60
www.yuruyus.com [email protected] Haftalık Dergi / Sayı: 444 23 Kasım 2014 Fiyatı: 1 TL (kdv dahil) Şan Olsun Dev-Genç’lilere Boykotlarla, İşgallerle, Direnişlerle, Adalet Arayan, Hesap Soran Cüretiyle Gençliğin Öncüsüdür! ANADOLU’NUN DÖRT BİR YANINDA BÜYÜK BİR EMEKLE BOYKOTLARI ÖRGÜTLEDİK! AYNI EMEKLE, COŞKUYLA ÖĞRENCİ MECLİSLERİ’Nİ DE ÖRGÜTLEYECEĞİZ!

Şan Olsun Dev-Genç’lilere Boykotlarla, İşgallerle ... · 55 Kulağımıza Küpe Olsun 56 Yitirdiklerimiz... 59 Öğretmenimiz... 4 Şan olsun Dev-Genç’lilere... Boykotlarla,

  • Upload
    others

  • View
    7

  • Download
    0

Embed Size (px)

Citation preview

Page 1: Şan Olsun Dev-Genç’lilere Boykotlarla, İşgallerle ... · 55 Kulağımıza Küpe Olsun 56 Yitirdiklerimiz... 59 Öğretmenimiz... 4 Şan olsun Dev-Genç’lilere... Boykotlarla,

www.yuruyus.com

[email protected]

Haftalık Dergi / Sayı: 44423 Kasım 2014

Fiyatı: 1 TL (kdv dahil)

Şan Olsun Dev-Genç’lilereBoykotlarla, İşgallerle, Direnişlerle,

Adalet Arayan, Hesap Soran Cüretiyle Gençliğin Öncüsüdür!

ANADOLU’NUN DÖRT BİR YANINDA BÜYÜK BİR EMEKLE BOYKOTLARI ÖRGÜTLEDİK!

AYNI EMEKLE, COŞKUYLA ÖĞRENCİ MECLİSLERİ’Nİ DE ÖRGÜTLEYECEĞİZ!

Page 2: Şan Olsun Dev-Genç’lilere Boykotlarla, İşgallerle ... · 55 Kulağımıza Küpe Olsun 56 Yitirdiklerimiz... 59 Öğretmenimiz... 4 Şan olsun Dev-Genç’lilere... Boykotlarla,

Sahibi ve Sorumlu Yazıişleri Müdürü:Mustafa DoğruGenel Yayın Yönetmeni:Emel Keleş

Adres: Katip Mustafa Çelebi Mah.Billurcu Sok. No: 20 / 2 Beyoğlu/İSTANBUL

Ofset Hazırlık: Ozan YayıncılıkAdres: Zübeyde Hanım Mah. FevziÇakmak Cad. 1297. Sokak No: 1 Daire: 1Sultangazi / İSTANBULTel: (0-212) 536 93 44Faks: (0-212) 536 93 45

Yurtdışı Büro: Vakıf EFSANE Pieter de Hoochstr. 303021 CS Rotterdam/Nederland

ISSN: 1305-7944

Baskı: Ezgi Matbaacılık-SanayiCad. Altay Sok. No: 10Çobançeşme / Yenibosna / İST.Tel: (0-212) 452 23 02

Dağıtım: Turkuvaz Dağıtım

Pazarlama San. ve Tic. A.Ş.

Tel: (0-216) 585 90 00

Avrupa: 4 Euro

Almanya: 4 Euro

Fransa: 4 Euro

İsviçre:6 Frank

Hollanda: 4 Euro

İngiltere: £ 3

Belçika: 4 Euro

Avusturya: 4 Euro

Tel: (0-212) 251 94 35 www.yuruyus.com [email protected]

Haftalık Süreli Yerel Yayın

Siyasi Dergi

Fiyatı: 1 TL

MAHALLELERDE, ÜNİVERSİTELERDE, İŞYERLERİNDE;TÜM GENÇLERİ ÖRGÜTLEMELİ,KAVGADA BİRLEŞTİRMELİYİZ!

DEV-GENÇ’LİLER;Geleneklerine sahip çıkarak yeni gelenekler yaratandır. Yoldaşlarını bir çift gözü gibi görendir. Sürece göre şekillenen değil, her sürece hazır olandır. Tam bağımsız Türkiye'nin silahlı mücadeleden geçtiğini bilendir. Halklarının kardeşliğine inanandır. Dünyanın her hangi bir yerinde yapılan haksızlığı yüreğinde hisseden ve

öfkesini büyütendir. Yaşı kaç olursa olsun halk ve vatan sevgisiyle, uzlaşmaz tavrıyla düşmanı

titretendir. Savaşın kurmayıdır.Anadolu toprağının isyan damarlarından beslenendir. Nerede bir haksızlık, nerede bir zulüm varsa oraya koşandır. Faşizmin karşısında tek başına da kalsa cüretinden geri adım atmayandır. Halkın yoksulluğunu, acılarını öfkesiyle bileyendir.

Page 3: Şan Olsun Dev-Genç’lilere Boykotlarla, İşgallerle ... · 55 Kulağımıza Küpe Olsun 56 Yitirdiklerimiz... 59 Öğretmenimiz... 4 Şan olsun Dev-Genç’lilere... Boykotlarla,

İİ ç i n d e k i l e r37 Kamu Emekçileri Cephesi:

Ataması yapılmayanöğretmenleri örgütlemeliyiz!

41 Kürdistan’da Tek Yol Devrim:Uyuşturucu Kürt halkımızınfelaketidir!

42 Özgür Tutsaklardan:

“Mahir Yürekliler”e dair...

43 TAYAD’lı Ailelerden:İnsanlığın en soylu damarıdevrimcilerdir!

45 Yürüyüş:Sosyalist rekabeti örgütleyelim!

47 Mahallelerimizde yozlaşmaya veAKP’nin katil polislerineizin vermeyeceğiz!

49 Dünden BugüneAnadolu’da Halk İsyanları,Halk Ayaklanmaları:Aydın İhtilali

51 Avrupa’daki Biz:Bir hukuksuzluk klasiği:Anadolu Federasyonu Davası

53 Avrupa’da Yürüyüş:Politeknik’i anma yürüyüşü

55 Kulağımıza Küpe Olsun

56 Yitirdiklerimiz...

59 Öğretmenimiz...

4 Şan olsun Dev-Genç’lilere...Boykotlarla, işgallerle,hesap soran cüretiylegençliğin öncüsüyüz!

Sosyalist RekabetiÖrgütleyelim!

Tüm Yürüyüş dağıtımcılarına, okurlarınaçağrımızdır: Dergimizin dağıtımında sosyalistrekabet başlatıyoruz. Hedefimiz, dergi dağıtı-

mımızı 2 katına çıkarmak.

Yılbaşına kadar en çok dergi dağıtacak olanalan ve kişilere yılbaşı kutlamasında ödül

vereceğiz. Tüm okurlarımızı sosyalistrekabete davet ediyoruz.

6 Gençlik Federasyonu’ndan:Öğrenci temsilcilikleri vekurultaylarımız!

8 Liseliyiz Biz:Tutsak Dev-Genç’liler değil,Berkin’in katillericezalandırılsın!

11 Ülkemizde Gençlik: LiseliDev-Genç kurultayı yapıldı!

13 Röportaj: Boykotlarla,işgallerle, direnişlerleyine geleceğiz!

15 AKP iktidarı madenlerde,inşaatlarda cesetlerimiz

üzerinden rant sağlıyor!

17 NATO’dan AKP’ye talimat:SİLAHLANIN!

18 AKP’den halka316 yeni TOMA!

19 Halk Düşmanı AKP: AKPhalka ve doğaya düşman,

sermaye ile dost!

20 Bu Halk, Bu Vatan BizimKahrolsun Emperyalizm:Yaratıcılığı geliştiren,fedakarlığımızı büyütenvatan ve halk sevgisidir!

22 Devrimci İşçi Hareketi:AKP’nin “iş güvenliği”yasaları; kırk katır mıkırk satır mı?

23 Halkı örgütlemek

her dönemin temel ve

vazgeçilmez görevidir - 1

26 Devrimci Okul:

Yaşamı devrimcileştirmek!

28 Solun Köşe Taşları:Birleşik Haziran Hareketi

31 Cepheli:Cepheli enternasyonalizmbayrağını dünyanın

Türkiye’sinde dalgalandırır!

32 Sanatçıyız Biz:Sanat Meclisi Festivali’nin

ardından...

33 EBOLA, SARS, ŞARBON...

Emperyalistlerin halkıbastırma araçlarıdır!

34 Uşaklar efendileri için vardır!

ÖĞRENCİ MECLİSLERİNİ ÖRGÜTLEYELİM!

Page 4: Şan Olsun Dev-Genç’lilere Boykotlarla, İşgallerle ... · 55 Kulağımıza Küpe Olsun 56 Yitirdiklerimiz... 59 Öğretmenimiz... 4 Şan olsun Dev-Genç’lilere... Boykotlarla,

Dev-Genç, gençliğin öncüsüdür.

Dev-Genç, gençliğin onurudur.Faşizmin gençliği teslim alamaya-cağının en somut gerçeğidir.

Oligarşinin tüm saldırılarına,yozlaştırma politikalarına, örgüt-süzleştirme saldırılarına karşı çokgüçlü bir barikattır.

Dev-Genç bunu 45 yıllık tari-hinde defalarca kanıtlamıştır.

Daha 1969’da ilk kez ortayaçıkarken sola ilişkin oluşmuş tümstatükoları parçalayarak doğmuş,gençliğin öncüsü olmuştur.

Türkiye devrim mücadelesi ta-rihinin zorlu dönemeçlerinde öncümisyonunu hep korumuş mücade-lenin önünü açmıştır.

AKP bugün sadece gençliği de-ğil, faşist yasalarıyla, terörüyle tümhalk kesimlerini sindirmeye çalı-şıyor.

Dev-Genç’in YÖK boykotu,AKP’nin bunu asla başaramaya-cağını bir kez daha kanıtlamıştır.

Dev-Genç’liler Edirne’denVan’a, Çanakkale’den Sivas’a, Ha-tay’a, Dersim’e kadar 20’nin üze-rinde il ve ilçede boykotlar çeşitlibiçimlerde hayata geçirildi.

Özellikle yaşı küçük yüreği bü-yük Liseli Dev-Genç’liler boykotlarıçok daha yaygın olarak hayata ge-çirdi.

Kimi okullarda boykot işgaledönüştü.

Kimi okullarda ise AKP’nin

polisleri boykotu engellemek içinokulları kendisi işgal etti.

Birçok okulda polis saldırdı.100’ün üzerinde Dev-Genç’li gö-zaltına alındı. İki Dev-Genç’li tu-tuklandı.

Şan olsun Dev-Genç’lilere... Şanolsun gençliğin öncülerine...

Dev-Genç hiçbir zaman bedelödemekten çekinmedi... 45 yıllıkşanlı tarihini ödediği bedellere borç-ludur.

Dev-Genç’liler şehitlerini herzaman kendilerine rehber edindi,tutsaklarına sahip çıktı. Tutsak Dev-Genç’liler mücadelemizin bayrağıolacak...

Israr, kararlılık, yoğun bir emekve sonuç almak

6 Kasım boykotunu bu üç keli-meyle özetleyebiliriz..

Boykotun ülke çapında örgüt-lenmesinin temelinde Dev-Genç’li-lerin yoğun bir emeği vardır. Buemeğin temelinde ise örgütlülükvardır. Boykotu komitelerimizle ör-gütledik.

Komiteler emeğin örgütlenme-sidir. Komiteler, sonuç almaktır.Boykot ile bunu bir kez daha gör-dük.

Tek bir insan nedir ki? Yapa-yalnızdır. Ancak tek bir Dev-Genç’litek bir insan değildir.

6 Kasım boykotu bunu bir kezdaha gösterdi... Onun arkasındaMahirler’den Dayılar’a, Sabolar’dan

ŞAN OLSUN DEV-GENÇ’LİLERE44

ANADOLU’NUN DÖRT BİR YANINDA BÜYÜK BİR EMEKLE ANADOLU’NUN DÖRT BİR YANINDA BÜYÜK BİR EMEKLE BOYKOTLARI ÖRGÜTLEDİK... AYNI EMEKLE, COŞKUYLA BOYKOTLARI ÖRGÜTLEDİK... AYNI EMEKLE, COŞKUYLA

ÖĞRENCİ MECLİSLERİNİ DE ÖRGÜTLEYECEĞİZ!ÖĞRENCİ MECLİSLERİNİ DE ÖRGÜTLEYECEĞİZ!

ANADOLU’NUN DÖRT BİR YANINDA BÜYÜK BİR EMEKLE ANADOLU’NUN DÖRT BİR YANINDA BÜYÜK BİR EMEKLE BOYKOTLARI ÖRGÜTLEDİK... AYNI EMEKLE, COŞKUYLA BOYKOTLARI ÖRGÜTLEDİK... AYNI EMEKLE, COŞKUYLA

ÖĞRENCİ MECLİSLERİNİ DE ÖRGÜTLEYECEĞİZ!ÖĞRENCİ MECLİSLERİNİ DE ÖRGÜTLEYECEĞİZ!

Şan Olsun Dev-Genç’lilereBoykotlarla, İşgallerle, Direnişlerle,

Adalet Arayan, Hesap Soran CüretiyleGençliğin Öncüsüyüz!

Şan Olsun Dev-Genç’lilereBoykotlarla, İşgallerle, Direnişlerle,

Adalet Arayan, Hesap Soran CüretiyleGençliğin Öncüsüyüz!

Page 5: Şan Olsun Dev-Genç’lilere Boykotlarla, İşgallerle ... · 55 Kulağımıza Küpe Olsun 56 Yitirdiklerimiz... 59 Öğretmenimiz... 4 Şan olsun Dev-Genç’lilere... Boykotlarla,

Sinanlar’a, Hamiyetler’den, Ali Rı-zalar’dan, Buluthanlar’dan Sezgin-ler’e, İrfanlar’a... Cananlar’a, Zeh-ralar’a, Hasan Selimler’e ve 14’ündeBerkinler’e uzanan 45 yıllık koskocabir tarih vardır.

Şehitlerimizden aldıkları bilinçle,cüretle, emekle çalışıp örgütledilerboykotu.

Tek bir Liseli Dev-Genç’li Ana-dolu’nun bir kasabasında, bir lisedeçalışma yaptı... Tek başınaydı fakatyalnız olmadığını gördü... Şehitleri-mizi, onların yarattığı değerleri hepyanıbaşında hissetti. Örgütlülüğüngücünü, yanı başında hissetti ve hepgüven içinde hareket etti. Ona yolgösteren tarihimiz vardı. Dev-Genç’inne kadar büyük bir güç olduğunugördü. Cephe’nin politikalarının gü-cünü gördü... komitelerini kurdu vekısa sürede maddi bir güce dönüştü.Tek bir Liseli Dev-Genç’li Anado-lu’nun bir kasabasında boykot çalış-ması yaptı, eylemler örgütledi.

Çünkü Dev-Genç’li olmak; tari-hine güvendir, örgütüne güvendir,kendine güvendir.

O tarih ki, gencecik yaşlarında‘koskoca’ emperyalizme ve işbirlik-çilerine kafa tutan Adalılar’ı Mahir-ler’i yazar.

O tarih ki, “dünyayı bir kez deTürkiye’den sarsacağız” diyen Da-yılar’ı yazar.

O tarih ki, "Bir canım var fedaolsun halkımıza, vatanıma" diyenkahramanları yazar...

Boykot Büyük Bir Emekle Örgütlendi! Emeğimizi Meclislerle Taçlandıracağız!

Devrimciler kendiliğinden gelişendurumları da, halkın patlayan öfkesinide değerlendirir. Halkın öfkesini dahaileriye taşımaya, kavgayı büyütmeyeve kendiliğinden ortaya çıkan geliş-meleri örgütlemeye çalışır... Ancakhiçbir zaman kendiliğinde olaylarabel bağlamaz. Halkın düzenle olançelişkilerini bilir ve bu çelişkilerdenhareketle halkı örgütler. Çelişkileriderinleştirir ve halkı örgütler, düzene

karşı savaştırır.

6 Kasım boykotu kendiliğindentepkilerin örgütlenmesi değil, tama-men Dev-Genç’lilerin emeğiyle ör-gütlenmiştir. Boykot ilmek ilmek ör-gütlenmiştir. Ülke genelinde yüzbin-lerce kuş, bildiri, afiş yapılmıştır.Yüzlerce sınıf konuşmaları, toplantılar,seminerler yapıldı. Boykot’a çağrılarınyapıldığı yüzlerce pankart asıldı. Bin-lerce duvar yazılaması yapıldı... Boy-kot komiteleri kuruldu ve emek ör-gütlendi... 6 Kasım boykotu, boykotkomitelerimizle örgütlü emeğin ürü-nüdür.

Dev-Genç’liler;Şimdi Görevimiz 6 Kasım’ın Coşkusuyla Öğrenci Meclisleri’ni Örgütlemektir...

Dev-Genç’liler... 6 Kasım ile dahagüçlüyüz. Edirne’den Van’a Anado-lu’nun dörtbir yanında Dev-Gençrüzgarı estirdiniz.

Liselerden üniversitelere Dev-Genç çok daha geniş öğrenci kitlesitarafından tanınmaktadır.

6 Kasım YÖK’e karşı yapılan ey-lemler solun durumunu da ortayakoymuştur. “Şenlik havası”ndakiYÖK protestoları medyanın tüm şi-şirmesine rağmen reformizmin, opor-tünizmi büyütmemiş, daha da tükenişegötürmüştür. Geçen yıl polis bari-katlarının önüne gidip polise çiçekveren, halay çekerek “şenlikhavası”nda YÖK protestosu yapanreformistler ve oportünistler bu seneonu da yapamamıştır. Akşam saatinde

İstanbul Beyoğlu’nda günü de kur-tarmayan bir basın açıklamasıyla ge-çiştirdiler 6 Kasım’ı...

Gençliğin umudu Dev-Genç’li-lerdir.

Şimdi Dev-Genç’lilerin görevi buumudu Öğrenci Meclisleri’ni kurarakete kemiğe büründürmektir.

Meclisler bir okulda işbirlikçi,gerici, faşistlerin dışında bütün öğ-rencilerin söz ve karar hakkına sahipoldukları örgütlenmelerdir.

Tüm gençliği kucaklayan, sorun-larına çözümler üreten örgütlenme-lerdir.

Liseli Dev-Genç’liler 15-16 Ka-sım’da İstanbul’da düzenledikleri‘Liseli Dev-Genç Kurultayı’ndaÖğrenci Meclisleri’ni kurma kararıaldılar.

Evet, şimdi görev, tek bir Dev-Genç’linin olduğu yerde öğrencimeclislerini örgütlemektir.

Öğrenci Meclisleri AKP faşizim-nin, gerici, anti bilimsel eğitim sis-teminin önündeki en büyük engelolacaktır.

AKP’nin dayattığı gerici eğitimsistemini istemiyoruz. Öğrenci mec-lislerimizle nasıl bir eğitim istediği-mize kendimiz karar verebiliriz. AKPfaşizmin dayattığı eğitim sistemiylegeleceğimizin karartılmasına engelolabiliriz...

Bugün 15-24 yaş arasında 19 mil-yon gencimiz var. Her on gençtenbirisi mutsuz olduğunu söylüyor. Ge-leceğe dair bir beklentisi, umuduyok. Her 5 gençten birisi işsiz... Bu-nun sorumlusu bu düzendir. AKP ik-tidarıdır.

AKP, gençliği de örgütsüzleşti-rerek biçare yapıyor, umutsuzlaştırıyorve kendine muhtaç hale getiriyor.

Umut, faşizmin örgütsüzlüğü da-yatmasına karşı örgütlenmektir.

Umut, teslimiyet dayatmasına kar-şı direnmektir, mücadele etmektir.Umut biziz, umut Dev-Genç... Öğ-renci Meclisleri’nde örgütlenmektir!

YAŞASIN DEV-GENÇYAŞASIN DEV-GENÇ’LİLER!

UMUT BİZİZ, UMUT DEV-GENÇ’LİLER!OPORTÜNİZM GENÇLİĞİ

ÖRGÜTLEYEMEZ!ÇÜNKÜ; ÖRGÜTLEMEK

EMEK İSTER!ÇIKARSIZ, HESAPSIZ

BEDEL ÖDEMEYİ GÖZEALMAYI GEREKTİRİR….OPORTÜNİZM, GÜNLÜK

ÇIKARLARIN, MENFAATLERİNPEŞİNDE KOŞAR!

EMEK HARCAMAZ!

23 Kasım2014

Yürüyüş

Sayı: 444

5HESAP SORAN CÜRETİYLE GENÇLİĞİN ÖNCÜSÜDÜR!

Page 6: Şan Olsun Dev-Genç’lilere Boykotlarla, İşgallerle ... · 55 Kulağımıza Küpe Olsun 56 Yitirdiklerimiz... 59 Öğretmenimiz... 4 Şan olsun Dev-Genç’lilere... Boykotlarla,

Ülkemizde Gençlik

Öğrenci gençliğin başarısı üzerindeki en önemli iki et-ken sorunları ve ihtiyaçlarıdır. Yani öğrenci gençliğininbaşarılı bir eğitim hayatı sürmesinin yolu sorunlarını dilegetirip çözmesi ve ihtiyaçları için öneride bulunabilme-sinden geçer. Bu demektir ki öğrenci gençliğin kendi eği-tim hayatına doğrudan müdahaleye hak sahibi olması ge-rekir.

Düzen bize bu hakkı verdiğini iddia etse de öğrencitemsilcilikleri maskesinin altında yine lise yönetimi veYÖK’ün yaptırımları vardır ve bu temsilcilikler okullarladirek bağlantısı olmayan sorunları kapsamaz. Bu de-mokrasi yalanına karşı gençliğin tek alternatifi kurul-taylardır.Temsilcilik yalanları sorun ve ihtiyaçlarımız kar-şısında bizi avuturken kurultaylarımız bize çözüm yolusunar. Düzen bizi bilimsellikten uzak, düşünemeyen, sor-gulamayan, ders çıkaramayan çıkardığı derslerle karar alıpuygulayamayan bireyler haline getirmeye çalışırken ku-raltaylarımız bizi kesin sonuca götürür, ufkumuzu açarve yurt ve dünya sorunlarını anlayabilen vasıflı bireylerolmamızı bu sorunlar üzerine eğilmemizi sağlar.

Eğer okul temsilciliklerini ve kurultaylarımızı karşı-laştırırsak görürüz ki :

Okul temsilciliklerinde kişiler sınıf temsilcisini, okultemsilcileri ilçe, ilçe temsilcileri il için temsilci seçer. Yanibiz bizi temsil edecek kişiyi değil yalnızca bir başka seç-meni atamış oluruz.

Kurultaylarımızda her birey sorun ve önerisini biz-zat ilk ağızdan kendisiyle aynı sorunları yaşayanlar ile pay-laşır ve süreç içerisinde doğrudan müdahale hakkına sa-hip olur.

Temsilcilikler; demokratik görünen yapısının altın-da yönetim kurumlarının yaptırımlarını taşır yani bize: “Al

bir yol çiz ama sana çizdiğim yoldan sapma” der.

Kurultaylarımız; düzen bize ikinci bir seçenek biletanımazken, üçüncü bir seçeneği oluşturmak peşindedir.

Temsilcilikler; “Ne sorununuz var” diye sorarlar.

Kurultaylarımız; “Nasıl çözeriz” diye sorar.

Temsilcilikler; öğrenci gençliğinin apolitik olması-nı isteyen düzen kurumlarının taşeronudur.

Kurultaylarımız; sorunlarımızın sebeplerini tartışmaküzerine yoğunlaşır.

Temsilcilikler; öğrenci gençliği arasındaki kopukluklarüzerine inşa edilir.

Kurultaylarımız; varlığını öğrenci gençliğinin bir ara-ya gelebilmesi, bütün halinde hareket edebilmesi, görüşve öneri paylaşması sayesinde devam ettirir.

Temsilcilikler; dar bir alanda çalışma yapar.

Kurultaylarımız; okul içi sorunlarımızın yanında yol,maddi imkansızlıklar, aile sorunları gibi birçok geniş kap-samlı öğrenci sorununa çözüm olma görevini üstlenir.

Temsilcilikler; sorunun ne? İşte sana verdiğim çözümşeklinde çalışır.

Kurultaylarımız; Sorunumuz ne? Çözümümüz ne?Çözümümüze ulaşacağız. Şeklinde çalışır.

Sonuç olarak; Bize dayatılan yalandan demokrasi;gençliği işleyişe dahil olmaktan alıkoymayı, alternatif-siz bırakmayı, çözüm üretmesini engellemeyi, kontrol al-tında tutmayı, ayrıştırmayı, dar alana hapsetmeyi, mü-cadele etmesini amaçlarken, kurultaylarımız işleyişekatmayı, yöntem üretip çözüm bulmayı, sorgulayan birtopluluk yaratmayı, ufkunu, çözüm alanını geliştirmeyi,ne istediğini bilen ve istediğini alan bir öğrenci gençli-ğinin oluşmasını sağlar.

Gençlik Federasyonu’ndan

Hacettepe Üniversitesi BeytepeKampüsü’nde 18 Kasım’da faşistgüruh, Ekim Gençliği standına ge-lip standı kaldırmazlarsa saldıra-cakları tehdidinde bulundu. Olayıduyan Ankara Dev Genç’liler ve de-mokrat öğrenciler, yapılan saldırı-yı teşhir etmek için Yabancı DillerBinası’nın önüne geldi. Faşistler,bina önünde devrimcilere el kal-

dırmaya çalışınca, gösterilen tep-kiden korkarak ÖGB 'koruma-sında' binanın içine saklandılar.Dev- Genç’liler: “Bizler Devrim-ciyiz. Defalarca uyardık. Beyte-pe’de ve diğer tüm okullarımızda,hiç bir devrimci yalnız değildir!Soruşturmalarınız bizleri yıldıra-maz!" şeklinde açıklama yaptı.

ÖĞRENCİ TEMSİLCİLİKLERİYALANI VE KURULTAYLARIMIZ

Faşist Teşkilatları, Ocakları, ÇeteleriOkullarımızda Barındırmayacağız!

Yürüyüş

23 Kasım2014

Sayı: 444

ŞAN OLSUN DEV-GENÇ’LİLERE6

Page 7: Şan Olsun Dev-Genç’lilere Boykotlarla, İşgallerle ... · 55 Kulağımıza Küpe Olsun 56 Yitirdiklerimiz... 59 Öğretmenimiz... 4 Şan olsun Dev-Genç’lilere... Boykotlarla,

Ülkemizde Gençlik

Bağımsızlık bayrağı her gün yükselmekte, umudunmevzilerine her gün bir yenisi eklenmektedir. Kavganınçelikleşmiş bir cesaret istediği bu günlerde açacağımızher yeni gençlik derneğimiz faşizme indirmiş olduğumuzyeni bir darbedir. Gençlik dernekleri ile Edirne’den Kars’a,Samsun’dan Hatay’a umudumuza yeni mevziler kazan-dırdık, kazandırmaya devam edeceğiz.

Dev-Genç' i büyüttükçe büyüten, bu geleneğe yeni hal-kalar ekleyen gençlik derneklerini neden açarız;

Her derneğimizi demokratik alandaki bir mevzimiz ola-rak görmeliyiz. Bizim mevzilerimizde, bizim cephemizdedüzenin getirdiği bencillik, bireycilik duygularına, yozkültüre yer yoktur. Düzenin pisliği yerine devrimin ge-tireceği bağlılık, yardımlaşma, vefa vardır. Dernekleri-miz, mücadelemizde yol gösterici olan bu duyguları ya-ratacağımız mevziler olacaklardır. Kurduğumuz der-neklerimize, halkımız ile emek vererek, bedel ödeyerekinşa ettiğimiz mahallelere "mevzi" dir diyoruz. Dev-rimciliği var edip, kuracağımız bu mevzileri -şehitleri-miz nasıl kuşatıldıkları üsleri savundularsa öyle- savun-malı öyle benimsemeliyiz.

Kurulduktan sonra en ufak sorunla dahi ilgilenmeliyiz.

Sorunun çözümü için emek harcamalıyız. Bilmeliyiz

ki halkımız devrimcilerin yaşayışına, oturup kalkmasınadikkat eder. Ayrı bir önem göstermesini bekler. Bizde hal-kın bu bakış açısını dikkate almalı. Derneklerin devrim-cilerin elinde nasıl bir silaha dönüştüğünü göstermeliyiz.

Umudu büyütmek görevimizdir.

Açılan her dernek, umudumuzun mevzisine kazan-dırdığımız yeni insanlar demektir. Açtığımız her dernekile kitleselleşmiş mücadeleye ivme kazandıran bir rol oy-namışız. Faşizmin her zaman saldırı altında bulundurduğuderneklerimizi yaygınlaştırmalı ve merkezileştirmeliyiz.Bizler yeni mevziler kazandıkça düşman da saldırıları-nı arttıracaktır. 18 Ocak 2013’te olduğu gibi demokratikfaaliyet yürüten birçok kurum, hukuk büroları, kültür mer-kezleri basılmış burjuva basın tarafından 11 çelik kapı-lı, kozmik odalı baskın şeklinde sunum yapılmıştır. Buderecede bir saldırı yapılmasının nedeni, bizlerin der-neklerimizi birer mevzi olarak görmemizdir.

Derneklerimizi birer mevzi olarak görelim ve sahip-lenelim

Edirne’den Kars’a Samsun’dan Hatay’a devrim mev-zilerine dönüştüreceğimiz derneklerimizi kuralım. Kuralımki düzenin pisliğinden daha çok insan kurtaralım.

DEV-GENÇ

Kurduğumuz Her Dernek; Kazandığımız Yeni Bir Mevzi, Yozlaştırma Politikasına Karşı Vurduğumuz Bir Darbedir!

Bilimsel, Demokratik, SorunsuzBir Eğitim Başarılı Bir Gelecek İçin,Öğrenci Kurultaylarıyla Örgütlene-lim!

Liseli Dev-Genç’liler Kurultayöncesi İstanbul’un dörtbir yanında ku-rultay gününe kadar kitle çalışması-nı sürdürdü.

İSTANBUL

Kıraç- Kuruçeşme: Kıraç Kuruçeşme Mahallesi’nde,

Gazi Büyük Park’ta 15-16 Kasımgünü yapılacak Liseli Dev-Genç Ku-rultayı için; Kıraç İMKB Lisesi çev-resine 30 adet afiş asıldı. Okul çıkışsaatinde öğrencilere 50 adet bildiri da-

ğıtılarak, liselerde yaşanan sorunlarüzerine sohbet edildi. İMKB Lise-si’nde kantin fiyatlarının pahalılık so-runu konuşuldu. Sorunların; ancakÖğrenci Meclisleri'nde örgütlenerekçözülebileceği anlatılarak bildiri da-ğıtımı bitirildi. Okul müdürünün,Dev-Genç’lilerin çalışmasını engel-leme çabası, okul öğrencilerinin sa-hiplenmesiyle boşa çıkarıldı.

Esenyurt: Liseli Dev-Genç'liler tarafından,

13 Kasım'da Esenyurt Lisesi'nin du-varlarına 15-16 Kasım’da yapılacakolan Liseli Dev-Genç Kurultayı'nın af-işleri yapıştırıldı.

Kadıköy: Dev-Genç’liler 14 Kasım'da Ka-

dıköy Bahariye Caddesi’nde masa aç-tılar. Açılan masada 15-16 Kasım’dayapılacak olan Liseli Dev-Genç Ku-rultayı'na çağrı yaptılar. Dev-Genç'li-

ler 16.00-17.30 saatleri arası açıkkalan masada 40 Yürüyüş Dergisi ve4 adet Burası Çayan kitabını halkaulaştırdılar. Masada 2 liseli ile tanışılıpsohbet edildi.

Bahçelievler: 14 Kasım günü, Gazi Mahalle-

si'nde yapılacak olan Liseli Dev-Genç Kurultayı çalışmaları çerçeve-sinde, Yenibosna Çok Programlı Ana-dolu Lisesi çevresine kurultay afiş vepullamaları yapıştırıldı, bildiriler da-ğıtıldı. Öğrenciler kurultaya davetedildi.

Devletin ve YÖK'ün Dayattığı Baskılara KarşıDireneceğiz!

23 Kasım2014

Yürüyüş

Sayı: 444

7HESAP SORAN CÜRETİYLE GENÇLİĞİN ÖNCÜSÜDÜR!

Kıraç

Esenyurt

Page 8: Şan Olsun Dev-Genç’lilere Boykotlarla, İşgallerle ... · 55 Kulağımıza Küpe Olsun 56 Yitirdiklerimiz... 59 Öğretmenimiz... 4 Şan olsun Dev-Genç’lilere... Boykotlarla,

Liseliler iktidarın korkulu rüyasıolmaya devam ediyorlar.

Liseleri imam hatiplere çeviren,yetmeyince liselilerin din eğitimi diyecamiye götürenler şimdi de din eğitiminikreşlere kadar indirmeye çalışıyorlar.

Liselilerin öfkesi, liselilerin dina-mizminin ülke sorunlarıyla birleşmesi-ni engellemek için akla karayı seçiyor-lar, kırk takla atıyorlar.

AKP Faşizminin Önündeki Barikat; Liseli Dev-Genç’lilerdir!

Bugün Liseli Dev-Genç’liler liseli ar-kadaşlarına yönelik saldırılara dur de-mek için liselerde çalışma yapıp, bu-lundukları her yere, mahallelere bu ça-lışmalarını taşıyorlar.

Bugün 6 Kasım boykotunda tutuk-lanan arkadaşlarımız, bizim için, hal-kımız için, vatanımız için tutuklandılar.

Sadece kendi talepleri için değil, ken-di taleplerini halkın talepleriyle, kendisorunlarını halkın-vatanının sorunla-rıyla birleştirdikleri için tutuklandılar.

6 Kasım boykotu AKP faşizmine veAmerika'ya duyduğumuz öfke ve kinin,halka ve vatanımıza duyduğumuz sev-ginin ifadesidir!

Liseli Dev-Genç’li arkadaşlarımız 6Kasım'da bu yüzden tutuklandılar.

Pasif bir eylem olan boykot, suç de-ğildir. Boykot, sadece sunulanı reddet-mektir! Kimse boykot yaptığı için tu-tuklanamaz!

Liseli Dev-Genç’liler hemen bıra-kılmalıdır!

Berkin'in katilleri, halkı soyan, top-raklarımızı talan eden AKP, dünyahalklarını açlık ve yoksulluğa mah-kum eden, zulme kana boğan Amerikanemperyalizmi yargılanmalıdır!

Vatanı ve halkını seven tüm liseliler...

Bugün vatan demek senin için tut-sak düşen liseli Dev-Genç’lilerin ya-nında yer almaktır!

Bugün AKP faşizmine, Amerikanemperyalizmine karşı olmak, tutsak dü-şen Liseli Dev-Genç’lilerin yanında yeralmaktır!

Herkesi tutsak Liseli Dev-Genç’li-leri sahiplenmeye çağırıyoruz. “Lise-li Dev-Genç’liler değil, Berkin'in ka-tilleri yargılansın” sloganını büyüt-meye, güçlendirmeye çağırıyoruz!

Liseliyiz Biz

Liseli Dev-Genç’liler Onurumuzdur!TUTSAK DEV-GENÇ’LİLER DEĞİL,

BERKİN'İN KATİLLERİ YARGILANSIN!

Bu ülkede yaşıyoruz... Bu halkın çocuklarıyız... Ezilen, sömürülen, katledilen bir halkın çocuklarıyız... Bu halkın kavgasında biz de varız!

DuyuruBerkin Elvan Halk Kütüp-

hanesi İçin Bir Kitap Da Sen Ge-tir!

Berkin Elvan adalet mücade-lemizin sembolüdür!

Liseliyiz biz… Genciz, çokgenç… Ama yüreklerimiz büyük.

Erken olgunlaşıyoruz biz. Buülke, bu düzen erken büyümekzorunda bırakıyor bizi…

İşte bu yüzden, bu kavgadabiz de varız!

Berkin Elvan için sizin de ya-pacak birşeyiniz mutlaka vardır.

Bunun için Berkin Elvan HalkKütüphanesi’ni kuruyoruz…

Berkin’in elindeki ekmeğipaylaşmak için siz de bir kitapgetirin!

Adres: Zafer Mah. Bademli Sk. No:7/Aİletişim: 0531 704 59 05Bahçelievler Liseli Dev-Genç

Yürüyüş

23 Kasım2014

Sayı: 444

ŞAN OLSUN DEV-GENÇ’LİLERE8

Page 9: Şan Olsun Dev-Genç’lilere Boykotlarla, İşgallerle ... · 55 Kulağımıza Küpe Olsun 56 Yitirdiklerimiz... 59 Öğretmenimiz... 4 Şan olsun Dev-Genç’lilere... Boykotlarla,

Liseliyiz Biz

Liseli Dev-Genç’liler “YÖK Kaldırılsın, Berkin’inKatilleri Cezalandırılsın!’’ şiarıyla yaptıkları 6 Kasım’dayaptıkları boykotlar ve işgallerden aldıkları güçle 15Kasım günü Gazi Büyük Park’ta ‘Sezgin Engin LiseliDev-Genç Kurultayı’ yaptılar. Liseli Dev-Genç’lilerkurultay çalışmasını da 6 Kasım boykot çalışmasındaolduğu gibi komite tarzı ve kişi kişi ikna ederek yaptılar.Kurultay Gazi Büyük Parkı’nda büyük bir çadırda 80 lise-li ile birlikte yapıldı. Konuşmaların arasında kısa skeçleryapıldı, müzik dinletileri verildi ve ateş başında halaylarçekildi.

Kurultayda, 6 Kasım boykotlarını nasıl örgütledikleri-ni, nasıl gerçekleştirdiklerini, bu boykotların nelere hizmetettiğini, boykotların ve işgallerin siyasi kazanımlarını,bundan sonra neler yapılacağı boykot gerçekleştirilenokullardaki liselilerle tartışıldı.

Liseli öğrencilerle birlikte okullardaki siyasi meşrulukve korkular üzerine de konuşuldu. Konuşmada, korkununinsani bir duygu olduğunu, normal olduğunu, ancak bununda meşruluğumuz ile daha fazla öğrenerek yenilecek birduygu olduğunu vurguladılar.  Liseliler söz hakkı alarakkorkularını ve kaygılarını paylaştılar.

Daha sonra liselerdeki sorunlar konuşuldu ve düzeninbencil, rekabetçi, gericileşen eğitim sistemine alternatif

olarak, okullarında üretim, paylaşım ve çözümü liselilerinkendilerinin vereceği ‘Öğrenci Meclisleri’nin kurulacağı-nı duyurdular. Kurulacak öğrenci meclislerinde bu siste-min öğrencilerden çalınan hakları geri almak, okul idaresi-nin öğrenciler üzerindeki baskısını bitirmek ve faşizminliseliler üzerinde politikalarını boşa çıkarmak amacıylaöğrenci meclislerinde örgütlenmenin şart olduğunu vurgu-ladılar.  Kurulacak öğrenci meclislerinde, farklı görüşler-den de öğrencilerin katılabileceklerini, sorunlarının ortakolduğunu ve en geniş öğrenci örgütlülüğünün bu şekildekurulabileceğini anlattılar. Ve boykot yapılan liselerdedaha sonra bütün liselerde öğrenci meclislerini kurmakararı aldılar. Liseli Dev-Genç’liler bu hafta liselerde ilköğrenci meclisleri toplantılarını yapacaklarını da duyurdu-lar. Kurultay sonunda toplu halde sloganlar atılarak ve aji-tasyonlar çekilerek mahalle içinde gezildi ve çekilen aji-tasyonlarda ertesi gün olacak “Sezgin Engin Liseli Dev-Genç Şenliği’ne çağrıda bulundular.

Liseli arkadaşlarımız kurultay ve şenliğin coşkusuylaöğrenci meclisleriyle birlikte 27-28 Aralık’ta yapacağı-mız Dev-Genç kurultay-şenliğine hazırlanma zamanışimdi. Komite sayılarımızı arttırarak, eksikliklerimizdendersler çıkartarak, yüzlerce kişiyle Dev-Genç kurultay-şenliği düzenleme zamanı şimdi!

6 KASIM’DAN KURULTAY’A, KURULTAY’DAN

ÖĞRENCİ MECLİSLERİNE...

Dev-Genç'liler ÖSYM EyleminiÜniversitelerde Selamlıyor!

Dev-Genç'liler; 17 Kasım'da İstanbul Üniversitesi’nde Dev-Genç mil-islerinin 6 Kasım tarihinde ÖSYM 4. Levent'teki binasına yaptığı eylemiselamlayan ozalitler astı. Yapılan ozalit çalışmalarına öğrencilerin ilgisi yo-ğundu. Artan baskı yasalarına karşı, iktidarın engellemelerine karşı Dev-Genç milislerinin kendi yolunu yaratmaları tüm halka ve öğrenci gençli-ğe umut verdi. 17 Kasım günü İstanbul Üniversitesi İletişim, Fen-Edebi-yat ve Hukuk Fakültesi’nde “Haklarımız İstiyoruz” afişleri asıldı, kampanyaile ilgili bildiriler dağıtıldı. Faşizmin yasalarına karşı devrimcilerin de ya-salarının olduğunu anlatan kuşlamalar yapıldı.

Sezgin Engin Liseli Dev-Genç Kurultayı Yapıldı

23 Kasım2014

Yürüyüş

Sayı: 444

9HESAP SORAN CÜRETİYLE GENÇLİĞİN ÖNCÜSÜDÜR!

Page 10: Şan Olsun Dev-Genç’lilere Boykotlarla, İşgallerle ... · 55 Kulağımıza Küpe Olsun 56 Yitirdiklerimiz... 59 Öğretmenimiz... 4 Şan olsun Dev-Genç’lilere... Boykotlarla,

Liseliyiz Biz

Bir Liseli Dev-Genç'li için okul, birkurtuluş yolu değildir. Hayallerini, ai-lesinin umutlarını yüklediği bir eğitimyuvası hiç değildir. Çünkü düzeninokullarında umut yerine uyuşturucu da-ğıtılır. Bağımsız, mutlu, adaletli bir ge-lecek hayali yerine, hayalleri ezilir... Li-selinin onuru, müdürün bir tokadında,öğretmenin bir fırçasında, yoksulluğunçaresizliğinde ezilir, gider çoğu zaman.

Sınav, hayallerinin önüne konulanyüksek bir engeldir. Engeli aşamayanlarbir meslek öğrenemeyecektir. Meslek öğ-renebilmek için önce sorulara cevapvermek gerekir. Cevapları öğrenmekiçin başka öğrencilerle eşit koşullarda bireğitim hakkı yoktur üstelik.

Düzenin, liseliler için umut kapısıolmadığını çok iyi biliriz. Derslere gi-rerken, okula devam ederken de bunubilerek hareket ederiz. Liseli Dev-Genç’liler, bulundukları liselerde gen-çliği örgütleyebilmek, mücadeleyi gen-çliğe yayabilmek için faaliyet yürü-türler. Yoksa düzen içine yerleşmek gibibir hayalleri yoktur.

Peki derslerde ne yaparız, ne yap-malıyız?

Dersleri, düzenin verdiği bilgileri

sorgulatmak, bilimsel gerçekleri tartış-mak için kullanmalıyız. Bize öğretilengerici bilgileri diğer tüm öğrencilerin desorgulamasını sağlamak amacıyla tar-tışmalar yürütmeliyiz. Sorgulamalı, araş-tırmalı ve tartışmalıyız. Ezberci sistemekarşı tarihsel ve bilimsel gerçekleri kla-vuz edinerek gerçek bilgiyi öğrenmeli-yiz. Düzene uygun bir kafa haline gel-meyi reddetmeliyiz.

Okulda, derste, teneffüste, öğlen ara-larında... yani liseli arkadaşlarımızla bir-likte geçirdiğimiz her vakti değerlen-dirmeliyiz. Düzenin ahlaksızlığına,yozluğuna karşı devrimcilerin yoldaş-lık ilişkilerini göstermeliyiz.

