Upload
others
View
2
Download
0
Embed Size (px)
Citation preview
1
AVRUPA İNSAN HAKLARI MAHKEMESİ
ŞUBAT-TEMMUZ 2020 KARARLARI
İstanbul Barosu İnsan Hakları Merkezi tarafından hazırlanmıştır
ŞUBAT 2020
Başvuru Adı Marilena-Carmen Popa Romanya
Başvuru No 181411
Başvuru Tarihi 15 Aralık 2010
Karar Tarihi 18 Şubat 2020
Konu Son derece mahkemesinin ilk derece mahkemesinin verdiği
beraat kararını bozmasının Yargıtayrsquoın dosyada kapsamında alınan adli raporun isnat edilen
succedilun oluştuğunu belirleyici bir şekilde ortaya koyduğuna kanaat getirme yetkisine sahip
olması sebebiyle adil yargılanma hakkının ihlali olmadığı
Olaylar Başvurucu Marilena-Carmen Popa 1960 yılında doğmuş ve
Buumlkreşrsquote (Romanya) yaşayan bir Romanya vatandaşıdır
Başvurucu Eyluumll 2010rsquoa kadar noterlik yapmıştır
Başvurucu Kasım 2003rsquote bir arazinin satışı iccedilin biri EC tarafından temsil edilmiş
olan iki şirket arasında yapılan bir soumlzleşmeyi tasdik etmiştir Savcılık 2005 yılında
başvurucuyu birccedilok soumlzleşmeyi tahrif etmek ve bazı soumlzleşmeleri Kasım 2003rsquote yapılan
soumlzleşme dahil soumlzleşmeyi imzalayacak tarafların yokluğunda tasdik etmek suretiyle
muumltemadi sahtecilik ile succedillamıştır
İstinaf Mahkemesi EC de dahil olmak uumlzere tanık beyanlarını dinledikten ve Kasım
2003rsquote imzalanan soumlzleşmenin imzalarına ilişkin adli tıp raporunu da inceledikten sonra
başvurucuyu beraat ettirmiştir Mahkeme raporun soumlzleşmedeki imzanın ECrsquoye ait
olmadığını doğrulamasına rağmen davalının imza esnasında ECrsquonin huzurda olduğuna ilişkin
beyanını ccediluumlruumltecek başka bir kanıt olmadığını belirtmiştir
2
Savcılık makamı kararı temyiz etmiştir ve Yargıtay 2010 yılında muumltemadi succedillamayı
Kasım 2003 soumlzleşmesiyle ilgili olarak tek bir sahtecilik succediluyla değiştirerek başvurucuyu bu
succediltan mahkum etmiştir Başvurucu tuumlm soumlzleşmelerin kendisinin huzurunda taraflarca
imzalandığına ilişkin savunmasını devam ettirmiştir ancak Mahkeme bu soumlzleşmeye oumlzguuml
olan ECrsquonin ifadesini doğrulayan adli raporun belirleyici bir delil olduğunu belirtmiştir
Başvurucu 3 yıllık bir denetimli serbestlik suumlresi şartı ile 6 ay hapis cezasına
ccedilarptırılmıştır Kesin huumlkuumlm accedilık yanlışları duumlzeltilecek şekilde değiştirilse de mahkeme
kanuni uumlst sınır olan 2 sene 6 ayı aşmakta olan denetimli serbestlik suumlresini değiştirmemiştir
Başvurucu kesin huumlkmuumln iptali iccedilin olağanuumlstuuml kanun yoluna başvuruda bulunmuştur
Başvurucu Yargıtayrsquoın bu konudaki goumlruumlşlerini ifade etme veya doğrudan beyanda bulunma
şansı verilmeden kendisine youmlneltilen succedillamanın yasal sınıflandırmasının değiştirdiğini oumlne
suumlrmuumlştuumlr Ayrıca başvurucu kanunda izin verilenden daha uzun bir denetim suumlresine tabi
tutulmuştur
Kasım 2010rsquoda farklı bir Yargıtay heyeti başvurucunun yapmış olduğu olağanuumlstuuml
başvurunun kabul edilmez olduğunu belirterek başvuruyu reddetmiştir Yargıtay
başvurucunun denetim suumlresine ilişkin iddialarını incelememiştir Başvurucu Eyluumll 2010rsquode
mahkumiyet kararına istinaden noterlik sicilinden silinmiştir
İhlal İddiaları Başvurucu Madde 6 (adıl yargılanma hakkı) ve Madde 7rsquoye
(kanunsuz ceza olmaz) dayanarak aleyhindeki yargılamaların adil olmadığından ve kendisine
verilen cezanın kanunun izin verdiğinden daha ağır olduğundan şikacircyetccedili olmuştur
Karar Madde 6
Mahkeme 2019 tarihli Juacuteliacuteus THORNoacuter Sigurthornoacutersson v İzlanda kararında bir alt
mahkemenin beraat kararını takiben son derece mahkemesinin sanık veya tanıkları doğrudan
yeniden dinlemeksizin mahkumiyet kararı verdiği durumlar iccedilin ortaya koyduğu prensipleri
tekrarlamıştır
Daha sonra Mahkeme Yargıtayrsquoın deliller hakkında doğrudan ECrsquoyi dinlemeksizin
Bay Poparsquonın davası iccedilin adil bir yargılama yuumlruumltuumlp yuumlruumltemediğini incelemiştir
İlk derece mahkemesinin kararı ile Yargıtay kararı arasındaki temel farklılık
Yargıtayrsquoın adli raporun başvurucunun succedilluluğu hakkında var olan şuumlpheleri ortadan
3
kaldırmaya yeterli olduğuna kanaat getirmiş olmasıdır Bu farklılık iccedilin oumlngoumlruumllen gerekccedileler
kısa ve oumlz olmalarına rağmen soumlz konusu uzman delilinin tartışılmaz bir bilimsel gerccedileklik
olması nedeniyle keyfi veya accedilıkccedila mantıksız goumlruumlnmemektedir
Bay Popa ayrıca soumlz konusu raporun tarafsızlığına ilişkin şuumlphelerini dile getirmiştir
zira rapor İccedilişleri Bakanlığı iccedilin ccedilalışan bir adli uzman tarafından hazırlanmıştır Ancak
başvurucu hiyerarşik veya diğer anlamda uzman ve kendi davasını inceleyen hakimler ve
savcılar veya yargılamaya dahil olan diğer kişiler arasında herhangi bir bağlantı olduğunu
ortaya koyamamıştır Mahkeme atanmış uzmanların bağımsızlığını veya goumlruumlşlerinin
guumlvenilirliğini sorgulamaya sebep olacak herhangi bir unsur goumlrmemiştir
Mahkeme adil yargılanma gerekliliklerinin ECrsquonin tekrar dinlenmesini gerektirdiğine
veya Yargıtayrsquoın başvurucu tanığın tekrar dinlenmesini talep etmemiş olsa bile pozitif tedbir
almakla yuumlkuumlmluuml olduğuna ikna olmamıştır
Bu bağlamda Mahkeme ECrsquonin guumlvenilirliğinin ve inanılırlığının bir sorun olarak
değerlendirilemeyeceğini ve ifadesine ilişkin kayıtların Yargıtay hakimlerinin erişimine accedilık
olduğunu değerlendirmiştir Başvurucu ilave delillerin dava dosyasına eklenmesini talep
etmemiştir ve Yargıtay dosyayı esastan incelemiştir
İki mahkeme arasındaki uyuşmazlığın ECrsquonin guumlvenilirliğinin ve inanılırlığının değil
de bilirkişi raporunun delil olarak değerine atfedilebilecek oumlneme ilişkin olduğu goumlz oumlnuumlne
alındığında Mahkeme başvurucunun davasının son derece yerel mahkemelerinin daha
oumlnceden succedilsuz bulunan sanıkları kendilerini doğrudan deliller hakkında dinlemeden veya
mahkumiyetler ile ilgili olduğu kabul edilen ifadeler goumlzden geccedilirilmeden mahkucircm ettiği
kararlardan ayrı tutulabileceği goumlruumlşuumlndedir
Son olarak başvurucu kendisine konuya ilişkin goumlruumlşuumlnuuml ifade etme fırsatı
vermeksizin Yargıtayrsquoın aleyhindeki succedillamanın yasal kategorisini değiştirdiğinden şikacircyet
etmesinden dolayı Mahkeme tek bir sahtecilik eyleminin ilk baştaki muumltemadi sahtecilik
eylemlerinin bir parccedilası olduğunu belirtmiştir Başvurucu iddia edilen her eyleme ilişkin
yorum ve kanıt sunma imkanına sahip olduğundan bu tuumlr tek bir succediltan oumltuumlruuml succedillu
bulunabileceğini bilmesi gerekirdi
Mahkeme 6 maddenin ihlal edilmediği sonucuna varmıştır
4
Madde 7
Her iki taraf da Yargıtayrsquoın başvurucunun denetim suumlresinin uzunluğuna ilişkin
hesaplamada hata yaptığını kabul etmektedir
Ancak başvurucu tarafından başvurulan kanun yolu yani iptal iccedilin yapılan olağanuumlstuuml
başvuru boumlyle bir durumda etkili bir kanun yolu teşkil etmemektedir Bilakis başvurucunun
mahkemenin kendi iccediltihatlarında da tanımlandığı uumlzere accedilık bir maddi hata nedeniyle kararı
duumlzeltilmesi iccedilin Yargıtayrsquoa başvurmuş olması gerekirdi Soumlz konusu talep Ceza Muhakemesi
Kanunursquonun 195 maddesi uyarınca yapılabilecek olmasına rağmen dava dosyasında
başvurucunun boumlyle bir adım attığına ilişkin herhangi bir bilgi yer almamaktadır
Mahkeme başvurucunun mevcut tuumlm iccedil hukuk yollarını tuumlketmediğine ve bu madde
kapsamındaki şikayetinin kabul edilemez olduğuna oy ccedilokluğuyla karar vermiştir
5
Başvuru Adı ND ve NT İspanya
Başvuru No 867515 ve 869715
Başvuru Tarihi 12 Şubat 2015 (Buumlyuumlk Dairersquoye goumlnderme talebi 14 Aralık
2017)
Karar Tarihi 13 Şubat 2020
Konu Uumllkeye hukuka uygun yollarla giriş imkanı olmasına rağmen
bu imkanları değerlendirmeyerek uumllkeye yasa dışı yollardan giriş yapan kişilerin durumlarının
bireysel olarak değerlendirilmeksizin sınır dışı edilmelerinin 4 Norsquolu Protokol Madde 4rsquouumln
(yabancıların topluca sınır dışı edilmeleri yasağı) ihlali olmadığı
Olaylar Başvurucular ND ve NT sırasıyla Mali ve Fildişi Sahili
vatandaşı olup 1986 ve 1985 yılında doğmuştur Birinci başvurucu silahlı ccedilatışma sebebiyle
2012 yılında Malirsquoden ayrıldığını soumlylemiştir Moritanya ve Cezayir uumlzerinden seyahat ederek
Mart 2013rsquote Fasrsquoa varmıştır ve anlaşıldığı kadarıyla Melilla sınırına yakın Gurugu
Tepesindeki goumlccedilmen kampında kalmıştır İkinci başvurucu Fasrsquoa 2012rsquonin sonunda varmış
olup o da goumlccedilmen kampında kalmıştır
Oumlzerk bir şehir olan Melilla Fas tarafından ccedilevrelenmiş Kuzey Afrika kıyısında yer
alan 12 kilometrekarelik bir İspanyol toprağıdır İspanyol yetkilileri 13 kilometrelik sınır
boyunca 2014rsquoten beri paralel uumlccedil ccedilitten oluşan bir bariyer inşa etmişlerdir Uumlccedilluuml ccedilit boyunca
doumlrt adet sınır geccediliş noktası yerleştirilmiştir Bu noktalar arasında Guardia Civil goumlrevlileri
yasa dışı girişleri oumlnlemek amacıyla kara sınırında ve kıyıda devriye gezmektedir Sahra Altı
Afrika dacirchil diğer yerlerden gelen yabancılar sıkccedila ccedilitleri aşma teşebbuumlsuumlnde bulunmaktadır
13 Ağustos 2014 sabahının erken vakitlerinde ilk giriş teşebbuumlsuuml yaşanmıştır
Huumlkuumlmetrsquoe goumlre Fas polisi yaklaşık 500 goumlccedilmenin dış ccediliti tırmalamalarını engellemiş ancak
yaklaşık 100 goumlccedilmen ccediliti aşmayı başarmıştır 75 goumlccedilmen iccedil ccedilitin tepesine ulaşmış ancak
yalnızca birkaccedilı diğer tarafa inerek İspanya topraklarına ayak basmış ve orada Guardia Civil
mensuplarıyla karşılaşmıştır Diğerleri iccedil ccedilitin tepesinde oturmaya devam etmiştir Guardia
Civil goumlrevlileri onların aşağı inmesine yardım etmiş ardından ccedilitler arasındaki kapılardan
sınırın diğer tarafındaki Fas topraklarına geri doumlnmeleri iccedilin onlara eşlik etmişlerdir
6
Anlatıldığına goumlre ND ve NT iccedil ccedilitin tepesine ulaşmayı başarmışlar ve birkaccedil saat
orada kalmışlardır Sırasıyla saat 15 ve 14 civarında kendilerine merdiven temin eden İspanyol
kolluk kuvvetlerinin yardımıyla ccedilitlerden aşağı inmişlerdir Yere ulaşır ulaşmaz onları
kelepccedileledikleri Fasrsquoa geri goumltuumlrduumlkleri ve Fas yetkililerine teslim ettikleri soumlylenen Guardia
Civil goumlrevlileri tarafından tutuklanmışlardır İddia edildiğine goumlre başvurucular hiccedilbir kimlik
tespiti işleminden geccedilmemiş goumlrevlilere kişisel durumlarını accedilıklama ya da avukat veya
ccedilevirmen desteği alma şansı bulamamışlardır Anlatıldığına goumlre Melillarsquonın birkaccedil kilometre
guumlneyindeki Nador polis merkezine transfer edilmişlerdir İddia edildiğine goumlre 300 kilometre
uzaklıktaki Fezrsquoe goumltuumlruumllmeden ve kendi başlarının ccedilaresine bakmaya terk edilmeden oumlnce
tıbbi yardım talep etmişseler de talepleri reddedilmiştir
İhlal İddiaları Başvurucular 4 Norsquolu Protokol Madde 4rsquoe (yabancıların
topluca sınır dışı edilmeleri yasağı) dayanarak durumlarının bireysel değerlendirilmesi
yapılmaksızın ve herhangi bir usul veya adli yardıma tabi olmaksızın topluca sınır dışı
edilmeye maruz kaldıklarını iddia etmişlerdir Başvurucular goumlccedilmenlerin kimlik tespiti
yapılmaksızın sistematik olarak goumlnderilme politikasından şikayet etmiştir onlara goumlre bu
ilgili doumlnemde hukuki dayanaktan yoksundur 4 Norsquolu Protokol Madde 4 ile bağlantılı olarak
Madde 13rsquoe (etkili başvuru hakkı) dayanarak Fasrsquoa derhal doumlnuumlşlerinin yasal olmadığını
savunabilecekleri askıya alma etkisine sahip etkili bir başvuru yolunun yokluğundan şikayetccedili
olmuşlardır
Avrupa İnsan Hakları Mahkemesine 12 Şubat 2015 tarihinde başvurulmuştur 03 Ekim
2017 tarihli Daire kararında Mahkeme 4 Norsquolu Protokol Madde 4rsquouumln ve 4 Norsquolu Protokol
Madde 4 ile bağlantılı olarak ele alındığında Madde 13rsquouumln (etkili başvuru hakkı) ihlal
edildiğine oybirliğiyle karar vermiştir
14 Aralık 2017 tarihinde Huumlkuumlmet Soumlzleşmersquonin 43 maddesi kapsamında davanın
Buumlyuumlk Dairersquoye goumlnderilmesini talep etmiştir ve 29 Ocak 2018 tarihinde Buumlyuumlk Dairersquonin
kurulu bu talebi kabul etmiştir 26 Eyluumll 2018 tarihinde bir duruşma yapılmıştır
Yazılı usule katılmalarına izin verilen Belccedilika Fransız ve İtalyan Huumlkuumlmetleri uumlccediluumlncuuml
taraf goumlruumlşuuml sunmuşlardır Ayrıca Avrupa Konseyi İnsan Hakları Komiseri Birleşmiş
Milletler Muumllteciler Yuumlksek Komiserliği (UNHCR) İspanya Muumllteciler Komisyonu (CEAR)
ve muumlşterek hareket eden Avrupa Kişisel Haklar Tavsiye Merkezi (the AIRE Centre)
Uluslararası Af Oumlrguumltuuml Avrupa Muumllteciler ve Suumlrguumlnler Konseyi (ECRE) ve Uluslararası
7
Hukukccedilular Komisyonu tarafından Hollandalı Muumllteci Konseyinin katılımı ile goumlruumlş
sunulmuştur Daire yargılamasında Birleşmiş Milletler İnsan Hakları Yuumlksek Komiserliği
tarafından sunulan yazılı goumlruumlşler de dosyaya dahil edilmiştir 01042018 tarihinden beri
Avrupa Konseyi İnsan Hakları Komiseri olan Dunja Mijatović Soumlzleşmersquonin 36sect3 maddesi
uyarınca duruşmada soumlz almıştır UNHCR de duruşmaya katılmıştır
Karar 4 Norsquolu Protokol Madde 4
Mahkeme başvurucuların sayılarının ccedilokluğundan faydalanarak ve oumlnceden
planlanmış bir operasyon kapsamında yetkisiz bir şekilde kara sınırını geccedilerek İspanyol
boumllgesine girme teşebbuumlsuumlnde bulunan ccedilok sayıda kişiden oluşan bir grubun uumlyesi olduklarını
not etmiştir Başvurucuların Madde 3 kapsamındaki başvuruları Daire tarafından kabul
edilemez bulunmuştur Başvurucuların kimlikleri tespit edilmemiş ve bireysel durumlarını
incelemek iccedilin herhangi bir yazılı usul uygulanmamıştır Dolayısıyla Fasrsquoa geri doumlnuumlşleri
bilfiil bireysel ancak acele bir goumlnderme olmuş ve İspanya sınır guumlvenliği tarafından
gerccedilekleştirilmiştir
İspanya gibi sınırları Schengen boumllgesinin dış sınırları ile oumlrtuumlşen Soumlzleşmeci
Devletlere ilişkin olarak Soumlzleşme haklarının etkililiği bu Devletlerin hukuka uygun giriş
youmlntemlerine samimi ve etkili erişimi oumlzellikle sınıra ulaşmış olanlar iccedilin sınır işlemlerini
erişilir kılmalarını gerektirmektedir Bu youmlntemler zulme maruz kalan herkesin Soumlzleşmersquonin
oumlzellikle 3 maddesine (işkence veya insanlık dışı ya da aşağılayıcı muamele yasağı) istinaden
yapılacak başvurunun Mahkemersquoninkiler dahil uluslararası normlar ile uyumlu şekilde işleme
alınacağını temin eden şartlar altında koruma başvurusunda bulunmasına olanak sağlamalıdır
Soumlzleşme ve oumlzellikle Madde 3 kapsamında koruma talep etme hakkını guumlvence altına alan
samimi ve etkili duumlzenlemelerin varlığı halinde Soumlzleşme Devletlerin sınırları denetleme
yuumlkuumlmluumlluumlklerini yerine getirirken boumlyle bir koruma başvurusunun mevcut sınır geccediliş
noktalarında yapılmasını gerekli kılmalarını engellemez Dolayısıyla Devletler haklı bir sebep
olmaksızın bu gerekliliklere uymayan ve sınırı başka bir konumdan oumlzellikle eldeki davada
olduğu gibi sayılarının ccedilokluğundan faydalanarak ve guumlccedil kullanarak geccedilmeye ccedilalışan
yabancıların muhtemel sığınmacılar dahil topraklarına girme taleplerini reddedebilir
Mahkeme İspanyol hukukunun başvuruculara ulusal boumllgeye giriş iccedilin ccedileşitli
muhtemel youmlntemler tanıdığını not etmiştir Başvurucular oumlzellikle sınır geccediliş noktasında
8
ayrıca menşe veya transit uumllkelerindeki İspanya diplomatik temsilcilik veya konsolosluklarında
ya da Fasrsquota vize veya uluslararası koruma başvurusunda bulunabilirlerdi
1 Eyluumll 2014rsquote İspanyol yetkililer sığınma taleplerini kaydetmek iccedilin Beni Enzar
uluslararası sınır geccediliş noktasına 24 saat accedilık bir ofis kurmuşlardır Bu tarihten de oumlnce
122009 Sayılı Kanunun 21 Boumlluumlmuuml kapsamında bu etkiye sahip bir kanun yolu
oluşturulmuştur Huumlkuumlmet Melillarsquoda 1 Ocak ve 31 Ağustos 2014 tarihleri arasında 21 sığınma
başvurusu yapıldığını bunların 6 tanesinin Beni Enzar sınır geccediliş noktasında yapıldığını ve
resmi bir başvuruda bulunmaları iccedilin daha sonra sığınmacılara Melilla polis merkezine kadar
eşlik edildiğini soumlylemiştir Soumlz konusu kişiler Cezayir Burkina Faso Kamerun Kongo Fildişi
Sahili ve Somalirsquoden gelmişlerdir
Bu sebeple Mahkeme 1 Eyluumll 2014rsquote Beni Enzarrsquodaki hususi uluslararası koruma
ofisinin kurulmasından da oumlnce bu sınır geccediliş noktasında sığınma başvurusu alma konusunda
hukuki bir yuumlkuumlmluumlluumlk olduğundan ve ayrıca bu başvuruları yapmanın gerccedilekten muumlmkuumln
olduğundan şuumlphe etmek iccedilin hiccedilbir sebep goumlrmemiştir 1 Eyluumll 2014 tarihinden oumlnce Beni
Enzarrsquoda ccedilok az sayıda sığınma talebinde bulunulmuş olması ndashHuumlkuumlmet aksini ileri
suumlrmemiştirndash tek başına muhatap Devletin bu sınır geccediliş noktasına samimi ve etkili erişimi
sağlamadığı sonucuna ulaşmak iccedilin yeterli değildir
Buumlyuumlk Daire nezdindeki yazılı usulde başvurucular İspanyol boumllgesine yasal yollardan
giriş yapmaya ccedilalışmış olduklarına ilişkin bir iddia ileri suumlrmemişlerdir Yalnızca Buumlyuumlk Daire
duruşmasında Beni Enzarrsquoa ulaşmaya ccedilalıştıklarını ancak ldquoFas yetkilileri tarafından
kovalandıklarınırdquo soumlylemişlerdir Oldukccedila geccedil bir aşamada ileri suumlruumllmuumlş olması sebebiyle bu
iddiayı kuşatan şuumlphelerin haricinde Mahkeme başvurucuların hiccedilbir aşamada karşılaşılan
engellerin İspanyol yetkililerin sorumluluğunda olduğunu iddia etmediklerini not etmiştir
Dolayısıyla Mahkeme soumlz konusu zamanda başvurucuların sınır dışı edilmelerine
karşı sebeplerini duumlzguumln ve hukuka uygun bir şekilde iletmek amacıyla Beni Enzar sınır geccediliş
noktasını kullanmamak iccedilin gerekli olan haklı bir sebepleri olduğuna ikna olmamıştır
4 Norsquolu Protokolrsquouumln 4 maddesi Soumlzleşmeci Devletler iccedilin başka bir Devletin yetki
alanındaki kişileri kendi yetki alanına getirmesine ilişkin genel bir yuumlkuumlmluumlluumlk
iccedilermemektedir Fas tarafından fiziksel olarak Beni Enzar sınır geccediliş noktasına ulaşırken bazı
zorlukların mevcut olduğu varsayılsa dahi muhatap Huumlkuumlmetrsquoin bu duruma ilişkin olarak
9
oumlngoumlruumllen bir sorumluluğu yoktur Bu tespit Mahkemersquonin huzurdaki olayda 4 Norsquolu
Protokolrsquouumln 4 maddesinin ihlal edilmediğine kanaat getirmesi iccedilin yeterli olmuştur
Mahkeme İspanyol Huumlkuumlmetinin bahsettiği uluslararası koruma başvurusunun
yapılabileceği İspanyol elccedililikleri ve konsolosluklarına erişim ile ilgili ihtimalleri incelerken
Nadorrsquodaki İspanyol konsolosluğunun Beni Enzarrsquodan ndashyani 13 Ağustos 2014 tarihinde
ccedilitlerden geccedililen yerdenndash sadece 135 km uzaklıkta olduğunu goumlzlemlemiştir Gurugu
kampında 2 sene (başvurucu ND) ve 1 sene 9 ay (başvurucu NT) kaldıklarını soumlyleyen
başvurucular uluslararası korumaya başvurmak istemeleri halinde kolaylıkla buraya seyahat
edebilirlerdi Başvurucular ne bu yolu seccedilmeme sebepleri ile ilgili Mahkemersquoye bir accedilıklama
yapmışlardır ne de bu seccedileneği kullanmalarının engellendiğini iddia etmişlerdir Son olarak
başvurucular diğer ndashmenşe uumllkelerindeki ya da 2012 yılından beri seyahat ettikleri uumllkelerden
birindekindash İspanyol elccedililiklerinde vize başvurusu yapmaya ilişkin samimi ve etkili bir imkanın
varlığına karşı ccedilıkmamışlardır NDrsquonin durumunda İspanya ve Mali arasında NDrsquoye oumlzel
bir ccedilalışma vizesi alma imkanı tanıyan oumlzel bir anlaşma dahi mevcuttur
Mahkeme başvurucuların 13 Ağustos 2014 tarihinde grubun sayının ccedilokluğundan
faydalanarak ve guumlccedil kullanarak Melilla sınırındaki ccedilitlerden zorla girme teşebbuumlsuumlne dahil
olarak aslında kendilerini tehlikeye soktuklarını değerlendirmiştir Başvurucular Schengen
boumllgesinin dış sınırlarından geccedilmeye ilişkin Schengen Sınırlar Kanunu uyarınca İspanyol
topraklarına hukuka uygun giriş iccedilin mevcut olan hukuki proseduumlrleri kullanmamışlardır
Dolayısıyla Mahkeme bireysel nitelikte bir ihraccedil kararı olmamasının başvurucuların bu amaccedil
iccedilin var olan mevcut resmi giriş proseduumlrlerini kullanmamış olmasına atfedilebileceği
dolayısıyla bunun kendi davranışlarının bir sonucu olduğu kanaatindedir
Dolayısıyla 4 Norsquolu Protokolrsquouumln 4 maddesi ihlal edilmemiştir
4 Norsquolu Protokol Madde 4 ile bağlantılı olarak Madde 13
Mahkeme İspanyol hukukunun sınırda ihraccedil kararlarına itiraz edilmesine olanak
sağladığını ancak ihraccedillarına karşı boumlyle bir itirazda bulunabilmek iccedilin başvurucuların
kendilerinin de kurallara uyması gerektiğini not etmiştir
Mahkeme başvurucuların ihraccedilları iccedilin bireyselleştirişmiş bir proseduumlruumln yokluğunun
13 Ağustos 2014 tarihinde buumlyuumlk bir grubun parccedilası olarak ve izin verilmeyen bir yerden
Mellilla sınır koruma yapılarını geccedilerek kendilerini hukuka aykırı bir durum iccediline sokan
10
hareketlerinin sonucu olduğunu dolayısıyla Melillarsquoda başvurucuların ihraccedillarına itiraz
edebilecekleri bir kanun yolu olmamasından muhatap Devleti sorumlu tutamayacağını ortaya
koymuştur
Başvurucuların varış uumllkesi olan Fasrsquota maruz kalma ihtimalleri olan risklere ilişkin
şikayetlerinin proseduumlruumln başında Madde 3 kapsamında yapılan başvurunun kabul edilemez
bulunmasıyla reddedilmesi sebebiyle boumlyle bir ccedilarenin yokluğu tek başına Madde 13rsquouumln
ihlalini teşkil etmemiştir
Dolayısıyla 4 Norsquolu Protokol Madde 4 ile bağlantılı olarak Madde 13 ihlal
edilmemiştir
11
Başvuru Adı Oumlzer Tuumlrkiye
Başvuru No 6927012
Başvuru Tarihi 22 Haziran 2012
Karar Tarihi 11 Şubat 2020
Konu Yerel mahkemelerin Mahkemersquonin ifade oumlzguumlrluumlğuumlne ilişkin
iccediltihadında ortaya koyduğu ve uyguladığı tuumlm ilkeleri dikkate alarak gerektiği gibi bir inceleme
yapmamış olmasının ifade oumlzguumlrluumlğuumlnuumln ihlali olduğu
Olaylar Başvurucu Aziz Oumlzer İstanbulrsquoda (Tuumlrkiye) yaşayan 1964
doğumlu bir Tuumlrk vatandaşıdır
Dava Yeni Duumlnya İccedilin Ccedilağrı dergisinin sahibi ve editoumlruuml olan Bay Oumlzerrsquoe karşı teroumlr
oumlrguumltuuml propagandası yapma succedilu nedeniyle yuumlruumltuumllen cezai işlemler ile ilgilidir
2007 yılında İstanbul savcılığının Bay Oumlzerrsquoi dergisinin Ocak 2007 sayısında
yayımlanan bir yazı sebebiyle teroumlr oumlrguumltuuml propagandası yaymak succedilu ile itham etmiştir
Takip eden yıl İstanbul Ağır Ceza Mahkemesi başvurucuyu atılı succediltan succedillu bulmuş
ve hakkında 15 ay hapis cezasına huumlkmetmiştir Ağır Ceza Mahkemesi oumlzellikle ldquoKuumlrt sorunu
ccediloumlzuumlm arayışları ve goumlrevlerimizrdquo başlıklı yazının belirli boumlluumlmlerinin PKK (Kuumlrdistan İşccedili
Partisi yasa dışı bir silahlı oumlrguumlt) propagandası teşkil ettiğini ve ifade oumlzguumlrluumlğuumlnuumln
kullanımına değil bu oumlzguumlrluumlğuumln hatalı kullanımına karşılık geldiğini değerlendirmiştir
2012 yılında Yargıtay soumlz konusu kararı onamıştır Aynı yıl 6352 Sayılı Kanunrsquoun
yuumlruumlrluumlğe girmesini takiben başvurucu hakkında verilen huumlkmuumln infazı 3 sene ertelenmiştir
İhlal İddiaları Başvurucu Madde 10rsquoa (ifade oumlzguumlrluumlğuuml) dayanarak hakkında
yuumlruumltuumllen ceza yargılaması sebebiyle ifade oumlzguumlrluumlğuumlnuumln ihlal edildiğini iddia etmiştir
Karar Madde 10
3713 Sayılı Kanunrsquoun 7(2) maddesine dayanılarak başlatılan cezai yargılamaya
ilişkin olarak Mahkeme iccediltihadında ortaya konulmuş ilkelerin oumlzeti
12
1 Kanunun niteliğine ilişkin prensipler (3713 Sayılı Kanunrsquoun 7(2) maddesi)
Mahkeme iccediltihadında 2013rsquoe kadar yuumlruumlrluumlkte olan halleriyle 3713 Sayılı Kanunrsquoun 7(2)
maddesinin accedilıklık ve oumlngoumlruumllebilirlikten yoksun olduğunu not etmiştir
Mahkeme oumlzellikle madde 7(2)rsquonin ndash2003 ve 2013 tarihleri arasında art arda yuumlruumlrluumlkte
olan iki versiyondakindash lafzını ve yerel mahkemelerin bu huumlkmuuml başvurucuları mahkum etmek
iccedilin ne şekilde yorumladığını dikkate alarak bu huumlkmuumln tatbikinin oumlngoumlruumllebilirliği hakkında
ciddi şuumlphelerin olduğunu değerlendirmiştir Mahkeme ayrıca Belge v Tuumlrkiye kararında ne
teroumlr oumlrguumltuuml propagandası yapma succedilunun ndash7(2) maddenin 2006 ve 2013 tarihleri arasında
yuumlruumlrluumlkte olan haliylendash ne de bu huumlkmuumln yerel mahkemeler tarafından yorumlanmasının
tamamen accedilık olduğunu belirtmiştir
2 3713 Sayılı Kanunrsquoun 7(2) maddesine dayanılarak başlatılan cezai işlemlerden
doğan bir muumldahalenin demokratik toplumda gerekliliğine ilişkin prensipler Mahkeme
iccediltihadında Madde 10 ihlallerini iki farklı değerlendirme ile dikkate almıştır
İlk olarak Mahkeme şuumlphe edilen belge ve beyanlar ile başvurucular tarafından
işlendiği iddia edilen fiilleri kendisi incelemiştir Soumlz konusu davalarda Mahkeme belgeler
beyanlar ve iddia edilen fiiller kimi zaman saldırgan nitelikte olsa ve Devlet yetkililerine
youmlnelik ciddi eleştiriler iccedilerse veya sorumlu olunan goumlruumlşlerin belirli yasa dışı oumlrguumltlerin ya da
bunların lider veya uumlyelerinin lehine olduğu varsayılsa bile bunların aslında ne şiddete
direnişe veya isyana teşvik iccedilerdiği ne nefret soumlylemi anlamına geldiği ne de belirtilen kişilere
karşı koumlkleşmiş ve irrasyonel nefret aşılayarak şiddete sebep olmalarının muhtemel olduğu
kanaatine varmıştır
İkinci olarak bazı davalarda Mahkeme değerlendirmesini yerel mahkemelerin nihai
mahkumiyet kararlarında accedilıkladıkları gerekccedilelere dayandırmıştır Mahkeme oumlzellikle şuumlphe
edilen belge beyan veya fiillerin şiddet kullanımına silahlı direnişe veya isyana teşvik
iccedilerdiğinin ya da nefret soumlylemi oluşturduğunun accedilıkccedila belli olmadığı olaylarda izlenen analitik
youmlnteme muumlracaat etmiştir Mahkeme bu davalarda ulusal yetkililerin ne başvurucuların
mahkumiyetlerini meşru kılmak iccedilin yerinde ve yeterli gerekccedile goumlsterdiğini ne de yeterli
accedilıklama ndashoumlzellikle şuumlphe edilen belge beyan veya fiillerin iccedilerikleri bağlamları ve zararlı
sonuccedillara yol accedilabilme yetileri dikkate alındığında şiddet kullanımına silahlı direnişe veya
isyana teşvik iccedilerip iccedilermediği ya da nefret soumlylemi teşkil edip etmediğine ilişkinndash yaptığını
belirtmiştir Mahkeme ayrıca ulusal yetkililerin Mahkemersquonin ifade oumlzguumlrluumlğuumlne ilişkin
13
iccediltihadında ortaya koyduğu ve uyguladığı tuumlm kriterleri dikkate alarak gerektiği gibi bir
inceleme yapmadıklarını ya da başvurucunun ifade oumlzguumlrluumlğuuml ile ulaşılmak istenen meşru
amaccedil arasında Mahkeme iccediltihadında ortaya konulan kriterlere uygun olacak şekilde yeterli bir
dengeleme faaliyeti yuumlruumltmediklerini değerlendirmiştir
Mahkeme Hatice Ccediloban v Tuumlrkiye davasında yerel mahkemelerin mahkumiyet
kararını temellendirmek iccedilin kullandığı kanıtların guumlvenilirliği ve doğruluğuna itiraz eden
başvurucunun ileri suumlrduumlğuuml iddialara cevap vermeyerek Soumlzleşmenin 10 maddesi accedilısından
ccedilatışan menfaatlerin dengelenmesi yuumlkuumlmluumlluumlğuumlnuuml yerine getirmediği sonucuna varmıştır
Son olarak diğer davalarda Mahkeme şuumlphe edilen belge beyan veya fiillerin şiddeti
nefreti veya hoşgoumlruumlsuumlzluumlğuuml koumlruumlklediklerini veya bunlara goumlz yumduklarını kaydederek ihlal
olmadığına karar vermiş ya da başvuruları accedilıkccedila dayanaktan yoksun olmaları nedeniyle kabul
edilemez bulmuştur
Huzurdaki davaya ilişkin olarak ise Mahkeme 4 sene 11 ay suumlren ceza
yargılamasının başvurucu uumlzerinde yaratabileceği caydırıcı etki sebebiyle başvurucunun ifade
oumlzguumlrluumlğuumlne yapılan muumldahaleyi başvurucunun 1 sene 3 ay hapis cezasına mahkum edilmiş
olmasını ve başvurucunun cezasının infazını uumlccedil sene erteleme kararını not etmiştir Bu
muumldahale 3713 Sayılı Kanunrsquoun 7(2) maddesinde duumlzenlenmiştir ve meşru amaccedillara (ulusal
guumlvenliğin ve kamu guumlvenliğinin korunması ile kamu duumlzeninin sağlanması ve succedil
işlenmesinin oumlnlenmesi) youmlneliktir
Muumldahalenin gerekliliği ile ilgili olarak Mahkeme Tuumlrk mahkemelerinin
başvurucunun mahkumiyetini destekler gerekccedilelerini incelemeye karar vermiştir Mahkeme
yerel mahkemelerin yaptıkları değerlendirmelerde Mahkemersquonin Madde 10 kapsamında
şiddeti nefreti veya hoşgoumlruumlsuumlzluumlğuuml koumlruumlkleyici veya bunlara goumlz yumucu olarak sunulan
soumlzluuml veya yazılı soumlylemler ile ilgili olarak ortaya koyduğu tuumlm ilkeleri dikkate almadığını not
etmiştir zira yapılan değerlendirme şuumlphe edilen belge beyan veya fiillerin ndashiccedilerikleri
bağlamları ve zararlı sonuccedillara yol accedilabilme yetileri dikkate alındığındandash şiddet kullanımına
silahlı direnişe veya isyana teşvik iccedilerip iccedilermediği ya da nefret soumlylemi teşkil edip etmediği
sorusunu yanıtsız bırakmıştır
Sonuccedil olarak yerel mahkemeler Mahkemersquonin ifade oumlzguumlrluumlğuumlne ilişkin iccediltihadında
ortaya koyduğu ve uyguladığı tuumlm ilkeleri dikkate alarak gerektiği gibi bir inceleme
yapmamıştır ve Huumlkuumlmet uygulanan tedbirin baskın bir toplumsal ihtiyaccediltan kaynaklandığını
14
ulaşılmak istenen amaccedillar ile orantılı olduğunu ve demokratik bir toplumda gerekli olduğunu
goumlsterememiştir Dolayısıyla Soumlzleşmersquonin 10 maddesi ihlal edilmiştir
15
Başvuru Adı Alexandru-Marian IancuRomanya
Başvuru No 6085815
Başvuru Tarihi 04122015
Karar Tarihi 04022020
Karar Linki httphudocechrcoeintengi=001-200729
Konu Başvuru Alexandru-Marian Iancu hakkında birbirleriyle
bağlantılı olarak yuumlruumltuumllen iki ceza kovuşturmasında mahkumiyet kararı veren heyetlerin
ikisinde de aynı hakimin goumlrev alması ve bu hususun hakimin tarafsız kalmasına engel olacağı
iddiası hakkındadır
Olaylar Romanya uyruklu başvurucu Alexandru-Marian Iancu 1965
yılında duumlnyaya gelmiştir 2014 ve 2015 yıllarında işlediği ekonomik succedillar nedeniyle hapis
cezasına ccedilarptırılan başvurucu an itibariyle Rahova Cezaevirsquonde tutulmaktadır
Başvurucu hakkında iki ayrı ceza kovuşturması yuumlruumltuumllmuumlştuumlr Kovuşturmalar
başvurucunun 2000 ila 2003 yılları arasında youmlneticisi veya işletmecisi olduğu birkaccedil ticari
şirket aracılığıyla işlediği iddia edilen ekonomik succedillara dayanmaktadır İlk başlatılan
kovuşturma suumlrecindeki dosya ile ikinci kovuşturma dosyası ortak deliller bulunması
nedeniyle birleştirilmiştir
Başvurucu hakkında yuumlruumltuumllen kovuşturmalar sonucunda mahkumiyet kararları
verilmiştir bahse konu kararlar iki hakimden oluşan heyetler tarafından alınmıştır MAM
isimli hakim her iki heyette de goumlrev almıştır
Başvurucu hakkında yuumlruumltuumllen ikinci kovuşturmanın istinaf aşamasında MAM
tarafsızlığına ilişkin herhangi bir şuumlphe duyulmaması adına hakimlikten ccedilekilmeyi talep
etmiştir Ccedilekilme talebi iki hakimden oluşan bir heyet tarafından reddedilmiştir MAMrsquonin
ilk derece yargılamasında goumlrev almış olmasının tarafsızlığını kaybettiğinden endişe edilmesini
gerektirecek makul şuumlphe oluşturmadığını ve ilk derece mahkemesince goumlruumllen dava suumlrecinde
başvurucunun succedillu olduğuna dair bir kanaat geliştirdiğine ilişkin bir kanıtın olmadığı
belirtilmiştir MAMrsquonin tarafsızlığını kaybettiğine ilişkin farklı itirazlar da sunulmuştur soumlz
konusu itirazlar reddedilmiştir
16
Hakim MAMrsquoin tarafsızlığını kaybettiğine dair şikayetler Yargıtay ve Hakimler
Yuumlksek Kurulu nezdinde de ileri suumlruumllmuumlş ve reddedilmiştir oumlzellikle başvurucu tarafından
yargılama suumlrecinde ileri suumlruumllen hakimin reddi taleplerine verilen ret kararlarının ve hakkında
2015 yılında verilen mahkumiyet kararının yeterli derecede gerekccedilelendirildiği belirtilmiştir
İhlal İddiaları Başvurucu MAMrsquonin birbirleriyle bağlantılı olan iiki
yargılama suumlrecinde de goumlrev almış olması nedeniyle tarafsızlığını korumasının muumlmkuumln
olmadığını bu nedenle AİHS m 61 uyarınca korunan adil yargılanma hakkının ihlal edildiğini
iddia etmektedir
Karar Mahkeme AİHS m 61 uyarınca mahkemelerin tarafsız
kalmasının gerekliliğini vurgulayarak tarafsızlığa ilişkin iddiaların ccediloumlzuumlmlenmesi adına oumlznel
ve nesnel bir sınamaya tabi tutulacağı belirtilmektedir Oumlznel sınama esnasında hakimin kişisel
bir kanaatinin bulunup bulunmadığına başvurucuya karşı tutumlarına odaklanılırken nesnel
sınamada mahkemenin tarafsızlığına goumllge duumlşuumlrebilecek nitelikle unsurların tespit edilip
edilemediği değerlendirilecektir
Oumlznel sınama sonucunda Mahkeme MAMrsquonin yargılama suumlrecinde taraflı bir tutum
sergilediğine ilişkin iddiaları inandırıcı bulmamıştır
Bunun yanı sıra başvurucunun hakimin tarafsızlığını kaybettiği youmlnuumlndeki endişelerini
temellendiren nesnel sebepler de bulunmamaktadır MAMrsquonin ccedilekilmeyi talep etmesinin
esasen tedbir amaccedillı olduğu tarafsızlığını kaybettiğine dair bir şuumlphe oluşması nedeniyle bahse
konu talepte bulunmadığı belirtilmektedir Ayrıca ccedilekilme talebi oldukccedila detaylı olarak
gerekccedilelendirilmiş bir biccedilimde reddedilmiştir
Her ne kadar MAM ile birlikte ilk kovuşturma aşamasında goumlrev alan diğer hakimin
ikinci kovuşturma suumlrecinde heyette bulunmaması youmlnuumlnde karar verilmiş olsa da işbu ret
kararının - hakimin goumlruumlşuumlnuuml belirtmesi gibi - birden fazla sebebi bulunmaktadır
Ayrıca iki kovuşturma arasındaki oumlne suumlruumllen benzerlik dışında MAMrsquonin
tutumunda başvurucunun tarafsızlık hususunda kuşkuya duumlşmesini meşru kılacak bir durum
bulunmamaktadır
Sonuccedil olarak AİHS m 6 sect 1 ihlali oluşmamıştır
17
Başvuru Adı AtamanchukRusya
Başvuru No 449311
Başvuru Tarihi 18012011
Karar Tarihi 11022020
Karar Linki httphudocechrcoeintengi=001-200839
Konu Bir iş insanının Rus koumlkenli olmayanlar hakkında yaptığı
accedilıklamaları iccedileren ve yerel bir gazetede yayımlanan bir makale nedeniyle kin ve duumlşmanlığa
tahrik succedilundan mahkum edilmesi hakkındadır
Mahkeme oumlzellikle başvurucunun accedilıklamalarının kamusal tartışmaya herhangi bir
katkısının bulunmadığını belirtmektedir Ulusal mahkemelerin ccedilıkarımlarına katılarak bahse
konu accedilıklamaların Rus etnik koumlkenini haiz olmayan yerel nuumlfus hakkında oumlnyargıya yol
accediltığını veya galeyana gelinmesine sebep olacağını iletmektedir
Ayrıca nefret soumlylemine ilişkin duumlzenlemeler bağlamında ulusal mahkemelerin
başvurucuya para cezası vermekte ve gazetecilikyayıncılık faaliyetlerinden iki yıl suumlreyle men
etmekte haklı olduklarını belirtmektedir Başvurucunun gazetecilik mesleğini icra etmekten
daha ccedilok iş insanı sıfatıyla faaliyetlerini suumlrduumlrduumlğuuml goumlz oumlnuumlnde tutulduğunda hakkında alınan
kararların başvurucu uumlzerinde dikkate alınması gereken bir etki yaratmadığı duumlşuumlnuumllmektedir
Olaylar 1951 doğumlu başvurucu Vladimir Atamanchuk Rusya
vatandaşıdır ve Soccedilirsquode (Rusya) ikamet etmektedir Başvurucu iş insanı ve yerel siyasetccedilidir
Ayrıca 8000 tiraja sahip yerel bir gazetenin sahibidir
Başvuru başvurucunun 2008 başkanlık seccediliminden bir guumln oumlnce başka bir yerel
gazetede yayımlanan makalesi hakkındadır
Mart 2008rsquode yayımlanan ldquoNeden bu seccedilimlerde oy kullanmayacağımrdquo başlıklı
makalesinde başvurucu ldquohalkrdquo kavramı uumlzerine goumlruumlşlerini paylaşmış ve Rus koumlkenli olmayan
grupların etnik oumlzellikleri hakkında accedilıklamalarda bulunmuştur Bahse konu grupların succedil
işlemeye yatkın olduklarını ldquobarbar duumlşuumlncelerine uygun olarak katliam tecavuumlz hırsızlık
koumlleleştirmerdquo gibi eylemlerde bulunacaklarını ldquouumllkenin yıkımına katkıda bulunduklarınırdquo
ifade etmiştir
18
Başvurucu 2010 yılının Temmuz ayında bir kişiyi veya bir grubu etnik koumlkeni dili
uyruğu veya dini inancı nedeniyle aşağılama ve kin ve duumlşmanlığa tahrik succedilundan mahkum
edilmiştir Ulusal mahkemenin değerlendirmeleri başvurucunun makalesini analiz eden
psikoloji ve dilbilimi alanındaki uzmanlarca hazırlanan raporlara dayanmaktadır ve sonuccedil
olarak başvurucunun makalesinin okuyucularda nefret uyandırdığına ancak onları şiddete
youmlnlendirmediğine karar verilmiştir
Başvurucu Mart 2018 tarihli makale nedeniyle 200000 Rus rublesi (o tarihte 5086
euroya tekabuumll etmektedir) para cezasına ccedilarptırılmıştır Hakkında kovuşturma başlatıldığında
soumlz konusu makaleyi gazetesinde yeniden yayımladığı iccedilin bir kez daha 200000 Rus rublesi
para cezasına huumlkmedilmiştir Ayrıca iki yıl suumlreyle gazetecilik ve yayıncılık faaliyetlerinden
men edilmiştir
Başvurucu delil listesinde adı bulunan bir dilbilim uzmanının dinlenmesi talebinin
reddedildiğini ileri suumlrerek hakkında verilen kararı temyiz etmiştir Karar 2010 yılının Eyluumll
ayında onanmıştır
İhlal İddiaları Başvurucu hakkında verilen mahkumiyet kararı ve cezanın
AİHS m 10 uyarınca korunan ifade oumlzguumlrluumlğuumlnuuml ihlal ettiğini iddia etmektedir Ayrıca
dilbilimi uzmanına soru sorma imkanını bulamadığı iccedilin AİHS m 6 uyarınca korunan adil
yargılanma hakkı ve tanık dinleme-dinletme ve soru sorma hakkının ihlal edildiğini oumlne
suumlrmektedir
Karar
Madde 10 (ifade oumlzguumlrluumlğuuml)
Mahkeme Rus Ceza Kanunursquondaki nefret soumlylemine ilişkin duumlzenlemeler dikkate
alındığında başvurucu hakkında yuumlruumltuumllen kovuşturmanın ldquokanun tarafından oumlngoumlruumllduumlğuumlnuumlrdquo
belirtmektedir Ayrıca kovuşturmanın ve mahkumiyet kararının ldquobaşkalarının hakkırdquonı
koruma oumlzellikle Rusyarsquonın Krasnodar boumllgesinde yaşayan Rus koumlkenli olmayan bireylerin
onurunu koruma amacını taşıdığını ifade etmektedir
Mahkeme ifade oumlzguumlrluumlğuumlnuumln demokratik bir toplumun temellerinden birini
oluşturduğunu oumlzguumlrluumlğuumln koruma kapsamında ndash başvurucunun makalesi oumlrneğinde de olduğu
gibi - ldquoincitici şok edici veya rahatsız edicirdquo biccedilimde kullanılan dilin de bulunduğunu
19
belirtmektedir İfade oumlzguumlrluumlğuumlne getirilecek kısıtlamaların gerekliliği birccedilok faktoumlruumln
birbirlerine etkileri goumlz oumlnuumlnde tutularak ikna edici bir şekilde ortaya konulmalıdır oumlrneğin
soumlz konusu accedilıklamaların hangi bağlamda yapıldığı niteliği dile getiriliş biccedilimleri ve doğrudan
veya dolaylı olarak hoşgoumlruumlsuumlzluumlk nefret veya şiddete youmlnlendiren bir etki yaratıp yaratmadığı
hususları dikkate alınmalıdır
Başvurucunun makalesi seccedilim kampanyaları bağlamında yayımlanmıştır ve seccedilimde
oy kullanmama kararına ilişkin goumlruumlşlerini sunmak amacıyla kaleme alınmıştır Ancak
Mahkeme başvurucunun soumlylemlerinin Rus koumlkenli olmayan gruplar hakkındaki
accedilıklamalarının makalenin konusu accedilısından bir mantığa oturduğu veya kamusal tartışmaya bir
katkı sunduğu hususlarının tartışmalı olduğunu ifade etmektedir
Ayrıca Mahkeme ulusal mahkemelerin değerlendirmelerini makul bularak oumlzellikle
makalenin farklı etnik koumlkenlerden oluşan bir boumllgede 8000 ve 10000 dağıtımı olan
gazetelerde yayımladığı goumlz oumlnuumlnde tutulduğunda başvurucunun Rus koumlkenli olmayan yerel
nuumlfus hakkında yaptığı bazı accedilıklamalarında kullandığı dilin okuyucularda oumlnyargı
yaratabilecek veya onları galeyana getirebilecek nitelikte sayılabileceklerini belirtmektedir
Her ne kadar makalede kişileri accedilıkccedila şiddete veya succedil teşkil eden diğer eylemlere
youmlnlendiren ifadeler bulunmasa da soumlz konusu makaleye bir şekilde tepki goumlstermek
makamların takdirindedir (ldquotakdir marjırdquo)
Son olarak Mahkeme başvurunun koşulları ele alındığında makamların tepkisinin
orantısız olmadığını ifade etmektedir Mahkeme başvurucu hakkındaki cezaların nefret
soumlylemi ile muumlcadele etme amacını taşıyan duumlzenlemelere dayanılarak verilmesinin oumlnemine
dikkat ccedilekmektedir Ayrıca başvurucunun iş insanı olarak mesleki faaliyetlerini suumlrduumlrduumlğuuml ve
nadiren kendisine ait olmayan yerel gazetelerde makaleler kaleme aldığı goumlz oumlnuumlnde
bulundurulduğunda hakkında verilen gazetecilik ve yayıncılıktan men etme kararının
başvurucu uumlzerinde dikkate değer bir etkisinin olmadığı anlaşılmaktadır
Sonuccedil olarak ulusal mahkemelerce başvurucunun yargılanması ve mahkum edilmesi
ilgili ve yeterli duumlzeyde gerekccedilelendirilmiştir ayrıca olaydaki istisnai koşullar başvurucuya
verilen cezaları haklı kılmaktadır Sonuccedil olarak AİHS m 10 ihlali bulunmamaktadır
Madde 17 (hakların koumltuumlye kullanımı yasağı)
20
Huumlkuumlmet başvurucunun Rus koumlkenli olmayan yerel nuumlfus hakkında yaptığı kabul
edilemez accedilıklamaların 10 maddenin koruma kapsamında bulunmadığını ve bu nedenle
hakkında verilen mahkumiyet kararına karşı 10 maddeyi dayanarak ileri suumlrduumlğuuml
başvurusunun 17 madde ışığında reddedilmesi gerektiğini savunmaktadır
Yukarıda belirtildiği uumlzere Mahkeme başvurucu hakkında verilen mahkumiyet kararın
ve cezaların 10 madde ışığında ldquokanun tarafından oumlngoumlruumllmuumlş olanrdquo ldquomeşru bir amaccedil taşıyanrdquo
ve bilhassa ldquodemokratik bir toplumda gerekli olanrdquo bir muumldahale sayılıp sayılmayacağı
konusunda değerlendirmede bulunmuştur 10 maddenin ihlal edildiği youmlnuumlnde bir karar
verildiğinden başvurunun ayruca 17 madde youmlnuumlnden incelenmesine gerek duyulmamaktadır
Madde 6 (Tanık dinleme-dinletme ve soru sorma hakkı)
Mahkeme ulusal mahkemelerce başvurucunun dilbilimi uzmanı tanığa soru sorma
talebinin reddedilmesine ilişkin gerekccedile sunulmamış olsa da başvurucu hakkındaki yargılama
suumlrecinin bir buumltuumln olarak adil yuumlruumltuumllduumlğuumlnuuml ifade etmektedir
Dilbilimi uzmanının bulguları başvurucunun aleyhinedir ve succedilluluğunu destekleyici
delillerin arasında sunulmuştur diğer dilbilimi ve psikoloji uzmanlarının raporları ile
uyumludur Hem ilk derece mahkemesi hem de temyiz mahkemesince karara temel alınan
uzman raporlarına itiraz etme konusunda başvurucunun kısıtlandığına dair herhangi bir iddia
bulunmamaktadır Ayrıca ilk derece mahkemesi veya temyiz mahkemesi nezdinde soumlz konusu
tanığa hangi soruların sorulmasının duumlşuumlnuumllduumlğuuml de paylaşılmamıştır
Sonuccedil olarak işbu koşullar ışığında AİHS m 6 ihlali gerccedilekleşmemiştir
Mutabık Oy Goumlruumlşuuml Yargıccedil Lemmens
Karşı Oy Yargıccedil Serghides
21
Başvuru Adı Felloni İtalya
Başvuru No 4422114
Başvuru Tarihi 17072014
Karar Tarihi 06022020
Konu Alkolluuml bir şekilde araba kullanma succediluna mahkumiyet kararı
verilirken daha ağır ceza kanunun geriye doumlnuumlk olmama ilkesine uyulması fakat Yargıtay
kararı gerekccedilesinin dayanaktan yoksun olması hakkında
Olaylar 2007 yılında Başvurucursquoya karşı alkolluuml araba kullanma
succedilundan ceza davası accedilılmıştır 2011rsquode yerel mahkeme Başvurucursquoyu 1 ay şartlı hapis cezası
ve 900 avro para cezasına mahkum etmiştir Ayrıca mahkeme Başvurucursquonun suumlruumlcuuml
belgesinin askıya alınmasına karar vermiştir Bu karar Başvurucu tarafından istinaf edilmiştir
Başvurucu masum olduğunu iddia ederken sabıkasının olmamasından bahisle ceza kanunursquonun
62 maddesi uyarınca hafifletici sebeplerin tanınmasını talep etmiştir 2012 yılında istinaf
mahkemesi Başvurucursquonun başvurusunu reddederek sabıka kaydının olmamasının hafifletici
sebep olarak tanınmadığını ileri suumlrmuumlştuumlr Mahkeme suumlrecinde pişmanlık belirtisi dahi
goumlstermediği davranışları dahil hiccedilbir unsurun Başvurucursquonun lehine olamayacağını
belirtmiştir Ayrıca mahkeme Fellonirsquonin soumlz konusu succedilun işlenmesinden sonra da alkolluuml
araccedil kullanma succedilunu tekrar işlediğinin altını ccedilizmiştir Başvurucu istinaf mahkemesinin bu
kararını Yargıtay mahkemesine taşıyarak succedilun işlenmesinden sonra ceza kanunu madde
62rsquonin 2008 yılında yani succedilun işlendiği tarihten sonra yuumlruumlrluumlğe giren 125 sayılı kanun ile
yeniden duumlzenlendiğini ve yeni kanunun kararda uygulanmasını talep etmiştir 2014 yılında
Yargıtay Fellonirsquonin soumlz konusu talebini kabul edilemez bularak davayı reddetmiştir
İhlal İddiaları Başvurucu oumlncelikle Yargıtayrsquoın kararının gerekccedileden yoksun
olduğundan bahisle Soumlzleşmersquonin 6 Maddesinin (adil yargılanma hakkı) ihlal edildiğini ileri
suumlrmuumlştuumlr İkinci olarak Soumlzleşmersquonin 7 Maddesini (kanunsuz ceza olmaz ilkesi) ileri suumlrerek
daha ağır cezanın kendisine uygulandığını iddia etmiştir Oumlzellikle yuumlruumlrluumlkte olan ve
uygulanan fakat sonradan duumlzenlenen kanundan yararlanamadığından şikayet etmiştir
Karar
Madde 6 sect 1 youmlnuumlnden
22
Mahkeme Başvurucursquonun 2008rsquode yuumlruumlrluumlğe giren 125 sayılı kanunun kendi olayına
uygulanması talebine cevap vermemiş ve yararlanmasını engellediklerini belirlemiştir Yuumlksek
yargı yetkisi duruşma hakimleri tarafından kabul edilen gerccedilekler uumlzerinden karar vererek
Felloni tarafından ileri suumlruumllen temyiz iddialarını hepsinin kabul edilemez olduğunu ilan
etmekle yetinmişlerdir Mahkeme Başvurucursquonun iddiasının Yuumlksek Mahkemenin yargı
yetkisinin oumltesinde bir olgu olduğuna ikna olmamıştır Fellonirsquonin hafifletici unsurlar
bakımından mevzuatın geriye doumlnuumlk olarak uygulanması gerektiği iddiası Başvurucu
tarafından ortaya atılan ana arguumlmanlardan biriydi Bu nedenle belirli ve accedilık bir gerekccedile
sunulması gerekmektedir
Bu nedenle Başvurucu ne arguumlmanlarının etkili bir incelemeden geccediltiğinin garantisini
veren bir proseduumlre tabi tutulmuş ne de red sebeplerini iccedileren bir yanıt almıştır Sonuccedil olarak
Yargıtay kararlarını gerekccedilelendirme yuumlkuumlmluumlluumlğuumlnuuml yerine getirmediğinde Soumlzleşmersquonin 6 sect
1 Maddesi ihlal edilmiştir
Madde 7 youmlnuumlnden
Mahkeme Bolonya İstinaf Mahkemesi Başvurucunun dosyasını Ceza Kanunursquonun 62
Maddesinin succedilun işlendiği tarihten sonra 2008 yılında 125 sayılı kanun ile değiştirilen yeni
metni ışığında yorumladığını belirtmiştir
Mahkeme bu davada yerel mahkemelerin sanığın lehine olan huumlkuumlmleri uygulayıp
uygulamadığının araştırılması gerektiğini varsaymaktadır Succedilun işlendiği doumlnemde yuumlruumlrluumlkte
olan ceza kanunu sanığın sabıka kaydının bulunmamasını otomatik olarak hafifletici sebep
olarak oumlngoumlrmemektedir Oumlte yandan ceza kanununun 133 Maddesi uyarınca sabıka kaydının
olmayışının hafifletici sebep olarak uygulanması ancak hakimin takdir yetkisine bağlanmıştır
2008 tarihli 125 sayılı kanun ile duumlzeltilen CK madde 62 yeni haliyle hakimin hafifletici
sebeplerin uygulanmasında kullandığı takdir yetkisini sınırlamış olduğu gibi hafifletici
sebeplerin sistematiğini Başvurucunun lehine olan yasal kriterleri etkisiz hale getirecek şekilde
olarak değiştirmemektedir
Bu durumda Bolonya İstinaf Mahkemesi CK madde 133rsquouuml ve sanığın davranışlarını da
detaylı bir şekilde inceledikten sonra Başvurucunun hafifletici sebep talebini reddetmiştir
Ayrıca Mahkeme sanığın cezasını hafifletecek duruşmalardaki davranışları ve succedil işlendikten
sonra araba kullanmaya devam etmesi de dahil hiccedilbir sebebin olmadığını varsaymaktadır
23
Başvurucu yargılama boyunca herhangi bir pişmanlık belirtisi goumlstermemiş ve aynı succedilu
tekrar işlemiştir
Sonuccedil olarak Mahkeme Başvurucuya karşı huumlkmedilen cezanın eldeki tuumlm verilerin
uygun bir şekilde tartılarak elde edildiğini ileri suumlrmuumlştuumlr Bu bağlamda Başvurucunun
değiştirilen kanun huumlkmuuml ışığında yargılamasının yapılmamış olması hafifletici sebeplerin
uygulanabilir olduğuna dair bir izlenim vermemektedir Bu nedenle Soumlzleşme Madde 7 ihlal
edilmemiştir
24
Başvuru Adı Vovk and Bogdanov v Rusya
Başvuru No 1561310
Başvuru Tarihi 11022020
Karar Tarihi 15022010
Karar Linki httpshudocechrcoeinteng22itemid22[22001-
20083822]
Olaylar
Sergey Vovk ve Artem Bogdanov ( Başvurucular ) 1995 ve 2000 doğumlu Rusya
vatandaşlarıdır Başvurucular Chitada yaşamaktadır
Başvurcular olay esnasında 13 ve 7 yaşlarındadır Chita boumllgesinde yerde buldukları el
bombası ellerindeyken patlamış ve Sergey Vovk bacağından Artem Bogdanov ise mide ve
goumlğsuumlnden yaralanmıştır Polis Artem Bogdanovun el bombasını okuluna yakın bir yerde
bulduğunu belirtmiştir
Olaydan sonra soruşturma ilk olarak Ceza Kanununun 2221 maddesindeki (Patlayıcı
cihazların yasa dışı edinimi taşınması ve depolanması) succediluna dayanarak accedilılmıştır Succedillama
daha sonra Ceza Kanununun 2251 maddesi (Patlayıcı cihazların uygun olmayan şekilde
korunması ) ve 348 maddesi (Askeri mal kaybı) uyarınca kamu guumlvenliği ve askerlik
hizmetlerine karşı işlenen succedillar olarak değişmiştir El bombası ateş almış ama patlamamış bir
halde askeri boumllgeden olayın yaşandığı boumllgeye getirilen bir kamyon kumun iccedilinden ccedilıkmıştır
Sivil soruşturma makamları konuyu askeri makamlara youmlnlendirmişlerdir Askeri soruşturma
9 guumln suumlrmuumlş ve herhangi bir askerin olayla bağlantısı olmadığı soumlylenerek soruşturma sivil
makamlara youmlnlendirilmiştir 2008-2011 yıllarında arasında birccedilok soruşturma yapılmış ama
herhangi bir fail tanımlanamadığı iccedilin soruşturmalar sonuccedilsuz kalmıştır Kasım 2013 tarihinde
2251 maddedeki succedil zamanaşımına uğramıştır Başvurucuların anneleri Rusya Ekonomi
Bakanlığına karşı accediltığı tazminat davasında idarenin bu tarz patlayıcı maddelerin sivillerin
eline geccedilmemesinde sorumlu olduğu iddia etmiştir Chita Tsentralniy Boumllge Mahkemesi
soruşturma makamlarının kararlarına dayanarak failin tespit edilmediğine dikkat ccedilekmiştir
Temyiz aşamasında ise Zabaykalskiy Boumllge Mahkemesi el bombasının devlet malı olduğuna
veya uygun şekilde depolanmadığına dair hiccedilbir kanıt bulunmadığına belirtmiştir
25
İhlal İddiaları
Başvurucular patlamadan dolayı accedilmış oldukları tazminat talepli davalarının
soruşturmanın duumlzguumln şekilde yapılmamasından dolayı reddedilmiş olması sebebiyle Adil
Yargılanma ( İHAS 6 ) ve Etkili Başvuru ( İHAS 13 ) haklarının ihlal edildiğini iddia
etmişlerdir
Karar
İHAS 2
Mahkeme başvuruyu yaşam hakkı youmlnuumlnden incelemiştir Yaşam hakkı devletlere
sadece kişileri kasıtlı şekilde oumllduumlrmeme sorumluluğunu değil aynı zamanda kişilerin hayatını
korumak iccedilin hukuk iccedilerisinde uygun adımlar atılması sorumluluğunu da yuumlkler Bunların yanı
sıra yaşam hakkı devletlere bağımsız bir yargı tarafından efektif bir yargılama yapma
yuumlkuumlmluumlluumlğuuml de yuumlklemiştir
Mahkeme iccedil hukuktaki soruşturmalara dayanarak kimliği belirlenemeyen bir kişi
tarafından taşınan kumlarla birlikte el bombasının yerleşim yerine duumlştuumlğuumlnuuml ve başvurucuların
bu el bombasından dolayı yaralandığını belirtmiştir Mahkeme el bombalarının sadece uumllkenin
yasal guumlvenlik guumlccedilleri tarafından kullanılabileceğini ve soruşturmada guumlvenlik guumlccedillerinin
incelenip kaybolan veya hasara uğrayan envanterin belirlenmesi gerektiğini ifade etmiştir
Mahkeme iccedil hukuktaki soruşturmada ortaya konulmuş olan guumlvenlik guumlccedillerinin ihmali sonucu
el bombasının ateşlenmiş şekilde kaybedildiğine dair bilgileri yargılama esnasında goumlz oumlnuumlnde
bulundurmaktadır Ne askeri soruşturmada ne de envanter kaybının kazaya neden olduğunu
kabul eden sivil soruşturmada herhangi askeri personel kayıptan dolayı sorumlu
goumlsterilmemiştir Askeriyenin ihmali sonucu kaza meydan gelmiş olmasına rağmen
soruşturma makamları yaşam hakkının idareye yuumlklemiş olduğu usuli sorumluluğa uygun
olarak yeterli ccedilabayı goumlstermemiş kanıtları toplamamış ve tatmin edici bir gerekccedile ortaya
koymamıştır Ayrıca soruşturma esnasında idarenin yaşam hakkı kapsamındaki kişilerin
oumllmemesini ve yaşamlarının risk altına girmemesini sağlama şeklinde duumlzenlenen
yuumlkuumlmluumlğuumlne dair bir inceleme yapılmamıştır
Sonuccedil olarak iccedil hukukta yuumlruumltuumllen soruşturmada el bombasının guumlvenlik guumlccedillerine ait
olup olmadığı ya da guumlvenlik guumlccedillerinin olaydaki el bombasının kaybından sorumlu olup
olmadığına dair bir kanıt ortaya koyulmamıştır Bu sebeplerle Mahkeme iccedil hukukta etkili bir
26
yargılama suumlreci olmadığını belirtmiş ve başvurucuların yaşam haklarının ihlal edildiğine karar
vermiştir
İHAS 41
Mahkeme Rusyanın başvurucuların her birine 40000 euro manevi tazminat masraf
ve giderler iccedilin ise 1400 euro oumldenmesi gerektiğine huumlkmetmiştir
27
Başvuru Adı YI v Rusya
Başvuru No 6886814
Başvuru Tarihi 14102014
Karar Tarihi 25022020
Karar Linki httpshudocechrcoeintengitemid[001-201326]
Olaylar
Başvurucu 1980 doğumlu Rusya vatandaşıdır ve Moskovada yaşamaktadır
Başvurucunun farklı kişilerden olmak uumlzere 1999 2011 ve 2012 doğum tarihli uumlccedil ccedilocuğu
vardır Başvurucu 8102013 tarihinde uyuşturucu transferi yaptığı gerekccedilesiyle evine yapılan
baskında goumlzaltına alınmıştır Polis merkezindeki sorgusunda 2004 yılında uyuşturucu
kullanmaya başladığını ama 2010 yılında son iki ccedilocuğunu doğurmadan oumlnce bıraktığını ancak
geccedilen ay eroin atağı geccedilirdiği iccedilin bir miktar kullandığını ifade etmiştir Bu ifade uumlzerine
ccedilocuklar annelerinden alınıp sosyal hizmetler goumlzetimine verilmiştir Sonrasında en buumlyuumlk
ccedilocuk babası ( başvurucunun ilk eşi ) ile kalmaya başlamıştır Başvurucunun 2011 ve 2012
doğumlu son iki ccedilocuğu da babaları ( başvurucunun ikinci eşi ) başvurucuyla aynı succediltan dolayı
ceza almış olduğu iccedilin yetiştirme yurduna goumlnderilmiştir Yetiştirme yurdundan sonra ise
bakıcı aileye verilmişlerdir Nisan 2014 tarihinde başvurucu uyuşturucu ticaretinden dolayı
succedillu bulunup 6 yıl hapis cezasına ccedilarptırılmıştır Bu esnada ilk derece mahkemesi uyuşturucu
bağımlısı ve işsiz olduğu iccedilin başvurucunun ccedilocukları uumlzerindeki ebeveynlik hakkını elinden
almıştır Başvurucu uyuşturucu iccedilin rehabilitasyona başladığını ve iş bulduğunu soumlyleyerek
ccedilocukların yanına almak istediğini belirtmiştir ancak ilk derece mahkemesi bu talebi
reddetmiştir Temyiz mahkemesi de ilk derece mahkemesinin kararını onamıştır
İhlal İddiaları
Başvurucu hafif bir tedbir alınmadan ebeveynlik hakkından tamamen mahrum
bırakıldığını ve hakkındaki davada otomatik bir şekilde yeterli inceleme yapılmadan temyiz
yapıldığını belirtmiştir Ayrıca ccedilocuklarıyla tuumlm bağlantısının koptuğunu soumlyleyip alınan
tedbirin orantısız olduğunu bu sebeple Oumlzel ve Aile Yaşamına Saygı Hakkının ( İHAS 8
) ihlal edilmiş olduğunu iddia etmiştir
28
Karar
İHAS 8
İHAM ( Mahkeme ) aile uumlyelerinin birbirinden ayrılmasının Oumlzel ve Aile Yaşamına
Saygı Hakkına youmlnelik ağır bir muumldahale olduğunu tekrarlamıştır Bu sebeple yapılan
muumldahale gerekccedileli olarak istisnai şartlarda ve ccedilocuğun yararı iccedilin gerekli olacak şekilde
yapılmalıdır Mahkeme iccedil hukuk yolunda verilmiş olan kararın gerekccedilesi olan uyuşturucu
bağımlılığı ve işsizlik sebeplerinin bu kadar ağır bir muumldahale iccedilin yeterli olmadığını
belirtmiştir
Mahkeme ilk olarak başvuranın uyuşturucu bağımlılığını bırakmaya ccedilalışmasıyla ilgili
terapiye gitmesinin ebeveynlik bağlarının kopmasında esas sebebin uyuşturucu bağımlığı
olduğu bir davada dikkate alınmamış olmasını ccedilarpıcı bulmuştur İkinci olarak işsizliğin
ebeveyn ve ccedilocuk arasındaki bağın koparılması iccedilin yeterli bir sebep olmadığını ve annenin
işsiz olmasının ccedilocukların hayatına ne şekilde olumsuz etkilediğinin accedilıklanmamış olduğunu
belirtmiştir Buna ek olarak tutuklanmadan aylar sonra ailenin evine yapılan denetimde evin
durumuna dair herhangi bir sorun goumlruumllmemiştir hatta son raporlar aile evinin durumunda
iyileşmeler olduğunu goumlstermektedir
Mahkeme iccedil hukuk yollarında başvuranın ayrılmadan oumlnce ccedilocuklarına bakıyor
olduğunun tuumlm yasal suumlreccedil boyunca ve sonrasında ccedilocuklarıyla iletişim kurmaya ccedilalıştığının
goumlz oumlnuumlnde bulundurulmadığını belirtmiştir Ayrıca aileden ayrılmanın ccedilocuklar uumlzerindeki
etkisinin de tam olarak hesaplanmadığını belirtmiştir Mahkeme bu zamana kadar ccedilocuklarının
bakımında herhangi bir ihmali olmayan anneye karşı daha hafif bir muumldahale yapılmamış
olmasını şaşkınlıkla karşılamaktadır
Sonuccedil olarak iccedil hukukta ccedilocuk ve ailenin ayrılmasının ccedilocuk iccedilin en yararlı yol
olduğunu uygun şekilde ortaya koyulmamıştır Bu sebeple başvurucunun Oumlzel ve Aile
Yaşamına Saygı Hakkı ( İHAS 8 ) ihlal edilmiştir
İHAS 41
Mahkeme Rusyanın başvurucuya 20000 euro manevi tazminat oumldemesi gerektiğine
huumlkmetmiştir
29
Başvuru Adı Gaughran v Birleşik Krallık
Başvuru No 4524515
Başvuru Tarihi 20 Ekim 2015
Karar Tarihi 13 Şubat 2020
Karar Linki Gaughran v Birleşik Krallık
Konu Mahkeme oybirliğiyle Kuzey İrlandarsquoda alkolluuml araccedil
kullandığı iccedilin huumlkuumlm giyen ve Birleşik Krallık hukuku uyarınca bu huumlkmuuml zamanaşımına
uğramış olan (spent conviction) kişinin kişisel verilerinin (DNA parmak izi ve fotoğraflar)
belirsiz suumlreli şekilde saklanmasının Soumlzleşmersquonin 8 maddesini (oumlzel ve aile hayatına saygı
hakkı) ihlal ettiğine karar vermiştir
Olaylar Başvurucu Fergus Gaughran 1972 doğumlu bir İngiliz
vatandaşı olup Newryrsquode (Kuzey İrlanda Birleşik Krallık) yaşamaktadır
Gaughran Ekim 2008rsquode alkolluuml araccedil kullandığı1 iccedilin goumlzaltına alınmıştır Başvurucu
polis merkezine goumltuumlruumllmuumlş ve merkezde alkolmetre ile yapılan oumllccediluumlmde başvurucunun alkolluuml
olduğu tespit edilmiştir Polis ayrıca başvurucunun fotoğrafını ccedilekmiş parmak izini ve DNA
oumlrneğini almıştır Sonrasında başvurucu da succedilunu kabul etmiş para cezasına ccedilarptırılmış ve
12 ay suumlreyle ehliyetine el konulmuştur Huumlkuumlm 2013 yılında zamanaşımına uğramıştır
Başvurucunun DNA oumlrneği kendisinin talebi uumlzerine 2015 yılında imha edilmiştir
Kuzey İrlanda Polis Teşkilatı (ldquoKİPTrdquo) başvurucunun DNA oumlrneğinden elde edilen DNA
profilini (dijital veri) parmak izlerini ve fotoğrafını belirsiz suumlreli olarak saklamaya devam
etmektedir
Başvurucunun KİPT tarafından kişisel verilerinin saklanmasına karşı yaptığı yerel
mahkemeler nezdindeki başvurular sonuccedilsuz kalmıştır
İhlal İddiaları Gaughran polisin kendisine ait DNA profili parmak izi ve
fotoğrafı belirsiz bir suumlre iccedilin saklamasının ve buna karşı işletilebilecek bir değerlendirme
1 Alkolluuml araccedil kullanmak İngiliz Hukukursquonda ldquokayıtlı succedilrdquo olarak bilinen ve cezası hapis olabilen bir succediltur
30
mekanizması olmamasının 8 maddeyi (oumlzel ve aile hayatına saygı hakkı) ihlal ettiğini iddia
etmiş ve 20 Ekim 2015rsquote AİHMrsquoe başvuruda bulunmuştur
Karar Mahkeme başvurucunun DNA profilinin parmak izinin ve
fotoğraflarının saklanmasının oumlzel hayata muumldahale teşkil ettiğini bu muumldahalenin succedilun
oumlnlenmesi amacıyla yani meşru bir amaccedilla gerccedilekleştirildiğini belirtmiştir
Mahkeme devletin sahip olduğu guumlcuumln belirsiz olması ve teknolojinin gittikccedile daha
komplike bir hal alması dolayısıyla mahremiyet haklarının değerlendirilmesinin oumlnemini
vurgulamıştır Oumlrneğin fotoğraf ve yuumlz haritalaması teknolojisi olayın yerel mahkemelerin
oumlnuumlnde incelendiği tarihten beri ccedilok ilerlemiştir
Mahkeme başvurucunun mahremiyet hakkına muumldahalenin meşru olup olmadığını
ulusal makamlara takdir yetkisi tanınması gerektiğini belirterek değerlendirmiştir Uumlye
devletlerin bir succediltan mahkucircm olanların kişisel verilerinin saklanması hususundaki yaygın
goumlruumlş birliği bu takdir yetkisini daraltacaktır
Mahkeme uumlye devletlerin ccediloğunun huumlkuumlmluumllerin biyometrik verilerinin yani parmak
izi ve DNA profilinin saklanması hususunda zaman sınırı koyan duumlzenlemelere sahip
olduğunu belirtmiştir Birleşik Krallık DNA profillerinin belirsiz bir suumlre iccedilin saklanmasına
izin veren sayılı Avrupa Konseyi uumllkesinden biridir2 Dolayısıyla takdir yetkisi oumlzellikle de
DNA profilleri accedilısından daraltılmalıdır
Bununla birlikte mahkeme saklama suumlresinin bir devletin veri saklamaya ilişkin
duumlzenlemesinin kabul edilebilir takdir yetkisinin sınırlarını aşıp aşmadığının
değerlendirilmesinde kesin bir yargıya ulaşmaya imkacircn vermediğini belirtmiştir Somut olayda
S ve Marper v Birleşik Krallık başvurusu ile aynı seviyede damgalama (stigmatization) riski
bulunmamaktadır zira S ve Marper v Birleşik Krallık başvurusunda başvurucular sanıktır
huumlkuumlmluuml değildir
Ccedileşitli oumlnlemlerin varlığı ve işleyişi bir devletin veri saklamaya ilişkin duumlzenlemesinin
kabul edilebilir takdir yetkisinin sınırlarını aşıp aşmadığının değerlendirilmesinde kesin bir
yargıya varmaya imkacircn verecektir Belirli suumlreli olmayan saklamaya ilişkin en geniş yetkileri
2 İncelenen 31 Avrupa Konseyi uumllkesinden 4rsquouuml (Kıbrıs İrlanda Kuzey Makedonya ve Karadağ) daha az cezayı
gerektiren succedillardan mahkum olunmasının akabinde DNA profillerinin belirsiz suumlreli olarak saklanmasına izin
veren duumlzenlemelere sahiptir
31
tanıyan duumlzenlemeleri uygulamaya koymak devletin kendisini takdir yetkisinin sınırına
sokması demektir Bu nedenle devlet başvurucu iccedilin belirli oumlnlemlerin mevcudiyetini ve
etkililiğini temin etmelidir
Ancak başvurucunun biyometrik verisi ve fotoğrafları işlediği succedilun ağırlığı
goumlzetilmeksizin ve saklamanın belirsiz bir suumlre iccedilin devam etmesinin gerekliliğine ilişkin bir
değerlendirme yapılmaksızın saklanmıştır Ayrıca Kuzey İrlandarsquodaki polis sadece belirli
şartlar altında biyometrik verileri ve fotoğrafları silme yetkisine sahiptir Dolayısıyla
başvurucu verinin saklanmasının kişinin succedilu yaşı kişiliği ve geccedilen zaman dikkate alınarak
gerekli olmadığının tespiti halinde silinmesine izin veren bir yol olmadığından verilerinin
saklanmasına ilişkin bir değerlendirme yapılması talebinde bulunamamıştır
Mahkeme bu yetkinin birbiriyle yarışan kamusal ve bireysel ccedilıkarlar arasında adil bir
denge kurmada başarısız olduğunu tespit etmiştir
Devlet dolayısıyla kabul edilebilir takdir yetkisinin sınırlarını aşmış ve somut olaydaki
saklama başvurucunun oumlzel hayatına saygı hakkına demokratik bir toplumda gerekli
goumlruumllemeyecek nitelikte orantısız bir muumldahale teşkil etmiştir
Bu accedilıklamalar doğrultusunda Soumlzleşmersquonin 8 maddesi ihlal edilmiştir
Mahkeme başvurucunun uğradığı manevi zararın tazmini bakımından ihlal tespitinin
adil tazmini sağladığını belirtmiştir
32
Başvuru Adı İbrahimov ve Mammadov v Azerbaycan
Başvuru No 6357116 289017 3954117 7414316 288317 3952717
Başvuru Tarihi 25 Ekim 2016
Karar Tarihi 11 Şubat 2020
Karar Linki İbrahimov ve Mammadov v Azerbaycan
Konu Mahkeme oybirliğiyle uyuşturucu ticareti yapma succedilu
isnadıyla tutuklanan ve yargılanan iki başvurucunun polis tarafından aşağılayıcı muameleye
maruz bırakılmaları ve soruşturma aşamasındaki delil yetersizliği nedeniyle Soumlzleşme madde
3 (insanlık dışı ya da aşağılayıcı muamele yasağı) başvurucuların succedil işlediklerine ilişkin
makul bir şuumlphe olmaksızın tutuklanmaları nedeniyle madde 5 sect 1 (oumlzguumlrluumlk ve guumlvenlik
hakkı) yerel mahkemelerin başvurucuları keyfi tutuklamaya ve yargılama oumlncesi uzun suumlreli
tutukluluğa karşı korumada başarısız olması nedeniyle madde 5 sect 4 (yasaya aykırı tutulma)
başvurucuların tutuklanmasında ve goumlzaltına alınmasında esas sebebin başvurucuların siyasi
bir grafiti ccedilizmeleri olmaları nedeniyle madde 5 ile bağlantılı olarak madde 18
(Soumlzleşmersquodeki kısıtlamaların uygunsuz kullanımı) ve madde 10 (ifade oumlzguumlrluumlğuuml) kapsamında
korunan haklarının ihlal edildiğine karar vermiştir
Olaylar Başvurucular Giyas Hasan oğlu İbrahimov ve Bayram Farman
oğlu Mammadov sırasıyla 1994 ve 1995 doğumlu Azerbaycan vatandaşlarıdır ve Bakuumlrsquode
yaşamaktalardır
Başvurucuların ikisi de bir sivil toplum hareketi olan NIDArsquonın uumlyesidir ve
Azerbaycanrsquoın oumlnceki cumhurbaşkanı Haydar Aliyevrsquoin heykeli uumlzerine ccedilizdikleri grafiti ve bu
grafitiyi sosyal medyada paylaşmaları sonrasında Mayıs 2016rsquoda tutuklanmışlardır Grafitide
ldquoFck the systemrdquo (Tr sistemi shellipm) ve cumhurbaşkanının oumlnceki doğum guumlnuuml kutlamaları
iccedilin kullanılan ldquoHappy flower dayrdquo (Tr Nice guumll bayramlarına) ifadesinin goumlndermeli ve
ironik bir versiyonu olan ldquoHappy slave dayrdquo (Tr Nice koumlle bayramlarına) ibareleri
geccedilmektedir
Başvurucular sokakta uumlniformasız kişilerce tutuklandıklarını bu kişilerin kendilerine
yumruk attığını ve kendilerini heykel uumlzerine ccedilizdikleri grafiti hakkında sorguladıklarını iddia
etmiştir Başvurucular Bakuuml Ana Polis Merkezirsquone goumltuumlruumllmuumlş burada polis memurlarınca
33
uumlzerlerine kasti olarak uyuşturucu madde yerleştirilmiş ve uyuşturucu ticaretine ilişkin
succedillamaları kabul etmeleri iccedilin koumltuuml muameleye maruz bırakılmışlardır Başvurucular oumlnce her
ne kadar iddiaları reddetseler de maruz bırakıldıkları koumltuuml muamele ve polisin tehdit etmesi
sonucu iddiaları kabul etmişlerdir
Başvurucular akabinde evlerine goumltuumlruumllmuumlş ve polis başvurucuların evinde
başvurucuların iddiasına goumlre polis tarafından yerleştirilen uyuşturucu madde bulmuştur
Başvurucuların ikisi de Narimanov Boumllge Polis Merkezirsquonde geccedilici olarak nezarethaneye
koyulmuş başvurucular burada bahccedileyi temizlemeye zorlanmış ve dahası doumlvuumllmuumlşlerdir
Avukatları başvurucuların maruz kaldıklarını iddia ettikleri koumltuuml muameleye ve bahccedileyi
temizlemelerine şahit olmuştur
Başvurucuların ikisi de yargılamaları sırasında uygulanacak olan oumlnleyici tedbirlere
ilişkin karar verecek olan Khatai Boumllge Mahkemesirsquone goumltuumlruumllmuumlş ve mahkemeye koumltuuml
muameleye maruz kaldıkları ve itiraflarını baskı altında yaptıklarını belirterek şikayetccedili
olmuşlardır Mahkeme soruşturma makamlarınca koumltuuml muameleye ilişkin iddiaların
incelenmesi iccedilin talimat vermiştir Başvurucular nezarethaneye doumlnduumlkleri sırada tekrardan
koumltuuml muameleye maruz kaldıklarını iddia etmiştir
Mayıs 2016rsquoda Birleşmiş Milletler Keyfi Tutuklamalar Ccedilalışma Grubu Azerbaycanrsquoı
ziyaret etmiş ve koumltuuml muamelenin ldquofiziksel izlerinirdquo taşıdıklarını belirttikleri başvurucularla
goumlruumlşmuumlştuumlr
Huumlkuumlmet her iki başvurucunun da polisin başvurucuların uyuşturucu ticareti yaptığına
ilişkin bilgi edinmesinden sonra tutuklandığını iddia etmiştir Başvuruculara devlet tarafından
avukat atanmıştır ve başvuruculara kanıtlar elde edildikten sonra succedil isnat edilmiştir
Başvurucular ayrıca goumlzaltı merkezinde sağlık muayenesinden geccedilirilmiş ve uumlzerlerinde yara
izine rastlanmamıştır Başvurucuların polisin koumltuuml muamelede bulunduğuna ilişkin iddiaları
sonucu yuumlruumltuumllen soruşturma sonucunda bu iddiaların dayanaksız olduğu ortaya ccedilıkmıştır
Mahkemeler başvurucuların tutuklarına son verilmesi ve salıverilme taleplerini
reddetmiş başvurucular tutuklu yargılanmaya devam etmiştir 2016rsquoda başvurucular
uyuşturucu ticareti succedilundan huumlkuumlm giymiş ve 10 yıl hapis cezasına ccedilarptırılmıştır
Başvurucular Mart 2019rsquoda cumhurbaşkanlığı affı neticesinde serbest bırakılmışlardır
34
İhlal İddiaları Başvurucular tutuklulukları sırasında ve polis nezaretinde koumltuuml
muameleye maruz kaldıkları ve yetkili mercilerin bu hususta etkili bir soruşturma yuumlruumltmediği
iddiasıyla madde 3 (işkence ve insanlık dışı veya aşağılayıcı muamele yasağı) kapsamında
şikayetccedili olmuştur
Başvurucular goumlz altına alınmalarının makul bir şuumlpheye dayanmadığını belirterek
madde 5 sect 1 (oumlzguumlrluumlk ve guumlvenlik hakkı) kapsamında mahkemelerin yargılama oumlncesi
tutukluluğun meşruiyetine ilişkin bağlantılı ve yeterli gerekccedile sunmadığını ve goumlzaltında
tutulmalarına ilişkin değerlendirmenin etkili olmadığını belirterek madde 5 ve 6 (adil
yargılanma hakkı) kapsamında şikayetccedili olmuştur
Başvurucular oumlzguumlrluumlk haklarının Soumlzleşmersquode oumlngoumlruumllen kısıtlama sebeplerinden
başka bir sebeple siyasi soumlylemler iccedileren grafiti ccedilizmelerinden oumltuumlruuml cezalandırılmak
amacıyla sınırlandığını belirterek madde 5 ile bağlantılı olarak madde 18 (haklara getirilecek
kısıtlanmaların sınırlanması) kapsamında şikayetccedili olmuşlardır
Son olarak başvurucular ayrı ayrı ve madde 18 ile bağlantılı olarak madde 10 (ifade
oumlzguumlrluumlğuuml) ve madde 8 (oumlzel hayata ve aile hayatına saygı hakkı) kapsamında şikayetccedili
olmuşlardır
Başvurucular 25 Ekim 2016 tarihinde AİHMrsquoe başvurmuştur
Karar
Madde 3
Polisin Koumltuuml Muamelesi
Mahkeme huumlkuumlmetin başvurucuların koumltuuml muameleye maruz kaldıklarına ilişin tuumlm
iddialarına karşı ccedilıktığını belirterek taraflar arasında bu konuda goumlruumlş ayrılığı olduğunu
belirtmiştir Huumlkuumlmetin beyanları sağlık raporunda ve adli tıp incelemesinde yaralanmaya ilişin
bir bulguya yer verilmediğine dayalıdır
Ancak Mahkeme ortada başvurucular lehine accedilık bir delil başlangıcı olduğunu tespit
etmiştir
Başvurucuların iddiaları başvurucuların bedeninde koumltuuml muameleye ilişkin izler tespit
eden Birleşmiş Milletler Keyfi Tutuklamalar Ccedilalışma Grubunun bulguları ile paraleldir
35
başvurucuların avukatı da bu iddiaları destekler nitelikte beyanda bulunmuş ve koumltuuml
muameleye tanık olmuştur ve Avrupa İşkenceyi ve İnsanlık Dışı veya Aşağılayıcı Muamele
ve Cezayı Oumlnleme Komitesirsquonin (CPT) goumlzlemleri mevcuttur
Huumlkuumlmet başvurucuların dayandığı delillere ilişkin yorum yapmamış veya bunlara bir
accedilıklama getirmemiştir ve huumlkuumlmetin dayanmış olduğu tıbbi kayıtlar da başvurucuların
iddialarının reddedilmesi iccedilin sağlam bir temel oluşturmamaktadır Oumlrneğin tıbbi raporlardan
birinde ilk başvurucunun boynunda ldquoyuumlzeysel kızarıklıkrdquo olduğu yer almış ancak bu
kızarıklığın nasıl meydana geldiği accedilıklanmamıştır Ayrıca başvurucuların goumlzaltı merkezine
geliş kaydının yapıldığı saatler arasında bariz ccedilelişki mevcuttur
Mahkeme ayrıca CPTrsquonin goumlzaltındaki kişilerin kendi avukatlarına erişimde
yaşadıkları sistematik gecikme sonucunda succedillamaları devlet tarafından atanan avukatlar
nezdinde kabul ettiğine ilişkin tespitine dikkat ccedilekmiştir Mahkeme başvurucuların sadece
devlet tarafından atanan avukatlar tarafından temsil edildiklerinde kendilerini succedillayıcı
beyanlarda bulunmasının koumltuuml muamele iddialarını desteklediğini ifade etmiştir
Mahkeme polisin başvuruculara ciddi succedil iddialarını kabul ettirmek iccedilin ki
başvurucular bu iddiaların mesnetsiz olduğunu iddia etmektedir koumltuuml muamele uyguladığının
makul şuumlphenin oumltesinde sabit olduğunu tespit etmiştir
Mahkeme elindeki kanıtları goumlz oumlnuumlnde bulundurduğunda başvurucuların polis
tarafından insanlık dışı ve aşağılayıcı muameleye maruz bırakıldığını ve madde 3rsquouumln esas
youmlnuumlnden ihlal edildiğini tespit etmiştir
Başvurucuların Koumltuuml Muamele İddialarının Soruşturulması
Mahkeme devletin ve devlet makamlarının koumltuuml muamelede bulunduğu iddiaları
hakkında madde 3 kapsamındaki usuli yuumlkuumlmluumlluumlk uyarınca etkili bir soruşturma yuumlruumltuumllmesi
gerektiğine ilişkin iccediltihadına atıfta bulunmuştur Mahkeme daha oumlnce de oumlnuumlne başvurucuların
yaşadığı tarzda problemler sonucu sağlıklı bir şekilde yuumlruumltuumllmeyen soruşturmalara ilişkin
Azerbaycanrsquoa karşı yapılan başvuruların geldiğini belirtmiştir
Oumlzellikle başvurucuların olayında sağlık muayenesi başvurucuların koumltuuml muameleye
ilişkin şikayette bulunmalarından ancak iki hafta sonra yapılmıştır Yetkili merciler ayrıca
36
polis merkezindeki ve nezarethanedeki kapalı devre kamera kayıtlarını kayıtların geccedilici olarak
saklandığı yedi guumlnluumlk suumlre iccedilinde arşivleyebilecekken bunda başarısız olmuştur
Bunların yanında başvurucuların koumltuuml muamele iddialarını araştıran soruşturma
makamı da polis merkezini araştırmak ve kanıt toplamak yolunda bir adım atmamıştır Aksine
başvurucuların koumltuuml muameleye maruz kaldığı polis merkezine soruları goumlndermiş ve buradan
yazılı cevapları almıştır
Mahkeme yetkili mercilerin hayli muhtemel koumltuuml muamele iddialarına youmlnelik etkili
bir soruşturma yuumlruumltmede başarısız olduğunu belirtmiştir Gerccedilekten de CPT bu tarz
soruşturmaların etkisizliğine ilişkin durumu ldquoAzerbaycanrsquodaki durum Avrupa Konseyi
uumllkelerinin tamamının arasında istisnai nitelik taşımaktadırrdquo şeklinde ifade etmiştir Buumltuumln
bunlar ışığında Mahkeme Madde 3rsquouumln usul youmlnuumlnden ihlal edildiği sonucuna ulaşmıştır
Madde 5 sect 1
Başvurucular tutuklanmaları ve goumlzaltına alınmalarının bir succedila ilişkin makul bir
şuumlpheye dayanmadığını zira uumlzerlerinde ve evlerinde bulunan uyuşturucuların heykel uumlzerine
ccedilizdikleri grafitiler dolayısıyla cezalandırılmaları amacıyla polis tarafından yerleştirildiğini
iddia etmiştir Huumlkuumlmet bu iddiaları reddetmiştir
Mahkeme her iki başvurucunun da huumlkuumlmet karşıtı goumlsteriler tertip eden bir genccedillik
hareketi olan NIDA uumlyesi olduğunu belirtmiştir Mahkeme ayrıca oumlnuumlndeki diğer davalarda
yetkili makamların NIDArsquoyı ve ldquoradikal bozguncu guumlccedillerrdquo olarak nitelendirdiği uumlyelerini
hedef goumlsterdiğini ifade etmiştir
Huumlkuumlmet başvurucuların yakalanmalarının operasyonel bir bilgiye ve soruşturma
makamlarınca toplanan delillere dayandığını belirtmiş ve Mahkeme başvuruculara karşı
uyuşturucu ticareti yapma succedilu isnadıyla accedilılan ceza davasını incelemeye geccedilmiştir
Mahkeme oumlncelikle her ne kadar resmiyette davalar arasında ilişki olmasa da
başvuruculara karşı yuumlruumltuumllen suumlrecin benzer koşullar altında İranlılardan uyuşturucu temin
etmeye youmlnelik iddialar da dahil olmak uumlzere aslında aynı aşamaları izlediğini belirtmiştir
Yetkili merciler ayrıca aynı soruşturma faaliyetlerini yuumlruumltmuumlş ve hatta soruşturma
kapsamındaki raporlar yazılırken kopyala yapıştır yapılmıştır
37
Mahkeme ayrıca zamanlamaya dikkat ccedilekmiştir Başvurucuların uyuşturucu ticareti
yaptığına ilişkin bilginin alınması ve yakalanmaları aynı guumlnde gerccedilekleşmiştir ve yine goumlzaltı
merkezine ve mahkeme oumlnuumlne ccedilıkarılmaları da yaklaşık olarak aynı zamanda gerccedilekleşmiştir
Mahkeme başvurucuların uyuşturucu ticareti succedilunu işlediklerine youmlnelik operasyonel
bilgi ve soruşturma tedbirleri hakkında daha kapsamlı bir inceleme yapmıştır
İlk olarak edinilen operasyonel bilgide uyuşturucu ticareti şuumlphelileri doğrudan
başvurucular işaret edilmeksizin sadece ldquoGiyasrdquo ve ldquoBayramrdquo olarak ifade edilmiştir
Mahkeme bu bilginin alınması ve başvurucuların yakalanması arasında ldquodelil boşluğurdquo
olduğunu tespit etmiştir Dosyada soruşturma makamlarının başvurucularla uyuşturucu
ticaretine ilişkin operasyonel bilgi arasında nasıl bağ kurduğuna ilişkin bir belge veya kanıt
yoktur
Başvurucular yakalandıktan sonraki soruşturma tedbirleri temel olarak başvurucuların
kendisinin ve evlerinin aranmasından ibarettir Ancak polis merkezinde başvurucuların
vuumlcudunda yapılan arama polisin ldquoolasırdquo delil yerleştirmeye ilişkin olası endişelere yer
vermeksizin tutuklamadan hemen sonra arama yapmada başarısız olduğu diğer davalara benzer
nitelik taşımaktadır
Başvurucular ayrıca polisin koumltuuml muamelesi altında aranmıştır Dahası başvurucuların
tutuklanma gerekccedilesi uyuşturucu ticareti yapmalarıyken polis bu faaliyetlere ilişkin nakit para
olası tedarikccedili veya alıcılara ilişkin bilgiler ve tartı ve paketleme malzemeleri gibi deliller ele
geccedilirme konusunda ccedilaba goumlstermemiştir
Tuumlm bunlar ve diğer hususlar dikkate alındığında Mahkeme somut olaydaki verilerin
Soumlzleşmersquonin bireylerin tutuklanması iccedilin gereken makul şuumlpheye ilişkin koyduğu minimum
standardı sağlayamadığı sonucuna varmıştır Başvurucular dolayısıyla ldquomakul bir şuumlpherdquo
olmaksızın oumlzguumlrluumlklerinden mahrum bırakılmış ve Madde 5 sect 1 ihlal edilmiştir
Madde 5 sect sect 3 ve 4
Başvurucular yerel mahkemelerin kararlarına ilişkin madde 5 ve 6 kapsamında
şikacircyette bulunmuştur Mahkeme bu iddiaları Madde 5 sect sect 3 ve 4 kapsamında değerlendirmeye
karar vermiş ancak madde 5 sect 1 kapsamındaki bulguları sebebiyle Madde 5 sect sect 3 kapsamında
değerlendirme yapmaya gerek kalmadığını tespit etmiştir
38
Mahkeme Aliyev v Azerbaycan kararında yerel mahkemelerin keyfi tutuklama ve
yargılama oumlncesi uzun suumlreli tutuklulukta sistemsel olarak başarısız olduğunu tespit etmiştir
Huumlkuumlmet başvurucuların davasında aksi bir kanaate ulaşmaya olanak veren bir olgu veya
arguumlman ileri suumlrebilmiş değildir ve Mahkeme madde 5 sect 4 kapsamında başvurucuların
haklarının ihlal edildiği sonucuna varmıştır
Madde 5 ile bağlantılı olarak madde 18
Başvurucular tutuklanmalarının ve goumlzaltına alınmalarının asıl nedeninin oumlnceki
cumhurbaşkanının heykeline ccedilizdikleri grafiti iccedilin kendilerini cezalandırmak amacıyla
yerleştirilen delil olduğunu iddia etmiştir Bu eylem ile aynı zamanda diğer kişilere de bu tarz
faaliyetlere kalkışmamaları iccedilin bir uyarıda bulunulmuştur Huumlkuumlmet bu iddiaların spekuumllatif
olduğunu ve başvuruculara karşı yuumlruumltuumllen hiccedilbir eylemin politik bir amaccedil taşımadığını iddia
etmiştir
Mahkeme başvurucuların olayının daha oumlnceden Mahkeme tarafından goumlruumllen ve
madde 18 anlamında ihlal teşkil eden muhaliflere sivil toplum aktivistlerine ve insan hakları
savunucularına karşı misilleme amacıyla yuumlruumltuumllen kovuşturma ve bu kişilerin ceza hukukunun
koumltuumlye kullanımı yoluyla keyfi tutuklanması ve goumlzaltına alınmasına ilişkin davalarla benzer
oumlzellikler taşıdığını tespit etmiştir
Oumlncelikle oumlnceki cumhurbaşkanının heykelinin uumlzerine grafiti ccedilizen ve hemen akabinde
yakalanıp tutuklanan başvurucular muhalif NIDA kuruluşunun uumlyesidir ikinci olarak
başvurucular makul bir şuumlphe olmaksızın ciddi bir şekilde uyuşturucu ticareti yapmakla
succedillanmıştır uumlccediluumlncuuml olarak mahkeme iccediltihadı NIDArsquonın ve uumlyelerinin hedeflendiğini ispat
etmektedir doumlrduumlncuuml olarak başvurucuların durumu muhaliflerin ve diğer aktivistlerin keyfi
tutuklanması ve goumlzaltına alınması zeminde incelenmelidir
Mahkeme başvurucuların oumlzguumlrluumlğuumlnuumln Soumlzleşme madde 5 sect 1 (c)rsquode yer alan amaccedillar
dışında bir amaccedilla kısıtlandığını ve esas amacın başvurucuları oumlnceki cumhurbaşkanının
heykeli uumlzerine grafiti ccedilizmeleri ve huumlkuumlmet aleyhine siyasi soumlylemde bulunmaları dolayısıyla
cezalandırmak olduğunu belirtmiştir Bu nedenle madde 5 ile bağlantılı olarak madde 18 ihlal
edilmiştir
Bu goumlz oumlnuumlnde bulundurulduğunda Mahkeme başvurucuların madde 8 ve madde 8 ile
bağlantılı olarak madde 18 kapsamındaki şikayetlerini inceleme gereği duymamıştır
39
Madde 10
Mahkeme başvurucuların eyleminin Soumlzleşme kapsamında korunan politik soumlylem
olarak değerlendirileceğini belirtmiştir Başvurucuların tutuklanması ve soruşturulması ifade
oumlzguumlrluumlğuumlne muumldahale niteliğindedir ve bu muumldahale sadece belirli haller altında meşru kabul
edilebilir
Ancak yetkili makamlar hukuk sınırları iccedilinde hareket etmek yerine başvurucuları
eylemlerine misilleme olarak uyuşturucu ticareti yapmak succedilundan yargılama yolunu
seccedilmişlerdir Başvurucuların ifade oumlzguumlrluumlğuumlne yapılan bu tarz bir muumldahale sadece hukuka
aykırı olmakla kalmamakla aynı zamanda buumlyuumlk oumllccediluumlde keyfilik taşımakta ve Soumlzleşmersquonin
Oumlnsoumlzuumlrsquonde accedilıkccedila ifade edilen ve Soumlzleşme maddelerine iccedilkin olan hukukun uumlstuumlnluumlğuuml
ilkesine de aykırılık teşkil etmektedir
Mahkeme Soumlzleşmersquonin 10 Maddesinin ihlal edildiği sonucuna ulaşmıştır
Adil Tazmin (Madde 41)
Mahkeme Azerbaycanrsquoın her bir başvurucuya manevi tazminat olarak 30000 Euro ve
masraflar ve harcamalar iccedilin 6000 Euro oumldemesine huumlkmetmiştir
40
Başvuru Adı Paixatildeo Moreira Saacute Fernandes v Portekiz
Başvuru No 7810814
Başvuru Tarihi 5 Aralık 2014
Karar Tarihi 25 Ocak 2020
Karar Linki Paixatildeo Moreira Saacute Fernandes v Portekiz
Konu Mahkeme oybirliğiyle bir iş insanının akdetmek istediği
soumlzleşmeye karşı ccedilıkan Lizbon Şehir Meclisi uumlyesi ve başvurucunun erkek kardeşinin bu işleme
karşı ccedilıkmamasını temin etmek uumlzere başvurucuya para teklif etmesi ve başvurucunun bunun
ses kaydını alması dolayısıyla succedillu bulunmasının Soumlzleşmersquonin 6 maddesini (adil yargılanma
hakkı) ihlal ettiğine karar vermiştir
Olaylar Başvurucu Paixatildeo Moreira Saacute Fernandes 1954 doğumlu bir
Portekiz vatandaşı olup Lizbonrsquoda yaşamaktadır Başvurucu avukattır
Ocak 2006rsquoda taşınmaz yatırım şirketi youmlneticisi bir iş insanı tarafların ikisini de
ilgilendiren bir hususta goumlruumlşmek uumlzere başvurucu ile iletişime geccedilmiştir Taraflar birkaccedil guumln
sonra buluşmuş ve goumlruumlşme sırasında iş insanı başvurucuya Şehir Meclisi ile iş insanı arasında
imzalanmış olan soumlzleşmeye muhalefetinden vazgeccedilmesi iccedilin başvurucunun Lizbon Şehir
Meclisi uumlyesi olan erkek kardeşini ikna etmesi iccedilin para teklif etmiştir Başvurucu bu
konuşmanın gizlice ses kaydını almış ve ses kaydını bu iş insanı ile ilgili yuumlruumltuumllen bir
soruşturmada gizli ajan olarak iş birliği yapacak olduğu polise vermiştir İki adam sonrasında
başvurucunun erkek kardeşinin tartışmalı soumlzleşmeye muhalefetini sona erdirmek iccedilin
ayarlamaları yapmak amacıyla tekrardan birkaccedil kez daha buluşmuş sonrasında goumlruumlşmeler
sona ermiştir
Şubat 2006rsquoda iş insanı ruumlşvet soruşturmasına dahil edilmiştir 2012rsquode Temyiz
Mahkemesi iş insanına 5 aylık hapis cezası vermiş Devlet Hazinesirsquone 200000 Euro oumldemesi
karşılığında iş insanının cezası ertelenmiştir
Aynı zamanda iş insanı başvurucuya karşı başvurucunun ilk goumlruumlşmelerinin ses
kaydını hukuka aykırı bir şekilde alması dolayısıyla şikacircyette bulunmuştur 2011 yılında
Lizbon savcılığı soruşturma başlatmış ve akabinde başvurucu hakkında hukuka aykırı bir
41
şekilde ses kaydı alması dolayısıyla iddianame duumlzenlemiştir İlk derece mahkemesi olan
Lizbon Mahkemesi başvurucunun beraatine karar vermiştir Ancak 26 Nisan 2012rsquode
başvurucu uumlccedil kişilik temyiz mahkemesi heyeti tarafından mahkucircm edilmiştir Dosya Lizbon
Mahkemesirsquone huumlkuumlm kurulması iccedilin geri goumlnderilmiştir Başvurucursquonun 1200 Euro
oumldemesine huumlkmedilmiştir Başvurucu kararı temyiz etmiştir
Haziran 2014rsquote 26 Nisan 2012 tarihli kararı veren aynı temyiz mahkemesi heyeti
başvurucunun temyiz başvurusunu reddetmiş ve ilk derece mahkemesi tarafından verilen
cezadan daha ağır bir cezaya huumlkmetmiştir Başvurucunun hukuka aykırı kayıt dolayısıyla
4800 Euro oumldemesine huumlkmedilmiştir
İhlal İddiaları Başvurucu madde 6 sect 1rsquoe (adil yargılanma hakkı) atıfla
duruşmalarının adil bir şekilde goumlruumllmediğini iddia etmiştir Başvurucu oumlzellikle Lizbon
Temyiz Mahkemesi kendisini veya tanıklarını dinlemeksizin ve ilk derece mahkemesi
hakkında beraat kararı vermesine rağmen ikinci derece yargılaması sonucu succedillu
bulunmasından şikayetccedili olmuştur Başvurucu ayrıca temyiz mahkemesinin tarafsız olmadığını
iddia etmiş ve hukuka aykırı kaydının iş insanının yolsuzluktan huumlkuumlm giymesine katkıda
bulunduğunu iddia etmiştir
Başvurucu 5 Aralık 2014rsquote AİHMrsquoe başvurmuştur
Karar
Madde 6sect1 (Adil Yargılanma Hakkı)
Mahkeme temyiz mahkemesinin başvurucuyu delilleri doğrudan değerlendirmeksizin
ikinci derece yargılamasında ilk seferde mahkum ettiğini belirtmiştir
İlk derece yargılamasında Lizbon Mahkemesi başvurucunun ve birccedilok tanığın
dinlendiği bir duruşma yapmıştır Akabinde başvurucu hakkında beraat kararı verilmiş ve
Lizbon Mahkemesi başvurucunun kendi eyleminin hukuka aykırı olduğunun farkında
olduğunun kanıtlanamadığını ve ayrıca başvurucunun eyleminin kaydın hukuka aykırı
niteliğini ortadan kaldıran zorunluluk kapsamında (Ceza Kanunu madde 34) değerlendirilmesi
gerektiğini tespit etmiştir
Temyiz mahkemesi ikinci derece yargılamasında olayları ve uygulanan hukuku yeniden
değerlendirmiştir Mahkeme akabinde başvurucunun kendi eyleminin hukuka aykırı olduğunu
42
bilerek hareket ettiğini belirterek olaya ilişkin bulgulardan uzaklaşmıştır Ancak temyiz
mahkemesi hiccedilbir tanığı ve hatta başvurucuyu dahi sorgulamamıştır Bunun sonucunda
başvurucu zorunluluk hali kapsamında hareket edip etmediğine ve davranışının hukuka aykırı
olduğunu bilip bilmediğine ilişkin savunma yapma şansı bulamamıştır
Mahkeme temyiz mahkemesinin Lizbon Mahkemesinin başvuran hakkında beraat
kararı vermesine yol accedilan tuumlm delilleri doğrudan değerlendirmiş olması veya başvurucuyu
şahsen sorgulaması gerektiği kanaatindedir Bu nedenle başvurucu temyiz mahkemesi oumlnuumlnde
adil bir şekilde yargılanmamıştır ve dolayısıyla Soumlzleşmersquonin 6 sect 1 maddesi ihlal edilmiştir
1 Mahkeme temyiz mahkemesinin başvuranın succediluna ilişkin kararındaki
gerekccedilelendirmenin hatalı olduğunu belirtmiştir
Oumlncelikle temyiz mahkemesi başvurucunun hareketinin hukuka aykırı olduğunu bilerek
hareket ettiği sonucuna varmıştır Ancak mahkeme bu hususu doğrudan delillendirmede
başarısız olmuştur
İkinci olarak temyiz mahkemesi başvurucunun zorunluluk hali kapsamında hareket
etmediği sonucuna varmıştır Ancak temyiz mahkemesi başvurucunun iş insanının yolsuzluk
succedilundan huumlkuumlm giymesindeki katkısını veya bu sorunla baş etmedeki genel menfaati
değerlendirmemiştir Ayrıca temyiz mahkemesi iş insanının menfur davranışı hakkında da
yorumda bulunmamıştır
Oysaki bu hususlar Lizbon Mahkemesirsquonin zorunluluk hali neticesinde meşruiyetin var
olup olmadığına ilişkin yaptığı analizde dikkate alınmıştır Lizbon Mahkemesi diğer hususların
yanında iş insanının davranışının etik kurallara ve hukuk kurallarına aykırılığı bir buumltuumln olarak
duumlşuumlnuumllduumlğuumlnde kendi haklarının başvurucunun haklarına goumlre oumlncelik taşıdığını iddia
edemeyeceğini belirtmiştir Bu nedenle temyiz mahkemesinin hukuka aykırılığı ortadan
kaldıran durumları oumlzellikle de sahip olunan meşru amacı yani yolsuzlukla muumlcadeleyi goumlz
oumlnuumlnde bulundurması gerekirdi Temyiz mahkemesi bunu yapmayı ihlal ederek başvurucunun
yargılama suumlrecinde ileri suumlrduumlğuuml oumlnemli arguumlmanlardan birine cevap vermemiştir
Ayrıca soumlz konusu kayıtlar iş insanına karşı başlatılan ceza soruşturmasında
kullanılmış ve olayların değerlendirilmesinde dikkate alınmıştır Bu durum temyiz
mahkemesinin hukuki değerlendirmesinde tamamen goumlz ardı edilmiştir dolayısıyla temyiz
mahkemesi hukuki durumu buumltuumlncuumll olarak inceleyememiştir
43
Mahkeme dolayısıyla temyiz mahkemesinin gerekccedilelendirilmesinde yanlışlığa yol accedilan
ihmallerin soumlz konusu olduğunu belirtmiştir Bu accedilıklamalar doğrultusunda Soumlzleşme madde 6
sect 1 ihlal edilmiştir
Mahkeme temyiz mahkemesinin başvurucuya ikinci derece mahkemesi olarak cezası
(para cezası) verirken tarafsız olmadığını belirtmiştir
Mahkeme başvurucunun kendisi hakkında huumlkuumlm veren iki yargıcın tarafsızlığına
ilişkin endişesinin tamamen meşru olduğu sonucuna varmıştır
Mahkeme diğer hususların yanında başvurucunun succedillu olduğuna huumlkmeden 26 Nisan
2012 tarihli karara ilişkin başvurucu tarafından yapılan ve basında veya temyiz suumlrecinde yer
alan eleştirilerin belirli bir seviyede duumlşmanlık yaratmış olabileceğini belirtmiştir Gerccedilekten
de her iki yargıccedil da başvurucunun kendilerine youmlnelttiği succedillamalar dolayısıyla başvurucu
aleyhine disiplin suumlreci yuumlruumltuumllebileceğini dile getirmiştir
Ayrıca başvurucu kendisine verilen para cezasına karşı yaptığı temyiz başvurusunun
ilk derece yargılamasında işin esası hakkında karar veren aynı heyete intikal ettiği hususunda
bilgilendirilmemiştir Dolayısıyla başvurucu bu kişilerin reddine ilişkin talebini dile getirme
şansından mahrum kalmıştır Bu nedenle Soumlzleşme madde 6 sect 1 ihlal edilmiştir
Adil Tazmin (Madde 41)
Mahkeme Portekizrsquoin başvurucuya manevi tazminat olarak 3000 Euro ve yapılan
masraflar ve harcamalar iccedilin 1632 Euro oumldemesine huumlkmetmiştir
44
MART 2020
Başvuru Adı CegoleaRomanya
Başvuru No 2556013
Başvuru Tarihi 8042013
Karar Tarihi 24032020
Karar Linki httphudocechrcoeintengi=001-201868
Konu İtalyan azınlığa mensup başvurucunun seccedilimlerde aday
olmasını engelleyen kuralların ve yaptığı itirazlarda yeterli usucirclicirc guumlvencelerden
faydalandırılmamasının Soumlzleşmeye ek 1 Numaralı Protokol Madde 3 (Serbest seccedilim hakkı)
ile bağlantılı olarak Soumlzleşmersquonin 14 maddesini (ayrımcılık yasağı) ihlali
Olaylar Başvurucu Gabriela Cegolea Romanya ve İtalya vatandaşıdır
1948 yılında doğmuştur ve Cernicarsquoda (Romanya) ikamet etmektedir
2012 yılında Cagolearsquonın başkanı olduğu Vox Mentis Vakfı hayır kurumu statuumlsuumlne
sahip olmak iccedilin başvurmuştur Bu 352008 sayılı Seccedilim Kanunu uyarınca Cegolearsquonın İtalyan
azınlığı temsil eden kurum olarak vakıf adına 9 Aralık 2012 tarihli parlamento seccedilimlerinde
aday olabilmesi iccedilin bir zorunluluktu
Mayıs 2012rsquode Huumlkuumlmet Sekreteri başvuruyu kaydetmiş ve Etnik Gruplararası İlişkiler
Departmanı (DRI) ile Kuumlltuumlr ve Ulusal Miras Bakanlığına (Bakanlık) goumlruumlş almak uumlzere
youmlnlendirmiştir Bir sonraki ay DRI vakfın hayır kurumu olma başvurusunu reddetmiştir
Cegolea bu karara karşı itiraz etmiş ancak başvurusu reddedilmiştir
Temmuz 2012de dernek ve vakıflara ilişkin 262000 sayılı Huumlkuumlmet Kararını
değiştiren 1452012 sayılı Kanun yuumlruumlrluumlğe girmiştir Değişiklikler esas olarak hayır kurumu
statuumlsuumlnuuml sağlamaya youmlnelik huumlkuumlmler ile ilgilidir
45
Ekim 2012rsquode Cagolea parlamento seccedilimlerine vakıf adayı olarak kaydolmaya
ccedilalışmıştır İki guumln sonra Merkezi Seccedilim Buumlrosu tarafından vakfın hayır kurumu olmaması
sebebiyle adaylığının kabul edilmediğine dair bilgilendirilmiştir Bu karara karşı mahkemeye
başvuran Cegolea başka şeylerin yanı sıra kendisine ayrımcılık yapıldığını ve mevzuatın
anayasaya aykırı olduğunu oumlne suumlrmuumlştuumlr Yerel mahkeme itirazı vakfın hayır kurumu
statuumlsuumlnuuml haiz olmaması sebebiyle reddetmiştir Başvurucu Anayasa Mahkemesirsquone
başvurmuş ancak anayasaya aykırılık iddiası kabul edilemez bulunmuştur Birkaccedil guumln sonra 9
Aralık 2012 parlamento seccedilimlerinde aday olmak iccedilin son kayıt tarihi geccedilmiştir
Ocak 2013rsquote Cegolea Bakanlıktan cevap almıştır Buna goumlre başvuru yapıldığında ve
incelendiğinde vakfın hayır kurumu statuumlsuuml iccedilin gerekli kriterleri karşıladığı anlaşılmıştır
Bununla birlikte dernek ve vakıflara ilişkin 262000 sayılı Huumlkuumlmet Kararını değiştiren
1452012 sayılı Kanunun yuumlruumlrluumlğe girmesiyle vakfın sağlayamadığı yeni kriterler mevcuttur
İhlal İddiaları Bayan Cegolea Soumlzleşmeye ek 1 Numaralı Protokol Madde 3
(Serbest seccedilim hakkı) ile bağlantılı olarak AİHS m14rsquoe (ayrımcılık yasağı) binaen kendi
adaylığı iccedilin Romanya Parlamentosunda halihazırda İtalyan azınlığı temsil eden ve Aralık
2012 seccedilimlerine adaylığını yenilemek iccedilin ayrıca bir şart sağlamasına gerek olmayan adaydan
farklı olarak sağlaması gereken ek şartlar olduğunu ve bu nedenle dezavantajlı konuma
duumlştuumlğuumlnuuml iddia etmiştir
Karar
1 Numaralı Ek Protokol m3 (serbest seccedilim hakkı) ile bağlantılı olarak m14 (ayrımcılık
yasağı)
Mahkemersquoye goumlre Cegolea seccedilim haklarının uygulanmasında farklı muameleye maruz
kalmıştır ccediluumlnkuuml Parlamentoda halihazırda temsil edilen kurumlardan farklı olarak
Cegolearsquonın aday olabilmesi iccedilin uumlyesi olduğu ve temsil etmek istediği vakfın hayır kurumu
statuumlsuumlne sahip olması gerekiyordu Muameledeki farklılığın amacı kurumların doğru temsilini
sağlamak ve yalnızca ciddi adayların bulunmasını teşvik etmektir Dayatılan yeni şart
Cegolearsquoyı hazırlıksız yakalamamış Cegolea 9 Aralık 2012 seccedilimleri oumlncesinde hayır kurumu
statuumlsuuml başvurusu iccedilin vakfın etkinliklerini organize edebilmiştir
Buna karşın Mahkeme aşağıdaki goumlzlemlerde bulunmuştur
46
Hayır kurumu niteliği iccedilin başvuru kriterleri 9 Aralık 2012 seccedilimlerine 5 aydan daha
kısa bir suumlre kalmışken ve vakıf başvurusunu yaptıktan sonra değiştirilmiştir 262000 sayılı
duumlzenlemenin ulusal mevzuat uumlzerinde doğrudan etkisi olmuştur
Cegolearsquonın başvurusu DRI ve Bakanlık olmak uumlzere iki farklı merciye iletilmiş ve ikisi
tarafından da farklı sonuccedillandırılmıştır
262000 sayılı duumlzenleme hayır kurumu statuumlsuuml başvurularını sonuccedillandırmaları iccedilin
yetkili idari makam ve Bakanlığa sırasıyla 60 ve 90 guumlnluumlk suumlreler tanımıştır Huumlkuumlmet bu
suumlrelerin bağlayıcı olup olmadığı konusunda accedilık değildir Bununla birlikte adaylık başvuru
suumlresi sona ermeden Cegolearsquonın bu statuumlyuuml alması gerektiği iccedilin bu oumlnemli bir sorundur
Dahası DRI suumlre sona ermeden cevap vermişken Bakanlık seccedilimlerden sonra cevap vermiştir
Cegolearsquonın başvurduğu merciler vakfın gerekli koşulları sağlayıp sağlamadığı
konusunda farklı tutum sergilemiştir DRI reddinin sebebi olarak vakfın etkinliklerinin etnik
gruplararası ilişkileri iccedilermemesini ve Cegolearsquonın kanuni şartları sağlamamasını goumlstermiştir
Bakanlık başvurunun yapıldığı ve incelendiği tarihte vakfın kanuni şartları sağladığını ancak
1452012 sayılı kanunla getirilen yeni şartlar sebebiyle artık sağlamadığını dikkate almıştır
İdari mercilerin Cegolearsquoya verdikleri cevaplar kanun huumlkuumlmlerinin ve uygulanmaları
iccedilin zaman diliminin yorumlanması accedilısından farklılaşmaktadır Ayrıca bu cevapların hukuki
niteliği ulusal mevzuat ve uygulama accedilısından accedilık değildir
3 Ekim 2007 tarihli Romanya Yuumlksek Mahkemesi kanuni şartları sağlamasına karşın
yuumlruumltmenin hayır kurumu statuumlsuuml vermemesi kararına karşı bir derneğin accediltığı davayı
reddetmiştir Yuumlksek Mahkeme talepte bulunan dernek veya vakfın kanuni şartları sağlasa bile
bu niteliğin tanınmasının yuumlruumltmenin takdirine bağlı olduğunu tespit etmiştir Mahkeme
Cegolearsquonın seccedilimde yer almak iccedilin vakfın hayır kurumu statuumlsuumlnuuml kanıtlamak zorunda olduğu
bir seccedilim bağlamında yuumlruumltmenin boumlyle bir takdir yetkisinin bulunmasının sorgulamaya accedilık
olduğu kanaatindedir Dahası vakfa bu statuumlnuumln tanınmasının reddine ilişkin yuumlruumltme kararına
itiraz proseduumlruuml yerel mahkemelerde esas inceleme yetkisini iccedilermemekte ve bu sebeple
keyfiliğe karşı yeterli koruma sağlamamaktadır
Sonuccedil olarak tuumlm bu hususlar ve oumlzellikle keyfiliğe karşı koruma sağlamadaki yargısal
incelemedeki boşluk ile Devletin bu bağlamda sahip olduğu geniş takdir yetkisi dikkate
alındığında Mahkeme Cegolearsquoya Parlamentoda halihazırda bulunan ulusal azınlık
kuruluşlarına kıyasla yapılan farklı muamelenin guumlduumllen meşru amaccedilla yeterli şekilde
47
gerekccedilelendirilemediğine karar vermiştir Bu sebeple Soumlzleşmeye Ek 1 Numaralı Protokol m3
ile bağlantılı olarak AİHS md14 ihlal edilmiştir
Adil Tazmin ( m41)
Mahkeme ihlal tespitinin Cegolearsquonın manevi zararı iccedilin yeterli olduğuna
huumlkmetmiştir
48
Başvuru Adı PelekiYunanistan
Başvuru No 6929112
Başvuru Tarihi 22102012
Karar Tarihi 05032020
Karar Linki httphudocechrcoeintengi=001-201527
Konu Devlet muumllkuumlnuumln bir manastıra devredilmesinde aracı olan
notere (başvurucu) karşı disiplin suumlrecinin AİHS m61rsquoi (adil yargılanma hakkını) ihlal
etmemesi
Olaylar Başvurucu Bayan Ekaterini Peleki 1965 yılında doğmuş olup
Yunanistan vatandaşıdır ve Atinarsquoda ikamet etmektedir
2007 Mayıs ve Aralık aylarında Bayan Peleki bir noter olarak Hellenic Emlak ve
Vatopedi Manastırı arasında halihazırda manastırın sahip olduğu Vistonida Goumlluumlnuumln bir kısmı
karşılığında Yunanistanrsquoa ait gayrimenkullere sahip olabilmesini sağlayan 2 soumlzleşme
duumlzenlemiştir
Soumlzleşme oumlzellikle manastırın Halkidikirsquodeki Ouranoupolirsquode bulunan 8608 hektarlık
alanın muumllkiyetini kazanabilmesini sağlamaktadır Eyluumll 2008rsquode gazete manşetleri bu işlemin
manastır lehine yapıldığını iddia etmiştir Soruşturma akabinde Atina İlk Derece Mahkemesi
Cumhuriyet Başsavcı Vekili noterler iccedilin disiplin kurulu Atina İlk Derece Mahkemesine
bağlanmadan oumlnce Bayan Peleki aleyhine Noterlik Kanununu ihlal ettiği gerekccedilesiyle disiplin
soruşturması başlatmıştır 19 Şubat 2009rsquoda Disiplin Kurulu başvurucunun noterlik
mesleğinden kalıcı olarak men edilmesinin talep edildiği Atina İstinaf Mahkemesi dosyasına
atıfta bulunarak karara varmıştır Buna goumlre soumlz konusu arazi devrin konusu olamaz
İstinaf Mahkemesi 19 Nisan 2011rsquode arazinin koruma alanı iccedilinde yer aldığını ve tarihi
eser olarak sınıflandırıldığını tespit etmiştir Kamu orta malı olarak geccedilen bu alan herhangi bir
nakil veya devir işleminin konusu olamayacaktır İstinaf Mahkemesi başvurucuyu iki ihlalden
dolayı succedillu bulmuştur Tarihi eser olarak sınıflandırılan bu arazinin iccedilinde bulunan ve nakli
muumlmkuumln olmayan iki Bizans doumlnemi tarihi eserinin işlemin dışında tutulmadan devredilmesi
ve ayrıca limited şirket kurulması Başvurucunun ilk ihlal iccedilin 4 ay ikinci ihlal iccedilin 2 ay suumlreyle
noterlik goumlrevinden geccedilici olarak uzaklaştırılmasına karar verilmiştir
49
İhlal İddiaları Başvurucu hakkında verilen cezaların AİHS m6 (adil
yargılanma hakkı) huumlkmuumlnuuml ihlal ettiğini iddia etmiştir
Karar Mahkeme ldquomedeni hak ve yuumlkuumlmluumlluumlklerrdquo başlığı altında
Soumlzleşmenin 6maddesini uygulayabileceğini kabul etmiştir
İlk derece organı ile ilgili olarak Mahkeme noterlik disiplin kurulu toplantı tutanağında
başvurucunun avukatının savunma yapma talebinin reddedildiğine dair bir emare
bulunmamaktadır Mahkeme yerleşik iccediltihat uyarınca dava daha sonra tam yargı yetkisine
sahip yargılama organı tarafından incelendiği takdirde idari otoritenin tuumlm talepleri
karşılamamasının Soumlzleşme m6 ihlali doğurmadığına işaret etmiştir
Mahkeme İstinaf Mahkemesinin goumlrguuml tanıklarını sorguladığını ve ek kanıtların
toplanması iccedilin davayı ertelediğini goumlrmuumlştuumlr Başvurucuya savunmasına uygun olduğunu
duumlşuumlnduumlğuuml iddiaları sunma fırsatı sağlanmıştır Bu iddialar onları cevaplama yetkisini
reddetme veya soruşturma bulgularını veya disiplin kurulunun yerleşik iccediltihadını doğrulama
zorunluluğu olmayan İstinaf Mahkemesi tarafından ayrıntılı şekilde incelenmiştir Dahası
Mahkeme başvurucunun dava İstinaf Mahkemesine dair bir şikayette bulunmadığını
kaydetmiştir
Mahkeme Atina Yerel Mahkemesine bağlı noter disiplin kurulundan oumlnceki iddia
edilen yargılama kusurlarını telafi eden İstinaf Mahkemesinin yeterli hukuki incelemede
bulunduğunu tespit etmiştir
Başvurucu aleyhine dava accedilılan ihlallerin sınıflandırılması ile ilgili olarak Mahkeme
yerel yetkililerin soumlz konusu arazinin iki sebeple 30282002 sayılı kanunla korunduğunu
dikkate aldıklarını kaydetmiştir İlk olarak tuumlm alan 1965 yılı bakanlık kararıyla tarihi eser
olarak sınıflandırılmıştır ikincisi bu alanda 1981 ve 1984 tarihli bakanlık kararlarıyla
sınıflandırılmış ve listelenmiş iki tarihi eser bulunmaktadır Mahkeme soumlz konusu arazinin
statuumlsuumlnuumln accedilık olmadığını ve yerel yetkililerin suumlreccedil boyunca farklı terminoloji kullandıklarını
tespit etmiştir Ayrıca İstinaf Mahkemesi arazinin sınıflandırılmasına ilişkin yetkili makamın
goumlruumlşuumlnuuml almak uumlzere davanın esası hakkındaki incelemesini ertelemiştir
Her haluumlkarda Mahkeme iccedilin İstinaf Mahkemesi oumlnuumlndeki dava nihai oumlnem arz
etmektedir ccediluumlnkuuml hem usul hem maddi hukuk accedilısından başvurucunun dosyası kapsamlı bir
incelemeye tabi tutulmuştur Ayrıca İstinaf Mahkemesi nihai karar da vermeyen ilk derece
organı dosyasını ve başvurucunun ifadelerini inceledikten sonra savunma avukatlarının halka
50
accedilık duruşmalardaki goumlzlemlerini dinlemiştir Succedilun tekrar sınıflandırıldığı goumlz oumlnuumlne
alınarak İstinaf Mahkemesi oumlnuumlnde başvurucuya kendini savunma fırsatı sağlanmıştır Dahası
başvurucuya atfedilen succedilların tekrar sınıflandırılması daha oumlnce ne istinaf ne de temyiz konusu
olmuştur
Son olarak temyiz mahkemesindeki dava ile ilgili olarak Mahkeme başvurucunun
savcılık iddianamesi sonrasında disiplin kurulunun avukatlarına savunma hakkı tanınmadığını
iddia ettiğini kaydetmiştir 5 Haziran 2012 tarihli kararında temyiz mahkemesi başvurucunun
avukatlarının konuşma taleplerinin disiplin kurulunca reddedilmesi iddiasını sunmadığını ve
bu iddianın bu nedenle reddedilmesi gerektiğini belirtmekle yetinmiştir Bununla ilgili olarak
Mahkeme bu sonucun 82010 sayılı istinaf mahkemesi kararına goumltuumlren duruşma kayıtlarında
yer alan bu iddianın etraflıca gelişim kanıtı ile ccedileliştiğini goumlzlemlemiştir
Ayrıca Mahkeme daha oumlnce aynı iddianın ileri suumlruumllduumlğuumlnuuml ve istinaf mahkemesince -
noter disiplin kurulu oumlnuumlndeki dosyaya ilişkin kusurlar kurulca savunma hakkı tanınmadığı
iddia edilen avukata bu hakkı da tanınarak telafi edilmiş- yeterli hukuki inceleme yapılarak
sonuccedillandırıldığını tespit etmiştir
Mahkeme bu sebeplerle madde 61 ihlali olmadığı sonucuna varmıştır
51
Başvuru Adı Dyagilev Rusya
Başvuru No 4997216
Başvuru Tarihi 12 Ağustos 2016
Karar Tarihi 10 Mart 2020
Karar Linki httphudocechrcoeintengi=001-201649
Konu Rusyarsquoda Vicdani Ret Statuumlsuuml Edinme Proseduumlruumlnuumln Avrupa
Soumlzleşmesirsquone Uygun Oluğu
Olaylar Başvurucu 1990 doğumlu Rusya vatandaşıdır ve St
Petersburgrsquoda yaşamaktadır Başvurucu 2014 yılında uumlniversiteden mezun olduğunda askerlik
hizmeti iccedilin ccedilağırılabilecek konuma geldiğinden bunun yerine sivil hizmet gerccedilekleştirme
talebinde bulunmuştur Ancak Askeriye Alım Komisyonu başvurucu tarafından sunulan
oumlzgeccedilmişin ve işvereninden alınan tavsiye mektubunun başvurucunun gerccedilek bir pasifist
olduğu youmlnuumlnde ikna edici olmadığını belirterek başvurucunun talebini reddetmiştir
Başvurucu Komisyonun kararına karşı yargı yoluna başvurmuşsa da yerel mahkeme
başvurucunun askeri yuumlkuumlmluumlluumlklerini yerine getirmemesi iccedilin ciddi ve uumlstesinden gelinmez
bir durum olduğunu ispatlayamadığını belirtmiştir Yuumlksek mahkeme de soumlz konusu kararı
onaylamıştır
İhlal İddiaları Başvurucu askeri hizmet yerine sivil hizmette bulunma
talebinin reddedilmesinin duumlşuumlnce oumlzguumlrluumlğuumlnuuml ihlal ettiğini ve Askeriye Alım Komisyonunun
askeri otoritelerden bağımsız olmadığını ileri suumlrmuumlştuumlr
Sivil toplum oumlrguumltuuml olan Vicdani Retccedililerin Hareketirsquonin yargılamaya uumlccediluumlncuuml bir taraf
olarak katılmasına izin verilmiştir
Karar Mahkeme bir kişinin vicdanıyla veya derin ve dini veya diğer
inanccedillarla ciddi ve uumlstesinden gelinmez bir şekilde motive olması durumunda askeri hizmete
muhalefetin madde 9 kapsamında guumlvence altına alındığını belirtmiştir Ancak soumlz askeri
hizmetten muafiyetlerin istismar edilmemesi iccedilin devletlerin bireyin inancının ciddiyetini
değerlendirmek iccedilin birtakım proseduumlrler oluşturmalarına izin verilmiştir Soumlz konusu
proseduumlrler etkili ve ulaşılabilir olmalıdır
52
Mahkeme Rus otoritelerin bireyin vicdani retccedili olup olmadığının tespiti iccedilin etkili ve
ulaşılabilir bir proseduumlr oluşturduğunu ve uluslararası standartlar ve Avrupa Mahkemesi
iccediltihatları uyarınca adil bir proseduumlr iccedilin gerekli garantiyi sağladığını belirtmiştir
Komisyonun yedi uumlyesinin askeri otoritelerden bağımsız kamu otoriteleri ve diğer uumlccedil
uumlyenin Savunma Bakanlığı tarafından seccedilildiğini belirtmiştir Bu durumda komisyonun karine
olarak bağımsız oluğu sonucuna varılmaktadır ve uumlyelerin Savunma Bakanlığırsquondan herhangi
bir talimat almadıkları belirtilmiştir
Ayrıca mahkemelerin soumlz konusu kararı incelediğini ve herhangi bir hata olması
durumunda duumlzeltebileceğini Savunma Bakanlığı tarafından atanmayan ve bağımsız olduğu
kabul edilen Komisyon başkanının da Başvurucu aleyhine karar verdiğini ve yerel
mahkemelerin Başvurucunun inanccedillarını kanıtlaması iccedilin şans verdiğini belirtmiştir Bu
sebeple Mahkeme Başvurucunun askeri hizmeti yerine getirmemesi iccedilin ciddi ve uumlstesinden
gelinmez bir durum olduğunu kanıtlayamadığına ve madde 9rsquoun ihlal edilmediğine karar
vermiştir
53
Başvuru Adı Platiniİsviccedilre
Başvuru No 52618
Başvuru Tarihi 22 Aralık 2017
Karar Tarihi 5 Mart 2020
Karar Linki httphudocechrcoeintengi=001-201734
Konu Mesleki Faaliyetlerden Men Cezasının Soumlz Konusu Olay
Accedilısından İhlale Sebebiyet Vermediğine İlişkin
Olaylar 2015 yılında oumln incelemeden sonra FIFA yetkilileri tarafından
2011 yılında Başvurucuya 2 milyon İsviccedilre frangı maaş takviyesi verildiği iddiası ile ilgili
disiplin soruşturması başlatmıştır Başvurucuya başta futbol ile ilgili ulusal ve uluslararası tuumlm
faaliyetlerden 8 yıl men cezası verilmiş ve FIFA Etik Komitesi tarafından 80000 İsviccedilre
frangına mahkum edilmiştir FIFA Uumlst Komitesine yapılan itiraz ile men cezası 6 yıla
indirilmiştir Başvurucu verilen cezaya karşı Spor Tahkim Heyetine başvurmuş ve FIFA Etik
kurallarının soumlz konusu eylemlerin gerccedilekleştirildiği tarihte mevcut olmadığını ve yaptırımın
aşırı olduğunu ileri suumlrmuumlştuumlr Spor Tahkim Heyeti başvuruyu reddetmiş ancak men cezasını
4 yıla ve para cezasını 60000 İsviccedilre frangına duumlşuumlrmuumlştuumlr
Başvurucu tahkim kararına karşı İsviccedilre Federal Mahkemesirsquonde dava accedilmıştır ve
mahkeme Başvurucunun 2015 yılında 61 yaşında olduğu goumlz oumlnuumlne alındığında verilen
cezasının aşırı olmadığına karar vermiştir
İhlal İddiaları Başvurucu disiplin soruşturmasının ve tahkim heyeti proseduumlrlerinin
madde 6 ile uyumlu olmadığını ileri suumlrmuumlştuumlr Ayrıca soumlz konusu eylemlerin gerccedilekleştiği
2007 ile 2011 yılları arasındaki yuumlruumlrluumlkteki kuralların uygulanmaması sebebiyle madde 7rsquonin
ihlal edildiğini ileri suumlrmuumlştuumlr Son olarak Başvurucu 4 yıl men cezası ile mesleki aktivitelerini
yerine getiremeyeceği sebebiyle madde 8rsquoin de ihlal edildiğini ileri suumlrmuumlştuumlr
Karar
Madde 6
Mahkeme madde 35 uyarınca hak ihlali iddialarının oumlncelikle yerel mahkemeler
oumlnuumlnde ileri suumlruumllmesi gerektiğini yinelemiştir Başvurucunun sadece Federal Mahkeme
54
oumlnuumlnde tahkim kararının keyfi ve adil olmadığını ileri suumlrduumlğuumlnuuml İsviccedilre yerel mahkemesi
oumlnuumlnde ise tahkim kurulu tarafından kullanılan kanıtların hukuki olmadığı savunma hakkına
saygı goumlsterilmemesi gibi iddialarını ileri suumlrmediğini belirtmiştir Bu sebeple Mahkeme
Başvurucunun iccedil hukuk yollarını tuumlketmediği dikkate alınarak madde 6 youmlnuumlnde başvuruyu
kabul edilemez bulmuştur
Madde 7
Mahkeme Başvurucuya uygulanan yaptırımın cezai nitelikle olup olmadığını
incelemiştir Mahkeme kendi iccediltihatlarında mesleki yaptırım ile disiplin cezaları ile diğer cezai
yaptırımların farklılık yaratabileceğini belirtmiştir ldquoOumlzel bir statuumlye sahip kuumlccediluumlk bir grup
kişiyerdquo uygulanan yaptırımların bu ceza kapsamına girmediğini yinelemiştir Başvurucunun
FIFArsquonın etik ve disiplin kuralları ccedilerccedilevesinde yaptırıma tabi tutulduğunu kaydetmiştir
Yaptırım FIFArsquonın yargılama usulleri ile ilgilidir Bu sebeple kuumlccediluumlk bir grubun bir uumlyesine
ilişkin oumlzel bir statuumlye dayanan bir yaptırımdır dolayısıyla madde 7 youmlnuumlnden başvuru kabul
edilemez bulunmuştur
Madde 8
Mahkeme oumlzel yaşam kavramının geniş ancak sonsuz bir kavram olmadığını
yinelemiştir Soumlz konusu yaptırım Başvurucunun mesleki yaşamı ile ilgili olmakla birlikte oumlzel
yaşamı ile ilgili değildir Ancak Mahkeme soumlz konusu durumun olumsuz etkilerinin
Başvurucunun oumlzel hayatını etkilediğini kabul etmiş ve Başvurucunun tuumlm kariyerini futbol ile
geccedilirdiğini ve tek gelir kaynağı olduğunu ve bundan mahrum kaldığını tespit etmiştir
Mahkeme Başvurucunun zorunlu tahkim şartlarını imzalayarak bazı haklarından kendi
iradesiyle feragat ettiğini kaydetmiştir Yine de Başvurucu FIFArsquonın tahkim kararından oumlnce
aldığı tedbirlere itiraz edebilmiş ve soumlz konusu karara karşı hukuk davası da accedilabilmiştir Sonuccedil
olarak Başvurucuya yeterli kurumsal ve usuli guumlvenceler sağlandığından madde 8rsquoin ihlal
edilmediğine karar vermiştir
55
Başvuru Adı Asady ve Diğerleri Slovakya
Başvuru No 2491715
Başvuru Tarihi 17052015
Karar Tarihi 24032020
Karar Linki httpshudocechrcoeintengi=001-201870
Konu Polis karakolunda başvurucularla yapılan kısa goumlruumlşmelere
rağmen Slovakyarsquoda kalmalarını sağlayabilecek ve statuumllerini etkileyebilecek durumlara ilişkin
ulusal makamların dikkatini ccedilekme imkanlarının başvuruculara verilmiş olması ve bireysel
inceleme yapılarak uzaklaştırılmış olmaları sebebiyle 4 Norsquolu Protokol 4 maddesinin
(yabancıların toplu sınır dışı yasağı) ihlal edilmediği
Olaylar Başvurucular 1980-1999 yılları arasında ccedileşitli tarihlerde
doğmuş olan 19 Afgan vatandaşıdır Kasım 2014rsquote başvurucular Slovak Sınır ve Yabancılar
Polisi tarafından Ukrayna sınırında bir kamyon iccedilinde saklı halde bulunmuştur Akabinde 32
kişilik bir grubun iccedilinde kimlikleri tespit ettirilmek uumlzere Petrovcersquodeki polis merkezine
goumltuumlruumllmuumlşlerdir Polis her başvurucuya 3 yıllık uumllkeye giriş yasağı ile idari sınır dışı kararı
duumlzenlemiştir Aynı guumlnuumln geccedil akşam saatlerinde Ukraynarsquoya goumltuumlruumllmuumlş ve tutuklanarak
Chop kentinde geccedilici olarak goumlz altına alınmışlardır Sığınma talep eden başvuranlarla aynı
anda tutuklanan 12 kişi de sığınmacılar kabul merkezine transfer edilmiştir
İlk doumlrt başvurucu Soumlzleşmersquonin 13 maddesinin (etkili başvuru hakkı) 3 maddeyle
(işkence veya insanlık dışı veya onur kırıcı muamele yasağı) bağlantılı olarak ihlalini ve
Soumlzleşmeye Ek 4 Norsquolu Protokol 4 maddesinin (yabancıların topluca sınırdışı edilme yasağı)
ihlalini ileri suumlrerek Slovak idari sınırdışı kararına itiraz etmişlerdir Slovak sınır polisi youmlnetim
kurulu başvurucuların itirazını Ocak 2015rsquote reddetmiştir
İhlal İddiaları
Başvurucular aleyhlerine verilen sınır dışı edilme kararının Soumlzleşmersquonin 13 maddesi
ve 4 Norsquolu Protokol 4 maddesini ihlal ettiğini iddia etmiştir
Karar Mahkeme ilk olarak oybirliğiyle başvuruculardan 12 tanesini
listeden silmeye ve 4rsquoten 8rsquoe kadar olan başvurucular ile 10 ve 12 numaralı başvurucuları
listede tutmaya karar vermiştir Soumlz konusu başvurucular Facebook uumlzerinden kanuni yasal
56
temsilcileri ile iletişim kurmak dahil olmak uumlzere davaya devam etmek istediklerini belirtmeye
yeterli bilgi sağlamışlardır Başvurucular sırasıyla Avusturyarsquoda sığınmacı olarak bulunan Sher
Badov Shinwari Danimarkarsquoda sığınmacı olarak yaşayan Abdul Hamid Nasri Kabilrsquode
yaşayan Mohammad Azam ve Fransarsquoda sığınmacı olarak bulunan Samiuddin Faizy
Odessarsquoda bulunan Mohammad Shakib Mezar-ı Şerifrsquote (Afganistan) yaşayan Zabiullah Zazai
ve Afganistanrsquoda yaşayan Abobaker Jamilrsquodir
4 Norsquolu Protokol Madde 4
Mahkeme başvurucuların uzaklaştırılmasının Soumlzleşme bağlamında sınır dışı edilme
olduğunu tespit etmiştir İncelenmesi gereken husus ise bunun doğası gereği toplu bir sınır dışı
olup olmadığını tespit etmek olduğundan uzaklaştırılmalarına karşı layiha vermelerine imkan
verilip verilmediğine ve iccedilinde bulundukları koşulların bireysel olarak ve hakikaten dikkate
alınıp alınmadığını incelemek gereklidir Mahkeme tarafların kurallara uygun goumlruumlşme
yapıldığı veya başvurucuların sığınma talebinde bulundukları konularında uyuşmadıklarını
tespit etmiştir
Resmi kayıtlara goumlre her başvurucunun goumlruumlşmesi on dakika suumlrmuumlş ve tercuumlman
eşliğinde iki polis memuru tarafından gerccedilekleştirilmiştir Goumlruumlşmelerin bazı kısımları
ccedilakışmış olsa da bu başvurucularla teker teker goumlruumlşme yapılmadığını tespit etmek iccedilin yeterli
değildir Her surette Soumlzleşme bireysel goumlruumlşme yapılması hakkı sağlamamıştır Mahkeme
oumlnemli olanın başvurucuların etkili bir şekilde sınır dışı edilmeye karşı layihalarını sunmuş
olabilmesinin olduğunu tekrarlamıştır
Mahkeme başvuruculara standartlaştırılmış soruların sorulduğunu ve benzer cevapların
verildiğini kabul etmiştir ancak bu muhtemelen başvurucuların deneyimlerinin benzerliğinden
kaynaklanmaktadır Bununla birlikte bahsedilen sahip oldukları paranın toplamının farklı
olması bireyselleştirilmiş youmlnteme işaret etmektedir Dahası goumlruumlşmelerin kısa suumlrmesi daha
kapsamlı bir incelemeyi gerektiren unsurlar belirtmemiş olmalarından kaynaklanmış olabilir
Başvurucular da Afganistanrsquoda zulme uğradıklarını veya oumlluumlm cezasıyla karşı karşıya
oldukları ifadelerinin aksini ispatlamak iccedilin herhangi bir iddiada bulunmamışlar daha ziyade
uumllkeyi ekonomik sebeplerden oumltuumlruuml terk ettiklerini ve Almanyarsquoya Slovakyarsquodan sığınma talep
ettiklerini soumlylemeden seyahat etmek istemişlerdir
Mahkeme kayıtların gerccedileğe uygun olmadıklarına yanlış ccedilevrildiğine veya
başvurucuların sığınma taleplerinin goumlrmezden gelindiğine dair herhangi bir kanıta
57
ulaşamamıştır Ukrayna uyruklu avukatlarıyla olan konuşmalarında veya sınır dışı kararına
itirazlarında da sığınma taleplerine ilişkin kişisel sebeplere de rastlanılmamış olmasının da
dikkate alınması gerekir Ayrıca başvurucularla aynı anda Slovakyarsquoda goumlz altına alınmış on
iki kişinin sığınma taleplerini ifade etmeleri ve boumlylece Ukraynarsquoya geri doumlnmemiş olmaları
de oumlnemli bir husustur
Son olarak başvurucular en azından kendileriyle goumlruumlşme yapıldıkları sırada tercuumlman
bulunduğuna ilişkin bir itirazda bulunmamıştır Mahkeme ayrıca kendilerinin ve tercuumlmanın
imzaladığı belgelerden de anlaşılacağı uumlzere adli yardım alma dava dosyası hakkında yorum
yapma ve delil toplama hakları konusunda bilgilendirildiklerinden şuumlphe etmemiştir
Sonuccedil olarak Mahkeme başvurucuların statuumllerini etkileyebilecek ve Slovakyada
kalma hakkına sahip olabilecek herhangi bir duruma ulusal makamların dikkatini ccedilekme
imkanından mahrum bırakılmadığını ve bireysel durumlarının herhangi bir incelemesi olmadan
Ukraynaya uzaklaştırılmadıklarını tespit etmiştir
Mahkeme oy ccediloğunluğuyla 4 Norsquolu Protokol 4 maddesinin ihlal edilmediğine
huumlkmetmiştir
Diğer maddeler
Mahkeme başvurucuların sınır dışı edilmelerinin toplu şekilde gerccedilekleştirildiğine ikna
olmadığına dikkat ccedilekmiştir Ayrıca Soumlzleşmersquonin 2 maddesi (yaşam hakkı) veya 3 maddesi
(işkence veya insanlık dışı veya onur kırıcı muamele yasağı) kapsamında herhangi bir ayrı
şikayette bulunmamışlardır Mahkeme boumlylelikle başvuranların 13 madde uyarınca tartışmalı
bir iddiası bulunmadığına karar vermiştir Bu nedenle bu huumlkuumlm kapsamındaki şikayet
ccediloğunluk tarafından accedilıkccedila dayanaktan yoksun ve boumlylelikle kabul edilemez olması sebebiyle
reddedilmiştir
Karşı Oy Yargıccedil Keller karşı oy bildirmiştir Yargıccedil Lemmens Keller ve Schembri
Orland ortak karşı oy bildirmiştir
58
Başvuru Adı Hudorovič ve Diğerleri Slovenya
Başvuru No 2481614 ve 2514014
Başvuru Tarihi 26032014
Karar Tarihi 10032020
Karar Linki httpshudocechrcoeintengi=001-201646
Konu Roman koumlkenli Slovenya vatandaşlarının yaşam tarzları ve
azınlık olmaları sebebiyle iddia edilen guumlvenli iccedilme suyuna ve sıhhi temizliğe erişimlerinin
olmamasının devletin pozitif yuumlkuumlmluumlluumlklerini bu imkanı sağlamak iccedilin yerine getirmiş
olmasından oumltuumlruuml 3 ve 8 maddelerinin ihlal edilmemesi
Olaylar 2481614 numaralı başvurunun başvurucuları 1959 doğumlu
Ribnica Belediyesirsquondeki gayrıresmi Roman koumlyuuml Goriča vasrsquota yaşayan Branko Hudorovič ve
2007 doğumlu Aleks Kastelicrsquotir
Başvuranların yerleşim yeri esas olarak sıhhi tessisat ve kanalizasyon bulunmayan
ahşap kuluumlbelerden oluşmaktadır 1999rsquoda ilk başvurucu ve Ribnica belediye başkanı dizel
jeneratoumlr ve 2000-3000 litrelik bir su deposunun satın alınması ve yerleşime yerleştirilmesi
konusunda anlaşmışlardır İtfaiye tarafından su sağlanacak ve boumllge sakinleri de yeterli sıhhi
tesisat (kimyasal tuvaletler) iccedilin oumldeme yapacak ve ccedilevrenin temizliğini ayarlayacaktır Su
deposu sonunda satın alınarak yerine konulmuş ancak taraflar daha fazla geliştirme konusunda
anlaşamamıştır Huumlkuumlmet itfaiyenin mukimlerin isteği uumlzerine buumlyuumlk bir tank dolusu ve
konteynerler iccedilinde su sağladığını bildirmiştir Ardından dizel jeneratoumlr ve su deposu
satılmıştır Başvurucular tankın kuumlfluuml ve kullanılamaz hale gelmesinden oumltuumlruuml mukimlerin
tankı değiştirmek zorunda kaldıklarını ifade etmişlerdir
2514014 sayılı başvurunun başvurucuları on doumlrt kişilik bir ailedir İlk başvurucu Bay
Ljubo Novak ve ikinci başvurucu Bayan Dunja Kočevar ccedilocuklarıyla beraber Škocjan
Belediyesindeki gayriresmi Roman yerleşkesi olan Dobruška vas 41 koumlyuumlnde yaşamaktadırlar
2011 yılında yetkililer belediye arazisinin yanındaki yerleşim yerinde bir gruba su
bağlantısı sağlamış 2015 yılına kadar su tedarik edilen hane sayısı yediye ccedilıkmıştır
Başvurucular komşularının kendilerine su tedarik edilmesine karşı ccedilıkmasından oumltuumlruuml bu
sistemin iccedilinde yer almadıklarını belirtmişlerdir Su ihtiyaccedillarını koumly iccedilindeki bir ccedileşmeden
59
karşılamaktadır Başvurunun yapıldığı tarihte Škocjan Belediyesirsquonin kentsel atık sularının
boşaltılması ve arıtılması iccedilin bir tesisi bulunmamaktadır Boumllgenin sakinleri belediyenin
kamu hizmet kuruluşunun boşalttığı foseptik tankı veya kuumlccediluumlk atık su tesislerini
kullanmaktadır
İhlal İddiaları Başvurucular oumlzellikle iccedilme suyu ve temizlik işleri gibi kamu
hizmetlerine erişimlerinin olmamasının Soumlzleşmersquonin 3 maddesi (insanlık dışı ve kuumlccediluumlk
duumlşuumlruumlcuuml muamele yasağı) 8 maddesi (oumlzel ve aile hayatına saygı hakkı) ve 3 ve 8 maddeler
ile bağlantılı olarak 14 maddesinin (ayrımcılık yasağı) ihlalini oluşturduğunu ileri suumlrmuumlştuumlr
Ayrıca yerel yetkililer tarafından olumsuz ve ayrımcı davranışlara maruz bırakıldıklarını
savunmuşlardır
Karar
8 Madde ve 14 Madde
Mahkeme guumlvenli iccedilme suyuna erişimin 8 madde kapsamında korunmadığını ancak
suyun insanın hayatta kalabilmesi iccedilin gerekli olduğunu ve buna suumlrekli ve uzun suumlreli olarak
erişim eksikliğinin sağlık ve insan onuru accedilısından olumsuz sonuccedillara yol accedilabileceğini bilfiil
oumlzel hayatın ve konut hakkından faydalanmanın oumlzuumlnuuml aşındıracağını tespit etmiştir Boumlylelikle
Mahkeme bu tuumlr katı koşulların ikna edici bir şekilde iddia edilmesinin devletin 8 madde
kapsamında pozitif yuumlkuumlmluumlluumlğuumlnuuml harekete geccedilireceğini goumlz ardı edememiştir
Mahkeme soumlz konusu yuumlkuumlmluumlluumlklerin varlığının ve kapsamının 8 madde youmlnuumlnden
uygulanabilirliğinin yanı sıra davanın somut oumlzelliklerine goumlre ve bunların ciddilik seviyesiyle
yakından ilintili olduğundan oy ccediloğunluğuyla 8 madde youmlnuumlnden uygulanabilirliğini hem ayrı
olarak hem de 14 maddeyle bağlantılı olarak esasa girerek incelemeye karar vermiştir
Mahkeme 8 maddeyle ilgili sorunlara ilişkin iccediltihadını yineledikten sonra
başvurucuların şikayetlerinin devletin oumlzellikle sosyal accedilıdan dezavantajlı gruplara kamu
hizmetleri erişim sağlama pozitif yuumlkuumlmluumlluumlğuuml kapsamına girdiğini ev sağlama gibi sosyo-
ekonomik meselelerde devletin geniş takdir yetkisinin (ldquogeniş takdir marjırdquo) olduğunu goumlz
oumlnuumlnde bulundurmuştur
Mahkeme yetkililer tarafından Slovenyarsquodaki Roman topluluğunun tehlikeli yaşam
koşullarının iyileştirilmesi iccedilin atılmış genel adımları dikkate almasına rağmen başvurucuların
daha sağlam altyapılı yerleşim yerlerine yerleşme imkanından yararlanıp yararlanamayacakları
60
net değildir Nihayetinde Mahkeme başvurucuların kendi yerleşim yerlerinde kendi
tercihleriyle kaldığı sonucuna ulaşmıştır
Başvurucular aynı zamanda sosyal yardımdan yararlanmakta olup aşırı yoksulluk
aşamasında değillerdir Gerccedilekten de ilk başvurudaki başvurucular su tankının alımının bir
kısmını finanse etmişler ve su dağıtımı ile kimyasal tuvaletlerin giderlerini karşılamayı kabul
etmişken ikinci başvurudaki başvurucular yerleşim yerlerine yakın bir arazi satın almış ve
yargılama devam ederken taşındıkları bir ahşap kuluumlbe inşa etmişlerdir
Boumlylelikle Mahkeme yetkililerin başvurucuların durumlarını incelediğini sosyal
yardım sistemleri aracılığıyla diğer şeylerin yanında yaşam koşullarını geliştirilmesini
sağlamaları iccedilin kullanılmış veya kullanılabilecek seviyede temel harcırah temin ettiğini
kanaatine varmıştır Dahası belediye yetkilileri başvurucuların guumlvenli iccedilme suyuna erişimi
olduklarını temin etmek iccedilin somut adımlar atmıştır
Mahkeme bir veya daha fazla su tankının ilk başvurucuların yerleşim yerinde 1999 ve
2016 yılları arasında kurulmuş olduğunu ve istekleri uumlzerine su tedarik edildiğini kabul
etmiştir Tarafların ortak finansmanlı su tankına ne olduğuna ilişkin accedilıklamalarındaki
farklılıklar ve başvurucuların suyun kalitesi ve teslimatların duumlzenliliği ile ilgili asılsız iddiaları
dikkat ccedileken Mahkeme duumlzenlemenin başvuruculara Goriča vas koumlyuumlnden guumlvenli iccedilme
suyuna erişim imkanı sağladığı sonucuna varmıştır
Aynı şekilde ikinci başvurudakilerin koumlyuuml belediyenin bireysel hane sakinleri iccedilin de
bağlantıların kurulabileceği bir grup su dağıtım bağlantısı kurduğu ve finanse ettiği Dobruška
vas iccedilin bulunan ccediloumlzuumlm hakkında da aynı sonuca varmıştır Başvurcuların bağlantıya erişimde
yaşadıkları zorluklar hakkındaki yorumlarını dikkate alan Mahkeme aynı zamanda
başvurucuların aslında her iki evde de bağlantı kurulması iccedilin talepte bulunmadıklarını
goumlzlemlemiştir
Soumlz konusu tedbirler kalıcı olmaktansa geccedilici ccediloumlzuumlmler olarak değerlendirilebilirken
Mahkeme bu pozitif tedbirlerin başvuruculara guumlvenli iccedilme suyuna erişim imkanı sağladığını
ve aksini ispatlayan delillerin yokluğunda yetkililerin iyiniyetli bir şekilde tedbirleri
gerccedilekleştirdiğini tespit etmiştir Başvurucular belediye makamlarının yerleşim yerlerinin
duumlzenlenmesi ve guumlvenli iccedilme suyuna erişim konusundaki menfaatlerine ccediloğunluk nuumlfusunun
altyapısını iyileştirmeyi amaccedillayan daha az acil tedbirlere kıyasla daha az oumlncelik verdiklerini
61
goumlstermemiştir Aslında hem belediyelerde hem de Slovenyanın diğer uzak boumllgelerindeki
genel su dağıtım sisteminden guumlvenli iccedilme suyuna erişim sınırlıdır
Mahkeme belediyelerin aldıkları tedbirlerin sıhhi temizliğe dair adımları iccedilermediğiniı
kaydetmiştir Ancak kamu kanalizasyon sistemi eksikliğinin Slovenyarsquoda genel bir sorundur
ve sıhhi temizliğe erişimin her iki belediye de de sınırlıdır Buna ek olarak kamusal altyapıyı
geliştirmenin yapısı gereği aşamalı bir işlem olduğu ve devletin şehir planlama kaynaklarını
oumlnceliklendirme konusunda geniş takdir yetkisi goumlz oumlnuumlne alınarak Mahkeme yalnızca sağlık
iccedilin ciddi bir risk olması gibi ikna edici sebeplerin başvurucuların ilgili durumlarına ilişkin
adımlar atılmasının devlete sorumluluk yuumlklemeyi haklı kılabileceğini belirtmiştir
Bununla birlikte başvurucular bu konuda destekleyici herhangi bir iddiada
bulunmamışlar veya foseptik tank kurmalarına veya kamu kanalizasyonuna başka alternatifler
bulmalarına engel olunduğunu ileri suumlrmemiştir Mahkeme başvurucuların yaşam koşullarının
gelişmesine katkı sağlayacak sosyal yardım aldıklarını ve devletlerin ev sağlama konusunda
geniş takdir yetkisine sahip olduklarını yinelemiştir Başvurucular aynı zamanda devletin
guumlvenli iccedilme suyu sağlamadaki soumlzde başarısızlığını ve bunun 8 madde temelindeki haklarının
oumlzuumlnuuml aşındıracak biccedilimde sağlık ve insan onuru uumlzerinde yol accediltığı olumsuz sonuccedilları ikna
edici şekilde ortaya koymamıştır
Mahkeme boumlylelikle devletin guumlvenli iccedilme suyuna ve sıhhi temizliğe erişimlerini temin
ederken aldığı oumlnlemlerin başvurucuların kolayca zedelenebilir pozisyonlarını hesaba katarak
aldığını ve Soumlzleşmersquonin 8 maddesinin gerekliliklerini karşıladığını tespit etmiştir 8
Maddenin olaya uygulanabilir olduğu varsayılsa bile huumlkmuumln ihlali soumlz konusu olmamıştır
Boumlylece Mahkeme beşe iki oyla 8 maddenin uygulanabilirliğine karar vermenin gerekli
olmadığına karar vermiştir
3 Madde
Mahkeme başvurucunun tamamıyla devletin desteğine bağlı olduğu koşullarda
kendisini ciddi yoksunluk veya insan onuruyla bağdaşmayan talepler durumunda resmi
kayıtsızlıkla yuumlz yuumlze geldiğinde devletin ldquomuamelerdquoden oumltuumlruuml sorumluluğunun doğabileceği
ihtimali goumlz ardı edememiştir Her nasılsa Mahkeme yerel makamlar tarafından alınan pozitif
tedbirlerin başvuruculara guumlvenli iccedilme suyu sağlama imkanı verdiğini saptamıştır Bu sebepten
oumltuumlruuml iddia edilen ıstırabın asgari eşiğe ulaştığı 3 maddenin uygulanabilirliği varsayılsa bile
maddenin ne tek başına ne de 14 maddeyle bağlantılı olarak ihlali mevcuttur
62
Başvuru Adı BaşTuumlrkiye
Başvuru No 6644817
Başvuru Tarihi 30 Ocak 2017
Karar Tarihi 3 Mart 2020
Karar Linki httpshudocechrcoeintengitemid[001-201761]
Konu FETOumlPDY bağlantısı olduğu iddiasıyla hakimlik goumlrevinden
alınan başvurucunun yargılama oumlncesi tutukluluğunun kanuna aykırı olması başvurucunun bir
succedil işlediği konusunda makul şuumlphenin bulunmaması nedeniyle Soumlzleşmenin oumlzguumlrluumlk ve
guumlvenlik hakkını duumlzenleyen 5 maddesinin 1 fıkrasının ihlali başvurucunun bizzat hakim
huzuruna ccedilıkmasından oumlnce geccedilen suumlre nedeniyle tutulma işleminin yasaya uygunluğu
hakkında kısa bir suumlre iccedilinde karar verilmesini duumlzenleyen Soumlzleşmersquonin 5 maddesinin 4
fıkrasının ihlali
Olaylar Başvurucu Hakan Baş 1978 doğumlu bir Tuumlrk vatandaşıdır ve
Kocaelirsquode yaşamaktadır
15 Temmuzu 16 Temmuz 2016rsquoya bağlayan gece Tuumlrk ordusunun bir grup uumlyesi
TBMMrsquoye huumlkuumlmete ve cumhurbaşkanına karşı askeri bir darbe girişiminde bulunmuşlardır
Askeri darbe girişiminden sonraki guumln yetkililer Amerika Birleşik Devletlerirsquonde yaşayan bir
Tuumlrk vatandaşı olan ve FETOumlPDY lsquonin(Fetullahccedilı Teroumlr OumlrguumltuumlParalel Devlet Yapılanması)
lideri olarak bilinen Fetullah Guumllenrsquole bağlantılı olan şebekeyi succedillamıştır
20 Temmuz 2016rsquoda huumlkuumlmet daha sonra uzatılacak olan 3 aylık bir olağanuumlstuuml hal
ilan etmiştir 21 Temmuz 2016rsquoda Tuumlrk yetkilileri Avrupa Konseyi Genel Sekreterine
Soumlzleşmersquonin 15 maddesi kapsamında Soumlzleşme yuumlkuumlmluumlluumlklerini askıya aldığını bildirmiştir
Olağanuumlstuuml hal sırasında Bakanlar Kurulu birkaccedil kanun huumlkmuumlnde kararname kabul
etmiştir 667 Sayılı Kanun Huumlkmuumlnde Kararnamenin 3 maddesi Hakimler ve Savcılar
Kurulursquona(HSK) Milli Guumlvenlik Kurulu tarafından ulusal guumlvenliğe zararlı faaliyetlerde
bulunduğu tespit edilen teroumlr oumlrguumltlerine veya yapılarına ya da gruplarına mensup olduğu veya
bağlı olduğu duumlşuumlnuumllen hacirckimleri ve savcıları goumlrevden alma yetkisi vermiştir Olağanuumlstuuml hal
18 Temmuz 2018rsquoda sona ermiştir
63
16 Temmuz 2016rsquoda HSK başvurucu dahil olmak uumlzere 2735 hacirckim ve savcıyı 2802
Sayılı Hakimler ve Savcılar Kanunursquonun 77 (1) ve 81 (1) maddeleri uyarınca hacirckimler ve
savcılar hakkında darbe girişimini kışkırtan teroumlr oumlrguumltuumlnuumln uumlyesi olduklarına goumlrev yerlerinde
tutmanın soruşturmanın ilerlemesine engel olacağına ve devletin itibarını zayıflatacağına dair
guumlccedilluuml bir şuumlphe olduğu gerekccedilesiyle uumlccedil ay suumlreyle goumlrevlerinden uzaklaştırmıştır
Yine 16 Temmuz 2016rsquoda Kocaeli Cumhuriyet Savcısı başvurucu da dahil olmak uumlzere
FETOuml PDY uumlyesi olduğundan şuumlphelenilen Kocaelide goumlrev yapan hacirckimler hakkında ceza
soruşturması başlatmıştır 18 Temmuz 2016rsquoda başvurucu goumlzaltına alınmıştır 19 Temmuz
2016rsquoda HSKnın 16 Temmuz 2016 tarihli kararının sonucu olarak FETOuml PDY uumlyeliği
nedeniyle goumlrevinden uzaklaştırıldığını bildiren Kocaeli Cumhuriyet Savcısına ifade vermiştir
Başvurucu soumlz konusu kuruluşa uumlye olduğunu veya bu kuruluşla herhangi bir bağlantısı
olduğunu reddetmiştir O guumlnuumln ilerleyen saatlerinde Kocaeli 1 Sulh Ceza Hakimliği huzuruna
ccedilıkarılmıştır 20 Temmuz 2016da sulh ceza hakimi teroumlr oumlrguumltuuml uumlyeliği şuumlphesiyle
başvurucunun tutuklanmasına karar vermiştir Başvurucunun tutukluluk emrine itirazı
reddedilmiştir
24 Ağustos 2016rsquoda 667 sayılı Kanun Huumlkmuumlnde Kararnamenin 3 Maddesi uyarınca
HSK FETOuml PDY uumlyesi olduğu ya da bağlı olduğu gerekccedilesiyle başvurucunun da dahil
olduğu 2847 hakim ve savcıyı goumlrevden almıştır
27 Aralık 2016rsquoda Anayasa Mahkemesi başvurucunun şikayetlerinin accedilıkccedila
dayanaktan yoksun olduğunu belirterek başvurunun kabul edilemez olduğuna karar vermiştir
19 Mart 2018de 29 Ağır Ceza Mahkemesi Başı silahlı bir teroumlr oumlrguumltuumlne uumlyelikten
succedillu bulmuş yedi yıl altı ay hapis cezasına ccedilarptırmış ve halihazırda tutuklu geccedilirilen suumlreyi
dikkate alarak serbest bırakılmasına karar vermiştir Başrsquoın mahkumiyeti temyizde onanmıştır
Dava halen Yargıtayda goumlruumllmektedir
İhlal İddiaları Başvurucu Soumlzleşmersquonin 5 Maddesinin 1 3 ve 4 fıkralarına
dayanarak (oumlzguumlrluumlk ve guumlvenlik hakkı derhal hakim oumlnuumlne ccedilıkarılma hakkı tutulmanın
yasallığının hızlı bir şekilde goumlzden geccedilirilmesi hakkı) tutuklu yargılanmaktan şikayetccedili
olmuştur Başvurucu succediluumlstuuml bir dava olduğunu tartışmıştır İddia edilen succedilu işlediğine ve
dolayısıyla mahkeme oumlncesi tutukluluğunu gerektirdiğine dair makul bir şuumlpheye yol accedilan oumlzel
bir kanıt olmadığını ileri suumlrmuumlştuumlr Yerel mahkemelerin tutukluluk kararları iccedilin yetersiz
gerekccedileler sunduğunu ileri suumlrmuumlştuumlr Başvurucu ayrıca goumlzaltına alınmasının goumlzden
64
geccedilirilmesi sırasında herhangi bir duruşma yapılmadığından Cumhuriyet Savcısının
goumlruumlşuumlnuumln bir oumlrneğinin kendisine verilmediğinden ve soruşturma dosyasına erişimin
kısıtlandığından şikayetccedili olmuştur Son olarak yargılama oumlncesi tutukluluğuna karar veren
sulh ceza hakimlerinin bağımsızlık ve tarafsızlığının eksik olduğunu iddia etmiştir
Karar
Madde 5 Fıkra 1 ve 3
Başvurucunun tutukluluğunun kanuna uygunluğu
Başrsquoın tutukluluğuna tutukluluk halini duumlzenleyen Ceza Muhakemesi Kanununun 100
Maddesi uyarınca karar verilmiştir
Mahkeme mevcut davadakine benzer koşullarda ulusal mahkemelerin succediluumlstuuml
(flagrante delicto) kavramının kapsamını genişletmesinin ve iccedil hukuk uygulamalarının accedilıkccedila
mantıksız goumlruumlnduumlğuumlne dikkat ccedilekmiş ve hukuki belirlilik ilkesi accedilısından sorunlu olduğunu
belirtmiştir (Alparslan Altan Tuumlrkiye no 1277817 16 Nisan 2019) Mahkeme bu davada
mahkemelerin succediluumlstuuml kavramını yorumlamalarına ve mevcut dava koşullarında 2801 Sayılı
Kanunun 94 maddesinin uygulanmasına ilişkin olarak farklı bir sonuca varmak iccedilin hiccedilbir
neden goumlrememiştir
Mahkeme Ankara Cumhuriyet Başsavcılığının anayasal duumlzeni devirmeye teşebbuumls
succedilundan bahsetmesine rağmen başvurucunun darbe teşebbuumlsuumlyle ilgili bir succedil işlediği esnada
yakalanıp tutuklandığının iddia edilmediğini goumlzlemlemiştir Bu succedil başvurucunun
tutuklanması kararını veren Kocaeli Sulh Ceza Hakimliği tarafından dikkate alınmamıştır
Başvuru sahibi FETOumlPDY uumlyeliği şuumlphesiyle oumlzguumlrluumlğuumlnden yoksun bırakılmıştır Kocaeli
Sulh Ceza Hakimliği goumlre 2802 Sayılı Kanunrsquoun 94 maddesi kapsamındaki bir succediluumlstuuml halinin
ortaya ccedilıktığı bir dava soumlz konusudur fakat sulh ceza hakimliği bu bulgu iccedilin yasal bir dayanak
oluşturmamıştır
Mahkeme 26 Eyluumll 2017rsquode kabul edilen oumlnde gelen kararında Yargıtayın silahlı bir
oumlrguumlt uumlyeliği succedilundan şuumlphelenilen hakimlerin yakalanması sırasında succediluumlstuuml halinin soumlz
konusu olduğunu belirtmiştir İccediltihat bir succedil oumlrguumltuumlne uumlye olma succediluyla ilgili davalarda bir
yargı mensubunun succediluumlstuuml hali gerekccedilesiyle tutuklanabilmesi iccedilin CMKrsquonın 100 maddesinde
belirtilen koşulların gerccedilekleşmesinin yeterli olduğunu belirtmiştir
65
Mahkeme mahkemelerin iccediltihatlarında yuumlruumlrluumlkteki yasal huumlkuumlmlere aykırı istisnalar
getirmesi durumunda hukuki belirlilik ilkesinden taviz verilmiş olacağını vurgulamıştır
CMKnin 2 maddesi bir succedilun işlenmesi sırasında veya hemen sonrasında ortaya ccedilıkmasına
ilişkin olarak succediluumlstuuml kavramının geleneksel bir tanımını sağlamıştır Bununla birlikte
Yargıtay iccediltihadına goumlre bir succedil oumlrguumltuumlne uumlye olma şuumlphesi mevcut herhangi bir olgusal unsur
veya devam eden bir succedil eyleminin başka bir goumlstergesi olmaksızın succediluumlstuuml unsurunu
karakterize etmek iccedilin yeterli olacaktır Mahkemenin goumlruumlşuumlne goumlre bu succediluumlstuuml kavramının
geniş yorumlanması anlamına gelmekte olup bu kavramın kapsamını genişleterek bir succedil
oumlrguumltuumlne uumlye olduğundan şuumlphelenilen hakimlerin Tuumlrk hukukunun yargı uumlyelerine sağladığı
adli korumadan mahrum edilebilmelerine neden olmuştur Ayrıca Mahkeme Yargıtayın
ldquoişlenmekte olan bir succedilrdquo kavramına ilişkin yerleşik iccediltihadının CMKrsquonin mevcut bir succedil
fiilinin varlığına ilişkin 2 maddesi ccedilerccedilevesinde succediluumlstuuml kavramının kapsamını genişletmeyi
nasıl haklı goumlsterebileceğini anlayamamıştır
Mahkeme ulusal mahkemelerin succediluumlstuuml kavramının kapsamının genişletilmesinin ve
iccedil hukukun uygulanmasının yani 2802 Sayılı Kanunun 94 maddesinin mevcut davada sadece
hukuki belirlilik accedilısından sorunlu olmadığını aynı zamanda accedilıkccedila mantıksız goumlruumlnduumlğuumlnuuml
tespit etmiştir
Mahkemece succediluumlstuuml kavramının tek başına uygulanması ve başvurucunun
tutukluluğuna ilişkin 20 Temmuz 2016 tarihli kararla 2802 Sayılı Kanunrsquoun 94 maddesine
atıfta bulunulmasının Soumlzleşmenin 5 maddesinin 1 fıkrasının gereklerini yerine getirmediği
duumlşuumlnuumllmektedir
Mahkemenin goumlruumlşuumlne goumlre succediluumlstuuml kavramının geişletici bir yorumu accedilıkccedila
olağanuumlstuuml hal durumuna uygun bir cevap olarak goumlruumllemez Ayrıca olağanuumlstuuml halin
zorunluluklarına yanıt olarak kabul edilmeyen bu tuumlr bir yorum yalnızca hukuki belirlilik ilkesi
accedilısından sorunlu değil aynı zamanda yargı mensuplarını yuumlruumltme organının muumldahalesine
karşı korumayı sağlayan usuli guumlvenceleri de ortadan kaldırmıştır Olağanuumlstuuml halin yasal
ccedilerccedilevesinin ccedilok oumltesine geccedilen hukuki sonuccedilları vardır Bu durum hiccedilbir şekilde olağanuumlstuuml
hal durumunun oumlzel koşulları tarafından haklı goumlsterilemez Mahkeme başvurucunun
ldquokanunen oumlngoumlruumllen bir usule uygun olarak alınmamış olan tutukluluk kararının durumun
kesin olarak gerektirdiği oumllccediluumlde olduğunun soumlylenemeyeceği sonucuna varmıştır
Dolayısıyla başvurucunun yargılama oumlncesi tutukluluğunun yasadışı olması nedeniyle
Soumlzleşmenin 5 maddesinin 1 fıkrası ihlal edilmiştir
66
Başvurucunun succedil işlemiş olduğuna dair makul şuumlphenin bulunmadığı iddiası
Mahkeme Anayasa Mahkemesinin Başrsquoın ByLock mesajlaşma uygulamasını
kullanmasından bahsettiğini goumlzlemlemiştir İlgili kanıtların başvurucunun ilk
tutukluluğundan uzun suumlre sonraya kadar dosyaya eklenmediğine dikkat edilmelidir Anayasa
Mahkemesi Başın yargılama oumlncesi tutukluluğundan birkaccedil ay sonra elde edilen delillerin
atılı succedilu işlediği konusunda makul bir şuumlphe iccedilin nasıl bir temel oluşturabileceğini
accedilıklamamıştır
Bu davada Mahkeme başvurucunun tutuklama kararından anlaşıldığı kadarıyla
Kocaeli sulh ceza hakimliğinin başvurucunun iddia edilen succedilları işlediğine dair makul şuumlphe
bulgusunu başvurucu hakkında 16 Temmuz 2016rsquoda HSK tarafından alınan karar ve Ankara
Cumhuriyet Başsavcılığının kendisi hakkında soruşturma başlatma kararına dayandırdığını
goumlzlemlemiştir HSK kararında başvurucu dahil olmak uumlzere 2735 hakim ve savcıyı darbe
girişimini başlatan teroumlr oumlrguumltuumlnuumln uumlyeleri olduğuna dair guumlccedilluuml şuumlphelerin olduğu gerekccedilesiyle
accedilığa almıştır HSK darbe girişimi oumlncesinde ccedilok sayıda hakim ve savcı hakkında başlatılan
disiplin soruşturmasına ve cezai soruşturmalara atıfta bulunmuştur Ancak karar başvurucuyla
ilgili şahsi herhangi bir bilgi veya belge iccedilermemektedir Başvurucu kararda yer verilen disiplin
ve ceza soruşturmasına tabi tutulmuş kişiler arasında da yer almamıştır Dolayısıyla HSK
kararında belirtilen disiplin ve ceza soruşturmaları başvurucunun tutukluluk kararına neden
olan şuumlphenin temelini oluşturamaz Mahkeme ayrıca HSK kararında iccedileriğini accedilıklamadan
veya başvurucu ve durumuyla nasıl ilişkili olduğunu accedilıklamadan istihbarat servislerinden
gelen bilgilere genel bir atıfta bulunulduğunu belirtmiştir
Mahkeme Huumlkuumlmetin HSKnin mevcut davadaki kararı iccedilin yeterli olgusal bir dayanak
sağlamadığı goumlruumlşuumlne varmıştır Mahkeme Kocaeli Sulh Ceza Hakimliği tarafından HSK
kararına yapılan atfın başvurucunun tutukluluğunu haklılaştıran makul bir şuumlphenin var olduğu
sonucunu desteklemek iccedilin yetersiz olduğunu tespit etmiştir Sulh ceza mahkemesi CMKnin
100 maddesine ve dosyadaki delillere başvurarak kararını haklı ccedilıkarmaya ccedilalışmıştır ancak
soumlz konusu maddenin ifadesine atıfta bulunmuştur CMKnin 100 maddesine ve dosyadaki
delillere ilişkin belirsiz ve genel atıflar dosyadaki kanıtların muumlnferit değerlendirmesinin veya
başvurucuya karşı şuumlpheyi haklı ccedilıkarabilecek herhangi bir bilginin veya başka tuumlrluuml
doğrulanabilir materyal veya gerccedileklerin bulunmaması başvurucunun tutukluluğunda temel
alınan şuumlphenin ldquomakul olup olmadığınırdquo gerekccedilelendirmek iccedilin yeterli goumlruumllmemiştir
67
Mahkeme ayrıca başvurucunun 15 Temmuz 2016 olaylarına karıştığından
şuumlphelenilmediğini goumlzlemlemiştir Ankara Cumhuriyet Başsavcılığı 16 Temmuz 2016rsquoda
başvurucuyu FETOumlPDY uumlyesi olarak nitelemiş ve tutuklanmasını talep etmiştir Ancak
Huumlkuumlmet Ankara Cumhuriyet Başsavcılığı tarafından verilen bu talimatlar iccedilin olgusal bir
temel oluşturabilecek herhangi bir bilgi goumlstermemiştir 19 ve 20 Temmuz 2016 tarihlerinde
Kocaeli 1 Sulh Ceza Hakimliği tarafından yasadışı bir oumlrguumlt uumlyeliği succediluyla ilgili olarak
sorgulanmış olması yetkililerin başvurucunun en fazla bu succedilu işlediğinden şuumlphelendiğini
ortaya koymuştur Tek başına bu gerccedilek başvurucunun soumlz konusu succedilu işlemiş olabileceği
objektif bir goumlzlemciyi tatmin etmeyecektir
Mahkeme oumlnceki delillerin ilk tutuklandığı sırada başvurucu hakkında makul bir
şuumlphe olduğu sonucuna varmadığı sonucuna varmıştır Soumlzleşmenin 5 Maddesinin 1
fıkrasının tutuklanmasını haklı kılan bir şuumlphenin makul olup olmadığına ilişkin şartlarının
yerine getirilmediğini değerlendirmiştir
Mahkeme başvurucunun tutukluluk halindeyken bir succedil işlediği konusunda makul
şuumlphenin bulunmaması nedeniyle Soumlzleşmenin 5 Maddesinin 1 fıkrasının ihlal edildiğine
karar vermiştir
Madde 5 Fıkra 4
Baş Kocaeli sulh ceza hakimliği tarafından dinlendikten sonra 20 Temmuz 2016
tarihinde tutuklu yargılanmış ardından 19 Eyluumll 2017 tarihinde ilk duruşmada mahkeme
huzuruna ccedilıkmıştır Yaklaşık bir yıl ve iki aylık bu suumlre boyunca tutukluluğuna karar veren
hiccedilbir mahkemenin huzuruna ccedilıkmamıştır Tahliye başvuruları ve itirazları mahkemeler
tarafından dinlenmeden incelenmiştir Başvurucu tarafından yapılan son itiraz 15 Ağustos
2017 tarihinde mahkeme tarafından duruşmasız olarak reddedilmiştir Huumlkuumlmet başvurucunun
şikayet ettiği durumun Tuumlrk makamlarının 21 Temmuz 2016 tarihinde Avrupa Konseyi Genel
Sekreterine sundukları 15 madde uyarınca istisna bildirimi kapsamında olduğunu
savunmuştur
Mahkeme 15 Temmuz 2016 askeri darbe girişimi sonrasında Tuumlrkiyenin karşı karşıya
kaldığı zorlukların 15 Maddenin yorumlanması ve uygulanmasında tamamen dikkate alınması
gereken bağlamsal bir faktoumlr olduğunu yinelemiştir (Alparslan Altan Tuumlrkiye no 1277817
16 Nisan 2019) Anayasa Mahkemesinin Aydın Yavuz ve Diğerlerinin davasında verdiği
kararın darbe girişimi ardından uygulanan tedbirler ve başvurucuların hakimler haklarında
68
tutuklama kararı vermeden oumlnceki sekiz ay on sekiz guumlnluumlk zaman diliminde ortaya ccedilıkmaması
sebebiyle kamu guumlvenliği iccedilin son derece gerekli olduğu soumlylenebilir Ancak Mahkeme
mevcut davada Başın yaklaşık bir yıl iki aydır hakim karşısına ccedilıkmadığını Anayasa
Mahkemesinin Aydın Yavuz ve diğer kararlarında değerlendirilenden ccedilok daha uzun bir suumlre
olduğunu goumlzlemlemiştir
Bu nedenle Mahkeme başvurucunun bizzat hakim huzuruna ccedilıkmasından oumlnce geccedilen
suumlre nedeniyle Soumlzleşmersquonin 5 maddesinin 4 fıkrasının ihlal edildiği sonucuna varmıştır
Ayrıca soruşturma dosyasına erişimin kısıtlanmasının şikayeti ile ilgili olarak
Mahkeme incelemenin gereksiz olduğuna karar vermiştir Cumhuriyet savcısının goumlruumlşuumlnuumln
accedilıklanmamasına ilişkin olarak bu şikayetin accedilıkccedila dayanaktan yoksun olduğunu ve reddine
karar vermiştir Son olarak Mahkeme sulh ceza mahkemelerine tanınan anayasal ve yasal
guumlvenceler goumlz oumlnuumlnde bulundurularak ve başvurucunun davasında bağımsızlık ve
tarafsızlıklarından şuumlphe duyulmasına neden olan herhangi bir iddia bulunmadığı iccedilin
bağımsızlık eksikliğini iddia eden şikayet dayanaktan yoksun olduğu iccedilin reddedilmiştir
Mahkeme Tuumlrkiyenin başvurucuya manevi tazminat olarak 6000 Euro ve mahkeme
masrafları iccedilin 4000 Euro oumldemesine karar vermiştir
69
Başvuru Adı JeantyBelccedilika
Başvuru No 8228417
Başvuru Tarihi 20 Kasım 2017
Karar Tarihi 31 Mart 2020
Karar Linki httpshudocechrcoeintengi=001-202125
Konu Yetkililerce alınan oumlnlemler sonucu başvurucunun intihar
etmesinin engellenmesi nedeniyle Soumlzleşmenin yaşam hakkını duumlzenleyen 2 maddesinin ihlal
edilmemesi başvurucunun tutulduğu suumlre boyunca maruz kaldığı muamelenin aşağılayıcı
olarak nitelendirilmesi ve Soumlzleşmersquonin işkence ve insanlık dışı veya onur kırıcı muamele
yasağını duumlzenleyen 3 maddesinin ihlali
Olaylar Başvurucu Philippe Başvurucu 1969 doğumlu bir Belccedilika
vatandaşıdır ve Arlonrsquoda yaşamaktadır
26 Haziran - 12 Ağustos 2011 tarihleri arasında tutukluluk suumlreci
Haziran 2011rsquode başvurucu eşine karşı sakatlanma ile sonuccedillanan tehdit ve şiddetin
eşlik ettiği uygunsuz saldırılara ilişkin şuumlphe nedeniyle polis tarafından yakalanmıştır Polis
sorgulaması sırasında başvurucu psikolojik sorunları olduğunu bildirmiş ve kendi hayatını
sonlandırmayı duumlşuumlnduumlğuumlnuuml soumlyleyerek kısıtlanmak istemiştir
Ertesi guumln soruşturma hakimi başvurucunun tutuklanmasına karar vermiş ve Arlon
cezaevine intihar eğilimlerini bildirmiştir Cezaeviye geldikten sonra başvurucu uumlccedil defa intihar
girişiminde bulunmuştur Cezaevi personeli tuumlm nesneleri ve kişisel eşyalarını kaldırmıştır
Guumlvenli bir izolasyon huumlcresine yerleştirilmiş ve bir doktor kendisine sakinleştirici vermiştir
Başvurucu birkaccedil guumln oumlzel goumlzetim altında tutulmuştur 12 Ağustos 2011 tarihinde kefaletle
serbest bırakılmıştır
21 Ekim-2 Aralık 2011 tarihleri arasında tutukluluk suumlreci
Ekim 2011de kefalet koşullarına uymadığı iccedilin başvurucu hakkında ikinci bir
tutuklama emri ccedilıkarılmıştır Bu nedenle başvurucu huumlcre arkadaşlarına karşı şikayette
bulunduğu ve farklı bir huumlcreye geccedilmek iccedilin ccedileşitli taleplerde bulunduğu Arlon cezaevine geri
alınmıştır
70
Kasım 2011de cezaevi muumlduumlruumlnuumln tekrar huumlcre değiştirmesine izin vermeyi
reddetmesinin ardından Başvurucu intihar etmekle tehdit etmiştir Oumlzel goumlzetim altında bir
izolasyon huumlcresine yerleştirilmiştir Bir kontrol sırasında bir gardiyan başvurucuyu kapının
parmaklıklarında pantolonunu bağladığı esnada bulmuştur Başvurucu kendini atmadan oumlnce
durdurulmuştur Doktorun emriyle personel ona bir kask takmış ve kafasını duvara ccedilarpmasını
ve kendini yaralamasını oumlnlemek iccedilin kelepccedilelenmiştir Ertesi guumlne kadar bu şekilde
kısıtlanmış halde kalmıştır
İki guumln sonra Başvurucu izolasyondan ccedilıkarılmış ve başvurucunun huumlcre değiştirmesine
izin verilmesi iccedilin intihar tehditleri ile cezaevi personeline baskı yapmayı amaccedilladığı
duumlşuumlncesiyle uumlccedil guumln boyunca bir izolasyon huumlcresine yerleştirilmesini emreden cezaevi
muumlduumlruuml ile goumlruumlşme yapmıştır Başvurucu 2 Aralık 2011rsquode kefaletle serbest bırakılmıştır
Sonraki olaylar
Nisan 2014rsquote Başvurucu bir ya da birden fazla kimliği bilinmeyen kişiye karşı tutuklu
kaldığı iki doumlnem boyunca insanlık dışı ve onur kırıcı muameleye maruz kaldığını ve sağlık
durumuna rağmen psikolojik desteğe ihtiyacı olduğunu kastederek sıradan cezaevi
huumlcrelerine yerleştirildiğini iddia ederek şikayette bulunmuştur Şikayet reddedilmiştir ve bu
karar temyizde onanmıştır
Ayrıca Nisan 2014te Başvurucu ilk etapta şiddet veya tehditlerin eşlik ettiği uygunsuz
saldırı succedilları ve eşine karşı işlenen sakatlıkla sonuccedillanan saldırı nedeniyle yarısı askıya alınan
doumlrt yıl hapis cezasına ccedilarptırılmıştır Nisan 2019da Temyiz Mahkemesi bu kararı bir kenara
bırakmış ve Başvurucunun eylemlerinden cezai olarak sorumlu olmadığını tespit etmiştir
Zorunlu olarak hapsedilmesine ve derhal yakalanmasına karar vermiştir
İhlal İddiaları Soumlzleşmenin 2 maddesine (yaşam hakkı) dayanarak Başvurucu
yetkililerin intihar girişiminin kesin ve acil riskini oumlnlemek iccedilin kendi durumunda uygun
oumlnlemleri alma konusunda başarısız olduklarını iddia etmiştir
Soumlzleşmenin 3 maddesi uyarınca (işkence ve insanlık dışı veya onur kırıcı muamele
yasağı) tutulduğu sırada uygun tıbbi bakım eksikliğinden şikayetccedili olmuştur Ayrıca izolasyon
halindeyken maruz kaldığı muameleden ve etkili bir soruşturma yapılmamasından şikayetccedili
olmuştur
Karar
71
Madde 2 (yaşam hakkı)
Madde 2rsquonin uygulanabilir olup olmadığı
Başvurucu intihar girişimlerinden kurtulmuştur Bununla birlikte bu gerccedilek kendi
iccedilinde Soumlzleşmersquonin 2 maddesinin uygulanabilirliğini engellememiştir Doğası gereği
faaliyetin tehlikeli olduğu ve bir kişinin hayatını gerccedilek ve yakın bir riske soktuğu durumlarda
yaşamı tehdit eden şiddet durumunda olduğu gibi devam eden yaralanmaların seviyesi
belirleyici olmayabilir ve yaralanmaların yokluğunda bile bu gibi durumlarda bir şikayet 2
madde kapsamında incelenebilir
Mevcut davada Başvurucu tutukluyken kendi yaşamını sonlandırmak iccedilin ccedileşitli
girişimlerde bulunmuş ve başarısızlığı cezaevi personelinin muumldahalesinden kaynaklanmıştır
Başvurucunun yaşamı tehdit eden yaralanmalara veya goumlruumlnuumlşte ciddi bir fiziksel yaralanmaya
maruz kalmamış olması bu durumda başvurucunun eylemlerinin doğası hayatını gerccedilek ve
yakın bir riske soktuğu iccedilin belirleyici değildir Dolayısıyla mevcut davada 2 madde
uygulanmıştır
Ulusal makamların başvurucunun hayatını korumak iccedilin gerekli oumlnlemleri alıp
almadığı
Mahkeme genel olarak yetkililerin başvurucunun hayatına youmlnelik riskin
gerccedilekleşmesini engellemek iccedilin makul olarak beklenebilecek her şeyi yaptıklarını soumlz konusu
riskin kesin ve yakın doğası hakkında bilgi sahibi olduklarını belirtmiştir Ayrıca alınan
oumlnlemler başvurucunun intihar etmesini engellemiştir Sonuccedil olarak Soumlzleşmenin 2 maddesi
ihlal edilmemiştir
Madde 3 (insanlık dışı veya onur kırıcı muamele yasağı)
Başvurucunin madde 3rsquoe aykırı bir muameleye tabi olup olmadığı
Mahkeme Başvurucunin zihinsel durumu goumlz oumlnuumlne alındığında iki tutukluluk
doumlneminde tıbbi goumlzetim ve tedavi eksikliğinin tekrarlanan intihar girişimlerine rağmen uumlccedil
guumln boyunca bir izolasyon huumlcresine yerleştirilmesiyle birlikte oumlzellikle ağır sıkıntıya tutulma
suumlresince kaccedilınılmaz acı duumlzeyini aşan bir yoğunluğa neden olduğu kanaatindedir Mahkeme
bu muamelenin başvurucuda aşağılanma kuumlccediluumlk duumlşme ve ıstırap duygularını uyandırdığından
şuumlphe duymamıştır Başvurucuyu aşağılamak ya da kuumlccediluumlk duumlşuumlrmek iccedilin yapılmamış olması
bunun aşağılayıcı olarak nitelendirilmesini ve boumlylece 3 maddede belirtilen yasak kapsamına
72
girmesini engellememiştir Bu nedenle Soumlzleşmersquonin 3 maddesinin oumlnemli bir youmlnuumlnuuml ihlal
etmiştir
Başvurucunun succedil duyurusuyla ilgili soruşturmanın etkililiği
Mahkeme iddianamenin gerekccedilesiyle soruşturma hakiminin yetkisi altında yuumlruumltuumllen
soruşturmanın cezaevinde meydana gelen olayları bir dereceye kadar doğru tespit ettiğini
belirtmiştir Yine de cumhuriyet savcısının soruşturma yapılmasını oumlneren yazıları (Temmuz
2014) ile soruşturma hakiminin dosyayı aldığı tarih (Mart 2015) arasında sekiz aydan fazla bir
suumlre geccedilmiştir Soruşturmanın başlamasından oumlnce geccedilen suumlre huumlkuumlmet tarafından
accedilıklanmamıştır
Ayrıca soruşturma Mart 2015te başladığında soruşturma hakimi muumlfettişlerden
başvurucunun cezaevi ve tıbbi kayıtlarını almasını ve incelemesini istemiştir Başka bir tedbir
alınmamıştır İlgili kişilerden hiccedilbiri cezaevi personeli başvurucuya bakan doktorlar veya
başvurucunun kendisi sorgulanmamıştır Dava soruşturma hakimi tarafından alındıktan sonra
uumlccedil aydan daha kısa bir suumlre iccedilinde cumhuriyet savcısı davanın sonlandırılmasını tavsiye
etmiştir Mahkemersquoye goumlre boumlyle bir soruşturmanın etkili olduğu duumlşuumlnuumllemez Dolayısıyla
Soumlzleşmenin 3 Maddesi usul youmlnuumlnden ihlal edilmiştir
Mahkeme Belccedilikanın başvurucuya manevi tazminat olarak 15000 Euro ve masraf ve
giderler iccedilin 8000 Euro oumldemesine karar vermiştir
73
Başvuru Adı Dos Santos Calado ve Diğerleri Portekiz
Başvuru No 5599714 6814316 7884116 ve 370617
Başvuru Tarihi 6 Ağustos 2014 2 Kasım 2016 7 Aralık 2016 12 Aralık 2016
Karar Tarihi 31 Mart 2020
Karar Linki httphudocechrcoeintengi=001-202123
Konu Anayasa Mahkemesirsquonin aşırı şekilci davranarak başvuruları
kabul edilemez bulması nedeniyle mahkemeye erişim hakkının ihlal edildiği
Olaylar
İlk başvuruda başvurucu emekli maaşı miktarına itiraz konulu bir idari dava accedilmış
ancak iddiaları reddedilmiştir Başvurucu Anayasa Mahkemesine başvuruda bulunmuş ancak
başvurusu kabul edilmez bulunmuştur Ardından Anayasa Mahkemesinin uumlccedil hacirckimli
komitesine itiraz etmiş ancak bu itirazı da reddedilmiştir
İkinci başvuruda başvurucular muumlfettiş olarak goumlrev yapan Yollar Dairesi
yetkilileridir Mesleklerini duumlzenleyen youmlnetmeliklerin eksikliğinden şikacircyetccedili olmuşlardır
Şikayetleri Merkez İdare Mahkemesi ve Yuumlksek İdare Mahkemesi tarafından reddedilmiştir
Başvurucular Anayasa Mahkemesine başvuruda bulunmuşlar ancak bu başvuruları da
reddedilerek uumlccedil hacirckimli komite tarafından onanmıştır
Uumlccediluumlncuuml başvuruda nitelikli dolandırıcılık succedilundan huumlkuumlm giymiş başvurucu ne bis in
idem ilkesinin ihlal edildiğinden şikayetccedili olmuş ancak şikayeti birinci ve ikinci derece
mahkemeler tarafından reddedilmiştir Anayasa Mahkemesine başvuruda bulunmuş ancak bu
başvurusu da reddedilerek uumlccedil hacirckimli komite tarafından onanmıştır
Doumlrduumlncuuml başvuruda aile iccedili şiddet nedeniyle uumlccedil yıl ve iki ay hapis cezasına ccedilarptırılmış
olan başvurucu diğer şeylerin yanı sıra mahkumiyetine yol accedilan olayların tesisine ve kanunun
yorumlanışına itiraz etmiştir Ayrıca aile iccedili şiddete ilişkin kovuşturmasının zamanaşımına
uğradığını ileri suumlrmuumlştuumlr Son olarak mahkucircmiyetinin ceza hukukunun geriye yuumlruumlme
yasağını ve masumiyet karinesini ihlal ettiğini iddia etmiştir Birinci ve ikinci derece
mahkemeleri şikacircyetlerini reddetmiştir Anayasa Mahkemesine yaptığı başvurusu da kabul
edilemez bulunmuş ve ayrıca uumlccedil hacirckimli komiteye itirazda bulunmamıştır
74
İhlal İddiaları Başvurucular Soumlzleşmersquonin 6 sect 1 maddesine dayanarak mahkemeye
erişim haklarının 5599714 ve 6814316 numaralı başvurular da ayrıca adil yargılanma
haklarının ihlal edildiğini iddia etmişlerdir
Karar Madde 6 sect 1 (Mahkemeye erişim)
Başvuru no 5599714 (Dos Santos Calado Portekiz)
Başvurucu bir hukuk kuralının anayasaya aykırı olması ve soumlz konusu kuralın hukuka
aykırılığı olmak uumlzere Anayasa Mahkemesirsquone iki ayrı konuda başvuruda bulunmuştur
Başvurucu her iki davada da Anayasa Mahkemesirsquonin başvuruları inceleme yetkisinin temelini
oluşturan ilgili kanun maddesine dayanmıştır Mahkeme Anayasa Mahkemesi tarafından
başvurucunun kanun maddesinin yanlış fıkrasına dayandığı gerekccedilesiyle başvurusunun kabul
edilemez olduğuna karar verdiğini dikkate almış ve hangi fıkraya dayanıldığını belirleme
gerekliliğini aynı kanunda oumlngoumlruumllmuumlş olması gerekccedilesiyle yasalara uygun bulmuştur Ayrıca
bu kural hukukun uumlstuumlnluumlğuumlne saygı goumlsterilmesi ve anayasal adaletin uygun şekilde
youmlnetilmesi meşru amacına youmlneliktir Bu nedenle Mahkeme tarafından mevcut davada
kısıtlamanın orantılı olup olmadığını tespitine gidilmek zorunda kalınmış Anayasa
Mahkemesirsquonin iki başvuru gerekccedilesini de tespit edebildiği başvuru gerekccedilesinin
başvurucunun dilekccedilesinden anlaşılabildiği ve hacirckimler tarafından da tespit edilebildiği iccedilin
yalnızca bir yazım hatasına dayanarak kabul edilemezlik kararı verildiğini belirtmiştir Sonuccedil
olarak Mahkeme Anayasa Mahkemesirsquonin yaklaşımını aşırı şekilci bularak başvurucuyu iccedil
hukuk tarafından sağlanan bir kanun yolundan mahrum bıraktığı sonucuna varmıştır
Mahkeme alternatif olarak Anayasa Mahkemesirsquonin başvurucudan hatasını duumlzeltmesini talep
edebileceğini belirterek Soumlzleşmersquonin 6 sect 1 maddesi ihlal edildiğine karar vermiştir
Başvuru no 6814316 (Amador de Faria e Silva ve Diğerleri Portekiz)
Mahkeme oumlncelikle Anayasa Mahkemesirsquonin soumlz konusu kabul edilemezlik kararının
gerekccedilesinin başvurucuların Merkez İdare Mahkemesi oumlnuumlndeki yargılama sırasında
anayasaya aykırı olduğu iddiasında bulunmamaları olduğunu kaydetmiştir Mahkeme bu
zorunluluğun Anayasa Mahkemesirsquonin yalnızca son derece mahkemesi olduğu hususunu
yansıttığını kabul etmekle birlikte yine de başvurucuların Madeira ve Azorlarrsquoın oumlzerk
boumllgelerindeki yetkililer ile Portekizrsquodeki yetkililer arasındaki uygulama farklılığı nedeniyle
Bakanlıklara cevaben yaptıkları başvurularda anayasaya aykırılık meselesini guumlndeme
getirdiklerini goumlzlemlemiştir Merkez İdare Mahkemesi bu hususu dikkate almamış ve
75
başvurucuların Portekizrsquodeki yetkililer ile Madeira ve Azorlarrsquoın oumlzerk boumllgelerindeki
yetkililer arasında ortaya ccedilıkan uygulama farklılığını ele almak yerine farklı goumlrevli kategorileri
arasında bir ayrıma gitmiştir Mahkeme ayrıca Anayasa Mahkemesirsquonin başvurucular
tarafından guumlndeme getirilen anayasaya aykırılık iddiasının yakın tarihte bir Yargıtay kararına
konu olmasından dolayı Merkez İdare Mahkemesirsquonin kararını tahmin edebilmeleri gerektiğine
karar verdiğini goumlzlemlemiştir Ancak Mahkeme bu davanın başvurucularla ilgili olmadığını
ve onların lehine olan ve farklı kategorilerdeki yetkililer arasında ayrım yapmamış olan ilk
karardan birkaccedil ay oumlnce verilmiş olduğunu belirtmiştir Sonuccedil olarak Mahkeme Anayasa
Mahkemesi tarafından aşırı şekilci davranıldığı gerekccedilesiyle Soumlzleşmersquonin 6 sect 1 maddesinin
ihlal edildiğine karar vermiştir
Başvuru no 7884116 (Antunes Cardoso)
Mahkeme başvurucunun bir hukuk kuralın yorumlanmasına dayanan bir anayasaya
aykırılık iddiası dile getirmediğini ve bu nedenle başvurusunun Anayasa Mahkemesirsquonin
yetkisi dışında kaldığını belirtmiştir Mahkeme Anayasa Mahkemesirsquonin oumlzellikleri goumlz oumlnuumlne
alındığında daha katı kabul edilebilirlik şartlarının uygulanabileceğini ve dolayısıyla bir
kuralın yorumunun anayasal incelemeye accedilık olabilmesi iccedilin oldukccedila genel ve soyut terimlerle
formuumlle edilmesi gerektiğini belirtmiştir Mevcut davada başvurucu tarafından iddia edilen ne
bis in idem ilkesinin ihlali bu ilkenin birinci ve ikinci derece mahkemeleri tarafından
succedillandığı fiillere uygulanmasına ilişkindir Sonuccedil olarak Anayasa Mahkemesi iccediltihadı
anlamında kural temelli bir kıstas soumlz konusu olmadığını belirterek Soumlzleşmersquonin 6 sect 1
maddesinin ihlal edilmediğine karar vermiştir
Madde 6 sect 1 (Anayasa Mahkemesirsquonin uumlccedil hakimli komitesinin tarafsız olmaması)
Başvurucular (5599714 ve 6814316) itiraz edilen kabul edilemezlik kararını veren
hakimin aynı zamanda komitede raportoumlr hakim olarak goumlrev alması nedeniyle anayasal
başvurularının kabul edilebilirliğini inceleyen uumlccedil hakimli komitenin tarafsızlığını
sorgulamışlardır Mahkeme bu komitenin anayasal başvuruların kabul edilebilirliğine ilişkin
son karar mercii olduğunu ve raportoumlr hakimin kararının proseduumlrde sadece bir aşama olduğunu
goumlzlemlemiştir Mahkeme komitenin karar vermesi iccedilin başvurulan tam yetkili oumlzerk bir
mercii olmadığı gerekccedilesiyle uumlccedil hacirckimli komitenin tarafsızlığına ilişkin şikacircyetlerin kabul
edilemez olduğuna karar vermiştir
76
Başvuru Adı Andreea Marusi DumitruRomanya
Başvuru No 963716
Başvuru Tarihi 11 Şubat 2016
Karar Tarihi 31 Mart 2020
Karar Linki httphudocechrcoeintengi=001-202124
Konu Ateşli silahların kullanımına ilişkin yerel mevzuatın yokluğu
polis operasyonlarının planlanmasındaki eksiklik ve goumlrevli polis memurunun insan yaşamını
korumak iccedilin yeterli oumlnlemi almaması sebebiyle Soumlzleşmenin 2 maddesinin maddi ve usuli
youmlnlerinin ihlal edildiği
Olaylar Romanya vatandaşı olan başvurucu Andreea Marusi Dumitru
1990 doğumlu olup Bujorursquoda yaşamaktadır
8 Kasım 2005rsquote o sıralarda on beş yaşında olan başvurucu Dumitru annesi ile birlikte
bir yuumlk treni vasıtasıyla eve doumlnmekteyken bir platform vagonun uumlzerine ccedilıkarken başvurucu
darbe almış ve yaralanmıştır Huumlkuumlmete goumlre polis bir yuumlk treninde muhafaza edilen bazı hurda
metalleri ccedilalmaya hazırlanan yaklaşık 90 kişilik Roman koumlkenli bir grubu dağıtmak iccedilin
ccedilağrılmıştır Huumlkuumlmet başvurucu Dumitru ve annesinin grubun bir parccedilası olduklarını iddia
etmiştir
Başvurucu Dumitrursquonun aile uumlyeleri onu karaciğerinin bir parccedilasının ccedilıkarılması iccedilin
ameliyat edildiği bir kaza ve acil departmanına goumltuumlrmuumlştuumlr 2006 ve 2007 yıllarında
yaralarının etkisinin tedavi edilmesi iccedilin birccedilok kez hastaneye yatırılmıştır
8 Aralık 2005rsquote ulaştırma polisi başvurucuya hurda metali hırsızlığına karıştığı
iddiasıyla soruşturma accedilmıştır 3 Temmuz 2012 tarihinde cumhuriyet savcısı dava dosyasında
iddiaları kanıtlayan delil olmadığı gerekccedilesiyle iddianameyi kaldırmıştır 1 Ağustos 2006rsquoda
başvurucu insan oumllduumlrmeye teşebbuumlsten succedil duyurusunda bulunmuştur 4 Ağustos 2009
tarihinde Buumlkreş Yerel Mahkeme Savcısı soumlz konusu polis memurunun meşru savunma
kapsamında hareket ettiği tespitiyle dosyayı kapatmıştır 28 Haziran 2010 tarihinde Buumlkreş
İstinaf Mahkemesi başvurucunun itirazını kabul etmiş ve soruşturmanın yeniden accedilılmasına
karar vermiştir Yargıtay Cumhuriyet Başsavcısı 31 Temmuz 2014 tarihli bir kararla
soruşturmayı sonlandırmış ve şikayeti reddetmiştir Savcı soumlz konusu polis memurunun kamu
77
duumlzeninin sağlanması amacıyla bir operasyon kapsamında kendini korumak iccedilin ateşli silah
kullandığını goumlzoumlnuumlnde bulundurdu 25 Şubat 2015rsquote Buumlkreş Boumllge Mahkemesi cumhuriyet
savcısının kararına karşı başvurucu tarafından yapılan itirazı reddetti
İhlal İddiaları Başvurucu Soumlzleşmenin 2 maddesine (yaşam hakkı) dayanarak polis
memuru tarafından yaralandığından şikayetccedilidir Başvurucu soruşturmada bu konuda davalı
Devletin usuli yuumlkuumlmluumlluumlklerine uymadığını iddia etmiştir Soumlzleşmenin 6 maddesine goumlre
(adil yargılanma hakkı) soruşturma suumlresinin ccedilok fazla olduğundan şikayetccedilidir
Karar
İHAS m2
Maddi Youmlnuuml
İhtilaf soumlzkonusu polis memurunun başvurucunun hayatını tehdit eden yaralanmayla
neticelenen bir ateşli silah kullanımı değildi Mahkeme bir yuumlk trenindeki hırsızlık
teşebbuumlsuumlnuumln uumlstesinden gelmeleri iccedilin ccedilağrılan polis memuru ve onun meslektaşlarının
davranışı oumlnceden kestirilmeyen bir grup bireye karşı koyduğunu kabul etmiştir Mahkeme
başvurucunun olay yerindeki mevcudiyetinin sebeplerinin irdelenmesinin gerekli olmadığını
dikkate almıştır Soumlzleşmenin 2 maddesinin bakış accedilısından ateşli silah kullanımının
değerlendirilmesi amacıyla başvurucunun hayatını tehdit eden bir yaralanmaya maruz
kaldığının belirtilmesi yeterliydi
Mahkeme daha oumlncesinde Romanyarsquodaki ateşli silah ve muumlhimmatın kullanımıyla ilgili
yasal ccedilerccedilevenin Avruparsquoda buguumlnkuuml demokratik toplumlarda gerekli olan yaşam hakkının
korunmasını sağlayacak yeterlikte olmadığını tespit ettiğini (Soare ve Diğerleri 22 Şubat 2011
ve Gheorghe Cobzaru 25 Haziran 2013) goumlzlemlemiştir Mahkeme Romanyarsquonın iccedil hukuk
huumlkuumlmlerinin somut olayda vakanın gerccedilekleştiği sırada yuumlruumlrluumlkte olduğunu ve kolluk
kuvvetinin teşkilatına ve tatbikatına ve ateşli silahların ve muumlhimmatın kullanımına dair
uygulanan kanunların mevcut yasal ccedilerccedilevesinde herhangi bir değişiklik yapılmadığını
belirtmiştir Bu nedenle Mahkeme ilgili tarihte yerel mevzuatın bir uyarı verilmesiihtarda
bulunulması zorunluluğu dışında polis operasyonları kapsamında ateşli silah kullanımını
duumlzenleyen herhangi bir kanun huumlkmuumlnuuml iccedilermediği ve soumlz konusu operasyonların
denetlenmesi ve planlanmasına ilişkin herhangi bir tavsiyeyi iccedilermediği sonucuna ulaşmıştır
78
Buna goumlre 8 Kasım 2005 tarihli polis operasyonunun planlanması hususunda
Mahkeme bir yuumlk deposundaki durumun en uumlst duumlzeydeki kıdemli polis tarafından bilindiğini
belirtmiştir Hırsızlık bazı davalarda ccedilocuklar iccedilin guumlnluumlk bir olaydan ibarettir Mahkeme
kolluk yetkililerinin sorunun uumlstesinden gelmek iccedilin gerekli adımların atılması amacıyla yeterli
zamana sahip olduklarını değerlendirmiştir Dolayısıyla Mahkeme Romen yetkililerin oumlluumlmcuumll
guumlccedil kullanımını ve olası can kaybını en aza indirgemek iccedilin onlardan beklenebilecek her şeyi
yapmadıklarını kabul etmiştir
Ayrıca başvurucu aleyhinde accedilılan davalar haricinde bu olaya başkaca bir soruşturma
accedilılmamıştır Belirli delil parccedilalarının toplanmasını ve korunmasını sağlamak iccedilin hiccedilbir tedbir
alınmamıştır Teknik ve tıbbi uzman raporları olaylardan sonra birkaccedil yıla kadar
hazırlanmamış boumlylece soruşturma makamlarının kesin bulgular elde etmesi engellenmiştir
Bu nedenle Mahkeme yetkililerin 8 Kasım 2005 tarihli polis operasyonu sırasında tam
olarak ne olduğunu tespit etmek iccedilin gerccedilek ccedilabalar goumlsterdiklerinin soumlylenemeyeceğini
değerlendirmiştir Yetkililerin ihmalleri goumlzoumlnuumlnde tutulduğunda Mahkeme Huumlkuumlmetin
başvurucunun yaralanmalarına meşru savunma kapsamında hareket eden soumlzkonusu polis
memuru tarafından kazarayanlışlıkla sebep olunduğu şeklindeki itirazını reddetmiştir
Bu değerlendirmeler ışığında Mahkeme emniyet teşkilatının ateşli silahların
kullanımına ilişkin ayrıntılı mevzuatın yokluğu ve polis operasyonlarının planlanmasındaki
eksiklik bağlamında polis memurunun insan yaşamını korumak iccedilin yeterli oumlnlemi almadığını
tespit etmiştir Bu nedenle Soumlzleşmenin 2 maddesinin maddi youmlnuumlnuumln ihlal edildiğine karar
verilmiştir
Usuli Youmlnuuml
Mahkeme soruşturmanın başvurucunun şikayetine karşılık olarak accedilıldığını fakat
başlangıccediltan beri ccedilok sayıda eksiklikle karşılaştığını goumlzlemlemiştir Buumlkreş İstinaf
Mahkemesirsquonin 28 Haziran 2010 tarihli kararında bu eksikliklerin bazılarını dikkate almıştır
İlk adli tıp raporu olaylardan uumlccedil yıl ve uumlccedil ay sonra 3 Mart 2009 tarihine kadar hazırlanmamış
ve ateş edilen atışın koşulları ve oumlzellikleriyle bağlantılı youmlnleri ele alınmamıştır Delillerin ele
geccedilirilmesindeki eksiklikler delilin temel parccedilalarının kaybolmasıyla teyit edildiği gibi
soruşturmanın yeterliliğine zarar vermiştir
Soruşturmacıların bağımsızlığı ve tarafsızlığı hakkında ise Mahkeme soruşturmanın
başlangıccedilta soumlzkonusu memurun bağlı olduğu polis yetkililerine emanet edildiğini dikkate
79
almıştır Buna rağmen bu yetkililer tarafından hiccedilbir adım atılmamıştır Soruşturmanın
tarafsızlığı adına Başsavcı davayı Temyiz Mahkemesinin cumhuriyet başsavcılığına
goumlndermeye karar vermiştir Bu makam ccedilok sayıda uzman raporu almış olayların yeniden
kurgulanmasını organize etmiş ve ana karakterlerin ve tanıkların yeniden sorgularını yapmıştır
Bundan dolayı Temyiz Mahkemesirsquonin cumhuriyet başsavcılığı himayesinde gerccedilekleştirilen
soruşturmalar gerekli bağımsızlık ve tarafsızlık hususunda Soumlzleşmeyle uyumluluk konusunu
guumlndeme getirmemiştir
Ancak Mahkeme 8 Kasım 2005 tarihli olaylar ile Buumlkreş Boumllge Mahkemesirsquonin 28
Şubat 2015 tarihli nihai kararı arasında 9 yıl 3 aydan fazla zaman geccediltiğini goumlzlemlemiştir
8 Kasım 2005 tarihli polis operasyonuyla ilgili işlemler bağlamında soruşturma hızlı
ve etkili olarak değerlendirilemeyecektir Bu nedenle Soumlzleşmenin 2 maddesinin usuli
youmlnuumlnuumln ihlal edildiğine karar verilmiştir
İHAS m61
Soumlzleşmenin 2 maddesinin usuli youmlnuumlnuumln ihlal edilmesinin sebeplerini goumlzoumlnuumlnde
tutarak Mahkeme Soumlzleşmenin 61 maddesine goumlre ayrı sorun ortaya ccedilıkmadığı kanaatine
varmıştır
Mahkeme Romanyarsquonın başvurucuya 2500000-Avro manevi tazminat ve yargılama
masrafları iccedilin 327000-Avro oumldemesine karar vermiştir
80
NİSAN 2020
Başvuru Adı Keaneyİrlanda
Başvuru No 7206017
Başvuru Tarihi 2 Ekim 2017
Karar Tarihi 30 Nisan 2020
Karar Linki httphudocechrcoeintengi=001-202411
Konu Başvurucunun gecikmeye accedilıkccedila katkıda bulunan davranışına
rağmen başvurucunun davayı ikame etmesi ile nihai kararın verilmesi arasında geccedilen 11 yılın makul
olmaması sebebiyle Soumlzleşmersquonin 6sect1 maddesinin (makul suumlrede yargılanma hakkı) ve Soumlzleşmersquonin
6sect1 maddesi ile bağlantılı olarak 13 maddesinin (etkili başvuru hakkı)ihlal edildiği
Olaylar Başvurucu Vincent Keaney 1955 doğumlu bir İrlanda vatandaşıdır ve Cobhrsquoda
(İrlanda) yaşamaktadır
Bay Keaney 1996rsquoda milli piyangoyu kazanmış ve Titanik Bar ve Restoran isimli bir tema bar
olarak işletme amacıyla Cobh limanında bir bina satın almıştır Bu ticari girişim başarısız olmuş ve
başvurucu 2000-2003 yılları arasında gerccedilekleşen işlemlerden dolayı 18 davalıya karşı yargı yoluna
başvurmuştur Başvurucu hile dolandırıcılık yalan beyan ve nuumlfuzu koumltuumlye kullanma da dacirchil olmak
uumlzere ccedileşitli iddialarda bulunmuştur
Bay Keaneyrsquoin sonucunda başarısız olduğu yargılama iki yargı seviyesi sonrasında 11 yıl iki
ay sonra huumlkme bağlanmıştır
Başvurucu İstinaf Mahkemesi aşamasında Temmuz 2008rsquode yerel gereklilikler uyarınca
uygun bir şekilde temyize başvurmadan oumlnce ccedileşitli durumlarda dava dilekccedilesini değiştirmek zorunda
bırakılmıştır 5 ay sonra İstinaf Mahkemesi iddialarını kanıtlayamadığına karar vererek başvurucunun
accediltığı davaları reddetmiştir
Bay Keaney 2007 ve 2009 yılları arasında İstinaf Mahkemsie kararlarına karşı temyiz yoluna
başvurmuştur Davalıların başvurucunun gerekli belgeleri sağlayamadığı gerekccedilesiyle temyiz
başvurularının reddi talepleri 2014rsquote goumlruumllmuumlştuumlr ve başvurucudan sırasıyla Nisan 2015 ve Mart
2016rsquota beyanlarını sunması istenmiştir Temyiz Mahkemesi sonunda Temmuz 2015 ve Nisan 2017
yıllarında kararlarını accedilıklamış ve İstinaf Mahkemesinin kararlarını bozmaya yer olmadığını karar
vermiştir
81
İstinaf Mahkemesince iddialarının ccediloğu ldquokazanma şansı olmadığı bilinerek ve sırf karşı tarafa
zarar vermek amacıyla accedilılmışrdquo olarak goumlruumllduuml ve Temyiz Mahkemesi de yazılı beyanlarındaki
temellendirilmemiş iddiaların eklenmesinin ldquotamamen suumlrecin koumltuumlye kullanılmasırdquo olduğunu
belirtmiştir
İhlal İddiaları Bay Keaney Madde 6sect1rsquoe (makul suumlrede adil yargılanma hakkı) istinaden
davayı ikame etmesi ile nihai kararın verilmesi arasında geccedilen 11 yılın makul olmadığını ileri suumlrmuumlştuumlr
ve davasındaki gecikmelerin İrlanda hukuk sisteminin oumlrguumltlenmesinden kaynaklandığını belirtmiştir
Ayrıca İrlanda hukukunda Madde 13 (etkili ccediloumlzuumlm hakkı) kapsamında ne aşırı uzun
yargılamalar iccedilin etkili bir ccediloumlzuumlm bulunduğunu ne de bu tuumlr gecikmeleri gidermek iccedilin bir mekanizma
olduğu iddia etmiştir
Karar
Madde 6sect1 (makul suumlrede yargılanma hakkı)
Mahkeme başvurucunun davasını gerektiği gibi savunmaksızın birden fazla sanık aleyhine
dava accedilmasını iccedileren davranışları goumlz oumlnuumlne alındığında İstinaf Mahkeme yargılamalarının makul bir
suumlre iccedilinde ccediloumlzuumllduumlğuumlnuuml tespit etmiştir
Bu nedenle İstinaf Mahkemesinin 2006 ve 2007deki ilk ccedilalışmalarının ccediloğu birccedilok iddiadan
hangisinin reddedilmesi gerektiğine karar vermeye ayrılmıştır Vekili bulunmasına rağmen
başvurucunun davasını gerektiği gibi savunup ilerletememiş olması bu seviyedeki yargılamanın
gecikmesine kesin bir şekilde ve ilaveten katkıda bulunmuştur Nitekim iccedil hukuktaki usullere uygun
olarak davasını savunduktan sonra İstinaf Mahkemesi yargılamayı beş ay iccedilinde sonuccedillanmıştır
Temyiz Mahkemesi seviyesinde başvurucunun temyiz başvurusunu savunma tarzına ilişkin
sorunlar devam etmiştir Başvurucu gerekli temyiz belgelerini sunmamış ve yasal sunumlarını
zamanında yapmamıştır
Ancak başvurucunun bu davranışının tek başına temyiz yargılamasının tuumlm uzunluğunu haklı
goumlstermesi muumlmkuumln değildir Bu yargılamanın bazı aşamaları makul olmayan bir şekilde uzamıştır ve
başvurucunun Temyiz Mahkemesi oumlnuumlndeki başvurularını kovuşturmadaki eylemsizliği goumlruumlnuumlşe
goumlre sanıkların bu temyiz başvurularını reddettirmek iccedilin harekete geccedilmesine kadar herhangi bir
yansıma olmaksızın devam etmiştir
Başvurucunun Temyiz Mahkemesine başvurması ile ikinci temyiz başvurusunun reddedilmesi
arasında sekiz yıl geccedilmiştir Temyizlerin beş ila yedi yıl arasında uykuda kalmasına izin verilmesi
konusunda yeterli accedilıklama yapılmamıştır
82
Sonuccedil olarak Mahkeme hem İstinaf hem de Temyiz Mahkemelerinde gecikmeye accedilıkccedila
katkıda bulunan başvurucunun davranışına rağmen yargılama suumlresinin aşırı uzun olduğunu belirterek
6sect1 maddenin ihlal edildiğine karar vermiştir
Madde 13 (etkili başvuru hakkı)
Mahkeme 2010 tarihli McFarlane v İrlanda (no 3133306) Buumlyuumlk Daire kararında Huumlkuumlmet
tarafından oumlnerilen yerel ccediloumlzuumlmlerden hiccedilbirisinin oumlzellikle de zamanında yargılanmaya dair anayasal
hakkın ihlali iccedilin tazminat davasının etkili olarak duumlşuumlnuumllemeyeceğini belirterek ceza yargılamasında
makul olmayan gecikme sebebiyle Madde 6sect1rsquoin ve Madde 6 ile bağlantılı olarak Madde 13rsquouumln ihlal
edildiğine huumlkmedildiğini vurgulamıştır
Mevcut dosyada Huumlkuumlmet tarafında oumlnerilen temel ccediloumlzuumlm zamanında yargılanmaya dair
anayasal hakkının ihlali iccedilin tazminat davasındaki ile aynı kalmaya devam etmiştir
Huumlkuumlmet McFarlanersquoden sonra huumlkme bağlanan bir yerel kararın Nash v DPP [2017] 3 IR
320 hangi koşullar altında ceza yargılamalarında gecikme durumunda anayasal tazminata
huumlkmedileceği konusunda Temyiz Mahkemesi tarafından yapılan oumlnemli bir accedilıklama teşkil ettiğini
beyan etmiştir Bu karar oumlzellikle zamanında yargılanmaya dair anayasal hakkın İrlanda Hukukursquonda
yerleşmiş olduğunu teyit etmiş ve uygun durumlarda İrlanda Mahkemelerirsquonin tazminata
huumlkmedileceğini belirtmiştir
Mahkeme Huumlkuumlmetrsquoin cevabı aşağıdaki sıkıntıları iccedilerdiğini belirlemiştir
İlk olarak Nash kararında Temyiz Mahkemesi Devlet tarafında kusurlu gecikme olmadığına
dair verdiği karara ilişkin temel aldığı koşullara dair parametreleri tanımlamaktan sakınmıştır
Mahkeme bir Anglosakson hukuku mahkemesinin gerekli parametreleri uygun somut bir dava
bağlamında değil soyut olarak geliştirme konusundaki suskunluğunun anlaşılabilir olduğunu
belirtmiştir Mahkeme ayrıca hukuk yollarının anayasal bir sistemde ve daha da oumlnemlisi İrlanda gibi
yazılı bir Anayasaya sahip bir Anglosakson hukuku sisteminin oumlzel durumunda gelişmesine izin
vermenin oumlnemini kabul etmiştir
Bununla birlikte makul olmayan gecikmeler iccedilin etkili bir hukuk yolunun varlığına ilişkin
sorunlar 2003 yılından bu yana işaretlenmiş ve o zamandan beri hukuk ve ceza yargılamalarını iccedileren
davalarda yinelenmiştir
İkinci endişe ise haksızlığı telafi iccedilin kullanılan ccediloumlzuumlmuumln hızına ilişkindir Olağan hukuk
davaları temyizleri dacirchil olmak uumlzere Temyiz Mahkemesinde uzun bekleme suumlreleri mevcuttur
Mahkeme Hizmetleri Yıllık Raporursquonda 2018 yılında olağan hukuk davalarına ilişkin başvuruların
İstinaf Mahkemesinde bekleme suumlresinin 20 ay olduğu belirtilmiştir Aynı rapor Temyiz Mahkemesine
83
ilişkin olarak mahkemeye temyize başvurma izni vermeye dair bildirim ile izne dair kararın ccedilıkması
arasında altı hafta bekleme suumlresi olduğu belirtilmiştir dolayısıyla her ne kadar Temyiz Mahkemesinin
en son raporu dramatik bir duumlşuumlşe işaret etse de izin tarihinden kararın verilmesine kadar geccedilen
bekleme suumlresi 68 hafta suumlrmuumlştuumlr Mahkeme Nash davasında makul olmayan gecikme talebiyle ilgili
tazminat davalarının altı buccediluk yıldan fazla suumlrduumlğuumlnuuml kaydetmiştir
Mahkeme ayrıca bilgisi dahilinde olduğu oumllccediluumlde yasama oumlncesi aşamada kalan ve
ilerletilmeden oumlnce Huumlkuumlmet duumlzeyinde ilave değerlendirme gerektiren tazminat ccediloumlzuumlmuuml sağlamayı
amaccedillayan taslak Avrupa İnsan Hakları Soumlzleşmesi Genel Şema (Mahkeme Yargılamalarında Gecikme
Halinde Tazminat) 2018 tasarısına da dikkat ccedilekmiştir
Nihayet bir başka ccediloumlzuumlm 2003 tarihli Avrupa İnsan Hakları Soumlzleşmesi Kanunu kapsamındaki
bir tazminat başvurusu ancak tazminat iccedilin başka bir dava imkanı mevcut olmadığında muumlmkuumlnduuml
Nash kararında Temyiz Mahkemersquonin sunduğu accedilıklamaya rağmen dosyanın hızlı işlem goumlrmesi
hakkına saygı duyulmamasının uygulamada ccediloumlzuumlme kavuşturulması hala hem potansiyel
başvurucuların hem de Devletrsquoin oumlnemli oumllccediluumlde ccedilaba zaman ve hatta masrafını gerektirmektedir
Huumlkuumlmet ayrıca AİHS Kanunu kapsamında tazminat davasının tali olasılığına ve makul olmayan
gecikme halinde boumlyle bir ccediloumlzuumlmuumln muumlmkuumln olup olmadığına dair soruya dair de bir bilgi
sağlamamıştır
Dolayısıyla Mahkeme bu koşullarda Soumlzleşmersquonin 6sect1 maddesi ile bağlantılı olarak 13
maddesinin ihlal edildiğine karar vermiştir
Adil Tazmin (Madde 41)
Mahkeme yerel mahkemelerin başvurucunun dosyasını suumlrduumlrmedeki tavrının neredeyse
suumlrecin koumltuumlye kullanılması olduğunu belirttiğine dikkat ccedilekmiştir Huzurdaki dosyada Mahkemersquonin
Madde 6 ve Madde 13rsquouumln birlikte ihlaline karar verirken niyeti başvuruculara sadece Avrupa
Soumlzleşmesirsquonin ihlalini elde etmeyi amaccedillayarak yerel duumlzeyde koumltuumlye kullanır bir şekilde dava accedilma
youmlnuumlnde ters bir teşvik vermek değildir
Dolayısıyla Mahkeme Soumlzleşmersquonin amaccedilları bakımında Soumlzleşme Madde 6sect1 ile Madde
13rsquouumln ihlaline karar vermenin başlı başına adil tazmin olduğuna karar vermiştir
84
Başvuru Adı Dragan PetrovićSırbistan
Başvuru No 7522910
Başvuru Tarihi 6 Aralık 2010
Karar Tarihi 14 Nisan 2020
Karar Linki httphudocechrcoeintengi=001-202345
Konu Polisin cinayet soruşturması sırasında başvurucunun evinde
DNA oumlrneği almak iccedilin arama yapmasının Soumlzleşme madde 8 (oumlzel hayata saygı hakkı) ihlali
olmaması (oybirliği) ve başvurucudan DNA iccedilin tuumlkuumlruumlk alınmasının Soumlzleşme madde 8 ihlali
olması (oyccedilokluğu)
Olaylar Başvurucu Dragan Petrović Suboticarsquoda (Sırbistan) yaşayan
1985 doğumlu bir Sırbistan vatandaşıdır
Temmuz 2008rsquode polis başvurucunun yaşlı bir adamın şiddetli darbe sonucu oumllmesine
karışmış olabileceğine ilişkin bilgi almıştır Bu bilgiye dayanarak soruşturma hakimi ayrı iki
kararla başvurucunun dairesinin aranmasına ve DNA incelemesi iccedilin başvurucudan tuumlkuumlruumlk
oumlrneği alınmasına karar vermiştir
Arama cinayetin ardından alınan nesnelere odaklanmıştır oumlzellikle de succedil ile bağlantılı
olabilecek ldquosiyah deri ceketrdquo ve ldquoayakkabılar ile diğer eşyalarrdquo Polis dairede iki tabanca
bulmuştur başvurucu tabancalarla ilgili bilgi sahibi olmadığını belirtmiştir
DNA tuumlkuumlruumlk testi cinayet mahallinde bulunan DNA ile karşılaştırma yapılması iccedilin
gerekli goumlruumllmuumlş ve hakim polise tıp uzmanları ile gerektiği takdirde zor kullanarak
başvurucudan oumlrnek veya kan oumlrneği alınması iccedilin izin vermiştir Avukatı hazırken başvurucu
goumlrevlilere tuumlkuumlruumlk oumlrneği vermeyi kabul etmiştir Bununla birlikte kararın nasıl
gerccedilekleştirildiğine dair polis tarafından tutulan resmi bir kaydın olmadığı anlaşılmaktadır
Ağustos 2008rsquode polis başvurucuya yasa dışı ateşli silah bulundurmak succedilunun isnat
edileceğini soruşturma hakimine bildirmiştir Yetkililer başvurucunun DNA oumlrneği ve cinayet
mahallinde bulunan biyolojik izler arasında bir eşleşme bulamamıştır
85
Ağustos 2008rsquode başvurucu Anayasa Mahkemesine başvurmuş ve Soumlzleşme madde 8
ve Anayasa madde 25 ve 40 kapsamında konuta ve oumlzel hayata saygı hakkının ihlal edildiğini
ileri suumlrmuumlştuumlr Mahkeme Ekim 2010rsquoda başvuruyu esastan reddetmiştir
İhlal İddiaları Başvurucu yapılan aramanın ve DNA oumlrneği alımının
Soumlzleşme madde 8 kapsamında korunan haklarını (oumlzel hayata ve aile hayatına saygı hakkı)
ihlal ettiğini ileri suumlrmuumlştuumlr
Karar
Madde 8
Mahkeme oumlncelikle başvurucunun altı aylık suumlreden sonra başvuru yaptığına ve iccedil
hukuk yollarını tuumlketmediğine ilişkin Huumlkuumlmet itirazlarını başvurucunun başvurduğu Anayasa
Mahkemesinin etkili bir iccedil hukuk yolu olduğunu goumlz oumlnuumlnde bulundurarak reddetmiştir
Davayı esastan incelerken Mahkeme ilk olarak başvurucunun evinde yapılan aramayı
inceleme konusu yapmıştır Mahkemenin kararına goumlre konuta saygı hakkına muumldahale
oluşturan bu arama kanun tarafından oumlngoumlruumllmuumlştuumlr ve meşru bir amaca hizmet etmektedir
Dolayısıyla asıl sorun bunun orantılı olup olmadığı ldquodemokratik bir toplumda gereklirdquo olup
olmadığıdır
Mahkeme izin verilen aramanın cinayet soruşturması bağlamında olduğunu ve polisin
araştırdığı şeylerin belirli olduğunu (siyah deri ceket ayakkabılar ve cinayetle ilişkili diğer
nesneler) kaydetmiştir Bu sebeple Mahkeme arama emrinin belirsiz olduğunu ileri suumlren
başvurucu iddiasına katılmamaktadır
Mahkeme ayrıca arama esnasında başvurucunun avukatının ve ev sahibinin hazır
bulunması sebebiyle herhangi bir koumltuumlye kullanma durumuna elverişli ve etkili bir şekilde karşı
koyabileceğini kaydetmiştir Dahası avukat elkoyma tutanağı ve arama-elkoyma işleminin
resmi kaydını imzalamış izin sebebi dışında arama işlemine şerh duumlşmemiştir
Bu sebeple Mahkeme soumlz konusu muumldahalenin demokratik toplumda gerekli olduğuna
ve polisin dairede yaptığı aramanın Madde 8 ihlali olmadığına huumlkmetmiştir
DNA oumlrneği alınması meselesini ele alırken Mahkeme bu hareketin başvurucunun oumlzel
hayata saygı hakkına muumldahale anlamına geldiğini tespit etmiştir İşleme verdiği onay aksi
86
takdirde tuumlkuumlruumlk veya kan oumlrneğinin zorla alınması tehdidi altında gerccedilekleştiği iccedilin eyleme
geccedilerlilik kazandırmaz
Mahkeme DNA oumlrneği kararının herhangi bir huumlkuumlmde geccedilmediğini ilgili Ceza
Muhakemesi Kanunu maddesinin mahkemeye yalnızca kan oumlrneği alımı ya da ceza
soruşturmasında ldquooumlnemlirdquo olguları tespit etmek iccedilin tıbben gerekli goumlruumllmesi halinde ldquodiğer
tıbbi işlemlerrdquo iccedilin karar yetkisi oumlngoumlrduumlğuumlnuuml kaydetmiştir Bunlara ek olarak dava dosyasına
goumlre işlemlerle ilgili resmi kayıt tutmamışlar Ceza Muhakemeleri Kanununun ilgili huumlkmuumlne
riayet etmemişlerdir
Mahkeme ayrıca ilgili huumlkmuumln DNA oumlrneği alma konusunda 2011rsquode değiştirilen
Ceza Muhakemeleri Kanunda sonradan yer alan ccedileşitli yeni guumlvencelerden yoksun olduğunu
kaydetmiştir Bu yeni guumlvenceler ağız ccedilubuğuyla oumlrnek alınmasına işlemin uzman eşliğinde
gerccedilekleşmesine ve rıza olmaksızın ağzından oumlrnek alınabilecek insanların sınırlandırılmasına
oumlzel atıf iccedilermektedir
Mahkeme boumlylelikle davalı Devletin 2011 tarihli kanunda daha ayrıntılı huumlkuumlmler
koyarak bu alanda daha sıkı duumlzenleme yapılmasına ihtiyaccedil duyduğunu zımnen kabullendiğine
karar vermiştir
Mahkeme DNA oumlrneği alınarak başvurucunun oumlzel hayatına muumldahale edilmesinin
kanuni olmadığına ve madde 8 ihlali olduğuna huumlkmetmiştir
Madde 6
Başvurucu aynı zamanda Soumlzleşme madde 63(a)ya aykırı olarak belirli bir succedilun
şuumlphelisi olduğuna dair yetkililerin kendisini derhal ve ayrıntılı olarak bilgilendirmemesinin
haberdar edilme hakkını ihlal ettiğini iddia etmiştir
Mahkeme başvurucunun bu iddialarının madde 8 kapsamındaki iddialarına ek
olmaktan ziyade ayrı bir şikayet noktası olduğunu ve bu iddiaların iccedil hukukta ileri
suumlruumllmediğini tespit etmiştir Bu sebeple başvurunun bu kısmı iccedil hukuk yollarının
tuumlketilmemesi sebebiyle reddedilmiştir
Adil Tazmin (Madde 41) Mahkeme altıya karşı bir oyla Sırbistanrsquoın başvurucursquoya
1500 euro manevi tazminat ve yargılama giderleri iccedilin 1200 euro oumldemesine huumlkmetmiştir
87
Başvuru Adı Shmelev ve diğerleriRusya
Başvuru No 4174117 ve diğer 16 dava
Başvuru Tarihi 2017 ve 2018rsquode ccedileşitli tarihler
Karar Tarihi 09 Nisan 2020
Karar Linki httphudocechrcoeintengi=001-202347
Konu Mahkemersquonin Rusya aleyhine verdiği uygunsuz tutulma
koşullarına youmlnelik kararlara karşı 2019rsquoun sonunda yuumlruumlrluumlğe giren yeni yasanın tutuklulara
tutukluluk koşullarının elverişsizliğinin tazminat hakkı vermesi 17 başvurunun altısının
tutukluluklar sona erdiği iccedilin kabul edilemez bulunması yeni tazminat hukuk yolunun oumlzellikle
tutukluluk veya yerel kuralların ihlali sebebiyle olan mahpusluğun bazı hallerindeki gibi diğer
hukuk yolları aranmadığı takdirde etkili olması
Olaylar Başvurucular Rusya vatandaşıdır ve Rusyarsquoda ccedileşitli
merkezlerde ceza yargılamalarındaki mahkumiyetlerinden oumlnce ya da sonra tutulmaktadırlar
veya tutulmuşlardır
Başvuruculardan yedisi tutukevlerinde tutuklu olarak tutulmakta veya tutulmuştur
Kalan on başvurucu ise ıslah edici kolonilerde huumlkuumlmluuml olarak tutulmuş veya tutulmaktadır
Başvurucuların tamamı oumlzellikle aşırı doluluktan dolayı elverişsiz olan tutulma
koşullarından şikayet etmiştir Bazı başvurucuların tutuklulukları dosya AİHM oumlnuumlnde taraf
goumlruumlşleri alınma aşamasındayken sona ermiştir diğerlerinin ise devam etmiştir
Mart 2020 itibariyle Rusya aleyhine tutulma koşulları ile ilgili 1450 benzer başvuru
mahpusluk koşulları ile ilgili 3600 başvuru incelenmeyi beklemektedir
Aralık 2019rsquoda Federal Kanun no494-FZ (Tazminat Kanunu) kabul edilmiş ve 27
Ocak 2020rsquode yuumlruumlrluumlğe girmiştir Buna goumlre herhangi bir tutuklu ulusal veya uluslararası
standartların tutulma suumlresinde ihlal edilmesi halinde mahkemede maddi tazminat talebinde
bulunabilecektir
88
Tazminat Kanunu AİHMrsquoin sırasıyla tutukevlerindeki ve cezaevlerindeki yetersiz
koşullara değinen 2012 tarihli Ananyev ve DiğerleriRusya (BN 4252507 ve 6080008) ile
2013 tarihli Sergey BabushkinRusya (BN 599308) kararları sonucu kabul edilmiştir
Rusya Huumlkuumlmeti yeni kanun ve uygunsuz tutulma koşullarını hafifletme amacını
taşıyan diğer ulusal gelişmelerle ilgili olarak bilgilendirmede bulunmuştur Tazminat Kanunun
tutulma koşulları ile ilgili şikayetler accedilısından yeni bir kanun yolu olarak ele alınmasını
Mahkemeden istemiştir Başvurucular bu goumlruumlşe katılmamış veya yorumsuz kalmıştır
İhlal İddiaları Başvurucular madde 3rsquoe (insanlık dışı veya aşağılayıcı
muamele yasağı) dayanarak oumlzellikle aşırı doluluktan dolayı tutulma koşullarının elverişsiz
olmasını şikayet etmiştir Bazı başvurucular madde 13rsquoe (etkili başvuru hakkı) dayanarak
tutulma koşullarıyla ilgili etkili başvuru olmamasını şikayet etmiştir
Karar
Madde 3 ve 13 (uygunsuz tutulma koşulları)
Oumlncelikle Mahkeme elverişsiz tutulma koşullarına youmlnelik kanun yollarıyla ilgili
olarak bazı uumlye Devletlerce yapılan yenilikleri hatırlatmıştır Muumlmkuumln olan 2 yolu
vurgulamıştır Bunlar mevcut tutukluluğun şartlarını geliştirme (oumlnleyici) ve sebep olunan
herhangi bir zarar iccedilin tazminattır (telafi edici) Mahkeme oumlnleyici ve telafi edici yolların
birbirleriyle ilişkili olduklarını ve etkili olmaları iccedilin birlikte ele alınmalarının gerekliliğini
vurgulamıştır
Bununla beraber iki yol da ayrı ayrı incelenmelidir Boumlylelikle Mahkeme oumlnleyici
yolun etkililiğinin hala değerlendirilmesi gerektiğine karar verirken Tazminat Kanununa ilişkin
vardığı sonucun kapsamını yalnızca geccedilmiş tutulmalar ile sınırlamıştır
Mahkeme Tazminat Kanununun prensipte geccedilmişteki tutukluluk ve bazı mahpusluk
hallerinin -ki sonuncusu iddia edilene goumlre yerel huumlkuumlmleri ihlal etmektedir- geliştirilmesiyle
ilgili davalarda elverişli ve etkili bir tazmin yolu olduğunu tespit etmiştir
Bu yol ccedilelişmeli yargılamaya uygun ve gerekli usuli guumlvencelere sahiptir ilgili kişilerin
erişimine doğrudan accedilıktır ve onlara makul derecede başarı umudu sunmaktadır Dahası bu
tarz iddiaların makul suumlre iccedilinde işleme alınmayacağına huumlkmedilen tazminatın Soumlzleşme
89
standartlarına uygun olmayacağına ya da derhal oumldenmeyeceğine inanmamak iccedilin bir sebep
yoktur
Ayrıca Tazminat Kanununa Yuumlksek Mahkemenin accedilıklayıcı ve youmlnlendirici rehberliği
eşlik etmiştir Ayrıca bu Kanun elverişsiz tutulma koşullarını hafifletmeyi amaccedillayan
uygulamalar ve ulusal mevzuata [2015rsquote yuumlruumlrluumlğe giren İdare Usul Kanunu ve Ceza
Kanunundaki birccedilok mahkumiyette tutukluluk suumlresinin mahpusluk suumlresinden duumlşuumllmesi
gibi değişiklikler] dayanmaktadır
Mahkeme yeni tazminat yolunun Rusya mevzuatının tutulan kişi iccedilin koyduğu kişisel
alan standardının Soumlzleşme madde 3 kapsamındaki insanlık dışı ve aşağılayıcı muameleye dair
minimum ağırlık eşiğine uygun olduğu durumlarda (733413 başvuru numaralı
MuršićHırvatistan Buumlyuumlk Daire kararında her tutuklu iccedilin 3 metrekarelik kişisel alan
oumlnerilmiştir) veya tutulmanın ulusal standartların altına duumlştuumlğuuml durumda geccedilmiş tutulmalar
iccedilin kullanılabilecek etkin bir yol olarak değerlendirilmesi gerektiğine karar vermiştir
Mahkeme altı başvurucu iccedilin bu durumu tespit etmiştir Mahpusluk veya tutukluluk
doumlnemindeki elverişsiz koşullar sonucu haklarının ihlal edildiğine youmlnelik iyi temellendirilmiş
şikayetlerde bulunan bu başvurucular Mahkemeye başvurmadan oumlnce tazminat almak iccedilin
Tazminat Kanununu kullanabilirlerdi Bu yeni ulusal kanun yolunu tuumlketmemeleri sebebiyle
madde 3 ve 13 kapsamında yaptıkları başvuru kabul edilemez bulunmuştur
Tazminat Kanunundaki geccediliş huumlkuumlmleri uyarınca Kanun yuumlruumlrluumlğe girdiğinde
şikayetleri Mahkeme oumlnuumlnde bekleyen veya kanun yolu tuumlketilmediği sebebiyle kabul
edilemez olanlar 180 guumln iccedilinde mevzubahis yoldan yararlanabilir Bunu goumlz oumlnuumlnde
bulunduran Mahkeme bu yaklaşımı tuumlm benzer başvurulara (oumlrneğin ulusal standartların
tutulma sırasında ihlal edildiği ileri suumlruumllen başvurular) yayma kararı vermiştir
Bununla birlikte ulusal mevzuatın Soumlzleşme gerekliliklerine accedilıkccedila uygunsuz olduğu
goumlruumllen bir standart -mahpus başına 225 metrekarelik kişisel alan- belirlediği durumlarda yeni
tazminat yolunun etkililiği geccedilmiş tutulmalarda bile kesin değildir Başvurulardan uumlccediluumlnde
durum budur
Mahkeme bu sebeple başvuruları sonraya bırakmaya karar vermiş ve taraflardan
geccedilmiş tutulmalar iccedilin tazminat yollarının etkililiğini accedilıkladıkları yazılı goumlruumlşlerini
bildirmelerini istemiştir
90
Mahkeme tutulma suumlrelerinin devam ettiğini goumlz oumlnuumlnde bulundurarak diğer sekiz
başvuruyu da aynı şekilde ertelemeye karar vermiştir Ccediluumlnkuuml mevcut oumlnleyici hukuk yollarının
etkililiğini tespit iccedilin elinde yeterli materyal yoktur Şuumlphesiz İdare Usul Kanunu tarafından
sağlanan yargı yollarının etkililiği oumlzellikle ceza kurumlarındaki aşırı kalabalığın yaygınlığı
bakımından değerlendirilmeyi beklemektedir Bunun iccedilin de taraflardan yazılı goumlruumlş
istenmiştir
Ulusal kanun yollarının etkililiğinin daha ileri değerlendirmesi yapılana kadar aynı
konu ile ilgili yapılan tuumlm başvuruların incelemesi beklemeye alınacaktır Mahkeme dostane
ccediloumlzuumlm oumlnerilerini veya tek taraflı beyanları işleme alarak ya da başka bir şekilde tarafların
halihazırda bilgilendirildiği (ldquotebliğ edilmişrdquo) davaları inceleyebilir
91
Başvuru Adı CastellaniFransa
Başvuru No 4320716
Başvuru Tarihi 26082009
Karar Tarihi 30 Nisan 2020
Karar Linki httpshudocechrcoeinteng22itemid22[22001-
19688722]
Konu
Başvurucunun evinde eşi ve kızıyla beraberken oumlzel silahlı polis birimi tarafından
tutuklanması esnasında maruz kaldığı şiddete ilişkin olarak polis operasyonun nihai amaccedil olan
şuumlphelinin yakalanması iccedilin gerekli olan şekilde gerccedilekleştirilmediği ve başvurucunun
yakalanması iccedilin kullanılan araccedilların oumllccediluumlsuumlz olduğu gerekccedilesiyle Soumlzleşmersquonin 3 maddesinin
ihlal edilmesi
Olaylar
Başvurucu Joseph Castellani 1956 doğumlu ve Conteste (Fransa) yaşayan bir Fransız
vatandaşıdır
Mayıs 2002de kimliği bilinmeyen kişilere karşı tanıkların korkutulması ve oumlluumlm
tehditleri nedeniyle polise youmlnelik şiddet olaylarına ilişkin EHnin uumlccedil aile uumlyesinin mahkum
edildiği bir davada ifade veren avukatın şikayeti uumlzerine adli tahkikat başlatılmıştır
Soruşturmadaki başlıca şuumlpheliler başvurucunun arkadaşı ve komşusu olan EH
ailesinin uumlyeleridir
18 Haziran 2002de Nice şehrinin polis ekibi EHnin aile uumlyelerini yakalamak iccedilin
GIPNden (ulusal polisin oumlzel silahlı muumldahale birimi) destek talep etmiş ve bu talep kabul
edilmiştir Polis şefi Rnin talebi uumlzerine GIPN biriminin başkanı aynı davaya dahil olan Bay
Castellaniyi yakalamak iccedilin muumldahale etmeyi kabul etmiştir Polis operasyonunun
gerccedilekleştiği koşullar taraflarca ihtilaflıdır 13 Kasım 2002 tarihinde soruşturmanın hakimi
tarafından Bay Castellanirsquonin yakalanmasına neden olan tanıkları korkutma ve oumlluumlm tehdidi
succedillamalarını duumlşuumlren kararla soruşturmaya son verilmiştir
92
13 Ocak 2009 tarihinde Ceza Mahkemesi Bay Castellaniyi ruhsatsız bir silaha sahip
olmaktan succedillu bulmuş ve kendisine para cezası vererek cezayı ertelemiştir Mahkeme evinde
saldırıya uğradığını duumlşuumlnmesinin makul olduğu gerekccedilesiyle meşru muumldafaa amacıyla hareket
ettiğini kabul ederek kamu goumlrevlisine youmlnelik kasten saldırı succedilundan beraatine karar
vermiştir
18 Kasım 2002 tarihinde Bay Castellani polis memurlarının kasti şiddet ve barbarca
fiil tehdidi altındaki bir kişiye yardım etmedikleri iddiasıyla ceza davasına muumldahil olarak
katılma başvurusunu iccedileren bir şikayette bulunmuştur 2 Temmuz 2004 tarihinde soruşturma
hakimi Nice Ceza Mahkemesi oumlnuumlnde yargılanacak polis memurlarına karşı tehlikedeki bir
kişiye yardım etmeme succedillamasını suumlrduumlrerek bazı succedillamaları duumlşuumlrmeye karar vermiştir
Başvurucunun itirazını takiben İstinaf Mahkemesi soruşturmanın kısmen sonlandırılması
kararını iptal etmiş ve soruşturmanın asıl succedillamalara dayanılarak devam ettirilmesine karar
vermiştir
27 Ocak 2006 tarihinde kamu goumlrevlilerinin kasıtlı şiddet uyguladıkları succedillamalarını
reddeden soruşturmanın kısmen sonlandırılması kararı verilmiştir Başvurucu temyize
gitmiştir 15 Haziran 2006 tarihli bir kararla İstinaf Mahkemesi barbarca fiil succedillamasının sona
erdirilmesini onamıştır 25 Ekim 2007 tarihli bir kararda aynı zamanda kamu goumlrevlileri
tarafından kasten şiddet uygulanması succedillamasının sona erdirilmesi onanmıştır
26 Haziran 2009 tarihinde Bay Castellani kendisine verilen zararın tazmini iccedilin
Devlete dava accedilmıştır Mahkeme 5 Nisan 2011 tarihli bir kararla Devletin başvurucuyu
yakalaması iccedilin GIPNyi goumlndermesine istinaden sorumluluğunu iccedileren ciddi bir ihmal eylemi
gerccedilekleştirdiğine karar vermiştir Devletin başvurucuya tazminat olarak 59000 Euro (EUR)
ve masraf olarak 3500 Euro(EUR) oumldemesine karar verilmiştir 12 Nisan 2012 tarihinde Aix-
en-Provence İstinaf Mahkemesi Bay Castellanirsquonin davasının kabul edilebilirliğini onamış
ancak kararın geri kalanını bozmuş ve başvurucunun iddialarını reddetmiştir Bay
Castellaninin masraflara ek olarak Hukuk Usuluuml Kanununun 700 maddesi uyarınca 1700
Euro oumldemesine huumlkmedilmiştir
Temyiz Mahkemesi kararı bozarak davayı Montpellier İstinaf Mahkemesirsquone geri
goumlnderdi 27 Ocak 2015 tarihindeki bir kararla Montpellier İstinaf Mahkemesi GIPNrsquonin
muumldahalesinin Devletrsquoin sorumluluğunu yol accedilan bir durum olduğunun kanıtlanamadığına
karar vermiştir Mahkeme bu muumldahalenin yalnızca başvurucunun kendisini savunmak iccedilin
93
işlediği eylemler accedilısından değil aynı zamanda yakalama işlemine direnme konusundaki ısrarı
accedilısından da isabetsiz veya orantısız olmadığına karar vermiştir Ancak İstinaf Mahkemesi
başvurucuya polis goumlzetimindeyken tıbbi bakım sağlanmaması nedeniyle Devletrsquoin ciddi
ihmali bulunduğuna karar vermiştir Devletrsquoin başvurucuya tıbbi bakım eksikliğinden dolayı
tazminat olarak 5000 EUR ve Medeni Usul Kanununun 700 maddesi uyarınca 2000 EUR
oumldemesine karar verilmiştir
Temyiz Mahkemesi 10 Şubat 2016 tarihinde başvurucunun temyiz başvurusunu
hukuki accedilıdan reddetmiştir
İhlal İddiaları
Başvurucu Avrupa İnsan Hakları Soumlzleşmesinin 3 maddesine (insanlık dışı veya
aşağılayıcı muamele yasağı) dayanarak polis tarafından tutuklanmasıyla birlikte GIPNnin
muumldahalesinin ve guumlccedil kullanımının ne gerekli ne de orantılı olduğunu ekleyerek şiddet
eylemlerinden şikayetccedili olmuştur
Karar
3 Madde
Mahkeme dosyadaki tuumlm sağlık raporlarının başvurucunun ciddi şekilde yaralandığını
kaydettiğini belirtmiştir Başvurucu fiziksel acıya ek olarak ruhsal zorluklara da katlanmak
zorunda kalmıştır
Bay Castellani ccedilok sayıda teccedilhizatlı ve silahlı memur tarafından ailesinin goumlzleri
oumlnuumlnde kapı ve oumln kapı zorla accedilıldıktan sonra sabahın erken saatlerinde evinde goumlzaltına
alındığından oumltuumlruuml ailesinin karşısında kuumlccediluumlk duumlşme ve aşağılanma hissi ile guumlccedilluuml korku ve
endişe yaşamıştır
Mahkeme operasyonun planlanmasına ilişkin ilke olarak ceza soruşturmasında
sorgulanacak bir bireyin tutuklanması iccedilin belirli bir birimin seccedililmesine ilişkin huumlkuumlm
vermenin kendi goumlrevi olmadığını belirtmiştir Bununla birlikte genellikle aşırı şiddet
durumlarında veya oumlzellikle hızlıkesin tepki gerektiren tehlikeli durumlarda devreye giren oumlzel
birimlerin muumldahalesinin otoritenin koumltuumlye kullanılması ve insan onurunun ihlali gibi belirli
riskler doğurabileceği youmlnuumlndeki yaklaşımını tekrar vurgulamıştır Bu nedenle bu tuumlr
94
birimlerin muumldahalesinin guumlvencelerle ccedilevrelenmesi gerekmektedir (Bkz Kučera Slovakya
no 4866699 sect 122 17 Temmuz 2007)
GIPNnin yardımıyla polis muumldahalesinin amacı başlangıccedilta EH ailesini yakalamaktır
Komutan soruşturma yargıcından GIPNnin muumldahalesini istemiştir bu muumldahale daha sonra
Kamu Guumlvenliği Muumlduumlruuml tarafından başvurucuyu değil bir polis memurunun şiddet ve
kaccedilırılma succedilundan mahkum edilmiş olan EH ailesinin uumlyelerini yakalamak iccedilin kabul
etmiştir Polis şefi R ancak bu ailenin bazı uumlyeleri tutuklandıktan sonra GIPNnin varlığının
sağladığı fırsattan yararlanarak soruşturma yargıcına bilgi vermeden veya Kamu Guumlvenliği
Muumlduumlruuml ile mutabakat sağlamadan aynı davaya karıştığından şuumlphelenilen başvurucunun
yakalanması iccedilin yardım talebinde bulunmuştur Mahkeme bu nedenle operasyona normalde
bu tuumlr bir oumlzel birimin muumldahalesini ccedilevreleyen mevcut iccedil guumlvencelerin eşlik etmediğini
kaydetmiştir
Başvurucunun karakteri ile ilgili olarak yerel mahkemeler GIPNnin muumldahalesini
haklı kılmak iccedilin kullanılan başvurucunun tehlikeli olduğu iddiasının yalnızca muumldahaleyi
talep eden polis memurlarının ifadelerinden kaynaklandığını ve bu iddianın herhangi bir kanıtla
desteklemediği kanaatindedir
Dahası bazı yerel mahkemeler somut olayın koşulları ccedilerccedilevesinde GIPNnin
muumldahalesinin orantılılığını sorgulamışlardır Ceza Mahkemesi 13 Ocak 2009 tarihinde GIPN
gibi oumlzel bir birimin tehditlere youmlnelik bir oumln soruşturmaya muumldahalesinin alışılmadık olduğuna
ve başvurucunun uygunsuz bir şekilde goumlzaltına alınmasının ardından hiccedilbir zaman adli
soruşturmaya tabi tutulmadığını ve hatta polis muumldahalesine yol accedilan kararı veren hakim
tarafından sorgulanmadığını belirtmiştir
Mahkeme ayrıca İstinaf Mahkemesirsquonin bu tercihin Bay Castellanirsquonin arz ettiği
tehlike karşısında orantısız olabileceği goumlruumlşuumlnuuml benimsediğini goumlzlemlemiştir
Mahkeme son olarak başvurucunun goumlzaltına alındığı sırada yalnız olup olmayacağına
dair bir sonuca ulaşmak iccedilin herhangi bir oumln araştırma yapıldığını goumlsteren bir bulgunun
dosyada yer almadığını belirtmiştir Mahkeme bu tuumlr bir polis operasyonunun planlanmasında
ve yuumlruumltuumllmesinde şuumlphelinin aile uumlyelerinin yakalama yerinde bulunmasının dikkate alınması
gerektiğine karar vermiştir Mevcut davada bu tuumlr bir değerlendirme eksiktir ve polis
başvurucunun aile evindeki operasyonu buna goumlre planlamamıştır
95
Mahkeme davanın tuumlm oumlzel koşullarını dikkate alarak başvurucunun evindeki polis
operasyonunun kesinlikle gerekli olmasını sağlayacak şekilde planlanmadığı veya
gerccedilekleştirilmediğine başka bir deyişle bir succedil işlediğinden şuumlphelenilen bir kişinin
yakalanması iccedilin kullanılan araccedilların nihai amacına ulaşmak iccedilin kesinlikle gerekli olmadığına
karar vermiştir
Mahkemersquoye goumlre polis memurları tarafından guumlccedil kullanımına ilişkin ilk olarak
başvurucunun kaydedilen yaralanmalarının kendisini yakalayan polis memurlarından
kaynaklandığı ikinci olarak Bay Castellaninin polis memurlarından birine demir ccedilubukla
vurduğu hususları tartışmasızdır Ancak başvurucu ve Huumlkuumlmet olayların aynı versiyonunu
anlatmamışlardır
Mahkeme Ceza Mahkemesirsquonin kesinleşen bir kararla başvurucunun meşru olarak
evinde saldırıya uğradığına ikna olduğunu ve meşru muumldafaaya uygun davrandığına karar
verdiğini kaydetmiştir Sonuccedil olarak Mahkeme Huumlkuumlmetin başvurucunun polis memurlarına
kasten saldırdığına ilişkin beyanını kabul edememiştir bu yalnızca yakalamaya karışan ve
sonradan hakkında dava accedilılmış olan polis memurlarının iddialarından dosyada bu iddiayı
destekleyecek herhangi başka bir kanıt olmamasına rağmen tuumlretilmiştir
Bununla birlikte Mahkeme ilk olarak başvurucunun yakalamaya direnmekle
succedillanmadığını ve ikinci olarak kask takan ve kalkanla korunan bir dizi polis memurunun
eylemlerinin oumlzellikle şiddetli olduğunu goumlzlemlemiştir
Mahkeme bu nedenle başvurucunun yakalanması iccedilin kullanılan araccedilların kesinlikle
gerekli olmadığına ve kendisinin davranışlarının kullanılan fiziksel guumlcuuml gerekli kılmadığına
karar vermiştir
Bu nedenle Soumlzleşmenin 3 maddesi ihlal edilmiştir
Adil tazmin (Madde 41)
Mahkeme Fransanın başvurucuya maddi tazminat olarak 2803 Euro (EUR) ve manevi
tazminat olarak 20000 Euro(EUR) oumldemesine karar vermiştir
96
MAYIS 2020
Başvuru Adı Kostov ve DiğerleriBulgaristan
Başvuru No 6658112 ve 2505415
Başvuru Tarihi 3 Ekim 2012
Karar Tarihi 14 Mayıs 2020
Karar Linki httphudocechrcoeintengi=001-202440
Konu Kamulaştırmanın gayrimenkuluumln korunması ile genel menfaat
gereklilikleri arasında oluşturulması gereken adil dengeyi bozarak arazi sahipleri uumlzerine oumllccediluumlsuumlz ve
aşırı bir yuumlk yuumlklemesinin 1 Norsquolu Protokolrsquouumln 1 maddesinin (muumllkiyetin korunması) ihlali olduğu
Olaylar Başvurucular Nedyalko Kostov Severina Popova ve Boris Velichkov isimli uumlccedil
Bulgar vatandaşıdır Başvurucular sırasıyla 1971 1951 ve 1944 yılında doğmuş olup Sofyarsquoda
yaşamaktadırlar
