

5 — Ben öldükten sonra âşıklar benîm mezar taşımın üze­rinde zikir ve tekbir değil vefakârlık dersi okurlar.

6 — Aşk derdi ile canımı kendim mahvetm-ekle meşgulüm. Ey Allahım lütfet bu işi;bir anda başar^ ben de kurtu­layım.

T — Selimi, bu gizli aşk bana ne harikalar, ne şayanı hay­ret şeyler gösterdi. Bir kere de o hayretlere şayan sev­gilimi ağıışuma atsaydı ne olurdu?.

GAZEL

263

Page 265: Ali Nihad Tarlan - Yavuz Sultan Selim Divanı.pdf

- 253 -1 — Benim perhizkâr güzelim o kadar vefahdir ki temiz

kalbine asla ;benim tozum (bana dair düşünce ,elem) dahi yol bulup giremez.

2 — Visalinin sevinci beni öyle kendimden geçirir ki, yaş­lı gözümün onun didarı üzerinde kalmasmı dahi iste­mem.

3 — Padişahlar fakirlerin sohbetinden hoşlaşmadıkları içinonun indinde benim itibarım olduğunu istemem.

4 — Eğer yüzlerce ay yüzlü dilber karşım a gelse vefakârolduğum için; hiç birisine bakmam. Ben nasıl kimsenin sevgilisine bakmıyorsam isterim ki kimse de benim sevgilime bakmasın,

5 — Ne tarafa baksam, bir belânın bana pusu kurduğunugörürüm. Hangi terafa gitsem m uhakkak bir ıstırap beni bekler.

6 — Ben öldükten sonra karalara bürünüp m-atemimi tutanve ıstırabından bîhuş yere uzanan biris'i vardır; O da mezarımdaki milin gölgesidir.

7 — Selim, senin hicranını çeke çeke, hâk ile j'eksan oldu,Ay yüzlü sevgilim, «Yarabbi, bu hakir asıkım ne hal­dedir?» diye bir sormaz mısm? ‘

GAZEL

264

Page 266: Ali Nihad Tarlan - Yavuz Sultan Selim Divanı.pdf

- 254 -1 — Ay yüzlü dilber, ansızın bir kere bana bakıversen

sanırsın ki yer, gök benim olur.2 — Ey güzeller padişahı, senin tatlı dudağından ayrılık,

beni o hale düşürdü ki bana dağlar taşlar acıyor, has­retle akan ciğerlerinin kanı gözyaşı olup gözlerinden fışkırıyor.

3 — Geceleri yanan gönlüme eşiğinin toprağını m erhemolarak sürdüğüm zamdan hicranın yüzünden çektiğim bu ıstıraplara o toprak bile merharriet ediyor.

4 — Seni bîr kere görmek için canımı veriyorum. Kanaatetmiyorsun. Ey merhametsin kâfir, bana bundan baş­ka ne teklif edebilirsin?

5 — Bilmiyorum ki ne zaman sinemi onun yağız atınınna’li ile aydınlatacağım, o genç sevgilim- sarhoş olup atm ı üzerime sürm üyor ki!,.

GAZEL

265

Page 267: Ali Nihad Tarlan - Yavuz Sultan Selim Divanı.pdf

6 — Ya ay gibi parlak yüzünü göster, yahut saçından in-■tikamımı al (saçın onu örtüyor); zira güneş yüzünü görmezsem cihan gözüme zindan kesiliyor.

7 — Arkadaş, bana daha ne kadar M ecnunun çektiği m ih­neti anlatıp duracaksın. Kendim neler çekınektej^inij bu bana kâfi! Bana o m asalları okuma!

8 — Benim, yanımdan böyle başını çevirip (eteğini saçıp)geçme, korkarım gözümün yaşı, gönlümün âhı eteğine sarılır (senden davacı olur).

9 — Dertten, m ihnetten nasıl kurtulayım ? Bu âhır zamanbaşıma su gibi dert, belâ, yağdırıyor.

10 — Bazan beni bir zülfe bağlar, bazan bir kâküle sarar. Bilmiyorum bu yersiz yurdsuz gönül, benden ne is­te r ki?..

11— Bana aşikâr olarak felekler tahtını vereceğine göz uciyle gizlice bir baksa ne kadar daha iyi olur.

12 — Selimî, ah bir ecel gelse de bu dert içinde geçen za­m anlar için canın üzerime yüklediği m innetlerden kurtulsam ! Sen bunları düşünmüyorsun!

266

Page 268: Ali Nihad Tarlan - Yavuz Sultan Selim Divanı.pdf

- 255 -1 — Başım yar yoluna toprak olduğu gün korkarım ki rüz­

gâr onun diyarında benden eser bırakmaz.2 — Dedim; «Dudağının yanındaki ben can noktası mı­

dı r?«, «Benim şekerüne sinek konm adı» deyip sözü kesti.

3 — Sevgilinin endamı beni gölge gibi gam ayağı altındaezdi. Bununla «benim kapım ın toprağından ayrılıp bir yere gitme» demek istedi,

4 — Sarraf (cevahirci) inci ve cevherini ona methedincegüldü (dişlerini gösterdi) «Benim incimden daha gü­zel olamaz» dedi.

5 — «Selimi gibi içli bir âşık olamaz» dedin. Aşkolsun! Ne iyi görüşlü bir güzelsin!

GAZEL

267

Page 269: Ali Nihad Tarlan - Yavuz Sultan Selim Divanı.pdf

- 256 -1 — Kime gönlümün halinden bahsettimse gönlü bana acı­

dı, yaralandı. Beni tedavi için gelen tabip, nabzımı tu ­tar tutm az kederinden âdeta hasta oldu,

2 — Aradan bir ay geçti, sevgilimin yüzünü göremedim.Görür görmez bu bir aylık ıstırabım ı öyle anlattım ki kâfir zülfü benim halimden m üteessir oldu.

3 — Can penceresinden ney gibi benim feryad-ü figanımıdinleyen herkes gamlı gamlı ah etmeye, ağlamaya başladı.

4 — Bilmem ben dertlinin, ben bedbahtın ne kötü talihimvar ki zevk ve safa gülistanına gitsem orası dikenlerle doluyor.

5 — Selimî onun lâ’le benzeyen dudağını anarak öldü isemgam yem«m; zira Hiç olmazsa âleme benden şiir yadi­gâr kaldı.

GAZEL

268

Page 270: Ali Nihad Tarlan - Yavuz Sultan Selim Divanı.pdf

- 257 -1 — Nerede âşıkane bir şiir gördümse onu bahane ederek

a?ı-ü feryad ettim.2 — Bon gönül peşinde Mecnundan ziyade koştum .' Fakat

senin aşkını onun gibi cihana j^aymadım.3 — Arasıra sen.in köpeklerinin ayaklarını öpmeğe geldim-

se, bu saygısızlığı ettim se beni m azur gör. İradem elimde değil ki'..

4 — Aşkın uğurunda ölüp te kimseye sırrını söylemiyenşehit gider. Ben onun nurlar inen mezarının başında b ir mum olsaydım!

5 ■— Eğer, indinde zerre kadar itibarım olsaydı bazan dü­şüncenin şark tarafından esiverirdim,

6 — «Bayrama (be-id) sana b ir buse veririmn dedin. Beno bayram-a uzak (baid) olan vâdene üm it bağlıyorum.

7 — Selim’in ne kendisinden, ne yârından ümidi var. Ben ne nâmurad, ne ümitsiz bir fakirim.

GAZEL

269

Page 271: Ali Nihad Tarlan - Yavuz Sultan Selim Divanı.pdf

- 258 -1 — Ey güzel endamı benim servim, güzel yüzü benim gü­

lüm olan sevgili! Hoş, sevimli (dil-cû) hattı 'benim bağım, çimenim olan sevgili!

2 — Aşkınm uğurunda öldüğüm zaman istiyorum ki kefe-lümin üzerine senin yolunun toprağından vefa ıtri serpsinler!

3 — Aşkının yüzünden canım, tenim o kadar zayıf, belirsizbir hale geldi ki hicran gecesinde ecel beni bulamıya- caktır.

4 — Bir kere senin diyarına gelmeme izin versen bu saa­deti Rıdvanın bahçesinde (cennette) ebediyen kalma­ya (orasını vatan ittihaz etmeye) tercih ederim.

5 — Sükût incisi çok güzel bir şeydir; fakat ekseriya aşkı­nın harareti benj. söyletiyor. (Halbuki ben aşkının ha­raretinden böyle çok söylüyorum, benim sözüm senin aşkından daha sıcaktır manâlarına da gelir).

6 — Selimî’nin beyitleri' senin dudağının vasıflarını bildi­rir. Bir kere benim bu aden incilerimi kulağına tak (ku­lak ver, dinle).

GAZEL

270

Page 272: Ali Nihad Tarlan - Yavuz Sultan Selim Divanı.pdf

- 259 -1 — Gam oku, daha ne kadar bu âciz sinemi yaralayıp du­

racak, bu gamlı gönlüm ne zamana kadar herkesin lev- îttine, hakaretine uğrayacak?