Kısa teneffüslerde dahi kendi al-ternatiflerimizi yaratmalıyız. Şiir oku-yabiliriz örneğin. Vatan ve halk sevgi-sini anlatan, sınıf kinimizi artıran şiir-ler.... Kıssadan hisseler okuyabiliriz, fık-ralar anlatabiliriz... Türkülerimizi söy-leyebiliriz. Teneffüslerde biraraya gel-menin heyecanını yaratmalıyız. Kısaanları bile değerlendirmeliyiz.

Okulda bir masa açıp, küçük bir kü-tüphane kurabiliriz. Yaban Oğlak, Ca-nan ve Zehra, Neydik Ne Olduk, Çiz-gilerle Anadolu Tarihi... gibi kitapları-

mızı ve yine liselilerden topladığımızkitapları masada sergileyebiliriz. Lis-te tutarak, kitapları dağıtabilir ve bitincede geri alabiliriz. Yani söylemek iste-diğimiz şey, eğer istersek yapılama-yacak hiçbir şey yoktur.

Düzenin okullarını, eğitim sisteminieleştiriyoruz, düzene uygun kafalarhaline getirilmeye karşı mücadele edi-yoruz. Bunu liselilere anlatacağımız encanlı yerde liselerin kendisidir. Çünküeğitim sistemini en yakından bilen veyaşayan yine kendileridir.

Liselileri bir araya getirmeliyiz, on-larla paylaşımlarımızı artırmalıyız. Bul-duğumuz her fırsatı, düşüncelerimizipaylaşmak için değerlendirmeliyiz. İdeo-loji bir yaşam biçimidir diyoruz. O za-man ideolojimizi tanıtmanın en iyi yoluda yaşamımızla örnek olmaktır.

Sonuç Olarak;1- Okulda, derste, bulduğumuz her

fırsatta örgütlenme çalışmamıza devametmeliyiz.

2- Teneffüsleri dahi ortak faaliyet-ler düzenleyerek değerlendirmeliyiz.

3- Okulda geçirdiğimiz her an bizimdenetimimizde olmalıdır.

Okulda Geçirdiğimiz ZamanBizim Denetimimizde Olmalıdır

Bağcılar Yavuz Sultan Selim Mahallesi'nde 14 Kasımgünü, Çok Programlı Anadolu Lisesi çıkışında toplu der-gi dağıtımı yapan Liseli Dev-Genç'lilere polis saldırdı. Po-lis Dev-Genç'lilerin direnişi karşısında kimseyi gözaltınaalamazken liselilerin açtığı çadıra saldırdı. Çadırı çalan po-lislere karşı Dev-Genç'liler hemen masa açarak hiçbir ala-nı işkencecilere bırakmayacaklarını gösterdiler.

Aynı gün Bağcılar Halk Cephesi, Yavuz Sultan Selim Li-sesi önünde saldırı ile ilgili eylem yaptı. Yapılan açıklamada,işbirlikçi okul idaresinin polise haber verdiği; ama halkınsahiplenmesiyle amacına ulaşamadığı ve işbirlikçileştirmepolitikasının boşa çıkarılacağı söylendi.

Polis Saldırdı Halkımız Sahiplendi! Liselilerden, liseli gençliğin gücünden korkan katiller, 15

Kasım günü bir kez daha Bağcılar Yeni Mahalle Yürüyüş

Yolu üzerinde kuruluLiseli Öğrenci Meclisleriçadırına saldırdılar. Di-renen devrimcileri sa-hiplenen halkın öneri-siyle çadır, 16 Kasımgünü bir dükkâna taşı-narak dükkânın önündemasa açılıp öğrenci meclislerini anlatan bildiriler dağıtıldı.Liseli Dev-Genç'liler saldırılarla ilgili yaptıkları açıklama-da: “Düşman saldırıyor, çünkü liselilerden, gençlikten kor-kuyor. Onlar saldırdıkça biz güçleniyoruz" dediler. Liseli Dev-Genç'liler aynı gün Yavuz Sultan Selim Lisesi’nde yazıla-ma yaptı. Okula giden yol üzerine “İşbirlikçi Müdür Faruk’unOkuluna Gider” yazıldı. Okul duvarlarına toplamda 10 ya-zılama yapıldı.

Biz Onların Bekçiliğini Yaptığı Bu Adaletsiz, Düzeni Yıkacağız! Saldırılara, Baskılara Boyun Eğmeyeceğiz!

Yürüyüş

23 Kasım2014

Sayı: 444

ŞAN OLSUN DEV-GENÇ’LİLERE10

Page 11: Şan Olsun Dev-Genç’lilere Boykotlarla, İşgallerle ... · 55 Kulağımıza Küpe Olsun 56 Yitirdiklerimiz... 59 Öğretmenimiz... 4 Şan olsun Dev-Genç’lilere... Boykotlarla,

Liseli Dev-Genç’liler 6 Kasım’dafaşizmin resmileşmiş kurumu olanYÖK’ün kuruluşunu Anadolu’nundört bir yanında boykot etmişlerdi.“YÖK kaldırılsın Berkin’in Katille-ri Cezalandırılsın” şiarıyla yaptıkla-rı boykottan aldıkları güçle LiseliDev-Genç’liler, 15 Kasım günü GaziBüyük Park’ta ‘Liseli Dev-Genç Ku-rultayı’ yaptılar. Yapılan kurultayda,6 Kasım boykotlarını nasıl örgütle-diklerini, nasıl gerçekleştirdiklerini,bu boykotların nelere hizmet ettiğini,bundan sonra da nelerin yapılacağı-nı boykot gerçekleştirilen okullarda-ki liselilerce tartışıldı.

Daha sonra düzenin bencil, reka-betçi, gericileşen eğitim sisteminealternatif olarak, okullarında üretim,paylaşım ve çözümü liselilerin ‘öğ-renci meclislerini kuracağını duyur-dular. Kurulacak öğrenci meclisle-rinde bu sistemin öğrencilerden çalı-nan hakları geri almak, okul idaresi-nin öğrenciler üzerindeki baskısını bi-tirmek ve faşizmin liseliler üzerindepolitikalarını boşa çıkarmak ama-cıyla öğrenci meclislerinde örgüt-lenmenin şart olduğunu vurguladılar.Kurulacak öğrenci meclislerinde,farklı görüşlerden de öğrencilerinkatılabileceklerini, sorunlarının ortakolduğunu ve en geniş öğrenci örgüt-lülüğünün bu şekilde kurulabileceği-ni anlattılar.

Kurultay’ın ilerleyen saatlerinde li-

seliler kıssadan hisse canlandırdılar.Canlandırmadan sonra, korku vemeşruluk adına konuşma yapıldı.Konuşmada, korkunun insani birduygu olduğunu, normal olduğunu,ancak bunun da meşruluk ile daha faz-la öğrenerek, yenilecek bir duygu ol-duğunu vurguladılar. 80 kişinin ka-tıldığı kurultayın 16 Kasım günü dedevam edeceğinin duyurusu yapılarakhalaylarla sona erdi.

Liseliyiz, Boykotlarla,Direnişlerle Büyüyoruz!

Liseli Dev-Genç’liler Büyük GaziParkı’nda 15 Kasım günü başlayankurultaylarını ikinci gün yapılan ti-yatro gösterimleri ve konserle son-landırdılar. Liseli Dev-Genç’liler ön-celikle Gazi Mahallesi Hacı BektaşVeli Cemevi’nin bulunduğu caddedebarikatlar kurularak etkinlik alanınıdüzenlediler. Hemen ardından 4 ak-rep ve 2 TOMA ile program alanınagelen polisler kitleyi taciz etmeye ça-lıştılar ve Dev-Genç’lilerin tepkisi so-nucu uzaklaştılar.

Konser programı ilk olarak iki Li-seli Dev-Genç’linin program alanın-daki bir apartmandan pankart sallan-dırıp, havai fişeği atması ile başladı.Sahneye çıkan iki liseli Gazi Mahal-lesi şehidi Sezgin Engin’i anlattılar.Ardından Liseli Dev-Genç ve tümdevrim şehitleri adına bir dakikalık

saygı duruşunda bulunuldu. Liselile-rin şiirleri ile devam eden program-da bir liseli de Kahraman Altun’u an-lattı.

İdil Tiyatro Ekibi yozlaşma ile il-gili oyunlarını sergilediler. Tiyatrodapolislerin ahlaksızlara nasıl toleransgösterdiklerini anlattılar. Hasan Fe-rit Uyuşturucu ile Kurtuluş MerkeziTiyatro Ekibi de İki Ferit adlı bir oyunsergilediler. Sergiledikleri oyunla-rında yozlaşmış bir Ferit ile halkınkültürüyle yaşayan Ferit’i anlattılar.Tiyatrolar bittikten sonra sinevizyongösterimine geçildi. Liseli Dev-Genç’in özellikle son sürecini anlatansinevizyon öğrenciler tarafından ilgigördü. Sinevizyondan sonra sahne-ye çıkan Grup Umut Yağmuru, Lise-li Dev-Genç’lileri selamladı ve ku-rultayda bulunmaktan onur duyduk-larını belirttiler. Umut Yağmuru’nunsöylediği türkülere eşlik edildi ve ha-laylar çekildi. Konserin ve LiseliDev-Genç’lilerin mücadelesinin bumeşrulukla caddeye taşınmasına dahafazla tahammül edemeyen polisler et-kinlik bitmek üzereyken tazyikli su vegaz ile Liseli Dev-Genç’lilere saldırdı.Karşılık veren Liseli Dev-Genç’lilerTOMA ve akrepleri kovaladılar, GaziMahallesi’ni kendi mevzileri yapıpGazi’yi halk düşmanlarına dar ettiler.Gece boyu süren çatışmalarda polis-ler sokak ortasında insanları kaçıra-rak akreplerde saldırdılar.

Ülkemizde Gençlik

Liseli Dev-Genç Kurultayı Yapıldı!

Liseli Dev-Genç’liler Öğrenci Meclisleriyle Daha da Büyüyecek!

23 Kasım2014

Yürüyüş

Sayı: 444

111HESAP SORAN CÜRETİYLE GENÇLİĞİN ÖNCÜSÜDÜR!

Page 12: Şan Olsun Dev-Genç’lilere Boykotlarla, İşgallerle ... · 55 Kulağımıza Küpe Olsun 56 Yitirdiklerimiz... 59 Öğretmenimiz... 4 Şan olsun Dev-Genç’lilere... Boykotlarla,

Öğrenciler sorunlarının çözümüiçin öğrenci meclislerinde örgütlen-meye ve büyümeye devam ediyorlar.

ANKARA: Kızılay Konur Sokak'ta 17 Ka-

sım’da üniversiteler ve liselerde ku-rulacak olan öğrenci meclisleri içinöğrencileri bilgilendirmek amaçlımasa açıldı. 3 saat açık kalan masa-da bildiri dağıtıldı, öğrencilere öğrencimeclisi anlatıldı.

Ortadoğu Teknik Üniversitesi(ODTÜ)’nde 12 - 13 Kasım ve 17 -18 Kasım günlerinde, 19 Kasım'da Fi-zik Bölümü’nde yapılacak olan öğ-renci meclisleri tanışma toplantısıiçin masa açıldı. Açılan masada gelenöğrencilerle sohbet edildi ve iletişimbilgileri alındı ve anket yapıldı.ODTÜ Fizik önünde 4 gün açılan ma-sada toplam 600 bildiri öğrencilereulaştırıldı.

19 Kasım sabah saatlerinde de Ha-zırlık Bölümünde tahtalara yazılamayapıldı ve ders aralarında sınıflara gi-rilerek öğrencilere sesli çağrı yapıldı.Öğlen saatlerinde de Fizik bölümüönüne gidilerek bildiri ve okulun so-runları üzerine anket çalışmasına de-vam edildi.

Hacettepe Üniversitesi:Hacettepe Üniversitesi Beytepe

Kampüsü'nde 19 Kasım günü, Ya-bancı Diller Yüksek Okulu ve kü-tüphane çevresine 3 tane ozalit asıl-dı. Okulda faşistlerin tacizi ve ÖGB-polis işbirliğini teşhir eden ozalitlerinasılmasının ardından; dün faşistlerincezalandırıldığı Yabancı Diller bi-nasının önünde öğrenci meclisleritanışma toplantısı çağrısı yapılıp bil-diriler dağıtıldı. Hazırlık sınıfı öğ-rencilerine 7 tane de Yürüyüş Dergi-si ulaştırıldı. Ayrıca Beytepe’de dev-

rimci öğrencileri polise ihbar edenRektör Murat Tuncer'i ve işbirlikçiÖGB'yi teşhir etmek için 20 Kasımgünü Edebiyat Fakültesi'nden rek-törlüğe bir yürüyüş düzenleneceği du-yuruldu.

BURSA: Uludağ Üniversitesi’nde 17 Ka-

sım'da öğrenci meclisi çalışmalarıdevam etti. Yemekhane önünde bildiridağıtımı yapılıp, öğrenci meclislerianlatıldı. Okulun çeşitli duraklarınaozalitler asıldı. Eğitim Fakültesi kan-tininde öğrenci meclislerine dairanket yapılıp sohbet edildi.

Dev-Genç'liler, 12 Kasım'da dahaönce de masa açtıkları, 2 kere polis iş-birlikçisi ÖGB’lerin saldırdığı UludağÜniversitesi yemekhanesi önüne tek-rar kartondan yaptıkları masayı açtı-lar. Masa kurulduktan 5 dakika son-ra masanın önüne gelen ÖGB’lermasanın kaldırılmasını isteyerek, teh-dit ettiler. Dev-Genç’lilerin bu key-filiği reddetmesi üzerine, ÖGB'lersaldırarak masayı alıp gittiler. Dev-Genç'liler, masa açmaya ve çalışma-larını yapmaya devam edeceklerinibelirterek kararlılıklarını ifade ettiler.

18 Kasım'da tekrar masa açanDev-Genç’liler kartondan yapılanmasayı henüz kurarken polis işbir-

likçisi ÖGB’ler masaya gelip “yinegelmişsiniz izin almanız gerektiğinikaç kere söyledik masayı kaldırın”dedi. Dev-Genç’liler de defalarcaaynı şeyi söylediklerini, izne gerek ol-madığını ve ÖGB’ler masayı kaldır-mayacaklarını belirtmesi üzerine ma-saya saldırı ve tehditlerine devam et-tiler. Dev-Genç’liler masa açma ka-rarlılığını göstereceklerini ve çalış-malarına devam edeceklerini söyle-diler.

Aynı gün içerisinde öğrenci mecl-isleriyle ilgili Fen Edebiyat Fakülte-sinde bildiri dağıtımı, afişleme ve öğ-rencilerle anketler yapıldı. Bir sonrakigün üniversite çevresinde afişleme veİktisadi ve İdari Bilimler Fakültesi'ndeöğrenci meclisi anket çalışmasınadevam edildi.

WAN:Dev-Genç'liler Wan’da kitap, der-

gi, tutsak ürünü ve Grup YorumDVD’lerinin sergilendiği stant açtı. 15Kasım’da açılan masaya gelenlerDev-Genç’lilerin Wan’daki mücade-lesinden memnuniyet duyduklarınısöylediler.

Öğrenci Meclislerinde Örgütlenelim!AnkaraMersin

Dev-Genç, 14 Kasım’da Gaziantep Üniversitesi meydanında “ÖğrenciHaklarımızı İstiyoruz, Alacağız!” yazılı pankart açarak eylem yaptı. Yapı-lan açıklamada; parasız, bilimsel, demokratik eğitim taleplerinin yanı sıra,ikinci öğretim har(a)çları, polis-ÖGB (Özel Güvenlik Birimleri) işbirliği,yurt ve barınma, burs sorunları dile getirildi, anadilde eğitimin hak oldu-ğu vurgulandı. Gerici öğretim görevlileri ve sınav sistemine, okul girişin-de kimlik gösterme dayatmasına değinilirken, küçük büyük bütün bu ortaksorunların çözümünün, öğrenci meclislerinde örgütlenip, mücadele etmektengeçtiği belirtildi. Sloganların atıldığı eyleme 7 kişi katıldı.

Antep: Öğrenci Haklarımızı İstiyoruz, Alacağız!

Yürüyüş

23 Kasım2014

Sayı: 444

ŞAN OLSUN DEV-GENÇ’LİLERE112

Page 13: Şan Olsun Dev-Genç’lilere Boykotlarla, İşgallerle ... · 55 Kulağımıza Küpe Olsun 56 Yitirdiklerimiz... 59 Öğretmenimiz... 4 Şan olsun Dev-Genç’lilere... Boykotlarla,

6 Kasım’da YÖK boykotu yapanliselerden Halil Rıfat Pasa Lisesi öiİTO Ticaret Lisesi’nde boykot yapanLiseli Dev-Genç’liler ile yaptığımızröportajı yayınlıyoruz.

Yürüyüş: Sizi tanıyabilirmiyiz? Hangi okuldan boykotakatıldınız? Bize boykotu anlatır

mısınız? Berkan Karaçayır:

Adım Berkan Karaçayır.Boykota Halil Rıfat Paşa Lisesi’ndenkatıldık.

Boykota komiteler kurarak hazır-landık. 20 komite kurduk. 35 kişi ilekatıldık.

Sivil polisler boykota katılanlarınresimlerini çekerek korku ve tedir-ginlik yaratmaya çalıştı.

Biz İTO Lisesi’ne polis saldırısınıduyunca İTO’daki Liseli Dev-Genç’lilerin yanına gittik. İTO Lisesiönünde yaptığımız basın açıklamasınapolis biber gazı ve plastik mermilerlesaldırdı. Biz de meşru direnme hak-

kımızı kullandık.

Yürüyüş: Yıllar sonrailk kez bu boyutta boykot

oldu. Nasıl değerlendiriyorsunuz? Berkan Karaçayır: İstanbul’da

9 lisede üç üniversitede boykot örgüt-ledik. Boykot İstanbul ile de sınırlıkalmadı, Türkiye’nin dörtbir yanınayaydık. Boykotumuz çalışma yaptı-ğımız tüm okullarda çok etkili oldu.

- Esenyurt Anadolu Lisesi’ndehem boykot hem işgal yapıldı.

- Bağcılar Yavuz Selim Lisesi’ndeyine boykotumuz işgale dönüştü.

- Gazi Ticaret Lisesi’nde müdürodası işgal edildi ve taleplerimizkabul edilene kadar işgal devametti.

- İTO’daki boykotumuz bizdenönce polisin okulu işgal etmesi biçi-

minde gerçekleşti. Polisle saatlercesüren çatışma yaşandı.

- Gazi Şair Abay’da %100 boy-kot gerçekleştirildi.

- Küçükköy Endüstri MeslekLisesi’nde boykot çalışmalarımızoldu.

- Sarıgazi Ticaret Lisesi’ndeboykot yapıldı.

- Kağıthane Lisesi’nde boykotyapıldı.

Polisin, okul idaresinin saldırıları,tehditleri boykotlarımızı engelleye-medi. Eylemlerimiz 6 Kasım ilesınırlı kalmayacak.

Yine boykotlarla, işgallerle gele-cegiz. Berkin'in katilleri cezalan-dırılana kadar yatıp kalkıp Berkindiyeceğiz.

Dev-Genç’li: Ben İTO TicaretMeslek Lisesi’nde okuyo-rum. Boykota 8 Komitekurarak çalışma yaptık.

Polis boykota katılacak olan LiseliDev-Genç’lilere okul önünde saldı-rınca okulun içinden 50 kişilik kitlesloganlarla bahçeye indi. Ögrencilerinbahçeye indigini gören sivil polisleröğrencilere işkence yaparak saldırdı.

Boykot öncesi öğrenciler okulagirerken okul bekçileri ve sivil polislersol görüşlü öğrencilerin üstünü ve

çantalarını aradı. Boykot başladığıanda polisler hem içerideki hem dedışarıdaki Liseli Dev-Genç’lilere sal-dırdı. Buna karşı olarak bizler dedirenme hakkımızı kullandık. Polisinmahalleye saldırmasıyla birlikte bizmahalleye geçerek hem BerkinElvan'ın katillerinin cezalandırılmasınıhem de YÖK'ün kaldırılması içinpolise karşı direndik.

Devlet her zaman öğrenci hare-ketlerinden korkmuştur. Biz LiseliDev-Genç’liler olarak üzerimizdekibaskıları ve çevremizdeki baskılarıhissediyoruz. Biliyoruz ki biz sesçıkarmazsak ve bu mücadelede yeralmazsak baskılar her geçen günartacak. Berkin'in katilleri cezalan-dırılmayacak ve YÖK kaldırılmaya-cak. Bu nedenle biz en meşru hakkı-mız olan boykotu gerçekleştirdik.Ve gerçekleştirmeye devam ediyoruz.Seneler önceki boykotlardan örnekalarak yeni boykotlar örgütlemeyedevam edeceğiz.

Bizler Liseli Dev-Genç’liyiz.Berkin Elvan'ın katilleri cezalandı-rılmadan ve YÖK kaldırılmadan sus-mayacağız. Liselerde yapılan hertürlü haksızlığın karşısında olacağız.Yine boykotlarla geleceğiz. Liselileriyozlaştırmalarına izin vermeyeceğiz.Korkularını büyüteceğiz.

Röportaj

Berkin’in Katilleri Cezalandırılana KadarBoykotlarla, İşgallerle, Direnişlere

Yine Geleceğiz!

23 Kasım2014

Yürüyüş

Sayı: 444

13HESAP SORAN CÜRETİYLE GENÇLİĞİN ÖNCÜSÜDÜR!

Page 14: Şan Olsun Dev-Genç’lilere Boykotlarla, İşgallerle ... · 55 Kulağımıza Küpe Olsun 56 Yitirdiklerimiz... 59 Öğretmenimiz... 4 Şan olsun Dev-Genç’lilere... Boykotlarla,

Baran Ayaztaş: BenHalil Rıfat Paşa Lisesi’nde

okuyorum.Boykot başladığında okulun önünde

sivil polisler vardı ve fotoğraflarımızıçekiyordu. Okulun içinde 20 tane sivilpolis vardı. İçeriden boykota çıkmakisteyen arkadaşlarımıza 'boykota katı-lırsanız sizi gözaltına alırız, tutuk-larız' diyerek tehdit ediyorlardı. Sonrabizler, bize engel olan sivil polisleriaşıp boykota çıktık. Okulun etrafindapankartımızı açıp sloganlarla yürüdük.İTO Lisesi’ne destek için giderken

polis zırhlı araçlardan fotoğraflarımızıçekiyordu. Sloganlarla ve attığımıztaşlarla akrebi kovduk. Arkalarına bilebakmadan kaçtılar. Yürümeye devamederek İTO Lisesi önüne geldik. Sloganatmaya devam ettik. Polisler ısrarla'yolu kapatmayın başka yere gidin'anonsu yapıyorlardı. Onlar daha çokısrar ettikçe biz sloganlarımızı dahagür bir şekilde haykırdık. Eylemimiziiradi olarak bitirdikten sonra polislergaz bombaları ve plastik mermilerlebize saldırdılar. Çatışma çıktı. 3,5 - 4saat kadar polisle çatıştık.

Liseli Dev-Genç'lilerin boykotyapacağı her okulun polis ablukasınaalınması boykottan ne kadar kork-tuklarının göstergesidir. Korkularını,umudu büyütecegiz. Boykotlarlaişgallerle gelecegiz.

Bizler Liseli Dev-Genç'liler olarakunutturulmak istenen Berkin'i unut-mayacağız. Bize okullarımız da daya-tılan gerici faşist egitimi kabul etme-yecegiz. Liseli Dev-Genç'liler olarakher türlü hak arama mücadelesindeen ön saflarda biz olacağız.

Her ev, her sokak, her park... kısacası halkın bulunduğuher yer öğrenmemiz ve öğretmemiz için halk okulunadönüşebilir. Halk Cepheliler, halk okullarını yaygın-laştırıyor.

İSTANBULOkmeydanı: Halk Cepheliler 12 Kasım'da halk

okulu çalışması yaptı. 11 kişinin katıldığı çalışmada,savaşın her alanda nasıl büyütüleceği konusu tartışıldı.Çalışma sonunda mücadelenin mahallede yükseltileceğisözü verildikten sonra Hasan Ferit Gedik'in mahkemesineçağrı yapılarak çalışma sonlandırıldı.

Bağcılar: 14 Kasım günü, polis saldırısına rağmenliseli öğrenci meclisleri çadırında “Sahiplenme” konuluhalk okulu çalışması yapıldı. “Şu anda buraya gelmenizde sahiplenmenin bir örneğidir” denilerek başlanançalışmada halkın komşusunu, sokağını, parkını sahip-lenmesinden, yaşam içindeki örneklerden bahsedilerekCephe tarzı mücadelenin halk kültürüne dayandığınabu yüzden sahiplenmenin geleneklerimizden biri olduğunadeğinildi. Ayrıca 6 Kasım boykot eylemine katılan,gözaltına alınan liseliler, sahiplenmenin olumlu ve olum-suz örnekleriyle birlikte neler hissettiklerini anlattılar.Çalışmaya 23 kişi katıldı.

Bağcılar Karanfiller Kültür Merkezi'nde 10 Kasım'dahalk meclisi toplantısı yapıldı. 25 kişinin katıldığı toplantıdahalk meclislerinin neden kurulmak istendiği, halk meclisleriile hedeflenenin ne olduğu üzerine kısa bir konuşmayapıldı. Halk meclislerinin kurulması, işlemesi konusundaherkese sorumluluk ve iş düştüğü belirtildi. Halk meclisininilk faaliyeti olan aşure etkinliği ve yapılacak futbolturnuvası konuşuldu. Gündeme dair sohbetlerin, halkmeclisi konusunda tartışmaların yapıldığı ilk toplantısonunda, büyük bir halk toplantısı yapılması kararı alındı.14 Kasım'da yapılacak olan halk okulu çalışmasının daduyurusu yapılarak toplantı sonlandırıldı.

Esenyurt:18 Kasım salı

günü EsenyurtÖ z g ü r l ü k l e rDerneğinde herhafta yapılanhalk okulu çalış-ması bu haftadayapıldı. Dahaönceden çağrısıyapılan çalışma-nın bu hafta ki konusu kolektivizm işlendi. 17 kişininkatıldığı çalışmada kolektif yaşamı gün içerisinde dahafazla nasıl uygulayabiliriz konusu üzerine konuşuldu.

İkitelli: İkitelli Özgürlükler Derneği’nde 18 Kasım’da başlayan

halk okulu çalışması, halk meclisleri konusu üzerindenyapılan sohbetlerle devam etti. Çalışma öncesinde,mahalleye duyuru amacıyla 3 adet ozalit asıldı. 8 kişininkatıldığı halk okulu çalışması, cuma günü yapılacakhalk meclisi toplantısını mahallede duyurma kararıylabitirildi.

İstanbul TÜYAP KitapFuarı’nda, 16 Kasım günüHalk Cepheliler tarafından“Baskı ve Yasakları YükselenMücadelemizde Aşacağız"yazılı bildiriler gelenleredağıtıldı. Yaklaşık 1500 bil-diri dağıtıldı ve aynı içeriklikuşlamalar yapıldı.

Düzenin Yoz Eğitimine Karşı AlternatifizHalktan Öğrenip Halka Öğreteceğiz

TÜYAP’ta Bildiri DağıtımıYapıldı

Yürüyüş

23 Kasım2014

Sayı: 444

ŞAN OLSUN DEV-GENÇ’LİLERE14

Esenyurt

Page 15: Şan Olsun Dev-Genç’lilere Boykotlarla, İşgallerle ... · 55 Kulağımıza Küpe Olsun 56 Yitirdiklerimiz... 59 Öğretmenimiz... 4 Şan olsun Dev-Genç’lilere... Boykotlarla,

Tek tek cinayetlerden toplu katli-amlara ulaşan işçi ölümleri pek çokgerçeği de gözler önüne seriyor, tar-tışma gündemine getiriyor.

İş cinayetleri neden yaşanıyor?Denetim sorunu deniyor. Denetimlernasıl yapılıyor peki?

Sorular cevapsız bırakılıyor.

Ve onar-yüzer ölmeye devam edi-yoruz.

Madenleri kazdıkça cesetlerimizfışkırıyor. Kazdıkça cesetlerimize ula-şılıyor. Yalnız cesetlerimiz değil ger-çekler de gün yüzüne çıkıyor: Rantgerçeği, sömürü gerçeği, yolsuzlukgerçeği, usulsüzlük gerçeği, yasadışılıkgerçeği... Kapitalizme ait ne varsatüm pislikleri görmek mümkün.

Soma’da 13 Mayıs 2014’te SomaKömür İşletmeleri A.Ş.’ye ait EynezMadeni’nde meydana gelen ve 307madencinin hayatını kaybettiği katli-amla ilgili hazırlanan ve dava dosya-sına da giren Maden mühendisleriProf. Dr. Ercüment Yalçın ve Prof.Dr. Ahmet Hakan Onur, elektrik mü-hendisi Prof. Dr. Eyüp Akpınar ve Asınıfı iş güvenliği uzmanı AlpaslanErtürk’ten oluşan bilirkişi heyetininraporuna göre bir çok ihmal ve kusurunbiraraya gelmesiyle olan katliam ön-lenebilirdi.

Resmi bilirkişi raporuna göre sözkonusu kusur ve ihmalleri;

Aşırı üretim zrlaması, Onaysızve usulsüz işlem ve uygulamalar,Denetimsizlik, Yasadışı kuralsız ça-lışma sistemi, Eğitimsizlik, Can gü-venliğini sağlayacak önlem ve ted-birlerin alınmaması

Tüm bu usulsüzlüklerin yanındabilirkişi araştırmasında bir nokta dahaön plana çıkıyor. Hileli-Usulsüz Söz-leşme:

“TKİ tarafından, önce Park EnerjiA.Ş.’ne daha sonra Soma Kömür İş-letmeleri A.Ş.’ne ‘hizmet alım sözleş-meleri ile verilen ihale konusu 15milyon ton kömür üretim işi’ 4857sayılı İş Kanunu hükümleri açısındanhileli olarak görülmektedir. Konuyailişkin olarak hem Sayıştay KİT ra-porlarında hem de TKİ tarafındanyayınlanmış olan 2013 yılı faaliyetraporunda bu duruma dikkat çekil-miştir.”

Raporların işaret ettikleri bir teksonucu doğuruyor: Daha çok sömü-rü-daha çok kar-daha çok ölüm...

İşçileri katliama götüren gerçeklerbu resmi raporların da ötesinde çokdaha çarpıcıdır. Evet Soma ve diğermaden ocakları maden değil adetamezarlıktır...

Bunların birinci dereceden sorum-lusu da AKP iktidarıdır. AKP, işçikatliamlarının doğrudan sorumlusudur.AKP’nin Soma ile ilgili soruşturma-ların üstünü kapatması da bu gerçeğidoğrulamaktadır.

İki Katliam:Soma, Ermenek İki Farklı Tutum Nedeni; Rant-Soygun-Yağma

Soma madenlerinde 307 işçi kat-ledildi. AKP iktidarı daha ilk andanitibaren “kader” diyerek, “bu işinfıtratında var” diyerek katliamı ak-lamaya çalıştı. Maden katliamının bi-

rinci dereceden sorumlularından

Soma Holding patronu Alp Gür-kan’ı aklamaya çalıştı. Gerçekte SomaHolding patronu Alp Gürkan şahsındaAKP kendi katliamcılığını ve bu kat-liamın ardında yatan rant, yolsuzlukve yağma gerçeğini gizlemeye, akla-maya çalıştı. Öyle ki TKİ’nin yol-suzluğu açığa çıkmasına rağmen EnerjiBakanlığı, TKİ hakkında soruşturmaizni dahi vermedi.

Aynı AKP’nin birkaç ay sonra 18işçinin sular altına gömüldüğü Erme-nek’e ilişkin tavrını görenler haklıolarak şaşırdılar.

Cumhurbaşkanı, başbakanı ve ba-kanları hep bir ağızdan:

“Bu bir doğal afet değildir”,

“Sorumlular hesabını verecek”,

“İşçiler şikayetlerini getirsinlerusulsüzlük varsa hemen işletmeyikapatırız” şeklindeki kesin söylemleriSoma maden katliamından çok farklıbir yaklaşıma işaret ediyordu.

Elbette katliam gerçeğinin, ceset-lerin artık gizlenemez hale gelmesive “kader”, “doğal afet” söylemlerinininandırıcılığını yitirmesi bu söylemdeğişikliğinin bir nedeni iken ancakgerçeğin bir başka boyutu da Somamadenleri ile Ermenek madenlerininarkasında yatmaktadır.

Anlaşılan o ki AKP için Erme-nek’teki rant Soma’daki rant kadarbüyük değildir. Bu nedenle gözdençıkarılabilirdir. Bunun için Soma Hol-ding patronu Alp Gürkan’a sahip çı-kılırken Has Şekerler patronuna aynısahiplenme gösterilmiyor. Katliamaynı, tavır farklı. Tuhaf değil mi?

“Bu tuhaflığı anlamak için, ma-

23 Kasım2014

Yürüyüş

Sayı: 444

115HESAP SORAN CÜRETİYLE GENÇLİĞİN ÖNCÜSÜDÜR!

AKP İKTİDARI MADENLERDE, İNŞAATLARDA CESETLERİMİZ ÜZERİNDEN RANT SAĞLIYOR!

Page 16: Şan Olsun Dev-Genç’lilere Boykotlarla, İşgallerle ... · 55 Kulağımıza Küpe Olsun 56 Yitirdiklerimiz... 59 Öğretmenimiz... 4 Şan olsun Dev-Genç’lilere... Boykotlarla,

denlerin yarattığı rant kapasitesi arasındaki farka ve So-ma’daki şirketleri kollayan TKİ’nin usulsüz işlemlerinebakmak gerekiyor.

“Soma’da Türkiye Kömür İşletmeleri’ne (TKİ) aitmaden ocaklarını işleten iki şirketin, ihalesiz ve yönetimkurulu kararı alınmadan tanınan süre uzatımlarıyla kömürçıkardığını biliyor musunuz?

-Kanunsuz protokollerle çıkarılan kömür miktarınınSoma AŞ için 30, İmbat AŞ için ise 39 milyon tonolduğunu,

-TKİ’nin bu iki şirkete hukuk dışı verdiği işlerin toplamtutarının 4 milyar TL’yi aştığını,

-10 yılda Soma AŞ’nin 1 milyar 590 milyon; İmbatAŞ’nin ise 13 yılda 2 milyar 457 milyon TL hasılat eldeettiğini,

-Soma’nın bu yılki ocak-haziran dönemi satış gelirinin181 milyon 783 bin; İmbat AŞ’nin ise 253 milyon 331bin TL olduğunu belgeleriyle açıklıyor.” (10 Kasım 2014Cumhuriyet Gazetesi, Çiğdem Toker, Soma’nın BitmeyenRantı)

Soma Holding’in sahiplenilmesinin bir örneği de Torunlarİnşaatın sahiplenilmesinde yaşandı. AKP iktidarı Torunlar’ada sahip çıktı. 10 işçinin katledilmesiyle ilgili açılan davadaTorunlar inşaatının sahiplerine takipsizlik kararı verildi.Çalışma Bakanı Faruk Çelik, ölen işçi ailelerine kan parasıveren Torunlar patronuna övgüler yağdırdı.

Soma Holding, Yıldız Holding, Kolin, Torunlar… Tekeller Büyüyor Ölümler Artıyor

Yıldız Holding’e bağlıÜlker Grubu İngiltere merkezliUnited Biscuits’i alarak Godiva’dan sonra dünyanınüçüncü büyük bisküvi üreticisi konumuna yükseldi. YıldızHolding’e bağlı Ülker Grubu AKP’nin 12 yıllık iktidarı ileatılıma geçti.

Soma’da yerin altını sömürüp yağmalayanlar yerinüstünü de boş bırakmıyorlar. Soma’ya bağlı Yırca Köyü’nde6 bin zeytin ağacı köylülerin tüm karşı çıkışlarına rağmenbir gecede dozerlerle yerle bir edildi, parçalandı. Zeytinlerisöken Kolin inşaat AKP ile birlikte büyüyen bir şirkettir…En büyük ihaleleri alan bir şirkettir… Erdoğan’ın SabahGazetesini almak için havuz medyasına para yatıranşirketlerden birisidir Kolin şirketi…

Torunlar inşaat aynı şekilde AKP’ye verdiği desteklebüyüyen bir inşaat şirketi. Torunlar katliamının ardındanda bir dizi usulsüzlük ortaya çıkmıştı.

Soma maden katliamının yaşandığı Soma ve İmbatMadencilik’in 2005’ten bu yana elde ettiği hasılatlarınartış hızı katliam gerçeğini açıklamaktadır. 2005 yılı hasılatı12.7 milyon TL olan Soma Holding, 2013’e gelindiğindebu rakamı 310 milyon TL’ye çıkarıyor.

Bu boyutta bir kar sömürünün boyutunu da açıklıyor.Çalışma koşullarının ilkelliği, hiçbir iş güvenliğinin olma-masını açıklıyor. Maliyeti düşürmek karı büyüteceğindencan güvenliği, çalışma güvenliği için maliyetten kaçınıyortekeller, karlarını büyütürken ölümleri de büyütmüş oluyorlar.

Bütün tekeller katildir. Hırsızdır, oburdur.

Hırsızı doyuran; onunla birlikte doyan, katile gözcülükyapan hatta bizzat tetikçilik yapan AKP iktidarıdır.

Sonuç olarak;

Bir, iş cinayetlerinin, işçi katliamlarının nedeni açıktır:tekellerin azgın sömürüsü, daha fazla kar hırsı, rant vesoygun…

İki, katillerimizin kim olduğu açıktır: tekelci patronlarve onların koruyucusu AKP iktidarı.

Üç, iş cinayetlerinin dolayısıyla azgın sömürünün önünegeçmenin yolu hak ve özgürlüklerimiz için, kendi iktidarımıziçin örgütlenmek ve mücadele etmektir.

* Yıldız Holding Yönetim Kurulu Başkanı Murat Ülker,

Nohutçu Han’daki atölyede yılda sadece 200 kilo bisküviüreterek başladıkları yolculuğun temelinde babam veamcamın şu felsefesi yatıyor demiş:

“Başarının temelinde önce bıkmadan usanmadan ça-lışmak, dürüstlük ve kaliteli üretim gelir. Bu felsefe, 70yılda bizi Türkiye’nin markası yapmakla kalmadı, dünyayaaçılmamızı da sağladı”…

“Ülker son dönemde yurtiçi ve yurtdışında çarpıcı satınalmalara imza attı. Şirket girişim sermayesi şirketi olanBrynwood Partners’a ait ABD'li DeMet's Candy'yi 221milyon dolara satın aldı. Bünyesinde Flo, Polaris ve Kinetixgibi ayakkabı markalarını bulunduran Ziylan Grubu'nunyüzde 50 hissesi Ülker, BİM ve Mater Footwear konsorsi-yumuna satıldı. Ülker, 2013 Nisan ayında ise Sabancı'nında yüzde 40 ortağı olduğu DiaSa marketler zincirini 320milyon liraya satın aldı… Adapazarı Şeker Fabrikası'nınyüzde 98.8'lik hissesi 182 milyon lira karşılığında YıldızHolding'e satıldı.” (Hürriyet Gazetesi, 4 Kasım 2014)

Bıkmadan usanmadan çalışmakmış. Dürüstlük ve kaliteliüretimmiş. YALAN. Yıldız Holding AKP’li 12 yılda sağ-lamıştır bu gelişimi. İktidarın nimetleri önüne serilmiştir.

*Soma Holding, son 8 yılda karını 25 kat arttırmış.Nasıl? TKİ’nin usulsüz sözleşmesiyle… AKP güvencesiy-le… İşçilerin can güvenliklerinden kestikleriyle…

*Kolin Şirketler Grubu AKP iktidarı döneminde aldığıusulsüz ihalerle büyüdü. İşçilerin alınterini sömürerek bü-yüdü.

*Torunlar İnşaat, doğrudan başbakanlığa bağlı ve adetayasalar üzerinde olan TOKİ güvencesiyle, soygun, talan vesömürüyle büyüdü. Onlar büyüdükçe iş cinayetlerinin oranıda yuzde 12.3’e ulaştı. İşçilerin kanı canı pahasına büyüdüler.

12 YILLIK AKP İKTİDARINDA TOPLAM ÖLEN İŞÇİ SAYISI14 BİN 712... İşçi Katliamı Sürüyor...

Nasıl Büyüyorlar? Onlar Büyüdükçe

Biz Ölüyoruz!

Yürüyüş

23 Kasım2014

Sayı: 444

ŞAN OLSUN DEV-GENÇ’LİLERE16

Page 17: Şan Olsun Dev-Genç’lilere Boykotlarla, İşgallerle ... · 55 Kulağımıza Küpe Olsun 56 Yitirdiklerimiz... 59 Öğretmenimiz... 4 Şan olsun Dev-Genç’lilere... Boykotlarla,

23 Kasım2014

Yürüyüş

Sayı: 444

117HESAP SORAN CÜRETİYLE GENÇLİĞİN ÖNCÜSÜDÜR!

AKP sömürüyü arttırdıkça halkakarşı savaşı da büyütecektir. Son dü-zenledikleri yasalar, bütçeye ayırdıklarıpaylar, verdikleri kararlar halka karşısavaşı büyüteceklerininde gösterge-sidir. Ve elbette emperyalizme gö-bekten bağlı olan Türkiye ve işbirlikçiiktidarı olan AKP halka karşı savaşhazırlığını kendisine verilen talimatüzerine yapıyor. Yoksa halka karşıpolitikaları başka türlü örgütlemeninimkanı var mıdır? Bunu bildikleriiçin hazırlıklarını yapıyorlar.

Halka karşı savaş hazırlığı yap-tıkları yerlerden bir tanesi emperyalizmadına savaş yürüten, dünya halklarınınbaş düşmanı NATO toplantılarıdır.

Bu toplantılarını alenen yapıyor,sonra sonuçlarını pervasızca açıklı-yorlar. Savaş çığırtkanlıklarını “gü-venlik” adı altında halka yutturacak-larını sanarak... NATO, 4-5 Eylül ta-rihlerinde Galler'de yaptıkları toplan-tıda üye ülkelerin savunmaya ne kadarpay ayıracaklarını belirledi. Ve butoplantıda başta Türkiye'ye olmaküzere hangi ülkenin ne kadar silahalacakları talimatı verdi. ToplantıdaNATO'ya üye her ülke gayri safi yurtiçi hasılatının (GSYİH) yüzde 2’sinisavunma harcamalarına ayıracağınıtaahhüt etti. Türkiye daha önce Gayrisafi yurt içi hasılada savunma bütçesineGSYİH’nin yüzde 1.74’ünü aktarı-yordu. Alınan karara göre önümüzdeki10 yıl boyunca GSYİH’den savun-maya ayrılan payın en az yüzde 2olmasını "ittifak" üyesi bir ülkeninNATO yükümlülüklerini yerine ge-tirebilmesi için şart olduğu vurgu-lanmış. Ayrıca toplam savunma har-camasının en az yüzde 20’lik bölü-münün yeni silah sistemlerinin alı-mında kullanılması kararlaştırılmış.

Bu karardan sonra yıllık savunmaharcamalarında en az yüzde 15’likartış gerçekleşecek. NATO daha çoksilahlanın, daha çok silahlanın diyor.Şu an itibariyle;

Türkiye "savunma harcamaları"naayırdığı pay bakımından NATO ül-

keleri arasında 7. sırada bulunuyor.Bu yetmiyor tabii ki, halka karşı sa-vaşta daha hazırlıklı olmalılar. Bütçegörüşmelerine bakıyoruz, işbirlikçiAKP kendisine verilen talimatları hızlıyaşama geçirmeye başladı. ÖrneğinMilli Savunma Bakanlığı’nın 22 mil-yar 764 milyon 255 bin TL’lik 2015yılı bütçe teklifi TBMM Plan ve BütçeKomisyonu’nda kabul edildi. Böyleceson yıllara göre Savunma Bakanlığınaayrılan pay iki katına çıktı.

