144

Arthur Schopenhauer - Okumak, Yazmak Ve Yaşamak Üzerine

Embed Size (px)

DESCRIPTION

Arthur Schopenhauer - Okumak, Yazmak Ve Yaşamak Üzerine

Citation preview

  • OKUMAK, YAZMAK VE YAAMAK ZERNE

    Arthur Schopenhauer (d. 1788, Danztg - . 1860, frankfurt am Main)

    nl Alman mozofu. 181 .3'te Jena'da ber die vlerfache Wurzel des Satzes vom Zurelchender Orunde (Yeterli Sebebin Drtl Kk) adl bir tez savundu ve 1818'de byk eseri D/e Welt als Wille und Vorstellung'u (isten ve Tasann Olarak Dnya) yaymland. Berlln nvesltes\'nde doent oldu ( 1820); 1831 'de gretim yeli!l,inden aynlarak Frankfurt'ta mnzevi bir hayat yaad; alayc ve nkteli eserleri arasnda, ber den WJ//en in der Natur (Tabiatta irade stne) ( J 8.36), ber die f"reiheit des Menschllchen Willens (insan iradesinin Hrriyeti stne) 11 B.391, Dle belden Orundprobleme der t::thlk (Ahlakn iki Temel Meselesi) ( 1 841 L Parerga und ParaJJpomena (1851) yer alr. iki eseri ise lUmnden sonra yaymland: Yaam BJ/ge/Jgl zerine Aforlzmalar, Dnceler ve fragmanlar. Schopenhauer felsefesi. hem K.ant idealizmine hem de Hint ftozoflanna dayanr. Btn doktrinini. zneyi de nesneyi de kapsa yan tasavvur (Vorstellung) ve irade gc kavram stne kurar. Dnya bir tasavvurdur. yani o, aklda tasavvur edlldl!)inden baka bir ekilde dnlemez (idealizm). Schopenhauer, bu fenomen ler dnyasnn dayana!)na, girade (istem;> adn verir ve her kuv veli bir irade olarak gtr (iradecilik). Bu irade varlklarda, yaa ma lstegi veya yok etme sebeplerine kar direnme ve onlara hakim olma eamml olarak belltlr. Zeka bile yaama lste!)inln hizmetindedir; bununla blrllkte, insan, her yaantda ve abada ktlk ve acnn bulundu!)unu anlaynca, yaama iste!)lnden kendini gene zeka yoluyla kurtarabilecektir. Bu. hayat artlarnn karamsar bir analizidir ve Schopenhauer, kendisine n sa!)layan keskin zekasn ve ac belagatini bu konuda ortaya koymutur. Schopenhauer'in ahlak, insanlarn zdeli!)lnden ileri gelen acma duygu suna dayanr.

  • Arthur Schopenhauer

    O kum ak, Yazmak ve Yaamak zerine

    eviren: Ahmet Aydogan

    gw lstanbul

  • Say Yaynlan Schopenhauer / Toplu Eserleri 4

    Okumak. Yazmak ve Yaamak zerine

    sBN 978-975-468-700-2

    zgn ad: Parerga und Paralipomena, &J. il, XXll, XXfll ve XXIV. blmler.

    eviren: Ahmet AydoQan

    Bask: Engin Ofset Utros Yolu, 2. Matbaaclar Sitesi 1 NA.3.3 Topkap-lstanbul Tel.:

  • Ill'IDEILER

    SUNU' OKUMAK iNSANA NE KAZANDIRIR? . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . ? Ahmet Aydogan

    NSAN MlJTLULUUNUN iKi TEMEL DMANJ, ISTIRAP VE CAN SIKINTISI . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . .35

    OKUMAK VE KTAPLAR ZERNE . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . 6 1

    YAZARLIK V E SLUP ZER NE . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . 77

    DNMEK ZERiNE . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . 1 29

  • SUNU OKUMAK iNSANA NE K.AZANDIRIR?

    Yakn zamanlara kadar byle bir sorunun sorulmas lzumsuz addedilebilirdi. nk insann okumakla kazand o kadar ak, o kadar gz nndeydi ki kimsenin aklna byle bir soru sonnak gelmezdi. Yakn zamanlara kadar. halk arasnda yaygn olan NOku, adam oW deyiinin de gsterdii gibi, Nadan olmaunn yolunun kukuya yer brakmayacak derecede okumaktan getiine inanlrd . Ve "adam olmak", uvezir olmusun, ama adam olamamsn!" serzeniiyle sona eren halk hikiyesinde de yankland zere mal mlk, makam mevki sahibi olmakla gereklemeyen bir eydi. Bugn de bu soru lzumsuz addedilebilir, ama farkl bir sebepten tr: Artk okumakla kazanlan ey, Nadan olmak" kimsenin itibar etmekten geri duramayaca kadar gz nnde olmaktan kalkt, dolaysyla kimsenin umursamazlk edemeyecei kadar iltifata mazhar olmad iin. Halk ruhundaki belirleyici, yn verici yerini kaybettii iin. Ama onun o yeri kaybetmesi ona kendi z deerinden bir .ey kaybettirmedii iin yine de sorulmal: Okumak insana ne kazandrr?

    Fakat bu sorunun cevaplanabilmesi .u ac sorularn sorulmasyla mmkn olacaktr: Okumak tm insan etkin-

  • Arthur Schopenhauer Okumak, Yazmak ve Yaamak Uzerine

    l ikleri ierisinde nerede yer bulur kendisine? Okumak insana zg etkin l ikler iinde digerlerine gre nerede durur? Okumak.la insann insan olmas arasnda nas l bir i l ikl vardr? insann insan olmas. sayesinde kendisine insan denilen varlktan sz edilebildi9.i z, yani insann insang neye dayanr ve okumak bu ze ne tr bir katkda bulunur? insann znn "dnen" ya da "konuan" varlk diye tanmlanmas bir etkinl ik olarak okumay ne kadar iinde banndrr veya bir tarif olarak ona ne lde gereksi-nim duyar?

    er bu sorularn insan ve insann bu yeryzndeki yaay iin belirleyici derecede mhim sorular oldugu kabul ediliyorsa, verilecek cevabn bir taraftan "okumak" fi i l ine yklenecek anlama gre, diger taraftan insann "z" denilen eyin nerede arandgna ve nasl gerekletirilecegine bagl olarak deg,ieceg,i aktr. nsann znn bilhassa son drt, be asrlk zaman dil imi iinde bir problematik haline getirildig,i herkesin bildi9i bir gerektir. Ama bu z denilen, insan insan yapan ey nerede aranrsa aransn ve hangi noktadan hareketle tarif edilmeye allrsa allsn, o z oluturan bir zellik ve onun digerleriyle i l ikisi grmezden gelinemeyecektir. nk o grmezden gelindi-9,inde hem ayn dnyay paylatg, canllardan onu ayran ve sekin klan ey tebarz ettirilmemi olacak, hem de onun dnda hangi nitelik esas alnarak bir tarif gelitirilmeye allrsa allsn kanlmaz olarak temelden yok-sun kalacaktr.

    insan nisyan iinde bulunduguyla nsiyet kurandr. Ve o nisyanyla nsiyet kurablldig,i kadanyla insandr. nsiyet dnceyle kurulur ve dnce nsiyet iinde filizlenir. nsiyetin olmadg, yerde dnce kk salamaz.

    Veya ok abuk nsiyet kurup nisyana dalandr insan. Ama asl nsiyet kurulmas gerekenle nsiyet kurabilmesi daldg, nisyandan kurtulabilmesi sayesinde mmkndr ki bu da yine dnceyle olur.

  • Sunu: Okumak insana Ne Kazandm?

    Madem ki tm abalanmza karn szlklerimizden "insan" szcn kaldrp yerini bir baka eyle dolduramyoruz, o zaman bu szcn kk sald yuvayla, iinde durulduu olukla ve duruldugu yerden iaret ettii eyle nsiyet kunnazlk edemeyiz. Bu szck szlklerimizden silinlnceye, belleklerimizde braktg iz okunmaz hale gelince ye kadar bu insan olarak en bata gelen vazifelerimizden biri olma zelligini koruyacaktr.

    Okumak en basit fiil haliyle harflere dklm sesleri anlaml szcklere dntnnektir. Bu ameliye gerekletirilirken harfler aralarnda kurala balanm ilikiler takip edilerek birbirine ulanr, biraraya getirilir, bylece szck dediimiz birimlere ulalr. Daha sonra gramer ve sentaks kurallar takip edilerek szckler birbirine ulanr ve szckleri toplayan cmle elde edilmi olur. Okumakla harfler szcklere, szckler cmlelere, cmleler de daha byk anlam btn lklerine derlenip toplanr. Okumak bir bakma bu biraraya getirme ve toplama ameliyesidir. Gerek Ari gerekse Sami dil gruplarndan deiik dillerde okumak fiil ini ifade eden szckler bu kk anlamdan trerler: szgelimi Greke legein {logos, kelam, cmle), Latince lego (legere; inlellectus), Almanca /esen (die Lese, toplama, hasat), Arapa kr-e (istik ra', tmevarm, tek tek olgulardan genel nermelere gitme).

    nsan tm dier canllar gibi de>gduunda o kadar bir ve btn, o kadar derli toplu haldedir ki o btnn iinde hi bir ey aynlk gaynlk tamaz. Bu birl ik ve btnlktr bir bakma onu o aresiz halinde yaatan. Ne zaman ki o b tnn iinden kendisini kanr ve ona "ben" der, kendisiyle geri kalan her ey arasnda ilk yark alm olur. Ve "ben" dedigi eyi terbiye ederek tekrar o btnle uyumlu hale getirinceye ve uyumla onun iindeki yerini alncaya kadar bir daha kapanmaz. Kapanmadg srece "ben" dedigi ey de tehlikededir ve Aben" diyerek yneldigi her ey ondan bir paray kendine eker, tutsak. eder ve bylece dagma balam olur.

  • Arthur Schopenhauer Okumak, Yazmak ve Yaamak zerine

    Fakat canllar dnyasnn en alt aamalarnda bile hayat ilkesi birlik ve btnlktr. Birlig,tn ztildg,, btnlg,n dag,ldg, noktada, anlarz ki hayat oray terk etmeye balamtr.

    M(C)anllarda ahenk (uyum, btnlk) bozuldug,unda tabiatta da bir dag,ma ba gsterir ve ac (zafiyet) ortaya kar." . . "Sonra ahenk yeniden kurulup tabiata dnldgnde (tabiat eski yerine avdet ettig,indel haz (shhat] dedig,imiz ey meydana gelir. En nemli meseleler hakknda en az ve en ksa szlerle ancak bu kadar syleyebilirim" (Platon, Philebos, 3 d-e).

    Bugn yepyeni bir vakayla kar karyayz: insan tabiaten daima toplar. nk o akl sahibi varlk

    tr ve akl daima birlik peinde koar. Ama ayn zamanda insan dag,tr da. O yeryz sakinleri arasndaki en byk dag,tcdr. Ve dag,ttk.lar, bugn oldug,u gibi. sonunda kendisini dag,tr: Bugn insan hem maddi-fiziki, hem de ruhimanevi yaps bakmndan nne geilemeyen bir dag,lmaya maruzdur.

    Dnyann geldig,I noktada insann varg,n kknden tehdit eden bir boyuta ulam olan bu tehlike bundan ok zaman nce ikayetlere konu olmaya balamt. Rnesansn insan mefkuresi uomo universa/e aslnda bu tehdide bir cevapt. Ondan sonra da birok dnr bu tehdite kar arayn srdrd. Fakat m uhtemelen hibiri onun ileride byle bir boyuta ulaabileceg,ini tasavvur edemedi . Szgelimi yaklak iki yz yl kadar nce Schiller, bu ngrye en ok yaklam olanlardan biri ol.arak, lnsanm Estetik t:gitimi zerine Mektuplar' da unlar sylyordu:

    "Bir yanda zenginleen deneyim ve daha kesinlemi bir dnce, bilimlerin daha keskin bir .yrm , te yanda devletlerin daha kannak arklar. s ll.u v- l!'jlcrin da-

    --------- /()

  • Sunu: Okumak insana Ne Kazandnr?

    ha sert bir farkllamasn gerekli klmasyla birlikle, insan de>gasnn i birligi de koptu; mahvedici bir kavga onun uyumlu glerini ikiye bld . . . . Btnn yalnzca kk bir parasna ebedi olarak baglanm durumdaki i nsan da kendini para olarak yetitiriyor; . . . asla benliginin ahengini gelitiremiyor ve dogasndaki insanlg vurgulayacak yerde iinin, bil iminin bir kopyas oluyor . . . . insan melekelerinin birbirinden bag,msz ve kopuk olarak gelitirilmesi sayesinde dnyann tm iin ne kadar fazla ey kazanlrsa kazanlsn, uras inkar edilemez ki, insanlan bu tr bir kltr arayna sevk eden dnyann bu nihai amac onlar iin strabn, bir tr lanetlenmenin sebebidir."

    Burada sz edilen daglma hi phesiz bugn insann kar karya oldugu daglmay, zaman iinde alacak bir nve, bir lmp/Jcation olarak bnyesinde banndryordu. Fakat bugnk yine de farkl: Bu kez zlen degiL daglan insan tabiat dedigimlz eyin ta kendisi . yle ki insann toplayc melekelerinin-akl (bagayp birletiren dncelerin toplaycs, Jntellectus), gnl (sahiplenen duygulann toplaycs. animus), vicdan (bir ynelme yahut geri durma annda seslerin toplaycs. conscientia)-artk insana hibir hayn dokunmuyor. Dalan tabiat oldugundan. tabiatn z olan l ve denge, adalet ve itidal ve bunlann yansmalan olan saknganlk ve sorumluluk, ar ve utanma insannn dnyasndan ekilmektedir. Ar dedigimiz ey ki , bu daglmann en aagdak.i setlerinden biridir. o bile yerinden kalktysa ve artk hibir eyi tutmuyorsa, aslnda daglma degil, salmadr sz konusu olan .

