38
Fırat Üniversitesi Harput Uygulama ve Araştırma Merkezi Geçmişten Geleceğe Harput Sempozyumu, Elazığ 23-25 Mayıs 2013 413 ARTUKLU’DAN CUMHURİYET’E MA’MÛRETÜ’L-AZİZ’DE BİR SEYYİD ŞEYH AİLESİ: PİR HASAN ZERRAKİ AİLESİ Prof. Dr. Hasan YÜKSEL İslâm’dan önce Doğu ve Orta Doğu toplumlarında, toplumsal vicdan- larda kirliliğe bulaşmamış, gerektiğinde kendisine başvurulabilecek ve diğer bireylere davranışlarıyla nümûne olarak gösterilebilecek insanlara saygı gösterilmiş ve toplumlar bu tip insanları daima aralarında görmek istemiştir. Buna misal olarak İslâm’dan önce Mekke toplumundaki Hanifler ve Sasanilerdeki mûbedler, Hindistan’daki Budist ve Zerdüşt dervişler gösterilebilir. İslam toplumunda ise soyları Hz. Peygamber’e dayanan ve genelde sâdât-ı kirâm veya seyyid, şerif, evlâd-ı resûl ve benzeri terimlerle nitelenen kişiler bu konumdadır. Bu insanlara İslâm toplumunun seçkin ve imtiyazlı asilzadeleri denilebilir 1 ; ancak bunların asilzadelikleri servete, tekebbüre, tefehhura, bencillik ve ceberrutluğa değil; zühde, tevazua, erdeme, iffete, hakkaniyete ve doğruluğa dayanıyordu veya en azından onlardan beklenen tutum ve tavır buydu. Diğer bir ifadeyle, onlardan İslâm ahlâk kitaplarında ideal insan olarak tanımlanan ve topluma benimsetilmeye çalışılan “insan-ı kâmil” modelindeki gibi davranmaları veya öyle olmaları beklenirdi. 17 Mart 632 (18 Zilhicce 10) tarihinde Veda Haccı’ndan dönen Hz. Peygamber’in (as.), “Size paha biçilmez iki şey bırakıyorum: Allah’ın kitabını ve ehl-i beytimi... Benden sonra bunlara sarılsanız asla sapıklığa düşmezsiniz”, hadisi bu beklentiyi pekiştiren kaynaktır 2 . Bu inanç ve itikat ile, seyyid ve şeriflerin Müslüman Türk devletlerinde ve toplumunda daha ilk devirlerden itibaren büyük bir kabul gördükleri ve büyük bir himayeye mazhar oldukları bilinmektedir. Mesela, XI. yüzyılın ikinci yarısında Yusuf Has Hacib’in kaleme aldığı Kutadgu Bilig’in bir bölümü Hz. Peygamberin soyundan gelen bu seyyid ve şeriflere ihtimam ve imtiyaz gösterilmesine ayrılmıştır 3 . Nizamülmülk’ün de Siyasetnâmesinde seyyid ve şeriflere saygı gösterilmesini ve hatta elçilerin bunlar arasından Cumhuriyet Üniversitesi Edebiyat Fakültesi Tarih Bölümü 58140 Sivas. 1 Bu konunun daha detaylı bir tanım ve tartışması için bkz. Rüya Kılıç, Osmanlı’da Seyyidler ve Şerifler, Kitapyayınevi, İstanbul, 2005. 2 Ethem Ruhi FIĞLALI, "Gadîr-i Hum", TDVİA., C.13, s.279-280. 3 Reşid Rahmeti Arat, Kutadgu Bilig, I, Metin, TDK.., Ankara, 1979, s. 436.

ARTUKLU’DAN CUMHURİYET’E MA’MÛRETÜ’L-AZİZ’DE BİR …web.firat.edu.tr/harput/sempozyum/1/39. Hasan Yüksel.pdf · 414 Hasan YÜKSEL, Artuklu’dan Cumhuriyet’e Ma’mûretü’l-Aziz’de

  • Upload
    others

  • View
    5

  • Download
    0

Embed Size (px)

Citation preview

Page 1: ARTUKLU’DAN CUMHURİYET’E MA’MÛRETÜ’L-AZİZ’DE BİR …web.firat.edu.tr/harput/sempozyum/1/39. Hasan Yüksel.pdf · 414 Hasan YÜKSEL, Artuklu’dan Cumhuriyet’e Ma’mûretü’l-Aziz’de

Fırat Üniversitesi Harput Uygulama ve Araştırma MerkeziGeçmişten Geleceğe Harput Sempozyumu, Elazığ 23-25 Mayıs 2013 413

ARTUKLU’DAN CUMHURİYET’E MA’MÛRETÜ’L-AZİZ’DEBİR SEYYİD ŞEYH AİLESİ: PİR HASAN ZERRAKİ AİLESİ

Prof. Dr. Hasan YÜKSEL

İslâm’dan önce Doğu ve Orta Doğu toplumlarında, toplumsal vicdan-larda kirliliğe bulaşmamış, gerektiğinde kendisine başvurulabilecek ve diğerbireylere davranışlarıyla nümûne olarak gösterilebilecek insanlara saygıgösterilmiş ve toplumlar bu tip insanları daima aralarında görmekistemiştir. Buna misal olarak İslâm’dan önce Mekke toplumundaki Haniflerve Sasanilerdeki mûbedler, Hindistan’daki Budist ve Zerdüşt dervişlergösterilebilir.

İslam toplumunda ise soyları Hz. Peygamber’e dayanan ve geneldesâdât-ı kirâm veya seyyid, şerif, evlâd-ı resûl ve benzeri terimlerle nitelenenkişiler bu konumdadır. Bu insanlara İslâm toplumunun seçkin ve imtiyazlıasilzadeleri denilebilir1; ancak bunların asilzadelikleri servete, tekebbüre,tefehhura, bencillik ve ceberrutluğa değil; zühde, tevazua, erdeme, iffete,hakkaniyete ve doğruluğa dayanıyordu veya en azından onlardan beklenentutum ve tavır buydu. Diğer bir ifadeyle, onlardan İslâm ahlâk kitaplarındaideal insan olarak tanımlanan ve topluma benimsetilmeye çalışılan “insan-ıkâmil” modelindeki gibi davranmaları veya öyle olmaları beklenirdi. 17Mart 632 (18 Zilhicce 10) tarihinde Veda Haccı’ndan dönen Hz.Peygamber’in (as.), “Size paha biçilmez iki şey bırakıyorum: Allah’ınkitabını ve ehl-i beytimi... Benden sonra bunlara sarılsanız asla sapıklığadüşmezsiniz”, hadisi bu beklentiyi pekiştiren kaynaktır2.

Bu inanç ve itikat ile, seyyid ve şeriflerin Müslüman Türk devletlerindeve toplumunda daha ilk devirlerden itibaren büyük bir kabul gördükleri vebüyük bir himayeye mazhar oldukları bilinmektedir. Mesela, XI. yüzyılınikinci yarısında Yusuf Has Hacib’in kaleme aldığı Kutadgu Bilig’in birbölümü Hz. Peygamberin soyundan gelen bu seyyid ve şeriflere ihtimam veimtiyaz gösterilmesine ayrılmıştır3. Nizamülmülk’ün de Siyasetnâmesindeseyyid ve şeriflere saygı gösterilmesini ve hatta elçilerin bunlar arasından

Cumhuriyet Üniversitesi Edebiyat Fakültesi Tarih Bölümü 58140 Sivas.1 Bu konunun daha detaylı bir tanım ve tartışması için bkz. Rüya Kılıç, Osmanlı’da

Seyyidler ve Şerifler, Kitapyayınevi, İstanbul, 2005.2 Ethem Ruhi FIĞLALI, "Gadîr-i Hum", TDVİA., C.13, s.279-280.3 Reşid Rahmeti Arat, Kutadgu Bilig, I, Metin, TDK.., Ankara, 1979, s. 436.

Page 2: ARTUKLU’DAN CUMHURİYET’E MA’MÛRETÜ’L-AZİZ’DE BİR …web.firat.edu.tr/harput/sempozyum/1/39. Hasan Yüksel.pdf · 414 Hasan YÜKSEL, Artuklu’dan Cumhuriyet’e Ma’mûretü’l-Aziz’de

414 Hasan YÜKSEL, Artuklu’dan Cumhuriyet’e Ma’mûretü’l-Aziz’de Bir Seyyid ŞeyhAilesi:Pir Hasan Zerraki Ailesi

seçilmesini tavsiye ettiği görülmektedir4. Osmanlı devri nasihatnâmelerindede benzer ifadeler yer alır5 .

Bununla beraber İslâm inanç ve ahlâk kurallarına riayet etmeyenlerinehl-i beytten de olsalar kefereden bir farkları olmayacağını, Âl-i Resûl’ünİslâm’ın ahkamına riayet edenler olduğunu ve buna örnek olmak üzere Hz.Nuh ile oğlu Ken’an’ın hikâyesini ünlü Osmanlı şeyhülislâmı EbussuudEfendi bir fetvasında zikretmiştir6. Bir diğer fetvasında ise, “Sâdâttan ba'zı,‘bize hukûk-ı ibâd zarar eylemez, biz âhirette hukûk-i ibâddan mes’ulolmazız, alâ külli hâl biz cennete dâhil oluruz’ deseler, mezburlara ne lazımolur?” sorusuna, İslâm'ın getirmiş olduğu ibadetleri yapmaktan kaçınanböylesi evlâd-ı resûl için verdiği cevapta “Eğer bunlar bu iddiaları üzerindeısrar ederlerse zındık olurlar ve katilleri vacip olur” demektedir7.

İşte burada, İslam toplumunda bu denli önemsenen böylesi bir seyyidailesi üzerinde durulacaktır.

Aile ŞeceresiAile şeceresinden söz etmeden önce, belirtilmesi gereken ilk husus, bu

ailenin ilk siması olan Seyyid Hasan Zerraki veya Ezraki adının yanlışokumalara konu olmasıdır. Bu yanlış okumalar Osmanlı dönemindebaşlamış ve günümüzde yapılan bazı amatör ve akademik araştırmalarda daaynı hata sürüp gitmiştir.

4 Nizamülmülk, Siyasetnâme, (Haz. Mehmet Altay Köymen), Ankara, 1982,s. 125.5Yaşar Yücel, Osmanlı Devlet Teşkilatına Dair Kaynaklar: Kitab-ı Müstetab,

Kitab-ı Mesalihi'l- Müslimin ve Menafii'l-Mü'minin, Hızru'l-Mülûk, TDK., Ankara,1988, s. 6-7.

6 "480-Mesele..... Farazâ sıhhat-i nesebi mukarrer olsa dahi, bî-din olicak, sair keferedenfarkı olmaz. Hazreti Resûlallah'ın (asv) âlî, şe'âir-i şer'-i mübhini riâyet ve ahkâm-i metînihimâyet edenlerdir. Hazreti Nuh'un (as), Ken'an sulbi oğlu iken dini üzerine olmadığı için"ehlimdendir" deyü, necâti için Rabb-i izzete du'a ettikte "innehü leyse min ehlike deyübuyurulup, sâir kefere ile bile ta'zîb ve iğrâk buyurulmuştur. ...", Ertuğrul Düzdağ,Şeyhülislâm Ebussuud Efendi Fetvaları Işığında 16. Asır Türk Hayatı, EnderunKitapevi, İstanbul, 1983, s.109-110. Selçuklu dönemi tarihçilerinden Aksaraylı KerimüddinMahmud, Müsameretü'l-Ahyar adlı eserinde, Seyyid Hamza adındaki birisininzulümkârlığını anlatırken soyunun kendisine bir fayda vermeyeceğini, "bize zulüm edenlerbizden değildir" diye Hz. Peygamber'e atfen bir hadis ve Hz. Nuh ile oğlunun hikayesinizikretmektedir. Bkz. Selçukî Devletleri Tarihi, Çev. M. Nuri GENÇOSMAN, Ankara, 1943,s.318-320.

7Şeyhülislâm Ebussuud Efendi Fetvaları..., s.83

Page 3: ARTUKLU’DAN CUMHURİYET’E MA’MÛRETÜ’L-AZİZ’DE BİR …web.firat.edu.tr/harput/sempozyum/1/39. Hasan Yüksel.pdf · 414 Hasan YÜKSEL, Artuklu’dan Cumhuriyet’e Ma’mûretü’l-Aziz’de

Fırat Üniversitesi Harput Uygulama ve Araştırma MerkeziGeçmişten Geleceğe Harput Sempozyumu, Elazığ 23-25 Mayıs 2013 415

Bu yanlış okumalardan birincisi, Zerraki kelimesinin Nakibü’l-eşrafdefterinde8 ve bazı Ma’mûretü’l-aziz Sâlnâmeleri’nde Rezzaki olarakyazılmış olmasıdır9. Daha doğrusu Zerraki kelimesi, Anadolu’da meşhur birüzüm çeşidinin adı olan Rezzakî sözcüğünün hafızalarda bıraktığı lezzetinkurbanı olmuştur. Harput çevresindeki yatır ve türbeleri konu alan biryayında ise aynı kelime Zerrafi şeklinde okunmuş10 ve bu yanlıştan “ŞeyhHasan Rezzaki” adında yeni bir evliya keşfedilmiş gibi bir düşünceuyandırılmıştır. Bu yanlış sadece Zerraki nisbesi ile sınırlı değildir.

İkincisi, Evkâf-ı Hümâyûn Nazâreti’nin 1327 (miladi 1909/10) senesineait matbu bütçe mazbatasında11 “Hasan Zerraki” ismi “Seyyid HüseyinRezzaki” şekline dönüşmüştür. Belgelerde şeyh ve seyyid olarak geçenHasan Zerraki veya Ezraki adı yörede Pir Hasan Zerraki olarak söylenir.Sivas’ta Ahmet Turan adının Ahmed Duran adındaki bir yatırdan; Mardin veDiyarbakır taraflarındaki Şehmus adının da o yöredeki Şeyh Musa Sultanziyâretinden kaynaklandığı gibi Keban, Baskil ve Malatya çevresinde PirHasan isminin yaygın kullanımı da bu isme dayanır.