2 — Can vermekten korkmam. Zira belâ diyarında can ver­mek (Kalû bele) danberi benim gdetimdir.

3 — Hamdolsun sevgilinin zülfünij.n meymeneti, uğuriyleaşka iman etmişim. Dinimde kıl kadar noksan ve sa­katlık yoktur,

4 — Yaşarken onun eşiği benim yastığım o]madı; bari m-e-zanmm tuğlasını onun kapısının toprağından yapınız!

5 — Ey güneş, dün gece bir ay gibi güzelle nasıl sohbet et­tiğimi duysan kendinden utanırsın!

6 — Ay kadar parlak sevgilim, bu gece bana yüzünü gös­terdin; gözümütx önünden gitme; senin gül gül kızarıp terleyen yanağın benim mahım ve pervinimdir.

7 — Selimi, ne güzel andır o an ki ben yar ile konuşurkenonuu aşkı ile can veririm. Sevgilim de beni beğenir, takdir edor,

GAZEL

271

Page 273: Ali Nihad Tarlan - Yavuz Sultan Selim Divanı.pdf

1 — Ay yüzlü sevgilim, ne taraftan çıkagelir diye yollarabakan gözlerim, gelincik yaprağı gibi kanla doldu.

2 — Ayrılığı beni hasret içinde öldürdü de «benim devle­time dua eden o zavallı âşıkım ne haldedir?» diye bir kere sormadı.

3 — «Benim kapımı süpür ve bu devlete kanaat et» de­mişsin. Benim aylar kadar parlak sevgilim, ne emre­dersen gözüm üstüne (başüstüne).

4 — Sevgilim, senin aşkının gizli sirrmi, korkuyorum, ih­tiyarım haricinde koparacağım bh' feryad ansızın âle­me yayacak. Zira ayrılığa dayanamiyacağım sanıyo- rtım.

5 — Siyah saçının geceleri içinde gönlümün neler çektiği­ni hiç düşünmüyorsun. Lâkin sabahları âhımın şimşe­ğinden gafil olma!

6 — Göz yaşımdan sokaklar bütün çamur oldu. Lâkin be­nim sam-an çöpüne benzeyen sarı yüzüm onun sarayı­nın duvarına lâyık olmadı (çamur ve saman ile ya­pılan kerpiç).

7 — Selimî, bu gizli aşk yüzünden feryad ettiğim zamanbana dedi ki: «Benim bilen ve anlayan gözüm senin aşkının sırrına vâkıftım.

GAZEL

- 260 -

272

Page 274: Ali Nihad Tarlan - Yavuz Sultan Selim Divanı.pdf

1 — Âdem oğullarından kimse bana dost olmuyor. Zirane kadar rüsva olduğumu, başmıa ne belâlar geldiğini görüyorlar, korkuyorlar.

2 — Her ne kadar Mecnun aşk derdi ile kana batm-ış birhalde bu cihanı terketti. Fakat onun yarasının ıstırabı ile beni tedavi etmek kabildir. (Onun derdi bana der­mandır) .

3 — Mahşerde sevgilinin askı ile mezardan kalkar kalk­maz yine onun ayaklarına kapanacağım ki ne kadar vefakâr olduğumu anlasın.

4 — Ey çarh, ben arasıra sana âhrnıin oklarını attım, se­ni yaraladım; sen de hicran geceleri beni kâfi derece­de cezalandırıyorsun.

5 — Selim, aşk yüzünden kan içerken, o peri naz ile: «Eğerbenim cevr-ü cefamdan şikâyet edersen aşk sana ha­ram olsun» dedi.

Y a v n z Selim D iv a n ı; 18 2 7 3

GAZEL

- 261 -

Page 275: Ali Nihad Tarlan - Yavuz Sultan Selim Divanı.pdf

1 — Bu ne haidir, bana yan gözle olsun dönüp bir bakmı­yorsun. Eğer sevginden vazgeçeyim diyorsan bu im­kânsızdır.

2 — Niçin beni görüzıce kederli kederli duruyorsun. Bunazın kâfi. Ey güller kadar güzel sevgilim, bu ne ke­derdir, biraz açıl, gül!

3 — Yanağının, etrafında taze çimenler kadar güzel hattın(hatt-ı jengârî), Mânî (meşhur nakkaş) nin kalemi iîe mi çizilmiştir, yoksa Çinden gelen bir ferman mıdır?

4 — Aman Yarabbi! Bu ne kadar güzel bir hüsündür, buhat ve ben midir yoksa âşıklarının canına musallat ol­muş bir belâ mıdır!

5 — Nerde atm.ın na’lini buldumsa onunla sinemi dağladım.Zira o na’l beni deli etmek için bir hilâl şeklidir (ay­başlarında cinnet buhranları ziyadeleşir sanılırdı.)

6 — Ey gözyaşı lütfet benim yüzüme allık olma! Zira yü­zümü sevgilinin köpekleri pençeleriyle kırmızı renge boyamışlardır,

7 — Artık benim sevdamdan vazgeç diye daima Selimî’yiöldürüyorsun. Allah aşkına böyle şeyler düşünme! Bunlar hayalden başka birşey değildir.

GAZKL

- 262 -

274

Page 276: Ali Nihad Tarlan - Yavuz Sultan Selim Divanı.pdf

- 263 -1 — Bir türlü canım çıkanuyor; bilmiyorum ki kimi bekli­

yor, Gönül de ıstırap ile hûn oldu; ey gözüm bu işi kim yaptı?

2 — O siyah saçlarm hicraniyle âhım göklere yükseldi.Gam, keder içinde günlerim mahv-ü heder oldü. Bu kimin zamanında (rüzgâr) oldu.

3 — Gazap ve kin ile mücehhez, oku yayında mahzun can­ları almak için pusuya giren bu çevik cengâver (göz) kime mensuptur?

4 — Ben bu gizli dertten öldüğüm zaman o vefasız gelip teuBu kimin mezarıdır?» derse kabir içinde yeniden can bulurum.

:5 — Ey canım,' senin diyarında o kadar zulüm gördüm ki nihayet ölüp gam yolunda toprak oldum Bir kere lüt­fedip: «Bu kimin gubaridir (tozudur)» diye sormu­yorsun.

'6 — Sabah rüzgârı toz toprak içinde görünüp canıma gü­zel bir koku sunar sunmaz Selim bu kokunun kimin baharmdan geldiğini derhal anladı.

GAZEL

275

Page 277: Ali Nihad Tarlan - Yavuz Sultan Selim Divanı.pdf

- 264 -y — Ey şûh, gel de gör; gam ile bir evde oturuyoruz. Sen­

den ayrı Mecnuna döndüm; gel de bu âkilâne hai'eke- timi bir gör.

2 — Ey peri yanaklı huri, senin gibi/bir vefakâr sevgilinincefasma kanaat ettim. Bak; ne kadar deliyim!

3 — Seninle beraber, yahut senden ayrı bu kanlara garkolmuş can ve gönlümle memnun, oturup duruyorum. İMe kadar kahramanım değil mi?

4 — Kapmdaki köpek ben fakirin akrabası ise de bak mah­sus ona ne kadar yabancı duruyorum-!..

5 — «Selimi, aşkı pervaneden öğrenn dedin. Bir gece be­nimle otur da nasıl pervane olduğumu gör!

GAZEL

276

Page 278: Ali Nihad Tarlan - Yavuz Sultan Selim Divanı.pdf

- 265 -1 — Ey göğsü gülmüşler gibi beyaz sevgilim, böyle gözüm­

den kaybolup gitme. Beni böyle gözyaşı gibi gözden düşürme!

2 — Gözyaşlarıma merhamet etmiyor, geçip gidiyorsun.Kim sana bizim- yanımızdan böyle geç, dedi.

'3 — Ey rüzgâr, «onun sünbülü (saçları) perişandır» de­mişsin. Bir daha dertli âşıklara böyle haber getirme!

4 — Yanağını ayın on dördüne nasıl benzetirim. Ay, aylar­ca, senelerce böyle devam ©dip gitmez ki!

5 — Dün beni naz ile öldürdün. Şimdi de hiddetleniyorsun.Sen de, bir gün böyle, bir gün böylesin.

6 — Her gün kırmızılar giyiniyorsun, benim ciğerim hûnolu.yor. Senin yüzünden daha ne kadar böyle kanlar içinde çırpınacağım?

7 — Ey Selim, sevgili senden cefasını esirgemiyor. Kimsebenirn- gibi itibarlı bir âşık görmemiştir.

GAZEL

277

Page 279: Ali Nihad Tarlan - Yavuz Sultan Selim Divanı.pdf

1 — o ay yüzlü dilber ki dudağı canlara devadır, onun lü­tuf, edep ve hayasından ne kadar mahcubum.

2 — O dudaktan ;bir buse alıp aklımı kaybetmediğim hal­de onun harikulade sözlerine hayran oluyorum.

3 — Güzel yanağı ile Süheyl yıldızına benzeyen o Zührealınlı dilbere güneş mi diyeyim,, ay mı dij''eyim şaşır­dım!

4 — Yazıktır onun elbisesi ipekten, dibadan olmasın. Onacanımın perdesinden gömlek yapımz.