İlk başvurucunun arazisi Sofya-Varna otoyolu uumlzerinde kavşak inşa etmek uumlzere 2011 yılında
kamulaştırılmıştır İkinci ve uumlccediluumlncuuml başvurucuların arazileri ise Sofya etrafında ccedilevre yolu inşa etmek
uumlzere kamulaştırılmıştır İlk başvurucuya arazisi karşılığında metrekare başına ortalama 022 Bulgar
Levası (BGN 011 Avroya (EUR) tekabuumll etmektedir) kamulaştırma bedeli verilmişken ikinci ve
uumlccediluumlncuuml başvuruculara metrekare başına 084 BGN (043 EUR) kamulaştırma bedeli verilmiştir
Başvurucular kamulaştırma bedelinin ccedilok duumlşuumlk olduğunu ve bu bedelin kamulaştırma
durumunda oumldenecek bedelin karşılaştırılabilir gayrimenkullerin piyasa değerine eşdeğer olması
gerektiğini oumlngoumlren iccedil hukuka aykırı olduğunu ileri suumlrerek yargı yoluna başvurmuşlardır
Yargılama sırasında ilk başvurucunun gayrimenkuluuml iccedilin metrekare başına 225 BGNrsquoye (115
EUR) satılmış bir arazi karşılaştırılabilir olarak belirlenmişken ikinci ve uumlccediluumlncuuml başvurucuların
gayrimenkuluuml iccedilin ise metrekare başına 25 BGNrsquoye (13 EUR) satılmış bir arazı karşılaştırılabilir olarak
belirlenmiştir
2012 ve 2014 yılında verilen kararlarda Yuumlksek İdari Mahkeme bir tane karşılaştırılabilir
gayrimenkuluumln kamulaştırılmış arazinin piyasa değerini tespit etmede yeterli olmayacağına karar
vermiştir Bu itibarla kamulaştırma bedelinin iccedil hukuktaki Youmlnetmelikrsquote yer alan Huumlkuumlmet formuumllleri
uyarınca hesaplanması gerekmekteydi ve bu da kamulaştırma esnasında oumldenmesine karar verilen
tutarların oluşmasına yol accedilmıştır
97
Anayasa Mahkemesi Temmuz 2006rsquoda kamulaştırma bedelinin hesaplanma youmlntemine ilişkin
yasal değişiklikleri 12 yargıcın doumlrduumlnuumln karşıt goumlruumlş beyan etmelerine karşın onamıştır Karşıt
goumlruumlşteki yargıccedillar diğer itirazlarının yanında yeni sistemin adil kamulaştırma bedelleri oumldenmesine
engel olacağı youmlnuumlndeki endişelerini beyan etmişlerdir
İhlal İddiaları Başvurucular 1 Norsquolu Protokol Madde 1rsquoe (muumllkiyetin korunması) istinaden
kendilerine oumldenen bedelinin arazilerinin piyasa değeri ile herhangi bir ilgi kurulmadan belirlendiğini
ileri suumlrmuumlşlerdir ve ikinci ve uumlccediluumlncuuml başvurucular oumlzellikle aynı boumllgede diğer kamulaştırılmış
arazilerinin maliklerinin daha yuumlksek kamulaştırma bedeli aldığına dikkat ccedilekmişlerdir
Karar
1 Norsquolu Protokol Madde 1
Mahkeme iccedilin en oumlnemli soru soumlz konusu muumldahalenin oumllccediluumlluuml olup olmadığı bir başka
ifadeyle yetkililerin toplumun genel menfaatinin gereksinimleriyle başvurucuların haklarının
korunmasının gerekliliği arasında adil bir denge kurup kuramadığı olmuştur
Bu itibarla başvuruculara Soumlzleşmersquonin de gerektirdiği uumlzere kamulaştırılan arazilerinin
kamulaştırma tarihindeki değerine karşılık makul nitelendirilebilecek bir kamulaştırma bedeli oumldenip
oumldenmediğinin tespiti gerekmiştir
İccedil hukukta kamulaştırılan gayrimenkuluumln maliklerinin ldquoeşdeğerrdquo kamulaştırma bedeli almaları
gerekmekteydi ve bu da ulusal Anayasa Mahkemesirsquone goumlre ldquogayrimenkul serbest piyasada satıldığı
zaman malikin elde edeceği piyasa değerirdquo anlamına gelmekteydi Karşılaştırılabilir gayrimenkul
eksikliği nedeniyle başvuruculara oumldenecek kamulaştırma bedeli ise Youmlnetmelik kapsamında
belirlenmiştir
Mahkeme başvurucuların kamulaştırılmış arazileri ile aynı boumllgede yer alan diğer
kamulaştırılmış arazilerin maliklerine oumldenen farklı değerlemeleri not etmiştir Bu tutarlar
başvurucuların arazilerinin piyasa değerinin kesin olarak belirlenmesini sağlayamazken en azından
piyasa fiyatlarının goumlstergesi olarak alınabilirdi
İlaveten piyasa fiyatlarının goumlstergesi olarak alınan değerler ndash ilk başvurucu iccedilin 6 BGN (3
EUR) ile 225 BGN (115 EUR) arasında değişen ve ikinci ve uumlccediluumlncuuml başvurucular iccedilin 2005 BGN (10
EUR) ile 25 BGN (13 EUR) arasında değişen ndash ile oumldenen kamulaştırma bedelleri ndash ilk başvurucu iccedilin
metrekare başına ortalama 022 BGN (011 EUR) ve ikinci ve uumlccediluumlncuuml başvurucular iccedilin metrekare
başına ortalama 084 BGN (043 EUR) ndash arasında oumlnemli tutarsızlıklar bulunmaktaydı
Yuumlksek İdari Mahkeme soumlz konusu tutarsızlıkları başvurucuların gayrimenkullerinin muumlnferit
oumlzellikleri bakımından değerlendirmemiştir Ancak bu tutarsızlıklar Anayasa Mahkemesirsquonin
98
Temmuz 2006rsquodaki kararında karşıt goumlruumlş beyan eden yargıccedilların kamulaştırılan bir arazinin değerinin
hesaplanması durumuna ilişkin olarak ifade ettikleri endişeleri tam olarak haklı goumlstermiştir
Huumlkuumlmet arazilerinin duumlşuumlk vergilendirilebilir değerine atıf yaparak başvuruculara oumldenen
kamulaştırma bedellerinin yeterli olduğunu iddia etmiş ve ayrıca Sofya boumllgesindeki tarım arazilerinin
fiyatlarına dair istatistiksel verilere dikkat ccedilekmiştir
Ancak Mahkeme ulusal duumlzeyde hesaplanan vergilendirme amaccedillı değerinin gayrimenkuluumln
adil piyasa değerine tekabuumll ettiğinin iddia edilmediğini not etmiştir Ayrıca iccedil hukukta da ldquoeşdeğerrdquo
kamulaştırma bedelinin belirlenmesinde bu tuumlr bir tekabuumll etme durumu soumlz konusu değildir
Ayrıca istatistiksel verinin nasıl toplandığı veya bu verilerin tarım arazilerine ilişkin
işlemlerdeki gerccedilek değerlere mi yoksa taraflarca beyan edilen değerlere mi dayandığı da asla
accedilıklanmamıştır
Mahkeme ayrıca Huumlkuumlmetrsquoin dayandığı alakasız iki vakıa daha tespit etmiştir ilk
başvurucunun 2008rsquode arazisi iccedilin oumldediği goumlrece duumlşuumlk fiyat ve ikinci ve uumlccediluumlncuuml başvurucuların
kamulaştırılmadan oumlnce arazilerinden elde ettikleri duumlşuumlk gelirler Mahkeme iccedil hukukta ldquoeşdeğerrdquo
kamulaştırma bedelinin hesaplanması iccedilin gerekli kuralların bu tuumlr faktoumlrlere atıfta bulunmadığını tespit
etmiştir
Mahkeme Youmlnetmelikrsquote yer alan kuralların uygulanmasının başvurucularının arazilerinin
değerine karşılık makul nitelendirilebilecek bir kamulaştırma bedeli oumldenmesini sağlamadığına karar
vermiştir Kamulaştırma gayrimenkuluumln korunması ile genel menfaat gereklilikleri arasında
oluşturulması gereken adil dengeyi bozarak başvurucular uumlzerine oumllccediluumlsuumlz ve aşırı bir yuumlk yuumlklemiştir
Dolayısıyla 1 Norsquolu Protokolrsquouumln 1 maddesi ihlal edilmiştir
Diğer Maddeler
Mahkeme 1 Norsquolu Protokolrsquouumln Madde 1 kapsamındaki tespitlerine ilişkin olarak Madde 6sect1
kapsamında ayrı bir husus doğmadığını tespit etmiştir
99
Başvuru Adı KoumlvesiRomanya
Başvuru No 359419
Başvuru Tarihi 28 Aralık 2018
Karar Tarihi 5 Mayıs 2020
Karar Linki httphudocechrcoeintengi=001-202415
Konu Başvurucunun vaktinden oumlnce goumlrevinden uzaklaştırılmasının yargı
bağımsızlığını koruma amacını engellemesi ve bunun yargı ve yargı bağımsızlığını etkileyen yasama
reformlarına ilişkin kamuoyu tartışmalarına katılmada kendisi ve diğer savcılar ve yargıccedillar uumlzerinde
caydırıcı bir etkiye sahip olması nedeniyle madde 6sect1 ve madde 10rsquoun ihlal edildiği
Olaylar Başvurucu Laura-Codruta Koumlvesi 1973 yılında doğmuş Buumlkreşrsquote
(Romanya) yaşamakta olan bir Romanya vatandaşıdır
Koumlvesi ilk olarak Mayıs 2013rsquote Ulusal Yolsuzlukla Muumlcadele Muumlduumlrluumlğuumlne (ldquoUYMMrdquo)
başsavcı olarak uumlccedil yıllık bir doumlnem iccedilin atanmıştır Adalet Bakanı ve Yuumlksek Yargı Konseyinin
(ldquoYYKrdquo) savcılar biriminin olumlu değerlendirmelerinin akabinde Romanya Cumhurbaşkanı kendisini
Mayıs 2016rsquodan Mayıs 2019rsquoa kadar olmak uumlzere ikinci bir doumlnem iccedilin yeniden atamıştır
Aralık 2016daki parlamento seccedilimleri diğer reformların yanı sıra yasaları onaylarken veya
geccedilirirken işlenen goumlrevi koumltuumlye kullanmanın succedil olmaktan ccedilıkarılması da dahil olmak uumlzere adalet
sisteminde birkaccedil yasal reform oumlnermekte olan yeni bir huumlkuumlmetin kurulmasına neden olmuştur
2017rsquode kabul edilen yasal oumlnlemler goumlsterilere ve uluslararası duumlzeyde endişelere yol accedilmasının yanı
sıra UYMMrsquonin bazı mevzuat boumlluumlmlerinin kabul edilme youmlntemine ilişkin de soruşturma başlatmasına
yol accedilmıştır
Şubat 2018rsquode Adalet Bakanı diğer hususların yanında UYMMrsquonin faaliyeti ile bağlantılı
olarak uumlccedil Anayasa Mahkemesi kararına ve başvurucunun yaptığı basın accedilıklamalarına atıfta bulunarak
başvurucunun goumlrevden alınmasını teklif etmiştir YYKrsquonın savcılar birimi ccediloğunlukla Bakanrsquoın
başvurucuya youmlnelik eleştirilerini kabul etmeyerek ve başvurucunun idaresinin yetersiz olduğuna dair
hiccedilbir kanıt olmadığı gerekccedilesi ile ccediloğunluk oyla başvurucunun goumlrevden alınması teklifini
reddetmiştir Nisan 2018rsquode Romanya Cumhurbaşkanı goumlrevden alma kararını imzalamayı
reddetmiştir ve bu da Başbakanın Anayasa Mahkemesirsquone başvuruda bulunmasına neden olmuştur
Mayıs 2018rsquode Anayasa Mahkemesi gerek Cumhurbaşkanının gerekse de Anayasa
Mahkemesirsquonin Adalet Bakanı tarafından oumlne suumlruumllen nedenleri değerlendirme yetkisine sahip
100
olmadığını belirterek Cumhurbaşkanının goumlrevden alma kararını imzalaması gerektiğini huumlkmetmiştir
Anayasa Mahkemesi ayrıca idare mahkemelerinin sadece davada verilen idari kararın goumlruumlnuumlşte hukuka
uygunluğunu daha belirgin olarak usule uygunluğunu inceleyebileceğini fakat amaca uygunluk
accedilısından bir inceleme yapamayacağına da accedilıklık getirmiştir
Başvurucu Temmuz 2018rsquode goumlrevden alınmıştır
İhlal İddiaları Bayan Koumlvesi Soumlzleşmenin 6sect1 maddesine (adil yargılanma hakkı)
dayanarak disiplin cezası uyarınca UYMM başsavcılık goumlrevinden alınmasına ilişkin haklarını
savunmak iccedilin mahkemeye erişiminin reddedildiğinden bahisle şikayetccedili olmuştur
Madde 10 (ifade oumlzguumlrluumlğuuml) uyarınca başvurucu yargıyı etkileyen yasal reformlara ilişkin
mesleki sıfatıyla goumlruumlşlerini kamuoyuna accedilıkladıktan sonra goumlrevinin sona erdiğini iddia etmiştir
Başvurucu ayrıca Soumlzleşmenin 6sect1 maddesi ve 10 maddesi ile bağlantılı olarak 13 madde
(etkili başvuru hakkı) uyarınca da şikacircyette bulunmuştur
Karar
Madde 6sect1
Mahkeme Vilho Eskelinen ve Diğerleri kararında da belirtildiği gibi kural olarak iki şart
yerine getirilmediği suumlrece devlet memurları ile Devlet arasındaki anlaşmazlıkların 6 maddenin
kapsamına girdiğini tekrar etmiştir Bu şartlar yasal duumlzenlemenin uyuşmazlığın ccediloumlzuumlmuuml iccedilin
mahkemeye erişiminin accedilıkccedila engellenmiş olması ve bu engellemenin Devletrsquoin menfaati ccedilerccedilevesinde
objektif nedenlerle gerekccedilelendirilmiş olmasıdır
Huumlkuumlmetin davasını bir idare mahkemesine taşımayarak iccedil hukuk yollarını tuumlketmediği
youmlnuumlndeki ifadesiyle de teyit edildiği uumlzere Bayan Koumlvesinin olayında boumlyle bir accedilıkccedila mahkemeye
erişimi engelleme durumu mevcut değildir
Ayrıca bu davadaki herhangi bir erişimi engelleme objektif olarak gerekccedilelendirilemeyecektir
UYMM başsavcısının goumlrevden alınma suumlrecinin yargı denetimine tabi olmaması Devletrsquoin menfaatine
olamayacak ve yalnızca bağımsız bir yargı organının yapacağı denetim yargının kıdemli uumlyelerini
yuumlruumltme erkinin keyfiliğinden koruyabilecektir
Mahkeme Koumlvesirsquonin olayına 6 maddenin medeni hukuk youmlnuumlnuumln uygulanacağına karar
vermiştir
Esasa ilişkin olarak Mahkeme Huumlkuumlmetrsquoin başvurucunun olayında herhangi bir yargı denetimi
olmadığı olgusuna itiraz etmediğini belirtmiştir Aksine Huumlkuumlmet başvurucunun goumlrevden alınmasının
101
gerekccedilelerini belirten Adalet Bakanırsquonın raporu YYKrsquonın kararına veya Devlet Başkanırsquonın kararına
karşı idare mahkemesine başvurmayarak mevcut olan ccedileşitli iccedil hukuk yollarını tuumlketmediğini ileri
suumlrmuumlştuumlr
Ancak Mahkeme Anayasa Mahkemesirsquonin Bakanın raporunun tek başına hiccedilbir etki
yaratmayan bir oumln işlem olarak goumlrduumlğuumlnuuml tespit ettiğini belirtmiştir Ayrıca Huumlkuumlmet tarafından
sunulan belgeler sivil toplum kuruluşlarının Bakanın raporuna mahkemede itiraz etmeyi denediklerini
ve başarısız olduklarını goumlstermiştir YYK kararına ilişkin olarak ise başvurucunun kendi lehine bir
karar olması hasebiyle herhangi bir karşı işlemde bulunmamıştır
İlaveten Anayasa Mahkemesi Cumhurbaşkanı kararına karşı olarak herhangi bir idare
mahkemesi talebinin yalnızca kararın kabul edilmesine ilişkin olarak usuli formaliteler nezdinde bir
değerlendirmeye yol accedilabileceğini belirtmiştir ancak başvurucunun şikacircyeti ise kararın esastan
incelenmesi ve kararın esasının hukukiliğinin denetimi yapılmasını gerektirmiştir
Mahkeme bu nedenle başvurucunun gerccedilekte itiraz etmeyi amaccedilladığı hususa yani UYMM
başsavcılığından alınması nedenlerine mahkemede etkili bir şekilde itiraz etmek iccedilin mevcut bir iccedil
hukuk yoluna sahip olduğuna ikna olmamıştır
Mahkeme bir bireyin medeni haklarına yapılan muumldahalenin hukuka uygunluğuna ilişkin
herhangi bir ciddi ve hakiki ihtilafın o kişiye ldquobu iccedil hukuk sorununu bir mahkeme tarafından karara
bağlanmasırdquo hakkı verdiğinin altını ccedilizmiştir Avrupa Konseyi ve Avrupa Birliği mevzuatları yuumlruumltme
ve yasama organından bağımsız bir makamın muumldahalesi de dahil olmak uumlzere savcıların ihraccedil veya
goumlrevden alınmasında usul adaletinin goumlzetilmesine buumlyuumlk oumlnem vermiştir
Mahkeme Huumlkuumlmetin iccedil hukuk yollarının tuumlketilmemesine ilişkin olan itirazını reddetmiş ve
davalı Devletin Anayasa Mahkemesi tarafından belirlenmiş olan olayın incelenmesi hususundaki
sınırlar nedeniyle başvurucunun mahkemeye erişim hakkının oumlzuumlne zarar verdiği sonucuna varmıştır
Bu nedenle Koumlvesirsquonin mahkemeye erişim hakkı engellenmiştir
Madde 10
Mahkeme başvurucunun ifade oumlzguumlrluumlğuuml hakkını kullanması ile goumlrevinin sona ermesi
arasında nedensel bir bağlantı olduğuna dair ilk bakışta haklı deliller bulunduğunu tespit etmiştir
Mahkeme Huumlkuumlmet tarafından sunulan başvurucunun goumlrevden alınmasına ilişkin diğer gerekccedileleri de
ikna edici bulmamıştır Dolayısıyla başvurucunun goumlrevinin sona ermesi başvurucunun ifade
oumlzguumlrluumlğuuml hakkına bir muumldahale teşkil etmiştir
102
Mahkeme daha sonra incelemesinde Huumlkuumlmetin başvurucu goumlrevinden alması eyleminin
Madde 10sect2 Madde kapsamındaki muumldahale iccedilin mazeretler olan meşru bir amaccedil goumlzetip
goumlzetmediğine veya ldquobaskın toplumsal ihtiyaccedilrdquo olup olmadığının uumlzerinde durmuştur
Meşru Amaccedil
Mahkeme Adalet Bakanının başvurucunun Bakanın yasa tekliflerini eleştirdikten ve Bakanın
dahil olduğu ikincil derecedeki mevzuatlarla bağlantılı cezai soruşturmalar başlattıktan sonra başlamış
olan goumlrevden alınması suumlrecinin bir nedeni olarak hukukun uumlstuumlnluumlğuumlnuuml koruma ihtiyacını zikrettiğini
belirtmiştir Bakan ayrıca başvurucunun bu davranışının Romanyarsquoyı ulusal Avrupa ve uluslararası
duumlzeyde endişe konusu haline getiren bir kriz yarattığını iddia etmiştir
Mahkeme tam aksine bu endişenin başvurucunun goumlrevden alınmasına ilişkin olduğunu ifade
etmiştir
Ayrıca Mahkeme bu tedbirin hukukun uumlstuumlnluumlğuumlnuuml koruma veya başkaca herhangi bir meşru
amaca hizmet ettiğini goumlsteren herhangi bir delil sunulmadığını belirtmiştir Soumlz konusu goumlrevden alma
başvurucunun ifade oumlzguumlrluumlğuuml hakkını kullanmasının bir sonucu olarak ortaya ccedilıkmıştır Huumlkuumlmet soumlz
konusu muumldahale iccedilin herhangi bir meşru amaccedil ortaya koymamıştır
Mahkeme bu nedenle bu muumldahalenin meşru bir amaccedil taşıdığını kabul edemeyecektir
Boumlylesi bir sonuccedil genellikle Mahkemenin 10 madde kapsamındaki şikayetleri incelemesini
sona erdirirken Mahkeme yine de muumldahalenin demokratik bir toplumda gerekli olup olmadığını
değerlendirmeye karar vermiştir
Demokratik Bir Toplumda Gerekli Olma
Mahkeme başvurucunun UYMM başsavcısı olarak mesleki sıfatıyla soumlz konusu yorumları
yapmış olduğunu belirtmiştir Başvurucu ayrıca oldukccedila tartışmalı mevzuat boumlluumlmleriyle bağlantılı
olarak Huumlkuumlmet uumlyeleri tarafından işlenen yolsuzluk succedilları şuumlphelerine youmlnelik soruşturmaları
başlatmak ve bu soruşturmalar hakkında halkı bilgilendirmek iccedilin yasal guumlcuumlnuuml kullanmıştır
Başvurucu goumlruumlşlerini doğrudan meday uumlzerinden veya mesleki toplantılarda ifade etmiştir
Mahkeme başvurucunun ulusal yolsuzlukla muumlcadele savcılığının başsavcısı olarak
bulunduğu işlevleri ve goumlrevleri arasında yargı ve yargı bağımsızlığı uumlzerinde etkisi olması muhtemel
olan yasal reformlar ve daha fazlası uumlzerinde fikirlerini ifade etmek bulunan kuruma ve bilhassa da
başvurucunun kurumu tarafından yuumlruumltuumllen yolsuzlukla muumlcadeleye oumlzel bir oumlnem atfetmektedir
103
Avrupa Konseyi Bakanlar Komitesi savcıların hukuk yargı idaresi ve insan haklarının
geliştirilmesi ve korunması ile ilgili konularda kamuya accedilık tartışmalara katılma hakkına sahip olmaları
gerektiğini ve savcıların kamu goumlrevlilerini oumlzellikle yolsuzluk gibi succedillar nedeniyle herhangi bir
engelle karşılaşmaksızın kovuşturabilecek bir pozisyonda olmaları gerektiğini kabul etmiştir
Ayrıca başvurucunun accedilıkccedila yuumlksek kamu yararına ilişkin konulardaki bir tartışma bağlamına
giren konumu ve ifadeleri ifade oumlzguumlrluumlğuuml iccedilin yuumlksek derecede koruma ve davalı Devlet tarafından
yapılacak herhangi bir muumldahalenin sıkı bir şekilde incelenmesini gerektirmiştir Buna karşılık Devletin
ise bu tuumlr muumldahalelere ilişkin olarak sadece sınırlı bir takdir yetkisi (ldquokısıtlı bir takdir payırdquo)
bulunmaktadır
Mahkeme başvurucunun goumlrevden alınmasının ve bu goumlrevden alınmayı meşrulaştıran
gerekccedilelerin Devlet guumlcuumlnuumln bağımsız bir kolu olarak yargı işlevinin niteliğine ve -Avrupa Konseyi ve
diğer uluslararası belgeler uyarınca- yargı bağımsızlığının korunması iccedilin kilit bir oumlneme sahip olan
savcıların bağımsızlığı ilkesine verilecek oumlzel oumlnemle bağdaştırılamayacağını belirtmiştir Bu nedenle
başvurucunun goumlrev suumlresinin bitiminden oumlnce goumlrevden alınması yargı bağımsızlığını koruma amacını
ortadan kaldırmaktadır
Tedbirin şiddeti yalnızca başvurucuyu değil aynı zamanda diğer savcı ve hakimleri de yargıyı
etkileyen yasama reformları ve daha genel olarak yargı bağımsızlığına ilişkin konularda kamu oumlnuumlndeki
tartışmalara katılmaktan caydırmak suretiyle bir ldquocaydırıcı etkirdquo (chilling effect) de yaratmış olmalıdır
Mahkeme 6 madde kapsamındaki değerlendirmelerine atıfta bulunarak ifade oumlzguumlrluumlğuumlne
getirilen kısıtlamalara karşın etkili ve yeterli tedbirlerin mevcut bulunmadığına karar vermiştir
Bu nedenle başvurucunun UYMM başsavcılığı goumlrevinden alınmasıyla 10sect2 maddede
sıralanmış olan meşru amaccedilların hiccedilbiri goumlzetilmemiş ve ldquodemokratik bir toplumda gerekli olmardquo
olgusu gerccedilekleşmemiştir Bu nedenle 10 madde ihlal edilmiştir
Diğer Maddeler
Mahkeme 6 madde kapsamındaki huumlkuumlmleri nedeniyle 13 madde youmlnuumlnden farklı bir sorun
teşkil etmediğini belirtmiştir
104
Başvuru Adı Maacutendli ve DiğerleriMacaristan
Başvuru No 6316416
Başvuru Tarihi 26 Ekim 2016
Karar Tarihi 26 Mayıs 2020
Karar Linki httphudocechrcoeintengi=001-202540
Konu Gazetecilerin akreditasyonlarının Meclisin izin verilmeyen bir
alanında milletvekillerine soru sormaları sebebiyle askıya alınmasının ifade oumlzguumlrluumlğuumlnuuml ihlal etmesi
Olaylar Başvurucular Ivaacuten Szabolcs Maacutendli Ferenc Bakro-Nagy Tamaacutes Fabiaacuten
Norbert Fekete Balaacutezs Kaufmann ve Klaacutera Anikoacute Kovaacutecs sırasıyla 1975 1967 1987 1976 1987 ve
1978 doğumlu Macaristan vatandaşı olup Dunaharasztirsquode yaşayan Bay Maacutendli ve Nyiacuteregyhaacutezarsquoda
yaşayan Bay Fabiaacuten dışında (her ikisi de Macaristanrsquodadır) Budapeştersquode yaşamaktadırlar
2016 yılının Nisan ayında indexhu 24hu hvghu dahil olmak uumlzere ccedileşitli basın kuruluşlarında
ccedilalışan başvurucular meclisin genel kurul toplantısında raporlama yapmak iccedilin akreditasyon
almışlardır
Başvurucular Macaristan Merkez Bankasırsquona ilişkin oumldemeler konusunda yorumlar almak
niyetiyle Parlamento soumlzcuumlsuuml ve Başbakan dahil ccedileşitli Parlamento uumlyelerine soru sormayı
denemişlerdir Meclis binasının kayıt iccedilin belirlenmeyen bir boumlluumlmuumlnde onlara oumln bildirimsiz soru
youmlneltmişlerdir Parlamenterlerin birccediloğu cevaplamayı reddetmiştir
Başvurucular izin verilen bir usulde veya belirlenmiş alanlarda ccedilekim yapılmayacağı hususunda
Başbakanın basın soumlzcuumlsuuml ve Meclisin personelleri tarafından uyarılmıştır Takip eden guumln Meclis
Başkanı ldquoizinsiz kayda alma ve kuralları accedilık ve kasten ihlal etmerdquo hususuna istinaden başvurucuların
Meclis akreditasyonunu askıya almıştır
Başvurucular Macaristan Anayasasırsquonda yapılacak bir değişikliğinin goumlruumlşuumllmesinin
planlandığı Haziran ayının genel kurul toplantısını haberleştirmek iccedilin Meclise erişim talep etmişlerdir
fakat cevap alamamışlardır
Meclis Başkanı 2016 yılının Eyluumll ayında askıya alma kararını geri ccedilekmiştir
İhlal İddiaları Başvurucular Meclise giriş yapmak iccedilin kullandıkları akreditasyonun askıya
alınmasının Soumlzleşmenin 10 maddesini (ifade oumlzguumlrluumlğuumlnuuml) ihlal ettiğinden şikayetccedilidir
105
Başvurucular Soumlzleşmenin 61 maddesi (mahkemeye erişim hakkı) ve 13 maddesi (etkili
başvuru hakkı) uyarınca uygulanan yaptırıma karşı koymak iccedilin iccedil hukukta başvuru yolu
bulunmadığını oumlzellikle Meclis Başkanının kararına mahkemede itiraz edilemediğini ileri suumlrmuumlşlerdir
Karar
Madde 10
Mahkeme iccedilin temel mesele başvurucuların muumldahalenin ldquodemokratik toplumda gereklilikrdquo
hususunda şikayetccedili olup olmadıklarıdır
Mahkeme gazeteciler iccedilin Soumlzleşmenin 10 maddesi uyarınca oumlngoumlruumllen korumanın sorumlu
gazetecilik ilkesi gereğince doğru ve guumlvenilir bilginin sağlanması amacıyla iyi niyetle hareket etme
şartına bağlı olduğuna dair iccediltihadını tekrarlamaktadır
Mahkemersquoye goumlre sorumlu gazetecilik kavramı sadece haber iccedileriğiyle ilgili bir kavram
olmayıp gazetecilerin davranışının yetkili makamlar ile etkileşimleri de dahil olmak uumlzere hukuka
uygunluğunu da kapsamaktadır
Mahkeme başvurucuların milletvekillerinden bilgi talep ederken Mecliste belirli alanlarda
ccedilekim yapılmayacağına dair davranış kurallarını ihlal ettiğini dikkate almıştır Mahkeme başvurucuların
siyasetle ilgili konularda bilgi aktardıkları iccedilin değil daha ziyade bunu yaptıkları yer ve usul sebebiyle
cezalandırıldıklarına ikna olmuştur Ancak tedbir yine de daha sonraki gazetecilik faaliyetlerini yani
parlamento hakkında doğrudan habercilik yapılmasını kısıtlamaktadır
Mahkemersquoye goumlre başvurucular kamu yararını ilgilendiren oumlnemli bir meselede yani Merkez
Bankası ile bağlantılı yasadışı oumldemelere ilişkin iddialar hakkında milletvekillerinin goumlruumlşlerini almayı
amaccedillamışlardır
Mahkeme hali hazırda basın oumlzguumlrluumlğuumlnuumln siyasi liderlerin fikirleri ve davranışları hakkında
halk nezdinde bir goumlruumlşuumln oluşması ve şekillenmesinin en iyi yollarından biri olduğunu belirtmiştir
Oumlzellikle siyasilere kamuoyunun endişelerini yansıtma ve yorumlama fırsatı vermekte boumlylece herkese
demokratik toplum kavramının ccedilok merkezinde olan serbest kamusal tartışmalara katılma olanağı
sağlamaktadır
Ne Mahkeme ne de yerel mahkemeler haberciliğin gerekli teknikleri konusunda basının
goumlruumlşleri yerine kendi goumlruumlşlerini koyamazlar Mahkeme boumlylece bahsi geccedilen davanın konusunun kamu
yararı olduğunu kabul etmiş ve başvurucuların daha fazla habercilik iccedilin Meclise girişlerine izin
verilmesindeki menfaatlerinin kamunun haberdar edilen konuda haklı bir yararının olduğu hususlarıyla
bağlantılı olduğunu değerlendirmiştir
106
Mahkeme ayrıca Meclis işlerinin duumlzenli yuumlruumltuumllmesinin yanı sıra milletvekillerinin haklarının
korunması hususunu da incelemiştir Mahkeme ilke olarak parlamento işlerinde aksamanın oumlnlenmesi
amacıyla Meclislerin binaların iccedilerisinde kayıt yapılan alanların belirlenerek youmlnetilmesini
duumlzenlediklerini ve Mahkemersquonin bu tuumlr duumlzenlemeleri incelemesinin sınırlı olması gerektiğini kabul
etmiştir
Mahkeme boumlylece başvurucuların ifade oumlzguumlrluumlğuuml hakkı uumlzerindeki sınırlamanın koumltuumlye
kullanımına karşı etkili ve yeterli teminatları beraberinde getirip getirmediğine dair incelemesine
odaklanmıştır Mahkeme Meclis Başkanırsquonın başvurucular aleyhindeki kararının yaptırımın olası
etkilerine veya kısıtlamalar iccedilin goumlsterilen sebeplerin gazetecilik faaliyetine uygunluğuna dair herhangi
bir değerlendirmeyi iccedilermediğini dikkate almıştır
Ayrıca karar başvurucuların genel yayın muumlduumlruumlne askıya alındıklarını bildiren bir mektup
goumlnderilmesinden ibaret olan karar verme usuluumlne hakkında yaptırım uygulanan kişilerin dahil edilmesi
imkanını sağlamamıştır Kararda kısıtlamanın periyodu belirlenmemiş ve başvurucuların Meclise girme
yetkisine ilişkin sonraki talepleri cevapsız bırakılmıştır Son olarak Meclis Başkanının kararı
başvurucuların karara karşı koyabilmek iccedilin arguumlmanlarını sunabilecekleri herhangi bir etkili bir araccedil
sunmamıştır
Daha sonra Temmuz 2017rsquode bu usulde yapılan değişiklikler akreditasyonun geccedilici olarak
askıya alınmasına ilişkin kararlara bir zaman sınırı getirmekte yaptırımların değerlendirilmesine dair
unsurlar ve gazetecilere hak arama olanağı sağlamıştır
Mahkeme başvurucuların ifade oumlzguumlrluumlğuumlne yapılan muumldahalenin yeterli usuli guumlvencelerin
sağlanmaması sebebiyle izlenen meşru amaccedilla orantılı olmadığı sonucuna varmıştır Muumldahale
ldquodemokratik toplumda gereklirdquo olmayıp Soumlzleşmenin 10 maddesi ihlal edilmiştir
Diğer Maddeler
Mahkeme Soumlzleşmenin 10 maddesi kapsamındaki bulguları goumlz oumlnuumlne alarak Soumlzleşmenin 6
ve 13 maddelerine ilişkin şikayetlerin kabul edilebilirlik ve esasını ayrıca incelemenin gerekli olmadığı
sonucuna ulaşmıştır
Adil Tazmin (41 Madde)
Mahkeme ihlal tespitinin başvurucuların uğradığı manevi zarar iccedilin yeterli adil tazmin
oluşturduğuna karar vermiştir Mahkeme Macaristanrsquoın yargılama masraf ve giderleri iccedilin 457500-
Euro oumldenmesine karar vermiştir
107
Başvuru Adı PT v Moldova Cumhuriyeti
Başvuru No 112212
Başvuru Tarihi 02112011
Karar Tarihi 26 Mayıs 2020
Karar Linki httphudocechrcoeintengi=001-202520
Konu Başvurucunun kişisel sağlık geccedilmişine dair verilerin gerekli ve
ilgili olmayan yerlerle paylaşılmasının oumlzel yaşama saygı hakkını ihlal ettiği
Olaylar PT ( ldquoBaşvurucurdquo ) 1978 doğumlu Moldova vatandaşıdır ve
Moldovarsquoda yaşamaktadır Başvurucu 2011 yılının haziran ayında askeriye tarafından yapılan
test sonucu HIV+ ccedilıkmış ve bu sebeple askerlikten muaf tutulmuştur Başvurucu 2011 yılının
ağustos ayında kimlik yenilemeye gittiğinde askerlikten muaf tutulmasına sebep olan HIV+
raporunu yetkililere goumlstermek zorunda bırakılmıştır
İhlal İddiaları Başvurucu askerlikten muaf tutulmuş olmasına sebep olan
HIV+ raporunun uumlccediluumlncuuml kişilerle paylaşılması sebebiyle oumlzel ve aile yaşamına saygı hakkının
ihlal edildiğini iddia etmiştir Başvurucu benzer durumdaki Brsquonin iccedil hukukta yapmış olduğu
başvurulardan herhangi bir sonuccedil alamamış olmasını gerekccedile goumlstererek iccedil hukuk yollarını
tuumlketmeden mahkemeye başvurmuştur
Karar
Madde 8
Mahkeme iccedil hukuk yollarının soumlz konusu olayda sadece teoride var olduğunu fakat
aynı yasal dayanaktan ( 864 numaralı huumlkuumlmet kararı ) dolayı mağdur olan Brsquonin yargılama
suumlrecinden de anlaşılacağı uumlzere gerccedilek bir ccediloumlzuumlm sunmadığını belirtmiş ve huumlkuumlmetin iccedil
hukuk yollarının tuumlketilmediği gerekccedilesiyle başvurunun kabul edilemezliğine dair yapmış
olduğu itirazı reddetmiştir Mahkeme başvurucunun kişisel sağlık geccedilmişine dair bilgilerin
gerekli veya alakalı olmayan yerlerle paylaşılmasının oumlzel ve aile yaşamına saygı hakkına
orantısız bir muumldahale oluşturduğuna ve soumlz konusu hakkın ihlal edildiğine karar vermiştir
Soumlzleşmersquonin 41 maddesi kapsamında Mahkeme başvurucuya manevi tazminat olarak 4000
euro ve yargılama giderleri olarak 1500 euro oumldenmesine karar vermiştir
108
Başvuru Adı Mraović v Hırvatistan
Başvuru No 3037313
Başvuru Tarihi 10042013
Karar Tarihi 14 Mayıs 2020
Karar Linki httphudocechrcoeintengi=001-202119
Olaylar Josip Mraović ( ldquoBaşvuranrdquo ) 1948 doğumlu bir Hirvatistan
vatandaşıdır ve Hırvatistanrsquoda yaşamaktadır 2005 yılında bir yerel basketbol oyuncusu
başvuran hakkında kendisine cinsel saldırıda bulunduğu iddiasıyla şikayette bulunmuştur
Bunun uumlzerine yapılan yargılama başvurucunun talebi uumlzerine kapalı şekilde yuumlruumltuumllmuumlş
ve kovuşturma sonucunda başvuran beraat etmiştir Yargılama oumlncesi yuumlruumltuumllen soruşturma
suumlrecinde cinsel saldırıya uğradığını iddia eden kişinin kimliği polis tarafından kamuoyu ile
paylaşılmıştır Bahse konu olay yeniden yargıya konu olmuş ve bu sefer başvuran tecavuumlz
succedilundan huumlkuumlm giymiş ve uumlccedil yıl hapis cezasına mahkum edilmiştir Başvuran tekrar
yargılandığı esnada kovuşturma suumlrecinin accedilık şekilde yuumlruumltuumllmesini iki kez talep etmiş ancak
mahkeme mağdurun oumlzel hayatını gerekccedile goumlstererek bu talepleri reddetmiştir Ayrıca
başvuran mağdurun basına roumlportaj vererek kendisinin itibarını lekelediğini belirtmiştir
Başvurucunun Anayasa Mahkemesirsquone yapmış olduğu başvuru kabul edilemezlik
gerekccedilesiyle reddedilmiştir
İhlal İddiaları Başvuran ikinci kez yapılan yargılama suumlrecinin kapalı şekilde
yuumlruumltuumllduumlğuumlnuuml belirtmiş ve bu sebeple adil yargılanma hakkının ihlal edildiğini iddia etmiştir
Karar
Madde 6
Mahkeme cinsel saldırı mağdurunun haklarının korunması gerektiğini ve adalet
sisteminin halihazırda cinsel saldırı mağduru olan kişinin acılarını arttırmayacak şekilde
işlemesi gerektiğini belirtmiştir Mahkeme iccedil hukuktaki yargılama devam ederken mağdurun
basınla olaya dair bilgileri paylaşmış olmasıyla tuumlm yargılamanın accedilık şekilde yuumlruumltuumllmesinin
aynı şey olmadığını mağdurun bilgi paylaşırken sınır ccedilizebileceğini ama yargılama accedilık
yapıldığı takdirde her şeyin kamuoyu tarafından oumlğrenileceğini belirtmiştir Ayrıca mahkeme
109
soruşturma ilk başladığında mağdurla ilgili bilgilerin polisler tarafından hukuka aykırı şekilde
kamuoyu ile paylaşılmasından dolayı mevcut davada idarenin mağdurun hakkı konusunda daha
hassas davranma zorunluluğu olduğunu belirtmiştir Bu sebeplerle mahkeme iccedil hukukta
yargılama suumlrecinin kapalı şekilde yuumlruumltuumllmesi iccedilin belirtilen mağdurunun haklarının
korunması gerekccedilesini tatmin edici bulmuştur Mahkeme bu tarz bir davada yargılamanın
kapalı yuumlruumltuumllmesi tedbirinin Avrupa Konseyirsquonin standartlarıyla uyumlu olduğunu belirtmiş
ve başvurucunun adil yargılanma hakkının ihlal edilmediğine karar vermiştir
110
Başvuru Adı Csiszer ve CsibiRomanya
Başvuru No 7131413 ve 6802814
Başvuru Tarihi 06112013 ve 06082014
Karar Tarihi 5 Mayıs 2020
Karar Linki
httpshudocechrcoeinttur22itemid22[22001-20245622]
Konu
Romanya Ulusal Bayramırsquonın yapıldığı 1 Aralık 2010 tarihinde Szeacutekely taburunun
kuruluşunu3 anmak iccedilin bir toplantı duumlzenledikleri iccedilin başvuruculara idari para cezası
verilmesinin başvurucuların iccedil hukukta belirtilen kurallara uymayı kasıtlı olarak reddetmesi
ulusal makamların başvurucuların toplanma oumlzguumlrluumlğuuml haklarını kullanmalarını engellemesini
haklı goumlsterebilecek ilgili ve yeterli gerekccedileler sunması nedenleriyle Soumlzleşmersquonin 11
maddesini ihlal etmediği
Olaylar
Başvurucular Loacuteraacutent Csiszer ve Barna Csibi sırasıyla 1978 ve 1979 doğumlu ve
Miercurea Ciucda (Romanya) yaşayan Romanya vatandaşlarıdır Macarca konuşan bir etnik-
dil grubu olan Szekler (Szeacutekely) etnik grubuna ait olduklarını ve Macar halkıyla tarihi bağları
olduğunu belirtmektedir 1 Aralık 2010da Cluj-Napoca belediye meclisi Romanyanın ulusal
bayramını kutlamak iccedilin şehir merkezinde bir askeri geccedilit ve bir dizi accedilık hava konseri de dahil
olmak uumlzere ccedileşitli etkinlikler duumlzenlemiştir
12 Ekim 2010 tarihinde Bay Csibi Cluj-Napoca belediye başkanına 1 Aralık 2010
tarihinde saat 17 00den 18 00e kadar kentin Union Meydanında yapılacak bir anma
toplantısının organize edilmesinde yardım talep eden bir mektup yazmıştır Toplantının amacı
Szeacutekely taburunun kuruluşunu ve faaliyetini anmaktır
3 1 Aralık 1918de Cluj-Napocada Macar askeri birlikleri Transilvanyaya giren Romanya ordusuyla savaşmak iccedilin Szeacutekely taburunu oluşturmak uumlzere birleşmiştir Nisan 1919da tabur Romanya ordusuna teslim olmuştur
111
19 Ekim 2010 tarihinde belediye meclisi Bay Csibiye talebini reddettiğini ccediluumlnkuuml daha
oumlnce onaylanmış olan başka bir olayın aynı yerde gerccedilekleşeceğini bildirmiştir Konsey ayrıca
şehir merkezindeki başka herhangi bir yerde toplanmaya izin vermeyi de reddetmiştir Bay
Csibi Cluj-Napoca Mahkemesirsquonde yerel konsey aleyhine idari dava accedilmış olmasına rağmen
dava reddedilmiştir
1 Aralık 2010 tarihinde saat 1630 sularında bir dizi polis memuru mobil bir jandarma
birimiyle birlikte Bay Csiszer Bay Csibiyi ve diğer altı kişiyi Union Meydanına dik bir
sokakta bir otelden ve restorandan ayrılırken durdurmuştur
Jandarmalar aynı guumln bir idari para cezası tutanağı hazırlayarak Bay Csiszere 10000
Romanya leyi (RON) (yaklaşık 2200 Euro (EUR)) para cezası vermiştir Başvurucu Cluj-
Napoca Boumllge Mahkemesinde para cezasına itiraz etmiştir Mahkeme davayı reddetmiş ve Bay
Csiszer istinaf yoluna başvurmuştur 5 Haziran 2013 tarihli nihai kararında Cluj Mahkemesi
istinaf başvurusunu temelsiz olduğu gerekccedilesiyle reddetmiştir
Aynı guumln 5000 RON (yaklaşık 1100 Euro) para cezası oumldemesine karar verilen Bay
Csibi ile ilgili bir idari para cezası tutanağı duumlzenlenmiştir Başvurucu boumllge mahkemesinde
bu işleme karşı idari dava accedilmıştır Mahkeme para cezası tutanağının hukuka uygun ve haklı
olduğuna huumlkmederek davayı reddetmiş Mahkeme başlangıccedilta Albert Wass adıyla da anılan
Szeacutekely taburunun komuta merkezi Macaristanda Győrde bulunan ve faşist bir ideolojiye
sahip olan Macar Muhafızlarının bir parccedilası olduğunu kaydetmiştir Mahkeme başvurucular
durdurulduğunda grup uumlyelerinden birinin uumlzerinde Szekler amblemi bulunan bir bayrak
taşıdığını ikinci bir kişinin uumlzerinde Wass Albert szov yazan siyah bir ceket giydiğini ve
arkasında Wass Albert Szovetseg semboluuml var olduğunu tespit etmiştir Son olarak
mahkeme Bay Csibinin durdurulduğu sırada 601991 sayılı Kanunrsquoun 9 (a) Maddesi uyarınca
yasaklanan bir toplantı planladığını ve organize ettiğini kaydetmiştir Bay Csibi karara itiraz
etmiş Boumllge Mahkemesi istinaf talebini reddederek ilk derece mahkemesinin kararını
onamıştır
İhlal İddiaları
Başvurucular 11 maddeye (toplanma oumlzguumlrluumlğuuml) dayanarak kendilerine verilen
cezaların toplanma oumlzguumlrluumlğuumlnuuml ihlal ettiğinden şikayetccedili olmuşlardır Birinci başvurucu
ayrıca 10 madde uyarınca ifade oumlzguumlrluumlğuuml hakkının ihlal edildiğini iddia etmiştir14 maddeye
(ayrımcılık yasağı) dayanarak ikinci başvurucu uumllke iccedilindeki bir etnik azınlığa mensup olduğu
112
iccedilin toplanma oumlzguumlrluumlğuumlnden yararlanılırken kendisine karşı ayrımcılık yapıldığını iddia
etmiştir
Karar
Madde 11
Mahkeme başvurucuların yasaklanmış bir toplantı duumlzenlemeleri nedeniyle 601991
sayılı Kanunrsquoun 26 sect 1 (a) maddesince ilan edilmemiş kayıtsız veya halka accedilık olması yasak
toplantıların duumlzenlenmesi ve yuumlruumltuumllmesi şeklindeki bir kabahate dayanılarak
cezalandırıldığını kaydetmiştir Yerel mahkemeler de toplantının 601991 sayılı Kanunun
faşist veveya şovenist fikirleri yaymayı uumllkeyi ve milleti karalamayı ve diğerlerini ulusal
nefrete teşvik etmeyi amaccedillayan toplantılara dair 9 maddesi kapsamında yasaklandığını
belirtmiştir Ulusal makamlar verilen cezaların gerekccedilesi olarak idari succedil raporlarında
başvurucuların aynı yerde başka bir halka accedilık toplantı yapıldığı iccedilin izin verilmemiş olmasına
rağmen bir toplantı duumlzenlediklerinden de bahsetmişlerdir
Bu neden daha sonra yerel mahkemeler tarafından belirtilmiştir Mahkeme demokratik
suumlrecin aktoumlrleri olarak goumlsterileri organize eden ve bunlara katılan kişilerin yuumlruumlrluumlkteki
duumlzenlemelere uyarak bu suumlrecin youmlnetilmesinin oumlnemli olduğunu belirtmiştir
Mahkeme ulusal makamların bir toplantıda karışıklıkları oumlnlemek iccedilin hangi
oumlnlemlerin uygun olduğuna karar verme konusunda geniş bir takdir yetkisine sahip olduğunu
yinelemiştir Bununla birlikte hukuka aykırı bir durumun toplanma oumlzguumlrluumlğuumlnuumln ihlalini haklı
ccedilıkarmadığını goumlzlemlemiştir Ancak yasadışı bir toplantıya resmi hoşgoumlruumlnuumln sınırları somut
olayın oumlzel koşullarına bağlıdır
Mahkeme ulusal mahkemelerin 601991 sayılı Kanunrsquoun 52maddesi uyarınca aynı
yerde iki ayrı toplantının eşzamanlı olarak yapılmasının yasakladığını ve başvurucuların ulusal
makamlar tarafından bu yasal huumlkmuumln uygulanması konusunda uyarılmış olduklarını
belirtmiştir Başvurucular herhangi bir şiddet eylemiyle succedillanmamalarına rağmen Mahkeme
yetkililerin durumun hızla koumltuumlleşmesinden endişe ettiklerinin anlaşılacağını da belirtmiştir
Yasal olarak planlanan etkinliklerin boyutu goumlz oumlnuumlne alındığında ulusal makamların şehrin
aynı boumlluumlmuumlnde aynı anda duumlzenlenen iki halka accedilık toplantının guumlvenliğini sağlaması kolay
olmayacaktır
113
Ulusal mahkemeler soumlz konusu anma toplantısını ldquoyasaklanmışrdquo bir toplantı olarak
nitelendirerek ve boumlylece ilgili kişilere ceza verilmesi gerekliliğini pekiştirirken anma konusu
bakımından 601991 Kanunrsquoun 9 (a) maddesine atıfta bulunmuşlardır Mahkemeler Szeacutekely
taburunun tarihsel oumlnemini ve başvurucuların Szekler uumlyeleri olduğu gerccedileğini dikkate almıştır
Yerel mahkemeler oumlzellikle anma toplantısına katılanlardan birinin Albert Wass adına atıfta
bulunan amblemler taşımasına odaklanmıştır Ulusal mahkemeler Albert Wassa ve onun
Romanyada temsil ettiği şeye atıfta bulunulmasının anma toplantısının amacı konusunda
şuumlpheler uyandırmaya yeterli olduğu ve bu amacı accedilıklığa kavuşturmayı gerekli kıldığı ve hatta
faşist fikirlerin propagandasının amaccedillandığı gerekccedilesiyle toplanmayı yasadışı hale
getirebileceğini kabul etmiştir
Mahkeme daha oumlnce sırf toplum kesimlerinde huzursuzluk duygusu yarattığı veya
saygısızlık olarak goumlruumllduumlğuuml gerekccedilesiyle fikirlerin veya davranışların Soumlzleşme tarafından
sağlanan korumanın dışında bırakılamayacağına karar verdiğini hatırlatmıştır Bununla
birlikte Romanya ulusal bayramının kutlanması bağlamında başvurucuların anma toumlrenlerinin
gerccedilek amacı hakkında şuumlphe uyandıran semboller kullanarak soumlz konusu anma toplantısının
duumlzenlenmesi halihazırda sahnelenmekte olan kamusal olayların altında yatanların aksine
olarak algılanabilecek fikirlerine ilişkin kamuoyunun oumlzel hassasiyeti goumlz oumlnuumlne alındığında
Mahkemersquoye goumlre şiddete yol accedilan toplumsal bir gerilim uumlretme eğilimindeydi Bu nedenle
Mahkeme Romanya mahkemelerinin başvuruculara uygulanan cezaların 601991 sayılı
Kanunrsquoun 9 (a) maddesine aykırı olduğu sonucuna varmasını mantıksız veya keyfi
bulmamıştır
Son olarak Mahkeme soumlz konusu fiillerin cezai succedillar olarak sınıflandırılmamasının
soumlz konusu eylemlerin kamu duumlzenini daha az tehdit ettiği anlamına gelmediğini kaydetmiştir
Gezici jandarma birimi başvuruculara idari para cezası vermiştir Miktarlar her başvurucu iccedilin
farklı olsa da 601991 sayılı Kanunun 26 sect 2 maddesinde belirtilen sınırlar iccedilindedir Ayrıca
başvurucuların ulusal mahkemelerde para cezalarının hukuka uygunluğuna gerekccedilesine ve
miktarlarına itiraz etme hakları da vardır Sonuccedil olarak başvurucular meşru olmayan cezaların
uygulanmasına karşı usuli guumlvencelerden de yararlanmıştır
Mahkeme ulusal makamların takdir yetkilerini aşmadıklarını ve şikayet edilen
cezaların demokratik bir toplumda gerekli ve izlenen amaccedilla orantılı olarak goumlruumllebileceği
kanaatindedir Bu nedenle Soumlzleşmenin 11 maddesi ihlal edilmemiştir
114
Madde 11 ile bağlantılı olarak Madde 14 (Başvuru No 6802814)
İkinci başvurucu uumllke iccedilindeki bir etnik azınlığa mensup olduğu iccedilin Soumlzleşmenin 11
maddesi uyarınca toplanma oumlzguumlrluumlğuumlnden yararlanılırken kendisine karşı ayrımcılık
yapıldığını iddia etmiştir
Mahkeme Soumlzleşmenin 14 maddesi uyarınca bir sorunun ortaya ccedilıkması iccedilin benzer
veya karşılaştırılabilir durumlardaki kişiler arasında muamelede bir farklılık olması gerektiğini
yinelemiştir İlk olarak Mahkeme ikinci başvurucunun yargılamalarda kendisiyle aynı
durumda olan yani 601991 sayılı Kanunun 5 sect 2 maddesine aykırı olarak anma toplantıları
duumlzenlemeye ccedilalışan ve cezalandırılmayan kişilerin bulunduğunu goumlsterememiştir İkinci
olarak başvurucunun ait olduğu grubun uumlyelerinden birinin soumlz konusu yaptırıma yol accedilan bir
bayrak taşımasının değil yukarıda anılan 5 sect 2 maddeye aykırı bir anma toplantısı
duumlzenlemesinin olgusu olduğunu goumlzlemlemiştir
Son olarak yerel mahkemeler tarafından cezayı onaylama gerekccedilelerine ilişkin olarak
Mahkeme kararlarını ikinci başvurucunun etnik koumlkenine dayandırmadıklarını kaydetmiştir
Mahkeme mevcut davadaki muamelede bir farklılık olduğunu varsaysa dahi bu
farklılığın ikinci başvurucunun etnik koumlkenine dayandığının goumlsterilmediğine karar vermiştir
Bu nedenle bu şikayet accedilıkccedila dayanaktan yoksun olduğu iccedilin kabul edilemez bulunmuştur
115
Başvuru Adı Farzaliyev Azerbaycan
Başvuru No 2962007
Başvuru Tarihi 8 Mayıs 2007
Karar Tarihi 28 Mayıs 2020
Karar Linki httphudocechrcoeintengi=001-202532
Konu Azerbaycanda guumlveni koumltuumlye kullanma succedilu ile yargılanan bir
oumlnceki oumlzerk boumllge Başbakanı aleyhine olan tazminat davasında Soumlzleşmenin adil yargılanma
(md 6 sect 1) ve masumiyet karinesi (md 6sect1) maddelerini ihlal etmesi
Olaylar Bay Farzaliyev 1990ların başında Azerbaycan
Cumhuriyetirsquonin oumlzerk bir boumllgesi olan NARrsquoın başbakanı olduğu doumlnemde kamu fonlarını
zimmetine geccedilirme ve goumlrevi koumltuumlye kullanma succedilundan başlatılan ceza yargılamasında asıl
şuumlphelidir Devlet tarafından birccedilok helikopterin satın alınması iccedilin fon tahsis edildiği fakat
helikopterlerin hiccedilbir zaman temin edilmediği iddia edilmiştir Bir soruşturmanın sonucunda
Nakşivan savcılık makamı Bay Farzaliyevrsquoin sorumlu tutulması gerektiğini belirtmiştir Oumlte
yandan succedil zamanaşımına uğradığı iccedilin Ocak 2006da herhangi bir resmi succedillama olmaksızın
ceza yargılaması sona erdirilmiştir
Savcılık makamı daha sonra Nasimi Boumllge Mahkemesirsquonden başvurucunun ve diğer
iki şuumlphelinin isnat edilen zimmet succedilu nedeniyle Devlete tazminat oumldemesine karar verilmesi
talebiyle dava accedilmıştır Başvurucu tazminat davasına ilişkin hukuk yargılaması esnasında
kendisine karşı bir ceza soruşturması yapıldığını fark etmiştir Mayıs 2006rsquoda yerel mahkeme
başvurucunun zimmetine geccedilirdiği yaklaşık 2025000 avroyu tazminat huumlkuumlmleri uyarınca
oumldemesine karar vermiştir Yerel mahkemeye goumlre ceza yargılamasının zamanaşımı nedeniyle
sonlanmış ve davalıların cezai sorumlulukları ortadan kalkmış olsa da succedil nedeniyle verilen
oluşan zararın tazmin edilmesi gerekmektedir
Bunun uumlzerine Bay Farzaliyev bir uumlst mahkemeye başvurmuş ve ortada herhangi bir
mahkumiyet kararı olmadan hukuk mahkemesinin savcılığın iddianamesini delil olarak kabul
ederek kendisinin zimmet succedilunu işlediğine ve bu nedenle zararı tazmin etmesi gerektiğine
karar verdiğini ileri suumlrmuumlştuumlr Ayrıca Medeni Kanunrsquoun ilgili huumlkuumlmleri yerine Ceza
Muhakemesi Kanunursquonun oumlngoumlrduumlğuuml proseduumlrler ccedilerccedilevesinde bir hukuk davası yargılaması
yapıldığını ve bunun hukuka aykırı olduğu iddia etmiştir Oumlzellikle başvurucu eğer yargılama
116
Medeni Kanun huumlkuumlmlerine goumlre yapılmış olsaydı zaman aşımı suumlrelerinin dolmasından dolayı
davanın reddedilmesi gerekeceğini de belirtmiştir Aralık 2006da Yuumlksek Mahkeme
Başvurucunun temyiz başvurularındaki iddialarına yanıt vermeden boumllge mahkemesinin
kararını onaylamıştır Yuumlksek Mahkeme Genel Kurulu ve Anayasa Mahkemesi de
başvurucunun taleplerini reddetmiştir
İhlal İddiaları Başvurucu aleyhine yapılan hukuk yargılamasının hukuka
aykırı olduğunu mahkemenin gerekccedilesinin yetersiz olduğunu ve uumlst mahkemelerin iddialarını
incelemediğinden bahisle Soumlzleşmersquonin 6 sect 1 (adil yargılanma hakkı) ve işlemediği bir succediltan
dolayı tazminat oumldemek zorunda bırakıldığından bahisle 6 sect 2 (masumiyet karinesi) ve 1 Norsquolu
Protokolrsquouumln 1 Maddesinin (muumllkiyet hakkı) ihlal edildiğini iddia etmiştir
Karar
Madde 6sect1 (adil yargılanma)
Mahkeme mahkemelerin ve yuumlksek mahkemelerin kararlarının dayandığı gerekccedilelerin
yeterli bir şekilde accedilıklanması gerektiğini yinelemiştir
Mahkeme Başvurucunun hukuk mahkemesinin kendisi aleyhindeki iddiayı kabul
etmesi iccedilin yasal bir dayanak bulunmadığına ilişkin goumlruumlşuumlnuumln davanın sonucu iccedilin potansiyel
olarak belirleyici olduğunu kaydetmiştir Zira iccedil hukukta Ceza Muhakemesi Kanunursquona goumlre
ceza yargılamasıyla bağlantılı bir tazminat talebi ancak soumlz konusu ceza davasıyla beraber ve
ceza mahkemesi tarafından goumlruumllebilir
Ancak yerel mahkemeler kararlarında başvurucunun iddialarına herhangi bir yanıt
vermemişlerdir Bu nedenle mahkemelerin başvurucunun beyanlarını hiccedil inceleyip
incelemediklerini inceleyerek reddettilerse gerekccedilelerinin ne olduğunu tespit etmek
imkansızdır
Mahkeme bu nedenle başvurucunun gerekccedileli karar hakkının ihlal edildiği sonucuna
varmıştır Buna goumlre Soumlzleşmenin 6 sect 1 maddesi ihlal edilmiştir
Madde 6sect2 (masumiyet karinesi)
Mahkeme sanık daha oumlnceki ceza yargılamalarında mahkum edilmediği halde
kendisiyle ilgili bir yargı kararı kendisinin succedillu olduğu goumlruumlşuumlnuuml yansıtırsa masumiyet
karinesinin ihlal edileceğini yinelemiştir Madde 6 sect 2nin uygulanabilir olması iccedilin bir
117
başvurucunun cezai bir succedilla itham edilmiş olması veya oumlnemli oumllccediluumlde etkilenmiş olması
gerekir
Başvurucu durdurulan ceza yargılamalarında hiccedilbir zaman resmen cezai bir succedilla
itham edilmemiş ve ancak hukuk yargılaması sırasında kendisine youmlneltilen iddialardan
haberdar olmuş olsa da yetkililerin kendisine youmlneltilen şuumlphe sonucunda yuumlruumlttuumlğuuml işlemler
olaydaki oumlzel koşullar ccedilerccedilevesinde kendisini buumlyuumlk oumllccediluumlde etkilemiştir Oumlzellikle yetkililer
diğer şeylerin yanı sıra kendisi hakkında birincil şuumlpheli olarak ceza davası accedilmış ve daha
sonra ceza yargılaması ccedilerccedilevesinde bir hukuk davası accedilmıştır
Bu eylemler ve birbiriyle yakından bağlantılı olayların davaya oumlzguuml sıralaması dikkate
alındığında bu nedenle başvurucunun 6 sect 2 maddesi anlamında cezai bir succedilla itham edilen
bir kişi olarak değerlendirilmesi gerekmektedir
Ayrıca davada yerel makamlar ve mahkemeler tarafından uygulanan ilgili mevzuat ve
uygulama uyarınca hukuk davası cezai soruşturmanın ldquodoğrudan sonucurdquo olmuştur Ayrıca
hukuk yargılamaları sırasında başvurucuya cezai sorumluluk yuumlkleyen ifadeler de ceza
yargılamaları ile bir bağlantı oluşturmuştur Bu nedenlerle Mahkeme 6 sect 2 maddesinin mevcut
davaya uygulanabilir olduğuna karar vermiştir
Başvurucunun şikayetinin esasına gelince Mahkeme Nasimi Boumllge Mahkemesinin
Mayıs 2006 tarihli hukuk davasına ilişkin kararının 2327059 AZNnin (para birimi) zimmete
geccedilirildiğine huumlkmettiğini fakat sanıkların beraat edip ldquocezai succedil nedeniyle oluşan zararrdquo
tazmin edilmediğini belirtmiştir Mahkeme başvurucu ceza davasında savunma haklarını
hiccedilbir zaman kullanma fırsatı bulamamış ve bu succediltan dolayı mahkum edilmemiş olmasına
rağmen bu ifadenin bir succedilun işlendiğine ve başvurucunun succedillu olduğuna dair kesin bir
goumlruumlşuuml yansıttığını belirlemiştir
Mahkeme masumiyet karinesi ilkesinin Soumlzleşmenin 6 sect 2 maddesine aykırı olarak
ihlal edildiği sonucuna varmıştır
1 Norsquolu Protokol Madde 1 (muumllkiyet hakkı)
Yukarıdaki bulgular goumlz oumlnuumlne alındığında Mahkeme başvurucunun 1 Nolu
Protokoluumln 1 maddesi uyarınca yaptığı şikayetin kabul edilebilirliği ve esası hakkında ayrı bir
karar verilmesine gerek olmadığını değerlendirmiştir
118
Başvuru Adı Hirtu ve diğerleri Fransa
Başvuru No 2472013
Başvuru Tarihi 11042013
Karar Tarihi 14 Mayıs 2020
Karar Linki httphudocechrcoeintengi=001-202442
Konu Otoriteler tarafından Roman kampının temizlenmesinin
sonuccedillarını veya Başvurucuların oumlzel koşullarını tam olarak hesaba katmamanın Soumlzleşmersquoyi
ihlal etmesi
Olaylar Başvurucular Laurentiu Constantin Hirtu Stanica Caldaras
Dorina and Paulina Cirpaci Imbrea and Virginia Istfan ve Angelica Latcu uzun yıllar
Fransada yaşamakta ve bir istisna dışında hepsinin Avrupa Birliği vatandaşı olarak on yıllık
oturma izni almış olduklarını belirtmişlerdir Olayların olduğu sırada okul ccedilağındaki ccedilocukların
tamamı okula gitmektedir 1 Ekim 2012rsquode oumlnceki bir kampın dağıtılmasının ardından 50si
ccedilocuk olmak uumlzere 141 kişilik bir grubun parccedilası olan başvurucular 43 karavanla Paris
banliyoumllerinden biri olan La Courneuvedeki bir arsaya taşınmışlardır La Courneuve belediye
başkanının talebi uumlzerine Seine Saint-Denis valisi 29 Mart 2013rsquote gezginlerin La Courneuve
Belediyesine bağlı la Preacutevocircteacute sokağı ve Politzer sokağındaki alana yasa dışı bir şekilde
yerleştiklerinden bahisle 48 saat iccedilerisinde alanı boşaltmalarını emrederek aksi takdirde zorla
tahliye edileceklerini bildirmiştir Bay Hirtu Montreuil İdare Mahkemesinde dava accedilabilen
tek başvurucu olup mahkeme başvurunun kabul edilemez olduğuna karar vermiştir Versailles
İstinaf İdare Mahkemesirsquone temyiz başvurusunda bulunmuş ancak bu başvuru da
reddedilmiştir
5 Nisan 2013te Virginia Istfan Dorina Cirpaci Stanica Calderas ve sitenin başka bir
sakini temel oumlzguumlrluumlklerinin korunması iccedilin idare mahkemesine acil bir başvuruda bulunarak
tahliyenin 1 Temmuz 2013 tarihine kadar ertelenmesini ve konaklayacakları bir yer
bulmalarına izin verilmesi talep ettiler Bu başvuru 10 Nisan 2013 tarihli kararında kabul
edilemez bulunmuştur
11 Nisan 2013rsquote başvurucular Mahkemeden İccediltuumlzuumlğuumln 39 maddesi uyarınca ve
Soumlzleşmenin 3 (işkence yasağı) ve 8 maddelerine (oumlzel ve aile hayatına saygı hakkı) ve 1
119
Nolu Protokoluumln 2 maddesine (eğitim hakkı) dayanarak geccedilici tedbir talebinde bulunmuş ve
valinin kararının askıya alınmasını talep etmişlerdir 12 Nisan 2013rsquote temsilcileri Avrupa
Roman Hakları Merkezi (ERRC) Mahkemeye Başvurucuların 11 Nisan gecesi kendi rızaları
ile ayrıldığını ve birkaccedil sokak oumltede Bobignyde kaldıklarını bildirmiştir Başvuruculara hiccedilbir
konaklama teklifi sunulmadığı iccedilin Bobignyde Coquetiers olarak bilinen yerleşim birimine
taşınmadan oumlnce dışarıda ya da arabalarında uyumuşlardır ve orada da başka ailelerle karavanı
paylaşmak ya da yeni bir tane almak zorunda kalmışlardır 19 Ağustos 2014 tarihinde belediye
Coquetiers kampı sakinlerinin 48 saat iccedilinde orayı boşaltmalarını gerektiren bir emir
yayımlamıştır Sakinlerin birccediloğu temel oumlzguumlrluumlklerinin korunması iccedilin idare mahkemesine
acil başvuruda bulunmuştur fakat mahkeme bu başvuruları 25 Ağustos 2014rsquote reddetmiştir
Aynı guumln Başvuruculardan uumlccediluuml belediye kararının askıya alınması iccedilin Mahkemeden
Mahkeme İccedil Tuumlzuumlğuumlnuumln 39 maddesini uygulamasını talep etmişlerdir Goumlrevli yargıccedil 1 Eyluumll
2014 tarihinde Huumlkuumlmet tarafından herhangi bir tahliye oumlncesinde valinin iccedil hukukta
oumlngoumlruumllen tuumlm savunmasız kişilere acil barınma imkacircnı sağlayacağına dair verdiği guumlvenceler
olduğundan bahisle 39 maddeyi uygulamamaya karar vermiştir 16 Nisan 2015 tarihinde
Mahkeme başvuruyu (no 5855314) kabul edilemez bulmuştur
İhlal İddiaları Başvurucular 3 maddeye (insanlık dışı veya aşağılayıcı
muamele yasağı) dayanarak zorla tahliyelerinin koşullarının ve muumlteakip yaşam koşullarının
insanlık dışı ve aşağılayıcı muamele teşkil ettiğini iddia etmişlerdir 8 madde (oumlzel hayata aile
hayatına ve eve saygı hakkı) uyarınca oumlzel hayatlarına aile hayatlarına ve evlerine saygı
haklarının ihlalinden şikayetccedili olmuşlardır 13 maddeye (etkili başvuru hakkı) dayanarak
zorla tahliyelerine itiraz edecek etkili bir hukuk yoluna sahip olmadıklarını iddia etmişlerdir
Karar
Madde 3
Mahkeme başvurucuların oumlncelikle tahliyelerinin koşulları hakkında şikayette
bulunduklarını goumlzlemlemiştir Bununla birlikte vali tarafından boumllgeden ayrılmaları yasal
olarak emredilmiş olsa da başvurucular oumlnce davranıp ve kampı kendi rızalarıyla terk
etmişlerdir Bu nedenle de valinin emri uygulamada aslında gerccedilekleşmemiştir Başvurucular
karavanlarının ccediloğunun ele geccedilirildiğini iddia ederken bu tespit edilmemiş ve bu olayda başka
herhangi bir şiddete maruz kaldıklarını iddia etmemişlerdir
120
Başvurucuların ikinci şikayeti tahliyeden sonraki yaşam koşulları ile ilgilidir Bu
bağlamda Mahkeme kamp temizlendikten sonra başvurucuların birccediloğunun Romanyaya
doumlnduumlğuumlnuuml ve Stanica Caldaras ve ailesine sosyal konut sağlandığını goumlzlemlemiştir
Diğerlerine gelince Coquetiersrsquodeki konaklama şartlarına ilişkin geccedilici tedbir talepleri
Huumlkuumlmet tarafından sağlanan guumlvenceler ışığında reddedilmiş ve AİHMrsquoe yapılacak daha
sonraki başvuruları kabul edilemez olarak beyan edilmiştir Buna goumlre Fransız yetkililerin bu
duruma kayıtsız kaldığı soumlylenemez
Mahkeme madde 3 ihlalinin olmadığına karar vermiştir
Madde 8
Mahkeme başlangıccedilta yaşadıkları yerle başvurucuların yeterli ve suumlrekli bir bağlarının
olmaması nedeniyle başvurucuların konuta saygı haklarına muumldahale iddiasında
bulunmadıklarını belirtmiştir Bununla birlikte daha oumlnceki birkaccedil davada olduğu gibi
Mahkeme bir kampın temizlenmesinin kaccedilınılmaz olarak oumlzel hayat ve aile bağları uumlzerinde
etkileri olduğu kanaatindedir Bu nedenle başvurucuların oumlzel ve aile hayatlarına saygı hakkına
muumldahale edilmiştir
Mevcut davada İstinaf İdare Mahkemesi kendisine sunulan bir polis raporuna goumlre
şantiyedeki karavanların tekerlekler uumlzerinde olduğunu ve onları ccedilekebilecek araccedilların yanına
park ettiklerini goumlzlemlemiştir Mahkeme bundan yukarıda atıfta bulunulan 5 Temmuz 2000
tarihli Kanunun başvurucuların davasına uygulanabilir olduğu sonucuna varmıştır Bu nedenle
muumldahale yasaya uygun olmuştur
Mahkeme valinin kararının hem halk sağlığı risklerine hem de yerel halkın rahatsız
edilmesine dayandığını kaydetmiştir Polis raporunda izinsiz girişler bıccedilak taşıyan insanların
varlığı kavgalar ccedilalılıklarda ccediloumlp ve dışkı da dahil olmak uumlzere yerel işletmelerin maruz kaldığı
bir dizi sorundan bahsedilmektedir Bu nedenle Mahkeme muumldahalenin sağlık ve kamu
guumlvenliğini ve başkalarının hak ve oumlzguumlrluumlklerini koruma anlamında meşru amaccedillarını
izlediğini değerlendirmiştir
Mahkeme tahliyenin kendisi ile tahliyenin gerccedilekleştirilme şekli arasında bir ayrım
yapmıştır Oumlnceki hususla ilgili olarak yetkililer ilke olarak belediye arazisini yasadışı bir
şekilde işgal eden ve orada kalmaya ilişkin meşru bir beklentisi olduğunu iddia edemeyen
başvurucuları tahliye etme hakkına sahiptir
121
Tahliyenin gerccedilekleştirilme şekline gelince Mahkeme tedbirin bir adli karara
dayanmadığını ancak 5 Temmuz 2000 tarihli Kanunun 9 boumlluumlmuuml uyarınca resmi tebligat
proseduumlruumlne uygun olarak gerccedilekleştirildiğini goumlzlemlemiştir Bu proseduumlruuml kullanma
kararının birtakım sonuccedilları doğmuştur
Birincisi valinin emrinin gerccedilekleştirilmesinde tebliğ ve tahliyenin arasındaki kısa
suumlre goumlz oumlnuumlne alındığında 2012 genelgesinde savunulan oumlnlemlerin hiccedilbiri uygulanmamıştır
Huumlkuumlmet karavanlara sahip oldukları iccedilin başvurucuların yeniden yerleştirilmesi
zorunluluğunun olmadığını iddia ederken Mahkeme ilk olarak başvurucuların
karavanlarından biri hariccedil hepsine el konulduğunu ve ikinci olarak genelgenin (ilgili ailelerin
ve bireylerin durumunun değerlendirilmesi ile eğitim sağlık ve barınma yardımı) ilgili kişilerin
karavanı olsun ya da olmasın uygulanması gerekmekteydi Dolayısıyla tahliyenin etkileri veya
Başvurucuların oumlzel koşulları dikkate alınmamıştır
İkinci olarak resmi bildirim usuluuml uygulandığı iccedilin iccedil hukukta oumlngoumlruumllen hukuk yolu
kararın idari makamlarca alınmasından sonra devreye girmişken diğer durumlarda
mahkemeler kararlarını almadan oumlnce tedbirin orantılılığını değerlendirmiştir Başvurucular
tarafından kullanılan hukuk yollardan hiccedilbiri daha sonra iddialarını bir yargı organına
sunmalarına imkan vermemiştir
Sonuccedil olarak muumldahalenin orantılılığına karar verecek ilk yargı organı kamptan
tahliyeden 18 ay sonra Ekim 2014te İstinaf İdare Mahkemesi olmuştur
Mahkeme başvurucuların dezavantajlı bir sosyal gruba ait oldukları gerccedileğini ve bu
nedenle onların oumlzel ihtiyaccedillarının ulusal makamların orantılılık değerlendirmesinde
uumlstlenmekle goumlrevli olduklarını belirtmiştir Bu goumlrevi sadece yasa dışı ccediloumlzuumlmle başa ccedilıkma
yaklaşımlarını değerlendirirken değil aynı zamanda tahliye durumunda tahliyenin
zamanlamasına ve şekline ve muumlmkuumlnse alternatif barınma duumlzenlemelerini de uumlstlenerek
gerccedilekleştirmeleri gerekmektedir 8 maddenin usule ilişkin guumlvencelerinin bir parccedilası olarak
bu huumlkuumlm kapsamındaki haklarına muumldahaleye maruz kalan herhangi bir kişi tedbirin
orantılılığını 8 madde kapsamındaki ilgili ilkeler ışığında bağımsız bir mahkeme tarafından
incelenmesini talep edebilmelidir
Mevcut davada durum boumlyle olmadığından Mahkeme başvurucuların tahliye şeklinin
Soumlzleşmenin 8 maddesini ihlal ettiğine karar vermiştir
122
Madde 3 ve 8 ile bağlantılı olarak Madde 13
Mahkeme iccedil hukukun 5 Temmuz 2000 tarihli Kanunun 9 boumlluumlmuuml uyarınca askıya alma
etkisine sahip oumlzel bir hukuk yolu sağladığını kaydetmiştir
Bu hukuk yolu etkili goumlruumlnmekle birlikte Mahkeme başvurucuların davasında yargıcın
davayı esasa ilişkin olarak incelemediğini ancak Bay Hirtunun boumllgede ikamet ettiğini
kanıtlamadığı gerekccedilesiyle kabul edilemez bulduğunu goumlzlemlemiştir Mahkeme ayrıca diğer
uumlccedil başvuran tarafından yapılan acil bir temel oumlzguumlrluumlğuumln korunması başvurusunun 5 Temmuz
2000 tarihli Kanunun 9 boumlluumlmuumlnde oumlngoumlruumllen oumlzel hukuk yolunun kullanılmadığı gerekccedilesiyle
kabul edilemez olarak ilan edildiğini goumlzlemlemiştir
Buna goumlre Mahkeme Başvurucuların Soumlzleşmenin 3 ve 8 maddeleri kapsamındaki
iddialarının ilk aşamada gerek esasa ilişkin yargılamalarda gerekse acil proseduumlr kapsamındaki
yargısal incelemenin 13 maddenin gereklerine aykırı yapıldığını tespit etmiştir
Bu nedenle 13 madde ihlal edilmiştir
123
Başvuru Adı Koulias v Kıbrıs
Başvuru No 4878112
Başvuru Tarihi 23 Temmuz 2012
Karar Tarihi 26 Mayıs 2020
Karar Linki httphudocechrcoeintengi=001-202521
Konu Başvurucunun tarafı olduğu davaya bakan Yuumlksek Mahkeme
dairesindeki hakimin oğlunun hukuk buumlrosunun aynı zamanda karşı tarafın vekilliğini
yuumlruumltmesinin tarafsızlık ilkesini ihlal etmesi
Olaylar
Başvurucu Zacharias Koulias 1950 doğumlu bir Kıbrıs vatandaşı olup Larnakarsquoda
yaşamakta ve milletvekilliği yapmaktadır
Başvurucu 2006 yılının mayıs ayında katıldığı bir radyo programında aynı zamanda
eski bir bakan ve bir siyasi partinin uumlst duumlzey bir ismi olan başka bir politikacı C Th hakkında
bazı beyanlarda bulunmuştur Bunun uumlzerine C Th başvurucu hakkında iftira iddiasıyla dava
accedilmıştır
C Th başvurucunun radyo programında ileri suumlrduumlğuuml iki iddiayı dava konusu
yapmıştır Bunlardan birincisi C Thrsquonin bir Tuumlrk şirketinden para aldığı iddiasıdır İkinci
iddia ise Kuzey Kıbrıs Tuumlrk Cumhuriyetirsquoni kastederek Kıbrısrsquoın kuzeyindeki devletin bir
ldquosoumlzde devletrdquo olmadığını soumlylediği iddiasıdır
İlk derece mahkemesi davanın reddine karar vermiş temyiz aşamasında 24 Ocak 2012
tarihinde Yuumlksek Mahkemersquonin uumlccedil hakimli bir dairesi başvurucunun beyanlarının iftira
niteliğinde olduğuna karar vermiştir Daha sonra başvurucu soumlz konusu Yuumlksek Mahkeme
dairesindeki bir hakimin (GC) oğlunun C Thrsquonin davasını uumlstlenen hukuk buumlrosunun kurucu
ortağı olduğunu oumlğrenmiştir
Bu konudaki bir gazete haberinin uumlzerine 14 Şubat 2012 yılında Yuumlksek Mahkeme bir
basın accedilıklaması yapmış ve soumlz konusu hakimin yargılamada yer almasının yıllardır suumlren
yargısal uygulama ile tamamen uyumlu olduğunu belirtmiştir
124
İhlal İddiaları Başvurucu dava dosyası hakkında karar veren Yuumlksek
Mahkeme dairesindeki hakimlerden birinin davacının avukatının hukuk buumlrosuyla olan ilişkisi
nedeniyle Soumlzleşmersquonin 61 huumlkmuuml kapsamındaki tarafsızlık ilkesinin hem suumlbjektif hem de
objektif youmlnleriyle ihlal edildiğini iddia etmiştir
Karar
6 Madde
Mahkeme Soumlzleşmersquonin 6 maddesi kapsamında yaptığı incelemede oumlncelikle suumlbjektif
tarafsızlığın ihlal edildiği iddiasını ele almıştır Buna goumlre Mahkeme aksi youmlnde bir delil
olmadığı suumlrece bir hakimin kişisel tarafsızlığının ilkesel olarak varsayılacağını belirtmiştir
Somut olayda Mahkeme hakim GCrsquonin başvurucuya karşı bireysel olarak oumln yargılı veya
taraflı olduğunu goumlsteren herhangi bir bulgu olmadığını goumlzlemlemiştir
İkinci olarak objektif tarafsızlığın ihlal edildiği iddiasını ele alan Mahkeme
başvurucunun şuumlphelerinin objektif olarak gerekccedilelendirilip gerekccedilelendirilmediğini
incelemiştir
Mahkeme Nicholas v Kıbrıs davasında ortaya koyduğu ilkelere atıf yapmış ve bir
yargıcın davadaki bir tarafı temsil eden hukuk buumlrosunun bir ccedilalışanıyla kan bağının
bulunmasının hakimin ccedilekilmesi iccedilin tek başına bir neden olmadığını fakat bu durumun
hakimin tarafsızlığına dair şuumlphelerin oluşmasına neden olabileceğini belirtmiştir
Mahkemersquoye goumlre soumlz konusu şuumlphelerin objektif olarak gerekccedilelendirilip
gerekccedilelendirilmediği her somut olayın kendi koşullarına bağlıdır İncelemede dikkate
alınması gereken etkenler hakimin yakınının soumlz konusu davada rol alıp almadığı yakınının
hukuk buumlrosundaki konumu buumlronun buumlyuumlkluumlğuuml organizasyonel iccedil yapısı davanın hukuk
buumlrosu iccedilin mali accedilıdan ne derece oumlnemli olduğu ve hakimin yakınının davadaki muhtemel
mali ccedilıkarı ya da potansiyel menfaatidir
Mahkeme diğer uumllkelere oranla kuumlccediluumlk bir uumllke olan Kıbrısrsquota aynı oranda daha kuumlccediluumlk
hukuk buumlroları olduğuna ve az sayıda hakimin olduğunu dikkate alarak bu tuumlr durumların daha
sık yaşanabileceğine dikkat ccedilekmiştir Mahkeme genel olarak bu tuumlr tarafsızlık ihlali
şikayetlerinin bir davalı devletin yargı sistemini felce uğratacak duumlzeye gelmemesi gerektiğini
125
ve kuumlccediluumlk yargı ccedilevrelerine sahip uumllkelerde bu iddialara ilişkin aşırı katı standartların olmasının
yargının idaresini gereğinden fazla aksatabileceğini vurgulamıştır
Bununla birlikte Mahkeme goumlruumlnuumlşuumln oumlnemi dikkate alındığında taraflı goumlruumlnuumlme yol
accedilabilecek herhangi bir durumun yargılamanın başında accedilıklanması gerektiği ve ccedilekilmenin
gerekli olup olmadığının tespiti iccedilin bir değerlendirme yapılması gerektiğini belirtmiştir
Mahkemersquoye goumlre objektif ve suumlbjektif tarafsızlık iccedilin uygun teminatların sağlanması iccedilin bu
oumlnemli bir guumlvencedir
Başvurucunun davasında boumlyle bir accedilıklama yapılmamış olup başvurucu soumlz konusu
ilişkiyi davasının temyiz incelemesi yapıldıktan sonra oumlğrenebilmiştir Boumlylelikle başvurucu
hakim GCrsquonin oğlunun hukuk buumlrosunun karşı tarafın davasını yuumlruumlttuumlğuuml ve temyiz
duruşmasında yer aldığı bir durumla karşı karşıya kalmıştır Başvurucu yargılama sırasında
hakimin oğlunun davada yer alıp almadığı ve davanın sonucuna bağlı olarak mali ccedilıkarı olup
olmadığı konusunda bilgi sahibi olmamıştır Mahkemersquoye goumlre bu nedenle yargılamada soumlz
konusu hakim youmlnuumlnden taraflı bir goumlruumlntuuml oluşmuştur Boumlylelikle Mahkeme başvurucunun
hakim GCrsquonin tarafsızlığına dair şuumlphelerinin objektif olarak gerekccedilelendirilmiş olduğunu
ulusal hukukun ve uygulamasının başvurucuya yeterli usucirclicirc guumlvenceleri sağlamadığını
belirlemiştir
Mahkeme yargı usul kanununun daha sonradan değiştirildiğine ve artık boumlyle bir iş
ilişkisinin hakim iccedilin ccedilekilme nedeni teşkil ettiğine dikkat ccedilekmiştir Mahkeme sonuccedil olarak
Soumlzleşmersquonin 6 maddesinin birinci fıkrasının ihlal edildiğine karar vermiştir
10 Madde
Mahkeme Yuumlksek Mahkeme aşamasında davanın kapsamının başvurucunun
beyanlarının iftira niteliğinde olup olmadığı hususuyla sınırlanmasına başvurucunun avukatı
tarafından rıza goumlsterildiğine dikkat ccedilekmiştir Başvurucunun avukatı aynı zamanda radyo
yayınında yapılan yorumun eleştiri sınırları iccedilerisinde olduğu youmlnuumlndeki savunmasını da
Yuumlksek Mahkeme aşamasında geri ccedilekmiştir
Mahkemersquoye goumlre bu kararla başvurucu Yuumlksek Mahkemersquonin incelemesini accedilık bir
şekilde daraltmış ve Yuumlksek Mahkeme aşamasında ileri suumlrmediği ifade oumlzguumlrluumlğuuml
arguumlmanlarını mevcut bireysel başvuru aşamasında ileri suumlrmuumlştuumlr Başvurucunun ilk derece
126
mahkemesi oumlnuumlnde ifade oumlzguumlrluumlğuuml savunmasını ileri suumlrebilmiş olduğu dikkate alındığında
Yuumlksek Mahkemersquonin başvurucu iccedilin başarı şansı sunmadığı soumlylenemez
Mahkeme bu gerekccedilelerle Huumlkuumlmetin iccedil hukuku yollarının tuumlketilmediği youmlnuumlndeki
itirazını kabul ederek Soumlzleşmersquonin 10 maddesine ilişkin şikayet hakkında kabul edilemezlik
kararı vermiştir
Adil Tazmin
Mahkeme Kıbrıs devletinin başvurucuya 9600 euro manevi tazminat ve 19 euro masraf
ve gider oumldemesine karar vermiştir
127
Başvuru Adı Uzbyakov v Rusya
Başvuru No 7116013
Başvuru Tarihi 9 Ekim 2013
Karar Tarihi 5 Mayıs 2020
Karar Linki httphudocechrcoeintengi=001-202416
Konu Başvurucunun ccedilocuğu iccedilin accediltığı babalık davası ile evlat
edindirme kararının iptali talebinin eksik inceleme yapılarak reddedilmesinin aile yaşamına
saygı hakkını ihlal ettiği
Olaylar
Bşavurucu Sergey Stanislavovich Uzbyakov 1976 doğumlu bir Rus vatandaşı olup
Kurganovkarsquoda (Rusya) yaşamaktadır
Başvurucu anneleri OM adındaki bir kadın olan 5 ccedilocuğun babasıdır Ccedilocuklarının
ek kuumlccediluumlğuuml 2009 doğumludur Başvurucu Rusyarsquoda OM ve ccedilocuklarla beraber yaşadığı halde
Rusyarsquoda yasa dışı ikamet ettiğinden ccedilocukların doğum belgelerine baba olarak ismini
yazdıramamıştır
Başvurucu Ocak 2011rsquode yakalanmış ve aynı yılın Nisan ayına kadar tutuklu kalmıştır
Bu suumlreccedilte Şubat ayında OM hayatını kaybetmiş ve Mart ayında ccedilocuklar bakıma alınmıştır
Buumlyuumlk olan 4 ccedilocuk yetimler iccedilin hizmet veren yatılı bir okula yerleştirilmiş ancak 14 aylık
olan D isimli ccedilocuk bakım iccedilin bir ccedilocuk evine alınmıştır
Başvurucu partnerinin oumlluumlmuumlnuuml Mart 2011rsquode oumlğrenmiş ve resmi belgelerde
ccedilocukların babası olarak tanınmak iccedilin kanuni usullere başvurmaya başlamıştır Aynı ay D
evlat edinmek amacıyla bir ailenin korumasına verilmiş ve Tambov boumllgesindeki Morshansk
şehrine goumltuumlruumllmuumlştuumlr Diğer ccedilocuklar ise OMrsquonin kız kardeşi tarafından alınmıştır
Eyluumll 2011rsquode Tambov boumllgesindeki Morshanskiy Boumllge Mahkemesi Drsquonin kendisini
teslim alan aile tarafından evlat edinilmesine onay vermiştir Mahkeme kararın gerekccedilesinde
Drsquonin annesinin hayatını kaybettiğini babasının adının doğum belgelerinde yer almadığını
128
Drsquonin ebeveyn bakımından yoksun kalmış olduğunu ve bir suumlre ccedilocuk evinde kalmış olduğunu
belirtmiştir
Başvurucu babalık davasını kendisi hala tutukluyken accedilmış ve diğer doumlrt ccedilocuğun
babası olarak kaydedilmesine karar verilmiştir Başvurucu D hakkındaki davayı ise evlat
edindirme kararının kaldırılması talebini de ekleyerek ayrı bir dava olarak accedilmıştır
Başvurucu D iccedilin accediltığı davada Drsquonin evlat edinilmesinin hukuka ve ccedilocuğun
menfaatlerine aykırı olduğunu kanuna goumlre kardeşlerin ayrılmasının yasak olduğunu bu
konuda ebeveynin izninin aranması gerektiğini ileri suumlrmuumlştuumlr Kamensky Boumllgesi goumlzetim ve
koruma makamı ve Rusya Federasyonu İnsan Hakları Temsilciliğirsquonden bir temsilci de
başvurucunun talebine destek vermiştir
Bununla birlikte Ekim 2012rsquode mahkeme başvurucunun davasını reddetmiştir
Mahkemeye goumlre başvurucu Drsquonin babasıdır fakat evlat edindirme kararının ortadan
kaldırılması iccedilin herhangi bir neden yokken başvurucunun babalığının tanınmasının bir
mantığı yoktur Mahkeme ayrıca evlat edinen kişilerin kanuni şartları sağladığını ccediliftin Drsquoyi
buumlyuumltebilmek iccedilin gerekli mali guumlce sahip olduğunu suumlrekli işe ve uygun yaşam koşullarına
sahip olduğunu belirtmiştir Başvurucu karara karşı kanun yollarına başvurmuşsa da
başvuruları reddedilmiştir
İhlal İddiaları Başvurucu kızının kendi bilgisi dışında evlat edinilmesinin ve
accediltığı davanın reddedilmesinin Soumlzleşmersquonin 8 maddesine aykırı olduğunu ileri suumlrmuumlştuumlr
Karar
Madde 8
Mahkeme başvurucunun 17 yıl boyunca OM ile birlikte yaşadığını beş ccedilocuğun da
biyolojik babası olduğunu ve onlara baktığını dolayısıyla başvurucu ve D isimli ccedilocuğu
arasında Soumlzleşme anlamında bir aile bağı bulunduğunu tespit etmiştir
Mahkeme dava iccedilin belirleyici olan sorunun yerel makamların Drsquonin doğal babası ve
kardeşleriyle normal bir aile yaşamına sahip olması iccedilin kendilerinden beklenen gerekli ve
uygun buumltuumln adımları atıp atmadığı olduğunu belirtmiştir
129
Evlat Edindirme Suumlreci Accedilısından
Mahkemersquoye goumlre her ne kadar ccedilocuğun bakıma verilmesinin soumlz konusu doumlnemdeki
koşullar ccedilerccedilevesinde gerekli olduğu soumlylenebilecek olsa da yerel makamlar evlat edindirmeye
bir alternatifin olup olmadığı konusunda bir sonuca ulaşılabilmesi iccedilin yeterli bir suumlre sağlayıp
sağlamadığı ya da Drsquonin beraber yaşayabileceği bir yakınının bulunup bulunmadığının uygun
bir şekilde tespit edilip edilmediği hususları şuumlphelidir
Oumlrneğin evlat edindirme kararını veren mahkemenin Drsquonin kardeşleriyle ilgili
bilgilerden haberdar olduğunu fakat bu bulguları dikkate almadığını başvurucu baba ile ilgili
de bilgi edinebilecekken bu araştırmayı yapmadığını belirtmiştir Mahkeme başvurucunun
OMrsquonin oumlluumlmuumlnuuml takiben kanuni usullere başvurmaya başladığını Mart 2011rsquode dava accediltığını
ve ccedilocuklarının ismini mahkemeye bildirdiğini buna rağmen aynı mahkemenin Drsquonin evlat
edinilmesine onay verdiğini vurgulamıştır Mahkemersquoye goumlre yerel mahkeme ccedilok şekilci bir
yaklaşım goumlstermiş yalnızca şekli şartların varlığına odaklanmış dava hakkında başvurucuyu
ne bilgilendirmiş ne de başvurucuyu dinlemiştir
Mahkeme boumlylelikle yerel makamların evlat edindirme suumlrecindeki incelemelerinde
ciddi eksikliklerin olduğunu evlat edindirmenin Drsquonin yuumlksek menfaatlerine uygun olup
olmadığının belirsiz olduğunu bu usuluumln kendisinin ccedilok kuumlccediluumlk yaşta kardeşlerinden ve
babasından ayrılmasına yol accediltığını belirtmiştir
Evlat Edinmenin İptali Talebi ve Babalık Davası
Mahkemersquoye goumlre yerel mahkemenin başvurucunun davasını reddederken tek
gerekccedilesi Drsquonin artık evlat edinilmiş olması ve evlat edinme işlemini ortadan kaldırmak iccedilin
gereken şartların oluşmamış olmasıdır
Mahkeme ccedilocuğun yuumlksek yararının genel kanuni varsayımlarla belirlenemeyeceğini
bireylerin haklarının adil bir şekilde dengelenmesinin her bir somut davanın oumlzel koşullarını
incelemeyi gerekli kıldığını belirtmiştir Mahkemersquoye goumlre başvurucunun karşı karşıya kaldığı
durum yerel makamlar tarafından ciddi inceleme eksikliği iccedileren suumlreccediller sonucu yaratılmıştır
Mahkeme yerel mahkemelerin başvurucunun davasını reddederken oumlne suumlrduumlkleri
gerekccedilelerin yeterli olmadığına dikkat ccedilekmiştir Ayrıca Drsquonin koruyucu aileyle evlat edinme
aşamasına kadar geccedilirdiği 18 aylık suumlrenin de yetersiz olduğunu belirtmiştir Mahkeme yerel
130
mahkemelerin Drsquonin ileride yakınlarıyla kişisel ilişki kurması halinde ortaya ccedilıkabilecek
olumsuz etkileri de dikkate almadığını belirlemiştir Boumlylelikle Mahkeme yerel makamların
soumlz konusu suumlreccedilte pozitif yuumlkuumlmluumlluumlklerini yerine getirmediğine adil bir menfaat dengesi
kurmadığına ve bu nedenle başvurucunun Soumlzleşmersquonin 8 maddesi kapsamındaki aile
yaşamına saygı hakkının ihlal edildiğine karar vermiştir
Adil Tazmin
Mahkeme Rusyarsquonın başvurucuya manevi tazminat olarak 15000 euro masraf ve
giderler iccedilin toplam 1972 euro oumldemesine karar vermiştir
131
HAZİRAN 2020
Başvuru Adı VujnovićHırvatistan
Başvuru No 3234916
Başvuru Tarihi 2 Haziran 2016
Karar Tarihi 11 Haziran 2020
Karar Linki httphudocechrcoeintengi=001-202757
Konu Şikayetin yasal suumlresi iccedilerisinde yapılmaması sebebiyle yapılan
soruşturmanın etkisiz olduğu iddiasının yerinde olmadığı başvurucunun dayanmış olduğu kararlardaki
olguların somut olaydaki olgulardan farklılık goumlstermesi sebebiyle başvurucunun dayandığı
kararlardan farklı youmlnde verilen kararın hukuki kesinlik ilkesinin ihlali olarak değerlendirilemeyeceği
başvurucunun gerekli oumlzeni goumlstermesinin ve bilgi iccedilin yetkililere başvurmasın beklenmesinin makul
olduğu ve bunun mahkemeye erişim hakkına orantısız bir kısıtlama olarak kabul edilemeyeceği
Olaylar
Başvurucu Dušan Vujnović 1963 yılında doğmuş ve Zagrebrsquode yaşamakta olan bir Hırvat
vatandaşıdır
Başvurucunun ailesi 1993 yılındaki savaş doumlneminde ldquoMedak Cebirdquo olarak bilinen alanda
Hırvat ordusunun Sırp guumlccedillerinden kontroluuml geri almak iccedilin askeri bir operasyon duumlzenlerken
oumllduumlruumllmuumlşlerdir
Birkaccedil yıl sonra 51 kişinin oumllduumlruumllduumlğuuml Hırvat ordusu generallerinin Medak Cebi askeri
operasyonundaki roluuml hakkında soruşturmalar başlatılmıştır Eski Yugoslavya Uluslararası Ceza
Mahkemesi (ldquoEYUCMrdquo ndash İngilizce ICTY) ccedilok sayıda general aleyhine soruşturma başlatmış ve
kovuşturma amacıyla davaları Hırvat makamlarına iletmiştir
Oumlzellikle bir Hırvat generali olan RA 2001 yılında EYUCM tarafından ve daha sonra da 2006
yılında Hırvat makamlarınca ldquoCep Operasyonu-93rdquo sırasında insanlığa karşı succedil işlemek ve savaş
hukuku ve geleneklerini ihlal etmekle ve bilhassa Sırp etnik koumlkenine ait sivillerin katledilmesini
oumlnleyememesi nedeniyle succedillanmıştır Her iki iddianamede de başvurucunun ebeveynleri mağdurlar
arasında yer almıştır Hırvat mahkemeleri 2008 yılında General RArsquonın succedilsuz olduğuna huumlkmetmiş
ve bu karar 2009 yılında kesinleşmiştir
Başvurucu 2008 yılında ailesinin Hırvat askerlerince oumllduumlruumllmesi nedeniyle Devlet aleyhine
tazminat davası accedilmıştır Mahkeme ise 2015 yılında başvurucu aleyhine karar vermiştir Oumlzellikle
132
Yuumlksek Mahkeme başvurucunun EYUCMrsquonin General RA aleyhindeki iddianamesinde her iki
ebeveynini de mağdurlar arasında listelediği 2001 yılında ebeveynlerinin oumlluumlmuumlnuuml oumlğrenmesi
noktasında objektif olarak bir ihtimal olduğunu ve bu nedenle beş yıllık yasal zamanaşımı suumlresinin de
bu andan itibaren başlaması gerektiğini belirtmiştir Dolayısıyla başvurucu talebini 2008 yılında oumlne
suumlrduumlğuumlnde talebi zamanaşımına uğramıştır
Başvurucu 2011 yılında ebeveynlerinin oumlluumlmuumlnuumln ilan edilmesi iccedilin mahkemelere
başvurularda bulunmuş ve ilgili mahkemeler de bu doğrultuda 2012 ve 2013 yılında kesinleşmiş
kararlar vermiştir
İhlal İddiaları Başvurucu Madde 2rsquoye (yaşam hakkı) dayanarak ebeveynlerinin
oumlluumlmuumlne ilişkin yuumlruumltuumllen soruşturmaların sorumluların bulunamaması nedeniyle etkisiz olduğunu ileri
suumlrmuumlştuumlr
Ayrıca Başvurucu Madde 6 sect 1rsquoe (adil yargılanma hakkımahkemeye erişim hakkı) de
dayanarak Yuumlksek Mahkemenin yasal zamanaşımı suumlresinin hesaplanması konusundaki uygulamasının
tutarsız olduğunu ve bu yaklaşımın tazminat davalarında uygulanmış olması nedeniyle başvurucuyu
mahkemeye erişim hakkından mahrum bıraktığını iddia etmektedir
Karar
Madde 2 (yaşam hakkısoruşturma)
Devlet her ne kadar Savcılık makamının General RArsquonın 2008 yılında beraat etmesinden
sonra da Cep Operasyonu-93 esnasında işlenen succedilları soruşturmaya devam etse de ilgili tarih itibarıyla
başvurucunun ebeveynlerinin bir succedilun mağduru olarak değerlendirilmediklerini ifade etmiştir Ayrıca
her ne kadar 2015 yılının Eyluumll ayında uumlccedil kişi (başvurucu bu uumlccedil kişi arasında yer almamaktadır) bir succedil
duyurusunda bulunmuş olsa da buguumlne kadar bu durumun aksini işaret eden herhangi bir bilgiye
erişilememiştir
Mahkeme yakın akrabaları oumllduumlruumllen başvurucuların gerekli oumlzeni goumlstermelerinin ve ilgili
soruşturmadaki gelişmeler hakkında bilgi edinmek iccedilin gerektiği kadar inisiyatif kullanmalarının
beklenebileceğini tekrar ifade etmiştir
Ancak başvurucu 2009 yılının Kasım ayında General RA aleyhindeki ceza yargılamasının
sona ermesinden sonra bilgi isteme girişiminde bulunmamış ve sadece 2016 yılının Haziran ayında
yani altı aylık yasal başvuru suumlresinin sona ermesinden ccedilok sonra mahkemeye şikayeti iccedilin
başvurmuştur
Mahkeme bu nedenle başvurucunun ebeveynlerinin oumlluumlmuumlne ilişkin soruşturmanın
etkisizliğine ilişkin yapmış olduğu şikacircyeti soumlz konusu şikacircyet yasal suumlresi iccedilinde yapılmadığı iccedilin
133
kabul edilemez olduğundan reddetmiştir
Madde 6 sect 1
Hukuki Kesinlik
Başvurucu tazminat davası accedilılmasına ilişkin yasal zamanaşımı suumlresinin Yuumlksek
Mahkemenin aile uumlyelerinin oumlluumlmuumlne ilişkin vermiş olduğu diğer birccedilok tazminat kararındakine benzer
şekilde ebeveynlerinin oumllduumlğuumlnuuml belirten kararların kesinleştiği tarihten başlayarak hesaplanması
gerektiğini ileri suumlrmuumlştuumlr
Mahkeme daha oumlnce iki uyuşmazlığın farklı şekilde ele alınmasının farklı olgular soumlz konusu
olduğunda iccediltihat ccedilatışmasına yol accedilmayacağını kabul ettiğini tekrar ifade etmiştir
Mahkeme başvurucunun akıbeti belli olmayan davacıların aile uumlyelerinin kaybolmasına ilişkin
Yuumlksek Mahkeme kararlarına dayandığını ancak başvurucunun ebeveynlerini akıbetinin bilindiğini
belirtmiştir Başvurucunun ebeveynlerinin 1993 yılının Eyluumll ayında oumllduumlruumllduumlğuuml 2008 yılındaki
tazminat davası ve ebeveynlerinin oumlluumlm ilanlarına ilişkin alınan 2011 yılındaki kararlardan oumlnce de
bilinmekteydi Nitekim başvurucu ebeveynlerinin akıbetini General RA aleyhindeki iddianame
Hırvat ceza mahkemelerine geldiği tarih olan 2006 yılında oumlğrendiğini kabul etmiştir
Bu nedenle başvurucunun dayanmış olduğu kararlar başvurucunun ebeveynlerinden farklı
olgular iccedilermektedir Yerel mahkemenin tazminat davası accedilılması hususundaki zamanaşımı suumlresini
başvurucunun ebeveynlerinin oumlluumlm ilanlarının kesinleşmesi tarihinden itibaren hesaplanmamış olması
hususu iccediltihat ccedilatışmasına yol accedilmayacaktır ve hukuki kesinlik ilkesi ihlal edilmemiştir Bu nedenle
Madde 6 sect 1 uyarınca bir ihlal soumlz konusu değildir
Mahkemeye Erişim
Başvurucu Yuumlksek Mahkemenin başvurucunun talepte bulunması iccedilin geccedilerli yasal
zamanaşımı suumlresini başvurucunun ailesinin oumlluumlmuumlnuuml oumlğrenmesi iccedilin objektif olarak bir ihtimale sahip
olduğunu değerlendirdiği 2001 yılından itibaren hesaplamanın kendisini mahkemeye erişimden
mahrum bıraktığını ileri suumlrmuumlştuumlr
İlk olarak Mahkeme davacıların aile uumlyelerinin oumlluumlmuumlnuuml tam olarak oumlğrendikleri guumlnuumln tespit
edilemediği durumlarda yerel mahkemelerin davacıların bunu oumlğrenmek iccedilin objektif bir fırsata sahip
oldukları ana dayanmalarını mantıksız bulmamıştır
Mahkeme ayrıca Eyluumll 1993te Medak Cebinde işlenen succedillardan dolayı EYUCM nezdinde
Hırvat ordusu generalleri aleyhine accedilılan iddianamelerin Hırvatistan medyasında geniş yer bulduğunu
da not etmiştir Başvurucunun 1993 askeri harekatı sırasında kaybolan kişilerin oğlu olarak bu
134
yayımlardan habersiz kalmış olması muumlmkuumln değildir Başvurucunun gerekli oumlzeni goumlstermesini ve
bilgi almak iccedilin Hırvat yetkililerine başvurmasını beklemek de mantıksız olmamıştır
Ancak Başvurucu 2007deki tazminat davası bağlamı dışında ebeveynlerinin akıbetiyle ilgili
olarak polisle veya Eyalet Savcılığı ile iletişime geccedilmemiştir Başvurucu 2011 yılına kadar
(kaybolmalarından yaklaşık 18 sene sonra) ebeveynlerinin oumlluuml ilan edilmesi amacıyla dava accedilmamıştır
Başvurucu General RA aleyhine EYUCM iddianamesinin duumlzenlendiği Kasım 2001den
sonra herhangi bir noktada ebeveynlerinin akıbeti hakkında bilgi almak iccedilin Devlet yetkililerine
başvurmuş olsaydı onların Hırvat askerleri tarafından oumllduumlruumllduumlğuumlnuuml oumlğrenebilecek ve dolayısıyla
Devletrsquoten tazminat talep etmek iccedilin gerekli tuumlm bilgileri elde edilebilecekti
Bu nedenle Mahkeme Yuumlksek Mahkemenin başvurucunun tazminat talebinde bulunması iccedilin
yasal zamanaşımı suumlresini hesaplama şeklinin mahkemeye erişim hakkına orantısız bir kısıtlama teşkil
etmediği sonucuna varmıştır
Dolayısıyla Soumlzleşmenin 6sect1 maddesi bu bakımdan da ihlal edilmemiştir
135
Başvuru Adı Vladimir KharitonoRusya OOO Flavus ve DiğerleriRusya
BulgakovRusya EngelsRusya
Başvuru No 1079514 1246815 2348915 ve 1907416 2015915 6191916
Başvuru Tarihi 2013 - 2015
Karar Tarihi 23 Haziran 2020
Karar Linki httphudocechrcoeintengi=001-203177
Konu Soumlzleşmersquoye uygun bir incelemenin ve keyfi muumldahaleye karşı
guumlvencelerin yokluğunda internet sitelerinin tamamının erişime engellenmesinin ifade oumlzguumlrluumlğuumlnuumln
ihlali başvurucuların yararlanabileceği hukuk yollarının hiccedilbirinin etkili olmamış olmasının ifade
oumlzguumlrluumlğuuml ile bağlantılı olarak etkili başvuru hakkının ihlali olduğu
Olaylar
Vladimir KharitonoRusya
Başvurucu 2012rsquonin sonlarında internet sitesinin ndash Elektronik Yayımcılık Haberleri
(Electronic Publishing News) (wwwdigital-booksru) ndash IP adresinin telekom duumlzenleyici
Roskomnadzor tarafından engellendiğini fark etmiştir Tedbir başvurunun internet sitesiyle aynı yer
sağlayıcı şirket ve IP adrese sahip başka bir internet sitesine rastamantalesru ndash kenevir temalı halk
hikayelerinin koleksiyonu ndash erişimi engellemek isteyen Federal Uyuşturucu Kontrol Servisinin
(Federal Drug Control Service) kararından sonra alınmıştır
Başvurucu IP adresinin engellenmesinin yasadışı bilgi iccedilermeyen kendi internert sitesine
erişimi de engellediğini ileri suumlrerek bir mahkemeye başvurmuştur Mahkemeler Roskomnadzorun
eyleminin başvurucunun internet sitesi uumlzerindeki etkisini değerlendirmeksizin hukuka uygun
olduğunu onamıştır
OOO Flavus ve DiğerleriRusya
Başvucurular muhalefet medya kuruluşlarının sahibidir birinci başvurucu OOO Flavus
granirunun sahibidir ikinci başvurucu Garry Kasparov bağımsız bir web yayını olan
wwwkasparovrunun kurucusudur ve uumlccediluumlncuuml başvurucu OOO Mediafokus ejru adresindeki Daily
Newspaperın (Ezhednevnyy Zhurnal) sahibidir ve Rusya Huumlkuumlmeti hakkında eleştirel araştırma ve
analizler yayımlamaktadır
Mart 2014te Roskomnadzor kitlesel duumlzensizlik veya aşırılık yanlısı soumlylemleri teşvik ettiği
136
iddia edilen iccedileriklere istinaden Bilgilendirme Kanunursquonun 153 boumlluumlmuuml uyarınca hareket eden
Başsavcının talebi uumlzerine başvurucuların internet sitelerine erişimi engellemiştir Herhangi bir
mahkeme kararı aranmamıştır
Başvurucular engelleme tedbirinin yargı denetiminden geccedilmesi iccedilin sonucunda başarılı
olamadıkları bir başvuruda bulunmuş internet sitelerine erişimin toptan engellenmesinden ve ilgili succedil
teşkil eden materyalin kendilerine bildirilmemesinden (ki bu durum tekrar erişim sağlamak iccedilin
materyalin kaldırılamamasına sebep olmuştur) şikayetccedili olmuşlardır
BulgakovRusya
Kasım 2013te başvurucu yerel internet hizmet sağlayıcısının haberdar olmadığı Nisan 2012
tarihli bir mahkeme kararına dayanarak internet sitesine ndash Worldview of the Russian Civilization
(wwwrazumeiru) ndash erişimi engellediğini oumlğrenmiştir Bilgilendirme Kanunursquonun 10(6) boumlluumlmuuml
kapsamında verilen bu karar internet sitesinin dosyalar boumlluumlmuumlnde yer alan ve daha oumlnce aşırılık yanlısı
bir yayım olarak kategorize edilen elektronik bir kitabı hedef almıştır Mahkeme engellemenin
başvurucunun internet sitesinin IP adresine sağlayıcı duumlzeyinde erişimi engelleyerek uygulanmasına
karar vermiştir
Başvurucu mahkemenin kararından haberdar olur olmaz e-kitabı silmiştir Ancak mahkemeler
mahkemenin başlangıccedilta sadece succedil teşkil eden materyale değil IP adresinden tuumlm web sitesine
erişimin engellenmesine karar verdiği gerekccedilesiyle engelleme tedbirini kaldırmayı reddetmiştir
EngelsRusya
Nisan 2015te bir mahkeme yerel internet hizmet sağlayıcısının bir savcının şikayetine
dayanarak başvurucunun ifade oumlzguumlrluumlğuuml ve gizlilik konularına ilişkin internet sitesine ndash
RosKomSvoboda (rublacklistnet) ndash erişimi engellemesine karar vermiştir Savcı iccedilerik filtrelerinin
atlanmasına ilişkin bilgilerin ndash bu bilgilere başvurucunun internet sitesinden erişilebilirdi ndash
kullanıcıların başka alakasız bir internet sitesindeki aşırılık yanlısı materyallere erişmesine olanak
sağlaması nedeniyle Rusyada yayılmasının yasaklanması gerektiğini ileri suumlrmuumlştuumlr Başvurucu
yargılama hakkında bilgilendirilmemiştir
Mahkeme kararından sonra Roskomnadzor başvurucudan succedil teşkil eden iccedileriği kaldırmasını
istemiştir kaldırmadığı takdirde internet sitesi engellenecektir Başvurucu talebe uymuştur
Mahkemeler başvurucunun gezinmenin gizliliğinin korunması iccedilin araccedillar ve yazılımlar hakkında bilgi
sağlamanın herhangi bir Rus yasasına aykırı olmadığı youmlnuumlndeki temel iddiasına değinmeksizin
başvurucunun şikayetini reddetmiştir
İhlal İddiaları Başvurucuların tuumlmuuml Madde 10 (ifade oumlzguumlrluumlğuuml) uyarınca internet
137
sitelerine erişimin engellenmesinin hukuka aykırı ve orantısız olduğundan ve doğrudan veya oumlzuumlnde
Madde 13 kapsamında (etkili başvuru) Rus mahkemelerinin şikayetlerinin esasını dikkate almadığından
şikayetccedili olmuşlardır
Karar
Madde 10
Mahkeme doumlrt davanın hepsinde de 10 maddenin ihlal edildiğine oybirliğiyle karar vermiştir
Mahkeme genel olarak internetin ifade ve bilgi oumlzguumlrluumlğuuml hakkını dışa vurmaktaki oumlnemini
vurgulayarak internet sitelerine erişimi engelleyen tedbirlerin başvurucuların bilgi verme hakkına ve
halkın bilgi alma hakkına muumldahale teşkil ettiğini tespit etmiştir
Soumlzleşme bu tuumlr bir muumldahalenin ldquokanunda oumlngoumlruumllmerdquo de dahil olmak uumlzere koşulları
karşılamasını gerektirmektedir Soumlz konusu kanun diğer şeylerin yanı sıra accedilık ve oumlngoumlruumllebilir olmalı
yetkililere izin verilen takdir yetkisini sınırlamalı ve keyfi muumldahalelere karşı koruma sağlamalıydı
Ancak Mahkemenin 10 maddenin ihlal edildiğine karar vermesine buumlyuumlk oumllccediluumlde yol accedilan tam olarak
huumlkuumlmlerdeki eksiklikler olmuştur
Bay Kharitonovrsquoun internet sitesi Bilgilendirme Kanunursquonun yasa dışı internet iccedileriği
kategorilerini listeleyen 151 boumlluumlmuuml uyarınca engellenmiştir Ancak başvurucunun internet sitesinin
kendisinde herhangi bir yasa dışı materyal bulunmama olup bu site yalnızca boumlyle bir materyal
bulunduran bir internet sitesiyle aynı IP adresine sahip olduğu iccedilin engellenmiştir Bu nedenle Bay
Kharitonovun olayındaki muumldahale herhangi bir kanuna dayanmamaktadır Mahkeme ayrıca davaya
muumldahil olan uumlccediluumlncuuml şahısların Rusyada milyonlarca internet sitesinin yalnızca yasa dışı iccedilerik
barındıran başka internet siteleriyle aynı IP adresini paylaşmaları sebebiyle engellenmiş olduğuna işaret
ettiklerini kaydetmiştir
OOO Flavus ve Diğerlerindeki internet siteleri Başsavcılığın kitlesel duumlzensizlik ccedilağrıları
veya izinsiz halka accedilık etkinliklere katılmak dahil olmak uumlzere ccedileşitli iccedilerik tuumlrlerinin engellenmesini
talep etmesine izin veren Bilgilendirme Kanunursquonun 153 boumlluumlmuuml uyarınca engellenmiştir
Roskomnadzorrsquoun ağ yer sağlayıcılığı hizmetine youmlnelik bildirimlerinin belirli internet
sayfalarından ziyade tuumlm internet sitelerine atıfta bulunmasından dolayı yasanın usul gereklilikleri
sağlanmamıştır Yetkililer URLleri belirtemeyerek başvurucuların iccedileriği kaldırmalarını ya da belirli
internet sayfalarına atıfta bulunarak Başsavcının talebine itiraz etmelerini engellemişlerdir
Ayrıca Başsavcının soumlz konusu materyalin izinsiz kamuya accedilık etkinliklere katılma ccedilağrıları
teşkil ettiği youmlnuumlndeki bulgusu bu materyalin iccedileriğinin gerccedilekte hiccedilbir dayanağı olmayan keyfi ve
accedilıkccedila mantıksız bir yorumudur
138
Ayrıca wwwkasparovru aleyhindeki kararda Kırımdaki insanları yasa dışı eylemlerde
bulunmaya teşvik ettiği iddia edilen bir broşuumlruumln goumlruumlntuumlsuumlnuumln yeniden uumlretilmesi iccedilin yasal bir
dayanak bulunmamaktadır Başsavcı Rus yargı yetkisi dışında neyin hukuka aykırı olduğu ve neyin
hukuka aykırı olmadığı konusunda yasal yetkiye sahip değildir Her haluumlkarda yasa dışı eylemler
kavramı boumlluumlm 153teki engellemeye accedilık iccedilerik kategorilerinin dışında kalmıştır
Mahkeme ayrıca bu uumlccedil başvurucunun davasında internet sitelerinin tuumlmuumlne erişimin
engellenmesinin ldquodemokratik bir toplumda gereklirdquo olup olmadığını incelemiştir Mahkeme boumlylesine
kapsamlı bir engellemenin bir gazete veya televizyon kanalını engellemekle kıyaslandığında aşırı bir
oumlnlem olduğunu ve ayrı gerekccedilelendirme gerektirdiğini vurgulamıştır Yalnızca yasa dışı iccedileriğe
youmlnelik bir oumlnlemin yan etkisi olarak yasal iccedileriğe veya internet sitelerine herhangi bir ayrım
goumlzetmeksizin muumldahale eden engelleme bu tuumlr internet sitelerinin sahiplerinin haklarına keyfi bir
muumldahale teşkil etmiştir
Bununla birlikte Huumlkuumlmet toptan engelleme kararı iccedilin herhangi bir gerekccedile sunmamış veya
herhangi bir meşru amaccedil veya baskın toplumsal ihtiyacı detaylandırmamıştır Ayrıca başvurucuların
asıl amacın muhalif medyaya erişimi engellemek olduğu iddiası ciddi endişelere yol accedilmıştır
Başvurucuların internet sitelerine youmlnelik engelleme tedbirleri herhangi bir gerekccedileden yoksundur ve
Mahkeme bu tedbirlerin herhangi bir meşru amaccedil guumltmediklerine karar vermiştir
Bay Bulgakovun olayındaki soumlz konusu yasal huumlkuumlm yetkililerin internet sitesindeki e-kitap
da dahil olmak uumlzere belirli iccedilerikleri engellemesine izin veren Bilgilendirme Kanunursquonun 10(6)
boumlluumlmuumlduumlr E-kitabın aşırılık yanlısı bir materyal olduğu ise tartışmalı değildir ve Bay Bulgakov bu e-
kitabı hemen kaldırmıştır
Ancak yerel mahkemenin kararı bu tuumlr bir youmlntem herhangi bir birincil mevzuatta veya
uygulama kurallarında yer almasa da yalnızca yasa dışı iccedileriğin değil internet sitesinin bir buumltuumln olarak
engellenmesine yol accedilmıştır İlaveten engelleme başvurucu succedil teşkil eden dolayısıyla hukuka aykırı
olan iccedileriği kaldırdıktan sonra bile korunmuştur
Mahkeme Bilgilendirme Kanunursquonun 10(6) boumlluumlmuuml kapsamındaki proseduumlruumln
uygulanmasından kaynaklanan muumldahalenin aşırı ve keyfi sonuccedillar doğurduğu sonucuna varmıştır
Son olarak Almanyadan gelen bir ccedilevrimiccedili oumlzguumlrluumlk aktivisti olan Bay Engelsrsquoin davasında
yapılan muumldahale Bilgilendirme Kanunursquonun 151 maddesine oumlzellikle de internet sitelerinin ldquobelirli
internet iccedileriğini Rusyada yayılması yasaklanması gereken bilgiler olarak tanımlayan yargı kararınardquo
dayanarak engellenmesine cevaz veren 5 alt boumlluumlmuumln ikinci boumlluumlmuumlne dayanmaktaydı
Mahkeme ilgili huumlkmuumln engellenmeye accedilık iccedilerik kategorilerini listelememesinden oumltuumlruuml aşırı
derecede belirsiz ve aşırı kapsamlı olduğunu ve Soumlzleşmenin oumlngoumlruumllebilirlik şartını karşılamadığını
139
tespit etmiştir Oumlzellikle Engels gibi internet sitesi sahipleri hangi iccedileriğin yasaklanabileceğini ve bir
internet sitesi engellenmesine yol accedilabileceğini bilemedikleri iccedilin bu kişilerin davranışlarını uygun
şekilde duumlzenlemeleri muumlmkuumln olmamıştır
Nitekim Bay Engelsin olayı huumlkmuumln nasıl keyfi etkiler yaratabileceğini goumlstermiştir
mahkeme filtre atlama araccedillarının ve bu tuumlr diğer yazılımların ya da bunlar hakkında bilgi sağlamanın
yasa dışı olduğunu tespit etmemiş olmasına rağmen Bay Engelsrsquoin internet sitesi engellenmiştir
Mahkeme başvurucunun internet sayfasında aşırılık yanlısı bir konuşma veya başka yasaklanmış iccedilerik
bulmamış ancak teknolojinin başka yerlerde aşırılık yanlısı iccedileriğe erişmek iccedilin kullanılabileceği
olasılığına atıfta bulunmuştur
Mahkeme tesaduumlfen aşırılık yanlısı materyallere erişime yardımcı olabileceği iccedilin ccedilevrimiccedili
bilgiye erişim teknolojisi hakkındaki bilgileri gizlemenin bu tuumlr materyalleri ccediloğaltmak iccedilin
kullanılabilecekleri gerekccedilesiyle yazıcılara ve fotokopi makinelerine erişimi kısıtlamaya ccedilalışmaktan
farklı olmadığını tespit etmiştir Dar bir şekilde tanımlanmış ve spesifik bir yasal dayanağın
yokluğunda Mahkeme bu tuumlr kapsamlı bir tedbirin keyfi olduğuna huumlkmetmiştir
Kanundaki guumlvenceler
Mahkemenin başvurucuların davalarında 10 maddenin ihlal edildiğine dair bulgusu keyfi
muumldahaleye karşı guumlvencelerin olmamasına da dayanmaktadır
Tuumlm olaylarda engelleme tedbirine ilişkin oumlnceden bildirimde bulunulmamış ve Bilgilendirme
Kanunu internet sitesi sahiplerinin engellenme yargılamalarına herhangi bir şekilde katılmasını
gerektirmemiştir Kharitonov ve OOO Flavus ve Diğerlerinde engelleyici tedbirler ilgili tarafların
dinlenebileceği bir alan sağlayan bir mahkeme veya başka bir bağımsız yargılama organı tarafından
uygulanmamıştır
Engelleme tedbiri ayrıca şeffaflıktan yoksundur Engelleme kararlarını ve engellenen internet
sitelerini kontrol etmek iccedilin duumlzenleyicinin internet sitesine başvurmak muumlmkuumln olsa da boumlyle bir
oumlnlemin nedenlerine veya nasıl itiraz edileceğine ilişkin bilgilere erişim sağlanmamıştır
Engelleme tedbirini incelemeye youmlnelik yargılamalarda mahkemeler yalnızca duumlzenleyicinin
yasaya uyup uymadığını incelemiştir Ancak tedbirin etkisine ilişkin Soumlzleşmeye uygun bir
değerlendirme yapmamışlardır
Kanun ilgili taraflara yasa dışı iccedileriği kaldırma veya yargı denetimi başvurusunda bulunma
fırsatı vermeden yetkililerin engelleme tedbirlerinin uygulanmasından oumlnce bir etki değerlendirmesi
yapmasını veya derhal uygulanmalarının acilliğini gerekccedilelendirmesini gerektirmemiştir
Mahkeme başvurucuların şikayetlerini değerlendiren hakimlerin oumlzellikle internet sitelerinin
140
tuumlmuumlnuumln erişime engellenmesine youmlnuumlndeki gerekliliği değerlendirerek eldeki ccedileşitli menfaatleri
tartmaya ccedilalıştıklarına dair hiccedilbir belirti bulamamıştır
Soumlzleşmeye uygun bir goumlzden geccedilirme diğer unsurların yanı sıra bu tuumlr bir engelleme
tedbirinin buumlyuumlk miktarlarda bilgiyi erişilemez hale getirerek internet kullanıcılarının haklarını buumlyuumlk
oumllccediluumlde kısıtladığı ve oumlnemli bir yan etkiye sahip olduğu gerccedileğini dikkate almış olmalıdır
Mahkeme oumlzellikle doumlrt davanın hiccedilbirinde mahkemelerin Yuumlksek Mahkeme Genel
Kurulunun 27 Haziran 2013 tarih ve 21 sayılı kararında belirlenen mahkemeler tarafından Soumlzleşmenin
yorumlanmasında dikkate alınması gereken kriterleri uygulamadığını not etmiştir
Mahkeme ayrıca Bulgakov ve Engels davalarında yerel bir internet servis sağlayıcının davalı
olarak belirlenmesinin bu tuumlr yargılamalara muhalif bir karakter vermek iccedilin yetersiz olduğunu
kaydetmiştir
Madde 10 ile bağlantılı olarak Madde 13
Mahkeme başvurucuların olaylarında mahkemelerden hiccedilbirinin başvurucuların haklarının
ihlaline ilişkin tartışmalı şikayetlerin esasına ilişkin inceleme yapmadığını tespit etmiştir
Kharitonov davasında engelleme kararının başvurucunun internet sitesindeki etkilerinin
hukuka uygunluğunu veya orantılılığını incelenmemiştir OOO Flavus ve Diğerleri davasında ise
yetkililerin internet sayfalarının belirtilmesine ve engelleme tedbirlerinin gerekliliğinin ve
orantılılığının veya bunların aşırı kapsamının incelenmesine youmlnelik yasal gerekliliğe uymamış
olduklarına bakılmamıştır
Bulgakov davasında yuumlksek mahkeme bir internet sayfası ile bir internet sitesi arasındaki
hukuki ayrımı ele almamış veya engelleme tedbirinin gerekliliği ve orantılılığını ve uygulanmasında
seccedililen youmlntemin aşırı etkilerini incelememiştir Engels davasında yuumlksek mahkeme belirli teknolojiler
hakkındaki bilgilerin oumlzguumll doğası ile ilgilenmemiş veya engelleme tedbirinin gerekliliği ve
orantılılığını incelememiştir
Başvurucuların yararlanabileceği hukuk yollarının hiccedilbiri bu koşullar altında etkili olmamıştır
ve davaların tuumlmuumlnde 10 madde ile bağlantılı olarak 13 madde ihlal edilmiştir
141
Başvuru Adı Moustahi v Fransa
Başvuru No 934714
Başvuru Tarihi 20 Ocak 2014
Karar Tarihi 25 Haziran 2020
Karar Link httphudocechrcoeintengi=001-203163
Konu Comorosrsquotan Fransız boumllgesi olan Mayottersquoa yasa dışı yolla
geccedilen iki ccedilocuk ve bir babanın idari goumlzetime alınarak hızlı bir şekilde geri goumlnderilmesinin
Soumlzleşmersquonin 3 5 8 ve 13maddeleri ile Ek Protokol 4rsquouumln 4 maddesini ihlal ettiği
Olaylar Uumlccedil başvurucu Mohamed Moustahi ve onun ccedilocukları Nadjima
Moustahi ve Nofili Moustahi 1982 2008 ve 2010 doğumludur Başvurucular Afrikarsquonın
doğusundaki Fransız boumllgesi olan Mayottersquota yaşamaktadır Mohamed Moustahi 1994
yılından beri Mayottersquota yaşamaktadır ancak Mohamedrsquoin eşi (ldquoannerdquo) Mayottersquota kaccedilak
yaşayan bir Comoros vatandaşıdır Anne kaccedilak yaşadığı iccedilin 2011 yılında Comorosrsquoa geri
goumlnderilmiştir Comorosrsquoa goumlnderilen anne ccedilocuklarını anneanne ve dedesine emanet edip
eşinin yanına Mayottersquoa geri doumlnmuumlştuumlr 13 Kasım 2013 guumlnuuml ccedilocuklar (Nadjima Moustahi
ve Nofili Moustahi) Mayottersquoa giden bir botta 17 kişiyle birlikte Fransız yetkililer tarafından
yakalanmıştır 14 Kasım 2013 sabah saat 9rsquoda botta yakalanan kişilerin oumlnce sahilde kimlik
kontroluuml yapılmış sonrasında ise hastanede sağlık kontrolleri yapılmıştır Yine aynı guumln geri
goumlnderme işlemlere başlatılmıştır Ccedilocuklar geri goumlnderme işleminden oumlnce yaklaşık 1 saat 45
dakika MA isimli goumlccedilmenin goumlzetimine verilerek jandarma merkezinde tutulmuştur Fakat
ccedilocukların jandarma merkezinde tutulmuş olduklarına dair herhangi bir kayıt sisteme
girilmemiştir Bu esnada Mohamed Moustahi jandarma merkeziyle iletişim kurmuş fakat
ccedilocuklarıyla konuşmasına izin verilmemiştir Aynı guumln Mohamed Moustahi Mayotte İdare
Mahkemesirsquone ccedilocukları iccedilin başvuruda bulunmuş ancak ccedilocuklar yine aynı guumln Comorosrsquoa
geri goumlnderilmiştir 18 Kasım 2103 tarihinde İdare Mahkemesi Mohamed Moustahirsquonin
yapmış olduğu başvuruyu reddetmiştir 3 Aralık 2013rsquote Fransız Danıştayrsquoına yapılan temyiz
başvurusu da reddedilmiştir Mohamed Moustahi 2014 yılında ailesini tekrar birleştirmek
adına ccedilocukları iccedilin vize başvurusu yapmış ve başvurusu kabul edilmiştir O doumlnemden beri
tuumlm aile birlikte yaşamaktadır
142
İhlal İddiaları Nadjima Moustahi ve Nofili Moustahi hukuksuz şekilde
tutuldukları iccedilin kişi oumlzguumlrluumlğuuml ve guumlvenliği haklarının ihlal edildiğini tutulduktan sonra
mahkeme oumlnuumlne ccedilıkarılmadıkları iccedilin kişi oumlzguumlrluumlğuuml ve guumlvenliği haklarının ihlal edildiğini
hukuksuz şekilde tanımadıkları bir goumlccedilmene emanet edilerek tutulduklarını geri goumlnderme
sırasında ccedilocuk olmalarına rağmen herhangi bir oumlzel tedbirin alınmadığı sebebiyle insanlık dışı
ve aşağılayıcı muamele yasağının ihlal edildiğini ileri suumlrmuumlştuumlr
Mohamed Moustahi ise ccedilocuklarına yapılanlardan dolayı bir baba olarak korku endişe
ve ccedilaresizlik hissettiğini ve bu sebeple insanlık dışı ve aşağılayıcı muamele yasağının ihlal
edildiğini ileri suumlrmuumlştuumlr
Ayrıca tuumlm başvurucular yaşananlardan dolayı oumlzel ve aile yaşamına saygı haklarının
ihlal edildiğini iddia etmiştir
Karar
Madde 3
Mahkeme ccedilocuk olan başvurucuların ( Nadjima Moustahi ve Nofili Moustahi )
yetkililer tarafından herhangi bir bağları olamayan MArsquonın goumlzetimine verilmesi tuumlm goumlzaltı
suumlresince ccedilocukların yararının değil en hızlı şekilde geri goumlndermenin oumlncelendiği ccedilocukların
goumlzaltında tutulan yetişkinlerden farklı bir muamele goumlrmediğini belirtmiş ve sebeplerden
dolayı başvurucu ccedilocuklar accedilısından insanlık dışı ve aşağılayıcı muamele yasağının ihlal
edildiğine karar vermiştir
Mahkeme ilk başvurucunun ( Mohamed Mooustahi ) yaşadığı uumlzuumlntuuml ve endişeyi
anlamakla birlikte ccedilocukların kısa suumlre tutulması yasadışı yollarla gelmiş oldukları uumllkeden
yasal yollarla goumlnderilmiş olmaları ve gittikleri yer olan Comorosrsquota anneleri tarafından
karşılanacak olmaları sebebiyle ilk başvuran accedilısından insanlık dışı ve aşağılayıcı muamele
yasağının ihlal edilmediğine karar vermiştir
Madde 51
Mahkeme ccedilocuk olan başvurucuların herhangi bir akraba ile birlikte tutulmadıklarına
aksine kanunda yasak olmasına rağmen bir bağları bulunmayan kişiye emanet edildiklerine
143
vurgu yapmış ve bu durumun başvurucular accedilısından kişi oumlzguumlrluumlğuuml ve guumlvenliği hakkını ihlal
ettiğine karar vermiştir
Madde 54
Mahkeme ccedilocuk olan başvurucuların yasal temsilcisi olamayacak birinin goumlzetimine
verildiği iccedilin yasal haklarını kullanamadıklarını ve mahkemeye başvuramadıklarını belirterek
bu sebeple tutulan kişinin kişi oumlzguumlrluumlğuuml ve guumlvenliği hakkı kapsamındaki hakim oumlnuumlne
ccedilıkarılma hakkının ihlal edilmiş olduğuna karar vermiştir
Madde 8
Mahkeme ccedilocukların hukuksuz ve ailelerinden ayrı şekilde goumlzaltında tutulmasının
dahi oumlzel ve aile yaşamına saygı hakkının ihlal edilmiş olması iccedilin yeterli olduğunu belirtmiştir
Mahkeme yetkililerin ccedilocukları hukuksuz şekilde tutmanın yanı sıra herhangi bağı olmayan
bir kişiye emanet etmiş olmasının ve ccedilocukların yararı goumlzetilmeden bir an oumlnce geri
goumlndermeye ccedilalışılmasının oumlzel ve aile yaşamına saygı hakkını ihlal ettiğine karar vermiştir
4 Ek Protokol 4 Madde
Mahkeme olay esnasında uumlccedil ve beş yaşlarında olan ccedilocukların akraba olan bir yetişkin
eşlik etmeden uumllkeden geri goumlnderilmesinin geri goumlnderme yasağını ihlal ettiğine karar
vermiştir
Madde 13
Mahkeme ivedi başvuru usullerinin teorik olarak var olduğunu ve bu usullerde gerekli
goumlruumllduumlğuuml takdirde geri goumlndermenin durdurulacağının duumlzenlenmiş olduğunu belirtmiştir
Ancak olayda yaşananlar ccedilok kısa suumlrede gerccedilekleştiği iccedilin ivedi başvuru usulleri
uygulanamamıştır Bu sebeple mahkeme etkili başvuru hakkının oumlzel ve aile yaşamına saygı
hakkı ve geri goumlnderme yasağı bağlamında ihlal edilmiş olduğuna karar vermiştir
Mahkeme insanlık dışı ve aşağılayıcı muamele yasağı accedilısından olayda etkili bir
başvuru yolu olmadığına dair herhangi bir kanıt olmadığına karar vermiştir
Madde 41
Mahkeme Mohamed Moustahirsquoye 2500 euro Nadjima Moustahirsquoye 10000 euro ve
Nofili Moustahirsquoye de 10000 euro manevi tazminat verilmesine karar vermiştir
144
Başvuru Adı CimbersekSlovenya
Başvuru No 5851216
Başvuru Tarihi 29072015
Karar Tarihi 30 Haziran 2020
Karar Linki CimbersekSlovenya
Konu
Başvurucunun yerel mahkemede bilirkişi olma başvurusunun reddedilmesiyle ilgili
davada başvurucunun tanık beyanları sunmak amacıyla yaptığı soumlzluuml duruşma talebinin accedilık
nedenlerle gerekccedilelendirilmeksizin reddedilmesinin adil yargılanma hakkını ihlal ettiği blog
ve e-posta yorumlarının başvurucunun bilirkişilik başvurusunun reddedilmesine dayanak
goumlsterilmesinin Soumlzleşmersquonin 10 maddesini ihlal ettiği
Olaylar
Başvurucu Jernej Cimperšek 1960 doğumlu ve Ptujda (Slovenya) yaşayan bir
Slovenya vatandaşıdır
İnşaat alanında yuumlksek lisans derecesine sahip olan başvurucu 2013 yılında doğal
afetler ile diğer afetlerin etkilerinin değerlendirilmesi iccedilin mahkeme bilirkişisi unvanına
başvurmuştur
2014 yılında sınavı geccedilip goumlreve başlamayı beklediği suumlreccedilte Adalet Bakanı Mahkeme
Kanunu uyarınca bilirkişi olmak iccedilin gerekli kişisel niteliklere sahip olmadığı iccedilin başvurusunu
reddetmiştir Bakan başvurucunun sosyal ve siyasi konularla ilgili bloğunda bulunan yazıları
ve yemin toumlrenindeki gecikmelerle ilgili diğer adaylara goumlnderilen e-postaların saldırgan ve bir
mahkeme bilirkişisinin ccedilalışmasıyla uyumsuz olduğunu tespit etmiştir
Bay Cimperšek ifade oumlzguumlrluumlğuumlnuuml ihlal ettiğini iddia ederek bu karara karşı dava
accedilmıştır Ayrıca kişisel niteliklerinin değerlendirilmesinin e-postaları ve bloguyla sınırlı
kalmaması gerektiğini savunarak mahkemeden ahlaki karakteri ve sadece arkadaşları
tarafından okunan blog hakkında tanık dinlemesini talep etmiştir
145
İdare Mahkemesi 2015 yılında Bakanın mahkeme bilirkişisi olmaya uygunluğuna
ilişkin Bakanlık kararını onaylayarak başvurucunun talebini reddetmiştir Başvurucunun
temyiz başvurusu ve bireysel başvurusu da reddedilmiştir
İhlal İddiaları
Bay Cimperšek Soumlzleşmersquonin 6 sect 1 maddesine (adil yargılanma hakkı) dayanarak
davasında soumlzluuml duruşma yapılmamasından şikayetccedili olmuştur Soumlzleşmersquonin 10 maddesi
(ifade oumlzguumlrluumlğuuml) kapsamında bloğunda eleştirel bir goumlruumlş ifade ettiği ve Bakanlığın
ccedilalışmaları hakkında şikayette bulunduğu iccedilin cezalandırıldığını iddia etmiştir
Karar
6Madde
Mahkeme Soumlzleşmenin 6 maddesinin Bay Cimperšekrsquoin şikayetine uygulanabilir
olduğunu ve dolayısıyla kabul edilebilir olduğunu tespit etmiştir Slovenyarsquonın hukuk
sisteminde mahkemede bilirkişi unvanını alma hakkı gibi bir hak bulunmamakla birlikte
Cimperšek bu goumlrev iccedilin yaptığı başvurunun incelenmesi iccedilin yasal bir usule tabi olma hakkına
ve yargı oumlnuumlnde Bakanlığın kararına itiraz etme hakkına sahiptir Dahası unvanı almış olsaydı
uumlcretli bir kamu goumlrevini yerine getirebilecekti
Mahkeme esasa ilişkin olarak ilk derece mahkemesi olan idare mahkemesinin soumlz
konusu olayları ve hukuku değerlendirme yetkisine sahip tek mercii olduğuna karar vermiştir
Ancak Mahkeme atıfta bulunulan tek delilin Bakanlığırsquonın kararı olduğuna ve başvurucunun
duruşma talebinin reddedildiğine dikkat ccedilekmiştir
Bu talep başvurucunun tanıkların ifadeleri aracılığıyla bir mahkeme bilirkişisi olmak
iccedilin gerekli nitelikleri taşıdığına dair olgusal bilgiler sunmak istemesi nedeniyle yapılmıştır
Ayrıca blogda yazdığı yazı ile mahkeme bilirkişisi olarak yaptığı işin kalitesi arasındaki
nedensel bağlantıya da itiraz etmiştir Mahkemersquoye goumlre idare mahkemesinin oumlnuumlndeki bu
sorunlar yargılamanın sonucuyla ve tarafların tartıştığı olaylarla ilgilidir
İdare mahkemesinin başvurucunun talebini reddetmesi İdari Anlaşmazlıklar Yasasına
dayanmaktadır Bununla birlikte mahkeme başvurucunun oumlne suumlrmek istediği hangi delil veya
olguları dikkate aldığını ve bunların neden ilgisiz bulduğunu belirtmemiştir Mahkemersquonin
146
idare mahkemesinin talebi reddetme gerekccedilelerinin davanın olgusal geccedilmişine goumlre nasıl
yorumlandığını tespit etmesi bu nedenle zor olmuştur
Mahkeme idare mahkemesinin yargılamasında soumlzluuml duruşma yapılmaması nedeniyle
6 maddenin 1 fıkrasının ihlal edildiği sonucuna varmıştır
10 Madde
Mahkeme başvurucunun Soumlzleşmenin bu maddesi ile korunan haklarına muumldahale
edildiğine karar vermiştir Başvurucunun talebinin bakan tarafından reddinden oumlnce
başvurucunun bir mahkeme bilirkişisi olmak iccedilin girdiği incelemede başarılı olması ve yemine
davet edilmiş olmasına rağmen bakanın kararında blog ve e-postalara değinilmesinin soumlz
konusu kararın esas olarak ifade oumlzguumlrluumlğuumlnuumln kullanılmasıyla ilgili olduğunu ve kamu
hizmetlerine erişimle ilgili olmadığını goumlsterdiğini belirtmiştir
Mahkeme muumldahaleye ilişkin Soumlzleşmeye uygun herhangi bir gerekccedile olup olmadığını
incelerken Bakanın herhangi bir blog yazısına veya e-posta pasajına atıfta bulunmadığını veya
saldırgan olduğunu duumlşuumlnduumlğuuml yazılarda başvurucunun kullandığı dili oumlzel olarak
belirtmediğini kaydetmiştir
Mahkemersquoye goumlre başvurucunun bilirkişi olması oumlnuumlnde herhangi bir engel olmadığına
oumlnceden karar verilmiş olması goumlz oumlnuumlne alındığında Bakanrsquoın bu tuumlr bir gerekccedilesinin de
bulunmaması oumlzellikle dikkate değerdir Bakan ayrıca başvurunun reddedilmesinin ifade
oumlzguumlrluumlğuuml hakkını sınırlamadığını duumlşuumlnmuumlştuumlr
Mahkeme idare mahkemesinin de başvurucunun ifade oumlzguumlrluumlğuuml hakkında sessiz
kaldığını ve bu konudaki iddialarına değinmediğini belirtmiştir Bakanın kararıyla iddia edilen
kamu menfaatine karşı bu hak hiccedilbir şekilde dengelenmemiştir ve bu nedenle soumlz konusu
muumldahaleye ilişkin etkili ve yeterli bir adli inceleme yapılmamıştır
Mahkeme Huumlkuumlmetrsquoin Bakanrsquoın kararının ahlaki değerleri ve mahkeme bilirkişilerinin
itibarını guumlvence altına almak iccedilin gerekli olduğuna dair iddiasını da reddetmiştir Buna goumlre
Bakanrsquoın kararında veya idare mahkemesinin kararında başvurucunun ifade oumlzguumlrluumlğuumlnuuml
kullanmasının saldırganlığı ve bu tutumun bilirkişinin ccedilalışmasına aykırı olduğuna dair
ayrıntılı bir neden bulunmamıştır
147
Mahkemersquoye goumlre ne Bakan ne de idare mahkemesi soumlz konusu ccedilatışan menfaatler
arasında adil bir dengenin kurulup kurulmadığına dair bir değerlendirme yapmıştır Bu nedenle
Mahkemenin yerel makamların bu tuumlr ccedilıkarların dengelenmesine ilişkin iccediltihadı da
kullanılamamıştır
Sonuccedil olarak Mahkeme başvurucunun ifade oumlzguumlrluumlğuumlne youmlnelik muumldahalenin
demokratik bir toplumda gerekli olmadığına ve 10 maddenin ihlal edildiğine karar vermiştir
Adil tazmin (Madde 41)
Mahkeme Slovenyanın başvurucuya manevi tazminat olarak 15600 Euro (EUR) ve
masraf ve giderler iccedilin 2812 Euro oumldemesine karar vermiştir
148
Başvuru Adı NT v Rusya
Başvuru No 1472711
Başvuru Tarihi 09022011
Karar Tarihi 2 Haziran 2020
Karar Linki httphudocechrcoeintengi=001-202633
Olaylar N T ( ldquoBaşvurucurdquo ) oumlmuumlr boyu hapis cezasına ccedilarptırılmış
bir Rusya vatandaşıdır Başvuran hapis cezasına Aralık 2010 tarihinde ldquoIK 56rdquo numaralı oumlzel
guumlvenlik rejimine tabi olan bir cezaevinde başlamıştır Başvuran cezasını ccedilekmeye başlar
başlamaz Rusyarsquoda 10 yıl uumlzeri hapis cezası alan herkes gibi katı bir cezaevi rejimine tabi
tutulmuştur Bu sıkı rejim ldquoIK6rdquo numaralı cezaevine geccedilene kadar ki 7 yıl boyunca devam
etmiştir Bu suumlre boyunca ya tek başına ya da başka bir mahkumla huumlcrede kalmıştır Cezaevine
ilk girdiği guumlnden Aralık 2015rsquoe kadar huumlcresinden her dışarı ccedilıktığında bileğine kelepccedile
takılmıştır Cezaevinin kanalizasyon sistemi olmadığı iccedilin 30 litrelik lavabo kovalarını
mahkumlar taşımaktadır Bu kovaları taşırken dahi başvurucunun kelepccedilesi ccedilıkarılmamıştır
Başvuran Mart 2018rsquode ldquoIK6rdquo numaralı cezaevine geccedilmiştir Ancak orada da gardiyanlar
yeniden kelepccedile takma uygulamasına başlamışlardır Ayrıca başvurucunun IK6rsquodaki huumlcre
arkadaşları cezaevi kaccedilakları rehine kaccedilırmış kişiler ve kendine zarar verenler gibi tehlikeli
mahkumlardan oluşmaktadır
İhlal İddiaları Başvuran bahse konu olan cezaevi rejiminden dolayı insanlık
dışı ve aşğılayıcı muamele yasağının ihlal edildiğini iddia etmiştir
Karar
Madde 3
Mahkeme başvurucunun oumlmuumlr boyu hapis cezasından dolayı diğer mahkumlardan
ayrılıp guumlnuumln 22 buccediluk saatini tek başına ya da iki kişilik huumlcrede herhangi bir aktivite
yapmadan kendini geliştirmek iccedilin herhangi bir eğitim almadan geccedilirmesinin ve huumlcreden
dışarı her ccedilıktığında kendisine kelepccedile takılmış olmasının insan onurunu zedelediğini
belirtmiştir Mahkeme başvurucuya uygulanan kısıtlamaların muumlebbet hapis cezasının
149
doğasında olan ıstıraptan daha ağır bir acıya yol accediltığını ifade etmiş insanlık dışı ve aşağılayıcı
muamele yasağının ihlal edildiğine karar vermiştir
Madde 46
Mahkeme yaşanan ihlalin yapısal bir sorun olduğunu ve iccedil hukuktaki Ceza İnfaz
Kanunursquondan kaynaklandığını belirtmiştir İnfaz Kanunursquona goumlre muumlebbet hapis cezası alan
her kişiye bireysel değerlendirme yapılmaksızın olaydaki kısıtlamalar uygulanmaktadır
Mahkeme İnfaz Kanunursquonun soumlzleşmeye uygun şekilde değiştirilmesi gerektiğini belirtmiştir
Madde 41
Mahkeme başvurucuya 3000 euro manevi tazminat ve 1000 euro masraf ve gider
uumlcreti oumldenmesine karar vermiştir
150
Başvuru Adı Omorefe v İspanya
Başvuru No 6933916
Başvuru Tarihi 16112016
Karar Tarihi 23 Haziran 2020
Karar Linki httphudocechrcoeintengi=001-203179
Konu Ccedilocuğunu bakılması iccedilin bıraktığı bakım merkezinin
başvurucunun ccedilocukla yeterli kişisel ilişki kurmadığı gerekccedilesiyle ccedilocuğu oumlnce koruyucu
aileye vermesi sonra da evlat edindirmesinin Soumlzleşmersquonin 8 maddesini ihlal ettiği
Olaylar Başvurucu 1976 doğumlu bir Nijerya vatandaşıdır
Pamplonaİspanyarsquoda yaşamaktadır Dava konusu olay yaşandığı sırada İspanyarsquoda kaccedilak
şekilde ikamet etmektedir Başvuran ekonomik ve sosyal koşulları yeterli olmadığı iccedilin iki
aylık olan ccedilocuğunun bakım merkezi tarafından bakılmasını talep etmiş ve ccedilocuğu yetkililer
tarafından koruyucu bakım merkezine alınmıştır Daha sonrasında ccedilocuk yetkililer tarafından
bakım merkezinden alınıp koruyucu aileye verilmek iccedilin kabul merkezine alınmıştır Mart
2009rsquoda kabul merkezindeki değerlendirme kurulu başvurucunun her ziyarete gelmediğini ve
ccedilocukla istikrarsız bir ilişkisinin olduğunu ve ccedilocuğun koruyucu aileye verilmesini gerektiğini
belirtmiştir Başvuran ccedilocuğunun koruyucu aileye verilmesine karşı değildir ama koruyucu
aileye verilse dahi ccedilocuğuyla iletişiminin kopmamasını istemektedir Mayıs 2009rsquoda Ccedilocuk ve
Aile Genel Direktoumlrluumlğuuml ziyaretlere duumlzguumln gelmediği ve ccedilocukla sağlıklı bir duygusal bağ
kuramadığı gerekccedileleriyle başvurucunun ccedilocuğuyla olan ilişkisini kesmiştir ve ccedilocuğu
koruyucu ailenin yanına vermiştir Haziran 2009rsquoda başvuran bu karara karşı itirazda
bulunmuş fakat itirazı reddedilmiştir Daha sonrasında başvuran Navarra İl Mahkemesirsquone
başvurmuş ve mahkeme ccedilocukla ilgili verilecek kararın biyolojik annenin izni olmadan
alınamayacağını belirterek itirazı kabul etmiş ve başvuran ile ccedilocuğunun ayda bir saat
yetkililerin kontroluumlnde goumlruumlşebileceğine karar vermiştir Bunun uumlzerine yetkililer mahkeme
kararına karşı temyiz yoluna başvurmuştur
Bu esnada yetkiler tarafından duumlzenlenen rapora goumlre yargılama suumlrecindeki geccedilen 5
sene boyunca ccedilocuk koruyucu aileyle kalmış ve bu suumlreccedilte tatmin edici derecede olumlu
gelişme goumlstermiştir Ayrıca yetkilerin ilk derece mahkemesinin kararına karşı yapmış
151
oldukları temyiz başvurusu kabul edilmiş ve Boumllge Mahkemesi ccedilocuğun yararı olan
durumlarda biyolojik ailenin izni bulunmasa dahi kuumlccediluumlğuumln koruyucu aileye verilebileceğini
belirtmiştir Boumllge Mahkemesi kararına karşı başvurucu Anayasa Mahkemesirsquone başvurmuş
fakat başvurusu kabul edilemez bulunmuştur
İhlal İddiaları Başvurucu ccedilocuğuyla iletişimin idare tarafından korunmaması
sebebiyle oumlzel ve aile yaşamına saygı hakkının ihlal edildiğini iddia etmiştir
Karar
Madde 8
Mahkeme başvurucunun ccedilocuğunun koruyucu aile yanına verilmiş olmasının oumlzel ve
aile yaşamına saygı hakkına youmlnelik yasal dayanağı ve meşru amacı olan bir muumldahale
olduğunu belirtmiştir Mahkeme ccedilocuğun vesayet altına alınmasının annesi tarafından talep
edilmiş olduğu iccedilin anlaşılabilir olduğunu belirtmiştir Oumlte yandan vesayet altındaki
ccedilocuğunun biyolojik ailesiyle kurulacak ilişkinin ciddi şekilde irdelenerek duumlzenlenmesi
gerektiğini ve buna uygun olan gerekli oumlnlemlerin ccedilocuğun yaşı ve yararı goumlz oumlnuumlnde tutularak
alınması gerektiğini belirtmiştir Mahkeme başvurucunun ccedilocuğunun evlat edinilmesine
kadarki tuumlm suumlreci dikkate almış evlat edinme gibi ciddi bir proseduumlruumln biyolojik aileyle
iletişim kurma gibi yeterli guumlvenceleri sağlamadan yapıldığına evlat edinmeden daha hafif
tedbirlerin de alınabileceğine dikkat ccedilekmiştir Ayrıca Mahkeme zaten kişisel ve ailevi
zorluklar yaşamakta olduğu iccedilin ccedilocuğunu kuruma teslim eden annenin goumlruumlşleri dikkate
alınmadan evlat edindirme usuluumlnuumln uygulandığını belirtmiştir Bu gerekccedilelerle Mahkeme
başvurucunun oumlzel ve aile yaşamına saygı hakkının ihlal edildiğine karar vermiştir
Madde 46
Mahkeme vermiş olduğunu kararın ışığında ccedilocuğun yararı goumlzetilerek anne ve ccedilocuk
arasında iletişimin kurulması iccedilin yerel yetkililere ccedilağrıda bulunmuştur Son olarak Mahkeme
benzer durumdaki olaylarda ccedilocuğun yetkililer tarafından koruyucu aileye verilme suumlrecinde
biyolojik aile ile ccedilocuğun iletişiminin oumlzel ve aile yaşamına saygı hakkını ihlal etmeyecek
şekilde duumlzenlenmesi gerektiğini belirtmiştir
Madde 41 Başvuran herhangi bir tazminat talebinde bulunmadığı iccedilin tazminata
huumlkmedilmemiştir
152
Başvuru Adı SMHırvatistan (Buumlyuumlk Daire)
Başvuru No 6056114
Başvuru Tarihi 27 Ağustos 2014
Karar Tarihi 25 Haziran 2020
Karar Linki httphudocechrcoeintengi=001-203503
Konu Hırvatistan vatandaşı bir kadının insan ticareti ve zorla fuhuş
şikayeti sonucu Soumlzleşme madde 4rsquouumln (koumllelik ve zorla ccedilalıştırma yasağı) ihlali
Olaylar Başvurucu SM 1990 doğumlu ve Zrsquode yaşayan bir Hırvatistan
vatandaşıdır
Başvurucu Eyluumll 2012rsquode TM adlı erkeğin kendisini 2011rsquoin ortalarından itibaren
birkaccedil ay fuhşa zorladığına ilişkin succedil duyurusunda bulunmuştur İddialarına goumlre polis
memuru olan TM kendisiyle oumlnce ailesinin arkadaşı olarak Facebook aracılığıyla iletişime
geccedilmiş ve SMrsquoye iş bulmasında yardımcı olacağına dair soumlz vermiştir Bununla birlikte ilk
buluşmalarında başvurucuyu para karşılığı cinsel ilişkide bulunması iccedilin birinin evine
goumltuumlrmuumlş ve bunun yalnızca iş buluncaya kadar olacağını soumlylemiştir Bu durum TMrsquonin
onlara yaşamak iccedilin apartman dairesi ayarlaması ya da SMrsquoyi onlarla buluşmaya zorlaması ile
duumlzenli muumlşterilerinin olmasına sebep olmuştur SM TMrsquonin kontroluuml altında olduğunu bu
hizmet karşılığında kazandığı paranın yarısına TM tarafından el konulduğunu ve eğer
isteklerine uymazsa tehdit edildiğini ve cezalandırıldığını iddia etmiştir SM arkadaşına
telefon etmiş ve arkadaşının erkek arkadaşı SMrsquoye kaccedilmasında yardım etmiştir Sonrasında
SM sonraki altı ay boyunca arkadaşı ve arkadaşının annesiyle kalmıştır TMrsquonin Facebook
uumlzerinden tehdit mesajları atmaya başlaması uumlzerine polise başvurmaya karar vermiştir
Polisin hazırlık soruşturmasında TMrsquonin daha oumlnce zorla fuhuş yaptırma ve tecavuumlzden
succedillu olduğu saptanmıştır TMrsquonin muumllkleri ve arabası aranmış kondomlar iki otomatik tuumlfek
bir el bombası ve birkaccedil cep telefonu bulunmuştur
2012 sonunda TM aleyhine dava accedilılmış başvurucuya resmi olarak insan ticareti
mağduru sıfatı verilmiştir
153
Soruşturma sonrasında TM 2013rsquote mahkemeye ccedilıkarılmıştır Bununla birlikte
başvurucuyu fuhşa zorlama succedilundan beraat etmiştir Mahkeme başvurucunun beyanını
kaccedilmasına yardım eden arkadaşının ileri suumlrduumlğuuml deliller ile ccedilelişmesi sebebiyle tutarsız ve
guumlvenilmez bulmuştur Bu sebeple mahkeme succedil iccedilin yeterli delil sağlanamadığına ve
başvurucunun cinsel hizmetleri goumlnuumllluuml olarak sağladığına karar vermiştir
Yapılan savcılık itirazı Ocak 2014rsquote reddedilmiş yine aynı yılın Haziran ayında
başvurucunun Anayasa Mahkemesirsquone bireysel başvurusu da kabul edilemez bulunmuştur
İhlal İddiaları Başvurucu Soumlzleşme madde 4 (koumllelik yasağı zorla ccedilalıştırma
yasağı) kapsamında iddialar hakkında yuumlruumltuumllen soruşturmanın yetersiz olduğunu ileri
suumlrmuumlştuumlr
Karar Oumlncelikle Mahkeme başvurucunun davası aracılığıyla cinsel
soumlmuumlruuml (fuhuş) amacıyla insan ticareti hakkındaki iccediltihadının daha iyi anlaşılmasını sağlama
fırsatını elde etmiştir
Mahkeme insan ticaretinin Soumlzleşme madde 4 kapsamında olduğunu vurgulamıştır
Bununla birlikte Mahkeme bu maddede ticaret kavramının veya koumllelik kulluk ya da zorla
ccedilalıştırma kavramlarının tanımlanmadığını belirtmiştir
Bu sebeple Mahkeme bu kavramları oumlncelikle uluslararası hukukun rehberliğinde ele
alacaktır Uluslararası hukuk ticaret succedilunu tanımlarken oumlzellikle uumlccedil unsuru birlikte arar fiil
(işe alma ulaştırma aktarma barındırma ya da kişilerin seccedilimialımı vb) araccedillar (tehdit veya
guumlccedil kullanımına başvurma ya da diğer cebir yolları kaccedilırma hile yanıltma kırılgan durumdan
istifade ya da guumlccedilten istifade bir kimse uumlzerinde kontrol kazanmak iccedilin para veya başka kazanccedil
alıp verme) ve amaccedil (başkalarını fuhşa zorlama veya cinsel soumlmuumlruumlnuumln farklı şekilleri vb)
Bu uluslararası tanımın uumlccedil unsuru mevcut olmadığı takdirde Mahkeme bir hareket veya
durumun Soumlzleşme madde 4rsquote duumlzenlenen insan ticareti succedilunun oumlzelliklerinden olduğunu
kabul etmenin muumlmkuumln olmadığına huumlkmetmiştir
Mahkeme daha sonra insan ticareti kavramının oumlrguumltluuml bir succedilla bağlantılı olup
olmamasına bakılmaksızın hem ulusal hem de sınıraşan insan ticaretini kapsadığını
accedilıklamıştır Ayrıca Madde 4rsquote duumlzenlenen ldquocebren ve zorunlu ccedilalıştırma (zorla ccedilalıştırma)rdquo
154
kavramının amacı bir davanın oumlzel şartlarının insan ticareti bağlamı oumlzelinde oluşup
oluşmadığına bakılmaksızın zorla fuhuş gibi ciddi soumlmuumlruuml olaylarına karşı korumaktır
Belirli bir durumun ldquoinsan ticaretininrdquo tuumlm unsurlarını iccedilerip iccedilermediği veveya ayrı
bir zorla fuhuş konusu olup olmadığı davayla alakalı tuumlm hususlar ışığında incelenmesi
gereken olgusal bir sorundur
Huumlkuumlmet savunmasında SMrsquonin tehdit edilmediğini zor kullanımına veya farklı bir
cebre maruz kalmadığını yani uluslararası tanımdaki ldquoaraccedilrdquo unsurunun olmadığını bu sebeple
başvurucunun davasında insan ticareti bulunmadığını ileri suumlrmuumlştuumlr Ayrıca diğer unsurların
da eksik olduğunu eklemiştir Şoumlyle ki TM başvurucunun belgelerine el koymamıştır onu
oumlzguumlrluumlğuumlnden mahrum bırakmamıştır başvurucunun cep telefonu yanındadır ve başkalarıyla
iletişime geccedilme imkanı hep vardır kazancını TM ile paylaştığına goumlre bir geliri vardır Bu
sebeplerle Huumlkuumlmet başvurucunun davasına madde 4rsquouumln uygulanamayacağını savunmuştur
Diğer yandan Mahkeme TMrsquonin iddiaya goumlre başvurucuyla ilk olarak Facebook
aracılığıyla iletişim kurduğunu ki bunun da insan tacirlerinin mağdur toplarken kullandığı
bilinen ldquoaraccedillardanrdquo biri olduğunu kaydetmiştir Bu durum başvurucunun kaygılanması iccedilin
bir neden olmadığı inancıyla beraber iş vaadi iddiası iccedilin de geccedilerlidir Ayrıca başvurucunun
TMrsquonin ona cinsel hizmet sağlayabilmesi iccedilin yer ayarladığı iddiası barındırma unsurunu
yerine getirir ki bu da insan ticaretinin ldquofiillerindenrdquo birini oluşturur Dahası başvurucunun
kişisel durumu şuumlphesiz onun kırılgan bir gruptan olduğu izlenimi verirken TMrsquonin konumu
ve geccedilmişi başvurucu uumlzerinde baskın bir pozisyonda olduğu ve onun kırılganlığını suistimal
edebileceği anlamına gelmektedir
Oumlzetle başvurucu tartışılabilir bir iddiada bulunmuştur ve Soumlzleşme madde 4rsquoe aykırı
bir muamelenin (insan ticareti veveya zorla fuhuş) mağduru olduğuna youmlnelik prima facie (ilk
bakışta) deliller mevcuttur Bu sebeple Mahkeme Huumlkuumlmetin madde 4rsquouumln uygulanabilirliğine
youmlnelik savını reddetmiştir
Mahkeme Soumlzleşme sebebiyle yerel makamların başvurucunun iddialarını soruşturma
yuumlkuumlmluumlluumlklerinin olduğu kanaatindedir Mahkeme iccediltihadında accedilıklandığı uumlzere bu olayların
tespiti ve kimliğin saptanması ile -şartlar oluşmuşsa- sorumlunun cezalandırılması iccedilin etkili
bir soruşturma accedilılması ve yuumlruumltuumllmesi anlamına gelmektedir Bunu gerccedilekleştirmek iccedilin
yetkili merciler delillere ulaşmalarını sağlayacak her tuumlrluuml makul adımı atmak zorundadır
155
Soruşturma mercileri (polis ve ilgili Savcılık) başvurucunun TM aleyhindeki
iddialarıyla gecikmeden harekete geccedilmişse de soruşturmaları esnasında bazı bariz soruşturma
yollarını izlememiştir
Facebook uumlzerinden iletişim şekli insan tacirlerinin mağdurları seccedilerken başvurduğu
youmlntemlerden biri olarak bilinse de soruşturma mercileri başvurucu ve TMrsquonin Facebook
iletişimlerini soruşturmak uumlzere ccedilaba sarf etmemiştir Başvurucunun ailesine oumlzellikle de daha
oumlnce TM ile iletişime geccedilip sorun yaşamış annesine başvurulmamıştır Başvurucu ve TMrsquonin
yaşadığı apartman dairesinin sahibinin veya komşularının kimliğini tespit etmek veya
sorgulamak denenmemiştir Başvurucu ve arkadaşının beyanları arasındaki tutarsızlıkları
aydınlatmak uumlzere ne başvurucunun yardım iccedilin aradığı arkadaşının annesi ne de erkek
arkadaşı sorgulanmıştır
Boumlylelikle soruşturma mercileri bariz soruşturma yollarını izlemektense buumlyuumlk oumllccediluumlde
başvurucunun beyanına dayanmış ve takip eden yargılamalarda aslında TMrsquonin inkarına
karşılık basitccedile başvurucunun iddialarının karşılaştığı daha fazla delil sunulmayan bir durum
yaratılmıştır
GRETA ve diğer uluslararası kurumlar insan ticareti succedilunun etkili soruşturulmasının
gereklerinden birinin de yalnızca mağdurun ifadesine aşırı dayanılmaması gerektiği bunun
başka delillerle de aydınlatılması ve desteklenmesi olduğunu vurgulamaktadır Ayrıca bir
mağdurun yaşadığı psikolojik travma ve yetkililerle işbirliği yapmadaki isteksizliğinin
sebepleri de dikkate alınmalıdır
Mahkeme soruşturma mercilerinin dosyayı yuumlruumltmedeki eksikliklerinin ilgili
mahkemeler dahil yerel mercilerin başvurucu ile TM arasındaki ilişkinin doğasını ve
başvurucunun iddia ettiği gibi TM tarafından soumlmuumlruumlluumlp soumlmuumlruumllmediğini tespit etmesini
zorlaştırdığına huumlkmetmiştir
Dolayısıyla ceza hukuku sisteminin davaya uygulanış şekli bozuktur Huumlkuumlmet
Soumlzleşme madde 4rsquoteki soruşturma yuumlkuumlmluumlluumlğuumlnuuml ihlal etmiştir
Adil Tazmin (Madde 41)
Mahkeme Hırvatistanrsquoın başvurucuya 5000 euro manevi tazminat oumldemesine
huumlkmetmiştir
156
Karşı Oy Yargıccedil Turkovic Pastor Vilanova ve Serghides her biri farklı
gerekccedileler sunarken Yargıccedil OrsquoLeary ve Ravarani ortak bir farklı gerekccedile sunmuşlardır Bu
goumlruumlşler karara eklenmiştir
157
Başvuru Adı Baldassi ve DiğerleriFransa
Başvuru No 1527116
Başvuru Tarihi 16032016-18032016-21032016
Karar Tarihi 11 Haziran 2020
Karar Linki httphudocechrcoeintengi=001-202756
Konu Filistin aktivistlerinin ldquoBoykot Elden Ccedilıkarma ve Yaptırımlar
(Boycott Divestment and Sanctions)rdquo kampanyasının bir parccedilası olarak İsrailrsquoden ithal edilen
uumlruumlnlerin boykot edilmesini amaccedillayan eylemlere katılmaları nedeniyle ekonomik ayrımcılığa
teşvik gerekccedilesiyle cezalandırılmalarının Soumlzleşme md 7rsquoyi (kanunsuz ceza olmaz) ihlal
etmediği ancak Soumlzleşme md 10rsquoun (ifade oumlzguumlrluumlğuuml) ihlal edilmiş olduğu
Olaylar On bir başvurucu Jean-Michel Baldassi Henri Eichholtzer
Aline Parmentier Sylviane Mure Nohammad Akbar Maxime Roll Laila Assakali Yahya
Assakali Jacques Ballouey Habiba El Jarroudi ve Farida Sarr-Trichinersquodir Nohammad Akbar
(Afganistan vatandaşı) ve Habiba Al Jarroudi (Fas vatandaşı) hariccedil tuumlm başvurucular Fransa
vatandaşıdır Eichholtzer Habsheimrsquode Parmentier Zillisheimrsquode ikamet etmektedir Jacques
Ballouey diğer başvurucular gibi Mullhousersquoda ikamet etmektedir
Başvurucular uluslararası BDS (Boykot Elden Ccedilıkarma ve Yaptırımlar) kampanyasını
yerel olarak aktaran ldquoFilistin Kolektifi 68rdquo uumlyesidir Bu kampanya 9 Temmuz 2005 tarihinde
Filistin sivil toplum oumlrguumltlerinin ccedilağrısıyla başlatılmış bir yıl sonra Uluslararası Adalet Divanı
şu goumlruumlşuuml yayımlamıştır ldquoİşgalci guumlccedil İsrail tarafından işgal edilen Filistin topraklarında Doğu
Kuduumls ve ccedilevresi dahil olmak uumlzere inşa edilmekte olan duvar uluslararası hukuka aykırıdırrdquo
26 Eyluumll 2009 tarihinde başvuruculardan beşi Illzachrsquotaki C marketi iccedilinde Filistin
Kolektifi 68 tarafından duumlzenlenen ve İsrail uumlruumlnlerini boykota davet eden bir eyleme
katılmışlardır Uumlccedil sepete İsrail menşeli olduğunu tahmin ettikleri uumlruumlnleri muumlşterilerin
goumlrebileceği şekilde koymuş ve boykota davet eden bildiri dağıtmışlardır
22 Mayıs 2010 tarihinde aynı markette Filistin Kolektifi 68 tarafından duumlzenlenen ve
başvuruculardan sekizinin katıldığı bir eylem daha olmuştur Ayrıca marketi İsrailrsquoden ithal
158
edilen uumlruumlnleri satmamaya davet eden bir dilekccedileyi market muumlşterilerinin imzasına
sunmuşlardır
Colmar savcısı 29 Temmuz 1881 tarihli kanun madde 24 (8)rsquode oumlngoumlruumllen ayrımcılığa
teşvik succedilu nedeniyle başvurucuları Mullhouse Ceza Mahkemesine davet etmiştir
15 Aralık 2011 tarihindeki 2 yargılama sonucunda Mullhouse Ceza Mahkemesi
başvurucuları succedilsuz bulmuştur 27 Kasım 2013 tarihinde 2 yargılama sonucunda Colmar
İstinaf Mahkemesi başvurucuların beraat ettiği oumlnceki mahkeme kararını bozmuş ve
başvurucuların ayrımcılığa teşvik sebebiyle succedillu bulmuştur
Bu sebeple 26 Eyluumll 2009 tarihli olay iccedilin İstinaf Mahkemesi beş sanığın her biri iccedilin
1000 Euro para cezasını ertelemiş ve sanıkların davacı Irkccedilılık ve Antisemitizmle Uluslararası
Muumlcadele Birliği Sınır tanımayan Avukatlar Derneği Fransa-İsrail İşbirliği Derneği ve
BNVCArsquoya manevi tazminat olarak 1000 Euro oumldemesine ve Ceza Muhakemeleri Kanunu
madde 475-1 kapsamında devlet tarafından karşılanmayan davacı masrafları iccedilin 3000 euro
oumldemesine karar vermiştir
22 Mayıs 2010 tarihli olayları incelerken İstinaf Mahkemesi dokuz sanığın 1000
euroluk para cezalarını ertelemiş ve uumlccedil davacının [Irkccedilılık ve Antisemitizmle Uluslararası
Muumlcadele Birliği Sınırtanımayan Avukatlar Derneği Fransa-İsrail İşbirliği Derneği] her birine
1000 euro manevi tazminat ve Ceza Muhakemeleri Kanunu madde 475-1 [Devlet tarafından
karşılanmayan davacı masrafları] uyarınca 3000 euro oumldenmesine karar vermiştir
20 Ekim 2015 tarihli iki yargılamada Yargıtay Ceza Dairesi başvurucuların oumlzellikle
Soumlzleşmenin 7 ve 10 maddelerinin ihlal edildiğine ilişkin şikayetlerini reddetmiştir Oumlzellikle
İstinaf Mahkemesinin 29 Temmuz 1881 tarihli kanun madde 24(8)rsquode belirtilen succedil unsurlarını
belirterek kararını gerekccedilelendirdiğine ve Soumlzleşme madde 102rsquode ifade oumlzguumlrluumlğuumlnuumln
kısıtlama veya yaptırımların konusu olabileceğine ve mevcut olayda da muumldahalenin
başkalarının haklarını koruma ve kamu duumlzeni sebebiyle demokratik toplumda gerekli
olduğuna huumlkmetmiştir
İhlal İddiaları Soumlzleşme madde 7rsquoye (Kanunsuz ceza olmaz) dayanarak
başvurucular basın oumlzguumlrluumlğuumlne ilişkin 29 Temmuz 1881 tarihli Kanun madde 24(8) temelinde
ekonomik ayrımcılığa teşvik nedeniyle succedillandıklarını oysa metnin ekonomik ayrımcılığı
kapsamadığını ileri suumlrmuumlşlerdir Soumlzleşme madde 10rsquoa (ifade oumlzguumlrluumlğuuml) dayanarak BDS
159
kampanyası bağlamında İsrailrsquode uumlretilen uumlruumlnlerin boykotuna ccedilağrı yapan eylemlere
katıldıkları gerekccedilesiyle succedillandıklarını ileri suumlrmuumlşlerdir
Karar
Madde 7
Mevcut davada Mahkeme başvurucuların lsquo9 Temmuz 1881 tarihli Kanun md 24 (8)
uyarınca succedillu bulunduklarını goumlrmuumlştuumlr İlgili maddeye goumlre ldquoher kim madde 23rsquote
duumlzenlenen anlamlardan herhangi biriyle koumlkenleri etnik bir gruba mensubiyeti ulusu ırkı
veya dini sebebiyle bir kişi veya bir grup insana karşı ayrımcılık nefret veya şiddete teşvik
ederse bir yıl hapis veveya 45000 euro para cezası ile cezalandırılırrdquo
İlk derece mahkemesinde oumlzellikle eylemlerin muumlşterileri yalnızca İsrail uumlruumlnlerini
almaktan vazgeccedilirmeyi hedeflediği ve madde 24(8)rsquode ldquoekonomikrdquo ayrımcılık yer almadığı
son olarak ekonomik ayrımcılık succediluna oumlzellikle aynı madde (9)rsquoda oumlngoumlruumllduumlğuumlne ve
ekonomik ayrımcılık succedilunu oluşturan eylemlerin oumlngoumlruumllduumlğuuml ve tanımlandığı Ceza Kanunu
md225-2rsquoye atıf yaptığı sebepleriyle başvurucuları succedilsuz bulmuştur Buna karşılık Colmar
İstinaf Mahkemesi uumlreticiler belirli bir ldquoulusardquo [İsrail] mensup ldquobir grup insandırrdquo şeklinde bir
değerlendirme yapmış başvurucuların muumlşterileri İsrailrsquode uumlretilmiş uumlruumlnleri almaktan
vazgeccedilirmesini ldquoİsrailrsquoden gelen uumlruumlnlere karşı halkı ayrımcılığa teşvik olarak dikkate almış ve
ilk derece mahkemesi kararını bozmuştur
Mahkeme 29 Temmuz 1881 tarihli Kanun madde 24(8)rsquode ekonomik ayrımcılığa teşvik
ibaresinin accedilıkccedila yer almadığını goumlrmuumlştuumlr Madde 24 (9) accedilıkccedila bu tip ayrımcılığa teşvike
değinmiş ancak muumlnhasıran kasten oumllduumlrme cinsel youmlnelim ve engellilik accedilısından duumlzenlemiş
ve koumlken ya da ulusa değinmemiştir
Buna karşılık Mahkeme İsrailrsquoden ithal edilen uumlruumlnlere boykot ccedilağrılarına ilişkin
davalarda Yargıtayrsquoın 29 Temmuz 1881 tarihli Kanun madde 24(8)rsquoi mevcut davadan oumlnce de
uyguladığı youmlnuumlnde Huumlkuumlmetle hemfikirdir
Bu nedenle zamanın yerleşik iccediltihadı uyarınca başvurucular İsrailrsquoden ithal edilen
uumlruumlnleri boykot ccedilağrısının 29 Temmuz 1881 tarihli Kanun madde 24(8) uyarınca succedil
oluşturacağını bilmelidirler
Soumlzleşme madde 7 ihlal edilmemiştir [Oyccedilokluğu]
160
Madde 10
Mahkeme boykot ccedilağrısı ile farklı muameleye teşvike youmlnelik protestonun birleştiğini
goumlzlemlemiştir mevcut durumun koşullarına bağlı olarak boumlylesi bir ccedilağrı başkalarına karşı
ayrımcılığı teşvik anlamına gelebilir Ayrımcılığa teşvik hoşgoumlruumlsuumlzluumlğe teşvikin bir şeklidir
ki bu da ifade oumlzguumlrluumlğuumlnuuml gerccedilekleştirirken aşılmaması gereken şiddet ve nefret soumlylemi
dışındaki bir diğer sınırdır Bununla birlikte farklı muameleye teşvik ayrımcılığa teşvikle aynı
şey olmayabilir
Mahkeme mevcut dava ile WillemFransa davası arasındaki farklılık konusunda
başvurucular ve uumlccediluumlncuuml taraf olan muumldahillerle hemfikirdir Bay Willem belediyeye ait yiyecek
iccedilecek hizmetlerinde İsrail uumlruumlnlerinin boykot edilmesi kararını accedilıkladığında başkan sıfatıyla
bundan aldığı guumlcuuml kullanarak ve bunun gerektirdiği tarafsızlık ve takdir yetkisine dikkat
etmeksizin hareket etmiştir belediye konseyinde bu konuyu oumlnce tartışmadan veya oylamaya
sunmadan accedilıklamayı yapmıştır bu sebeple kamu yararına olan bir konunun tartışılmasını
desteklediğini iddia edememiştir Son davadan farklı olarak buradaki başvurucular belediye
başkanına ait yetkilerden doğan sorumluluk ve goumlrevler ile kısıtlanmamış ve muumlşteriler
uumlzerindeki etkileri belediye başkanının belediye hizmetlerindeki etkisi ile
karşılaştırılamayacak olan sıradan vatandaşlardır Dahası başvurucuların yaptıkları ceza
yargılamasına sebep olan boykot ccedilağrıları suumlpermarket muumlşterileri arasında bir tartışma ortamı
yaratma amacıyladır
Mahkeme başvurucuların ırkccedilılık veya antisemitik goumlruumlşleri ya da nefret veya şiddete
teşvik sebebiyle succedillanmadığını goumlrmuumlştuumlr Aynı şekilde kendilerine zarar vermemiş veya 26
Eyluumll 2009rsquoda ve 22 Mayıs 2010rsquoda gerccedilekleşen eylemler suumlresince bir zarara sebep
olmamışlardır Dava dosyasından anlaşılmaktadır ki ortada sebep olunan bir şiddet ve zarar
yoktur Başvurucuların eylemlerini gerccedilekleştirdiği market yerel mahkemelerde davacı olarak
zarar iddiasında bulunmamıştır
Başvurucular İsrailrsquoden gelen uumlruumlnleri boykot ccedilağrıları ile ldquoayrımcılığa teşvikrdquo ettikleri
gerekccedilesiyle 29 Temmuz 1881 basın oumlzguumlrluumlğuuml uumlzerine Kanun md 24(8) uyarınca succedillu
bulunmuştur
Colmar İstinaf Mahkemesi market muumlşterilerini İsrail uumlruumlnlerini almamaya davet
ederek başvurucuların muumlşterileri uumlreticilerin veya tedarikccedililerin koumlkenlerine goumlre ayrımcılık
yapmaya ittiğine huumlkmetmiştir Devamında ayrımcılığa teşvikin duumlşuumlnce ve ifade oumlzguumlrluumlğuuml
161
kapsamında olmadığı ccediluumlnkuuml bu hareketin farklı muamele etmeye teşvik şeklinde gerccedilekleşerek
bir grup insan bakımından olumlu bir reddetme eylemi iccedilerdiği sonucuna varmıştır İstinaf
mahkemesine goumlre uumlreticiler veya tedarikccedililer arasında İsrailli olanları reddetmeye youmlnelik
ayrımcılığı teşvik 29 Temmuz 1881 tarihli basın oumlzguumlrluumlğuuml uumlzerine Kanun md24(8)rsquode
oumlngoumlruumllen ayrımcılığı şiddeti ya da nefreti teşvik etme succedilunun maddi unsurlarını yeterince
iccedilermektedir Ayrıca İstinaf Mahkemesi ifade oumlzguumlrluumlğuumlnuumln hak kullanıcısına kanunen
cezalandırılabilir bir succedil işleme izni vermediğini eklemiştir
Mahkeme mahkumiyet kararına sebep olan kanun maddesini yorumlamadığını bunu
yapacak olan makamların yerel kanunları uygulamak ve yorumlamakla yuumlkuumlmluuml olan yerel
mahkemeler olduğunu belirtmiştir Buna karşılık Mahkeme başvurucuların mahkumiyetinin
demokratik bir toplumda gerekli olup olmadığını inceleyecektir Bununla birlikte Mahkeme
Fransa hukukunda mevcut davada yorumlandığı ve uygulandığı uumlzere ccedilağrının cereyanı
koşulları ve sebepleri ne olursa olsun uumlruumlnlerin menşelerine youmlnelik boykot ccedilağrılarının
yasaklandığını goumlrmuumlştuumlr
Ayrıca Mahkeme Colmar İstinaf Mahkemesinin bu hukuki temele dayanarak
kovuşturulan eylemleri ve amacı bu faktoumlrler ışığında analiz etmediği kaydetmiştir İstinaf
Mahkemesi boykot ccedilağrısını genel olarak başvurucuların kovuşturulduğu zemin olan 29
Temmuz 1881 Kanun md24(8) anlamında ayrımcılığa teşvik olarak kabul etmiş ve bu ccedilağrının
ldquoifade oumlzguumlrluumlğuuml hakkı altında korunamayacağınardquo karar vermiştir
Başka bir deyişle yerel mahkeme başvurucuların Soumlzleşme md102 anlamında
başkasının haklarını korumak meşru amacı doğrultusunda demokratik bir toplumda zorunlu
olduğunu duumlşuumlnduumlkleri bir boykot ccedilağrısında bulunmalarının succedil olduğuna huumlkmederken
durumun koşullarına goumlre karar vermemiştir
Yerel mahkeme oumlzellikle ifade oumlzguumlrluumlğuumlnuumln Soumlzleşme md10rsquoda yuumlksek koruma
gerektirmesi ve mevcut durumun bu madde ile ilgili olması sebebiyle kararını detaylandırmakla
yuumlkuumlmluumlduumlr Aslında başvurucuların eylemleri ve soumlzleri bir youmlnuumlyle kamu yararı konusunu
oluştururken bir youmlnuumlyle de siyasi veya saldırgan alanda değerlendirilebilir
Mahkeme birccedilok durumda 10 Maddenin 2 Fıkrası kapsamında siyasi soumlylemlerde
veya kamuyu ilgilendiren konularda ifade oumlzguumlrluumlğuumlne getirilen kısıtlamaların kapsamının dar
olduğunu vurgulamıştır
162
Mahkemenin Perinccedilek kararında (Perinccedilekİsviccedilre 15102015) da işaret edildiği uumlzere
siyasi soumlylemlerin tartışma yaratması ve sıklıkla duumlşmanca olması doğası gereğidir Şiddete
nefrete veya hoşgoumlruumlsuumlzluumlğe ccedilağrı haline doumlnuumlşmediği suumlrece bu durum soumlylemin kamu
yararını azaltmaz
Mahkeme başvurucuların cezasının uygun ve yeterli bir temeli bulunmadığı
kanaatindedir Yerel mahkemenin madde 10rsquoda belirtilen ilkelere uygun kuralları uyguladığına
ya da olayların uygun bir şekilde değerlendirildiğine ikna olmamıştır
Soumlzleşme madde 10 ihlal edilmiştir (Oybirliği)
Adil Tazmin (Madde 41)
Mahkeme Fransarsquonın her bir başvurucuya maddi tazminat olarak 380 euro manevi
tazminat olarak 7000 euro ve masrafları iccedilin toplamda 20000 euro oumldemesine karar vermiştir
Karşı Oy Yargıccedil OrsquoLeary Soumlzleşme madde 7 (Kanunsuz ceza olmaz)
incelemesinde muhalefet şerhi koymuştur
Başvurucular Mahkeme oumlnuumlnde yerel mahkemelerde de yaptıkları uumlzere Mahkeme
iccediltihadı anlamında goumlstericilere uygulanan ve yorumlanan fransız mevzuatı ccedilerccedilevesinde ciddi
oumlngoumlruumllebilirlik sorunları ileri suumlrmuumlşlerdir Bu sorular madde 7 veyahut madde 102rsquode ortaya
konan ldquokanunilikrdquo altında incelenebilirdi
163
Başvuru Adı Ghoumid ve diğerleri Fransa
Başvuru No 5227316 5228516 5229016 5229416 ve 5230216
Başvuru Tarihi 02092016
Karar Tarihi 25 Haziran 2020
Karar Linki httphudocechrcoeintengi=001-203164
Konu Başvurucuların teroumlrle ilgili succedillar nedeniyle vatandaşlıktan
ccedilıkarılmalarının oumllccediluumlluuml olması ve usuluuml guumlvencelerin bulunması nedeniyle Soumlzleşmersquonin ihlal
edilmediği
Olaylar Fransız vatandaşlığının yanı sıra biri Tuumlrkiye diğer doumlrduuml ise
Fas vatandaşlığına sahip olan beş başvurucu Bachir Ghoumid Fouad Charouali Attila Tuumlrk
Redouane Aberbri ve Rachid Ait El Haj Paris Ceza Mahkemesinin 11 Temmuz 2007 tarihli
kararıyla 1995 ile 2004 yılları arasında teroumlr eylemi gerccedilekleştirmek iccedilin gizli bir succedil planına
katılmaktan mahkum edilmişlerdir Bay Tuumlrk ve Bay Aberbri istinaf başvurusunda
bulunmuşlardır fakat 1 Temmuz 2008 tarihinde Paris İstinaf Mahkemesi mahkumiyet kararını
onamıştır Nisan 2015rsquote 11 Temmuz 2007 tarihli karar sonucunda teroumlr eylemi teşkil eden bir
succediltan dolayı mahkum edilen Başvurucuların Fransız vatandaşlıklarının iptali amacıyla İccedilişleri
Bakanı Medeni Kanunrsquoun 25 ve 25-1 maddelerindeki usuluuml başlatmaya karar vermiştir 1
Eyluumll 2015rsquote Danıştay Bakanlığı bu usuluumln uygulanmasını onaylamıştır 7 Ekim 2015rsquote
Başbakanlık kararnameleri ile beş Başvurucu Fransız vatandaşlığından ccedilıkarılmışlardır
Başvurucular 7 Ekim 2015 tarihli kararnamelerin geccedilici tedbir olarak uygulanmasının
durdurulması ve yetkinin koumltuumlye kullanılması gerekccedilesiyle iptal edilmesi iccedilin Danıştaya
başvurmuşlardır Danıştay başvuruları reddetmiştir Polis tarafından 26 Ekim 2016da ccedilağrılan
başvuruculara herhangi bir sınır dışı edilme emri tebliğ edilmemiştir
İhlal İddiaları Başvurucular vatandaşlıktan ccedilıkarılmalarının oumlzel hayatlarına
saygı haklarının yani Soumlzleşmersquonin 8 Maddesinin (aile ve oumlzel hayata saygı hakkı) ihlal ettiğini
ileri suumlrmuumlşlerdir Ayrıca Paris mahkemeleri tarafından 2007rsquode mahkum edilmiş olmalarına
rağmen vatandaşlıktan ccedilıkarılmalarının da ldquogizli cezardquo goumlruumlnuumlmuumlnde uygulanmış olduğunu
iddia etmiş ve Soumlzleşmersquonin 7 Norsquolu Protokoluumlnuumln 4 (aynı succediltan iki kez yargılanmama ve
cezalandırılmama hakkı) Maddesinin ihlal edildiğini iddia etmişlerdir
164
Karar
Madde 8
Mahkeme bir yabancının akrabalarının yaşadığı bir uumllkeden ccedilıkarılmasının aile
hayatına saygı hakkına muumldahale oluşturabileceğini belirtmiştir Ancak başvurucuların
Fransız vatandaşlığından mahrum bırakılmasının Fransız topraklarında bulunmalarına hiccedilbir
etkisi olmamıştır Başvurucular oumlzel hayat ve aile hayatı iccedilin oturma iznine başvurmuş ve
Başvurucuların başvuruları kabul ederek Fransada yaşamalarına izin verilmiştir Eğer
başvuruları reddedilseydi muumlteakip sınır dışı edilme tedbirlerine idare mahkemelerinde itiraz
edebileceklerdi Başvurucuların vatandaşlıktan ccedilıkarılmalarının aile yaşamlarına saygı
haklarına muumldahale oluşturmadığının sonucuna varılmıştır
Bununla birlikte Mahkemersquoye goumlre keyfi olarak vatandaşlıktan ccedilıkarılma ilgili kişinin
oumlzel hayatı uumlzerindeki etkisi nedeniyle Soumlzleşmenin 8 maddesini ilgilendirebilir Mahkeme de
davayı bu accedilıdan değerlendirmiş ve iki noktada incelemiştir 1- Başvuruculara karşı alınan
tedbirlerin keyfi olup olmadığını (tedbirlerin hukuka uygun olup olmadıklarını Başvuruculara
yerinde adli incelemeye erişim dahil olmak uumlzere usul guumlvencelerinin sağlanıp sağlanmadığını
ve yetkililerin oumlzenle ve derhal hareket edip etmediklerini) 2- vatandaşlıktan ccedilıkarılmanın
Başvurucuların oumlzel hayatı uumlzerindeki sonuccedillarını incelemiştir
Mahkeme idari makamların Başvurucuların mahkumiyetlerinden sonra vatandaşlıktan
ccedilıkarılma davasını derhal başlatmadıklarını belirtmiştir Bununla birlikte bu tuumlr olaylarla karşı
karşıya kaldığında bir Devletin teroumlr eylemi teşkil eden bir succediltan mahkum edilmiş kişilerin
hala Devlete olan sadakat ve dayanışma bağını suumlrduumlruumlp suumlrduumlrmediğini yeniden
değerlendirebileceğini kabul etmiştir Bu nedenle Devletlerin katı bir orantılılık testi ile
başlangıccedilta almadığı oumlnlemleri almaya karar verebileceklerini belirtmiştir Buna goumlre
Mahkeme davanın oumlzel koşullarında başvurucuların mahkumiyet kararları arasında geccedilen
suumlrenin Fransız hukukuna goumlre vatandaşlıktan ccedilıkarma proseduumlruumlnuumln başlatılmasına olanak
tanıdığı ve Başvuruculara karşı uygulanmış olan proseduumlruumln nihai olarak başlatıldığı tarihin bu
mahrumiyeti (vatandaşlıktan ccedilıkarılmayı) keyfi kılmak iccedilin kendi başına yeterli olmadığı
goumlruumlşuumlne varmıştır
Tedbirin hukuka uygunluğuna ilişkin olarak Mahkeme olayların meydana geldiği
tarihte Medeni Kanunrsquoun 25-1 maddesinin vatandaşlıktan ccedilıkarılmanın ancak ceza kanunu
165
uyarınca succedil olarak kabul edilen eylemlerin işlenmesinden itibaren 10 yıl iccedilinde
verilebileceğini belirtmiştir
Ancak başvurucuların Fransız vatandaşlığından ccedilıkarılmasına youmlnelik kararlar 2015
yılında alınmışken en son olaylar 2004 yılında gerccedilekleşmiştir Mahkeme Yasama Meclisinde
bu suumlrenin Ocak 2006da 15 yıla uzatılmasına ve Danıştayrsquoın iccediltihatlarına uygun olarak usul
kapsamındaki idari ve duumlzenleyici huumlkuumlmlerinin derhal yuumlruumlrluumlğe girmesine karar verilmiştir
Mahkeme bu nedenle Başvuruculara karşı alınan tedbirlerin hukuka uygun olduğuna karar
vermiştir
Mahkeme Başvurucuların oumlnemli usuli guumlvencelerden yararlandıkları sonucuna
varmıştır 30 Aralık 1993 tarihli ve 93-1362 sayılı Kararnamenin 61 maddesi uyarınca ulusal
makamlar kendilerini Fransız vatandaşlığından ccedilıkarılma niyetlerini Başvuruculara oumlnceden
bildirmiş ve bu tedbirin dayandırılacağı hukuki ve gerccedileklere dayalı nedenleri onlara
accedilıklamışlardır Daha sonra Başvuruculara savunmalarını yapmaları iccedilin bir ay suumlre
verilmiştir
Konu daha sonra vatandaşlıktan ccedilıkarılma konusunda onay ve goumlruumlş vermesi iccedilin
Danıştayrsquoa havale edilmiştir Bu onayı dikkate alarak Başvurucuların vatandaşlıktan
ccedilıkarılmalarına youmlnelik emirler gerccedileklere dayalı ve hukuki gerekccedileler iccedilerecek şekilde
duumlzenlenmiştir Ve başvuruculara -kullanmış oldukları- acil başvuru hacirckimine başvurma ve
yetkinin koumltuumlye kullanılması gerekccedilesiyle tedbirin iptalini istemek iccedilin Danıştayrsquoa başvurma
fırsatı verilmiştir Mahkemersquoye goumlre boumlylelikle başvurucular Soumlzleşme haklarını
savunabilmişler ve iptal istemlerine karşılık Danıştay orantılılık incelemesi yapmış ve
gerekccedileli bir karar vermiştir
Mahkeme Başvurucuların Fransız vatandaşlığından ccedilıkarılmasına youmlnelik kararların
bu nedenle keyfi olarak değerlendirilemeyeceği sonucuna varmıştır
Bu kararların Başvurucuların oumlzel hayatları uumlzerindeki sonuccedillarına gelince sonuccedil
olarak Fransada kalma olasılıklarının Fransız topraklarındaki yabancılar olarak artık sınır dışı
edildikleri iccedilin daha belirsiz hale geldiği doğrudur Bu tuumlr bir oumlnlemin iş kaybına aileden
ayrılmaya ve Fransada kurdukları herhangi bir sosyal bağın bozulmasına neden
olabileceğinden oumlzel hayatları uumlzerinde bir etkisi olması muhtemeldir Bununla birlikte sınır
dışı etme emri ccedilıkmadığından Mahkeme vatandaşlıktan ccedilıkarılmalarının oumlzel yaşamları
uumlzerindeki sonuccedillardan birinin de kimliklerinin kaybına yol accedilacağı goumlruumlşuumlndedir
166
Bununla birlikte Mahkeme Huumlkuumlmetin iddialarını kabul etmiştir Oumlnceki davalarda da
defalarca vurgulandığı gibi teroumlr şiddeti başlı başına insan haklarına ciddi bir tehdit
oluşturmaktadır Bu nedenle Fransız makamlarının 2015 yılında Fransada meydana gelen
saldırıların ardından bir teroumlr succedilundan mahkum olan kişilere daha katı karar vermeleri
anlaşılabilir olmaktadır Başvurucuların ayrıca teroumlr eylemi gerccedilekleştirmeye youmlnelik bir succedil
oumlrguumltuumlne katılmaları arka arkaya 10 yıl boyunca devam etmiştir
Mahkeme ayrıca Başvuruculardan bazılarının soumlz konusu succedilu işledikleri sırada
Fransız vatandaşlığını yeni kazandıklarını ve diğerlerinin de succedilu işledikleri doumlnemde
vatandaşlıklarını kazandıklarını kaydetmiştir Ayrıca tuumlm Başvurucuların halihazırda başka bir
vatandaşlığa sahip olduklarını goumlzlemlemiştir bu nedenle onları Fransız vatandaşlığından
ccedilıkarma kararı onları vatansız kılma sonucunu doğurmamıştır
Buna ek olarak Fransız vatandaşlığının kaybı otomatik olarak Fransadan sınır dışı
edilmeyi gerektirmiyordu ancak eğer onlara karşı boumlyle bir tedbir kararlaştırılırsa yine yargı
yolu accedilıktır
Mahkeme buna goumlre Başvurucuların Fransız vatandaşlığından ccedilıkarılma kararının oumlzel
hayatları iccedilin orantısız sonuccedillara yol accedilmadığına karar vermiştir Bu nedenle Soumlzleşmenin 8
maddesi ihlal edilmemiştir
7 Norsquolu Protokol Madde 4
7 Nolu Protokoluumln 4 maddesinin devreye girebilmesi iccedilin oumlzellikle Başvurucunun
halihazırda işlediği bir succedil nedeniyle yargılanması veya cezalandırılması gerekmektedir
Mahkemersquoye goumlre başvurucuların teroumlr eylemi gerccedilekleştirmek iccedilin oumlrguumlt kurmak
succedilundan huumlkuumlm giyip cezalandırıldıkları iccedilin 7 Numaralı Protokoluumln 4 maddesi anlamında
ldquohuumlkuumlm giydiklerirdquo accedilıktır 2007 tarihli bu mahkumiyet aslında 2015te Fransız
vatandaşlığından ccedilıkarıldıklarında kesinleşmişti
Medeni Kanunun 25 maddesi uyarınca vatandaşlıktan ccedilıkarma tedbirinin doğası gereği
ldquocezairdquo olup olmadığına gelince Mahkeme ilk olarak Fransız hukukuna goumlre vatandaşlıktan
ccedilıkarmanın cezai kapsamda sınıflandırılmadığını kaydetmiştir Bu uygulama Ceza
Kanunursquonda değil Medeni Kanunda oumlngoumlruumllmuumlştuumlr ve ceza mahkemeleri yerine idare
167
mahkemelerinin yetki alanına girmiştir Ve Danıştay bunu bir ldquoidari yaptırımrdquo olarak
nitelendirmiştir
İkinci olarak Mahkeme cezai incelemenin oumltesine geccedilerek Medeni Kanunun 25
maddesi uyarınca vatandaşlıktan ccedilıkarılmanın Fransız vatandaşlığı verilen bir bireyin
sonradan ciddi bir succedil işleyerek Fransarsquoya olan sadakat bağını bozduğu iccedilin belirli bir amaca
hizmet ettiğini tespit etmiştir Bu nedenle oumlnlem birey ile Fransa arasındaki bağın koptuğunun
ciddi bir teyidi olmuştur
Uumlccediluumlncuuml olarak Mahkeme Devletin bu nedenle ilgililere youmlnelttiği mesajın ciddiyetini
veya bunların kimlikleri uumlzerindeki olası etkisini kuumlccediluumlmsememiştir Bununla birlikte tedbirin
ciddiyet derecesi Medeni Kanunrsquoun 25 maddesi uyarınca vatandaşlıktan ccedilıkarılmanın
demokrasiye bir saldırı teşkil eden teroumlrizme karşılık olduğu gerccedileğiyle bağlantılı olarak
goumlruumllmelidir Ayrıca bu tedbir kendi başına ilgililerin Fransadan sınır dışı edilmesini
gerektirmiyordu
Sonuccedil olarak Mahkemersquoye goumlre Medeni Kanunrsquoun 25 maddesi uyarınca
vatandaşlıktan ccedilıkarma 7 Nolu Protokoluumln 4 maddesi anlamında cezai bir yaptırım değildir
ve soumlz konusu madde ihlal edilmemiştir
168
Başvuru Adı Petro Carbo Chem SE v Romanya
Başvuru No 2176812
Başvuru Tarihi 9 Nisan 2012
Karar Tarihi 30 Haziran 2020
Karar Linki httphudocechrcoeintfrei=001-203312
Konu Oltchim şirketinde azınlık pay sahibi olan başvurucunun
CEOrsquoyu basın oumlnuumlnde eleştirmesi nedeniyle tazminat oumldemesine karar verilmesinin ifade
oumlzguumlrluumlğuumlnuuml ihlal etmesi
Olaylar
Başvurucu şirket 2007 yılında kurulmuş olup merkezi Duisburgrsquodur Şirket Avruparsquoda
ccedilok sayıda enduumlstriyel siteye sahiptir
2007 yılında başvurucu şirket ccediloğunluk hisseleri devlete ait olan Oltchim SA
Ramnicu Valcea isimli Romanyalı şirketinin ana hissedarı olmuştur
Dava 2008 ve 2009 yıllarında medyaya yansıyan accedilıklamalarla başlayan husumet
ccedilerccedilevesinde başvurucu şirket tarafından Oltchimrsquoin CEOrsquosuna karşı ldquoşeref ve itibara zarar
vermerdquo iddiasıyla accedilılan hukuk davasıyla ilgilidir
2009 yılında medyaya yansıyan karşılıklı accedilıklamaları takiben başvurucu şirket
Romanya mahkemeleri nezdinde Oltchim şirketinin CEOrsquosu hakkında tazminat davası
accedilmıştır Başvurucu şirket CEOrsquonun yerel ve ulusal basına yaptığı accedilıklamalarda şirketin
tehlikeli durumundan başvurucu şirketin sorumlu olduğunu başvurucu şirketin borccedilların devlet
hissesine doumlnuumlştuumlruumllmesini engellemeye ccedilalıştığını ve şirketin faaliyetlerini koumltuumllemeye
ccedilalıştığını soumlylediğini iddia ermiştir Başvurucu şirket CEOrsquonun iddialarının yalan ve iftira
olduğunu şirketin imajına ve itibarına zarar verdiğini iddia etmiştir
CEO başvurucu şirketin temsilcilerinin bazı beyanlarının kendisinin şeref ve
saygınlığına zarar verdiği iddiasıyla başvurucu şirkete karşı dava accedilmıştır 2010 yılında boumllge
mahkemesi başvurucu şirketin davasını reddetmiş buna karşın CEOrsquonun davasını kabul
etmiştir Mahkeme başvurucu şirketin CEOrsquoya manevi tazminat olarak sembolik 1 Romanya
169
leursquosu oumldemesine karar vermiştir Mahkeme aynı zamanda kararın ulusal bir gazetede iki guumln
yayımlanmasına karar vermiştir
Yerel mahkemeye goumlre başvurucu şirket iş duumlnyasında bilinen bir isim olan CEOrsquosunu
zımnen hedef alarak Oltchim şirketinin menfaatlerine karşı bir medya savaşı yuumlruumltmuumlştuumlr
Mahkeme aynı zamanda başvurucu şirketin faaliyetlerinin sadakate aykırı olduğuna ve şirketin
haksız rekabet niyeti taşıdığına karar vermiştir Mahkeme başvurucu şirketin temsilcilerinin
beyanlarının kamuoyunda Oltchim ve CEOrsquosu hakkında negatif bir imaj yarattığına dahası
şirketin iş ortakları arasında tedirginliğe neden olduğuna karar vermiştir Son olarak mahkeme
CEOrsquonun accedilıklamalarının iş ortaklarını yatıştırıcı ve rahatlatıcı nitelikte onların guumlvenini
yeniden tesis etmeye youmlnelik olduğunu belirtmiştir
Daha sonra başvurucu şirket bu karara karşı kanun yollarına başvurmuş ancak
başvurular reddedilmiştir
İhlal İddiaları
Başvurucu şirket Soumlzleşmersquonin 10 maddesi kapsamında CEO hakkındaki accedilıklamalar
nedeniyle tazminat oumldemesine huumlkmedilmesinin ifade oumlzguumlrluumlğuumlnuuml ihlal ettiğini iddia etmiştir
Şirket Soumlzleşmersquonin 8 maddesi kapsamında Romanya mahkemelerinin kendisinin
itibarını korumadığını iddia etmiştir
Karar
Madde 10
Mahkeme hukuk mahkemesinin başvuru şirketin Oltchim CEOrsquosunun şeref ve
itibarına zarar verdiği youmlnuumlndeki kararının başvurucu şirketin ifade oumlzguumlrluumlğuumlne youmlnelik bir
muumldahale oluşturduğunu belirlemiştir Mahkemersquoye goumlre muumldahale hukuken oumlngoumlruumllmuumlş ve
CEOrsquonun itibarını koruma amacını guumltmuumlştuumlr
Muumldahalenin demokratik toplumda gerekliliği accedilısından Mahkeme başvurucu şirketin
yorumlarının CEOrsquonun Oltchim şirketinin faaliyetlerini youmlnetme şekliyle ilgili olduğunu oumlzel
hayatıyla ilgili olmadığını goumlzlemlemiştir Bu bağlamda Romanya devletinin ccediloğunluk
hissesine sahip olduğu Romanyarsquodaki oumlnde gelen şirketin geleceği hakkında azınlık hissedar
tarafından yapılan yorumlara ilişkin olarak Mahkeme soumlz konusu accedilıklamaların guumlccedilluuml
170
şirketlerin faaliyetleriyle ilgili bilgi ve fikirlerin oumlzguumlrce dolaşması şirket youmlneticilerinin
sorumluluklarını uumlstlenmesini sağlama ve şirketin uzun vadedeki ccedilıkarlarını dikkate alması iccedilin
youmlneticileri teşvik etme hususlarındaki kamu yararıyla ilişkilendirilmesi gerektiğini
belirlemiştir Bu ise ifade oumlzguumlrluumlğuumlne dair koruma duumlzeyinin yuumlkselmesini ve dolayısıyla
devletin takdir marjının daralmasını gerektirir
Mahkeme CEOrsquonun soumlz konusu doumlnemde Romanyarsquonın en oumlnde gelen şirketlerinden
birini youmlnettiğini hareketlerinin yakından incelenmesinin olağan olduğunu ve kabul edilebilir
eleştiri sınırlarının daha geniş olduğunu belirtmiştir
Mahkeme aynı zamanda Romanya mahkemelerinin başvurucu şirketin
accedilıklamalarının kamusal tartışmaya katkı sağlayıp sağlamadığını dikkate almadığına karar
vermiştir Mahkemersquoye goumlre yerel mahkemeler CEOrsquonun tartışmalara aktif olarak katılıp
katılmadığını onun accedilıklamalarının doğru olup olmadığını ve accedilıklamaların şeklini yeterince
incelememiştir Dahası konuşulan bilgilerin ccediloğu başvurucu şirketin varlıkları uumlzerinde etkisi
olabilecek mali konulardır ve başvurucu şirketin asıl amacı kendisinin hisse sahibi olduğu
şirketin youmlnetimi hakkında bir tartışma başlatmaktır
Accedilıklamaların biccedilimi accedilısından yaptığı incelemede Mahkeme başvurucu şirketin
yorumlarının hem gazetecilerin yaptıkları haberler hem de başvurucu şirketin duumlzenlediği basın
toplantıları aracılığıyla yayıldığını belirlemiştir Accedilıklamalarda kullanılan ifadeler ne CEOrsquonun
oumlzel hayatını hedef almıştır ne de aşağılayıcı ifadeler veya olgusal temelden yoksun succedillamalar
iccedilermektedir Başvurucu şirketin accedilıklamaları CEOrsquonun Oltchimrsquoin faaliyetlerini youmlnetme
şekliyle ilgili goumlruumlşler iccedilermektedir
Her ne kadar tazminatın miktarı sembolik olsa da Mahkeme tazminata
huumlkmedilmesinin caydırıcı bir etki yaratacağı goumlruumlşuumlndedir
Sonuccedil olarak yerel mahkemeler CEOrsquonun itibarını koruma gerekliliği ile Soumlzleşmersquoye
utumu sağlama gerekliliği arasında uygun bir denge kurmamıştır Zira buumlyuumlk bir şirkete dair
kamusal menfaatleri ilgilendiren sorunların tartışılması kapsamındaki ifadelerin sınırlanması
iccedilin ccedilok guumlccedilluuml gerekccedileler gerekmektedir Bu nedenle Soumlzleşmersquonin 10 maddesi ihlal edilmiştir
171
Madde 8
Başvurucu şirket CEOrsquonun başvurucu şirket ile ilgili ifadelerinin şirketin itibarına zarar
verdiğini ileri suumlrmuumlştuumlr
Mahkeme bu şikayeti accedilıkccedila dayanaktan yoksunluk nedeniyle kabul edilemez
bulmuştur Oumlncelikle Mahkeme CEOrsquonun yorumlarının guumlccedilluuml şirketlerin faaliyetlerine dair
bilgi ve fikirlerin serbest dolaşımı konusunda bir kamusal yararla ilgili olduğuna dikkat
ccedilekmiştir
Dahası başvurucu şirket Avruparsquoda birccedilok yerde enduumlstriyel sitelere sahip buumlyuumlk bir
şirket olup Oltchimrsquoin hissedarıdır Bu nedenle başvurucu şirkete youmlnelik kabul edilebilir
eleştiri sınırları geniş olmalıdır İkinci olarak Oltchim CEOrsquosunun yorumları Oltchim ve
başvurucu şirket arasındaki muhtemel bir rekabet karşılaşmasıyla bağlantılı konulara ilişkindir
Boumlylelikle CEOrsquonun ifadeleri bir derecede abartı iccedilermiş olsa da bu ifadeler değer yargısıdır
Son olarak yorumların etkisini kanıtlayacak somut bir zarar bulgusunun olmaması nedeniyle
Mahkeme muhtemel bir zararın varlığı konusunda bir spekuumllasyonda da bulunamayacağını
belirtmiştir Bu doğrultuda Mahkeme yerel makamların takdir marjlarını aşmadığını belirterek
başvurunun kabul edilemez olduğuna karar vermiştir
Adil Tazmin
Mahkeme ihlal kararının yeterli bir giderim sağladığı gerekccedilesiyle tazminata
huumlkmetmemiştir
172
Başvuru Adı Popovic ve diğerleri v Sırbistan
Başvuru No 2694413 1461616 1461916 and 2223316
Başvuru Tarihi 1 Nisan 2013 ve 9 Mart 2013
Karar Tarihi 30 Haziran 2020
Karar Linki httphudocechrcoeintfrei=001-203314
Konu Omurilik felccedillileri iccedilin engellilik desteği hakkındaki mevzuatın
ayrımcılık yasağını ihlal etmediği
Olaylar
Başvurucular Dejan Popovic Josip Vicek Miroslav Homa ve Zvonko Nikolic 1983
1947 1959 ve 1977 doğumlu Sırp vatandaşlarıdır Başvurucular omurilik felccedillisi olup
tekerlekli sandalye kullanmaktadır
Başvurucular bir kaza sonrası omurilik felci geccedilirmiştir Başvurucular yuumlzde yuumlz
engelli tanısına sahip olup oumlzellikle başka bir kişiden yardım almaları iccedilin sağlanan oumldenekler
gibi bazı desteklerden faydalanmaktadır
Başvurucular kendileri gibi omurilik felccedillisi kişilerin aynı engele sahip savaş gazisi
statuumlsuumlndeki kişilerden daha az sosyal destek aldıkları ve ayrımcılığa uğradıkları iddiasıyla
Ccedilalışma Bakanlığırsquona karşı dava accedilmıştır Bay Popovic davasını 2008 yılında diğer
başvurucular ise 2007 yılında accedilmıştır
Başvurucuların davaları yerel mahkemeler tarafından reddedilmiştir Mahkemeler
devletin sosyal politikaları belirlemede takdir yetkisinin olduğunu aynı tuumlr engelliliğe sahip
farklı kategorideki bireylere farklı desteklerin sunulmasının ayrımcılık anlamına
gelmeyeceğini belirtmiştir
İhlal İddiaları Başvurucular Soumlzleşmersquoye ek 1 Nolu Protokolrsquouumln 1
maddesiyle bağlantılı olarak Soumlzleşmersquonin 14 maddesinin ihlal edildiğini iddia etmiştir
173
Karar
Mahkeme başvurucuların engelli sivil bireyler olarak engelli savaş gazileriyle
kıyaslanabilir veya goumlrece benzer durumda olup olmadıklarını inceleyeceğini ancak somut
olayda bu incelemenin gerekmediğin belirtmiştir Zira her durumda iki grup arasındaki farklı
muamele objektif ve makul bir gerekccedileye sahiptir
İlk olarak Mahkeme Huumlkuumlmetin her iki grubu engelli hale getiren şartların farklılığı
konusundaki gerekccedilelendirmesini kabul etmiştir Savaş gazileri yuumlksek riskli kamu goumlrevleri
sırasında engelli hale gelmişken diğer başvurucular kaza veya hastalık yoluyla engelli hale
gelmiştir Mevzuattaki sosyal desteklerin farklılaşmasının nedeni de başvurucuların bu farklı
durumlarıdır Dahası ulusal makamlar kamu yararının neyi gerektirdiği konusunda daha iyi bir
konumda olduğundan Mahkeme makul bir temelden accedilıkccedila yoksun olmadığı suumlrece Sırbistan
yasama organının sosyal politika seccedilimlerine genel olarak saygı duyacağını belirtmiştir
Bu nedenle Mahkeme oyccedilokluğuyla Soumlzleşmersquonin ihlal edilmediğine karar vermiştir
174
Başvuru Adı Stravopooulos ve diğerleri v Yunanistan
Başvuru No 5248418
Başvuru Tarihi 31 Ekim 2018
Karar Tarihi 25 Haziran 2020
Karar Linki httphudocechrcoeintengi=001-203165
Konu Doğum belgesinde yer alan ve ccedilocuğun isminin vaftiz yoluyla
verilmediğini goumlsteren ibarenin Soumlzleşmersquonin 9 maddesi kapsamındaki inancını accedilıklamaya
zorlanmama hakkını ihlal ettiği
Olaylar
Başvurucular Nikolaos Stavropoulos Ioanna Kravari ve kız ccedilocukları Stavroula-
Dorothea Yunan vatandaşı olup Birleşik Krallıkrsquota ikamet etmektedir Başvurucu ccediliftin kızları
2007 yılında doğmuş ve doğum belgesi Amarousio kayıt merkezinde kaydettirilmiştir Kayıt
belgesinde ccedilocuğun adı yanında parantez iccedilinde ldquoisim koymardquo şeklindeki el yazısıyla yazılmış
bir notla beraber kaydedilmiştir
Ekim 2007rsquode başvurucular kaydın soumlz konusu notu iccedilermesi nedeniyle iptal edilmesi
iccedilin Yuumlksek İdare Mahkemesirsquone dava accedilmıştır Başvurucular bu kaydın ccedilocuğun vaftiz
edilmediğini goumlsterdiğini ve bu şekilde dini inanccedillarını accedilıkladığını ileri suumlrmuumlştuumlr
Başvurucuların davaları soumlz konusu notun ilgili kanundaki (3441976 sayılı Kanunun
25 maddesi) ibarenin tekrarından ibaret olduğu bu huumlkme goumlre ldquoisim koymardquo işleminin bir
isme sahip olmanın tek kanuni yolu olduğu gerekccedileleriyle reddedilmiştir
İhlal İddiaları Başvurucular Soumlzleşmersquonin 9 maddesi kapsamındaki dini
inanccedillarını accedilıklamama haklarının ihlal edildiğini ayrıca Soumlzleşmersquonin 8 maddesinin de ihlal
edildiğini iddia etmiştir Başvurucular ldquoisim koymardquo (naming) ibaresinin vaftiz edilen
ccedilocuklarının belgelerine yazılmadığını ancak kendi ccedilocuklarının bebeğinin vaftiz edilmediğini
goumlstermek amacıyla bu ibarenin koyulduğunu belirtmiştir
175
Karar
Madde 9
Mahkeme oumlncelikle tarafların belgeye el yazısıyla işlenen ibarenin başvurucuların
Soumlzleşmersquonin 9 maddesi kapsamındaki haklarına bir muumldahale oluşturup oluşturmadığı
konusunda ayrıştıklarını tespit etmiştir Başvurucular ibarenin ccedilocuklarının vaftiz edilmediğini
ifade ettiğini ileri suumlrerken Huumlkuumlmet ibarenin hatayla eklendiğini belirtmiştir
Mahkeme notun tek başına bir dini anlam iccedileren atıf olarak değerlendirilemeyecek
olmasına karşın somut olayın bağlamı uumlccediluumlncuuml başvurucu olan ccedilocuğun vaftiz edilmediğini
goumlsterdiğini belirtmiştir
Uumlccediluumlncuuml taraf olarak Yunan Ombudsmanı tarafından Mahkemersquoye sunulan goumlruumlşte
Yunan makamlarının suumlregelen uygulaması ve yaklaşımına goumlre ccedilocuğun bir isme sahip
olmasının ldquovaftizrdquo ve ldquoisim koymardquo şeklinde iki yolu vardır ve vaftiz edilmemiş ccedilocuklar isim
koyma yoluyla kaydedilir
Huumlkuumlmet her ne kadar aksini iddia etse de Mahkeme Huumlkuumlmet tarafından sunulan
savunmaya ekli resmi belgelerin birccediloğunda resmi kayıt ofisinin bu ibareyi kullandığını
goumlzlemlemiştir Dahası Mahkeme uumlccediluumlncuuml başvurucu olan ccedilocuğun doğum belgesinin sağ
boumlluumlmuumlnde vaftiz edilmeyle ilgili ayrı bir boumlluumlmuumln olduğunu ve başvurucunun belgesinde bu
boumlluumlmuumln boş bırakıldığını tespit etmiştir Boumlylelikle Mahkeme başvurucuların arguumlmanını
haklı bulmuş ve Amarousio kayıt ofisinin eklediği ibarenin hatayla yazılmadığına uumlccediluumlncuuml
başvurucunun isminin nasıl verildiğini goumlsteren bir ibare olarak belgeye eklendiğine karar
vermiştir
Mahkeme başvurucunun soumlz konusu kaydı iccedileren resmi doğum belgesini yaşamı
boyunca oumlrneğin okul kayıtlarında sıklıkla kullanmak durumunda kalacağını bunun da 9
maddenin koruması altındaki inancını accedilıklamaya zorlanmama hakkına muumldahale
oluşturacağını ve dahası idari makamlar nezdinde ayrımcılıkla karşılaşma riski taşıyacağını
vurgulamıştır Mahkeme ayrıca muumldahalenin hukuken oumlngoumlruumllebilir olmadığına 3441976
sayılı kanunun 25 maddesinin kayıt ofislerine bu tuumlr bir ibare ekleme yuumlkuumlmluumlluumlğuuml
getirmediğine ve doğum belgelerine bu ibarenin işlenmesinin kayıt ofislerinin yaygın
176
pratiğinden kaynaklandığına dikkat ccedilekmiştir Bu gerekccedilelerle Mahkeme Soumlzleşmersquonin 9
maddesinin ihlal edildiğine karar vermiştir
Mahkeme başvurucuların 8 madde kapsamındaki şikayetlerinin ayrıca incelenmesine
gerek olmadığına karar vermiştir
Adil Tazmin
Mahkeme Yunanistanrsquoın başvuruculara manevi tazminat olarak muumlştereken 10000
euro masraf ve giderler iccedilin de 1800 euro oumldemesine karar vermiştir
177
Başvuru Adı A ve B Romanya
Başvuru No 4844216
Başvuru Tarihi 11 Ağustos 2016
Karar Tarihi 2 Haziran 2020
Karar Linki httphudocechrcoeintengi=002-12842
Konu Tanık koruma programı kapsamında gerccedilekleştirilen
yuumlkuumlmluumlluumlklerin yerine getirilmesinde birtakım gecikmeler ve ihlaller yaşanmış olsa da
yetkililer pozitif yuumlkuumlmluumlluumlklerini yerine getirmiş olduğundan Soumlzleşmersquonin 2 maddesinin
(yaşam hakkı) ihlalinin gerccedilekleşmemesi
Olaylar Başvurucular Bayan A ve Bay B sırasıyla 1981 ve 1978
doğumlu Romanya vatandaşlarıdır ve ccedilift olarak Rrsquode yaşamaktadırlar
Ağustos 2015rsquote Yargıtayrsquoa bağlı yolsuzlukla muumlcadele savcılığı başvurucuları ldquotehdit
altındaki tanıklarrdquo olarak ilan etti başvurucular başka bir uumlst duumlzey yetkili D ile beraber
yolsuzluk eylemleri iddiasıyla soruşturulan C iccedilin ccedilalışmışlardı Başvurucuların C ve D
arasındaki şuumlpheli işlemlere tanık olduklarına inanılıyordu
Acil koruma Brsquodeki Emniyet Genel Muumlduumlrluumlğuuml tarafından Oumlzel Harekat Servisi ve
yerel polis karakolu aracılığıyla sağlandı Oumlzel Harekat Servisi ivedilikle işe koyulmuş Şubat
2016rsquodan itibaren ikinci bir ekip başvurucuları korumak iccedilin goumlrevlendirilmiştir Ulusal Tanık
Koruma Ofisi başvurucularla goumlruumlşerek Aralık 2015rsquote katılmayı kabul ettikleri program iccedilin
koşullar ve gereklilikleri accedilıklamıştır
Akabinde polis memurlarının goumlrevlerini ve başvurucularının yuumlkuumlmluumlluumlklerini
belirleyen ve başvurucuların imzalamayı reddettiği koruma protokoluumlnuumln EGM tarafından
kullanılması uumlzerine tartışmalar yaşanmıştır Haziran 2016rsquoda Savcılık Yargıtayrsquodan koruma
oumlnlemlerinin kaldırılması ve başvurucuların artık tehlike altında bulunmaması gerekccedilesiyle
tanık koruma programından ccedilıkarılmaları talebinde bulunmuş ancak Yargıtay talebi Ağustos
ayında reddetmiştir
Başvurucular nihayetinde Ulusal Tanık Koruma Ofisi tarafından yuumlruumltuumllen tanık
koruma programına polis tarafından sağlanan koruma ile Ocak 2017rsquode resmen dahil
edilmişlerdir Aynı ay iccedilerisinde koruma protokoluumlnuuml imzalamışlar ve Ulusal Tanık Koruma
178
Ofisinden kimlik bilgilerini değiştirmelerini yurtdışına taşındırılmayı ve kendilerine maddi
yardım sağlanmasını istemiştir Mart 2017rsquode Yargıtay başvurucuların taleplerini reddetmiştir
Başvuruculara goumlre korunmaları iccedilin alınan polis tedbirleri etkisizdir Oumlrneğin polis
memurları tuumlruumlnuumln ilk oumlrneği olduğunu soumlyledikleri goumlrevleri iccedilin herhangi bir talimat
almadıklarını itiraf etmişlerdi Bay B polislerle koruma goumlrevini icra etme youmlntemlerinden
memnun olmadığı iccedilin tartışmalar yaşamış ve bu tartışmalar uumlzerinden birccedilok kez ceza almıştır
Koruma suumlrecinde başvurucular aynı zamanda tehditlerle karşı karşıya kalmıştır
Oumlrneğin iki mermi kapı oumlnlerine bırakılmış ve araba lastikleri yarılmıştır Başvurucular
korumayla ilgili şikayette bulunmuş ancak bu şikayetler ccediloğunlukla reddedilmiştir
Başvurucular 2017rsquode Romanyarsquoyı terk etmiştir
İhlal İddiaları Başvurucular Soumlzleşmenin ccedileşitli maddelerine dayanarak
verimsiz olduğunu iddia ederek tanık koruma programının duumlzenlenmesi konusunda şikayette
bulunmuşlardır
Karar
Madde 2
Mahkeme başvurucuların şikayetlerini yalnızca 2 madde (yaşam hakkı) uumlzerinden
değerlendirmeye karar vermiştir İccediltihadını yineleyerek (oumlzellikle Osman Birleşik Krallık ve
RR ve diğerleri Macaristan) Soumlzleşmersquonin 2 maddesinin yaşam hakkı ihlal edildiği iddia
edilen kişi hayatını kaybetmemiş olsa bile guumlndeme gelebileceğini belirtmiştir
Başvurucular tehdit altındaki tanıklar olarak sınıflandırılmış ve savcılık onların
tehlikede olduğu kanısına varmıştır Tanık koruma kurallarını uygularken yetkililer
başvurucular iccedilin hukukun anlamı dahilinde bir risk olduğunu kabul etmişlerdir Bu nedenle
yetkililer başvurucuların hayatına youmlnelik gerccedilek ve yakın bir risk olduğunu biliyordu veya
bilmesi gerekiyordu İncelenmesi gereken husus yetkililerin kendilerinden bu riskten
kaccedilınmaları iccedilin makul olarak beklenebilecek her şeyi yapıp yapmadıklarıydı
Mahkeme yetkililerin risk tespit edilir edilmez başvurucuları koruma altına aldığını
ancak devamındaki suumlreccedilte birtakım gecikmeler olduğunu belirlemiştir yetkililerin koruma
protokoluumlnuuml hazırlaması ve başvuruculara sunması altı ay başvurucuların programda yer
almaları konusundaki onaylarını temin altına alması uumlccedil aydan fazla savcılığın ilgili kanun
179
kapsamında başvurucuları tanık koruma programı kapsamına almak iccedilin uygun proseduumlruuml
başlatması ise iki ay suumlrmuumlştuumlr
Mahkeme boumlylelikle riskin ilk tespit edildiği Ağustos 2015rsquoten başvurucuların resmi
olarak tanık koruma programına alındığı Ocak 2017rsquoye kadar bir yıl doumlrt aydan fazla zaman
geccedilirildiği konusundaki endişesini ifade etmiştir
Bununla birlikte bu zaman zarfı iccedilerisinde her ne kadar en azından başlangıccedilta ancak
Temmuz 2016rsquoda geccedilerli hale gelen eksik duumlzenlemeler sebebiyle doğaccedillamaya dayalı olsa
bile korunmasız bırakılmamışlardır Ortaya ccedilıkan eksiklikler yetkililer tarafından giderilmiş ve
başvuruculara doğrudan saldırı vuku bulmamıştır
Başvurucuların polis memurlarının deneyim eksikliğini ileri suumlrmuumlş olsa da Mahkeme
buna geccedilmişte benzer yuumlksek riskli goumlrevlendirmelerde yer aldıklarına dikkat ccedilekerek
katılmamıştır Mahkemersquoye goumlre yine de boumlylesi bir deneyim accedilık talimatların eksikliğini ve
yeterli hazırlıkların yapılmasını telafi etmez Polis memurlarının bazen silahsız ve uumlniformasız
oldukları ve yerlerini diğer ekip gelmeden bıraktığı belirlenmiştir Bahsi geccedilen ihmaller
soruşturma yapan ve gerektiğinde kınama cezası veren yetkililer tarafından ciddiye alınmasına
rağmen başvurucuların korunmasından taviz verme riski taşımaktadır
Mahkeme boumlyle bir durumun başvurucularla polis arasındaki uyuşmazlığın ve
guumlvensizliğin artmasına katkıda bulunduğunu kabul ederken bunun başvurucuların kışkırtıcı
davranışlarını ve korunmalarına youmlnelik sorumluluklarını goumlz ardı etmelerini haklı
goumlstermeyeceğini belirtmiştir
Başvurucular yasalar tarafından duumlzenlenmiş ve nihayetinde imzaladıkları koruma
protokollerine de dahil edilen yetkililerle işbirliği yapmaya youmlnelik yuumlkuumlmluumlluumlklerinin
tamamıyla farkındaydılar Uygulamada ise yuumlkuumlmluumlluumlklerini yerine getirmede defalarca
başarısız olmuş ve protokolleri ihlal etmişlerdir
Diğer hususların yanı sıra işbirliği sağlamamışlar ve polis memurlarına uygunsuz hal
ve hareketlerde bulunmuşlardır Koruma tedbirlerinden kaccedilınmaya ccedilalışmış polis
memurlarının işlerini yapmalarını zorlaştırmış ve iddiaya goumlre kendilerine yeni iş bulma
yuumlkuumlmluumlluumlğuuml ile ilgili olarak yetkililere ulaşılamaz taleplerde bulunmuş ve uzlaşmayı
reddetmişlerdir
180
Dahası başvurucular koruma altındaki tanık statuumllerini riske atacak şekilde sosyal
medya ve televizyonda mevcudiyet goumlstermişlerdir Başvurucular ayrıca Romanya iccedilinde
başka bir yere yerleştirilme teklifini reddetmiş Yargıtay ise dikkatli bir inceleme yaptıktan ve
gerekccedileler sunduktan kimliklerinin değiştirilmesi ve yurtdışına taşınma taleplerini
reddetmiştir
Başvurucular Yargıtayrsquoın kararını ve koruma protokollerine uyma yuumlkuumlmluumlluumlklerini
goumlrmezden gelerek yurtdışına taşınmaya karar vererek uygulamada koruma statuumllerini
sonlandırmış ve potansiyel olarak kendilerini ciddi risk altına sokmuşlardır Bu durumda bile
yetkililer korumayı geri ccedilekmemiş ve hatta iletişimi suumlrduumlruumlp maddi yardım sunmaya devam
etmişlerdir
Mahkeme yasanın oumlngoumlrduumlğuuml bir seccedilenek olan tanık koruma programından geri ccedilekme
yerine başvurucuların işbirliğine yanaşmamalarına rağmen korumayı suumlrduumlrme ccedilabalarından
dolayı yetkililere takdirini sunmuştur Boumlylelikle Mahkeme yetkililerin başvurucuların
hayatlarına youmlnelik iddia edilen riskten kendilerinden makul surette beklenebilecek şekilde
korumak iccedilin gerekeni yaptığını hesaba katarak Soumlzleşmersquonin 2 maddesindeki gerekliliklere
uyulduğuna ve huumlkmuumln ihlal edilmediğine karar vermiştir
181
Başvuru Adı Boljević Sırbistan
Başvuru No 4744314
Başvuru Tarihi 20062014
Karar Tarihi 16 Haziran 2020
Karar Linki httphudocechrcoeintengi=001-203052
Konu Başvurucunun zamanaşımına uğramış soybağı davasıyla ilgili
modern DNA testi youmlntemlerini kullanmasına izin verilmeden koumlkenini kanıtlama hakkından
mahrum bırakılmasının Soumlzleşmersquonin 8 maddesini (oumlzel ve aile hayatına saygı hakkı) ihlal
ettiği
Olaylar Başvurucu Peđa Boljević 1969 doğumlu bir Sırp vatandaşıdır
ve Ečkarsquoda (Sırbistan) yaşamaktadır 20112012 yılına kadar başvurucu Bay Arsquonın tartışmasız
şekilde biyolojik babası olduğunu duumlşuumlnmektedir Bununla birlikte Bay Arsquonın oumlluumlmuumlnuuml
izleyen miras davasında 1970 yılında verilen Bay Arsquonın biyolojik babası olamayacağına dair
kesinleşmiş mahkeme kararından haberdar olmuştur Mahkeme bu sonuca temelde
başvurucunun annesi ve Bay Arsquonın tanışmasıyla ilgili tanık ifadesine dayanarak ulaşmıştır
Ocak 2012rsquode başvurucu ve annesi soybağı davasının yeniden accedilılmasını talep
etmişlerdir Başvurucunun 1970 yılında verilen karardan daha yeni haberdar olduğunu kararın
verildiği doumlnemde DNA testi yaptırmanın muumlmkuumln olmadığını ancak guumlnuumlmuumlzde testin
mahkeme kararıyla yaptırılabileceğini savunmuşlardır Dahası Bay A resmi doğum
kayıtlarında her zaman başvurucunun babası olarak geccedilmiştir
İlk ve ikinci derece mahkemeleri zamanaşımı gerekccedilesiyle başvurucunun talebini
reddetmiştir Bilhassa yeni olgu ve delillere dayanan davanın yeniden accedilılması başvurusunun
nihai karar verildikten sonraki 5 yıl iccedilinde mevcut olayda 1977 yılında yapılması gerekiyordu
Temyiz Mahkemesi ayrıca başvurucunun 1970 kararlarından yeni haberdar olduğu iddiasını
ise geccedilmişteki dava suumlrecinde başvurucunun hakları yasal vasisi tarafından teminat altına
alındığı gerekccedilesi ile yersiz bulmuştur
Anayasa Mahkemesi de 2014 yılında başvurucunun bireysel başvurusunu reddetmiştir
182
İhlal İddiaları Bay Boljević Bay Arsquonın biyolojik babası olduğunu
kanıtlayabilmek iccedilin DNA testi yaptırma fırsatından mahrum bırakıldığından hareketle
Soumlzleşmersquonin 8 maddesinin (oumlzel ve aile hayatına saygı hakkı) ihlal edildiğini ileri suumlrmuumlştuumlr
Karar Mahkeme Sırp yargı makamlarının 1970rsquode tamamlanmış
hukuk yargılamasının yenilenme talebini reddetmesinin hukuka uygun olduğunu tespit
etmiştir İlk ve ikinci derece mahkemelerinin muhakemesinde keyfiliğe dair hiccedilbir kanıt
goumlruumllmemektedir
Buna ek olarak ret kararı hukuki guumlvenlik ve başkalarının haklarının korunması meşru
amaccedillarına youmlnelik olarak verilmiştir Oumlzellikle soybağı ile ilgili yargılamalarda konulan
zaman sınırlaması baba olarak goumlruumlnen kişileri eskimiş iddialardan korumak ve mahkemelerin
uzun yıllar oumlncesine dayanan esasa ilişkin tespitler yapması gerektiğinde olası adaletsizliği
oumlnlemeyi amaccedillamaktaydı
Ancak başvurucunun davasıyla ilgili oumlzel koşullar ve şahsi kimliğinin oumlnemli bir
kısmını keşfetmesinin mevzubahis olduğu goumlz oumlnuumlnde bulundurulduğunda Mahkemeye goumlre
hukuki guumlvenliğin sağlanması tek başına başvurucuyu koumlklerini oumlğrenme hakkından mahrum
etmek iccedilin yeterli bir gerekccedile değildir
Nitekim Huumlkuumlmetin de kabul ettiği uumlzere başvurucunun yargılamanın yenilenmesi iccedilin
son başvuru tarihini uzatmasının yasal bir yolu bulunmamaktadır Bu nedenle onun oumlzel
durumu dikkate alınarak ilgili menfaatler arasında herhangi bir denge sağlanamamıştır
Mahkeme oumlzellikle başvurucunun bildiği kadarıyla 20112012rsquode miras davasının
accedilılmasına kadar Bay Arsquonın başvurucunun biyolojik babası olduğunu kaydetmiştir Dahası
Bay A 2014 ve 2019rsquoda ccedilıkarılan doğum sertifikalarında da hala başvurucunun babası olarak
geccedilmektedir
Her haluumlkarda oumllen bir kişinin olayda Bay Arsquonın oumlzel hayatının DNA oumlrneği talebi
sebebiyle koumltuuml youmlnde etkilenemez Ayrıca dava dosyasında merhumun ailesinin DNA testine
nasıl tepki verecekleri yer almamıştır
Mahkemenin taraf devletlere başvurucunun davasında olduğu gibi hassas konularda
tanıdığı takdir marjına bakılmaksızın buumltuumln bu sebeplerden oumltuumlruuml Mahkeme Sırp yetkili
makamlarının başvurucunun Soumlzleşme ile korunan oumlzel hayata saygı hakkını teminat
almadığını tespit etmiştir
183
Dolayısıyla somut olayın tuumlm oumlzellikleri dikkate alındığında Soumlzleşmersquonin 8 maddesi
ihlal edilmiştir
Adil tazmin (Madde 41)
Mahkeme ihlal tespitinin başvurucunun uğradığı herhangi bir manevi zarar iccedilin kendi
başına yeterli adil tazmin olduğuna karar vermiştir
184
Başvuru Adı Association Innocence en Danger ve Association Enfance et
Partage Fransa
Başvuru No 1534315 ve 1680615
Başvuru Tarihi 26032015 ve 07042015
Karar Tarihi 04 Haziran 2020
Karar Linki httphudocechrcoeintengi=001-202716
Konu Okul muumlduumlruuml tarafından bir ccedilocuğa youmlnelik hazırlanan koumltuuml
muamele raporu devletin soruşturma yuumlkuumlmluumlluumlğuumlnuuml etkin hale getirmişken yetkili
makamların gerekli oumlnlemleri almayarak ccedilocuğun oumlluumlmuumlne engel olamamasının Soumlzleşmersquonin
3 maddesini (işkence yasağı) ihlal etmesi
Olaylar Başvurucular Paris merkezli iki Fransız ccedilocuk koruma
derneğidir 2001 doğumlu M başta isminin bilinmesini istemeyen ve bebeğini terk eden annesi
tarafından bir ay sonrasında geri alınmıştır Sonrasında iki ebeveyni ve kardeşleriyle birlikte
yaşamış ve okula ilk kez 6 yaşında Nisan 2007rsquode gitmiştir Ailesi her taşındığında
kaydettirildiği ccedileşitli okullarda pek ccedilok guumln devamsızlık yapmıştır İlk okul doumlnemi olan 2007-
2008 doumlneminden itibaren Mrsquonin oumlğretmenleri ccedilocuğun vuumlcudunda duumlzenli olarak ccedileşitli yara
izleri olduğunu kaydetmiştir
Haziran 2008rsquode okul muumlduumlruuml Le Mans savcılığına ve boumllge konseyi başkanına (yetkili
yerel makam) ldquoccedilocuk koruma raporurdquo goumlndermiştir Taşındıktan sonra Mrsquonin kız kardeşi ve
erkek kardeşlerinin aksine yeni okuluna gelmemesi muumlduumlruuml kaygılandırmıştır Muumlduumlr oumlnceki
okul muumlduumlruumlnuumln kendisini şuumlpheli koumltuuml muamele hakkında bilgilendirmesi ve yine aynı okulun
oumlğretmenlerinin Mrsquonin vuumlcudunda fark edilen yaralardan bahseden okul dosyasını teslim
almasından sonra ccedilocuğun okuldaki yokluğundan endişe duymuştur
Aynı guumln savcılık jandarmadan olayı soruşturmasını istemiştir Temmuz 2008rsquode
sosyal hizmetler son zamanlarda oluşan morarmalarla ilgili savcılığı bilgilendirmesinin
uumlzerine adli tabip goumlrevlendirilmiştir Birkaccedil guumln sonrasında M babasının goumlzuuml oumlnuumlnde
muayene edilmiştir Doktor daha oumlnceden oluşan lezyonları tespit etmiş ve şiddet veya koumltuuml
muamele seccedileneklerini tespit edemediğini belirtmiştir Ertesi hafta M ccedilocuk succedillarını oumlnleme
birimi binasında sorgulanmıştır ve sorgu kayda alınmıştır
185
Eyluumll 2008rsquode goumlrevli kıdemli polis memuru Mrsquonin istismar mağduru olduğunu
goumlsteren herhangi bir kanıt olmadığı sonucuna vardığı bir rapor hazırlamıştır 2008rsquoin ekim
ayının başlarında savcılık succedil iddiasının yetersiz şekilde dile getirilmesi sebebiyle dosyayı
kapatmıştır
Nisan 2009rsquoda o zamanın okul muumlduumlruuml ve okul doktoru Mrsquonin babasının ccedilocuğu ccedilocuk
acil servisine goumltuumlrmesini istemişler ve Ms bir ay hastanede yatmıştır Bu sırada okul muumlduumlruuml
Mrsquonin oumlğrenim yılının başından beri 33 guumln okula gelmediğini ve okula sıklıkla bariz
accedilıklaması olmayan ufak yaralanmalar ile geldiğini belirterek endişelerini boumllge konseyi
başkanına bildirmiştir Haziran 2009rsquoda iki sosyal hizmetler ccedilalışanı farklı tarihlerde ccedilocuğun
evini ziyaret etmiştir Oumlzel olarak endişelenmeyi gerektirecek herhangi bir sebep olmadığını
belirtmişlerdir
Eyluumll 2009rsquoda Mrsquonin babası kızının bir fast-food restoranının otoparkında
kaybolduğunu polise bildirmiştir Ccedilocuğun bulunması iccedilin buumlyuumlk bir arama ekibi
oluşturulmuştur Ertesi guumln baba nihayetinde soruşturmacıları ccedilocuğun cansız bedeninin
bulunduğu noktaya youmlnlendirmiştir Oumlluumlm tahmini olarak 6 Ağustosrsquou 7 Ağustosrsquoa bağlayan
gece gerccedilekleşmiştir
Haziran 2012rsquode ebeveynler Sarthe Ağır Ceza Mahkemesi tarafından oumlluumlme yol accedilan
işkence ve vahşice eylemlerin ebeveyn tarafından kuumlccediluumlğe işlenmesi succedilundan 30 yıl hapis
cezasına ccedilarptırılmıştır İki başvurucu dernek kovuşturma aşamasına muumldahil olmuşlardır ve
ebeveynlerin başvuruculara tazminat olarak sembolik bir miktar Euro oumldemesine karar
verilmiştir
Ekim 2012rsquode başvurucu dernekler oumlzellikle Haziran-Ekim 2008 tarihlerinde
soruşturma ekiplerinin ve savcılığın ihmalkacircr hatalarından dolayı ağır kusurlu oldukları
iddiasıyla adalet sistemindeki hatalı işleyişten oumltuumlruuml devletin hukuki sorumluluğuna gidilmesi
iccedilin dava accedilmışlardır Başvurucuların tuumlm iddiaları reddedilmiştir
İhlal İddiaları Başvurucu dernekler oumlzellikle Soumlzleşmersquonin 2 maddesi
(yaşam hakkı) ile 3 maddesine (işkence yasağı) dayanarak Fransız yetkililerinin Mrsquoyi
ebeveyn istismarından koruyamadıklarından şikayetccedili olmuşlardır
Innocence en Danger Derneği 13 madde (etkili başvuru hakkı) uyarınca devletin
adalet sisteminin hatalı işleyişinden doğan sorumluluğunu uumlstlenmesi iccedilin ağır ihmalin
varlığını iddia etmiştir
186
Karar
Başvurucu derneklerin taraf ehliyeti
Huumlkuumlmet başvurucu derneklerin Mrsquoyi temsilen Mahkeme oumlnuumlnde dava accedilma
ehliyetlerinin olmadığını ileri suumlrmuumlştuumlr
Ancak Mahkeme istisnai koşullar ccedilerccedilevesinde asıl amacı ccedilocukların korunması olan
ve yerel dava suumlrecinde de usuli bir statuumlye sahip bir şekilde aktif rol almış başvurucu
derneklerin Mrsquonin fiili temsilcileri olarak değerlendirilebileceği goumlruumlşuumlndedir
Mahkeme uyuşmazlığın yerel makamların koumltuuml muameleyi fark edip bu eylemlerin
ccedilocuğun nihayetinde oumlluumlmuumlne sebebiyet vermesinden koruyup koruyamayacağı sorusuyla ilgili
olduğunu tespit ederek dava dilekccedilesini yalnızca 3 madde kapsamında incelemeye karar
vermiştir
Madde 3 (İşkence ve insanlık dışı veya aşağılayıcı muamele yasağı)
Mahkeme okul muumlduumlruumlnuumln 19 Haziran 2008 tarihli raporu ile yetkililerin Mrsquonin koumltuuml
muamele ve daha ileri duumlzeyde istismar ile karşı karşıya olabileceği riskinden haberdar
edildiğini kaydetmiştir Rapor devletin olayı araştırma pozitif yuumlkuumlmluumlluumlğuumlnuuml gerekli
kılmıştır
Mahkeme yerel makamların tehlikeyi goumlz ardı etmemek ile aile hayatına saygı duyma
arasında adil denge kurmak gibi hassas bir konuda yaşadığı zorlukların farkındadır Mahkeme
ayrıca raporun ulaştığı guumln savcılığın jandarmaya soruşturma başlatması talimatını verme
konusunda duyarlı olduğunu da kaydetmiştir Dahası ccedilocuğun ifadesinin kayıt altına alınması
ve adli tabip tarafından muayene edilmesi gibi faydalı tedbirler de alınmıştır Ancak Mahkeme
bazı diğer unsurların bu bulguların oumlnemini zayıflattığı goumlruumlşuumlndedir
İlk olarak savcılığın derhal harekete geccedilmesine cevaben durum 13 guumln geccedilene kadar
polise soruşturulması iccedilin bildirilmemiştir İkinci olarak ccedileşitli işaretler ve belirtiler rapor 19
Haziran 2008rsquode goumlnderilir goumlnderilmez yetkililerin ilgisine sunulmuştur Ccedilocuğun
vuumlcudundaki yaralar ortaya ccedilıktığında goumlsterdiği tepkiler ve olayın perde arkasında geccedilenlerle
ilgili bilgi toplamak uumlzere oumlğretmenlerle goumlruumlşmek faydalı olabilirdi Oumlğretmenler ccedilocukları
guumlnluumlk olarak yakından goumlzlemledikleri ve bazen ccedilocuğun guumlvendiği yegane insanlar oldukları
iccedilin ccedilocuk istismarını oumlnlemede oumlnemli rol oynamaktadırlar
187
Oumlzellikle aile pek ccedilok kez taşındığından Mrsquonin aile ccedilevresini accedilıklığa kavuşturmak
iccedilin araştırma yapılması faydalı olabilirdi Soruşturmanın başındaki polis memuru tarafından
anne polis karakolunda değil kendi evinde kısa ve oumlz bir şekilde sorgulanmıştır Dahası Mrsquonin
adli tıp muayenesi esnasında babasının orada olması sebebiyle bu goumlruumlşme hedefle youmlnelik
sorular sormayı iccedileren bir soruşturma bağlamında ccedilocukla gerccedilek bir goumlruumlşme olarak kabul
edilemez
M ile goumlruumlşme sırasında her ne kadar bir şikayette bulunmamış olsa da goumlruumlşme bir
psikolog olmadan gerccedilekleştirilmiştir Boumlyle bir koşul zorunlu olmasa da boumlyle bir uzmanın
varlığı rapor ve adli tıp muayenesinden sonra doğan kaygıları accedilıklığa kovuşturmak iccedilin uygun
olabilirdi
Soruşturmanın takipsizlikle sonuccedillanmasını sorgulamak Mahkemersquoye duumlşmemekte
ancak diğer taraftan yetkililerin takipsizlik kararından sonra olayı tamamen guumlndemden
ccedilıkarmak yerine belirli tedbirleri alması gerekmekte idi Eğer savcılık kendi kararını sosyal
hizmetlere bildirerek sosyal hizmetler tarafından yapılacak bir araştırmanın ya da ccedilocuğun
goumlzetim altına alınmasının gerekliliğini vurgulasaydı soruşturmanın sonlandırılmasından
sonra sosyal hizmetlerin uygun bir eylemde bulunma ihtimalini arttırmış olurdu
Ek olarak olayların geccediltiği doumlnemde ilgili boumllgede bilgilerin merkezileştirilebileceği
bir mekanizma (oumlrneğin ldquoCRIPrdquo bilgi toplama birimi) bulunmamaktadır Buumltuumln bu unsurların
bir araya gelmesi sonucunda ccedilocuğun goumlzlem altında tutulması ve yargı mensupları ile sosyal
hizmetler yetkililerin arasında herhangi bir etkili bilgi alışverişinin gerccedilekleşmesi ihtimalini
azalmıştır
Takipsizlik kararından nihayetinde haberdar olan sosyal hizmetler iddiaya goumlre 27
Nisan 2009 tarihli endişe verici rapordan sonra ev ziyaretleri dahil olmak uumlzere harekete
geccedilmiştir Bununla birlikte raporla aynı tarihlerde Mrsquonin hastanede bir ay yattığı ve bunun
sonucunda ccedilocuk sağlığı biriminin sosyal hizmetlerle iletişime geccediltiği goumlruumllduumlğuumlnde sosyal
hizmetlerin ccedilocuğun durumu konusunda daha tedbirli davranmasının gerektiği ortaya
ccedilıkmaktadır Ancak takipsizlik kararının ardından ccedilocuğun iccedilinde bulunduğu asıl durumu
tespit edebilecek etkin eylemlerde bulunulmamıştır
Buumltuumln bu sebeplerden oumltuumlruuml Mahkeme mevcut sistemin Mrsquoyi kendisinin oumlluumlmuumlne yol
accedilan ailesinin istismarından koruyamadığı sonucuna ulaşmıştır Dolayısıyla Soumlzleşmersquonin 3
maddesi ihlal edilmiştir
188
13 Madde (Etkili başvuru hakkı)
Mahkeme Fransız kanun koyucunun devletin hukuki sorumluluğuna gidilebilmesi
iccedilin adalet sisteminin hatalı işleyişine sebebiyet veren ihmali davranışların ardı ardına
meydana gelmesi gibi ağır ihmalin varlığının ortaya konmasını aramasını mantıklı bulmuştur
Ayrıca bu kuralların sınırlı bir bağlamda uygulanmasının adalet sisteminin karmaşıklığını
dikkate alan ve soruşturma ile yargı guumlccedillerinin sistemli bir şekilde işlemesini teminat altına
almaya ccedilalışan bir yasama tercihine karşılık geldiğini de kabul etmiştir
Mahkeme mevcut davada Innocence en Danger derneğinin polis ve savcılığın
hizmetlerine atfettiği eksikliklerle ilgili şikayetlerini incelettirmek uumlzere adli mahkemelerde
dava accedilma yetkisi olduğunu kaydetmiştir İlgili mahkeme bu şikayetler hakkında karar verme
yetkisine sahiptir ve gerccedilekten de başvurucu derneğin tuumlm iddialarını ve gerekccedilelerini
sunabildiği yargılamada kendisini yalnızca ciddi ihmal eylemleriyle sınırlamaksızın davayı
incelemiştir
Mahkemersquonin goumlruumlşuumlne goumlre başvurucu derneğin iddialarının reddedilmesi kanun
yolunun etkili olup olmadığına karar verilebilmesi iccedilin tek başına yeterli değildir Soumlzleşmersquonin
13 maddesi kapsamındaki etkililik yargılamanın başvurucu lehine sonuccedillanmasına bağlı
değildir Dolayısıyla Soumlzleşmersquonin 3 maddesi ile bağlantılı olarak 13 madde ihlal
edilmemiştir
Madde 41 (Adil tazmin)
Mahkeme Fransarsquonın başvurucu Innocence en Danger Derneğirsquone manevi tazminat
iccedilin 1 Euro tutarında sembolik tazminat ve masraf ve giderler iccedilin 15000 Euro oumldemesine
huumlkmetmiştir Diğer başvurucu derneğin adil tazmin kapsamında herhangi bir talep ve iddiası
bulunmamaktadır
189
Başvuru Adı Draskovic Karadağ
Başvuru No 4059717
Başvuru Tarihi 31052017
Karar Tarihi 09 Haziran 2020
Karar Linki httphudocechrcoeintengi=001-202763
Konu Otoritelerin dul bir kadının kocasının cenazesinin yerini
değiştirme hakkını ihlal etmesi
Olaylar Başvurucunun eşi 1995 yılında Belgradrsquoda vefat etmiştir Eski
Yugoslavyarsquodaki savaş nedeniyle eşinin cenazesi Karadağrsquoda yeğenine ait bir aile arsasına
goumlmuumllmuumlştuumlr Haziran 2014rsquote başvurucu eşinin cesedini Trebinjersquode sahibi olduğu bir mezara
taşımak istemiş fakat yeğeni reddetmiştir Başvurucu Şubat 2015 yılında Herceg Novi ilk
derece mahkemesine bu talebini sunmuş mahkeme tarafından reddedilmiştir Mahkeme eşinin
cenazesi uumlzerine veya goumlmuumllduumlğuuml yerden doğan herhangi bir hakkı olmadığı gibi yasal bir
menfaatinin de bulunmadığına karar vermiştir Daha sonra Nisan 2015rsquote Yuumlksek Mahkeme
ilk derece mahkemesinin kararını onamıştır Haziran 2015rsquote başvurucu Anayasa
Mahkemesirsquone başvurarak yeğeninin rızası olmadan cenazenin mezarını accedilmak veya nakil
etmek iccedilin resmi bir izin alamamasının anayasal haklarına aykırı olduğunu ileri suumlrmuumlştuumlr
Yerel mahkemelerin de başvurucunun talebini reddedip ccediloumlzuumlmuuml davalı tarafın iradesine
bırakmış olmakla başvurucunun adil yargılanma ve aile hayatı hakkının ihlal edildiği iddia
edilmiştir Şubat 2017rsquode Anayasa Mahkemesi başvurucunun itirazını reddetmiştir Ağustos
2019da sıhhi muumlfettişlik başvurucuya sıhhi muumlfettişin mezar accedilma ve nakil izinlerini
vermekle sorumlu olduğunu mektupla bildirmiştir
İhlal İddiaları Başvurucu yerel mahkemelerin esasa ilişkin kararı
vermemesinin Soumlzleşmersquonin 8 maddesinin (aile ve oumlzel hayata saygı hakkı) ve 6 sect 1 (adil
yargılanma hakkı) maddesinin ihlali olduğunu iddia etmiştir
Karar
Madde 8
190
Mahkeme ilk olarak Huumlkuumlmetin başvurucunun etkili iccedil hukuk yollarını tuumlketmediğine
ilişkin itirazını reddetmiştir Oumlzellikle Başvurucunun sıhhi muumlfettişliğe veya belediye cenaze
şirketine kocasının cenazesinin kazılarak nakledilmesi iccedilin hiccedilbir zaman talepte bulunmamıştır
Mahkeme bir mezarlık arsası sahibinin mezar accedilmak iccedilin izin vermeyi reddetmesi
uumlzerine accedilılabilecek davalarda hiccedilbir usul bulunmadığını kaydetmiştir Nitekim sağlık
muumlfettişliği başvurucuya bu tuumlr anlaşmazlıkları ccediloumlzme yetkisi olmadığını bildirmiştir Bu
nedenle soumlz konusu hukuk yolunun varlığı teoride ve pratikte yeterince kesin olmayıp bu
nedenle erişilebilirlik ve etkililikten yoksun olmaktaydı
Mahkeme yeni bir defin yerine nakledilmek uumlzere bir akrabanın mezarının ortaya
ccedilıkarılması talebinin 8 madde kapsamına girip girmediğine dair daha oumlnce accedilık bir tutum
benimsemediğini kaydetmiştir Oumlte yandan Mahkeme Elli Poluhas Doumldsbo İsveccedil davasında
eşinin cenaze kuumlllerinin yeni bir mezar yerine goumltuumlruumllmesine izin verilmemesinin dul eşin oumlzel
hayatına bir muumldahale olduğu varsayımında bulunmuştur
Mahkeme şimdi başvurucunun olayında olduğu gibi yakın bir akrabanın mezar accedilma
ve nakil talebinin aslında ilke olarak oumlzel ve aile hayatı huumlkmuumlnuumln her iki youmlnuuml altında
incelenebileceğini tespit etmiştir Hakkın niteliği ve kapsamı ile devletin yuumlkuumlmluumlluumlklerinin
kapsamı olayın oumlzel koşullarına ve gerccedileklerine bağlıdır
Elli Poluhas Doumldsbonun aksine başvurucunun şikayetinin kilit youmlnuuml mahkemelerin
uumlccediluumlncuuml bir taraf aleyhindeki iddiasına ilişkin esaslı bir inceleme yapmamış olmasıdır
Dolayısıyla başvurucunun olayı Devletler ldquooumlzel ya da aile hayatına saygırdquo hakkını
nasıl guumlvence altına alacaklarını seccedilerken bireyler arasındaki ilişkiler kapsamındaki
goumlrevleriyle ilgili bir miktar takdir yetkisine (ldquotakdir payırdquo) sahip olmaktadırlar Devletin
yuumlkuumlmluumlluumlkleri soumlz konusu olduğunda bireyin ve toplumun birbiriyle ccedilatışan ccedilıkarları arasında
adil bir denge kurulmasına oumlzen goumlsterilmelidir
Bayan Draškovićin davasında tartılması gereken şey mezarların kutsallığını
sağlamada toplumun roluuml ve yeğenin haklarına karşı kocasının kalıntılarını ccedilıkarmak ve
nakletmekle ilgilidir Mahkeme Elli Poluhas Doumldsbo davasında ulusal makamların bu tuumlr
konularda kendilerine tanınan geniş takdir yetkisi dahilinde hareket ettiklerini tespit ettiğini
kaydetmiştir Şoumlyle ki ulusal makamlar ilgili tuumlm koşulları dikkate almış ve yerel mahkeme
kararları iccedilin ilgili ve yeterli gerekccedileler sunmuşlardır
191
Oumlte yandan Bayan Draškovićin olayında mahkemeler mezar accedilma ve kaldırmanın
pratik accedilıdan muumlmkuumln veya kolay olup olmadığını ve herhangi bir halk sağlığı ccedilıkarının soumlz
konusu olup olmadığını değerlendirmekte başarısız olmakla kalmamış aynı zamanda diğer
konuları da accedilıklığa kavuşturmamıştır Oumlrneğin kocanın Karadağda goumlmuumllmek isteyip
istemediği araştırılmamış Bosna Hersekte mi ya da Belgradrsquota mı yaşadığı incelenmemesinin
yanında kendisi ile Bayan Draškovićin Bosna Hersekteki arsayı birlikte goumlmuumllmek iccedilin alıp
almadıkları da dikkate alınmamıştır
Mahkeme ayrıca Devletin herhangi bir menfaat ccedilatışmasını dengelemek iccedilin uygun bir
yasal ccedilerccedileve oluşturup oluşturmadığını ve bu menfaatleri belirleyip uygun şekilde dengeleyip
dengelemediğini incelemiştir
İlk olarak yerel mevzuatın başvurucununki gibi olayları duumlzenlemekte goumlruumlnmediğini
dolayısıyla başvurucunun 8 madde haklarına getirilen kısıtlamaların orantılılığını goumlzden
geccedilirmek iccedilin bir mekanizma sağlamadığını kaydetmiştir Nitekim aile uumlyeleri arasında
mezardan ccedilıkarma veya bir akrabanın son mezar yeri ile ilgili bir anlaşmazlığı ccediloumlzecek
mekanizmalar iccedilin herhangi bir mevzuat oumlngoumlruumllmemiştir
Kazılardan sorumlu idari makam da bu tuumlr anlaşmazlıkları ccediloumlzme yetkisine sahip
değildi Aksine taraflara meseleyi ccediloumlzduumlkten sonra mezar accedilma talebinde bulunma talimatı
verdi Bu tuumlr menfaat ccedilatışmalarının dengeleme beceresinin olmadığı davalarda ccedilekişmeli
yargı yolu başarılı olabilirdi
Ancak hukuk mahkemeleri başvurucunun ldquomuumllkiyetle ilgili statuumlyle ilgili ve
iddiasında başka herhangi bir menfaatirdquo bulunmadığına huumlkmetmiştir
Dolayısıyla yerel mahkemeler Başvurucu iccedilin 8 madde kapsamında herhangi bir
hakkın varlığını tanımamış veya bunları kocasının yeğeninin menfaat ccedilatışmalarında dengeyi
sağlayamamışlardır Mahkeme Soumlzleşmenin bu huumlkmuumlnuumln ihlal edildiği sonucuna varmıştır
Diğer maddeler iccedilin Mahkeme inceleme gerekliliğinin olmadığına karar vermiştir
192
Başvuru Adı Erlich ve Kastro Romanya
Başvuru No 2373516 ve 2374016
Başvuru Tarihi 20042016
Karar Tarihi 09 Haziran 2020
Karar Linki httphudocechrcoeintengi=001-203114
Konu Romanya Cezaevindeki iki Yahudi mahpusun koşer yemekleri
ihtiyaccedillarının karşılanması iccedilin ulusal makamların yeterli imkanı sağladığı gerekccedilesiyle
Soumlzleşmersquonin 9 maddesinin ihlal edilmediği
Olaylar Rahova Cezaevirsquonde mahpus olan iki İsrail vatandaşı
tutuklulukları suumlrecinde meydana gelen olaylar uumlzerine şikayette bulunmuşlardır Her iki
Başvurucu da belirtilmemiş tarihlerde Rahova Cezaevirsquonde dini gerekliliklerine uygun olarak
koşer yemeklerinin bulunmadığından şikayet etmiştir Temmuz 2015rsquote hapis cezalarının
denetiminden sorumlu yargıccedil başvurucuların şikayetlerini reddetmiştir Kararın gerekccedilesine
goumlre başvurucular kendi ailelerinden gelen gıda maddelerini alabilir veya cezaevi
duumlkkanından koşer uumlruumlnlerini satın alabilirlerdi fakat bunu yapmak istememişlerdir
Başvurucular ise bu karara itiraz etmişlerdir Ekim 2015te Buumlkreş İlk Derece Mahkemesi
Rahova Cezaevirsquonin koşer yemek hazırlamak iccedilin gerekli tesislerden yoksun olduğunu ve bu
tuumlr yemeklerin dışarıdan bir tedarikccediliden satın alınmasının gerektiğini ve bu tedarik iccedilin belirli
bir buumltccedile ve satın alma proseduumlruuml gerektiğini belirterek itirazları kabul etmiştir Mahkeme bu
tuumlr yeni tedbirlerin uygulanmasının zaman alacağını oumlngoumlrerek Rahova Cezaevirsquonin
Başvurucular iccedilin kişisel ihtiyaccedillarını karşılamaya yetecek miktarda ve bir oumldeme karşılığında
guumlnluumlk koşer yemek almalarına izin vermesine huumlkmetmiştir Mahkeme ayrıca Cezaevinin
diğer mahpuslarla aynı koşullarda yemek dağıtımını sağlamasını ve tedarik edemeyecekleri
guumlnlerde yemeklerin depolanmasının kolaylaştırılması gerektiğine işaret etmiştir Yemeklerin
maliyeti ile ilgili olarak mahkeme başvurucuların bu tuumlr konularda yetkili olan olağan hukuk
mahkemelerine başvurarak mahkumlara uygulanan yemek yeme kurallarında belirtilen sınırlar
dahilinde tazminat talep edebileceklerini belirtmiştir Dava dosyasından başvurucuların hukuk