Yanlış bir değerlendirme de, Zırkı Yöresi ve Seyyid Hasan ZerrakiZiyâreti isimli kitapta karşımıza çıkar. Bu kitapta Pir Hasan Zerraki'nindoğum ve ölüm tarihi olarak verilen Hicri 881-1001 (Miladi 1476-1593)tarihleri bu ailenin şecerelerinin üzerindeki istinsah tarihleridir; SeyyidHasan Zerraki’nin doğum ve ölüm tarihleriyle alakası yoktur. Seyyid HasanZerraki Artuklular devrinde, daha doğrusu XI. yüzyılın ikinci yarısı ile XII.yüzyılın birinci yarısında yaşamış bir şeyhtir. Bizans ve Moğollarla savaştığıda doğru değildir12.

Seyyid Hasan Zerraki ailesine dair bilgi edinilen aile şecereleri veŞerefnâme, tahrir defterleri, vakfiyeler, sâlnâmeler, menkıbeler ve

8 İstanbul Müftülüğü Arşivi, Muhterem Efendi Defteri, No: 2, s. 11 ve 16.9 Sâlnâme Tarih-i Hicreti Nebeviye 1301, Tarih-i Rumî 1300, Def’a-i ûlâ, Ma’mûretü’l-

aziz Matbaası’nda tab olunmuşdur., s. 110; Sâlnâme-i Ma’mûretü’l-aziz Def’a: 2 1302Sene-i Hicriyyesine Mahsusdur. Vilayet Matbaasında Tab’ Olunmuşdur., s.110; Sâlnâme-iMa’mûretü’l-aziz Def’a: 4 1305 Sene-i Hicriyyesine Mahsusdur. Vilayet Matbaasında Tab’Olunmuşdur, s. 77; Sâlnâme-i Ma’mûretü’l-aziz Def’a:7 1307 Sene-i Hicriyyesine Mahsus-dur. Vilayet Matbaasında Tab’ Olunmuşdur., s. 81 Sâlnâme-i Ma’mûretü’l-aziz Def’a:71310 Sene-i Hicriyyesine Mahsusdur. Vilayet Matbaasında Tab’ Olunmuşdur., s. 67 .

10 Günerkan Aydoğmuş, Harput Kültüründe Din Alimleri, Elazığ 1998, s. 90-93.11 Evkaf-ı Hümayun Nezaretinin 1327 Senesi Bütçesi Mazbatası, İstanbul, Matbaa-i

Amire, 1327, s. 445.12 Ramazan Demir, Zırkı Yöresi ve Seyyid Hasan Zerraki Ziyâreti, Palme Yayıncılık,

Ankara, 2007, s. 20 ve 178. Bundan böyle Zırkı Yöresi ve….

Page 4: ARTUKLU’DAN CUMHURİYET’E MA’MÛRETÜ’L-AZİZ’DE BİR …web.firat.edu.tr/harput/sempozyum/1/39. Hasan Yüksel.pdf · 414 Hasan YÜKSEL, Artuklu’dan Cumhuriyet’e Ma’mûretü’l-Aziz’de

416 Hasan YÜKSEL, Artuklu’dan Cumhuriyet’e Ma’mûretü’l-Aziz’de Bir Seyyid ŞeyhAilesi:Pir Hasan Zerraki Ailesi

nakibüleşraf defterleri gibi kaynaklara bakıldığında bu ailenin Mardin,Diyarbakır, Malatya, Elazığ ve daha başka yerlerde de bir çok kolu olduğuanlaşılmaktadır. Mesela Ebü’l-ula Mardin, sosyolog Şerif Mardin, müzisyenArif Mardin ve halkla ilişkiler uzmanı Betül Mardin bu Azraki ailesimensubudurlar. Betül Mardin kendisiyle yapılan mülakatlarda mükerreren,“Biz Ezraki’yiz, aslımız Şam’dan gelmiş, nesebimiz Hz. Hüseyin’e varır”13

demişlerdir. 9 Temmuz 2006’da Hürriyet Gazetesinde Müzisyen ArifMardin ile alakalı bir yazı kaleme alan Murat Bardakçı da aynı hususu dilegetirmiştir14.

Ayrıca bir çok Anadolu evliyası gibi Şeyh Hasan Zerraki’nin deKeban’ın Zırkıbaz (Gökbelen) köyü dışında Diyarbakır’ın Hazro ilçesininMirani (Ülgen) köyünde bir türbesi veya makamı olduğu bilinmektedir15.

Bu yazıda, sözü edilen tarihsel kaynaklar ışığında ailenin sadeceMa’mûretü’l-aziz’deki kolu üzerinde durulacaktır.

Bütün seyyid ailelerinde olduğu gibi Pir Hasan Zerraki Ailesi hakkındabilgi edinilen kaynakların başında aile üyelerinin elinde bulunan şecerelergelmektedir. Bu araştırmada da aile üyelerinin elindeki şecerelerden, farklıtarihlerde istinsah edilen dört nüshaya ulaşılmıştır.

1-BOA Nüshası: Bu şecere 5 Ramazan 317 (7 Ocak 1900) ve 25 kanun-ı evvel 315 (6 Ocak 1900) tarihinde “İşbu silsilenâme aslına mutabıktır”ibaresiyle Keban Madeni naibince tasdik edilerek İstanbul’a gönderilmiş vebu tarihten on sene sonra, 12 Recep 328 (20 Temmuz 1910) tarihindeüzerindeki mühürde görüldüğü üzere, Fetva eminliğinde “İşbu mühürmutabıktır” ifadesiyle mühür tatbiki yapılarak aslına uygun olduğuonaylanmıştır.

“Silsilenâme sureti” başlığı ardından “Allahu veliyyü’t-tevfik ve bi-yedihi ezmetü’t-tahkik ve bihi nesta’în” ibaresi sülüs bir hat ile büyükçeyazılmıştır. “Besmele” ile başlayan ve “Hamdele” ile devam eden

13 http://www.aksiyon.com.tr/aksiyon/haber-4796-37-calismasaydim-dilenciydim.html(10.03 2013). Ayrıca Ömer Fevzi Mardin hakkında yazılan bir makalede şecerelerinin SeyyidHüseyin (Hasan olacak) el-Ezrâk”a vardığını gösteren silsile için. Bkz.Kamil Büyüker, “İstan-bul’da Mardinli Bir Asker, Mutasavvıf: Ömer Fevzi Mardin(1878-1953)”, Makalelerle Mar-din, IV Önemli Simalar-Dinî Topluluklar, (Haz. İbrahim Özcoşar), İstanbul 2007, s. 77.

14 “Arif Mardin Seyyid idi. Yanı Hz. Peygamber’in soyundan geliyordu. Eski isimleri“Azrakizadeler” olan “Mardinler” sonraki asırlarda Osmanlı aristokrasisinin önde gelen ulemâailelerinden biri olmuş ve aileden çok sayıda ilim adamı yetişmişti.” 9 Temmuz 2006, MuratBardakçı. mbardakç[email protected].

15 http://www.bilinmeyendiyarbekir.com/hazro.html (11. 03. 2013).

Page 5: ARTUKLU’DAN CUMHURİYET’E MA’MÛRETÜ’L-AZİZ’DE BİR …web.firat.edu.tr/harput/sempozyum/1/39. Hasan Yüksel.pdf · 414 Hasan YÜKSEL, Artuklu’dan Cumhuriyet’e Ma’mûretü’l-Aziz’de

Fırat Üniversitesi Harput Uygulama ve Araştırma MerkeziGeçmişten Geleceğe Harput Sempozyumu, Elazığ 23-25 Mayıs 2013 417

silsilenâmenin dua, daha doğrusu giriş bölümü “ridvanullahı teâlâ aleyhimecmain et-tayyibin et-tahirin ve sellim teslimân” şeklinde son bulmaktadır.

Sonra “El-menşur: başlığıyla şeceredeki isim sıralaması başlar: SeyyidHamza bin Seyyid Gazi ibn Seyyid Şeyh ibn Seyyid Musa ibn Seyyid Saidibn Seyyid İzzeddin ibn Seyyid Zeyd ibn Seyyid Salih ibn Seyyid Davud ibnSeyyid Gazi ibn Seyyid hasan Zerraki ibn Seyyid Abdurrahman ibn SeyyidŞeyh Ahmed ibn Seyyid Kasım ibn Seyyid Tahir ibn Seyyid Cafer ibnSeyyid Said ibn Seyyid Cafer-i Katil ibn Seyyid İsmail Ekber ibn Seyyidİmam Caferü’s-Sadık ibn İmam Muhammed Bakır ibn İmam Zeynelabidinibn İmam Hüseyin şehid-i Kerbela ibn Aliyyü’l-Murteza (………..) ibn Şitibn Adem” aleyhi’s-selama varır.

Hz. Adem ile hitam bulan bu silsilenâmenin akabinde, Seyyid HasanZerraki neslinin Beytullah’ta mukim olan sâdâtın, ulemânın ve ümerânınekabirince tanındıkları, bilindikleri şeklinde bir ifade yer almaktadır.

Bundan sonra yine “El menşur İbn (doğrusu Bab olacak) Seyyid Ali,lakabuhu Hacı Ali, künyetuhu Ebu Muhammed ümmühü Dünya Hatun…”şeklinde tanıtılan kişilerin lakapları, künyeleri, anneleri ve kaç çocuklarıolduğu, bu çocukların kaçının erkek ve kaçının kız olduğu, erkeklerin vekızların isimleri ve bunlardan ölenlerin ve kalanların, ardından tanıtılankişinin mezarının nerede olduğu belirtilir.

Şahidler kısmında “Şuhide bi-zâlike asahh neseben” Bu nesebin doğruolduğuna şahidlik eden(ler): Abdülfakir Hacı Abdullah ikinci şahid de:Seyyid Mehmed ibn Seyyid Ali ibn Seyyid Mehmed ibn Seyyid Cafer ibnSeyyid Kasım ibn Seyyid Hüseyin. Nevvera Allahu ruhahu.

Tarih. Hurrire min şehr-i Recep sene: 881.

Bu Hasan Zerraki’nin nesebidir.

Ve Müridleri. Bu fasılda Seyyid Hasan Zerraki’nin müridleri, ismen zikredildiklerine göre halifeleri olması gerekir, tek tek sıralanır, bunun ardındanaşiretlerin isimleri yer alır.

Daha sonra “ve ba’dehu” diye başlayan fasılda "Malatya’nın aşağı veyukarı beldeleri (Bilad-ı A’lâ ve Bilâd-ı Sufla) Seyyid Hasan Zerrakivakfıdır", kaydı, arkasından "Harput şehrinde Tertene ve Gedayık veAntayık ve Engürüz köylerinin Seyyid Hasan Zerraki vakfı" kaydı yeralmaktadır. Daha sonra "Hermırak, Kemhik, Kamhık ve Mutmur ve Muşarköylerinden Tabkırar, Engüzek ve Zırkılı karyeleri Seyyid Hasan Zerraki

Page 6: ARTUKLU’DAN CUMHURİYET’E MA’MÛRETÜ’L-AZİZ’DE BİR …web.firat.edu.tr/harput/sempozyum/1/39. Hasan Yüksel.pdf · 414 Hasan YÜKSEL, Artuklu’dan Cumhuriyet’e Ma’mûretü’l-Aziz’de

418 Hasan YÜKSEL, Artuklu’dan Cumhuriyet’e Ma’mûretü’l-Aziz’de Bir Seyyid ŞeyhAilesi:Pir Hasan Zerraki Ailesi

vakfı" olarak gösterilmiştir. Bütün bu kayıtların ardından “ Vallahu a’lemubi’s-savab” denildikten sonra Hicri 881 ve 1001 tarihleri hem yazı hem derakam ile kaydedilmiştir.

Kadının tasdik ve tescil kaydından önce Hz. Peygamber’den iki hadis’eyer verilmiştir. Birincisi, “Kim ki bir alime ikramda bulunursa bana ikramdabulunmuş olur, bana ikramda bulunan Allah’a ikramda bulunmuş olur".

İkinci hadis: Peygamber (as) buyurdu ki, "Bir misafire ikramda bulunanbana ikramda bulunmuş olur, bana ikramda bulunan Allaha ikramdabulunmuş olur, Allah’a ikramda bulunana cennet vardır".

Başbakanlık Osmanlı Arşivinde yer almakta olan bu suretin16 aslı bugünŞefik Yüksel'in elinde bulunmaktadır ve bu şecerenin daha önce RamazanDemir tarafından tıpkıbasımı neşredilmiştir17.

Bu silsilenâmenin sonunda yer alan 20 Recep 881( 8 kasım 1476)kaydından sonra, hicri 1001 (1592/1593) tarihinde yazıldığı belirtilen ikincibir kayıt bulunmaktadır.

2-Bu nüshanın Şefik Yüksel’deki Aslı. 3.23 cm. uzunluğu ve 19 cm.genişliği olup, düzgün bir nesih ile diğerleri gibi Arapça olarak kalemealınmış, ve baş tarafında “tubbika asluhu. Nemekahu’l-fakir ileyhi YusufAgah. El-muvallâ hilâfe bi Medine-i Ma’mûretü’l-aziz. Gufire leh” tasdik vetescil kaydının altında Yusuf Agah Efendi'nin mührü bulunmaktadır. Hz.Adem’den Seyyid Hamza’ya kadar gelen nesep zinciri bu tarihten sonraişlenmemiştir. Silsilenâmenin sonunda Keban Ma’deni kadısı MehmedHalid’in “Sahhat indi bimâ fihi. Nemekahu’l-fakir ileyhi el-muvallâ hilâfe biKaza-i Keban Ma’deni” kaydının altında kadı efendinin mührü yeralmaktadır.

