36

Ankara Büyükşehir Belediyeokul burası. Her sabah “günaydın” dedik-leri bir okul. Bu okulda öğretmenlerden korkmama gerek yok, biliyorum onlar beni hep dinlerler ve severler

  • Upload
    others

  • View
    2

  • Download
    0

Embed Size (px)

Citation preview

  • Ankara Büyükşehir BelediyeBaşkanlığı Adına Sahibi

    Adnan ŞEKER

    Yazı İşleri ve Genel Yayın YönetmeniH. Ahmet Ali YILMAZ

    Yayın Kuruluİbrahim MEYDAN

    Atıf SOYLUBünyamin AYBAKIR

    Hasan Hüseyin DURKAL

    Basın Yayın SorumlusuNermin KURTULUŞ

    Yayına HazırlıkNermin KURTULUŞZeynep KARAMAN

    Grafik TasarımLevent TEMEL

    Kapak ve Logo TasarımıRamazan TÜRKMEN

    Katkıda BulunanlarHalil İ. YILDIRIM

    Ramazan TÜRKMENEmel BALI PİŞMAF

    Samet BAŞER

    Yönetim YeriAnkara Büyükşehir Belediyesi

    Sosyal Hizmetler Dairesi BaşkanlığıGençlik ve Çocuk Şube Müdürlüğü

    Hipodrom Caddesi No:5 Kat:9Yenimahalle / Ankara

    FotoğraflarHalil PALASedat AYAZ

    Kutay ÇİFTÇİ

    ISSN: 1303-9474

    YapımSistem Ofset

    Bas. Yay. San. ve Tic. Ltd. Şti.Strazburg Cad. No: 31/17 Sıhhiye / AnkaraTel: 0312. 229 18 81 Fax: 0312. 229 63 97

    www.sistemofset.com.tr

    ANKARA BÜYÜKŞEHİR BELEDİYESİÇOCUK MECLİSİ YAYINIDIR

    ÇOCUKÇA

    İÇİNDEKİLER

    Melih GÖKÇEK ..................................................1Umut BAYRAKTAR ............................................2Şiir .........................................................................3Her Şeyin Başı Sağlık ........................................ 4-5Hayalimdeki Okulum ........................................ 6-7Kulağa Küpe Hikayeler ...................................... 8-9Gezginin Günlüğü ........................................ 10-11Eyüp Oyuncakçılığı Geleneği ........................ 12-13Röportaj (Mutlu Aile Mutlu Toplum Demektir) ......... 14-17İstanbul’un Fethi ........................................... 18-22İlginç Bilgiler .......................................................23Sizden Gelenler ............................................. 24-25Resimli Bulmaca ..................................................26Labirent Bulmaca ................................................27Oyun Bahçesi ................................................ 28-29Bizden Haberler ............................................ 30-32Kararlar................................................................33

  • Sevgili Çocuklar,

    Çocukça dergimizin bu sayısında “Aile” kavramını ele aldık. İlköğretim de ilk öğrendiğiniz gibi, aile toplumun en temel yapısını oluşturur. İşte bu sebeple “Mutlu aile” demek; “Mutlu toplum” demektir.

    Dünyanın her yerinde ortak dil sevgi ise; aile kavramı da ortak bir medeniyettir. Aile, yaşamımızın başından sonuna kadar; bizi sarıp sarmalayan bir kavramdır. Kendi çekirdek ailemizin yanı sıra, arkadaşlarımız, öğretmenlerimiz, komşularımızda bizim ailemizdir.

    Dünya üzerinde sevgi ve paylaşımda bulunduğumuz ülkeler ve insanları da düşünecek olursak; aslında evren koca bir ailedir. Bu sebeple dünyada yaşanan sevinç ve mutluluklar hepimizi etkiler.

    İşte bu yüzden sizin ailenizle mutlu olmanız dünyayı; dünyanın mutlu olması da sizi yakından ilgilendirir.

    Sevgili Çocuklar,

    Mutlulukların, kırgınlıkların, sevginin huzurun birlikte yaşandığı tek bir çatıdır aile… Mutlu bir ailenin en büyük sırrı ise, aile içi iletişimdir.

    Sizlere bu konuda nasihat değil de, küçük bir tavsiye de bulunmak isterim. Sadece mutluluklarınızı değil; üzüntülerinizi de ailenizle paylaşın. Okulda ya da sokakta yaşadığınız anları, yani hayata dair her şeyi, ailenizle paylaşın…

    Üzüldüğünüzde, kırıldığınızda küsüp, kızıp gitmek yerine; ailenizle birlikte sorunlarınızı konuşarak çözmeye çalışın. Bunu yaptığınızda hem kendinizi daha iyi hissedecek hem de zamanla sorunlarınızın azaldığını göreceksiniz.

    Unutmayınız ki ailenizle ne kadar güçlü iletişim kurabilirseniz, birbirinizi o kadar iyi anlar ve dünyada yaşayan tüm insanların yaşamına fayda sağlamış olursunuz.

    Mutlu bir dünyanın, mutlu çocukları olmanız dileğiyle…

    1

  • 2

    Umut BAYRAKTAR 18. Dönem Çocuk Meclisi Başkanı

    Merhaba Sevgili arkadaşlar,

    18. Dönem çalışmalarımızın başladığı aralık ayından bu yana, zaman o kadar hızlı geçmiş ki, dokuz genel kurul toplantısı yaparak, 190 karara imza attığımıza ben bile inan-makta zorlanıyorum. Yeni seçim dönemine kadar hepimiz 18. Dönem Meclis üyeleri olsak ve meclisimizin kapıları bizlere her zaman açık olsa da, Meclisimizi tatil etme zamanı geliyor.

    Belediye Başkanımız Sn. Melih Gökçek’in bizlere armağanı olan bu ilk ve öncü meclis-te bu dönem de yeni arkadaşlarımızla, hem komisyon hem de genel kurul çalışmalarımızı büyük bir uyum ve işbirliği içinde yürüttük. Bazen yorulduk, bazen de hem okul hem mec-lis çalışmalarımızı iç içe yürüttük ama Meclis çalışmalarımızı ihmal etmedik.

    Bir karar organı olarak, ufkumuzu genişletmek ve daha bilgili, bilinç-li kararlar almak amacıyla, pek çok ziyaret programı gerçekleştirdik. UNESCO zi-yaretimiz kadar, Çocuk Üniversitesi çalışmalarımızda öyle çok şey öğrendik ve öy-lesine değerli büyüklerimizle tanışma imkanı elde ettik ki, hiçbirini unutmayacağız. Trafik denetimlerimizde bu yıl da, trafik kurallarını büyüklerimize bir kez daha hatırlattık, herkesi trafik kurallarına uymaya davet ettik. Kültür Bakanlığı ziyaretimizde değerli bilgiler edindik; müzelerimizi gezdik, resim sergilerini ziyaret ettik, yepyeni yerler gördük, Anka-ra’mızı daha yakından tanıma fırsatı elde ettik.

    Çocuk haklarını öğrenmeye, katılım hakkımızı anlamaya çalıştık; yeni kararlarımızda eğitimden, sağlığa, engelli kardeşlerimize, çevre, doğa ve hayvanlara varana kadar pek çok konuyla ilgili görüşlerimizi paylaşmaya çalıştık.

    Dergimiz yayına hazırlanırken, çocuk zabıta uygulamamız için ve TEMA Vakfından çevre konulu bir seminer almak amacıyla görüşmeleri sürdürüyordu öğretmenlerimiz.

    Evet, yavaş yavaş vedaya hazırlanırken, Çocuk Meclisi üyesi olmak için hepinizi yeni seçim dönemlerinde başvurularınızı yapmaya davet ediyor, sizin de bu heyecanı yaşa-manızı öneriyorum

    Bizi web adresimizden izlemeye (http://cocukmeclisi.ankara.bel.tr/); bizler iletişim kur-maya devam edin.

    Hepinizi sevgiye selamlıyorum, Yeniden görüşmek üzere,

  • 3

    En güzel kelimedir anne, Sevgi, şefkat desen sende, İlk adımımı attım seninle, İlk sözcüğüm sen oldun anne, Gülen gözlerinle sen, Etrafına ışık saçan sen, Yemeyip yediren yine sen, Sensin benim canım annem. Gökteki yıldız kadar parlaktır yüzün, Sarılınca sana, geçer üzüntüm, Saçlarımı okşayınca, sen annem, Kaplar bedenimi sevgim birden.

    Sensin benim tek varlığım, Sımsıcak sevgine muhtacım, Sen olmazsan söyle, ne yapacağım, Benim annem canım annem. Seni bir gün değil, Hergün hatırlayacağım. Bana yaptığın emekleri asla unutmayacağım!

    Betül İrem Bal

    Canım Annem

  • 4

    Her

    Şey

    in B

    aşı

    Sağl

    ık

    FUYEL AY YAŞA/ Çocuk Hakları Komisyonu

    Zatüree hastalığının bugün de çocuk ölümlerinde birinci sırada yeraldığını duyuyoruz. Zatürreden nasıl kurtulunur?

    Prof.Dr. KİPER: Zatürre, 0-18 yaş çocuklar için önlenebilir hastalıklar arasındadır ancak ülkemiz-de de bu hastalık, kayıplar bakımından maalesef ikinci sıradadır. Sigarasız ortamda olmak ve aşıların ( kızamık, pnömokok ) düzenli ve tam olarak yaptırılması, çok önemlidir. Sık soluk alıp verme, öksürük, akciğer iltihabı olasılığını akla getirir ve solunum alıp vermedeki artış gibi belirtiler dikkatlice gözlemlenmelidir.