İç GüvenlikHarcamalarındakiAsıl Pay Polise Gidiyor!

AKP iktidarını sağlamlaştırmayabaşladığı günden itibaren “iç güven-lik”te en yüksek payı emniyete ayır-maya başladı. Askeri harcamalarınmilli gelire oranı yıllar içersinde ge-rilerken, iç güvenlik harcamalarınınpayını artırmaya çalıştı. Örneğin Tür-kiye’nin iç güvenliğe harcadığı para,2006-2014 yılları arasında iki buçukkattan fazla artarak 6 milyar 651 mil-yon TL’den 22 milyar 262 milyonTL’ye çıktı. Nitekim 2015 bütçeteklifi ortada. 2016'da bu rakamın ise26 milyar 77 milyon TL’yi bulmasıöngörülüyor.

2006 yılında gayrisafi milli gelirinyüzde 0.88'i iç güvenliğe giderken,2013 yılında bu oran yüzde 1.36 oldu.Dikkat çeken bir diğer husus iç gü-venlik harcamalarında en hızlı artışınpersonele gitmiş olmasıdır. ÖzellikleEmniyet Genel Müdürlüğü ve MİTharcamaları içinde de personel har-camaları artmıştır. Bu polis sayısınındaha da artacağı anlamı taşıyor. Yineson rakamlar Türkiye’nin, Rus-ya’dan sonra, nüfusuna oranla enfazla polise sahip ikinci ülke oldu-ğunu gösteriyor.

Türkiye’de, her 100 bin kişiye474,8 polis düşüyor. İçişleri Bakanlığı,Emniyet Genel Müdürlüğü, Milli İs-tihbarat Teşkilatı, Milli Güvenlik Ku-rulu Genel Sekreterliği, Kamu Düzenive Güvenliği Müsteşarlığı iç güvenlik

harcaması yapan kurumlar ve bu kap-samda pastada en büyük pay EmniyetGenel Müdürlüğü’nün. 2013 yılındayüzde 70 olan Emniyet Genel Mü-dürlüğü’nün iç güvenlik harcamala-rının içindeki payı, 2014, 2015 ve2016 bütçelerinde yüzde 74'e çıkacak.

Peki AKP kime karşı silahlanacak?"Bir TOMA giderse 10 TOMA ala-cağız" diyerek düşmanlığını ilan eden,316 TOMA'nın alınması için ihaleaçan AKP kime karşı silahlanacağını,silahları kime yönelteceğini açıklıyorbizce.

AKP halka karşı silahlanmaktadır.AKP halkın öfkesinin kendisine yöne-leceğini bildiği için korkuyor, korkusunuyeni çeşit çeşit TOMA alarak yenmeyeçalışıyor. AKP devrimden korkuyor.Bir kez halk ayaklanmasının ne oldu-ğunu gördü, daha büyüğünün yaşana-bilecek olması korkusunu yansıtıyorlar.Silahların sayısı, türü, işlevi ne olursaolsun AKP ne halk ayaklanmalarınıengelleyebilir ne de halkın örgütlü gü-cünü yenebilir. NATO kurulduğundanberi halka karşı savaşıyor fakat halkınörgütlü gücünü yenebilecek bir silahıbulabilmiş değildir, yüzlerce yöntemdenemiş yüzlerce kez yenilmişlerdir.

Sonuç Olarak;1- AKP emperyalizmin işbirlikçi

partisidir. Bu nedenle NATO'nun si-lahlanın talimatlarına uymak zorun-dadır. Ve AKP'nin silahlanması baskıyıve sömürüyü arttıracağının gösterge-sidir. AKP silahlarını halka karşı uy-gulayacaktır.

2- Alınan her silah, çocuklarımızınaçlığı, işçilerimizin ölümü, ormanla-rımızın ve topraklarımızın yağmalan-ması içindir.

3- Silahlanmak güvenlik demekdeğildir, her silah yaşama hakkımızınçalınması, başımıza gaz kapsüllerininatılması, gözlerimizin kör edilmesidir.AKP bütçeyi silaha ve polise değilhalka, halkın ihtiyaçlarına ayırmalıdır,bunun dışında yapılan her harcamagayrı meşrudur.

NATO’dan AKP’ye Talimat: SİLAHLANIN!

AKP Halka Karşı Savaşı Büyütüyor!

Page 18: Şan Olsun Dev-Genç’lilere Boykotlarla, İşgallerle ... · 55 Kulağımıza Küpe Olsun 56 Yitirdiklerimiz... 59 Öğretmenimiz... 4 Şan olsun Dev-Genç’lilere... Boykotlarla,

Yürüyüş

23 Kasım2014

Sayı: 444

ŞAN OLSUN DEV-GENÇ’LİLERE118

AKP öylesine halk düşmanı birparti ki; halkı, halkın paralarıyla vu-rarak bir yandan kesesini dolduruyor,bir yandan da halkın ekmek, adaletve özgürlük mücadelesini bastırmayaçalışıyor. Geçen hafta basına yansıyanhaberlere göre Emniyet Genel Mü-dürlüğü’nün halka karşı savaşta kul-lanılmak üzere satın almaya kararverdiği 316 adet TOMA yine AKP’lipatronlara ihale edilmiş.

Kobane protestoları (6-8 Ekim2014) sırasında Başbakan  AhmetDavutoğlu “Talimat verdim. Yakılanher bir TOMA yerine 10 TOMAalınacak” demişti. Davutoğlu’nunbu tehditinin arkasından EmniyetGenel Müdürlüğü’nden 316 yeni TO-MA’nın alınacağı duyuruldu.

Kobane eylemleri bahanesi oldu,AKP halka karşı terör estirmedenyönetemez. AKP iktidarında “2006ile 2013 yılları arasında askeri har-camalar Gayri Safi Yurtiçi Hasıla(GSYH)’ya göre oranı yüzde 9 aza-lırken diğer iç güvenlik harcama-larının GSYH'ye oranı yüzde 55arttı.” (Cumhuriyet, 15.11.2014)

Yani AKP, askeri harcamalarıkısarken halka karşı kulandığıpolis için harcamaları yüzde 55artırmıştır.

Alınacak 316 TOMA’dan 151’iAKP’li Ethem Sancak’ın BMC fir-masına verildi.

BMC, 2013 Mayıs’ında TMSF’yegeçtikten sonra Ethem Sancak’ın sa-hibi olduğu Es Mali Yatırım’a satıldı.Ethem Sancak, AKP’li bir patron.TMSF’nin (Tasarruf Mevduatı SigortaFonu) 985 milyon TL tahmini bedellesatışa çıkardığı BMC’yi 751 milyonTL’ye Ethem Sancak satın aldı. Dahasonra BMC’nin yüzde 49 hissesiniKatar Silahlı Kuvvetleri EndüstriKomitesi satın aldı.

Yine 15 Kasım tarihli CumhuriyetGazetesi’nden Çiğdem Toker’in ak-

tardığı bilgilere göre, Emniyet GenelMüdürlüğü’nün gizli, davet usulü veaçık eksiltme yöntemiyle yaptığı 65TOMA ihalesini, 40.6 milyon TLtoplam bedelle  eski AKP Milletve-kili  İsmail Katmerciler aldı. Bundansonra 251 TOMA daha alınması içinihale gerçekleşti. Ancak gizli ve yinedavet yöntemiyle yapılan bu ihaleyleilgili bilgileri şeffaf biçimde aktaracakbir yetkili veya kurum mevcut ol-madığı için bilgiler netleştirilemiyor.Ve elbette bu belirsizlikten yine AKPyararlanıyor.

Ancak kesin olan bir şey var ki,o da AKP’nin şimdiye kadar ger-çekleştirilen en yüksek sayıda yeniTOMA satın alma hedefi ile halkakarşı açtığı savaşı daha pervasız birbiçimde yürüteceğidir. Halka karşısavaşını büyütme kararı alan AKP,yolsuzlukları da ihaleler aracılığı ileyürütüyor... TOMA ihalelerini AKP’lilere vererek bir taşla iki kuş vurmuşoluyorlar. Halkın parasıyla halkı vu-racak silahları kendi şirketleri aracı-lığıyla satın alıyorlar. Hem silah sa-tıyorlar. Hem halkı vuruyorlar.

AKP yolsuzluklarla mücadelesözü ile iktidara gelen bir parti. Ancakiktidara gelir gelmez daha öncekiiktidarlar gibi hırsızlıklara devametti. Hatta bunu daha rahat, ayakbağıolmadan sorunsuzca yapabilmeninyollarını da buldu. Geçtiğimiz yıllardaSayıştay Kanunu’nda değişiklikleryapıldı.

Sayıştay, “kamu kaynağının etkili,ekonomik, verimli ve hukuka uygunolarak elde edilmesinden, kullanıl-masından, muhasebeleştirilmesinden,raporlanmasından ve kötüye kulla-nılmaması için gerekli önlemlerinalınmasından” sorumlu yüksek yargıkurumlarından biri olarak ifade edi-liyor. Teoriye göre Sayıştay her yılTBMM'ye rapor sunarak halkın ce-binden çıkan vergilerin hem verimli,

hem de hukuka uygun olarak harcanıpharcanmadığını meclisin de deneti-mine açıyor. Ancak geçtiğimiz yıl-larda AKP iktidarı, Sayıştay'ın dahaetkili bir denetim yapması imkânınıortadan kaldıran ve Sayıştay’ı doğ-rudan kendi denetimi altına alan de-ğişiklikler yaparak bu kurumu daayakbağı olmaktan çıkarttı. Sayıştay'ıngörevinin usulsüzlükleri ve yolsuz-lukları önlemek olduğu düşünüldü-ğünde, AKP’nin hırsızlık yapmaktakiiradesi, hırsı ve engel tanımazlığınınboyutu da daha net görülüyor.

Sonuç Olarak; 1- AKP, halkın kanı, teri, gözyaşı

üzerinden yükselen halk düşmanı birpartidir.

2- AKP, düşman olduğu halkakarşı savaşı büyütmek için yandaş-larından 316 TOMA satın alıyor.

3- Usulsüz, gizli kapılar ardındaaçtığı ihalelerle halktan alınan ver-gileri, halkın parasını yandaşlarınapeşkeş çekiyor. AKP hırsızlıkta dakatliamcılıkta da sınır tanımıyor.

4- AKP, halk düşmanlığını bü-yüttükçe korkuları da büyüyor. 316TOMA, halktan korkusunun sonu-cudur. AKP’nin daha çok TOMA’yaihtiyacı olacak. Çünkü TOMA’larıylahalkı teslim alamayacak...

AKP’DEN YANDAŞLARA YÜZ MİLYONLUK İHALELER

HALKA 316 YENİ TOMA TOMA’larınız Halkı Teslim Alamayacak!

Page 19: Şan Olsun Dev-Genç’lilere Boykotlarla, İşgallerle ... · 55 Kulağımıza Küpe Olsun 56 Yitirdiklerimiz... 59 Öğretmenimiz... 4 Şan olsun Dev-Genç’lilere... Boykotlarla,

Hergün yenibaskı yasalarıy-

la uyanıyor, her gün yeni saldırı ve kat-liamlarla güne başlıyoruz. Artık ülke-mizde hiç eksik olmayan haberlerdirbunlar. AKP’nin 12 yıllık iktidarı sü-resince her türlü katliam ve işbirlikçilikayyuka çıkmıştır ki faşizmden debaşka bir şey beklemek sadece saflıkve cahillik olacaktır. Biz halk olarak busaflığa ve cehalete mahkum değiliz.Halk bir güçtür ve bu gücü, bu günekadar faşizmin hiçbir yasası, silahı vekatliamları durduramamıştır. Dünya ta-rihi buna tanıktır ve özelliklede Ana-dolu halkı yedi düvel işgalcilere karşıkadını, erkeği ile dişiyle, tırnağıyla sa-vaşmış ve yedi düvel işgalciyi defet-miştir. Halk düşmanı AKP ise soyunusopunu Anadolu’dan attığımız em-peryalistlerin devşirmesidir.

Halk düşmanı AKP katliamlarıyapar, katlettiğinin naaşını da omu-zunda taşır.

Son günlerde yeni bir katliamlakarşı karşıyayız. Kolin Şirketler Grubutarafından Manisa'nın Soma İlçesi,Yırca Mahallesi'ndeki termik santral ya-

pılacak sahadaki 6 bin zeytin ağacınınüzerindeki tonlarca ürünün toplanma-sı bile beklenmeden kökünden sökül-dü. Bir gece yarısı şafak baskını ile do-zerlerle 6 bin civarında zeytin ağacınısöktüler. Bu şafak baskını bildiğimizAKP’nin faşist polislerinin “terör” adıaltında, devrimcilere yapılan bir baskındeğil. Halkın, Soma köylülerinin zey-tin bahçelerine bir saldırısı, bir teca-vüzüdür... Halk düşmanı AKP rantuğruna peşkeş çekmektedir köylülerinalın terini. Ve bunu kendi yasalarını çiğ-neyerek yapmaktadır.

Hükümet sözcüsü Bülent Arınç;“Bu termik santralin Yırca'da belli biruzaklığı taşımadığı için yürütmeyidurdurma kararı çıkmıştır. Bu kararauymak bizim için bir görevdir " diyor.

ÇED (Çevresel Etki Değerlen-dirmesi) raporunu veren kim, sizin ba-kanlığınız değil mi? Bakanlığınızınverdiği sahte raporlar hakkında bir şeyyapacak mısınız?

Tabi ki kuşku yok yapmayacaklarve bakanlarını da, şirketi de koru-maları altına alacaklardır.

ÇED raporunun hiçbir yerinde

zeytin ağaçlarının kesileceğindenbahsedilmediği halde ÇED raporun-da belirtilmeyen bir husus uygulamayageçilmiştir. Şirket bu cesareti neredenalmaktadır. Kimi arkasına almıştır. Bune bizim için ne de halkımız için birsır değildir. Kolin Şirketler Grubu’naonayı da, desteği de siz verdiniz.

Arsız Arınç ekliyor ve yüzü kı-zarmadan diyor ki; "Dağ taş zeytinağaçları ile dolmuştur. Enerjiye ih-tiyaç var.” Yani ne demek doğa veinsan emeğinin katliamına devamedecekler. Ne demiş halkımız ‘Mi-nareyi Çalan, Kılıfını Uydurur’ halkdüşmanı AKP onunda kılıfını uydu-rup hırsızlığa devam edecek.

Halkımız! Bu pervasızlığa ancak ör-gütlü gücümüzle dur diyebiliriz. Halkdüşmanı AKP hiçbir sınır tanımadantalan etmek istiyor. Hayatımızın her ala-nına hükmetmek, tüm zenginlikleriylekendi kendine yetebilen ülkemizi em-peryalizme peşkeş çekmek istiyor.Buna izin vermeyeceğiz. Bu ülke, butopraklar bizim. Kanımız canımız, di-şimiz tırnağımızla sahip olduğumuz her-şeye örgütlülüğümüzle sahip çıkalım.

DüşmanıHalk

AKP

AKP Halka ve Doğaya DüşmanSermaye ile Dost!

Berkin için adalet eylemleri İs-tanbul ve Anadolu’nun dört bir ya-nında yapılan eylemlerle sürüyor.Halk Cepheliler yaptıkları eylemler-le Berkin için adalet taleplerini hay-kırmaya devam ediyorlar..

İSTANBULBahçelievler: Bahçelievler LiseliDev-Genç'lilerin başlatmış olduklarıkampanya çerçevesinde, 13 Kasım'da400 bildiri liselilere ulaştırıldı. Ayrı-ca Yenibosna Çok Programlı Anado-lu Lisesi çıkışında bildiri dağıtımı ya-pıldı.

İZMİR: Berkin Elvan için adaletyürüyüşlerinin 17.’sine 17 Kasım

günü, Karşıyaka Çarşı’da devam edil-di. Karşıyaka İzban Durağı’ndan baş-layan yürüyüş, İş Bankası önünekadar devam etti. Burada yapılanbasın açıklamasının ardından atılansloganlarla eylem sona erdi. Ber-kin'in katili AKP'nin polisleri, kame-ra çekimi yaparak eyleme katılanla-rı tedirgin etmeye çalıştı. Katil polis-lere ve çarşıda bulunan halka, BerkinElvan’ın katili cezasını çekene kadareylemlerin devam edeceği duyurula-rak eylem bitirildi.

ANTALYA: Antalya’da HalkCepheliler'in her hafta yaptığı eylem,bu hafta da 15 Kasım'da KışlahanMeydan’ında yapıldı. Okunan açık-

lamada: “ Bizim çocuklarımız yalnızdeğildir. Bizim çocuklarımız hırsızdeğil, halkın paralarını ayakkabı ku-tularına doldurmadı. Bu ülkede ada-letsizlik, sömürü varsa, adaletsizlik-lere, baskılara karşı mücadele edendevrimciler, vatanseverler de vardır"denildi. Eyleme 17 kişi katıldı.

ADANA: Adana Halk Cephesitarafından 16 Kasım’da İnönü Par-kı'nda “Berkin Elvan İçin Adalet İs-tiyoruz” eylemi yapıldı. Eylemde ya-pılan açıklamada; Berkin'in katilleri-nin kimler olduğunun bilindiği haldeyargılanmadığı, aksine Berkin Elvaniçin adalet isteyenlerin, işkencelerlegözaltına alınarak 26 yıl hapis iste-miyle yargılandığı ama her şeye rağ-men adalet talebinden vazgeçilme-yeceği dile getirildi. 6 kişinin katıldığıeylem, sloganlarla bitirildi.

23 Kasım2014

Yürüyüş

Sayı: 444

19HESAP SORAN CÜRETİYLE GENÇLİĞİN ÖNCÜSÜDÜR!

Adalet Yürüyüşümüz, AdaletSağlanıncaya Dek Sürecek!

Page 20: Şan Olsun Dev-Genç’lilere Boykotlarla, İşgallerle ... · 55 Kulağımıza Küpe Olsun 56 Yitirdiklerimiz... 59 Öğretmenimiz... 4 Şan olsun Dev-Genç’lilere... Boykotlarla,

Yaratıcılık bir ihtiyacın eseridir.Devrimci de ihtiyaç duyduğu her şeyiçin koşulları yaratma bilinciyle hareketetmesini bilendir. Ki, zaten var olanlayetinildiği sürece orada bir sıradanlıkhakimdir. Bu da devrimi, devrimciliğibüyütmez! Bundandır ki, devrimcisıradanlığı aşmanın, yeniliğin ve varolanla yetinmeyen yaratıcılığı kendinetemel alan bir idealin peşindedir.

Devrimci insan yaratıcıdır, çalış-kandır, emekçidir ve tüm bilgi biri-kimini, bilincini kavgasına harcayan-dır...

Çünkü devrimcinin kavgası halkınve vatanının özgürlüğü kavgasıdır.Bu inançla yürür ve bu inancı gereğide her gün adımlarını hızlandırarakilerler....

Halk ve vatan sevgisi, devrimcininbilincinde başlayıp pratiğinde somut-lanır. Emekçiliği, çalışkanlığı bu şe-kilde gelişir, güçlenir. Devrimci emek-çiliğiyle, mütevazılığıyla mücadeleederek karşısına çıkan tüm zorluklarıda yaratıcılığıyla aşmasını bilendir.

Çünkü, devrimci mücadelenin heranı zorluklar içinde şekillenir. Ve dev-rimci, devrim mücadelesinin tüm zor-luklarını aşma cüretine de sahiptir.

Yeri gelir büyük fedakarlıkla canpahasına aşılır zorluklar, yeri gelir,

günler uykusuzluk, yiyecek sıkıntısı,temel ihtiyaçların sağlanması içindegeçer. Ama zorluklar, engeller dev-rimcinin yaratıcılığıyla aşıldıkça dev-rim mücadelesi büyütülmüş olur. Dev-rim ihtiyaçlarını karşılamak, bunuyaparken devrimci yaratıcılığımızıkullanarak yeni yol ve yöntemler bul-mak gurur vericidir. Ve bundandır kigeriye aşılan zorluklar karşısında neyorgunluk, ne de çok ağır iş yüklerikalır. Kalan tek şey yaptığımız iş kar-şısında önümüze çıkan zorlukları aşa-rak görevimizi yerine getirmenin mut-luluğudur.

Devrimci bilinç olmadan fedakarlıkbüyütülemeyeceği gibi, yaratıcılık dagelişmez!

Devrimci mücadalemizdir bizimyaratıcılığımıza yön veren. Halk vevatan sevgimiz, en zor koşullardadahi mücadele etmeyi, devrimciliğibüyütmeyi, bu yolda fedakarlık veyaratıcılığımızı açığa çıkartacaktır.Faşistler Sovyetler Birliği'ne saldırdığı2. Paylaşım Savaşı’nda ve Sovyethalkının faşizme karşı vatan ve halksevgisiyle mücadelesi buna örnektir.Sovyet halkları ister cephe gerisindeisterse de cephede faşizme karşı sa-vaşta bu sevginin yön verdiği tümyaratıcılığını kullanmıştır!

"... Moskova Tren Fabrikasınınkadın işçileri askere çağrılan askerlerebir mektup gönderirler: "Sizler cep-heye gidiyorsunuz. Bizler ise cephe

gerisinde kalıyoruz. Ancak bize görecephe ve cephe gerisi diye bir ayrımyapılamaz. Fabrikada sizleri arat-mamak ve ihtiyacınız olan her şeyisağlamak için bütün gücümüzü veçabamızı harcayacağız."

On iki ev kadını bir maden kuyu-sunun müdürüne gidip şöyle derler:"Biz maden ocağında çalışmak isti-yoruz. Sizden savaşa giden kocala-rımızın, kardeşlerimizin ve çocuk-larımızın yerine bizleri işe almanızırica ediyoruz."

(...) Binlerce emekli ihtiyar işçifabrikalarına geri döndüler..." (Sos-yalist Toplumda Yaratıcı Yarışma,Syf:51-54, S. Gerşberg)

Sovyet halkına emperyalist ku-şatma altında bu fedakarlığı yaptırantek şey, halk ve vatan sevgisidir.

Tıpkı kurtuluş savaşında Kara Fat-malar'ın, Şerife Bacılar'ın, Karayı-lanlar'ın, Şahinbeyler'in, Yörük AliEfeler'in yarattığı kahramanlık des-tanları gibi...

Cephelerde elde silah savaşma bi-linci de, maden ocaklarında 'vatanSavunması' bilinciyle yapılmaktadır.

Bugün Anadolu toprakları emper-yalistlerin çiftliği haline getirilmekisteniyor. Adım adım topraklarımızıelimizden almalarına izin vermemekiçin vatan topraklarına sahip çıkma-lıyız. Ve sahiplenme bilincimizi mil-yonlara aşılayarak halk ve vatan sev-gisini büyütmeliyiz...

YARATICILIĞI GELİŞTİREN FEDAKARLIĞIMIZI BÜYÜTEN VATAN VE HALK SEVGİSİDİR!

BU HALK BU VATAN BİZİMKAHROLSUN EMPERYALİZM

Yürüyüş

23 Kasım2014

Sayı: 444

20

Page 21: Şan Olsun Dev-Genç’lilere Boykotlarla, İşgallerle ... · 55 Kulağımıza Küpe Olsun 56 Yitirdiklerimiz... 59 Öğretmenimiz... 4 Şan olsun Dev-Genç’lilere... Boykotlarla,

Doğru Örgütlenme

Anlayışı:

- Sendika bürokratlarına değil,tezgah başındaki işçiye gitmektir.

- Fabrikalarda, meydanlarda, sokaklarda işçilerlebuluşarak, işçi mücadelesini engellemeye çalışanlara

karşı mücadele ederek örgütlenmektir.

- İşçilerin, kendi eylemliliklerinde,örgütlerinde ve geleceklerinde söz ve karar sahibiolmaları için gerekli mekanizmaları yaratmaktır.

Bu mekanizmalar; her fabrikada, her işyerinde ve grevyerlerinde kurulacak işçi komiteleri ve işçi meclisleridir.

"... bu komite ve meclisler, işçilerin söz ve karar sahibiolmasını, kendilerini yönetmelerini sağlayacak; kendi

haklarına sahip çıkmanın araçları olacak; olumlu örnekleryaratarak, ülke genelinde gelişecek ve sendika

bürokratlarının kurumlarını yıkarak işçi hareketiniözgürleştirecektir." (Dayı)

Bu yol, Devrimci İşçi Hareketi'nin kendini hayatın içindedoğrulayan yoludur.

DEVRİMCİ İŞÇİ HAREKETİ

Page 22: Şan Olsun Dev-Genç’lilere Boykotlarla, İşgallerle ... · 55 Kulağımıza Küpe Olsun 56 Yitirdiklerimiz... 59 Öğretmenimiz... 4 Şan olsun Dev-Genç’lilere... Boykotlarla,

İş cinayetleri arttıkça ve neredeysetoplu katliamlara dönüştükçe AKP"iş güvenliği" adına yasalar çıkarmayıhızlandırdı.

Soma, Ermenek gibi toplu katli-amlardan sonra birer "iş güvenliğiyasası" paketi hazırladılar.

Daha önceki yıllarda da AKP ninbu türden yasalar çıkarttığı olmuştu.

İktidarını "yalan ve demagoji" üze-rine kuran AKP bu yasalarla iş gü-venliğini değil patronların daha fazlakar elde etmesini güvence altına al-mıştır.

Toplu işçi ölümlerinin ardındançıkardıkları her yasa aslında bir sonrakikatliamın temellerini atmıştır.

Kısacası; AKP aslında bizimÖLÜMLERİMİZİ KARA DÖNÜŞ-TÜRMÜŞTÜR.

AKP katliam yasalarına "iş gü-venliği yasaları" adını vererek hemiş cinayetlerini engellemeye çalışı-yormuş gibi görünmüş hem de kapi-talizmin "her şeyi kendi çıkarına kul-lan, her şeyi kara dönüştür" mantığınıişletmiştir.

Geçmişteki örneklerine bakalım:

2102 yılında iş cinayetleri artıncaAKP "Güvenle Büyü Türkiye" adıaltında "iş sağlığı ve güvenliği" ya-saları çıkarttı. "AB nin 15 ülkesininortalaması 1.5 civarında iken, Türki-ye’deki iş kazaları oranı yüzde 12.3"idi vb...

Çalışma Bakanı Faruk Çelik iş ka-zalarının yüzde 80’inin KOBİ’lerde(küçük orta boy işletmeler) gerçek-leştiğini söylüyordu. Bu yasa çıktı-ğından bu yana ne değişti? Sadecebizler daha fazla ölmeye başladık.Yani devletin kendi rakamlarına göre"her 100 işçiden 17’si kaza riskinemaruz kaldı." Neden? Çünkü bu

yasa ile AKP nin asıl amacı işçileringüvenliğini almak değil KOBİ’lerekendi çıkarları doğrultusunda çeki dü-zen vermekti. İşçi ölümlerini de buamaçla kullanmaya çalıştı.

Bu yıl Soma’da 307 insanımız yeraltında diri diri yandı. Soma’nın hemenardından AKP’liler timsah gözyaşlarıdökerek "yeni bir torba yasa" çı-kardılar.

"İş güvenliği"ne ilişkin düzenle-melerde işte bu torba yasa da yeralı-yordu. Daha yasa çıkarken bile yenikatliamların "ben geliyorum" dediğiniherkes görüyordu. Güya hükümet pat-ronlara işçiler için "iş güvenliği zo-runluluğu" getiriyor; hükümet isemadenleri işletmeleri karşılığında şir-ketlerin kendisine verdiği ve "rödö-vans" dedikleri parayı her koşuldaalma garantisi elde ediyordu.

Patronlar bu göstermelik önlemleriçin bile hemen işçilere verdikleri pa-radan kısıntıya gitmeye başladılar;işsiz bırakmakla tehdit ettiler; işsizbıraktılar; işçilerin ulaşım ve yemek

gibi haklarını da gasp ettiler.

Aynı oyun Ermenek’ten sonra datezgahlanıyor. AKP yeni bir "iş gü-venliği yasası" çıkarıyor.

Yeni yasaya göre ölümlü iş kaza-sına neden olan şirketlere verilecekpara cezaları yüzde 50’den yüzde400’e çıkarılıyor.

Bir yıl içinde ölümlü iş kazasıyaşanmayan şirketten yüzde 2’likişsizlik sigortası payı alınmayacak.

Para cezalarını kısmen arttırmaksanki patronların kar hırsını dizginle-yecekmiş gibi.

Madencilere "çip" takılacak ki yer-leri kolay bulunsun. Yani ölümü yada göçük altında kalmayı engellemekdiye bir dertleri yok. Sadece yerin al-tında kalan bedenlerimizi ölü ya dadiri daha kolay bulmalarını sağlayacakçözümler buluyorlar. Ermenek’ten çı-kardıkları "ders" bu işte...

Başka ne var yeni yasada? Özelistihdam büroları açılacak ve bunlara"işçi kiralama" yetkisi verilecek.

Yani "köleliğin" ve "işçi simsar-lığı"nın bir başka biçimi hayata ge-çecek. AKP kendi kadrolarına bu bü-roları açtıracak ve kanımızı, alınteri-mizi sömürecek. Yani AKP yine kendiyandaşlarına köle pazarları kurduracak.Bizim birbirimizden başka dayanağı-mız, kendi öz örgütlenmelerimizdenbaşka güvencemiz yoktur.En büyükgüç birlik olmak, örgütlü olmaktır.Onların gücü bizim örgütsüzlüğümüz-den kaynaklanıyor.

İşçi meclislerinde örgütlenelim.İşte o büyük gücü açığa çıkaralım.Biz birleşirsek AKP’nin hiçbir yasalya da fiili saldırısı bizi yenemez.

Haklarımız için, can güvenliğimiziçin birleşelim. Kazanalım!

AKP’nin “İş Güvenliği” YasalarıKIRK KATIR MI KIRK SATIR MI?

Madenlerde, inşaatlarda,fabrikalarda, atölyelerdeİŞÇİ KOMİTELERİ VEİŞÇİ MECLİSLERİNİÖRGÜTLEYELİM!İşçi Meclislerinde örgütlenen işçilerkendi hakları vegelecekleri için söz ve kararsahibi olabilirler. Komiteler ve meclisler meşruörgütlenmelerdir.En önemli dayanağımızhaklılığımızdır.

DEVRİMCİ İŞÇİ HAREKETİ(DİH)

Yürüyüş

23 Kasım2014

Sayı: 444

ŞAN OLSUN DEV-GENÇ’LİLERE22

Page 23: Şan Olsun Dev-Genç’lilere Boykotlarla, İşgallerle ... · 55 Kulağımıza Küpe Olsun 56 Yitirdiklerimiz... 59 Öğretmenimiz... 4 Şan olsun Dev-Genç’lilere... Boykotlarla,

23 Kasım2014

Yürüyüş

Sayı: 444

223HESAP SORAN CÜRETİYLE GENÇLİĞİN ÖNCÜSÜDÜR!

Vazgeçilmezdir çünkü; Kitleler ol-maksızın savaşı büyütemez, devrimigerçekleştiremez ve koruyamayız. Bit-mez, tükenmez tek kaynak halktır, kit-lelerdir.

Her dönem temel sorundur çünkü;Astığımız bir pankarttan yaptığımızgösteriye, mitingden korsan eyleme,dağıttığımız dergiden, duvara yazdığımızyazılamaya, silahsız gösterilerden silahlıeylemlere hemen her faaliyet kitlelerehitap eder. Kitleleri düzenin ideolojiketkisinden kurtarmak, onlara gerçeklerive çözümün nereden geçtiğini göster-mek, savaşı kazanmaktır amaç. Tümfaaliyetlerimizin özü, temel-tali bütünmücadele biçimlerinin hedefi kitlelerikazanmaktır.

"Örgütlenmek, daha çok örgütlen-mek ve halk kitlelerinin doğrudan sözve karar sahibi oldukları halk örgüt-lerini yaratmak ve halkı savaştırmak,savaşı halklaştırmak bugünkü vazge-çilmez sorunumuzdur...” demiştir Dayı.

Bu söz her Cepheli’nin rehberi,unutmaması gereken temel görevidir.

Bu anlamda halkı örgütlemek heryanıyla üzerinde durulması gereken birkonudur...

- SORU:Devrim stratejisi içindehalkı örgütlemenin yeri nedir?

- CEVAP: Devrim kitlelerin ese-ridir. Devrim yapmakta, bu devrimikorumakta, halkı savaşa, iktidara kat-maktan geçer. Halk savaşa ve iktidara,örgütlenmeleri aracılığıyla katılır.

Bizim gibi ülkelerde devrim stratejisiPASS'dir. PASS, diğer klasik halk sa-vaşlarından farklı olarak Öncü Savaşıaşamasından geçmek zorundadır. Öncüsavaşı aşamasının özel mücadele biçimiSilahlı Propaganda'dır.

THKP-C önderi Mahir Çayan silahlıpropagandanın nasıl bir mücadele biçimi

olduğunu şöyle ifade edi-yor: “Silahlı Propaganda

(...) maddi olaylar etrafında siyasi ger-çekleri açıklayarak kitleleri bilinçlen-dirir, onlara politik hedef gösterir. Si-lahlı Propaganda, halkın düzene karşıolan memnuniyetsizliğini ajite eder,onları emperyalist beyin yıkamanıngiderek etkisinden kurtarır. Önce kit-leleri sarsar, giderek de bilinçlendi-rir…” (Bütün Yazılar)

İşte bu anlamda halkı örgütlemekdevrim stratejisi ile doğrudan ilgilidir.Öncü savaşı ve silahlı propaganda dadoğrudan kitlelerin örgütlenmesi sorunuile ilgili strateji ve temel mücadele bi-çimidir.

- SORU: Silahlı Propagandayapılınca halk kitleleri kendili-ğinden mi devrim saflarına katı-lacaktır?

- CEVAP: Silahlı Propaganda, hal-kın örgütlenmesinin, mücadeleye ka-tılmasının önündeki engelleri kaldırmakanlamında temel bir araçtır. Ancak tek

başına Silahlı Propaganda halkı örgüt-leyemez. Silahlı Propaganda ile silahlıeylemlerle halkın örgütleneceğini dü-şünenler Parti-Cephe’nin sol sapma yo-rumlarıdır. Bu anlayış sahipleri silahlımücadeleyi de çarpık kavrarlar.

Silahlı mücadele temeldir, ancakmücadelenin tek biçimi değildir. Silahlımücadele, sihirli bir değnek değildir.Silahlı mücadele, doğru kavranmadı-ğında, kitleler mücadelenin değişik bi-çimleri ve ihtiyaçları temelinde örgüt-lenmediğinde tıkanmak, sorunlar ya-şamak kaçınılmazdır.

Kendi yolunu yapamayanlar isedüzenin yolunda giderler. Bu anlamdatıkanıklığı aşmanın tek yolu savaşı kit-lelerle buluşturmak; halkı savaştırmak,savaşı halklaştırmaktır.

- SORU: Halkı örgütlemektenne anlamalıyız?

- CEVAP: Halka gitmeyenler, halkıörgütlemeyenler mücadelenin, savaşınihtiyaçlarını da bilmiyor ya da bunungereğini yerine getirmiyor demektir.

HALKI ÖRGÜTLEMEK HER DÖNEMİN TEMEL VE

VAZGEÇİLMEZ GÖREVİDİR -1-

Vietnam Halkının 7’den 70’e Savaşa Katılmasıyla Kazanıldı!

Emperyalizm işgal ettiği Vietnam'da gerillalarla, köylülerin ilişkisini kesmek,gerillaları desteksiz bırakmak için küçük köyleri belli merkezlerde stratejik köyleradı altında biraraya toplar. Etrafını tellerle çevirir, çevresinde mayın tarlaları oluşturur,zırhlı araçlarla, köpekli devriyelerle bu köylerin etrafında güvenlik önlemi alır. Amaçgerillanın bu köylerle ilişki kurmasını engellemektir. Ancak tüm bu önlemlere rağmengerilla bu köylerle ilişki kurmayı başarır ve sürdürür. Bu köylerde oluşturulan örgüt-lülüklerle düşman hakkında istihbarat elde edilir. Örneğin, kek satan yaşlı kadınlar,subayların ayakkabılarını boyayan çocuklar, zorla askere alınarak üslerde çalıştırılangençler, istihbarat toplama, düşmandan silah alma, dışarıyla ve köyler arasında bağsağlamak için tünel kazmada gerillalara yardımcı olurlar. Halkın yardımıyla köylerinplanları çıkarılır, düşmanın uçaklarının, silah depolarının, mayın tarlalanrının yerlerisaptanır. Vietnam halkı düşmanın en ağır baskı ve terörü altındayken bile CenazeDerneği, Domuz Kesme Derneği gibi çeşitli isimler altında biraraya gelip örgütlenmektengeri durmazlar. Bunlar görünüşte siyasal örgütler gibi gözükmese de esasında kurtuluşmücadelesine destek veren halk örgütlenmeleridir.

Vietnam Halkının Amerikan Emperyalizmine Karşı Zaferi

Page 24: Şan Olsun Dev-Genç’lilere Boykotlarla, İşgallerle ... · 55 Kulağımıza Küpe Olsun 56 Yitirdiklerimiz... 59 Öğretmenimiz... 4 Şan olsun Dev-Genç’lilere... Boykotlarla,

Yürüyüş

23 Kasım2014

Sayı: 444

ŞAN OLSUN DEV-GENÇ’LİLERE224

Mücadeleyi, savaşı çok sınırlı kavrı-yorlar demektir. Oysa devrimin ihti-yaçları saymakla bitmez.

Halkı örgütlemek, emek harcamak-tır, halkı ikna etmektir, sabırlı, sürekli,inatçı bir çalışmadır.

Halkı örgütlemek, halkın ve dev-rimin ihtiyaçları temelinde örgütlülükleryaratmak ve halkı bu örgütlülüklerekatmaktır. Halkı örgütlemek doğru birkitle politikasının olması demektir.

Halkı örgütlemek koşullara, geri-liklere teslim olmadan sınırları zorla-maktır.

Halkı örgütleyecek temel şey, halkınkendi örgütlenmeleri içinde yer alma-sıdır. Bu ise halkla doğrudan, yüzyüzeçalışmak anlamına gelir.

Silahlı-silahsız, barışçıl-barışçıl ol-mayan tüm çalışmaların, bir mitinginde, bir basın açıklamasının da birsilahlı eylemin de... Halkı örgütlemebakış açısıyla ele alınmasıdır.

- SORU: Halkı kendi sorunlarıtemelinde mücadeleye katmadan,onları mücadelenin değişik bi-çimleri içinde örgütlemeden sa-vaşı büyütüp zafere taşıyabilirmiyiz?

- CEVAP: Cevabı Mao veriyor;

"Eğer halkı, sadece savaşı yürüt-mek için seferber eder ve başka hiçbirşey yapmazsak, düşmanı yenmeyi ba-şarabilir miyiz? Elbetteki hayır! Eğerkazanmak istiyorsak, daha pek çokşey yapmamız gerekir. Köylülerin top-rak mücadelesine önderlik etmeli veonlara sorunları, yani yiyecek, giyecek,konut, yakacak, pirinç, yemeklik yağ

ve tuz, hastalık ve sağlık, evlenmegibi sorunları çözmeliyiz...” (Mao,Seçme Eserler)

Halkı örgütlemenin tek biçimi ola-maz. Mücadeleyi ve halkı örgütlemeyitek bir biçime hapsedenler halka gü-venmeyenlerdir. Devrim ve iktidar id-diası taşımayanlardır. O halde devrimin,savaşın, halkın ihtiyaçları neyi gerek-tiriyorsa halkı da o temelde; siyasal,demokratik, ekonomik, sosyal, kültürel,askeri her türden örgütlenmelere kat-mak zorunludur.

- SORU: Diyoruz ki "halk kitle-lerinin bilincinde dönüşüm yaratma-dan, düzenin korkutucu, uyuşturucu,bilinçleri bulandırıcı etkilerini kır-madan, kitlelere günlük yaşamlarınıçekilmez kılan gerçekleri ve çözümyollarını göstermeden onları örgüt-leyemeyiz." Peki bunu nasıl yapa-cağız?

- CEVAP: "Örgütün, gücü ora-nında ekonomik ve demokratik hakve istemler etrafında kitleleri örgüt-lemeye çalışır. Oligarşiye karşı herçeşit tepkiyi yönlendirmeye çalışır...”(M. Çayan, Bütün Yazılar)

Bu ne demektir?

Bu halkın siyasal, ekonomik, kül-türel, sosyal, demokratik tüm ihtiyaçlarıtemelinde kitle örgütlenmeleri yaratmakdemektir...

Kitlelerin bilincinde dönüşüm ya-ratacak, kendi güçlerinin büyüklüğünü,yenilmez gibi görünen düzenin güç-süzlüğünü gösterecek temel okul halkörgütlülükleridir.

- SORU: Neden devrim kitle-

lerin eseridir? Ne anlamak gere-kir bundan?

- CEVAP: Kitleler olmaksızın,devrimin olmayacağını söylüyor MahirÇayan...

Bundan dolayıdır ki; halk kitleleridevrim düşüncesini sahiplemeden, dev-rim hedefine kilitlenmeden, özcesi,devrim için örgütlenmeden devrimboş bir hayalden ibarettir… Tüm dev-rim önderlerinin söylediği ve tüm dev-rimlerin kanıtladığı gibi; “Devrim kit-lelerin eseridir!” Kitleleri devrim he-defiyle örgütlemeyen, eğitmeyen sa-vaştırmayan bir hareketin, devrimi za-fere ulaştırma şansı yoktur.

Bu temel doğru nedeniyledir ki,Çin halkının önderi Mao; kadrolarına,yöneticilerine, savaşçılarına kitleleregidilmesini, kitlelerin örgütlenmesininzorunluluğunu kavratmaya çalışmıştır...

“Yoldaşlar! Gerçekten yıkılmazolan kale nedir? Kitlelelerdir, devrimgerçekten ve içtenlikle destekleyenmilyonlarca ve milyonlarca halktır.Ne olursa olsun hiçbir gücün yene-meyeceği, gerçekten yıkılmaz kaleişte budur.” (Mao Seçme Eserler)

"Eğer devrimci sınıfların yaratıcıhalk dehası, Sovyetleri yaratmamışolsaydı, Rusya'da proleter devrimgerçekleşemezdi" diyor Lenin...

"Halk, yani gerçek güç kaynağıyıkılmaz. Halktan kopmayanlar dayıkılmaz” demiştir Dayı.

- SORU: Yoksulluk kendi ba-şına devrimci bir güçtür, amahiçbir zaman kendi başına dev-rimci bir hareketliliği yaratmaz.Neden?

- CEVAP: Kimileri halkın dev-rimci mücadeleye katılması için dahafazla yoksullaşmasını, daha fazla baskıgörmesini bekler. Bu düşünce gerçekteyaygın bir düşüncedir. Ancak bu dü-şünce sıradan, apolitik bir düşüncedir.Bu düşünce sahipleri devrimci olamaz.Bu boş bir beklentidir. Bu beklentihayal kırıklığına dolayısıyla da halkagüvensizliğe ve inançsızlığa uğramayamahkumdur. Dahası bu düşünce halkıfaşizmin politikalarına teslim eden birdüşüncedir.

"Başlangıçta bu komiteler altyapı sorunlarını çözüyorlardı. Gençlerin futbolakarşı ilgisi değerlendirilerek, futbol sahaları, askeri-siyasi eğitim alanına dönüştürüldü.Mezar, şehit aileleri ziyareti, kültürel çalışmalar, birlik ve dayanışma ruhunu güç-lendiriyordu. Örgütlenme oturup güçlendikçe İsrail güçlerine ve karakollarınageceleri taşlı sopalı saldırılar düzenleyerek, İsrail denetimini zayıflatmaktaydı. İsrailgüçleri özel birliklerle kampa girebiliyor fakat örgütlenmeyi sekteye uğratamıyordu.İşte bu komiteler, Halk Komiteleri'nin temeli oldu. İNTİFADA öncesi ve sonrasındada gelişerek kurtuluş mücadelesinin altyapısını oluşturdular."