    Byle bir insan her eyi konuur. Herkesle konuur. Her konutugu, konutugu yerde kal r. Hibiri kendisin i baglamaz. Tek derdi konumaktr. ster ki hep kendisi konusun ve kendisinden konuulsun. Dinlemeye tahamml yoktur, dinlenmeye aldrdg da. Dinlenilmese de konuan hep

    --------- il---------

  • Arthur Schopenhauer Okumak, Yazmak ve Yaamak zerine

    kendisi olsun ister. Yeter ki kendisi konusun ve kendisinden konuulsun. Her gze grnr olmak iin her klga brnr, konuulmak iin her eyi gze alr. O derece varla yok aras bir yerdedir k.i srekli varlgna delil ve tank arar. Bo szler zn dagtr, zszlQ szn boaltr. Oagldka keyfilelr, keyfletlk.e zorbalar.

    Dagmann bylesine nne geilmez bir egilim haline geldigi noktada derleyici, toplayc etkinliin insan iin hayatilii tartlamaz.

    Yakn zamanlara kadar: "Bo zamanlannz ne ile degerlendirirsiniz?" diye sorulur ve mutad oldugu zere verilen cevap MOkuyarak . . . H diye balar -geri bugn bu soruya verilen cevapta bu kadaryla olsun bir yer tutmamakta okumak etkinlii- ve ard sra hoa giden bir dizi etkinlik sralanarak devam ederdi. Ve bunlarn hepsine birden. ocukJann sek sek atlamasndan (hop) veya bindikleri at oyuncaklardan (hob) mlhem, hibir yere gtrmeyen etkinlik anlamna hobby denirdi. Burada "okumak" bir bo zaman megalesidir.

    Fakat bu soru ve onun sorulu tarz zannedildigi kadar masum deildi: Okumak bu topraklarda, biraz da sorulan bu soru sayesinde "bir bo zaman megalesi" olarak bellendi. nsanlar bu topraklarda bo zamanlarn "okumak"la dolduruyorlard, dolu zamanlarnda ne yapyor ve ne yapmaya davet ediliyorlard? lerini yapyor ve ilerini yapmaya davet ediliyorlard. ilerini yaptklarnda zamanlarn dolu geirmi oluyor ve boa gemi olup olmadgndan kukulanmalarna gerek kalmyordu. Peki zamanlarnn dolu gemesini saglayan ileri kim belirliyordu? Bu iler belirlenirken insanlarn yatknlklar, yetenekleri gz nnde bulunduruluyor muydu? er gz nnde bulundurulmuyor ve bulundurulmadg ileri srlerek ona ayak direniyorsa, zorlayc yaptrm olarak bulunan neydi? O bizi nasl ikaz ediyordu?

  • Sunu: Okumak insana Ne Kazandm?

    yle: "Sana verilen ii yap, yoksa a kalrsn!" Verilen ii yapmamann yaptrm alkt, her ne kadar kimin eliyle infaz edileceg,i ak deg,ilse de. Demek ki bizi "alkla terbiye ediyor"du bize yapacag,mz ii buyuran . Eski dnyada kleler de alkla terbiye edilirdi. Efendisi kleyi a brakrd.

    Ama u noktann gzden karlmamas gerekir: Eski dnyada herkes kle yaplmazd. ttEkmek sadece senin kapnda de9,il ya!" diyebilenlere yeryz geniti. Dolaysyla klelik kle tabiatllara zg bir eydi. Yani kendisine yenik den kimseler, ilerindeki aag glere, bayag, drtlere kar duramayan, kolay seip onlarn ayartclg,na kendisini brakan, onlann kulu klesi olan evsaflaki kimselerdi klelige layk oldug,u dnlenler.

    Mlnsan birine kendini kul kle ederken onunla daha stn bir bilgiye, daha stn bir erdeme ulaacag,na inanyorsa eg,er, bunda hibir klme yoktur. Gnll kleligin de gerekten biricik utanlmayacak ekli erdem ug,ru;a kleliktir".

    Platon Pausanias'a syletir bu cmleleri /en'de. stn erdem ve bilgelik ug,runa gnll klelikte yksnlecek bir ey yoktur. Klelik ancak ona yarar ve o ancak klelik derecesinde bir sadakatle elde edilir. Sadakat boyun eg,meyL yoluna ram olmay talep eder. Byle bir sadakat ancak gnll olabilir. Ve o byle bir itiyak.la boyun egme-ye verir kendisini.

    nsan ne ise ve ne olacaksa, sevgi sayesinde odur ve sevgiyle olacaktr: Olmaya yazgl oldug,u eyin ykn yklenmekten yksnmeyerek (amor fal). Ve onun ikiz kardei olan samimiyetle. Ve hepsine kol kanat geren hakikatle.

    . . . nk en aikar biimde gze arpan yaay biimi vardr, az nce sz edilen (Haz yaam], Siyaset yaam ve The oria yaam. SylediQim gibi e>Qunluk hayvanlarn hayatn semeleri bakmndan btnyle klelerden farksz grnrler; fa kat bunlar gz nnde bulundurulmaldr, nk iktidar mevki

    --------- 1:3 ---------

  • Arthur Schopenhauer Okumak, Yazmak ve Yaamak Uzerine

    indeki birok kimse Sardanapallos'un duygulann paylar. Keza daha itimli" ve daha hareketli kimseler onuru iyi diye bellerler; ilnkU onurun siyaset yaamnn amac oldugu sylenebilir. Ne var ki bu bize aradgmzdan daha yzeysel bir ey olarak grnmektedir. Onur, onu elde eden insandan ok onu baheden insana ba!}ldr, oysa iten ie biliyoruz ki iyi bir insann kendisinin olan ve ondan kolayca alnamayacak bir eyi olmaldr. Aynca onur peinde koarken insanlann saikleri on lan kendi iyilikleri hakknda ikna eder grnr,' her halkarda akll kimselerin ve nlerinde onurlandrlmay istedikleri kimselerin ellerindedir, dolaysyla dardan grndkleri kadaryla iyili!}in onurdan daha iyi oldu!}u aktr. Belki de o zaman

    1A1stoteles krallar ve nfuz sahibi kimseler hakknda srekli olarak bu trden yorum ve dnceler sarf eder. Byk lskender'1n hocas iken Makedonya Saray'ndakl hayat hakknda tecrbeleri olmutu. Sardanapalos'un Grekler arasnda Asur tarihi ile Jlglli olarak yaygn olan masal-efsane karm anlatlarla olumu bir hreti vard; o her t1 lks ve atafat iinde yzen doQulu zorba tipiydi. Buradaki telmih zelllkle "Ylyeceglm her eyi elde ettim" diye balayan efsanevi mezar ta kitabesine, Arlstoteles'ln baka bir yerde dedigi zere, blr kraldan ok bir kze uygun olan szedlr (J. Bumet).J

    (ol x:apltvm;. hommes lnstnlts (Mlchelet).) [npomcoL, eylemde bulunmay gerektiren ugralara dkn olan-

    lar.) [: OAyrca insanlar kendilerinin iyi olduguna inanabilmek iin onur

    peinde koar grnrler (R. W. Browne, D. P. Chase).J ' !Buradan itibaren evirilerin ogu Bumet'in evirisinden farkllk

    gstermektedir, bu farkhhklann tmn zetleyebilecek bir rnek 1 8 1 9 tarihli Oxford evirisinden verlleblllr: .. . [EJn azndan onlar uz grl (ihtiyat ve basiret sahibi) kimselerce ve tandklannn nnde erdemlerlnln dl olarak onurlandmlmay isterler: bu yzden hl olmazsa onlarn grlerine gre erdemin stn oldu-

    . gu aktr. fakat belkl de bu {erdemin) siyaset yaamnn amac oldugu dnlecellr; ne var kl bu da eksik-noksan grnmektedir; nkl blr insan iin, erdem sahibi olmasna karn. btn hayat boyunca ya uyumak ya da hareketsiz kalmak; bunun yan sra felaketlere ugramak ve en yksek derecede talihsiz olmak mmkn grnmektedir: fakat hi kimse bu ekilde yaayan birinin, taraf ol dugu bir gr sonuna k.adar gtmedlke. mutlu oldugunu sylemeyecektir.")

    --------- 14 --------

  • Sunu: Okumak insana Ne Kazandm?

    onurdan ok iyiliin siyaset yaamnn amac olduu varsaylabilir; fakat bu da bir ama iin ok yetersiz bir ey olarak grnmektedir. Kii iyilie sahip olabilir, ama btn hayat boyunca uyuyabilir veya hibir ey yapmayabilir ve stelik bana felaketler gelmesi ve en byk talihsizliklere uramas da mmkndr. Byle bir hayat sren birine kukusuz kimse bir paradoksu savunmadka mutlu demeyecektir . . . nc yaama biimi Theoria yaamdr ve bunu daha ileride ele almamz gerekecek.

    ( ... ) Ne var ki mutluluun en yk.sek iyi olduunu sylemekle

    galiba kabul edilen bir geregl ifade etmekten fazla bir ey yapmyoruz; onun ne olduu hakknda ak bir izaha ihtiya duyuyoruz. Bizi buna gtrecek yol muhtemelen insann ilevinin .. ne olduunu ortaya koyacaktr.

    O halde ne olablllr bu ilev? Bu hayat olamaz; nkU hayat ak ki bitkilerle paylatmz bir eydir, oysa bizim aradmz insana zg bir eydir. Dolaysyla beslenme ve byme yaamn da bir kenara brakmalyz; bunun ardndan gelecek olan bir duyu-alg yaamdr, fakat bu da at, kz ve btn hayvanlarla ortak grnyor. Oertye akll yanmza alt (akli bir ilkeye sahip unsurun) eylem yaam kalyor, akil olan ister kurala (akla) itaat eden anlamnda alalm, isterse akla sahip olan

    (Blllndlgl zere Stoaclar erdem yahut bllgeugn en byk talihslzlikler1n ortasnda bile mutlulugu sagladgn ller1 srerek bu paradoksu savunuyorlard (J. Bumet).)

    ' !iyinin insann ilevlyle ilgili oldugu iddias Platon'un Dev/et1nden alnmtr. Burada ev diye evrilen szcgn asl j

    0ya da 'vazife' iin

    kullanlan ortak szcktr [yov) ve Platon bunu ancak belli bir eyle yaplabilen veya en lyl yaplan ey olarak tanmlar. Szgelimi grme gzn llevidlr. nk gzden baka bir ey ile grmek mmkn deglldir. Keza baglann budanmas bir bag makasnn iidir, her ne kadar bag mutfak bag da dahli bir sr baka eyle budamak mmkn ise de, bu i, en Jyl ancak bir bag makas Jle yaplablllr, nk bag makas bu amala Jmal edilmitir. Dolaysyla imdi ortaya karmamz gereken sa dece insann yapablleceg veya en iyi yapablleci bir eydir; nk onun lyill:!,inl. her eyin kendi ysi yerine getlrecegl ie bagl oldugu iin, ancak burada umabiliriz. Arl:>toteles burada Mla sk skya Platon'un temellendlrmeslne badr (J. Bumet).)

    [Beslenme ve byme yaam e aagdakl yaamdr. Hayvalan bit kllerde ayran duyu yaamdr. buna mukabll lnsan akll yannn .. /.

  • Athur Schopenhauet Okumak, Yazmak ve Yaamak zerine

    ve dnen anlamnda. Aynca byle bir hayattan da iki ekilde sz edllebllir. Bu ya bit durum ya da bir etknlik olabilir. Blz bunu etkinlik iinde bit yaam olarak almalyz: nk bu isimle anlmay en fazla hak eder grnen odur.

    Aristoteles, rilkomakhos'a Etik

    insan olmak ve insan olarak kalmak giderek zorlayor. Bu cmlenin bir sonbahar gn gn akama kavuurken, skunet iinde lm bekleyen bir ihtiyann, evinin penceresinden hem hazann hem gurubun btn hznn, btn ksuf unu uzun uzun seyrettikten sonra dudaklanndan dkldn sylesek bile uyandrmas gereken tedailer yine de karlanm olmaz. Bu ok daha fazlasdr, ama burada ona baka trl yaklaabilmek mmkn deildir. Bu neden byledir peki?

    Denilebilir ki hangi yaadmz bihakkn karmzdakine ulatrabiliyoruz ki b u cmle kendisini dile gelmeye, s-

    .{ .. eylem yaamdr ki onu aag hayvanlardan ayrr. Ona akll derken orunlu olarak. onu idrak eden insann eylemde bulunurken gzettg kurala dair akli bir izah getlrebilece!)lmlzi kastetmiyoruz; sadece bir yerde onun gzettlQL peinden gilliQI bir kural vardr demek Is tlyo.z. Nihayetinde kurala dair akli bir aklama getirebilecek sade ce "yaam bilgellgi"ne sahip insan, yani yasa koyucudur. Fakat eylem ler1nln llkeler1ni tam olarak anlamayan insanlarn bile bir akli kurala itaat etmekte olduklannn ayrdnda olmalar mmkndr. insan iin eylem yaamndan daha yksek bir hayatn mmki.m olduQunu daha sonra greceglz. fakat bu hibir anlamda onun kendine zg ilevi deQildir, bu onun Tanr ile paylatg bir eydir (J. Burnet).) IBu Aristoteles'in gr ile Platon'un okulu Akademann gr arasndaki byk aynmdr (J. Bumet).) Yukandaki eviri aaQdaki metinlerin kalatnlarak evrilmesi sonucu elde edllmi, farkllklar dipnotlara ilenmitir: J. Burnet. Landon. Cambridge Universty Pre.ss, 1 903; W. O. Ross, The Works of Arlstot/e, Volume x, Oxford, The Clarendon Press, 1 925; R. W. Browne. Landon, George Beli and Sons Co . . 1 88B; O. P. Chase (J. M. Mitchell'in gzden geirdiQi yeni bask) George Routledge & 5ons, 1 9 10; K. Wllliams, London Longmans. Green. And Co. 1879; Miche let. O;>;ford 1 8 1 9; J. E. C. Welldon. Macmillan And Co., Limited. 1 923.

  • Sunu: Okumak insana Ne Kazandrr?

    ze dklmeye zorlayan eyi, kanatlarndaki bu ar, bu kasvetli yk salimen menziline ulatrsn? Acaba buradaki ifade edilemezlik, iletilemezlik iletilmek istenen eyin dilin szckleri ve onlarn dil kurallar ierisinde birbirine ulanmalanyla oluan cmleler karsnda bizzat aknlgndan m yoksa dilin hor ve hoyrata kullanm sonucunda imkanlarn kaybetmesinden mi kaynaklanmaktadr?