    Su Eda KILIÇ/ Eğitim Komisyonu

    Verem Hastalığının sebepleri nelerdir?

    Prof.Dr. KİPER: En temel sebebi güneşsiz ortamlar, yoksulluk ve iyi beslenememektir. Yetişkinler bu mikrobu yıllarca taşıyabilir ve özellikle çocuklar daha hassas ve korunmasız olduklarından, bu mikroba kolayca yakalanırlar. Eski ve artık rastlanmayan bir hastalık gibi düşünülse de, hala mücadele verilmesi gereken bir hastalıktır.

    ÇOCUKLARDAGÖĞÜS HASTALIKLARI

    Çocuk Meclisi üyeleri, Çocuklar için büyük bir tehlike oluşturan, yaygın olarak görülen ve ihmal edilmesi durumunda ölümlere de yol açabilen zatürre, verem, koah gibi hastalıklardan, bronşit, soğuk algınlığına kadar göğüs hastalıklarıyla

    ilgili merak etttiklerini Hacettepe Üniversitesi İhsan Doğramacı Çocuk Hastanesi Göğüs Hastalıkları Ünitesi’nden Prof.Dr. Nural KİPER’e sordular.

  • Zeynep YÜCEDAĞ / Basın Yayın Komisyonu

    Uzun yıllar sigara içmiş ancak son 15 yıldır si-gara içmeyen birinin ciğerleri ne durumdadır: Ne tavsiye edersiniz ?

    Prof.Dr. KİPER: Bu kadar uzun süre önce si-garadan kurtulmuş birinin akciğerleri artık te-mizlenmiş demektir, hiç başlamamış gibidir; hastalıklara yakalanma ihtimali ise, hiç sigara içmemiş biri kadardır. Yani sigara kullanmamış birinin karşılaşabileceği durumlar ne ise, bu kişi için de durum aynıdır. Bir daha asla başlama-masını ve sigarasız ortamlarda bulunmasını, bol bol yürüyüş yapmasını, solunumunu gelişti-rici sporlar yapmasını öneririm.

    Elif BIÇAKÇI/ Kültür Sanat Komisyonu

    Göğüs ağrısı neden olur?

    Prof.Dr. KİPER: Göğüs ağrısı sol tarafta, gö-ğüs kafesi altında ise, koşma sonrası, yanlış nefes alıp-vermekle alakalı olabileceği gibi, bir tür kas yorgunluğuna işaret edebilir. Ya da kay-gı, heyecan gibi psikolojik durumlarda da görü-lebilmektedir. Kaburganın üstünde ise bu ağrı, kalp ya da akciğerle ilgili bir rahatsızlık olabilir. Kontrol edilmelidir.

    M. Görkem Gündoğdu/ Çocuk Haklar Kom.

    Akciğer kisti nedir?

    Prof.Dr. KİPER: Bu kistler doğuştan olabileceği gibi, aşıları ve iyi bakımı yapılmamış kedi-kö-peklerin dışkılarından da geçebilir. Hayvanlara iyi bakım ve aşı uygulanmalı, el temizliğimize ise çok önem vermeliyiz.

    Sadık Ozan ÖRENOĞLU

    İnatçı öksürük nedir?

    Prof.Dr. KİPER: İnatçı öksürük, kontrol edeme-diğimiz, günde 9-10 kez ve üzerinde tekrarla-yan öksürüğe denir. Aslında öksürük gereklidir ve vücudu korur fakat inatçı öksürük dediğimiz durumun nedenleri iyi anlaşılmalıdır. Yabancı maddeler, astım, faranjit, heyecan ve daha pek çok nedene bağlı olarak inatçı öksürük meyda-na gelebilmektedir; nedenleri mutlaka araştırıl-malıdır.

    Dilara Özdemiroğlu / Kültür Sanat Komisyonu

    KOAH nedir?

    Prof. Dr. KİPER: KOAH Kronik Obstrüktif Akci-ğer Hastalığıdır. Yani akciğerlerdeki, süreklilik gösteren tıkanıklık halidir. Tedavisi zor bir has-

    talıktır. Hastalarda uzun süre geçmeyen, en az üç ay devam eden öksürük, balgam çıkarma, soluk darlığı, çabuk yorulma gibi belirtiler görü-lür. Sigara içenler başta olmak üzere daha çok erişkinlerde görülen bir hastalıktır.

    Mustafa Mert MERCAN

    Veremin belirtileri nelerdir?

    Prof.Dr. KİPER: Veremin yerleştiği bölgeye göre değişim gösterir. Örneğin kasık ve boyun-daki bezelere, akciğerlere, kalbe, bağırsaklara, deriye, kemiklere de yerleşebilir. Geçmeyen öksürük; oyun oynamaya bile isteksizlik, hal-sizlik, iştah ve kilo kaybı gibi belli başlı belirtileri bulunmaktadır.

    Emir GÖRGÜLÜ

    Verem hastalığı hayvanlarda da görülür mü?

    Prof.Dr. KİPER: Veremin üç türü vardır: İnsan formu; hastalığa yakalanmış hayvanların etle-rinden, sütlerinden insanlara bulaşmasında ol-duğu gibi barsak formu, toprakta ve sudaki iyi huylu tipteki verem.

    Süryal MURATOĞLU / Spor Komisyonu

    Ülkemizde verem hastalığında gelinen son du-rum nedir?

    Prof.Dr. KİPER: Mücadelede ilk yıllarda, dok-torlar hemşirelerin, at üstünde köy köy dolaşa-rak başlattığı aşılama çalışmalarından bugüne çok yol kat edilmişse de mücadele tamamlan-mamıştır. İnsanlar seyahat etmekte olduğun-dan bu mikrop tüm dünyada sürekli olarak yer değiştirmekte ve yayılmaya devam etmektedir.

    Esra Nur DOĞAN

    Soğuk algınlığında antibiyotik kullanılması hak-kında ne önerirsiniz?

    Prof.Dr. KİPER: Bakterilere karşı kullanılan ilaçlar antibiyotiklerdir. Ancak örneğin zatürre-de virüsler etkilidir ve bakterilerle virüsler farklı şeyler olduğundan, antibiyotiklerin virüslere karşı etkisi azdır bu nedenle de çok tavsiye edilmemektedir.

    Betül İrem BAL

    Neden gece daha çok öksürürüz?

    Prof.Dr. KİPER: Astım veya alerjik hallerde gö-rülebilir. Hava ve ısı değişimleri, reflüye bağlı olarak yatma pozisyonunda, mideden akciğere doğru olabilen kaçaklar ve başka nedenlerle gece öksürükleri görülebilir.

    5

  • 6

    Benim adım Kadir Buğra. Henüz 10 ya-şındayım. Birçok soruya cevap verebilirim, konuşabilirim. Öğretmenim bana ne kadar hayal edebileceğimi sormuştu ve ben de “hayal edemeyece-ğiniz kadar çok öğ-retmenim” demiştim; öğretmenim beni alkışlatmıştı.

    Öğretmenimin beni alkışlatmasına şa-şırmıştım, “sanırım iyi bir şey yaptım” dedim. Oysa ben bir çocuğum; hayal etmekten başka ne yapabilirim ki?

    Ben, sıcak havalarda, arkadaşlarımın oyun oynayışlarını pencereden izlerken hep düşünürüm. En çok neyi isterim? Ne kadar isteyebilirim? Anne-babam bana hep “Oğlum, her zaman yetinmeyi bil-

    melisin” der. Peki, ama nedir yetinmek? Bir kutu çikolata yerine bir paket istemek midir? Bunu anlarım ama üzgünüm anne-ciğim babacığım, iyi bir hayat istemek için,

    sizi dinlemeyeceğim.

    Gelin size hayalim-deki okulumu anlata-yım:

    Ben bu yeni okulumu bekliyorum hep.

    Bahçesinde meyve ağaçları var bu oku-lun. Benim, Semih’in, Ali’nin, 4-B’deki As-lı’nın ve öğretmeni-

    min de diktiği ağaçlar. Canım istediğinde Semih’in diktiği ağaçtan elma, Ali’nin dikti-ği ağaçtan erik yiyebiliyorum. Sonra ağaç-ların dallarına, salıncaklarımızı kuruyoruz ve teneffüslerde istediğimiz gibi sallanıp eğleniyoruz.

    Kadir Buğra AKPINAR / Eğitim Komisyonu

  • 7

    Sınıfları çok değişik bu okulun. Kendimi bazen öğretmenin kürsüsünde, arkadaş-larıma bir şeyler anlatırken görüyorum, öğretmenimin bana gülümsediğini, “aferin” deyip başımı okşadığını görüyorum.

    Büyük büyük kitaplar olduğunu, hepsini okumak için çok zamanımız olduğunu gö-rüyorum. Korkmadan parmak kaldırdığımı, arkadaşlarımın alay etmediğini görüyorum.

    Yan sınıftaki, gözleri görmeyen Ayşe’nin de eğlenebildiği bir okul bu… Seslerimizi çok iyi duyuyor biliyorum, bundan mutlu olduğunu da biliyorum. Onun da bizim gibi kolayca öğrenebildiği bir okul bu…

    Bu okulda kapı nöbetçisi göremiyorum. Nedenini hemen öğretmenime soruyorum ve artık daha güvenli bir çevremiz olduğu-nu söylüyor; çok mutlu oluyorum.