Mesela yine Filistin'de hayatın her alanındaki ihtiyaçları karşılamak için BeslenmeKomiteleri, İlk Yardım Komiteleri, Ticaret Komiteleri, Enformasyon Komiteleri,Destek Komiteleri gibi onlarca komite kurulmuştur.

Filistin İntifadası’nın Arkasındaki Güç Halkın Örgütlülüğüdür!

Page 25: Şan Olsun Dev-Genç’lilere Boykotlarla, İşgallerle ... · 55 Kulağımıza Küpe Olsun 56 Yitirdiklerimiz... 59 Öğretmenimiz... 4 Şan olsun Dev-Genç’lilere... Boykotlarla,

23 Kasım2014

Yürüyüş

Sayı: 444

225HESAP SORAN CÜRETİYLE GENÇLİĞİN ÖNCÜSÜDÜR!

Evet açlık, yoksulluk halkın çeliş-kisidir. Bu çelişki devrim lehinde çö-züldüğü gibi yozlaşma, çeteleşme, ka-dercilik gibi düzenin kanallarına daakıtılabilir. Sorun halka kimin ne ver-diğidir. Halkı kimin hangi temeldeörgütlemeye, kazanmaya çalıştığıdır.

- SORU: Haklı olmak yetmezgüçlü olmak gerekir. Güç olmaknedir? Nasıl güç olacağız?

- CEVAP: Güç olmak, örgütlüolmaktır. Güç olmak, halkı örgütle-mektir... Güç olmak, halkın örgütlügücüyle gelişmeleri, süreçleri halkınve devrimin yararına, yönetilebilmeiradesine sahip olmak demektir...

Düzeni değiştirebilen, kendi ka-derini eline alabilen, kendi kaderini,kendi geleceğini kendisi belirleyebilenhalklar, yalnızca örgütlenebilmiş halk-lardır.

Politika güçle yapılır. Haklı olmakyetmez, yetmiyor.

Bakın haklıyız ancak güçlü değiliz.Oligarşi haksız ancak güçlüdür.

Onun gücü bizim güçsüzlüğümüz-dendir. Güçsüzlüğümüzün temeli ideo-lojik değil örgütseldir.

Bu sorun sadece devrim öncesiiçin geçerli bir sorun da değildir üstelik.Devrim sonrasında da örgütlülüğünügeliştirmeyen, güçlendirmeyen halklar,karşı-devrimci güçler tarafından acı-masızca yenilgiye uğratılırlar.

Sosyalist ülkelerin yıkılmasının te-mel nedenlerinden biri budur. Reviz-yonizm önce devrimi kitlelerden ko-parmıştır. Hem de sosyalizme sahipçıkmak için tek kurşun atamayacakkadar duyarsızlaştırılmıştır.

- SORU: Halkın içinde olmak,halka gitmek ne demektir?

- CEVAP: Hiçbir ayrım yapma-dan, halkın tüm kesimlerine hitap et-mek, onların içinde çalışmaktır. Halkgerçeğini bilmektir; halk nasıl düşünür,nasıl yaşar, nelere tepki gösterir, neleresevinir, üzülür bilmektir. Halkın nabzınıtutmaktır. Halkın ihtiyaçlarını, sorun-larının yakıcılığını bilmek, hissetmektir.Halkın gelenek ve değerlerini bilmek,saygı göstermektir. Halkla sürekli ve

güçlü bağlara sahip olmaktır.

Tüm bunlar halk örgütlenmelerindesomutlanır. Halkı tanımamız, halkında devrimcileri tanıması kitle örgüt-lülükleri içinde olur.

Halka gitmek halkı sabırla, inatla,ısrarla örgütlemek demektir. Halka git-mek, her gün daha fazla kitlelere gitmek,onlarla buluşmak önümüze yeni ola-naklar çıkartacak, yeni ufuklar açacaktır.

- SORU: Kitle çalışması pra-tikte nasıl somutlanır?

- CEVAP: Politika sonuçlar üze-rinden yürür. Bu anlamda kitle çalış-mamız somut ve sonuç alıcı olmalıdır.

Kaç kişiye gittik?

Kaç dergi ilişkisi yarattık?

Kaç aidat ilişkisi kazandık?

Kaç toplantı yaptık?

Kaç çalışma grubu kurduk?

Kaç komite yarattık?

Yeni kaç insanla tanıştık?

Kitlelerin hangi sorununu çözdük?

- SORU: Halka gitmezsek, halkıörgütleme iddiasından uzaklaşırsakne olur?

- CEVAP: Halk devrimci müca-deleye seyirci kalır. Sorunların çözü-münü devletten bekler. Halk devrimcisavaşa katılmaz ve çözümü kendi dı-şında görür. Bu ise halk ve devrimcileribirbirinden ayırma demagojisine hiz-met eder. Halk moralmen geriler. Oli-garşinin halkı bölüp parçalaması ko-laylaşır.

Halktan kopuk olmak, halka uzakolmak devrimciyi, devrimci örgütügiderek YOZLAŞTIRIR, UMUTSUZ-LAŞTIRIR, HEDEFTEN UZAKLAŞ-

TIRIR, ÇÜRÜTÜR, TASFİYEEDER... Ülkemiz ve dünya devrimcipratiği bunun örnekleriyle doludur.

- SORU: Halkı örgütlemeninönündeki engeller nelerdir? Koşul-ların elverişsizliği, olumsuzluğu, kit-lelerin geriliği örgütlenmenin önündeengel midir? Bu engelleri nasıl aşa-cağız?

- CEVAP: Engel öncelikle kendi-miziz. Faşizmin baskısı, halkın ön-yargıları ve gerilikleri, inançsızlıklarıve güvensizlikleri bunlar elbette en-gellerdir ancak belirleyici değildir.

Batı Sahra’da, halkın yüzde99’unun okuma yazma bilmediği,aşiret çatışmalarının olduğu bir ze-minde örgütlendiler...

Filistin’de, her türlü kuşatılmışlığınortasında mülteci kamplarında örgüt-lendiler...

Afrika ülkelerinde, halkın yüzdeyüze yakınının okuma yazma bilme-diği, kabileler arası çatışma ve düş-manlık koşullarında örgütlendiler...

Çin gibi geri bir ülkede halkın yüz-de doksanının köylü olduğu bir ülkedeörgütlenildi.

Vietnam’da halkın biraraya gel-mesinin yasaklandığı, üç kişinin top-lanmasının suç sayıldığı koşullardaörgütlenildi.

Koşulların elverişsizliği, kitleleringeriliği vb kitleleri örgütlemede engelolamaz. Koşulların elverişsizliğine,olanaksızlıklara karşı TEK ÇIKIŞYOLU yine kitlelere gitmektir.

Engel bizsek. Çözüm de bizdedir.

DEVAM EDECEK...

El Salvador’da Poder Popular: Örgütlendiği her alanda okuma-yazma kampanyaları düzenledi. Köylerde

köylülük için, gerilla denetimindeki bölgelerde gerillalar için okuma-yazma kurslarıvardı. Bu kampanyayı her durumda sürdürmek için, dersane olarak kullanılansığınaklar bile bulunmaktaydı.

Bu örgütlenmeler, çocukların süt ihtiyaçları için süthaneler kurmak, sığırderilerinden ayakkabı, örtü, sedye ve sırt çantası üretimini örgütleyerek hemgerillanın, hem köylülerin ihtiyaçlarını karşılamak, ana-babalarını kaybeden çocuklarabakmak üzere Anneler Kolektifi’ni oluşturmak yoksulluk koşullarında hastane, ilaçimkanı olmayan halka sağlık, beslenme ve cinsel eğitim gibi konularda “koruyucutıp” seminerleri vermek, gibi çalışmalar yürütmüştür. Halk İktidarı bölgesindekidoğum, düğün, vaftiz gibi toplumsal olayların da merkezindeydi.

Page 26: Şan Olsun Dev-Genç’lilere Boykotlarla, İşgallerle ... · 55 Kulağımıza Küpe Olsun 56 Yitirdiklerimiz... 59 Öğretmenimiz... 4 Şan olsun Dev-Genç’lilere... Boykotlarla,

Devrimcilik, halk ve vatan sevgisidir.Emperyalizme ve işbirlikçilerine duyulankindir. Devrimcilik halka ve vatana du-yulan sevginin, düşmana duyulan kiningücüyle kendini, çevresini değiştirmektir,devrime engel olan her şeyle savaşmak-tır.

Halk ve vatan sevgisiyle, sınıf kiniy-le değişme-değiştirme isteği duymayan-lar, devrimci saflarda kalıcı olamazlar.

Devrimciliğimizi kalıcı hale getir-mek, devrimciliğin özünü kavramaklaolur.

Devrimci saflara çok farklı nedenlegelmiş olabiliriz. Devrimcilik yapmanedenlerimizden herbiri yaşamda, ör-gütlenmede birer silaha dönüşmelidir.

Bunun için devrimcilik yapma ne-denlerimizden her birisini halk ve va-tan sevgisiyle birleştirmeliyiz.

Her sorunun kaynağı düzendir, dü-zeni değiştirmediğimiz yerine halkın ik-tidarını koymadığımız sürece her sorundevam edecektir.

Dolayısıyla devrimcilik yapma ne-denlerimiz de devam edecektir.

Devrimciliğimiz,Aklımız ve HayatımızlaKaynaşmalıdır

Savaşımızı halklaştırmak ve iktidarı al-mak, bulunduğumuz her yerde yaşamıdevrimcileştirmekle olacaktır. Bunun içinönce kendi devrimciliğimizi güçlendir-meliyiz. Biz devrimciliği ne kadar isterkavrarsak o kadar içselleştiririz, o oran-da devrimciliği hayata geçirir, hayatı ör-gütleriz. Devrimcilik aklımız ve hayatı-mızla ne kadar kaynaşırsa o kadar güçlüoluruz, devrimciliğimiz bulunduğumuzyerde o kadar güce dönüşür.

Savaşımızı halklaştırmak, yaşamı dev-rimcileştirmek için bilincimizi, yüreğimizisilahlandırmalıyız. Devrimciliği düşünceve yaşamda ne kadar süreklileştirir, ken-dimizle bütünleştirirsek, devrimci ideoloji

o kadar büyük birgüce dönüşür. Bu-nun için aklımızlave hayatımızla hembilincimizi, hem yü-reğimizi doldurma-lıyız. Savaşımızı ge-liştirmek, örgütlen-melerimizi çoğalt-

mak için günlük yaşamdan siyasi dona-nıma kadar yaşamı bir bütün olarak dev-rimcileştirmek gerekiyor.

Devrimci doğrularımızı; ilke ve ku-rallarımızı hayatın içinde emekle ve cü-retle örgütlemeye çalışıyorsak orada ka-lıcılık ve güçlü olmak vardır.

Devrimcilik hedeflerimize yoğunlaş-mak, devrimi ve halkın kurtuluşunu heran beynimizde yaşamak, devrimin so-runlarını hissetmek, devrimcilik yapma-nın coşku ve onurunu sürekli yaşamaktır.

Devrimcilikte esas olan daima örgüt

ve devrimdir. Öfkemizi, sevgimizi, duy-gularımızı, özlemlerimizi devrimle veörgütle bütünleştirdiğimizde devrimcili-ğimiz daima güçlü ve kalıcı olacaktır.

Dayı, "Devrimci hareket, benim öz-gürlüğüm, öğretmenim, gecem, gündü-züm, yaşamım" derken, devrimciliği ha-yatın ve kavganın içinde tanımlamıştır.

Yaşamını, bulunduğu her yeri birprogram dahilinde, iradi davranarak dev-rimcileştiren Dayı, bir bütün olarak ya-şamımızı da devrimcileştirmiş, devrim-ciliği yeniden tanımlamıştır.

Dayı’nın şahsında yeniden tanımlanandevrimcilik kendine ve ideolojisine güvenedayanır. Dayı bu güvenin temellerinişöyle tarif eder:

"Her yoldaşımız ideolojik donanımıve ideolojik mücadeleyi, hayatın hiçbiranında ihmal edemez. İhmal burjuva-

zinin beynimize girmesi demektir. Açıkkapı demektir. İdeolojik donanım ne is-tediğini bilmek, direniş ve örgütlenme;bir devrimcinin yaşam biçimidir." ("BirDevrimci Dursun KARATAŞ, Cilt 2,sayfa 200, Boran Yayınları")

Devrimciliği aklımızla, hayatımızlakaynaştırmak, bir bütün olarak yaşamıdevrimcileştirmek, ideolojimizin doğru-luğuna inanmakla ve ideolojimizi haya-ta geçirmekle olur. Bu da, düşmanla sü-rekli savaşmak demektir. İdeolojik do-nanımı arttırmak ve ideolojimizi somut-lamak devrime düşman olan her şeyle sa-vaşmayı zorunlu kılar.

Devrimcilik Kesintisiz BirSavaş ve Yenilenme Halidir İdeolojimize ve iddiamıza uygun dev-

rimcilik yapmak ve bu devrimciliği ge-liştirmek, devrimin düşmanı olan herşeyle uzlaşmaz şekilde savaşmaktır.

Devrimin iki düşmanı vardır: Birisi dış düşman diğeri ise iç düş-

mandır.Dış düşman, emperyalizm ve oligar-

şidir. İç düşman, bize burjuvaziden kalan ve

mücadelemizi zayıflatan her şeydir. Dayı, "‘zaaf ve eksik' diye adlan-

dırdığımız bu düşmana karşı mücade-leyi günlük yaşamımızın sorgulanma-sına kadar indirgeyip, her gün üzerin-de durmak zorundayız" (A.g.e, sayfa391) der. İç düşmana karşı cepheden ta-vır alınıp, onu yok etme amacıyla hare-ket edilmediğinde, iç düşman, devrimci-liğimizi bir kurt gibi kemirecektir. İçdüşman güçlendikçe dış düşmanla aynıcepheden saldırır. Dayı iç düşmanın ne-ler yapabileceğini şöyle anlatır:

"Yüzlerce insanın küçük hata ve za-afları, disiplinde, yaşamda, savaşta yüz-lerce kural ve ilke hatası demektir. Do-layısıyla düşmana verilen yüzlerce koz de-mektir. İç düşman önlem alınmadığındaönce bireyleri, bireyler de örgütü kuşa-tarak, etkisiz hale gelmesini sağlaya-caktır. Adının iç veya dış düşman olma-sı çok önemli değildir. Önemli olan, ni-çin 'düşman' olarak adlandırdığımız-dır." (A.g.e, sayfa 392)

Bizim için devrimcilik kesintisiz bir sa-vaş ve yenilenme halidir. Beynimiz, yü-reğimiz, yaşamımız, düzenle devrim ara-

Yaşamı Devrimcileştirmekİçin Bilincimizi,

Yüreğimizi Silahlandırmalıyız

Ders: YaşamıDevrimcileştirmek

Yürüyüş

23 Kasım2014

Sayı: 444

ŞAN OLSUN DEV-GENÇ’LİLERE226

Page 27: Şan Olsun Dev-Genç’lilere Boykotlarla, İşgallerle ... · 55 Kulağımıza Küpe Olsun 56 Yitirdiklerimiz... 59 Öğretmenimiz... 4 Şan olsun Dev-Genç’lilere... Boykotlarla,

sındaki kesintisiz ve uzlaşmaz sa-vaşın meydanlarıdır. Devrimciliği-mizin nedenleri, haklılığımıza olaninanç kafamızda net ve meşru de-ğilse ve bunun sonucu olarak ken-dimize güvenimiz zayıfsa, düş-manla çarpıştığımız tüm meydan-larda yenilgi kaçınılmazdır.

Düşmanlarımızı yenmek, dev-rimi ve devrimciliğimizi büyütmekiçin verdiğimiz savaşta bir hedef veplan-program olmak zorundadır. İç düşmana karşı kesintisiz sürdür-

düğümüz savaşta "Kim için devrim-cilik?", "Ne için devrimcilik?" ve"Nasıl bir devrimcilik?" sorularını sor-malıyız. Bu sorular ile doğru düşünür,doğru olanı bulur ve hayata geçiririz.

Hedefimiz düşmanı yenmektir ve ilkişimiz düşmanı tanımaktır. Yeneceğimizhangi zaaf ve alışkanlıklarsa, öncelik-le bunların nedenlerini, bizde nasıl or-taya çıkıp geliştiklerini bulacağız. Birzaaf ya da alışkanlığı ortadan kaldırmakiçin planımızı yapacağız. Planımızın te-melinde eğitim olmalıdır. Zaafımıza, ha-tamıza karşı kendimizi eğitecek, pratiktedevrimci olanı iradi olarak hayata ge-çirecek, devrimci olanı büyüteceğiz.

Bu savaşta attığımız her doğruadım, kazandığımız her zafer, yeni in-sanın ve sosyalizmin köşe taşlarıdır. He-defimize ulaşma kararlılığımızın, ideo-lojimizi hayata geçirme ve kitleleri ör-gütleme iddiamızın aynası pratiğimiz-dir.

Pratiğimize, tarihimize bakarak dai-

ma bir muhasebe yapmalı, kendi ger-çekliğimize bakarak sonuçlar çıkar-malıyaz. Lenin "Başkalarını yenen ga-liptir, kendini yenen ise kahraman-dır" der. Bizim kahramanlığımızın veyenilmezliğimizin temelinde kendi ger-çeğimize cüretle bakmak vardır. Ken-di doğru ve yanlışlarımıza korkmadan,abartmadan baktığımız zaman güçlü veyenilmez oluruz.

Devrimciliğimiz kendimizin ve hal-kımızın gerçeği üzerine oturduğu içingüçlüyüz. Tarihimiz boyunca halkı-mıza güvenerek, haklılığımıza inanarakdevrimcilik yaptık, bir umut yarattık.Şimdi umudumuzu milyonlarla bü-yütme, zaferler kazanma zamanıdır.Şimdi devrimci düşünceyi milyonlarındüşüncesi yapma zamanıdır.

Devrimci Yeni İnsandır,Bulunduğu Yeri ve HerAnını Devrimcileştirendir

Devrim için savaşıyoruz. Yaptığımızher faaliyet, davranış, ürettiğimiz her po-

litika savaşımızın kurallarına ve he-defimize göre olmak zorundadır.

Günlük yaşamımızda, faaliyetle-rimizde, eylemlerimizde hedefimizyani iktidar iddiamız somut olmalıdır. İktidar iddiası, belli bir bilinci,

disiplini, programı ifade eder. İktidar iddiası, emperyalizme ve iş-

birlikçilerinin gaspettiği her şeyi on-lardan söke söke geri almaktır. İktidar iddiası, hakkımızı almaktır.

İktidar iddiası, ekmeğe, adalete ve öz-gürlüğe duyulan ihtiyaçtır.

Devrimci, bu ihtiyacı hisseden vegereğini yapandır. Devrimci yeni in-sandır, bulunduğu yeri ve her anını ih-tiyaçları, hedefi doğrultusunda dev-rimcileştirendir. Çürümüş düzenin için-de yeni olanı temsil edendir.

Sonuç olarak, yaşamı bir bütünolarak devrimcileştirmek için;

Bir; beynimizi ve yüreğimizi süreklisilahlandırmalıyız.

İki; mücadele nedenlerimizi, sev-gimizi ve sınıf kinimizi birer silaha dön-üştürmeliyiz.

Üç; düşmanımızla asla uzlaşmadanve kesintisiz savaşmalı, kendimizi ye-nilemeliyiz.

Hakkımız olan her şeyi, ekmeği,adaleti, özgürlüğü düşmandan söküp al-malı, hayatın içinde halkımızla yeni birhayatı kurmalıyız.

Sevgili okurlar; haftaya başka bir ko-nuda görüşmek üzere... Hoşçakalın.

Keyfiyete İzin Vermeyeceğiz!

Uludağ Üniversitesi’nde 17 Kasımgünü, Dev-Genç’lilerin açmak istediğimasaya saldırı oldu. Yemekhane önün-de masa açmak isteyen Dev-Genç’li-lerin yanına ÖGB (Özel Güvenlik Bi-rimleri) gelip masayı açtırmayacağı-nı söyledi. Dev-Genç’liler de izne ge-rek olmadığını ve masayı kaldırma-yacağını söyledi. Bunun üzerine po-lis işbirlikçisi ÖGB’ler saldırıp kar-tondan masayı yırtıp çaldı. Dev-Genç’liler, bu keyfiyete izin verme-yeceklerini ve her gün Uludağ Üni-versitesi’nde masa açmaya devamedeceklerini belirttiler.

Hatay Ataması Yapılmayan Öğ-retmenler, 16 Kasım'da Ankara’day-dı. Türkiye’nin dört bir yanından An-kara’ya gelen öğretmenlerle birlikte“Adaletli Atama İstiyoruz, Koşulsuz

Atama İstiyoruz, Öğretmeniz Haklı-yız Kazanacağız” sloganları haykırıldı.Maliye Bakanlığı önünde basın açık-laması ile başlayan eylem, Milli Eği-tim Bakanlığı’na slogan ve ıslıklar eş-liğinde yürüyüşle devam etti. MilliEğitim Bakanlığı önündeki açıkla-manın ardından sloganlarla GüvenPark'a geçildi. 3 bin öğretmenin ka-tıldığı eylem, atamalar gerçekleştiri-lene, öğretmenler öğrencilerine ka-vuşana kadar mücadeleye devam edi-leceği vurgulanarak bitirildi.

Ataması Yapılmayan Öğretmenler Ankara’daydı:

“Koşulsuz Atama İstiyoruz”

‘Zaaf ve eksik' diyeadlandırdığımız bu

düşmana karşı mücadele-yi günlük yaşamımızınsorgulanmasına kadar

indirgeyip, her günüzerinde durmak

zorundayız

23 Kasım2014

Yürüyüş

Sayı: 444

27HESAP SORAN CÜRETİYLE GENÇLİĞİN ÖNCÜSÜDÜR!

Page 28: Şan Olsun Dev-Genç’lilere Boykotlarla, İşgallerle ... · 55 Kulağımıza Küpe Olsun 56 Yitirdiklerimiz... 59 Öğretmenimiz... 4 Şan olsun Dev-Genç’lilere... Boykotlarla,

Yürüyüş

23 Kasım2014

Sayı: 444

ŞAN OLSUN DEV-GENÇ’LİLERE228

“Haziran’ın izinden yürüyoruz” sloganıyla, tasfiyeciÖDP-DY öncülüğünde bir seneyi aşkındır forumlar, toplantılaryapılıyor. Bu toplantılardan da, ekim ayı içerisinde önplana çıkanı; ODTÜ Vişnelik toplantıları idi.

Katılımcılar arasında ÖDP-DY şefleri ve onların dışındada, CHP milletvekilleri İlhan Cihaner, Hüseyin Aygün veGökhan Günaydın gibi isimler de vardı. Bunların yanı sıra,Komünist Parti (KP), Emekçi Hareket Partisi (EHP), TKP1920, Halkın Türkiye Komünist Partisi(HTKP) gibi “parti”olmayan partiler ile TTB, TMMOB ve DİSK gibi meslekörgütlerine üye temsilciler de vardı.

DY şeflerinin öncülük ettiği, 1990’ların başlarındayapılan Kuruçeşme toplantılarından sonra bu ve benzeritoplantılar ve forumların tek amacı ÖDP’yi seçimlerdeCHP’ye yamayıp düzene iyice yerleştirmektir. ÖDP-DYbugün de aynı süreci izlemektedir.

Bu toplantılar sonucunda, Haziran Ayaklanması’ylabirlikte ortaya çıkan halkın direniş dinamiklerini ÖDP re-formizmi kendine yedekleyip, tasfiyeciliği içinde eriterek,düzeni güçlendirmeyi amaçladığı için, adına da “BirleşikHaziran Hareketi” dediler ÖDP-DY şefleri…

ÖDP-DY şefleri, en soldan, en keskin ve en devrimcigörüntü ile solu ve halkı birleştiriyor havasında, kendileriniCHP’ye yamamaya çalışmakta ve en büyük hayalleri olanmecliste 1-2 sandalye kapabilmek için, son sürat ilerle-mektedirler…

Duyun da inanmayın:“ÖDP –CHP Faşizme Karşı Birleşmiş”miş!Tasfiyeci ve devrimci mücadele kaçkını ÖDP-DY çizgisi,

90 yıllık devlet partisi, oligarşik faşist düzeni güçlendiren,sözüm ona “sosyal demokrat” etiketli CHP ile AKP faşiz-mine karşı birleşmiş (!) adına da “Birleşik Haziran Hareketi”demişler…

“Onlar ermiş muradına, biz çıkalım kerevetine…” Evet,aynı masallardaki gibi değil mi? Lakin hayat masallardakigibi değildir.

Sağda solda esamesi okunmayan reformist-revizyonistgrupçukları da yanlarına yedekleyip faşist CHP ile AKP fa-şizmine karşı birleşmişler(!)

DY-ÖDP şefi Oğuzhan Müftüoğlu’nun CHP ile flörtümeyvelerini şimdiden vermeye başladı. ÖDP’nin gazetesiBirgün’ün 29 Ekim’deki arka sayfasının tamamında işbirlikçitekellerin en irilerinden olan Sabancı’nın 29 Ekim kutlamamesajı var… Kırmızı zemin üzerinde “Birlikten CumhuriyetDoğar” mesajının en altında “(SA) Türkiye’nin Sabancı’sı”imzası…

Sabancı’dan reklam alan, CHP’nin kuyruğundan ayrıl-mayan ÖDP-DY, faşizme karşı birlik olacak! Hem de bunu

faşist CHP’yle yapacak. Buna ancak kendileri inanır bel-ki… ÖDP-DY’nin ne geçmişte, ne de bugün faşizme karşıbir direnişi olmadığı gibi, herhangi bir halk gücü ile ciddi,kalıcı bir birliği de olmamıştır! ÖDP-DY’nin pratiği hepbirlikleri baltalayan, bölen olmuştur. Diğer yandan, ÖDP-DY’nin “AKP faşizmine karşı” CHP ile birleşmesiyle doğan“Birleşik Haziran Hareketi”nin kimlere hizmet edeceğiçok açıktır: Ülkemizin eli kanlı, barbar, sömürücü, faşistterörünü finanse eden, emperyalist tekellerin en önemli iş-birlikçilerinden Sabancı’ya ve devlet partisi faşist CHP vebeslendiği oligarşik güçlere… Bu birlikteliğin halka düş-manlıktan başka bir sonuç yaratamayacağı çok açıktır. Bubirlikte halk yoktur çünkü.

Baştan Ölü Doğan “Birleşik HaziranHareketi” Halka-Emekçilere Değil,Ancak Düzene Güç Taşır ve Hizmet Eder

Haziran Ayaklanması’nda halkın devrimci şiddetindenve öfkesinden korkup bir an önce direnişi bitirmeye çalışanÖDP-DY reformizmi, ayaklanmayı şenliğe çevirerek bitirmeyeçalışanların da başını çekiyordu… Ama yüzsüzlük de bu ya!Sanki kendileri “halkı düzen içi sınırlarda tutmaya çalışıpayaklanmayı bitirmeye çalışanlar” değillermiş gibi! Halkasağduyu çağrısı yapanlar, devrimcilerle aralarına mesafekoymaya çalışanlar kendileri değilmiş gibi! Utanmazca, kırkyıllık tasfiyeci, uzlaşmacı, dönekleşmenin teorisini yapanlar,tarihlerine yakışanı yaparak, içinde yer almadıkları HaziranAyaklanması’nın devrimci dinamikleri ve ruhunu kendi dü-zeniçileşme potalarında eritmekte bir beis görmüyorlar…Kendilerine benzer reformist-revizyonist grupçukları da yan-larına alarak “Birleşik Haziran Hareketi” ismiyle, düzeniçi-leşmelerini, CHP ve işbirlikçi tekellerin kanatları altına gir-melerini gizlemek çabası içerisindeler!

Halkımız der ki; “Kimin kayığına binersen, onun kü-reğini çekersin!”

Cumhuriyet’in kuruluşundan bu yana tüm katliamlarınarkasında CHP’nin ve 1950’den bu yana da işbirlikçi tekel-cilerden olan Sabancılar’ın imzası vardır. Onlar katliamsaldırılarının talimatlarını Sabancı Center’daki 25. kattanvermektedirler… 25. kattaki toplantılardan çıktı bugünekadar hep taşeronlaştırma, özelleştirme, sömürü, baskıyasaları, kararları, güvenlik paketleri vs vs…

Şimdi tutmuş Oğuzhan Müftüoğlu liderliğindeki ÖDP-DY tasfiyeciliği, CHP ile birlikte “AKP faşizmine karşı”ittifak yapıyor, utanmazca… Sabancılar’ın tam sayfa “Cum-huriyet Kutlaması”nı yayınlıyor arsızca, aymazca…

Faşizme ve emperyalizme karşı mücadeleyi 12 Eylülcuntası koşullarında Mamaklarda terk eden ÖDP-DY tasfi-yecileri, Haziran Ayaklanması şehitlerimizi; Berkinleri, Ab-doları, Ethemleri, Hasan Feritleri, Ali İsmailleri, Medenile-ri… ve Haziran’ın devrimci dinamiklerini söndürecek CHP

ÖDP-DY Tasfiyeciliği ve İdeolojikTükenişte Son Nokta:

BİRLEŞİK HAZİRAN HAREKETİ

Page 29: Şan Olsun Dev-Genç’lilere Boykotlarla, İşgallerle ... · 55 Kulağımıza Küpe Olsun 56 Yitirdiklerimiz... 59 Öğretmenimiz... 4 Şan olsun Dev-Genç’lilere... Boykotlarla,

23 Kasım2014

Yürüyüş

Sayı: 444

229HESAP SORAN CÜRETİYLE GENÇLİĞİN ÖNCÜSÜDÜR!

faşizmine ve Sabancılara pazarlamaya ça-lışıyorlar.

Bu yüzden “Birleşik Haziran Hareketi”de ölü doğmuştur. Tarihte bu tarz ölü doğ-muş (ne hikmetse çoğunun başını hep ÖDP-DY çekmiştir) onlarca birlik vardır. Bu tarzbirlik olmayan “birlikler” halka, emekçileredeğil, ancak düzene hizmet eder!

ÖDP Genel Başkanı Alper Taşİse Tüm Bu GerçeklerOrtadayken, Hala“Andersen’den Masallar”Anlatıyor Halka!

İşbirlikçi tekel Sabancı ve devletin partisifaşist CHP’nin kayığına binen ÖDP’nin GenelBaşkanı Alper Taş, “Andersen’den Masallar”anlatıyor halka. “Örgüt değil, birey temelli;sosyalistlerle sınırlı olmayan, sosyal demo-kratları da kapsayan bir hareket. Sokaksokak mücadele edip AKP rejimini gerilet-memiz lazım” (27.10.2014, Cumhuriyet) diyor…

HP içerisinde yer almayan, adı var kendileri yok grupçuklarıda bünyelerinde eritmeye çalışan ÖDP-DY tasfiyeciliği,“birey temelli” mücadele ile AKP faşizmini yıkacağını söy-leyerek alenen halka yalan söylüyor. ÖDP-DY tasfiyeciliği40 yıldır halka aynı masalları anlatıyor. Lakin esasen dertlerifaşizmi yenmek, yıkmak vb. değildir. Tek dertleri bu faşistdüzene tamamen yerleşip, oligarşinin ahırında mecliste 1-2koltuk kapmak ve “sol” adına, soldan bu düzeni güçlendirip,hergün krizi büyüyen, kitleler nezdinde değeri azalan oligarşikfaşist düzene kitleleri yedeklemektir!

CHP’nin de, Sabancıların da asıl korkuları kendisiniHaziran Ayaklanması’nda ifade eden halkın devrim, özgürlükistekleridir. Türkiye halkları, adım adım devrim özleminibiriktiriyor, sokaklarda devrim talebini dile getiriyor. Devriminsilahlarını ellerine alıp, düşüncelerini ediyor. Faşizmin sal-dırılarına karşı kendi öz örgütlenmeleri olan Halk Meclislerini,Halk Komitelerini kuruyor. Kendi güvenliğini kendisi alıyor.Kendi yasalarını kendisi yapıyor…

Onların korkusu budur! Bu korkuları büyüdükçe düzengüçleri olarak birbirlerine yaklaşıyorlar. El birliğiyle devrimiengellemeye, devrimin yaratacağı koşullara ihtiyacı olanve bu yüzden devrimi, devrimcileri sahiplenen halkı düzendetutmaya çalışıyorlar.

Bu arada “ne kadar insanı düzene yedeklersek, düzenden(Sabancıların sömürü ve zulüm düzeninden yani) o kadaraferin ve prim alırız” diye düşünüyor ÖDP-DY şefleri.

Alper Taş: “Bu hareket yan yana duruşu değil, iç içegeçmeyi ifade ediyor. (…) Bazı CHP milletvekilleri de var,SODEV de var. Sosyalistlerle sınırlı değil, sosyal demokratlarıda kapsayan bir hareket. Bazı siyasi örgütler var ama busiyasi örgütlerin mutabakatına bağlı bir hareket değil. Benburada Alper Taş olarak varım, partilerin temsiliyeti üzerinden

bir yapı kurmuyoruz. Bir geçici ko-ordinasyon oluşturduk. Amacı fo-rumlar, meclisler kurmak. (…) Seçimittifakı üzerine oturmuş, kendini san-dıkta sabitlemiş bir hareket değil.(…) Ama hareket memleket sathındabüyür, olgunlaşır, bir sıçrama içinegirerse bu da olabilir. AKP hükümetiseçimi kaybetse bile iktidarı kaybet-meyecek. Böyle bir yapıyla mücadeleseçimler üzerine odaklanarak yürü-tülecek bir mücadele gibi görünmüyor,sokak sokak, mahalle mahalle yürü-

tülmeli (…)” (Agy) diyor…“Mahalle mahalle meclisler, forumlar

kuracaklar”mış… Hadi oradan! Halkınfaşizme karşı mücadelede en fazla ihtiyaçduyduğu günlerde 12 Eylül’de, halkıfaşist cuntanın işkenceleri, katliamları,idamlarıyla baş başa bırakıp yurtdışınakaçtınız. Şimdi “AKP hükümeti kaybetsebile iktidarı kaybetmeyecek. Böyle bir

yapıyla mücadele seçimler üzerine odaklanarak yürütülecekgibi görünmüyor” diyor, mesela Alper Taş.

Eee, ne yapacaksın AKP’nin faşist devletine karşı?Devrimci şiddetle mi savaşacaksın, devrimci şiddet temelindeyürütülen mücadeleyle mi yıkacaksınız AKP faşizmini?Nerede silahlarınız? CHP’yi de mi silahlandıracaksınız? AKPfaşizmini örgütlü değil de “birey temelli mücadeleyle” mi yı-kacaksınız? Bir yalan söylüyorsunuz, bari ölçülü olun…Ellerine bir daha silah almamak üzere toprağa gömen ÖDP-DY’lilerin yalanlarına da, masallarına da halkın karnı toktur.

Alper Taş, şefi Oğuzhan Müftüoğlu’ndan öğrendiği‘masal’ları anlatmaya devam ediyor. Ne idüğü belirsiz,ucube bir “birlik” girişimi olan “Birleşik Haziran Hareketi”ölü doğmuştur.

Bırakın bu masalları. Açık konuşun açık!Devrim iddiası ve perspektifini 12 Eylül faşist cuntasının

zindanlarında, mahkemelerinde terk eden ÖDP-DY tasfi-yeciliği, devrim ve iktidar iddiası-perspektifi olmadan‘meclisler, forumlar’ kuracakmış(!)

Tüm bu cafcaflı, makyajlı, çarpık söylemlerin altında,CHP şemsiyesinde ‘Meclis’e girmeyi ve düzene sıkı sıkıyayerleşmeyi gizleme, devrimi engelleme çabası vardır.

Sabancıların kayığında yol alırken “Birleşik HaziranHareketi” adıyla faşizme ve emperyalizme karşı mücadeleedilemez… Bu riyakarlıktır, halkı aldatmaktır!

‘Hareket’in yürütme kurulu üyelerinden ÖDP’li SerpilÇelenk Güvenç ise hayal görüyor: “Parti değil, cephe ara-yışındayız. AKP rejimine, emperyalizme, neo-liberal ara-yışlara, faşizme, karanlığa karşıyız. Aydınlanmayı ve laikliğisavunuyoruz” (Agy) diyor…

Sabancıların, CHP gibi faşist partilerin şemsiyesi altında,faşizme ve emperyalizme karşı mücadele edilemez. Faşizminkaynağı emperyalizm ve işbirlikçisi tekellerdir. AKP gibi

ÖDP’ninBirgün Gazetesinde yayınla-nan bir ilandır. Sabancıların

ilanını yayınlayan ÖDP,Devrimci tutsaklar için

yayınlanan Yürüyüş ilanınıyayınlamıyor. İşte “BirleşikHaziran Hareketi” budur.

SABANCILARIN SOLCUSU

Page 30: Şan Olsun Dev-Genç’lilere Boykotlarla, İşgallerle ... · 55 Kulağımıza Küpe Olsun 56 Yitirdiklerimiz... 59 Öğretmenimiz... 4 Şan olsun Dev-Genç’lilere... Boykotlarla,

Ankara Devrimci İşçi Hareketi, 12 Kasım’da Yüksel Caddesi'nde,Ermenek başta olmak üzere son günlerde yaşanan işçi katliamlarınailişkin eylem yaptı. Eylemde yapılan açıklamada iktidara seslenilerek;

“Kaçak AK-SARAY’laramilyon dolarlar harcayıpmaden ocaklarına yaşamodalarını fazla gördüğünüziçin sorumlu sizsiniz. “İşçimaliyetleri patronlara” faz-la yük getiriyor deyip iş-çilerin güvencesiz çalış-tırılmalarından siz sorum-lusunuz. Katliamların so-rumlularısınız. Hesabınıbiz soracağız” denildi. Ey-leme 30 kişi katıldı.

İşçi Katliamlarının Sorumlusu AKP’dir!

Yürüyüş

23 Kasım2014

Sayı: 444

ŞAN OLSUN DEV-GENÇ’LİLERE330

partiler de faşist terörün silahlı gücüdür.Bulgaristan Devrimi’nin muzaffer önderi G. Dimitrov

faşizmi şöyle tanımlıyor:“Faşizm, sermayenin emekçi halk kitlelerine yöneltebi-

leceği en azgın saldırıdır;Faşizm dizginlenmemiş bir şovenizm ve yağma savaşı-

dır.Faşizm kudurmuş bir gericilik ve bir karşı devrim hare-

ketidir.Faşizm işçi sınıfının ve bütün emekçi halkın en korkunç

düşmanıdır” (Faşizme Karşı Birleşik Cephe, George Di-mitrov)

Madem emperyalizme, faşizme karşısınız. O zamanniye Sabancıların, CHP gibi faşist partilerin kayığına binip,halkı kandırıyorsunuz?

Emperyalizm için; “kapitalizmin tekelci aşamasıdır”der Lenin.

Sabancılar, Koçlar, Şahenkler de emperyalizmin işbirlikçisitekellerdir. Faşist terör ise tekeller ve işbirlikçilerinin sermayeve çıkarlarını korumak içindir. Halkı baskı altına alıp sin-dirmek, susturmak ve daha rahat sömürebilmek içindir…

Faşizme ve Emperyalizme KarşıDireniş Cephesini Ancak DevrimcilerÖrgütleyebilir

Faşizme ve emperyalizme karşı direniş cephesini ancakve ancak devrimciler, Cepheliler örgütleyebilir…

Mahirler’den aldıkları emperyalizme ve faşizme karşıdireniş bayrağını 45 yıldır onurla, kan-can bedeli, militanmücadele çizgisiyle taşıyan Cepheliler, gökdelenlerinin 25.katında işbirlikçi tekellerin en irilerinden olan Sabancılardanhesap sorup cezalandırmalar yaparken; ÖDP-DY gibi re-formistler ‘komplo’ teorileri üretmekle meşguldü.

Mahirler’in yolundan yürüdükleri iddiasındaki DY tasfi-

yeciliği ise, 12 Martlar, 12 Eylüllerde terk ettikleri silahlımücadele, devrim ve sosyalizmi, “Birleşik Haziran Hareketi”ile CHP ile ittifak yapıp, Sabancıların elini eteğini öperek,tamamen satmakta ve düzen içine iyice yerleşmektedirler…

Bu yüzden ÖDP-DY tasfiyeciliği faşizme ve emperya-lizme karşı birleşik bir haziran hareketi örgütleyemez.Bundan önceki birlikler gibi daha başlangıçta fiyaskodur,ölü doğmuştur…

Emperyalizme ve faşizme karşı bir direniş CEPHE’siniancak devrimciler, Cepheliler öncülüğündeki halklar ör-gütleyebilir.

Halkımız nasıl Haziran Ayaklanması’nda Cephe çizgisindesokaklara dökülüp hesap sorduysa, yine aynı şekilde em-peryalizme ve faşizme karşı büyüyen halk öfkesini yineCEPHELİLER örgütleyecek ve halkı savaştıracaklardır…

Halkımız 12 Martlarda, 12 Eylüllerde, Maraşlarda, Ço-rumlarda, Sivaslarda, Gazilerde, 19 Aralıklarda, BüyükDireniş’te, Haziran Ayaklanması’nda, Kobani eylemlerin-de… tüm direniş ve eylemlerde halkı satan, yarı yoldabırakan ÖDP-DY tasfiyeciliğini iyi tanıyor!

Halkımız emperyalizme ve faşizme karşı Halk Meclis-lerinde, Komitelerde örgütlenerek, silahlanarak, savaşarakCepheliler ile zafere ulaşacağını, faşizmi ve emperyalizmiancak bu şekilde ezebileceğini çok iyi biliyor!

ÖDP-DY tasfiyeciliğinin inandırıcılığı ideolojik çöküşüylebirlikte son noktaya gelmiştir. Oğuzhan Müftüoğlu’nunÖDP’si “son kumarı”nı oynayarak düzene yerleşme plan-larını gerçekleştirirken, halkımızı, direnen güçleri düzene,CHP gibi faşist partilere, işbirlikçi tekellere, Sabancılarayedekleyemeyecektir.

ÖDP-DY’liler kendileri istedikleri bataklığa gitmekteözgürdürler… Halkımızı aynı bataklığa sürüklemelerineasla izin vermeyeceğiz!

Anadolu halkları olarak Birleşeceğiz, Savaşacağızve Kazanacağız!..

Grup Yorum Anadolu Halk Ko-rosu çalışmaları kapsamında, 13 Ka-sım günü Adana Çakmak Caddesi'ndemasa açıldı. Tanıtım masasında, koroçalışmalarıyla ilgili bildiri dağıtımıyapıldı. Zabıta ve sivil polislerin en-gelleme girişimine rağmen halkındesteği ve sahiplenmesiyle çalışmalardevam etti. Yapılan çalışmada 300 adet bildiri dağıtıldıve 15 adet başvuru kayıt formu dolduruldu. Birsonraki gün de Baraj Yolu, Duygu Kafe önünde masaaçılarak, Yürüyüş dergisi ve Mahir Yürekliler kitabınıntanıtımı yapıldı. 2 adet Yürüyüş Dergisi okurlaraulaştırıldı. Çalışma süresince 200 adet bildiri dağıtıldıve 10 adet başvuru formu dolduruldu.

Anadolu Halk KorolarıylaHer Yere Ulaşacağız!

Halk Cepheliler İstanbul-Kartal’dahalkla tanışmak, sorunlarını dinlemekamacıyla kapı çalışması yaptılar. 15Kasım günü Kurfalı Mahallesi’ne gidenHalk Cepheliler, dört ailenin kapısınıçaldılar. Halk Cepheliler'i içeriye daveteden aileler, devrimcilere olan özlem-lerini ve güvenlerini ifade ettiler.

Halkımızın GüvenineLayık Olacağız!

Page 31: Şan Olsun Dev-Genç’lilere Boykotlarla, İşgallerle ... · 55 Kulağımıza Küpe Olsun 56 Yitirdiklerimiz... 59 Öğretmenimiz... 4 Şan olsun Dev-Genç’lilere... Boykotlarla,

Emperyalizm ve işbirlikçileridünyanın her yanında halklara acıçektiriyor, halkların kanı ve gözya-şıyla ıslanmamış tek bir toprak par-çası yok.