    #insan olmak ve insan olarak kalmak giderek zorlayorN. Byle bir cmle meramn ifade etmek iin hangi yola bavurursa bavursun uyandrmas gereken tedai uyandrabildiinin yannda yetim kalacaktr. O kalan bugn kimsenin umurunda deil. Herkes iini grebildi!}i kadarna raz olmakta.

    Cmlenin anlam basit gibi grnmekte. Fakat onun derdi anlatmaya altndan ok, onu syleyi ekli nedeniyle zerine ilimi olan eyde gizli. Ve ona ancak nasl ve hangi hal iinde sylendiQine iaret edilerek yaklalabilmekte. Yoksa diger taraf ak:

    insan olmann insan mdahalesinden masun kalmas gereken organik-maddi unsurlar srate kyor, insan olarak kalmann ruhi-manevi destekileri akli-fikri yeterlilik bakmndan srate insann eriim alannn dna kyor.

    Bir baka cihetten bakldnda u da sylenebilir: Zamann temposu hzlanyor, mekanda iki nokta arasndaki mesafeler daralyor, dolaysyla hayatn nabz dnyann tahamml snrnn tesine geiyor. nk dnyann dnya olarak kalmasnn en bata gelen art, zamann a iinde tutsak olarak kalmasnn yan sra onun sakinlerine ve en bata insana zamann gz atrmamas, gzlerinin zerine kurundan bir mahmurluk olarak kmesidir. insan nazarnda dnya dnyaln zamann gz atrmamasnda bulur. bir Arap darbmeselinde sylendii gibi, insann yapp ettikleri deildir sadece zamann tutsa. bir yanyla insan da dahil olmak zere dnyadaki her ey bu tutsakla dahildir. Fakat yine de insan bu tutsakl amaya yazgldr. Ama imdi olduu gibi zaman zaman olmaktan kararak deil.

    --------- 1 7 ---------

  • Arthur Schopenhauer Okumak, Yazmak ve Yaamak zerine

    Yapp ettiklerinin meyvesi insann nnde eskiden oldug,undan ok daha abuk beliriyor. Heveslerinin beyhudelig,ini, arzulannn meyvesinin inkisardan baka bir eye gebe olmadg,n grmek, dolaysyla yle uzun boylu lgmlara, seraplara ug,ramadan vanitas vanitatum demek bugn eskiden oldug,undan ok daha kolay. Bu artlar iinde insann eritig,inde dlgerleri gibi susuzlug,unu daha da artracak olan beyhudeliklerin peinde deg,i, susuzlug,unu gerekten giderecek eylerin peinde komas gerekmez mi? yle olmuyor. Yaanlan inkisarlarn tecrbeye dnebilmesi iin bir baka toplaycya ihtiyac vardr insann nk: Hafza.

    nsan ki ok zor toplanr, fakat kolayca dag,verir. Bu eskiden insann yksekleri iin sylenirdi. Ve orada hayat bir bakma bu toplanma ve dag,lma dedig,imiz eyin oyun undan ibaretti. Dag,lan toplayabildig,i srece mutlulug,u da orada bulurdu. fakat insan bugn daha o ykseklere kendisini toplayamadan daglma ok daha aag,larda balamaktadr. Bunu yeni nesl in , szgelimL dikkatlerini toplayamamalarnda, toplayabildiklerinde de srdrp yajunlama dzeyine ulaamamalarnda btn plaklg,yla gryoruz.

    Maalesef b u eitim sistemi ile insan yetitime ansn kaybettik. Yetitimek fiili (cultivare) kltrle (cultura). insann yetimesi ile ilikilendirilmezden evvel sahip olduu anlamyla bile bugn ifade ettiinden ok daha muazzam bir fiili banndnyordu iinde. Yetitirici yetitirecei ey iin topran uygun olup olmadn anlayp, uygunsa tohumu topraa brakmakla iini yapm olmazd. Topran bana gelmezden nce o, ay, yldzlan, g{, gzler, uygun topran yan sra uygun an da beklerdi. Toh umun atlayp almas iin tohuma uygun scakln ne byk bir neme sahip olduunu bilirdi

    Hiliklerin hili!'.!,i. Hayatn geiciligini ve beyhude oluunu anlatan sz. (Ed. n .

    ' Yaznn buradan sonraki blm 2006 v e 2 0 0 7 yllannda kitap dergilerine verilmi mlakatlardan olumaktadr.

    --------- 18 ---------

  • Sunu: Okumak insana Ne Kazandm?

    nk. Ama sadece uygun scakl@ kestirmek iin bakmazd ge, muvaffak olmak iin sair her eyin muvafakat vermesini, bunun da tevafukla mmkn oldugu n u bilirdi.

    Ve sonra toprag yaran srgn iin znden verdigi zen . Topragn onu bytp beslemesi iin topraga gsterdigi rikkat. Toprag belleyip sulamak iin katlandg zahmet. Ve sonunda dalndan ilk meyveyi kopardgnda tattg, saadet. Sze gelir eyler degil bunlar. Gelmediginden trdr ki cultura ile cultus arasndaki mesafe bu kadar ya-kndr.

    Bu egitim sistemiyle birlikte yetitiricilik ruhunun kaybolmasnn da byk pay var insan yetitirme ansn kay-betmemizde.

    Her tarafta hkm sren muazzam bir zemheri sogugu. Ortalk maher yeri gibi. Kimsenin gznn kimseyi grdg yok. Herkes kendi "ben"inin derdinde. Sz edilmeye degmez eylerle onu benzerlerinden ayr klarak tebarz ettirmenin telanda. Ve tebarze kendiliQindenlik ss vermek iin o tela rtp gizlemenin tasasnda. Bu yzden insanlann "ben" dedikleri ve beyhude eylerle bariz hale getirerek var ettiklerine inandklan eyin varg kln ucunda. En kk bir esinti onu dtp yerinden edebilir. Ve ayn durarak arasndan gze grnmeye, varlklarn ispatlamaya altklar, n e gariptir ki , asla uzaklamay gze alamadklarnn, e n kk bir sarsntda gidip kendilerini scak kucagna braktklarnn ta kendisi.

    Anlalan kendilerine bir varlk sahas amada karlatklar glkten tr, insanlar birbirlerine ve mnasepet ierisinde olduklar her eye kar, belki kahrla degiL ama emsalsiz bir bkknlk, grlmemi bir umursamazlk, bir tr taedium vitae* i le yaklayor. Bata bagrnda yaadklar toprag ve canl cansz onun zerindeki her e:yi hor ve hoyrata kullanyorlar. Zayi ediyorlar ve ziyan oluyorlar. Yaamn tezdlrlclll\ll. Yaamdan nefreti ya da yaam kmsemeyi ifade

    eden bir sz. (Ed. n.

  • Arthur Schopenhauer Okumak, Yazmak ve Yaamak zerine

    Elbette bunun ok degiik sebepleri var . . . Millet olarak bir dnyadan koptuk ve hangi dnyaya dahil olduk daha belli degi. Ama yurtsuzugumuz her halimizden bel l i . Yap tgmz her iten, darya akseden her duruumuzdan. Tp k kendi endemosundan koparlan endemik bitki yahut hayvan trlerinin clzlkJarnda, sefllliklerinde belli oldugu gibi. Onlar endemiktir, nk ancak o toprak parasnda, o cajrafyada zgr ve grbz bir ekilde boy atabilirler. Onlarn zgr ve grbz bir ekilde boy atabilmeleri iin gerekli olan artlar ancak oradaki dnyada mevcuttur.

    insan bu dnyada sair her canldan daha byk bir "zenle, daha byk bir ihtimamla yetitirilmesi gereken varlk: Bu dn de byleydi, bugn de byle. Hatta bugn ok sayda ve farkl sebeplerden tr daha da fazla byle. Eskiden bu topraklarda insan yetitiren ocaklar vard. Sadece burada degil, dnyann her bucagnda vard bu ocakJar. Dnyann bir devrinin kapanmasyla birlikte o devre ait her ey gibi bunlar da tarihe kart. Bat dnyas bunlarn yerine iyi kt kitlesel bir egitim sistemi ikame etti. Bizde eski dnyann messeselerinin yeri hemen her sahada oldugu gibi bu noktada da doldurulamad.

    inde bulundugumuz dnyann artlarnn elverdigi lde, her ne kadar gelenegimize btnyle yabanc olsa da, varl!lnn hakikatine ermek isteyen, bu ugurda abalayan, ama bir yetitiriciden, bir eritiriciden mahrum olan insann elinde kalan son anst belki kitap. Gelenegimize yabancyd, nk sz yazya dkldgnde harnerin onu menziline eritirmekten ok, oradan inhiraf ettirdigine inanlyordu. Fakat yazyla ilikileri bandan beri bizden farkl olan Latinler yle demilerdi: Optimus magister bonus liber. En iyi retmen iyi bir kitaptr. Optima ve magister szcklerinin karlklarn bulmadklar ortada, fakat bu

    Dogal yerinden (Ed.n.

    --------- 20 ---------

  • Sunu: Okumak insana Ne Kazandm?

    kadaryla bile haddini aan, etrafn epeevre tarassut etmeden, gz nnde bulundurulacaklarn tmn hesaba katmadan yargsn bildiren bir sz deQil mi bu? yi bir kitap: optimus magistet?

    Qretmen Qretme kabiliyetine sahip olandr. Yani o nefsinde Qrenilmeye deQer eyleri toplam olmaktan baka ve ona ilave olarak ayrca QreteceQini grencisinin QreneceQi ekilde ap aklama becerisine, verilmi olmadka edinilmesi en g becerilerden birine sahiptir. Deyite kastedilense daha fazlasna: O, sevgiyle kendisine boyun eQen talebesinin elinden tutar, nce onu talip olduQu eye aar, sonra onu oraya erdirir. Daha da fazlasna: O adna yarar itiyakla nne gelenin yeteneQini ve yatknJQn alm haliyle nceden grr, almay kolaylatrmak ve daQlmann nne gemek iin dzenler hazrlar, maharetiyle uzaktakileri yaknlatrr, yakndakileri uzaklatrr, onu yogurur, piirir, olgunlatrr ve ekillendirir. Bu, kitaptan verebileceQinin fazlasn beklemek olur. Ama bunu bugn geldiQimiz bu noktada ayn eminlik.le syleyebilir miyiz?

    GeleneQimizde derin ve kkl bir gemii olmayan her eyle olduQu gibi kitapla da il ikimiz eQreti bir ekilde kuruldu. Okullarda Bat dillerinden tercme vecizelerle kitabn insann en iyi, en sadk dostu oldugu gretildi nice zamandr. Bu belki de insann egitimiyle ilgili olarak yukarda szn etti!limiz dnyann bir devrin in kapandQn, yani yeni egitim anlaynn sebebi vcudu olan eyi ifada aciz kald!}n ilan etmenin bir baka biimiydi. Ama dikkat edilirse yine de eski dnyaya telmihi iinde barndrmaktadr, nk baka bir ey de!}il de "dostluk" payesi verilmektedir kitaba. Ne anlarz doslluktan ya da dostluk en saf zn nerede bulur? Hakka ulama, hakikate erme u!}runda birlikte abalamada. Dostluk dediQimiz ey hakiki manada ancak byle bir aba ierisinde teekklil eder ve ancak bu ereve ierisinde gerek anlamn bulur. Dolaysyla buradan da yine ayn kapya kyoruz.

    --------- 21 ---------

  • Arthur Schopenhauer Okumak, Yazmak ve Yaamak zerine

    O zaman soralm: Btn bu gelimelerden sonra, amac bilgiyi duyurmak, yorumlamak ve aktarmak olarak tarif edilen ve kil tabletlerden papirs rulolara, parmen tabakalardan el yazmalarna evri l ip sonunda matbu kag,tlann iinde skn bulmu olan ve adna kitap dedig,imiz eyden bugn ne anlayacag,z? Onun iin nasl bir gelecek tasavvur edeceg,iz? Ona nasl bir ilev ykJeyeceiz? Bir konuda bir eyler grenmek, bilgi edinmek veya vak.it geirmek, eg,Jenmek iin bavurulan bir malzemeyi mi? Herhangi bir konuda syleyecek sz olann syleyecekJerini bir esas ve usul dairesi iinde yazya aktardg, formu mu? Kendi haki

    .katinin ve kendisini evreleyen dnyann anlamnn aray ierisinde olan birinin bir ipucu bulma u muduyla aray boyunca uramadan edemeyeceg,i duraklan m? Yoksa bir vurguncunun gncelliWn cilalam oldug,u be kavram frsat bilerek. birka gn, birka hafta, en fazla birka ay kitap ranannda kendisine yer bulabilecek ve sonra bir daha hatrlanmamak zere unutulup gidecek basmakalp dncelerden rl marifetlerini mi'?

    Maalesef son yirmi yldr, bkp usanmadan, ylmadan yldrmadan her eyin iini boaltanlar, eyleri varolular geregi sahip oldukJan arlkJanndan edenler, birbirlerine olan grnmez, ama grdren balann hoyrata kesip budayanlar, yaznn bu toprakJarda tuttug,u yer hibir zaman szn yerini almam olmasna karn, kitaba musallat olmaktan geri durmadlar. Kitabn kendi geleneg,i iinde bir ag,rl, bir haysiyeti vard ve bu tasallut neticesinde ondan ok ey kaybetti. Bu tasallutun ne oldug,unu biliyoruz. onun fesatla, bozgunla, bozgunculukla bag,n fark ediyoruz, faillerinin bu ile neden memur edildiklerini , bununla neyi nereye tamak istediklerini anlayabiliyoruz, anlamadgmz be kuru kazanmaktan baka bu iten eline bir ey gemeyecek olanlann byle bir eye neden tevessl ettikleri, neden bylesine azim bir vebale su ortaklg, ettikleri. . .

    --------- 22 ---------

  • Sunu: Okumak insana Ne Kazandrr?