mahkemelerinden tazminat talep etmedikleri anlaşılmaktadır
193
İhlal İddiaları Başvurucu yerel mahkemelerin esasa ilişkin kararı
vermemesinin Soumlzleşmersquonin 8 maddesinin (aile ve oumlzel hayata saygı hakkı) ve 6 sect 1 (adil
yargılanma hakkı) maddesinin ihlali olduğunu iddia etmiştir
Karar
Madde 9
Mahkeme Romanya devletinin din oumlzguumlrluumlğuuml hakkını hem Anayasa hem de mevzuatta
accedilıkccedila koruduğunu ve resmi olarak tanınan inanccedillar arasında Yahudi dininin olduğunu
goumlzlemlemiştir Ayrıca bir mevzuatın (2542013 sayılı Kanun ve uygulama youmlnetmelikleri)
cezaevinde din oumlzguumlrluumlğuuml hakkının kullanılması konusunda yeterince oumlngoumlruumllebilir ve ayrıntılı
bir genel kural ccedilerccedilevesi oluşturduğunu kaydetmiştir
Mahkeme ayrıca belirli bir dinin cezaevinde pratikte uygulanmasına ilişkin ayrıntılı
yerel durumlara ve ihtiyaccedillara goumlre en iyi şekilde ifade edilebilecek duumlzenlemeler oluşturmanın
devlet makamlarının takdir yetkisi dahilinde olduğunu değerlendirmiştir Bu bağlamda
başvuruculara goumlre soumlz konusu tarihte Romanya cezaevlerinde Yahudi inancına sahip yalnızca
sekiz kişinin tutuklandığı kaydedilmiştir
Buumlkreş İlk Derece Mahkemesi başvurucuların oumlzel ihtiyaccedillarına goumlre oumlzelleştirilmiş bir
ccediloumlzuumlmden yana olmuştur Boumlylelikle Yahudi inancına sahip tutuklular iccedilin belirli bir yasal
ccedilerccedilevenin eksikliğini telafi edilmiş ve hemen uygulanabilecek bir ccediloumlzuumlm sağlanmıştır
Mahkeme Rahova Cezaevi yetkililerinin bunu hemen uygulayabilme avantajına sahip olan
pratik bir ccediloumlzuumlmuuml benimsediği suumlrece boumlyle bir yaklaşım yetki ikamesi ilkesine uygun
olmaktadır Bu yetkililer koşer yemeklerini pişirmek iccedilin ayrı bir mutfak tesis etmişlerdir bu
mutfağın hazırlanması suumlreccedil sırasında danışılan ve başvuruculara oumlzel yiyecekler sağlayan bir
Yahudi dini vakıf tarafından da onaylanmıştır
İlk Derece Mahkemesi ayrıca başvurucuların uygulanabilen kurallara istisna olarak
yerinde pişirilebilen ve hazırlanabilen uumlruumlnleri temin etmelerine izin vermiştir Mahkeme
başvurucuların bu uumlruumlnleri kendi imkanlarıyla edindiklerini dikkate almıştır Bir mahpusun
kendi imkacircnlarıyla dininin huumlkuumlmlerine uygun yiyecekleri almasına izin veren bir
duumlzenlemenin kişiye objektif olarak kabul edilemez bir mali yuumlk getirmemesi gerektiğini
belirtmiştir
194
Bu bağlamda Mahkeme İlk Derece Mahkemesinin başvuruculara yaptıkları her tuumlrluuml
yargılama masrafının geri oumldenmesi iccedilin başvurabilecekleri konusunda bilgi verdiğini
kaydetmiştir Ancak ne yetkili mahkemelere başvurmuşlar ne de bu tuumlr bir dava accedilmaktan
kendilerini alıkoyan nesnel gerekccedileler olduğunu Mahkemersquode iddia etmişlerdir Ayrıca
cezaevi yetkililerine kendi imkanlarıyla temin ettikleri ve taleplerinin reddedildiği yiyecek
masraflarının geri oumldenmesi iccedilin oumlzel ayrıntılı bir talep sunduklarını hiccedilbir aşamada iddia
etmemişlerdir Mahkeme yetki ikamesi ilkesine saygı goumlsterme konusunda her zaman dikkatli
olmuştur ve bu nedenle Mahkemersquonin yerel makamların ilgili bir kararı olmadan koşer gıda
temin etmek iccedilin başvurucular tarafından fiilen harcanan miktar hakkında tahminde bulunma
olanağı olmamıştır
Tuumlm bu etkenlerin ışığında ve davalı Devletin bu alanda sahip olduğu takdir yetkisini
goumlz oumlnuumlnde bulundurarak Mahkeme mevcut davada yerel makamların Soumlzleşmenin 9 maddesi
kapsamındaki pozitif yuumlkuumlmluumlluumlklerini makul oumllccediluumlde yerine getirdiklerine karar vermiştir Bu
nedenle Soumlzleşmenin 9 maddesi ihlal edilmemiştir
195
TEMMUZ 2020
Başvuru Adı Chong CoronadoAndorra
Başvuru No 3736815
Başvuru Tarihi 29072015
Karar Tarihi 23 Temmuz 2020
Karar Linki Chong Coronado v Andorra
Konu
Başvurucunun gıyabında mahkum edilmesi ve yeniden yargılama başvurusunda
bulunamamasının mahkeme kararlarının uygulanması ve mahkemeye erişim hakkı arasında
adil bir denge kurulmuş olduğu gerekccedilesiyle Soumlzleşmersquonin 6 maddesini ihlal etmediği
Olaylar
Başvurucu Ernesto Emilio Chong Coronado 1978 doğumlu Panama vatandaşıdır
Panamada yaşamaktadır
2014 yılının Nisan ayında Tribunal de Corts başvurucuyu organize bir succedil oumlrguumltuumlnuumln
parccedilası olarak kara para aklamaktan gıyaben mahkum ederek beş yıl hapis (bunlar askıya
alınmıştır) ve 600000 Euro para cezasına ccedilarptırmıştır Mahkeme ayrıca başvurucunun
Andorrarsquodan sınır dışı edilmesine ve uumllkeye yeniden girişinin 20 yıl suumlreyle yasaklanmasına
karar vermiştir
Başvurucunun temyiz talebi Yuumlksek Adalet Mahkemesi tarafından bu aşamada
başvuruyu değerlendirme yetkisi bulunmadığı gerekccedilesiyle reddedilmiştir Başvurucu ilk
derece mahkemesinde gıyaben mahkum edildiğinden Yuumlksek Adalet Mahkemesi ilk olarak
kendisini mahkum eden Tribunal de Cortsa yeniden yargılama başvurusu yapması gerektiğine
karar vermiştir Başvurucu daha sonra Tribunal de Corts huzuruna şahsen ccedilıkması halinde
oumlzguumlrluumlğuumlnden derhal mahrum kalma riskiyle karşı karşıya kalacağını iddia ederek bu kararın
kaldırılması iccedilin başvurmuştur Bu başvuru reddedilmiştir
Son olarak başvurucu Anayasa Mahkemesirsquone bireysel başvuruda bulunarak temel
haklarının ihlal edildiğinden şikayetccedili olmuştur Ocak 2015te Anayasa Mahkemesi Yuumlksek
196
Adalet Mahkemesirsquonin daha oumlnce yeniden yargılama başvurusu yapılmadığı gerekccedilesiyle
temyizi kabul edilemez ilan ederek kanunu doğru uyguladığını tespit etmiş ve başvuruyu
reddetmiştir Mahkeme ayrıca başvurucunun Tribunal de Corts huzuruna ccedilıkması durumunda
oumlzguumlrluumlğuumlnden mahrum bırakılma riskinin yalnızca potansiyel bir risk olduğuna karar
vermiştir
İhlal İddiaları
Başvurucu Soumlzleşmenin 6 Maddesirsquone (Adil Yargılanma Hakkı) dayanarak
mahkemeye erişim hakkının ihlal edildiğini ileri suumlrmuumlştuumlr ve mahkumiyetine itiraz etmek iccedilin
ilk olarak kendisinin aynı mahkemeye şahsen ccedilıkmak zorunda olduğunu belirtmiştir Bu
nedenle kendisini savunma hakkının ve temyiz hakkının Tribunal de Corts huzuruna ccedilıkmış
olsaydı oumlzguumlrluumlğuumlnden mahrum kalacağı oumllccediluumlde ihlal edildiğini ileri suumlrmuumlştuumlr Ona goumlre
yerel mahkemenin şahsen ccedilıkmasını talep etmemesi veya goumlzaltına alınmayacağına dair garanti
vermesi gerekirdi
Karar
Madde 6 (Adil Yargılanma Hakkı Mahkemeye Erişim Hakkı)
Andorra mevzuatı ilk derece mahkemesinde gıyaben huumlkuumlm giymiş herhangi bir
kişiye aynı mahkeme tarafından hem fiilen hem de hukuken kişinin savunmasını duyduktan
sonra davanın esasına ilişkin yeni bir karar verme imkanı sağlamıştır Bu yol gıyaben huumlkuumlm
giymiş şahıs ortaya ccedilıkma ve savunma yapma hakkından feragat etmiş veya isteyerek kaccedilmış
olsa bile accedilıktır İlgili kişinin mahkeme huzuruna ccedilıkması boumlyle bir yeniden yargılama iccedilin tek
şarttır Recurs daudiegravencia (ldquodinlenilme talebirdquo) olarak bilinen başvuruyu yaptıktan sonra esasa
ilişkin yeni bir inceleme yaptırmak iccedilin kişinin yetkili yargı organı (Tribunal de Corts)
huzuruna ccedilıkması veya Andorrada kalması gerekiyordu
Mahkeme gıyaben mahkum edilen bir kişiye getirilen şahsen ortaya ccedilıkma
yuumlkuumlmluumlluumlğuumlnuumln adil yargılanma hakkı accedilısından orantısız bir yuumlk oluşturup oluşturmadığını
belirlemesi gerektiği goumlruumlşuumlndedir
Başvurucu oumlzguumlrluumlğuuml risk altında olduğu iccedilin Andorraya seyahat etmediğini iddia
etmesine rağmen Mahkeme Devletrsquoin sanıkların duruşmalarında fiziksel olarak bulunmalarını
197
sağlamadaki ccedilıkarının bu olayda tutuklanma korkularından daha ağır basabileceğini tespit
etmiştir
Ayrıca bir recurs daudiegravencia bağlamında mahkum mahkeme dava hakkında karar
verene kadar herhangi bir goumlzaltı tedbirinin yuumlruumltuumllmesinin durdurulmasını talep etme hakkına
sahiptir Bu tuumlr talepler birccedilok durumda ulusal makamlar tarafından kabul edilmiştir (yaklaşık
80 oranında) Bu uygulama başvurucunun gıyaben mahkumiyetini takiben hem gerccedilekte
hem de hukuken yeniden incelenmesi iccedilin başvurucunun muhakkak goumlzaltına alınacağını
goumlstermemektedir Ancak gıyaben mahkumiyetin bir kenara bırakılması ve davanın tamamen
yeniden incelenmesi iccedilin huumlkuumlmluumlnuumln bizzat ccedilıkması gerekmektedir Ayrıca huumlkuumlmluuml kişinin
oumlzguumlrluumlğuumlnden mahrum bırakılmasına youmlnelik ancak mahkeme (Tribunal de Corts) tarafından
alınabilen bir karar Yuumlksek Adalet Mahkemesi oumlnuumlnde temyiz edilebilir
Ayrıca soruşturma yargıcı başvurucunun ceza yargılamasının başlangıcında kaccediltıktan
sonra tutuklanmasına karar vermiştir Başvurucu temyiz edilebilir olmasına rağmen bu karara
itiraz etmemiştir
Başvurucu ulusal yargı makamları huzuruna ccedilıkmayı sistematik olarak reddetmiştir Bu
nedenle adalet sisteminden kendi isteğiyle kaccedilmıştır Andorralı bir soruşturma yargıcı
tarafından verilen uluslararası talep mektubunun ardından Panamalı bir yargıccedil huzurunda ifade
vermeyi dahi reddetmiştir Mahkemersquoye goumlre bu durumu kendisi aleyhindeki ceza
yargılamasında mahkemelerle tam iş birliği yapma iddiasıyla bağdaştırmak zordur Kendisine
karşı uluslararası yakalama emri ccedilıkarılmadığı goumlz oumlnuumlne alındığında (Andorra ile Panama
arasında uluslararası iade anlaşması yoktur) Mahkeme başvurucunun Panama adli
makamlarının huzuruna ccedilıkmaması iccedilin herhangi bir zorlayıcı sebep goumlremedi
Mahkeme başvurucunun Andora mahkemelerinde tabiri caizse goumlruumlnme veya işbirliği
yapma niyetinde olmadığı ve sonuccedil olarak adalet sisteminden kaccediltığı goumlruumlşuumlne varmıştır Bu
nedenle davranışı goumlz oumlnuumlne alındığında kendisi iccedilin yasal sonuccedilları oumlzellikle de ilk
duruşmada kasıtlı yokluğu nedeniyle davasının yeniden goumlruumllmesi iccedilin Andoraya seyahat etme
yuumlkuumlmluumlluumlğuumlnuuml tıpkı basiretli bir insan gibi makul bir şekilde oumlngoumlrebilirdi
Ayrıca başvurucu temyiz iccedilin hukuki hususları değil yalnızca maddi koşullar ve
delillerin ilk derece mahkemesi tarafından değerlendirilmesiyle ilgili bir savunma sunmayı
amaccedillamıştır Doğrudanlık ilkesiyle guumlccedilluuml bir şekilde bağlantılı olan bu tuumlr bir savunma temyiz
edenin fiziksel varlığı olmaksızın buumlyuumlk ihtimalle boşuna olacaktır
198
Son olarak Mahkemersquoye goumlre başvurucu ilk derece mahkemesi kararını tebliğ almak
iccedilin hala şahsen Andorraya seyahat etmediğinden davanın yeniden incelenmesi hacirclacirc
muumlmkuumlnduuml
Sonuccedil olarak ve bu tuumlr konularda ulusal makamlara tanınan takdir yetkisini goumlz oumlnuumlnde
bulundurarak Mahkeme başvurucunun mahkeme huzuruna ccedilıkma yuumlkuumlmluumlluumlğuumlnuumln recurs
daudiegravencia ile bağlantılı olarak yargı kararların uygulanmasını sağlamaya youmlnelik meşru amaccedil
ile mahkemeye erişim hakkı arasındaki adil dengeyi bozabilecek orantısız bir yuumlk olmadığına
karar vermiştir Boumlyle bir sistem soumlz konusu menfaatler arasında adil bir denge kurmaya
ccedilalışmakta olup adaletten yoksun olarak değerlendirilmesi de muumlmkuumln değildir
Bu nedenle Soumlzleşmenin 6 maddesi ihlal edilmemiştir
199
Başvuru Adı Veljkovic-Jukicİsviccedilre
Başvuru No 5953414
Başvuru Tarihi 26 Ağustos 2014
Karar Tarihi 21 Temmuz 2020
Karar Linki httphudocechrcoeintengi=001-203805
Konu İsviccedilrersquode on doumlrt yaşından beri yaşayan Sırbistan vatandaşının
uyuşturucu ticareti succedilu sebebiyle oturma izninin iptal edilmesinin ve İsviccedilrersquoden sınırdışı
edilme ihtimalinin Soumlzleşme madde 8 (oumlzel ve aile hayatına saygı) ihlali olmaması (oyccedilokluğu)
Olaylar Başvurucu Renata Veljkovic-Jukic 1980 doğumlu bir Sırbistan
vatandaşıdır Sırbistan vatandaşı kocası ve uumlccedil ccedilocuğu (2007 2008 ve 2012 doğumlu) ile
Gerlafingen İsviccedilrersquode yaşamaktadır İsviccedilrersquode oturma izni Veljkovic-Jukicrsquoe 14 yaşındayken
(1995) kocasına ise 8 yaşındayken (1991) verilmiştir
Haziran 2012rsquode Zuumlrih Kantonu Yuumlksek Mahkemesi istinaf aşamasında uyuşturucu
ile ilgili kanunları ihlalden ve ehliyetsiz araccedil kullanmaktan başvurucu aleyhine 30 ayı
ertelenmiş olmak uumlzere 3 yıl hapis cezasına huumlkmetmiştir Oumlzellikle Nisan 2010rsquoda 6000
İsviccedilre Frangı kendisi iccedilin olmak uumlzere toplamda 126000 İsviccedilre Frangı değerinde yaklaşık 1
kg eroin ve 56 kg kokain ticareti yapmaktan ve kokain kullandıktan sonra araccedil kullanmaktan
dolayı succedillu bulunmuştur Cezasını yarı accedilık cezaevinde ccedilekmiş ve Temmuz 2013rsquote serbest
bırakılmıştır
Eyluumll 2013rsquote Solothurn Kantonu Goumlccedilmen Buumlrosu başvurucunun succediluna ve uzun
doumlnem hapis cezasına dayanarak daimi oturma iznini iptal etmiş ve İsviccedilrersquoden ccedilıkmasını
emretmiştir Başvurucu buna itiraz etmiş ancak talebi ilk derece mahkemesinde ve istinafta
reddedilmiştir Federal Yuumlksek Mahkeme oumlzellikle sınır dışı konusunda başvurucunun kişisel
menfaatindense kamu guumlvenliğini oumlncelemiş ve bu yaklaşımın başvurucu gibi 15 yıldan
fazladır hukuka uygun olarak devamlı İsviccedilrersquode ikamet eden kişiler iccedilin de geccedilerli olduğunu
belirtmiştir Mahkeme ayrıca başvurucunun Bosna Hersekrsquoe (14 yaşına kadar burada
yaşamıştır) Sırbistanrsquoa ya da Hırvatistanrsquoa doumlnmesinin herhangi bir sebeple
olanıksızlaşmadığına karar vermiştir Mahkeme daha sonra kocanın veya ccedilocukların
başvurucuyu takip edebilecekleri ya da eğer aile İsviccedilrersquode kalacaksa iletişimin ziyaretlerle ve
200
ccedileşitli uygun iletişim araccedillarıyla suumlrduumlruumllebileceğini dikkate almıştır Ayrıca Mahkeme
başvurucunun yeni bir oturma izni başvurusunda bulunma imkanına da dikkat ccedilekmiştir
Ağustos 2014rsquote Solothurn Kantonu Goumlccedilmen Buumlrosu 31 Ağustos 2014-30 Ağustos
2021 suumlresince İsviccedilrersquoye giriş yasağı koyarak başvurucuya sınır dışı emri vermiştir Bununla
birlikte başvurucuya karşı sınır dışı emri AİHM oumlnuumlndeki suumlreccedil tamamlanana kadar
uygulanmamıştır
İhlal İddiaları Başvurucu Madde 8rsquoe (oumlzel ve aile hayatına saygı) dayanarak
aldığı ceza sebebiyle daimi oturma izninin iptal edilmesini şikayet etmiştir
Karar Madde 8 (oumlzel ve aile hayatına saygı hakkı)
Mahkeme başvurucunun daimi oturma izninin iptali ve İsviccedilrersquoyi terk etmesine youmlnelik
emrin oumlzellikle uzun suumlredir İsviccedilrersquode ikamet ettiği ve ailesiyle birlikte burada yaşadığı
hesaba katıldığında başvurucunun ldquooumlzelrdquo ve ldquoailerdquo hayatına muumldahale anlamına geldiği
kanaatindedir Bu muumldahale Federal Yabancılar Kanunu ile ilişkili ve meşru bir amaccedil
doğrultusundadır kamu duumlzeninin korunması veya succedilun oumlnlenmesi Bu tedbirin demokratik
toplumda gerekli olup olmadığı konusunda Mahkeme aşağıdakileri kaydetmiştir
Bu tedbir başvurucunun uyuşturucu ticareti sebebiyle ceza almasını takiben
uygulamaya konmuştur Mahkeme incelemesinde mahkumiyetin ağır olduğunu belirtmiştir
uyuşturucunun insanların hayatları uumlzerindeki yıkıcı etkisini goumlz oumlnuumlnde bulundurduğunda
Mahkeme yetkililerin bu belanın yayılmasına aktif olarak katkı sağlayanlara neden sertlik
goumlsterdiğini her zaman anlamaktadır
Federal Yuumlksek Mahkeme kararının alındığı tarihte başvurucu 19 yıldır İsviccedilrersquode
ikamet etmektedir ve serbest bırakıldıktan sonraki tutumu hatasızdır Bu olumlu gelişme
oumlzellikle cezasının bir kısmını ccedilektikten sonra şartlı tahliye edilmesi soumlz konusu menfaatlerin
tartılmasında dikkate alınabilir
Menşe uumllkesi ile olan bağları dikkate alındığında başvurucunun genccedilliğinin bir kısmını
Bosna Hersekrsquote geccedilirdiği ve annesinin hala orada yaşadığı goumlruumllmektedir 1991rsquoden beri
İsviccedilrersquode yerleşik olan kocası Sırbistan vatandaşıdır Boumlylelikle ailenin entegrasyonu iccedilin
Bosna Hersek Hırvatistan veya Sırbistan zor olmasına rağmen imkansız goumlruumlnmeyen olası
hedef uumllkelerdir Ccedilocuklar (7 11 ve 13) hala yeni bir ccedilevreye adapte olabilecekleri yaştadırlar
201
Yerel yetkililer olguların incelemesini elverişli ve inandırıcı bir şekilde gerccedilekleştirmiş
ve başvurucunun kişisel ccedilıkarları ile genel kamu yararını dengelemeye ccedilalışarak uygun
goumlzlemlerde bulunmuştur Federal Yuumlksek Mahkeme kuşkusuz başvurucu tarafından işlenen
uyuşturucu ticareti succedilunun ciddiyetini belirtmiş fakat buna ek olarak Uumlner kararında konulan
kriterleri de dikkate almıştır Oumlzellikle başvurucunun kişisel durumunu onun İsviccedilre hayatına
uyumunun kapsamını ve menşe uumllkesine doumlnduumlğuumlnde onun ve ailesinin karşılaşacağı
potansiyel zorlukları Boumlylelikle Federal Yuumlksek Mahkeme başvurucunun 18 yıl İsviccedilrersquode
yaşadıktan sonra burayı terk etmesinin sert bir tedbir olduğunu kabullenmiştir bununla birlikte
tuumlm ccedilocukluğunu ve genccedilliğinin bir kısmını Bosna Hersekrsquote geccedilirdikten sonra İsviccedilrersquoye 15
yaşında gelmesi ve genccedil yaşı arasında az bir fark vardır Bu sebeple Bosna Hersekrsquoe
Hırvatistanrsquoa ya da Sırbistanrsquoa doumlnmesi oumlnuumlnde engel yoktur Federal Yuumlksek Mahkeme
ccedilocukların durumunu da incelemiş ve anneden ayrılmanın aile yaşamına ciddi muumldahale
anlamına geleceğini tespit etmiştir Buna karşılık Sırbistan vatandaşı olan kocanın
başvurucuya menşe uumllkesine doumlnerken eşlik edebileceğini ccedilocukların uyum sağlamada sorun
yaşamayacağını ccediluumlnkuuml yaşlarının bunun iccedilin yeterince kuumlccediluumlk olduğunu belirtmiştir
Boumlylelikle Mahkeme ulusal makamların oumlzellikle de Federal Yuumlksek Mahkemenin
olguları yeterli incelemesi uygun goumlruumlşler sunması ve menfaatleri tartması konusunda tatmin
olmuştur Ayrıca başvurucunun İsviccedilre topraklarına girişi yedi yıl suumlreyle yasaklandığı (30
Ağustos 2021rsquoe kadar) ve Federal Yabancılar Kanununun başvurucuya bu emrin
uygulanmasının geccedilici olarak ertelenmesini talep etme imkanı sağladığı boumlylece ailesini
İsviccedilrersquode ziyaret edebildiği kaydedilmiştir
Sonuccedil olarak oumlzellikle başvurucunun uyuşturucuya ilişkin succediltan mahkumiyetinin
ciddiyeti ve başvurucu ile ailesinin Federal Yuumlksek Mahkeme tarafından oumlnerilen uumllkelere
uyum sağlarken buumlyuumlk zorluklarla karşılaşmayacakları dikkate alındığında Mahkeme
İsviccedilrersquonin takdir yetkisini aşmadığına karar vermiştir
Soumlzleşme madde 8 ihlali bulunmamaktadır
Bununla birlikte Mahkeme yerel makamların tedbirleri uygulayıp uygulamamaya
karar vermeden oumlnce başvurucunun durumunu Federal Yuumlksek Mahkemenin kararından
itibaren oumlzellikle başvurucunun yargılamalar sırasındaki tutumunu ve yeni bir ikamet iznine
başvurma imkanını goumlz oumlnuumlnde bulundurarak yeni gelişmeler ışığında tekrar değerlendirmesini
arzu etmektedir
202
Karşı Oy Yargıccedil Felici ve Yargıccedil Guerra Martins ortak bir karşı oy yazısı
yayınlamıştır Buna goumlre 2 nokta yargıccedilları ayrık duumlşuumlnmeye itmiştir
1- Yerel mahkemede Uumlner kriterlerine goumlre olayların somut olarak ele alınması hem
fazla şekilcidir hem de ilk kritere fazla odaklanmıştır (başvurucu tarafından işlenen succedilun
ağırlığı ve doğası)
2- Kararın 61paragrafının sonunda obiter dictum (yeri gelmişken) olarak Mahkeme
ulusal makamları 2014 tarihli Federal Mahkeme kararından sonra gerccedilekleşen gelişmeler
ışığında durumu yeniden değerlendirmeye davet etmiştir Bu durum Yargıccedillara goumlre
başvurucunun aile yaşamının korunmasını guumlvence altına almamakta ayrıca ulusal
makamların buna saygı duyacağına ilişkin Mahkemenin de bir garantisi yoktur
203
Başvuru Adı KAİsviccedilre
Başvuru No 6213015
Başvuru Tarihi 14122015
Karar Tarihi 07072020
Karar Linki httphudocechrcoeintfrei=001-203487
Konu Başvurucunun oturma izni suumlresini uzatma talebinin
reddedilmesi ve uyuşturucu ile ilgili bir succediltan dolayı ceza almasını takiben İsviccedilrersquoye giriş ve
ccedilıkışlarının geccedilici suumlre yasaklanması ile karısı ve ccedilocuğunun yaşadığı İsviccedilrersquoden sınırdışı
edilmesinin işlediği succedillar ve ailesiyle olan bağlarının zayıflığı nedeniyle Soumlzleşme md8rsquoi
(oumlzel ve aile hayatına saygı hakkı) ihlal etmediği (oybirliği)
Olaylar Başvurucu KA 1976 doğumlu bir Kosova vatandaşıdır bundan
oumlnce Luumltzelfluumlhrsquote (İsviccedilre) yaşamaktadır
KA İsviccedilrersquoye taşınmadan ve Eyluumll 1996rsquoda sığınma başvurusunda bulunmadan oumlnce
Kosovarsquoda yaşamış ve eğitim almıştır Sığınma talebi 20 Aralık 1996rsquoda reddedilmiştir
Yasadışı ikametini takiben 30 Nisan 1999rsquoda İsviccedilrersquode ikamet izni olan bir Bangladeş
vatandaşı ile evlenmiştir Bu evlilik sayesinde KA aile birleşimi yoluyla oturma izni almıştır
2002rsquode ccediliftin bir oğlu olmuştur Ccedilocuk 2010rsquodan beri koruyucu aile bakımındadır
19 Kasım 2010rsquoda KA Tehlikeli Uyuşturucu Federal Yasasını ağır ihlalden succedillu
bulunmuş altı ayı hemen yirmi ayı iki yıl ertelemeli olmak uumlzere yirmi altı ay hapis cezasına
ccedilarptırılmıştır Ayrıca aleyhine 1999-2012 arasında on sekiz ayrı ceza kararı verilmiş oumlzel
hukuk borccedilları oluşmuştur
6 Ekim 2008rsquode KA oturma izninin uzatılması iccedilin başvurmuştur Halihazırda iznin
suumlresi dolduğu iccedilin kanton idaresi bu başvuruyu yeni bir ikamet talebi olarak ele almış 31 Ekim
2012rsquode de reddetmiştir Bu sebeple KA aleyhine sınırdışı emri verilmiştir
22 Haziran 2015rsquote Federal Yuumlksek Mahkemesi KArsquonın Soumlzleşme madde 8rsquoin dikkate
alınmasını isteyen dava talebini reddetmiştir Başvurucunun ikisi de hasta olan karısı ve
oğlundan oluşan ailenin işlerini yuumlruumlten kişi ve bu sebeple ccedilok oumlnemli olduğunun ayırdında
204
olarak KArsquonın onlara gerekli bakımı sağlayan kişi olmadığını kaydetmiştir Uzun hapis cezası
oturma izni alma hakkını kaybettiği anlamına gelmiştir
22 Haziran 2015rsquote kanton idaresi 31 Aralık 2012rsquodeki karar ve buna itirazların
reddedilmesi sonucu KArsquoyı İsviccedilrersquoyi 22 Temmuz 2015rsquoe kadar terk etmesi gerektiği
konusunda bilgilendirmiştir
8 Temmuz 2015rsquote KArsquonın İsviccedilrersquoye girişi yedi yıl suumlreyle yasaklanmıştır Kararın
sebebi işlediği succedilların sonucu olarak oluşturduğu tehdittir
29 Temmuz 2015rsquote başvurucu İsviccedilrersquoye giriş yasağına karşı Federal İdare
Mahkemesine itirazda bulunmuştur
13 Ekim 2015rsquote Federal İdare Mahkemesi bu itirazı nihai olarak reddetmiştir
İhlal İddiaları Başvurucu mahkumiyetini takiben sınırdışı kararı verilmesinin ve
İsviccedilrersquoye giriş yasağı konulmasının Soumlzleşme madde 8 (oumlzel ve aile hayatına saygı) oumlzel
hayata ve aile hayatına saygı hakkını ihlal ettiğini ileri suumlrmuumlştuumlr
Karar
Madde 8
Mahkeme başvurucunun İsviccedilrersquoden sınırdışı edildiğini ve adı belirtilmeyen bir
uumllkedeki erkek kardeşinin yanına gittiğini kaydetmiştir Karısı ve oğlundan ayrılması sebebiyle
aile hayatına saygı hakkına bir muumldahalede bulunulmuştur
Mahkeme başvurucuya uygulanan sınırdışı kararının ve ulusal sınırlara giriş yasağının
Yabancıların Entegrasyonu Kanunursquondaki ilgili huumlkuumlmlere dayandırıldığını kaydetmiştir
Oumlzellikle ldquokamu duumlzeninin bozulmasını oumlnlemerdquo ve ldquosuccedilu oumlnlemerdquo gibi meşru amaccedillar iccedilin
yapılan bu muumldahalenin Soumlzleşmeye tamamen uygun olduğu konusunda Mahkemenin şuumlphesi
bulunmamaktadır
22 Haziran 2015rsquoteki Federal Yuumlksek Mahkeme kararı esnasında başvurucu İsviccedilrersquode
yaklaşık on dokuz yıldır ikamet etmekte ve on altı yıldır evli bulunmaktadır Bununla birlikte
başvurucu iş yaşamına uyum sağlayamamıştır Ayrıca sadece kesintili olarak karısıyla birlikte
yaşamakta 2010rsquoda koruyucu aileye verildiğinden beri ise oğluyla hiccedil yaşamamaktadır
205
Mahkeme başvurucunun şizofreni hastası olan karısı ve otizmli oğlu iccedilin yanlarında
bulunmasının oumlnemli olduğunun ve aile işlerini yuumlruumlttuumlğuumlnuumln farkındadır Buna karşılık KA
onların guumlnluumlk bakımına katkıda bulunmamış ve mahpus olduğu suumlre boyunca hiccedil kuşkusuz
onlarla seyrek olarak iletişime geccedilmiştir Bununla birlikte başvurucunun oğluyla ilişkisini
modern iletişim yollarıyla ya da İsviccedilre ziyaretleriyle suumlrduumlrebilmesi muumlmkuumlnduumlr
Mahkeme ulusal makamların oumlzellikle Federal Yuumlksek Mahkemenin menfaatler
dengesini goumlzeterek ilgili olayların yeterli ve ikna edici incelemesini yaptığını goumlzlemlemiştir
Bunun iccedilin başvurucunun İsviccedilre ile olan kişisel bağlarının kuvvetine rağmen İsviccedilre idaresi
başvurucunun tutumunu ve soumlz konusu succedilların ciddiyetini de goumlz oumlnuumlnde bulundurarak kamu
duumlzenini korumak ve succedilun oumlnlenmesi amacıyla oturma izni suumlresini uzatmamak ve yedi yıl
suumlresince İsviccedilrersquoye giriş yasağı koymanın gerekli olduğunu meşru bir şekilde goumlstermiştir
Bu sebeplerle Mahkeme itiraz edilen tedbirlerin meşru amaca uygun ve orantılı
olduğuna huumlkmetmiştir
206
Başvuru Adı NH ve Diğerleri v Fransa
Başvuru No 2282013 7554713 ve 1311415
Başvuru Tarihi 16012014 27052015
Karar Tarihi 02 Temmuz 2020
Karar Linki httphudocechrcoeintengi=001-203295
Konu Asgari geccedilim şartlarından yoksun evsiz sığınmacılara
youmlnelik insanlık dışı ve aşağılayıcı muamelenin Soumlzleşmersquonin 3 maddesini ihlal etmesi
Olaylar Başvuran NH 1993 doğumlu Afganistan vatandaşıdır
ve Parisrsquote yaşamaktadır Mart 2013rsquote Fransarsquoya gelmiş ve Fransa Sığınma Merkezi
aracılığıyla bir posta adresine sahip olmuştur Sonrasında sığınmacı statuumlsuumlnuumln incelenmesi ve
geccedilici oturma izni verilmesi talebiyle Paris İdare Mahkemesirsquone ve Paris Boumllge Polis
Muumlduumlrluumlğuumlne başvurmuştur Başvurucunun İdare Mahkemesirsquone yapmış olduğu başvuru
reddedilmiş bunun uumlzerine NH Fransız Danıştayırsquona temyiz başvurusunda bulunmuş ancak
temyiz talebi de reddedilmiştir 03102013 tarihinde ise NHrsquonin Paris Boumllge Polis Merkezirsquone
yapmış olduğu başvuru Fransız Muumllteci ve Vatansızları Koruma Dairesi tarafından incelenmiş
ve NHrsquonin Danimarkarsquoda da sığınmacı statuumlsuuml talebi olduğu gerekccedilesiyle başvuru
reddedilmiştir Aynı guumln başvuran geccedilici oumldenek iccedilin meslek edindirme merkezine başvurmuş
fakat başvurucunun sığınmacı talebi Fransız Muumllteci ve Vatansızları Koruma Dairesi
tarafından kabul edilmemiş olduğu iccedilin geccedilici oumldenek başvurusu da reddedilmiştir NH
başvurularının reddedilmesi uumlzerine herhangi bir geliri ve guumlvencesi olmadan sokaklarda
yaşamaya başlamıştır Kasım 2013 tarihinde Fransız Muumllteci ve Vatansızları Koruma Dairesi
başvurucunun sığınmacı statuumlsuuml talebini reddetmiş olmasına rağmen başvurucunun idare
tarafından desteklenen bir yan kuruluşta konaklamasını sağlamıştır
SG 1987 doğumlu Rusya vatandaşıdır ve 15072013 tarihinde Fransarsquoya gelmiş ve
ertesi guumln sığınma başvurusunda bulunmuştur Sığınmacıların kabul merkezinde kalması iccedilin
başvurucuya teklif yapılmış ancak merkezde boş yer olmadığı iccedilin başvuran ccediladırda yaşamak
zorunda kalmıştır Başvurucunun sığınma yeri iccedilin yapmış olduğu başvuru Fransız Muumllteci ve
Vatansızları Koruma Dairesi tarafından 02082013 tarihinde kaydedilmiştir Başvuran
07102013 tarihinde sığınmacı olarak kendisine kalacak yer bulunması iccedilin Montpellier İdare
207
Mahkemesirsquone ivedi başvuruda bulunmuş ancak başvurusu reddedilmiştir Kalacak yer
bulunması iccedilin Fransız Muumllteci ve Vatansızları Koruma Dairesirsquone yapmış olduğu başvuru da
reddedilmiştir Başvurucuya uumllkeden ayrılması iccedilin yetkililer tarafından uumlccedil kere tebligat
yapılmış ve başvuran uumllkeden ayrılma emrini kaldırmak iccedilin mahkemeye başvurmuştur
Diğer başvurucular KT ve GI da SG ile tamamen aynı suumlreccedilleri yaşamışlardır GI
sığınma başvurusunu geri ccedilekmiş ve uumllkesine geri doumlnmek iccedilin yardım istemiştir
Başvurucu AJ 1974 doğumlu İran vatandaşı bir gazetecidir ve ParisFransarsquoda
yaşamaktadır 09092014 tarihinde Fransarsquoya gelmiş ve 14102014 tarihinde Fransa Sığınma
Merkezi aracılığıyla bir posta adresine sahip olmuştur 23102014 tarihinde AJ sığınmacı
statuumlsuuml iccedilin Paris Boumllge Polis Merkezirsquone başvurmuş ancak başvurusu kaydedilmemiştir ve
kendisine 07012015 tarihi iccedilin randevu verilmiştir AJrsquonin 04112014 tarihinde konaklama
iccedilin yapmış olduğu başvuru boumllge valiliği tarafında sığınmacılar iccedilin olan konaklama merkezi
dolu olduğu gerekccedilesiyle reddedilmiştir 13112014 tarihinde başvurucu Paris İdare
mahkemesine sığınmacı statuumlsuumlnuumln incelenmesi ve konaklama yeri ayarlanması iccedilin
başvurmuş ancak başvurusu mahkeme tarafından reddedilmiştir Bu karara karşı Fransız
Danıştayrsquoına yapmış olduğu temyiz talebi de reddedilmiştir 07012015 tarihli randevusunda
başvurucuya sığınmacı statuumlsuumlne başvurması iccedilin form verilmiş ve başvuran bu formu
22012015 tarihinde yani kendisine geccedilici oturma izninin ccedilıkmış olduğu guumln teslim etmiştir
28012015 tarihinde AJ geccedilici oumldenek almak iccedilin başvurmuş fakat sığınma talebinin kabul
edildiğine dair bir belgeyi sunmadığı iccedilin talebi reddedilmiştir 05022015 tarihinde Fransız
Muumllteci ve Vatansızları Koruma Dairesi AJrsquonin sığınmacı statuumlsuuml iccedilin yapmış olduğu
başvuruyu kabul etmiş ve 12022015 tarihinde AJrsquoye geccedilici oumldenek verilmeye başlanmıştır
1204215 tarihinde başvuran otele yerleştirilmiş ve 2304215 tarihinde Fransız Muumllteci ve
Vatansızları Koruma Dairesi başvurucuya muumllteci statuumlsuuml vermiştir Ayrıca başvuran gazeteci
olduğu iccedilin Parisrsquoteki ldquogazeteci evinerdquo yerleştirilmiş kendisine tek kişilik oda verilmiştir
Bunun yanı sıra başvurucuya guumlnluumlk yemek ve ulaşım bileti verilmektedir
İhlal İddiaları Tuumlm başvurucular insanlık dışı ve aşağılayıcı muamele
yasağını ihlal edildiğini ileri suumlrmuumlştuumlr NH ve AJ 3 maddeyle bağlantılı olarak etkili
başvuru haklarının da ihlal edildiğini ileri suumlrmuumlştuumlr
NH ayrıca oumlzel ve aile yaşamına saygı hakkının ve bu hak bağlamında etkili başvuru
hakkının ihlal edildiğini iddia etmiştir
208
Karar
3 Madde
GIrsquonın avukatı tuumlm girişimlerine rağmen muumlvekkili ile iletişime geccedilemediğini
GIrsquonın başvurusunu suumlrduumlrme niyetinde olmadığını ve dava listesinde ccedilıkarılması gerektiğini
Mahkemersquoye ifade etmiştir
Başvurucular Fransarsquoya geldiklerinde kendilerini maddi yoksunluk iccedilinde
bulmuşlardır Temel ihtiyaccedillarını karşılamak iccedilin Fransarsquoda sığınmacılar iccedilin yasal olarak
duumlzenlenmiş olan yardımlara muhtaccedillardır Yabancıların Giriş ve İkamet ve İltica Hakkı
Kanununun R 742-1 maddesine goumlre uumllkeye kaccedilak giren kişiler 15 guumln iccedilinde sığınma
talebiyle valiliğe başvurmak zorundadır Yetkililerin başvuruları karara bağlamaları 3-5 ay
arası vakit almaktadır NH KT ve AJ bu değerlendirme suumlrecinde kendilerine sığınmacı
statuumlsuuml verilmediği iccedilin kalacak yer ve geccedilici oumldenek talep edemediklerini belirtmişlerdir
Mahkeme sığınmacı başvurularının kabul edilmesinden oumlnce başvurucuların sığınmacı
statuumllerini kanıtlayamadıklarını ifade etmiştir Mahkeme NH KT ve AJrsquonin sığınmacı
statuumllerini kanıtlayamadıkları iccedilin tutuklanma ve uumllkeden goumlnderilme korkusuyla 100 guumln
civarı sokaklarda yaşadığını belirtmiştir Mahkeme sığınmacı statuumlsuumlnuumln değerlendirildiği
suumlre boyunca başvurucuların sokaklarda banklarda ve koumlpruuml altlarında yaşadığına dikkat
ccedilekmiştir Mahkeme 2007 yılından beri sığınmacı statuumlsuuml iccedilin taleplerin arttığını ve yetkili
makamların yoğun olduğunu farkında olduğunu belirtmiştir Ayrıca yetkili makamların
sığınmacı statuumlsuuml iccedilin yapılan değerlendirmenin suumlresini azaltmak iccedilin ccedilabaladığını ve bu
kişilerin konaklamaları iccedilin yeni yerler inşaa ettiğini vurgulamış ama bu olumlu gelişmelerin
insanlık dışı ve aşağılayıcı muamele yasağının ihlal edilmeyeceğini anlamına gelmediğini ifade
etmiştir
Mahkeme NH KT ve AJrsquonin aylarca sokaklarda saldırı ve soyulma korkusu iccedilinde
hijyenik olmayan koşullarda yaşadığını bunlara ek olarak Fransız makamlarının da sistematik
şekilde bu başvurucuların taleplerini reddettiğini belirtmiş ve bu durumun insanlık dışı ve
aşağılayıc muamele yasağını ihlal ettiğine karar vermiştir
Mahkeme SGrsquonin ilk başvurusundan 28 guumln sonra kabul aldığını ve 63 guumln sonra ise
geccedilici oumldenek almaya başladığını bu sebeple başvuran accedilısından insanlık dışı ve aşağılayıcı
muamele yasağı iccedilin gerekli olan eşiğin aşılmadığına karar vermiştir
209
8 Madde
Mahkeme yapılan muumldahalelerin insanlık ve aşağılayıcı muamele yasağını ihlal
ettiğine karar verdiği iccedilin bu muumldahaleler hakkında oumlzel ve aile yaşamına saygı hakkı
bağlamında bir değerlendirme yapmayacağını belirtmiştir
41 Madde
Mahkeme NH ve KTrsquoye 10000 euro AJrsquoye 12000 euro manevi tazminat bunun
yanı sıra NHrsquoye 2396 euro maddi tazminat verilmesine karar vermiştir
210
Başvuru Adı Macovei Romanya
Başvuru No 5302814
Başvuru Tarihi 11072014
Karar Tarihi 28072020
Karar Linki httpshudocechrcoeintengi=001-203837
Konu Bir politikacının başka politikacılarla ilgili olarak aynı anda
hem avukat hem de parlamento uumlyesi olarak ccedilalışmayı bir yolsuzluk oumlrneği olarak
değerlendirmesinin uumlzerine tazminat oumldemeye mahkum edilmesinin Soumlzleşmersquonin 10
maddesinin (ifade oumlzguumlrluumlğuuml) ihlalini oluşturması
Olaylar Başvurucu Monica Luisa Macovei 1959 doğumlu bir Romanya
vatandaşı olup Buumlkreşrsquote yaşamaktadır 7 Eyluumll 2009rsquoda iki gazete Bayan Macovei tarafından
biri eski adalet bakanı diğeri ise Avrupa Parlamentosu uumlyesi iki politikacı hakkında yapılan
yorumları yayımlamıştır
Başvurucu uumlyesi olduğu Demokratik Liberal Partirsquonin bir yaz kampında konuşurken
iki Sosyal Demokrat politikacının Temsilciler Meclisi uumlyesi VP ile Senatoumlr DŞrsquonin avukat
olarak yaptıkları goumlrevde tipik bir politik etki altında yolsuzluk eylemi olarak nitelendirdiği
seccedilim boumllgelerindeki kamu şirketleri ile milyonlarca Euro değerinde soumlzleşmeler
imzaladıklarını belirtmiştir
Bir makalesinde aynı anda hem avukat olarak ccedilalışmanın hem de meclis uumlyesi olmanın
muumlmkuumln olamayacağını ve bu youmlnde bir yasa ccedilıkarılması gerektiğini belirtmiştir Aynı yılın
Ekim ayında DŞ başvurucunun yorumlarının kendisini kamuoyu ile profesyonel ve siyasal
ortaklarının goumlzuumlndeki itibarını sarstığını ileri suumlrerek haksız fiile dayanan hukuki suumlreci
başlatmıştır
Ekim 2010rsquoda ilk derece mahkemesi DŞrsquonin iddialarını başvurucunun ifade
oumlzguumlrluumlğuumlnden faydalandığını tespit ederek reddetmiştir İstinaf aşamasında Buumlkreş İstinaf
Mahkemesi hakaret iddiasını haklı bularak başvurucunun 2300 Euro civarındaki tazminatı
oumldemesine ve kendisinin masrafları karşılayarak huumlkmuumln ulusal gazetelerde yayımlanmasına
huumlkmetmiştir 2013 Kasım ayında Yargıtay başvurucu ve DŞrsquonin hukuki hususlara ilişkin
itirazlarını reddetmiştir
211
Diğer hususlarının yanı sıra mahkeme başvurucunun DŞrsquoyi avukat ve parlamento
uumlyesi olarak yolsuzlukla ilgili doğru olmayan iddialar ile succedilladığında DŞrsquonin itibarının zarar
goumlrduumlğuumlnuuml politikacılar yuumlksek seviyede eleştirilere katlanma kuumllfeti altında olsa bile
başvurucunun kabul edilebilir eleştiri sınırını aştığını tespit etmiştir Ayrıca mahkeme
başvurucuya yuumlklenen tazminatın başvurucuyu benzer eylemlerden caydırmayacağı fakat
huumlkmuuml gazetede yayımlanmasının caydırıcı etkisi olduğuna karar vermiştir
İhlal İddiaları Başvurucu Yargıtayrsquoın huumlkmuumlnuumln Soumlzleşmersquonin 10 maddesi
ile korunan ifade oumlzguumlrluumlğuumlnuuml ihlal ettiğini iddia etmiştir
Karar Mahkeme başvurucuya youmlnelik huumlkmuumln onun 10 madde
kapsamındaki haklarına muumldahale iccedilerdiğine ve ldquodemokratik bir toplumda gereklirdquo olup
olmadığı hususunda kanıya varabilmek iccedilin incelemeye devam etmeye karar vermiştir
Mahkeme iccediltihadını yineleyerek diğer hususların yanı sıra ifadelerin ya kanıtlanması
beklenemeyecek değer yargılarının ifadesi ya da maddi olguların ifadesi olarak iki şekilde
nitelendirilebileceğini belirtmiştir Başvurucunun ifadeleri DŞrsquonin kişisel yaşamındansa
politik kapasitesi iccedilindeki eyleme youmlnelik olduğundan Mahkeme yetkili otoritelerin
muumldahaleye gerek olup olmadığını incelerken sınırlı takdir yetkisi olduğunu tespit etmiştir
Mahkeme ulusal mahkemelerin farklı sonuccedillara vardığını goumlzlemlemiştir ilk derece
mahkemesi başvurucunun yorumlarını uumlstuuml kapalı soumlzler olarak değerlendirmişken temyiz
mahkemeleri DŞrsquonin meclis uumlyesi ve bir avukat olarak yolsuz eylemlere karışmasını gerccedilek
dışı beyan olarak nitelendirmiştir
Bununla birlikte Mahkeme temyiz mahkemelerinin sınırlı gerekccedilelendirmelerine atıfta
bulunarak onların vardığı sonuca varamayacağını başvurucunun ifadelerinin değer yargısı ve
maddi olgu karışımı olduğunu belirtmiştir Başvurucu iki politikacının davranışını daha geniş
bir ccedilıkar ccedilatışması bağlamında meclis uumlyesi ve avukat rollerini kombine etmeyi oumlnleyen bir
yasa oumlnerdiği bir fikri desteklerken ldquosiyasal etki altındaki tipik bir yolsuzluk eylemirdquo oumlrneği
olarak değerlendirmiştir
Buradaki asıl soru başvurucunun ifadelerinin ve iddialarının niteliği ve derecesiyle
orantılı yeterince doğru ve guumlvenilir bir olgusal dayanağın olup olmadığıdır Bu noktada
Mahkeme başvurucunun ifadelerinin bir kısmının oumlrneğin DŞrsquonin avukat ve meclis uumlyesi
olarak kendi seccedilim boumllgesindeki kamu şirketleriyle buumlyuumlk soumlzleşmelere imza atması veya
bahsedilen soumlzleşmeleri hukuki işleme koyması gibi olgusal temelden yoksun olduğunu tespit
212
etmiştir Aslında başvurucunun sunduğu belgelerde soumlzuuml geccedilen olayla ilgili herhangi bir
bilgiye rastlanmamıştır
Ancak başvurucunun ifadeleri kolektif nitelikli olup DŞ ile VPrsquoyi birlikte
ilgilendirmekte ve politik bir yolsuzluk oumlrneği tasvir etmektedir İki politikacıyı gerccedilek bir
yolsuzluk ile succedillama niyeti taşımamaktadır Dahası mevcut bilgiler ışığında VPrsquonin aynı
anda hem meclis uumlyesi hem de kendi seccedilim boumllgesindeki devlete ait şirketlerle karlı hukuki
danışmanlık soumlzleşmeleri imzalandığında DŞrsquonin hukuki ortağı olduğu goumlruumllmektedir
Boumlylelikle Mahkeme iddiaların ve oumlzellikle kullanılan ifadelerin belki de uygunsuz bir
şekilde sert olsa da polemik ve bir miktar abartılı olarak goumlruumllebileceği goumlruumlşuumlne varmıştır
Koşullar goumlz oumlnuumlne alındığında ifadelerin DŞrsquoye karşılıksız kişisel saldırı boyutuna
varmadığını tespit etmiştir Gerccedilekten siyasi tahkir ccediloklukla kişisel alana taşsa da bu
demokratik toplumun guumlvenceleri olan politika ve oumlzguumlr fikir tartışmasının rizikolarındandır
Tazminatın boyutu ve nihai kararın yayınlanması iccedilin belli bir tutarın oumldenmesine
huumlkmedilmesi de başvurucunun ifade oumlzguumlrluumlğuuml hakkını kullanması uumlzerinde caydırıcı bir
etkiye sahip olmuştur
Mahkeme temyiz mahkemelerinin gerekccedilelerindeki eksiklikleri başvurucunun
ifadelerini ifade edildiği genel bağlam accedilısından doğası gereği kolektif olarak sınıflandırmanın
olası sonuccedillarını ve cezanın caydırıcı etkisini dikkate alma hususundaki belirgin
başarısızlıklarını belirterek sonuca ulaşmıştır
Yerel mahkemeler soumlz konusu menfaatler arasında adil bir denge kuramamış ve
DŞnin haklarını başvurucunun haklarından uumlstuumln tutabilmek iccedilin ldquobaskın bir sosyal ihtiyaccedilrdquo
olduğunu kanıtlayamamıştır Başvurucunun haklarına yapılan muumldahale demokratik bir
toplumda gerekli değildir ve Soumlzleşmersquonin 10 maddesi ihlal edilmiştir
Adil Tazmin (Madde 41)
Mahkeme beşe iki oyla Romanyarsquonın başvurucuya 4505 Euro maddi tazminat 2000
Euro manevi tazminat ile masraf ve giderler iccedilin 3000 Euro oumldemesine huumlkmetmiştir
213
Başvuru Adı Mugemangango v Belccedilika
Başvuru No 31015
Başvuru Tarihi 22 Aralık 2014
Karar Tarihi 10 Temmuz 2020
Karar Linki httphudocechrcoeintengi=001-203885
Konu Mayıs 2014 seccedilim sonuccedilları hakkındaki bir şikayetin incelenme
usuluumlnuumln Soumlzleşmersquonin gerektirdiği etkililik şartlarını sağlamadığı
Olaylar
Başvurucu Germain Mugemangango 1973 doğumlu bir Belccedilika vatandaşı olup
Charleroirsquoda (Belccedilika) yaşamaktadır
25 Mayıs 2014 tarihinde başvurucu Walloon Boumllge Parlamentosu seccedilimlerinde 16554
oy alan ve Charleroirsquodaki seccedilim ccedilevresindeki 5 barajı aşan PTG-GO listesinin ilk sırasından
aday olmuştur Başvurucu Walloon Parlamentosursquona seccedililememiştir
6 Haziran 2014 tarihinde başvurucu boş geccedilersiz veya tartışmalı olarak ilan edilen
21385 oyun tekrar incelenmesi iccedilin Walloon Parlamentosursquona başvurmuştur Talebini
desteklemesi iccedilin oy sayımı işlemleri sırasında birccedilok sorunun ortaya ccedilıktığını belirtmiştir
Walloon Parlamentosu Danışma Komitesi başvurucunun talebini kabul etmiş ve soumlz konusu
seccedilim ccedilevresinde (Hainaut şehri) seccedililen adayların seccedilim belgelerinin onaylanmamasını ve boş
geccedilersiz veya tartışmalı oyların tekrar sayılmasını Parlamentorsquoya oumlnermiştir
13 Haziran 2014 tarihinde 28 oya karşı 43 oyla Walloon Parlamentosu oy sayımında
sorun duumlzensizliklerin olduğunu goumlsteren ikna edici bir delilin olmadığı gerekccedilesiyle
başvurucunun talebini dayanaktan yoksun bulmuştur Aynı tarihte Walloon Parlamentosu
oyları yeniden saymaksızın seccedililen adayların seccedilim belgelerinin onaylanmasına karar vemiştir
Karar başvurucuya 24 Haziran 2014 tarihinde tebliğ edilmiştir
İhlal İddiaları Başvurucu Soumlzleşmersquoye ek 1 Nolu Protokolrsquouumln 3 maddesi (Ek
Protokol madde 3) kapsamında Walloon Parlamentosursquonun itiraz suumlrecinde hem bir taraf olarak
214
hem de yargılama makamı olarak yer almasının ve başvurusunu reddetmesinin seccedilimlerde aday
olma hakkını ihlal ettiğini ileri suumlrmuumlştuumlr
Başvurucu Ek Protokol madde 3 ile bağlantılı olarak Soumlzleşmersquonin 13 maddesi
kapsamında Walloon Parlamentosursquona başvuru yolunun etkili bir hukuk yolu olmadığını ileri
suumlrmuumlştuumlr
Karar
11 Haziran 2019 tarihinde başvurunun sunulduğu AİHM dairesi başvuruyu Buumlyuumlk
Dairersquoye tevdi etmiştir Başvuru Buumlyuumlk Daire tarafından karara bağlanmıştır
Ek Protokol Madde 3
Mahkeme başvurucunun iddialarının yeterince ciddi ve tartışılabilir olduğunu
goumlzlemlemiştir Zira soumlz konusu iddialar Charleroi ve Hainaut şehri seccedilim ccedilevresindeki
parlamento sandalye dağılımını etkileyebilecektir Dolayısıyla soumlz konusu itiraz etkili bir
incelemeye tabi tutulmalıdır
Boumlylelikle Mahkeme somut olayda ulusal hukukta keyfiliğe yol accedilmayacak şekilde
yeterli ve uygun usucirclicirc guumlvenceleri iccedileren bir itiraz mekanizmasının olup olmadığını
incelemiştir
Mahkeme Walloon Parlamentosursquonun başvurucunun itirazıyla ilgili karar vermeye
yetkili tek mercii olduğunu goumlzlemlemiştir Seccedilim belgelerinin incelenmesi sırasında yeni
seccedililen ve seccedilim belgeleri onaylanacak uumlyelerin hepsi başvurucuyla aynı seccedilim ccedilevresindekiler
dahil itiraza ilişkin oylamada yer almıştır Boumlylelikle Venedik Komisyonursquonun tavsiyelerine
(Seccedilimsel Konularda İyi Uygulamalar Kodu) aykırı olarak başvurucunun doğrudan rakibi olan
ve oyların yeniden sayılıp başvurucunun haklı bulunduğu varsayımında sandalyelerini
kazanamama olasılığı bulunan kişiler Walloon Parlamentosursquondaki oylamaya katılmıştır
Dahası itirazın oylanmasın basit ccediloğunluğun yeterli olması başvurucuyu partizan bir kararla
karşılaşma riskiyle karşı karşıya bırakmıştır Dolayısıyla başvurucunun itirazı yeterli tarafsızlık
teminatlarından yoksun bir makam tarafından incelenmiştir
Mahkeme Walloon Parlamentosursquonun sahip olduğu takdir yetkisinin iccedil hukuk
tarafından yeterli belirliliklerle ccedilerccedilevelenmediğine dikkat ccedilekmiştir Ne kanun ne de
Parlamento iccediltuumlzuumlğuuml bu tuumlr itirazların inceleneceği bir usucirclicirc duumlzenleme iccedilermektedir Bu
215
nedenle Mahkeme Walloon Parlamentosu tarafından itiraz karara bağlanırken hangi kriterlerin
uygulandığının belirsiz olduğunu vurgulamıştır
Mahkeme aynı zamanda seccedilimsel uyuşmazlıkların incelenme usuluumlnuumln adil objektif
ve yeterli gerekccedileye sahip bir kararı sağlaması gerektiğini belirtmiştir İtiraz eden kişiler
goumlruumlşlerini beyan etme ve gerekli goumlrduumlkleri buumltuumln arguumlmanları soumlzluuml veya yazılı olarak sunma
imkanlarına sahip olmalıdır Ek olarak karar veren organ tarafından beyan edilen
gerekccedilelerden itiraz eden kişinin arguumlmanlarının uygun bir şekilde incelendiği ve cevaplandığı
anlaşılmalıdır Mahkeme bu davada ne Anayasa ne kanun ne de parlamento iccediltuumlzuumlğuuml seccedilim
belgelerinin incelenmesinde bu tuumlr guumlvenceler getirmektedir Başvurucu yine de Danışma
Komitesi nezdinde belli usucirclicirc guumlvencelerden faydalanmıştır Walloon Parlamentosursquonun kararı
da aynı şekilde gerekccedile iccedilermiş ve tebliğ edilmiştir
Bununla birlikte Mahkeme başvurucuya itiraz suumlrecinde sağlanan guumlvencelerin yeterli
olmadığını belirtmiştir İccedil hukuktaki duumlzenlemelerde itiraz mekanizmasına ilişkin bir usuluumln
yer almaması karşısında bu guumlvenceler Danışma Kurulu ve Walloon Parlamentosu genel
kurulu tarafından ad hoc olarak takdiren alınan kararların bir sonucudur Aynı zamanda bu
guumlvenceler uygulamada ulaşılabilir ve oumlngoumlruumllebilir değildir
Mahkeme ayrıca usucirclicirc guumlvencelerin ccediloğunun başvurucuya bağlayıcı karar verme
yetkisi olmayan Danışma Komitesi nezdinde sunulduğuna dikkat ccedilekmiştir Walloon
Parlamentosursquonun kararında gerekccedilelere yer verdiğini kabul eden Mahkeme bununla birlikte
Parlamentorsquonun Danışma Komitesirsquonin ulaştığı sonuccedilla neden ayrıştığını ortaya koymadığını
vurgulamıştır
Sonuccedil olarak Mahkeme başvurucunun itirazının tarafsızlık guumlvencesine sahip olmayan
ve takdir yetkisi herhangi bir duumlzenlemeyle belirli bir şekilde ccedilerccedilevelenmemiş olan bir organ
tarafından incelenmiş olduğunu başvurucuya sağlanan sınırlı sayıdaki guumlvencenin de takdiren
ad hoc şekilde sağlandığı iccedilin yetersiz olduğunu tespit etmiştir Mahkeme bu nedenle Ek
Protokol madde 3rsquouumln ihlal edildiğine karar vermiştir
Madde 13
Mahkeme ilk olarak başvurucunun şikayetlerini Walloon Parlamentosursquona sunabilme
imkanını bulduğunu goumlzlemlemiştir Belccedilika hukukuna goumlre Parlamento kararına karşı yargısal
veya başka bir tuumlrden herhangi bir başvuru yolu bulunmamaktadır Mahkeme Walloon
216
Parlamentosursquondaki usuldeki guumlvence eksikliklerinin Ek Protokol madde 3 ile bağlantılı olarak
Soumlzleşmersquonin 13 maddesini de ihlal ettiğine karar vermiştir Mahkeme bu konuda taraf
devletlerde yer alan mekanizmaların ccedileşitliliğini ve ikincillik ilkesini dikkate alarak herhangi
bir spesifik mekanizma belirleme yetkisinin kendisinde olmadığını hatırlatmış yine de ndashldquoilk
derece merciirdquo şeklinde veya ldquoyargısal olmayan bir organın kararına karşı başvurulabilecek
itiraz merciirdquo şeklinde- yargısal bir başvuru yolunun Ek Protokol madde 3rsquouumln gerekliliklerini
ilkesel olarak sağlayacağını belirtmiştir
Adil Tazmin
Mahkeme Belccedilikarsquonın başvurucuya manevi tazminat olarak 2000 euro masraf ve
giderler iccedilin toplam 1291514 euro oumldemesine karar vermiştir
217
Başvuru Adı D v Fransa
Başvuru No 1128818
Başvuru Tarihi 2 Mart 2018
Karar Tarihi 16 Temmuz 2020
Karar Linki httpshudocechrcoeinteng22itemid22[22001-
20356522]
Konu Yurt dışında taşıyıcı annelik yoluyla doğan ccedilocuğun doğum
ayrıntılarının resmi kayda geccedilirilmesinin ebeveyn-ccedilocuk ilişkisi evlat edinme yoluyla da
kurulabileceği iccedilin Soumlzleşmersquonin 8 maddesini ihlal etmediği
Olaylar
Başvurucular Bayan D Bay D ve Ccedilocuk D sırasıyla 1972 1957 ve 2012 doğumludur
ve Canet en Roussillonda yaşamaktadır Uumlccediluumlncuuml başvurucu bir taşıyıcı annelik anlaşmasıyla
Ukraynada doğmuştur 3 Ekim 2012 tarihinde Kievde verilen doğum belgesi birinci
başvurucunun anne ikincisinin baba olduğunu belirtmektedir
Bay ve Bayan D 2008 yılında Fransada evlenmiştir Ccedilocuk 2012 yılının Eyluumll ayında
Ukraynada taşıyıcı annenin ccedilocuğu olarak duumlnyaya gelmiştir Kievde verilen doğum belgesi
ccedilocuğu doğuran kadından bahsetmeden birinci başvurucuyu anne ikinci başvurucuyu da baba
olarak belirtmektedir
20 Eyluumll 2014 tarihinde ilk iki başvurucuya doğum belgesinin ayrıntılarının Fransız
doğum evlilik ve oumlluumlm siciline kaydedilmesi iccedilin Kievdeki Fransız buumlyuumlkelccedililiğine
başvurmuştur Konsolos yardımcısı durumun oumlzel niteliği nedeniyle ayrıntıları kaydetmeyi ve
aile kayıt defterini (livret de famille) duumlzenlemeyi ertelemeye ve konuyu Nantesdaki savcılığa
havale etmeye karar verdiğini soumlylemiştir Sonrasında ccedilifte Adalet Bakanlığırsquondan
Mahkemenin Mennesson Fransa ve Labassee Fransa davasındaki kararlarının takibiyle ilgili
bekleyen talimatlarının taşıyıcı annelik duumlzenlemelerine ilişkin tuumlm başvuruların askıya
alındığını bildirmiştir
27 Ocak 2016da Bay ve Bayan D ccedilocuğun doğum belgesinin ayrıntılarının Fransız
siciline kaydedilmesi iccedilin Nantes savcılığı aleyhine dava accedilmıştır
218
12 Ocak 2017de Nantes Mahkemesi başvuruyu kabul etmiştir Diğer hususların yanı
sıra doğum belgesinin birinci başvurucuyu doğum yapmamış olmasına rağmen anne olarak
belirlemesinin Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi tarafından belirlenen ccedilocuğun yuumlksek yararı
goumlz oumlnuumlnde bulundurularak yapılamayacağını vurgulamıştır Doğum hakkı ldquodoğduğu uumllkede
yasal olarak kurulan tek ilişkirdquo olan ve bu nedenle yasal gerccedilekliğe karşılık gelen yasal anne-
ccedilocuk ilişkisinin tanınmasının reddedilmesini haklı kılmaktadır
18 Aralık 2017de Rennes İstinaf Mahkemesi 12 Ocak 2017 tarihli kararı doğum
belgesinin baba-ccedilocuk ilişkisine ilişkin ayrıntılarını kaydetme youmlnuumlnden onamış ancak anne-
ccedilocuk ilişkisi ile ilgili olarak bozma kararı vermiştir Kararda oumlzellikle ldquo doğum belgesinde
annenin atanması ile ilgili olarak Medeni Kanunun 47 maddesinin aradığı şart doğum yapma
gerccedileğidir Yalnızca Medeni Kanun md 3561 istisnai olarak ldquoevlat edinen doğum yapmamış
annenin usuluumlne uygun olarak anne olarak kaydedilmesi şeklinde buna ccedilok sınırlı istisnalar
getirmiştir Başvurucular Yargıtaya itiraz etmemişlerdir 12 Eyluumll 2019 tarihinde Daire
Başkanının bilgi talebine cevaben başvurucular Mahkemeye Bayan Dnin genetik annesi
olduğunu bildirmişlerdir
Başvurucular Yargıtaya gitmemişlerdir 12 Eyluumll 2019 tarihinde Daire Başkanının
bilgi talebine cevaben başvurucular Mahkemeye Bayan Dnin genetik anne olduğunu
bildirmişlerdir
İhlal İddiaları
Başvurucular hem 14 madde (ayrımcılık yasağı) ile bağlantılı hem de bağımsız olarak
8 maddeye (aile hayatına saygı hakkı) dayanarak ccedilocuğun oumlzel hayatına saygı hakkının ihlal
edildiğinden ve doğum temelinde ayrımcılıktan şikayet etmiştir
Karar
Madde 8
Mahkeme Rennes İstinaf Mahkemesirsquonin uumlccediluumlncuuml başvurucunun Ukrayna doğum
belgesinin ayrıntılarının ikinci başvurucunun baba olarak Fransız doğum kayıt defterine
kaydedilme talebini kabul edildiğine ve biyolojik kişi olan ilk başvurucunun anne olarak
Fransız doğum kayıt defterine kaydedilme talebinin reddedildiğine dikkat ccedilekmiştir Ancak
219
İstinaf Mahkemesi anne-ccedilocuk ilişkisinin yasal olarak evlat edinme yoluyla kurulabileceğini
vurgulamıştır
Mahkeme başvurucuların esasen uumlccediluumlncuuml başvurucunun Ukraynarsquodaki doğum
belgesinde genetik anne olan birinci başvurucunun ldquoannerdquo olarak kaydedilmesi taleplerinin
reddedilmesinin ccedilocuğun oumlzel hayatına orantısız bir muumldahale olduğunu iddia ettiklerini
goumlzlemlemiştir
Mahkeme daha oumlnce ccedilocuğun biyolojik baba olduğu durumlarda baba ile ccedilocuk
arasındaki yasal ebeveyn-ccedilocuk ilişkisi konusunda kararlar vermiştir (bkz Mennesson Fransa
ve Labassee Fransa) İccediltihatlara goumlre genetik bağ yabancı uumllkedeki doğum belgesinde baba
olarak kaydedilmeyi gerekli kılmamaktadır Mahkeme mevcut davanın koşullarında aynı
zamanda genetik anne olan muumlstakbel anne ile yasal ilişkinin tanınmasına ilişkin olarak farklı
bir karara varmak iccedilin hiccedilbir neden goumlrmemiştir
Bu kapsamda Mahkeme yasal anne-ccedilocuk ilişkisinin başka yollarla da kurulabileceği
gerekccedilesiyle sırf birinci başvurucunun kendisinin genetik anne olması nedeniyle uumlccediluumlncuuml
başvurucunun Ukrayna doğum belgesinin ayrıntılarının birinci başvurucuyla ilgili bir kayıt
yazılması talebinin reddedilmesinin ccedilocuğun oumlzel hayatına saygı hakkına orantısız bir
muumldahale teşkil etmediğini belirtmiştir
Uumlccediluumlncuuml başvurucunun oumlzel hayatına saygı hakkına yapılan muumldahalenin orantılılığına
ilişkin olarak Mahkeme Ukrayna doğum belgesi detaylarının tescil talebinin birinci
başvurucuya yasal anne-ccedilocuk ilişkisinin kurulmasını engellemediği şekilde reddedilmesinin
belirleyici olduğu kanaatine varmıştır Nitekim Rennes İstinaf Mahkemesi Yargıtay
iccediltihadıyla da teyit edilen bir goumlruumlş olarak evlat edinme olasılığının mevcut olduğunu
vurgulama konusunda dikkatli davranmıştır
Uumlccediluumlncuuml başvurucunun oumlzel hayatına saygı hakkı soumlz konusu olduğunda birinci
başvurucu olan hukuki ilişkisinin tanınmasını sağlayacak etkili ve yeterince hızlı bir
mekanizmaya erişmesi gerekiyordu
Huumlkuumlmetin vurguladığı gibi birinci ve ikinci başvurucular evli olduğundan ve Ukrayna
doğum belgesinde ccedilocuğu duumlnyaya getiren kadından soumlz edilmediğinden eşinin ccedilocuğunu
evlat edinme şeklinde almak iccedilin mahkemelere başvurma yolu accedilıktır
220
Mahkemenin tavsiye kararı no P16-2018-001rsquodeki gibi evlat edinme ccedilocuk ile
muumlstakbel anne arasındaki yasal ilişkinin tanınması soumlz konusu olduğunda yabancı doğum
ayrıntılarının kaydedilmesi benzer etkiler yaratacaktır
Mahkeme tam evlat edinme kararının alınması iccedilin geccedilen ortalama suumlrenin yalnızca
41 ay olduğu Huumlkuumlmet tarafından verilen bilgilerden kaynaklandığını goumlzlemlemiştir
Dolayısıyla Rennes İstinaf Mahkemesinin 18 Aralık 2017 tarihli kararını takiben evlat
edinme proseduumlruuml başlatılmış olsaydı uumlccediluumlncuuml başvurucunun yasal anne-ccedilocuk ilişkisine ilişkin
durumu buumlyuumlk olasılıkla altı yaşına gelmeden yani başvurucuların da Mahkemeye
başvurdukları tarihlerde ccediloumlzuumllmuumlş olacaktı
Bu nedenle Mahkeme mevcut davada eşin ccedilocuğunun evlat edinilmesinin birinci ve
ikinci kişi arasındaki yasal ilişkiyi muumlmkuumln kılan etkili ve yeterince hızlı bir mekanizma
oluşturduğu sonucuna varmıştır
Buna goumlre uumlccediluumlncuuml başvurucunun Ukrayna doğum belgesinin ayrıntılarını birinci
başvurucuyu ccedilocuğun annesi olarak belirlediği oumllccediluumlde Fransız doğum kayıt defterine
kaydetmeyi reddederek davalı devlet başvurucunun somut olayında takdir yetkisini
aşmamıştır
Bu nedenle Mahkeme Soumlzleşmenin 8 maddesinin ihlal edilmediğine karar vermiştir
Madde 8 ile bağlantılı olarak Madde 14
Başvurucular 11 Şubat 2020 tarihli diğer beyanlarında yurtdışında taşıyıcı annelik
yoluyla doğan bir ccedilocuğun doğum belgesinin ayrıntılarında ccedilocuğun biyolojik babası olan
muumlstakbel babaya ilişkin ayrıntıları kaydederken muumlstakbel anneye karşı belgede genetik
anne başka olduğundan kaydetmeyi reddettikleri iccedilin ayrımcılık yasağının ihlal edildiğini ileri
suumlrmuumlştuumlr
Mahkeme başvurucuların iddiasının birinci başvurucu accedilısından Soumlzleşmenin 14
maddesi anlamında bir ayrımcılık şikayeti olduğunu kaydetmiştir Bu şikayetin 2 Mart 2018
tarihinde başlatıldığı ve 12 Eyluumll 2019 tarihinde accedilıklandığı yalnızca uumlccediluumlncuuml başvurucunun
haklarını ilgilendiren diğer şikayetlerden ayrı olduğunu ve başvurucuların bahsetmeyi ihmal
ettiği bir olguyu - ilk başvurucunun ccedilocuğun genetik annesi olması şartına - dayandığını
goumlzlemlemiştir Başvurucular benzer şekilde yerel makamlara ve mahkemelere bu gerccedileği
221
bildirmeyi ihmal etmişlerdir bu nedenle yerel yargılamalarda incelenmemiştir Mahkeme bu
yeni şikayetin Soumlzleşmenin 35 sect 1 maddesi kapsamındaki altı aylık suumlre sınırına uymadığına
karar vermiş ve bu nedenle Soumlzleşmenin 35 sectsect 1 ve 4 maddeleri uyarınca reddetmiştir
Bununla birlikte Mahkeme uumlccediluumlncuuml başvurucunun oumlzel hayatına saygı hakkından
yararlanarak Soumlzleşmenin35maddesine dayanarak maruz kaldığı iddia edilen ayrımcılığa
ilişkin şikayetin accedilıkccedila temelsiz olmadığını belirtmiştir Bu nedenle kabul edilebilir olduğunu
beyan etmiştir
Mahkemenin goumlruumlşuumlne goumlre taşıyıcı annelikle yurtdışında doğan Fransız ccedilocukları ile
uumllke dışında doğan diğer Fransız ccedilocukları arasında muamele farklılığı ilkinin -ikincisinden
farklı olarak - yabancı doğum belgesinde adı geccedilen kişi ile yasal bir anne-ccedilocuk ilişkisinin iccedil
hukukta tanınmasının muumlmkuumln olmadığıdır Daha ziyade soumlz konusu olayda doğum belgesinin
tuumlm ayrıntılarının kayıt defterine girememesi ve ccedilocuğa sahip olmak iccedilin yasal olarak kurulmuş
ccedilocuk ilişkisiyle evlat edinme başvurusunda bulunulması gerekmesinden oluşuyordu
Mahkemenin daha oumlnce vurguladığı gibi mevcut davada eşin ccedilocuğunun evlat edinilmesi
birinci ve uumlccediluumlncuuml başvurucular arasındaki hukuki ilişkinin tanınması iccedilin etkili bir mekanizma
oluşturmuştur
Huumlkuumlmet yasal anne-ccedilocuk ilişkisini kurmanın yollarına ilişkin bu muameledeki
farklılığın her vakanın oumlzel koşullarında boumlyle bir ilişki iccedilin taşıyıcı annelik yoluyla doğan
ccedilocuğun yuumlksek yararını sağlamak iccedilin tasarlandığını accedilıklamıştır Mahkeme bu nedenle
başvurucuların bu tuumlr ccedilocuklar ile genetik anneleri arasındaki yasal ilişkinin tanınmasının
yollarına ilişkin olarak şikayet ettikleri muamele farklılığının nesnel ve makul bir gerekccedileye
sahip olduğunu beyan ederek ayrımcılık yasağına aykırı bir husus saptamamıştır
Dolayısıyla Mahkeme 8 madde ile bağlantılı olarak 14 maddenin ihlal edilmediğine
karar vermiştir
222
Başvuru Adı Adana TAYAD Tuumlrkiye
Başvuru No 5983510
Başvuru Tarihi 20092010
Karar Tarihi 21 Temmuz 2020
Karar Linki httphudocechrcoeintengi=001-204123
Konu Adana TAYADrsquoın youmlneticilerinin ve bazı uumlyelerinin yasadışı
eylemlerde bulunduğu iddiasıyla henuumlz kesinleşen bir yargı kararı olmamasına rağmen
yetkililer tarafından kapatılması ile Soumlzleşmersquonin 11 maddesinde duumlzenlenen oumlrguumltlenme ve
oumlrguumltlenme oumlzguumlrluumlğuumlnuumln ihlal edilmesi
Olaylar Başvurucu Adana Tutuklu ve Huumlkuumlmluuml Aileleriyle
Yardımlaşma ve Dayanışma Derneği (TAYAD) Tuumlrk kanunlarına goumlre kurulmuş bir dernektir
Derneğin kurucularının beyan ettiği kurulma amacı tutuklu ve huumlkuumlmluumllere yardım ve destek
sağlamaktır 18 Ocak 2008rsquode Adana İl Emniyet Muumlduumlrluumlğuuml uumlccedil veya doumlrt guumln boyunca
Abdullah Oumlcalanrsquoı desteklemek amacıyla şehrin bir ilccedilesinde imza toplandığı ve imzalı
dilekccedilelerin Adana TAYADrsquoa teslim edildiği konusunda gizli bilgi edinmiştir Bu bilgileri
doğrulayabilmek iccedilin yetkililer dernek binasında arama yapmıştır
21 Nisan ve 13 Mayıs 2008 tarihleri arasında 31 Ocak 2008rsquode Adana valisinin onayı
ile kurulmuş bir komisyon dernekle ilgili teftiş gerccedilekleştirmiştir Derneğin gelirinin aslını
veya bir kopyasını ibraz edemediği ve 24 Aralık 2006 tarihli genel kurul katılımcılar listesi ile
8 Temmuz 2007 tarihli genel kurul katılımcılar listesinin karşılaştırılması sonucu imzalarda
farklılık olduğu ortaya ccedilıkmıştır
Bundan oumlnce 7 Nisan 2006rsquoda Dernekler Kanunursquonun ihlali dolayısıyla dernek
youmlneticilerine youmlnelik Adana Asliye Ceza Mahkemesirsquonde ceza davası başlatılmıştır 10 Nisan
2006rsquoda Asliye Ceza Mahkemesi sanığı devamında para cezasına ccedilevrilen 6 aylık hapis
cezasına ccedilarptırmıştır Yargıtay bu kararı 27 Mart 2012rsquode onamıştır
Arama sonucunda dernek youmlneticilerinden bazıları hakkında teroumlr oumlrguumltuuml lehine
propaganda yaptıkları gerekccedilesiyle Adana Ağır Ceza Mahkemesinde ceza davası accedilılmıştır
31 Mart 2009rsquoda Ağır Ceza Mahkemesi sanıkları iki yıl hapis cezasına ccedilarptırmıştır
223
19 Kasım 2012rsquode ise Yargıtay soumlz konusu succedilun 5 Temmuz 2012 tarihinde yuumlruumlrluumlğe
giren 6352 sayılı Kanun kapsamına girdiğini ve ilgili ldquosoruşturma aşamasında kovuşturma
askıya alınırrdquo maddesini belirtmiş ve huumlkmuuml bozarak dosyayı Ağır Ceza Mahkemesine yeniden
değerlendirilmesi iccedilin iade etmiştir 24 Ekim 2013 tarihinde Ağır Ceza Mahkemesi dosyayı
geri almış ve ardından kamu davasının accedilılmasını erteleyerek Yargıtayın bozma kararına
uymuştur
12 Ağustos 2008rsquode Adana savcılığı derneğin kapatılması iccedilin iddianame sunmuştur
17 Eyluumll 2009rsquoda mahkemece savcılığın talebi kabul edilerek derneğin kapatılmasına karar
verilmiştir Mahkeme derneğin artık tuumlzuumlğuumlnde tanımlanan amaccedillara uygun faaliyetlerde
bulunmadığını yasadışı teroumlr oumlrguumltlerinin propagandasını yaptıklarını ve bunun bir sonucu
olarak amaccedillarının ve varlığının Medeni Kanunrsquoun 89 maddesi uyarınca ldquokanuna ve ahlaka
aykırı hale geldiğinirdquo belirtmiştir
Derneğin 7 Ekim 2009 tarihli Yargıtayrsquoa temyiz başvurusu 3 Aralık 2009 tarihinde
reddedilmiş ve karar kesinleşmiştir
İhlal İddiaları Başvurucu yetkililer tarafından derneğin kapatılmasının
Soumlzleşmersquonin 11 maddesinin ihlali (oumlrguumltlenme oumlzguumlrluumlğuuml) olduğunu iddia etmiştir
Karar
11 Madde
Mahkeme yerel mahkemelerin başvurucu derneğin kapatılmasına huumlkmedip bir dernek
olarak herhangi bir faaliyet suumlrduumlrmesini engelleyerek varlığını sona erdirdiğini belirtmiştir
Bu tedbir derneğin Soumlzleşmersquonin 11 maddesi ile korunan oumlrguumltlenme oumlzguumlrluumlğuumlne muumldahale
boyutuna ulaşmıştır Muumldahale Medeni Kanunrsquoun 89 maddesi ccedilerccedilevesinde ldquokanun ile
oumlngoumlruumllmekterdquo ve duumlzenin bozulmaması meşru amacını taşımaktadır Mahkemeye kalan ise
muumldahalenin ldquodemokratik bir toplumda gereklirdquo olup olmadığına karar vermektir
Derneğin kapatılması suumlreci Adana savcılığının talebi uumlzerine başlatılmıştır Yerel
mahkeme savcılığın talebini kabul ederek derneğin kapatılmasına huumlkmetmiştir
Mahkeme yerel mahkemenin kararının Adana Ağır Ceza Mahkemesirsquonin 31 Mart 2009
tarihli kesinleşmeyen kararına dayandığını feshe huumlkmedilmesinde dava dosyasında bulunan
bilgiye ve derneğin bazı youmlneticilerine para cezası verildiği ceza mahkemesi kararına atıf
yapıldığını goumlzlemlemiştir
224
Mahkeme Adana savcılığı tarafından bazı dernek uumlyeleri ve youmlneticilerine isnat edilen
succedilların ciddiyetinin farkında olmasına rağmen hukuk mahkemelerinin ceza mahkemeleri
tarafından başvurucunun bağımsız uumlyelerine youmlnelik verilen ve kesinleşmeyen huumlkmuuml yeniden
uumlretmek yerine bağımsız bir değerlendirme yapması gerektiği goumlruumlşuumlndedir
Mahkeme bir derneğin buumltuumlnuumlyle kapatılmasının uumlyeleri uumlzerinde oumlnemli sonuccedillara yol
accedilan ccedilok ağır bir tedbir olduğunu ve sadece ccedilok ciddi bir durumda boumlyle bir tedbire
başvurulması gerektiğini vurgulamıştır Soumlzleşmersquonin 11 maddesi uyarınca devletler boumlyle bir
tedbire neden başvurduklarını goumlsteren meşru sebeplerini ortaya koyma yuumlkuumlmluumlluumlğuuml
altındadır
Mahkemersquonin kanaatine goumlre yerel mahkemenin huumlkmuumlnuuml dayandırdığı bazı bulgular
kendi başlarına teroumlrizme teşvik anlamına gelmemektedir Davadaki oumlrguumlt propagandası yapma
boyutuna ulaşabilecek tek eylem Sope Roje gazetesinin dağıtımıdır ki kararda gazetenin
iccedileriğinin nasıl teroumlrizme teşvik ettiğini ikna edici şekilde accedilıklanmamıştır
Boumlylelikle Mahkeme yerel mahkemenin fesih kararını kabul edilebilir ve ikna edici
gerekccedilelere dayanmadığı sonucuna varmıştır Bu başvurucu dernek ve uumlyeleri uumlzerinde ve
ayrıca genel olarak insan hakları oumlrguumltleri uumlzerinde caydırıcı bir etki yaratmaktadır
Son olarak iddiaların kanıtlandığı varsayımında bile Mahkeme yerel mahkemelerin
daha az katı tedbirlere başvurmayı duumlşuumlnmediklerini ve Huumlkuumlmetin derneğin feshinin
yetkililerin amaccedillarını gerccedilekleştirmek iccedilin tek ccedilare olduğunu kanıtlamak iccedilin yeterli delil
goumlstermediğini goumlzlemlemiştir
Yerel makamlar derneğin feshi kararını ikna edici gerekccedilelere dayandıramadığı iccedilin
alınan tedbiri meşrulaştıramamış ve bu da oumlrguumltlenme oumlzguumlrluumlğuumlnuumln oumlzuumlnuuml zedelemiştir
Dolayısıyla Mahkeme muumldahalenin demokratik bir toplumda gerekli olmadığına ve bu dava
oumlzelinde Soumlzleşmersquonin 11 maddesinin ihlal edildiğine karar vermiştir
2
Savcılık makamı kararı temyiz etmiştir ve Yargıtay 2010 yılında muumltemadi succedillamayı
Kasım 2003 soumlzleşmesiyle ilgili olarak tek bir sahtecilik succediluyla değiştirerek başvurucuyu bu
succediltan mahkum etmiştir Başvurucu tuumlm soumlzleşmelerin kendisinin huzurunda taraflarca
imzalandığına ilişkin savunmasını devam ettirmiştir ancak Mahkeme bu soumlzleşmeye oumlzguuml
olan ECrsquonin ifadesini doğrulayan adli raporun belirleyici bir delil olduğunu belirtmiştir
Başvurucu 3 yıllık bir denetimli serbestlik suumlresi şartı ile 6 ay hapis cezasına
ccedilarptırılmıştır Kesin huumlkuumlm accedilık yanlışları duumlzeltilecek şekilde değiştirilse de mahkeme
kanuni uumlst sınır olan 2 sene 6 ayı aşmakta olan denetimli serbestlik suumlresini değiştirmemiştir
Başvurucu kesin huumlkmuumln iptali iccedilin olağanuumlstuuml kanun yoluna başvuruda bulunmuştur
Başvurucu Yargıtayrsquoın bu konudaki goumlruumlşlerini ifade etme veya doğrudan beyanda bulunma
şansı verilmeden kendisine youmlneltilen succedillamanın yasal sınıflandırmasının değiştirdiğini oumlne
suumlrmuumlştuumlr Ayrıca başvurucu kanunda izin verilenden daha uzun bir denetim suumlresine tabi
tutulmuştur
Kasım 2010rsquoda farklı bir Yargıtay heyeti başvurucunun yapmış olduğu olağanuumlstuuml
başvurunun kabul edilmez olduğunu belirterek başvuruyu reddetmiştir Yargıtay
başvurucunun denetim suumlresine ilişkin iddialarını incelememiştir Başvurucu Eyluumll 2010rsquode
mahkumiyet kararına istinaden noterlik sicilinden silinmiştir
İhlal İddiaları Başvurucu Madde 6 (adıl yargılanma hakkı) ve Madde 7rsquoye
(kanunsuz ceza olmaz) dayanarak aleyhindeki yargılamaların adil olmadığından ve kendisine
verilen cezanın kanunun izin verdiğinden daha ağır olduğundan şikacircyetccedili olmuştur
Karar Madde 6
Mahkeme 2019 tarihli Juacuteliacuteus THORNoacuter Sigurthornoacutersson v İzlanda kararında bir alt
mahkemenin beraat kararını takiben son derece mahkemesinin sanık veya tanıkları doğrudan
yeniden dinlemeksizin mahkumiyet kararı verdiği durumlar iccedilin ortaya koyduğu prensipleri
tekrarlamıştır
Daha sonra Mahkeme Yargıtayrsquoın deliller hakkında doğrudan ECrsquoyi dinlemeksizin
Bay Poparsquonın davası iccedilin adil bir yargılama yuumlruumltuumlp yuumlruumltemediğini incelemiştir
İlk derece mahkemesinin kararı ile Yargıtay kararı arasındaki temel farklılık
Yargıtayrsquoın adli raporun başvurucunun succedilluluğu hakkında var olan şuumlpheleri ortadan
3
kaldırmaya yeterli olduğuna kanaat getirmiş olmasıdır Bu farklılık iccedilin oumlngoumlruumllen gerekccedileler
kısa ve oumlz olmalarına rağmen soumlz konusu uzman delilinin tartışılmaz bir bilimsel gerccedileklik
olması nedeniyle keyfi veya accedilıkccedila mantıksız goumlruumlnmemektedir
Bay Popa ayrıca soumlz konusu raporun tarafsızlığına ilişkin şuumlphelerini dile getirmiştir
zira rapor İccedilişleri Bakanlığı iccedilin ccedilalışan bir adli uzman tarafından hazırlanmıştır Ancak
başvurucu hiyerarşik veya diğer anlamda uzman ve kendi davasını inceleyen hakimler ve
savcılar veya yargılamaya dahil olan diğer kişiler arasında herhangi bir bağlantı olduğunu
ortaya koyamamıştır Mahkeme atanmış uzmanların bağımsızlığını veya goumlruumlşlerinin
guumlvenilirliğini sorgulamaya sebep olacak herhangi bir unsur goumlrmemiştir
Mahkeme adil yargılanma gerekliliklerinin ECrsquonin tekrar dinlenmesini gerektirdiğine
veya Yargıtayrsquoın başvurucu tanığın tekrar dinlenmesini talep etmemiş olsa bile pozitif tedbir
almakla yuumlkuumlmluuml olduğuna ikna olmamıştır
Bu bağlamda Mahkeme ECrsquonin guumlvenilirliğinin ve inanılırlığının bir sorun olarak
değerlendirilemeyeceğini ve ifadesine ilişkin kayıtların Yargıtay hakimlerinin erişimine accedilık
olduğunu değerlendirmiştir Başvurucu ilave delillerin dava dosyasına eklenmesini talep
etmemiştir ve Yargıtay dosyayı esastan incelemiştir
İki mahkeme arasındaki uyuşmazlığın ECrsquonin guumlvenilirliğinin ve inanılırlığının değil
de bilirkişi raporunun delil olarak değerine atfedilebilecek oumlneme ilişkin olduğu goumlz oumlnuumlne
alındığında Mahkeme başvurucunun davasının son derece yerel mahkemelerinin daha
oumlnceden succedilsuz bulunan sanıkları kendilerini doğrudan deliller hakkında dinlemeden veya
mahkumiyetler ile ilgili olduğu kabul edilen ifadeler goumlzden geccedilirilmeden mahkucircm ettiği
kararlardan ayrı tutulabileceği goumlruumlşuumlndedir
Son olarak başvurucu kendisine konuya ilişkin goumlruumlşuumlnuuml ifade etme fırsatı
vermeksizin Yargıtayrsquoın aleyhindeki succedillamanın yasal kategorisini değiştirdiğinden şikacircyet
etmesinden dolayı Mahkeme tek bir sahtecilik eyleminin ilk baştaki muumltemadi sahtecilik
eylemlerinin bir parccedilası olduğunu belirtmiştir Başvurucu iddia edilen her eyleme ilişkin
yorum ve kanıt sunma imkanına sahip olduğundan bu tuumlr tek bir succediltan oumltuumlruuml succedillu
bulunabileceğini bilmesi gerekirdi
Mahkeme 6 maddenin ihlal edilmediği sonucuna varmıştır
4
Madde 7
Her iki taraf da Yargıtayrsquoın başvurucunun denetim suumlresinin uzunluğuna ilişkin
hesaplamada hata yaptığını kabul etmektedir
Ancak başvurucu tarafından başvurulan kanun yolu yani iptal iccedilin yapılan olağanuumlstuuml
başvuru boumlyle bir durumda etkili bir kanun yolu teşkil etmemektedir Bilakis başvurucunun
mahkemenin kendi iccediltihatlarında da tanımlandığı uumlzere accedilık bir maddi hata nedeniyle kararı
duumlzeltilmesi iccedilin Yargıtayrsquoa başvurmuş olması gerekirdi Soumlz konusu talep Ceza Muhakemesi
Kanunursquonun 195 maddesi uyarınca yapılabilecek olmasına rağmen dava dosyasında
başvurucunun boumlyle bir adım attığına ilişkin herhangi bir bilgi yer almamaktadır
Mahkeme başvurucunun mevcut tuumlm iccedil hukuk yollarını tuumlketmediğine ve bu madde
kapsamındaki şikayetinin kabul edilemez olduğuna oy ccedilokluğuyla karar vermiştir
5
Başvuru Adı ND ve NT İspanya
Başvuru No 867515 ve 869715
Başvuru Tarihi 12 Şubat 2015 (Buumlyuumlk Dairersquoye goumlnderme talebi 14 Aralık
2017)
Karar Tarihi 13 Şubat 2020
Konu Uumllkeye hukuka uygun yollarla giriş imkanı olmasına rağmen
bu imkanları değerlendirmeyerek uumllkeye yasa dışı yollardan giriş yapan kişilerin durumlarının
bireysel olarak değerlendirilmeksizin sınır dışı edilmelerinin 4 Norsquolu Protokol Madde 4rsquouumln
(yabancıların topluca sınır dışı edilmeleri yasağı) ihlali olmadığı
Olaylar Başvurucular ND ve NT sırasıyla Mali ve Fildişi Sahili
vatandaşı olup 1986 ve 1985 yılında doğmuştur Birinci başvurucu silahlı ccedilatışma sebebiyle
2012 yılında Malirsquoden ayrıldığını soumlylemiştir Moritanya ve Cezayir uumlzerinden seyahat ederek
Mart 2013rsquote Fasrsquoa varmıştır ve anlaşıldığı kadarıyla Melilla sınırına yakın Gurugu
Tepesindeki goumlccedilmen kampında kalmıştır İkinci başvurucu Fasrsquoa 2012rsquonin sonunda varmış
olup o da goumlccedilmen kampında kalmıştır
Oumlzerk bir şehir olan Melilla Fas tarafından ccedilevrelenmiş Kuzey Afrika kıyısında yer
alan 12 kilometrekarelik bir İspanyol toprağıdır İspanyol yetkilileri 13 kilometrelik sınır
boyunca 2014rsquoten beri paralel uumlccedil ccedilitten oluşan bir bariyer inşa etmişlerdir Uumlccedilluuml ccedilit boyunca
doumlrt adet sınır geccediliş noktası yerleştirilmiştir Bu noktalar arasında Guardia Civil goumlrevlileri
yasa dışı girişleri oumlnlemek amacıyla kara sınırında ve kıyıda devriye gezmektedir Sahra Altı
Afrika dacirchil diğer yerlerden gelen yabancılar sıkccedila ccedilitleri aşma teşebbuumlsuumlnde bulunmaktadır
13 Ağustos 2014 sabahının erken vakitlerinde ilk giriş teşebbuumlsuuml yaşanmıştır
Huumlkuumlmetrsquoe goumlre Fas polisi yaklaşık 500 goumlccedilmenin dış ccediliti tırmalamalarını engellemiş ancak
yaklaşık 100 goumlccedilmen ccediliti aşmayı başarmıştır 75 goumlccedilmen iccedil ccedilitin tepesine ulaşmış ancak
yalnızca birkaccedilı diğer tarafa inerek İspanya topraklarına ayak basmış ve orada Guardia Civil
mensuplarıyla karşılaşmıştır Diğerleri iccedil ccedilitin tepesinde oturmaya devam etmiştir Guardia
Civil goumlrevlileri onların aşağı inmesine yardım etmiş ardından ccedilitler arasındaki kapılardan
sınırın diğer tarafındaki Fas topraklarına geri doumlnmeleri iccedilin onlara eşlik etmişlerdir
6
Anlatıldığına goumlre ND ve NT iccedil ccedilitin tepesine ulaşmayı başarmışlar ve birkaccedil saat
orada kalmışlardır Sırasıyla saat 15 ve 14 civarında kendilerine merdiven temin eden İspanyol
kolluk kuvvetlerinin yardımıyla ccedilitlerden aşağı inmişlerdir Yere ulaşır ulaşmaz onları
kelepccedileledikleri Fasrsquoa geri goumltuumlrduumlkleri ve Fas yetkililerine teslim ettikleri soumlylenen Guardia
Civil goumlrevlileri tarafından tutuklanmışlardır İddia edildiğine goumlre başvurucular hiccedilbir kimlik
tespiti işleminden geccedilmemiş goumlrevlilere kişisel durumlarını accedilıklama ya da avukat veya
ccedilevirmen desteği alma şansı bulamamışlardır Anlatıldığına goumlre Melillarsquonın birkaccedil kilometre
guumlneyindeki Nador polis merkezine transfer edilmişlerdir İddia edildiğine goumlre 300 kilometre
uzaklıktaki Fezrsquoe goumltuumlruumllmeden ve kendi başlarının ccedilaresine bakmaya terk edilmeden oumlnce
tıbbi yardım talep etmişseler de talepleri reddedilmiştir
İhlal İddiaları Başvurucular 4 Norsquolu Protokol Madde 4rsquoe (yabancıların
topluca sınır dışı edilmeleri yasağı) dayanarak durumlarının bireysel değerlendirilmesi
yapılmaksızın ve herhangi bir usul veya adli yardıma tabi olmaksızın topluca sınır dışı
edilmeye maruz kaldıklarını iddia etmişlerdir Başvurucular goumlccedilmenlerin kimlik tespiti
yapılmaksızın sistematik olarak goumlnderilme politikasından şikayet etmiştir onlara goumlre bu
ilgili doumlnemde hukuki dayanaktan yoksundur 4 Norsquolu Protokol Madde 4 ile bağlantılı olarak
Madde 13rsquoe (etkili başvuru hakkı) dayanarak Fasrsquoa derhal doumlnuumlşlerinin yasal olmadığını
savunabilecekleri askıya alma etkisine sahip etkili bir başvuru yolunun yokluğundan şikayetccedili
olmuşlardır
Avrupa İnsan Hakları Mahkemesine 12 Şubat 2015 tarihinde başvurulmuştur 03 Ekim
2017 tarihli Daire kararında Mahkeme 4 Norsquolu Protokol Madde 4rsquouumln ve 4 Norsquolu Protokol
Madde 4 ile bağlantılı olarak ele alındığında Madde 13rsquouumln (etkili başvuru hakkı) ihlal
edildiğine oybirliğiyle karar vermiştir
14 Aralık 2017 tarihinde Huumlkuumlmet Soumlzleşmersquonin 43 maddesi kapsamında davanın
Buumlyuumlk Dairersquoye goumlnderilmesini talep etmiştir ve 29 Ocak 2018 tarihinde Buumlyuumlk Dairersquonin
kurulu bu talebi kabul etmiştir 26 Eyluumll 2018 tarihinde bir duruşma yapılmıştır
Yazılı usule katılmalarına izin verilen Belccedilika Fransız ve İtalyan Huumlkuumlmetleri uumlccediluumlncuuml
taraf goumlruumlşuuml sunmuşlardır Ayrıca Avrupa Konseyi İnsan Hakları Komiseri Birleşmiş
Milletler Muumllteciler Yuumlksek Komiserliği (UNHCR) İspanya Muumllteciler Komisyonu (CEAR)
ve muumlşterek hareket eden Avrupa Kişisel Haklar Tavsiye Merkezi (the AIRE Centre)
Uluslararası Af Oumlrguumltuuml Avrupa Muumllteciler ve Suumlrguumlnler Konseyi (ECRE) ve Uluslararası
7
Hukukccedilular Komisyonu tarafından Hollandalı Muumllteci Konseyinin katılımı ile goumlruumlş
sunulmuştur Daire yargılamasında Birleşmiş Milletler İnsan Hakları Yuumlksek Komiserliği
tarafından sunulan yazılı goumlruumlşler de dosyaya dahil edilmiştir 01042018 tarihinden beri
Avrupa Konseyi İnsan Hakları Komiseri olan Dunja Mijatović Soumlzleşmersquonin 36sect3 maddesi
uyarınca duruşmada soumlz almıştır UNHCR de duruşmaya katılmıştır
Karar 4 Norsquolu Protokol Madde 4
Mahkeme başvurucuların sayılarının ccedilokluğundan faydalanarak ve oumlnceden
planlanmış bir operasyon kapsamında yetkisiz bir şekilde kara sınırını geccedilerek İspanyol
boumllgesine girme teşebbuumlsuumlnde bulunan ccedilok sayıda kişiden oluşan bir grubun uumlyesi olduklarını
not etmiştir Başvurucuların Madde 3 kapsamındaki başvuruları Daire tarafından kabul
edilemez bulunmuştur Başvurucuların kimlikleri tespit edilmemiş ve bireysel durumlarını
incelemek iccedilin herhangi bir yazılı usul uygulanmamıştır Dolayısıyla Fasrsquoa geri doumlnuumlşleri
bilfiil bireysel ancak acele bir goumlnderme olmuş ve İspanya sınır guumlvenliği tarafından
gerccedilekleştirilmiştir
İspanya gibi sınırları Schengen boumllgesinin dış sınırları ile oumlrtuumlşen Soumlzleşmeci
Devletlere ilişkin olarak Soumlzleşme haklarının etkililiği bu Devletlerin hukuka uygun giriş
youmlntemlerine samimi ve etkili erişimi oumlzellikle sınıra ulaşmış olanlar iccedilin sınır işlemlerini
erişilir kılmalarını gerektirmektedir Bu youmlntemler zulme maruz kalan herkesin Soumlzleşmersquonin
oumlzellikle 3 maddesine (işkence veya insanlık dışı ya da aşağılayıcı muamele yasağı) istinaden
yapılacak başvurunun Mahkemersquoninkiler dahil uluslararası normlar ile uyumlu şekilde işleme
alınacağını temin eden şartlar altında koruma başvurusunda bulunmasına olanak sağlamalıdır
Soumlzleşme ve oumlzellikle Madde 3 kapsamında koruma talep etme hakkını guumlvence altına alan
samimi ve etkili duumlzenlemelerin varlığı halinde Soumlzleşme Devletlerin sınırları denetleme
yuumlkuumlmluumlluumlklerini yerine getirirken boumlyle bir koruma başvurusunun mevcut sınır geccediliş
noktalarında yapılmasını gerekli kılmalarını engellemez Dolayısıyla Devletler haklı bir sebep
olmaksızın bu gerekliliklere uymayan ve sınırı başka bir konumdan oumlzellikle eldeki davada
olduğu gibi sayılarının ccedilokluğundan faydalanarak ve guumlccedil kullanarak geccedilmeye ccedilalışan
yabancıların muhtemel sığınmacılar dahil topraklarına girme taleplerini reddedebilir
Mahkeme İspanyol hukukunun başvuruculara ulusal boumllgeye giriş iccedilin ccedileşitli
muhtemel youmlntemler tanıdığını not etmiştir Başvurucular oumlzellikle sınır geccediliş noktasında
8
ayrıca menşe veya transit uumllkelerindeki İspanya diplomatik temsilcilik veya konsolosluklarında
ya da Fasrsquota vize veya uluslararası koruma başvurusunda bulunabilirlerdi
1 Eyluumll 2014rsquote İspanyol yetkililer sığınma taleplerini kaydetmek iccedilin Beni Enzar
uluslararası sınır geccediliş noktasına 24 saat accedilık bir ofis kurmuşlardır Bu tarihten de oumlnce
122009 Sayılı Kanunun 21 Boumlluumlmuuml kapsamında bu etkiye sahip bir kanun yolu
oluşturulmuştur Huumlkuumlmet Melillarsquoda 1 Ocak ve 31 Ağustos 2014 tarihleri arasında 21 sığınma
başvurusu yapıldığını bunların 6 tanesinin Beni Enzar sınır geccediliş noktasında yapıldığını ve
resmi bir başvuruda bulunmaları iccedilin daha sonra sığınmacılara Melilla polis merkezine kadar
eşlik edildiğini soumlylemiştir Soumlz konusu kişiler Cezayir Burkina Faso Kamerun Kongo Fildişi
Sahili ve Somalirsquoden gelmişlerdir
Bu sebeple Mahkeme 1 Eyluumll 2014rsquote Beni Enzarrsquodaki hususi uluslararası koruma
ofisinin kurulmasından da oumlnce bu sınır geccediliş noktasında sığınma başvurusu alma konusunda
hukuki bir yuumlkuumlmluumlluumlk olduğundan ve ayrıca bu başvuruları yapmanın gerccedilekten muumlmkuumln
olduğundan şuumlphe etmek iccedilin hiccedilbir sebep goumlrmemiştir 1 Eyluumll 2014 tarihinden oumlnce Beni
Enzarrsquoda ccedilok az sayıda sığınma talebinde bulunulmuş olması ndashHuumlkuumlmet aksini ileri
suumlrmemiştirndash tek başına muhatap Devletin bu sınır geccediliş noktasına samimi ve etkili erişimi
sağlamadığı sonucuna ulaşmak iccedilin yeterli değildir
Buumlyuumlk Daire nezdindeki yazılı usulde başvurucular İspanyol boumllgesine yasal yollardan
giriş yapmaya ccedilalışmış olduklarına ilişkin bir iddia ileri suumlrmemişlerdir Yalnızca Buumlyuumlk Daire
duruşmasında Beni Enzarrsquoa ulaşmaya ccedilalıştıklarını ancak ldquoFas yetkilileri tarafından
kovalandıklarınırdquo soumlylemişlerdir Oldukccedila geccedil bir aşamada ileri suumlruumllmuumlş olması sebebiyle bu
iddiayı kuşatan şuumlphelerin haricinde Mahkeme başvurucuların hiccedilbir aşamada karşılaşılan
engellerin İspanyol yetkililerin sorumluluğunda olduğunu iddia etmediklerini not etmiştir
Dolayısıyla Mahkeme soumlz konusu zamanda başvurucuların sınır dışı edilmelerine
karşı sebeplerini duumlzguumln ve hukuka uygun bir şekilde iletmek amacıyla Beni Enzar sınır geccediliş
noktasını kullanmamak iccedilin gerekli olan haklı bir sebepleri olduğuna ikna olmamıştır
4 Norsquolu Protokolrsquouumln 4 maddesi Soumlzleşmeci Devletler iccedilin başka bir Devletin yetki
alanındaki kişileri kendi yetki alanına getirmesine ilişkin genel bir yuumlkuumlmluumlluumlk
iccedilermemektedir Fas tarafından fiziksel olarak Beni Enzar sınır geccediliş noktasına ulaşırken bazı
zorlukların mevcut olduğu varsayılsa dahi muhatap Huumlkuumlmetrsquoin bu duruma ilişkin olarak
9
oumlngoumlruumllen bir sorumluluğu yoktur Bu tespit Mahkemersquonin huzurdaki olayda 4 Norsquolu
Protokolrsquouumln 4 maddesinin ihlal edilmediğine kanaat getirmesi iccedilin yeterli olmuştur
Mahkeme İspanyol Huumlkuumlmetinin bahsettiği uluslararası koruma başvurusunun
yapılabileceği İspanyol elccedililikleri ve konsolosluklarına erişim ile ilgili ihtimalleri incelerken
Nadorrsquodaki İspanyol konsolosluğunun Beni Enzarrsquodan ndashyani 13 Ağustos 2014 tarihinde
ccedilitlerden geccedililen yerdenndash sadece 135 km uzaklıkta olduğunu goumlzlemlemiştir Gurugu
kampında 2 sene (başvurucu ND) ve 1 sene 9 ay (başvurucu NT) kaldıklarını soumlyleyen
başvurucular uluslararası korumaya başvurmak istemeleri halinde kolaylıkla buraya seyahat
edebilirlerdi Başvurucular ne bu yolu seccedilmeme sebepleri ile ilgili Mahkemersquoye bir accedilıklama
yapmışlardır ne de bu seccedileneği kullanmalarının engellendiğini iddia etmişlerdir Son olarak
başvurucular diğer ndashmenşe uumllkelerindeki ya da 2012 yılından beri seyahat ettikleri uumllkelerden
birindekindash İspanyol elccedililiklerinde vize başvurusu yapmaya ilişkin samimi ve etkili bir imkanın
varlığına karşı ccedilıkmamışlardır NDrsquonin durumunda İspanya ve Mali arasında NDrsquoye oumlzel
bir ccedilalışma vizesi alma imkanı tanıyan oumlzel bir anlaşma dahi mevcuttur
Mahkeme başvurucuların 13 Ağustos 2014 tarihinde grubun sayının ccedilokluğundan
faydalanarak ve guumlccedil kullanarak Melilla sınırındaki ccedilitlerden zorla girme teşebbuumlsuumlne dahil
olarak aslında kendilerini tehlikeye soktuklarını değerlendirmiştir Başvurucular Schengen
boumllgesinin dış sınırlarından geccedilmeye ilişkin Schengen Sınırlar Kanunu uyarınca İspanyol
topraklarına hukuka uygun giriş iccedilin mevcut olan hukuki proseduumlrleri kullanmamışlardır
Dolayısıyla Mahkeme bireysel nitelikte bir ihraccedil kararı olmamasının başvurucuların bu amaccedil
iccedilin var olan mevcut resmi giriş proseduumlrlerini kullanmamış olmasına atfedilebileceği
dolayısıyla bunun kendi davranışlarının bir sonucu olduğu kanaatindedir
Dolayısıyla 4 Norsquolu Protokolrsquouumln 4 maddesi ihlal edilmemiştir
4 Norsquolu Protokol Madde 4 ile bağlantılı olarak Madde 13
Mahkeme İspanyol hukukunun sınırda ihraccedil kararlarına itiraz edilmesine olanak
sağladığını ancak ihraccedillarına karşı boumlyle bir itirazda bulunabilmek iccedilin başvurucuların
kendilerinin de kurallara uyması gerektiğini not etmiştir
Mahkeme başvurucuların ihraccedilları iccedilin bireyselleştirişmiş bir proseduumlruumln yokluğunun
13 Ağustos 2014 tarihinde buumlyuumlk bir grubun parccedilası olarak ve izin verilmeyen bir yerden
Mellilla sınır koruma yapılarını geccedilerek kendilerini hukuka aykırı bir durum iccediline sokan
10
hareketlerinin sonucu olduğunu dolayısıyla Melillarsquoda başvurucuların ihraccedillarına itiraz
edebilecekleri bir kanun yolu olmamasından muhatap Devleti sorumlu tutamayacağını ortaya
koymuştur
Başvurucuların varış uumllkesi olan Fasrsquota maruz kalma ihtimalleri olan risklere ilişkin
şikayetlerinin proseduumlruumln başında Madde 3 kapsamında yapılan başvurunun kabul edilemez
bulunmasıyla reddedilmesi sebebiyle boumlyle bir ccedilarenin yokluğu tek başına Madde 13rsquouumln
ihlalini teşkil etmemiştir
Dolayısıyla 4 Norsquolu Protokol Madde 4 ile bağlantılı olarak Madde 13 ihlal
edilmemiştir
11
Başvuru Adı Oumlzer Tuumlrkiye
Başvuru No 6927012
Başvuru Tarihi 22 Haziran 2012
Karar Tarihi 11 Şubat 2020
Konu Yerel mahkemelerin Mahkemersquonin ifade oumlzguumlrluumlğuumlne ilişkin
iccediltihadında ortaya koyduğu ve uyguladığı tuumlm ilkeleri dikkate alarak gerektiği gibi bir inceleme
yapmamış olmasının ifade oumlzguumlrluumlğuumlnuumln ihlali olduğu
Olaylar Başvurucu Aziz Oumlzer İstanbulrsquoda (Tuumlrkiye) yaşayan 1964
doğumlu bir Tuumlrk vatandaşıdır
Dava Yeni Duumlnya İccedilin Ccedilağrı dergisinin sahibi ve editoumlruuml olan Bay Oumlzerrsquoe karşı teroumlr
oumlrguumltuuml propagandası yapma succedilu nedeniyle yuumlruumltuumllen cezai işlemler ile ilgilidir
2007 yılında İstanbul savcılığının Bay Oumlzerrsquoi dergisinin Ocak 2007 sayısında
yayımlanan bir yazı sebebiyle teroumlr oumlrguumltuuml propagandası yaymak succedilu ile itham etmiştir
Takip eden yıl İstanbul Ağır Ceza Mahkemesi başvurucuyu atılı succediltan succedillu bulmuş
ve hakkında 15 ay hapis cezasına huumlkmetmiştir Ağır Ceza Mahkemesi oumlzellikle ldquoKuumlrt sorunu
ccediloumlzuumlm arayışları ve goumlrevlerimizrdquo başlıklı yazının belirli boumlluumlmlerinin PKK (Kuumlrdistan İşccedili
Partisi yasa dışı bir silahlı oumlrguumlt) propagandası teşkil ettiğini ve ifade oumlzguumlrluumlğuumlnuumln
kullanımına değil bu oumlzguumlrluumlğuumln hatalı kullanımına karşılık geldiğini değerlendirmiştir
2012 yılında Yargıtay soumlz konusu kararı onamıştır Aynı yıl 6352 Sayılı Kanunrsquoun
yuumlruumlrluumlğe girmesini takiben başvurucu hakkında verilen huumlkmuumln infazı 3 sene ertelenmiştir
İhlal İddiaları Başvurucu Madde 10rsquoa (ifade oumlzguumlrluumlğuuml) dayanarak hakkında
yuumlruumltuumllen ceza yargılaması sebebiyle ifade oumlzguumlrluumlğuumlnuumln ihlal edildiğini iddia etmiştir
Karar Madde 10
3713 Sayılı Kanunrsquoun 7(2) maddesine dayanılarak başlatılan cezai yargılamaya
ilişkin olarak Mahkeme iccediltihadında ortaya konulmuş ilkelerin oumlzeti
12
1 Kanunun niteliğine ilişkin prensipler (3713 Sayılı Kanunrsquoun 7(2) maddesi)
Mahkeme iccediltihadında 2013rsquoe kadar yuumlruumlrluumlkte olan halleriyle 3713 Sayılı Kanunrsquoun 7(2)
maddesinin accedilıklık ve oumlngoumlruumllebilirlikten yoksun olduğunu not etmiştir
Mahkeme oumlzellikle madde 7(2)rsquonin ndash2003 ve 2013 tarihleri arasında art arda yuumlruumlrluumlkte
olan iki versiyondakindash lafzını ve yerel mahkemelerin bu huumlkmuuml başvurucuları mahkum etmek
iccedilin ne şekilde yorumladığını dikkate alarak bu huumlkmuumln tatbikinin oumlngoumlruumllebilirliği hakkında
ciddi şuumlphelerin olduğunu değerlendirmiştir Mahkeme ayrıca Belge v Tuumlrkiye kararında ne
teroumlr oumlrguumltuuml propagandası yapma succedilunun ndash7(2) maddenin 2006 ve 2013 tarihleri arasında
yuumlruumlrluumlkte olan haliylendash ne de bu huumlkmuumln yerel mahkemeler tarafından yorumlanmasının
tamamen accedilık olduğunu belirtmiştir
2 3713 Sayılı Kanunrsquoun 7(2) maddesine dayanılarak başlatılan cezai işlemlerden
doğan bir muumldahalenin demokratik toplumda gerekliliğine ilişkin prensipler Mahkeme
iccediltihadında Madde 10 ihlallerini iki farklı değerlendirme ile dikkate almıştır
İlk olarak Mahkeme şuumlphe edilen belge ve beyanlar ile başvurucular tarafından
işlendiği iddia edilen fiilleri kendisi incelemiştir Soumlz konusu davalarda Mahkeme belgeler
beyanlar ve iddia edilen fiiller kimi zaman saldırgan nitelikte olsa ve Devlet yetkililerine
youmlnelik ciddi eleştiriler iccedilerse veya sorumlu olunan goumlruumlşlerin belirli yasa dışı oumlrguumltlerin ya da
bunların lider veya uumlyelerinin lehine olduğu varsayılsa bile bunların aslında ne şiddete
direnişe veya isyana teşvik iccedilerdiği ne nefret soumlylemi anlamına geldiği ne de belirtilen kişilere
karşı koumlkleşmiş ve irrasyonel nefret aşılayarak şiddete sebep olmalarının muhtemel olduğu
kanaatine varmıştır
İkinci olarak bazı davalarda Mahkeme değerlendirmesini yerel mahkemelerin nihai
mahkumiyet kararlarında accedilıkladıkları gerekccedilelere dayandırmıştır Mahkeme oumlzellikle şuumlphe
edilen belge beyan veya fiillerin şiddet kullanımına silahlı direnişe veya isyana teşvik
iccedilerdiğinin ya da nefret soumlylemi oluşturduğunun accedilıkccedila belli olmadığı olaylarda izlenen analitik
youmlnteme muumlracaat etmiştir Mahkeme bu davalarda ulusal yetkililerin ne başvurucuların
mahkumiyetlerini meşru kılmak iccedilin yerinde ve yeterli gerekccedile goumlsterdiğini ne de yeterli
accedilıklama ndashoumlzellikle şuumlphe edilen belge beyan veya fiillerin iccedilerikleri bağlamları ve zararlı
sonuccedillara yol accedilabilme yetileri dikkate alındığında şiddet kullanımına silahlı direnişe veya
isyana teşvik iccedilerip iccedilermediği ya da nefret soumlylemi teşkil edip etmediğine ilişkinndash yaptığını
belirtmiştir Mahkeme ayrıca ulusal yetkililerin Mahkemersquonin ifade oumlzguumlrluumlğuumlne ilişkin
13
iccediltihadında ortaya koyduğu ve uyguladığı tuumlm kriterleri dikkate alarak gerektiği gibi bir
inceleme yapmadıklarını ya da başvurucunun ifade oumlzguumlrluumlğuuml ile ulaşılmak istenen meşru
amaccedil arasında Mahkeme iccediltihadında ortaya konulan kriterlere uygun olacak şekilde yeterli bir
dengeleme faaliyeti yuumlruumltmediklerini değerlendirmiştir
Mahkeme Hatice Ccediloban v Tuumlrkiye davasında yerel mahkemelerin mahkumiyet
kararını temellendirmek iccedilin kullandığı kanıtların guumlvenilirliği ve doğruluğuna itiraz eden
başvurucunun ileri suumlrduumlğuuml iddialara cevap vermeyerek Soumlzleşmenin 10 maddesi accedilısından
ccedilatışan menfaatlerin dengelenmesi yuumlkuumlmluumlluumlğuumlnuuml yerine getirmediği sonucuna varmıştır
Son olarak diğer davalarda Mahkeme şuumlphe edilen belge beyan veya fiillerin şiddeti
nefreti veya hoşgoumlruumlsuumlzluumlğuuml koumlruumlklediklerini veya bunlara goumlz yumduklarını kaydederek ihlal
olmadığına karar vermiş ya da başvuruları accedilıkccedila dayanaktan yoksun olmaları nedeniyle kabul
edilemez bulmuştur
Huzurdaki davaya ilişkin olarak ise Mahkeme 4 sene 11 ay suumlren ceza
yargılamasının başvurucu uumlzerinde yaratabileceği caydırıcı etki sebebiyle başvurucunun ifade
oumlzguumlrluumlğuumlne yapılan muumldahaleyi başvurucunun 1 sene 3 ay hapis cezasına mahkum edilmiş
olmasını ve başvurucunun cezasının infazını uumlccedil sene erteleme kararını not etmiştir Bu
muumldahale 3713 Sayılı Kanunrsquoun 7(2) maddesinde duumlzenlenmiştir ve meşru amaccedillara (ulusal
guumlvenliğin ve kamu guumlvenliğinin korunması ile kamu duumlzeninin sağlanması ve succedil
işlenmesinin oumlnlenmesi) youmlneliktir
Muumldahalenin gerekliliği ile ilgili olarak Mahkeme Tuumlrk mahkemelerinin
başvurucunun mahkumiyetini destekler gerekccedilelerini incelemeye karar vermiştir Mahkeme
yerel mahkemelerin yaptıkları değerlendirmelerde Mahkemersquonin Madde 10 kapsamında
şiddeti nefreti veya hoşgoumlruumlsuumlzluumlğuuml koumlruumlkleyici veya bunlara goumlz yumucu olarak sunulan
soumlzluuml veya yazılı soumlylemler ile ilgili olarak ortaya koyduğu tuumlm ilkeleri dikkate almadığını not
etmiştir zira yapılan değerlendirme şuumlphe edilen belge beyan veya fiillerin ndashiccedilerikleri
bağlamları ve zararlı sonuccedillara yol accedilabilme yetileri dikkate alındığındandash şiddet kullanımına
silahlı direnişe veya isyana teşvik iccedilerip iccedilermediği ya da nefret soumlylemi teşkil edip etmediği
sorusunu yanıtsız bırakmıştır
Sonuccedil olarak yerel mahkemeler Mahkemersquonin ifade oumlzguumlrluumlğuumlne ilişkin iccediltihadında
ortaya koyduğu ve uyguladığı tuumlm ilkeleri dikkate alarak gerektiği gibi bir inceleme
yapmamıştır ve Huumlkuumlmet uygulanan tedbirin baskın bir toplumsal ihtiyaccediltan kaynaklandığını
14
ulaşılmak istenen amaccedillar ile orantılı olduğunu ve demokratik bir toplumda gerekli olduğunu
goumlsterememiştir Dolayısıyla Soumlzleşmersquonin 10 maddesi ihlal edilmiştir
15
Başvuru Adı Alexandru-Marian IancuRomanya
Başvuru No 6085815
Başvuru Tarihi 04122015
Karar Tarihi 04022020
Karar Linki httphudocechrcoeintengi=001-200729
Konu Başvuru Alexandru-Marian Iancu hakkında birbirleriyle
bağlantılı olarak yuumlruumltuumllen iki ceza kovuşturmasında mahkumiyet kararı veren heyetlerin
ikisinde de aynı hakimin goumlrev alması ve bu hususun hakimin tarafsız kalmasına engel olacağı
iddiası hakkındadır
Olaylar Romanya uyruklu başvurucu Alexandru-Marian Iancu 1965
yılında duumlnyaya gelmiştir 2014 ve 2015 yıllarında işlediği ekonomik succedillar nedeniyle hapis
cezasına ccedilarptırılan başvurucu an itibariyle Rahova Cezaevirsquonde tutulmaktadır
Başvurucu hakkında iki ayrı ceza kovuşturması yuumlruumltuumllmuumlştuumlr Kovuşturmalar
başvurucunun 2000 ila 2003 yılları arasında youmlneticisi veya işletmecisi olduğu birkaccedil ticari
şirket aracılığıyla işlediği iddia edilen ekonomik succedillara dayanmaktadır İlk başlatılan
kovuşturma suumlrecindeki dosya ile ikinci kovuşturma dosyası ortak deliller bulunması
nedeniyle birleştirilmiştir
Başvurucu hakkında yuumlruumltuumllen kovuşturmalar sonucunda mahkumiyet kararları
verilmiştir bahse konu kararlar iki hakimden oluşan heyetler tarafından alınmıştır MAM
isimli hakim her iki heyette de goumlrev almıştır
Başvurucu hakkında yuumlruumltuumllen ikinci kovuşturmanın istinaf aşamasında MAM
tarafsızlığına ilişkin herhangi bir şuumlphe duyulmaması adına hakimlikten ccedilekilmeyi talep
etmiştir Ccedilekilme talebi iki hakimden oluşan bir heyet tarafından reddedilmiştir MAMrsquonin
ilk derece yargılamasında goumlrev almış olmasının tarafsızlığını kaybettiğinden endişe edilmesini
gerektirecek makul şuumlphe oluşturmadığını ve ilk derece mahkemesince goumlruumllen dava suumlrecinde
başvurucunun succedillu olduğuna dair bir kanaat geliştirdiğine ilişkin bir kanıtın olmadığı
belirtilmiştir MAMrsquonin tarafsızlığını kaybettiğine ilişkin farklı itirazlar da sunulmuştur soumlz
konusu itirazlar reddedilmiştir
16
Hakim MAMrsquoin tarafsızlığını kaybettiğine dair şikayetler Yargıtay ve Hakimler
Yuumlksek Kurulu nezdinde de ileri suumlruumllmuumlş ve reddedilmiştir oumlzellikle başvurucu tarafından
yargılama suumlrecinde ileri suumlruumllen hakimin reddi taleplerine verilen ret kararlarının ve hakkında
2015 yılında verilen mahkumiyet kararının yeterli derecede gerekccedilelendirildiği belirtilmiştir
İhlal İddiaları Başvurucu MAMrsquonin birbirleriyle bağlantılı olan iiki
yargılama suumlrecinde de goumlrev almış olması nedeniyle tarafsızlığını korumasının muumlmkuumln
olmadığını bu nedenle AİHS m 61 uyarınca korunan adil yargılanma hakkının ihlal edildiğini
iddia etmektedir
Karar Mahkeme AİHS m 61 uyarınca mahkemelerin tarafsız
kalmasının gerekliliğini vurgulayarak tarafsızlığa ilişkin iddiaların ccediloumlzuumlmlenmesi adına oumlznel
ve nesnel bir sınamaya tabi tutulacağı belirtilmektedir Oumlznel sınama esnasında hakimin kişisel
bir kanaatinin bulunup bulunmadığına başvurucuya karşı tutumlarına odaklanılırken nesnel
sınamada mahkemenin tarafsızlığına goumllge duumlşuumlrebilecek nitelikle unsurların tespit edilip
edilemediği değerlendirilecektir
Oumlznel sınama sonucunda Mahkeme MAMrsquonin yargılama suumlrecinde taraflı bir tutum
sergilediğine ilişkin iddiaları inandırıcı bulmamıştır
Bunun yanı sıra başvurucunun hakimin tarafsızlığını kaybettiği youmlnuumlndeki endişelerini
temellendiren nesnel sebepler de bulunmamaktadır MAMrsquonin ccedilekilmeyi talep etmesinin
esasen tedbir amaccedillı olduğu tarafsızlığını kaybettiğine dair bir şuumlphe oluşması nedeniyle bahse
konu talepte bulunmadığı belirtilmektedir Ayrıca ccedilekilme talebi oldukccedila detaylı olarak
gerekccedilelendirilmiş bir biccedilimde reddedilmiştir
Her ne kadar MAM ile birlikte ilk kovuşturma aşamasında goumlrev alan diğer hakimin
ikinci kovuşturma suumlrecinde heyette bulunmaması youmlnuumlnde karar verilmiş olsa da işbu ret
kararının - hakimin goumlruumlşuumlnuuml belirtmesi gibi - birden fazla sebebi bulunmaktadır
Ayrıca iki kovuşturma arasındaki oumlne suumlruumllen benzerlik dışında MAMrsquonin
tutumunda başvurucunun tarafsızlık hususunda kuşkuya duumlşmesini meşru kılacak bir durum
bulunmamaktadır
Sonuccedil olarak AİHS m 6 sect 1 ihlali oluşmamıştır
17
Başvuru Adı AtamanchukRusya
Başvuru No 449311
Başvuru Tarihi 18012011
Karar Tarihi 11022020
Karar Linki httphudocechrcoeintengi=001-200839
Konu Bir iş insanının Rus koumlkenli olmayanlar hakkında yaptığı
accedilıklamaları iccedileren ve yerel bir gazetede yayımlanan bir makale nedeniyle kin ve duumlşmanlığa
tahrik succedilundan mahkum edilmesi hakkındadır
Mahkeme oumlzellikle başvurucunun accedilıklamalarının kamusal tartışmaya herhangi bir
katkısının bulunmadığını belirtmektedir Ulusal mahkemelerin ccedilıkarımlarına katılarak bahse
konu accedilıklamaların Rus etnik koumlkenini haiz olmayan yerel nuumlfus hakkında oumlnyargıya yol
accediltığını veya galeyana gelinmesine sebep olacağını iletmektedir
Ayrıca nefret soumlylemine ilişkin duumlzenlemeler bağlamında ulusal mahkemelerin
başvurucuya para cezası vermekte ve gazetecilikyayıncılık faaliyetlerinden iki yıl suumlreyle men
etmekte haklı olduklarını belirtmektedir Başvurucunun gazetecilik mesleğini icra etmekten
daha ccedilok iş insanı sıfatıyla faaliyetlerini suumlrduumlrduumlğuuml goumlz oumlnuumlnde tutulduğunda hakkında alınan
kararların başvurucu uumlzerinde dikkate alınması gereken bir etki yaratmadığı duumlşuumlnuumllmektedir
Olaylar 1951 doğumlu başvurucu Vladimir Atamanchuk Rusya
vatandaşıdır ve Soccedilirsquode (Rusya) ikamet etmektedir Başvurucu iş insanı ve yerel siyasetccedilidir
Ayrıca 8000 tiraja sahip yerel bir gazetenin sahibidir
Başvuru başvurucunun 2008 başkanlık seccediliminden bir guumln oumlnce başka bir yerel
gazetede yayımlanan makalesi hakkındadır
Mart 2008rsquode yayımlanan ldquoNeden bu seccedilimlerde oy kullanmayacağımrdquo başlıklı
makalesinde başvurucu ldquohalkrdquo kavramı uumlzerine goumlruumlşlerini paylaşmış ve Rus koumlkenli olmayan
grupların etnik oumlzellikleri hakkında accedilıklamalarda bulunmuştur Bahse konu grupların succedil
işlemeye yatkın olduklarını ldquobarbar duumlşuumlncelerine uygun olarak katliam tecavuumlz hırsızlık
koumlleleştirmerdquo gibi eylemlerde bulunacaklarını ldquouumllkenin yıkımına katkıda bulunduklarınırdquo
ifade etmiştir
18
Başvurucu 2010 yılının Temmuz ayında bir kişiyi veya bir grubu etnik koumlkeni dili
uyruğu veya dini inancı nedeniyle aşağılama ve kin ve duumlşmanlığa tahrik succedilundan mahkum
edilmiştir Ulusal mahkemenin değerlendirmeleri başvurucunun makalesini analiz eden
psikoloji ve dilbilimi alanındaki uzmanlarca hazırlanan raporlara dayanmaktadır ve sonuccedil
olarak başvurucunun makalesinin okuyucularda nefret uyandırdığına ancak onları şiddete
youmlnlendirmediğine karar verilmiştir
Başvurucu Mart 2018 tarihli makale nedeniyle 200000 Rus rublesi (o tarihte 5086
euroya tekabuumll etmektedir) para cezasına ccedilarptırılmıştır Hakkında kovuşturma başlatıldığında
soumlz konusu makaleyi gazetesinde yeniden yayımladığı iccedilin bir kez daha 200000 Rus rublesi
para cezasına huumlkmedilmiştir Ayrıca iki yıl suumlreyle gazetecilik ve yayıncılık faaliyetlerinden
men edilmiştir
Başvurucu delil listesinde adı bulunan bir dilbilim uzmanının dinlenmesi talebinin
reddedildiğini ileri suumlrerek hakkında verilen kararı temyiz etmiştir Karar 2010 yılının Eyluumll
ayında onanmıştır
İhlal İddiaları Başvurucu hakkında verilen mahkumiyet kararı ve cezanın
AİHS m 10 uyarınca korunan ifade oumlzguumlrluumlğuumlnuuml ihlal ettiğini iddia etmektedir Ayrıca
dilbilimi uzmanına soru sorma imkanını bulamadığı iccedilin AİHS m 6 uyarınca korunan adil
yargılanma hakkı ve tanık dinleme-dinletme ve soru sorma hakkının ihlal edildiğini oumlne
suumlrmektedir
Karar
Madde 10 (ifade oumlzguumlrluumlğuuml)
Mahkeme Rus Ceza Kanunursquondaki nefret soumlylemine ilişkin duumlzenlemeler dikkate
alındığında başvurucu hakkında yuumlruumltuumllen kovuşturmanın ldquokanun tarafından oumlngoumlruumllduumlğuumlnuumlrdquo
belirtmektedir Ayrıca kovuşturmanın ve mahkumiyet kararının ldquobaşkalarının hakkırdquonı
koruma oumlzellikle Rusyarsquonın Krasnodar boumllgesinde yaşayan Rus koumlkenli olmayan bireylerin
onurunu koruma amacını taşıdığını ifade etmektedir
Mahkeme ifade oumlzguumlrluumlğuumlnuumln demokratik bir toplumun temellerinden birini
oluşturduğunu oumlzguumlrluumlğuumln koruma kapsamında ndash başvurucunun makalesi oumlrneğinde de olduğu
gibi - ldquoincitici şok edici veya rahatsız edicirdquo biccedilimde kullanılan dilin de bulunduğunu
19
belirtmektedir İfade oumlzguumlrluumlğuumlne getirilecek kısıtlamaların gerekliliği birccedilok faktoumlruumln
birbirlerine etkileri goumlz oumlnuumlnde tutularak ikna edici bir şekilde ortaya konulmalıdır oumlrneğin
soumlz konusu accedilıklamaların hangi bağlamda yapıldığı niteliği dile getiriliş biccedilimleri ve doğrudan
veya dolaylı olarak hoşgoumlruumlsuumlzluumlk nefret veya şiddete youmlnlendiren bir etki yaratıp yaratmadığı
hususları dikkate alınmalıdır
Başvurucunun makalesi seccedilim kampanyaları bağlamında yayımlanmıştır ve seccedilimde
oy kullanmama kararına ilişkin goumlruumlşlerini sunmak amacıyla kaleme alınmıştır Ancak
Mahkeme başvurucunun soumlylemlerinin Rus koumlkenli olmayan gruplar hakkındaki
accedilıklamalarının makalenin konusu accedilısından bir mantığa oturduğu veya kamusal tartışmaya bir
katkı sunduğu hususlarının tartışmalı olduğunu ifade etmektedir
Ayrıca Mahkeme ulusal mahkemelerin değerlendirmelerini makul bularak oumlzellikle
makalenin farklı etnik koumlkenlerden oluşan bir boumllgede 8000 ve 10000 dağıtımı olan
gazetelerde yayımladığı goumlz oumlnuumlnde tutulduğunda başvurucunun Rus koumlkenli olmayan yerel
nuumlfus hakkında yaptığı bazı accedilıklamalarında kullandığı dilin okuyucularda oumlnyargı
yaratabilecek veya onları galeyana getirebilecek nitelikte sayılabileceklerini belirtmektedir
Her ne kadar makalede kişileri accedilıkccedila şiddete veya succedil teşkil eden diğer eylemlere
youmlnlendiren ifadeler bulunmasa da soumlz konusu makaleye bir şekilde tepki goumlstermek
makamların takdirindedir (ldquotakdir marjırdquo)
Son olarak Mahkeme başvurunun koşulları ele alındığında makamların tepkisinin
orantısız olmadığını ifade etmektedir Mahkeme başvurucu hakkındaki cezaların nefret
soumlylemi ile muumlcadele etme amacını taşıyan duumlzenlemelere dayanılarak verilmesinin oumlnemine
dikkat ccedilekmektedir Ayrıca başvurucunun iş insanı olarak mesleki faaliyetlerini suumlrduumlrduumlğuuml ve
nadiren kendisine ait olmayan yerel gazetelerde makaleler kaleme aldığı goumlz oumlnuumlnde
bulundurulduğunda hakkında verilen gazetecilik ve yayıncılıktan men etme kararının
başvurucu uumlzerinde dikkate değer bir etkisinin olmadığı anlaşılmaktadır
Sonuccedil olarak ulusal mahkemelerce başvurucunun yargılanması ve mahkum edilmesi
ilgili ve yeterli duumlzeyde gerekccedilelendirilmiştir ayrıca olaydaki istisnai koşullar başvurucuya
verilen cezaları haklı kılmaktadır Sonuccedil olarak AİHS m 10 ihlali bulunmamaktadır
Madde 17 (hakların koumltuumlye kullanımı yasağı)
20
Huumlkuumlmet başvurucunun Rus koumlkenli olmayan yerel nuumlfus hakkında yaptığı kabul
edilemez accedilıklamaların 10 maddenin koruma kapsamında bulunmadığını ve bu nedenle
hakkında verilen mahkumiyet kararına karşı 10 maddeyi dayanarak ileri suumlrduumlğuuml
başvurusunun 17 madde ışığında reddedilmesi gerektiğini savunmaktadır
Yukarıda belirtildiği uumlzere Mahkeme başvurucu hakkında verilen mahkumiyet kararın
ve cezaların 10 madde ışığında ldquokanun tarafından oumlngoumlruumllmuumlş olanrdquo ldquomeşru bir amaccedil taşıyanrdquo
ve bilhassa ldquodemokratik bir toplumda gerekli olanrdquo bir muumldahale sayılıp sayılmayacağı
konusunda değerlendirmede bulunmuştur 10 maddenin ihlal edildiği youmlnuumlnde bir karar
verildiğinden başvurunun ayruca 17 madde youmlnuumlnden incelenmesine gerek duyulmamaktadır
Madde 6 (Tanık dinleme-dinletme ve soru sorma hakkı)
Mahkeme ulusal mahkemelerce başvurucunun dilbilimi uzmanı tanığa soru sorma
talebinin reddedilmesine ilişkin gerekccedile sunulmamış olsa da başvurucu hakkındaki yargılama
suumlrecinin bir buumltuumln olarak adil yuumlruumltuumllduumlğuumlnuuml ifade etmektedir
Dilbilimi uzmanının bulguları başvurucunun aleyhinedir ve succedilluluğunu destekleyici
delillerin arasında sunulmuştur diğer dilbilimi ve psikoloji uzmanlarının raporları ile
uyumludur Hem ilk derece mahkemesi hem de temyiz mahkemesince karara temel alınan
uzman raporlarına itiraz etme konusunda başvurucunun kısıtlandığına dair herhangi bir iddia
bulunmamaktadır Ayrıca ilk derece mahkemesi veya temyiz mahkemesi nezdinde soumlz konusu
tanığa hangi soruların sorulmasının duumlşuumlnuumllduumlğuuml de paylaşılmamıştır
Sonuccedil olarak işbu koşullar ışığında AİHS m 6 ihlali gerccedilekleşmemiştir
Mutabık Oy Goumlruumlşuuml Yargıccedil Lemmens
Karşı Oy Yargıccedil Serghides
21
Başvuru Adı Felloni İtalya
Başvuru No 4422114
Başvuru Tarihi 17072014
Karar Tarihi 06022020
Konu Alkolluuml bir şekilde araba kullanma succediluna mahkumiyet kararı
verilirken daha ağır ceza kanunun geriye doumlnuumlk olmama ilkesine uyulması fakat Yargıtay
kararı gerekccedilesinin dayanaktan yoksun olması hakkında
Olaylar 2007 yılında Başvurucursquoya karşı alkolluuml araba kullanma
succedilundan ceza davası accedilılmıştır 2011rsquode yerel mahkeme Başvurucursquoyu 1 ay şartlı hapis cezası
ve 900 avro para cezasına mahkum etmiştir Ayrıca mahkeme Başvurucursquonun suumlruumlcuuml
belgesinin askıya alınmasına karar vermiştir Bu karar Başvurucu tarafından istinaf edilmiştir
Başvurucu masum olduğunu iddia ederken sabıkasının olmamasından bahisle ceza kanunursquonun
62 maddesi uyarınca hafifletici sebeplerin tanınmasını talep etmiştir 2012 yılında istinaf
mahkemesi Başvurucursquonun başvurusunu reddederek sabıka kaydının olmamasının hafifletici
sebep olarak tanınmadığını ileri suumlrmuumlştuumlr Mahkeme suumlrecinde pişmanlık belirtisi dahi
goumlstermediği davranışları dahil hiccedilbir unsurun Başvurucursquonun lehine olamayacağını
belirtmiştir Ayrıca mahkeme Fellonirsquonin soumlz konusu succedilun işlenmesinden sonra da alkolluuml
araccedil kullanma succedilunu tekrar işlediğinin altını ccedilizmiştir Başvurucu istinaf mahkemesinin bu
kararını Yargıtay mahkemesine taşıyarak succedilun işlenmesinden sonra ceza kanunu madde
62rsquonin 2008 yılında yani succedilun işlendiği tarihten sonra yuumlruumlrluumlğe giren 125 sayılı kanun ile
yeniden duumlzenlendiğini ve yeni kanunun kararda uygulanmasını talep etmiştir 2014 yılında
Yargıtay Fellonirsquonin soumlz konusu talebini kabul edilemez bularak davayı reddetmiştir
İhlal İddiaları Başvurucu oumlncelikle Yargıtayrsquoın kararının gerekccedileden yoksun
olduğundan bahisle Soumlzleşmersquonin 6 Maddesinin (adil yargılanma hakkı) ihlal edildiğini ileri
suumlrmuumlştuumlr İkinci olarak Soumlzleşmersquonin 7 Maddesini (kanunsuz ceza olmaz ilkesi) ileri suumlrerek
daha ağır cezanın kendisine uygulandığını iddia etmiştir Oumlzellikle yuumlruumlrluumlkte olan ve
uygulanan fakat sonradan duumlzenlenen kanundan yararlanamadığından şikayet etmiştir
Karar
Madde 6 sect 1 youmlnuumlnden
22
Mahkeme Başvurucursquonun 2008rsquode yuumlruumlrluumlğe giren 125 sayılı kanunun kendi olayına
uygulanması talebine cevap vermemiş ve yararlanmasını engellediklerini belirlemiştir Yuumlksek
yargı yetkisi duruşma hakimleri tarafından kabul edilen gerccedilekler uumlzerinden karar vererek
Felloni tarafından ileri suumlruumllen temyiz iddialarını hepsinin kabul edilemez olduğunu ilan
etmekle yetinmişlerdir Mahkeme Başvurucursquonun iddiasının Yuumlksek Mahkemenin yargı
yetkisinin oumltesinde bir olgu olduğuna ikna olmamıştır Fellonirsquonin hafifletici unsurlar
bakımından mevzuatın geriye doumlnuumlk olarak uygulanması gerektiği iddiası Başvurucu
tarafından ortaya atılan ana arguumlmanlardan biriydi Bu nedenle belirli ve accedilık bir gerekccedile
sunulması gerekmektedir
Bu nedenle Başvurucu ne arguumlmanlarının etkili bir incelemeden geccediltiğinin garantisini
veren bir proseduumlre tabi tutulmuş ne de red sebeplerini iccedileren bir yanıt almıştır Sonuccedil olarak
Yargıtay kararlarını gerekccedilelendirme yuumlkuumlmluumlluumlğuumlnuuml yerine getirmediğinde Soumlzleşmersquonin 6 sect
1 Maddesi ihlal edilmiştir
Madde 7 youmlnuumlnden
Mahkeme Bolonya İstinaf Mahkemesi Başvurucunun dosyasını Ceza Kanunursquonun 62
Maddesinin succedilun işlendiği tarihten sonra 2008 yılında 125 sayılı kanun ile değiştirilen yeni
metni ışığında yorumladığını belirtmiştir
Mahkeme bu davada yerel mahkemelerin sanığın lehine olan huumlkuumlmleri uygulayıp
uygulamadığının araştırılması gerektiğini varsaymaktadır Succedilun işlendiği doumlnemde yuumlruumlrluumlkte
olan ceza kanunu sanığın sabıka kaydının bulunmamasını otomatik olarak hafifletici sebep
olarak oumlngoumlrmemektedir Oumlte yandan ceza kanununun 133 Maddesi uyarınca sabıka kaydının
olmayışının hafifletici sebep olarak uygulanması ancak hakimin takdir yetkisine bağlanmıştır
2008 tarihli 125 sayılı kanun ile duumlzeltilen CK madde 62 yeni haliyle hakimin hafifletici
sebeplerin uygulanmasında kullandığı takdir yetkisini sınırlamış olduğu gibi hafifletici
sebeplerin sistematiğini Başvurucunun lehine olan yasal kriterleri etkisiz hale getirecek şekilde
olarak değiştirmemektedir
Bu durumda Bolonya İstinaf Mahkemesi CK madde 133rsquouuml ve sanığın davranışlarını da
detaylı bir şekilde inceledikten sonra Başvurucunun hafifletici sebep talebini reddetmiştir
Ayrıca Mahkeme sanığın cezasını hafifletecek duruşmalardaki davranışları ve succedil işlendikten
sonra araba kullanmaya devam etmesi de dahil hiccedilbir sebebin olmadığını varsaymaktadır
23
Başvurucu yargılama boyunca herhangi bir pişmanlık belirtisi goumlstermemiş ve aynı succedilu
tekrar işlemiştir
Sonuccedil olarak Mahkeme Başvurucuya karşı huumlkmedilen cezanın eldeki tuumlm verilerin
uygun bir şekilde tartılarak elde edildiğini ileri suumlrmuumlştuumlr Bu bağlamda Başvurucunun
değiştirilen kanun huumlkmuuml ışığında yargılamasının yapılmamış olması hafifletici sebeplerin
uygulanabilir olduğuna dair bir izlenim vermemektedir Bu nedenle Soumlzleşme Madde 7 ihlal
edilmemiştir
24
Başvuru Adı Vovk and Bogdanov v Rusya
Başvuru No 1561310
Başvuru Tarihi 11022020
Karar Tarihi 15022010
Karar Linki httpshudocechrcoeinteng22itemid22[22001-
20083822]
Olaylar
Sergey Vovk ve Artem Bogdanov ( Başvurucular ) 1995 ve 2000 doğumlu Rusya
vatandaşlarıdır Başvurucular Chitada yaşamaktadır
Başvurcular olay esnasında 13 ve 7 yaşlarındadır Chita boumllgesinde yerde buldukları el
bombası ellerindeyken patlamış ve Sergey Vovk bacağından Artem Bogdanov ise mide ve
goumlğsuumlnden yaralanmıştır Polis Artem Bogdanovun el bombasını okuluna yakın bir yerde
bulduğunu belirtmiştir
Olaydan sonra soruşturma ilk olarak Ceza Kanununun 2221 maddesindeki (Patlayıcı
cihazların yasa dışı edinimi taşınması ve depolanması) succediluna dayanarak accedilılmıştır Succedillama
daha sonra Ceza Kanununun 2251 maddesi (Patlayıcı cihazların uygun olmayan şekilde
korunması ) ve 348 maddesi (Askeri mal kaybı) uyarınca kamu guumlvenliği ve askerlik
hizmetlerine karşı işlenen succedillar olarak değişmiştir El bombası ateş almış ama patlamamış bir
halde askeri boumllgeden olayın yaşandığı boumllgeye getirilen bir kamyon kumun iccedilinden ccedilıkmıştır
Sivil soruşturma makamları konuyu askeri makamlara youmlnlendirmişlerdir Askeri soruşturma
9 guumln suumlrmuumlş ve herhangi bir askerin olayla bağlantısı olmadığı soumlylenerek soruşturma sivil
makamlara youmlnlendirilmiştir 2008-2011 yıllarında arasında birccedilok soruşturma yapılmış ama
herhangi bir fail tanımlanamadığı iccedilin soruşturmalar sonuccedilsuz kalmıştır Kasım 2013 tarihinde
2251 maddedeki succedil zamanaşımına uğramıştır Başvurucuların anneleri Rusya Ekonomi
Bakanlığına karşı accediltığı tazminat davasında idarenin bu tarz patlayıcı maddelerin sivillerin
eline geccedilmemesinde sorumlu olduğu iddia etmiştir Chita Tsentralniy Boumllge Mahkemesi
soruşturma makamlarının kararlarına dayanarak failin tespit edilmediğine dikkat ccedilekmiştir
Temyiz aşamasında ise Zabaykalskiy Boumllge Mahkemesi el bombasının devlet malı olduğuna
veya uygun şekilde depolanmadığına dair hiccedilbir kanıt bulunmadığına belirtmiştir
25
İhlal İddiaları
Başvurucular patlamadan dolayı accedilmış oldukları tazminat talepli davalarının
soruşturmanın duumlzguumln şekilde yapılmamasından dolayı reddedilmiş olması sebebiyle Adil
Yargılanma ( İHAS 6 ) ve Etkili Başvuru ( İHAS 13 ) haklarının ihlal edildiğini iddia
etmişlerdir
Karar
İHAS 2
Mahkeme başvuruyu yaşam hakkı youmlnuumlnden incelemiştir Yaşam hakkı devletlere
sadece kişileri kasıtlı şekilde oumllduumlrmeme sorumluluğunu değil aynı zamanda kişilerin hayatını
korumak iccedilin hukuk iccedilerisinde uygun adımlar atılması sorumluluğunu da yuumlkler Bunların yanı
sıra yaşam hakkı devletlere bağımsız bir yargı tarafından efektif bir yargılama yapma
yuumlkuumlmluumlluumlğuuml de yuumlklemiştir
Mahkeme iccedil hukuktaki soruşturmalara dayanarak kimliği belirlenemeyen bir kişi
tarafından taşınan kumlarla birlikte el bombasının yerleşim yerine duumlştuumlğuumlnuuml ve başvurucuların
bu el bombasından dolayı yaralandığını belirtmiştir Mahkeme el bombalarının sadece uumllkenin
yasal guumlvenlik guumlccedilleri tarafından kullanılabileceğini ve soruşturmada guumlvenlik guumlccedillerinin
incelenip kaybolan veya hasara uğrayan envanterin belirlenmesi gerektiğini ifade etmiştir
Mahkeme iccedil hukuktaki soruşturmada ortaya konulmuş olan guumlvenlik guumlccedillerinin ihmali sonucu
el bombasının ateşlenmiş şekilde kaybedildiğine dair bilgileri yargılama esnasında goumlz oumlnuumlnde
bulundurmaktadır Ne askeri soruşturmada ne de envanter kaybının kazaya neden olduğunu
kabul eden sivil soruşturmada herhangi askeri personel kayıptan dolayı sorumlu
goumlsterilmemiştir Askeriyenin ihmali sonucu kaza meydan gelmiş olmasına rağmen
soruşturma makamları yaşam hakkının idareye yuumlklemiş olduğu usuli sorumluluğa uygun
olarak yeterli ccedilabayı goumlstermemiş kanıtları toplamamış ve tatmin edici bir gerekccedile ortaya
koymamıştır Ayrıca soruşturma esnasında idarenin yaşam hakkı kapsamındaki kişilerin
oumllmemesini ve yaşamlarının risk altına girmemesini sağlama şeklinde duumlzenlenen
yuumlkuumlmluumlğuumlne dair bir inceleme yapılmamıştır
Sonuccedil olarak iccedil hukukta yuumlruumltuumllen soruşturmada el bombasının guumlvenlik guumlccedillerine ait
olup olmadığı ya da guumlvenlik guumlccedillerinin olaydaki el bombasının kaybından sorumlu olup
olmadığına dair bir kanıt ortaya koyulmamıştır Bu sebeplerle Mahkeme iccedil hukukta etkili bir
26
yargılama suumlreci olmadığını belirtmiş ve başvurucuların yaşam haklarının ihlal edildiğine karar
vermiştir
İHAS 41
Mahkeme Rusyanın başvurucuların her birine 40000 euro manevi tazminat masraf
ve giderler iccedilin ise 1400 euro oumldenmesi gerektiğine huumlkmetmiştir
27
Başvuru Adı YI v Rusya
Başvuru No 6886814
Başvuru Tarihi 14102014
Karar Tarihi 25022020
Karar Linki httpshudocechrcoeintengitemid[001-201326]
Olaylar
Başvurucu 1980 doğumlu Rusya vatandaşıdır ve Moskovada yaşamaktadır
Başvurucunun farklı kişilerden olmak uumlzere 1999 2011 ve 2012 doğum tarihli uumlccedil ccedilocuğu
vardır Başvurucu 8102013 tarihinde uyuşturucu transferi yaptığı gerekccedilesiyle evine yapılan
baskında goumlzaltına alınmıştır Polis merkezindeki sorgusunda 2004 yılında uyuşturucu
kullanmaya başladığını ama 2010 yılında son iki ccedilocuğunu doğurmadan oumlnce bıraktığını ancak
geccedilen ay eroin atağı geccedilirdiği iccedilin bir miktar kullandığını ifade etmiştir Bu ifade uumlzerine
ccedilocuklar annelerinden alınıp sosyal hizmetler goumlzetimine verilmiştir Sonrasında en buumlyuumlk
ccedilocuk babası ( başvurucunun ilk eşi ) ile kalmaya başlamıştır Başvurucunun 2011 ve 2012
doğumlu son iki ccedilocuğu da babaları ( başvurucunun ikinci eşi ) başvurucuyla aynı succediltan dolayı
ceza almış olduğu iccedilin yetiştirme yurduna goumlnderilmiştir Yetiştirme yurdundan sonra ise
bakıcı aileye verilmişlerdir Nisan 2014 tarihinde başvurucu uyuşturucu ticaretinden dolayı
succedillu bulunup 6 yıl hapis cezasına ccedilarptırılmıştır Bu esnada ilk derece mahkemesi uyuşturucu
bağımlısı ve işsiz olduğu iccedilin başvurucunun ccedilocukları uumlzerindeki ebeveynlik hakkını elinden
almıştır Başvurucu uyuşturucu iccedilin rehabilitasyona başladığını ve iş bulduğunu soumlyleyerek
ccedilocukların yanına almak istediğini belirtmiştir ancak ilk derece mahkemesi bu talebi
reddetmiştir Temyiz mahkemesi de ilk derece mahkemesinin kararını onamıştır
İhlal İddiaları
Başvurucu hafif bir tedbir alınmadan ebeveynlik hakkından tamamen mahrum
bırakıldığını ve hakkındaki davada otomatik bir şekilde yeterli inceleme yapılmadan temyiz
yapıldığını belirtmiştir Ayrıca ccedilocuklarıyla tuumlm bağlantısının koptuğunu soumlyleyip alınan
tedbirin orantısız olduğunu bu sebeple Oumlzel ve Aile Yaşamına Saygı Hakkının ( İHAS 8
) ihlal edilmiş olduğunu iddia etmiştir
28
Karar
İHAS 8
İHAM ( Mahkeme ) aile uumlyelerinin birbirinden ayrılmasının Oumlzel ve Aile Yaşamına
Saygı Hakkına youmlnelik ağır bir muumldahale olduğunu tekrarlamıştır Bu sebeple yapılan
muumldahale gerekccedileli olarak istisnai şartlarda ve ccedilocuğun yararı iccedilin gerekli olacak şekilde
yapılmalıdır Mahkeme iccedil hukuk yolunda verilmiş olan kararın gerekccedilesi olan uyuşturucu
bağımlılığı ve işsizlik sebeplerinin bu kadar ağır bir muumldahale iccedilin yeterli olmadığını
belirtmiştir
Mahkeme ilk olarak başvuranın uyuşturucu bağımlılığını bırakmaya ccedilalışmasıyla ilgili
terapiye gitmesinin ebeveynlik bağlarının kopmasında esas sebebin uyuşturucu bağımlığı
olduğu bir davada dikkate alınmamış olmasını ccedilarpıcı bulmuştur İkinci olarak işsizliğin
ebeveyn ve ccedilocuk arasındaki bağın koparılması iccedilin yeterli bir sebep olmadığını ve annenin
işsiz olmasının ccedilocukların hayatına ne şekilde olumsuz etkilediğinin accedilıklanmamış olduğunu
belirtmiştir Buna ek olarak tutuklanmadan aylar sonra ailenin evine yapılan denetimde evin
durumuna dair herhangi bir sorun goumlruumllmemiştir hatta son raporlar aile evinin durumunda
iyileşmeler olduğunu goumlstermektedir
Mahkeme iccedil hukuk yollarında başvuranın ayrılmadan oumlnce ccedilocuklarına bakıyor
olduğunun tuumlm yasal suumlreccedil boyunca ve sonrasında ccedilocuklarıyla iletişim kurmaya ccedilalıştığının
goumlz oumlnuumlnde bulundurulmadığını belirtmiştir Ayrıca aileden ayrılmanın ccedilocuklar uumlzerindeki
etkisinin de tam olarak hesaplanmadığını belirtmiştir Mahkeme bu zamana kadar ccedilocuklarının
bakımında herhangi bir ihmali olmayan anneye karşı daha hafif bir muumldahale yapılmamış
olmasını şaşkınlıkla karşılamaktadır
Sonuccedil olarak iccedil hukukta ccedilocuk ve ailenin ayrılmasının ccedilocuk iccedilin en yararlı yol
olduğunu uygun şekilde ortaya koyulmamıştır Bu sebeple başvurucunun Oumlzel ve Aile
Yaşamına Saygı Hakkı ( İHAS 8 ) ihlal edilmiştir
İHAS 41
Mahkeme Rusyanın başvurucuya 20000 euro manevi tazminat oumldemesi gerektiğine
huumlkmetmiştir
29
Başvuru Adı Gaughran v Birleşik Krallık
Başvuru No 4524515
Başvuru Tarihi 20 Ekim 2015
Karar Tarihi 13 Şubat 2020
Karar Linki Gaughran v Birleşik Krallık
Konu Mahkeme oybirliğiyle Kuzey İrlandarsquoda alkolluuml araccedil
kullandığı iccedilin huumlkuumlm giyen ve Birleşik Krallık hukuku uyarınca bu huumlkmuuml zamanaşımına
uğramış olan (spent conviction) kişinin kişisel verilerinin (DNA parmak izi ve fotoğraflar)
belirsiz suumlreli şekilde saklanmasının Soumlzleşmersquonin 8 maddesini (oumlzel ve aile hayatına saygı
hakkı) ihlal ettiğine karar vermiştir
Olaylar Başvurucu Fergus Gaughran 1972 doğumlu bir İngiliz
vatandaşı olup Newryrsquode (Kuzey İrlanda Birleşik Krallık) yaşamaktadır
Gaughran Ekim 2008rsquode alkolluuml araccedil kullandığı1 iccedilin goumlzaltına alınmıştır Başvurucu
polis merkezine goumltuumlruumllmuumlş ve merkezde alkolmetre ile yapılan oumllccediluumlmde başvurucunun alkolluuml
olduğu tespit edilmiştir Polis ayrıca başvurucunun fotoğrafını ccedilekmiş parmak izini ve DNA
oumlrneğini almıştır Sonrasında başvurucu da succedilunu kabul etmiş para cezasına ccedilarptırılmış ve
12 ay suumlreyle ehliyetine el konulmuştur Huumlkuumlm 2013 yılında zamanaşımına uğramıştır
Başvurucunun DNA oumlrneği kendisinin talebi uumlzerine 2015 yılında imha edilmiştir
Kuzey İrlanda Polis Teşkilatı (ldquoKİPTrdquo) başvurucunun DNA oumlrneğinden elde edilen DNA
profilini (dijital veri) parmak izlerini ve fotoğrafını belirsiz suumlreli olarak saklamaya devam
etmektedir
Başvurucunun KİPT tarafından kişisel verilerinin saklanmasına karşı yaptığı yerel
mahkemeler nezdindeki başvurular sonuccedilsuz kalmıştır
İhlal İddiaları Gaughran polisin kendisine ait DNA profili parmak izi ve
fotoğrafı belirsiz bir suumlre iccedilin saklamasının ve buna karşı işletilebilecek bir değerlendirme
1 Alkolluuml araccedil kullanmak İngiliz Hukukursquonda ldquokayıtlı succedilrdquo olarak bilinen ve cezası hapis olabilen bir succediltur
30
mekanizması olmamasının 8 maddeyi (oumlzel ve aile hayatına saygı hakkı) ihlal ettiğini iddia
etmiş ve 20 Ekim 2015rsquote AİHMrsquoe başvuruda bulunmuştur
Karar Mahkeme başvurucunun DNA profilinin parmak izinin ve
fotoğraflarının saklanmasının oumlzel hayata muumldahale teşkil ettiğini bu muumldahalenin succedilun
oumlnlenmesi amacıyla yani meşru bir amaccedilla gerccedilekleştirildiğini belirtmiştir
Mahkeme devletin sahip olduğu guumlcuumln belirsiz olması ve teknolojinin gittikccedile daha
komplike bir hal alması dolayısıyla mahremiyet haklarının değerlendirilmesinin oumlnemini
vurgulamıştır Oumlrneğin fotoğraf ve yuumlz haritalaması teknolojisi olayın yerel mahkemelerin
oumlnuumlnde incelendiği tarihten beri ccedilok ilerlemiştir
Mahkeme başvurucunun mahremiyet hakkına muumldahalenin meşru olup olmadığını
ulusal makamlara takdir yetkisi tanınması gerektiğini belirterek değerlendirmiştir Uumlye
devletlerin bir succediltan mahkucircm olanların kişisel verilerinin saklanması hususundaki yaygın
goumlruumlş birliği bu takdir yetkisini daraltacaktır
Mahkeme uumlye devletlerin ccediloğunun huumlkuumlmluumllerin biyometrik verilerinin yani parmak
izi ve DNA profilinin saklanması hususunda zaman sınırı koyan duumlzenlemelere sahip
olduğunu belirtmiştir Birleşik Krallık DNA profillerinin belirsiz bir suumlre iccedilin saklanmasına
izin veren sayılı Avrupa Konseyi uumllkesinden biridir2 Dolayısıyla takdir yetkisi oumlzellikle de
DNA profilleri accedilısından daraltılmalıdır
Bununla birlikte mahkeme saklama suumlresinin bir devletin veri saklamaya ilişkin
duumlzenlemesinin kabul edilebilir takdir yetkisinin sınırlarını aşıp aşmadığının
değerlendirilmesinde kesin bir yargıya ulaşmaya imkacircn vermediğini belirtmiştir Somut olayda
S ve Marper v Birleşik Krallık başvurusu ile aynı seviyede damgalama (stigmatization) riski
bulunmamaktadır zira S ve Marper v Birleşik Krallık başvurusunda başvurucular sanıktır
huumlkuumlmluuml değildir
Ccedileşitli oumlnlemlerin varlığı ve işleyişi bir devletin veri saklamaya ilişkin duumlzenlemesinin
kabul edilebilir takdir yetkisinin sınırlarını aşıp aşmadığının değerlendirilmesinde kesin bir
yargıya varmaya imkacircn verecektir Belirli suumlreli olmayan saklamaya ilişkin en geniş yetkileri
2 İncelenen 31 Avrupa Konseyi uumllkesinden 4rsquouuml (Kıbrıs İrlanda Kuzey Makedonya ve Karadağ) daha az cezayı
gerektiren succedillardan mahkum olunmasının akabinde DNA profillerinin belirsiz suumlreli olarak saklanmasına izin
veren duumlzenlemelere sahiptir
31
tanıyan duumlzenlemeleri uygulamaya koymak devletin kendisini takdir yetkisinin sınırına
sokması demektir Bu nedenle devlet başvurucu iccedilin belirli oumlnlemlerin mevcudiyetini ve
etkililiğini temin etmelidir
Ancak başvurucunun biyometrik verisi ve fotoğrafları işlediği succedilun ağırlığı
goumlzetilmeksizin ve saklamanın belirsiz bir suumlre iccedilin devam etmesinin gerekliliğine ilişkin bir
değerlendirme yapılmaksızın saklanmıştır Ayrıca Kuzey İrlandarsquodaki polis sadece belirli
şartlar altında biyometrik verileri ve fotoğrafları silme yetkisine sahiptir Dolayısıyla
başvurucu verinin saklanmasının kişinin succedilu yaşı kişiliği ve geccedilen zaman dikkate alınarak
gerekli olmadığının tespiti halinde silinmesine izin veren bir yol olmadığından verilerinin
saklanmasına ilişkin bir değerlendirme yapılması talebinde bulunamamıştır
Mahkeme bu yetkinin birbiriyle yarışan kamusal ve bireysel ccedilıkarlar arasında adil bir
denge kurmada başarısız olduğunu tespit etmiştir
Devlet dolayısıyla kabul edilebilir takdir yetkisinin sınırlarını aşmış ve somut olaydaki
saklama başvurucunun oumlzel hayatına saygı hakkına demokratik bir toplumda gerekli
goumlruumllemeyecek nitelikte orantısız bir muumldahale teşkil etmiştir
Bu accedilıklamalar doğrultusunda Soumlzleşmersquonin 8 maddesi ihlal edilmiştir
Mahkeme başvurucunun uğradığı manevi zararın tazmini bakımından ihlal tespitinin
adil tazmini sağladığını belirtmiştir
32
Başvuru Adı İbrahimov ve Mammadov v Azerbaycan
Başvuru No 6357116 289017 3954117 7414316 288317 3952717
Başvuru Tarihi 25 Ekim 2016
Karar Tarihi 11 Şubat 2020
Karar Linki İbrahimov ve Mammadov v Azerbaycan
Konu Mahkeme oybirliğiyle uyuşturucu ticareti yapma succedilu
isnadıyla tutuklanan ve yargılanan iki başvurucunun polis tarafından aşağılayıcı muameleye
maruz bırakılmaları ve soruşturma aşamasındaki delil yetersizliği nedeniyle Soumlzleşme madde
3 (insanlık dışı ya da aşağılayıcı muamele yasağı) başvurucuların succedil işlediklerine ilişkin
makul bir şuumlphe olmaksızın tutuklanmaları nedeniyle madde 5 sect 1 (oumlzguumlrluumlk ve guumlvenlik
hakkı) yerel mahkemelerin başvurucuları keyfi tutuklamaya ve yargılama oumlncesi uzun suumlreli
tutukluluğa karşı korumada başarısız olması nedeniyle madde 5 sect 4 (yasaya aykırı tutulma)
başvurucuların tutuklanmasında ve goumlzaltına alınmasında esas sebebin başvurucuların siyasi
bir grafiti ccedilizmeleri olmaları nedeniyle madde 5 ile bağlantılı olarak madde 18
(Soumlzleşmersquodeki kısıtlamaların uygunsuz kullanımı) ve madde 10 (ifade oumlzguumlrluumlğuuml) kapsamında
korunan haklarının ihlal edildiğine karar vermiştir
Olaylar Başvurucular Giyas Hasan oğlu İbrahimov ve Bayram Farman
oğlu Mammadov sırasıyla 1994 ve 1995 doğumlu Azerbaycan vatandaşlarıdır ve Bakuumlrsquode
yaşamaktalardır
Başvurucuların ikisi de bir sivil toplum hareketi olan NIDArsquonın uumlyesidir ve
Azerbaycanrsquoın oumlnceki cumhurbaşkanı Haydar Aliyevrsquoin heykeli uumlzerine ccedilizdikleri grafiti ve bu
grafitiyi sosyal medyada paylaşmaları sonrasında Mayıs 2016rsquoda tutuklanmışlardır Grafitide
ldquoFck the systemrdquo (Tr sistemi shellipm) ve cumhurbaşkanının oumlnceki doğum guumlnuuml kutlamaları
iccedilin kullanılan ldquoHappy flower dayrdquo (Tr Nice guumll bayramlarına) ifadesinin goumlndermeli ve
ironik bir versiyonu olan ldquoHappy slave dayrdquo (Tr Nice koumlle bayramlarına) ibareleri
geccedilmektedir
Başvurucular sokakta uumlniformasız kişilerce tutuklandıklarını bu kişilerin kendilerine
yumruk attığını ve kendilerini heykel uumlzerine ccedilizdikleri grafiti hakkında sorguladıklarını iddia
etmiştir Başvurucular Bakuuml Ana Polis Merkezirsquone goumltuumlruumllmuumlş burada polis memurlarınca
33
uumlzerlerine kasti olarak uyuşturucu madde yerleştirilmiş ve uyuşturucu ticaretine ilişkin
succedillamaları kabul etmeleri iccedilin koumltuuml muameleye maruz bırakılmışlardır Başvurucular oumlnce her
ne kadar iddiaları reddetseler de maruz bırakıldıkları koumltuuml muamele ve polisin tehdit etmesi
sonucu iddiaları kabul etmişlerdir
Başvurucular akabinde evlerine goumltuumlruumllmuumlş ve polis başvurucuların evinde
başvurucuların iddiasına goumlre polis tarafından yerleştirilen uyuşturucu madde bulmuştur
Başvurucuların ikisi de Narimanov Boumllge Polis Merkezirsquonde geccedilici olarak nezarethaneye
koyulmuş başvurucular burada bahccedileyi temizlemeye zorlanmış ve dahası doumlvuumllmuumlşlerdir
Avukatları başvurucuların maruz kaldıklarını iddia ettikleri koumltuuml muameleye ve bahccedileyi
temizlemelerine şahit olmuştur
Başvurucuların ikisi de yargılamaları sırasında uygulanacak olan oumlnleyici tedbirlere
ilişkin karar verecek olan Khatai Boumllge Mahkemesirsquone goumltuumlruumllmuumlş ve mahkemeye koumltuuml
muameleye maruz kaldıkları ve itiraflarını baskı altında yaptıklarını belirterek şikayetccedili
olmuşlardır Mahkeme soruşturma makamlarınca koumltuuml muameleye ilişkin iddiaların
incelenmesi iccedilin talimat vermiştir Başvurucular nezarethaneye doumlnduumlkleri sırada tekrardan
koumltuuml muameleye maruz kaldıklarını iddia etmiştir
Mayıs 2016rsquoda Birleşmiş Milletler Keyfi Tutuklamalar Ccedilalışma Grubu Azerbaycanrsquoı
ziyaret etmiş ve koumltuuml muamelenin ldquofiziksel izlerinirdquo taşıdıklarını belirttikleri başvurucularla
goumlruumlşmuumlştuumlr
Huumlkuumlmet her iki başvurucunun da polisin başvurucuların uyuşturucu ticareti yaptığına
ilişkin bilgi edinmesinden sonra tutuklandığını iddia etmiştir Başvuruculara devlet tarafından
avukat atanmıştır ve başvuruculara kanıtlar elde edildikten sonra succedil isnat edilmiştir
Başvurucular ayrıca goumlzaltı merkezinde sağlık muayenesinden geccedilirilmiş ve uumlzerlerinde yara
izine rastlanmamıştır Başvurucuların polisin koumltuuml muamelede bulunduğuna ilişkin iddiaları
sonucu yuumlruumltuumllen soruşturma sonucunda bu iddiaların dayanaksız olduğu ortaya ccedilıkmıştır
Mahkemeler başvurucuların tutuklarına son verilmesi ve salıverilme taleplerini
reddetmiş başvurucular tutuklu yargılanmaya devam etmiştir 2016rsquoda başvurucular
uyuşturucu ticareti succedilundan huumlkuumlm giymiş ve 10 yıl hapis cezasına ccedilarptırılmıştır
Başvurucular Mart 2019rsquoda cumhurbaşkanlığı affı neticesinde serbest bırakılmışlardır
34
İhlal İddiaları Başvurucular tutuklulukları sırasında ve polis nezaretinde koumltuuml
muameleye maruz kaldıkları ve yetkili mercilerin bu hususta etkili bir soruşturma yuumlruumltmediği
iddiasıyla madde 3 (işkence ve insanlık dışı veya aşağılayıcı muamele yasağı) kapsamında
şikayetccedili olmuştur
Başvurucular goumlz altına alınmalarının makul bir şuumlpheye dayanmadığını belirterek
madde 5 sect 1 (oumlzguumlrluumlk ve guumlvenlik hakkı) kapsamında mahkemelerin yargılama oumlncesi
tutukluluğun meşruiyetine ilişkin bağlantılı ve yeterli gerekccedile sunmadığını ve goumlzaltında
tutulmalarına ilişkin değerlendirmenin etkili olmadığını belirterek madde 5 ve 6 (adil
yargılanma hakkı) kapsamında şikayetccedili olmuştur
Başvurucular oumlzguumlrluumlk haklarının Soumlzleşmersquode oumlngoumlruumllen kısıtlama sebeplerinden
başka bir sebeple siyasi soumlylemler iccedileren grafiti ccedilizmelerinden oumltuumlruuml cezalandırılmak
amacıyla sınırlandığını belirterek madde 5 ile bağlantılı olarak madde 18 (haklara getirilecek
kısıtlanmaların sınırlanması) kapsamında şikayetccedili olmuşlardır
Son olarak başvurucular ayrı ayrı ve madde 18 ile bağlantılı olarak madde 10 (ifade
oumlzguumlrluumlğuuml) ve madde 8 (oumlzel hayata ve aile hayatına saygı hakkı) kapsamında şikayetccedili
olmuşlardır
Başvurucular 25 Ekim 2016 tarihinde AİHMrsquoe başvurmuştur
Karar
Madde 3
Polisin Koumltuuml Muamelesi
Mahkeme huumlkuumlmetin başvurucuların koumltuuml muameleye maruz kaldıklarına ilişin tuumlm
iddialarına karşı ccedilıktığını belirterek taraflar arasında bu konuda goumlruumlş ayrılığı olduğunu
belirtmiştir Huumlkuumlmetin beyanları sağlık raporunda ve adli tıp incelemesinde yaralanmaya ilişin
bir bulguya yer verilmediğine dayalıdır
Ancak Mahkeme ortada başvurucular lehine accedilık bir delil başlangıcı olduğunu tespit
etmiştir
Başvurucuların iddiaları başvurucuların bedeninde koumltuuml muameleye ilişkin izler tespit
eden Birleşmiş Milletler Keyfi Tutuklamalar Ccedilalışma Grubunun bulguları ile paraleldir
35
başvurucuların avukatı da bu iddiaları destekler nitelikte beyanda bulunmuş ve koumltuuml
muameleye tanık olmuştur ve Avrupa İşkenceyi ve İnsanlık Dışı veya Aşağılayıcı Muamele
ve Cezayı Oumlnleme Komitesirsquonin (CPT) goumlzlemleri mevcuttur
Huumlkuumlmet başvurucuların dayandığı delillere ilişkin yorum yapmamış veya bunlara bir
accedilıklama getirmemiştir ve huumlkuumlmetin dayanmış olduğu tıbbi kayıtlar da başvurucuların
iddialarının reddedilmesi iccedilin sağlam bir temel oluşturmamaktadır Oumlrneğin tıbbi raporlardan
birinde ilk başvurucunun boynunda ldquoyuumlzeysel kızarıklıkrdquo olduğu yer almış ancak bu
kızarıklığın nasıl meydana geldiği accedilıklanmamıştır Ayrıca başvurucuların goumlzaltı merkezine
geliş kaydının yapıldığı saatler arasında bariz ccedilelişki mevcuttur
Mahkeme ayrıca CPTrsquonin goumlzaltındaki kişilerin kendi avukatlarına erişimde
yaşadıkları sistematik gecikme sonucunda succedillamaları devlet tarafından atanan avukatlar
nezdinde kabul ettiğine ilişkin tespitine dikkat ccedilekmiştir Mahkeme başvurucuların sadece
devlet tarafından atanan avukatlar tarafından temsil edildiklerinde kendilerini succedillayıcı
beyanlarda bulunmasının koumltuuml muamele iddialarını desteklediğini ifade etmiştir
Mahkeme polisin başvuruculara ciddi succedil iddialarını kabul ettirmek iccedilin ki
başvurucular bu iddiaların mesnetsiz olduğunu iddia etmektedir koumltuuml muamele uyguladığının
makul şuumlphenin oumltesinde sabit olduğunu tespit etmiştir
Mahkeme elindeki kanıtları goumlz oumlnuumlnde bulundurduğunda başvurucuların polis
tarafından insanlık dışı ve aşağılayıcı muameleye maruz bırakıldığını ve madde 3rsquouumln esas
youmlnuumlnden ihlal edildiğini tespit etmiştir
Başvurucuların Koumltuuml Muamele İddialarının Soruşturulması
Mahkeme devletin ve devlet makamlarının koumltuuml muamelede bulunduğu iddiaları
hakkında madde 3 kapsamındaki usuli yuumlkuumlmluumlluumlk uyarınca etkili bir soruşturma yuumlruumltuumllmesi
gerektiğine ilişkin iccediltihadına atıfta bulunmuştur Mahkeme daha oumlnce de oumlnuumlne başvurucuların
yaşadığı tarzda problemler sonucu sağlıklı bir şekilde yuumlruumltuumllmeyen soruşturmalara ilişkin
Azerbaycanrsquoa karşı yapılan başvuruların geldiğini belirtmiştir
Oumlzellikle başvurucuların olayında sağlık muayenesi başvurucuların koumltuuml muameleye
ilişkin şikayette bulunmalarından ancak iki hafta sonra yapılmıştır Yetkili merciler ayrıca
36
polis merkezindeki ve nezarethanedeki kapalı devre kamera kayıtlarını kayıtların geccedilici olarak
saklandığı yedi guumlnluumlk suumlre iccedilinde arşivleyebilecekken bunda başarısız olmuştur
Bunların yanında başvurucuların koumltuuml muamele iddialarını araştıran soruşturma
makamı da polis merkezini araştırmak ve kanıt toplamak yolunda bir adım atmamıştır Aksine
başvurucuların koumltuuml muameleye maruz kaldığı polis merkezine soruları goumlndermiş ve buradan
yazılı cevapları almıştır
Mahkeme yetkili mercilerin hayli muhtemel koumltuuml muamele iddialarına youmlnelik etkili
bir soruşturma yuumlruumltmede başarısız olduğunu belirtmiştir Gerccedilekten de CPT bu tarz
soruşturmaların etkisizliğine ilişkin durumu ldquoAzerbaycanrsquodaki durum Avrupa Konseyi
uumllkelerinin tamamının arasında istisnai nitelik taşımaktadırrdquo şeklinde ifade etmiştir Buumltuumln
bunlar ışığında Mahkeme Madde 3rsquouumln usul youmlnuumlnden ihlal edildiği sonucuna ulaşmıştır
Madde 5 sect 1
Başvurucular tutuklanmaları ve goumlzaltına alınmalarının bir succedila ilişkin makul bir
şuumlpheye dayanmadığını zira uumlzerlerinde ve evlerinde bulunan uyuşturucuların heykel uumlzerine
ccedilizdikleri grafitiler dolayısıyla cezalandırılmaları amacıyla polis tarafından yerleştirildiğini
iddia etmiştir Huumlkuumlmet bu iddiaları reddetmiştir
Mahkeme her iki başvurucunun da huumlkuumlmet karşıtı goumlsteriler tertip eden bir genccedillik
hareketi olan NIDA uumlyesi olduğunu belirtmiştir Mahkeme ayrıca oumlnuumlndeki diğer davalarda
yetkili makamların NIDArsquoyı ve ldquoradikal bozguncu guumlccedillerrdquo olarak nitelendirdiği uumlyelerini
hedef goumlsterdiğini ifade etmiştir
Huumlkuumlmet başvurucuların yakalanmalarının operasyonel bir bilgiye ve soruşturma
makamlarınca toplanan delillere dayandığını belirtmiş ve Mahkeme başvuruculara karşı
uyuşturucu ticareti yapma succedilu isnadıyla accedilılan ceza davasını incelemeye geccedilmiştir
Mahkeme oumlncelikle her ne kadar resmiyette davalar arasında ilişki olmasa da
başvuruculara karşı yuumlruumltuumllen suumlrecin benzer koşullar altında İranlılardan uyuşturucu temin
etmeye youmlnelik iddialar da dahil olmak uumlzere aslında aynı aşamaları izlediğini belirtmiştir
Yetkili merciler ayrıca aynı soruşturma faaliyetlerini yuumlruumltmuumlş ve hatta soruşturma
kapsamındaki raporlar yazılırken kopyala yapıştır yapılmıştır
37
Mahkeme ayrıca zamanlamaya dikkat ccedilekmiştir Başvurucuların uyuşturucu ticareti
yaptığına ilişkin bilginin alınması ve yakalanmaları aynı guumlnde gerccedilekleşmiştir ve yine goumlzaltı
merkezine ve mahkeme oumlnuumlne ccedilıkarılmaları da yaklaşık olarak aynı zamanda gerccedilekleşmiştir
Mahkeme başvurucuların uyuşturucu ticareti succedilunu işlediklerine youmlnelik operasyonel
bilgi ve soruşturma tedbirleri hakkında daha kapsamlı bir inceleme yapmıştır
İlk olarak edinilen operasyonel bilgide uyuşturucu ticareti şuumlphelileri doğrudan
başvurucular işaret edilmeksizin sadece ldquoGiyasrdquo ve ldquoBayramrdquo olarak ifade edilmiştir
Mahkeme bu bilginin alınması ve başvurucuların yakalanması arasında ldquodelil boşluğurdquo
olduğunu tespit etmiştir Dosyada soruşturma makamlarının başvurucularla uyuşturucu
ticaretine ilişkin operasyonel bilgi arasında nasıl bağ kurduğuna ilişkin bir belge veya kanıt
yoktur
Başvurucular yakalandıktan sonraki soruşturma tedbirleri temel olarak başvurucuların
kendisinin ve evlerinin aranmasından ibarettir Ancak polis merkezinde başvurucuların
vuumlcudunda yapılan arama polisin ldquoolasırdquo delil yerleştirmeye ilişkin olası endişelere yer
vermeksizin tutuklamadan hemen sonra arama yapmada başarısız olduğu diğer davalara benzer
nitelik taşımaktadır
Başvurucular ayrıca polisin koumltuuml muamelesi altında aranmıştır Dahası başvurucuların
tutuklanma gerekccedilesi uyuşturucu ticareti yapmalarıyken polis bu faaliyetlere ilişkin nakit para
olası tedarikccedili veya alıcılara ilişkin bilgiler ve tartı ve paketleme malzemeleri gibi deliller ele
geccedilirme konusunda ccedilaba goumlstermemiştir
Tuumlm bunlar ve diğer hususlar dikkate alındığında Mahkeme somut olaydaki verilerin
Soumlzleşmersquonin bireylerin tutuklanması iccedilin gereken makul şuumlpheye ilişkin koyduğu minimum
standardı sağlayamadığı sonucuna varmıştır Başvurucular dolayısıyla ldquomakul bir şuumlpherdquo
olmaksızın oumlzguumlrluumlklerinden mahrum bırakılmış ve Madde 5 sect 1 ihlal edilmiştir
Madde 5 sect sect 3 ve 4
Başvurucular yerel mahkemelerin kararlarına ilişkin madde 5 ve 6 kapsamında
şikacircyette bulunmuştur Mahkeme bu iddiaları Madde 5 sect sect 3 ve 4 kapsamında değerlendirmeye
karar vermiş ancak madde 5 sect 1 kapsamındaki bulguları sebebiyle Madde 5 sect sect 3 kapsamında
değerlendirme yapmaya gerek kalmadığını tespit etmiştir
38
Mahkeme Aliyev v Azerbaycan kararında yerel mahkemelerin keyfi tutuklama ve
yargılama oumlncesi uzun suumlreli tutuklulukta sistemsel olarak başarısız olduğunu tespit etmiştir
Huumlkuumlmet başvurucuların davasında aksi bir kanaate ulaşmaya olanak veren bir olgu veya
arguumlman ileri suumlrebilmiş değildir ve Mahkeme madde 5 sect 4 kapsamında başvurucuların
haklarının ihlal edildiği sonucuna varmıştır
Madde 5 ile bağlantılı olarak madde 18
Başvurucular tutuklanmalarının ve goumlzaltına alınmalarının asıl nedeninin oumlnceki
cumhurbaşkanının heykeline ccedilizdikleri grafiti iccedilin kendilerini cezalandırmak amacıyla
yerleştirilen delil olduğunu iddia etmiştir Bu eylem ile aynı zamanda diğer kişilere de bu tarz
faaliyetlere kalkışmamaları iccedilin bir uyarıda bulunulmuştur Huumlkuumlmet bu iddiaların spekuumllatif
olduğunu ve başvuruculara karşı yuumlruumltuumllen hiccedilbir eylemin politik bir amaccedil taşımadığını iddia
etmiştir
Mahkeme başvurucuların olayının daha oumlnceden Mahkeme tarafından goumlruumllen ve
madde 18 anlamında ihlal teşkil eden muhaliflere sivil toplum aktivistlerine ve insan hakları
savunucularına karşı misilleme amacıyla yuumlruumltuumllen kovuşturma ve bu kişilerin ceza hukukunun
koumltuumlye kullanımı yoluyla keyfi tutuklanması ve goumlzaltına alınmasına ilişkin davalarla benzer
oumlzellikler taşıdığını tespit etmiştir
Oumlncelikle oumlnceki cumhurbaşkanının heykelinin uumlzerine grafiti ccedilizen ve hemen akabinde
yakalanıp tutuklanan başvurucular muhalif NIDA kuruluşunun uumlyesidir ikinci olarak
başvurucular makul bir şuumlphe olmaksızın ciddi bir şekilde uyuşturucu ticareti yapmakla
succedillanmıştır uumlccediluumlncuuml olarak mahkeme iccediltihadı NIDArsquonın ve uumlyelerinin hedeflendiğini ispat
etmektedir doumlrduumlncuuml olarak başvurucuların durumu muhaliflerin ve diğer aktivistlerin keyfi
tutuklanması ve goumlzaltına alınması zeminde incelenmelidir
Mahkeme başvurucuların oumlzguumlrluumlğuumlnuumln Soumlzleşme madde 5 sect 1 (c)rsquode yer alan amaccedillar
dışında bir amaccedilla kısıtlandığını ve esas amacın başvurucuları oumlnceki cumhurbaşkanının
heykeli uumlzerine grafiti ccedilizmeleri ve huumlkuumlmet aleyhine siyasi soumlylemde bulunmaları dolayısıyla
cezalandırmak olduğunu belirtmiştir Bu nedenle madde 5 ile bağlantılı olarak madde 18 ihlal
edilmiştir
Bu goumlz oumlnuumlnde bulundurulduğunda Mahkeme başvurucuların madde 8 ve madde 8 ile
bağlantılı olarak madde 18 kapsamındaki şikayetlerini inceleme gereği duymamıştır
39
Madde 10
Mahkeme başvurucuların eyleminin Soumlzleşme kapsamında korunan politik soumlylem
olarak değerlendirileceğini belirtmiştir Başvurucuların tutuklanması ve soruşturulması ifade
oumlzguumlrluumlğuumlne muumldahale niteliğindedir ve bu muumldahale sadece belirli haller altında meşru kabul
edilebilir
Ancak yetkili makamlar hukuk sınırları iccedilinde hareket etmek yerine başvurucuları
eylemlerine misilleme olarak uyuşturucu ticareti yapmak succedilundan yargılama yolunu
seccedilmişlerdir Başvurucuların ifade oumlzguumlrluumlğuumlne yapılan bu tarz bir muumldahale sadece hukuka
aykırı olmakla kalmamakla aynı zamanda buumlyuumlk oumllccediluumlde keyfilik taşımakta ve Soumlzleşmersquonin
Oumlnsoumlzuumlrsquonde accedilıkccedila ifade edilen ve Soumlzleşme maddelerine iccedilkin olan hukukun uumlstuumlnluumlğuuml
ilkesine de aykırılık teşkil etmektedir
Mahkeme Soumlzleşmersquonin 10 Maddesinin ihlal edildiği sonucuna ulaşmıştır
Adil Tazmin (Madde 41)
Mahkeme Azerbaycanrsquoın her bir başvurucuya manevi tazminat olarak 30000 Euro ve
masraflar ve harcamalar iccedilin 6000 Euro oumldemesine huumlkmetmiştir
40
Başvuru Adı Paixatildeo Moreira Saacute Fernandes v Portekiz
Başvuru No 7810814
Başvuru Tarihi 5 Aralık 2014
Karar Tarihi 25 Ocak 2020
Karar Linki Paixatildeo Moreira Saacute Fernandes v Portekiz
Konu Mahkeme oybirliğiyle bir iş insanının akdetmek istediği
soumlzleşmeye karşı ccedilıkan Lizbon Şehir Meclisi uumlyesi ve başvurucunun erkek kardeşinin bu işleme
karşı ccedilıkmamasını temin etmek uumlzere başvurucuya para teklif etmesi ve başvurucunun bunun
ses kaydını alması dolayısıyla succedillu bulunmasının Soumlzleşmersquonin 6 maddesini (adil yargılanma
hakkı) ihlal ettiğine karar vermiştir
Olaylar Başvurucu Paixatildeo Moreira Saacute Fernandes 1954 doğumlu bir
Portekiz vatandaşı olup Lizbonrsquoda yaşamaktadır Başvurucu avukattır
Ocak 2006rsquoda taşınmaz yatırım şirketi youmlneticisi bir iş insanı tarafların ikisini de
ilgilendiren bir hususta goumlruumlşmek uumlzere başvurucu ile iletişime geccedilmiştir Taraflar birkaccedil guumln
sonra buluşmuş ve goumlruumlşme sırasında iş insanı başvurucuya Şehir Meclisi ile iş insanı arasında
imzalanmış olan soumlzleşmeye muhalefetinden vazgeccedilmesi iccedilin başvurucunun Lizbon Şehir
Meclisi uumlyesi olan erkek kardeşini ikna etmesi iccedilin para teklif etmiştir Başvurucu bu
konuşmanın gizlice ses kaydını almış ve ses kaydını bu iş insanı ile ilgili yuumlruumltuumllen bir
soruşturmada gizli ajan olarak iş birliği yapacak olduğu polise vermiştir İki adam sonrasında
başvurucunun erkek kardeşinin tartışmalı soumlzleşmeye muhalefetini sona erdirmek iccedilin
ayarlamaları yapmak amacıyla tekrardan birkaccedil kez daha buluşmuş sonrasında goumlruumlşmeler
sona ermiştir
Şubat 2006rsquoda iş insanı ruumlşvet soruşturmasına dahil edilmiştir 2012rsquode Temyiz
Mahkemesi iş insanına 5 aylık hapis cezası vermiş Devlet Hazinesirsquone 200000 Euro oumldemesi
karşılığında iş insanının cezası ertelenmiştir
Aynı zamanda iş insanı başvurucuya karşı başvurucunun ilk goumlruumlşmelerinin ses
kaydını hukuka aykırı bir şekilde alması dolayısıyla şikacircyette bulunmuştur 2011 yılında
Lizbon savcılığı soruşturma başlatmış ve akabinde başvurucu hakkında hukuka aykırı bir
41
şekilde ses kaydı alması dolayısıyla iddianame duumlzenlemiştir İlk derece mahkemesi olan
Lizbon Mahkemesi başvurucunun beraatine karar vermiştir Ancak 26 Nisan 2012rsquode
başvurucu uumlccedil kişilik temyiz mahkemesi heyeti tarafından mahkucircm edilmiştir Dosya Lizbon
Mahkemesirsquone huumlkuumlm kurulması iccedilin geri goumlnderilmiştir Başvurucursquonun 1200 Euro
oumldemesine huumlkmedilmiştir Başvurucu kararı temyiz etmiştir
Haziran 2014rsquote 26 Nisan 2012 tarihli kararı veren aynı temyiz mahkemesi heyeti
başvurucunun temyiz başvurusunu reddetmiş ve ilk derece mahkemesi tarafından verilen
cezadan daha ağır bir cezaya huumlkmetmiştir Başvurucunun hukuka aykırı kayıt dolayısıyla
4800 Euro oumldemesine huumlkmedilmiştir
İhlal İddiaları Başvurucu madde 6 sect 1rsquoe (adil yargılanma hakkı) atıfla
duruşmalarının adil bir şekilde goumlruumllmediğini iddia etmiştir Başvurucu oumlzellikle Lizbon
Temyiz Mahkemesi kendisini veya tanıklarını dinlemeksizin ve ilk derece mahkemesi
hakkında beraat kararı vermesine rağmen ikinci derece yargılaması sonucu succedillu
bulunmasından şikayetccedili olmuştur Başvurucu ayrıca temyiz mahkemesinin tarafsız olmadığını
iddia etmiş ve hukuka aykırı kaydının iş insanının yolsuzluktan huumlkuumlm giymesine katkıda
bulunduğunu iddia etmiştir
Başvurucu 5 Aralık 2014rsquote AİHMrsquoe başvurmuştur
Karar
Madde 6sect1 (Adil Yargılanma Hakkı)
Mahkeme temyiz mahkemesinin başvurucuyu delilleri doğrudan değerlendirmeksizin
ikinci derece yargılamasında ilk seferde mahkum ettiğini belirtmiştir
İlk derece yargılamasında Lizbon Mahkemesi başvurucunun ve birccedilok tanığın
dinlendiği bir duruşma yapmıştır Akabinde başvurucu hakkında beraat kararı verilmiş ve
Lizbon Mahkemesi başvurucunun kendi eyleminin hukuka aykırı olduğunun farkında
olduğunun kanıtlanamadığını ve ayrıca başvurucunun eyleminin kaydın hukuka aykırı
niteliğini ortadan kaldıran zorunluluk kapsamında (Ceza Kanunu madde 34) değerlendirilmesi
gerektiğini tespit etmiştir
Temyiz mahkemesi ikinci derece yargılamasında olayları ve uygulanan hukuku yeniden
değerlendirmiştir Mahkeme akabinde başvurucunun kendi eyleminin hukuka aykırı olduğunu
42
bilerek hareket ettiğini belirterek olaya ilişkin bulgulardan uzaklaşmıştır Ancak temyiz
mahkemesi hiccedilbir tanığı ve hatta başvurucuyu dahi sorgulamamıştır Bunun sonucunda
başvurucu zorunluluk hali kapsamında hareket edip etmediğine ve davranışının hukuka aykırı
olduğunu bilip bilmediğine ilişkin savunma yapma şansı bulamamıştır
Mahkeme temyiz mahkemesinin Lizbon Mahkemesinin başvuran hakkında beraat
kararı vermesine yol accedilan tuumlm delilleri doğrudan değerlendirmiş olması veya başvurucuyu
şahsen sorgulaması gerektiği kanaatindedir Bu nedenle başvurucu temyiz mahkemesi oumlnuumlnde
adil bir şekilde yargılanmamıştır ve dolayısıyla Soumlzleşmersquonin 6 sect 1 maddesi ihlal edilmiştir
1 Mahkeme temyiz mahkemesinin başvuranın succediluna ilişkin kararındaki
gerekccedilelendirmenin hatalı olduğunu belirtmiştir
Oumlncelikle temyiz mahkemesi başvurucunun hareketinin hukuka aykırı olduğunu bilerek
hareket ettiği sonucuna varmıştır Ancak mahkeme bu hususu doğrudan delillendirmede
başarısız olmuştur
İkinci olarak temyiz mahkemesi başvurucunun zorunluluk hali kapsamında hareket
etmediği sonucuna varmıştır Ancak temyiz mahkemesi başvurucunun iş insanının yolsuzluk
succedilundan huumlkuumlm giymesindeki katkısını veya bu sorunla baş etmedeki genel menfaati
değerlendirmemiştir Ayrıca temyiz mahkemesi iş insanının menfur davranışı hakkında da
yorumda bulunmamıştır
Oysaki bu hususlar Lizbon Mahkemesirsquonin zorunluluk hali neticesinde meşruiyetin var
olup olmadığına ilişkin yaptığı analizde dikkate alınmıştır Lizbon Mahkemesi diğer hususların
yanında iş insanının davranışının etik kurallara ve hukuk kurallarına aykırılığı bir buumltuumln olarak
duumlşuumlnuumllduumlğuumlnde kendi haklarının başvurucunun haklarına goumlre oumlncelik taşıdığını iddia
edemeyeceğini belirtmiştir Bu nedenle temyiz mahkemesinin hukuka aykırılığı ortadan
kaldıran durumları oumlzellikle de sahip olunan meşru amacı yani yolsuzlukla muumlcadeleyi goumlz
oumlnuumlnde bulundurması gerekirdi Temyiz mahkemesi bunu yapmayı ihlal ederek başvurucunun
yargılama suumlrecinde ileri suumlrduumlğuuml oumlnemli arguumlmanlardan birine cevap vermemiştir
Ayrıca soumlz konusu kayıtlar iş insanına karşı başlatılan ceza soruşturmasında
kullanılmış ve olayların değerlendirilmesinde dikkate alınmıştır Bu durum temyiz
mahkemesinin hukuki değerlendirmesinde tamamen goumlz ardı edilmiştir dolayısıyla temyiz
mahkemesi hukuki durumu buumltuumlncuumll olarak inceleyememiştir
43
Mahkeme dolayısıyla temyiz mahkemesinin gerekccedilelendirilmesinde yanlışlığa yol accedilan
ihmallerin soumlz konusu olduğunu belirtmiştir Bu accedilıklamalar doğrultusunda Soumlzleşme madde 6
sect 1 ihlal edilmiştir
Mahkeme temyiz mahkemesinin başvurucuya ikinci derece mahkemesi olarak cezası
(para cezası) verirken tarafsız olmadığını belirtmiştir
Mahkeme başvurucunun kendisi hakkında huumlkuumlm veren iki yargıcın tarafsızlığına
ilişkin endişesinin tamamen meşru olduğu sonucuna varmıştır
Mahkeme diğer hususların yanında başvurucunun succedillu olduğuna huumlkmeden 26 Nisan
2012 tarihli karara ilişkin başvurucu tarafından yapılan ve basında veya temyiz suumlrecinde yer
alan eleştirilerin belirli bir seviyede duumlşmanlık yaratmış olabileceğini belirtmiştir Gerccedilekten
de her iki yargıccedil da başvurucunun kendilerine youmlnelttiği succedillamalar dolayısıyla başvurucu
aleyhine disiplin suumlreci yuumlruumltuumllebileceğini dile getirmiştir
Ayrıca başvurucu kendisine verilen para cezasına karşı yaptığı temyiz başvurusunun
ilk derece yargılamasında işin esası hakkında karar veren aynı heyete intikal ettiği hususunda
bilgilendirilmemiştir Dolayısıyla başvurucu bu kişilerin reddine ilişkin talebini dile getirme
şansından mahrum kalmıştır Bu nedenle Soumlzleşme madde 6 sect 1 ihlal edilmiştir
Adil Tazmin (Madde 41)
Mahkeme Portekizrsquoin başvurucuya manevi tazminat olarak 3000 Euro ve yapılan
masraflar ve harcamalar iccedilin 1632 Euro oumldemesine huumlkmetmiştir
44
MART 2020
Başvuru Adı CegoleaRomanya
Başvuru No 2556013
Başvuru Tarihi 8042013
Karar Tarihi 24032020
Karar Linki httphudocechrcoeintengi=001-201868
Konu İtalyan azınlığa mensup başvurucunun seccedilimlerde aday
olmasını engelleyen kuralların ve yaptığı itirazlarda yeterli usucirclicirc guumlvencelerden
faydalandırılmamasının Soumlzleşmeye ek 1 Numaralı Protokol Madde 3 (Serbest seccedilim hakkı)
ile bağlantılı olarak Soumlzleşmersquonin 14 maddesini (ayrımcılık yasağı) ihlali
Olaylar Başvurucu Gabriela Cegolea Romanya ve İtalya vatandaşıdır
1948 yılında doğmuştur ve Cernicarsquoda (Romanya) ikamet etmektedir
2012 yılında Cagolearsquonın başkanı olduğu Vox Mentis Vakfı hayır kurumu statuumlsuumlne
sahip olmak iccedilin başvurmuştur Bu 352008 sayılı Seccedilim Kanunu uyarınca Cegolearsquonın İtalyan
azınlığı temsil eden kurum olarak vakıf adına 9 Aralık 2012 tarihli parlamento seccedilimlerinde
aday olabilmesi iccedilin bir zorunluluktu
Mayıs 2012rsquode Huumlkuumlmet Sekreteri başvuruyu kaydetmiş ve Etnik Gruplararası İlişkiler
Departmanı (DRI) ile Kuumlltuumlr ve Ulusal Miras Bakanlığına (Bakanlık) goumlruumlş almak uumlzere
youmlnlendirmiştir Bir sonraki ay DRI vakfın hayır kurumu olma başvurusunu reddetmiştir
Cegolea bu karara karşı itiraz etmiş ancak başvurusu reddedilmiştir
Temmuz 2012de dernek ve vakıflara ilişkin 262000 sayılı Huumlkuumlmet Kararını
değiştiren 1452012 sayılı Kanun yuumlruumlrluumlğe girmiştir Değişiklikler esas olarak hayır kurumu
statuumlsuumlnuuml sağlamaya youmlnelik huumlkuumlmler ile ilgilidir
45
Ekim 2012rsquode Cagolea parlamento seccedilimlerine vakıf adayı olarak kaydolmaya
ccedilalışmıştır İki guumln sonra Merkezi Seccedilim Buumlrosu tarafından vakfın hayır kurumu olmaması
sebebiyle adaylığının kabul edilmediğine dair bilgilendirilmiştir Bu karara karşı mahkemeye
başvuran Cegolea başka şeylerin yanı sıra kendisine ayrımcılık yapıldığını ve mevzuatın
anayasaya aykırı olduğunu oumlne suumlrmuumlştuumlr Yerel mahkeme itirazı vakfın hayır kurumu
statuumlsuumlnuuml haiz olmaması sebebiyle reddetmiştir Başvurucu Anayasa Mahkemesirsquone
başvurmuş ancak anayasaya aykırılık iddiası kabul edilemez bulunmuştur Birkaccedil guumln sonra 9
Aralık 2012 parlamento seccedilimlerinde aday olmak iccedilin son kayıt tarihi geccedilmiştir
Ocak 2013rsquote Cegolea Bakanlıktan cevap almıştır Buna goumlre başvuru yapıldığında ve
incelendiğinde vakfın hayır kurumu statuumlsuuml iccedilin gerekli kriterleri karşıladığı anlaşılmıştır
Bununla birlikte dernek ve vakıflara ilişkin 262000 sayılı Huumlkuumlmet Kararını değiştiren
1452012 sayılı Kanunun yuumlruumlrluumlğe girmesiyle vakfın sağlayamadığı yeni kriterler mevcuttur
İhlal İddiaları Bayan Cegolea Soumlzleşmeye ek 1 Numaralı Protokol Madde 3
(Serbest seccedilim hakkı) ile bağlantılı olarak AİHS m14rsquoe (ayrımcılık yasağı) binaen kendi
adaylığı iccedilin Romanya Parlamentosunda halihazırda İtalyan azınlığı temsil eden ve Aralık
2012 seccedilimlerine adaylığını yenilemek iccedilin ayrıca bir şart sağlamasına gerek olmayan adaydan
farklı olarak sağlaması gereken ek şartlar olduğunu ve bu nedenle dezavantajlı konuma
duumlştuumlğuumlnuuml iddia etmiştir
Karar
1 Numaralı Ek Protokol m3 (serbest seccedilim hakkı) ile bağlantılı olarak m14 (ayrımcılık
yasağı)
Mahkemersquoye goumlre Cegolea seccedilim haklarının uygulanmasında farklı muameleye maruz
kalmıştır ccediluumlnkuuml Parlamentoda halihazırda temsil edilen kurumlardan farklı olarak
Cegolearsquonın aday olabilmesi iccedilin uumlyesi olduğu ve temsil etmek istediği vakfın hayır kurumu
statuumlsuumlne sahip olması gerekiyordu Muameledeki farklılığın amacı kurumların doğru temsilini
sağlamak ve yalnızca ciddi adayların bulunmasını teşvik etmektir Dayatılan yeni şart
Cegolearsquoyı hazırlıksız yakalamamış Cegolea 9 Aralık 2012 seccedilimleri oumlncesinde hayır kurumu
statuumlsuuml başvurusu iccedilin vakfın etkinliklerini organize edebilmiştir
Buna karşın Mahkeme aşağıdaki goumlzlemlerde bulunmuştur
46
Hayır kurumu niteliği iccedilin başvuru kriterleri 9 Aralık 2012 seccedilimlerine 5 aydan daha
kısa bir suumlre kalmışken ve vakıf başvurusunu yaptıktan sonra değiştirilmiştir 262000 sayılı
duumlzenlemenin ulusal mevzuat uumlzerinde doğrudan etkisi olmuştur
Cegolearsquonın başvurusu DRI ve Bakanlık olmak uumlzere iki farklı merciye iletilmiş ve ikisi
tarafından da farklı sonuccedillandırılmıştır
262000 sayılı duumlzenleme hayır kurumu statuumlsuuml başvurularını sonuccedillandırmaları iccedilin
yetkili idari makam ve Bakanlığa sırasıyla 60 ve 90 guumlnluumlk suumlreler tanımıştır Huumlkuumlmet bu
suumlrelerin bağlayıcı olup olmadığı konusunda accedilık değildir Bununla birlikte adaylık başvuru
suumlresi sona ermeden Cegolearsquonın bu statuumlyuuml alması gerektiği iccedilin bu oumlnemli bir sorundur
Dahası DRI suumlre sona ermeden cevap vermişken Bakanlık seccedilimlerden sonra cevap vermiştir
Cegolearsquonın başvurduğu merciler vakfın gerekli koşulları sağlayıp sağlamadığı
konusunda farklı tutum sergilemiştir DRI reddinin sebebi olarak vakfın etkinliklerinin etnik
gruplararası ilişkileri iccedilermemesini ve Cegolearsquonın kanuni şartları sağlamamasını goumlstermiştir
Bakanlık başvurunun yapıldığı ve incelendiği tarihte vakfın kanuni şartları sağladığını ancak
1452012 sayılı kanunla getirilen yeni şartlar sebebiyle artık sağlamadığını dikkate almıştır
İdari mercilerin Cegolearsquoya verdikleri cevaplar kanun huumlkuumlmlerinin ve uygulanmaları
iccedilin zaman diliminin yorumlanması accedilısından farklılaşmaktadır Ayrıca bu cevapların hukuki
niteliği ulusal mevzuat ve uygulama accedilısından accedilık değildir
3 Ekim 2007 tarihli Romanya Yuumlksek Mahkemesi kanuni şartları sağlamasına karşın
yuumlruumltmenin hayır kurumu statuumlsuuml vermemesi kararına karşı bir derneğin accediltığı davayı
reddetmiştir Yuumlksek Mahkeme talepte bulunan dernek veya vakfın kanuni şartları sağlasa bile
bu niteliğin tanınmasının yuumlruumltmenin takdirine bağlı olduğunu tespit etmiştir Mahkeme
Cegolearsquonın seccedilimde yer almak iccedilin vakfın hayır kurumu statuumlsuumlnuuml kanıtlamak zorunda olduğu
bir seccedilim bağlamında yuumlruumltmenin boumlyle bir takdir yetkisinin bulunmasının sorgulamaya accedilık
olduğu kanaatindedir Dahası vakfa bu statuumlnuumln tanınmasının reddine ilişkin yuumlruumltme kararına
itiraz proseduumlruuml yerel mahkemelerde esas inceleme yetkisini iccedilermemekte ve bu sebeple
keyfiliğe karşı yeterli koruma sağlamamaktadır
Sonuccedil olarak tuumlm bu hususlar ve oumlzellikle keyfiliğe karşı koruma sağlamadaki yargısal
incelemedeki boşluk ile Devletin bu bağlamda sahip olduğu geniş takdir yetkisi dikkate
alındığında Mahkeme Cegolearsquoya Parlamentoda halihazırda bulunan ulusal azınlık
kuruluşlarına kıyasla yapılan farklı muamelenin guumlduumllen meşru amaccedilla yeterli şekilde
47
gerekccedilelendirilemediğine karar vermiştir Bu sebeple Soumlzleşmeye Ek 1 Numaralı Protokol m3
ile bağlantılı olarak AİHS md14 ihlal edilmiştir
Adil Tazmin ( m41)
Mahkeme ihlal tespitinin Cegolearsquonın manevi zararı iccedilin yeterli olduğuna
huumlkmetmiştir
48
Başvuru Adı PelekiYunanistan
Başvuru No 6929112
Başvuru Tarihi 22102012
Karar Tarihi 05032020
Karar Linki httphudocechrcoeintengi=001-201527
Konu Devlet muumllkuumlnuumln bir manastıra devredilmesinde aracı olan
notere (başvurucu) karşı disiplin suumlrecinin AİHS m61rsquoi (adil yargılanma hakkını) ihlal
etmemesi
Olaylar Başvurucu Bayan Ekaterini Peleki 1965 yılında doğmuş olup
Yunanistan vatandaşıdır ve Atinarsquoda ikamet etmektedir
2007 Mayıs ve Aralık aylarında Bayan Peleki bir noter olarak Hellenic Emlak ve
Vatopedi Manastırı arasında halihazırda manastırın sahip olduğu Vistonida Goumlluumlnuumln bir kısmı
karşılığında Yunanistanrsquoa ait gayrimenkullere sahip olabilmesini sağlayan 2 soumlzleşme
duumlzenlemiştir
Soumlzleşme oumlzellikle manastırın Halkidikirsquodeki Ouranoupolirsquode bulunan 8608 hektarlık
alanın muumllkiyetini kazanabilmesini sağlamaktadır Eyluumll 2008rsquode gazete manşetleri bu işlemin
manastır lehine yapıldığını iddia etmiştir Soruşturma akabinde Atina İlk Derece Mahkemesi
Cumhuriyet Başsavcı Vekili noterler iccedilin disiplin kurulu Atina İlk Derece Mahkemesine
bağlanmadan oumlnce Bayan Peleki aleyhine Noterlik Kanununu ihlal ettiği gerekccedilesiyle disiplin
soruşturması başlatmıştır 19 Şubat 2009rsquoda Disiplin Kurulu başvurucunun noterlik
mesleğinden kalıcı olarak men edilmesinin talep edildiği Atina İstinaf Mahkemesi dosyasına
atıfta bulunarak karara varmıştır Buna goumlre soumlz konusu arazi devrin konusu olamaz
İstinaf Mahkemesi 19 Nisan 2011rsquode arazinin koruma alanı iccedilinde yer aldığını ve tarihi
eser olarak sınıflandırıldığını tespit etmiştir Kamu orta malı olarak geccedilen bu alan herhangi bir
nakil veya devir işleminin konusu olamayacaktır İstinaf Mahkemesi başvurucuyu iki ihlalden
dolayı succedillu bulmuştur Tarihi eser olarak sınıflandırılan bu arazinin iccedilinde bulunan ve nakli
muumlmkuumln olmayan iki Bizans doumlnemi tarihi eserinin işlemin dışında tutulmadan devredilmesi
ve ayrıca limited şirket kurulması Başvurucunun ilk ihlal iccedilin 4 ay ikinci ihlal iccedilin 2 ay suumlreyle
noterlik goumlrevinden geccedilici olarak uzaklaştırılmasına karar verilmiştir
49
İhlal İddiaları Başvurucu hakkında verilen cezaların AİHS m6 (adil
yargılanma hakkı) huumlkmuumlnuuml ihlal ettiğini iddia etmiştir
Karar Mahkeme ldquomedeni hak ve yuumlkuumlmluumlluumlklerrdquo başlığı altında
Soumlzleşmenin 6maddesini uygulayabileceğini kabul etmiştir
İlk derece organı ile ilgili olarak Mahkeme noterlik disiplin kurulu toplantı tutanağında
başvurucunun avukatının savunma yapma talebinin reddedildiğine dair bir emare
bulunmamaktadır Mahkeme yerleşik iccediltihat uyarınca dava daha sonra tam yargı yetkisine
sahip yargılama organı tarafından incelendiği takdirde idari otoritenin tuumlm talepleri
karşılamamasının Soumlzleşme m6 ihlali doğurmadığına işaret etmiştir
Mahkeme İstinaf Mahkemesinin goumlrguuml tanıklarını sorguladığını ve ek kanıtların
toplanması iccedilin davayı ertelediğini goumlrmuumlştuumlr Başvurucuya savunmasına uygun olduğunu
duumlşuumlnduumlğuuml iddiaları sunma fırsatı sağlanmıştır Bu iddialar onları cevaplama yetkisini
reddetme veya soruşturma bulgularını veya disiplin kurulunun yerleşik iccediltihadını doğrulama
zorunluluğu olmayan İstinaf Mahkemesi tarafından ayrıntılı şekilde incelenmiştir Dahası
Mahkeme başvurucunun dava İstinaf Mahkemesine dair bir şikayette bulunmadığını
kaydetmiştir
Mahkeme Atina Yerel Mahkemesine bağlı noter disiplin kurulundan oumlnceki iddia
edilen yargılama kusurlarını telafi eden İstinaf Mahkemesinin yeterli hukuki incelemede
bulunduğunu tespit etmiştir
Başvurucu aleyhine dava accedilılan ihlallerin sınıflandırılması ile ilgili olarak Mahkeme
yerel yetkililerin soumlz konusu arazinin iki sebeple 30282002 sayılı kanunla korunduğunu
dikkate aldıklarını kaydetmiştir İlk olarak tuumlm alan 1965 yılı bakanlık kararıyla tarihi eser
olarak sınıflandırılmıştır ikincisi bu alanda 1981 ve 1984 tarihli bakanlık kararlarıyla
sınıflandırılmış ve listelenmiş iki tarihi eser bulunmaktadır Mahkeme soumlz konusu arazinin
statuumlsuumlnuumln accedilık olmadığını ve yerel yetkililerin suumlreccedil boyunca farklı terminoloji kullandıklarını
tespit etmiştir Ayrıca İstinaf Mahkemesi arazinin sınıflandırılmasına ilişkin yetkili makamın
goumlruumlşuumlnuuml almak uumlzere davanın esası hakkındaki incelemesini ertelemiştir
Her haluumlkarda Mahkeme iccedilin İstinaf Mahkemesi oumlnuumlndeki dava nihai oumlnem arz
etmektedir ccediluumlnkuuml hem usul hem maddi hukuk accedilısından başvurucunun dosyası kapsamlı bir
incelemeye tabi tutulmuştur Ayrıca İstinaf Mahkemesi nihai karar da vermeyen ilk derece
organı dosyasını ve başvurucunun ifadelerini inceledikten sonra savunma avukatlarının halka
50
accedilık duruşmalardaki goumlzlemlerini dinlemiştir Succedilun tekrar sınıflandırıldığı goumlz oumlnuumlne
alınarak İstinaf Mahkemesi oumlnuumlnde başvurucuya kendini savunma fırsatı sağlanmıştır Dahası
başvurucuya atfedilen succedilların tekrar sınıflandırılması daha oumlnce ne istinaf ne de temyiz konusu
olmuştur
Son olarak temyiz mahkemesindeki dava ile ilgili olarak Mahkeme başvurucunun
savcılık iddianamesi sonrasında disiplin kurulunun avukatlarına savunma hakkı tanınmadığını
iddia ettiğini kaydetmiştir 5 Haziran 2012 tarihli kararında temyiz mahkemesi başvurucunun
avukatlarının konuşma taleplerinin disiplin kurulunca reddedilmesi iddiasını sunmadığını ve
bu iddianın bu nedenle reddedilmesi gerektiğini belirtmekle yetinmiştir Bununla ilgili olarak
Mahkeme bu sonucun 82010 sayılı istinaf mahkemesi kararına goumltuumlren duruşma kayıtlarında
yer alan bu iddianın etraflıca gelişim kanıtı ile ccedileliştiğini goumlzlemlemiştir
Ayrıca Mahkeme daha oumlnce aynı iddianın ileri suumlruumllduumlğuumlnuuml ve istinaf mahkemesince -
noter disiplin kurulu oumlnuumlndeki dosyaya ilişkin kusurlar kurulca savunma hakkı tanınmadığı
iddia edilen avukata bu hakkı da tanınarak telafi edilmiş- yeterli hukuki inceleme yapılarak
sonuccedillandırıldığını tespit etmiştir
Mahkeme bu sebeplerle madde 61 ihlali olmadığı sonucuna varmıştır
51
Başvuru Adı Dyagilev Rusya
Başvuru No 4997216
Başvuru Tarihi 12 Ağustos 2016
Karar Tarihi 10 Mart 2020
Karar Linki httphudocechrcoeintengi=001-201649
Konu Rusyarsquoda Vicdani Ret Statuumlsuuml Edinme Proseduumlruumlnuumln Avrupa
Soumlzleşmesirsquone Uygun Oluğu
Olaylar Başvurucu 1990 doğumlu Rusya vatandaşıdır ve St
Petersburgrsquoda yaşamaktadır Başvurucu 2014 yılında uumlniversiteden mezun olduğunda askerlik
hizmeti iccedilin ccedilağırılabilecek konuma geldiğinden bunun yerine sivil hizmet gerccedilekleştirme
talebinde bulunmuştur Ancak Askeriye Alım Komisyonu başvurucu tarafından sunulan
oumlzgeccedilmişin ve işvereninden alınan tavsiye mektubunun başvurucunun gerccedilek bir pasifist
olduğu youmlnuumlnde ikna edici olmadığını belirterek başvurucunun talebini reddetmiştir
Başvurucu Komisyonun kararına karşı yargı yoluna başvurmuşsa da yerel mahkeme
başvurucunun askeri yuumlkuumlmluumlluumlklerini yerine getirmemesi iccedilin ciddi ve uumlstesinden gelinmez
bir durum olduğunu ispatlayamadığını belirtmiştir Yuumlksek mahkeme de soumlz konusu kararı
onaylamıştır
İhlal İddiaları Başvurucu askeri hizmet yerine sivil hizmette bulunma
talebinin reddedilmesinin duumlşuumlnce oumlzguumlrluumlğuumlnuuml ihlal ettiğini ve Askeriye Alım Komisyonunun
askeri otoritelerden bağımsız olmadığını ileri suumlrmuumlştuumlr
Sivil toplum oumlrguumltuuml olan Vicdani Retccedililerin Hareketirsquonin yargılamaya uumlccediluumlncuuml bir taraf
olarak katılmasına izin verilmiştir
Karar Mahkeme bir kişinin vicdanıyla veya derin ve dini veya diğer
inanccedillarla ciddi ve uumlstesinden gelinmez bir şekilde motive olması durumunda askeri hizmete
muhalefetin madde 9 kapsamında guumlvence altına alındığını belirtmiştir Ancak soumlz askeri
hizmetten muafiyetlerin istismar edilmemesi iccedilin devletlerin bireyin inancının ciddiyetini
değerlendirmek iccedilin birtakım proseduumlrler oluşturmalarına izin verilmiştir Soumlz konusu
proseduumlrler etkili ve ulaşılabilir olmalıdır
52
Mahkeme Rus otoritelerin bireyin vicdani retccedili olup olmadığının tespiti iccedilin etkili ve
ulaşılabilir bir proseduumlr oluşturduğunu ve uluslararası standartlar ve Avrupa Mahkemesi
iccediltihatları uyarınca adil bir proseduumlr iccedilin gerekli garantiyi sağladığını belirtmiştir
Komisyonun yedi uumlyesinin askeri otoritelerden bağımsız kamu otoriteleri ve diğer uumlccedil
uumlyenin Savunma Bakanlığı tarafından seccedilildiğini belirtmiştir Bu durumda komisyonun karine
olarak bağımsız oluğu sonucuna varılmaktadır ve uumlyelerin Savunma Bakanlığırsquondan herhangi
bir talimat almadıkları belirtilmiştir
Ayrıca mahkemelerin soumlz konusu kararı incelediğini ve herhangi bir hata olması
durumunda duumlzeltebileceğini Savunma Bakanlığı tarafından atanmayan ve bağımsız olduğu
kabul edilen Komisyon başkanının da Başvurucu aleyhine karar verdiğini ve yerel
mahkemelerin Başvurucunun inanccedillarını kanıtlaması iccedilin şans verdiğini belirtmiştir Bu
sebeple Mahkeme Başvurucunun askeri hizmeti yerine getirmemesi iccedilin ciddi ve uumlstesinden
gelinmez bir durum olduğunu kanıtlayamadığına ve madde 9rsquoun ihlal edilmediğine karar
vermiştir
53
Başvuru Adı Platiniİsviccedilre
Başvuru No 52618
Başvuru Tarihi 22 Aralık 2017
Karar Tarihi 5 Mart 2020
Karar Linki httphudocechrcoeintengi=001-201734
Konu Mesleki Faaliyetlerden Men Cezasının Soumlz Konusu Olay
Accedilısından İhlale Sebebiyet Vermediğine İlişkin
Olaylar 2015 yılında oumln incelemeden sonra FIFA yetkilileri tarafından
2011 yılında Başvurucuya 2 milyon İsviccedilre frangı maaş takviyesi verildiği iddiası ile ilgili
disiplin soruşturması başlatmıştır Başvurucuya başta futbol ile ilgili ulusal ve uluslararası tuumlm
faaliyetlerden 8 yıl men cezası verilmiş ve FIFA Etik Komitesi tarafından 80000 İsviccedilre
frangına mahkum edilmiştir FIFA Uumlst Komitesine yapılan itiraz ile men cezası 6 yıla
indirilmiştir Başvurucu verilen cezaya karşı Spor Tahkim Heyetine başvurmuş ve FIFA Etik
kurallarının soumlz konusu eylemlerin gerccedilekleştirildiği tarihte mevcut olmadığını ve yaptırımın
aşırı olduğunu ileri suumlrmuumlştuumlr Spor Tahkim Heyeti başvuruyu reddetmiş ancak men cezasını
4 yıla ve para cezasını 60000 İsviccedilre frangına duumlşuumlrmuumlştuumlr
Başvurucu tahkim kararına karşı İsviccedilre Federal Mahkemesirsquonde dava accedilmıştır ve
mahkeme Başvurucunun 2015 yılında 61 yaşında olduğu goumlz oumlnuumlne alındığında verilen
cezasının aşırı olmadığına karar vermiştir
İhlal İddiaları Başvurucu disiplin soruşturmasının ve tahkim heyeti proseduumlrlerinin
madde 6 ile uyumlu olmadığını ileri suumlrmuumlştuumlr Ayrıca soumlz konusu eylemlerin gerccedilekleştiği
2007 ile 2011 yılları arasındaki yuumlruumlrluumlkteki kuralların uygulanmaması sebebiyle madde 7rsquonin
ihlal edildiğini ileri suumlrmuumlştuumlr Son olarak Başvurucu 4 yıl men cezası ile mesleki aktivitelerini
yerine getiremeyeceği sebebiyle madde 8rsquoin de ihlal edildiğini ileri suumlrmuumlştuumlr
Karar
Madde 6
Mahkeme madde 35 uyarınca hak ihlali iddialarının oumlncelikle yerel mahkemeler
oumlnuumlnde ileri suumlruumllmesi gerektiğini yinelemiştir Başvurucunun sadece Federal Mahkeme
54
oumlnuumlnde tahkim kararının keyfi ve adil olmadığını ileri suumlrduumlğuumlnuuml İsviccedilre yerel mahkemesi
oumlnuumlnde ise tahkim kurulu tarafından kullanılan kanıtların hukuki olmadığı savunma hakkına
saygı goumlsterilmemesi gibi iddialarını ileri suumlrmediğini belirtmiştir Bu sebeple Mahkeme
Başvurucunun iccedil hukuk yollarını tuumlketmediği dikkate alınarak madde 6 youmlnuumlnde başvuruyu
kabul edilemez bulmuştur
Madde 7
Mahkeme Başvurucuya uygulanan yaptırımın cezai nitelikle olup olmadığını
incelemiştir Mahkeme kendi iccediltihatlarında mesleki yaptırım ile disiplin cezaları ile diğer cezai
yaptırımların farklılık yaratabileceğini belirtmiştir ldquoOumlzel bir statuumlye sahip kuumlccediluumlk bir grup
kişiyerdquo uygulanan yaptırımların bu ceza kapsamına girmediğini yinelemiştir Başvurucunun
FIFArsquonın etik ve disiplin kuralları ccedilerccedilevesinde yaptırıma tabi tutulduğunu kaydetmiştir
Yaptırım FIFArsquonın yargılama usulleri ile ilgilidir Bu sebeple kuumlccediluumlk bir grubun bir uumlyesine
ilişkin oumlzel bir statuumlye dayanan bir yaptırımdır dolayısıyla madde 7 youmlnuumlnden başvuru kabul
edilemez bulunmuştur
Madde 8
Mahkeme oumlzel yaşam kavramının geniş ancak sonsuz bir kavram olmadığını
yinelemiştir Soumlz konusu yaptırım Başvurucunun mesleki yaşamı ile ilgili olmakla birlikte oumlzel
yaşamı ile ilgili değildir Ancak Mahkeme soumlz konusu durumun olumsuz etkilerinin
Başvurucunun oumlzel hayatını etkilediğini kabul etmiş ve Başvurucunun tuumlm kariyerini futbol ile
geccedilirdiğini ve tek gelir kaynağı olduğunu ve bundan mahrum kaldığını tespit etmiştir
Mahkeme Başvurucunun zorunlu tahkim şartlarını imzalayarak bazı haklarından kendi
iradesiyle feragat ettiğini kaydetmiştir Yine de Başvurucu FIFArsquonın tahkim kararından oumlnce
aldığı tedbirlere itiraz edebilmiş ve soumlz konusu karara karşı hukuk davası da accedilabilmiştir Sonuccedil
olarak Başvurucuya yeterli kurumsal ve usuli guumlvenceler sağlandığından madde 8rsquoin ihlal
edilmediğine karar vermiştir
55
Başvuru Adı Asady ve Diğerleri Slovakya
Başvuru No 2491715
Başvuru Tarihi 17052015
Karar Tarihi 24032020
Karar Linki httpshudocechrcoeintengi=001-201870
Konu Polis karakolunda başvurucularla yapılan kısa goumlruumlşmelere
rağmen Slovakyarsquoda kalmalarını sağlayabilecek ve statuumllerini etkileyebilecek durumlara ilişkin
ulusal makamların dikkatini ccedilekme imkanlarının başvuruculara verilmiş olması ve bireysel
inceleme yapılarak uzaklaştırılmış olmaları sebebiyle 4 Norsquolu Protokol 4 maddesinin
(yabancıların toplu sınır dışı yasağı) ihlal edilmediği
Olaylar Başvurucular 1980-1999 yılları arasında ccedileşitli tarihlerde
doğmuş olan 19 Afgan vatandaşıdır Kasım 2014rsquote başvurucular Slovak Sınır ve Yabancılar
Polisi tarafından Ukrayna sınırında bir kamyon iccedilinde saklı halde bulunmuştur Akabinde 32
kişilik bir grubun iccedilinde kimlikleri tespit ettirilmek uumlzere Petrovcersquodeki polis merkezine
goumltuumlruumllmuumlşlerdir Polis her başvurucuya 3 yıllık uumllkeye giriş yasağı ile idari sınır dışı kararı
duumlzenlemiştir Aynı guumlnuumln geccedil akşam saatlerinde Ukraynarsquoya goumltuumlruumllmuumlş ve tutuklanarak
Chop kentinde geccedilici olarak goumlz altına alınmışlardır Sığınma talep eden başvuranlarla aynı
anda tutuklanan 12 kişi de sığınmacılar kabul merkezine transfer edilmiştir
İlk doumlrt başvurucu Soumlzleşmersquonin 13 maddesinin (etkili başvuru hakkı) 3 maddeyle
(işkence veya insanlık dışı veya onur kırıcı muamele yasağı) bağlantılı olarak ihlalini ve
Soumlzleşmeye Ek 4 Norsquolu Protokol 4 maddesinin (yabancıların topluca sınırdışı edilme yasağı)
ihlalini ileri suumlrerek Slovak idari sınırdışı kararına itiraz etmişlerdir Slovak sınır polisi youmlnetim
kurulu başvurucuların itirazını Ocak 2015rsquote reddetmiştir
İhlal İddiaları
Başvurucular aleyhlerine verilen sınır dışı edilme kararının Soumlzleşmersquonin 13 maddesi
ve 4 Norsquolu Protokol 4 maddesini ihlal ettiğini iddia etmiştir
Karar Mahkeme ilk olarak oybirliğiyle başvuruculardan 12 tanesini
listeden silmeye ve 4rsquoten 8rsquoe kadar olan başvurucular ile 10 ve 12 numaralı başvurucuları
listede tutmaya karar vermiştir Soumlz konusu başvurucular Facebook uumlzerinden kanuni yasal
56
temsilcileri ile iletişim kurmak dahil olmak uumlzere davaya devam etmek istediklerini belirtmeye
yeterli bilgi sağlamışlardır Başvurucular sırasıyla Avusturyarsquoda sığınmacı olarak bulunan Sher
Badov Shinwari Danimarkarsquoda sığınmacı olarak yaşayan Abdul Hamid Nasri Kabilrsquode
yaşayan Mohammad Azam ve Fransarsquoda sığınmacı olarak bulunan Samiuddin Faizy
Odessarsquoda bulunan Mohammad Shakib Mezar-ı Şerifrsquote (Afganistan) yaşayan Zabiullah Zazai
ve Afganistanrsquoda yaşayan Abobaker Jamilrsquodir
4 Norsquolu Protokol Madde 4
Mahkeme başvurucuların uzaklaştırılmasının Soumlzleşme bağlamında sınır dışı edilme
olduğunu tespit etmiştir İncelenmesi gereken husus ise bunun doğası gereği toplu bir sınır dışı
olup olmadığını tespit etmek olduğundan uzaklaştırılmalarına karşı layiha vermelerine imkan
verilip verilmediğine ve iccedilinde bulundukları koşulların bireysel olarak ve hakikaten dikkate
alınıp alınmadığını incelemek gereklidir Mahkeme tarafların kurallara uygun goumlruumlşme
yapıldığı veya başvurucuların sığınma talebinde bulundukları konularında uyuşmadıklarını
tespit etmiştir
Resmi kayıtlara goumlre her başvurucunun goumlruumlşmesi on dakika suumlrmuumlş ve tercuumlman
eşliğinde iki polis memuru tarafından gerccedilekleştirilmiştir Goumlruumlşmelerin bazı kısımları
ccedilakışmış olsa da bu başvurucularla teker teker goumlruumlşme yapılmadığını tespit etmek iccedilin yeterli
değildir Her surette Soumlzleşme bireysel goumlruumlşme yapılması hakkı sağlamamıştır Mahkeme
oumlnemli olanın başvurucuların etkili bir şekilde sınır dışı edilmeye karşı layihalarını sunmuş
olabilmesinin olduğunu tekrarlamıştır
Mahkeme başvuruculara standartlaştırılmış soruların sorulduğunu ve benzer cevapların
verildiğini kabul etmiştir ancak bu muhtemelen başvurucuların deneyimlerinin benzerliğinden
kaynaklanmaktadır Bununla birlikte bahsedilen sahip oldukları paranın toplamının farklı
olması bireyselleştirilmiş youmlnteme işaret etmektedir Dahası goumlruumlşmelerin kısa suumlrmesi daha
kapsamlı bir incelemeyi gerektiren unsurlar belirtmemiş olmalarından kaynaklanmış olabilir
Başvurucular da Afganistanrsquoda zulme uğradıklarını veya oumlluumlm cezasıyla karşı karşıya
oldukları ifadelerinin aksini ispatlamak iccedilin herhangi bir iddiada bulunmamışlar daha ziyade
uumllkeyi ekonomik sebeplerden oumltuumlruuml terk ettiklerini ve Almanyarsquoya Slovakyarsquodan sığınma talep
ettiklerini soumlylemeden seyahat etmek istemişlerdir
Mahkeme kayıtların gerccedileğe uygun olmadıklarına yanlış ccedilevrildiğine veya
başvurucuların sığınma taleplerinin goumlrmezden gelindiğine dair herhangi bir kanıta
57
ulaşamamıştır Ukrayna uyruklu avukatlarıyla olan konuşmalarında veya sınır dışı kararına
itirazlarında da sığınma taleplerine ilişkin kişisel sebeplere de rastlanılmamış olmasının da
dikkate alınması gerekir Ayrıca başvurucularla aynı anda Slovakyarsquoda goumlz altına alınmış on
iki kişinin sığınma taleplerini ifade etmeleri ve boumlylece Ukraynarsquoya geri doumlnmemiş olmaları
de oumlnemli bir husustur
Son olarak başvurucular en azından kendileriyle goumlruumlşme yapıldıkları sırada tercuumlman
bulunduğuna ilişkin bir itirazda bulunmamıştır Mahkeme ayrıca kendilerinin ve tercuumlmanın
imzaladığı belgelerden de anlaşılacağı uumlzere adli yardım alma dava dosyası hakkında yorum
yapma ve delil toplama hakları konusunda bilgilendirildiklerinden şuumlphe etmemiştir
Sonuccedil olarak Mahkeme başvurucuların statuumllerini etkileyebilecek ve Slovakyada
kalma hakkına sahip olabilecek herhangi bir duruma ulusal makamların dikkatini ccedilekme
imkanından mahrum bırakılmadığını ve bireysel durumlarının herhangi bir incelemesi olmadan
Ukraynaya uzaklaştırılmadıklarını tespit etmiştir
Mahkeme oy ccediloğunluğuyla 4 Norsquolu Protokol 4 maddesinin ihlal edilmediğine
huumlkmetmiştir
Diğer maddeler
Mahkeme başvurucuların sınır dışı edilmelerinin toplu şekilde gerccedilekleştirildiğine ikna
olmadığına dikkat ccedilekmiştir Ayrıca Soumlzleşmersquonin 2 maddesi (yaşam hakkı) veya 3 maddesi
(işkence veya insanlık dışı veya onur kırıcı muamele yasağı) kapsamında herhangi bir ayrı
şikayette bulunmamışlardır Mahkeme boumlylelikle başvuranların 13 madde uyarınca tartışmalı
bir iddiası bulunmadığına karar vermiştir Bu nedenle bu huumlkuumlm kapsamındaki şikayet
ccediloğunluk tarafından accedilıkccedila dayanaktan yoksun ve boumlylelikle kabul edilemez olması sebebiyle
reddedilmiştir
Karşı Oy Yargıccedil Keller karşı oy bildirmiştir Yargıccedil Lemmens Keller ve Schembri
Orland ortak karşı oy bildirmiştir
58
Başvuru Adı Hudorovič ve Diğerleri Slovenya
Başvuru No 2481614 ve 2514014
Başvuru Tarihi 26032014
Karar Tarihi 10032020
Karar Linki httpshudocechrcoeintengi=001-201646
Konu Roman koumlkenli Slovenya vatandaşlarının yaşam tarzları ve
azınlık olmaları sebebiyle iddia edilen guumlvenli iccedilme suyuna ve sıhhi temizliğe erişimlerinin
olmamasının devletin pozitif yuumlkuumlmluumlluumlklerini bu imkanı sağlamak iccedilin yerine getirmiş
olmasından oumltuumlruuml 3 ve 8 maddelerinin ihlal edilmemesi
Olaylar 2481614 numaralı başvurunun başvurucuları 1959 doğumlu
Ribnica Belediyesirsquondeki gayrıresmi Roman koumlyuuml Goriča vasrsquota yaşayan Branko Hudorovič ve
2007 doğumlu Aleks Kastelicrsquotir
Başvuranların yerleşim yeri esas olarak sıhhi tessisat ve kanalizasyon bulunmayan
ahşap kuluumlbelerden oluşmaktadır 1999rsquoda ilk başvurucu ve Ribnica belediye başkanı dizel
jeneratoumlr ve 2000-3000 litrelik bir su deposunun satın alınması ve yerleşime yerleştirilmesi
konusunda anlaşmışlardır İtfaiye tarafından su sağlanacak ve boumllge sakinleri de yeterli sıhhi
tesisat (kimyasal tuvaletler) iccedilin oumldeme yapacak ve ccedilevrenin temizliğini ayarlayacaktır Su
deposu sonunda satın alınarak yerine konulmuş ancak taraflar daha fazla geliştirme konusunda
anlaşamamıştır Huumlkuumlmet itfaiyenin mukimlerin isteği uumlzerine buumlyuumlk bir tank dolusu ve
konteynerler iccedilinde su sağladığını bildirmiştir Ardından dizel jeneratoumlr ve su deposu
satılmıştır Başvurucular tankın kuumlfluuml ve kullanılamaz hale gelmesinden oumltuumlruuml mukimlerin
tankı değiştirmek zorunda kaldıklarını ifade etmişlerdir
2514014 sayılı başvurunun başvurucuları on doumlrt kişilik bir ailedir İlk başvurucu Bay
Ljubo Novak ve ikinci başvurucu Bayan Dunja Kočevar ccedilocuklarıyla beraber Škocjan
Belediyesindeki gayriresmi Roman yerleşkesi olan Dobruška vas 41 koumlyuumlnde yaşamaktadırlar
2011 yılında yetkililer belediye arazisinin yanındaki yerleşim yerinde bir gruba su
bağlantısı sağlamış 2015 yılına kadar su tedarik edilen hane sayısı yediye ccedilıkmıştır
Başvurucular komşularının kendilerine su tedarik edilmesine karşı ccedilıkmasından oumltuumlruuml bu
sistemin iccedilinde yer almadıklarını belirtmişlerdir Su ihtiyaccedillarını koumly iccedilindeki bir ccedileşmeden
59
karşılamaktadır Başvurunun yapıldığı tarihte Škocjan Belediyesirsquonin kentsel atık sularının
boşaltılması ve arıtılması iccedilin bir tesisi bulunmamaktadır Boumllgenin sakinleri belediyenin
kamu hizmet kuruluşunun boşalttığı foseptik tankı veya kuumlccediluumlk atık su tesislerini
kullanmaktadır
İhlal İddiaları Başvurucular oumlzellikle iccedilme suyu ve temizlik işleri gibi kamu
hizmetlerine erişimlerinin olmamasının Soumlzleşmersquonin 3 maddesi (insanlık dışı ve kuumlccediluumlk
duumlşuumlruumlcuuml muamele yasağı) 8 maddesi (oumlzel ve aile hayatına saygı hakkı) ve 3 ve 8 maddeler
ile bağlantılı olarak 14 maddesinin (ayrımcılık yasağı) ihlalini oluşturduğunu ileri suumlrmuumlştuumlr
Ayrıca yerel yetkililer tarafından olumsuz ve ayrımcı davranışlara maruz bırakıldıklarını
savunmuşlardır
Karar
8 Madde ve 14 Madde
Mahkeme guumlvenli iccedilme suyuna erişimin 8 madde kapsamında korunmadığını ancak
suyun insanın hayatta kalabilmesi iccedilin gerekli olduğunu ve buna suumlrekli ve uzun suumlreli olarak
erişim eksikliğinin sağlık ve insan onuru accedilısından olumsuz sonuccedillara yol accedilabileceğini bilfiil
oumlzel hayatın ve konut hakkından faydalanmanın oumlzuumlnuuml aşındıracağını tespit etmiştir Boumlylelikle
Mahkeme bu tuumlr katı koşulların ikna edici bir şekilde iddia edilmesinin devletin 8 madde
kapsamında pozitif yuumlkuumlmluumlluumlğuumlnuuml harekete geccedilireceğini goumlz ardı edememiştir
Mahkeme soumlz konusu yuumlkuumlmluumlluumlklerin varlığının ve kapsamının 8 madde youmlnuumlnden
uygulanabilirliğinin yanı sıra davanın somut oumlzelliklerine goumlre ve bunların ciddilik seviyesiyle
yakından ilintili olduğundan oy ccediloğunluğuyla 8 madde youmlnuumlnden uygulanabilirliğini hem ayrı
olarak hem de 14 maddeyle bağlantılı olarak esasa girerek incelemeye karar vermiştir
Mahkeme 8 maddeyle ilgili sorunlara ilişkin iccediltihadını yineledikten sonra
başvurucuların şikayetlerinin devletin oumlzellikle sosyal accedilıdan dezavantajlı gruplara kamu
hizmetleri erişim sağlama pozitif yuumlkuumlmluumlluumlğuuml kapsamına girdiğini ev sağlama gibi sosyo-
ekonomik meselelerde devletin geniş takdir yetkisinin (ldquogeniş takdir marjırdquo) olduğunu goumlz
oumlnuumlnde bulundurmuştur
Mahkeme yetkililer tarafından Slovenyarsquodaki Roman topluluğunun tehlikeli yaşam
koşullarının iyileştirilmesi iccedilin atılmış genel adımları dikkate almasına rağmen başvurucuların
daha sağlam altyapılı yerleşim yerlerine yerleşme imkanından yararlanıp yararlanamayacakları
60
net değildir Nihayetinde Mahkeme başvurucuların kendi yerleşim yerlerinde kendi
tercihleriyle kaldığı sonucuna ulaşmıştır
Başvurucular aynı zamanda sosyal yardımdan yararlanmakta olup aşırı yoksulluk
aşamasında değillerdir Gerccedilekten de ilk başvurudaki başvurucular su tankının alımının bir
kısmını finanse etmişler ve su dağıtımı ile kimyasal tuvaletlerin giderlerini karşılamayı kabul
etmişken ikinci başvurudaki başvurucular yerleşim yerlerine yakın bir arazi satın almış ve
yargılama devam ederken taşındıkları bir ahşap kuluumlbe inşa etmişlerdir
Boumlylelikle Mahkeme yetkililerin başvurucuların durumlarını incelediğini sosyal
yardım sistemleri aracılığıyla diğer şeylerin yanında yaşam koşullarını geliştirilmesini
sağlamaları iccedilin kullanılmış veya kullanılabilecek seviyede temel harcırah temin ettiğini
kanaatine varmıştır Dahası belediye yetkilileri başvurucuların guumlvenli iccedilme suyuna erişimi
olduklarını temin etmek iccedilin somut adımlar atmıştır
Mahkeme bir veya daha fazla su tankının ilk başvurucuların yerleşim yerinde 1999 ve
2016 yılları arasında kurulmuş olduğunu ve istekleri uumlzerine su tedarik edildiğini kabul
etmiştir Tarafların ortak finansmanlı su tankına ne olduğuna ilişkin accedilıklamalarındaki
farklılıklar ve başvurucuların suyun kalitesi ve teslimatların duumlzenliliği ile ilgili asılsız iddiaları
dikkat ccedileken Mahkeme duumlzenlemenin başvuruculara Goriča vas koumlyuumlnden guumlvenli iccedilme
suyuna erişim imkanı sağladığı sonucuna varmıştır
Aynı şekilde ikinci başvurudakilerin koumlyuuml belediyenin bireysel hane sakinleri iccedilin de
bağlantıların kurulabileceği bir grup su dağıtım bağlantısı kurduğu ve finanse ettiği Dobruška
vas iccedilin bulunan ccediloumlzuumlm hakkında da aynı sonuca varmıştır Başvurcuların bağlantıya erişimde
yaşadıkları zorluklar hakkındaki yorumlarını dikkate alan Mahkeme aynı zamanda
başvurucuların aslında her iki evde de bağlantı kurulması iccedilin talepte bulunmadıklarını
goumlzlemlemiştir
Soumlz konusu tedbirler kalıcı olmaktansa geccedilici ccediloumlzuumlmler olarak değerlendirilebilirken
Mahkeme bu pozitif tedbirlerin başvuruculara guumlvenli iccedilme suyuna erişim imkanı sağladığını
ve aksini ispatlayan delillerin yokluğunda yetkililerin iyiniyetli bir şekilde tedbirleri
gerccedilekleştirdiğini tespit etmiştir Başvurucular belediye makamlarının yerleşim yerlerinin
duumlzenlenmesi ve guumlvenli iccedilme suyuna erişim konusundaki menfaatlerine ccediloğunluk nuumlfusunun
altyapısını iyileştirmeyi amaccedillayan daha az acil tedbirlere kıyasla daha az oumlncelik verdiklerini
61
goumlstermemiştir Aslında hem belediyelerde hem de Slovenyanın diğer uzak boumllgelerindeki
genel su dağıtım sisteminden guumlvenli iccedilme suyuna erişim sınırlıdır
Mahkeme belediyelerin aldıkları tedbirlerin sıhhi temizliğe dair adımları iccedilermediğiniı
kaydetmiştir Ancak kamu kanalizasyon sistemi eksikliğinin Slovenyarsquoda genel bir sorundur
ve sıhhi temizliğe erişimin her iki belediye de de sınırlıdır Buna ek olarak kamusal altyapıyı
geliştirmenin yapısı gereği aşamalı bir işlem olduğu ve devletin şehir planlama kaynaklarını
oumlnceliklendirme konusunda geniş takdir yetkisi goumlz oumlnuumlne alınarak Mahkeme yalnızca sağlık
iccedilin ciddi bir risk olması gibi ikna edici sebeplerin başvurucuların ilgili durumlarına ilişkin
adımlar atılmasının devlete sorumluluk yuumlklemeyi haklı kılabileceğini belirtmiştir
Bununla birlikte başvurucular bu konuda destekleyici herhangi bir iddiada
bulunmamışlar veya foseptik tank kurmalarına veya kamu kanalizasyonuna başka alternatifler
bulmalarına engel olunduğunu ileri suumlrmemiştir Mahkeme başvurucuların yaşam koşullarının
gelişmesine katkı sağlayacak sosyal yardım aldıklarını ve devletlerin ev sağlama konusunda
geniş takdir yetkisine sahip olduklarını yinelemiştir Başvurucular aynı zamanda devletin
guumlvenli iccedilme suyu sağlamadaki soumlzde başarısızlığını ve bunun 8 madde temelindeki haklarının
oumlzuumlnuuml aşındıracak biccedilimde sağlık ve insan onuru uumlzerinde yol accediltığı olumsuz sonuccedilları ikna
edici şekilde ortaya koymamıştır
Mahkeme boumlylelikle devletin guumlvenli iccedilme suyuna ve sıhhi temizliğe erişimlerini temin
ederken aldığı oumlnlemlerin başvurucuların kolayca zedelenebilir pozisyonlarını hesaba katarak
aldığını ve Soumlzleşmersquonin 8 maddesinin gerekliliklerini karşıladığını tespit etmiştir 8
Maddenin olaya uygulanabilir olduğu varsayılsa bile huumlkmuumln ihlali soumlz konusu olmamıştır
Boumlylece Mahkeme beşe iki oyla 8 maddenin uygulanabilirliğine karar vermenin gerekli
olmadığına karar vermiştir
3 Madde
Mahkeme başvurucunun tamamıyla devletin desteğine bağlı olduğu koşullarda
kendisini ciddi yoksunluk veya insan onuruyla bağdaşmayan talepler durumunda resmi
kayıtsızlıkla yuumlz yuumlze geldiğinde devletin ldquomuamelerdquoden oumltuumlruuml sorumluluğunun doğabileceği
ihtimali goumlz ardı edememiştir Her nasılsa Mahkeme yerel makamlar tarafından alınan pozitif
tedbirlerin başvuruculara guumlvenli iccedilme suyu sağlama imkanı verdiğini saptamıştır Bu sebepten
oumltuumlruuml iddia edilen ıstırabın asgari eşiğe ulaştığı 3 maddenin uygulanabilirliği varsayılsa bile
maddenin ne tek başına ne de 14 maddeyle bağlantılı olarak ihlali mevcuttur
62
Başvuru Adı BaşTuumlrkiye
Başvuru No 6644817
Başvuru Tarihi 30 Ocak 2017
Karar Tarihi 3 Mart 2020
Karar Linki httpshudocechrcoeintengitemid[001-201761]
Konu FETOumlPDY bağlantısı olduğu iddiasıyla hakimlik goumlrevinden
alınan başvurucunun yargılama oumlncesi tutukluluğunun kanuna aykırı olması başvurucunun bir
succedil işlediği konusunda makul şuumlphenin bulunmaması nedeniyle Soumlzleşmenin oumlzguumlrluumlk ve
guumlvenlik hakkını duumlzenleyen 5 maddesinin 1 fıkrasının ihlali başvurucunun bizzat hakim
huzuruna ccedilıkmasından oumlnce geccedilen suumlre nedeniyle tutulma işleminin yasaya uygunluğu
hakkında kısa bir suumlre iccedilinde karar verilmesini duumlzenleyen Soumlzleşmersquonin 5 maddesinin 4
fıkrasının ihlali
Olaylar Başvurucu Hakan Baş 1978 doğumlu bir Tuumlrk vatandaşıdır ve
Kocaelirsquode yaşamaktadır
15 Temmuzu 16 Temmuz 2016rsquoya bağlayan gece Tuumlrk ordusunun bir grup uumlyesi
TBMMrsquoye huumlkuumlmete ve cumhurbaşkanına karşı askeri bir darbe girişiminde bulunmuşlardır
Askeri darbe girişiminden sonraki guumln yetkililer Amerika Birleşik Devletlerirsquonde yaşayan bir
Tuumlrk vatandaşı olan ve FETOumlPDY lsquonin(Fetullahccedilı Teroumlr OumlrguumltuumlParalel Devlet Yapılanması)
lideri olarak bilinen Fetullah Guumllenrsquole bağlantılı olan şebekeyi succedillamıştır
20 Temmuz 2016rsquoda huumlkuumlmet daha sonra uzatılacak olan 3 aylık bir olağanuumlstuuml hal
ilan etmiştir 21 Temmuz 2016rsquoda Tuumlrk yetkilileri Avrupa Konseyi Genel Sekreterine
Soumlzleşmersquonin 15 maddesi kapsamında Soumlzleşme yuumlkuumlmluumlluumlklerini askıya aldığını bildirmiştir
Olağanuumlstuuml hal sırasında Bakanlar Kurulu birkaccedil kanun huumlkmuumlnde kararname kabul
etmiştir 667 Sayılı Kanun Huumlkmuumlnde Kararnamenin 3 maddesi Hakimler ve Savcılar
Kurulursquona(HSK) Milli Guumlvenlik Kurulu tarafından ulusal guumlvenliğe zararlı faaliyetlerde
bulunduğu tespit edilen teroumlr oumlrguumltlerine veya yapılarına ya da gruplarına mensup olduğu veya
bağlı olduğu duumlşuumlnuumllen hacirckimleri ve savcıları goumlrevden alma yetkisi vermiştir Olağanuumlstuuml hal
18 Temmuz 2018rsquoda sona ermiştir
63
16 Temmuz 2016rsquoda HSK başvurucu dahil olmak uumlzere 2735 hacirckim ve savcıyı 2802
Sayılı Hakimler ve Savcılar Kanunursquonun 77 (1) ve 81 (1) maddeleri uyarınca hacirckimler ve
savcılar hakkında darbe girişimini kışkırtan teroumlr oumlrguumltuumlnuumln uumlyesi olduklarına goumlrev yerlerinde
tutmanın soruşturmanın ilerlemesine engel olacağına ve devletin itibarını zayıflatacağına dair
guumlccedilluuml bir şuumlphe olduğu gerekccedilesiyle uumlccedil ay suumlreyle goumlrevlerinden uzaklaştırmıştır
Yine 16 Temmuz 2016rsquoda Kocaeli Cumhuriyet Savcısı başvurucu da dahil olmak uumlzere
FETOuml PDY uumlyesi olduğundan şuumlphelenilen Kocaelide goumlrev yapan hacirckimler hakkında ceza
soruşturması başlatmıştır 18 Temmuz 2016rsquoda başvurucu goumlzaltına alınmıştır 19 Temmuz
2016rsquoda HSKnın 16 Temmuz 2016 tarihli kararının sonucu olarak FETOuml PDY uumlyeliği
nedeniyle goumlrevinden uzaklaştırıldığını bildiren Kocaeli Cumhuriyet Savcısına ifade vermiştir
Başvurucu soumlz konusu kuruluşa uumlye olduğunu veya bu kuruluşla herhangi bir bağlantısı
olduğunu reddetmiştir O guumlnuumln ilerleyen saatlerinde Kocaeli 1 Sulh Ceza Hakimliği huzuruna
ccedilıkarılmıştır 20 Temmuz 2016da sulh ceza hakimi teroumlr oumlrguumltuuml uumlyeliği şuumlphesiyle
başvurucunun tutuklanmasına karar vermiştir Başvurucunun tutukluluk emrine itirazı
reddedilmiştir
24 Ağustos 2016rsquoda 667 sayılı Kanun Huumlkmuumlnde Kararnamenin 3 Maddesi uyarınca
HSK FETOuml PDY uumlyesi olduğu ya da bağlı olduğu gerekccedilesiyle başvurucunun da dahil
olduğu 2847 hakim ve savcıyı goumlrevden almıştır
27 Aralık 2016rsquoda Anayasa Mahkemesi başvurucunun şikayetlerinin accedilıkccedila
dayanaktan yoksun olduğunu belirterek başvurunun kabul edilemez olduğuna karar vermiştir
19 Mart 2018de 29 Ağır Ceza Mahkemesi Başı silahlı bir teroumlr oumlrguumltuumlne uumlyelikten
succedillu bulmuş yedi yıl altı ay hapis cezasına ccedilarptırmış ve halihazırda tutuklu geccedilirilen suumlreyi
dikkate alarak serbest bırakılmasına karar vermiştir Başrsquoın mahkumiyeti temyizde onanmıştır
Dava halen Yargıtayda goumlruumllmektedir
İhlal İddiaları Başvurucu Soumlzleşmersquonin 5 Maddesinin 1 3 ve 4 fıkralarına
dayanarak (oumlzguumlrluumlk ve guumlvenlik hakkı derhal hakim oumlnuumlne ccedilıkarılma hakkı tutulmanın
yasallığının hızlı bir şekilde goumlzden geccedilirilmesi hakkı) tutuklu yargılanmaktan şikayetccedili
olmuştur Başvurucu succediluumlstuuml bir dava olduğunu tartışmıştır İddia edilen succedilu işlediğine ve
dolayısıyla mahkeme oumlncesi tutukluluğunu gerektirdiğine dair makul bir şuumlpheye yol accedilan oumlzel
bir kanıt olmadığını ileri suumlrmuumlştuumlr Yerel mahkemelerin tutukluluk kararları iccedilin yetersiz
gerekccedileler sunduğunu ileri suumlrmuumlştuumlr Başvurucu ayrıca goumlzaltına alınmasının goumlzden
64
geccedilirilmesi sırasında herhangi bir duruşma yapılmadığından Cumhuriyet Savcısının
goumlruumlşuumlnuumln bir oumlrneğinin kendisine verilmediğinden ve soruşturma dosyasına erişimin
kısıtlandığından şikayetccedili olmuştur Son olarak yargılama oumlncesi tutukluluğuna karar veren
sulh ceza hakimlerinin bağımsızlık ve tarafsızlığının eksik olduğunu iddia etmiştir
Karar
Madde 5 Fıkra 1 ve 3
Başvurucunun tutukluluğunun kanuna uygunluğu
Başrsquoın tutukluluğuna tutukluluk halini duumlzenleyen Ceza Muhakemesi Kanununun 100
Maddesi uyarınca karar verilmiştir
Mahkeme mevcut davadakine benzer koşullarda ulusal mahkemelerin succediluumlstuuml
(flagrante delicto) kavramının kapsamını genişletmesinin ve iccedil hukuk uygulamalarının accedilıkccedila
mantıksız goumlruumlnduumlğuumlne dikkat ccedilekmiş ve hukuki belirlilik ilkesi accedilısından sorunlu olduğunu
belirtmiştir (Alparslan Altan Tuumlrkiye no 1277817 16 Nisan 2019) Mahkeme bu davada
mahkemelerin succediluumlstuuml kavramını yorumlamalarına ve mevcut dava koşullarında 2801 Sayılı
Kanunun 94 maddesinin uygulanmasına ilişkin olarak farklı bir sonuca varmak iccedilin hiccedilbir
neden goumlrememiştir
Mahkeme Ankara Cumhuriyet Başsavcılığının anayasal duumlzeni devirmeye teşebbuumls
succedilundan bahsetmesine rağmen başvurucunun darbe teşebbuumlsuumlyle ilgili bir succedil işlediği esnada
yakalanıp tutuklandığının iddia edilmediğini goumlzlemlemiştir Bu succedil başvurucunun
tutuklanması kararını veren Kocaeli Sulh Ceza Hakimliği tarafından dikkate alınmamıştır
Başvuru sahibi FETOumlPDY uumlyeliği şuumlphesiyle oumlzguumlrluumlğuumlnden yoksun bırakılmıştır Kocaeli
Sulh Ceza Hakimliği goumlre 2802 Sayılı Kanunrsquoun 94 maddesi kapsamındaki bir succediluumlstuuml halinin
ortaya ccedilıktığı bir dava soumlz konusudur fakat sulh ceza hakimliği bu bulgu iccedilin yasal bir dayanak
oluşturmamıştır
Mahkeme 26 Eyluumll 2017rsquode kabul edilen oumlnde gelen kararında Yargıtayın silahlı bir
oumlrguumlt uumlyeliği succedilundan şuumlphelenilen hakimlerin yakalanması sırasında succediluumlstuuml halinin soumlz
konusu olduğunu belirtmiştir İccediltihat bir succedil oumlrguumltuumlne uumlye olma succediluyla ilgili davalarda bir
yargı mensubunun succediluumlstuuml hali gerekccedilesiyle tutuklanabilmesi iccedilin CMKrsquonın 100 maddesinde
belirtilen koşulların gerccedilekleşmesinin yeterli olduğunu belirtmiştir
65
Mahkeme mahkemelerin iccediltihatlarında yuumlruumlrluumlkteki yasal huumlkuumlmlere aykırı istisnalar
getirmesi durumunda hukuki belirlilik ilkesinden taviz verilmiş olacağını vurgulamıştır
CMKnin 2 maddesi bir succedilun işlenmesi sırasında veya hemen sonrasında ortaya ccedilıkmasına
ilişkin olarak succediluumlstuuml kavramının geleneksel bir tanımını sağlamıştır Bununla birlikte
Yargıtay iccediltihadına goumlre bir succedil oumlrguumltuumlne uumlye olma şuumlphesi mevcut herhangi bir olgusal unsur
veya devam eden bir succedil eyleminin başka bir goumlstergesi olmaksızın succediluumlstuuml unsurunu
karakterize etmek iccedilin yeterli olacaktır Mahkemenin goumlruumlşuumlne goumlre bu succediluumlstuuml kavramının
geniş yorumlanması anlamına gelmekte olup bu kavramın kapsamını genişleterek bir succedil
oumlrguumltuumlne uumlye olduğundan şuumlphelenilen hakimlerin Tuumlrk hukukunun yargı uumlyelerine sağladığı
adli korumadan mahrum edilebilmelerine neden olmuştur Ayrıca Mahkeme Yargıtayın
ldquoişlenmekte olan bir succedilrdquo kavramına ilişkin yerleşik iccediltihadının CMKrsquonin mevcut bir succedil
fiilinin varlığına ilişkin 2 maddesi ccedilerccedilevesinde succediluumlstuuml kavramının kapsamını genişletmeyi
nasıl haklı goumlsterebileceğini anlayamamıştır
Mahkeme ulusal mahkemelerin succediluumlstuuml kavramının kapsamının genişletilmesinin ve
iccedil hukukun uygulanmasının yani 2802 Sayılı Kanunun 94 maddesinin mevcut davada sadece
hukuki belirlilik accedilısından sorunlu olmadığını aynı zamanda accedilıkccedila mantıksız goumlruumlnduumlğuumlnuuml
tespit etmiştir
Mahkemece succediluumlstuuml kavramının tek başına uygulanması ve başvurucunun
tutukluluğuna ilişkin 20 Temmuz 2016 tarihli kararla 2802 Sayılı Kanunrsquoun 94 maddesine
atıfta bulunulmasının Soumlzleşmenin 5 maddesinin 1 fıkrasının gereklerini yerine getirmediği
duumlşuumlnuumllmektedir
Mahkemenin goumlruumlşuumlne goumlre succediluumlstuuml kavramının geişletici bir yorumu accedilıkccedila
olağanuumlstuuml hal durumuna uygun bir cevap olarak goumlruumllemez Ayrıca olağanuumlstuuml halin
zorunluluklarına yanıt olarak kabul edilmeyen bu tuumlr bir yorum yalnızca hukuki belirlilik ilkesi
accedilısından sorunlu değil aynı zamanda yargı mensuplarını yuumlruumltme organının muumldahalesine
karşı korumayı sağlayan usuli guumlvenceleri de ortadan kaldırmıştır Olağanuumlstuuml halin yasal
ccedilerccedilevesinin ccedilok oumltesine geccedilen hukuki sonuccedilları vardır Bu durum hiccedilbir şekilde olağanuumlstuuml
hal durumunun oumlzel koşulları tarafından haklı goumlsterilemez Mahkeme başvurucunun
ldquokanunen oumlngoumlruumllen bir usule uygun olarak alınmamış olan tutukluluk kararının durumun
kesin olarak gerektirdiği oumllccediluumlde olduğunun soumlylenemeyeceği sonucuna varmıştır
Dolayısıyla başvurucunun yargılama oumlncesi tutukluluğunun yasadışı olması nedeniyle
Soumlzleşmenin 5 maddesinin 1 fıkrası ihlal edilmiştir
66
Başvurucunun succedil işlemiş olduğuna dair makul şuumlphenin bulunmadığı iddiası
Mahkeme Anayasa Mahkemesinin Başrsquoın ByLock mesajlaşma uygulamasını
kullanmasından bahsettiğini goumlzlemlemiştir İlgili kanıtların başvurucunun ilk
tutukluluğundan uzun suumlre sonraya kadar dosyaya eklenmediğine dikkat edilmelidir Anayasa
Mahkemesi Başın yargılama oumlncesi tutukluluğundan birkaccedil ay sonra elde edilen delillerin
atılı succedilu işlediği konusunda makul bir şuumlphe iccedilin nasıl bir temel oluşturabileceğini
accedilıklamamıştır
Bu davada Mahkeme başvurucunun tutuklama kararından anlaşıldığı kadarıyla
Kocaeli sulh ceza hakimliğinin başvurucunun iddia edilen succedilları işlediğine dair makul şuumlphe
bulgusunu başvurucu hakkında 16 Temmuz 2016rsquoda HSK tarafından alınan karar ve Ankara
Cumhuriyet Başsavcılığının kendisi hakkında soruşturma başlatma kararına dayandırdığını
goumlzlemlemiştir HSK kararında başvurucu dahil olmak uumlzere 2735 hakim ve savcıyı darbe
girişimini başlatan teroumlr oumlrguumltuumlnuumln uumlyeleri olduğuna dair guumlccedilluuml şuumlphelerin olduğu gerekccedilesiyle
accedilığa almıştır HSK darbe girişimi oumlncesinde ccedilok sayıda hakim ve savcı hakkında başlatılan
disiplin soruşturmasına ve cezai soruşturmalara atıfta bulunmuştur Ancak karar başvurucuyla
ilgili şahsi herhangi bir bilgi veya belge iccedilermemektedir Başvurucu kararda yer verilen disiplin
ve ceza soruşturmasına tabi tutulmuş kişiler arasında da yer almamıştır Dolayısıyla HSK
kararında belirtilen disiplin ve ceza soruşturmaları başvurucunun tutukluluk kararına neden
olan şuumlphenin temelini oluşturamaz Mahkeme ayrıca HSK kararında iccedileriğini accedilıklamadan
veya başvurucu ve durumuyla nasıl ilişkili olduğunu accedilıklamadan istihbarat servislerinden
gelen bilgilere genel bir atıfta bulunulduğunu belirtmiştir
Mahkeme Huumlkuumlmetin HSKnin mevcut davadaki kararı iccedilin yeterli olgusal bir dayanak
sağlamadığı goumlruumlşuumlne varmıştır Mahkeme Kocaeli Sulh Ceza Hakimliği tarafından HSK
kararına yapılan atfın başvurucunun tutukluluğunu haklılaştıran makul bir şuumlphenin var olduğu
sonucunu desteklemek iccedilin yetersiz olduğunu tespit etmiştir Sulh ceza mahkemesi CMKnin
100 maddesine ve dosyadaki delillere başvurarak kararını haklı ccedilıkarmaya ccedilalışmıştır ancak
soumlz konusu maddenin ifadesine atıfta bulunmuştur CMKnin 100 maddesine ve dosyadaki
delillere ilişkin belirsiz ve genel atıflar dosyadaki kanıtların muumlnferit değerlendirmesinin veya
başvurucuya karşı şuumlpheyi haklı ccedilıkarabilecek herhangi bir bilginin veya başka tuumlrluuml
doğrulanabilir materyal veya gerccedileklerin bulunmaması başvurucunun tutukluluğunda temel