3-Ramazan Demir’in Tıpkıbasımını Neşrettiği Tuğralı Nüsha18:Harekeli bir nesih hat ile özensiz bir şekilde kaleme alınmış olan bunüshanın tıpkıbasımını Ramazan Demir neşretmiş ise de, bu silsilenâmeninaslının kimin uhdesinde olduğunu belirtmemiştir. Bu da yukarıdaki gibiSeyyid Hamza bin Gazi ile hitam bulmaktadır.

16 BOA., Dosya Nu:13, Harfi: Ze Hasan Zerraki Hazretleri 881/1477; 1001/1593 tarihliVakfiye/Silsilenâme sureti. Bkz. Başbakanlık Osmanlı Arşivi Rehberi, Ankara 1992, s.416.

17 Ramazan Demir, Zırkı Yöresi ve…, s. 52, Şekil: 10, şecere sıra no: 318 Ramazan Demir, Zırkı Yöresi ve…, s. 35-39, Şekil: 7(10 sayfa): Seyyid Hasan

Zerraki’nin şeceresi (orijinal şekli)

Page 7: ARTUKLU’DAN CUMHURİYET’E MA’MÛRETÜ’L-AZİZ’DE BİR …web.firat.edu.tr/harput/sempozyum/1/39. Hasan Yüksel.pdf · 414 Hasan YÜKSEL, Artuklu’dan Cumhuriyet’e Ma’mûretü’l-Aziz’de

Fırat Üniversitesi Harput Uygulama ve Araştırma MerkeziGeçmişten Geleceğe Harput Sempozyumu, Elazığ 23-25 Mayıs 2013 419

Besmeleden sonra “Elhamdu lillahi rabbi’l-alemin” şeklinde başlayansilsilenâmenin her üç nüshası, Seyyid Hamza’ya kadar ufak tefek istinsahyanlışları dışında hemen hemen birbiriyle mutabıktır. Üç nüshada da, SeyyidHamza’dan sonraki nesep zinciri eksik bırakılmıştır. Baş tarafı diğernüshalarla aynı olan ve çok özensiz bir şekilde istinsah edilen busilsilenâmenin nesep zinciri diğerleri gibi Hz. Adem’e kadar uzanmaktadır.

Tuğradan sonra çok berbat bir hat ile yazılmış olan tescil ve tasdikibaresinin altında ikisi silik, toplam dört mühür izi göze çarpmaktadır.Silsilenâme metninin bitiminde, sonradan yazıldığı anlaşılan dört farklıibarenin her birinin altında farklı dört dervişin mührü bulunmaktadır.

Ancak bu silsilenâmenin asıl önemi, Seyyid Hasan Zerraki Zaviyesi’ninson postnişini Şeyh Ali Efendi’nin babası Seyyid Mehmed Efendi’ninberhayat olduğuna dair Pir Hasan Zerraki vakfının, Zırkıbazuşağı, Çoluşağı,Şeyhemiruşağı, Tabgüzar ve Engüzek karyelerinin aşar bedelinin dörttebirini aldıkları bu köylerin muhtar ve azalarınca 15 Eylül 311 (27 Eylül1895) tarihinde tasdik edilen mazbatanın bu belgede yer almış olmasıdır.

4- Şefik Yüksel’deki İkinci Nüsha: 5.40 cm. uzunluğunda, 20 cm.genişliğinde ve gayet düzgün bir nesih hat ile istinsah edilen ikincisilsilenâmenin baş tarafında “ İşbu vakıfnâme sureti aslına mutabıktır”ibaresi bulunmakta ve Fi Ramazan-ı şerif 338 (Mayıs 1920) ve fi 25 Mayıssene 336 (25 Mayıs 1920) tarihiyle Keban mahkeme naibince tasdik edildiğiüzerindeki mühürden anlaşılmaktadır. Bu nüshanın diğerlerinden farkı,Zırkıbaz (Gökbelen) köyünün metruk bir mezrası ve bu aileninMa’mûretü’l-aziz’deki kolunun bilinen ilk yerleşim yeri olan Dellüsan’damedfûn Şeyh Hamza’dan itibaren günümüze doğru sıralanan nesep cetveliZırkıbaz köyündeki Pir Hasan Zerraki Zaviyesi'nin 1930’da vefat eden sonpostnişini Şeyh Ali Efendi’yle son bulmasıdır. Bu suret de diğeri gibielyevm Şefik Yüksel’in elinde bulunmaktadır.

Şecerenin baş tarafında irice bir sülüs hat ile “Allahu veliyyü’t-tevfik”ser levhası yer almakta, ardından diğer üç nüsha gibi “Besmele” ve “hamdele” ile başlamaktadır. Bu nüshanın giriş kısmının hitamından sonra,“El-menşur” başlığı altında Şecere Pir Hasan Zerraki Zaviyesi’ninMa’mûretü’l-aziz’deki son postnişini Şeyh “Es-Seyyid Ali (Efendi) binSeyyid Mehmet ibn Seyyid Murtaza ibn Seyyid Mehmed ibn Seyyid Hasanibn Seyyid Hüseyin ibn Seyyid Mehmed ibn Seyyid İsmail ibn (Seyyid)Mehmed ibn Seyyid Hüseyin ibn Seydi Beg bevvab-ı (doğrusu nüvvabı)Kal’a-i Muşar ibn Seyyid Mahmud (tahrir defterinde Mehmed) Beg ibn

Page 8: ARTUKLU’DAN CUMHURİYET’E MA’MÛRETÜ’L-AZİZ’DE BİR …web.firat.edu.tr/harput/sempozyum/1/39. Hasan Yüksel.pdf · 414 Hasan YÜKSEL, Artuklu’dan Cumhuriyet’e Ma’mûretü’l-Aziz’de

420 Hasan YÜKSEL, Artuklu’dan Cumhuriyet’e Ma’mûretü’l-Aziz’de Bir Seyyid ŞeyhAilesi:Pir Hasan Zerraki Ailesi

Seyyid ibn Seyyid Zeyneddin Beg ibn Seyyid Hamza ve Baba-i DellüsevîSeyyid Hamza ibn Seyyid Gazi ibn Seyyid Şeyh ibn Seyyid Musa ibnSeyyid Said ibn Seyyid İzzeddin ibn Seyyid Zeyd ibn Seyyid Salih ibnSeyyid Davud ibn Seyyid Gazi ibn Seyyid Hasan Zerraki ibn SeyyidAbdurrahman (ibn) Seyyid Şeyh Ahmed ibn Seyyid Kasım ibn Seyyid Tahiribn Seyyid Cafer ibn Seyyid Said ibn (Seyyid) Cafer-i Katil ibn Seyyidİsmail Ekber (ibn) İmam Cafer es-Sadık ibn (İmam) Muhammed Bakır ibnİmam Zeynelabidin ibn İmam Hüseyin şehid-i kerbela ibn İmam Aliyyü’l-Murtazâ (………….)” ve buradan Adem aleyhi’s-selama varan malumnesep zinciri devam eder.

Ardından diğer üç nüshada olduğu gibi "El-menşur" başlığından sonraSeyyid Hasan Zerraki neslinin Beytullah’ta ikamet eden ümerâ, ulemâ vesâdâtın ekabirince maruf olduğu belirtilmiştir.

Bunun akabinde “Bab-ı Seyyid Ali”, “Bab-ı Seyyid Hüseyin”, “Bab-ıSeyyid Nasır” başlıkları altında bunların lakabı, künyesi, anne adları, kız veerkek olarak kaç çocuklarının olduğu, mezarlarının nerede bulunduğu,nesillerinin devam edip etmediği ve benzeri detaylı bilgiler verilmektedir.Ancak bu makalede bu bölümdeki bilgiler üzerinde durulmamış; Pir HasanZerraki’den itibaren nesep zincirinde yer alan isimler hakkında başkakaynaklarda bilgi bulunabilinenlere öncelik verilmiştir.

Şahitler ve tarih kısmı ile belgede her ne kadar müritleri olaraknitelenilseler de isimlerine bakılınca halifeleri olması gereken şahıslarsıralanmıştır. Ayrıca “Ve aşiretuhu” başlığı altında yer alan isimler dekendisine bağlı aşiretler olmalıdır.

Diğer nüshalar gibi bu nüshada da, “Ve ba’dehu: Bilad-ı a’lâ ve bilâd-ısüfla vakf-ı Seyyid Hasan Zerraki” ibaresi yer almaktadır. Bir satırlıkboşluktan sonra;

“Malatya sancağında Muşar nahiyesinde vaki Engüzek ve Tabkırar veZırkılı nâm karyeleri evlâdiyyet ve meşrutiyet ve mülkiyyet ve vakfiyyetvechiyle mutasarrıf olan kurâ-yı mezbûrenin tamam maktû’ı olan hududu:Taraf-ı vâhidi çay, taraf-ı sâni Gırgır Taşı, taraf-ı sâlisi Kızıltaş, KörpınarDeresi’nde Sügdin tarik-i âm, Dere-i Seydânın Deresi, taraf-ı râbi’i Fırat. İşbu mezranın hudud-ı erbaasıyla mahdud olan evlâdiyyet ve meşrûtiyyet vemülkiyyet ve vakfiyyet vechiyle bilâ muaccele mutasarrıf olan vakf-ıSeyyid Hasan Zerraki

Ve Tertene ve Gedayik ve Atnayık ve Pağnik-i Engürüz min Medine-iHarput vakf-ı Seyyid Hasan Zerraki

Page 9: ARTUKLU’DAN CUMHURİYET’E MA’MÛRETÜ’L-AZİZ’DE BİR …web.firat.edu.tr/harput/sempozyum/1/39. Hasan Yüksel.pdf · 414 Hasan YÜKSEL, Artuklu’dan Cumhuriyet’e Ma’mûretü’l-Aziz’de

Fırat Üniversitesi Harput Uygulama ve Araştırma MerkeziGeçmişten Geleceğe Harput Sempozyumu, Elazığ 23-25 Mayıs 2013 421

Ve Hermurak ve Kemhık ve Kamhık ve Mutmur min karye-i Muşarvakf-ı Seyyid Hasan Zerraki ve Tabkırar ve Engüzek ve Zırkılı, Ataf,Nebileruşağı.”

Bu vakıf kaydının ardında “Vallahu a’lemu bi’s-savab” cümlesine yerverilmiştir.

Silsilenâmenin sonuna sekiz yüz seksen bir tarihi yazıyla, 1001 tarihi isehem yazıyla hem de rakamla yazılmıştır.

Bu nüshanın en sonunda, diğer nüshalarda da yer alan Hz.Peygamber’den iki hadis bulunmaktadır.

Her üç nüshanın da çok eski bir nüshadan istinsah edildikleri ancak bueski nüsha çok yıprandığından yeni istinsahlar sırasında bir takımözensizliklerin vuku bulduğu bazı kelime eksikliklerinden anlaşılmaktadır.Başbakanlık Osmanlı Arşivi’ndeki nüsha, en özensiz şekilde istinsah edildiğianlaşılan nüshadır.

Şerefnâme. Bu şecerelerin dışında Seyyid Hasan Zerraki ailesihakkında en detaylı bilgiyi, Osmanlı’nın Erzurum eyaletinin Bitlis hakimiŞeref Han’ın 1597’de tamamlayıp, III. Mehmed’e ithaf ettiği Şerefnâmeadındaki Farsça eserinde bulabilmekteyiz.

Doğu ve güneydoğu Anadolu bölgesindeki aşiretlerin kökeni vetarihine dair detaylı bilgiler ihtiva eden bu eserde, Seyyid Hasan Zerraki veailesi hakkında da sağlam ve sarih bilgiler bulunmaktadır. Öyleki, ŞerefHan’ın Şeyh Hasan Zerraki’nin seyyidliğine dair verdiği nesep cetvelibugün aile üyelerinin elinde bulunan şeceredeki sıralamayla birebirörtüşmektedir. Ayrıca şeyhe atfedilen ve Şeref Han tarafından kaydedilenkerametler ve menkıbeler halen bölge efsaneleri arasında söylenegelmektedir.

Bu araştırmada Şerefnâme’nin 1862 St. Petersbourg’da V. VeliaminofZernof tarafından yapılan neşrinden19 ve Mehmed Ali Avni’nin Arapça’yaçevirisinden20 istifade edilmiştir. Diğer kaynaklar yeri geldikçedeğerlendirilecektir.

19 SCEREF-NAMEH OU HISTOIRE DES KOURDES, PAR SCHEREF, PRINCEDE BIDLIS, PUBLIÉE POUR LA PREMIÉRE FOIS, TRADUITE ET ANNOTÉEPAR V. VÉLİAMİNOF-ZERNOF, TOME I-II, ST.- PÉTERSBOURG, 1860-1862.

20 Şerefnâme, (Mütercim: Mehmed Ali Avni), Darü Ahyai’l-Kütübi’l-Arabiyye, I-II,Halep 1962.

Page 10: ARTUKLU’DAN CUMHURİYET’E MA’MÛRETÜ’L-AZİZ’DE BİR …web.firat.edu.tr/harput/sempozyum/1/39. Hasan Yüksel.pdf · 414 Hasan YÜKSEL, Artuklu’dan Cumhuriyet’e Ma’mûretü’l-Aziz’de

422 Hasan YÜKSEL, Artuklu’dan Cumhuriyet’e Ma’mûretü’l-Aziz’de Bir Seyyid ŞeyhAilesi:Pir Hasan Zerraki Ailesi

Ailenin İlk Siması: Şeyh Hasan Zerraki veya Ezraki

Şeyh Hasan Zerraki hakkındaki ilk bilgilerimiz Osmanlı’nın Bitlishakimi Şeref Han’ın, Şerefnâme adındaki eserine dayanır. Şerefnâme’deArtuk Bey (öl. 1090) zamanında Şam’dan Mardin’e göçen Seyyid ŞeyhHasan bin Seyyid Abdurrahman’a ilişkin bilgiler arasında yer alan nesepsilsilesindeki isim sıralaması on dördüncü kuşaktan Hz. Hüseyin’e varır21.Şerefnâme’de verilen bu sıralama aile şeceresindeki isim sıralamasıylabirebir örtüşmektedir.