Cepheli, işte böylesi bir dünyagerçekliğinde, dünyanın Türkiye-si’nde emperyalizme ve oligarşiyekarşı bağımsızlık, demokrasi ve sos-yalizm için mücadele edendir.

Cepheli anti-emperyalisttir...Vatanseverdir...Ve elbette enternasyonalisttir.

Çünkü o, insanlığın en soylu dama-rının temsilcisidir. Cepheli, ''ger-çekten insan olan herkes, başkahalklara atılan tokadın acısını ken-di yanağında duymalıdır'' diyenChe'nin öğrencisidir.

''Biz dünyanın Türkiyesi’ndedevrim yapmak için yola çıktık'' di-yen Mahir'in, ''Dünyayı bir kez deTürkiye'den sarsacağız'' diyen Da-yı'nın öğrencisidir.

Cepheli’nin mücadelesi yalnızcaAnadolu'da yaşayan halkların kur-tuluşuyla; Anadolu ihtilali ve dev-rimci halk iktidarı hedefiyle sınırlı de-ğildir. Anadolu halklarının kurtuluşu,dünya halklarının kurtuluşunun; Ana-dolu ihtilali dünya devriminin bir par-çasıdır. Cepheli’nin mücadelesi bü-tün dünya halkları içindir. Emper-yalizmi ve bütün işbirlikçilerini ye-

necek, emperyalizmi ve faşizmi dün-ya üzerinden silerek sosyalizmin za-ferini ilan etmek içindir. Cepheli’ninufku sınıfsız, sömürüsüz, sınırsız birdünyayı içine alacak kadar geniştir.Cepheli büyük düşünür; enternas-yonalist düşünür.

Cepheli’nin enternasyonalizmisadece bir slogan değildir. Soyut bir''dünya devrimi'' söylemi hiç değil-dir. Cepheli kendi ülkesinde devrimiçin elinden gelenin en fazlasını ya-parak, mücadeleyi bedeller pahasınabüyüterek, dünya halklarının kurtu-luşunu da yakınlaştırdığını bilir. Han-gi alanda ve hangi pratiğin içerisin-de olursa olsun, bunun coşkusunu, he-yecanını yaşar. Gücünü, enerjisini, di-rengenliğini, kararlılığını kendi hal-kına ve dünya halklarına duyduğusevgiyle, emperyalizme duyduğukinle besler.

Cepheli için enternasyonaliz-min en öncelikli görevi kendi ül-kesindeki devrim mücadelesini bü-yütmektir. Ve bu, emperyalizmekarşı savaşarak, savaşı halklaştır-mak demektir. Bununla birlikte, dün-yanın neresinde olursa olsun, em-peryalizmi ve işbirlikçileri halklarıkatlederken sessiz ve tepkisiz kala-maz. Cepheli başka halklara atılantokadı kendi yanağında, yüreğin-

de hisseder.Koşullara teslim olmadan, enter-

nasyonalizmin gereğini yapmak içinharekete geçer. Mutlaka yapılabile-cek bir şey vardır, çünkü yapılmasıgereken çok şey vardır.

Cepheli yeri gelir bir protesto ey-lemi örgütler, yeri gelir namlularınıhalkların kanını döken emperyalisthedeflere yöneltir. Kan döker, can ve-rir, can alır. Açlık çeker, açıkta olan, has-talıklarla, yokluklarla boğuşan haklariçin Anadolu halklarının yüce gönül-lülüğünü seferber eder. Yiyecek, giye-cek, ilaç ve her türden maddi olanağısağlamak için dayanışmayı örgütler.Yeri gelir halklar nerede katlediliyor-sa orada kardeş dünya halklarıyla bir-likte bombalara, kurşunlara göğüs ge-rer. Canlı kalkan olur. Birlikte direnir,omuz omuza savaşır. Günü gelir fedayıkuşanır, emperyalizmin kalelerindehalklar için hesap sorar.

Cepheli’nin enternasyonalizmigüçlüdür. Kökü tarihimizdedir. Halk-ların mücadele tarihindedir. Cephe-li’nin enternasyonalizmi halkla-rın, sosyalizmin yenilmezliğiningüvencesidir. Türk, Kürt, Arap, Gür-cü, Laz, Çingene, Boşnak... Her mil-liyetten Cepheli, enternasyonaliz-min bayrağını dünyanın Türkiye-si’nde dalgalandırandır.

Kendini Geliştirmeyen Düzeni Geliştirir

13 Kasım günü, Bursa'da,düzenin her türlü yoz kültürü-ne karşı devrimci alternatifin heralanda yaratıldığı, yapılan halısaha maçı ile gösterildi. Tele-ferik Mahallesi'nde, Bursa Hak-lar Derneği çalışanları ile Tele-ferik Mahallesi’nin 1624 KızılYıldız Takımı; uyuşturucuya,fuhuşa, kumara ve yozlaşmayakarşı bir araya geldiler. Karşı-laşma Kızıl Yıldız 1624 takı-

mının galibiyetiyle son bul-du.

Bağcılar Halk Meclisikuruluş çalışmaları dâhilin-de yapılacak olan futbol tur-nuvasının hazırlıkları devamediyor. 11-12 Kasım'da Gü-neşli ve Göztepe meydanın-da “Bağcılar Halk MeclisiYozlaşmaya Karşı FutbolTurnuvası” yazan ozalittenbirer adet asıldı.

Yozlaşmaya Karşı Futbol TurnuvasıÇalışmaları Devam Ediyor!

23 Kasım2014

Yürüyüş

Sayı: 444

31HESAP SORAN CÜRETİYLE GENÇLİĞİN ÖNCÜSÜDÜR!

Cepheli EnternasyonalizmBayrağını Dünyanın

Türkiyesi’ndeDalgalandırandır!

Bursa

Page 32: Şan Olsun Dev-Genç’lilere Boykotlarla, İşgallerle ... · 55 Kulağımıza Küpe Olsun 56 Yitirdiklerimiz... 59 Öğretmenimiz... 4 Şan olsun Dev-Genç’lilere... Boykotlarla,

Sanat Meclisi'nin düzenlediği 2. Sanat Buluşması, 1-2Kasım tarihlerinde Gazi Mahallesi'nde gerçekleştirildi. Fes-tivalin birincisi de geçen sene aynı mahallede düzenlenmişti.Festival yapısı itibariyle birçok ilki barındırıyor. Sanatın is-tisnasız bütün dallarını buluşturan, tüm dallarda eserlerinve üretimlerin sergilendiği başka bir festival yok.

Resim, heykel, karikatür ve fotoğraf sergileri; tiyatrosahnesi, dans sahnesi, müzik sahnesi, şiir sahnesi, sinemaçadırı etkinlikleri festival boyunca sürüyor. Festival alanınınher bir metrekaresi bir sanat dalının performansına sahneoluyor. Festival için ortak bir tema belirleniyor. Bu tema, oyıl ülkenin en yakıcı gündemleri arasından seçiliyor. Halkınen önemli gündemine ilişkin bütün sanat dalları tek vücutoluyor. Ve o soruna ilişkin sanatçılar kendi alanlarındanüretimleriyle tepkilerini dile getiriyor. İlk sanat festivalininteması 'Gezi Ayaklanması' idi.

Bu sene yapılan 2. festivalin teması ise 'İş Kazası DeğilCinayet' olarak belirlendi. Festival boyunca 200'den fazlasanatçı üretimleriyle iş kazası diye bir şey olmadığını,iktidar ve patron işbirliği ile işçilerin yani halkın katledildiğinivurguladılar. Kapitalizm denilen canavarın gerçek yüzünüsanatları ile teşhir ettiler. Sanat Meclisi henüz 1. yaşını dol-duruyor olmasına rağmen böyle özel bir festivali örgütlemeyibaşardı. Sanatın halktan kopuk, salonlarda icra edilmesine,soyut ve tepkisiz üretimlere karşı güzel bir örnek oldusanat festivali. Sanatı ve sanatçıyı halka taşımak adınaönemli bir adım oldu. Tüm sanat dallarının neredeyseeksiksiz bir şekilde planlandığı gibi üretimlerini sergileye-bilmesi de festivalin olumlulukları arasındaydı.

Sanatı Halka Taşıdık!Peki Halkı Sanata Taşıyabildik Mi?

Bunun cevabını ne yazık ki evet diye veremiyoruz. 2 günsüren festivalin ilk günü, gün boyunca gelen ziyaretçi sayısı500 (beşyüz)'ü bulmadı. İkinci gün etkinliklerine de pek rağbetolmadı. Ana sahnede verilen büyük konsere rağmen ikincigünün toplam sayısı 1.500 (binbeşyüz) civarında kaldı. Yanitoplamda 2.000 (ikibin) kişi festivale katılmış oldu. İlk senedüzenlenen festivale katılımın 60.000 (altmışbin) civarındaolduğunu hatırlayacak olursak, bu festivalde hedeflerimizinoldukça gerisinde kaldığımız görülecektir. Peki sonuç nedenböyle oldu? Halk, festivale neden ilgi göstermedi? Havasoğuktu, bu bir etken denilebilir. O gün mahallede çeşitligrupların eylemleri vardı ve polis ile eylemciler arasındaçatışma yaşanmıştı, bir gerginlik vardı, bu da bir etkendenilebilir. Doğru bunların belli bir etkisi de olmuş olabilirama bunlar tali etkenlerdir. Esas nedeni bunlar olamaz. Esasnedeninin bunlar olamayacağını Bağımsız Türkiye konserlerindenbiliyoruz. Soğuk havaya hatta yağmura rağmen yüzbinlercekişiyi toplayabiliyoruz alana...

1 Mayıs’lardan, Gezi'den biliyoruz. Yaşanan tüm polisvahşetine, yaralanmalar ve ölümlere rağmen yüzbinlerce kişi

gelebiliyor alanlara... Bu nedenle so-

rumuzun cevabınıbaşka yerlerde ara-mamız gerektiğinidüşünüyoruz. Kit-lenin festivale katı-lımı için nasıl birçalışma örgütlediğimize bakabiliriz örneğin. Başta GaziMahallesi olmak üzere (festival o mahallede yapıldığı için),tüm mahallelerde kaç afiş astık? Kaç bildiri dağıttık? Kaçmasa kurduk? Kaç kapı çaldık? Kaç komite kurduk? İnsanlarınnasıl bir festival olacağını öğrenmesi, heyecanlanması, meraklabeklemesi, hem festivalde anlatılanları bizzat yaşayıp hem birsanat etkinliğinin parçası olup öfkeyle dolması için ne kadarçaba harcadık? Festivali tarihsel önemine yakışacak şekildene kadar tanıtabildik? Yani festivali ne kadar sahiplendik?Festivalin bize ait olduğunu ne kadar hissettik? Bu sorularıncevabına baktığımızda, geçtiğimiz yıl yapılan festivalin dahagerisinde oluşumuzun nedenini de görüyoruz. Belli başlıyerlere yapıştırdığımız afişleri yeterli bulduk. Evet afişlemeleryapılmıştı ama o kadar. Onun dışında bir çalışma, bir tanıtımfaaliyeti son derece sınırlı gerçekleştirildi. Böyle olunca da busonuç sürpriz olmadı. Yani halk haberdar değildi bu festivalden.Bağımsız Türkiye Konserlerine yüzbinleri toplayan da, GrupYorum İnönü Stadı Konseri’ni tıklım tıklım dolduran da, geç-tiğimiz yıl yapılan festivale 60.000 kişiyi getiren de, bu seneyapılan festivalin 2.000 kişide kalmasına neden olan da aynıgüçler ve örgütlenmeler yani bizleriz. Bir işi sahiplenip planlıve programlı bir şekilde tanıttığımızda efsaneler yazıyoruz.Ama üstün körü ele aldığımızda, tarihsel ve siyasal öneminikavrayamadığımızda, belli başlı yöntemleri uygulayıp bunuyeterli bulduğumuzda sonuç başarısız oluyor.

Dolayısıyla bu festival olumlulukları ve olumsuzluklarıylabirçok şey öğretiyor bize.

Sanatçının halktan kopukluğunu, kendi dünyasına hapsol-muşluğunu bizler yani devrimciler ortadan kaldırabiliriz.Onların halkla bağını bizler kurabiliriz. Halk için üretmelerini,halkın mücadelesinin bir parçası olmalarını, mücadelemizidaha da güçlendirmelerini sağlayabiliriz. Sanatın gücüylehalka gerçekleri oldukça etkili bir biçimde anlatabiliriz.

HALK İÇİN SANAT MÜCADELESİNDEN NOTLAR...Sanatçının ÖZGÜRLÜĞÜ; Hem o toplumda yaşayıp hem ondan bağımsız olmakMÜMKÜN DEĞİLDİR. Burjuva yazarın, sanatçının, aktörün "özgürlüğü" SADECE BİR BAĞIMSIZLIKTIR. Para babalarının harçlığına bağımlılıktır. Satılık bir "özgürlüktür" bu özgürlük. Özgürlük değil İKİYÜZLÜLÜKTÜR.

SANAT MECLİSİ FESTİVALİ’NİN ARDINDANUMUDUN ÇOCUKLARI KOROSU SANAT MECLİSİ FESTİVALİ’NDE

Yürüyüş

23 Kasım2014

Sayı: 444

ŞAN OLSUN DEV-GENÇ’LİLERE32

Page 33: Şan Olsun Dev-Genç’lilere Boykotlarla, İşgallerle ... · 55 Kulağımıza Küpe Olsun 56 Yitirdiklerimiz... 59 Öğretmenimiz... 4 Şan olsun Dev-Genç’lilere... Boykotlarla,

23 Kasım2014

Yürüyüş

Sayı: 444

333HESAP SORAN CÜRETİYLE GENÇLİĞİN ÖNCÜSÜDÜR!

Geçtiğimiz Ekim ayının son gün-lerinde İstanbul'da Kanada, ABD,Fransa, Almanya ve Belçika büyükelçive konsolosluklarına posta ile sarı birtoz gönderildi. Hemen "terör alarmı"verildi. Konsolosluklarda çalışanlargözetim altına alındı. Sarı tozların bi-yolojik silah olup olmadığı araştırıldı.

Yüksek güvenlik önemlerine rağ-men posta yoluyla sarı bir toz girmiştikonsolosluklara. X-ray cihazları, gü-venlik görevlileri, önlemler nafile...Bildiğimiz, basit bir zarf içinde girdibu toz içeri... Nasıl olduysa, konso-losluk güvenliği bunları fark etmedi.Haberlerde arka arkaya verildi. Yet-kililer çıkıp açıklama yaptı.

Sonuç ne oldu? Sarı tozun, tebeşirtozu olduğu ortaya çıktı.

Sağlık Bakanlığı Müsteşarı Prof.Dr. Eyüp Gümüş, “İçerisinde biyolojikharp maddesi, biyolojik silah içerenherhangi bir ajan bulunmadı. Buradaveba, şarbon gibi toksinler içeripiçermediği kontrol ediliyor ve değer-lendirdik. Bu materyallerin hiçbirindebiyolojik bir madde görmedik bu ma-teryaller içinde kimyasal toksit, bi-yolojik ve kimyasal anlamda herhangibir toksine rastlanmadı" açıklamasınıyaptı.

Aynı günlerde Ebola, Mers-CoVhaberleri de çıkmaya başladı... Sınırkapılarında, uçaklarda düşüp bayılan,ateşi yükselen herkesi ebola hastası

mıdır diye karantinaya aldılar.

Bunların benzerlerini daha önceleride çok duyduk... Her sene çıkan de-ğişik isimli hastalıkları düşünelim...Kuş gribi yüzünden yumurtaları bilekorkarak tutmamız istendi... Sars,ebola, mers, kuş gribi, domuz gribivb. hastalıklar sürekli türüyor. Ne ol-duklarını anlamıyoruz bile ve bir ba-kıyoruz artık adı bile hatırlanmıyor.

Sarı tozdan önce de şarbon vardıhayatımızda. Amerikan konsolosluk-larına, bakanlıklarına gönderilen şarbon

mikrobuyla korkutuldu dünya halkları.Öyle ki Amerika'da resmi dairelerinçalışması bile durduruldu.

Emperyalistler, biyolojik silahlarüretiyor. Laboratuvar ortamlarındayeni hastalıklar türetiliyor. Sonra so-kaklarda ağzına maske takarak dolaşaninsanların görüntüleri veriliyor ha-berlerden... Yani sürekli bir tedirginlikyaratılmak isteniyor. Terör tehdit ya-lanını sürekli gündemde tutarak, has-talıklarla panik havası yaratarak, silahsektörünü canlı tutuyor, halkı yön-lendiriyor.

Korkutulan halk, sahte hastalık,terör tehdidi gündemleriyle baskıaltına alınıyor. Emperyalistler ve iş-birlikçileri terörlerini artırmak içinyalan haberleri, sahte tehlike alarm-larını kullanıyor. Haberlere bakarsanızortalık ayağa kalkmış oluyor ama or-taya çıkıyor ki, basit bir tebeşir tozu...Ve devamı da getirilmiyor, neden,kim göndermiş bu tebeşir tozunu. Or-talığı ayağa kaldıran sorumlular kim?Araştırılmıyor bile.

Ebola neden çıktı ortaya, nedengündemimize girdi? Ebola dediklerihastaların hiçbirisi ebola çıkmadı, ne-den?

Haberleri izlerken, NEDEN soru-sunu sormalıyız. Emperyalizmin po-litikalarına destek veren her şeye kuş-kuyla yaklaşmalıyız. Unutmayalım,hiçbir şey masum değildir.

EBOLA, SARS, ŞARBON, MERS, SARI TOZ...BUNLARIN HEPSİ EMPERYALİSTLERİN

HALKI BASKI ALTINDA TUTMA ARAÇLARIDIR!

Daha önce de kuş gribi,domuz gribi diyerek halkıparanoyak haline getirmiş-lerdi. Kuş gribi bahanesiyleyoksul halkın evinde besle-

diği tavukları da katlettiler...

İSTANBUL- 1 Mayıs:

14 Kasım günü, 1 Mayıs Mahalle-si’nde Şükrü Sarıtaş Parkı’nda yapı-lacak olan ateş başı sohbet, yağmurnedeniyle Anadolu Haklar Derneği'ndeyapıldı. Liselilerle yapılan sohbetinkonusu Hasan Ferit için adalet eylemlerive eylemliliklerin gerekliliği idi. Sohbetsırasında tanıyanlar Hasan Ferit Gedik’ianlattı. Çalışma sonunda 19 Kasım’da

görülecek duruşma ile ilgili çalışmayapma kararı alındı. Sohbete 11kişi katıldı.

Bahçelievler:

Bahçelievler Zafer Mahalle-si'nde 15 Kasım günü ateş başısohbet gerçekleştirildi, dergi oku-nup türküler söylendi. Bir sonrakihafta, daha fazla insan getirmesözü verilerek sohbet bitirildi.

Ateş Başında da Hasan FeritBizimleydi!

Bahçelievler

Page 34: Şan Olsun Dev-Genç’lilere Boykotlarla, İşgallerle ... · 55 Kulağımıza Küpe Olsun 56 Yitirdiklerimiz... 59 Öğretmenimiz... 4 Şan olsun Dev-Genç’lilere... Boykotlarla,

Geçtiğimiz hafta ortalık "Obamapolitika değiştiriyor" haberleriyledoluydu... Haberin yalan olup olma-dığı, ortalığa atanın kim olduğu ger-çeği bir yana haberin üzerine atlayanAKP'liler "büyük adam" pozlarındaçalım satmaya başladılar... Cumhur-başkanından, başbakanına, gazete,TV haberlerinden, köşe yazarlarınakadar herkes yorumlar yaparak böl-gede politik aktör, politika belirleyenoldukları havasını atmaya başladılar...Yalanları birbiri ardına dizdiler...

Atılan Havalar veGerçekler

Bu konuda haberi ilk yayınlayanAmerikan CNN televizyonu olmuş...Amerika’nın üst düzey yetkililerinedayanarak Esad yönetiminin devril-mesinin öncelikli olduğuna dair ha-berler yayınlayan televizyon kanalınayalanlama ise anında ABD SavunmaBakanı Chuck Hagel’den geliyor.Hagel, “Esad’ın üstesinden gelin-mesinin IŞİD’i yok etmeye yetme-yeceğini” söyleyerek haberin doğruolmadığını söylüyor.

AKP ve onun yöneticileri için buhaberin yalanlanmasının da haberiniçeriğinin gerçekte nasıl olduğununda çok önemi yoktur. Bir malzemebulunmuş ve bu sonuna kadar kulla-nılacaktır. Çünkü ihtiyaçları var.

AKP bölgede emperyalistler adınaönemli roller almak için çırpınıp dur-maktadır. Ve şimdi alacağı bu rolümeşrulaştırmak için de aslında bubizim politikamız diye çırpınıyor.Sanki bölgeye ilişkin bir politika be-lirleyebilecek gücü ve iradesi varmışgibi hava atıyor. Hava atmayı dageçmişler adeta kükrüyorlar...

Amerika’da zaman zaman girdiği

açmazın sonucu yeni değerlendir-meler yapıyor, ne yapacağını, BüyükOrtadoğu Projesi kapsamında hergirdiği bataktan çıkmak için yeni biryol, yeni bir harita çizmenin çare-sizlikleri yaşanıyor. Emperyalizm tı-kandıkça kendi içinde çeşitli tartış-maları da yapıyor elbette. Fakat buyapılan tartışmaların hiçbiri yeni biryol haritası ya da AKP’lilerin se-vinçten göbek atarak ortaya düştüklerigibi onların politikasına bir yakın-laşma anlamına gelmemektedir.

ABD Savunma Bakanı ChuckHagel “Değişiklik yok, yeni bir yönyok. Esad tabi ki denklemin bir par-çası ama şu anda Suriye’nin doğu-sunda, Irak’ın batı ve kuzeyindeIŞİD’in kontrol ettiği yerlere ba-karsanız, bugün Esad’ı değiştirmektüm dinamikleri hemen değiştirme-yecek... Esad’ın yerini kim alacakve IŞİD’i nasıl bir ordu yenecek?”diyor... İşte esas mesele de dert debudur. Ama halkı aldatmak için yalanüzerine politika inşa eden AKP içinbunun hiç mi hiç önemi yoktur...

İşte G-20 zirvesine ilişkin bir ga-zete haberi:

“Başbakan Davutoğlu, G-20 Li-derler Zirvesi için geldiği Avustral-ya’nın Brisbane kentinde basın top-lantısı düzenledi. Davutoğlu toplan-tıda, ABD Başkanı Barack Oba-ma’nın ‘Esad devrilmeden IŞİD dev-rilmez’ şeklinde özetlenen stratejideğişikliği için ‘Bizim tavsiye etti-ğimiz entegre stratejiyi yansıtıyor’dedi.

Davutoğlu, “Türkiye’nin tezlerineyaklaşılıyor diyebilir miyiz?” soru-suna “Kesinlikle, kesinlikle” karşı-lığını verdi.”

İşte Davutoğlu’nun incileri böyle..

Kendi tezlerine yaklaşılıyormuş, on-ların stratejisini yansıtıyormuş vb...Oysa ne yeni bir değişiklik vardırve ne de Türkiye’nin tezlerine biryaklaşım söz konusudur. Daha doğ-rusu Türkiye’ye ait bir tez de yokturortada... Sadece ve sadece Türkiye’yebiçilen bir rol vardır ve AKP’nin ik-tidar olduğu Türkiye’nin de bunauygun hareket etmesi zorunluluğu...

Daha Eylül ayında Obama’nındört maddelik bir stratejisi olduğubasın tarafından aktarılmış ve biz deo zaman bunun ne anlama geldiğiniyazmıştık... Bizim o gün yazdığımızanlamda emperyalizmin politikasında,stratejinde değişen bir şey yoktur.Ki zaten Amerikalılar da politikala-rında bir değişiklik olmadığını açıkçasöylüyorlar.

ABD Dışişleri Bakanlığı sözcüsüJeff Rathke, Davutoğlu’nun sözlerisorulduğunda, “Stratejimiz aynendevam ediyor” diyor ve ekliyor “Bi-zim hedefimiz IŞİD’i mağlubiyeteuğratmak. Bu da Irak’ta Suriye’ninaksine farklı şartlardan dolayı farklışekiller alıyor. Ama stratejimizdebir değişiklik yok.”

Evet Amerika’nın stratejisinde

EMPERYALİSTLERİN KARŞISINDA “POLİTİK AKTÖR”DEĞİL, FİGÜRAN BİLE OLAMAZSINIZ!

UŞAKLAR EFENDİLERİ İÇİN VARDIR!

Yürüyüş

23 Kasım2014

Sayı: 444

ŞAN OLSUN DEV-GENÇ’LİLERE334

Page 35: Şan Olsun Dev-Genç’lilere Boykotlarla, İşgallerle ... · 55 Kulağımıza Küpe Olsun 56 Yitirdiklerimiz... 59 Öğretmenimiz... 4 Şan olsun Dev-Genç’lilere... Boykotlarla,

bir değişiklik yok... Peki nedir Ame-rika’nın bu stratejisi?

“Obama'nın 4 aşamalı savaş stra-tejisi şöyle:

1- Sistematik hava saldırısı ya-pılacak.

2- Karada IŞİD'e karşı savaşangüçlere desteğin arttırılması.

Irak'a gönderilen ABD'li danış-manların geri dönüşte verdikleri ra-porlara göre Irak ve Kürt askerlerinesilah, eğitim, istihbarat desteği sağ-lanacak.

Irak'ta Sünni topluluklarının IŞİDkontrolünden kurtarılıp, özgürlük-lerini kazanmaları için Irak'ın UlusalMuhafız Birimleri kurma çabalarıda desteklenecek.

Suriye'de hem Esad hem deIŞİD karşıtı isyancılar 500 milyondolarlık bütçe ile silahlandırılacakve eğitilecek.

3- IŞİD’i kapsamlı ve sürdürü-lebilir 'terörle mücadele' strateji-siyle gerilete gerilete imha etmek.ABD ile ortakları birlikte çalışarak,IŞİD'in finans kaynaklarını keserken,kendi istihbarat ve savunmalarınıartıracak. Obama 2 hafta sonra BMGüvenlik Konseyi'nde başkanlıkedeceği toplantıda uluslararası top-lumu yabancı savaşçılara karşı se-ferber edecek.

4- IŞİD'in yerinden ettiği masumsivillere insani yardım edecek. Azın-lıkların kendi yurtlarından sürgünedilmesine izin verilmeyecek...(12.9.2014, Taraf)” (Aktaran, Yü-rüyüş sayı 435, 21 Eylül 2014)

Bu strateji esas olarak emper-yalizmin Büyük Ortadoğu Projesi’nihayata geçirme stratejisidir.

“Suriye'de hem Esad hem deIŞİD karşıtı isyancılar 500 milyondolarlık bütçe ile silahlandırılacakve eğitilecek”

“Eğit-donat” politikası bu strate-jinin gereğidir. Asıl hedef Esad ikti-darını yıkmak ya da dize getirmektir.IŞİD burda sadece Suriye ve bütünolarak Ortadoğu’ya saldırılarını meş-rulaştırmak için kullandıkları araç-tır...

Bu doğrultuda bölgedeki işbir-likçilere ve tabii ki Türkiye’ye deçeşitli roller biçilmekte ve bunlar daadım adım hayata geçirilmeye çalı-şılmaktadır.

Bu politikanın hayata geçirilme-sinde emperyalizmin kendi yarattığıcanavar olan IŞİD önemli bir rol oy-nuyor ve tüm politikalar da IŞİDüzerinden gerekçelendiriyor. Ancakböyle bir meşruluk zemini yaratmışolmasına rağmen emperyalistlerin

bölgedeki işleri hiç de kolay değildirve olmayacaktır. Amerikan yönetimibu nedenle kimi zaman bazı deği-şiklikleri gündeme getiriyor da ola-bilir ama hepsinin ortak hedefi,amacı aynıdır. Bu yanıyla da evetstratejik bir değişiklik yoktur.

Bugün bir değişiklikten çok em-peryalistlerin stratejide ikinci aşa-maya geçişlerinden sözedilebilir.Davutoğlu da zaten kendine büyükmisyon biçmeye çalışırken sarf ettiğisözlerin içinde aslında bu gerçeğide söylüyor:

“ABD ile her düzeyde görüştrafiği var. Suriye konusunda görüşayrılığı yok, bazen senkronizasyonsorunları oluyor. Dün askerden as-kere eğit-donat konuşmaları da ya-pıldı. Halep’e yönelik baskı ABD’ningörüşünü etkiledi. Esas itibarıylaEsad’ın ve IŞİD’in gitmesi konu-sunda ABD ile Türkiye arasındabir görüş ayrılığı yok. Obama daEsad’ın gitmesi gerektiğini söyledi.”

İşte asıl mesele budur: “asker-den askere eğit-donat”... Emper-yalizmin şu an için Türkiye’den is-tediği ve Türkiye’nin de adımınıattığı rol budur... Bölgedeki işbir-likçilerin eğitimi silah ve mühimmatbakımından donatılması... Bugünbu rolünü hakkıyla oynuyor AKP’li-ler... Ama bu yetmeyecektir. Çünküemperyalizmin bölgede işi hiç dekolay değildir. Bölge halklarını tes-lim almak ve kendi politikalarınıistediği gibi hayata geçirmek öylekolay olmayacaktır. Bu da Türki-ye’nin daha fazla rol oynamasınıberaberinde getirecektir. Bölgeyeaskeri saldırı dahil her türlü ihtimalvar bunun içinde...

İşte AKP’lilerin bugün bu kadaryalanla kendilerini övmeleri ve böl-gede politika belirleyen kendileriymişgibi yansıtmalarının altındaki gerçekneden de budur. Bölgede emperyalizmadına oynayacağı rolü halkımız nez-dinde meşrulaştırmak istemektedir.Kendini abartarak, rolünü büyüterekve sanki yaşananlar emperyalizminçıkarları için değil de Türkiye’ninçıkarları içinmiş gibi yansıtarak em-peryalizme uşaklığını gizlemeye ça-

Emperyalizmin Ortadoğu Bekçileri İsrail ve Türkiye

Geçtiğimiz hafta içinde basındaABD’nin eski Ankara Büyükelçisi Fran-cis Ricciardone’nin aşağıdaki sözleriyayınlandı:

“Türkiye ve İsrail’in böyle bir bölgedeortak noktada buluşması çok önemli.Türkiye ve İsrail, işbirliği için ortaknokta buluncaya kadar bölgenin istikrariçerisinde olduğunu düşünmek imkansız.Bu iki ülke burada pek çok farklılıkoluşturma potansiyeline sahip''

Bölgedeki istikrarın kimin için olduğuaçıktır. Emperyalistler İsrail ve Türkiye’yibölgedeki kendi bekçi köpekleri gibi gö-rüyorlar ve aralarındaki ilişkilerde yaşanangerilimlerin de bir an önce ortadan kal-dırılıp daha iyi hizmet etmesini bekliyorlar.

Bölgenin tam olarak emperyalizmindenetimine girmesi için İsrail en önemlivurucu güç rolünü oynarken ve halklarıkatlederken Türkiye’nin de en iyi “yu-muşatıcı” güç olmasını istiyor emper-yalistler. Özellikle AKP’nin iktidar ol-masından bu yana emperyalistlerin böl-gedeki politikalarında Türkiye’nin aldığırol de artmıştır. Emperyalistlerin bir de-diğini iki etmeyen AKP sayesinde Türkiyeemperyalistlerin bölgedeki kadife giy-dirilmiş yumruğu rolünü oynamaktadır.Türkiye, halkı müslüman bir ülke olmasınedeniyle müslüman bölge ülkelerinekarşı emperyalizmin politikalarının hayatageçirilmesinde önemli bir rol oynamak-tadır. Obama’nın müslüman ülkeleri de-netimine almak için kullandığı maşasıolma yanıyla İsrail ile birlikte anılmayıfazlasıyla hak eden bir ülkedir. AKP bunedenle efendisi tarafından sürekli sırtıokşanan bir uşak durumundadır.

23 Kasım2014

Yürüyüş

Sayı: 444

335HESAP SORAN CÜRETİYLE GENÇLİĞİN ÖNCÜSÜDÜR!

Page 36: Şan Olsun Dev-Genç’lilere Boykotlarla, İşgallerle ... · 55 Kulağımıza Küpe Olsun 56 Yitirdiklerimiz... 59 Öğretmenimiz... 4 Şan olsun Dev-Genç’lilere... Boykotlarla,

lışıyor, onun bölgedeki maşası, bekçisiolduğu gerçeğinin üstünü örtmek is-tiyor.

Bu da “dilin kemiğinin olmadığı”gerçeğini aratacak denli yalanlarabaşvurmaları sonucunu doğuruyor.

“Eskiden Arap kardeşlerimizinyaşadığı Ayn el Arap idi daha sonrabunun adını değiştirdiler ve nedenseAmerika buraya bayağı özendi. Baş-kanla (Obama kastediliyor-bn) ko-nuştuk bu işi. Dedim ki; oraya ya-pacağınız silah yardımı doğru değil,teröristlerin eline geçer. ‘İki güniçerisinde orası düşecek’ diyor. 200bin insan zaten ülkeme geldi. Neyidüşecek. 2 bin savaşçı var orada.DEAŞ denilen teröristlerle onlar sa-vaşıyorlar zaten. Stratejikse benim

için stratejik olması lazım. Sizin içinniye stratejik? Halep’i niye konuş-muyoruz da Kobani? Mesele başka,dert başka. Üst akıl, başka hesaplariçinde. Sinsice planlar yapılıyor.Eğer bir terör örgütü seküler oldu-ğunu iddia ediyorsa ona karşı sempatiduyuyorlar. Seküler olmadığını iddiaediyorsa tepki ortaya koyabiliyorlar.”

Adeta şirazeden çıkmışlar... Ya-lanın bini bir para... Obama’ya akılveriyor, hatta fırça atıyor Erdoğan...Kameralar karşısında büyük pozlarverirken kamera arkasında el pençedivan olanlar kendileri değilmiş gibikonuşuyor. Fakat efendileri acımıyor,yalanlarını yüzlerine hemen de vu-ruyor. Fakat ne gam! Yüzsüzlükalmış başını gidiyor.

Sonuç Olarak: 1- Emperyalizmin bölgede stra-

tejik bir değişikliği sözleri yalandır.

2- Emperyalizmin BOP’nin prog-ramı olan bu stratejinin hayata geçi-rilmesi için AKP’de üzerine düşenifazlasıyla yerine getirmek dışındabir role sahip değildir.

3- AKP’nin yalanları emperyalizmadına bölge halklarının kanına gir-mesini gizleme ve kendine meşrulukzemini yaratma amaçlıdır.

4- AKP ne kadar çırpınırsa çır-pınsın emperyalizmin zavallı biruşağı olduğu gerçeğini gizleyeme-yecektir. Ve halklarımıza hesap ver-mekten kurtulamayacaktır.

Ülkenin çeşitli illerinde aşureprogramları yapıldı. “Halkımız 12İmamlar ve Muharrem Orucu kabulolsun. Şehitlere selam olsun. Dündenbugüne zulme ve sömürüye karşıbiat etmeyip bu uğurda can vermiş-lere selam olsun. Yollarını yürümeyeve hesabını sormaya devam edece-ğiz” diyerek aşure programlarınabaşladı.

İSTANBULOkmeydanı Halk Meclisi tara-

fından 15 Kasım’daki aşure programıiçin yapılan çalışmalar kapsamında,13 Kasım günü mahallenin çeşitliyerlerine 10 adet çağrı ozaliti asıldı.300 adet el ilanı halka dağıtıldı.

ANKARAHüseyingazi Mahallesi'nde bu-

lunan HÜKAD (Hüseyingazi KültürAraştırma Derneği) çalışanları, 16Kasım'da yapılacak aşure programınamahalle halkını davet etti. Yapılançalışmalarda hazırlanan 300 bildirimahallede dağıtıldı. Aynı zamandaHÜKAD'ın 22 Kasım’da başlayacakolan kursları duyuruldu. Halktanaşure için malzeme toplandı. 6 kişininkatıldığı çalışmada Yürüyüş Dergi-si’nin 441. sayısının da dağıtımı ya-pıldı. 47 dergi halka ulaştırıldı.

16 Kasım günü yapılan aşureprogramına 75 kişi katıldı ve güniçinde de ziyaret edenler oldu. 15öğrencinin kurs kaydı yapıldı.

ANTALYAKonuksever Mahallesi'nde 16 Ka-

sım’da Cemevi bahçesinde Halk Cep-heliler tarafından aşure dağıtımı ya-pıldı. Öğlen saatlerinde Halk Cep-heliler mahalle içerisinde halka da-vetiyeler dağıtarak aşureye çağrıyaptı. Sonrasında kolektif bir çalış-mayla program alanı düzenlendi vedağıtıma başlandı. İkinci bir grup dabu arada kapı kapı dolaşarak evlereaşure dağıttı. Toplamda 200 kişilikaşure dağıtılarak program bitirildi.

ÇORUMPir Sultan Abdal Derneği'nde 15

Kasım’da bir araya gelen Halk Cep-heliler 5. Geleneksel Aşure Dağıtımıhazırlıklarını yaptı. Çorum Pir SultanAbdal Derneği'nde aşure duası ya-pıldıktan sonra 300 kase aşure MilönüMeydanı’nda halka dağıtıldı.

DERSİMTAYAD Komitesi tarafından 16

Kasım’da bir evin bahçesinde ateşyakılarak aşure kaynatıldı ve çevredekievlere dağıtıldı. Daha sonra DersimHaklar Derneği'ne geçilerek TAYADve Haklar Derneği adına konuşmalaryapıldı ve aşure ikram edildi.

Dünden Bugüne Zulme ve Sömürüye Karşı Halkımızla Birlikteyiz!

Antalya

Yürüyüş

23 Kasım2014

Sayı: 444

ŞAN OLSUN DEV-GENÇ’LİLERE36

Page 37: Şan Olsun Dev-Genç’lilere Boykotlarla, İşgallerle ... · 55 Kulağımıza Küpe Olsun 56 Yitirdiklerimiz... 59 Öğretmenimiz... 4 Şan olsun Dev-Genç’lilere... Boykotlarla,

Atamalar konusunda en çok gözebatan kuşkusuz öğretmenler. Her yılyapılan atamalar adeta hükümetlerinöğretmen adaylarına bir lütfu olaraksunuluyor. Ancak atamalar gerektiğikadar yapılmıyor. Son atamalardansonra bile 300 binin üzerinde öğret-men adayının atanmadığı bilinmek-tedir. Sayıları giderek artan bu atamasıyapılmayan öğretmenleri örgütleme-liyiz.

Peki Neden ?1- Köleler OrdusuBüyüyor

Ataması yapılmayan öğretmenlersorunu AKP iktidarı ile birlikte dahada büyümüştür. AKP iktidara geldi-ğinde ataması yapılmayan öğretmenkalmayacak demişti. Oysa öyle ol-madı. Ataması yapılmayan öğret-menler sayısı hızla arttı. 2002 yılındaataması yapılmayan öğretmen sayısı60 bin civarındayken, 2014 yılındabu sayı resmi rakamlara göre 300bini aştı. Bu durum elbette bilinçlibir politikanın ürünüdür. Devlet biryandan eğitimi özelleştirmeye çalı-şıyor, öte yandan onlara ucuz işgücükaynağı yaratmaya çalışıyor. Hemenhemen her ilde bir üniversite ve yeniyeni bölümler açılmaktadır.

2- Halkın Her KesimininDuyarlılık Gösterdiği,Sahiplendiği Bir Sorundur

Bu kesim sayıları hızla artmasıile birlikte halkın her kesimi tarafın-dan sahiplenilmektedirler. 300 binatanmayan öğretmen 300 bin ailedemektir. 300 bin aile ve bu aileninyakın çevresi sorunun yakıcılığınınfarkındadır. Bizzat sorunu yaşayandır.Öte yandan eğitim, fen-edebiyat fa-kültelerinde okuyan binler de aynıtehlike altında olduklarının bilinciile kaygılılardır.

3- Köle GibiÇalışıyorlar

Ataması yapılmayan öğ-retmenler ya devletin okulla-rından ucuz iş gücü olarak ça-lıştırılıyorlar ya da dershane-lerde ve özel okullarda ağırşartlara ve sömürüye tabi tu-tuluyorlar... Haftanın altı günüçalıştırılıyor, üstüne üstlük iş-yerlerinden çıkıp evlerine git-tiklerinde internet üzerindenders vermeleri istenmektedir… Enyakıcı sorunlarından biri de budurzaten. Sınav dönemleri haftalık izin-lerini bile zor kullanıyorlar. Günde12 saat çalışıyorlar. 2 kişinin işiniyapıyor ve tek kişinin alması gerekenmaaşı bile alamıyorlar.

Ayrıca devlet bütçenin olmadığınıbahane ederek her sene, gereğindendaha az personel almaktadır. 50 bin-den fazla kontenjanı da ücretli öğ-retmenlerle doldurmaktadır. Ücretliöğretmenlere hem daha az ücretödemekte, hem de sigortalarını ça-lıştıkları gün hesabına göre yatır-maktadır. Örneğin 30 günlük sigortayatırmak yerine 15 ya da 13 günüzerinden sigorta göstermektedir.Bunun da dışında, ücretli öğretmenleriçin işsizlik sigortası da yatırılma-maktadır. Devlet buradan da kar et-mektedir. Örneğin atamalar konu-sunda kemer sıkan AKP, tablet dağı-tarak milyar dolarlık bir harcamayaptığı düşünülürse, asıl sorununbütçe olmadığı görülüyor.

4-KandırılmışlardırDevlet bir yandan yeni üniversi-

teler ve bölümler açarken bir yandanmezun olan kişilerin işsizlik sorunuçözmemektedir. Devlet yeni okullaraçarak gençlerin umutlarını suistimaletmektedir... Mezun olanları atama-yacağı beklentisi yaratmaktadır. Ya-ratılan eğitim sistemi ile hem umutları

hem de ekonomik olarak sömürül-mektedir. Dolayısıyla sorunu yaratanve büyüten devletin eğitim sistemidir.Bu sistem ile devlet gençlerle oyunoynamaktadır. Bugün en basitindenFen- Edebiyat fakültelerinden mezunolanlar pedagojik formasyon alabil-mek için 2054 TL para ödüyor. Ar-dından da sınavı kazanabilmek içindershaneye yazılıyorlar bu da orta-lama 2000 TL demek. Yani üniver-siteden mezun olduktan sonra dadevlet fırsat veriyormuş gibi yaparakinsanların umutlarını da paralarınıda çalmaya devam ediyor.

Bir diğer nokta şudur, geçtiğimizyıl yapılan değişikliğe göre öğretmenadayları için yapılan KPSS’nin ge-çerlilik süresi 2 yıldan, 1 yıla indirildi.Önceki yıllarda alınan puanların 2yıl geçerliliği vardı. Örneğin 2013yılında girilen sınavda alınan 75puan, 2014 yılında da geçerli olabi-liyordu. Bu durumda emek verip ça-lışan ve yüksek puan alan adaylaragelecek yıl bir şans daha tanınmışoluyordu. Çünkü atamalar her senegerekenden az yapıldığından şubatdöneminde yapılan ek alımlarla birnebze de olsa yüksek puan alanlarahak tanınmış oluyor ve emekleri zayiedilmeden atamaları yapılabiliyordu.Ancak 2013 yılında yapılan değişikliksonrası KPSS puanlarının 1 yıl geçerliolmaya başlamasıyla, yüksek puanalan adayların atanma umudu iyiceazalmıştır.

ATAMASI YAPILMAYANÖĞRETMENLERİ

ÖRGÜTLEMELİYİZ!

Hatay’daKEC’liÖğretmenlerAtamasıyapılmayanöğretmenleriçin masaaçarakimzatopluyor

23 Kasım2014

Yürüyüş

Sayı: 444

337HESAP SORAN CÜRETİYLE GENÇLİĞİN ÖNCÜSÜDÜR!