5 — Selim, onun yanağını ve saçını görerek şeref kazandı­ğı geceyi yüzlerce defa ezel sabahına tercih eder.

GAZEL

- 266 -

278

Page 280: Ali Nihad Tarlan - Yavuz Sultan Selim Divanı.pdf

- 267 -1 — Gönlüme onun yayından bir ok gelmiyor. Gûya kaş­

ları bana kin bağlamışlar!2 —. Dün gece gönül sevgilinin saçı yolunda yürüyordu.

Beli hatırına gelince yolunu kaybetti.3 — Ne yazık ki daha ağzından bir söz işitmeden sadece

onun konuşmasını düşünmek beni öldürdü.4 — Benim çevik binici sevgilim, ava gidiyor. Ey kanlı

gözyaşım, onun dizginini tutma!5 — Ey gönül, benim feryadım- onun köpeğinin canını sık­

tı. Aman artık onun eşiğinde feryad edip baş ağrıtma!6 — Her ne kadar macerası dillere destan oldu ise de Mec­

nun asla benim kadar ıstıraip çekmem'iş. benim kadar inlememiştir,

7 — Selim’in âh-ü feryadını işiten herkes, onun kanlı gözyaşlarını görüp kan ağlamıştır.

GAZEL

279

Page 281: Ali Nihad Tarlan - Yavuz Sultan Selim Divanı.pdf

1 — Saçının her teline yüzlerce bağ ile canımı bağladığımo sevgilinin diyarından zalim felek beni ayırdı, avare etti.

2 — Onun ay kadar parlak didanndan böyle mahrum ola­cağıma keşke gönlüm, bu gamlı canımdan artık kur- tulsaydı!

3 — Ey sabah rüzgârı, onun zülfünü perişan et de beni ha­tırlasın. Zira bilirim o çok unutkandır

4 — O ay yüzlü sevgilime ben dertli âşık gidemiyorum. Ba­ri ey sabah rüzgârı, lütfet te bana onun güller gibi ko­kan sünbülünden (saçından) kokular getir.

5 — Başımı onun dizine koyup yalvararak aşkımı ona an­lattığım zamanlan yâdettikço kederden döğünüyorum (elimi başıma vuruyorum).

6 — Benim gönlümde dert var, bilmiyorum o hurinin gön­lünde kimler var. Onun yanında (pehlu) kimler oldu­ğunu düşündükçe ıstıraptan benim bağrım (kaburga kemliklerim; pehlu) parçalanıyor.

7 — Ey Selimi, seni ayrılık öldürdü ise mahaldir. Saçınınhalkasından (kemendinden) niçin baş çevirdin?

GAZEL

- 268 .

280

Page 282: Ali Nihad Tarlan - Yavuz Sultan Selim Divanı.pdf

- 269 -1 — Onun güzel yüzünden ayn kaldığı için şarap şişesinin

bağrı hûn oldu. Onun lâ’le benzeyesn dudağının kade­hinden ayrı kaldıkça daima hıçkıra hıçkıra ağlar.

2 — Şafak kızıllıkları içinde iftihar ile kendini göklere çı­karan yeni ay; onun kaşlarına o kadar secde etti ki so­nunda yüzüne kan oturdu.

3 — Perişan saçları onun yüzünden ne kadar huzur ve ra­hat içmdedir. Keşke ben de onun saçının bir teli ol­saydım da böyle muazzez yaşasaydım.

4 — Ey gönül filvaki, hat güzel yüzü örter; fakat sen ken­dini perişan etme, onun huyu böyledir.

5 — Sevgili mecliste bulunsun kâfi; bu visalin ta kendisi­dir. Sırasız, yersiz her zaman onun tarafına bakmak lâzım mı?

6 — Mademki her gittiğim yol onun diyarına doğrudur, be­nim nazarımda dağ ve bayırın gülistandan hiç bir far­kı yoktur.

7 — Selimi, ne zevk-u safa, ne işret meclisi; ne de saltanatister. Çünkü sevgilisi onun şarap testisini melâmet taşı ile kırmıştır.

GAZEL

281

Page 283: Ali Nihad Tarlan - Yavuz Sultan Selim Divanı.pdf

- 270 »1 — Sevgilim, saçının gecesi günleri utandıracak kadar

parlaktır. Saçının makamı ayın dahi fevkindedir.2 ■—■ Senin saçın vefalı âşıklarının gönlünü avlayan bir tu­

zaktır. Fakat ah dumanı da senin zülfüne tuzak ol­muştur.

3 — Sevimlilik divanı senin hattınla tamam olmuştur. Gü­zellik defteri senin zülfünün namına yazılmıştır.

4 — Saçların gönül sahiplerinin muradlarını astıkları birçengeldir. Âşıkların cam da zülfünün arzusu ne ise öyledir.

5 — Hem gece, hem seher vakti görünen; 'zülfündeki ihamınmanâsıdır.

6 —^Aşk diyarında bî-âram (kararsız, âvâre) olan herkes nihayet senin zülfüne râmr olmuştur,

7 — Seni akşamın alaca karanlığında gördümse ne çıkar?Zülfünün gecesi benim için gündüzden daha güzeldir.

8 — Zülfün Selimî'yi her gece sabaha kadar hicran, ıstı­rabı içinde bırakarak ondan intikam alıyor.

GAZEL

282

Page 284: Ali Nihad Tarlan - Yavuz Sultan Selim Divanı.pdf

- 271 -1 — Ne zamana kadar gönlüm ıstırap içinde kalacak ve

senin gibi bir dert ortağım ülmıyacak? Senin gibi bir gül yanaklının bu derece taş yürekli olması ayıptır.

2 — Her taraftan aşk ve ıstırap feryadlan yükseliyor. Bu­na rağmen feljîk benim kadar cefakeş bir âşık, senin kadar zalim bir sevgili az görmüştür.

3 — Beni öldürmek için her an rakibe dudak ısırıyorsun.Kindar bir insan cana kasd'ederse böyle etmeli. Çün­kü bundan daha zalimane öldürmek olamaz.

4 — Güzeller sultanı sensin. Âşıklar seni kime şikâyet e-dip adalet istesinler. Senin gibi tatlı şehsuvar bir tane daha yok ki onun avı olayım.

5 — Yusuf, güzelliğine mağrur ve müstağni olduğu içinMısıra aziz oldu, dedin. Evet o da o zamanlai'da senin gibi vekarli bir güzelmiş.

6 — Ej’' gönül, kan oldun; hâlâ o ay gibi güzelden ümit kes­miyorsun. Yarabbi gönlüm gibi bütün varlı ğiyle bir ümide bağlananı meyus bırakma!

7 — Dedim ki: »Canım lütfet, Selim ile bir saat beraberotur». ııHiç senin gibi bîkarar (m-uztarip) ile insan oturup rahat eder mi?» dedi.

GAZEL

283

Page 285: Ali Nihad Tarlan - Yavuz Sultan Selim Divanı.pdf

- 272 -1 — Benim ay yüzlü güzelim, senin bu neşeli halin, beni

yakıp mahvetti. Senin bu neşeli çevik, çalâk cilvelerin etrafma can yakan şimşekler yağdırıyor.

.2 — Zühd-ü takva tekkesinde bir ayık yoktur ki senin sar­hoş, pervasız hallerin onu baştan çıkarmasın.

3 — Gönlüme bir ok at, neşemden uçayım. Senin yolununtoprağı ne zamana kadar dert ayağı altında ezilsin?

4 — O kadar temiz o kadar her fenalıktan münezzehsin kibu temizliğini gönlümden geçirmfek bile sana karşı haincesine gıybet etmek gibi geliyor.

5 — Ey Selimi, nasıl bir sevgiliden ayrı düştün. Kâinattakim senin kadar meyustur?

GAZEL

■284

Page 286: Ali Nihad Tarlan - Yavuz Sultan Selim Divanı.pdf

- 273 -1 — o sihirbaz nerkisin (gözün), kaşının köşesinden her

işaret ettikçe gonüHerini kanını döküyor.2 — Bir gözün beni naz ile bir taraftan öldürürken diğer

gözün, bir tavır ve edası ile bana yeniden hayat veri­yor.

3 — Saçın zaten kıvran kıvrım. Bir de kâkülüne naz dü­ğümünü vuruyorsun. Âşıkların «artık bu hayata elve­da m diye feryada başladılar.

4 — Kaşının bir işvesi beni öldürmeğe kâfi. Kolunu benimkanımla bulaştırmağa hacet yok ki...

5 — Gönlümün yarası senin kapının toprağından deva ko­kusunu aldıktan sonra ben ne merheme hasret çeke­rim, ne de ilâç düşünürüm.

6 — Saçını ve yanağını gördükçe hayret ediyorum. Nasıliki hindu ay ve güneşi teshir etti?

7 — Benim ay yüzlü güzelim, niçin Selimî’den yüz çevi-rijT-orsun? Onun gönlünün aynasında zerre kadar toz yoktur ki...