    Eger deniyorsa ki, ffbu milletin yazyla bagm ancak byle kurabiliriz, kitapla onu ancak byle buluturabiliriz," ki bu akla gelebilecek en safyane ihtimaldir, hi duraksamadan denilmelidir: Bir eyin sahtesi aslnn en byk dmandr, asln asliyeti iinde btn ihtiamyla tezahr edebilmesi iin, hi olmazsa gnn birinde sz syleyecek olana, sahtesinin tasallutuyla kirlenmemi bekareti mnhasran tahsis edebilmek iin, byle kurulacaksa bu bag, varsn hi kurulmasn daha iyidir. nk bu millet trklerinde ffKu kanedi kalem olsa, ah yazlmaz benim derdim!" demi ve yazlamayan yarm yamalak yazmak yerine yazlamazlg terennm etmeyi yegemi. Ve bunu belki de o dert kadar derinlerden gelen ve derinlere ileyen emsalsiz bir nagmeyle agzdan agza dolatrm. Yazlamayan bu derdi, bu kadar derinlerde olan bu derdi gn gelip terennm eden birisi kar elbet. O halde srf terennm edilmeyi bekleyen bu derdin hatrna, baka bir sebeple olmasa bile, bu azim ii stlenecek, dile gelmeyen bu derdi terennm edecek olann iini kolaylatrmak iin bu ilere bu-lamamalyz. Yurtseverligin geregi budur.

    Dolaysyla bu hengame ierisinde bugn bir yaynevinin yaptg hizmetlerin byklgnden sz edilecekse eger bu varlk sebebi olan yaptg ilerden ok yapmadg iler sayesinde olacaktr. Yaynladg kitaplardan ziyade, yaynlamadg kitaplarn bir yaynevini byk klmas-ne garip, ne hazin bir paradoks . . . Georg Christoph Lichtenberg daha o zamanlardan kitabn tarihindeki bu paradokslar ve bana gelecekleri ok iyi grp dogru sylememi mi?-"Dnyada kitaplardan daha tuhaf sat metalanna rastlamak galiba imkanszdr: Anlamayan kimseler tarafndan baslr, anlamayan kimseler tarafndan satlr, anlamayan kimseler tarafndan okunur, hatta tetkik ve tenkit edilirler; ve imdilerde artk onlar anlamayan kimseler tarafndan kaleme alnmaktadr."

    --------- 2.3 ---------

  • Arthur Schopenhauer Okumak, Yazmak ve Yaamak zerine

    Ve Schopenhauer, Lichtenberg'in braktg yerden devam eder: llHayatta naslsa edebiyatta da yle: her nereye dnseniz derhal kendinizi dzelmez, yola gelmez bir insan gruhuyla kar karya buluyorsunuz, her taraf her bir keyi doldurmular. tpk yaz sinekleri gibi sr halinde her yere doluup her eyi kirletiyorlar. Bir ygn berbat kitap, gdasn buday baaklarndan alan ve sonunda onu bogup kurutan edebiyatn istilac yabani otlar da yle. nsanlarn zamann, parasn. dikkatini-ki bunlarn meru hak sahibi iyi kitaplar ve onlarn soylu hedefleridir-gasp etmekte

    . dirler: Bunlar ya saf para kazanmak ya da makam mevki elde etmek amacyla yazlrlar. Dolaysyla sadece yararsz degildirler; fakat mspet olarak zarar da verirler. Mevcut edebiyatmzn tmnn neredeyse yzde doksan halkn cebinden birka kuru armaktan baka bir hedef gzetmez ve bunu baarmak iin yazar, yaync ve eletirmen elbirligi edip glerini birletirmilerdir.

    Dolaysyla okumak sz konusu oldugunda geri durabilmek (nerede duracagn bilmek) ok nemli bir eydir. Geri durulacak yeri kestirmedeki maharetin esas, zaman zaman neredeyse salgn halinde yaygn olarak okunan herhangi bir kitab. srf bu yzden okumaktan srarla uzak durmaktr denebilir, szgelimi sebepsiz grlt, amata koparan , hatta yayn hayatna ktklarnn ilk ve son ylnda birka baskya ulaabilen, sonra da unutulup giden siyasi veya dini risaleler, romanlar, iirler ve benzeri byledir. Ama unu hatrdan karmayn, ahmaklar iin yazanlar her zaman karlarnda geni bir din leyici kitlesi bulurlar; okuma zamannz snrlamaya dikkat edin ve okumak iin ayrdgnz zaman da mn hasran btn zamanlarn ve lkelerin byk kafalarnn eserlerine tahsis edin, onlar insangn geri kalann yukardan seyrederler. hretleri onlar zaten bu hviyetiyle tantr . Okunmas halinde sadece bunlar gerekten bir eyler gretir ve insan egitir . .

    --------- 24 ---------

  • Sunu: Okumak insana Ne Kazandrr?

    "Btn zamanlarn ve lkelerin byk kafalarnn eserleri" dendigine gre eviri faaliyetine de byk i dtg aktr. O halde evirin in bir lkenin kltr hayatna ve di-line etkisi zerinde de ksaca duralm.

    Dnyann neresinde olursa olsun , eviri bir lkenin di l ve edebiyatnn eskimi anm yollarda skp kalmasnn, duyu ve dnnn provincia/isminin, zlfiyare dokundugundan "tarallk" degil de "dar kafallk" diye evirmek istedigimiz u fuksuzl ugunun nnn almasnn, fikir ve hissiyat bakmndan zenginlemesinin yollarndan biri olarak grlr. Bir dil, ne kadar byk olursa olsun , onun edebiyat, hissiyat, tefekkr zaman zaman byle darbogazlardan geer. Floransa Rnesansnda tek bir adamn, Marsilio Ficino'nun yaptg evirileri, aksisedalarn. o gn iin, hatta bugn iin de, ak.la hayale gelmeyecek uzaklklarda dajurdugu sonular hatrlayalm. Ve onun tevikiyle Pico della Mirandola'nn yaptklarn dnelim . . eviri bylesi darbajazlann alabilmesi iin, eger hayatiyetinin merkezi kmemise, yani hala kendine ait uzuvlarla nefes alp veriyor, etrafndaki gerekligi kendi hasseleriyle tecrbe ediyor veya etmeyi istiyorsa, o dil ve onun edebiyat iin yeni menfezler, nefes alacak yeni kanallar sunar. Bu yukarda geerken deginilen sebeplerden tr bizim lkemiz iin baka her yerden daha fazla byledir. Ama hatrlanacag zere farkl sebeplerden tr . eviri faaliyeti bu lkede o nedenledir ki bunu da iine alan daha geni bir ereve ierisinde dnlp degerlendirilmelidir.

    Szgelimi on drdnc, on beinci y.zyllarda bu topraklarda yaayanlar iin Platon'un, Aristoleles'in , Plotinos'un, Proklos'un okunmas bir gereklilik olarak dnlmeyebilirdi. nk orada yazlm olanlar burada sz syleyenlerin szlerinde, stelik szgeten geirilip hazmedilerek ve yepyeni bir terkibe dnUlrlm olarak zaten sunuluyordu. nk o zamanlar, eger farkl bir noktadan T.rahlk. (Ed. n.

    --------- 25 ---------

  • Arthur Schopenhauer Okumak, Yazmak ve Yaamak Uzerine

    bakacak olursak, bir dnya kendi kendisine yklp gitmedike, kendisi kendisinden baka bir ey olmaya kalkarak kendi zn harap etmedike, ne kadar farkl hatta hasm olursa olsun dieri onu ifsad ederek ieriden kertmeye kalkmyordu. Ama bugn byle de(Jildir ve ok deiik ve tafsilatl sebeplerden tr deildir. Dolaysyla bugnk dnyann artlarnn elverdii lde, varlgnn hakikatine ermek isteyen, bu ugurda abalayan insann elinde kalan son ans olarak nce kitabn gelecegi dnlmeli , ancak bundan sonra ve eger kendisine bir yer kalacaksa eviri de tasavvur edilen o gelecek erevesinde ve yukardakinden daha geni bir kapsam ierisinde degerlendirilmelidir.

    Demek ki ancak kitap iin tasavvur ettigimiz gelecek ierisinde anlaml bir yeri olabilecektir evirin in . Fakat burada evirinin bizi kendisinden sz etmeye zorlayan bir baka yan daha var:

    Bata eviri i le ugraanlarn, ama okur-yazarlarn da fark edebilecekleri bir gerek: eviri zahmetli bir ugra. stelik lkemizde zahmetli oldugu kadar karlg alnmayan, takdir edilmeyen bir ura. Yerlerde srnmesi belki biraz da bu yzden . Her eyin paralandg, uzmanlamann alp ban yrd bir dnyada bundan payn almayan neredeyse tek ura belki de eviri. Evet her eye ragmen eviri bu artlar altnda olabilecegi kadar multi-disipliner bir alan. yi bir eviri iin evirinin yaplacag dili (kaynak dil) , o dilin tarihsel geliimini. geirdii belli bal krlma noktaJann iyi derecede bilmek yeterli degil. evirmen bunun yannda ve daha nce kendi ana diline bir yazar kadar olmasa bile, hi degilse o dilde meramn rahatlkla anlatabilecek birisi kadar h

  • Sunu: Okumak insana Ne Kazandrr?

    ne, varsa eger, kendine zg szck ve kavram dagarc!'.l. na aina olunmaldr. Dahas yazarn sz ettigi alandan da haberdar olmak ve e!'.l.er bu bir felsefi metin ise yazarnn dnce d nyasn ierecek kadar olmasa bile, hi olmaz. sa o metindeki dncelerini hazmedecek kadar bir vsa te sahip olmak gerekir.

    Yeri gelmiken dnce metinleri iin evirmenin, eski dnyada humanitas denilen bugnlerde beeri bilimler di ye anlalan bilgi dallannda, zellik.le felsefe ve onun alt kollan olan sahalarda egitim alm olmasnn yararna olacagn belirtmek gerekir. Esasen bunlar Bat'da yirminci yzyln balarna, hatta kimi lkelerde ortalarna kadar, klasik filoloji egitiminde verilen eylerdi. lkemizdeki filolojilerin ne ile megul olduklarna bakmak gerekir. Bunlar mevcut ise eger yaplan evirinin kaynak dilden erek dile saglk.l bir ekilde aktarld, daha dogrusu o dile giydiril digi sylenebilir. Trkiye'de eviri denince uzun sredir ak la gelen kaynak dilden hedef dile paket gnderilerdir. yle ki, evirisi yaplacak metindeki cmleler grameri ve sentaksna hi dokunmadan, hedef dilde benzeri yaplarn mevcut olup olmadgna bakmakszn, yahut mevcut olsa bile ayn anlam tnlarn verip vermeyecegi dnlmeksizin. paket halinde aktarlmaktadr. Daha hazini teliner de tercme dil ini esas alan bir anlayla kaleme alnmaktadr. Dilimizdeki, baka dil lerde kolay kolay bulunamayacak olan Mz sz bir" deyiini ve onun sadece fi i l i bir z sz birligine degi l , zn sz szn de z belirleyecegine k tuttu!'.l.u unutularak.

    Diller elbette birbirlerine Mkap duvar mesabesinde de ldir, birinden digerine yaplan bavurunun btnyle ce vapsz kalmas gibi bir ey bahis konusu olamaz; elverir ki sa9am bir referansla bavurulsun. Birbirlerine ne kadar uzak olurlarsa olsunlar diller ncelik.le anlatmak istedikleri ey bak..mndan birbirleriyle irtibatldrlar, ama ona belki de tarihsel servenlerinden tr, farkl farkl ynlerden yakla

    --------- 27 ---------

  • Arthur Schopenhauer Okumak, Yazmak ve Yaamak zerine

    rlar; bunda o dili konuan milletin, onun dnya tecrbesinin, duyu dn tarznn pay byktr. Dolaysyla bir dilden digerine yaplan gnderme karda dajrudan alcsna ulatgnda mesele yoktur, bunun iin aslnda evirmene de gerek duyulmaz, tercman bu ii grr; ama ulamadg takdirde, ite burada evimenin yani mtercimin ugra. mesegL sanat artk her ne dersek, kendisine bir yer bulur. evirmen bu noktada sahneye kar. gnderilen eyi bozar dagtr. tekrar tekrar tahlil ve terkip szgelerinden geirir. sonunda asl cevhere ular, sonra onu kendi ana dilinde aslndaki yapya benzeyecek bir ekle, bir kalba brnd

    . rr. Bir evimenin mahareti de meziyeti de burada kendisini gsterir. Ve ancak bu erevede, talyanlann nl vecizesi troduttore traditorenin ok iyi ifade ettigi zere, bir evirmenin "hainliginden" sz edilebilir.

    Ve yine bu erevede, Valery'nin iaret ettigi zere, "duygunun", belki buna 'yalm tecr benin' demeliyiz "nfuz edip degitirdigi gnlk konuma dilini" yksek dile aktaran bir airin evimenliQinden bahsedi lebilir. u halde eviri ii nin airin ameliyesine benzeyen bir yan vardr. Her ne ki sevgiyle, severek ve kendinden bir eyler vererek yaplr, o bir i olmaktan km, bir sanat haline gelmitir. Ve sz buraya geldiQinde daha ilerisi byle ulu orta, ayak zeri konuulmamaldr.

    Hlasa etmek gerekirse lkemizde bilhassa son birka on yldr eviri dendiginde genelde tercmann yaptg i anlalmaktadr ve kaynak dildeki yaplar, hadi biz de kestirmeden, u son zamanlarda dillere pelesenk olan o ifadeyi kullanalm, bir deconstruction-construction srecinden geirilmeksizin kalp aktarmlar yaplmaktadr. phesiz aksi zahmetli bir sretir ve yukarda da ifade edildigi zere aktarlacaklarn nce hedef dile giydirilebilecek kadar hazmedilmesini gerekli klar. Bu ise dnmeyi . Her

    - evirene gven olmaz anlamnda sz. (Ed. n.) ' Deconstruction -yapbozum: construction - yapma. (Ed n.)