alınan şuumlphenin ldquomakul olup olmadığınırdquo gerekccedilelendirmek iccedilin yeterli goumlruumllmemiştir
67
Mahkeme ayrıca başvurucunun 15 Temmuz 2016 olaylarına karıştığından
şuumlphelenilmediğini goumlzlemlemiştir Ankara Cumhuriyet Başsavcılığı 16 Temmuz 2016rsquoda
başvurucuyu FETOumlPDY uumlyesi olarak nitelemiş ve tutuklanmasını talep etmiştir Ancak
Huumlkuumlmet Ankara Cumhuriyet Başsavcılığı tarafından verilen bu talimatlar iccedilin olgusal bir
temel oluşturabilecek herhangi bir bilgi goumlstermemiştir 19 ve 20 Temmuz 2016 tarihlerinde
Kocaeli 1 Sulh Ceza Hakimliği tarafından yasadışı bir oumlrguumlt uumlyeliği succediluyla ilgili olarak
sorgulanmış olması yetkililerin başvurucunun en fazla bu succedilu işlediğinden şuumlphelendiğini
ortaya koymuştur Tek başına bu gerccedilek başvurucunun soumlz konusu succedilu işlemiş olabileceği
objektif bir goumlzlemciyi tatmin etmeyecektir
Mahkeme oumlnceki delillerin ilk tutuklandığı sırada başvurucu hakkında makul bir
şuumlphe olduğu sonucuna varmadığı sonucuna varmıştır Soumlzleşmenin 5 Maddesinin 1
fıkrasının tutuklanmasını haklı kılan bir şuumlphenin makul olup olmadığına ilişkin şartlarının
yerine getirilmediğini değerlendirmiştir
Mahkeme başvurucunun tutukluluk halindeyken bir succedil işlediği konusunda makul
şuumlphenin bulunmaması nedeniyle Soumlzleşmenin 5 Maddesinin 1 fıkrasının ihlal edildiğine
karar vermiştir
Madde 5 Fıkra 4
Baş Kocaeli sulh ceza hakimliği tarafından dinlendikten sonra 20 Temmuz 2016
tarihinde tutuklu yargılanmış ardından 19 Eyluumll 2017 tarihinde ilk duruşmada mahkeme
huzuruna ccedilıkmıştır Yaklaşık bir yıl ve iki aylık bu suumlre boyunca tutukluluğuna karar veren
hiccedilbir mahkemenin huzuruna ccedilıkmamıştır Tahliye başvuruları ve itirazları mahkemeler
tarafından dinlenmeden incelenmiştir Başvurucu tarafından yapılan son itiraz 15 Ağustos
2017 tarihinde mahkeme tarafından duruşmasız olarak reddedilmiştir Huumlkuumlmet başvurucunun
şikayet ettiği durumun Tuumlrk makamlarının 21 Temmuz 2016 tarihinde Avrupa Konseyi Genel
Sekreterine sundukları 15 madde uyarınca istisna bildirimi kapsamında olduğunu
savunmuştur
Mahkeme 15 Temmuz 2016 askeri darbe girişimi sonrasında Tuumlrkiyenin karşı karşıya
kaldığı zorlukların 15 Maddenin yorumlanması ve uygulanmasında tamamen dikkate alınması
gereken bağlamsal bir faktoumlr olduğunu yinelemiştir (Alparslan Altan Tuumlrkiye no 1277817
16 Nisan 2019) Anayasa Mahkemesinin Aydın Yavuz ve Diğerlerinin davasında verdiği
kararın darbe girişimi ardından uygulanan tedbirler ve başvurucuların hakimler haklarında
68
tutuklama kararı vermeden oumlnceki sekiz ay on sekiz guumlnluumlk zaman diliminde ortaya ccedilıkmaması
sebebiyle kamu guumlvenliği iccedilin son derece gerekli olduğu soumlylenebilir Ancak Mahkeme
mevcut davada Başın yaklaşık bir yıl iki aydır hakim karşısına ccedilıkmadığını Anayasa
Mahkemesinin Aydın Yavuz ve diğer kararlarında değerlendirilenden ccedilok daha uzun bir suumlre
olduğunu goumlzlemlemiştir
Bu nedenle Mahkeme başvurucunun bizzat hakim huzuruna ccedilıkmasından oumlnce geccedilen
suumlre nedeniyle Soumlzleşmersquonin 5 maddesinin 4 fıkrasının ihlal edildiği sonucuna varmıştır
Ayrıca soruşturma dosyasına erişimin kısıtlanmasının şikayeti ile ilgili olarak
Mahkeme incelemenin gereksiz olduğuna karar vermiştir Cumhuriyet savcısının goumlruumlşuumlnuumln
accedilıklanmamasına ilişkin olarak bu şikayetin accedilıkccedila dayanaktan yoksun olduğunu ve reddine
karar vermiştir Son olarak Mahkeme sulh ceza mahkemelerine tanınan anayasal ve yasal
guumlvenceler goumlz oumlnuumlnde bulundurularak ve başvurucunun davasında bağımsızlık ve
tarafsızlıklarından şuumlphe duyulmasına neden olan herhangi bir iddia bulunmadığı iccedilin
bağımsızlık eksikliğini iddia eden şikayet dayanaktan yoksun olduğu iccedilin reddedilmiştir
Mahkeme Tuumlrkiyenin başvurucuya manevi tazminat olarak 6000 Euro ve mahkeme
masrafları iccedilin 4000 Euro oumldemesine karar vermiştir
69
Başvuru Adı JeantyBelccedilika
Başvuru No 8228417
Başvuru Tarihi 20 Kasım 2017
Karar Tarihi 31 Mart 2020
Karar Linki httpshudocechrcoeintengi=001-202125
Konu Yetkililerce alınan oumlnlemler sonucu başvurucunun intihar
etmesinin engellenmesi nedeniyle Soumlzleşmenin yaşam hakkını duumlzenleyen 2 maddesinin ihlal
edilmemesi başvurucunun tutulduğu suumlre boyunca maruz kaldığı muamelenin aşağılayıcı
olarak nitelendirilmesi ve Soumlzleşmersquonin işkence ve insanlık dışı veya onur kırıcı muamele
yasağını duumlzenleyen 3 maddesinin ihlali
Olaylar Başvurucu Philippe Başvurucu 1969 doğumlu bir Belccedilika
vatandaşıdır ve Arlonrsquoda yaşamaktadır
26 Haziran - 12 Ağustos 2011 tarihleri arasında tutukluluk suumlreci
Haziran 2011rsquode başvurucu eşine karşı sakatlanma ile sonuccedillanan tehdit ve şiddetin
eşlik ettiği uygunsuz saldırılara ilişkin şuumlphe nedeniyle polis tarafından yakalanmıştır Polis
sorgulaması sırasında başvurucu psikolojik sorunları olduğunu bildirmiş ve kendi hayatını
sonlandırmayı duumlşuumlnduumlğuumlnuuml soumlyleyerek kısıtlanmak istemiştir
Ertesi guumln soruşturma hakimi başvurucunun tutuklanmasına karar vermiş ve Arlon
cezaevine intihar eğilimlerini bildirmiştir Cezaeviye geldikten sonra başvurucu uumlccedil defa intihar
girişiminde bulunmuştur Cezaevi personeli tuumlm nesneleri ve kişisel eşyalarını kaldırmıştır
Guumlvenli bir izolasyon huumlcresine yerleştirilmiş ve bir doktor kendisine sakinleştirici vermiştir
Başvurucu birkaccedil guumln oumlzel goumlzetim altında tutulmuştur 12 Ağustos 2011 tarihinde kefaletle
serbest bırakılmıştır
21 Ekim-2 Aralık 2011 tarihleri arasında tutukluluk suumlreci
Ekim 2011de kefalet koşullarına uymadığı iccedilin başvurucu hakkında ikinci bir
tutuklama emri ccedilıkarılmıştır Bu nedenle başvurucu huumlcre arkadaşlarına karşı şikayette
bulunduğu ve farklı bir huumlcreye geccedilmek iccedilin ccedileşitli taleplerde bulunduğu Arlon cezaevine geri
alınmıştır
70
Kasım 2011de cezaevi muumlduumlruumlnuumln tekrar huumlcre değiştirmesine izin vermeyi
reddetmesinin ardından Başvurucu intihar etmekle tehdit etmiştir Oumlzel goumlzetim altında bir
izolasyon huumlcresine yerleştirilmiştir Bir kontrol sırasında bir gardiyan başvurucuyu kapının
parmaklıklarında pantolonunu bağladığı esnada bulmuştur Başvurucu kendini atmadan oumlnce
durdurulmuştur Doktorun emriyle personel ona bir kask takmış ve kafasını duvara ccedilarpmasını
ve kendini yaralamasını oumlnlemek iccedilin kelepccedilelenmiştir Ertesi guumlne kadar bu şekilde
kısıtlanmış halde kalmıştır
İki guumln sonra Başvurucu izolasyondan ccedilıkarılmış ve başvurucunun huumlcre değiştirmesine
izin verilmesi iccedilin intihar tehditleri ile cezaevi personeline baskı yapmayı amaccedilladığı
duumlşuumlncesiyle uumlccedil guumln boyunca bir izolasyon huumlcresine yerleştirilmesini emreden cezaevi
muumlduumlruuml ile goumlruumlşme yapmıştır Başvurucu 2 Aralık 2011rsquode kefaletle serbest bırakılmıştır
Sonraki olaylar
Nisan 2014rsquote Başvurucu bir ya da birden fazla kimliği bilinmeyen kişiye karşı tutuklu
kaldığı iki doumlnem boyunca insanlık dışı ve onur kırıcı muameleye maruz kaldığını ve sağlık
durumuna rağmen psikolojik desteğe ihtiyacı olduğunu kastederek sıradan cezaevi
huumlcrelerine yerleştirildiğini iddia ederek şikayette bulunmuştur Şikayet reddedilmiştir ve bu
karar temyizde onanmıştır
Ayrıca Nisan 2014te Başvurucu ilk etapta şiddet veya tehditlerin eşlik ettiği uygunsuz
saldırı succedilları ve eşine karşı işlenen sakatlıkla sonuccedillanan saldırı nedeniyle yarısı askıya alınan
doumlrt yıl hapis cezasına ccedilarptırılmıştır Nisan 2019da Temyiz Mahkemesi bu kararı bir kenara
bırakmış ve Başvurucunun eylemlerinden cezai olarak sorumlu olmadığını tespit etmiştir
Zorunlu olarak hapsedilmesine ve derhal yakalanmasına karar vermiştir
İhlal İddiaları Soumlzleşmenin 2 maddesine (yaşam hakkı) dayanarak Başvurucu
yetkililerin intihar girişiminin kesin ve acil riskini oumlnlemek iccedilin kendi durumunda uygun
oumlnlemleri alma konusunda başarısız olduklarını iddia etmiştir
Soumlzleşmenin 3 maddesi uyarınca (işkence ve insanlık dışı veya onur kırıcı muamele
yasağı) tutulduğu sırada uygun tıbbi bakım eksikliğinden şikayetccedili olmuştur Ayrıca izolasyon
halindeyken maruz kaldığı muameleden ve etkili bir soruşturma yapılmamasından şikayetccedili
olmuştur
Karar
71
Madde 2 (yaşam hakkı)
Madde 2rsquonin uygulanabilir olup olmadığı
Başvurucu intihar girişimlerinden kurtulmuştur Bununla birlikte bu gerccedilek kendi
iccedilinde Soumlzleşmersquonin 2 maddesinin uygulanabilirliğini engellememiştir Doğası gereği
faaliyetin tehlikeli olduğu ve bir kişinin hayatını gerccedilek ve yakın bir riske soktuğu durumlarda
yaşamı tehdit eden şiddet durumunda olduğu gibi devam eden yaralanmaların seviyesi
belirleyici olmayabilir ve yaralanmaların yokluğunda bile bu gibi durumlarda bir şikayet 2
madde kapsamında incelenebilir
Mevcut davada Başvurucu tutukluyken kendi yaşamını sonlandırmak iccedilin ccedileşitli
girişimlerde bulunmuş ve başarısızlığı cezaevi personelinin muumldahalesinden kaynaklanmıştır
Başvurucunun yaşamı tehdit eden yaralanmalara veya goumlruumlnuumlşte ciddi bir fiziksel yaralanmaya
maruz kalmamış olması bu durumda başvurucunun eylemlerinin doğası hayatını gerccedilek ve
yakın bir riske soktuğu iccedilin belirleyici değildir Dolayısıyla mevcut davada 2 madde
uygulanmıştır
Ulusal makamların başvurucunun hayatını korumak iccedilin gerekli oumlnlemleri alıp
almadığı
Mahkeme genel olarak yetkililerin başvurucunun hayatına youmlnelik riskin
gerccedilekleşmesini engellemek iccedilin makul olarak beklenebilecek her şeyi yaptıklarını soumlz konusu
riskin kesin ve yakın doğası hakkında bilgi sahibi olduklarını belirtmiştir Ayrıca alınan
oumlnlemler başvurucunun intihar etmesini engellemiştir Sonuccedil olarak Soumlzleşmenin 2 maddesi
ihlal edilmemiştir
Madde 3 (insanlık dışı veya onur kırıcı muamele yasağı)
Başvurucunin madde 3rsquoe aykırı bir muameleye tabi olup olmadığı
Mahkeme Başvurucunin zihinsel durumu goumlz oumlnuumlne alındığında iki tutukluluk
doumlneminde tıbbi goumlzetim ve tedavi eksikliğinin tekrarlanan intihar girişimlerine rağmen uumlccedil
guumln boyunca bir izolasyon huumlcresine yerleştirilmesiyle birlikte oumlzellikle ağır sıkıntıya tutulma
suumlresince kaccedilınılmaz acı duumlzeyini aşan bir yoğunluğa neden olduğu kanaatindedir Mahkeme
bu muamelenin başvurucuda aşağılanma kuumlccediluumlk duumlşme ve ıstırap duygularını uyandırdığından
şuumlphe duymamıştır Başvurucuyu aşağılamak ya da kuumlccediluumlk duumlşuumlrmek iccedilin yapılmamış olması
bunun aşağılayıcı olarak nitelendirilmesini ve boumlylece 3 maddede belirtilen yasak kapsamına
72
girmesini engellememiştir Bu nedenle Soumlzleşmersquonin 3 maddesinin oumlnemli bir youmlnuumlnuuml ihlal
etmiştir
Başvurucunun succedil duyurusuyla ilgili soruşturmanın etkililiği
Mahkeme iddianamenin gerekccedilesiyle soruşturma hakiminin yetkisi altında yuumlruumltuumllen
soruşturmanın cezaevinde meydana gelen olayları bir dereceye kadar doğru tespit ettiğini
belirtmiştir Yine de cumhuriyet savcısının soruşturma yapılmasını oumlneren yazıları (Temmuz
2014) ile soruşturma hakiminin dosyayı aldığı tarih (Mart 2015) arasında sekiz aydan fazla bir
suumlre geccedilmiştir Soruşturmanın başlamasından oumlnce geccedilen suumlre huumlkuumlmet tarafından
accedilıklanmamıştır
Ayrıca soruşturma Mart 2015te başladığında soruşturma hakimi muumlfettişlerden
başvurucunun cezaevi ve tıbbi kayıtlarını almasını ve incelemesini istemiştir Başka bir tedbir
alınmamıştır İlgili kişilerden hiccedilbiri cezaevi personeli başvurucuya bakan doktorlar veya
başvurucunun kendisi sorgulanmamıştır Dava soruşturma hakimi tarafından alındıktan sonra
uumlccedil aydan daha kısa bir suumlre iccedilinde cumhuriyet savcısı davanın sonlandırılmasını tavsiye
etmiştir Mahkemersquoye goumlre boumlyle bir soruşturmanın etkili olduğu duumlşuumlnuumllemez Dolayısıyla
Soumlzleşmenin 3 Maddesi usul youmlnuumlnden ihlal edilmiştir
Mahkeme Belccedilikanın başvurucuya manevi tazminat olarak 15000 Euro ve masraf ve
giderler iccedilin 8000 Euro oumldemesine karar vermiştir
73
Başvuru Adı Dos Santos Calado ve Diğerleri Portekiz
Başvuru No 5599714 6814316 7884116 ve 370617
Başvuru Tarihi 6 Ağustos 2014 2 Kasım 2016 7 Aralık 2016 12 Aralık 2016
Karar Tarihi 31 Mart 2020
Karar Linki httphudocechrcoeintengi=001-202123
Konu Anayasa Mahkemesirsquonin aşırı şekilci davranarak başvuruları
kabul edilemez bulması nedeniyle mahkemeye erişim hakkının ihlal edildiği
Olaylar
İlk başvuruda başvurucu emekli maaşı miktarına itiraz konulu bir idari dava accedilmış
ancak iddiaları reddedilmiştir Başvurucu Anayasa Mahkemesine başvuruda bulunmuş ancak
başvurusu kabul edilmez bulunmuştur Ardından Anayasa Mahkemesinin uumlccedil hacirckimli
komitesine itiraz etmiş ancak bu itirazı da reddedilmiştir
İkinci başvuruda başvurucular muumlfettiş olarak goumlrev yapan Yollar Dairesi
yetkilileridir Mesleklerini duumlzenleyen youmlnetmeliklerin eksikliğinden şikacircyetccedili olmuşlardır
Şikayetleri Merkez İdare Mahkemesi ve Yuumlksek İdare Mahkemesi tarafından reddedilmiştir
Başvurucular Anayasa Mahkemesine başvuruda bulunmuşlar ancak bu başvuruları da
reddedilerek uumlccedil hacirckimli komite tarafından onanmıştır
Uumlccediluumlncuuml başvuruda nitelikli dolandırıcılık succedilundan huumlkuumlm giymiş başvurucu ne bis in
idem ilkesinin ihlal edildiğinden şikayetccedili olmuş ancak şikayeti birinci ve ikinci derece
mahkemeler tarafından reddedilmiştir Anayasa Mahkemesine başvuruda bulunmuş ancak bu
başvurusu da reddedilerek uumlccedil hacirckimli komite tarafından onanmıştır
Doumlrduumlncuuml başvuruda aile iccedili şiddet nedeniyle uumlccedil yıl ve iki ay hapis cezasına ccedilarptırılmış
olan başvurucu diğer şeylerin yanı sıra mahkumiyetine yol accedilan olayların tesisine ve kanunun
yorumlanışına itiraz etmiştir Ayrıca aile iccedili şiddete ilişkin kovuşturmasının zamanaşımına
uğradığını ileri suumlrmuumlştuumlr Son olarak mahkucircmiyetinin ceza hukukunun geriye yuumlruumlme
yasağını ve masumiyet karinesini ihlal ettiğini iddia etmiştir Birinci ve ikinci derece
mahkemeleri şikacircyetlerini reddetmiştir Anayasa Mahkemesine yaptığı başvurusu da kabul
edilemez bulunmuş ve ayrıca uumlccedil hacirckimli komiteye itirazda bulunmamıştır
74
İhlal İddiaları Başvurucular Soumlzleşmersquonin 6 sect 1 maddesine dayanarak mahkemeye
erişim haklarının 5599714 ve 6814316 numaralı başvurular da ayrıca adil yargılanma
haklarının ihlal edildiğini iddia etmişlerdir
Karar Madde 6 sect 1 (Mahkemeye erişim)
Başvuru no 5599714 (Dos Santos Calado Portekiz)
Başvurucu bir hukuk kuralının anayasaya aykırı olması ve soumlz konusu kuralın hukuka
aykırılığı olmak uumlzere Anayasa Mahkemesirsquone iki ayrı konuda başvuruda bulunmuştur
Başvurucu her iki davada da Anayasa Mahkemesirsquonin başvuruları inceleme yetkisinin temelini
oluşturan ilgili kanun maddesine dayanmıştır Mahkeme Anayasa Mahkemesi tarafından
başvurucunun kanun maddesinin yanlış fıkrasına dayandığı gerekccedilesiyle başvurusunun kabul
edilemez olduğuna karar verdiğini dikkate almış ve hangi fıkraya dayanıldığını belirleme
gerekliliğini aynı kanunda oumlngoumlruumllmuumlş olması gerekccedilesiyle yasalara uygun bulmuştur Ayrıca
bu kural hukukun uumlstuumlnluumlğuumlne saygı goumlsterilmesi ve anayasal adaletin uygun şekilde
youmlnetilmesi meşru amacına youmlneliktir Bu nedenle Mahkeme tarafından mevcut davada
kısıtlamanın orantılı olup olmadığını tespitine gidilmek zorunda kalınmış Anayasa
Mahkemesirsquonin iki başvuru gerekccedilesini de tespit edebildiği başvuru gerekccedilesinin
başvurucunun dilekccedilesinden anlaşılabildiği ve hacirckimler tarafından da tespit edilebildiği iccedilin
yalnızca bir yazım hatasına dayanarak kabul edilemezlik kararı verildiğini belirtmiştir Sonuccedil
olarak Mahkeme Anayasa Mahkemesirsquonin yaklaşımını aşırı şekilci bularak başvurucuyu iccedil
hukuk tarafından sağlanan bir kanun yolundan mahrum bıraktığı sonucuna varmıştır
Mahkeme alternatif olarak Anayasa Mahkemesirsquonin başvurucudan hatasını duumlzeltmesini talep
edebileceğini belirterek Soumlzleşmersquonin 6 sect 1 maddesi ihlal edildiğine karar vermiştir
Başvuru no 6814316 (Amador de Faria e Silva ve Diğerleri Portekiz)
Mahkeme oumlncelikle Anayasa Mahkemesirsquonin soumlz konusu kabul edilemezlik kararının
gerekccedilesinin başvurucuların Merkez İdare Mahkemesi oumlnuumlndeki yargılama sırasında
anayasaya aykırı olduğu iddiasında bulunmamaları olduğunu kaydetmiştir Mahkeme bu
zorunluluğun Anayasa Mahkemesirsquonin yalnızca son derece mahkemesi olduğu hususunu
yansıttığını kabul etmekle birlikte yine de başvurucuların Madeira ve Azorlarrsquoın oumlzerk
boumllgelerindeki yetkililer ile Portekizrsquodeki yetkililer arasındaki uygulama farklılığı nedeniyle
Bakanlıklara cevaben yaptıkları başvurularda anayasaya aykırılık meselesini guumlndeme
getirdiklerini goumlzlemlemiştir Merkez İdare Mahkemesi bu hususu dikkate almamış ve
75
başvurucuların Portekizrsquodeki yetkililer ile Madeira ve Azorlarrsquoın oumlzerk boumllgelerindeki
yetkililer arasında ortaya ccedilıkan uygulama farklılığını ele almak yerine farklı goumlrevli kategorileri
arasında bir ayrıma gitmiştir Mahkeme ayrıca Anayasa Mahkemesirsquonin başvurucular
tarafından guumlndeme getirilen anayasaya aykırılık iddiasının yakın tarihte bir Yargıtay kararına
konu olmasından dolayı Merkez İdare Mahkemesirsquonin kararını tahmin edebilmeleri gerektiğine
karar verdiğini goumlzlemlemiştir Ancak Mahkeme bu davanın başvurucularla ilgili olmadığını
ve onların lehine olan ve farklı kategorilerdeki yetkililer arasında ayrım yapmamış olan ilk
karardan birkaccedil ay oumlnce verilmiş olduğunu belirtmiştir Sonuccedil olarak Mahkeme Anayasa
Mahkemesi tarafından aşırı şekilci davranıldığı gerekccedilesiyle Soumlzleşmersquonin 6 sect 1 maddesinin
ihlal edildiğine karar vermiştir
Başvuru no 7884116 (Antunes Cardoso)
Mahkeme başvurucunun bir hukuk kuralın yorumlanmasına dayanan bir anayasaya
aykırılık iddiası dile getirmediğini ve bu nedenle başvurusunun Anayasa Mahkemesirsquonin
yetkisi dışında kaldığını belirtmiştir Mahkeme Anayasa Mahkemesirsquonin oumlzellikleri goumlz oumlnuumlne
alındığında daha katı kabul edilebilirlik şartlarının uygulanabileceğini ve dolayısıyla bir
kuralın yorumunun anayasal incelemeye accedilık olabilmesi iccedilin oldukccedila genel ve soyut terimlerle
formuumlle edilmesi gerektiğini belirtmiştir Mevcut davada başvurucu tarafından iddia edilen ne
bis in idem ilkesinin ihlali bu ilkenin birinci ve ikinci derece mahkemeleri tarafından
succedillandığı fiillere uygulanmasına ilişkindir Sonuccedil olarak Anayasa Mahkemesi iccediltihadı
anlamında kural temelli bir kıstas soumlz konusu olmadığını belirterek Soumlzleşmersquonin 6 sect 1
maddesinin ihlal edilmediğine karar vermiştir
Madde 6 sect 1 (Anayasa Mahkemesirsquonin uumlccedil hakimli komitesinin tarafsız olmaması)
Başvurucular (5599714 ve 6814316) itiraz edilen kabul edilemezlik kararını veren
hakimin aynı zamanda komitede raportoumlr hakim olarak goumlrev alması nedeniyle anayasal
başvurularının kabul edilebilirliğini inceleyen uumlccedil hakimli komitenin tarafsızlığını
sorgulamışlardır Mahkeme bu komitenin anayasal başvuruların kabul edilebilirliğine ilişkin
son karar mercii olduğunu ve raportoumlr hakimin kararının proseduumlrde sadece bir aşama olduğunu
goumlzlemlemiştir Mahkeme komitenin karar vermesi iccedilin başvurulan tam yetkili oumlzerk bir
mercii olmadığı gerekccedilesiyle uumlccedil hacirckimli komitenin tarafsızlığına ilişkin şikacircyetlerin kabul
edilemez olduğuna karar vermiştir
76
Başvuru Adı Andreea Marusi DumitruRomanya
Başvuru No 963716
Başvuru Tarihi 11 Şubat 2016
Karar Tarihi 31 Mart 2020
Karar Linki httphudocechrcoeintengi=001-202124
Konu Ateşli silahların kullanımına ilişkin yerel mevzuatın yokluğu
polis operasyonlarının planlanmasındaki eksiklik ve goumlrevli polis memurunun insan yaşamını
korumak iccedilin yeterli oumlnlemi almaması sebebiyle Soumlzleşmenin 2 maddesinin maddi ve usuli
youmlnlerinin ihlal edildiği
Olaylar Romanya vatandaşı olan başvurucu Andreea Marusi Dumitru
1990 doğumlu olup Bujorursquoda yaşamaktadır
8 Kasım 2005rsquote o sıralarda on beş yaşında olan başvurucu Dumitru annesi ile birlikte
bir yuumlk treni vasıtasıyla eve doumlnmekteyken bir platform vagonun uumlzerine ccedilıkarken başvurucu
darbe almış ve yaralanmıştır Huumlkuumlmete goumlre polis bir yuumlk treninde muhafaza edilen bazı hurda
metalleri ccedilalmaya hazırlanan yaklaşık 90 kişilik Roman koumlkenli bir grubu dağıtmak iccedilin
ccedilağrılmıştır Huumlkuumlmet başvurucu Dumitru ve annesinin grubun bir parccedilası olduklarını iddia
etmiştir
Başvurucu Dumitrursquonun aile uumlyeleri onu karaciğerinin bir parccedilasının ccedilıkarılması iccedilin
ameliyat edildiği bir kaza ve acil departmanına goumltuumlrmuumlştuumlr 2006 ve 2007 yıllarında
yaralarının etkisinin tedavi edilmesi iccedilin birccedilok kez hastaneye yatırılmıştır
8 Aralık 2005rsquote ulaştırma polisi başvurucuya hurda metali hırsızlığına karıştığı
iddiasıyla soruşturma accedilmıştır 3 Temmuz 2012 tarihinde cumhuriyet savcısı dava dosyasında
iddiaları kanıtlayan delil olmadığı gerekccedilesiyle iddianameyi kaldırmıştır 1 Ağustos 2006rsquoda
başvurucu insan oumllduumlrmeye teşebbuumlsten succedil duyurusunda bulunmuştur 4 Ağustos 2009
tarihinde Buumlkreş Yerel Mahkeme Savcısı soumlz konusu polis memurunun meşru savunma
kapsamında hareket ettiği tespitiyle dosyayı kapatmıştır 28 Haziran 2010 tarihinde Buumlkreş
İstinaf Mahkemesi başvurucunun itirazını kabul etmiş ve soruşturmanın yeniden accedilılmasına
karar vermiştir Yargıtay Cumhuriyet Başsavcısı 31 Temmuz 2014 tarihli bir kararla
soruşturmayı sonlandırmış ve şikayeti reddetmiştir Savcı soumlz konusu polis memurunun kamu
77
duumlzeninin sağlanması amacıyla bir operasyon kapsamında kendini korumak iccedilin ateşli silah
kullandığını goumlzoumlnuumlnde bulundurdu 25 Şubat 2015rsquote Buumlkreş Boumllge Mahkemesi cumhuriyet
savcısının kararına karşı başvurucu tarafından yapılan itirazı reddetti
İhlal İddiaları Başvurucu Soumlzleşmenin 2 maddesine (yaşam hakkı) dayanarak polis
memuru tarafından yaralandığından şikayetccedilidir Başvurucu soruşturmada bu konuda davalı
Devletin usuli yuumlkuumlmluumlluumlklerine uymadığını iddia etmiştir Soumlzleşmenin 6 maddesine goumlre
(adil yargılanma hakkı) soruşturma suumlresinin ccedilok fazla olduğundan şikayetccedilidir
Karar
İHAS m2
Maddi Youmlnuuml
İhtilaf soumlzkonusu polis memurunun başvurucunun hayatını tehdit eden yaralanmayla
neticelenen bir ateşli silah kullanımı değildi Mahkeme bir yuumlk trenindeki hırsızlık
teşebbuumlsuumlnuumln uumlstesinden gelmeleri iccedilin ccedilağrılan polis memuru ve onun meslektaşlarının
davranışı oumlnceden kestirilmeyen bir grup bireye karşı koyduğunu kabul etmiştir Mahkeme
başvurucunun olay yerindeki mevcudiyetinin sebeplerinin irdelenmesinin gerekli olmadığını
dikkate almıştır Soumlzleşmenin 2 maddesinin bakış accedilısından ateşli silah kullanımının
değerlendirilmesi amacıyla başvurucunun hayatını tehdit eden bir yaralanmaya maruz
kaldığının belirtilmesi yeterliydi
Mahkeme daha oumlncesinde Romanyarsquodaki ateşli silah ve muumlhimmatın kullanımıyla ilgili
yasal ccedilerccedilevenin Avruparsquoda buguumlnkuuml demokratik toplumlarda gerekli olan yaşam hakkının
korunmasını sağlayacak yeterlikte olmadığını tespit ettiğini (Soare ve Diğerleri 22 Şubat 2011
ve Gheorghe Cobzaru 25 Haziran 2013) goumlzlemlemiştir Mahkeme Romanyarsquonın iccedil hukuk
huumlkuumlmlerinin somut olayda vakanın gerccedilekleştiği sırada yuumlruumlrluumlkte olduğunu ve kolluk
kuvvetinin teşkilatına ve tatbikatına ve ateşli silahların ve muumlhimmatın kullanımına dair
uygulanan kanunların mevcut yasal ccedilerccedilevesinde herhangi bir değişiklik yapılmadığını
belirtmiştir Bu nedenle Mahkeme ilgili tarihte yerel mevzuatın bir uyarı verilmesiihtarda
bulunulması zorunluluğu dışında polis operasyonları kapsamında ateşli silah kullanımını
duumlzenleyen herhangi bir kanun huumlkmuumlnuuml iccedilermediği ve soumlz konusu operasyonların
denetlenmesi ve planlanmasına ilişkin herhangi bir tavsiyeyi iccedilermediği sonucuna ulaşmıştır
78
Buna goumlre 8 Kasım 2005 tarihli polis operasyonunun planlanması hususunda
Mahkeme bir yuumlk deposundaki durumun en uumlst duumlzeydeki kıdemli polis tarafından bilindiğini
belirtmiştir Hırsızlık bazı davalarda ccedilocuklar iccedilin guumlnluumlk bir olaydan ibarettir Mahkeme
kolluk yetkililerinin sorunun uumlstesinden gelmek iccedilin gerekli adımların atılması amacıyla yeterli
zamana sahip olduklarını değerlendirmiştir Dolayısıyla Mahkeme Romen yetkililerin oumlluumlmcuumll
guumlccedil kullanımını ve olası can kaybını en aza indirgemek iccedilin onlardan beklenebilecek her şeyi
yapmadıklarını kabul etmiştir
Ayrıca başvurucu aleyhinde accedilılan davalar haricinde bu olaya başkaca bir soruşturma
accedilılmamıştır Belirli delil parccedilalarının toplanmasını ve korunmasını sağlamak iccedilin hiccedilbir tedbir
alınmamıştır Teknik ve tıbbi uzman raporları olaylardan sonra birkaccedil yıla kadar
hazırlanmamış boumlylece soruşturma makamlarının kesin bulgular elde etmesi engellenmiştir
Bu nedenle Mahkeme yetkililerin 8 Kasım 2005 tarihli polis operasyonu sırasında tam
olarak ne olduğunu tespit etmek iccedilin gerccedilek ccedilabalar goumlsterdiklerinin soumlylenemeyeceğini
değerlendirmiştir Yetkililerin ihmalleri goumlzoumlnuumlnde tutulduğunda Mahkeme Huumlkuumlmetin
başvurucunun yaralanmalarına meşru savunma kapsamında hareket eden soumlzkonusu polis
memuru tarafından kazarayanlışlıkla sebep olunduğu şeklindeki itirazını reddetmiştir
Bu değerlendirmeler ışığında Mahkeme emniyet teşkilatının ateşli silahların
kullanımına ilişkin ayrıntılı mevzuatın yokluğu ve polis operasyonlarının planlanmasındaki
eksiklik bağlamında polis memurunun insan yaşamını korumak iccedilin yeterli oumlnlemi almadığını
tespit etmiştir Bu nedenle Soumlzleşmenin 2 maddesinin maddi youmlnuumlnuumln ihlal edildiğine karar
verilmiştir
Usuli Youmlnuuml
Mahkeme soruşturmanın başvurucunun şikayetine karşılık olarak accedilıldığını fakat
başlangıccediltan beri ccedilok sayıda eksiklikle karşılaştığını goumlzlemlemiştir Buumlkreş İstinaf
Mahkemesirsquonin 28 Haziran 2010 tarihli kararında bu eksikliklerin bazılarını dikkate almıştır
İlk adli tıp raporu olaylardan uumlccedil yıl ve uumlccedil ay sonra 3 Mart 2009 tarihine kadar hazırlanmamış
ve ateş edilen atışın koşulları ve oumlzellikleriyle bağlantılı youmlnleri ele alınmamıştır Delillerin ele
geccedilirilmesindeki eksiklikler delilin temel parccedilalarının kaybolmasıyla teyit edildiği gibi
soruşturmanın yeterliliğine zarar vermiştir
Soruşturmacıların bağımsızlığı ve tarafsızlığı hakkında ise Mahkeme soruşturmanın
başlangıccedilta soumlzkonusu memurun bağlı olduğu polis yetkililerine emanet edildiğini dikkate
79
almıştır Buna rağmen bu yetkililer tarafından hiccedilbir adım atılmamıştır Soruşturmanın
tarafsızlığı adına Başsavcı davayı Temyiz Mahkemesinin cumhuriyet başsavcılığına
goumlndermeye karar vermiştir Bu makam ccedilok sayıda uzman raporu almış olayların yeniden
kurgulanmasını organize etmiş ve ana karakterlerin ve tanıkların yeniden sorgularını yapmıştır
Bundan dolayı Temyiz Mahkemesirsquonin cumhuriyet başsavcılığı himayesinde gerccedilekleştirilen
soruşturmalar gerekli bağımsızlık ve tarafsızlık hususunda Soumlzleşmeyle uyumluluk konusunu
guumlndeme getirmemiştir
Ancak Mahkeme 8 Kasım 2005 tarihli olaylar ile Buumlkreş Boumllge Mahkemesirsquonin 28
Şubat 2015 tarihli nihai kararı arasında 9 yıl 3 aydan fazla zaman geccediltiğini goumlzlemlemiştir
8 Kasım 2005 tarihli polis operasyonuyla ilgili işlemler bağlamında soruşturma hızlı
ve etkili olarak değerlendirilemeyecektir Bu nedenle Soumlzleşmenin 2 maddesinin usuli
youmlnuumlnuumln ihlal edildiğine karar verilmiştir
İHAS m61
Soumlzleşmenin 2 maddesinin usuli youmlnuumlnuumln ihlal edilmesinin sebeplerini goumlzoumlnuumlnde
tutarak Mahkeme Soumlzleşmenin 61 maddesine goumlre ayrı sorun ortaya ccedilıkmadığı kanaatine
varmıştır
Mahkeme Romanyarsquonın başvurucuya 2500000-Avro manevi tazminat ve yargılama
masrafları iccedilin 327000-Avro oumldemesine karar vermiştir
80
NİSAN 2020
Başvuru Adı Keaneyİrlanda
Başvuru No 7206017
Başvuru Tarihi 2 Ekim 2017
Karar Tarihi 30 Nisan 2020
Karar Linki httphudocechrcoeintengi=001-202411
Konu Başvurucunun gecikmeye accedilıkccedila katkıda bulunan davranışına
rağmen başvurucunun davayı ikame etmesi ile nihai kararın verilmesi arasında geccedilen 11 yılın makul
olmaması sebebiyle Soumlzleşmersquonin 6sect1 maddesinin (makul suumlrede yargılanma hakkı) ve Soumlzleşmersquonin
6sect1 maddesi ile bağlantılı olarak 13 maddesinin (etkili başvuru hakkı)ihlal edildiği
Olaylar Başvurucu Vincent Keaney 1955 doğumlu bir İrlanda vatandaşıdır ve Cobhrsquoda
(İrlanda) yaşamaktadır
Bay Keaney 1996rsquoda milli piyangoyu kazanmış ve Titanik Bar ve Restoran isimli bir tema bar
olarak işletme amacıyla Cobh limanında bir bina satın almıştır Bu ticari girişim başarısız olmuş ve
başvurucu 2000-2003 yılları arasında gerccedilekleşen işlemlerden dolayı 18 davalıya karşı yargı yoluna
başvurmuştur Başvurucu hile dolandırıcılık yalan beyan ve nuumlfuzu koumltuumlye kullanma da dacirchil olmak
uumlzere ccedileşitli iddialarda bulunmuştur
Bay Keaneyrsquoin sonucunda başarısız olduğu yargılama iki yargı seviyesi sonrasında 11 yıl iki
ay sonra huumlkme bağlanmıştır
Başvurucu İstinaf Mahkemesi aşamasında Temmuz 2008rsquode yerel gereklilikler uyarınca
uygun bir şekilde temyize başvurmadan oumlnce ccedileşitli durumlarda dava dilekccedilesini değiştirmek zorunda
bırakılmıştır 5 ay sonra İstinaf Mahkemesi iddialarını kanıtlayamadığına karar vererek başvurucunun
accediltığı davaları reddetmiştir
Bay Keaney 2007 ve 2009 yılları arasında İstinaf Mahkemsie kararlarına karşı temyiz yoluna
başvurmuştur Davalıların başvurucunun gerekli belgeleri sağlayamadığı gerekccedilesiyle temyiz
başvurularının reddi talepleri 2014rsquote goumlruumllmuumlştuumlr ve başvurucudan sırasıyla Nisan 2015 ve Mart
2016rsquota beyanlarını sunması istenmiştir Temyiz Mahkemesi sonunda Temmuz 2015 ve Nisan 2017
yıllarında kararlarını accedilıklamış ve İstinaf Mahkemesinin kararlarını bozmaya yer olmadığını karar
vermiştir
81
İstinaf Mahkemesince iddialarının ccediloğu ldquokazanma şansı olmadığı bilinerek ve sırf karşı tarafa
zarar vermek amacıyla accedilılmışrdquo olarak goumlruumllduuml ve Temyiz Mahkemesi de yazılı beyanlarındaki
temellendirilmemiş iddiaların eklenmesinin ldquotamamen suumlrecin koumltuumlye kullanılmasırdquo olduğunu
belirtmiştir
İhlal İddiaları Bay Keaney Madde 6sect1rsquoe (makul suumlrede adil yargılanma hakkı) istinaden
davayı ikame etmesi ile nihai kararın verilmesi arasında geccedilen 11 yılın makul olmadığını ileri suumlrmuumlştuumlr
ve davasındaki gecikmelerin İrlanda hukuk sisteminin oumlrguumltlenmesinden kaynaklandığını belirtmiştir
Ayrıca İrlanda hukukunda Madde 13 (etkili ccediloumlzuumlm hakkı) kapsamında ne aşırı uzun
yargılamalar iccedilin etkili bir ccediloumlzuumlm bulunduğunu ne de bu tuumlr gecikmeleri gidermek iccedilin bir mekanizma
olduğu iddia etmiştir
Karar
Madde 6sect1 (makul suumlrede yargılanma hakkı)
Mahkeme başvurucunun davasını gerektiği gibi savunmaksızın birden fazla sanık aleyhine
dava accedilmasını iccedileren davranışları goumlz oumlnuumlne alındığında İstinaf Mahkeme yargılamalarının makul bir
suumlre iccedilinde ccediloumlzuumllduumlğuumlnuuml tespit etmiştir
Bu nedenle İstinaf Mahkemesinin 2006 ve 2007deki ilk ccedilalışmalarının ccediloğu birccedilok iddiadan
hangisinin reddedilmesi gerektiğine karar vermeye ayrılmıştır Vekili bulunmasına rağmen
başvurucunun davasını gerektiği gibi savunup ilerletememiş olması bu seviyedeki yargılamanın
gecikmesine kesin bir şekilde ve ilaveten katkıda bulunmuştur Nitekim iccedil hukuktaki usullere uygun
olarak davasını savunduktan sonra İstinaf Mahkemesi yargılamayı beş ay iccedilinde sonuccedillanmıştır
Temyiz Mahkemesi seviyesinde başvurucunun temyiz başvurusunu savunma tarzına ilişkin
sorunlar devam etmiştir Başvurucu gerekli temyiz belgelerini sunmamış ve yasal sunumlarını
zamanında yapmamıştır
Ancak başvurucunun bu davranışının tek başına temyiz yargılamasının tuumlm uzunluğunu haklı
goumlstermesi muumlmkuumln değildir Bu yargılamanın bazı aşamaları makul olmayan bir şekilde uzamıştır ve
başvurucunun Temyiz Mahkemesi oumlnuumlndeki başvurularını kovuşturmadaki eylemsizliği goumlruumlnuumlşe
goumlre sanıkların bu temyiz başvurularını reddettirmek iccedilin harekete geccedilmesine kadar herhangi bir
yansıma olmaksızın devam etmiştir
Başvurucunun Temyiz Mahkemesine başvurması ile ikinci temyiz başvurusunun reddedilmesi
arasında sekiz yıl geccedilmiştir Temyizlerin beş ila yedi yıl arasında uykuda kalmasına izin verilmesi
konusunda yeterli accedilıklama yapılmamıştır
82
Sonuccedil olarak Mahkeme hem İstinaf hem de Temyiz Mahkemelerinde gecikmeye accedilıkccedila
katkıda bulunan başvurucunun davranışına rağmen yargılama suumlresinin aşırı uzun olduğunu belirterek
6sect1 maddenin ihlal edildiğine karar vermiştir
Madde 13 (etkili başvuru hakkı)
Mahkeme 2010 tarihli McFarlane v İrlanda (no 3133306) Buumlyuumlk Daire kararında Huumlkuumlmet
tarafından oumlnerilen yerel ccediloumlzuumlmlerden hiccedilbirisinin oumlzellikle de zamanında yargılanmaya dair anayasal
hakkın ihlali iccedilin tazminat davasının etkili olarak duumlşuumlnuumllemeyeceğini belirterek ceza yargılamasında
makul olmayan gecikme sebebiyle Madde 6sect1rsquoin ve Madde 6 ile bağlantılı olarak Madde 13rsquouumln ihlal
edildiğine huumlkmedildiğini vurgulamıştır
Mevcut dosyada Huumlkuumlmet tarafında oumlnerilen temel ccediloumlzuumlm zamanında yargılanmaya dair
anayasal hakkının ihlali iccedilin tazminat davasındaki ile aynı kalmaya devam etmiştir
Huumlkuumlmet McFarlanersquoden sonra huumlkme bağlanan bir yerel kararın Nash v DPP [2017] 3 IR
320 hangi koşullar altında ceza yargılamalarında gecikme durumunda anayasal tazminata
huumlkmedileceği konusunda Temyiz Mahkemesi tarafından yapılan oumlnemli bir accedilıklama teşkil ettiğini
beyan etmiştir Bu karar oumlzellikle zamanında yargılanmaya dair anayasal hakkın İrlanda Hukukursquonda
yerleşmiş olduğunu teyit etmiş ve uygun durumlarda İrlanda Mahkemelerirsquonin tazminata
huumlkmedileceğini belirtmiştir
Mahkeme Huumlkuumlmetrsquoin cevabı aşağıdaki sıkıntıları iccedilerdiğini belirlemiştir
İlk olarak Nash kararında Temyiz Mahkemesi Devlet tarafında kusurlu gecikme olmadığına
dair verdiği karara ilişkin temel aldığı koşullara dair parametreleri tanımlamaktan sakınmıştır
Mahkeme bir Anglosakson hukuku mahkemesinin gerekli parametreleri uygun somut bir dava
bağlamında değil soyut olarak geliştirme konusundaki suskunluğunun anlaşılabilir olduğunu
belirtmiştir Mahkeme ayrıca hukuk yollarının anayasal bir sistemde ve daha da oumlnemlisi İrlanda gibi
yazılı bir Anayasaya sahip bir Anglosakson hukuku sisteminin oumlzel durumunda gelişmesine izin
vermenin oumlnemini kabul etmiştir
Bununla birlikte makul olmayan gecikmeler iccedilin etkili bir hukuk yolunun varlığına ilişkin
sorunlar 2003 yılından bu yana işaretlenmiş ve o zamandan beri hukuk ve ceza yargılamalarını iccedileren
davalarda yinelenmiştir
İkinci endişe ise haksızlığı telafi iccedilin kullanılan ccediloumlzuumlmuumln hızına ilişkindir Olağan hukuk
davaları temyizleri dacirchil olmak uumlzere Temyiz Mahkemesinde uzun bekleme suumlreleri mevcuttur
Mahkeme Hizmetleri Yıllık Raporursquonda 2018 yılında olağan hukuk davalarına ilişkin başvuruların
İstinaf Mahkemesinde bekleme suumlresinin 20 ay olduğu belirtilmiştir Aynı rapor Temyiz Mahkemesine
83
ilişkin olarak mahkemeye temyize başvurma izni vermeye dair bildirim ile izne dair kararın ccedilıkması
arasında altı hafta bekleme suumlresi olduğu belirtilmiştir dolayısıyla her ne kadar Temyiz Mahkemesinin
en son raporu dramatik bir duumlşuumlşe işaret etse de izin tarihinden kararın verilmesine kadar geccedilen
bekleme suumlresi 68 hafta suumlrmuumlştuumlr Mahkeme Nash davasında makul olmayan gecikme talebiyle ilgili
tazminat davalarının altı buccediluk yıldan fazla suumlrduumlğuumlnuuml kaydetmiştir
Mahkeme ayrıca bilgisi dahilinde olduğu oumllccediluumlde yasama oumlncesi aşamada kalan ve
ilerletilmeden oumlnce Huumlkuumlmet duumlzeyinde ilave değerlendirme gerektiren tazminat ccediloumlzuumlmuuml sağlamayı
amaccedillayan taslak Avrupa İnsan Hakları Soumlzleşmesi Genel Şema (Mahkeme Yargılamalarında Gecikme
Halinde Tazminat) 2018 tasarısına da dikkat ccedilekmiştir
Nihayet bir başka ccediloumlzuumlm 2003 tarihli Avrupa İnsan Hakları Soumlzleşmesi Kanunu kapsamındaki
bir tazminat başvurusu ancak tazminat iccedilin başka bir dava imkanı mevcut olmadığında muumlmkuumlnduuml
Nash kararında Temyiz Mahkemersquonin sunduğu accedilıklamaya rağmen dosyanın hızlı işlem goumlrmesi
hakkına saygı duyulmamasının uygulamada ccediloumlzuumlme kavuşturulması hala hem potansiyel
başvurucuların hem de Devletrsquoin oumlnemli oumllccediluumlde ccedilaba zaman ve hatta masrafını gerektirmektedir
Huumlkuumlmet ayrıca AİHS Kanunu kapsamında tazminat davasının tali olasılığına ve makul olmayan
gecikme halinde boumlyle bir ccediloumlzuumlmuumln muumlmkuumln olup olmadığına dair soruya dair de bir bilgi
sağlamamıştır
Dolayısıyla Mahkeme bu koşullarda Soumlzleşmersquonin 6sect1 maddesi ile bağlantılı olarak 13
maddesinin ihlal edildiğine karar vermiştir
Adil Tazmin (Madde 41)
Mahkeme yerel mahkemelerin başvurucunun dosyasını suumlrduumlrmedeki tavrının neredeyse
suumlrecin koumltuumlye kullanılması olduğunu belirttiğine dikkat ccedilekmiştir Huzurdaki dosyada Mahkemersquonin
Madde 6 ve Madde 13rsquouumln birlikte ihlaline karar verirken niyeti başvuruculara sadece Avrupa
Soumlzleşmesirsquonin ihlalini elde etmeyi amaccedillayarak yerel duumlzeyde koumltuumlye kullanır bir şekilde dava accedilma
youmlnuumlnde ters bir teşvik vermek değildir
Dolayısıyla Mahkeme Soumlzleşmersquonin amaccedilları bakımında Soumlzleşme Madde 6sect1 ile Madde
13rsquouumln ihlaline karar vermenin başlı başına adil tazmin olduğuna karar vermiştir
84
Başvuru Adı Dragan PetrovićSırbistan
Başvuru No 7522910
Başvuru Tarihi 6 Aralık 2010
Karar Tarihi 14 Nisan 2020
Karar Linki httphudocechrcoeintengi=001-202345
Konu Polisin cinayet soruşturması sırasında başvurucunun evinde
DNA oumlrneği almak iccedilin arama yapmasının Soumlzleşme madde 8 (oumlzel hayata saygı hakkı) ihlali
olmaması (oybirliği) ve başvurucudan DNA iccedilin tuumlkuumlruumlk alınmasının Soumlzleşme madde 8 ihlali
olması (oyccedilokluğu)
Olaylar Başvurucu Dragan Petrović Suboticarsquoda (Sırbistan) yaşayan
1985 doğumlu bir Sırbistan vatandaşıdır
Temmuz 2008rsquode polis başvurucunun yaşlı bir adamın şiddetli darbe sonucu oumllmesine
karışmış olabileceğine ilişkin bilgi almıştır Bu bilgiye dayanarak soruşturma hakimi ayrı iki
kararla başvurucunun dairesinin aranmasına ve DNA incelemesi iccedilin başvurucudan tuumlkuumlruumlk
oumlrneği alınmasına karar vermiştir
Arama cinayetin ardından alınan nesnelere odaklanmıştır oumlzellikle de succedil ile bağlantılı
olabilecek ldquosiyah deri ceketrdquo ve ldquoayakkabılar ile diğer eşyalarrdquo Polis dairede iki tabanca
bulmuştur başvurucu tabancalarla ilgili bilgi sahibi olmadığını belirtmiştir
DNA tuumlkuumlruumlk testi cinayet mahallinde bulunan DNA ile karşılaştırma yapılması iccedilin
gerekli goumlruumllmuumlş ve hakim polise tıp uzmanları ile gerektiği takdirde zor kullanarak
başvurucudan oumlrnek veya kan oumlrneği alınması iccedilin izin vermiştir Avukatı hazırken başvurucu
goumlrevlilere tuumlkuumlruumlk oumlrneği vermeyi kabul etmiştir Bununla birlikte kararın nasıl
gerccedilekleştirildiğine dair polis tarafından tutulan resmi bir kaydın olmadığı anlaşılmaktadır
Ağustos 2008rsquode polis başvurucuya yasa dışı ateşli silah bulundurmak succedilunun isnat
edileceğini soruşturma hakimine bildirmiştir Yetkililer başvurucunun DNA oumlrneği ve cinayet
mahallinde bulunan biyolojik izler arasında bir eşleşme bulamamıştır
85
Ağustos 2008rsquode başvurucu Anayasa Mahkemesine başvurmuş ve Soumlzleşme madde 8
ve Anayasa madde 25 ve 40 kapsamında konuta ve oumlzel hayata saygı hakkının ihlal edildiğini
ileri suumlrmuumlştuumlr Mahkeme Ekim 2010rsquoda başvuruyu esastan reddetmiştir
İhlal İddiaları Başvurucu yapılan aramanın ve DNA oumlrneği alımının
Soumlzleşme madde 8 kapsamında korunan haklarını (oumlzel hayata ve aile hayatına saygı hakkı)
ihlal ettiğini ileri suumlrmuumlştuumlr
Karar
Madde 8
Mahkeme oumlncelikle başvurucunun altı aylık suumlreden sonra başvuru yaptığına ve iccedil
hukuk yollarını tuumlketmediğine ilişkin Huumlkuumlmet itirazlarını başvurucunun başvurduğu Anayasa
Mahkemesinin etkili bir iccedil hukuk yolu olduğunu goumlz oumlnuumlnde bulundurarak reddetmiştir
Davayı esastan incelerken Mahkeme ilk olarak başvurucunun evinde yapılan aramayı
inceleme konusu yapmıştır Mahkemenin kararına goumlre konuta saygı hakkına muumldahale
oluşturan bu arama kanun tarafından oumlngoumlruumllmuumlştuumlr ve meşru bir amaca hizmet etmektedir
Dolayısıyla asıl sorun bunun orantılı olup olmadığı ldquodemokratik bir toplumda gereklirdquo olup
olmadığıdır
Mahkeme izin verilen aramanın cinayet soruşturması bağlamında olduğunu ve polisin
araştırdığı şeylerin belirli olduğunu (siyah deri ceket ayakkabılar ve cinayetle ilişkili diğer
nesneler) kaydetmiştir Bu sebeple Mahkeme arama emrinin belirsiz olduğunu ileri suumlren
başvurucu iddiasına katılmamaktadır
Mahkeme ayrıca arama esnasında başvurucunun avukatının ve ev sahibinin hazır
bulunması sebebiyle herhangi bir koumltuumlye kullanma durumuna elverişli ve etkili bir şekilde karşı
koyabileceğini kaydetmiştir Dahası avukat elkoyma tutanağı ve arama-elkoyma işleminin
resmi kaydını imzalamış izin sebebi dışında arama işlemine şerh duumlşmemiştir
Bu sebeple Mahkeme soumlz konusu muumldahalenin demokratik toplumda gerekli olduğuna
ve polisin dairede yaptığı aramanın Madde 8 ihlali olmadığına huumlkmetmiştir
DNA oumlrneği alınması meselesini ele alırken Mahkeme bu hareketin başvurucunun oumlzel
hayata saygı hakkına muumldahale anlamına geldiğini tespit etmiştir İşleme verdiği onay aksi
86
takdirde tuumlkuumlruumlk veya kan oumlrneğinin zorla alınması tehdidi altında gerccedilekleştiği iccedilin eyleme
geccedilerlilik kazandırmaz
Mahkeme DNA oumlrneği kararının herhangi bir huumlkuumlmde geccedilmediğini ilgili Ceza
Muhakemesi Kanunu maddesinin mahkemeye yalnızca kan oumlrneği alımı ya da ceza
soruşturmasında ldquooumlnemlirdquo olguları tespit etmek iccedilin tıbben gerekli goumlruumllmesi halinde ldquodiğer
tıbbi işlemlerrdquo iccedilin karar yetkisi oumlngoumlrduumlğuumlnuuml kaydetmiştir Bunlara ek olarak dava dosyasına
goumlre işlemlerle ilgili resmi kayıt tutmamışlar Ceza Muhakemeleri Kanununun ilgili huumlkmuumlne
riayet etmemişlerdir
Mahkeme ayrıca ilgili huumlkmuumln DNA oumlrneği alma konusunda 2011rsquode değiştirilen
Ceza Muhakemeleri Kanunda sonradan yer alan ccedileşitli yeni guumlvencelerden yoksun olduğunu
kaydetmiştir Bu yeni guumlvenceler ağız ccedilubuğuyla oumlrnek alınmasına işlemin uzman eşliğinde
gerccedilekleşmesine ve rıza olmaksızın ağzından oumlrnek alınabilecek insanların sınırlandırılmasına
oumlzel atıf iccedilermektedir
Mahkeme boumlylelikle davalı Devletin 2011 tarihli kanunda daha ayrıntılı huumlkuumlmler
koyarak bu alanda daha sıkı duumlzenleme yapılmasına ihtiyaccedil duyduğunu zımnen kabullendiğine
karar vermiştir
Mahkeme DNA oumlrneği alınarak başvurucunun oumlzel hayatına muumldahale edilmesinin
kanuni olmadığına ve madde 8 ihlali olduğuna huumlkmetmiştir
Madde 6
Başvurucu aynı zamanda Soumlzleşme madde 63(a)ya aykırı olarak belirli bir succedilun
şuumlphelisi olduğuna dair yetkililerin kendisini derhal ve ayrıntılı olarak bilgilendirmemesinin
haberdar edilme hakkını ihlal ettiğini iddia etmiştir
Mahkeme başvurucunun bu iddialarının madde 8 kapsamındaki iddialarına ek
olmaktan ziyade ayrı bir şikayet noktası olduğunu ve bu iddiaların iccedil hukukta ileri
suumlruumllmediğini tespit etmiştir Bu sebeple başvurunun bu kısmı iccedil hukuk yollarının
tuumlketilmemesi sebebiyle reddedilmiştir
Adil Tazmin (Madde 41) Mahkeme altıya karşı bir oyla Sırbistanrsquoın başvurucursquoya
1500 euro manevi tazminat ve yargılama giderleri iccedilin 1200 euro oumldemesine huumlkmetmiştir
87
Başvuru Adı Shmelev ve diğerleriRusya
Başvuru No 4174117 ve diğer 16 dava
Başvuru Tarihi 2017 ve 2018rsquode ccedileşitli tarihler
Karar Tarihi 09 Nisan 2020
Karar Linki httphudocechrcoeintengi=001-202347
Konu Mahkemersquonin Rusya aleyhine verdiği uygunsuz tutulma
koşullarına youmlnelik kararlara karşı 2019rsquoun sonunda yuumlruumlrluumlğe giren yeni yasanın tutuklulara
tutukluluk koşullarının elverişsizliğinin tazminat hakkı vermesi 17 başvurunun altısının
tutukluluklar sona erdiği iccedilin kabul edilemez bulunması yeni tazminat hukuk yolunun oumlzellikle
tutukluluk veya yerel kuralların ihlali sebebiyle olan mahpusluğun bazı hallerindeki gibi diğer
hukuk yolları aranmadığı takdirde etkili olması
Olaylar Başvurucular Rusya vatandaşıdır ve Rusyarsquoda ccedileşitli
merkezlerde ceza yargılamalarındaki mahkumiyetlerinden oumlnce ya da sonra tutulmaktadırlar
veya tutulmuşlardır
Başvuruculardan yedisi tutukevlerinde tutuklu olarak tutulmakta veya tutulmuştur
Kalan on başvurucu ise ıslah edici kolonilerde huumlkuumlmluuml olarak tutulmuş veya tutulmaktadır
Başvurucuların tamamı oumlzellikle aşırı doluluktan dolayı elverişsiz olan tutulma
koşullarından şikayet etmiştir Bazı başvurucuların tutuklulukları dosya AİHM oumlnuumlnde taraf
goumlruumlşleri alınma aşamasındayken sona ermiştir diğerlerinin ise devam etmiştir
Mart 2020 itibariyle Rusya aleyhine tutulma koşulları ile ilgili 1450 benzer başvuru
mahpusluk koşulları ile ilgili 3600 başvuru incelenmeyi beklemektedir
Aralık 2019rsquoda Federal Kanun no494-FZ (Tazminat Kanunu) kabul edilmiş ve 27
Ocak 2020rsquode yuumlruumlrluumlğe girmiştir Buna goumlre herhangi bir tutuklu ulusal veya uluslararası
standartların tutulma suumlresinde ihlal edilmesi halinde mahkemede maddi tazminat talebinde
bulunabilecektir
88
Tazminat Kanunu AİHMrsquoin sırasıyla tutukevlerindeki ve cezaevlerindeki yetersiz
koşullara değinen 2012 tarihli Ananyev ve DiğerleriRusya (BN 4252507 ve 6080008) ile
2013 tarihli Sergey BabushkinRusya (BN 599308) kararları sonucu kabul edilmiştir
Rusya Huumlkuumlmeti yeni kanun ve uygunsuz tutulma koşullarını hafifletme amacını
taşıyan diğer ulusal gelişmelerle ilgili olarak bilgilendirmede bulunmuştur Tazminat Kanunun
tutulma koşulları ile ilgili şikayetler accedilısından yeni bir kanun yolu olarak ele alınmasını
Mahkemeden istemiştir Başvurucular bu goumlruumlşe katılmamış veya yorumsuz kalmıştır
İhlal İddiaları Başvurucular madde 3rsquoe (insanlık dışı veya aşağılayıcı
muamele yasağı) dayanarak oumlzellikle aşırı doluluktan dolayı tutulma koşullarının elverişsiz
olmasını şikayet etmiştir Bazı başvurucular madde 13rsquoe (etkili başvuru hakkı) dayanarak
tutulma koşullarıyla ilgili etkili başvuru olmamasını şikayet etmiştir
Karar
Madde 3 ve 13 (uygunsuz tutulma koşulları)
Oumlncelikle Mahkeme elverişsiz tutulma koşullarına youmlnelik kanun yollarıyla ilgili
olarak bazı uumlye Devletlerce yapılan yenilikleri hatırlatmıştır Muumlmkuumln olan 2 yolu
vurgulamıştır Bunlar mevcut tutukluluğun şartlarını geliştirme (oumlnleyici) ve sebep olunan
herhangi bir zarar iccedilin tazminattır (telafi edici) Mahkeme oumlnleyici ve telafi edici yolların
birbirleriyle ilişkili olduklarını ve etkili olmaları iccedilin birlikte ele alınmalarının gerekliliğini
vurgulamıştır
Bununla beraber iki yol da ayrı ayrı incelenmelidir Boumlylelikle Mahkeme oumlnleyici
yolun etkililiğinin hala değerlendirilmesi gerektiğine karar verirken Tazminat Kanununa ilişkin
vardığı sonucun kapsamını yalnızca geccedilmiş tutulmalar ile sınırlamıştır
Mahkeme Tazminat Kanununun prensipte geccedilmişteki tutukluluk ve bazı mahpusluk
hallerinin -ki sonuncusu iddia edilene goumlre yerel huumlkuumlmleri ihlal etmektedir- geliştirilmesiyle
ilgili davalarda elverişli ve etkili bir tazmin yolu olduğunu tespit etmiştir
Bu yol ccedilelişmeli yargılamaya uygun ve gerekli usuli guumlvencelere sahiptir ilgili kişilerin
erişimine doğrudan accedilıktır ve onlara makul derecede başarı umudu sunmaktadır Dahası bu
tarz iddiaların makul suumlre iccedilinde işleme alınmayacağına huumlkmedilen tazminatın Soumlzleşme
89
standartlarına uygun olmayacağına ya da derhal oumldenmeyeceğine inanmamak iccedilin bir sebep
yoktur
Ayrıca Tazminat Kanununa Yuumlksek Mahkemenin accedilıklayıcı ve youmlnlendirici rehberliği
eşlik etmiştir Ayrıca bu Kanun elverişsiz tutulma koşullarını hafifletmeyi amaccedillayan
uygulamalar ve ulusal mevzuata [2015rsquote yuumlruumlrluumlğe giren İdare Usul Kanunu ve Ceza
Kanunundaki birccedilok mahkumiyette tutukluluk suumlresinin mahpusluk suumlresinden duumlşuumllmesi
gibi değişiklikler] dayanmaktadır
Mahkeme yeni tazminat yolunun Rusya mevzuatının tutulan kişi iccedilin koyduğu kişisel
alan standardının Soumlzleşme madde 3 kapsamındaki insanlık dışı ve aşağılayıcı muameleye dair
minimum ağırlık eşiğine uygun olduğu durumlarda (733413 başvuru numaralı
MuršićHırvatistan Buumlyuumlk Daire kararında her tutuklu iccedilin 3 metrekarelik kişisel alan
oumlnerilmiştir) veya tutulmanın ulusal standartların altına duumlştuumlğuuml durumda geccedilmiş tutulmalar
iccedilin kullanılabilecek etkin bir yol olarak değerlendirilmesi gerektiğine karar vermiştir
Mahkeme altı başvurucu iccedilin bu durumu tespit etmiştir Mahpusluk veya tutukluluk
doumlnemindeki elverişsiz koşullar sonucu haklarının ihlal edildiğine youmlnelik iyi temellendirilmiş
şikayetlerde bulunan bu başvurucular Mahkemeye başvurmadan oumlnce tazminat almak iccedilin
Tazminat Kanununu kullanabilirlerdi Bu yeni ulusal kanun yolunu tuumlketmemeleri sebebiyle
madde 3 ve 13 kapsamında yaptıkları başvuru kabul edilemez bulunmuştur
Tazminat Kanunundaki geccediliş huumlkuumlmleri uyarınca Kanun yuumlruumlrluumlğe girdiğinde
şikayetleri Mahkeme oumlnuumlnde bekleyen veya kanun yolu tuumlketilmediği sebebiyle kabul
edilemez olanlar 180 guumln iccedilinde mevzubahis yoldan yararlanabilir Bunu goumlz oumlnuumlnde
bulunduran Mahkeme bu yaklaşımı tuumlm benzer başvurulara (oumlrneğin ulusal standartların
tutulma sırasında ihlal edildiği ileri suumlruumllen başvurular) yayma kararı vermiştir
Bununla birlikte ulusal mevzuatın Soumlzleşme gerekliliklerine accedilıkccedila uygunsuz olduğu
goumlruumllen bir standart -mahpus başına 225 metrekarelik kişisel alan- belirlediği durumlarda yeni
tazminat yolunun etkililiği geccedilmiş tutulmalarda bile kesin değildir Başvurulardan uumlccediluumlnde
durum budur
Mahkeme bu sebeple başvuruları sonraya bırakmaya karar vermiş ve taraflardan
geccedilmiş tutulmalar iccedilin tazminat yollarının etkililiğini accedilıkladıkları yazılı goumlruumlşlerini
bildirmelerini istemiştir
90
Mahkeme tutulma suumlrelerinin devam ettiğini goumlz oumlnuumlnde bulundurarak diğer sekiz
başvuruyu da aynı şekilde ertelemeye karar vermiştir Ccediluumlnkuuml mevcut oumlnleyici hukuk yollarının
etkililiğini tespit iccedilin elinde yeterli materyal yoktur Şuumlphesiz İdare Usul Kanunu tarafından
sağlanan yargı yollarının etkililiği oumlzellikle ceza kurumlarındaki aşırı kalabalığın yaygınlığı
bakımından değerlendirilmeyi beklemektedir Bunun iccedilin de taraflardan yazılı goumlruumlş
istenmiştir
Ulusal kanun yollarının etkililiğinin daha ileri değerlendirmesi yapılana kadar aynı
konu ile ilgili yapılan tuumlm başvuruların incelemesi beklemeye alınacaktır Mahkeme dostane
ccediloumlzuumlm oumlnerilerini veya tek taraflı beyanları işleme alarak ya da başka bir şekilde tarafların
halihazırda bilgilendirildiği (ldquotebliğ edilmişrdquo) davaları inceleyebilir
91
Başvuru Adı CastellaniFransa
Başvuru No 4320716
Başvuru Tarihi 26082009
Karar Tarihi 30 Nisan 2020
Karar Linki httpshudocechrcoeinteng22itemid22[22001-
19688722]
Konu
Başvurucunun evinde eşi ve kızıyla beraberken oumlzel silahlı polis birimi tarafından
tutuklanması esnasında maruz kaldığı şiddete ilişkin olarak polis operasyonun nihai amaccedil olan
şuumlphelinin yakalanması iccedilin gerekli olan şekilde gerccedilekleştirilmediği ve başvurucunun
yakalanması iccedilin kullanılan araccedilların oumllccediluumlsuumlz olduğu gerekccedilesiyle Soumlzleşmersquonin 3 maddesinin
ihlal edilmesi
Olaylar
Başvurucu Joseph Castellani 1956 doğumlu ve Conteste (Fransa) yaşayan bir Fransız
vatandaşıdır
Mayıs 2002de kimliği bilinmeyen kişilere karşı tanıkların korkutulması ve oumlluumlm
tehditleri nedeniyle polise youmlnelik şiddet olaylarına ilişkin EHnin uumlccedil aile uumlyesinin mahkum
edildiği bir davada ifade veren avukatın şikayeti uumlzerine adli tahkikat başlatılmıştır
Soruşturmadaki başlıca şuumlpheliler başvurucunun arkadaşı ve komşusu olan EH
ailesinin uumlyeleridir
18 Haziran 2002de Nice şehrinin polis ekibi EHnin aile uumlyelerini yakalamak iccedilin
GIPNden (ulusal polisin oumlzel silahlı muumldahale birimi) destek talep etmiş ve bu talep kabul
edilmiştir Polis şefi Rnin talebi uumlzerine GIPN biriminin başkanı aynı davaya dahil olan Bay
Castellaniyi yakalamak iccedilin muumldahale etmeyi kabul etmiştir Polis operasyonunun
gerccedilekleştiği koşullar taraflarca ihtilaflıdır 13 Kasım 2002 tarihinde soruşturmanın hakimi
tarafından Bay Castellanirsquonin yakalanmasına neden olan tanıkları korkutma ve oumlluumlm tehdidi
succedillamalarını duumlşuumlren kararla soruşturmaya son verilmiştir
92
13 Ocak 2009 tarihinde Ceza Mahkemesi Bay Castellaniyi ruhsatsız bir silaha sahip
olmaktan succedillu bulmuş ve kendisine para cezası vererek cezayı ertelemiştir Mahkeme evinde
saldırıya uğradığını duumlşuumlnmesinin makul olduğu gerekccedilesiyle meşru muumldafaa amacıyla hareket
ettiğini kabul ederek kamu goumlrevlisine youmlnelik kasten saldırı succedilundan beraatine karar
vermiştir
18 Kasım 2002 tarihinde Bay Castellani polis memurlarının kasti şiddet ve barbarca
fiil tehdidi altındaki bir kişiye yardım etmedikleri iddiasıyla ceza davasına muumldahil olarak
katılma başvurusunu iccedileren bir şikayette bulunmuştur 2 Temmuz 2004 tarihinde soruşturma
hakimi Nice Ceza Mahkemesi oumlnuumlnde yargılanacak polis memurlarına karşı tehlikedeki bir
kişiye yardım etmeme succedillamasını suumlrduumlrerek bazı succedillamaları duumlşuumlrmeye karar vermiştir
Başvurucunun itirazını takiben İstinaf Mahkemesi soruşturmanın kısmen sonlandırılması
kararını iptal etmiş ve soruşturmanın asıl succedillamalara dayanılarak devam ettirilmesine karar
vermiştir
27 Ocak 2006 tarihinde kamu goumlrevlilerinin kasıtlı şiddet uyguladıkları succedillamalarını
reddeden soruşturmanın kısmen sonlandırılması kararı verilmiştir Başvurucu temyize
gitmiştir 15 Haziran 2006 tarihli bir kararla İstinaf Mahkemesi barbarca fiil succedillamasının sona
erdirilmesini onamıştır 25 Ekim 2007 tarihli bir kararda aynı zamanda kamu goumlrevlileri
tarafından kasten şiddet uygulanması succedillamasının sona erdirilmesi onanmıştır
26 Haziran 2009 tarihinde Bay Castellani kendisine verilen zararın tazmini iccedilin
Devlete dava accedilmıştır Mahkeme 5 Nisan 2011 tarihli bir kararla Devletin başvurucuyu
yakalaması iccedilin GIPNyi goumlndermesine istinaden sorumluluğunu iccedileren ciddi bir ihmal eylemi
gerccedilekleştirdiğine karar vermiştir Devletin başvurucuya tazminat olarak 59000 Euro (EUR)
ve masraf olarak 3500 Euro(EUR) oumldemesine karar verilmiştir 12 Nisan 2012 tarihinde Aix-
en-Provence İstinaf Mahkemesi Bay Castellanirsquonin davasının kabul edilebilirliğini onamış
ancak kararın geri kalanını bozmuş ve başvurucunun iddialarını reddetmiştir Bay
Castellaninin masraflara ek olarak Hukuk Usuluuml Kanununun 700 maddesi uyarınca 1700
Euro oumldemesine huumlkmedilmiştir
Temyiz Mahkemesi kararı bozarak davayı Montpellier İstinaf Mahkemesirsquone geri
goumlnderdi 27 Ocak 2015 tarihindeki bir kararla Montpellier İstinaf Mahkemesi GIPNrsquonin
muumldahalesinin Devletrsquoin sorumluluğunu yol accedilan bir durum olduğunun kanıtlanamadığına
karar vermiştir Mahkeme bu muumldahalenin yalnızca başvurucunun kendisini savunmak iccedilin
93
işlediği eylemler accedilısından değil aynı zamanda yakalama işlemine direnme konusundaki ısrarı
accedilısından da isabetsiz veya orantısız olmadığına karar vermiştir Ancak İstinaf Mahkemesi
başvurucuya polis goumlzetimindeyken tıbbi bakım sağlanmaması nedeniyle Devletrsquoin ciddi
ihmali bulunduğuna karar vermiştir Devletrsquoin başvurucuya tıbbi bakım eksikliğinden dolayı
tazminat olarak 5000 EUR ve Medeni Usul Kanununun 700 maddesi uyarınca 2000 EUR
oumldemesine karar verilmiştir
Temyiz Mahkemesi 10 Şubat 2016 tarihinde başvurucunun temyiz başvurusunu
hukuki accedilıdan reddetmiştir
İhlal İddiaları
Başvurucu Avrupa İnsan Hakları Soumlzleşmesinin 3 maddesine (insanlık dışı veya
aşağılayıcı muamele yasağı) dayanarak polis tarafından tutuklanmasıyla birlikte GIPNnin
muumldahalesinin ve guumlccedil kullanımının ne gerekli ne de orantılı olduğunu ekleyerek şiddet
eylemlerinden şikayetccedili olmuştur
Karar
3 Madde
Mahkeme dosyadaki tuumlm sağlık raporlarının başvurucunun ciddi şekilde yaralandığını
kaydettiğini belirtmiştir Başvurucu fiziksel acıya ek olarak ruhsal zorluklara da katlanmak
zorunda kalmıştır
Bay Castellani ccedilok sayıda teccedilhizatlı ve silahlı memur tarafından ailesinin goumlzleri
oumlnuumlnde kapı ve oumln kapı zorla accedilıldıktan sonra sabahın erken saatlerinde evinde goumlzaltına
alındığından oumltuumlruuml ailesinin karşısında kuumlccediluumlk duumlşme ve aşağılanma hissi ile guumlccedilluuml korku ve
endişe yaşamıştır
Mahkeme operasyonun planlanmasına ilişkin ilke olarak ceza soruşturmasında
sorgulanacak bir bireyin tutuklanması iccedilin belirli bir birimin seccedililmesine ilişkin huumlkuumlm
vermenin kendi goumlrevi olmadığını belirtmiştir Bununla birlikte genellikle aşırı şiddet
durumlarında veya oumlzellikle hızlıkesin tepki gerektiren tehlikeli durumlarda devreye giren oumlzel
birimlerin muumldahalesinin otoritenin koumltuumlye kullanılması ve insan onurunun ihlali gibi belirli
riskler doğurabileceği youmlnuumlndeki yaklaşımını tekrar vurgulamıştır Bu nedenle bu tuumlr
94
birimlerin muumldahalesinin guumlvencelerle ccedilevrelenmesi gerekmektedir (Bkz Kučera Slovakya
no 4866699 sect 122 17 Temmuz 2007)
GIPNnin yardımıyla polis muumldahalesinin amacı başlangıccedilta EH ailesini yakalamaktır
Komutan soruşturma yargıcından GIPNnin muumldahalesini istemiştir bu muumldahale daha sonra
Kamu Guumlvenliği Muumlduumlruuml tarafından başvurucuyu değil bir polis memurunun şiddet ve
kaccedilırılma succedilundan mahkum edilmiş olan EH ailesinin uumlyelerini yakalamak iccedilin kabul
etmiştir Polis şefi R ancak bu ailenin bazı uumlyeleri tutuklandıktan sonra GIPNnin varlığının
sağladığı fırsattan yararlanarak soruşturma yargıcına bilgi vermeden veya Kamu Guumlvenliği
Muumlduumlruuml ile mutabakat sağlamadan aynı davaya karıştığından şuumlphelenilen başvurucunun
yakalanması iccedilin yardım talebinde bulunmuştur Mahkeme bu nedenle operasyona normalde
bu tuumlr bir oumlzel birimin muumldahalesini ccedilevreleyen mevcut iccedil guumlvencelerin eşlik etmediğini
kaydetmiştir
Başvurucunun karakteri ile ilgili olarak yerel mahkemeler GIPNnin muumldahalesini
haklı kılmak iccedilin kullanılan başvurucunun tehlikeli olduğu iddiasının yalnızca muumldahaleyi
talep eden polis memurlarının ifadelerinden kaynaklandığını ve bu iddianın herhangi bir kanıtla
desteklemediği kanaatindedir
Dahası bazı yerel mahkemeler somut olayın koşulları ccedilerccedilevesinde GIPNnin
muumldahalesinin orantılılığını sorgulamışlardır Ceza Mahkemesi 13 Ocak 2009 tarihinde GIPN
gibi oumlzel bir birimin tehditlere youmlnelik bir oumln soruşturmaya muumldahalesinin alışılmadık olduğuna
ve başvurucunun uygunsuz bir şekilde goumlzaltına alınmasının ardından hiccedilbir zaman adli
soruşturmaya tabi tutulmadığını ve hatta polis muumldahalesine yol accedilan kararı veren hakim
tarafından sorgulanmadığını belirtmiştir
Mahkeme ayrıca İstinaf Mahkemesirsquonin bu tercihin Bay Castellanirsquonin arz ettiği
tehlike karşısında orantısız olabileceği goumlruumlşuumlnuuml benimsediğini goumlzlemlemiştir
Mahkeme son olarak başvurucunun goumlzaltına alındığı sırada yalnız olup olmayacağına
dair bir sonuca ulaşmak iccedilin herhangi bir oumln araştırma yapıldığını goumlsteren bir bulgunun
dosyada yer almadığını belirtmiştir Mahkeme bu tuumlr bir polis operasyonunun planlanmasında
ve yuumlruumltuumllmesinde şuumlphelinin aile uumlyelerinin yakalama yerinde bulunmasının dikkate alınması
gerektiğine karar vermiştir Mevcut davada bu tuumlr bir değerlendirme eksiktir ve polis
başvurucunun aile evindeki operasyonu buna goumlre planlamamıştır
95
Mahkeme davanın tuumlm oumlzel koşullarını dikkate alarak başvurucunun evindeki polis
operasyonunun kesinlikle gerekli olmasını sağlayacak şekilde planlanmadığı veya
gerccedilekleştirilmediğine başka bir deyişle bir succedil işlediğinden şuumlphelenilen bir kişinin
yakalanması iccedilin kullanılan araccedilların nihai amacına ulaşmak iccedilin kesinlikle gerekli olmadığına
karar vermiştir
Mahkemersquoye goumlre polis memurları tarafından guumlccedil kullanımına ilişkin ilk olarak
başvurucunun kaydedilen yaralanmalarının kendisini yakalayan polis memurlarından
kaynaklandığı ikinci olarak Bay Castellaninin polis memurlarından birine demir ccedilubukla
vurduğu hususları tartışmasızdır Ancak başvurucu ve Huumlkuumlmet olayların aynı versiyonunu
anlatmamışlardır
Mahkeme Ceza Mahkemesirsquonin kesinleşen bir kararla başvurucunun meşru olarak
evinde saldırıya uğradığına ikna olduğunu ve meşru muumldafaaya uygun davrandığına karar
verdiğini kaydetmiştir Sonuccedil olarak Mahkeme Huumlkuumlmetin başvurucunun polis memurlarına
kasten saldırdığına ilişkin beyanını kabul edememiştir bu yalnızca yakalamaya karışan ve
sonradan hakkında dava accedilılmış olan polis memurlarının iddialarından dosyada bu iddiayı
destekleyecek herhangi başka bir kanıt olmamasına rağmen tuumlretilmiştir
Bununla birlikte Mahkeme ilk olarak başvurucunun yakalamaya direnmekle
succedillanmadığını ve ikinci olarak kask takan ve kalkanla korunan bir dizi polis memurunun
eylemlerinin oumlzellikle şiddetli olduğunu goumlzlemlemiştir
Mahkeme bu nedenle başvurucunun yakalanması iccedilin kullanılan araccedilların kesinlikle
gerekli olmadığına ve kendisinin davranışlarının kullanılan fiziksel guumlcuuml gerekli kılmadığına
karar vermiştir
Bu nedenle Soumlzleşmenin 3 maddesi ihlal edilmiştir
Adil tazmin (Madde 41)
Mahkeme Fransanın başvurucuya maddi tazminat olarak 2803 Euro (EUR) ve manevi
tazminat olarak 20000 Euro(EUR) oumldemesine karar vermiştir
96
MAYIS 2020
Başvuru Adı Kostov ve DiğerleriBulgaristan
Başvuru No 6658112 ve 2505415
Başvuru Tarihi 3 Ekim 2012
Karar Tarihi 14 Mayıs 2020
Karar Linki httphudocechrcoeintengi=001-202440
Konu Kamulaştırmanın gayrimenkuluumln korunması ile genel menfaat
gereklilikleri arasında oluşturulması gereken adil dengeyi bozarak arazi sahipleri uumlzerine oumllccediluumlsuumlz ve
aşırı bir yuumlk yuumlklemesinin 1 Norsquolu Protokolrsquouumln 1 maddesinin (muumllkiyetin korunması) ihlali olduğu
Olaylar Başvurucular Nedyalko Kostov Severina Popova ve Boris Velichkov isimli uumlccedil
Bulgar vatandaşıdır Başvurucular sırasıyla 1971 1951 ve 1944 yılında doğmuş olup Sofyarsquoda
yaşamaktadırlar
İlk başvurucunun arazisi Sofya-Varna otoyolu uumlzerinde kavşak inşa etmek uumlzere 2011 yılında
kamulaştırılmıştır İkinci ve uumlccediluumlncuuml başvurucuların arazileri ise Sofya etrafında ccedilevre yolu inşa etmek
uumlzere kamulaştırılmıştır İlk başvurucuya arazisi karşılığında metrekare başına ortalama 022 Bulgar
Levası (BGN 011 Avroya (EUR) tekabuumll etmektedir) kamulaştırma bedeli verilmişken ikinci ve
uumlccediluumlncuuml başvuruculara metrekare başına 084 BGN (043 EUR) kamulaştırma bedeli verilmiştir
Başvurucular kamulaştırma bedelinin ccedilok duumlşuumlk olduğunu ve bu bedelin kamulaştırma
durumunda oumldenecek bedelin karşılaştırılabilir gayrimenkullerin piyasa değerine eşdeğer olması
gerektiğini oumlngoumlren iccedil hukuka aykırı olduğunu ileri suumlrerek yargı yoluna başvurmuşlardır
Yargılama sırasında ilk başvurucunun gayrimenkuluuml iccedilin metrekare başına 225 BGNrsquoye (115
EUR) satılmış bir arazi karşılaştırılabilir olarak belirlenmişken ikinci ve uumlccediluumlncuuml başvurucuların
gayrimenkuluuml iccedilin ise metrekare başına 25 BGNrsquoye (13 EUR) satılmış bir arazı karşılaştırılabilir olarak
belirlenmiştir
2012 ve 2014 yılında verilen kararlarda Yuumlksek İdari Mahkeme bir tane karşılaştırılabilir
gayrimenkuluumln kamulaştırılmış arazinin piyasa değerini tespit etmede yeterli olmayacağına karar
vermiştir Bu itibarla kamulaştırma bedelinin iccedil hukuktaki Youmlnetmelikrsquote yer alan Huumlkuumlmet formuumllleri
uyarınca hesaplanması gerekmekteydi ve bu da kamulaştırma esnasında oumldenmesine karar verilen
tutarların oluşmasına yol accedilmıştır
97
Anayasa Mahkemesi Temmuz 2006rsquoda kamulaştırma bedelinin hesaplanma youmlntemine ilişkin
yasal değişiklikleri 12 yargıcın doumlrduumlnuumln karşıt goumlruumlş beyan etmelerine karşın onamıştır Karşıt
goumlruumlşteki yargıccedillar diğer itirazlarının yanında yeni sistemin adil kamulaştırma bedelleri oumldenmesine
engel olacağı youmlnuumlndeki endişelerini beyan etmişlerdir
İhlal İddiaları Başvurucular 1 Norsquolu Protokol Madde 1rsquoe (muumllkiyetin korunması) istinaden
kendilerine oumldenen bedelinin arazilerinin piyasa değeri ile herhangi bir ilgi kurulmadan belirlendiğini
ileri suumlrmuumlşlerdir ve ikinci ve uumlccediluumlncuuml başvurucular oumlzellikle aynı boumllgede diğer kamulaştırılmış
arazilerinin maliklerinin daha yuumlksek kamulaştırma bedeli aldığına dikkat ccedilekmişlerdir
Karar
1 Norsquolu Protokol Madde 1
Mahkeme iccedilin en oumlnemli soru soumlz konusu muumldahalenin oumllccediluumlluuml olup olmadığı bir başka
ifadeyle yetkililerin toplumun genel menfaatinin gereksinimleriyle başvurucuların haklarının
korunmasının gerekliliği arasında adil bir denge kurup kuramadığı olmuştur
Bu itibarla başvuruculara Soumlzleşmersquonin de gerektirdiği uumlzere kamulaştırılan arazilerinin
kamulaştırma tarihindeki değerine karşılık makul nitelendirilebilecek bir kamulaştırma bedeli oumldenip
oumldenmediğinin tespiti gerekmiştir
İccedil hukukta kamulaştırılan gayrimenkuluumln maliklerinin ldquoeşdeğerrdquo kamulaştırma bedeli almaları
gerekmekteydi ve bu da ulusal Anayasa Mahkemesirsquone goumlre ldquogayrimenkul serbest piyasada satıldığı
zaman malikin elde edeceği piyasa değerirdquo anlamına gelmekteydi Karşılaştırılabilir gayrimenkul
eksikliği nedeniyle başvuruculara oumldenecek kamulaştırma bedeli ise Youmlnetmelik kapsamında
belirlenmiştir
Mahkeme başvurucuların kamulaştırılmış arazileri ile aynı boumllgede yer alan diğer
kamulaştırılmış arazilerin maliklerine oumldenen farklı değerlemeleri not etmiştir Bu tutarlar
başvurucuların arazilerinin piyasa değerinin kesin olarak belirlenmesini sağlayamazken en azından
piyasa fiyatlarının goumlstergesi olarak alınabilirdi
İlaveten piyasa fiyatlarının goumlstergesi olarak alınan değerler ndash ilk başvurucu iccedilin 6 BGN (3
EUR) ile 225 BGN (115 EUR) arasında değişen ve ikinci ve uumlccediluumlncuuml başvurucular iccedilin 2005 BGN (10
EUR) ile 25 BGN (13 EUR) arasında değişen ndash ile oumldenen kamulaştırma bedelleri ndash ilk başvurucu iccedilin
metrekare başına ortalama 022 BGN (011 EUR) ve ikinci ve uumlccediluumlncuuml başvurucular iccedilin metrekare
başına ortalama 084 BGN (043 EUR) ndash arasında oumlnemli tutarsızlıklar bulunmaktaydı
Yuumlksek İdari Mahkeme soumlz konusu tutarsızlıkları başvurucuların gayrimenkullerinin muumlnferit
oumlzellikleri bakımından değerlendirmemiştir Ancak bu tutarsızlıklar Anayasa Mahkemesirsquonin
98
Temmuz 2006rsquodaki kararında karşıt goumlruumlş beyan eden yargıccedilların kamulaştırılan bir arazinin değerinin
hesaplanması durumuna ilişkin olarak ifade ettikleri endişeleri tam olarak haklı goumlstermiştir
Huumlkuumlmet arazilerinin duumlşuumlk vergilendirilebilir değerine atıf yaparak başvuruculara oumldenen
kamulaştırma bedellerinin yeterli olduğunu iddia etmiş ve ayrıca Sofya boumllgesindeki tarım arazilerinin
fiyatlarına dair istatistiksel verilere dikkat ccedilekmiştir
Ancak Mahkeme ulusal duumlzeyde hesaplanan vergilendirme amaccedillı değerinin gayrimenkuluumln
adil piyasa değerine tekabuumll ettiğinin iddia edilmediğini not etmiştir Ayrıca iccedil hukukta da ldquoeşdeğerrdquo
kamulaştırma bedelinin belirlenmesinde bu tuumlr bir tekabuumll etme durumu soumlz konusu değildir
Ayrıca istatistiksel verinin nasıl toplandığı veya bu verilerin tarım arazilerine ilişkin
işlemlerdeki gerccedilek değerlere mi yoksa taraflarca beyan edilen değerlere mi dayandığı da asla
accedilıklanmamıştır
Mahkeme ayrıca Huumlkuumlmetrsquoin dayandığı alakasız iki vakıa daha tespit etmiştir ilk
başvurucunun 2008rsquode arazisi iccedilin oumldediği goumlrece duumlşuumlk fiyat ve ikinci ve uumlccediluumlncuuml başvurucuların
kamulaştırılmadan oumlnce arazilerinden elde ettikleri duumlşuumlk gelirler Mahkeme iccedil hukukta ldquoeşdeğerrdquo
kamulaştırma bedelinin hesaplanması iccedilin gerekli kuralların bu tuumlr faktoumlrlere atıfta bulunmadığını tespit
etmiştir
Mahkeme Youmlnetmelikrsquote yer alan kuralların uygulanmasının başvurucularının arazilerinin
değerine karşılık makul nitelendirilebilecek bir kamulaştırma bedeli oumldenmesini sağlamadığına karar
vermiştir Kamulaştırma gayrimenkuluumln korunması ile genel menfaat gereklilikleri arasında
oluşturulması gereken adil dengeyi bozarak başvurucular uumlzerine oumllccediluumlsuumlz ve aşırı bir yuumlk yuumlklemiştir
Dolayısıyla 1 Norsquolu Protokolrsquouumln 1 maddesi ihlal edilmiştir
Diğer Maddeler
Mahkeme 1 Norsquolu Protokolrsquouumln Madde 1 kapsamındaki tespitlerine ilişkin olarak Madde 6sect1
kapsamında ayrı bir husus doğmadığını tespit etmiştir
99
Başvuru Adı KoumlvesiRomanya
Başvuru No 359419
Başvuru Tarihi 28 Aralık 2018
Karar Tarihi 5 Mayıs 2020
Karar Linki httphudocechrcoeintengi=001-202415
Konu Başvurucunun vaktinden oumlnce goumlrevinden uzaklaştırılmasının yargı
bağımsızlığını koruma amacını engellemesi ve bunun yargı ve yargı bağımsızlığını etkileyen yasama
reformlarına ilişkin kamuoyu tartışmalarına katılmada kendisi ve diğer savcılar ve yargıccedillar uumlzerinde
caydırıcı bir etkiye sahip olması nedeniyle madde 6sect1 ve madde 10rsquoun ihlal edildiği
Olaylar Başvurucu Laura-Codruta Koumlvesi 1973 yılında doğmuş Buumlkreşrsquote
(Romanya) yaşamakta olan bir Romanya vatandaşıdır
Koumlvesi ilk olarak Mayıs 2013rsquote Ulusal Yolsuzlukla Muumlcadele Muumlduumlrluumlğuumlne (ldquoUYMMrdquo)
başsavcı olarak uumlccedil yıllık bir doumlnem iccedilin atanmıştır Adalet Bakanı ve Yuumlksek Yargı Konseyinin
(ldquoYYKrdquo) savcılar biriminin olumlu değerlendirmelerinin akabinde Romanya Cumhurbaşkanı kendisini
Mayıs 2016rsquodan Mayıs 2019rsquoa kadar olmak uumlzere ikinci bir doumlnem iccedilin yeniden atamıştır
Aralık 2016daki parlamento seccedilimleri diğer reformların yanı sıra yasaları onaylarken veya
geccedilirirken işlenen goumlrevi koumltuumlye kullanmanın succedil olmaktan ccedilıkarılması da dahil olmak uumlzere adalet
sisteminde birkaccedil yasal reform oumlnermekte olan yeni bir huumlkuumlmetin kurulmasına neden olmuştur
2017rsquode kabul edilen yasal oumlnlemler goumlsterilere ve uluslararası duumlzeyde endişelere yol accedilmasının yanı
sıra UYMMrsquonin bazı mevzuat boumlluumlmlerinin kabul edilme youmlntemine ilişkin de soruşturma başlatmasına
yol accedilmıştır
Şubat 2018rsquode Adalet Bakanı diğer hususların yanında UYMMrsquonin faaliyeti ile bağlantılı
olarak uumlccedil Anayasa Mahkemesi kararına ve başvurucunun yaptığı basın accedilıklamalarına atıfta bulunarak
başvurucunun goumlrevden alınmasını teklif etmiştir YYKrsquonın savcılar birimi ccediloğunlukla Bakanrsquoın
başvurucuya youmlnelik eleştirilerini kabul etmeyerek ve başvurucunun idaresinin yetersiz olduğuna dair
hiccedilbir kanıt olmadığı gerekccedilesi ile ccediloğunluk oyla başvurucunun goumlrevden alınması teklifini
reddetmiştir Nisan 2018rsquode Romanya Cumhurbaşkanı goumlrevden alma kararını imzalamayı
reddetmiştir ve bu da Başbakanın Anayasa Mahkemesirsquone başvuruda bulunmasına neden olmuştur
Mayıs 2018rsquode Anayasa Mahkemesi gerek Cumhurbaşkanının gerekse de Anayasa
Mahkemesirsquonin Adalet Bakanı tarafından oumlne suumlruumllen nedenleri değerlendirme yetkisine sahip
100
olmadığını belirterek Cumhurbaşkanının goumlrevden alma kararını imzalaması gerektiğini huumlkmetmiştir
Anayasa Mahkemesi ayrıca idare mahkemelerinin sadece davada verilen idari kararın goumlruumlnuumlşte hukuka
uygunluğunu daha belirgin olarak usule uygunluğunu inceleyebileceğini fakat amaca uygunluk
accedilısından bir inceleme yapamayacağına da accedilıklık getirmiştir
Başvurucu Temmuz 2018rsquode goumlrevden alınmıştır
İhlal İddiaları Bayan Koumlvesi Soumlzleşmenin 6sect1 maddesine (adil yargılanma hakkı)
dayanarak disiplin cezası uyarınca UYMM başsavcılık goumlrevinden alınmasına ilişkin haklarını
savunmak iccedilin mahkemeye erişiminin reddedildiğinden bahisle şikayetccedili olmuştur
Madde 10 (ifade oumlzguumlrluumlğuuml) uyarınca başvurucu yargıyı etkileyen yasal reformlara ilişkin
mesleki sıfatıyla goumlruumlşlerini kamuoyuna accedilıkladıktan sonra goumlrevinin sona erdiğini iddia etmiştir
Başvurucu ayrıca Soumlzleşmenin 6sect1 maddesi ve 10 maddesi ile bağlantılı olarak 13 madde
(etkili başvuru hakkı) uyarınca da şikacircyette bulunmuştur
Karar
Madde 6sect1
Mahkeme Vilho Eskelinen ve Diğerleri kararında da belirtildiği gibi kural olarak iki şart
yerine getirilmediği suumlrece devlet memurları ile Devlet arasındaki anlaşmazlıkların 6 maddenin
kapsamına girdiğini tekrar etmiştir Bu şartlar yasal duumlzenlemenin uyuşmazlığın ccediloumlzuumlmuuml iccedilin
mahkemeye erişiminin accedilıkccedila engellenmiş olması ve bu engellemenin Devletrsquoin menfaati ccedilerccedilevesinde
objektif nedenlerle gerekccedilelendirilmiş olmasıdır
Huumlkuumlmetin davasını bir idare mahkemesine taşımayarak iccedil hukuk yollarını tuumlketmediği
youmlnuumlndeki ifadesiyle de teyit edildiği uumlzere Bayan Koumlvesinin olayında boumlyle bir accedilıkccedila mahkemeye
erişimi engelleme durumu mevcut değildir
Ayrıca bu davadaki herhangi bir erişimi engelleme objektif olarak gerekccedilelendirilemeyecektir
UYMM başsavcısının goumlrevden alınma suumlrecinin yargı denetimine tabi olmaması Devletrsquoin menfaatine
olamayacak ve yalnızca bağımsız bir yargı organının yapacağı denetim yargının kıdemli uumlyelerini
yuumlruumltme erkinin keyfiliğinden koruyabilecektir
Mahkeme Koumlvesirsquonin olayına 6 maddenin medeni hukuk youmlnuumlnuumln uygulanacağına karar
vermiştir
Esasa ilişkin olarak Mahkeme Huumlkuumlmetrsquoin başvurucunun olayında herhangi bir yargı denetimi
olmadığı olgusuna itiraz etmediğini belirtmiştir Aksine Huumlkuumlmet başvurucunun goumlrevden alınmasının
101
gerekccedilelerini belirten Adalet Bakanırsquonın raporu YYKrsquonın kararına veya Devlet Başkanırsquonın kararına
karşı idare mahkemesine başvurmayarak mevcut olan ccedileşitli iccedil hukuk yollarını tuumlketmediğini ileri
suumlrmuumlştuumlr
Ancak Mahkeme Anayasa Mahkemesirsquonin Bakanın raporunun tek başına hiccedilbir etki
yaratmayan bir oumln işlem olarak goumlrduumlğuumlnuuml tespit ettiğini belirtmiştir Ayrıca Huumlkuumlmet tarafından
sunulan belgeler sivil toplum kuruluşlarının Bakanın raporuna mahkemede itiraz etmeyi denediklerini
ve başarısız olduklarını goumlstermiştir YYK kararına ilişkin olarak ise başvurucunun kendi lehine bir
karar olması hasebiyle herhangi bir karşı işlemde bulunmamıştır
İlaveten Anayasa Mahkemesi Cumhurbaşkanı kararına karşı olarak herhangi bir idare
mahkemesi talebinin yalnızca kararın kabul edilmesine ilişkin olarak usuli formaliteler nezdinde bir
değerlendirmeye yol accedilabileceğini belirtmiştir ancak başvurucunun şikacircyeti ise kararın esastan
incelenmesi ve kararın esasının hukukiliğinin denetimi yapılmasını gerektirmiştir
Mahkeme bu nedenle başvurucunun gerccedilekte itiraz etmeyi amaccedilladığı hususa yani UYMM
başsavcılığından alınması nedenlerine mahkemede etkili bir şekilde itiraz etmek iccedilin mevcut bir iccedil
hukuk yoluna sahip olduğuna ikna olmamıştır
Mahkeme bir bireyin medeni haklarına yapılan muumldahalenin hukuka uygunluğuna ilişkin
herhangi bir ciddi ve hakiki ihtilafın o kişiye ldquobu iccedil hukuk sorununu bir mahkeme tarafından karara
bağlanmasırdquo hakkı verdiğinin altını ccedilizmiştir Avrupa Konseyi ve Avrupa Birliği mevzuatları yuumlruumltme
ve yasama organından bağımsız bir makamın muumldahalesi de dahil olmak uumlzere savcıların ihraccedil veya
goumlrevden alınmasında usul adaletinin goumlzetilmesine buumlyuumlk oumlnem vermiştir
Mahkeme Huumlkuumlmetin iccedil hukuk yollarının tuumlketilmemesine ilişkin olan itirazını reddetmiş ve
davalı Devletin Anayasa Mahkemesi tarafından belirlenmiş olan olayın incelenmesi hususundaki
sınırlar nedeniyle başvurucunun mahkemeye erişim hakkının oumlzuumlne zarar verdiği sonucuna varmıştır
Bu nedenle Koumlvesirsquonin mahkemeye erişim hakkı engellenmiştir
Madde 10
Mahkeme başvurucunun ifade oumlzguumlrluumlğuuml hakkını kullanması ile goumlrevinin sona ermesi
arasında nedensel bir bağlantı olduğuna dair ilk bakışta haklı deliller bulunduğunu tespit etmiştir
Mahkeme Huumlkuumlmet tarafından sunulan başvurucunun goumlrevden alınmasına ilişkin diğer gerekccedileleri de
ikna edici bulmamıştır Dolayısıyla başvurucunun goumlrevinin sona ermesi başvurucunun ifade
oumlzguumlrluumlğuuml hakkına bir muumldahale teşkil etmiştir
102
Mahkeme daha sonra incelemesinde Huumlkuumlmetin başvurucu goumlrevinden alması eyleminin
Madde 10sect2 Madde kapsamındaki muumldahale iccedilin mazeretler olan meşru bir amaccedil goumlzetip
goumlzetmediğine veya ldquobaskın toplumsal ihtiyaccedilrdquo olup olmadığının uumlzerinde durmuştur
Meşru Amaccedil
Mahkeme Adalet Bakanının başvurucunun Bakanın yasa tekliflerini eleştirdikten ve Bakanın
dahil olduğu ikincil derecedeki mevzuatlarla bağlantılı cezai soruşturmalar başlattıktan sonra başlamış
olan goumlrevden alınması suumlrecinin bir nedeni olarak hukukun uumlstuumlnluumlğuumlnuuml koruma ihtiyacını zikrettiğini
belirtmiştir Bakan ayrıca başvurucunun bu davranışının Romanyarsquoyı ulusal Avrupa ve uluslararası
duumlzeyde endişe konusu haline getiren bir kriz yarattığını iddia etmiştir
Mahkeme tam aksine bu endişenin başvurucunun goumlrevden alınmasına ilişkin olduğunu ifade
etmiştir
Ayrıca Mahkeme bu tedbirin hukukun uumlstuumlnluumlğuumlnuuml koruma veya başkaca herhangi bir meşru
amaca hizmet ettiğini goumlsteren herhangi bir delil sunulmadığını belirtmiştir Soumlz konusu goumlrevden alma
başvurucunun ifade oumlzguumlrluumlğuuml hakkını kullanmasının bir sonucu olarak ortaya ccedilıkmıştır Huumlkuumlmet soumlz
konusu muumldahale iccedilin herhangi bir meşru amaccedil ortaya koymamıştır
Mahkeme bu nedenle bu muumldahalenin meşru bir amaccedil taşıdığını kabul edemeyecektir
Boumlylesi bir sonuccedil genellikle Mahkemenin 10 madde kapsamındaki şikayetleri incelemesini
sona erdirirken Mahkeme yine de muumldahalenin demokratik bir toplumda gerekli olup olmadığını
değerlendirmeye karar vermiştir
Demokratik Bir Toplumda Gerekli Olma
Mahkeme başvurucunun UYMM başsavcısı olarak mesleki sıfatıyla soumlz konusu yorumları
yapmış olduğunu belirtmiştir Başvurucu ayrıca oldukccedila tartışmalı mevzuat boumlluumlmleriyle bağlantılı
olarak Huumlkuumlmet uumlyeleri tarafından işlenen yolsuzluk succedilları şuumlphelerine youmlnelik soruşturmaları
başlatmak ve bu soruşturmalar hakkında halkı bilgilendirmek iccedilin yasal guumlcuumlnuuml kullanmıştır
Başvurucu goumlruumlşlerini doğrudan meday uumlzerinden veya mesleki toplantılarda ifade etmiştir
Mahkeme başvurucunun ulusal yolsuzlukla muumlcadele savcılığının başsavcısı olarak
bulunduğu işlevleri ve goumlrevleri arasında yargı ve yargı bağımsızlığı uumlzerinde etkisi olması muhtemel
olan yasal reformlar ve daha fazlası uumlzerinde fikirlerini ifade etmek bulunan kuruma ve bilhassa da
başvurucunun kurumu tarafından yuumlruumltuumllen yolsuzlukla muumlcadeleye oumlzel bir oumlnem atfetmektedir
103
Avrupa Konseyi Bakanlar Komitesi savcıların hukuk yargı idaresi ve insan haklarının
geliştirilmesi ve korunması ile ilgili konularda kamuya accedilık tartışmalara katılma hakkına sahip olmaları
gerektiğini ve savcıların kamu goumlrevlilerini oumlzellikle yolsuzluk gibi succedillar nedeniyle herhangi bir
engelle karşılaşmaksızın kovuşturabilecek bir pozisyonda olmaları gerektiğini kabul etmiştir
Ayrıca başvurucunun accedilıkccedila yuumlksek kamu yararına ilişkin konulardaki bir tartışma bağlamına
giren konumu ve ifadeleri ifade oumlzguumlrluumlğuuml iccedilin yuumlksek derecede koruma ve davalı Devlet tarafından
yapılacak herhangi bir muumldahalenin sıkı bir şekilde incelenmesini gerektirmiştir Buna karşılık Devletin
ise bu tuumlr muumldahalelere ilişkin olarak sadece sınırlı bir takdir yetkisi (ldquokısıtlı bir takdir payırdquo)
bulunmaktadır
Mahkeme başvurucunun goumlrevden alınmasının ve bu goumlrevden alınmayı meşrulaştıran
gerekccedilelerin Devlet guumlcuumlnuumln bağımsız bir kolu olarak yargı işlevinin niteliğine ve -Avrupa Konseyi ve
diğer uluslararası belgeler uyarınca- yargı bağımsızlığının korunması iccedilin kilit bir oumlneme sahip olan
savcıların bağımsızlığı ilkesine verilecek oumlzel oumlnemle bağdaştırılamayacağını belirtmiştir Bu nedenle
başvurucunun goumlrev suumlresinin bitiminden oumlnce goumlrevden alınması yargı bağımsızlığını koruma amacını
ortadan kaldırmaktadır
Tedbirin şiddeti yalnızca başvurucuyu değil aynı zamanda diğer savcı ve hakimleri de yargıyı
etkileyen yasama reformları ve daha genel olarak yargı bağımsızlığına ilişkin konularda kamu oumlnuumlndeki
tartışmalara katılmaktan caydırmak suretiyle bir ldquocaydırıcı etkirdquo (chilling effect) de yaratmış olmalıdır
Mahkeme 6 madde kapsamındaki değerlendirmelerine atıfta bulunarak ifade oumlzguumlrluumlğuumlne
getirilen kısıtlamalara karşın etkili ve yeterli tedbirlerin mevcut bulunmadığına karar vermiştir
Bu nedenle başvurucunun UYMM başsavcılığı goumlrevinden alınmasıyla 10sect2 maddede
sıralanmış olan meşru amaccedilların hiccedilbiri goumlzetilmemiş ve ldquodemokratik bir toplumda gerekli olmardquo
olgusu gerccedilekleşmemiştir Bu nedenle 10 madde ihlal edilmiştir
Diğer Maddeler
Mahkeme 6 madde kapsamındaki huumlkuumlmleri nedeniyle 13 madde youmlnuumlnden farklı bir sorun
teşkil etmediğini belirtmiştir
104
Başvuru Adı Maacutendli ve DiğerleriMacaristan
Başvuru No 6316416
Başvuru Tarihi 26 Ekim 2016
Karar Tarihi 26 Mayıs 2020
Karar Linki httphudocechrcoeintengi=001-202540
Konu Gazetecilerin akreditasyonlarının Meclisin izin verilmeyen bir
alanında milletvekillerine soru sormaları sebebiyle askıya alınmasının ifade oumlzguumlrluumlğuumlnuuml ihlal etmesi
Olaylar Başvurucular Ivaacuten Szabolcs Maacutendli Ferenc Bakro-Nagy Tamaacutes Fabiaacuten
Norbert Fekete Balaacutezs Kaufmann ve Klaacutera Anikoacute Kovaacutecs sırasıyla 1975 1967 1987 1976 1987 ve
1978 doğumlu Macaristan vatandaşı olup Dunaharasztirsquode yaşayan Bay Maacutendli ve Nyiacuteregyhaacutezarsquoda
yaşayan Bay Fabiaacuten dışında (her ikisi de Macaristanrsquodadır) Budapeştersquode yaşamaktadırlar
2016 yılının Nisan ayında indexhu 24hu hvghu dahil olmak uumlzere ccedileşitli basın kuruluşlarında
ccedilalışan başvurucular meclisin genel kurul toplantısında raporlama yapmak iccedilin akreditasyon
almışlardır
Başvurucular Macaristan Merkez Bankasırsquona ilişkin oumldemeler konusunda yorumlar almak
niyetiyle Parlamento soumlzcuumlsuuml ve Başbakan dahil ccedileşitli Parlamento uumlyelerine soru sormayı
denemişlerdir Meclis binasının kayıt iccedilin belirlenmeyen bir boumlluumlmuumlnde onlara oumln bildirimsiz soru
youmlneltmişlerdir Parlamenterlerin birccediloğu cevaplamayı reddetmiştir
Başvurucular izin verilen bir usulde veya belirlenmiş alanlarda ccedilekim yapılmayacağı hususunda
Başbakanın basın soumlzcuumlsuuml ve Meclisin personelleri tarafından uyarılmıştır Takip eden guumln Meclis
Başkanı ldquoizinsiz kayda alma ve kuralları accedilık ve kasten ihlal etmerdquo hususuna istinaden başvurucuların
Meclis akreditasyonunu askıya almıştır
Başvurucular Macaristan Anayasasırsquonda yapılacak bir değişikliğinin goumlruumlşuumllmesinin
planlandığı Haziran ayının genel kurul toplantısını haberleştirmek iccedilin Meclise erişim talep etmişlerdir
fakat cevap alamamışlardır
Meclis Başkanı 2016 yılının Eyluumll ayında askıya alma kararını geri ccedilekmiştir
İhlal İddiaları Başvurucular Meclise giriş yapmak iccedilin kullandıkları akreditasyonun askıya
alınmasının Soumlzleşmenin 10 maddesini (ifade oumlzguumlrluumlğuumlnuuml) ihlal ettiğinden şikayetccedilidir
105
Başvurucular Soumlzleşmenin 61 maddesi (mahkemeye erişim hakkı) ve 13 maddesi (etkili
başvuru hakkı) uyarınca uygulanan yaptırıma karşı koymak iccedilin iccedil hukukta başvuru yolu
bulunmadığını oumlzellikle Meclis Başkanının kararına mahkemede itiraz edilemediğini ileri suumlrmuumlşlerdir
Karar
Madde 10
Mahkeme iccedilin temel mesele başvurucuların muumldahalenin ldquodemokratik toplumda gereklilikrdquo
hususunda şikayetccedili olup olmadıklarıdır
Mahkeme gazeteciler iccedilin Soumlzleşmenin 10 maddesi uyarınca oumlngoumlruumllen korumanın sorumlu
gazetecilik ilkesi gereğince doğru ve guumlvenilir bilginin sağlanması amacıyla iyi niyetle hareket etme
şartına bağlı olduğuna dair iccediltihadını tekrarlamaktadır
Mahkemersquoye goumlre sorumlu gazetecilik kavramı sadece haber iccedileriğiyle ilgili bir kavram
olmayıp gazetecilerin davranışının yetkili makamlar ile etkileşimleri de dahil olmak uumlzere hukuka
uygunluğunu da kapsamaktadır
Mahkeme başvurucuların milletvekillerinden bilgi talep ederken Mecliste belirli alanlarda
ccedilekim yapılmayacağına dair davranış kurallarını ihlal ettiğini dikkate almıştır Mahkeme başvurucuların
siyasetle ilgili konularda bilgi aktardıkları iccedilin değil daha ziyade bunu yaptıkları yer ve usul sebebiyle
cezalandırıldıklarına ikna olmuştur Ancak tedbir yine de daha sonraki gazetecilik faaliyetlerini yani
parlamento hakkında doğrudan habercilik yapılmasını kısıtlamaktadır
Mahkemersquoye goumlre başvurucular kamu yararını ilgilendiren oumlnemli bir meselede yani Merkez
Bankası ile bağlantılı yasadışı oumldemelere ilişkin iddialar hakkında milletvekillerinin goumlruumlşlerini almayı
amaccedillamışlardır
Mahkeme hali hazırda basın oumlzguumlrluumlğuumlnuumln siyasi liderlerin fikirleri ve davranışları hakkında
halk nezdinde bir goumlruumlşuumln oluşması ve şekillenmesinin en iyi yollarından biri olduğunu belirtmiştir
Oumlzellikle siyasilere kamuoyunun endişelerini yansıtma ve yorumlama fırsatı vermekte boumlylece herkese
demokratik toplum kavramının ccedilok merkezinde olan serbest kamusal tartışmalara katılma olanağı
sağlamaktadır
Ne Mahkeme ne de yerel mahkemeler haberciliğin gerekli teknikleri konusunda basının
goumlruumlşleri yerine kendi goumlruumlşlerini koyamazlar Mahkeme boumlylece bahsi geccedilen davanın konusunun kamu
yararı olduğunu kabul etmiş ve başvurucuların daha fazla habercilik iccedilin Meclise girişlerine izin
verilmesindeki menfaatlerinin kamunun haberdar edilen konuda haklı bir yararının olduğu hususlarıyla
bağlantılı olduğunu değerlendirmiştir
106
Mahkeme ayrıca Meclis işlerinin duumlzenli yuumlruumltuumllmesinin yanı sıra milletvekillerinin haklarının
korunması hususunu da incelemiştir Mahkeme ilke olarak parlamento işlerinde aksamanın oumlnlenmesi
amacıyla Meclislerin binaların iccedilerisinde kayıt yapılan alanların belirlenerek youmlnetilmesini
duumlzenlediklerini ve Mahkemersquonin bu tuumlr duumlzenlemeleri incelemesinin sınırlı olması gerektiğini kabul
etmiştir
Mahkeme boumlylece başvurucuların ifade oumlzguumlrluumlğuuml hakkı uumlzerindeki sınırlamanın koumltuumlye
kullanımına karşı etkili ve yeterli teminatları beraberinde getirip getirmediğine dair incelemesine
odaklanmıştır Mahkeme Meclis Başkanırsquonın başvurucular aleyhindeki kararının yaptırımın olası
etkilerine veya kısıtlamalar iccedilin goumlsterilen sebeplerin gazetecilik faaliyetine uygunluğuna dair herhangi
bir değerlendirmeyi iccedilermediğini dikkate almıştır
Ayrıca karar başvurucuların genel yayın muumlduumlruumlne askıya alındıklarını bildiren bir mektup
goumlnderilmesinden ibaret olan karar verme usuluumlne hakkında yaptırım uygulanan kişilerin dahil edilmesi
imkanını sağlamamıştır Kararda kısıtlamanın periyodu belirlenmemiş ve başvurucuların Meclise girme
yetkisine ilişkin sonraki talepleri cevapsız bırakılmıştır Son olarak Meclis Başkanının kararı
başvurucuların karara karşı koyabilmek iccedilin arguumlmanlarını sunabilecekleri herhangi bir etkili bir araccedil
sunmamıştır
Daha sonra Temmuz 2017rsquode bu usulde yapılan değişiklikler akreditasyonun geccedilici olarak
askıya alınmasına ilişkin kararlara bir zaman sınırı getirmekte yaptırımların değerlendirilmesine dair
unsurlar ve gazetecilere hak arama olanağı sağlamıştır
Mahkeme başvurucuların ifade oumlzguumlrluumlğuumlne yapılan muumldahalenin yeterli usuli guumlvencelerin
sağlanmaması sebebiyle izlenen meşru amaccedilla orantılı olmadığı sonucuna varmıştır Muumldahale
ldquodemokratik toplumda gereklirdquo olmayıp Soumlzleşmenin 10 maddesi ihlal edilmiştir
Diğer Maddeler
Mahkeme Soumlzleşmenin 10 maddesi kapsamındaki bulguları goumlz oumlnuumlne alarak Soumlzleşmenin 6
ve 13 maddelerine ilişkin şikayetlerin kabul edilebilirlik ve esasını ayrıca incelemenin gerekli olmadığı
sonucuna ulaşmıştır
Adil Tazmin (41 Madde)
Mahkeme ihlal tespitinin başvurucuların uğradığı manevi zarar iccedilin yeterli adil tazmin
oluşturduğuna karar vermiştir Mahkeme Macaristanrsquoın yargılama masraf ve giderleri iccedilin 457500-
Euro oumldenmesine karar vermiştir
107
Başvuru Adı PT v Moldova Cumhuriyeti
Başvuru No 112212
Başvuru Tarihi 02112011
Karar Tarihi 26 Mayıs 2020
Karar Linki httphudocechrcoeintengi=001-202520
Konu Başvurucunun kişisel sağlık geccedilmişine dair verilerin gerekli ve
ilgili olmayan yerlerle paylaşılmasının oumlzel yaşama saygı hakkını ihlal ettiği
Olaylar PT ( ldquoBaşvurucurdquo ) 1978 doğumlu Moldova vatandaşıdır ve
Moldovarsquoda yaşamaktadır Başvurucu 2011 yılının haziran ayında askeriye tarafından yapılan
test sonucu HIV+ ccedilıkmış ve bu sebeple askerlikten muaf tutulmuştur Başvurucu 2011 yılının
ağustos ayında kimlik yenilemeye gittiğinde askerlikten muaf tutulmasına sebep olan HIV+
raporunu yetkililere goumlstermek zorunda bırakılmıştır
İhlal İddiaları Başvurucu askerlikten muaf tutulmuş olmasına sebep olan
HIV+ raporunun uumlccediluumlncuuml kişilerle paylaşılması sebebiyle oumlzel ve aile yaşamına saygı hakkının
ihlal edildiğini iddia etmiştir Başvurucu benzer durumdaki Brsquonin iccedil hukukta yapmış olduğu
başvurulardan herhangi bir sonuccedil alamamış olmasını gerekccedile goumlstererek iccedil hukuk yollarını
tuumlketmeden mahkemeye başvurmuştur
Karar
Madde 8
Mahkeme iccedil hukuk yollarının soumlz konusu olayda sadece teoride var olduğunu fakat
aynı yasal dayanaktan ( 864 numaralı huumlkuumlmet kararı ) dolayı mağdur olan Brsquonin yargılama
suumlrecinden de anlaşılacağı uumlzere gerccedilek bir ccediloumlzuumlm sunmadığını belirtmiş ve huumlkuumlmetin iccedil
hukuk yollarının tuumlketilmediği gerekccedilesiyle başvurunun kabul edilemezliğine dair yapmış
olduğu itirazı reddetmiştir Mahkeme başvurucunun kişisel sağlık geccedilmişine dair bilgilerin
gerekli veya alakalı olmayan yerlerle paylaşılmasının oumlzel ve aile yaşamına saygı hakkına
orantısız bir muumldahale oluşturduğuna ve soumlz konusu hakkın ihlal edildiğine karar vermiştir
Soumlzleşmersquonin 41 maddesi kapsamında Mahkeme başvurucuya manevi tazminat olarak 4000
euro ve yargılama giderleri olarak 1500 euro oumldenmesine karar vermiştir
108
Başvuru Adı Mraović v Hırvatistan
Başvuru No 3037313
Başvuru Tarihi 10042013
Karar Tarihi 14 Mayıs 2020
Karar Linki httphudocechrcoeintengi=001-202119
Olaylar Josip Mraović ( ldquoBaşvuranrdquo ) 1948 doğumlu bir Hirvatistan
vatandaşıdır ve Hırvatistanrsquoda yaşamaktadır 2005 yılında bir yerel basketbol oyuncusu
başvuran hakkında kendisine cinsel saldırıda bulunduğu iddiasıyla şikayette bulunmuştur
Bunun uumlzerine yapılan yargılama başvurucunun talebi uumlzerine kapalı şekilde yuumlruumltuumllmuumlş
ve kovuşturma sonucunda başvuran beraat etmiştir Yargılama oumlncesi yuumlruumltuumllen soruşturma
suumlrecinde cinsel saldırıya uğradığını iddia eden kişinin kimliği polis tarafından kamuoyu ile
paylaşılmıştır Bahse konu olay yeniden yargıya konu olmuş ve bu sefer başvuran tecavuumlz
succedilundan huumlkuumlm giymiş ve uumlccedil yıl hapis cezasına mahkum edilmiştir Başvuran tekrar
yargılandığı esnada kovuşturma suumlrecinin accedilık şekilde yuumlruumltuumllmesini iki kez talep etmiş ancak
mahkeme mağdurun oumlzel hayatını gerekccedile goumlstererek bu talepleri reddetmiştir Ayrıca
başvuran mağdurun basına roumlportaj vererek kendisinin itibarını lekelediğini belirtmiştir
Başvurucunun Anayasa Mahkemesirsquone yapmış olduğu başvuru kabul edilemezlik
gerekccedilesiyle reddedilmiştir
İhlal İddiaları Başvuran ikinci kez yapılan yargılama suumlrecinin kapalı şekilde
yuumlruumltuumllduumlğuumlnuuml belirtmiş ve bu sebeple adil yargılanma hakkının ihlal edildiğini iddia etmiştir
Karar
Madde 6
Mahkeme cinsel saldırı mağdurunun haklarının korunması gerektiğini ve adalet
sisteminin halihazırda cinsel saldırı mağduru olan kişinin acılarını arttırmayacak şekilde
işlemesi gerektiğini belirtmiştir Mahkeme iccedil hukuktaki yargılama devam ederken mağdurun
basınla olaya dair bilgileri paylaşmış olmasıyla tuumlm yargılamanın accedilık şekilde yuumlruumltuumllmesinin
aynı şey olmadığını mağdurun bilgi paylaşırken sınır ccedilizebileceğini ama yargılama accedilık
yapıldığı takdirde her şeyin kamuoyu tarafından oumlğrenileceğini belirtmiştir Ayrıca mahkeme
109
soruşturma ilk başladığında mağdurla ilgili bilgilerin polisler tarafından hukuka aykırı şekilde
kamuoyu ile paylaşılmasından dolayı mevcut davada idarenin mağdurun hakkı konusunda daha
hassas davranma zorunluluğu olduğunu belirtmiştir Bu sebeplerle mahkeme iccedil hukukta
yargılama suumlrecinin kapalı şekilde yuumlruumltuumllmesi iccedilin belirtilen mağdurunun haklarının
korunması gerekccedilesini tatmin edici bulmuştur Mahkeme bu tarz bir davada yargılamanın
kapalı yuumlruumltuumllmesi tedbirinin Avrupa Konseyirsquonin standartlarıyla uyumlu olduğunu belirtmiş
ve başvurucunun adil yargılanma hakkının ihlal edilmediğine karar vermiştir
110
Başvuru Adı Csiszer ve CsibiRomanya
Başvuru No 7131413 ve 6802814
Başvuru Tarihi 06112013 ve 06082014
Karar Tarihi 5 Mayıs 2020
Karar Linki
httpshudocechrcoeinttur22itemid22[22001-20245622]
Konu
Romanya Ulusal Bayramırsquonın yapıldığı 1 Aralık 2010 tarihinde Szeacutekely taburunun
kuruluşunu3 anmak iccedilin bir toplantı duumlzenledikleri iccedilin başvuruculara idari para cezası
verilmesinin başvurucuların iccedil hukukta belirtilen kurallara uymayı kasıtlı olarak reddetmesi
ulusal makamların başvurucuların toplanma oumlzguumlrluumlğuuml haklarını kullanmalarını engellemesini
haklı goumlsterebilecek ilgili ve yeterli gerekccedileler sunması nedenleriyle Soumlzleşmersquonin 11
maddesini ihlal etmediği
Olaylar
Başvurucular Loacuteraacutent Csiszer ve Barna Csibi sırasıyla 1978 ve 1979 doğumlu ve
Miercurea Ciucda (Romanya) yaşayan Romanya vatandaşlarıdır Macarca konuşan bir etnik-
dil grubu olan Szekler (Szeacutekely) etnik grubuna ait olduklarını ve Macar halkıyla tarihi bağları
olduğunu belirtmektedir 1 Aralık 2010da Cluj-Napoca belediye meclisi Romanyanın ulusal
bayramını kutlamak iccedilin şehir merkezinde bir askeri geccedilit ve bir dizi accedilık hava konseri de dahil
olmak uumlzere ccedileşitli etkinlikler duumlzenlemiştir
12 Ekim 2010 tarihinde Bay Csibi Cluj-Napoca belediye başkanına 1 Aralık 2010
tarihinde saat 17 00den 18 00e kadar kentin Union Meydanında yapılacak bir anma
toplantısının organize edilmesinde yardım talep eden bir mektup yazmıştır Toplantının amacı
Szeacutekely taburunun kuruluşunu ve faaliyetini anmaktır
3 1 Aralık 1918de Cluj-Napocada Macar askeri birlikleri Transilvanyaya giren Romanya ordusuyla savaşmak iccedilin Szeacutekely taburunu oluşturmak uumlzere birleşmiştir Nisan 1919da tabur Romanya ordusuna teslim olmuştur
111
19 Ekim 2010 tarihinde belediye meclisi Bay Csibiye talebini reddettiğini ccediluumlnkuuml daha
oumlnce onaylanmış olan başka bir olayın aynı yerde gerccedilekleşeceğini bildirmiştir Konsey ayrıca
şehir merkezindeki başka herhangi bir yerde toplanmaya izin vermeyi de reddetmiştir Bay
Csibi Cluj-Napoca Mahkemesirsquonde yerel konsey aleyhine idari dava accedilmış olmasına rağmen
dava reddedilmiştir
1 Aralık 2010 tarihinde saat 1630 sularında bir dizi polis memuru mobil bir jandarma
birimiyle birlikte Bay Csiszer Bay Csibiyi ve diğer altı kişiyi Union Meydanına dik bir
sokakta bir otelden ve restorandan ayrılırken durdurmuştur
Jandarmalar aynı guumln bir idari para cezası tutanağı hazırlayarak Bay Csiszere 10000
Romanya leyi (RON) (yaklaşık 2200 Euro (EUR)) para cezası vermiştir Başvurucu Cluj-
Napoca Boumllge Mahkemesinde para cezasına itiraz etmiştir Mahkeme davayı reddetmiş ve Bay
Csiszer istinaf yoluna başvurmuştur 5 Haziran 2013 tarihli nihai kararında Cluj Mahkemesi
istinaf başvurusunu temelsiz olduğu gerekccedilesiyle reddetmiştir
Aynı guumln 5000 RON (yaklaşık 1100 Euro) para cezası oumldemesine karar verilen Bay
Csibi ile ilgili bir idari para cezası tutanağı duumlzenlenmiştir Başvurucu boumllge mahkemesinde
bu işleme karşı idari dava accedilmıştır Mahkeme para cezası tutanağının hukuka uygun ve haklı
olduğuna huumlkmederek davayı reddetmiş Mahkeme başlangıccedilta Albert Wass adıyla da anılan
Szeacutekely taburunun komuta merkezi Macaristanda Győrde bulunan ve faşist bir ideolojiye
sahip olan Macar Muhafızlarının bir parccedilası olduğunu kaydetmiştir Mahkeme başvurucular
durdurulduğunda grup uumlyelerinden birinin uumlzerinde Szekler amblemi bulunan bir bayrak
taşıdığını ikinci bir kişinin uumlzerinde Wass Albert szov yazan siyah bir ceket giydiğini ve
arkasında Wass Albert Szovetseg semboluuml var olduğunu tespit etmiştir Son olarak
mahkeme Bay Csibinin durdurulduğu sırada 601991 sayılı Kanunrsquoun 9 (a) Maddesi uyarınca
yasaklanan bir toplantı planladığını ve organize ettiğini kaydetmiştir Bay Csibi karara itiraz
etmiş Boumllge Mahkemesi istinaf talebini reddederek ilk derece mahkemesinin kararını
onamıştır
İhlal İddiaları
Başvurucular 11 maddeye (toplanma oumlzguumlrluumlğuuml) dayanarak kendilerine verilen
cezaların toplanma oumlzguumlrluumlğuumlnuuml ihlal ettiğinden şikayetccedili olmuşlardır Birinci başvurucu
ayrıca 10 madde uyarınca ifade oumlzguumlrluumlğuuml hakkının ihlal edildiğini iddia etmiştir14 maddeye
(ayrımcılık yasağı) dayanarak ikinci başvurucu uumllke iccedilindeki bir etnik azınlığa mensup olduğu
112
iccedilin toplanma oumlzguumlrluumlğuumlnden yararlanılırken kendisine karşı ayrımcılık yapıldığını iddia
etmiştir
Karar
Madde 11
Mahkeme başvurucuların yasaklanmış bir toplantı duumlzenlemeleri nedeniyle 601991
sayılı Kanunrsquoun 26 sect 1 (a) maddesince ilan edilmemiş kayıtsız veya halka accedilık olması yasak
toplantıların duumlzenlenmesi ve yuumlruumltuumllmesi şeklindeki bir kabahate dayanılarak
cezalandırıldığını kaydetmiştir Yerel mahkemeler de toplantının 601991 sayılı Kanunun
faşist veveya şovenist fikirleri yaymayı uumllkeyi ve milleti karalamayı ve diğerlerini ulusal
nefrete teşvik etmeyi amaccedillayan toplantılara dair 9 maddesi kapsamında yasaklandığını
belirtmiştir Ulusal makamlar verilen cezaların gerekccedilesi olarak idari succedil raporlarında
başvurucuların aynı yerde başka bir halka accedilık toplantı yapıldığı iccedilin izin verilmemiş olmasına
rağmen bir toplantı duumlzenlediklerinden de bahsetmişlerdir
Bu neden daha sonra yerel mahkemeler tarafından belirtilmiştir Mahkeme demokratik
suumlrecin aktoumlrleri olarak goumlsterileri organize eden ve bunlara katılan kişilerin yuumlruumlrluumlkteki
duumlzenlemelere uyarak bu suumlrecin youmlnetilmesinin oumlnemli olduğunu belirtmiştir
Mahkeme ulusal makamların bir toplantıda karışıklıkları oumlnlemek iccedilin hangi
oumlnlemlerin uygun olduğuna karar verme konusunda geniş bir takdir yetkisine sahip olduğunu
yinelemiştir Bununla birlikte hukuka aykırı bir durumun toplanma oumlzguumlrluumlğuumlnuumln ihlalini haklı
ccedilıkarmadığını goumlzlemlemiştir Ancak yasadışı bir toplantıya resmi hoşgoumlruumlnuumln sınırları somut
olayın oumlzel koşullarına bağlıdır
Mahkeme ulusal mahkemelerin 601991 sayılı Kanunrsquoun 52maddesi uyarınca aynı
yerde iki ayrı toplantının eşzamanlı olarak yapılmasının yasakladığını ve başvurucuların ulusal
makamlar tarafından bu yasal huumlkmuumln uygulanması konusunda uyarılmış olduklarını
belirtmiştir Başvurucular herhangi bir şiddet eylemiyle succedillanmamalarına rağmen Mahkeme
yetkililerin durumun hızla koumltuumlleşmesinden endişe ettiklerinin anlaşılacağını da belirtmiştir
Yasal olarak planlanan etkinliklerin boyutu goumlz oumlnuumlne alındığında ulusal makamların şehrin
aynı boumlluumlmuumlnde aynı anda duumlzenlenen iki halka accedilık toplantının guumlvenliğini sağlaması kolay
olmayacaktır
113
Ulusal mahkemeler soumlz konusu anma toplantısını ldquoyasaklanmışrdquo bir toplantı olarak
nitelendirerek ve boumlylece ilgili kişilere ceza verilmesi gerekliliğini pekiştirirken anma konusu
bakımından 601991 Kanunrsquoun 9 (a) maddesine atıfta bulunmuşlardır Mahkemeler Szeacutekely
taburunun tarihsel oumlnemini ve başvurucuların Szekler uumlyeleri olduğu gerccedileğini dikkate almıştır
Yerel mahkemeler oumlzellikle anma toplantısına katılanlardan birinin Albert Wass adına atıfta
bulunan amblemler taşımasına odaklanmıştır Ulusal mahkemeler Albert Wassa ve onun
Romanyada temsil ettiği şeye atıfta bulunulmasının anma toplantısının amacı konusunda
şuumlpheler uyandırmaya yeterli olduğu ve bu amacı accedilıklığa kavuşturmayı gerekli kıldığı ve hatta
faşist fikirlerin propagandasının amaccedillandığı gerekccedilesiyle toplanmayı yasadışı hale
getirebileceğini kabul etmiştir
Mahkeme daha oumlnce sırf toplum kesimlerinde huzursuzluk duygusu yarattığı veya
saygısızlık olarak goumlruumllduumlğuuml gerekccedilesiyle fikirlerin veya davranışların Soumlzleşme tarafından
sağlanan korumanın dışında bırakılamayacağına karar verdiğini hatırlatmıştır Bununla
birlikte Romanya ulusal bayramının kutlanması bağlamında başvurucuların anma toumlrenlerinin
gerccedilek amacı hakkında şuumlphe uyandıran semboller kullanarak soumlz konusu anma toplantısının
duumlzenlenmesi halihazırda sahnelenmekte olan kamusal olayların altında yatanların aksine
olarak algılanabilecek fikirlerine ilişkin kamuoyunun oumlzel hassasiyeti goumlz oumlnuumlne alındığında
Mahkemersquoye goumlre şiddete yol accedilan toplumsal bir gerilim uumlretme eğilimindeydi Bu nedenle
Mahkeme Romanya mahkemelerinin başvuruculara uygulanan cezaların 601991 sayılı
Kanunrsquoun 9 (a) maddesine aykırı olduğu sonucuna varmasını mantıksız veya keyfi
bulmamıştır
Son olarak Mahkeme soumlz konusu fiillerin cezai succedillar olarak sınıflandırılmamasının
soumlz konusu eylemlerin kamu duumlzenini daha az tehdit ettiği anlamına gelmediğini kaydetmiştir
Gezici jandarma birimi başvuruculara idari para cezası vermiştir Miktarlar her başvurucu iccedilin
farklı olsa da 601991 sayılı Kanunun 26 sect 2 maddesinde belirtilen sınırlar iccedilindedir Ayrıca
başvurucuların ulusal mahkemelerde para cezalarının hukuka uygunluğuna gerekccedilesine ve
miktarlarına itiraz etme hakları da vardır Sonuccedil olarak başvurucular meşru olmayan cezaların
uygulanmasına karşı usuli guumlvencelerden de yararlanmıştır
Mahkeme ulusal makamların takdir yetkilerini aşmadıklarını ve şikayet edilen
cezaların demokratik bir toplumda gerekli ve izlenen amaccedilla orantılı olarak goumlruumllebileceği
kanaatindedir Bu nedenle Soumlzleşmenin 11 maddesi ihlal edilmemiştir
114
Madde 11 ile bağlantılı olarak Madde 14 (Başvuru No 6802814)
İkinci başvurucu uumllke iccedilindeki bir etnik azınlığa mensup olduğu iccedilin Soumlzleşmenin 11
maddesi uyarınca toplanma oumlzguumlrluumlğuumlnden yararlanılırken kendisine karşı ayrımcılık
yapıldığını iddia etmiştir
Mahkeme Soumlzleşmenin 14 maddesi uyarınca bir sorunun ortaya ccedilıkması iccedilin benzer
veya karşılaştırılabilir durumlardaki kişiler arasında muamelede bir farklılık olması gerektiğini
yinelemiştir İlk olarak Mahkeme ikinci başvurucunun yargılamalarda kendisiyle aynı
durumda olan yani 601991 sayılı Kanunun 5 sect 2 maddesine aykırı olarak anma toplantıları
duumlzenlemeye ccedilalışan ve cezalandırılmayan kişilerin bulunduğunu goumlsterememiştir İkinci
olarak başvurucunun ait olduğu grubun uumlyelerinden birinin soumlz konusu yaptırıma yol accedilan bir
bayrak taşımasının değil yukarıda anılan 5 sect 2 maddeye aykırı bir anma toplantısı
duumlzenlemesinin olgusu olduğunu goumlzlemlemiştir
Son olarak yerel mahkemeler tarafından cezayı onaylama gerekccedilelerine ilişkin olarak
Mahkeme kararlarını ikinci başvurucunun etnik koumlkenine dayandırmadıklarını kaydetmiştir
Mahkeme mevcut davadaki muamelede bir farklılık olduğunu varsaysa dahi bu
farklılığın ikinci başvurucunun etnik koumlkenine dayandığının goumlsterilmediğine karar vermiştir
Bu nedenle bu şikayet accedilıkccedila dayanaktan yoksun olduğu iccedilin kabul edilemez bulunmuştur
115
Başvuru Adı Farzaliyev Azerbaycan
Başvuru No 2962007
Başvuru Tarihi 8 Mayıs 2007
Karar Tarihi 28 Mayıs 2020
Karar Linki httphudocechrcoeintengi=001-202532
Konu Azerbaycanda guumlveni koumltuumlye kullanma succedilu ile yargılanan bir
oumlnceki oumlzerk boumllge Başbakanı aleyhine olan tazminat davasında Soumlzleşmenin adil yargılanma
(md 6 sect 1) ve masumiyet karinesi (md 6sect1) maddelerini ihlal etmesi
Olaylar Bay Farzaliyev 1990ların başında Azerbaycan
Cumhuriyetirsquonin oumlzerk bir boumllgesi olan NARrsquoın başbakanı olduğu doumlnemde kamu fonlarını
zimmetine geccedilirme ve goumlrevi koumltuumlye kullanma succedilundan başlatılan ceza yargılamasında asıl
şuumlphelidir Devlet tarafından birccedilok helikopterin satın alınması iccedilin fon tahsis edildiği fakat
helikopterlerin hiccedilbir zaman temin edilmediği iddia edilmiştir Bir soruşturmanın sonucunda
Nakşivan savcılık makamı Bay Farzaliyevrsquoin sorumlu tutulması gerektiğini belirtmiştir Oumlte
yandan succedil zamanaşımına uğradığı iccedilin Ocak 2006da herhangi bir resmi succedillama olmaksızın
ceza yargılaması sona erdirilmiştir
Savcılık makamı daha sonra Nasimi Boumllge Mahkemesirsquonden başvurucunun ve diğer
iki şuumlphelinin isnat edilen zimmet succedilu nedeniyle Devlete tazminat oumldemesine karar verilmesi
talebiyle dava accedilmıştır Başvurucu tazminat davasına ilişkin hukuk yargılaması esnasında
kendisine karşı bir ceza soruşturması yapıldığını fark etmiştir Mayıs 2006rsquoda yerel mahkeme
başvurucunun zimmetine geccedilirdiği yaklaşık 2025000 avroyu tazminat huumlkuumlmleri uyarınca
oumldemesine karar vermiştir Yerel mahkemeye goumlre ceza yargılamasının zamanaşımı nedeniyle
sonlanmış ve davalıların cezai sorumlulukları ortadan kalkmış olsa da succedil nedeniyle verilen
oluşan zararın tazmin edilmesi gerekmektedir
Bunun uumlzerine Bay Farzaliyev bir uumlst mahkemeye başvurmuş ve ortada herhangi bir
mahkumiyet kararı olmadan hukuk mahkemesinin savcılığın iddianamesini delil olarak kabul
ederek kendisinin zimmet succedilunu işlediğine ve bu nedenle zararı tazmin etmesi gerektiğine
karar verdiğini ileri suumlrmuumlştuumlr Ayrıca Medeni Kanunrsquoun ilgili huumlkuumlmleri yerine Ceza
Muhakemesi Kanunursquonun oumlngoumlrduumlğuuml proseduumlrler ccedilerccedilevesinde bir hukuk davası yargılaması
yapıldığını ve bunun hukuka aykırı olduğu iddia etmiştir Oumlzellikle başvurucu eğer yargılama
116
Medeni Kanun huumlkuumlmlerine goumlre yapılmış olsaydı zaman aşımı suumlrelerinin dolmasından dolayı
davanın reddedilmesi gerekeceğini de belirtmiştir Aralık 2006da Yuumlksek Mahkeme
Başvurucunun temyiz başvurularındaki iddialarına yanıt vermeden boumllge mahkemesinin
kararını onaylamıştır Yuumlksek Mahkeme Genel Kurulu ve Anayasa Mahkemesi de
başvurucunun taleplerini reddetmiştir
İhlal İddiaları Başvurucu aleyhine yapılan hukuk yargılamasının hukuka
aykırı olduğunu mahkemenin gerekccedilesinin yetersiz olduğunu ve uumlst mahkemelerin iddialarını
incelemediğinden bahisle Soumlzleşmersquonin 6 sect 1 (adil yargılanma hakkı) ve işlemediği bir succediltan
dolayı tazminat oumldemek zorunda bırakıldığından bahisle 6 sect 2 (masumiyet karinesi) ve 1 Norsquolu
Protokolrsquouumln 1 Maddesinin (muumllkiyet hakkı) ihlal edildiğini iddia etmiştir
Karar
Madde 6sect1 (adil yargılanma)
Mahkeme mahkemelerin ve yuumlksek mahkemelerin kararlarının dayandığı gerekccedilelerin
yeterli bir şekilde accedilıklanması gerektiğini yinelemiştir
Mahkeme Başvurucunun hukuk mahkemesinin kendisi aleyhindeki iddiayı kabul
etmesi iccedilin yasal bir dayanak bulunmadığına ilişkin goumlruumlşuumlnuumln davanın sonucu iccedilin potansiyel
olarak belirleyici olduğunu kaydetmiştir Zira iccedil hukukta Ceza Muhakemesi Kanunursquona goumlre
ceza yargılamasıyla bağlantılı bir tazminat talebi ancak soumlz konusu ceza davasıyla beraber ve
ceza mahkemesi tarafından goumlruumllebilir
Ancak yerel mahkemeler kararlarında başvurucunun iddialarına herhangi bir yanıt
vermemişlerdir Bu nedenle mahkemelerin başvurucunun beyanlarını hiccedil inceleyip
incelemediklerini inceleyerek reddettilerse gerekccedilelerinin ne olduğunu tespit etmek
imkansızdır
Mahkeme bu nedenle başvurucunun gerekccedileli karar hakkının ihlal edildiği sonucuna
varmıştır Buna goumlre Soumlzleşmenin 6 sect 1 maddesi ihlal edilmiştir
Madde 6sect2 (masumiyet karinesi)
Mahkeme sanık daha oumlnceki ceza yargılamalarında mahkum edilmediği halde
kendisiyle ilgili bir yargı kararı kendisinin succedillu olduğu goumlruumlşuumlnuuml yansıtırsa masumiyet
karinesinin ihlal edileceğini yinelemiştir Madde 6 sect 2nin uygulanabilir olması iccedilin bir
117
başvurucunun cezai bir succedilla itham edilmiş olması veya oumlnemli oumllccediluumlde etkilenmiş olması
gerekir
Başvurucu durdurulan ceza yargılamalarında hiccedilbir zaman resmen cezai bir succedilla
itham edilmemiş ve ancak hukuk yargılaması sırasında kendisine youmlneltilen iddialardan
haberdar olmuş olsa da yetkililerin kendisine youmlneltilen şuumlphe sonucunda yuumlruumlttuumlğuuml işlemler
olaydaki oumlzel koşullar ccedilerccedilevesinde kendisini buumlyuumlk oumllccediluumlde etkilemiştir Oumlzellikle yetkililer
diğer şeylerin yanı sıra kendisi hakkında birincil şuumlpheli olarak ceza davası accedilmış ve daha
sonra ceza yargılaması ccedilerccedilevesinde bir hukuk davası accedilmıştır
Bu eylemler ve birbiriyle yakından bağlantılı olayların davaya oumlzguuml sıralaması dikkate
alındığında bu nedenle başvurucunun 6 sect 2 maddesi anlamında cezai bir succedilla itham edilen
bir kişi olarak değerlendirilmesi gerekmektedir
Ayrıca davada yerel makamlar ve mahkemeler tarafından uygulanan ilgili mevzuat ve
uygulama uyarınca hukuk davası cezai soruşturmanın ldquodoğrudan sonucurdquo olmuştur Ayrıca
hukuk yargılamaları sırasında başvurucuya cezai sorumluluk yuumlkleyen ifadeler de ceza
yargılamaları ile bir bağlantı oluşturmuştur Bu nedenlerle Mahkeme 6 sect 2 maddesinin mevcut
davaya uygulanabilir olduğuna karar vermiştir
Başvurucunun şikayetinin esasına gelince Mahkeme Nasimi Boumllge Mahkemesinin
Mayıs 2006 tarihli hukuk davasına ilişkin kararının 2327059 AZNnin (para birimi) zimmete
geccedilirildiğine huumlkmettiğini fakat sanıkların beraat edip ldquocezai succedil nedeniyle oluşan zararrdquo
tazmin edilmediğini belirtmiştir Mahkeme başvurucu ceza davasında savunma haklarını
hiccedilbir zaman kullanma fırsatı bulamamış ve bu succediltan dolayı mahkum edilmemiş olmasına
rağmen bu ifadenin bir succedilun işlendiğine ve başvurucunun succedillu olduğuna dair kesin bir
goumlruumlşuuml yansıttığını belirlemiştir
Mahkeme masumiyet karinesi ilkesinin Soumlzleşmenin 6 sect 2 maddesine aykırı olarak
ihlal edildiği sonucuna varmıştır
1 Norsquolu Protokol Madde 1 (muumllkiyet hakkı)
Yukarıdaki bulgular goumlz oumlnuumlne alındığında Mahkeme başvurucunun 1 Nolu
Protokoluumln 1 maddesi uyarınca yaptığı şikayetin kabul edilebilirliği ve esası hakkında ayrı bir
karar verilmesine gerek olmadığını değerlendirmiştir
118
Başvuru Adı Hirtu ve diğerleri Fransa
Başvuru No 2472013
Başvuru Tarihi 11042013
Karar Tarihi 14 Mayıs 2020
Karar Linki httphudocechrcoeintengi=001-202442
Konu Otoriteler tarafından Roman kampının temizlenmesinin
sonuccedillarını veya Başvurucuların oumlzel koşullarını tam olarak hesaba katmamanın Soumlzleşmersquoyi
ihlal etmesi
Olaylar Başvurucular Laurentiu Constantin Hirtu Stanica Caldaras
Dorina and Paulina Cirpaci Imbrea and Virginia Istfan ve Angelica Latcu uzun yıllar
Fransada yaşamakta ve bir istisna dışında hepsinin Avrupa Birliği vatandaşı olarak on yıllık
oturma izni almış olduklarını belirtmişlerdir Olayların olduğu sırada okul ccedilağındaki ccedilocukların
tamamı okula gitmektedir 1 Ekim 2012rsquode oumlnceki bir kampın dağıtılmasının ardından 50si
ccedilocuk olmak uumlzere 141 kişilik bir grubun parccedilası olan başvurucular 43 karavanla Paris
banliyoumllerinden biri olan La Courneuvedeki bir arsaya taşınmışlardır La Courneuve belediye
başkanının talebi uumlzerine Seine Saint-Denis valisi 29 Mart 2013rsquote gezginlerin La Courneuve
Belediyesine bağlı la Preacutevocircteacute sokağı ve Politzer sokağındaki alana yasa dışı bir şekilde
yerleştiklerinden bahisle 48 saat iccedilerisinde alanı boşaltmalarını emrederek aksi takdirde zorla
tahliye edileceklerini bildirmiştir Bay Hirtu Montreuil İdare Mahkemesinde dava accedilabilen
tek başvurucu olup mahkeme başvurunun kabul edilemez olduğuna karar vermiştir Versailles
İstinaf İdare Mahkemesirsquone temyiz başvurusunda bulunmuş ancak bu başvuru da
reddedilmiştir
5 Nisan 2013te Virginia Istfan Dorina Cirpaci Stanica Calderas ve sitenin başka bir
sakini temel oumlzguumlrluumlklerinin korunması iccedilin idare mahkemesine acil bir başvuruda bulunarak
tahliyenin 1 Temmuz 2013 tarihine kadar ertelenmesini ve konaklayacakları bir yer
bulmalarına izin verilmesi talep ettiler Bu başvuru 10 Nisan 2013 tarihli kararında kabul
edilemez bulunmuştur
11 Nisan 2013rsquote başvurucular Mahkemeden İccediltuumlzuumlğuumln 39 maddesi uyarınca ve
Soumlzleşmenin 3 (işkence yasağı) ve 8 maddelerine (oumlzel ve aile hayatına saygı hakkı) ve 1
119
Nolu Protokoluumln 2 maddesine (eğitim hakkı) dayanarak geccedilici tedbir talebinde bulunmuş ve
valinin kararının askıya alınmasını talep etmişlerdir 12 Nisan 2013rsquote temsilcileri Avrupa
Roman Hakları Merkezi (ERRC) Mahkemeye Başvurucuların 11 Nisan gecesi kendi rızaları
ile ayrıldığını ve birkaccedil sokak oumltede Bobignyde kaldıklarını bildirmiştir Başvuruculara hiccedilbir
konaklama teklifi sunulmadığı iccedilin Bobignyde Coquetiers olarak bilinen yerleşim birimine
taşınmadan oumlnce dışarıda ya da arabalarında uyumuşlardır ve orada da başka ailelerle karavanı
paylaşmak ya da yeni bir tane almak zorunda kalmışlardır 19 Ağustos 2014 tarihinde belediye
Coquetiers kampı sakinlerinin 48 saat iccedilinde orayı boşaltmalarını gerektiren bir emir
yayımlamıştır Sakinlerin birccediloğu temel oumlzguumlrluumlklerinin korunması iccedilin idare mahkemesine
acil başvuruda bulunmuştur fakat mahkeme bu başvuruları 25 Ağustos 2014rsquote reddetmiştir
Aynı guumln Başvuruculardan uumlccediluuml belediye kararının askıya alınması iccedilin Mahkemeden
Mahkeme İccedil Tuumlzuumlğuumlnuumln 39 maddesini uygulamasını talep etmişlerdir Goumlrevli yargıccedil 1 Eyluumll
2014 tarihinde Huumlkuumlmet tarafından herhangi bir tahliye oumlncesinde valinin iccedil hukukta
oumlngoumlruumllen tuumlm savunmasız kişilere acil barınma imkacircnı sağlayacağına dair verdiği guumlvenceler
olduğundan bahisle 39 maddeyi uygulamamaya karar vermiştir 16 Nisan 2015 tarihinde
Mahkeme başvuruyu (no 5855314) kabul edilemez bulmuştur
İhlal İddiaları Başvurucular 3 maddeye (insanlık dışı veya aşağılayıcı
muamele yasağı) dayanarak zorla tahliyelerinin koşullarının ve muumlteakip yaşam koşullarının
insanlık dışı ve aşağılayıcı muamele teşkil ettiğini iddia etmişlerdir 8 madde (oumlzel hayata aile
hayatına ve eve saygı hakkı) uyarınca oumlzel hayatlarına aile hayatlarına ve evlerine saygı
haklarının ihlalinden şikayetccedili olmuşlardır 13 maddeye (etkili başvuru hakkı) dayanarak
zorla tahliyelerine itiraz edecek etkili bir hukuk yoluna sahip olmadıklarını iddia etmişlerdir
Karar
Madde 3
Mahkeme başvurucuların oumlncelikle tahliyelerinin koşulları hakkında şikayette
bulunduklarını goumlzlemlemiştir Bununla birlikte vali tarafından boumllgeden ayrılmaları yasal
olarak emredilmiş olsa da başvurucular oumlnce davranıp ve kampı kendi rızalarıyla terk
etmişlerdir Bu nedenle de valinin emri uygulamada aslında gerccedilekleşmemiştir Başvurucular
karavanlarının ccediloğunun ele geccedilirildiğini iddia ederken bu tespit edilmemiş ve bu olayda başka
herhangi bir şiddete maruz kaldıklarını iddia etmemişlerdir
120
Başvurucuların ikinci şikayeti tahliyeden sonraki yaşam koşulları ile ilgilidir Bu
bağlamda Mahkeme kamp temizlendikten sonra başvurucuların birccediloğunun Romanyaya
doumlnduumlğuumlnuuml ve Stanica Caldaras ve ailesine sosyal konut sağlandığını goumlzlemlemiştir
Diğerlerine gelince Coquetiersrsquodeki konaklama şartlarına ilişkin geccedilici tedbir talepleri
Huumlkuumlmet tarafından sağlanan guumlvenceler ışığında reddedilmiş ve AİHMrsquoe yapılacak daha
sonraki başvuruları kabul edilemez olarak beyan edilmiştir Buna goumlre Fransız yetkililerin bu
duruma kayıtsız kaldığı soumlylenemez
Mahkeme madde 3 ihlalinin olmadığına karar vermiştir
Madde 8
Mahkeme başlangıccedilta yaşadıkları yerle başvurucuların yeterli ve suumlrekli bir bağlarının
olmaması nedeniyle başvurucuların konuta saygı haklarına muumldahale iddiasında
bulunmadıklarını belirtmiştir Bununla birlikte daha oumlnceki birkaccedil davada olduğu gibi
Mahkeme bir kampın temizlenmesinin kaccedilınılmaz olarak oumlzel hayat ve aile bağları uumlzerinde
etkileri olduğu kanaatindedir Bu nedenle başvurucuların oumlzel ve aile hayatlarına saygı hakkına
muumldahale edilmiştir
Mevcut davada İstinaf İdare Mahkemesi kendisine sunulan bir polis raporuna goumlre
şantiyedeki karavanların tekerlekler uumlzerinde olduğunu ve onları ccedilekebilecek araccedilların yanına
park ettiklerini goumlzlemlemiştir Mahkeme bundan yukarıda atıfta bulunulan 5 Temmuz 2000
tarihli Kanunun başvurucuların davasına uygulanabilir olduğu sonucuna varmıştır Bu nedenle
muumldahale yasaya uygun olmuştur
Mahkeme valinin kararının hem halk sağlığı risklerine hem de yerel halkın rahatsız
edilmesine dayandığını kaydetmiştir Polis raporunda izinsiz girişler bıccedilak taşıyan insanların
varlığı kavgalar ccedilalılıklarda ccediloumlp ve dışkı da dahil olmak uumlzere yerel işletmelerin maruz kaldığı
bir dizi sorundan bahsedilmektedir Bu nedenle Mahkeme muumldahalenin sağlık ve kamu
guumlvenliğini ve başkalarının hak ve oumlzguumlrluumlklerini koruma anlamında meşru amaccedillarını
izlediğini değerlendirmiştir
Mahkeme tahliyenin kendisi ile tahliyenin gerccedilekleştirilme şekli arasında bir ayrım
yapmıştır Oumlnceki hususla ilgili olarak yetkililer ilke olarak belediye arazisini yasadışı bir
şekilde işgal eden ve orada kalmaya ilişkin meşru bir beklentisi olduğunu iddia edemeyen
başvurucuları tahliye etme hakkına sahiptir
121
Tahliyenin gerccedilekleştirilme şekline gelince Mahkeme tedbirin bir adli karara
dayanmadığını ancak 5 Temmuz 2000 tarihli Kanunun 9 boumlluumlmuuml uyarınca resmi tebligat
proseduumlruumlne uygun olarak gerccedilekleştirildiğini goumlzlemlemiştir Bu proseduumlruuml kullanma
kararının birtakım sonuccedilları doğmuştur
Birincisi valinin emrinin gerccedilekleştirilmesinde tebliğ ve tahliyenin arasındaki kısa
suumlre goumlz oumlnuumlne alındığında 2012 genelgesinde savunulan oumlnlemlerin hiccedilbiri uygulanmamıştır
Huumlkuumlmet karavanlara sahip oldukları iccedilin başvurucuların yeniden yerleştirilmesi
zorunluluğunun olmadığını iddia ederken Mahkeme ilk olarak başvurucuların
karavanlarından biri hariccedil hepsine el konulduğunu ve ikinci olarak genelgenin (ilgili ailelerin
ve bireylerin durumunun değerlendirilmesi ile eğitim sağlık ve barınma yardımı) ilgili kişilerin
karavanı olsun ya da olmasın uygulanması gerekmekteydi Dolayısıyla tahliyenin etkileri veya
Başvurucuların oumlzel koşulları dikkate alınmamıştır
İkinci olarak resmi bildirim usuluuml uygulandığı iccedilin iccedil hukukta oumlngoumlruumllen hukuk yolu
kararın idari makamlarca alınmasından sonra devreye girmişken diğer durumlarda
mahkemeler kararlarını almadan oumlnce tedbirin orantılılığını değerlendirmiştir Başvurucular
tarafından kullanılan hukuk yollardan hiccedilbiri daha sonra iddialarını bir yargı organına
sunmalarına imkan vermemiştir
Sonuccedil olarak muumldahalenin orantılılığına karar verecek ilk yargı organı kamptan
tahliyeden 18 ay sonra Ekim 2014te İstinaf İdare Mahkemesi olmuştur
Mahkeme başvurucuların dezavantajlı bir sosyal gruba ait oldukları gerccedileğini ve bu
nedenle onların oumlzel ihtiyaccedillarının ulusal makamların orantılılık değerlendirmesinde
uumlstlenmekle goumlrevli olduklarını belirtmiştir Bu goumlrevi sadece yasa dışı ccediloumlzuumlmle başa ccedilıkma
yaklaşımlarını değerlendirirken değil aynı zamanda tahliye durumunda tahliyenin
zamanlamasına ve şekline ve muumlmkuumlnse alternatif barınma duumlzenlemelerini de uumlstlenerek
gerccedilekleştirmeleri gerekmektedir 8 maddenin usule ilişkin guumlvencelerinin bir parccedilası olarak
bu huumlkuumlm kapsamındaki haklarına muumldahaleye maruz kalan herhangi bir kişi tedbirin
orantılılığını 8 madde kapsamındaki ilgili ilkeler ışığında bağımsız bir mahkeme tarafından
incelenmesini talep edebilmelidir
Mevcut davada durum boumlyle olmadığından Mahkeme başvurucuların tahliye şeklinin
Soumlzleşmenin 8 maddesini ihlal ettiğine karar vermiştir
122
Madde 3 ve 8 ile bağlantılı olarak Madde 13
Mahkeme iccedil hukukun 5 Temmuz 2000 tarihli Kanunun 9 boumlluumlmuuml uyarınca askıya alma
etkisine sahip oumlzel bir hukuk yolu sağladığını kaydetmiştir
Bu hukuk yolu etkili goumlruumlnmekle birlikte Mahkeme başvurucuların davasında yargıcın
davayı esasa ilişkin olarak incelemediğini ancak Bay Hirtunun boumllgede ikamet ettiğini
kanıtlamadığı gerekccedilesiyle kabul edilemez bulduğunu goumlzlemlemiştir Mahkeme ayrıca diğer
uumlccedil başvuran tarafından yapılan acil bir temel oumlzguumlrluumlğuumln korunması başvurusunun 5 Temmuz
2000 tarihli Kanunun 9 boumlluumlmuumlnde oumlngoumlruumllen oumlzel hukuk yolunun kullanılmadığı gerekccedilesiyle
kabul edilemez olarak ilan edildiğini goumlzlemlemiştir
Buna goumlre Mahkeme Başvurucuların Soumlzleşmenin 3 ve 8 maddeleri kapsamındaki
iddialarının ilk aşamada gerek esasa ilişkin yargılamalarda gerekse acil proseduumlr kapsamındaki
yargısal incelemenin 13 maddenin gereklerine aykırı yapıldığını tespit etmiştir
Bu nedenle 13 madde ihlal edilmiştir
123
Başvuru Adı Koulias v Kıbrıs
Başvuru No 4878112
Başvuru Tarihi 23 Temmuz 2012
Karar Tarihi 26 Mayıs 2020
Karar Linki httphudocechrcoeintengi=001-202521
Konu Başvurucunun tarafı olduğu davaya bakan Yuumlksek Mahkeme
dairesindeki hakimin oğlunun hukuk buumlrosunun aynı zamanda karşı tarafın vekilliğini
yuumlruumltmesinin tarafsızlık ilkesini ihlal etmesi
Olaylar
Başvurucu Zacharias Koulias 1950 doğumlu bir Kıbrıs vatandaşı olup Larnakarsquoda
yaşamakta ve milletvekilliği yapmaktadır
Başvurucu 2006 yılının mayıs ayında katıldığı bir radyo programında aynı zamanda
eski bir bakan ve bir siyasi partinin uumlst duumlzey bir ismi olan başka bir politikacı C Th hakkında
bazı beyanlarda bulunmuştur Bunun uumlzerine C Th başvurucu hakkında iftira iddiasıyla dava
accedilmıştır
C Th başvurucunun radyo programında ileri suumlrduumlğuuml iki iddiayı dava konusu
yapmıştır Bunlardan birincisi C Thrsquonin bir Tuumlrk şirketinden para aldığı iddiasıdır İkinci
iddia ise Kuzey Kıbrıs Tuumlrk Cumhuriyetirsquoni kastederek Kıbrısrsquoın kuzeyindeki devletin bir
ldquosoumlzde devletrdquo olmadığını soumlylediği iddiasıdır
İlk derece mahkemesi davanın reddine karar vermiş temyiz aşamasında 24 Ocak 2012
tarihinde Yuumlksek Mahkemersquonin uumlccedil hakimli bir dairesi başvurucunun beyanlarının iftira
niteliğinde olduğuna karar vermiştir Daha sonra başvurucu soumlz konusu Yuumlksek Mahkeme
dairesindeki bir hakimin (GC) oğlunun C Thrsquonin davasını uumlstlenen hukuk buumlrosunun kurucu
ortağı olduğunu oumlğrenmiştir
Bu konudaki bir gazete haberinin uumlzerine 14 Şubat 2012 yılında Yuumlksek Mahkeme bir
basın accedilıklaması yapmış ve soumlz konusu hakimin yargılamada yer almasının yıllardır suumlren
yargısal uygulama ile tamamen uyumlu olduğunu belirtmiştir
124
İhlal İddiaları Başvurucu dava dosyası hakkında karar veren Yuumlksek
Mahkeme dairesindeki hakimlerden birinin davacının avukatının hukuk buumlrosuyla olan ilişkisi
nedeniyle Soumlzleşmersquonin 61 huumlkmuuml kapsamındaki tarafsızlık ilkesinin hem suumlbjektif hem de
objektif youmlnleriyle ihlal edildiğini iddia etmiştir
Karar
6 Madde
Mahkeme Soumlzleşmersquonin 6 maddesi kapsamında yaptığı incelemede oumlncelikle suumlbjektif
tarafsızlığın ihlal edildiği iddiasını ele almıştır Buna goumlre Mahkeme aksi youmlnde bir delil
olmadığı suumlrece bir hakimin kişisel tarafsızlığının ilkesel olarak varsayılacağını belirtmiştir
Somut olayda Mahkeme hakim GCrsquonin başvurucuya karşı bireysel olarak oumln yargılı veya
taraflı olduğunu goumlsteren herhangi bir bulgu olmadığını goumlzlemlemiştir
İkinci olarak objektif tarafsızlığın ihlal edildiği iddiasını ele alan Mahkeme
başvurucunun şuumlphelerinin objektif olarak gerekccedilelendirilip gerekccedilelendirilmediğini
incelemiştir
Mahkeme Nicholas v Kıbrıs davasında ortaya koyduğu ilkelere atıf yapmış ve bir
yargıcın davadaki bir tarafı temsil eden hukuk buumlrosunun bir ccedilalışanıyla kan bağının
bulunmasının hakimin ccedilekilmesi iccedilin tek başına bir neden olmadığını fakat bu durumun
hakimin tarafsızlığına dair şuumlphelerin oluşmasına neden olabileceğini belirtmiştir
Mahkemersquoye goumlre soumlz konusu şuumlphelerin objektif olarak gerekccedilelendirilip
gerekccedilelendirilmediği her somut olayın kendi koşullarına bağlıdır İncelemede dikkate
alınması gereken etkenler hakimin yakınının soumlz konusu davada rol alıp almadığı yakınının
hukuk buumlrosundaki konumu buumlronun buumlyuumlkluumlğuuml organizasyonel iccedil yapısı davanın hukuk
buumlrosu iccedilin mali accedilıdan ne derece oumlnemli olduğu ve hakimin yakınının davadaki muhtemel
mali ccedilıkarı ya da potansiyel menfaatidir
Mahkeme diğer uumllkelere oranla kuumlccediluumlk bir uumllke olan Kıbrısrsquota aynı oranda daha kuumlccediluumlk
hukuk buumlroları olduğuna ve az sayıda hakimin olduğunu dikkate alarak bu tuumlr durumların daha
sık yaşanabileceğine dikkat ccedilekmiştir Mahkeme genel olarak bu tuumlr tarafsızlık ihlali
şikayetlerinin bir davalı devletin yargı sistemini felce uğratacak duumlzeye gelmemesi gerektiğini
125
ve kuumlccediluumlk yargı ccedilevrelerine sahip uumllkelerde bu iddialara ilişkin aşırı katı standartların olmasının
yargının idaresini gereğinden fazla aksatabileceğini vurgulamıştır
Bununla birlikte Mahkeme goumlruumlnuumlşuumln oumlnemi dikkate alındığında taraflı goumlruumlnuumlme yol
accedilabilecek herhangi bir durumun yargılamanın başında accedilıklanması gerektiği ve ccedilekilmenin
gerekli olup olmadığının tespiti iccedilin bir değerlendirme yapılması gerektiğini belirtmiştir
Mahkemersquoye goumlre objektif ve suumlbjektif tarafsızlık iccedilin uygun teminatların sağlanması iccedilin bu
oumlnemli bir guumlvencedir
Başvurucunun davasında boumlyle bir accedilıklama yapılmamış olup başvurucu soumlz konusu
ilişkiyi davasının temyiz incelemesi yapıldıktan sonra oumlğrenebilmiştir Boumlylelikle başvurucu
hakim GCrsquonin oğlunun hukuk buumlrosunun karşı tarafın davasını yuumlruumlttuumlğuuml ve temyiz
duruşmasında yer aldığı bir durumla karşı karşıya kalmıştır Başvurucu yargılama sırasında
hakimin oğlunun davada yer alıp almadığı ve davanın sonucuna bağlı olarak mali ccedilıkarı olup
olmadığı konusunda bilgi sahibi olmamıştır Mahkemersquoye goumlre bu nedenle yargılamada soumlz
konusu hakim youmlnuumlnden taraflı bir goumlruumlntuuml oluşmuştur Boumlylelikle Mahkeme başvurucunun
hakim GCrsquonin tarafsızlığına dair şuumlphelerinin objektif olarak gerekccedilelendirilmiş olduğunu
ulusal hukukun ve uygulamasının başvurucuya yeterli usucirclicirc guumlvenceleri sağlamadığını
belirlemiştir
Mahkeme yargı usul kanununun daha sonradan değiştirildiğine ve artık boumlyle bir iş
ilişkisinin hakim iccedilin ccedilekilme nedeni teşkil ettiğine dikkat ccedilekmiştir Mahkeme sonuccedil olarak
Soumlzleşmersquonin 6 maddesinin birinci fıkrasının ihlal edildiğine karar vermiştir
10 Madde
Mahkeme Yuumlksek Mahkeme aşamasında davanın kapsamının başvurucunun
beyanlarının iftira niteliğinde olup olmadığı hususuyla sınırlanmasına başvurucunun avukatı
tarafından rıza goumlsterildiğine dikkat ccedilekmiştir Başvurucunun avukatı aynı zamanda radyo
yayınında yapılan yorumun eleştiri sınırları iccedilerisinde olduğu youmlnuumlndeki savunmasını da
Yuumlksek Mahkeme aşamasında geri ccedilekmiştir
Mahkemersquoye goumlre bu kararla başvurucu Yuumlksek Mahkemersquonin incelemesini accedilık bir
şekilde daraltmış ve Yuumlksek Mahkeme aşamasında ileri suumlrmediği ifade oumlzguumlrluumlğuuml
arguumlmanlarını mevcut bireysel başvuru aşamasında ileri suumlrmuumlştuumlr Başvurucunun ilk derece
126
mahkemesi oumlnuumlnde ifade oumlzguumlrluumlğuuml savunmasını ileri suumlrebilmiş olduğu dikkate alındığında
Yuumlksek Mahkemersquonin başvurucu iccedilin başarı şansı sunmadığı soumlylenemez
Mahkeme bu gerekccedilelerle Huumlkuumlmetin iccedil hukuku yollarının tuumlketilmediği youmlnuumlndeki
itirazını kabul ederek Soumlzleşmersquonin 10 maddesine ilişkin şikayet hakkında kabul edilemezlik
kararı vermiştir
Adil Tazmin
Mahkeme Kıbrıs devletinin başvurucuya 9600 euro manevi tazminat ve 19 euro masraf
ve gider oumldemesine karar vermiştir
127
Başvuru Adı Uzbyakov v Rusya
Başvuru No 7116013
Başvuru Tarihi 9 Ekim 2013
Karar Tarihi 5 Mayıs 2020
Karar Linki httphudocechrcoeintengi=001-202416
Konu Başvurucunun ccedilocuğu iccedilin accediltığı babalık davası ile evlat
edindirme kararının iptali talebinin eksik inceleme yapılarak reddedilmesinin aile yaşamına
saygı hakkını ihlal ettiği
Olaylar
Bşavurucu Sergey Stanislavovich Uzbyakov 1976 doğumlu bir Rus vatandaşı olup
Kurganovkarsquoda (Rusya) yaşamaktadır
Başvurucu anneleri OM adındaki bir kadın olan 5 ccedilocuğun babasıdır Ccedilocuklarının
ek kuumlccediluumlğuuml 2009 doğumludur Başvurucu Rusyarsquoda OM ve ccedilocuklarla beraber yaşadığı halde
Rusyarsquoda yasa dışı ikamet ettiğinden ccedilocukların doğum belgelerine baba olarak ismini
yazdıramamıştır
Başvurucu Ocak 2011rsquode yakalanmış ve aynı yılın Nisan ayına kadar tutuklu kalmıştır
Bu suumlreccedilte Şubat ayında OM hayatını kaybetmiş ve Mart ayında ccedilocuklar bakıma alınmıştır
Buumlyuumlk olan 4 ccedilocuk yetimler iccedilin hizmet veren yatılı bir okula yerleştirilmiş ancak 14 aylık
olan D isimli ccedilocuk bakım iccedilin bir ccedilocuk evine alınmıştır
Başvurucu partnerinin oumlluumlmuumlnuuml Mart 2011rsquode oumlğrenmiş ve resmi belgelerde
ccedilocukların babası olarak tanınmak iccedilin kanuni usullere başvurmaya başlamıştır Aynı ay D
evlat edinmek amacıyla bir ailenin korumasına verilmiş ve Tambov boumllgesindeki Morshansk
şehrine goumltuumlruumllmuumlştuumlr Diğer ccedilocuklar ise OMrsquonin kız kardeşi tarafından alınmıştır
Eyluumll 2011rsquode Tambov boumllgesindeki Morshanskiy Boumllge Mahkemesi Drsquonin kendisini
teslim alan aile tarafından evlat edinilmesine onay vermiştir Mahkeme kararın gerekccedilesinde
Drsquonin annesinin hayatını kaybettiğini babasının adının doğum belgelerinde yer almadığını
128
Drsquonin ebeveyn bakımından yoksun kalmış olduğunu ve bir suumlre ccedilocuk evinde kalmış olduğunu
belirtmiştir
Başvurucu babalık davasını kendisi hala tutukluyken accedilmış ve diğer doumlrt ccedilocuğun
babası olarak kaydedilmesine karar verilmiştir Başvurucu D hakkındaki davayı ise evlat
edindirme kararının kaldırılması talebini de ekleyerek ayrı bir dava olarak accedilmıştır
Başvurucu D iccedilin accediltığı davada Drsquonin evlat edinilmesinin hukuka ve ccedilocuğun
menfaatlerine aykırı olduğunu kanuna goumlre kardeşlerin ayrılmasının yasak olduğunu bu
konuda ebeveynin izninin aranması gerektiğini ileri suumlrmuumlştuumlr Kamensky Boumllgesi goumlzetim ve
koruma makamı ve Rusya Federasyonu İnsan Hakları Temsilciliğirsquonden bir temsilci de
başvurucunun talebine destek vermiştir
Bununla birlikte Ekim 2012rsquode mahkeme başvurucunun davasını reddetmiştir
Mahkemeye goumlre başvurucu Drsquonin babasıdır fakat evlat edindirme kararının ortadan
kaldırılması iccedilin herhangi bir neden yokken başvurucunun babalığının tanınmasının bir
mantığı yoktur Mahkeme ayrıca evlat edinen kişilerin kanuni şartları sağladığını ccediliftin Drsquoyi
buumlyuumltebilmek iccedilin gerekli mali guumlce sahip olduğunu suumlrekli işe ve uygun yaşam koşullarına
sahip olduğunu belirtmiştir Başvurucu karara karşı kanun yollarına başvurmuşsa da
başvuruları reddedilmiştir
İhlal İddiaları Başvurucu kızının kendi bilgisi dışında evlat edinilmesinin ve
accediltığı davanın reddedilmesinin Soumlzleşmersquonin 8 maddesine aykırı olduğunu ileri suumlrmuumlştuumlr
Karar
Madde 8
Mahkeme başvurucunun 17 yıl boyunca OM ile birlikte yaşadığını beş ccedilocuğun da
biyolojik babası olduğunu ve onlara baktığını dolayısıyla başvurucu ve D isimli ccedilocuğu
arasında Soumlzleşme anlamında bir aile bağı bulunduğunu tespit etmiştir
Mahkeme dava iccedilin belirleyici olan sorunun yerel makamların Drsquonin doğal babası ve
kardeşleriyle normal bir aile yaşamına sahip olması iccedilin kendilerinden beklenen gerekli ve
uygun buumltuumln adımları atıp atmadığı olduğunu belirtmiştir
129
Evlat Edindirme Suumlreci Accedilısından
Mahkemersquoye goumlre her ne kadar ccedilocuğun bakıma verilmesinin soumlz konusu doumlnemdeki
koşullar ccedilerccedilevesinde gerekli olduğu soumlylenebilecek olsa da yerel makamlar evlat edindirmeye
bir alternatifin olup olmadığı konusunda bir sonuca ulaşılabilmesi iccedilin yeterli bir suumlre sağlayıp
sağlamadığı ya da Drsquonin beraber yaşayabileceği bir yakınının bulunup bulunmadığının uygun
bir şekilde tespit edilip edilmediği hususları şuumlphelidir
Oumlrneğin evlat edindirme kararını veren mahkemenin Drsquonin kardeşleriyle ilgili
bilgilerden haberdar olduğunu fakat bu bulguları dikkate almadığını başvurucu baba ile ilgili
de bilgi edinebilecekken bu araştırmayı yapmadığını belirtmiştir Mahkeme başvurucunun
OMrsquonin oumlluumlmuumlnuuml takiben kanuni usullere başvurmaya başladığını Mart 2011rsquode dava accediltığını
ve ccedilocuklarının ismini mahkemeye bildirdiğini buna rağmen aynı mahkemenin Drsquonin evlat
edinilmesine onay verdiğini vurgulamıştır Mahkemersquoye goumlre yerel mahkeme ccedilok şekilci bir
yaklaşım goumlstermiş yalnızca şekli şartların varlığına odaklanmış dava hakkında başvurucuyu
ne bilgilendirmiş ne de başvurucuyu dinlemiştir
Mahkeme boumlylelikle yerel makamların evlat edindirme suumlrecindeki incelemelerinde
ciddi eksikliklerin olduğunu evlat edindirmenin Drsquonin yuumlksek menfaatlerine uygun olup
olmadığının belirsiz olduğunu bu usuluumln kendisinin ccedilok kuumlccediluumlk yaşta kardeşlerinden ve
babasından ayrılmasına yol accediltığını belirtmiştir
Evlat Edinmenin İptali Talebi ve Babalık Davası
Mahkemersquoye goumlre yerel mahkemenin başvurucunun davasını reddederken tek
gerekccedilesi Drsquonin artık evlat edinilmiş olması ve evlat edinme işlemini ortadan kaldırmak iccedilin
gereken şartların oluşmamış olmasıdır
Mahkeme ccedilocuğun yuumlksek yararının genel kanuni varsayımlarla belirlenemeyeceğini
bireylerin haklarının adil bir şekilde dengelenmesinin her bir somut davanın oumlzel koşullarını
incelemeyi gerekli kıldığını belirtmiştir Mahkemersquoye goumlre başvurucunun karşı karşıya kaldığı
durum yerel makamlar tarafından ciddi inceleme eksikliği iccedileren suumlreccediller sonucu yaratılmıştır
Mahkeme yerel mahkemelerin başvurucunun davasını reddederken oumlne suumlrduumlkleri
gerekccedilelerin yeterli olmadığına dikkat ccedilekmiştir Ayrıca Drsquonin koruyucu aileyle evlat edinme
aşamasına kadar geccedilirdiği 18 aylık suumlrenin de yetersiz olduğunu belirtmiştir Mahkeme yerel
130
mahkemelerin Drsquonin ileride yakınlarıyla kişisel ilişki kurması halinde ortaya ccedilıkabilecek
olumsuz etkileri de dikkate almadığını belirlemiştir Boumlylelikle Mahkeme yerel makamların
soumlz konusu suumlreccedilte pozitif yuumlkuumlmluumlluumlklerini yerine getirmediğine adil bir menfaat dengesi
kurmadığına ve bu nedenle başvurucunun Soumlzleşmersquonin 8 maddesi kapsamındaki aile
yaşamına saygı hakkının ihlal edildiğine karar vermiştir
Adil Tazmin
Mahkeme Rusyarsquonın başvurucuya manevi tazminat olarak 15000 euro masraf ve
giderler iccedilin toplam 1972 euro oumldemesine karar vermiştir
131
HAZİRAN 2020
Başvuru Adı VujnovićHırvatistan
Başvuru No 3234916
Başvuru Tarihi 2 Haziran 2016
Karar Tarihi 11 Haziran 2020
Karar Linki httphudocechrcoeintengi=001-202757
Konu Şikayetin yasal suumlresi iccedilerisinde yapılmaması sebebiyle yapılan
soruşturmanın etkisiz olduğu iddiasının yerinde olmadığı başvurucunun dayanmış olduğu kararlardaki
olguların somut olaydaki olgulardan farklılık goumlstermesi sebebiyle başvurucunun dayandığı
kararlardan farklı youmlnde verilen kararın hukuki kesinlik ilkesinin ihlali olarak değerlendirilemeyeceği
başvurucunun gerekli oumlzeni goumlstermesinin ve bilgi iccedilin yetkililere başvurmasın beklenmesinin makul
olduğu ve bunun mahkemeye erişim hakkına orantısız bir kısıtlama olarak kabul edilemeyeceği
Olaylar
Başvurucu Dušan Vujnović 1963 yılında doğmuş ve Zagrebrsquode yaşamakta olan bir Hırvat
vatandaşıdır
Başvurucunun ailesi 1993 yılındaki savaş doumlneminde ldquoMedak Cebirdquo olarak bilinen alanda
Hırvat ordusunun Sırp guumlccedillerinden kontroluuml geri almak iccedilin askeri bir operasyon duumlzenlerken
oumllduumlruumllmuumlşlerdir
Birkaccedil yıl sonra 51 kişinin oumllduumlruumllduumlğuuml Hırvat ordusu generallerinin Medak Cebi askeri
operasyonundaki roluuml hakkında soruşturmalar başlatılmıştır Eski Yugoslavya Uluslararası Ceza
Mahkemesi (ldquoEYUCMrdquo ndash İngilizce ICTY) ccedilok sayıda general aleyhine soruşturma başlatmış ve
kovuşturma amacıyla davaları Hırvat makamlarına iletmiştir
Oumlzellikle bir Hırvat generali olan RA 2001 yılında EYUCM tarafından ve daha sonra da 2006
yılında Hırvat makamlarınca ldquoCep Operasyonu-93rdquo sırasında insanlığa karşı succedil işlemek ve savaş
hukuku ve geleneklerini ihlal etmekle ve bilhassa Sırp etnik koumlkenine ait sivillerin katledilmesini
oumlnleyememesi nedeniyle succedillanmıştır Her iki iddianamede de başvurucunun ebeveynleri mağdurlar
arasında yer almıştır Hırvat mahkemeleri 2008 yılında General RArsquonın succedilsuz olduğuna huumlkmetmiş
ve bu karar 2009 yılında kesinleşmiştir
Başvurucu 2008 yılında ailesinin Hırvat askerlerince oumllduumlruumllmesi nedeniyle Devlet aleyhine
tazminat davası accedilmıştır Mahkeme ise 2015 yılında başvurucu aleyhine karar vermiştir Oumlzellikle
132
Yuumlksek Mahkeme başvurucunun EYUCMrsquonin General RA aleyhindeki iddianamesinde her iki
ebeveynini de mağdurlar arasında listelediği 2001 yılında ebeveynlerinin oumlluumlmuumlnuuml oumlğrenmesi
noktasında objektif olarak bir ihtimal olduğunu ve bu nedenle beş yıllık yasal zamanaşımı suumlresinin de
bu andan itibaren başlaması gerektiğini belirtmiştir Dolayısıyla başvurucu talebini 2008 yılında oumlne
suumlrduumlğuumlnde talebi zamanaşımına uğramıştır
Başvurucu 2011 yılında ebeveynlerinin oumlluumlmuumlnuumln ilan edilmesi iccedilin mahkemelere
başvurularda bulunmuş ve ilgili mahkemeler de bu doğrultuda 2012 ve 2013 yılında kesinleşmiş
kararlar vermiştir
İhlal İddiaları Başvurucu Madde 2rsquoye (yaşam hakkı) dayanarak ebeveynlerinin
oumlluumlmuumlne ilişkin yuumlruumltuumllen soruşturmaların sorumluların bulunamaması nedeniyle etkisiz olduğunu ileri
suumlrmuumlştuumlr
Ayrıca Başvurucu Madde 6 sect 1rsquoe (adil yargılanma hakkımahkemeye erişim hakkı) de
dayanarak Yuumlksek Mahkemenin yasal zamanaşımı suumlresinin hesaplanması konusundaki uygulamasının
tutarsız olduğunu ve bu yaklaşımın tazminat davalarında uygulanmış olması nedeniyle başvurucuyu
mahkemeye erişim hakkından mahrum bıraktığını iddia etmektedir
Karar
Madde 2 (yaşam hakkısoruşturma)
Devlet her ne kadar Savcılık makamının General RArsquonın 2008 yılında beraat etmesinden
sonra da Cep Operasyonu-93 esnasında işlenen succedilları soruşturmaya devam etse de ilgili tarih itibarıyla
başvurucunun ebeveynlerinin bir succedilun mağduru olarak değerlendirilmediklerini ifade etmiştir Ayrıca
her ne kadar 2015 yılının Eyluumll ayında uumlccedil kişi (başvurucu bu uumlccedil kişi arasında yer almamaktadır) bir succedil
duyurusunda bulunmuş olsa da buguumlne kadar bu durumun aksini işaret eden herhangi bir bilgiye
erişilememiştir
Mahkeme yakın akrabaları oumllduumlruumllen başvurucuların gerekli oumlzeni goumlstermelerinin ve ilgili
soruşturmadaki gelişmeler hakkında bilgi edinmek iccedilin gerektiği kadar inisiyatif kullanmalarının
beklenebileceğini tekrar ifade etmiştir
Ancak başvurucu 2009 yılının Kasım ayında General RA aleyhindeki ceza yargılamasının
sona ermesinden sonra bilgi isteme girişiminde bulunmamış ve sadece 2016 yılının Haziran ayında
yani altı aylık yasal başvuru suumlresinin sona ermesinden ccedilok sonra mahkemeye şikayeti iccedilin
başvurmuştur
Mahkeme bu nedenle başvurucunun ebeveynlerinin oumlluumlmuumlne ilişkin soruşturmanın
etkisizliğine ilişkin yapmış olduğu şikacircyeti soumlz konusu şikacircyet yasal suumlresi iccedilinde yapılmadığı iccedilin
133
kabul edilemez olduğundan reddetmiştir
Madde 6 sect 1
Hukuki Kesinlik
Başvurucu tazminat davası accedilılmasına ilişkin yasal zamanaşımı suumlresinin Yuumlksek
Mahkemenin aile uumlyelerinin oumlluumlmuumlne ilişkin vermiş olduğu diğer birccedilok tazminat kararındakine benzer
şekilde ebeveynlerinin oumllduumlğuumlnuuml belirten kararların kesinleştiği tarihten başlayarak hesaplanması
gerektiğini ileri suumlrmuumlştuumlr
Mahkeme daha oumlnce iki uyuşmazlığın farklı şekilde ele alınmasının farklı olgular soumlz konusu
olduğunda iccediltihat ccedilatışmasına yol accedilmayacağını kabul ettiğini tekrar ifade etmiştir
Mahkeme başvurucunun akıbeti belli olmayan davacıların aile uumlyelerinin kaybolmasına ilişkin
Yuumlksek Mahkeme kararlarına dayandığını ancak başvurucunun ebeveynlerini akıbetinin bilindiğini
belirtmiştir Başvurucunun ebeveynlerinin 1993 yılının Eyluumll ayında oumllduumlruumllduumlğuuml 2008 yılındaki
tazminat davası ve ebeveynlerinin oumlluumlm ilanlarına ilişkin alınan 2011 yılındaki kararlardan oumlnce de
bilinmekteydi Nitekim başvurucu ebeveynlerinin akıbetini General RA aleyhindeki iddianame
Hırvat ceza mahkemelerine geldiği tarih olan 2006 yılında oumlğrendiğini kabul etmiştir
Bu nedenle başvurucunun dayanmış olduğu kararlar başvurucunun ebeveynlerinden farklı
olgular iccedilermektedir Yerel mahkemenin tazminat davası accedilılması hususundaki zamanaşımı suumlresini
başvurucunun ebeveynlerinin oumlluumlm ilanlarının kesinleşmesi tarihinden itibaren hesaplanmamış olması
hususu iccediltihat ccedilatışmasına yol accedilmayacaktır ve hukuki kesinlik ilkesi ihlal edilmemiştir Bu nedenle
Madde 6 sect 1 uyarınca bir ihlal soumlz konusu değildir
Mahkemeye Erişim
Başvurucu Yuumlksek Mahkemenin başvurucunun talepte bulunması iccedilin geccedilerli yasal
zamanaşımı suumlresini başvurucunun ailesinin oumlluumlmuumlnuuml oumlğrenmesi iccedilin objektif olarak bir ihtimale sahip
olduğunu değerlendirdiği 2001 yılından itibaren hesaplamanın kendisini mahkemeye erişimden
mahrum bıraktığını ileri suumlrmuumlştuumlr
İlk olarak Mahkeme davacıların aile uumlyelerinin oumlluumlmuumlnuuml tam olarak oumlğrendikleri guumlnuumln tespit
edilemediği durumlarda yerel mahkemelerin davacıların bunu oumlğrenmek iccedilin objektif bir fırsata sahip
oldukları ana dayanmalarını mantıksız bulmamıştır
Mahkeme ayrıca Eyluumll 1993te Medak Cebinde işlenen succedillardan dolayı EYUCM nezdinde
Hırvat ordusu generalleri aleyhine accedilılan iddianamelerin Hırvatistan medyasında geniş yer bulduğunu
da not etmiştir Başvurucunun 1993 askeri harekatı sırasında kaybolan kişilerin oğlu olarak bu
134
yayımlardan habersiz kalmış olması muumlmkuumln değildir Başvurucunun gerekli oumlzeni goumlstermesini ve
bilgi almak iccedilin Hırvat yetkililerine başvurmasını beklemek de mantıksız olmamıştır
Ancak Başvurucu 2007deki tazminat davası bağlamı dışında ebeveynlerinin akıbetiyle ilgili
olarak polisle veya Eyalet Savcılığı ile iletişime geccedilmemiştir Başvurucu 2011 yılına kadar
(kaybolmalarından yaklaşık 18 sene sonra) ebeveynlerinin oumlluuml ilan edilmesi amacıyla dava accedilmamıştır
Başvurucu General RA aleyhine EYUCM iddianamesinin duumlzenlendiği Kasım 2001den
sonra herhangi bir noktada ebeveynlerinin akıbeti hakkında bilgi almak iccedilin Devlet yetkililerine
başvurmuş olsaydı onların Hırvat askerleri tarafından oumllduumlruumllduumlğuumlnuuml oumlğrenebilecek ve dolayısıyla
Devletrsquoten tazminat talep etmek iccedilin gerekli tuumlm bilgileri elde edilebilecekti
Bu nedenle Mahkeme Yuumlksek Mahkemenin başvurucunun tazminat talebinde bulunması iccedilin
yasal zamanaşımı suumlresini hesaplama şeklinin mahkemeye erişim hakkına orantısız bir kısıtlama teşkil
etmediği sonucuna varmıştır
Dolayısıyla Soumlzleşmenin 6sect1 maddesi bu bakımdan da ihlal edilmemiştir
135
Başvuru Adı Vladimir KharitonoRusya OOO Flavus ve DiğerleriRusya
BulgakovRusya EngelsRusya
Başvuru No 1079514 1246815 2348915 ve 1907416 2015915 6191916
Başvuru Tarihi 2013 - 2015
Karar Tarihi 23 Haziran 2020
Karar Linki httphudocechrcoeintengi=001-203177
Konu Soumlzleşmersquoye uygun bir incelemenin ve keyfi muumldahaleye karşı
guumlvencelerin yokluğunda internet sitelerinin tamamının erişime engellenmesinin ifade oumlzguumlrluumlğuumlnuumln
ihlali başvurucuların yararlanabileceği hukuk yollarının hiccedilbirinin etkili olmamış olmasının ifade
oumlzguumlrluumlğuuml ile bağlantılı olarak etkili başvuru hakkının ihlali olduğu
Olaylar
Vladimir KharitonoRusya
Başvurucu 2012rsquonin sonlarında internet sitesinin ndash Elektronik Yayımcılık Haberleri
(Electronic Publishing News) (wwwdigital-booksru) ndash IP adresinin telekom duumlzenleyici
Roskomnadzor tarafından engellendiğini fark etmiştir Tedbir başvurunun internet sitesiyle aynı yer
sağlayıcı şirket ve IP adrese sahip başka bir internet sitesine rastamantalesru ndash kenevir temalı halk
hikayelerinin koleksiyonu ndash erişimi engellemek isteyen Federal Uyuşturucu Kontrol Servisinin
(Federal Drug Control Service) kararından sonra alınmıştır
Başvurucu IP adresinin engellenmesinin yasadışı bilgi iccedilermeyen kendi internert sitesine
erişimi de engellediğini ileri suumlrerek bir mahkemeye başvurmuştur Mahkemeler Roskomnadzorun
eyleminin başvurucunun internet sitesi uumlzerindeki etkisini değerlendirmeksizin hukuka uygun
olduğunu onamıştır
OOO Flavus ve DiğerleriRusya
Başvucurular muhalefet medya kuruluşlarının sahibidir birinci başvurucu OOO Flavus
granirunun sahibidir ikinci başvurucu Garry Kasparov bağımsız bir web yayını olan
wwwkasparovrunun kurucusudur ve uumlccediluumlncuuml başvurucu OOO Mediafokus ejru adresindeki Daily
Newspaperın (Ezhednevnyy Zhurnal) sahibidir ve Rusya Huumlkuumlmeti hakkında eleştirel araştırma ve
analizler yayımlamaktadır
Mart 2014te Roskomnadzor kitlesel duumlzensizlik veya aşırılık yanlısı soumlylemleri teşvik ettiği
136
iddia edilen iccedileriklere istinaden Bilgilendirme Kanunursquonun 153 boumlluumlmuuml uyarınca hareket eden
Başsavcının talebi uumlzerine başvurucuların internet sitelerine erişimi engellemiştir Herhangi bir
mahkeme kararı aranmamıştır
Başvurucular engelleme tedbirinin yargı denetiminden geccedilmesi iccedilin sonucunda başarılı
olamadıkları bir başvuruda bulunmuş internet sitelerine erişimin toptan engellenmesinden ve ilgili succedil
teşkil eden materyalin kendilerine bildirilmemesinden (ki bu durum tekrar erişim sağlamak iccedilin
materyalin kaldırılamamasına sebep olmuştur) şikayetccedili olmuşlardır
BulgakovRusya
Kasım 2013te başvurucu yerel internet hizmet sağlayıcısının haberdar olmadığı Nisan 2012
tarihli bir mahkeme kararına dayanarak internet sitesine ndash Worldview of the Russian Civilization
(wwwrazumeiru) ndash erişimi engellediğini oumlğrenmiştir Bilgilendirme Kanunursquonun 10(6) boumlluumlmuuml
kapsamında verilen bu karar internet sitesinin dosyalar boumlluumlmuumlnde yer alan ve daha oumlnce aşırılık yanlısı
bir yayım olarak kategorize edilen elektronik bir kitabı hedef almıştır Mahkeme engellemenin
başvurucunun internet sitesinin IP adresine sağlayıcı duumlzeyinde erişimi engelleyerek uygulanmasına
karar vermiştir
Başvurucu mahkemenin kararından haberdar olur olmaz e-kitabı silmiştir Ancak mahkemeler
mahkemenin başlangıccedilta sadece succedil teşkil eden materyale değil IP adresinden tuumlm web sitesine
erişimin engellenmesine karar verdiği gerekccedilesiyle engelleme tedbirini kaldırmayı reddetmiştir
EngelsRusya
Nisan 2015te bir mahkeme yerel internet hizmet sağlayıcısının bir savcının şikayetine
dayanarak başvurucunun ifade oumlzguumlrluumlğuuml ve gizlilik konularına ilişkin internet sitesine ndash
RosKomSvoboda (rublacklistnet) ndash erişimi engellemesine karar vermiştir Savcı iccedilerik filtrelerinin
atlanmasına ilişkin bilgilerin ndash bu bilgilere başvurucunun internet sitesinden erişilebilirdi ndash
kullanıcıların başka alakasız bir internet sitesindeki aşırılık yanlısı materyallere erişmesine olanak
sağlaması nedeniyle Rusyada yayılmasının yasaklanması gerektiğini ileri suumlrmuumlştuumlr Başvurucu
yargılama hakkında bilgilendirilmemiştir
Mahkeme kararından sonra Roskomnadzor başvurucudan succedil teşkil eden iccedileriği kaldırmasını
istemiştir kaldırmadığı takdirde internet sitesi engellenecektir Başvurucu talebe uymuştur
Mahkemeler başvurucunun gezinmenin gizliliğinin korunması iccedilin araccedillar ve yazılımlar hakkında bilgi
sağlamanın herhangi bir Rus yasasına aykırı olmadığı youmlnuumlndeki temel iddiasına değinmeksizin
başvurucunun şikayetini reddetmiştir
İhlal İddiaları Başvurucuların tuumlmuuml Madde 10 (ifade oumlzguumlrluumlğuuml) uyarınca internet
137
sitelerine erişimin engellenmesinin hukuka aykırı ve orantısız olduğundan ve doğrudan veya oumlzuumlnde
Madde 13 kapsamında (etkili başvuru) Rus mahkemelerinin şikayetlerinin esasını dikkate almadığından
şikayetccedili olmuşlardır
Karar
Madde 10
Mahkeme doumlrt davanın hepsinde de 10 maddenin ihlal edildiğine oybirliğiyle karar vermiştir
Mahkeme genel olarak internetin ifade ve bilgi oumlzguumlrluumlğuuml hakkını dışa vurmaktaki oumlnemini
vurgulayarak internet sitelerine erişimi engelleyen tedbirlerin başvurucuların bilgi verme hakkına ve
halkın bilgi alma hakkına muumldahale teşkil ettiğini tespit etmiştir
Soumlzleşme bu tuumlr bir muumldahalenin ldquokanunda oumlngoumlruumllmerdquo de dahil olmak uumlzere koşulları
karşılamasını gerektirmektedir Soumlz konusu kanun diğer şeylerin yanı sıra accedilık ve oumlngoumlruumllebilir olmalı
yetkililere izin verilen takdir yetkisini sınırlamalı ve keyfi muumldahalelere karşı koruma sağlamalıydı
Ancak Mahkemenin 10 maddenin ihlal edildiğine karar vermesine buumlyuumlk oumllccediluumlde yol accedilan tam olarak
huumlkuumlmlerdeki eksiklikler olmuştur
Bay Kharitonovrsquoun internet sitesi Bilgilendirme Kanunursquonun yasa dışı internet iccedileriği
kategorilerini listeleyen 151 boumlluumlmuuml uyarınca engellenmiştir Ancak başvurucunun internet sitesinin
kendisinde herhangi bir yasa dışı materyal bulunmama olup bu site yalnızca boumlyle bir materyal
bulunduran bir internet sitesiyle aynı IP adresine sahip olduğu iccedilin engellenmiştir Bu nedenle Bay
Kharitonovun olayındaki muumldahale herhangi bir kanuna dayanmamaktadır Mahkeme ayrıca davaya
muumldahil olan uumlccediluumlncuuml şahısların Rusyada milyonlarca internet sitesinin yalnızca yasa dışı iccedilerik
barındıran başka internet siteleriyle aynı IP adresini paylaşmaları sebebiyle engellenmiş olduğuna işaret
ettiklerini kaydetmiştir
OOO Flavus ve Diğerlerindeki internet siteleri Başsavcılığın kitlesel duumlzensizlik ccedilağrıları
veya izinsiz halka accedilık etkinliklere katılmak dahil olmak uumlzere ccedileşitli iccedilerik tuumlrlerinin engellenmesini
talep etmesine izin veren Bilgilendirme Kanunursquonun 153 boumlluumlmuuml uyarınca engellenmiştir
Roskomnadzorrsquoun ağ yer sağlayıcılığı hizmetine youmlnelik bildirimlerinin belirli internet
sayfalarından ziyade tuumlm internet sitelerine atıfta bulunmasından dolayı yasanın usul gereklilikleri
sağlanmamıştır Yetkililer URLleri belirtemeyerek başvurucuların iccedileriği kaldırmalarını ya da belirli
internet sayfalarına atıfta bulunarak Başsavcının talebine itiraz etmelerini engellemişlerdir
Ayrıca Başsavcının soumlz konusu materyalin izinsiz kamuya accedilık etkinliklere katılma ccedilağrıları
teşkil ettiği youmlnuumlndeki bulgusu bu materyalin iccedileriğinin gerccedilekte hiccedilbir dayanağı olmayan keyfi ve
accedilıkccedila mantıksız bir yorumudur
138
Ayrıca wwwkasparovru aleyhindeki kararda Kırımdaki insanları yasa dışı eylemlerde
bulunmaya teşvik ettiği iddia edilen bir broşuumlruumln goumlruumlntuumlsuumlnuumln yeniden uumlretilmesi iccedilin yasal bir
dayanak bulunmamaktadır Başsavcı Rus yargı yetkisi dışında neyin hukuka aykırı olduğu ve neyin
hukuka aykırı olmadığı konusunda yasal yetkiye sahip değildir Her haluumlkarda yasa dışı eylemler
kavramı boumlluumlm 153teki engellemeye accedilık iccedilerik kategorilerinin dışında kalmıştır
Mahkeme ayrıca bu uumlccedil başvurucunun davasında internet sitelerinin tuumlmuumlne erişimin
engellenmesinin ldquodemokratik bir toplumda gereklirdquo olup olmadığını incelemiştir Mahkeme boumlylesine
kapsamlı bir engellemenin bir gazete veya televizyon kanalını engellemekle kıyaslandığında aşırı bir
oumlnlem olduğunu ve ayrı gerekccedilelendirme gerektirdiğini vurgulamıştır Yalnızca yasa dışı iccedileriğe
youmlnelik bir oumlnlemin yan etkisi olarak yasal iccedileriğe veya internet sitelerine herhangi bir ayrım
goumlzetmeksizin muumldahale eden engelleme bu tuumlr internet sitelerinin sahiplerinin haklarına keyfi bir
muumldahale teşkil etmiştir
Bununla birlikte Huumlkuumlmet toptan engelleme kararı iccedilin herhangi bir gerekccedile sunmamış veya
herhangi bir meşru amaccedil veya baskın toplumsal ihtiyacı detaylandırmamıştır Ayrıca başvurucuların
asıl amacın muhalif medyaya erişimi engellemek olduğu iddiası ciddi endişelere yol accedilmıştır
Başvurucuların internet sitelerine youmlnelik engelleme tedbirleri herhangi bir gerekccedileden yoksundur ve
Mahkeme bu tedbirlerin herhangi bir meşru amaccedil guumltmediklerine karar vermiştir
Bay Bulgakovun olayındaki soumlz konusu yasal huumlkuumlm yetkililerin internet sitesindeki e-kitap
da dahil olmak uumlzere belirli iccedilerikleri engellemesine izin veren Bilgilendirme Kanunursquonun 10(6)
boumlluumlmuumlduumlr E-kitabın aşırılık yanlısı bir materyal olduğu ise tartışmalı değildir ve Bay Bulgakov bu e-
kitabı hemen kaldırmıştır
Ancak yerel mahkemenin kararı bu tuumlr bir youmlntem herhangi bir birincil mevzuatta veya
uygulama kurallarında yer almasa da yalnızca yasa dışı iccedileriğin değil internet sitesinin bir buumltuumln olarak
engellenmesine yol accedilmıştır İlaveten engelleme başvurucu succedil teşkil eden dolayısıyla hukuka aykırı
olan iccedileriği kaldırdıktan sonra bile korunmuştur
Mahkeme Bilgilendirme Kanunursquonun 10(6) boumlluumlmuuml kapsamındaki proseduumlruumln
uygulanmasından kaynaklanan muumldahalenin aşırı ve keyfi sonuccedillar doğurduğu sonucuna varmıştır
Son olarak Almanyadan gelen bir ccedilevrimiccedili oumlzguumlrluumlk aktivisti olan Bay Engelsrsquoin davasında
yapılan muumldahale Bilgilendirme Kanunursquonun 151 maddesine oumlzellikle de internet sitelerinin ldquobelirli
internet iccedileriğini Rusyada yayılması yasaklanması gereken bilgiler olarak tanımlayan yargı kararınardquo
dayanarak engellenmesine cevaz veren 5 alt boumlluumlmuumln ikinci boumlluumlmuumlne dayanmaktaydı
Mahkeme ilgili huumlkmuumln engellenmeye accedilık iccedilerik kategorilerini listelememesinden oumltuumlruuml aşırı
derecede belirsiz ve aşırı kapsamlı olduğunu ve Soumlzleşmenin oumlngoumlruumllebilirlik şartını karşılamadığını
139
tespit etmiştir Oumlzellikle Engels gibi internet sitesi sahipleri hangi iccedileriğin yasaklanabileceğini ve bir
internet sitesi engellenmesine yol accedilabileceğini bilemedikleri iccedilin bu kişilerin davranışlarını uygun
şekilde duumlzenlemeleri muumlmkuumln olmamıştır
Nitekim Bay Engelsin olayı huumlkmuumln nasıl keyfi etkiler yaratabileceğini goumlstermiştir
mahkeme filtre atlama araccedillarının ve bu tuumlr diğer yazılımların ya da bunlar hakkında bilgi sağlamanın
yasa dışı olduğunu tespit etmemiş olmasına rağmen Bay Engelsrsquoin internet sitesi engellenmiştir
Mahkeme başvurucunun internet sayfasında aşırılık yanlısı bir konuşma veya başka yasaklanmış iccedilerik
bulmamış ancak teknolojinin başka yerlerde aşırılık yanlısı iccedileriğe erişmek iccedilin kullanılabileceği
olasılığına atıfta bulunmuştur
Mahkeme tesaduumlfen aşırılık yanlısı materyallere erişime yardımcı olabileceği iccedilin ccedilevrimiccedili
bilgiye erişim teknolojisi hakkındaki bilgileri gizlemenin bu tuumlr materyalleri ccediloğaltmak iccedilin
kullanılabilecekleri gerekccedilesiyle yazıcılara ve fotokopi makinelerine erişimi kısıtlamaya ccedilalışmaktan
farklı olmadığını tespit etmiştir Dar bir şekilde tanımlanmış ve spesifik bir yasal dayanağın
yokluğunda Mahkeme bu tuumlr kapsamlı bir tedbirin keyfi olduğuna huumlkmetmiştir
Kanundaki guumlvenceler
Mahkemenin başvurucuların davalarında 10 maddenin ihlal edildiğine dair bulgusu keyfi
muumldahaleye karşı guumlvencelerin olmamasına da dayanmaktadır
Tuumlm olaylarda engelleme tedbirine ilişkin oumlnceden bildirimde bulunulmamış ve Bilgilendirme
Kanunu internet sitesi sahiplerinin engellenme yargılamalarına herhangi bir şekilde katılmasını
gerektirmemiştir Kharitonov ve OOO Flavus ve Diğerlerinde engelleyici tedbirler ilgili tarafların
dinlenebileceği bir alan sağlayan bir mahkeme veya başka bir bağımsız yargılama organı tarafından
uygulanmamıştır
Engelleme tedbiri ayrıca şeffaflıktan yoksundur Engelleme kararlarını ve engellenen internet
sitelerini kontrol etmek iccedilin duumlzenleyicinin internet sitesine başvurmak muumlmkuumln olsa da boumlyle bir
oumlnlemin nedenlerine veya nasıl itiraz edileceğine ilişkin bilgilere erişim sağlanmamıştır
Engelleme tedbirini incelemeye youmlnelik yargılamalarda mahkemeler yalnızca duumlzenleyicinin
yasaya uyup uymadığını incelemiştir Ancak tedbirin etkisine ilişkin Soumlzleşmeye uygun bir
değerlendirme yapmamışlardır
Kanun ilgili taraflara yasa dışı iccedileriği kaldırma veya yargı denetimi başvurusunda bulunma
fırsatı vermeden yetkililerin engelleme tedbirlerinin uygulanmasından oumlnce bir etki değerlendirmesi
yapmasını veya derhal uygulanmalarının acilliğini gerekccedilelendirmesini gerektirmemiştir
Mahkeme başvurucuların şikayetlerini değerlendiren hakimlerin oumlzellikle internet sitelerinin
140
tuumlmuumlnuumln erişime engellenmesine youmlnuumlndeki gerekliliği değerlendirerek eldeki ccedileşitli menfaatleri
tartmaya ccedilalıştıklarına dair hiccedilbir belirti bulamamıştır
Soumlzleşmeye uygun bir goumlzden geccedilirme diğer unsurların yanı sıra bu tuumlr bir engelleme
tedbirinin buumlyuumlk miktarlarda bilgiyi erişilemez hale getirerek internet kullanıcılarının haklarını buumlyuumlk
oumllccediluumlde kısıtladığı ve oumlnemli bir yan etkiye sahip olduğu gerccedileğini dikkate almış olmalıdır
Mahkeme oumlzellikle doumlrt davanın hiccedilbirinde mahkemelerin Yuumlksek Mahkeme Genel
Kurulunun 27 Haziran 2013 tarih ve 21 sayılı kararında belirlenen mahkemeler tarafından Soumlzleşmenin
yorumlanmasında dikkate alınması gereken kriterleri uygulamadığını not etmiştir
Mahkeme ayrıca Bulgakov ve Engels davalarında yerel bir internet servis sağlayıcının davalı
olarak belirlenmesinin bu tuumlr yargılamalara muhalif bir karakter vermek iccedilin yetersiz olduğunu
kaydetmiştir
Madde 10 ile bağlantılı olarak Madde 13
Mahkeme başvurucuların olaylarında mahkemelerden hiccedilbirinin başvurucuların haklarının
ihlaline ilişkin tartışmalı şikayetlerin esasına ilişkin inceleme yapmadığını tespit etmiştir
Kharitonov davasında engelleme kararının başvurucunun internet sitesindeki etkilerinin
hukuka uygunluğunu veya orantılılığını incelenmemiştir OOO Flavus ve Diğerleri davasında ise
yetkililerin internet sayfalarının belirtilmesine ve engelleme tedbirlerinin gerekliliğinin ve
orantılılığının veya bunların aşırı kapsamının incelenmesine youmlnelik yasal gerekliliğe uymamış
olduklarına bakılmamıştır
Bulgakov davasında yuumlksek mahkeme bir internet sayfası ile bir internet sitesi arasındaki
hukuki ayrımı ele almamış veya engelleme tedbirinin gerekliliği ve orantılılığını ve uygulanmasında
seccedililen youmlntemin aşırı etkilerini incelememiştir Engels davasında yuumlksek mahkeme belirli teknolojiler
hakkındaki bilgilerin oumlzguumll doğası ile ilgilenmemiş veya engelleme tedbirinin gerekliliği ve
orantılılığını incelememiştir
Başvurucuların yararlanabileceği hukuk yollarının hiccedilbiri bu koşullar altında etkili olmamıştır
ve davaların tuumlmuumlnde 10 madde ile bağlantılı olarak 13 madde ihlal edilmiştir
141
Başvuru Adı Moustahi v Fransa
Başvuru No 934714
Başvuru Tarihi 20 Ocak 2014
Karar Tarihi 25 Haziran 2020
Karar Link httphudocechrcoeintengi=001-203163
Konu Comorosrsquotan Fransız boumllgesi olan Mayottersquoa yasa dışı yolla
geccedilen iki ccedilocuk ve bir babanın idari goumlzetime alınarak hızlı bir şekilde geri goumlnderilmesinin
Soumlzleşmersquonin 3 5 8 ve 13maddeleri ile Ek Protokol 4rsquouumln 4 maddesini ihlal ettiği
Olaylar Uumlccedil başvurucu Mohamed Moustahi ve onun ccedilocukları Nadjima
Moustahi ve Nofili Moustahi 1982 2008 ve 2010 doğumludur Başvurucular Afrikarsquonın
doğusundaki Fransız boumllgesi olan Mayottersquota yaşamaktadır Mohamed Moustahi 1994
yılından beri Mayottersquota yaşamaktadır ancak Mohamedrsquoin eşi (ldquoannerdquo) Mayottersquota kaccedilak
yaşayan bir Comoros vatandaşıdır Anne kaccedilak yaşadığı iccedilin 2011 yılında Comorosrsquoa geri
goumlnderilmiştir Comorosrsquoa goumlnderilen anne ccedilocuklarını anneanne ve dedesine emanet edip
eşinin yanına Mayottersquoa geri doumlnmuumlştuumlr 13 Kasım 2013 guumlnuuml ccedilocuklar (Nadjima Moustahi
ve Nofili Moustahi) Mayottersquoa giden bir botta 17 kişiyle birlikte Fransız yetkililer tarafından
yakalanmıştır 14 Kasım 2013 sabah saat 9rsquoda botta yakalanan kişilerin oumlnce sahilde kimlik
kontroluuml yapılmış sonrasında ise hastanede sağlık kontrolleri yapılmıştır Yine aynı guumln geri
goumlnderme işlemlere başlatılmıştır Ccedilocuklar geri goumlnderme işleminden oumlnce yaklaşık 1 saat 45
dakika MA isimli goumlccedilmenin goumlzetimine verilerek jandarma merkezinde tutulmuştur Fakat
ccedilocukların jandarma merkezinde tutulmuş olduklarına dair herhangi bir kayıt sisteme
girilmemiştir Bu esnada Mohamed Moustahi jandarma merkeziyle iletişim kurmuş fakat
ccedilocuklarıyla konuşmasına izin verilmemiştir Aynı guumln Mohamed Moustahi Mayotte İdare
Mahkemesirsquone ccedilocukları iccedilin başvuruda bulunmuş ancak ccedilocuklar yine aynı guumln Comorosrsquoa
geri goumlnderilmiştir 18 Kasım 2103 tarihinde İdare Mahkemesi Mohamed Moustahirsquonin
yapmış olduğu başvuruyu reddetmiştir 3 Aralık 2013rsquote Fransız Danıştayrsquoına yapılan temyiz
başvurusu da reddedilmiştir Mohamed Moustahi 2014 yılında ailesini tekrar birleştirmek
adına ccedilocukları iccedilin vize başvurusu yapmış ve başvurusu kabul edilmiştir O doumlnemden beri
tuumlm aile birlikte yaşamaktadır
142
İhlal İddiaları Nadjima Moustahi ve Nofili Moustahi hukuksuz şekilde
tutuldukları iccedilin kişi oumlzguumlrluumlğuuml ve guumlvenliği haklarının ihlal edildiğini tutulduktan sonra
mahkeme oumlnuumlne ccedilıkarılmadıkları iccedilin kişi oumlzguumlrluumlğuuml ve guumlvenliği haklarının ihlal edildiğini
hukuksuz şekilde tanımadıkları bir goumlccedilmene emanet edilerek tutulduklarını geri goumlnderme
sırasında ccedilocuk olmalarına rağmen herhangi bir oumlzel tedbirin alınmadığı sebebiyle insanlık dışı
ve aşağılayıcı muamele yasağının ihlal edildiğini ileri suumlrmuumlştuumlr
Mohamed Moustahi ise ccedilocuklarına yapılanlardan dolayı bir baba olarak korku endişe
ve ccedilaresizlik hissettiğini ve bu sebeple insanlık dışı ve aşağılayıcı muamele yasağının ihlal
edildiğini ileri suumlrmuumlştuumlr
Ayrıca tuumlm başvurucular yaşananlardan dolayı oumlzel ve aile yaşamına saygı haklarının
ihlal edildiğini iddia etmiştir
Karar
Madde 3
Mahkeme ccedilocuk olan başvurucuların ( Nadjima Moustahi ve Nofili Moustahi )
yetkililer tarafından herhangi bir bağları olamayan MArsquonın goumlzetimine verilmesi tuumlm goumlzaltı
suumlresince ccedilocukların yararının değil en hızlı şekilde geri goumlndermenin oumlncelendiği ccedilocukların
goumlzaltında tutulan yetişkinlerden farklı bir muamele goumlrmediğini belirtmiş ve sebeplerden
dolayı başvurucu ccedilocuklar accedilısından insanlık dışı ve aşağılayıcı muamele yasağının ihlal
edildiğine karar vermiştir
Mahkeme ilk başvurucunun ( Mohamed Mooustahi ) yaşadığı uumlzuumlntuuml ve endişeyi
anlamakla birlikte ccedilocukların kısa suumlre tutulması yasadışı yollarla gelmiş oldukları uumllkeden
yasal yollarla goumlnderilmiş olmaları ve gittikleri yer olan Comorosrsquota anneleri tarafından
karşılanacak olmaları sebebiyle ilk başvuran accedilısından insanlık dışı ve aşağılayıcı muamele
yasağının ihlal edilmediğine karar vermiştir
Madde 51
Mahkeme ccedilocuk olan başvurucuların herhangi bir akraba ile birlikte tutulmadıklarına
aksine kanunda yasak olmasına rağmen bir bağları bulunmayan kişiye emanet edildiklerine
143
vurgu yapmış ve bu durumun başvurucular accedilısından kişi oumlzguumlrluumlğuuml ve guumlvenliği hakkını ihlal
ettiğine karar vermiştir
Madde 54
Mahkeme ccedilocuk olan başvurucuların yasal temsilcisi olamayacak birinin goumlzetimine
verildiği iccedilin yasal haklarını kullanamadıklarını ve mahkemeye başvuramadıklarını belirterek
bu sebeple tutulan kişinin kişi oumlzguumlrluumlğuuml ve guumlvenliği hakkı kapsamındaki hakim oumlnuumlne
ccedilıkarılma hakkının ihlal edilmiş olduğuna karar vermiştir
Madde 8
Mahkeme ccedilocukların hukuksuz ve ailelerinden ayrı şekilde goumlzaltında tutulmasının
dahi oumlzel ve aile yaşamına saygı hakkının ihlal edilmiş olması iccedilin yeterli olduğunu belirtmiştir
Mahkeme yetkililerin ccedilocukları hukuksuz şekilde tutmanın yanı sıra herhangi bağı olmayan
bir kişiye emanet etmiş olmasının ve ccedilocukların yararı goumlzetilmeden bir an oumlnce geri
goumlndermeye ccedilalışılmasının oumlzel ve aile yaşamına saygı hakkını ihlal ettiğine karar vermiştir
4 Ek Protokol 4 Madde
Mahkeme olay esnasında uumlccedil ve beş yaşlarında olan ccedilocukların akraba olan bir yetişkin
eşlik etmeden uumllkeden geri goumlnderilmesinin geri goumlnderme yasağını ihlal ettiğine karar
vermiştir
Madde 13
Mahkeme ivedi başvuru usullerinin teorik olarak var olduğunu ve bu usullerde gerekli
goumlruumllduumlğuuml takdirde geri goumlndermenin durdurulacağının duumlzenlenmiş olduğunu belirtmiştir
Ancak olayda yaşananlar ccedilok kısa suumlrede gerccedilekleştiği iccedilin ivedi başvuru usulleri
uygulanamamıştır Bu sebeple mahkeme etkili başvuru hakkının oumlzel ve aile yaşamına saygı
hakkı ve geri goumlnderme yasağı bağlamında ihlal edilmiş olduğuna karar vermiştir
Mahkeme insanlık dışı ve aşağılayıcı muamele yasağı accedilısından olayda etkili bir
başvuru yolu olmadığına dair herhangi bir kanıt olmadığına karar vermiştir
Madde 41
Mahkeme Mohamed Moustahirsquoye 2500 euro Nadjima Moustahirsquoye 10000 euro ve
Nofili Moustahirsquoye de 10000 euro manevi tazminat verilmesine karar vermiştir
144
Başvuru Adı CimbersekSlovenya
Başvuru No 5851216
Başvuru Tarihi 29072015
Karar Tarihi 30 Haziran 2020
Karar Linki CimbersekSlovenya
Konu
Başvurucunun yerel mahkemede bilirkişi olma başvurusunun reddedilmesiyle ilgili
davada başvurucunun tanık beyanları sunmak amacıyla yaptığı soumlzluuml duruşma talebinin accedilık
nedenlerle gerekccedilelendirilmeksizin reddedilmesinin adil yargılanma hakkını ihlal ettiği blog
ve e-posta yorumlarının başvurucunun bilirkişilik başvurusunun reddedilmesine dayanak
goumlsterilmesinin Soumlzleşmersquonin 10 maddesini ihlal ettiği
Olaylar
Başvurucu Jernej Cimperšek 1960 doğumlu ve Ptujda (Slovenya) yaşayan bir
Slovenya vatandaşıdır
İnşaat alanında yuumlksek lisans derecesine sahip olan başvurucu 2013 yılında doğal
afetler ile diğer afetlerin etkilerinin değerlendirilmesi iccedilin mahkeme bilirkişisi unvanına
başvurmuştur
2014 yılında sınavı geccedilip goumlreve başlamayı beklediği suumlreccedilte Adalet Bakanı Mahkeme
Kanunu uyarınca bilirkişi olmak iccedilin gerekli kişisel niteliklere sahip olmadığı iccedilin başvurusunu
reddetmiştir Bakan başvurucunun sosyal ve siyasi konularla ilgili bloğunda bulunan yazıları
ve yemin toumlrenindeki gecikmelerle ilgili diğer adaylara goumlnderilen e-postaların saldırgan ve bir
mahkeme bilirkişisinin ccedilalışmasıyla uyumsuz olduğunu tespit etmiştir
Bay Cimperšek ifade oumlzguumlrluumlğuumlnuuml ihlal ettiğini iddia ederek bu karara karşı dava
accedilmıştır Ayrıca kişisel niteliklerinin değerlendirilmesinin e-postaları ve bloguyla sınırlı
kalmaması gerektiğini savunarak mahkemeden ahlaki karakteri ve sadece arkadaşları
tarafından okunan blog hakkında tanık dinlemesini talep etmiştir
145
İdare Mahkemesi 2015 yılında Bakanın mahkeme bilirkişisi olmaya uygunluğuna
ilişkin Bakanlık kararını onaylayarak başvurucunun talebini reddetmiştir Başvurucunun
temyiz başvurusu ve bireysel başvurusu da reddedilmiştir
İhlal İddiaları
Bay Cimperšek Soumlzleşmersquonin 6 sect 1 maddesine (adil yargılanma hakkı) dayanarak
davasında soumlzluuml duruşma yapılmamasından şikayetccedili olmuştur Soumlzleşmersquonin 10 maddesi
(ifade oumlzguumlrluumlğuuml) kapsamında bloğunda eleştirel bir goumlruumlş ifade ettiği ve Bakanlığın
ccedilalışmaları hakkında şikayette bulunduğu iccedilin cezalandırıldığını iddia etmiştir
Karar
6Madde
Mahkeme Soumlzleşmenin 6 maddesinin Bay Cimperšekrsquoin şikayetine uygulanabilir
olduğunu ve dolayısıyla kabul edilebilir olduğunu tespit etmiştir Slovenyarsquonın hukuk
sisteminde mahkemede bilirkişi unvanını alma hakkı gibi bir hak bulunmamakla birlikte
Cimperšek bu goumlrev iccedilin yaptığı başvurunun incelenmesi iccedilin yasal bir usule tabi olma hakkına
ve yargı oumlnuumlnde Bakanlığın kararına itiraz etme hakkına sahiptir Dahası unvanı almış olsaydı
uumlcretli bir kamu goumlrevini yerine getirebilecekti
Mahkeme esasa ilişkin olarak ilk derece mahkemesi olan idare mahkemesinin soumlz
konusu olayları ve hukuku değerlendirme yetkisine sahip tek mercii olduğuna karar vermiştir
Ancak Mahkeme atıfta bulunulan tek delilin Bakanlığırsquonın kararı olduğuna ve başvurucunun
duruşma talebinin reddedildiğine dikkat ccedilekmiştir
Bu talep başvurucunun tanıkların ifadeleri aracılığıyla bir mahkeme bilirkişisi olmak
iccedilin gerekli nitelikleri taşıdığına dair olgusal bilgiler sunmak istemesi nedeniyle yapılmıştır
Ayrıca blogda yazdığı yazı ile mahkeme bilirkişisi olarak yaptığı işin kalitesi arasındaki
nedensel bağlantıya da itiraz etmiştir Mahkemersquoye goumlre idare mahkemesinin oumlnuumlndeki bu
sorunlar yargılamanın sonucuyla ve tarafların tartıştığı olaylarla ilgilidir
İdare mahkemesinin başvurucunun talebini reddetmesi İdari Anlaşmazlıklar Yasasına
dayanmaktadır Bununla birlikte mahkeme başvurucunun oumlne suumlrmek istediği hangi delil veya
olguları dikkate aldığını ve bunların neden ilgisiz bulduğunu belirtmemiştir Mahkemersquonin
146
idare mahkemesinin talebi reddetme gerekccedilelerinin davanın olgusal geccedilmişine goumlre nasıl
yorumlandığını tespit etmesi bu nedenle zor olmuştur
Mahkeme idare mahkemesinin yargılamasında soumlzluuml duruşma yapılmaması nedeniyle
6 maddenin 1 fıkrasının ihlal edildiği sonucuna varmıştır
10 Madde
Mahkeme başvurucunun Soumlzleşmenin bu maddesi ile korunan haklarına muumldahale
edildiğine karar vermiştir Başvurucunun talebinin bakan tarafından reddinden oumlnce
başvurucunun bir mahkeme bilirkişisi olmak iccedilin girdiği incelemede başarılı olması ve yemine
davet edilmiş olmasına rağmen bakanın kararında blog ve e-postalara değinilmesinin soumlz
konusu kararın esas olarak ifade oumlzguumlrluumlğuumlnuumln kullanılmasıyla ilgili olduğunu ve kamu
hizmetlerine erişimle ilgili olmadığını goumlsterdiğini belirtmiştir
Mahkeme muumldahaleye ilişkin Soumlzleşmeye uygun herhangi bir gerekccedile olup olmadığını
incelerken Bakanın herhangi bir blog yazısına veya e-posta pasajına atıfta bulunmadığını veya
saldırgan olduğunu duumlşuumlnduumlğuuml yazılarda başvurucunun kullandığı dili oumlzel olarak
belirtmediğini kaydetmiştir
Mahkemersquoye goumlre başvurucunun bilirkişi olması oumlnuumlnde herhangi bir engel olmadığına
oumlnceden karar verilmiş olması goumlz oumlnuumlne alındığında Bakanrsquoın bu tuumlr bir gerekccedilesinin de
bulunmaması oumlzellikle dikkate değerdir Bakan ayrıca başvurunun reddedilmesinin ifade
oumlzguumlrluumlğuuml hakkını sınırlamadığını duumlşuumlnmuumlştuumlr
Mahkeme idare mahkemesinin de başvurucunun ifade oumlzguumlrluumlğuuml hakkında sessiz
kaldığını ve bu konudaki iddialarına değinmediğini belirtmiştir Bakanın kararıyla iddia edilen
kamu menfaatine karşı bu hak hiccedilbir şekilde dengelenmemiştir ve bu nedenle soumlz konusu
muumldahaleye ilişkin etkili ve yeterli bir adli inceleme yapılmamıştır
Mahkeme Huumlkuumlmetrsquoin Bakanrsquoın kararının ahlaki değerleri ve mahkeme bilirkişilerinin
itibarını guumlvence altına almak iccedilin gerekli olduğuna dair iddiasını da reddetmiştir Buna goumlre
Bakanrsquoın kararında veya idare mahkemesinin kararında başvurucunun ifade oumlzguumlrluumlğuumlnuuml
kullanmasının saldırganlığı ve bu tutumun bilirkişinin ccedilalışmasına aykırı olduğuna dair
ayrıntılı bir neden bulunmamıştır
147
Mahkemersquoye goumlre ne Bakan ne de idare mahkemesi soumlz konusu ccedilatışan menfaatler
arasında adil bir dengenin kurulup kurulmadığına dair bir değerlendirme yapmıştır Bu nedenle
Mahkemenin yerel makamların bu tuumlr ccedilıkarların dengelenmesine ilişkin iccediltihadı da
kullanılamamıştır
Sonuccedil olarak Mahkeme başvurucunun ifade oumlzguumlrluumlğuumlne youmlnelik muumldahalenin
demokratik bir toplumda gerekli olmadığına ve 10 maddenin ihlal edildiğine karar vermiştir
Adil tazmin (Madde 41)
Mahkeme Slovenyanın başvurucuya manevi tazminat olarak 15600 Euro (EUR) ve
masraf ve giderler iccedilin 2812 Euro oumldemesine karar vermiştir
148
Başvuru Adı NT v Rusya
Başvuru No 1472711
Başvuru Tarihi 09022011
Karar Tarihi 2 Haziran 2020
Karar Linki httphudocechrcoeintengi=001-202633
Olaylar N T ( ldquoBaşvurucurdquo ) oumlmuumlr boyu hapis cezasına ccedilarptırılmış
bir Rusya vatandaşıdır Başvuran hapis cezasına Aralık 2010 tarihinde ldquoIK 56rdquo numaralı oumlzel
guumlvenlik rejimine tabi olan bir cezaevinde başlamıştır Başvuran cezasını ccedilekmeye başlar
başlamaz Rusyarsquoda 10 yıl uumlzeri hapis cezası alan herkes gibi katı bir cezaevi rejimine tabi
tutulmuştur Bu sıkı rejim ldquoIK6rdquo numaralı cezaevine geccedilene kadar ki 7 yıl boyunca devam
etmiştir Bu suumlre boyunca ya tek başına ya da başka bir mahkumla huumlcrede kalmıştır Cezaevine
ilk girdiği guumlnden Aralık 2015rsquoe kadar huumlcresinden her dışarı ccedilıktığında bileğine kelepccedile
takılmıştır Cezaevinin kanalizasyon sistemi olmadığı iccedilin 30 litrelik lavabo kovalarını
mahkumlar taşımaktadır Bu kovaları taşırken dahi başvurucunun kelepccedilesi ccedilıkarılmamıştır
Başvuran Mart 2018rsquode ldquoIK6rdquo numaralı cezaevine geccedilmiştir Ancak orada da gardiyanlar
yeniden kelepccedile takma uygulamasına başlamışlardır Ayrıca başvurucunun IK6rsquodaki huumlcre
arkadaşları cezaevi kaccedilakları rehine kaccedilırmış kişiler ve kendine zarar verenler gibi tehlikeli
mahkumlardan oluşmaktadır
İhlal İddiaları Başvuran bahse konu olan cezaevi rejiminden dolayı insanlık
dışı ve aşğılayıcı muamele yasağının ihlal edildiğini iddia etmiştir
Karar
Madde 3
Mahkeme başvurucunun oumlmuumlr boyu hapis cezasından dolayı diğer mahkumlardan
ayrılıp guumlnuumln 22 buccediluk saatini tek başına ya da iki kişilik huumlcrede herhangi bir aktivite
yapmadan kendini geliştirmek iccedilin herhangi bir eğitim almadan geccedilirmesinin ve huumlcreden
dışarı her ccedilıktığında kendisine kelepccedile takılmış olmasının insan onurunu zedelediğini
belirtmiştir Mahkeme başvurucuya uygulanan kısıtlamaların muumlebbet hapis cezasının
149
doğasında olan ıstıraptan daha ağır bir acıya yol accediltığını ifade etmiş insanlık dışı ve aşağılayıcı
muamele yasağının ihlal edildiğine karar vermiştir
Madde 46
Mahkeme yaşanan ihlalin yapısal bir sorun olduğunu ve iccedil hukuktaki Ceza İnfaz
Kanunursquondan kaynaklandığını belirtmiştir İnfaz Kanunursquona goumlre muumlebbet hapis cezası alan
her kişiye bireysel değerlendirme yapılmaksızın olaydaki kısıtlamalar uygulanmaktadır
Mahkeme İnfaz Kanunursquonun soumlzleşmeye uygun şekilde değiştirilmesi gerektiğini belirtmiştir
Madde 41
Mahkeme başvurucuya 3000 euro manevi tazminat ve 1000 euro masraf ve gider
uumlcreti oumldenmesine karar vermiştir
150
Başvuru Adı Omorefe v İspanya
Başvuru No 6933916
Başvuru Tarihi 16112016
Karar Tarihi 23 Haziran 2020
Karar Linki httphudocechrcoeintengi=001-203179
Konu Ccedilocuğunu bakılması iccedilin bıraktığı bakım merkezinin
başvurucunun ccedilocukla yeterli kişisel ilişki kurmadığı gerekccedilesiyle ccedilocuğu oumlnce koruyucu
aileye vermesi sonra da evlat edindirmesinin Soumlzleşmersquonin 8 maddesini ihlal ettiği
Olaylar Başvurucu 1976 doğumlu bir Nijerya vatandaşıdır
Pamplonaİspanyarsquoda yaşamaktadır Dava konusu olay yaşandığı sırada İspanyarsquoda kaccedilak
şekilde ikamet etmektedir Başvuran ekonomik ve sosyal koşulları yeterli olmadığı iccedilin iki
aylık olan ccedilocuğunun bakım merkezi tarafından bakılmasını talep etmiş ve ccedilocuğu yetkililer
tarafından koruyucu bakım merkezine alınmıştır Daha sonrasında ccedilocuk yetkililer tarafından
bakım merkezinden alınıp koruyucu aileye verilmek iccedilin kabul merkezine alınmıştır Mart
2009rsquoda kabul merkezindeki değerlendirme kurulu başvurucunun her ziyarete gelmediğini ve
ccedilocukla istikrarsız bir ilişkisinin olduğunu ve ccedilocuğun koruyucu aileye verilmesini gerektiğini
belirtmiştir Başvuran ccedilocuğunun koruyucu aileye verilmesine karşı değildir ama koruyucu
aileye verilse dahi ccedilocuğuyla iletişiminin kopmamasını istemektedir Mayıs 2009rsquoda Ccedilocuk ve
Aile Genel Direktoumlrluumlğuuml ziyaretlere duumlzguumln gelmediği ve ccedilocukla sağlıklı bir duygusal bağ
kuramadığı gerekccedileleriyle başvurucunun ccedilocuğuyla olan ilişkisini kesmiştir ve ccedilocuğu
koruyucu ailenin yanına vermiştir Haziran 2009rsquoda başvuran bu karara karşı itirazda
bulunmuş fakat itirazı reddedilmiştir Daha sonrasında başvuran Navarra İl Mahkemesirsquone
başvurmuş ve mahkeme ccedilocukla ilgili verilecek kararın biyolojik annenin izni olmadan
alınamayacağını belirterek itirazı kabul etmiş ve başvuran ile ccedilocuğunun ayda bir saat
yetkililerin kontroluumlnde goumlruumlşebileceğine karar vermiştir Bunun uumlzerine yetkililer mahkeme
kararına karşı temyiz yoluna başvurmuştur
Bu esnada yetkiler tarafından duumlzenlenen rapora goumlre yargılama suumlrecindeki geccedilen 5
sene boyunca ccedilocuk koruyucu aileyle kalmış ve bu suumlreccedilte tatmin edici derecede olumlu
gelişme goumlstermiştir Ayrıca yetkilerin ilk derece mahkemesinin kararına karşı yapmış
151
oldukları temyiz başvurusu kabul edilmiş ve Boumllge Mahkemesi ccedilocuğun yararı olan
durumlarda biyolojik ailenin izni bulunmasa dahi kuumlccediluumlğuumln koruyucu aileye verilebileceğini
belirtmiştir Boumllge Mahkemesi kararına karşı başvurucu Anayasa Mahkemesirsquone başvurmuş
fakat başvurusu kabul edilemez bulunmuştur
İhlal İddiaları Başvurucu ccedilocuğuyla iletişimin idare tarafından korunmaması
sebebiyle oumlzel ve aile yaşamına saygı hakkının ihlal edildiğini iddia etmiştir
Karar
Madde 8
Mahkeme başvurucunun ccedilocuğunun koruyucu aile yanına verilmiş olmasının oumlzel ve
aile yaşamına saygı hakkına youmlnelik yasal dayanağı ve meşru amacı olan bir muumldahale
olduğunu belirtmiştir Mahkeme ccedilocuğun vesayet altına alınmasının annesi tarafından talep
edilmiş olduğu iccedilin anlaşılabilir olduğunu belirtmiştir Oumlte yandan vesayet altındaki
ccedilocuğunun biyolojik ailesiyle kurulacak ilişkinin ciddi şekilde irdelenerek duumlzenlenmesi
gerektiğini ve buna uygun olan gerekli oumlnlemlerin ccedilocuğun yaşı ve yararı goumlz oumlnuumlnde tutularak
alınması gerektiğini belirtmiştir Mahkeme başvurucunun ccedilocuğunun evlat edinilmesine
kadarki tuumlm suumlreci dikkate almış evlat edinme gibi ciddi bir proseduumlruumln biyolojik aileyle
iletişim kurma gibi yeterli guumlvenceleri sağlamadan yapıldığına evlat edinmeden daha hafif
tedbirlerin de alınabileceğine dikkat ccedilekmiştir Ayrıca Mahkeme zaten kişisel ve ailevi
zorluklar yaşamakta olduğu iccedilin ccedilocuğunu kuruma teslim eden annenin goumlruumlşleri dikkate
alınmadan evlat edindirme usuluumlnuumln uygulandığını belirtmiştir Bu gerekccedilelerle Mahkeme
başvurucunun oumlzel ve aile yaşamına saygı hakkının ihlal edildiğine karar vermiştir
Madde 46
Mahkeme vermiş olduğunu kararın ışığında ccedilocuğun yararı goumlzetilerek anne ve ccedilocuk
arasında iletişimin kurulması iccedilin yerel yetkililere ccedilağrıda bulunmuştur Son olarak Mahkeme
benzer durumdaki olaylarda ccedilocuğun yetkililer tarafından koruyucu aileye verilme suumlrecinde
biyolojik aile ile ccedilocuğun iletişiminin oumlzel ve aile yaşamına saygı hakkını ihlal etmeyecek
şekilde duumlzenlenmesi gerektiğini belirtmiştir
Madde 41 Başvuran herhangi bir tazminat talebinde bulunmadığı iccedilin tazminata
huumlkmedilmemiştir
152
Başvuru Adı SMHırvatistan (Buumlyuumlk Daire)
Başvuru No 6056114
Başvuru Tarihi 27 Ağustos 2014
Karar Tarihi 25 Haziran 2020
Karar Linki httphudocechrcoeintengi=001-203503
Konu Hırvatistan vatandaşı bir kadının insan ticareti ve zorla fuhuş
şikayeti sonucu Soumlzleşme madde 4rsquouumln (koumllelik ve zorla ccedilalıştırma yasağı) ihlali
Olaylar Başvurucu SM 1990 doğumlu ve Zrsquode yaşayan bir Hırvatistan
vatandaşıdır
Başvurucu Eyluumll 2012rsquode TM adlı erkeğin kendisini 2011rsquoin ortalarından itibaren
birkaccedil ay fuhşa zorladığına ilişkin succedil duyurusunda bulunmuştur İddialarına goumlre polis
memuru olan TM kendisiyle oumlnce ailesinin arkadaşı olarak Facebook aracılığıyla iletişime
geccedilmiş ve SMrsquoye iş bulmasında yardımcı olacağına dair soumlz vermiştir Bununla birlikte ilk
buluşmalarında başvurucuyu para karşılığı cinsel ilişkide bulunması iccedilin birinin evine
goumltuumlrmuumlş ve bunun yalnızca iş buluncaya kadar olacağını soumlylemiştir Bu durum TMrsquonin
onlara yaşamak iccedilin apartman dairesi ayarlaması ya da SMrsquoyi onlarla buluşmaya zorlaması ile
duumlzenli muumlşterilerinin olmasına sebep olmuştur SM TMrsquonin kontroluuml altında olduğunu bu
hizmet karşılığında kazandığı paranın yarısına TM tarafından el konulduğunu ve eğer
isteklerine uymazsa tehdit edildiğini ve cezalandırıldığını iddia etmiştir SM arkadaşına
telefon etmiş ve arkadaşının erkek arkadaşı SMrsquoye kaccedilmasında yardım etmiştir Sonrasında
SM sonraki altı ay boyunca arkadaşı ve arkadaşının annesiyle kalmıştır TMrsquonin Facebook
uumlzerinden tehdit mesajları atmaya başlaması uumlzerine polise başvurmaya karar vermiştir
Polisin hazırlık soruşturmasında TMrsquonin daha oumlnce zorla fuhuş yaptırma ve tecavuumlzden
succedillu olduğu saptanmıştır TMrsquonin muumllkleri ve arabası aranmış kondomlar iki otomatik tuumlfek
bir el bombası ve birkaccedil cep telefonu bulunmuştur
2012 sonunda TM aleyhine dava accedilılmış başvurucuya resmi olarak insan ticareti
mağduru sıfatı verilmiştir
153
Soruşturma sonrasında TM 2013rsquote mahkemeye ccedilıkarılmıştır Bununla birlikte
başvurucuyu fuhşa zorlama succedilundan beraat etmiştir Mahkeme başvurucunun beyanını
kaccedilmasına yardım eden arkadaşının ileri suumlrduumlğuuml deliller ile ccedilelişmesi sebebiyle tutarsız ve
guumlvenilmez bulmuştur Bu sebeple mahkeme succedil iccedilin yeterli delil sağlanamadığına ve
başvurucunun cinsel hizmetleri goumlnuumllluuml olarak sağladığına karar vermiştir
Yapılan savcılık itirazı Ocak 2014rsquote reddedilmiş yine aynı yılın Haziran ayında
başvurucunun Anayasa Mahkemesirsquone bireysel başvurusu da kabul edilemez bulunmuştur
İhlal İddiaları Başvurucu Soumlzleşme madde 4 (koumllelik yasağı zorla ccedilalıştırma
yasağı) kapsamında iddialar hakkında yuumlruumltuumllen soruşturmanın yetersiz olduğunu ileri
suumlrmuumlştuumlr
Karar Oumlncelikle Mahkeme başvurucunun davası aracılığıyla cinsel
soumlmuumlruuml (fuhuş) amacıyla insan ticareti hakkındaki iccediltihadının daha iyi anlaşılmasını sağlama
fırsatını elde etmiştir
Mahkeme insan ticaretinin Soumlzleşme madde 4 kapsamında olduğunu vurgulamıştır
Bununla birlikte Mahkeme bu maddede ticaret kavramının veya koumllelik kulluk ya da zorla
ccedilalıştırma kavramlarının tanımlanmadığını belirtmiştir
Bu sebeple Mahkeme bu kavramları oumlncelikle uluslararası hukukun rehberliğinde ele
alacaktır Uluslararası hukuk ticaret succedilunu tanımlarken oumlzellikle uumlccedil unsuru birlikte arar fiil
(işe alma ulaştırma aktarma barındırma ya da kişilerin seccedilimialımı vb) araccedillar (tehdit veya
guumlccedil kullanımına başvurma ya da diğer cebir yolları kaccedilırma hile yanıltma kırılgan durumdan
istifade ya da guumlccedilten istifade bir kimse uumlzerinde kontrol kazanmak iccedilin para veya başka kazanccedil
alıp verme) ve amaccedil (başkalarını fuhşa zorlama veya cinsel soumlmuumlruumlnuumln farklı şekilleri vb)
Bu uluslararası tanımın uumlccedil unsuru mevcut olmadığı takdirde Mahkeme bir hareket veya
durumun Soumlzleşme madde 4rsquote duumlzenlenen insan ticareti succedilunun oumlzelliklerinden olduğunu
kabul etmenin muumlmkuumln olmadığına huumlkmetmiştir
Mahkeme daha sonra insan ticareti kavramının oumlrguumltluuml bir succedilla bağlantılı olup
olmamasına bakılmaksızın hem ulusal hem de sınıraşan insan ticaretini kapsadığını
accedilıklamıştır Ayrıca Madde 4rsquote duumlzenlenen ldquocebren ve zorunlu ccedilalıştırma (zorla ccedilalıştırma)rdquo
154
kavramının amacı bir davanın oumlzel şartlarının insan ticareti bağlamı oumlzelinde oluşup
oluşmadığına bakılmaksızın zorla fuhuş gibi ciddi soumlmuumlruuml olaylarına karşı korumaktır
Belirli bir durumun ldquoinsan ticaretininrdquo tuumlm unsurlarını iccedilerip iccedilermediği veveya ayrı
bir zorla fuhuş konusu olup olmadığı davayla alakalı tuumlm hususlar ışığında incelenmesi
gereken olgusal bir sorundur
Huumlkuumlmet savunmasında SMrsquonin tehdit edilmediğini zor kullanımına veya farklı bir
cebre maruz kalmadığını yani uluslararası tanımdaki ldquoaraccedilrdquo unsurunun olmadığını bu sebeple
başvurucunun davasında insan ticareti bulunmadığını ileri suumlrmuumlştuumlr Ayrıca diğer unsurların
da eksik olduğunu eklemiştir Şoumlyle ki TM başvurucunun belgelerine el koymamıştır onu
oumlzguumlrluumlğuumlnden mahrum bırakmamıştır başvurucunun cep telefonu yanındadır ve başkalarıyla
iletişime geccedilme imkanı hep vardır kazancını TM ile paylaştığına goumlre bir geliri vardır Bu
sebeplerle Huumlkuumlmet başvurucunun davasına madde 4rsquouumln uygulanamayacağını savunmuştur
Diğer yandan Mahkeme TMrsquonin iddiaya goumlre başvurucuyla ilk olarak Facebook
aracılığıyla iletişim kurduğunu ki bunun da insan tacirlerinin mağdur toplarken kullandığı
bilinen ldquoaraccedillardanrdquo biri olduğunu kaydetmiştir Bu durum başvurucunun kaygılanması iccedilin
bir neden olmadığı inancıyla beraber iş vaadi iddiası iccedilin de geccedilerlidir Ayrıca başvurucunun
TMrsquonin ona cinsel hizmet sağlayabilmesi iccedilin yer ayarladığı iddiası barındırma unsurunu
yerine getirir ki bu da insan ticaretinin ldquofiillerindenrdquo birini oluşturur Dahası başvurucunun
kişisel durumu şuumlphesiz onun kırılgan bir gruptan olduğu izlenimi verirken TMrsquonin konumu
ve geccedilmişi başvurucu uumlzerinde baskın bir pozisyonda olduğu ve onun kırılganlığını suistimal
edebileceği anlamına gelmektedir
Oumlzetle başvurucu tartışılabilir bir iddiada bulunmuştur ve Soumlzleşme madde 4rsquoe aykırı
bir muamelenin (insan ticareti veveya zorla fuhuş) mağduru olduğuna youmlnelik prima facie (ilk
bakışta) deliller mevcuttur Bu sebeple Mahkeme Huumlkuumlmetin madde 4rsquouumln uygulanabilirliğine
youmlnelik savını reddetmiştir
Mahkeme Soumlzleşme sebebiyle yerel makamların başvurucunun iddialarını soruşturma
yuumlkuumlmluumlluumlklerinin olduğu kanaatindedir Mahkeme iccediltihadında accedilıklandığı uumlzere bu olayların
tespiti ve kimliğin saptanması ile -şartlar oluşmuşsa- sorumlunun cezalandırılması iccedilin etkili
bir soruşturma accedilılması ve yuumlruumltuumllmesi anlamına gelmektedir Bunu gerccedilekleştirmek iccedilin
yetkili merciler delillere ulaşmalarını sağlayacak her tuumlrluuml makul adımı atmak zorundadır
155
Soruşturma mercileri (polis ve ilgili Savcılık) başvurucunun TM aleyhindeki
iddialarıyla gecikmeden harekete geccedilmişse de soruşturmaları esnasında bazı bariz soruşturma
yollarını izlememiştir
Facebook uumlzerinden iletişim şekli insan tacirlerinin mağdurları seccedilerken başvurduğu
youmlntemlerden biri olarak bilinse de soruşturma mercileri başvurucu ve TMrsquonin Facebook
iletişimlerini soruşturmak uumlzere ccedilaba sarf etmemiştir Başvurucunun ailesine oumlzellikle de daha
oumlnce TM ile iletişime geccedilip sorun yaşamış annesine başvurulmamıştır Başvurucu ve TMrsquonin
yaşadığı apartman dairesinin sahibinin veya komşularının kimliğini tespit etmek veya
sorgulamak denenmemiştir Başvurucu ve arkadaşının beyanları arasındaki tutarsızlıkları
aydınlatmak uumlzere ne başvurucunun yardım iccedilin aradığı arkadaşının annesi ne de erkek
arkadaşı sorgulanmıştır
Boumlylelikle soruşturma mercileri bariz soruşturma yollarını izlemektense buumlyuumlk oumllccediluumlde
başvurucunun beyanına dayanmış ve takip eden yargılamalarda aslında TMrsquonin inkarına
karşılık basitccedile başvurucunun iddialarının karşılaştığı daha fazla delil sunulmayan bir durum
yaratılmıştır
GRETA ve diğer uluslararası kurumlar insan ticareti succedilunun etkili soruşturulmasının
gereklerinden birinin de yalnızca mağdurun ifadesine aşırı dayanılmaması gerektiği bunun
başka delillerle de aydınlatılması ve desteklenmesi olduğunu vurgulamaktadır Ayrıca bir
mağdurun yaşadığı psikolojik travma ve yetkililerle işbirliği yapmadaki isteksizliğinin
sebepleri de dikkate alınmalıdır
Mahkeme soruşturma mercilerinin dosyayı yuumlruumltmedeki eksikliklerinin ilgili
mahkemeler dahil yerel mercilerin başvurucu ile TM arasındaki ilişkinin doğasını ve
başvurucunun iddia ettiği gibi TM tarafından soumlmuumlruumlluumlp soumlmuumlruumllmediğini tespit etmesini
zorlaştırdığına huumlkmetmiştir
Dolayısıyla ceza hukuku sisteminin davaya uygulanış şekli bozuktur Huumlkuumlmet
Soumlzleşme madde 4rsquoteki soruşturma yuumlkuumlmluumlluumlğuumlnuuml ihlal etmiştir
Adil Tazmin (Madde 41)
Mahkeme Hırvatistanrsquoın başvurucuya 5000 euro manevi tazminat oumldemesine
huumlkmetmiştir
156
Karşı Oy Yargıccedil Turkovic Pastor Vilanova ve Serghides her biri farklı
gerekccedileler sunarken Yargıccedil OrsquoLeary ve Ravarani ortak bir farklı gerekccedile sunmuşlardır Bu
goumlruumlşler karara eklenmiştir
157
Başvuru Adı Baldassi ve DiğerleriFransa
Başvuru No 1527116
Başvuru Tarihi 16032016-18032016-21032016
Karar Tarihi 11 Haziran 2020
Karar Linki httphudocechrcoeintengi=001-202756
Konu Filistin aktivistlerinin ldquoBoykot Elden Ccedilıkarma ve Yaptırımlar
(Boycott Divestment and Sanctions)rdquo kampanyasının bir parccedilası olarak İsrailrsquoden ithal edilen
uumlruumlnlerin boykot edilmesini amaccedillayan eylemlere katılmaları nedeniyle ekonomik ayrımcılığa
teşvik gerekccedilesiyle cezalandırılmalarının Soumlzleşme md 7rsquoyi (kanunsuz ceza olmaz) ihlal
etmediği ancak Soumlzleşme md 10rsquoun (ifade oumlzguumlrluumlğuuml) ihlal edilmiş olduğu
Olaylar On bir başvurucu Jean-Michel Baldassi Henri Eichholtzer
Aline Parmentier Sylviane Mure Nohammad Akbar Maxime Roll Laila Assakali Yahya
Assakali Jacques Ballouey Habiba El Jarroudi ve Farida Sarr-Trichinersquodir Nohammad Akbar
(Afganistan vatandaşı) ve Habiba Al Jarroudi (Fas vatandaşı) hariccedil tuumlm başvurucular Fransa
vatandaşıdır Eichholtzer Habsheimrsquode Parmentier Zillisheimrsquode ikamet etmektedir Jacques
Ballouey diğer başvurucular gibi Mullhousersquoda ikamet etmektedir
Başvurucular uluslararası BDS (Boykot Elden Ccedilıkarma ve Yaptırımlar) kampanyasını
yerel olarak aktaran ldquoFilistin Kolektifi 68rdquo uumlyesidir Bu kampanya 9 Temmuz 2005 tarihinde
Filistin sivil toplum oumlrguumltlerinin ccedilağrısıyla başlatılmış bir yıl sonra Uluslararası Adalet Divanı
şu goumlruumlşuuml yayımlamıştır ldquoİşgalci guumlccedil İsrail tarafından işgal edilen Filistin topraklarında Doğu
Kuduumls ve ccedilevresi dahil olmak uumlzere inşa edilmekte olan duvar uluslararası hukuka aykırıdırrdquo
26 Eyluumll 2009 tarihinde başvuruculardan beşi Illzachrsquotaki C marketi iccedilinde Filistin
Kolektifi 68 tarafından duumlzenlenen ve İsrail uumlruumlnlerini boykota davet eden bir eyleme
katılmışlardır Uumlccedil sepete İsrail menşeli olduğunu tahmin ettikleri uumlruumlnleri muumlşterilerin
goumlrebileceği şekilde koymuş ve boykota davet eden bildiri dağıtmışlardır
22 Mayıs 2010 tarihinde aynı markette Filistin Kolektifi 68 tarafından duumlzenlenen ve
başvuruculardan sekizinin katıldığı bir eylem daha olmuştur Ayrıca marketi İsrailrsquoden ithal
158
edilen uumlruumlnleri satmamaya davet eden bir dilekccedileyi market muumlşterilerinin imzasına
sunmuşlardır
Colmar savcısı 29 Temmuz 1881 tarihli kanun madde 24 (8)rsquode oumlngoumlruumllen ayrımcılığa
teşvik succedilu nedeniyle başvurucuları Mullhouse Ceza Mahkemesine davet etmiştir
15 Aralık 2011 tarihindeki 2 yargılama sonucunda Mullhouse Ceza Mahkemesi
başvurucuları succedilsuz bulmuştur 27 Kasım 2013 tarihinde 2 yargılama sonucunda Colmar
İstinaf Mahkemesi başvurucuların beraat ettiği oumlnceki mahkeme kararını bozmuş ve
başvurucuların ayrımcılığa teşvik sebebiyle succedillu bulmuştur
Bu sebeple 26 Eyluumll 2009 tarihli olay iccedilin İstinaf Mahkemesi beş sanığın her biri iccedilin
1000 Euro para cezasını ertelemiş ve sanıkların davacı Irkccedilılık ve Antisemitizmle Uluslararası
Muumlcadele Birliği Sınır tanımayan Avukatlar Derneği Fransa-İsrail İşbirliği Derneği ve
BNVCArsquoya manevi tazminat olarak 1000 Euro oumldemesine ve Ceza Muhakemeleri Kanunu
madde 475-1 kapsamında devlet tarafından karşılanmayan davacı masrafları iccedilin 3000 euro
oumldemesine karar vermiştir
22 Mayıs 2010 tarihli olayları incelerken İstinaf Mahkemesi dokuz sanığın 1000
euroluk para cezalarını ertelemiş ve uumlccedil davacının [Irkccedilılık ve Antisemitizmle Uluslararası
Muumlcadele Birliği Sınırtanımayan Avukatlar Derneği Fransa-İsrail İşbirliği Derneği] her birine
1000 euro manevi tazminat ve Ceza Muhakemeleri Kanunu madde 475-1 [Devlet tarafından
karşılanmayan davacı masrafları] uyarınca 3000 euro oumldenmesine karar vermiştir
20 Ekim 2015 tarihli iki yargılamada Yargıtay Ceza Dairesi başvurucuların oumlzellikle
Soumlzleşmenin 7 ve 10 maddelerinin ihlal edildiğine ilişkin şikayetlerini reddetmiştir Oumlzellikle
İstinaf Mahkemesinin 29 Temmuz 1881 tarihli kanun madde 24(8)rsquode belirtilen succedil unsurlarını
belirterek kararını gerekccedilelendirdiğine ve Soumlzleşme madde 102rsquode ifade oumlzguumlrluumlğuumlnuumln
kısıtlama veya yaptırımların konusu olabileceğine ve mevcut olayda da muumldahalenin
başkalarının haklarını koruma ve kamu duumlzeni sebebiyle demokratik toplumda gerekli
olduğuna huumlkmetmiştir
İhlal İddiaları Soumlzleşme madde 7rsquoye (Kanunsuz ceza olmaz) dayanarak
başvurucular basın oumlzguumlrluumlğuumlne ilişkin 29 Temmuz 1881 tarihli Kanun madde 24(8) temelinde
ekonomik ayrımcılığa teşvik nedeniyle succedillandıklarını oysa metnin ekonomik ayrımcılığı
kapsamadığını ileri suumlrmuumlşlerdir Soumlzleşme madde 10rsquoa (ifade oumlzguumlrluumlğuuml) dayanarak BDS
159
kampanyası bağlamında İsrailrsquode uumlretilen uumlruumlnlerin boykotuna ccedilağrı yapan eylemlere
katıldıkları gerekccedilesiyle succedillandıklarını ileri suumlrmuumlşlerdir
Karar
Madde 7
Mevcut davada Mahkeme başvurucuların lsquo9 Temmuz 1881 tarihli Kanun md 24 (8)
uyarınca succedillu bulunduklarını goumlrmuumlştuumlr İlgili maddeye goumlre ldquoher kim madde 23rsquote
duumlzenlenen anlamlardan herhangi biriyle koumlkenleri etnik bir gruba mensubiyeti ulusu ırkı
veya dini sebebiyle bir kişi veya bir grup insana karşı ayrımcılık nefret veya şiddete teşvik
ederse bir yıl hapis veveya 45000 euro para cezası ile cezalandırılırrdquo
İlk derece mahkemesinde oumlzellikle eylemlerin muumlşterileri yalnızca İsrail uumlruumlnlerini
almaktan vazgeccedilirmeyi hedeflediği ve madde 24(8)rsquode ldquoekonomikrdquo ayrımcılık yer almadığı
son olarak ekonomik ayrımcılık succediluna oumlzellikle aynı madde (9)rsquoda oumlngoumlruumllduumlğuumlne ve
ekonomik ayrımcılık succedilunu oluşturan eylemlerin oumlngoumlruumllduumlğuuml ve tanımlandığı Ceza Kanunu
md225-2rsquoye atıf yaptığı sebepleriyle başvurucuları succedilsuz bulmuştur Buna karşılık Colmar
İstinaf Mahkemesi uumlreticiler belirli bir ldquoulusardquo [İsrail] mensup ldquobir grup insandırrdquo şeklinde bir
değerlendirme yapmış başvurucuların muumlşterileri İsrailrsquode uumlretilmiş uumlruumlnleri almaktan
vazgeccedilirmesini ldquoİsrailrsquoden gelen uumlruumlnlere karşı halkı ayrımcılığa teşvik olarak dikkate almış ve
ilk derece mahkemesi kararını bozmuştur
Mahkeme 29 Temmuz 1881 tarihli Kanun madde 24(8)rsquode ekonomik ayrımcılığa teşvik
ibaresinin accedilıkccedila yer almadığını goumlrmuumlştuumlr Madde 24 (9) accedilıkccedila bu tip ayrımcılığa teşvike
değinmiş ancak muumlnhasıran kasten oumllduumlrme cinsel youmlnelim ve engellilik accedilısından duumlzenlemiş
ve koumlken ya da ulusa değinmemiştir
Buna karşılık Mahkeme İsrailrsquoden ithal edilen uumlruumlnlere boykot ccedilağrılarına ilişkin
davalarda Yargıtayrsquoın 29 Temmuz 1881 tarihli Kanun madde 24(8)rsquoi mevcut davadan oumlnce de
uyguladığı youmlnuumlnde Huumlkuumlmetle hemfikirdir
Bu nedenle zamanın yerleşik iccediltihadı uyarınca başvurucular İsrailrsquoden ithal edilen
uumlruumlnleri boykot ccedilağrısının 29 Temmuz 1881 tarihli Kanun madde 24(8) uyarınca succedil
oluşturacağını bilmelidirler
Soumlzleşme madde 7 ihlal edilmemiştir [Oyccedilokluğu]
160
Madde 10
Mahkeme boykot ccedilağrısı ile farklı muameleye teşvike youmlnelik protestonun birleştiğini
goumlzlemlemiştir mevcut durumun koşullarına bağlı olarak boumlylesi bir ccedilağrı başkalarına karşı
ayrımcılığı teşvik anlamına gelebilir Ayrımcılığa teşvik hoşgoumlruumlsuumlzluumlğe teşvikin bir şeklidir
ki bu da ifade oumlzguumlrluumlğuumlnuuml gerccedilekleştirirken aşılmaması gereken şiddet ve nefret soumlylemi
dışındaki bir diğer sınırdır Bununla birlikte farklı muameleye teşvik ayrımcılığa teşvikle aynı
şey olmayabilir
Mahkeme mevcut dava ile WillemFransa davası arasındaki farklılık konusunda
başvurucular ve uumlccediluumlncuuml taraf olan muumldahillerle hemfikirdir Bay Willem belediyeye ait yiyecek
iccedilecek hizmetlerinde İsrail uumlruumlnlerinin boykot edilmesi kararını accedilıkladığında başkan sıfatıyla
bundan aldığı guumlcuuml kullanarak ve bunun gerektirdiği tarafsızlık ve takdir yetkisine dikkat
etmeksizin hareket etmiştir belediye konseyinde bu konuyu oumlnce tartışmadan veya oylamaya
sunmadan accedilıklamayı yapmıştır bu sebeple kamu yararına olan bir konunun tartışılmasını
desteklediğini iddia edememiştir Son davadan farklı olarak buradaki başvurucular belediye
başkanına ait yetkilerden doğan sorumluluk ve goumlrevler ile kısıtlanmamış ve muumlşteriler
uumlzerindeki etkileri belediye başkanının belediye hizmetlerindeki etkisi ile
karşılaştırılamayacak olan sıradan vatandaşlardır Dahası başvurucuların yaptıkları ceza
yargılamasına sebep olan boykot ccedilağrıları suumlpermarket muumlşterileri arasında bir tartışma ortamı
yaratma amacıyladır
Mahkeme başvurucuların ırkccedilılık veya antisemitik goumlruumlşleri ya da nefret veya şiddete
teşvik sebebiyle succedillanmadığını goumlrmuumlştuumlr Aynı şekilde kendilerine zarar vermemiş veya 26
Eyluumll 2009rsquoda ve 22 Mayıs 2010rsquoda gerccedilekleşen eylemler suumlresince bir zarara sebep
olmamışlardır Dava dosyasından anlaşılmaktadır ki ortada sebep olunan bir şiddet ve zarar
yoktur Başvurucuların eylemlerini gerccedilekleştirdiği market yerel mahkemelerde davacı olarak
zarar iddiasında bulunmamıştır
Başvurucular İsrailrsquoden gelen uumlruumlnleri boykot ccedilağrıları ile ldquoayrımcılığa teşvikrdquo ettikleri
gerekccedilesiyle 29 Temmuz 1881 basın oumlzguumlrluumlğuuml uumlzerine Kanun md 24(8) uyarınca succedillu
bulunmuştur
Colmar İstinaf Mahkemesi market muumlşterilerini İsrail uumlruumlnlerini almamaya davet
ederek başvurucuların muumlşterileri uumlreticilerin veya tedarikccedililerin koumlkenlerine goumlre ayrımcılık
yapmaya ittiğine huumlkmetmiştir Devamında ayrımcılığa teşvikin duumlşuumlnce ve ifade oumlzguumlrluumlğuuml
161