Burada zühd ve takva ile ibadetini yapmakla meşgul olan Seyyid Hasankısa zamanda bu beldelerin halkının gönlünde yer edinir; Mardin ilerigelenlerinden ve halktan büyük kitleler gelip etrafına toplanıp müridi olurlar.Bir rivayete göre mavi gözlü olduğundan ve diğer bir rivayete göre daimamavi elbiseler giydiğinden Şeyh Hasan Ezraki olarak anılmıştır22.

Zamanın hükümdarı Artuk bin Eksep23 bu durumdan endişe ve korkuyakapılarak Şeyh Hasan Ezraki’yi Mardin kalesine atar24. Kısa bir süredeşeyhin kerametleri ortaya çıkınca Artuk Bey bu defa adeta kendisinden özürdileyerek onu serbest bırakır ve onun müritleri arasına katılır; diğer birrivayete göre kızını şeyhe verdiği söylenir. Bu da halkın anlatılmaz birsadakatle daha fazla şeyhe bağlanmasına vesile olmuştur. Bu rivayetin

21 Şerefnâme, ( Veliaminof Zernof nşr.), I, s. 249-250; (Mehmed Ali Avni tercümesi), I,s. 244.

22 Midyat ve çevresinde varlığını sürdüren Becirmani adındaki seyyid grubunun dabenzer bir hikayeleri bulunmaktadır. Anlatılan menkıbeye göre Seyyid Bilal, Harun Reşitdöneminde, bir diğer rivayete göre Moğol istilası üzerine, Bağdat’ı terk etmek zorunda kalır,gelip Hasankehf’e yerleşir. Bir süre sonra oradan da ayrılır, Becirman köyünün bulunduğuvadiye gelir ve burada inzivaya çekilir.

Hikayenin devamında, Hasankehf emirinin bir gün adamlarıyla ava çıktığı ve birtavşanın peşine düşen av köpeğinin dönmemesi üzerine, köpeğin ardından gittiği, köpeğiniibadet eden bir dervişin yanında beklerken gördüğü anlatılır. Kaçan tavşan ibadet edendervişe sığınmıştır.

Bunun üzerine, Hasan Kehf emiri burayı dervişe bağışlar; böylece nesli oraya yerleşir.Tavşanın sığındığı derviş Seyyid Bilal'dir. Ve onun mezarı bugün bu köyde ziyâretgâhdır.Abdurrahman Adak, Güneydoğu Anadolu Bölgesinde Seyyidler ve Halk üzerindekiEtkileri, Ankara İlahiyat Fakültesi Lisans tezi, Ankara, 1998, s. 13-16.

23 Her ne kadar Şerefnâme’de böyle geçiyor ise de Artuk bin Eksük olması daha doğruve mantıklı gözükmektedir. Bkz. M. Fuad Köprülü, “Artuk Oğlulları”, İA, I, İstanbul 1940, s.617-625.

24 Şerefnâme, ( Veliaminof Zernof nşr.), I, s.239; ( Mehmed Ali Avni tercümesi), I, s.244.

Page 11: ARTUKLU’DAN CUMHURİYET’E MA’MÛRETÜ’L-AZİZ’DE BİR …web.firat.edu.tr/harput/sempozyum/1/39. Hasan Yüksel.pdf · 414 Hasan YÜKSEL, Artuklu’dan Cumhuriyet’e Ma’mûretü’l-Aziz’de

Fırat Üniversitesi Harput Uygulama ve Araştırma MerkeziGeçmişten Geleceğe Harput Sempozyumu, Elazığ 23-25 Mayıs 2013 423

devamında Emir Artuk ölünce onun yerine geçtiği ve oğullarını emir vehakim sıfatıyla ülkenin dört bir yanına idareci olarak yolladığı anlatılır25.

Şeref Han’ın naklettiği ikinci rivayette, Artuk Bey’in delilik derecesindekara sevdaya tutulmuş çok güzel ve zeki bir kızı vardır, devrin hâzıktabipleri bir çare bulamayınca Emir Artuk kızına dua etmesi için şeyhi daveteder, şeyhin dualarıyla kızının şifa bulduğunu gören emir kızını şeyhenikahlamak isterse de şeyh kabul etmez; bunun üzerine kızı şeyhin oğluSeyyid Hasan’a nikahlar. Kızıyla birlikte Tercil nahiyesini de kendisineverdiği söylenir26.

Şerefnâme'de zikredilmeyen fakat bugün halen Diyarbakır taraflarındaanlatılan bir menkıbede ise, zamanın Mardin hükümdarı, şeyhin bunüfuzundan korkup kendisini yakalatmış ve içinden çıkılması imkansız birzindana attırmıştır, ancak zindancı, bir gün şeyhi bahçedeki çeşmede abdestalırken, Mardin hükümdarı da aynı gün kendisini camide namaz kılarkengörmüş, yaklaşıp konuşmak istemiş ancak şeyh ortadan kaybolmuş ve yinezindana dönmüş. Şeyhin zindana sızan güneş ışıklarının huzmesine katılarakgirip çıktığını anlayan hükümdar kendisini bağışlayıp serbest bırakmıştır.Menkıbenin devamında şeyhin oradan ayrıldığı anlatılmaktadır27.

Şarkta şeyh postundan şah tahtına geçmeye kalkışmak çok kadim biranlayıştır. Bunun içindir ki, Emir Artuk’un, Şeyh Hasan Ezraki’yi böylesi birendişeyle Mardin’den Harput’a uğurlamış olması muhtemeldir.

Emir Artuk’un ölümünden sonra Şeyh Hasan Ezraki’nin onun yerinegeçtiği ve oğullarını emir ve hakim sıfatıyla ülkenin dört bir yanına idareciolarak yolladığı rivayetinde gerçeklik payı bulunabilir. Böylesi bir durumdaMuşar nahiyesinin idaresi oğullarının tasarrufuna geçmiş olabilir. Ancak herhalükarda Harput ve çevresinde 1185-1233 arasında hakimiyet kuranArtuklular döneminde Şeyh Hasan Ezraki ailesinin bir kolunun buraya gelipyerleştiği aşağıda serdedilecek belgelere bakıldığında pek uzak bir ihtimaldeğildir.

25 Şerefnâme, ( Veliaminof Zernof nşr.), I, s.239; ( Mehmed Ali Avni tercümesi), I, s.231-232.

26 Şerefnâme, ( Veliaminof Zernof nşr.), I, s.250; ( Mehmed Ali Avni tercümesi), I, s.244-245.

27 Muhsine Helimoğlu Yavuz’un naklettiği bu menkıbede şeyhin gelip Diyarbakır’ınDibek köyüne yerleştiği ve vefat edince buraya gömüldüğü ve bu köyde de bir türbesininbulunduğu anlaşılmaktadır Bkz. Diyarbakır Efsaneleri, Derleme-Araştırma-İnceleme,Duruk Yayınları Ankara 1993, s.70-71.

Page 12: ARTUKLU’DAN CUMHURİYET’E MA’MÛRETÜ’L-AZİZ’DE BİR …web.firat.edu.tr/harput/sempozyum/1/39. Hasan Yüksel.pdf · 414 Hasan YÜKSEL, Artuklu’dan Cumhuriyet’e Ma’mûretü’l-Aziz’de

424 Hasan YÜKSEL, Artuklu’dan Cumhuriyet’e Ma’mûretü’l-Aziz’de Bir Seyyid ŞeyhAilesi:Pir Hasan Zerraki Ailesi

1519 tarihli tahrir defterinde Şeyh Hasan Zerraki neslinden, Muşarkal’ası nâiblerinden Seydi Beg bin Mehmed Beg’in ve Zeyneddin adındakiamcasının Yakup ve Ahmed adındaki oğullarının tasarrufunda Zırkı karyesiile beraber beş köyün malikâne hisselerinden oluşan mülkleri bulunmaktadırve bu mülklerin yıllık 3161 Halebi akçe gelirleri bulunması28 bu ihtimalipekiştirmektedir.

Şeref Han, Zerraki veya bugünkü deyişiyle Zırkı emirlerinin nesebini debu Şeyh Hasan Ezrakiye dayandırır. Ona göre Erzak kelimesinin zamanlaçok kullanımından dolayı başındaki hemze düşmüş ve böylece Zerrakiteleffuzu ortaya çıkmıştır29. Zerraki emirlerini Derzini, Kırdikan, Atak veTercil şeklinde dört gurup halinde sıralayan Şeref Han bu emirlerin soyunuda Şeyh Hasan Ezraki’ye bağlar30 ve Zerraki aşiretinin neşet ettiği ilk yerinTercil ve Atak olduğunu söyler. Zaten yukarıda değinildiği üzere Emir Artukkızını Şeyh Hasan Ezraki’ye nikahlamak istemiş ancak şeyhin kabuletmemesi üzerine kızını, şeyhin oğlu Seyyid Hasan’a nikahlamıştı. EmirArtuk, kızıyla birlikte Tercil nahiyesini Seyyid Hasan’a vermişti. BöyleceTercil ve Atak uzun süre bu beyin ve oğullarından Seyyid Hüseyin oğluAhmed, Kasım oğlu Süleyman ile Yusuf ve Hüseyin’in hükmündeyönetilmişti31.

İlk Devir Aile ÜyeleriAile şeceresinde Seyyid Hasan Ezraki’den itibaren bugüne doğru

süregelen nesep zincirinde yer alan isimlerin çoğu hakkında pek fazla birbilgimiz bulunmamaktadır. Yukarıda değinildiği üzere bu aile hakkında bilgibulabildiğimiz kaynakların başında aile şeceresi dışında, Şerefnâme, tahrirdefterleri, nakibü’l-eşraf defterleri, vakfiyeler ve vakıf defterleri ilesâlnâmeler gelmektedir. Mesela, Şerefnâme’de, bu ailenin ilk dönemsimalarından Şeyh Hasan Zerraki evlâdından Derzini kalesini zabt edenHabil ve onun Kabil adındaki oğlu32; Şah İsmail Safevi’nin muasırı Ahmed

28 BOA. MAD. 3332, s. 12’ nakleden Ersin Gülsoy, Malatya, Divriği ve DarendeSancakları’nın İlk Tahriri (1519), Ankara, 2009, s. 5. Bundan böyle Malatya …. İlkTahrir (1519)

29 Şerefnâme, ( Veliaminof Zernof nşr.), I, s.239; ( Mehmed Ali Avni tercümesi), I, s.231-232.

30 Şerefnâme, ( Veliaminof Zernof nşr.), I, s.238-250; ( Mehmed Ali Avni tercümesi), I,s. 231-244.

31Şerefnâme, ( Veliaminof Zernof nşr.), I, s.250; ( Mehmed Ali Avni tercümesi), I, s.244-245.

32 Şerefnâme, ( Veliaminof Zernof nşr.), I, s.239; ( Mehmed Ali Avni tercümesi), I, s.233.

Page 13: ARTUKLU’DAN CUMHURİYET’E MA’MÛRETÜ’L-AZİZ’DE BİR …web.firat.edu.tr/harput/sempozyum/1/39. Hasan Yüksel.pdf · 414 Hasan YÜKSEL, Artuklu’dan Cumhuriyet’e Ma’mûretü’l-Aziz’de

Fırat Üniversitesi Harput Uygulama ve Araştırma MerkeziGeçmişten Geleceğe Harput Sempozyumu, Elazığ 23-25 Mayıs 2013 425

Bey bin Mir Muhammed Zerraki33, Tercil emiri Seyyid Hasan veoğullarından Seyyid Hüseyin oğlu Ahmed, Kasım oğlu Süleyman ile Yusufve Hüseyin34, hakkında bilgi bulunmaktadır. Kısacası bu ilk devir ailesimaları hakkındaki bilgiler Şerefnâme’ye dayanır.

Ma’mûretü’l-aziz Kolu

Şeyh HamzaPir Hasan Zerraki ailesinin Ma’mûretü’l-aziz’e varan aile üyeleri

arasında tanınan ilk sima, şeceredeki ifadesiyle, Seyyid Şeyh Hamza binSeyyid Gazi diğer adıyla “Baba-i Dellüsevî”dir. Bunun hakkında daha çokşifahi ve menkıbevi bilgilere sahibiz.

XIV. yüzyılda hayatta olduğu anlaşılan Şeyh Hamza’nın mezarı bugünZırkıbaz köyü yakınında Dellüsan denilen mezradadır. Burası, Pir HasanZerraki ailesinin o yöredeki en eski yerleşim yerleridir.

Şeyh Hamza zamanında, aile burada yaşarmış. Yabani geyikler kuşlukvakti daha doğrusu sağım zamanı gelip bunların kapısı önünde dururmuş vebu aile üyeleri de gidip geyikleri sağıyorlarmış. Yalnız, süt sağmaya gideninmutlaka Şeyh Hamza’nın abasını giymesi gerekiyormuş. Günün birindeMuzur (muhtemelen Munzur olacak) aşiretinden getirdikleri bir gelin bukurala uymayıp kendi giysisiyle geyikleri sağmaya gidince geyiklerkaçmışlar ve bir daha gelmemişler.

İkinci rivayete göre, aile, bu dönemde ekinlerini cinlere biçtirirlermiş,gel zaman git zaman cinler bu işten usanmışlar ve demişler ki “Nasıl olsabunlar gene bizi çağıracak en iyisi, ekinleri olgunlaşmadan biçelim kiellerimiz yanmasın!”. Bir sabah kalktıklarında bakmışlar ki henüzolgunlaşmayan ekinleri deste deste tarlalara dizilmiş; bunun üzerine bir dahada cinleri çağırmamışlar. Buna benzer daha başka menkıbeler anlatılagelmektedir; derlenmesi gerekir.

Bugün Dellüsan denilen bu mezranın Harmanlar mevkiinde bunlarınŞeyh Hamza dönemindeki evlerinin harabeleri halen durmakta, ŞeyhHamza’nın Mezarı da bu harabelere yakın yerde bakımsız bir haldebulunmaktadır.