    --------- 28 ---------

  • Sunu: Okumak insana Ne Kazandrr?

    eyde oldugu gibi burada da, bilhassa son zamanlarda, kk bir istisna dnda, kolayclg setik. Trke'nin bugn geldigi noktada evirmenlerin sorumuugu inkar edilemez. Bugn iyiden iyiye su yzne km olan Trke'nin gramerindeki ve sentaksndaki esasl kaymalarn nedeni biraz da evirmenin kaynak dilden yk1endigini hedef dile aktanrken benzer kalb zahmetsizce oluturma araylarnn neticesidir. Bu ogu kez dilin eviri ile zenginlemesi yerine zgn yaplarnn yersiz yere zorlanmasyla ve belli bir dnemden sonra bu yaplarn adam akll egilip bklerek ska eviri yaplan dillerin yaplarna yaklatrlmasyla giderilmeye alld. Velhasl Tanzimat'tan bu yana, hatta Tanzimat'tan nce de, baka birok alanda olmu olan, eviri vastasyla dilin de bana gelmitir. Ve en bata sylenmesi gerekeni, belki daha iyi tebarz ettirmek iin, imdi syleyerek bu bahsi kapayalm, bu onun bir ugran adam olarak degil, bir insan olarak vazgeilmez vasfdr: iyi bir eviri iin btn bunlarn bir n art olarak evirmenin herhangi bir btnlkten yaplacak eksiltilere, nemsiz gibi grnen eksiltilerle yaplacak indirgemelere gz gre gre raz olmayan ve eger m ukadderse kaybolan telafi edecek bir kazanla kendince dengelemedike ii rahat etmeyen bir mizaca sahip olmas gerekir. Bu da yine onu airle akraba klmyor mu? Biraz da airin ad duydugu eylerin gndelik dilin ifade kalplan ierisinde orasndan burasndan rselenmesine, egilip bklerek eksiltilmesine raz olmamasndan dolay aire km degil midir?

    Son olarak balktaki soruyu, sair her mlahazay bir kenara brakarak ve hedefi kllebilecegimiz kadar klterek bugnlerde artk gzetilen tek saik olarak sadece pragmatik olann dikkate alsak ve o edayla sorsak: Btn bunlar bo laf, d nya bir yola girdi, dolu dizgin menziline dogru ilerliyor, herkesin aklls biz olmadgmza gre, elle gelen dgn bayram: daha ilerisi var m, okumann somut, elle tutulur getirisi var m?

    --------- 29 ---------

  • Arthur Schopenhauer Okumak, Yazmak ve Yaamak zerine

    Demek ele gelen neyse bize de gelsin, razyz. Peki ya yeterince tanmadgnz, ne yaptgn , nerelerde dolatgn bi\mediQimiz iin o ele gelmezden evvel bizim bamza gelirse? Ayn kaderi paylaacagrnz konusunda bizi byle sine emin klan nedir? Daha nce de ortak kaderi paylaacamz umuduyla ayn yola girdigimiz olmad m? Sonunda ne oldu: Biz hezimete ugrarken, ortak kaderi paylaacagmz dndklerimiz zafer anlar aldrmad m?

    Eer bu topraklar zerinde kalacaksak ve sendeleyerek, saga sola yalpalayarak da olsa ayakta kalmay srdrecek-

    . sek, i ki yzyldr srekli toslayp durdugumuz Bat dn yas ile ayn tabiat , ayn mizac, ayn ruhu paylaacak nok taya gelinceye kadar, tabii eer byle bir ey mmknse, onun dnce dnyasnn , yle sathi olarak degil btn derinliiyle tetkik edilmesi. enine boyuna sondalanp didik didik edilmesi gerekir. Ancak iin bu noktaya kadar ekilmesinin beraberinde getirecegi tehlike de unutulmamal: En kaba ifadesiyle ve en yakndaki hal iyle sylendiinde, byle bir niyetle harekete geip de birka eye ulamann dogurdugu cretkarlkla bunlarn , her zamanki hamasi l gatlerle hi vakit kaybetmeden sloganlatrlmas ve zerlerine bir eyler bina edilmeye kalklmas, ki bize ait inah olmaz bir illetin neticesidir, buna her ne pahasna olursa olsun , asla geit venncmeliyiz. Kvamn bulmam tefekkrn aksiyon kalbna dklmesi, getirecei felaket ve musibetler bir tarafa, akamatten baka bir ey tevlit etmez.

    Ataklk dncesizlik ile bayagJgn ocugudur. Bize la zm olan dnmek . . . Ne yapp edip birka asrdr bigane si olduumuz tefekkrn tekrar divanesi olmalyz. Ve "medeniyet" "uygarlk," "kyam" "dirili" vb. gibi byk kavramlarla konuup beri yandan derme atma yaplar kunnak ve bile bile birbirimize bunlarn hamasetini yapmak yerine, nce bu hamasetin nerede kkletiin i . neden ondan bir

    --------- JO ---------

  • Sunu: Okumak insana Ne Kazandrr?

    trl yakamz kurtaramadmz anlamak, tekrar o eski grkemli yaplan ina edecek fikri irfani olgunlua eriinceye kadar, her defasnda eitli tezgt.hlann kurban olan eksik noksan giriimlerden, sakt akim teebbslerden artk lmne nfidim ve tvbekar olmak gerekir. Bu arada, naslsa szcklerin tapusu yok, naslsa onlar kullanmaya kalktmzda kimse yeterlik belgesi sormuyor diye her sze destursuz girenlere, yeter ki dilin ba!l zlm olsun , knhne var lm varlmam, hazmedilmi edilmemi h i nemli dei l . yeter k i telaffuz edilebilecek kadar iitilmi olsun , her szc kullanrz biz diyenlere de hatrlatmak gerekir: Dil insan arpar. O halde arlatanlara parlatlanlara deil , dncenin gerek ocuklarna, onun biricik sevgilisi olan hakikatin hak.iki aklarna itibar etmeliyiz. Bylece dil in kendilerini arpm oldu!lunu gstererek dile de sadakatimizi gstenni oluruz.

    Okuyan el bette dokumak insana ne kazandrr?" sorusunu bu raddeye drmez. Onun okumann insana kazandrd\lndan kukusu yoktur. O okuyarak hi olmazsa neyin kuku dogurucu , neyin kukuya yer brakmayacak kadar ak, neyin delile m uhta ve neyin ispattan vareste olduunu grenmitir. ki bu da az bir ey deildir. Ve o kukuyla dalann neyle ve nasl top\anaca!ln da renmitir. Ama okumakla kazanlan eyin kimsenin itibar etmekten ge-ri duramayaca kadar gz nnde olmaktan neden kalktn anlamak iin sorar: Bir eye itibar ve iltifat ediliyor olmasnn onun gz nnde kalmasna katks var mdr? Acaba gz nnde olan ey kendi zndeki bir ykmdan dolay m gz nnden kalkmaktadr? Yoksa gz nnde bulunduu d nyann onu baya!llyla grnr olmaktan alkoya-cak kadar be>gmasndan m?

    Ahmet Aydogan

    . B. dr.ltuda bir glr1lm iin bkz. 5/yasef ve Reforik. lstanb.l. 2003.

  • Varolu -bu mphem, esrarengiz. azap verici. rya gibi gelip geici varolu- meselesinin bizim iin ne kadar b yk ve yakin bir mesele oldugu dn lecek olursa, bir kimse onun diger btn meseleleri ve amalar glgeledigini derhal fark eder; -ve birka nadir istisna dnda btn insanlann bu mesele hakknda ak bir fikre sahip olmadg, hatta ondan tamamen habersiz gibi grndg, fakat kendilerini bunun dnda her eyle megul ettikleri; ya meseleyi doQrudan gzard e.derek ya da yaygn reva bulmu bir metafizik sistemin yardmyla onu kabule hazr vaziyette ve tatmin olmu olarak, gnlerini gn etmekten baka bir eyi dnmeksizin ve nlerindeki daha uzun gnleri nadiren hesaba katarak yaadklar dnlecek olursa- insann ancak en uzak anlamda dnen bir varlk olduu fikrine ulaabilir ve insann dncesizliginin yahut budalalgnn emareleriyle karlatnda zel bir aknla kaplmaz; bilakis sradan bir insann zihinsel yahut dnsel gr ufkunun, ne gemi ne gelecek bilincine sahip, btn hayatan deyi yerinde ise srekli bir imdiden ibaret olan hayvanlannk.inden ok da ileride olmadgn. arada yle zannedildii gibi g2ni bir aralk bulunmadn bilir.

    --------- 33 ---------

  • iNSAN l'llJl'LULUUNUN id TEMEL DMANlo ISTIRAP VE CAN SIKINltSI

    ev. : 1"'1. S1m Erer

    En genel gzlem bize insan mutluluunun iki temel dmannn strap ve can sknts olduunu gsterir. Daha ileri gidip, birinden yakamz syracak kadar talihli olma ayncalmzn dzeyinin bizi dierine yakJatrdn syleyebiliriz. Aslna baklrsa hayatn bize sunduu, bu ikisi arasnda, az veya ok iddeUi bir salnmdr. Bunun sebebi bu iki kutuptan her birinin dieri iin ift ynl, harici ya da nesnel, deruni ya da znel bir atmay iinde banndmasdr. Haricen, ihtiya ierisinde bulunmak ve yoksunluk strap retir; buna karlk eer bir insan sahip olmas gerekenlerden daha fazlasna malikse bu sefer de yakasn can skntsna kaptnr. Dolaysyla aa snftakiler gnlerini ihtiyalan tedarik iin srekli bir mcadele ile, bir baka ifadeyle, strapla geirirken yksek snflar can skntsyla biteviye ve ok kere umutsuz bir sava halindedirler. *

    Parerga und Parallpomena, Bd . ! : Aphorismen zur Lebensweishelrdan derlenmitir.

    Ve an ular Karlar (birbirini bulur); nk uygaign en aag du.mu. bir gebe yahut gezgin hayat, en yUkse:lnde kendi mtekabilini bulur. kl orada leil.es zaman zaman bir gezgindir. i lk aama bir zo.nluuk du.muydu; bu sonraki can sknts iin bir aredir.

    --------- 35 ---------

  • Arthur Schopenhauer Okumak, Yazmak ve Yaamak Uzerine

    Deruni yahut znel atma, kiide straba kar duyarlln can skntsna duyarllkla ters orant ierisinde deimesinden kaynaklanr. nk duyarllk zihinsel gle dorudan orantldr. izin verin aklayaym.

    Keskinlikten yoksun kt bir kafa kural olarak krelmi duyarllklarla, hibir his yahut heyecann etkileyemeyecei bir ruh haliyle, szn ksas, ne kadar byk yahut korkun olursa olsun, ok fazla ac ya da endie hissetmeyen bir mizata birliktedir. imdi. zihinsel krlk yahut ktln temelinde yatan ey ruh bo/ugudur (ya da bn/)dr. ki bir sr ehreye damgasn vurmutur ve kendisini d dnyadaki b

    . tn nemsiz-lzumsuz eylere srekli ve canl bir dikkatle ele veren bir zihin durumudur. Bu boluk can skntsnn gerek kkenidir ve Srekli olarak zihni ve ruhu bir eyle megul etmek iin dardan gelen bir uyarya ihtiya duyar.

    nsanlarn bu amala setikleri eyler, bavurduklar sefil eg,encelerin, yarenlik ve sohbet bahsindeki genel telakkilerinin: ya da ayn ek.ilde kap nlerinde yahut pencereden sarkarak dedikodu eden ok sayda insann, gsterdig,i gibi ok zel deg,ildir. nsanlarn yarenlik iin hemci nslerinin, oyalayc eylerin, eg,Jencenin, her trden lzumsuz lksn peine dmesi esas itibariyle bu deruni ruhsal boluk ( bnlk) nedeniyledir ki oklann savurganla ve sefalete srkler. Hibir ey byle bir sefalete kar deruni zenginlik, ruh zenginlig,i kadar iyi bir koruma salamaz, nk o arttka skntya yer kalmaz.

    Ve dncenin sonu gelmeyen etkinlii! O kendisinin ve tabiatn ok eitli fenomenlerinde her zaman zerine eilecek yeni malzemeler bulur ve her daim bunlarla ilgili yeni terkipler oluturmaya hazr ve muktedirdir-ite burada ruhu canlandrp dinletirecek ve dinlenme anlan hari onu can skntsnn eriebilecei noktann ok yukarsna yerletirecek bir ey bulursunuz. Metinde ve dipnotlarda keli parantez iinde yer alan aklamalar e

    virmene aittir

    --------- 36 ---------

  • insan Mutuugunun iki Temel Dman : strap ve Can Sknts

    Fakat diger taraftan bu yksek zihin dzeyi yksek bir duyarl l k derecesi nde, daha byk irade kudretinde, daha byk bir heyecanll k durumunda kkleir; ve bu niteliklerin birliginden ileri gelecek olan, bym bir his ve duygu kapasitesi, her trl ruhi, hatta bedensel acya genilemi bir duyarlk, engellere kar daha byk bir sabrszlk, mdaheleye kar daha byk gcenikliktir-ki bu egilimlerin tm, canll g hayal gcnn zenginliginden kaynaklanan kabul edilemez nitelikte olanlar da dahil, dncenin genel eriminin genilemesine katkda bulunur. Degiik derecelerde bu, su katlmam mankafa kimseden gelmi gemi en byk di:hiye kadar, zihinsel gcn geni yelpazesindeki her aama iin geerlidir. Dolaysyla gerek znel gerekse nesnel bir noktadan, herhangi bir kimse insan hayatndaki bu strap kaynaklarndan birine ne kadar yaknsa digerinden o kadar uzaktr. Ve dolaysyla bir insann doga egil imi onu nesnel dnyasn mmkn oldugu kadar znel dnyas i le uyuturmaya ynlendirecektir; bir baka ifadeyle onu en ziyade ak (duyarl) oldugu strap biimine kar en byk nlemleri almaya sevkedecektir.

    Akll adam her eyden evvel straptan ve tacizden (harici skntdan) azi:de olmak iin abalayacak, sessizli9i ve bo vakti, dolaysyla mmkn olan en az sayda beklenmedik ve tehlikeli karlama ile birlikte sakin, mtevaz bir hayat arayacaktr; ve bylelikle szm ona hemcinsleriyle ok az bir ortak tecrbeyi paylatktan sonra, mnzeviyane bir hayat tercih edecektir, hatta eger byk bir ru-ha sahipse bsbtn yalnzlg seecektir.

    nk bir insan ne kadar kendi kendisine yeterse, baka insanlara o denli daha az gereksinim duyacaktr-haddizatnda baka insanlar da ona -o kadar az tahamml edebilecektir. Yksek bir zihin dzeyin in bir insan toplum dna itebilmeslnin nedeni budur. Dajrudur, eger zihnin nite/igi nicelikle telafi edilebilseydi . . bu insanlarn byk dnyasnda bile yaama zahmetine degerdi; fakat

    --------- .37 ---------

  • Arthur Schopenhauer Okumak, Yazmak ve Yaamak zerine

    kr ki yz tane ahmak bir araya gelse bir tane akll adam etmez.