Page 38: Şan Olsun Dev-Genç’lilere Boykotlarla, İşgallerle ... · 55 Kulağımıza Küpe Olsun 56 Yitirdiklerimiz... 59 Öğretmenimiz... 4 Şan olsun Dev-Genç’lilere... Boykotlarla,

5- ÖrgütlülüğüZayıflatmaktadır

Devlet meslekleri, kimlikleri, kül-türleri kullanarak bölüp parçalamayaçalışır, büyük bir kesim yerine küçükbir kesimi yönetmek ve yönlendirmekdaha kolaydır. Eğitim sisteminde deaynı yöntemi kullanmaktadır. Şu anbirçok okulda öğretmenler ücretli, söz-leşmeli ve kadrolu olarak ayrılmışlardır.

Her kesim sadece kendi sorunu ileilgilenmekte başka bir sorun ile ilgi-lenmemektedir. Böylece kendi alanla-rından sorun yaşayan kişiler kendi güc-lerini diğer kesimlerle birleştirmiyorlar.Bu da sorunlara karşı mücadelenin za-yıflamasına neden olmaktadır. Oysabir kesimin sorunu ile başka bir kesiminsorunu birbirinden uzak değildir. Bir-birine bağlıdır. Bir sorun çözülmedenbaşka bir sorunun çözümü mümkünolamamaktadır...

6- Ataması YapılmayanÖğretmenin MeslekOnuruna Saldırılmıştır

Eğitim ihtiyacın ürünüdür, eğitimyeni bir insan yaratma sürecidir, kurubir bilgi alışverişi değildir, öğretmeninsan ruhunu da besleyen bir sanatçıgibi davranmalıdır, kendisi bilgi ve kül-türünü öğrencisine sunmayan bir öğ-retmen giderek mesleğine yabancılaşır.Mesleğini yaparken mekanikleşir. Ata-ması yapılmayan öğretmenler uzun süreatanmak için çaba göstermekle birliktebüyük bir çoğunluğu ucuza çalıştırıl-maktadır. Kadrolu öğretmenlerle aynıişi yaptığı halde komik denilecek birücret almaktadır. Kendini mesleğineverememektedir. Okuldaki müdürlerve meslektaşları kimi zaman onlara daöğretmen gözüyle bakmamaktadır. Hertürlü işi yaptırabilmektedirler.

Ekonomik yük altındaki öğretmenlerderse girmeyi parça başı iş yapmakgibi görüyorlar. Bu uygulamada nekadar ders o kadar para sistemi ge-çerlidir. Eğitimin parça başı iş gibi gö-rünmesi mesleğin saygınlığının yitiril-mesidir. Bugün ücretli öğretmenlik ya-pabilmek için herhangi bir üniversiteninen az 2 yıllık bir bölümünü bitirmiş ol-mak yeterli. Bu durumda okulda anla-

tılan dersin daha niteliksiz olmasını ge-tirirken eğitiminde değerini düşürüyor.Çünkü ücretli öğretmenlerde kendilerinigeçici olarak gördüklerinden en fazlagünü kurtarırcasına ders işliyorlar.

7- Ataması YapılmayanÖğretmenler Kadrolularİçin de Tehdittir

Kadrolular açısından da güvencesizçalışmanın maddi imkânlarını yaratı-yorlar. Devlet bir kadrolu öğretmeneödediği ücret ile üç ücretli öğretmençalıştırmaktadır. Eğitimde niteliği dü-şünmeyip kar elde etmeye çalışan devlet,ataması yapılmayan öğretmenlerin sayısıarttıkça bundan faydalanmak isteyecek,kadrolular üzerinde de baskı uygu-lamaya çalışacaktır.Atanamayan sayısıarttıkça devlet sözleşmeli ve ücretli öğ-retmenleri daha çok kullanacak, onlarıesnek çalışmaya daha çok zorlayacak...

8- Ataması YapılmayanÖğretmenler Yarış AtıGibi KoştuklarındanPsikolojik Bir Baskı Altın-da Tutulmaktadırlar

Ataması yapılmayan öğretmenlerinhayalleri her yıl bir başka bahara er-teleniyor. Atanabilmek için yarış atıgibi koşturulmaktadırlar. 5 ile 9 yılarasında değişen ve henüz atamalarıyapılmamış olanların oranı ise azım-sanamayacak kadar fazla. Bu nedenlegelecek konusunda kaygılıdırlar. Ör-neğin evlenemiyor, ailelerinden harç-lık almak zorunda bırakılıyorlar,iş bulamadıkları için işportacılık,inşaat işçiliği, tezgahtarlık yapıyor-lar. Her şeyden önce “sağlık güven-cesinden yoksun” yaşıyorlar. Ata-namadığı için hayatını düzene koya-mayan, çeşitli psikolojik/ fiziksel so-runlar yaşayan ve çözüm yolu olarakda intiharı seçen birçok kişi mevcutturve bu sayı her geçen yıl daha da art-maktadır. Geçtiğimiz aylarda yaşananson intihardan sonra bu sayı 41'e yük-seldi.

9-Militanlık Yıllarca emekle okuyup, üniversite

eğitimi sonrasında açıkta bırakılan,yok sayılan, görmezden gelinen gençeğitimcileri oluşturuyorlar. Yaşadığışartlar onları militanlaştırmaktadır.Hem aşağılandıkları, hem sömürül-dükleri, hem yarış atı gibi koşturul-dukları için devlete daha öfkelidirler.Genç yaşta umutları çıkmaza girmiştir.Bu yüzden gözlerinin önünde kaybe-decekleri değil kazanacakları vardır.Üniversite mezunu olup işsiz kalmak,yoksulluk çekmek gerçeklere dahaçıplak bakmalarına neden olmuştur.Memurlar gibi devletin mekanikliğiniöğrenmiş değillerdir. Daha canlı vedinamiktirler.

10 - DevrimcilerAlternatifi Göstermeli,Umut Yaratmalıdırlar

Devrimci memurlar kendi alanla-rındaki sorunlara çözümsüz kalamazlar,kamu alanında yaşanan her sorununçözümü vardır, daha ileri ve doğruçözümü sadece devrimciler sunar...Alternatifi devrimciler yaratır. Dev-rimciler bir soruna yaklaşırken eldekiimkânlarla halkın ihtiyaçlarını değer-lendirip çözümü öyle bulurlar. Uzunzamandır bu alanda bizim tarafımızdanda bırakılmış bir boşluk var. Eğitim-Sen sadece kadroluların sorunlarınıtemel alarak güvencesizleri sahiplen-miyor. Oysa biz bir meslek grubundasorunu olan herkese kucak açan, sa-hiplenen olmalıyız. Aksi takdir deatanmayan öğretmenlerin gözünde sa-dece kendi sorunlarını düşünen bir ya-pılanma olarak kalacağız.

Sonuç olarak, ataması yapılmayanöğretmenlerin sorunlarını kendi so-runumuz olarak kabul etmeli, kendimücadelemizden ayrı görmemeliyiz.Ataması yapılmayan öğretmenlerinsorunu kendisi ve ailesi için sorundur,bir veli için sorundur, öğrenci için so-rundur.. Öğrenci, öğretmen, veli herüç kesim yaşanan sorunlardan etki-lenmektedirler. Sorunlar bir bütün ola-rak ele alındığında örgütlenmenin birzorunluluğu taşıdığı, zaman kaybet-meden alternatifi yaratmak gerektiğigerçeği ile karşı karşıya kalmaktayız..O halde mutlaka bu sorunların ör-gütleyicisi biz olacağız demeliyiz.

Yürüyüş

23 Kasım2014

Sayı: 444

ŞAN OLSUN DEV-GENÇ’LİLERE338

Page 39: Şan Olsun Dev-Genç’lilere Boykotlarla, İşgallerle ... · 55 Kulağımıza Küpe Olsun 56 Yitirdiklerimiz... 59 Öğretmenimiz... 4 Şan olsun Dev-Genç’lilere... Boykotlarla,

HAKLARIMIZ, EMEĞİMİZ İÇİN DİRENMEK MEŞRU HAKKIMIZDIR!AKP FAŞİZMİNİN SINIRLARINA HAPSOLMAYALIM!

ATAMASI YAPILMAYAN ÖĞRETMENLER MECLİSİNİ

YARATALIM!Ataması yapılmayan öğretmenler

Ankara'da yürüyüş düzenlediler...1500'den fazla ataması yapılmayanöğretmen tek ses, tek yürek oldu veAKP faşizmine karşı haklarını iste-diler. Bu elbette önemli ve atamasıyapılmayan öğretmenlere güç verenbir eylemdi. Ama tek başına bu yetermi?

Yetmez. 40 bin atamayla taleplerisınırlamak, AKP faşizminin sınırlarınahapsolmaktır.

Biz 40 bin atamayla kesinlikleama kesinlikle sınırlayamayız. 40 binatamanın doğru bir talep olmadığını,bölünmenin doğru olmadığını anlat-malıyız.

Koşulsuz atamalar yapılmalıdırsloganını yükseltmeli ve temel talephaline getirebilmeliyiz.

Faşizm Böler, Parçalar;Bu Şekilde Güçsüzleştirir,Tepkisizleştirir,Korkutup SunduğunuKabul Etmeye Zorlar!

Ataması yapılmayan öğretmenlernerede olursa olsun bir araya gelme-liler. Bunu yılda bir-iki kezle yapılanyürüyüşlerle sınırlandırmamalıdır.AKP faşizminin keyfiliğine hapset-memelidir.

300 bin öğretmen ve bu 300 binöğretmenin ailesini düşünelim. Busorun çok geniş kesimleri en azındaneşini bile hesap edersek sadece 600bin kişiyi etkiliyor bu sorun.

SADECE ELLE SAYILACAKYÜRÜYÜŞLERLE DEĞİL,

SÜREKLİ, DÜZENLİ BİR KAM-PANYA PROGRAMIYLA ANCAKSONUÇ ALABİLİRİZ !

Düşünün 300 bin kişiyi yok eden,zulme dönüşen bu politikayı sınırlıyürüyüşlerle sınırlamamak bir yana

ayrıca bir program çerçeve-sinde hareket etmeyi hedefle-meliler.

Sadece facebook, twittergibi internet üzerinden değilbizzat fiziki olarak da bir arayagelmeli, birbirlerine hem des-tek olurken, hem de öfkeleriniörgütlemelilerdir.

Haklılıklarından aldıklarıgücü, sayı olarak da var olançokluklarıyla birleştirmeliler-dir.

İşte atanması yapılmayanöğretmenlerin bugün Hatay'daki di-renişi, örnek bir direniştir. Bir masaylada olsa AKP faşizminin sınırlarınahapsolmayı reddedip, emeğin onurolduğunu söyleyerek emeklerine, hak-larına sahip çıkıyorlar.

Kendi gibi arkadaşlarına ulaşmaya,birlikte güç olmaya, örgütlenmeyeçağırıyorlar.

Bugün tüm ataması yapılmayanöğretmenler aynı misyonla bulun-dukları her yerde böyle programlarçıkartıp direnmeliler, örgütlenmeli-lerdir.

Direnmek Meşru Bir Hak,Sınırlara Hapsolmak İseTeslimiyettir!

AKP faşizmi haklarını istemeyi,emeğine sahip çıkmayı suç sayıyor.Hakları için direnmeyi ve örgütlen-meyi ise "örgüt işi"olarak gösterip,korku yaratmaya örgütsüzlüğü yay-maya çalışıyor. Bunda da başarılıoluyor.

Örgütsüz bir şekilde hak elde edi-lebilir mi?

Örgütsüz bir şekilde bir hak tale-binden sonuç alınabilir mi?

Örgüt ne demektir? Sözlük anlamı;"ortak bir amaç veya işi gerçekleş-

tirmek için bir araya gelmiş kurum-ların veya kişilerin oluşturduğu birlik,teşekkül, teşkilât" demektir...

O zaman örgüt olmadan, örgüt-lenmeden bir hak talebinde buluna-maz, bulunsak bile sonuç alamayız.

Bizi sonuca götürecek örgütlen-medir!

Bizi sonuca götürecek olan AKPfaşizminin karşısında haklarımız veemeğimiz için direnmektir!

Bizi sonuca götürecek olan faşiz-min tüm baskısına karşı direnmeninmeşruluğunu görmemiz, bu meşru-lukla bir adım bile geri adım atmadandirenmektir. Vazgeçmemek, başeğ-memek, haklarımızı istemeye, hergünyükselen bir sesle istemeye devametmektir.

BUGÜN KOŞULLAR; ATAMA-SI YAPILMAYAN ÖĞRETMENLERMECLİSİNİ YARATMAYA, ATAN-MASI YAPILMAYAN ÖĞRETMEN-LERİN ÖRGÜTLÜ GÜCÜNÜ BUÇATI ALTINDA BİRLEŞMEYE ÇA-ĞIRIYOR!

TÜM ATAMASI YAPILMAYANÖĞRETMENLERİ BU SLOGANASAHİP ÇIKMAYA, ATAMASI YA-PILMAYAN ÖĞRETMENLERMECLİSİ’NDE ÖRGÜTLENMEYEÇAĞIRIYORUZ!

23 Kasım2014

Yürüyüş

Sayı: 444

39HESAP SORAN CÜRETİYLE GENÇLİĞİN ÖNCÜSÜDÜR!

Page 40: Şan Olsun Dev-Genç’lilere Boykotlarla, İşgallerle ... · 55 Kulağımıza Küpe Olsun 56 Yitirdiklerimiz... 59 Öğretmenimiz... 4 Şan olsun Dev-Genç’lilere... Boykotlarla,

Düzen içinde yaşayan, çalışan,okuyan her insan için, önüne konulantemel kurallardan birisi rekabettir.Rekabet, hayatta kalmanın yoludur."Onu alma beni al" dünyası içinde,dayanışmadan uzak, birey olarak ha-yatta kalmaya çalışırız.

İşten atılmamak için kurallara uy!

Arkadaşının kuyusunu kaz!

Böylelikle işçiyi, memuru, öğ-renciyi kendi içinde bölerek, daya-nışmanın önüne geçerler. Baskı veterör politikalarını, karşılarında ör-gütlü bir güç olmadığı için rahatlıklauygularlar.

Çünkü örgütsüz, dağınık kitle,üstelik birbirlerini ezip geçmek içinçalışmaktadır. Düzende başka türlüayakta kalmak mümkün değildir.

"Ben KPSS'den 84 puan aldım,okul ikincisi olarak mezun oldumve şu an burada duruyorum. Sen60 puan alan kişiyi öğretmen yapı-yorsun, ben bu kadar başarılıyımbeni almıyorsun. O zaman sizinMilli Eğitim'deki adaletiniz nasıl?Ben gece gündüz çalıştım. Gidiyor-sun dershaneye öğretmen olmakiçin başvuruyorsun, 200-300 lirapara veriyorlar"

Bu sözler, 2012 yılında felsefebölümünden mezun olduktan sonragirdiği KPSS sınavından 84 puan

almasına rağmenatanamayan bir öğ-retmenin sözleri.

Eğitimini ta-mamlamış, sınavlarıgeçmiş ama çalışmahakkı gasp edilmiş.Örgütlenip, hakkınıarayacağına "onualma beni al" de-mektedir.

Ona bunları söy-leten, hayatta kalmakavgasıdır...

İş bulma kaygı-sıdır.

Şunu unutmayalım ki, bu kaygısadece bu öğretmenin değil; yaklaşık350 bin atanamayan öğretmeninve daha binlerce memurun, işçininkaygısıdır.

Kaygılarla yaşanmaz. Başkasınıezerek, bizi seçmelerini sağlayamayız.Diyelim ki bizi seçtiler. Bu seferdebizi düşük ücret, sözleşmeli çalışma,rotasyon ve daha pek çok hak gasbıbekliyor.

Geçtiğimiz eylül ayında 40 binöğretmenin ataması yapılmıştı. Tekrarne zaman atama yapılacağı ise be-lirsiz. 2015 yılında genel seçimlerolacağı için ve de 2014 Şubat'ındaatamalar yapıldığı için 2015 Şubat

ayında da atama yapılması bekleniyor.Yani kaderimiz, AKP'nin keyfi ata-malarına bağlı. 40 bin atamanınkarşısında 350 bin atanmayan öğ-retmeni düşünürsek, çözümün ata-mada olmadığını da görüyoruz.

Sonuç olarak; örgütlenmek zo-rundayız. Tek başına söz hakkımız,gücümüz yoktur. Örgütlenirsek, mü-cadele edersek eğer, ancak o zamanemeğimize sahip çıkabiliriz.

Kaderimizi değiştirebiliriz. Çünkükader denilen şey, devletin zulmüdür.Zulme karşı direnmek meşrudur.

Tüm atanamayan öğretmenleri,Kamu Emekçileri Cephesi'nin sür-mekte olan imza kampanyasına destekvermeye, eyleme çağırıyoruz.

‘ONU ALMA BENİ AL’ DEMEMEK İÇİNÖRGÜTLENMELİYİZ!

Yaklaşık bir aydır Eskişehir’in GültepeMahallesi’nde GET’lerin (Gönüllü EğitimToplulukları) duyurusunu yapan HalkınÖğretmenleri derse başladı.

Gültepe Kültür Dayanışma Derne-ği’nde 16 Kasım günü İngilizce dersleriylebaşlayan ücretsiz kurslar, dönem boyuncadevam edecek. Bir hafta önce halkınöğretmenleri, öğrenciler ve velileriylebirlikte ders saatlerini belirlemişti.

Şu an İngilizce ve Türkçe okuma yaz-maya destek kurslarına 13 öğrenci katılıyor.İngilizce, matematik, drama, yetişkinleriçin okuma-yazma, bağlama, semah ve

halk oyunu kurs kayıtları devam ediyor.

Ders Programı:İngilizce (5. ve 6. Sınıflar için) Her Pazar Saat 09.00-11.00İngilizce (3. ve 4. Sınıflar için) Her Pazar Saat 11.00-13.00Okumaya destek (1. ve 2. Sınıflar

için) Her Pazar Saat 13.00-14.00Bağlama Her Cumartesi Saat 13.00-17.00

Gültepe Kültür DayanışmaDerneği

Duyuru: Halkın Öğretmenleri Eskişehir'de Ders Başı Yaptı!

DÜZELTMEYürüyüş’ün 442. sayının,

“Bilgi Güçtür- 10 SorudaBağımlılığa Karşı Mücadele”başlıklı yazımızın 4. sorununcevabında: "Çin bugün empe-ryalist bir ülke olmasına rağ-men sosyalist dönemin bıraktığımiraslardan biri uyuşturucuylamücadeledir" yazmaktadır.

Çin’in emperyalistlerle gir-diği ekonomik ilişkiler, tekel-leşme, emek sömürüsü bu yön-de ilerlemektedir. Ancak henüzsüreç tamamlanmamış bir süreçolduğundan Çin’in emperyalistolduğu ifadesi yanlıştır.Düzeltiyoruz.

23 Kasım2014

Yürüyüş

Sayı: 444

40HESAP SORAN CÜRETİYLE GENÇLİĞİN ÖNCÜSÜDÜR!

Page 41: Şan Olsun Dev-Genç’lilere Boykotlarla, İşgallerle ... · 55 Kulağımıza Küpe Olsun 56 Yitirdiklerimiz... 59 Öğretmenimiz... 4 Şan olsun Dev-Genç’lilere... Boykotlarla,

Resmi kayıtlara göre Van’da uyuş-turcu kullananların sayısı 16 bin. Bu16 bin kişi tedavi için bir hasteneyebaşvuru yapan kişilerin rakamıdır. Te-davi için bir kliniğe başvuranlar ba-ğımlıların içinde çok küçük bir ke-simdir. Başvuru yapanların sayısı 16bin olunca bağımlıların gerçek rakamıbunun en az üç katıdır. Bonzai denenuyuşturucu kullanımının astronomikdüzeyde artışı ise bağımlıların gerçeksayısını tespit etmeyi bile imkansızhale getirmiştir.

Uyuşturucu bugün Kürdistan’dada halkımız için en büyük tehditlerdenbirisidir. Hatta diyebiliriz ki Kürt hal-kımızın başındaki en büyük felaketidir...

Uyuşturucu halkları köleleştirmek,sömürgeciliği kabul ettirmek için em-peryalistlerin yüz yılı aşkın zamandırbaşvurduğu bir yöntemdir. İngiltereHindistan’da yetiştirdiği afyonunuÇin’i sömürgeleştirmek için kullanıyor.Çin ile sürdürdüğü tüm ilişkilerin ba-şına afyon ticaretini şart koşuyor.Çin’in uyuşturucu bağımlılığının önünegeçmek için afyon ticaretini yasakla-ması Çin ile İngiltere arasında ünlüAfyon Savaşı’na (1839-1842) yolaçmıştır.

Amerika, Karapanterler örgütünü,zencileri uyuşturucu bağımlısı yaparakbitirmiştir.

AKP iktidarı da uyuşturucuyu,fuhuşu ve her türlü yozlaşma poli-tikalarını halkı kendi sorunlarındanuzaklaştırmak, hak alma mücadelesin-den koparmak için kullanıyor.

Uyuşturucu ile halkı zehirliyor.Hırsızlık, fuhuş, alkol, kumar gibi hertürlü yozlaştırma politikalarıyla halkıyozlaştırıyor, kendi değerlerine, özüneyabancılaştırıyor.

Kürt halkı on yıllardır oligarşininasimilasyon politikalarına direndi.Kültürünü, değerlerini korudu. Son

30 yıldır süren savaşla yok olmayayüz tutmuş kimliğini yeniden kazandı.

Ancak bugün çok daha ciddi birsaldırıyla karşı karşıyadır.

İşgallerle, baskıyla, tehditle teslimalınan, köleleştirilen bir halkın bileözgürleşmesi için yerinde ve zamanındaçakılan tek bir kıvılcım yeterlidir.

Ancak uyuşturucu ile zehirlenen,bir halk asla kölelikten kurtulamaz.

AKP, işkencelerle, katliamlarla,faşist terörle teslim alamadığı Kürthalkını uyuşturucu ile teslim almayaçalışıyor.

Bu sadece Kürdistan’a özgü birpolitika da değil; Batıda devrimcilerinörgütlü olduğu yoksul gecekondu ma-hallelerinde uyuşturucu çeteleri bizzatAKP’nin polisleri tarafından korunup,kollanıyor. Halk devrimci mücadeleyekatılmaktansa uyuşturucu ile ze-hirlenerek kendine bile hayrı olmayankişiler haline getirilmek isteniyor.Uyuşturucu çeteleri devrimcilere karşıaçık bir savaş yürütüyor.

Kürdistan’da uyuşturucununyaygınlaştırılmasını da devletin bupolitikasından bağımsız görmek çokbüyük bir yanılgı olur.

Faşist devletin Kürdistan’da dahalkımızı uyuşturucuyla uyutma poli-tikalarına karşı cepheden savaş aç-malıyız. Faşizmin halkımızı zehirleme-sine izin veremeyiz.

Bugün en yakınlarımıza kadar uyuş-turucu illeti gelmiştir.

Hiçbir aile çocuklarının, yakın-larının uyuşturucu ile zehirlenmesiniistemez.

Uyuşturucuya karşı mücadeledeöncelikle faşizmin politikalarınıhalkımıza iyi anlatmalıyız.

Ortaokullardan liselere, üniversitel-erden yoksul mahallelere kadar çokyaygın birşekilde uyuşturucu kullanıl-

maktadır.

Uyuşturucuya karşı mücadelemiziniki ayağı olmalıdır.

Birincisi, bağımlılar...

İkincisi, uyuşturucu satıcıları...

Bağımlılar bizim insanlarımızdır.Halkımızdır. Bağımlıları yenidenkazanmalıyız.

Bunun yolu sorunu devrimci birtemelde ele almaktır. Düzenin tedavimerkezlerinde tadavi olmak isteyenlerindaha da bağımlı hale geldiği bilin-mektedir. Halkımızı zehirleyen düzen-den, uyuşturucu tedavisi yapmasınıbeklemek saflık olur.

Uyuşturucu bağımlılarını, uyuştu-rucu illetinden sadece biz kurtarırız.Uyuşturucu tedevisi tıbbi bir müdahaledeğil, sosyal bir mücadeledir.

Bu mücadelede başta bağımlılarile devrimci bir ilişki kurmalıyız. Önceonları faşizmin uyuşturucu saldırısınakarşı savaşa hazır hale getirmeliyiz.Devletin uyuşturucu politikasınınamacını anlatmalıyız. Bağımlıyayepyeni bir amaç edindirmeliyiz. Uyuş-turucu bağımlılarını “dışlanmışlık”duygusundan çıkartmalıyız.

Uyuşturucu örgütsüz, sahipsizhalkımıza düzenin tuzağıdır. Bağımlıyıöncelikle düzenden kurtarmalıyız.

Bu mücadelede bağımlının ailesini,yakınlarını da yanımıza almalıyız.

Devrimci-demokrat, ilerici öğret-menler, sağlıkçılar, doktorlar bu mü-cadelede en büyük yardımcımız ola-caktır. Onları da bu savaşın bir birparçası haline getirmeliyiz.

Uyuşturucu satan çetelere karşımücadele ise savaşımızın diğer boyu-tudur. Çünkü uyuşturucuya karşı mü-cadelemiz hemen uyuşturucu çeteleriniharekete geçirecek.

Çetelere karşı mücadelede dehalkımızı yanımıza almalıyız. Çetelerinsaldırılarına karşı halk komiteleri ku-rarak, milis ekiplerimizi oluşturarakçetelere anladıkları dilden cevap ver-meliyiz.

Çünkü onlar faşizmin halka karşısavaşta kullandığı bugünkü araçlarıdır.Uyuşturucu satıcılığı hiçbir şekildemeşrulaştırılamaz...

UYUŞTURUCU KÜRT HALKIMIZINFELAKETİDİR!

Tek Yol DevrimTek Yol DevrimKürdistan’daKürdistan’da

23 Kasım2014

Yürüyüş

Sayı: 444

41HESAP SORAN CÜRETİYLE GENÇLİĞİN ÖNCÜSÜDÜR!

Page 42: Şan Olsun Dev-Genç’lilere Boykotlarla, İşgallerle ... · 55 Kulağımıza Küpe Olsun 56 Yitirdiklerimiz... 59 Öğretmenimiz... 4 Şan olsun Dev-Genç’lilere... Boykotlarla,

Onlara "Mahir Yürekliler" diyo-ruz, Kızıldere'den bu yana. Ki her bi-rinin doğum yeri Kızıldere'dir.

Onlara "Mahir Yürekliler" diyo-ruz. Hayat denilen kavganın Mahir'ioldukları için. Ki kavganın Mahir'i ol-mak, emperyalizmin ve işbirlikçile-rinin üzerine “Kurtuluşa Kadar Savaş”diyerek yürümektir.

Elbette, kurtuluşa kadar savaş-mak, esas olarak halkın tarihsel ey-lemidir. Mahir Yürekliler'in eylemi-nin tarihselliği ise, ömür boyu dev-rimciliğin ölümsüzlüğüne dairdir.

Onlara "Mahir Yürekliler" diyo-ruz:

"Onlar emekçi halkın kalbinde, ru-hunda ve bilincinde, devrimin önderve itici sembolleri olarak yaşarlar. Dü-şenler devrim için, devrim yolundavuruşarak düştüler. Kalbimize, ru-humuza ve bilincimize gömüldüler"(Mahir Çayan)

Onlara "Mahir Yürekliler" di-yoruz ve onların kimilerini çizgi-lerle çizgi roman tekniği ile anlat-maya çalıştık.

Kanla yazılan tarihimiz, SincanF Tipi Hapishanesi’ndeki arkadaş-larımızın kalemlerinin ve hepimizinkalbimizin, ruhumuzun, bilincimi-zin eseri olarak "Mahir Yürekliler"çizgi kitap biçiminde yayınlandı.

Mahir Yürekliler'imizi tanıyan ar-kadaşların anlatımları önce derlenmişsonra çizgi roman tekniğiyle kağıdageçirilmiştir. Ve böylece, tarihsel bireser ortaya çıkmıştır. Çünkü, anlatı-lan ölümsüz Mahir Yürekliler'dir.

Burjuvazi olmayan kahramanla-rının yerini uyduruk -fantastik- sanaltiplerle doldurmaya çalışıyor. Ve buuyduruk tipler üzerinden kendi sap-kınlığını, çürümesine kitlelere bu-laştırmayı amaçlıyor. Öne çıkardığı butipler üzerinden "bunlar gibi sapkınolun" mesajı veriyor.

Mahir Yürekliler ise halk ve vatansevgisini gösteriyorlar. Feda ruhunu so-mutlayanlar ve halk düşmanlarına kar-şı "Kurtuluşa Kadar Savaş" diyorlar.

Mahir Yürekliler, "süper insan" ol-madıklarını anlatıyorlar. Halktan birinsan ama devrimci bir insan olmakdışında "olağanüstü" bir güçleri ol-madığını gösteriyorlar. Ki Mahir Yü-rekliler'e selam olsun ve and olsun,

yüreklerinin Mahirliği Cephe'nin ce-vahiri olarak halkın içinde çarpmayadevam edecek. Sınıfsız ve sömürüsüzbir geleceğe dek....

Özgür Tutsaklar

‘‘MAHİR YÜREKLİLER’E DAİR...

Kitabın Adı: MahirYüreklilerYayınevi: Boran YayıneviDerleyen: Ümit İlter

ÇIKTI

Bazı zamanlarda arkadaş-larımızda, afişlerin, bildirilerinveya kuşların bir işe yaramadı-

ğı gibi bir algı oluşur. Bunları yapmak yük olarak görü-lür. Ancak her materyalin bir işe yaradığını, kendi ör-gütlenme sürecimden biliyorum.

1999 yılında, çalıştığım işten kaynaklı, sürekli E-5 yo-lunu kullanıyordum ve duvarlarda "Yaşadığımız VatanÇıkıyor" sloganlı afişleri görmeye başladım. Afiş ilgi-mi çekti ve gazete bayiinden dergiyi sormaya başladım.Ancak dergi henüz çıkmamıştı. Ben de her hafta dergi-yi sormaya başladım. En sonunda iş için Karadeniz böl-gesine gittiğimde, otogardaki gazete bayiinde dergiyi gö-rünce hemen aldım. Yol boyunca dergiyi okudum ve bun-

dan sonra sürekli alma-ya başladım.

Dergiyi okudukçagerçekleri öğreniyor ve

bir yandan da neler yapıldığını görüyordum. En sonun-da ben de bir işin ucundan tutmalıyım diye düşündüm veİdil Kültür Merkezi'nin adresini öğrenerek ziyaret ettim.Artık işyerine dönmeden önce İdil'e uğruyordum. İlerleyengünlerde de Temel Haklar ve Özgürlükler Derneği'ninaçıldığını okudum dergiden ve dergiye gidip arkadaşlarlatanıştım. Bu tanışıklığın sonrasında da adım adım dev-rimcilik yapmaya karar verdim ve işi bırakarak birebir mü-cadeleye katıldım.

Sadece "bir afiş" deyip geçmemek gerekiyor. Bir afiş-le de insanlar örgütlenebiliyor. Her materyalin, halkımı-za gerçekleri götürecek bir araç olduğunu unutmamalı-yız.

Hayatın Öğrettikleri

ÖNEMSİZ İŞ YOKTUR!

Yürüyüş

23 Kasım2014

Sayı: 444

ŞAN OLSUN DEV-GENÇ’LİLERE42

Page 43: Şan Olsun Dev-Genç’lilere Boykotlarla, İşgallerle ... · 55 Kulağımıza Küpe Olsun 56 Yitirdiklerimiz... 59 Öğretmenimiz... 4 Şan olsun Dev-Genç’lilere... Boykotlarla,

İnsanlığın En Soylu Damarı Devrimcilerdir!TAYAD'lı Aileler, hasta tutsakları zulmün elinden çekip

alana dek eylemlerini kararlılıkla sürdürüyor.

ANKARA: Ankara Sakarya Caddesi'nde 15 Kasım'da TAYAD'lı

Aileler tarafından Hasta Tutsaklara Özgürlük eylemi ya-pıldı. 50 kişinin katıldığı eyleme halkın yoğun ilgisiyle 150kişiyi bulan kitleyle halaylar eşliğinde eylem sona erdi.Ankara'da ayrıca 15 -16 Kasım günleri hasta tutsaklarladayanışma kermesi açıldı. İki gün boyunca açık olan ker-meste Yürüyüş ve Tavır Dergisi, Haziran ve Boran Ya-yınları, devrimci tutsakların direnerek ürettiği el işleri halkaulaştırıldı. Kermesin sonunda halk, her gün Kızılay Ka-ranfil Sokak’ta açılan ‘Hasta Tutsaklara Özgürlük Ve Dev-rimci Tutsaklarla Dayanışma’ masasına davet edildi.

ANTALYA:TAYAD’lı Aileler 11 Kasım'da hasta tutsakların serbest

bırakılması için Antalya’nın Kışlahan Meydanı'nda eylemyaptı. Eylemde “Hasta Tutsaklar Serbest Bırakılsın”pankartı açıldı. Basın açıklamasında şunlara değinildi: “Ev-latlarımızı faşizmin hapishanelerinde bırakmayacağız. Ha-pishanelerden çıkan her tabutun hesabını soracağız. Tümhasta tutsaklar serbest bırakılana dek mücadelemizden vaz-geçmeyeceğiz” denildi. 16 kişinin katıldığı eylem slo-ganlarla sona erdi.

ANTEP:Antep'te Halk Cepheliler, 14 Kasım günü hasta tutsaklar

için Düztepe Mahallesi'nde kahveleri ve mahalledeki ev-leri kapı kapı gezerek imza topladı. 2 Halk Cepheli'nin yap-tığı çalışmada 1 saat içerisinde 2 imza föyü doldurulan ça-lışmada, tüm hasta tutsakları zulmün hücrelerinden çekipalınacağı vurgulandı.

ESKİŞEHİR:TAYAD'lı Aileler, Adalar Migros önünde 15 Kasım'da

Hasta Tutsakların serbest bırakılması için imza masası açtı.

Halkın yoğun ilgi gösterdiği masada insanlarla sohbet edil-di ve faşizmin hapishanelerde hasta tutsakları ölüme terkettiği anlatıldı. Dersimliler Derneği’nin aşure dağıtımın-da bulunan Hüseyin Aygün de imza atarak destek verdi.Yerel basının da ilgi gösterdiği eylemde 2 yerel gazete ileyerel bir kanal TAYAD’lı Ailelerle röportaj yaptı. 500 adetbildirinin dağıtıldığı ve 96 imzanın toplandığı masada Ümitİlter’in “Yaban Oğlak Mistır Co’ya Karşı” kitabı ile Yü-rüyüş ve Tavır Dergileri de halka ulaştırıldı.

Halk Cepheliler 16 Kasım'da,Gülsuyu'nda uyuşturucu satılma-sına karşı çıktığı için çeteler tara-fından katledilen İsmail Doğan'ın40 yemeğine katıldı. İsmail Do-ğan'ın çeteler tarafından yaralanankardeşi Mesut Doğan'a geçmişolsun ve taziyelerini sunarak ay-rıldılar.

Gazi Mahallesi’ndeki TAYAD çadırına 12 Kasım’daçete saldırı gerçekleşti. Önce çadıra bir kişi imza atmakbahanesiyle geldi. İmza föyünü kaldırdığını belirten TA-YAD’lıya “Adaleti sadece Apo sağlar, biji serok Apo”vs. şeklinde konuşmaya ve bağırmaya başlayınca, ça-dırdan uzaklaştırıldı. Aradan dakikalar geçtikten sonrasöz konusu kişi aracıyla hızla geçerek çadıra tek el ateşetti. Şans eseri yaralanan olmadı. Saat 00.30' ta sloganlaratarak çadıra destek için gelen 5 Halk Cepheli'ye,pompalı silahla “Biji Serok Apo, hak hukuk adaletApo’da” söylemleriyle iki-üç kez ateş etti. Bu saldırı-da da şans eseri yaralanan olmadı. Kısa bir süre sonracaddeye çıkan Cephe milisleri, halka saldırganın çete-ci olduğunu, aradıkları çeteciyi bulup cezalandırdıkla-rını belirttiler. Bu gelişmeler yaşandıktan sonra üçakrep çadıra gaza boğup geçtiler.

Buraya bir gitmem artık Bu karanfil bahçesinden Kovsanız da gitmem. Gönül işi diyorlar Gönül verdim işte ben Gitmem acısa canım Gitmem aksa da kanım Umuda gelmişim dört nala ben Umuttan gidemem

Ailelerimize Kalkan Elleri Kıracağız!

İsmail Doğan'ın 40 Yemeği Verildi

Ankara

Eskişehir

23 Kasım2014

Yürüyüş

Sayı: 444

43HESAP SORAN CÜRETİYLE GENÇLİĞİN ÖNCÜSÜDÜR!

Page 44: Şan Olsun Dev-Genç’lilere Boykotlarla, İşgallerle ... · 55 Kulağımıza Küpe Olsun 56 Yitirdiklerimiz... 59 Öğretmenimiz... 4 Şan olsun Dev-Genç’lilere... Boykotlarla,

28 Ekim’de Karaman’ın Ermenek İlçesi’nde Has Şe-kerler Maden Ocağı’nda yaşanan su baskını sonucumaden içinde kalan işçiler ve aileleriyle dayanışmakiçin yola çıkan ve maden bölgesine ulaşan Halk Cephesiheyeti basın açıklaması yaptı.

Galatasaray Lisesi önünde 17 Kasım’da toplananHalk Cepheliler, pankartlarını açarak, sloganlarla eylemebaşladılar.

Yapılan açıklamada, Halk Cephesi heyeti yollarınınjandarma ve polis tarafından “valilik emriyle” kesildiğini,2 gün boyunca keyfi bir şekilde bekletildiklerini ancaktüm baskılara rağmen oluşturdukları heyetle, farklı yollarıkullanarak maden ocağına girdiklerini söylediler.

Heyet işçilerle yaptıkları konuşmalarda, “haftalar önceocağa su dolmaya başladığını, yetkililere söylemelerinerağmen çalışmaya devam edildiğini, denetimlerin yapıl-dığından şüphe duyduklarını, geçen sene 6 ay süreyleeksikliklerden dolayı kapatma cezası olduğunu ancak birgün bile çalışmaların durmadığı” bilgilerini edindikleriniifade etti. Açıklamanın son bölümünde ise "Yerin altınasoktuğunuz, yaşamlarını kararttığınız madencilerin hesabınıvereceksiniz. Daha fazla kar için madencileri yerin altınagömüyorsunuz. Can güvenliğinin olmadığı riskli maden-lerde insanları karın tokluğuna çalışmaya zorluyorsunuz.Gözlerini kar hırsı bürümüş, asalak patronlar… Onlarınkoruyucusu AKP ve bakanları… Hâkimleri ve savcıla-rı… Hepiniz suçlusunuz… Unutmayın! İki elimiz yaka-nızda. Halkın da bir adaleti var. Hesap vermekten kurtu-lamayacaksınız’’ denildi. Sloganlarla bitirilen basın açık-laması eylemine 9 kişi katıldı.

Katlettiğiniz İşçilerin HesabınıBiz Soracağız!

Devrimci İşçi Hareketi (DİH), 18 Kasım’da Çerkezköy

Belediye Meydanı’nda, Ermenek başta olmak üzere sondönemde yaşanan işçi katliamlarına ilişkin eylem yaptı.Açıklamada; “ Ermenek’te madende suyun içinde kalanoğlu için 'benim oğlum yüzme bilmiyordu' diyen ananıngözyaşının hesabını biz soracağız” denildi. 20 kişininkatıldığı eylem sloganlarla bitirildi.

Düzen insanı ve insana ait her şeyi özünden uzaklaş-tırıp, yozlaştırıyor. Devrimciler, dayanışmayı örgütleyipolanaklar yaratarak Anadolu kültürünü yaşatıyor. Yozsinema filmlerine, televizyon dizilerine karşı, kendi al-ternatiflerini sunuyor. Halk Cepheliler, ülkenin çeşitliyerlerinde yaptıkları alternatif film gösterimlerine devamediyor.

İSTANBULPendik:Halk Cephesi'nin işgal ettiği ve halk için parka

çevirdiği alanda ilk program, 18 Kasım'daki film gösterimioldu. Halk Cepheliler, halka ikramlarda bulundu. Filmdensonra meydan ateşinin etrafında halaylar çekilip türkülersöylendi. Mahalle gençleriyle ateş başında sohbet edildi.

Halk Cepheliler mahalle halkına Hasan Ferit Gedik’inmahkemesine çağrıda bulundu. Programa 90’dan fazlakişi katıldı.

ANTEP: Antep Halk Cepheliler, haftalık film gösteriminde

buluştu. 14 Kasım günü ‘ZÜBÜK’ filmini izleyen HalkCepheliler, filmin ardından değerlendirme yaptılar. Film6 kişiyle izlendi.

DERSİM: Halk Cepheliler 14 Kasım günü Hozat Belediyesin'nde

“Uyuyan Ses” filmini izletti. Gösterime 7 kişi katıldı.Her hafta yapılacak film gösterimleri yozlaşmaya karşıalternatiflerin bir adımı olarak devam edecek.

İşçi Katliamlarının Sorumlusu AKP’dirİki Elimiz Yakanızda! Halkın da Bir Adaleti Var!

Hesap Vermekten Kurtulamayacaksınız!

Yozlaşmaya Karşı Bir Alternatif: Film Gösterimleri

Devrimci İşçi Hareketi Masa AçtıDİH, Çerkezköy Bele-

diye Meydanı'nda 18 Ka-sım’da masa açtı. Masadakitap, dergi, tutsak ürünlerisergilendi. Masaya halkınilgisi yoğundu. 35 adet İşçiHareketi Gazetesi, 1 adetGençlik 1-2 kitabının satışıyapıldı. Ardından masayıziyarete gelen insanlarlasohbet edildi. Sohbette İşçiMeclisleri'nin önemi anla-tıldı ve örgütlenme çağrısıyapıldı.

Yürüyüş

23 Kasım2014

Sayı: 444

ŞAN OLSUN DEV-GENÇ’LİLERE44

İstanbul

Page 45: Şan Olsun Dev-Genç’lilere Boykotlarla, İşgallerle ... · 55 Kulağımıza Küpe Olsun 56 Yitirdiklerimiz... 59 Öğretmenimiz... 4 Şan olsun Dev-Genç’lilere... Boykotlarla,

Halk Cepheliler yurdun her ya-nında ellerinde yürüyüş dergisiyle...

İSTANBULBağcılar:Yenimahalle’de, Liseli Öğrenci

Meclisi Çadırı’nın kurulduğu alanınçevresinde ve ara sokaklarda HalkCepheliler Yürüyüş Dergisi’ni ta-nıttılar. 15 Kasım’da yapılan çalış-mada halka, yozlaşmaya karşı genç-leri bir araya getirmek için kurulançadıra, polisin saldırdığı anlatıldı.100’den fazla dergi halka ulaştırıl-dı.

14 Kasım’da Yavuz Sultan SelimLisesi önünde Yürüyüş Dergisi’nintanıtımını yapan Dev-Genç’lilerepolis saldırdı. 20 derginin öğrencilereulaştırıldığı çalışmada, işbirlikçi okulidaresinin çağırdığı polisler, BağcılarAsfaltı Caddesi’nde 3 Dev-Genç'liyiişkenceyle gözaltına aldı. Gözaltılar22.30 sıralarında karakoldan serbestbırakıldı.

Şirinevler: Şirinevler’de 13 Kasım günü ya-

pılan dergi dağıtımında 10 dergihalka ulaştırıldı. Yapılan çalışmayağmur nedeniyle aksasa da yenibaskı yasaları bildirisi ve kuşlamaları

ile çalışmaya devam edildi. 18 Kasım günü ise metrobüs çı-

kışında toplu dergi dağıtımı yapıldı.2 saat süren dergi dağıtımında halkınilgisi yoğundu, 25 dergi halka ulaş-tırıldı. Dergi dağıtımı esnasında za-bıtalar bir seyyar satıcının tezgâhınıdağıtarak almaya çalıştı. Olayı görenHalk Cepheliler, seyyar satıcının eş-yalarını geri alarak zabıtaları olayyerinden kovdu.