    Öğretmenlerin de çok mutlu olduğu bir okul burası. Her sabah “günaydın” dedik-

    leri bir okul. Bu okulda öğretmenlerden korkmama gerek yok, biliyorum onlar beni hep dinlerler ve severler.

    Çok ödevimin olduğu ama görerek öğren-diğim bir okul burası. Gezilerde derslerimi çok daha iyi anladığım bir okul. Anıtka-bir’de öğreniyorum ATA’mızın hayatını, Bir gün hayvanat bahçesine gidiyor, orada öğreniyorum çeşit çeşit hayvanları.

    Hayallerim komik gelebilir. Kimse, bilgisa-yarla oynamak yerine, ağaç dikmeyi öğ-renmeyi istemez!

    Ama ben, hiçbir zaman anne-babamın ev-ladı, öğretmenimin öğrencisi, ve en önem-lisi de insan olduğumu unutmuyorum.

    Benim güzel geleceğimde, her şeyin gü-zel olması için önce ben güzel olmalıyım. Annem beni o ellere emanet edebilmeli ve ben de o ellere sıkıca sarılabilmeliyim.

  • Serdar günlerdir bilgisayardaki şehir kurma oyunuyla kocaman bir şehir yapıyordu. Bu uğraşa kendisini öyle bir kaptırmıştı ki her an kafasında yeni düşünceler yeni projeler oluşuyordu. Kurduğu sanal şehir çok güzel olmuştu. Aldığı puanların çokluğu da onun bu işi iyi çözdüğünün kanıtıydı.İki yanı ağaçlı geniş caddeler, otoyollar, parklar, sele, yangına, depreme dayanıklı binalar yapmak Serdar’a büyük keyif veriyordu. Şehir projesini gerçekleştirirken şehre yakın bir alanı özellikle boş bırakmıştı. Oraya çocuklar için bir eğlence köyü kurmayı tasarlıyordu.

    Bu eğlence köyünde masal kahramanlarının minik evleri de olacaktı. Serdar ayrıca bu köydeki çevreyi masal kahramanlarının yaşadıkları çağlara uygun

    olarak düzenleyip geliştirmeyi düşünüyordu. Serdar köyün nasıl ola-cağını düşünürken yapması gerekenleri şöyle bir gözden geçirdi:

    Ağaçlandırma işini bir an evvel bitirmeliyim. Ama önce kö-yün planını çıkarmam gerekiyor. Yarın ilk işim köyün alt yapısını oluşturmak olmalı, diyerek yatağına uzan-dı. Sabah uyandığında ise yeni köyünün planına devam etmek üzere bilgisayarının başına geçtiğinde dehşetle irkildi. Gözlerine inanamıyordu. Masal köyünü kurma-yı düşündüğü alanın üzerine kocaman kocaman binalar oturtulmuştu. Her biri kırk bir katlı üç devasa bina sanki Serdar’a sırıtıyordu. Serdar’ın korkudan büyü-

    müş gözlerinden bedenine bir ürperme yayıldı ve tüy-lerini diken diken etti. O sırada Serdar’ın tasarladığı köyü merak eden babası yanına geldi. O da gördüklerine şaşırmıştı:

    Serdar’ın Köyü

    8

    Ku

    lağa

    pe

    Hik

    aye

    ler

  • -“ Serdar bu gökdelenler bu güzelim şehre hiç yakışmamış. Sen böyle bir planı nasıl düşledin?”Serdar neredeyse ağlayacaktı.-“ Hayır baba, bu gökdelenleri ben tasarlamadım. Bana bu kötü oyunu kim oynadı anlamıyorum. Hemen onları kaldıracağım. Hem daha o bölgenin alt yapısı tamamlanmamıştı. Üstelik gök-delenlerin yapıldığı arazi dolgu arazi. Çok katlı bina yapımına uygun değil. “Babası gittikten sonra Serdar bu gökdelenleri köyün en güzel yerinden kaldırmak için işe koyuldu. Şiddetli bir sarsıntıyla gökdelenler yere serilmiş enkazı ortalığa saçılmıştı. Bir kısmı da yerin dibine gömülmüştü.Enkaz temizlendikten sonra buraya hemen kendi tasarladığı köyü inşa etmeye başlayan Ser-dar çok güzel bir köy meydana getirdi. Bu köyde evlerin aralarından şırıl şırıl sular akıyor, yemyeşil ağaçlarında kuşlar cıvıldaşıyordu. Sarmaşıklarla çevrili güzel köprülerle birbirine bağlanan rengarenk çiçeklerle süslü bahçeler içinde bir tablo gibi duran minik ve sevimli evler vardı bu köyde…Bu şirin evlerin bahçelerinde tavşanlar, sincaplar, ördekler dolaşıyordu. Kuşlar ve kelebekler bir o ağaçtan öbürüne uçuşuyor çiçeklerin arasında sanki oyun oynuyorlardı. Az sonra babası tekrar gelerek Serdar’ın yeni projesini gördü. Babası oğlunun kurduğu bu güzelim köye hayran olmuştu. Serdar’ın saçlarını okşayarak:

    -“ Aferin Serdar. Ne kadar güzel bir köy kur-muşsun. O dev gökdelenler hiç ya-

    kışmamışı bu manzaraya.”Serdar, kendisini kutlayan

    babasına coşkuyla sarıldı. Ekranda oluşturduğu bu sanal köyde ise yepye-ni bir yaşam başlamak üzereydi…

    9

  • Gez

    gin

    in R

    ota

    Karadeniz’in Isıltısı:

    Uzungöl.

    10

  • Trabzon’un Çaykara’sına bağlı turistik bir belde olan Uzungöl Yaylası, yeşil görünümü ve doğal güzelliği ile dikkat çeker. Yöre, adını kıyısında bulunduğu gölden alır.

    Uzungöl, doğal güzellikleriyle masalsı bir gö-rünüm sunar. Turistik pansiyonları, alabalık lokantaları, küçük otelleri ve doğal manzarası, pırıl pırıl gölü ile az bulunur güzellikte bir gezi ve konaklama yeridir. Uzungöl, ayrıca doğal manzara izleme, tırmanma ve botanik turizmi-ne de uygun bir yer.

    Vadinin ortasında bulunan ve yamaçlardan dü-şen göl, kayaların Haldizen deresinin önünü kapatmasıyla oluşmuştur. “Uzungöl” olarak bili-nir ve bölgeye de ismini verir. Göl, çevresindeki ladin ormanları çekici, güneş ışığının yansıma-sıyla ışıl ışıl bir görüntü sergiler.

    Gölün aşağısındaki, “Şerah” köyünün yöreye uygun tarzda yapılmış eski ahşap evler, doğa-nın güzelliğini tamamlar özellikte. Bu eski evler, bölgeye ayrı bir güzellik ve sıcaklık katıyor. Ve alabalık… Uzungöl ile neredeyse eş anlamlı. Alabalık, uzun süredir gölde mevcut. Pek çok ailenin de geçim kaynağı ve ekmek kapısı aynı zamanda.

    Uzungöl’de, trekking, kuş gözlemleri ve bota-nik amaçlı turlar yapılıyor. Aynı zamanda, Yedi Göller’e veya Şekersu, Demirkapı, Yaylaönü gibi Uzungöl’ün yakınlarında bulunan yaylalara geziler de düzenleniyor.

    Uzungöl Camii, bölgeye gelen misafirleri selam-layan ilk yapı... Cami, 2002 yılında inşa edilmiş. Yapım tarihi çok eski olmamasına rağmen bu cami, göl ile bütünleşerek bölgenin sembollerin-den biri haline gelmiştir. Tepenin ardından se-lam veren minareleri, dinlenmek ve doğanın ta-dını çıkarmak için bir bankta oturduğunuzda fark ettiğiniz caminin göle yansıyan pırıl pırıl silueti ile eşsiz ve masalsı bir güzelliktedir.

    Son yıllarda, bu bölgede harika bir etkinlik ger-çekleştiriliyor. Cuma günleri sabah namazını Uzungöl Gölbaşı Camii’nde kılıp her hafta bir restaurant sahibinin verdiği kahvaltıda buluş-ma, bir gelenek olma yolunda ilerliyor. Turizm tesislerinin sahipleri ve ziyaretçiler için düzen-lenen bu etkinlik, bölge halkının kaynaşmasına da vesile oluyor. Bu etkinlik, kaynaşmanın yanı sıra ahlaki anlamda yeni şeyler öğrenmeye de vesile oluyor.Karadeniz’in doğa harikası köşelerinden biri olan Uzungöl, her mevsim farklı bir güzelliğe bürünüyor. Yeşilin ve mavinin her tonunu gör-mek mümkün. Uzungöl’ün bulunduğu bölge daima bulutlu... Gökyüzünün mavisi, güneş, bulutlar, yemyeşil orman ve berrak sudan oluşan manzara ve te-miz hava insanın iştahını açıyor. Bu nedenle, Uzungöl’ü ziyaret eden pek çok kişiden Uzun-göl’de yediği alabalığın çok lezzetli olduğunu işitebilirsiniz.