GAZEL

285

Page 287: Ali Nihad Tarlan - Yavuz Sultan Selim Divanı.pdf

- 274 -1 — o kadar güzelsin ki gül ve nesrin sana haset edİ3''or,

Sevgilim, her an önümden geçip gitme. Gözüm seni bir parça görsün bu kadar gitme.

2 —■ Her ne kadar toprak ayağmı incitiyor. Bu âciz âşikmcanı ayağmin altında toprak oldu. Merhamet et gitme.

3 —- Gönlüm ve gözüm senin didarm ile hakkı gören bil’âyine oldu. «Hakkı gören gözün önünden gitmei); der­sem haksız mıyım?

4 — Gözümden dağlar gibi kanlı damarlar fışkırıyor. Vü­cudum kabar kabar; bir kehkeşaiıa benzedim. Ey Ülker yıldızına benziyen gözyaşım gitme. .

5 — îstedim ki onun huzurundan, rahat ve nmsterih artıkyokluk diyarına gideyim. Lütfedip de ki: «Aşk ıstıra­bı çeke çeke karşımda otur, gitmen.

6 — Onmı huzurundan adem diyarına gidiyordum-, o peridedi ki; «Ey Selimi, gitme bir parça otur, yüreğindeki aşk ateşini teskin et.»

GAZEL

286

Page 288: Ali Nihad Tarlan - Yavuz Sultan Selim Divanı.pdf

» 275 -1 — Siyah bir dumana benziyen kâküllerini dağıtma. Ge­

celeri ay mumunun üstüne siyah bir fanus örtüsü ör­tülmez.

2 — O yanak hat ve hâli ile her saat bir gönül ele geçiri­yor, Evet asker çok oldu mu ,f adişah, nifemleketler zap- teder.

3 — Böyle sık sık saçlarını naz ile dağıtmak iyi bir şey de­ğildir. Gönlü dertli nice âşıkların cam oraya sığınmış­tır. Onların yuvasını dağıtırsın.

4 — Gönlüme her an benlerinin hasreti ile dağ vurma. Yok­sa âlemi âhımın dumanı ile simsiyah ederim.

5 — Bir kere bana baksın diye can verdiğim, gözünün ucuile yol gösterip beni kendine hayran ettin.

6 — Herkes, Selimî’den «aşk içinde melâmet kılıcı ile öldü­rülen dertli, günahsız kimdir?)) diye soruyor,

GAZEL

287

Page 289: Ali Nihad Tarlan - Yavuz Sultan Selim Divanı.pdf

GrASSL

. 276 -1 — o parlak yüz, şarabın harareti ile böyle gül gül ol­

muş; yoksa yüzünün parlak şem’i üstünde pervane kanatları mı j^anmış?

2 — Yanağının üzerinde gönül naz gözyaşlarını görünce,«Yarabbi bu ne güneştir ki yıldızları kendine toplamış,» dedi.

3 — Güzelliğin tezhibini yapmak için ateş üzerinde altıneritiyor. Galiba bu müzehhipliği (üstad-: sun’) olan Allahtan öğrenmiş.

4 — O, yüzünü güzellik dağı ile damgalamış; galiba Yusufgibi aşk pazarında kendini birisine satmış (veya bi­risi için kendini yakmış, parlatmış).

5 — O ay gibi güzelin yanağı güzellik ateşi içinde yanıyor.Ondan hazer et ey Selim, zira onun aşkı ile (onun ha­vasında) nice gönül kuşlarının kanatlan yanmışta’,

288

Page 290: Ali Nihad Tarlan - Yavuz Sultan Selim Divanı.pdf

- 277 -1 — Senin aşkının ateşi, ey ay 5?ıüzlü güzel, beni öyle yak­

tı ki vücudumda candan başka bir şey kalmadı, hepsi yandı.

2 — Senin diyarında öyle canlar külü savruldu ki her taraf­la yanmış bir âşıkm eserini bulursun.

' 3 — Aşkının yolunda hangi konağa insen bir rGatemle kar­şılaşırsın. Zira dert ve hasretin sam rüzgârı muhak­kak bir kârvanı yfikmıstır.

4 — Lâ’l gibi dudağının bahsi dillere düşeliberi her an bir dilde senin visalinin hasedi j'amyor.

5 ,— Senin diyarının köpeği benim kanıma üusamış amma ne faide bende birkaç yanmış kemikten başka birpey jrok ki...

6 — E3'- Selimâ, bir keman kaşlının sevdası benim canımı öyle ayaktı ki beni hatıriaj^an herkesin 3'üreği yanar.

Y avn?. Selim D iv a n ı: 19 2R 9

G'AZEL

Page 291: Ali Nihad Tarlan - Yavuz Sultan Selim Divanı.pdf

- 278 -1 —■ Sevgilim, silâhlanmış, pusatlanmış çadırından çıktı.

Muhakkak benim gibi yüzlerce âciz âşıkı öldürmeye hazırlanrfuştu'.

2 — Gül gibi yanağı, ne güzel, ne nazlı ışıklar içinde. Benise onun Meranı ile gonca gibi bağrı kanlıyım.

3 — Kaşlarının kavsine bakmak istesen gamzesinin oku kertaraftan nazarın yolunu bağlar.

4 — Ey gözüm, onun çatılmış kaşının takına bir bak, vedüşün; hangi Hindli usta doğmecihk fenninde böyle bir eser vücuda getirmiştir?

5 — Onun aşkında Selimi için gözyaşı ve sararm-ış bir yüzkâfidir. Ne iki dünyanın padişahlığını, ne malı, ne al­tını ister.

GAZEL

290

Page 292: Ali Nihad Tarlan - Yavuz Sultan Selim Divanı.pdf

- 279 -

1 —■ Saçları altında sevgiliiiia yarıağmın güneşi doğduğuzaman parlak ay husuftan kurtuluyor sanırsın.

2 — O güzel yanak üzerüıe’ dökülen misk kokulu siyah, saç­lar belâlı âşıkların yanan gönüllerinden yükselen du­manlardır.

3 — Başının üzerindeki keçeden tac, ay gibi yanağındanutanıp gerileyen yüksek bir buluta benziyor.

4 — Güneş günlerce böyle perişan (başsız, ayaksız) dön­dü dolaştı, yine o güneş gibi sevgilimin ayağının tozu­na erişmedi.

5 — Ayrılık, gam, sabır ve keder içinde sevda çekmeği ka­der hep ben' ağlayan âşıka hazırlamış.

6 — Sevgilinin hattı güzellik kemali divanından seçilmişbir şiir matiaıdır,

7 — Sabah i’üzgârları senelerce dünyayı dolaştı durdu; hiçbir yerde Selim gibi bir sadık ve ^^efakâr âşık görme­di.

GAZEL

291

Page 293: Ali Nihad Tarlan - Yavuz Sultan Selim Divanı.pdf

1 Sevgili bana yakarış (niyaz) dolu gözlerle baktı; fakat her yakarışı yüz naz perdesine bürünmüştü.

2 — Dedim ki; «Eteğini mi öpeyim, yoksa ayağını mı?»«Git, dedi, benim eteğim naz ile âludedir.»

3 — Ayazın toprağına karışan Mahmudun kanı mahşer gü­nüne kadar gül renkli (kırmızı) gelincikler yetiştirir.

4 — Yazık, benim sarhoş sevgilim, def, çeiJc gibi çalgılaragönül verdi. Ö nazik kalbin kendisini saza vermesi hiç iyi bir şey değil.

5 — Nazlı nazlı seni paylayan o tatlı dudak yüz tane bed­baht asıkın kanı pahasıdır.

GAZEL

- 280 -

292

Page 294: Ali Nihad Tarlan - Yavuz Sultan Selim Divanı.pdf

1 — Ey gönül, gamsızlıktan perişan bir haldeyim; bana beniirşad edecek bir gam -srer. Bu mahzun sineme onun hicranının feryadını ver.

2 — Vücudum, gamdan virane oldu. Ey can, kerem et buyağan zulüm taşlariyle gönlümü yeniden imar et.

3 — Başım belâya hasret çekmekten dertli oldu. Allah aş­kına güzel yüzünü göster ve bana cefa et. O güzel yüz, eskiden bana ne cefalar ederdi; o eski vefakârlık dem­lerini ona hatırlat.

4 — Onun didarından mahrum-um; daima ondan bahsedi­yorum. Ey gam, canımı mahvederek sen de bana imdat et; belki bu kederden kurtulurum.

5 — Sevda dağlarında insanı cefadan kurtaran madde de­ğil manâdır. Ey Şirin’ in canı Ferhad teşnesine koku­lar gönder.

GAZEL

„ 281 -

293

Page 295: Ali Nihad Tarlan - Yavuz Sultan Selim Divanı.pdf

1 — o ay gibi güzele ne kadar dertli olduğumu bildirsemne iyi olur, Ziıa ne ben ne o birbirimizin halinden ha­berdar değiliz.

2 — O sahnarak yürüyen servinin ayağım öyle öpmek is­tiyorum ki ne eteği ne gömleği bunu hissetsin.

3 — Onun oku gönlüme saplandığı zaman onu ağırlamakiçin koşuşan canım ve tenim bu sevinç içinde birbirle­rini kaybediyorlar.