    Ancak yelpazenin diger ucunda duran insan ihtiyacn ani sanclarndan kurtulur kurtulmaz, her ne pahasna olur sa olsun eglenmeye ve topluluga karmaya abalar, kar latg ilk kimseyle tanmaya can atar ve bizatihi kendisi en ziyade uzak durmaya altg ey haline gelir. nk herkesin kendi yeterlilikleriyle kar karya brakldg yal nzlkta, bir insann kendinde sahip oldugu ey gn gna kar; all pullu esvaplarnn ierisinde budala sefil kiili9i

    . n in yk altnda inim inim inler-ki bu asla zerinden ata madg bir yktr; halbuki yetenekli insan canlandrc-en-lendirlci dnceleriyle tenha yerleri gzler.

    Seneca, ahmaklgn kendi kendisinin yk oldugunu bildirir: omnis stultitia Jaborat fastidio sui (epistulae, 9)--ok doru szdr bu, ki "Bir ahmagn hayat lmden daha berbattr. " diyen sa ben Sirak'n szyle mukayese edilebi lir. Dolaysyla kural olarak bir insann zihinsel bakmdan sefil ve genel olarak bayag oldugu derecede topluluga ka nabildigi teslim edilecektir. nk bir insann bu dnyadaki seimi bir yandan yalnzlgn , diger yandan bayagJgn tesine ok fazla gemez . .

    Beyin bir tr asalak bir uzuv, deyi yerinde ise bedenle birlikte ikamet eden bir pansiyoner olarak kabul edilebilir: ve bo zaman yani insann ben ligini ya da ferdiyetini zgrce idrak etmek iin sahip olduu zaman, genellikle hayatn sadece aba ve zahmetten ibaret kalan blmnn meyvesi ya da rndr. Fakat insanlann Ounun bo zaman ne retir? Can sknts ve budalalk; kukusuz bedensel zevklerin ya da budalalklarn peinde koulduu zamanlar mstesna. Byle bir kck bo zaman aralnn ne kadar kymetli oldugu

    ' ffohelet 1 Vaiz ya da Vaaz Eden Bilgelik], xxii. 1 \ . ( : Gr. skhole, Lat. ot/um; (ot/um cum dlgnllate. serbest zamann de>!?,ru

    kullanm) bkz. ileride s. 53; ayrca bkz. Arlstoteles. E/l/m Ozerlne, Say Yaynlar, 2008. l

    --------- .38 ---------

  • insan Mutlulugunun iki Temel Dman: strap ve Can Sknts

    onun harcanma tarznda yahut keyfiyetinde grlebilir: ve Ariosto'nun dikkat ektii gibi cahil insanlarn bo saatleri ne kadar acnakldr!-ozio lungo d'uomini ignoranti.

    Sradan insanlar sadece zamanlann nasl harcayacak/arm dnrler; herhangi bir yetenee sahip insan zamann nasl kullanacatyla megul olur. Snrl akla sahip insanlarn can skntsna meyyal olmalarnn nedeni akllarn iradenin sevk edici gcn harekete geirmekten baka bir ey iin kullanmamalandr: ve iradeyi harekete geirecek zel bir ey olmadnda, atalet halinde kalr ve akllar tatil eder. nk irade gibi o da, sahneye koyaca harici bir eye ihtiya duyar. Sonu bir insann sahip olduu g her ne ise onun korkun bir durgunluu-tek kelimeyle can skntsdr.

    Bu mutsuz hissiyata kar koymak (onu etkisizletirmek) iin insanlar, uratklar ksack sre ierisinde haz veren lzumsuz eylerin peinde koup dururlar, byle bir umutla iradeyi harekete geirmek ve dolaysyla zihni devingen hale getirmek iin abalarlar; nk iradenin bu saiklerine anlam kazandrmas gereken sonuncusudur. Gerek ve tabii saiklerle karlalnldnda bunlar altn paraya kyasla kilt paradan baka bir ey deildir; nk bunlann deerleri sadece indi-keyfidir-kat oyunlar ve benzeri eyler, ki mnhasran bu ama iin icat edilmilerdir. Ve eer yaplacak baka bir ey yoksa, byle bir insan ya vakti israf edecek ya da eytann yat borusunu alacaktr; yahut beynini altrmak iin bir sigara bunlarn yerine iyi bir ikame olabilir. Bu yzdendir ki btn lkelerde insan toplulukJannn temel ura kat oyunlardr* ve verilen deerin ap ve zahiri gstergeler dncenin masnn ilandr. insanlar megul olacaklar

    (Ya da: Akllannn irade iin uyanc drtlerin aracmdan baka bir ey olmamasdr.]

    (Kukusuz bu yarg gnmz dnyasnda, kaQ:t oyunlar sz konusu oldugu kadanyla denemenin kaleme alnd191 dnemde olduQu denli ekli gereQi yanslmaz, rakat znde durum ayndr. u kadar ki bugn kil 91t oyunlannn yerini teknolojinin data kam11.1k aletlerine tutsaklk al mlr denilebilir.)

    --------- 39 ---------

  • Arthur Schopenhauer Okumak, Yazmak ve Yaamak zerine

    dnceleri olmad iin ki.tlarla urarlar ve birbirlerinin paralarn kazanmaya alrlar. Budalalar!

    Fakat hakszlk etmek istemem; dolaysyla izin verin kat oyunlarn savunmak iin kesinlikle, bunun dnyaya ve i hayatna bir hazrlk olduunun sylenebileceine iaret edeyim; nk bir kimse bylelikle tesadfi, ama deitirilemez koullar {bu durumda katlar) nasl zekice kullanabileceini ve bunlardan olabilecei kadar kazanl kmasn renir ve bunu yapmak iin bir insan bir miktar riyakarlk ( iki yzllk) ve kt bir ite nasl iyi bir yz taknabile

    . ceini renmelidir. Fakat dier yandan tam da bu sebepten tr k

  • insan Mutuluunun iki Temel Dman: strap ve Can Sknts

    yeterli olan ve varln idame ettirmek iin dardan ya ok az veya hibir eye ihtiya duymayan insandr, nk ithal mallar pahal eylerdir, bamll aa vurur. tehlikeye sebebiyet verir, sknt meydana getirirler ve szn ksas yerli imalat iin sefil birer ikamedirler. Hi kimse bakalarndan ya da genel bir ifadeyle, d dnyadan ok fazla beklenti ierisinde olmamaldr. Bir insann bir bakas iin ifade edebilecei ey yle ok byk deildir: neticede herkes yalnz kalr ve nemli olan ey yalnz kalann kim olduudur.

    Burada genel bir doru nun bir baka tatbikatyla karlanz ki Goethe Dichtung und Wahrheirnda (iir ve Hakikat. i l i . Kitap), u ekilde dikkat eker: Bir insan son tahlilde her eyde kendisine bavurmaldr; ya da Oliver Goldsmith'in The Trave/ler'da ifade ettii biimiyle:

    Stil! to ourselves in every place consign'd Our own felicity we make or fi nd.

    The Traveller, m. 43 1 .

    Bir insann olabileceQi ya d a baarabileceQi e n iyi v e en byk eyin kaynag insann kendisidir. Bu ne kadar byle ise-bir insan hazlarnn kaynaklarn ne kadar kendisinde buluyorsa-o kadar daha fazla mutlu olacktr. Dolaysyla byk bir hakikatle Aristoteles f g.JSmovla twv aitapKcov foti (Eud. Eth. v. 2) der. nk mutuugun diQer btn kaynaklar doalar bakmndan gvenilmez, kukulu, sallantl, ksa mrl ve ansn elinde oyuncaktrlar; ve hatta en uygun koullar altnda bile kolaylkla tkenebilirler; o kadar ki bu kanlmazdr, nk her zaman insann eriim alan iinde deillerdir. Ve yallkta m utuugun sz edilen bu kaynaklar kanlmaz olarak kurur:-ak bizi o zaman terk eder ve nkte, seyahat arzusu, atlardan holan-

    ' Her yerde sadece kendimize emanet oldugumuzdan mutulu!)uryuzu da kendimiz yaratr ya da bulun.z. ( Ed . n . )

    ("Mutlu olmak kendi kendine yeter olmak demektir ." )

    --------- 41 ---------

  • Arthur Schopenhauer Okumak, Yazmak ve Yaamak zerine

    ma, toplumsal mnasebetlere egil im, dostlar ve akrabalar da lmle, elimizden alnr. O vakit bir insan her zamankinden daha fazla, kendisinde sahip oldugu eye bagml hale gelir; nk ona en uzun bagl kalacak, onu terk etmeyecek olan budur; ve hayatn herhangi bir dneminde mutuug,un tek hakiki ve uzun mrl kaynagdr.

    Dnyann herhangi bir yerinde elde edilebilecek ok fazla bir ey yoktur. Dnya sefalet ve strapla doludur; ve eer bir insan bunlardan yakasn kurtarrsa, bilsin ki can sknts her ke banda pusuda beklemektedir. Hatta daha da fazlas; genellikle galip gelen ktlktr; ve grlt ve amatay

    . la sesini en fazla duyuran budalalktr. Talih insafsz ve acmaszdr ve insanlk acnacak durumdadr. Bunun gibi bir dnyada kendinde (iinde) zengin olan bir insan Noel zamannda aydnlk, scak, mutlu bir yuvadr, buna mukabil bundan yoksun olanlar karlarla kapl souk bir Aralk gecesidirler. Dolaysyla yeryzndeki en mutlu talih, fevkalade seyrek tesadf edilen zengin bir kiilie ve daha da zelde iyi bir akl donanmna sahip olmaktr; bu en mutlu talihtir, her ne kadar son kertede ok parlak olduu sylenemese de.

    lsve Kraliesi Christina'nn, henz on dokuz yanda iken, kendisine anlatlanlarn dnda tek bir denemesinden tandg ve o zaman Hollanda'da yirmi yldr en derin yalnzlk ierinde yaamakta olan Descartes hakknda syledii u szde byk bir bilgelik vard: M. Descartes est le p/us heureux de tous /es hommes, el sa condition me semb/e digne d'envie. ' { Vie de Descartes, par Baillet. Liv. vii . , eh. 1 0 . ) Elbette Descartes'n durumunda olduu gibi , harici koullar bir insann hayatnn ve mutlulug,unun efendisi olmasna elverecek kadar msait olmaldr; ya da E:kklesiastikos'da okuduumuz gibi, "Bilgelik bir mirasla birlikte iyidir ve (onunla birlikte] gnei grenlere kazan getirebilir" . ' '

    [M. Descartes insanlarn e n talihlisi ve e n mutusudur ve benim iin i yadf:siyle gptu edilecek bir durumdadr.)

    ' Ekklesiastikos, vii . l 2.

    --------- 42 ---------

  • insan Mutuug,unun iki Temel Dman: strap ve Can Sknts

    Tabiatn ve talihin kendisine bilgelik saadetini bahetti gi adam, mutlulugun kendisinde barndrdg kaynaklarn ak tutmaya byk zen ve dikkat gsterecektir; ve bu nun iin bagmslk ve bo vakit zorunludur. Bunlan elde etmek iin o isteklerini mutedilletimeye (ll hale ge tirmeye) ve kaynaklarn korumaya alacaktr ve her ey den evvel o bakalar gibi bedensel zevklerinden tr d dnyaya bagl olmayaca!lJ iin bunu isteyecektir. Dolaysy la o, makam mevki beklentileriyle veya kar kazan umuduyla, yahut da hemcinslerin in takdir ve tevecchn ka zanma hevesiyle, kendisini kaba arzularn ve bayag zevklerin kleligine terk etmek gibi yanl bir yola sapmayacak tr. Hayr, o byle bir durumda Horatius'un Maecenas'a mektubunda verdigi tavsiyeye kulak kesilecektir:

    Nec somnum plebis Jaudo, satur altilium, nec OUa divits Arabum liberrima muto.

    nsann iindekini dardakine feda etmesi, skunetinin, bo vaktinin ve bagmszg,nn btnn yahut byk blmn, makam mevki, an hret unvan ve ihtiam iin kurban etmesi muazzam bir budalalk rnegidir. Bu tam da Goethe'nin yaptg eydir. Mutlu tal ihim beni tama-men baka bir yne srkledi.

    Burada zerinde srarla durduum hakikat yani insann mutluluunun temel kaynann deruni ( insann iinde) olduu hakikati, Nil

  • Arthur Schopenhauer Okumak, Yazmak ve Yaamak Uzer/ne

    kelerin hibir engelle karlamakszn zgrce kullanmna dayand yolundaki retisi Stobaeus'un Peripatetik ahlak felsefesi iin kaleme ald aklamada da (Eclogae ethicae, l ib. , c. 7, pp. 268-78) telaffuz edilir, szgelimi: Evtpyemv eiva tiv eOOaoviav Kat' 6.puiv, tu ttp(::o ttpovyouEval Kat' lUxiv (Heeren'de u ekilde devam eder: felicitatem esse functionem secundum virtutem, per actiones successus compotes); * ve genellikle daha ksa ifadelerde bile 6.petfl (arete) * * ile herhangi yksek bir beceriyi (her ne olursa olsun, herhangi bir eyde hakimiyeti, ustalk ve maharet sahi

    . bi olmay) kastettiini aklar. Demek ki doann insan donatt g ve yetilerin asli amac kendisini her taraftan ku atm olan glklere kar mcadele etmesini salamaktr. fakat eer bu mcadele sona ererse, kullanmad gleri onun iin bir yk haline gelecektir; ve onun bunlan ie komas ve bunlarla oynamas-demek istediim bunlar, insan strabnn dier kaynandan, artk ak ve korunmasz kald straptan uzak durmann dnda, herhangi bir ama g-zetmeksizin kullanmas gerekecektir.