    11

  • 12

    Oyuncak, hem toplumun gelişmişliğinin hem de kültürünün zenginliğinin ifadesidir. Evliya Çelebi, seyahatnamesinde bahsettiği için 16. yüzyılda başladığı düşünülen Eyüp Oyuncak-çılığı da Türkiye’de ahşap oyuncak geleneğinin en önemli yansımalarından biridir. Bu oyuncak-lara ismini veren İstanbul’un “Eyüp” semtidir. Bu semtin adının Eyüp olmasındaki neden de Eyyub el Ensarî’nin mezarının burada olma-sıdır. Çocukları çok seven bu kişinin adı söy-lene söylene “Eyüp” olmuş ve bu semte adını

    vermiştir. Onun hatırasına istinaden de “Eyüp Oyuncakçıları” açılmıştır.

    Eskiden sünnet olan her çocuk ailesiyle Eyüp’e gider ve kendisine oyuncak aldırırmış. Eyüp oyuncaklarının çeşitleri; aynalı araba, çıngırak-lı araba, düdük, kaynana zırıltısı, davul, ayna, telli dolap, masa ve sandalyeler, saltanat kayı-ğı, dönme dolap şeklinde sıralanabilir. Oyun-cakların bir türü olan saltanat kayığından da anlaşılacağı üzere, Eyüp oyuncakçılığı gele-

    Aynalı araba. (Görsel, Gazi Üniversitesi Somut Olmayan Kültürel Miras Müzesi’nde alınmıştır.)

    Davul, beşik, düdük. (Görsel, Gazi Üniversitesi Somut Olmayan Kültürel Miras Müzesi’nde alınmıştır.)

    Eyüp Oyuncakçılığı Geleneği

    Araş. Gör. Petek ERSOY İNCİGazi Üniversitesi Edebiyat Fakültesi / Türk Halkbilimi Bölümü

  • 13

    neği Osmanlı İmparatorluğu döneminde ortaya çıkmış ve sona ermiştir. Oyuncakların malze-mesi kildendir. Renkleri ise kırmızı, sarı, mavi gibi ana renklerdir. Burada amaç, çocuklara ana renk kavramını öğretmektir.

    Oyuncak kültürü ülkemizde çok eskilere daya-nır. Türkiye’nin tarım toplumu olduğu yıllarda, kız çocuklar bezlerden bebeklerini diker, evcilik oynarlardı. Sokağa çıkıp, tekerleme söyleyerek ip atlarlardı. Erkekler ise dedelerinin el emeği ile yaptıkları topaçları çevirip birbirleriyle yarı-şırlardı. Kasaba gidip aşık kemiklerini alıp eve getirirler, annelerine kaynatmaları için verirler, böylelikle aşıklar temizlenmiş olurdu. Aşıklar dizilir, belirli bir mesafeden atış yapılırdı. ( Aşık; adını “aşık atmak” deyiminden alan kemikten yapılan bir çeşit oyuncak.)

    Ağaçların dalları bıçak yardımıyla düzleştirilir, çelik çomak oynanırdı. Mahalle aralarında-ki dar sokaklar ya da boş araziler çocukların yegâne oyun alanlarıydı. 80’li yıllardan sonra çocuk parklarının inşası ile geleneksel oyunlar ikinci plâna düştü. Çocuğun bedensel gelişimi ilerledi belki; ama el becerisi yok edilmeye terk edildi. Teknolojinin gelişmesi, köyden kente göç ve geleneğin aktarılamaması nedeniyle Türkiye’deki çocuklar artık bilgisayar oyunlarıy-la günlerini geçiriyor, ne bedensel ne de ruhsal gelişimini tamamlıyor.

    2000’li yıllarda Çin yapımı plastik oyuncakların atağa kalkmasına karşılık, buna bir alternatif olarak ahşap oyuncaklara hızlı bir geri dönüş olmuştur. Bunun en önemli nedeni, plastiğin zararlı olmasına karşın ahşabın doğal madde olmasından kaynaklanır.

    20. yüzyıla gelindiğinde yavaş yavaş bu oyun-caklar kaybolmaya başlamış¸çünkü hem ge-lenek kendini yenileyememiş hem de batıdan gelen oyuncaklara alternatif oluşturamamıştır. 2005 yılında İşkur, Avrupa Birliği ve Eyüp Be-lediyesi’nin katkılarıyla Fener ve Balat semt-lerinde oturan işsiz kadınlara Eyüp Oyuncağı Yapma kursu verilir.

    Yapılan bütün oyuncaklar, üç ay boyunca Topkapı Sarayı Müzesi Darphane-i Amire Bi-nası’nda sergilenmiştir. Bu sergi sayesinde Ankara’da Gazi Üniversitesi Türk Halkbilimi Bölümü başkanı Prof. Dr. M. Öcal Oğuz tara-fından 2005 yılında kurulan Somut Olmayan Kültürel Miras Müzesi’nin Çocuk Oyunları ve Oyuncakları Bölümü’ne Eyüp Oyuncakları Bö-lümü de eklenir. Somut Olmayan Kültürel Mi-ras Müzesi, UNESCO’nun 2003 yılında kabul ettiği ve Türkiye’nin 2006 yılında taraf olduğu Somut Olmayan Kültürel Miras’ın Korunması Sözleşmesi (SOKÜM) ile kurulmuş olmasından kaynaklanmaktadır. Söz konusu müze hafta içi her gün 09.00-17.00 saatleri arasında gezile-bilmektedir.

    Türkiye Somut Olmayan Kültürel Miras çalış-malarında başarılı bir durum sergilemekte; Meddah, Karagöz, Sema, Güreş, Keşkek gibi geleneklerin Türk mirası olduğunu tüm dünya-ya kabul ettirmiş ve duyurmuştur. Eyüp Oyun-caklığı’na benzeyen oyuncak geleneğini Hır-vatistan UNESCO’ya somut olmayan kültürel mirası şeklinde kabul ettirmiştir. Umarız Türki-ye de somut olmayan kültürel miras listesine oyuncak kültürünü de ekleyebilir…

    Sandalyeler El arabası

  • 14

    TBMM Aile, Çalışma ve Sosyal İşler Komis-yonu ve Çocuk Hakları İzleme Komitesi ola-rak, çalışmalarınız ve yeni projeleriniz hak-kında kısaca bilgi verebilir misiniz?

    TBMM Aile, Çalışma ve Sosyal İşler Komisyo-nu, kendisine Meclis Başkanlığı tarafından ileti-len yasa tekliflerini incelemekte, konu hakkında istişarelerde bulunup görüş metnini hazırla-maktadır. Ve söz konusu yasa teklifleri de, gün-demin gidişatına göre, sağlık, aile ve istihdamı ilgilendiren tüm alanları içermektedir. Örneğin, Eczacılık Yasası’nın değişmesi, kadınların is-tihdama daha fazla katılımı, annelerin emzirme sürelerinin işçi ve memurlarda eşitlenmesi gibi yasa tekliflerini örnek olarak verebiliriz.

    Komitemiz hakkında güncel bilgi edinmek için, http://www.cocukhaklari.gov.tr/tr adresini in-celeyebilirsiniz.

    Okullarda çocuk hakları dersi konabilir mi?

    Hem bir parlamenter, hem de bir akademisyen olarak, insan yetiştirme sanatı olarak gördü-

    ğüm eğitimin, toplumlardaki demokratik kültü-rü besleyecek şekilde düzenlenmesinin son derece önemli olduğunu düşünüyorum. Üni-versitelerde çocuk hakları ve koruma konulu dersler müfredatta yer alıyor. Ancak ilköğretim ve ortaöğretim müfredatında da bu derslerin konulması konusunda Sayın Milli Eğitim Baka-nımız ile şahsen görüşeceğim. Ayrıca, cinsiyet eşitliği konusunda da bir dersin konmasının ge-rekli olduğu kanısındayım. 2012-2013 öğretim yılından itibaren, insan hakları, yurttaşlık ve demokrasi derslerinin ilkokullarda zorunlu ders haline getirilmesini bu anlamda son derece önemli bir adım olarak görüyorum.

    25 Mayıs tarihinin Kayıp Çocuklar Günü ol-duğunu duymuştuk. Bugüne dek kaç kayıp çocuk bulundu?

    Geçtiğimiz sene, İçişleri Bakanlığı, 2008-2011 yılları arasında kayıp başvurusu yapılan 1142 çocuğun arandığını bildirdi. Buna göre; Emni-yet Genel Müdürlüğü ve Jandarma Genel Ko-

    TBMM Çocuk Hakları İzleme Komitesi Başkanı Sn. Prof. Dr. Türkan Dağoğlu Ankara Büyükşehir Belediyesi 18. Dönem Çocuk Meclisi üyelerinin sorularını yanıtladı. Sayın Dağoğlu’na verdiği değerli bilgiler için teşekkür ediyor, biz çocuklar kadar büyüklerimizi de ilgilendireceğini düşündüğümüz bu önemli bilgileri sizlerle paylaşmaktan büyük bir mutluluk ve gurur duyuyoruz…

    AİLE MUTLUDEMEKTİR...

    TOPLUM

  • 15

    mutanlığı verilerini temel alırsak, 2008-2011 yılları arasında 62517 çocuk için kayıp başvu-rusu yapıldı, bunlardan 61375 ‘i bulundu.

    Bu noktada, kaybolan çocukların genellikle parçalanmış ailelerden kaynaklandığını da özellikle belirtmek isterim ki, bu konuda ailele-re büyük bir sorumluluk düşüyor. Çocuklarının ya evi terk etmesine ya da uyuşturucu batağı-na saplanmasına yol açan bu parçalanmışlık sorununu mutlaka kendi içlerinde halletmeleri, çocukların çocukluklarına bunun bir karaba-san gibi çökmelerini engellemeleri gerekmek-tedir.