33 Şerefnâme, ( Veliaminof Zernof nşr.), I, s.245; ( Mehmed Ali Avni tercümesi), I, s.240.

34 Şerefnâme, ( Veliaminof Zernof nşr.), I, s.250; ( Mehmed Ali Avni tercümesi), I, s.245.

Page 14: ARTUKLU’DAN CUMHURİYET’E MA’MÛRETÜ’L-AZİZ’DE BİR …web.firat.edu.tr/harput/sempozyum/1/39. Hasan Yüksel.pdf · 414 Hasan YÜKSEL, Artuklu’dan Cumhuriyet’e Ma’mûretü’l-Aziz’de

426 Hasan YÜKSEL, Artuklu’dan Cumhuriyet’e Ma’mûretü’l-Aziz’de Bir Seyyid ŞeyhAilesi:Pir Hasan Zerraki Ailesi

Seyyid Gazi

Şeyh Hamza’nın babasıdır. Yörede daha çok Pir Gazi olarak bilinir. PirHasan Zerraki türbesine beş yüz metre mesafede aynı dağın üzerinde PirGazi’nin mezarı üzerinde türbe olduğunu, Seyyid Hasan Zerraki türbesi vezaviyesinin son post-nişini ve türbedarı Şeyh Ali Efendi’nin 7 Cemaziye’l-ula 1325 (18 haziran 1907) tarihli vakfiyesinden öğrenmekteyiz. Anlaşılanzamanla yıkılmış ve yenilenmemiştir. Mezarı bugün harap ve bakımsızhaldedir.

Muşar Kalesi Naibleri: Zeyneddin Bey, Mahmud Bey ve Seydi Bey.

Pir Hasan Zerraki ailesinin Ma’mûretü’l-aziz’deki koluna aitsilsilenâmede, “Bevvab-ı kal’a-i Muşar” olarak nitelenen “Seydi Beg bin es-Seyyid Mahmud Beg bin es-Seyyid Zeyneddin Beg” adında üç isim gözeçarpar. Bu üç kişiye ilişkin kayıtlara 1519 tarihli Malatya, Divriği veDarende sancaklarının ilk tahririnde rastlanmaktadır35.

“Emlâk-ı Nüvvâb-ı Kal’a-i Muşar.

Muşar Kal’ası nâiblerinden Seydi Beg bin Mehmed Beg’in veZeyneddin nâm ammisinin Yakup ve Ahmed nâm oğulları tasarrufunda olupşuhûd-i udûl ile mülkiyyetin ispat ettikleri karyeler bunlardır ki zikrolunur.

Karye-i Tabgüzar der nâhiye-i Kal’a-i Muşar. Tamam mâlikânesi.

Hâsıl: 816.

Karye-i Perede minhâ. Nısf mâlikânesi. Hâsıl: 521.

Karye-i Engüzek minhâ. Tamam mâlikânesi. Hâsıl:. 456.

Karye-i Zırkı minhâ. Tamam mâlikânesi. Hâsıl: 732

Karye-i Misurni minhâ. Tamam mâlikânesi. Hâsıl: 636.

Yekûn: 3161.

Cem’an an emlâk-i liva-i Malatya: 95981 Tamm.”

Şeceredeki bilgiler 1519’da gerçekleştirilen bu tahrir kayıtları ilekarşılaştırıldığında bu aileden Zeyneddin Bey, Seyyid Mahmud Bey (tahrirdefterinde Mehmed), ve Seydi Bey dahil olmak üzere üç kuşaktan beriMuşar Kalesi naipliğini (şecerede sehven bevvaplığı) yaptıklarıgörülmektedir. Diğer bir deyişle 1519 tahriri gerçekleştiğinde Seydi Bey

35 Ersin Gülsoy, Malatya…. İlk Tahrir (1519) , s. 78.

Page 15: ARTUKLU’DAN CUMHURİYET’E MA’MÛRETÜ’L-AZİZ’DE BİR …web.firat.edu.tr/harput/sempozyum/1/39. Hasan Yüksel.pdf · 414 Hasan YÜKSEL, Artuklu’dan Cumhuriyet’e Ma’mûretü’l-Aziz’de

Fırat Üniversitesi Harput Uygulama ve Araştırma MerkeziGeçmişten Geleceğe Harput Sempozyumu, Elazığ 23-25 Mayıs 2013 427

hayattadır ve Muşar kale naipliğini yapan aile üyelerinin üçüncü kuşağınıtemsil etmektedir.

Selçuklular devrinde önemli bir kale olduğu bilinen ve Malatya’nındoğusundaki Mukaddes Dağı (Eşraf Briha Dağı) Mar Ahron Manastırı’nınaltındaki eski adı Masara olan Muşar kalesi naipliği Osmanlılardaki kaledizdarlığı gibi bir görev olmalıdır. Büyük Selçuklularda kale muhafızlarına“naib-i kal’a” denilirdi. Ancak 1244’ten itibaren Malatya bölgesini elegeçiren İlhanlılardaki eyaletlere “hakim” adı altında tayin edilen valilerinnaipleri bulunurdu. Bu naipler vergi sorunlarının yanı sıra görev yaptıklarıyerin güvenliğinden de sorumluydular36. Bu durumda her iki ihtimal de sözkonusu olabilir.

Şeceredeki nesep cetvelinde Es-Seyyid Zeyneddin Beg, Es-SeyyidMahmud Beg ve bevvab-ı Kal’a-i Muşar olarak nitelenen Seydi Beg dahilher üçünün bey olarak anılmaları dikkat çekicidir. Bu üç kişi dışındaşecerede bey vasfı ile tavsif edilen kimse bulunmamaktadır. Ailenin mal vemülkü bu üç kişi döneminde ortaya çıkmaktadır. Halbuki, bilindiği üzereseyyid aileleri daha çok ilmiye sınıfı ve tarikatlar arasında kendilerine yerbulmuşlardır.

Nakibü’l-eşraf Defterlerinde Rastlanan Ezrakiler

22 Safer 999 (20 Aralık 1590)’da vefat eden Nakibü’l-eşraf TaşkendliMuhterem Efendi’nin defterinde, Pir Hasan Zerraki evlâdından Şeyh HacıCafer b. Şeyh Ramazan’ın sâdât-ı kiramdan olduğuna dair 21 Recep 983 (26Ekim 1575) tarihli bir kayda rastlanmaktadır37.

Nakibü'l-eşraf Muhterem Efendi’nin defterindeki Pir Hasan Zerrakievlâdından, Seyyid Yusuf bin Seyyid Ahmed bin Seyyid Mehmet el-Atafi eznesl-i Hasan Zerraki”ye ait ikinci kayıt ise hayli ilginçtir. Bilindiği üzereAtaf yörede bilinen meşhur Alevi yerleşim merkezlerinden biridir ve SeyyidHasan Zerraki ailesinin Ma’mûretü’l-aziz kolunun bilinen üyelerinin tümüHanefi mezhebine mensup Sünnidirler. Ancak Muhterem Efendi’ninseyyidliğini onayladığı Seyyid Yusuf herhalde ahirete Aleviyyü’l-mezhepolarak göçtü ve geride kalanları da bu mezhebin salikleri olarak hayatlarınıdevam ettiriyorlardır. Nitekim, yörede anlatılan hikayelerden birinde, buaileden birisinin Ataf tarafında imamlık yaparken Fatma adında bir kız

36 Mehmet İpşirli, “ Osmanlılarda Nâib”, DVİA., C. 32 (İstanbul 2006), s.312.37 İstanbul Müftülüğü Arşivi, Muhterem Efendi Defteri, No: 2, s. 16

Page 16: ARTUKLU’DAN CUMHURİYET’E MA’MÛRETÜ’L-AZİZ’DE BİR …web.firat.edu.tr/harput/sempozyum/1/39. Hasan Yüksel.pdf · 414 Hasan YÜKSEL, Artuklu’dan Cumhuriyet’e Ma’mûretü’l-Aziz’de

428 Hasan YÜKSEL, Artuklu’dan Cumhuriyet’e Ma’mûretü’l-Aziz’de Bir Seyyid ŞeyhAilesi:Pir Hasan Zerraki Ailesi

kaçırdığı ve bu kızın doğum sırasında Hakk'ın rahmetine kavuştuğuanlatılmaktadır.

Bu iki isim hakkında şimdilik daha fazla bir bilgimiz bulunmamaktadır.

Mülkleri ve Vakıfları

Başta Başbakanlık Osmanlı Arşivi’ndeki suret olmak üzere aileüyelerinin elindeki şecerelerin sonunda, “Ve ba’dehu bilâd-ı a’lâ ve bilâd-ısüflâ-i Malatya Vakf-ı Seyyid Hasan Zerraki” ibaresinden sonra aileninmülkleri ve vakfı,

“Malatya sancağında Muşar nahiyesinde vâki’ Engüzek ve Tabgüzar veZırkılı nâm karyeleri evlâdiyyet ve meşrûtiyyet ve mülkiyyet ve vakfiyyetvechiyle mutasarrıf olan kurâ-yi mezbûrenin tamam maktû’ı olan hududu:Taraf-ı vâhidi çay, taraf-ı sanî Gırgır Taşı, taraf-ı sâlis Kızıltaş, Körpınarderesinden tarik-i âm, Dere-i Seydânın deresi, taraf-ı râbi’i Fırat. İş bumezranın hudud-i erbaasıyla mahdûd olan evlâdiyyet ve meşrutiyet vemülkiyet ve vakfiyyet vechiyle bilâ muaccele mutasarrıf olan vakf-ı SeyyidHasan Zerraki.

Ve Tertene ve Gedayik ve Atnayık ve Pağnik-i Engürüz min Medine-iHarput vakf-ı Seyyid Hasan Zerraki.

Ve Hermurak ve Kemhik ve Kamhik ve Mutmur min karye-i Muşarvakf-ı Seyyid Hasan Zerraki.

Ve Tabgüzar ve Engüzek ve Zırkılı (ve) Ataf (ve) Nebileruşağı.Vallahu a’lemu bi’s-savâb.

Fi ihda ve semânin ve semâne mie. Tarih: İhda ve elf.”38 kaydı ilebelirtilir.

Bu kaydın dışında, şeceredeki isim silsilesinde "Muşar kalesi bevvabı"olarak nitelenen Seydi Bey’in adı da bizi tahrir defterlerineyönlendirmektedir. Tahrir defterlerine bakıldığında bütün bu kayıtlarınbirbirini tamamlar nitelikte oldukları görülmektedir.

Malatya’nın Osmanlı topraklarına katılmasından sonra 1519’da yapılanilk tahrirde, “Emlak-ı Nüvvab-ı Kal’a-i Muşar” (şecerenâmede nüvvab

38Ramazan Demir, Zırkı Yöresi ve…, s. 51, Şekil: 9 Şecere sıra no: 2 (devamı). PerüzeYüksel’in nakl ettiği şifahi bir rivayete göre, bütün Muşar nahiyesi Pir Hasan Zerraki ailesineaitttir. Fakat bu topraklar için çok savaşmışlar, bütün aile üyeleri ölmüş, geride hamile birkadın kalmış; bütün bu dehşete rağmen kadın, yine de aile mülklerine ait beratı saklamış veçocuğu dünyaya gelinceye kadar kimseye vermiştir.

Page 17: ARTUKLU’DAN CUMHURİYET’E MA’MÛRETÜ’L-AZİZ’DE BİR …web.firat.edu.tr/harput/sempozyum/1/39. Hasan Yüksel.pdf · 414 Hasan YÜKSEL, Artuklu’dan Cumhuriyet’e Ma’mûretü’l-Aziz’de

Fırat Üniversitesi Harput Uygulama ve Araştırma MerkeziGeçmişten Geleceğe Harput Sempozyumu, Elazığ 23-25 Mayıs 2013 429

kelimesi bevvap olarak kaydedilmiş) başlığı altında yer alan şu kayıt PirHasan Zerraki ailesinin Ma’mûretü’l-aziz kolunun üç siması ve bunlarınmülkleri hakkında önemli bilgi vermektedir.

“Muşar Kal’ası nâiblerinden Seydi Beg bin Mehmed Beg’in veZeyneddin nâm ammsinin Yakup ve Ahmed nâm oğulları tasarrufunda olupşuhûd-i udûl ile mülkiyetin ispat itdikleri karyeler bunlardır ki zikrolunur.

Karye-i Tabgüzar der nâhiye-i Kal’a-i Muşar. Tamam mâlikânesi.

Hâsıl: 816.

Karye-i Perede minhâ. Nısf mâlikânesi. Hâsıl: 521.

Karye-i Engüzek minhâ. Tamam mâlikânesi. Hâsıl: 456.

Karye-i Zırkı minhâ. Tamam mâlikânesi. Hâsıl: 732.

Karye-i Misurni minhâ. Tamam mâlikânesi. Hâsıl: 636.

Yekûn: 3161.

Cem’an an emlâk-i liva-i Malatya: 95981 Tamm.”

Bu kayda göre, Muşar kalesi naipliğinde bulunmuş olan Seydi Bey veZeyneddin Bey adındaki amcasının çocuklarından Yakup ve Ahmet tahrirsırasında hayattadırlar ve gösterdikleri adil şahitlerle tasarrufları altındakimülklerinin mülkiyetini ispat ettikleri anlaşılmaktadır.

Bu kayıtta ayrıca ailenin, Muşar nahiyesi köylerinden Tabgüzar,Engüzek, Zırkı ve Misurni karyelerinin tamamına ve Perede karyesinin nısıfmalikane hisselerine sahip oldukları ve bu köylerin malikane hisselerininyıllık gelirlerinin toplamının 3161 Halebi akçe olduğu görülmektedir39.