    Can skntsnn en byk kurbanlan yksek snnar, var lkl insanlardr. Lucretius uzun zaman nce bunlarn iler acs durumunu gzler nne sermiti ve sunduu tablonun hakikati bugn bile herhangi bir byk ehrin hayatnda tespit edilebilir:

    Exit saepe foras magnis ex aedibus ille, Esse domi quem pertaesum est, subitoque reventat, Quippe foris nihilo melius qui sentiat esse. Currit, agens mannos. ad villam precipitanter,

    [Mutluluk giritl\'.liniz her eyde erdemli bir etkinliktir.! [Burada erdem szc!'.lnn karladg: Grekedeki CptTT]. Cya0o yani

    'iyl'nln sfat olarak en st derecesidir ve 'kusursuluk' ya da 'en iyi olma nlte91 diye evrlleblllr. Dlger taraftan insan iin kullanldgmda eylem bakmndan en st yetenek ve yetklnllk (Lat. optimum polenllae) olarak anlalablllr.J

    --------- 44 ---------

  • insan Mutlulugunun iki Temel Dman: strap ve Can Sknts

    Auxilium tectis quasi ferre ardentibus instans: Oscitat extemp/o, tetigit quum limina vi/lae; Aut abit in somnum gravis, atque oblivia quaerit: Aut etiam properans urbem pelit atque revisit.

    i l i , 1 0607 .

    Genliklerinde bu tr insanlar lzumsuz bir adale gcne ve yaamsal enerjiye sahip olmu olmallar. Ruhun g !erinden farkl olarak bunlar uzun sre dinlik derecesini en st dzeyde tutamazlar; ve hayatlarnn daha sonraki yllarnda zihinsel bakmdan tamamen iktidarszdrlar ya da bu gleri sahneye karacak kullanm alann gelitirmekten mahrumdurlar; dolaysyla sefil ve bedbaht bir durum ierisindedirler. Bununla beraber h

  • Arthur Schopenhauer Okumak, Yazmak ve Yaamak zerine

    hizmet edebilecekleri belirli hedenerin herhangi birinden bagmsz olarak ve nihayet her insann iinden, hangisinde stn ise buna gre kendisine uygun gelenini seecegi mmkn haz kaynagn sunmalar bakmndan snnandra-biliriz.

    Her eyden nce yaamsal enerjinin, yemenin, imenin, hazmetmenin, dinlenmenin ve uyumann zevkleri gelir; ve dnyann yle keleri vardr ki bunlar ayrt edici ve ulusal zevkJerdir denilebilir. Adale gcnn zevkleri ikinci srada yer alr, yrmek, komak, gremek, dans etmek, eskrim yapmak, at binmek ve benzeri atletik ugralar bunlara

    dahildir, ki zaman zaman spor biimine brnrler ve kimi zaman askerlik hayatnn ve gerek savan bir paras olurlar. nc olarak duygu ve duyarlk zevkleri gelir, gzlem. dnme, duygulanma. yahut iir yazma, zihni gelltirme, mzik alma, grenim, okuma, tefekkr. keif, felsefe yapma ve benzeri bunlara dahildir. Bu zevk trlerinin her birinin degerine gre, izafi kymet ve mrne gelince bu konuda bir hayli ey sylenebilir ki ben bunu okura b-rakyorum.

    Fakat herkes bilir ki sahneye karlan ve zevkimizin koulu durumunda olan g ne kadar soylu ise onun vereceg zevk de o kadar byk olacaktr; nk zevk nihayetinde her zaman bir kimsenin kendi glerinin kullanmn gerekli klar ve mutluluk bir zevkin sk sk tekrarlanmasna dayanr. Bu bakmdan duygu ve duyarlk zevklerinin diger her iki temel zevk trnden daha yksek bir yer igal ettigini hi kimse inkar edemez: ki bu sonuncular hayvanlarda eit, hatta daha yksek derecede mevcuttur: insan diger hayvanlardan ayran da duyarlgn bu agr basan miktardr.

    imdi bilisel glerimiz duyarllkla i l intilidir, ve dolaysyla dnsel haz denilen bilgiye-bilmeye bag olan bu zevk trne bizi muktedir klan bunlarn agr basan mikta-

    --------- 46 ---------

  • insan Mutuug,unun lki Temel Dman : strap ve Can Sknts

    rdr; ve duyarlk ne kadar basknsa, zevk de o kadar byk olacaktr .

    Normal, sradan insan herhangi bir eye ancak iradesini heyecanlandrdg,, bir baka syleyile kiisel olarak onu ilgilendiren {karna olan) bir mesele oldugu kadaryla canl bir alaka gsterir. Fakat iradenin srekli heyecanl bir durumda olmas, en hafif bir ifadeyle, katksz bir mutluluk degildir; bir baka syleyile bu durum ac ve strab ihtiva eder. Kagt oyunlan, her yerde "gz nndeki insan-

    Tabla! inorganik dnyann mekanik ve kimyasal etklnllginden balayp, kendi kendinin ayrdnda olmayan kr bir yeterlikle bitkiler (nebat) dnyasna, bur.dan akl ve bilincin, i lk bata ziyadesiyle zayr oldugu hayvanlar tlemlne geip, ancak birok ara aamadan sonr. nihai byk geliimine, yle ki akh tabiatn zirve noktas, btn abalannn hederi, btn ameliyelerlnln en kusursuzu ve en meakkatlisi olan insanla ulaar.k srekli bir ilerleme gsterir. Ve hatta insan lhnlnln hudutan ieri sinde bile g:ce arpan pek ok derece yahut seviye farklhklan mevcuttur ve zihnin, daha dogru bir ifadeyle akln en yksek noktasna eritigine nadiren rastlanr; ki kelimenin bu dar ve kesin anlamnda tabiatn en yce rndr, dolaysyla dnyann vi.nebllecegl en nadir ve en degerli eydir. Tabiatn en yce rn bilincin en ak seviyesidir, ki iinde dnya kendisini baka her yerden daha ak ve eksiksiz biimde yanstr. Bu akl fomuyla mcehhez bir insan yeryzndeki en soylu ve en iyi eye maliktir; ve dolaysyla mukayese edildiginde bti.n digerlerinin df!1erslzletigl bir zevk kaynagna sahiptir. O etr.fndakilerden sahip oldugu eyin zgrce tadn kamak iin bo vakitten, deyi yerinde ise elmasn parlatmak lln zamandan baka bir ey talep etmez. Zih ne ait olmayan dlger btn zevkler dk bir snfa aittir; nk bunlann hepsi lr.denin devlnimleridir-neye ynelmi olursa olsun hi nemli degll, arzular, umutlar, korkular ve hrslar: her zaman ac ve strap pahasna ve hrs yahut ihtirasn durumunda oldugu gibi. genellikle az ya da ok vehim veya kuruntu ile tatmin olurlar. Buna karlk zi hlnsel hazlar sz konusu oldugunda hakikat gittike ak ve sarih hale gelir. Zihin dnyasnda acnn gc yoktur. Bilgi her eydir. Aynca zihinsel hazlara btnyle ve ancak zihnin arachgyla ulalabilir ve onun gcyle snrldrlar: tout l'esprit quf est au monde est lnutl/e a ce/u/ qui n'en a polnt [Dnyadaki btn akllar bir araya gelse akldan nasip almam birisi iin hibir kymet ifade etmez]. Yine de bu stnlge haki ki bir mahzur elik eder: nk btiln tabat akhn yahut zihnin geliimiyle birlikte ac duyma kapasitesinin arttgn gsterir; ve ancak en yksek akl seviyes ile strap doruk noktasna eriir.

    --------- 47 ---------

  • Arthur Schopenhauer Okumak. Yazmak ve Yaamak zerine

    ann evrensel m egalesi. bu tr bir heyecan sagamann bir aracdr ve bu da gerek ve kalc olan yerine nemsiz ve geici olan strab hasl edecek kadar kk ilgilerle-karlarla srdrlr. oogrusunu sylemek gerekirse kagt oyu nlar iradenin kk okaylarla tahrikidir.

    Oiger taraftan byk zihinsel glere sahip bir insan eylere iradenin h ibir dahli olmakszn safi bilgi amacyla canl bir alaka gsterebilir; hatta byle bir alaka onun iin bir zorunluluktur. Bu onu strabn bilinmedigi-tannmadg bir alana-tannlann asude bir hayat srdg tanrsal bir dnyaya ykseltir: phusis bebion ou ta chraematatheoi reia xoontes.

    imdi nmzdeki b u iki tabloya bakal m: Bir tarafta tamamen kiisI m utuugun kk nemsiz eylerine, ucuz hesaplanna, btn biimleriyle sefalete adanm aba ve mcadelelerin uzun, skc, ruhsuz kaydn ihtiva eden kitlelerin hayat-bu hedenere ulalr ulalmaz her taraftan can skntsnn taciz edip durdugu {daha dc>grusu tasallu-

    - Bayag/k temelinde iradenin btnyle zihne hkmeUigi bilin tridr. ki bilgl bu durumda iradenin hizmetini grmekten baka bir eye yaramaz. Byle bir hizmet bilgiye gereksinim duymadg. dolaysyla kk veya byk lbilgi iin) hibir saik olmadg zaman. bilgi btnyle ortadan kaybolur ve netice tam bir zihin-kafa botugudur. imdi, aklsz irade, bilmeksizin isteme dnyadaki en bayag ve en sradan eydir ve her mankafanm bamm belasdr. ki heyecanlarnn tatmini srasnda yo:lruldugu hamuru gzler nne serer. Bu yegane faal unsurlann duyu organlar oldugu ve ancak duyularn verilerini kavramak iin gerekli oldugu kadar akim bulundugu bayaglk denen zihin durumudur. Dolaysyla bayag insan her lirl izlenime srekli olarak aktr ve evresinde olup bilen her trl kik nemsiz eyleri anmla alglar: en hafir fslt. en nemsiz bir durum onun dikkatini uyandrmak iin ye terlidir; o t pk bir hayvan gibidir. Byle bir insann zihinsel durumu kendisini ehresinde. genel olarak dardan gbrnunde ele verir; dolaysyla umumiyetle durum bu merkezde otdugu zere eger irade si-bilincindeki yegine etken-alak, bencil ve btnyle kbti. bir ir

  • insan Mutuugunun lk.i Temel Dman: strap ve can Sknts

    tundan kurtulamadQl ve insann yzst brakldg ve ite bu yt'tlen heyecann vahi ateiyle yeniden bir baka hareket biimine uyanlmadka inah olmayacak bir hayat. DiQer tarana dnce bakmndan zengin, hayat ve anlam dolu bir yaam sren, onlara kendisini verecek vakit buldugu her frsatta derhal kymetli ve degerli amalarla megul olan, en soylu hazzn kaynagn kendi iinde tayan, yksek bir zihinsel kudret dzeyine sahip bir insan. Harici drt yahut uyarclardan gereksinim duydugu ey tabiatn eserlerinden ve insanlgn durumunu ve btn aglann ve lkelerin byklerinin arkalarnda braktklarn dnmekten gelir, ki bu szn ettiklerimizi sadece bunlar anlayp, onlarla ayn hissiyat paylaabilecekleri iin, eksiksiz biimde ancak bu tr insanlar tarafndan degerlendirilirler. Ve dolaysyla bu btn aQlarn ve lkelerin bykleri gerekten sadece bunlar iin yaamtr; onlarn hitap ettikleri sadece bunlardr; kalan gerek onlar gerekse onlarn takipilerini ancak yarm yamalak anlayabilen tesadfi dinleyicilerden baka bir ey deQildir.

    Elbette entelektel insann bu karakteristigi onun digerlerinden bir fazla ihtiyaca, okuma, gzlemleme, inceleme, dnme ve uygulama ihtiyacna, szn ksas kimse tarafndan rahatsz edilmeyecegi serbest zaman ihtiyacna sahip oldugun u ima eder. nk Voltaire'in gayet hakl olarak ifade ettigi gibi, il n'est de vrais plaisirs qu'avec de vrais besoins: ve bakalarnn mahrum oldugu zevklerin-tabiatn ve sanatn ve edebiyatn eitli gzellikleri-byle bir insan iin neden mmkn oldugu sorusunun cevab bunlara duyulan ihtiyatr. Bu zevkleri bunlara ihtiya duymayan ve bunlar takdir edemeyecek insanlarn nne ygmak sa ba agarm birisinin odasna krpe odalklar koymak gibi bir eydir.

    Bu bakmdan ayrcalkl olan bir insan, biri ahsi dieri zihinsel, iki hayat srer; ve sonuncusu onun iin zaman ie-- [Gerek ihtiyalar olmadan gerek hazlar olmaz. }

  • Arthur Sclopenlauer Okumak. Yazmak ve Yaamak zerine

    risinde hakiki hayat, dieri ise sadece bir aratan ibaret olan bir ey olarak grlmeye balar. Dier insanlar bu s, bo ve skntl hayat kendisi iin kendisinden tr bir ama haline getirirler. Oysa bu szn ettiimiz insan dier btn uralan karsnda zihnin hayatna ncelik verir: anlay ve bilginin srekli gelimesiyle, bu zihinsel hayat yava yava biimlenen sanat eseri gibi. gittike daha da eksiksiz noksansz hale gelen bir kesafet, bir kalc yo{.unluk, bir birlik, btnlk, kusursuzluk kazanr; ve kiisel rahata erimeye adanm bir hayat. genilemesine genileyebilecek. ama asla derinleemeyecek bir hayat, onun yannda sefl bir gsteriden

    baka bir anlam ifade etmez: ve sylediim gibi yine de insanlar bu baya hayat tarzn bir ama haline getirirler.

    Herhangi bir duygu veya heyecanla renklenmedigi kadanyla gnlk oagan hayat yavan ve usandrcdr: ve e!}er herhangi bir heyecanla hareketlenirse ok abuk ac verici hale gelir. Tabiatn ar bir akl bolluu ile, iradelerinin acil isteklerini yerine getirmek iin gerekli olann tesinde bir ey ile kayrdklar mutludurlar sadece; nk bu onlarn zihinsel bir yaam. ac ve strabn eriemeyeceg,L canl alakalarla dolu bir hayat srebilmelerini saglar. Safi se.rbest zaman , bir baka syleyile. zihnin iradenin hizmetinde megul olmamas, kendi bana yeterli de!).ildir: iradenin hizmetinden azat olmu ve zihnin hizmetine tahsis edilmi gerek bir g fazlal gereklidir; nk Seneca'nn syledigi gibi Notium sine litteris mors est et vivi hominis sepu/turaN---okumakszn geen bo zaman bir tr lm, insann canl canl gmlmesidir (Seneca, Epistulae, 82) . Fazlaln miktanna bag, olarak bu ikinci hayatta, zihnin hayatnda saysz gelimeler olacaktr; bu bceklerin, kularn , madenlerin, sikkelerin toplanmas ve etiketlenmesi de olabilir, iir ve felsefe alannda en yksek muvaffakiyetler de. Zihnin hayat sadece skntya kar bir koruma, bir kalkan degildir; ayn zamanda can skntsnn tehlikeli neticelerini de savuturur; bizi mutulug,unu btnyle d dnyaya

    --------- 50 ---------

  • insan Mutluluunun iki Temel Dman: strap ve Can Sknts

    baglayan insann er ge karlaacag kt dostlardan, birok tehlikelerden, felaketlerden, kayplardan ve savurganl ktan uzak tutar. Benim felsefem szgelimi bana be kuru bile kazandrmamtr, ama beni bir sr kayp ve masraftan alkoymutur.