kapsamında olmadığı ccediluumlnkuuml bu hareketin farklı muamele etmeye teşvik şeklinde gerccedilekleşerek
bir grup insan bakımından olumlu bir reddetme eylemi iccedilerdiği sonucuna varmıştır İstinaf
mahkemesine goumlre uumlreticiler veya tedarikccedililer arasında İsrailli olanları reddetmeye youmlnelik
ayrımcılığı teşvik 29 Temmuz 1881 tarihli basın oumlzguumlrluumlğuuml uumlzerine Kanun md24(8)rsquode
oumlngoumlruumllen ayrımcılığı şiddeti ya da nefreti teşvik etme succedilunun maddi unsurlarını yeterince
iccedilermektedir Ayrıca İstinaf Mahkemesi ifade oumlzguumlrluumlğuumlnuumln hak kullanıcısına kanunen
cezalandırılabilir bir succedil işleme izni vermediğini eklemiştir
Mahkeme mahkumiyet kararına sebep olan kanun maddesini yorumlamadığını bunu
yapacak olan makamların yerel kanunları uygulamak ve yorumlamakla yuumlkuumlmluuml olan yerel
mahkemeler olduğunu belirtmiştir Buna karşılık Mahkeme başvurucuların mahkumiyetinin
demokratik bir toplumda gerekli olup olmadığını inceleyecektir Bununla birlikte Mahkeme
Fransa hukukunda mevcut davada yorumlandığı ve uygulandığı uumlzere ccedilağrının cereyanı
koşulları ve sebepleri ne olursa olsun uumlruumlnlerin menşelerine youmlnelik boykot ccedilağrılarının
yasaklandığını goumlrmuumlştuumlr
Ayrıca Mahkeme Colmar İstinaf Mahkemesinin bu hukuki temele dayanarak
kovuşturulan eylemleri ve amacı bu faktoumlrler ışığında analiz etmediği kaydetmiştir İstinaf
Mahkemesi boykot ccedilağrısını genel olarak başvurucuların kovuşturulduğu zemin olan 29
Temmuz 1881 Kanun md24(8) anlamında ayrımcılığa teşvik olarak kabul etmiş ve bu ccedilağrının
ldquoifade oumlzguumlrluumlğuuml hakkı altında korunamayacağınardquo karar vermiştir
Başka bir deyişle yerel mahkeme başvurucuların Soumlzleşme md102 anlamında
başkasının haklarını korumak meşru amacı doğrultusunda demokratik bir toplumda zorunlu
olduğunu duumlşuumlnduumlkleri bir boykot ccedilağrısında bulunmalarının succedil olduğuna huumlkmederken
durumun koşullarına goumlre karar vermemiştir
Yerel mahkeme oumlzellikle ifade oumlzguumlrluumlğuumlnuumln Soumlzleşme md10rsquoda yuumlksek koruma
gerektirmesi ve mevcut durumun bu madde ile ilgili olması sebebiyle kararını detaylandırmakla
yuumlkuumlmluumlduumlr Aslında başvurucuların eylemleri ve soumlzleri bir youmlnuumlyle kamu yararı konusunu
oluştururken bir youmlnuumlyle de siyasi veya saldırgan alanda değerlendirilebilir
Mahkeme birccedilok durumda 10 Maddenin 2 Fıkrası kapsamında siyasi soumlylemlerde
veya kamuyu ilgilendiren konularda ifade oumlzguumlrluumlğuumlne getirilen kısıtlamaların kapsamının dar
olduğunu vurgulamıştır
162
Mahkemenin Perinccedilek kararında (Perinccedilekİsviccedilre 15102015) da işaret edildiği uumlzere
siyasi soumlylemlerin tartışma yaratması ve sıklıkla duumlşmanca olması doğası gereğidir Şiddete
nefrete veya hoşgoumlruumlsuumlzluumlğe ccedilağrı haline doumlnuumlşmediği suumlrece bu durum soumlylemin kamu
yararını azaltmaz
Mahkeme başvurucuların cezasının uygun ve yeterli bir temeli bulunmadığı
kanaatindedir Yerel mahkemenin madde 10rsquoda belirtilen ilkelere uygun kuralları uyguladığına
ya da olayların uygun bir şekilde değerlendirildiğine ikna olmamıştır
Soumlzleşme madde 10 ihlal edilmiştir (Oybirliği)
Adil Tazmin (Madde 41)
Mahkeme Fransarsquonın her bir başvurucuya maddi tazminat olarak 380 euro manevi
tazminat olarak 7000 euro ve masrafları iccedilin toplamda 20000 euro oumldemesine karar vermiştir
Karşı Oy Yargıccedil OrsquoLeary Soumlzleşme madde 7 (Kanunsuz ceza olmaz)
incelemesinde muhalefet şerhi koymuştur
Başvurucular Mahkeme oumlnuumlnde yerel mahkemelerde de yaptıkları uumlzere Mahkeme
iccediltihadı anlamında goumlstericilere uygulanan ve yorumlanan fransız mevzuatı ccedilerccedilevesinde ciddi
oumlngoumlruumllebilirlik sorunları ileri suumlrmuumlşlerdir Bu sorular madde 7 veyahut madde 102rsquode ortaya
konan ldquokanunilikrdquo altında incelenebilirdi
163
Başvuru Adı Ghoumid ve diğerleri Fransa
Başvuru No 5227316 5228516 5229016 5229416 ve 5230216
Başvuru Tarihi 02092016
Karar Tarihi 25 Haziran 2020
Karar Linki httphudocechrcoeintengi=001-203164
Konu Başvurucuların teroumlrle ilgili succedillar nedeniyle vatandaşlıktan
ccedilıkarılmalarının oumllccediluumlluuml olması ve usuluuml guumlvencelerin bulunması nedeniyle Soumlzleşmersquonin ihlal
edilmediği
Olaylar Fransız vatandaşlığının yanı sıra biri Tuumlrkiye diğer doumlrduuml ise
Fas vatandaşlığına sahip olan beş başvurucu Bachir Ghoumid Fouad Charouali Attila Tuumlrk
Redouane Aberbri ve Rachid Ait El Haj Paris Ceza Mahkemesinin 11 Temmuz 2007 tarihli
kararıyla 1995 ile 2004 yılları arasında teroumlr eylemi gerccedilekleştirmek iccedilin gizli bir succedil planına
katılmaktan mahkum edilmişlerdir Bay Tuumlrk ve Bay Aberbri istinaf başvurusunda
bulunmuşlardır fakat 1 Temmuz 2008 tarihinde Paris İstinaf Mahkemesi mahkumiyet kararını
onamıştır Nisan 2015rsquote 11 Temmuz 2007 tarihli karar sonucunda teroumlr eylemi teşkil eden bir
succediltan dolayı mahkum edilen Başvurucuların Fransız vatandaşlıklarının iptali amacıyla İccedilişleri
Bakanı Medeni Kanunrsquoun 25 ve 25-1 maddelerindeki usuluuml başlatmaya karar vermiştir 1
Eyluumll 2015rsquote Danıştay Bakanlığı bu usuluumln uygulanmasını onaylamıştır 7 Ekim 2015rsquote
Başbakanlık kararnameleri ile beş Başvurucu Fransız vatandaşlığından ccedilıkarılmışlardır
Başvurucular 7 Ekim 2015 tarihli kararnamelerin geccedilici tedbir olarak uygulanmasının
durdurulması ve yetkinin koumltuumlye kullanılması gerekccedilesiyle iptal edilmesi iccedilin Danıştaya
başvurmuşlardır Danıştay başvuruları reddetmiştir Polis tarafından 26 Ekim 2016da ccedilağrılan
başvuruculara herhangi bir sınır dışı edilme emri tebliğ edilmemiştir
İhlal İddiaları Başvurucular vatandaşlıktan ccedilıkarılmalarının oumlzel hayatlarına
saygı haklarının yani Soumlzleşmersquonin 8 Maddesinin (aile ve oumlzel hayata saygı hakkı) ihlal ettiğini
ileri suumlrmuumlşlerdir Ayrıca Paris mahkemeleri tarafından 2007rsquode mahkum edilmiş olmalarına
rağmen vatandaşlıktan ccedilıkarılmalarının da ldquogizli cezardquo goumlruumlnuumlmuumlnde uygulanmış olduğunu
iddia etmiş ve Soumlzleşmersquonin 7 Norsquolu Protokoluumlnuumln 4 (aynı succediltan iki kez yargılanmama ve
cezalandırılmama hakkı) Maddesinin ihlal edildiğini iddia etmişlerdir
164
Karar
Madde 8
Mahkeme bir yabancının akrabalarının yaşadığı bir uumllkeden ccedilıkarılmasının aile
hayatına saygı hakkına muumldahale oluşturabileceğini belirtmiştir Ancak başvurucuların
Fransız vatandaşlığından mahrum bırakılmasının Fransız topraklarında bulunmalarına hiccedilbir
etkisi olmamıştır Başvurucular oumlzel hayat ve aile hayatı iccedilin oturma iznine başvurmuş ve
Başvurucuların başvuruları kabul ederek Fransada yaşamalarına izin verilmiştir Eğer
başvuruları reddedilseydi muumlteakip sınır dışı edilme tedbirlerine idare mahkemelerinde itiraz
edebileceklerdi Başvurucuların vatandaşlıktan ccedilıkarılmalarının aile yaşamlarına saygı
haklarına muumldahale oluşturmadığının sonucuna varılmıştır
Bununla birlikte Mahkemersquoye goumlre keyfi olarak vatandaşlıktan ccedilıkarılma ilgili kişinin
oumlzel hayatı uumlzerindeki etkisi nedeniyle Soumlzleşmenin 8 maddesini ilgilendirebilir Mahkeme de
davayı bu accedilıdan değerlendirmiş ve iki noktada incelemiştir 1- Başvuruculara karşı alınan
tedbirlerin keyfi olup olmadığını (tedbirlerin hukuka uygun olup olmadıklarını Başvuruculara
yerinde adli incelemeye erişim dahil olmak uumlzere usul guumlvencelerinin sağlanıp sağlanmadığını
ve yetkililerin oumlzenle ve derhal hareket edip etmediklerini) 2- vatandaşlıktan ccedilıkarılmanın
Başvurucuların oumlzel hayatı uumlzerindeki sonuccedillarını incelemiştir
Mahkeme idari makamların Başvurucuların mahkumiyetlerinden sonra vatandaşlıktan
ccedilıkarılma davasını derhal başlatmadıklarını belirtmiştir Bununla birlikte bu tuumlr olaylarla karşı
karşıya kaldığında bir Devletin teroumlr eylemi teşkil eden bir succediltan mahkum edilmiş kişilerin
hala Devlete olan sadakat ve dayanışma bağını suumlrduumlruumlp suumlrduumlrmediğini yeniden
değerlendirebileceğini kabul etmiştir Bu nedenle Devletlerin katı bir orantılılık testi ile
başlangıccedilta almadığı oumlnlemleri almaya karar verebileceklerini belirtmiştir Buna goumlre
Mahkeme davanın oumlzel koşullarında başvurucuların mahkumiyet kararları arasında geccedilen
suumlrenin Fransız hukukuna goumlre vatandaşlıktan ccedilıkarma proseduumlruumlnuumln başlatılmasına olanak
tanıdığı ve Başvuruculara karşı uygulanmış olan proseduumlruumln nihai olarak başlatıldığı tarihin bu
mahrumiyeti (vatandaşlıktan ccedilıkarılmayı) keyfi kılmak iccedilin kendi başına yeterli olmadığı
goumlruumlşuumlne varmıştır
Tedbirin hukuka uygunluğuna ilişkin olarak Mahkeme olayların meydana geldiği
tarihte Medeni Kanunrsquoun 25-1 maddesinin vatandaşlıktan ccedilıkarılmanın ancak ceza kanunu
165
uyarınca succedil olarak kabul edilen eylemlerin işlenmesinden itibaren 10 yıl iccedilinde
verilebileceğini belirtmiştir
Ancak başvurucuların Fransız vatandaşlığından ccedilıkarılmasına youmlnelik kararlar 2015
yılında alınmışken en son olaylar 2004 yılında gerccedilekleşmiştir Mahkeme Yasama Meclisinde
bu suumlrenin Ocak 2006da 15 yıla uzatılmasına ve Danıştayrsquoın iccediltihatlarına uygun olarak usul
kapsamındaki idari ve duumlzenleyici huumlkuumlmlerinin derhal yuumlruumlrluumlğe girmesine karar verilmiştir
Mahkeme bu nedenle Başvuruculara karşı alınan tedbirlerin hukuka uygun olduğuna karar
vermiştir
Mahkeme Başvurucuların oumlnemli usuli guumlvencelerden yararlandıkları sonucuna
varmıştır 30 Aralık 1993 tarihli ve 93-1362 sayılı Kararnamenin 61 maddesi uyarınca ulusal
makamlar kendilerini Fransız vatandaşlığından ccedilıkarılma niyetlerini Başvuruculara oumlnceden
bildirmiş ve bu tedbirin dayandırılacağı hukuki ve gerccedileklere dayalı nedenleri onlara
accedilıklamışlardır Daha sonra Başvuruculara savunmalarını yapmaları iccedilin bir ay suumlre
verilmiştir
Konu daha sonra vatandaşlıktan ccedilıkarılma konusunda onay ve goumlruumlş vermesi iccedilin
Danıştayrsquoa havale edilmiştir Bu onayı dikkate alarak Başvurucuların vatandaşlıktan
ccedilıkarılmalarına youmlnelik emirler gerccedileklere dayalı ve hukuki gerekccedileler iccedilerecek şekilde
duumlzenlenmiştir Ve başvuruculara -kullanmış oldukları- acil başvuru hacirckimine başvurma ve
yetkinin koumltuumlye kullanılması gerekccedilesiyle tedbirin iptalini istemek iccedilin Danıştayrsquoa başvurma
fırsatı verilmiştir Mahkemersquoye goumlre boumlylelikle başvurucular Soumlzleşme haklarını
savunabilmişler ve iptal istemlerine karşılık Danıştay orantılılık incelemesi yapmış ve
gerekccedileli bir karar vermiştir
Mahkeme Başvurucuların Fransız vatandaşlığından ccedilıkarılmasına youmlnelik kararların
bu nedenle keyfi olarak değerlendirilemeyeceği sonucuna varmıştır
Bu kararların Başvurucuların oumlzel hayatları uumlzerindeki sonuccedillarına gelince sonuccedil
olarak Fransada kalma olasılıklarının Fransız topraklarındaki yabancılar olarak artık sınır dışı
edildikleri iccedilin daha belirsiz hale geldiği doğrudur Bu tuumlr bir oumlnlemin iş kaybına aileden
ayrılmaya ve Fransada kurdukları herhangi bir sosyal bağın bozulmasına neden
olabileceğinden oumlzel hayatları uumlzerinde bir etkisi olması muhtemeldir Bununla birlikte sınır
dışı etme emri ccedilıkmadığından Mahkeme vatandaşlıktan ccedilıkarılmalarının oumlzel yaşamları
uumlzerindeki sonuccedillardan birinin de kimliklerinin kaybına yol accedilacağı goumlruumlşuumlndedir
166
Bununla birlikte Mahkeme Huumlkuumlmetin iddialarını kabul etmiştir Oumlnceki davalarda da
defalarca vurgulandığı gibi teroumlr şiddeti başlı başına insan haklarına ciddi bir tehdit
oluşturmaktadır Bu nedenle Fransız makamlarının 2015 yılında Fransada meydana gelen
saldırıların ardından bir teroumlr succedilundan mahkum olan kişilere daha katı karar vermeleri
anlaşılabilir olmaktadır Başvurucuların ayrıca teroumlr eylemi gerccedilekleştirmeye youmlnelik bir succedil
oumlrguumltuumlne katılmaları arka arkaya 10 yıl boyunca devam etmiştir
Mahkeme ayrıca Başvuruculardan bazılarının soumlz konusu succedilu işledikleri sırada
Fransız vatandaşlığını yeni kazandıklarını ve diğerlerinin de succedilu işledikleri doumlnemde
vatandaşlıklarını kazandıklarını kaydetmiştir Ayrıca tuumlm Başvurucuların halihazırda başka bir
vatandaşlığa sahip olduklarını goumlzlemlemiştir bu nedenle onları Fransız vatandaşlığından
ccedilıkarma kararı onları vatansız kılma sonucunu doğurmamıştır
Buna ek olarak Fransız vatandaşlığının kaybı otomatik olarak Fransadan sınır dışı
edilmeyi gerektirmiyordu ancak eğer onlara karşı boumlyle bir tedbir kararlaştırılırsa yine yargı
yolu accedilıktır
Mahkeme buna goumlre Başvurucuların Fransız vatandaşlığından ccedilıkarılma kararının oumlzel
hayatları iccedilin orantısız sonuccedillara yol accedilmadığına karar vermiştir Bu nedenle Soumlzleşmenin 8
maddesi ihlal edilmemiştir
7 Norsquolu Protokol Madde 4
7 Nolu Protokoluumln 4 maddesinin devreye girebilmesi iccedilin oumlzellikle Başvurucunun
halihazırda işlediği bir succedil nedeniyle yargılanması veya cezalandırılması gerekmektedir
Mahkemersquoye goumlre başvurucuların teroumlr eylemi gerccedilekleştirmek iccedilin oumlrguumlt kurmak
succedilundan huumlkuumlm giyip cezalandırıldıkları iccedilin 7 Numaralı Protokoluumln 4 maddesi anlamında
ldquohuumlkuumlm giydiklerirdquo accedilıktır 2007 tarihli bu mahkumiyet aslında 2015te Fransız
vatandaşlığından ccedilıkarıldıklarında kesinleşmişti
Medeni Kanunun 25 maddesi uyarınca vatandaşlıktan ccedilıkarma tedbirinin doğası gereği
ldquocezairdquo olup olmadığına gelince Mahkeme ilk olarak Fransız hukukuna goumlre vatandaşlıktan
ccedilıkarmanın cezai kapsamda sınıflandırılmadığını kaydetmiştir Bu uygulama Ceza
Kanunursquonda değil Medeni Kanunda oumlngoumlruumllmuumlştuumlr ve ceza mahkemeleri yerine idare
167
mahkemelerinin yetki alanına girmiştir Ve Danıştay bunu bir ldquoidari yaptırımrdquo olarak
nitelendirmiştir
İkinci olarak Mahkeme cezai incelemenin oumltesine geccedilerek Medeni Kanunun 25
maddesi uyarınca vatandaşlıktan ccedilıkarılmanın Fransız vatandaşlığı verilen bir bireyin
sonradan ciddi bir succedil işleyerek Fransarsquoya olan sadakat bağını bozduğu iccedilin belirli bir amaca
hizmet ettiğini tespit etmiştir Bu nedenle oumlnlem birey ile Fransa arasındaki bağın koptuğunun
ciddi bir teyidi olmuştur
Uumlccediluumlncuuml olarak Mahkeme Devletin bu nedenle ilgililere youmlnelttiği mesajın ciddiyetini
veya bunların kimlikleri uumlzerindeki olası etkisini kuumlccediluumlmsememiştir Bununla birlikte tedbirin
ciddiyet derecesi Medeni Kanunrsquoun 25 maddesi uyarınca vatandaşlıktan ccedilıkarılmanın
demokrasiye bir saldırı teşkil eden teroumlrizme karşılık olduğu gerccedileğiyle bağlantılı olarak
goumlruumllmelidir Ayrıca bu tedbir kendi başına ilgililerin Fransadan sınır dışı edilmesini
gerektirmiyordu
Sonuccedil olarak Mahkemersquoye goumlre Medeni Kanunrsquoun 25 maddesi uyarınca
vatandaşlıktan ccedilıkarma 7 Nolu Protokoluumln 4 maddesi anlamında cezai bir yaptırım değildir
ve soumlz konusu madde ihlal edilmemiştir
168
Başvuru Adı Petro Carbo Chem SE v Romanya
Başvuru No 2176812
Başvuru Tarihi 9 Nisan 2012
Karar Tarihi 30 Haziran 2020
Karar Linki httphudocechrcoeintfrei=001-203312
Konu Oltchim şirketinde azınlık pay sahibi olan başvurucunun
CEOrsquoyu basın oumlnuumlnde eleştirmesi nedeniyle tazminat oumldemesine karar verilmesinin ifade
oumlzguumlrluumlğuumlnuuml ihlal etmesi
Olaylar
Başvurucu şirket 2007 yılında kurulmuş olup merkezi Duisburgrsquodur Şirket Avruparsquoda
ccedilok sayıda enduumlstriyel siteye sahiptir
2007 yılında başvurucu şirket ccediloğunluk hisseleri devlete ait olan Oltchim SA
Ramnicu Valcea isimli Romanyalı şirketinin ana hissedarı olmuştur
Dava 2008 ve 2009 yıllarında medyaya yansıyan accedilıklamalarla başlayan husumet
ccedilerccedilevesinde başvurucu şirket tarafından Oltchimrsquoin CEOrsquosuna karşı ldquoşeref ve itibara zarar
vermerdquo iddiasıyla accedilılan hukuk davasıyla ilgilidir
2009 yılında medyaya yansıyan karşılıklı accedilıklamaları takiben başvurucu şirket
Romanya mahkemeleri nezdinde Oltchim şirketinin CEOrsquosu hakkında tazminat davası
accedilmıştır Başvurucu şirket CEOrsquonun yerel ve ulusal basına yaptığı accedilıklamalarda şirketin
tehlikeli durumundan başvurucu şirketin sorumlu olduğunu başvurucu şirketin borccedilların devlet
hissesine doumlnuumlştuumlruumllmesini engellemeye ccedilalıştığını ve şirketin faaliyetlerini koumltuumllemeye
ccedilalıştığını soumlylediğini iddia ermiştir Başvurucu şirket CEOrsquonun iddialarının yalan ve iftira
olduğunu şirketin imajına ve itibarına zarar verdiğini iddia etmiştir
CEO başvurucu şirketin temsilcilerinin bazı beyanlarının kendisinin şeref ve
saygınlığına zarar verdiği iddiasıyla başvurucu şirkete karşı dava accedilmıştır 2010 yılında boumllge
mahkemesi başvurucu şirketin davasını reddetmiş buna karşın CEOrsquonun davasını kabul
etmiştir Mahkeme başvurucu şirketin CEOrsquoya manevi tazminat olarak sembolik 1 Romanya
169
leursquosu oumldemesine karar vermiştir Mahkeme aynı zamanda kararın ulusal bir gazetede iki guumln
yayımlanmasına karar vermiştir
Yerel mahkemeye goumlre başvurucu şirket iş duumlnyasında bilinen bir isim olan CEOrsquosunu
zımnen hedef alarak Oltchim şirketinin menfaatlerine karşı bir medya savaşı yuumlruumltmuumlştuumlr
Mahkeme aynı zamanda başvurucu şirketin faaliyetlerinin sadakate aykırı olduğuna ve şirketin
haksız rekabet niyeti taşıdığına karar vermiştir Mahkeme başvurucu şirketin temsilcilerinin
beyanlarının kamuoyunda Oltchim ve CEOrsquosu hakkında negatif bir imaj yarattığına dahası
şirketin iş ortakları arasında tedirginliğe neden olduğuna karar vermiştir Son olarak mahkeme
CEOrsquonun accedilıklamalarının iş ortaklarını yatıştırıcı ve rahatlatıcı nitelikte onların guumlvenini
yeniden tesis etmeye youmlnelik olduğunu belirtmiştir
Daha sonra başvurucu şirket bu karara karşı kanun yollarına başvurmuş ancak
başvurular reddedilmiştir
İhlal İddiaları
Başvurucu şirket Soumlzleşmersquonin 10 maddesi kapsamında CEO hakkındaki accedilıklamalar
nedeniyle tazminat oumldemesine huumlkmedilmesinin ifade oumlzguumlrluumlğuumlnuuml ihlal ettiğini iddia etmiştir
Şirket Soumlzleşmersquonin 8 maddesi kapsamında Romanya mahkemelerinin kendisinin
itibarını korumadığını iddia etmiştir
Karar
Madde 10
Mahkeme hukuk mahkemesinin başvuru şirketin Oltchim CEOrsquosunun şeref ve
itibarına zarar verdiği youmlnuumlndeki kararının başvurucu şirketin ifade oumlzguumlrluumlğuumlne youmlnelik bir
muumldahale oluşturduğunu belirlemiştir Mahkemersquoye goumlre muumldahale hukuken oumlngoumlruumllmuumlş ve
CEOrsquonun itibarını koruma amacını guumltmuumlştuumlr
Muumldahalenin demokratik toplumda gerekliliği accedilısından Mahkeme başvurucu şirketin
yorumlarının CEOrsquonun Oltchim şirketinin faaliyetlerini youmlnetme şekliyle ilgili olduğunu oumlzel
hayatıyla ilgili olmadığını goumlzlemlemiştir Bu bağlamda Romanya devletinin ccediloğunluk
hissesine sahip olduğu Romanyarsquodaki oumlnde gelen şirketin geleceği hakkında azınlık hissedar
tarafından yapılan yorumlara ilişkin olarak Mahkeme soumlz konusu accedilıklamaların guumlccedilluuml
170
şirketlerin faaliyetleriyle ilgili bilgi ve fikirlerin oumlzguumlrce dolaşması şirket youmlneticilerinin
sorumluluklarını uumlstlenmesini sağlama ve şirketin uzun vadedeki ccedilıkarlarını dikkate alması iccedilin
youmlneticileri teşvik etme hususlarındaki kamu yararıyla ilişkilendirilmesi gerektiğini
belirlemiştir Bu ise ifade oumlzguumlrluumlğuumlne dair koruma duumlzeyinin yuumlkselmesini ve dolayısıyla
devletin takdir marjının daralmasını gerektirir
Mahkeme CEOrsquonun soumlz konusu doumlnemde Romanyarsquonın en oumlnde gelen şirketlerinden
birini youmlnettiğini hareketlerinin yakından incelenmesinin olağan olduğunu ve kabul edilebilir
eleştiri sınırlarının daha geniş olduğunu belirtmiştir
Mahkeme aynı zamanda Romanya mahkemelerinin başvurucu şirketin
accedilıklamalarının kamusal tartışmaya katkı sağlayıp sağlamadığını dikkate almadığına karar
vermiştir Mahkemersquoye goumlre yerel mahkemeler CEOrsquonun tartışmalara aktif olarak katılıp
katılmadığını onun accedilıklamalarının doğru olup olmadığını ve accedilıklamaların şeklini yeterince
incelememiştir Dahası konuşulan bilgilerin ccediloğu başvurucu şirketin varlıkları uumlzerinde etkisi
olabilecek mali konulardır ve başvurucu şirketin asıl amacı kendisinin hisse sahibi olduğu
şirketin youmlnetimi hakkında bir tartışma başlatmaktır
Accedilıklamaların biccedilimi accedilısından yaptığı incelemede Mahkeme başvurucu şirketin
yorumlarının hem gazetecilerin yaptıkları haberler hem de başvurucu şirketin duumlzenlediği basın
toplantıları aracılığıyla yayıldığını belirlemiştir Accedilıklamalarda kullanılan ifadeler ne CEOrsquonun
oumlzel hayatını hedef almıştır ne de aşağılayıcı ifadeler veya olgusal temelden yoksun succedillamalar
iccedilermektedir Başvurucu şirketin accedilıklamaları CEOrsquonun Oltchimrsquoin faaliyetlerini youmlnetme
şekliyle ilgili goumlruumlşler iccedilermektedir
Her ne kadar tazminatın miktarı sembolik olsa da Mahkeme tazminata
huumlkmedilmesinin caydırıcı bir etki yaratacağı goumlruumlşuumlndedir
Sonuccedil olarak yerel mahkemeler CEOrsquonun itibarını koruma gerekliliği ile Soumlzleşmersquoye
utumu sağlama gerekliliği arasında uygun bir denge kurmamıştır Zira buumlyuumlk bir şirkete dair
kamusal menfaatleri ilgilendiren sorunların tartışılması kapsamındaki ifadelerin sınırlanması
iccedilin ccedilok guumlccedilluuml gerekccedileler gerekmektedir Bu nedenle Soumlzleşmersquonin 10 maddesi ihlal edilmiştir
171
Madde 8
Başvurucu şirket CEOrsquonun başvurucu şirket ile ilgili ifadelerinin şirketin itibarına zarar
verdiğini ileri suumlrmuumlştuumlr
Mahkeme bu şikayeti accedilıkccedila dayanaktan yoksunluk nedeniyle kabul edilemez
bulmuştur Oumlncelikle Mahkeme CEOrsquonun yorumlarının guumlccedilluuml şirketlerin faaliyetlerine dair
bilgi ve fikirlerin serbest dolaşımı konusunda bir kamusal yararla ilgili olduğuna dikkat
ccedilekmiştir
Dahası başvurucu şirket Avruparsquoda birccedilok yerde enduumlstriyel sitelere sahip buumlyuumlk bir
şirket olup Oltchimrsquoin hissedarıdır Bu nedenle başvurucu şirkete youmlnelik kabul edilebilir
eleştiri sınırları geniş olmalıdır İkinci olarak Oltchim CEOrsquosunun yorumları Oltchim ve
başvurucu şirket arasındaki muhtemel bir rekabet karşılaşmasıyla bağlantılı konulara ilişkindir
Boumlylelikle CEOrsquonun ifadeleri bir derecede abartı iccedilermiş olsa da bu ifadeler değer yargısıdır
Son olarak yorumların etkisini kanıtlayacak somut bir zarar bulgusunun olmaması nedeniyle
Mahkeme muhtemel bir zararın varlığı konusunda bir spekuumllasyonda da bulunamayacağını
belirtmiştir Bu doğrultuda Mahkeme yerel makamların takdir marjlarını aşmadığını belirterek
başvurunun kabul edilemez olduğuna karar vermiştir
Adil Tazmin
Mahkeme ihlal kararının yeterli bir giderim sağladığı gerekccedilesiyle tazminata
huumlkmetmemiştir
172
Başvuru Adı Popovic ve diğerleri v Sırbistan
Başvuru No 2694413 1461616 1461916 and 2223316
Başvuru Tarihi 1 Nisan 2013 ve 9 Mart 2013
Karar Tarihi 30 Haziran 2020
Karar Linki httphudocechrcoeintfrei=001-203314
Konu Omurilik felccedillileri iccedilin engellilik desteği hakkındaki mevzuatın
ayrımcılık yasağını ihlal etmediği
Olaylar
Başvurucular Dejan Popovic Josip Vicek Miroslav Homa ve Zvonko Nikolic 1983
1947 1959 ve 1977 doğumlu Sırp vatandaşlarıdır Başvurucular omurilik felccedillisi olup
tekerlekli sandalye kullanmaktadır
Başvurucular bir kaza sonrası omurilik felci geccedilirmiştir Başvurucular yuumlzde yuumlz
engelli tanısına sahip olup oumlzellikle başka bir kişiden yardım almaları iccedilin sağlanan oumldenekler
gibi bazı desteklerden faydalanmaktadır
Başvurucular kendileri gibi omurilik felccedillisi kişilerin aynı engele sahip savaş gazisi
statuumlsuumlndeki kişilerden daha az sosyal destek aldıkları ve ayrımcılığa uğradıkları iddiasıyla
Ccedilalışma Bakanlığırsquona karşı dava accedilmıştır Bay Popovic davasını 2008 yılında diğer
başvurucular ise 2007 yılında accedilmıştır
Başvurucuların davaları yerel mahkemeler tarafından reddedilmiştir Mahkemeler
devletin sosyal politikaları belirlemede takdir yetkisinin olduğunu aynı tuumlr engelliliğe sahip
farklı kategorideki bireylere farklı desteklerin sunulmasının ayrımcılık anlamına
gelmeyeceğini belirtmiştir
İhlal İddiaları Başvurucular Soumlzleşmersquoye ek 1 Nolu Protokolrsquouumln 1
maddesiyle bağlantılı olarak Soumlzleşmersquonin 14 maddesinin ihlal edildiğini iddia etmiştir
173
Karar
Mahkeme başvurucuların engelli sivil bireyler olarak engelli savaş gazileriyle
kıyaslanabilir veya goumlrece benzer durumda olup olmadıklarını inceleyeceğini ancak somut
olayda bu incelemenin gerekmediğin belirtmiştir Zira her durumda iki grup arasındaki farklı
muamele objektif ve makul bir gerekccedileye sahiptir
İlk olarak Mahkeme Huumlkuumlmetin her iki grubu engelli hale getiren şartların farklılığı
konusundaki gerekccedilelendirmesini kabul etmiştir Savaş gazileri yuumlksek riskli kamu goumlrevleri
sırasında engelli hale gelmişken diğer başvurucular kaza veya hastalık yoluyla engelli hale
gelmiştir Mevzuattaki sosyal desteklerin farklılaşmasının nedeni de başvurucuların bu farklı
durumlarıdır Dahası ulusal makamlar kamu yararının neyi gerektirdiği konusunda daha iyi bir
konumda olduğundan Mahkeme makul bir temelden accedilıkccedila yoksun olmadığı suumlrece Sırbistan
yasama organının sosyal politika seccedilimlerine genel olarak saygı duyacağını belirtmiştir
Bu nedenle Mahkeme oyccedilokluğuyla Soumlzleşmersquonin ihlal edilmediğine karar vermiştir
174
Başvuru Adı Stravopooulos ve diğerleri v Yunanistan
Başvuru No 5248418
Başvuru Tarihi 31 Ekim 2018
Karar Tarihi 25 Haziran 2020
Karar Linki httphudocechrcoeintengi=001-203165
Konu Doğum belgesinde yer alan ve ccedilocuğun isminin vaftiz yoluyla
verilmediğini goumlsteren ibarenin Soumlzleşmersquonin 9 maddesi kapsamındaki inancını accedilıklamaya
zorlanmama hakkını ihlal ettiği
Olaylar
Başvurucular Nikolaos Stavropoulos Ioanna Kravari ve kız ccedilocukları Stavroula-
Dorothea Yunan vatandaşı olup Birleşik Krallıkrsquota ikamet etmektedir Başvurucu ccediliftin kızları
2007 yılında doğmuş ve doğum belgesi Amarousio kayıt merkezinde kaydettirilmiştir Kayıt
belgesinde ccedilocuğun adı yanında parantez iccedilinde ldquoisim koymardquo şeklindeki el yazısıyla yazılmış
bir notla beraber kaydedilmiştir
Ekim 2007rsquode başvurucular kaydın soumlz konusu notu iccedilermesi nedeniyle iptal edilmesi
iccedilin Yuumlksek İdare Mahkemesirsquone dava accedilmıştır Başvurucular bu kaydın ccedilocuğun vaftiz
edilmediğini goumlsterdiğini ve bu şekilde dini inanccedillarını accedilıkladığını ileri suumlrmuumlştuumlr
Başvurucuların davaları soumlz konusu notun ilgili kanundaki (3441976 sayılı Kanunun
25 maddesi) ibarenin tekrarından ibaret olduğu bu huumlkme goumlre ldquoisim koymardquo işleminin bir
isme sahip olmanın tek kanuni yolu olduğu gerekccedileleriyle reddedilmiştir
İhlal İddiaları Başvurucular Soumlzleşmersquonin 9 maddesi kapsamındaki dini
inanccedillarını accedilıklamama haklarının ihlal edildiğini ayrıca Soumlzleşmersquonin 8 maddesinin de ihlal
edildiğini iddia etmiştir Başvurucular ldquoisim koymardquo (naming) ibaresinin vaftiz edilen
ccedilocuklarının belgelerine yazılmadığını ancak kendi ccedilocuklarının bebeğinin vaftiz edilmediğini
goumlstermek amacıyla bu ibarenin koyulduğunu belirtmiştir
175
Karar
Madde 9
Mahkeme oumlncelikle tarafların belgeye el yazısıyla işlenen ibarenin başvurucuların
Soumlzleşmersquonin 9 maddesi kapsamındaki haklarına bir muumldahale oluşturup oluşturmadığı
konusunda ayrıştıklarını tespit etmiştir Başvurucular ibarenin ccedilocuklarının vaftiz edilmediğini
ifade ettiğini ileri suumlrerken Huumlkuumlmet ibarenin hatayla eklendiğini belirtmiştir
Mahkeme notun tek başına bir dini anlam iccedileren atıf olarak değerlendirilemeyecek
olmasına karşın somut olayın bağlamı uumlccediluumlncuuml başvurucu olan ccedilocuğun vaftiz edilmediğini
goumlsterdiğini belirtmiştir
Uumlccediluumlncuuml taraf olarak Yunan Ombudsmanı tarafından Mahkemersquoye sunulan goumlruumlşte
Yunan makamlarının suumlregelen uygulaması ve yaklaşımına goumlre ccedilocuğun bir isme sahip
olmasının ldquovaftizrdquo ve ldquoisim koymardquo şeklinde iki yolu vardır ve vaftiz edilmemiş ccedilocuklar isim
koyma yoluyla kaydedilir
Huumlkuumlmet her ne kadar aksini iddia etse de Mahkeme Huumlkuumlmet tarafından sunulan
savunmaya ekli resmi belgelerin birccediloğunda resmi kayıt ofisinin bu ibareyi kullandığını
goumlzlemlemiştir Dahası Mahkeme uumlccediluumlncuuml başvurucu olan ccedilocuğun doğum belgesinin sağ
boumlluumlmuumlnde vaftiz edilmeyle ilgili ayrı bir boumlluumlmuumln olduğunu ve başvurucunun belgesinde bu
boumlluumlmuumln boş bırakıldığını tespit etmiştir Boumlylelikle Mahkeme başvurucuların arguumlmanını
haklı bulmuş ve Amarousio kayıt ofisinin eklediği ibarenin hatayla yazılmadığına uumlccediluumlncuuml
başvurucunun isminin nasıl verildiğini goumlsteren bir ibare olarak belgeye eklendiğine karar
vermiştir
Mahkeme başvurucunun soumlz konusu kaydı iccedileren resmi doğum belgesini yaşamı
boyunca oumlrneğin okul kayıtlarında sıklıkla kullanmak durumunda kalacağını bunun da 9
maddenin koruması altındaki inancını accedilıklamaya zorlanmama hakkına muumldahale
oluşturacağını ve dahası idari makamlar nezdinde ayrımcılıkla karşılaşma riski taşıyacağını
vurgulamıştır Mahkeme ayrıca muumldahalenin hukuken oumlngoumlruumllebilir olmadığına 3441976
sayılı kanunun 25 maddesinin kayıt ofislerine bu tuumlr bir ibare ekleme yuumlkuumlmluumlluumlğuuml
getirmediğine ve doğum belgelerine bu ibarenin işlenmesinin kayıt ofislerinin yaygın
176
pratiğinden kaynaklandığına dikkat ccedilekmiştir Bu gerekccedilelerle Mahkeme Soumlzleşmersquonin 9
maddesinin ihlal edildiğine karar vermiştir
Mahkeme başvurucuların 8 madde kapsamındaki şikayetlerinin ayrıca incelenmesine
gerek olmadığına karar vermiştir
Adil Tazmin
Mahkeme Yunanistanrsquoın başvuruculara manevi tazminat olarak muumlştereken 10000
euro masraf ve giderler iccedilin de 1800 euro oumldemesine karar vermiştir
177
Başvuru Adı A ve B Romanya
Başvuru No 4844216
Başvuru Tarihi 11 Ağustos 2016
Karar Tarihi 2 Haziran 2020
Karar Linki httphudocechrcoeintengi=002-12842
Konu Tanık koruma programı kapsamında gerccedilekleştirilen
yuumlkuumlmluumlluumlklerin yerine getirilmesinde birtakım gecikmeler ve ihlaller yaşanmış olsa da
yetkililer pozitif yuumlkuumlmluumlluumlklerini yerine getirmiş olduğundan Soumlzleşmersquonin 2 maddesinin
(yaşam hakkı) ihlalinin gerccedilekleşmemesi
Olaylar Başvurucular Bayan A ve Bay B sırasıyla 1981 ve 1978
doğumlu Romanya vatandaşlarıdır ve ccedilift olarak Rrsquode yaşamaktadırlar
Ağustos 2015rsquote Yargıtayrsquoa bağlı yolsuzlukla muumlcadele savcılığı başvurucuları ldquotehdit
altındaki tanıklarrdquo olarak ilan etti başvurucular başka bir uumlst duumlzey yetkili D ile beraber
yolsuzluk eylemleri iddiasıyla soruşturulan C iccedilin ccedilalışmışlardı Başvurucuların C ve D
arasındaki şuumlpheli işlemlere tanık olduklarına inanılıyordu
Acil koruma Brsquodeki Emniyet Genel Muumlduumlrluumlğuuml tarafından Oumlzel Harekat Servisi ve
yerel polis karakolu aracılığıyla sağlandı Oumlzel Harekat Servisi ivedilikle işe koyulmuş Şubat
2016rsquodan itibaren ikinci bir ekip başvurucuları korumak iccedilin goumlrevlendirilmiştir Ulusal Tanık
Koruma Ofisi başvurucularla goumlruumlşerek Aralık 2015rsquote katılmayı kabul ettikleri program iccedilin
koşullar ve gereklilikleri accedilıklamıştır
Akabinde polis memurlarının goumlrevlerini ve başvurucularının yuumlkuumlmluumlluumlklerini
belirleyen ve başvurucuların imzalamayı reddettiği koruma protokoluumlnuumln EGM tarafından
kullanılması uumlzerine tartışmalar yaşanmıştır Haziran 2016rsquoda Savcılık Yargıtayrsquodan koruma
oumlnlemlerinin kaldırılması ve başvurucuların artık tehlike altında bulunmaması gerekccedilesiyle
tanık koruma programından ccedilıkarılmaları talebinde bulunmuş ancak Yargıtay talebi Ağustos
ayında reddetmiştir
Başvurucular nihayetinde Ulusal Tanık Koruma Ofisi tarafından yuumlruumltuumllen tanık
koruma programına polis tarafından sağlanan koruma ile Ocak 2017rsquode resmen dahil
edilmişlerdir Aynı ay iccedilerisinde koruma protokoluumlnuuml imzalamışlar ve Ulusal Tanık Koruma
178
Ofisinden kimlik bilgilerini değiştirmelerini yurtdışına taşındırılmayı ve kendilerine maddi
yardım sağlanmasını istemiştir Mart 2017rsquode Yargıtay başvurucuların taleplerini reddetmiştir
Başvuruculara goumlre korunmaları iccedilin alınan polis tedbirleri etkisizdir Oumlrneğin polis
memurları tuumlruumlnuumln ilk oumlrneği olduğunu soumlyledikleri goumlrevleri iccedilin herhangi bir talimat
almadıklarını itiraf etmişlerdi Bay B polislerle koruma goumlrevini icra etme youmlntemlerinden
memnun olmadığı iccedilin tartışmalar yaşamış ve bu tartışmalar uumlzerinden birccedilok kez ceza almıştır
Koruma suumlrecinde başvurucular aynı zamanda tehditlerle karşı karşıya kalmıştır
Oumlrneğin iki mermi kapı oumlnlerine bırakılmış ve araba lastikleri yarılmıştır Başvurucular
korumayla ilgili şikayette bulunmuş ancak bu şikayetler ccediloğunlukla reddedilmiştir
Başvurucular 2017rsquode Romanyarsquoyı terk etmiştir
İhlal İddiaları Başvurucular Soumlzleşmenin ccedileşitli maddelerine dayanarak
verimsiz olduğunu iddia ederek tanık koruma programının duumlzenlenmesi konusunda şikayette
bulunmuşlardır
Karar
Madde 2
Mahkeme başvurucuların şikayetlerini yalnızca 2 madde (yaşam hakkı) uumlzerinden
değerlendirmeye karar vermiştir İccediltihadını yineleyerek (oumlzellikle Osman Birleşik Krallık ve
RR ve diğerleri Macaristan) Soumlzleşmersquonin 2 maddesinin yaşam hakkı ihlal edildiği iddia
edilen kişi hayatını kaybetmemiş olsa bile guumlndeme gelebileceğini belirtmiştir
Başvurucular tehdit altındaki tanıklar olarak sınıflandırılmış ve savcılık onların
tehlikede olduğu kanısına varmıştır Tanık koruma kurallarını uygularken yetkililer
başvurucular iccedilin hukukun anlamı dahilinde bir risk olduğunu kabul etmişlerdir Bu nedenle
yetkililer başvurucuların hayatına youmlnelik gerccedilek ve yakın bir risk olduğunu biliyordu veya
bilmesi gerekiyordu İncelenmesi gereken husus yetkililerin kendilerinden bu riskten
kaccedilınmaları iccedilin makul olarak beklenebilecek her şeyi yapıp yapmadıklarıydı
Mahkeme yetkililerin risk tespit edilir edilmez başvurucuları koruma altına aldığını
ancak devamındaki suumlreccedilte birtakım gecikmeler olduğunu belirlemiştir yetkililerin koruma
protokoluumlnuuml hazırlaması ve başvuruculara sunması altı ay başvurucuların programda yer
almaları konusundaki onaylarını temin altına alması uumlccedil aydan fazla savcılığın ilgili kanun
179
kapsamında başvurucuları tanık koruma programı kapsamına almak iccedilin uygun proseduumlruuml
başlatması ise iki ay suumlrmuumlştuumlr
Mahkeme boumlylelikle riskin ilk tespit edildiği Ağustos 2015rsquoten başvurucuların resmi
olarak tanık koruma programına alındığı Ocak 2017rsquoye kadar bir yıl doumlrt aydan fazla zaman
geccedilirildiği konusundaki endişesini ifade etmiştir
Bununla birlikte bu zaman zarfı iccedilerisinde her ne kadar en azından başlangıccedilta ancak
Temmuz 2016rsquoda geccedilerli hale gelen eksik duumlzenlemeler sebebiyle doğaccedillamaya dayalı olsa
bile korunmasız bırakılmamışlardır Ortaya ccedilıkan eksiklikler yetkililer tarafından giderilmiş ve
başvuruculara doğrudan saldırı vuku bulmamıştır
Başvurucuların polis memurlarının deneyim eksikliğini ileri suumlrmuumlş olsa da Mahkeme
buna geccedilmişte benzer yuumlksek riskli goumlrevlendirmelerde yer aldıklarına dikkat ccedilekerek
katılmamıştır Mahkemersquoye goumlre yine de boumlylesi bir deneyim accedilık talimatların eksikliğini ve
yeterli hazırlıkların yapılmasını telafi etmez Polis memurlarının bazen silahsız ve uumlniformasız
oldukları ve yerlerini diğer ekip gelmeden bıraktığı belirlenmiştir Bahsi geccedilen ihmaller
soruşturma yapan ve gerektiğinde kınama cezası veren yetkililer tarafından ciddiye alınmasına
rağmen başvurucuların korunmasından taviz verme riski taşımaktadır
Mahkeme boumlyle bir durumun başvurucularla polis arasındaki uyuşmazlığın ve
guumlvensizliğin artmasına katkıda bulunduğunu kabul ederken bunun başvurucuların kışkırtıcı
davranışlarını ve korunmalarına youmlnelik sorumluluklarını goumlz ardı etmelerini haklı
goumlstermeyeceğini belirtmiştir
Başvurucular yasalar tarafından duumlzenlenmiş ve nihayetinde imzaladıkları koruma
protokollerine de dahil edilen yetkililerle işbirliği yapmaya youmlnelik yuumlkuumlmluumlluumlklerinin
tamamıyla farkındaydılar Uygulamada ise yuumlkuumlmluumlluumlklerini yerine getirmede defalarca
başarısız olmuş ve protokolleri ihlal etmişlerdir
Diğer hususların yanı sıra işbirliği sağlamamışlar ve polis memurlarına uygunsuz hal
ve hareketlerde bulunmuşlardır Koruma tedbirlerinden kaccedilınmaya ccedilalışmış polis
memurlarının işlerini yapmalarını zorlaştırmış ve iddiaya goumlre kendilerine yeni iş bulma
yuumlkuumlmluumlluumlğuuml ile ilgili olarak yetkililere ulaşılamaz taleplerde bulunmuş ve uzlaşmayı
reddetmişlerdir
180
Dahası başvurucular koruma altındaki tanık statuumllerini riske atacak şekilde sosyal
medya ve televizyonda mevcudiyet goumlstermişlerdir Başvurucular ayrıca Romanya iccedilinde
başka bir yere yerleştirilme teklifini reddetmiş Yargıtay ise dikkatli bir inceleme yaptıktan ve
gerekccedileler sunduktan kimliklerinin değiştirilmesi ve yurtdışına taşınma taleplerini
reddetmiştir
Başvurucular Yargıtayrsquoın kararını ve koruma protokollerine uyma yuumlkuumlmluumlluumlklerini
goumlrmezden gelerek yurtdışına taşınmaya karar vererek uygulamada koruma statuumllerini
sonlandırmış ve potansiyel olarak kendilerini ciddi risk altına sokmuşlardır Bu durumda bile
yetkililer korumayı geri ccedilekmemiş ve hatta iletişimi suumlrduumlruumlp maddi yardım sunmaya devam
etmişlerdir
Mahkeme yasanın oumlngoumlrduumlğuuml bir seccedilenek olan tanık koruma programından geri ccedilekme
yerine başvurucuların işbirliğine yanaşmamalarına rağmen korumayı suumlrduumlrme ccedilabalarından
dolayı yetkililere takdirini sunmuştur Boumlylelikle Mahkeme yetkililerin başvurucuların
hayatlarına youmlnelik iddia edilen riskten kendilerinden makul surette beklenebilecek şekilde
korumak iccedilin gerekeni yaptığını hesaba katarak Soumlzleşmersquonin 2 maddesindeki gerekliliklere
uyulduğuna ve huumlkmuumln ihlal edilmediğine karar vermiştir
181
Başvuru Adı Boljević Sırbistan
Başvuru No 4744314
Başvuru Tarihi 20062014
Karar Tarihi 16 Haziran 2020
Karar Linki httphudocechrcoeintengi=001-203052
Konu Başvurucunun zamanaşımına uğramış soybağı davasıyla ilgili
modern DNA testi youmlntemlerini kullanmasına izin verilmeden koumlkenini kanıtlama hakkından
mahrum bırakılmasının Soumlzleşmersquonin 8 maddesini (oumlzel ve aile hayatına saygı hakkı) ihlal
ettiği
Olaylar Başvurucu Peđa Boljević 1969 doğumlu bir Sırp vatandaşıdır
ve Ečkarsquoda (Sırbistan) yaşamaktadır 20112012 yılına kadar başvurucu Bay Arsquonın tartışmasız
şekilde biyolojik babası olduğunu duumlşuumlnmektedir Bununla birlikte Bay Arsquonın oumlluumlmuumlnuuml
izleyen miras davasında 1970 yılında verilen Bay Arsquonın biyolojik babası olamayacağına dair
kesinleşmiş mahkeme kararından haberdar olmuştur Mahkeme bu sonuca temelde
başvurucunun annesi ve Bay Arsquonın tanışmasıyla ilgili tanık ifadesine dayanarak ulaşmıştır
Ocak 2012rsquode başvurucu ve annesi soybağı davasının yeniden accedilılmasını talep
etmişlerdir Başvurucunun 1970 yılında verilen karardan daha yeni haberdar olduğunu kararın
verildiği doumlnemde DNA testi yaptırmanın muumlmkuumln olmadığını ancak guumlnuumlmuumlzde testin
mahkeme kararıyla yaptırılabileceğini savunmuşlardır Dahası Bay A resmi doğum
kayıtlarında her zaman başvurucunun babası olarak geccedilmiştir
İlk ve ikinci derece mahkemeleri zamanaşımı gerekccedilesiyle başvurucunun talebini
reddetmiştir Bilhassa yeni olgu ve delillere dayanan davanın yeniden accedilılması başvurusunun
nihai karar verildikten sonraki 5 yıl iccedilinde mevcut olayda 1977 yılında yapılması gerekiyordu
Temyiz Mahkemesi ayrıca başvurucunun 1970 kararlarından yeni haberdar olduğu iddiasını
ise geccedilmişteki dava suumlrecinde başvurucunun hakları yasal vasisi tarafından teminat altına
alındığı gerekccedilesi ile yersiz bulmuştur
Anayasa Mahkemesi de 2014 yılında başvurucunun bireysel başvurusunu reddetmiştir
182
İhlal İddiaları Bay Boljević Bay Arsquonın biyolojik babası olduğunu
kanıtlayabilmek iccedilin DNA testi yaptırma fırsatından mahrum bırakıldığından hareketle
Soumlzleşmersquonin 8 maddesinin (oumlzel ve aile hayatına saygı hakkı) ihlal edildiğini ileri suumlrmuumlştuumlr
Karar Mahkeme Sırp yargı makamlarının 1970rsquode tamamlanmış
hukuk yargılamasının yenilenme talebini reddetmesinin hukuka uygun olduğunu tespit
etmiştir İlk ve ikinci derece mahkemelerinin muhakemesinde keyfiliğe dair hiccedilbir kanıt
goumlruumllmemektedir
Buna ek olarak ret kararı hukuki guumlvenlik ve başkalarının haklarının korunması meşru
amaccedillarına youmlnelik olarak verilmiştir Oumlzellikle soybağı ile ilgili yargılamalarda konulan
zaman sınırlaması baba olarak goumlruumlnen kişileri eskimiş iddialardan korumak ve mahkemelerin
uzun yıllar oumlncesine dayanan esasa ilişkin tespitler yapması gerektiğinde olası adaletsizliği
oumlnlemeyi amaccedillamaktaydı
Ancak başvurucunun davasıyla ilgili oumlzel koşullar ve şahsi kimliğinin oumlnemli bir
kısmını keşfetmesinin mevzubahis olduğu goumlz oumlnuumlnde bulundurulduğunda Mahkemeye goumlre
hukuki guumlvenliğin sağlanması tek başına başvurucuyu koumlklerini oumlğrenme hakkından mahrum
etmek iccedilin yeterli bir gerekccedile değildir
Nitekim Huumlkuumlmetin de kabul ettiği uumlzere başvurucunun yargılamanın yenilenmesi iccedilin
son başvuru tarihini uzatmasının yasal bir yolu bulunmamaktadır Bu nedenle onun oumlzel
durumu dikkate alınarak ilgili menfaatler arasında herhangi bir denge sağlanamamıştır
Mahkeme oumlzellikle başvurucunun bildiği kadarıyla 20112012rsquode miras davasının
accedilılmasına kadar Bay Arsquonın başvurucunun biyolojik babası olduğunu kaydetmiştir Dahası
Bay A 2014 ve 2019rsquoda ccedilıkarılan doğum sertifikalarında da hala başvurucunun babası olarak
geccedilmektedir
Her haluumlkarda oumllen bir kişinin olayda Bay Arsquonın oumlzel hayatının DNA oumlrneği talebi
sebebiyle koumltuuml youmlnde etkilenemez Ayrıca dava dosyasında merhumun ailesinin DNA testine
nasıl tepki verecekleri yer almamıştır
Mahkemenin taraf devletlere başvurucunun davasında olduğu gibi hassas konularda
tanıdığı takdir marjına bakılmaksızın buumltuumln bu sebeplerden oumltuumlruuml Mahkeme Sırp yetkili
makamlarının başvurucunun Soumlzleşme ile korunan oumlzel hayata saygı hakkını teminat
almadığını tespit etmiştir
183
Dolayısıyla somut olayın tuumlm oumlzellikleri dikkate alındığında Soumlzleşmersquonin 8 maddesi
ihlal edilmiştir
Adil tazmin (Madde 41)
Mahkeme ihlal tespitinin başvurucunun uğradığı herhangi bir manevi zarar iccedilin kendi
başına yeterli adil tazmin olduğuna karar vermiştir
184
Başvuru Adı Association Innocence en Danger ve Association Enfance et
Partage Fransa
Başvuru No 1534315 ve 1680615
Başvuru Tarihi 26032015 ve 07042015
Karar Tarihi 04 Haziran 2020
Karar Linki httphudocechrcoeintengi=001-202716
Konu Okul muumlduumlruuml tarafından bir ccedilocuğa youmlnelik hazırlanan koumltuuml
muamele raporu devletin soruşturma yuumlkuumlmluumlluumlğuumlnuuml etkin hale getirmişken yetkili
makamların gerekli oumlnlemleri almayarak ccedilocuğun oumlluumlmuumlne engel olamamasının Soumlzleşmersquonin
3 maddesini (işkence yasağı) ihlal etmesi
Olaylar Başvurucular Paris merkezli iki Fransız ccedilocuk koruma
derneğidir 2001 doğumlu M başta isminin bilinmesini istemeyen ve bebeğini terk eden annesi
tarafından bir ay sonrasında geri alınmıştır Sonrasında iki ebeveyni ve kardeşleriyle birlikte
yaşamış ve okula ilk kez 6 yaşında Nisan 2007rsquode gitmiştir Ailesi her taşındığında
kaydettirildiği ccedileşitli okullarda pek ccedilok guumln devamsızlık yapmıştır İlk okul doumlnemi olan 2007-
2008 doumlneminden itibaren Mrsquonin oumlğretmenleri ccedilocuğun vuumlcudunda duumlzenli olarak ccedileşitli yara
izleri olduğunu kaydetmiştir
Haziran 2008rsquode okul muumlduumlruuml Le Mans savcılığına ve boumllge konseyi başkanına (yetkili
yerel makam) ldquoccedilocuk koruma raporurdquo goumlndermiştir Taşındıktan sonra Mrsquonin kız kardeşi ve
erkek kardeşlerinin aksine yeni okuluna gelmemesi muumlduumlruuml kaygılandırmıştır Muumlduumlr oumlnceki
okul muumlduumlruumlnuumln kendisini şuumlpheli koumltuuml muamele hakkında bilgilendirmesi ve yine aynı okulun
oumlğretmenlerinin Mrsquonin vuumlcudunda fark edilen yaralardan bahseden okul dosyasını teslim
almasından sonra ccedilocuğun okuldaki yokluğundan endişe duymuştur
Aynı guumln savcılık jandarmadan olayı soruşturmasını istemiştir Temmuz 2008rsquode
sosyal hizmetler son zamanlarda oluşan morarmalarla ilgili savcılığı bilgilendirmesinin
uumlzerine adli tabip goumlrevlendirilmiştir Birkaccedil guumln sonrasında M babasının goumlzuuml oumlnuumlnde
muayene edilmiştir Doktor daha oumlnceden oluşan lezyonları tespit etmiş ve şiddet veya koumltuuml
muamele seccedileneklerini tespit edemediğini belirtmiştir Ertesi hafta M ccedilocuk succedillarını oumlnleme
birimi binasında sorgulanmıştır ve sorgu kayda alınmıştır
185
Eyluumll 2008rsquode goumlrevli kıdemli polis memuru Mrsquonin istismar mağduru olduğunu
goumlsteren herhangi bir kanıt olmadığı sonucuna vardığı bir rapor hazırlamıştır 2008rsquoin ekim
ayının başlarında savcılık succedil iddiasının yetersiz şekilde dile getirilmesi sebebiyle dosyayı
kapatmıştır
Nisan 2009rsquoda o zamanın okul muumlduumlruuml ve okul doktoru Mrsquonin babasının ccedilocuğu ccedilocuk
acil servisine goumltuumlrmesini istemişler ve Ms bir ay hastanede yatmıştır Bu sırada okul muumlduumlruuml
Mrsquonin oumlğrenim yılının başından beri 33 guumln okula gelmediğini ve okula sıklıkla bariz
accedilıklaması olmayan ufak yaralanmalar ile geldiğini belirterek endişelerini boumllge konseyi
başkanına bildirmiştir Haziran 2009rsquoda iki sosyal hizmetler ccedilalışanı farklı tarihlerde ccedilocuğun
evini ziyaret etmiştir Oumlzel olarak endişelenmeyi gerektirecek herhangi bir sebep olmadığını
belirtmişlerdir
Eyluumll 2009rsquoda Mrsquonin babası kızının bir fast-food restoranının otoparkında
kaybolduğunu polise bildirmiştir Ccedilocuğun bulunması iccedilin buumlyuumlk bir arama ekibi
oluşturulmuştur Ertesi guumln baba nihayetinde soruşturmacıları ccedilocuğun cansız bedeninin
bulunduğu noktaya youmlnlendirmiştir Oumlluumlm tahmini olarak 6 Ağustosrsquou 7 Ağustosrsquoa bağlayan
gece gerccedilekleşmiştir
Haziran 2012rsquode ebeveynler Sarthe Ağır Ceza Mahkemesi tarafından oumlluumlme yol accedilan
işkence ve vahşice eylemlerin ebeveyn tarafından kuumlccediluumlğe işlenmesi succedilundan 30 yıl hapis
cezasına ccedilarptırılmıştır İki başvurucu dernek kovuşturma aşamasına muumldahil olmuşlardır ve
ebeveynlerin başvuruculara tazminat olarak sembolik bir miktar Euro oumldemesine karar
verilmiştir
Ekim 2012rsquode başvurucu dernekler oumlzellikle Haziran-Ekim 2008 tarihlerinde
soruşturma ekiplerinin ve savcılığın ihmalkacircr hatalarından dolayı ağır kusurlu oldukları
iddiasıyla adalet sistemindeki hatalı işleyişten oumltuumlruuml devletin hukuki sorumluluğuna gidilmesi
iccedilin dava accedilmışlardır Başvurucuların tuumlm iddiaları reddedilmiştir
İhlal İddiaları Başvurucu dernekler oumlzellikle Soumlzleşmersquonin 2 maddesi
(yaşam hakkı) ile 3 maddesine (işkence yasağı) dayanarak Fransız yetkililerinin Mrsquoyi
ebeveyn istismarından koruyamadıklarından şikayetccedili olmuşlardır
Innocence en Danger Derneği 13 madde (etkili başvuru hakkı) uyarınca devletin
adalet sisteminin hatalı işleyişinden doğan sorumluluğunu uumlstlenmesi iccedilin ağır ihmalin
varlığını iddia etmiştir
186
Karar
Başvurucu derneklerin taraf ehliyeti
Huumlkuumlmet başvurucu derneklerin Mrsquoyi temsilen Mahkeme oumlnuumlnde dava accedilma
ehliyetlerinin olmadığını ileri suumlrmuumlştuumlr
Ancak Mahkeme istisnai koşullar ccedilerccedilevesinde asıl amacı ccedilocukların korunması olan
ve yerel dava suumlrecinde de usuli bir statuumlye sahip bir şekilde aktif rol almış başvurucu
derneklerin Mrsquonin fiili temsilcileri olarak değerlendirilebileceği goumlruumlşuumlndedir
Mahkeme uyuşmazlığın yerel makamların koumltuuml muameleyi fark edip bu eylemlerin
ccedilocuğun nihayetinde oumlluumlmuumlne sebebiyet vermesinden koruyup koruyamayacağı sorusuyla ilgili
olduğunu tespit ederek dava dilekccedilesini yalnızca 3 madde kapsamında incelemeye karar
vermiştir
Madde 3 (İşkence ve insanlık dışı veya aşağılayıcı muamele yasağı)
Mahkeme okul muumlduumlruumlnuumln 19 Haziran 2008 tarihli raporu ile yetkililerin Mrsquonin koumltuuml
muamele ve daha ileri duumlzeyde istismar ile karşı karşıya olabileceği riskinden haberdar
edildiğini kaydetmiştir Rapor devletin olayı araştırma pozitif yuumlkuumlmluumlluumlğuumlnuuml gerekli
kılmıştır
Mahkeme yerel makamların tehlikeyi goumlz ardı etmemek ile aile hayatına saygı duyma
arasında adil denge kurmak gibi hassas bir konuda yaşadığı zorlukların farkındadır Mahkeme
ayrıca raporun ulaştığı guumln savcılığın jandarmaya soruşturma başlatması talimatını verme
konusunda duyarlı olduğunu da kaydetmiştir Dahası ccedilocuğun ifadesinin kayıt altına alınması
ve adli tabip tarafından muayene edilmesi gibi faydalı tedbirler de alınmıştır Ancak Mahkeme
bazı diğer unsurların bu bulguların oumlnemini zayıflattığı goumlruumlşuumlndedir
İlk olarak savcılığın derhal harekete geccedilmesine cevaben durum 13 guumln geccedilene kadar
polise soruşturulması iccedilin bildirilmemiştir İkinci olarak ccedileşitli işaretler ve belirtiler rapor 19
Haziran 2008rsquode goumlnderilir goumlnderilmez yetkililerin ilgisine sunulmuştur Ccedilocuğun
vuumlcudundaki yaralar ortaya ccedilıktığında goumlsterdiği tepkiler ve olayın perde arkasında geccedilenlerle
ilgili bilgi toplamak uumlzere oumlğretmenlerle goumlruumlşmek faydalı olabilirdi Oumlğretmenler ccedilocukları
guumlnluumlk olarak yakından goumlzlemledikleri ve bazen ccedilocuğun guumlvendiği yegane insanlar oldukları
iccedilin ccedilocuk istismarını oumlnlemede oumlnemli rol oynamaktadırlar
187
Oumlzellikle aile pek ccedilok kez taşındığından Mrsquonin aile ccedilevresini accedilıklığa kavuşturmak
iccedilin araştırma yapılması faydalı olabilirdi Soruşturmanın başındaki polis memuru tarafından
anne polis karakolunda değil kendi evinde kısa ve oumlz bir şekilde sorgulanmıştır Dahası Mrsquonin
adli tıp muayenesi esnasında babasının orada olması sebebiyle bu goumlruumlşme hedefle youmlnelik
sorular sormayı iccedileren bir soruşturma bağlamında ccedilocukla gerccedilek bir goumlruumlşme olarak kabul
edilemez
M ile goumlruumlşme sırasında her ne kadar bir şikayette bulunmamış olsa da goumlruumlşme bir
psikolog olmadan gerccedilekleştirilmiştir Boumlyle bir koşul zorunlu olmasa da boumlyle bir uzmanın
varlığı rapor ve adli tıp muayenesinden sonra doğan kaygıları accedilıklığa kovuşturmak iccedilin uygun
olabilirdi
Soruşturmanın takipsizlikle sonuccedillanmasını sorgulamak Mahkemersquoye duumlşmemekte
ancak diğer taraftan yetkililerin takipsizlik kararından sonra olayı tamamen guumlndemden
ccedilıkarmak yerine belirli tedbirleri alması gerekmekte idi Eğer savcılık kendi kararını sosyal
hizmetlere bildirerek sosyal hizmetler tarafından yapılacak bir araştırmanın ya da ccedilocuğun
goumlzetim altına alınmasının gerekliliğini vurgulasaydı soruşturmanın sonlandırılmasından
sonra sosyal hizmetlerin uygun bir eylemde bulunma ihtimalini arttırmış olurdu
Ek olarak olayların geccediltiği doumlnemde ilgili boumllgede bilgilerin merkezileştirilebileceği
bir mekanizma (oumlrneğin ldquoCRIPrdquo bilgi toplama birimi) bulunmamaktadır Buumltuumln bu unsurların
bir araya gelmesi sonucunda ccedilocuğun goumlzlem altında tutulması ve yargı mensupları ile sosyal
hizmetler yetkililerin arasında herhangi bir etkili bilgi alışverişinin gerccedilekleşmesi ihtimalini
azalmıştır
Takipsizlik kararından nihayetinde haberdar olan sosyal hizmetler iddiaya goumlre 27
Nisan 2009 tarihli endişe verici rapordan sonra ev ziyaretleri dahil olmak uumlzere harekete
geccedilmiştir Bununla birlikte raporla aynı tarihlerde Mrsquonin hastanede bir ay yattığı ve bunun
sonucunda ccedilocuk sağlığı biriminin sosyal hizmetlerle iletişime geccediltiği goumlruumllduumlğuumlnde sosyal
hizmetlerin ccedilocuğun durumu konusunda daha tedbirli davranmasının gerektiği ortaya
ccedilıkmaktadır Ancak takipsizlik kararının ardından ccedilocuğun iccedilinde bulunduğu asıl durumu
tespit edebilecek etkin eylemlerde bulunulmamıştır
Buumltuumln bu sebeplerden oumltuumlruuml Mahkeme mevcut sistemin Mrsquoyi kendisinin oumlluumlmuumlne yol
accedilan ailesinin istismarından koruyamadığı sonucuna ulaşmıştır Dolayısıyla Soumlzleşmersquonin 3
maddesi ihlal edilmiştir
188
13 Madde (Etkili başvuru hakkı)
Mahkeme Fransız kanun koyucunun devletin hukuki sorumluluğuna gidilebilmesi
iccedilin adalet sisteminin hatalı işleyişine sebebiyet veren ihmali davranışların ardı ardına
meydana gelmesi gibi ağır ihmalin varlığının ortaya konmasını aramasını mantıklı bulmuştur
Ayrıca bu kuralların sınırlı bir bağlamda uygulanmasının adalet sisteminin karmaşıklığını
dikkate alan ve soruşturma ile yargı guumlccedillerinin sistemli bir şekilde işlemesini teminat altına
almaya ccedilalışan bir yasama tercihine karşılık geldiğini de kabul etmiştir
Mahkeme mevcut davada Innocence en Danger derneğinin polis ve savcılığın
hizmetlerine atfettiği eksikliklerle ilgili şikayetlerini incelettirmek uumlzere adli mahkemelerde
dava accedilma yetkisi olduğunu kaydetmiştir İlgili mahkeme bu şikayetler hakkında karar verme
yetkisine sahiptir ve gerccedilekten de başvurucu derneğin tuumlm iddialarını ve gerekccedilelerini
sunabildiği yargılamada kendisini yalnızca ciddi ihmal eylemleriyle sınırlamaksızın davayı
incelemiştir
Mahkemersquonin goumlruumlşuumlne goumlre başvurucu derneğin iddialarının reddedilmesi kanun
yolunun etkili olup olmadığına karar verilebilmesi iccedilin tek başına yeterli değildir Soumlzleşmersquonin
13 maddesi kapsamındaki etkililik yargılamanın başvurucu lehine sonuccedillanmasına bağlı
değildir Dolayısıyla Soumlzleşmersquonin 3 maddesi ile bağlantılı olarak 13 madde ihlal
edilmemiştir
Madde 41 (Adil tazmin)
Mahkeme Fransarsquonın başvurucu Innocence en Danger Derneğirsquone manevi tazminat
iccedilin 1 Euro tutarında sembolik tazminat ve masraf ve giderler iccedilin 15000 Euro oumldemesine
huumlkmetmiştir Diğer başvurucu derneğin adil tazmin kapsamında herhangi bir talep ve iddiası
bulunmamaktadır
189
Başvuru Adı Draskovic Karadağ
Başvuru No 4059717
Başvuru Tarihi 31052017
Karar Tarihi 09 Haziran 2020
Karar Linki httphudocechrcoeintengi=001-202763
Konu Otoritelerin dul bir kadının kocasının cenazesinin yerini
değiştirme hakkını ihlal etmesi
Olaylar Başvurucunun eşi 1995 yılında Belgradrsquoda vefat etmiştir Eski
Yugoslavyarsquodaki savaş nedeniyle eşinin cenazesi Karadağrsquoda yeğenine ait bir aile arsasına
goumlmuumllmuumlştuumlr Haziran 2014rsquote başvurucu eşinin cesedini Trebinjersquode sahibi olduğu bir mezara
taşımak istemiş fakat yeğeni reddetmiştir Başvurucu Şubat 2015 yılında Herceg Novi ilk
derece mahkemesine bu talebini sunmuş mahkeme tarafından reddedilmiştir Mahkeme eşinin
cenazesi uumlzerine veya goumlmuumllduumlğuuml yerden doğan herhangi bir hakkı olmadığı gibi yasal bir
menfaatinin de bulunmadığına karar vermiştir Daha sonra Nisan 2015rsquote Yuumlksek Mahkeme
ilk derece mahkemesinin kararını onamıştır Haziran 2015rsquote başvurucu Anayasa
Mahkemesirsquone başvurarak yeğeninin rızası olmadan cenazenin mezarını accedilmak veya nakil
etmek iccedilin resmi bir izin alamamasının anayasal haklarına aykırı olduğunu ileri suumlrmuumlştuumlr
Yerel mahkemelerin de başvurucunun talebini reddedip ccediloumlzuumlmuuml davalı tarafın iradesine
bırakmış olmakla başvurucunun adil yargılanma ve aile hayatı hakkının ihlal edildiği iddia
edilmiştir Şubat 2017rsquode Anayasa Mahkemesi başvurucunun itirazını reddetmiştir Ağustos
2019da sıhhi muumlfettişlik başvurucuya sıhhi muumlfettişin mezar accedilma ve nakil izinlerini
vermekle sorumlu olduğunu mektupla bildirmiştir
İhlal İddiaları Başvurucu yerel mahkemelerin esasa ilişkin kararı
vermemesinin Soumlzleşmersquonin 8 maddesinin (aile ve oumlzel hayata saygı hakkı) ve 6 sect 1 (adil
yargılanma hakkı) maddesinin ihlali olduğunu iddia etmiştir
Karar
Madde 8
190
Mahkeme ilk olarak Huumlkuumlmetin başvurucunun etkili iccedil hukuk yollarını tuumlketmediğine
ilişkin itirazını reddetmiştir Oumlzellikle Başvurucunun sıhhi muumlfettişliğe veya belediye cenaze
şirketine kocasının cenazesinin kazılarak nakledilmesi iccedilin hiccedilbir zaman talepte bulunmamıştır
Mahkeme bir mezarlık arsası sahibinin mezar accedilmak iccedilin izin vermeyi reddetmesi
uumlzerine accedilılabilecek davalarda hiccedilbir usul bulunmadığını kaydetmiştir Nitekim sağlık
muumlfettişliği başvurucuya bu tuumlr anlaşmazlıkları ccediloumlzme yetkisi olmadığını bildirmiştir Bu
nedenle soumlz konusu hukuk yolunun varlığı teoride ve pratikte yeterince kesin olmayıp bu
nedenle erişilebilirlik ve etkililikten yoksun olmaktaydı
Mahkeme yeni bir defin yerine nakledilmek uumlzere bir akrabanın mezarının ortaya
ccedilıkarılması talebinin 8 madde kapsamına girip girmediğine dair daha oumlnce accedilık bir tutum
benimsemediğini kaydetmiştir Oumlte yandan Mahkeme Elli Poluhas Doumldsbo İsveccedil davasında
eşinin cenaze kuumlllerinin yeni bir mezar yerine goumltuumlruumllmesine izin verilmemesinin dul eşin oumlzel
hayatına bir muumldahale olduğu varsayımında bulunmuştur
Mahkeme şimdi başvurucunun olayında olduğu gibi yakın bir akrabanın mezar accedilma
ve nakil talebinin aslında ilke olarak oumlzel ve aile hayatı huumlkmuumlnuumln her iki youmlnuuml altında
incelenebileceğini tespit etmiştir Hakkın niteliği ve kapsamı ile devletin yuumlkuumlmluumlluumlklerinin
kapsamı olayın oumlzel koşullarına ve gerccedileklerine bağlıdır
Elli Poluhas Doumldsbonun aksine başvurucunun şikayetinin kilit youmlnuuml mahkemelerin
uumlccediluumlncuuml bir taraf aleyhindeki iddiasına ilişkin esaslı bir inceleme yapmamış olmasıdır
Dolayısıyla başvurucunun olayı Devletler ldquooumlzel ya da aile hayatına saygırdquo hakkını
nasıl guumlvence altına alacaklarını seccedilerken bireyler arasındaki ilişkiler kapsamındaki
goumlrevleriyle ilgili bir miktar takdir yetkisine (ldquotakdir payırdquo) sahip olmaktadırlar Devletin
yuumlkuumlmluumlluumlkleri soumlz konusu olduğunda bireyin ve toplumun birbiriyle ccedilatışan ccedilıkarları arasında
adil bir denge kurulmasına oumlzen goumlsterilmelidir
Bayan Draškovićin davasında tartılması gereken şey mezarların kutsallığını
sağlamada toplumun roluuml ve yeğenin haklarına karşı kocasının kalıntılarını ccedilıkarmak ve
nakletmekle ilgilidir Mahkeme Elli Poluhas Doumldsbo davasında ulusal makamların bu tuumlr
konularda kendilerine tanınan geniş takdir yetkisi dahilinde hareket ettiklerini tespit ettiğini
kaydetmiştir Şoumlyle ki ulusal makamlar ilgili tuumlm koşulları dikkate almış ve yerel mahkeme
kararları iccedilin ilgili ve yeterli gerekccedileler sunmuşlardır
191
Oumlte yandan Bayan Draškovićin olayında mahkemeler mezar accedilma ve kaldırmanın
pratik accedilıdan muumlmkuumln veya kolay olup olmadığını ve herhangi bir halk sağlığı ccedilıkarının soumlz
konusu olup olmadığını değerlendirmekte başarısız olmakla kalmamış aynı zamanda diğer
konuları da accedilıklığa kavuşturmamıştır Oumlrneğin kocanın Karadağda goumlmuumllmek isteyip
istemediği araştırılmamış Bosna Hersekte mi ya da Belgradrsquota mı yaşadığı incelenmemesinin
yanında kendisi ile Bayan Draškovićin Bosna Hersekteki arsayı birlikte goumlmuumllmek iccedilin alıp
almadıkları da dikkate alınmamıştır
Mahkeme ayrıca Devletin herhangi bir menfaat ccedilatışmasını dengelemek iccedilin uygun bir
yasal ccedilerccedileve oluşturup oluşturmadığını ve bu menfaatleri belirleyip uygun şekilde dengeleyip
dengelemediğini incelemiştir
İlk olarak yerel mevzuatın başvurucununki gibi olayları duumlzenlemekte goumlruumlnmediğini
dolayısıyla başvurucunun 8 madde haklarına getirilen kısıtlamaların orantılılığını goumlzden
geccedilirmek iccedilin bir mekanizma sağlamadığını kaydetmiştir Nitekim aile uumlyeleri arasında
mezardan ccedilıkarma veya bir akrabanın son mezar yeri ile ilgili bir anlaşmazlığı ccediloumlzecek
mekanizmalar iccedilin herhangi bir mevzuat oumlngoumlruumllmemiştir
Kazılardan sorumlu idari makam da bu tuumlr anlaşmazlıkları ccediloumlzme yetkisine sahip
değildi Aksine taraflara meseleyi ccediloumlzduumlkten sonra mezar accedilma talebinde bulunma talimatı
verdi Bu tuumlr menfaat ccedilatışmalarının dengeleme beceresinin olmadığı davalarda ccedilekişmeli
yargı yolu başarılı olabilirdi
Ancak hukuk mahkemeleri başvurucunun ldquomuumllkiyetle ilgili statuumlyle ilgili ve
iddiasında başka herhangi bir menfaatirdquo bulunmadığına huumlkmetmiştir
Dolayısıyla yerel mahkemeler Başvurucu iccedilin 8 madde kapsamında herhangi bir
hakkın varlığını tanımamış veya bunları kocasının yeğeninin menfaat ccedilatışmalarında dengeyi
sağlayamamışlardır Mahkeme Soumlzleşmenin bu huumlkmuumlnuumln ihlal edildiği sonucuna varmıştır
Diğer maddeler iccedilin Mahkeme inceleme gerekliliğinin olmadığına karar vermiştir
192
Başvuru Adı Erlich ve Kastro Romanya
Başvuru No 2373516 ve 2374016
Başvuru Tarihi 20042016
Karar Tarihi 09 Haziran 2020
Karar Linki httphudocechrcoeintengi=001-203114
Konu Romanya Cezaevindeki iki Yahudi mahpusun koşer yemekleri
ihtiyaccedillarının karşılanması iccedilin ulusal makamların yeterli imkanı sağladığı gerekccedilesiyle
Soumlzleşmersquonin 9 maddesinin ihlal edilmediği
Olaylar Rahova Cezaevirsquonde mahpus olan iki İsrail vatandaşı
tutuklulukları suumlrecinde meydana gelen olaylar uumlzerine şikayette bulunmuşlardır Her iki
Başvurucu da belirtilmemiş tarihlerde Rahova Cezaevirsquonde dini gerekliliklerine uygun olarak
koşer yemeklerinin bulunmadığından şikayet etmiştir Temmuz 2015rsquote hapis cezalarının
denetiminden sorumlu yargıccedil başvurucuların şikayetlerini reddetmiştir Kararın gerekccedilesine
goumlre başvurucular kendi ailelerinden gelen gıda maddelerini alabilir veya cezaevi
duumlkkanından koşer uumlruumlnlerini satın alabilirlerdi fakat bunu yapmak istememişlerdir
Başvurucular ise bu karara itiraz etmişlerdir Ekim 2015te Buumlkreş İlk Derece Mahkemesi
Rahova Cezaevirsquonin koşer yemek hazırlamak iccedilin gerekli tesislerden yoksun olduğunu ve bu
tuumlr yemeklerin dışarıdan bir tedarikccediliden satın alınmasının gerektiğini ve bu tedarik iccedilin belirli
bir buumltccedile ve satın alma proseduumlruuml gerektiğini belirterek itirazları kabul etmiştir Mahkeme bu
tuumlr yeni tedbirlerin uygulanmasının zaman alacağını oumlngoumlrerek Rahova Cezaevirsquonin
Başvurucular iccedilin kişisel ihtiyaccedillarını karşılamaya yetecek miktarda ve bir oumldeme karşılığında
guumlnluumlk koşer yemek almalarına izin vermesine huumlkmetmiştir Mahkeme ayrıca Cezaevinin
diğer mahpuslarla aynı koşullarda yemek dağıtımını sağlamasını ve tedarik edemeyecekleri
guumlnlerde yemeklerin depolanmasının kolaylaştırılması gerektiğine işaret etmiştir Yemeklerin
maliyeti ile ilgili olarak mahkeme başvurucuların bu tuumlr konularda yetkili olan olağan hukuk
mahkemelerine başvurarak mahkumlara uygulanan yemek yeme kurallarında belirtilen sınırlar
dahilinde tazminat talep edebileceklerini belirtmiştir Dava dosyasından başvurucuların hukuk
mahkemelerinden tazminat talep etmedikleri anlaşılmaktadır
193
İhlal İddiaları Başvurucu yerel mahkemelerin esasa ilişkin kararı
vermemesinin Soumlzleşmersquonin 8 maddesinin (aile ve oumlzel hayata saygı hakkı) ve 6 sect 1 (adil
yargılanma hakkı) maddesinin ihlali olduğunu iddia etmiştir
Karar
Madde 9
Mahkeme Romanya devletinin din oumlzguumlrluumlğuuml hakkını hem Anayasa hem de mevzuatta
accedilıkccedila koruduğunu ve resmi olarak tanınan inanccedillar arasında Yahudi dininin olduğunu
goumlzlemlemiştir Ayrıca bir mevzuatın (2542013 sayılı Kanun ve uygulama youmlnetmelikleri)
cezaevinde din oumlzguumlrluumlğuuml hakkının kullanılması konusunda yeterince oumlngoumlruumllebilir ve ayrıntılı
bir genel kural ccedilerccedilevesi oluşturduğunu kaydetmiştir
Mahkeme ayrıca belirli bir dinin cezaevinde pratikte uygulanmasına ilişkin ayrıntılı
yerel durumlara ve ihtiyaccedillara goumlre en iyi şekilde ifade edilebilecek duumlzenlemeler oluşturmanın
devlet makamlarının takdir yetkisi dahilinde olduğunu değerlendirmiştir Bu bağlamda
başvuruculara goumlre soumlz konusu tarihte Romanya cezaevlerinde Yahudi inancına sahip yalnızca
sekiz kişinin tutuklandığı kaydedilmiştir
Buumlkreş İlk Derece Mahkemesi başvurucuların oumlzel ihtiyaccedillarına goumlre oumlzelleştirilmiş bir
ccediloumlzuumlmden yana olmuştur Boumlylelikle Yahudi inancına sahip tutuklular iccedilin belirli bir yasal
ccedilerccedilevenin eksikliğini telafi edilmiş ve hemen uygulanabilecek bir ccediloumlzuumlm sağlanmıştır
Mahkeme Rahova Cezaevi yetkililerinin bunu hemen uygulayabilme avantajına sahip olan
pratik bir ccediloumlzuumlmuuml benimsediği suumlrece boumlyle bir yaklaşım yetki ikamesi ilkesine uygun
olmaktadır Bu yetkililer koşer yemeklerini pişirmek iccedilin ayrı bir mutfak tesis etmişlerdir bu
mutfağın hazırlanması suumlreccedil sırasında danışılan ve başvuruculara oumlzel yiyecekler sağlayan bir
Yahudi dini vakıf tarafından da onaylanmıştır
İlk Derece Mahkemesi ayrıca başvurucuların uygulanabilen kurallara istisna olarak
yerinde pişirilebilen ve hazırlanabilen uumlruumlnleri temin etmelerine izin vermiştir Mahkeme
başvurucuların bu uumlruumlnleri kendi imkanlarıyla edindiklerini dikkate almıştır Bir mahpusun
kendi imkacircnlarıyla dininin huumlkuumlmlerine uygun yiyecekleri almasına izin veren bir
duumlzenlemenin kişiye objektif olarak kabul edilemez bir mali yuumlk getirmemesi gerektiğini
belirtmiştir
194
Bu bağlamda Mahkeme İlk Derece Mahkemesinin başvuruculara yaptıkları her tuumlrluuml
yargılama masrafının geri oumldenmesi iccedilin başvurabilecekleri konusunda bilgi verdiğini
kaydetmiştir Ancak ne yetkili mahkemelere başvurmuşlar ne de bu tuumlr bir dava accedilmaktan
kendilerini alıkoyan nesnel gerekccedileler olduğunu Mahkemersquode iddia etmişlerdir Ayrıca
cezaevi yetkililerine kendi imkanlarıyla temin ettikleri ve taleplerinin reddedildiği yiyecek
masraflarının geri oumldenmesi iccedilin oumlzel ayrıntılı bir talep sunduklarını hiccedilbir aşamada iddia
etmemişlerdir Mahkeme yetki ikamesi ilkesine saygı goumlsterme konusunda her zaman dikkatli
olmuştur ve bu nedenle Mahkemersquonin yerel makamların ilgili bir kararı olmadan koşer gıda
temin etmek iccedilin başvurucular tarafından fiilen harcanan miktar hakkında tahminde bulunma
olanağı olmamıştır
Tuumlm bu etkenlerin ışığında ve davalı Devletin bu alanda sahip olduğu takdir yetkisini
goumlz oumlnuumlnde bulundurarak Mahkeme mevcut davada yerel makamların Soumlzleşmenin 9 maddesi
kapsamındaki pozitif yuumlkuumlmluumlluumlklerini makul oumllccediluumlde yerine getirdiklerine karar vermiştir Bu
nedenle Soumlzleşmenin 9 maddesi ihlal edilmemiştir
195
TEMMUZ 2020
Başvuru Adı Chong CoronadoAndorra
Başvuru No 3736815
Başvuru Tarihi 29072015
Karar Tarihi 23 Temmuz 2020
Karar Linki Chong Coronado v Andorra
Konu
Başvurucunun gıyabında mahkum edilmesi ve yeniden yargılama başvurusunda
bulunamamasının mahkeme kararlarının uygulanması ve mahkemeye erişim hakkı arasında
adil bir denge kurulmuş olduğu gerekccedilesiyle Soumlzleşmersquonin 6 maddesini ihlal etmediği
Olaylar
Başvurucu Ernesto Emilio Chong Coronado 1978 doğumlu Panama vatandaşıdır
Panamada yaşamaktadır
2014 yılının Nisan ayında Tribunal de Corts başvurucuyu organize bir succedil oumlrguumltuumlnuumln
parccedilası olarak kara para aklamaktan gıyaben mahkum ederek beş yıl hapis (bunlar askıya
alınmıştır) ve 600000 Euro para cezasına ccedilarptırmıştır Mahkeme ayrıca başvurucunun
Andorrarsquodan sınır dışı edilmesine ve uumllkeye yeniden girişinin 20 yıl suumlreyle yasaklanmasına
karar vermiştir
Başvurucunun temyiz talebi Yuumlksek Adalet Mahkemesi tarafından bu aşamada
başvuruyu değerlendirme yetkisi bulunmadığı gerekccedilesiyle reddedilmiştir Başvurucu ilk
derece mahkemesinde gıyaben mahkum edildiğinden Yuumlksek Adalet Mahkemesi ilk olarak
kendisini mahkum eden Tribunal de Cortsa yeniden yargılama başvurusu yapması gerektiğine
karar vermiştir Başvurucu daha sonra Tribunal de Corts huzuruna şahsen ccedilıkması halinde
oumlzguumlrluumlğuumlnden derhal mahrum kalma riskiyle karşı karşıya kalacağını iddia ederek bu kararın
kaldırılması iccedilin başvurmuştur Bu başvuru reddedilmiştir
Son olarak başvurucu Anayasa Mahkemesirsquone bireysel başvuruda bulunarak temel
haklarının ihlal edildiğinden şikayetccedili olmuştur Ocak 2015te Anayasa Mahkemesi Yuumlksek
196
Adalet Mahkemesirsquonin daha oumlnce yeniden yargılama başvurusu yapılmadığı gerekccedilesiyle
temyizi kabul edilemez ilan ederek kanunu doğru uyguladığını tespit etmiş ve başvuruyu
reddetmiştir Mahkeme ayrıca başvurucunun Tribunal de Corts huzuruna ccedilıkması durumunda
oumlzguumlrluumlğuumlnden mahrum bırakılma riskinin yalnızca potansiyel bir risk olduğuna karar
vermiştir
İhlal İddiaları
Başvurucu Soumlzleşmenin 6 Maddesirsquone (Adil Yargılanma Hakkı) dayanarak
mahkemeye erişim hakkının ihlal edildiğini ileri suumlrmuumlştuumlr ve mahkumiyetine itiraz etmek iccedilin
ilk olarak kendisinin aynı mahkemeye şahsen ccedilıkmak zorunda olduğunu belirtmiştir Bu
nedenle kendisini savunma hakkının ve temyiz hakkının Tribunal de Corts huzuruna ccedilıkmış
olsaydı oumlzguumlrluumlğuumlnden mahrum kalacağı oumllccediluumlde ihlal edildiğini ileri suumlrmuumlştuumlr Ona goumlre
yerel mahkemenin şahsen ccedilıkmasını talep etmemesi veya goumlzaltına alınmayacağına dair garanti
vermesi gerekirdi
Karar
Madde 6 (Adil Yargılanma Hakkı Mahkemeye Erişim Hakkı)
Andorra mevzuatı ilk derece mahkemesinde gıyaben huumlkuumlm giymiş herhangi bir
kişiye aynı mahkeme tarafından hem fiilen hem de hukuken kişinin savunmasını duyduktan
sonra davanın esasına ilişkin yeni bir karar verme imkanı sağlamıştır Bu yol gıyaben huumlkuumlm
giymiş şahıs ortaya ccedilıkma ve savunma yapma hakkından feragat etmiş veya isteyerek kaccedilmış
olsa bile accedilıktır İlgili kişinin mahkeme huzuruna ccedilıkması boumlyle bir yeniden yargılama iccedilin tek
şarttır Recurs daudiegravencia (ldquodinlenilme talebirdquo) olarak bilinen başvuruyu yaptıktan sonra esasa
ilişkin yeni bir inceleme yaptırmak iccedilin kişinin yetkili yargı organı (Tribunal de Corts)
huzuruna ccedilıkması veya Andorrada kalması gerekiyordu
Mahkeme gıyaben mahkum edilen bir kişiye getirilen şahsen ortaya ccedilıkma
yuumlkuumlmluumlluumlğuumlnuumln adil yargılanma hakkı accedilısından orantısız bir yuumlk oluşturup oluşturmadığını
belirlemesi gerektiği goumlruumlşuumlndedir
Başvurucu oumlzguumlrluumlğuuml risk altında olduğu iccedilin Andorraya seyahat etmediğini iddia
etmesine rağmen Mahkeme Devletrsquoin sanıkların duruşmalarında fiziksel olarak bulunmalarını
197
sağlamadaki ccedilıkarının bu olayda tutuklanma korkularından daha ağır basabileceğini tespit
etmiştir
Ayrıca bir recurs daudiegravencia bağlamında mahkum mahkeme dava hakkında karar
verene kadar herhangi bir goumlzaltı tedbirinin yuumlruumltuumllmesinin durdurulmasını talep etme hakkına
sahiptir Bu tuumlr talepler birccedilok durumda ulusal makamlar tarafından kabul edilmiştir (yaklaşık
80 oranında) Bu uygulama başvurucunun gıyaben mahkumiyetini takiben hem gerccedilekte
hem de hukuken yeniden incelenmesi iccedilin başvurucunun muhakkak goumlzaltına alınacağını
goumlstermemektedir Ancak gıyaben mahkumiyetin bir kenara bırakılması ve davanın tamamen
yeniden incelenmesi iccedilin huumlkuumlmluumlnuumln bizzat ccedilıkması gerekmektedir Ayrıca huumlkuumlmluuml kişinin
oumlzguumlrluumlğuumlnden mahrum bırakılmasına youmlnelik ancak mahkeme (Tribunal de Corts) tarafından
alınabilen bir karar Yuumlksek Adalet Mahkemesi oumlnuumlnde temyiz edilebilir
Ayrıca soruşturma yargıcı başvurucunun ceza yargılamasının başlangıcında kaccediltıktan
sonra tutuklanmasına karar vermiştir Başvurucu temyiz edilebilir olmasına rağmen bu karara
itiraz etmemiştir
Başvurucu ulusal yargı makamları huzuruna ccedilıkmayı sistematik olarak reddetmiştir Bu
nedenle adalet sisteminden kendi isteğiyle kaccedilmıştır Andorralı bir soruşturma yargıcı
tarafından verilen uluslararası talep mektubunun ardından Panamalı bir yargıccedil huzurunda ifade
vermeyi dahi reddetmiştir Mahkemersquoye goumlre bu durumu kendisi aleyhindeki ceza
yargılamasında mahkemelerle tam iş birliği yapma iddiasıyla bağdaştırmak zordur Kendisine
karşı uluslararası yakalama emri ccedilıkarılmadığı goumlz oumlnuumlne alındığında (Andorra ile Panama
arasında uluslararası iade anlaşması yoktur) Mahkeme başvurucunun Panama adli
makamlarının huzuruna ccedilıkmaması iccedilin herhangi bir zorlayıcı sebep goumlremedi
Mahkeme başvurucunun Andora mahkemelerinde tabiri caizse goumlruumlnme veya işbirliği
yapma niyetinde olmadığı ve sonuccedil olarak adalet sisteminden kaccediltığı goumlruumlşuumlne varmıştır Bu
nedenle davranışı goumlz oumlnuumlne alındığında kendisi iccedilin yasal sonuccedilları oumlzellikle de ilk
duruşmada kasıtlı yokluğu nedeniyle davasının yeniden goumlruumllmesi iccedilin Andoraya seyahat etme
yuumlkuumlmluumlluumlğuumlnuuml tıpkı basiretli bir insan gibi makul bir şekilde oumlngoumlrebilirdi
Ayrıca başvurucu temyiz iccedilin hukuki hususları değil yalnızca maddi koşullar ve
delillerin ilk derece mahkemesi tarafından değerlendirilmesiyle ilgili bir savunma sunmayı
amaccedillamıştır Doğrudanlık ilkesiyle guumlccedilluuml bir şekilde bağlantılı olan bu tuumlr bir savunma temyiz
edenin fiziksel varlığı olmaksızın buumlyuumlk ihtimalle boşuna olacaktır
198
Son olarak Mahkemersquoye goumlre başvurucu ilk derece mahkemesi kararını tebliğ almak
iccedilin hala şahsen Andorraya seyahat etmediğinden davanın yeniden incelenmesi hacirclacirc
muumlmkuumlnduuml
Sonuccedil olarak ve bu tuumlr konularda ulusal makamlara tanınan takdir yetkisini goumlz oumlnuumlnde
bulundurarak Mahkeme başvurucunun mahkeme huzuruna ccedilıkma yuumlkuumlmluumlluumlğuumlnuumln recurs
daudiegravencia ile bağlantılı olarak yargı kararların uygulanmasını sağlamaya youmlnelik meşru amaccedil
ile mahkemeye erişim hakkı arasındaki adil dengeyi bozabilecek orantısız bir yuumlk olmadığına
karar vermiştir Boumlyle bir sistem soumlz konusu menfaatler arasında adil bir denge kurmaya
ccedilalışmakta olup adaletten yoksun olarak değerlendirilmesi de muumlmkuumln değildir
Bu nedenle Soumlzleşmenin 6 maddesi ihlal edilmemiştir
199
Başvuru Adı Veljkovic-Jukicİsviccedilre
Başvuru No 5953414
Başvuru Tarihi 26 Ağustos 2014
Karar Tarihi 21 Temmuz 2020
Karar Linki httphudocechrcoeintengi=001-203805
Konu İsviccedilrersquode on doumlrt yaşından beri yaşayan Sırbistan vatandaşının
uyuşturucu ticareti succedilu sebebiyle oturma izninin iptal edilmesinin ve İsviccedilrersquoden sınırdışı
edilme ihtimalinin Soumlzleşme madde 8 (oumlzel ve aile hayatına saygı) ihlali olmaması (oyccedilokluğu)
Olaylar Başvurucu Renata Veljkovic-Jukic 1980 doğumlu bir Sırbistan
vatandaşıdır Sırbistan vatandaşı kocası ve uumlccedil ccedilocuğu (2007 2008 ve 2012 doğumlu) ile
Gerlafingen İsviccedilrersquode yaşamaktadır İsviccedilrersquode oturma izni Veljkovic-Jukicrsquoe 14 yaşındayken
(1995) kocasına ise 8 yaşındayken (1991) verilmiştir
Haziran 2012rsquode Zuumlrih Kantonu Yuumlksek Mahkemesi istinaf aşamasında uyuşturucu
ile ilgili kanunları ihlalden ve ehliyetsiz araccedil kullanmaktan başvurucu aleyhine 30 ayı
ertelenmiş olmak uumlzere 3 yıl hapis cezasına huumlkmetmiştir Oumlzellikle Nisan 2010rsquoda 6000
İsviccedilre Frangı kendisi iccedilin olmak uumlzere toplamda 126000 İsviccedilre Frangı değerinde yaklaşık 1
kg eroin ve 56 kg kokain ticareti yapmaktan ve kokain kullandıktan sonra araccedil kullanmaktan
dolayı succedillu bulunmuştur Cezasını yarı accedilık cezaevinde ccedilekmiş ve Temmuz 2013rsquote serbest
bırakılmıştır
Eyluumll 2013rsquote Solothurn Kantonu Goumlccedilmen Buumlrosu başvurucunun succediluna ve uzun
doumlnem hapis cezasına dayanarak daimi oturma iznini iptal etmiş ve İsviccedilrersquoden ccedilıkmasını
emretmiştir Başvurucu buna itiraz etmiş ancak talebi ilk derece mahkemesinde ve istinafta
reddedilmiştir Federal Yuumlksek Mahkeme oumlzellikle sınır dışı konusunda başvurucunun kişisel
menfaatindense kamu guumlvenliğini oumlncelemiş ve bu yaklaşımın başvurucu gibi 15 yıldan
fazladır hukuka uygun olarak devamlı İsviccedilrersquode ikamet eden kişiler iccedilin de geccedilerli olduğunu
belirtmiştir Mahkeme ayrıca başvurucunun Bosna Hersekrsquoe (14 yaşına kadar burada
yaşamıştır) Sırbistanrsquoa ya da Hırvatistanrsquoa doumlnmesinin herhangi bir sebeple
olanıksızlaşmadığına karar vermiştir Mahkeme daha sonra kocanın veya ccedilocukların
başvurucuyu takip edebilecekleri ya da eğer aile İsviccedilrersquode kalacaksa iletişimin ziyaretlerle ve
200
ccedileşitli uygun iletişim araccedillarıyla suumlrduumlruumllebileceğini dikkate almıştır Ayrıca Mahkeme
başvurucunun yeni bir oturma izni başvurusunda bulunma imkanına da dikkat ccedilekmiştir
Ağustos 2014rsquote Solothurn Kantonu Goumlccedilmen Buumlrosu 31 Ağustos 2014-30 Ağustos
2021 suumlresince İsviccedilrersquoye giriş yasağı koyarak başvurucuya sınır dışı emri vermiştir Bununla
birlikte başvurucuya karşı sınır dışı emri AİHM oumlnuumlndeki suumlreccedil tamamlanana kadar
uygulanmamıştır
İhlal İddiaları Başvurucu Madde 8rsquoe (oumlzel ve aile hayatına saygı) dayanarak
aldığı ceza sebebiyle daimi oturma izninin iptal edilmesini şikayet etmiştir
Karar Madde 8 (oumlzel ve aile hayatına saygı hakkı)
Mahkeme başvurucunun daimi oturma izninin iptali ve İsviccedilrersquoyi terk etmesine youmlnelik
emrin oumlzellikle uzun suumlredir İsviccedilrersquode ikamet ettiği ve ailesiyle birlikte burada yaşadığı
hesaba katıldığında başvurucunun ldquooumlzelrdquo ve ldquoailerdquo hayatına muumldahale anlamına geldiği
kanaatindedir Bu muumldahale Federal Yabancılar Kanunu ile ilişkili ve meşru bir amaccedil
doğrultusundadır kamu duumlzeninin korunması veya succedilun oumlnlenmesi Bu tedbirin demokratik
toplumda gerekli olup olmadığı konusunda Mahkeme aşağıdakileri kaydetmiştir
Bu tedbir başvurucunun uyuşturucu ticareti sebebiyle ceza almasını takiben
uygulamaya konmuştur Mahkeme incelemesinde mahkumiyetin ağır olduğunu belirtmiştir
uyuşturucunun insanların hayatları uumlzerindeki yıkıcı etkisini goumlz oumlnuumlnde bulundurduğunda
Mahkeme yetkililerin bu belanın yayılmasına aktif olarak katkı sağlayanlara neden sertlik
goumlsterdiğini her zaman anlamaktadır
Federal Yuumlksek Mahkeme kararının alındığı tarihte başvurucu 19 yıldır İsviccedilrersquode
ikamet etmektedir ve serbest bırakıldıktan sonraki tutumu hatasızdır Bu olumlu gelişme
oumlzellikle cezasının bir kısmını ccedilektikten sonra şartlı tahliye edilmesi soumlz konusu menfaatlerin
tartılmasında dikkate alınabilir
Menşe uumllkesi ile olan bağları dikkate alındığında başvurucunun genccedilliğinin bir kısmını
Bosna Hersekrsquote geccedilirdiği ve annesinin hala orada yaşadığı goumlruumllmektedir 1991rsquoden beri
İsviccedilrersquode yerleşik olan kocası Sırbistan vatandaşıdır Boumlylelikle ailenin entegrasyonu iccedilin
Bosna Hersek Hırvatistan veya Sırbistan zor olmasına rağmen imkansız goumlruumlnmeyen olası
hedef uumllkelerdir Ccedilocuklar (7 11 ve 13) hala yeni bir ccedilevreye adapte olabilecekleri yaştadırlar
201
Yerel yetkililer olguların incelemesini elverişli ve inandırıcı bir şekilde gerccedilekleştirmiş
ve başvurucunun kişisel ccedilıkarları ile genel kamu yararını dengelemeye ccedilalışarak uygun
goumlzlemlerde bulunmuştur Federal Yuumlksek Mahkeme kuşkusuz başvurucu tarafından işlenen
uyuşturucu ticareti succedilunun ciddiyetini belirtmiş fakat buna ek olarak Uumlner kararında konulan
kriterleri de dikkate almıştır Oumlzellikle başvurucunun kişisel durumunu onun İsviccedilre hayatına
uyumunun kapsamını ve menşe uumllkesine doumlnduumlğuumlnde onun ve ailesinin karşılaşacağı
potansiyel zorlukları Boumlylelikle Federal Yuumlksek Mahkeme başvurucunun 18 yıl İsviccedilrersquode
yaşadıktan sonra burayı terk etmesinin sert bir tedbir olduğunu kabullenmiştir bununla birlikte
tuumlm ccedilocukluğunu ve genccedilliğinin bir kısmını Bosna Hersekrsquote geccedilirdikten sonra İsviccedilrersquoye 15
yaşında gelmesi ve genccedil yaşı arasında az bir fark vardır Bu sebeple Bosna Hersekrsquoe
Hırvatistanrsquoa ya da Sırbistanrsquoa doumlnmesi oumlnuumlnde engel yoktur Federal Yuumlksek Mahkeme
ccedilocukların durumunu da incelemiş ve anneden ayrılmanın aile yaşamına ciddi muumldahale
anlamına geleceğini tespit etmiştir Buna karşılık Sırbistan vatandaşı olan kocanın
başvurucuya menşe uumllkesine doumlnerken eşlik edebileceğini ccedilocukların uyum sağlamada sorun
yaşamayacağını ccediluumlnkuuml yaşlarının bunun iccedilin yeterince kuumlccediluumlk olduğunu belirtmiştir
Boumlylelikle Mahkeme ulusal makamların oumlzellikle de Federal Yuumlksek Mahkemenin
olguları yeterli incelemesi uygun goumlruumlşler sunması ve menfaatleri tartması konusunda tatmin
olmuştur Ayrıca başvurucunun İsviccedilre topraklarına girişi yedi yıl suumlreyle yasaklandığı (30
Ağustos 2021rsquoe kadar) ve Federal Yabancılar Kanununun başvurucuya bu emrin
uygulanmasının geccedilici olarak ertelenmesini talep etme imkanı sağladığı boumlylece ailesini
İsviccedilrersquode ziyaret edebildiği kaydedilmiştir
Sonuccedil olarak oumlzellikle başvurucunun uyuşturucuya ilişkin succediltan mahkumiyetinin
ciddiyeti ve başvurucu ile ailesinin Federal Yuumlksek Mahkeme tarafından oumlnerilen uumllkelere
uyum sağlarken buumlyuumlk zorluklarla karşılaşmayacakları dikkate alındığında Mahkeme
İsviccedilrersquonin takdir yetkisini aşmadığına karar vermiştir
Soumlzleşme madde 8 ihlali bulunmamaktadır
Bununla birlikte Mahkeme yerel makamların tedbirleri uygulayıp uygulamamaya
karar vermeden oumlnce başvurucunun durumunu Federal Yuumlksek Mahkemenin kararından
itibaren oumlzellikle başvurucunun yargılamalar sırasındaki tutumunu ve yeni bir ikamet iznine
başvurma imkanını goumlz oumlnuumlnde bulundurarak yeni gelişmeler ışığında tekrar değerlendirmesini
arzu etmektedir
202
Karşı Oy Yargıccedil Felici ve Yargıccedil Guerra Martins ortak bir karşı oy yazısı
yayınlamıştır Buna goumlre 2 nokta yargıccedilları ayrık duumlşuumlnmeye itmiştir
1- Yerel mahkemede Uumlner kriterlerine goumlre olayların somut olarak ele alınması hem
fazla şekilcidir hem de ilk kritere fazla odaklanmıştır (başvurucu tarafından işlenen succedilun
ağırlığı ve doğası)
2- Kararın 61paragrafının sonunda obiter dictum (yeri gelmişken) olarak Mahkeme
ulusal makamları 2014 tarihli Federal Mahkeme kararından sonra gerccedilekleşen gelişmeler
ışığında durumu yeniden değerlendirmeye davet etmiştir Bu durum Yargıccedillara goumlre
başvurucunun aile yaşamının korunmasını guumlvence altına almamakta ayrıca ulusal
makamların buna saygı duyacağına ilişkin Mahkemenin de bir garantisi yoktur
203
Başvuru Adı KAİsviccedilre
Başvuru No 6213015
Başvuru Tarihi 14122015
Karar Tarihi 07072020
Karar Linki httphudocechrcoeintfrei=001-203487
Konu Başvurucunun oturma izni suumlresini uzatma talebinin
reddedilmesi ve uyuşturucu ile ilgili bir succediltan dolayı ceza almasını takiben İsviccedilrersquoye giriş ve
ccedilıkışlarının geccedilici suumlre yasaklanması ile karısı ve ccedilocuğunun yaşadığı İsviccedilrersquoden sınırdışı
edilmesinin işlediği succedillar ve ailesiyle olan bağlarının zayıflığı nedeniyle Soumlzleşme md8rsquoi
(oumlzel ve aile hayatına saygı hakkı) ihlal etmediği (oybirliği)
Olaylar Başvurucu KA 1976 doğumlu bir Kosova vatandaşıdır bundan
oumlnce Luumltzelfluumlhrsquote (İsviccedilre) yaşamaktadır
KA İsviccedilrersquoye taşınmadan ve Eyluumll 1996rsquoda sığınma başvurusunda bulunmadan oumlnce
Kosovarsquoda yaşamış ve eğitim almıştır Sığınma talebi 20 Aralık 1996rsquoda reddedilmiştir
Yasadışı ikametini takiben 30 Nisan 1999rsquoda İsviccedilrersquode ikamet izni olan bir Bangladeş
vatandaşı ile evlenmiştir Bu evlilik sayesinde KA aile birleşimi yoluyla oturma izni almıştır
2002rsquode ccediliftin bir oğlu olmuştur Ccedilocuk 2010rsquodan beri koruyucu aile bakımındadır
19 Kasım 2010rsquoda KA Tehlikeli Uyuşturucu Federal Yasasını ağır ihlalden succedillu
bulunmuş altı ayı hemen yirmi ayı iki yıl ertelemeli olmak uumlzere yirmi altı ay hapis cezasına
ccedilarptırılmıştır Ayrıca aleyhine 1999-2012 arasında on sekiz ayrı ceza kararı verilmiş oumlzel
hukuk borccedilları oluşmuştur
6 Ekim 2008rsquode KA oturma izninin uzatılması iccedilin başvurmuştur Halihazırda iznin
suumlresi dolduğu iccedilin kanton idaresi bu başvuruyu yeni bir ikamet talebi olarak ele almış 31 Ekim
2012rsquode de reddetmiştir Bu sebeple KA aleyhine sınırdışı emri verilmiştir
22 Haziran 2015rsquote Federal Yuumlksek Mahkemesi KArsquonın Soumlzleşme madde 8rsquoin dikkate
alınmasını isteyen dava talebini reddetmiştir Başvurucunun ikisi de hasta olan karısı ve
oğlundan oluşan ailenin işlerini yuumlruumlten kişi ve bu sebeple ccedilok oumlnemli olduğunun ayırdında
204
olarak KArsquonın onlara gerekli bakımı sağlayan kişi olmadığını kaydetmiştir Uzun hapis cezası
oturma izni alma hakkını kaybettiği anlamına gelmiştir
22 Haziran 2015rsquote kanton idaresi 31 Aralık 2012rsquodeki karar ve buna itirazların
reddedilmesi sonucu KArsquoyı İsviccedilrersquoyi 22 Temmuz 2015rsquoe kadar terk etmesi gerektiği
konusunda bilgilendirmiştir
8 Temmuz 2015rsquote KArsquonın İsviccedilrersquoye girişi yedi yıl suumlreyle yasaklanmıştır Kararın
sebebi işlediği succedilların sonucu olarak oluşturduğu tehdittir
29 Temmuz 2015rsquote başvurucu İsviccedilrersquoye giriş yasağına karşı Federal İdare
Mahkemesine itirazda bulunmuştur
13 Ekim 2015rsquote Federal İdare Mahkemesi bu itirazı nihai olarak reddetmiştir
İhlal İddiaları Başvurucu mahkumiyetini takiben sınırdışı kararı verilmesinin ve
İsviccedilrersquoye giriş yasağı konulmasının Soumlzleşme madde 8 (oumlzel ve aile hayatına saygı) oumlzel
hayata ve aile hayatına saygı hakkını ihlal ettiğini ileri suumlrmuumlştuumlr
Karar
Madde 8
Mahkeme başvurucunun İsviccedilrersquoden sınırdışı edildiğini ve adı belirtilmeyen bir
uumllkedeki erkek kardeşinin yanına gittiğini kaydetmiştir Karısı ve oğlundan ayrılması sebebiyle
aile hayatına saygı hakkına bir muumldahalede bulunulmuştur
Mahkeme başvurucuya uygulanan sınırdışı kararının ve ulusal sınırlara giriş yasağının
Yabancıların Entegrasyonu Kanunursquondaki ilgili huumlkuumlmlere dayandırıldığını kaydetmiştir
Oumlzellikle ldquokamu duumlzeninin bozulmasını oumlnlemerdquo ve ldquosuccedilu oumlnlemerdquo gibi meşru amaccedillar iccedilin
yapılan bu muumldahalenin Soumlzleşmeye tamamen uygun olduğu konusunda Mahkemenin şuumlphesi
bulunmamaktadır
22 Haziran 2015rsquoteki Federal Yuumlksek Mahkeme kararı esnasında başvurucu İsviccedilrersquode
yaklaşık on dokuz yıldır ikamet etmekte ve on altı yıldır evli bulunmaktadır Bununla birlikte
başvurucu iş yaşamına uyum sağlayamamıştır Ayrıca sadece kesintili olarak karısıyla birlikte
yaşamakta 2010rsquoda koruyucu aileye verildiğinden beri ise oğluyla hiccedil yaşamamaktadır
205
Mahkeme başvurucunun şizofreni hastası olan karısı ve otizmli oğlu iccedilin yanlarında
bulunmasının oumlnemli olduğunun ve aile işlerini yuumlruumlttuumlğuumlnuumln farkındadır Buna karşılık KA
onların guumlnluumlk bakımına katkıda bulunmamış ve mahpus olduğu suumlre boyunca hiccedil kuşkusuz
onlarla seyrek olarak iletişime geccedilmiştir Bununla birlikte başvurucunun oğluyla ilişkisini
modern iletişim yollarıyla ya da İsviccedilre ziyaretleriyle suumlrduumlrebilmesi muumlmkuumlnduumlr
Mahkeme ulusal makamların oumlzellikle Federal Yuumlksek Mahkemenin menfaatler
dengesini goumlzeterek ilgili olayların yeterli ve ikna edici incelemesini yaptığını goumlzlemlemiştir
Bunun iccedilin başvurucunun İsviccedilre ile olan kişisel bağlarının kuvvetine rağmen İsviccedilre idaresi
başvurucunun tutumunu ve soumlz konusu succedilların ciddiyetini de goumlz oumlnuumlnde bulundurarak kamu
duumlzenini korumak ve succedilun oumlnlenmesi amacıyla oturma izni suumlresini uzatmamak ve yedi yıl
suumlresince İsviccedilrersquoye giriş yasağı koymanın gerekli olduğunu meşru bir şekilde goumlstermiştir
Bu sebeplerle Mahkeme itiraz edilen tedbirlerin meşru amaca uygun ve orantılı
olduğuna huumlkmetmiştir
206
Başvuru Adı NH ve Diğerleri v Fransa
Başvuru No 2282013 7554713 ve 1311415
Başvuru Tarihi 16012014 27052015
Karar Tarihi 02 Temmuz 2020
Karar Linki httphudocechrcoeintengi=001-203295
Konu Asgari geccedilim şartlarından yoksun evsiz sığınmacılara
youmlnelik insanlık dışı ve aşağılayıcı muamelenin Soumlzleşmersquonin 3 maddesini ihlal etmesi
Olaylar Başvuran NH 1993 doğumlu Afganistan vatandaşıdır
ve Parisrsquote yaşamaktadır Mart 2013rsquote Fransarsquoya gelmiş ve Fransa Sığınma Merkezi
aracılığıyla bir posta adresine sahip olmuştur Sonrasında sığınmacı statuumlsuumlnuumln incelenmesi ve
geccedilici oturma izni verilmesi talebiyle Paris İdare Mahkemesirsquone ve Paris Boumllge Polis
Muumlduumlrluumlğuumlne başvurmuştur Başvurucunun İdare Mahkemesirsquone yapmış olduğu başvuru
reddedilmiş bunun uumlzerine NH Fransız Danıştayırsquona temyiz başvurusunda bulunmuş ancak
temyiz talebi de reddedilmiştir 03102013 tarihinde ise NHrsquonin Paris Boumllge Polis Merkezirsquone
yapmış olduğu başvuru Fransız Muumllteci ve Vatansızları Koruma Dairesi tarafından incelenmiş
ve NHrsquonin Danimarkarsquoda da sığınmacı statuumlsuuml talebi olduğu gerekccedilesiyle başvuru
reddedilmiştir Aynı guumln başvuran geccedilici oumldenek iccedilin meslek edindirme merkezine başvurmuş
fakat başvurucunun sığınmacı talebi Fransız Muumllteci ve Vatansızları Koruma Dairesi
tarafından kabul edilmemiş olduğu iccedilin geccedilici oumldenek başvurusu da reddedilmiştir NH
başvurularının reddedilmesi uumlzerine herhangi bir geliri ve guumlvencesi olmadan sokaklarda
yaşamaya başlamıştır Kasım 2013 tarihinde Fransız Muumllteci ve Vatansızları Koruma Dairesi
başvurucunun sığınmacı statuumlsuuml talebini reddetmiş olmasına rağmen başvurucunun idare
tarafından desteklenen bir yan kuruluşta konaklamasını sağlamıştır
SG 1987 doğumlu Rusya vatandaşıdır ve 15072013 tarihinde Fransarsquoya gelmiş ve
ertesi guumln sığınma başvurusunda bulunmuştur Sığınmacıların kabul merkezinde kalması iccedilin
başvurucuya teklif yapılmış ancak merkezde boş yer olmadığı iccedilin başvuran ccediladırda yaşamak
zorunda kalmıştır Başvurucunun sığınma yeri iccedilin yapmış olduğu başvuru Fransız Muumllteci ve
Vatansızları Koruma Dairesi tarafından 02082013 tarihinde kaydedilmiştir Başvuran
07102013 tarihinde sığınmacı olarak kendisine kalacak yer bulunması iccedilin Montpellier İdare
207
Mahkemesirsquone ivedi başvuruda bulunmuş ancak başvurusu reddedilmiştir Kalacak yer
bulunması iccedilin Fransız Muumllteci ve Vatansızları Koruma Dairesirsquone yapmış olduğu başvuru da
reddedilmiştir Başvurucuya uumllkeden ayrılması iccedilin yetkililer tarafından uumlccedil kere tebligat
yapılmış ve başvuran uumllkeden ayrılma emrini kaldırmak iccedilin mahkemeye başvurmuştur
Diğer başvurucular KT ve GI da SG ile tamamen aynı suumlreccedilleri yaşamışlardır GI
sığınma başvurusunu geri ccedilekmiş ve uumllkesine geri doumlnmek iccedilin yardım istemiştir
Başvurucu AJ 1974 doğumlu İran vatandaşı bir gazetecidir ve ParisFransarsquoda
yaşamaktadır 09092014 tarihinde Fransarsquoya gelmiş ve 14102014 tarihinde Fransa Sığınma
Merkezi aracılığıyla bir posta adresine sahip olmuştur 23102014 tarihinde AJ sığınmacı
statuumlsuuml iccedilin Paris Boumllge Polis Merkezirsquone başvurmuş ancak başvurusu kaydedilmemiştir ve
kendisine 07012015 tarihi iccedilin randevu verilmiştir AJrsquonin 04112014 tarihinde konaklama
iccedilin yapmış olduğu başvuru boumllge valiliği tarafında sığınmacılar iccedilin olan konaklama merkezi
dolu olduğu gerekccedilesiyle reddedilmiştir 13112014 tarihinde başvurucu Paris İdare
mahkemesine sığınmacı statuumlsuumlnuumln incelenmesi ve konaklama yeri ayarlanması iccedilin
başvurmuş ancak başvurusu mahkeme tarafından reddedilmiştir Bu karara karşı Fransız
Danıştayrsquoına yapmış olduğu temyiz talebi de reddedilmiştir 07012015 tarihli randevusunda
başvurucuya sığınmacı statuumlsuumlne başvurması iccedilin form verilmiş ve başvuran bu formu
22012015 tarihinde yani kendisine geccedilici oturma izninin ccedilıkmış olduğu guumln teslim etmiştir
28012015 tarihinde AJ geccedilici oumldenek almak iccedilin başvurmuş fakat sığınma talebinin kabul
edildiğine dair bir belgeyi sunmadığı iccedilin talebi reddedilmiştir 05022015 tarihinde Fransız
Muumllteci ve Vatansızları Koruma Dairesi AJrsquonin sığınmacı statuumlsuuml iccedilin yapmış olduğu
başvuruyu kabul etmiş ve 12022015 tarihinde AJrsquoye geccedilici oumldenek verilmeye başlanmıştır
1204215 tarihinde başvuran otele yerleştirilmiş ve 2304215 tarihinde Fransız Muumllteci ve
Vatansızları Koruma Dairesi başvurucuya muumllteci statuumlsuuml vermiştir Ayrıca başvuran gazeteci
olduğu iccedilin Parisrsquoteki ldquogazeteci evinerdquo yerleştirilmiş kendisine tek kişilik oda verilmiştir
Bunun yanı sıra başvurucuya guumlnluumlk yemek ve ulaşım bileti verilmektedir
İhlal İddiaları Tuumlm başvurucular insanlık dışı ve aşağılayıcı muamele
yasağını ihlal edildiğini ileri suumlrmuumlştuumlr NH ve AJ 3 maddeyle bağlantılı olarak etkili
başvuru haklarının da ihlal edildiğini ileri suumlrmuumlştuumlr
NH ayrıca oumlzel ve aile yaşamına saygı hakkının ve bu hak bağlamında etkili başvuru
hakkının ihlal edildiğini iddia etmiştir
208
Karar
3 Madde
GIrsquonın avukatı tuumlm girişimlerine rağmen muumlvekkili ile iletişime geccedilemediğini
GIrsquonın başvurusunu suumlrduumlrme niyetinde olmadığını ve dava listesinde ccedilıkarılması gerektiğini
Mahkemersquoye ifade etmiştir
Başvurucular Fransarsquoya geldiklerinde kendilerini maddi yoksunluk iccedilinde
bulmuşlardır Temel ihtiyaccedillarını karşılamak iccedilin Fransarsquoda sığınmacılar iccedilin yasal olarak
duumlzenlenmiş olan yardımlara muhtaccedillardır Yabancıların Giriş ve İkamet ve İltica Hakkı
Kanununun R 742-1 maddesine goumlre uumllkeye kaccedilak giren kişiler 15 guumln iccedilinde sığınma
talebiyle valiliğe başvurmak zorundadır Yetkililerin başvuruları karara bağlamaları 3-5 ay
arası vakit almaktadır NH KT ve AJ bu değerlendirme suumlrecinde kendilerine sığınmacı
statuumlsuuml verilmediği iccedilin kalacak yer ve geccedilici oumldenek talep edemediklerini belirtmişlerdir
Mahkeme sığınmacı başvurularının kabul edilmesinden oumlnce başvurucuların sığınmacı
statuumllerini kanıtlayamadıklarını ifade etmiştir Mahkeme NH KT ve AJrsquonin sığınmacı
statuumllerini kanıtlayamadıkları iccedilin tutuklanma ve uumllkeden goumlnderilme korkusuyla 100 guumln
civarı sokaklarda yaşadığını belirtmiştir Mahkeme sığınmacı statuumlsuumlnuumln değerlendirildiği
suumlre boyunca başvurucuların sokaklarda banklarda ve koumlpruuml altlarında yaşadığına dikkat
ccedilekmiştir Mahkeme 2007 yılından beri sığınmacı statuumlsuuml iccedilin taleplerin arttığını ve yetkili
makamların yoğun olduğunu farkında olduğunu belirtmiştir Ayrıca yetkili makamların
sığınmacı statuumlsuuml iccedilin yapılan değerlendirmenin suumlresini azaltmak iccedilin ccedilabaladığını ve bu
kişilerin konaklamaları iccedilin yeni yerler inşaa ettiğini vurgulamış ama bu olumlu gelişmelerin
insanlık dışı ve aşağılayıcı muamele yasağının ihlal edilmeyeceğini anlamına gelmediğini ifade
etmiştir
Mahkeme NH KT ve AJrsquonin aylarca sokaklarda saldırı ve soyulma korkusu iccedilinde
hijyenik olmayan koşullarda yaşadığını bunlara ek olarak Fransız makamlarının da sistematik
şekilde bu başvurucuların taleplerini reddettiğini belirtmiş ve bu durumun insanlık dışı ve
aşağılayıc muamele yasağını ihlal ettiğine karar vermiştir
Mahkeme SGrsquonin ilk başvurusundan 28 guumln sonra kabul aldığını ve 63 guumln sonra ise
geccedilici oumldenek almaya başladığını bu sebeple başvuran accedilısından insanlık dışı ve aşağılayıcı
muamele yasağı iccedilin gerekli olan eşiğin aşılmadığına karar vermiştir
209
8 Madde
Mahkeme yapılan muumldahalelerin insanlık ve aşağılayıcı muamele yasağını ihlal
ettiğine karar verdiği iccedilin bu muumldahaleler hakkında oumlzel ve aile yaşamına saygı hakkı
bağlamında bir değerlendirme yapmayacağını belirtmiştir
41 Madde
Mahkeme NH ve KTrsquoye 10000 euro AJrsquoye 12000 euro manevi tazminat bunun
yanı sıra NHrsquoye 2396 euro maddi tazminat verilmesine karar vermiştir
210
Başvuru Adı Macovei Romanya
Başvuru No 5302814
Başvuru Tarihi 11072014
Karar Tarihi 28072020
Karar Linki httpshudocechrcoeintengi=001-203837
Konu Bir politikacının başka politikacılarla ilgili olarak aynı anda
hem avukat hem de parlamento uumlyesi olarak ccedilalışmayı bir yolsuzluk oumlrneği olarak
değerlendirmesinin uumlzerine tazminat oumldemeye mahkum edilmesinin Soumlzleşmersquonin 10
maddesinin (ifade oumlzguumlrluumlğuuml) ihlalini oluşturması
Olaylar Başvurucu Monica Luisa Macovei 1959 doğumlu bir Romanya
vatandaşı olup Buumlkreşrsquote yaşamaktadır 7 Eyluumll 2009rsquoda iki gazete Bayan Macovei tarafından
biri eski adalet bakanı diğeri ise Avrupa Parlamentosu uumlyesi iki politikacı hakkında yapılan
yorumları yayımlamıştır
Başvurucu uumlyesi olduğu Demokratik Liberal Partirsquonin bir yaz kampında konuşurken
iki Sosyal Demokrat politikacının Temsilciler Meclisi uumlyesi VP ile Senatoumlr DŞrsquonin avukat
olarak yaptıkları goumlrevde tipik bir politik etki altında yolsuzluk eylemi olarak nitelendirdiği
seccedilim boumllgelerindeki kamu şirketleri ile milyonlarca Euro değerinde soumlzleşmeler
imzaladıklarını belirtmiştir
Bir makalesinde aynı anda hem avukat olarak ccedilalışmanın hem de meclis uumlyesi olmanın
muumlmkuumln olamayacağını ve bu youmlnde bir yasa ccedilıkarılması gerektiğini belirtmiştir Aynı yılın
Ekim ayında DŞ başvurucunun yorumlarının kendisini kamuoyu ile profesyonel ve siyasal
ortaklarının goumlzuumlndeki itibarını sarstığını ileri suumlrerek haksız fiile dayanan hukuki suumlreci
başlatmıştır
Ekim 2010rsquoda ilk derece mahkemesi DŞrsquonin iddialarını başvurucunun ifade
oumlzguumlrluumlğuumlnden faydalandığını tespit ederek reddetmiştir İstinaf aşamasında Buumlkreş İstinaf
Mahkemesi hakaret iddiasını haklı bularak başvurucunun 2300 Euro civarındaki tazminatı
oumldemesine ve kendisinin masrafları karşılayarak huumlkmuumln ulusal gazetelerde yayımlanmasına
huumlkmetmiştir 2013 Kasım ayında Yargıtay başvurucu ve DŞrsquonin hukuki hususlara ilişkin
itirazlarını reddetmiştir
211
Diğer hususlarının yanı sıra mahkeme başvurucunun DŞrsquoyi avukat ve parlamento
uumlyesi olarak yolsuzlukla ilgili doğru olmayan iddialar ile succedilladığında DŞrsquonin itibarının zarar
goumlrduumlğuumlnuuml politikacılar yuumlksek seviyede eleştirilere katlanma kuumllfeti altında olsa bile
başvurucunun kabul edilebilir eleştiri sınırını aştığını tespit etmiştir Ayrıca mahkeme
başvurucuya yuumlklenen tazminatın başvurucuyu benzer eylemlerden caydırmayacağı fakat
huumlkmuuml gazetede yayımlanmasının caydırıcı etkisi olduğuna karar vermiştir
İhlal İddiaları Başvurucu Yargıtayrsquoın huumlkmuumlnuumln Soumlzleşmersquonin 10 maddesi
ile korunan ifade oumlzguumlrluumlğuumlnuuml ihlal ettiğini iddia etmiştir
Karar Mahkeme başvurucuya youmlnelik huumlkmuumln onun 10 madde
kapsamındaki haklarına muumldahale iccedilerdiğine ve ldquodemokratik bir toplumda gereklirdquo olup
olmadığı hususunda kanıya varabilmek iccedilin incelemeye devam etmeye karar vermiştir
Mahkeme iccediltihadını yineleyerek diğer hususların yanı sıra ifadelerin ya kanıtlanması
beklenemeyecek değer yargılarının ifadesi ya da maddi olguların ifadesi olarak iki şekilde
nitelendirilebileceğini belirtmiştir Başvurucunun ifadeleri DŞrsquonin kişisel yaşamındansa
politik kapasitesi iccedilindeki eyleme youmlnelik olduğundan Mahkeme yetkili otoritelerin
muumldahaleye gerek olup olmadığını incelerken sınırlı takdir yetkisi olduğunu tespit etmiştir
Mahkeme ulusal mahkemelerin farklı sonuccedillara vardığını goumlzlemlemiştir ilk derece
mahkemesi başvurucunun yorumlarını uumlstuuml kapalı soumlzler olarak değerlendirmişken temyiz
mahkemeleri DŞrsquonin meclis uumlyesi ve bir avukat olarak yolsuz eylemlere karışmasını gerccedilek
dışı beyan olarak nitelendirmiştir
Bununla birlikte Mahkeme temyiz mahkemelerinin sınırlı gerekccedilelendirmelerine atıfta
bulunarak onların vardığı sonuca varamayacağını başvurucunun ifadelerinin değer yargısı ve
maddi olgu karışımı olduğunu belirtmiştir Başvurucu iki politikacının davranışını daha geniş
bir ccedilıkar ccedilatışması bağlamında meclis uumlyesi ve avukat rollerini kombine etmeyi oumlnleyen bir
yasa oumlnerdiği bir fikri desteklerken ldquosiyasal etki altındaki tipik bir yolsuzluk eylemirdquo oumlrneği
olarak değerlendirmiştir
Buradaki asıl soru başvurucunun ifadelerinin ve iddialarının niteliği ve derecesiyle
orantılı yeterince doğru ve guumlvenilir bir olgusal dayanağın olup olmadığıdır Bu noktada
Mahkeme başvurucunun ifadelerinin bir kısmının oumlrneğin DŞrsquonin avukat ve meclis uumlyesi
olarak kendi seccedilim boumllgesindeki kamu şirketleriyle buumlyuumlk soumlzleşmelere imza atması veya
bahsedilen soumlzleşmeleri hukuki işleme koyması gibi olgusal temelden yoksun olduğunu tespit
212
etmiştir Aslında başvurucunun sunduğu belgelerde soumlzuuml geccedilen olayla ilgili herhangi bir
bilgiye rastlanmamıştır
Ancak başvurucunun ifadeleri kolektif nitelikli olup DŞ ile VPrsquoyi birlikte
ilgilendirmekte ve politik bir yolsuzluk oumlrneği tasvir etmektedir İki politikacıyı gerccedilek bir
yolsuzluk ile succedillama niyeti taşımamaktadır Dahası mevcut bilgiler ışığında VPrsquonin aynı
anda hem meclis uumlyesi hem de kendi seccedilim boumllgesindeki devlete ait şirketlerle karlı hukuki
danışmanlık soumlzleşmeleri imzalandığında DŞrsquonin hukuki ortağı olduğu goumlruumllmektedir
Boumlylelikle Mahkeme iddiaların ve oumlzellikle kullanılan ifadelerin belki de uygunsuz bir
şekilde sert olsa da polemik ve bir miktar abartılı olarak goumlruumllebileceği goumlruumlşuumlne varmıştır
Koşullar goumlz oumlnuumlne alındığında ifadelerin DŞrsquoye karşılıksız kişisel saldırı boyutuna
varmadığını tespit etmiştir Gerccedilekten siyasi tahkir ccediloklukla kişisel alana taşsa da bu
demokratik toplumun guumlvenceleri olan politika ve oumlzguumlr fikir tartışmasının rizikolarındandır
Tazminatın boyutu ve nihai kararın yayınlanması iccedilin belli bir tutarın oumldenmesine
huumlkmedilmesi de başvurucunun ifade oumlzguumlrluumlğuuml hakkını kullanması uumlzerinde caydırıcı bir
etkiye sahip olmuştur
Mahkeme temyiz mahkemelerinin gerekccedilelerindeki eksiklikleri başvurucunun
ifadelerini ifade edildiği genel bağlam accedilısından doğası gereği kolektif olarak sınıflandırmanın
olası sonuccedillarını ve cezanın caydırıcı etkisini dikkate alma hususundaki belirgin
başarısızlıklarını belirterek sonuca ulaşmıştır
Yerel mahkemeler soumlz konusu menfaatler arasında adil bir denge kuramamış ve
DŞnin haklarını başvurucunun haklarından uumlstuumln tutabilmek iccedilin ldquobaskın bir sosyal ihtiyaccedilrdquo
olduğunu kanıtlayamamıştır Başvurucunun haklarına yapılan muumldahale demokratik bir
toplumda gerekli değildir ve Soumlzleşmersquonin 10 maddesi ihlal edilmiştir
Adil Tazmin (Madde 41)
Mahkeme beşe iki oyla Romanyarsquonın başvurucuya 4505 Euro maddi tazminat 2000
Euro manevi tazminat ile masraf ve giderler iccedilin 3000 Euro oumldemesine huumlkmetmiştir
213
Başvuru Adı Mugemangango v Belccedilika
Başvuru No 31015
Başvuru Tarihi 22 Aralık 2014
Karar Tarihi 10 Temmuz 2020
Karar Linki httphudocechrcoeintengi=001-203885
Konu Mayıs 2014 seccedilim sonuccedilları hakkındaki bir şikayetin incelenme
usuluumlnuumln Soumlzleşmersquonin gerektirdiği etkililik şartlarını sağlamadığı
Olaylar
Başvurucu Germain Mugemangango 1973 doğumlu bir Belccedilika vatandaşı olup
Charleroirsquoda (Belccedilika) yaşamaktadır
25 Mayıs 2014 tarihinde başvurucu Walloon Boumllge Parlamentosu seccedilimlerinde 16554
oy alan ve Charleroirsquodaki seccedilim ccedilevresindeki 5 barajı aşan PTG-GO listesinin ilk sırasından
aday olmuştur Başvurucu Walloon Parlamentosursquona seccedililememiştir
6 Haziran 2014 tarihinde başvurucu boş geccedilersiz veya tartışmalı olarak ilan edilen
21385 oyun tekrar incelenmesi iccedilin Walloon Parlamentosursquona başvurmuştur Talebini
desteklemesi iccedilin oy sayımı işlemleri sırasında birccedilok sorunun ortaya ccedilıktığını belirtmiştir
Walloon Parlamentosu Danışma Komitesi başvurucunun talebini kabul etmiş ve soumlz konusu
seccedilim ccedilevresinde (Hainaut şehri) seccedililen adayların seccedilim belgelerinin onaylanmamasını ve boş
geccedilersiz veya tartışmalı oyların tekrar sayılmasını Parlamentorsquoya oumlnermiştir
13 Haziran 2014 tarihinde 28 oya karşı 43 oyla Walloon Parlamentosu oy sayımında
sorun duumlzensizliklerin olduğunu goumlsteren ikna edici bir delilin olmadığı gerekccedilesiyle
başvurucunun talebini dayanaktan yoksun bulmuştur Aynı tarihte Walloon Parlamentosu
oyları yeniden saymaksızın seccedililen adayların seccedilim belgelerinin onaylanmasına karar vemiştir
Karar başvurucuya 24 Haziran 2014 tarihinde tebliğ edilmiştir
İhlal İddiaları Başvurucu Soumlzleşmersquoye ek 1 Nolu Protokolrsquouumln 3 maddesi (Ek
Protokol madde 3) kapsamında Walloon Parlamentosursquonun itiraz suumlrecinde hem bir taraf olarak
214
hem de yargılama makamı olarak yer almasının ve başvurusunu reddetmesinin seccedilimlerde aday
olma hakkını ihlal ettiğini ileri suumlrmuumlştuumlr
Başvurucu Ek Protokol madde 3 ile bağlantılı olarak Soumlzleşmersquonin 13 maddesi
kapsamında Walloon Parlamentosursquona başvuru yolunun etkili bir hukuk yolu olmadığını ileri
suumlrmuumlştuumlr
Karar
11 Haziran 2019 tarihinde başvurunun sunulduğu AİHM dairesi başvuruyu Buumlyuumlk
Dairersquoye tevdi etmiştir Başvuru Buumlyuumlk Daire tarafından karara bağlanmıştır
Ek Protokol Madde 3
Mahkeme başvurucunun iddialarının yeterince ciddi ve tartışılabilir olduğunu
goumlzlemlemiştir Zira soumlz konusu iddialar Charleroi ve Hainaut şehri seccedilim ccedilevresindeki
parlamento sandalye dağılımını etkileyebilecektir Dolayısıyla soumlz konusu itiraz etkili bir
incelemeye tabi tutulmalıdır
Boumlylelikle Mahkeme somut olayda ulusal hukukta keyfiliğe yol accedilmayacak şekilde
yeterli ve uygun usucirclicirc guumlvenceleri iccedileren bir itiraz mekanizmasının olup olmadığını
incelemiştir
Mahkeme Walloon Parlamentosursquonun başvurucunun itirazıyla ilgili karar vermeye
yetkili tek mercii olduğunu goumlzlemlemiştir Seccedilim belgelerinin incelenmesi sırasında yeni
seccedililen ve seccedilim belgeleri onaylanacak uumlyelerin hepsi başvurucuyla aynı seccedilim ccedilevresindekiler
dahil itiraza ilişkin oylamada yer almıştır Boumlylelikle Venedik Komisyonursquonun tavsiyelerine
(Seccedilimsel Konularda İyi Uygulamalar Kodu) aykırı olarak başvurucunun doğrudan rakibi olan
ve oyların yeniden sayılıp başvurucunun haklı bulunduğu varsayımında sandalyelerini
kazanamama olasılığı bulunan kişiler Walloon Parlamentosursquondaki oylamaya katılmıştır
Dahası itirazın oylanmasın basit ccediloğunluğun yeterli olması başvurucuyu partizan bir kararla
karşılaşma riskiyle karşı karşıya bırakmıştır Dolayısıyla başvurucunun itirazı yeterli tarafsızlık
teminatlarından yoksun bir makam tarafından incelenmiştir
Mahkeme Walloon Parlamentosursquonun sahip olduğu takdir yetkisinin iccedil hukuk
tarafından yeterli belirliliklerle ccedilerccedilevelenmediğine dikkat ccedilekmiştir Ne kanun ne de
Parlamento iccediltuumlzuumlğuuml bu tuumlr itirazların inceleneceği bir usucirclicirc duumlzenleme iccedilermektedir Bu
215
nedenle Mahkeme Walloon Parlamentosu tarafından itiraz karara bağlanırken hangi kriterlerin
uygulandığının belirsiz olduğunu vurgulamıştır
Mahkeme aynı zamanda seccedilimsel uyuşmazlıkların incelenme usuluumlnuumln adil objektif
ve yeterli gerekccedileye sahip bir kararı sağlaması gerektiğini belirtmiştir İtiraz eden kişiler
goumlruumlşlerini beyan etme ve gerekli goumlrduumlkleri buumltuumln arguumlmanları soumlzluuml veya yazılı olarak sunma
imkanlarına sahip olmalıdır Ek olarak karar veren organ tarafından beyan edilen
gerekccedilelerden itiraz eden kişinin arguumlmanlarının uygun bir şekilde incelendiği ve cevaplandığı
anlaşılmalıdır Mahkeme bu davada ne Anayasa ne kanun ne de parlamento iccediltuumlzuumlğuuml seccedilim
belgelerinin incelenmesinde bu tuumlr guumlvenceler getirmektedir Başvurucu yine de Danışma
Komitesi nezdinde belli usucirclicirc guumlvencelerden faydalanmıştır Walloon Parlamentosursquonun kararı
da aynı şekilde gerekccedile iccedilermiş ve tebliğ edilmiştir
Bununla birlikte Mahkeme başvurucuya itiraz suumlrecinde sağlanan guumlvencelerin yeterli
olmadığını belirtmiştir İccedil hukuktaki duumlzenlemelerde itiraz mekanizmasına ilişkin bir usuluumln
yer almaması karşısında bu guumlvenceler Danışma Kurulu ve Walloon Parlamentosu genel
kurulu tarafından ad hoc olarak takdiren alınan kararların bir sonucudur Aynı zamanda bu
guumlvenceler uygulamada ulaşılabilir ve oumlngoumlruumllebilir değildir
Mahkeme ayrıca usucirclicirc guumlvencelerin ccediloğunun başvurucuya bağlayıcı karar verme
yetkisi olmayan Danışma Komitesi nezdinde sunulduğuna dikkat ccedilekmiştir Walloon
Parlamentosursquonun kararında gerekccedilelere yer verdiğini kabul eden Mahkeme bununla birlikte
Parlamentorsquonun Danışma Komitesirsquonin ulaştığı sonuccedilla neden ayrıştığını ortaya koymadığını
vurgulamıştır
Sonuccedil olarak Mahkeme başvurucunun itirazının tarafsızlık guumlvencesine sahip olmayan
ve takdir yetkisi herhangi bir duumlzenlemeyle belirli bir şekilde ccedilerccedilevelenmemiş olan bir organ
tarafından incelenmiş olduğunu başvurucuya sağlanan sınırlı sayıdaki guumlvencenin de takdiren
ad hoc şekilde sağlandığı iccedilin yetersiz olduğunu tespit etmiştir Mahkeme bu nedenle Ek
Protokol madde 3rsquouumln ihlal edildiğine karar vermiştir
Madde 13
Mahkeme ilk olarak başvurucunun şikayetlerini Walloon Parlamentosursquona sunabilme
imkanını bulduğunu goumlzlemlemiştir Belccedilika hukukuna goumlre Parlamento kararına karşı yargısal
veya başka bir tuumlrden herhangi bir başvuru yolu bulunmamaktadır Mahkeme Walloon
216
Parlamentosursquondaki usuldeki guumlvence eksikliklerinin Ek Protokol madde 3 ile bağlantılı olarak
Soumlzleşmersquonin 13 maddesini de ihlal ettiğine karar vermiştir Mahkeme bu konuda taraf
devletlerde yer alan mekanizmaların ccedileşitliliğini ve ikincillik ilkesini dikkate alarak herhangi
bir spesifik mekanizma belirleme yetkisinin kendisinde olmadığını hatırlatmış yine de ndashldquoilk
derece merciirdquo şeklinde veya ldquoyargısal olmayan bir organın kararına karşı başvurulabilecek
itiraz merciirdquo şeklinde- yargısal bir başvuru yolunun Ek Protokol madde 3rsquouumln gerekliliklerini
ilkesel olarak sağlayacağını belirtmiştir
Adil Tazmin
Mahkeme Belccedilikarsquonın başvurucuya manevi tazminat olarak 2000 euro masraf ve
giderler iccedilin toplam 1291514 euro oumldemesine karar vermiştir
217
Başvuru Adı D v Fransa
Başvuru No 1128818
Başvuru Tarihi 2 Mart 2018
Karar Tarihi 16 Temmuz 2020
Karar Linki httpshudocechrcoeinteng22itemid22[22001-
20356522]
Konu Yurt dışında taşıyıcı annelik yoluyla doğan ccedilocuğun doğum
ayrıntılarının resmi kayda geccedilirilmesinin ebeveyn-ccedilocuk ilişkisi evlat edinme yoluyla da
kurulabileceği iccedilin Soumlzleşmersquonin 8 maddesini ihlal etmediği
Olaylar
Başvurucular Bayan D Bay D ve Ccedilocuk D sırasıyla 1972 1957 ve 2012 doğumludur
ve Canet en Roussillonda yaşamaktadır Uumlccediluumlncuuml başvurucu bir taşıyıcı annelik anlaşmasıyla
Ukraynada doğmuştur 3 Ekim 2012 tarihinde Kievde verilen doğum belgesi birinci
başvurucunun anne ikincisinin baba olduğunu belirtmektedir
Bay ve Bayan D 2008 yılında Fransada evlenmiştir Ccedilocuk 2012 yılının Eyluumll ayında
Ukraynada taşıyıcı annenin ccedilocuğu olarak duumlnyaya gelmiştir Kievde verilen doğum belgesi
ccedilocuğu doğuran kadından bahsetmeden birinci başvurucuyu anne ikinci başvurucuyu da baba
olarak belirtmektedir
20 Eyluumll 2014 tarihinde ilk iki başvurucuya doğum belgesinin ayrıntılarının Fransız
doğum evlilik ve oumlluumlm siciline kaydedilmesi iccedilin Kievdeki Fransız buumlyuumlkelccedililiğine
başvurmuştur Konsolos yardımcısı durumun oumlzel niteliği nedeniyle ayrıntıları kaydetmeyi ve
aile kayıt defterini (livret de famille) duumlzenlemeyi ertelemeye ve konuyu Nantesdaki savcılığa
havale etmeye karar verdiğini soumlylemiştir Sonrasında ccedilifte Adalet Bakanlığırsquondan
Mahkemenin Mennesson Fransa ve Labassee Fransa davasındaki kararlarının takibiyle ilgili
bekleyen talimatlarının taşıyıcı annelik duumlzenlemelerine ilişkin tuumlm başvuruların askıya
alındığını bildirmiştir
27 Ocak 2016da Bay ve Bayan D ccedilocuğun doğum belgesinin ayrıntılarının Fransız
siciline kaydedilmesi iccedilin Nantes savcılığı aleyhine dava accedilmıştır
218
12 Ocak 2017de Nantes Mahkemesi başvuruyu kabul etmiştir Diğer hususların yanı
sıra doğum belgesinin birinci başvurucuyu doğum yapmamış olmasına rağmen anne olarak
belirlemesinin Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi tarafından belirlenen ccedilocuğun yuumlksek yararı
goumlz oumlnuumlnde bulundurularak yapılamayacağını vurgulamıştır Doğum hakkı ldquodoğduğu uumllkede
yasal olarak kurulan tek ilişkirdquo olan ve bu nedenle yasal gerccedilekliğe karşılık gelen yasal anne-
ccedilocuk ilişkisinin tanınmasının reddedilmesini haklı kılmaktadır
18 Aralık 2017de Rennes İstinaf Mahkemesi 12 Ocak 2017 tarihli kararı doğum
belgesinin baba-ccedilocuk ilişkisine ilişkin ayrıntılarını kaydetme youmlnuumlnden onamış ancak anne-
ccedilocuk ilişkisi ile ilgili olarak bozma kararı vermiştir Kararda oumlzellikle ldquo doğum belgesinde
annenin atanması ile ilgili olarak Medeni Kanunun 47 maddesinin aradığı şart doğum yapma
gerccedileğidir Yalnızca Medeni Kanun md 3561 istisnai olarak ldquoevlat edinen doğum yapmamış
annenin usuluumlne uygun olarak anne olarak kaydedilmesi şeklinde buna ccedilok sınırlı istisnalar
getirmiştir Başvurucular Yargıtaya itiraz etmemişlerdir 12 Eyluumll 2019 tarihinde Daire
Başkanının bilgi talebine cevaben başvurucular Mahkemeye Bayan Dnin genetik annesi
olduğunu bildirmişlerdir
Başvurucular Yargıtaya gitmemişlerdir 12 Eyluumll 2019 tarihinde Daire Başkanının
bilgi talebine cevaben başvurucular Mahkemeye Bayan Dnin genetik anne olduğunu
bildirmişlerdir
İhlal İddiaları
Başvurucular hem 14 madde (ayrımcılık yasağı) ile bağlantılı hem de bağımsız olarak
8 maddeye (aile hayatına saygı hakkı) dayanarak ccedilocuğun oumlzel hayatına saygı hakkının ihlal
edildiğinden ve doğum temelinde ayrımcılıktan şikayet etmiştir
Karar
Madde 8
Mahkeme Rennes İstinaf Mahkemesirsquonin uumlccediluumlncuuml başvurucunun Ukrayna doğum
belgesinin ayrıntılarının ikinci başvurucunun baba olarak Fransız doğum kayıt defterine
kaydedilme talebini kabul edildiğine ve biyolojik kişi olan ilk başvurucunun anne olarak
Fransız doğum kayıt defterine kaydedilme talebinin reddedildiğine dikkat ccedilekmiştir Ancak
219
İstinaf Mahkemesi anne-ccedilocuk ilişkisinin yasal olarak evlat edinme yoluyla kurulabileceğini
vurgulamıştır
Mahkeme başvurucuların esasen uumlccediluumlncuuml başvurucunun Ukraynarsquodaki doğum
belgesinde genetik anne olan birinci başvurucunun ldquoannerdquo olarak kaydedilmesi taleplerinin
reddedilmesinin ccedilocuğun oumlzel hayatına orantısız bir muumldahale olduğunu iddia ettiklerini
goumlzlemlemiştir
Mahkeme daha oumlnce ccedilocuğun biyolojik baba olduğu durumlarda baba ile ccedilocuk
arasındaki yasal ebeveyn-ccedilocuk ilişkisi konusunda kararlar vermiştir (bkz Mennesson Fransa
ve Labassee Fransa) İccediltihatlara goumlre genetik bağ yabancı uumllkedeki doğum belgesinde baba
olarak kaydedilmeyi gerekli kılmamaktadır Mahkeme mevcut davanın koşullarında aynı
zamanda genetik anne olan muumlstakbel anne ile yasal ilişkinin tanınmasına ilişkin olarak farklı
bir karara varmak iccedilin hiccedilbir neden goumlrmemiştir
Bu kapsamda Mahkeme yasal anne-ccedilocuk ilişkisinin başka yollarla da kurulabileceği
gerekccedilesiyle sırf birinci başvurucunun kendisinin genetik anne olması nedeniyle uumlccediluumlncuuml
başvurucunun Ukrayna doğum belgesinin ayrıntılarının birinci başvurucuyla ilgili bir kayıt
yazılması talebinin reddedilmesinin ccedilocuğun oumlzel hayatına saygı hakkına orantısız bir
muumldahale teşkil etmediğini belirtmiştir
Uumlccediluumlncuuml başvurucunun oumlzel hayatına saygı hakkına yapılan muumldahalenin orantılılığına
ilişkin olarak Mahkeme Ukrayna doğum belgesi detaylarının tescil talebinin birinci
başvurucuya yasal anne-ccedilocuk ilişkisinin kurulmasını engellemediği şekilde reddedilmesinin
belirleyici olduğu kanaatine varmıştır Nitekim Rennes İstinaf Mahkemesi Yargıtay
iccediltihadıyla da teyit edilen bir goumlruumlş olarak evlat edinme olasılığının mevcut olduğunu
vurgulama konusunda dikkatli davranmıştır
Uumlccediluumlncuuml başvurucunun oumlzel hayatına saygı hakkı soumlz konusu olduğunda birinci
başvurucu olan hukuki ilişkisinin tanınmasını sağlayacak etkili ve yeterince hızlı bir
mekanizmaya erişmesi gerekiyordu
Huumlkuumlmetin vurguladığı gibi birinci ve ikinci başvurucular evli olduğundan ve Ukrayna
doğum belgesinde ccedilocuğu duumlnyaya getiren kadından soumlz edilmediğinden eşinin ccedilocuğunu
evlat edinme şeklinde almak iccedilin mahkemelere başvurma yolu accedilıktır
220
Mahkemenin tavsiye kararı no P16-2018-001rsquodeki gibi evlat edinme ccedilocuk ile
muumlstakbel anne arasındaki yasal ilişkinin tanınması soumlz konusu olduğunda yabancı doğum
ayrıntılarının kaydedilmesi benzer etkiler yaratacaktır
Mahkeme tam evlat edinme kararının alınması iccedilin geccedilen ortalama suumlrenin yalnızca
41 ay olduğu Huumlkuumlmet tarafından verilen bilgilerden kaynaklandığını goumlzlemlemiştir
Dolayısıyla Rennes İstinaf Mahkemesinin 18 Aralık 2017 tarihli kararını takiben evlat
edinme proseduumlruuml başlatılmış olsaydı uumlccediluumlncuuml başvurucunun yasal anne-ccedilocuk ilişkisine ilişkin
durumu buumlyuumlk olasılıkla altı yaşına gelmeden yani başvurucuların da Mahkemeye
başvurdukları tarihlerde ccediloumlzuumllmuumlş olacaktı
Bu nedenle Mahkeme mevcut davada eşin ccedilocuğunun evlat edinilmesinin birinci ve
ikinci kişi arasındaki yasal ilişkiyi muumlmkuumln kılan etkili ve yeterince hızlı bir mekanizma
oluşturduğu sonucuna varmıştır
Buna goumlre uumlccediluumlncuuml başvurucunun Ukrayna doğum belgesinin ayrıntılarını birinci
başvurucuyu ccedilocuğun annesi olarak belirlediği oumllccediluumlde Fransız doğum kayıt defterine
kaydetmeyi reddederek davalı devlet başvurucunun somut olayında takdir yetkisini
aşmamıştır
Bu nedenle Mahkeme Soumlzleşmenin 8 maddesinin ihlal edilmediğine karar vermiştir
Madde 8 ile bağlantılı olarak Madde 14
Başvurucular 11 Şubat 2020 tarihli diğer beyanlarında yurtdışında taşıyıcı annelik
yoluyla doğan bir ccedilocuğun doğum belgesinin ayrıntılarında ccedilocuğun biyolojik babası olan
muumlstakbel babaya ilişkin ayrıntıları kaydederken muumlstakbel anneye karşı belgede genetik
anne başka olduğundan kaydetmeyi reddettikleri iccedilin ayrımcılık yasağının ihlal edildiğini ileri
suumlrmuumlştuumlr
Mahkeme başvurucuların iddiasının birinci başvurucu accedilısından Soumlzleşmenin 14
maddesi anlamında bir ayrımcılık şikayeti olduğunu kaydetmiştir Bu şikayetin 2 Mart 2018
tarihinde başlatıldığı ve 12 Eyluumll 2019 tarihinde accedilıklandığı yalnızca uumlccediluumlncuuml başvurucunun
haklarını ilgilendiren diğer şikayetlerden ayrı olduğunu ve başvurucuların bahsetmeyi ihmal
ettiği bir olguyu - ilk başvurucunun ccedilocuğun genetik annesi olması şartına - dayandığını
goumlzlemlemiştir Başvurucular benzer şekilde yerel makamlara ve mahkemelere bu gerccedileği
221
bildirmeyi ihmal etmişlerdir bu nedenle yerel yargılamalarda incelenmemiştir Mahkeme bu
yeni şikayetin Soumlzleşmenin 35 sect 1 maddesi kapsamındaki altı aylık suumlre sınırına uymadığına
karar vermiş ve bu nedenle Soumlzleşmenin 35 sectsect 1 ve 4 maddeleri uyarınca reddetmiştir
Bununla birlikte Mahkeme uumlccediluumlncuuml başvurucunun oumlzel hayatına saygı hakkından
yararlanarak Soumlzleşmenin35maddesine dayanarak maruz kaldığı iddia edilen ayrımcılığa
ilişkin şikayetin accedilıkccedila temelsiz olmadığını belirtmiştir Bu nedenle kabul edilebilir olduğunu
beyan etmiştir
Mahkemenin goumlruumlşuumlne goumlre taşıyıcı annelikle yurtdışında doğan Fransız ccedilocukları ile
uumllke dışında doğan diğer Fransız ccedilocukları arasında muamele farklılığı ilkinin -ikincisinden
farklı olarak - yabancı doğum belgesinde adı geccedilen kişi ile yasal bir anne-ccedilocuk ilişkisinin iccedil
hukukta tanınmasının muumlmkuumln olmadığıdır Daha ziyade soumlz konusu olayda doğum belgesinin
tuumlm ayrıntılarının kayıt defterine girememesi ve ccedilocuğa sahip olmak iccedilin yasal olarak kurulmuş
ccedilocuk ilişkisiyle evlat edinme başvurusunda bulunulması gerekmesinden oluşuyordu
Mahkemenin daha oumlnce vurguladığı gibi mevcut davada eşin ccedilocuğunun evlat edinilmesi
birinci ve uumlccediluumlncuuml başvurucular arasındaki hukuki ilişkinin tanınması iccedilin etkili bir mekanizma
oluşturmuştur
Huumlkuumlmet yasal anne-ccedilocuk ilişkisini kurmanın yollarına ilişkin bu muameledeki
farklılığın her vakanın oumlzel koşullarında boumlyle bir ilişki iccedilin taşıyıcı annelik yoluyla doğan
ccedilocuğun yuumlksek yararını sağlamak iccedilin tasarlandığını accedilıklamıştır Mahkeme bu nedenle
başvurucuların bu tuumlr ccedilocuklar ile genetik anneleri arasındaki yasal ilişkinin tanınmasının
yollarına ilişkin olarak şikayet ettikleri muamele farklılığının nesnel ve makul bir gerekccedileye
sahip olduğunu beyan ederek ayrımcılık yasağına aykırı bir husus saptamamıştır
Dolayısıyla Mahkeme 8 madde ile bağlantılı olarak 14 maddenin ihlal edilmediğine
karar vermiştir
222
Başvuru Adı Adana TAYAD Tuumlrkiye
Başvuru No 5983510
Başvuru Tarihi 20092010
Karar Tarihi 21 Temmuz 2020
Karar Linki httphudocechrcoeintengi=001-204123
Konu Adana TAYADrsquoın youmlneticilerinin ve bazı uumlyelerinin yasadışı
eylemlerde bulunduğu iddiasıyla henuumlz kesinleşen bir yargı kararı olmamasına rağmen
yetkililer tarafından kapatılması ile Soumlzleşmersquonin 11 maddesinde duumlzenlenen oumlrguumltlenme ve
oumlrguumltlenme oumlzguumlrluumlğuumlnuumln ihlal edilmesi
Olaylar Başvurucu Adana Tutuklu ve Huumlkuumlmluuml Aileleriyle
Yardımlaşma ve Dayanışma Derneği (TAYAD) Tuumlrk kanunlarına goumlre kurulmuş bir dernektir
Derneğin kurucularının beyan ettiği kurulma amacı tutuklu ve huumlkuumlmluumllere yardım ve destek
sağlamaktır 18 Ocak 2008rsquode Adana İl Emniyet Muumlduumlrluumlğuuml uumlccedil veya doumlrt guumln boyunca
Abdullah Oumlcalanrsquoı desteklemek amacıyla şehrin bir ilccedilesinde imza toplandığı ve imzalı
dilekccedilelerin Adana TAYADrsquoa teslim edildiği konusunda gizli bilgi edinmiştir Bu bilgileri
doğrulayabilmek iccedilin yetkililer dernek binasında arama yapmıştır
21 Nisan ve 13 Mayıs 2008 tarihleri arasında 31 Ocak 2008rsquode Adana valisinin onayı
ile kurulmuş bir komisyon dernekle ilgili teftiş gerccedilekleştirmiştir Derneğin gelirinin aslını
veya bir kopyasını ibraz edemediği ve 24 Aralık 2006 tarihli genel kurul katılımcılar listesi ile
8 Temmuz 2007 tarihli genel kurul katılımcılar listesinin karşılaştırılması sonucu imzalarda
farklılık olduğu ortaya ccedilıkmıştır
Bundan oumlnce 7 Nisan 2006rsquoda Dernekler Kanunursquonun ihlali dolayısıyla dernek
youmlneticilerine youmlnelik Adana Asliye Ceza Mahkemesirsquonde ceza davası başlatılmıştır 10 Nisan
2006rsquoda Asliye Ceza Mahkemesi sanığı devamında para cezasına ccedilevrilen 6 aylık hapis
cezasına ccedilarptırmıştır Yargıtay bu kararı 27 Mart 2012rsquode onamıştır
Arama sonucunda dernek youmlneticilerinden bazıları hakkında teroumlr oumlrguumltuuml lehine
propaganda yaptıkları gerekccedilesiyle Adana Ağır Ceza Mahkemesinde ceza davası accedilılmıştır
31 Mart 2009rsquoda Ağır Ceza Mahkemesi sanıkları iki yıl hapis cezasına ccedilarptırmıştır
223
19 Kasım 2012rsquode ise Yargıtay soumlz konusu succedilun 5 Temmuz 2012 tarihinde yuumlruumlrluumlğe
giren 6352 sayılı Kanun kapsamına girdiğini ve ilgili ldquosoruşturma aşamasında kovuşturma
askıya alınırrdquo maddesini belirtmiş ve huumlkmuuml bozarak dosyayı Ağır Ceza Mahkemesine yeniden
değerlendirilmesi iccedilin iade etmiştir 24 Ekim 2013 tarihinde Ağır Ceza Mahkemesi dosyayı
geri almış ve ardından kamu davasının accedilılmasını erteleyerek Yargıtayın bozma kararına
uymuştur
12 Ağustos 2008rsquode Adana savcılığı derneğin kapatılması iccedilin iddianame sunmuştur
17 Eyluumll 2009rsquoda mahkemece savcılığın talebi kabul edilerek derneğin kapatılmasına karar
verilmiştir Mahkeme derneğin artık tuumlzuumlğuumlnde tanımlanan amaccedillara uygun faaliyetlerde
bulunmadığını yasadışı teroumlr oumlrguumltlerinin propagandasını yaptıklarını ve bunun bir sonucu
olarak amaccedillarının ve varlığının Medeni Kanunrsquoun 89 maddesi uyarınca ldquokanuna ve ahlaka
aykırı hale geldiğinirdquo belirtmiştir
Derneğin 7 Ekim 2009 tarihli Yargıtayrsquoa temyiz başvurusu 3 Aralık 2009 tarihinde
reddedilmiş ve karar kesinleşmiştir
İhlal İddiaları Başvurucu yetkililer tarafından derneğin kapatılmasının
Soumlzleşmersquonin 11 maddesinin ihlali (oumlrguumltlenme oumlzguumlrluumlğuuml) olduğunu iddia etmiştir
Karar
11 Madde
Mahkeme yerel mahkemelerin başvurucu derneğin kapatılmasına huumlkmedip bir dernek
olarak herhangi bir faaliyet suumlrduumlrmesini engelleyerek varlığını sona erdirdiğini belirtmiştir
Bu tedbir derneğin Soumlzleşmersquonin 11 maddesi ile korunan oumlrguumltlenme oumlzguumlrluumlğuumlne muumldahale
boyutuna ulaşmıştır Muumldahale Medeni Kanunrsquoun 89 maddesi ccedilerccedilevesinde ldquokanun ile
oumlngoumlruumllmekterdquo ve duumlzenin bozulmaması meşru amacını taşımaktadır Mahkemeye kalan ise
muumldahalenin ldquodemokratik bir toplumda gereklirdquo olup olmadığına karar vermektir
Derneğin kapatılması suumlreci Adana savcılığının talebi uumlzerine başlatılmıştır Yerel
mahkeme savcılığın talebini kabul ederek derneğin kapatılmasına huumlkmetmiştir
Mahkeme yerel mahkemenin kararının Adana Ağır Ceza Mahkemesirsquonin 31 Mart 2009
tarihli kesinleşmeyen kararına dayandığını feshe huumlkmedilmesinde dava dosyasında bulunan
bilgiye ve derneğin bazı youmlneticilerine para cezası verildiği ceza mahkemesi kararına atıf
yapıldığını goumlzlemlemiştir
224
Mahkeme Adana savcılığı tarafından bazı dernek uumlyeleri ve youmlneticilerine isnat edilen
succedilların ciddiyetinin farkında olmasına rağmen hukuk mahkemelerinin ceza mahkemeleri
tarafından başvurucunun bağımsız uumlyelerine youmlnelik verilen ve kesinleşmeyen huumlkmuuml yeniden
uumlretmek yerine bağımsız bir değerlendirme yapması gerektiği goumlruumlşuumlndedir
Mahkeme bir derneğin buumltuumlnuumlyle kapatılmasının uumlyeleri uumlzerinde oumlnemli sonuccedillara yol
accedilan ccedilok ağır bir tedbir olduğunu ve sadece ccedilok ciddi bir durumda boumlyle bir tedbire
başvurulması gerektiğini vurgulamıştır Soumlzleşmersquonin 11 maddesi uyarınca devletler boumlyle bir
tedbire neden başvurduklarını goumlsteren meşru sebeplerini ortaya koyma yuumlkuumlmluumlluumlğuuml
altındadır
Mahkemersquonin kanaatine goumlre yerel mahkemenin huumlkmuumlnuuml dayandırdığı bazı bulgular
kendi başlarına teroumlrizme teşvik anlamına gelmemektedir Davadaki oumlrguumlt propagandası yapma
boyutuna ulaşabilecek tek eylem Sope Roje gazetesinin dağıtımıdır ki kararda gazetenin
iccedileriğinin nasıl teroumlrizme teşvik ettiğini ikna edici şekilde accedilıklanmamıştır
Boumlylelikle Mahkeme yerel mahkemenin fesih kararını kabul edilebilir ve ikna edici
gerekccedilelere dayanmadığı sonucuna varmıştır Bu başvurucu dernek ve uumlyeleri uumlzerinde ve
ayrıca genel olarak insan hakları oumlrguumltleri uumlzerinde caydırıcı bir etki yaratmaktadır
Son olarak iddiaların kanıtlandığı varsayımında bile Mahkeme yerel mahkemelerin
daha az katı tedbirlere başvurmayı duumlşuumlnmediklerini ve Huumlkuumlmetin derneğin feshinin
yetkililerin amaccedillarını gerccedilekleştirmek iccedilin tek ccedilare olduğunu kanıtlamak iccedilin yeterli delil
goumlstermediğini goumlzlemlemiştir
Yerel makamlar derneğin feshi kararını ikna edici gerekccedilelere dayandıramadığı iccedilin
alınan tedbiri meşrulaştıramamış ve bu da oumlrguumltlenme oumlzguumlrluumlğuumlnuumln oumlzuumlnuuml zedelemiştir
Dolayısıyla Mahkeme muumldahalenin demokratik bir toplumda gerekli olmadığına ve bu dava
oumlzelinde Soumlzleşmersquonin 11 maddesinin ihlal edildiğine karar vermiştir
3
kaldırmaya yeterli olduğuna kanaat getirmiş olmasıdır Bu farklılık iccedilin oumlngoumlruumllen gerekccedileler
kısa ve oumlz olmalarına rağmen soumlz konusu uzman delilinin tartışılmaz bir bilimsel gerccedileklik
olması nedeniyle keyfi veya accedilıkccedila mantıksız goumlruumlnmemektedir
Bay Popa ayrıca soumlz konusu raporun tarafsızlığına ilişkin şuumlphelerini dile getirmiştir
zira rapor İccedilişleri Bakanlığı iccedilin ccedilalışan bir adli uzman tarafından hazırlanmıştır Ancak
başvurucu hiyerarşik veya diğer anlamda uzman ve kendi davasını inceleyen hakimler ve
savcılar veya yargılamaya dahil olan diğer kişiler arasında herhangi bir bağlantı olduğunu
ortaya koyamamıştır Mahkeme atanmış uzmanların bağımsızlığını veya goumlruumlşlerinin
guumlvenilirliğini sorgulamaya sebep olacak herhangi bir unsur goumlrmemiştir
Mahkeme adil yargılanma gerekliliklerinin ECrsquonin tekrar dinlenmesini gerektirdiğine
veya Yargıtayrsquoın başvurucu tanığın tekrar dinlenmesini talep etmemiş olsa bile pozitif tedbir
almakla yuumlkuumlmluuml olduğuna ikna olmamıştır
Bu bağlamda Mahkeme ECrsquonin guumlvenilirliğinin ve inanılırlığının bir sorun olarak
değerlendirilemeyeceğini ve ifadesine ilişkin kayıtların Yargıtay hakimlerinin erişimine accedilık
olduğunu değerlendirmiştir Başvurucu ilave delillerin dava dosyasına eklenmesini talep
etmemiştir ve Yargıtay dosyayı esastan incelemiştir
İki mahkeme arasındaki uyuşmazlığın ECrsquonin guumlvenilirliğinin ve inanılırlığının değil
de bilirkişi raporunun delil olarak değerine atfedilebilecek oumlneme ilişkin olduğu goumlz oumlnuumlne
alındığında Mahkeme başvurucunun davasının son derece yerel mahkemelerinin daha
oumlnceden succedilsuz bulunan sanıkları kendilerini doğrudan deliller hakkında dinlemeden veya
mahkumiyetler ile ilgili olduğu kabul edilen ifadeler goumlzden geccedilirilmeden mahkucircm ettiği
kararlardan ayrı tutulabileceği goumlruumlşuumlndedir
Son olarak başvurucu kendisine konuya ilişkin goumlruumlşuumlnuuml ifade etme fırsatı
vermeksizin Yargıtayrsquoın aleyhindeki succedillamanın yasal kategorisini değiştirdiğinden şikacircyet
etmesinden dolayı Mahkeme tek bir sahtecilik eyleminin ilk baştaki muumltemadi sahtecilik
eylemlerinin bir parccedilası olduğunu belirtmiştir Başvurucu iddia edilen her eyleme ilişkin
yorum ve kanıt sunma imkanına sahip olduğundan bu tuumlr tek bir succediltan oumltuumlruuml succedillu
bulunabileceğini bilmesi gerekirdi
Mahkeme 6 maddenin ihlal edilmediği sonucuna varmıştır
4
Madde 7
Her iki taraf da Yargıtayrsquoın başvurucunun denetim suumlresinin uzunluğuna ilişkin
hesaplamada hata yaptığını kabul etmektedir
Ancak başvurucu tarafından başvurulan kanun yolu yani iptal iccedilin yapılan olağanuumlstuuml
başvuru boumlyle bir durumda etkili bir kanun yolu teşkil etmemektedir Bilakis başvurucunun
mahkemenin kendi iccediltihatlarında da tanımlandığı uumlzere accedilık bir maddi hata nedeniyle kararı
duumlzeltilmesi iccedilin Yargıtayrsquoa başvurmuş olması gerekirdi Soumlz konusu talep Ceza Muhakemesi
Kanunursquonun 195 maddesi uyarınca yapılabilecek olmasına rağmen dava dosyasında
başvurucunun boumlyle bir adım attığına ilişkin herhangi bir bilgi yer almamaktadır
Mahkeme başvurucunun mevcut tuumlm iccedil hukuk yollarını tuumlketmediğine ve bu madde
kapsamındaki şikayetinin kabul edilemez olduğuna oy ccedilokluğuyla karar vermiştir
5
Başvuru Adı ND ve NT İspanya
Başvuru No 867515 ve 869715
Başvuru Tarihi 12 Şubat 2015 (Buumlyuumlk Dairersquoye goumlnderme talebi 14 Aralık
2017)
Karar Tarihi 13 Şubat 2020
Konu Uumllkeye hukuka uygun yollarla giriş imkanı olmasına rağmen
bu imkanları değerlendirmeyerek uumllkeye yasa dışı yollardan giriş yapan kişilerin durumlarının
bireysel olarak değerlendirilmeksizin sınır dışı edilmelerinin 4 Norsquolu Protokol Madde 4rsquouumln
(yabancıların topluca sınır dışı edilmeleri yasağı) ihlali olmadığı
Olaylar Başvurucular ND ve NT sırasıyla Mali ve Fildişi Sahili
vatandaşı olup 1986 ve 1985 yılında doğmuştur Birinci başvurucu silahlı ccedilatışma sebebiyle
2012 yılında Malirsquoden ayrıldığını soumlylemiştir Moritanya ve Cezayir uumlzerinden seyahat ederek
Mart 2013rsquote Fasrsquoa varmıştır ve anlaşıldığı kadarıyla Melilla sınırına yakın Gurugu
Tepesindeki goumlccedilmen kampında kalmıştır İkinci başvurucu Fasrsquoa 2012rsquonin sonunda varmış
olup o da goumlccedilmen kampında kalmıştır
Oumlzerk bir şehir olan Melilla Fas tarafından ccedilevrelenmiş Kuzey Afrika kıyısında yer
alan 12 kilometrekarelik bir İspanyol toprağıdır İspanyol yetkilileri 13 kilometrelik sınır
boyunca 2014rsquoten beri paralel uumlccedil ccedilitten oluşan bir bariyer inşa etmişlerdir Uumlccedilluuml ccedilit boyunca
doumlrt adet sınır geccediliş noktası yerleştirilmiştir Bu noktalar arasında Guardia Civil goumlrevlileri
yasa dışı girişleri oumlnlemek amacıyla kara sınırında ve kıyıda devriye gezmektedir Sahra Altı
Afrika dacirchil diğer yerlerden gelen yabancılar sıkccedila ccedilitleri aşma teşebbuumlsuumlnde bulunmaktadır
13 Ağustos 2014 sabahının erken vakitlerinde ilk giriş teşebbuumlsuuml yaşanmıştır
Huumlkuumlmetrsquoe goumlre Fas polisi yaklaşık 500 goumlccedilmenin dış ccediliti tırmalamalarını engellemiş ancak
yaklaşık 100 goumlccedilmen ccediliti aşmayı başarmıştır 75 goumlccedilmen iccedil ccedilitin tepesine ulaşmış ancak
yalnızca birkaccedilı diğer tarafa inerek İspanya topraklarına ayak basmış ve orada Guardia Civil
mensuplarıyla karşılaşmıştır Diğerleri iccedil ccedilitin tepesinde oturmaya devam etmiştir Guardia
Civil goumlrevlileri onların aşağı inmesine yardım etmiş ardından ccedilitler arasındaki kapılardan
sınırın diğer tarafındaki Fas topraklarına geri doumlnmeleri iccedilin onlara eşlik etmişlerdir
6
Anlatıldığına goumlre ND ve NT iccedil ccedilitin tepesine ulaşmayı başarmışlar ve birkaccedil saat
orada kalmışlardır Sırasıyla saat 15 ve 14 civarında kendilerine merdiven temin eden İspanyol
kolluk kuvvetlerinin yardımıyla ccedilitlerden aşağı inmişlerdir Yere ulaşır ulaşmaz onları
kelepccedileledikleri Fasrsquoa geri goumltuumlrduumlkleri ve Fas yetkililerine teslim ettikleri soumlylenen Guardia
Civil goumlrevlileri tarafından tutuklanmışlardır İddia edildiğine goumlre başvurucular hiccedilbir kimlik
tespiti işleminden geccedilmemiş goumlrevlilere kişisel durumlarını accedilıklama ya da avukat veya
ccedilevirmen desteği alma şansı bulamamışlardır Anlatıldığına goumlre Melillarsquonın birkaccedil kilometre
guumlneyindeki Nador polis merkezine transfer edilmişlerdir İddia edildiğine goumlre 300 kilometre
uzaklıktaki Fezrsquoe goumltuumlruumllmeden ve kendi başlarının ccedilaresine bakmaya terk edilmeden oumlnce
tıbbi yardım talep etmişseler de talepleri reddedilmiştir
İhlal İddiaları Başvurucular 4 Norsquolu Protokol Madde 4rsquoe (yabancıların
topluca sınır dışı edilmeleri yasağı) dayanarak durumlarının bireysel değerlendirilmesi
yapılmaksızın ve herhangi bir usul veya adli yardıma tabi olmaksızın topluca sınır dışı
edilmeye maruz kaldıklarını iddia etmişlerdir Başvurucular goumlccedilmenlerin kimlik tespiti
yapılmaksızın sistematik olarak goumlnderilme politikasından şikayet etmiştir onlara goumlre bu
ilgili doumlnemde hukuki dayanaktan yoksundur 4 Norsquolu Protokol Madde 4 ile bağlantılı olarak
Madde 13rsquoe (etkili başvuru hakkı) dayanarak Fasrsquoa derhal doumlnuumlşlerinin yasal olmadığını
savunabilecekleri askıya alma etkisine sahip etkili bir başvuru yolunun yokluğundan şikayetccedili
olmuşlardır
Avrupa İnsan Hakları Mahkemesine 12 Şubat 2015 tarihinde başvurulmuştur 03 Ekim
2017 tarihli Daire kararında Mahkeme 4 Norsquolu Protokol Madde 4rsquouumln ve 4 Norsquolu Protokol
Madde 4 ile bağlantılı olarak ele alındığında Madde 13rsquouumln (etkili başvuru hakkı) ihlal
edildiğine oybirliğiyle karar vermiştir
14 Aralık 2017 tarihinde Huumlkuumlmet Soumlzleşmersquonin 43 maddesi kapsamında davanın
Buumlyuumlk Dairersquoye goumlnderilmesini talep etmiştir ve 29 Ocak 2018 tarihinde Buumlyuumlk Dairersquonin
kurulu bu talebi kabul etmiştir 26 Eyluumll 2018 tarihinde bir duruşma yapılmıştır
Yazılı usule katılmalarına izin verilen Belccedilika Fransız ve İtalyan Huumlkuumlmetleri uumlccediluumlncuuml
taraf goumlruumlşuuml sunmuşlardır Ayrıca Avrupa Konseyi İnsan Hakları Komiseri Birleşmiş
Milletler Muumllteciler Yuumlksek Komiserliği (UNHCR) İspanya Muumllteciler Komisyonu (CEAR)
ve muumlşterek hareket eden Avrupa Kişisel Haklar Tavsiye Merkezi (the AIRE Centre)
Uluslararası Af Oumlrguumltuuml Avrupa Muumllteciler ve Suumlrguumlnler Konseyi (ECRE) ve Uluslararası
7
Hukukccedilular Komisyonu tarafından Hollandalı Muumllteci Konseyinin katılımı ile goumlruumlş
sunulmuştur Daire yargılamasında Birleşmiş Milletler İnsan Hakları Yuumlksek Komiserliği
tarafından sunulan yazılı goumlruumlşler de dosyaya dahil edilmiştir 01042018 tarihinden beri
Avrupa Konseyi İnsan Hakları Komiseri olan Dunja Mijatović Soumlzleşmersquonin 36sect3 maddesi
uyarınca duruşmada soumlz almıştır UNHCR de duruşmaya katılmıştır
Karar 4 Norsquolu Protokol Madde 4
Mahkeme başvurucuların sayılarının ccedilokluğundan faydalanarak ve oumlnceden
planlanmış bir operasyon kapsamında yetkisiz bir şekilde kara sınırını geccedilerek İspanyol
boumllgesine girme teşebbuumlsuumlnde bulunan ccedilok sayıda kişiden oluşan bir grubun uumlyesi olduklarını
not etmiştir Başvurucuların Madde 3 kapsamındaki başvuruları Daire tarafından kabul
edilemez bulunmuştur Başvurucuların kimlikleri tespit edilmemiş ve bireysel durumlarını
incelemek iccedilin herhangi bir yazılı usul uygulanmamıştır Dolayısıyla Fasrsquoa geri doumlnuumlşleri
bilfiil bireysel ancak acele bir goumlnderme olmuş ve İspanya sınır guumlvenliği tarafından
gerccedilekleştirilmiştir
İspanya gibi sınırları Schengen boumllgesinin dış sınırları ile oumlrtuumlşen Soumlzleşmeci
Devletlere ilişkin olarak Soumlzleşme haklarının etkililiği bu Devletlerin hukuka uygun giriş
youmlntemlerine samimi ve etkili erişimi oumlzellikle sınıra ulaşmış olanlar iccedilin sınır işlemlerini
erişilir kılmalarını gerektirmektedir Bu youmlntemler zulme maruz kalan herkesin Soumlzleşmersquonin
oumlzellikle 3 maddesine (işkence veya insanlık dışı ya da aşağılayıcı muamele yasağı) istinaden
yapılacak başvurunun Mahkemersquoninkiler dahil uluslararası normlar ile uyumlu şekilde işleme
alınacağını temin eden şartlar altında koruma başvurusunda bulunmasına olanak sağlamalıdır
Soumlzleşme ve oumlzellikle Madde 3 kapsamında koruma talep etme hakkını guumlvence altına alan
samimi ve etkili duumlzenlemelerin varlığı halinde Soumlzleşme Devletlerin sınırları denetleme
yuumlkuumlmluumlluumlklerini yerine getirirken boumlyle bir koruma başvurusunun mevcut sınır geccediliş
noktalarında yapılmasını gerekli kılmalarını engellemez Dolayısıyla Devletler haklı bir sebep
olmaksızın bu gerekliliklere uymayan ve sınırı başka bir konumdan oumlzellikle eldeki davada
olduğu gibi sayılarının ccedilokluğundan faydalanarak ve guumlccedil kullanarak geccedilmeye ccedilalışan
yabancıların muhtemel sığınmacılar dahil topraklarına girme taleplerini reddedebilir
Mahkeme İspanyol hukukunun başvuruculara ulusal boumllgeye giriş iccedilin ccedileşitli
muhtemel youmlntemler tanıdığını not etmiştir Başvurucular oumlzellikle sınır geccediliş noktasında
8
ayrıca menşe veya transit uumllkelerindeki İspanya diplomatik temsilcilik veya konsolosluklarında
ya da Fasrsquota vize veya uluslararası koruma başvurusunda bulunabilirlerdi
1 Eyluumll 2014rsquote İspanyol yetkililer sığınma taleplerini kaydetmek iccedilin Beni Enzar
uluslararası sınır geccediliş noktasına 24 saat accedilık bir ofis kurmuşlardır Bu tarihten de oumlnce
122009 Sayılı Kanunun 21 Boumlluumlmuuml kapsamında bu etkiye sahip bir kanun yolu
oluşturulmuştur Huumlkuumlmet Melillarsquoda 1 Ocak ve 31 Ağustos 2014 tarihleri arasında 21 sığınma
başvurusu yapıldığını bunların 6 tanesinin Beni Enzar sınır geccediliş noktasında yapıldığını ve
resmi bir başvuruda bulunmaları iccedilin daha sonra sığınmacılara Melilla polis merkezine kadar
eşlik edildiğini soumlylemiştir Soumlz konusu kişiler Cezayir Burkina Faso Kamerun Kongo Fildişi
Sahili ve Somalirsquoden gelmişlerdir
Bu sebeple Mahkeme 1 Eyluumll 2014rsquote Beni Enzarrsquodaki hususi uluslararası koruma
ofisinin kurulmasından da oumlnce bu sınır geccediliş noktasında sığınma başvurusu alma konusunda
hukuki bir yuumlkuumlmluumlluumlk olduğundan ve ayrıca bu başvuruları yapmanın gerccedilekten muumlmkuumln
olduğundan şuumlphe etmek iccedilin hiccedilbir sebep goumlrmemiştir 1 Eyluumll 2014 tarihinden oumlnce Beni
Enzarrsquoda ccedilok az sayıda sığınma talebinde bulunulmuş olması ndashHuumlkuumlmet aksini ileri
suumlrmemiştirndash tek başına muhatap Devletin bu sınır geccediliş noktasına samimi ve etkili erişimi
sağlamadığı sonucuna ulaşmak iccedilin yeterli değildir
Buumlyuumlk Daire nezdindeki yazılı usulde başvurucular İspanyol boumllgesine yasal yollardan
giriş yapmaya ccedilalışmış olduklarına ilişkin bir iddia ileri suumlrmemişlerdir Yalnızca Buumlyuumlk Daire
duruşmasında Beni Enzarrsquoa ulaşmaya ccedilalıştıklarını ancak ldquoFas yetkilileri tarafından
kovalandıklarınırdquo soumlylemişlerdir Oldukccedila geccedil bir aşamada ileri suumlruumllmuumlş olması sebebiyle bu
iddiayı kuşatan şuumlphelerin haricinde Mahkeme başvurucuların hiccedilbir aşamada karşılaşılan
engellerin İspanyol yetkililerin sorumluluğunda olduğunu iddia etmediklerini not etmiştir
Dolayısıyla Mahkeme soumlz konusu zamanda başvurucuların sınır dışı edilmelerine
karşı sebeplerini duumlzguumln ve hukuka uygun bir şekilde iletmek amacıyla Beni Enzar sınır geccediliş
noktasını kullanmamak iccedilin gerekli olan haklı bir sebepleri olduğuna ikna olmamıştır
4 Norsquolu Protokolrsquouumln 4 maddesi Soumlzleşmeci Devletler iccedilin başka bir Devletin yetki
alanındaki kişileri kendi yetki alanına getirmesine ilişkin genel bir yuumlkuumlmluumlluumlk
iccedilermemektedir Fas tarafından fiziksel olarak Beni Enzar sınır geccediliş noktasına ulaşırken bazı
zorlukların mevcut olduğu varsayılsa dahi muhatap Huumlkuumlmetrsquoin bu duruma ilişkin olarak
9
oumlngoumlruumllen bir sorumluluğu yoktur Bu tespit Mahkemersquonin huzurdaki olayda 4 Norsquolu
Protokolrsquouumln 4 maddesinin ihlal edilmediğine kanaat getirmesi iccedilin yeterli olmuştur
Mahkeme İspanyol Huumlkuumlmetinin bahsettiği uluslararası koruma başvurusunun
yapılabileceği İspanyol elccedililikleri ve konsolosluklarına erişim ile ilgili ihtimalleri incelerken
Nadorrsquodaki İspanyol konsolosluğunun Beni Enzarrsquodan ndashyani 13 Ağustos 2014 tarihinde
ccedilitlerden geccedililen yerdenndash sadece 135 km uzaklıkta olduğunu goumlzlemlemiştir Gurugu
kampında 2 sene (başvurucu ND) ve 1 sene 9 ay (başvurucu NT) kaldıklarını soumlyleyen
başvurucular uluslararası korumaya başvurmak istemeleri halinde kolaylıkla buraya seyahat
edebilirlerdi Başvurucular ne bu yolu seccedilmeme sebepleri ile ilgili Mahkemersquoye bir accedilıklama
yapmışlardır ne de bu seccedileneği kullanmalarının engellendiğini iddia etmişlerdir Son olarak
başvurucular diğer ndashmenşe uumllkelerindeki ya da 2012 yılından beri seyahat ettikleri uumllkelerden
birindekindash İspanyol elccedililiklerinde vize başvurusu yapmaya ilişkin samimi ve etkili bir imkanın
varlığına karşı ccedilıkmamışlardır NDrsquonin durumunda İspanya ve Mali arasında NDrsquoye oumlzel
bir ccedilalışma vizesi alma imkanı tanıyan oumlzel bir anlaşma dahi mevcuttur
Mahkeme başvurucuların 13 Ağustos 2014 tarihinde grubun sayının ccedilokluğundan
faydalanarak ve guumlccedil kullanarak Melilla sınırındaki ccedilitlerden zorla girme teşebbuumlsuumlne dahil
olarak aslında kendilerini tehlikeye soktuklarını değerlendirmiştir Başvurucular Schengen
boumllgesinin dış sınırlarından geccedilmeye ilişkin Schengen Sınırlar Kanunu uyarınca İspanyol
topraklarına hukuka uygun giriş iccedilin mevcut olan hukuki proseduumlrleri kullanmamışlardır
Dolayısıyla Mahkeme bireysel nitelikte bir ihraccedil kararı olmamasının başvurucuların bu amaccedil
iccedilin var olan mevcut resmi giriş proseduumlrlerini kullanmamış olmasına atfedilebileceği
dolayısıyla bunun kendi davranışlarının bir sonucu olduğu kanaatindedir
Dolayısıyla 4 Norsquolu Protokolrsquouumln 4 maddesi ihlal edilmemiştir
4 Norsquolu Protokol Madde 4 ile bağlantılı olarak Madde 13
Mahkeme İspanyol hukukunun sınırda ihraccedil kararlarına itiraz edilmesine olanak
sağladığını ancak ihraccedillarına karşı boumlyle bir itirazda bulunabilmek iccedilin başvurucuların
kendilerinin de kurallara uyması gerektiğini not etmiştir
Mahkeme başvurucuların ihraccedilları iccedilin bireyselleştirişmiş bir proseduumlruumln yokluğunun
13 Ağustos 2014 tarihinde buumlyuumlk bir grubun parccedilası olarak ve izin verilmeyen bir yerden
Mellilla sınır koruma yapılarını geccedilerek kendilerini hukuka aykırı bir durum iccediline sokan
10
hareketlerinin sonucu olduğunu dolayısıyla Melillarsquoda başvurucuların ihraccedillarına itiraz
edebilecekleri bir kanun yolu olmamasından muhatap Devleti sorumlu tutamayacağını ortaya
koymuştur
Başvurucuların varış uumllkesi olan Fasrsquota maruz kalma ihtimalleri olan risklere ilişkin
şikayetlerinin proseduumlruumln başında Madde 3 kapsamında yapılan başvurunun kabul edilemez
bulunmasıyla reddedilmesi sebebiyle boumlyle bir ccedilarenin yokluğu tek başına Madde 13rsquouumln
ihlalini teşkil etmemiştir
Dolayısıyla 4 Norsquolu Protokol Madde 4 ile bağlantılı olarak Madde 13 ihlal
edilmemiştir
11
Başvuru Adı Oumlzer Tuumlrkiye
Başvuru No 6927012
Başvuru Tarihi 22 Haziran 2012
Karar Tarihi 11 Şubat 2020
Konu Yerel mahkemelerin Mahkemersquonin ifade oumlzguumlrluumlğuumlne ilişkin
iccediltihadında ortaya koyduğu ve uyguladığı tuumlm ilkeleri dikkate alarak gerektiği gibi bir inceleme
yapmamış olmasının ifade oumlzguumlrluumlğuumlnuumln ihlali olduğu
Olaylar Başvurucu Aziz Oumlzer İstanbulrsquoda (Tuumlrkiye) yaşayan 1964
doğumlu bir Tuumlrk vatandaşıdır
Dava Yeni Duumlnya İccedilin Ccedilağrı dergisinin sahibi ve editoumlruuml olan Bay Oumlzerrsquoe karşı teroumlr
oumlrguumltuuml propagandası yapma succedilu nedeniyle yuumlruumltuumllen cezai işlemler ile ilgilidir
2007 yılında İstanbul savcılığının Bay Oumlzerrsquoi dergisinin Ocak 2007 sayısında
yayımlanan bir yazı sebebiyle teroumlr oumlrguumltuuml propagandası yaymak succedilu ile itham etmiştir
Takip eden yıl İstanbul Ağır Ceza Mahkemesi başvurucuyu atılı succediltan succedillu bulmuş
ve hakkında 15 ay hapis cezasına huumlkmetmiştir Ağır Ceza Mahkemesi oumlzellikle ldquoKuumlrt sorunu
ccediloumlzuumlm arayışları ve goumlrevlerimizrdquo başlıklı yazının belirli boumlluumlmlerinin PKK (Kuumlrdistan İşccedili
Partisi yasa dışı bir silahlı oumlrguumlt) propagandası teşkil ettiğini ve ifade oumlzguumlrluumlğuumlnuumln
kullanımına değil bu oumlzguumlrluumlğuumln hatalı kullanımına karşılık geldiğini değerlendirmiştir
2012 yılında Yargıtay soumlz konusu kararı onamıştır Aynı yıl 6352 Sayılı Kanunrsquoun
yuumlruumlrluumlğe girmesini takiben başvurucu hakkında verilen huumlkmuumln infazı 3 sene ertelenmiştir
İhlal İddiaları Başvurucu Madde 10rsquoa (ifade oumlzguumlrluumlğuuml) dayanarak hakkında
yuumlruumltuumllen ceza yargılaması sebebiyle ifade oumlzguumlrluumlğuumlnuumln ihlal edildiğini iddia etmiştir
Karar Madde 10
3713 Sayılı Kanunrsquoun 7(2) maddesine dayanılarak başlatılan cezai yargılamaya
ilişkin olarak Mahkeme iccediltihadında ortaya konulmuş ilkelerin oumlzeti
12
1 Kanunun niteliğine ilişkin prensipler (3713 Sayılı Kanunrsquoun 7(2) maddesi)
Mahkeme iccediltihadında 2013rsquoe kadar yuumlruumlrluumlkte olan halleriyle 3713 Sayılı Kanunrsquoun 7(2)
maddesinin accedilıklık ve oumlngoumlruumllebilirlikten yoksun olduğunu not etmiştir
Mahkeme oumlzellikle madde 7(2)rsquonin ndash2003 ve 2013 tarihleri arasında art arda yuumlruumlrluumlkte
olan iki versiyondakindash lafzını ve yerel mahkemelerin bu huumlkmuuml başvurucuları mahkum etmek
iccedilin ne şekilde yorumladığını dikkate alarak bu huumlkmuumln tatbikinin oumlngoumlruumllebilirliği hakkında
ciddi şuumlphelerin olduğunu değerlendirmiştir Mahkeme ayrıca Belge v Tuumlrkiye kararında ne
teroumlr oumlrguumltuuml propagandası yapma succedilunun ndash7(2) maddenin 2006 ve 2013 tarihleri arasında
yuumlruumlrluumlkte olan haliylendash ne de bu huumlkmuumln yerel mahkemeler tarafından yorumlanmasının
tamamen accedilık olduğunu belirtmiştir
2 3713 Sayılı Kanunrsquoun 7(2) maddesine dayanılarak başlatılan cezai işlemlerden
doğan bir muumldahalenin demokratik toplumda gerekliliğine ilişkin prensipler Mahkeme
iccediltihadında Madde 10 ihlallerini iki farklı değerlendirme ile dikkate almıştır
İlk olarak Mahkeme şuumlphe edilen belge ve beyanlar ile başvurucular tarafından
işlendiği iddia edilen fiilleri kendisi incelemiştir Soumlz konusu davalarda Mahkeme belgeler
beyanlar ve iddia edilen fiiller kimi zaman saldırgan nitelikte olsa ve Devlet yetkililerine
youmlnelik ciddi eleştiriler iccedilerse veya sorumlu olunan goumlruumlşlerin belirli yasa dışı oumlrguumltlerin ya da
bunların lider veya uumlyelerinin lehine olduğu varsayılsa bile bunların aslında ne şiddete
direnişe veya isyana teşvik iccedilerdiği ne nefret soumlylemi anlamına geldiği ne de belirtilen kişilere
karşı koumlkleşmiş ve irrasyonel nefret aşılayarak şiddete sebep olmalarının muhtemel olduğu
kanaatine varmıştır
İkinci olarak bazı davalarda Mahkeme değerlendirmesini yerel mahkemelerin nihai
mahkumiyet kararlarında accedilıkladıkları gerekccedilelere dayandırmıştır Mahkeme oumlzellikle şuumlphe
edilen belge beyan veya fiillerin şiddet kullanımına silahlı direnişe veya isyana teşvik
iccedilerdiğinin ya da nefret soumlylemi oluşturduğunun accedilıkccedila belli olmadığı olaylarda izlenen analitik
youmlnteme muumlracaat etmiştir Mahkeme bu davalarda ulusal yetkililerin ne başvurucuların
mahkumiyetlerini meşru kılmak iccedilin yerinde ve yeterli gerekccedile goumlsterdiğini ne de yeterli
accedilıklama ndashoumlzellikle şuumlphe edilen belge beyan veya fiillerin iccedilerikleri bağlamları ve zararlı
sonuccedillara yol accedilabilme yetileri dikkate alındığında şiddet kullanımına silahlı direnişe veya
isyana teşvik iccedilerip iccedilermediği ya da nefret soumlylemi teşkil edip etmediğine ilişkinndash yaptığını
belirtmiştir Mahkeme ayrıca ulusal yetkililerin Mahkemersquonin ifade oumlzguumlrluumlğuumlne ilişkin
13
iccediltihadında ortaya koyduğu ve uyguladığı tuumlm kriterleri dikkate alarak gerektiği gibi bir
inceleme yapmadıklarını ya da başvurucunun ifade oumlzguumlrluumlğuuml ile ulaşılmak istenen meşru
amaccedil arasında Mahkeme iccediltihadında ortaya konulan kriterlere uygun olacak şekilde yeterli bir
dengeleme faaliyeti yuumlruumltmediklerini değerlendirmiştir
Mahkeme Hatice Ccediloban v Tuumlrkiye davasında yerel mahkemelerin mahkumiyet
kararını temellendirmek iccedilin kullandığı kanıtların guumlvenilirliği ve doğruluğuna itiraz eden
başvurucunun ileri suumlrduumlğuuml iddialara cevap vermeyerek Soumlzleşmenin 10 maddesi accedilısından
ccedilatışan menfaatlerin dengelenmesi yuumlkuumlmluumlluumlğuumlnuuml yerine getirmediği sonucuna varmıştır
Son olarak diğer davalarda Mahkeme şuumlphe edilen belge beyan veya fiillerin şiddeti
nefreti veya hoşgoumlruumlsuumlzluumlğuuml koumlruumlklediklerini veya bunlara goumlz yumduklarını kaydederek ihlal
olmadığına karar vermiş ya da başvuruları accedilıkccedila dayanaktan yoksun olmaları nedeniyle kabul
edilemez bulmuştur
Huzurdaki davaya ilişkin olarak ise Mahkeme 4 sene 11 ay suumlren ceza
yargılamasının başvurucu uumlzerinde yaratabileceği caydırıcı etki sebebiyle başvurucunun ifade
oumlzguumlrluumlğuumlne yapılan muumldahaleyi başvurucunun 1 sene 3 ay hapis cezasına mahkum edilmiş
olmasını ve başvurucunun cezasının infazını uumlccedil sene erteleme kararını not etmiştir Bu
muumldahale 3713 Sayılı Kanunrsquoun 7(2) maddesinde duumlzenlenmiştir ve meşru amaccedillara (ulusal
guumlvenliğin ve kamu guumlvenliğinin korunması ile kamu duumlzeninin sağlanması ve succedil
işlenmesinin oumlnlenmesi) youmlneliktir
Muumldahalenin gerekliliği ile ilgili olarak Mahkeme Tuumlrk mahkemelerinin
başvurucunun mahkumiyetini destekler gerekccedilelerini incelemeye karar vermiştir Mahkeme
yerel mahkemelerin yaptıkları değerlendirmelerde Mahkemersquonin Madde 10 kapsamında
şiddeti nefreti veya hoşgoumlruumlsuumlzluumlğuuml koumlruumlkleyici veya bunlara goumlz yumucu olarak sunulan
soumlzluuml veya yazılı soumlylemler ile ilgili olarak ortaya koyduğu tuumlm ilkeleri dikkate almadığını not
etmiştir zira yapılan değerlendirme şuumlphe edilen belge beyan veya fiillerin ndashiccedilerikleri
bağlamları ve zararlı sonuccedillara yol accedilabilme yetileri dikkate alındığındandash şiddet kullanımına
silahlı direnişe veya isyana teşvik iccedilerip iccedilermediği ya da nefret soumlylemi teşkil edip etmediği
sorusunu yanıtsız bırakmıştır
Sonuccedil olarak yerel mahkemeler Mahkemersquonin ifade oumlzguumlrluumlğuumlne ilişkin iccediltihadında
ortaya koyduğu ve uyguladığı tuumlm ilkeleri dikkate alarak gerektiği gibi bir inceleme
yapmamıştır ve Huumlkuumlmet uygulanan tedbirin baskın bir toplumsal ihtiyaccediltan kaynaklandığını
14
ulaşılmak istenen amaccedillar ile orantılı olduğunu ve demokratik bir toplumda gerekli olduğunu
goumlsterememiştir Dolayısıyla Soumlzleşmersquonin 10 maddesi ihlal edilmiştir
15
Başvuru Adı Alexandru-Marian IancuRomanya
Başvuru No 6085815
Başvuru Tarihi 04122015
Karar Tarihi 04022020
Karar Linki httphudocechrcoeintengi=001-200729
Konu Başvuru Alexandru-Marian Iancu hakkında birbirleriyle
bağlantılı olarak yuumlruumltuumllen iki ceza kovuşturmasında mahkumiyet kararı veren heyetlerin
ikisinde de aynı hakimin goumlrev alması ve bu hususun hakimin tarafsız kalmasına engel olacağı
iddiası hakkındadır
Olaylar Romanya uyruklu başvurucu Alexandru-Marian Iancu 1965
yılında duumlnyaya gelmiştir 2014 ve 2015 yıllarında işlediği ekonomik succedillar nedeniyle hapis
cezasına ccedilarptırılan başvurucu an itibariyle Rahova Cezaevirsquonde tutulmaktadır
Başvurucu hakkında iki ayrı ceza kovuşturması yuumlruumltuumllmuumlştuumlr Kovuşturmalar
başvurucunun 2000 ila 2003 yılları arasında youmlneticisi veya işletmecisi olduğu birkaccedil ticari
şirket aracılığıyla işlediği iddia edilen ekonomik succedillara dayanmaktadır İlk başlatılan
kovuşturma suumlrecindeki dosya ile ikinci kovuşturma dosyası ortak deliller bulunması
nedeniyle birleştirilmiştir
Başvurucu hakkında yuumlruumltuumllen kovuşturmalar sonucunda mahkumiyet kararları
verilmiştir bahse konu kararlar iki hakimden oluşan heyetler tarafından alınmıştır MAM
isimli hakim her iki heyette de goumlrev almıştır
Başvurucu hakkında yuumlruumltuumllen ikinci kovuşturmanın istinaf aşamasında MAM
tarafsızlığına ilişkin herhangi bir şuumlphe duyulmaması adına hakimlikten ccedilekilmeyi talep
etmiştir Ccedilekilme talebi iki hakimden oluşan bir heyet tarafından reddedilmiştir MAMrsquonin
ilk derece yargılamasında goumlrev almış olmasının tarafsızlığını kaybettiğinden endişe edilmesini
gerektirecek makul şuumlphe oluşturmadığını ve ilk derece mahkemesince goumlruumllen dava suumlrecinde
başvurucunun succedillu olduğuna dair bir kanaat geliştirdiğine ilişkin bir kanıtın olmadığı
belirtilmiştir MAMrsquonin tarafsızlığını kaybettiğine ilişkin farklı itirazlar da sunulmuştur soumlz
konusu itirazlar reddedilmiştir
16
Hakim MAMrsquoin tarafsızlığını kaybettiğine dair şikayetler Yargıtay ve Hakimler
Yuumlksek Kurulu nezdinde de ileri suumlruumllmuumlş ve reddedilmiştir oumlzellikle başvurucu tarafından
yargılama suumlrecinde ileri suumlruumllen hakimin reddi taleplerine verilen ret kararlarının ve hakkında
2015 yılında verilen mahkumiyet kararının yeterli derecede gerekccedilelendirildiği belirtilmiştir
İhlal İddiaları Başvurucu MAMrsquonin birbirleriyle bağlantılı olan iiki
yargılama suumlrecinde de goumlrev almış olması nedeniyle tarafsızlığını korumasının muumlmkuumln
olmadığını bu nedenle AİHS m 61 uyarınca korunan adil yargılanma hakkının ihlal edildiğini
iddia etmektedir
Karar Mahkeme AİHS m 61 uyarınca mahkemelerin tarafsız
kalmasının gerekliliğini vurgulayarak tarafsızlığa ilişkin iddiaların ccediloumlzuumlmlenmesi adına oumlznel
ve nesnel bir sınamaya tabi tutulacağı belirtilmektedir Oumlznel sınama esnasında hakimin kişisel
bir kanaatinin bulunup bulunmadığına başvurucuya karşı tutumlarına odaklanılırken nesnel
sınamada mahkemenin tarafsızlığına goumllge duumlşuumlrebilecek nitelikle unsurların tespit edilip
edilemediği değerlendirilecektir
Oumlznel sınama sonucunda Mahkeme MAMrsquonin yargılama suumlrecinde taraflı bir tutum
sergilediğine ilişkin iddiaları inandırıcı bulmamıştır
Bunun yanı sıra başvurucunun hakimin tarafsızlığını kaybettiği youmlnuumlndeki endişelerini
temellendiren nesnel sebepler de bulunmamaktadır MAMrsquonin ccedilekilmeyi talep etmesinin
esasen tedbir amaccedillı olduğu tarafsızlığını kaybettiğine dair bir şuumlphe oluşması nedeniyle bahse
konu talepte bulunmadığı belirtilmektedir Ayrıca ccedilekilme talebi oldukccedila detaylı olarak
gerekccedilelendirilmiş bir biccedilimde reddedilmiştir
Her ne kadar MAM ile birlikte ilk kovuşturma aşamasında goumlrev alan diğer hakimin
ikinci kovuşturma suumlrecinde heyette bulunmaması youmlnuumlnde karar verilmiş olsa da işbu ret
kararının - hakimin goumlruumlşuumlnuuml belirtmesi gibi - birden fazla sebebi bulunmaktadır
Ayrıca iki kovuşturma arasındaki oumlne suumlruumllen benzerlik dışında MAMrsquonin
tutumunda başvurucunun tarafsızlık hususunda kuşkuya duumlşmesini meşru kılacak bir durum
bulunmamaktadır
Sonuccedil olarak AİHS m 6 sect 1 ihlali oluşmamıştır
17
Başvuru Adı AtamanchukRusya
Başvuru No 449311
Başvuru Tarihi 18012011
Karar Tarihi 11022020
Karar Linki httphudocechrcoeintengi=001-200839
Konu Bir iş insanının Rus koumlkenli olmayanlar hakkında yaptığı
accedilıklamaları iccedileren ve yerel bir gazetede yayımlanan bir makale nedeniyle kin ve duumlşmanlığa
tahrik succedilundan mahkum edilmesi hakkındadır
Mahkeme oumlzellikle başvurucunun accedilıklamalarının kamusal tartışmaya herhangi bir
katkısının bulunmadığını belirtmektedir Ulusal mahkemelerin ccedilıkarımlarına katılarak bahse
konu accedilıklamaların Rus etnik koumlkenini haiz olmayan yerel nuumlfus hakkında oumlnyargıya yol
accediltığını veya galeyana gelinmesine sebep olacağını iletmektedir
Ayrıca nefret soumlylemine ilişkin duumlzenlemeler bağlamında ulusal mahkemelerin
başvurucuya para cezası vermekte ve gazetecilikyayıncılık faaliyetlerinden iki yıl suumlreyle men
etmekte haklı olduklarını belirtmektedir Başvurucunun gazetecilik mesleğini icra etmekten
daha ccedilok iş insanı sıfatıyla faaliyetlerini suumlrduumlrduumlğuuml goumlz oumlnuumlnde tutulduğunda hakkında alınan
kararların başvurucu uumlzerinde dikkate alınması gereken bir etki yaratmadığı duumlşuumlnuumllmektedir
Olaylar 1951 doğumlu başvurucu Vladimir Atamanchuk Rusya
vatandaşıdır ve Soccedilirsquode (Rusya) ikamet etmektedir Başvurucu iş insanı ve yerel siyasetccedilidir
Ayrıca 8000 tiraja sahip yerel bir gazetenin sahibidir
Başvuru başvurucunun 2008 başkanlık seccediliminden bir guumln oumlnce başka bir yerel
gazetede yayımlanan makalesi hakkındadır
Mart 2008rsquode yayımlanan ldquoNeden bu seccedilimlerde oy kullanmayacağımrdquo başlıklı
makalesinde başvurucu ldquohalkrdquo kavramı uumlzerine goumlruumlşlerini paylaşmış ve Rus koumlkenli olmayan
grupların etnik oumlzellikleri hakkında accedilıklamalarda bulunmuştur Bahse konu grupların succedil
işlemeye yatkın olduklarını ldquobarbar duumlşuumlncelerine uygun olarak katliam tecavuumlz hırsızlık
koumlleleştirmerdquo gibi eylemlerde bulunacaklarını ldquouumllkenin yıkımına katkıda bulunduklarınırdquo
ifade etmiştir
18
Başvurucu 2010 yılının Temmuz ayında bir kişiyi veya bir grubu etnik koumlkeni dili
uyruğu veya dini inancı nedeniyle aşağılama ve kin ve duumlşmanlığa tahrik succedilundan mahkum
edilmiştir Ulusal mahkemenin değerlendirmeleri başvurucunun makalesini analiz eden
psikoloji ve dilbilimi alanındaki uzmanlarca hazırlanan raporlara dayanmaktadır ve sonuccedil
olarak başvurucunun makalesinin okuyucularda nefret uyandırdığına ancak onları şiddete
youmlnlendirmediğine karar verilmiştir
Başvurucu Mart 2018 tarihli makale nedeniyle 200000 Rus rublesi (o tarihte 5086
euroya tekabuumll etmektedir) para cezasına ccedilarptırılmıştır Hakkında kovuşturma başlatıldığında
soumlz konusu makaleyi gazetesinde yeniden yayımladığı iccedilin bir kez daha 200000 Rus rublesi
para cezasına huumlkmedilmiştir Ayrıca iki yıl suumlreyle gazetecilik ve yayıncılık faaliyetlerinden
men edilmiştir
Başvurucu delil listesinde adı bulunan bir dilbilim uzmanının dinlenmesi talebinin
reddedildiğini ileri suumlrerek hakkında verilen kararı temyiz etmiştir Karar 2010 yılının Eyluumll
ayında onanmıştır
İhlal İddiaları Başvurucu hakkında verilen mahkumiyet kararı ve cezanın
AİHS m 10 uyarınca korunan ifade oumlzguumlrluumlğuumlnuuml ihlal ettiğini iddia etmektedir Ayrıca
dilbilimi uzmanına soru sorma imkanını bulamadığı iccedilin AİHS m 6 uyarınca korunan adil
yargılanma hakkı ve tanık dinleme-dinletme ve soru sorma hakkının ihlal edildiğini oumlne
suumlrmektedir
Karar
Madde 10 (ifade oumlzguumlrluumlğuuml)
Mahkeme Rus Ceza Kanunursquondaki nefret soumlylemine ilişkin duumlzenlemeler dikkate
alındığında başvurucu hakkında yuumlruumltuumllen kovuşturmanın ldquokanun tarafından oumlngoumlruumllduumlğuumlnuumlrdquo
belirtmektedir Ayrıca kovuşturmanın ve mahkumiyet kararının ldquobaşkalarının hakkırdquonı
koruma oumlzellikle Rusyarsquonın Krasnodar boumllgesinde yaşayan Rus koumlkenli olmayan bireylerin
onurunu koruma amacını taşıdığını ifade etmektedir
Mahkeme ifade oumlzguumlrluumlğuumlnuumln demokratik bir toplumun temellerinden birini
oluşturduğunu oumlzguumlrluumlğuumln koruma kapsamında ndash başvurucunun makalesi oumlrneğinde de olduğu
gibi - ldquoincitici şok edici veya rahatsız edicirdquo biccedilimde kullanılan dilin de bulunduğunu
19
belirtmektedir İfade oumlzguumlrluumlğuumlne getirilecek kısıtlamaların gerekliliği birccedilok faktoumlruumln
birbirlerine etkileri goumlz oumlnuumlnde tutularak ikna edici bir şekilde ortaya konulmalıdır oumlrneğin
soumlz konusu accedilıklamaların hangi bağlamda yapıldığı niteliği dile getiriliş biccedilimleri ve doğrudan
veya dolaylı olarak hoşgoumlruumlsuumlzluumlk nefret veya şiddete youmlnlendiren bir etki yaratıp yaratmadığı
hususları dikkate alınmalıdır
Başvurucunun makalesi seccedilim kampanyaları bağlamında yayımlanmıştır ve seccedilimde
oy kullanmama kararına ilişkin goumlruumlşlerini sunmak amacıyla kaleme alınmıştır Ancak
Mahkeme başvurucunun soumlylemlerinin Rus koumlkenli olmayan gruplar hakkındaki
accedilıklamalarının makalenin konusu accedilısından bir mantığa oturduğu veya kamusal tartışmaya bir
katkı sunduğu hususlarının tartışmalı olduğunu ifade etmektedir
Ayrıca Mahkeme ulusal mahkemelerin değerlendirmelerini makul bularak oumlzellikle
makalenin farklı etnik koumlkenlerden oluşan bir boumllgede 8000 ve 10000 dağıtımı olan
gazetelerde yayımladığı goumlz oumlnuumlnde tutulduğunda başvurucunun Rus koumlkenli olmayan yerel
nuumlfus hakkında yaptığı bazı accedilıklamalarında kullandığı dilin okuyucularda oumlnyargı
yaratabilecek veya onları galeyana getirebilecek nitelikte sayılabileceklerini belirtmektedir
Her ne kadar makalede kişileri accedilıkccedila şiddete veya succedil teşkil eden diğer eylemlere
youmlnlendiren ifadeler bulunmasa da soumlz konusu makaleye bir şekilde tepki goumlstermek
makamların takdirindedir (ldquotakdir marjırdquo)
Son olarak Mahkeme başvurunun koşulları ele alındığında makamların tepkisinin
orantısız olmadığını ifade etmektedir Mahkeme başvurucu hakkındaki cezaların nefret
soumlylemi ile muumlcadele etme amacını taşıyan duumlzenlemelere dayanılarak verilmesinin oumlnemine
dikkat ccedilekmektedir Ayrıca başvurucunun iş insanı olarak mesleki faaliyetlerini suumlrduumlrduumlğuuml ve
nadiren kendisine ait olmayan yerel gazetelerde makaleler kaleme aldığı goumlz oumlnuumlnde
bulundurulduğunda hakkında verilen gazetecilik ve yayıncılıktan men etme kararının
başvurucu uumlzerinde dikkate değer bir etkisinin olmadığı anlaşılmaktadır
Sonuccedil olarak ulusal mahkemelerce başvurucunun yargılanması ve mahkum edilmesi
ilgili ve yeterli duumlzeyde gerekccedilelendirilmiştir ayrıca olaydaki istisnai koşullar başvurucuya
verilen cezaları haklı kılmaktadır Sonuccedil olarak AİHS m 10 ihlali bulunmamaktadır
Madde 17 (hakların koumltuumlye kullanımı yasağı)
20
Huumlkuumlmet başvurucunun Rus koumlkenli olmayan yerel nuumlfus hakkında yaptığı kabul
edilemez accedilıklamaların 10 maddenin koruma kapsamında bulunmadığını ve bu nedenle
hakkında verilen mahkumiyet kararına karşı 10 maddeyi dayanarak ileri suumlrduumlğuuml
başvurusunun 17 madde ışığında reddedilmesi gerektiğini savunmaktadır
Yukarıda belirtildiği uumlzere Mahkeme başvurucu hakkında verilen mahkumiyet kararın
ve cezaların 10 madde ışığında ldquokanun tarafından oumlngoumlruumllmuumlş olanrdquo ldquomeşru bir amaccedil taşıyanrdquo
ve bilhassa ldquodemokratik bir toplumda gerekli olanrdquo bir muumldahale sayılıp sayılmayacağı
konusunda değerlendirmede bulunmuştur 10 maddenin ihlal edildiği youmlnuumlnde bir karar
verildiğinden başvurunun ayruca 17 madde youmlnuumlnden incelenmesine gerek duyulmamaktadır
Madde 6 (Tanık dinleme-dinletme ve soru sorma hakkı)
Mahkeme ulusal mahkemelerce başvurucunun dilbilimi uzmanı tanığa soru sorma
talebinin reddedilmesine ilişkin gerekccedile sunulmamış olsa da başvurucu hakkındaki yargılama
suumlrecinin bir buumltuumln olarak adil yuumlruumltuumllduumlğuumlnuuml ifade etmektedir
Dilbilimi uzmanının bulguları başvurucunun aleyhinedir ve succedilluluğunu destekleyici
delillerin arasında sunulmuştur diğer dilbilimi ve psikoloji uzmanlarının raporları ile
uyumludur Hem ilk derece mahkemesi hem de temyiz mahkemesince karara temel alınan
uzman raporlarına itiraz etme konusunda başvurucunun kısıtlandığına dair herhangi bir iddia
bulunmamaktadır Ayrıca ilk derece mahkemesi veya temyiz mahkemesi nezdinde soumlz konusu
tanığa hangi soruların sorulmasının duumlşuumlnuumllduumlğuuml de paylaşılmamıştır
Sonuccedil olarak işbu koşullar ışığında AİHS m 6 ihlali gerccedilekleşmemiştir
Mutabık Oy Goumlruumlşuuml Yargıccedil Lemmens
Karşı Oy Yargıccedil Serghides
21
Başvuru Adı Felloni İtalya
Başvuru No 4422114
Başvuru Tarihi 17072014
Karar Tarihi 06022020
Konu Alkolluuml bir şekilde araba kullanma succediluna mahkumiyet kararı
verilirken daha ağır ceza kanunun geriye doumlnuumlk olmama ilkesine uyulması fakat Yargıtay
kararı gerekccedilesinin dayanaktan yoksun olması hakkında
Olaylar 2007 yılında Başvurucursquoya karşı alkolluuml araba kullanma
succedilundan ceza davası accedilılmıştır 2011rsquode yerel mahkeme Başvurucursquoyu 1 ay şartlı hapis cezası
ve 900 avro para cezasına mahkum etmiştir Ayrıca mahkeme Başvurucursquonun suumlruumlcuuml
belgesinin askıya alınmasına karar vermiştir Bu karar Başvurucu tarafından istinaf edilmiştir
Başvurucu masum olduğunu iddia ederken sabıkasının olmamasından bahisle ceza kanunursquonun
62 maddesi uyarınca hafifletici sebeplerin tanınmasını talep etmiştir 2012 yılında istinaf
mahkemesi Başvurucursquonun başvurusunu reddederek sabıka kaydının olmamasının hafifletici
sebep olarak tanınmadığını ileri suumlrmuumlştuumlr Mahkeme suumlrecinde pişmanlık belirtisi dahi
goumlstermediği davranışları dahil hiccedilbir unsurun Başvurucursquonun lehine olamayacağını
belirtmiştir Ayrıca mahkeme Fellonirsquonin soumlz konusu succedilun işlenmesinden sonra da alkolluuml
araccedil kullanma succedilunu tekrar işlediğinin altını ccedilizmiştir Başvurucu istinaf mahkemesinin bu
kararını Yargıtay mahkemesine taşıyarak succedilun işlenmesinden sonra ceza kanunu madde
62rsquonin 2008 yılında yani succedilun işlendiği tarihten sonra yuumlruumlrluumlğe giren 125 sayılı kanun ile
yeniden duumlzenlendiğini ve yeni kanunun kararda uygulanmasını talep etmiştir 2014 yılında
Yargıtay Fellonirsquonin soumlz konusu talebini kabul edilemez bularak davayı reddetmiştir
İhlal İddiaları Başvurucu oumlncelikle Yargıtayrsquoın kararının gerekccedileden yoksun
olduğundan bahisle Soumlzleşmersquonin 6 Maddesinin (adil yargılanma hakkı) ihlal edildiğini ileri
suumlrmuumlştuumlr İkinci olarak Soumlzleşmersquonin 7 Maddesini (kanunsuz ceza olmaz ilkesi) ileri suumlrerek
daha ağır cezanın kendisine uygulandığını iddia etmiştir Oumlzellikle yuumlruumlrluumlkte olan ve
uygulanan fakat sonradan duumlzenlenen kanundan yararlanamadığından şikayet etmiştir
Karar
Madde 6 sect 1 youmlnuumlnden
22
Mahkeme Başvurucursquonun 2008rsquode yuumlruumlrluumlğe giren 125 sayılı kanunun kendi olayına
uygulanması talebine cevap vermemiş ve yararlanmasını engellediklerini belirlemiştir Yuumlksek
yargı yetkisi duruşma hakimleri tarafından kabul edilen gerccedilekler uumlzerinden karar vererek
Felloni tarafından ileri suumlruumllen temyiz iddialarını hepsinin kabul edilemez olduğunu ilan
etmekle yetinmişlerdir Mahkeme Başvurucursquonun iddiasının Yuumlksek Mahkemenin yargı
yetkisinin oumltesinde bir olgu olduğuna ikna olmamıştır Fellonirsquonin hafifletici unsurlar
bakımından mevzuatın geriye doumlnuumlk olarak uygulanması gerektiği iddiası Başvurucu
tarafından ortaya atılan ana arguumlmanlardan biriydi Bu nedenle belirli ve accedilık bir gerekccedile
sunulması gerekmektedir
Bu nedenle Başvurucu ne arguumlmanlarının etkili bir incelemeden geccediltiğinin garantisini
veren bir proseduumlre tabi tutulmuş ne de red sebeplerini iccedileren bir yanıt almıştır Sonuccedil olarak
Yargıtay kararlarını gerekccedilelendirme yuumlkuumlmluumlluumlğuumlnuuml yerine getirmediğinde Soumlzleşmersquonin 6 sect
1 Maddesi ihlal edilmiştir
Madde 7 youmlnuumlnden
Mahkeme Bolonya İstinaf Mahkemesi Başvurucunun dosyasını Ceza Kanunursquonun 62
Maddesinin succedilun işlendiği tarihten sonra 2008 yılında 125 sayılı kanun ile değiştirilen yeni
metni ışığında yorumladığını belirtmiştir
Mahkeme bu davada yerel mahkemelerin sanığın lehine olan huumlkuumlmleri uygulayıp
uygulamadığının araştırılması gerektiğini varsaymaktadır Succedilun işlendiği doumlnemde yuumlruumlrluumlkte
olan ceza kanunu sanığın sabıka kaydının bulunmamasını otomatik olarak hafifletici sebep
olarak oumlngoumlrmemektedir Oumlte yandan ceza kanununun 133 Maddesi uyarınca sabıka kaydının
olmayışının hafifletici sebep olarak uygulanması ancak hakimin takdir yetkisine bağlanmıştır
2008 tarihli 125 sayılı kanun ile duumlzeltilen CK madde 62 yeni haliyle hakimin hafifletici
sebeplerin uygulanmasında kullandığı takdir yetkisini sınırlamış olduğu gibi hafifletici
sebeplerin sistematiğini Başvurucunun lehine olan yasal kriterleri etkisiz hale getirecek şekilde
olarak değiştirmemektedir
Bu durumda Bolonya İstinaf Mahkemesi CK madde 133rsquouuml ve sanığın davranışlarını da
detaylı bir şekilde inceledikten sonra Başvurucunun hafifletici sebep talebini reddetmiştir
Ayrıca Mahkeme sanığın cezasını hafifletecek duruşmalardaki davranışları ve succedil işlendikten
sonra araba kullanmaya devam etmesi de dahil hiccedilbir sebebin olmadığını varsaymaktadır
23
Başvurucu yargılama boyunca herhangi bir pişmanlık belirtisi goumlstermemiş ve aynı succedilu
tekrar işlemiştir
Sonuccedil olarak Mahkeme Başvurucuya karşı huumlkmedilen cezanın eldeki tuumlm verilerin
uygun bir şekilde tartılarak elde edildiğini ileri suumlrmuumlştuumlr Bu bağlamda Başvurucunun
değiştirilen kanun huumlkmuuml ışığında yargılamasının yapılmamış olması hafifletici sebeplerin
uygulanabilir olduğuna dair bir izlenim vermemektedir Bu nedenle Soumlzleşme Madde 7 ihlal
edilmemiştir
24
Başvuru Adı Vovk and Bogdanov v Rusya
Başvuru No 1561310
Başvuru Tarihi 11022020
Karar Tarihi 15022010
Karar Linki httpshudocechrcoeinteng22itemid22[22001-
20083822]
Olaylar
Sergey Vovk ve Artem Bogdanov ( Başvurucular ) 1995 ve 2000 doğumlu Rusya
vatandaşlarıdır Başvurucular Chitada yaşamaktadır
Başvurcular olay esnasında 13 ve 7 yaşlarındadır Chita boumllgesinde yerde buldukları el
bombası ellerindeyken patlamış ve Sergey Vovk bacağından Artem Bogdanov ise mide ve
goumlğsuumlnden yaralanmıştır Polis Artem Bogdanovun el bombasını okuluna yakın bir yerde
bulduğunu belirtmiştir
Olaydan sonra soruşturma ilk olarak Ceza Kanununun 2221 maddesindeki (Patlayıcı
cihazların yasa dışı edinimi taşınması ve depolanması) succediluna dayanarak accedilılmıştır Succedillama
daha sonra Ceza Kanununun 2251 maddesi (Patlayıcı cihazların uygun olmayan şekilde
korunması ) ve 348 maddesi (Askeri mal kaybı) uyarınca kamu guumlvenliği ve askerlik
hizmetlerine karşı işlenen succedillar olarak değişmiştir El bombası ateş almış ama patlamamış bir
halde askeri boumllgeden olayın yaşandığı boumllgeye getirilen bir kamyon kumun iccedilinden ccedilıkmıştır
Sivil soruşturma makamları konuyu askeri makamlara youmlnlendirmişlerdir Askeri soruşturma
9 guumln suumlrmuumlş ve herhangi bir askerin olayla bağlantısı olmadığı soumlylenerek soruşturma sivil
makamlara youmlnlendirilmiştir 2008-2011 yıllarında arasında birccedilok soruşturma yapılmış ama
herhangi bir fail tanımlanamadığı iccedilin soruşturmalar sonuccedilsuz kalmıştır Kasım 2013 tarihinde
2251 maddedeki succedil zamanaşımına uğramıştır Başvurucuların anneleri Rusya Ekonomi
Bakanlığına karşı accediltığı tazminat davasında idarenin bu tarz patlayıcı maddelerin sivillerin
eline geccedilmemesinde sorumlu olduğu iddia etmiştir Chita Tsentralniy Boumllge Mahkemesi
soruşturma makamlarının kararlarına dayanarak failin tespit edilmediğine dikkat ccedilekmiştir
Temyiz aşamasında ise Zabaykalskiy Boumllge Mahkemesi el bombasının devlet malı olduğuna
veya uygun şekilde depolanmadığına dair hiccedilbir kanıt bulunmadığına belirtmiştir
25
İhlal İddiaları
Başvurucular patlamadan dolayı accedilmış oldukları tazminat talepli davalarının
soruşturmanın duumlzguumln şekilde yapılmamasından dolayı reddedilmiş olması sebebiyle Adil
Yargılanma ( İHAS 6 ) ve Etkili Başvuru ( İHAS 13 ) haklarının ihlal edildiğini iddia
etmişlerdir
Karar
İHAS 2
Mahkeme başvuruyu yaşam hakkı youmlnuumlnden incelemiştir Yaşam hakkı devletlere
sadece kişileri kasıtlı şekilde oumllduumlrmeme sorumluluğunu değil aynı zamanda kişilerin hayatını
korumak iccedilin hukuk iccedilerisinde uygun adımlar atılması sorumluluğunu da yuumlkler Bunların yanı
sıra yaşam hakkı devletlere bağımsız bir yargı tarafından efektif bir yargılama yapma
yuumlkuumlmluumlluumlğuuml de yuumlklemiştir
Mahkeme iccedil hukuktaki soruşturmalara dayanarak kimliği belirlenemeyen bir kişi
tarafından taşınan kumlarla birlikte el bombasının yerleşim yerine duumlştuumlğuumlnuuml ve başvurucuların
bu el bombasından dolayı yaralandığını belirtmiştir Mahkeme el bombalarının sadece uumllkenin
yasal guumlvenlik guumlccedilleri tarafından kullanılabileceğini ve soruşturmada guumlvenlik guumlccedillerinin
incelenip kaybolan veya hasara uğrayan envanterin belirlenmesi gerektiğini ifade etmiştir
Mahkeme iccedil hukuktaki soruşturmada ortaya konulmuş olan guumlvenlik guumlccedillerinin ihmali sonucu
el bombasının ateşlenmiş şekilde kaybedildiğine dair bilgileri yargılama esnasında goumlz oumlnuumlnde
bulundurmaktadır Ne askeri soruşturmada ne de envanter kaybının kazaya neden olduğunu
kabul eden sivil soruşturmada herhangi askeri personel kayıptan dolayı sorumlu
goumlsterilmemiştir Askeriyenin ihmali sonucu kaza meydan gelmiş olmasına rağmen
soruşturma makamları yaşam hakkının idareye yuumlklemiş olduğu usuli sorumluluğa uygun
olarak yeterli ccedilabayı goumlstermemiş kanıtları toplamamış ve tatmin edici bir gerekccedile ortaya
koymamıştır Ayrıca soruşturma esnasında idarenin yaşam hakkı kapsamındaki kişilerin
oumllmemesini ve yaşamlarının risk altına girmemesini sağlama şeklinde duumlzenlenen
yuumlkuumlmluumlğuumlne dair bir inceleme yapılmamıştır
Sonuccedil olarak iccedil hukukta yuumlruumltuumllen soruşturmada el bombasının guumlvenlik guumlccedillerine ait
olup olmadığı ya da guumlvenlik guumlccedillerinin olaydaki el bombasının kaybından sorumlu olup
olmadığına dair bir kanıt ortaya koyulmamıştır Bu sebeplerle Mahkeme iccedil hukukta etkili bir
26
yargılama suumlreci olmadığını belirtmiş ve başvurucuların yaşam haklarının ihlal edildiğine karar
vermiştir
İHAS 41
Mahkeme Rusyanın başvurucuların her birine 40000 euro manevi tazminat masraf
ve giderler iccedilin ise 1400 euro oumldenmesi gerektiğine huumlkmetmiştir
27
Başvuru Adı YI v Rusya
Başvuru No 6886814
Başvuru Tarihi 14102014
Karar Tarihi 25022020
Karar Linki httpshudocechrcoeintengitemid[001-201326]
Olaylar
Başvurucu 1980 doğumlu Rusya vatandaşıdır ve Moskovada yaşamaktadır
Başvurucunun farklı kişilerden olmak uumlzere 1999 2011 ve 2012 doğum tarihli uumlccedil ccedilocuğu
vardır Başvurucu 8102013 tarihinde uyuşturucu transferi yaptığı gerekccedilesiyle evine yapılan
baskında goumlzaltına alınmıştır Polis merkezindeki sorgusunda 2004 yılında uyuşturucu
kullanmaya başladığını ama 2010 yılında son iki ccedilocuğunu doğurmadan oumlnce bıraktığını ancak
geccedilen ay eroin atağı geccedilirdiği iccedilin bir miktar kullandığını ifade etmiştir Bu ifade uumlzerine
ccedilocuklar annelerinden alınıp sosyal hizmetler goumlzetimine verilmiştir Sonrasında en buumlyuumlk
ccedilocuk babası ( başvurucunun ilk eşi ) ile kalmaya başlamıştır Başvurucunun 2011 ve 2012
doğumlu son iki ccedilocuğu da babaları ( başvurucunun ikinci eşi ) başvurucuyla aynı succediltan dolayı
ceza almış olduğu iccedilin yetiştirme yurduna goumlnderilmiştir Yetiştirme yurdundan sonra ise
bakıcı aileye verilmişlerdir Nisan 2014 tarihinde başvurucu uyuşturucu ticaretinden dolayı
succedillu bulunup 6 yıl hapis cezasına ccedilarptırılmıştır Bu esnada ilk derece mahkemesi uyuşturucu
bağımlısı ve işsiz olduğu iccedilin başvurucunun ccedilocukları uumlzerindeki ebeveynlik hakkını elinden
almıştır Başvurucu uyuşturucu iccedilin rehabilitasyona başladığını ve iş bulduğunu soumlyleyerek
ccedilocukların yanına almak istediğini belirtmiştir ancak ilk derece mahkemesi bu talebi
reddetmiştir Temyiz mahkemesi de ilk derece mahkemesinin kararını onamıştır
İhlal İddiaları
Başvurucu hafif bir tedbir alınmadan ebeveynlik hakkından tamamen mahrum
bırakıldığını ve hakkındaki davada otomatik bir şekilde yeterli inceleme yapılmadan temyiz
yapıldığını belirtmiştir Ayrıca ccedilocuklarıyla tuumlm bağlantısının koptuğunu soumlyleyip alınan
tedbirin orantısız olduğunu bu sebeple Oumlzel ve Aile Yaşamına Saygı Hakkının ( İHAS 8
) ihlal edilmiş olduğunu iddia etmiştir
28
Karar
İHAS 8
İHAM ( Mahkeme ) aile uumlyelerinin birbirinden ayrılmasının Oumlzel ve Aile Yaşamına
Saygı Hakkına youmlnelik ağır bir muumldahale olduğunu tekrarlamıştır Bu sebeple yapılan
muumldahale gerekccedileli olarak istisnai şartlarda ve ccedilocuğun yararı iccedilin gerekli olacak şekilde
yapılmalıdır Mahkeme iccedil hukuk yolunda verilmiş olan kararın gerekccedilesi olan uyuşturucu
bağımlılığı ve işsizlik sebeplerinin bu kadar ağır bir muumldahale iccedilin yeterli olmadığını
belirtmiştir
Mahkeme ilk olarak başvuranın uyuşturucu bağımlılığını bırakmaya ccedilalışmasıyla ilgili
terapiye gitmesinin ebeveynlik bağlarının kopmasında esas sebebin uyuşturucu bağımlığı
olduğu bir davada dikkate alınmamış olmasını ccedilarpıcı bulmuştur İkinci olarak işsizliğin
ebeveyn ve ccedilocuk arasındaki bağın koparılması iccedilin yeterli bir sebep olmadığını ve annenin
işsiz olmasının ccedilocukların hayatına ne şekilde olumsuz etkilediğinin accedilıklanmamış olduğunu
belirtmiştir Buna ek olarak tutuklanmadan aylar sonra ailenin evine yapılan denetimde evin
durumuna dair herhangi bir sorun goumlruumllmemiştir hatta son raporlar aile evinin durumunda
iyileşmeler olduğunu goumlstermektedir
Mahkeme iccedil hukuk yollarında başvuranın ayrılmadan oumlnce ccedilocuklarına bakıyor
olduğunun tuumlm yasal suumlreccedil boyunca ve sonrasında ccedilocuklarıyla iletişim kurmaya ccedilalıştığının
goumlz oumlnuumlnde bulundurulmadığını belirtmiştir Ayrıca aileden ayrılmanın ccedilocuklar uumlzerindeki
etkisinin de tam olarak hesaplanmadığını belirtmiştir Mahkeme bu zamana kadar ccedilocuklarının
bakımında herhangi bir ihmali olmayan anneye karşı daha hafif bir muumldahale yapılmamış
olmasını şaşkınlıkla karşılamaktadır
Sonuccedil olarak iccedil hukukta ccedilocuk ve ailenin ayrılmasının ccedilocuk iccedilin en yararlı yol
olduğunu uygun şekilde ortaya koyulmamıştır Bu sebeple başvurucunun Oumlzel ve Aile
Yaşamına Saygı Hakkı ( İHAS 8 ) ihlal edilmiştir
İHAS 41
Mahkeme Rusyanın başvurucuya 20000 euro manevi tazminat oumldemesi gerektiğine
huumlkmetmiştir
29
Başvuru Adı Gaughran v Birleşik Krallık
Başvuru No 4524515
Başvuru Tarihi 20 Ekim 2015
Karar Tarihi 13 Şubat 2020
Karar Linki Gaughran v Birleşik Krallık
Konu Mahkeme oybirliğiyle Kuzey İrlandarsquoda alkolluuml araccedil
kullandığı iccedilin huumlkuumlm giyen ve Birleşik Krallık hukuku uyarınca bu huumlkmuuml zamanaşımına
uğramış olan (spent conviction) kişinin kişisel verilerinin (DNA parmak izi ve fotoğraflar)
belirsiz suumlreli şekilde saklanmasının Soumlzleşmersquonin 8 maddesini (oumlzel ve aile hayatına saygı
hakkı) ihlal ettiğine karar vermiştir
Olaylar Başvurucu Fergus Gaughran 1972 doğumlu bir İngiliz
vatandaşı olup Newryrsquode (Kuzey İrlanda Birleşik Krallık) yaşamaktadır
Gaughran Ekim 2008rsquode alkolluuml araccedil kullandığı1 iccedilin goumlzaltına alınmıştır Başvurucu
polis merkezine goumltuumlruumllmuumlş ve merkezde alkolmetre ile yapılan oumllccediluumlmde başvurucunun alkolluuml
olduğu tespit edilmiştir Polis ayrıca başvurucunun fotoğrafını ccedilekmiş parmak izini ve DNA
oumlrneğini almıştır Sonrasında başvurucu da succedilunu kabul etmiş para cezasına ccedilarptırılmış ve
12 ay suumlreyle ehliyetine el konulmuştur Huumlkuumlm 2013 yılında zamanaşımına uğramıştır
Başvurucunun DNA oumlrneği kendisinin talebi uumlzerine 2015 yılında imha edilmiştir
Kuzey İrlanda Polis Teşkilatı (ldquoKİPTrdquo) başvurucunun DNA oumlrneğinden elde edilen DNA
profilini (dijital veri) parmak izlerini ve fotoğrafını belirsiz suumlreli olarak saklamaya devam
etmektedir
Başvurucunun KİPT tarafından kişisel verilerinin saklanmasına karşı yaptığı yerel
mahkemeler nezdindeki başvurular sonuccedilsuz kalmıştır
İhlal İddiaları Gaughran polisin kendisine ait DNA profili parmak izi ve
fotoğrafı belirsiz bir suumlre iccedilin saklamasının ve buna karşı işletilebilecek bir değerlendirme
1 Alkolluuml araccedil kullanmak İngiliz Hukukursquonda ldquokayıtlı succedilrdquo olarak bilinen ve cezası hapis olabilen bir succediltur
30
mekanizması olmamasının 8 maddeyi (oumlzel ve aile hayatına saygı hakkı) ihlal ettiğini iddia
etmiş ve 20 Ekim 2015rsquote AİHMrsquoe başvuruda bulunmuştur
Karar Mahkeme başvurucunun DNA profilinin parmak izinin ve
fotoğraflarının saklanmasının oumlzel hayata muumldahale teşkil ettiğini bu muumldahalenin succedilun
oumlnlenmesi amacıyla yani meşru bir amaccedilla gerccedilekleştirildiğini belirtmiştir
Mahkeme devletin sahip olduğu guumlcuumln belirsiz olması ve teknolojinin gittikccedile daha
komplike bir hal alması dolayısıyla mahremiyet haklarının değerlendirilmesinin oumlnemini
vurgulamıştır Oumlrneğin fotoğraf ve yuumlz haritalaması teknolojisi olayın yerel mahkemelerin
oumlnuumlnde incelendiği tarihten beri ccedilok ilerlemiştir
Mahkeme başvurucunun mahremiyet hakkına muumldahalenin meşru olup olmadığını
ulusal makamlara takdir yetkisi tanınması gerektiğini belirterek değerlendirmiştir Uumlye
devletlerin bir succediltan mahkucircm olanların kişisel verilerinin saklanması hususundaki yaygın
goumlruumlş birliği bu takdir yetkisini daraltacaktır
Mahkeme uumlye devletlerin ccediloğunun huumlkuumlmluumllerin biyometrik verilerinin yani parmak
izi ve DNA profilinin saklanması hususunda zaman sınırı koyan duumlzenlemelere sahip
olduğunu belirtmiştir Birleşik Krallık DNA profillerinin belirsiz bir suumlre iccedilin saklanmasına
izin veren sayılı Avrupa Konseyi uumllkesinden biridir2 Dolayısıyla takdir yetkisi oumlzellikle de
DNA profilleri accedilısından daraltılmalıdır
Bununla birlikte mahkeme saklama suumlresinin bir devletin veri saklamaya ilişkin
duumlzenlemesinin kabul edilebilir takdir yetkisinin sınırlarını aşıp aşmadığının
değerlendirilmesinde kesin bir yargıya ulaşmaya imkacircn vermediğini belirtmiştir Somut olayda
S ve Marper v Birleşik Krallık başvurusu ile aynı seviyede damgalama (stigmatization) riski
bulunmamaktadır zira S ve Marper v Birleşik Krallık başvurusunda başvurucular sanıktır
huumlkuumlmluuml değildir
Ccedileşitli oumlnlemlerin varlığı ve işleyişi bir devletin veri saklamaya ilişkin duumlzenlemesinin
kabul edilebilir takdir yetkisinin sınırlarını aşıp aşmadığının değerlendirilmesinde kesin bir
yargıya varmaya imkacircn verecektir Belirli suumlreli olmayan saklamaya ilişkin en geniş yetkileri
2 İncelenen 31 Avrupa Konseyi uumllkesinden 4rsquouuml (Kıbrıs İrlanda Kuzey Makedonya ve Karadağ) daha az cezayı
gerektiren succedillardan mahkum olunmasının akabinde DNA profillerinin belirsiz suumlreli olarak saklanmasına izin
veren duumlzenlemelere sahiptir
31
tanıyan duumlzenlemeleri uygulamaya koymak devletin kendisini takdir yetkisinin sınırına
sokması demektir Bu nedenle devlet başvurucu iccedilin belirli oumlnlemlerin mevcudiyetini ve
etkililiğini temin etmelidir
Ancak başvurucunun biyometrik verisi ve fotoğrafları işlediği succedilun ağırlığı
goumlzetilmeksizin ve saklamanın belirsiz bir suumlre iccedilin devam etmesinin gerekliliğine ilişkin bir
değerlendirme yapılmaksızın saklanmıştır Ayrıca Kuzey İrlandarsquodaki polis sadece belirli
şartlar altında biyometrik verileri ve fotoğrafları silme yetkisine sahiptir Dolayısıyla
başvurucu verinin saklanmasının kişinin succedilu yaşı kişiliği ve geccedilen zaman dikkate alınarak
gerekli olmadığının tespiti halinde silinmesine izin veren bir yol olmadığından verilerinin
saklanmasına ilişkin bir değerlendirme yapılması talebinde bulunamamıştır
Mahkeme bu yetkinin birbiriyle yarışan kamusal ve bireysel ccedilıkarlar arasında adil bir
denge kurmada başarısız olduğunu tespit etmiştir
Devlet dolayısıyla kabul edilebilir takdir yetkisinin sınırlarını aşmış ve somut olaydaki
saklama başvurucunun oumlzel hayatına saygı hakkına demokratik bir toplumda gerekli
goumlruumllemeyecek nitelikte orantısız bir muumldahale teşkil etmiştir
Bu accedilıklamalar doğrultusunda Soumlzleşmersquonin 8 maddesi ihlal edilmiştir
Mahkeme başvurucunun uğradığı manevi zararın tazmini bakımından ihlal tespitinin
adil tazmini sağladığını belirtmiştir
32
Başvuru Adı İbrahimov ve Mammadov v Azerbaycan
Başvuru No 6357116 289017 3954117 7414316 288317 3952717
Başvuru Tarihi 25 Ekim 2016
Karar Tarihi 11 Şubat 2020
Karar Linki İbrahimov ve Mammadov v Azerbaycan
Konu Mahkeme oybirliğiyle uyuşturucu ticareti yapma succedilu
isnadıyla tutuklanan ve yargılanan iki başvurucunun polis tarafından aşağılayıcı muameleye
maruz bırakılmaları ve soruşturma aşamasındaki delil yetersizliği nedeniyle Soumlzleşme madde
3 (insanlık dışı ya da aşağılayıcı muamele yasağı) başvurucuların succedil işlediklerine ilişkin
makul bir şuumlphe olmaksızın tutuklanmaları nedeniyle madde 5 sect 1 (oumlzguumlrluumlk ve guumlvenlik
hakkı) yerel mahkemelerin başvurucuları keyfi tutuklamaya ve yargılama oumlncesi uzun suumlreli
tutukluluğa karşı korumada başarısız olması nedeniyle madde 5 sect 4 (yasaya aykırı tutulma)
başvurucuların tutuklanmasında ve goumlzaltına alınmasında esas sebebin başvurucuların siyasi
bir grafiti ccedilizmeleri olmaları nedeniyle madde 5 ile bağlantılı olarak madde 18
(Soumlzleşmersquodeki kısıtlamaların uygunsuz kullanımı) ve madde 10 (ifade oumlzguumlrluumlğuuml) kapsamında
korunan haklarının ihlal edildiğine karar vermiştir
Olaylar Başvurucular Giyas Hasan oğlu İbrahimov ve Bayram Farman
oğlu Mammadov sırasıyla 1994 ve 1995 doğumlu Azerbaycan vatandaşlarıdır ve Bakuumlrsquode
yaşamaktalardır
Başvurucuların ikisi de bir sivil toplum hareketi olan NIDArsquonın uumlyesidir ve
Azerbaycanrsquoın oumlnceki cumhurbaşkanı Haydar Aliyevrsquoin heykeli uumlzerine ccedilizdikleri grafiti ve bu
grafitiyi sosyal medyada paylaşmaları sonrasında Mayıs 2016rsquoda tutuklanmışlardır Grafitide
ldquoFck the systemrdquo (Tr sistemi shellipm) ve cumhurbaşkanının oumlnceki doğum guumlnuuml kutlamaları
iccedilin kullanılan ldquoHappy flower dayrdquo (Tr Nice guumll bayramlarına) ifadesinin goumlndermeli ve
ironik bir versiyonu olan ldquoHappy slave dayrdquo (Tr Nice koumlle bayramlarına) ibareleri
geccedilmektedir
Başvurucular sokakta uumlniformasız kişilerce tutuklandıklarını bu kişilerin kendilerine
yumruk attığını ve kendilerini heykel uumlzerine ccedilizdikleri grafiti hakkında sorguladıklarını iddia
etmiştir Başvurucular Bakuuml Ana Polis Merkezirsquone goumltuumlruumllmuumlş burada polis memurlarınca
33
uumlzerlerine kasti olarak uyuşturucu madde yerleştirilmiş ve uyuşturucu ticaretine ilişkin
succedillamaları kabul etmeleri iccedilin koumltuuml muameleye maruz bırakılmışlardır Başvurucular oumlnce her
ne kadar iddiaları reddetseler de maruz bırakıldıkları koumltuuml muamele ve polisin tehdit etmesi
sonucu iddiaları kabul etmişlerdir
Başvurucular akabinde evlerine goumltuumlruumllmuumlş ve polis başvurucuların evinde
başvurucuların iddiasına goumlre polis tarafından yerleştirilen uyuşturucu madde bulmuştur
Başvurucuların ikisi de Narimanov Boumllge Polis Merkezirsquonde geccedilici olarak nezarethaneye
koyulmuş başvurucular burada bahccedileyi temizlemeye zorlanmış ve dahası doumlvuumllmuumlşlerdir
Avukatları başvurucuların maruz kaldıklarını iddia ettikleri koumltuuml muameleye ve bahccedileyi
temizlemelerine şahit olmuştur
Başvurucuların ikisi de yargılamaları sırasında uygulanacak olan oumlnleyici tedbirlere
ilişkin karar verecek olan Khatai Boumllge Mahkemesirsquone goumltuumlruumllmuumlş ve mahkemeye koumltuuml
muameleye maruz kaldıkları ve itiraflarını baskı altında yaptıklarını belirterek şikayetccedili
olmuşlardır Mahkeme soruşturma makamlarınca koumltuuml muameleye ilişkin iddiaların
incelenmesi iccedilin talimat vermiştir Başvurucular nezarethaneye doumlnduumlkleri sırada tekrardan
koumltuuml muameleye maruz kaldıklarını iddia etmiştir
Mayıs 2016rsquoda Birleşmiş Milletler Keyfi Tutuklamalar Ccedilalışma Grubu Azerbaycanrsquoı
ziyaret etmiş ve koumltuuml muamelenin ldquofiziksel izlerinirdquo taşıdıklarını belirttikleri başvurucularla
goumlruumlşmuumlştuumlr
Huumlkuumlmet her iki başvurucunun da polisin başvurucuların uyuşturucu ticareti yaptığına
ilişkin bilgi edinmesinden sonra tutuklandığını iddia etmiştir Başvuruculara devlet tarafından
avukat atanmıştır ve başvuruculara kanıtlar elde edildikten sonra succedil isnat edilmiştir
Başvurucular ayrıca goumlzaltı merkezinde sağlık muayenesinden geccedilirilmiş ve uumlzerlerinde yara
izine rastlanmamıştır Başvurucuların polisin koumltuuml muamelede bulunduğuna ilişkin iddiaları
sonucu yuumlruumltuumllen soruşturma sonucunda bu iddiaların dayanaksız olduğu ortaya ccedilıkmıştır
Mahkemeler başvurucuların tutuklarına son verilmesi ve salıverilme taleplerini
reddetmiş başvurucular tutuklu yargılanmaya devam etmiştir 2016rsquoda başvurucular
uyuşturucu ticareti succedilundan huumlkuumlm giymiş ve 10 yıl hapis cezasına ccedilarptırılmıştır
Başvurucular Mart 2019rsquoda cumhurbaşkanlığı affı neticesinde serbest bırakılmışlardır
34
İhlal İddiaları Başvurucular tutuklulukları sırasında ve polis nezaretinde koumltuuml
muameleye maruz kaldıkları ve yetkili mercilerin bu hususta etkili bir soruşturma yuumlruumltmediği
iddiasıyla madde 3 (işkence ve insanlık dışı veya aşağılayıcı muamele yasağı) kapsamında
şikayetccedili olmuştur
Başvurucular goumlz altına alınmalarının makul bir şuumlpheye dayanmadığını belirterek
madde 5 sect 1 (oumlzguumlrluumlk ve guumlvenlik hakkı) kapsamında mahkemelerin yargılama oumlncesi
tutukluluğun meşruiyetine ilişkin bağlantılı ve yeterli gerekccedile sunmadığını ve goumlzaltında
tutulmalarına ilişkin değerlendirmenin etkili olmadığını belirterek madde 5 ve 6 (adil
yargılanma hakkı) kapsamında şikayetccedili olmuştur
Başvurucular oumlzguumlrluumlk haklarının Soumlzleşmersquode oumlngoumlruumllen kısıtlama sebeplerinden
başka bir sebeple siyasi soumlylemler iccedileren grafiti ccedilizmelerinden oumltuumlruuml cezalandırılmak
amacıyla sınırlandığını belirterek madde 5 ile bağlantılı olarak madde 18 (haklara getirilecek
kısıtlanmaların sınırlanması) kapsamında şikayetccedili olmuşlardır
Son olarak başvurucular ayrı ayrı ve madde 18 ile bağlantılı olarak madde 10 (ifade
oumlzguumlrluumlğuuml) ve madde 8 (oumlzel hayata ve aile hayatına saygı hakkı) kapsamında şikayetccedili
olmuşlardır
Başvurucular 25 Ekim 2016 tarihinde AİHMrsquoe başvurmuştur
Karar
Madde 3
Polisin Koumltuuml Muamelesi
Mahkeme huumlkuumlmetin başvurucuların koumltuuml muameleye maruz kaldıklarına ilişin tuumlm
iddialarına karşı ccedilıktığını belirterek taraflar arasında bu konuda goumlruumlş ayrılığı olduğunu
belirtmiştir Huumlkuumlmetin beyanları sağlık raporunda ve adli tıp incelemesinde yaralanmaya ilişin
bir bulguya yer verilmediğine dayalıdır
Ancak Mahkeme ortada başvurucular lehine accedilık bir delil başlangıcı olduğunu tespit
etmiştir
Başvurucuların iddiaları başvurucuların bedeninde koumltuuml muameleye ilişkin izler tespit
eden Birleşmiş Milletler Keyfi Tutuklamalar Ccedilalışma Grubunun bulguları ile paraleldir
35
başvurucuların avukatı da bu iddiaları destekler nitelikte beyanda bulunmuş ve koumltuuml
muameleye tanık olmuştur ve Avrupa İşkenceyi ve İnsanlık Dışı veya Aşağılayıcı Muamele
ve Cezayı Oumlnleme Komitesirsquonin (CPT) goumlzlemleri mevcuttur
Huumlkuumlmet başvurucuların dayandığı delillere ilişkin yorum yapmamış veya bunlara bir
accedilıklama getirmemiştir ve huumlkuumlmetin dayanmış olduğu tıbbi kayıtlar da başvurucuların
iddialarının reddedilmesi iccedilin sağlam bir temel oluşturmamaktadır Oumlrneğin tıbbi raporlardan
birinde ilk başvurucunun boynunda ldquoyuumlzeysel kızarıklıkrdquo olduğu yer almış ancak bu
kızarıklığın nasıl meydana geldiği accedilıklanmamıştır Ayrıca başvurucuların goumlzaltı merkezine
geliş kaydının yapıldığı saatler arasında bariz ccedilelişki mevcuttur
Mahkeme ayrıca CPTrsquonin goumlzaltındaki kişilerin kendi avukatlarına erişimde
yaşadıkları sistematik gecikme sonucunda succedillamaları devlet tarafından atanan avukatlar
nezdinde kabul ettiğine ilişkin tespitine dikkat ccedilekmiştir Mahkeme başvurucuların sadece
devlet tarafından atanan avukatlar tarafından temsil edildiklerinde kendilerini succedillayıcı
beyanlarda bulunmasının koumltuuml muamele iddialarını desteklediğini ifade etmiştir
Mahkeme polisin başvuruculara ciddi succedil iddialarını kabul ettirmek iccedilin ki
başvurucular bu iddiaların mesnetsiz olduğunu iddia etmektedir koumltuuml muamele uyguladığının
makul şuumlphenin oumltesinde sabit olduğunu tespit etmiştir
Mahkeme elindeki kanıtları goumlz oumlnuumlnde bulundurduğunda başvurucuların polis
tarafından insanlık dışı ve aşağılayıcı muameleye maruz bırakıldığını ve madde 3rsquouumln esas
youmlnuumlnden ihlal edildiğini tespit etmiştir
Başvurucuların Koumltuuml Muamele İddialarının Soruşturulması
Mahkeme devletin ve devlet makamlarının koumltuuml muamelede bulunduğu iddiaları
hakkında madde 3 kapsamındaki usuli yuumlkuumlmluumlluumlk uyarınca etkili bir soruşturma yuumlruumltuumllmesi
gerektiğine ilişkin iccediltihadına atıfta bulunmuştur Mahkeme daha oumlnce de oumlnuumlne başvurucuların
yaşadığı tarzda problemler sonucu sağlıklı bir şekilde yuumlruumltuumllmeyen soruşturmalara ilişkin
Azerbaycanrsquoa karşı yapılan başvuruların geldiğini belirtmiştir
Oumlzellikle başvurucuların olayında sağlık muayenesi başvurucuların koumltuuml muameleye
ilişkin şikayette bulunmalarından ancak iki hafta sonra yapılmıştır Yetkili merciler ayrıca
36
polis merkezindeki ve nezarethanedeki kapalı devre kamera kayıtlarını kayıtların geccedilici olarak
saklandığı yedi guumlnluumlk suumlre iccedilinde arşivleyebilecekken bunda başarısız olmuştur
Bunların yanında başvurucuların koumltuuml muamele iddialarını araştıran soruşturma
makamı da polis merkezini araştırmak ve kanıt toplamak yolunda bir adım atmamıştır Aksine
başvurucuların koumltuuml muameleye maruz kaldığı polis merkezine soruları goumlndermiş ve buradan
yazılı cevapları almıştır
Mahkeme yetkili mercilerin hayli muhtemel koumltuuml muamele iddialarına youmlnelik etkili
bir soruşturma yuumlruumltmede başarısız olduğunu belirtmiştir Gerccedilekten de CPT bu tarz
soruşturmaların etkisizliğine ilişkin durumu ldquoAzerbaycanrsquodaki durum Avrupa Konseyi
uumllkelerinin tamamının arasında istisnai nitelik taşımaktadırrdquo şeklinde ifade etmiştir Buumltuumln
bunlar ışığında Mahkeme Madde 3rsquouumln usul youmlnuumlnden ihlal edildiği sonucuna ulaşmıştır
Madde 5 sect 1
Başvurucular tutuklanmaları ve goumlzaltına alınmalarının bir succedila ilişkin makul bir
şuumlpheye dayanmadığını zira uumlzerlerinde ve evlerinde bulunan uyuşturucuların heykel uumlzerine
ccedilizdikleri grafitiler dolayısıyla cezalandırılmaları amacıyla polis tarafından yerleştirildiğini
iddia etmiştir Huumlkuumlmet bu iddiaları reddetmiştir
Mahkeme her iki başvurucunun da huumlkuumlmet karşıtı goumlsteriler tertip eden bir genccedillik
hareketi olan NIDA uumlyesi olduğunu belirtmiştir Mahkeme ayrıca oumlnuumlndeki diğer davalarda
yetkili makamların NIDArsquoyı ve ldquoradikal bozguncu guumlccedillerrdquo olarak nitelendirdiği uumlyelerini
hedef goumlsterdiğini ifade etmiştir
Huumlkuumlmet başvurucuların yakalanmalarının operasyonel bir bilgiye ve soruşturma
makamlarınca toplanan delillere dayandığını belirtmiş ve Mahkeme başvuruculara karşı
uyuşturucu ticareti yapma succedilu isnadıyla accedilılan ceza davasını incelemeye geccedilmiştir
Mahkeme oumlncelikle her ne kadar resmiyette davalar arasında ilişki olmasa da
başvuruculara karşı yuumlruumltuumllen suumlrecin benzer koşullar altında İranlılardan uyuşturucu temin
etmeye youmlnelik iddialar da dahil olmak uumlzere aslında aynı aşamaları izlediğini belirtmiştir
Yetkili merciler ayrıca aynı soruşturma faaliyetlerini yuumlruumltmuumlş ve hatta soruşturma
kapsamındaki raporlar yazılırken kopyala yapıştır yapılmıştır
37
Mahkeme ayrıca zamanlamaya dikkat ccedilekmiştir Başvurucuların uyuşturucu ticareti
yaptığına ilişkin bilginin alınması ve yakalanmaları aynı guumlnde gerccedilekleşmiştir ve yine goumlzaltı
merkezine ve mahkeme oumlnuumlne ccedilıkarılmaları da yaklaşık olarak aynı zamanda gerccedilekleşmiştir
Mahkeme başvurucuların uyuşturucu ticareti succedilunu işlediklerine youmlnelik operasyonel
bilgi ve soruşturma tedbirleri hakkında daha kapsamlı bir inceleme yapmıştır
İlk olarak edinilen operasyonel bilgide uyuşturucu ticareti şuumlphelileri doğrudan
başvurucular işaret edilmeksizin sadece ldquoGiyasrdquo ve ldquoBayramrdquo olarak ifade edilmiştir
Mahkeme bu bilginin alınması ve başvurucuların yakalanması arasında ldquodelil boşluğurdquo
olduğunu tespit etmiştir Dosyada soruşturma makamlarının başvurucularla uyuşturucu
ticaretine ilişkin operasyonel bilgi arasında nasıl bağ kurduğuna ilişkin bir belge veya kanıt
yoktur
Başvurucular yakalandıktan sonraki soruşturma tedbirleri temel olarak başvurucuların
kendisinin ve evlerinin aranmasından ibarettir Ancak polis merkezinde başvurucuların
vuumlcudunda yapılan arama polisin ldquoolasırdquo delil yerleştirmeye ilişkin olası endişelere yer
vermeksizin tutuklamadan hemen sonra arama yapmada başarısız olduğu diğer davalara benzer
nitelik taşımaktadır
Başvurucular ayrıca polisin koumltuuml muamelesi altında aranmıştır Dahası başvurucuların
tutuklanma gerekccedilesi uyuşturucu ticareti yapmalarıyken polis bu faaliyetlere ilişkin nakit para
olası tedarikccedili veya alıcılara ilişkin bilgiler ve tartı ve paketleme malzemeleri gibi deliller ele
geccedilirme konusunda ccedilaba goumlstermemiştir
Tuumlm bunlar ve diğer hususlar dikkate alındığında Mahkeme somut olaydaki verilerin
Soumlzleşmersquonin bireylerin tutuklanması iccedilin gereken makul şuumlpheye ilişkin koyduğu minimum
standardı sağlayamadığı sonucuna varmıştır Başvurucular dolayısıyla ldquomakul bir şuumlpherdquo
olmaksızın oumlzguumlrluumlklerinden mahrum bırakılmış ve Madde 5 sect 1 ihlal edilmiştir
Madde 5 sect sect 3 ve 4
Başvurucular yerel mahkemelerin kararlarına ilişkin madde 5 ve 6 kapsamında
şikacircyette bulunmuştur Mahkeme bu iddiaları Madde 5 sect sect 3 ve 4 kapsamında değerlendirmeye
karar vermiş ancak madde 5 sect 1 kapsamındaki bulguları sebebiyle Madde 5 sect sect 3 kapsamında
değerlendirme yapmaya gerek kalmadığını tespit etmiştir
38
Mahkeme Aliyev v Azerbaycan kararında yerel mahkemelerin keyfi tutuklama ve
yargılama oumlncesi uzun suumlreli tutuklulukta sistemsel olarak başarısız olduğunu tespit etmiştir
Huumlkuumlmet başvurucuların davasında aksi bir kanaate ulaşmaya olanak veren bir olgu veya
arguumlman ileri suumlrebilmiş değildir ve Mahkeme madde 5 sect 4 kapsamında başvurucuların
haklarının ihlal edildiği sonucuna varmıştır
Madde 5 ile bağlantılı olarak madde 18
Başvurucular tutuklanmalarının ve goumlzaltına alınmalarının asıl nedeninin oumlnceki
cumhurbaşkanının heykeline ccedilizdikleri grafiti iccedilin kendilerini cezalandırmak amacıyla
yerleştirilen delil olduğunu iddia etmiştir Bu eylem ile aynı zamanda diğer kişilere de bu tarz
faaliyetlere kalkışmamaları iccedilin bir uyarıda bulunulmuştur Huumlkuumlmet bu iddiaların spekuumllatif
olduğunu ve başvuruculara karşı yuumlruumltuumllen hiccedilbir eylemin politik bir amaccedil taşımadığını iddia
etmiştir
Mahkeme başvurucuların olayının daha oumlnceden Mahkeme tarafından goumlruumllen ve
madde 18 anlamında ihlal teşkil eden muhaliflere sivil toplum aktivistlerine ve insan hakları