Beşiktaş:Dev-Genç'liler 14 Kasım günü

esnaflar ile sohbet edip yaşadıklarısorunları dinlediler. 3 Dev-Genç’lininkatıldığı çalışmada 75 Yürüyüş der-gisi halka ulaştırıldı.

Sarıyer:Çayırbaşı’nda 14 Kasım’da, es-

nafı ve evleri kapı kapı gezen Dev-Genç'liler 51 adet Yürüyüş dergisinihalka ulaştırdılar. Halk ile sohbeteden Dev-Genç'liler tanıştıkları birablanın evinde yemek yediler.

Esenyurt:Yeşilkent Mahallesi’nde 7 Yü-

rüyüş okurunun katıldığı çalışmada45 dergi halka ulaştırıldı.13 Kasımgünü yapılan çalışma bir buçuk saatsürdü. Daha önce kapı çalışmasındatanışılan bir aileye, Halk Cepheliler,ailenin kıyafet ihtiyacını giderdi.

Kadıköy:Dev-Genç'liler Kadıköy'de yap-

tıkları çalışmada 90 adet Yürüyüş

dergisini halka ulaştırdı. 13 Kasım'dayapılan çalışmada birçok esnafla ta-nışıldı.

Kıraç-Kuruçeşme:Halk Cepheliler 14 Kasım’da

Beylikdüzü metrobüs çıkışında dergidağıtımı yaptı. 4 Halk Cepheli'niniki saati aşkın süre, halkla sohbetettikleri çalışmada 25 dergi dağıtıl-dı.

16 Kasım'da Kıraç, Kuruçeşme’deBeylikdüzü TÜYAP Kitap Fuarıönünde toplu dergi dağıtımı yapıldı.Halk Cepheliler 2 saatlik dergi da-ğıtımında halkın yoğun ilgisiyle kar-şılaştı. Dergi dağıtımında maden iş-çilerinin katilinin AKP iktidarı ol-duğu, AKP’nin işçiyi koruyan yasalar

Sosyalist RekabetiÖrgutleyelim!

Tum Yuruyuş dağıtımcılarına,okurlarına çağrımızdır:

Dergimizin dağıtımında sosyalistrekabet başlatıyoruz.

Hedefimiz dergi dağıtımımızı 2katına çıkarmak.

Yılbaşına kadar en çok dergi da-ğıtacak olan alan ve kişilere yılbaşıkutlamasında ödul vereceğiz. Tumokurlarımızı sosyalist rekabete davetediyoruz.

****Adım Adım Her Kapıyı Çalaca-

ğız!DERGİ SAYISINI ARTIRIYO-

RUZ! TÜM CEPHELİLER DAHA

FAZLA KAPI ÇALIP HALKIMIZAULAŞACAĞIZ!

Yaratıcı Yarışma ileDergimizi İki Katına Çıkaralım!

İzmir

Esenyurt

23 Kasım2014

Yürüyüş

Sayı: 444

445HESAP SORAN CÜRETİYLE GENÇLİĞİN ÖNCÜSÜDÜR!

Page 46: Şan Olsun Dev-Genç’lilere Boykotlarla, İşgallerle ... · 55 Kulağımıza Küpe Olsun 56 Yitirdiklerimiz... 59 Öğretmenimiz... 4 Şan olsun Dev-Genç’lilere... Boykotlarla,

değil katliam yasaları çıkardığı, mil-yonlarca insanın yoksulluklar içindeyaşamasına karşın Tayyip Erdoğan’ınsaray yaptırdığı ajitasyonlarla halkaanlatıldı. 5 kişinin katılımıyla 40dergi halka ulaştırıldı.

ANKARADev-Genç'liler 15 ve 16 Kasım’da

Kızılay ve Tuzluçayır’da Yürüyüşdergisini halka ulaştırdılar. Birer saatsüren çalışmalarda 47 dergi halkaulaştırıldı.

ÇORUM:Bahabey ve Emek Caddesi üze-

rinde 15 Kasım’da 30 Yürüyüş der-gisi, 8 Tavır dergisi halka ulaştırıldı.İki Halk Cepheli'nin katıldığı çalışmaiki saat sürdü.

İZMİRDev-Genç'liler Kuruçeşme Ma-

hallesi’nde Yürüyüş dergisini tanıttı.Bir buçuk saat süren dergi tanıtımında21 dergi halka ulaştırıldı.

DERSİMNazımiye:10 Kasım günü Nazımiye İlçe-

si’nde yapılan dergi tanıtımında 40dergi halka ulaştırılırken birçok insanderginin kendilerine daha düzenliolarak ulaştırılmasını istedi.

Ovacık:Ovacık İlçesinde Berkin Elvan

Halk Kütüphanesi’nin açılışındansonra Konutlar bölgesinde dergi da-ğıtımına çıkan Halk Cepheliler, halkkütüphaneyi sahiplendiğini ifade etti.13-14 Kasım’da yapılan çalışmadaKonutlar'da 30, Ovacık esnafına 70

olmak üzere toplamda 100 dergihalka ulaştırıldı.

Hozat:Hozat İlçesi’nde 13-14 Kasım

günlerinde Yeni Mahalle, Fikri PaşaMahallesi ve esnafları gezen HalkCepheliler 120 dergiyi halka ulaş-tırdılar.

Merkez: 14 Kasım günü Alibaba Mahalle-

si’nde kapı çalışması yapan Halk Cep-heliler 35 dergiyi halka ulaştırıldı.

ANTEP:Halk Cepheliler, kapı kapı dola-

şarak Yürüyüş dergisinin tanıtım vesatışını yaptı.

11 Kasım günü Düztepe'de ikisaat süren çalışmada 10 adet; 12 Ka-sım’da Yeşilsu Meydanı’nda 4 HalkCepheli'nin katıldığı çalışmada 10adet; 13 Kasım günü Düztepe Ma-hallesi’nde 35 adet; 15 Kasım günüde Düztepe'de 40 adet Yürüyüş Dergisive 3 adet Mahir Yürekliler kitabınıhalka ulaştırdılar. 18 Kasım'da Düz-tepe mahallesinde 2 saat süren çalış-mada 3 Halk Cepheli tarafından 15dergi halka ulaştırıldı. Antep’in Kö-seler Köyü’nde de yapılan çalışmada20 Yürüyüş dergisi, 4 Halk Cephelitarafından köy halkına ulaştırıldı.

MARAŞ:Dev-Genç'liler 12 Kasım

günü Pazarcık Beldesi’ndekapı kapı dolaşarak, gerçeğinsesini mahalle halkına veesnafına ulaştırdı. Halklasohbet eden Dev-Genç’lilerevlere davet edilirken, çayve aşure ikram edildi. Dörtsaat süren çalışmada 50 Yü-

rüyüş dergisi ve 1 adet Mahir Yü-rekliler adlı kitap halka ulaştırıldı.

Pazarcık’ta Antep Dev-Genç ta-rafından 17 Kasım'da Yürüyüş der-gisinin dağıtımı yapıldı. Çalışma es-nasında halkla sohbet edildi. IŞİD’ikendi elleriyle kuran ABD’nin si-lahlarıyla Kürt halkını kurtulama-yacağına, halkın boğazını kesen elikanlı katil sürüsüne en büyük yardımıyapan ve Kobane eylemlerinde 40kişiyi katleden AKP ile barışılama-yacağına da değinildi. Çalışma so-nunda 37 dergi halka ulaştırıldı.

KOCAELİ:Derince'nin Esentepe Mahalle-

sinde 16 Kasım’da Yürüyüş dergisinin443. sayısının dağıtımı yapıldı. Top-lamda 25 adet dergi halka ulaştırıldı.Dergi dağıtımı sırasında halkla sohbetedilerek Hasan Ferit'in 19 Kasım’dakiduruşmasına çağrı yapıldı.

İZMİR:Menemen’de, 15 Kasım günü

Yürüyüş okurları dağıtıma çıktı. 12kişinin yaptığı dergi dağıtımında100 dergi halka ulaştırıldı. Bir sonrakigün Güzeltepe Mahallesi’nde 6 ki-şinin çıktığı dergi dağıtımında 60dergi halka ulaştırıldı.

ESKİŞEHİR:Eskişehir’de Yürüyüş dergisi da-

ğıtımcılarıyla Yürüyüş dergisi çalı-şanlarının katıldığı bir kahvaltı ya-pıldı. 15 Kasım sabahı yapılan kahv-altının ardından, dergi dağıtımınailişkin bir program çıkarıldı. Derginin,komiteler kurma ve farklı mahalle-lerde daha çok dağıtımcıyla dergidağıtımı yapma kararı alındı. Top-lantının ardından Gültepe ve Bü-yükdere Mahallesi’nde toplam 34dergi halka ulaştırıldı.

Dersim

Eskişehir

Yürüyüş

23 Kasım2014

Sayı: 444

ŞAN OLSUN DEV-GENÇ’LİLERE446

Page 47: Şan Olsun Dev-Genç’lilere Boykotlarla, İşgallerle ... · 55 Kulağımıza Küpe Olsun 56 Yitirdiklerimiz... 59 Öğretmenimiz... 4 Şan olsun Dev-Genç’lilere... Boykotlarla,

Pisliğinizi Bulaştırdığınız Her Yerde Karşınızda Bizi Bulacaksınız!

Mahallelerimizde fuhuşa, hırsız-lığa, uyuşturucuya ve her türden yoz-laşmaya karşı Cepheliler’in müca-delesi sürüyor. Düzenin pisliklerinihalkımıza yaymaya çalışan çetelerden,ahlaksızlardan Cepheliler hesap so-ruyor. Aşağıda Cephe’nin yozlaşma-ya karşı mücadelesinden bazı haber-leri aktarıyoruz.

İSTANBUL1 Mayıs:Halkımızın canına kasteden, ma-

hallelerimizde kurulumu artmaya de-vam eden baz istasyonlarından biri 1Mayıs Mahallesi’nde Cepheliler ta-rafından tespit edilerek imha edildi.11 Kasım’da yüzleri kızıl maskeliCepheliler, 3001 Cadde'yi molotof-larla trafiğe keserek, ‘HalkımızınZehirlenmesine İzin Vermeyeceğiz-CEPHE’ pankartıyla ve umudun slo-ganlarıyla yürüyüşe geçti. Baz istas-yonun bulunduğu markete gelerek ba-rikatlar kurarken silahlı Cepheliler gü-venlik aldı ve 4 Cepheli, marketin ça-

tısına çıkarak balyoz ve çekiç-lerle baz istasyonunu parçaladı.Yarım saat süren eylemi, halk al-kış ve sloganlarla sahiplendi.Cepheliler ajitasyon çekerekhalktan mahalledeki baz istas-yonlarını Cephe’ye bildirmeleriniistedi. Baz istasyonu parçalanıpcaddeye atıldı ve ateşe verilerekyakıldı. Umudun sloganlarıylaeylem bitirilirken, Cepheliler as-

keri yürüyüşleriyle, havaya silahla-rıyla ateş ederek eylem alanından çe-kildi.

14 Kasım günü 1 Mayıs Mahal-lesi’nde, Mustafa Kemal Köprü-sü’nün üzerinde 2 akrep, bakanlarıngüvenliğini almak için beklerkenCepheliler tarafından fark edildi. Bu-nun üzerine toplanan Cepheliler, halkdüşmanlarını mahalleden kovmakiçin taş ve şişelerle, slogan atarak ka-til polislere saldırdı. Saldırı karşısın-da katiller apar topar mahalledenkaçtı.

Gazi:Gaspçı hırsız olan Yunus adında-

ki kişi Cepheliler tarafından 11 Ka-sım'da cezalandırıldı. Bu hırsız birkaçaydır Cephe’nin ismini kullanarak;Karayolları ve Gazi Mahallesi’ndeçok sayıda gasp ve hırsızlık yaptı. Ga-zi'de Eski Karakol’da bir esnafındükkânını soydu. Yaşlı bir kadına ara-bayla çarparak felç kalmasına nedenoldu. Birçok yerde insanları çevirip

“Ben Cepheli’yim, sen torbacısınüzerini arayacağım” diyerek halkıgasp etti. Gazi’deki halkın Cephe'yeolan saygısını kullandı, Cephe'nin45 yıllık tarihini böyle karalamaya ça-lıştı. Bütün bunlardan kaynaklı Yunus,Cephe milisleri tarafından Dörtyol'damobesenin önünde bacaklarından vu-rularak cezalandırıldı. Milisler eyle-min ardından bu hırsızın suçlarını sa-yıp sloganlar atarak çekildi.

Okmeydanı:Asi Kafe uzun süredir Kuzey So-

kak’ta uyuşturucu satıyor, kumar oy-natıyor ve gençleri yozlaştırıyor. 14Kasım’da Cephe milisleri Asi Kafe’yibasarak, içerde bulunan 40 kişiyiyere yatırıp kafenin sahibini uyardı.Bu sırada Asi Kafe’nin üst tarafındançeteler, Cephe milislerine ateş açtı.Ateşe cevap veren Cephe milisleri ileçeteler arasında kısa süreli çatışmasonrası çetelerin kaçması üzerine,milisler eylemi bitirdiler.

Çayan: 15 Kasım'da Nurtepe’de saat

21.00’da esnaflık yapan bir erkek vefarklı mahalleden gelen bir kadın, ma-halle halkının şikayeti üzerine fuhuşyaparken Cepheliler tarafından ya-kalandı. Fuhuş yapanlar halka ve es-naflara teşhir edilip cezalandırıldı.“Mahallemizde fuhuşa, çetelere, ku-mara, uyuşturucuya, hırsızlara, yoz-laşmaya izin vermeyeceğiz” denildi.

Okmeydanı

Dersim’de Yozlaşmaya veUyuşturucuya Karşı Mücadeleyi

Büyütüyoruz!Dersim Halk Cephesi’nin yozlaşmaya ve uyuşturucuya kar-

şı yürüttüğü kampanya devam ediyor. 16 Kasım günü, YeniMahalle'de uyuşturucu kullanıcılarının mekan tuttuğu bir in-şaat, Halk Cepheliler ve mahalle halkı tarafından ateşe verildi.Dışarıya çıkarılan kanepe parçaları ve uyuşturucu kovaları dayakıldıktan sonra, inşaatın giriş ve pencere kısmı taşlarla ka-patıldı. Yenimahalle halkına çağrıda bulunan Halk Cepheli-ler; mahallede uyuşturucu kullanılan yerlerin kullanılmaz halegetirileceğini, uyuşturucu kullananlarla ilgilenileceğini söy-lediler. Halkımızın ve gençlerimizin yozlaştırılmasına izin ver-meyeceğiz diyerek, mahalle halkından uyuşturucu satıcıla-rının isimlerini kendilerine bildirilmesini istediler.

1 Mayıs Mahallesi’ndeHasan Ferit İçin 3 Günlük

Çadır Açıldı1 Mayıs Mahallesi’nde 15 Kasım'da Halk Cepheli-

ler 3001. Cadde üzerinde Hasan Ferit Gedik’in 19 Ka-sım’da yapılacak mahkemesine çağrı için çadır ve masaaçtı. Açılan çadıra halkın ilgisi yoğundu, marşlar ve tür-küler söylenip halaylar çekildi. Halk Cepheliler, halkaHasan Ferit Gedik’in mücadelesini anlattı. Halk çadır-da nöbet tutanlara destek vermek için gece geç saatle-re kadar çadırda nöbet tuttu ve ikramlarda bulundu. Is-rarla yozlaşmaya karşı mücadelemizi, Hasan Feritleri-miz'i, uyuşturucu çetelerini koruyup kollayan adalet-sizliğe karşı adalet mücadelemizi sürdüreceğiz.

23 Kasım2014

Yürüyüş

Sayı: 444

447HESAP SORAN CÜRETİYLE GENÇLİĞİN ÖNCÜSÜDÜR!

Page 48: Şan Olsun Dev-Genç’lilere Boykotlarla, İşgallerle ... · 55 Kulağımıza Küpe Olsun 56 Yitirdiklerimiz... 59 Öğretmenimiz... 4 Şan olsun Dev-Genç’lilere... Boykotlarla,

İkitelli’de 13 Kasım'da, Yozlaşmaya Karşı Birol Ka-rasu Halk Şenliği'nin 2.si Yıldız Düğün Salonu'nda ger-çekleştirildi. Salona, Birol Karasu ve Hasan Ferit'in re-simlerinin yer aldığı çeşitli pankartlar asıldı. Ayrıca tu-tuklanan Liseli Dev-Genç’li Enis Öskan’a kart yazmak içinbir masa açıldı.

Program saygı duruşunun ardından Birol Karasu'yu an-latan sinevizyon ve İkitelli Özgürlükler Derneği adına ko-nuşma yapıldı. Konuşmada; yozlaşmaya karşı yürütülenmücadeleye vurgu yapılarak, Gazi’deki ‘Hasan FeritGedik Uyuşturucuyla Savaş Ve Kurtuluş Merkezi’ örnekverildi. Gebze Hapishanesindeki DHKP-C davasından Öz-gür Tutsakların Birol Karasu’ya yazdıkları mektup okun-du.

Karanfiller Kültür Merkezi Müzik Grubu ve GrupUmut Yağmuru kendi bestelerini Berkin, Hasan Ferit veBirol Karasu için söyledi. Liseli Dev-Genç'liler, şiirgrubu ile sahnede yerlerini aldılar. Ardından sahneye Ma-hir ve Melek Atmaca, Vedat Gündoğdu ve Grup Yorumşarkılarını seslendirdi. Çekilen halaylarla bitirilen şenli-ğe 600 kişi katıldı.

Şenlik çalışmalarına son 1 hafta hız veren Halk Cep-heliler, mahallenin birçok yerine afişlemeler yaptı. Par-seller, Mehmet Akif ve Köyiçi bölgelerine yaygın olarakafişlemeler yapıldı. Kapı çalışmaları ve toplu bildiri da-ğıtımları sonucunda 4000 civarında bildiri ve 700 afiş ileşenliğe çağrı yapıldı. Ayrıca mahallenin dış taraflarına da15 ozalit, 4 pankart asıldı.

54. Gün - Açlık Grevinin 20. Günü - 10 Kasım 2014Açlık grevimizin 20 günündeyiz. Direnişimiz 3 arka-

daşımızla devam ediyor. Öğleden önce çadırımızı ziya-retler başladı. Hava bugün biraz daha iyi. Gelen misafir-lerimizle sıcak çayımızı içerken mahkemeye dair sohbetettik. Öğleden sonra da misafirlerimiz yoğundu. Akşamsaatlerinde ölüm orucu şehidimiz Bülent Çoban’ın akra-bası çadırımıza gelerek 2 günlük açlık grevine başladı. Ak-şam dostlarımız da geldi çadırımıza, direniş ateşimizi ya-karak ateşin etrafında toplandık.

55. Gün - Açlık Grevinin 21. Günü - 11 Kasım 2014Açlık grevi 4 arkadaşımızla devam ediyor. Oturma ey-

lemimizin 55. günündeyiz. Sabah erken saatte başladıkokuma saatimize; kimimiz dergi, kimimiz kitap okuyor.Gün içerisinde ziyaretçilerimiz oldu. Mahkemeye çağrı-da bulunduk. Akşam TAYAD'dan ve Kartal'dan aileleri-miz çadırımıza geldiler. Kendi aramızda mahkeme ile il-gili sohbet ettik. Misafirlerimizi yolcu ettik. Sarıgazi veOkmeydanı’ndan nöbete arkadaşlarımız geldi. Ateşin et-rafında toplanarak türküler ve marşlarla nöbetimizi tut-tuk.

19 Kasım'da Kartal Adliyesi'nde gö-rülecek olan Hasan Ferit'in mah-kemesine katılım çalışmaları yay-gın olarak yapıldı. Bizi uyuş-turucu, fuhuş, kumar ve türlüyollarla yozlaştırıp, yok etmekistiyorlar. Hasan Ferit'ler iseyozlaşmaya hayır diyor, ken-di kültürümüzle yaşayacağızdiyor ve bu yüzden katlediliyor.Yozlaştırmaya karşı olduğu için21 yaşında, uyuşturucu çeteleritarafından katledilen Hasan Ferit'in da-vası davamızdır. Katillerin peşini bırak-mayacağız, adalet istemeye devam edeceğiz.

İSTANBUL:Bağcılar:16 Kasım'da; Yenimahalle, Yavuz Selim, Kirazlı, De-

mirkapı mahallelerinde, Kirazlı Metro ve otobüs durak-larında mahkemeye çağrı ozalitleri asıldı. “Hasan Ferit Ge-dik İçin Adalet İçin 19 Kasım’da Kartal Adliyesindeyiz”yazılı ozalitlerden toplam 10 adet asıldı.

Çayan:12 Kasım’da Dilan Kafe önünde masa açıldı. Hasan

Ferit Gedik’in mahkemesinin duyurusu için açılan masada,1000 bildiri, 15 Yürüyüş Dergisi ve 500 adet mahkeme-ye çağrı bildirisi dağıtıldı.

Armutlu:Hasan Ferit’in mahkemesine 18 Kasım’da Armutlu'da

12 adet çağrı ozaliti asıldı.

Kartal:11 Kasım günü mahkeme ile ilgili toplantı düzenlen-

di. 20 kişinin katıldığı toplantıda, mahkeme gününe ka-dar çalışmaların tüm hızıyla devam etmesi kararlaştırıl-dı.

12 Kasım'da Karlıktepe Mahallesi'nde kapı çalışma-sı yapıldı. Aynı gün Kartal Merkez’de 2 adet ozalit ası-larak halk mahkemeye davet edildi.

13-14-15 Kasım'da ise Kurfalı Mahallesi ve BankalarCaddesi'nde bildiri dağıtımı yapılırken, Kartal Çarşı ve Kar-lıktepe Mahallesi’nde 10 adet ozalit asıldı.

KOCAELİ: Kocaeli'nde Dev-Genç'liler 16 Kasım'da Derince'nin

Esentepe Mahallesi’nde Özel Harekat Şube Amirliği'ninduvarlarına Hasan Ferit'in 19 Kasım'da görülecek olan da-vasına çağrı için yazılamalar yaptılar. Dev-Genç'liler, ma-hallelerinde uyuşturucuya, fuhuşa, kumara ve yozlaşmayageçit vermeyeceklerini, binlerce Hasan Ferit Gedik olupmücadele bayrağını Kocaeli'nden yükselteceklerini bir kezdaha ifade ettiler.

Hasan Ferit Gedik Adalet Çadırıve Açlık Grevi Direniş Günlüğü

Hasan Ferit'in MahkemesindeBuluşalım

Düzene Alternatif OlmayaDevam Edeceğiz

Yürüyüş

23 Kasım2014

Sayı: 444

ŞAN OLSUN DEV-GENÇ’LİLERE448

Page 49: Şan Olsun Dev-Genç’lilere Boykotlarla, İşgallerle ... · 55 Kulağımıza Küpe Olsun 56 Yitirdiklerimiz... 59 Öğretmenimiz... 4 Şan olsun Dev-Genç’lilere... Boykotlarla,

Ege dağları yüzyıllar boyunca binlerce zeybek görmüş,namı Anadolu topraklarını aşan onlarca Efe'yi bağrındasaklamıştır.

Zeybekler kimi zaman baskıdan, zorbalıktan, sömü-rüden bunalmış; kimi zaman kanunlara ters düşmüş,dağları mesken ve isyanlarını düzene yöneltmeyi bilmişkişilerdir. Osmanlı'nın zorbalığına karşı halkın yanındasaf tutmuşlar, ağaya-beye karşı yoksulu kollamışlardır.

Efeler arasında Atçalı Kel Mehmet Efe'nin özel biryeri vardır. Onu özel kılan diğer efelerden ayıran önderlikettiği Aydın İhtilali'dir. Atçalı Kel Mehmet düzene olanbaşkaldırısının örgütlü bir isyan hareketine dönüştüre-bilmiştir. Daha da ötesi, hakça bir düzen kurma iddiasıylahalkı etrafında birleştirmiş ve Aydın'ı ele geçirerek kısabir süre de olsa adil bir düzeni tesis etmeyi başarmıştır.Atçalı, halkı iktidara yönlendirmesi ve halka adil-hakçabir düzen kurabileceğini göstermesi açısından büyüköneme sahip bir efedir.

Atçalı dağa çıkmadan önce yoksul bir köylüdür. Ba-basının ölümü sonrası Arpaz Beyi tarafından evlerindenkovulur. Yerleştikleri Atça köyünden ırgatlık yaparkenŞerif Hüseyin Ağa'nın kızı Fatma'ya sevdalanır. Bu sevdabaşına dertler açar Atçalı'nın. Ağa tarafından ezilir,horlanır, çok defa ağanın adamlarının saldırısına uğrarda sevdasından, sevdalısından vazgeçmez. Lakin ağabaskısı yüzünden köyde de barınamaz. Tek çıkış yolukalmıştır! Dağlara çıkmak!

Her başı şıkışana, mağdur olana kucak açmıştır dağlar.Atçalı Kel Mehmet'in ağa ve beylere karşı çetin bir mü-cadeleye girişeceği, efelik dönemi başlamıştır artık.Atçalı dağdayken sevdiğini, Fatması'nı evlendirmekisterler. İzin vermez, damadı kaçırır. Peşine çalıkakıcılar*takılır, Atçalı bir bir vurur bunları. Ağaların, beylerinkonaklarını basar, onlardan aldığı altınları yoksullaradağıtır.

Bölgede ünü iyice yayılan Atçalı'yı düze indirmeninyollarını arar Osmanlı, ağalar ve beyler... Atçalı sonundadağdan inmeye ikna edilir. Anlaşmaya varılır. Dağa çı-karken çok genç olan Atçalı düze indiğinde görmüş ge-çirmiş, daha olgun bir efedir artık. Bu düze iniş Atçalı'yahalkın arasına iyice karışma; yoksulluğun, sömürününnedenlerini daha iyi kavrayan Atçalı'nın düzde dahafazla durması zordur. Ayrıca ağa-bey takımına güvenil-meyeceğini anlamıştır. Düz de çok kalmadan tekrar dağ-ların yolunu tutmuştur Atçalı.

Artık Atçalı'nın tüm ömrü bas-kınlar, çatışmalar, Osmanlı'ya karşımücadeleyle geçecektir.

Atçalı bölgede çokça tanınanbir efeyken Aydın hapishanesinibasıp, idam edilecek adamlarınıkurtarır. Bu eylemiyle namınanam katılır Efe'nin.

Zaman geçtikçe Efe, Osman-lı'ya karşı olan tüm halk kesim-lerinin desteğini ardına aldı.

Atçalı halkın gözünde Osman-lı'ya kafa tutabilen bir güç oluyordu.Bu yıllar içinde adil bir düzen fikriAydın ihtilali Atçalı'nın kafasında so-mutlanıyordu.

Tüm Ege halkı büyük yoksulluk ve zulüm altında ya-şıyordu. Osmanlı devleti, sömürgeleşmesinin getirdiğiek ekonomik sorunlar nedeniyle her geçen gün halkınsırtına daha fazla vergi yükü koyuyordu. 1820'li yıllardahalktan toplanan yüzün üzerinde farklı vergi bulun-maktaydı. Bunlar yetmezmiş gibi yerel yöneticilerinağa ve beylerle birlikte halkın malına, parasına, toprağınazorla el koyması, çocuklarını zorla hizmetine alması;halkın canına, namusuna el uzatması halkı isyanın eşiğinegetirmişti. Aynı yıllar içinde Osmanlı Alevi-Bektaşidergahlarını kapatıp, Alevi halkı üzerinde baskı vekıyım gerçekleştirmesi Ege'de yaşayan Alevi halkında öfkesini büyütmüştü. Osmanlı'nın 1828 yılındadüzde yaşayan efeler ve zeybekler üzerinde de baskıoluşturması dağlara yoğun bir zeybek çıkışını sağladı.

Ege'nin sömürü ve zulümden patlamaya hazır olduğunugören Atçalı, adil bir düzeni tahsis etmek için örgüt-lenmeye başlamıştır. Atçalı öncelikle kenidisi gibi Os-manlı düzeninin değişmesi gerektiğini düşünen tümzeybek ve efeleri etrafına toparladı. Kimi Türkmen aşi-retlerinin desteğini sağladı. Ayaklanma vakti geldiğindeAydın ve Nazilli dağlarında Malgaç, Çubuk, Babadağ,Bozdağ, Karıncalıdağ, Madran ve Beşparmak dağla-rında toparlanan isyancı zeybekler Atçalı'nın önderliğindehalkın çektiği acılara son vermek için dağlardan aşağıyaindiler.

Atçalı isyancı güçleriyle ilk olarak Kuyucak Kasabasıüzerine yürüdü. Nazilli halkının daveti üzerine Kuyucak'ınardından Nazilli'yi ele geçirdi. Buralarda voyvodalarınkorkup kaçması üzerine ciddi bir direnişle karşılaşmadılar.İlk büyük çarpışma zeybeklerin Aydın Güzelhisar üzerineyürümmesiyle başladı. Osmanlı güçleri zeybekleri KöşkKızağı yakınlarında karşıladı. Atçalı kendi ancak üçüncüşiddetli çarpışma sonucu ve bölgedeki diğer zeybeklerindesteğiyle ele geçirdi. Osmanlı kuvvetlerinin dağılmasının

Bu Halk, Bu Vatan Bizim! Kahrolsun Faşizm Kahrolsun Emperyalizm!

DDünden Bugüne Anadolu'daDünden Bugüne Anadolu'daHALK İSYANLARIHALK İSYANLARI

HALK KAHRAMANLARIHALK KAHRAMANLARI

Zalimler Oldukça İsyan Edenler,Zulüm Sürdükçe de İsyanlar Olacaktır! AYDIN İHTİLALİ

23 Kasım2014

Yürüyüş

Sayı: 444

49HESAP SORAN CÜRETİYLE GENÇLİĞİN ÖNCÜSÜDÜR!

Page 50: Şan Olsun Dev-Genç’lilere Boykotlarla, İşgallerle ... · 55 Kulağımıza Küpe Olsun 56 Yitirdiklerimiz... 59 Öğretmenimiz... 4 Şan olsun Dev-Genç’lilere... Boykotlarla,

ardından Aydın MütezellimiHaşim Ağa bir süre daha kona-ğında direndi. Çareyi kendi ter-kederek kaçmakta buldu.

Aydın kenti 1829 Ekim'in-de zeybeklerin eline geçmişti.Artık hayallerini kurdukları adildüzeni kurabilecekleridi. Zey-bekler girdikleri her yerde tel-larlar çağırtarak ayaklanmanın amacını halka duyuru-yorlardı. Halkı, yoksulları korumak için, voyvoda zul-müne son vermek için ayaklandıklarını anlatıyorlardı.İlk icraatları adaleti sağlamak oldu. Halka yerel yöneticilertek tek soruldu, halka karşı suç işleyenler cezalandırıldı.Yerlerine birer zeybek atandı. Halkın memnun olduklarınaise dokunulmadı. Atçalı, Osmanlı'nın azgın sömürüsünede son verdi. Halkın sırtındaki ağır vergi yükü kaldırıldı.Rüşvet, soygun, yağmanın son bulması için tedbirleralındı. Halka rahat bir nefes aldırıldı.

Atçalı Aydın'ı ele geçirdiğinde sevdalısına da kavuş-muştur. Verdiği sözü tutarak sevdalısı Fatma'yla düğündernek ile evlenir.

Aydın'da yaşananlar hızla tüm Ege'de duyulur. Kimiyerlerde halk kendi başına ayaklanarak sömürücüleri kovar.Kimi yerlerde ise ayaklanma için efelere davet gönderirler.Atçalı İhtilali genişletmeye karar verir. Zeybek kuvvetlerinibölerek Aydın, Manisa, Denizli, İzmir, Kütahya san-caklarına varan büyük bir bölgeyi kontrollerine alırlar.Her alınan bölgeden zeybeklere yoğun katılımlar yaşanır.Atçalı'nın ihtilal güçleri 7-8 bine ulaşır.

Aydın İhtilali aynı zamanda Avrupa'da yükselmekteolan sınıf mücadelesinden, hak, eşitlik özgürlük müca-desinden de ektilenmiştir. Atçalı, Osmanı hükümetinetoprak sorunu, ticaret serbestliği, güvenlik, baskı, adalet,eşitlik, askerlik angaryası gibi sorunları içerin altımaddelik bir talep listesi sunmuştur. Osmanlı, halkınmemnuniyetsizliğinin yüksek olduğu o yıllarda Ay-dın'da ileri sürülen taleplerin tüm imparatorluğusaran bir hak ve özgürlük mücadelesinin başlama-sından korkuyordu. Bu sebeple Aydın ihtilali şiddetyoluyla bastırılmak zorundaydı.

Padişah II. Mahmut ünlü vezirlerinden İbrahim Paşa'yıihtilali bastırması için geniş yetkilerle donatır. Emrinebüyük bir askeri kuvvet verir. Ayrıca Ege bölgesindekitüm devlet yöneticilerini, bey ve ağaları İbrahim Paşa'yayardımcı olması için görevlendirir.

Atçalı Kel Mehmet, üzerine gelen Osmanlı ordusunakarşı mevcut güçlerinin Aydın'ı savunmaya yetmeyeceğinianlamıştı. Halka yönelik bir kıyımı önlemek için dahafazla kuvvet hazırlamak için 22 Aralık 1829'da Aydın'dançekilerek tekrar dağlara çıkar.

Aydın tekrar Osmanlı'nın eline geçmiştir. Çatışmalardave geri çekilme sürecinde Atçalı'nın baş kızına da dahilbirçok zeybek öldürülmüş ve tutsak düşmüştür. İbrahim

Paşa halk üzerinde de büyük birterör estirmeyi ihmal etmemiştir.

Osmanlı güçleri tüm Ege'dezeybeklerin peşindeyken Atçalıda yüzlerce zeybeğiyle dağlaraçekilmiştir. Altı ay boyunca dağ-larda saklanarak 2. ayaklanmaiçin güç toplayıp, yeniden ör-gütlenmiştir.

İkinci ayaklanma ise 1830 yılının baharında gerçekleşir.Zeybekler Newroz'la, yeni günün doğumuyla bir kezdaha yeni bir düzen kurmaya girişeceklerdir.

Zeybeklerin dağlarda hareketlendiğini farkeden Osmanlıyeni bir ihtilalin arifesinde olduklarını anlar. Aydın'atakviye güçler yığmaya başlar. Son çarpışma için karşılıklıhazırlıklar yapılmıştır. Nazilli dağlarında toplananzeybekler halkın daveti üzerine Nazilli'ye yürümeye baş-larlar. İlk çarpışma burada yaşanır. Şiddetli çatışmanınyaşandığı Nazilli önlerinde Osmanlı askerlerinin birkısmının zeybekler safına geçmesi ve Türkmen aşi-retlerinin de katılımıyla Osmanlı kuvvetleri bozgunauğratılır. 8 Haziran 1830'da Nazilli tekrar zeybeklerineline geçer, ertesi gün ise Atça kazası, Arpaz ve Karaba-yıt- Atçalı 10 Haziran'da halkın katılmasıyla daha da bü-yüyen kuvvetleriyle Aydın üzerine yürür. Atçalı'nın kuv-vetleri ile Osmanlı ordusu Tepecik Köyü altında karşıla-şırlar. Bu son çarpışmadır ve uzun sürer. Karşılıklı büyükkayıplar verilir. Geceye doğru Atçalı ve baş zeybeklerininvurulması üzerine komutansız kalan zeybekler Osmanlıkarşısında daha fazla tutunamaz ve dağılırlar.

Egemenler Atçalı'yı katlederek o gün için isyantehdidini başından savmış olsalar da Atçalı KelMehmet Efe bugün hala halkı hakça, adil bir düzeniçin dağlara çağırıyor.

Yararlanılan Kaynak: Zeybeklik ve Zeybekler Tarihi.Ali Haydar Avcı, E Yayınları

*Çalıkakıcı: Efelik geleneklerine aykırı davranan,zengin-fakir ayrımı yapmadan çalan-çırpan, halka zararveren çetelere halkın taktığı bir isimdir.

Aydın’da Atçalı Kel Mehmet Efe anısınayapılan bir anıt...

Atçalı KelMehmet Efeşehit düşer

düşmesine, Ege dağları da hiç boş kalmaz. ÇakırcalıMehmet Efe, sonrasında emperyalizme karşı savaşanGökçen Efeler, Yörük Ali Efeler, bugüne "Emper-yalizme ve oligarşiye karşı savaşan Erhanlar, Meh-metler, Berdanlar, Ibrahimler adımlayacaktır At-çalının geçtiği patikaları... Egeliler Cepheliler’i hergördüğü yerde, köyde, yaylada, derin kayalıklarda,Atçalıyı, Çakırcalıyı görmüşcesine sevinmektedir.Anaddlu toprakları, Ege dağları, sömürü, zulümolduğu sürece efesiz kalmayacaktır.

Tarihten Günümüze

Yürüyüş

23 Kasım2014

Sayı: 444

ŞAN OLSUN DEV-GENÇ’LİLERE50

Page 51: Şan Olsun Dev-Genç’lilere Boykotlarla, İşgallerle ... · 55 Kulağımıza Küpe Olsun 56 Yitirdiklerimiz... 59 Öğretmenimiz... 4 Şan olsun Dev-Genç’lilere... Boykotlarla,

AVRUPA’dakiBİZ

Anadolu Federasyonu üyele-rinin yargılandığı Stuttgart Yük-sek Eyalet Mahkemesi'nde sürendavanın 11 Kasım günü yapılanduruşmasında, mahkeme heyetive federal savcılık, süren davanınhükmünün çok önceden, Türkiyeve ABD ile yapılmış anlaşmala-rın imzalandığı masada verildiğinigözler önüne sermiştir.

Grup Yorum TürküleriMahkeme Salonunda

Duruşmaya, BKA’dan daha önce-de tanık olarak çağrılan Türk asıllı birAlman polisin, Grup Yorum hakkın-daki iddialarının dinlenmesiyle baş-landı. Tanık polis, Grup Yorum'u iyitanıdığını(!), muhalif bir müzik gru-bu olduğunu, müziğiyle Türkiye'de birçok yasadışı eylemde yer aldığını buyüzden de Almanya'da onbinlerce in-sanın katıldığı bu halk konserlerininde ‘terörist faaliyetler’ olarak de-ğerlendirilmesi gerektiğini söyledi.Gerekçe olarak, 2013 ve 2014 yılla-rında Almanya'da düzenlenen ‘Irkçı-lığa Karşı Tek Ses Tek Yürek’ kon-serlerinin bazı kesitlerini Youtube'denbulduğunu ve izledigini, bu görüntü-lerin bile, bu düşüncesini kanıtlama-ya yeterli olduğunu savundu. Konservideolarını, mahkeme heyetinin ve fe-deral savcıların izlemesi için birliktegetirdigini, bu videolarda 'terör yan-lısı türküler' söylendiğini, sloganlaratıldığını, Grup Yorum elemalarınınpropaganda amaçlı konuşmalar yap-tığını, konser salonunda 'dev bir kı-zıl bayrak', Halk Cephesi pankartı veDev-Genç pankartı olduğunun da gö-rülebilecegini söyledi BKA polisi.

Tutsak avukatlarının değerlendir-me yapmak için istedigi kısa aradansonra, videoların izlenmesine geçildi.

“Oy Dere Kızıldere”İlk videonun oynatılmasıyla tut-

saklarımızın yüzündeki, gülümse-

me-mutluluk görülmeye değerdi...‘Suç unsuru’ ilk video, 'Oy Dere Kı-zıldere' adlı halk türküsüydü. Türkübittikten sonra çevirmenlerden tür-künün sözlerinin almancaya çevril-mesi istendi. Bu arada, Özgür Tut-saklarımızdan Muzaffer Doğan, sözhakkı isteyerek, tanık sandalyesindekipolise soruları olduğunu söyledi vemahkeme heyetinin şaşkın bakışlarıarasında sorularını Almanca olaraksormaya başladı;

Muzaffer Doğan: Kızıldere tür-küsüne kaynaklık yapan tarihi olayıbiliyor musunuz?

BKA polisi: Hayır

Muzaffer Doğan: Türkünün birGrup Yorum türküsü olduğunu söy-lediniz. Oysa türkü, 1970'li yıllarda ilkolarak ozan Şah Turna, Zülfü Livanelivb. sanatçılar tarafından seslendiril-miş ve çok bilinen bir halk türküsü-dür. Yani Grup Yorum'a ait olup-ol-madığını bilmiyorsunuz?

BKA polisi: Hayır bilmiyordum.

Muzaffer Doğan: Grup Yorum'uiyi tanıdığınızı söylediniz. Ama ses-lendirdigi türkülerin kimlere ait ol-duğunu ve ne zaman bestelendiginidahi bilmiyorsunuz!

BKA polisi: Grup Yorum'u iyi ta-nıdığımı söylemedim.

Muzaffer Doğan: Hayır söyledi-niz ve ben bunu not ettim, önümde-ki kağıtta duruyor, yalan söylüyor-sunuz!

Bu noktada hakim ve federal sav-cı, tanık polisi koruma amaçlı soru-ların önünü kestiler. Tercümanın, tür-künün sadece “sanma faşist olandanbir gün hesap sorulmaz” mısrasını

çevirmesi üzerine, MuzafferDoğan, ikinci kez müdahaleetti ve çevirmene türkünün ta-mamını neden tercüme etmedi-gini sordu. Tercümanın, sözle-rin hepsini anlamadığını ve ay-rıca not almadığını söylemesiüzerine, Muzaffer Doğan, tür-künün tamamının çevrilmesi

gerektigi konusunda tercümanı uyar-dı. Tutsak avukatlarının müdahalesisonucu türkü ikinci kez dinlendi vetam tercümesi yaptırıldı.

BKA polisinin, mahkemeye GrupYorum türküsü olarak sunduğu ikin-ci 'suç unsuru' video dinlendiktensonra, üçüncü kez söz isteyen Mu-zaffer Doğan, tekrar BKA polisine so-ruları olduğunu söyledi ve mahkemeheyetinin onayını beklemeden soru-larını sıraladı:

Muzaffer Doğan: Nazım Hikmet,Pablo Neruda, Pir Sultan Abdal, Zül-fü Livaneli, Theodorakis isimlerinişimdiye kadar duydunuz mu?

BKA polisi: Bazılarını duydumama kim olduklarını bilmiyorum.

Muzaffer Doğan: Bunlar tanın-mış sanatçılar, şairler ve ozanlardır.Grup Yorum'un seslendirdigi bu tür-künün sözleri de Neruda'ya aittir,Grup Yorum'a degil!

Verilen ögle arasından sonra du-ruşma tekrar başladı. Muzaffer Do-ğan'ın BKA polisine sorduğu soru-lardan rahatsızlığını saklamayan mah-keme heyeti, tutsak avukatlarına uya-rıda bulundu. Bunun üzerine tutsakavukatları, türkü sözlerinin türkçeolduğunu yanlış ya da eksik çeviril-diginde bunu anlayamayacakları içinMuzaffer Doğan'ın müdahalesini yan-lış bulmadıklarını söylediler.

Tutsak avukatlarının, sanat ve sa-natçı özgürlüğünün Alman anayasa-sınca güvenlik altına alındığını, bu-rada, bir müzik grubunun 'teröristfaaliyetler içinde' bulunduğunu söy-lemenin anayasaya aykırı olduğunu,

Alman Mahkemelerinde Adalet Yok, Demokrasi Yok!Sadece Yoldaşlarının Gözlerinin İçine Sevgiyle Bakan Umut ve İnanç Var!

Bir Hukuksuzluk Klasiği: Anadolu Federasyonu DavasıALMAN MAHKEMELERİ

PABLO NERUDA’NIN ŞİİRLERİNİ,GRUP YORUM’UN ŞARKILARINI

“TERÖRİST” İLAN EDİYOR!

23 Kasım2014

Yürüyüş

Sayı: 444

51HESAP SORAN CÜRETİYLE GENÇLİĞİN ÖNCÜSÜDÜR!