4 — Ey kâfir bana dudağım gösterdin, fakat gözün beni öl­dürdü. Allah esirgesin ansızın, çene çukurmı (çene ku­yusu) bundan haberdar olursa...

5 — Gam gecesi göz; kirpiklerin arasından ne kadar dik­katle (kılı kırk yararcasına) bakarsa baksın nasıl o kıvrım kıvrım iki zülfün fikrinden haberdar olabilir.

6 — Ferhad kefeninin içinde benim derdimden haberdarolsa kanlı gözyaşları döke döke avucunu lâle gibi ka­na boyar.

6 — Eğer Selimi gülistanda kendine malik olsa o servi boy ile o gül yanağın derdinden muhakkak ölür.

GAZEL

- 282 »

294

Page 296: Ali Nihad Tarlan - Yavuz Sultan Selim Divanı.pdf

- 283 -

1 — Ben, senin cemalinden ayrı yüz hasretle dert maka-mmda bir kâşane tutmuş mihnet ve gam ile bir evde oturuyorum,

2 — Sen güzeller şahı, güzellik devletinin tahtında otur daben. dertli dertli senin ayrılığının yükünü sevinçle çe­kip durayım.

3 — Divane gönlüm, senin ayı'ilığının yarasından memnun­dur, Kimsenin bu kadar sabırlı bîı: divane sevgilisi yok­tur.

4 — İstiy orum ki kılıcın benim, başımı ayaklarına düşürsün.Kerem et doğru söyle, bu muradımı verir misin, yoksa verm.ez misin?

5 — Ben âciz, fakir bir dilenci, gönlü yaralı bir dervişim;sen güzellik diyarının şehriyarı ve canların canısın.

6 — Selimî, onun yanağmın şem’inden uzak canın yandı.Güneş meş’alesi, pervanenin yanışına hiç aldırır mı?

GAZEL

295

Page 297: Ali Nihad Tarlan - Yavuz Sultan Selim Divanı.pdf

GAZEL

1 — Ey ciğerim, yânn oku ile delindin. Şimdi canın o ıs­tırabı çeksin. Mademki o sana vefakârlık edip gönlü­ne aşkının ıstırabını verdi; sen de gönlünü cefaya ver.

2 — Ey Şirin gibi anılmış güzellerin .sultanı, sen gönül mül­künün padişahısın. Bazan merhamet eli ile fakirlerin gönlünü okşa.

3 — Hançerinden gönlümde sayısız yaralar var. Aşkınındağı ile her yarama bir merhem vur.

4 — Ey göz yaşı seli, çabuk yetiş, gam avini harap et. Eyâh şimşeği, alevlen ve düşmanımı yak, mahvet.

5 — Ey serv, onun endamı ile güzellik bahsine girdin, ma­demki bir söz söyledin, güzel, bir de adım at bakalım.

6 — Ey onun aşkının küfrü içinde mezhebi elinden gidenâşık, İslâm mezhebini de o (elinden giden) mrezhebe kat!

7 — Ey Selim, ıstırabını, aşkmı anlat, o kadar; iradeni kay­bedecek dereceye gelme; lütfet te sabırlı olî

296

Page 298: Ali Nihad Tarlan - Yavuz Sultan Selim Divanı.pdf

285 -

1 — Yine gözüm garip bir yüzle karşılaştı, harikulade birgüzel, anlatılmaz bir comal gördüm.

2 — Eyvah o tatlı dudak tatlı bir konuşuşla, bana harikula­de güzel bir söz söyledi, beni sordu.

3 — Eyvah o imansız güzel uzaktan nazlı nazlı yürüyüpgiderek o güzel yürüyüşiyle beni ayağmın altında ezip geçti.

4 — Beni gördün, lüddetle yüzünü buruşturdun; yine beni nasıl incittin?

5 — Her gün bir yolunu büup Selimî’nin gönlünü yağma ediyorsim. Yarabbi ne cefakâr, ne acayip bir güzelsin!

GAZEL

297

Page 299: Ali Nihad Tarlan - Yavuz Sultan Selim Divanı.pdf

1 — Anber kokuları saçan, saçlarım ördüğün zaman canpazarına ne fitneler salıyorsun.

2 — Ne ulu insanların başlarını meydana attığın halde kim­se cesaret edip te senden bahsedemdjj-or.

3 — «Can nakdini ver, sana dudağımdan iki buse vereyim» dedin. Biz kârdayız, sen ziyandasın.

4 — Avını vurup yıkan gamızenin oku gönlümde yerleşti.Aferin, öyle nişanlamışsın ki!..

5 — Ölünceye kadar vefa boyunduruğu boynumda bulun­sun diye ellerini canımjn boynuna doladın.

6 — Ağzının varlığmdan kimse haberdar değildi. Bir sözsöyledin benim gibi yüz bihaberi şüpheye düşürdün.

7 — Seliroî’ye_ «seni çağıracağım diye» vaid'ler ediyordun.Nihayet biçareyi kapı dışarı ettin.

GAZEL

- 286 -

298

Page 300: Ali Nihad Tarlan - Yavuz Sultan Selim Divanı.pdf

- 287 -

1 — Bizim tarafa bakıp kaşlarını çattın. Avım öldürdün, veokunu attın,.

2 — Can ve gönülü öldürmek için kirpik kılıcını biledin.Gönül sahiplerini halkın ağzına düşürdün.

3 — Visal günü btline (miyamna) dolanan ellerim yandı.Sevgilim araya sevgiden bir ateş. bıraktın.

4 — Gözümün sahilinde yerleştiğin zaman gönlüm, bîhuş oldu. Akar suya saldığın o gölgeye yazık!

3 — Dudağından bir buse istiyordum. Yeni yetişen hattınıgösterdin. Başımıza ateşler saçan bir gölge saldm.

6 — Senin ateşini söndüren bir tek dostun gözyaşı idi. Ey Selimi, onu nasıl gözünden çıkarıp »ttm?

GAZEL

299

Page 301: Ali Nihad Tarlan - Yavuz Sultan Selim Divanı.pdf

- 288 -

1 — Ay yüzlü : güzel, gül (yanağımm) üstüne sünbülünıi(saçım) anber kokulan saçarak döktüıı. Yüzünde ayva tüyleri bitti; nice rahat gönülleri perişan ettin.

2 — Bu küfür (siyah) tozunu (hattını) devr-i kamer fit­nesi (aya benzeyen yuvarlak yüz), zülfü, yüz müslü- nıanı belâya (küfre) düşüren bir tuzak yaptın.

3 — Taze (ıslak) bir ateşe benzeyen yanağının üzerindeİbrahim Halil-ullah kıssasında olduğu gibi 'çimenler (hat) yetişti. Bu suretle iman ve İslâmî (yüz parlak­lığı) küfr ile (hat) rahnedar ettin.

4 — Kâkülünü taramak suretiyle belâ mülkünü süsleyipimar ettin. Ne kadar fakirin gönlünü viran ettin.

5 — Ayrılık gününde yüzünü gösterdin. Yisal şevki ile ölüp gittim. Can vermek ne kadar güçtür. Fakat sen bu güç işi öyle kolaylaştırdın ki.

6 — Ayrılığının ateşi ile. o kadar yandım ki kül oldum. Vü­cudum mahvoldu ise zararı yok; memnunum; çünkü sen canımda yerleştin.

7 — Hattını, zülfünü, kâkülünü- ittifak ettirdin. Ve Hakkıinkâr etme (örtme); dîn şehrini kâfiristan ettin,

8 — Sen sevgilinin ıstırabı (fitnesi) her cana, her gönületesir etti. Herkesi hayatından bizar ettin.

9 — Ey Selimî, onun aşkı içinde mihnet, ıstırap ve ayrılı­ğa o kadar alıştın ki nihavet bu dert, sana derman ol­du.

GAZEL,

300

Page 302: Ali Nihad Tarlan - Yavuz Sultan Selim Divanı.pdf

" 289 -

1 — Güzelim, ben seni seviyorum. Sen kimi seviyorsun?Her zaman ben senin aşkmm derdi île elem çekmekte­yim. Sen kimlere dert ortağı oluyorsun?

2 — Visal bezmini süslemiş, ay gibi güzelliği nurlandırmiş-t-m. Ey gönül, seni kimin bahan, bu kadar güzellik, bu kadar kemal ile yetiştirdi?

3 — Kendimi bilm'iyorum. İstiyorum ki visaline can ve­reyim. Ey canım gibi sevdiğim, kimi bekliyorsun? Bir pörün de bu can derdinden kurtulayım.

4 — Ey cenk, safa bezminde niye dertli inliyorsun? Bir ke­re dönüp arkana bak, kimin kucağmdasın?

5 — Ey şefekatsiz sevgili, senin aşkınla bu âciz Selim gibi canımız yandı. Sen acaba kimlerin yârısın?

GAZEL

301

Page 303: Ali Nihad Tarlan - Yavuz Sultan Selim Divanı.pdf

. ’290-

1 — Yazık ki o haşin huylu güzel ile uzlaşmak, imkânı yok.Gönlünde zerre kadar uzlaşmak fikri yok ki!..