savunucularına karşı misilleme amacıyla yuumlruumltuumllen kovuşturma ve bu kişilerin ceza hukukunun
koumltuumlye kullanımı yoluyla keyfi tutuklanması ve goumlzaltına alınmasına ilişkin davalarla benzer
oumlzellikler taşıdığını tespit etmiştir
Oumlncelikle oumlnceki cumhurbaşkanının heykelinin uumlzerine grafiti ccedilizen ve hemen akabinde
yakalanıp tutuklanan başvurucular muhalif NIDA kuruluşunun uumlyesidir ikinci olarak
başvurucular makul bir şuumlphe olmaksızın ciddi bir şekilde uyuşturucu ticareti yapmakla
succedillanmıştır uumlccediluumlncuuml olarak mahkeme iccediltihadı NIDArsquonın ve uumlyelerinin hedeflendiğini ispat
etmektedir doumlrduumlncuuml olarak başvurucuların durumu muhaliflerin ve diğer aktivistlerin keyfi
tutuklanması ve goumlzaltına alınması zeminde incelenmelidir
Mahkeme başvurucuların oumlzguumlrluumlğuumlnuumln Soumlzleşme madde 5 sect 1 (c)rsquode yer alan amaccedillar
dışında bir amaccedilla kısıtlandığını ve esas amacın başvurucuları oumlnceki cumhurbaşkanının
heykeli uumlzerine grafiti ccedilizmeleri ve huumlkuumlmet aleyhine siyasi soumlylemde bulunmaları dolayısıyla
cezalandırmak olduğunu belirtmiştir Bu nedenle madde 5 ile bağlantılı olarak madde 18 ihlal
edilmiştir
Bu goumlz oumlnuumlnde bulundurulduğunda Mahkeme başvurucuların madde 8 ve madde 8 ile
bağlantılı olarak madde 18 kapsamındaki şikayetlerini inceleme gereği duymamıştır
39
Madde 10
Mahkeme başvurucuların eyleminin Soumlzleşme kapsamında korunan politik soumlylem
olarak değerlendirileceğini belirtmiştir Başvurucuların tutuklanması ve soruşturulması ifade
oumlzguumlrluumlğuumlne muumldahale niteliğindedir ve bu muumldahale sadece belirli haller altında meşru kabul
edilebilir
Ancak yetkili makamlar hukuk sınırları iccedilinde hareket etmek yerine başvurucuları
eylemlerine misilleme olarak uyuşturucu ticareti yapmak succedilundan yargılama yolunu
seccedilmişlerdir Başvurucuların ifade oumlzguumlrluumlğuumlne yapılan bu tarz bir muumldahale sadece hukuka
aykırı olmakla kalmamakla aynı zamanda buumlyuumlk oumllccediluumlde keyfilik taşımakta ve Soumlzleşmersquonin
Oumlnsoumlzuumlrsquonde accedilıkccedila ifade edilen ve Soumlzleşme maddelerine iccedilkin olan hukukun uumlstuumlnluumlğuuml
ilkesine de aykırılık teşkil etmektedir
Mahkeme Soumlzleşmersquonin 10 Maddesinin ihlal edildiği sonucuna ulaşmıştır
Adil Tazmin (Madde 41)
Mahkeme Azerbaycanrsquoın her bir başvurucuya manevi tazminat olarak 30000 Euro ve
masraflar ve harcamalar iccedilin 6000 Euro oumldemesine huumlkmetmiştir
40
Başvuru Adı Paixatildeo Moreira Saacute Fernandes v Portekiz
Başvuru No 7810814
Başvuru Tarihi 5 Aralık 2014
Karar Tarihi 25 Ocak 2020
Karar Linki Paixatildeo Moreira Saacute Fernandes v Portekiz
Konu Mahkeme oybirliğiyle bir iş insanının akdetmek istediği
soumlzleşmeye karşı ccedilıkan Lizbon Şehir Meclisi uumlyesi ve başvurucunun erkek kardeşinin bu işleme
karşı ccedilıkmamasını temin etmek uumlzere başvurucuya para teklif etmesi ve başvurucunun bunun
ses kaydını alması dolayısıyla succedillu bulunmasının Soumlzleşmersquonin 6 maddesini (adil yargılanma
hakkı) ihlal ettiğine karar vermiştir
Olaylar Başvurucu Paixatildeo Moreira Saacute Fernandes 1954 doğumlu bir
Portekiz vatandaşı olup Lizbonrsquoda yaşamaktadır Başvurucu avukattır
Ocak 2006rsquoda taşınmaz yatırım şirketi youmlneticisi bir iş insanı tarafların ikisini de
ilgilendiren bir hususta goumlruumlşmek uumlzere başvurucu ile iletişime geccedilmiştir Taraflar birkaccedil guumln
sonra buluşmuş ve goumlruumlşme sırasında iş insanı başvurucuya Şehir Meclisi ile iş insanı arasında
imzalanmış olan soumlzleşmeye muhalefetinden vazgeccedilmesi iccedilin başvurucunun Lizbon Şehir
Meclisi uumlyesi olan erkek kardeşini ikna etmesi iccedilin para teklif etmiştir Başvurucu bu
konuşmanın gizlice ses kaydını almış ve ses kaydını bu iş insanı ile ilgili yuumlruumltuumllen bir
soruşturmada gizli ajan olarak iş birliği yapacak olduğu polise vermiştir İki adam sonrasında
başvurucunun erkek kardeşinin tartışmalı soumlzleşmeye muhalefetini sona erdirmek iccedilin
ayarlamaları yapmak amacıyla tekrardan birkaccedil kez daha buluşmuş sonrasında goumlruumlşmeler
sona ermiştir
Şubat 2006rsquoda iş insanı ruumlşvet soruşturmasına dahil edilmiştir 2012rsquode Temyiz
Mahkemesi iş insanına 5 aylık hapis cezası vermiş Devlet Hazinesirsquone 200000 Euro oumldemesi
karşılığında iş insanının cezası ertelenmiştir
Aynı zamanda iş insanı başvurucuya karşı başvurucunun ilk goumlruumlşmelerinin ses
kaydını hukuka aykırı bir şekilde alması dolayısıyla şikacircyette bulunmuştur 2011 yılında
Lizbon savcılığı soruşturma başlatmış ve akabinde başvurucu hakkında hukuka aykırı bir
41
şekilde ses kaydı alması dolayısıyla iddianame duumlzenlemiştir İlk derece mahkemesi olan
Lizbon Mahkemesi başvurucunun beraatine karar vermiştir Ancak 26 Nisan 2012rsquode
başvurucu uumlccedil kişilik temyiz mahkemesi heyeti tarafından mahkucircm edilmiştir Dosya Lizbon
Mahkemesirsquone huumlkuumlm kurulması iccedilin geri goumlnderilmiştir Başvurucursquonun 1200 Euro
oumldemesine huumlkmedilmiştir Başvurucu kararı temyiz etmiştir
Haziran 2014rsquote 26 Nisan 2012 tarihli kararı veren aynı temyiz mahkemesi heyeti
başvurucunun temyiz başvurusunu reddetmiş ve ilk derece mahkemesi tarafından verilen
cezadan daha ağır bir cezaya huumlkmetmiştir Başvurucunun hukuka aykırı kayıt dolayısıyla
4800 Euro oumldemesine huumlkmedilmiştir
İhlal İddiaları Başvurucu madde 6 sect 1rsquoe (adil yargılanma hakkı) atıfla
duruşmalarının adil bir şekilde goumlruumllmediğini iddia etmiştir Başvurucu oumlzellikle Lizbon
Temyiz Mahkemesi kendisini veya tanıklarını dinlemeksizin ve ilk derece mahkemesi
hakkında beraat kararı vermesine rağmen ikinci derece yargılaması sonucu succedillu
bulunmasından şikayetccedili olmuştur Başvurucu ayrıca temyiz mahkemesinin tarafsız olmadığını
iddia etmiş ve hukuka aykırı kaydının iş insanının yolsuzluktan huumlkuumlm giymesine katkıda
bulunduğunu iddia etmiştir
Başvurucu 5 Aralık 2014rsquote AİHMrsquoe başvurmuştur
Karar
Madde 6sect1 (Adil Yargılanma Hakkı)
Mahkeme temyiz mahkemesinin başvurucuyu delilleri doğrudan değerlendirmeksizin
ikinci derece yargılamasında ilk seferde mahkum ettiğini belirtmiştir
İlk derece yargılamasında Lizbon Mahkemesi başvurucunun ve birccedilok tanığın
dinlendiği bir duruşma yapmıştır Akabinde başvurucu hakkında beraat kararı verilmiş ve
Lizbon Mahkemesi başvurucunun kendi eyleminin hukuka aykırı olduğunun farkında
olduğunun kanıtlanamadığını ve ayrıca başvurucunun eyleminin kaydın hukuka aykırı
niteliğini ortadan kaldıran zorunluluk kapsamında (Ceza Kanunu madde 34) değerlendirilmesi
gerektiğini tespit etmiştir
Temyiz mahkemesi ikinci derece yargılamasında olayları ve uygulanan hukuku yeniden
değerlendirmiştir Mahkeme akabinde başvurucunun kendi eyleminin hukuka aykırı olduğunu
42
bilerek hareket ettiğini belirterek olaya ilişkin bulgulardan uzaklaşmıştır Ancak temyiz
mahkemesi hiccedilbir tanığı ve hatta başvurucuyu dahi sorgulamamıştır Bunun sonucunda
başvurucu zorunluluk hali kapsamında hareket edip etmediğine ve davranışının hukuka aykırı
olduğunu bilip bilmediğine ilişkin savunma yapma şansı bulamamıştır
Mahkeme temyiz mahkemesinin Lizbon Mahkemesinin başvuran hakkında beraat
kararı vermesine yol accedilan tuumlm delilleri doğrudan değerlendirmiş olması veya başvurucuyu
şahsen sorgulaması gerektiği kanaatindedir Bu nedenle başvurucu temyiz mahkemesi oumlnuumlnde
adil bir şekilde yargılanmamıştır ve dolayısıyla Soumlzleşmersquonin 6 sect 1 maddesi ihlal edilmiştir
1 Mahkeme temyiz mahkemesinin başvuranın succediluna ilişkin kararındaki
gerekccedilelendirmenin hatalı olduğunu belirtmiştir
Oumlncelikle temyiz mahkemesi başvurucunun hareketinin hukuka aykırı olduğunu bilerek
hareket ettiği sonucuna varmıştır Ancak mahkeme bu hususu doğrudan delillendirmede
başarısız olmuştur
İkinci olarak temyiz mahkemesi başvurucunun zorunluluk hali kapsamında hareket
etmediği sonucuna varmıştır Ancak temyiz mahkemesi başvurucunun iş insanının yolsuzluk
succedilundan huumlkuumlm giymesindeki katkısını veya bu sorunla baş etmedeki genel menfaati
değerlendirmemiştir Ayrıca temyiz mahkemesi iş insanının menfur davranışı hakkında da
yorumda bulunmamıştır
Oysaki bu hususlar Lizbon Mahkemesirsquonin zorunluluk hali neticesinde meşruiyetin var
olup olmadığına ilişkin yaptığı analizde dikkate alınmıştır Lizbon Mahkemesi diğer hususların
yanında iş insanının davranışının etik kurallara ve hukuk kurallarına aykırılığı bir buumltuumln olarak
duumlşuumlnuumllduumlğuumlnde kendi haklarının başvurucunun haklarına goumlre oumlncelik taşıdığını iddia
edemeyeceğini belirtmiştir Bu nedenle temyiz mahkemesinin hukuka aykırılığı ortadan
kaldıran durumları oumlzellikle de sahip olunan meşru amacı yani yolsuzlukla muumlcadeleyi goumlz
oumlnuumlnde bulundurması gerekirdi Temyiz mahkemesi bunu yapmayı ihlal ederek başvurucunun
yargılama suumlrecinde ileri suumlrduumlğuuml oumlnemli arguumlmanlardan birine cevap vermemiştir
Ayrıca soumlz konusu kayıtlar iş insanına karşı başlatılan ceza soruşturmasında
kullanılmış ve olayların değerlendirilmesinde dikkate alınmıştır Bu durum temyiz
mahkemesinin hukuki değerlendirmesinde tamamen goumlz ardı edilmiştir dolayısıyla temyiz
mahkemesi hukuki durumu buumltuumlncuumll olarak inceleyememiştir
43
Mahkeme dolayısıyla temyiz mahkemesinin gerekccedilelendirilmesinde yanlışlığa yol accedilan
ihmallerin soumlz konusu olduğunu belirtmiştir Bu accedilıklamalar doğrultusunda Soumlzleşme madde 6
sect 1 ihlal edilmiştir
Mahkeme temyiz mahkemesinin başvurucuya ikinci derece mahkemesi olarak cezası
(para cezası) verirken tarafsız olmadığını belirtmiştir
Mahkeme başvurucunun kendisi hakkında huumlkuumlm veren iki yargıcın tarafsızlığına
ilişkin endişesinin tamamen meşru olduğu sonucuna varmıştır
Mahkeme diğer hususların yanında başvurucunun succedillu olduğuna huumlkmeden 26 Nisan
2012 tarihli karara ilişkin başvurucu tarafından yapılan ve basında veya temyiz suumlrecinde yer
alan eleştirilerin belirli bir seviyede duumlşmanlık yaratmış olabileceğini belirtmiştir Gerccedilekten
de her iki yargıccedil da başvurucunun kendilerine youmlnelttiği succedillamalar dolayısıyla başvurucu
aleyhine disiplin suumlreci yuumlruumltuumllebileceğini dile getirmiştir
Ayrıca başvurucu kendisine verilen para cezasına karşı yaptığı temyiz başvurusunun
ilk derece yargılamasında işin esası hakkında karar veren aynı heyete intikal ettiği hususunda
bilgilendirilmemiştir Dolayısıyla başvurucu bu kişilerin reddine ilişkin talebini dile getirme
şansından mahrum kalmıştır Bu nedenle Soumlzleşme madde 6 sect 1 ihlal edilmiştir
Adil Tazmin (Madde 41)
Mahkeme Portekizrsquoin başvurucuya manevi tazminat olarak 3000 Euro ve yapılan
masraflar ve harcamalar iccedilin 1632 Euro oumldemesine huumlkmetmiştir
44
MART 2020
Başvuru Adı CegoleaRomanya
Başvuru No 2556013
Başvuru Tarihi 8042013
Karar Tarihi 24032020
Karar Linki httphudocechrcoeintengi=001-201868
Konu İtalyan azınlığa mensup başvurucunun seccedilimlerde aday
olmasını engelleyen kuralların ve yaptığı itirazlarda yeterli usucirclicirc guumlvencelerden
faydalandırılmamasının Soumlzleşmeye ek 1 Numaralı Protokol Madde 3 (Serbest seccedilim hakkı)
ile bağlantılı olarak Soumlzleşmersquonin 14 maddesini (ayrımcılık yasağı) ihlali
Olaylar Başvurucu Gabriela Cegolea Romanya ve İtalya vatandaşıdır
1948 yılında doğmuştur ve Cernicarsquoda (Romanya) ikamet etmektedir
2012 yılında Cagolearsquonın başkanı olduğu Vox Mentis Vakfı hayır kurumu statuumlsuumlne
sahip olmak iccedilin başvurmuştur Bu 352008 sayılı Seccedilim Kanunu uyarınca Cegolearsquonın İtalyan
azınlığı temsil eden kurum olarak vakıf adına 9 Aralık 2012 tarihli parlamento seccedilimlerinde
aday olabilmesi iccedilin bir zorunluluktu
Mayıs 2012rsquode Huumlkuumlmet Sekreteri başvuruyu kaydetmiş ve Etnik Gruplararası İlişkiler
Departmanı (DRI) ile Kuumlltuumlr ve Ulusal Miras Bakanlığına (Bakanlık) goumlruumlş almak uumlzere
youmlnlendirmiştir Bir sonraki ay DRI vakfın hayır kurumu olma başvurusunu reddetmiştir
Cegolea bu karara karşı itiraz etmiş ancak başvurusu reddedilmiştir
Temmuz 2012de dernek ve vakıflara ilişkin 262000 sayılı Huumlkuumlmet Kararını
değiştiren 1452012 sayılı Kanun yuumlruumlrluumlğe girmiştir Değişiklikler esas olarak hayır kurumu
statuumlsuumlnuuml sağlamaya youmlnelik huumlkuumlmler ile ilgilidir
45
Ekim 2012rsquode Cagolea parlamento seccedilimlerine vakıf adayı olarak kaydolmaya
ccedilalışmıştır İki guumln sonra Merkezi Seccedilim Buumlrosu tarafından vakfın hayır kurumu olmaması
sebebiyle adaylığının kabul edilmediğine dair bilgilendirilmiştir Bu karara karşı mahkemeye
başvuran Cegolea başka şeylerin yanı sıra kendisine ayrımcılık yapıldığını ve mevzuatın
anayasaya aykırı olduğunu oumlne suumlrmuumlştuumlr Yerel mahkeme itirazı vakfın hayır kurumu
statuumlsuumlnuuml haiz olmaması sebebiyle reddetmiştir Başvurucu Anayasa Mahkemesirsquone
başvurmuş ancak anayasaya aykırılık iddiası kabul edilemez bulunmuştur Birkaccedil guumln sonra 9
Aralık 2012 parlamento seccedilimlerinde aday olmak iccedilin son kayıt tarihi geccedilmiştir
Ocak 2013rsquote Cegolea Bakanlıktan cevap almıştır Buna goumlre başvuru yapıldığında ve
incelendiğinde vakfın hayır kurumu statuumlsuuml iccedilin gerekli kriterleri karşıladığı anlaşılmıştır
Bununla birlikte dernek ve vakıflara ilişkin 262000 sayılı Huumlkuumlmet Kararını değiştiren
1452012 sayılı Kanunun yuumlruumlrluumlğe girmesiyle vakfın sağlayamadığı yeni kriterler mevcuttur
İhlal İddiaları Bayan Cegolea Soumlzleşmeye ek 1 Numaralı Protokol Madde 3
(Serbest seccedilim hakkı) ile bağlantılı olarak AİHS m14rsquoe (ayrımcılık yasağı) binaen kendi
adaylığı iccedilin Romanya Parlamentosunda halihazırda İtalyan azınlığı temsil eden ve Aralık
2012 seccedilimlerine adaylığını yenilemek iccedilin ayrıca bir şart sağlamasına gerek olmayan adaydan
farklı olarak sağlaması gereken ek şartlar olduğunu ve bu nedenle dezavantajlı konuma
duumlştuumlğuumlnuuml iddia etmiştir
Karar
1 Numaralı Ek Protokol m3 (serbest seccedilim hakkı) ile bağlantılı olarak m14 (ayrımcılık
yasağı)
Mahkemersquoye goumlre Cegolea seccedilim haklarının uygulanmasında farklı muameleye maruz
kalmıştır ccediluumlnkuuml Parlamentoda halihazırda temsil edilen kurumlardan farklı olarak
Cegolearsquonın aday olabilmesi iccedilin uumlyesi olduğu ve temsil etmek istediği vakfın hayır kurumu
statuumlsuumlne sahip olması gerekiyordu Muameledeki farklılığın amacı kurumların doğru temsilini
sağlamak ve yalnızca ciddi adayların bulunmasını teşvik etmektir Dayatılan yeni şart
Cegolearsquoyı hazırlıksız yakalamamış Cegolea 9 Aralık 2012 seccedilimleri oumlncesinde hayır kurumu
statuumlsuuml başvurusu iccedilin vakfın etkinliklerini organize edebilmiştir
Buna karşın Mahkeme aşağıdaki goumlzlemlerde bulunmuştur
46
Hayır kurumu niteliği iccedilin başvuru kriterleri 9 Aralık 2012 seccedilimlerine 5 aydan daha
kısa bir suumlre kalmışken ve vakıf başvurusunu yaptıktan sonra değiştirilmiştir 262000 sayılı
duumlzenlemenin ulusal mevzuat uumlzerinde doğrudan etkisi olmuştur
Cegolearsquonın başvurusu DRI ve Bakanlık olmak uumlzere iki farklı merciye iletilmiş ve ikisi
tarafından da farklı sonuccedillandırılmıştır
262000 sayılı duumlzenleme hayır kurumu statuumlsuuml başvurularını sonuccedillandırmaları iccedilin
yetkili idari makam ve Bakanlığa sırasıyla 60 ve 90 guumlnluumlk suumlreler tanımıştır Huumlkuumlmet bu
suumlrelerin bağlayıcı olup olmadığı konusunda accedilık değildir Bununla birlikte adaylık başvuru
suumlresi sona ermeden Cegolearsquonın bu statuumlyuuml alması gerektiği iccedilin bu oumlnemli bir sorundur
Dahası DRI suumlre sona ermeden cevap vermişken Bakanlık seccedilimlerden sonra cevap vermiştir
Cegolearsquonın başvurduğu merciler vakfın gerekli koşulları sağlayıp sağlamadığı
konusunda farklı tutum sergilemiştir DRI reddinin sebebi olarak vakfın etkinliklerinin etnik
gruplararası ilişkileri iccedilermemesini ve Cegolearsquonın kanuni şartları sağlamamasını goumlstermiştir
Bakanlık başvurunun yapıldığı ve incelendiği tarihte vakfın kanuni şartları sağladığını ancak
1452012 sayılı kanunla getirilen yeni şartlar sebebiyle artık sağlamadığını dikkate almıştır
İdari mercilerin Cegolearsquoya verdikleri cevaplar kanun huumlkuumlmlerinin ve uygulanmaları
iccedilin zaman diliminin yorumlanması accedilısından farklılaşmaktadır Ayrıca bu cevapların hukuki
niteliği ulusal mevzuat ve uygulama accedilısından accedilık değildir
3 Ekim 2007 tarihli Romanya Yuumlksek Mahkemesi kanuni şartları sağlamasına karşın
yuumlruumltmenin hayır kurumu statuumlsuuml vermemesi kararına karşı bir derneğin accediltığı davayı
reddetmiştir Yuumlksek Mahkeme talepte bulunan dernek veya vakfın kanuni şartları sağlasa bile
bu niteliğin tanınmasının yuumlruumltmenin takdirine bağlı olduğunu tespit etmiştir Mahkeme
Cegolearsquonın seccedilimde yer almak iccedilin vakfın hayır kurumu statuumlsuumlnuuml kanıtlamak zorunda olduğu
bir seccedilim bağlamında yuumlruumltmenin boumlyle bir takdir yetkisinin bulunmasının sorgulamaya accedilık
olduğu kanaatindedir Dahası vakfa bu statuumlnuumln tanınmasının reddine ilişkin yuumlruumltme kararına
itiraz proseduumlruuml yerel mahkemelerde esas inceleme yetkisini iccedilermemekte ve bu sebeple
keyfiliğe karşı yeterli koruma sağlamamaktadır
Sonuccedil olarak tuumlm bu hususlar ve oumlzellikle keyfiliğe karşı koruma sağlamadaki yargısal
incelemedeki boşluk ile Devletin bu bağlamda sahip olduğu geniş takdir yetkisi dikkate
alındığında Mahkeme Cegolearsquoya Parlamentoda halihazırda bulunan ulusal azınlık
kuruluşlarına kıyasla yapılan farklı muamelenin guumlduumllen meşru amaccedilla yeterli şekilde
47
gerekccedilelendirilemediğine karar vermiştir Bu sebeple Soumlzleşmeye Ek 1 Numaralı Protokol m3
ile bağlantılı olarak AİHS md14 ihlal edilmiştir
Adil Tazmin ( m41)
Mahkeme ihlal tespitinin Cegolearsquonın manevi zararı iccedilin yeterli olduğuna
huumlkmetmiştir
48
Başvuru Adı PelekiYunanistan
Başvuru No 6929112
Başvuru Tarihi 22102012
Karar Tarihi 05032020
Karar Linki httphudocechrcoeintengi=001-201527
Konu Devlet muumllkuumlnuumln bir manastıra devredilmesinde aracı olan
notere (başvurucu) karşı disiplin suumlrecinin AİHS m61rsquoi (adil yargılanma hakkını) ihlal
etmemesi
Olaylar Başvurucu Bayan Ekaterini Peleki 1965 yılında doğmuş olup
Yunanistan vatandaşıdır ve Atinarsquoda ikamet etmektedir
2007 Mayıs ve Aralık aylarında Bayan Peleki bir noter olarak Hellenic Emlak ve
Vatopedi Manastırı arasında halihazırda manastırın sahip olduğu Vistonida Goumlluumlnuumln bir kısmı
karşılığında Yunanistanrsquoa ait gayrimenkullere sahip olabilmesini sağlayan 2 soumlzleşme
duumlzenlemiştir
Soumlzleşme oumlzellikle manastırın Halkidikirsquodeki Ouranoupolirsquode bulunan 8608 hektarlık
alanın muumllkiyetini kazanabilmesini sağlamaktadır Eyluumll 2008rsquode gazete manşetleri bu işlemin
manastır lehine yapıldığını iddia etmiştir Soruşturma akabinde Atina İlk Derece Mahkemesi
Cumhuriyet Başsavcı Vekili noterler iccedilin disiplin kurulu Atina İlk Derece Mahkemesine
bağlanmadan oumlnce Bayan Peleki aleyhine Noterlik Kanununu ihlal ettiği gerekccedilesiyle disiplin
soruşturması başlatmıştır 19 Şubat 2009rsquoda Disiplin Kurulu başvurucunun noterlik
mesleğinden kalıcı olarak men edilmesinin talep edildiği Atina İstinaf Mahkemesi dosyasına
atıfta bulunarak karara varmıştır Buna goumlre soumlz konusu arazi devrin konusu olamaz
İstinaf Mahkemesi 19 Nisan 2011rsquode arazinin koruma alanı iccedilinde yer aldığını ve tarihi
eser olarak sınıflandırıldığını tespit etmiştir Kamu orta malı olarak geccedilen bu alan herhangi bir
nakil veya devir işleminin konusu olamayacaktır İstinaf Mahkemesi başvurucuyu iki ihlalden
dolayı succedillu bulmuştur Tarihi eser olarak sınıflandırılan bu arazinin iccedilinde bulunan ve nakli
muumlmkuumln olmayan iki Bizans doumlnemi tarihi eserinin işlemin dışında tutulmadan devredilmesi
ve ayrıca limited şirket kurulması Başvurucunun ilk ihlal iccedilin 4 ay ikinci ihlal iccedilin 2 ay suumlreyle
noterlik goumlrevinden geccedilici olarak uzaklaştırılmasına karar verilmiştir
49
İhlal İddiaları Başvurucu hakkında verilen cezaların AİHS m6 (adil
yargılanma hakkı) huumlkmuumlnuuml ihlal ettiğini iddia etmiştir
Karar Mahkeme ldquomedeni hak ve yuumlkuumlmluumlluumlklerrdquo başlığı altında
Soumlzleşmenin 6maddesini uygulayabileceğini kabul etmiştir
İlk derece organı ile ilgili olarak Mahkeme noterlik disiplin kurulu toplantı tutanağında
başvurucunun avukatının savunma yapma talebinin reddedildiğine dair bir emare
bulunmamaktadır Mahkeme yerleşik iccediltihat uyarınca dava daha sonra tam yargı yetkisine
sahip yargılama organı tarafından incelendiği takdirde idari otoritenin tuumlm talepleri
karşılamamasının Soumlzleşme m6 ihlali doğurmadığına işaret etmiştir
Mahkeme İstinaf Mahkemesinin goumlrguuml tanıklarını sorguladığını ve ek kanıtların
toplanması iccedilin davayı ertelediğini goumlrmuumlştuumlr Başvurucuya savunmasına uygun olduğunu
duumlşuumlnduumlğuuml iddiaları sunma fırsatı sağlanmıştır Bu iddialar onları cevaplama yetkisini
reddetme veya soruşturma bulgularını veya disiplin kurulunun yerleşik iccediltihadını doğrulama
zorunluluğu olmayan İstinaf Mahkemesi tarafından ayrıntılı şekilde incelenmiştir Dahası
Mahkeme başvurucunun dava İstinaf Mahkemesine dair bir şikayette bulunmadığını
kaydetmiştir
Mahkeme Atina Yerel Mahkemesine bağlı noter disiplin kurulundan oumlnceki iddia
edilen yargılama kusurlarını telafi eden İstinaf Mahkemesinin yeterli hukuki incelemede
bulunduğunu tespit etmiştir
Başvurucu aleyhine dava accedilılan ihlallerin sınıflandırılması ile ilgili olarak Mahkeme
yerel yetkililerin soumlz konusu arazinin iki sebeple 30282002 sayılı kanunla korunduğunu
dikkate aldıklarını kaydetmiştir İlk olarak tuumlm alan 1965 yılı bakanlık kararıyla tarihi eser
olarak sınıflandırılmıştır ikincisi bu alanda 1981 ve 1984 tarihli bakanlık kararlarıyla
sınıflandırılmış ve listelenmiş iki tarihi eser bulunmaktadır Mahkeme soumlz konusu arazinin
statuumlsuumlnuumln accedilık olmadığını ve yerel yetkililerin suumlreccedil boyunca farklı terminoloji kullandıklarını
tespit etmiştir Ayrıca İstinaf Mahkemesi arazinin sınıflandırılmasına ilişkin yetkili makamın
goumlruumlşuumlnuuml almak uumlzere davanın esası hakkındaki incelemesini ertelemiştir
Her haluumlkarda Mahkeme iccedilin İstinaf Mahkemesi oumlnuumlndeki dava nihai oumlnem arz
etmektedir ccediluumlnkuuml hem usul hem maddi hukuk accedilısından başvurucunun dosyası kapsamlı bir
incelemeye tabi tutulmuştur Ayrıca İstinaf Mahkemesi nihai karar da vermeyen ilk derece
organı dosyasını ve başvurucunun ifadelerini inceledikten sonra savunma avukatlarının halka
50
accedilık duruşmalardaki goumlzlemlerini dinlemiştir Succedilun tekrar sınıflandırıldığı goumlz oumlnuumlne
alınarak İstinaf Mahkemesi oumlnuumlnde başvurucuya kendini savunma fırsatı sağlanmıştır Dahası
başvurucuya atfedilen succedilların tekrar sınıflandırılması daha oumlnce ne istinaf ne de temyiz konusu
olmuştur
Son olarak temyiz mahkemesindeki dava ile ilgili olarak Mahkeme başvurucunun
savcılık iddianamesi sonrasında disiplin kurulunun avukatlarına savunma hakkı tanınmadığını
iddia ettiğini kaydetmiştir 5 Haziran 2012 tarihli kararında temyiz mahkemesi başvurucunun
avukatlarının konuşma taleplerinin disiplin kurulunca reddedilmesi iddiasını sunmadığını ve
bu iddianın bu nedenle reddedilmesi gerektiğini belirtmekle yetinmiştir Bununla ilgili olarak
Mahkeme bu sonucun 82010 sayılı istinaf mahkemesi kararına goumltuumlren duruşma kayıtlarında
yer alan bu iddianın etraflıca gelişim kanıtı ile ccedileliştiğini goumlzlemlemiştir
Ayrıca Mahkeme daha oumlnce aynı iddianın ileri suumlruumllduumlğuumlnuuml ve istinaf mahkemesince -
noter disiplin kurulu oumlnuumlndeki dosyaya ilişkin kusurlar kurulca savunma hakkı tanınmadığı
iddia edilen avukata bu hakkı da tanınarak telafi edilmiş- yeterli hukuki inceleme yapılarak
sonuccedillandırıldığını tespit etmiştir
Mahkeme bu sebeplerle madde 61 ihlali olmadığı sonucuna varmıştır
51
Başvuru Adı Dyagilev Rusya
Başvuru No 4997216
Başvuru Tarihi 12 Ağustos 2016
Karar Tarihi 10 Mart 2020
Karar Linki httphudocechrcoeintengi=001-201649
Konu Rusyarsquoda Vicdani Ret Statuumlsuuml Edinme Proseduumlruumlnuumln Avrupa
Soumlzleşmesirsquone Uygun Oluğu
Olaylar Başvurucu 1990 doğumlu Rusya vatandaşıdır ve St
Petersburgrsquoda yaşamaktadır Başvurucu 2014 yılında uumlniversiteden mezun olduğunda askerlik
hizmeti iccedilin ccedilağırılabilecek konuma geldiğinden bunun yerine sivil hizmet gerccedilekleştirme
talebinde bulunmuştur Ancak Askeriye Alım Komisyonu başvurucu tarafından sunulan
oumlzgeccedilmişin ve işvereninden alınan tavsiye mektubunun başvurucunun gerccedilek bir pasifist
olduğu youmlnuumlnde ikna edici olmadığını belirterek başvurucunun talebini reddetmiştir
Başvurucu Komisyonun kararına karşı yargı yoluna başvurmuşsa da yerel mahkeme
başvurucunun askeri yuumlkuumlmluumlluumlklerini yerine getirmemesi iccedilin ciddi ve uumlstesinden gelinmez
bir durum olduğunu ispatlayamadığını belirtmiştir Yuumlksek mahkeme de soumlz konusu kararı
onaylamıştır
İhlal İddiaları Başvurucu askeri hizmet yerine sivil hizmette bulunma
talebinin reddedilmesinin duumlşuumlnce oumlzguumlrluumlğuumlnuuml ihlal ettiğini ve Askeriye Alım Komisyonunun
askeri otoritelerden bağımsız olmadığını ileri suumlrmuumlştuumlr
Sivil toplum oumlrguumltuuml olan Vicdani Retccedililerin Hareketirsquonin yargılamaya uumlccediluumlncuuml bir taraf
olarak katılmasına izin verilmiştir
Karar Mahkeme bir kişinin vicdanıyla veya derin ve dini veya diğer
inanccedillarla ciddi ve uumlstesinden gelinmez bir şekilde motive olması durumunda askeri hizmete
muhalefetin madde 9 kapsamında guumlvence altına alındığını belirtmiştir Ancak soumlz askeri
hizmetten muafiyetlerin istismar edilmemesi iccedilin devletlerin bireyin inancının ciddiyetini
değerlendirmek iccedilin birtakım proseduumlrler oluşturmalarına izin verilmiştir Soumlz konusu
proseduumlrler etkili ve ulaşılabilir olmalıdır
52
Mahkeme Rus otoritelerin bireyin vicdani retccedili olup olmadığının tespiti iccedilin etkili ve
ulaşılabilir bir proseduumlr oluşturduğunu ve uluslararası standartlar ve Avrupa Mahkemesi
iccediltihatları uyarınca adil bir proseduumlr iccedilin gerekli garantiyi sağladığını belirtmiştir
Komisyonun yedi uumlyesinin askeri otoritelerden bağımsız kamu otoriteleri ve diğer uumlccedil
uumlyenin Savunma Bakanlığı tarafından seccedilildiğini belirtmiştir Bu durumda komisyonun karine
olarak bağımsız oluğu sonucuna varılmaktadır ve uumlyelerin Savunma Bakanlığırsquondan herhangi
bir talimat almadıkları belirtilmiştir
Ayrıca mahkemelerin soumlz konusu kararı incelediğini ve herhangi bir hata olması
durumunda duumlzeltebileceğini Savunma Bakanlığı tarafından atanmayan ve bağımsız olduğu
kabul edilen Komisyon başkanının da Başvurucu aleyhine karar verdiğini ve yerel
mahkemelerin Başvurucunun inanccedillarını kanıtlaması iccedilin şans verdiğini belirtmiştir Bu
sebeple Mahkeme Başvurucunun askeri hizmeti yerine getirmemesi iccedilin ciddi ve uumlstesinden
gelinmez bir durum olduğunu kanıtlayamadığına ve madde 9rsquoun ihlal edilmediğine karar
vermiştir
53
Başvuru Adı Platiniİsviccedilre
Başvuru No 52618
Başvuru Tarihi 22 Aralık 2017
Karar Tarihi 5 Mart 2020
Karar Linki httphudocechrcoeintengi=001-201734
Konu Mesleki Faaliyetlerden Men Cezasının Soumlz Konusu Olay
Accedilısından İhlale Sebebiyet Vermediğine İlişkin
Olaylar 2015 yılında oumln incelemeden sonra FIFA yetkilileri tarafından
2011 yılında Başvurucuya 2 milyon İsviccedilre frangı maaş takviyesi verildiği iddiası ile ilgili
disiplin soruşturması başlatmıştır Başvurucuya başta futbol ile ilgili ulusal ve uluslararası tuumlm
faaliyetlerden 8 yıl men cezası verilmiş ve FIFA Etik Komitesi tarafından 80000 İsviccedilre
frangına mahkum edilmiştir FIFA Uumlst Komitesine yapılan itiraz ile men cezası 6 yıla
indirilmiştir Başvurucu verilen cezaya karşı Spor Tahkim Heyetine başvurmuş ve FIFA Etik
kurallarının soumlz konusu eylemlerin gerccedilekleştirildiği tarihte mevcut olmadığını ve yaptırımın
aşırı olduğunu ileri suumlrmuumlştuumlr Spor Tahkim Heyeti başvuruyu reddetmiş ancak men cezasını
4 yıla ve para cezasını 60000 İsviccedilre frangına duumlşuumlrmuumlştuumlr
Başvurucu tahkim kararına karşı İsviccedilre Federal Mahkemesirsquonde dava accedilmıştır ve
mahkeme Başvurucunun 2015 yılında 61 yaşında olduğu goumlz oumlnuumlne alındığında verilen
cezasının aşırı olmadığına karar vermiştir
İhlal İddiaları Başvurucu disiplin soruşturmasının ve tahkim heyeti proseduumlrlerinin
madde 6 ile uyumlu olmadığını ileri suumlrmuumlştuumlr Ayrıca soumlz konusu eylemlerin gerccedilekleştiği
2007 ile 2011 yılları arasındaki yuumlruumlrluumlkteki kuralların uygulanmaması sebebiyle madde 7rsquonin
ihlal edildiğini ileri suumlrmuumlştuumlr Son olarak Başvurucu 4 yıl men cezası ile mesleki aktivitelerini
yerine getiremeyeceği sebebiyle madde 8rsquoin de ihlal edildiğini ileri suumlrmuumlştuumlr
Karar
Madde 6
Mahkeme madde 35 uyarınca hak ihlali iddialarının oumlncelikle yerel mahkemeler
oumlnuumlnde ileri suumlruumllmesi gerektiğini yinelemiştir Başvurucunun sadece Federal Mahkeme
54
oumlnuumlnde tahkim kararının keyfi ve adil olmadığını ileri suumlrduumlğuumlnuuml İsviccedilre yerel mahkemesi
oumlnuumlnde ise tahkim kurulu tarafından kullanılan kanıtların hukuki olmadığı savunma hakkına
saygı goumlsterilmemesi gibi iddialarını ileri suumlrmediğini belirtmiştir Bu sebeple Mahkeme
Başvurucunun iccedil hukuk yollarını tuumlketmediği dikkate alınarak madde 6 youmlnuumlnde başvuruyu
kabul edilemez bulmuştur
Madde 7
Mahkeme Başvurucuya uygulanan yaptırımın cezai nitelikle olup olmadığını
incelemiştir Mahkeme kendi iccediltihatlarında mesleki yaptırım ile disiplin cezaları ile diğer cezai
yaptırımların farklılık yaratabileceğini belirtmiştir ldquoOumlzel bir statuumlye sahip kuumlccediluumlk bir grup
kişiyerdquo uygulanan yaptırımların bu ceza kapsamına girmediğini yinelemiştir Başvurucunun
FIFArsquonın etik ve disiplin kuralları ccedilerccedilevesinde yaptırıma tabi tutulduğunu kaydetmiştir
Yaptırım FIFArsquonın yargılama usulleri ile ilgilidir Bu sebeple kuumlccediluumlk bir grubun bir uumlyesine
ilişkin oumlzel bir statuumlye dayanan bir yaptırımdır dolayısıyla madde 7 youmlnuumlnden başvuru kabul
edilemez bulunmuştur
Madde 8
Mahkeme oumlzel yaşam kavramının geniş ancak sonsuz bir kavram olmadığını
yinelemiştir Soumlz konusu yaptırım Başvurucunun mesleki yaşamı ile ilgili olmakla birlikte oumlzel
yaşamı ile ilgili değildir Ancak Mahkeme soumlz konusu durumun olumsuz etkilerinin
Başvurucunun oumlzel hayatını etkilediğini kabul etmiş ve Başvurucunun tuumlm kariyerini futbol ile
geccedilirdiğini ve tek gelir kaynağı olduğunu ve bundan mahrum kaldığını tespit etmiştir
Mahkeme Başvurucunun zorunlu tahkim şartlarını imzalayarak bazı haklarından kendi
iradesiyle feragat ettiğini kaydetmiştir Yine de Başvurucu FIFArsquonın tahkim kararından oumlnce
aldığı tedbirlere itiraz edebilmiş ve soumlz konusu karara karşı hukuk davası da accedilabilmiştir Sonuccedil
olarak Başvurucuya yeterli kurumsal ve usuli guumlvenceler sağlandığından madde 8rsquoin ihlal
edilmediğine karar vermiştir
55
Başvuru Adı Asady ve Diğerleri Slovakya
Başvuru No 2491715
Başvuru Tarihi 17052015
Karar Tarihi 24032020
Karar Linki httpshudocechrcoeintengi=001-201870
Konu Polis karakolunda başvurucularla yapılan kısa goumlruumlşmelere
rağmen Slovakyarsquoda kalmalarını sağlayabilecek ve statuumllerini etkileyebilecek durumlara ilişkin
ulusal makamların dikkatini ccedilekme imkanlarının başvuruculara verilmiş olması ve bireysel
inceleme yapılarak uzaklaştırılmış olmaları sebebiyle 4 Norsquolu Protokol 4 maddesinin
(yabancıların toplu sınır dışı yasağı) ihlal edilmediği
Olaylar Başvurucular 1980-1999 yılları arasında ccedileşitli tarihlerde
doğmuş olan 19 Afgan vatandaşıdır Kasım 2014rsquote başvurucular Slovak Sınır ve Yabancılar
Polisi tarafından Ukrayna sınırında bir kamyon iccedilinde saklı halde bulunmuştur Akabinde 32
kişilik bir grubun iccedilinde kimlikleri tespit ettirilmek uumlzere Petrovcersquodeki polis merkezine
goumltuumlruumllmuumlşlerdir Polis her başvurucuya 3 yıllık uumllkeye giriş yasağı ile idari sınır dışı kararı
duumlzenlemiştir Aynı guumlnuumln geccedil akşam saatlerinde Ukraynarsquoya goumltuumlruumllmuumlş ve tutuklanarak
Chop kentinde geccedilici olarak goumlz altına alınmışlardır Sığınma talep eden başvuranlarla aynı
anda tutuklanan 12 kişi de sığınmacılar kabul merkezine transfer edilmiştir
İlk doumlrt başvurucu Soumlzleşmersquonin 13 maddesinin (etkili başvuru hakkı) 3 maddeyle
(işkence veya insanlık dışı veya onur kırıcı muamele yasağı) bağlantılı olarak ihlalini ve
Soumlzleşmeye Ek 4 Norsquolu Protokol 4 maddesinin (yabancıların topluca sınırdışı edilme yasağı)
ihlalini ileri suumlrerek Slovak idari sınırdışı kararına itiraz etmişlerdir Slovak sınır polisi youmlnetim
kurulu başvurucuların itirazını Ocak 2015rsquote reddetmiştir
İhlal İddiaları
Başvurucular aleyhlerine verilen sınır dışı edilme kararının Soumlzleşmersquonin 13 maddesi
ve 4 Norsquolu Protokol 4 maddesini ihlal ettiğini iddia etmiştir
Karar Mahkeme ilk olarak oybirliğiyle başvuruculardan 12 tanesini
listeden silmeye ve 4rsquoten 8rsquoe kadar olan başvurucular ile 10 ve 12 numaralı başvurucuları
listede tutmaya karar vermiştir Soumlz konusu başvurucular Facebook uumlzerinden kanuni yasal
56
temsilcileri ile iletişim kurmak dahil olmak uumlzere davaya devam etmek istediklerini belirtmeye
yeterli bilgi sağlamışlardır Başvurucular sırasıyla Avusturyarsquoda sığınmacı olarak bulunan Sher
Badov Shinwari Danimarkarsquoda sığınmacı olarak yaşayan Abdul Hamid Nasri Kabilrsquode
yaşayan Mohammad Azam ve Fransarsquoda sığınmacı olarak bulunan Samiuddin Faizy
Odessarsquoda bulunan Mohammad Shakib Mezar-ı Şerifrsquote (Afganistan) yaşayan Zabiullah Zazai
ve Afganistanrsquoda yaşayan Abobaker Jamilrsquodir
4 Norsquolu Protokol Madde 4
Mahkeme başvurucuların uzaklaştırılmasının Soumlzleşme bağlamında sınır dışı edilme
olduğunu tespit etmiştir İncelenmesi gereken husus ise bunun doğası gereği toplu bir sınır dışı
olup olmadığını tespit etmek olduğundan uzaklaştırılmalarına karşı layiha vermelerine imkan
verilip verilmediğine ve iccedilinde bulundukları koşulların bireysel olarak ve hakikaten dikkate
alınıp alınmadığını incelemek gereklidir Mahkeme tarafların kurallara uygun goumlruumlşme
yapıldığı veya başvurucuların sığınma talebinde bulundukları konularında uyuşmadıklarını
tespit etmiştir
Resmi kayıtlara goumlre her başvurucunun goumlruumlşmesi on dakika suumlrmuumlş ve tercuumlman
eşliğinde iki polis memuru tarafından gerccedilekleştirilmiştir Goumlruumlşmelerin bazı kısımları
ccedilakışmış olsa da bu başvurucularla teker teker goumlruumlşme yapılmadığını tespit etmek iccedilin yeterli
değildir Her surette Soumlzleşme bireysel goumlruumlşme yapılması hakkı sağlamamıştır Mahkeme
oumlnemli olanın başvurucuların etkili bir şekilde sınır dışı edilmeye karşı layihalarını sunmuş
olabilmesinin olduğunu tekrarlamıştır
Mahkeme başvuruculara standartlaştırılmış soruların sorulduğunu ve benzer cevapların
verildiğini kabul etmiştir ancak bu muhtemelen başvurucuların deneyimlerinin benzerliğinden
kaynaklanmaktadır Bununla birlikte bahsedilen sahip oldukları paranın toplamının farklı
olması bireyselleştirilmiş youmlnteme işaret etmektedir Dahası goumlruumlşmelerin kısa suumlrmesi daha
kapsamlı bir incelemeyi gerektiren unsurlar belirtmemiş olmalarından kaynaklanmış olabilir
Başvurucular da Afganistanrsquoda zulme uğradıklarını veya oumlluumlm cezasıyla karşı karşıya
oldukları ifadelerinin aksini ispatlamak iccedilin herhangi bir iddiada bulunmamışlar daha ziyade
uumllkeyi ekonomik sebeplerden oumltuumlruuml terk ettiklerini ve Almanyarsquoya Slovakyarsquodan sığınma talep
ettiklerini soumlylemeden seyahat etmek istemişlerdir
Mahkeme kayıtların gerccedileğe uygun olmadıklarına yanlış ccedilevrildiğine veya
başvurucuların sığınma taleplerinin goumlrmezden gelindiğine dair herhangi bir kanıta
57
ulaşamamıştır Ukrayna uyruklu avukatlarıyla olan konuşmalarında veya sınır dışı kararına
itirazlarında da sığınma taleplerine ilişkin kişisel sebeplere de rastlanılmamış olmasının da
dikkate alınması gerekir Ayrıca başvurucularla aynı anda Slovakyarsquoda goumlz altına alınmış on
iki kişinin sığınma taleplerini ifade etmeleri ve boumlylece Ukraynarsquoya geri doumlnmemiş olmaları
de oumlnemli bir husustur
Son olarak başvurucular en azından kendileriyle goumlruumlşme yapıldıkları sırada tercuumlman
bulunduğuna ilişkin bir itirazda bulunmamıştır Mahkeme ayrıca kendilerinin ve tercuumlmanın
imzaladığı belgelerden de anlaşılacağı uumlzere adli yardım alma dava dosyası hakkında yorum
yapma ve delil toplama hakları konusunda bilgilendirildiklerinden şuumlphe etmemiştir
Sonuccedil olarak Mahkeme başvurucuların statuumllerini etkileyebilecek ve Slovakyada
kalma hakkına sahip olabilecek herhangi bir duruma ulusal makamların dikkatini ccedilekme
imkanından mahrum bırakılmadığını ve bireysel durumlarının herhangi bir incelemesi olmadan
Ukraynaya uzaklaştırılmadıklarını tespit etmiştir
Mahkeme oy ccediloğunluğuyla 4 Norsquolu Protokol 4 maddesinin ihlal edilmediğine
huumlkmetmiştir
Diğer maddeler
Mahkeme başvurucuların sınır dışı edilmelerinin toplu şekilde gerccedilekleştirildiğine ikna
olmadığına dikkat ccedilekmiştir Ayrıca Soumlzleşmersquonin 2 maddesi (yaşam hakkı) veya 3 maddesi
(işkence veya insanlık dışı veya onur kırıcı muamele yasağı) kapsamında herhangi bir ayrı
şikayette bulunmamışlardır Mahkeme boumlylelikle başvuranların 13 madde uyarınca tartışmalı
bir iddiası bulunmadığına karar vermiştir Bu nedenle bu huumlkuumlm kapsamındaki şikayet
ccediloğunluk tarafından accedilıkccedila dayanaktan yoksun ve boumlylelikle kabul edilemez olması sebebiyle
reddedilmiştir
Karşı Oy Yargıccedil Keller karşı oy bildirmiştir Yargıccedil Lemmens Keller ve Schembri
Orland ortak karşı oy bildirmiştir
58
Başvuru Adı Hudorovič ve Diğerleri Slovenya
Başvuru No 2481614 ve 2514014
Başvuru Tarihi 26032014
Karar Tarihi 10032020
Karar Linki httpshudocechrcoeintengi=001-201646
Konu Roman koumlkenli Slovenya vatandaşlarının yaşam tarzları ve
azınlık olmaları sebebiyle iddia edilen guumlvenli iccedilme suyuna ve sıhhi temizliğe erişimlerinin
olmamasının devletin pozitif yuumlkuumlmluumlluumlklerini bu imkanı sağlamak iccedilin yerine getirmiş
olmasından oumltuumlruuml 3 ve 8 maddelerinin ihlal edilmemesi
Olaylar 2481614 numaralı başvurunun başvurucuları 1959 doğumlu
Ribnica Belediyesirsquondeki gayrıresmi Roman koumlyuuml Goriča vasrsquota yaşayan Branko Hudorovič ve
2007 doğumlu Aleks Kastelicrsquotir
Başvuranların yerleşim yeri esas olarak sıhhi tessisat ve kanalizasyon bulunmayan
ahşap kuluumlbelerden oluşmaktadır 1999rsquoda ilk başvurucu ve Ribnica belediye başkanı dizel
jeneratoumlr ve 2000-3000 litrelik bir su deposunun satın alınması ve yerleşime yerleştirilmesi
konusunda anlaşmışlardır İtfaiye tarafından su sağlanacak ve boumllge sakinleri de yeterli sıhhi
tesisat (kimyasal tuvaletler) iccedilin oumldeme yapacak ve ccedilevrenin temizliğini ayarlayacaktır Su
deposu sonunda satın alınarak yerine konulmuş ancak taraflar daha fazla geliştirme konusunda
anlaşamamıştır Huumlkuumlmet itfaiyenin mukimlerin isteği uumlzerine buumlyuumlk bir tank dolusu ve
konteynerler iccedilinde su sağladığını bildirmiştir Ardından dizel jeneratoumlr ve su deposu
satılmıştır Başvurucular tankın kuumlfluuml ve kullanılamaz hale gelmesinden oumltuumlruuml mukimlerin
tankı değiştirmek zorunda kaldıklarını ifade etmişlerdir
2514014 sayılı başvurunun başvurucuları on doumlrt kişilik bir ailedir İlk başvurucu Bay
Ljubo Novak ve ikinci başvurucu Bayan Dunja Kočevar ccedilocuklarıyla beraber Škocjan
Belediyesindeki gayriresmi Roman yerleşkesi olan Dobruška vas 41 koumlyuumlnde yaşamaktadırlar
2011 yılında yetkililer belediye arazisinin yanındaki yerleşim yerinde bir gruba su
bağlantısı sağlamış 2015 yılına kadar su tedarik edilen hane sayısı yediye ccedilıkmıştır
Başvurucular komşularının kendilerine su tedarik edilmesine karşı ccedilıkmasından oumltuumlruuml bu
sistemin iccedilinde yer almadıklarını belirtmişlerdir Su ihtiyaccedillarını koumly iccedilindeki bir ccedileşmeden
59
karşılamaktadır Başvurunun yapıldığı tarihte Škocjan Belediyesirsquonin kentsel atık sularının
boşaltılması ve arıtılması iccedilin bir tesisi bulunmamaktadır Boumllgenin sakinleri belediyenin
kamu hizmet kuruluşunun boşalttığı foseptik tankı veya kuumlccediluumlk atık su tesislerini
kullanmaktadır
İhlal İddiaları Başvurucular oumlzellikle iccedilme suyu ve temizlik işleri gibi kamu
hizmetlerine erişimlerinin olmamasının Soumlzleşmersquonin 3 maddesi (insanlık dışı ve kuumlccediluumlk
duumlşuumlruumlcuuml muamele yasağı) 8 maddesi (oumlzel ve aile hayatına saygı hakkı) ve 3 ve 8 maddeler
ile bağlantılı olarak 14 maddesinin (ayrımcılık yasağı) ihlalini oluşturduğunu ileri suumlrmuumlştuumlr
Ayrıca yerel yetkililer tarafından olumsuz ve ayrımcı davranışlara maruz bırakıldıklarını
savunmuşlardır
Karar
8 Madde ve 14 Madde
Mahkeme guumlvenli iccedilme suyuna erişimin 8 madde kapsamında korunmadığını ancak
suyun insanın hayatta kalabilmesi iccedilin gerekli olduğunu ve buna suumlrekli ve uzun suumlreli olarak
erişim eksikliğinin sağlık ve insan onuru accedilısından olumsuz sonuccedillara yol accedilabileceğini bilfiil
oumlzel hayatın ve konut hakkından faydalanmanın oumlzuumlnuuml aşındıracağını tespit etmiştir Boumlylelikle
Mahkeme bu tuumlr katı koşulların ikna edici bir şekilde iddia edilmesinin devletin 8 madde
kapsamında pozitif yuumlkuumlmluumlluumlğuumlnuuml harekete geccedilireceğini goumlz ardı edememiştir
Mahkeme soumlz konusu yuumlkuumlmluumlluumlklerin varlığının ve kapsamının 8 madde youmlnuumlnden
uygulanabilirliğinin yanı sıra davanın somut oumlzelliklerine goumlre ve bunların ciddilik seviyesiyle
yakından ilintili olduğundan oy ccediloğunluğuyla 8 madde youmlnuumlnden uygulanabilirliğini hem ayrı
olarak hem de 14 maddeyle bağlantılı olarak esasa girerek incelemeye karar vermiştir
Mahkeme 8 maddeyle ilgili sorunlara ilişkin iccediltihadını yineledikten sonra
başvurucuların şikayetlerinin devletin oumlzellikle sosyal accedilıdan dezavantajlı gruplara kamu
hizmetleri erişim sağlama pozitif yuumlkuumlmluumlluumlğuuml kapsamına girdiğini ev sağlama gibi sosyo-
ekonomik meselelerde devletin geniş takdir yetkisinin (ldquogeniş takdir marjırdquo) olduğunu goumlz
oumlnuumlnde bulundurmuştur
Mahkeme yetkililer tarafından Slovenyarsquodaki Roman topluluğunun tehlikeli yaşam
koşullarının iyileştirilmesi iccedilin atılmış genel adımları dikkate almasına rağmen başvurucuların
daha sağlam altyapılı yerleşim yerlerine yerleşme imkanından yararlanıp yararlanamayacakları
60
net değildir Nihayetinde Mahkeme başvurucuların kendi yerleşim yerlerinde kendi
tercihleriyle kaldığı sonucuna ulaşmıştır
Başvurucular aynı zamanda sosyal yardımdan yararlanmakta olup aşırı yoksulluk
aşamasında değillerdir Gerccedilekten de ilk başvurudaki başvurucular su tankının alımının bir
kısmını finanse etmişler ve su dağıtımı ile kimyasal tuvaletlerin giderlerini karşılamayı kabul
etmişken ikinci başvurudaki başvurucular yerleşim yerlerine yakın bir arazi satın almış ve
yargılama devam ederken taşındıkları bir ahşap kuluumlbe inşa etmişlerdir
Boumlylelikle Mahkeme yetkililerin başvurucuların durumlarını incelediğini sosyal
yardım sistemleri aracılığıyla diğer şeylerin yanında yaşam koşullarını geliştirilmesini
sağlamaları iccedilin kullanılmış veya kullanılabilecek seviyede temel harcırah temin ettiğini
kanaatine varmıştır Dahası belediye yetkilileri başvurucuların guumlvenli iccedilme suyuna erişimi
olduklarını temin etmek iccedilin somut adımlar atmıştır
Mahkeme bir veya daha fazla su tankının ilk başvurucuların yerleşim yerinde 1999 ve
2016 yılları arasında kurulmuş olduğunu ve istekleri uumlzerine su tedarik edildiğini kabul
etmiştir Tarafların ortak finansmanlı su tankına ne olduğuna ilişkin accedilıklamalarındaki
farklılıklar ve başvurucuların suyun kalitesi ve teslimatların duumlzenliliği ile ilgili asılsız iddiaları
dikkat ccedileken Mahkeme duumlzenlemenin başvuruculara Goriča vas koumlyuumlnden guumlvenli iccedilme
suyuna erişim imkanı sağladığı sonucuna varmıştır
Aynı şekilde ikinci başvurudakilerin koumlyuuml belediyenin bireysel hane sakinleri iccedilin de
bağlantıların kurulabileceği bir grup su dağıtım bağlantısı kurduğu ve finanse ettiği Dobruška
vas iccedilin bulunan ccediloumlzuumlm hakkında da aynı sonuca varmıştır Başvurcuların bağlantıya erişimde
yaşadıkları zorluklar hakkındaki yorumlarını dikkate alan Mahkeme aynı zamanda
başvurucuların aslında her iki evde de bağlantı kurulması iccedilin talepte bulunmadıklarını
goumlzlemlemiştir
Soumlz konusu tedbirler kalıcı olmaktansa geccedilici ccediloumlzuumlmler olarak değerlendirilebilirken
Mahkeme bu pozitif tedbirlerin başvuruculara guumlvenli iccedilme suyuna erişim imkanı sağladığını
ve aksini ispatlayan delillerin yokluğunda yetkililerin iyiniyetli bir şekilde tedbirleri
gerccedilekleştirdiğini tespit etmiştir Başvurucular belediye makamlarının yerleşim yerlerinin
duumlzenlenmesi ve guumlvenli iccedilme suyuna erişim konusundaki menfaatlerine ccediloğunluk nuumlfusunun
altyapısını iyileştirmeyi amaccedillayan daha az acil tedbirlere kıyasla daha az oumlncelik verdiklerini
61
goumlstermemiştir Aslında hem belediyelerde hem de Slovenyanın diğer uzak boumllgelerindeki
genel su dağıtım sisteminden guumlvenli iccedilme suyuna erişim sınırlıdır
Mahkeme belediyelerin aldıkları tedbirlerin sıhhi temizliğe dair adımları iccedilermediğiniı
kaydetmiştir Ancak kamu kanalizasyon sistemi eksikliğinin Slovenyarsquoda genel bir sorundur
ve sıhhi temizliğe erişimin her iki belediye de de sınırlıdır Buna ek olarak kamusal altyapıyı
geliştirmenin yapısı gereği aşamalı bir işlem olduğu ve devletin şehir planlama kaynaklarını
oumlnceliklendirme konusunda geniş takdir yetkisi goumlz oumlnuumlne alınarak Mahkeme yalnızca sağlık
iccedilin ciddi bir risk olması gibi ikna edici sebeplerin başvurucuların ilgili durumlarına ilişkin
adımlar atılmasının devlete sorumluluk yuumlklemeyi haklı kılabileceğini belirtmiştir
Bununla birlikte başvurucular bu konuda destekleyici herhangi bir iddiada
bulunmamışlar veya foseptik tank kurmalarına veya kamu kanalizasyonuna başka alternatifler
bulmalarına engel olunduğunu ileri suumlrmemiştir Mahkeme başvurucuların yaşam koşullarının
gelişmesine katkı sağlayacak sosyal yardım aldıklarını ve devletlerin ev sağlama konusunda
geniş takdir yetkisine sahip olduklarını yinelemiştir Başvurucular aynı zamanda devletin
guumlvenli iccedilme suyu sağlamadaki soumlzde başarısızlığını ve bunun 8 madde temelindeki haklarının
oumlzuumlnuuml aşındıracak biccedilimde sağlık ve insan onuru uumlzerinde yol accediltığı olumsuz sonuccedilları ikna
edici şekilde ortaya koymamıştır
Mahkeme boumlylelikle devletin guumlvenli iccedilme suyuna ve sıhhi temizliğe erişimlerini temin
ederken aldığı oumlnlemlerin başvurucuların kolayca zedelenebilir pozisyonlarını hesaba katarak
aldığını ve Soumlzleşmersquonin 8 maddesinin gerekliliklerini karşıladığını tespit etmiştir 8
Maddenin olaya uygulanabilir olduğu varsayılsa bile huumlkmuumln ihlali soumlz konusu olmamıştır
Boumlylece Mahkeme beşe iki oyla 8 maddenin uygulanabilirliğine karar vermenin gerekli
olmadığına karar vermiştir
3 Madde
Mahkeme başvurucunun tamamıyla devletin desteğine bağlı olduğu koşullarda
kendisini ciddi yoksunluk veya insan onuruyla bağdaşmayan talepler durumunda resmi
kayıtsızlıkla yuumlz yuumlze geldiğinde devletin ldquomuamelerdquoden oumltuumlruuml sorumluluğunun doğabileceği
ihtimali goumlz ardı edememiştir Her nasılsa Mahkeme yerel makamlar tarafından alınan pozitif
tedbirlerin başvuruculara guumlvenli iccedilme suyu sağlama imkanı verdiğini saptamıştır Bu sebepten
oumltuumlruuml iddia edilen ıstırabın asgari eşiğe ulaştığı 3 maddenin uygulanabilirliği varsayılsa bile
maddenin ne tek başına ne de 14 maddeyle bağlantılı olarak ihlali mevcuttur
62
Başvuru Adı BaşTuumlrkiye
Başvuru No 6644817
Başvuru Tarihi 30 Ocak 2017
Karar Tarihi 3 Mart 2020
Karar Linki httpshudocechrcoeintengitemid[001-201761]
Konu FETOumlPDY bağlantısı olduğu iddiasıyla hakimlik goumlrevinden
alınan başvurucunun yargılama oumlncesi tutukluluğunun kanuna aykırı olması başvurucunun bir
succedil işlediği konusunda makul şuumlphenin bulunmaması nedeniyle Soumlzleşmenin oumlzguumlrluumlk ve
guumlvenlik hakkını duumlzenleyen 5 maddesinin 1 fıkrasının ihlali başvurucunun bizzat hakim
huzuruna ccedilıkmasından oumlnce geccedilen suumlre nedeniyle tutulma işleminin yasaya uygunluğu
hakkında kısa bir suumlre iccedilinde karar verilmesini duumlzenleyen Soumlzleşmersquonin 5 maddesinin 4
fıkrasının ihlali
Olaylar Başvurucu Hakan Baş 1978 doğumlu bir Tuumlrk vatandaşıdır ve
Kocaelirsquode yaşamaktadır
15 Temmuzu 16 Temmuz 2016rsquoya bağlayan gece Tuumlrk ordusunun bir grup uumlyesi
TBMMrsquoye huumlkuumlmete ve cumhurbaşkanına karşı askeri bir darbe girişiminde bulunmuşlardır
Askeri darbe girişiminden sonraki guumln yetkililer Amerika Birleşik Devletlerirsquonde yaşayan bir
Tuumlrk vatandaşı olan ve FETOumlPDY lsquonin(Fetullahccedilı Teroumlr OumlrguumltuumlParalel Devlet Yapılanması)
lideri olarak bilinen Fetullah Guumllenrsquole bağlantılı olan şebekeyi succedillamıştır
20 Temmuz 2016rsquoda huumlkuumlmet daha sonra uzatılacak olan 3 aylık bir olağanuumlstuuml hal
ilan etmiştir 21 Temmuz 2016rsquoda Tuumlrk yetkilileri Avrupa Konseyi Genel Sekreterine
Soumlzleşmersquonin 15 maddesi kapsamında Soumlzleşme yuumlkuumlmluumlluumlklerini askıya aldığını bildirmiştir
Olağanuumlstuuml hal sırasında Bakanlar Kurulu birkaccedil kanun huumlkmuumlnde kararname kabul
etmiştir 667 Sayılı Kanun Huumlkmuumlnde Kararnamenin 3 maddesi Hakimler ve Savcılar
Kurulursquona(HSK) Milli Guumlvenlik Kurulu tarafından ulusal guumlvenliğe zararlı faaliyetlerde
bulunduğu tespit edilen teroumlr oumlrguumltlerine veya yapılarına ya da gruplarına mensup olduğu veya
bağlı olduğu duumlşuumlnuumllen hacirckimleri ve savcıları goumlrevden alma yetkisi vermiştir Olağanuumlstuuml hal
18 Temmuz 2018rsquoda sona ermiştir
63
16 Temmuz 2016rsquoda HSK başvurucu dahil olmak uumlzere 2735 hacirckim ve savcıyı 2802
Sayılı Hakimler ve Savcılar Kanunursquonun 77 (1) ve 81 (1) maddeleri uyarınca hacirckimler ve
savcılar hakkında darbe girişimini kışkırtan teroumlr oumlrguumltuumlnuumln uumlyesi olduklarına goumlrev yerlerinde
tutmanın soruşturmanın ilerlemesine engel olacağına ve devletin itibarını zayıflatacağına dair
guumlccedilluuml bir şuumlphe olduğu gerekccedilesiyle uumlccedil ay suumlreyle goumlrevlerinden uzaklaştırmıştır
Yine 16 Temmuz 2016rsquoda Kocaeli Cumhuriyet Savcısı başvurucu da dahil olmak uumlzere
FETOuml PDY uumlyesi olduğundan şuumlphelenilen Kocaelide goumlrev yapan hacirckimler hakkında ceza
soruşturması başlatmıştır 18 Temmuz 2016rsquoda başvurucu goumlzaltına alınmıştır 19 Temmuz
2016rsquoda HSKnın 16 Temmuz 2016 tarihli kararının sonucu olarak FETOuml PDY uumlyeliği
nedeniyle goumlrevinden uzaklaştırıldığını bildiren Kocaeli Cumhuriyet Savcısına ifade vermiştir
Başvurucu soumlz konusu kuruluşa uumlye olduğunu veya bu kuruluşla herhangi bir bağlantısı
olduğunu reddetmiştir O guumlnuumln ilerleyen saatlerinde Kocaeli 1 Sulh Ceza Hakimliği huzuruna
ccedilıkarılmıştır 20 Temmuz 2016da sulh ceza hakimi teroumlr oumlrguumltuuml uumlyeliği şuumlphesiyle
başvurucunun tutuklanmasına karar vermiştir Başvurucunun tutukluluk emrine itirazı
reddedilmiştir
24 Ağustos 2016rsquoda 667 sayılı Kanun Huumlkmuumlnde Kararnamenin 3 Maddesi uyarınca
HSK FETOuml PDY uumlyesi olduğu ya da bağlı olduğu gerekccedilesiyle başvurucunun da dahil
olduğu 2847 hakim ve savcıyı goumlrevden almıştır
27 Aralık 2016rsquoda Anayasa Mahkemesi başvurucunun şikayetlerinin accedilıkccedila
dayanaktan yoksun olduğunu belirterek başvurunun kabul edilemez olduğuna karar vermiştir
19 Mart 2018de 29 Ağır Ceza Mahkemesi Başı silahlı bir teroumlr oumlrguumltuumlne uumlyelikten
succedillu bulmuş yedi yıl altı ay hapis cezasına ccedilarptırmış ve halihazırda tutuklu geccedilirilen suumlreyi
dikkate alarak serbest bırakılmasına karar vermiştir Başrsquoın mahkumiyeti temyizde onanmıştır
Dava halen Yargıtayda goumlruumllmektedir
İhlal İddiaları Başvurucu Soumlzleşmersquonin 5 Maddesinin 1 3 ve 4 fıkralarına
dayanarak (oumlzguumlrluumlk ve guumlvenlik hakkı derhal hakim oumlnuumlne ccedilıkarılma hakkı tutulmanın
yasallığının hızlı bir şekilde goumlzden geccedilirilmesi hakkı) tutuklu yargılanmaktan şikayetccedili
olmuştur Başvurucu succediluumlstuuml bir dava olduğunu tartışmıştır İddia edilen succedilu işlediğine ve
dolayısıyla mahkeme oumlncesi tutukluluğunu gerektirdiğine dair makul bir şuumlpheye yol accedilan oumlzel
bir kanıt olmadığını ileri suumlrmuumlştuumlr Yerel mahkemelerin tutukluluk kararları iccedilin yetersiz
gerekccedileler sunduğunu ileri suumlrmuumlştuumlr Başvurucu ayrıca goumlzaltına alınmasının goumlzden
64
geccedilirilmesi sırasında herhangi bir duruşma yapılmadığından Cumhuriyet Savcısının
goumlruumlşuumlnuumln bir oumlrneğinin kendisine verilmediğinden ve soruşturma dosyasına erişimin
kısıtlandığından şikayetccedili olmuştur Son olarak yargılama oumlncesi tutukluluğuna karar veren
sulh ceza hakimlerinin bağımsızlık ve tarafsızlığının eksik olduğunu iddia etmiştir
Karar
Madde 5 Fıkra 1 ve 3
Başvurucunun tutukluluğunun kanuna uygunluğu
Başrsquoın tutukluluğuna tutukluluk halini duumlzenleyen Ceza Muhakemesi Kanununun 100
Maddesi uyarınca karar verilmiştir
Mahkeme mevcut davadakine benzer koşullarda ulusal mahkemelerin succediluumlstuuml
(flagrante delicto) kavramının kapsamını genişletmesinin ve iccedil hukuk uygulamalarının accedilıkccedila
mantıksız goumlruumlnduumlğuumlne dikkat ccedilekmiş ve hukuki belirlilik ilkesi accedilısından sorunlu olduğunu
belirtmiştir (Alparslan Altan Tuumlrkiye no 1277817 16 Nisan 2019) Mahkeme bu davada
mahkemelerin succediluumlstuuml kavramını yorumlamalarına ve mevcut dava koşullarında 2801 Sayılı
Kanunun 94 maddesinin uygulanmasına ilişkin olarak farklı bir sonuca varmak iccedilin hiccedilbir
neden goumlrememiştir
Mahkeme Ankara Cumhuriyet Başsavcılığının anayasal duumlzeni devirmeye teşebbuumls
succedilundan bahsetmesine rağmen başvurucunun darbe teşebbuumlsuumlyle ilgili bir succedil işlediği esnada
yakalanıp tutuklandığının iddia edilmediğini goumlzlemlemiştir Bu succedil başvurucunun
tutuklanması kararını veren Kocaeli Sulh Ceza Hakimliği tarafından dikkate alınmamıştır
Başvuru sahibi FETOumlPDY uumlyeliği şuumlphesiyle oumlzguumlrluumlğuumlnden yoksun bırakılmıştır Kocaeli
Sulh Ceza Hakimliği goumlre 2802 Sayılı Kanunrsquoun 94 maddesi kapsamındaki bir succediluumlstuuml halinin
ortaya ccedilıktığı bir dava soumlz konusudur fakat sulh ceza hakimliği bu bulgu iccedilin yasal bir dayanak
oluşturmamıştır
Mahkeme 26 Eyluumll 2017rsquode kabul edilen oumlnde gelen kararında Yargıtayın silahlı bir
oumlrguumlt uumlyeliği succedilundan şuumlphelenilen hakimlerin yakalanması sırasında succediluumlstuuml halinin soumlz
konusu olduğunu belirtmiştir İccediltihat bir succedil oumlrguumltuumlne uumlye olma succediluyla ilgili davalarda bir
yargı mensubunun succediluumlstuuml hali gerekccedilesiyle tutuklanabilmesi iccedilin CMKrsquonın 100 maddesinde
belirtilen koşulların gerccedilekleşmesinin yeterli olduğunu belirtmiştir
65
Mahkeme mahkemelerin iccediltihatlarında yuumlruumlrluumlkteki yasal huumlkuumlmlere aykırı istisnalar
getirmesi durumunda hukuki belirlilik ilkesinden taviz verilmiş olacağını vurgulamıştır
CMKnin 2 maddesi bir succedilun işlenmesi sırasında veya hemen sonrasında ortaya ccedilıkmasına
ilişkin olarak succediluumlstuuml kavramının geleneksel bir tanımını sağlamıştır Bununla birlikte
Yargıtay iccediltihadına goumlre bir succedil oumlrguumltuumlne uumlye olma şuumlphesi mevcut herhangi bir olgusal unsur
veya devam eden bir succedil eyleminin başka bir goumlstergesi olmaksızın succediluumlstuuml unsurunu
karakterize etmek iccedilin yeterli olacaktır Mahkemenin goumlruumlşuumlne goumlre bu succediluumlstuuml kavramının
geniş yorumlanması anlamına gelmekte olup bu kavramın kapsamını genişleterek bir succedil
oumlrguumltuumlne uumlye olduğundan şuumlphelenilen hakimlerin Tuumlrk hukukunun yargı uumlyelerine sağladığı
adli korumadan mahrum edilebilmelerine neden olmuştur Ayrıca Mahkeme Yargıtayın
ldquoişlenmekte olan bir succedilrdquo kavramına ilişkin yerleşik iccediltihadının CMKrsquonin mevcut bir succedil
fiilinin varlığına ilişkin 2 maddesi ccedilerccedilevesinde succediluumlstuuml kavramının kapsamını genişletmeyi
nasıl haklı goumlsterebileceğini anlayamamıştır
Mahkeme ulusal mahkemelerin succediluumlstuuml kavramının kapsamının genişletilmesinin ve
iccedil hukukun uygulanmasının yani 2802 Sayılı Kanunun 94 maddesinin mevcut davada sadece
hukuki belirlilik accedilısından sorunlu olmadığını aynı zamanda accedilıkccedila mantıksız goumlruumlnduumlğuumlnuuml
tespit etmiştir
Mahkemece succediluumlstuuml kavramının tek başına uygulanması ve başvurucunun
tutukluluğuna ilişkin 20 Temmuz 2016 tarihli kararla 2802 Sayılı Kanunrsquoun 94 maddesine
atıfta bulunulmasının Soumlzleşmenin 5 maddesinin 1 fıkrasının gereklerini yerine getirmediği
duumlşuumlnuumllmektedir
Mahkemenin goumlruumlşuumlne goumlre succediluumlstuuml kavramının geişletici bir yorumu accedilıkccedila
olağanuumlstuuml hal durumuna uygun bir cevap olarak goumlruumllemez Ayrıca olağanuumlstuuml halin
zorunluluklarına yanıt olarak kabul edilmeyen bu tuumlr bir yorum yalnızca hukuki belirlilik ilkesi
accedilısından sorunlu değil aynı zamanda yargı mensuplarını yuumlruumltme organının muumldahalesine
karşı korumayı sağlayan usuli guumlvenceleri de ortadan kaldırmıştır Olağanuumlstuuml halin yasal
ccedilerccedilevesinin ccedilok oumltesine geccedilen hukuki sonuccedilları vardır Bu durum hiccedilbir şekilde olağanuumlstuuml
hal durumunun oumlzel koşulları tarafından haklı goumlsterilemez Mahkeme başvurucunun
ldquokanunen oumlngoumlruumllen bir usule uygun olarak alınmamış olan tutukluluk kararının durumun
kesin olarak gerektirdiği oumllccediluumlde olduğunun soumlylenemeyeceği sonucuna varmıştır
Dolayısıyla başvurucunun yargılama oumlncesi tutukluluğunun yasadışı olması nedeniyle
Soumlzleşmenin 5 maddesinin 1 fıkrası ihlal edilmiştir
66
Başvurucunun succedil işlemiş olduğuna dair makul şuumlphenin bulunmadığı iddiası
Mahkeme Anayasa Mahkemesinin Başrsquoın ByLock mesajlaşma uygulamasını
kullanmasından bahsettiğini goumlzlemlemiştir İlgili kanıtların başvurucunun ilk
tutukluluğundan uzun suumlre sonraya kadar dosyaya eklenmediğine dikkat edilmelidir Anayasa
Mahkemesi Başın yargılama oumlncesi tutukluluğundan birkaccedil ay sonra elde edilen delillerin
atılı succedilu işlediği konusunda makul bir şuumlphe iccedilin nasıl bir temel oluşturabileceğini
accedilıklamamıştır
Bu davada Mahkeme başvurucunun tutuklama kararından anlaşıldığı kadarıyla
Kocaeli sulh ceza hakimliğinin başvurucunun iddia edilen succedilları işlediğine dair makul şuumlphe
bulgusunu başvurucu hakkında 16 Temmuz 2016rsquoda HSK tarafından alınan karar ve Ankara
Cumhuriyet Başsavcılığının kendisi hakkında soruşturma başlatma kararına dayandırdığını
goumlzlemlemiştir HSK kararında başvurucu dahil olmak uumlzere 2735 hakim ve savcıyı darbe
girişimini başlatan teroumlr oumlrguumltuumlnuumln uumlyeleri olduğuna dair guumlccedilluuml şuumlphelerin olduğu gerekccedilesiyle
accedilığa almıştır HSK darbe girişimi oumlncesinde ccedilok sayıda hakim ve savcı hakkında başlatılan
disiplin soruşturmasına ve cezai soruşturmalara atıfta bulunmuştur Ancak karar başvurucuyla
ilgili şahsi herhangi bir bilgi veya belge iccedilermemektedir Başvurucu kararda yer verilen disiplin
ve ceza soruşturmasına tabi tutulmuş kişiler arasında da yer almamıştır Dolayısıyla HSK
kararında belirtilen disiplin ve ceza soruşturmaları başvurucunun tutukluluk kararına neden
olan şuumlphenin temelini oluşturamaz Mahkeme ayrıca HSK kararında iccedileriğini accedilıklamadan
veya başvurucu ve durumuyla nasıl ilişkili olduğunu accedilıklamadan istihbarat servislerinden
gelen bilgilere genel bir atıfta bulunulduğunu belirtmiştir
Mahkeme Huumlkuumlmetin HSKnin mevcut davadaki kararı iccedilin yeterli olgusal bir dayanak
sağlamadığı goumlruumlşuumlne varmıştır Mahkeme Kocaeli Sulh Ceza Hakimliği tarafından HSK
kararına yapılan atfın başvurucunun tutukluluğunu haklılaştıran makul bir şuumlphenin var olduğu
sonucunu desteklemek iccedilin yetersiz olduğunu tespit etmiştir Sulh ceza mahkemesi CMKnin
100 maddesine ve dosyadaki delillere başvurarak kararını haklı ccedilıkarmaya ccedilalışmıştır ancak
soumlz konusu maddenin ifadesine atıfta bulunmuştur CMKnin 100 maddesine ve dosyadaki
delillere ilişkin belirsiz ve genel atıflar dosyadaki kanıtların muumlnferit değerlendirmesinin veya
başvurucuya karşı şuumlpheyi haklı ccedilıkarabilecek herhangi bir bilginin veya başka tuumlrluuml
doğrulanabilir materyal veya gerccedileklerin bulunmaması başvurucunun tutukluluğunda temel
alınan şuumlphenin ldquomakul olup olmadığınırdquo gerekccedilelendirmek iccedilin yeterli goumlruumllmemiştir
67
Mahkeme ayrıca başvurucunun 15 Temmuz 2016 olaylarına karıştığından
şuumlphelenilmediğini goumlzlemlemiştir Ankara Cumhuriyet Başsavcılığı 16 Temmuz 2016rsquoda
başvurucuyu FETOumlPDY uumlyesi olarak nitelemiş ve tutuklanmasını talep etmiştir Ancak
Huumlkuumlmet Ankara Cumhuriyet Başsavcılığı tarafından verilen bu talimatlar iccedilin olgusal bir
temel oluşturabilecek herhangi bir bilgi goumlstermemiştir 19 ve 20 Temmuz 2016 tarihlerinde
Kocaeli 1 Sulh Ceza Hakimliği tarafından yasadışı bir oumlrguumlt uumlyeliği succediluyla ilgili olarak
sorgulanmış olması yetkililerin başvurucunun en fazla bu succedilu işlediğinden şuumlphelendiğini
ortaya koymuştur Tek başına bu gerccedilek başvurucunun soumlz konusu succedilu işlemiş olabileceği
objektif bir goumlzlemciyi tatmin etmeyecektir
Mahkeme oumlnceki delillerin ilk tutuklandığı sırada başvurucu hakkında makul bir
şuumlphe olduğu sonucuna varmadığı sonucuna varmıştır Soumlzleşmenin 5 Maddesinin 1
fıkrasının tutuklanmasını haklı kılan bir şuumlphenin makul olup olmadığına ilişkin şartlarının
yerine getirilmediğini değerlendirmiştir
Mahkeme başvurucunun tutukluluk halindeyken bir succedil işlediği konusunda makul
şuumlphenin bulunmaması nedeniyle Soumlzleşmenin 5 Maddesinin 1 fıkrasının ihlal edildiğine
karar vermiştir
Madde 5 Fıkra 4
Baş Kocaeli sulh ceza hakimliği tarafından dinlendikten sonra 20 Temmuz 2016
tarihinde tutuklu yargılanmış ardından 19 Eyluumll 2017 tarihinde ilk duruşmada mahkeme
huzuruna ccedilıkmıştır Yaklaşık bir yıl ve iki aylık bu suumlre boyunca tutukluluğuna karar veren
hiccedilbir mahkemenin huzuruna ccedilıkmamıştır Tahliye başvuruları ve itirazları mahkemeler
tarafından dinlenmeden incelenmiştir Başvurucu tarafından yapılan son itiraz 15 Ağustos
2017 tarihinde mahkeme tarafından duruşmasız olarak reddedilmiştir Huumlkuumlmet başvurucunun
şikayet ettiği durumun Tuumlrk makamlarının 21 Temmuz 2016 tarihinde Avrupa Konseyi Genel
Sekreterine sundukları 15 madde uyarınca istisna bildirimi kapsamında olduğunu
savunmuştur
Mahkeme 15 Temmuz 2016 askeri darbe girişimi sonrasında Tuumlrkiyenin karşı karşıya
kaldığı zorlukların 15 Maddenin yorumlanması ve uygulanmasında tamamen dikkate alınması
gereken bağlamsal bir faktoumlr olduğunu yinelemiştir (Alparslan Altan Tuumlrkiye no 1277817
16 Nisan 2019) Anayasa Mahkemesinin Aydın Yavuz ve Diğerlerinin davasında verdiği
kararın darbe girişimi ardından uygulanan tedbirler ve başvurucuların hakimler haklarında
68
tutuklama kararı vermeden oumlnceki sekiz ay on sekiz guumlnluumlk zaman diliminde ortaya ccedilıkmaması
sebebiyle kamu guumlvenliği iccedilin son derece gerekli olduğu soumlylenebilir Ancak Mahkeme
mevcut davada Başın yaklaşık bir yıl iki aydır hakim karşısına ccedilıkmadığını Anayasa
Mahkemesinin Aydın Yavuz ve diğer kararlarında değerlendirilenden ccedilok daha uzun bir suumlre
olduğunu goumlzlemlemiştir
Bu nedenle Mahkeme başvurucunun bizzat hakim huzuruna ccedilıkmasından oumlnce geccedilen
suumlre nedeniyle Soumlzleşmersquonin 5 maddesinin 4 fıkrasının ihlal edildiği sonucuna varmıştır
Ayrıca soruşturma dosyasına erişimin kısıtlanmasının şikayeti ile ilgili olarak
Mahkeme incelemenin gereksiz olduğuna karar vermiştir Cumhuriyet savcısının goumlruumlşuumlnuumln
accedilıklanmamasına ilişkin olarak bu şikayetin accedilıkccedila dayanaktan yoksun olduğunu ve reddine
karar vermiştir Son olarak Mahkeme sulh ceza mahkemelerine tanınan anayasal ve yasal
guumlvenceler goumlz oumlnuumlnde bulundurularak ve başvurucunun davasında bağımsızlık ve
tarafsızlıklarından şuumlphe duyulmasına neden olan herhangi bir iddia bulunmadığı iccedilin
bağımsızlık eksikliğini iddia eden şikayet dayanaktan yoksun olduğu iccedilin reddedilmiştir
Mahkeme Tuumlrkiyenin başvurucuya manevi tazminat olarak 6000 Euro ve mahkeme
masrafları iccedilin 4000 Euro oumldemesine karar vermiştir
69
Başvuru Adı JeantyBelccedilika
Başvuru No 8228417
Başvuru Tarihi 20 Kasım 2017
Karar Tarihi 31 Mart 2020
Karar Linki httpshudocechrcoeintengi=001-202125
Konu Yetkililerce alınan oumlnlemler sonucu başvurucunun intihar
etmesinin engellenmesi nedeniyle Soumlzleşmenin yaşam hakkını duumlzenleyen 2 maddesinin ihlal
edilmemesi başvurucunun tutulduğu suumlre boyunca maruz kaldığı muamelenin aşağılayıcı
olarak nitelendirilmesi ve Soumlzleşmersquonin işkence ve insanlık dışı veya onur kırıcı muamele
yasağını duumlzenleyen 3 maddesinin ihlali
Olaylar Başvurucu Philippe Başvurucu 1969 doğumlu bir Belccedilika
vatandaşıdır ve Arlonrsquoda yaşamaktadır
26 Haziran - 12 Ağustos 2011 tarihleri arasında tutukluluk suumlreci
Haziran 2011rsquode başvurucu eşine karşı sakatlanma ile sonuccedillanan tehdit ve şiddetin
eşlik ettiği uygunsuz saldırılara ilişkin şuumlphe nedeniyle polis tarafından yakalanmıştır Polis
sorgulaması sırasında başvurucu psikolojik sorunları olduğunu bildirmiş ve kendi hayatını
sonlandırmayı duumlşuumlnduumlğuumlnuuml soumlyleyerek kısıtlanmak istemiştir
Ertesi guumln soruşturma hakimi başvurucunun tutuklanmasına karar vermiş ve Arlon
cezaevine intihar eğilimlerini bildirmiştir Cezaeviye geldikten sonra başvurucu uumlccedil defa intihar
girişiminde bulunmuştur Cezaevi personeli tuumlm nesneleri ve kişisel eşyalarını kaldırmıştır
Guumlvenli bir izolasyon huumlcresine yerleştirilmiş ve bir doktor kendisine sakinleştirici vermiştir
Başvurucu birkaccedil guumln oumlzel goumlzetim altında tutulmuştur 12 Ağustos 2011 tarihinde kefaletle
serbest bırakılmıştır
21 Ekim-2 Aralık 2011 tarihleri arasında tutukluluk suumlreci
Ekim 2011de kefalet koşullarına uymadığı iccedilin başvurucu hakkında ikinci bir
tutuklama emri ccedilıkarılmıştır Bu nedenle başvurucu huumlcre arkadaşlarına karşı şikayette
bulunduğu ve farklı bir huumlcreye geccedilmek iccedilin ccedileşitli taleplerde bulunduğu Arlon cezaevine geri
alınmıştır
70
Kasım 2011de cezaevi muumlduumlruumlnuumln tekrar huumlcre değiştirmesine izin vermeyi
reddetmesinin ardından Başvurucu intihar etmekle tehdit etmiştir Oumlzel goumlzetim altında bir
izolasyon huumlcresine yerleştirilmiştir Bir kontrol sırasında bir gardiyan başvurucuyu kapının
parmaklıklarında pantolonunu bağladığı esnada bulmuştur Başvurucu kendini atmadan oumlnce
durdurulmuştur Doktorun emriyle personel ona bir kask takmış ve kafasını duvara ccedilarpmasını
ve kendini yaralamasını oumlnlemek iccedilin kelepccedilelenmiştir Ertesi guumlne kadar bu şekilde
kısıtlanmış halde kalmıştır
İki guumln sonra Başvurucu izolasyondan ccedilıkarılmış ve başvurucunun huumlcre değiştirmesine
izin verilmesi iccedilin intihar tehditleri ile cezaevi personeline baskı yapmayı amaccedilladığı
duumlşuumlncesiyle uumlccedil guumln boyunca bir izolasyon huumlcresine yerleştirilmesini emreden cezaevi
muumlduumlruuml ile goumlruumlşme yapmıştır Başvurucu 2 Aralık 2011rsquode kefaletle serbest bırakılmıştır
Sonraki olaylar
Nisan 2014rsquote Başvurucu bir ya da birden fazla kimliği bilinmeyen kişiye karşı tutuklu
kaldığı iki doumlnem boyunca insanlık dışı ve onur kırıcı muameleye maruz kaldığını ve sağlık
durumuna rağmen psikolojik desteğe ihtiyacı olduğunu kastederek sıradan cezaevi
huumlcrelerine yerleştirildiğini iddia ederek şikayette bulunmuştur Şikayet reddedilmiştir ve bu
karar temyizde onanmıştır
Ayrıca Nisan 2014te Başvurucu ilk etapta şiddet veya tehditlerin eşlik ettiği uygunsuz
saldırı succedilları ve eşine karşı işlenen sakatlıkla sonuccedillanan saldırı nedeniyle yarısı askıya alınan
doumlrt yıl hapis cezasına ccedilarptırılmıştır Nisan 2019da Temyiz Mahkemesi bu kararı bir kenara
bırakmış ve Başvurucunun eylemlerinden cezai olarak sorumlu olmadığını tespit etmiştir
Zorunlu olarak hapsedilmesine ve derhal yakalanmasına karar vermiştir
İhlal İddiaları Soumlzleşmenin 2 maddesine (yaşam hakkı) dayanarak Başvurucu
yetkililerin intihar girişiminin kesin ve acil riskini oumlnlemek iccedilin kendi durumunda uygun
oumlnlemleri alma konusunda başarısız olduklarını iddia etmiştir
Soumlzleşmenin 3 maddesi uyarınca (işkence ve insanlık dışı veya onur kırıcı muamele
yasağı) tutulduğu sırada uygun tıbbi bakım eksikliğinden şikayetccedili olmuştur Ayrıca izolasyon
halindeyken maruz kaldığı muameleden ve etkili bir soruşturma yapılmamasından şikayetccedili
olmuştur
Karar
71
Madde 2 (yaşam hakkı)
Madde 2rsquonin uygulanabilir olup olmadığı
Başvurucu intihar girişimlerinden kurtulmuştur Bununla birlikte bu gerccedilek kendi
iccedilinde Soumlzleşmersquonin 2 maddesinin uygulanabilirliğini engellememiştir Doğası gereği
faaliyetin tehlikeli olduğu ve bir kişinin hayatını gerccedilek ve yakın bir riske soktuğu durumlarda
yaşamı tehdit eden şiddet durumunda olduğu gibi devam eden yaralanmaların seviyesi
belirleyici olmayabilir ve yaralanmaların yokluğunda bile bu gibi durumlarda bir şikayet 2
madde kapsamında incelenebilir
Mevcut davada Başvurucu tutukluyken kendi yaşamını sonlandırmak iccedilin ccedileşitli
girişimlerde bulunmuş ve başarısızlığı cezaevi personelinin muumldahalesinden kaynaklanmıştır
Başvurucunun yaşamı tehdit eden yaralanmalara veya goumlruumlnuumlşte ciddi bir fiziksel yaralanmaya
maruz kalmamış olması bu durumda başvurucunun eylemlerinin doğası hayatını gerccedilek ve
yakın bir riske soktuğu iccedilin belirleyici değildir Dolayısıyla mevcut davada 2 madde
uygulanmıştır
Ulusal makamların başvurucunun hayatını korumak iccedilin gerekli oumlnlemleri alıp
almadığı
Mahkeme genel olarak yetkililerin başvurucunun hayatına youmlnelik riskin
gerccedilekleşmesini engellemek iccedilin makul olarak beklenebilecek her şeyi yaptıklarını soumlz konusu
riskin kesin ve yakın doğası hakkında bilgi sahibi olduklarını belirtmiştir Ayrıca alınan
oumlnlemler başvurucunun intihar etmesini engellemiştir Sonuccedil olarak Soumlzleşmenin 2 maddesi
ihlal edilmemiştir
Madde 3 (insanlık dışı veya onur kırıcı muamele yasağı)
Başvurucunin madde 3rsquoe aykırı bir muameleye tabi olup olmadığı
Mahkeme Başvurucunin zihinsel durumu goumlz oumlnuumlne alındığında iki tutukluluk
doumlneminde tıbbi goumlzetim ve tedavi eksikliğinin tekrarlanan intihar girişimlerine rağmen uumlccedil
guumln boyunca bir izolasyon huumlcresine yerleştirilmesiyle birlikte oumlzellikle ağır sıkıntıya tutulma
suumlresince kaccedilınılmaz acı duumlzeyini aşan bir yoğunluğa neden olduğu kanaatindedir Mahkeme
bu muamelenin başvurucuda aşağılanma kuumlccediluumlk duumlşme ve ıstırap duygularını uyandırdığından
şuumlphe duymamıştır Başvurucuyu aşağılamak ya da kuumlccediluumlk duumlşuumlrmek iccedilin yapılmamış olması
bunun aşağılayıcı olarak nitelendirilmesini ve boumlylece 3 maddede belirtilen yasak kapsamına
72
girmesini engellememiştir Bu nedenle Soumlzleşmersquonin 3 maddesinin oumlnemli bir youmlnuumlnuuml ihlal
etmiştir
Başvurucunun succedil duyurusuyla ilgili soruşturmanın etkililiği
Mahkeme iddianamenin gerekccedilesiyle soruşturma hakiminin yetkisi altında yuumlruumltuumllen
soruşturmanın cezaevinde meydana gelen olayları bir dereceye kadar doğru tespit ettiğini
belirtmiştir Yine de cumhuriyet savcısının soruşturma yapılmasını oumlneren yazıları (Temmuz
2014) ile soruşturma hakiminin dosyayı aldığı tarih (Mart 2015) arasında sekiz aydan fazla bir
suumlre geccedilmiştir Soruşturmanın başlamasından oumlnce geccedilen suumlre huumlkuumlmet tarafından
accedilıklanmamıştır
Ayrıca soruşturma Mart 2015te başladığında soruşturma hakimi muumlfettişlerden
başvurucunun cezaevi ve tıbbi kayıtlarını almasını ve incelemesini istemiştir Başka bir tedbir
alınmamıştır İlgili kişilerden hiccedilbiri cezaevi personeli başvurucuya bakan doktorlar veya
başvurucunun kendisi sorgulanmamıştır Dava soruşturma hakimi tarafından alındıktan sonra
uumlccedil aydan daha kısa bir suumlre iccedilinde cumhuriyet savcısı davanın sonlandırılmasını tavsiye
etmiştir Mahkemersquoye goumlre boumlyle bir soruşturmanın etkili olduğu duumlşuumlnuumllemez Dolayısıyla
Soumlzleşmenin 3 Maddesi usul youmlnuumlnden ihlal edilmiştir
Mahkeme Belccedilikanın başvurucuya manevi tazminat olarak 15000 Euro ve masraf ve
giderler iccedilin 8000 Euro oumldemesine karar vermiştir
73
Başvuru Adı Dos Santos Calado ve Diğerleri Portekiz
Başvuru No 5599714 6814316 7884116 ve 370617
Başvuru Tarihi 6 Ağustos 2014 2 Kasım 2016 7 Aralık 2016 12 Aralık 2016
Karar Tarihi 31 Mart 2020
Karar Linki httphudocechrcoeintengi=001-202123
Konu Anayasa Mahkemesirsquonin aşırı şekilci davranarak başvuruları
kabul edilemez bulması nedeniyle mahkemeye erişim hakkının ihlal edildiği
Olaylar
İlk başvuruda başvurucu emekli maaşı miktarına itiraz konulu bir idari dava accedilmış
ancak iddiaları reddedilmiştir Başvurucu Anayasa Mahkemesine başvuruda bulunmuş ancak
başvurusu kabul edilmez bulunmuştur Ardından Anayasa Mahkemesinin uumlccedil hacirckimli
komitesine itiraz etmiş ancak bu itirazı da reddedilmiştir
İkinci başvuruda başvurucular muumlfettiş olarak goumlrev yapan Yollar Dairesi
yetkilileridir Mesleklerini duumlzenleyen youmlnetmeliklerin eksikliğinden şikacircyetccedili olmuşlardır
Şikayetleri Merkez İdare Mahkemesi ve Yuumlksek İdare Mahkemesi tarafından reddedilmiştir
Başvurucular Anayasa Mahkemesine başvuruda bulunmuşlar ancak bu başvuruları da
reddedilerek uumlccedil hacirckimli komite tarafından onanmıştır
Uumlccediluumlncuuml başvuruda nitelikli dolandırıcılık succedilundan huumlkuumlm giymiş başvurucu ne bis in
idem ilkesinin ihlal edildiğinden şikayetccedili olmuş ancak şikayeti birinci ve ikinci derece
mahkemeler tarafından reddedilmiştir Anayasa Mahkemesine başvuruda bulunmuş ancak bu
başvurusu da reddedilerek uumlccedil hacirckimli komite tarafından onanmıştır
Doumlrduumlncuuml başvuruda aile iccedili şiddet nedeniyle uumlccedil yıl ve iki ay hapis cezasına ccedilarptırılmış
olan başvurucu diğer şeylerin yanı sıra mahkumiyetine yol accedilan olayların tesisine ve kanunun
yorumlanışına itiraz etmiştir Ayrıca aile iccedili şiddete ilişkin kovuşturmasının zamanaşımına
uğradığını ileri suumlrmuumlştuumlr Son olarak mahkucircmiyetinin ceza hukukunun geriye yuumlruumlme
yasağını ve masumiyet karinesini ihlal ettiğini iddia etmiştir Birinci ve ikinci derece
mahkemeleri şikacircyetlerini reddetmiştir Anayasa Mahkemesine yaptığı başvurusu da kabul
edilemez bulunmuş ve ayrıca uumlccedil hacirckimli komiteye itirazda bulunmamıştır
74
İhlal İddiaları Başvurucular Soumlzleşmersquonin 6 sect 1 maddesine dayanarak mahkemeye
erişim haklarının 5599714 ve 6814316 numaralı başvurular da ayrıca adil yargılanma
haklarının ihlal edildiğini iddia etmişlerdir
Karar Madde 6 sect 1 (Mahkemeye erişim)
Başvuru no 5599714 (Dos Santos Calado Portekiz)
Başvurucu bir hukuk kuralının anayasaya aykırı olması ve soumlz konusu kuralın hukuka
aykırılığı olmak uumlzere Anayasa Mahkemesirsquone iki ayrı konuda başvuruda bulunmuştur
Başvurucu her iki davada da Anayasa Mahkemesirsquonin başvuruları inceleme yetkisinin temelini
oluşturan ilgili kanun maddesine dayanmıştır Mahkeme Anayasa Mahkemesi tarafından
başvurucunun kanun maddesinin yanlış fıkrasına dayandığı gerekccedilesiyle başvurusunun kabul
edilemez olduğuna karar verdiğini dikkate almış ve hangi fıkraya dayanıldığını belirleme
gerekliliğini aynı kanunda oumlngoumlruumllmuumlş olması gerekccedilesiyle yasalara uygun bulmuştur Ayrıca
bu kural hukukun uumlstuumlnluumlğuumlne saygı goumlsterilmesi ve anayasal adaletin uygun şekilde
youmlnetilmesi meşru amacına youmlneliktir Bu nedenle Mahkeme tarafından mevcut davada
kısıtlamanın orantılı olup olmadığını tespitine gidilmek zorunda kalınmış Anayasa
Mahkemesirsquonin iki başvuru gerekccedilesini de tespit edebildiği başvuru gerekccedilesinin
başvurucunun dilekccedilesinden anlaşılabildiği ve hacirckimler tarafından da tespit edilebildiği iccedilin
yalnızca bir yazım hatasına dayanarak kabul edilemezlik kararı verildiğini belirtmiştir Sonuccedil
olarak Mahkeme Anayasa Mahkemesirsquonin yaklaşımını aşırı şekilci bularak başvurucuyu iccedil
hukuk tarafından sağlanan bir kanun yolundan mahrum bıraktığı sonucuna varmıştır
Mahkeme alternatif olarak Anayasa Mahkemesirsquonin başvurucudan hatasını duumlzeltmesini talep
edebileceğini belirterek Soumlzleşmersquonin 6 sect 1 maddesi ihlal edildiğine karar vermiştir
Başvuru no 6814316 (Amador de Faria e Silva ve Diğerleri Portekiz)
Mahkeme oumlncelikle Anayasa Mahkemesirsquonin soumlz konusu kabul edilemezlik kararının
gerekccedilesinin başvurucuların Merkez İdare Mahkemesi oumlnuumlndeki yargılama sırasında
anayasaya aykırı olduğu iddiasında bulunmamaları olduğunu kaydetmiştir Mahkeme bu
zorunluluğun Anayasa Mahkemesirsquonin yalnızca son derece mahkemesi olduğu hususunu
yansıttığını kabul etmekle birlikte yine de başvurucuların Madeira ve Azorlarrsquoın oumlzerk
boumllgelerindeki yetkililer ile Portekizrsquodeki yetkililer arasındaki uygulama farklılığı nedeniyle
Bakanlıklara cevaben yaptıkları başvurularda anayasaya aykırılık meselesini guumlndeme
getirdiklerini goumlzlemlemiştir Merkez İdare Mahkemesi bu hususu dikkate almamış ve
75
başvurucuların Portekizrsquodeki yetkililer ile Madeira ve Azorlarrsquoın oumlzerk boumllgelerindeki
yetkililer arasında ortaya ccedilıkan uygulama farklılığını ele almak yerine farklı goumlrevli kategorileri
arasında bir ayrıma gitmiştir Mahkeme ayrıca Anayasa Mahkemesirsquonin başvurucular
tarafından guumlndeme getirilen anayasaya aykırılık iddiasının yakın tarihte bir Yargıtay kararına
konu olmasından dolayı Merkez İdare Mahkemesirsquonin kararını tahmin edebilmeleri gerektiğine
karar verdiğini goumlzlemlemiştir Ancak Mahkeme bu davanın başvurucularla ilgili olmadığını
ve onların lehine olan ve farklı kategorilerdeki yetkililer arasında ayrım yapmamış olan ilk
karardan birkaccedil ay oumlnce verilmiş olduğunu belirtmiştir Sonuccedil olarak Mahkeme Anayasa
Mahkemesi tarafından aşırı şekilci davranıldığı gerekccedilesiyle Soumlzleşmersquonin 6 sect 1 maddesinin
ihlal edildiğine karar vermiştir
Başvuru no 7884116 (Antunes Cardoso)
Mahkeme başvurucunun bir hukuk kuralın yorumlanmasına dayanan bir anayasaya
aykırılık iddiası dile getirmediğini ve bu nedenle başvurusunun Anayasa Mahkemesirsquonin
yetkisi dışında kaldığını belirtmiştir Mahkeme Anayasa Mahkemesirsquonin oumlzellikleri goumlz oumlnuumlne
alındığında daha katı kabul edilebilirlik şartlarının uygulanabileceğini ve dolayısıyla bir
kuralın yorumunun anayasal incelemeye accedilık olabilmesi iccedilin oldukccedila genel ve soyut terimlerle
formuumlle edilmesi gerektiğini belirtmiştir Mevcut davada başvurucu tarafından iddia edilen ne
bis in idem ilkesinin ihlali bu ilkenin birinci ve ikinci derece mahkemeleri tarafından
succedillandığı fiillere uygulanmasına ilişkindir Sonuccedil olarak Anayasa Mahkemesi iccediltihadı
anlamında kural temelli bir kıstas soumlz konusu olmadığını belirterek Soumlzleşmersquonin 6 sect 1
maddesinin ihlal edilmediğine karar vermiştir
Madde 6 sect 1 (Anayasa Mahkemesirsquonin uumlccedil hakimli komitesinin tarafsız olmaması)
Başvurucular (5599714 ve 6814316) itiraz edilen kabul edilemezlik kararını veren
hakimin aynı zamanda komitede raportoumlr hakim olarak goumlrev alması nedeniyle anayasal
başvurularının kabul edilebilirliğini inceleyen uumlccedil hakimli komitenin tarafsızlığını
sorgulamışlardır Mahkeme bu komitenin anayasal başvuruların kabul edilebilirliğine ilişkin
son karar mercii olduğunu ve raportoumlr hakimin kararının proseduumlrde sadece bir aşama olduğunu
goumlzlemlemiştir Mahkeme komitenin karar vermesi iccedilin başvurulan tam yetkili oumlzerk bir
mercii olmadığı gerekccedilesiyle uumlccedil hacirckimli komitenin tarafsızlığına ilişkin şikacircyetlerin kabul
edilemez olduğuna karar vermiştir
76
Başvuru Adı Andreea Marusi DumitruRomanya
Başvuru No 963716
Başvuru Tarihi 11 Şubat 2016
Karar Tarihi 31 Mart 2020
Karar Linki httphudocechrcoeintengi=001-202124
Konu Ateşli silahların kullanımına ilişkin yerel mevzuatın yokluğu
polis operasyonlarının planlanmasındaki eksiklik ve goumlrevli polis memurunun insan yaşamını
korumak iccedilin yeterli oumlnlemi almaması sebebiyle Soumlzleşmenin 2 maddesinin maddi ve usuli
youmlnlerinin ihlal edildiği
Olaylar Romanya vatandaşı olan başvurucu Andreea Marusi Dumitru
1990 doğumlu olup Bujorursquoda yaşamaktadır
8 Kasım 2005rsquote o sıralarda on beş yaşında olan başvurucu Dumitru annesi ile birlikte
bir yuumlk treni vasıtasıyla eve doumlnmekteyken bir platform vagonun uumlzerine ccedilıkarken başvurucu
darbe almış ve yaralanmıştır Huumlkuumlmete goumlre polis bir yuumlk treninde muhafaza edilen bazı hurda
metalleri ccedilalmaya hazırlanan yaklaşık 90 kişilik Roman koumlkenli bir grubu dağıtmak iccedilin
ccedilağrılmıştır Huumlkuumlmet başvurucu Dumitru ve annesinin grubun bir parccedilası olduklarını iddia
etmiştir
Başvurucu Dumitrursquonun aile uumlyeleri onu karaciğerinin bir parccedilasının ccedilıkarılması iccedilin
ameliyat edildiği bir kaza ve acil departmanına goumltuumlrmuumlştuumlr 2006 ve 2007 yıllarında
yaralarının etkisinin tedavi edilmesi iccedilin birccedilok kez hastaneye yatırılmıştır
8 Aralık 2005rsquote ulaştırma polisi başvurucuya hurda metali hırsızlığına karıştığı
iddiasıyla soruşturma accedilmıştır 3 Temmuz 2012 tarihinde cumhuriyet savcısı dava dosyasında
iddiaları kanıtlayan delil olmadığı gerekccedilesiyle iddianameyi kaldırmıştır 1 Ağustos 2006rsquoda
başvurucu insan oumllduumlrmeye teşebbuumlsten succedil duyurusunda bulunmuştur 4 Ağustos 2009
tarihinde Buumlkreş Yerel Mahkeme Savcısı soumlz konusu polis memurunun meşru savunma
kapsamında hareket ettiği tespitiyle dosyayı kapatmıştır 28 Haziran 2010 tarihinde Buumlkreş
İstinaf Mahkemesi başvurucunun itirazını kabul etmiş ve soruşturmanın yeniden accedilılmasına
karar vermiştir Yargıtay Cumhuriyet Başsavcısı 31 Temmuz 2014 tarihli bir kararla
soruşturmayı sonlandırmış ve şikayeti reddetmiştir Savcı soumlz konusu polis memurunun kamu
77
duumlzeninin sağlanması amacıyla bir operasyon kapsamında kendini korumak iccedilin ateşli silah
kullandığını goumlzoumlnuumlnde bulundurdu 25 Şubat 2015rsquote Buumlkreş Boumllge Mahkemesi cumhuriyet
savcısının kararına karşı başvurucu tarafından yapılan itirazı reddetti
İhlal İddiaları Başvurucu Soumlzleşmenin 2 maddesine (yaşam hakkı) dayanarak polis
memuru tarafından yaralandığından şikayetccedilidir Başvurucu soruşturmada bu konuda davalı
Devletin usuli yuumlkuumlmluumlluumlklerine uymadığını iddia etmiştir Soumlzleşmenin 6 maddesine goumlre
(adil yargılanma hakkı) soruşturma suumlresinin ccedilok fazla olduğundan şikayetccedilidir
Karar
İHAS m2
Maddi Youmlnuuml
İhtilaf soumlzkonusu polis memurunun başvurucunun hayatını tehdit eden yaralanmayla
neticelenen bir ateşli silah kullanımı değildi Mahkeme bir yuumlk trenindeki hırsızlık
teşebbuumlsuumlnuumln uumlstesinden gelmeleri iccedilin ccedilağrılan polis memuru ve onun meslektaşlarının
davranışı oumlnceden kestirilmeyen bir grup bireye karşı koyduğunu kabul etmiştir Mahkeme
başvurucunun olay yerindeki mevcudiyetinin sebeplerinin irdelenmesinin gerekli olmadığını
dikkate almıştır Soumlzleşmenin 2 maddesinin bakış accedilısından ateşli silah kullanımının
değerlendirilmesi amacıyla başvurucunun hayatını tehdit eden bir yaralanmaya maruz
kaldığının belirtilmesi yeterliydi
Mahkeme daha oumlncesinde Romanyarsquodaki ateşli silah ve muumlhimmatın kullanımıyla ilgili
yasal ccedilerccedilevenin Avruparsquoda buguumlnkuuml demokratik toplumlarda gerekli olan yaşam hakkının
korunmasını sağlayacak yeterlikte olmadığını tespit ettiğini (Soare ve Diğerleri 22 Şubat 2011
ve Gheorghe Cobzaru 25 Haziran 2013) goumlzlemlemiştir Mahkeme Romanyarsquonın iccedil hukuk
huumlkuumlmlerinin somut olayda vakanın gerccedilekleştiği sırada yuumlruumlrluumlkte olduğunu ve kolluk
kuvvetinin teşkilatına ve tatbikatına ve ateşli silahların ve muumlhimmatın kullanımına dair
uygulanan kanunların mevcut yasal ccedilerccedilevesinde herhangi bir değişiklik yapılmadığını
belirtmiştir Bu nedenle Mahkeme ilgili tarihte yerel mevzuatın bir uyarı verilmesiihtarda
bulunulması zorunluluğu dışında polis operasyonları kapsamında ateşli silah kullanımını
duumlzenleyen herhangi bir kanun huumlkmuumlnuuml iccedilermediği ve soumlz konusu operasyonların
denetlenmesi ve planlanmasına ilişkin herhangi bir tavsiyeyi iccedilermediği sonucuna ulaşmıştır
78
Buna goumlre 8 Kasım 2005 tarihli polis operasyonunun planlanması hususunda
Mahkeme bir yuumlk deposundaki durumun en uumlst duumlzeydeki kıdemli polis tarafından bilindiğini
belirtmiştir Hırsızlık bazı davalarda ccedilocuklar iccedilin guumlnluumlk bir olaydan ibarettir Mahkeme
kolluk yetkililerinin sorunun uumlstesinden gelmek iccedilin gerekli adımların atılması amacıyla yeterli
zamana sahip olduklarını değerlendirmiştir Dolayısıyla Mahkeme Romen yetkililerin oumlluumlmcuumll
guumlccedil kullanımını ve olası can kaybını en aza indirgemek iccedilin onlardan beklenebilecek her şeyi
yapmadıklarını kabul etmiştir
Ayrıca başvurucu aleyhinde accedilılan davalar haricinde bu olaya başkaca bir soruşturma
accedilılmamıştır Belirli delil parccedilalarının toplanmasını ve korunmasını sağlamak iccedilin hiccedilbir tedbir
alınmamıştır Teknik ve tıbbi uzman raporları olaylardan sonra birkaccedil yıla kadar
hazırlanmamış boumlylece soruşturma makamlarının kesin bulgular elde etmesi engellenmiştir
Bu nedenle Mahkeme yetkililerin 8 Kasım 2005 tarihli polis operasyonu sırasında tam
olarak ne olduğunu tespit etmek iccedilin gerccedilek ccedilabalar goumlsterdiklerinin soumlylenemeyeceğini
değerlendirmiştir Yetkililerin ihmalleri goumlzoumlnuumlnde tutulduğunda Mahkeme Huumlkuumlmetin
başvurucunun yaralanmalarına meşru savunma kapsamında hareket eden soumlzkonusu polis
memuru tarafından kazarayanlışlıkla sebep olunduğu şeklindeki itirazını reddetmiştir
Bu değerlendirmeler ışığında Mahkeme emniyet teşkilatının ateşli silahların
kullanımına ilişkin ayrıntılı mevzuatın yokluğu ve polis operasyonlarının planlanmasındaki
eksiklik bağlamında polis memurunun insan yaşamını korumak iccedilin yeterli oumlnlemi almadığını
tespit etmiştir Bu nedenle Soumlzleşmenin 2 maddesinin maddi youmlnuumlnuumln ihlal edildiğine karar
verilmiştir
Usuli Youmlnuuml
Mahkeme soruşturmanın başvurucunun şikayetine karşılık olarak accedilıldığını fakat
başlangıccediltan beri ccedilok sayıda eksiklikle karşılaştığını goumlzlemlemiştir Buumlkreş İstinaf
Mahkemesirsquonin 28 Haziran 2010 tarihli kararında bu eksikliklerin bazılarını dikkate almıştır
İlk adli tıp raporu olaylardan uumlccedil yıl ve uumlccedil ay sonra 3 Mart 2009 tarihine kadar hazırlanmamış
ve ateş edilen atışın koşulları ve oumlzellikleriyle bağlantılı youmlnleri ele alınmamıştır Delillerin ele
geccedilirilmesindeki eksiklikler delilin temel parccedilalarının kaybolmasıyla teyit edildiği gibi
soruşturmanın yeterliliğine zarar vermiştir
Soruşturmacıların bağımsızlığı ve tarafsızlığı hakkında ise Mahkeme soruşturmanın
başlangıccedilta soumlzkonusu memurun bağlı olduğu polis yetkililerine emanet edildiğini dikkate
79
almıştır Buna rağmen bu yetkililer tarafından hiccedilbir adım atılmamıştır Soruşturmanın
tarafsızlığı adına Başsavcı davayı Temyiz Mahkemesinin cumhuriyet başsavcılığına
goumlndermeye karar vermiştir Bu makam ccedilok sayıda uzman raporu almış olayların yeniden
kurgulanmasını organize etmiş ve ana karakterlerin ve tanıkların yeniden sorgularını yapmıştır
Bundan dolayı Temyiz Mahkemesirsquonin cumhuriyet başsavcılığı himayesinde gerccedilekleştirilen
soruşturmalar gerekli bağımsızlık ve tarafsızlık hususunda Soumlzleşmeyle uyumluluk konusunu
guumlndeme getirmemiştir
Ancak Mahkeme 8 Kasım 2005 tarihli olaylar ile Buumlkreş Boumllge Mahkemesirsquonin 28
Şubat 2015 tarihli nihai kararı arasında 9 yıl 3 aydan fazla zaman geccediltiğini goumlzlemlemiştir
8 Kasım 2005 tarihli polis operasyonuyla ilgili işlemler bağlamında soruşturma hızlı
ve etkili olarak değerlendirilemeyecektir Bu nedenle Soumlzleşmenin 2 maddesinin usuli
youmlnuumlnuumln ihlal edildiğine karar verilmiştir
İHAS m61
Soumlzleşmenin 2 maddesinin usuli youmlnuumlnuumln ihlal edilmesinin sebeplerini goumlzoumlnuumlnde
tutarak Mahkeme Soumlzleşmenin 61 maddesine goumlre ayrı sorun ortaya ccedilıkmadığı kanaatine
varmıştır
Mahkeme Romanyarsquonın başvurucuya 2500000-Avro manevi tazminat ve yargılama
masrafları iccedilin 327000-Avro oumldemesine karar vermiştir
80
NİSAN 2020
Başvuru Adı Keaneyİrlanda
Başvuru No 7206017
Başvuru Tarihi 2 Ekim 2017
Karar Tarihi 30 Nisan 2020
Karar Linki httphudocechrcoeintengi=001-202411
Konu Başvurucunun gecikmeye accedilıkccedila katkıda bulunan davranışına
rağmen başvurucunun davayı ikame etmesi ile nihai kararın verilmesi arasında geccedilen 11 yılın makul
olmaması sebebiyle Soumlzleşmersquonin 6sect1 maddesinin (makul suumlrede yargılanma hakkı) ve Soumlzleşmersquonin
6sect1 maddesi ile bağlantılı olarak 13 maddesinin (etkili başvuru hakkı)ihlal edildiği
Olaylar Başvurucu Vincent Keaney 1955 doğumlu bir İrlanda vatandaşıdır ve Cobhrsquoda
(İrlanda) yaşamaktadır
Bay Keaney 1996rsquoda milli piyangoyu kazanmış ve Titanik Bar ve Restoran isimli bir tema bar
olarak işletme amacıyla Cobh limanında bir bina satın almıştır Bu ticari girişim başarısız olmuş ve
başvurucu 2000-2003 yılları arasında gerccedilekleşen işlemlerden dolayı 18 davalıya karşı yargı yoluna
başvurmuştur Başvurucu hile dolandırıcılık yalan beyan ve nuumlfuzu koumltuumlye kullanma da dacirchil olmak
uumlzere ccedileşitli iddialarda bulunmuştur
Bay Keaneyrsquoin sonucunda başarısız olduğu yargılama iki yargı seviyesi sonrasında 11 yıl iki
ay sonra huumlkme bağlanmıştır
Başvurucu İstinaf Mahkemesi aşamasında Temmuz 2008rsquode yerel gereklilikler uyarınca
uygun bir şekilde temyize başvurmadan oumlnce ccedileşitli durumlarda dava dilekccedilesini değiştirmek zorunda
bırakılmıştır 5 ay sonra İstinaf Mahkemesi iddialarını kanıtlayamadığına karar vererek başvurucunun
accediltığı davaları reddetmiştir
Bay Keaney 2007 ve 2009 yılları arasında İstinaf Mahkemsie kararlarına karşı temyiz yoluna
başvurmuştur Davalıların başvurucunun gerekli belgeleri sağlayamadığı gerekccedilesiyle temyiz
başvurularının reddi talepleri 2014rsquote goumlruumllmuumlştuumlr ve başvurucudan sırasıyla Nisan 2015 ve Mart
2016rsquota beyanlarını sunması istenmiştir Temyiz Mahkemesi sonunda Temmuz 2015 ve Nisan 2017
yıllarında kararlarını accedilıklamış ve İstinaf Mahkemesinin kararlarını bozmaya yer olmadığını karar
vermiştir
81
İstinaf Mahkemesince iddialarının ccediloğu ldquokazanma şansı olmadığı bilinerek ve sırf karşı tarafa
zarar vermek amacıyla accedilılmışrdquo olarak goumlruumllduuml ve Temyiz Mahkemesi de yazılı beyanlarındaki
temellendirilmemiş iddiaların eklenmesinin ldquotamamen suumlrecin koumltuumlye kullanılmasırdquo olduğunu
belirtmiştir
İhlal İddiaları Bay Keaney Madde 6sect1rsquoe (makul suumlrede adil yargılanma hakkı) istinaden
davayı ikame etmesi ile nihai kararın verilmesi arasında geccedilen 11 yılın makul olmadığını ileri suumlrmuumlştuumlr
ve davasındaki gecikmelerin İrlanda hukuk sisteminin oumlrguumltlenmesinden kaynaklandığını belirtmiştir
Ayrıca İrlanda hukukunda Madde 13 (etkili ccediloumlzuumlm hakkı) kapsamında ne aşırı uzun
yargılamalar iccedilin etkili bir ccediloumlzuumlm bulunduğunu ne de bu tuumlr gecikmeleri gidermek iccedilin bir mekanizma
olduğu iddia etmiştir
Karar
Madde 6sect1 (makul suumlrede yargılanma hakkı)
Mahkeme başvurucunun davasını gerektiği gibi savunmaksızın birden fazla sanık aleyhine
dava accedilmasını iccedileren davranışları goumlz oumlnuumlne alındığında İstinaf Mahkeme yargılamalarının makul bir
suumlre iccedilinde ccediloumlzuumllduumlğuumlnuuml tespit etmiştir
Bu nedenle İstinaf Mahkemesinin 2006 ve 2007deki ilk ccedilalışmalarının ccediloğu birccedilok iddiadan
hangisinin reddedilmesi gerektiğine karar vermeye ayrılmıştır Vekili bulunmasına rağmen
başvurucunun davasını gerektiği gibi savunup ilerletememiş olması bu seviyedeki yargılamanın
gecikmesine kesin bir şekilde ve ilaveten katkıda bulunmuştur Nitekim iccedil hukuktaki usullere uygun
olarak davasını savunduktan sonra İstinaf Mahkemesi yargılamayı beş ay iccedilinde sonuccedillanmıştır
Temyiz Mahkemesi seviyesinde başvurucunun temyiz başvurusunu savunma tarzına ilişkin
sorunlar devam etmiştir Başvurucu gerekli temyiz belgelerini sunmamış ve yasal sunumlarını
zamanında yapmamıştır
Ancak başvurucunun bu davranışının tek başına temyiz yargılamasının tuumlm uzunluğunu haklı
goumlstermesi muumlmkuumln değildir Bu yargılamanın bazı aşamaları makul olmayan bir şekilde uzamıştır ve
başvurucunun Temyiz Mahkemesi oumlnuumlndeki başvurularını kovuşturmadaki eylemsizliği goumlruumlnuumlşe
goumlre sanıkların bu temyiz başvurularını reddettirmek iccedilin harekete geccedilmesine kadar herhangi bir
yansıma olmaksızın devam etmiştir
Başvurucunun Temyiz Mahkemesine başvurması ile ikinci temyiz başvurusunun reddedilmesi
arasında sekiz yıl geccedilmiştir Temyizlerin beş ila yedi yıl arasında uykuda kalmasına izin verilmesi
konusunda yeterli accedilıklama yapılmamıştır
82
Sonuccedil olarak Mahkeme hem İstinaf hem de Temyiz Mahkemelerinde gecikmeye accedilıkccedila
katkıda bulunan başvurucunun davranışına rağmen yargılama suumlresinin aşırı uzun olduğunu belirterek
6sect1 maddenin ihlal edildiğine karar vermiştir
Madde 13 (etkili başvuru hakkı)
Mahkeme 2010 tarihli McFarlane v İrlanda (no 3133306) Buumlyuumlk Daire kararında Huumlkuumlmet
tarafından oumlnerilen yerel ccediloumlzuumlmlerden hiccedilbirisinin oumlzellikle de zamanında yargılanmaya dair anayasal
hakkın ihlali iccedilin tazminat davasının etkili olarak duumlşuumlnuumllemeyeceğini belirterek ceza yargılamasında
makul olmayan gecikme sebebiyle Madde 6sect1rsquoin ve Madde 6 ile bağlantılı olarak Madde 13rsquouumln ihlal
edildiğine huumlkmedildiğini vurgulamıştır
Mevcut dosyada Huumlkuumlmet tarafında oumlnerilen temel ccediloumlzuumlm zamanında yargılanmaya dair
anayasal hakkının ihlali iccedilin tazminat davasındaki ile aynı kalmaya devam etmiştir
Huumlkuumlmet McFarlanersquoden sonra huumlkme bağlanan bir yerel kararın Nash v DPP [2017] 3 IR
320 hangi koşullar altında ceza yargılamalarında gecikme durumunda anayasal tazminata
huumlkmedileceği konusunda Temyiz Mahkemesi tarafından yapılan oumlnemli bir accedilıklama teşkil ettiğini
beyan etmiştir Bu karar oumlzellikle zamanında yargılanmaya dair anayasal hakkın İrlanda Hukukursquonda
yerleşmiş olduğunu teyit etmiş ve uygun durumlarda İrlanda Mahkemelerirsquonin tazminata
huumlkmedileceğini belirtmiştir
Mahkeme Huumlkuumlmetrsquoin cevabı aşağıdaki sıkıntıları iccedilerdiğini belirlemiştir
İlk olarak Nash kararında Temyiz Mahkemesi Devlet tarafında kusurlu gecikme olmadığına
dair verdiği karara ilişkin temel aldığı koşullara dair parametreleri tanımlamaktan sakınmıştır
Mahkeme bir Anglosakson hukuku mahkemesinin gerekli parametreleri uygun somut bir dava
bağlamında değil soyut olarak geliştirme konusundaki suskunluğunun anlaşılabilir olduğunu
belirtmiştir Mahkeme ayrıca hukuk yollarının anayasal bir sistemde ve daha da oumlnemlisi İrlanda gibi
yazılı bir Anayasaya sahip bir Anglosakson hukuku sisteminin oumlzel durumunda gelişmesine izin
vermenin oumlnemini kabul etmiştir
Bununla birlikte makul olmayan gecikmeler iccedilin etkili bir hukuk yolunun varlığına ilişkin
sorunlar 2003 yılından bu yana işaretlenmiş ve o zamandan beri hukuk ve ceza yargılamalarını iccedileren
davalarda yinelenmiştir
İkinci endişe ise haksızlığı telafi iccedilin kullanılan ccediloumlzuumlmuumln hızına ilişkindir Olağan hukuk
davaları temyizleri dacirchil olmak uumlzere Temyiz Mahkemesinde uzun bekleme suumlreleri mevcuttur
Mahkeme Hizmetleri Yıllık Raporursquonda 2018 yılında olağan hukuk davalarına ilişkin başvuruların
İstinaf Mahkemesinde bekleme suumlresinin 20 ay olduğu belirtilmiştir Aynı rapor Temyiz Mahkemesine
83
ilişkin olarak mahkemeye temyize başvurma izni vermeye dair bildirim ile izne dair kararın ccedilıkması
arasında altı hafta bekleme suumlresi olduğu belirtilmiştir dolayısıyla her ne kadar Temyiz Mahkemesinin
en son raporu dramatik bir duumlşuumlşe işaret etse de izin tarihinden kararın verilmesine kadar geccedilen
bekleme suumlresi 68 hafta suumlrmuumlştuumlr Mahkeme Nash davasında makul olmayan gecikme talebiyle ilgili
tazminat davalarının altı buccediluk yıldan fazla suumlrduumlğuumlnuuml kaydetmiştir
Mahkeme ayrıca bilgisi dahilinde olduğu oumllccediluumlde yasama oumlncesi aşamada kalan ve
ilerletilmeden oumlnce Huumlkuumlmet duumlzeyinde ilave değerlendirme gerektiren tazminat ccediloumlzuumlmuuml sağlamayı
amaccedillayan taslak Avrupa İnsan Hakları Soumlzleşmesi Genel Şema (Mahkeme Yargılamalarında Gecikme
Halinde Tazminat) 2018 tasarısına da dikkat ccedilekmiştir
Nihayet bir başka ccediloumlzuumlm 2003 tarihli Avrupa İnsan Hakları Soumlzleşmesi Kanunu kapsamındaki
bir tazminat başvurusu ancak tazminat iccedilin başka bir dava imkanı mevcut olmadığında muumlmkuumlnduuml
Nash kararında Temyiz Mahkemersquonin sunduğu accedilıklamaya rağmen dosyanın hızlı işlem goumlrmesi
hakkına saygı duyulmamasının uygulamada ccediloumlzuumlme kavuşturulması hala hem potansiyel
başvurucuların hem de Devletrsquoin oumlnemli oumllccediluumlde ccedilaba zaman ve hatta masrafını gerektirmektedir
Huumlkuumlmet ayrıca AİHS Kanunu kapsamında tazminat davasının tali olasılığına ve makul olmayan
gecikme halinde boumlyle bir ccediloumlzuumlmuumln muumlmkuumln olup olmadığına dair soruya dair de bir bilgi
sağlamamıştır
Dolayısıyla Mahkeme bu koşullarda Soumlzleşmersquonin 6sect1 maddesi ile bağlantılı olarak 13
maddesinin ihlal edildiğine karar vermiştir
Adil Tazmin (Madde 41)
Mahkeme yerel mahkemelerin başvurucunun dosyasını suumlrduumlrmedeki tavrının neredeyse
suumlrecin koumltuumlye kullanılması olduğunu belirttiğine dikkat ccedilekmiştir Huzurdaki dosyada Mahkemersquonin
Madde 6 ve Madde 13rsquouumln birlikte ihlaline karar verirken niyeti başvuruculara sadece Avrupa
Soumlzleşmesirsquonin ihlalini elde etmeyi amaccedillayarak yerel duumlzeyde koumltuumlye kullanır bir şekilde dava accedilma
youmlnuumlnde ters bir teşvik vermek değildir
Dolayısıyla Mahkeme Soumlzleşmersquonin amaccedilları bakımında Soumlzleşme Madde 6sect1 ile Madde
13rsquouumln ihlaline karar vermenin başlı başına adil tazmin olduğuna karar vermiştir
84
Başvuru Adı Dragan PetrovićSırbistan
Başvuru No 7522910
Başvuru Tarihi 6 Aralık 2010
Karar Tarihi 14 Nisan 2020
Karar Linki httphudocechrcoeintengi=001-202345
Konu Polisin cinayet soruşturması sırasında başvurucunun evinde
DNA oumlrneği almak iccedilin arama yapmasının Soumlzleşme madde 8 (oumlzel hayata saygı hakkı) ihlali
olmaması (oybirliği) ve başvurucudan DNA iccedilin tuumlkuumlruumlk alınmasının Soumlzleşme madde 8 ihlali
olması (oyccedilokluğu)
Olaylar Başvurucu Dragan Petrović Suboticarsquoda (Sırbistan) yaşayan
1985 doğumlu bir Sırbistan vatandaşıdır
Temmuz 2008rsquode polis başvurucunun yaşlı bir adamın şiddetli darbe sonucu oumllmesine
karışmış olabileceğine ilişkin bilgi almıştır Bu bilgiye dayanarak soruşturma hakimi ayrı iki
kararla başvurucunun dairesinin aranmasına ve DNA incelemesi iccedilin başvurucudan tuumlkuumlruumlk
oumlrneği alınmasına karar vermiştir
Arama cinayetin ardından alınan nesnelere odaklanmıştır oumlzellikle de succedil ile bağlantılı
olabilecek ldquosiyah deri ceketrdquo ve ldquoayakkabılar ile diğer eşyalarrdquo Polis dairede iki tabanca
bulmuştur başvurucu tabancalarla ilgili bilgi sahibi olmadığını belirtmiştir
DNA tuumlkuumlruumlk testi cinayet mahallinde bulunan DNA ile karşılaştırma yapılması iccedilin
gerekli goumlruumllmuumlş ve hakim polise tıp uzmanları ile gerektiği takdirde zor kullanarak
başvurucudan oumlrnek veya kan oumlrneği alınması iccedilin izin vermiştir Avukatı hazırken başvurucu
goumlrevlilere tuumlkuumlruumlk oumlrneği vermeyi kabul etmiştir Bununla birlikte kararın nasıl
gerccedilekleştirildiğine dair polis tarafından tutulan resmi bir kaydın olmadığı anlaşılmaktadır
Ağustos 2008rsquode polis başvurucuya yasa dışı ateşli silah bulundurmak succedilunun isnat
edileceğini soruşturma hakimine bildirmiştir Yetkililer başvurucunun DNA oumlrneği ve cinayet
mahallinde bulunan biyolojik izler arasında bir eşleşme bulamamıştır
85
Ağustos 2008rsquode başvurucu Anayasa Mahkemesine başvurmuş ve Soumlzleşme madde 8
ve Anayasa madde 25 ve 40 kapsamında konuta ve oumlzel hayata saygı hakkının ihlal edildiğini
ileri suumlrmuumlştuumlr Mahkeme Ekim 2010rsquoda başvuruyu esastan reddetmiştir
İhlal İddiaları Başvurucu yapılan aramanın ve DNA oumlrneği alımının
Soumlzleşme madde 8 kapsamında korunan haklarını (oumlzel hayata ve aile hayatına saygı hakkı)
ihlal ettiğini ileri suumlrmuumlştuumlr
Karar
Madde 8
Mahkeme oumlncelikle başvurucunun altı aylık suumlreden sonra başvuru yaptığına ve iccedil
hukuk yollarını tuumlketmediğine ilişkin Huumlkuumlmet itirazlarını başvurucunun başvurduğu Anayasa
Mahkemesinin etkili bir iccedil hukuk yolu olduğunu goumlz oumlnuumlnde bulundurarak reddetmiştir
Davayı esastan incelerken Mahkeme ilk olarak başvurucunun evinde yapılan aramayı
inceleme konusu yapmıştır Mahkemenin kararına goumlre konuta saygı hakkına muumldahale
oluşturan bu arama kanun tarafından oumlngoumlruumllmuumlştuumlr ve meşru bir amaca hizmet etmektedir
Dolayısıyla asıl sorun bunun orantılı olup olmadığı ldquodemokratik bir toplumda gereklirdquo olup
olmadığıdır
Mahkeme izin verilen aramanın cinayet soruşturması bağlamında olduğunu ve polisin
araştırdığı şeylerin belirli olduğunu (siyah deri ceket ayakkabılar ve cinayetle ilişkili diğer
nesneler) kaydetmiştir Bu sebeple Mahkeme arama emrinin belirsiz olduğunu ileri suumlren
başvurucu iddiasına katılmamaktadır
Mahkeme ayrıca arama esnasında başvurucunun avukatının ve ev sahibinin hazır
bulunması sebebiyle herhangi bir koumltuumlye kullanma durumuna elverişli ve etkili bir şekilde karşı
koyabileceğini kaydetmiştir Dahası avukat elkoyma tutanağı ve arama-elkoyma işleminin
resmi kaydını imzalamış izin sebebi dışında arama işlemine şerh duumlşmemiştir
Bu sebeple Mahkeme soumlz konusu muumldahalenin demokratik toplumda gerekli olduğuna
ve polisin dairede yaptığı aramanın Madde 8 ihlali olmadığına huumlkmetmiştir
DNA oumlrneği alınması meselesini ele alırken Mahkeme bu hareketin başvurucunun oumlzel
hayata saygı hakkına muumldahale anlamına geldiğini tespit etmiştir İşleme verdiği onay aksi
86
takdirde tuumlkuumlruumlk veya kan oumlrneğinin zorla alınması tehdidi altında gerccedilekleştiği iccedilin eyleme
geccedilerlilik kazandırmaz
Mahkeme DNA oumlrneği kararının herhangi bir huumlkuumlmde geccedilmediğini ilgili Ceza
Muhakemesi Kanunu maddesinin mahkemeye yalnızca kan oumlrneği alımı ya da ceza
soruşturmasında ldquooumlnemlirdquo olguları tespit etmek iccedilin tıbben gerekli goumlruumllmesi halinde ldquodiğer
tıbbi işlemlerrdquo iccedilin karar yetkisi oumlngoumlrduumlğuumlnuuml kaydetmiştir Bunlara ek olarak dava dosyasına
goumlre işlemlerle ilgili resmi kayıt tutmamışlar Ceza Muhakemeleri Kanununun ilgili huumlkmuumlne
riayet etmemişlerdir
Mahkeme ayrıca ilgili huumlkmuumln DNA oumlrneği alma konusunda 2011rsquode değiştirilen
Ceza Muhakemeleri Kanunda sonradan yer alan ccedileşitli yeni guumlvencelerden yoksun olduğunu
kaydetmiştir Bu yeni guumlvenceler ağız ccedilubuğuyla oumlrnek alınmasına işlemin uzman eşliğinde
gerccedilekleşmesine ve rıza olmaksızın ağzından oumlrnek alınabilecek insanların sınırlandırılmasına
oumlzel atıf iccedilermektedir
Mahkeme boumlylelikle davalı Devletin 2011 tarihli kanunda daha ayrıntılı huumlkuumlmler
koyarak bu alanda daha sıkı duumlzenleme yapılmasına ihtiyaccedil duyduğunu zımnen kabullendiğine
karar vermiştir
Mahkeme DNA oumlrneği alınarak başvurucunun oumlzel hayatına muumldahale edilmesinin
kanuni olmadığına ve madde 8 ihlali olduğuna huumlkmetmiştir
Madde 6
Başvurucu aynı zamanda Soumlzleşme madde 63(a)ya aykırı olarak belirli bir succedilun
şuumlphelisi olduğuna dair yetkililerin kendisini derhal ve ayrıntılı olarak bilgilendirmemesinin
haberdar edilme hakkını ihlal ettiğini iddia etmiştir
Mahkeme başvurucunun bu iddialarının madde 8 kapsamındaki iddialarına ek
olmaktan ziyade ayrı bir şikayet noktası olduğunu ve bu iddiaların iccedil hukukta ileri
suumlruumllmediğini tespit etmiştir Bu sebeple başvurunun bu kısmı iccedil hukuk yollarının
tuumlketilmemesi sebebiyle reddedilmiştir
Adil Tazmin (Madde 41) Mahkeme altıya karşı bir oyla Sırbistanrsquoın başvurucursquoya
1500 euro manevi tazminat ve yargılama giderleri iccedilin 1200 euro oumldemesine huumlkmetmiştir
87
Başvuru Adı Shmelev ve diğerleriRusya
Başvuru No 4174117 ve diğer 16 dava
Başvuru Tarihi 2017 ve 2018rsquode ccedileşitli tarihler
Karar Tarihi 09 Nisan 2020
Karar Linki httphudocechrcoeintengi=001-202347
Konu Mahkemersquonin Rusya aleyhine verdiği uygunsuz tutulma
koşullarına youmlnelik kararlara karşı 2019rsquoun sonunda yuumlruumlrluumlğe giren yeni yasanın tutuklulara
tutukluluk koşullarının elverişsizliğinin tazminat hakkı vermesi 17 başvurunun altısının
tutukluluklar sona erdiği iccedilin kabul edilemez bulunması yeni tazminat hukuk yolunun oumlzellikle
tutukluluk veya yerel kuralların ihlali sebebiyle olan mahpusluğun bazı hallerindeki gibi diğer
hukuk yolları aranmadığı takdirde etkili olması
Olaylar Başvurucular Rusya vatandaşıdır ve Rusyarsquoda ccedileşitli
merkezlerde ceza yargılamalarındaki mahkumiyetlerinden oumlnce ya da sonra tutulmaktadırlar
veya tutulmuşlardır
Başvuruculardan yedisi tutukevlerinde tutuklu olarak tutulmakta veya tutulmuştur
Kalan on başvurucu ise ıslah edici kolonilerde huumlkuumlmluuml olarak tutulmuş veya tutulmaktadır
Başvurucuların tamamı oumlzellikle aşırı doluluktan dolayı elverişsiz olan tutulma
koşullarından şikayet etmiştir Bazı başvurucuların tutuklulukları dosya AİHM oumlnuumlnde taraf
goumlruumlşleri alınma aşamasındayken sona ermiştir diğerlerinin ise devam etmiştir
Mart 2020 itibariyle Rusya aleyhine tutulma koşulları ile ilgili 1450 benzer başvuru
mahpusluk koşulları ile ilgili 3600 başvuru incelenmeyi beklemektedir
Aralık 2019rsquoda Federal Kanun no494-FZ (Tazminat Kanunu) kabul edilmiş ve 27
Ocak 2020rsquode yuumlruumlrluumlğe girmiştir Buna goumlre herhangi bir tutuklu ulusal veya uluslararası
standartların tutulma suumlresinde ihlal edilmesi halinde mahkemede maddi tazminat talebinde
bulunabilecektir
88
Tazminat Kanunu AİHMrsquoin sırasıyla tutukevlerindeki ve cezaevlerindeki yetersiz
koşullara değinen 2012 tarihli Ananyev ve DiğerleriRusya (BN 4252507 ve 6080008) ile
2013 tarihli Sergey BabushkinRusya (BN 599308) kararları sonucu kabul edilmiştir
Rusya Huumlkuumlmeti yeni kanun ve uygunsuz tutulma koşullarını hafifletme amacını
taşıyan diğer ulusal gelişmelerle ilgili olarak bilgilendirmede bulunmuştur Tazminat Kanunun
tutulma koşulları ile ilgili şikayetler accedilısından yeni bir kanun yolu olarak ele alınmasını
Mahkemeden istemiştir Başvurucular bu goumlruumlşe katılmamış veya yorumsuz kalmıştır
İhlal İddiaları Başvurucular madde 3rsquoe (insanlık dışı veya aşağılayıcı
muamele yasağı) dayanarak oumlzellikle aşırı doluluktan dolayı tutulma koşullarının elverişsiz
olmasını şikayet etmiştir Bazı başvurucular madde 13rsquoe (etkili başvuru hakkı) dayanarak
tutulma koşullarıyla ilgili etkili başvuru olmamasını şikayet etmiştir
Karar
Madde 3 ve 13 (uygunsuz tutulma koşulları)
Oumlncelikle Mahkeme elverişsiz tutulma koşullarına youmlnelik kanun yollarıyla ilgili
olarak bazı uumlye Devletlerce yapılan yenilikleri hatırlatmıştır Muumlmkuumln olan 2 yolu
vurgulamıştır Bunlar mevcut tutukluluğun şartlarını geliştirme (oumlnleyici) ve sebep olunan
herhangi bir zarar iccedilin tazminattır (telafi edici) Mahkeme oumlnleyici ve telafi edici yolların
birbirleriyle ilişkili olduklarını ve etkili olmaları iccedilin birlikte ele alınmalarının gerekliliğini
vurgulamıştır
Bununla beraber iki yol da ayrı ayrı incelenmelidir Boumlylelikle Mahkeme oumlnleyici
yolun etkililiğinin hala değerlendirilmesi gerektiğine karar verirken Tazminat Kanununa ilişkin
vardığı sonucun kapsamını yalnızca geccedilmiş tutulmalar ile sınırlamıştır
Mahkeme Tazminat Kanununun prensipte geccedilmişteki tutukluluk ve bazı mahpusluk
hallerinin -ki sonuncusu iddia edilene goumlre yerel huumlkuumlmleri ihlal etmektedir- geliştirilmesiyle
ilgili davalarda elverişli ve etkili bir tazmin yolu olduğunu tespit etmiştir
Bu yol ccedilelişmeli yargılamaya uygun ve gerekli usuli guumlvencelere sahiptir ilgili kişilerin
erişimine doğrudan accedilıktır ve onlara makul derecede başarı umudu sunmaktadır Dahası bu
tarz iddiaların makul suumlre iccedilinde işleme alınmayacağına huumlkmedilen tazminatın Soumlzleşme
89
standartlarına uygun olmayacağına ya da derhal oumldenmeyeceğine inanmamak iccedilin bir sebep
yoktur
Ayrıca Tazminat Kanununa Yuumlksek Mahkemenin accedilıklayıcı ve youmlnlendirici rehberliği
eşlik etmiştir Ayrıca bu Kanun elverişsiz tutulma koşullarını hafifletmeyi amaccedillayan
uygulamalar ve ulusal mevzuata [2015rsquote yuumlruumlrluumlğe giren İdare Usul Kanunu ve Ceza
Kanunundaki birccedilok mahkumiyette tutukluluk suumlresinin mahpusluk suumlresinden duumlşuumllmesi
gibi değişiklikler] dayanmaktadır
Mahkeme yeni tazminat yolunun Rusya mevzuatının tutulan kişi iccedilin koyduğu kişisel
alan standardının Soumlzleşme madde 3 kapsamındaki insanlık dışı ve aşağılayıcı muameleye dair
minimum ağırlık eşiğine uygun olduğu durumlarda (733413 başvuru numaralı
MuršićHırvatistan Buumlyuumlk Daire kararında her tutuklu iccedilin 3 metrekarelik kişisel alan
oumlnerilmiştir) veya tutulmanın ulusal standartların altına duumlştuumlğuuml durumda geccedilmiş tutulmalar
iccedilin kullanılabilecek etkin bir yol olarak değerlendirilmesi gerektiğine karar vermiştir
Mahkeme altı başvurucu iccedilin bu durumu tespit etmiştir Mahpusluk veya tutukluluk
doumlnemindeki elverişsiz koşullar sonucu haklarının ihlal edildiğine youmlnelik iyi temellendirilmiş
şikayetlerde bulunan bu başvurucular Mahkemeye başvurmadan oumlnce tazminat almak iccedilin
Tazminat Kanununu kullanabilirlerdi Bu yeni ulusal kanun yolunu tuumlketmemeleri sebebiyle
madde 3 ve 13 kapsamında yaptıkları başvuru kabul edilemez bulunmuştur
Tazminat Kanunundaki geccediliş huumlkuumlmleri uyarınca Kanun yuumlruumlrluumlğe girdiğinde
şikayetleri Mahkeme oumlnuumlnde bekleyen veya kanun yolu tuumlketilmediği sebebiyle kabul
edilemez olanlar 180 guumln iccedilinde mevzubahis yoldan yararlanabilir Bunu goumlz oumlnuumlnde
bulunduran Mahkeme bu yaklaşımı tuumlm benzer başvurulara (oumlrneğin ulusal standartların
tutulma sırasında ihlal edildiği ileri suumlruumllen başvurular) yayma kararı vermiştir
Bununla birlikte ulusal mevzuatın Soumlzleşme gerekliliklerine accedilıkccedila uygunsuz olduğu
goumlruumllen bir standart -mahpus başına 225 metrekarelik kişisel alan- belirlediği durumlarda yeni
tazminat yolunun etkililiği geccedilmiş tutulmalarda bile kesin değildir Başvurulardan uumlccediluumlnde
durum budur
Mahkeme bu sebeple başvuruları sonraya bırakmaya karar vermiş ve taraflardan
geccedilmiş tutulmalar iccedilin tazminat yollarının etkililiğini accedilıkladıkları yazılı goumlruumlşlerini
bildirmelerini istemiştir
90
Mahkeme tutulma suumlrelerinin devam ettiğini goumlz oumlnuumlnde bulundurarak diğer sekiz
başvuruyu da aynı şekilde ertelemeye karar vermiştir Ccediluumlnkuuml mevcut oumlnleyici hukuk yollarının
etkililiğini tespit iccedilin elinde yeterli materyal yoktur Şuumlphesiz İdare Usul Kanunu tarafından
sağlanan yargı yollarının etkililiği oumlzellikle ceza kurumlarındaki aşırı kalabalığın yaygınlığı
bakımından değerlendirilmeyi beklemektedir Bunun iccedilin de taraflardan yazılı goumlruumlş
istenmiştir
Ulusal kanun yollarının etkililiğinin daha ileri değerlendirmesi yapılana kadar aynı
konu ile ilgili yapılan tuumlm başvuruların incelemesi beklemeye alınacaktır Mahkeme dostane
ccediloumlzuumlm oumlnerilerini veya tek taraflı beyanları işleme alarak ya da başka bir şekilde tarafların
halihazırda bilgilendirildiği (ldquotebliğ edilmişrdquo) davaları inceleyebilir
91
Başvuru Adı CastellaniFransa
Başvuru No 4320716
Başvuru Tarihi 26082009
Karar Tarihi 30 Nisan 2020
Karar Linki httpshudocechrcoeinteng22itemid22[22001-
19688722]
Konu
Başvurucunun evinde eşi ve kızıyla beraberken oumlzel silahlı polis birimi tarafından
tutuklanması esnasında maruz kaldığı şiddete ilişkin olarak polis operasyonun nihai amaccedil olan
şuumlphelinin yakalanması iccedilin gerekli olan şekilde gerccedilekleştirilmediği ve başvurucunun
yakalanması iccedilin kullanılan araccedilların oumllccediluumlsuumlz olduğu gerekccedilesiyle Soumlzleşmersquonin 3 maddesinin
ihlal edilmesi
Olaylar
Başvurucu Joseph Castellani 1956 doğumlu ve Conteste (Fransa) yaşayan bir Fransız
vatandaşıdır
Mayıs 2002de kimliği bilinmeyen kişilere karşı tanıkların korkutulması ve oumlluumlm
tehditleri nedeniyle polise youmlnelik şiddet olaylarına ilişkin EHnin uumlccedil aile uumlyesinin mahkum
edildiği bir davada ifade veren avukatın şikayeti uumlzerine adli tahkikat başlatılmıştır
Soruşturmadaki başlıca şuumlpheliler başvurucunun arkadaşı ve komşusu olan EH
ailesinin uumlyeleridir
18 Haziran 2002de Nice şehrinin polis ekibi EHnin aile uumlyelerini yakalamak iccedilin
GIPNden (ulusal polisin oumlzel silahlı muumldahale birimi) destek talep etmiş ve bu talep kabul
edilmiştir Polis şefi Rnin talebi uumlzerine GIPN biriminin başkanı aynı davaya dahil olan Bay
Castellaniyi yakalamak iccedilin muumldahale etmeyi kabul etmiştir Polis operasyonunun
gerccedilekleştiği koşullar taraflarca ihtilaflıdır 13 Kasım 2002 tarihinde soruşturmanın hakimi
tarafından Bay Castellanirsquonin yakalanmasına neden olan tanıkları korkutma ve oumlluumlm tehdidi
succedillamalarını duumlşuumlren kararla soruşturmaya son verilmiştir
92
13 Ocak 2009 tarihinde Ceza Mahkemesi Bay Castellaniyi ruhsatsız bir silaha sahip
olmaktan succedillu bulmuş ve kendisine para cezası vererek cezayı ertelemiştir Mahkeme evinde
saldırıya uğradığını duumlşuumlnmesinin makul olduğu gerekccedilesiyle meşru muumldafaa amacıyla hareket
ettiğini kabul ederek kamu goumlrevlisine youmlnelik kasten saldırı succedilundan beraatine karar
vermiştir
18 Kasım 2002 tarihinde Bay Castellani polis memurlarının kasti şiddet ve barbarca
fiil tehdidi altındaki bir kişiye yardım etmedikleri iddiasıyla ceza davasına muumldahil olarak
katılma başvurusunu iccedileren bir şikayette bulunmuştur 2 Temmuz 2004 tarihinde soruşturma
hakimi Nice Ceza Mahkemesi oumlnuumlnde yargılanacak polis memurlarına karşı tehlikedeki bir
kişiye yardım etmeme succedillamasını suumlrduumlrerek bazı succedillamaları duumlşuumlrmeye karar vermiştir
Başvurucunun itirazını takiben İstinaf Mahkemesi soruşturmanın kısmen sonlandırılması
kararını iptal etmiş ve soruşturmanın asıl succedillamalara dayanılarak devam ettirilmesine karar
vermiştir
27 Ocak 2006 tarihinde kamu goumlrevlilerinin kasıtlı şiddet uyguladıkları succedillamalarını
reddeden soruşturmanın kısmen sonlandırılması kararı verilmiştir Başvurucu temyize
gitmiştir 15 Haziran 2006 tarihli bir kararla İstinaf Mahkemesi barbarca fiil succedillamasının sona
erdirilmesini onamıştır 25 Ekim 2007 tarihli bir kararda aynı zamanda kamu goumlrevlileri
tarafından kasten şiddet uygulanması succedillamasının sona erdirilmesi onanmıştır
26 Haziran 2009 tarihinde Bay Castellani kendisine verilen zararın tazmini iccedilin
Devlete dava accedilmıştır Mahkeme 5 Nisan 2011 tarihli bir kararla Devletin başvurucuyu
yakalaması iccedilin GIPNyi goumlndermesine istinaden sorumluluğunu iccedileren ciddi bir ihmal eylemi
gerccedilekleştirdiğine karar vermiştir Devletin başvurucuya tazminat olarak 59000 Euro (EUR)
ve masraf olarak 3500 Euro(EUR) oumldemesine karar verilmiştir 12 Nisan 2012 tarihinde Aix-
en-Provence İstinaf Mahkemesi Bay Castellanirsquonin davasının kabul edilebilirliğini onamış
ancak kararın geri kalanını bozmuş ve başvurucunun iddialarını reddetmiştir Bay
Castellaninin masraflara ek olarak Hukuk Usuluuml Kanununun 700 maddesi uyarınca 1700
Euro oumldemesine huumlkmedilmiştir
Temyiz Mahkemesi kararı bozarak davayı Montpellier İstinaf Mahkemesirsquone geri
goumlnderdi 27 Ocak 2015 tarihindeki bir kararla Montpellier İstinaf Mahkemesi GIPNrsquonin
muumldahalesinin Devletrsquoin sorumluluğunu yol accedilan bir durum olduğunun kanıtlanamadığına
karar vermiştir Mahkeme bu muumldahalenin yalnızca başvurucunun kendisini savunmak iccedilin
93
işlediği eylemler accedilısından değil aynı zamanda yakalama işlemine direnme konusundaki ısrarı
accedilısından da isabetsiz veya orantısız olmadığına karar vermiştir Ancak İstinaf Mahkemesi
başvurucuya polis goumlzetimindeyken tıbbi bakım sağlanmaması nedeniyle Devletrsquoin ciddi
ihmali bulunduğuna karar vermiştir Devletrsquoin başvurucuya tıbbi bakım eksikliğinden dolayı
tazminat olarak 5000 EUR ve Medeni Usul Kanununun 700 maddesi uyarınca 2000 EUR
oumldemesine karar verilmiştir
Temyiz Mahkemesi 10 Şubat 2016 tarihinde başvurucunun temyiz başvurusunu
hukuki accedilıdan reddetmiştir
İhlal İddiaları
Başvurucu Avrupa İnsan Hakları Soumlzleşmesinin 3 maddesine (insanlık dışı veya
aşağılayıcı muamele yasağı) dayanarak polis tarafından tutuklanmasıyla birlikte GIPNnin
muumldahalesinin ve guumlccedil kullanımının ne gerekli ne de orantılı olduğunu ekleyerek şiddet
eylemlerinden şikayetccedili olmuştur
Karar
3 Madde
Mahkeme dosyadaki tuumlm sağlık raporlarının başvurucunun ciddi şekilde yaralandığını
kaydettiğini belirtmiştir Başvurucu fiziksel acıya ek olarak ruhsal zorluklara da katlanmak
zorunda kalmıştır
Bay Castellani ccedilok sayıda teccedilhizatlı ve silahlı memur tarafından ailesinin goumlzleri
oumlnuumlnde kapı ve oumln kapı zorla accedilıldıktan sonra sabahın erken saatlerinde evinde goumlzaltına
alındığından oumltuumlruuml ailesinin karşısında kuumlccediluumlk duumlşme ve aşağılanma hissi ile guumlccedilluuml korku ve
endişe yaşamıştır
Mahkeme operasyonun planlanmasına ilişkin ilke olarak ceza soruşturmasında
sorgulanacak bir bireyin tutuklanması iccedilin belirli bir birimin seccedililmesine ilişkin huumlkuumlm
vermenin kendi goumlrevi olmadığını belirtmiştir Bununla birlikte genellikle aşırı şiddet
durumlarında veya oumlzellikle hızlıkesin tepki gerektiren tehlikeli durumlarda devreye giren oumlzel
birimlerin muumldahalesinin otoritenin koumltuumlye kullanılması ve insan onurunun ihlali gibi belirli
riskler doğurabileceği youmlnuumlndeki yaklaşımını tekrar vurgulamıştır Bu nedenle bu tuumlr
94
birimlerin muumldahalesinin guumlvencelerle ccedilevrelenmesi gerekmektedir (Bkz Kučera Slovakya
no 4866699 sect 122 17 Temmuz 2007)
GIPNnin yardımıyla polis muumldahalesinin amacı başlangıccedilta EH ailesini yakalamaktır
Komutan soruşturma yargıcından GIPNnin muumldahalesini istemiştir bu muumldahale daha sonra
Kamu Guumlvenliği Muumlduumlruuml tarafından başvurucuyu değil bir polis memurunun şiddet ve
kaccedilırılma succedilundan mahkum edilmiş olan EH ailesinin uumlyelerini yakalamak iccedilin kabul
etmiştir Polis şefi R ancak bu ailenin bazı uumlyeleri tutuklandıktan sonra GIPNnin varlığının
sağladığı fırsattan yararlanarak soruşturma yargıcına bilgi vermeden veya Kamu Guumlvenliği
Muumlduumlruuml ile mutabakat sağlamadan aynı davaya karıştığından şuumlphelenilen başvurucunun
yakalanması iccedilin yardım talebinde bulunmuştur Mahkeme bu nedenle operasyona normalde
bu tuumlr bir oumlzel birimin muumldahalesini ccedilevreleyen mevcut iccedil guumlvencelerin eşlik etmediğini
kaydetmiştir
Başvurucunun karakteri ile ilgili olarak yerel mahkemeler GIPNnin muumldahalesini
haklı kılmak iccedilin kullanılan başvurucunun tehlikeli olduğu iddiasının yalnızca muumldahaleyi
talep eden polis memurlarının ifadelerinden kaynaklandığını ve bu iddianın herhangi bir kanıtla
desteklemediği kanaatindedir
Dahası bazı yerel mahkemeler somut olayın koşulları ccedilerccedilevesinde GIPNnin
muumldahalesinin orantılılığını sorgulamışlardır Ceza Mahkemesi 13 Ocak 2009 tarihinde GIPN
gibi oumlzel bir birimin tehditlere youmlnelik bir oumln soruşturmaya muumldahalesinin alışılmadık olduğuna
ve başvurucunun uygunsuz bir şekilde goumlzaltına alınmasının ardından hiccedilbir zaman adli
soruşturmaya tabi tutulmadığını ve hatta polis muumldahalesine yol accedilan kararı veren hakim
tarafından sorgulanmadığını belirtmiştir
Mahkeme ayrıca İstinaf Mahkemesirsquonin bu tercihin Bay Castellanirsquonin arz ettiği
tehlike karşısında orantısız olabileceği goumlruumlşuumlnuuml benimsediğini goumlzlemlemiştir
Mahkeme son olarak başvurucunun goumlzaltına alındığı sırada yalnız olup olmayacağına
dair bir sonuca ulaşmak iccedilin herhangi bir oumln araştırma yapıldığını goumlsteren bir bulgunun
dosyada yer almadığını belirtmiştir Mahkeme bu tuumlr bir polis operasyonunun planlanmasında
ve yuumlruumltuumllmesinde şuumlphelinin aile uumlyelerinin yakalama yerinde bulunmasının dikkate alınması
gerektiğine karar vermiştir Mevcut davada bu tuumlr bir değerlendirme eksiktir ve polis
başvurucunun aile evindeki operasyonu buna goumlre planlamamıştır
95
Mahkeme davanın tuumlm oumlzel koşullarını dikkate alarak başvurucunun evindeki polis
operasyonunun kesinlikle gerekli olmasını sağlayacak şekilde planlanmadığı veya
gerccedilekleştirilmediğine başka bir deyişle bir succedil işlediğinden şuumlphelenilen bir kişinin
yakalanması iccedilin kullanılan araccedilların nihai amacına ulaşmak iccedilin kesinlikle gerekli olmadığına
karar vermiştir
Mahkemersquoye goumlre polis memurları tarafından guumlccedil kullanımına ilişkin ilk olarak
başvurucunun kaydedilen yaralanmalarının kendisini yakalayan polis memurlarından
kaynaklandığı ikinci olarak Bay Castellaninin polis memurlarından birine demir ccedilubukla
vurduğu hususları tartışmasızdır Ancak başvurucu ve Huumlkuumlmet olayların aynı versiyonunu
anlatmamışlardır
Mahkeme Ceza Mahkemesirsquonin kesinleşen bir kararla başvurucunun meşru olarak
evinde saldırıya uğradığına ikna olduğunu ve meşru muumldafaaya uygun davrandığına karar
verdiğini kaydetmiştir Sonuccedil olarak Mahkeme Huumlkuumlmetin başvurucunun polis memurlarına
kasten saldırdığına ilişkin beyanını kabul edememiştir bu yalnızca yakalamaya karışan ve
sonradan hakkında dava accedilılmış olan polis memurlarının iddialarından dosyada bu iddiayı
destekleyecek herhangi başka bir kanıt olmamasına rağmen tuumlretilmiştir
Bununla birlikte Mahkeme ilk olarak başvurucunun yakalamaya direnmekle
succedillanmadığını ve ikinci olarak kask takan ve kalkanla korunan bir dizi polis memurunun
eylemlerinin oumlzellikle şiddetli olduğunu goumlzlemlemiştir
Mahkeme bu nedenle başvurucunun yakalanması iccedilin kullanılan araccedilların kesinlikle
gerekli olmadığına ve kendisinin davranışlarının kullanılan fiziksel guumlcuuml gerekli kılmadığına
karar vermiştir
Bu nedenle Soumlzleşmenin 3 maddesi ihlal edilmiştir
Adil tazmin (Madde 41)
Mahkeme Fransanın başvurucuya maddi tazminat olarak 2803 Euro (EUR) ve manevi
tazminat olarak 20000 Euro(EUR) oumldemesine karar vermiştir
96
MAYIS 2020
Başvuru Adı Kostov ve DiğerleriBulgaristan
Başvuru No 6658112 ve 2505415
Başvuru Tarihi 3 Ekim 2012
Karar Tarihi 14 Mayıs 2020
Karar Linki httphudocechrcoeintengi=001-202440
Konu Kamulaştırmanın gayrimenkuluumln korunması ile genel menfaat
gereklilikleri arasında oluşturulması gereken adil dengeyi bozarak arazi sahipleri uumlzerine oumllccediluumlsuumlz ve
aşırı bir yuumlk yuumlklemesinin 1 Norsquolu Protokolrsquouumln 1 maddesinin (muumllkiyetin korunması) ihlali olduğu
Olaylar Başvurucular Nedyalko Kostov Severina Popova ve Boris Velichkov isimli uumlccedil
Bulgar vatandaşıdır Başvurucular sırasıyla 1971 1951 ve 1944 yılında doğmuş olup Sofyarsquoda
yaşamaktadırlar
İlk başvurucunun arazisi Sofya-Varna otoyolu uumlzerinde kavşak inşa etmek uumlzere 2011 yılında
kamulaştırılmıştır İkinci ve uumlccediluumlncuuml başvurucuların arazileri ise Sofya etrafında ccedilevre yolu inşa etmek
uumlzere kamulaştırılmıştır İlk başvurucuya arazisi karşılığında metrekare başına ortalama 022 Bulgar
Levası (BGN 011 Avroya (EUR) tekabuumll etmektedir) kamulaştırma bedeli verilmişken ikinci ve
uumlccediluumlncuuml başvuruculara metrekare başına 084 BGN (043 EUR) kamulaştırma bedeli verilmiştir
Başvurucular kamulaştırma bedelinin ccedilok duumlşuumlk olduğunu ve bu bedelin kamulaştırma
durumunda oumldenecek bedelin karşılaştırılabilir gayrimenkullerin piyasa değerine eşdeğer olması
gerektiğini oumlngoumlren iccedil hukuka aykırı olduğunu ileri suumlrerek yargı yoluna başvurmuşlardır
Yargılama sırasında ilk başvurucunun gayrimenkuluuml iccedilin metrekare başına 225 BGNrsquoye (115
EUR) satılmış bir arazi karşılaştırılabilir olarak belirlenmişken ikinci ve uumlccediluumlncuuml başvurucuların
gayrimenkuluuml iccedilin ise metrekare başına 25 BGNrsquoye (13 EUR) satılmış bir arazı karşılaştırılabilir olarak
belirlenmiştir
2012 ve 2014 yılında verilen kararlarda Yuumlksek İdari Mahkeme bir tane karşılaştırılabilir
gayrimenkuluumln kamulaştırılmış arazinin piyasa değerini tespit etmede yeterli olmayacağına karar
vermiştir Bu itibarla kamulaştırma bedelinin iccedil hukuktaki Youmlnetmelikrsquote yer alan Huumlkuumlmet formuumllleri
uyarınca hesaplanması gerekmekteydi ve bu da kamulaştırma esnasında oumldenmesine karar verilen
tutarların oluşmasına yol accedilmıştır
97
Anayasa Mahkemesi Temmuz 2006rsquoda kamulaştırma bedelinin hesaplanma youmlntemine ilişkin
yasal değişiklikleri 12 yargıcın doumlrduumlnuumln karşıt goumlruumlş beyan etmelerine karşın onamıştır Karşıt
goumlruumlşteki yargıccedillar diğer itirazlarının yanında yeni sistemin adil kamulaştırma bedelleri oumldenmesine
engel olacağı youmlnuumlndeki endişelerini beyan etmişlerdir
İhlal İddiaları Başvurucular 1 Norsquolu Protokol Madde 1rsquoe (muumllkiyetin korunması) istinaden
kendilerine oumldenen bedelinin arazilerinin piyasa değeri ile herhangi bir ilgi kurulmadan belirlendiğini
ileri suumlrmuumlşlerdir ve ikinci ve uumlccediluumlncuuml başvurucular oumlzellikle aynı boumllgede diğer kamulaştırılmış
arazilerinin maliklerinin daha yuumlksek kamulaştırma bedeli aldığına dikkat ccedilekmişlerdir
Karar
1 Norsquolu Protokol Madde 1
Mahkeme iccedilin en oumlnemli soru soumlz konusu muumldahalenin oumllccediluumlluuml olup olmadığı bir başka
ifadeyle yetkililerin toplumun genel menfaatinin gereksinimleriyle başvurucuların haklarının
korunmasının gerekliliği arasında adil bir denge kurup kuramadığı olmuştur
Bu itibarla başvuruculara Soumlzleşmersquonin de gerektirdiği uumlzere kamulaştırılan arazilerinin
kamulaştırma tarihindeki değerine karşılık makul nitelendirilebilecek bir kamulaştırma bedeli oumldenip
oumldenmediğinin tespiti gerekmiştir
İccedil hukukta kamulaştırılan gayrimenkuluumln maliklerinin ldquoeşdeğerrdquo kamulaştırma bedeli almaları
gerekmekteydi ve bu da ulusal Anayasa Mahkemesirsquone goumlre ldquogayrimenkul serbest piyasada satıldığı
zaman malikin elde edeceği piyasa değerirdquo anlamına gelmekteydi Karşılaştırılabilir gayrimenkul
eksikliği nedeniyle başvuruculara oumldenecek kamulaştırma bedeli ise Youmlnetmelik kapsamında
belirlenmiştir
Mahkeme başvurucuların kamulaştırılmış arazileri ile aynı boumllgede yer alan diğer
kamulaştırılmış arazilerin maliklerine oumldenen farklı değerlemeleri not etmiştir Bu tutarlar
başvurucuların arazilerinin piyasa değerinin kesin olarak belirlenmesini sağlayamazken en azından
piyasa fiyatlarının goumlstergesi olarak alınabilirdi
İlaveten piyasa fiyatlarının goumlstergesi olarak alınan değerler ndash ilk başvurucu iccedilin 6 BGN (3
EUR) ile 225 BGN (115 EUR) arasında değişen ve ikinci ve uumlccediluumlncuuml başvurucular iccedilin 2005 BGN (10
EUR) ile 25 BGN (13 EUR) arasında değişen ndash ile oumldenen kamulaştırma bedelleri ndash ilk başvurucu iccedilin
metrekare başına ortalama 022 BGN (011 EUR) ve ikinci ve uumlccediluumlncuuml başvurucular iccedilin metrekare
başına ortalama 084 BGN (043 EUR) ndash arasında oumlnemli tutarsızlıklar bulunmaktaydı
Yuumlksek İdari Mahkeme soumlz konusu tutarsızlıkları başvurucuların gayrimenkullerinin muumlnferit
oumlzellikleri bakımından değerlendirmemiştir Ancak bu tutarsızlıklar Anayasa Mahkemesirsquonin
98
Temmuz 2006rsquodaki kararında karşıt goumlruumlş beyan eden yargıccedilların kamulaştırılan bir arazinin değerinin
hesaplanması durumuna ilişkin olarak ifade ettikleri endişeleri tam olarak haklı goumlstermiştir
Huumlkuumlmet arazilerinin duumlşuumlk vergilendirilebilir değerine atıf yaparak başvuruculara oumldenen
kamulaştırma bedellerinin yeterli olduğunu iddia etmiş ve ayrıca Sofya boumllgesindeki tarım arazilerinin
fiyatlarına dair istatistiksel verilere dikkat ccedilekmiştir
Ancak Mahkeme ulusal duumlzeyde hesaplanan vergilendirme amaccedillı değerinin gayrimenkuluumln
adil piyasa değerine tekabuumll ettiğinin iddia edilmediğini not etmiştir Ayrıca iccedil hukukta da ldquoeşdeğerrdquo
kamulaştırma bedelinin belirlenmesinde bu tuumlr bir tekabuumll etme durumu soumlz konusu değildir
Ayrıca istatistiksel verinin nasıl toplandığı veya bu verilerin tarım arazilerine ilişkin
işlemlerdeki gerccedilek değerlere mi yoksa taraflarca beyan edilen değerlere mi dayandığı da asla
accedilıklanmamıştır
Mahkeme ayrıca Huumlkuumlmetrsquoin dayandığı alakasız iki vakıa daha tespit etmiştir ilk
başvurucunun 2008rsquode arazisi iccedilin oumldediği goumlrece duumlşuumlk fiyat ve ikinci ve uumlccediluumlncuuml başvurucuların
kamulaştırılmadan oumlnce arazilerinden elde ettikleri duumlşuumlk gelirler Mahkeme iccedil hukukta ldquoeşdeğerrdquo
kamulaştırma bedelinin hesaplanması iccedilin gerekli kuralların bu tuumlr faktoumlrlere atıfta bulunmadığını tespit
etmiştir
Mahkeme Youmlnetmelikrsquote yer alan kuralların uygulanmasının başvurucularının arazilerinin
değerine karşılık makul nitelendirilebilecek bir kamulaştırma bedeli oumldenmesini sağlamadığına karar
vermiştir Kamulaştırma gayrimenkuluumln korunması ile genel menfaat gereklilikleri arasında
oluşturulması gereken adil dengeyi bozarak başvurucular uumlzerine oumllccediluumlsuumlz ve aşırı bir yuumlk yuumlklemiştir
Dolayısıyla 1 Norsquolu Protokolrsquouumln 1 maddesi ihlal edilmiştir
Diğer Maddeler
Mahkeme 1 Norsquolu Protokolrsquouumln Madde 1 kapsamındaki tespitlerine ilişkin olarak Madde 6sect1
kapsamında ayrı bir husus doğmadığını tespit etmiştir
99
Başvuru Adı KoumlvesiRomanya
Başvuru No 359419
Başvuru Tarihi 28 Aralık 2018
Karar Tarihi 5 Mayıs 2020
Karar Linki httphudocechrcoeintengi=001-202415
Konu Başvurucunun vaktinden oumlnce goumlrevinden uzaklaştırılmasının yargı
bağımsızlığını koruma amacını engellemesi ve bunun yargı ve yargı bağımsızlığını etkileyen yasama
reformlarına ilişkin kamuoyu tartışmalarına katılmada kendisi ve diğer savcılar ve yargıccedillar uumlzerinde
caydırıcı bir etkiye sahip olması nedeniyle madde 6sect1 ve madde 10rsquoun ihlal edildiği
Olaylar Başvurucu Laura-Codruta Koumlvesi 1973 yılında doğmuş Buumlkreşrsquote
(Romanya) yaşamakta olan bir Romanya vatandaşıdır
Koumlvesi ilk olarak Mayıs 2013rsquote Ulusal Yolsuzlukla Muumlcadele Muumlduumlrluumlğuumlne (ldquoUYMMrdquo)
başsavcı olarak uumlccedil yıllık bir doumlnem iccedilin atanmıştır Adalet Bakanı ve Yuumlksek Yargı Konseyinin
(ldquoYYKrdquo) savcılar biriminin olumlu değerlendirmelerinin akabinde Romanya Cumhurbaşkanı kendisini
Mayıs 2016rsquodan Mayıs 2019rsquoa kadar olmak uumlzere ikinci bir doumlnem iccedilin yeniden atamıştır
Aralık 2016daki parlamento seccedilimleri diğer reformların yanı sıra yasaları onaylarken veya
geccedilirirken işlenen goumlrevi koumltuumlye kullanmanın succedil olmaktan ccedilıkarılması da dahil olmak uumlzere adalet
sisteminde birkaccedil yasal reform oumlnermekte olan yeni bir huumlkuumlmetin kurulmasına neden olmuştur
2017rsquode kabul edilen yasal oumlnlemler goumlsterilere ve uluslararası duumlzeyde endişelere yol accedilmasının yanı
sıra UYMMrsquonin bazı mevzuat boumlluumlmlerinin kabul edilme youmlntemine ilişkin de soruşturma başlatmasına
yol accedilmıştır
Şubat 2018rsquode Adalet Bakanı diğer hususların yanında UYMMrsquonin faaliyeti ile bağlantılı
olarak uumlccedil Anayasa Mahkemesi kararına ve başvurucunun yaptığı basın accedilıklamalarına atıfta bulunarak
başvurucunun goumlrevden alınmasını teklif etmiştir YYKrsquonın savcılar birimi ccediloğunlukla Bakanrsquoın
başvurucuya youmlnelik eleştirilerini kabul etmeyerek ve başvurucunun idaresinin yetersiz olduğuna dair
hiccedilbir kanıt olmadığı gerekccedilesi ile ccediloğunluk oyla başvurucunun goumlrevden alınması teklifini
reddetmiştir Nisan 2018rsquode Romanya Cumhurbaşkanı goumlrevden alma kararını imzalamayı
reddetmiştir ve bu da Başbakanın Anayasa Mahkemesirsquone başvuruda bulunmasına neden olmuştur
Mayıs 2018rsquode Anayasa Mahkemesi gerek Cumhurbaşkanının gerekse de Anayasa
Mahkemesirsquonin Adalet Bakanı tarafından oumlne suumlruumllen nedenleri değerlendirme yetkisine sahip
100
olmadığını belirterek Cumhurbaşkanının goumlrevden alma kararını imzalaması gerektiğini huumlkmetmiştir
Anayasa Mahkemesi ayrıca idare mahkemelerinin sadece davada verilen idari kararın goumlruumlnuumlşte hukuka
uygunluğunu daha belirgin olarak usule uygunluğunu inceleyebileceğini fakat amaca uygunluk
accedilısından bir inceleme yapamayacağına da accedilıklık getirmiştir
Başvurucu Temmuz 2018rsquode goumlrevden alınmıştır
İhlal İddiaları Bayan Koumlvesi Soumlzleşmenin 6sect1 maddesine (adil yargılanma hakkı)
dayanarak disiplin cezası uyarınca UYMM başsavcılık goumlrevinden alınmasına ilişkin haklarını
savunmak iccedilin mahkemeye erişiminin reddedildiğinden bahisle şikayetccedili olmuştur
Madde 10 (ifade oumlzguumlrluumlğuuml) uyarınca başvurucu yargıyı etkileyen yasal reformlara ilişkin
mesleki sıfatıyla goumlruumlşlerini kamuoyuna accedilıkladıktan sonra goumlrevinin sona erdiğini iddia etmiştir
Başvurucu ayrıca Soumlzleşmenin 6sect1 maddesi ve 10 maddesi ile bağlantılı olarak 13 madde
(etkili başvuru hakkı) uyarınca da şikacircyette bulunmuştur
Karar
Madde 6sect1
Mahkeme Vilho Eskelinen ve Diğerleri kararında da belirtildiği gibi kural olarak iki şart
yerine getirilmediği suumlrece devlet memurları ile Devlet arasındaki anlaşmazlıkların 6 maddenin
kapsamına girdiğini tekrar etmiştir Bu şartlar yasal duumlzenlemenin uyuşmazlığın ccediloumlzuumlmuuml iccedilin
mahkemeye erişiminin accedilıkccedila engellenmiş olması ve bu engellemenin Devletrsquoin menfaati ccedilerccedilevesinde
objektif nedenlerle gerekccedilelendirilmiş olmasıdır
Huumlkuumlmetin davasını bir idare mahkemesine taşımayarak iccedil hukuk yollarını tuumlketmediği
youmlnuumlndeki ifadesiyle de teyit edildiği uumlzere Bayan Koumlvesinin olayında boumlyle bir accedilıkccedila mahkemeye
erişimi engelleme durumu mevcut değildir
Ayrıca bu davadaki herhangi bir erişimi engelleme objektif olarak gerekccedilelendirilemeyecektir
UYMM başsavcısının goumlrevden alınma suumlrecinin yargı denetimine tabi olmaması Devletrsquoin menfaatine
olamayacak ve yalnızca bağımsız bir yargı organının yapacağı denetim yargının kıdemli uumlyelerini
yuumlruumltme erkinin keyfiliğinden koruyabilecektir
Mahkeme Koumlvesirsquonin olayına 6 maddenin medeni hukuk youmlnuumlnuumln uygulanacağına karar
vermiştir
Esasa ilişkin olarak Mahkeme Huumlkuumlmetrsquoin başvurucunun olayında herhangi bir yargı denetimi
olmadığı olgusuna itiraz etmediğini belirtmiştir Aksine Huumlkuumlmet başvurucunun goumlrevden alınmasının
101
gerekccedilelerini belirten Adalet Bakanırsquonın raporu YYKrsquonın kararına veya Devlet Başkanırsquonın kararına
karşı idare mahkemesine başvurmayarak mevcut olan ccedileşitli iccedil hukuk yollarını tuumlketmediğini ileri
suumlrmuumlştuumlr
Ancak Mahkeme Anayasa Mahkemesirsquonin Bakanın raporunun tek başına hiccedilbir etki
yaratmayan bir oumln işlem olarak goumlrduumlğuumlnuuml tespit ettiğini belirtmiştir Ayrıca Huumlkuumlmet tarafından
sunulan belgeler sivil toplum kuruluşlarının Bakanın raporuna mahkemede itiraz etmeyi denediklerini
ve başarısız olduklarını goumlstermiştir YYK kararına ilişkin olarak ise başvurucunun kendi lehine bir
karar olması hasebiyle herhangi bir karşı işlemde bulunmamıştır
İlaveten Anayasa Mahkemesi Cumhurbaşkanı kararına karşı olarak herhangi bir idare
mahkemesi talebinin yalnızca kararın kabul edilmesine ilişkin olarak usuli formaliteler nezdinde bir
değerlendirmeye yol accedilabileceğini belirtmiştir ancak başvurucunun şikacircyeti ise kararın esastan
incelenmesi ve kararın esasının hukukiliğinin denetimi yapılmasını gerektirmiştir
Mahkeme bu nedenle başvurucunun gerccedilekte itiraz etmeyi amaccedilladığı hususa yani UYMM
başsavcılığından alınması nedenlerine mahkemede etkili bir şekilde itiraz etmek iccedilin mevcut bir iccedil
hukuk yoluna sahip olduğuna ikna olmamıştır
Mahkeme bir bireyin medeni haklarına yapılan muumldahalenin hukuka uygunluğuna ilişkin
herhangi bir ciddi ve hakiki ihtilafın o kişiye ldquobu iccedil hukuk sorununu bir mahkeme tarafından karara
bağlanmasırdquo hakkı verdiğinin altını ccedilizmiştir Avrupa Konseyi ve Avrupa Birliği mevzuatları yuumlruumltme
ve yasama organından bağımsız bir makamın muumldahalesi de dahil olmak uumlzere savcıların ihraccedil veya
goumlrevden alınmasında usul adaletinin goumlzetilmesine buumlyuumlk oumlnem vermiştir
Mahkeme Huumlkuumlmetin iccedil hukuk yollarının tuumlketilmemesine ilişkin olan itirazını reddetmiş ve
davalı Devletin Anayasa Mahkemesi tarafından belirlenmiş olan olayın incelenmesi hususundaki
sınırlar nedeniyle başvurucunun mahkemeye erişim hakkının oumlzuumlne zarar verdiği sonucuna varmıştır
Bu nedenle Koumlvesirsquonin mahkemeye erişim hakkı engellenmiştir
Madde 10
Mahkeme başvurucunun ifade oumlzguumlrluumlğuuml hakkını kullanması ile goumlrevinin sona ermesi
arasında nedensel bir bağlantı olduğuna dair ilk bakışta haklı deliller bulunduğunu tespit etmiştir
Mahkeme Huumlkuumlmet tarafından sunulan başvurucunun goumlrevden alınmasına ilişkin diğer gerekccedileleri de
ikna edici bulmamıştır Dolayısıyla başvurucunun goumlrevinin sona ermesi başvurucunun ifade
oumlzguumlrluumlğuuml hakkına bir muumldahale teşkil etmiştir
102
Mahkeme daha sonra incelemesinde Huumlkuumlmetin başvurucu goumlrevinden alması eyleminin
Madde 10sect2 Madde kapsamındaki muumldahale iccedilin mazeretler olan meşru bir amaccedil goumlzetip
goumlzetmediğine veya ldquobaskın toplumsal ihtiyaccedilrdquo olup olmadığının uumlzerinde durmuştur
Meşru Amaccedil
Mahkeme Adalet Bakanının başvurucunun Bakanın yasa tekliflerini eleştirdikten ve Bakanın
dahil olduğu ikincil derecedeki mevzuatlarla bağlantılı cezai soruşturmalar başlattıktan sonra başlamış
olan goumlrevden alınması suumlrecinin bir nedeni olarak hukukun uumlstuumlnluumlğuumlnuuml koruma ihtiyacını zikrettiğini
belirtmiştir Bakan ayrıca başvurucunun bu davranışının Romanyarsquoyı ulusal Avrupa ve uluslararası
duumlzeyde endişe konusu haline getiren bir kriz yarattığını iddia etmiştir
Mahkeme tam aksine bu endişenin başvurucunun goumlrevden alınmasına ilişkin olduğunu ifade
etmiştir
Ayrıca Mahkeme bu tedbirin hukukun uumlstuumlnluumlğuumlnuuml koruma veya başkaca herhangi bir meşru
amaca hizmet ettiğini goumlsteren herhangi bir delil sunulmadığını belirtmiştir Soumlz konusu goumlrevden alma
başvurucunun ifade oumlzguumlrluumlğuuml hakkını kullanmasının bir sonucu olarak ortaya ccedilıkmıştır Huumlkuumlmet soumlz
konusu muumldahale iccedilin herhangi bir meşru amaccedil ortaya koymamıştır
Mahkeme bu nedenle bu muumldahalenin meşru bir amaccedil taşıdığını kabul edemeyecektir
Boumlylesi bir sonuccedil genellikle Mahkemenin 10 madde kapsamındaki şikayetleri incelemesini
sona erdirirken Mahkeme yine de muumldahalenin demokratik bir toplumda gerekli olup olmadığını
değerlendirmeye karar vermiştir
Demokratik Bir Toplumda Gerekli Olma
Mahkeme başvurucunun UYMM başsavcısı olarak mesleki sıfatıyla soumlz konusu yorumları
yapmış olduğunu belirtmiştir Başvurucu ayrıca oldukccedila tartışmalı mevzuat boumlluumlmleriyle bağlantılı
olarak Huumlkuumlmet uumlyeleri tarafından işlenen yolsuzluk succedilları şuumlphelerine youmlnelik soruşturmaları
başlatmak ve bu soruşturmalar hakkında halkı bilgilendirmek iccedilin yasal guumlcuumlnuuml kullanmıştır
Başvurucu goumlruumlşlerini doğrudan meday uumlzerinden veya mesleki toplantılarda ifade etmiştir
Mahkeme başvurucunun ulusal yolsuzlukla muumlcadele savcılığının başsavcısı olarak
bulunduğu işlevleri ve goumlrevleri arasında yargı ve yargı bağımsızlığı uumlzerinde etkisi olması muhtemel
olan yasal reformlar ve daha fazlası uumlzerinde fikirlerini ifade etmek bulunan kuruma ve bilhassa da
başvurucunun kurumu tarafından yuumlruumltuumllen yolsuzlukla muumlcadeleye oumlzel bir oumlnem atfetmektedir
103
Avrupa Konseyi Bakanlar Komitesi savcıların hukuk yargı idaresi ve insan haklarının
geliştirilmesi ve korunması ile ilgili konularda kamuya accedilık tartışmalara katılma hakkına sahip olmaları
gerektiğini ve savcıların kamu goumlrevlilerini oumlzellikle yolsuzluk gibi succedillar nedeniyle herhangi bir
engelle karşılaşmaksızın kovuşturabilecek bir pozisyonda olmaları gerektiğini kabul etmiştir
Ayrıca başvurucunun accedilıkccedila yuumlksek kamu yararına ilişkin konulardaki bir tartışma bağlamına
giren konumu ve ifadeleri ifade oumlzguumlrluumlğuuml iccedilin yuumlksek derecede koruma ve davalı Devlet tarafından
yapılacak herhangi bir muumldahalenin sıkı bir şekilde incelenmesini gerektirmiştir Buna karşılık Devletin
ise bu tuumlr muumldahalelere ilişkin olarak sadece sınırlı bir takdir yetkisi (ldquokısıtlı bir takdir payırdquo)
bulunmaktadır
Mahkeme başvurucunun goumlrevden alınmasının ve bu goumlrevden alınmayı meşrulaştıran
gerekccedilelerin Devlet guumlcuumlnuumln bağımsız bir kolu olarak yargı işlevinin niteliğine ve -Avrupa Konseyi ve
diğer uluslararası belgeler uyarınca- yargı bağımsızlığının korunması iccedilin kilit bir oumlneme sahip olan
savcıların bağımsızlığı ilkesine verilecek oumlzel oumlnemle bağdaştırılamayacağını belirtmiştir Bu nedenle
başvurucunun goumlrev suumlresinin bitiminden oumlnce goumlrevden alınması yargı bağımsızlığını koruma amacını
ortadan kaldırmaktadır
Tedbirin şiddeti yalnızca başvurucuyu değil aynı zamanda diğer savcı ve hakimleri de yargıyı
etkileyen yasama reformları ve daha genel olarak yargı bağımsızlığına ilişkin konularda kamu oumlnuumlndeki
tartışmalara katılmaktan caydırmak suretiyle bir ldquocaydırıcı etkirdquo (chilling effect) de yaratmış olmalıdır
Mahkeme 6 madde kapsamındaki değerlendirmelerine atıfta bulunarak ifade oumlzguumlrluumlğuumlne
getirilen kısıtlamalara karşın etkili ve yeterli tedbirlerin mevcut bulunmadığına karar vermiştir
Bu nedenle başvurucunun UYMM başsavcılığı goumlrevinden alınmasıyla 10sect2 maddede
sıralanmış olan meşru amaccedilların hiccedilbiri goumlzetilmemiş ve ldquodemokratik bir toplumda gerekli olmardquo
olgusu gerccedilekleşmemiştir Bu nedenle 10 madde ihlal edilmiştir
Diğer Maddeler
Mahkeme 6 madde kapsamındaki huumlkuumlmleri nedeniyle 13 madde youmlnuumlnden farklı bir sorun
teşkil etmediğini belirtmiştir
104
Başvuru Adı Maacutendli ve DiğerleriMacaristan
Başvuru No 6316416
Başvuru Tarihi 26 Ekim 2016
Karar Tarihi 26 Mayıs 2020
Karar Linki httphudocechrcoeintengi=001-202540
Konu Gazetecilerin akreditasyonlarının Meclisin izin verilmeyen bir
alanında milletvekillerine soru sormaları sebebiyle askıya alınmasının ifade oumlzguumlrluumlğuumlnuuml ihlal etmesi
Olaylar Başvurucular Ivaacuten Szabolcs Maacutendli Ferenc Bakro-Nagy Tamaacutes Fabiaacuten
Norbert Fekete Balaacutezs Kaufmann ve Klaacutera Anikoacute Kovaacutecs sırasıyla 1975 1967 1987 1976 1987 ve
1978 doğumlu Macaristan vatandaşı olup Dunaharasztirsquode yaşayan Bay Maacutendli ve Nyiacuteregyhaacutezarsquoda
yaşayan Bay Fabiaacuten dışında (her ikisi de Macaristanrsquodadır) Budapeştersquode yaşamaktadırlar
2016 yılının Nisan ayında indexhu 24hu hvghu dahil olmak uumlzere ccedileşitli basın kuruluşlarında
ccedilalışan başvurucular meclisin genel kurul toplantısında raporlama yapmak iccedilin akreditasyon
almışlardır
Başvurucular Macaristan Merkez Bankasırsquona ilişkin oumldemeler konusunda yorumlar almak
niyetiyle Parlamento soumlzcuumlsuuml ve Başbakan dahil ccedileşitli Parlamento uumlyelerine soru sormayı
denemişlerdir Meclis binasının kayıt iccedilin belirlenmeyen bir boumlluumlmuumlnde onlara oumln bildirimsiz soru
youmlneltmişlerdir Parlamenterlerin birccediloğu cevaplamayı reddetmiştir
Başvurucular izin verilen bir usulde veya belirlenmiş alanlarda ccedilekim yapılmayacağı hususunda
Başbakanın basın soumlzcuumlsuuml ve Meclisin personelleri tarafından uyarılmıştır Takip eden guumln Meclis
Başkanı ldquoizinsiz kayda alma ve kuralları accedilık ve kasten ihlal etmerdquo hususuna istinaden başvurucuların
Meclis akreditasyonunu askıya almıştır
Başvurucular Macaristan Anayasasırsquonda yapılacak bir değişikliğinin goumlruumlşuumllmesinin
planlandığı Haziran ayının genel kurul toplantısını haberleştirmek iccedilin Meclise erişim talep etmişlerdir
fakat cevap alamamışlardır
Meclis Başkanı 2016 yılının Eyluumll ayında askıya alma kararını geri ccedilekmiştir
İhlal İddiaları Başvurucular Meclise giriş yapmak iccedilin kullandıkları akreditasyonun askıya
alınmasının Soumlzleşmenin 10 maddesini (ifade oumlzguumlrluumlğuumlnuuml) ihlal ettiğinden şikayetccedilidir
105
Başvurucular Soumlzleşmenin 61 maddesi (mahkemeye erişim hakkı) ve 13 maddesi (etkili
başvuru hakkı) uyarınca uygulanan yaptırıma karşı koymak iccedilin iccedil hukukta başvuru yolu
bulunmadığını oumlzellikle Meclis Başkanının kararına mahkemede itiraz edilemediğini ileri suumlrmuumlşlerdir
Karar
Madde 10
Mahkeme iccedilin temel mesele başvurucuların muumldahalenin ldquodemokratik toplumda gereklilikrdquo
hususunda şikayetccedili olup olmadıklarıdır
Mahkeme gazeteciler iccedilin Soumlzleşmenin 10 maddesi uyarınca oumlngoumlruumllen korumanın sorumlu
gazetecilik ilkesi gereğince doğru ve guumlvenilir bilginin sağlanması amacıyla iyi niyetle hareket etme
şartına bağlı olduğuna dair iccediltihadını tekrarlamaktadır
Mahkemersquoye goumlre sorumlu gazetecilik kavramı sadece haber iccedileriğiyle ilgili bir kavram
olmayıp gazetecilerin davranışının yetkili makamlar ile etkileşimleri de dahil olmak uumlzere hukuka
uygunluğunu da kapsamaktadır
Mahkeme başvurucuların milletvekillerinden bilgi talep ederken Mecliste belirli alanlarda
ccedilekim yapılmayacağına dair davranış kurallarını ihlal ettiğini dikkate almıştır Mahkeme başvurucuların
siyasetle ilgili konularda bilgi aktardıkları iccedilin değil daha ziyade bunu yaptıkları yer ve usul sebebiyle
cezalandırıldıklarına ikna olmuştur Ancak tedbir yine de daha sonraki gazetecilik faaliyetlerini yani
parlamento hakkında doğrudan habercilik yapılmasını kısıtlamaktadır
Mahkemersquoye goumlre başvurucular kamu yararını ilgilendiren oumlnemli bir meselede yani Merkez
Bankası ile bağlantılı yasadışı oumldemelere ilişkin iddialar hakkında milletvekillerinin goumlruumlşlerini almayı
amaccedillamışlardır
Mahkeme hali hazırda basın oumlzguumlrluumlğuumlnuumln siyasi liderlerin fikirleri ve davranışları hakkında
halk nezdinde bir goumlruumlşuumln oluşması ve şekillenmesinin en iyi yollarından biri olduğunu belirtmiştir
Oumlzellikle siyasilere kamuoyunun endişelerini yansıtma ve yorumlama fırsatı vermekte boumlylece herkese
demokratik toplum kavramının ccedilok merkezinde olan serbest kamusal tartışmalara katılma olanağı
sağlamaktadır
Ne Mahkeme ne de yerel mahkemeler haberciliğin gerekli teknikleri konusunda basının
goumlruumlşleri yerine kendi goumlruumlşlerini koyamazlar Mahkeme boumlylece bahsi geccedilen davanın konusunun kamu
yararı olduğunu kabul etmiş ve başvurucuların daha fazla habercilik iccedilin Meclise girişlerine izin
verilmesindeki menfaatlerinin kamunun haberdar edilen konuda haklı bir yararının olduğu hususlarıyla
bağlantılı olduğunu değerlendirmiştir
106
Mahkeme ayrıca Meclis işlerinin duumlzenli yuumlruumltuumllmesinin yanı sıra milletvekillerinin haklarının
korunması hususunu da incelemiştir Mahkeme ilke olarak parlamento işlerinde aksamanın oumlnlenmesi
amacıyla Meclislerin binaların iccedilerisinde kayıt yapılan alanların belirlenerek youmlnetilmesini
duumlzenlediklerini ve Mahkemersquonin bu tuumlr duumlzenlemeleri incelemesinin sınırlı olması gerektiğini kabul
etmiştir
Mahkeme boumlylece başvurucuların ifade oumlzguumlrluumlğuuml hakkı uumlzerindeki sınırlamanın koumltuumlye
kullanımına karşı etkili ve yeterli teminatları beraberinde getirip getirmediğine dair incelemesine
odaklanmıştır Mahkeme Meclis Başkanırsquonın başvurucular aleyhindeki kararının yaptırımın olası
etkilerine veya kısıtlamalar iccedilin goumlsterilen sebeplerin gazetecilik faaliyetine uygunluğuna dair herhangi
bir değerlendirmeyi iccedilermediğini dikkate almıştır
Ayrıca karar başvurucuların genel yayın muumlduumlruumlne askıya alındıklarını bildiren bir mektup
goumlnderilmesinden ibaret olan karar verme usuluumlne hakkında yaptırım uygulanan kişilerin dahil edilmesi
imkanını sağlamamıştır Kararda kısıtlamanın periyodu belirlenmemiş ve başvurucuların Meclise girme
yetkisine ilişkin sonraki talepleri cevapsız bırakılmıştır Son olarak Meclis Başkanının kararı
başvurucuların karara karşı koyabilmek iccedilin arguumlmanlarını sunabilecekleri herhangi bir etkili bir araccedil
sunmamıştır
Daha sonra Temmuz 2017rsquode bu usulde yapılan değişiklikler akreditasyonun geccedilici olarak
askıya alınmasına ilişkin kararlara bir zaman sınırı getirmekte yaptırımların değerlendirilmesine dair
unsurlar ve gazetecilere hak arama olanağı sağlamıştır
Mahkeme başvurucuların ifade oumlzguumlrluumlğuumlne yapılan muumldahalenin yeterli usuli guumlvencelerin
sağlanmaması sebebiyle izlenen meşru amaccedilla orantılı olmadığı sonucuna varmıştır Muumldahale
ldquodemokratik toplumda gereklirdquo olmayıp Soumlzleşmenin 10 maddesi ihlal edilmiştir
Diğer Maddeler
Mahkeme Soumlzleşmenin 10 maddesi kapsamındaki bulguları goumlz oumlnuumlne alarak Soumlzleşmenin 6
ve 13 maddelerine ilişkin şikayetlerin kabul edilebilirlik ve esasını ayrıca incelemenin gerekli olmadığı
sonucuna ulaşmıştır
Adil Tazmin (41 Madde)
Mahkeme ihlal tespitinin başvurucuların uğradığı manevi zarar iccedilin yeterli adil tazmin
oluşturduğuna karar vermiştir Mahkeme Macaristanrsquoın yargılama masraf ve giderleri iccedilin 457500-
Euro oumldenmesine karar vermiştir
107
Başvuru Adı PT v Moldova Cumhuriyeti
Başvuru No 112212
Başvuru Tarihi 02112011
Karar Tarihi 26 Mayıs 2020
Karar Linki httphudocechrcoeintengi=001-202520
Konu Başvurucunun kişisel sağlık geccedilmişine dair verilerin gerekli ve
ilgili olmayan yerlerle paylaşılmasının oumlzel yaşama saygı hakkını ihlal ettiği
Olaylar PT ( ldquoBaşvurucurdquo ) 1978 doğumlu Moldova vatandaşıdır ve
Moldovarsquoda yaşamaktadır Başvurucu 2011 yılının haziran ayında askeriye tarafından yapılan
test sonucu HIV+ ccedilıkmış ve bu sebeple askerlikten muaf tutulmuştur Başvurucu 2011 yılının
ağustos ayında kimlik yenilemeye gittiğinde askerlikten muaf tutulmasına sebep olan HIV+
raporunu yetkililere goumlstermek zorunda bırakılmıştır
İhlal İddiaları Başvurucu askerlikten muaf tutulmuş olmasına sebep olan
HIV+ raporunun uumlccediluumlncuuml kişilerle paylaşılması sebebiyle oumlzel ve aile yaşamına saygı hakkının
ihlal edildiğini iddia etmiştir Başvurucu benzer durumdaki Brsquonin iccedil hukukta yapmış olduğu
başvurulardan herhangi bir sonuccedil alamamış olmasını gerekccedile goumlstererek iccedil hukuk yollarını
tuumlketmeden mahkemeye başvurmuştur
Karar
Madde 8
Mahkeme iccedil hukuk yollarının soumlz konusu olayda sadece teoride var olduğunu fakat
aynı yasal dayanaktan ( 864 numaralı huumlkuumlmet kararı ) dolayı mağdur olan Brsquonin yargılama
suumlrecinden de anlaşılacağı uumlzere gerccedilek bir ccediloumlzuumlm sunmadığını belirtmiş ve huumlkuumlmetin iccedil
hukuk yollarının tuumlketilmediği gerekccedilesiyle başvurunun kabul edilemezliğine dair yapmış
olduğu itirazı reddetmiştir Mahkeme başvurucunun kişisel sağlık geccedilmişine dair bilgilerin
gerekli veya alakalı olmayan yerlerle paylaşılmasının oumlzel ve aile yaşamına saygı hakkına
orantısız bir muumldahale oluşturduğuna ve soumlz konusu hakkın ihlal edildiğine karar vermiştir
Soumlzleşmersquonin 41 maddesi kapsamında Mahkeme başvurucuya manevi tazminat olarak 4000
euro ve yargılama giderleri olarak 1500 euro oumldenmesine karar vermiştir
108
Başvuru Adı Mraović v Hırvatistan
Başvuru No 3037313
Başvuru Tarihi 10042013
Karar Tarihi 14 Mayıs 2020
Karar Linki httphudocechrcoeintengi=001-202119
Olaylar Josip Mraović ( ldquoBaşvuranrdquo ) 1948 doğumlu bir Hirvatistan
vatandaşıdır ve Hırvatistanrsquoda yaşamaktadır 2005 yılında bir yerel basketbol oyuncusu
başvuran hakkında kendisine cinsel saldırıda bulunduğu iddiasıyla şikayette bulunmuştur
Bunun uumlzerine yapılan yargılama başvurucunun talebi uumlzerine kapalı şekilde yuumlruumltuumllmuumlş
ve kovuşturma sonucunda başvuran beraat etmiştir Yargılama oumlncesi yuumlruumltuumllen soruşturma
suumlrecinde cinsel saldırıya uğradığını iddia eden kişinin kimliği polis tarafından kamuoyu ile
paylaşılmıştır Bahse konu olay yeniden yargıya konu olmuş ve bu sefer başvuran tecavuumlz
succedilundan huumlkuumlm giymiş ve uumlccedil yıl hapis cezasına mahkum edilmiştir Başvuran tekrar
yargılandığı esnada kovuşturma suumlrecinin accedilık şekilde yuumlruumltuumllmesini iki kez talep etmiş ancak
mahkeme mağdurun oumlzel hayatını gerekccedile goumlstererek bu talepleri reddetmiştir Ayrıca
başvuran mağdurun basına roumlportaj vererek kendisinin itibarını lekelediğini belirtmiştir
Başvurucunun Anayasa Mahkemesirsquone yapmış olduğu başvuru kabul edilemezlik
gerekccedilesiyle reddedilmiştir
İhlal İddiaları Başvuran ikinci kez yapılan yargılama suumlrecinin kapalı şekilde
yuumlruumltuumllduumlğuumlnuuml belirtmiş ve bu sebeple adil yargılanma hakkının ihlal edildiğini iddia etmiştir
Karar
Madde 6
Mahkeme cinsel saldırı mağdurunun haklarının korunması gerektiğini ve adalet
sisteminin halihazırda cinsel saldırı mağduru olan kişinin acılarını arttırmayacak şekilde
işlemesi gerektiğini belirtmiştir Mahkeme iccedil hukuktaki yargılama devam ederken mağdurun
basınla olaya dair bilgileri paylaşmış olmasıyla tuumlm yargılamanın accedilık şekilde yuumlruumltuumllmesinin
aynı şey olmadığını mağdurun bilgi paylaşırken sınır ccedilizebileceğini ama yargılama accedilık
yapıldığı takdirde her şeyin kamuoyu tarafından oumlğrenileceğini belirtmiştir Ayrıca mahkeme
109
soruşturma ilk başladığında mağdurla ilgili bilgilerin polisler tarafından hukuka aykırı şekilde
kamuoyu ile paylaşılmasından dolayı mevcut davada idarenin mağdurun hakkı konusunda daha
hassas davranma zorunluluğu olduğunu belirtmiştir Bu sebeplerle mahkeme iccedil hukukta
yargılama suumlrecinin kapalı şekilde yuumlruumltuumllmesi iccedilin belirtilen mağdurunun haklarının
korunması gerekccedilesini tatmin edici bulmuştur Mahkeme bu tarz bir davada yargılamanın
kapalı yuumlruumltuumllmesi tedbirinin Avrupa Konseyirsquonin standartlarıyla uyumlu olduğunu belirtmiş
ve başvurucunun adil yargılanma hakkının ihlal edilmediğine karar vermiştir
110
Başvuru Adı Csiszer ve CsibiRomanya
Başvuru No 7131413 ve 6802814
Başvuru Tarihi 06112013 ve 06082014
Karar Tarihi 5 Mayıs 2020
Karar Linki
httpshudocechrcoeinttur22itemid22[22001-20245622]
Konu
Romanya Ulusal Bayramırsquonın yapıldığı 1 Aralık 2010 tarihinde Szeacutekely taburunun
kuruluşunu3 anmak iccedilin bir toplantı duumlzenledikleri iccedilin başvuruculara idari para cezası
verilmesinin başvurucuların iccedil hukukta belirtilen kurallara uymayı kasıtlı olarak reddetmesi
ulusal makamların başvurucuların toplanma oumlzguumlrluumlğuuml haklarını kullanmalarını engellemesini
haklı goumlsterebilecek ilgili ve yeterli gerekccedileler sunması nedenleriyle Soumlzleşmersquonin 11
maddesini ihlal etmediği
Olaylar
Başvurucular Loacuteraacutent Csiszer ve Barna Csibi sırasıyla 1978 ve 1979 doğumlu ve
Miercurea Ciucda (Romanya) yaşayan Romanya vatandaşlarıdır Macarca konuşan bir etnik-
dil grubu olan Szekler (Szeacutekely) etnik grubuna ait olduklarını ve Macar halkıyla tarihi bağları
olduğunu belirtmektedir 1 Aralık 2010da Cluj-Napoca belediye meclisi Romanyanın ulusal
bayramını kutlamak iccedilin şehir merkezinde bir askeri geccedilit ve bir dizi accedilık hava konseri de dahil
olmak uumlzere ccedileşitli etkinlikler duumlzenlemiştir
12 Ekim 2010 tarihinde Bay Csibi Cluj-Napoca belediye başkanına 1 Aralık 2010
tarihinde saat 17 00den 18 00e kadar kentin Union Meydanında yapılacak bir anma
toplantısının organize edilmesinde yardım talep eden bir mektup yazmıştır Toplantının amacı
Szeacutekely taburunun kuruluşunu ve faaliyetini anmaktır
3 1 Aralık 1918de Cluj-Napocada Macar askeri birlikleri Transilvanyaya giren Romanya ordusuyla savaşmak iccedilin Szeacutekely taburunu oluşturmak uumlzere birleşmiştir Nisan 1919da tabur Romanya ordusuna teslim olmuştur
111
19 Ekim 2010 tarihinde belediye meclisi Bay Csibiye talebini reddettiğini ccediluumlnkuuml daha
oumlnce onaylanmış olan başka bir olayın aynı yerde gerccedilekleşeceğini bildirmiştir Konsey ayrıca
şehir merkezindeki başka herhangi bir yerde toplanmaya izin vermeyi de reddetmiştir Bay
Csibi Cluj-Napoca Mahkemesirsquonde yerel konsey aleyhine idari dava accedilmış olmasına rağmen
dava reddedilmiştir
1 Aralık 2010 tarihinde saat 1630 sularında bir dizi polis memuru mobil bir jandarma
birimiyle birlikte Bay Csiszer Bay Csibiyi ve diğer altı kişiyi Union Meydanına dik bir
sokakta bir otelden ve restorandan ayrılırken durdurmuştur
Jandarmalar aynı guumln bir idari para cezası tutanağı hazırlayarak Bay Csiszere 10000
Romanya leyi (RON) (yaklaşık 2200 Euro (EUR)) para cezası vermiştir Başvurucu Cluj-
Napoca Boumllge Mahkemesinde para cezasına itiraz etmiştir Mahkeme davayı reddetmiş ve Bay
Csiszer istinaf yoluna başvurmuştur 5 Haziran 2013 tarihli nihai kararında Cluj Mahkemesi
istinaf başvurusunu temelsiz olduğu gerekccedilesiyle reddetmiştir
Aynı guumln 5000 RON (yaklaşık 1100 Euro) para cezası oumldemesine karar verilen Bay
Csibi ile ilgili bir idari para cezası tutanağı duumlzenlenmiştir Başvurucu boumllge mahkemesinde
bu işleme karşı idari dava accedilmıştır Mahkeme para cezası tutanağının hukuka uygun ve haklı
olduğuna huumlkmederek davayı reddetmiş Mahkeme başlangıccedilta Albert Wass adıyla da anılan
Szeacutekely taburunun komuta merkezi Macaristanda Győrde bulunan ve faşist bir ideolojiye
sahip olan Macar Muhafızlarının bir parccedilası olduğunu kaydetmiştir Mahkeme başvurucular
durdurulduğunda grup uumlyelerinden birinin uumlzerinde Szekler amblemi bulunan bir bayrak
taşıdığını ikinci bir kişinin uumlzerinde Wass Albert szov yazan siyah bir ceket giydiğini ve
arkasında Wass Albert Szovetseg semboluuml var olduğunu tespit etmiştir Son olarak
mahkeme Bay Csibinin durdurulduğu sırada 601991 sayılı Kanunrsquoun 9 (a) Maddesi uyarınca
yasaklanan bir toplantı planladığını ve organize ettiğini kaydetmiştir Bay Csibi karara itiraz
etmiş Boumllge Mahkemesi istinaf talebini reddederek ilk derece mahkemesinin kararını
onamıştır
İhlal İddiaları
Başvurucular 11 maddeye (toplanma oumlzguumlrluumlğuuml) dayanarak kendilerine verilen
cezaların toplanma oumlzguumlrluumlğuumlnuuml ihlal ettiğinden şikayetccedili olmuşlardır Birinci başvurucu
ayrıca 10 madde uyarınca ifade oumlzguumlrluumlğuuml hakkının ihlal edildiğini iddia etmiştir14 maddeye
(ayrımcılık yasağı) dayanarak ikinci başvurucu uumllke iccedilindeki bir etnik azınlığa mensup olduğu
112
iccedilin toplanma oumlzguumlrluumlğuumlnden yararlanılırken kendisine karşı ayrımcılık yapıldığını iddia
etmiştir
Karar
Madde 11
Mahkeme başvurucuların yasaklanmış bir toplantı duumlzenlemeleri nedeniyle 601991
sayılı Kanunrsquoun 26 sect 1 (a) maddesince ilan edilmemiş kayıtsız veya halka accedilık olması yasak
toplantıların duumlzenlenmesi ve yuumlruumltuumllmesi şeklindeki bir kabahate dayanılarak
cezalandırıldığını kaydetmiştir Yerel mahkemeler de toplantının 601991 sayılı Kanunun
faşist veveya şovenist fikirleri yaymayı uumllkeyi ve milleti karalamayı ve diğerlerini ulusal
nefrete teşvik etmeyi amaccedillayan toplantılara dair 9 maddesi kapsamında yasaklandığını
belirtmiştir Ulusal makamlar verilen cezaların gerekccedilesi olarak idari succedil raporlarında
başvurucuların aynı yerde başka bir halka accedilık toplantı yapıldığı iccedilin izin verilmemiş olmasına
rağmen bir toplantı duumlzenlediklerinden de bahsetmişlerdir
Bu neden daha sonra yerel mahkemeler tarafından belirtilmiştir Mahkeme demokratik
suumlrecin aktoumlrleri olarak goumlsterileri organize eden ve bunlara katılan kişilerin yuumlruumlrluumlkteki
duumlzenlemelere uyarak bu suumlrecin youmlnetilmesinin oumlnemli olduğunu belirtmiştir
Mahkeme ulusal makamların bir toplantıda karışıklıkları oumlnlemek iccedilin hangi
oumlnlemlerin uygun olduğuna karar verme konusunda geniş bir takdir yetkisine sahip olduğunu
yinelemiştir Bununla birlikte hukuka aykırı bir durumun toplanma oumlzguumlrluumlğuumlnuumln ihlalini haklı
ccedilıkarmadığını goumlzlemlemiştir Ancak yasadışı bir toplantıya resmi hoşgoumlruumlnuumln sınırları somut
olayın oumlzel koşullarına bağlıdır
Mahkeme ulusal mahkemelerin 601991 sayılı Kanunrsquoun 52maddesi uyarınca aynı
yerde iki ayrı toplantının eşzamanlı olarak yapılmasının yasakladığını ve başvurucuların ulusal
makamlar tarafından bu yasal huumlkmuumln uygulanması konusunda uyarılmış olduklarını
belirtmiştir Başvurucular herhangi bir şiddet eylemiyle succedillanmamalarına rağmen Mahkeme
yetkililerin durumun hızla koumltuumlleşmesinden endişe ettiklerinin anlaşılacağını da belirtmiştir
Yasal olarak planlanan etkinliklerin boyutu goumlz oumlnuumlne alındığında ulusal makamların şehrin
aynı boumlluumlmuumlnde aynı anda duumlzenlenen iki halka accedilık toplantının guumlvenliğini sağlaması kolay
olmayacaktır
113
Ulusal mahkemeler soumlz konusu anma toplantısını ldquoyasaklanmışrdquo bir toplantı olarak
nitelendirerek ve boumlylece ilgili kişilere ceza verilmesi gerekliliğini pekiştirirken anma konusu
bakımından 601991 Kanunrsquoun 9 (a) maddesine atıfta bulunmuşlardır Mahkemeler Szeacutekely
taburunun tarihsel oumlnemini ve başvurucuların Szekler uumlyeleri olduğu gerccedileğini dikkate almıştır
Yerel mahkemeler oumlzellikle anma toplantısına katılanlardan birinin Albert Wass adına atıfta
bulunan amblemler taşımasına odaklanmıştır Ulusal mahkemeler Albert Wassa ve onun
Romanyada temsil ettiği şeye atıfta bulunulmasının anma toplantısının amacı konusunda
şuumlpheler uyandırmaya yeterli olduğu ve bu amacı accedilıklığa kavuşturmayı gerekli kıldığı ve hatta
faşist fikirlerin propagandasının amaccedillandığı gerekccedilesiyle toplanmayı yasadışı hale
getirebileceğini kabul etmiştir
Mahkeme daha oumlnce sırf toplum kesimlerinde huzursuzluk duygusu yarattığı veya
saygısızlık olarak goumlruumllduumlğuuml gerekccedilesiyle fikirlerin veya davranışların Soumlzleşme tarafından
sağlanan korumanın dışında bırakılamayacağına karar verdiğini hatırlatmıştır Bununla
birlikte Romanya ulusal bayramının kutlanması bağlamında başvurucuların anma toumlrenlerinin
gerccedilek amacı hakkında şuumlphe uyandıran semboller kullanarak soumlz konusu anma toplantısının
duumlzenlenmesi halihazırda sahnelenmekte olan kamusal olayların altında yatanların aksine
olarak algılanabilecek fikirlerine ilişkin kamuoyunun oumlzel hassasiyeti goumlz oumlnuumlne alındığında
Mahkemersquoye goumlre şiddete yol accedilan toplumsal bir gerilim uumlretme eğilimindeydi Bu nedenle
Mahkeme Romanya mahkemelerinin başvuruculara uygulanan cezaların 601991 sayılı
Kanunrsquoun 9 (a) maddesine aykırı olduğu sonucuna varmasını mantıksız veya keyfi
bulmamıştır
Son olarak Mahkeme soumlz konusu fiillerin cezai succedillar olarak sınıflandırılmamasının
soumlz konusu eylemlerin kamu duumlzenini daha az tehdit ettiği anlamına gelmediğini kaydetmiştir
Gezici jandarma birimi başvuruculara idari para cezası vermiştir Miktarlar her başvurucu iccedilin
farklı olsa da 601991 sayılı Kanunun 26 sect 2 maddesinde belirtilen sınırlar iccedilindedir Ayrıca
başvurucuların ulusal mahkemelerde para cezalarının hukuka uygunluğuna gerekccedilesine ve
miktarlarına itiraz etme hakları da vardır Sonuccedil olarak başvurucular meşru olmayan cezaların
uygulanmasına karşı usuli guumlvencelerden de yararlanmıştır
Mahkeme ulusal makamların takdir yetkilerini aşmadıklarını ve şikayet edilen
cezaların demokratik bir toplumda gerekli ve izlenen amaccedilla orantılı olarak goumlruumllebileceği
kanaatindedir Bu nedenle Soumlzleşmenin 11 maddesi ihlal edilmemiştir
114
Madde 11 ile bağlantılı olarak Madde 14 (Başvuru No 6802814)
İkinci başvurucu uumllke iccedilindeki bir etnik azınlığa mensup olduğu iccedilin Soumlzleşmenin 11
maddesi uyarınca toplanma oumlzguumlrluumlğuumlnden yararlanılırken kendisine karşı ayrımcılık
yapıldığını iddia etmiştir
Mahkeme Soumlzleşmenin 14 maddesi uyarınca bir sorunun ortaya ccedilıkması iccedilin benzer
veya karşılaştırılabilir durumlardaki kişiler arasında muamelede bir farklılık olması gerektiğini
yinelemiştir İlk olarak Mahkeme ikinci başvurucunun yargılamalarda kendisiyle aynı
durumda olan yani 601991 sayılı Kanunun 5 sect 2 maddesine aykırı olarak anma toplantıları
duumlzenlemeye ccedilalışan ve cezalandırılmayan kişilerin bulunduğunu goumlsterememiştir İkinci
olarak başvurucunun ait olduğu grubun uumlyelerinden birinin soumlz konusu yaptırıma yol accedilan bir
bayrak taşımasının değil yukarıda anılan 5 sect 2 maddeye aykırı bir anma toplantısı
duumlzenlemesinin olgusu olduğunu goumlzlemlemiştir
Son olarak yerel mahkemeler tarafından cezayı onaylama gerekccedilelerine ilişkin olarak
Mahkeme kararlarını ikinci başvurucunun etnik koumlkenine dayandırmadıklarını kaydetmiştir
Mahkeme mevcut davadaki muamelede bir farklılık olduğunu varsaysa dahi bu
farklılığın ikinci başvurucunun etnik koumlkenine dayandığının goumlsterilmediğine karar vermiştir
Bu nedenle bu şikayet accedilıkccedila dayanaktan yoksun olduğu iccedilin kabul edilemez bulunmuştur
115
Başvuru Adı Farzaliyev Azerbaycan
Başvuru No 2962007
Başvuru Tarihi 8 Mayıs 2007
Karar Tarihi 28 Mayıs 2020
Karar Linki httphudocechrcoeintengi=001-202532
Konu Azerbaycanda guumlveni koumltuumlye kullanma succedilu ile yargılanan bir
oumlnceki oumlzerk boumllge Başbakanı aleyhine olan tazminat davasında Soumlzleşmenin adil yargılanma
(md 6 sect 1) ve masumiyet karinesi (md 6sect1) maddelerini ihlal etmesi
Olaylar Bay Farzaliyev 1990ların başında Azerbaycan
Cumhuriyetirsquonin oumlzerk bir boumllgesi olan NARrsquoın başbakanı olduğu doumlnemde kamu fonlarını
zimmetine geccedilirme ve goumlrevi koumltuumlye kullanma succedilundan başlatılan ceza yargılamasında asıl
şuumlphelidir Devlet tarafından birccedilok helikopterin satın alınması iccedilin fon tahsis edildiği fakat
helikopterlerin hiccedilbir zaman temin edilmediği iddia edilmiştir Bir soruşturmanın sonucunda
Nakşivan savcılık makamı Bay Farzaliyevrsquoin sorumlu tutulması gerektiğini belirtmiştir Oumlte
yandan succedil zamanaşımına uğradığı iccedilin Ocak 2006da herhangi bir resmi succedillama olmaksızın
ceza yargılaması sona erdirilmiştir
Savcılık makamı daha sonra Nasimi Boumllge Mahkemesirsquonden başvurucunun ve diğer
iki şuumlphelinin isnat edilen zimmet succedilu nedeniyle Devlete tazminat oumldemesine karar verilmesi
talebiyle dava accedilmıştır Başvurucu tazminat davasına ilişkin hukuk yargılaması esnasında
kendisine karşı bir ceza soruşturması yapıldığını fark etmiştir Mayıs 2006rsquoda yerel mahkeme
başvurucunun zimmetine geccedilirdiği yaklaşık 2025000 avroyu tazminat huumlkuumlmleri uyarınca
oumldemesine karar vermiştir Yerel mahkemeye goumlre ceza yargılamasının zamanaşımı nedeniyle
sonlanmış ve davalıların cezai sorumlulukları ortadan kalkmış olsa da succedil nedeniyle verilen
oluşan zararın tazmin edilmesi gerekmektedir
Bunun uumlzerine Bay Farzaliyev bir uumlst mahkemeye başvurmuş ve ortada herhangi bir
mahkumiyet kararı olmadan hukuk mahkemesinin savcılığın iddianamesini delil olarak kabul
ederek kendisinin zimmet succedilunu işlediğine ve bu nedenle zararı tazmin etmesi gerektiğine
karar verdiğini ileri suumlrmuumlştuumlr Ayrıca Medeni Kanunrsquoun ilgili huumlkuumlmleri yerine Ceza
Muhakemesi Kanunursquonun oumlngoumlrduumlğuuml proseduumlrler ccedilerccedilevesinde bir hukuk davası yargılaması
yapıldığını ve bunun hukuka aykırı olduğu iddia etmiştir Oumlzellikle başvurucu eğer yargılama
116
Medeni Kanun huumlkuumlmlerine goumlre yapılmış olsaydı zaman aşımı suumlrelerinin dolmasından dolayı
davanın reddedilmesi gerekeceğini de belirtmiştir Aralık 2006da Yuumlksek Mahkeme
Başvurucunun temyiz başvurularındaki iddialarına yanıt vermeden boumllge mahkemesinin
kararını onaylamıştır Yuumlksek Mahkeme Genel Kurulu ve Anayasa Mahkemesi de
başvurucunun taleplerini reddetmiştir
İhlal İddiaları Başvurucu aleyhine yapılan hukuk yargılamasının hukuka
aykırı olduğunu mahkemenin gerekccedilesinin yetersiz olduğunu ve uumlst mahkemelerin iddialarını
incelemediğinden bahisle Soumlzleşmersquonin 6 sect 1 (adil yargılanma hakkı) ve işlemediği bir succediltan
dolayı tazminat oumldemek zorunda bırakıldığından bahisle 6 sect 2 (masumiyet karinesi) ve 1 Norsquolu
Protokolrsquouumln 1 Maddesinin (muumllkiyet hakkı) ihlal edildiğini iddia etmiştir
Karar
Madde 6sect1 (adil yargılanma)
Mahkeme mahkemelerin ve yuumlksek mahkemelerin kararlarının dayandığı gerekccedilelerin
yeterli bir şekilde accedilıklanması gerektiğini yinelemiştir
Mahkeme Başvurucunun hukuk mahkemesinin kendisi aleyhindeki iddiayı kabul
etmesi iccedilin yasal bir dayanak bulunmadığına ilişkin goumlruumlşuumlnuumln davanın sonucu iccedilin potansiyel
olarak belirleyici olduğunu kaydetmiştir Zira iccedil hukukta Ceza Muhakemesi Kanunursquona goumlre
ceza yargılamasıyla bağlantılı bir tazminat talebi ancak soumlz konusu ceza davasıyla beraber ve
ceza mahkemesi tarafından goumlruumllebilir
Ancak yerel mahkemeler kararlarında başvurucunun iddialarına herhangi bir yanıt
vermemişlerdir Bu nedenle mahkemelerin başvurucunun beyanlarını hiccedil inceleyip
incelemediklerini inceleyerek reddettilerse gerekccedilelerinin ne olduğunu tespit etmek
imkansızdır
Mahkeme bu nedenle başvurucunun gerekccedileli karar hakkının ihlal edildiği sonucuna
varmıştır Buna goumlre Soumlzleşmenin 6 sect 1 maddesi ihlal edilmiştir
Madde 6sect2 (masumiyet karinesi)
Mahkeme sanık daha oumlnceki ceza yargılamalarında mahkum edilmediği halde
kendisiyle ilgili bir yargı kararı kendisinin succedillu olduğu goumlruumlşuumlnuuml yansıtırsa masumiyet
karinesinin ihlal edileceğini yinelemiştir Madde 6 sect 2nin uygulanabilir olması iccedilin bir
117
başvurucunun cezai bir succedilla itham edilmiş olması veya oumlnemli oumllccediluumlde etkilenmiş olması
gerekir
Başvurucu durdurulan ceza yargılamalarında hiccedilbir zaman resmen cezai bir succedilla
itham edilmemiş ve ancak hukuk yargılaması sırasında kendisine youmlneltilen iddialardan
haberdar olmuş olsa da yetkililerin kendisine youmlneltilen şuumlphe sonucunda yuumlruumlttuumlğuuml işlemler
olaydaki oumlzel koşullar ccedilerccedilevesinde kendisini buumlyuumlk oumllccediluumlde etkilemiştir Oumlzellikle yetkililer
diğer şeylerin yanı sıra kendisi hakkında birincil şuumlpheli olarak ceza davası accedilmış ve daha
sonra ceza yargılaması ccedilerccedilevesinde bir hukuk davası accedilmıştır
Bu eylemler ve birbiriyle yakından bağlantılı olayların davaya oumlzguuml sıralaması dikkate
alındığında bu nedenle başvurucunun 6 sect 2 maddesi anlamında cezai bir succedilla itham edilen
bir kişi olarak değerlendirilmesi gerekmektedir
Ayrıca davada yerel makamlar ve mahkemeler tarafından uygulanan ilgili mevzuat ve
uygulama uyarınca hukuk davası cezai soruşturmanın ldquodoğrudan sonucurdquo olmuştur Ayrıca
hukuk yargılamaları sırasında başvurucuya cezai sorumluluk yuumlkleyen ifadeler de ceza
yargılamaları ile bir bağlantı oluşturmuştur Bu nedenlerle Mahkeme 6 sect 2 maddesinin mevcut
davaya uygulanabilir olduğuna karar vermiştir
Başvurucunun şikayetinin esasına gelince Mahkeme Nasimi Boumllge Mahkemesinin
Mayıs 2006 tarihli hukuk davasına ilişkin kararının 2327059 AZNnin (para birimi) zimmete
geccedilirildiğine huumlkmettiğini fakat sanıkların beraat edip ldquocezai succedil nedeniyle oluşan zararrdquo
tazmin edilmediğini belirtmiştir Mahkeme başvurucu ceza davasında savunma haklarını
hiccedilbir zaman kullanma fırsatı bulamamış ve bu succediltan dolayı mahkum edilmemiş olmasına
rağmen bu ifadenin bir succedilun işlendiğine ve başvurucunun succedillu olduğuna dair kesin bir
goumlruumlşuuml yansıttığını belirlemiştir
Mahkeme masumiyet karinesi ilkesinin Soumlzleşmenin 6 sect 2 maddesine aykırı olarak
ihlal edildiği sonucuna varmıştır
1 Norsquolu Protokol Madde 1 (muumllkiyet hakkı)
Yukarıdaki bulgular goumlz oumlnuumlne alındığında Mahkeme başvurucunun 1 Nolu
Protokoluumln 1 maddesi uyarınca yaptığı şikayetin kabul edilebilirliği ve esası hakkında ayrı bir
karar verilmesine gerek olmadığını değerlendirmiştir
118
Başvuru Adı Hirtu ve diğerleri Fransa
Başvuru No 2472013
Başvuru Tarihi 11042013
Karar Tarihi 14 Mayıs 2020
Karar Linki httphudocechrcoeintengi=001-202442
Konu Otoriteler tarafından Roman kampının temizlenmesinin
sonuccedillarını veya Başvurucuların oumlzel koşullarını tam olarak hesaba katmamanın Soumlzleşmersquoyi
ihlal etmesi
Olaylar Başvurucular Laurentiu Constantin Hirtu Stanica Caldaras
Dorina and Paulina Cirpaci Imbrea and Virginia Istfan ve Angelica Latcu uzun yıllar
Fransada yaşamakta ve bir istisna dışında hepsinin Avrupa Birliği vatandaşı olarak on yıllık
oturma izni almış olduklarını belirtmişlerdir Olayların olduğu sırada okul ccedilağındaki ccedilocukların
tamamı okula gitmektedir 1 Ekim 2012rsquode oumlnceki bir kampın dağıtılmasının ardından 50si
ccedilocuk olmak uumlzere 141 kişilik bir grubun parccedilası olan başvurucular 43 karavanla Paris
banliyoumllerinden biri olan La Courneuvedeki bir arsaya taşınmışlardır La Courneuve belediye
başkanının talebi uumlzerine Seine Saint-Denis valisi 29 Mart 2013rsquote gezginlerin La Courneuve
Belediyesine bağlı la Preacutevocircteacute sokağı ve Politzer sokağındaki alana yasa dışı bir şekilde
yerleştiklerinden bahisle 48 saat iccedilerisinde alanı boşaltmalarını emrederek aksi takdirde zorla
tahliye edileceklerini bildirmiştir Bay Hirtu Montreuil İdare Mahkemesinde dava accedilabilen
tek başvurucu olup mahkeme başvurunun kabul edilemez olduğuna karar vermiştir Versailles
İstinaf İdare Mahkemesirsquone temyiz başvurusunda bulunmuş ancak bu başvuru da
reddedilmiştir
5 Nisan 2013te Virginia Istfan Dorina Cirpaci Stanica Calderas ve sitenin başka bir
sakini temel oumlzguumlrluumlklerinin korunması iccedilin idare mahkemesine acil bir başvuruda bulunarak
tahliyenin 1 Temmuz 2013 tarihine kadar ertelenmesini ve konaklayacakları bir yer
bulmalarına izin verilmesi talep ettiler Bu başvuru 10 Nisan 2013 tarihli kararında kabul
edilemez bulunmuştur
11 Nisan 2013rsquote başvurucular Mahkemeden İccediltuumlzuumlğuumln 39 maddesi uyarınca ve
Soumlzleşmenin 3 (işkence yasağı) ve 8 maddelerine (oumlzel ve aile hayatına saygı hakkı) ve 1
119
Nolu Protokoluumln 2 maddesine (eğitim hakkı) dayanarak geccedilici tedbir talebinde bulunmuş ve
valinin kararının askıya alınmasını talep etmişlerdir 12 Nisan 2013rsquote temsilcileri Avrupa
Roman Hakları Merkezi (ERRC) Mahkemeye Başvurucuların 11 Nisan gecesi kendi rızaları
ile ayrıldığını ve birkaccedil sokak oumltede Bobignyde kaldıklarını bildirmiştir Başvuruculara hiccedilbir
konaklama teklifi sunulmadığı iccedilin Bobignyde Coquetiers olarak bilinen yerleşim birimine
taşınmadan oumlnce dışarıda ya da arabalarında uyumuşlardır ve orada da başka ailelerle karavanı
paylaşmak ya da yeni bir tane almak zorunda kalmışlardır 19 Ağustos 2014 tarihinde belediye
Coquetiers kampı sakinlerinin 48 saat iccedilinde orayı boşaltmalarını gerektiren bir emir
yayımlamıştır Sakinlerin birccediloğu temel oumlzguumlrluumlklerinin korunması iccedilin idare mahkemesine
acil başvuruda bulunmuştur fakat mahkeme bu başvuruları 25 Ağustos 2014rsquote reddetmiştir
Aynı guumln Başvuruculardan uumlccediluuml belediye kararının askıya alınması iccedilin Mahkemeden
Mahkeme İccedil Tuumlzuumlğuumlnuumln 39 maddesini uygulamasını talep etmişlerdir Goumlrevli yargıccedil 1 Eyluumll
2014 tarihinde Huumlkuumlmet tarafından herhangi bir tahliye oumlncesinde valinin iccedil hukukta
oumlngoumlruumllen tuumlm savunmasız kişilere acil barınma imkacircnı sağlayacağına dair verdiği guumlvenceler
olduğundan bahisle 39 maddeyi uygulamamaya karar vermiştir 16 Nisan 2015 tarihinde
Mahkeme başvuruyu (no 5855314) kabul edilemez bulmuştur
İhlal İddiaları Başvurucular 3 maddeye (insanlık dışı veya aşağılayıcı
muamele yasağı) dayanarak zorla tahliyelerinin koşullarının ve muumlteakip yaşam koşullarının
insanlık dışı ve aşağılayıcı muamele teşkil ettiğini iddia etmişlerdir 8 madde (oumlzel hayata aile
hayatına ve eve saygı hakkı) uyarınca oumlzel hayatlarına aile hayatlarına ve evlerine saygı
haklarının ihlalinden şikayetccedili olmuşlardır 13 maddeye (etkili başvuru hakkı) dayanarak
zorla tahliyelerine itiraz edecek etkili bir hukuk yoluna sahip olmadıklarını iddia etmişlerdir
Karar
Madde 3
Mahkeme başvurucuların oumlncelikle tahliyelerinin koşulları hakkında şikayette
bulunduklarını goumlzlemlemiştir Bununla birlikte vali tarafından boumllgeden ayrılmaları yasal
olarak emredilmiş olsa da başvurucular oumlnce davranıp ve kampı kendi rızalarıyla terk
etmişlerdir Bu nedenle de valinin emri uygulamada aslında gerccedilekleşmemiştir Başvurucular
karavanlarının ccediloğunun ele geccedilirildiğini iddia ederken bu tespit edilmemiş ve bu olayda başka
herhangi bir şiddete maruz kaldıklarını iddia etmemişlerdir
120
Başvurucuların ikinci şikayeti tahliyeden sonraki yaşam koşulları ile ilgilidir Bu
bağlamda Mahkeme kamp temizlendikten sonra başvurucuların birccediloğunun Romanyaya
doumlnduumlğuumlnuuml ve Stanica Caldaras ve ailesine sosyal konut sağlandığını goumlzlemlemiştir
Diğerlerine gelince Coquetiersrsquodeki konaklama şartlarına ilişkin geccedilici tedbir talepleri
Huumlkuumlmet tarafından sağlanan guumlvenceler ışığında reddedilmiş ve AİHMrsquoe yapılacak daha
sonraki başvuruları kabul edilemez olarak beyan edilmiştir Buna goumlre Fransız yetkililerin bu
duruma kayıtsız kaldığı soumlylenemez
Mahkeme madde 3 ihlalinin olmadığına karar vermiştir
Madde 8
Mahkeme başlangıccedilta yaşadıkları yerle başvurucuların yeterli ve suumlrekli bir bağlarının
olmaması nedeniyle başvurucuların konuta saygı haklarına muumldahale iddiasında
bulunmadıklarını belirtmiştir Bununla birlikte daha oumlnceki birkaccedil davada olduğu gibi
Mahkeme bir kampın temizlenmesinin kaccedilınılmaz olarak oumlzel hayat ve aile bağları uumlzerinde
etkileri olduğu kanaatindedir Bu nedenle başvurucuların oumlzel ve aile hayatlarına saygı hakkına
muumldahale edilmiştir
Mevcut davada İstinaf İdare Mahkemesi kendisine sunulan bir polis raporuna goumlre
şantiyedeki karavanların tekerlekler uumlzerinde olduğunu ve onları ccedilekebilecek araccedilların yanına
park ettiklerini goumlzlemlemiştir Mahkeme bundan yukarıda atıfta bulunulan 5 Temmuz 2000
tarihli Kanunun başvurucuların davasına uygulanabilir olduğu sonucuna varmıştır Bu nedenle
muumldahale yasaya uygun olmuştur
Mahkeme valinin kararının hem halk sağlığı risklerine hem de yerel halkın rahatsız
edilmesine dayandığını kaydetmiştir Polis raporunda izinsiz girişler bıccedilak taşıyan insanların
varlığı kavgalar ccedilalılıklarda ccediloumlp ve dışkı da dahil olmak uumlzere yerel işletmelerin maruz kaldığı
bir dizi sorundan bahsedilmektedir Bu nedenle Mahkeme muumldahalenin sağlık ve kamu
guumlvenliğini ve başkalarının hak ve oumlzguumlrluumlklerini koruma anlamında meşru amaccedillarını
izlediğini değerlendirmiştir
Mahkeme tahliyenin kendisi ile tahliyenin gerccedilekleştirilme şekli arasında bir ayrım
yapmıştır Oumlnceki hususla ilgili olarak yetkililer ilke olarak belediye arazisini yasadışı bir
şekilde işgal eden ve orada kalmaya ilişkin meşru bir beklentisi olduğunu iddia edemeyen
başvurucuları tahliye etme hakkına sahiptir
121
Tahliyenin gerccedilekleştirilme şekline gelince Mahkeme tedbirin bir adli karara
dayanmadığını ancak 5 Temmuz 2000 tarihli Kanunun 9 boumlluumlmuuml uyarınca resmi tebligat
proseduumlruumlne uygun olarak gerccedilekleştirildiğini goumlzlemlemiştir Bu proseduumlruuml kullanma
kararının birtakım sonuccedilları doğmuştur
Birincisi valinin emrinin gerccedilekleştirilmesinde tebliğ ve tahliyenin arasındaki kısa
suumlre goumlz oumlnuumlne alındığında 2012 genelgesinde savunulan oumlnlemlerin hiccedilbiri uygulanmamıştır
Huumlkuumlmet karavanlara sahip oldukları iccedilin başvurucuların yeniden yerleştirilmesi
zorunluluğunun olmadığını iddia ederken Mahkeme ilk olarak başvurucuların
karavanlarından biri hariccedil hepsine el konulduğunu ve ikinci olarak genelgenin (ilgili ailelerin
ve bireylerin durumunun değerlendirilmesi ile eğitim sağlık ve barınma yardımı) ilgili kişilerin
karavanı olsun ya da olmasın uygulanması gerekmekteydi Dolayısıyla tahliyenin etkileri veya
Başvurucuların oumlzel koşulları dikkate alınmamıştır
İkinci olarak resmi bildirim usuluuml uygulandığı iccedilin iccedil hukukta oumlngoumlruumllen hukuk yolu
kararın idari makamlarca alınmasından sonra devreye girmişken diğer durumlarda
mahkemeler kararlarını almadan oumlnce tedbirin orantılılığını değerlendirmiştir Başvurucular
tarafından kullanılan hukuk yollardan hiccedilbiri daha sonra iddialarını bir yargı organına
sunmalarına imkan vermemiştir
Sonuccedil olarak muumldahalenin orantılılığına karar verecek ilk yargı organı kamptan
tahliyeden 18 ay sonra Ekim 2014te İstinaf İdare Mahkemesi olmuştur
Mahkeme başvurucuların dezavantajlı bir sosyal gruba ait oldukları gerccedileğini ve bu
nedenle onların oumlzel ihtiyaccedillarının ulusal makamların orantılılık değerlendirmesinde
uumlstlenmekle goumlrevli olduklarını belirtmiştir Bu goumlrevi sadece yasa dışı ccediloumlzuumlmle başa ccedilıkma
yaklaşımlarını değerlendirirken değil aynı zamanda tahliye durumunda tahliyenin
zamanlamasına ve şekline ve muumlmkuumlnse alternatif barınma duumlzenlemelerini de uumlstlenerek
gerccedilekleştirmeleri gerekmektedir 8 maddenin usule ilişkin guumlvencelerinin bir parccedilası olarak
bu huumlkuumlm kapsamındaki haklarına muumldahaleye maruz kalan herhangi bir kişi tedbirin
orantılılığını 8 madde kapsamındaki ilgili ilkeler ışığında bağımsız bir mahkeme tarafından
incelenmesini talep edebilmelidir
Mevcut davada durum boumlyle olmadığından Mahkeme başvurucuların tahliye şeklinin
Soumlzleşmenin 8 maddesini ihlal ettiğine karar vermiştir
122
Madde 3 ve 8 ile bağlantılı olarak Madde 13
Mahkeme iccedil hukukun 5 Temmuz 2000 tarihli Kanunun 9 boumlluumlmuuml uyarınca askıya alma
etkisine sahip oumlzel bir hukuk yolu sağladığını kaydetmiştir
Bu hukuk yolu etkili goumlruumlnmekle birlikte Mahkeme başvurucuların davasında yargıcın
davayı esasa ilişkin olarak incelemediğini ancak Bay Hirtunun boumllgede ikamet ettiğini
kanıtlamadığı gerekccedilesiyle kabul edilemez bulduğunu goumlzlemlemiştir Mahkeme ayrıca diğer
uumlccedil başvuran tarafından yapılan acil bir temel oumlzguumlrluumlğuumln korunması başvurusunun 5 Temmuz
2000 tarihli Kanunun 9 boumlluumlmuumlnde oumlngoumlruumllen oumlzel hukuk yolunun kullanılmadığı gerekccedilesiyle
kabul edilemez olarak ilan edildiğini goumlzlemlemiştir
Buna goumlre Mahkeme Başvurucuların Soumlzleşmenin 3 ve 8 maddeleri kapsamındaki
iddialarının ilk aşamada gerek esasa ilişkin yargılamalarda gerekse acil proseduumlr kapsamındaki
yargısal incelemenin 13 maddenin gereklerine aykırı yapıldığını tespit etmiştir
Bu nedenle 13 madde ihlal edilmiştir
123
Başvuru Adı Koulias v Kıbrıs
Başvuru No 4878112
Başvuru Tarihi 23 Temmuz 2012
Karar Tarihi 26 Mayıs 2020
Karar Linki httphudocechrcoeintengi=001-202521
Konu Başvurucunun tarafı olduğu davaya bakan Yuumlksek Mahkeme
dairesindeki hakimin oğlunun hukuk buumlrosunun aynı zamanda karşı tarafın vekilliğini
yuumlruumltmesinin tarafsızlık ilkesini ihlal etmesi
Olaylar
Başvurucu Zacharias Koulias 1950 doğumlu bir Kıbrıs vatandaşı olup Larnakarsquoda
yaşamakta ve milletvekilliği yapmaktadır
Başvurucu 2006 yılının mayıs ayında katıldığı bir radyo programında aynı zamanda
eski bir bakan ve bir siyasi partinin uumlst duumlzey bir ismi olan başka bir politikacı C Th hakkında
bazı beyanlarda bulunmuştur Bunun uumlzerine C Th başvurucu hakkında iftira iddiasıyla dava
accedilmıştır
C Th başvurucunun radyo programında ileri suumlrduumlğuuml iki iddiayı dava konusu
yapmıştır Bunlardan birincisi C Thrsquonin bir Tuumlrk şirketinden para aldığı iddiasıdır İkinci
iddia ise Kuzey Kıbrıs Tuumlrk Cumhuriyetirsquoni kastederek Kıbrısrsquoın kuzeyindeki devletin bir
ldquosoumlzde devletrdquo olmadığını soumlylediği iddiasıdır
İlk derece mahkemesi davanın reddine karar vermiş temyiz aşamasında 24 Ocak 2012
tarihinde Yuumlksek Mahkemersquonin uumlccedil hakimli bir dairesi başvurucunun beyanlarının iftira
niteliğinde olduğuna karar vermiştir Daha sonra başvurucu soumlz konusu Yuumlksek Mahkeme
dairesindeki bir hakimin (GC) oğlunun C Thrsquonin davasını uumlstlenen hukuk buumlrosunun kurucu
ortağı olduğunu oumlğrenmiştir
Bu konudaki bir gazete haberinin uumlzerine 14 Şubat 2012 yılında Yuumlksek Mahkeme bir
basın accedilıklaması yapmış ve soumlz konusu hakimin yargılamada yer almasının yıllardır suumlren
yargısal uygulama ile tamamen uyumlu olduğunu belirtmiştir
124
İhlal İddiaları Başvurucu dava dosyası hakkında karar veren Yuumlksek
Mahkeme dairesindeki hakimlerden birinin davacının avukatının hukuk buumlrosuyla olan ilişkisi
nedeniyle Soumlzleşmersquonin 61 huumlkmuuml kapsamındaki tarafsızlık ilkesinin hem suumlbjektif hem de
objektif youmlnleriyle ihlal edildiğini iddia etmiştir
Karar
6 Madde
Mahkeme Soumlzleşmersquonin 6 maddesi kapsamında yaptığı incelemede oumlncelikle suumlbjektif
tarafsızlığın ihlal edildiği iddiasını ele almıştır Buna goumlre Mahkeme aksi youmlnde bir delil
olmadığı suumlrece bir hakimin kişisel tarafsızlığının ilkesel olarak varsayılacağını belirtmiştir
Somut olayda Mahkeme hakim GCrsquonin başvurucuya karşı bireysel olarak oumln yargılı veya
taraflı olduğunu goumlsteren herhangi bir bulgu olmadığını goumlzlemlemiştir
İkinci olarak objektif tarafsızlığın ihlal edildiği iddiasını ele alan Mahkeme
başvurucunun şuumlphelerinin objektif olarak gerekccedilelendirilip gerekccedilelendirilmediğini
incelemiştir
Mahkeme Nicholas v Kıbrıs davasında ortaya koyduğu ilkelere atıf yapmış ve bir
yargıcın davadaki bir tarafı temsil eden hukuk buumlrosunun bir ccedilalışanıyla kan bağının
bulunmasının hakimin ccedilekilmesi iccedilin tek başına bir neden olmadığını fakat bu durumun
hakimin tarafsızlığına dair şuumlphelerin oluşmasına neden olabileceğini belirtmiştir
Mahkemersquoye goumlre soumlz konusu şuumlphelerin objektif olarak gerekccedilelendirilip
gerekccedilelendirilmediği her somut olayın kendi koşullarına bağlıdır İncelemede dikkate
alınması gereken etkenler hakimin yakınının soumlz konusu davada rol alıp almadığı yakınının
hukuk buumlrosundaki konumu buumlronun buumlyuumlkluumlğuuml organizasyonel iccedil yapısı davanın hukuk
buumlrosu iccedilin mali accedilıdan ne derece oumlnemli olduğu ve hakimin yakınının davadaki muhtemel
mali ccedilıkarı ya da potansiyel menfaatidir
Mahkeme diğer uumllkelere oranla kuumlccediluumlk bir uumllke olan Kıbrısrsquota aynı oranda daha kuumlccediluumlk
hukuk buumlroları olduğuna ve az sayıda hakimin olduğunu dikkate alarak bu tuumlr durumların daha
sık yaşanabileceğine dikkat ccedilekmiştir Mahkeme genel olarak bu tuumlr tarafsızlık ihlali
şikayetlerinin bir davalı devletin yargı sistemini felce uğratacak duumlzeye gelmemesi gerektiğini
125
ve kuumlccediluumlk yargı ccedilevrelerine sahip uumllkelerde bu iddialara ilişkin aşırı katı standartların olmasının
yargının idaresini gereğinden fazla aksatabileceğini vurgulamıştır
Bununla birlikte Mahkeme goumlruumlnuumlşuumln oumlnemi dikkate alındığında taraflı goumlruumlnuumlme yol
accedilabilecek herhangi bir durumun yargılamanın başında accedilıklanması gerektiği ve ccedilekilmenin
gerekli olup olmadığının tespiti iccedilin bir değerlendirme yapılması gerektiğini belirtmiştir
Mahkemersquoye goumlre objektif ve suumlbjektif tarafsızlık iccedilin uygun teminatların sağlanması iccedilin bu
oumlnemli bir guumlvencedir
Başvurucunun davasında boumlyle bir accedilıklama yapılmamış olup başvurucu soumlz konusu
ilişkiyi davasının temyiz incelemesi yapıldıktan sonra oumlğrenebilmiştir Boumlylelikle başvurucu
hakim GCrsquonin oğlunun hukuk buumlrosunun karşı tarafın davasını yuumlruumlttuumlğuuml ve temyiz
duruşmasında yer aldığı bir durumla karşı karşıya kalmıştır Başvurucu yargılama sırasında
hakimin oğlunun davada yer alıp almadığı ve davanın sonucuna bağlı olarak mali ccedilıkarı olup
olmadığı konusunda bilgi sahibi olmamıştır Mahkemersquoye goumlre bu nedenle yargılamada soumlz
konusu hakim youmlnuumlnden taraflı bir goumlruumlntuuml oluşmuştur Boumlylelikle Mahkeme başvurucunun
hakim GCrsquonin tarafsızlığına dair şuumlphelerinin objektif olarak gerekccedilelendirilmiş olduğunu
ulusal hukukun ve uygulamasının başvurucuya yeterli usucirclicirc guumlvenceleri sağlamadığını
belirlemiştir
Mahkeme yargı usul kanununun daha sonradan değiştirildiğine ve artık boumlyle bir iş
ilişkisinin hakim iccedilin ccedilekilme nedeni teşkil ettiğine dikkat ccedilekmiştir Mahkeme sonuccedil olarak
Soumlzleşmersquonin 6 maddesinin birinci fıkrasının ihlal edildiğine karar vermiştir
10 Madde
Mahkeme Yuumlksek Mahkeme aşamasında davanın kapsamının başvurucunun
beyanlarının iftira niteliğinde olup olmadığı hususuyla sınırlanmasına başvurucunun avukatı
tarafından rıza goumlsterildiğine dikkat ccedilekmiştir Başvurucunun avukatı aynı zamanda radyo
yayınında yapılan yorumun eleştiri sınırları iccedilerisinde olduğu youmlnuumlndeki savunmasını da
Yuumlksek Mahkeme aşamasında geri ccedilekmiştir
Mahkemersquoye goumlre bu kararla başvurucu Yuumlksek Mahkemersquonin incelemesini accedilık bir
şekilde daraltmış ve Yuumlksek Mahkeme aşamasında ileri suumlrmediği ifade oumlzguumlrluumlğuuml
arguumlmanlarını mevcut bireysel başvuru aşamasında ileri suumlrmuumlştuumlr Başvurucunun ilk derece
126
mahkemesi oumlnuumlnde ifade oumlzguumlrluumlğuuml savunmasını ileri suumlrebilmiş olduğu dikkate alındığında
Yuumlksek Mahkemersquonin başvurucu iccedilin başarı şansı sunmadığı soumlylenemez
Mahkeme bu gerekccedilelerle Huumlkuumlmetin iccedil hukuku yollarının tuumlketilmediği youmlnuumlndeki
itirazını kabul ederek Soumlzleşmersquonin 10 maddesine ilişkin şikayet hakkında kabul edilemezlik
kararı vermiştir
Adil Tazmin
Mahkeme Kıbrıs devletinin başvurucuya 9600 euro manevi tazminat ve 19 euro masraf
ve gider oumldemesine karar vermiştir
127
Başvuru Adı Uzbyakov v Rusya
Başvuru No 7116013
Başvuru Tarihi 9 Ekim 2013
Karar Tarihi 5 Mayıs 2020
Karar Linki httphudocechrcoeintengi=001-202416
Konu Başvurucunun ccedilocuğu iccedilin accediltığı babalık davası ile evlat
edindirme kararının iptali talebinin eksik inceleme yapılarak reddedilmesinin aile yaşamına
saygı hakkını ihlal ettiği
Olaylar
Bşavurucu Sergey Stanislavovich Uzbyakov 1976 doğumlu bir Rus vatandaşı olup
Kurganovkarsquoda (Rusya) yaşamaktadır
Başvurucu anneleri OM adındaki bir kadın olan 5 ccedilocuğun babasıdır Ccedilocuklarının
ek kuumlccediluumlğuuml 2009 doğumludur Başvurucu Rusyarsquoda OM ve ccedilocuklarla beraber yaşadığı halde
Rusyarsquoda yasa dışı ikamet ettiğinden ccedilocukların doğum belgelerine baba olarak ismini
yazdıramamıştır
Başvurucu Ocak 2011rsquode yakalanmış ve aynı yılın Nisan ayına kadar tutuklu kalmıştır
Bu suumlreccedilte Şubat ayında OM hayatını kaybetmiş ve Mart ayında ccedilocuklar bakıma alınmıştır
Buumlyuumlk olan 4 ccedilocuk yetimler iccedilin hizmet veren yatılı bir okula yerleştirilmiş ancak 14 aylık
olan D isimli ccedilocuk bakım iccedilin bir ccedilocuk evine alınmıştır
Başvurucu partnerinin oumlluumlmuumlnuuml Mart 2011rsquode oumlğrenmiş ve resmi belgelerde
ccedilocukların babası olarak tanınmak iccedilin kanuni usullere başvurmaya başlamıştır Aynı ay D
evlat edinmek amacıyla bir ailenin korumasına verilmiş ve Tambov boumllgesindeki Morshansk
şehrine goumltuumlruumllmuumlştuumlr Diğer ccedilocuklar ise OMrsquonin kız kardeşi tarafından alınmıştır
Eyluumll 2011rsquode Tambov boumllgesindeki Morshanskiy Boumllge Mahkemesi Drsquonin kendisini
teslim alan aile tarafından evlat edinilmesine onay vermiştir Mahkeme kararın gerekccedilesinde
Drsquonin annesinin hayatını kaybettiğini babasının adının doğum belgelerinde yer almadığını
128
Drsquonin ebeveyn bakımından yoksun kalmış olduğunu ve bir suumlre ccedilocuk evinde kalmış olduğunu
belirtmiştir
Başvurucu babalık davasını kendisi hala tutukluyken accedilmış ve diğer doumlrt ccedilocuğun
babası olarak kaydedilmesine karar verilmiştir Başvurucu D hakkındaki davayı ise evlat
edindirme kararının kaldırılması talebini de ekleyerek ayrı bir dava olarak accedilmıştır
Başvurucu D iccedilin accediltığı davada Drsquonin evlat edinilmesinin hukuka ve ccedilocuğun
menfaatlerine aykırı olduğunu kanuna goumlre kardeşlerin ayrılmasının yasak olduğunu bu
konuda ebeveynin izninin aranması gerektiğini ileri suumlrmuumlştuumlr Kamensky Boumllgesi goumlzetim ve
koruma makamı ve Rusya Federasyonu İnsan Hakları Temsilciliğirsquonden bir temsilci de
başvurucunun talebine destek vermiştir
Bununla birlikte Ekim 2012rsquode mahkeme başvurucunun davasını reddetmiştir
Mahkemeye goumlre başvurucu Drsquonin babasıdır fakat evlat edindirme kararının ortadan
kaldırılması iccedilin herhangi bir neden yokken başvurucunun babalığının tanınmasının bir
mantığı yoktur Mahkeme ayrıca evlat edinen kişilerin kanuni şartları sağladığını ccediliftin Drsquoyi
buumlyuumltebilmek iccedilin gerekli mali guumlce sahip olduğunu suumlrekli işe ve uygun yaşam koşullarına
sahip olduğunu belirtmiştir Başvurucu karara karşı kanun yollarına başvurmuşsa da
başvuruları reddedilmiştir
İhlal İddiaları Başvurucu kızının kendi bilgisi dışında evlat edinilmesinin ve
accediltığı davanın reddedilmesinin Soumlzleşmersquonin 8 maddesine aykırı olduğunu ileri suumlrmuumlştuumlr
Karar
Madde 8
Mahkeme başvurucunun 17 yıl boyunca OM ile birlikte yaşadığını beş ccedilocuğun da
biyolojik babası olduğunu ve onlara baktığını dolayısıyla başvurucu ve D isimli ccedilocuğu
arasında Soumlzleşme anlamında bir aile bağı bulunduğunu tespit etmiştir
Mahkeme dava iccedilin belirleyici olan sorunun yerel makamların Drsquonin doğal babası ve
kardeşleriyle normal bir aile yaşamına sahip olması iccedilin kendilerinden beklenen gerekli ve
uygun buumltuumln adımları atıp atmadığı olduğunu belirtmiştir
129
Evlat Edindirme Suumlreci Accedilısından
Mahkemersquoye goumlre her ne kadar ccedilocuğun bakıma verilmesinin soumlz konusu doumlnemdeki
koşullar ccedilerccedilevesinde gerekli olduğu soumlylenebilecek olsa da yerel makamlar evlat edindirmeye
bir alternatifin olup olmadığı konusunda bir sonuca ulaşılabilmesi iccedilin yeterli bir suumlre sağlayıp
sağlamadığı ya da Drsquonin beraber yaşayabileceği bir yakınının bulunup bulunmadığının uygun
bir şekilde tespit edilip edilmediği hususları şuumlphelidir
Oumlrneğin evlat edindirme kararını veren mahkemenin Drsquonin kardeşleriyle ilgili
bilgilerden haberdar olduğunu fakat bu bulguları dikkate almadığını başvurucu baba ile ilgili
de bilgi edinebilecekken bu araştırmayı yapmadığını belirtmiştir Mahkeme başvurucunun
OMrsquonin oumlluumlmuumlnuuml takiben kanuni usullere başvurmaya başladığını Mart 2011rsquode dava accediltığını
ve ccedilocuklarının ismini mahkemeye bildirdiğini buna rağmen aynı mahkemenin Drsquonin evlat
edinilmesine onay verdiğini vurgulamıştır Mahkemersquoye goumlre yerel mahkeme ccedilok şekilci bir
yaklaşım goumlstermiş yalnızca şekli şartların varlığına odaklanmış dava hakkında başvurucuyu
ne bilgilendirmiş ne de başvurucuyu dinlemiştir
Mahkeme boumlylelikle yerel makamların evlat edindirme suumlrecindeki incelemelerinde
ciddi eksikliklerin olduğunu evlat edindirmenin Drsquonin yuumlksek menfaatlerine uygun olup
olmadığının belirsiz olduğunu bu usuluumln kendisinin ccedilok kuumlccediluumlk yaşta kardeşlerinden ve
babasından ayrılmasına yol accediltığını belirtmiştir
Evlat Edinmenin İptali Talebi ve Babalık Davası
Mahkemersquoye goumlre yerel mahkemenin başvurucunun davasını reddederken tek
gerekccedilesi Drsquonin artık evlat edinilmiş olması ve evlat edinme işlemini ortadan kaldırmak iccedilin
gereken şartların oluşmamış olmasıdır
Mahkeme ccedilocuğun yuumlksek yararının genel kanuni varsayımlarla belirlenemeyeceğini
bireylerin haklarının adil bir şekilde dengelenmesinin her bir somut davanın oumlzel koşullarını
incelemeyi gerekli kıldığını belirtmiştir Mahkemersquoye goumlre başvurucunun karşı karşıya kaldığı
durum yerel makamlar tarafından ciddi inceleme eksikliği iccedileren suumlreccediller sonucu yaratılmıştır
Mahkeme yerel mahkemelerin başvurucunun davasını reddederken oumlne suumlrduumlkleri
gerekccedilelerin yeterli olmadığına dikkat ccedilekmiştir Ayrıca Drsquonin koruyucu aileyle evlat edinme
aşamasına kadar geccedilirdiği 18 aylık suumlrenin de yetersiz olduğunu belirtmiştir Mahkeme yerel
130
mahkemelerin Drsquonin ileride yakınlarıyla kişisel ilişki kurması halinde ortaya ccedilıkabilecek
olumsuz etkileri de dikkate almadığını belirlemiştir Boumlylelikle Mahkeme yerel makamların
soumlz konusu suumlreccedilte pozitif yuumlkuumlmluumlluumlklerini yerine getirmediğine adil bir menfaat dengesi
kurmadığına ve bu nedenle başvurucunun Soumlzleşmersquonin 8 maddesi kapsamındaki aile
yaşamına saygı hakkının ihlal edildiğine karar vermiştir
Adil Tazmin
Mahkeme Rusyarsquonın başvurucuya manevi tazminat olarak 15000 euro masraf ve
giderler iccedilin toplam 1972 euro oumldemesine karar vermiştir
131
HAZİRAN 2020
Başvuru Adı VujnovićHırvatistan
Başvuru No 3234916
Başvuru Tarihi 2 Haziran 2016
Karar Tarihi 11 Haziran 2020
Karar Linki httphudocechrcoeintengi=001-202757
Konu Şikayetin yasal suumlresi iccedilerisinde yapılmaması sebebiyle yapılan
soruşturmanın etkisiz olduğu iddiasının yerinde olmadığı başvurucunun dayanmış olduğu kararlardaki
olguların somut olaydaki olgulardan farklılık goumlstermesi sebebiyle başvurucunun dayandığı
kararlardan farklı youmlnde verilen kararın hukuki kesinlik ilkesinin ihlali olarak değerlendirilemeyeceği
başvurucunun gerekli oumlzeni goumlstermesinin ve bilgi iccedilin yetkililere başvurmasın beklenmesinin makul
olduğu ve bunun mahkemeye erişim hakkına orantısız bir kısıtlama olarak kabul edilemeyeceği
Olaylar
Başvurucu Dušan Vujnović 1963 yılında doğmuş ve Zagrebrsquode yaşamakta olan bir Hırvat
vatandaşıdır
Başvurucunun ailesi 1993 yılındaki savaş doumlneminde ldquoMedak Cebirdquo olarak bilinen alanda
Hırvat ordusunun Sırp guumlccedillerinden kontroluuml geri almak iccedilin askeri bir operasyon duumlzenlerken
oumllduumlruumllmuumlşlerdir
Birkaccedil yıl sonra 51 kişinin oumllduumlruumllduumlğuuml Hırvat ordusu generallerinin Medak Cebi askeri
operasyonundaki roluuml hakkında soruşturmalar başlatılmıştır Eski Yugoslavya Uluslararası Ceza
Mahkemesi (ldquoEYUCMrdquo ndash İngilizce ICTY) ccedilok sayıda general aleyhine soruşturma başlatmış ve
kovuşturma amacıyla davaları Hırvat makamlarına iletmiştir
Oumlzellikle bir Hırvat generali olan RA 2001 yılında EYUCM tarafından ve daha sonra da 2006
yılında Hırvat makamlarınca ldquoCep Operasyonu-93rdquo sırasında insanlığa karşı succedil işlemek ve savaş
hukuku ve geleneklerini ihlal etmekle ve bilhassa Sırp etnik koumlkenine ait sivillerin katledilmesini
oumlnleyememesi nedeniyle succedillanmıştır Her iki iddianamede de başvurucunun ebeveynleri mağdurlar
arasında yer almıştır Hırvat mahkemeleri 2008 yılında General RArsquonın succedilsuz olduğuna huumlkmetmiş
ve bu karar 2009 yılında kesinleşmiştir
Başvurucu 2008 yılında ailesinin Hırvat askerlerince oumllduumlruumllmesi nedeniyle Devlet aleyhine
tazminat davası accedilmıştır Mahkeme ise 2015 yılında başvurucu aleyhine karar vermiştir Oumlzellikle
132
Yuumlksek Mahkeme başvurucunun EYUCMrsquonin General RA aleyhindeki iddianamesinde her iki
ebeveynini de mağdurlar arasında listelediği 2001 yılında ebeveynlerinin oumlluumlmuumlnuuml oumlğrenmesi
noktasında objektif olarak bir ihtimal olduğunu ve bu nedenle beş yıllık yasal zamanaşımı suumlresinin de
bu andan itibaren başlaması gerektiğini belirtmiştir Dolayısıyla başvurucu talebini 2008 yılında oumlne
suumlrduumlğuumlnde talebi zamanaşımına uğramıştır
Başvurucu 2011 yılında ebeveynlerinin oumlluumlmuumlnuumln ilan edilmesi iccedilin mahkemelere
başvurularda bulunmuş ve ilgili mahkemeler de bu doğrultuda 2012 ve 2013 yılında kesinleşmiş
kararlar vermiştir
İhlal İddiaları Başvurucu Madde 2rsquoye (yaşam hakkı) dayanarak ebeveynlerinin
oumlluumlmuumlne ilişkin yuumlruumltuumllen soruşturmaların sorumluların bulunamaması nedeniyle etkisiz olduğunu ileri
suumlrmuumlştuumlr
Ayrıca Başvurucu Madde 6 sect 1rsquoe (adil yargılanma hakkımahkemeye erişim hakkı) de
dayanarak Yuumlksek Mahkemenin yasal zamanaşımı suumlresinin hesaplanması konusundaki uygulamasının
tutarsız olduğunu ve bu yaklaşımın tazminat davalarında uygulanmış olması nedeniyle başvurucuyu
mahkemeye erişim hakkından mahrum bıraktığını iddia etmektedir
Karar
Madde 2 (yaşam hakkısoruşturma)
Devlet her ne kadar Savcılık makamının General RArsquonın 2008 yılında beraat etmesinden