    Geçtiğimiz yıllarda belli bir süre görev yapan TBMM Kayıp ve Mağdur Çocuklar Araştırma Komisyonu, bu konuda önemli bir çalışma ger-çekleştirmişti ve rapor 23. yasama yılının so-nunda kabul edildi.

    Anne-babalık eğitimleri hakkında bilgi verir misiniz? Anne babalar iyi birer ebeveyn ol-mayı öğrenebilir mi? Bunun takibi nasıl ya-pılıyor?

    Aile ve Sosyal Politikalar Bakanlığı ile Anne Çocuk Eğitim Vakfı (AÇEV) anne-babalık eği-timleri konusunda önemli işbirliği örnekleri ser-gilemektedirler. Geçtiğimiz hafta İstanbul’da ‘’Türkiye’de Baba Olmak: Cinsiyet Eşitliğinde Sorumluluklar, Haklar ve Çözümler’’ konulu pa-nel düzenledi. Panelde Sn. Bakanımız Fatma Şahin, anne-babalık eğitimlerini Bakanlık ola-rak son derece önemsediklerini bir kez daha ifade etti. Kadınların iş hayatına daha fazla en-tegre oldukları, babaların da ev işlerini eşleriyle paylaştıkları bir ortama doğru evrilmekteyiz. Bu anlamda, anne ve babaların hem çocuklarına doğru bir rol model oluşturmaları, hem de an-nelik ve babalığın onların iş hayatıyla paralel ve sağlıklı bir şekilde yürütülmesi önem taşı-maktadır. Ailenin huzurlu olması, toplumun hu-zurlu olması demektir.

    Anne ve babalar iyi birer ebeveyn olmak için ön-celikle kendilerini çağın gereklerine, değişimin dinamiklerine uyarlamalı; çocukları için tehlike kaynaklarını güncel bir şekilde tespit etmelidir-ler. Öte yandan, boşanmış ailelerin çocuklarının diğer çocuklara oranla daha çok psikolojik sorun yaşadığı düşünüldüğünde, evliliklerin de özve-riyle ve sağlam temeller üzerinden yürütülmesi gerekmektedir. Unutmayalım ki çocuklar, aile-lerinde gördükleri rol modellerini benimseyip,

    bundan sonraki kuşaklara aktarmaktadırlar. Do-layısıyla toplumsal sağlık ve toplumun huzuru, anne ve babaların doğru birer ebeveyn modeli oluşturmasıyla yakından ilintilidir.

    Çocuk hakları konusunda aileleri ve öğ-retmenleri daha fazla bilinçlendirmek için programlarınız var mı?

    Bu konudaki çalışmalar Aile ve Sosyal Politika-lar Bakanlığı ile Milli Eğitim Bakanlığı ile birlikte yürütülmektedir.

    Çocukluk hayallerinizi bizimle paylaşır mı-sınız?

    Aslında çocukken bir çocuk doktoru olmak gibi bir hayalim yoktu. Avukat olmaya heveslenmiş-tim. O dönemde eğitimimi hep daha üst düzeye çıkarmayı hedeflerdim; çünkü kız çocuklarının eğitimine devam etmesinin çok fazla görülme-diği Tekirdağ açısından bu hayallerimi gerçek-leştirmek benim için son derece önemliydi. Bu nedenle, kariyerim için, ufku çok açık olan ebe-veynlerime minnettarım.

    Çocukların erken yaşta ve ağır işlerde çalış-tırılmasını engellemek amacıyla sürdürülen çalışmaları özetleyebilir misiniz?

    Türkiye genelinde 6-17 yaş grubundaki çocuk sayısı, 2012 yılı Ekim, Kasım ve Aralık ayların-da uygulanan Çocuk İşgücü Anketi sonuçlarına göre 15 milyon 247 bin kişidir. Bu yaş grubun-daki çocukların %66,5’i kentsel, %33,5’i kırsal yerlerdedir. Çocukların %91,5’i bir okula de-vam ederken, %8,5’i okula devam etmemekte-dir. Yaş grupları itibarıyla, 6-14 yaş grubunda-ki çocukların %97,2’si, 15-17 yaş grubundaki çocukların ise %74,7’si okula devam etmek-tedir. Bu rakamlara göre; Türkiye’de yaklaşık 900,000 kadar çocuk işçi olduğu tahmin edil-mektedir.

    Çocuk emeğinin bir geçim aracı olarak görül-memesi, bu konuda toplumun bazı kesimlerine yerleşik yanlış kabullerin ortadan kaldırılma-sı için Komite olarak biz de üzerimize düşeni yapmaya hazırız. Bu konuda uzman görüşle-rini dinlemeyi ve geliştirilecek olası işbirliklerini planlamayı hedeflemekteyiz.

    Yeni anayasada çocuklarla ilgili alınacak yeni kararlar var mı?

    Yeni anayasada, çocukların beklentileri ve ta-leplerini göz önünde bulundurmak üzere Meclis

  • 16

    başkanımız Sayın Cemil Çiçek ile biraraya gel-diklerini biliyorum. Anayasa Uzlaşma Komisyo-nu’nda bu önceliklerin dikkate alınacağını ve çocukların üstün çıkarlarını gözeten hükümle-rin yer almasını bekliyoruz. Ancak, bizim he-defimiz Batılı ülkelerde olduğu gibi anayasanın kısa ve öz olarak hazırlanması, spesifik kural ve yükümlülüklerin ise yönetmelik, genelge ve politikalarla uygulamaya konması yönündedir.

    Sizce ülkemizde çocukların en büyük soru-nu nedir? Çözümüne yönelik nasıl sonuçlar elde edilmiştir? Sizce ailelerin çocuk hakları hakkında yeterli bilgisi veya ilgisi var mıdır? Yoksa nasıl artırılabilir?

    Bugün çocuk hakları konusunda yaşadığımız birçok sorunun temelinde, “eğitim”in yattığını düşünüyorum. Çocuk gelinlerden çocuk işçile-re, suça sürüklenen çocuklara dek birçok ya-pısal sorun aslında bu çocuklarımızın eğitim sürecine yeteri kadar müdahil olmamalarından kaynaklanmaktadır.Her çocuk için eğitimde fır-sat eşitliğini sağlamak, öncelikli hedefimiz ol-malıdır. Hükümetimizin, eğitimde fırsat eşitliği-ni sağlayarak kadınların sosyal hayatın içinde hak ettikleri yere gelmeleri yönündeki kararlılı-ğımız devam edecektir.

    Okul öncesi eğitimi yaygınlaştırmak da bu doğ-rultuda, öncelikli amaçlarımız arasında bulun-maktadır. Çocuğunun yararının üstün tutuldu-ğu, bireyin, ailenin, toplumun ve devletin tam katılımına dayalı «Çocuk Hakları Kültürü» teme-linde geçtiğimiz Haziran ayında temelleri atılan «Çocuk ve Kadın Hakları Ombudsmanlığı”nın kurulmasını sağladık. Anayasa referandumu ile çocuklara pozitif ayrımcılık getirmek de önemli bir adım olarak sayılabilir.

    Engelli çocukların hayata daha fazla katılımı amacıyla eğitim ve sağlık sisteminde yeni-likler olacak mı?

    Engelli çocukların hayata daha fazla katılımı anlamında, Aile ve Sosyal Politikalar Bakan-lığı’nın oldukça yenilikçi ve önemli projeleri gerçekleşmektedir. İnsan odaklı belediyecilik anlayışı çerçevesinde hareket eden beledi-yelerimizin de engelli çocuklara yönelik çok önemli yatırımları söz konusu. Örneğin, İstan-bul’da Bağcılar Belediyesi’nin “Engelliler Sara-yı” bunun en güzel örneklerinden biridir. 16500 m2’lik bir alana yerleştirilen bu tesis, diğer be-

    lediyeler için bir referans teşkil etmelidir. Bina bünyesinde; 180 araç kapasiteli otopark, hidro terapi merkezi, fizyoterapi merkezi, derslikler, atölyeler, psikolojik danışma merkezi, idari bü-rolar, eğitim sınıfları, üretim atölyeleri, görme engelliler odası, kitap basım ve idari bürolar, fuaye, sergi salonu, iki adet seminer salonu, si-nema salonu, çok amaçlı salon, mutfak, yemek eğitim merkezi, hazır pişirme merkezi, resto-ran, kapalı oyun salonu ve açık hava sineması yer almaktadır. Çocuklar için toplumsal hayatın her alanına dokunabildikleri, kendilerini gelişti-rebildikleri, evin dört duvarına hapsolmadıkları bir mekan tesis edilmektedir. Ancak, burada en önemli sorunun “zihniyet”te düğümlendiğini dü-şünüyorum.

    Çocukların halen hem evlerinde hem de okullarda büyükler ve öğrenciler arasında şiddete maruz kaldıklarını biliyoruz. Bu gibi durumlarda çocukların da arayacağı bir acil hat numarası var mıdır?

    AİLE İÇİ ŞİDDETE SON (Kadın, Çocuk ve Özürlü Danışma Hattı 183) Ülke genelinde 24 saat hizmet vermektedir.

    Okullardaki şiddetin önlenmesine yönelik okul-içi eğitim ve güvenlik başta olmak üze-re nasıl planlamalar düşünülmektedir?