2 — Ey Huten güzeli, eğer ben cefa ettimse bu cefamdandolayı mahcubum. Ya beni öldürmeğe, ya benimle uz­laşmağa razı ol.

3 — Gamdan bahsettim; şimdi beni öldürmeni istiyorum.Zira âşıkların harbi, sulh etmek içindir.

4 —-Ey arkadaşlar, toplanınız dostun visali şerefine, ibu musalaha şerefine size tatlı canımdan' helva ziyafeti vereceğim.

5 — Ey Selim-î, bir tanesinin hicranından hattâ bahsedilse kâfi derecede kederleniyorum. Uzlaşmak için bu kadar türlü türlü dert nedir ki!..

GAZEL

302

Page 304: Ali Nihad Tarlan - Yavuz Sultan Selim Divanı.pdf

- 291 -

1 — Felek beni bu cihanın gece ve gündüzüne râm etmekistediği zaman evvelâ o peri yüzlü güzelin zülfündeiı bana bir tuzak kurardı. ^

2 — Eğer dünya anası önceden benim ne olacağımı bilsey­di bana, ağlayan, belâ geken Mecnun adını kordu.

3 — Divane gönlüm, müslümanlığa rağbet etseydi. güzel­lerin kaşı mihrabına secde etmezdi.

4 — Eğer o güzel beni bazan cefa taşı atmak yahut azarla­makla bahtiyar etseydi dünyada daha ne isterdim.

5 — Ey azizler, (Mısırlı) Hazreti Yisuf eğer bu devirde ya­şamış olsaydı vefa ve'güzelliği benim ay yüzlü güze­limden ödünç alırdı.

6 — Ey Selim, benim ay yüzlü sevgüim, visalden evvel be­ni ne kadar sabırsızlandırır; beni ne kadar ihtirasla kıvdandırır. Keşke daima böyle sabırsızlansam, böyle kıvransam...

GAZEL

303

Page 305: Ali Nihad Tarlan - Yavuz Sultan Selim Divanı.pdf

- 292 -

1 — Canım, ne olur bana bir haber göndereyidin. O olmaz­sa iki satır bir şey yazaydın.

2 — Eğer Ferhad, şimdiye kadar yaşamiŞ olsaydı çıldırır,aşkı da Şirin gibi âlenode bedruim ederdi.

3 — Ağlamaktan gözlerim kurudu. Parça parça gönlümateşlere yandı. Onun köpeğine bir akşam yemeği bile ikram edemiyeceğim.

4 — Eğer benim zamanımda avare Mecnun yaşamış o lsa y ­dı belâ, mihnet ve derdi benim gönlümden ödünç alır­dı.

5 — Eğer Cem’in dünya şehinşahlığından haberi olsaydıSelimi, benim gibi şarap kadehine meylederdi.

GAZEL

304

Page 306: Ali Nihad Tarlan - Yavuz Sultan Selim Divanı.pdf

™ 293 -

î — Gül gibi yanağının üzerinde taze a3fva tüyleri (hat) yetişti. Bu güzellikle bir âfet-i devran oldun. Âşıkınm kanını dökmek için ferman getirip bir belâ-yi can ol­dun.

2 — Tatlı dudağından ve turunç gibi gerdanmm çukurun­dan Hazreti İsa’ya ve Hazreti Yusuf’a ruh verdin.

3 — Hem hattından ümitsizlik hem kâkülünden serkeşlikgörüyorum. Bütün bunlara tahammül ediyorum; çün­kü sen önceden gönlümün .İçinde can gibi gizlenmiştin.

4 — Ey yeşil çimen, sen bir gün kendini onun hattına ben­zetmişsin; işte bu yüzden böyle hâk ile yeksan oldun.

5 — Şûh bir yan bakışla gönlümü aldın. Ey gönül,'Selimg ih i sen de ne yapacağmı şaşırdın.

Yavuz Setim Diva-ır ?0 305

GAZEL

Page 307: Ali Nihad Tarlan - Yavuz Sultan Selim Divanı.pdf

- 294 -

1 — Bir çadırda değil, bir ay yüzlünün a§kmdan yanan ca­nımla şafak gibi kan içinde oturuyorum.

2 — Felek sarayının altında toprak levhini kanlı gözyaşıın-la üzerine nakışlar işlenmiş bir taht haline getirdin?.

3 — Aşk bezminde bana âhımm kıvılcımlarından yahut pe­ri gibi bir güzelin serve benzeyen endamının fidanın­dan bir nahl kâfidir.

4 — Çadırın içindeki (tahtadan) kebap şişi .bir güzelin aş­kının ateşine düşüp yanan benim kaburga kemiğim gibi kan içinde kahyor.

5 — Vücudum bir çadır gibi yar ile dolu; fakat içinde ben yokum. Aziz olsun hakir olsun benden bir kıl dahî kalmamıştır.

İ3 — Sevgilimi bekliyordum; fakat ansızın şehrin fakihi ko­ca sanğiyle çıkageldi.

7 — «Aşk ikliminde Selim kimdir?)) dedin. uKim olacak, bir biçare, bir hakir, bir belâkes!

GAZEL

306

Page 308: Ali Nihad Tarlan - Yavuz Sultan Selim Divanı.pdf

295 -

1 — Ey ömrüm, iiakir âşıklara bu vefasızlık ne zamana ka­dar devam edecek? Gönlüm aşlîîndan kan oldu. Bu gü­zellik ne kadar devam edecek?

:2— Âlemin güneşisin; fakat ,bir iâhza bizi nurlandırroıyor- s\m. Zerre gibi hakir olan aşıklan düşün, koru. Zul­müne uğrayanlardan niye böyle uzak kalıyorsun?

3 —■ «Gece, gündüz bu ne dilenciliktir)) dediğin için bundan sonra zülfünden ve yüzünden visal istemeğe utanıyo­rum.

4 — Hal muğların kilisesinde, kaal ise zübd-ü takva diya- rınd'adır. Ey zâhid şarap iç; bu riyakârane sofîlik ne zamana kadar sÜJÜp gidecek?

-5 — Her gece sabaha kadar onun diyarının köpekleri ile hembezm oluyorsun. Ey Selimi, halk önünde böyle caka satmaktan vazgeçmiyecek misin?

GAZEL

307

Page 309: Ali Nihad Tarlan - Yavuz Sultan Selim Divanı.pdf

- 296 -

1 — Ey zülfünün, sevdasiyle beni âvâre eden dilber, seninokun benim hasta cammın yâr-ı canıdır.

2 — Yüzüne baktıkça öyle kendimden geçiyor, mahvoluyo­rum ki beni gören herkes ha5rretten hayrete düşüyor.

3 — Ben kimim ki senin köpeğinin ayağına yüzümü süre­yim. Yalnız uzaktan onun yolunun toprağına secde ediyorum.

4 — Gece bu sevginin ıstırabına tahammül o kadar güç­leşmişti ki... Fakat ecel habercisi gelince işi ne kadar kolaylaştırdı.

5— «Selimî’ye dert şarabı vereceğim» demişsin. Ne olur asıkına böyle bir ziyafet versen!

GAZEL

308

Page 310: Ali Nihad Tarlan - Yavuz Sultan Selim Divanı.pdf

- 297 -

1 — Ey güzel, daha ne kadcir camına cefa edeceksin? Gam­lı gönlümü sevindirmek vakti artık geldi.

2 — Bazan mevzun bir servin üzerinde gül ve sünbül arze-diyorsun. Bazan servi boyun şimşad manzarası gösteri­yor.

3 — O siyah zülfünün bana verdiği ıstırap içinde can ver­mek istiyorum. Ey gam gecesi ne olur bana yardım et.

4 — O yeni açmış gül bizim feryadımıza çok lâkayittir. Eykanadı yanmış bülbül, ne zamana kadar feryad ede­ceksin?

5 — Ey ayrılık senin kölen dahi olsam ne olur, lütfet, ba­şının gözünün sadakası beni artık âzad et.

6 — Ey güzeller padişahı, tatlı dudağmı ne vakte kadarbeni öldürmeye teşvik edip duracaksın?

7-—Arasıra. kerem edip Sellmî’yi yâd edersen dünya sal­tanatı onun olur.

GAZEL

309

Page 311: Ali Nihad Tarlan - Yavuz Sultan Selim Divanı.pdf

- 298 -

1 — Bazan canımda, bazart göz bebeğimde yerleşiyorsun.Canırm imar etmek için gönlümü, yağma ediyorsun.

2 — Kendin de biliyorsun ki senin güzelliğine kimse bak­maya tahammül edemez. O halde niçin yüzünü örtü- yoi'sun ?

3 — Ey güneş, B.ylar, yıllar böyle .beyhude gezmekteneline ne geçiyor? Bari gel o güzel endamiz sevgilinin yolunda toprak ol.

4 — Kaş yayı bu, gainze oku da bu olduktan sonra herönüne geleni ölüme razı edersin.

' 5 — Onun zülfünün, kâkülünün sevdasından kurtulayım di­yorsun. Ey Selimi, arasıra Öyle manâsız fikirlerin var­dır ki...