sonra da Cep Operasyonu-93 esnasında işlenen succedilları soruşturmaya devam etse de ilgili tarih itibarıyla
başvurucunun ebeveynlerinin bir succedilun mağduru olarak değerlendirilmediklerini ifade etmiştir Ayrıca
her ne kadar 2015 yılının Eyluumll ayında uumlccedil kişi (başvurucu bu uumlccedil kişi arasında yer almamaktadır) bir succedil
duyurusunda bulunmuş olsa da buguumlne kadar bu durumun aksini işaret eden herhangi bir bilgiye
erişilememiştir
Mahkeme yakın akrabaları oumllduumlruumllen başvurucuların gerekli oumlzeni goumlstermelerinin ve ilgili
soruşturmadaki gelişmeler hakkında bilgi edinmek iccedilin gerektiği kadar inisiyatif kullanmalarının
beklenebileceğini tekrar ifade etmiştir
Ancak başvurucu 2009 yılının Kasım ayında General RA aleyhindeki ceza yargılamasının
sona ermesinden sonra bilgi isteme girişiminde bulunmamış ve sadece 2016 yılının Haziran ayında
yani altı aylık yasal başvuru suumlresinin sona ermesinden ccedilok sonra mahkemeye şikayeti iccedilin
başvurmuştur
Mahkeme bu nedenle başvurucunun ebeveynlerinin oumlluumlmuumlne ilişkin soruşturmanın
etkisizliğine ilişkin yapmış olduğu şikacircyeti soumlz konusu şikacircyet yasal suumlresi iccedilinde yapılmadığı iccedilin
133
kabul edilemez olduğundan reddetmiştir
Madde 6 sect 1
Hukuki Kesinlik
Başvurucu tazminat davası accedilılmasına ilişkin yasal zamanaşımı suumlresinin Yuumlksek
Mahkemenin aile uumlyelerinin oumlluumlmuumlne ilişkin vermiş olduğu diğer birccedilok tazminat kararındakine benzer
şekilde ebeveynlerinin oumllduumlğuumlnuuml belirten kararların kesinleştiği tarihten başlayarak hesaplanması
gerektiğini ileri suumlrmuumlştuumlr
Mahkeme daha oumlnce iki uyuşmazlığın farklı şekilde ele alınmasının farklı olgular soumlz konusu
olduğunda iccediltihat ccedilatışmasına yol accedilmayacağını kabul ettiğini tekrar ifade etmiştir
Mahkeme başvurucunun akıbeti belli olmayan davacıların aile uumlyelerinin kaybolmasına ilişkin
Yuumlksek Mahkeme kararlarına dayandığını ancak başvurucunun ebeveynlerini akıbetinin bilindiğini
belirtmiştir Başvurucunun ebeveynlerinin 1993 yılının Eyluumll ayında oumllduumlruumllduumlğuuml 2008 yılındaki
tazminat davası ve ebeveynlerinin oumlluumlm ilanlarına ilişkin alınan 2011 yılındaki kararlardan oumlnce de
bilinmekteydi Nitekim başvurucu ebeveynlerinin akıbetini General RA aleyhindeki iddianame
Hırvat ceza mahkemelerine geldiği tarih olan 2006 yılında oumlğrendiğini kabul etmiştir
Bu nedenle başvurucunun dayanmış olduğu kararlar başvurucunun ebeveynlerinden farklı
olgular iccedilermektedir Yerel mahkemenin tazminat davası accedilılması hususundaki zamanaşımı suumlresini
başvurucunun ebeveynlerinin oumlluumlm ilanlarının kesinleşmesi tarihinden itibaren hesaplanmamış olması
hususu iccediltihat ccedilatışmasına yol accedilmayacaktır ve hukuki kesinlik ilkesi ihlal edilmemiştir Bu nedenle
Madde 6 sect 1 uyarınca bir ihlal soumlz konusu değildir
Mahkemeye Erişim
Başvurucu Yuumlksek Mahkemenin başvurucunun talepte bulunması iccedilin geccedilerli yasal
zamanaşımı suumlresini başvurucunun ailesinin oumlluumlmuumlnuuml oumlğrenmesi iccedilin objektif olarak bir ihtimale sahip
olduğunu değerlendirdiği 2001 yılından itibaren hesaplamanın kendisini mahkemeye erişimden
mahrum bıraktığını ileri suumlrmuumlştuumlr
İlk olarak Mahkeme davacıların aile uumlyelerinin oumlluumlmuumlnuuml tam olarak oumlğrendikleri guumlnuumln tespit
edilemediği durumlarda yerel mahkemelerin davacıların bunu oumlğrenmek iccedilin objektif bir fırsata sahip
oldukları ana dayanmalarını mantıksız bulmamıştır
Mahkeme ayrıca Eyluumll 1993te Medak Cebinde işlenen succedillardan dolayı EYUCM nezdinde
Hırvat ordusu generalleri aleyhine accedilılan iddianamelerin Hırvatistan medyasında geniş yer bulduğunu
da not etmiştir Başvurucunun 1993 askeri harekatı sırasında kaybolan kişilerin oğlu olarak bu
134
yayımlardan habersiz kalmış olması muumlmkuumln değildir Başvurucunun gerekli oumlzeni goumlstermesini ve
bilgi almak iccedilin Hırvat yetkililerine başvurmasını beklemek de mantıksız olmamıştır
Ancak Başvurucu 2007deki tazminat davası bağlamı dışında ebeveynlerinin akıbetiyle ilgili
olarak polisle veya Eyalet Savcılığı ile iletişime geccedilmemiştir Başvurucu 2011 yılına kadar
(kaybolmalarından yaklaşık 18 sene sonra) ebeveynlerinin oumlluuml ilan edilmesi amacıyla dava accedilmamıştır
Başvurucu General RA aleyhine EYUCM iddianamesinin duumlzenlendiği Kasım 2001den
sonra herhangi bir noktada ebeveynlerinin akıbeti hakkında bilgi almak iccedilin Devlet yetkililerine
başvurmuş olsaydı onların Hırvat askerleri tarafından oumllduumlruumllduumlğuumlnuuml oumlğrenebilecek ve dolayısıyla
Devletrsquoten tazminat talep etmek iccedilin gerekli tuumlm bilgileri elde edilebilecekti
Bu nedenle Mahkeme Yuumlksek Mahkemenin başvurucunun tazminat talebinde bulunması iccedilin
yasal zamanaşımı suumlresini hesaplama şeklinin mahkemeye erişim hakkına orantısız bir kısıtlama teşkil
etmediği sonucuna varmıştır
Dolayısıyla Soumlzleşmenin 6sect1 maddesi bu bakımdan da ihlal edilmemiştir
135
Başvuru Adı Vladimir KharitonoRusya OOO Flavus ve DiğerleriRusya
BulgakovRusya EngelsRusya
Başvuru No 1079514 1246815 2348915 ve 1907416 2015915 6191916
Başvuru Tarihi 2013 - 2015
Karar Tarihi 23 Haziran 2020
Karar Linki httphudocechrcoeintengi=001-203177
Konu Soumlzleşmersquoye uygun bir incelemenin ve keyfi muumldahaleye karşı
guumlvencelerin yokluğunda internet sitelerinin tamamının erişime engellenmesinin ifade oumlzguumlrluumlğuumlnuumln
ihlali başvurucuların yararlanabileceği hukuk yollarının hiccedilbirinin etkili olmamış olmasının ifade
oumlzguumlrluumlğuuml ile bağlantılı olarak etkili başvuru hakkının ihlali olduğu
Olaylar
Vladimir KharitonoRusya
Başvurucu 2012rsquonin sonlarında internet sitesinin ndash Elektronik Yayımcılık Haberleri
(Electronic Publishing News) (wwwdigital-booksru) ndash IP adresinin telekom duumlzenleyici
Roskomnadzor tarafından engellendiğini fark etmiştir Tedbir başvurunun internet sitesiyle aynı yer
sağlayıcı şirket ve IP adrese sahip başka bir internet sitesine rastamantalesru ndash kenevir temalı halk
hikayelerinin koleksiyonu ndash erişimi engellemek isteyen Federal Uyuşturucu Kontrol Servisinin
(Federal Drug Control Service) kararından sonra alınmıştır
Başvurucu IP adresinin engellenmesinin yasadışı bilgi iccedilermeyen kendi internert sitesine
erişimi de engellediğini ileri suumlrerek bir mahkemeye başvurmuştur Mahkemeler Roskomnadzorun
eyleminin başvurucunun internet sitesi uumlzerindeki etkisini değerlendirmeksizin hukuka uygun
olduğunu onamıştır
OOO Flavus ve DiğerleriRusya
Başvucurular muhalefet medya kuruluşlarının sahibidir birinci başvurucu OOO Flavus
granirunun sahibidir ikinci başvurucu Garry Kasparov bağımsız bir web yayını olan
wwwkasparovrunun kurucusudur ve uumlccediluumlncuuml başvurucu OOO Mediafokus ejru adresindeki Daily
Newspaperın (Ezhednevnyy Zhurnal) sahibidir ve Rusya Huumlkuumlmeti hakkında eleştirel araştırma ve
analizler yayımlamaktadır
Mart 2014te Roskomnadzor kitlesel duumlzensizlik veya aşırılık yanlısı soumlylemleri teşvik ettiği
136
iddia edilen iccedileriklere istinaden Bilgilendirme Kanunursquonun 153 boumlluumlmuuml uyarınca hareket eden
Başsavcının talebi uumlzerine başvurucuların internet sitelerine erişimi engellemiştir Herhangi bir
mahkeme kararı aranmamıştır
Başvurucular engelleme tedbirinin yargı denetiminden geccedilmesi iccedilin sonucunda başarılı
olamadıkları bir başvuruda bulunmuş internet sitelerine erişimin toptan engellenmesinden ve ilgili succedil
teşkil eden materyalin kendilerine bildirilmemesinden (ki bu durum tekrar erişim sağlamak iccedilin
materyalin kaldırılamamasına sebep olmuştur) şikayetccedili olmuşlardır
BulgakovRusya
Kasım 2013te başvurucu yerel internet hizmet sağlayıcısının haberdar olmadığı Nisan 2012
tarihli bir mahkeme kararına dayanarak internet sitesine ndash Worldview of the Russian Civilization
(wwwrazumeiru) ndash erişimi engellediğini oumlğrenmiştir Bilgilendirme Kanunursquonun 10(6) boumlluumlmuuml
kapsamında verilen bu karar internet sitesinin dosyalar boumlluumlmuumlnde yer alan ve daha oumlnce aşırılık yanlısı
bir yayım olarak kategorize edilen elektronik bir kitabı hedef almıştır Mahkeme engellemenin
başvurucunun internet sitesinin IP adresine sağlayıcı duumlzeyinde erişimi engelleyerek uygulanmasına
karar vermiştir
Başvurucu mahkemenin kararından haberdar olur olmaz e-kitabı silmiştir Ancak mahkemeler
mahkemenin başlangıccedilta sadece succedil teşkil eden materyale değil IP adresinden tuumlm web sitesine
erişimin engellenmesine karar verdiği gerekccedilesiyle engelleme tedbirini kaldırmayı reddetmiştir
EngelsRusya
Nisan 2015te bir mahkeme yerel internet hizmet sağlayıcısının bir savcının şikayetine
dayanarak başvurucunun ifade oumlzguumlrluumlğuuml ve gizlilik konularına ilişkin internet sitesine ndash
RosKomSvoboda (rublacklistnet) ndash erişimi engellemesine karar vermiştir Savcı iccedilerik filtrelerinin
atlanmasına ilişkin bilgilerin ndash bu bilgilere başvurucunun internet sitesinden erişilebilirdi ndash
kullanıcıların başka alakasız bir internet sitesindeki aşırılık yanlısı materyallere erişmesine olanak
sağlaması nedeniyle Rusyada yayılmasının yasaklanması gerektiğini ileri suumlrmuumlştuumlr Başvurucu
yargılama hakkında bilgilendirilmemiştir
Mahkeme kararından sonra Roskomnadzor başvurucudan succedil teşkil eden iccedileriği kaldırmasını
istemiştir kaldırmadığı takdirde internet sitesi engellenecektir Başvurucu talebe uymuştur
Mahkemeler başvurucunun gezinmenin gizliliğinin korunması iccedilin araccedillar ve yazılımlar hakkında bilgi
sağlamanın herhangi bir Rus yasasına aykırı olmadığı youmlnuumlndeki temel iddiasına değinmeksizin
başvurucunun şikayetini reddetmiştir
İhlal İddiaları Başvurucuların tuumlmuuml Madde 10 (ifade oumlzguumlrluumlğuuml) uyarınca internet
137
sitelerine erişimin engellenmesinin hukuka aykırı ve orantısız olduğundan ve doğrudan veya oumlzuumlnde
Madde 13 kapsamında (etkili başvuru) Rus mahkemelerinin şikayetlerinin esasını dikkate almadığından
şikayetccedili olmuşlardır
Karar
Madde 10
Mahkeme doumlrt davanın hepsinde de 10 maddenin ihlal edildiğine oybirliğiyle karar vermiştir
Mahkeme genel olarak internetin ifade ve bilgi oumlzguumlrluumlğuuml hakkını dışa vurmaktaki oumlnemini
vurgulayarak internet sitelerine erişimi engelleyen tedbirlerin başvurucuların bilgi verme hakkına ve
halkın bilgi alma hakkına muumldahale teşkil ettiğini tespit etmiştir
Soumlzleşme bu tuumlr bir muumldahalenin ldquokanunda oumlngoumlruumllmerdquo de dahil olmak uumlzere koşulları
karşılamasını gerektirmektedir Soumlz konusu kanun diğer şeylerin yanı sıra accedilık ve oumlngoumlruumllebilir olmalı
yetkililere izin verilen takdir yetkisini sınırlamalı ve keyfi muumldahalelere karşı koruma sağlamalıydı
Ancak Mahkemenin 10 maddenin ihlal edildiğine karar vermesine buumlyuumlk oumllccediluumlde yol accedilan tam olarak
huumlkuumlmlerdeki eksiklikler olmuştur
Bay Kharitonovrsquoun internet sitesi Bilgilendirme Kanunursquonun yasa dışı internet iccedileriği
kategorilerini listeleyen 151 boumlluumlmuuml uyarınca engellenmiştir Ancak başvurucunun internet sitesinin
kendisinde herhangi bir yasa dışı materyal bulunmama olup bu site yalnızca boumlyle bir materyal
bulunduran bir internet sitesiyle aynı IP adresine sahip olduğu iccedilin engellenmiştir Bu nedenle Bay
Kharitonovun olayındaki muumldahale herhangi bir kanuna dayanmamaktadır Mahkeme ayrıca davaya
muumldahil olan uumlccediluumlncuuml şahısların Rusyada milyonlarca internet sitesinin yalnızca yasa dışı iccedilerik
barındıran başka internet siteleriyle aynı IP adresini paylaşmaları sebebiyle engellenmiş olduğuna işaret
ettiklerini kaydetmiştir
OOO Flavus ve Diğerlerindeki internet siteleri Başsavcılığın kitlesel duumlzensizlik ccedilağrıları
veya izinsiz halka accedilık etkinliklere katılmak dahil olmak uumlzere ccedileşitli iccedilerik tuumlrlerinin engellenmesini
talep etmesine izin veren Bilgilendirme Kanunursquonun 153 boumlluumlmuuml uyarınca engellenmiştir
Roskomnadzorrsquoun ağ yer sağlayıcılığı hizmetine youmlnelik bildirimlerinin belirli internet
sayfalarından ziyade tuumlm internet sitelerine atıfta bulunmasından dolayı yasanın usul gereklilikleri
sağlanmamıştır Yetkililer URLleri belirtemeyerek başvurucuların iccedileriği kaldırmalarını ya da belirli
internet sayfalarına atıfta bulunarak Başsavcının talebine itiraz etmelerini engellemişlerdir
Ayrıca Başsavcının soumlz konusu materyalin izinsiz kamuya accedilık etkinliklere katılma ccedilağrıları
teşkil ettiği youmlnuumlndeki bulgusu bu materyalin iccedileriğinin gerccedilekte hiccedilbir dayanağı olmayan keyfi ve
accedilıkccedila mantıksız bir yorumudur
138
Ayrıca wwwkasparovru aleyhindeki kararda Kırımdaki insanları yasa dışı eylemlerde
bulunmaya teşvik ettiği iddia edilen bir broşuumlruumln goumlruumlntuumlsuumlnuumln yeniden uumlretilmesi iccedilin yasal bir
dayanak bulunmamaktadır Başsavcı Rus yargı yetkisi dışında neyin hukuka aykırı olduğu ve neyin
hukuka aykırı olmadığı konusunda yasal yetkiye sahip değildir Her haluumlkarda yasa dışı eylemler
kavramı boumlluumlm 153teki engellemeye accedilık iccedilerik kategorilerinin dışında kalmıştır
Mahkeme ayrıca bu uumlccedil başvurucunun davasında internet sitelerinin tuumlmuumlne erişimin
engellenmesinin ldquodemokratik bir toplumda gereklirdquo olup olmadığını incelemiştir Mahkeme boumlylesine
kapsamlı bir engellemenin bir gazete veya televizyon kanalını engellemekle kıyaslandığında aşırı bir
oumlnlem olduğunu ve ayrı gerekccedilelendirme gerektirdiğini vurgulamıştır Yalnızca yasa dışı iccedileriğe
youmlnelik bir oumlnlemin yan etkisi olarak yasal iccedileriğe veya internet sitelerine herhangi bir ayrım
goumlzetmeksizin muumldahale eden engelleme bu tuumlr internet sitelerinin sahiplerinin haklarına keyfi bir
muumldahale teşkil etmiştir
Bununla birlikte Huumlkuumlmet toptan engelleme kararı iccedilin herhangi bir gerekccedile sunmamış veya
herhangi bir meşru amaccedil veya baskın toplumsal ihtiyacı detaylandırmamıştır Ayrıca başvurucuların
asıl amacın muhalif medyaya erişimi engellemek olduğu iddiası ciddi endişelere yol accedilmıştır
Başvurucuların internet sitelerine youmlnelik engelleme tedbirleri herhangi bir gerekccedileden yoksundur ve
Mahkeme bu tedbirlerin herhangi bir meşru amaccedil guumltmediklerine karar vermiştir
Bay Bulgakovun olayındaki soumlz konusu yasal huumlkuumlm yetkililerin internet sitesindeki e-kitap
da dahil olmak uumlzere belirli iccedilerikleri engellemesine izin veren Bilgilendirme Kanunursquonun 10(6)
boumlluumlmuumlduumlr E-kitabın aşırılık yanlısı bir materyal olduğu ise tartışmalı değildir ve Bay Bulgakov bu e-
kitabı hemen kaldırmıştır
Ancak yerel mahkemenin kararı bu tuumlr bir youmlntem herhangi bir birincil mevzuatta veya
uygulama kurallarında yer almasa da yalnızca yasa dışı iccedileriğin değil internet sitesinin bir buumltuumln olarak
engellenmesine yol accedilmıştır İlaveten engelleme başvurucu succedil teşkil eden dolayısıyla hukuka aykırı
olan iccedileriği kaldırdıktan sonra bile korunmuştur
Mahkeme Bilgilendirme Kanunursquonun 10(6) boumlluumlmuuml kapsamındaki proseduumlruumln
uygulanmasından kaynaklanan muumldahalenin aşırı ve keyfi sonuccedillar doğurduğu sonucuna varmıştır
Son olarak Almanyadan gelen bir ccedilevrimiccedili oumlzguumlrluumlk aktivisti olan Bay Engelsrsquoin davasında
yapılan muumldahale Bilgilendirme Kanunursquonun 151 maddesine oumlzellikle de internet sitelerinin ldquobelirli
internet iccedileriğini Rusyada yayılması yasaklanması gereken bilgiler olarak tanımlayan yargı kararınardquo
dayanarak engellenmesine cevaz veren 5 alt boumlluumlmuumln ikinci boumlluumlmuumlne dayanmaktaydı
Mahkeme ilgili huumlkmuumln engellenmeye accedilık iccedilerik kategorilerini listelememesinden oumltuumlruuml aşırı
derecede belirsiz ve aşırı kapsamlı olduğunu ve Soumlzleşmenin oumlngoumlruumllebilirlik şartını karşılamadığını
139
tespit etmiştir Oumlzellikle Engels gibi internet sitesi sahipleri hangi iccedileriğin yasaklanabileceğini ve bir
internet sitesi engellenmesine yol accedilabileceğini bilemedikleri iccedilin bu kişilerin davranışlarını uygun
şekilde duumlzenlemeleri muumlmkuumln olmamıştır
Nitekim Bay Engelsin olayı huumlkmuumln nasıl keyfi etkiler yaratabileceğini goumlstermiştir
mahkeme filtre atlama araccedillarının ve bu tuumlr diğer yazılımların ya da bunlar hakkında bilgi sağlamanın
yasa dışı olduğunu tespit etmemiş olmasına rağmen Bay Engelsrsquoin internet sitesi engellenmiştir
Mahkeme başvurucunun internet sayfasında aşırılık yanlısı bir konuşma veya başka yasaklanmış iccedilerik
bulmamış ancak teknolojinin başka yerlerde aşırılık yanlısı iccedileriğe erişmek iccedilin kullanılabileceği
olasılığına atıfta bulunmuştur
Mahkeme tesaduumlfen aşırılık yanlısı materyallere erişime yardımcı olabileceği iccedilin ccedilevrimiccedili
bilgiye erişim teknolojisi hakkındaki bilgileri gizlemenin bu tuumlr materyalleri ccediloğaltmak iccedilin
kullanılabilecekleri gerekccedilesiyle yazıcılara ve fotokopi makinelerine erişimi kısıtlamaya ccedilalışmaktan
farklı olmadığını tespit etmiştir Dar bir şekilde tanımlanmış ve spesifik bir yasal dayanağın
yokluğunda Mahkeme bu tuumlr kapsamlı bir tedbirin keyfi olduğuna huumlkmetmiştir
Kanundaki guumlvenceler
Mahkemenin başvurucuların davalarında 10 maddenin ihlal edildiğine dair bulgusu keyfi
muumldahaleye karşı guumlvencelerin olmamasına da dayanmaktadır
Tuumlm olaylarda engelleme tedbirine ilişkin oumlnceden bildirimde bulunulmamış ve Bilgilendirme
Kanunu internet sitesi sahiplerinin engellenme yargılamalarına herhangi bir şekilde katılmasını
gerektirmemiştir Kharitonov ve OOO Flavus ve Diğerlerinde engelleyici tedbirler ilgili tarafların
dinlenebileceği bir alan sağlayan bir mahkeme veya başka bir bağımsız yargılama organı tarafından
uygulanmamıştır
Engelleme tedbiri ayrıca şeffaflıktan yoksundur Engelleme kararlarını ve engellenen internet
sitelerini kontrol etmek iccedilin duumlzenleyicinin internet sitesine başvurmak muumlmkuumln olsa da boumlyle bir
oumlnlemin nedenlerine veya nasıl itiraz edileceğine ilişkin bilgilere erişim sağlanmamıştır
Engelleme tedbirini incelemeye youmlnelik yargılamalarda mahkemeler yalnızca duumlzenleyicinin
yasaya uyup uymadığını incelemiştir Ancak tedbirin etkisine ilişkin Soumlzleşmeye uygun bir
değerlendirme yapmamışlardır
Kanun ilgili taraflara yasa dışı iccedileriği kaldırma veya yargı denetimi başvurusunda bulunma
fırsatı vermeden yetkililerin engelleme tedbirlerinin uygulanmasından oumlnce bir etki değerlendirmesi
yapmasını veya derhal uygulanmalarının acilliğini gerekccedilelendirmesini gerektirmemiştir
Mahkeme başvurucuların şikayetlerini değerlendiren hakimlerin oumlzellikle internet sitelerinin
140
tuumlmuumlnuumln erişime engellenmesine youmlnuumlndeki gerekliliği değerlendirerek eldeki ccedileşitli menfaatleri
tartmaya ccedilalıştıklarına dair hiccedilbir belirti bulamamıştır
Soumlzleşmeye uygun bir goumlzden geccedilirme diğer unsurların yanı sıra bu tuumlr bir engelleme
tedbirinin buumlyuumlk miktarlarda bilgiyi erişilemez hale getirerek internet kullanıcılarının haklarını buumlyuumlk
oumllccediluumlde kısıtladığı ve oumlnemli bir yan etkiye sahip olduğu gerccedileğini dikkate almış olmalıdır
Mahkeme oumlzellikle doumlrt davanın hiccedilbirinde mahkemelerin Yuumlksek Mahkeme Genel
Kurulunun 27 Haziran 2013 tarih ve 21 sayılı kararında belirlenen mahkemeler tarafından Soumlzleşmenin
yorumlanmasında dikkate alınması gereken kriterleri uygulamadığını not etmiştir
Mahkeme ayrıca Bulgakov ve Engels davalarında yerel bir internet servis sağlayıcının davalı
olarak belirlenmesinin bu tuumlr yargılamalara muhalif bir karakter vermek iccedilin yetersiz olduğunu
kaydetmiştir
Madde 10 ile bağlantılı olarak Madde 13
Mahkeme başvurucuların olaylarında mahkemelerden hiccedilbirinin başvurucuların haklarının
ihlaline ilişkin tartışmalı şikayetlerin esasına ilişkin inceleme yapmadığını tespit etmiştir
Kharitonov davasında engelleme kararının başvurucunun internet sitesindeki etkilerinin
hukuka uygunluğunu veya orantılılığını incelenmemiştir OOO Flavus ve Diğerleri davasında ise
yetkililerin internet sayfalarının belirtilmesine ve engelleme tedbirlerinin gerekliliğinin ve
orantılılığının veya bunların aşırı kapsamının incelenmesine youmlnelik yasal gerekliliğe uymamış
olduklarına bakılmamıştır
Bulgakov davasında yuumlksek mahkeme bir internet sayfası ile bir internet sitesi arasındaki
hukuki ayrımı ele almamış veya engelleme tedbirinin gerekliliği ve orantılılığını ve uygulanmasında
seccedililen youmlntemin aşırı etkilerini incelememiştir Engels davasında yuumlksek mahkeme belirli teknolojiler
hakkındaki bilgilerin oumlzguumll doğası ile ilgilenmemiş veya engelleme tedbirinin gerekliliği ve
orantılılığını incelememiştir
Başvurucuların yararlanabileceği hukuk yollarının hiccedilbiri bu koşullar altında etkili olmamıştır
ve davaların tuumlmuumlnde 10 madde ile bağlantılı olarak 13 madde ihlal edilmiştir
141
Başvuru Adı Moustahi v Fransa
Başvuru No 934714
Başvuru Tarihi 20 Ocak 2014
Karar Tarihi 25 Haziran 2020
Karar Link httphudocechrcoeintengi=001-203163
Konu Comorosrsquotan Fransız boumllgesi olan Mayottersquoa yasa dışı yolla
geccedilen iki ccedilocuk ve bir babanın idari goumlzetime alınarak hızlı bir şekilde geri goumlnderilmesinin
Soumlzleşmersquonin 3 5 8 ve 13maddeleri ile Ek Protokol 4rsquouumln 4 maddesini ihlal ettiği
Olaylar Uumlccedil başvurucu Mohamed Moustahi ve onun ccedilocukları Nadjima
Moustahi ve Nofili Moustahi 1982 2008 ve 2010 doğumludur Başvurucular Afrikarsquonın
doğusundaki Fransız boumllgesi olan Mayottersquota yaşamaktadır Mohamed Moustahi 1994
yılından beri Mayottersquota yaşamaktadır ancak Mohamedrsquoin eşi (ldquoannerdquo) Mayottersquota kaccedilak
yaşayan bir Comoros vatandaşıdır Anne kaccedilak yaşadığı iccedilin 2011 yılında Comorosrsquoa geri
goumlnderilmiştir Comorosrsquoa goumlnderilen anne ccedilocuklarını anneanne ve dedesine emanet edip
eşinin yanına Mayottersquoa geri doumlnmuumlştuumlr 13 Kasım 2013 guumlnuuml ccedilocuklar (Nadjima Moustahi
ve Nofili Moustahi) Mayottersquoa giden bir botta 17 kişiyle birlikte Fransız yetkililer tarafından
yakalanmıştır 14 Kasım 2013 sabah saat 9rsquoda botta yakalanan kişilerin oumlnce sahilde kimlik
kontroluuml yapılmış sonrasında ise hastanede sağlık kontrolleri yapılmıştır Yine aynı guumln geri
goumlnderme işlemlere başlatılmıştır Ccedilocuklar geri goumlnderme işleminden oumlnce yaklaşık 1 saat 45
dakika MA isimli goumlccedilmenin goumlzetimine verilerek jandarma merkezinde tutulmuştur Fakat
ccedilocukların jandarma merkezinde tutulmuş olduklarına dair herhangi bir kayıt sisteme
girilmemiştir Bu esnada Mohamed Moustahi jandarma merkeziyle iletişim kurmuş fakat
ccedilocuklarıyla konuşmasına izin verilmemiştir Aynı guumln Mohamed Moustahi Mayotte İdare
Mahkemesirsquone ccedilocukları iccedilin başvuruda bulunmuş ancak ccedilocuklar yine aynı guumln Comorosrsquoa
geri goumlnderilmiştir 18 Kasım 2103 tarihinde İdare Mahkemesi Mohamed Moustahirsquonin
yapmış olduğu başvuruyu reddetmiştir 3 Aralık 2013rsquote Fransız Danıştayrsquoına yapılan temyiz
başvurusu da reddedilmiştir Mohamed Moustahi 2014 yılında ailesini tekrar birleştirmek
adına ccedilocukları iccedilin vize başvurusu yapmış ve başvurusu kabul edilmiştir O doumlnemden beri
tuumlm aile birlikte yaşamaktadır
142
İhlal İddiaları Nadjima Moustahi ve Nofili Moustahi hukuksuz şekilde
tutuldukları iccedilin kişi oumlzguumlrluumlğuuml ve guumlvenliği haklarının ihlal edildiğini tutulduktan sonra
mahkeme oumlnuumlne ccedilıkarılmadıkları iccedilin kişi oumlzguumlrluumlğuuml ve guumlvenliği haklarının ihlal edildiğini
hukuksuz şekilde tanımadıkları bir goumlccedilmene emanet edilerek tutulduklarını geri goumlnderme
sırasında ccedilocuk olmalarına rağmen herhangi bir oumlzel tedbirin alınmadığı sebebiyle insanlık dışı
ve aşağılayıcı muamele yasağının ihlal edildiğini ileri suumlrmuumlştuumlr
Mohamed Moustahi ise ccedilocuklarına yapılanlardan dolayı bir baba olarak korku endişe
ve ccedilaresizlik hissettiğini ve bu sebeple insanlık dışı ve aşağılayıcı muamele yasağının ihlal
edildiğini ileri suumlrmuumlştuumlr
Ayrıca tuumlm başvurucular yaşananlardan dolayı oumlzel ve aile yaşamına saygı haklarının
ihlal edildiğini iddia etmiştir
Karar
Madde 3
Mahkeme ccedilocuk olan başvurucuların ( Nadjima Moustahi ve Nofili Moustahi )
yetkililer tarafından herhangi bir bağları olamayan MArsquonın goumlzetimine verilmesi tuumlm goumlzaltı
suumlresince ccedilocukların yararının değil en hızlı şekilde geri goumlndermenin oumlncelendiği ccedilocukların
goumlzaltında tutulan yetişkinlerden farklı bir muamele goumlrmediğini belirtmiş ve sebeplerden
dolayı başvurucu ccedilocuklar accedilısından insanlık dışı ve aşağılayıcı muamele yasağının ihlal
edildiğine karar vermiştir
Mahkeme ilk başvurucunun ( Mohamed Mooustahi ) yaşadığı uumlzuumlntuuml ve endişeyi
anlamakla birlikte ccedilocukların kısa suumlre tutulması yasadışı yollarla gelmiş oldukları uumllkeden
yasal yollarla goumlnderilmiş olmaları ve gittikleri yer olan Comorosrsquota anneleri tarafından
karşılanacak olmaları sebebiyle ilk başvuran accedilısından insanlık dışı ve aşağılayıcı muamele
yasağının ihlal edilmediğine karar vermiştir
Madde 51
Mahkeme ccedilocuk olan başvurucuların herhangi bir akraba ile birlikte tutulmadıklarına
aksine kanunda yasak olmasına rağmen bir bağları bulunmayan kişiye emanet edildiklerine
143
vurgu yapmış ve bu durumun başvurucular accedilısından kişi oumlzguumlrluumlğuuml ve guumlvenliği hakkını ihlal
ettiğine karar vermiştir
Madde 54
Mahkeme ccedilocuk olan başvurucuların yasal temsilcisi olamayacak birinin goumlzetimine
verildiği iccedilin yasal haklarını kullanamadıklarını ve mahkemeye başvuramadıklarını belirterek
bu sebeple tutulan kişinin kişi oumlzguumlrluumlğuuml ve guumlvenliği hakkı kapsamındaki hakim oumlnuumlne
ccedilıkarılma hakkının ihlal edilmiş olduğuna karar vermiştir
Madde 8
Mahkeme ccedilocukların hukuksuz ve ailelerinden ayrı şekilde goumlzaltında tutulmasının
dahi oumlzel ve aile yaşamına saygı hakkının ihlal edilmiş olması iccedilin yeterli olduğunu belirtmiştir
Mahkeme yetkililerin ccedilocukları hukuksuz şekilde tutmanın yanı sıra herhangi bağı olmayan
bir kişiye emanet etmiş olmasının ve ccedilocukların yararı goumlzetilmeden bir an oumlnce geri
goumlndermeye ccedilalışılmasının oumlzel ve aile yaşamına saygı hakkını ihlal ettiğine karar vermiştir
4 Ek Protokol 4 Madde
Mahkeme olay esnasında uumlccedil ve beş yaşlarında olan ccedilocukların akraba olan bir yetişkin
eşlik etmeden uumllkeden geri goumlnderilmesinin geri goumlnderme yasağını ihlal ettiğine karar
vermiştir
Madde 13
Mahkeme ivedi başvuru usullerinin teorik olarak var olduğunu ve bu usullerde gerekli
goumlruumllduumlğuuml takdirde geri goumlndermenin durdurulacağının duumlzenlenmiş olduğunu belirtmiştir
Ancak olayda yaşananlar ccedilok kısa suumlrede gerccedilekleştiği iccedilin ivedi başvuru usulleri
uygulanamamıştır Bu sebeple mahkeme etkili başvuru hakkının oumlzel ve aile yaşamına saygı
hakkı ve geri goumlnderme yasağı bağlamında ihlal edilmiş olduğuna karar vermiştir
Mahkeme insanlık dışı ve aşağılayıcı muamele yasağı accedilısından olayda etkili bir
başvuru yolu olmadığına dair herhangi bir kanıt olmadığına karar vermiştir
Madde 41
Mahkeme Mohamed Moustahirsquoye 2500 euro Nadjima Moustahirsquoye 10000 euro ve
Nofili Moustahirsquoye de 10000 euro manevi tazminat verilmesine karar vermiştir
144
Başvuru Adı CimbersekSlovenya
Başvuru No 5851216
Başvuru Tarihi 29072015
Karar Tarihi 30 Haziran 2020
Karar Linki CimbersekSlovenya
Konu
Başvurucunun yerel mahkemede bilirkişi olma başvurusunun reddedilmesiyle ilgili
davada başvurucunun tanık beyanları sunmak amacıyla yaptığı soumlzluuml duruşma talebinin accedilık
nedenlerle gerekccedilelendirilmeksizin reddedilmesinin adil yargılanma hakkını ihlal ettiği blog
ve e-posta yorumlarının başvurucunun bilirkişilik başvurusunun reddedilmesine dayanak
goumlsterilmesinin Soumlzleşmersquonin 10 maddesini ihlal ettiği
Olaylar
Başvurucu Jernej Cimperšek 1960 doğumlu ve Ptujda (Slovenya) yaşayan bir
Slovenya vatandaşıdır
İnşaat alanında yuumlksek lisans derecesine sahip olan başvurucu 2013 yılında doğal
afetler ile diğer afetlerin etkilerinin değerlendirilmesi iccedilin mahkeme bilirkişisi unvanına
başvurmuştur
2014 yılında sınavı geccedilip goumlreve başlamayı beklediği suumlreccedilte Adalet Bakanı Mahkeme
Kanunu uyarınca bilirkişi olmak iccedilin gerekli kişisel niteliklere sahip olmadığı iccedilin başvurusunu
reddetmiştir Bakan başvurucunun sosyal ve siyasi konularla ilgili bloğunda bulunan yazıları
ve yemin toumlrenindeki gecikmelerle ilgili diğer adaylara goumlnderilen e-postaların saldırgan ve bir
mahkeme bilirkişisinin ccedilalışmasıyla uyumsuz olduğunu tespit etmiştir
Bay Cimperšek ifade oumlzguumlrluumlğuumlnuuml ihlal ettiğini iddia ederek bu karara karşı dava
accedilmıştır Ayrıca kişisel niteliklerinin değerlendirilmesinin e-postaları ve bloguyla sınırlı
kalmaması gerektiğini savunarak mahkemeden ahlaki karakteri ve sadece arkadaşları
tarafından okunan blog hakkında tanık dinlemesini talep etmiştir
145
İdare Mahkemesi 2015 yılında Bakanın mahkeme bilirkişisi olmaya uygunluğuna
ilişkin Bakanlık kararını onaylayarak başvurucunun talebini reddetmiştir Başvurucunun
temyiz başvurusu ve bireysel başvurusu da reddedilmiştir
İhlal İddiaları
Bay Cimperšek Soumlzleşmersquonin 6 sect 1 maddesine (adil yargılanma hakkı) dayanarak
davasında soumlzluuml duruşma yapılmamasından şikayetccedili olmuştur Soumlzleşmersquonin 10 maddesi
(ifade oumlzguumlrluumlğuuml) kapsamında bloğunda eleştirel bir goumlruumlş ifade ettiği ve Bakanlığın
ccedilalışmaları hakkında şikayette bulunduğu iccedilin cezalandırıldığını iddia etmiştir
Karar
6Madde
Mahkeme Soumlzleşmenin 6 maddesinin Bay Cimperšekrsquoin şikayetine uygulanabilir
olduğunu ve dolayısıyla kabul edilebilir olduğunu tespit etmiştir Slovenyarsquonın hukuk
sisteminde mahkemede bilirkişi unvanını alma hakkı gibi bir hak bulunmamakla birlikte
Cimperšek bu goumlrev iccedilin yaptığı başvurunun incelenmesi iccedilin yasal bir usule tabi olma hakkına
ve yargı oumlnuumlnde Bakanlığın kararına itiraz etme hakkına sahiptir Dahası unvanı almış olsaydı
uumlcretli bir kamu goumlrevini yerine getirebilecekti
Mahkeme esasa ilişkin olarak ilk derece mahkemesi olan idare mahkemesinin soumlz
konusu olayları ve hukuku değerlendirme yetkisine sahip tek mercii olduğuna karar vermiştir
Ancak Mahkeme atıfta bulunulan tek delilin Bakanlığırsquonın kararı olduğuna ve başvurucunun
duruşma talebinin reddedildiğine dikkat ccedilekmiştir
Bu talep başvurucunun tanıkların ifadeleri aracılığıyla bir mahkeme bilirkişisi olmak
iccedilin gerekli nitelikleri taşıdığına dair olgusal bilgiler sunmak istemesi nedeniyle yapılmıştır
Ayrıca blogda yazdığı yazı ile mahkeme bilirkişisi olarak yaptığı işin kalitesi arasındaki
nedensel bağlantıya da itiraz etmiştir Mahkemersquoye goumlre idare mahkemesinin oumlnuumlndeki bu
sorunlar yargılamanın sonucuyla ve tarafların tartıştığı olaylarla ilgilidir
İdare mahkemesinin başvurucunun talebini reddetmesi İdari Anlaşmazlıklar Yasasına
dayanmaktadır Bununla birlikte mahkeme başvurucunun oumlne suumlrmek istediği hangi delil veya
olguları dikkate aldığını ve bunların neden ilgisiz bulduğunu belirtmemiştir Mahkemersquonin
146
idare mahkemesinin talebi reddetme gerekccedilelerinin davanın olgusal geccedilmişine goumlre nasıl
yorumlandığını tespit etmesi bu nedenle zor olmuştur
Mahkeme idare mahkemesinin yargılamasında soumlzluuml duruşma yapılmaması nedeniyle
6 maddenin 1 fıkrasının ihlal edildiği sonucuna varmıştır
10 Madde
Mahkeme başvurucunun Soumlzleşmenin bu maddesi ile korunan haklarına muumldahale
edildiğine karar vermiştir Başvurucunun talebinin bakan tarafından reddinden oumlnce
başvurucunun bir mahkeme bilirkişisi olmak iccedilin girdiği incelemede başarılı olması ve yemine
davet edilmiş olmasına rağmen bakanın kararında blog ve e-postalara değinilmesinin soumlz
konusu kararın esas olarak ifade oumlzguumlrluumlğuumlnuumln kullanılmasıyla ilgili olduğunu ve kamu
hizmetlerine erişimle ilgili olmadığını goumlsterdiğini belirtmiştir
Mahkeme muumldahaleye ilişkin Soumlzleşmeye uygun herhangi bir gerekccedile olup olmadığını
incelerken Bakanın herhangi bir blog yazısına veya e-posta pasajına atıfta bulunmadığını veya
saldırgan olduğunu duumlşuumlnduumlğuuml yazılarda başvurucunun kullandığı dili oumlzel olarak
belirtmediğini kaydetmiştir
Mahkemersquoye goumlre başvurucunun bilirkişi olması oumlnuumlnde herhangi bir engel olmadığına
oumlnceden karar verilmiş olması goumlz oumlnuumlne alındığında Bakanrsquoın bu tuumlr bir gerekccedilesinin de
bulunmaması oumlzellikle dikkate değerdir Bakan ayrıca başvurunun reddedilmesinin ifade
oumlzguumlrluumlğuuml hakkını sınırlamadığını duumlşuumlnmuumlştuumlr
Mahkeme idare mahkemesinin de başvurucunun ifade oumlzguumlrluumlğuuml hakkında sessiz
kaldığını ve bu konudaki iddialarına değinmediğini belirtmiştir Bakanın kararıyla iddia edilen
kamu menfaatine karşı bu hak hiccedilbir şekilde dengelenmemiştir ve bu nedenle soumlz konusu
muumldahaleye ilişkin etkili ve yeterli bir adli inceleme yapılmamıştır
Mahkeme Huumlkuumlmetrsquoin Bakanrsquoın kararının ahlaki değerleri ve mahkeme bilirkişilerinin
itibarını guumlvence altına almak iccedilin gerekli olduğuna dair iddiasını da reddetmiştir Buna goumlre
Bakanrsquoın kararında veya idare mahkemesinin kararında başvurucunun ifade oumlzguumlrluumlğuumlnuuml
kullanmasının saldırganlığı ve bu tutumun bilirkişinin ccedilalışmasına aykırı olduğuna dair
ayrıntılı bir neden bulunmamıştır
147
Mahkemersquoye goumlre ne Bakan ne de idare mahkemesi soumlz konusu ccedilatışan menfaatler
arasında adil bir dengenin kurulup kurulmadığına dair bir değerlendirme yapmıştır Bu nedenle
Mahkemenin yerel makamların bu tuumlr ccedilıkarların dengelenmesine ilişkin iccediltihadı da
kullanılamamıştır
Sonuccedil olarak Mahkeme başvurucunun ifade oumlzguumlrluumlğuumlne youmlnelik muumldahalenin
demokratik bir toplumda gerekli olmadığına ve 10 maddenin ihlal edildiğine karar vermiştir
Adil tazmin (Madde 41)
Mahkeme Slovenyanın başvurucuya manevi tazminat olarak 15600 Euro (EUR) ve
masraf ve giderler iccedilin 2812 Euro oumldemesine karar vermiştir
148
Başvuru Adı NT v Rusya
Başvuru No 1472711
Başvuru Tarihi 09022011
Karar Tarihi 2 Haziran 2020
Karar Linki httphudocechrcoeintengi=001-202633
Olaylar N T ( ldquoBaşvurucurdquo ) oumlmuumlr boyu hapis cezasına ccedilarptırılmış
bir Rusya vatandaşıdır Başvuran hapis cezasına Aralık 2010 tarihinde ldquoIK 56rdquo numaralı oumlzel
guumlvenlik rejimine tabi olan bir cezaevinde başlamıştır Başvuran cezasını ccedilekmeye başlar
başlamaz Rusyarsquoda 10 yıl uumlzeri hapis cezası alan herkes gibi katı bir cezaevi rejimine tabi
tutulmuştur Bu sıkı rejim ldquoIK6rdquo numaralı cezaevine geccedilene kadar ki 7 yıl boyunca devam
etmiştir Bu suumlre boyunca ya tek başına ya da başka bir mahkumla huumlcrede kalmıştır Cezaevine
ilk girdiği guumlnden Aralık 2015rsquoe kadar huumlcresinden her dışarı ccedilıktığında bileğine kelepccedile
takılmıştır Cezaevinin kanalizasyon sistemi olmadığı iccedilin 30 litrelik lavabo kovalarını
mahkumlar taşımaktadır Bu kovaları taşırken dahi başvurucunun kelepccedilesi ccedilıkarılmamıştır
Başvuran Mart 2018rsquode ldquoIK6rdquo numaralı cezaevine geccedilmiştir Ancak orada da gardiyanlar
yeniden kelepccedile takma uygulamasına başlamışlardır Ayrıca başvurucunun IK6rsquodaki huumlcre
arkadaşları cezaevi kaccedilakları rehine kaccedilırmış kişiler ve kendine zarar verenler gibi tehlikeli
mahkumlardan oluşmaktadır
İhlal İddiaları Başvuran bahse konu olan cezaevi rejiminden dolayı insanlık
dışı ve aşğılayıcı muamele yasağının ihlal edildiğini iddia etmiştir
Karar
Madde 3
Mahkeme başvurucunun oumlmuumlr boyu hapis cezasından dolayı diğer mahkumlardan
ayrılıp guumlnuumln 22 buccediluk saatini tek başına ya da iki kişilik huumlcrede herhangi bir aktivite
yapmadan kendini geliştirmek iccedilin herhangi bir eğitim almadan geccedilirmesinin ve huumlcreden
dışarı her ccedilıktığında kendisine kelepccedile takılmış olmasının insan onurunu zedelediğini
belirtmiştir Mahkeme başvurucuya uygulanan kısıtlamaların muumlebbet hapis cezasının
149
doğasında olan ıstıraptan daha ağır bir acıya yol accediltığını ifade etmiş insanlık dışı ve aşağılayıcı
muamele yasağının ihlal edildiğine karar vermiştir
Madde 46
Mahkeme yaşanan ihlalin yapısal bir sorun olduğunu ve iccedil hukuktaki Ceza İnfaz
Kanunursquondan kaynaklandığını belirtmiştir İnfaz Kanunursquona goumlre muumlebbet hapis cezası alan
her kişiye bireysel değerlendirme yapılmaksızın olaydaki kısıtlamalar uygulanmaktadır
Mahkeme İnfaz Kanunursquonun soumlzleşmeye uygun şekilde değiştirilmesi gerektiğini belirtmiştir
Madde 41
Mahkeme başvurucuya 3000 euro manevi tazminat ve 1000 euro masraf ve gider
uumlcreti oumldenmesine karar vermiştir
150
Başvuru Adı Omorefe v İspanya
Başvuru No 6933916
Başvuru Tarihi 16112016
Karar Tarihi 23 Haziran 2020
Karar Linki httphudocechrcoeintengi=001-203179
Konu Ccedilocuğunu bakılması iccedilin bıraktığı bakım merkezinin
başvurucunun ccedilocukla yeterli kişisel ilişki kurmadığı gerekccedilesiyle ccedilocuğu oumlnce koruyucu
aileye vermesi sonra da evlat edindirmesinin Soumlzleşmersquonin 8 maddesini ihlal ettiği
Olaylar Başvurucu 1976 doğumlu bir Nijerya vatandaşıdır
Pamplonaİspanyarsquoda yaşamaktadır Dava konusu olay yaşandığı sırada İspanyarsquoda kaccedilak
şekilde ikamet etmektedir Başvuran ekonomik ve sosyal koşulları yeterli olmadığı iccedilin iki
aylık olan ccedilocuğunun bakım merkezi tarafından bakılmasını talep etmiş ve ccedilocuğu yetkililer
tarafından koruyucu bakım merkezine alınmıştır Daha sonrasında ccedilocuk yetkililer tarafından
bakım merkezinden alınıp koruyucu aileye verilmek iccedilin kabul merkezine alınmıştır Mart
2009rsquoda kabul merkezindeki değerlendirme kurulu başvurucunun her ziyarete gelmediğini ve
ccedilocukla istikrarsız bir ilişkisinin olduğunu ve ccedilocuğun koruyucu aileye verilmesini gerektiğini
belirtmiştir Başvuran ccedilocuğunun koruyucu aileye verilmesine karşı değildir ama koruyucu
aileye verilse dahi ccedilocuğuyla iletişiminin kopmamasını istemektedir Mayıs 2009rsquoda Ccedilocuk ve
Aile Genel Direktoumlrluumlğuuml ziyaretlere duumlzguumln gelmediği ve ccedilocukla sağlıklı bir duygusal bağ
kuramadığı gerekccedileleriyle başvurucunun ccedilocuğuyla olan ilişkisini kesmiştir ve ccedilocuğu
koruyucu ailenin yanına vermiştir Haziran 2009rsquoda başvuran bu karara karşı itirazda
bulunmuş fakat itirazı reddedilmiştir Daha sonrasında başvuran Navarra İl Mahkemesirsquone
başvurmuş ve mahkeme ccedilocukla ilgili verilecek kararın biyolojik annenin izni olmadan
alınamayacağını belirterek itirazı kabul etmiş ve başvuran ile ccedilocuğunun ayda bir saat
yetkililerin kontroluumlnde goumlruumlşebileceğine karar vermiştir Bunun uumlzerine yetkililer mahkeme
kararına karşı temyiz yoluna başvurmuştur
Bu esnada yetkiler tarafından duumlzenlenen rapora goumlre yargılama suumlrecindeki geccedilen 5
sene boyunca ccedilocuk koruyucu aileyle kalmış ve bu suumlreccedilte tatmin edici derecede olumlu
gelişme goumlstermiştir Ayrıca yetkilerin ilk derece mahkemesinin kararına karşı yapmış
151
oldukları temyiz başvurusu kabul edilmiş ve Boumllge Mahkemesi ccedilocuğun yararı olan
durumlarda biyolojik ailenin izni bulunmasa dahi kuumlccediluumlğuumln koruyucu aileye verilebileceğini
belirtmiştir Boumllge Mahkemesi kararına karşı başvurucu Anayasa Mahkemesirsquone başvurmuş
fakat başvurusu kabul edilemez bulunmuştur
İhlal İddiaları Başvurucu ccedilocuğuyla iletişimin idare tarafından korunmaması
sebebiyle oumlzel ve aile yaşamına saygı hakkının ihlal edildiğini iddia etmiştir
Karar
Madde 8
Mahkeme başvurucunun ccedilocuğunun koruyucu aile yanına verilmiş olmasının oumlzel ve
aile yaşamına saygı hakkına youmlnelik yasal dayanağı ve meşru amacı olan bir muumldahale
olduğunu belirtmiştir Mahkeme ccedilocuğun vesayet altına alınmasının annesi tarafından talep
edilmiş olduğu iccedilin anlaşılabilir olduğunu belirtmiştir Oumlte yandan vesayet altındaki
ccedilocuğunun biyolojik ailesiyle kurulacak ilişkinin ciddi şekilde irdelenerek duumlzenlenmesi
gerektiğini ve buna uygun olan gerekli oumlnlemlerin ccedilocuğun yaşı ve yararı goumlz oumlnuumlnde tutularak
alınması gerektiğini belirtmiştir Mahkeme başvurucunun ccedilocuğunun evlat edinilmesine
kadarki tuumlm suumlreci dikkate almış evlat edinme gibi ciddi bir proseduumlruumln biyolojik aileyle
iletişim kurma gibi yeterli guumlvenceleri sağlamadan yapıldığına evlat edinmeden daha hafif
tedbirlerin de alınabileceğine dikkat ccedilekmiştir Ayrıca Mahkeme zaten kişisel ve ailevi
zorluklar yaşamakta olduğu iccedilin ccedilocuğunu kuruma teslim eden annenin goumlruumlşleri dikkate
alınmadan evlat edindirme usuluumlnuumln uygulandığını belirtmiştir Bu gerekccedilelerle Mahkeme
başvurucunun oumlzel ve aile yaşamına saygı hakkının ihlal edildiğine karar vermiştir
Madde 46
Mahkeme vermiş olduğunu kararın ışığında ccedilocuğun yararı goumlzetilerek anne ve ccedilocuk
arasında iletişimin kurulması iccedilin yerel yetkililere ccedilağrıda bulunmuştur Son olarak Mahkeme
benzer durumdaki olaylarda ccedilocuğun yetkililer tarafından koruyucu aileye verilme suumlrecinde
biyolojik aile ile ccedilocuğun iletişiminin oumlzel ve aile yaşamına saygı hakkını ihlal etmeyecek
şekilde duumlzenlenmesi gerektiğini belirtmiştir
Madde 41 Başvuran herhangi bir tazminat talebinde bulunmadığı iccedilin tazminata
huumlkmedilmemiştir
152
Başvuru Adı SMHırvatistan (Buumlyuumlk Daire)
Başvuru No 6056114
Başvuru Tarihi 27 Ağustos 2014
Karar Tarihi 25 Haziran 2020
Karar Linki httphudocechrcoeintengi=001-203503
Konu Hırvatistan vatandaşı bir kadının insan ticareti ve zorla fuhuş
şikayeti sonucu Soumlzleşme madde 4rsquouumln (koumllelik ve zorla ccedilalıştırma yasağı) ihlali
Olaylar Başvurucu SM 1990 doğumlu ve Zrsquode yaşayan bir Hırvatistan
vatandaşıdır
Başvurucu Eyluumll 2012rsquode TM adlı erkeğin kendisini 2011rsquoin ortalarından itibaren
birkaccedil ay fuhşa zorladığına ilişkin succedil duyurusunda bulunmuştur İddialarına goumlre polis
memuru olan TM kendisiyle oumlnce ailesinin arkadaşı olarak Facebook aracılığıyla iletişime
geccedilmiş ve SMrsquoye iş bulmasında yardımcı olacağına dair soumlz vermiştir Bununla birlikte ilk
buluşmalarında başvurucuyu para karşılığı cinsel ilişkide bulunması iccedilin birinin evine
goumltuumlrmuumlş ve bunun yalnızca iş buluncaya kadar olacağını soumlylemiştir Bu durum TMrsquonin
onlara yaşamak iccedilin apartman dairesi ayarlaması ya da SMrsquoyi onlarla buluşmaya zorlaması ile
duumlzenli muumlşterilerinin olmasına sebep olmuştur SM TMrsquonin kontroluuml altında olduğunu bu
hizmet karşılığında kazandığı paranın yarısına TM tarafından el konulduğunu ve eğer
isteklerine uymazsa tehdit edildiğini ve cezalandırıldığını iddia etmiştir SM arkadaşına
telefon etmiş ve arkadaşının erkek arkadaşı SMrsquoye kaccedilmasında yardım etmiştir Sonrasında
SM sonraki altı ay boyunca arkadaşı ve arkadaşının annesiyle kalmıştır TMrsquonin Facebook
uumlzerinden tehdit mesajları atmaya başlaması uumlzerine polise başvurmaya karar vermiştir
Polisin hazırlık soruşturmasında TMrsquonin daha oumlnce zorla fuhuş yaptırma ve tecavuumlzden
succedillu olduğu saptanmıştır TMrsquonin muumllkleri ve arabası aranmış kondomlar iki otomatik tuumlfek
bir el bombası ve birkaccedil cep telefonu bulunmuştur
2012 sonunda TM aleyhine dava accedilılmış başvurucuya resmi olarak insan ticareti
mağduru sıfatı verilmiştir
153
Soruşturma sonrasında TM 2013rsquote mahkemeye ccedilıkarılmıştır Bununla birlikte
başvurucuyu fuhşa zorlama succedilundan beraat etmiştir Mahkeme başvurucunun beyanını
kaccedilmasına yardım eden arkadaşının ileri suumlrduumlğuuml deliller ile ccedilelişmesi sebebiyle tutarsız ve
guumlvenilmez bulmuştur Bu sebeple mahkeme succedil iccedilin yeterli delil sağlanamadığına ve
başvurucunun cinsel hizmetleri goumlnuumllluuml olarak sağladığına karar vermiştir
Yapılan savcılık itirazı Ocak 2014rsquote reddedilmiş yine aynı yılın Haziran ayında
başvurucunun Anayasa Mahkemesirsquone bireysel başvurusu da kabul edilemez bulunmuştur
İhlal İddiaları Başvurucu Soumlzleşme madde 4 (koumllelik yasağı zorla ccedilalıştırma
yasağı) kapsamında iddialar hakkında yuumlruumltuumllen soruşturmanın yetersiz olduğunu ileri
suumlrmuumlştuumlr
Karar Oumlncelikle Mahkeme başvurucunun davası aracılığıyla cinsel
soumlmuumlruuml (fuhuş) amacıyla insan ticareti hakkındaki iccediltihadının daha iyi anlaşılmasını sağlama
fırsatını elde etmiştir
Mahkeme insan ticaretinin Soumlzleşme madde 4 kapsamında olduğunu vurgulamıştır
Bununla birlikte Mahkeme bu maddede ticaret kavramının veya koumllelik kulluk ya da zorla
ccedilalıştırma kavramlarının tanımlanmadığını belirtmiştir
Bu sebeple Mahkeme bu kavramları oumlncelikle uluslararası hukukun rehberliğinde ele
alacaktır Uluslararası hukuk ticaret succedilunu tanımlarken oumlzellikle uumlccedil unsuru birlikte arar fiil
(işe alma ulaştırma aktarma barındırma ya da kişilerin seccedilimialımı vb) araccedillar (tehdit veya
guumlccedil kullanımına başvurma ya da diğer cebir yolları kaccedilırma hile yanıltma kırılgan durumdan
istifade ya da guumlccedilten istifade bir kimse uumlzerinde kontrol kazanmak iccedilin para veya başka kazanccedil
alıp verme) ve amaccedil (başkalarını fuhşa zorlama veya cinsel soumlmuumlruumlnuumln farklı şekilleri vb)
Bu uluslararası tanımın uumlccedil unsuru mevcut olmadığı takdirde Mahkeme bir hareket veya
durumun Soumlzleşme madde 4rsquote duumlzenlenen insan ticareti succedilunun oumlzelliklerinden olduğunu
kabul etmenin muumlmkuumln olmadığına huumlkmetmiştir
Mahkeme daha sonra insan ticareti kavramının oumlrguumltluuml bir succedilla bağlantılı olup
olmamasına bakılmaksızın hem ulusal hem de sınıraşan insan ticaretini kapsadığını
accedilıklamıştır Ayrıca Madde 4rsquote duumlzenlenen ldquocebren ve zorunlu ccedilalıştırma (zorla ccedilalıştırma)rdquo
154
kavramının amacı bir davanın oumlzel şartlarının insan ticareti bağlamı oumlzelinde oluşup
oluşmadığına bakılmaksızın zorla fuhuş gibi ciddi soumlmuumlruuml olaylarına karşı korumaktır
Belirli bir durumun ldquoinsan ticaretininrdquo tuumlm unsurlarını iccedilerip iccedilermediği veveya ayrı
bir zorla fuhuş konusu olup olmadığı davayla alakalı tuumlm hususlar ışığında incelenmesi
gereken olgusal bir sorundur
Huumlkuumlmet savunmasında SMrsquonin tehdit edilmediğini zor kullanımına veya farklı bir
cebre maruz kalmadığını yani uluslararası tanımdaki ldquoaraccedilrdquo unsurunun olmadığını bu sebeple
başvurucunun davasında insan ticareti bulunmadığını ileri suumlrmuumlştuumlr Ayrıca diğer unsurların
da eksik olduğunu eklemiştir Şoumlyle ki TM başvurucunun belgelerine el koymamıştır onu
oumlzguumlrluumlğuumlnden mahrum bırakmamıştır başvurucunun cep telefonu yanındadır ve başkalarıyla
iletişime geccedilme imkanı hep vardır kazancını TM ile paylaştığına goumlre bir geliri vardır Bu
sebeplerle Huumlkuumlmet başvurucunun davasına madde 4rsquouumln uygulanamayacağını savunmuştur
Diğer yandan Mahkeme TMrsquonin iddiaya goumlre başvurucuyla ilk olarak Facebook
aracılığıyla iletişim kurduğunu ki bunun da insan tacirlerinin mağdur toplarken kullandığı
bilinen ldquoaraccedillardanrdquo biri olduğunu kaydetmiştir Bu durum başvurucunun kaygılanması iccedilin
bir neden olmadığı inancıyla beraber iş vaadi iddiası iccedilin de geccedilerlidir Ayrıca başvurucunun
TMrsquonin ona cinsel hizmet sağlayabilmesi iccedilin yer ayarladığı iddiası barındırma unsurunu
yerine getirir ki bu da insan ticaretinin ldquofiillerindenrdquo birini oluşturur Dahası başvurucunun
kişisel durumu şuumlphesiz onun kırılgan bir gruptan olduğu izlenimi verirken TMrsquonin konumu
ve geccedilmişi başvurucu uumlzerinde baskın bir pozisyonda olduğu ve onun kırılganlığını suistimal
edebileceği anlamına gelmektedir
Oumlzetle başvurucu tartışılabilir bir iddiada bulunmuştur ve Soumlzleşme madde 4rsquoe aykırı
bir muamelenin (insan ticareti veveya zorla fuhuş) mağduru olduğuna youmlnelik prima facie (ilk
bakışta) deliller mevcuttur Bu sebeple Mahkeme Huumlkuumlmetin madde 4rsquouumln uygulanabilirliğine
youmlnelik savını reddetmiştir
Mahkeme Soumlzleşme sebebiyle yerel makamların başvurucunun iddialarını soruşturma
yuumlkuumlmluumlluumlklerinin olduğu kanaatindedir Mahkeme iccediltihadında accedilıklandığı uumlzere bu olayların
tespiti ve kimliğin saptanması ile -şartlar oluşmuşsa- sorumlunun cezalandırılması iccedilin etkili
bir soruşturma accedilılması ve yuumlruumltuumllmesi anlamına gelmektedir Bunu gerccedilekleştirmek iccedilin
yetkili merciler delillere ulaşmalarını sağlayacak her tuumlrluuml makul adımı atmak zorundadır
155
Soruşturma mercileri (polis ve ilgili Savcılık) başvurucunun TM aleyhindeki
iddialarıyla gecikmeden harekete geccedilmişse de soruşturmaları esnasında bazı bariz soruşturma
yollarını izlememiştir
Facebook uumlzerinden iletişim şekli insan tacirlerinin mağdurları seccedilerken başvurduğu
youmlntemlerden biri olarak bilinse de soruşturma mercileri başvurucu ve TMrsquonin Facebook
iletişimlerini soruşturmak uumlzere ccedilaba sarf etmemiştir Başvurucunun ailesine oumlzellikle de daha
oumlnce TM ile iletişime geccedilip sorun yaşamış annesine başvurulmamıştır Başvurucu ve TMrsquonin
yaşadığı apartman dairesinin sahibinin veya komşularının kimliğini tespit etmek veya
sorgulamak denenmemiştir Başvurucu ve arkadaşının beyanları arasındaki tutarsızlıkları
aydınlatmak uumlzere ne başvurucunun yardım iccedilin aradığı arkadaşının annesi ne de erkek
arkadaşı sorgulanmıştır
Boumlylelikle soruşturma mercileri bariz soruşturma yollarını izlemektense buumlyuumlk oumllccediluumlde
başvurucunun beyanına dayanmış ve takip eden yargılamalarda aslında TMrsquonin inkarına
karşılık basitccedile başvurucunun iddialarının karşılaştığı daha fazla delil sunulmayan bir durum
yaratılmıştır
GRETA ve diğer uluslararası kurumlar insan ticareti succedilunun etkili soruşturulmasının
gereklerinden birinin de yalnızca mağdurun ifadesine aşırı dayanılmaması gerektiği bunun
başka delillerle de aydınlatılması ve desteklenmesi olduğunu vurgulamaktadır Ayrıca bir
mağdurun yaşadığı psikolojik travma ve yetkililerle işbirliği yapmadaki isteksizliğinin
sebepleri de dikkate alınmalıdır
Mahkeme soruşturma mercilerinin dosyayı yuumlruumltmedeki eksikliklerinin ilgili
mahkemeler dahil yerel mercilerin başvurucu ile TM arasındaki ilişkinin doğasını ve
başvurucunun iddia ettiği gibi TM tarafından soumlmuumlruumlluumlp soumlmuumlruumllmediğini tespit etmesini
zorlaştırdığına huumlkmetmiştir
Dolayısıyla ceza hukuku sisteminin davaya uygulanış şekli bozuktur Huumlkuumlmet
Soumlzleşme madde 4rsquoteki soruşturma yuumlkuumlmluumlluumlğuumlnuuml ihlal etmiştir
Adil Tazmin (Madde 41)
Mahkeme Hırvatistanrsquoın başvurucuya 5000 euro manevi tazminat oumldemesine
huumlkmetmiştir
156
Karşı Oy Yargıccedil Turkovic Pastor Vilanova ve Serghides her biri farklı
gerekccedileler sunarken Yargıccedil OrsquoLeary ve Ravarani ortak bir farklı gerekccedile sunmuşlardır Bu
goumlruumlşler karara eklenmiştir
157
Başvuru Adı Baldassi ve DiğerleriFransa
Başvuru No 1527116
Başvuru Tarihi 16032016-18032016-21032016
Karar Tarihi 11 Haziran 2020
Karar Linki httphudocechrcoeintengi=001-202756
Konu Filistin aktivistlerinin ldquoBoykot Elden Ccedilıkarma ve Yaptırımlar
(Boycott Divestment and Sanctions)rdquo kampanyasının bir parccedilası olarak İsrailrsquoden ithal edilen
uumlruumlnlerin boykot edilmesini amaccedillayan eylemlere katılmaları nedeniyle ekonomik ayrımcılığa
teşvik gerekccedilesiyle cezalandırılmalarının Soumlzleşme md 7rsquoyi (kanunsuz ceza olmaz) ihlal
etmediği ancak Soumlzleşme md 10rsquoun (ifade oumlzguumlrluumlğuuml) ihlal edilmiş olduğu
Olaylar On bir başvurucu Jean-Michel Baldassi Henri Eichholtzer
Aline Parmentier Sylviane Mure Nohammad Akbar Maxime Roll Laila Assakali Yahya
Assakali Jacques Ballouey Habiba El Jarroudi ve Farida Sarr-Trichinersquodir Nohammad Akbar
(Afganistan vatandaşı) ve Habiba Al Jarroudi (Fas vatandaşı) hariccedil tuumlm başvurucular Fransa
vatandaşıdır Eichholtzer Habsheimrsquode Parmentier Zillisheimrsquode ikamet etmektedir Jacques
Ballouey diğer başvurucular gibi Mullhousersquoda ikamet etmektedir
Başvurucular uluslararası BDS (Boykot Elden Ccedilıkarma ve Yaptırımlar) kampanyasını
yerel olarak aktaran ldquoFilistin Kolektifi 68rdquo uumlyesidir Bu kampanya 9 Temmuz 2005 tarihinde
Filistin sivil toplum oumlrguumltlerinin ccedilağrısıyla başlatılmış bir yıl sonra Uluslararası Adalet Divanı
şu goumlruumlşuuml yayımlamıştır ldquoİşgalci guumlccedil İsrail tarafından işgal edilen Filistin topraklarında Doğu
Kuduumls ve ccedilevresi dahil olmak uumlzere inşa edilmekte olan duvar uluslararası hukuka aykırıdırrdquo
26 Eyluumll 2009 tarihinde başvuruculardan beşi Illzachrsquotaki C marketi iccedilinde Filistin
Kolektifi 68 tarafından duumlzenlenen ve İsrail uumlruumlnlerini boykota davet eden bir eyleme
katılmışlardır Uumlccedil sepete İsrail menşeli olduğunu tahmin ettikleri uumlruumlnleri muumlşterilerin
goumlrebileceği şekilde koymuş ve boykota davet eden bildiri dağıtmışlardır
22 Mayıs 2010 tarihinde aynı markette Filistin Kolektifi 68 tarafından duumlzenlenen ve
başvuruculardan sekizinin katıldığı bir eylem daha olmuştur Ayrıca marketi İsrailrsquoden ithal
158
edilen uumlruumlnleri satmamaya davet eden bir dilekccedileyi market muumlşterilerinin imzasına
sunmuşlardır
Colmar savcısı 29 Temmuz 1881 tarihli kanun madde 24 (8)rsquode oumlngoumlruumllen ayrımcılığa
teşvik succedilu nedeniyle başvurucuları Mullhouse Ceza Mahkemesine davet etmiştir
15 Aralık 2011 tarihindeki 2 yargılama sonucunda Mullhouse Ceza Mahkemesi
başvurucuları succedilsuz bulmuştur 27 Kasım 2013 tarihinde 2 yargılama sonucunda Colmar
İstinaf Mahkemesi başvurucuların beraat ettiği oumlnceki mahkeme kararını bozmuş ve
başvurucuların ayrımcılığa teşvik sebebiyle succedillu bulmuştur
Bu sebeple 26 Eyluumll 2009 tarihli olay iccedilin İstinaf Mahkemesi beş sanığın her biri iccedilin
1000 Euro para cezasını ertelemiş ve sanıkların davacı Irkccedilılık ve Antisemitizmle Uluslararası
Muumlcadele Birliği Sınır tanımayan Avukatlar Derneği Fransa-İsrail İşbirliği Derneği ve
BNVCArsquoya manevi tazminat olarak 1000 Euro oumldemesine ve Ceza Muhakemeleri Kanunu
madde 475-1 kapsamında devlet tarafından karşılanmayan davacı masrafları iccedilin 3000 euro
oumldemesine karar vermiştir
22 Mayıs 2010 tarihli olayları incelerken İstinaf Mahkemesi dokuz sanığın 1000
euroluk para cezalarını ertelemiş ve uumlccedil davacının [Irkccedilılık ve Antisemitizmle Uluslararası
Muumlcadele Birliği Sınırtanımayan Avukatlar Derneği Fransa-İsrail İşbirliği Derneği] her birine
1000 euro manevi tazminat ve Ceza Muhakemeleri Kanunu madde 475-1 [Devlet tarafından
karşılanmayan davacı masrafları] uyarınca 3000 euro oumldenmesine karar vermiştir
20 Ekim 2015 tarihli iki yargılamada Yargıtay Ceza Dairesi başvurucuların oumlzellikle
Soumlzleşmenin 7 ve 10 maddelerinin ihlal edildiğine ilişkin şikayetlerini reddetmiştir Oumlzellikle
İstinaf Mahkemesinin 29 Temmuz 1881 tarihli kanun madde 24(8)rsquode belirtilen succedil unsurlarını
belirterek kararını gerekccedilelendirdiğine ve Soumlzleşme madde 102rsquode ifade oumlzguumlrluumlğuumlnuumln
kısıtlama veya yaptırımların konusu olabileceğine ve mevcut olayda da muumldahalenin
başkalarının haklarını koruma ve kamu duumlzeni sebebiyle demokratik toplumda gerekli
olduğuna huumlkmetmiştir
İhlal İddiaları Soumlzleşme madde 7rsquoye (Kanunsuz ceza olmaz) dayanarak
başvurucular basın oumlzguumlrluumlğuumlne ilişkin 29 Temmuz 1881 tarihli Kanun madde 24(8) temelinde
ekonomik ayrımcılığa teşvik nedeniyle succedillandıklarını oysa metnin ekonomik ayrımcılığı
kapsamadığını ileri suumlrmuumlşlerdir Soumlzleşme madde 10rsquoa (ifade oumlzguumlrluumlğuuml) dayanarak BDS
159
kampanyası bağlamında İsrailrsquode uumlretilen uumlruumlnlerin boykotuna ccedilağrı yapan eylemlere
katıldıkları gerekccedilesiyle succedillandıklarını ileri suumlrmuumlşlerdir
Karar
Madde 7
Mevcut davada Mahkeme başvurucuların lsquo9 Temmuz 1881 tarihli Kanun md 24 (8)
uyarınca succedillu bulunduklarını goumlrmuumlştuumlr İlgili maddeye goumlre ldquoher kim madde 23rsquote
duumlzenlenen anlamlardan herhangi biriyle koumlkenleri etnik bir gruba mensubiyeti ulusu ırkı
veya dini sebebiyle bir kişi veya bir grup insana karşı ayrımcılık nefret veya şiddete teşvik
ederse bir yıl hapis veveya 45000 euro para cezası ile cezalandırılırrdquo
İlk derece mahkemesinde oumlzellikle eylemlerin muumlşterileri yalnızca İsrail uumlruumlnlerini
almaktan vazgeccedilirmeyi hedeflediği ve madde 24(8)rsquode ldquoekonomikrdquo ayrımcılık yer almadığı
son olarak ekonomik ayrımcılık succediluna oumlzellikle aynı madde (9)rsquoda oumlngoumlruumllduumlğuumlne ve
ekonomik ayrımcılık succedilunu oluşturan eylemlerin oumlngoumlruumllduumlğuuml ve tanımlandığı Ceza Kanunu
md225-2rsquoye atıf yaptığı sebepleriyle başvurucuları succedilsuz bulmuştur Buna karşılık Colmar
İstinaf Mahkemesi uumlreticiler belirli bir ldquoulusardquo [İsrail] mensup ldquobir grup insandırrdquo şeklinde bir
değerlendirme yapmış başvurucuların muumlşterileri İsrailrsquode uumlretilmiş uumlruumlnleri almaktan
vazgeccedilirmesini ldquoİsrailrsquoden gelen uumlruumlnlere karşı halkı ayrımcılığa teşvik olarak dikkate almış ve
ilk derece mahkemesi kararını bozmuştur
Mahkeme 29 Temmuz 1881 tarihli Kanun madde 24(8)rsquode ekonomik ayrımcılığa teşvik
ibaresinin accedilıkccedila yer almadığını goumlrmuumlştuumlr Madde 24 (9) accedilıkccedila bu tip ayrımcılığa teşvike
değinmiş ancak muumlnhasıran kasten oumllduumlrme cinsel youmlnelim ve engellilik accedilısından duumlzenlemiş
ve koumlken ya da ulusa değinmemiştir
Buna karşılık Mahkeme İsrailrsquoden ithal edilen uumlruumlnlere boykot ccedilağrılarına ilişkin
davalarda Yargıtayrsquoın 29 Temmuz 1881 tarihli Kanun madde 24(8)rsquoi mevcut davadan oumlnce de
uyguladığı youmlnuumlnde Huumlkuumlmetle hemfikirdir
Bu nedenle zamanın yerleşik iccediltihadı uyarınca başvurucular İsrailrsquoden ithal edilen
uumlruumlnleri boykot ccedilağrısının 29 Temmuz 1881 tarihli Kanun madde 24(8) uyarınca succedil
oluşturacağını bilmelidirler
Soumlzleşme madde 7 ihlal edilmemiştir [Oyccedilokluğu]
160
Madde 10
Mahkeme boykot ccedilağrısı ile farklı muameleye teşvike youmlnelik protestonun birleştiğini
goumlzlemlemiştir mevcut durumun koşullarına bağlı olarak boumlylesi bir ccedilağrı başkalarına karşı
ayrımcılığı teşvik anlamına gelebilir Ayrımcılığa teşvik hoşgoumlruumlsuumlzluumlğe teşvikin bir şeklidir
ki bu da ifade oumlzguumlrluumlğuumlnuuml gerccedilekleştirirken aşılmaması gereken şiddet ve nefret soumlylemi
dışındaki bir diğer sınırdır Bununla birlikte farklı muameleye teşvik ayrımcılığa teşvikle aynı
şey olmayabilir
Mahkeme mevcut dava ile WillemFransa davası arasındaki farklılık konusunda
başvurucular ve uumlccediluumlncuuml taraf olan muumldahillerle hemfikirdir Bay Willem belediyeye ait yiyecek
iccedilecek hizmetlerinde İsrail uumlruumlnlerinin boykot edilmesi kararını accedilıkladığında başkan sıfatıyla
bundan aldığı guumlcuuml kullanarak ve bunun gerektirdiği tarafsızlık ve takdir yetkisine dikkat
etmeksizin hareket etmiştir belediye konseyinde bu konuyu oumlnce tartışmadan veya oylamaya
sunmadan accedilıklamayı yapmıştır bu sebeple kamu yararına olan bir konunun tartışılmasını
desteklediğini iddia edememiştir Son davadan farklı olarak buradaki başvurucular belediye
başkanına ait yetkilerden doğan sorumluluk ve goumlrevler ile kısıtlanmamış ve muumlşteriler
uumlzerindeki etkileri belediye başkanının belediye hizmetlerindeki etkisi ile
karşılaştırılamayacak olan sıradan vatandaşlardır Dahası başvurucuların yaptıkları ceza
yargılamasına sebep olan boykot ccedilağrıları suumlpermarket muumlşterileri arasında bir tartışma ortamı
yaratma amacıyladır
Mahkeme başvurucuların ırkccedilılık veya antisemitik goumlruumlşleri ya da nefret veya şiddete
teşvik sebebiyle succedillanmadığını goumlrmuumlştuumlr Aynı şekilde kendilerine zarar vermemiş veya 26
Eyluumll 2009rsquoda ve 22 Mayıs 2010rsquoda gerccedilekleşen eylemler suumlresince bir zarara sebep
olmamışlardır Dava dosyasından anlaşılmaktadır ki ortada sebep olunan bir şiddet ve zarar
yoktur Başvurucuların eylemlerini gerccedilekleştirdiği market yerel mahkemelerde davacı olarak
zarar iddiasında bulunmamıştır
Başvurucular İsrailrsquoden gelen uumlruumlnleri boykot ccedilağrıları ile ldquoayrımcılığa teşvikrdquo ettikleri
gerekccedilesiyle 29 Temmuz 1881 basın oumlzguumlrluumlğuuml uumlzerine Kanun md 24(8) uyarınca succedillu
bulunmuştur
Colmar İstinaf Mahkemesi market muumlşterilerini İsrail uumlruumlnlerini almamaya davet
ederek başvurucuların muumlşterileri uumlreticilerin veya tedarikccedililerin koumlkenlerine goumlre ayrımcılık
yapmaya ittiğine huumlkmetmiştir Devamında ayrımcılığa teşvikin duumlşuumlnce ve ifade oumlzguumlrluumlğuuml
161
kapsamında olmadığı ccediluumlnkuuml bu hareketin farklı muamele etmeye teşvik şeklinde gerccedilekleşerek
bir grup insan bakımından olumlu bir reddetme eylemi iccedilerdiği sonucuna varmıştır İstinaf
mahkemesine goumlre uumlreticiler veya tedarikccedililer arasında İsrailli olanları reddetmeye youmlnelik
ayrımcılığı teşvik 29 Temmuz 1881 tarihli basın oumlzguumlrluumlğuuml uumlzerine Kanun md24(8)rsquode
oumlngoumlruumllen ayrımcılığı şiddeti ya da nefreti teşvik etme succedilunun maddi unsurlarını yeterince
iccedilermektedir Ayrıca İstinaf Mahkemesi ifade oumlzguumlrluumlğuumlnuumln hak kullanıcısına kanunen
cezalandırılabilir bir succedil işleme izni vermediğini eklemiştir
Mahkeme mahkumiyet kararına sebep olan kanun maddesini yorumlamadığını bunu
yapacak olan makamların yerel kanunları uygulamak ve yorumlamakla yuumlkuumlmluuml olan yerel
mahkemeler olduğunu belirtmiştir Buna karşılık Mahkeme başvurucuların mahkumiyetinin
demokratik bir toplumda gerekli olup olmadığını inceleyecektir Bununla birlikte Mahkeme
Fransa hukukunda mevcut davada yorumlandığı ve uygulandığı uumlzere ccedilağrının cereyanı
koşulları ve sebepleri ne olursa olsun uumlruumlnlerin menşelerine youmlnelik boykot ccedilağrılarının
yasaklandığını goumlrmuumlştuumlr
Ayrıca Mahkeme Colmar İstinaf Mahkemesinin bu hukuki temele dayanarak
kovuşturulan eylemleri ve amacı bu faktoumlrler ışığında analiz etmediği kaydetmiştir İstinaf
Mahkemesi boykot ccedilağrısını genel olarak başvurucuların kovuşturulduğu zemin olan 29
Temmuz 1881 Kanun md24(8) anlamında ayrımcılığa teşvik olarak kabul etmiş ve bu ccedilağrının
ldquoifade oumlzguumlrluumlğuuml hakkı altında korunamayacağınardquo karar vermiştir
Başka bir deyişle yerel mahkeme başvurucuların Soumlzleşme md102 anlamında
başkasının haklarını korumak meşru amacı doğrultusunda demokratik bir toplumda zorunlu
olduğunu duumlşuumlnduumlkleri bir boykot ccedilağrısında bulunmalarının succedil olduğuna huumlkmederken
durumun koşullarına goumlre karar vermemiştir
Yerel mahkeme oumlzellikle ifade oumlzguumlrluumlğuumlnuumln Soumlzleşme md10rsquoda yuumlksek koruma
gerektirmesi ve mevcut durumun bu madde ile ilgili olması sebebiyle kararını detaylandırmakla
yuumlkuumlmluumlduumlr Aslında başvurucuların eylemleri ve soumlzleri bir youmlnuumlyle kamu yararı konusunu
oluştururken bir youmlnuumlyle de siyasi veya saldırgan alanda değerlendirilebilir
Mahkeme birccedilok durumda 10 Maddenin 2 Fıkrası kapsamında siyasi soumlylemlerde
veya kamuyu ilgilendiren konularda ifade oumlzguumlrluumlğuumlne getirilen kısıtlamaların kapsamının dar
olduğunu vurgulamıştır
162
Mahkemenin Perinccedilek kararında (Perinccedilekİsviccedilre 15102015) da işaret edildiği uumlzere
siyasi soumlylemlerin tartışma yaratması ve sıklıkla duumlşmanca olması doğası gereğidir Şiddete
nefrete veya hoşgoumlruumlsuumlzluumlğe ccedilağrı haline doumlnuumlşmediği suumlrece bu durum soumlylemin kamu
yararını azaltmaz
Mahkeme başvurucuların cezasının uygun ve yeterli bir temeli bulunmadığı
kanaatindedir Yerel mahkemenin madde 10rsquoda belirtilen ilkelere uygun kuralları uyguladığına
ya da olayların uygun bir şekilde değerlendirildiğine ikna olmamıştır
Soumlzleşme madde 10 ihlal edilmiştir (Oybirliği)
Adil Tazmin (Madde 41)
Mahkeme Fransarsquonın her bir başvurucuya maddi tazminat olarak 380 euro manevi
tazminat olarak 7000 euro ve masrafları iccedilin toplamda 20000 euro oumldemesine karar vermiştir
Karşı Oy Yargıccedil OrsquoLeary Soumlzleşme madde 7 (Kanunsuz ceza olmaz)
incelemesinde muhalefet şerhi koymuştur
Başvurucular Mahkeme oumlnuumlnde yerel mahkemelerde de yaptıkları uumlzere Mahkeme
iccediltihadı anlamında goumlstericilere uygulanan ve yorumlanan fransız mevzuatı ccedilerccedilevesinde ciddi
oumlngoumlruumllebilirlik sorunları ileri suumlrmuumlşlerdir Bu sorular madde 7 veyahut madde 102rsquode ortaya
konan ldquokanunilikrdquo altında incelenebilirdi
163
Başvuru Adı Ghoumid ve diğerleri Fransa
Başvuru No 5227316 5228516 5229016 5229416 ve 5230216
Başvuru Tarihi 02092016
Karar Tarihi 25 Haziran 2020
Karar Linki httphudocechrcoeintengi=001-203164
Konu Başvurucuların teroumlrle ilgili succedillar nedeniyle vatandaşlıktan
ccedilıkarılmalarının oumllccediluumlluuml olması ve usuluuml guumlvencelerin bulunması nedeniyle Soumlzleşmersquonin ihlal
edilmediği
Olaylar Fransız vatandaşlığının yanı sıra biri Tuumlrkiye diğer doumlrduuml ise
Fas vatandaşlığına sahip olan beş başvurucu Bachir Ghoumid Fouad Charouali Attila Tuumlrk
Redouane Aberbri ve Rachid Ait El Haj Paris Ceza Mahkemesinin 11 Temmuz 2007 tarihli
kararıyla 1995 ile 2004 yılları arasında teroumlr eylemi gerccedilekleştirmek iccedilin gizli bir succedil planına
katılmaktan mahkum edilmişlerdir Bay Tuumlrk ve Bay Aberbri istinaf başvurusunda
bulunmuşlardır fakat 1 Temmuz 2008 tarihinde Paris İstinaf Mahkemesi mahkumiyet kararını
onamıştır Nisan 2015rsquote 11 Temmuz 2007 tarihli karar sonucunda teroumlr eylemi teşkil eden bir
succediltan dolayı mahkum edilen Başvurucuların Fransız vatandaşlıklarının iptali amacıyla İccedilişleri
Bakanı Medeni Kanunrsquoun 25 ve 25-1 maddelerindeki usuluuml başlatmaya karar vermiştir 1
Eyluumll 2015rsquote Danıştay Bakanlığı bu usuluumln uygulanmasını onaylamıştır 7 Ekim 2015rsquote
Başbakanlık kararnameleri ile beş Başvurucu Fransız vatandaşlığından ccedilıkarılmışlardır
Başvurucular 7 Ekim 2015 tarihli kararnamelerin geccedilici tedbir olarak uygulanmasının
durdurulması ve yetkinin koumltuumlye kullanılması gerekccedilesiyle iptal edilmesi iccedilin Danıştaya
başvurmuşlardır Danıştay başvuruları reddetmiştir Polis tarafından 26 Ekim 2016da ccedilağrılan
başvuruculara herhangi bir sınır dışı edilme emri tebliğ edilmemiştir
İhlal İddiaları Başvurucular vatandaşlıktan ccedilıkarılmalarının oumlzel hayatlarına
saygı haklarının yani Soumlzleşmersquonin 8 Maddesinin (aile ve oumlzel hayata saygı hakkı) ihlal ettiğini
ileri suumlrmuumlşlerdir Ayrıca Paris mahkemeleri tarafından 2007rsquode mahkum edilmiş olmalarına
rağmen vatandaşlıktan ccedilıkarılmalarının da ldquogizli cezardquo goumlruumlnuumlmuumlnde uygulanmış olduğunu
iddia etmiş ve Soumlzleşmersquonin 7 Norsquolu Protokoluumlnuumln 4 (aynı succediltan iki kez yargılanmama ve
cezalandırılmama hakkı) Maddesinin ihlal edildiğini iddia etmişlerdir
164
Karar
Madde 8
Mahkeme bir yabancının akrabalarının yaşadığı bir uumllkeden ccedilıkarılmasının aile
hayatına saygı hakkına muumldahale oluşturabileceğini belirtmiştir Ancak başvurucuların
Fransız vatandaşlığından mahrum bırakılmasının Fransız topraklarında bulunmalarına hiccedilbir
etkisi olmamıştır Başvurucular oumlzel hayat ve aile hayatı iccedilin oturma iznine başvurmuş ve
Başvurucuların başvuruları kabul ederek Fransada yaşamalarına izin verilmiştir Eğer
başvuruları reddedilseydi muumlteakip sınır dışı edilme tedbirlerine idare mahkemelerinde itiraz
edebileceklerdi Başvurucuların vatandaşlıktan ccedilıkarılmalarının aile yaşamlarına saygı
haklarına muumldahale oluşturmadığının sonucuna varılmıştır
Bununla birlikte Mahkemersquoye goumlre keyfi olarak vatandaşlıktan ccedilıkarılma ilgili kişinin
oumlzel hayatı uumlzerindeki etkisi nedeniyle Soumlzleşmenin 8 maddesini ilgilendirebilir Mahkeme de
davayı bu accedilıdan değerlendirmiş ve iki noktada incelemiştir 1- Başvuruculara karşı alınan
tedbirlerin keyfi olup olmadığını (tedbirlerin hukuka uygun olup olmadıklarını Başvuruculara
yerinde adli incelemeye erişim dahil olmak uumlzere usul guumlvencelerinin sağlanıp sağlanmadığını
ve yetkililerin oumlzenle ve derhal hareket edip etmediklerini) 2- vatandaşlıktan ccedilıkarılmanın
Başvurucuların oumlzel hayatı uumlzerindeki sonuccedillarını incelemiştir
Mahkeme idari makamların Başvurucuların mahkumiyetlerinden sonra vatandaşlıktan
ccedilıkarılma davasını derhal başlatmadıklarını belirtmiştir Bununla birlikte bu tuumlr olaylarla karşı
karşıya kaldığında bir Devletin teroumlr eylemi teşkil eden bir succediltan mahkum edilmiş kişilerin
hala Devlete olan sadakat ve dayanışma bağını suumlrduumlruumlp suumlrduumlrmediğini yeniden
değerlendirebileceğini kabul etmiştir Bu nedenle Devletlerin katı bir orantılılık testi ile
başlangıccedilta almadığı oumlnlemleri almaya karar verebileceklerini belirtmiştir Buna goumlre
Mahkeme davanın oumlzel koşullarında başvurucuların mahkumiyet kararları arasında geccedilen
suumlrenin Fransız hukukuna goumlre vatandaşlıktan ccedilıkarma proseduumlruumlnuumln başlatılmasına olanak
tanıdığı ve Başvuruculara karşı uygulanmış olan proseduumlruumln nihai olarak başlatıldığı tarihin bu
mahrumiyeti (vatandaşlıktan ccedilıkarılmayı) keyfi kılmak iccedilin kendi başına yeterli olmadığı
goumlruumlşuumlne varmıştır
Tedbirin hukuka uygunluğuna ilişkin olarak Mahkeme olayların meydana geldiği
tarihte Medeni Kanunrsquoun 25-1 maddesinin vatandaşlıktan ccedilıkarılmanın ancak ceza kanunu
165
uyarınca succedil olarak kabul edilen eylemlerin işlenmesinden itibaren 10 yıl iccedilinde
verilebileceğini belirtmiştir
Ancak başvurucuların Fransız vatandaşlığından ccedilıkarılmasına youmlnelik kararlar 2015
yılında alınmışken en son olaylar 2004 yılında gerccedilekleşmiştir Mahkeme Yasama Meclisinde
bu suumlrenin Ocak 2006da 15 yıla uzatılmasına ve Danıştayrsquoın iccediltihatlarına uygun olarak usul
kapsamındaki idari ve duumlzenleyici huumlkuumlmlerinin derhal yuumlruumlrluumlğe girmesine karar verilmiştir
Mahkeme bu nedenle Başvuruculara karşı alınan tedbirlerin hukuka uygun olduğuna karar
vermiştir
Mahkeme Başvurucuların oumlnemli usuli guumlvencelerden yararlandıkları sonucuna
varmıştır 30 Aralık 1993 tarihli ve 93-1362 sayılı Kararnamenin 61 maddesi uyarınca ulusal
makamlar kendilerini Fransız vatandaşlığından ccedilıkarılma niyetlerini Başvuruculara oumlnceden
bildirmiş ve bu tedbirin dayandırılacağı hukuki ve gerccedileklere dayalı nedenleri onlara
accedilıklamışlardır Daha sonra Başvuruculara savunmalarını yapmaları iccedilin bir ay suumlre
verilmiştir
Konu daha sonra vatandaşlıktan ccedilıkarılma konusunda onay ve goumlruumlş vermesi iccedilin
Danıştayrsquoa havale edilmiştir Bu onayı dikkate alarak Başvurucuların vatandaşlıktan
ccedilıkarılmalarına youmlnelik emirler gerccedileklere dayalı ve hukuki gerekccedileler iccedilerecek şekilde
duumlzenlenmiştir Ve başvuruculara -kullanmış oldukları- acil başvuru hacirckimine başvurma ve
yetkinin koumltuumlye kullanılması gerekccedilesiyle tedbirin iptalini istemek iccedilin Danıştayrsquoa başvurma
fırsatı verilmiştir Mahkemersquoye goumlre boumlylelikle başvurucular Soumlzleşme haklarını
savunabilmişler ve iptal istemlerine karşılık Danıştay orantılılık incelemesi yapmış ve
gerekccedileli bir karar vermiştir
Mahkeme Başvurucuların Fransız vatandaşlığından ccedilıkarılmasına youmlnelik kararların
bu nedenle keyfi olarak değerlendirilemeyeceği sonucuna varmıştır
Bu kararların Başvurucuların oumlzel hayatları uumlzerindeki sonuccedillarına gelince sonuccedil
olarak Fransada kalma olasılıklarının Fransız topraklarındaki yabancılar olarak artık sınır dışı
edildikleri iccedilin daha belirsiz hale geldiği doğrudur Bu tuumlr bir oumlnlemin iş kaybına aileden
ayrılmaya ve Fransada kurdukları herhangi bir sosyal bağın bozulmasına neden
olabileceğinden oumlzel hayatları uumlzerinde bir etkisi olması muhtemeldir Bununla birlikte sınır
dışı etme emri ccedilıkmadığından Mahkeme vatandaşlıktan ccedilıkarılmalarının oumlzel yaşamları
uumlzerindeki sonuccedillardan birinin de kimliklerinin kaybına yol accedilacağı goumlruumlşuumlndedir
166
Bununla birlikte Mahkeme Huumlkuumlmetin iddialarını kabul etmiştir Oumlnceki davalarda da
defalarca vurgulandığı gibi teroumlr şiddeti başlı başına insan haklarına ciddi bir tehdit
oluşturmaktadır Bu nedenle Fransız makamlarının 2015 yılında Fransada meydana gelen
saldırıların ardından bir teroumlr succedilundan mahkum olan kişilere daha katı karar vermeleri
anlaşılabilir olmaktadır Başvurucuların ayrıca teroumlr eylemi gerccedilekleştirmeye youmlnelik bir succedil
oumlrguumltuumlne katılmaları arka arkaya 10 yıl boyunca devam etmiştir
Mahkeme ayrıca Başvuruculardan bazılarının soumlz konusu succedilu işledikleri sırada
Fransız vatandaşlığını yeni kazandıklarını ve diğerlerinin de succedilu işledikleri doumlnemde
vatandaşlıklarını kazandıklarını kaydetmiştir Ayrıca tuumlm Başvurucuların halihazırda başka bir
vatandaşlığa sahip olduklarını goumlzlemlemiştir bu nedenle onları Fransız vatandaşlığından
ccedilıkarma kararı onları vatansız kılma sonucunu doğurmamıştır
Buna ek olarak Fransız vatandaşlığının kaybı otomatik olarak Fransadan sınır dışı
edilmeyi gerektirmiyordu ancak eğer onlara karşı boumlyle bir tedbir kararlaştırılırsa yine yargı
yolu accedilıktır
Mahkeme buna goumlre Başvurucuların Fransız vatandaşlığından ccedilıkarılma kararının oumlzel
hayatları iccedilin orantısız sonuccedillara yol accedilmadığına karar vermiştir Bu nedenle Soumlzleşmenin 8
maddesi ihlal edilmemiştir
7 Norsquolu Protokol Madde 4
7 Nolu Protokoluumln 4 maddesinin devreye girebilmesi iccedilin oumlzellikle Başvurucunun
halihazırda işlediği bir succedil nedeniyle yargılanması veya cezalandırılması gerekmektedir
Mahkemersquoye goumlre başvurucuların teroumlr eylemi gerccedilekleştirmek iccedilin oumlrguumlt kurmak
succedilundan huumlkuumlm giyip cezalandırıldıkları iccedilin 7 Numaralı Protokoluumln 4 maddesi anlamında
ldquohuumlkuumlm giydiklerirdquo accedilıktır 2007 tarihli bu mahkumiyet aslında 2015te Fransız
vatandaşlığından ccedilıkarıldıklarında kesinleşmişti
Medeni Kanunun 25 maddesi uyarınca vatandaşlıktan ccedilıkarma tedbirinin doğası gereği
ldquocezairdquo olup olmadığına gelince Mahkeme ilk olarak Fransız hukukuna goumlre vatandaşlıktan
ccedilıkarmanın cezai kapsamda sınıflandırılmadığını kaydetmiştir Bu uygulama Ceza
Kanunursquonda değil Medeni Kanunda oumlngoumlruumllmuumlştuumlr ve ceza mahkemeleri yerine idare
167
mahkemelerinin yetki alanına girmiştir Ve Danıştay bunu bir ldquoidari yaptırımrdquo olarak
nitelendirmiştir
İkinci olarak Mahkeme cezai incelemenin oumltesine geccedilerek Medeni Kanunun 25
maddesi uyarınca vatandaşlıktan ccedilıkarılmanın Fransız vatandaşlığı verilen bir bireyin
sonradan ciddi bir succedil işleyerek Fransarsquoya olan sadakat bağını bozduğu iccedilin belirli bir amaca
hizmet ettiğini tespit etmiştir Bu nedenle oumlnlem birey ile Fransa arasındaki bağın koptuğunun
ciddi bir teyidi olmuştur
Uumlccediluumlncuuml olarak Mahkeme Devletin bu nedenle ilgililere youmlnelttiği mesajın ciddiyetini
veya bunların kimlikleri uumlzerindeki olası etkisini kuumlccediluumlmsememiştir Bununla birlikte tedbirin
ciddiyet derecesi Medeni Kanunrsquoun 25 maddesi uyarınca vatandaşlıktan ccedilıkarılmanın
demokrasiye bir saldırı teşkil eden teroumlrizme karşılık olduğu gerccedileğiyle bağlantılı olarak
goumlruumllmelidir Ayrıca bu tedbir kendi başına ilgililerin Fransadan sınır dışı edilmesini
gerektirmiyordu
Sonuccedil olarak Mahkemersquoye goumlre Medeni Kanunrsquoun 25 maddesi uyarınca
vatandaşlıktan ccedilıkarma 7 Nolu Protokoluumln 4 maddesi anlamında cezai bir yaptırım değildir
ve soumlz konusu madde ihlal edilmemiştir
168
Başvuru Adı Petro Carbo Chem SE v Romanya
Başvuru No 2176812
Başvuru Tarihi 9 Nisan 2012
Karar Tarihi 30 Haziran 2020
Karar Linki httphudocechrcoeintfrei=001-203312
Konu Oltchim şirketinde azınlık pay sahibi olan başvurucunun
CEOrsquoyu basın oumlnuumlnde eleştirmesi nedeniyle tazminat oumldemesine karar verilmesinin ifade
oumlzguumlrluumlğuumlnuuml ihlal etmesi
Olaylar
Başvurucu şirket 2007 yılında kurulmuş olup merkezi Duisburgrsquodur Şirket Avruparsquoda
ccedilok sayıda enduumlstriyel siteye sahiptir
2007 yılında başvurucu şirket ccediloğunluk hisseleri devlete ait olan Oltchim SA
Ramnicu Valcea isimli Romanyalı şirketinin ana hissedarı olmuştur
Dava 2008 ve 2009 yıllarında medyaya yansıyan accedilıklamalarla başlayan husumet
ccedilerccedilevesinde başvurucu şirket tarafından Oltchimrsquoin CEOrsquosuna karşı ldquoşeref ve itibara zarar
vermerdquo iddiasıyla accedilılan hukuk davasıyla ilgilidir
2009 yılında medyaya yansıyan karşılıklı accedilıklamaları takiben başvurucu şirket
Romanya mahkemeleri nezdinde Oltchim şirketinin CEOrsquosu hakkında tazminat davası
accedilmıştır Başvurucu şirket CEOrsquonun yerel ve ulusal basına yaptığı accedilıklamalarda şirketin
tehlikeli durumundan başvurucu şirketin sorumlu olduğunu başvurucu şirketin borccedilların devlet
hissesine doumlnuumlştuumlruumllmesini engellemeye ccedilalıştığını ve şirketin faaliyetlerini koumltuumllemeye
ccedilalıştığını soumlylediğini iddia ermiştir Başvurucu şirket CEOrsquonun iddialarının yalan ve iftira
olduğunu şirketin imajına ve itibarına zarar verdiğini iddia etmiştir
CEO başvurucu şirketin temsilcilerinin bazı beyanlarının kendisinin şeref ve
saygınlığına zarar verdiği iddiasıyla başvurucu şirkete karşı dava accedilmıştır 2010 yılında boumllge
mahkemesi başvurucu şirketin davasını reddetmiş buna karşın CEOrsquonun davasını kabul
etmiştir Mahkeme başvurucu şirketin CEOrsquoya manevi tazminat olarak sembolik 1 Romanya
169
leursquosu oumldemesine karar vermiştir Mahkeme aynı zamanda kararın ulusal bir gazetede iki guumln
yayımlanmasına karar vermiştir
Yerel mahkemeye goumlre başvurucu şirket iş duumlnyasında bilinen bir isim olan CEOrsquosunu
zımnen hedef alarak Oltchim şirketinin menfaatlerine karşı bir medya savaşı yuumlruumltmuumlştuumlr
Mahkeme aynı zamanda başvurucu şirketin faaliyetlerinin sadakate aykırı olduğuna ve şirketin
haksız rekabet niyeti taşıdığına karar vermiştir Mahkeme başvurucu şirketin temsilcilerinin
beyanlarının kamuoyunda Oltchim ve CEOrsquosu hakkında negatif bir imaj yarattığına dahası
şirketin iş ortakları arasında tedirginliğe neden olduğuna karar vermiştir Son olarak mahkeme
CEOrsquonun accedilıklamalarının iş ortaklarını yatıştırıcı ve rahatlatıcı nitelikte onların guumlvenini
yeniden tesis etmeye youmlnelik olduğunu belirtmiştir
Daha sonra başvurucu şirket bu karara karşı kanun yollarına başvurmuş ancak
başvurular reddedilmiştir
İhlal İddiaları
Başvurucu şirket Soumlzleşmersquonin 10 maddesi kapsamında CEO hakkındaki accedilıklamalar
nedeniyle tazminat oumldemesine huumlkmedilmesinin ifade oumlzguumlrluumlğuumlnuuml ihlal ettiğini iddia etmiştir
Şirket Soumlzleşmersquonin 8 maddesi kapsamında Romanya mahkemelerinin kendisinin
itibarını korumadığını iddia etmiştir
Karar
Madde 10
Mahkeme hukuk mahkemesinin başvuru şirketin Oltchim CEOrsquosunun şeref ve
itibarına zarar verdiği youmlnuumlndeki kararının başvurucu şirketin ifade oumlzguumlrluumlğuumlne youmlnelik bir
muumldahale oluşturduğunu belirlemiştir Mahkemersquoye goumlre muumldahale hukuken oumlngoumlruumllmuumlş ve
CEOrsquonun itibarını koruma amacını guumltmuumlştuumlr
Muumldahalenin demokratik toplumda gerekliliği accedilısından Mahkeme başvurucu şirketin
yorumlarının CEOrsquonun Oltchim şirketinin faaliyetlerini youmlnetme şekliyle ilgili olduğunu oumlzel
hayatıyla ilgili olmadığını goumlzlemlemiştir Bu bağlamda Romanya devletinin ccediloğunluk
hissesine sahip olduğu Romanyarsquodaki oumlnde gelen şirketin geleceği hakkında azınlık hissedar
tarafından yapılan yorumlara ilişkin olarak Mahkeme soumlz konusu accedilıklamaların guumlccedilluuml
170
şirketlerin faaliyetleriyle ilgili bilgi ve fikirlerin oumlzguumlrce dolaşması şirket youmlneticilerinin
sorumluluklarını uumlstlenmesini sağlama ve şirketin uzun vadedeki ccedilıkarlarını dikkate alması iccedilin
youmlneticileri teşvik etme hususlarındaki kamu yararıyla ilişkilendirilmesi gerektiğini
belirlemiştir Bu ise ifade oumlzguumlrluumlğuumlne dair koruma duumlzeyinin yuumlkselmesini ve dolayısıyla
devletin takdir marjının daralmasını gerektirir
Mahkeme CEOrsquonun soumlz konusu doumlnemde Romanyarsquonın en oumlnde gelen şirketlerinden
birini youmlnettiğini hareketlerinin yakından incelenmesinin olağan olduğunu ve kabul edilebilir
eleştiri sınırlarının daha geniş olduğunu belirtmiştir
Mahkeme aynı zamanda Romanya mahkemelerinin başvurucu şirketin
accedilıklamalarının kamusal tartışmaya katkı sağlayıp sağlamadığını dikkate almadığına karar
vermiştir Mahkemersquoye goumlre yerel mahkemeler CEOrsquonun tartışmalara aktif olarak katılıp
katılmadığını onun accedilıklamalarının doğru olup olmadığını ve accedilıklamaların şeklini yeterince
incelememiştir Dahası konuşulan bilgilerin ccediloğu başvurucu şirketin varlıkları uumlzerinde etkisi
olabilecek mali konulardır ve başvurucu şirketin asıl amacı kendisinin hisse sahibi olduğu
şirketin youmlnetimi hakkında bir tartışma başlatmaktır
Accedilıklamaların biccedilimi accedilısından yaptığı incelemede Mahkeme başvurucu şirketin
yorumlarının hem gazetecilerin yaptıkları haberler hem de başvurucu şirketin duumlzenlediği basın
toplantıları aracılığıyla yayıldığını belirlemiştir Accedilıklamalarda kullanılan ifadeler ne CEOrsquonun
oumlzel hayatını hedef almıştır ne de aşağılayıcı ifadeler veya olgusal temelden yoksun succedillamalar
iccedilermektedir Başvurucu şirketin accedilıklamaları CEOrsquonun Oltchimrsquoin faaliyetlerini youmlnetme
şekliyle ilgili goumlruumlşler iccedilermektedir
Her ne kadar tazminatın miktarı sembolik olsa da Mahkeme tazminata
huumlkmedilmesinin caydırıcı bir etki yaratacağı goumlruumlşuumlndedir
Sonuccedil olarak yerel mahkemeler CEOrsquonun itibarını koruma gerekliliği ile Soumlzleşmersquoye
utumu sağlama gerekliliği arasında uygun bir denge kurmamıştır Zira buumlyuumlk bir şirkete dair
kamusal menfaatleri ilgilendiren sorunların tartışılması kapsamındaki ifadelerin sınırlanması
iccedilin ccedilok guumlccedilluuml gerekccedileler gerekmektedir Bu nedenle Soumlzleşmersquonin 10 maddesi ihlal edilmiştir
171
Madde 8
Başvurucu şirket CEOrsquonun başvurucu şirket ile ilgili ifadelerinin şirketin itibarına zarar
verdiğini ileri suumlrmuumlştuumlr
Mahkeme bu şikayeti accedilıkccedila dayanaktan yoksunluk nedeniyle kabul edilemez
bulmuştur Oumlncelikle Mahkeme CEOrsquonun yorumlarının guumlccedilluuml şirketlerin faaliyetlerine dair
bilgi ve fikirlerin serbest dolaşımı konusunda bir kamusal yararla ilgili olduğuna dikkat
ccedilekmiştir
Dahası başvurucu şirket Avruparsquoda birccedilok yerde enduumlstriyel sitelere sahip buumlyuumlk bir
şirket olup Oltchimrsquoin hissedarıdır Bu nedenle başvurucu şirkete youmlnelik kabul edilebilir
eleştiri sınırları geniş olmalıdır İkinci olarak Oltchim CEOrsquosunun yorumları Oltchim ve
başvurucu şirket arasındaki muhtemel bir rekabet karşılaşmasıyla bağlantılı konulara ilişkindir
Boumlylelikle CEOrsquonun ifadeleri bir derecede abartı iccedilermiş olsa da bu ifadeler değer yargısıdır
Son olarak yorumların etkisini kanıtlayacak somut bir zarar bulgusunun olmaması nedeniyle
Mahkeme muhtemel bir zararın varlığı konusunda bir spekuumllasyonda da bulunamayacağını
belirtmiştir Bu doğrultuda Mahkeme yerel makamların takdir marjlarını aşmadığını belirterek
başvurunun kabul edilemez olduğuna karar vermiştir
Adil Tazmin
Mahkeme ihlal kararının yeterli bir giderim sağladığı gerekccedilesiyle tazminata
huumlkmetmemiştir
172
Başvuru Adı Popovic ve diğerleri v Sırbistan
Başvuru No 2694413 1461616 1461916 and 2223316
Başvuru Tarihi 1 Nisan 2013 ve 9 Mart 2013
Karar Tarihi 30 Haziran 2020
Karar Linki httphudocechrcoeintfrei=001-203314
Konu Omurilik felccedillileri iccedilin engellilik desteği hakkındaki mevzuatın
ayrımcılık yasağını ihlal etmediği
Olaylar
Başvurucular Dejan Popovic Josip Vicek Miroslav Homa ve Zvonko Nikolic 1983
1947 1959 ve 1977 doğumlu Sırp vatandaşlarıdır Başvurucular omurilik felccedillisi olup
tekerlekli sandalye kullanmaktadır
Başvurucular bir kaza sonrası omurilik felci geccedilirmiştir Başvurucular yuumlzde yuumlz
engelli tanısına sahip olup oumlzellikle başka bir kişiden yardım almaları iccedilin sağlanan oumldenekler
gibi bazı desteklerden faydalanmaktadır
Başvurucular kendileri gibi omurilik felccedillisi kişilerin aynı engele sahip savaş gazisi
statuumlsuumlndeki kişilerden daha az sosyal destek aldıkları ve ayrımcılığa uğradıkları iddiasıyla
Ccedilalışma Bakanlığırsquona karşı dava accedilmıştır Bay Popovic davasını 2008 yılında diğer
başvurucular ise 2007 yılında accedilmıştır
Başvurucuların davaları yerel mahkemeler tarafından reddedilmiştir Mahkemeler
devletin sosyal politikaları belirlemede takdir yetkisinin olduğunu aynı tuumlr engelliliğe sahip
farklı kategorideki bireylere farklı desteklerin sunulmasının ayrımcılık anlamına
gelmeyeceğini belirtmiştir
İhlal İddiaları Başvurucular Soumlzleşmersquoye ek 1 Nolu Protokolrsquouumln 1
maddesiyle bağlantılı olarak Soumlzleşmersquonin 14 maddesinin ihlal edildiğini iddia etmiştir
173
Karar
Mahkeme başvurucuların engelli sivil bireyler olarak engelli savaş gazileriyle
kıyaslanabilir veya goumlrece benzer durumda olup olmadıklarını inceleyeceğini ancak somut
olayda bu incelemenin gerekmediğin belirtmiştir Zira her durumda iki grup arasındaki farklı
muamele objektif ve makul bir gerekccedileye sahiptir
İlk olarak Mahkeme Huumlkuumlmetin her iki grubu engelli hale getiren şartların farklılığı
konusundaki gerekccedilelendirmesini kabul etmiştir Savaş gazileri yuumlksek riskli kamu goumlrevleri
sırasında engelli hale gelmişken diğer başvurucular kaza veya hastalık yoluyla engelli hale
gelmiştir Mevzuattaki sosyal desteklerin farklılaşmasının nedeni de başvurucuların bu farklı
durumlarıdır Dahası ulusal makamlar kamu yararının neyi gerektirdiği konusunda daha iyi bir
konumda olduğundan Mahkeme makul bir temelden accedilıkccedila yoksun olmadığı suumlrece Sırbistan
yasama organının sosyal politika seccedilimlerine genel olarak saygı duyacağını belirtmiştir
Bu nedenle Mahkeme oyccedilokluğuyla Soumlzleşmersquonin ihlal edilmediğine karar vermiştir
174
Başvuru Adı Stravopooulos ve diğerleri v Yunanistan
Başvuru No 5248418
Başvuru Tarihi 31 Ekim 2018
Karar Tarihi 25 Haziran 2020
Karar Linki httphudocechrcoeintengi=001-203165
Konu Doğum belgesinde yer alan ve ccedilocuğun isminin vaftiz yoluyla
verilmediğini goumlsteren ibarenin Soumlzleşmersquonin 9 maddesi kapsamındaki inancını accedilıklamaya
zorlanmama hakkını ihlal ettiği
Olaylar
Başvurucular Nikolaos Stavropoulos Ioanna Kravari ve kız ccedilocukları Stavroula-
Dorothea Yunan vatandaşı olup Birleşik Krallıkrsquota ikamet etmektedir Başvurucu ccediliftin kızları
2007 yılında doğmuş ve doğum belgesi Amarousio kayıt merkezinde kaydettirilmiştir Kayıt
belgesinde ccedilocuğun adı yanında parantez iccedilinde ldquoisim koymardquo şeklindeki el yazısıyla yazılmış
bir notla beraber kaydedilmiştir
Ekim 2007rsquode başvurucular kaydın soumlz konusu notu iccedilermesi nedeniyle iptal edilmesi
iccedilin Yuumlksek İdare Mahkemesirsquone dava accedilmıştır Başvurucular bu kaydın ccedilocuğun vaftiz
edilmediğini goumlsterdiğini ve bu şekilde dini inanccedillarını accedilıkladığını ileri suumlrmuumlştuumlr
Başvurucuların davaları soumlz konusu notun ilgili kanundaki (3441976 sayılı Kanunun
25 maddesi) ibarenin tekrarından ibaret olduğu bu huumlkme goumlre ldquoisim koymardquo işleminin bir
isme sahip olmanın tek kanuni yolu olduğu gerekccedileleriyle reddedilmiştir
İhlal İddiaları Başvurucular Soumlzleşmersquonin 9 maddesi kapsamındaki dini
inanccedillarını accedilıklamama haklarının ihlal edildiğini ayrıca Soumlzleşmersquonin 8 maddesinin de ihlal
edildiğini iddia etmiştir Başvurucular ldquoisim koymardquo (naming) ibaresinin vaftiz edilen
ccedilocuklarının belgelerine yazılmadığını ancak kendi ccedilocuklarının bebeğinin vaftiz edilmediğini
goumlstermek amacıyla bu ibarenin koyulduğunu belirtmiştir
175
Karar
Madde 9
Mahkeme oumlncelikle tarafların belgeye el yazısıyla işlenen ibarenin başvurucuların
Soumlzleşmersquonin 9 maddesi kapsamındaki haklarına bir muumldahale oluşturup oluşturmadığı
konusunda ayrıştıklarını tespit etmiştir Başvurucular ibarenin ccedilocuklarının vaftiz edilmediğini
ifade ettiğini ileri suumlrerken Huumlkuumlmet ibarenin hatayla eklendiğini belirtmiştir
Mahkeme notun tek başına bir dini anlam iccedileren atıf olarak değerlendirilemeyecek
olmasına karşın somut olayın bağlamı uumlccediluumlncuuml başvurucu olan ccedilocuğun vaftiz edilmediğini
goumlsterdiğini belirtmiştir
Uumlccediluumlncuuml taraf olarak Yunan Ombudsmanı tarafından Mahkemersquoye sunulan goumlruumlşte
Yunan makamlarının suumlregelen uygulaması ve yaklaşımına goumlre ccedilocuğun bir isme sahip
olmasının ldquovaftizrdquo ve ldquoisim koymardquo şeklinde iki yolu vardır ve vaftiz edilmemiş ccedilocuklar isim
koyma yoluyla kaydedilir
Huumlkuumlmet her ne kadar aksini iddia etse de Mahkeme Huumlkuumlmet tarafından sunulan
savunmaya ekli resmi belgelerin birccediloğunda resmi kayıt ofisinin bu ibareyi kullandığını
goumlzlemlemiştir Dahası Mahkeme uumlccediluumlncuuml başvurucu olan ccedilocuğun doğum belgesinin sağ
boumlluumlmuumlnde vaftiz edilmeyle ilgili ayrı bir boumlluumlmuumln olduğunu ve başvurucunun belgesinde bu
boumlluumlmuumln boş bırakıldığını tespit etmiştir Boumlylelikle Mahkeme başvurucuların arguumlmanını
haklı bulmuş ve Amarousio kayıt ofisinin eklediği ibarenin hatayla yazılmadığına uumlccediluumlncuuml
başvurucunun isminin nasıl verildiğini goumlsteren bir ibare olarak belgeye eklendiğine karar
vermiştir
Mahkeme başvurucunun soumlz konusu kaydı iccedileren resmi doğum belgesini yaşamı
boyunca oumlrneğin okul kayıtlarında sıklıkla kullanmak durumunda kalacağını bunun da 9
maddenin koruması altındaki inancını accedilıklamaya zorlanmama hakkına muumldahale
oluşturacağını ve dahası idari makamlar nezdinde ayrımcılıkla karşılaşma riski taşıyacağını
vurgulamıştır Mahkeme ayrıca muumldahalenin hukuken oumlngoumlruumllebilir olmadığına 3441976
sayılı kanunun 25 maddesinin kayıt ofislerine bu tuumlr bir ibare ekleme yuumlkuumlmluumlluumlğuuml
getirmediğine ve doğum belgelerine bu ibarenin işlenmesinin kayıt ofislerinin yaygın
176
pratiğinden kaynaklandığına dikkat ccedilekmiştir Bu gerekccedilelerle Mahkeme Soumlzleşmersquonin 9
maddesinin ihlal edildiğine karar vermiştir
Mahkeme başvurucuların 8 madde kapsamındaki şikayetlerinin ayrıca incelenmesine
gerek olmadığına karar vermiştir
Adil Tazmin
Mahkeme Yunanistanrsquoın başvuruculara manevi tazminat olarak muumlştereken 10000
euro masraf ve giderler iccedilin de 1800 euro oumldemesine karar vermiştir
177
Başvuru Adı A ve B Romanya
Başvuru No 4844216
Başvuru Tarihi 11 Ağustos 2016
Karar Tarihi 2 Haziran 2020
Karar Linki httphudocechrcoeintengi=002-12842
Konu Tanık koruma programı kapsamında gerccedilekleştirilen
yuumlkuumlmluumlluumlklerin yerine getirilmesinde birtakım gecikmeler ve ihlaller yaşanmış olsa da
yetkililer pozitif yuumlkuumlmluumlluumlklerini yerine getirmiş olduğundan Soumlzleşmersquonin 2 maddesinin
(yaşam hakkı) ihlalinin gerccedilekleşmemesi
Olaylar Başvurucular Bayan A ve Bay B sırasıyla 1981 ve 1978
doğumlu Romanya vatandaşlarıdır ve ccedilift olarak Rrsquode yaşamaktadırlar
Ağustos 2015rsquote Yargıtayrsquoa bağlı yolsuzlukla muumlcadele savcılığı başvurucuları ldquotehdit
altındaki tanıklarrdquo olarak ilan etti başvurucular başka bir uumlst duumlzey yetkili D ile beraber
yolsuzluk eylemleri iddiasıyla soruşturulan C iccedilin ccedilalışmışlardı Başvurucuların C ve D
arasındaki şuumlpheli işlemlere tanık olduklarına inanılıyordu
Acil koruma Brsquodeki Emniyet Genel Muumlduumlrluumlğuuml tarafından Oumlzel Harekat Servisi ve
yerel polis karakolu aracılığıyla sağlandı Oumlzel Harekat Servisi ivedilikle işe koyulmuş Şubat
2016rsquodan itibaren ikinci bir ekip başvurucuları korumak iccedilin goumlrevlendirilmiştir Ulusal Tanık
Koruma Ofisi başvurucularla goumlruumlşerek Aralık 2015rsquote katılmayı kabul ettikleri program iccedilin
koşullar ve gereklilikleri accedilıklamıştır
Akabinde polis memurlarının goumlrevlerini ve başvurucularının yuumlkuumlmluumlluumlklerini
belirleyen ve başvurucuların imzalamayı reddettiği koruma protokoluumlnuumln EGM tarafından
kullanılması uumlzerine tartışmalar yaşanmıştır Haziran 2016rsquoda Savcılık Yargıtayrsquodan koruma
oumlnlemlerinin kaldırılması ve başvurucuların artık tehlike altında bulunmaması gerekccedilesiyle
tanık koruma programından ccedilıkarılmaları talebinde bulunmuş ancak Yargıtay talebi Ağustos
ayında reddetmiştir
Başvurucular nihayetinde Ulusal Tanık Koruma Ofisi tarafından yuumlruumltuumllen tanık
koruma programına polis tarafından sağlanan koruma ile Ocak 2017rsquode resmen dahil
edilmişlerdir Aynı ay iccedilerisinde koruma protokoluumlnuuml imzalamışlar ve Ulusal Tanık Koruma
178
Ofisinden kimlik bilgilerini değiştirmelerini yurtdışına taşındırılmayı ve kendilerine maddi
yardım sağlanmasını istemiştir Mart 2017rsquode Yargıtay başvurucuların taleplerini reddetmiştir
Başvuruculara goumlre korunmaları iccedilin alınan polis tedbirleri etkisizdir Oumlrneğin polis
memurları tuumlruumlnuumln ilk oumlrneği olduğunu soumlyledikleri goumlrevleri iccedilin herhangi bir talimat
almadıklarını itiraf etmişlerdi Bay B polislerle koruma goumlrevini icra etme youmlntemlerinden
memnun olmadığı iccedilin tartışmalar yaşamış ve bu tartışmalar uumlzerinden birccedilok kez ceza almıştır
Koruma suumlrecinde başvurucular aynı zamanda tehditlerle karşı karşıya kalmıştır
Oumlrneğin iki mermi kapı oumlnlerine bırakılmış ve araba lastikleri yarılmıştır Başvurucular
korumayla ilgili şikayette bulunmuş ancak bu şikayetler ccediloğunlukla reddedilmiştir
Başvurucular 2017rsquode Romanyarsquoyı terk etmiştir
İhlal İddiaları Başvurucular Soumlzleşmenin ccedileşitli maddelerine dayanarak
verimsiz olduğunu iddia ederek tanık koruma programının duumlzenlenmesi konusunda şikayette
bulunmuşlardır
Karar
Madde 2
Mahkeme başvurucuların şikayetlerini yalnızca 2 madde (yaşam hakkı) uumlzerinden
değerlendirmeye karar vermiştir İccediltihadını yineleyerek (oumlzellikle Osman Birleşik Krallık ve
RR ve diğerleri Macaristan) Soumlzleşmersquonin 2 maddesinin yaşam hakkı ihlal edildiği iddia
edilen kişi hayatını kaybetmemiş olsa bile guumlndeme gelebileceğini belirtmiştir
Başvurucular tehdit altındaki tanıklar olarak sınıflandırılmış ve savcılık onların
tehlikede olduğu kanısına varmıştır Tanık koruma kurallarını uygularken yetkililer
başvurucular iccedilin hukukun anlamı dahilinde bir risk olduğunu kabul etmişlerdir Bu nedenle
yetkililer başvurucuların hayatına youmlnelik gerccedilek ve yakın bir risk olduğunu biliyordu veya
bilmesi gerekiyordu İncelenmesi gereken husus yetkililerin kendilerinden bu riskten
kaccedilınmaları iccedilin makul olarak beklenebilecek her şeyi yapıp yapmadıklarıydı
Mahkeme yetkililerin risk tespit edilir edilmez başvurucuları koruma altına aldığını
ancak devamındaki suumlreccedilte birtakım gecikmeler olduğunu belirlemiştir yetkililerin koruma
protokoluumlnuuml hazırlaması ve başvuruculara sunması altı ay başvurucuların programda yer
almaları konusundaki onaylarını temin altına alması uumlccedil aydan fazla savcılığın ilgili kanun
179
kapsamında başvurucuları tanık koruma programı kapsamına almak iccedilin uygun proseduumlruuml
başlatması ise iki ay suumlrmuumlştuumlr
Mahkeme boumlylelikle riskin ilk tespit edildiği Ağustos 2015rsquoten başvurucuların resmi
olarak tanık koruma programına alındığı Ocak 2017rsquoye kadar bir yıl doumlrt aydan fazla zaman
geccedilirildiği konusundaki endişesini ifade etmiştir
Bununla birlikte bu zaman zarfı iccedilerisinde her ne kadar en azından başlangıccedilta ancak
Temmuz 2016rsquoda geccedilerli hale gelen eksik duumlzenlemeler sebebiyle doğaccedillamaya dayalı olsa
bile korunmasız bırakılmamışlardır Ortaya ccedilıkan eksiklikler yetkililer tarafından giderilmiş ve
başvuruculara doğrudan saldırı vuku bulmamıştır
Başvurucuların polis memurlarının deneyim eksikliğini ileri suumlrmuumlş olsa da Mahkeme
buna geccedilmişte benzer yuumlksek riskli goumlrevlendirmelerde yer aldıklarına dikkat ccedilekerek
katılmamıştır Mahkemersquoye goumlre yine de boumlylesi bir deneyim accedilık talimatların eksikliğini ve
yeterli hazırlıkların yapılmasını telafi etmez Polis memurlarının bazen silahsız ve uumlniformasız
oldukları ve yerlerini diğer ekip gelmeden bıraktığı belirlenmiştir Bahsi geccedilen ihmaller
soruşturma yapan ve gerektiğinde kınama cezası veren yetkililer tarafından ciddiye alınmasına
rağmen başvurucuların korunmasından taviz verme riski taşımaktadır
Mahkeme boumlyle bir durumun başvurucularla polis arasındaki uyuşmazlığın ve
guumlvensizliğin artmasına katkıda bulunduğunu kabul ederken bunun başvurucuların kışkırtıcı
davranışlarını ve korunmalarına youmlnelik sorumluluklarını goumlz ardı etmelerini haklı
goumlstermeyeceğini belirtmiştir
Başvurucular yasalar tarafından duumlzenlenmiş ve nihayetinde imzaladıkları koruma
protokollerine de dahil edilen yetkililerle işbirliği yapmaya youmlnelik yuumlkuumlmluumlluumlklerinin
tamamıyla farkındaydılar Uygulamada ise yuumlkuumlmluumlluumlklerini yerine getirmede defalarca
başarısız olmuş ve protokolleri ihlal etmişlerdir
Diğer hususların yanı sıra işbirliği sağlamamışlar ve polis memurlarına uygunsuz hal
ve hareketlerde bulunmuşlardır Koruma tedbirlerinden kaccedilınmaya ccedilalışmış polis
memurlarının işlerini yapmalarını zorlaştırmış ve iddiaya goumlre kendilerine yeni iş bulma
yuumlkuumlmluumlluumlğuuml ile ilgili olarak yetkililere ulaşılamaz taleplerde bulunmuş ve uzlaşmayı
reddetmişlerdir
180
Dahası başvurucular koruma altındaki tanık statuumllerini riske atacak şekilde sosyal
medya ve televizyonda mevcudiyet goumlstermişlerdir Başvurucular ayrıca Romanya iccedilinde
başka bir yere yerleştirilme teklifini reddetmiş Yargıtay ise dikkatli bir inceleme yaptıktan ve
gerekccedileler sunduktan kimliklerinin değiştirilmesi ve yurtdışına taşınma taleplerini
reddetmiştir
Başvurucular Yargıtayrsquoın kararını ve koruma protokollerine uyma yuumlkuumlmluumlluumlklerini
goumlrmezden gelerek yurtdışına taşınmaya karar vererek uygulamada koruma statuumllerini
sonlandırmış ve potansiyel olarak kendilerini ciddi risk altına sokmuşlardır Bu durumda bile
yetkililer korumayı geri ccedilekmemiş ve hatta iletişimi suumlrduumlruumlp maddi yardım sunmaya devam
etmişlerdir
Mahkeme yasanın oumlngoumlrduumlğuuml bir seccedilenek olan tanık koruma programından geri ccedilekme
yerine başvurucuların işbirliğine yanaşmamalarına rağmen korumayı suumlrduumlrme ccedilabalarından
dolayı yetkililere takdirini sunmuştur Boumlylelikle Mahkeme yetkililerin başvurucuların
hayatlarına youmlnelik iddia edilen riskten kendilerinden makul surette beklenebilecek şekilde
korumak iccedilin gerekeni yaptığını hesaba katarak Soumlzleşmersquonin 2 maddesindeki gerekliliklere
uyulduğuna ve huumlkmuumln ihlal edilmediğine karar vermiştir
181
Başvuru Adı Boljević Sırbistan
Başvuru No 4744314
Başvuru Tarihi 20062014
Karar Tarihi 16 Haziran 2020
Karar Linki httphudocechrcoeintengi=001-203052
Konu Başvurucunun zamanaşımına uğramış soybağı davasıyla ilgili
modern DNA testi youmlntemlerini kullanmasına izin verilmeden koumlkenini kanıtlama hakkından
mahrum bırakılmasının Soumlzleşmersquonin 8 maddesini (oumlzel ve aile hayatına saygı hakkı) ihlal
ettiği
Olaylar Başvurucu Peđa Boljević 1969 doğumlu bir Sırp vatandaşıdır
ve Ečkarsquoda (Sırbistan) yaşamaktadır 20112012 yılına kadar başvurucu Bay Arsquonın tartışmasız
şekilde biyolojik babası olduğunu duumlşuumlnmektedir Bununla birlikte Bay Arsquonın oumlluumlmuumlnuuml
izleyen miras davasında 1970 yılında verilen Bay Arsquonın biyolojik babası olamayacağına dair
kesinleşmiş mahkeme kararından haberdar olmuştur Mahkeme bu sonuca temelde
başvurucunun annesi ve Bay Arsquonın tanışmasıyla ilgili tanık ifadesine dayanarak ulaşmıştır
Ocak 2012rsquode başvurucu ve annesi soybağı davasının yeniden accedilılmasını talep
etmişlerdir Başvurucunun 1970 yılında verilen karardan daha yeni haberdar olduğunu kararın
verildiği doumlnemde DNA testi yaptırmanın muumlmkuumln olmadığını ancak guumlnuumlmuumlzde testin
mahkeme kararıyla yaptırılabileceğini savunmuşlardır Dahası Bay A resmi doğum
kayıtlarında her zaman başvurucunun babası olarak geccedilmiştir
İlk ve ikinci derece mahkemeleri zamanaşımı gerekccedilesiyle başvurucunun talebini
reddetmiştir Bilhassa yeni olgu ve delillere dayanan davanın yeniden accedilılması başvurusunun
nihai karar verildikten sonraki 5 yıl iccedilinde mevcut olayda 1977 yılında yapılması gerekiyordu
Temyiz Mahkemesi ayrıca başvurucunun 1970 kararlarından yeni haberdar olduğu iddiasını
ise geccedilmişteki dava suumlrecinde başvurucunun hakları yasal vasisi tarafından teminat altına
alındığı gerekccedilesi ile yersiz bulmuştur
Anayasa Mahkemesi de 2014 yılında başvurucunun bireysel başvurusunu reddetmiştir
182
İhlal İddiaları Bay Boljević Bay Arsquonın biyolojik babası olduğunu
kanıtlayabilmek iccedilin DNA testi yaptırma fırsatından mahrum bırakıldığından hareketle
Soumlzleşmersquonin 8 maddesinin (oumlzel ve aile hayatına saygı hakkı) ihlal edildiğini ileri suumlrmuumlştuumlr
Karar Mahkeme Sırp yargı makamlarının 1970rsquode tamamlanmış
hukuk yargılamasının yenilenme talebini reddetmesinin hukuka uygun olduğunu tespit
etmiştir İlk ve ikinci derece mahkemelerinin muhakemesinde keyfiliğe dair hiccedilbir kanıt
goumlruumllmemektedir
Buna ek olarak ret kararı hukuki guumlvenlik ve başkalarının haklarının korunması meşru
amaccedillarına youmlnelik olarak verilmiştir Oumlzellikle soybağı ile ilgili yargılamalarda konulan
zaman sınırlaması baba olarak goumlruumlnen kişileri eskimiş iddialardan korumak ve mahkemelerin
uzun yıllar oumlncesine dayanan esasa ilişkin tespitler yapması gerektiğinde olası adaletsizliği
oumlnlemeyi amaccedillamaktaydı
Ancak başvurucunun davasıyla ilgili oumlzel koşullar ve şahsi kimliğinin oumlnemli bir
kısmını keşfetmesinin mevzubahis olduğu goumlz oumlnuumlnde bulundurulduğunda Mahkemeye goumlre
hukuki guumlvenliğin sağlanması tek başına başvurucuyu koumlklerini oumlğrenme hakkından mahrum
etmek iccedilin yeterli bir gerekccedile değildir
Nitekim Huumlkuumlmetin de kabul ettiği uumlzere başvurucunun yargılamanın yenilenmesi iccedilin
son başvuru tarihini uzatmasının yasal bir yolu bulunmamaktadır Bu nedenle onun oumlzel
durumu dikkate alınarak ilgili menfaatler arasında herhangi bir denge sağlanamamıştır
Mahkeme oumlzellikle başvurucunun bildiği kadarıyla 20112012rsquode miras davasının
accedilılmasına kadar Bay Arsquonın başvurucunun biyolojik babası olduğunu kaydetmiştir Dahası
Bay A 2014 ve 2019rsquoda ccedilıkarılan doğum sertifikalarında da hala başvurucunun babası olarak
geccedilmektedir
Her haluumlkarda oumllen bir kişinin olayda Bay Arsquonın oumlzel hayatının DNA oumlrneği talebi
sebebiyle koumltuuml youmlnde etkilenemez Ayrıca dava dosyasında merhumun ailesinin DNA testine
nasıl tepki verecekleri yer almamıştır
Mahkemenin taraf devletlere başvurucunun davasında olduğu gibi hassas konularda
tanıdığı takdir marjına bakılmaksızın buumltuumln bu sebeplerden oumltuumlruuml Mahkeme Sırp yetkili
makamlarının başvurucunun Soumlzleşme ile korunan oumlzel hayata saygı hakkını teminat
almadığını tespit etmiştir
183
Dolayısıyla somut olayın tuumlm oumlzellikleri dikkate alındığında Soumlzleşmersquonin 8 maddesi
ihlal edilmiştir
Adil tazmin (Madde 41)
Mahkeme ihlal tespitinin başvurucunun uğradığı herhangi bir manevi zarar iccedilin kendi
başına yeterli adil tazmin olduğuna karar vermiştir
184
Başvuru Adı Association Innocence en Danger ve Association Enfance et
Partage Fransa
Başvuru No 1534315 ve 1680615
Başvuru Tarihi 26032015 ve 07042015
Karar Tarihi 04 Haziran 2020
Karar Linki httphudocechrcoeintengi=001-202716
Konu Okul muumlduumlruuml tarafından bir ccedilocuğa youmlnelik hazırlanan koumltuuml
muamele raporu devletin soruşturma yuumlkuumlmluumlluumlğuumlnuuml etkin hale getirmişken yetkili
makamların gerekli oumlnlemleri almayarak ccedilocuğun oumlluumlmuumlne engel olamamasının Soumlzleşmersquonin
3 maddesini (işkence yasağı) ihlal etmesi
Olaylar Başvurucular Paris merkezli iki Fransız ccedilocuk koruma
derneğidir 2001 doğumlu M başta isminin bilinmesini istemeyen ve bebeğini terk eden annesi
tarafından bir ay sonrasında geri alınmıştır Sonrasında iki ebeveyni ve kardeşleriyle birlikte
yaşamış ve okula ilk kez 6 yaşında Nisan 2007rsquode gitmiştir Ailesi her taşındığında
kaydettirildiği ccedileşitli okullarda pek ccedilok guumln devamsızlık yapmıştır İlk okul doumlnemi olan 2007-
2008 doumlneminden itibaren Mrsquonin oumlğretmenleri ccedilocuğun vuumlcudunda duumlzenli olarak ccedileşitli yara
izleri olduğunu kaydetmiştir
Haziran 2008rsquode okul muumlduumlruuml Le Mans savcılığına ve boumllge konseyi başkanına (yetkili
yerel makam) ldquoccedilocuk koruma raporurdquo goumlndermiştir Taşındıktan sonra Mrsquonin kız kardeşi ve
erkek kardeşlerinin aksine yeni okuluna gelmemesi muumlduumlruuml kaygılandırmıştır Muumlduumlr oumlnceki
okul muumlduumlruumlnuumln kendisini şuumlpheli koumltuuml muamele hakkında bilgilendirmesi ve yine aynı okulun
oumlğretmenlerinin Mrsquonin vuumlcudunda fark edilen yaralardan bahseden okul dosyasını teslim
almasından sonra ccedilocuğun okuldaki yokluğundan endişe duymuştur
Aynı guumln savcılık jandarmadan olayı soruşturmasını istemiştir Temmuz 2008rsquode
sosyal hizmetler son zamanlarda oluşan morarmalarla ilgili savcılığı bilgilendirmesinin
uumlzerine adli tabip goumlrevlendirilmiştir Birkaccedil guumln sonrasında M babasının goumlzuuml oumlnuumlnde
muayene edilmiştir Doktor daha oumlnceden oluşan lezyonları tespit etmiş ve şiddet veya koumltuuml
muamele seccedileneklerini tespit edemediğini belirtmiştir Ertesi hafta M ccedilocuk succedillarını oumlnleme
birimi binasında sorgulanmıştır ve sorgu kayda alınmıştır
185
Eyluumll 2008rsquode goumlrevli kıdemli polis memuru Mrsquonin istismar mağduru olduğunu
goumlsteren herhangi bir kanıt olmadığı sonucuna vardığı bir rapor hazırlamıştır 2008rsquoin ekim
ayının başlarında savcılık succedil iddiasının yetersiz şekilde dile getirilmesi sebebiyle dosyayı
kapatmıştır
Nisan 2009rsquoda o zamanın okul muumlduumlruuml ve okul doktoru Mrsquonin babasının ccedilocuğu ccedilocuk
acil servisine goumltuumlrmesini istemişler ve Ms bir ay hastanede yatmıştır Bu sırada okul muumlduumlruuml
Mrsquonin oumlğrenim yılının başından beri 33 guumln okula gelmediğini ve okula sıklıkla bariz
accedilıklaması olmayan ufak yaralanmalar ile geldiğini belirterek endişelerini boumllge konseyi
başkanına bildirmiştir Haziran 2009rsquoda iki sosyal hizmetler ccedilalışanı farklı tarihlerde ccedilocuğun
evini ziyaret etmiştir Oumlzel olarak endişelenmeyi gerektirecek herhangi bir sebep olmadığını
belirtmişlerdir
Eyluumll 2009rsquoda Mrsquonin babası kızının bir fast-food restoranının otoparkında
kaybolduğunu polise bildirmiştir Ccedilocuğun bulunması iccedilin buumlyuumlk bir arama ekibi
oluşturulmuştur Ertesi guumln baba nihayetinde soruşturmacıları ccedilocuğun cansız bedeninin
bulunduğu noktaya youmlnlendirmiştir Oumlluumlm tahmini olarak 6 Ağustosrsquou 7 Ağustosrsquoa bağlayan
gece gerccedilekleşmiştir
Haziran 2012rsquode ebeveynler Sarthe Ağır Ceza Mahkemesi tarafından oumlluumlme yol accedilan
işkence ve vahşice eylemlerin ebeveyn tarafından kuumlccediluumlğe işlenmesi succedilundan 30 yıl hapis
cezasına ccedilarptırılmıştır İki başvurucu dernek kovuşturma aşamasına muumldahil olmuşlardır ve
ebeveynlerin başvuruculara tazminat olarak sembolik bir miktar Euro oumldemesine karar
verilmiştir
Ekim 2012rsquode başvurucu dernekler oumlzellikle Haziran-Ekim 2008 tarihlerinde
soruşturma ekiplerinin ve savcılığın ihmalkacircr hatalarından dolayı ağır kusurlu oldukları
iddiasıyla adalet sistemindeki hatalı işleyişten oumltuumlruuml devletin hukuki sorumluluğuna gidilmesi
iccedilin dava accedilmışlardır Başvurucuların tuumlm iddiaları reddedilmiştir
İhlal İddiaları Başvurucu dernekler oumlzellikle Soumlzleşmersquonin 2 maddesi
(yaşam hakkı) ile 3 maddesine (işkence yasağı) dayanarak Fransız yetkililerinin Mrsquoyi
ebeveyn istismarından koruyamadıklarından şikayetccedili olmuşlardır
Innocence en Danger Derneği 13 madde (etkili başvuru hakkı) uyarınca devletin
adalet sisteminin hatalı işleyişinden doğan sorumluluğunu uumlstlenmesi iccedilin ağır ihmalin
varlığını iddia etmiştir
186
Karar
Başvurucu derneklerin taraf ehliyeti
Huumlkuumlmet başvurucu derneklerin Mrsquoyi temsilen Mahkeme oumlnuumlnde dava accedilma
ehliyetlerinin olmadığını ileri suumlrmuumlştuumlr
Ancak Mahkeme istisnai koşullar ccedilerccedilevesinde asıl amacı ccedilocukların korunması olan
ve yerel dava suumlrecinde de usuli bir statuumlye sahip bir şekilde aktif rol almış başvurucu
derneklerin Mrsquonin fiili temsilcileri olarak değerlendirilebileceği goumlruumlşuumlndedir
Mahkeme uyuşmazlığın yerel makamların koumltuuml muameleyi fark edip bu eylemlerin
ccedilocuğun nihayetinde oumlluumlmuumlne sebebiyet vermesinden koruyup koruyamayacağı sorusuyla ilgili
olduğunu tespit ederek dava dilekccedilesini yalnızca 3 madde kapsamında incelemeye karar
vermiştir
Madde 3 (İşkence ve insanlık dışı veya aşağılayıcı muamele yasağı)
Mahkeme okul muumlduumlruumlnuumln 19 Haziran 2008 tarihli raporu ile yetkililerin Mrsquonin koumltuuml
muamele ve daha ileri duumlzeyde istismar ile karşı karşıya olabileceği riskinden haberdar
edildiğini kaydetmiştir Rapor devletin olayı araştırma pozitif yuumlkuumlmluumlluumlğuumlnuuml gerekli
kılmıştır
Mahkeme yerel makamların tehlikeyi goumlz ardı etmemek ile aile hayatına saygı duyma
arasında adil denge kurmak gibi hassas bir konuda yaşadığı zorlukların farkındadır Mahkeme
ayrıca raporun ulaştığı guumln savcılığın jandarmaya soruşturma başlatması talimatını verme
konusunda duyarlı olduğunu da kaydetmiştir Dahası ccedilocuğun ifadesinin kayıt altına alınması
ve adli tabip tarafından muayene edilmesi gibi faydalı tedbirler de alınmıştır Ancak Mahkeme
bazı diğer unsurların bu bulguların oumlnemini zayıflattığı goumlruumlşuumlndedir
İlk olarak savcılığın derhal harekete geccedilmesine cevaben durum 13 guumln geccedilene kadar
polise soruşturulması iccedilin bildirilmemiştir İkinci olarak ccedileşitli işaretler ve belirtiler rapor 19
Haziran 2008rsquode goumlnderilir goumlnderilmez yetkililerin ilgisine sunulmuştur Ccedilocuğun
vuumlcudundaki yaralar ortaya ccedilıktığında goumlsterdiği tepkiler ve olayın perde arkasında geccedilenlerle
ilgili bilgi toplamak uumlzere oumlğretmenlerle goumlruumlşmek faydalı olabilirdi Oumlğretmenler ccedilocukları
guumlnluumlk olarak yakından goumlzlemledikleri ve bazen ccedilocuğun guumlvendiği yegane insanlar oldukları
iccedilin ccedilocuk istismarını oumlnlemede oumlnemli rol oynamaktadırlar
187
Oumlzellikle aile pek ccedilok kez taşındığından Mrsquonin aile ccedilevresini accedilıklığa kavuşturmak
iccedilin araştırma yapılması faydalı olabilirdi Soruşturmanın başındaki polis memuru tarafından
anne polis karakolunda değil kendi evinde kısa ve oumlz bir şekilde sorgulanmıştır Dahası Mrsquonin
adli tıp muayenesi esnasında babasının orada olması sebebiyle bu goumlruumlşme hedefle youmlnelik
sorular sormayı iccedileren bir soruşturma bağlamında ccedilocukla gerccedilek bir goumlruumlşme olarak kabul
edilemez
M ile goumlruumlşme sırasında her ne kadar bir şikayette bulunmamış olsa da goumlruumlşme bir
psikolog olmadan gerccedilekleştirilmiştir Boumlyle bir koşul zorunlu olmasa da boumlyle bir uzmanın
varlığı rapor ve adli tıp muayenesinden sonra doğan kaygıları accedilıklığa kovuşturmak iccedilin uygun
olabilirdi
Soruşturmanın takipsizlikle sonuccedillanmasını sorgulamak Mahkemersquoye duumlşmemekte
ancak diğer taraftan yetkililerin takipsizlik kararından sonra olayı tamamen guumlndemden
ccedilıkarmak yerine belirli tedbirleri alması gerekmekte idi Eğer savcılık kendi kararını sosyal
hizmetlere bildirerek sosyal hizmetler tarafından yapılacak bir araştırmanın ya da ccedilocuğun
goumlzetim altına alınmasının gerekliliğini vurgulasaydı soruşturmanın sonlandırılmasından
sonra sosyal hizmetlerin uygun bir eylemde bulunma ihtimalini arttırmış olurdu
Ek olarak olayların geccediltiği doumlnemde ilgili boumllgede bilgilerin merkezileştirilebileceği
bir mekanizma (oumlrneğin ldquoCRIPrdquo bilgi toplama birimi) bulunmamaktadır Buumltuumln bu unsurların
bir araya gelmesi sonucunda ccedilocuğun goumlzlem altında tutulması ve yargı mensupları ile sosyal
hizmetler yetkililerin arasında herhangi bir etkili bilgi alışverişinin gerccedilekleşmesi ihtimalini
azalmıştır
Takipsizlik kararından nihayetinde haberdar olan sosyal hizmetler iddiaya goumlre 27
Nisan 2009 tarihli endişe verici rapordan sonra ev ziyaretleri dahil olmak uumlzere harekete
geccedilmiştir Bununla birlikte raporla aynı tarihlerde Mrsquonin hastanede bir ay yattığı ve bunun
sonucunda ccedilocuk sağlığı biriminin sosyal hizmetlerle iletişime geccediltiği goumlruumllduumlğuumlnde sosyal
hizmetlerin ccedilocuğun durumu konusunda daha tedbirli davranmasının gerektiği ortaya
ccedilıkmaktadır Ancak takipsizlik kararının ardından ccedilocuğun iccedilinde bulunduğu asıl durumu
tespit edebilecek etkin eylemlerde bulunulmamıştır
Buumltuumln bu sebeplerden oumltuumlruuml Mahkeme mevcut sistemin Mrsquoyi kendisinin oumlluumlmuumlne yol
accedilan ailesinin istismarından koruyamadığı sonucuna ulaşmıştır Dolayısıyla Soumlzleşmersquonin 3
maddesi ihlal edilmiştir
188
13 Madde (Etkili başvuru hakkı)
Mahkeme Fransız kanun koyucunun devletin hukuki sorumluluğuna gidilebilmesi
iccedilin adalet sisteminin hatalı işleyişine sebebiyet veren ihmali davranışların ardı ardına
meydana gelmesi gibi ağır ihmalin varlığının ortaya konmasını aramasını mantıklı bulmuştur
Ayrıca bu kuralların sınırlı bir bağlamda uygulanmasının adalet sisteminin karmaşıklığını
dikkate alan ve soruşturma ile yargı guumlccedillerinin sistemli bir şekilde işlemesini teminat altına
almaya ccedilalışan bir yasama tercihine karşılık geldiğini de kabul etmiştir
Mahkeme mevcut davada Innocence en Danger derneğinin polis ve savcılığın
hizmetlerine atfettiği eksikliklerle ilgili şikayetlerini incelettirmek uumlzere adli mahkemelerde
dava accedilma yetkisi olduğunu kaydetmiştir İlgili mahkeme bu şikayetler hakkında karar verme
yetkisine sahiptir ve gerccedilekten de başvurucu derneğin tuumlm iddialarını ve gerekccedilelerini
sunabildiği yargılamada kendisini yalnızca ciddi ihmal eylemleriyle sınırlamaksızın davayı
incelemiştir
Mahkemersquonin goumlruumlşuumlne goumlre başvurucu derneğin iddialarının reddedilmesi kanun
yolunun etkili olup olmadığına karar verilebilmesi iccedilin tek başına yeterli değildir Soumlzleşmersquonin
13 maddesi kapsamındaki etkililik yargılamanın başvurucu lehine sonuccedillanmasına bağlı
değildir Dolayısıyla Soumlzleşmersquonin 3 maddesi ile bağlantılı olarak 13 madde ihlal
edilmemiştir
Madde 41 (Adil tazmin)
Mahkeme Fransarsquonın başvurucu Innocence en Danger Derneğirsquone manevi tazminat
iccedilin 1 Euro tutarında sembolik tazminat ve masraf ve giderler iccedilin 15000 Euro oumldemesine
huumlkmetmiştir Diğer başvurucu derneğin adil tazmin kapsamında herhangi bir talep ve iddiası
bulunmamaktadır
189
Başvuru Adı Draskovic Karadağ
Başvuru No 4059717
Başvuru Tarihi 31052017
Karar Tarihi 09 Haziran 2020
Karar Linki httphudocechrcoeintengi=001-202763
Konu Otoritelerin dul bir kadının kocasının cenazesinin yerini
değiştirme hakkını ihlal etmesi
Olaylar Başvurucunun eşi 1995 yılında Belgradrsquoda vefat etmiştir Eski
Yugoslavyarsquodaki savaş nedeniyle eşinin cenazesi Karadağrsquoda yeğenine ait bir aile arsasına
goumlmuumllmuumlştuumlr Haziran 2014rsquote başvurucu eşinin cesedini Trebinjersquode sahibi olduğu bir mezara
taşımak istemiş fakat yeğeni reddetmiştir Başvurucu Şubat 2015 yılında Herceg Novi ilk
derece mahkemesine bu talebini sunmuş mahkeme tarafından reddedilmiştir Mahkeme eşinin
cenazesi uumlzerine veya goumlmuumllduumlğuuml yerden doğan herhangi bir hakkı olmadığı gibi yasal bir
menfaatinin de bulunmadığına karar vermiştir Daha sonra Nisan 2015rsquote Yuumlksek Mahkeme
ilk derece mahkemesinin kararını onamıştır Haziran 2015rsquote başvurucu Anayasa
Mahkemesirsquone başvurarak yeğeninin rızası olmadan cenazenin mezarını accedilmak veya nakil
etmek iccedilin resmi bir izin alamamasının anayasal haklarına aykırı olduğunu ileri suumlrmuumlştuumlr
Yerel mahkemelerin de başvurucunun talebini reddedip ccediloumlzuumlmuuml davalı tarafın iradesine
bırakmış olmakla başvurucunun adil yargılanma ve aile hayatı hakkının ihlal edildiği iddia
edilmiştir Şubat 2017rsquode Anayasa Mahkemesi başvurucunun itirazını reddetmiştir Ağustos
2019da sıhhi muumlfettişlik başvurucuya sıhhi muumlfettişin mezar accedilma ve nakil izinlerini
vermekle sorumlu olduğunu mektupla bildirmiştir
İhlal İddiaları Başvurucu yerel mahkemelerin esasa ilişkin kararı
vermemesinin Soumlzleşmersquonin 8 maddesinin (aile ve oumlzel hayata saygı hakkı) ve 6 sect 1 (adil
yargılanma hakkı) maddesinin ihlali olduğunu iddia etmiştir
Karar
Madde 8
190
Mahkeme ilk olarak Huumlkuumlmetin başvurucunun etkili iccedil hukuk yollarını tuumlketmediğine
ilişkin itirazını reddetmiştir Oumlzellikle Başvurucunun sıhhi muumlfettişliğe veya belediye cenaze
şirketine kocasının cenazesinin kazılarak nakledilmesi iccedilin hiccedilbir zaman talepte bulunmamıştır
Mahkeme bir mezarlık arsası sahibinin mezar accedilmak iccedilin izin vermeyi reddetmesi
uumlzerine accedilılabilecek davalarda hiccedilbir usul bulunmadığını kaydetmiştir Nitekim sağlık
muumlfettişliği başvurucuya bu tuumlr anlaşmazlıkları ccediloumlzme yetkisi olmadığını bildirmiştir Bu
nedenle soumlz konusu hukuk yolunun varlığı teoride ve pratikte yeterince kesin olmayıp bu
nedenle erişilebilirlik ve etkililikten yoksun olmaktaydı
Mahkeme yeni bir defin yerine nakledilmek uumlzere bir akrabanın mezarının ortaya
ccedilıkarılması talebinin 8 madde kapsamına girip girmediğine dair daha oumlnce accedilık bir tutum
benimsemediğini kaydetmiştir Oumlte yandan Mahkeme Elli Poluhas Doumldsbo İsveccedil davasında
eşinin cenaze kuumlllerinin yeni bir mezar yerine goumltuumlruumllmesine izin verilmemesinin dul eşin oumlzel
hayatına bir muumldahale olduğu varsayımında bulunmuştur
Mahkeme şimdi başvurucunun olayında olduğu gibi yakın bir akrabanın mezar accedilma
ve nakil talebinin aslında ilke olarak oumlzel ve aile hayatı huumlkmuumlnuumln her iki youmlnuuml altında
incelenebileceğini tespit etmiştir Hakkın niteliği ve kapsamı ile devletin yuumlkuumlmluumlluumlklerinin
kapsamı olayın oumlzel koşullarına ve gerccedileklerine bağlıdır
Elli Poluhas Doumldsbonun aksine başvurucunun şikayetinin kilit youmlnuuml mahkemelerin
uumlccediluumlncuuml bir taraf aleyhindeki iddiasına ilişkin esaslı bir inceleme yapmamış olmasıdır
Dolayısıyla başvurucunun olayı Devletler ldquooumlzel ya da aile hayatına saygırdquo hakkını
nasıl guumlvence altına alacaklarını seccedilerken bireyler arasındaki ilişkiler kapsamındaki
goumlrevleriyle ilgili bir miktar takdir yetkisine (ldquotakdir payırdquo) sahip olmaktadırlar Devletin
yuumlkuumlmluumlluumlkleri soumlz konusu olduğunda bireyin ve toplumun birbiriyle ccedilatışan ccedilıkarları arasında
adil bir denge kurulmasına oumlzen goumlsterilmelidir
Bayan Draškovićin davasında tartılması gereken şey mezarların kutsallığını
sağlamada toplumun roluuml ve yeğenin haklarına karşı kocasının kalıntılarını ccedilıkarmak ve
nakletmekle ilgilidir Mahkeme Elli Poluhas Doumldsbo davasında ulusal makamların bu tuumlr
konularda kendilerine tanınan geniş takdir yetkisi dahilinde hareket ettiklerini tespit ettiğini
kaydetmiştir Şoumlyle ki ulusal makamlar ilgili tuumlm koşulları dikkate almış ve yerel mahkeme
kararları iccedilin ilgili ve yeterli gerekccedileler sunmuşlardır
191
Oumlte yandan Bayan Draškovićin olayında mahkemeler mezar accedilma ve kaldırmanın
pratik accedilıdan muumlmkuumln veya kolay olup olmadığını ve herhangi bir halk sağlığı ccedilıkarının soumlz
konusu olup olmadığını değerlendirmekte başarısız olmakla kalmamış aynı zamanda diğer
konuları da accedilıklığa kavuşturmamıştır Oumlrneğin kocanın Karadağda goumlmuumllmek isteyip
istemediği araştırılmamış Bosna Hersekte mi ya da Belgradrsquota mı yaşadığı incelenmemesinin
yanında kendisi ile Bayan Draškovićin Bosna Hersekteki arsayı birlikte goumlmuumllmek iccedilin alıp
almadıkları da dikkate alınmamıştır
Mahkeme ayrıca Devletin herhangi bir menfaat ccedilatışmasını dengelemek iccedilin uygun bir
yasal ccedilerccedileve oluşturup oluşturmadığını ve bu menfaatleri belirleyip uygun şekilde dengeleyip
dengelemediğini incelemiştir
İlk olarak yerel mevzuatın başvurucununki gibi olayları duumlzenlemekte goumlruumlnmediğini
dolayısıyla başvurucunun 8 madde haklarına getirilen kısıtlamaların orantılılığını goumlzden
geccedilirmek iccedilin bir mekanizma sağlamadığını kaydetmiştir Nitekim aile uumlyeleri arasında
mezardan ccedilıkarma veya bir akrabanın son mezar yeri ile ilgili bir anlaşmazlığı ccediloumlzecek
mekanizmalar iccedilin herhangi bir mevzuat oumlngoumlruumllmemiştir
Kazılardan sorumlu idari makam da bu tuumlr anlaşmazlıkları ccediloumlzme yetkisine sahip
değildi Aksine taraflara meseleyi ccediloumlzduumlkten sonra mezar accedilma talebinde bulunma talimatı
verdi Bu tuumlr menfaat ccedilatışmalarının dengeleme beceresinin olmadığı davalarda ccedilekişmeli
yargı yolu başarılı olabilirdi
Ancak hukuk mahkemeleri başvurucunun ldquomuumllkiyetle ilgili statuumlyle ilgili ve
iddiasında başka herhangi bir menfaatirdquo bulunmadığına huumlkmetmiştir
Dolayısıyla yerel mahkemeler Başvurucu iccedilin 8 madde kapsamında herhangi bir
hakkın varlığını tanımamış veya bunları kocasının yeğeninin menfaat ccedilatışmalarında dengeyi
sağlayamamışlardır Mahkeme Soumlzleşmenin bu huumlkmuumlnuumln ihlal edildiği sonucuna varmıştır
Diğer maddeler iccedilin Mahkeme inceleme gerekliliğinin olmadığına karar vermiştir
192
Başvuru Adı Erlich ve Kastro Romanya
Başvuru No 2373516 ve 2374016
Başvuru Tarihi 20042016
Karar Tarihi 09 Haziran 2020
Karar Linki httphudocechrcoeintengi=001-203114
Konu Romanya Cezaevindeki iki Yahudi mahpusun koşer yemekleri
ihtiyaccedillarının karşılanması iccedilin ulusal makamların yeterli imkanı sağladığı gerekccedilesiyle
Soumlzleşmersquonin 9 maddesinin ihlal edilmediği
Olaylar Rahova Cezaevirsquonde mahpus olan iki İsrail vatandaşı
tutuklulukları suumlrecinde meydana gelen olaylar uumlzerine şikayette bulunmuşlardır Her iki
Başvurucu da belirtilmemiş tarihlerde Rahova Cezaevirsquonde dini gerekliliklerine uygun olarak
koşer yemeklerinin bulunmadığından şikayet etmiştir Temmuz 2015rsquote hapis cezalarının
denetiminden sorumlu yargıccedil başvurucuların şikayetlerini reddetmiştir Kararın gerekccedilesine
goumlre başvurucular kendi ailelerinden gelen gıda maddelerini alabilir veya cezaevi
duumlkkanından koşer uumlruumlnlerini satın alabilirlerdi fakat bunu yapmak istememişlerdir
Başvurucular ise bu karara itiraz etmişlerdir Ekim 2015te Buumlkreş İlk Derece Mahkemesi
Rahova Cezaevirsquonin koşer yemek hazırlamak iccedilin gerekli tesislerden yoksun olduğunu ve bu
tuumlr yemeklerin dışarıdan bir tedarikccediliden satın alınmasının gerektiğini ve bu tedarik iccedilin belirli
bir buumltccedile ve satın alma proseduumlruuml gerektiğini belirterek itirazları kabul etmiştir Mahkeme bu
tuumlr yeni tedbirlerin uygulanmasının zaman alacağını oumlngoumlrerek Rahova Cezaevirsquonin
Başvurucular iccedilin kişisel ihtiyaccedillarını karşılamaya yetecek miktarda ve bir oumldeme karşılığında
guumlnluumlk koşer yemek almalarına izin vermesine huumlkmetmiştir Mahkeme ayrıca Cezaevinin
diğer mahpuslarla aynı koşullarda yemek dağıtımını sağlamasını ve tedarik edemeyecekleri
guumlnlerde yemeklerin depolanmasının kolaylaştırılması gerektiğine işaret etmiştir Yemeklerin
maliyeti ile ilgili olarak mahkeme başvurucuların bu tuumlr konularda yetkili olan olağan hukuk
mahkemelerine başvurarak mahkumlara uygulanan yemek yeme kurallarında belirtilen sınırlar
dahilinde tazminat talep edebileceklerini belirtmiştir Dava dosyasından başvurucuların hukuk
mahkemelerinden tazminat talep etmedikleri anlaşılmaktadır
193
İhlal İddiaları Başvurucu yerel mahkemelerin esasa ilişkin kararı
vermemesinin Soumlzleşmersquonin 8 maddesinin (aile ve oumlzel hayata saygı hakkı) ve 6 sect 1 (adil
yargılanma hakkı) maddesinin ihlali olduğunu iddia etmiştir
Karar
Madde 9
Mahkeme Romanya devletinin din oumlzguumlrluumlğuuml hakkını hem Anayasa hem de mevzuatta
accedilıkccedila koruduğunu ve resmi olarak tanınan inanccedillar arasında Yahudi dininin olduğunu
goumlzlemlemiştir Ayrıca bir mevzuatın (2542013 sayılı Kanun ve uygulama youmlnetmelikleri)
cezaevinde din oumlzguumlrluumlğuuml hakkının kullanılması konusunda yeterince oumlngoumlruumllebilir ve ayrıntılı
bir genel kural ccedilerccedilevesi oluşturduğunu kaydetmiştir
Mahkeme ayrıca belirli bir dinin cezaevinde pratikte uygulanmasına ilişkin ayrıntılı
yerel durumlara ve ihtiyaccedillara goumlre en iyi şekilde ifade edilebilecek duumlzenlemeler oluşturmanın
devlet makamlarının takdir yetkisi dahilinde olduğunu değerlendirmiştir Bu bağlamda
başvuruculara goumlre soumlz konusu tarihte Romanya cezaevlerinde Yahudi inancına sahip yalnızca
sekiz kişinin tutuklandığı kaydedilmiştir
Buumlkreş İlk Derece Mahkemesi başvurucuların oumlzel ihtiyaccedillarına goumlre oumlzelleştirilmiş bir
ccediloumlzuumlmden yana olmuştur Boumlylelikle Yahudi inancına sahip tutuklular iccedilin belirli bir yasal
ccedilerccedilevenin eksikliğini telafi edilmiş ve hemen uygulanabilecek bir ccediloumlzuumlm sağlanmıştır
Mahkeme Rahova Cezaevi yetkililerinin bunu hemen uygulayabilme avantajına sahip olan
pratik bir ccediloumlzuumlmuuml benimsediği suumlrece boumlyle bir yaklaşım yetki ikamesi ilkesine uygun
olmaktadır Bu yetkililer koşer yemeklerini pişirmek iccedilin ayrı bir mutfak tesis etmişlerdir bu
mutfağın hazırlanması suumlreccedil sırasında danışılan ve başvuruculara oumlzel yiyecekler sağlayan bir
Yahudi dini vakıf tarafından da onaylanmıştır
İlk Derece Mahkemesi ayrıca başvurucuların uygulanabilen kurallara istisna olarak
yerinde pişirilebilen ve hazırlanabilen uumlruumlnleri temin etmelerine izin vermiştir Mahkeme
başvurucuların bu uumlruumlnleri kendi imkanlarıyla edindiklerini dikkate almıştır Bir mahpusun
kendi imkacircnlarıyla dininin huumlkuumlmlerine uygun yiyecekleri almasına izin veren bir
duumlzenlemenin kişiye objektif olarak kabul edilemez bir mali yuumlk getirmemesi gerektiğini
belirtmiştir
194
Bu bağlamda Mahkeme İlk Derece Mahkemesinin başvuruculara yaptıkları her tuumlrluuml
yargılama masrafının geri oumldenmesi iccedilin başvurabilecekleri konusunda bilgi verdiğini
kaydetmiştir Ancak ne yetkili mahkemelere başvurmuşlar ne de bu tuumlr bir dava accedilmaktan
kendilerini alıkoyan nesnel gerekccedileler olduğunu Mahkemersquode iddia etmişlerdir Ayrıca
cezaevi yetkililerine kendi imkanlarıyla temin ettikleri ve taleplerinin reddedildiği yiyecek
masraflarının geri oumldenmesi iccedilin oumlzel ayrıntılı bir talep sunduklarını hiccedilbir aşamada iddia
etmemişlerdir Mahkeme yetki ikamesi ilkesine saygı goumlsterme konusunda her zaman dikkatli
olmuştur ve bu nedenle Mahkemersquonin yerel makamların ilgili bir kararı olmadan koşer gıda
temin etmek iccedilin başvurucular tarafından fiilen harcanan miktar hakkında tahminde bulunma
olanağı olmamıştır
Tuumlm bu etkenlerin ışığında ve davalı Devletin bu alanda sahip olduğu takdir yetkisini
goumlz oumlnuumlnde bulundurarak Mahkeme mevcut davada yerel makamların Soumlzleşmenin 9 maddesi
kapsamındaki pozitif yuumlkuumlmluumlluumlklerini makul oumllccediluumlde yerine getirdiklerine karar vermiştir Bu
nedenle Soumlzleşmenin 9 maddesi ihlal edilmemiştir
195
TEMMUZ 2020
Başvuru Adı Chong CoronadoAndorra
Başvuru No 3736815
Başvuru Tarihi 29072015
Karar Tarihi 23 Temmuz 2020
Karar Linki Chong Coronado v Andorra
Konu
Başvurucunun gıyabında mahkum edilmesi ve yeniden yargılama başvurusunda
bulunamamasının mahkeme kararlarının uygulanması ve mahkemeye erişim hakkı arasında
adil bir denge kurulmuş olduğu gerekccedilesiyle Soumlzleşmersquonin 6 maddesini ihlal etmediği
Olaylar
Başvurucu Ernesto Emilio Chong Coronado 1978 doğumlu Panama vatandaşıdır
Panamada yaşamaktadır
2014 yılının Nisan ayında Tribunal de Corts başvurucuyu organize bir succedil oumlrguumltuumlnuumln
parccedilası olarak kara para aklamaktan gıyaben mahkum ederek beş yıl hapis (bunlar askıya
alınmıştır) ve 600000 Euro para cezasına ccedilarptırmıştır Mahkeme ayrıca başvurucunun
Andorrarsquodan sınır dışı edilmesine ve uumllkeye yeniden girişinin 20 yıl suumlreyle yasaklanmasına
karar vermiştir
Başvurucunun temyiz talebi Yuumlksek Adalet Mahkemesi tarafından bu aşamada
başvuruyu değerlendirme yetkisi bulunmadığı gerekccedilesiyle reddedilmiştir Başvurucu ilk
derece mahkemesinde gıyaben mahkum edildiğinden Yuumlksek Adalet Mahkemesi ilk olarak
kendisini mahkum eden Tribunal de Cortsa yeniden yargılama başvurusu yapması gerektiğine
karar vermiştir Başvurucu daha sonra Tribunal de Corts huzuruna şahsen ccedilıkması halinde
oumlzguumlrluumlğuumlnden derhal mahrum kalma riskiyle karşı karşıya kalacağını iddia ederek bu kararın
kaldırılması iccedilin başvurmuştur Bu başvuru reddedilmiştir
Son olarak başvurucu Anayasa Mahkemesirsquone bireysel başvuruda bulunarak temel
haklarının ihlal edildiğinden şikayetccedili olmuştur Ocak 2015te Anayasa Mahkemesi Yuumlksek
196
Adalet Mahkemesirsquonin daha oumlnce yeniden yargılama başvurusu yapılmadığı gerekccedilesiyle
temyizi kabul edilemez ilan ederek kanunu doğru uyguladığını tespit etmiş ve başvuruyu
reddetmiştir Mahkeme ayrıca başvurucunun Tribunal de Corts huzuruna ccedilıkması durumunda
oumlzguumlrluumlğuumlnden mahrum bırakılma riskinin yalnızca potansiyel bir risk olduğuna karar
vermiştir
İhlal İddiaları
Başvurucu Soumlzleşmenin 6 Maddesirsquone (Adil Yargılanma Hakkı) dayanarak
mahkemeye erişim hakkının ihlal edildiğini ileri suumlrmuumlştuumlr ve mahkumiyetine itiraz etmek iccedilin
ilk olarak kendisinin aynı mahkemeye şahsen ccedilıkmak zorunda olduğunu belirtmiştir Bu
nedenle kendisini savunma hakkının ve temyiz hakkının Tribunal de Corts huzuruna ccedilıkmış
olsaydı oumlzguumlrluumlğuumlnden mahrum kalacağı oumllccediluumlde ihlal edildiğini ileri suumlrmuumlştuumlr Ona goumlre
yerel mahkemenin şahsen ccedilıkmasını talep etmemesi veya goumlzaltına alınmayacağına dair garanti
vermesi gerekirdi
Karar
Madde 6 (Adil Yargılanma Hakkı Mahkemeye Erişim Hakkı)
Andorra mevzuatı ilk derece mahkemesinde gıyaben huumlkuumlm giymiş herhangi bir
kişiye aynı mahkeme tarafından hem fiilen hem de hukuken kişinin savunmasını duyduktan
sonra davanın esasına ilişkin yeni bir karar verme imkanı sağlamıştır Bu yol gıyaben huumlkuumlm
giymiş şahıs ortaya ccedilıkma ve savunma yapma hakkından feragat etmiş veya isteyerek kaccedilmış
olsa bile accedilıktır İlgili kişinin mahkeme huzuruna ccedilıkması boumlyle bir yeniden yargılama iccedilin tek
şarttır Recurs daudiegravencia (ldquodinlenilme talebirdquo) olarak bilinen başvuruyu yaptıktan sonra esasa
ilişkin yeni bir inceleme yaptırmak iccedilin kişinin yetkili yargı organı (Tribunal de Corts)
huzuruna ccedilıkması veya Andorrada kalması gerekiyordu
Mahkeme gıyaben mahkum edilen bir kişiye getirilen şahsen ortaya ccedilıkma
yuumlkuumlmluumlluumlğuumlnuumln adil yargılanma hakkı accedilısından orantısız bir yuumlk oluşturup oluşturmadığını
belirlemesi gerektiği goumlruumlşuumlndedir
Başvurucu oumlzguumlrluumlğuuml risk altında olduğu iccedilin Andorraya seyahat etmediğini iddia
etmesine rağmen Mahkeme Devletrsquoin sanıkların duruşmalarında fiziksel olarak bulunmalarını
197
sağlamadaki ccedilıkarının bu olayda tutuklanma korkularından daha ağır basabileceğini tespit
etmiştir
Ayrıca bir recurs daudiegravencia bağlamında mahkum mahkeme dava hakkında karar
verene kadar herhangi bir goumlzaltı tedbirinin yuumlruumltuumllmesinin durdurulmasını talep etme hakkına
sahiptir Bu tuumlr talepler birccedilok durumda ulusal makamlar tarafından kabul edilmiştir (yaklaşık
80 oranında) Bu uygulama başvurucunun gıyaben mahkumiyetini takiben hem gerccedilekte
hem de hukuken yeniden incelenmesi iccedilin başvurucunun muhakkak goumlzaltına alınacağını
goumlstermemektedir Ancak gıyaben mahkumiyetin bir kenara bırakılması ve davanın tamamen
yeniden incelenmesi iccedilin huumlkuumlmluumlnuumln bizzat ccedilıkması gerekmektedir Ayrıca huumlkuumlmluuml kişinin
oumlzguumlrluumlğuumlnden mahrum bırakılmasına youmlnelik ancak mahkeme (Tribunal de Corts) tarafından
alınabilen bir karar Yuumlksek Adalet Mahkemesi oumlnuumlnde temyiz edilebilir
Ayrıca soruşturma yargıcı başvurucunun ceza yargılamasının başlangıcında kaccediltıktan
sonra tutuklanmasına karar vermiştir Başvurucu temyiz edilebilir olmasına rağmen bu karara
itiraz etmemiştir
Başvurucu ulusal yargı makamları huzuruna ccedilıkmayı sistematik olarak reddetmiştir Bu
nedenle adalet sisteminden kendi isteğiyle kaccedilmıştır Andorralı bir soruşturma yargıcı
tarafından verilen uluslararası talep mektubunun ardından Panamalı bir yargıccedil huzurunda ifade
vermeyi dahi reddetmiştir Mahkemersquoye goumlre bu durumu kendisi aleyhindeki ceza
yargılamasında mahkemelerle tam iş birliği yapma iddiasıyla bağdaştırmak zordur Kendisine
karşı uluslararası yakalama emri ccedilıkarılmadığı goumlz oumlnuumlne alındığında (Andorra ile Panama
arasında uluslararası iade anlaşması yoktur) Mahkeme başvurucunun Panama adli
makamlarının huzuruna ccedilıkmaması iccedilin herhangi bir zorlayıcı sebep goumlremedi
Mahkeme başvurucunun Andora mahkemelerinde tabiri caizse goumlruumlnme veya işbirliği
yapma niyetinde olmadığı ve sonuccedil olarak adalet sisteminden kaccediltığı goumlruumlşuumlne varmıştır Bu
nedenle davranışı goumlz oumlnuumlne alındığında kendisi iccedilin yasal sonuccedilları oumlzellikle de ilk
duruşmada kasıtlı yokluğu nedeniyle davasının yeniden goumlruumllmesi iccedilin Andoraya seyahat etme
yuumlkuumlmluumlluumlğuumlnuuml tıpkı basiretli bir insan gibi makul bir şekilde oumlngoumlrebilirdi
Ayrıca başvurucu temyiz iccedilin hukuki hususları değil yalnızca maddi koşullar ve
delillerin ilk derece mahkemesi tarafından değerlendirilmesiyle ilgili bir savunma sunmayı
amaccedillamıştır Doğrudanlık ilkesiyle guumlccedilluuml bir şekilde bağlantılı olan bu tuumlr bir savunma temyiz
edenin fiziksel varlığı olmaksızın buumlyuumlk ihtimalle boşuna olacaktır
198
Son olarak Mahkemersquoye goumlre başvurucu ilk derece mahkemesi kararını tebliğ almak
iccedilin hala şahsen Andorraya seyahat etmediğinden davanın yeniden incelenmesi hacirclacirc
muumlmkuumlnduuml
Sonuccedil olarak ve bu tuumlr konularda ulusal makamlara tanınan takdir yetkisini goumlz oumlnuumlnde
bulundurarak Mahkeme başvurucunun mahkeme huzuruna ccedilıkma yuumlkuumlmluumlluumlğuumlnuumln recurs
daudiegravencia ile bağlantılı olarak yargı kararların uygulanmasını sağlamaya youmlnelik meşru amaccedil
ile mahkemeye erişim hakkı arasındaki adil dengeyi bozabilecek orantısız bir yuumlk olmadığına
karar vermiştir Boumlyle bir sistem soumlz konusu menfaatler arasında adil bir denge kurmaya
ccedilalışmakta olup adaletten yoksun olarak değerlendirilmesi de muumlmkuumln değildir
Bu nedenle Soumlzleşmenin 6 maddesi ihlal edilmemiştir
199
Başvuru Adı Veljkovic-Jukicİsviccedilre
Başvuru No 5953414
Başvuru Tarihi 26 Ağustos 2014
Karar Tarihi 21 Temmuz 2020
Karar Linki httphudocechrcoeintengi=001-203805
Konu İsviccedilrersquode on doumlrt yaşından beri yaşayan Sırbistan vatandaşının
uyuşturucu ticareti succedilu sebebiyle oturma izninin iptal edilmesinin ve İsviccedilrersquoden sınırdışı
edilme ihtimalinin Soumlzleşme madde 8 (oumlzel ve aile hayatına saygı) ihlali olmaması (oyccedilokluğu)
Olaylar Başvurucu Renata Veljkovic-Jukic 1980 doğumlu bir Sırbistan
vatandaşıdır Sırbistan vatandaşı kocası ve uumlccedil ccedilocuğu (2007 2008 ve 2012 doğumlu) ile
Gerlafingen İsviccedilrersquode yaşamaktadır İsviccedilrersquode oturma izni Veljkovic-Jukicrsquoe 14 yaşındayken
(1995) kocasına ise 8 yaşındayken (1991) verilmiştir
Haziran 2012rsquode Zuumlrih Kantonu Yuumlksek Mahkemesi istinaf aşamasında uyuşturucu
ile ilgili kanunları ihlalden ve ehliyetsiz araccedil kullanmaktan başvurucu aleyhine 30 ayı
ertelenmiş olmak uumlzere 3 yıl hapis cezasına huumlkmetmiştir Oumlzellikle Nisan 2010rsquoda 6000
İsviccedilre Frangı kendisi iccedilin olmak uumlzere toplamda 126000 İsviccedilre Frangı değerinde yaklaşık 1
kg eroin ve 56 kg kokain ticareti yapmaktan ve kokain kullandıktan sonra araccedil kullanmaktan
dolayı succedillu bulunmuştur Cezasını yarı accedilık cezaevinde ccedilekmiş ve Temmuz 2013rsquote serbest
bırakılmıştır
Eyluumll 2013rsquote Solothurn Kantonu Goumlccedilmen Buumlrosu başvurucunun succediluna ve uzun
doumlnem hapis cezasına dayanarak daimi oturma iznini iptal etmiş ve İsviccedilrersquoden ccedilıkmasını
emretmiştir Başvurucu buna itiraz etmiş ancak talebi ilk derece mahkemesinde ve istinafta
reddedilmiştir Federal Yuumlksek Mahkeme oumlzellikle sınır dışı konusunda başvurucunun kişisel
menfaatindense kamu guumlvenliğini oumlncelemiş ve bu yaklaşımın başvurucu gibi 15 yıldan
fazladır hukuka uygun olarak devamlı İsviccedilrersquode ikamet eden kişiler iccedilin de geccedilerli olduğunu
belirtmiştir Mahkeme ayrıca başvurucunun Bosna Hersekrsquoe (14 yaşına kadar burada
yaşamıştır) Sırbistanrsquoa ya da Hırvatistanrsquoa doumlnmesinin herhangi bir sebeple
olanıksızlaşmadığına karar vermiştir Mahkeme daha sonra kocanın veya ccedilocukların
başvurucuyu takip edebilecekleri ya da eğer aile İsviccedilrersquode kalacaksa iletişimin ziyaretlerle ve
200
ccedileşitli uygun iletişim araccedillarıyla suumlrduumlruumllebileceğini dikkate almıştır Ayrıca Mahkeme
başvurucunun yeni bir oturma izni başvurusunda bulunma imkanına da dikkat ccedilekmiştir
Ağustos 2014rsquote Solothurn Kantonu Goumlccedilmen Buumlrosu 31 Ağustos 2014-30 Ağustos
2021 suumlresince İsviccedilrersquoye giriş yasağı koyarak başvurucuya sınır dışı emri vermiştir Bununla
birlikte başvurucuya karşı sınır dışı emri AİHM oumlnuumlndeki suumlreccedil tamamlanana kadar
uygulanmamıştır
İhlal İddiaları Başvurucu Madde 8rsquoe (oumlzel ve aile hayatına saygı) dayanarak
aldığı ceza sebebiyle daimi oturma izninin iptal edilmesini şikayet etmiştir
Karar Madde 8 (oumlzel ve aile hayatına saygı hakkı)
Mahkeme başvurucunun daimi oturma izninin iptali ve İsviccedilrersquoyi terk etmesine youmlnelik
emrin oumlzellikle uzun suumlredir İsviccedilrersquode ikamet ettiği ve ailesiyle birlikte burada yaşadığı
hesaba katıldığında başvurucunun ldquooumlzelrdquo ve ldquoailerdquo hayatına muumldahale anlamına geldiği
kanaatindedir Bu muumldahale Federal Yabancılar Kanunu ile ilişkili ve meşru bir amaccedil
doğrultusundadır kamu duumlzeninin korunması veya succedilun oumlnlenmesi Bu tedbirin demokratik
toplumda gerekli olup olmadığı konusunda Mahkeme aşağıdakileri kaydetmiştir
Bu tedbir başvurucunun uyuşturucu ticareti sebebiyle ceza almasını takiben
uygulamaya konmuştur Mahkeme incelemesinde mahkumiyetin ağır olduğunu belirtmiştir
uyuşturucunun insanların hayatları uumlzerindeki yıkıcı etkisini goumlz oumlnuumlnde bulundurduğunda
Mahkeme yetkililerin bu belanın yayılmasına aktif olarak katkı sağlayanlara neden sertlik
goumlsterdiğini her zaman anlamaktadır
Federal Yuumlksek Mahkeme kararının alındığı tarihte başvurucu 19 yıldır İsviccedilrersquode
ikamet etmektedir ve serbest bırakıldıktan sonraki tutumu hatasızdır Bu olumlu gelişme
oumlzellikle cezasının bir kısmını ccedilektikten sonra şartlı tahliye edilmesi soumlz konusu menfaatlerin
tartılmasında dikkate alınabilir
Menşe uumllkesi ile olan bağları dikkate alındığında başvurucunun genccedilliğinin bir kısmını
Bosna Hersekrsquote geccedilirdiği ve annesinin hala orada yaşadığı goumlruumllmektedir 1991rsquoden beri
İsviccedilrersquode yerleşik olan kocası Sırbistan vatandaşıdır Boumlylelikle ailenin entegrasyonu iccedilin
Bosna Hersek Hırvatistan veya Sırbistan zor olmasına rağmen imkansız goumlruumlnmeyen olası
hedef uumllkelerdir Ccedilocuklar (7 11 ve 13) hala yeni bir ccedilevreye adapte olabilecekleri yaştadırlar
201
Yerel yetkililer olguların incelemesini elverişli ve inandırıcı bir şekilde gerccedilekleştirmiş
ve başvurucunun kişisel ccedilıkarları ile genel kamu yararını dengelemeye ccedilalışarak uygun
goumlzlemlerde bulunmuştur Federal Yuumlksek Mahkeme kuşkusuz başvurucu tarafından işlenen
uyuşturucu ticareti succedilunun ciddiyetini belirtmiş fakat buna ek olarak Uumlner kararında konulan
kriterleri de dikkate almıştır Oumlzellikle başvurucunun kişisel durumunu onun İsviccedilre hayatına
uyumunun kapsamını ve menşe uumllkesine doumlnduumlğuumlnde onun ve ailesinin karşılaşacağı
potansiyel zorlukları Boumlylelikle Federal Yuumlksek Mahkeme başvurucunun 18 yıl İsviccedilrersquode
yaşadıktan sonra burayı terk etmesinin sert bir tedbir olduğunu kabullenmiştir bununla birlikte
tuumlm ccedilocukluğunu ve genccedilliğinin bir kısmını Bosna Hersekrsquote geccedilirdikten sonra İsviccedilrersquoye 15
yaşında gelmesi ve genccedil yaşı arasında az bir fark vardır Bu sebeple Bosna Hersekrsquoe
Hırvatistanrsquoa ya da Sırbistanrsquoa doumlnmesi oumlnuumlnde engel yoktur Federal Yuumlksek Mahkeme
ccedilocukların durumunu da incelemiş ve anneden ayrılmanın aile yaşamına ciddi muumldahale
anlamına geleceğini tespit etmiştir Buna karşılık Sırbistan vatandaşı olan kocanın
başvurucuya menşe uumllkesine doumlnerken eşlik edebileceğini ccedilocukların uyum sağlamada sorun
yaşamayacağını ccediluumlnkuuml yaşlarının bunun iccedilin yeterince kuumlccediluumlk olduğunu belirtmiştir
Boumlylelikle Mahkeme ulusal makamların oumlzellikle de Federal Yuumlksek Mahkemenin
olguları yeterli incelemesi uygun goumlruumlşler sunması ve menfaatleri tartması konusunda tatmin
olmuştur Ayrıca başvurucunun İsviccedilre topraklarına girişi yedi yıl suumlreyle yasaklandığı (30
Ağustos 2021rsquoe kadar) ve Federal Yabancılar Kanununun başvurucuya bu emrin
uygulanmasının geccedilici olarak ertelenmesini talep etme imkanı sağladığı boumlylece ailesini
İsviccedilrersquode ziyaret edebildiği kaydedilmiştir
Sonuccedil olarak oumlzellikle başvurucunun uyuşturucuya ilişkin succediltan mahkumiyetinin
ciddiyeti ve başvurucu ile ailesinin Federal Yuumlksek Mahkeme tarafından oumlnerilen uumllkelere
uyum sağlarken buumlyuumlk zorluklarla karşılaşmayacakları dikkate alındığında Mahkeme
İsviccedilrersquonin takdir yetkisini aşmadığına karar vermiştir
Soumlzleşme madde 8 ihlali bulunmamaktadır
Bununla birlikte Mahkeme yerel makamların tedbirleri uygulayıp uygulamamaya
karar vermeden oumlnce başvurucunun durumunu Federal Yuumlksek Mahkemenin kararından
itibaren oumlzellikle başvurucunun yargılamalar sırasındaki tutumunu ve yeni bir ikamet iznine
başvurma imkanını goumlz oumlnuumlnde bulundurarak yeni gelişmeler ışığında tekrar değerlendirmesini
arzu etmektedir
202
Karşı Oy Yargıccedil Felici ve Yargıccedil Guerra Martins ortak bir karşı oy yazısı
yayınlamıştır Buna goumlre 2 nokta yargıccedilları ayrık duumlşuumlnmeye itmiştir
1- Yerel mahkemede Uumlner kriterlerine goumlre olayların somut olarak ele alınması hem
fazla şekilcidir hem de ilk kritere fazla odaklanmıştır (başvurucu tarafından işlenen succedilun
ağırlığı ve doğası)
2- Kararın 61paragrafının sonunda obiter dictum (yeri gelmişken) olarak Mahkeme
ulusal makamları 2014 tarihli Federal Mahkeme kararından sonra gerccedilekleşen gelişmeler
ışığında durumu yeniden değerlendirmeye davet etmiştir Bu durum Yargıccedillara goumlre
başvurucunun aile yaşamının korunmasını guumlvence altına almamakta ayrıca ulusal
makamların buna saygı duyacağına ilişkin Mahkemenin de bir garantisi yoktur
203
Başvuru Adı KAİsviccedilre
Başvuru No 6213015
Başvuru Tarihi 14122015
Karar Tarihi 07072020
Karar Linki httphudocechrcoeintfrei=001-203487
Konu Başvurucunun oturma izni suumlresini uzatma talebinin
reddedilmesi ve uyuşturucu ile ilgili bir succediltan dolayı ceza almasını takiben İsviccedilrersquoye giriş ve
ccedilıkışlarının geccedilici suumlre yasaklanması ile karısı ve ccedilocuğunun yaşadığı İsviccedilrersquoden sınırdışı
edilmesinin işlediği succedillar ve ailesiyle olan bağlarının zayıflığı nedeniyle Soumlzleşme md8rsquoi
(oumlzel ve aile hayatına saygı hakkı) ihlal etmediği (oybirliği)
Olaylar Başvurucu KA 1976 doğumlu bir Kosova vatandaşıdır bundan
oumlnce Luumltzelfluumlhrsquote (İsviccedilre) yaşamaktadır
KA İsviccedilrersquoye taşınmadan ve Eyluumll 1996rsquoda sığınma başvurusunda bulunmadan oumlnce
Kosovarsquoda yaşamış ve eğitim almıştır Sığınma talebi 20 Aralık 1996rsquoda reddedilmiştir
Yasadışı ikametini takiben 30 Nisan 1999rsquoda İsviccedilrersquode ikamet izni olan bir Bangladeş
vatandaşı ile evlenmiştir Bu evlilik sayesinde KA aile birleşimi yoluyla oturma izni almıştır
2002rsquode ccediliftin bir oğlu olmuştur Ccedilocuk 2010rsquodan beri koruyucu aile bakımındadır
19 Kasım 2010rsquoda KA Tehlikeli Uyuşturucu Federal Yasasını ağır ihlalden succedillu
bulunmuş altı ayı hemen yirmi ayı iki yıl ertelemeli olmak uumlzere yirmi altı ay hapis cezasına
ccedilarptırılmıştır Ayrıca aleyhine 1999-2012 arasında on sekiz ayrı ceza kararı verilmiş oumlzel
hukuk borccedilları oluşmuştur
6 Ekim 2008rsquode KA oturma izninin uzatılması iccedilin başvurmuştur Halihazırda iznin
suumlresi dolduğu iccedilin kanton idaresi bu başvuruyu yeni bir ikamet talebi olarak ele almış 31 Ekim
2012rsquode de reddetmiştir Bu sebeple KA aleyhine sınırdışı emri verilmiştir
22 Haziran 2015rsquote Federal Yuumlksek Mahkemesi KArsquonın Soumlzleşme madde 8rsquoin dikkate
alınmasını isteyen dava talebini reddetmiştir Başvurucunun ikisi de hasta olan karısı ve
oğlundan oluşan ailenin işlerini yuumlruumlten kişi ve bu sebeple ccedilok oumlnemli olduğunun ayırdında
204
olarak KArsquonın onlara gerekli bakımı sağlayan kişi olmadığını kaydetmiştir Uzun hapis cezası
oturma izni alma hakkını kaybettiği anlamına gelmiştir
22 Haziran 2015rsquote kanton idaresi 31 Aralık 2012rsquodeki karar ve buna itirazların
reddedilmesi sonucu KArsquoyı İsviccedilrersquoyi 22 Temmuz 2015rsquoe kadar terk etmesi gerektiği
konusunda bilgilendirmiştir
8 Temmuz 2015rsquote KArsquonın İsviccedilrersquoye girişi yedi yıl suumlreyle yasaklanmıştır Kararın
sebebi işlediği succedilların sonucu olarak oluşturduğu tehdittir
29 Temmuz 2015rsquote başvurucu İsviccedilrersquoye giriş yasağına karşı Federal İdare
Mahkemesine itirazda bulunmuştur
13 Ekim 2015rsquote Federal İdare Mahkemesi bu itirazı nihai olarak reddetmiştir
İhlal İddiaları Başvurucu mahkumiyetini takiben sınırdışı kararı verilmesinin ve
İsviccedilrersquoye giriş yasağı konulmasının Soumlzleşme madde 8 (oumlzel ve aile hayatına saygı) oumlzel
hayata ve aile hayatına saygı hakkını ihlal ettiğini ileri suumlrmuumlştuumlr
Karar
Madde 8
Mahkeme başvurucunun İsviccedilrersquoden sınırdışı edildiğini ve adı belirtilmeyen bir
uumllkedeki erkek kardeşinin yanına gittiğini kaydetmiştir Karısı ve oğlundan ayrılması sebebiyle
aile hayatına saygı hakkına bir muumldahalede bulunulmuştur
Mahkeme başvurucuya uygulanan sınırdışı kararının ve ulusal sınırlara giriş yasağının
Yabancıların Entegrasyonu Kanunursquondaki ilgili huumlkuumlmlere dayandırıldığını kaydetmiştir
Oumlzellikle ldquokamu duumlzeninin bozulmasını oumlnlemerdquo ve ldquosuccedilu oumlnlemerdquo gibi meşru amaccedillar iccedilin
yapılan bu muumldahalenin Soumlzleşmeye tamamen uygun olduğu konusunda Mahkemenin şuumlphesi
bulunmamaktadır
22 Haziran 2015rsquoteki Federal Yuumlksek Mahkeme kararı esnasında başvurucu İsviccedilrersquode
yaklaşık on dokuz yıldır ikamet etmekte ve on altı yıldır evli bulunmaktadır Bununla birlikte
başvurucu iş yaşamına uyum sağlayamamıştır Ayrıca sadece kesintili olarak karısıyla birlikte
yaşamakta 2010rsquoda koruyucu aileye verildiğinden beri ise oğluyla hiccedil yaşamamaktadır
205
Mahkeme başvurucunun şizofreni hastası olan karısı ve otizmli oğlu iccedilin yanlarında
bulunmasının oumlnemli olduğunun ve aile işlerini yuumlruumlttuumlğuumlnuumln farkındadır Buna karşılık KA
onların guumlnluumlk bakımına katkıda bulunmamış ve mahpus olduğu suumlre boyunca hiccedil kuşkusuz
onlarla seyrek olarak iletişime geccedilmiştir Bununla birlikte başvurucunun oğluyla ilişkisini
modern iletişim yollarıyla ya da İsviccedilre ziyaretleriyle suumlrduumlrebilmesi muumlmkuumlnduumlr
Mahkeme ulusal makamların oumlzellikle Federal Yuumlksek Mahkemenin menfaatler
dengesini goumlzeterek ilgili olayların yeterli ve ikna edici incelemesini yaptığını goumlzlemlemiştir
Bunun iccedilin başvurucunun İsviccedilre ile olan kişisel bağlarının kuvvetine rağmen İsviccedilre idaresi
başvurucunun tutumunu ve soumlz konusu succedilların ciddiyetini de goumlz oumlnuumlnde bulundurarak kamu
duumlzenini korumak ve succedilun oumlnlenmesi amacıyla oturma izni suumlresini uzatmamak ve yedi yıl
suumlresince İsviccedilrersquoye giriş yasağı koymanın gerekli olduğunu meşru bir şekilde goumlstermiştir
Bu sebeplerle Mahkeme itiraz edilen tedbirlerin meşru amaca uygun ve orantılı
olduğuna huumlkmetmiştir
206
Başvuru Adı NH ve Diğerleri v Fransa
Başvuru No 2282013 7554713 ve 1311415
Başvuru Tarihi 16012014 27052015
Karar Tarihi 02 Temmuz 2020
Karar Linki httphudocechrcoeintengi=001-203295
Konu Asgari geccedilim şartlarından yoksun evsiz sığınmacılara
youmlnelik insanlık dışı ve aşağılayıcı muamelenin Soumlzleşmersquonin 3 maddesini ihlal etmesi
Olaylar Başvuran NH 1993 doğumlu Afganistan vatandaşıdır
ve Parisrsquote yaşamaktadır Mart 2013rsquote Fransarsquoya gelmiş ve Fransa Sığınma Merkezi
aracılığıyla bir posta adresine sahip olmuştur Sonrasında sığınmacı statuumlsuumlnuumln incelenmesi ve
geccedilici oturma izni verilmesi talebiyle Paris İdare Mahkemesirsquone ve Paris Boumllge Polis
Muumlduumlrluumlğuumlne başvurmuştur Başvurucunun İdare Mahkemesirsquone yapmış olduğu başvuru
reddedilmiş bunun uumlzerine NH Fransız Danıştayırsquona temyiz başvurusunda bulunmuş ancak
temyiz talebi de reddedilmiştir 03102013 tarihinde ise NHrsquonin Paris Boumllge Polis Merkezirsquone
yapmış olduğu başvuru Fransız Muumllteci ve Vatansızları Koruma Dairesi tarafından incelenmiş
ve NHrsquonin Danimarkarsquoda da sığınmacı statuumlsuuml talebi olduğu gerekccedilesiyle başvuru
reddedilmiştir Aynı guumln başvuran geccedilici oumldenek iccedilin meslek edindirme merkezine başvurmuş
fakat başvurucunun sığınmacı talebi Fransız Muumllteci ve Vatansızları Koruma Dairesi
tarafından kabul edilmemiş olduğu iccedilin geccedilici oumldenek başvurusu da reddedilmiştir NH
başvurularının reddedilmesi uumlzerine herhangi bir geliri ve guumlvencesi olmadan sokaklarda
yaşamaya başlamıştır Kasım 2013 tarihinde Fransız Muumllteci ve Vatansızları Koruma Dairesi
başvurucunun sığınmacı statuumlsuuml talebini reddetmiş olmasına rağmen başvurucunun idare
tarafından desteklenen bir yan kuruluşta konaklamasını sağlamıştır
SG 1987 doğumlu Rusya vatandaşıdır ve 15072013 tarihinde Fransarsquoya gelmiş ve
ertesi guumln sığınma başvurusunda bulunmuştur Sığınmacıların kabul merkezinde kalması iccedilin
başvurucuya teklif yapılmış ancak merkezde boş yer olmadığı iccedilin başvuran ccediladırda yaşamak
zorunda kalmıştır Başvurucunun sığınma yeri iccedilin yapmış olduğu başvuru Fransız Muumllteci ve
Vatansızları Koruma Dairesi tarafından 02082013 tarihinde kaydedilmiştir Başvuran
07102013 tarihinde sığınmacı olarak kendisine kalacak yer bulunması iccedilin Montpellier İdare
207
Mahkemesirsquone ivedi başvuruda bulunmuş ancak başvurusu reddedilmiştir Kalacak yer
bulunması iccedilin Fransız Muumllteci ve Vatansızları Koruma Dairesirsquone yapmış olduğu başvuru da
reddedilmiştir Başvurucuya uumllkeden ayrılması iccedilin yetkililer tarafından uumlccedil kere tebligat
yapılmış ve başvuran uumllkeden ayrılma emrini kaldırmak iccedilin mahkemeye başvurmuştur
Diğer başvurucular KT ve GI da SG ile tamamen aynı suumlreccedilleri yaşamışlardır GI
sığınma başvurusunu geri ccedilekmiş ve uumllkesine geri doumlnmek iccedilin yardım istemiştir
Başvurucu AJ 1974 doğumlu İran vatandaşı bir gazetecidir ve ParisFransarsquoda
yaşamaktadır 09092014 tarihinde Fransarsquoya gelmiş ve 14102014 tarihinde Fransa Sığınma
Merkezi aracılığıyla bir posta adresine sahip olmuştur 23102014 tarihinde AJ sığınmacı
statuumlsuuml iccedilin Paris Boumllge Polis Merkezirsquone başvurmuş ancak başvurusu kaydedilmemiştir ve
kendisine 07012015 tarihi iccedilin randevu verilmiştir AJrsquonin 04112014 tarihinde konaklama
iccedilin yapmış olduğu başvuru boumllge valiliği tarafında sığınmacılar iccedilin olan konaklama merkezi
dolu olduğu gerekccedilesiyle reddedilmiştir 13112014 tarihinde başvurucu Paris İdare
mahkemesine sığınmacı statuumlsuumlnuumln incelenmesi ve konaklama yeri ayarlanması iccedilin
başvurmuş ancak başvurusu mahkeme tarafından reddedilmiştir Bu karara karşı Fransız
Danıştayrsquoına yapmış olduğu temyiz talebi de reddedilmiştir 07012015 tarihli randevusunda
başvurucuya sığınmacı statuumlsuumlne başvurması iccedilin form verilmiş ve başvuran bu formu
22012015 tarihinde yani kendisine geccedilici oturma izninin ccedilıkmış olduğu guumln teslim etmiştir
28012015 tarihinde AJ geccedilici oumldenek almak iccedilin başvurmuş fakat sığınma talebinin kabul
edildiğine dair bir belgeyi sunmadığı iccedilin talebi reddedilmiştir 05022015 tarihinde Fransız
Muumllteci ve Vatansızları Koruma Dairesi AJrsquonin sığınmacı statuumlsuuml iccedilin yapmış olduğu
başvuruyu kabul etmiş ve 12022015 tarihinde AJrsquoye geccedilici oumldenek verilmeye başlanmıştır
1204215 tarihinde başvuran otele yerleştirilmiş ve 2304215 tarihinde Fransız Muumllteci ve
Vatansızları Koruma Dairesi başvurucuya muumllteci statuumlsuuml vermiştir Ayrıca başvuran gazeteci
olduğu iccedilin Parisrsquoteki ldquogazeteci evinerdquo yerleştirilmiş kendisine tek kişilik oda verilmiştir
Bunun yanı sıra başvurucuya guumlnluumlk yemek ve ulaşım bileti verilmektedir
İhlal İddiaları Tuumlm başvurucular insanlık dışı ve aşağılayıcı muamele
yasağını ihlal edildiğini ileri suumlrmuumlştuumlr NH ve AJ 3 maddeyle bağlantılı olarak etkili
başvuru haklarının da ihlal edildiğini ileri suumlrmuumlştuumlr
NH ayrıca oumlzel ve aile yaşamına saygı hakkının ve bu hak bağlamında etkili başvuru
hakkının ihlal edildiğini iddia etmiştir
208
Karar
3 Madde
GIrsquonın avukatı tuumlm girişimlerine rağmen muumlvekkili ile iletişime geccedilemediğini
GIrsquonın başvurusunu suumlrduumlrme niyetinde olmadığını ve dava listesinde ccedilıkarılması gerektiğini
Mahkemersquoye ifade etmiştir
Başvurucular Fransarsquoya geldiklerinde kendilerini maddi yoksunluk iccedilinde
bulmuşlardır Temel ihtiyaccedillarını karşılamak iccedilin Fransarsquoda sığınmacılar iccedilin yasal olarak
duumlzenlenmiş olan yardımlara muhtaccedillardır Yabancıların Giriş ve İkamet ve İltica Hakkı
Kanununun R 742-1 maddesine goumlre uumllkeye kaccedilak giren kişiler 15 guumln iccedilinde sığınma
talebiyle valiliğe başvurmak zorundadır Yetkililerin başvuruları karara bağlamaları 3-5 ay
arası vakit almaktadır NH KT ve AJ bu değerlendirme suumlrecinde kendilerine sığınmacı
statuumlsuuml verilmediği iccedilin kalacak yer ve geccedilici oumldenek talep edemediklerini belirtmişlerdir
Mahkeme sığınmacı başvurularının kabul edilmesinden oumlnce başvurucuların sığınmacı
statuumllerini kanıtlayamadıklarını ifade etmiştir Mahkeme NH KT ve AJrsquonin sığınmacı
statuumllerini kanıtlayamadıkları iccedilin tutuklanma ve uumllkeden goumlnderilme korkusuyla 100 guumln
civarı sokaklarda yaşadığını belirtmiştir Mahkeme sığınmacı statuumlsuumlnuumln değerlendirildiği
suumlre boyunca başvurucuların sokaklarda banklarda ve koumlpruuml altlarında yaşadığına dikkat
ccedilekmiştir Mahkeme 2007 yılından beri sığınmacı statuumlsuuml iccedilin taleplerin arttığını ve yetkili
makamların yoğun olduğunu farkında olduğunu belirtmiştir Ayrıca yetkili makamların
sığınmacı statuumlsuuml iccedilin yapılan değerlendirmenin suumlresini azaltmak iccedilin ccedilabaladığını ve bu
kişilerin konaklamaları iccedilin yeni yerler inşaa ettiğini vurgulamış ama bu olumlu gelişmelerin
insanlık dışı ve aşağılayıcı muamele yasağının ihlal edilmeyeceğini anlamına gelmediğini ifade
etmiştir
Mahkeme NH KT ve AJrsquonin aylarca sokaklarda saldırı ve soyulma korkusu iccedilinde
hijyenik olmayan koşullarda yaşadığını bunlara ek olarak Fransız makamlarının da sistematik
şekilde bu başvurucuların taleplerini reddettiğini belirtmiş ve bu durumun insanlık dışı ve
aşağılayıc muamele yasağını ihlal ettiğine karar vermiştir
Mahkeme SGrsquonin ilk başvurusundan 28 guumln sonra kabul aldığını ve 63 guumln sonra ise
geccedilici oumldenek almaya başladığını bu sebeple başvuran accedilısından insanlık dışı ve aşağılayıcı
muamele yasağı iccedilin gerekli olan eşiğin aşılmadığına karar vermiştir
209
8 Madde
Mahkeme yapılan muumldahalelerin insanlık ve aşağılayıcı muamele yasağını ihlal
ettiğine karar verdiği iccedilin bu muumldahaleler hakkında oumlzel ve aile yaşamına saygı hakkı
bağlamında bir değerlendirme yapmayacağını belirtmiştir
41 Madde
Mahkeme NH ve KTrsquoye 10000 euro AJrsquoye 12000 euro manevi tazminat bunun
yanı sıra NHrsquoye 2396 euro maddi tazminat verilmesine karar vermiştir
210
Başvuru Adı Macovei Romanya
Başvuru No 5302814
Başvuru Tarihi 11072014
Karar Tarihi 28072020
Karar Linki httpshudocechrcoeintengi=001-203837
Konu Bir politikacının başka politikacılarla ilgili olarak aynı anda
hem avukat hem de parlamento uumlyesi olarak ccedilalışmayı bir yolsuzluk oumlrneği olarak
değerlendirmesinin uumlzerine tazminat oumldemeye mahkum edilmesinin Soumlzleşmersquonin 10
maddesinin (ifade oumlzguumlrluumlğuuml) ihlalini oluşturması
Olaylar Başvurucu Monica Luisa Macovei 1959 doğumlu bir Romanya
vatandaşı olup Buumlkreşrsquote yaşamaktadır 7 Eyluumll 2009rsquoda iki gazete Bayan Macovei tarafından
biri eski adalet bakanı diğeri ise Avrupa Parlamentosu uumlyesi iki politikacı hakkında yapılan
yorumları yayımlamıştır
Başvurucu uumlyesi olduğu Demokratik Liberal Partirsquonin bir yaz kampında konuşurken
iki Sosyal Demokrat politikacının Temsilciler Meclisi uumlyesi VP ile Senatoumlr DŞrsquonin avukat
olarak yaptıkları goumlrevde tipik bir politik etki altında yolsuzluk eylemi olarak nitelendirdiği
seccedilim boumllgelerindeki kamu şirketleri ile milyonlarca Euro değerinde soumlzleşmeler
imzaladıklarını belirtmiştir
Bir makalesinde aynı anda hem avukat olarak ccedilalışmanın hem de meclis uumlyesi olmanın
muumlmkuumln olamayacağını ve bu youmlnde bir yasa ccedilıkarılması gerektiğini belirtmiştir Aynı yılın
Ekim ayında DŞ başvurucunun yorumlarının kendisini kamuoyu ile profesyonel ve siyasal
ortaklarının goumlzuumlndeki itibarını sarstığını ileri suumlrerek haksız fiile dayanan hukuki suumlreci
başlatmıştır
Ekim 2010rsquoda ilk derece mahkemesi DŞrsquonin iddialarını başvurucunun ifade
oumlzguumlrluumlğuumlnden faydalandığını tespit ederek reddetmiştir İstinaf aşamasında Buumlkreş İstinaf
Mahkemesi hakaret iddiasını haklı bularak başvurucunun 2300 Euro civarındaki tazminatı
oumldemesine ve kendisinin masrafları karşılayarak huumlkmuumln ulusal gazetelerde yayımlanmasına
huumlkmetmiştir 2013 Kasım ayında Yargıtay başvurucu ve DŞrsquonin hukuki hususlara ilişkin
itirazlarını reddetmiştir
211
Diğer hususlarının yanı sıra mahkeme başvurucunun DŞrsquoyi avukat ve parlamento
uumlyesi olarak yolsuzlukla ilgili doğru olmayan iddialar ile succedilladığında DŞrsquonin itibarının zarar
goumlrduumlğuumlnuuml politikacılar yuumlksek seviyede eleştirilere katlanma kuumllfeti altında olsa bile
başvurucunun kabul edilebilir eleştiri sınırını aştığını tespit etmiştir Ayrıca mahkeme
başvurucuya yuumlklenen tazminatın başvurucuyu benzer eylemlerden caydırmayacağı fakat
huumlkmuuml gazetede yayımlanmasının caydırıcı etkisi olduğuna karar vermiştir
İhlal İddiaları Başvurucu Yargıtayrsquoın huumlkmuumlnuumln Soumlzleşmersquonin 10 maddesi
ile korunan ifade oumlzguumlrluumlğuumlnuuml ihlal ettiğini iddia etmiştir
Karar Mahkeme başvurucuya youmlnelik huumlkmuumln onun 10 madde
kapsamındaki haklarına muumldahale iccedilerdiğine ve ldquodemokratik bir toplumda gereklirdquo olup
olmadığı hususunda kanıya varabilmek iccedilin incelemeye devam etmeye karar vermiştir
Mahkeme iccediltihadını yineleyerek diğer hususların yanı sıra ifadelerin ya kanıtlanması
beklenemeyecek değer yargılarının ifadesi ya da maddi olguların ifadesi olarak iki şekilde
nitelendirilebileceğini belirtmiştir Başvurucunun ifadeleri DŞrsquonin kişisel yaşamındansa
politik kapasitesi iccedilindeki eyleme youmlnelik olduğundan Mahkeme yetkili otoritelerin
muumldahaleye gerek olup olmadığını incelerken sınırlı takdir yetkisi olduğunu tespit etmiştir
Mahkeme ulusal mahkemelerin farklı sonuccedillara vardığını goumlzlemlemiştir ilk derece
mahkemesi başvurucunun yorumlarını uumlstuuml kapalı soumlzler olarak değerlendirmişken temyiz
mahkemeleri DŞrsquonin meclis uumlyesi ve bir avukat olarak yolsuz eylemlere karışmasını gerccedilek
dışı beyan olarak nitelendirmiştir
Bununla birlikte Mahkeme temyiz mahkemelerinin sınırlı gerekccedilelendirmelerine atıfta
bulunarak onların vardığı sonuca varamayacağını başvurucunun ifadelerinin değer yargısı ve
maddi olgu karışımı olduğunu belirtmiştir Başvurucu iki politikacının davranışını daha geniş
bir ccedilıkar ccedilatışması bağlamında meclis uumlyesi ve avukat rollerini kombine etmeyi oumlnleyen bir
yasa oumlnerdiği bir fikri desteklerken ldquosiyasal etki altındaki tipik bir yolsuzluk eylemirdquo oumlrneği
olarak değerlendirmiştir
Buradaki asıl soru başvurucunun ifadelerinin ve iddialarının niteliği ve derecesiyle
orantılı yeterince doğru ve guumlvenilir bir olgusal dayanağın olup olmadığıdır Bu noktada
Mahkeme başvurucunun ifadelerinin bir kısmının oumlrneğin DŞrsquonin avukat ve meclis uumlyesi
olarak kendi seccedilim boumllgesindeki kamu şirketleriyle buumlyuumlk soumlzleşmelere imza atması veya
bahsedilen soumlzleşmeleri hukuki işleme koyması gibi olgusal temelden yoksun olduğunu tespit
212
etmiştir Aslında başvurucunun sunduğu belgelerde soumlzuuml geccedilen olayla ilgili herhangi bir
bilgiye rastlanmamıştır
Ancak başvurucunun ifadeleri kolektif nitelikli olup DŞ ile VPrsquoyi birlikte
ilgilendirmekte ve politik bir yolsuzluk oumlrneği tasvir etmektedir İki politikacıyı gerccedilek bir
yolsuzluk ile succedillama niyeti taşımamaktadır Dahası mevcut bilgiler ışığında VPrsquonin aynı
anda hem meclis uumlyesi hem de kendi seccedilim boumllgesindeki devlete ait şirketlerle karlı hukuki
danışmanlık soumlzleşmeleri imzalandığında DŞrsquonin hukuki ortağı olduğu goumlruumllmektedir
Boumlylelikle Mahkeme iddiaların ve oumlzellikle kullanılan ifadelerin belki de uygunsuz bir
şekilde sert olsa da polemik ve bir miktar abartılı olarak goumlruumllebileceği goumlruumlşuumlne varmıştır
Koşullar goumlz oumlnuumlne alındığında ifadelerin DŞrsquoye karşılıksız kişisel saldırı boyutuna
varmadığını tespit etmiştir Gerccedilekten siyasi tahkir ccediloklukla kişisel alana taşsa da bu
demokratik toplumun guumlvenceleri olan politika ve oumlzguumlr fikir tartışmasının rizikolarındandır
Tazminatın boyutu ve nihai kararın yayınlanması iccedilin belli bir tutarın oumldenmesine
huumlkmedilmesi de başvurucunun ifade oumlzguumlrluumlğuuml hakkını kullanması uumlzerinde caydırıcı bir
etkiye sahip olmuştur
Mahkeme temyiz mahkemelerinin gerekccedilelerindeki eksiklikleri başvurucunun
ifadelerini ifade edildiği genel bağlam accedilısından doğası gereği kolektif olarak sınıflandırmanın
olası sonuccedillarını ve cezanın caydırıcı etkisini dikkate alma hususundaki belirgin
başarısızlıklarını belirterek sonuca ulaşmıştır
Yerel mahkemeler soumlz konusu menfaatler arasında adil bir denge kuramamış ve
DŞnin haklarını başvurucunun haklarından uumlstuumln tutabilmek iccedilin ldquobaskın bir sosyal ihtiyaccedilrdquo
olduğunu kanıtlayamamıştır Başvurucunun haklarına yapılan muumldahale demokratik bir
toplumda gerekli değildir ve Soumlzleşmersquonin 10 maddesi ihlal edilmiştir
Adil Tazmin (Madde 41)
Mahkeme beşe iki oyla Romanyarsquonın başvurucuya 4505 Euro maddi tazminat 2000
Euro manevi tazminat ile masraf ve giderler iccedilin 3000 Euro oumldemesine huumlkmetmiştir
213
Başvuru Adı Mugemangango v Belccedilika
Başvuru No 31015
Başvuru Tarihi 22 Aralık 2014
Karar Tarihi 10 Temmuz 2020
Karar Linki httphudocechrcoeintengi=001-203885
Konu Mayıs 2014 seccedilim sonuccedilları hakkındaki bir şikayetin incelenme
usuluumlnuumln Soumlzleşmersquonin gerektirdiği etkililik şartlarını sağlamadığı
Olaylar
Başvurucu Germain Mugemangango 1973 doğumlu bir Belccedilika vatandaşı olup
Charleroirsquoda (Belccedilika) yaşamaktadır
25 Mayıs 2014 tarihinde başvurucu Walloon Boumllge Parlamentosu seccedilimlerinde 16554
oy alan ve Charleroirsquodaki seccedilim ccedilevresindeki 5 barajı aşan PTG-GO listesinin ilk sırasından
aday olmuştur Başvurucu Walloon Parlamentosursquona seccedililememiştir
6 Haziran 2014 tarihinde başvurucu boş geccedilersiz veya tartışmalı olarak ilan edilen
21385 oyun tekrar incelenmesi iccedilin Walloon Parlamentosursquona başvurmuştur Talebini
desteklemesi iccedilin oy sayımı işlemleri sırasında birccedilok sorunun ortaya ccedilıktığını belirtmiştir
Walloon Parlamentosu Danışma Komitesi başvurucunun talebini kabul etmiş ve soumlz konusu
seccedilim ccedilevresinde (Hainaut şehri) seccedililen adayların seccedilim belgelerinin onaylanmamasını ve boş
geccedilersiz veya tartışmalı oyların tekrar sayılmasını Parlamentorsquoya oumlnermiştir
13 Haziran 2014 tarihinde 28 oya karşı 43 oyla Walloon Parlamentosu oy sayımında
sorun duumlzensizliklerin olduğunu goumlsteren ikna edici bir delilin olmadığı gerekccedilesiyle
başvurucunun talebini dayanaktan yoksun bulmuştur Aynı tarihte Walloon Parlamentosu
oyları yeniden saymaksızın seccedililen adayların seccedilim belgelerinin onaylanmasına karar vemiştir
Karar başvurucuya 24 Haziran 2014 tarihinde tebliğ edilmiştir
İhlal İddiaları Başvurucu Soumlzleşmersquoye ek 1 Nolu Protokolrsquouumln 3 maddesi (Ek
Protokol madde 3) kapsamında Walloon Parlamentosursquonun itiraz suumlrecinde hem bir taraf olarak
214
hem de yargılama makamı olarak yer almasının ve başvurusunu reddetmesinin seccedilimlerde aday
olma hakkını ihlal ettiğini ileri suumlrmuumlştuumlr
Başvurucu Ek Protokol madde 3 ile bağlantılı olarak Soumlzleşmersquonin 13 maddesi
kapsamında Walloon Parlamentosursquona başvuru yolunun etkili bir hukuk yolu olmadığını ileri
suumlrmuumlştuumlr
Karar
11 Haziran 2019 tarihinde başvurunun sunulduğu AİHM dairesi başvuruyu Buumlyuumlk
Dairersquoye tevdi etmiştir Başvuru Buumlyuumlk Daire tarafından karara bağlanmıştır
Ek Protokol Madde 3
Mahkeme başvurucunun iddialarının yeterince ciddi ve tartışılabilir olduğunu
goumlzlemlemiştir Zira soumlz konusu iddialar Charleroi ve Hainaut şehri seccedilim ccedilevresindeki
parlamento sandalye dağılımını etkileyebilecektir Dolayısıyla soumlz konusu itiraz etkili bir
incelemeye tabi tutulmalıdır
Boumlylelikle Mahkeme somut olayda ulusal hukukta keyfiliğe yol accedilmayacak şekilde
yeterli ve uygun usucirclicirc guumlvenceleri iccedileren bir itiraz mekanizmasının olup olmadığını
incelemiştir
Mahkeme Walloon Parlamentosursquonun başvurucunun itirazıyla ilgili karar vermeye
yetkili tek mercii olduğunu goumlzlemlemiştir Seccedilim belgelerinin incelenmesi sırasında yeni
seccedililen ve seccedilim belgeleri onaylanacak uumlyelerin hepsi başvurucuyla aynı seccedilim ccedilevresindekiler
dahil itiraza ilişkin oylamada yer almıştır Boumlylelikle Venedik Komisyonursquonun tavsiyelerine
(Seccedilimsel Konularda İyi Uygulamalar Kodu) aykırı olarak başvurucunun doğrudan rakibi olan
ve oyların yeniden sayılıp başvurucunun haklı bulunduğu varsayımında sandalyelerini
kazanamama olasılığı bulunan kişiler Walloon Parlamentosursquondaki oylamaya katılmıştır
Dahası itirazın oylanmasın basit ccediloğunluğun yeterli olması başvurucuyu partizan bir kararla
karşılaşma riskiyle karşı karşıya bırakmıştır Dolayısıyla başvurucunun itirazı yeterli tarafsızlık
teminatlarından yoksun bir makam tarafından incelenmiştir
Mahkeme Walloon Parlamentosursquonun sahip olduğu takdir yetkisinin iccedil hukuk
tarafından yeterli belirliliklerle ccedilerccedilevelenmediğine dikkat ccedilekmiştir Ne kanun ne de
Parlamento iccediltuumlzuumlğuuml bu tuumlr itirazların inceleneceği bir usucirclicirc duumlzenleme iccedilermektedir Bu
215
nedenle Mahkeme Walloon Parlamentosu tarafından itiraz karara bağlanırken hangi kriterlerin
uygulandığının belirsiz olduğunu vurgulamıştır
Mahkeme aynı zamanda seccedilimsel uyuşmazlıkların incelenme usuluumlnuumln adil objektif
ve yeterli gerekccedileye sahip bir kararı sağlaması gerektiğini belirtmiştir İtiraz eden kişiler
goumlruumlşlerini beyan etme ve gerekli goumlrduumlkleri buumltuumln arguumlmanları soumlzluuml veya yazılı olarak sunma
imkanlarına sahip olmalıdır Ek olarak karar veren organ tarafından beyan edilen
gerekccedilelerden itiraz eden kişinin arguumlmanlarının uygun bir şekilde incelendiği ve cevaplandığı
anlaşılmalıdır Mahkeme bu davada ne Anayasa ne kanun ne de parlamento iccediltuumlzuumlğuuml seccedilim
belgelerinin incelenmesinde bu tuumlr guumlvenceler getirmektedir Başvurucu yine de Danışma
Komitesi nezdinde belli usucirclicirc guumlvencelerden faydalanmıştır Walloon Parlamentosursquonun kararı
da aynı şekilde gerekccedile iccedilermiş ve tebliğ edilmiştir
Bununla birlikte Mahkeme başvurucuya itiraz suumlrecinde sağlanan guumlvencelerin yeterli
olmadığını belirtmiştir İccedil hukuktaki duumlzenlemelerde itiraz mekanizmasına ilişkin bir usuluumln
yer almaması karşısında bu guumlvenceler Danışma Kurulu ve Walloon Parlamentosu genel
kurulu tarafından ad hoc olarak takdiren alınan kararların bir sonucudur Aynı zamanda bu
guumlvenceler uygulamada ulaşılabilir ve oumlngoumlruumllebilir değildir
Mahkeme ayrıca usucirclicirc guumlvencelerin ccediloğunun başvurucuya bağlayıcı karar verme
yetkisi olmayan Danışma Komitesi nezdinde sunulduğuna dikkat ccedilekmiştir Walloon
Parlamentosursquonun kararında gerekccedilelere yer verdiğini kabul eden Mahkeme bununla birlikte
Parlamentorsquonun Danışma Komitesirsquonin ulaştığı sonuccedilla neden ayrıştığını ortaya koymadığını
vurgulamıştır
Sonuccedil olarak Mahkeme başvurucunun itirazının tarafsızlık guumlvencesine sahip olmayan
ve takdir yetkisi herhangi bir duumlzenlemeyle belirli bir şekilde ccedilerccedilevelenmemiş olan bir organ
tarafından incelenmiş olduğunu başvurucuya sağlanan sınırlı sayıdaki guumlvencenin de takdiren
ad hoc şekilde sağlandığı iccedilin yetersiz olduğunu tespit etmiştir Mahkeme bu nedenle Ek
Protokol madde 3rsquouumln ihlal edildiğine karar vermiştir
Madde 13
Mahkeme ilk olarak başvurucunun şikayetlerini Walloon Parlamentosursquona sunabilme
imkanını bulduğunu goumlzlemlemiştir Belccedilika hukukuna goumlre Parlamento kararına karşı yargısal
veya başka bir tuumlrden herhangi bir başvuru yolu bulunmamaktadır Mahkeme Walloon
216
Parlamentosursquondaki usuldeki guumlvence eksikliklerinin Ek Protokol madde 3 ile bağlantılı olarak
Soumlzleşmersquonin 13 maddesini de ihlal ettiğine karar vermiştir Mahkeme bu konuda taraf
devletlerde yer alan mekanizmaların ccedileşitliliğini ve ikincillik ilkesini dikkate alarak herhangi
bir spesifik mekanizma belirleme yetkisinin kendisinde olmadığını hatırlatmış yine de ndashldquoilk
derece merciirdquo şeklinde veya ldquoyargısal olmayan bir organın kararına karşı başvurulabilecek
itiraz merciirdquo şeklinde- yargısal bir başvuru yolunun Ek Protokol madde 3rsquouumln gerekliliklerini
ilkesel olarak sağlayacağını belirtmiştir
Adil Tazmin
Mahkeme Belccedilikarsquonın başvurucuya manevi tazminat olarak 2000 euro masraf ve
giderler iccedilin toplam 1291514 euro oumldemesine karar vermiştir
217
Başvuru Adı D v Fransa
Başvuru No 1128818
Başvuru Tarihi 2 Mart 2018
Karar Tarihi 16 Temmuz 2020
Karar Linki httpshudocechrcoeinteng22itemid22[22001-
20356522]
Konu Yurt dışında taşıyıcı annelik yoluyla doğan ccedilocuğun doğum
ayrıntılarının resmi kayda geccedilirilmesinin ebeveyn-ccedilocuk ilişkisi evlat edinme yoluyla da
kurulabileceği iccedilin Soumlzleşmersquonin 8 maddesini ihlal etmediği
Olaylar
Başvurucular Bayan D Bay D ve Ccedilocuk D sırasıyla 1972 1957 ve 2012 doğumludur
ve Canet en Roussillonda yaşamaktadır Uumlccediluumlncuuml başvurucu bir taşıyıcı annelik anlaşmasıyla
Ukraynada doğmuştur 3 Ekim 2012 tarihinde Kievde verilen doğum belgesi birinci
başvurucunun anne ikincisinin baba olduğunu belirtmektedir
Bay ve Bayan D 2008 yılında Fransada evlenmiştir Ccedilocuk 2012 yılının Eyluumll ayında
Ukraynada taşıyıcı annenin ccedilocuğu olarak duumlnyaya gelmiştir Kievde verilen doğum belgesi
ccedilocuğu doğuran kadından bahsetmeden birinci başvurucuyu anne ikinci başvurucuyu da baba
olarak belirtmektedir
20 Eyluumll 2014 tarihinde ilk iki başvurucuya doğum belgesinin ayrıntılarının Fransız
doğum evlilik ve oumlluumlm siciline kaydedilmesi iccedilin Kievdeki Fransız buumlyuumlkelccedililiğine
başvurmuştur Konsolos yardımcısı durumun oumlzel niteliği nedeniyle ayrıntıları kaydetmeyi ve
aile kayıt defterini (livret de famille) duumlzenlemeyi ertelemeye ve konuyu Nantesdaki savcılığa
havale etmeye karar verdiğini soumlylemiştir Sonrasında ccedilifte Adalet Bakanlığırsquondan
Mahkemenin Mennesson Fransa ve Labassee Fransa davasındaki kararlarının takibiyle ilgili
bekleyen talimatlarının taşıyıcı annelik duumlzenlemelerine ilişkin tuumlm başvuruların askıya
alındığını bildirmiştir
27 Ocak 2016da Bay ve Bayan D ccedilocuğun doğum belgesinin ayrıntılarının Fransız
siciline kaydedilmesi iccedilin Nantes savcılığı aleyhine dava accedilmıştır
218
12 Ocak 2017de Nantes Mahkemesi başvuruyu kabul etmiştir Diğer hususların yanı
sıra doğum belgesinin birinci başvurucuyu doğum yapmamış olmasına rağmen anne olarak
belirlemesinin Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi tarafından belirlenen ccedilocuğun yuumlksek yararı
goumlz oumlnuumlnde bulundurularak yapılamayacağını vurgulamıştır Doğum hakkı ldquodoğduğu uumllkede
yasal olarak kurulan tek ilişkirdquo olan ve bu nedenle yasal gerccedilekliğe karşılık gelen yasal anne-
ccedilocuk ilişkisinin tanınmasının reddedilmesini haklı kılmaktadır
18 Aralık 2017de Rennes İstinaf Mahkemesi 12 Ocak 2017 tarihli kararı doğum
belgesinin baba-ccedilocuk ilişkisine ilişkin ayrıntılarını kaydetme youmlnuumlnden onamış ancak anne-
ccedilocuk ilişkisi ile ilgili olarak bozma kararı vermiştir Kararda oumlzellikle ldquo doğum belgesinde
annenin atanması ile ilgili olarak Medeni Kanunun 47 maddesinin aradığı şart doğum yapma
gerccedileğidir Yalnızca Medeni Kanun md 3561 istisnai olarak ldquoevlat edinen doğum yapmamış
annenin usuluumlne uygun olarak anne olarak kaydedilmesi şeklinde buna ccedilok sınırlı istisnalar
getirmiştir Başvurucular Yargıtaya itiraz etmemişlerdir 12 Eyluumll 2019 tarihinde Daire
Başkanının bilgi talebine cevaben başvurucular Mahkemeye Bayan Dnin genetik annesi
olduğunu bildirmişlerdir
Başvurucular Yargıtaya gitmemişlerdir 12 Eyluumll 2019 tarihinde Daire Başkanının
bilgi talebine cevaben başvurucular Mahkemeye Bayan Dnin genetik anne olduğunu
bildirmişlerdir
İhlal İddiaları
Başvurucular hem 14 madde (ayrımcılık yasağı) ile bağlantılı hem de bağımsız olarak
8 maddeye (aile hayatına saygı hakkı) dayanarak ccedilocuğun oumlzel hayatına saygı hakkının ihlal
edildiğinden ve doğum temelinde ayrımcılıktan şikayet etmiştir
Karar
Madde 8
Mahkeme Rennes İstinaf Mahkemesirsquonin uumlccediluumlncuuml başvurucunun Ukrayna doğum
belgesinin ayrıntılarının ikinci başvurucunun baba olarak Fransız doğum kayıt defterine
kaydedilme talebini kabul edildiğine ve biyolojik kişi olan ilk başvurucunun anne olarak
Fransız doğum kayıt defterine kaydedilme talebinin reddedildiğine dikkat ccedilekmiştir Ancak
219
İstinaf Mahkemesi anne-ccedilocuk ilişkisinin yasal olarak evlat edinme yoluyla kurulabileceğini
vurgulamıştır
Mahkeme başvurucuların esasen uumlccediluumlncuuml başvurucunun Ukraynarsquodaki doğum
belgesinde genetik anne olan birinci başvurucunun ldquoannerdquo olarak kaydedilmesi taleplerinin
reddedilmesinin ccedilocuğun oumlzel hayatına orantısız bir muumldahale olduğunu iddia ettiklerini
goumlzlemlemiştir
Mahkeme daha oumlnce ccedilocuğun biyolojik baba olduğu durumlarda baba ile ccedilocuk
arasındaki yasal ebeveyn-ccedilocuk ilişkisi konusunda kararlar vermiştir (bkz Mennesson Fransa
ve Labassee Fransa) İccediltihatlara goumlre genetik bağ yabancı uumllkedeki doğum belgesinde baba
olarak kaydedilmeyi gerekli kılmamaktadır Mahkeme mevcut davanın koşullarında aynı
zamanda genetik anne olan muumlstakbel anne ile yasal ilişkinin tanınmasına ilişkin olarak farklı
bir karara varmak iccedilin hiccedilbir neden goumlrmemiştir
Bu kapsamda Mahkeme yasal anne-ccedilocuk ilişkisinin başka yollarla da kurulabileceği
gerekccedilesiyle sırf birinci başvurucunun kendisinin genetik anne olması nedeniyle uumlccediluumlncuuml
başvurucunun Ukrayna doğum belgesinin ayrıntılarının birinci başvurucuyla ilgili bir kayıt
yazılması talebinin reddedilmesinin ccedilocuğun oumlzel hayatına saygı hakkına orantısız bir
muumldahale teşkil etmediğini belirtmiştir
Uumlccediluumlncuuml başvurucunun oumlzel hayatına saygı hakkına yapılan muumldahalenin orantılılığına
ilişkin olarak Mahkeme Ukrayna doğum belgesi detaylarının tescil talebinin birinci
başvurucuya yasal anne-ccedilocuk ilişkisinin kurulmasını engellemediği şekilde reddedilmesinin
belirleyici olduğu kanaatine varmıştır Nitekim Rennes İstinaf Mahkemesi Yargıtay
iccediltihadıyla da teyit edilen bir goumlruumlş olarak evlat edinme olasılığının mevcut olduğunu
vurgulama konusunda dikkatli davranmıştır
Uumlccediluumlncuuml başvurucunun oumlzel hayatına saygı hakkı soumlz konusu olduğunda birinci
başvurucu olan hukuki ilişkisinin tanınmasını sağlayacak etkili ve yeterince hızlı bir
mekanizmaya erişmesi gerekiyordu
Huumlkuumlmetin vurguladığı gibi birinci ve ikinci başvurucular evli olduğundan ve Ukrayna
doğum belgesinde ccedilocuğu duumlnyaya getiren kadından soumlz edilmediğinden eşinin ccedilocuğunu
evlat edinme şeklinde almak iccedilin mahkemelere başvurma yolu accedilıktır
220
Mahkemenin tavsiye kararı no P16-2018-001rsquodeki gibi evlat edinme ccedilocuk ile
muumlstakbel anne arasındaki yasal ilişkinin tanınması soumlz konusu olduğunda yabancı doğum
ayrıntılarının kaydedilmesi benzer etkiler yaratacaktır
Mahkeme tam evlat edinme kararının alınması iccedilin geccedilen ortalama suumlrenin yalnızca
41 ay olduğu Huumlkuumlmet tarafından verilen bilgilerden kaynaklandığını goumlzlemlemiştir
Dolayısıyla Rennes İstinaf Mahkemesinin 18 Aralık 2017 tarihli kararını takiben evlat
edinme proseduumlruuml başlatılmış olsaydı uumlccediluumlncuuml başvurucunun yasal anne-ccedilocuk ilişkisine ilişkin
durumu buumlyuumlk olasılıkla altı yaşına gelmeden yani başvurucuların da Mahkemeye
başvurdukları tarihlerde ccediloumlzuumllmuumlş olacaktı
Bu nedenle Mahkeme mevcut davada eşin ccedilocuğunun evlat edinilmesinin birinci ve
ikinci kişi arasındaki yasal ilişkiyi muumlmkuumln kılan etkili ve yeterince hızlı bir mekanizma
oluşturduğu sonucuna varmıştır
Buna goumlre uumlccediluumlncuuml başvurucunun Ukrayna doğum belgesinin ayrıntılarını birinci
başvurucuyu ccedilocuğun annesi olarak belirlediği oumllccediluumlde Fransız doğum kayıt defterine
kaydetmeyi reddederek davalı devlet başvurucunun somut olayında takdir yetkisini
aşmamıştır
Bu nedenle Mahkeme Soumlzleşmenin 8 maddesinin ihlal edilmediğine karar vermiştir
Madde 8 ile bağlantılı olarak Madde 14
Başvurucular 11 Şubat 2020 tarihli diğer beyanlarında yurtdışında taşıyıcı annelik
yoluyla doğan bir ccedilocuğun doğum belgesinin ayrıntılarında ccedilocuğun biyolojik babası olan
muumlstakbel babaya ilişkin ayrıntıları kaydederken muumlstakbel anneye karşı belgede genetik
anne başka olduğundan kaydetmeyi reddettikleri iccedilin ayrımcılık yasağının ihlal edildiğini ileri
suumlrmuumlştuumlr
Mahkeme başvurucuların iddiasının birinci başvurucu accedilısından Soumlzleşmenin 14
maddesi anlamında bir ayrımcılık şikayeti olduğunu kaydetmiştir Bu şikayetin 2 Mart 2018
tarihinde başlatıldığı ve 12 Eyluumll 2019 tarihinde accedilıklandığı yalnızca uumlccediluumlncuuml başvurucunun
haklarını ilgilendiren diğer şikayetlerden ayrı olduğunu ve başvurucuların bahsetmeyi ihmal
ettiği bir olguyu - ilk başvurucunun ccedilocuğun genetik annesi olması şartına - dayandığını
goumlzlemlemiştir Başvurucular benzer şekilde yerel makamlara ve mahkemelere bu gerccedileği
221
bildirmeyi ihmal etmişlerdir bu nedenle yerel yargılamalarda incelenmemiştir Mahkeme bu
yeni şikayetin Soumlzleşmenin 35 sect 1 maddesi kapsamındaki altı aylık suumlre sınırına uymadığına
karar vermiş ve bu nedenle Soumlzleşmenin 35 sectsect 1 ve 4 maddeleri uyarınca reddetmiştir
Bununla birlikte Mahkeme uumlccediluumlncuuml başvurucunun oumlzel hayatına saygı hakkından
yararlanarak Soumlzleşmenin35maddesine dayanarak maruz kaldığı iddia edilen ayrımcılığa
ilişkin şikayetin accedilıkccedila temelsiz olmadığını belirtmiştir Bu nedenle kabul edilebilir olduğunu
beyan etmiştir
Mahkemenin goumlruumlşuumlne goumlre taşıyıcı annelikle yurtdışında doğan Fransız ccedilocukları ile
uumllke dışında doğan diğer Fransız ccedilocukları arasında muamele farklılığı ilkinin -ikincisinden
farklı olarak - yabancı doğum belgesinde adı geccedilen kişi ile yasal bir anne-ccedilocuk ilişkisinin iccedil
hukukta tanınmasının muumlmkuumln olmadığıdır Daha ziyade soumlz konusu olayda doğum belgesinin
tuumlm ayrıntılarının kayıt defterine girememesi ve ccedilocuğa sahip olmak iccedilin yasal olarak kurulmuş
ccedilocuk ilişkisiyle evlat edinme başvurusunda bulunulması gerekmesinden oluşuyordu
Mahkemenin daha oumlnce vurguladığı gibi mevcut davada eşin ccedilocuğunun evlat edinilmesi
birinci ve uumlccediluumlncuuml başvurucular arasındaki hukuki ilişkinin tanınması iccedilin etkili bir mekanizma
oluşturmuştur
Huumlkuumlmet yasal anne-ccedilocuk ilişkisini kurmanın yollarına ilişkin bu muameledeki
farklılığın her vakanın oumlzel koşullarında boumlyle bir ilişki iccedilin taşıyıcı annelik yoluyla doğan
ccedilocuğun yuumlksek yararını sağlamak iccedilin tasarlandığını accedilıklamıştır Mahkeme bu nedenle
başvurucuların bu tuumlr ccedilocuklar ile genetik anneleri arasındaki yasal ilişkinin tanınmasının
yollarına ilişkin olarak şikayet ettikleri muamele farklılığının nesnel ve makul bir gerekccedileye
sahip olduğunu beyan ederek ayrımcılık yasağına aykırı bir husus saptamamıştır
Dolayısıyla Mahkeme 8 madde ile bağlantılı olarak 14 maddenin ihlal edilmediğine
karar vermiştir
222
Başvuru Adı Adana TAYAD Tuumlrkiye
Başvuru No 5983510
Başvuru Tarihi 20092010
Karar Tarihi 21 Temmuz 2020
Karar Linki httphudocechrcoeintengi=001-204123
Konu Adana TAYADrsquoın youmlneticilerinin ve bazı uumlyelerinin yasadışı
eylemlerde bulunduğu iddiasıyla henuumlz kesinleşen bir yargı kararı olmamasına rağmen
yetkililer tarafından kapatılması ile Soumlzleşmersquonin 11 maddesinde duumlzenlenen oumlrguumltlenme ve
oumlrguumltlenme oumlzguumlrluumlğuumlnuumln ihlal edilmesi
Olaylar Başvurucu Adana Tutuklu ve Huumlkuumlmluuml Aileleriyle
Yardımlaşma ve Dayanışma Derneği (TAYAD) Tuumlrk kanunlarına goumlre kurulmuş bir dernektir
Derneğin kurucularının beyan ettiği kurulma amacı tutuklu ve huumlkuumlmluumllere yardım ve destek
sağlamaktır 18 Ocak 2008rsquode Adana İl Emniyet Muumlduumlrluumlğuuml uumlccedil veya doumlrt guumln boyunca
Abdullah Oumlcalanrsquoı desteklemek amacıyla şehrin bir ilccedilesinde imza toplandığı ve imzalı
dilekccedilelerin Adana TAYADrsquoa teslim edildiği konusunda gizli bilgi edinmiştir Bu bilgileri
doğrulayabilmek iccedilin yetkililer dernek binasında arama yapmıştır
21 Nisan ve 13 Mayıs 2008 tarihleri arasında 31 Ocak 2008rsquode Adana valisinin onayı
ile kurulmuş bir komisyon dernekle ilgili teftiş gerccedilekleştirmiştir Derneğin gelirinin aslını
veya bir kopyasını ibraz edemediği ve 24 Aralık 2006 tarihli genel kurul katılımcılar listesi ile
8 Temmuz 2007 tarihli genel kurul katılımcılar listesinin karşılaştırılması sonucu imzalarda
farklılık olduğu ortaya ccedilıkmıştır
Bundan oumlnce 7 Nisan 2006rsquoda Dernekler Kanunursquonun ihlali dolayısıyla dernek
youmlneticilerine youmlnelik Adana Asliye Ceza Mahkemesirsquonde ceza davası başlatılmıştır 10 Nisan
2006rsquoda Asliye Ceza Mahkemesi sanığı devamında para cezasına ccedilevrilen 6 aylık hapis
cezasına ccedilarptırmıştır Yargıtay bu kararı 27 Mart 2012rsquode onamıştır
Arama sonucunda dernek youmlneticilerinden bazıları hakkında teroumlr oumlrguumltuuml lehine
propaganda yaptıkları gerekccedilesiyle Adana Ağır Ceza Mahkemesinde ceza davası accedilılmıştır
31 Mart 2009rsquoda Ağır Ceza Mahkemesi sanıkları iki yıl hapis cezasına ccedilarptırmıştır
223
19 Kasım 2012rsquode ise Yargıtay soumlz konusu succedilun 5 Temmuz 2012 tarihinde yuumlruumlrluumlğe
giren 6352 sayılı Kanun kapsamına girdiğini ve ilgili ldquosoruşturma aşamasında kovuşturma
askıya alınırrdquo maddesini belirtmiş ve huumlkmuuml bozarak dosyayı Ağır Ceza Mahkemesine yeniden
değerlendirilmesi iccedilin iade etmiştir 24 Ekim 2013 tarihinde Ağır Ceza Mahkemesi dosyayı
geri almış ve ardından kamu davasının accedilılmasını erteleyerek Yargıtayın bozma kararına
uymuştur
12 Ağustos 2008rsquode Adana savcılığı derneğin kapatılması iccedilin iddianame sunmuştur
17 Eyluumll 2009rsquoda mahkemece savcılığın talebi kabul edilerek derneğin kapatılmasına karar
verilmiştir Mahkeme derneğin artık tuumlzuumlğuumlnde tanımlanan amaccedillara uygun faaliyetlerde
bulunmadığını yasadışı teroumlr oumlrguumltlerinin propagandasını yaptıklarını ve bunun bir sonucu
olarak amaccedillarının ve varlığının Medeni Kanunrsquoun 89 maddesi uyarınca ldquokanuna ve ahlaka
aykırı hale geldiğinirdquo belirtmiştir
Derneğin 7 Ekim 2009 tarihli Yargıtayrsquoa temyiz başvurusu 3 Aralık 2009 tarihinde
reddedilmiş ve karar kesinleşmiştir
İhlal İddiaları Başvurucu yetkililer tarafından derneğin kapatılmasının
Soumlzleşmersquonin 11 maddesinin ihlali (oumlrguumltlenme oumlzguumlrluumlğuuml) olduğunu iddia etmiştir
Karar
11 Madde
Mahkeme yerel mahkemelerin başvurucu derneğin kapatılmasına huumlkmedip bir dernek
olarak herhangi bir faaliyet suumlrduumlrmesini engelleyerek varlığını sona erdirdiğini belirtmiştir
Bu tedbir derneğin Soumlzleşmersquonin 11 maddesi ile korunan oumlrguumltlenme oumlzguumlrluumlğuumlne muumldahale
boyutuna ulaşmıştır Muumldahale Medeni Kanunrsquoun 89 maddesi ccedilerccedilevesinde ldquokanun ile
oumlngoumlruumllmekterdquo ve duumlzenin bozulmaması meşru amacını taşımaktadır Mahkemeye kalan ise
muumldahalenin ldquodemokratik bir toplumda gereklirdquo olup olmadığına karar vermektir
Derneğin kapatılması suumlreci Adana savcılığının talebi uumlzerine başlatılmıştır Yerel
mahkeme savcılığın talebini kabul ederek derneğin kapatılmasına huumlkmetmiştir
Mahkeme yerel mahkemenin kararının Adana Ağır Ceza Mahkemesirsquonin 31 Mart 2009
tarihli kesinleşmeyen kararına dayandığını feshe huumlkmedilmesinde dava dosyasında bulunan
bilgiye ve derneğin bazı youmlneticilerine para cezası verildiği ceza mahkemesi kararına atıf
yapıldığını goumlzlemlemiştir
224
Mahkeme Adana savcılığı tarafından bazı dernek uumlyeleri ve youmlneticilerine isnat edilen
succedilların ciddiyetinin farkında olmasına rağmen hukuk mahkemelerinin ceza mahkemeleri
tarafından başvurucunun bağımsız uumlyelerine youmlnelik verilen ve kesinleşmeyen huumlkmuuml yeniden
uumlretmek yerine bağımsız bir değerlendirme yapması gerektiği goumlruumlşuumlndedir
Mahkeme bir derneğin buumltuumlnuumlyle kapatılmasının uumlyeleri uumlzerinde oumlnemli sonuccedillara yol
accedilan ccedilok ağır bir tedbir olduğunu ve sadece ccedilok ciddi bir durumda boumlyle bir tedbire
başvurulması gerektiğini vurgulamıştır Soumlzleşmersquonin 11 maddesi uyarınca devletler boumlyle bir
tedbire neden başvurduklarını goumlsteren meşru sebeplerini ortaya koyma yuumlkuumlmluumlluumlğuuml
altındadır
Mahkemersquonin kanaatine goumlre yerel mahkemenin huumlkmuumlnuuml dayandırdığı bazı bulgular
kendi başlarına teroumlrizme teşvik anlamına gelmemektedir Davadaki oumlrguumlt propagandası yapma
boyutuna ulaşabilecek tek eylem Sope Roje gazetesinin dağıtımıdır ki kararda gazetenin
iccedileriğinin nasıl teroumlrizme teşvik ettiğini ikna edici şekilde accedilıklanmamıştır
Boumlylelikle Mahkeme yerel mahkemenin fesih kararını kabul edilebilir ve ikna edici
gerekccedilelere dayanmadığı sonucuna varmıştır Bu başvurucu dernek ve uumlyeleri uumlzerinde ve
ayrıca genel olarak insan hakları oumlrguumltleri uumlzerinde caydırıcı bir etki yaratmaktadır
Son olarak iddiaların kanıtlandığı varsayımında bile Mahkeme yerel mahkemelerin
daha az katı tedbirlere başvurmayı duumlşuumlnmediklerini ve Huumlkuumlmetin derneğin feshinin
yetkililerin amaccedillarını gerccedilekleştirmek iccedilin tek ccedilare olduğunu kanıtlamak iccedilin yeterli delil
goumlstermediğini goumlzlemlemiştir
Yerel makamlar derneğin feshi kararını ikna edici gerekccedilelere dayandıramadığı iccedilin
alınan tedbiri meşrulaştıramamış ve bu da oumlrguumltlenme oumlzguumlrluumlğuumlnuumln oumlzuumlnuuml zedelemiştir
Dolayısıyla Mahkeme muumldahalenin demokratik bir toplumda gerekli olmadığına ve bu dava
oumlzelinde Soumlzleşmersquonin 11 maddesinin ihlal edildiğine karar vermiştir
4
Madde 7
Her iki taraf da Yargıtayrsquoın başvurucunun denetim suumlresinin uzunluğuna ilişkin
hesaplamada hata yaptığını kabul etmektedir
Ancak başvurucu tarafından başvurulan kanun yolu yani iptal iccedilin yapılan olağanuumlstuuml
başvuru boumlyle bir durumda etkili bir kanun yolu teşkil etmemektedir Bilakis başvurucunun
mahkemenin kendi iccediltihatlarında da tanımlandığı uumlzere accedilık bir maddi hata nedeniyle kararı
duumlzeltilmesi iccedilin Yargıtayrsquoa başvurmuş olması gerekirdi Soumlz konusu talep Ceza Muhakemesi
Kanunursquonun 195 maddesi uyarınca yapılabilecek olmasına rağmen dava dosyasında
başvurucunun boumlyle bir adım attığına ilişkin herhangi bir bilgi yer almamaktadır
Mahkeme başvurucunun mevcut tuumlm iccedil hukuk yollarını tuumlketmediğine ve bu madde
kapsamındaki şikayetinin kabul edilemez olduğuna oy ccedilokluğuyla karar vermiştir
5
Başvuru Adı ND ve NT İspanya
Başvuru No 867515 ve 869715
Başvuru Tarihi 12 Şubat 2015 (Buumlyuumlk Dairersquoye goumlnderme talebi 14 Aralık
2017)
Karar Tarihi 13 Şubat 2020
Konu Uumllkeye hukuka uygun yollarla giriş imkanı olmasına rağmen
bu imkanları değerlendirmeyerek uumllkeye yasa dışı yollardan giriş yapan kişilerin durumlarının
bireysel olarak değerlendirilmeksizin sınır dışı edilmelerinin 4 Norsquolu Protokol Madde 4rsquouumln
(yabancıların topluca sınır dışı edilmeleri yasağı) ihlali olmadığı
Olaylar Başvurucular ND ve NT sırasıyla Mali ve Fildişi Sahili
vatandaşı olup 1986 ve 1985 yılında doğmuştur Birinci başvurucu silahlı ccedilatışma sebebiyle
2012 yılında Malirsquoden ayrıldığını soumlylemiştir Moritanya ve Cezayir uumlzerinden seyahat ederek
Mart 2013rsquote Fasrsquoa varmıştır ve anlaşıldığı kadarıyla Melilla sınırına yakın Gurugu
Tepesindeki goumlccedilmen kampında kalmıştır İkinci başvurucu Fasrsquoa 2012rsquonin sonunda varmış
olup o da goumlccedilmen kampında kalmıştır
Oumlzerk bir şehir olan Melilla Fas tarafından ccedilevrelenmiş Kuzey Afrika kıyısında yer
alan 12 kilometrekarelik bir İspanyol toprağıdır İspanyol yetkilileri 13 kilometrelik sınır
boyunca 2014rsquoten beri paralel uumlccedil ccedilitten oluşan bir bariyer inşa etmişlerdir Uumlccedilluuml ccedilit boyunca
doumlrt adet sınır geccediliş noktası yerleştirilmiştir Bu noktalar arasında Guardia Civil goumlrevlileri
yasa dışı girişleri oumlnlemek amacıyla kara sınırında ve kıyıda devriye gezmektedir Sahra Altı
Afrika dacirchil diğer yerlerden gelen yabancılar sıkccedila ccedilitleri aşma teşebbuumlsuumlnde bulunmaktadır
13 Ağustos 2014 sabahının erken vakitlerinde ilk giriş teşebbuumlsuuml yaşanmıştır
Huumlkuumlmetrsquoe goumlre Fas polisi yaklaşık 500 goumlccedilmenin dış ccediliti tırmalamalarını engellemiş ancak
yaklaşık 100 goumlccedilmen ccediliti aşmayı başarmıştır 75 goumlccedilmen iccedil ccedilitin tepesine ulaşmış ancak
yalnızca birkaccedilı diğer tarafa inerek İspanya topraklarına ayak basmış ve orada Guardia Civil
mensuplarıyla karşılaşmıştır Diğerleri iccedil ccedilitin tepesinde oturmaya devam etmiştir Guardia
Civil goumlrevlileri onların aşağı inmesine yardım etmiş ardından ccedilitler arasındaki kapılardan
sınırın diğer tarafındaki Fas topraklarına geri doumlnmeleri iccedilin onlara eşlik etmişlerdir
6
Anlatıldığına goumlre ND ve NT iccedil ccedilitin tepesine ulaşmayı başarmışlar ve birkaccedil saat
orada kalmışlardır Sırasıyla saat 15 ve 14 civarında kendilerine merdiven temin eden İspanyol
kolluk kuvvetlerinin yardımıyla ccedilitlerden aşağı inmişlerdir Yere ulaşır ulaşmaz onları
kelepccedileledikleri Fasrsquoa geri goumltuumlrduumlkleri ve Fas yetkililerine teslim ettikleri soumlylenen Guardia
Civil goumlrevlileri tarafından tutuklanmışlardır İddia edildiğine goumlre başvurucular hiccedilbir kimlik
tespiti işleminden geccedilmemiş goumlrevlilere kişisel durumlarını accedilıklama ya da avukat veya
ccedilevirmen desteği alma şansı bulamamışlardır Anlatıldığına goumlre Melillarsquonın birkaccedil kilometre
guumlneyindeki Nador polis merkezine transfer edilmişlerdir İddia edildiğine goumlre 300 kilometre
uzaklıktaki Fezrsquoe goumltuumlruumllmeden ve kendi başlarının ccedilaresine bakmaya terk edilmeden oumlnce
tıbbi yardım talep etmişseler de talepleri reddedilmiştir
İhlal İddiaları Başvurucular 4 Norsquolu Protokol Madde 4rsquoe (yabancıların
topluca sınır dışı edilmeleri yasağı) dayanarak durumlarının bireysel değerlendirilmesi
yapılmaksızın ve herhangi bir usul veya adli yardıma tabi olmaksızın topluca sınır dışı
edilmeye maruz kaldıklarını iddia etmişlerdir Başvurucular goumlccedilmenlerin kimlik tespiti
yapılmaksızın sistematik olarak goumlnderilme politikasından şikayet etmiştir onlara goumlre bu
ilgili doumlnemde hukuki dayanaktan yoksundur 4 Norsquolu Protokol Madde 4 ile bağlantılı olarak
Madde 13rsquoe (etkili başvuru hakkı) dayanarak Fasrsquoa derhal doumlnuumlşlerinin yasal olmadığını
savunabilecekleri askıya alma etkisine sahip etkili bir başvuru yolunun yokluğundan şikayetccedili
olmuşlardır
Avrupa İnsan Hakları Mahkemesine 12 Şubat 2015 tarihinde başvurulmuştur 03 Ekim
2017 tarihli Daire kararında Mahkeme 4 Norsquolu Protokol Madde 4rsquouumln ve 4 Norsquolu Protokol
Madde 4 ile bağlantılı olarak ele alındığında Madde 13rsquouumln (etkili başvuru hakkı) ihlal
edildiğine oybirliğiyle karar vermiştir
14 Aralık 2017 tarihinde Huumlkuumlmet Soumlzleşmersquonin 43 maddesi kapsamında davanın
Buumlyuumlk Dairersquoye goumlnderilmesini talep etmiştir ve 29 Ocak 2018 tarihinde Buumlyuumlk Dairersquonin
kurulu bu talebi kabul etmiştir 26 Eyluumll 2018 tarihinde bir duruşma yapılmıştır
Yazılı usule katılmalarına izin verilen Belccedilika Fransız ve İtalyan Huumlkuumlmetleri uumlccediluumlncuuml
taraf goumlruumlşuuml sunmuşlardır Ayrıca Avrupa Konseyi İnsan Hakları Komiseri Birleşmiş
Milletler Muumllteciler Yuumlksek Komiserliği (UNHCR) İspanya Muumllteciler Komisyonu (CEAR)
ve muumlşterek hareket eden Avrupa Kişisel Haklar Tavsiye Merkezi (the AIRE Centre)
Uluslararası Af Oumlrguumltuuml Avrupa Muumllteciler ve Suumlrguumlnler Konseyi (ECRE) ve Uluslararası
7
Hukukccedilular Komisyonu tarafından Hollandalı Muumllteci Konseyinin katılımı ile goumlruumlş
sunulmuştur Daire yargılamasında Birleşmiş Milletler İnsan Hakları Yuumlksek Komiserliği
tarafından sunulan yazılı goumlruumlşler de dosyaya dahil edilmiştir 01042018 tarihinden beri
Avrupa Konseyi İnsan Hakları Komiseri olan Dunja Mijatović Soumlzleşmersquonin 36sect3 maddesi
uyarınca duruşmada soumlz almıştır UNHCR de duruşmaya katılmıştır
Karar 4 Norsquolu Protokol Madde 4
Mahkeme başvurucuların sayılarının ccedilokluğundan faydalanarak ve oumlnceden
planlanmış bir operasyon kapsamında yetkisiz bir şekilde kara sınırını geccedilerek İspanyol
boumllgesine girme teşebbuumlsuumlnde bulunan ccedilok sayıda kişiden oluşan bir grubun uumlyesi olduklarını
not etmiştir Başvurucuların Madde 3 kapsamındaki başvuruları Daire tarafından kabul
edilemez bulunmuştur Başvurucuların kimlikleri tespit edilmemiş ve bireysel durumlarını
incelemek iccedilin herhangi bir yazılı usul uygulanmamıştır Dolayısıyla Fasrsquoa geri doumlnuumlşleri
bilfiil bireysel ancak acele bir goumlnderme olmuş ve İspanya sınır guumlvenliği tarafından
gerccedilekleştirilmiştir
İspanya gibi sınırları Schengen boumllgesinin dış sınırları ile oumlrtuumlşen Soumlzleşmeci
Devletlere ilişkin olarak Soumlzleşme haklarının etkililiği bu Devletlerin hukuka uygun giriş
youmlntemlerine samimi ve etkili erişimi oumlzellikle sınıra ulaşmış olanlar iccedilin sınır işlemlerini
erişilir kılmalarını gerektirmektedir Bu youmlntemler zulme maruz kalan herkesin Soumlzleşmersquonin
oumlzellikle 3 maddesine (işkence veya insanlık dışı ya da aşağılayıcı muamele yasağı) istinaden
yapılacak başvurunun Mahkemersquoninkiler dahil uluslararası normlar ile uyumlu şekilde işleme
alınacağını temin eden şartlar altında koruma başvurusunda bulunmasına olanak sağlamalıdır
Soumlzleşme ve oumlzellikle Madde 3 kapsamında koruma talep etme hakkını guumlvence altına alan
samimi ve etkili duumlzenlemelerin varlığı halinde Soumlzleşme Devletlerin sınırları denetleme
yuumlkuumlmluumlluumlklerini yerine getirirken boumlyle bir koruma başvurusunun mevcut sınır geccediliş
noktalarında yapılmasını gerekli kılmalarını engellemez Dolayısıyla Devletler haklı bir sebep
olmaksızın bu gerekliliklere uymayan ve sınırı başka bir konumdan oumlzellikle eldeki davada
olduğu gibi sayılarının ccedilokluğundan faydalanarak ve guumlccedil kullanarak geccedilmeye ccedilalışan
yabancıların muhtemel sığınmacılar dahil topraklarına girme taleplerini reddedebilir
Mahkeme İspanyol hukukunun başvuruculara ulusal boumllgeye giriş iccedilin ccedileşitli
muhtemel youmlntemler tanıdığını not etmiştir Başvurucular oumlzellikle sınır geccediliş noktasında
8
ayrıca menşe veya transit uumllkelerindeki İspanya diplomatik temsilcilik veya konsolosluklarında
ya da Fasrsquota vize veya uluslararası koruma başvurusunda bulunabilirlerdi
1 Eyluumll 2014rsquote İspanyol yetkililer sığınma taleplerini kaydetmek iccedilin Beni Enzar
uluslararası sınır geccediliş noktasına 24 saat accedilık bir ofis kurmuşlardır Bu tarihten de oumlnce
122009 Sayılı Kanunun 21 Boumlluumlmuuml kapsamında bu etkiye sahip bir kanun yolu
oluşturulmuştur Huumlkuumlmet Melillarsquoda 1 Ocak ve 31 Ağustos 2014 tarihleri arasında 21 sığınma
başvurusu yapıldığını bunların 6 tanesinin Beni Enzar sınır geccediliş noktasında yapıldığını ve
resmi bir başvuruda bulunmaları iccedilin daha sonra sığınmacılara Melilla polis merkezine kadar
eşlik edildiğini soumlylemiştir Soumlz konusu kişiler Cezayir Burkina Faso Kamerun Kongo Fildişi
Sahili ve Somalirsquoden gelmişlerdir
Bu sebeple Mahkeme 1 Eyluumll 2014rsquote Beni Enzarrsquodaki hususi uluslararası koruma
ofisinin kurulmasından da oumlnce bu sınır geccediliş noktasında sığınma başvurusu alma konusunda
hukuki bir yuumlkuumlmluumlluumlk olduğundan ve ayrıca bu başvuruları yapmanın gerccedilekten muumlmkuumln
olduğundan şuumlphe etmek iccedilin hiccedilbir sebep goumlrmemiştir 1 Eyluumll 2014 tarihinden oumlnce Beni
Enzarrsquoda ccedilok az sayıda sığınma talebinde bulunulmuş olması ndashHuumlkuumlmet aksini ileri
suumlrmemiştirndash tek başına muhatap Devletin bu sınır geccediliş noktasına samimi ve etkili erişimi
sağlamadığı sonucuna ulaşmak iccedilin yeterli değildir
Buumlyuumlk Daire nezdindeki yazılı usulde başvurucular İspanyol boumllgesine yasal yollardan
giriş yapmaya ccedilalışmış olduklarına ilişkin bir iddia ileri suumlrmemişlerdir Yalnızca Buumlyuumlk Daire
duruşmasında Beni Enzarrsquoa ulaşmaya ccedilalıştıklarını ancak ldquoFas yetkilileri tarafından
kovalandıklarınırdquo soumlylemişlerdir Oldukccedila geccedil bir aşamada ileri suumlruumllmuumlş olması sebebiyle bu
iddiayı kuşatan şuumlphelerin haricinde Mahkeme başvurucuların hiccedilbir aşamada karşılaşılan
engellerin İspanyol yetkililerin sorumluluğunda olduğunu iddia etmediklerini not etmiştir
Dolayısıyla Mahkeme soumlz konusu zamanda başvurucuların sınır dışı edilmelerine
karşı sebeplerini duumlzguumln ve hukuka uygun bir şekilde iletmek amacıyla Beni Enzar sınır geccediliş
noktasını kullanmamak iccedilin gerekli olan haklı bir sebepleri olduğuna ikna olmamıştır
4 Norsquolu Protokolrsquouumln 4 maddesi Soumlzleşmeci Devletler iccedilin başka bir Devletin yetki
alanındaki kişileri kendi yetki alanına getirmesine ilişkin genel bir yuumlkuumlmluumlluumlk
iccedilermemektedir Fas tarafından fiziksel olarak Beni Enzar sınır geccediliş noktasına ulaşırken bazı
zorlukların mevcut olduğu varsayılsa dahi muhatap Huumlkuumlmetrsquoin bu duruma ilişkin olarak
9
oumlngoumlruumllen bir sorumluluğu yoktur Bu tespit Mahkemersquonin huzurdaki olayda 4 Norsquolu
Protokolrsquouumln 4 maddesinin ihlal edilmediğine kanaat getirmesi iccedilin yeterli olmuştur
Mahkeme İspanyol Huumlkuumlmetinin bahsettiği uluslararası koruma başvurusunun
yapılabileceği İspanyol elccedililikleri ve konsolosluklarına erişim ile ilgili ihtimalleri incelerken
Nadorrsquodaki İspanyol konsolosluğunun Beni Enzarrsquodan ndashyani 13 Ağustos 2014 tarihinde
ccedilitlerden geccedililen yerdenndash sadece 135 km uzaklıkta olduğunu goumlzlemlemiştir Gurugu
kampında 2 sene (başvurucu ND) ve 1 sene 9 ay (başvurucu NT) kaldıklarını soumlyleyen
başvurucular uluslararası korumaya başvurmak istemeleri halinde kolaylıkla buraya seyahat
edebilirlerdi Başvurucular ne bu yolu seccedilmeme sebepleri ile ilgili Mahkemersquoye bir accedilıklama