    Okullardaki şiddetin önlenmesi için öncelikle bu konuda, sivil toplum ve il eğitim müdürlükleri iş-birliğinde, eğitim modülleri düzenlenip zorunlu ders olarak konulması gerektiğine inanıyorum. Ayrıca, her ay konunun uzmanlarının davet edileceği, okul bazında konferanslar yapılmalı, hem öğretmenlerin hem de öğrencilerin katı-lımı zorunlu tutulmalıdır. Bunun yanı sıra, öğ-retmenlerin bir cezalandırma yöntemi olarak öğrencilerine şiddet uygulamasını tamamen engelleyen bir denetim mekanizması kurulma-sı için, öğrencilerin öğretmenlerle ilgili düzenli olarak “denetim anketleri” düzenlemeleri, bun-ların da ilgili okul müdürlükleri tarafından sis-tematik olarak takip edilmeleri gerekmektedir. Ancak bu şekilde soruna proaktif ve temelin-den çözüm üretilebilir.

    Çocuk Hakları İzleme Komitesi, çocuklar için çalışan başka hangi kuruluşlarla işbir-liği içerisindedir?

    Çocuk Hakları İzleme Komitesinin çalışmala-rına, başta Birleşmiş Milletler Çocuk Hakları

  • 17

    Sözleşmesi’nin Türkiye’deki uygulanmasını izlemekten sorumlu kuruluş olan Aile ve Sos-yal Politikalar Bakanlığı olmak üzere ulusal ve uluslararası birçok kuruluş katkı sunmaktadır. UNICEF Türkiye, Polis Akademisi, üniversite-ler, yerel yönetimler, sivil toplum kuruluşları bu süreçte çözüm ortaklarımız ve diyalogta bulun-duğumuz kesimler olarak belirtilebilir.

    Özellikle kız çocuklarının erken evlendiril-melerine karşı ailelere hangi cezalar uygu-lanmaktadır?

    Türk Medeni Kanunu’na göre evlilik için yaş sınırı 17 olarak belirlenmiş; olağanüstü koşul-larda ise hakim onayıyla 16 yaşında da evlilik mümkün görülmüştür. Türk Ceza Kanunu’na göre ise, 15 yaşını doldurmuş bir kız çocuğuyla evlenen kişi, şikayet üzerine, altı aydan 2 yıla kadar hapis cezası ile cezalandırılmalıdır. Öte yandan, çocuk yaşta evlendiği eşine istismar uygulayan kocalar da, yargı önünde ağır ce-zalara çarptırılmaktadır ki son dönemlerde bu yönde medyaya da yansıyan birçok emsal ka-rar mevcuttur.

    20 Kasım Dünya Çocuk Hakları Günü’nde özel çalışmalarınız oluyor mu?

    Ben kişisel yaklaşımım itibariyle çocuk hak-larıyla ilgili parlamenter duyarlılığın belli gün-ler veya haftalarla kısıtlandırılmasından yana değilim. Dolayısıyla, bizim için yılın her günü 23 Nisan, her günü 20 Kasım’dır. Mecliste gö-rüşülen her yasada, çocuk haklarının ne yön-de etkileneceğine dair fikir egzersizi yapmak, çocukların yaşam koşullarını iyileştirmek için yasa teklifleri vermek, bu konuda medyanın duyarlılığını artırmak üzere düzenli basın bildi-

    rileri hazırlamak, ilgili uzmanlarla siste-matik biçimde görüşüp fikir alışverişin-de bulunmak, söz konusu duyarlılığımı kanıtlayan sadece birkaç faaliyettir.

    TBMM’nin yürüttüğü ve çocukların katkı ve katılımlarıyla gerçekleştiri-len programlara Büyükşehir Bele-diyesi Çocuk Meclisi’nden katılım sağlanması mümkün olabilir mi?

    TBMM, sistematik bir şekilde çocukla-rın katılımına yönelik programlar dü-zenlememektedir. Ancak TBMM Baş-kanı, Milli Egemenlik Haftası etkinlikleri çerçevesinde, 19 Nisan 2013 tarihinde Dünya Çocuklarını kabul edecektir.

    Ayrıca Komisyon Başkanlığımızca ilgili talebin TBMM Başkanlığı’na iletilmesi halinde dikkate alınabileceği de bize ulaşan bilgiler dahilinde-dir.

    Cezaevlerinde kaç çocuk bulunmaktadır; bunlar hangi yaşlardadır ve bu çocuklar okul eğitimlerini sürdürebiliyorlar mı?

    Adalet Bakanlığı verilerine göre; 31 Ekim 2012 tarihi itibariyle cezaevlerinde 128 bin 232 kişi bulunuyor. Bunlardan 95 bin 641 hükümlü, 32 bin 541 tutuklu, 4 bin 655’i kadın, 121 bin 634’ü erkek, 1943’ü 12 - 17 yaş arasındaki ço-cuk. Cezaevlerinde 18-20 yaş aralığında 7 bin 224, 21-39 yaş aralığında 73 bin 865, 40 - 64 yaş arasında 31 bin 525, 65 - 79 yaş aralığın-da 1375, 80 ve üstü yaş grubunda ise 82 kişi bulunuyor.

    Adalet Bakanlığı, cezaevlerinde bulunan ço-cuklar için internet erişimli sanal sınıflar oluş-turdu. Video konferans sistemiyle kapalı devre ders alan küçük tutuklu ve hükümlüler, sınav-larını da internet üzerinden yapıyor. Cezaevin-de bulunan çocuklara, birinci kademe okuma-yazma ve ikinci kademe eğitim kursları, örgün ve yaygın eğitime hazırlık kursları veriliyor ve bunların açık ilköğretim okulu ve açık öğretim lisesi sınavları ile üniversite giriş sınavlarına girmeleri sağlanıyor. Bu çocuklar, sosyal ak-tivitelere, spor faaliyetlerine katılıyor; yabancı dil, bilgisayar, üniversite hazırlık, meslek eği-timi gibi kurslara devam ediyor. Örgün eğitime devam etmeleri mümkün olmayan çocuklar ise, meslek eğitimi kapsamında uygun mesleğe yönlendiriliyor.

  • 18

  • 19

  • 20

  • 21

  • 22

  • 3x2+2y2=2z

    İLGİNÇ BİLGİLER

    Evet, arkadaşlar, yanlış okumadınız. Güney Ame-rika’da “selaginella convoluta” isimli bir bitki yer

    değiştirerek kendi suyun kendi buluyor!!!Bunu nasıl mı yapıyor?

    Şöyle: Bitkinin bulunduğu yer kuruyup bitki susuzluktan ölme noktasına geldiğini anla-dığında köklerini topraktan çekerek topla-

    nır. Top şeklini alan bitki rüzgar vasıtasıyla daha sulak bir yere sürüklenmek için kendini

    rüzgarın kollarına bırakır. Sürüklenip geldi-ği yeni yerinde önce köklerini toprağa salar ve

    toprağın sulak olup olmadığın kontrol eder. Eğer bu yeni yeri de kurak çıkarsa sulak bir yer bulun-caya kadar sürüklenmesini sürdürür.

    Termometre Kuşunun MarifetiBildiğiniz gibi bütün kuşlar ve kanatlılar üremek için kuluçkaya yatarlar. Bu kuluçka süresince yumurtala-rın belli sıcaklıkta kalması için çaba sarf eder yumur-taların üzerinden kalkmazlar. Ancak Allah’ın kendisi-

    ne verdiği özellik sayesinde termometre kuşu buna gerek duymaz. Peki, termometre kuşu yumurtaların

    sıcak kalmasını nasıl sağlar?Termometre kuşunun erkeği kum ve bitkilerden 5metre çapında ve 1 metre yüksekliğinde olan bir kuluçka odası hazırlar. Tepe şeklindeki bu yuvanın üzerinde bu-lunan delikten dişi yumur-talarını ustaca yuvaya

    bırakır. Odanın için-deki bitkilerin fer-

    mantasyonu sırasında açığa çıkan ısı, yumurtaların gelişmesi için gereken ısıyı sağlar.Yumurtaların gelişmesini yakından takip eden ve 8 ay boyunca bir an olsun yuvanın başından ayrılma-yan erkek termometre kuşu ise diliyle sürekli odanın ısısını kontrol eder. Gerektiğinde içeriye yeni bitkiler atarak veya kimi zaman bazı bitkileri çıkararak yuvanın ısısının sabit kalmasını sağlar. Ve böylece 1oC dahi ısı de-ğişikliğine uğramayan bu ortamda yavrular dünyaya gelir.

    23

    Kendi Suyunu Kendisi Bulan Bitki

  • Şöyle başladı hikayemiz:Saklambaç oynarız biz,

    Önce annemizin karnında,Sonra sokağın ortasında.Hiç bitmez bu saklambaç.

    Bir şey daha bitmez,Bu da sevgidir,

    Sevgi.Sizce buna ne demeli ?

    Hadi gel bitsin bu saklambaç.Şiirler yazıp şarkı söyleyip, ona sevgimizi belli edelim.

    Samet DENİZ

    Anneciğim,Yıldızlar kadar parlak gözlerin,

    Ne güzel gülümsüyor yine.

    Unutuyor insan Baktıkça gözlerine,

    Ruhun verdiği derdi tasayı yine.

    Muhammed Görkem GÜNDOĞDU

    Annem Ben gülünce güler

    Ben üzülünce üzülürsün; Hasta olsam hemen telaşlanır koşarsın.

    Senin yanında huzur bulurum; Senin yanında güvendeyim.