1519 tarihli bu tahrire göre Muşar nahiyesinde bu ailenin dışında mülksahibi olan diğer bir aile daha vardır ve her iki aile de kale naibliğiyapmışlardır40. Gerçi Malatya’da evlatlık vakıf kurucularının, Osmanlı’danönce o civarındaki devlet görevlileri, hatunlar, fakih ve şeyhler veya Muşarnahiyesi kale naibi Zeyneddin Bey gibi Memluklu, Zulkadirlü döneminde ve

39 BOA., Maliyeden Müdevver Defter Serisi( MAD): 3332’den nakleden, Ersin Gülsoy,Malatya…. İlk Tahrir (1519) , s. 78.

40 Ersin Gülsoy, Malatya…. İlk Tahrir (1519) , s. 5.

Page 18: ARTUKLU’DAN CUMHURİYET’E MA’MÛRETÜ’L-AZİZ’DE BİR …web.firat.edu.tr/harput/sempozyum/1/39. Hasan Yüksel.pdf · 414 Hasan YÜKSEL, Artuklu’dan Cumhuriyet’e Ma’mûretü’l-Aziz’de

430 Hasan YÜKSEL, Artuklu’dan Cumhuriyet’e Ma’mûretü’l-Aziz’de Bir Seyyid ŞeyhAilesi:Pir Hasan Zerraki Ailesi

sonrasında güç ve mevki sahibi kişiler oldukları başka bir araştırmada da dilegetirilmiştir41.

1530 tahririnde “Mezra-i Mısurni tabi’-i nahiye-i Muşar. Tamammâlikâne. Hasıl 378” kaydında Misurni karyesi mezra olarak gözükmektedirve malikane hasılatı 378 akçe olarak kaydedilmiştir. Bu kaydın devamında,“Mezra-i mezkurenin tamam malikanesi Seydi Beğ’ün kadimi mülkü olupsonra mezkur Mehmed Beğ şira-i şer’i ile satun alup vakfeyledüğüne haylimüselmanlar şehadet eyledükleri ecilden ber karar-ı sabık defter-i cedidevakf-ı mukarrer kayd olundu.” denilmektedir; kısacası, Seydi Bey’in bumalikane hissesini Mehmet Bey adındaki birine sattığı ve onun da alıpvakfettiği görülmektedir42.

Bu defterde ikinci olarak aileye ait şöyle bir kayıt yer almaktadır:

“ Vakf-ı evlâd-ı Zeyneddin Beg. An karye-i Tabgüzar tabi’-i Muşar.Tamam malikane. Hasıl: 643

Mezra-i Arız hâliya Arkıt dirler tabi’-i Kiçik Hacilü Tamam malikane.Hasıl: 214

An mezra-i İncecük tabi’-i Kederbeyt sümün malikane Hasıl. 142

Yekûn: 999

Zikr olan (evkâfın) vakfiyeti teftiş olundukda ibtida-i fetihte ketb olunandefter-i padişahide ve sonraki defterde vakfiyyeti şer’le sabit olup mukayyedbulunup hâliya dahı Kadı Abdullah bin İsmail ünvanı ile muanven altmış beşyıl tarihiyle müverrah vakıfnâme-i şer’iyyesi olup ve bu üzere kudemâ-ivilâyetin ehl-i vukûfundan haylı müselmanlar şehâdet etdükleri ecildenkemâkân defter-i cedîde vakf-ı mukarrer kayd olundu.”43.

Bu kayıttan Muşar’a tabi olan Tabgüzar karyesi, Arkit mezrasınınmalikane hisselerinin tamamının ve Kederbeyt’e tabi olan İncecükmezrasının malikane hissesinin sekizde birinin Zeyneddin Beg’in evlatlıkvakfı olduğu anlaşılmaktadır.

41 Göknur Göğebakan, “XVI. Yüz Yılda Malatya Kazasında Vakıflar ve VakıfGörevlileri”, OTAM, Sayı: 10, Ankara, 1999, s. 75.

42 Ersin Gülsoy-Mehmet Taşdemir, 1530 Tarihli Malatya, Behinsi, Gerger, Kahta,Hısn-Mansur, Divriği ve Darende kazaları Vakıf ve Mülk Defteri, Ankara, 2007, s. 52.Bundan böyle 1530 tarihli Malatya …Vakıf Mülk Defteri

43Ersin Gülsoy-Mehmet Taşdemir, 1530 tarihli Malatya Vakıf Mülk Defteri, s. 63-64.

Page 19: ARTUKLU’DAN CUMHURİYET’E MA’MÛRETÜ’L-AZİZ’DE BİR …web.firat.edu.tr/harput/sempozyum/1/39. Hasan Yüksel.pdf · 414 Hasan YÜKSEL, Artuklu’dan Cumhuriyet’e Ma’mûretü’l-Aziz’de

Fırat Üniversitesi Harput Uygulama ve Araştırma MerkeziGeçmişten Geleceğe Harput Sempozyumu, Elazığ 23-25 Mayıs 2013 431

Bu evkafın vakfiyeti durumuna ilişkin vuku bulan bir teftişte, fetihsırasında yapılan yazımda ve sonraki defterde vakıf olduğu hukuki olaraksabit olduğu ve hatta Kadı Abdullah bin İsmail tarafından 65 yılında, budefteri yayınlayanların hesaplamalarına göre Hicri 872 (miladi: 1467-1468)tarihinde44, tasdik edilmiş bir vakfiyesi dahi bulunduğu; ayrıca vilayetinyaşlılarından ehl-i vukuf epey Müslüman’ın da bu durumu tasdik etmeleriüzerine eskiden olduğu gibi yeni deftere vakıf olarak kaydedildiği,belirtilmektedir.

Yine şeceredeki nesep zincirine göre Zeyneddin Bey’in oğlu SeydiMahmud Bey’in oğlu Ahmed Bey’in de her hafta bir hatim okunması içinKiçik Hacılu nahiyesine tabi bulunun ve yıllık 300 akçe geliri olan Kuyucakmezrasının malikane hissesinin tamamını vakfettiği görülmektedir. Teftişetabi tutulan bu vakfın sabıkan Malatya kadısı olan Mevlana Abdurrahmanbin Kasım’dan 36 yıl tarihiyle (yazarların tespitlerine hicri 901/miladi: 1495-1496)45 alınan şer’i bir hücceti olduğuna ve daha önce emin-i vilayet olanHama kadısının bu hususu şahitlerden dinlediğine dair de bir belgesibulunduğu, ayrıca vilayetin ileri gelenlerinden bir hayli Müslüman’ınifadesiyle bu mezranın “kadimü’l-eyyamdan” Ahmet Bey’in mülkü olduğusonradan haftada bir hatim okutulması şartıyla vakfedildiğini bildirmeleriüzerine defter-i cedide vakıf olarak kaydedildiği ifade edilmiştir46.

1530 tahririnde, “Emlâk-ı evlâd-ı Yusuf Beg ve Seydi Beg ve AhmedBeg ve Şeyhi Beg” başlığı altında yer alan, dört şahıstan ikisinin yani SeydiBeg ve Ahmed Beg’in, Pir Hasan Zerraki sülalesine mensup oldukları sarihise de diğer iki isim için kesin bir şey söylemek mümkün değildir; aynıdurum bu isimler adına kaydedilen mülkler için de varittir47.

Sadece “Karye-i Engüzek tabi’-i Muşar. Tamam Malikane. Hasıl 206

Karye-i Zırkı tabi’-i nahiye-i m(mezbure). Tamam malikane. Hasıl 366”köylerinin malikane hisselerinin kendilerine ait olduğu bilinmektedir48

44 Yazarların bu hesaplamaları için bkz. Ersin Gülsoy-Mehmet Taşdemir, 1530 tarihliMalatya Vakıf Mülk Defteri,, s. XXVII.

45 Ersin Gülsoy-Mehmet Taşdemir, 1530 tarihli Malatya Vakıf Mülk Defteri, s.XXVII.

46 Ersin Gülsoy-Mehmet Taşdemir, 1530 tarihli Malatya Vakıf Mülk Defteri, s. 64-65.

47 Ersin Gülsoy-Mehmet Taşdemir, 1530 tarihli Malatya Vakıf Mülk Defteri,. 134-135.

48 Ersin Gülsoy-Mehmet Taşdemir, 1530 tarihli Malatya Vakıf Mülk Defteri, s. 134-135.

Page 20: ARTUKLU’DAN CUMHURİYET’E MA’MÛRETÜ’L-AZİZ’DE BİR …web.firat.edu.tr/harput/sempozyum/1/39. Hasan Yüksel.pdf · 414 Hasan YÜKSEL, Artuklu’dan Cumhuriyet’e Ma’mûretü’l-Aziz’de

432 Hasan YÜKSEL, Artuklu’dan Cumhuriyet’e Ma’mûretü’l-Aziz’de Bir Seyyid ŞeyhAilesi:Pir Hasan Zerraki Ailesi

Yine Şah Mavrat binti Yusuf Beğ adındaki bir hatunun mülklerinindefter-i köhnede Ahmed Bey ve Seydi Bey evlâdı üzerine kaydolunduğuortaya çıkınca daha sonra 1530 tahririnde bu yanlışlığın düzeltildiğigörülmektedir49.

Malatya yöresinin 1560 tarihli tahririnde ise, aile şeceresindeki nesepzincirinde ismi geçen Zeyneddin Bey ve Seydi Bey evlâdları adına kayıtlısadece üç köyün malikane ve vakıf hisselerinin devam ettiği görülmektedir.

1- “Nahiye-i Muşar Der Liva-i Malatya

… an gurre-i Zilkade sene 967(20 Temmuz 1560).

Karye-i Engüzek, tabi’-i Muşar

Neferan:11

Hane: 8

Çift: 2

Bennak: 4

Mücerred: 3

Hasıl-ı kısm mine’l-hums:… 520

Hınta keyl: .....80-400

Şaîr keyl: ….40-120

Hisse-i mülk-i evlâd-ı Seydi Beg ve Zeyneddin Beg, bevvâb-ı (doğrusu:nüvvâb-ı) Kal’a-i Muşar. Mâlikâne tamamen:……..260.

Hisse-i hass-ı şahi, divani tamamen 260.

Resm-i çift…...100.

Resm-i bennâk …24.

Resm-i mücerred ….18.

Adet-i ağnâm …..100.

Resm-i tapu ve deştbani …20.

Bad-i heva maa resm-i arûsâne ….55.

49 Ersin Gülsoy-Mehmet Taşdemir, 1530 tarihli Malatya Vakıf Mülk Defteri, s. 117-118.

Page 21: ARTUKLU’DAN CUMHURİYET’E MA’MÛRETÜ’L-AZİZ’DE BİR …web.firat.edu.tr/harput/sempozyum/1/39. Hasan Yüksel.pdf · 414 Hasan YÜKSEL, Artuklu’dan Cumhuriyet’e Ma’mûretü’l-Aziz’de

Fırat Üniversitesi Harput Uygulama ve Araştırma MerkeziGeçmişten Geleceğe Harput Sempozyumu, Elazığ 23-25 Mayıs 2013 433

Yekûn, divani maa rusûm…577”50

2- “Karye-i Tabgüzar, tabi’-i m.

Neferan:27

Hane: 20

Çift: 5

Ekinlü: 3

Bennak: 7

Mücerred: 7

Hasıl-ı kısm mine’l-hums:.. 950

Hınta keyl: ………….......100-500

Şaîr keyl: ……………….150-450

Hisse-i vakf-ı evlâd-ı Zeyneddin. Mâlikâne tamamen:….475.

Hisse-i hass-ı şahi, divani tamamen……..475.

Resm-i çift……………………………....250.

Resm-i Ekinlü…………………….………54.

Resm-i bennâk …………………………...84.

Resm-i mücerred ………………………..42.

Adet-i ağnâm …………………………..200.

Resm-i tapu ve deştbani ……………..…..30.

Bad-i heva maa resm-i arusane …….…..135.

Yekûn, divani maa rusûm ve gayrihi…1270”51

3-“ Karye-i Zerni (doğrusu Zırkı), tabi’-i Muşar

Neferân:45

Hane: 21

50 Refet Yinanç-Mesut Elibüyük, Kanuni Devri Malatya Tahrir Defteri (1560), GaziÜniversitesi Yayını, Ankara, 1983, s.100. Bundan böyle Malatya Tahrir Defteri (1560)

51 Refet Yinanç-Mesut Elibüyük, Malatya Tahrir Defteri (1560), s.102.

Page 22: ARTUKLU’DAN CUMHURİYET’E MA’MÛRETÜ’L-AZİZ’DE BİR …web.firat.edu.tr/harput/sempozyum/1/39. Hasan Yüksel.pdf · 414 Hasan YÜKSEL, Artuklu’dan Cumhuriyet’e Ma’mûretü’l-Aziz’de

434 Hasan YÜKSEL, Artuklu’dan Cumhuriyet’e Ma’mûretü’l-Aziz’de Bir Seyyid ŞeyhAilesi:Pir Hasan Zerraki Ailesi

Çift: 4

Ekinlü: 1

Bennâk: 13

Mücerred: 24

Hasıl-ı kısm mine’l-hums:.. 1950

Hınta keyl: .300-1500

Şaîr keyl: 150-450

Hisse-i mülk-i evlâd-ı Seydi Beg ve Zeyneddin Beg, nüvvab-ı Kal’a-iMuşar. Mâlikâne tamamen:.975.

Hisse-i Zeamet-i bi-nâm Mirza divani tamamen…975.

Resm-i çift…200.

Resm-i Ekinlü…18.

Resm-i bennâk 156.

Adet-i ağnâm …1300.

Resm-i tapu ve deştbani 30.

Resm-i mücerred …144.

Resm-i arûs…...60.

Bad-i heva…..112

Yekûn, divani maa rusûm ve gayrihi..2995”52

1560 tarihli tahrir defterindeki bu kayıtlara göre Pir Hasan Zerrakievlâdlarından Zeyneddin Bey ile Seydi Bey'in evlâdları elinde vakıf vemâlikâne hissesi olarak bu üç köydeki hisselerinin kaldığı görülmektedir.