GAZEL

310

Page 312: Ali Nihad Tarlan - Yavuz Sultan Selim Divanı.pdf

GAZEL

1 — Bana gâh cefa, gâh zulmediyorsun. Ey ay yüzlü gü­zelim, ne diyeyim, Icerem ediyorsun.

2 — «Bir söz söyle, cau vereyim» dedirr>. Buna da naz edi- jrorsun,

3 — Bazan cefanı vefan takip ediyor; fakat ne yazık ki bulütuf pek eııderj..

4 — insaniyet gösterip bana köpeğim diye hitab ediyorsun.Yine beni pek muhterem şahsiyetler arasında sayıyor­sun.

5 — Senin aşkın yüzünden rüsva olduğumu söylüyorsun.Bu yolda beni kabahatli çıkarıyorsun.

6 — Hançerin sinemi parça parça etti. Galiba gönlümü gamtuzağı yapmak niyetini

7 —-Ey Selim, belâ diyarında koşmaktan maksadın âşıklıkj'olunu ölcm-ektir.

Page 313: Ali Nihad Tarlan - Yavuz Sultan Selim Divanı.pdf

- 300 -

1 — Artık bize dönüp bir bakmıyorsun bile. Yolunun top­rağı olduk, çiğneyip geçmeğe tenezzül etmiyorsun.

2 — Nazınla bu deli gönlü hırsız gibi çalıp götürüyorsun.Cana bir haber bile vermiyorsun.

3 — Biz can veriyoruz. Sen bir nazarını bizden esirgeyor-sun. Dertli âşıklarla bir hasbilıal dahi etmiyorsun.

4 — Ey gözüm, kırmızı (kanlı) gözyaşını sarı yanağımınüzerine dök. Yar uğruna altın ve gümüş te sarfetme^ misin?5 — Ey Selim, yalnız onun aşkı ile m-eşgul olup bütün insanlardan alâkayı kestin. Öyle kestin ki hiç bir gü­müş göğüslü dilberi dahi tavsif etmiyorsun,

GAZEL

312

Page 314: Ali Nihad Tarlan - Yavuz Sultan Selim Divanı.pdf

» 301 -

1 — Ey canım ben kimim ki dert ortağıın sensin, j^ahutben senin kölen olmağa can atıyorum benim sevgilim sensin, diyebileyim.

2 — Eğer şimdi beni sevdiğim yakînen bilsem bu vefakâr­lığa hasedimden kıyamete kadar kendime düşman olu­rum.

3 — Kabrime gelirsen ve ben de bag ucumda bulunduğunuyakînen bilirsem emin ol ki tekrar dirilirim.

4 — Nasıl zamandan, felekten şikâyet edebilirim. Bilİ3 o-rum ki bu çektiğim ıstıraplar hep şendendir.

5 — Aşkın kutsiyetinden utandığım için sabırsızlanamamda. Zira gece gündüz bu muztarip canımın yegâne ümit bağladığı varlık sensin.

6 — Aarasıra bana; «Benim yolumun toprağı sensin» der­sen gururumdan dokuz feleğe baş eğmem.

7 — Dün lütfedip: «Benim divane ve hakir bir âşıkımsın!»dedin ya. Artık ben Selimi gibi bir sultan oldum.

GAZEL

313

Page 315: Ali Nihad Tarlan - Yavuz Sultan Selim Divanı.pdf

- 302 -

1 — Heı* ne kadar benim sevgilimsen de sana gönlümünsırrını söylemem. Zira sırdaşım sen olduktan sonra sır, bana düşman oldu.

2 — Bu mecruh gözümde senin hayalinin m-evcudiyetiniöğrendikten sonra canırmn rakibi olup onu parçalamak istiyorum.

3 — Senin visalinle .bütün ıstıraplarımm sona ereceğinibildiğim halde sana benim dert ortağım şensin diyecek bir kadrim, biî- meziyetim yok.

4 — Demişsin ki «ya benim hicranıma razı ol, ya ölüme».Ben ihtiyarıma sahip değilim ki bu ildsinden birini seçeyim. Benim irade ve ihtiyarım sensin.

5 — Ey Selimi, sevgilinin hayali karşımda teressüm ettik­çe gönlüme her gelen şey aşk ile gelir. Her sözüm ve fikrim âşıkane olur.

GAZEL

314

Page 316: Ali Nihad Tarlan - Yavuz Sultan Selim Divanı.pdf

- 303 -

1 — Gözyaşımdan başkfc âb-ı runı 3'^oktur. O da.her an birtarafa gidij^or.

2 — Ay kadar güzel sevgilim, sana gönlümün derdiniacıyorsam İncinme. Bu söylenip durmaktan başka bir şey yapamam ki...

3 — Küfür askerinin isyamnı açığa vurma. Bize o zülüf­ten bir koku kâfidir.

4 — Canımı uğruna feda etmek istiyorum. Bundan başkabir şey ne düşünüyor, ne istiyorum-.

5 — Servi boyunun ayağını öpmek için su gibi dört j anabaş vuruyor, aranıyorum,

S — Hasta, mahmur gözünün küfrü ile Selimî o kadar za­yıfladı ki ipliğe döndü.

GAZEL

315

Page 317: Ali Nihad Tarlan - Yavuz Sultan Selim Divanı.pdf

KA.SÎDE

- 304 -

1 — işte kâfir kirpikleri, yan bakışı önünde saf bağlamış.Askerinin siyahlığını {sevad, kalabalık) gözlerindi aksettirmiş.

2 — 0 güzel yüzün bir benzeri varsa o da kendi aksidir.O da eğer karşısında ayna olursa.

3 — O tatlı dudakta vefa arama. Zira onun otuz iki incisicefa ile yetişip büyümüştür.

4 — O hat mıdır (yüzdeki ayva tüyleri) yoksa duda­ğı rüzgârdan mı incindi? Hızır mıdır yoksa onun şe­keri (dudağı) âb-ı hayattan mıdır?

5 — Ey gönül, o agızı artık cana teşbih etme. Gölgenikondurarak onun şekerini (dudağını) incitme.

6 — Ah ettiğim zaman yanan gönlümden yükselen dumanah kıvılcımlariyle mücevherlenmiş bir hançerdir.

7 — O yarı sarhoş göz aklımın, dinimin yolunu vurdu.Sanki onun kılavuzu güzeller (putlar) askerinin pa­dişahıdır.

8 ■— O cevr-ü cefa âleminin padişahı ki Şark Padişahıonun âdi bir dilencisi olmaya can atar.

9 — Ey Ayaz tabiatlı, Mahmut yüzlü güzel; can ve gönülmülkünü sen, ele geçirdin.

10 — Kahramanlık mülkünün öyle bahtlı hükümdarısın kigamze kılıcı ile her zaman bir başka mülkü fethedi­yorsun.

11 — Okunun temreninin goncasından nerede güller açı­lırsa orada hazan, arslan gözünün perdesinden olur,

12 — Zülfü onun yanağına âşıktır, o yüzden perişandır.Fakat Allah cihanı yakmak için o zülfe bir ejder tav­rı vermiştir.

13 — Her ne kadar bu derece zayıf bir av onu utandıra­caksa da yine onun avcı gamzesinin oku ile ölmek istiyorum.

1 4 — Böyle hattâ söz söylemeğe bile tenezzül etmiyen birdudağa nasıl sinesini (memesini) dokundurmuştur?

15 — Kimsenin kendi kadehinden şarap vermesi doğru de­ğilse de gizli içtiği gönlümün kanı ona helâl olsun.

16 — Belâ mülkündeki gönül sahiplerinin harap gönülleri­ni onun kahraman kirpikleri parça parça etti.

316

Page 318: Ali Nihad Tarlan - Yavuz Sultan Selim Divanı.pdf

17 — A^enekşenin dimağı her ne kadar gül kokusu ile mu­attar idi. Fakat yine, onun iki zülfünün kokusu ile di­vane Idu. (Eskiden cinnet buhranlarmı gülsuyu ile teskin ederlerdi).

18 — Ey alnı saadet burcunun mahı olan ve iki hilâle ben­zeyen kaşları o ainin gölgesinde yetişen güzel,

19 — Senin köpeklerinin halkası içine karışabilen herkes,Allaha yemin ederim ki, dokuz çarh çenberinden fa­riğ olmuştur.

20 — Temiz ve doğru bir yürekle senin aşkına köle olanabinlerce Kayser ayak türabı olur.

21—.Gönül senin ayağının altında candan bastan geçtiği anda ebedî saadet mülküne nail olur.

22 — Güzel kaşın her lâhza yeni bir işve gösteriyor, onunbu sayısız ihsanları, beni mahcup ediyor.

23 — Kulağındaki halkayı hangi kuyumcunun yaptığımbilsem onun kanını gönlümün ateşine dökerdim.

24 — Daha kollarıma yaslanmadan yüzün kızarıyor ve be­ni azarlıyorsun.

25 — Diyorlar ki sabah rüzgârında senin visalinin bir ni­şanesi varmış. Onun ruh veren nefesi ne zaman bize erişir ki?..