    Bizden başka hiçbirşey ile ilgilenmez, Hep bizi düşünürsün

    Gece üstümüz açılsa, hemen gelir örtersin. Saçlarımı tarar,beni sevgi ile kucaklarsın.

    Allah’ın yarattığı güzelliklerin en güzeli sen! Sevgi dolu yüreğinle hep benim yanımda ol

    Sudenur MAŞALI

    Çünkü annemizsinBazen özlüyorum seni,

    Ne olur affet beni! Hep sözünü tutacağım;

    Seni hiç bırakmayacağım Anneler herşeyimiz bizim;

    Onları hiç üzmeyelim!Onların tuttuğu ışıkta;

    Yolumuza devam edelim Bizi karnında taşıdın; Yolumuzu aydınlattın;

    Doldu kokun ciğerlerimize Biz sensiz yapamayız anne…

    Hep beraber olsak; Hiç ayrılmasak.

    Seni hiç üzmeyeceğiz; Çünkü annemizsin sen,

    Bizim annemiz!

    Ahmet YILDIRIM

    S İG E L E N L E R

    Z D E N

    24

  • 25

    Evet bunlar bizim ufaklıklar.

    Ah nerede o Sibirya’nın karla kaplı dağları… Hay Allah bizim

    çocuklar nerelere kayboldu?

    Eyvah! Hemen kaçmalıyım. Yoksa kötü şeyler olacak!

    Hey komşular nerelerdesiniz?

    Kardan yatak! Oh ne rahat!

    Em

    ir G

    ÖR

    LÜA

    ta S

    OY

    TÜR

    KS

    ude

    SE

    Bet

    ül İr

    em B

    AL

    Ata

    DE

    MİR

    EL

    Bet

    ül B

    ALÇ

    I

  • 26

    2 resim arasındaki 7 farkı bulduktan sonra resmi boyayalım.

    Resimli BulmacaHalil İ. YILDIRIM

    Halil İ. YILDIRIMHazırlayan: Halil İ. YILDIRIM

  • Labirent Bulmaca

    Ali varışa ulaşmak istiyor. Hangi yolu kullanmalıdır?

    Bakalım bulabilecek misiniz?

    27

  • 28

  • Bu bulmacanın cevabını sonraki sayıda bulabilirsiniz.

    29

  • 30

    Biz

    den

    Habe

    rler

    Geleceğin Bilişimcileri Büyükşehir Belediyesi Çocuk Meclisi 18. Dönem Üyeleri, farklı ve özel bir çalışmaya daha katıldılar.

    Çeşitli konularda farkındalık ve bilinç kazanan meclis üyeleri, hem bilgi ve tecrübelerini geliş-tiriyorlar, hem de eğitimlerinin yanı sıra Çocuk

    Meclis’inde kazandıkları yeni deneyimlerle ge-leceğe hazırlanıyorlar.

    16. ve 17. Dönem Çocuk Meclisi çalışmaları kapsamında başlatılan; Gazi Üniversitesi Eği-tim Fakültesi Bilgisayar ve Öğretim Teknoloji-leri Bölümü Öğretim Üyesi Doç.Dr.Selçuk Öz-demir’le başlatılan çalışmalar “Çocuklar İçin Web Tasarımı ve Yazılım” programı ile devam etti.

    Doç.Dr.Selçuk Özdemir’in kurucusu olduğu Bi-lişim Garajı Akademisi’nin eğitmenleriyle sür-dürülen çalışmada 20 kadar meclis üyesi ço-cuk, MS Small Basic ile Programlama ve Not Defteri ile Web Tasarımı’nın ilk uygulamalarını öğrendiler; “bilişimle çözüm üretme” sistemiyle tanıştılar.

    Yazılım geliştirme aşamalarına ilişkin temel bil-giler, programlama dillerinin ortak kavramları, internet üzerinden kullanılabilen üretimlerin ilk adımlarıyla tanışan çocuklar, yaptıkları ilk uy-gulamalardan da büyük mutluluk duydular.

    18. Dönem Çocuk Meclisi Türk Hava Kurumu Müzesi’ndeydi15 Mayıs Havacılık ve Hava Şehitlerini Anma Günü’nde Büyükşehir Belediyesi 18. Dönem Çocuk Meclisi üyeleri THK Havacılık Müzesi’ni ziyaret etti.

    Müze Müdürü Selami Yıldırım ve Tanıtım Per-soneli Zeliha Öztürk tarafından karşılanan meclis üyeleri, 19 Mayıs 2002’de açılan müze-de, havacılık tarihine bir yolculuk yaptılar.

    Tarihte ilk uçuş denemelerini gerçekleştiren Lagari Hasan Çe-lebi ve Hazerfan Ahmet Çelebi ‘den bugüne uzanan Türk Sivil Havacılık tarihi hakkında bilgiler edinen; çeşitli belgeler, fotoğraf-lar, dönemin araç gereçleri, tari-hi mektupları ve çeşitli maketleri görme imkanı elde eden çocuklar, müzenin rengarenk çiçekleri olan yemyeşil bahçesinde sergilen-mekte olan, geçmişten bugüne hizmet vermiş, yapımı 1935’ lere kadar uzanan uçakları yakından incelediler. Dünya Paraşüt Şam-piyonası ve Dünya Hava Oyunla-rı Test Yarışları gibi uluslararası

    havacılık organizasyonlarını gerçekleştirdiği-ni ve 2011 yılında kendi adını taşıyan bir de üniversite kurulduğunu öğrenen çocuklar 1937 yılında yapılan ve tadilatı tamamlanmak üzere olan 41 metrelik Paraşüt Kulesi’ni de gördüler. Bahçede sergilenen helikopterin içinde pilot koltuklarına oturarak fotoğraf çektiren üyeler, müze bahçesindeki çocuk parkını ve kafetar-yayı da görünce, hafta sonları aileleriyle birlik-te güzel zaman geçirmeleri için tüm çocuklara THK Müzesini önereceklerini belirttiler.

  • 31

    Biz

    den

    Habe

    rler

    Çocuk Meclisi Üyeleri Üniversiteden İlk Diplomalarını AldıBüyükşehir Belediyesi 18.Dönem Çocuk Meclisi üyeleri, Çocuk Üniversitesi’nden ilk diplomalarını aldılar.

    İlk olarak Mart ayında Çocuk Üniversitesi tanı-tım programına katılarak çalışmalar hakkında bilgi edinen meclis üyeleri, Böcek Şenliği Oku-lu (BÖŞO) eğitim programı ile üniversiteye ilk adımlarını atmış oldular.

    Ankara Üniversitesi Ziraat Fakültesi Bitki Koru-ma Bölümü Entomoloji Ana Bilim Dalı’nın yürüt-tüğü BÖŞO programına katılan 18 meclis üyesi, gerek Prof. Dr. Cem Özkan ’ın renkli anlatımıyla verdiği bilgiler, gerekse atölye çalışmalarının ar-dından böceklerle ekoloji eğitimlerinin ilk adımı-nı tamamladılar. Bilimin öğretici, aydınlatıcı, bi-linçlendirici ve aynı zamanda eğlenceli yüzüyle

    de tanışmış olan çocuklar, ilköğretim yıllarından üniversite deneyimi kazanmış oldular.

    “Böcekler konusunda farkındalık yaratarak ekoloji bilincini geliştirmeyi ve bilimsel çalışma-yı özendirmeyi amaçlayan” programa katılan 10-12 yaş grubu meclis üyeleri, dünyada ta-nımlanmış1.200.000 hayvanın 3/2 sini böcek-lerin oluşturduğunu, ve daha pekçok ilgi çekici bilgiyi, büyük bir ilgi, merak ve zevke dinledi-ler; korkularını yenmek yönünde de önemli de-neyimler kazandılar. Böceklerin besin zincirin-deki ve ekolojik denge içerisindeki yerini son derece çarpıcı örneklerle öğrenen meclis üye-leri, çizgi filmler, bahçe uygulamaları ve atöl-ye çalışmaları ile unutulmaz bir gün geçirdiler. Böcek Koleksiyonlarını inceleyen, plastik ve tahtadan yapılmış böcek çeşitleriyle tanışan, arıları, kelebekleri, karıncaları daha yakından tanıyan çocuklar, yepyeni bilgiler edindiler.

    Prof. Dr. Cem Özkan’ın elinden diplomalarını alan çocuklar, Çocuk Üniversitesi program-larına devam edeceklerini belirttiler ve başta Prof. Dr. Özkan olmak üzere, çalışmalarına yardımcı olan üniversite öğrencisi genç abile-rine, ablalarına teşekkür ettiler.

    Belediye Başkanı Melih Gökçek’in armağanı olan meclis binasında yürüttükleri genel ku-rul toplantılarına Prof. Dr. Cem Özkan’ı da-vet eden meclis üyeleri ve Başkan Yardımcısı Göknur Aydar, günün anısı olarak, Büyükşehir Belediyesi yayınları ile Çocuk Meclisi tanıtım dokumanlarının yeraldığı çantayı takdim ettik-ten sonra diplomalarıyla birlikte fotoğraf çektir-diler ve bir sonraki programda buluşmak üzere, üniversiteden ayrıldılar.