1560 tahririnden sonra, 15 Eylül 311 (27 Eylül 1895) tarihine kadar buailenin vakıf ve mülküne dair elimizde şimdilik herhangi bir kayıtbulunmamaktadır. Ancak, bu aileden Seyyid Muhammed Efendi’nin 15Eylül 311 (27 Eylül 1895) tarihinde hayatta olduğunu ispat etmek ve “….Keban Madeni’ne tâbi’ Muşar nâhiyesinde Zırkıbazuşağı’nda medfûnSeyyid Hasan Zerraki hazretlerinin vakfının evlâdiyyet ve meşrûtiyyetcihetinden bâ berat-ı âlî mutasarrıf olduğu Zırkıbazuşağı, Çuluşağu ve

52 Refet Yinanç-Mesut Elibüyük, Malatya Tahrir Defteri (1560), s.107.

Page 23: ARTUKLU’DAN CUMHURİYET’E MA’MÛRETÜ’L-AZİZ’DE BİR …web.firat.edu.tr/harput/sempozyum/1/39. Hasan Yüksel.pdf · 414 Hasan YÜKSEL, Artuklu’dan Cumhuriyet’e Ma’mûretü’l-Aziz’de

Fırat Üniversitesi Harput Uygulama ve Araştırma MerkeziGeçmişten Geleceğe Harput Sempozyumu, Elazığ 23-25 Mayıs 2013 435

Şeyhemiruşağı ve Tabgüzar ve Engüzek karyelerinin” 1311(miladi 1895)senesine ait öşür bedelinden dörtte bir alacak hakkını tahsil edebilmesi içindüzenlenen ve vilayete sunulmak üzere bu köylerin muhtar ve imamlarıncatasdik edilen mazbatadan, ailenin o yıllardaki mülkleri ve vakıfları hakkındabilgi edinebiliyoruz53.

Bu tarihten sonra Evkâf-ı Hümâyûn tarafından neşredilen 1327 (Miladi1909-1910) senesine ait bütçe mazbatasında Seyyid Hasan Zerraki'ye(yanlışlıkla Hüseyin Razzaki) ait iki vakıf kaydı bulunmaktadır. Bu kayıtlaragöre her bir vakıftan sülüsân bedeli olarak 863 kuruş 14 para alacaklarıolduğu görülmektedir54.

Seyyid Hüseyin (doğrusu Hasan Zerraki) vakfının, türbesinin vezaviyedârının son postnişini Şeyh Ali Efendi'nin de maaş aldığınısöylüyorlardı.

Türbesi

Keban’ın Zırkıbaz (Gökbelen) köyünün üst tarafında bulunan ziyâretdağının üzerindeki düzlüğün Karakaya Baraj Gölü’ne bakan cephesinde yeralan türbe 1966’da yenilenmiş55 ve daha sonra yapıla gelen ilavelerlebugünkü şeklini almıştır. Elazığ valiliği tarafından neşredilen HarputKültüründe Din Alimleri isimli eserde yer alan, “1966 yılında inşaedilmiştir” ifadesi doğru değildir.

Hicri 1301, 1302, 1305 ve 1307 Tarihli Ma’mûretü’l-aziz VilâyetSâlnâmeleri’nde, Keban Madeni’ne ilişkin bölümde, “Kaza-ı mezkûre onsaat mesafesi bulunan Kal’a karyesinde medfûn olan Abdulvahab Gazi ileyine kasabaya beş altı saat mesafesi olan Şeyh Hasan Rezzaki (Zerraki)hazeratı azîm Ziyâretgâhdır”56 ifadesiyle tanımlanır.

1310 Sene-i Hicriyyesine Mahsûs Vilâyet-i Ma’mûretü’l-aziz’de ise,“Kaza-i mezkur merkezine on saat mesafede vaki Kal’a karyesinde

53Ramazan Demir, Zırkı Yöresi ve…, s. 39, Şekil: 7.54 Evkafın 1327 Senesi Bütçesi Merbut Esbab-ı Mucibe Mazbatasıdır., İstanbul

Matbaa-i Amire, 1327, s. 444-445.55 Günerkan Aydoğmuş, Harput Kültüründe Din Alimleri, Elazığ 1998, s. 91.56 Sâlnâme Tarih-i Hicreti Nebeviye 1301, Tarih-i Rumî 1300, Def’a-i ûlâ,

Ma’muretü’l-aziz Matbaasında Tab Olunmuşdur., s. 110; Sâlnâme-i Ma’mûretü’l-azizDef’a: 2 1302 Sene-i Hicriyyesine Mahsusdur. Vilayet Matbaasında Tab’ Olunmuşdur.,s.110; Sâlnâme-i Ma’mûretü’l-aziz Def’a: 4 1305 Sene-i Hicriyyesine mahsusdur. VilayetMatbaasında Tab’ Olunmuşdur., s. 77; Sâlnâme-i Ma’mûretü’l-aziz Def’a:7 1307 Sene-iHicriyyesine mahsusdur. Vilayet Matbaasında Tab’ Olunmuşdur., s. 81.

Page 24: ARTUKLU’DAN CUMHURİYET’E MA’MÛRETÜ’L-AZİZ’DE BİR …web.firat.edu.tr/harput/sempozyum/1/39. Hasan Yüksel.pdf · 414 Hasan YÜKSEL, Artuklu’dan Cumhuriyet’e Ma’mûretü’l-Aziz’de

436 Hasan YÜKSEL, Artuklu’dan Cumhuriyet’e Ma’mûretü’l-Aziz’de Bir Seyyid ŞeyhAilesi:Pir Hasan Zerraki Ailesi

Abdülvahab Gazi ve yine Maden’e beş altı saat mesafede Şeyh HasanRezzaki (Zerraki) hazeratının merkad-ı muhteremeleri mevcuddur.Ziyâretiyle istifâze edülür”57 şeklinde kayıt düşülmüştür. Başka bir deyişle,1883 ile 1893 arasında beş defa basılan Elazığ Sâlnâmeleri’nde herdefasında Şeyh Hasan Zerraki’nın türbesinin, merkadının ulu bir ziyâretolduğu belirtilmiştir.

Pir Hasan Zerraki türbesine beş yüz metre mesafede aynı dağın üzerindebu sülaleden gelen Şeyh Hamza’nın babası Pir Gazi’nin mezarı üzerinde detürbe olduğunu, Seyyid Hasan Zerraki türbesi ve zaviyesinin son post-nişinive türbedarı Şeyh Ali Efendi’nin 7 Cemaziye’l-ula 1325 (18 haziran 1907)tarihli vakfiyesinden öğrenmekteyiz. Anlaşılan zamanla yıkılmış veyenilenmemiştir.

Bir çok Anadolu evliyasında söz konusu olduğu gibi Şeyh HasanEzraki veya Zerraki’nin buradaki türbesinden başka Diyarbakır’ın Hazroİlçesinin Mirani (Ülgen) köyünde de bir türbesi olduğu; genellikle akıl veruh hastaları ile çocuğu olmayanlar yahut olduğu halde yaşamayankadınlarca ziyâret edildiği58 son dönemdeki kitle iletişim ve yayınlararacılığıyla ortaya çıkmıştır. Bu daha önce bilinen bir husus değildi.

Zaviyesi

1894/95 (Hicri 1312) tarihli Ma’mûretü’l-aziz Sâlnâmesi’nde Elazığ’ınkaza, kasaba, nahiye ve köylerinde bulunan tekke ve zaviyeler ile bunlarıniçinde ikamet edenlerin sayısı ve bağlı bulunduğu tarikatları tafsilatıylabelirten listeler yer almaktadır. Bu listede Keban Madeni’nde ikitekke/zaviye kayıtlıdır. Biri “Keban kasabasının Kallar Mahallesi’ndekiKadiriye Tekyesi”59, diğeri de “Zırkıbazuşağı karyesinde Şeyh HasanZerraki Zaviyesi”dir. Her ikisinin de “Kadiri” tarikatı tekke ve zaviyesioldukları yazılmaktadır60. Şeyh Ali Efendi’nin evinin haremlik kısmı

57 (Def’a: 7, Vilâyet Matbaasında Tab’ Olunmuşdur., s. 67.58 Şevket Beysanoğlu, “ Diyarbekir ve çevresi halk Hekimliğinde Yatırlar”, Türk

Folkloru Araştırmaları, 1981/2, Ankara 1982, s. 7-12.59 Bu dergahın 1911’de henüz 25 yaşında iken vefat eden postnişini Şeyh Halid’in

mezarı Keban Sağlık ocağı bitişiğindeki mezarlıkta bulunmaktadır. Çok otantik bir mezarıvardı, ahlak yoksulları defineci hırsızlar bir gece şeyhin mezarını parçalamışlardı. Daha sonraFikri Özmen, Sait Bilgin ve bu satırların yazarı elbirliğiyle yeniden onarmıştık.

60 Mamuretü’l-aziz Vilâyeti Sâlnâmesi Bin Üç Yüz On İki Sene-i HicriyyesineMahsusdur. Sekizinci Def’a Olarak Vilayet Matbaasında Tab’ Olunmuştur, 1312, s. 25. (Bubilgi için Sayın Ahmet Bayındır’a ve Cem Bayındır’a müteşekkirim).

Page 25: ARTUKLU’DAN CUMHURİYET’E MA’MÛRETÜ’L-AZİZ’DE BİR …web.firat.edu.tr/harput/sempozyum/1/39. Hasan Yüksel.pdf · 414 Hasan YÜKSEL, Artuklu’dan Cumhuriyet’e Ma’mûretü’l-Aziz’de

Fırat Üniversitesi Harput Uygulama ve Araştırma MerkeziGeçmişten Geleceğe Harput Sempozyumu, Elazığ 23-25 Mayıs 2013 437

yöredeki ifadesiyle “mollanın odası”nın zaviye olarak kullanıldığıanlaşılmaktadır.

Şeyh Hasan Zerraki Zaviyesi’ne ait iki sancak bulunmaktadır. Üzerinde“Fetih ayeti”; “Kelime-i tevhid” ile “Lâ fetâ illâ Ali…” ibareleri bulunantekke sancağı Hicri 1304 (1886/87) tarihlidir. İkincisinin ortasında Kadiritarikatı tacı simgesi ve etrafında Ali, Fatıma, Hasan, Hüseyin ve Gavsü’l-a’zam Abdülkadir isimleri sıralanmış, sancağın her bir köşesinde de Hulefâ-i Râşidîn’in isimleri yazılmıştır. Zaviyenin diğer teberrükâtıyla beraber busancaklar da Yasin Yüksel’in elinde bulunmaktadır.

Seyyid Muhammed Efendi

Pir Hasan Zerraki zaviyesinin son post nişini Şeyh Ali Efendi’nin babasıSeyyid Muhammed Efendi’nin 15 Eylül 311 (27 Eylül 1895) tarihindehayatta olduğuna dair yukarıda da sözü edilen bir mazbata (tutanak)Ramazan Demir’in neşrettiği bir tuğralı şecerenin sonunda yer almaktadır61.Rıkayla kaleme alınan aşağıdaki köylerden dört imam, üç muhtar ve yediaza tarafından mühürle tasdik edilmiş, damga pulu yapıştırılmış bu mazbata,“…. Keban Madeni’ne tâbi’ Muşar nâhiyesinde Zırkıbazuşağı’nda medfûnSeyyid Hasan Zerraki hazretlerinin vakfının evlâdiyyet ve meşrûtiyyetcihetinden bâ berat-ı âlî mutasarrıf olduğu Zırkıbazuşağı Çuluşağu veŞeyhemiruşağı ve Tabgüzar ve Engüzek karyelerinin” 1311 senesine ait öşürbedelinden dörtte bir alacak hakkı olan Seyyid Muhammed’in bu tarihtehayatta olduğunu vilayete bildiren bir belgedir.

Son Postnişin: Seyyid Şeyh Ali Efendi.Yöredeki yaygın adıyla Molla Ali; kasabada ise daha çok Şeyh Ali

Efendi olarak tanınır. Şeyhemirli Sino dayı Şeyh Ali Efendi’yi, “İri yarı bircüsse, kocaman bir kafa, bir o kadar gür sakal ve başında yeşil sarığı,cübbesi ile hatırladığını ve sohbetlerine katıldığını” anlatıyordu. Mevcut olanvesikalık fotoğrafı bu söylemi tamamlar niteliktedir.

Şeyh Hasan Zerraki zaviyesinin son post nişini 1930’da vefat eden buŞeyh Ali Efendi’dir. Şeyh Ali Efendi 7 Cemaziye’l-ûlâ 1325 (18 Haziran1907) tarihinde tesis ettiği vakfiyesinde, Zırkıbaz karyesindeki bir meşeliğinive bahçesini vakfetmiş ve bu vakfın icar gelirinin dörtte birini yeniden(müceddeden) bina ve inşasına muvaffak olduğunu belirttiği köyün

61 Ramazan Demir, Zırkı Yöresi ve…, s. 39, Şekil: 7.

Page 26: ARTUKLU’DAN CUMHURİYET’E MA’MÛRETÜ’L-AZİZ’DE BİR …web.firat.edu.tr/harput/sempozyum/1/39. Hasan Yüksel.pdf · 414 Hasan YÜKSEL, Artuklu’dan Cumhuriyet’e Ma’mûretü’l-Aziz’de

438 Hasan YÜKSEL, Artuklu’dan Cumhuriyet’e Ma’mûretü’l-Aziz’de Bir Seyyid ŞeyhAilesi:Pir Hasan Zerraki Ailesi

camisinin onarım ve bakımına (tamir ve termimine) tahsis etmiştir62. Vakıfgelirinin üç hissesini de padişah beratıyla hatip olan efendiye şart koşmuştur.1930’da vefat eden Şeyh Ali Efendi’nin söz konusu camideki bu hatiplikgörevi oğlu Molla Muhammed (Nüfusta Mehmet) Yüksel’e tevcihedilmiştir63.