    Sradan insan hayatnn mutluugunu kendi dmdaki eylere, mala mlke, ana hrete, kadn ve ocuklara, dostlara, cemiyete ve benzerine bagar, dolaysyla bunlar kaybettigi yahut hayal krkl@na ugratc buldugu zaman, mutuugunun temeli ker. Bir baka deyile onun ekim merkezi kendi dndadr; her heves ve arzuya bag olarak bu mtemadiyen yerini degitirir. Eger bayag bir insansa, bir gn bu onun sayfiyedeki evi olacak, bir baka gn yeni satn aldg atlar olacak ya da dostlara ziyafet vennek yahut seyahat etmek olacaktr-szn z lksle, atafatla dolu bir hayat . . . Bunun sebebi zevk.ini kendi dndaki eylerde aryor olmasdr. Kuvveti shhati gitmi birisi gibi kaybettiklerini macunlarla ve ilalarla yeniden ele geirmeye alr, oysa yapmas gerek.en kaybettiklerinin hakiki kaynagn , kendi hayat gcn gelitinnektir.

    Bunun tam zddna gemeden evvel bu yaygn tipi bu ikisi arasnda yer alan insan ile, muhtemelen tam olarak mmtaz zihin gleriyle mcehhez olmamakla birlikte, bir bakma kendisinde oagan akl seviyesinden daha fazlasn barndran insan ile karlatralm. Bu insan sanata sathi bir ilgi duyacak, yahut dikkatini bir bilim dalna-szgelimi bitkibilim, maden bilimi, doabilimi, yahut gk.bilim, tarih ve benzerine hasredecek.tir ve bu tr aratnnalardan bir hayli zevk duyacak ve mutluluQun harici gleri tkendiinde yahut kendisini daha fazla tatmin edemez olduunda bunlarla elenip avunacaktr. Byle bir insan hakknda ekim merkezinin ksmen kendi iinde olduu sylenebilir. Fakat sanala duyulan sathi bir alaka, yaratc etkinlikten ok farkl bir eydir; ve amatr bir bilim ugra yzeysellemeye yatkndr, fenomenlerin birbirleriyle ilikisinden teye geip meselenin

  • Arthur Schopenhauer Okumak, Yazmak ve Yaamak zerine

    can damarna nfuz edemez. Sradan bir insan iinde kaybolacak kadar kendisini bu tr uralarla zdeletiremez, yahut bunlar onun btn doasn batan baa kaplayamaz ve dolaysyla hayat, baka her eye olan btn ilgisini kaybedecek kadar, bunlarla mahrem bir birliktelik oluturamaz.

    Btn zamann ve hayatn konusuna adayarak ve ister hayat iirin ister felsefenin konusu olarak tefekkr etsin, onun kendine zg dnya tasavvurunu dile getirmeye alarak bu younluk derecesine ulaan sadece bizim deha dedi,imiz en yksek zihinsel gtr; sadece o eylerin zn ve varoluunu btnyle ve mutlak biimde konu edinir kendi-

    . sine. Dolaysyla kendisiyle, kendi dnceleri ve eserleriyle faslasz inktasz meguliyet byle bir insan iin acil bir zorunluluk konusudur; yalnzlk ho, serbest zaman en yksek iyi ve sair her ey lzumsuz, hayr hatta bir yktr onun iin. ekim merkezinin tamamen kendisinde oldu,unu syleyebileceimiz tek insan tipi budur; ki-pek nadir rastlansalar da-bu tr insanlarn, kiilikleri ne kadar kusursuz olursa olsun hi nemli deil, dostlarna, ailelerine ve genel olarak topluma scak ve snrsz ilgi gstennemelerinin nedenini izah eder, oysa ki ou kez bakalar bunu kendilerine gsterir; nk sair her eyi kaybetseler de sadece kendilerine malik olsalar bununla teselli olabilirler. Bu onlarn kiiliklerine, baka insanlar kendilerini hibir zaman tamamen tatmin etmedikleri iin ok daha etkili olan bir tecrit edilmilik durumu verir-nk umumiyetle farkl bir mizaca sahiptirler: hatta daha da fazlas, zira bu farkllk srekli olarak onlann nazan dikkatine o ekilde arpar, onlar yle bir noktaya dogru zorlar ki, insanlarn arasnda yabanc varlklar gibi dolatklar ve genel olarak insanl dnrken biz yerine on/ar dedikleri en n srada deerlendirilir. Ahlaki erdemlerimiz esas itibariyle bakalarnn yarannadr; ama dnsel erdemlerimizden ncelikle biz kendimiz yararlanrz. Bu yzden ncelikler bizi her yerde tannan birisi yapar, ama sonuncusu nedeniyle kimsenin varlmzdan haberi olmaz .

    --------- 52 ---------

  • insan Mutuugunun iki Temel Dman: strap ve can Sknts

    Dolaysyla ulatmz sonu, en mutlu insan, tabiatn Z hinsel zenginlikle donatt insandr; ve znel olann bizi nes ne! olandan daha fazla ilgilendirdii drudur; nk ikinci si her ne olursa olsun ancak dolayl olarak, ikinci srada ve ancak birincisinin araclyla messir olabilir-Lukianos'un gayet veciz bir ekilde dile getirdii bir hakikattir bu:

    nAoutoo n 'lfOXTIE 7tAouto vo fotiv aAr0i T' :lla b EX,El :trv 7tliova twv Ktt6.vwv.

    Lukianos, Epigrammata, 1 2.

    i zenginlig:e sahip insan dandan kendi zihinsel mele kelerin i gelitirip olgunlatrmak, yani servetinin tadn karmak iin menfi bir bag: tasasz kaygsz bo zaman dnda hibir ey istemez; hlasa o her gn ve her saat btn hayat boyunca kendisi olmak iin izin ister.

    Zihninin ayrt edici zellii ile btn bir insan soyunu etkilemesi lbtn bir insan soyuna damgasn vurmas) eQ,er kaderi olsa tek bir mutluluk yahut mutsuzluk lt olurdu onun-;kabiliyetlerini mkemmelletirmede ve eserini tamamlamada baanh olmak ya da bunu gerekletirmekten alkonulmak. Geri kalan her ey gzard edilebilir. Bu yzden btn aQ,lann en byk kafalan en byk kymeti (rahatsz edilmeyecekleri, her trl tasadan kaygdan uzak) serbest zamana vermilerdir. nk her insann serbest zaman tam olarak onun kendisi kadar kymetlidir. Arlstoteles .6.oKEi & Eaovm Ev 't'l'J crxoAr Eivm ( videtur beatitudo in otio e.sse sita) der {Nikomakhos'a Etik, x. 7 ) * * ve Diogenes Laertius Sokrates'in I:roKp('t'T) tTtrvt axoAErv ro KWJ..crtrov KLe:6.'t'ClV (Socrates otium ut possesionum omnium pulcherrimam laudabat) * ' dediQ,ini

    (Ruh zenglnligl yegtne hakiki zenginliktir, nk diger btn zengin ilkler beraberinde kendile1nden daha bUk dert ve bela getirirler.I

    Mutluluk serbest zamana dayanr grnmektedir.! [Sokrates serbest aman sahip olunan btn her eyin en kymetlisi

    olarak verdi.)

    --------- 5:3 ---------

  • Arthur Schopenhauer Okumak, Yazmak ve Yaamak zerine

    bildirir. Dolaysyla Nik.omakhos'a EtiKte (x. 7, 8, 9) AristoteJes felsefeye adanm bir hayatn en mutlu hayat olduu sonucuna vanr; hatta Politika'da (v. 11) syledii de bununla ilgilidir: -r6v w&iova j3iov tivm wv Ka-r ' apc'tnv avenofcr-rov' ki yukandaki cmleleri tam olarak karlar: tabiat her ne olursa olsun, ne km herhangi bir gcn (kuvvenin) serbeste (bir engelle karlamakszn) kullanm mutluluktur. Bu da yine Goethe'nin Wilhelm Meistetde syledii ile tam olarak uyuur: Gelitirip kullanmas kendisinden beklenen bir yetenekle domu insan en byk mutluluunu bunu kullanmada bulur.

    Fakat serbest zamana sahip olmak yle zannedildiQi gibi herkesin payna d en bir ey deQildir; hatta insan doQasna yabanc bir eydir, nk sradan insann kaderi kendisi ve ailesinin geimi iin gerekli olanlarn peinde mr tketmektir; o zgr bir zihnin deQi l , yoksunluk ve yoksulluun ocug,udur. Dolaysyla insanlar kural olarak bo zamandan ok abuk yorgun derler ve onu dolduracak hayali yahut zoraki he.dener, her trden oyun , eg,lence ve hobi yok ise bo zaman ok gemeden bir yk, hatta neticede byk bir bela haline gelir. Bu sebepten tr serbest zaman gereklemesi m uhtemel tehlikelerle doludur ve dog,ru bir szd r: difflcilis in otlo quies-eg,er yapacak bir eyiniz yoksa, skuneti muhafaza etmek zordur.

    DiQer taraftan ortalama insanda bulunann tesindeki akl da oag,and olduu kadar gayr tabiidir. Fakat eQer varsa ve ona sahip olan insan mutlu olacaksa, bakalannn meakkatli ya da tehlikeli bulduu serbest zaman kesinlikle isteyecektir; nk serbest zaman olmadan o koan bir Pegasus'dur ve dolaysyla mutsuzdur. Eer bu iki olaanst art, harici ve deruni serbest zaman ve byk kafa, her naslsa ayn insanda birlemise, bu byk bir talih

  • insan Mutuug,unun iki Temel Dman : strap ve Can Sknts

    eseridir; ve eger talih bu kadar inayetkar ise bir insan da ha yksek hayat, insan strabnn birbirine zt iki kaynan dan, ac ve can skntsndan, hayat iin ac verici mcadeleden ve serbest zamana (ki kendi bana zgr hayattr) katlanma noktasndaki yetersizlikten korunmu bir hayat srebilir. Bir insan bu iki beladan (strap ve can skntsndan) ancak onlan karlkl olarak etkisizletirmek, birini digeriy\e saf d etmek suretiyle kanabilir.

    Fakat bu grn tersine sylenecek bir ey vardr. Byk zihinsel yetenekler ayrt edici zell igi bakmndan (sinir sisteminin yapsndan kaynaklanan belirgin biimde kaygl ve heyecanl bir etkinl ik ve dolaysyla her trden acya kar yksek bir d uyarl k seviyesi anlamna gelir. Ayrca bu tr yetenekler keskin ve gergin bir mizac, daha geni ve daha canl tasavvurlar gerekli klar, ki byk zihinsel gcn ayrlmaz bir paras olacak bunlar sahibine d uygu ve heyecanlar bakmndan karlk gelen keskinl ik ve yogunluk ykler ve bunlar sradan insann kurban olduk !arndan kyas kabul etmez derecede iddetli hale getirirler. mdi d nyada hazza gre ac ve strap reten daha fazla ey vardr. Keza byk zihinsel yetenekler, sahibini baka insanlara ve onlarn yaptklarna yabanclatrma egi l imi ierisindedir; nk bir insan ne kadar kendisine ve kendisinde olana sahipse bakalarnda o kadar az ey bulabilecektir; ve onlarn haz duyduklar yzlerce ey ona yavan ve yzeysel gelecektir. u halde belki de kendisini her yerde hissettiren telafi yasasnn bir baka vehesi burada da h kmn yrtr. Kim bilir ne kadar ok udar ka fal insan aslnda en mutlu insandr, her ne kadar talihinde gpta edilebilecek hibir ey yoksa da" denildig,ine ve belli bir hakllk payyla deni ldigine tank olunmutur. Bu konuda okurun yarg hakkna tecavze yeltenecek dei !im; birbirine taban tabana zt iki gr seslendirmi olan Sophok.les gibi:-

    --------- 55 ---------

  • Arthur Schopenhauer Okumak, Yazmak ve Yaamak zerine

    noUw T6 q>pOVElV EUcnovia Ttp

  • insan Mutlulugunun iki Temel Dman: strap ve Can Sknts

    Bu konuda daha yksek bak asn benimsemeyi ve philister tabirini her zaman ciddi biimde gerek olmayan gerekliklerle megul olanlar iin kullanmay tercih ederim; fakat bunun gibi bir tarif akn bir tarif olacag ve dolaysyla genellikle anlalabilir olmayacag iin. daha ok insana ulamay ve okunmay amalayan bir risalede ken dislne pek yer bulamaz. Diger tarif phi/isteri ayrt eden b tun bu niteliklerin temel esasna yeteri kadar tatmin edici biimde iaret ettigi iin daha kolay aklanabilir: Buna gre philister zihinsel ihtiya/an olmayan bir adam diye tarif edilir.

    Buradan ncelikle onun kendisi sz konusu oldugu kadaryla zihinsel zevklerden yoksun kaldg anlalr. nk daha nce iaret edlldigl zere il n 'est de vrais plaisirs qu'avec de vrais besoins, yani gerek ihtiyalar olmakszn gerek zevklerden sz edilemez. Philisterin hayatn canlandran ey kendi iin kendisinden tr bilgi ve anlay edinme, yahut onlara bylesine yakn akraba olan gerek estetik hazz tecrbe etme arzusu degildir. Eger bu trden hazlar revata olsa ve philister bunlara dikkat atfetmeye kendisini zorunlu hissetse. yaplmas zorunlu bir i gibi kendisini bunu yapmaya zorlayacak, fakat byle bir iten ne kadar zevk alyorsa bunlardan da ancak o kadar zevk duyacaktr.

    Onun