  • 32

    Biz

    den

    Habe

    rler

    Çocuk Meclisi ÜyeleriKültür ve Turizm Bakanlığını Ziyaret EttiBüyükşehir Belediyesi 18. Dönem Çocuk Meclisi üyeleri, Turizm Haftası dolayısıyla almış oldukları karar gereği Kültür ve Tu-rizm Bakanlığı’na düzenledikleri bilgilenme ziyaretinde, Müsteşar Yardımcısı Nihat GÜL tarafından ağırlandı.

    Başkan Umut Bayraktar ve komisyon temsilci-lerinden oluşan 12 kişilik heyeti karşılayan Gül ilk olarak, Başkan Umut Bayraktar’dan Çocuk Meclisi hakkında bilgi aldı ve sorulara geçildi.

    Umut Bayraktar, Türkiye’nin ilk ve öncü Çocuk Meclisi’nin Büyükşehir Belediye Başkanı Melih Gökçek tarafından 1995 yılında kurulduğunu ve halen diğer pek çok ilin kendilerini örnek almaya devam ettiğini, her sene farklı illerden ziyaretçileri olduğunu vurguladı. Kültür ve Tu-rizm Bakanı Ömer Dincer’e yeni görevinde ba-şarı dileklerini iletmeyi de ihmal etmeyen Baş-kan Bayraktar, kendilerini, Çocuk Meclisi’nde ağırlamaktan gurur duyacaklarını da sözlerine ekledi.

    Çocuk dostu müzelerin, çocuk kütüphaneleri-nin sayılarının çoğaltılması, çocuklara yönelik tanıtım broşürlerinin hazırlanması, okulların gezi programlarına ve okul kütüphanelerine destek verilmesi, müzelerin ve tüm kültür sanat alanlarının engelli çocuklara göre düzenlen-mesine ilişkin taleplerini ileten meclis üyeleri, Bakanlığın sürdürmekte olduğu tanıtım çalış-

    maları, çocuklara yönelik yeni projeler, Bakan-lığın görevleri, yurtdışına kaçırılmış eserlerin iadesi çalışmaları hakkında sorular yönelttiler ve Müsteşar Yardımcısı Nihat Gül’den önemli bilgiler elde ettiler.

    Toplantının sonunda, Kültür ve Turizm Bakan-lığı yayınlarının yeraldığı çantaları meclis üye-lerine armağan eden Gül’e Başkan Umut Bay-raktar, Büyükşehir Belediyesi Yayınlarının ve Çocuk Meclisi tanıtım dokümanlarının yeraldığı bir çanta takdim etti.

    Çocuklar daha sonra, mimarisinden çok et-kilendiklerini ifade ettikleri 1926 yılında inşa edilmiş Bakanlık Binası önünde toplu fotoğraf çektirdiler.

  • 33

    ANKARA BÜYÜKŞEHİR BELEDİYESİ 18. DÖNEM ÇOCUK MECLİSİ ALINAN KARARLAR45. 18. Dönem Çocuk Meclisi olarak “Belediyemiz-ce ücretsiz izci kampı oluşturulması” teklifi Meclis’e sunuldu. Teklif oy çokluğuyla kabul edildi.

    46. 18. Dönem Çocuk Meclisi olarak “Görme engel-liler için tüm trafik ışıklarının sesli trafik ışığı haline dönüştürülmesi” teklifi Meclis’e sunuldu. Teklif oy çokluğuyla ile kabul edildi.

    47. 18. Dönem Çocuk Meclisi olarak “Belediyemizin de desteği ile okullara bilgisayar sınıfı oluşturulma-sı” teklifi Meclis’e sunuldu. Teklif oy çokluğuyla ka-bul edildi.

    48. 18. Dönem Çocuk Meclisi olarak “Lösemi hasta-sı olan çocuklara moral desteği amacıyla ziyaretler düzenlenmesi; ilik nakli için kan bağışı konusunda bilinçlendirici afişler, billboardlar yapılması” teklifi Meclis’e sunuldu. Teklif oy birliği ile kabul edildi.

    49. 18. Dönem Çocuk Meclisi olarak “Maddi durumu iyi olmayan mahalle okullarının tespit edilerek, spor malzemesi ihtiyaçlarının temini” teklifi Meclis’e su-nuldu. Teklif oy birliği kabul edildi.

    50. 18. Dönem Çocuk Meclisi olarak “Geçen dö-nemde başlatılan ve engelli vatandaşlarımıza teker-lekli sandalye için mavi kapak toplama kampanya-sına devam edilmesi” teklifi Meclis’e sunuldu. Teklif oy çokluğuyla kabul edildi.

    51. 18. Dönem Çocuk Meclisi olarak “Kimsesiz, so-kak çocukları adına bir gün tertip edilmesi ve katkı sağlanması” teklifi Meclis’e sunuldu. Teklif oy çoklu-ğuyla kabul edildi.

    52. 18. Dönem Çocuk Meclisi olarak “otobüslerde biyogaz enerjisi kullanılması” teklifi Meclis’e sunul-du. Teklif oy çokluğuyla kabul edildi.

    53. 18. Dönem Çocuk Meclisi olarak “Başkentimiz-de kütüphanelerin arttırılması ve çocuklara yönelik daha fazla kütüphane yapılması” teklifi Meclis’e su-nuldu. Teklif oy birliği ile kabul edildi.

    54. 18. Dönem Çocuk Meclisi olarak “Dilimize girmiş olan yabancı sözcüklerden arınmış güzel bir Türkçe kullanmamız ve bu konuda duyarlı olunması” teklifi Meclis’e sunuldu. Teklif oy çokluğuyla kabul edildi.

    55. 18. Dönem Çocuk Meclisi olarak “Serbest kıya-fet giyilen okullarda okuyan, maddi imkânı olmayan çocuklara kıyafet yardımı yapılması” teklifi Meclis’e sunuldu. Teklif oy çokluğuyla kabul edildi.

    56. 18. Dönem Çocuk Meclisi olarak “İlköğretim okulları arasında kardeş okul uygulaması başlatıl-ması” teklifi Meclis’e sunuldu. Teklif oy çokluğuyla kabul edildi.

    57. 18. Dönem Çocuk Meclisi olarak “Çocuk Meclisi’mize kantin yapılması” teklifi Meclis’e su-nuldu. Teklif oy birliği ile kabul edildi.

    58. 18. Dönem Çocuk Meclisi olarak “Su tasarrufu sağlayan fotoselli muslukların yaygın hale getiril-mesi” teklifi Meclis’e sunuldu. Teklif oy çokluğuyla kabul edildi.

    59. 18. Dönem Çocuk Meclisi olarak, “Çocuk Meclisi üyeleri arasında “Atatürk ve Barış” konulu kompo-zisyon yarışması düzenlenmesi” teklifi Meclis’e su-nuldu. Teklif oy çokluğuyla kabul edildi.

    60. 18. Dönem Çocuk Meclisi olarak, “Parkour Spor Kulübü ve bu sporun yapılabileceği güvenli parkour parkları yapılması” teklifi Meclis’e sunuldu. Teklif oy çokluğuyla kabul edildi.

    61. 18. Dönem Çocuk Meclisi olarak “Kaldırımların, engelliler, çocuklar ve yaşlılar düşünülerek düzen-lenmesi” teklifi Meclis’e sunuldu. Teklif oy çokluğuy-la kabul edildi.

    62. 18. Dönem Çocuk Meclisi olarak “Bu yıl kay-bettiğimiz Deprem Dede olarak anılan değerli bilim insanı Ahmet Işıkara’yı anmak amacıyla dergileri-mizde özel sayı çıkarılması” teklifi Meclis’e sunuldu. Teklif oy çokluğuyla kabul edildi.

    63. 18. Dönem Çocuk Meclisi olarak, “27 Mart Dün-ya Tiyatrolar günü dolayısıyla bir gösteri hazırlan-ması” teklifi Meclis’e sunuldu. Teklif oy birliği kabul edildi.

    64. 18. Dönem Çocuk Meclisi olarak “Apartmanların ve tüm binaların yangın çıkış ve merdivenlerinin de-netlenmesi” teklifi Meclis’e sunuldu. Teklif oy birliği kabul edildi.

    65. 18. Dönem Çocuk Meclisi olarak “Çocuk Meclisi için bir tanıtım filmi hazırlanması” teklifi Meclis’e su-nuldu. Teklif oy birliği kabul edildi.

    66. 18. Dönem Çocuk Meclisi olarak “Belediye Baş-kanımızın da gündeme getirdiği, okullarımızın temel ihtiyaçlarının karşılanması amacıyla, ihtiyaçların belirlenerek kendisine rapor edilmesi“teklifi Meclis’e sunuldu. Teklif oy birliği kabul edildi.

    67. 18. Dönem Çocuk Meclisi olarak “Çevre koru-ma konusuna dikkati çekecek çalışmalar yapılması” teklifi Meclis’e sunuldu. Teklif oy birliği kabul edildi.

    68. 18. Dönem Çocuk Meclisi olarak, “Ormanların daha iyi korunması için orman timleri kurulması” teklifi Meclis’e sunuldu. Teklif oy birliği kabul edildi.

    69. 18. Dönem Çocuk Meclisi olarak, “Kitap imza günleri düzenlenmesi” teklifi Meclis’e sunuldu. Teklif oy çokluğuyla kabul edildi.

    70. 18. Dönem Çocuk Meclisi olarak “Çocukların bulunduğu alanlarda, sivri demir parmaklıklar yeri-ne, çocuklar için tehlike yaratmayacak güvenlik ön-lemleri alınması” teklifi Meclis’e sunuldu. Teklif oy çokluğuyla kabul edildi.