Şeyh Ali Efendi Muhammed, Mustafa ve Murtazâ adındaki üç oğlunumolla olarak yetiştirmiştir64. Molla Muhammed ve Molla Mustafa Kayseri veKonya medreselerinde tahsillerini tamamlamışlardır. Molla Muhammed’inKonya’da Medresede tahsil gördüğü sırada 9 Eylül 1322 (22 Eylül 1906)tarihinde Konya nüfus müdürlüğünden aldığı Devlet-i Aliye-i OsmaniyeTezkeresi elimizde bulunmaktadır.

Tekke ve zaviyelerin seddinden sonra 1952 yılına kadar Pir HasanZerraki Türbesi’nin gayr-ı resmi türbedarlığını oğlu Molla Mustafa, dahasonra Molla Murtazâ yürütmüştür. Yörede Molla Mustafa’ya atfedilen birçok menkıbe ve keramet anlatılmaktadır. Kore’ye giden askerler, MollaMustafa bizimle beraberdi ve hatta omzundan yaralandı demişlerdir. MollaMuhammed’in Mehmed, Musa65 ve Yakup66 adındaki üç oğlundan yörededaha çok Baskilli Hoca olarak bilinen Mehmet Yüksel Hocaefendi medresetahsili görmüş ve bir süre civar köylerde imamlık yapmış, daha sonra gidipBaskil’e yerleşmiştir. Kendisi 2001’de Hakkın rahmetine kavuşmuş veBaskil’de Hacı Hasan Baba Zaviyesi yanındaki mezarlığa defnedilmiştir.

Şeyh Sait kıyamına iştirak etmedikleri halde, kıyam sonrası çevredevuku bulan tenkil, tedip ve teftiş hareketi sırasında Elazığ’a istintaka çağrılanŞeyh Ali Efendi ve oğulları, bu hareketle bir münasebetleri olmadığıanlaşılınca, evlerine geri dönerler. Ancak bu hareketin dehşeti ile kitaplarınıköy dışında sakladıkları yerlerin ihbar edileceği söylentileri üzerine, gidipgetirip evlerinin aşağısındaki tarlada yakmışlardır67.

62 Gökbelen köyündeki bu camiye Şeyh Ali Efendi’nin kızı Zarife halanın oğlu İlyasDemir tarafından 1980’lerde kesme taştan minare eklendi; Pir Hasan Zerraki türbesini debüyük oğlu Şef Mehmet Demir onarmıştı.

63 Ali’nin ölmesiyle açılan bu cihet 11. 6. 931 gün ve 422 sayılı müşavere heyetikararıyla Ali oğlu Mehmet Efendi’ye verilmiştir. VGMA Def. No:5/588; 5/1425/200 esas.

64 Şeyh Ali Efendi’nin kızları hakkında bilgi edinmek için Ramazan Demir’in sözkonusu kitabına bakılabilir.

65 Musa Yüksel 15 Ekim 1970’de Keban Barajının dolgu duvarı üzerinde geçirdiği elimbir iş kazası sonucu Hakk’ın rahmetine kavuşmuştur.

66 Yakup Yüksel halen Denizli’nin Çardak köyünde ikamet etmektedir.67 Gökbelen köyünde Tito Çeşmesi’nin üstündeki tarlalarının içindeki taş yığınları

arasında 1960’ta halen bu kitapların şiraze kısmı ve yanmamış deri ciltlerine rastlanılıyordu.

Page 27: ARTUKLU’DAN CUMHURİYET’E MA’MÛRETÜ’L-AZİZ’DE BİR …web.firat.edu.tr/harput/sempozyum/1/39. Hasan Yüksel.pdf · 414 Hasan YÜKSEL, Artuklu’dan Cumhuriyet’e Ma’mûretü’l-Aziz’de

Fırat Üniversitesi Harput Uygulama ve Araştırma MerkeziGeçmişten Geleceğe Harput Sempozyumu, Elazığ 23-25 Mayıs 2013 439

Bu aileye mensup ulemanın verdiği kimi fetvalar Bektaşi fıkrası gibianekdot olarak yörede halen anlatılır. Bunların fikrî yönünü ortaya koymakiçin bu fetvalardan burada birkaçını zikretmemiz gerekiyor.

Hafif yuğa akıllı biri gelmiş: “ Hoca efendi, babam öldü analığımınnikahı bana düşer mi?” diye sormuş; etrafındakiler pür dikkat Hoca Efendiyebakıyorlarmış: Acaba Hoca Efendi ne diyecek! Şeyh Ali Efendi, fetvaisteyene, kızmadan köpürmeden sakince: “Hele eşek gibi bir anır bakalım!”diyerek cevap vermiş.

Yine Baskil tarafından eşini üç talak ile boşayan biri, tekrar eşininikahına almak isteğiyle başvurduğu hocalar kendisine “Eşin hülleciyevarmadan alamazsın!” cevabını verince, son çare gelip Şeyh Ali Efendi’ninoğlu Molla Muhammed’e (nüfusta Mehmet Yüksel) derdini anlatmış. MollaMuhammed, kendisine İslam’ın ve imanın şartlarını sorar, adamdan bircevap alamayınca, “Yavrum git imanın ve İslam’ın şartlarını öğren vehanımını geri al! Yeniden nikah kıydır, hülleciye varmasına gerek yok!”demiş.

Şeyhemir köyünden 15-16 yaşlarındaki bir yetim, “Anne ben bir davulalıp düğünlerde davul çalacağım, amelelik bayağı zor; yapamıyorum!”diyerek annesinden izin istemiş. Annesi de “oğlum hoca efendiye git fetvaiste günah değilse olur” demiş. Bunun üzerine çocuk koşa koşa Zırkıbaz’agelir ve sabah erkenden Molla Murtazâ’nın kapısına varır hocanın hanımı“ne var oğlum sabah sabah, hayırdır?” diye sorar o da meramını anlatır vemesele hocaya iletilir, Hoca efendi’nin cevabı çok kısadır: “Oğlum git ….anana sor sülalenizde davulcu varsa günah değil çalabilirsin!” diye fetvaverir.

Yine Şeyh Ali ahfadından olan ve daha çok Baskilli Hoca olaraktanınan Mehmet Yüksel Hoca’ya, Baskil köylerinden çöp gibi zayıf ve safbiri, iri yarı dalyan gibi bir kadın ile ziyâretine gelirler; bunlar karı kocadır.Sıkıntılarını hocaya arz ederler; kendilerine nüsha yazmasını isterler. Adamkarısından karısı ise herifin ilgisizliğinden şikayetçidir. Tavsiye venasihatten sonra tam gidecekleri zaman adam hocaya “Hocam ne tür zikirçekeyim!” diye sorar. Hoca Efendi, dönüp kendisine “evlâdım hanımınlailgilen, namazını kıl orucunu tut başka zikre gerek yok!” diyerek cevapverir; adam dönüp “Hocam ben zaten namazımı kılıyorum orucumututuyorum, fazladan ne yapmamı tavsiye edersin” deyince, Hoca Efendinin,adamı “senin fazlasını yapmana gerek yok, eşinle ilgilen yoksa karın sonuçtaseni terk edip gidecek!” şeklinde uyardığı anlatılmaktadır.

Page 28: ARTUKLU’DAN CUMHURİYET’E MA’MÛRETÜ’L-AZİZ’DE BİR …web.firat.edu.tr/harput/sempozyum/1/39. Hasan Yüksel.pdf · 414 Hasan YÜKSEL, Artuklu’dan Cumhuriyet’e Ma’mûretü’l-Aziz’de

440 Hasan YÜKSEL, Artuklu’dan Cumhuriyet’e Ma’mûretü’l-Aziz’de Bir Seyyid ŞeyhAilesi:Pir Hasan Zerraki Ailesi

Ekler

Pir Hasan Zerraki Aile Şeceresi

(Şefik Yüksel’deki İkinci Nüsha)

Page 29: ARTUKLU’DAN CUMHURİYET’E MA’MÛRETÜ’L-AZİZ’DE BİR …web.firat.edu.tr/harput/sempozyum/1/39. Hasan Yüksel.pdf · 414 Hasan YÜKSEL, Artuklu’dan Cumhuriyet’e Ma’mûretü’l-Aziz’de

Fırat Üniversitesi Harput Uygulama ve Araştırma MerkeziGeçmişten Geleceğe Harput Sempozyumu, Elazığ 23-25 Mayıs 2013 441

Page 30: ARTUKLU’DAN CUMHURİYET’E MA’MÛRETÜ’L-AZİZ’DE BİR …web.firat.edu.tr/harput/sempozyum/1/39. Hasan Yüksel.pdf · 414 Hasan YÜKSEL, Artuklu’dan Cumhuriyet’e Ma’mûretü’l-Aziz’de

442 Hasan YÜKSEL, Artuklu’dan Cumhuriyet’e Ma’mûretü’l-Aziz’de Bir Seyyid ŞeyhAilesi:Pir Hasan Zerraki Ailesi

Page 31: ARTUKLU’DAN CUMHURİYET’E MA’MÛRETÜ’L-AZİZ’DE BİR …web.firat.edu.tr/harput/sempozyum/1/39. Hasan Yüksel.pdf · 414 Hasan YÜKSEL, Artuklu’dan Cumhuriyet’e Ma’mûretü’l-Aziz’de

Fırat Üniversitesi Harput Uygulama ve Araştırma MerkeziGeçmişten Geleceğe Harput Sempozyumu, Elazığ 23-25 Mayıs 2013 443

Şeyh Ali Efendi’nin Vakfiyesi, VGMA., Def. No: 597/172/157.

Page 32: ARTUKLU’DAN CUMHURİYET’E MA’MÛRETÜ’L-AZİZ’DE BİR …web.firat.edu.tr/harput/sempozyum/1/39. Hasan Yüksel.pdf · 414 Hasan YÜKSEL, Artuklu’dan Cumhuriyet’e Ma’mûretü’l-Aziz’de

444 Hasan YÜKSEL, Artuklu’dan Cumhuriyet’e Ma’mûretü’l-Aziz’de Bir Seyyid ŞeyhAilesi:Pir Hasan Zerraki Ailesi

Şeyh Hasan Zerraki Sancağı (Ak Sancak) (R.Demir, a.g.e., s.176)

Şeyh Hasan Zerraki Zaviye Sancağı (R.Demir, a.g.e., s.175)

Page 33: ARTUKLU’DAN CUMHURİYET’E MA’MÛRETÜ’L-AZİZ’DE BİR …web.firat.edu.tr/harput/sempozyum/1/39. Hasan Yüksel.pdf · 414 Hasan YÜKSEL, Artuklu’dan Cumhuriyet’e Ma’mûretü’l-Aziz’de

Fırat Üniversitesi Harput Uygulama ve Araştırma MerkeziGeçmişten Geleceğe Harput Sempozyumu, Elazığ 23-25 Mayıs 2013 445

Şeyh Hasan Zerraki Zaviye Kaydı (1312 Tarihli Ma’mûretü’l-azizSâlnâmesi)

Page 34: ARTUKLU’DAN CUMHURİYET’E MA’MÛRETÜ’L-AZİZ’DE BİR …web.firat.edu.tr/harput/sempozyum/1/39. Hasan Yüksel.pdf · 414 Hasan YÜKSEL, Artuklu’dan Cumhuriyet’e Ma’mûretü’l-Aziz’de

446 Hasan YÜKSEL, Artuklu’dan Cumhuriyet’e Ma’mûretü’l-Aziz’de Bir Seyyid ŞeyhAilesi:Pir Hasan Zerraki Ailesi

Son Postnişin Şeyh Ali Efendi

Molla Muhammed Yüksel

Page 35: ARTUKLU’DAN CUMHURİYET’E MA’MÛRETÜ’L-AZİZ’DE BİR …web.firat.edu.tr/harput/sempozyum/1/39. Hasan Yüksel.pdf · 414 Hasan YÜKSEL, Artuklu’dan Cumhuriyet’e Ma’mûretü’l-Aziz’de

Fırat Üniversitesi Harput Uygulama ve Araştırma MerkeziGeçmişten Geleceğe Harput Sempozyumu, Elazığ 23-25 Mayıs 2013 447

Molla Muhammed Yüksel’in Nüfus Tezkeresi

Page 36: ARTUKLU’DAN CUMHURİYET’E MA’MÛRETÜ’L-AZİZ’DE BİR …web.firat.edu.tr/harput/sempozyum/1/39. Hasan Yüksel.pdf · 414 Hasan YÜKSEL, Artuklu’dan Cumhuriyet’e Ma’mûretü’l-Aziz’de

448 Hasan YÜKSEL, Artuklu’dan Cumhuriyet’e Ma’mûretü’l-Aziz’de Bir Seyyid ŞeyhAilesi:Pir Hasan Zerraki Ailesi

Molla Murtaza Yüksel

Page 37: ARTUKLU’DAN CUMHURİYET’E MA’MÛRETÜ’L-AZİZ’DE BİR …web.firat.edu.tr/harput/sempozyum/1/39. Hasan Yüksel.pdf · 414 Hasan YÜKSEL, Artuklu’dan Cumhuriyet’e Ma’mûretü’l-Aziz’de

Fırat Üniversitesi Harput Uygulama ve Araştırma MerkeziGeçmişten Geleceğe Harput Sempozyumu, Elazığ 23-25 Mayıs 2013 449

Pir Hasan Zerraki Türbesi (R.Demir, a.g.e., s.177)

Pir Hasan Zerraki Türbe Kapısı (R.Demir, a.g.e., s.178)

Page 38: ARTUKLU’DAN CUMHURİYET’E MA’MÛRETÜ’L-AZİZ’DE BİR …web.firat.edu.tr/harput/sempozyum/1/39. Hasan Yüksel.pdf · 414 Hasan YÜKSEL, Artuklu’dan Cumhuriyet’e Ma’mûretü’l-Aziz’de

450 Hasan YÜKSEL, Artuklu’dan Cumhuriyet’e Ma’mûretü’l-Aziz’de Bir Seyyid ŞeyhAilesi:Pir Hasan Zerraki Ailesi

Seyyid Hasan Zerraki Vakıf Kaydı

(Evkafın 1327 Senesi Bütçe Mazbatası)