Page 52: Şan Olsun Dev-Genç’lilere Boykotlarla, İşgallerle ... · 55 Kulağımıza Küpe Olsun 56 Yitirdiklerimiz... 59 Öğretmenimiz... 4 Şan olsun Dev-Genç’lilere... Boykotlarla,

Almanya’da da muhalif müzik grup-larının olduğunu ve izlenen video-larda, sözü edilen 'dev kızıl bayra-ğın' ve diğer pankartların net olarakgörülmedikleri ve okunamadıklarıiçin bu iddianın da kabul göremeye-cegini, Grup Yorum'un yapmış oldu-ğu konuşmanın, Gezi Parkı direnişi-ne yönelik olduğunu, bu direnişin bü-tün Türkiye ve Dünya’da desteklen-miş-sahiplenilmiş bir halk direnişi ol-duğunu, bir çok genç insanın yaşamınıyitirdiğinin, sakat kaldığının, tutuk-landığının tüm dünyaca bilindiğini be-lirterek itiraz ettiler.

Federal savcının, daha önce almanneonazi rock grubu Landser'in de yar-gı önüne çıktığını söylemesi üzerine,tutsak avukatları, federal savcınınaşırı sağcı bir müzik grubuyla GrupYorum'u nasıl kıyaslayabildigini so-rarak protesto ettiler. Tutsak avukat-

larından birinin, federal savcıyla tar-tışıp mahkeme salonunu terketmesiüzerine davaya tekrar kısa bir ara ve-rildi. Verilen ara sonrası yeni duruş-ma tarihi, 13 Kasım günü, saat:09:30olarak belirlendi ve duruşma sonlan-dırıldı. 13 Kasım günü görülen mah-keme yine hukuksuzluk örnekleri iledevam etti.

Alman emperyalizminin mahke-meleri düşünmeyi, şarkı söylemeyi,yoldaşlarını sevmeyi suç sayıyor.Tutsaklara mektup yazmak suç, “na-sılsın” demek suç.

Gözdağı vermek istiyor. Bakınsizde konser düzenlerseniz, sizdeGrup Yorum şarkıları dinlerseniz so-nunuz bu olur demek istiyor. Paylaş-tığınız bir demlik çayı unutun, ağızdolusu gülüşünüzü, yoldaşlarınızasımsıkı nasıl sarıldığınızı unutun di-yor! Siz Anadolu geleneklerini, de-

ğerlerinizi unutun, sahip çıkmayınsevdiklerinize diyor!

Ama yanılıyor! Biz onurlu halk-ların insanlarıyız! Bir fincan kahve-nin kırk yıllık hatırı olanların kültü-ründen geliyoruz!

Biz yoldaşının önüne geçip ken-dini ateşe atanların yoldaşlarıyız!Yoldaşlarımızı, arkadaşlarımızı sa-hipsiz bırakmayacağız!

Alman mahkemelerinde film çev-riliyor adeta, adalet yok, demokrasiyok bu kesin! Ama o mahkeme sa-lonlarında yoldaşlarının gözlerineözlemle, sevgiyle bakan gözler var.“Yanınızdayız” diyen onlara güç ve-ren yoldaşları, inançları, direnen amateslim olmayan devrimci tutsak ge-leneği var!

ANTEP:15 Kasım günü, Antep’in Düztepe Mahallesi’nde Cepheliler umudun adını du-

varlara nakşettiler.Yapılan yazılamalarda 5 adet “CEPHE”, 5 adet “DHKC”, 4 adet “DHKP- C” ya-

zılamasını Düztepe’nin duvarlarına işlediler.

Gazi'deHalk Okulu

ÇalışmalarınaDevam Ediyoruz!

Düzenin kendi okullarıvar. Okullarında düzeni içininsanlar yaratıyor. Biz dekendi okullarımızı kurduk.Biz de kendi insanlarımızıyaratacağız.

Vefalı, emekçi, cüretli,ahlaklı, fedakâr insanlar ya-ratacağız. Öğrenmeye açinsanlar yaratacağız.

Tüm Gazi halkını ya-pacağımız Halk Okulu ça-lışmalarına davet ediyoruz.

Çalışma Günü ve Saati:Her Perşembe, 20.00'da.

Yer: Gazi ÖzgürlüklerDerneği (İsmetpaşa Cad.

Gazi Mah. 1411. Sok.Sultangazi İSTANBUL)

Telefon Numarası:0507 794 75 88

GaziHalk Cephesi

Cepheliler Umudun Adını Duvarlara Nakşettiler!İSTANBULAltınşehir:Altınşehir’de Cepheliler 15 Ka-

sım'da umudun adını duvarlara nak-şettiler. Şahintepe bölgesinde gece-kondu duvarlarına “DHKP-C,DHKC-SPB, Umudun Adı DHKP-C”yazılamalarını yaptılar.

Bağcılar:Bağcılar Yenimahalle'de Cephe-

liler tarafından 14 ve 15 Kasım gün-lerinde yazılamalar yapıldı. AKP’ninbaskı yasalarına boyun eğilmeyece-ği vurgulandı ve umudun adı duvar-lara nakşedildi.

WAN:16 Kasım günü Cepheliler, Telba-

şı Mahallesi’nde 2 adet DHKP-C, 2adet DEV-GENÇ, 1 adet CEPHE ya-zılaması yaptı.

DuyuruYürüyüş

23 Kasım2014

Sayı: 444

ŞAN OLSUN DEV-GENÇ’LİLERE52

Page 53: Şan Olsun Dev-Genç’lilere Boykotlarla, İşgallerle ... · 55 Kulağımıza Küpe Olsun 56 Yitirdiklerimiz... 59 Öğretmenimiz... 4 Şan olsun Dev-Genç’lilere... Boykotlarla,

Av ru pa’da

1967-74 yıllarıarasında Yunanis-tan’daki cuntayakarşı öğrenci gen-çliğin gerçekleş-tirdiği direniş, hal-kın desteğini dealmış, cuntayakarşı şehitler veri-len bir isyanınsembolü halinegelmişti. Her yıl

olduğu gibi bu yılda Türkiyeli politik tutsaklarla dayanışmakomitesi üç gün boyunca açtığı stant da yayınları, broşürlerive bildirileriyle Yunan halkını tutsak Türkiyeli devrim-cilerle dayanışmaya çağırdı. Merkezi mikrofondan Yu-nanistan Hapishaneleri’nde tutuklu bulunan tutsakların me-sajı ile Türkiyeli politik tutsaklarla dayanışma komitesi-nin dayanışma çağrısı okundu. Halk Cepheliler, şehitle-rin anısına karanfiller bırakıp saygı duruşunda bulundu.

Toplanma yerine giden Halk Cepheliler, “Faşizme veEmperyalizme Karşı Mücadele Etmek, Suç Değil, Gö-revdir! Türkiyeli Devrimci Tutsaklara Özgürlük” pankartıaçtı ve kitleye son dönemdeki baskıları anlatan broşürlerdağıtıldı. Binlerce kişinin katıldığı yürüyüşe polis Ame-rikan elçiliğine yaklaşıldığında saldırdı. Kısa süreli yaşanançatışmaların ardından yürüyüş sona erdi.

Atina’da Politeknik’i AnmaYürüyüşüne Binlerce Kişi Katıldı

8 Kasım'da Avustur-ya'nın farklı şehirlerindeGrup Yorum sevenleribir araya gelerek Umu-dun Türküleri’ni birlik-te söylediler.

Saat 18.00 da ya-pılan açılış konuşmasın-da şunlar söylendi: " Al-man devletinin emri ile26 Haziran 2013 tarihinden Avusturya Anadolu Fede-rasyonu çalışanlarımız Özgür Aslan ve Yusuf Taş Avus-turya’da tutuklanarak Almanya'ya iade edildiler. O gün bu-gündür Almanya’da Stammheim hapishanesinde tutulu-yorlar, Özgür ve Yusuf ayrıca Avrupa’daki tüm tutsakla-rımızı selamlayarak başlamak istiyoruz konuşmamıza on-larla birlikte sizlere ‘Merhaba’ diyoruz." denilen konuş-ma; ancak örgütlenerek umudun büyüyeceği söylenerekörgütlenme çağrısı yapıldı. Ardından alkışlar eşliğindeGrup Yorum sahneye çıktı. Kavga türkülerini seslendir-di ve gündeme dair konuşmalar yaptı. Yorumcular Tür-kiye’deki programlarından bahsederek AKP zulmünün de-vam ettiğini, baskıların halkların örgütlü mücadelesini en-gelleyemeyeceğini, Yorum üzerindeki baskıları anlattılar.İki bölümlük programda Grup Yorum'un söylediği tür-külerle halaylar çekildi. Ayakta alkışlanan 700 kişilik kon-ser coşkulu bir şekilde sona erdi.

Avusturya'nın Linz ŞehrindeGrup Yorum Umudun Türkülerini

Seslendirdi

İsviçre’de 30 Kasım günü yapılacak olan Grup Yo-rum'un katılacağı “Politik Tutsaklara Özgürlük” konseriçalışmaları devam ediyor. Konsere iki hafta kala yapılançalışmalar daha hızlı bir şekilde devam ederken genç yaş-lı, kadın erkek herkes çalışmalarda yer alıyor. Çeşitli ül-kelerde Grup Yorum konserlerinin engellenmeye çalışıl-ması ve bazı grupların tecrit çalışmalarından etkilenme-den çalışmalarına devam eden Grup Yorum gönüllüleri dehalkın sanatçılarının engellenemez diyerek faaliyetlerinisürdüreceklerini açıkladılar.

İsviçre’de Grup YorumKonser Çalışmaları

Mannheim Anadolu Federasyonu çalışanları ailelerimizinve gençlerimizin katılımıyla Dachau Nazi toplama kampınabir gezi düzenledi. 9 Kasım tarihinde saat 9.30’da otobüsleyola çıkıldı, kampa varır varılmaz alan gezilmeye başlan-dı. 10 binlerce rejim karşıtının, komünistin, ilericinin, ay-dının, farklı din ve milliyetlerden insanların çok ağır şart-larda çalıştırılarak ve yine çok ağır şartlarda aç susuz bı-rakılarak, kurşunlandı... 3 saatlik gezinin ardından dönüşyolunda; Hitler'in, anlatıldığı gibi deli olmadığı; uyguladığıkatliamcı politikaların arkasındaki emperyalist politikala-rı görmek gerektiği ve bu politikaların günümüzde de de-vam ettiği NSU cinayetlerinin ve Avrupa`da sistematik birşekilde uygulanan ırkçılığın bunun göstergesi olduğu vur-gulandı. Katılan insanların memnuniyetlerini dile getirdiklerikamp gezisine 41 kişi katıldı.

Mannheim’dan Nazi ToplamaKampına Toplu Gezi

Larissa Hapishanesi’ndeki Türkiyeli Özgür TutsaklarYunanistan’da faşist cunta tarafından 17 Kasım 1973’tekatledilen öğrencileri ve dünya devrim şehitlerini andı-lar. Saygı duruşu ve sloganlarla yapılan anmada “Onla-rı Faşist Cunta Katletti, Unutmayacağız, Kahrolsun Fa-şizm Yaşasın Mücadelemiz. Yaşasın Halkların Kardeşli-ği” sloganlarını attılar.

Yunanistan Larissa HapishanesiÖzgür Tutsaklardan 17 Kasım Anması

23 Kasım2014

Yürüyüş

Sayı: 444

53HESAP SORAN CÜRETİYLE GENÇLİĞİN ÖNCÜSÜDÜR!

Page 54: Şan Olsun Dev-Genç’lilere Boykotlarla, İşgallerle ... · 55 Kulağımıza Küpe Olsun 56 Yitirdiklerimiz... 59 Öğretmenimiz... 4 Şan olsun Dev-Genç’lilere... Boykotlarla,

16 Kasım günü yapılan halk toplantısında yozlaşmaya veuyuşturucuya karşı düzenin baştan aşağı nasıl bir yozluğun için-de olduğu, devletin tüm kurumlarının bu yozlaşmayı halka bi-linçli bir şekilde yaydığına dikkat çekildi. Yaşanan iş cinayet-leri ve sorumluların nasıl devlet eliyle aklandığının da anlatıl-dığı konuşmada; kendi geleceğimize, bulunduğumuz alanlar-da değerlerimize sahip çıkacak olanın örgütlü gücümüz oldu-ğu anlatılarak bugün artık düzene alternatiflerimizi çoğaltmakgerektiği vurgulandı. Son olarak tüm halkımız, halk komitele-rinde, örgütlenmeye ve buralarda mücadele etmeye çağrıldı. Aynıgün ailelerimizden hayır yemeği verildi. Hep beraber yenen ye-

mekten sonra aşure dağıtıldı. Toplantıya yaklaşık 50 kişi katıl-dı.

Anadolu Federasyonu çalışanları 17 Kasım ile 18 Kasımarası 2 günlük dayanışma için Hasan Ferit Gedik için ada-let talebiyle İstanbul Kartal Meydanı’nda kurulan açlık gre-vi çadırına destek olmak ve adalet talebini yaşadığımız böl-gedeki halklara da duyurma amacıyla Viyana'da Anadolu Fe-derasyonu'nda 2 Günlük açlık grevine başladılar. Anadolu Fe-derasyonu çalışanları Pazartesi ve Salı günü yapacakları aç-lık grevine 5 kişi ile başladılar.

Haftalık halk toplantıları devam ederken, bu haftaki halktoplantısı kahvaltıyla başladı.16 Kasım günü, yeni derne-ğimizde yapılan toplantının bu haftaki konusu; ülkemizdeve Avrupa’da demokratik kurumlarımızın ihtiyaçları ve bumevzilerimizin mücadelemizdeki yeri ve önemi idi. Halktoplantısının ikinci bölümünde Yürüyüş Dergisi’nin 442.sayısından “BİJİ SEROK OBAMA” yazısı okunup dü-şünceler alındı. 31 kişinin katıldığı kahvaltı ve halk toplantısı,haftaya Pazar günü toplantıdan önce, Anadolu Alevi Ha-reketi’nin yapacağı aşure duyurusu da yapılarak bitirildi.Tüm halkımızı ve dostlarımızı halk toplantılarına katılmaya,okumaya, öğrenmeye ve tartışmaya bekliyoruz denildi.

Yeni adres: 724 SEVEN SISTERS ROAD,LONDON, N15 5NH

Tel: 020 8800 2449

Köln Sanat Atölyesi'nde 9 Kasım Pazar günü saat 14’dedaha önce duyurulan aşure yapıldı. 28 kişinin katıldığı aşu-re gününde hep birlikte aşureler yenildikten sonra aşureninneden yapıldığı, Aleviler ve tüm halkımız için tarihsel öne-mi üzerinde sohbet edildi. Kerbela'da şehit edilen 72 kişininve o yoldan devam eden ve halkımızın yanında olarak hak-sızlığa karşı, sömürüye karşı, adaletsizliğe karşı şehit düşmüştüm devrimcilerin anısına sahip çıkılacağı ve onların yolun-dan asla vazgeçmeden devam edilmesi gerektiği üzerine soh-bet edildi. Alevilerin tarihsel mirası tüm halkımıza ve bizle-re büyük görevler yüklemekte ve örgütlü bir mücadeleyle hepbirlikte haklıdan, doğrudan, özgürlükten yana bu kavgada ta-raf olmamız gerektiği üzerinde duruldu.

Köln Sanat Atölyesi’ndeAşure Günü

Mannheim Anadolu Federasyonu çalışanları ailelerimiz vegençlerimiz ile birlikte 7 Kasım tarihinde Wiesloch Cemevi’ndedüzenlenen Muharrem Anması’na katıldı. Hep birlikte ye-meklerin ve pişirilen aşurenin yenmesinden sonra toplu der-gi dağıtımı yapılarak insanlar ile Kerbela’da sergilenen direniş,Muharrem ayının önemi ve diğer güncel konularda sohbet-ler edildi. Muharrem anmasına, Mannheim Anadolu Fede-rasyonu olarak 30 kişiyle katılım sağlandı.

Mannheim’da Aşure Etkinliği

9 Kasım günü Berlin’de Yorum Kültür Evi’nde toplanandernek çalışanlarının hazırladıkları sabah kahvaltısına 28 kişikatıldı. Coşku içinde yapılan kahvaltı sonrası bir arkadaşınevinde yaptığı aşure, kahvaltıya katılanlara sonra da, çevre-de bulunan iş yerlerine ve insanlara dağıtıldı. Yorum KültürEvi çalışanları önümüzdeki döneme ilişkin saz kurslarına ka-yıtların başladığını, on beş günde bir saat hukuk konusundasorun yaşayanlarla ilgili avukatın bilgi vereceğini, her iki haf-tada bir hep birlikte kahvaltı yapılacağını duyurdu. Kahval-tı daha sonra değişik konularda sohbetler yapılarak bitirildi.

Berlin Yorum Kültür EvindeKahvaltı ve Aşure Dağıtımı

İngiltere Yürüyüş Temsilciliği'nin14. Halk Toplantısı ve Adres Değişikliği

Nancy Yürüyüş okurları 14 Kasım Cuma günü Fransa'nınVerdun, Longwy sokaklarında Yürüyüş Dergisi’nin 442. sa-yısının dağıtımını yaptılar. Halkın sıcak ilgisi ile karşıla-şıldı. Avrupa ve ülkemizde sorunlar üzerine sohbetler edil-di. Dağıtım sırasında işyerinde çalışan gençlerimizden bi-risi bir tane derginin yanında, bir tane de işverenine YürüyüşDergisi’ni aldırttı. Dağıtım sırasında toplam olarak 10 der-gi halkımıza ulaştı ve dergi dağıtımlarımız önceki haftalardaolduğu gibi devam edecek.

Nancy Yürüyüş okurları bir hafta sonra toplu dergi da-ğıtımı yaptı. Fransa’nın Sarrebourg, Metz ve Pont A Mo-usson şehirlerinde toplam olarak 21 adet dergi halkımızaulaştırıldı. Dergi dağıtımı yapılan şehirlerde halkla gündemhakkında sohbetler edildi ve sohbetler sırasında Avrupa’dakiTürkiyeli’lerin Faşist AKP iktidarından ciddi şekilde rahatsızolunduğunu dile getirdiler. Halk, yayınların düzenli olarakgelmesini de istedi.

Halkın ve Gerçeğin SesiYürüyüş Dergisi Fransa’daki AnadoluHalklarına Ulaşmaya Devam Ediyor

Avusturya’nın Başkenti Viyana'da Halk Toplantısı Yapıldı

Yürüyüş

23 Kasım2014

Sayı: 444

ŞAN OLSUN DEV-GENÇ’LİLERE554

Page 55: Şan Olsun Dev-Genç’lilere Boykotlarla, İşgallerle ... · 55 Kulağımıza Küpe Olsun 56 Yitirdiklerimiz... 59 Öğretmenimiz... 4 Şan olsun Dev-Genç’lilere... Boykotlarla,

ÇİÇEKLERİ UMUDUMUZUN

Çok olun, çocuklar, çok olun,

yüzlerce olun, binlerce olun, onbin-lerce.

Daha çok olun, daha çok olun,

yapraklar kadar, balıklar kadar çokolun.

Bu dünya ne tek tek yaşamakta,

bu dünya ne rakının, ne şarabın için-de,

bu dünya ne parada, ne pulda,

ne kalleşlikte, ne zulümde.

Bu dünya aşkın içinde, alın terinde.

Çok olun, çocuklar, çok olun,

el ele verin, çocuklar, el ele,

yaşayın dünyayı doya doya,

açın kapıları, camları güneşe,

ne yeise kapılın, ne korkuya,

çok olun, çocuklar, çok olun,

el ele verin, çocuklar, el ele.

Mutlu olmak varken bu dünyada,

geceler geldi dayandı kapımıza,

olduk acımızla sarmaş dolaş,

bekledik düşümüzle koyun koyuna.

Çok olun, çocuklar, çok olun,

yapraklar kadar, balıklar kadar çokolun,

el ele verin, çocuklar, el ele,

bütün gündüzler sizin olsun,

yaşayın dünyayı doya doya.

Çocuklar, çiçekleri umudumuzun.

A.KADİR

Adamın biri kendini fare zannetti-ği için akıl hastanesine düşmüş. Te-davisi bittikten sonra doktor sormuş.Simdi sen bir fare misin yoksa insanmı?

Deli : Fare olur mu doktor bey benbir insanım.

Doktor : O zaman artık gidebilir-sin iyileştin artık.

Deli kapıdan çıkmış ve imdaaaaaatdiye bağırarak tekrar içeri girmiş.

Doktor 'ne oldu' demiş...

Deli : Bir kedi gördüm de ondankorktum.

Doktor: Sen hani artık kendinibir fare zannetmiyordun.

Deli: Ben fare olmadığımı biliyo-rum da kedi nerden bilsin...

Bir bilgeye nasılbu kadar doğru ka-rarlar alabildiğini sor-muşlar, "Deneyim"demiş. O deneyiminasıl kazandın, diyesormuşlar. Derin birah çekerek "Hatala-rımla" demiş.

Kıssadan Hisse:Hata yapmayan in-san yeni bir şey de-nememiş demektir.Hatalarımızdan dersçıkartarak daha doğ-ru kararlar alacağız.

Bazı şeyleri satın alamazsın;kazanman gerekir. Bazı şeyleri he-men kazanamasın; uğruna savaş-man gerekir.

Emek vermeden sonuç alamazsın..Savaşmadan, mücadele etmeden ka-zanım elde edemezsin.

- Beyler buyruğu yoksula kanağlatır.

Egemenler için buyruk vermekçok kolaydır. İki dudaklarının ara-sından çıkan bir sözdür. Ancak herbuyruk yoksul halkımıza kan ağlatır.

KıssadanHisse

Özlü SözAtasözü

Şiir

Fıkra

Page 56: Şan Olsun Dev-Genç’lilere Boykotlarla, İşgallerle ... · 55 Kulağımıza Küpe Olsun 56 Yitirdiklerimiz... 59 Öğretmenimiz... 4 Şan olsun Dev-Genç’lilere... Boykotlarla,

“...Cepheli olmak; sıra neferi olmak,coşkulu ve cesaretli olmaktır.”

Erhan Yılmaz

30 Kasım – 6 Aralık

Zeliha ERTÜRK

1978’te İstanbul’da doğdu. AslenSivas-Zaralı, Alevi ve Kürt bir aileninçocuğudur. Çocukluğu, gençliği çalı-şarak geçti. Devrimcileri ve faşizmiGazi Ayaklanması’nda tanıdı. 2000’deF Tipi hapishanelerle birlikte yenidenhücre ve tecrit gündeme geldiğinde,

Ölüm Orucu gönüllülerinden biriydi. Kartal Hapis-hanesi’nde 5. Ölüm Orucu Ekibi’nde başladığı onurludirenişini, 6 ay boyunca sürdürerek 30 Kasım 2002’deşehit düştü.

Zeliha ERTÜRK

Feridun Yücel BATU

1969 Muş doğumludur. Aslen An-talya Finikeli’dir. 1990’da, Uludağ Üni-versitesi’nde, gençlik mücadelesi içindeyerini aldı. 1994 Eylül’ünde tutuklandı.19-22 Aralık Katliamı’nda Ümraniye’dedirenen devrimcilerden biriydi. 2001’deKandıra F Tipi’nden tahliye oldu, ancak

kısa süre sonra tekrar tutuklandı ve Kırıklar F Tipi’nekonuldu. Aralık 2001’de örgütüyle ilişkisi kesilmişolmasına rağmen, tecrite karşı ölüm orucuna başlayarak1 Aralık 2002’de şehit düştü.

Feridun Yücel BATU

Erhan YILMAZ

Mehmet YILDIRIM

29 Kasım 1998 akşamı Gölgeli Dağ-ları eteklerinde Balkıca Köyü’nde ku-şatılan Ege Kır Gerilla Birliği Komu-tanı Erhan Yılmaz vekomutan yardımcısıMehmet Yıldırım, 20

saat boyunca sloganlarıyla, marşlarıyla,propagandalarıyla, silahlarıyla hiç sus-mayarak, Balkıca destanını yazdılar.Onları teslim alamayan düşman, 30 Ka-sım’da köy evini havan toplarıyla, ro-ketlerle yakıp yıkarak iki savaşçınınyakılmış cesetlerini teslim alabildi.

Erhan Yılmaz, 1976’da Diyarbakır’ın Bismil il-çesinde yoksul bir Türkmen ailesinin çocuğu olarakdoğdu. Haksızlık ve zulmü bizzat yaşaması, düzenekarşı tepkileri lise yıllarında onu devrimci düşünceleregötürdü. Gençlik çalışmalarının yanı sıra Balıkesir,Bandırma, Susurluk sorumluluklarını üstlendi. Birsüre tutsaklık yaşadı. Tahliye olduğunda artık yeri,özlemini duyduğu dağlardı. Şehit düştüğünde birliğininkomutanıydı.

Mehmet Yıldırım, 1964 Kars Kağızman ilçesiOluklu Köyü doğumludur. Yoksul bir Kürt köylü aile-sinin çocuğuydu. Yoksulluk nedeniyle genç yaşta çokçeşitli işlerde çalışarak yaşamını kazanmaya başladı.İşçilik yaşamında sömürünün ve adaletsizliklerin ençarpıcı biçimlerini yaşadı. 1993’te devrimcilerle tanıştıve kısa süre sonra o da bir devrimci oldu. İstanbulAlibeyköy’de Devrimci Sol sempatizanı olarak çeşitlifaaliyetler sürdürdü. Kısa süre sonra tutsaklıkla tanıştı.Tutsaklık onun için erken gelen ama devrimi tümyönleriyle öğreneceği bir okul haline dönüşecekti.1995’te Karadeniz Kır Birliği’ne katıldı. Şehit düştü-ğünde Ege Kır Gerilla Birliği’nde komutan yardımcı-sıydı.

Erhan YILMAZ

Şehitlerimizin BıraktığıBayrağı Dalgalandırmaya

Devam EdeceğizDersim TAYAD’lı Aileler, 12 Kasım’da Der-

sim’de 2 yoldaşıyla birlikte şehit düşen DevrimAslan Güler’in mezarı başında anıldı. Dersim’inÇemişgezek ilçesine bağlı Paşacık Köyü yakın-larında 12 Kasım 1996’da Devrim Aslan Güler,Kadir Güven, Erkan Dilsiz şehit düştüler. Dersimmerkezdeki Asri mezarlıkta bulunan mezarıbaşında yapılan saygı duruşunun ardından yapılankonuşmada “Devrim Aslan Güler yanındaki 2yoldaşıyla birlikte kahramanlık destanı yazaraktarihimizde yerini almıştır. Onların bıraktığıbayrağı bizler dalgalandırmaya ve daha yükseklereçıkarmaya devam edeceğiz” denildi. Asri me-zarlığında bulunan şehitlerimizin mezarları daziyaret edildi.

Mehmet YILDIRIM

Page 57: Şan Olsun Dev-Genç’lilere Boykotlarla, İşgallerle ... · 55 Kulağımıza Küpe Olsun 56 Yitirdiklerimiz... 59 Öğretmenimiz... 4 Şan olsun Dev-Genç’lilere... Boykotlarla,

Kemal Askeri, Ahmet Güder, Nihat Kaya, ErkanAkçalı, Hüsniye Aydın, Gülseren Beyaz, Şenay Sonar,Mikail Güven, Mehmet Ali Öztürk:

9 gerilla, Dersim Hozat Çaytaşı Köyü’nde bir evdeoligarşinin askeri güçleri tarafından kuşatıldılar. Halkınkurtuluşu için silah kuşanıp dağlara çıkmışlardı. Umudunbayrağıydı ellerindeki. Teslim ol çağrılarını reddettiler.Sloganlarına, marşlarına bir an bile ara vermeksizinkatliamcılarla çatıştılar.

9 kahramanın biri – Kemal Askeri - Arap milliyetin-dendi, diğerlerininin hepsi Kürt milliyetindendi... birliktemücadelenin, ortak kurtuluşun zorunluluğunun bilin-cindeki devrimcilerdi. Kimi Dev-Genç kökenliydi, kimiyoksul köylülüğün veya memurların mücadelesi içindeyeralıp dağlara çıkmıştı. Hemşire, liseli, üniversiteli,gazeteciydiler gerilla olmadan önce. 6 Aralık 1994’teson nefeslerine kadar direnerek şehitdüştüler. Tarihimize Çaytaşı Kahra-manlığı’nı armağan ettiler.

Kemal Askeri, 1956 Tarsus do-ğumludur. Arap milliyetinden, yoksulbir çiftçi ailenin çocuğu. 1975’te Dev-Genç saflarında devrimci mücadeleyekatıldı. 12 Eylül’den hemen önce tutsakdüştü ve 11 yıl tutsak kaldı. 1993’teDoğu, Güneydoğu Anadolu siyasi so-rumluluğuna atandı. Parti Kuruluş Kon-gresi’ne katıldı. Kongrenin ardındanDersim’de Komutanlık Üyesi olarakgörevlendirildi.

Ahmet Güder 1969 Elazığ doğum-ludur. Kürt milliyetinden işçi bir aileninçocuğuydu. 1988’de Fırat ÜniversitesiTıp Fakültesi’nde öğrenciyken dev-rimcilerle tanıştı. Birlikte şehit düştüğüNihat ve Mehmet Ali yoldaşları ile birlikte TÖDEF ça-lışmasını başlattı. Yeri geldi Yeni Çözüm ve MücadeleDergisi’nde gönüllü muhabirlik yaptı. ‘92 Ocak ayındagerillaya katıldı.

Nihat Kaya, Dersim doğumluydu. Yoksul bir Kürtailesinin çocuğuydu. Fırat Üniversitesi Edebiyat Fa-kültesi’nde öğrenciyken 1987’de devrimcilerle tanışarakmücadele içinde yer aldı. Bir süre demokratik alandagörev yaptıktan sonra, 1992’de gerillaya katıldı.

M. Ali Öztürk, 1965 Dersim Mazgirt’e bağlı CanikKöyü doğumludur. Emekçi bir Kürt ailesinin çocuğuydu.Elazığ Atatürk Lisesi’nde öğrenciyken mücadeleyekatıldı. Devrimci ve duyarlı kişiliğinin gelişiminde1979 yılında şehit düşen akrabası ve Devrimci Sol sa-vaşçısı Zeki Öztürk ile 1984 yılında İstanbul'da Ölüm

Orucu’nda şehit düşen Haydar Başbağ'ınçok önemli etkisi olduğunu söylerdi. 1993yılı ortasında gerillaya katıldı. Halkınadaleti, öfkesi ve umudu olarak sarıldısilahına.

Erkan Akçalı, 1972 Elazığ doğumlu,Kürt milliyetinden işçi bir ailenin çocu-ğuydu.1990’da EHADKAD içinde mü-cadeleye katıldı. Gözaltılar ve kısa sürelitutsaklık yaşadı. “Artık savaşa katılmalı-yım, mutlaka gitmeliyim” diyordu. 1993yılının Temmuz ayında dağları kucakla-maya giderken, türkülerle, marşlarla, coş-kuyla uğurlandı. Yiğitler kervanına katıldı,savaştı, halkın onuru oldu.

Hüsniye Aydın, 1968 Dersim doğum-lu, Kürt milliyetindenişçi bir ailenin kızıydı. Sivas SağlıkMeslek Lisesi’nde okudu. Devrimcilereküçüklüğünden beri sempatisi vardı.1989-90 yıllarında İstanbul'da çalıştığıdönemde Türk Hemşireler Derneği(THD) İstanbul Şubesi çalışmalarınakatıldı. İstanbul’da sağlık emekçilerininsendikal mücadelesinde yer aldı. Kar-deşi Haydar Aydın, 23 Nisan'da Per-tek'te şehit düştükten sonra, 1993 Ağus-tos ayında gerillaya katıldı.

Gülseren Beyaz, 1972 Dersim do-ğumlu. Kürt milliyetinden memur birailenin kızıydı. Sivas Sağlık MeslekLisesi'nden 1988 yılında hemşire olarakmezun oldu. Sağlık emekçilerinin mü-cadelesinde yer alarak, Sağlık-SenElazığ şube başkanlığı yaptı. Elazığ

ve Malatya’da faaliyet yürüttü. 1993’te gerillaya katıldı.Van depreminde TAYAD'ın dayanışma şehidi olan am-camız Hasan Beyaz'ın kızıydı.

Şenay Sonar, 1974 Dersim doğumlu. Yoksul bir ai-lenin kızıydı. Devrimcilerle Dersim Cumhuriyet Lisesi'ndeöğrenciyken tanıştı ve liseli gençliğin mücadelesi içindeyer aldı. Dağlara gitmeye karar verdiğinde; dilinde,gerilla yaşamının zorlukları değil, savaşa koşmanınsevinci vardı. Gerillaya 1993 yılının Ağustos ayındakatıldı.

Mikail Güven, 1973 doğumlu. Kürt milliyetindenyoksul bir ailenin çocuğudur. Devrimci hareketle 1991Temmuz'unda tanıştı. Cesur, atak ve kararlı kişiliğiylekısa sürede mücadelede öne çıktı. Devrimci hareketle‘91 Temmuz’unda tanıştı. Mücadele Gazetesi muhabirliğiyaptı. ‘93 Mart’ında artık bir gerillaydı.

Kemal ASKERİ

Mikail GÜVEN

Mehmet AliÖZTÜRK

Ahmet GÜDER Nihat KAYA Erkan AKÇALI Hüsniye AYDIN Gülseren BEYAZ Şenay SONAR

Dikenler üstünde çıplak ayaklarıyla geçip gelmişler bugüne elleri kan yürekleri kan içinde bayrakları devredenler yarınlara devralmak gerek koçum bu bir namus borcudur namus borcu yaşamak gerek ve yaşatmak elden ele

(Ahmet GÜDER)

Page 58: Şan Olsun Dev-Genç’lilere Boykotlarla, İşgallerle ... · 55 Kulağımıza Küpe Olsun 56 Yitirdiklerimiz... 59 Öğretmenimiz... 4 Şan olsun Dev-Genç’lilere... Boykotlarla,

Mehmet, Kars'tan İstanbul’a gelmiş ve inşaatlardaçalışıyordu. Bir şehit ailemizin evini yapıyorlardı. Bizbu ailemizi ziyaret ettiğimizde sohbetlerimize kulakkabartıyor bizi anlamaya çalışıyordu. O'nu ikna etmekiçin hiçbir zaman çok söze gerek olmadı. Çoğu zamanhiç cevap vermez, derin derin düşünürdü. Daha sonrabu halinin nedenini ona sorduğumda “Bazı sözlerinizbana ters geliyordu. Ama biraz düşündüğümde haklıolduğunuza karar veriyordum. Onun için de hemencevap verme yerine iyice düşünüyordum” demişti.

Kısa süre sonra Mehmet artık saflarımızdaydı. Ha-yatında eline hiç kitap almamış olmasına rağmen dergiyive bulduğu kitapları hiç sıkılmadan okuyordu. Hattadergiyi çoğu zaman iki defa okurdu. Aktif mücadeleye'93 yılının sonlarında katıldı. Ve o günden tutsak düştüğügüne kadar yapılması gereken hiçbir işe “hayır, yapamam,olmaz” demedi.

Önderimiz tutsak düşmüştü. Birlikte önderimiz içinyapılacak bir korsan gösterinin pankartını hazırlayacaktık.“Bu pankart güzel olmalı. Harflerini yarım metre bü-yüklüğünde yapsak olmaz mı?” diye sordu. Koca kocaharflerle “Yaşasın Önderimiz Dursun Karataş” sloganınıyazıyordu. Sabah pankartın altına yazacağımız imzaiçin yapıştırma harfler alınıp eyleme gidilecekti. Harflerialmaya gönderdiğimiz arkadaş bir türlü gelmiyordu.Mehmet evin içinde dönüp duruyor, sinirleniyordu. “Bupankart bizim namusumuz. Bu pankart eyleme yetişecek”diyordu. Gelecek arkadaşı beklemekten vazgeçip ken-disine parayı uzattığımızda gözleri parladı. Hızla evdençıktı ve harfleri alıp geldi. Yapıştırma işini hızla bitiripdiğer arkadaşları da alarak eyleme yetişti.

O hep sakin, ağırbaşlıydı. En öne çıkan yanları iseemekçi, özentileri olmayan yanlarıydı. Günlerce açkalsa, parası olmasa halinden yakınmaz, elinde olanparayı hep savaşın ihtiyaçlarına saklardı.

Bağcılar Direnişi’nden çok etkilenmişti. “Üç KaranfilTürkü Söyler” parçasını dilinden hiç düşürmezdi. Ezgisiniıslıkla çalardı. Özellikle de Sabo ve çatışarak şehit düşen

kadın yoldaşlarımıza büyük bir hayranlık duyardı. “Bendevrimci olmadan önce kadınların böylesine kahramanlıklaryaratabileceğine inanmazdım. Düzen kadınları, hep aşa-ğılamış. Ben de kadınları güçsüz, korkak sanırdım. Onuniçin bizim yoldaşlarımıza çok saygı duyuyorum” derdi.

1994 yılının sonlarında tutsak düştü. 5-6 ay sonradışarı çıktığında artık daha bilinçliydi. “Kıra gideyim deömür boyu savaşçı kalmaya razıyım” diyordu. “Yaa benköylü adamım, ben kıra gitmeyeceğim de kim gidecek.Savaş bedel istiyor. Bu bedeli ödemek lazım. Ben çokbilgili değilim, ama bana ne kadar çok bedel ödersekdevrim o kadar çabuk olacak gibi geliyor” diyordu.

Çevresindeki herkes tarafından sevilirdi. Ağırbaşlılığı,sakinliği ve içtenliği kendisini sevdirmeye yetiyordu.Ailesi memleketteydi. Akrabalarının yanında kalıyordu.Halası Mehmet'i o kadar çok seviyordu ki, müteahhideverdikleri inşaatın bir çatı katı Memedimin olacak diyordu.Ondan bahsederken hep “Memedim” derdi. Mehmet nederse doğruydu halasına göre. Sanki kendi çocuğuydu.

Mehmet girdiği her ortamda aynı sevgiyi, saygıyıkazanmayı başarırdı. İnsanlarımıza “bizim insanlarımız”,işlere “bizim işlerimiz” diye sarılırdı.

“Parti diyor” denildiğinde akan sular dururdu. Partidiyorsa mutlaka yapılmalı. Bir halk ilişkimiz “Partikendini köprüden at dese atar mısın?” diye sormuştu.“Gözümü kırparsam şerefsizim” diye cevap vermişti.

İşte Mehmet Parti’ye böylesine bağlıydı. “Başkaçaresi yok ki devrim olacak. Başka çaremiz yok ki bizyapacağız” derdi.

Bugün şehitlerimizin yarattığı geleneklere bir yenisinieklediniz. Tam da sana göre bir direnişti bu Mehmet.Tam da hayal ettiğin gibi. Hayallerini hep elinde birbayrakla şehit düşmek süslerdi. Kampanyada bir bayraksaklamıştın kendine. “Pek şatafatlı değil ama olsun bizeyakışır” demiştin. Şimdi ise kanınla biraz daha kızıllaş-tırdın bayrağımızı.

Ege dağları Mehmet; Ege dağları ne yiğitlikleretanık olmuş. Ama böylesi bir yiğitliğe de ilk defa tanıkoluyordur. Ve yarın yenileri eklenecek bu destanlara.

Sırada yeni Erhanlar ve Mehmetler bekliyor. Onlarda bir gün diz kıracaklar, tetiğe basacaklar kanınızlasuladığınız verimli topraklarda.

Hep bizimle olacaksın inan. Sözün sözümüzdür. Egedağları bir gün özgür olacak.

Mehmet Yıldırım’ı Yoldaşı Anlatıyor:

“BU BEDELİ ÖDEMEK LAZIM”

Elazığ Halk Cephesi, 16 Kasım’da Çağdaş Aktepe’ninElazığ E Tipi Hapishanesi’nde katledilmesiyle ilgili biraçıklama yayınladı. Açıklamada; “Hükümlü olarakkaldığı Elazığ E Tipi Hapishanesi’nde katledilen ÇağdaşAktepe'nin ön otopside lenf kanseri olduğu belirlendi.Çağdaş Aktepe bilinçli ve açık bir şekilde hapishanedekatledildi. Çağdaş, Elazığ’da Halk Cephesi taraftarıydı

ve AKP'nin işkenceci, katil polislerinin komplosusonucu tutuklanmıştı. Çağdaş Aktepe'nin katiliElazığ E Tipi Hapishanesi ve Adalet Bakanlığı’dır.AKP iktidarından, hapishanelerde tedavisini en-gellediği, katlettiği tutsakların hesabını soracağız.”

denildi. Çağdaş'ın Halk Cephesi ile ilişkisini kestiktensonra, hapishane koşullarında hastalandığı ve sahipsizgörüldüğünden tedavisi yapılmayarak katledildiği vur-gulandı. Tecrit politikasıyla insanların örgütsüz, yalnızve çaresiz, hastalıklarıyla başbaşa bırakıldığı söylenerek,devletin hiçbir insanı hapishanelerde katletmesine sessizkalınmayacağı, hesap sorulacağı dile getirildi.

Anıları Mirasımız

Çağdaş Aktepe'nin Katili Elazığ E TipiHapishanesi ve Adalet Bakanlığı'dır

Page 59: Şan Olsun Dev-Genç’lilere Boykotlarla, İşgallerle ... · 55 Kulağımıza Küpe Olsun 56 Yitirdiklerimiz... 59 Öğretmenimiz... 4 Şan olsun Dev-Genç’lilere... Boykotlarla,

ÖÖğretmenimizğretmenimiz

Selçuklular’dan başlamak üzere Anadolu toprakları, sömürülen,zulmedilen halkın isyanlarına beşiklik etmiş, yiğit önder ve

savaşçıların, halkın kanlarıyla sulanan bereketli Anadolu toprağıisyanlarla yoğrulmuştur. İşte bu nedenle bu topraklar

isyankar topraklardır ve köklerimiz buradadır. Bir değil, on değil,belki de sayılamayacak çokluktaki bu isyanlar, ayaklanmalar,

Anadolu ihtilalini büyütmüş, ona güç katmıştır. Hakça ve kardeşçebir yaşam için, kimi beş, kimi on yıl süren bu ayaklanmalar,

sömürü ve zulmün hüküm sürdüğü vatanımızda, başta bu gerçeğideğiştirme kavgasını sürdüren Cepheliler’den başlamak üzere-

bir isyan, bir başkaldırı geleneğini miras bırakmışlardır. Tarihsel akış ve gelişim kesintisizdir. Her evresi, her dönemeci,her yenilgi ve zaferi yeni bir süreci doğurur. Kavga tohumları,onyıllardır Anadolu topraklarının dört bir yanına serpilmekte,

Anadolu ihtilali yoluna devam etmektedir.Cepheliler, Anadolu topraklarında anti-emperyalist, anti-oligarşik

demokratik halk iktidarı için yani emperyalizme veişbirlikçi faşist iktidarlara karşı Anadolu ihtilali için savaşmaktadır.

Anadolu ihtilali için can vermeye devam ediyoruz. Gencimiz, yaşlımız,işçimiz, öğretmenimiz, erkeğimiz, kadınımız, er geç kazanacağımız

bağımsızlığımızın ve özgürlüğümüzün bedelini ödüyoruz...

Page 60: Şan Olsun Dev-Genç’lilere Boykotlarla, İşgallerle ... · 55 Kulağımıza Küpe Olsun 56 Yitirdiklerimiz... 59 Öğretmenimiz... 4 Şan olsun Dev-Genç’lilere... Boykotlarla,

ww

w.y

uru

yu

s.c

om

info

@yu

ruyu

s.com

Ülkerler, Torunlar, Soma Holding, Uyarlar, Kolin, Katmerciler, Ethem Sancaklar... Cengiz Holdingler...

AKP Milyarder Sayısını 5’ten 44’e çıkarttı...

AKP’nin Yandaşı SomaHolding’inMadenOcağında307 MadenciKatledildi!

Eski AKPBelediyeBaşkanıUyarlar

Şirketi’ninMaden

Ocağında18 MadenciKatledildi!

SOMA’DAN ERMENEK’E, CENGİZ İNŞAAT’TAN TORUNLAR’A... TEKELLERİN MİLYARLARI

MADENLERDE, İNŞAATLARDA, TERSANELERDE, SANAYİDE... KATLEDİLEN İŞÇİLERİN KANIDIR!