26 — Serv, sana köle olarak karşında dikilip durdukça çi­men güzelleri onu baş tacı ederler,

27 — Senin kölen olmayan herkes, daha beter olsun. Seninyolunda toprak olmayan başın, toprak başına.

28 — Sana secde etmekten beni meneden zahidi minberinüstünden tepe aşağı yere atmalıdır.

29 — Yüzünde daha ayva tüyleri bitmeden cihanı harapettin; ya can damarına onun neşterini yiyenlerin hali ne olacak?

30 — Âciz, gönlü kan olanların ciğerine niçin naz ile hergün yeni bir yara açıyorsun?

31 — Gönlün merhametlidir. Selim’in parlak inciye benze­yen güzel şi’rinin yanıklığından onun ne kadar ıstı­rap çektiğini anla. :

32 — Seni methederken kendi şairliğimden niye bahsede­yim. Çünkü Husrev gibi nazım mülkü esasen bana verilmiştir.

33 — Benim nazarımda gözyaşı lâ’li çok kıymetlidir. Gö­züm toktur, altuna ihtiyacım yoktur.

34 — Böyle bir güzel yaratan Tanrıya kurban olayım ki bu317

Page 319: Ali Nihad Tarlan - Yavuz Sultan Selim Divanı.pdf

kılı kırk yaran akıl o güzelliğin tecelli etliği varlığa hayran, oluyor.

35 — Ey canım, her ne kadar birçok güzelleri tavsif etmiş­se de akıl, senin kemalini tavsif etmekte âcizdir.

36 — Eğer gönlümün derdini açığa vuruyorsam beni ayıp-lama. Zira bu meyııs can ve gönül ne haldedir, biİmi- yorsun.

36 — Senin saçına esir olan bu mahzun gönlün zayıf canı­na perişanlığı reva görme.

.38 — Bir fidana benzeyen boyum, senin derdinin dikenle­riyle örtülmüştür. Onun taze dağlarından taze güller yetişiyor.

39 — Bu fani (toprak) vücud'üm senin gamından bir samançöpüne döndü. Ne zamana kadar fırtınalar onu savu­rup duracak.

40 — Benim sarı yüzümü, gözyaşlarımı görenler bu âşıkınsevgilisi hayli zalim imiş dediler.

41 — Senin lâ’le benzeyen dudağın öyle bir sihibraz ki Al­lahına yemin verilse yine bir söz söylemiyor..

42 — Senin ayağının toprağı olmak suretiyle visalindenhissedar olmak istiyorum. Cennet ile içindeki Kev- seri istemiyorum.

43 — Sen benim için candan daha kıymetlisin. Hattâ eyşahım Hezreti Ali’ye ve Haşan ve Hüseyin’e yemin ederim ki benim canım sensin.

44 — Allaha yemin ederim ki eğer razı olursam saltanat-dan da çekilirim. Bu cihana,' onun süsüne püsüne lânet olsun.

45 — Senin cefaların beni o kadar perişan etti ki... Bu ya­ralı, gamlı gönlüme bir merhamet et.

46 — Âşıkına bir lütfet. Onun şiirlerinden utansan bileemin ol ki o,, bu lûtfa lâyıktır.

47 — Anlıyorum ki benim bu sözlerime inanmıyorsun.Öyle ise sözlerimi dua ile bitireyim.

48 — Gökteki bulut onu gölgelendirmediği zaman benimgözlerimin perdesinden onun başına sayeban yapınız.

49 — Her bahar,, gül nikabını açıp göründülîçe,' bülbül deonu methettikçe,

50 — Gönül sahipleri güzellerin aşkı ile hayat buldukça,.aşkın nuru bu lâcivert göğü aydınlattıkça,

51 — Yarabbi, bütün ömrünce felekler başının üstünde cle-

318

Page 320: Ali Nihad Tarlan - Yavuz Sultan Selim Divanı.pdf

girmen taşı gibi dönen Mecnun’un yüreğindeki yanış aşkına,

52 — Yarabbi, Şirin'e olan vefası yüzünden serv ve sanev-beri gözü görmeyen Ferhad’ın aşkı hürmetine,

53 — Onun ay yüzü güzellik nuru ile öyle parlasın ki herseher parlak güneş ona âyinelik etsin.

54 — Her ne kadar tacı feleklerden daha üstün ise de yineSelim’in başı gibi yüz baş senin ayak türabın olsun.

5 5 — Dokuz felek bir tek yıldızını dahi göstermediği zamanorada senin kemalin terennüm etsin.

5 6 — Yarabbi artık sabrım kalmadı. Ya bana tahammül veryahut onun anber kokulu saçından bu kıvrımları aç.

k a s i d e

■• 305 -1 — Ne güzel demrir o dem ki dertli bir arkadaş ile çi­

menlerde gezer, bü' gül yanaklı sevgiliyi hatırlaya­rak ağlaya ağlaya menekşeler toplarız.

2 — Bahar geldi. Bülbül sevgiden perişan oldu, çıldırdı.Bu da gönlü yaralı olanlara bir başka belâdır.

3 -— Her kuş nasıl bir gülistan isterse biz de sevgilinin di­yarını öyle özlüyoruz! Herkes bir iş güç peşinde; bi­zim işimiz de feryad-ü figan.

4 — Hasret gözyaşiD,ın seli uykumun yolunu kesti. Gözü­mün önünde daima bir menekşe bahçesi var.

5 — Herkes gülistanda güller koparıp demet yaparkenben kalender de köşeden bucaktan ayrılık dikenleri topluyorum,

6 — Ümitsizlik, nâmuradlık köşesine çekilip oturmak is­tiyorum, Fakat eyvah o sabır ve o iradeye malik de­ğilim.,.

7 — İyi olayım, kötü ala.ymı. İşte ben buyum: Sinesi ya­ralı bir. fakir, hakir bir mazlum.

9 — Talih ve ululuk sultanı, mülk ve devlet hakanı.., Her müzün halini arzedeceğiz.

9 — Talih ve uluk sultanı, mülk ve revlet hakanı... Her şah ve şehriyar onun yolu üzerinde birer dilencidir.

10 — Güzellik göğünün mahı, vefakâr sevgili., güneş onun yolunun üzerinde bir zerre toz kadar hakirdir.

11— b gönüllerde kıyametler koparan güzel; nazlı, işveli gözleri ile can ve gönül üzerine her -in oklar yağdır­maktadır.

Page 321: Ali Nihad Tarlan - Yavuz Sultan Selim Divanı.pdf

12 — Ayaklarının toprağını çarhtan daha üstün tutanlar, her; zaman onun kulu olmakla iftihar ederler.

]3 — Onun gibi bir ay, âleme ender doğar. Hattâ artık bir benzeri dünyaya güç gelir.

14 — Ey I gönül, yüreğimden çık, onun kaşına ve gözünebale; ey gözüm, misk kokulu siyah saçlarla bezenmiş bir! ay ve güneş gör.

15 — Ay; yüzlülerin şahı, bütün güzellerin emiri, ey hernamlı şanlı padişah. ayağının türabı olan güjzel,

16 — Gamzene; «Cefâdan başka bir işin yok, yoksa bizedaıigın mısın?» dedim. Derhal; «Evet» diye cevap verdi. ’ ;

17 — Her ne karar misk ve anber, yanağının iki tarafın­daki zülüflerinden koku almışsa da o zülüfleri insan nasıl kıyar da göbek miskine benzetir?

18 — Senin güzeliğini Çin ressamlarının tasvirlerine nasılbenzetebilirim. Bu güzelliğin nakş ve nigâr ile mü­nasebeti yok ki...

19 — Eğer huzurunda bir âşık efgan ederse taaccüp etme.Nerede gül varsa orada muhakkak ağlayan bir bül­bül bulunur.

20 — Bütün büyüklerin yanında beni o kadar zelil ettin kibenden senin diyarındaki köpekler bile arlanıyorlar.

21 — İn'saf et, kerem et; aşk uğrunda benim gibi hor hakirolan bir âşık gördün mü? Söyle.

22 — Gönlüme bu kadar cefayı reva görme. Kâfir, seniaçıkça sevmekten başka ne günahım var?

23 — Senin gibi gönüller okşayan güzelden benim gibiümitli bir âşık ne lûtuflar bekler...

24 — Fazla baş ağrıttım. Artık duaya başlıyayım. Benimgibi bir mahcup âşık elinden duadan ba.şka bir şey gelmez.

25 — Her nevruzda toprak güller yetiştirdikçe, güzel yüzüngözlerimin önünde her lâhza bir bahar yaşattıkça,

26 — Yarabbi, saçlarının nuriyle her geceyi gündüz yapanHazreti Peygamberin ve âl ve ashabının hürmetine,

27 — Saadetten; gençlikten, ömürden kâm alasın, her bü­yük erhîr senin kölen olsun.

28 — Her ne kadar saçının teline bir âşıkm bağlanmasıayıp değilse de senin benden başka âşıkm olmasın.

29 — Her ne kadar Selimî’riin sana âşık olmasından arla­nırsan da onun kıyamete kadar senden başka bir sev­gilisi olmasın.

— S O N —