yapmışlardır ne de bu seccedileneği kullanmalarının engellendiğini iddia etmişlerdir Son olarak
başvurucular diğer ndashmenşe uumllkelerindeki ya da 2012 yılından beri seyahat ettikleri uumllkelerden
birindekindash İspanyol elccedililiklerinde vize başvurusu yapmaya ilişkin samimi ve etkili bir imkanın
varlığına karşı ccedilıkmamışlardır NDrsquonin durumunda İspanya ve Mali arasında NDrsquoye oumlzel
bir ccedilalışma vizesi alma imkanı tanıyan oumlzel bir anlaşma dahi mevcuttur
Mahkeme başvurucuların 13 Ağustos 2014 tarihinde grubun sayının ccedilokluğundan
faydalanarak ve guumlccedil kullanarak Melilla sınırındaki ccedilitlerden zorla girme teşebbuumlsuumlne dahil
olarak aslında kendilerini tehlikeye soktuklarını değerlendirmiştir Başvurucular Schengen
boumllgesinin dış sınırlarından geccedilmeye ilişkin Schengen Sınırlar Kanunu uyarınca İspanyol
topraklarına hukuka uygun giriş iccedilin mevcut olan hukuki proseduumlrleri kullanmamışlardır
Dolayısıyla Mahkeme bireysel nitelikte bir ihraccedil kararı olmamasının başvurucuların bu amaccedil
iccedilin var olan mevcut resmi giriş proseduumlrlerini kullanmamış olmasına atfedilebileceği
dolayısıyla bunun kendi davranışlarının bir sonucu olduğu kanaatindedir
Dolayısıyla 4 Norsquolu Protokolrsquouumln 4 maddesi ihlal edilmemiştir
4 Norsquolu Protokol Madde 4 ile bağlantılı olarak Madde 13
Mahkeme İspanyol hukukunun sınırda ihraccedil kararlarına itiraz edilmesine olanak
sağladığını ancak ihraccedillarına karşı boumlyle bir itirazda bulunabilmek iccedilin başvurucuların
kendilerinin de kurallara uyması gerektiğini not etmiştir
Mahkeme başvurucuların ihraccedilları iccedilin bireyselleştirişmiş bir proseduumlruumln yokluğunun
13 Ağustos 2014 tarihinde buumlyuumlk bir grubun parccedilası olarak ve izin verilmeyen bir yerden
Mellilla sınır koruma yapılarını geccedilerek kendilerini hukuka aykırı bir durum iccediline sokan
10
hareketlerinin sonucu olduğunu dolayısıyla Melillarsquoda başvurucuların ihraccedillarına itiraz
edebilecekleri bir kanun yolu olmamasından muhatap Devleti sorumlu tutamayacağını ortaya
koymuştur
Başvurucuların varış uumllkesi olan Fasrsquota maruz kalma ihtimalleri olan risklere ilişkin
şikayetlerinin proseduumlruumln başında Madde 3 kapsamında yapılan başvurunun kabul edilemez
bulunmasıyla reddedilmesi sebebiyle boumlyle bir ccedilarenin yokluğu tek başına Madde 13rsquouumln
ihlalini teşkil etmemiştir
Dolayısıyla 4 Norsquolu Protokol Madde 4 ile bağlantılı olarak Madde 13 ihlal
edilmemiştir
11
Başvuru Adı Oumlzer Tuumlrkiye
Başvuru No 6927012
Başvuru Tarihi 22 Haziran 2012
Karar Tarihi 11 Şubat 2020
Konu Yerel mahkemelerin Mahkemersquonin ifade oumlzguumlrluumlğuumlne ilişkin
iccediltihadında ortaya koyduğu ve uyguladığı tuumlm ilkeleri dikkate alarak gerektiği gibi bir inceleme
yapmamış olmasının ifade oumlzguumlrluumlğuumlnuumln ihlali olduğu
Olaylar Başvurucu Aziz Oumlzer İstanbulrsquoda (Tuumlrkiye) yaşayan 1964
doğumlu bir Tuumlrk vatandaşıdır
Dava Yeni Duumlnya İccedilin Ccedilağrı dergisinin sahibi ve editoumlruuml olan Bay Oumlzerrsquoe karşı teroumlr
oumlrguumltuuml propagandası yapma succedilu nedeniyle yuumlruumltuumllen cezai işlemler ile ilgilidir
2007 yılında İstanbul savcılığının Bay Oumlzerrsquoi dergisinin Ocak 2007 sayısında
yayımlanan bir yazı sebebiyle teroumlr oumlrguumltuuml propagandası yaymak succedilu ile itham etmiştir
Takip eden yıl İstanbul Ağır Ceza Mahkemesi başvurucuyu atılı succediltan succedillu bulmuş
ve hakkında 15 ay hapis cezasına huumlkmetmiştir Ağır Ceza Mahkemesi oumlzellikle ldquoKuumlrt sorunu
ccediloumlzuumlm arayışları ve goumlrevlerimizrdquo başlıklı yazının belirli boumlluumlmlerinin PKK (Kuumlrdistan İşccedili
Partisi yasa dışı bir silahlı oumlrguumlt) propagandası teşkil ettiğini ve ifade oumlzguumlrluumlğuumlnuumln
kullanımına değil bu oumlzguumlrluumlğuumln hatalı kullanımına karşılık geldiğini değerlendirmiştir
2012 yılında Yargıtay soumlz konusu kararı onamıştır Aynı yıl 6352 Sayılı Kanunrsquoun
yuumlruumlrluumlğe girmesini takiben başvurucu hakkında verilen huumlkmuumln infazı 3 sene ertelenmiştir
İhlal İddiaları Başvurucu Madde 10rsquoa (ifade oumlzguumlrluumlğuuml) dayanarak hakkında
yuumlruumltuumllen ceza yargılaması sebebiyle ifade oumlzguumlrluumlğuumlnuumln ihlal edildiğini iddia etmiştir
Karar Madde 10
3713 Sayılı Kanunrsquoun 7(2) maddesine dayanılarak başlatılan cezai yargılamaya
ilişkin olarak Mahkeme iccediltihadında ortaya konulmuş ilkelerin oumlzeti
12
1 Kanunun niteliğine ilişkin prensipler (3713 Sayılı Kanunrsquoun 7(2) maddesi)
Mahkeme iccediltihadında 2013rsquoe kadar yuumlruumlrluumlkte olan halleriyle 3713 Sayılı Kanunrsquoun 7(2)
maddesinin accedilıklık ve oumlngoumlruumllebilirlikten yoksun olduğunu not etmiştir
Mahkeme oumlzellikle madde 7(2)rsquonin ndash2003 ve 2013 tarihleri arasında art arda yuumlruumlrluumlkte
olan iki versiyondakindash lafzını ve yerel mahkemelerin bu huumlkmuuml başvurucuları mahkum etmek
iccedilin ne şekilde yorumladığını dikkate alarak bu huumlkmuumln tatbikinin oumlngoumlruumllebilirliği hakkında
ciddi şuumlphelerin olduğunu değerlendirmiştir Mahkeme ayrıca Belge v Tuumlrkiye kararında ne
teroumlr oumlrguumltuuml propagandası yapma succedilunun ndash7(2) maddenin 2006 ve 2013 tarihleri arasında
yuumlruumlrluumlkte olan haliylendash ne de bu huumlkmuumln yerel mahkemeler tarafından yorumlanmasının
tamamen accedilık olduğunu belirtmiştir
2 3713 Sayılı Kanunrsquoun 7(2) maddesine dayanılarak başlatılan cezai işlemlerden
doğan bir muumldahalenin demokratik toplumda gerekliliğine ilişkin prensipler Mahkeme
iccediltihadında Madde 10 ihlallerini iki farklı değerlendirme ile dikkate almıştır
İlk olarak Mahkeme şuumlphe edilen belge ve beyanlar ile başvurucular tarafından
işlendiği iddia edilen fiilleri kendisi incelemiştir Soumlz konusu davalarda Mahkeme belgeler
beyanlar ve iddia edilen fiiller kimi zaman saldırgan nitelikte olsa ve Devlet yetkililerine
youmlnelik ciddi eleştiriler iccedilerse veya sorumlu olunan goumlruumlşlerin belirli yasa dışı oumlrguumltlerin ya da
bunların lider veya uumlyelerinin lehine olduğu varsayılsa bile bunların aslında ne şiddete
direnişe veya isyana teşvik iccedilerdiği ne nefret soumlylemi anlamına geldiği ne de belirtilen kişilere
karşı koumlkleşmiş ve irrasyonel nefret aşılayarak şiddete sebep olmalarının muhtemel olduğu
kanaatine varmıştır
İkinci olarak bazı davalarda Mahkeme değerlendirmesini yerel mahkemelerin nihai
mahkumiyet kararlarında accedilıkladıkları gerekccedilelere dayandırmıştır Mahkeme oumlzellikle şuumlphe
edilen belge beyan veya fiillerin şiddet kullanımına silahlı direnişe veya isyana teşvik
iccedilerdiğinin ya da nefret soumlylemi oluşturduğunun accedilıkccedila belli olmadığı olaylarda izlenen analitik
youmlnteme muumlracaat etmiştir Mahkeme bu davalarda ulusal yetkililerin ne başvurucuların
mahkumiyetlerini meşru kılmak iccedilin yerinde ve yeterli gerekccedile goumlsterdiğini ne de yeterli
accedilıklama ndashoumlzellikle şuumlphe edilen belge beyan veya fiillerin iccedilerikleri bağlamları ve zararlı
sonuccedillara yol accedilabilme yetileri dikkate alındığında şiddet kullanımına silahlı direnişe veya
isyana teşvik iccedilerip iccedilermediği ya da nefret soumlylemi teşkil edip etmediğine ilişkinndash yaptığını
belirtmiştir Mahkeme ayrıca ulusal yetkililerin Mahkemersquonin ifade oumlzguumlrluumlğuumlne ilişkin
13
iccediltihadında ortaya koyduğu ve uyguladığı tuumlm kriterleri dikkate alarak gerektiği gibi bir
inceleme yapmadıklarını ya da başvurucunun ifade oumlzguumlrluumlğuuml ile ulaşılmak istenen meşru
amaccedil arasında Mahkeme iccediltihadında ortaya konulan kriterlere uygun olacak şekilde yeterli bir
dengeleme faaliyeti yuumlruumltmediklerini değerlendirmiştir
Mahkeme Hatice Ccediloban v Tuumlrkiye davasında yerel mahkemelerin mahkumiyet
kararını temellendirmek iccedilin kullandığı kanıtların guumlvenilirliği ve doğruluğuna itiraz eden
başvurucunun ileri suumlrduumlğuuml iddialara cevap vermeyerek Soumlzleşmenin 10 maddesi accedilısından
ccedilatışan menfaatlerin dengelenmesi yuumlkuumlmluumlluumlğuumlnuuml yerine getirmediği sonucuna varmıştır
Son olarak diğer davalarda Mahkeme şuumlphe edilen belge beyan veya fiillerin şiddeti
nefreti veya hoşgoumlruumlsuumlzluumlğuuml koumlruumlklediklerini veya bunlara goumlz yumduklarını kaydederek ihlal
olmadığına karar vermiş ya da başvuruları accedilıkccedila dayanaktan yoksun olmaları nedeniyle kabul
edilemez bulmuştur
Huzurdaki davaya ilişkin olarak ise Mahkeme 4 sene 11 ay suumlren ceza
yargılamasının başvurucu uumlzerinde yaratabileceği caydırıcı etki sebebiyle başvurucunun ifade
oumlzguumlrluumlğuumlne yapılan muumldahaleyi başvurucunun 1 sene 3 ay hapis cezasına mahkum edilmiş
olmasını ve başvurucunun cezasının infazını uumlccedil sene erteleme kararını not etmiştir Bu
muumldahale 3713 Sayılı Kanunrsquoun 7(2) maddesinde duumlzenlenmiştir ve meşru amaccedillara (ulusal
guumlvenliğin ve kamu guumlvenliğinin korunması ile kamu duumlzeninin sağlanması ve succedil
işlenmesinin oumlnlenmesi) youmlneliktir
Muumldahalenin gerekliliği ile ilgili olarak Mahkeme Tuumlrk mahkemelerinin
başvurucunun mahkumiyetini destekler gerekccedilelerini incelemeye karar vermiştir Mahkeme
yerel mahkemelerin yaptıkları değerlendirmelerde Mahkemersquonin Madde 10 kapsamında
şiddeti nefreti veya hoşgoumlruumlsuumlzluumlğuuml koumlruumlkleyici veya bunlara goumlz yumucu olarak sunulan
soumlzluuml veya yazılı soumlylemler ile ilgili olarak ortaya koyduğu tuumlm ilkeleri dikkate almadığını not
etmiştir zira yapılan değerlendirme şuumlphe edilen belge beyan veya fiillerin ndashiccedilerikleri
bağlamları ve zararlı sonuccedillara yol accedilabilme yetileri dikkate alındığındandash şiddet kullanımına
silahlı direnişe veya isyana teşvik iccedilerip iccedilermediği ya da nefret soumlylemi teşkil edip etmediği
sorusunu yanıtsız bırakmıştır
Sonuccedil olarak yerel mahkemeler Mahkemersquonin ifade oumlzguumlrluumlğuumlne ilişkin iccediltihadında
ortaya koyduğu ve uyguladığı tuumlm ilkeleri dikkate alarak gerektiği gibi bir inceleme
yapmamıştır ve Huumlkuumlmet uygulanan tedbirin baskın bir toplumsal ihtiyaccediltan kaynaklandığını
14
ulaşılmak istenen amaccedillar ile orantılı olduğunu ve demokratik bir toplumda gerekli olduğunu
goumlsterememiştir Dolayısıyla Soumlzleşmersquonin 10 maddesi ihlal edilmiştir
15
Başvuru Adı Alexandru-Marian IancuRomanya
Başvuru No 6085815
Başvuru Tarihi 04122015
Karar Tarihi 04022020
Karar Linki httphudocechrcoeintengi=001-200729
Konu Başvuru Alexandru-Marian Iancu hakkında birbirleriyle
bağlantılı olarak yuumlruumltuumllen iki ceza kovuşturmasında mahkumiyet kararı veren heyetlerin
ikisinde de aynı hakimin goumlrev alması ve bu hususun hakimin tarafsız kalmasına engel olacağı
iddiası hakkındadır
Olaylar Romanya uyruklu başvurucu Alexandru-Marian Iancu 1965
yılında duumlnyaya gelmiştir 2014 ve 2015 yıllarında işlediği ekonomik succedillar nedeniyle hapis
cezasına ccedilarptırılan başvurucu an itibariyle Rahova Cezaevirsquonde tutulmaktadır
Başvurucu hakkında iki ayrı ceza kovuşturması yuumlruumltuumllmuumlştuumlr Kovuşturmalar
başvurucunun 2000 ila 2003 yılları arasında youmlneticisi veya işletmecisi olduğu birkaccedil ticari
şirket aracılığıyla işlediği iddia edilen ekonomik succedillara dayanmaktadır İlk başlatılan
kovuşturma suumlrecindeki dosya ile ikinci kovuşturma dosyası ortak deliller bulunması
nedeniyle birleştirilmiştir
Başvurucu hakkında yuumlruumltuumllen kovuşturmalar sonucunda mahkumiyet kararları
verilmiştir bahse konu kararlar iki hakimden oluşan heyetler tarafından alınmıştır MAM
isimli hakim her iki heyette de goumlrev almıştır
Başvurucu hakkında yuumlruumltuumllen ikinci kovuşturmanın istinaf aşamasında MAM
tarafsızlığına ilişkin herhangi bir şuumlphe duyulmaması adına hakimlikten ccedilekilmeyi talep
etmiştir Ccedilekilme talebi iki hakimden oluşan bir heyet tarafından reddedilmiştir MAMrsquonin
ilk derece yargılamasında goumlrev almış olmasının tarafsızlığını kaybettiğinden endişe edilmesini
gerektirecek makul şuumlphe oluşturmadığını ve ilk derece mahkemesince goumlruumllen dava suumlrecinde
başvurucunun succedillu olduğuna dair bir kanaat geliştirdiğine ilişkin bir kanıtın olmadığı
belirtilmiştir MAMrsquonin tarafsızlığını kaybettiğine ilişkin farklı itirazlar da sunulmuştur soumlz
konusu itirazlar reddedilmiştir
16
Hakim MAMrsquoin tarafsızlığını kaybettiğine dair şikayetler Yargıtay ve Hakimler
Yuumlksek Kurulu nezdinde de ileri suumlruumllmuumlş ve reddedilmiştir oumlzellikle başvurucu tarafından
yargılama suumlrecinde ileri suumlruumllen hakimin reddi taleplerine verilen ret kararlarının ve hakkında
2015 yılında verilen mahkumiyet kararının yeterli derecede gerekccedilelendirildiği belirtilmiştir
İhlal İddiaları Başvurucu MAMrsquonin birbirleriyle bağlantılı olan iiki
yargılama suumlrecinde de goumlrev almış olması nedeniyle tarafsızlığını korumasının muumlmkuumln
olmadığını bu nedenle AİHS m 61 uyarınca korunan adil yargılanma hakkının ihlal edildiğini
iddia etmektedir
Karar Mahkeme AİHS m 61 uyarınca mahkemelerin tarafsız
kalmasının gerekliliğini vurgulayarak tarafsızlığa ilişkin iddiaların ccediloumlzuumlmlenmesi adına oumlznel
ve nesnel bir sınamaya tabi tutulacağı belirtilmektedir Oumlznel sınama esnasında hakimin kişisel
bir kanaatinin bulunup bulunmadığına başvurucuya karşı tutumlarına odaklanılırken nesnel
sınamada mahkemenin tarafsızlığına goumllge duumlşuumlrebilecek nitelikle unsurların tespit edilip
edilemediği değerlendirilecektir
Oumlznel sınama sonucunda Mahkeme MAMrsquonin yargılama suumlrecinde taraflı bir tutum
sergilediğine ilişkin iddiaları inandırıcı bulmamıştır
Bunun yanı sıra başvurucunun hakimin tarafsızlığını kaybettiği youmlnuumlndeki endişelerini
temellendiren nesnel sebepler de bulunmamaktadır MAMrsquonin ccedilekilmeyi talep etmesinin
esasen tedbir amaccedillı olduğu tarafsızlığını kaybettiğine dair bir şuumlphe oluşması nedeniyle bahse
konu talepte bulunmadığı belirtilmektedir Ayrıca ccedilekilme talebi oldukccedila detaylı olarak
gerekccedilelendirilmiş bir biccedilimde reddedilmiştir
Her ne kadar MAM ile birlikte ilk kovuşturma aşamasında goumlrev alan diğer hakimin
ikinci kovuşturma suumlrecinde heyette bulunmaması youmlnuumlnde karar verilmiş olsa da işbu ret
kararının - hakimin goumlruumlşuumlnuuml belirtmesi gibi - birden fazla sebebi bulunmaktadır
Ayrıca iki kovuşturma arasındaki oumlne suumlruumllen benzerlik dışında MAMrsquonin
tutumunda başvurucunun tarafsızlık hususunda kuşkuya duumlşmesini meşru kılacak bir durum
bulunmamaktadır
Sonuccedil olarak AİHS m 6 sect 1 ihlali oluşmamıştır
17
Başvuru Adı AtamanchukRusya
Başvuru No 449311
Başvuru Tarihi 18012011
Karar Tarihi 11022020
Karar Linki httphudocechrcoeintengi=001-200839
Konu Bir iş insanının Rus koumlkenli olmayanlar hakkında yaptığı
accedilıklamaları iccedileren ve yerel bir gazetede yayımlanan bir makale nedeniyle kin ve duumlşmanlığa
tahrik succedilundan mahkum edilmesi hakkındadır
Mahkeme oumlzellikle başvurucunun accedilıklamalarının kamusal tartışmaya herhangi bir
katkısının bulunmadığını belirtmektedir Ulusal mahkemelerin ccedilıkarımlarına katılarak bahse
konu accedilıklamaların Rus etnik koumlkenini haiz olmayan yerel nuumlfus hakkında oumlnyargıya yol
accediltığını veya galeyana gelinmesine sebep olacağını iletmektedir
Ayrıca nefret soumlylemine ilişkin duumlzenlemeler bağlamında ulusal mahkemelerin
başvurucuya para cezası vermekte ve gazetecilikyayıncılık faaliyetlerinden iki yıl suumlreyle men
etmekte haklı olduklarını belirtmektedir Başvurucunun gazetecilik mesleğini icra etmekten
daha ccedilok iş insanı sıfatıyla faaliyetlerini suumlrduumlrduumlğuuml goumlz oumlnuumlnde tutulduğunda hakkında alınan
kararların başvurucu uumlzerinde dikkate alınması gereken bir etki yaratmadığı duumlşuumlnuumllmektedir
Olaylar 1951 doğumlu başvurucu Vladimir Atamanchuk Rusya
vatandaşıdır ve Soccedilirsquode (Rusya) ikamet etmektedir Başvurucu iş insanı ve yerel siyasetccedilidir
Ayrıca 8000 tiraja sahip yerel bir gazetenin sahibidir
Başvuru başvurucunun 2008 başkanlık seccediliminden bir guumln oumlnce başka bir yerel
gazetede yayımlanan makalesi hakkındadır
Mart 2008rsquode yayımlanan ldquoNeden bu seccedilimlerde oy kullanmayacağımrdquo başlıklı
makalesinde başvurucu ldquohalkrdquo kavramı uumlzerine goumlruumlşlerini paylaşmış ve Rus koumlkenli olmayan
grupların etnik oumlzellikleri hakkında accedilıklamalarda bulunmuştur Bahse konu grupların succedil
işlemeye yatkın olduklarını ldquobarbar duumlşuumlncelerine uygun olarak katliam tecavuumlz hırsızlık
koumlleleştirmerdquo gibi eylemlerde bulunacaklarını ldquouumllkenin yıkımına katkıda bulunduklarınırdquo
ifade etmiştir
18
Başvurucu 2010 yılının Temmuz ayında bir kişiyi veya bir grubu etnik koumlkeni dili
uyruğu veya dini inancı nedeniyle aşağılama ve kin ve duumlşmanlığa tahrik succedilundan mahkum
edilmiştir Ulusal mahkemenin değerlendirmeleri başvurucunun makalesini analiz eden
psikoloji ve dilbilimi alanındaki uzmanlarca hazırlanan raporlara dayanmaktadır ve sonuccedil
olarak başvurucunun makalesinin okuyucularda nefret uyandırdığına ancak onları şiddete
youmlnlendirmediğine karar verilmiştir
Başvurucu Mart 2018 tarihli makale nedeniyle 200000 Rus rublesi (o tarihte 5086
euroya tekabuumll etmektedir) para cezasına ccedilarptırılmıştır Hakkında kovuşturma başlatıldığında
soumlz konusu makaleyi gazetesinde yeniden yayımladığı iccedilin bir kez daha 200000 Rus rublesi
para cezasına huumlkmedilmiştir Ayrıca iki yıl suumlreyle gazetecilik ve yayıncılık faaliyetlerinden
men edilmiştir
Başvurucu delil listesinde adı bulunan bir dilbilim uzmanının dinlenmesi talebinin
reddedildiğini ileri suumlrerek hakkında verilen kararı temyiz etmiştir Karar 2010 yılının Eyluumll
ayında onanmıştır
İhlal İddiaları Başvurucu hakkında verilen mahkumiyet kararı ve cezanın
AİHS m 10 uyarınca korunan ifade oumlzguumlrluumlğuumlnuuml ihlal ettiğini iddia etmektedir Ayrıca
dilbilimi uzmanına soru sorma imkanını bulamadığı iccedilin AİHS m 6 uyarınca korunan adil
yargılanma hakkı ve tanık dinleme-dinletme ve soru sorma hakkının ihlal edildiğini oumlne
suumlrmektedir
Karar
Madde 10 (ifade oumlzguumlrluumlğuuml)
Mahkeme Rus Ceza Kanunursquondaki nefret soumlylemine ilişkin duumlzenlemeler dikkate
alındığında başvurucu hakkında yuumlruumltuumllen kovuşturmanın ldquokanun tarafından oumlngoumlruumllduumlğuumlnuumlrdquo
belirtmektedir Ayrıca kovuşturmanın ve mahkumiyet kararının ldquobaşkalarının hakkırdquonı
koruma oumlzellikle Rusyarsquonın Krasnodar boumllgesinde yaşayan Rus koumlkenli olmayan bireylerin
onurunu koruma amacını taşıdığını ifade etmektedir
Mahkeme ifade oumlzguumlrluumlğuumlnuumln demokratik bir toplumun temellerinden birini
oluşturduğunu oumlzguumlrluumlğuumln koruma kapsamında ndash başvurucunun makalesi oumlrneğinde de olduğu
gibi - ldquoincitici şok edici veya rahatsız edicirdquo biccedilimde kullanılan dilin de bulunduğunu
19
belirtmektedir İfade oumlzguumlrluumlğuumlne getirilecek kısıtlamaların gerekliliği birccedilok faktoumlruumln
birbirlerine etkileri goumlz oumlnuumlnde tutularak ikna edici bir şekilde ortaya konulmalıdır oumlrneğin
soumlz konusu accedilıklamaların hangi bağlamda yapıldığı niteliği dile getiriliş biccedilimleri ve doğrudan
veya dolaylı olarak hoşgoumlruumlsuumlzluumlk nefret veya şiddete youmlnlendiren bir etki yaratıp yaratmadığı
hususları dikkate alınmalıdır
Başvurucunun makalesi seccedilim kampanyaları bağlamında yayımlanmıştır ve seccedilimde
oy kullanmama kararına ilişkin goumlruumlşlerini sunmak amacıyla kaleme alınmıştır Ancak
Mahkeme başvurucunun soumlylemlerinin Rus koumlkenli olmayan gruplar hakkındaki
accedilıklamalarının makalenin konusu accedilısından bir mantığa oturduğu veya kamusal tartışmaya bir
katkı sunduğu hususlarının tartışmalı olduğunu ifade etmektedir
Ayrıca Mahkeme ulusal mahkemelerin değerlendirmelerini makul bularak oumlzellikle
makalenin farklı etnik koumlkenlerden oluşan bir boumllgede 8000 ve 10000 dağıtımı olan
gazetelerde yayımladığı goumlz oumlnuumlnde tutulduğunda başvurucunun Rus koumlkenli olmayan yerel
nuumlfus hakkında yaptığı bazı accedilıklamalarında kullandığı dilin okuyucularda oumlnyargı
yaratabilecek veya onları galeyana getirebilecek nitelikte sayılabileceklerini belirtmektedir
Her ne kadar makalede kişileri accedilıkccedila şiddete veya succedil teşkil eden diğer eylemlere
youmlnlendiren ifadeler bulunmasa da soumlz konusu makaleye bir şekilde tepki goumlstermek
makamların takdirindedir (ldquotakdir marjırdquo)
Son olarak Mahkeme başvurunun koşulları ele alındığında makamların tepkisinin
orantısız olmadığını ifade etmektedir Mahkeme başvurucu hakkındaki cezaların nefret
soumlylemi ile muumlcadele etme amacını taşıyan duumlzenlemelere dayanılarak verilmesinin oumlnemine
dikkat ccedilekmektedir Ayrıca başvurucunun iş insanı olarak mesleki faaliyetlerini suumlrduumlrduumlğuuml ve
nadiren kendisine ait olmayan yerel gazetelerde makaleler kaleme aldığı goumlz oumlnuumlnde
bulundurulduğunda hakkında verilen gazetecilik ve yayıncılıktan men etme kararının
başvurucu uumlzerinde dikkate değer bir etkisinin olmadığı anlaşılmaktadır
Sonuccedil olarak ulusal mahkemelerce başvurucunun yargılanması ve mahkum edilmesi
ilgili ve yeterli duumlzeyde gerekccedilelendirilmiştir ayrıca olaydaki istisnai koşullar başvurucuya
verilen cezaları haklı kılmaktadır Sonuccedil olarak AİHS m 10 ihlali bulunmamaktadır
Madde 17 (hakların koumltuumlye kullanımı yasağı)
20
Huumlkuumlmet başvurucunun Rus koumlkenli olmayan yerel nuumlfus hakkında yaptığı kabul
edilemez accedilıklamaların 10 maddenin koruma kapsamında bulunmadığını ve bu nedenle
hakkında verilen mahkumiyet kararına karşı 10 maddeyi dayanarak ileri suumlrduumlğuuml
başvurusunun 17 madde ışığında reddedilmesi gerektiğini savunmaktadır
Yukarıda belirtildiği uumlzere Mahkeme başvurucu hakkında verilen mahkumiyet kararın
ve cezaların 10 madde ışığında ldquokanun tarafından oumlngoumlruumllmuumlş olanrdquo ldquomeşru bir amaccedil taşıyanrdquo
ve bilhassa ldquodemokratik bir toplumda gerekli olanrdquo bir muumldahale sayılıp sayılmayacağı
konusunda değerlendirmede bulunmuştur 10 maddenin ihlal edildiği youmlnuumlnde bir karar
verildiğinden başvurunun ayruca 17 madde youmlnuumlnden incelenmesine gerek duyulmamaktadır
Madde 6 (Tanık dinleme-dinletme ve soru sorma hakkı)
Mahkeme ulusal mahkemelerce başvurucunun dilbilimi uzmanı tanığa soru sorma
talebinin reddedilmesine ilişkin gerekccedile sunulmamış olsa da başvurucu hakkındaki yargılama
suumlrecinin bir buumltuumln olarak adil yuumlruumltuumllduumlğuumlnuuml ifade etmektedir
Dilbilimi uzmanının bulguları başvurucunun aleyhinedir ve succedilluluğunu destekleyici
delillerin arasında sunulmuştur diğer dilbilimi ve psikoloji uzmanlarının raporları ile
uyumludur Hem ilk derece mahkemesi hem de temyiz mahkemesince karara temel alınan
uzman raporlarına itiraz etme konusunda başvurucunun kısıtlandığına dair herhangi bir iddia
bulunmamaktadır Ayrıca ilk derece mahkemesi veya temyiz mahkemesi nezdinde soumlz konusu
tanığa hangi soruların sorulmasının duumlşuumlnuumllduumlğuuml de paylaşılmamıştır
Sonuccedil olarak işbu koşullar ışığında AİHS m 6 ihlali gerccedilekleşmemiştir
Mutabık Oy Goumlruumlşuuml Yargıccedil Lemmens
Karşı Oy Yargıccedil Serghides
21
Başvuru Adı Felloni İtalya
Başvuru No 4422114
Başvuru Tarihi 17072014
Karar Tarihi 06022020
Konu Alkolluuml bir şekilde araba kullanma succediluna mahkumiyet kararı
verilirken daha ağır ceza kanunun geriye doumlnuumlk olmama ilkesine uyulması fakat Yargıtay
kararı gerekccedilesinin dayanaktan yoksun olması hakkında
Olaylar 2007 yılında Başvurucursquoya karşı alkolluuml araba kullanma
succedilundan ceza davası accedilılmıştır 2011rsquode yerel mahkeme Başvurucursquoyu 1 ay şartlı hapis cezası
ve 900 avro para cezasına mahkum etmiştir Ayrıca mahkeme Başvurucursquonun suumlruumlcuuml
belgesinin askıya alınmasına karar vermiştir Bu karar Başvurucu tarafından istinaf edilmiştir
Başvurucu masum olduğunu iddia ederken sabıkasının olmamasından bahisle ceza kanunursquonun
62 maddesi uyarınca hafifletici sebeplerin tanınmasını talep etmiştir 2012 yılında istinaf
mahkemesi Başvurucursquonun başvurusunu reddederek sabıka kaydının olmamasının hafifletici
sebep olarak tanınmadığını ileri suumlrmuumlştuumlr Mahkeme suumlrecinde pişmanlık belirtisi dahi
goumlstermediği davranışları dahil hiccedilbir unsurun Başvurucursquonun lehine olamayacağını
belirtmiştir Ayrıca mahkeme Fellonirsquonin soumlz konusu succedilun işlenmesinden sonra da alkolluuml
araccedil kullanma succedilunu tekrar işlediğinin altını ccedilizmiştir Başvurucu istinaf mahkemesinin bu
kararını Yargıtay mahkemesine taşıyarak succedilun işlenmesinden sonra ceza kanunu madde
62rsquonin 2008 yılında yani succedilun işlendiği tarihten sonra yuumlruumlrluumlğe giren 125 sayılı kanun ile
yeniden duumlzenlendiğini ve yeni kanunun kararda uygulanmasını talep etmiştir 2014 yılında
Yargıtay Fellonirsquonin soumlz konusu talebini kabul edilemez bularak davayı reddetmiştir
İhlal İddiaları Başvurucu oumlncelikle Yargıtayrsquoın kararının gerekccedileden yoksun
olduğundan bahisle Soumlzleşmersquonin 6 Maddesinin (adil yargılanma hakkı) ihlal edildiğini ileri
suumlrmuumlştuumlr İkinci olarak Soumlzleşmersquonin 7 Maddesini (kanunsuz ceza olmaz ilkesi) ileri suumlrerek
daha ağır cezanın kendisine uygulandığını iddia etmiştir Oumlzellikle yuumlruumlrluumlkte olan ve
uygulanan fakat sonradan duumlzenlenen kanundan yararlanamadığından şikayet etmiştir
Karar
Madde 6 sect 1 youmlnuumlnden
22
Mahkeme Başvurucursquonun 2008rsquode yuumlruumlrluumlğe giren 125 sayılı kanunun kendi olayına
uygulanması talebine cevap vermemiş ve yararlanmasını engellediklerini belirlemiştir Yuumlksek
yargı yetkisi duruşma hakimleri tarafından kabul edilen gerccedilekler uumlzerinden karar vererek
Felloni tarafından ileri suumlruumllen temyiz iddialarını hepsinin kabul edilemez olduğunu ilan
etmekle yetinmişlerdir Mahkeme Başvurucursquonun iddiasının Yuumlksek Mahkemenin yargı
yetkisinin oumltesinde bir olgu olduğuna ikna olmamıştır Fellonirsquonin hafifletici unsurlar
bakımından mevzuatın geriye doumlnuumlk olarak uygulanması gerektiği iddiası Başvurucu
tarafından ortaya atılan ana arguumlmanlardan biriydi Bu nedenle belirli ve accedilık bir gerekccedile
sunulması gerekmektedir
Bu nedenle Başvurucu ne arguumlmanlarının etkili bir incelemeden geccediltiğinin garantisini
veren bir proseduumlre tabi tutulmuş ne de red sebeplerini iccedileren bir yanıt almıştır Sonuccedil olarak
Yargıtay kararlarını gerekccedilelendirme yuumlkuumlmluumlluumlğuumlnuuml yerine getirmediğinde Soumlzleşmersquonin 6 sect
1 Maddesi ihlal edilmiştir
Madde 7 youmlnuumlnden
Mahkeme Bolonya İstinaf Mahkemesi Başvurucunun dosyasını Ceza Kanunursquonun 62
Maddesinin succedilun işlendiği tarihten sonra 2008 yılında 125 sayılı kanun ile değiştirilen yeni
metni ışığında yorumladığını belirtmiştir
Mahkeme bu davada yerel mahkemelerin sanığın lehine olan huumlkuumlmleri uygulayıp
uygulamadığının araştırılması gerektiğini varsaymaktadır Succedilun işlendiği doumlnemde yuumlruumlrluumlkte
olan ceza kanunu sanığın sabıka kaydının bulunmamasını otomatik olarak hafifletici sebep
olarak oumlngoumlrmemektedir Oumlte yandan ceza kanununun 133 Maddesi uyarınca sabıka kaydının
olmayışının hafifletici sebep olarak uygulanması ancak hakimin takdir yetkisine bağlanmıştır
2008 tarihli 125 sayılı kanun ile duumlzeltilen CK madde 62 yeni haliyle hakimin hafifletici
sebeplerin uygulanmasında kullandığı takdir yetkisini sınırlamış olduğu gibi hafifletici
sebeplerin sistematiğini Başvurucunun lehine olan yasal kriterleri etkisiz hale getirecek şekilde
olarak değiştirmemektedir
Bu durumda Bolonya İstinaf Mahkemesi CK madde 133rsquouuml ve sanığın davranışlarını da
detaylı bir şekilde inceledikten sonra Başvurucunun hafifletici sebep talebini reddetmiştir
Ayrıca Mahkeme sanığın cezasını hafifletecek duruşmalardaki davranışları ve succedil işlendikten
sonra araba kullanmaya devam etmesi de dahil hiccedilbir sebebin olmadığını varsaymaktadır
23
Başvurucu yargılama boyunca herhangi bir pişmanlık belirtisi goumlstermemiş ve aynı succedilu
tekrar işlemiştir
Sonuccedil olarak Mahkeme Başvurucuya karşı huumlkmedilen cezanın eldeki tuumlm verilerin
uygun bir şekilde tartılarak elde edildiğini ileri suumlrmuumlştuumlr Bu bağlamda Başvurucunun
değiştirilen kanun huumlkmuuml ışığında yargılamasının yapılmamış olması hafifletici sebeplerin
uygulanabilir olduğuna dair bir izlenim vermemektedir Bu nedenle Soumlzleşme Madde 7 ihlal
edilmemiştir
24
Başvuru Adı Vovk and Bogdanov v Rusya
Başvuru No 1561310
Başvuru Tarihi 11022020
Karar Tarihi 15022010
Karar Linki httpshudocechrcoeinteng22itemid22[22001-
20083822]
Olaylar
Sergey Vovk ve Artem Bogdanov ( Başvurucular ) 1995 ve 2000 doğumlu Rusya
vatandaşlarıdır Başvurucular Chitada yaşamaktadır
Başvurcular olay esnasında 13 ve 7 yaşlarındadır Chita boumllgesinde yerde buldukları el
bombası ellerindeyken patlamış ve Sergey Vovk bacağından Artem Bogdanov ise mide ve
goumlğsuumlnden yaralanmıştır Polis Artem Bogdanovun el bombasını okuluna yakın bir yerde
bulduğunu belirtmiştir
Olaydan sonra soruşturma ilk olarak Ceza Kanununun 2221 maddesindeki (Patlayıcı
cihazların yasa dışı edinimi taşınması ve depolanması) succediluna dayanarak accedilılmıştır Succedillama
daha sonra Ceza Kanununun 2251 maddesi (Patlayıcı cihazların uygun olmayan şekilde
korunması ) ve 348 maddesi (Askeri mal kaybı) uyarınca kamu guumlvenliği ve askerlik
hizmetlerine karşı işlenen succedillar olarak değişmiştir El bombası ateş almış ama patlamamış bir
halde askeri boumllgeden olayın yaşandığı boumllgeye getirilen bir kamyon kumun iccedilinden ccedilıkmıştır
Sivil soruşturma makamları konuyu askeri makamlara youmlnlendirmişlerdir Askeri soruşturma
9 guumln suumlrmuumlş ve herhangi bir askerin olayla bağlantısı olmadığı soumlylenerek soruşturma sivil
makamlara youmlnlendirilmiştir 2008-2011 yıllarında arasında birccedilok soruşturma yapılmış ama
herhangi bir fail tanımlanamadığı iccedilin soruşturmalar sonuccedilsuz kalmıştır Kasım 2013 tarihinde
2251 maddedeki succedil zamanaşımına uğramıştır Başvurucuların anneleri Rusya Ekonomi
Bakanlığına karşı accediltığı tazminat davasında idarenin bu tarz patlayıcı maddelerin sivillerin
eline geccedilmemesinde sorumlu olduğu iddia etmiştir Chita Tsentralniy Boumllge Mahkemesi
soruşturma makamlarının kararlarına dayanarak failin tespit edilmediğine dikkat ccedilekmiştir
Temyiz aşamasında ise Zabaykalskiy Boumllge Mahkemesi el bombasının devlet malı olduğuna
veya uygun şekilde depolanmadığına dair hiccedilbir kanıt bulunmadığına belirtmiştir
25
İhlal İddiaları
Başvurucular patlamadan dolayı accedilmış oldukları tazminat talepli davalarının
soruşturmanın duumlzguumln şekilde yapılmamasından dolayı reddedilmiş olması sebebiyle Adil
Yargılanma ( İHAS 6 ) ve Etkili Başvuru ( İHAS 13 ) haklarının ihlal edildiğini iddia
etmişlerdir
Karar
İHAS 2
Mahkeme başvuruyu yaşam hakkı youmlnuumlnden incelemiştir Yaşam hakkı devletlere
sadece kişileri kasıtlı şekilde oumllduumlrmeme sorumluluğunu değil aynı zamanda kişilerin hayatını
korumak iccedilin hukuk iccedilerisinde uygun adımlar atılması sorumluluğunu da yuumlkler Bunların yanı
sıra yaşam hakkı devletlere bağımsız bir yargı tarafından efektif bir yargılama yapma
yuumlkuumlmluumlluumlğuuml de yuumlklemiştir
Mahkeme iccedil hukuktaki soruşturmalara dayanarak kimliği belirlenemeyen bir kişi
tarafından taşınan kumlarla birlikte el bombasının yerleşim yerine duumlştuumlğuumlnuuml ve başvurucuların
bu el bombasından dolayı yaralandığını belirtmiştir Mahkeme el bombalarının sadece uumllkenin
yasal guumlvenlik guumlccedilleri tarafından kullanılabileceğini ve soruşturmada guumlvenlik guumlccedillerinin
incelenip kaybolan veya hasara uğrayan envanterin belirlenmesi gerektiğini ifade etmiştir
Mahkeme iccedil hukuktaki soruşturmada ortaya konulmuş olan guumlvenlik guumlccedillerinin ihmali sonucu
el bombasının ateşlenmiş şekilde kaybedildiğine dair bilgileri yargılama esnasında goumlz oumlnuumlnde
bulundurmaktadır Ne askeri soruşturmada ne de envanter kaybının kazaya neden olduğunu
kabul eden sivil soruşturmada herhangi askeri personel kayıptan dolayı sorumlu
goumlsterilmemiştir Askeriyenin ihmali sonucu kaza meydan gelmiş olmasına rağmen
soruşturma makamları yaşam hakkının idareye yuumlklemiş olduğu usuli sorumluluğa uygun
olarak yeterli ccedilabayı goumlstermemiş kanıtları toplamamış ve tatmin edici bir gerekccedile ortaya
koymamıştır Ayrıca soruşturma esnasında idarenin yaşam hakkı kapsamındaki kişilerin
oumllmemesini ve yaşamlarının risk altına girmemesini sağlama şeklinde duumlzenlenen
yuumlkuumlmluumlğuumlne dair bir inceleme yapılmamıştır
Sonuccedil olarak iccedil hukukta yuumlruumltuumllen soruşturmada el bombasının guumlvenlik guumlccedillerine ait
olup olmadığı ya da guumlvenlik guumlccedillerinin olaydaki el bombasının kaybından sorumlu olup
olmadığına dair bir kanıt ortaya koyulmamıştır Bu sebeplerle Mahkeme iccedil hukukta etkili bir
26
yargılama suumlreci olmadığını belirtmiş ve başvurucuların yaşam haklarının ihlal edildiğine karar
vermiştir
İHAS 41
Mahkeme Rusyanın başvurucuların her birine 40000 euro manevi tazminat masraf
ve giderler iccedilin ise 1400 euro oumldenmesi gerektiğine huumlkmetmiştir
27
Başvuru Adı YI v Rusya
Başvuru No 6886814
Başvuru Tarihi 14102014
Karar Tarihi 25022020
Karar Linki httpshudocechrcoeintengitemid[001-201326]
Olaylar
Başvurucu 1980 doğumlu Rusya vatandaşıdır ve Moskovada yaşamaktadır
Başvurucunun farklı kişilerden olmak uumlzere 1999 2011 ve 2012 doğum tarihli uumlccedil ccedilocuğu
vardır Başvurucu 8102013 tarihinde uyuşturucu transferi yaptığı gerekccedilesiyle evine yapılan
baskında goumlzaltına alınmıştır Polis merkezindeki sorgusunda 2004 yılında uyuşturucu
kullanmaya başladığını ama 2010 yılında son iki ccedilocuğunu doğurmadan oumlnce bıraktığını ancak
geccedilen ay eroin atağı geccedilirdiği iccedilin bir miktar kullandığını ifade etmiştir Bu ifade uumlzerine
ccedilocuklar annelerinden alınıp sosyal hizmetler goumlzetimine verilmiştir Sonrasında en buumlyuumlk
ccedilocuk babası ( başvurucunun ilk eşi ) ile kalmaya başlamıştır Başvurucunun 2011 ve 2012
doğumlu son iki ccedilocuğu da babaları ( başvurucunun ikinci eşi ) başvurucuyla aynı succediltan dolayı
ceza almış olduğu iccedilin yetiştirme yurduna goumlnderilmiştir Yetiştirme yurdundan sonra ise
bakıcı aileye verilmişlerdir Nisan 2014 tarihinde başvurucu uyuşturucu ticaretinden dolayı
succedillu bulunup 6 yıl hapis cezasına ccedilarptırılmıştır Bu esnada ilk derece mahkemesi uyuşturucu
bağımlısı ve işsiz olduğu iccedilin başvurucunun ccedilocukları uumlzerindeki ebeveynlik hakkını elinden
almıştır Başvurucu uyuşturucu iccedilin rehabilitasyona başladığını ve iş bulduğunu soumlyleyerek
ccedilocukların yanına almak istediğini belirtmiştir ancak ilk derece mahkemesi bu talebi
reddetmiştir Temyiz mahkemesi de ilk derece mahkemesinin kararını onamıştır
İhlal İddiaları
Başvurucu hafif bir tedbir alınmadan ebeveynlik hakkından tamamen mahrum
bırakıldığını ve hakkındaki davada otomatik bir şekilde yeterli inceleme yapılmadan temyiz
yapıldığını belirtmiştir Ayrıca ccedilocuklarıyla tuumlm bağlantısının koptuğunu soumlyleyip alınan
tedbirin orantısız olduğunu bu sebeple Oumlzel ve Aile Yaşamına Saygı Hakkının ( İHAS 8
) ihlal edilmiş olduğunu iddia etmiştir
28
Karar
İHAS 8
İHAM ( Mahkeme ) aile uumlyelerinin birbirinden ayrılmasının Oumlzel ve Aile Yaşamına
Saygı Hakkına youmlnelik ağır bir muumldahale olduğunu tekrarlamıştır Bu sebeple yapılan
muumldahale gerekccedileli olarak istisnai şartlarda ve ccedilocuğun yararı iccedilin gerekli olacak şekilde
yapılmalıdır Mahkeme iccedil hukuk yolunda verilmiş olan kararın gerekccedilesi olan uyuşturucu
bağımlılığı ve işsizlik sebeplerinin bu kadar ağır bir muumldahale iccedilin yeterli olmadığını
belirtmiştir
Mahkeme ilk olarak başvuranın uyuşturucu bağımlılığını bırakmaya ccedilalışmasıyla ilgili
terapiye gitmesinin ebeveynlik bağlarının kopmasında esas sebebin uyuşturucu bağımlığı
olduğu bir davada dikkate alınmamış olmasını ccedilarpıcı bulmuştur İkinci olarak işsizliğin
ebeveyn ve ccedilocuk arasındaki bağın koparılması iccedilin yeterli bir sebep olmadığını ve annenin
işsiz olmasının ccedilocukların hayatına ne şekilde olumsuz etkilediğinin accedilıklanmamış olduğunu
belirtmiştir Buna ek olarak tutuklanmadan aylar sonra ailenin evine yapılan denetimde evin
durumuna dair herhangi bir sorun goumlruumllmemiştir hatta son raporlar aile evinin durumunda
iyileşmeler olduğunu goumlstermektedir
Mahkeme iccedil hukuk yollarında başvuranın ayrılmadan oumlnce ccedilocuklarına bakıyor
olduğunun tuumlm yasal suumlreccedil boyunca ve sonrasında ccedilocuklarıyla iletişim kurmaya ccedilalıştığının
goumlz oumlnuumlnde bulundurulmadığını belirtmiştir Ayrıca aileden ayrılmanın ccedilocuklar uumlzerindeki
etkisinin de tam olarak hesaplanmadığını belirtmiştir Mahkeme bu zamana kadar ccedilocuklarının
bakımında herhangi bir ihmali olmayan anneye karşı daha hafif bir muumldahale yapılmamış
olmasını şaşkınlıkla karşılamaktadır
Sonuccedil olarak iccedil hukukta ccedilocuk ve ailenin ayrılmasının ccedilocuk iccedilin en yararlı yol
olduğunu uygun şekilde ortaya koyulmamıştır Bu sebeple başvurucunun Oumlzel ve Aile
Yaşamına Saygı Hakkı ( İHAS 8 ) ihlal edilmiştir
İHAS 41
Mahkeme Rusyanın başvurucuya 20000 euro manevi tazminat oumldemesi gerektiğine
huumlkmetmiştir
29
Başvuru Adı Gaughran v Birleşik Krallık
Başvuru No 4524515
Başvuru Tarihi 20 Ekim 2015
Karar Tarihi 13 Şubat 2020
Karar Linki Gaughran v Birleşik Krallık
Konu Mahkeme oybirliğiyle Kuzey İrlandarsquoda alkolluuml araccedil
kullandığı iccedilin huumlkuumlm giyen ve Birleşik Krallık hukuku uyarınca bu huumlkmuuml zamanaşımına
uğramış olan (spent conviction) kişinin kişisel verilerinin (DNA parmak izi ve fotoğraflar)
belirsiz suumlreli şekilde saklanmasının Soumlzleşmersquonin 8 maddesini (oumlzel ve aile hayatına saygı
hakkı) ihlal ettiğine karar vermiştir
Olaylar Başvurucu Fergus Gaughran 1972 doğumlu bir İngiliz
vatandaşı olup Newryrsquode (Kuzey İrlanda Birleşik Krallık) yaşamaktadır
Gaughran Ekim 2008rsquode alkolluuml araccedil kullandığı1 iccedilin goumlzaltına alınmıştır Başvurucu
polis merkezine goumltuumlruumllmuumlş ve merkezde alkolmetre ile yapılan oumllccediluumlmde başvurucunun alkolluuml
olduğu tespit edilmiştir Polis ayrıca başvurucunun fotoğrafını ccedilekmiş parmak izini ve DNA
oumlrneğini almıştır Sonrasında başvurucu da succedilunu kabul etmiş para cezasına ccedilarptırılmış ve
12 ay suumlreyle ehliyetine el konulmuştur Huumlkuumlm 2013 yılında zamanaşımına uğramıştır
Başvurucunun DNA oumlrneği kendisinin talebi uumlzerine 2015 yılında imha edilmiştir
Kuzey İrlanda Polis Teşkilatı (ldquoKİPTrdquo) başvurucunun DNA oumlrneğinden elde edilen DNA
profilini (dijital veri) parmak izlerini ve fotoğrafını belirsiz suumlreli olarak saklamaya devam
etmektedir
Başvurucunun KİPT tarafından kişisel verilerinin saklanmasına karşı yaptığı yerel
mahkemeler nezdindeki başvurular sonuccedilsuz kalmıştır
İhlal İddiaları Gaughran polisin kendisine ait DNA profili parmak izi ve
fotoğrafı belirsiz bir suumlre iccedilin saklamasının ve buna karşı işletilebilecek bir değerlendirme
1 Alkolluuml araccedil kullanmak İngiliz Hukukursquonda ldquokayıtlı succedilrdquo olarak bilinen ve cezası hapis olabilen bir succediltur
30
mekanizması olmamasının 8 maddeyi (oumlzel ve aile hayatına saygı hakkı) ihlal ettiğini iddia
etmiş ve 20 Ekim 2015rsquote AİHMrsquoe başvuruda bulunmuştur
Karar Mahkeme başvurucunun DNA profilinin parmak izinin ve
fotoğraflarının saklanmasının oumlzel hayata muumldahale teşkil ettiğini bu muumldahalenin succedilun
oumlnlenmesi amacıyla yani meşru bir amaccedilla gerccedilekleştirildiğini belirtmiştir
Mahkeme devletin sahip olduğu guumlcuumln belirsiz olması ve teknolojinin gittikccedile daha
komplike bir hal alması dolayısıyla mahremiyet haklarının değerlendirilmesinin oumlnemini
vurgulamıştır Oumlrneğin fotoğraf ve yuumlz haritalaması teknolojisi olayın yerel mahkemelerin
oumlnuumlnde incelendiği tarihten beri ccedilok ilerlemiştir
Mahkeme başvurucunun mahremiyet hakkına muumldahalenin meşru olup olmadığını
ulusal makamlara takdir yetkisi tanınması gerektiğini belirterek değerlendirmiştir Uumlye
devletlerin bir succediltan mahkucircm olanların kişisel verilerinin saklanması hususundaki yaygın
goumlruumlş birliği bu takdir yetkisini daraltacaktır
Mahkeme uumlye devletlerin ccediloğunun huumlkuumlmluumllerin biyometrik verilerinin yani parmak
izi ve DNA profilinin saklanması hususunda zaman sınırı koyan duumlzenlemelere sahip
olduğunu belirtmiştir Birleşik Krallık DNA profillerinin belirsiz bir suumlre iccedilin saklanmasına
izin veren sayılı Avrupa Konseyi uumllkesinden biridir2 Dolayısıyla takdir yetkisi oumlzellikle de
DNA profilleri accedilısından daraltılmalıdır
Bununla birlikte mahkeme saklama suumlresinin bir devletin veri saklamaya ilişkin
duumlzenlemesinin kabul edilebilir takdir yetkisinin sınırlarını aşıp aşmadığının
değerlendirilmesinde kesin bir yargıya ulaşmaya imkacircn vermediğini belirtmiştir Somut olayda
S ve Marper v Birleşik Krallık başvurusu ile aynı seviyede damgalama (stigmatization) riski
bulunmamaktadır zira S ve Marper v Birleşik Krallık başvurusunda başvurucular sanıktır
huumlkuumlmluuml değildir
Ccedileşitli oumlnlemlerin varlığı ve işleyişi bir devletin veri saklamaya ilişkin duumlzenlemesinin
kabul edilebilir takdir yetkisinin sınırlarını aşıp aşmadığının değerlendirilmesinde kesin bir
yargıya varmaya imkacircn verecektir Belirli suumlreli olmayan saklamaya ilişkin en geniş yetkileri
2 İncelenen 31 Avrupa Konseyi uumllkesinden 4rsquouuml (Kıbrıs İrlanda Kuzey Makedonya ve Karadağ) daha az cezayı
gerektiren succedillardan mahkum olunmasının akabinde DNA profillerinin belirsiz suumlreli olarak saklanmasına izin
veren duumlzenlemelere sahiptir
31
tanıyan duumlzenlemeleri uygulamaya koymak devletin kendisini takdir yetkisinin sınırına
sokması demektir Bu nedenle devlet başvurucu iccedilin belirli oumlnlemlerin mevcudiyetini ve
etkililiğini temin etmelidir
Ancak başvurucunun biyometrik verisi ve fotoğrafları işlediği succedilun ağırlığı
goumlzetilmeksizin ve saklamanın belirsiz bir suumlre iccedilin devam etmesinin gerekliliğine ilişkin bir
değerlendirme yapılmaksızın saklanmıştır Ayrıca Kuzey İrlandarsquodaki polis sadece belirli
şartlar altında biyometrik verileri ve fotoğrafları silme yetkisine sahiptir Dolayısıyla
başvurucu verinin saklanmasının kişinin succedilu yaşı kişiliği ve geccedilen zaman dikkate alınarak
gerekli olmadığının tespiti halinde silinmesine izin veren bir yol olmadığından verilerinin
saklanmasına ilişkin bir değerlendirme yapılması talebinde bulunamamıştır
Mahkeme bu yetkinin birbiriyle yarışan kamusal ve bireysel ccedilıkarlar arasında adil bir
denge kurmada başarısız olduğunu tespit etmiştir
Devlet dolayısıyla kabul edilebilir takdir yetkisinin sınırlarını aşmış ve somut olaydaki
saklama başvurucunun oumlzel hayatına saygı hakkına demokratik bir toplumda gerekli
goumlruumllemeyecek nitelikte orantısız bir muumldahale teşkil etmiştir
Bu accedilıklamalar doğrultusunda Soumlzleşmersquonin 8 maddesi ihlal edilmiştir
Mahkeme başvurucunun uğradığı manevi zararın tazmini bakımından ihlal tespitinin
adil tazmini sağladığını belirtmiştir
32
Başvuru Adı İbrahimov ve Mammadov v Azerbaycan
Başvuru No 6357116 289017 3954117 7414316 288317 3952717
Başvuru Tarihi 25 Ekim 2016
Karar Tarihi 11 Şubat 2020
Karar Linki İbrahimov ve Mammadov v Azerbaycan
Konu Mahkeme oybirliğiyle uyuşturucu ticareti yapma succedilu
isnadıyla tutuklanan ve yargılanan iki başvurucunun polis tarafından aşağılayıcı muameleye
maruz bırakılmaları ve soruşturma aşamasındaki delil yetersizliği nedeniyle Soumlzleşme madde
3 (insanlık dışı ya da aşağılayıcı muamele yasağı) başvurucuların succedil işlediklerine ilişkin
makul bir şuumlphe olmaksızın tutuklanmaları nedeniyle madde 5 sect 1 (oumlzguumlrluumlk ve guumlvenlik
hakkı) yerel mahkemelerin başvurucuları keyfi tutuklamaya ve yargılama oumlncesi uzun suumlreli
tutukluluğa karşı korumada başarısız olması nedeniyle madde 5 sect 4 (yasaya aykırı tutulma)
başvurucuların tutuklanmasında ve goumlzaltına alınmasında esas sebebin başvurucuların siyasi
bir grafiti ccedilizmeleri olmaları nedeniyle madde 5 ile bağlantılı olarak madde 18
(Soumlzleşmersquodeki kısıtlamaların uygunsuz kullanımı) ve madde 10 (ifade oumlzguumlrluumlğuuml) kapsamında
korunan haklarının ihlal edildiğine karar vermiştir
Olaylar Başvurucular Giyas Hasan oğlu İbrahimov ve Bayram Farman
oğlu Mammadov sırasıyla 1994 ve 1995 doğumlu Azerbaycan vatandaşlarıdır ve Bakuumlrsquode
yaşamaktalardır
Başvurucuların ikisi de bir sivil toplum hareketi olan NIDArsquonın uumlyesidir ve
Azerbaycanrsquoın oumlnceki cumhurbaşkanı Haydar Aliyevrsquoin heykeli uumlzerine ccedilizdikleri grafiti ve bu
grafitiyi sosyal medyada paylaşmaları sonrasında Mayıs 2016rsquoda tutuklanmışlardır Grafitide
ldquoFck the systemrdquo (Tr sistemi shellipm) ve cumhurbaşkanının oumlnceki doğum guumlnuuml kutlamaları
iccedilin kullanılan ldquoHappy flower dayrdquo (Tr Nice guumll bayramlarına) ifadesinin goumlndermeli ve
ironik bir versiyonu olan ldquoHappy slave dayrdquo (Tr Nice koumlle bayramlarına) ibareleri
geccedilmektedir
Başvurucular sokakta uumlniformasız kişilerce tutuklandıklarını bu kişilerin kendilerine
yumruk attığını ve kendilerini heykel uumlzerine ccedilizdikleri grafiti hakkında sorguladıklarını iddia
etmiştir Başvurucular Bakuuml Ana Polis Merkezirsquone goumltuumlruumllmuumlş burada polis memurlarınca
33
uumlzerlerine kasti olarak uyuşturucu madde yerleştirilmiş ve uyuşturucu ticaretine ilişkin
succedillamaları kabul etmeleri iccedilin koumltuuml muameleye maruz bırakılmışlardır Başvurucular oumlnce her
ne kadar iddiaları reddetseler de maruz bırakıldıkları koumltuuml muamele ve polisin tehdit etmesi
sonucu iddiaları kabul etmişlerdir
Başvurucular akabinde evlerine goumltuumlruumllmuumlş ve polis başvurucuların evinde
başvurucuların iddiasına goumlre polis tarafından yerleştirilen uyuşturucu madde bulmuştur
Başvurucuların ikisi de Narimanov Boumllge Polis Merkezirsquonde geccedilici olarak nezarethaneye
koyulmuş başvurucular burada bahccedileyi temizlemeye zorlanmış ve dahası doumlvuumllmuumlşlerdir
Avukatları başvurucuların maruz kaldıklarını iddia ettikleri koumltuuml muameleye ve bahccedileyi
temizlemelerine şahit olmuştur
Başvurucuların ikisi de yargılamaları sırasında uygulanacak olan oumlnleyici tedbirlere
ilişkin karar verecek olan Khatai Boumllge Mahkemesirsquone goumltuumlruumllmuumlş ve mahkemeye koumltuuml
muameleye maruz kaldıkları ve itiraflarını baskı altında yaptıklarını belirterek şikayetccedili
olmuşlardır Mahkeme soruşturma makamlarınca koumltuuml muameleye ilişkin iddiaların
incelenmesi iccedilin talimat vermiştir Başvurucular nezarethaneye doumlnduumlkleri sırada tekrardan
koumltuuml muameleye maruz kaldıklarını iddia etmiştir
Mayıs 2016rsquoda Birleşmiş Milletler Keyfi Tutuklamalar Ccedilalışma Grubu Azerbaycanrsquoı
ziyaret etmiş ve koumltuuml muamelenin ldquofiziksel izlerinirdquo taşıdıklarını belirttikleri başvurucularla
goumlruumlşmuumlştuumlr
Huumlkuumlmet her iki başvurucunun da polisin başvurucuların uyuşturucu ticareti yaptığına
ilişkin bilgi edinmesinden sonra tutuklandığını iddia etmiştir Başvuruculara devlet tarafından
avukat atanmıştır ve başvuruculara kanıtlar elde edildikten sonra succedil isnat edilmiştir
Başvurucular ayrıca goumlzaltı merkezinde sağlık muayenesinden geccedilirilmiş ve uumlzerlerinde yara
izine rastlanmamıştır Başvurucuların polisin koumltuuml muamelede bulunduğuna ilişkin iddiaları
sonucu yuumlruumltuumllen soruşturma sonucunda bu iddiaların dayanaksız olduğu ortaya ccedilıkmıştır
Mahkemeler başvurucuların tutuklarına son verilmesi ve salıverilme taleplerini
reddetmiş başvurucular tutuklu yargılanmaya devam etmiştir 2016rsquoda başvurucular
uyuşturucu ticareti succedilundan huumlkuumlm giymiş ve 10 yıl hapis cezasına ccedilarptırılmıştır
Başvurucular Mart 2019rsquoda cumhurbaşkanlığı affı neticesinde serbest bırakılmışlardır
34
İhlal İddiaları Başvurucular tutuklulukları sırasında ve polis nezaretinde koumltuuml
muameleye maruz kaldıkları ve yetkili mercilerin bu hususta etkili bir soruşturma yuumlruumltmediği
iddiasıyla madde 3 (işkence ve insanlık dışı veya aşağılayıcı muamele yasağı) kapsamında
şikayetccedili olmuştur
Başvurucular goumlz altına alınmalarının makul bir şuumlpheye dayanmadığını belirterek
madde 5 sect 1 (oumlzguumlrluumlk ve guumlvenlik hakkı) kapsamında mahkemelerin yargılama oumlncesi
tutukluluğun meşruiyetine ilişkin bağlantılı ve yeterli gerekccedile sunmadığını ve goumlzaltında
tutulmalarına ilişkin değerlendirmenin etkili olmadığını belirterek madde 5 ve 6 (adil
yargılanma hakkı) kapsamında şikayetccedili olmuştur
Başvurucular oumlzguumlrluumlk haklarının Soumlzleşmersquode oumlngoumlruumllen kısıtlama sebeplerinden
başka bir sebeple siyasi soumlylemler iccedileren grafiti ccedilizmelerinden oumltuumlruuml cezalandırılmak
amacıyla sınırlandığını belirterek madde 5 ile bağlantılı olarak madde 18 (haklara getirilecek
kısıtlanmaların sınırlanması) kapsamında şikayetccedili olmuşlardır
Son olarak başvurucular ayrı ayrı ve madde 18 ile bağlantılı olarak madde 10 (ifade
oumlzguumlrluumlğuuml) ve madde 8 (oumlzel hayata ve aile hayatına saygı hakkı) kapsamında şikayetccedili
olmuşlardır
Başvurucular 25 Ekim 2016 tarihinde AİHMrsquoe başvurmuştur
Karar
Madde 3
Polisin Koumltuuml Muamelesi
Mahkeme huumlkuumlmetin başvurucuların koumltuuml muameleye maruz kaldıklarına ilişin tuumlm
iddialarına karşı ccedilıktığını belirterek taraflar arasında bu konuda goumlruumlş ayrılığı olduğunu
belirtmiştir Huumlkuumlmetin beyanları sağlık raporunda ve adli tıp incelemesinde yaralanmaya ilişin
bir bulguya yer verilmediğine dayalıdır
Ancak Mahkeme ortada başvurucular lehine accedilık bir delil başlangıcı olduğunu tespit
etmiştir
Başvurucuların iddiaları başvurucuların bedeninde koumltuuml muameleye ilişkin izler tespit
eden Birleşmiş Milletler Keyfi Tutuklamalar Ccedilalışma Grubunun bulguları ile paraleldir
35
başvurucuların avukatı da bu iddiaları destekler nitelikte beyanda bulunmuş ve koumltuuml
muameleye tanık olmuştur ve Avrupa İşkenceyi ve İnsanlık Dışı veya Aşağılayıcı Muamele
ve Cezayı Oumlnleme Komitesirsquonin (CPT) goumlzlemleri mevcuttur
Huumlkuumlmet başvurucuların dayandığı delillere ilişkin yorum yapmamış veya bunlara bir
accedilıklama getirmemiştir ve huumlkuumlmetin dayanmış olduğu tıbbi kayıtlar da başvurucuların
iddialarının reddedilmesi iccedilin sağlam bir temel oluşturmamaktadır Oumlrneğin tıbbi raporlardan
birinde ilk başvurucunun boynunda ldquoyuumlzeysel kızarıklıkrdquo olduğu yer almış ancak bu
kızarıklığın nasıl meydana geldiği accedilıklanmamıştır Ayrıca başvurucuların goumlzaltı merkezine
geliş kaydının yapıldığı saatler arasında bariz ccedilelişki mevcuttur
Mahkeme ayrıca CPTrsquonin goumlzaltındaki kişilerin kendi avukatlarına erişimde
yaşadıkları sistematik gecikme sonucunda succedillamaları devlet tarafından atanan avukatlar
nezdinde kabul ettiğine ilişkin tespitine dikkat ccedilekmiştir Mahkeme başvurucuların sadece
devlet tarafından atanan avukatlar tarafından temsil edildiklerinde kendilerini succedillayıcı
beyanlarda bulunmasının koumltuuml muamele iddialarını desteklediğini ifade etmiştir
Mahkeme polisin başvuruculara ciddi succedil iddialarını kabul ettirmek iccedilin ki
başvurucular bu iddiaların mesnetsiz olduğunu iddia etmektedir koumltuuml muamele uyguladığının
makul şuumlphenin oumltesinde sabit olduğunu tespit etmiştir
Mahkeme elindeki kanıtları goumlz oumlnuumlnde bulundurduğunda başvurucuların polis
tarafından insanlık dışı ve aşağılayıcı muameleye maruz bırakıldığını ve madde 3rsquouumln esas
youmlnuumlnden ihlal edildiğini tespit etmiştir
Başvurucuların Koumltuuml Muamele İddialarının Soruşturulması
Mahkeme devletin ve devlet makamlarının koumltuuml muamelede bulunduğu iddiaları
hakkında madde 3 kapsamındaki usuli yuumlkuumlmluumlluumlk uyarınca etkili bir soruşturma yuumlruumltuumllmesi
gerektiğine ilişkin iccediltihadına atıfta bulunmuştur Mahkeme daha oumlnce de oumlnuumlne başvurucuların
yaşadığı tarzda problemler sonucu sağlıklı bir şekilde yuumlruumltuumllmeyen soruşturmalara ilişkin
Azerbaycanrsquoa karşı yapılan başvuruların geldiğini belirtmiştir
Oumlzellikle başvurucuların olayında sağlık muayenesi başvurucuların koumltuuml muameleye
ilişkin şikayette bulunmalarından ancak iki hafta sonra yapılmıştır Yetkili merciler ayrıca
36
polis merkezindeki ve nezarethanedeki kapalı devre kamera kayıtlarını kayıtların geccedilici olarak
saklandığı yedi guumlnluumlk suumlre iccedilinde arşivleyebilecekken bunda başarısız olmuştur
Bunların yanında başvurucuların koumltuuml muamele iddialarını araştıran soruşturma
makamı da polis merkezini araştırmak ve kanıt toplamak yolunda bir adım atmamıştır Aksine
başvurucuların koumltuuml muameleye maruz kaldığı polis merkezine soruları goumlndermiş ve buradan
yazılı cevapları almıştır
Mahkeme yetkili mercilerin hayli muhtemel koumltuuml muamele iddialarına youmlnelik etkili
bir soruşturma yuumlruumltmede başarısız olduğunu belirtmiştir Gerccedilekten de CPT bu tarz
soruşturmaların etkisizliğine ilişkin durumu ldquoAzerbaycanrsquodaki durum Avrupa Konseyi
uumllkelerinin tamamının arasında istisnai nitelik taşımaktadırrdquo şeklinde ifade etmiştir Buumltuumln
bunlar ışığında Mahkeme Madde 3rsquouumln usul youmlnuumlnden ihlal edildiği sonucuna ulaşmıştır
Madde 5 sect 1
Başvurucular tutuklanmaları ve goumlzaltına alınmalarının bir succedila ilişkin makul bir
şuumlpheye dayanmadığını zira uumlzerlerinde ve evlerinde bulunan uyuşturucuların heykel uumlzerine
ccedilizdikleri grafitiler dolayısıyla cezalandırılmaları amacıyla polis tarafından yerleştirildiğini
iddia etmiştir Huumlkuumlmet bu iddiaları reddetmiştir
Mahkeme her iki başvurucunun da huumlkuumlmet karşıtı goumlsteriler tertip eden bir genccedillik
hareketi olan NIDA uumlyesi olduğunu belirtmiştir Mahkeme ayrıca oumlnuumlndeki diğer davalarda
yetkili makamların NIDArsquoyı ve ldquoradikal bozguncu guumlccedillerrdquo olarak nitelendirdiği uumlyelerini
hedef goumlsterdiğini ifade etmiştir
Huumlkuumlmet başvurucuların yakalanmalarının operasyonel bir bilgiye ve soruşturma
makamlarınca toplanan delillere dayandığını belirtmiş ve Mahkeme başvuruculara karşı
uyuşturucu ticareti yapma succedilu isnadıyla accedilılan ceza davasını incelemeye geccedilmiştir
Mahkeme oumlncelikle her ne kadar resmiyette davalar arasında ilişki olmasa da
başvuruculara karşı yuumlruumltuumllen suumlrecin benzer koşullar altında İranlılardan uyuşturucu temin
etmeye youmlnelik iddialar da dahil olmak uumlzere aslında aynı aşamaları izlediğini belirtmiştir
Yetkili merciler ayrıca aynı soruşturma faaliyetlerini yuumlruumltmuumlş ve hatta soruşturma
kapsamındaki raporlar yazılırken kopyala yapıştır yapılmıştır
37
Mahkeme ayrıca zamanlamaya dikkat ccedilekmiştir Başvurucuların uyuşturucu ticareti
yaptığına ilişkin bilginin alınması ve yakalanmaları aynı guumlnde gerccedilekleşmiştir ve yine goumlzaltı
merkezine ve mahkeme oumlnuumlne ccedilıkarılmaları da yaklaşık olarak aynı zamanda gerccedilekleşmiştir
Mahkeme başvurucuların uyuşturucu ticareti succedilunu işlediklerine youmlnelik operasyonel
bilgi ve soruşturma tedbirleri hakkında daha kapsamlı bir inceleme yapmıştır
İlk olarak edinilen operasyonel bilgide uyuşturucu ticareti şuumlphelileri doğrudan
başvurucular işaret edilmeksizin sadece ldquoGiyasrdquo ve ldquoBayramrdquo olarak ifade edilmiştir
Mahkeme bu bilginin alınması ve başvurucuların yakalanması arasında ldquodelil boşluğurdquo
olduğunu tespit etmiştir Dosyada soruşturma makamlarının başvurucularla uyuşturucu
ticaretine ilişkin operasyonel bilgi arasında nasıl bağ kurduğuna ilişkin bir belge veya kanıt
yoktur
Başvurucular yakalandıktan sonraki soruşturma tedbirleri temel olarak başvurucuların
kendisinin ve evlerinin aranmasından ibarettir Ancak polis merkezinde başvurucuların
vuumlcudunda yapılan arama polisin ldquoolasırdquo delil yerleştirmeye ilişkin olası endişelere yer
vermeksizin tutuklamadan hemen sonra arama yapmada başarısız olduğu diğer davalara benzer
nitelik taşımaktadır
Başvurucular ayrıca polisin koumltuuml muamelesi altında aranmıştır Dahası başvurucuların
tutuklanma gerekccedilesi uyuşturucu ticareti yapmalarıyken polis bu faaliyetlere ilişkin nakit para
olası tedarikccedili veya alıcılara ilişkin bilgiler ve tartı ve paketleme malzemeleri gibi deliller ele
geccedilirme konusunda ccedilaba goumlstermemiştir
Tuumlm bunlar ve diğer hususlar dikkate alındığında Mahkeme somut olaydaki verilerin
Soumlzleşmersquonin bireylerin tutuklanması iccedilin gereken makul şuumlpheye ilişkin koyduğu minimum
standardı sağlayamadığı sonucuna varmıştır Başvurucular dolayısıyla ldquomakul bir şuumlpherdquo
olmaksızın oumlzguumlrluumlklerinden mahrum bırakılmış ve Madde 5 sect 1 ihlal edilmiştir
Madde 5 sect sect 3 ve 4
Başvurucular yerel mahkemelerin kararlarına ilişkin madde 5 ve 6 kapsamında
şikacircyette bulunmuştur Mahkeme bu iddiaları Madde 5 sect sect 3 ve 4 kapsamında değerlendirmeye
karar vermiş ancak madde 5 sect 1 kapsamındaki bulguları sebebiyle Madde 5 sect sect 3 kapsamında
değerlendirme yapmaya gerek kalmadığını tespit etmiştir
38
Mahkeme Aliyev v Azerbaycan kararında yerel mahkemelerin keyfi tutuklama ve
yargılama oumlncesi uzun suumlreli tutuklulukta sistemsel olarak başarısız olduğunu tespit etmiştir
Huumlkuumlmet başvurucuların davasında aksi bir kanaate ulaşmaya olanak veren bir olgu veya
arguumlman ileri suumlrebilmiş değildir ve Mahkeme madde 5 sect 4 kapsamında başvurucuların
haklarının ihlal edildiği sonucuna varmıştır
Madde 5 ile bağlantılı olarak madde 18
Başvurucular tutuklanmalarının ve goumlzaltına alınmalarının asıl nedeninin oumlnceki
cumhurbaşkanının heykeline ccedilizdikleri grafiti iccedilin kendilerini cezalandırmak amacıyla
yerleştirilen delil olduğunu iddia etmiştir Bu eylem ile aynı zamanda diğer kişilere de bu tarz
faaliyetlere kalkışmamaları iccedilin bir uyarıda bulunulmuştur Huumlkuumlmet bu iddiaların spekuumllatif
olduğunu ve başvuruculara karşı yuumlruumltuumllen hiccedilbir eylemin politik bir amaccedil taşımadığını iddia
etmiştir
Mahkeme başvurucuların olayının daha oumlnceden Mahkeme tarafından goumlruumllen ve
madde 18 anlamında ihlal teşkil eden muhaliflere sivil toplum aktivistlerine ve insan hakları
savunucularına karşı misilleme amacıyla yuumlruumltuumllen kovuşturma ve bu kişilerin ceza hukukunun
koumltuumlye kullanımı yoluyla keyfi tutuklanması ve goumlzaltına alınmasına ilişkin davalarla benzer
oumlzellikler taşıdığını tespit etmiştir
Oumlncelikle oumlnceki cumhurbaşkanının heykelinin uumlzerine grafiti ccedilizen ve hemen akabinde
yakalanıp tutuklanan başvurucular muhalif NIDA kuruluşunun uumlyesidir ikinci olarak
başvurucular makul bir şuumlphe olmaksızın ciddi bir şekilde uyuşturucu ticareti yapmakla
succedillanmıştır uumlccediluumlncuuml olarak mahkeme iccediltihadı NIDArsquonın ve uumlyelerinin hedeflendiğini ispat
etmektedir doumlrduumlncuuml olarak başvurucuların durumu muhaliflerin ve diğer aktivistlerin keyfi
tutuklanması ve goumlzaltına alınması zeminde incelenmelidir
Mahkeme başvurucuların oumlzguumlrluumlğuumlnuumln Soumlzleşme madde 5 sect 1 (c)rsquode yer alan amaccedillar
dışında bir amaccedilla kısıtlandığını ve esas amacın başvurucuları oumlnceki cumhurbaşkanının
heykeli uumlzerine grafiti ccedilizmeleri ve huumlkuumlmet aleyhine siyasi soumlylemde bulunmaları dolayısıyla
cezalandırmak olduğunu belirtmiştir Bu nedenle madde 5 ile bağlantılı olarak madde 18 ihlal
edilmiştir
Bu goumlz oumlnuumlnde bulundurulduğunda Mahkeme başvurucuların madde 8 ve madde 8 ile
bağlantılı olarak madde 18 kapsamındaki şikayetlerini inceleme gereği duymamıştır
39
Madde 10
Mahkeme başvurucuların eyleminin Soumlzleşme kapsamında korunan politik soumlylem
olarak değerlendirileceğini belirtmiştir Başvurucuların tutuklanması ve soruşturulması ifade
oumlzguumlrluumlğuumlne muumldahale niteliğindedir ve bu muumldahale sadece belirli haller altında meşru kabul
edilebilir
Ancak yetkili makamlar hukuk sınırları iccedilinde hareket etmek yerine başvurucuları
eylemlerine misilleme olarak uyuşturucu ticareti yapmak succedilundan yargılama yolunu
seccedilmişlerdir Başvurucuların ifade oumlzguumlrluumlğuumlne yapılan bu tarz bir muumldahale sadece hukuka
aykırı olmakla kalmamakla aynı zamanda buumlyuumlk oumllccediluumlde keyfilik taşımakta ve Soumlzleşmersquonin
Oumlnsoumlzuumlrsquonde accedilıkccedila ifade edilen ve Soumlzleşme maddelerine iccedilkin olan hukukun uumlstuumlnluumlğuuml
ilkesine de aykırılık teşkil etmektedir
Mahkeme Soumlzleşmersquonin 10 Maddesinin ihlal edildiği sonucuna ulaşmıştır
Adil Tazmin (Madde 41)
Mahkeme Azerbaycanrsquoın her bir başvurucuya manevi tazminat olarak 30000 Euro ve
masraflar ve harcamalar iccedilin 6000 Euro oumldemesine huumlkmetmiştir
40
Başvuru Adı Paixatildeo Moreira Saacute Fernandes v Portekiz
Başvuru No 7810814
Başvuru Tarihi 5 Aralık 2014
Karar Tarihi 25 Ocak 2020
Karar Linki Paixatildeo Moreira Saacute Fernandes v Portekiz
Konu Mahkeme oybirliğiyle bir iş insanının akdetmek istediği
soumlzleşmeye karşı ccedilıkan Lizbon Şehir Meclisi uumlyesi ve başvurucunun erkek kardeşinin bu işleme
karşı ccedilıkmamasını temin etmek uumlzere başvurucuya para teklif etmesi ve başvurucunun bunun
ses kaydını alması dolayısıyla succedillu bulunmasının Soumlzleşmersquonin 6 maddesini (adil yargılanma
hakkı) ihlal ettiğine karar vermiştir
Olaylar Başvurucu Paixatildeo Moreira Saacute Fernandes 1954 doğumlu bir
Portekiz vatandaşı olup Lizbonrsquoda yaşamaktadır Başvurucu avukattır
Ocak 2006rsquoda taşınmaz yatırım şirketi youmlneticisi bir iş insanı tarafların ikisini de
ilgilendiren bir hususta goumlruumlşmek uumlzere başvurucu ile iletişime geccedilmiştir Taraflar birkaccedil guumln
sonra buluşmuş ve goumlruumlşme sırasında iş insanı başvurucuya Şehir Meclisi ile iş insanı arasında
imzalanmış olan soumlzleşmeye muhalefetinden vazgeccedilmesi iccedilin başvurucunun Lizbon Şehir
Meclisi uumlyesi olan erkek kardeşini ikna etmesi iccedilin para teklif etmiştir Başvurucu bu
konuşmanın gizlice ses kaydını almış ve ses kaydını bu iş insanı ile ilgili yuumlruumltuumllen bir
soruşturmada gizli ajan olarak iş birliği yapacak olduğu polise vermiştir İki adam sonrasında
başvurucunun erkek kardeşinin tartışmalı soumlzleşmeye muhalefetini sona erdirmek iccedilin
ayarlamaları yapmak amacıyla tekrardan birkaccedil kez daha buluşmuş sonrasında goumlruumlşmeler
sona ermiştir
Şubat 2006rsquoda iş insanı ruumlşvet soruşturmasına dahil edilmiştir 2012rsquode Temyiz
Mahkemesi iş insanına 5 aylık hapis cezası vermiş Devlet Hazinesirsquone 200000 Euro oumldemesi
karşılığında iş insanının cezası ertelenmiştir
Aynı zamanda iş insanı başvurucuya karşı başvurucunun ilk goumlruumlşmelerinin ses
kaydını hukuka aykırı bir şekilde alması dolayısıyla şikacircyette bulunmuştur 2011 yılında
Lizbon savcılığı soruşturma başlatmış ve akabinde başvurucu hakkında hukuka aykırı bir
41
şekilde ses kaydı alması dolayısıyla iddianame duumlzenlemiştir İlk derece mahkemesi olan
Lizbon Mahkemesi başvurucunun beraatine karar vermiştir Ancak 26 Nisan 2012rsquode
başvurucu uumlccedil kişilik temyiz mahkemesi heyeti tarafından mahkucircm edilmiştir Dosya Lizbon
Mahkemesirsquone huumlkuumlm kurulması iccedilin geri goumlnderilmiştir Başvurucursquonun 1200 Euro
oumldemesine huumlkmedilmiştir Başvurucu kararı temyiz etmiştir
Haziran 2014rsquote 26 Nisan 2012 tarihli kararı veren aynı temyiz mahkemesi heyeti
başvurucunun temyiz başvurusunu reddetmiş ve ilk derece mahkemesi tarafından verilen
cezadan daha ağır bir cezaya huumlkmetmiştir Başvurucunun hukuka aykırı kayıt dolayısıyla
4800 Euro oumldemesine huumlkmedilmiştir
İhlal İddiaları Başvurucu madde 6 sect 1rsquoe (adil yargılanma hakkı) atıfla
duruşmalarının adil bir şekilde goumlruumllmediğini iddia etmiştir Başvurucu oumlzellikle Lizbon
Temyiz Mahkemesi kendisini veya tanıklarını dinlemeksizin ve ilk derece mahkemesi
hakkında beraat kararı vermesine rağmen ikinci derece yargılaması sonucu succedillu
bulunmasından şikayetccedili olmuştur Başvurucu ayrıca temyiz mahkemesinin tarafsız olmadığını
iddia etmiş ve hukuka aykırı kaydının iş insanının yolsuzluktan huumlkuumlm giymesine katkıda
bulunduğunu iddia etmiştir
Başvurucu 5 Aralık 2014rsquote AİHMrsquoe başvurmuştur
Karar
Madde 6sect1 (Adil Yargılanma Hakkı)
Mahkeme temyiz mahkemesinin başvurucuyu delilleri doğrudan değerlendirmeksizin
ikinci derece yargılamasında ilk seferde mahkum ettiğini belirtmiştir
İlk derece yargılamasında Lizbon Mahkemesi başvurucunun ve birccedilok tanığın
dinlendiği bir duruşma yapmıştır Akabinde başvurucu hakkında beraat kararı verilmiş ve
Lizbon Mahkemesi başvurucunun kendi eyleminin hukuka aykırı olduğunun farkında
olduğunun kanıtlanamadığını ve ayrıca başvurucunun eyleminin kaydın hukuka aykırı
niteliğini ortadan kaldıran zorunluluk kapsamında (Ceza Kanunu madde 34) değerlendirilmesi
gerektiğini tespit etmiştir
Temyiz mahkemesi ikinci derece yargılamasında olayları ve uygulanan hukuku yeniden
değerlendirmiştir Mahkeme akabinde başvurucunun kendi eyleminin hukuka aykırı olduğunu
42
bilerek hareket ettiğini belirterek olaya ilişkin bulgulardan uzaklaşmıştır Ancak temyiz
mahkemesi hiccedilbir tanığı ve hatta başvurucuyu dahi sorgulamamıştır Bunun sonucunda
başvurucu zorunluluk hali kapsamında hareket edip etmediğine ve davranışının hukuka aykırı
olduğunu bilip bilmediğine ilişkin savunma yapma şansı bulamamıştır
Mahkeme temyiz mahkemesinin Lizbon Mahkemesinin başvuran hakkında beraat
kararı vermesine yol accedilan tuumlm delilleri doğrudan değerlendirmiş olması veya başvurucuyu
şahsen sorgulaması gerektiği kanaatindedir Bu nedenle başvurucu temyiz mahkemesi oumlnuumlnde
adil bir şekilde yargılanmamıştır ve dolayısıyla Soumlzleşmersquonin 6 sect 1 maddesi ihlal edilmiştir
1 Mahkeme temyiz mahkemesinin başvuranın succediluna ilişkin kararındaki
gerekccedilelendirmenin hatalı olduğunu belirtmiştir
Oumlncelikle temyiz mahkemesi başvurucunun hareketinin hukuka aykırı olduğunu bilerek
hareket ettiği sonucuna varmıştır Ancak mahkeme bu hususu doğrudan delillendirmede
başarısız olmuştur
İkinci olarak temyiz mahkemesi başvurucunun zorunluluk hali kapsamında hareket
etmediği sonucuna varmıştır Ancak temyiz mahkemesi başvurucunun iş insanının yolsuzluk
succedilundan huumlkuumlm giymesindeki katkısını veya bu sorunla baş etmedeki genel menfaati
değerlendirmemiştir Ayrıca temyiz mahkemesi iş insanının menfur davranışı hakkında da
yorumda bulunmamıştır
Oysaki bu hususlar Lizbon Mahkemesirsquonin zorunluluk hali neticesinde meşruiyetin var
olup olmadığına ilişkin yaptığı analizde dikkate alınmıştır Lizbon Mahkemesi diğer hususların
yanında iş insanının davranışının etik kurallara ve hukuk kurallarına aykırılığı bir buumltuumln olarak
duumlşuumlnuumllduumlğuumlnde kendi haklarının başvurucunun haklarına goumlre oumlncelik taşıdığını iddia
edemeyeceğini belirtmiştir Bu nedenle temyiz mahkemesinin hukuka aykırılığı ortadan
kaldıran durumları oumlzellikle de sahip olunan meşru amacı yani yolsuzlukla muumlcadeleyi goumlz
oumlnuumlnde bulundurması gerekirdi Temyiz mahkemesi bunu yapmayı ihlal ederek başvurucunun
yargılama suumlrecinde ileri suumlrduumlğuuml oumlnemli arguumlmanlardan birine cevap vermemiştir
Ayrıca soumlz konusu kayıtlar iş insanına karşı başlatılan ceza soruşturmasında
kullanılmış ve olayların değerlendirilmesinde dikkate alınmıştır Bu durum temyiz
mahkemesinin hukuki değerlendirmesinde tamamen goumlz ardı edilmiştir dolayısıyla temyiz
mahkemesi hukuki durumu buumltuumlncuumll olarak inceleyememiştir
43
Mahkeme dolayısıyla temyiz mahkemesinin gerekccedilelendirilmesinde yanlışlığa yol accedilan
ihmallerin soumlz konusu olduğunu belirtmiştir Bu accedilıklamalar doğrultusunda Soumlzleşme madde 6
sect 1 ihlal edilmiştir
Mahkeme temyiz mahkemesinin başvurucuya ikinci derece mahkemesi olarak cezası
(para cezası) verirken tarafsız olmadığını belirtmiştir
Mahkeme başvurucunun kendisi hakkında huumlkuumlm veren iki yargıcın tarafsızlığına
ilişkin endişesinin tamamen meşru olduğu sonucuna varmıştır
Mahkeme diğer hususların yanında başvurucunun succedillu olduğuna huumlkmeden 26 Nisan
2012 tarihli karara ilişkin başvurucu tarafından yapılan ve basında veya temyiz suumlrecinde yer
alan eleştirilerin belirli bir seviyede duumlşmanlık yaratmış olabileceğini belirtmiştir Gerccedilekten
de her iki yargıccedil da başvurucunun kendilerine youmlnelttiği succedillamalar dolayısıyla başvurucu
aleyhine disiplin suumlreci yuumlruumltuumllebileceğini dile getirmiştir
Ayrıca başvurucu kendisine verilen para cezasına karşı yaptığı temyiz başvurusunun
ilk derece yargılamasında işin esası hakkında karar veren aynı heyete intikal ettiği hususunda
bilgilendirilmemiştir Dolayısıyla başvurucu bu kişilerin reddine ilişkin talebini dile getirme
şansından mahrum kalmıştır Bu nedenle Soumlzleşme madde 6 sect 1 ihlal edilmiştir
Adil Tazmin (Madde 41)
Mahkeme Portekizrsquoin başvurucuya manevi tazminat olarak 3000 Euro ve yapılan
masraflar ve harcamalar iccedilin 1632 Euro oumldemesine huumlkmetmiştir
44
MART 2020
Başvuru Adı CegoleaRomanya
Başvuru No 2556013
Başvuru Tarihi 8042013
Karar Tarihi 24032020
Karar Linki httphudocechrcoeintengi=001-201868
Konu İtalyan azınlığa mensup başvurucunun seccedilimlerde aday
olmasını engelleyen kuralların ve yaptığı itirazlarda yeterli usucirclicirc guumlvencelerden
faydalandırılmamasının Soumlzleşmeye ek 1 Numaralı Protokol Madde 3 (Serbest seccedilim hakkı)
ile bağlantılı olarak Soumlzleşmersquonin 14 maddesini (ayrımcılık yasağı) ihlali
Olaylar Başvurucu Gabriela Cegolea Romanya ve İtalya vatandaşıdır
1948 yılında doğmuştur ve Cernicarsquoda (Romanya) ikamet etmektedir
2012 yılında Cagolearsquonın başkanı olduğu Vox Mentis Vakfı hayır kurumu statuumlsuumlne
sahip olmak iccedilin başvurmuştur Bu 352008 sayılı Seccedilim Kanunu uyarınca Cegolearsquonın İtalyan
azınlığı temsil eden kurum olarak vakıf adına 9 Aralık 2012 tarihli parlamento seccedilimlerinde
aday olabilmesi iccedilin bir zorunluluktu
Mayıs 2012rsquode Huumlkuumlmet Sekreteri başvuruyu kaydetmiş ve Etnik Gruplararası İlişkiler
Departmanı (DRI) ile Kuumlltuumlr ve Ulusal Miras Bakanlığına (Bakanlık) goumlruumlş almak uumlzere
youmlnlendirmiştir Bir sonraki ay DRI vakfın hayır kurumu olma başvurusunu reddetmiştir
Cegolea bu karara karşı itiraz etmiş ancak başvurusu reddedilmiştir
Temmuz 2012de dernek ve vakıflara ilişkin 262000 sayılı Huumlkuumlmet Kararını
değiştiren 1452012 sayılı Kanun yuumlruumlrluumlğe girmiştir Değişiklikler esas olarak hayır kurumu
statuumlsuumlnuuml sağlamaya youmlnelik huumlkuumlmler ile ilgilidir
45
Ekim 2012rsquode Cagolea parlamento seccedilimlerine vakıf adayı olarak kaydolmaya
ccedilalışmıştır İki guumln sonra Merkezi Seccedilim Buumlrosu tarafından vakfın hayır kurumu olmaması
sebebiyle adaylığının kabul edilmediğine dair bilgilendirilmiştir Bu karara karşı mahkemeye
başvuran Cegolea başka şeylerin yanı sıra kendisine ayrımcılık yapıldığını ve mevzuatın
anayasaya aykırı olduğunu oumlne suumlrmuumlştuumlr Yerel mahkeme itirazı vakfın hayır kurumu
statuumlsuumlnuuml haiz olmaması sebebiyle reddetmiştir Başvurucu Anayasa Mahkemesirsquone
başvurmuş ancak anayasaya aykırılık iddiası kabul edilemez bulunmuştur Birkaccedil guumln sonra 9
Aralık 2012 parlamento seccedilimlerinde aday olmak iccedilin son kayıt tarihi geccedilmiştir
Ocak 2013rsquote Cegolea Bakanlıktan cevap almıştır Buna goumlre başvuru yapıldığında ve
incelendiğinde vakfın hayır kurumu statuumlsuuml iccedilin gerekli kriterleri karşıladığı anlaşılmıştır
Bununla birlikte dernek ve vakıflara ilişkin 262000 sayılı Huumlkuumlmet Kararını değiştiren
1452012 sayılı Kanunun yuumlruumlrluumlğe girmesiyle vakfın sağlayamadığı yeni kriterler mevcuttur
İhlal İddiaları Bayan Cegolea Soumlzleşmeye ek 1 Numaralı Protokol Madde 3
(Serbest seccedilim hakkı) ile bağlantılı olarak AİHS m14rsquoe (ayrımcılık yasağı) binaen kendi
adaylığı iccedilin Romanya Parlamentosunda halihazırda İtalyan azınlığı temsil eden ve Aralık
2012 seccedilimlerine adaylığını yenilemek iccedilin ayrıca bir şart sağlamasına gerek olmayan adaydan
farklı olarak sağlaması gereken ek şartlar olduğunu ve bu nedenle dezavantajlı konuma
duumlştuumlğuumlnuuml iddia etmiştir
Karar
1 Numaralı Ek Protokol m3 (serbest seccedilim hakkı) ile bağlantılı olarak m14 (ayrımcılık
yasağı)
Mahkemersquoye goumlre Cegolea seccedilim haklarının uygulanmasında farklı muameleye maruz
kalmıştır ccediluumlnkuuml Parlamentoda halihazırda temsil edilen kurumlardan farklı olarak
Cegolearsquonın aday olabilmesi iccedilin uumlyesi olduğu ve temsil etmek istediği vakfın hayır kurumu
statuumlsuumlne sahip olması gerekiyordu Muameledeki farklılığın amacı kurumların doğru temsilini
sağlamak ve yalnızca ciddi adayların bulunmasını teşvik etmektir Dayatılan yeni şart
Cegolearsquoyı hazırlıksız yakalamamış Cegolea 9 Aralık 2012 seccedilimleri oumlncesinde hayır kurumu
statuumlsuuml başvurusu iccedilin vakfın etkinliklerini organize edebilmiştir
Buna karşın Mahkeme aşağıdaki goumlzlemlerde bulunmuştur
46
Hayır kurumu niteliği iccedilin başvuru kriterleri 9 Aralık 2012 seccedilimlerine 5 aydan daha
kısa bir suumlre kalmışken ve vakıf başvurusunu yaptıktan sonra değiştirilmiştir 262000 sayılı
duumlzenlemenin ulusal mevzuat uumlzerinde doğrudan etkisi olmuştur
Cegolearsquonın başvurusu DRI ve Bakanlık olmak uumlzere iki farklı merciye iletilmiş ve ikisi
tarafından da farklı sonuccedillandırılmıştır
262000 sayılı duumlzenleme hayır kurumu statuumlsuuml başvurularını sonuccedillandırmaları iccedilin
yetkili idari makam ve Bakanlığa sırasıyla 60 ve 90 guumlnluumlk suumlreler tanımıştır Huumlkuumlmet bu
suumlrelerin bağlayıcı olup olmadığı konusunda accedilık değildir Bununla birlikte adaylık başvuru
suumlresi sona ermeden Cegolearsquonın bu statuumlyuuml alması gerektiği iccedilin bu oumlnemli bir sorundur
Dahası DRI suumlre sona ermeden cevap vermişken Bakanlık seccedilimlerden sonra cevap vermiştir
Cegolearsquonın başvurduğu merciler vakfın gerekli koşulları sağlayıp sağlamadığı
konusunda farklı tutum sergilemiştir DRI reddinin sebebi olarak vakfın etkinliklerinin etnik
gruplararası ilişkileri iccedilermemesini ve Cegolearsquonın kanuni şartları sağlamamasını goumlstermiştir
Bakanlık başvurunun yapıldığı ve incelendiği tarihte vakfın kanuni şartları sağladığını ancak
1452012 sayılı kanunla getirilen yeni şartlar sebebiyle artık sağlamadığını dikkate almıştır
İdari mercilerin Cegolearsquoya verdikleri cevaplar kanun huumlkuumlmlerinin ve uygulanmaları
iccedilin zaman diliminin yorumlanması accedilısından farklılaşmaktadır Ayrıca bu cevapların hukuki
niteliği ulusal mevzuat ve uygulama accedilısından accedilık değildir
3 Ekim 2007 tarihli Romanya Yuumlksek Mahkemesi kanuni şartları sağlamasına karşın
yuumlruumltmenin hayır kurumu statuumlsuuml vermemesi kararına karşı bir derneğin accediltığı davayı
reddetmiştir Yuumlksek Mahkeme talepte bulunan dernek veya vakfın kanuni şartları sağlasa bile
bu niteliğin tanınmasının yuumlruumltmenin takdirine bağlı olduğunu tespit etmiştir Mahkeme
Cegolearsquonın seccedilimde yer almak iccedilin vakfın hayır kurumu statuumlsuumlnuuml kanıtlamak zorunda olduğu
bir seccedilim bağlamında yuumlruumltmenin boumlyle bir takdir yetkisinin bulunmasının sorgulamaya accedilık
olduğu kanaatindedir Dahası vakfa bu statuumlnuumln tanınmasının reddine ilişkin yuumlruumltme kararına
itiraz proseduumlruuml yerel mahkemelerde esas inceleme yetkisini iccedilermemekte ve bu sebeple
keyfiliğe karşı yeterli koruma sağlamamaktadır
Sonuccedil olarak tuumlm bu hususlar ve oumlzellikle keyfiliğe karşı koruma sağlamadaki yargısal
incelemedeki boşluk ile Devletin bu bağlamda sahip olduğu geniş takdir yetkisi dikkate
alındığında Mahkeme Cegolearsquoya Parlamentoda halihazırda bulunan ulusal azınlık
kuruluşlarına kıyasla yapılan farklı muamelenin guumlduumllen meşru amaccedilla yeterli şekilde
47
gerekccedilelendirilemediğine karar vermiştir Bu sebeple Soumlzleşmeye Ek 1 Numaralı Protokol m3
ile bağlantılı olarak AİHS md14 ihlal edilmiştir
Adil Tazmin ( m41)
Mahkeme ihlal tespitinin Cegolearsquonın manevi zararı iccedilin yeterli olduğuna
huumlkmetmiştir
48
Başvuru Adı PelekiYunanistan
Başvuru No 6929112
Başvuru Tarihi 22102012
Karar Tarihi 05032020
Karar Linki httphudocechrcoeintengi=001-201527
Konu Devlet muumllkuumlnuumln bir manastıra devredilmesinde aracı olan
notere (başvurucu) karşı disiplin suumlrecinin AİHS m61rsquoi (adil yargılanma hakkını) ihlal
etmemesi
Olaylar Başvurucu Bayan Ekaterini Peleki 1965 yılında doğmuş olup
Yunanistan vatandaşıdır ve Atinarsquoda ikamet etmektedir
2007 Mayıs ve Aralık aylarında Bayan Peleki bir noter olarak Hellenic Emlak ve
Vatopedi Manastırı arasında halihazırda manastırın sahip olduğu Vistonida Goumlluumlnuumln bir kısmı
karşılığında Yunanistanrsquoa ait gayrimenkullere sahip olabilmesini sağlayan 2 soumlzleşme
duumlzenlemiştir
Soumlzleşme oumlzellikle manastırın Halkidikirsquodeki Ouranoupolirsquode bulunan 8608 hektarlık
alanın muumllkiyetini kazanabilmesini sağlamaktadır Eyluumll 2008rsquode gazete manşetleri bu işlemin
manastır lehine yapıldığını iddia etmiştir Soruşturma akabinde Atina İlk Derece Mahkemesi
Cumhuriyet Başsavcı Vekili noterler iccedilin disiplin kurulu Atina İlk Derece Mahkemesine
bağlanmadan oumlnce Bayan Peleki aleyhine Noterlik Kanununu ihlal ettiği gerekccedilesiyle disiplin
soruşturması başlatmıştır 19 Şubat 2009rsquoda Disiplin Kurulu başvurucunun noterlik
mesleğinden kalıcı olarak men edilmesinin talep edildiği Atina İstinaf Mahkemesi dosyasına
atıfta bulunarak karara varmıştır Buna goumlre soumlz konusu arazi devrin konusu olamaz
İstinaf Mahkemesi 19 Nisan 2011rsquode arazinin koruma alanı iccedilinde yer aldığını ve tarihi
eser olarak sınıflandırıldığını tespit etmiştir Kamu orta malı olarak geccedilen bu alan herhangi bir
nakil veya devir işleminin konusu olamayacaktır İstinaf Mahkemesi başvurucuyu iki ihlalden
dolayı succedillu bulmuştur Tarihi eser olarak sınıflandırılan bu arazinin iccedilinde bulunan ve nakli
muumlmkuumln olmayan iki Bizans doumlnemi tarihi eserinin işlemin dışında tutulmadan devredilmesi
ve ayrıca limited şirket kurulması Başvurucunun ilk ihlal iccedilin 4 ay ikinci ihlal iccedilin 2 ay suumlreyle
noterlik goumlrevinden geccedilici olarak uzaklaştırılmasına karar verilmiştir
49
İhlal İddiaları Başvurucu hakkında verilen cezaların AİHS m6 (adil
yargılanma hakkı) huumlkmuumlnuuml ihlal ettiğini iddia etmiştir
Karar Mahkeme ldquomedeni hak ve yuumlkuumlmluumlluumlklerrdquo başlığı altında
Soumlzleşmenin 6maddesini uygulayabileceğini kabul etmiştir
İlk derece organı ile ilgili olarak Mahkeme noterlik disiplin kurulu toplantı tutanağında
başvurucunun avukatının savunma yapma talebinin reddedildiğine dair bir emare
bulunmamaktadır Mahkeme yerleşik iccediltihat uyarınca dava daha sonra tam yargı yetkisine
sahip yargılama organı tarafından incelendiği takdirde idari otoritenin tuumlm talepleri
karşılamamasının Soumlzleşme m6 ihlali doğurmadığına işaret etmiştir
Mahkeme İstinaf Mahkemesinin goumlrguuml tanıklarını sorguladığını ve ek kanıtların
toplanması iccedilin davayı ertelediğini goumlrmuumlştuumlr Başvurucuya savunmasına uygun olduğunu
duumlşuumlnduumlğuuml iddiaları sunma fırsatı sağlanmıştır Bu iddialar onları cevaplama yetkisini
reddetme veya soruşturma bulgularını veya disiplin kurulunun yerleşik iccediltihadını doğrulama
zorunluluğu olmayan İstinaf Mahkemesi tarafından ayrıntılı şekilde incelenmiştir Dahası
Mahkeme başvurucunun dava İstinaf Mahkemesine dair bir şikayette bulunmadığını
kaydetmiştir
Mahkeme Atina Yerel Mahkemesine bağlı noter disiplin kurulundan oumlnceki iddia
edilen yargılama kusurlarını telafi eden İstinaf Mahkemesinin yeterli hukuki incelemede
bulunduğunu tespit etmiştir
Başvurucu aleyhine dava accedilılan ihlallerin sınıflandırılması ile ilgili olarak Mahkeme
yerel yetkililerin soumlz konusu arazinin iki sebeple 30282002 sayılı kanunla korunduğunu
dikkate aldıklarını kaydetmiştir İlk olarak tuumlm alan 1965 yılı bakanlık kararıyla tarihi eser
olarak sınıflandırılmıştır ikincisi bu alanda 1981 ve 1984 tarihli bakanlık kararlarıyla
sınıflandırılmış ve listelenmiş iki tarihi eser bulunmaktadır Mahkeme soumlz konusu arazinin
statuumlsuumlnuumln accedilık olmadığını ve yerel yetkililerin suumlreccedil boyunca farklı terminoloji kullandıklarını
tespit etmiştir Ayrıca İstinaf Mahkemesi arazinin sınıflandırılmasına ilişkin yetkili makamın
goumlruumlşuumlnuuml almak uumlzere davanın esası hakkındaki incelemesini ertelemiştir
Her haluumlkarda Mahkeme iccedilin İstinaf Mahkemesi oumlnuumlndeki dava nihai oumlnem arz
etmektedir ccediluumlnkuuml hem usul hem maddi hukuk accedilısından başvurucunun dosyası kapsamlı bir
incelemeye tabi tutulmuştur Ayrıca İstinaf Mahkemesi nihai karar da vermeyen ilk derece
organı dosyasını ve başvurucunun ifadelerini inceledikten sonra savunma avukatlarının halka
50
accedilık duruşmalardaki goumlzlemlerini dinlemiştir Succedilun tekrar sınıflandırıldığı goumlz oumlnuumlne
alınarak İstinaf Mahkemesi oumlnuumlnde başvurucuya kendini savunma fırsatı sağlanmıştır Dahası
başvurucuya atfedilen succedilların tekrar sınıflandırılması daha oumlnce ne istinaf ne de temyiz konusu
olmuştur
Son olarak temyiz mahkemesindeki dava ile ilgili olarak Mahkeme başvurucunun
savcılık iddianamesi sonrasında disiplin kurulunun avukatlarına savunma hakkı tanınmadığını
iddia ettiğini kaydetmiştir 5 Haziran 2012 tarihli kararında temyiz mahkemesi başvurucunun
avukatlarının konuşma taleplerinin disiplin kurulunca reddedilmesi iddiasını sunmadığını ve
bu iddianın bu nedenle reddedilmesi gerektiğini belirtmekle yetinmiştir Bununla ilgili olarak
Mahkeme bu sonucun 82010 sayılı istinaf mahkemesi kararına goumltuumlren duruşma kayıtlarında
yer alan bu iddianın etraflıca gelişim kanıtı ile ccedileliştiğini goumlzlemlemiştir
Ayrıca Mahkeme daha oumlnce aynı iddianın ileri suumlruumllduumlğuumlnuuml ve istinaf mahkemesince -
noter disiplin kurulu oumlnuumlndeki dosyaya ilişkin kusurlar kurulca savunma hakkı tanınmadığı
iddia edilen avukata bu hakkı da tanınarak telafi edilmiş- yeterli hukuki inceleme yapılarak
sonuccedillandırıldığını tespit etmiştir
Mahkeme bu sebeplerle madde 61 ihlali olmadığı sonucuna varmıştır
51
Başvuru Adı Dyagilev Rusya
Başvuru No 4997216
Başvuru Tarihi 12 Ağustos 2016
Karar Tarihi 10 Mart 2020
Karar Linki httphudocechrcoeintengi=001-201649
Konu Rusyarsquoda Vicdani Ret Statuumlsuuml Edinme Proseduumlruumlnuumln Avrupa
Soumlzleşmesirsquone Uygun Oluğu
Olaylar Başvurucu 1990 doğumlu Rusya vatandaşıdır ve St
Petersburgrsquoda yaşamaktadır Başvurucu 2014 yılında uumlniversiteden mezun olduğunda askerlik
hizmeti iccedilin ccedilağırılabilecek konuma geldiğinden bunun yerine sivil hizmet gerccedilekleştirme
talebinde bulunmuştur Ancak Askeriye Alım Komisyonu başvurucu tarafından sunulan
oumlzgeccedilmişin ve işvereninden alınan tavsiye mektubunun başvurucunun gerccedilek bir pasifist
olduğu youmlnuumlnde ikna edici olmadığını belirterek başvurucunun talebini reddetmiştir
Başvurucu Komisyonun kararına karşı yargı yoluna başvurmuşsa da yerel mahkeme
başvurucunun askeri yuumlkuumlmluumlluumlklerini yerine getirmemesi iccedilin ciddi ve uumlstesinden gelinmez
bir durum olduğunu ispatlayamadığını belirtmiştir Yuumlksek mahkeme de soumlz konusu kararı
onaylamıştır
İhlal İddiaları Başvurucu askeri hizmet yerine sivil hizmette bulunma
talebinin reddedilmesinin duumlşuumlnce oumlzguumlrluumlğuumlnuuml ihlal ettiğini ve Askeriye Alım Komisyonunun
askeri otoritelerden bağımsız olmadığını ileri suumlrmuumlştuumlr
Sivil toplum oumlrguumltuuml olan Vicdani Retccedililerin Hareketirsquonin yargılamaya uumlccediluumlncuuml bir taraf
olarak katılmasına izin verilmiştir
Karar Mahkeme bir kişinin vicdanıyla veya derin ve dini veya diğer
inanccedillarla ciddi ve uumlstesinden gelinmez bir şekilde motive olması durumunda askeri hizmete
muhalefetin madde 9 kapsamında guumlvence altına alındığını belirtmiştir Ancak soumlz askeri
hizmetten muafiyetlerin istismar edilmemesi iccedilin devletlerin bireyin inancının ciddiyetini
değerlendirmek iccedilin birtakım proseduumlrler oluşturmalarına izin verilmiştir Soumlz konusu
proseduumlrler etkili ve ulaşılabilir olmalıdır
52
Mahkeme Rus otoritelerin bireyin vicdani retccedili olup olmadığının tespiti iccedilin etkili ve
ulaşılabilir bir proseduumlr oluşturduğunu ve uluslararası standartlar ve Avrupa Mahkemesi
iccediltihatları uyarınca adil bir proseduumlr iccedilin gerekli garantiyi sağladığını belirtmiştir
Komisyonun yedi uumlyesinin askeri otoritelerden bağımsız kamu otoriteleri ve diğer uumlccedil
uumlyenin Savunma Bakanlığı tarafından seccedilildiğini belirtmiştir Bu durumda komisyonun karine
olarak bağımsız oluğu sonucuna varılmaktadır ve uumlyelerin Savunma Bakanlığırsquondan herhangi
bir talimat almadıkları belirtilmiştir
Ayrıca mahkemelerin soumlz konusu kararı incelediğini ve herhangi bir hata olması
durumunda duumlzeltebileceğini Savunma Bakanlığı tarafından atanmayan ve bağımsız olduğu
kabul edilen Komisyon başkanının da Başvurucu aleyhine karar verdiğini ve yerel
mahkemelerin Başvurucunun inanccedillarını kanıtlaması iccedilin şans verdiğini belirtmiştir Bu
sebeple Mahkeme Başvurucunun askeri hizmeti yerine getirmemesi iccedilin ciddi ve uumlstesinden
gelinmez bir durum olduğunu kanıtlayamadığına ve madde 9rsquoun ihlal edilmediğine karar
vermiştir
53
Başvuru Adı Platiniİsviccedilre
Başvuru No 52618
Başvuru Tarihi 22 Aralık 2017
Karar Tarihi 5 Mart 2020
Karar Linki httphudocechrcoeintengi=001-201734
Konu Mesleki Faaliyetlerden Men Cezasının Soumlz Konusu Olay
Accedilısından İhlale Sebebiyet Vermediğine İlişkin
Olaylar 2015 yılında oumln incelemeden sonra FIFA yetkilileri tarafından
2011 yılında Başvurucuya 2 milyon İsviccedilre frangı maaş takviyesi verildiği iddiası ile ilgili
disiplin soruşturması başlatmıştır Başvurucuya başta futbol ile ilgili ulusal ve uluslararası tuumlm
faaliyetlerden 8 yıl men cezası verilmiş ve FIFA Etik Komitesi tarafından 80000 İsviccedilre
frangına mahkum edilmiştir FIFA Uumlst Komitesine yapılan itiraz ile men cezası 6 yıla
indirilmiştir Başvurucu verilen cezaya karşı Spor Tahkim Heyetine başvurmuş ve FIFA Etik
kurallarının soumlz konusu eylemlerin gerccedilekleştirildiği tarihte mevcut olmadığını ve yaptırımın
aşırı olduğunu ileri suumlrmuumlştuumlr Spor Tahkim Heyeti başvuruyu reddetmiş ancak men cezasını
4 yıla ve para cezasını 60000 İsviccedilre frangına duumlşuumlrmuumlştuumlr
Başvurucu tahkim kararına karşı İsviccedilre Federal Mahkemesirsquonde dava accedilmıştır ve
mahkeme Başvurucunun 2015 yılında 61 yaşında olduğu goumlz oumlnuumlne alındığında verilen
cezasının aşırı olmadığına karar vermiştir
İhlal İddiaları Başvurucu disiplin soruşturmasının ve tahkim heyeti proseduumlrlerinin
madde 6 ile uyumlu olmadığını ileri suumlrmuumlştuumlr Ayrıca soumlz konusu eylemlerin gerccedilekleştiği
2007 ile 2011 yılları arasındaki yuumlruumlrluumlkteki kuralların uygulanmaması sebebiyle madde 7rsquonin
ihlal edildiğini ileri suumlrmuumlştuumlr Son olarak Başvurucu 4 yıl men cezası ile mesleki aktivitelerini
yerine getiremeyeceği sebebiyle madde 8rsquoin de ihlal edildiğini ileri suumlrmuumlştuumlr
Karar
Madde 6
Mahkeme madde 35 uyarınca hak ihlali iddialarının oumlncelikle yerel mahkemeler
oumlnuumlnde ileri suumlruumllmesi gerektiğini yinelemiştir Başvurucunun sadece Federal Mahkeme
54
oumlnuumlnde tahkim kararının keyfi ve adil olmadığını ileri suumlrduumlğuumlnuuml İsviccedilre yerel mahkemesi
oumlnuumlnde ise tahkim kurulu tarafından kullanılan kanıtların hukuki olmadığı savunma hakkına
saygı goumlsterilmemesi gibi iddialarını ileri suumlrmediğini belirtmiştir Bu sebeple Mahkeme
Başvurucunun iccedil hukuk yollarını tuumlketmediği dikkate alınarak madde 6 youmlnuumlnde başvuruyu
kabul edilemez bulmuştur
Madde 7
Mahkeme Başvurucuya uygulanan yaptırımın cezai nitelikle olup olmadığını
incelemiştir Mahkeme kendi iccediltihatlarında mesleki yaptırım ile disiplin cezaları ile diğer cezai
yaptırımların farklılık yaratabileceğini belirtmiştir ldquoOumlzel bir statuumlye sahip kuumlccediluumlk bir grup
kişiyerdquo uygulanan yaptırımların bu ceza kapsamına girmediğini yinelemiştir Başvurucunun
FIFArsquonın etik ve disiplin kuralları ccedilerccedilevesinde yaptırıma tabi tutulduğunu kaydetmiştir
Yaptırım FIFArsquonın yargılama usulleri ile ilgilidir Bu sebeple kuumlccediluumlk bir grubun bir uumlyesine
ilişkin oumlzel bir statuumlye dayanan bir yaptırımdır dolayısıyla madde 7 youmlnuumlnden başvuru kabul
edilemez bulunmuştur
Madde 8
Mahkeme oumlzel yaşam kavramının geniş ancak sonsuz bir kavram olmadığını
yinelemiştir Soumlz konusu yaptırım Başvurucunun mesleki yaşamı ile ilgili olmakla birlikte oumlzel
yaşamı ile ilgili değildir Ancak Mahkeme soumlz konusu durumun olumsuz etkilerinin
Başvurucunun oumlzel hayatını etkilediğini kabul etmiş ve Başvurucunun tuumlm kariyerini futbol ile
geccedilirdiğini ve tek gelir kaynağı olduğunu ve bundan mahrum kaldığını tespit etmiştir
Mahkeme Başvurucunun zorunlu tahkim şartlarını imzalayarak bazı haklarından kendi
iradesiyle feragat ettiğini kaydetmiştir Yine de Başvurucu FIFArsquonın tahkim kararından oumlnce
aldığı tedbirlere itiraz edebilmiş ve soumlz konusu karara karşı hukuk davası da accedilabilmiştir Sonuccedil
olarak Başvurucuya yeterli kurumsal ve usuli guumlvenceler sağlandığından madde 8rsquoin ihlal
edilmediğine karar vermiştir
55
Başvuru Adı Asady ve Diğerleri Slovakya
Başvuru No 2491715
Başvuru Tarihi 17052015
Karar Tarihi 24032020
Karar Linki httpshudocechrcoeintengi=001-201870
Konu Polis karakolunda başvurucularla yapılan kısa goumlruumlşmelere
rağmen Slovakyarsquoda kalmalarını sağlayabilecek ve statuumllerini etkileyebilecek durumlara ilişkin
ulusal makamların dikkatini ccedilekme imkanlarının başvuruculara verilmiş olması ve bireysel
inceleme yapılarak uzaklaştırılmış olmaları sebebiyle 4 Norsquolu Protokol 4 maddesinin
(yabancıların toplu sınır dışı yasağı) ihlal edilmediği
Olaylar Başvurucular 1980-1999 yılları arasında ccedileşitli tarihlerde
doğmuş olan 19 Afgan vatandaşıdır Kasım 2014rsquote başvurucular Slovak Sınır ve Yabancılar
Polisi tarafından Ukrayna sınırında bir kamyon iccedilinde saklı halde bulunmuştur Akabinde 32
kişilik bir grubun iccedilinde kimlikleri tespit ettirilmek uumlzere Petrovcersquodeki polis merkezine
goumltuumlruumllmuumlşlerdir Polis her başvurucuya 3 yıllık uumllkeye giriş yasağı ile idari sınır dışı kararı
duumlzenlemiştir Aynı guumlnuumln geccedil akşam saatlerinde Ukraynarsquoya goumltuumlruumllmuumlş ve tutuklanarak
Chop kentinde geccedilici olarak goumlz altına alınmışlardır Sığınma talep eden başvuranlarla aynı
anda tutuklanan 12 kişi de sığınmacılar kabul merkezine transfer edilmiştir
İlk doumlrt başvurucu Soumlzleşmersquonin 13 maddesinin (etkili başvuru hakkı) 3 maddeyle
(işkence veya insanlık dışı veya onur kırıcı muamele yasağı) bağlantılı olarak ihlalini ve
Soumlzleşmeye Ek 4 Norsquolu Protokol 4 maddesinin (yabancıların topluca sınırdışı edilme yasağı)
ihlalini ileri suumlrerek Slovak idari sınırdışı kararına itiraz etmişlerdir Slovak sınır polisi youmlnetim
kurulu başvurucuların itirazını Ocak 2015rsquote reddetmiştir
İhlal İddiaları
Başvurucular aleyhlerine verilen sınır dışı edilme kararının Soumlzleşmersquonin 13 maddesi
ve 4 Norsquolu Protokol 4 maddesini ihlal ettiğini iddia etmiştir
Karar Mahkeme ilk olarak oybirliğiyle başvuruculardan 12 tanesini
listeden silmeye ve 4rsquoten 8rsquoe kadar olan başvurucular ile 10 ve 12 numaralı başvurucuları
listede tutmaya karar vermiştir Soumlz konusu başvurucular Facebook uumlzerinden kanuni yasal
56
temsilcileri ile iletişim kurmak dahil olmak uumlzere davaya devam etmek istediklerini belirtmeye
yeterli bilgi sağlamışlardır Başvurucular sırasıyla Avusturyarsquoda sığınmacı olarak bulunan Sher
Badov Shinwari Danimarkarsquoda sığınmacı olarak yaşayan Abdul Hamid Nasri Kabilrsquode
yaşayan Mohammad Azam ve Fransarsquoda sığınmacı olarak bulunan Samiuddin Faizy
Odessarsquoda bulunan Mohammad Shakib Mezar-ı Şerifrsquote (Afganistan) yaşayan Zabiullah Zazai
ve Afganistanrsquoda yaşayan Abobaker Jamilrsquodir
4 Norsquolu Protokol Madde 4
Mahkeme başvurucuların uzaklaştırılmasının Soumlzleşme bağlamında sınır dışı edilme
olduğunu tespit etmiştir İncelenmesi gereken husus ise bunun doğası gereği toplu bir sınır dışı
olup olmadığını tespit etmek olduğundan uzaklaştırılmalarına karşı layiha vermelerine imkan
verilip verilmediğine ve iccedilinde bulundukları koşulların bireysel olarak ve hakikaten dikkate
alınıp alınmadığını incelemek gereklidir Mahkeme tarafların kurallara uygun goumlruumlşme
yapıldığı veya başvurucuların sığınma talebinde bulundukları konularında uyuşmadıklarını
tespit etmiştir
Resmi kayıtlara goumlre her başvurucunun goumlruumlşmesi on dakika suumlrmuumlş ve tercuumlman
eşliğinde iki polis memuru tarafından gerccedilekleştirilmiştir Goumlruumlşmelerin bazı kısımları
ccedilakışmış olsa da bu başvurucularla teker teker goumlruumlşme yapılmadığını tespit etmek iccedilin yeterli
değildir Her surette Soumlzleşme bireysel goumlruumlşme yapılması hakkı sağlamamıştır Mahkeme
oumlnemli olanın başvurucuların etkili bir şekilde sınır dışı edilmeye karşı layihalarını sunmuş
olabilmesinin olduğunu tekrarlamıştır
Mahkeme başvuruculara standartlaştırılmış soruların sorulduğunu ve benzer cevapların
verildiğini kabul etmiştir ancak bu muhtemelen başvurucuların deneyimlerinin benzerliğinden
kaynaklanmaktadır Bununla birlikte bahsedilen sahip oldukları paranın toplamının farklı
olması bireyselleştirilmiş youmlnteme işaret etmektedir Dahası goumlruumlşmelerin kısa suumlrmesi daha
kapsamlı bir incelemeyi gerektiren unsurlar belirtmemiş olmalarından kaynaklanmış olabilir
Başvurucular da Afganistanrsquoda zulme uğradıklarını veya oumlluumlm cezasıyla karşı karşıya
oldukları ifadelerinin aksini ispatlamak iccedilin herhangi bir iddiada bulunmamışlar daha ziyade
uumllkeyi ekonomik sebeplerden oumltuumlruuml terk ettiklerini ve Almanyarsquoya Slovakyarsquodan sığınma talep
ettiklerini soumlylemeden seyahat etmek istemişlerdir
Mahkeme kayıtların gerccedileğe uygun olmadıklarına yanlış ccedilevrildiğine veya
başvurucuların sığınma taleplerinin goumlrmezden gelindiğine dair herhangi bir kanıta
57
ulaşamamıştır Ukrayna uyruklu avukatlarıyla olan konuşmalarında veya sınır dışı kararına
itirazlarında da sığınma taleplerine ilişkin kişisel sebeplere de rastlanılmamış olmasının da
dikkate alınması gerekir Ayrıca başvurucularla aynı anda Slovakyarsquoda goumlz altına alınmış on
iki kişinin sığınma taleplerini ifade etmeleri ve boumlylece Ukraynarsquoya geri doumlnmemiş olmaları
de oumlnemli bir husustur
Son olarak başvurucular en azından kendileriyle goumlruumlşme yapıldıkları sırada tercuumlman
bulunduğuna ilişkin bir itirazda bulunmamıştır Mahkeme ayrıca kendilerinin ve tercuumlmanın
imzaladığı belgelerden de anlaşılacağı uumlzere adli yardım alma dava dosyası hakkında yorum
yapma ve delil toplama hakları konusunda bilgilendirildiklerinden şuumlphe etmemiştir
Sonuccedil olarak Mahkeme başvurucuların statuumllerini etkileyebilecek ve Slovakyada
kalma hakkına sahip olabilecek herhangi bir duruma ulusal makamların dikkatini ccedilekme
imkanından mahrum bırakılmadığını ve bireysel durumlarının herhangi bir incelemesi olmadan
Ukraynaya uzaklaştırılmadıklarını tespit etmiştir
Mahkeme oy ccediloğunluğuyla 4 Norsquolu Protokol 4 maddesinin ihlal edilmediğine
huumlkmetmiştir
Diğer maddeler
Mahkeme başvurucuların sınır dışı edilmelerinin toplu şekilde gerccedilekleştirildiğine ikna
olmadığına dikkat ccedilekmiştir Ayrıca Soumlzleşmersquonin 2 maddesi (yaşam hakkı) veya 3 maddesi
(işkence veya insanlık dışı veya onur kırıcı muamele yasağı) kapsamında herhangi bir ayrı
şikayette bulunmamışlardır Mahkeme boumlylelikle başvuranların 13 madde uyarınca tartışmalı
bir iddiası bulunmadığına karar vermiştir Bu nedenle bu huumlkuumlm kapsamındaki şikayet
ccediloğunluk tarafından accedilıkccedila dayanaktan yoksun ve boumlylelikle kabul edilemez olması sebebiyle
reddedilmiştir
Karşı Oy Yargıccedil Keller karşı oy bildirmiştir Yargıccedil Lemmens Keller ve Schembri
Orland ortak karşı oy bildirmiştir
58
Başvuru Adı Hudorovič ve Diğerleri Slovenya
Başvuru No 2481614 ve 2514014
Başvuru Tarihi 26032014
Karar Tarihi 10032020
Karar Linki httpshudocechrcoeintengi=001-201646
Konu Roman koumlkenli Slovenya vatandaşlarının yaşam tarzları ve
azınlık olmaları sebebiyle iddia edilen guumlvenli iccedilme suyuna ve sıhhi temizliğe erişimlerinin
olmamasının devletin pozitif yuumlkuumlmluumlluumlklerini bu imkanı sağlamak iccedilin yerine getirmiş
olmasından oumltuumlruuml 3 ve 8 maddelerinin ihlal edilmemesi
Olaylar 2481614 numaralı başvurunun başvurucuları 1959 doğumlu
Ribnica Belediyesirsquondeki gayrıresmi Roman koumlyuuml Goriča vasrsquota yaşayan Branko Hudorovič ve
2007 doğumlu Aleks Kastelicrsquotir
Başvuranların yerleşim yeri esas olarak sıhhi tessisat ve kanalizasyon bulunmayan
ahşap kuluumlbelerden oluşmaktadır 1999rsquoda ilk başvurucu ve Ribnica belediye başkanı dizel
jeneratoumlr ve 2000-3000 litrelik bir su deposunun satın alınması ve yerleşime yerleştirilmesi
konusunda anlaşmışlardır İtfaiye tarafından su sağlanacak ve boumllge sakinleri de yeterli sıhhi
tesisat (kimyasal tuvaletler) iccedilin oumldeme yapacak ve ccedilevrenin temizliğini ayarlayacaktır Su
deposu sonunda satın alınarak yerine konulmuş ancak taraflar daha fazla geliştirme konusunda
anlaşamamıştır Huumlkuumlmet itfaiyenin mukimlerin isteği uumlzerine buumlyuumlk bir tank dolusu ve
konteynerler iccedilinde su sağladığını bildirmiştir Ardından dizel jeneratoumlr ve su deposu
satılmıştır Başvurucular tankın kuumlfluuml ve kullanılamaz hale gelmesinden oumltuumlruuml mukimlerin
tankı değiştirmek zorunda kaldıklarını ifade etmişlerdir
2514014 sayılı başvurunun başvurucuları on doumlrt kişilik bir ailedir İlk başvurucu Bay
Ljubo Novak ve ikinci başvurucu Bayan Dunja Kočevar ccedilocuklarıyla beraber Škocjan
Belediyesindeki gayriresmi Roman yerleşkesi olan Dobruška vas 41 koumlyuumlnde yaşamaktadırlar
2011 yılında yetkililer belediye arazisinin yanındaki yerleşim yerinde bir gruba su
bağlantısı sağlamış 2015 yılına kadar su tedarik edilen hane sayısı yediye ccedilıkmıştır
Başvurucular komşularının kendilerine su tedarik edilmesine karşı ccedilıkmasından oumltuumlruuml bu
sistemin iccedilinde yer almadıklarını belirtmişlerdir Su ihtiyaccedillarını koumly iccedilindeki bir ccedileşmeden
59
karşılamaktadır Başvurunun yapıldığı tarihte Škocjan Belediyesirsquonin kentsel atık sularının
boşaltılması ve arıtılması iccedilin bir tesisi bulunmamaktadır Boumllgenin sakinleri belediyenin
kamu hizmet kuruluşunun boşalttığı foseptik tankı veya kuumlccediluumlk atık su tesislerini
kullanmaktadır
İhlal İddiaları Başvurucular oumlzellikle iccedilme suyu ve temizlik işleri gibi kamu
hizmetlerine erişimlerinin olmamasının Soumlzleşmersquonin 3 maddesi (insanlık dışı ve kuumlccediluumlk
duumlşuumlruumlcuuml muamele yasağı) 8 maddesi (oumlzel ve aile hayatına saygı hakkı) ve 3 ve 8 maddeler
ile bağlantılı olarak 14 maddesinin (ayrımcılık yasağı) ihlalini oluşturduğunu ileri suumlrmuumlştuumlr
Ayrıca yerel yetkililer tarafından olumsuz ve ayrımcı davranışlara maruz bırakıldıklarını
savunmuşlardır
Karar
8 Madde ve 14 Madde
Mahkeme guumlvenli iccedilme suyuna erişimin 8 madde kapsamında korunmadığını ancak
suyun insanın hayatta kalabilmesi iccedilin gerekli olduğunu ve buna suumlrekli ve uzun suumlreli olarak
erişim eksikliğinin sağlık ve insan onuru accedilısından olumsuz sonuccedillara yol accedilabileceğini bilfiil
oumlzel hayatın ve konut hakkından faydalanmanın oumlzuumlnuuml aşındıracağını tespit etmiştir Boumlylelikle
Mahkeme bu tuumlr katı koşulların ikna edici bir şekilde iddia edilmesinin devletin 8 madde
kapsamında pozitif yuumlkuumlmluumlluumlğuumlnuuml harekete geccedilireceğini goumlz ardı edememiştir
Mahkeme soumlz konusu yuumlkuumlmluumlluumlklerin varlığının ve kapsamının 8 madde youmlnuumlnden
uygulanabilirliğinin yanı sıra davanın somut oumlzelliklerine goumlre ve bunların ciddilik seviyesiyle
yakından ilintili olduğundan oy ccediloğunluğuyla 8 madde youmlnuumlnden uygulanabilirliğini hem ayrı
olarak hem de 14 maddeyle bağlantılı olarak esasa girerek incelemeye karar vermiştir
Mahkeme 8 maddeyle ilgili sorunlara ilişkin iccediltihadını yineledikten sonra
başvurucuların şikayetlerinin devletin oumlzellikle sosyal accedilıdan dezavantajlı gruplara kamu
hizmetleri erişim sağlama pozitif yuumlkuumlmluumlluumlğuuml kapsamına girdiğini ev sağlama gibi sosyo-
ekonomik meselelerde devletin geniş takdir yetkisinin (ldquogeniş takdir marjırdquo) olduğunu goumlz
oumlnuumlnde bulundurmuştur
Mahkeme yetkililer tarafından Slovenyarsquodaki Roman topluluğunun tehlikeli yaşam
koşullarının iyileştirilmesi iccedilin atılmış genel adımları dikkate almasına rağmen başvurucuların
daha sağlam altyapılı yerleşim yerlerine yerleşme imkanından yararlanıp yararlanamayacakları
60
net değildir Nihayetinde Mahkeme başvurucuların kendi yerleşim yerlerinde kendi
tercihleriyle kaldığı sonucuna ulaşmıştır
Başvurucular aynı zamanda sosyal yardımdan yararlanmakta olup aşırı yoksulluk
aşamasında değillerdir Gerccedilekten de ilk başvurudaki başvurucular su tankının alımının bir
kısmını finanse etmişler ve su dağıtımı ile kimyasal tuvaletlerin giderlerini karşılamayı kabul
etmişken ikinci başvurudaki başvurucular yerleşim yerlerine yakın bir arazi satın almış ve
yargılama devam ederken taşındıkları bir ahşap kuluumlbe inşa etmişlerdir
Boumlylelikle Mahkeme yetkililerin başvurucuların durumlarını incelediğini sosyal
yardım sistemleri aracılığıyla diğer şeylerin yanında yaşam koşullarını geliştirilmesini
sağlamaları iccedilin kullanılmış veya kullanılabilecek seviyede temel harcırah temin ettiğini
kanaatine varmıştır Dahası belediye yetkilileri başvurucuların guumlvenli iccedilme suyuna erişimi
olduklarını temin etmek iccedilin somut adımlar atmıştır
Mahkeme bir veya daha fazla su tankının ilk başvurucuların yerleşim yerinde 1999 ve
2016 yılları arasında kurulmuş olduğunu ve istekleri uumlzerine su tedarik edildiğini kabul
etmiştir Tarafların ortak finansmanlı su tankına ne olduğuna ilişkin accedilıklamalarındaki
farklılıklar ve başvurucuların suyun kalitesi ve teslimatların duumlzenliliği ile ilgili asılsız iddiaları
dikkat ccedileken Mahkeme duumlzenlemenin başvuruculara Goriča vas koumlyuumlnden guumlvenli iccedilme
suyuna erişim imkanı sağladığı sonucuna varmıştır
Aynı şekilde ikinci başvurudakilerin koumlyuuml belediyenin bireysel hane sakinleri iccedilin de
bağlantıların kurulabileceği bir grup su dağıtım bağlantısı kurduğu ve finanse ettiği Dobruška
vas iccedilin bulunan ccediloumlzuumlm hakkında da aynı sonuca varmıştır Başvurcuların bağlantıya erişimde
yaşadıkları zorluklar hakkındaki yorumlarını dikkate alan Mahkeme aynı zamanda
başvurucuların aslında her iki evde de bağlantı kurulması iccedilin talepte bulunmadıklarını
goumlzlemlemiştir
Soumlz konusu tedbirler kalıcı olmaktansa geccedilici ccediloumlzuumlmler olarak değerlendirilebilirken
Mahkeme bu pozitif tedbirlerin başvuruculara guumlvenli iccedilme suyuna erişim imkanı sağladığını
ve aksini ispatlayan delillerin yokluğunda yetkililerin iyiniyetli bir şekilde tedbirleri
gerccedilekleştirdiğini tespit etmiştir Başvurucular belediye makamlarının yerleşim yerlerinin
duumlzenlenmesi ve guumlvenli iccedilme suyuna erişim konusundaki menfaatlerine ccediloğunluk nuumlfusunun
altyapısını iyileştirmeyi amaccedillayan daha az acil tedbirlere kıyasla daha az oumlncelik verdiklerini
61
goumlstermemiştir Aslında hem belediyelerde hem de Slovenyanın diğer uzak boumllgelerindeki
genel su dağıtım sisteminden guumlvenli iccedilme suyuna erişim sınırlıdır
Mahkeme belediyelerin aldıkları tedbirlerin sıhhi temizliğe dair adımları iccedilermediğiniı
kaydetmiştir Ancak kamu kanalizasyon sistemi eksikliğinin Slovenyarsquoda genel bir sorundur
ve sıhhi temizliğe erişimin her iki belediye de de sınırlıdır Buna ek olarak kamusal altyapıyı
geliştirmenin yapısı gereği aşamalı bir işlem olduğu ve devletin şehir planlama kaynaklarını
oumlnceliklendirme konusunda geniş takdir yetkisi goumlz oumlnuumlne alınarak Mahkeme yalnızca sağlık
iccedilin ciddi bir risk olması gibi ikna edici sebeplerin başvurucuların ilgili durumlarına ilişkin
adımlar atılmasının devlete sorumluluk yuumlklemeyi haklı kılabileceğini belirtmiştir
Bununla birlikte başvurucular bu konuda destekleyici herhangi bir iddiada
bulunmamışlar veya foseptik tank kurmalarına veya kamu kanalizasyonuna başka alternatifler
bulmalarına engel olunduğunu ileri suumlrmemiştir Mahkeme başvurucuların yaşam koşullarının
gelişmesine katkı sağlayacak sosyal yardım aldıklarını ve devletlerin ev sağlama konusunda
geniş takdir yetkisine sahip olduklarını yinelemiştir Başvurucular aynı zamanda devletin
guumlvenli iccedilme suyu sağlamadaki soumlzde başarısızlığını ve bunun 8 madde temelindeki haklarının
oumlzuumlnuuml aşındıracak biccedilimde sağlık ve insan onuru uumlzerinde yol accediltığı olumsuz sonuccedilları ikna
edici şekilde ortaya koymamıştır
Mahkeme boumlylelikle devletin guumlvenli iccedilme suyuna ve sıhhi temizliğe erişimlerini temin
ederken aldığı oumlnlemlerin başvurucuların kolayca zedelenebilir pozisyonlarını hesaba katarak
aldığını ve Soumlzleşmersquonin 8 maddesinin gerekliliklerini karşıladığını tespit etmiştir 8
Maddenin olaya uygulanabilir olduğu varsayılsa bile huumlkmuumln ihlali soumlz konusu olmamıştır
Boumlylece Mahkeme beşe iki oyla 8 maddenin uygulanabilirliğine karar vermenin gerekli
olmadığına karar vermiştir
3 Madde
Mahkeme başvurucunun tamamıyla devletin desteğine bağlı olduğu koşullarda
kendisini ciddi yoksunluk veya insan onuruyla bağdaşmayan talepler durumunda resmi
kayıtsızlıkla yuumlz yuumlze geldiğinde devletin ldquomuamelerdquoden oumltuumlruuml sorumluluğunun doğabileceği
ihtimali goumlz ardı edememiştir Her nasılsa Mahkeme yerel makamlar tarafından alınan pozitif
tedbirlerin başvuruculara guumlvenli iccedilme suyu sağlama imkanı verdiğini saptamıştır Bu sebepten
oumltuumlruuml iddia edilen ıstırabın asgari eşiğe ulaştığı 3 maddenin uygulanabilirliği varsayılsa bile
maddenin ne tek başına ne de 14 maddeyle bağlantılı olarak ihlali mevcuttur
62
Başvuru Adı BaşTuumlrkiye
Başvuru No 6644817
Başvuru Tarihi 30 Ocak 2017
Karar Tarihi 3 Mart 2020
Karar Linki httpshudocechrcoeintengitemid[001-201761]
Konu FETOumlPDY bağlantısı olduğu iddiasıyla hakimlik goumlrevinden
alınan başvurucunun yargılama oumlncesi tutukluluğunun kanuna aykırı olması başvurucunun bir
succedil işlediği konusunda makul şuumlphenin bulunmaması nedeniyle Soumlzleşmenin oumlzguumlrluumlk ve
guumlvenlik hakkını duumlzenleyen 5 maddesinin 1 fıkrasının ihlali başvurucunun bizzat hakim
huzuruna ccedilıkmasından oumlnce geccedilen suumlre nedeniyle tutulma işleminin yasaya uygunluğu
hakkında kısa bir suumlre iccedilinde karar verilmesini duumlzenleyen Soumlzleşmersquonin 5 maddesinin 4
fıkrasının ihlali
Olaylar Başvurucu Hakan Baş 1978 doğumlu bir Tuumlrk vatandaşıdır ve
Kocaelirsquode yaşamaktadır
15 Temmuzu 16 Temmuz 2016rsquoya bağlayan gece Tuumlrk ordusunun bir grup uumlyesi
TBMMrsquoye huumlkuumlmete ve cumhurbaşkanına karşı askeri bir darbe girişiminde bulunmuşlardır
Askeri darbe girişiminden sonraki guumln yetkililer Amerika Birleşik Devletlerirsquonde yaşayan bir
Tuumlrk vatandaşı olan ve FETOumlPDY lsquonin(Fetullahccedilı Teroumlr OumlrguumltuumlParalel Devlet Yapılanması)
lideri olarak bilinen Fetullah Guumllenrsquole bağlantılı olan şebekeyi succedillamıştır
20 Temmuz 2016rsquoda huumlkuumlmet daha sonra uzatılacak olan 3 aylık bir olağanuumlstuuml hal
ilan etmiştir 21 Temmuz 2016rsquoda Tuumlrk yetkilileri Avrupa Konseyi Genel Sekreterine
Soumlzleşmersquonin 15 maddesi kapsamında Soumlzleşme yuumlkuumlmluumlluumlklerini askıya aldığını bildirmiştir
Olağanuumlstuuml hal sırasında Bakanlar Kurulu birkaccedil kanun huumlkmuumlnde kararname kabul
etmiştir 667 Sayılı Kanun Huumlkmuumlnde Kararnamenin 3 maddesi Hakimler ve Savcılar
Kurulursquona(HSK) Milli Guumlvenlik Kurulu tarafından ulusal guumlvenliğe zararlı faaliyetlerde
bulunduğu tespit edilen teroumlr oumlrguumltlerine veya yapılarına ya da gruplarına mensup olduğu veya
bağlı olduğu duumlşuumlnuumllen hacirckimleri ve savcıları goumlrevden alma yetkisi vermiştir Olağanuumlstuuml hal
18 Temmuz 2018rsquoda sona ermiştir
63
16 Temmuz 2016rsquoda HSK başvurucu dahil olmak uumlzere 2735 hacirckim ve savcıyı 2802
Sayılı Hakimler ve Savcılar Kanunursquonun 77 (1) ve 81 (1) maddeleri uyarınca hacirckimler ve
savcılar hakkında darbe girişimini kışkırtan teroumlr oumlrguumltuumlnuumln uumlyesi olduklarına goumlrev yerlerinde
tutmanın soruşturmanın ilerlemesine engel olacağına ve devletin itibarını zayıflatacağına dair
guumlccedilluuml bir şuumlphe olduğu gerekccedilesiyle uumlccedil ay suumlreyle goumlrevlerinden uzaklaştırmıştır
Yine 16 Temmuz 2016rsquoda Kocaeli Cumhuriyet Savcısı başvurucu da dahil olmak uumlzere
FETOuml PDY uumlyesi olduğundan şuumlphelenilen Kocaelide goumlrev yapan hacirckimler hakkında ceza
soruşturması başlatmıştır 18 Temmuz 2016rsquoda başvurucu goumlzaltına alınmıştır 19 Temmuz
2016rsquoda HSKnın 16 Temmuz 2016 tarihli kararının sonucu olarak FETOuml PDY uumlyeliği
nedeniyle goumlrevinden uzaklaştırıldığını bildiren Kocaeli Cumhuriyet Savcısına ifade vermiştir
Başvurucu soumlz konusu kuruluşa uumlye olduğunu veya bu kuruluşla herhangi bir bağlantısı
olduğunu reddetmiştir O guumlnuumln ilerleyen saatlerinde Kocaeli 1 Sulh Ceza Hakimliği huzuruna
ccedilıkarılmıştır 20 Temmuz 2016da sulh ceza hakimi teroumlr oumlrguumltuuml uumlyeliği şuumlphesiyle
başvurucunun tutuklanmasına karar vermiştir Başvurucunun tutukluluk emrine itirazı
reddedilmiştir
24 Ağustos 2016rsquoda 667 sayılı Kanun Huumlkmuumlnde Kararnamenin 3 Maddesi uyarınca
HSK FETOuml PDY uumlyesi olduğu ya da bağlı olduğu gerekccedilesiyle başvurucunun da dahil
olduğu 2847 hakim ve savcıyı goumlrevden almıştır
27 Aralık 2016rsquoda Anayasa Mahkemesi başvurucunun şikayetlerinin accedilıkccedila
dayanaktan yoksun olduğunu belirterek başvurunun kabul edilemez olduğuna karar vermiştir
19 Mart 2018de 29 Ağır Ceza Mahkemesi Başı silahlı bir teroumlr oumlrguumltuumlne uumlyelikten
succedillu bulmuş yedi yıl altı ay hapis cezasına ccedilarptırmış ve halihazırda tutuklu geccedilirilen suumlreyi
dikkate alarak serbest bırakılmasına karar vermiştir Başrsquoın mahkumiyeti temyizde onanmıştır
Dava halen Yargıtayda goumlruumllmektedir
İhlal İddiaları Başvurucu Soumlzleşmersquonin 5 Maddesinin 1 3 ve 4 fıkralarına
dayanarak (oumlzguumlrluumlk ve guumlvenlik hakkı derhal hakim oumlnuumlne ccedilıkarılma hakkı tutulmanın
yasallığının hızlı bir şekilde goumlzden geccedilirilmesi hakkı) tutuklu yargılanmaktan şikayetccedili
olmuştur Başvurucu succediluumlstuuml bir dava olduğunu tartışmıştır İddia edilen succedilu işlediğine ve
dolayısıyla mahkeme oumlncesi tutukluluğunu gerektirdiğine dair makul bir şuumlpheye yol accedilan oumlzel
bir kanıt olmadığını ileri suumlrmuumlştuumlr Yerel mahkemelerin tutukluluk kararları iccedilin yetersiz
gerekccedileler sunduğunu ileri suumlrmuumlştuumlr Başvurucu ayrıca goumlzaltına alınmasının goumlzden
64
geccedilirilmesi sırasında herhangi bir duruşma yapılmadığından Cumhuriyet Savcısının
goumlruumlşuumlnuumln bir oumlrneğinin kendisine verilmediğinden ve soruşturma dosyasına erişimin
kısıtlandığından şikayetccedili olmuştur Son olarak yargılama oumlncesi tutukluluğuna karar veren
sulh ceza hakimlerinin bağımsızlık ve tarafsızlığının eksik olduğunu iddia etmiştir
Karar
Madde 5 Fıkra 1 ve 3
Başvurucunun tutukluluğunun kanuna uygunluğu
Başrsquoın tutukluluğuna tutukluluk halini duumlzenleyen Ceza Muhakemesi Kanununun 100
Maddesi uyarınca karar verilmiştir
Mahkeme mevcut davadakine benzer koşullarda ulusal mahkemelerin succediluumlstuuml
(flagrante delicto) kavramının kapsamını genişletmesinin ve iccedil hukuk uygulamalarının accedilıkccedila
mantıksız goumlruumlnduumlğuumlne dikkat ccedilekmiş ve hukuki belirlilik ilkesi accedilısından sorunlu olduğunu
belirtmiştir (Alparslan Altan Tuumlrkiye no 1277817 16 Nisan 2019) Mahkeme bu davada
mahkemelerin succediluumlstuuml kavramını yorumlamalarına ve mevcut dava koşullarında 2801 Sayılı
Kanunun 94 maddesinin uygulanmasına ilişkin olarak farklı bir sonuca varmak iccedilin hiccedilbir
neden goumlrememiştir
Mahkeme Ankara Cumhuriyet Başsavcılığının anayasal duumlzeni devirmeye teşebbuumls
succedilundan bahsetmesine rağmen başvurucunun darbe teşebbuumlsuumlyle ilgili bir succedil işlediği esnada
yakalanıp tutuklandığının iddia edilmediğini goumlzlemlemiştir Bu succedil başvurucunun
tutuklanması kararını veren Kocaeli Sulh Ceza Hakimliği tarafından dikkate alınmamıştır
Başvuru sahibi FETOumlPDY uumlyeliği şuumlphesiyle oumlzguumlrluumlğuumlnden yoksun bırakılmıştır Kocaeli
Sulh Ceza Hakimliği goumlre 2802 Sayılı Kanunrsquoun 94 maddesi kapsamındaki bir succediluumlstuuml halinin
ortaya ccedilıktığı bir dava soumlz konusudur fakat sulh ceza hakimliği bu bulgu iccedilin yasal bir dayanak
oluşturmamıştır
Mahkeme 26 Eyluumll 2017rsquode kabul edilen oumlnde gelen kararında Yargıtayın silahlı bir
oumlrguumlt uumlyeliği succedilundan şuumlphelenilen hakimlerin yakalanması sırasında succediluumlstuuml halinin soumlz
konusu olduğunu belirtmiştir İccediltihat bir succedil oumlrguumltuumlne uumlye olma succediluyla ilgili davalarda bir
yargı mensubunun succediluumlstuuml hali gerekccedilesiyle tutuklanabilmesi iccedilin CMKrsquonın 100 maddesinde
belirtilen koşulların gerccedilekleşmesinin yeterli olduğunu belirtmiştir
65
Mahkeme mahkemelerin iccediltihatlarında yuumlruumlrluumlkteki yasal huumlkuumlmlere aykırı istisnalar
getirmesi durumunda hukuki belirlilik ilkesinden taviz verilmiş olacağını vurgulamıştır
CMKnin 2 maddesi bir succedilun işlenmesi sırasında veya hemen sonrasında ortaya ccedilıkmasına
ilişkin olarak succediluumlstuuml kavramının geleneksel bir tanımını sağlamıştır Bununla birlikte
Yargıtay iccediltihadına goumlre bir succedil oumlrguumltuumlne uumlye olma şuumlphesi mevcut herhangi bir olgusal unsur
veya devam eden bir succedil eyleminin başka bir goumlstergesi olmaksızın succediluumlstuuml unsurunu
karakterize etmek iccedilin yeterli olacaktır Mahkemenin goumlruumlşuumlne goumlre bu succediluumlstuuml kavramının
geniş yorumlanması anlamına gelmekte olup bu kavramın kapsamını genişleterek bir succedil
oumlrguumltuumlne uumlye olduğundan şuumlphelenilen hakimlerin Tuumlrk hukukunun yargı uumlyelerine sağladığı
adli korumadan mahrum edilebilmelerine neden olmuştur Ayrıca Mahkeme Yargıtayın
ldquoişlenmekte olan bir succedilrdquo kavramına ilişkin yerleşik iccediltihadının CMKrsquonin mevcut bir succedil
fiilinin varlığına ilişkin 2 maddesi ccedilerccedilevesinde succediluumlstuuml kavramının kapsamını genişletmeyi
nasıl haklı goumlsterebileceğini anlayamamıştır
Mahkeme ulusal mahkemelerin succediluumlstuuml kavramının kapsamının genişletilmesinin ve
iccedil hukukun uygulanmasının yani 2802 Sayılı Kanunun 94 maddesinin mevcut davada sadece
hukuki belirlilik accedilısından sorunlu olmadığını aynı zamanda accedilıkccedila mantıksız goumlruumlnduumlğuumlnuuml
tespit etmiştir
Mahkemece succediluumlstuuml kavramının tek başına uygulanması ve başvurucunun
tutukluluğuna ilişkin 20 Temmuz 2016 tarihli kararla 2802 Sayılı Kanunrsquoun 94 maddesine
atıfta bulunulmasının Soumlzleşmenin 5 maddesinin 1 fıkrasının gereklerini yerine getirmediği
duumlşuumlnuumllmektedir
Mahkemenin goumlruumlşuumlne goumlre succediluumlstuuml kavramının geişletici bir yorumu accedilıkccedila
olağanuumlstuuml hal durumuna uygun bir cevap olarak goumlruumllemez Ayrıca olağanuumlstuuml halin
zorunluluklarına yanıt olarak kabul edilmeyen bu tuumlr bir yorum yalnızca hukuki belirlilik ilkesi
accedilısından sorunlu değil aynı zamanda yargı mensuplarını yuumlruumltme organının muumldahalesine
karşı korumayı sağlayan usuli guumlvenceleri de ortadan kaldırmıştır Olağanuumlstuuml halin yasal
ccedilerccedilevesinin ccedilok oumltesine geccedilen hukuki sonuccedilları vardır Bu durum hiccedilbir şekilde olağanuumlstuuml
hal durumunun oumlzel koşulları tarafından haklı goumlsterilemez Mahkeme başvurucunun
ldquokanunen oumlngoumlruumllen bir usule uygun olarak alınmamış olan tutukluluk kararının durumun
kesin olarak gerektirdiği oumllccediluumlde olduğunun soumlylenemeyeceği sonucuna varmıştır
Dolayısıyla başvurucunun yargılama oumlncesi tutukluluğunun yasadışı olması nedeniyle
Soumlzleşmenin 5 maddesinin 1 fıkrası ihlal edilmiştir
66
Başvurucunun succedil işlemiş olduğuna dair makul şuumlphenin bulunmadığı iddiası
Mahkeme Anayasa Mahkemesinin Başrsquoın ByLock mesajlaşma uygulamasını
kullanmasından bahsettiğini goumlzlemlemiştir İlgili kanıtların başvurucunun ilk
tutukluluğundan uzun suumlre sonraya kadar dosyaya eklenmediğine dikkat edilmelidir Anayasa
Mahkemesi Başın yargılama oumlncesi tutukluluğundan birkaccedil ay sonra elde edilen delillerin
atılı succedilu işlediği konusunda makul bir şuumlphe iccedilin nasıl bir temel oluşturabileceğini
accedilıklamamıştır
Bu davada Mahkeme başvurucunun tutuklama kararından anlaşıldığı kadarıyla
Kocaeli sulh ceza hakimliğinin başvurucunun iddia edilen succedilları işlediğine dair makul şuumlphe
bulgusunu başvurucu hakkında 16 Temmuz 2016rsquoda HSK tarafından alınan karar ve Ankara
Cumhuriyet Başsavcılığının kendisi hakkında soruşturma başlatma kararına dayandırdığını
goumlzlemlemiştir HSK kararında başvurucu dahil olmak uumlzere 2735 hakim ve savcıyı darbe
girişimini başlatan teroumlr oumlrguumltuumlnuumln uumlyeleri olduğuna dair guumlccedilluuml şuumlphelerin olduğu gerekccedilesiyle
accedilığa almıştır HSK darbe girişimi oumlncesinde ccedilok sayıda hakim ve savcı hakkında başlatılan
disiplin soruşturmasına ve cezai soruşturmalara atıfta bulunmuştur Ancak karar başvurucuyla
ilgili şahsi herhangi bir bilgi veya belge iccedilermemektedir Başvurucu kararda yer verilen disiplin
ve ceza soruşturmasına tabi tutulmuş kişiler arasında da yer almamıştır Dolayısıyla HSK
kararında belirtilen disiplin ve ceza soruşturmaları başvurucunun tutukluluk kararına neden
olan şuumlphenin temelini oluşturamaz Mahkeme ayrıca HSK kararında iccedileriğini accedilıklamadan
veya başvurucu ve durumuyla nasıl ilişkili olduğunu accedilıklamadan istihbarat servislerinden
gelen bilgilere genel bir atıfta bulunulduğunu belirtmiştir
Mahkeme Huumlkuumlmetin HSKnin mevcut davadaki kararı iccedilin yeterli olgusal bir dayanak
sağlamadığı goumlruumlşuumlne varmıştır Mahkeme Kocaeli Sulh Ceza Hakimliği tarafından HSK
kararına yapılan atfın başvurucunun tutukluluğunu haklılaştıran makul bir şuumlphenin var olduğu
sonucunu desteklemek iccedilin yetersiz olduğunu tespit etmiştir Sulh ceza mahkemesi CMKnin
100 maddesine ve dosyadaki delillere başvurarak kararını haklı ccedilıkarmaya ccedilalışmıştır ancak
soumlz konusu maddenin ifadesine atıfta bulunmuştur CMKnin 100 maddesine ve dosyadaki
delillere ilişkin belirsiz ve genel atıflar dosyadaki kanıtların muumlnferit değerlendirmesinin veya
başvurucuya karşı şuumlpheyi haklı ccedilıkarabilecek herhangi bir bilginin veya başka tuumlrluuml
doğrulanabilir materyal veya gerccedileklerin bulunmaması başvurucunun tutukluluğunda temel
alınan şuumlphenin ldquomakul olup olmadığınırdquo gerekccedilelendirmek iccedilin yeterli goumlruumllmemiştir
67
Mahkeme ayrıca başvurucunun 15 Temmuz 2016 olaylarına karıştığından
şuumlphelenilmediğini goumlzlemlemiştir Ankara Cumhuriyet Başsavcılığı 16 Temmuz 2016rsquoda
başvurucuyu FETOumlPDY uumlyesi olarak nitelemiş ve tutuklanmasını talep etmiştir Ancak
Huumlkuumlmet Ankara Cumhuriyet Başsavcılığı tarafından verilen bu talimatlar iccedilin olgusal bir
temel oluşturabilecek herhangi bir bilgi goumlstermemiştir 19 ve 20 Temmuz 2016 tarihlerinde
Kocaeli 1 Sulh Ceza Hakimliği tarafından yasadışı bir oumlrguumlt uumlyeliği succediluyla ilgili olarak
sorgulanmış olması yetkililerin başvurucunun en fazla bu succedilu işlediğinden şuumlphelendiğini
ortaya koymuştur Tek başına bu gerccedilek başvurucunun soumlz konusu succedilu işlemiş olabileceği
objektif bir goumlzlemciyi tatmin etmeyecektir
Mahkeme oumlnceki delillerin ilk tutuklandığı sırada başvurucu hakkında makul bir
şuumlphe olduğu sonucuna varmadığı sonucuna varmıştır Soumlzleşmenin 5 Maddesinin 1
fıkrasının tutuklanmasını haklı kılan bir şuumlphenin makul olup olmadığına ilişkin şartlarının
yerine getirilmediğini değerlendirmiştir
Mahkeme başvurucunun tutukluluk halindeyken bir succedil işlediği konusunda makul
şuumlphenin bulunmaması nedeniyle Soumlzleşmenin 5 Maddesinin 1 fıkrasının ihlal edildiğine
karar vermiştir
Madde 5 Fıkra 4
Baş Kocaeli sulh ceza hakimliği tarafından dinlendikten sonra 20 Temmuz 2016
tarihinde tutuklu yargılanmış ardından 19 Eyluumll 2017 tarihinde ilk duruşmada mahkeme
huzuruna ccedilıkmıştır Yaklaşık bir yıl ve iki aylık bu suumlre boyunca tutukluluğuna karar veren
hiccedilbir mahkemenin huzuruna ccedilıkmamıştır Tahliye başvuruları ve itirazları mahkemeler
tarafından dinlenmeden incelenmiştir Başvurucu tarafından yapılan son itiraz 15 Ağustos
2017 tarihinde mahkeme tarafından duruşmasız olarak reddedilmiştir Huumlkuumlmet başvurucunun
şikayet ettiği durumun Tuumlrk makamlarının 21 Temmuz 2016 tarihinde Avrupa Konseyi Genel
Sekreterine sundukları 15 madde uyarınca istisna bildirimi kapsamında olduğunu
savunmuştur
Mahkeme 15 Temmuz 2016 askeri darbe girişimi sonrasında Tuumlrkiyenin karşı karşıya
kaldığı zorlukların 15 Maddenin yorumlanması ve uygulanmasında tamamen dikkate alınması
gereken bağlamsal bir faktoumlr olduğunu yinelemiştir (Alparslan Altan Tuumlrkiye no 1277817
16 Nisan 2019) Anayasa Mahkemesinin Aydın Yavuz ve Diğerlerinin davasında verdiği
kararın darbe girişimi ardından uygulanan tedbirler ve başvurucuların hakimler haklarında
68
tutuklama kararı vermeden oumlnceki sekiz ay on sekiz guumlnluumlk zaman diliminde ortaya ccedilıkmaması
sebebiyle kamu guumlvenliği iccedilin son derece gerekli olduğu soumlylenebilir Ancak Mahkeme
mevcut davada Başın yaklaşık bir yıl iki aydır hakim karşısına ccedilıkmadığını Anayasa
Mahkemesinin Aydın Yavuz ve diğer kararlarında değerlendirilenden ccedilok daha uzun bir suumlre
olduğunu goumlzlemlemiştir
Bu nedenle Mahkeme başvurucunun bizzat hakim huzuruna ccedilıkmasından oumlnce geccedilen
suumlre nedeniyle Soumlzleşmersquonin 5 maddesinin 4 fıkrasının ihlal edildiği sonucuna varmıştır
Ayrıca soruşturma dosyasına erişimin kısıtlanmasının şikayeti ile ilgili olarak
Mahkeme incelemenin gereksiz olduğuna karar vermiştir Cumhuriyet savcısının goumlruumlşuumlnuumln
accedilıklanmamasına ilişkin olarak bu şikayetin accedilıkccedila dayanaktan yoksun olduğunu ve reddine
karar vermiştir Son olarak Mahkeme sulh ceza mahkemelerine tanınan anayasal ve yasal
guumlvenceler goumlz oumlnuumlnde bulundurularak ve başvurucunun davasında bağımsızlık ve
tarafsızlıklarından şuumlphe duyulmasına neden olan herhangi bir iddia bulunmadığı iccedilin
bağımsızlık eksikliğini iddia eden şikayet dayanaktan yoksun olduğu iccedilin reddedilmiştir
Mahkeme Tuumlrkiyenin başvurucuya manevi tazminat olarak 6000 Euro ve mahkeme
masrafları iccedilin 4000 Euro oumldemesine karar vermiştir
69
Başvuru Adı JeantyBelccedilika
Başvuru No 8228417
Başvuru Tarihi 20 Kasım 2017
Karar Tarihi 31 Mart 2020
Karar Linki httpshudocechrcoeintengi=001-202125
Konu Yetkililerce alınan oumlnlemler sonucu başvurucunun intihar
etmesinin engellenmesi nedeniyle Soumlzleşmenin yaşam hakkını duumlzenleyen 2 maddesinin ihlal
edilmemesi başvurucunun tutulduğu suumlre boyunca maruz kaldığı muamelenin aşağılayıcı
olarak nitelendirilmesi ve Soumlzleşmersquonin işkence ve insanlık dışı veya onur kırıcı muamele
yasağını duumlzenleyen 3 maddesinin ihlali
Olaylar Başvurucu Philippe Başvurucu 1969 doğumlu bir Belccedilika
vatandaşıdır ve Arlonrsquoda yaşamaktadır
26 Haziran - 12 Ağustos 2011 tarihleri arasında tutukluluk suumlreci
Haziran 2011rsquode başvurucu eşine karşı sakatlanma ile sonuccedillanan tehdit ve şiddetin
eşlik ettiği uygunsuz saldırılara ilişkin şuumlphe nedeniyle polis tarafından yakalanmıştır Polis
sorgulaması sırasında başvurucu psikolojik sorunları olduğunu bildirmiş ve kendi hayatını
sonlandırmayı duumlşuumlnduumlğuumlnuuml soumlyleyerek kısıtlanmak istemiştir
Ertesi guumln soruşturma hakimi başvurucunun tutuklanmasına karar vermiş ve Arlon
cezaevine intihar eğilimlerini bildirmiştir Cezaeviye geldikten sonra başvurucu uumlccedil defa intihar
girişiminde bulunmuştur Cezaevi personeli tuumlm nesneleri ve kişisel eşyalarını kaldırmıştır
Guumlvenli bir izolasyon huumlcresine yerleştirilmiş ve bir doktor kendisine sakinleştirici vermiştir
Başvurucu birkaccedil guumln oumlzel goumlzetim altında tutulmuştur 12 Ağustos 2011 tarihinde kefaletle
serbest bırakılmıştır
21 Ekim-2 Aralık 2011 tarihleri arasında tutukluluk suumlreci
Ekim 2011de kefalet koşullarına uymadığı iccedilin başvurucu hakkında ikinci bir
tutuklama emri ccedilıkarılmıştır Bu nedenle başvurucu huumlcre arkadaşlarına karşı şikayette
bulunduğu ve farklı bir huumlcreye geccedilmek iccedilin ccedileşitli taleplerde bulunduğu Arlon cezaevine geri
alınmıştır
70
Kasım 2011de cezaevi muumlduumlruumlnuumln tekrar huumlcre değiştirmesine izin vermeyi
reddetmesinin ardından Başvurucu intihar etmekle tehdit etmiştir Oumlzel goumlzetim altında bir
izolasyon huumlcresine yerleştirilmiştir Bir kontrol sırasında bir gardiyan başvurucuyu kapının
parmaklıklarında pantolonunu bağladığı esnada bulmuştur Başvurucu kendini atmadan oumlnce
durdurulmuştur Doktorun emriyle personel ona bir kask takmış ve kafasını duvara ccedilarpmasını
ve kendini yaralamasını oumlnlemek iccedilin kelepccedilelenmiştir Ertesi guumlne kadar bu şekilde
kısıtlanmış halde kalmıştır
İki guumln sonra Başvurucu izolasyondan ccedilıkarılmış ve başvurucunun huumlcre değiştirmesine
izin verilmesi iccedilin intihar tehditleri ile cezaevi personeline baskı yapmayı amaccedilladığı
duumlşuumlncesiyle uumlccedil guumln boyunca bir izolasyon huumlcresine yerleştirilmesini emreden cezaevi
muumlduumlruuml ile goumlruumlşme yapmıştır Başvurucu 2 Aralık 2011rsquode kefaletle serbest bırakılmıştır
Sonraki olaylar
Nisan 2014rsquote Başvurucu bir ya da birden fazla kimliği bilinmeyen kişiye karşı tutuklu
kaldığı iki doumlnem boyunca insanlık dışı ve onur kırıcı muameleye maruz kaldığını ve sağlık
durumuna rağmen psikolojik desteğe ihtiyacı olduğunu kastederek sıradan cezaevi
huumlcrelerine yerleştirildiğini iddia ederek şikayette bulunmuştur Şikayet reddedilmiştir ve bu
karar temyizde onanmıştır
Ayrıca Nisan 2014te Başvurucu ilk etapta şiddet veya tehditlerin eşlik ettiği uygunsuz
saldırı succedilları ve eşine karşı işlenen sakatlıkla sonuccedillanan saldırı nedeniyle yarısı askıya alınan
doumlrt yıl hapis cezasına ccedilarptırılmıştır Nisan 2019da Temyiz Mahkemesi bu kararı bir kenara
bırakmış ve Başvurucunun eylemlerinden cezai olarak sorumlu olmadığını tespit etmiştir
Zorunlu olarak hapsedilmesine ve derhal yakalanmasına karar vermiştir
İhlal İddiaları Soumlzleşmenin 2 maddesine (yaşam hakkı) dayanarak Başvurucu
yetkililerin intihar girişiminin kesin ve acil riskini oumlnlemek iccedilin kendi durumunda uygun
oumlnlemleri alma konusunda başarısız olduklarını iddia etmiştir
Soumlzleşmenin 3 maddesi uyarınca (işkence ve insanlık dışı veya onur kırıcı muamele
yasağı) tutulduğu sırada uygun tıbbi bakım eksikliğinden şikayetccedili olmuştur Ayrıca izolasyon
halindeyken maruz kaldığı muameleden ve etkili bir soruşturma yapılmamasından şikayetccedili
olmuştur
Karar
71
Madde 2 (yaşam hakkı)
Madde 2rsquonin uygulanabilir olup olmadığı
Başvurucu intihar girişimlerinden kurtulmuştur Bununla birlikte bu gerccedilek kendi
iccedilinde Soumlzleşmersquonin 2 maddesinin uygulanabilirliğini engellememiştir Doğası gereği
faaliyetin tehlikeli olduğu ve bir kişinin hayatını gerccedilek ve yakın bir riske soktuğu durumlarda
yaşamı tehdit eden şiddet durumunda olduğu gibi devam eden yaralanmaların seviyesi
belirleyici olmayabilir ve yaralanmaların yokluğunda bile bu gibi durumlarda bir şikayet 2
madde kapsamında incelenebilir
Mevcut davada Başvurucu tutukluyken kendi yaşamını sonlandırmak iccedilin ccedileşitli
girişimlerde bulunmuş ve başarısızlığı cezaevi personelinin muumldahalesinden kaynaklanmıştır
Başvurucunun yaşamı tehdit eden yaralanmalara veya goumlruumlnuumlşte ciddi bir fiziksel yaralanmaya
maruz kalmamış olması bu durumda başvurucunun eylemlerinin doğası hayatını gerccedilek ve
yakın bir riske soktuğu iccedilin belirleyici değildir Dolayısıyla mevcut davada 2 madde
uygulanmıştır
Ulusal makamların başvurucunun hayatını korumak iccedilin gerekli oumlnlemleri alıp
almadığı
Mahkeme genel olarak yetkililerin başvurucunun hayatına youmlnelik riskin
gerccedilekleşmesini engellemek iccedilin makul olarak beklenebilecek her şeyi yaptıklarını soumlz konusu
riskin kesin ve yakın doğası hakkında bilgi sahibi olduklarını belirtmiştir Ayrıca alınan
oumlnlemler başvurucunun intihar etmesini engellemiştir Sonuccedil olarak Soumlzleşmenin 2 maddesi
ihlal edilmemiştir
Madde 3 (insanlık dışı veya onur kırıcı muamele yasağı)
Başvurucunin madde 3rsquoe aykırı bir muameleye tabi olup olmadığı
Mahkeme Başvurucunin zihinsel durumu goumlz oumlnuumlne alındığında iki tutukluluk
doumlneminde tıbbi goumlzetim ve tedavi eksikliğinin tekrarlanan intihar girişimlerine rağmen uumlccedil
guumln boyunca bir izolasyon huumlcresine yerleştirilmesiyle birlikte oumlzellikle ağır sıkıntıya tutulma
suumlresince kaccedilınılmaz acı duumlzeyini aşan bir yoğunluğa neden olduğu kanaatindedir Mahkeme
bu muamelenin başvurucuda aşağılanma kuumlccediluumlk duumlşme ve ıstırap duygularını uyandırdığından
şuumlphe duymamıştır Başvurucuyu aşağılamak ya da kuumlccediluumlk duumlşuumlrmek iccedilin yapılmamış olması
bunun aşağılayıcı olarak nitelendirilmesini ve boumlylece 3 maddede belirtilen yasak kapsamına
72
girmesini engellememiştir Bu nedenle Soumlzleşmersquonin 3 maddesinin oumlnemli bir youmlnuumlnuuml ihlal
etmiştir
Başvurucunun succedil duyurusuyla ilgili soruşturmanın etkililiği
Mahkeme iddianamenin gerekccedilesiyle soruşturma hakiminin yetkisi altında yuumlruumltuumllen
soruşturmanın cezaevinde meydana gelen olayları bir dereceye kadar doğru tespit ettiğini
belirtmiştir Yine de cumhuriyet savcısının soruşturma yapılmasını oumlneren yazıları (Temmuz
2014) ile soruşturma hakiminin dosyayı aldığı tarih (Mart 2015) arasında sekiz aydan fazla bir
suumlre geccedilmiştir Soruşturmanın başlamasından oumlnce geccedilen suumlre huumlkuumlmet tarafından
accedilıklanmamıştır
Ayrıca soruşturma Mart 2015te başladığında soruşturma hakimi muumlfettişlerden
başvurucunun cezaevi ve tıbbi kayıtlarını almasını ve incelemesini istemiştir Başka bir tedbir
alınmamıştır İlgili kişilerden hiccedilbiri cezaevi personeli başvurucuya bakan doktorlar veya
başvurucunun kendisi sorgulanmamıştır Dava soruşturma hakimi tarafından alındıktan sonra
uumlccedil aydan daha kısa bir suumlre iccedilinde cumhuriyet savcısı davanın sonlandırılmasını tavsiye
etmiştir Mahkemersquoye goumlre boumlyle bir soruşturmanın etkili olduğu duumlşuumlnuumllemez Dolayısıyla
Soumlzleşmenin 3 Maddesi usul youmlnuumlnden ihlal edilmiştir
Mahkeme Belccedilikanın başvurucuya manevi tazminat olarak 15000 Euro ve masraf ve
giderler iccedilin 8000 Euro oumldemesine karar vermiştir
73
Başvuru Adı Dos Santos Calado ve Diğerleri Portekiz
Başvuru No 5599714 6814316 7884116 ve 370617
Başvuru Tarihi 6 Ağustos 2014 2 Kasım 2016 7 Aralık 2016 12 Aralık 2016
Karar Tarihi 31 Mart 2020
Karar Linki httphudocechrcoeintengi=001-202123
Konu Anayasa Mahkemesirsquonin aşırı şekilci davranarak başvuruları
kabul edilemez bulması nedeniyle mahkemeye erişim hakkının ihlal edildiği
Olaylar
İlk başvuruda başvurucu emekli maaşı miktarına itiraz konulu bir idari dava accedilmış
ancak iddiaları reddedilmiştir Başvurucu Anayasa Mahkemesine başvuruda bulunmuş ancak
başvurusu kabul edilmez bulunmuştur Ardından Anayasa Mahkemesinin uumlccedil hacirckimli
komitesine itiraz etmiş ancak bu itirazı da reddedilmiştir
İkinci başvuruda başvurucular muumlfettiş olarak goumlrev yapan Yollar Dairesi
yetkilileridir Mesleklerini duumlzenleyen youmlnetmeliklerin eksikliğinden şikacircyetccedili olmuşlardır
Şikayetleri Merkez İdare Mahkemesi ve Yuumlksek İdare Mahkemesi tarafından reddedilmiştir
Başvurucular Anayasa Mahkemesine başvuruda bulunmuşlar ancak bu başvuruları da
reddedilerek uumlccedil hacirckimli komite tarafından onanmıştır
Uumlccediluumlncuuml başvuruda nitelikli dolandırıcılık succedilundan huumlkuumlm giymiş başvurucu ne bis in
idem ilkesinin ihlal edildiğinden şikayetccedili olmuş ancak şikayeti birinci ve ikinci derece
mahkemeler tarafından reddedilmiştir Anayasa Mahkemesine başvuruda bulunmuş ancak bu
başvurusu da reddedilerek uumlccedil hacirckimli komite tarafından onanmıştır
Doumlrduumlncuuml başvuruda aile iccedili şiddet nedeniyle uumlccedil yıl ve iki ay hapis cezasına ccedilarptırılmış
olan başvurucu diğer şeylerin yanı sıra mahkumiyetine yol accedilan olayların tesisine ve kanunun
yorumlanışına itiraz etmiştir Ayrıca aile iccedili şiddete ilişkin kovuşturmasının zamanaşımına
uğradığını ileri suumlrmuumlştuumlr Son olarak mahkucircmiyetinin ceza hukukunun geriye yuumlruumlme
yasağını ve masumiyet karinesini ihlal ettiğini iddia etmiştir Birinci ve ikinci derece
mahkemeleri şikacircyetlerini reddetmiştir Anayasa Mahkemesine yaptığı başvurusu da kabul
edilemez bulunmuş ve ayrıca uumlccedil hacirckimli komiteye itirazda bulunmamıştır
74
İhlal İddiaları Başvurucular Soumlzleşmersquonin 6 sect 1 maddesine dayanarak mahkemeye
erişim haklarının 5599714 ve 6814316 numaralı başvurular da ayrıca adil yargılanma
haklarının ihlal edildiğini iddia etmişlerdir
Karar Madde 6 sect 1 (Mahkemeye erişim)
Başvuru no 5599714 (Dos Santos Calado Portekiz)
Başvurucu bir hukuk kuralının anayasaya aykırı olması ve soumlz konusu kuralın hukuka
aykırılığı olmak uumlzere Anayasa Mahkemesirsquone iki ayrı konuda başvuruda bulunmuştur
Başvurucu her iki davada da Anayasa Mahkemesirsquonin başvuruları inceleme yetkisinin temelini
oluşturan ilgili kanun maddesine dayanmıştır Mahkeme Anayasa Mahkemesi tarafından
başvurucunun kanun maddesinin yanlış fıkrasına dayandığı gerekccedilesiyle başvurusunun kabul
edilemez olduğuna karar verdiğini dikkate almış ve hangi fıkraya dayanıldığını belirleme
gerekliliğini aynı kanunda oumlngoumlruumllmuumlş olması gerekccedilesiyle yasalara uygun bulmuştur Ayrıca
bu kural hukukun uumlstuumlnluumlğuumlne saygı goumlsterilmesi ve anayasal adaletin uygun şekilde
youmlnetilmesi meşru amacına youmlneliktir Bu nedenle Mahkeme tarafından mevcut davada
kısıtlamanın orantılı olup olmadığını tespitine gidilmek zorunda kalınmış Anayasa
Mahkemesirsquonin iki başvuru gerekccedilesini de tespit edebildiği başvuru gerekccedilesinin
başvurucunun dilekccedilesinden anlaşılabildiği ve hacirckimler tarafından da tespit edilebildiği iccedilin
yalnızca bir yazım hatasına dayanarak kabul edilemezlik kararı verildiğini belirtmiştir Sonuccedil
olarak Mahkeme Anayasa Mahkemesirsquonin yaklaşımını aşırı şekilci bularak başvurucuyu iccedil
hukuk tarafından sağlanan bir kanun yolundan mahrum bıraktığı sonucuna varmıştır
Mahkeme alternatif olarak Anayasa Mahkemesirsquonin başvurucudan hatasını duumlzeltmesini talep
edebileceğini belirterek Soumlzleşmersquonin 6 sect 1 maddesi ihlal edildiğine karar vermiştir
Başvuru no 6814316 (Amador de Faria e Silva ve Diğerleri Portekiz)
Mahkeme oumlncelikle Anayasa Mahkemesirsquonin soumlz konusu kabul edilemezlik kararının
gerekccedilesinin başvurucuların Merkez İdare Mahkemesi oumlnuumlndeki yargılama sırasında
anayasaya aykırı olduğu iddiasında bulunmamaları olduğunu kaydetmiştir Mahkeme bu
zorunluluğun Anayasa Mahkemesirsquonin yalnızca son derece mahkemesi olduğu hususunu
yansıttığını kabul etmekle birlikte yine de başvurucuların Madeira ve Azorlarrsquoın oumlzerk
boumllgelerindeki yetkililer ile Portekizrsquodeki yetkililer arasındaki uygulama farklılığı nedeniyle
Bakanlıklara cevaben yaptıkları başvurularda anayasaya aykırılık meselesini guumlndeme
getirdiklerini goumlzlemlemiştir Merkez İdare Mahkemesi bu hususu dikkate almamış ve
75
başvurucuların Portekizrsquodeki yetkililer ile Madeira ve Azorlarrsquoın oumlzerk boumllgelerindeki
yetkililer arasında ortaya ccedilıkan uygulama farklılığını ele almak yerine farklı goumlrevli kategorileri
arasında bir ayrıma gitmiştir Mahkeme ayrıca Anayasa Mahkemesirsquonin başvurucular
tarafından guumlndeme getirilen anayasaya aykırılık iddiasının yakın tarihte bir Yargıtay kararına
konu olmasından dolayı Merkez İdare Mahkemesirsquonin kararını tahmin edebilmeleri gerektiğine
karar verdiğini goumlzlemlemiştir Ancak Mahkeme bu davanın başvurucularla ilgili olmadığını
ve onların lehine olan ve farklı kategorilerdeki yetkililer arasında ayrım yapmamış olan ilk
karardan birkaccedil ay oumlnce verilmiş olduğunu belirtmiştir Sonuccedil olarak Mahkeme Anayasa
Mahkemesi tarafından aşırı şekilci davranıldığı gerekccedilesiyle Soumlzleşmersquonin 6 sect 1 maddesinin
ihlal edildiğine karar vermiştir
Başvuru no 7884116 (Antunes Cardoso)
Mahkeme başvurucunun bir hukuk kuralın yorumlanmasına dayanan bir anayasaya
aykırılık iddiası dile getirmediğini ve bu nedenle başvurusunun Anayasa Mahkemesirsquonin
yetkisi dışında kaldığını belirtmiştir Mahkeme Anayasa Mahkemesirsquonin oumlzellikleri goumlz oumlnuumlne
alındığında daha katı kabul edilebilirlik şartlarının uygulanabileceğini ve dolayısıyla bir
kuralın yorumunun anayasal incelemeye accedilık olabilmesi iccedilin oldukccedila genel ve soyut terimlerle
formuumlle edilmesi gerektiğini belirtmiştir Mevcut davada başvurucu tarafından iddia edilen ne
bis in idem ilkesinin ihlali bu ilkenin birinci ve ikinci derece mahkemeleri tarafından
succedillandığı fiillere uygulanmasına ilişkindir Sonuccedil olarak Anayasa Mahkemesi iccediltihadı
anlamında kural temelli bir kıstas soumlz konusu olmadığını belirterek Soumlzleşmersquonin 6 sect 1
maddesinin ihlal edilmediğine karar vermiştir
Madde 6 sect 1 (Anayasa Mahkemesirsquonin uumlccedil hakimli komitesinin tarafsız olmaması)
Başvurucular (5599714 ve 6814316) itiraz edilen kabul edilemezlik kararını veren
hakimin aynı zamanda komitede raportoumlr hakim olarak goumlrev alması nedeniyle anayasal
başvurularının kabul edilebilirliğini inceleyen uumlccedil hakimli komitenin tarafsızlığını
sorgulamışlardır Mahkeme bu komitenin anayasal başvuruların kabul edilebilirliğine ilişkin
son karar mercii olduğunu ve raportoumlr hakimin kararının proseduumlrde sadece bir aşama olduğunu
goumlzlemlemiştir Mahkeme komitenin karar vermesi iccedilin başvurulan tam yetkili oumlzerk bir
mercii olmadığı gerekccedilesiyle uumlccedil hacirckimli komitenin tarafsızlığına ilişkin şikacircyetlerin kabul
edilemez olduğuna karar vermiştir
76
Başvuru Adı Andreea Marusi DumitruRomanya
Başvuru No 963716
Başvuru Tarihi 11 Şubat 2016
Karar Tarihi 31 Mart 2020
Karar Linki httphudocechrcoeintengi=001-202124
Konu Ateşli silahların kullanımına ilişkin yerel mevzuatın yokluğu
polis operasyonlarının planlanmasındaki eksiklik ve goumlrevli polis memurunun insan yaşamını
korumak iccedilin yeterli oumlnlemi almaması sebebiyle Soumlzleşmenin 2 maddesinin maddi ve usuli
youmlnlerinin ihlal edildiği
Olaylar Romanya vatandaşı olan başvurucu Andreea Marusi Dumitru
1990 doğumlu olup Bujorursquoda yaşamaktadır
8 Kasım 2005rsquote o sıralarda on beş yaşında olan başvurucu Dumitru annesi ile birlikte
bir yuumlk treni vasıtasıyla eve doumlnmekteyken bir platform vagonun uumlzerine ccedilıkarken başvurucu
darbe almış ve yaralanmıştır Huumlkuumlmete goumlre polis bir yuumlk treninde muhafaza edilen bazı hurda
metalleri ccedilalmaya hazırlanan yaklaşık 90 kişilik Roman koumlkenli bir grubu dağıtmak iccedilin
ccedilağrılmıştır Huumlkuumlmet başvurucu Dumitru ve annesinin grubun bir parccedilası olduklarını iddia
etmiştir
Başvurucu Dumitrursquonun aile uumlyeleri onu karaciğerinin bir parccedilasının ccedilıkarılması iccedilin
ameliyat edildiği bir kaza ve acil departmanına goumltuumlrmuumlştuumlr 2006 ve 2007 yıllarında
yaralarının etkisinin tedavi edilmesi iccedilin birccedilok kez hastaneye yatırılmıştır
8 Aralık 2005rsquote ulaştırma polisi başvurucuya hurda metali hırsızlığına karıştığı
iddiasıyla soruşturma accedilmıştır 3 Temmuz 2012 tarihinde cumhuriyet savcısı dava dosyasında
iddiaları kanıtlayan delil olmadığı gerekccedilesiyle iddianameyi kaldırmıştır 1 Ağustos 2006rsquoda
başvurucu insan oumllduumlrmeye teşebbuumlsten succedil duyurusunda bulunmuştur 4 Ağustos 2009
tarihinde Buumlkreş Yerel Mahkeme Savcısı soumlz konusu polis memurunun meşru savunma
kapsamında hareket ettiği tespitiyle dosyayı kapatmıştır 28 Haziran 2010 tarihinde Buumlkreş
İstinaf Mahkemesi başvurucunun itirazını kabul etmiş ve soruşturmanın yeniden accedilılmasına
karar vermiştir Yargıtay Cumhuriyet Başsavcısı 31 Temmuz 2014 tarihli bir kararla
soruşturmayı sonlandırmış ve şikayeti reddetmiştir Savcı soumlz konusu polis memurunun kamu
77
duumlzeninin sağlanması amacıyla bir operasyon kapsamında kendini korumak iccedilin ateşli silah
kullandığını goumlzoumlnuumlnde bulundurdu 25 Şubat 2015rsquote Buumlkreş Boumllge Mahkemesi cumhuriyet
savcısının kararına karşı başvurucu tarafından yapılan itirazı reddetti
İhlal İddiaları Başvurucu Soumlzleşmenin 2 maddesine (yaşam hakkı) dayanarak polis
memuru tarafından yaralandığından şikayetccedilidir Başvurucu soruşturmada bu konuda davalı
Devletin usuli yuumlkuumlmluumlluumlklerine uymadığını iddia etmiştir Soumlzleşmenin 6 maddesine goumlre
(adil yargılanma hakkı) soruşturma suumlresinin ccedilok fazla olduğundan şikayetccedilidir
Karar
İHAS m2
Maddi Youmlnuuml
İhtilaf soumlzkonusu polis memurunun başvurucunun hayatını tehdit eden yaralanmayla
neticelenen bir ateşli silah kullanımı değildi Mahkeme bir yuumlk trenindeki hırsızlık
teşebbuumlsuumlnuumln uumlstesinden gelmeleri iccedilin ccedilağrılan polis memuru ve onun meslektaşlarının
davranışı oumlnceden kestirilmeyen bir grup bireye karşı koyduğunu kabul etmiştir Mahkeme
başvurucunun olay yerindeki mevcudiyetinin sebeplerinin irdelenmesinin gerekli olmadığını
dikkate almıştır Soumlzleşmenin 2 maddesinin bakış accedilısından ateşli silah kullanımının
değerlendirilmesi amacıyla başvurucunun hayatını tehdit eden bir yaralanmaya maruz
kaldığının belirtilmesi yeterliydi
Mahkeme daha oumlncesinde Romanyarsquodaki ateşli silah ve muumlhimmatın kullanımıyla ilgili
yasal ccedilerccedilevenin Avruparsquoda buguumlnkuuml demokratik toplumlarda gerekli olan yaşam hakkının
korunmasını sağlayacak yeterlikte olmadığını tespit ettiğini (Soare ve Diğerleri 22 Şubat 2011
ve Gheorghe Cobzaru 25 Haziran 2013) goumlzlemlemiştir Mahkeme Romanyarsquonın iccedil hukuk
huumlkuumlmlerinin somut olayda vakanın gerccedilekleştiği sırada yuumlruumlrluumlkte olduğunu ve kolluk
kuvvetinin teşkilatına ve tatbikatına ve ateşli silahların ve muumlhimmatın kullanımına dair
uygulanan kanunların mevcut yasal ccedilerccedilevesinde herhangi bir değişiklik yapılmadığını
belirtmiştir Bu nedenle Mahkeme ilgili tarihte yerel mevzuatın bir uyarı verilmesiihtarda
bulunulması zorunluluğu dışında polis operasyonları kapsamında ateşli silah kullanımını
duumlzenleyen herhangi bir kanun huumlkmuumlnuuml iccedilermediği ve soumlz konusu operasyonların
denetlenmesi ve planlanmasına ilişkin herhangi bir tavsiyeyi iccedilermediği sonucuna ulaşmıştır
78
Buna goumlre 8 Kasım 2005 tarihli polis operasyonunun planlanması hususunda
Mahkeme bir yuumlk deposundaki durumun en uumlst duumlzeydeki kıdemli polis tarafından bilindiğini
belirtmiştir Hırsızlık bazı davalarda ccedilocuklar iccedilin guumlnluumlk bir olaydan ibarettir Mahkeme
kolluk yetkililerinin sorunun uumlstesinden gelmek iccedilin gerekli adımların atılması amacıyla yeterli
zamana sahip olduklarını değerlendirmiştir Dolayısıyla Mahkeme Romen yetkililerin oumlluumlmcuumll
guumlccedil kullanımını ve olası can kaybını en aza indirgemek iccedilin onlardan beklenebilecek her şeyi
yapmadıklarını kabul etmiştir
Ayrıca başvurucu aleyhinde accedilılan davalar haricinde bu olaya başkaca bir soruşturma
accedilılmamıştır Belirli delil parccedilalarının toplanmasını ve korunmasını sağlamak iccedilin hiccedilbir tedbir
alınmamıştır Teknik ve tıbbi uzman raporları olaylardan sonra birkaccedil yıla kadar
hazırlanmamış boumlylece soruşturma makamlarının kesin bulgular elde etmesi engellenmiştir
Bu nedenle Mahkeme yetkililerin 8 Kasım 2005 tarihli polis operasyonu sırasında tam
olarak ne olduğunu tespit etmek iccedilin gerccedilek ccedilabalar goumlsterdiklerinin soumlylenemeyeceğini
değerlendirmiştir Yetkililerin ihmalleri goumlzoumlnuumlnde tutulduğunda Mahkeme Huumlkuumlmetin
başvurucunun yaralanmalarına meşru savunma kapsamında hareket eden soumlzkonusu polis
memuru tarafından kazarayanlışlıkla sebep olunduğu şeklindeki itirazını reddetmiştir
Bu değerlendirmeler ışığında Mahkeme emniyet teşkilatının ateşli silahların
kullanımına ilişkin ayrıntılı mevzuatın yokluğu ve polis operasyonlarının planlanmasındaki
eksiklik bağlamında polis memurunun insan yaşamını korumak iccedilin yeterli oumlnlemi almadığını
tespit etmiştir Bu nedenle Soumlzleşmenin 2 maddesinin maddi youmlnuumlnuumln ihlal edildiğine karar
verilmiştir
Usuli Youmlnuuml
Mahkeme soruşturmanın başvurucunun şikayetine karşılık olarak accedilıldığını fakat
başlangıccediltan beri ccedilok sayıda eksiklikle karşılaştığını goumlzlemlemiştir Buumlkreş İstinaf
Mahkemesirsquonin 28 Haziran 2010 tarihli kararında bu eksikliklerin bazılarını dikkate almıştır
İlk adli tıp raporu olaylardan uumlccedil yıl ve uumlccedil ay sonra 3 Mart 2009 tarihine kadar hazırlanmamış
ve ateş edilen atışın koşulları ve oumlzellikleriyle bağlantılı youmlnleri ele alınmamıştır Delillerin ele
geccedilirilmesindeki eksiklikler delilin temel parccedilalarının kaybolmasıyla teyit edildiği gibi
soruşturmanın yeterliliğine zarar vermiştir
Soruşturmacıların bağımsızlığı ve tarafsızlığı hakkında ise Mahkeme soruşturmanın
başlangıccedilta soumlzkonusu memurun bağlı olduğu polis yetkililerine emanet edildiğini dikkate
79
almıştır Buna rağmen bu yetkililer tarafından hiccedilbir adım atılmamıştır Soruşturmanın
tarafsızlığı adına Başsavcı davayı Temyiz Mahkemesinin cumhuriyet başsavcılığına
goumlndermeye karar vermiştir Bu makam ccedilok sayıda uzman raporu almış olayların yeniden
kurgulanmasını organize etmiş ve ana karakterlerin ve tanıkların yeniden sorgularını yapmıştır
Bundan dolayı Temyiz Mahkemesirsquonin cumhuriyet başsavcılığı himayesinde gerccedilekleştirilen
soruşturmalar gerekli bağımsızlık ve tarafsızlık hususunda Soumlzleşmeyle uyumluluk konusunu
guumlndeme getirmemiştir
Ancak Mahkeme 8 Kasım 2005 tarihli olaylar ile Buumlkreş Boumllge Mahkemesirsquonin 28
Şubat 2015 tarihli nihai kararı arasında 9 yıl 3 aydan fazla zaman geccediltiğini goumlzlemlemiştir
8 Kasım 2005 tarihli polis operasyonuyla ilgili işlemler bağlamında soruşturma hızlı
ve etkili olarak değerlendirilemeyecektir Bu nedenle Soumlzleşmenin 2 maddesinin usuli
youmlnuumlnuumln ihlal edildiğine karar verilmiştir
İHAS m61
Soumlzleşmenin 2 maddesinin usuli youmlnuumlnuumln ihlal edilmesinin sebeplerini goumlzoumlnuumlnde
tutarak Mahkeme Soumlzleşmenin 61 maddesine goumlre ayrı sorun ortaya ccedilıkmadığı kanaatine
varmıştır
Mahkeme Romanyarsquonın başvurucuya 2500000-Avro manevi tazminat ve yargılama
masrafları iccedilin 327000-Avro oumldemesine karar vermiştir
80
NİSAN 2020
Başvuru Adı Keaneyİrlanda
Başvuru No 7206017
Başvuru Tarihi 2 Ekim 2017
Karar Tarihi 30 Nisan 2020
Karar Linki httphudocechrcoeintengi=001-202411
Konu Başvurucunun gecikmeye accedilıkccedila katkıda bulunan davranışına
rağmen başvurucunun davayı ikame etmesi ile nihai kararın verilmesi arasında geccedilen 11 yılın makul
olmaması sebebiyle Soumlzleşmersquonin 6sect1 maddesinin (makul suumlrede yargılanma hakkı) ve Soumlzleşmersquonin
6sect1 maddesi ile bağlantılı olarak 13 maddesinin (etkili başvuru hakkı)ihlal edildiği
Olaylar Başvurucu Vincent Keaney 1955 doğumlu bir İrlanda vatandaşıdır ve Cobhrsquoda
(İrlanda) yaşamaktadır
Bay Keaney 1996rsquoda milli piyangoyu kazanmış ve Titanik Bar ve Restoran isimli bir tema bar
olarak işletme amacıyla Cobh limanında bir bina satın almıştır Bu ticari girişim başarısız olmuş ve
başvurucu 2000-2003 yılları arasında gerccedilekleşen işlemlerden dolayı 18 davalıya karşı yargı yoluna
başvurmuştur Başvurucu hile dolandırıcılık yalan beyan ve nuumlfuzu koumltuumlye kullanma da dacirchil olmak
uumlzere ccedileşitli iddialarda bulunmuştur
Bay Keaneyrsquoin sonucunda başarısız olduğu yargılama iki yargı seviyesi sonrasında 11 yıl iki
ay sonra huumlkme bağlanmıştır
Başvurucu İstinaf Mahkemesi aşamasında Temmuz 2008rsquode yerel gereklilikler uyarınca
uygun bir şekilde temyize başvurmadan oumlnce ccedileşitli durumlarda dava dilekccedilesini değiştirmek zorunda
bırakılmıştır 5 ay sonra İstinaf Mahkemesi iddialarını kanıtlayamadığına karar vererek başvurucunun
accediltığı davaları reddetmiştir
Bay Keaney 2007 ve 2009 yılları arasında İstinaf Mahkemsie kararlarına karşı temyiz yoluna
başvurmuştur Davalıların başvurucunun gerekli belgeleri sağlayamadığı gerekccedilesiyle temyiz
başvurularının reddi talepleri 2014rsquote goumlruumllmuumlştuumlr ve başvurucudan sırasıyla Nisan 2015 ve Mart
2016rsquota beyanlarını sunması istenmiştir Temyiz Mahkemesi sonunda Temmuz 2015 ve Nisan 2017
yıllarında kararlarını accedilıklamış ve İstinaf Mahkemesinin kararlarını bozmaya yer olmadığını karar
vermiştir
81
İstinaf Mahkemesince iddialarının ccediloğu ldquokazanma şansı olmadığı bilinerek ve sırf karşı tarafa
zarar vermek amacıyla accedilılmışrdquo olarak goumlruumllduuml ve Temyiz Mahkemesi de yazılı beyanlarındaki
temellendirilmemiş iddiaların eklenmesinin ldquotamamen suumlrecin koumltuumlye kullanılmasırdquo olduğunu
belirtmiştir
İhlal İddiaları Bay Keaney Madde 6sect1rsquoe (makul suumlrede adil yargılanma hakkı) istinaden
davayı ikame etmesi ile nihai kararın verilmesi arasında geccedilen 11 yılın makul olmadığını ileri suumlrmuumlştuumlr
ve davasındaki gecikmelerin İrlanda hukuk sisteminin oumlrguumltlenmesinden kaynaklandığını belirtmiştir
Ayrıca İrlanda hukukunda Madde 13 (etkili ccediloumlzuumlm hakkı) kapsamında ne aşırı uzun
yargılamalar iccedilin etkili bir ccediloumlzuumlm bulunduğunu ne de bu tuumlr gecikmeleri gidermek iccedilin bir mekanizma
olduğu iddia etmiştir
Karar
Madde 6sect1 (makul suumlrede yargılanma hakkı)
Mahkeme başvurucunun davasını gerektiği gibi savunmaksızın birden fazla sanık aleyhine
dava accedilmasını iccedileren davranışları goumlz oumlnuumlne alındığında İstinaf Mahkeme yargılamalarının makul bir
suumlre iccedilinde ccediloumlzuumllduumlğuumlnuuml tespit etmiştir
Bu nedenle İstinaf Mahkemesinin 2006 ve 2007deki ilk ccedilalışmalarının ccediloğu birccedilok iddiadan
hangisinin reddedilmesi gerektiğine karar vermeye ayrılmıştır Vekili bulunmasına rağmen
başvurucunun davasını gerektiği gibi savunup ilerletememiş olması bu seviyedeki yargılamanın
gecikmesine kesin bir şekilde ve ilaveten katkıda bulunmuştur Nitekim iccedil hukuktaki usullere uygun
olarak davasını savunduktan sonra İstinaf Mahkemesi yargılamayı beş ay iccedilinde sonuccedillanmıştır
Temyiz Mahkemesi seviyesinde başvurucunun temyiz başvurusunu savunma tarzına ilişkin
sorunlar devam etmiştir Başvurucu gerekli temyiz belgelerini sunmamış ve yasal sunumlarını
zamanında yapmamıştır
Ancak başvurucunun bu davranışının tek başına temyiz yargılamasının tuumlm uzunluğunu haklı
goumlstermesi muumlmkuumln değildir Bu yargılamanın bazı aşamaları makul olmayan bir şekilde uzamıştır ve
başvurucunun Temyiz Mahkemesi oumlnuumlndeki başvurularını kovuşturmadaki eylemsizliği goumlruumlnuumlşe
goumlre sanıkların bu temyiz başvurularını reddettirmek iccedilin harekete geccedilmesine kadar herhangi bir
yansıma olmaksızın devam etmiştir
Başvurucunun Temyiz Mahkemesine başvurması ile ikinci temyiz başvurusunun reddedilmesi
arasında sekiz yıl geccedilmiştir Temyizlerin beş ila yedi yıl arasında uykuda kalmasına izin verilmesi
konusunda yeterli accedilıklama yapılmamıştır
82
Sonuccedil olarak Mahkeme hem İstinaf hem de Temyiz Mahkemelerinde gecikmeye accedilıkccedila
katkıda bulunan başvurucunun davranışına rağmen yargılama suumlresinin aşırı uzun olduğunu belirterek
6sect1 maddenin ihlal edildiğine karar vermiştir
Madde 13 (etkili başvuru hakkı)
Mahkeme 2010 tarihli McFarlane v İrlanda (no 3133306) Buumlyuumlk Daire kararında Huumlkuumlmet
tarafından oumlnerilen yerel ccediloumlzuumlmlerden hiccedilbirisinin oumlzellikle de zamanında yargılanmaya dair anayasal
hakkın ihlali iccedilin tazminat davasının etkili olarak duumlşuumlnuumllemeyeceğini belirterek ceza yargılamasında
makul olmayan gecikme sebebiyle Madde 6sect1rsquoin ve Madde 6 ile bağlantılı olarak Madde 13rsquouumln ihlal
edildiğine huumlkmedildiğini vurgulamıştır
Mevcut dosyada Huumlkuumlmet tarafında oumlnerilen temel ccediloumlzuumlm zamanında yargılanmaya dair
anayasal hakkının ihlali iccedilin tazminat davasındaki ile aynı kalmaya devam etmiştir
Huumlkuumlmet McFarlanersquoden sonra huumlkme bağlanan bir yerel kararın Nash v DPP [2017] 3 IR
320 hangi koşullar altında ceza yargılamalarında gecikme durumunda anayasal tazminata
huumlkmedileceği konusunda Temyiz Mahkemesi tarafından yapılan oumlnemli bir accedilıklama teşkil ettiğini
beyan etmiştir Bu karar oumlzellikle zamanında yargılanmaya dair anayasal hakkın İrlanda Hukukursquonda
yerleşmiş olduğunu teyit etmiş ve uygun durumlarda İrlanda Mahkemelerirsquonin tazminata
huumlkmedileceğini belirtmiştir
Mahkeme Huumlkuumlmetrsquoin cevabı aşağıdaki sıkıntıları iccedilerdiğini belirlemiştir
İlk olarak Nash kararında Temyiz Mahkemesi Devlet tarafında kusurlu gecikme olmadığına
dair verdiği karara ilişkin temel aldığı koşullara dair parametreleri tanımlamaktan sakınmıştır
Mahkeme bir Anglosakson hukuku mahkemesinin gerekli parametreleri uygun somut bir dava
bağlamında değil soyut olarak geliştirme konusundaki suskunluğunun anlaşılabilir olduğunu
belirtmiştir Mahkeme ayrıca hukuk yollarının anayasal bir sistemde ve daha da oumlnemlisi İrlanda gibi
yazılı bir Anayasaya sahip bir Anglosakson hukuku sisteminin oumlzel durumunda gelişmesine izin
vermenin oumlnemini kabul etmiştir
Bununla birlikte makul olmayan gecikmeler iccedilin etkili bir hukuk yolunun varlığına ilişkin
sorunlar 2003 yılından bu yana işaretlenmiş ve o zamandan beri hukuk ve ceza yargılamalarını iccedileren
davalarda yinelenmiştir
İkinci endişe ise haksızlığı telafi iccedilin kullanılan ccediloumlzuumlmuumln hızına ilişkindir Olağan hukuk
davaları temyizleri dacirchil olmak uumlzere Temyiz Mahkemesinde uzun bekleme suumlreleri mevcuttur
Mahkeme Hizmetleri Yıllık Raporursquonda 2018 yılında olağan hukuk davalarına ilişkin başvuruların
İstinaf Mahkemesinde bekleme suumlresinin 20 ay olduğu belirtilmiştir Aynı rapor Temyiz Mahkemesine
83
ilişkin olarak mahkemeye temyize başvurma izni vermeye dair bildirim ile izne dair kararın ccedilıkması
arasında altı hafta bekleme suumlresi olduğu belirtilmiştir dolayısıyla her ne kadar Temyiz Mahkemesinin
en son raporu dramatik bir duumlşuumlşe işaret etse de izin tarihinden kararın verilmesine kadar geccedilen
bekleme suumlresi 68 hafta suumlrmuumlştuumlr Mahkeme Nash davasında makul olmayan gecikme talebiyle ilgili
tazminat davalarının altı buccediluk yıldan fazla suumlrduumlğuumlnuuml kaydetmiştir
Mahkeme ayrıca bilgisi dahilinde olduğu oumllccediluumlde yasama oumlncesi aşamada kalan ve
ilerletilmeden oumlnce Huumlkuumlmet duumlzeyinde ilave değerlendirme gerektiren tazminat ccediloumlzuumlmuuml sağlamayı
amaccedillayan taslak Avrupa İnsan Hakları Soumlzleşmesi Genel Şema (Mahkeme Yargılamalarında Gecikme
Halinde Tazminat) 2018 tasarısına da dikkat ccedilekmiştir
Nihayet bir başka ccediloumlzuumlm 2003 tarihli Avrupa İnsan Hakları Soumlzleşmesi Kanunu kapsamındaki
bir tazminat başvurusu ancak tazminat iccedilin başka bir dava imkanı mevcut olmadığında muumlmkuumlnduuml
Nash kararında Temyiz Mahkemersquonin sunduğu accedilıklamaya rağmen dosyanın hızlı işlem goumlrmesi
hakkına saygı duyulmamasının uygulamada ccediloumlzuumlme kavuşturulması hala hem potansiyel
başvurucuların hem de Devletrsquoin oumlnemli oumllccediluumlde ccedilaba zaman ve hatta masrafını gerektirmektedir
Huumlkuumlmet ayrıca AİHS Kanunu kapsamında tazminat davasının tali olasılığına ve makul olmayan
gecikme halinde boumlyle bir ccediloumlzuumlmuumln muumlmkuumln olup olmadığına dair soruya dair de bir bilgi
sağlamamıştır
Dolayısıyla Mahkeme bu koşullarda Soumlzleşmersquonin 6sect1 maddesi ile bağlantılı olarak 13
maddesinin ihlal edildiğine karar vermiştir
Adil Tazmin (Madde 41)
Mahkeme yerel mahkemelerin başvurucunun dosyasını suumlrduumlrmedeki tavrının neredeyse
suumlrecin koumltuumlye kullanılması olduğunu belirttiğine dikkat ccedilekmiştir Huzurdaki dosyada Mahkemersquonin
Madde 6 ve Madde 13rsquouumln birlikte ihlaline karar verirken niyeti başvuruculara sadece Avrupa
Soumlzleşmesirsquonin ihlalini elde etmeyi amaccedillayarak yerel duumlzeyde koumltuumlye kullanır bir şekilde dava accedilma
youmlnuumlnde ters bir teşvik vermek değildir
Dolayısıyla Mahkeme Soumlzleşmersquonin amaccedilları bakımında Soumlzleşme Madde 6sect1 ile Madde
13rsquouumln ihlaline karar vermenin başlı başına adil tazmin olduğuna karar vermiştir
84
Başvuru Adı Dragan PetrovićSırbistan
Başvuru No 7522910
Başvuru Tarihi 6 Aralık 2010
Karar Tarihi 14 Nisan 2020
Karar Linki httphudocechrcoeintengi=001-202345
Konu Polisin cinayet soruşturması sırasında başvurucunun evinde
DNA oumlrneği almak iccedilin arama yapmasının Soumlzleşme madde 8 (oumlzel hayata saygı hakkı) ihlali
olmaması (oybirliği) ve başvurucudan DNA iccedilin tuumlkuumlruumlk alınmasının Soumlzleşme madde 8 ihlali
olması (oyccedilokluğu)
Olaylar Başvurucu Dragan Petrović Suboticarsquoda (Sırbistan) yaşayan
1985 doğumlu bir Sırbistan vatandaşıdır
Temmuz 2008rsquode polis başvurucunun yaşlı bir adamın şiddetli darbe sonucu oumllmesine
karışmış olabileceğine ilişkin bilgi almıştır Bu bilgiye dayanarak soruşturma hakimi ayrı iki
kararla başvurucunun dairesinin aranmasına ve DNA incelemesi iccedilin başvurucudan tuumlkuumlruumlk
oumlrneği alınmasına karar vermiştir
Arama cinayetin ardından alınan nesnelere odaklanmıştır oumlzellikle de succedil ile bağlantılı
olabilecek ldquosiyah deri ceketrdquo ve ldquoayakkabılar ile diğer eşyalarrdquo Polis dairede iki tabanca
bulmuştur başvurucu tabancalarla ilgili bilgi sahibi olmadığını belirtmiştir
DNA tuumlkuumlruumlk testi cinayet mahallinde bulunan DNA ile karşılaştırma yapılması iccedilin
gerekli goumlruumllmuumlş ve hakim polise tıp uzmanları ile gerektiği takdirde zor kullanarak
başvurucudan oumlrnek veya kan oumlrneği alınması iccedilin izin vermiştir Avukatı hazırken başvurucu
goumlrevlilere tuumlkuumlruumlk oumlrneği vermeyi kabul etmiştir Bununla birlikte kararın nasıl
gerccedilekleştirildiğine dair polis tarafından tutulan resmi bir kaydın olmadığı anlaşılmaktadır
Ağustos 2008rsquode polis başvurucuya yasa dışı ateşli silah bulundurmak succedilunun isnat
edileceğini soruşturma hakimine bildirmiştir Yetkililer başvurucunun DNA oumlrneği ve cinayet
mahallinde bulunan biyolojik izler arasında bir eşleşme bulamamıştır
85
Ağustos 2008rsquode başvurucu Anayasa Mahkemesine başvurmuş ve Soumlzleşme madde 8
ve Anayasa madde 25 ve 40 kapsamında konuta ve oumlzel hayata saygı hakkının ihlal edildiğini
ileri suumlrmuumlştuumlr Mahkeme Ekim 2010rsquoda başvuruyu esastan reddetmiştir
İhlal İddiaları Başvurucu yapılan aramanın ve DNA oumlrneği alımının
Soumlzleşme madde 8 kapsamında korunan haklarını (oumlzel hayata ve aile hayatına saygı hakkı)
ihlal ettiğini ileri suumlrmuumlştuumlr
Karar
Madde 8
Mahkeme oumlncelikle başvurucunun altı aylık suumlreden sonra başvuru yaptığına ve iccedil
hukuk yollarını tuumlketmediğine ilişkin Huumlkuumlmet itirazlarını başvurucunun başvurduğu Anayasa
Mahkemesinin etkili bir iccedil hukuk yolu olduğunu goumlz oumlnuumlnde bulundurarak reddetmiştir
Davayı esastan incelerken Mahkeme ilk olarak başvurucunun evinde yapılan aramayı
inceleme konusu yapmıştır Mahkemenin kararına goumlre konuta saygı hakkına muumldahale
oluşturan bu arama kanun tarafından oumlngoumlruumllmuumlştuumlr ve meşru bir amaca hizmet etmektedir
Dolayısıyla asıl sorun bunun orantılı olup olmadığı ldquodemokratik bir toplumda gereklirdquo olup
olmadığıdır
Mahkeme izin verilen aramanın cinayet soruşturması bağlamında olduğunu ve polisin
araştırdığı şeylerin belirli olduğunu (siyah deri ceket ayakkabılar ve cinayetle ilişkili diğer
nesneler) kaydetmiştir Bu sebeple Mahkeme arama emrinin belirsiz olduğunu ileri suumlren
başvurucu iddiasına katılmamaktadır
Mahkeme ayrıca arama esnasında başvurucunun avukatının ve ev sahibinin hazır
bulunması sebebiyle herhangi bir koumltuumlye kullanma durumuna elverişli ve etkili bir şekilde karşı
koyabileceğini kaydetmiştir Dahası avukat elkoyma tutanağı ve arama-elkoyma işleminin
resmi kaydını imzalamış izin sebebi dışında arama işlemine şerh duumlşmemiştir
Bu sebeple Mahkeme soumlz konusu muumldahalenin demokratik toplumda gerekli olduğuna
ve polisin dairede yaptığı aramanın Madde 8 ihlali olmadığına huumlkmetmiştir
DNA oumlrneği alınması meselesini ele alırken Mahkeme bu hareketin başvurucunun oumlzel
hayata saygı hakkına muumldahale anlamına geldiğini tespit etmiştir İşleme verdiği onay aksi
86
takdirde tuumlkuumlruumlk veya kan oumlrneğinin zorla alınması tehdidi altında gerccedilekleştiği iccedilin eyleme
geccedilerlilik kazandırmaz
Mahkeme DNA oumlrneği kararının herhangi bir huumlkuumlmde geccedilmediğini ilgili Ceza
Muhakemesi Kanunu maddesinin mahkemeye yalnızca kan oumlrneği alımı ya da ceza
soruşturmasında ldquooumlnemlirdquo olguları tespit etmek iccedilin tıbben gerekli goumlruumllmesi halinde ldquodiğer
tıbbi işlemlerrdquo iccedilin karar yetkisi oumlngoumlrduumlğuumlnuuml kaydetmiştir Bunlara ek olarak dava dosyasına
goumlre işlemlerle ilgili resmi kayıt tutmamışlar Ceza Muhakemeleri Kanununun ilgili huumlkmuumlne
riayet etmemişlerdir
Mahkeme ayrıca ilgili huumlkmuumln DNA oumlrneği alma konusunda 2011rsquode değiştirilen
Ceza Muhakemeleri Kanunda sonradan yer alan ccedileşitli yeni guumlvencelerden yoksun olduğunu
kaydetmiştir Bu yeni guumlvenceler ağız ccedilubuğuyla oumlrnek alınmasına işlemin uzman eşliğinde
gerccedilekleşmesine ve rıza olmaksızın ağzından oumlrnek alınabilecek insanların sınırlandırılmasına
oumlzel atıf iccedilermektedir
Mahkeme boumlylelikle davalı Devletin 2011 tarihli kanunda daha ayrıntılı huumlkuumlmler
koyarak bu alanda daha sıkı duumlzenleme yapılmasına ihtiyaccedil duyduğunu zımnen kabullendiğine
karar vermiştir
Mahkeme DNA oumlrneği alınarak başvurucunun oumlzel hayatına muumldahale edilmesinin
kanuni olmadığına ve madde 8 ihlali olduğuna huumlkmetmiştir
Madde 6
Başvurucu aynı zamanda Soumlzleşme madde 63(a)ya aykırı olarak belirli bir succedilun
şuumlphelisi olduğuna dair yetkililerin kendisini derhal ve ayrıntılı olarak bilgilendirmemesinin
haberdar edilme hakkını ihlal ettiğini iddia etmiştir
Mahkeme başvurucunun bu iddialarının madde 8 kapsamındaki iddialarına ek
olmaktan ziyade ayrı bir şikayet noktası olduğunu ve bu iddiaların iccedil hukukta ileri
suumlruumllmediğini tespit etmiştir Bu sebeple başvurunun bu kısmı iccedil hukuk yollarının
tuumlketilmemesi sebebiyle reddedilmiştir
Adil Tazmin (Madde 41) Mahkeme altıya karşı bir oyla Sırbistanrsquoın başvurucursquoya
1500 euro manevi tazminat ve yargılama giderleri iccedilin 1200 euro oumldemesine huumlkmetmiştir
87
Başvuru Adı Shmelev ve diğerleriRusya
Başvuru No 4174117 ve diğer 16 dava
Başvuru Tarihi 2017 ve 2018rsquode ccedileşitli tarihler
Karar Tarihi 09 Nisan 2020
Karar Linki httphudocechrcoeintengi=001-202347
Konu Mahkemersquonin Rusya aleyhine verdiği uygunsuz tutulma
koşullarına youmlnelik kararlara karşı 2019rsquoun sonunda yuumlruumlrluumlğe giren yeni yasanın tutuklulara
tutukluluk koşullarının elverişsizliğinin tazminat hakkı vermesi 17 başvurunun altısının
tutukluluklar sona erdiği iccedilin kabul edilemez bulunması yeni tazminat hukuk yolunun oumlzellikle
tutukluluk veya yerel kuralların ihlali sebebiyle olan mahpusluğun bazı hallerindeki gibi diğer
hukuk yolları aranmadığı takdirde etkili olması
Olaylar Başvurucular Rusya vatandaşıdır ve Rusyarsquoda ccedileşitli
merkezlerde ceza yargılamalarındaki mahkumiyetlerinden oumlnce ya da sonra tutulmaktadırlar
veya tutulmuşlardır
Başvuruculardan yedisi tutukevlerinde tutuklu olarak tutulmakta veya tutulmuştur
Kalan on başvurucu ise ıslah edici kolonilerde huumlkuumlmluuml olarak tutulmuş veya tutulmaktadır
Başvurucuların tamamı oumlzellikle aşırı doluluktan dolayı elverişsiz olan tutulma
koşullarından şikayet etmiştir Bazı başvurucuların tutuklulukları dosya AİHM oumlnuumlnde taraf
goumlruumlşleri alınma aşamasındayken sona ermiştir diğerlerinin ise devam etmiştir
Mart 2020 itibariyle Rusya aleyhine tutulma koşulları ile ilgili 1450 benzer başvuru
mahpusluk koşulları ile ilgili 3600 başvuru incelenmeyi beklemektedir
Aralık 2019rsquoda Federal Kanun no494-FZ (Tazminat Kanunu) kabul edilmiş ve 27
Ocak 2020rsquode yuumlruumlrluumlğe girmiştir Buna goumlre herhangi bir tutuklu ulusal veya uluslararası
standartların tutulma suumlresinde ihlal edilmesi halinde mahkemede maddi tazminat talebinde
bulunabilecektir
88
Tazminat Kanunu AİHMrsquoin sırasıyla tutukevlerindeki ve cezaevlerindeki yetersiz
koşullara değinen 2012 tarihli Ananyev ve DiğerleriRusya (BN 4252507 ve 6080008) ile
2013 tarihli Sergey BabushkinRusya (BN 599308) kararları sonucu kabul edilmiştir
Rusya Huumlkuumlmeti yeni kanun ve uygunsuz tutulma koşullarını hafifletme amacını
taşıyan diğer ulusal gelişmelerle ilgili olarak bilgilendirmede bulunmuştur Tazminat Kanunun
tutulma koşulları ile ilgili şikayetler accedilısından yeni bir kanun yolu olarak ele alınmasını
Mahkemeden istemiştir Başvurucular bu goumlruumlşe katılmamış veya yorumsuz kalmıştır
İhlal İddiaları Başvurucular madde 3rsquoe (insanlık dışı veya aşağılayıcı
muamele yasağı) dayanarak oumlzellikle aşırı doluluktan dolayı tutulma koşullarının elverişsiz
olmasını şikayet etmiştir Bazı başvurucular madde 13rsquoe (etkili başvuru hakkı) dayanarak
tutulma koşullarıyla ilgili etkili başvuru olmamasını şikayet etmiştir
Karar
Madde 3 ve 13 (uygunsuz tutulma koşulları)
Oumlncelikle Mahkeme elverişsiz tutulma koşullarına youmlnelik kanun yollarıyla ilgili
olarak bazı uumlye Devletlerce yapılan yenilikleri hatırlatmıştır Muumlmkuumln olan 2 yolu
vurgulamıştır Bunlar mevcut tutukluluğun şartlarını geliştirme (oumlnleyici) ve sebep olunan
herhangi bir zarar iccedilin tazminattır (telafi edici) Mahkeme oumlnleyici ve telafi edici yolların
birbirleriyle ilişkili olduklarını ve etkili olmaları iccedilin birlikte ele alınmalarının gerekliliğini
vurgulamıştır
Bununla beraber iki yol da ayrı ayrı incelenmelidir Boumlylelikle Mahkeme oumlnleyici
yolun etkililiğinin hala değerlendirilmesi gerektiğine karar verirken Tazminat Kanununa ilişkin
vardığı sonucun kapsamını yalnızca geccedilmiş tutulmalar ile sınırlamıştır
Mahkeme Tazminat Kanununun prensipte geccedilmişteki tutukluluk ve bazı mahpusluk
hallerinin -ki sonuncusu iddia edilene goumlre yerel huumlkuumlmleri ihlal etmektedir- geliştirilmesiyle
ilgili davalarda elverişli ve etkili bir tazmin yolu olduğunu tespit etmiştir
Bu yol ccedilelişmeli yargılamaya uygun ve gerekli usuli guumlvencelere sahiptir ilgili kişilerin
erişimine doğrudan accedilıktır ve onlara makul derecede başarı umudu sunmaktadır Dahası bu
tarz iddiaların makul suumlre iccedilinde işleme alınmayacağına huumlkmedilen tazminatın Soumlzleşme
89
standartlarına uygun olmayacağına ya da derhal oumldenmeyeceğine inanmamak iccedilin bir sebep
yoktur
Ayrıca Tazminat Kanununa Yuumlksek Mahkemenin accedilıklayıcı ve youmlnlendirici rehberliği
eşlik etmiştir Ayrıca bu Kanun elverişsiz tutulma koşullarını hafifletmeyi amaccedillayan
uygulamalar ve ulusal mevzuata [2015rsquote yuumlruumlrluumlğe giren İdare Usul Kanunu ve Ceza
Kanunundaki birccedilok mahkumiyette tutukluluk suumlresinin mahpusluk suumlresinden duumlşuumllmesi
gibi değişiklikler] dayanmaktadır
Mahkeme yeni tazminat yolunun Rusya mevzuatının tutulan kişi iccedilin koyduğu kişisel
alan standardının Soumlzleşme madde 3 kapsamındaki insanlık dışı ve aşağılayıcı muameleye dair
minimum ağırlık eşiğine uygun olduğu durumlarda (733413 başvuru numaralı
MuršićHırvatistan Buumlyuumlk Daire kararında her tutuklu iccedilin 3 metrekarelik kişisel alan
oumlnerilmiştir) veya tutulmanın ulusal standartların altına duumlştuumlğuuml durumda geccedilmiş tutulmalar
iccedilin kullanılabilecek etkin bir yol olarak değerlendirilmesi gerektiğine karar vermiştir
Mahkeme altı başvurucu iccedilin bu durumu tespit etmiştir Mahpusluk veya tutukluluk
doumlnemindeki elverişsiz koşullar sonucu haklarının ihlal edildiğine youmlnelik iyi temellendirilmiş
şikayetlerde bulunan bu başvurucular Mahkemeye başvurmadan oumlnce tazminat almak iccedilin
Tazminat Kanununu kullanabilirlerdi Bu yeni ulusal kanun yolunu tuumlketmemeleri sebebiyle
madde 3 ve 13 kapsamında yaptıkları başvuru kabul edilemez bulunmuştur
Tazminat Kanunundaki geccediliş huumlkuumlmleri uyarınca Kanun yuumlruumlrluumlğe girdiğinde
şikayetleri Mahkeme oumlnuumlnde bekleyen veya kanun yolu tuumlketilmediği sebebiyle kabul
edilemez olanlar 180 guumln iccedilinde mevzubahis yoldan yararlanabilir Bunu goumlz oumlnuumlnde
bulunduran Mahkeme bu yaklaşımı tuumlm benzer başvurulara (oumlrneğin ulusal standartların
tutulma sırasında ihlal edildiği ileri suumlruumllen başvurular) yayma kararı vermiştir
Bununla birlikte ulusal mevzuatın Soumlzleşme gerekliliklerine accedilıkccedila uygunsuz olduğu
goumlruumllen bir standart -mahpus başına 225 metrekarelik kişisel alan- belirlediği durumlarda yeni
tazminat yolunun etkililiği geccedilmiş tutulmalarda bile kesin değildir Başvurulardan uumlccediluumlnde
durum budur
Mahkeme bu sebeple başvuruları sonraya bırakmaya karar vermiş ve taraflardan
geccedilmiş tutulmalar iccedilin tazminat yollarının etkililiğini accedilıkladıkları yazılı goumlruumlşlerini
bildirmelerini istemiştir
90
Mahkeme tutulma suumlrelerinin devam ettiğini goumlz oumlnuumlnde bulundurarak diğer sekiz
başvuruyu da aynı şekilde ertelemeye karar vermiştir Ccediluumlnkuuml mevcut oumlnleyici hukuk yollarının
etkililiğini tespit iccedilin elinde yeterli materyal yoktur Şuumlphesiz İdare Usul Kanunu tarafından
sağlanan yargı yollarının etkililiği oumlzellikle ceza kurumlarındaki aşırı kalabalığın yaygınlığı
bakımından değerlendirilmeyi beklemektedir Bunun iccedilin de taraflardan yazılı goumlruumlş
istenmiştir
Ulusal kanun yollarının etkililiğinin daha ileri değerlendirmesi yapılana kadar aynı
konu ile ilgili yapılan tuumlm başvuruların incelemesi beklemeye alınacaktır Mahkeme dostane
ccediloumlzuumlm oumlnerilerini veya tek taraflı beyanları işleme alarak ya da başka bir şekilde tarafların
halihazırda bilgilendirildiği (ldquotebliğ edilmişrdquo) davaları inceleyebilir
91
Başvuru Adı CastellaniFransa
Başvuru No 4320716
Başvuru Tarihi 26082009
Karar Tarihi 30 Nisan 2020
Karar Linki httpshudocechrcoeinteng22itemid22[22001-
19688722]
Konu
Başvurucunun evinde eşi ve kızıyla beraberken oumlzel silahlı polis birimi tarafından
tutuklanması esnasında maruz kaldığı şiddete ilişkin olarak polis operasyonun nihai amaccedil olan
şuumlphelinin yakalanması iccedilin gerekli olan şekilde gerccedilekleştirilmediği ve başvurucunun
yakalanması iccedilin kullanılan araccedilların oumllccediluumlsuumlz olduğu gerekccedilesiyle Soumlzleşmersquonin 3 maddesinin
ihlal edilmesi
Olaylar
Başvurucu Joseph Castellani 1956 doğumlu ve Conteste (Fransa) yaşayan bir Fransız
vatandaşıdır
Mayıs 2002de kimliği bilinmeyen kişilere karşı tanıkların korkutulması ve oumlluumlm
tehditleri nedeniyle polise youmlnelik şiddet olaylarına ilişkin EHnin uumlccedil aile uumlyesinin mahkum
edildiği bir davada ifade veren avukatın şikayeti uumlzerine adli tahkikat başlatılmıştır
Soruşturmadaki başlıca şuumlpheliler başvurucunun arkadaşı ve komşusu olan EH
ailesinin uumlyeleridir
18 Haziran 2002de Nice şehrinin polis ekibi EHnin aile uumlyelerini yakalamak iccedilin
GIPNden (ulusal polisin oumlzel silahlı muumldahale birimi) destek talep etmiş ve bu talep kabul
edilmiştir Polis şefi Rnin talebi uumlzerine GIPN biriminin başkanı aynı davaya dahil olan Bay
Castellaniyi yakalamak iccedilin muumldahale etmeyi kabul etmiştir Polis operasyonunun
gerccedilekleştiği koşullar taraflarca ihtilaflıdır 13 Kasım 2002 tarihinde soruşturmanın hakimi
tarafından Bay Castellanirsquonin yakalanmasına neden olan tanıkları korkutma ve oumlluumlm tehdidi
succedillamalarını duumlşuumlren kararla soruşturmaya son verilmiştir
92
13 Ocak 2009 tarihinde Ceza Mahkemesi Bay Castellaniyi ruhsatsız bir silaha sahip
olmaktan succedillu bulmuş ve kendisine para cezası vererek cezayı ertelemiştir Mahkeme evinde
saldırıya uğradığını duumlşuumlnmesinin makul olduğu gerekccedilesiyle meşru muumldafaa amacıyla hareket
ettiğini kabul ederek kamu goumlrevlisine youmlnelik kasten saldırı succedilundan beraatine karar
vermiştir
18 Kasım 2002 tarihinde Bay Castellani polis memurlarının kasti şiddet ve barbarca
fiil tehdidi altındaki bir kişiye yardım etmedikleri iddiasıyla ceza davasına muumldahil olarak
katılma başvurusunu iccedileren bir şikayette bulunmuştur 2 Temmuz 2004 tarihinde soruşturma
hakimi Nice Ceza Mahkemesi oumlnuumlnde yargılanacak polis memurlarına karşı tehlikedeki bir
kişiye yardım etmeme succedillamasını suumlrduumlrerek bazı succedillamaları duumlşuumlrmeye karar vermiştir
Başvurucunun itirazını takiben İstinaf Mahkemesi soruşturmanın kısmen sonlandırılması
kararını iptal etmiş ve soruşturmanın asıl succedillamalara dayanılarak devam ettirilmesine karar
vermiştir
27 Ocak 2006 tarihinde kamu goumlrevlilerinin kasıtlı şiddet uyguladıkları succedillamalarını
reddeden soruşturmanın kısmen sonlandırılması kararı verilmiştir Başvurucu temyize
gitmiştir 15 Haziran 2006 tarihli bir kararla İstinaf Mahkemesi barbarca fiil succedillamasının sona
erdirilmesini onamıştır 25 Ekim 2007 tarihli bir kararda aynı zamanda kamu goumlrevlileri
tarafından kasten şiddet uygulanması succedillamasının sona erdirilmesi onanmıştır
26 Haziran 2009 tarihinde Bay Castellani kendisine verilen zararın tazmini iccedilin
Devlete dava accedilmıştır Mahkeme 5 Nisan 2011 tarihli bir kararla Devletin başvurucuyu
yakalaması iccedilin GIPNyi goumlndermesine istinaden sorumluluğunu iccedileren ciddi bir ihmal eylemi
gerccedilekleştirdiğine karar vermiştir Devletin başvurucuya tazminat olarak 59000 Euro (EUR)
ve masraf olarak 3500 Euro(EUR) oumldemesine karar verilmiştir 12 Nisan 2012 tarihinde Aix-
en-Provence İstinaf Mahkemesi Bay Castellanirsquonin davasının kabul edilebilirliğini onamış
ancak kararın geri kalanını bozmuş ve başvurucunun iddialarını reddetmiştir Bay
Castellaninin masraflara ek olarak Hukuk Usuluuml Kanununun 700 maddesi uyarınca 1700
Euro oumldemesine huumlkmedilmiştir
Temyiz Mahkemesi kararı bozarak davayı Montpellier İstinaf Mahkemesirsquone geri
goumlnderdi 27 Ocak 2015 tarihindeki bir kararla Montpellier İstinaf Mahkemesi GIPNrsquonin
muumldahalesinin Devletrsquoin sorumluluğunu yol accedilan bir durum olduğunun kanıtlanamadığına
karar vermiştir Mahkeme bu muumldahalenin yalnızca başvurucunun kendisini savunmak iccedilin
93
işlediği eylemler accedilısından değil aynı zamanda yakalama işlemine direnme konusundaki ısrarı
accedilısından da isabetsiz veya orantısız olmadığına karar vermiştir Ancak İstinaf Mahkemesi
başvurucuya polis goumlzetimindeyken tıbbi bakım sağlanmaması nedeniyle Devletrsquoin ciddi
ihmali bulunduğuna karar vermiştir Devletrsquoin başvurucuya tıbbi bakım eksikliğinden dolayı
tazminat olarak 5000 EUR ve Medeni Usul Kanununun 700 maddesi uyarınca 2000 EUR
oumldemesine karar verilmiştir
Temyiz Mahkemesi 10 Şubat 2016 tarihinde başvurucunun temyiz başvurusunu
hukuki accedilıdan reddetmiştir
İhlal İddiaları
Başvurucu Avrupa İnsan Hakları Soumlzleşmesinin 3 maddesine (insanlık dışı veya
aşağılayıcı muamele yasağı) dayanarak polis tarafından tutuklanmasıyla birlikte GIPNnin
muumldahalesinin ve guumlccedil kullanımının ne gerekli ne de orantılı olduğunu ekleyerek şiddet
eylemlerinden şikayetccedili olmuştur
Karar
3 Madde
Mahkeme dosyadaki tuumlm sağlık raporlarının başvurucunun ciddi şekilde yaralandığını
kaydettiğini belirtmiştir Başvurucu fiziksel acıya ek olarak ruhsal zorluklara da katlanmak
zorunda kalmıştır
Bay Castellani ccedilok sayıda teccedilhizatlı ve silahlı memur tarafından ailesinin goumlzleri
oumlnuumlnde kapı ve oumln kapı zorla accedilıldıktan sonra sabahın erken saatlerinde evinde goumlzaltına
alındığından oumltuumlruuml ailesinin karşısında kuumlccediluumlk duumlşme ve aşağılanma hissi ile guumlccedilluuml korku ve
endişe yaşamıştır
Mahkeme operasyonun planlanmasına ilişkin ilke olarak ceza soruşturmasında
sorgulanacak bir bireyin tutuklanması iccedilin belirli bir birimin seccedililmesine ilişkin huumlkuumlm
vermenin kendi goumlrevi olmadığını belirtmiştir Bununla birlikte genellikle aşırı şiddet
durumlarında veya oumlzellikle hızlıkesin tepki gerektiren tehlikeli durumlarda devreye giren oumlzel
birimlerin muumldahalesinin otoritenin koumltuumlye kullanılması ve insan onurunun ihlali gibi belirli
riskler doğurabileceği youmlnuumlndeki yaklaşımını tekrar vurgulamıştır Bu nedenle bu tuumlr
94
birimlerin muumldahalesinin guumlvencelerle ccedilevrelenmesi gerekmektedir (Bkz Kučera Slovakya
no 4866699 sect 122 17 Temmuz 2007)
GIPNnin yardımıyla polis muumldahalesinin amacı başlangıccedilta EH ailesini yakalamaktır
Komutan soruşturma yargıcından GIPNnin muumldahalesini istemiştir bu muumldahale daha sonra
Kamu Guumlvenliği Muumlduumlruuml tarafından başvurucuyu değil bir polis memurunun şiddet ve
kaccedilırılma succedilundan mahkum edilmiş olan EH ailesinin uumlyelerini yakalamak iccedilin kabul
etmiştir Polis şefi R ancak bu ailenin bazı uumlyeleri tutuklandıktan sonra GIPNnin varlığının
sağladığı fırsattan yararlanarak soruşturma yargıcına bilgi vermeden veya Kamu Guumlvenliği
Muumlduumlruuml ile mutabakat sağlamadan aynı davaya karıştığından şuumlphelenilen başvurucunun
yakalanması iccedilin yardım talebinde bulunmuştur Mahkeme bu nedenle operasyona normalde
bu tuumlr bir oumlzel birimin muumldahalesini ccedilevreleyen mevcut iccedil guumlvencelerin eşlik etmediğini
kaydetmiştir
Başvurucunun karakteri ile ilgili olarak yerel mahkemeler GIPNnin muumldahalesini
haklı kılmak iccedilin kullanılan başvurucunun tehlikeli olduğu iddiasının yalnızca muumldahaleyi
talep eden polis memurlarının ifadelerinden kaynaklandığını ve bu iddianın herhangi bir kanıtla
desteklemediği kanaatindedir
Dahası bazı yerel mahkemeler somut olayın koşulları ccedilerccedilevesinde GIPNnin
muumldahalesinin orantılılığını sorgulamışlardır Ceza Mahkemesi 13 Ocak 2009 tarihinde GIPN
gibi oumlzel bir birimin tehditlere youmlnelik bir oumln soruşturmaya muumldahalesinin alışılmadık olduğuna
ve başvurucunun uygunsuz bir şekilde goumlzaltına alınmasının ardından hiccedilbir zaman adli
soruşturmaya tabi tutulmadığını ve hatta polis muumldahalesine yol accedilan kararı veren hakim
tarafından sorgulanmadığını belirtmiştir
Mahkeme ayrıca İstinaf Mahkemesirsquonin bu tercihin Bay Castellanirsquonin arz ettiği
tehlike karşısında orantısız olabileceği goumlruumlşuumlnuuml benimsediğini goumlzlemlemiştir
Mahkeme son olarak başvurucunun goumlzaltına alındığı sırada yalnız olup olmayacağına
dair bir sonuca ulaşmak iccedilin herhangi bir oumln araştırma yapıldığını goumlsteren bir bulgunun
dosyada yer almadığını belirtmiştir Mahkeme bu tuumlr bir polis operasyonunun planlanmasında
ve yuumlruumltuumllmesinde şuumlphelinin aile uumlyelerinin yakalama yerinde bulunmasının dikkate alınması
gerektiğine karar vermiştir Mevcut davada bu tuumlr bir değerlendirme eksiktir ve polis
başvurucunun aile evindeki operasyonu buna goumlre planlamamıştır
95
Mahkeme davanın tuumlm oumlzel koşullarını dikkate alarak başvurucunun evindeki polis
operasyonunun kesinlikle gerekli olmasını sağlayacak şekilde planlanmadığı veya
gerccedilekleştirilmediğine başka bir deyişle bir succedil işlediğinden şuumlphelenilen bir kişinin
yakalanması iccedilin kullanılan araccedilların nihai amacına ulaşmak iccedilin kesinlikle gerekli olmadığına
karar vermiştir
Mahkemersquoye goumlre polis memurları tarafından guumlccedil kullanımına ilişkin ilk olarak
başvurucunun kaydedilen yaralanmalarının kendisini yakalayan polis memurlarından
kaynaklandığı ikinci olarak Bay Castellaninin polis memurlarından birine demir ccedilubukla
vurduğu hususları tartışmasızdır Ancak başvurucu ve Huumlkuumlmet olayların aynı versiyonunu
anlatmamışlardır
Mahkeme Ceza Mahkemesirsquonin kesinleşen bir kararla başvurucunun meşru olarak
evinde saldırıya uğradığına ikna olduğunu ve meşru muumldafaaya uygun davrandığına karar
verdiğini kaydetmiştir Sonuccedil olarak Mahkeme Huumlkuumlmetin başvurucunun polis memurlarına
kasten saldırdığına ilişkin beyanını kabul edememiştir bu yalnızca yakalamaya karışan ve
sonradan hakkında dava accedilılmış olan polis memurlarının iddialarından dosyada bu iddiayı
destekleyecek herhangi başka bir kanıt olmamasına rağmen tuumlretilmiştir
Bununla birlikte Mahkeme ilk olarak başvurucunun yakalamaya direnmekle
succedillanmadığını ve ikinci olarak kask takan ve kalkanla korunan bir dizi polis memurunun
eylemlerinin oumlzellikle şiddetli olduğunu goumlzlemlemiştir
Mahkeme bu nedenle başvurucunun yakalanması iccedilin kullanılan araccedilların kesinlikle
gerekli olmadığına ve kendisinin davranışlarının kullanılan fiziksel guumlcuuml gerekli kılmadığına
karar vermiştir
Bu nedenle Soumlzleşmenin 3 maddesi ihlal edilmiştir
Adil tazmin (Madde 41)
Mahkeme Fransanın başvurucuya maddi tazminat olarak 2803 Euro (EUR) ve manevi
tazminat olarak 20000 Euro(EUR) oumldemesine karar vermiştir
96
MAYIS 2020
Başvuru Adı Kostov ve DiğerleriBulgaristan
Başvuru No 6658112 ve 2505415
Başvuru Tarihi 3 Ekim 2012
Karar Tarihi 14 Mayıs 2020
Karar Linki httphudocechrcoeintengi=001-202440
Konu Kamulaştırmanın gayrimenkuluumln korunması ile genel menfaat
gereklilikleri arasında oluşturulması gereken adil dengeyi bozarak arazi sahipleri uumlzerine oumllccediluumlsuumlz ve
aşırı bir yuumlk yuumlklemesinin 1 Norsquolu Protokolrsquouumln 1 maddesinin (muumllkiyetin korunması) ihlali olduğu
Olaylar Başvurucular Nedyalko Kostov Severina Popova ve Boris Velichkov isimli uumlccedil
Bulgar vatandaşıdır Başvurucular sırasıyla 1971 1951 ve 1944 yılında doğmuş olup Sofyarsquoda
yaşamaktadırlar
İlk başvurucunun arazisi Sofya-Varna otoyolu uumlzerinde kavşak inşa etmek uumlzere 2011 yılında
kamulaştırılmıştır İkinci ve uumlccediluumlncuuml başvurucuların arazileri ise Sofya etrafında ccedilevre yolu inşa etmek
uumlzere kamulaştırılmıştır İlk başvurucuya arazisi karşılığında metrekare başına ortalama 022 Bulgar
Levası (BGN 011 Avroya (EUR) tekabuumll etmektedir) kamulaştırma bedeli verilmişken ikinci ve
uumlccediluumlncuuml başvuruculara metrekare başına 084 BGN (043 EUR) kamulaştırma bedeli verilmiştir
Başvurucular kamulaştırma bedelinin ccedilok duumlşuumlk olduğunu ve bu bedelin kamulaştırma
durumunda oumldenecek bedelin karşılaştırılabilir gayrimenkullerin piyasa değerine eşdeğer olması
gerektiğini oumlngoumlren iccedil hukuka aykırı olduğunu ileri suumlrerek yargı yoluna başvurmuşlardır
Yargılama sırasında ilk başvurucunun gayrimenkuluuml iccedilin metrekare başına 225 BGNrsquoye (115
EUR) satılmış bir arazi karşılaştırılabilir olarak belirlenmişken ikinci ve uumlccediluumlncuuml başvurucuların
gayrimenkuluuml iccedilin ise metrekare başına 25 BGNrsquoye (13 EUR) satılmış bir arazı karşılaştırılabilir olarak
belirlenmiştir
2012 ve 2014 yılında verilen kararlarda Yuumlksek İdari Mahkeme bir tane karşılaştırılabilir
gayrimenkuluumln kamulaştırılmış arazinin piyasa değerini tespit etmede yeterli olmayacağına karar
vermiştir Bu itibarla kamulaştırma bedelinin iccedil hukuktaki Youmlnetmelikrsquote yer alan Huumlkuumlmet formuumllleri
uyarınca hesaplanması gerekmekteydi ve bu da kamulaştırma esnasında oumldenmesine karar verilen
tutarların oluşmasına yol accedilmıştır
97
Anayasa Mahkemesi Temmuz 2006rsquoda kamulaştırma bedelinin hesaplanma youmlntemine ilişkin
yasal değişiklikleri 12 yargıcın doumlrduumlnuumln karşıt goumlruumlş beyan etmelerine karşın onamıştır Karşıt
goumlruumlşteki yargıccedillar diğer itirazlarının yanında yeni sistemin adil kamulaştırma bedelleri oumldenmesine
engel olacağı youmlnuumlndeki endişelerini beyan etmişlerdir
İhlal İddiaları Başvurucular 1 Norsquolu Protokol Madde 1rsquoe (muumllkiyetin korunması) istinaden
kendilerine oumldenen bedelinin arazilerinin piyasa değeri ile herhangi bir ilgi kurulmadan belirlendiğini
ileri suumlrmuumlşlerdir ve ikinci ve uumlccediluumlncuuml başvurucular oumlzellikle aynı boumllgede diğer kamulaştırılmış
arazilerinin maliklerinin daha yuumlksek kamulaştırma bedeli aldığına dikkat ccedilekmişlerdir
Karar
1 Norsquolu Protokol Madde 1
Mahkeme iccedilin en oumlnemli soru soumlz konusu muumldahalenin oumllccediluumlluuml olup olmadığı bir başka
ifadeyle yetkililerin toplumun genel menfaatinin gereksinimleriyle başvurucuların haklarının
korunmasının gerekliliği arasında adil bir denge kurup kuramadığı olmuştur
Bu itibarla başvuruculara Soumlzleşmersquonin de gerektirdiği uumlzere kamulaştırılan arazilerinin
kamulaştırma tarihindeki değerine karşılık makul nitelendirilebilecek bir kamulaştırma bedeli oumldenip
oumldenmediğinin tespiti gerekmiştir
İccedil hukukta kamulaştırılan gayrimenkuluumln maliklerinin ldquoeşdeğerrdquo kamulaştırma bedeli almaları
gerekmekteydi ve bu da ulusal Anayasa Mahkemesirsquone goumlre ldquogayrimenkul serbest piyasada satıldığı
zaman malikin elde edeceği piyasa değerirdquo anlamına gelmekteydi Karşılaştırılabilir gayrimenkul
eksikliği nedeniyle başvuruculara oumldenecek kamulaştırma bedeli ise Youmlnetmelik kapsamında
belirlenmiştir
Mahkeme başvurucuların kamulaştırılmış arazileri ile aynı boumllgede yer alan diğer
kamulaştırılmış arazilerin maliklerine oumldenen farklı değerlemeleri not etmiştir Bu tutarlar
başvurucuların arazilerinin piyasa değerinin kesin olarak belirlenmesini sağlayamazken en azından
piyasa fiyatlarının goumlstergesi olarak alınabilirdi
İlaveten piyasa fiyatlarının goumlstergesi olarak alınan değerler ndash ilk başvurucu iccedilin 6 BGN (3
EUR) ile 225 BGN (115 EUR) arasında değişen ve ikinci ve uumlccediluumlncuuml başvurucular iccedilin 2005 BGN (10
EUR) ile 25 BGN (13 EUR) arasında değişen ndash ile oumldenen kamulaştırma bedelleri ndash ilk başvurucu iccedilin
metrekare başına ortalama 022 BGN (011 EUR) ve ikinci ve uumlccediluumlncuuml başvurucular iccedilin metrekare
başına ortalama 084 BGN (043 EUR) ndash arasında oumlnemli tutarsızlıklar bulunmaktaydı
Yuumlksek İdari Mahkeme soumlz konusu tutarsızlıkları başvurucuların gayrimenkullerinin muumlnferit
oumlzellikleri bakımından değerlendirmemiştir Ancak bu tutarsızlıklar Anayasa Mahkemesirsquonin
98
Temmuz 2006rsquodaki kararında karşıt goumlruumlş beyan eden yargıccedilların kamulaştırılan bir arazinin değerinin
hesaplanması durumuna ilişkin olarak ifade ettikleri endişeleri tam olarak haklı goumlstermiştir
Huumlkuumlmet arazilerinin duumlşuumlk vergilendirilebilir değerine atıf yaparak başvuruculara oumldenen
kamulaştırma bedellerinin yeterli olduğunu iddia etmiş ve ayrıca Sofya boumllgesindeki tarım arazilerinin
fiyatlarına dair istatistiksel verilere dikkat ccedilekmiştir
Ancak Mahkeme ulusal duumlzeyde hesaplanan vergilendirme amaccedillı değerinin gayrimenkuluumln
adil piyasa değerine tekabuumll ettiğinin iddia edilmediğini not etmiştir Ayrıca iccedil hukukta da ldquoeşdeğerrdquo
kamulaştırma bedelinin belirlenmesinde bu tuumlr bir tekabuumll etme durumu soumlz konusu değildir
Ayrıca istatistiksel verinin nasıl toplandığı veya bu verilerin tarım arazilerine ilişkin
işlemlerdeki gerccedilek değerlere mi yoksa taraflarca beyan edilen değerlere mi dayandığı da asla
accedilıklanmamıştır
Mahkeme ayrıca Huumlkuumlmetrsquoin dayandığı alakasız iki vakıa daha tespit etmiştir ilk
başvurucunun 2008rsquode arazisi iccedilin oumldediği goumlrece duumlşuumlk fiyat ve ikinci ve uumlccediluumlncuuml başvurucuların
kamulaştırılmadan oumlnce arazilerinden elde ettikleri duumlşuumlk gelirler Mahkeme iccedil hukukta ldquoeşdeğerrdquo
kamulaştırma bedelinin hesaplanması iccedilin gerekli kuralların bu tuumlr faktoumlrlere atıfta bulunmadığını tespit
etmiştir
Mahkeme Youmlnetmelikrsquote yer alan kuralların uygulanmasının başvurucularının arazilerinin
değerine karşılık makul nitelendirilebilecek bir kamulaştırma bedeli oumldenmesini sağlamadığına karar
vermiştir Kamulaştırma gayrimenkuluumln korunması ile genel menfaat gereklilikleri arasında
oluşturulması gereken adil dengeyi bozarak başvurucular uumlzerine oumllccediluumlsuumlz ve aşırı bir yuumlk yuumlklemiştir
Dolayısıyla 1 Norsquolu Protokolrsquouumln 1 maddesi ihlal edilmiştir
Diğer Maddeler
Mahkeme 1 Norsquolu Protokolrsquouumln Madde 1 kapsamındaki tespitlerine ilişkin olarak Madde 6sect1
kapsamında ayrı bir husus doğmadığını tespit etmiştir
99
Başvuru Adı KoumlvesiRomanya
Başvuru No 359419
Başvuru Tarihi 28 Aralık 2018
Karar Tarihi 5 Mayıs 2020
Karar Linki httphudocechrcoeintengi=001-202415
Konu Başvurucunun vaktinden oumlnce goumlrevinden uzaklaştırılmasının yargı
bağımsızlığını koruma amacını engellemesi ve bunun yargı ve yargı bağımsızlığını etkileyen yasama
reformlarına ilişkin kamuoyu tartışmalarına katılmada kendisi ve diğer savcılar ve yargıccedillar uumlzerinde
caydırıcı bir etkiye sahip olması nedeniyle madde 6sect1 ve madde 10rsquoun ihlal edildiği
Olaylar Başvurucu Laura-Codruta Koumlvesi 1973 yılında doğmuş Buumlkreşrsquote
(Romanya) yaşamakta olan bir Romanya vatandaşıdır
Koumlvesi ilk olarak Mayıs 2013rsquote Ulusal Yolsuzlukla Muumlcadele Muumlduumlrluumlğuumlne (ldquoUYMMrdquo)
başsavcı olarak uumlccedil yıllık bir doumlnem iccedilin atanmıştır Adalet Bakanı ve Yuumlksek Yargı Konseyinin
(ldquoYYKrdquo) savcılar biriminin olumlu değerlendirmelerinin akabinde Romanya Cumhurbaşkanı kendisini
Mayıs 2016rsquodan Mayıs 2019rsquoa kadar olmak uumlzere ikinci bir doumlnem iccedilin yeniden atamıştır
Aralık 2016daki parlamento seccedilimleri diğer reformların yanı sıra yasaları onaylarken veya
geccedilirirken işlenen goumlrevi koumltuumlye kullanmanın succedil olmaktan ccedilıkarılması da dahil olmak uumlzere adalet
sisteminde birkaccedil yasal reform oumlnermekte olan yeni bir huumlkuumlmetin kurulmasına neden olmuştur
2017rsquode kabul edilen yasal oumlnlemler goumlsterilere ve uluslararası duumlzeyde endişelere yol accedilmasının yanı
sıra UYMMrsquonin bazı mevzuat boumlluumlmlerinin kabul edilme youmlntemine ilişkin de soruşturma başlatmasına
yol accedilmıştır
Şubat 2018rsquode Adalet Bakanı diğer hususların yanında UYMMrsquonin faaliyeti ile bağlantılı
olarak uumlccedil Anayasa Mahkemesi kararına ve başvurucunun yaptığı basın accedilıklamalarına atıfta bulunarak
başvurucunun goumlrevden alınmasını teklif etmiştir YYKrsquonın savcılar birimi ccediloğunlukla Bakanrsquoın
başvurucuya youmlnelik eleştirilerini kabul etmeyerek ve başvurucunun idaresinin yetersiz olduğuna dair
hiccedilbir kanıt olmadığı gerekccedilesi ile ccediloğunluk oyla başvurucunun goumlrevden alınması teklifini
reddetmiştir Nisan 2018rsquode Romanya Cumhurbaşkanı goumlrevden alma kararını imzalamayı
reddetmiştir ve bu da Başbakanın Anayasa Mahkemesirsquone başvuruda bulunmasına neden olmuştur
Mayıs 2018rsquode Anayasa Mahkemesi gerek Cumhurbaşkanının gerekse de Anayasa
Mahkemesirsquonin Adalet Bakanı tarafından oumlne suumlruumllen nedenleri değerlendirme yetkisine sahip
100
olmadığını belirterek Cumhurbaşkanının goumlrevden alma kararını imzalaması gerektiğini huumlkmetmiştir
Anayasa Mahkemesi ayrıca idare mahkemelerinin sadece davada verilen idari kararın goumlruumlnuumlşte hukuka
uygunluğunu daha belirgin olarak usule uygunluğunu inceleyebileceğini fakat amaca uygunluk
accedilısından bir inceleme yapamayacağına da accedilıklık getirmiştir
Başvurucu Temmuz 2018rsquode goumlrevden alınmıştır
İhlal İddiaları Bayan Koumlvesi Soumlzleşmenin 6sect1 maddesine (adil yargılanma hakkı)
dayanarak disiplin cezası uyarınca UYMM başsavcılık goumlrevinden alınmasına ilişkin haklarını
savunmak iccedilin mahkemeye erişiminin reddedildiğinden bahisle şikayetccedili olmuştur
Madde 10 (ifade oumlzguumlrluumlğuuml) uyarınca başvurucu yargıyı etkileyen yasal reformlara ilişkin
mesleki sıfatıyla goumlruumlşlerini kamuoyuna accedilıkladıktan sonra goumlrevinin sona erdiğini iddia etmiştir
Başvurucu ayrıca Soumlzleşmenin 6sect1 maddesi ve 10 maddesi ile bağlantılı olarak 13 madde
(etkili başvuru hakkı) uyarınca da şikacircyette bulunmuştur
Karar
Madde 6sect1
Mahkeme Vilho Eskelinen ve Diğerleri kararında da belirtildiği gibi kural olarak iki şart
yerine getirilmediği suumlrece devlet memurları ile Devlet arasındaki anlaşmazlıkların 6 maddenin
kapsamına girdiğini tekrar etmiştir Bu şartlar yasal duumlzenlemenin uyuşmazlığın ccediloumlzuumlmuuml iccedilin
mahkemeye erişiminin accedilıkccedila engellenmiş olması ve bu engellemenin Devletrsquoin menfaati ccedilerccedilevesinde
objektif nedenlerle gerekccedilelendirilmiş olmasıdır
Huumlkuumlmetin davasını bir idare mahkemesine taşımayarak iccedil hukuk yollarını tuumlketmediği
youmlnuumlndeki ifadesiyle de teyit edildiği uumlzere Bayan Koumlvesinin olayında boumlyle bir accedilıkccedila mahkemeye
erişimi engelleme durumu mevcut değildir
Ayrıca bu davadaki herhangi bir erişimi engelleme objektif olarak gerekccedilelendirilemeyecektir
UYMM başsavcısının goumlrevden alınma suumlrecinin yargı denetimine tabi olmaması Devletrsquoin menfaatine
olamayacak ve yalnızca bağımsız bir yargı organının yapacağı denetim yargının kıdemli uumlyelerini
yuumlruumltme erkinin keyfiliğinden koruyabilecektir
Mahkeme Koumlvesirsquonin olayına 6 maddenin medeni hukuk youmlnuumlnuumln uygulanacağına karar
vermiştir
Esasa ilişkin olarak Mahkeme Huumlkuumlmetrsquoin başvurucunun olayında herhangi bir yargı denetimi
olmadığı olgusuna itiraz etmediğini belirtmiştir Aksine Huumlkuumlmet başvurucunun goumlrevden alınmasının
101
gerekccedilelerini belirten Adalet Bakanırsquonın raporu YYKrsquonın kararına veya Devlet Başkanırsquonın kararına
karşı idare mahkemesine başvurmayarak mevcut olan ccedileşitli iccedil hukuk yollarını tuumlketmediğini ileri
suumlrmuumlştuumlr
Ancak Mahkeme Anayasa Mahkemesirsquonin Bakanın raporunun tek başına hiccedilbir etki
yaratmayan bir oumln işlem olarak goumlrduumlğuumlnuuml tespit ettiğini belirtmiştir Ayrıca Huumlkuumlmet tarafından
sunulan belgeler sivil toplum kuruluşlarının Bakanın raporuna mahkemede itiraz etmeyi denediklerini
ve başarısız olduklarını goumlstermiştir YYK kararına ilişkin olarak ise başvurucunun kendi lehine bir
karar olması hasebiyle herhangi bir karşı işlemde bulunmamıştır
İlaveten Anayasa Mahkemesi Cumhurbaşkanı kararına karşı olarak herhangi bir idare
mahkemesi talebinin yalnızca kararın kabul edilmesine ilişkin olarak usuli formaliteler nezdinde bir
değerlendirmeye yol accedilabileceğini belirtmiştir ancak başvurucunun şikacircyeti ise kararın esastan
incelenmesi ve kararın esasının hukukiliğinin denetimi yapılmasını gerektirmiştir
Mahkeme bu nedenle başvurucunun gerccedilekte itiraz etmeyi amaccedilladığı hususa yani UYMM
başsavcılığından alınması nedenlerine mahkemede etkili bir şekilde itiraz etmek iccedilin mevcut bir iccedil
hukuk yoluna sahip olduğuna ikna olmamıştır
Mahkeme bir bireyin medeni haklarına yapılan muumldahalenin hukuka uygunluğuna ilişkin
herhangi bir ciddi ve hakiki ihtilafın o kişiye ldquobu iccedil hukuk sorununu bir mahkeme tarafından karara
bağlanmasırdquo hakkı verdiğinin altını ccedilizmiştir Avrupa Konseyi ve Avrupa Birliği mevzuatları yuumlruumltme
ve yasama organından bağımsız bir makamın muumldahalesi de dahil olmak uumlzere savcıların ihraccedil veya
goumlrevden alınmasında usul adaletinin goumlzetilmesine buumlyuumlk oumlnem vermiştir
Mahkeme Huumlkuumlmetin iccedil hukuk yollarının tuumlketilmemesine ilişkin olan itirazını reddetmiş ve
davalı Devletin Anayasa Mahkemesi tarafından belirlenmiş olan olayın incelenmesi hususundaki
sınırlar nedeniyle başvurucunun mahkemeye erişim hakkının oumlzuumlne zarar verdiği sonucuna varmıştır
Bu nedenle Koumlvesirsquonin mahkemeye erişim hakkı engellenmiştir
Madde 10
Mahkeme başvurucunun ifade oumlzguumlrluumlğuuml hakkını kullanması ile goumlrevinin sona ermesi
arasında nedensel bir bağlantı olduğuna dair ilk bakışta haklı deliller bulunduğunu tespit etmiştir
Mahkeme Huumlkuumlmet tarafından sunulan başvurucunun goumlrevden alınmasına ilişkin diğer gerekccedileleri de
ikna edici bulmamıştır Dolayısıyla başvurucunun goumlrevinin sona ermesi başvurucunun ifade
oumlzguumlrluumlğuuml hakkına bir muumldahale teşkil etmiştir
102
Mahkeme daha sonra incelemesinde Huumlkuumlmetin başvurucu goumlrevinden alması eyleminin
Madde 10sect2 Madde kapsamındaki muumldahale iccedilin mazeretler olan meşru bir amaccedil goumlzetip
goumlzetmediğine veya ldquobaskın toplumsal ihtiyaccedilrdquo olup olmadığının uumlzerinde durmuştur
Meşru Amaccedil
Mahkeme Adalet Bakanının başvurucunun Bakanın yasa tekliflerini eleştirdikten ve Bakanın
dahil olduğu ikincil derecedeki mevzuatlarla bağlantılı cezai soruşturmalar başlattıktan sonra başlamış
olan goumlrevden alınması suumlrecinin bir nedeni olarak hukukun uumlstuumlnluumlğuumlnuuml koruma ihtiyacını zikrettiğini
belirtmiştir Bakan ayrıca başvurucunun bu davranışının Romanyarsquoyı ulusal Avrupa ve uluslararası
duumlzeyde endişe konusu haline getiren bir kriz yarattığını iddia etmiştir
Mahkeme tam aksine bu endişenin başvurucunun goumlrevden alınmasına ilişkin olduğunu ifade
etmiştir
Ayrıca Mahkeme bu tedbirin hukukun uumlstuumlnluumlğuumlnuuml koruma veya başkaca herhangi bir meşru
amaca hizmet ettiğini goumlsteren herhangi bir delil sunulmadığını belirtmiştir Soumlz konusu goumlrevden alma
başvurucunun ifade oumlzguumlrluumlğuuml hakkını kullanmasının bir sonucu olarak ortaya ccedilıkmıştır Huumlkuumlmet soumlz
konusu muumldahale iccedilin herhangi bir meşru amaccedil ortaya koymamıştır
Mahkeme bu nedenle bu muumldahalenin meşru bir amaccedil taşıdığını kabul edemeyecektir
Boumlylesi bir sonuccedil genellikle Mahkemenin 10 madde kapsamındaki şikayetleri incelemesini
sona erdirirken Mahkeme yine de muumldahalenin demokratik bir toplumda gerekli olup olmadığını
değerlendirmeye karar vermiştir
Demokratik Bir Toplumda Gerekli Olma
Mahkeme başvurucunun UYMM başsavcısı olarak mesleki sıfatıyla soumlz konusu yorumları
yapmış olduğunu belirtmiştir Başvurucu ayrıca oldukccedila tartışmalı mevzuat boumlluumlmleriyle bağlantılı
olarak Huumlkuumlmet uumlyeleri tarafından işlenen yolsuzluk succedilları şuumlphelerine youmlnelik soruşturmaları
başlatmak ve bu soruşturmalar hakkında halkı bilgilendirmek iccedilin yasal guumlcuumlnuuml kullanmıştır
Başvurucu goumlruumlşlerini doğrudan meday uumlzerinden veya mesleki toplantılarda ifade etmiştir
Mahkeme başvurucunun ulusal yolsuzlukla muumlcadele savcılığının başsavcısı olarak
bulunduğu işlevleri ve goumlrevleri arasında yargı ve yargı bağımsızlığı uumlzerinde etkisi olması muhtemel
olan yasal reformlar ve daha fazlası uumlzerinde fikirlerini ifade etmek bulunan kuruma ve bilhassa da
başvurucunun kurumu tarafından yuumlruumltuumllen yolsuzlukla muumlcadeleye oumlzel bir oumlnem atfetmektedir
103
Avrupa Konseyi Bakanlar Komitesi savcıların hukuk yargı idaresi ve insan haklarının
geliştirilmesi ve korunması ile ilgili konularda kamuya accedilık tartışmalara katılma hakkına sahip olmaları
gerektiğini ve savcıların kamu goumlrevlilerini oumlzellikle yolsuzluk gibi succedillar nedeniyle herhangi bir
engelle karşılaşmaksızın kovuşturabilecek bir pozisyonda olmaları gerektiğini kabul etmiştir
Ayrıca başvurucunun accedilıkccedila yuumlksek kamu yararına ilişkin konulardaki bir tartışma bağlamına
giren konumu ve ifadeleri ifade oumlzguumlrluumlğuuml iccedilin yuumlksek derecede koruma ve davalı Devlet tarafından
yapılacak herhangi bir muumldahalenin sıkı bir şekilde incelenmesini gerektirmiştir Buna karşılık Devletin
ise bu tuumlr muumldahalelere ilişkin olarak sadece sınırlı bir takdir yetkisi (ldquokısıtlı bir takdir payırdquo)
bulunmaktadır
Mahkeme başvurucunun goumlrevden alınmasının ve bu goumlrevden alınmayı meşrulaştıran
gerekccedilelerin Devlet guumlcuumlnuumln bağımsız bir kolu olarak yargı işlevinin niteliğine ve -Avrupa Konseyi ve
diğer uluslararası belgeler uyarınca- yargı bağımsızlığının korunması iccedilin kilit bir oumlneme sahip olan
savcıların bağımsızlığı ilkesine verilecek oumlzel oumlnemle bağdaştırılamayacağını belirtmiştir Bu nedenle
başvurucunun goumlrev suumlresinin bitiminden oumlnce goumlrevden alınması yargı bağımsızlığını koruma amacını
ortadan kaldırmaktadır
Tedbirin şiddeti yalnızca başvurucuyu değil aynı zamanda diğer savcı ve hakimleri de yargıyı
etkileyen yasama reformları ve daha genel olarak yargı bağımsızlığına ilişkin konularda kamu oumlnuumlndeki
tartışmalara katılmaktan caydırmak suretiyle bir ldquocaydırıcı etkirdquo (chilling effect) de yaratmış olmalıdır
Mahkeme 6 madde kapsamındaki değerlendirmelerine atıfta bulunarak ifade oumlzguumlrluumlğuumlne
getirilen kısıtlamalara karşın etkili ve yeterli tedbirlerin mevcut bulunmadığına karar vermiştir
Bu nedenle başvurucunun UYMM başsavcılığı goumlrevinden alınmasıyla 10sect2 maddede
sıralanmış olan meşru amaccedilların hiccedilbiri goumlzetilmemiş ve ldquodemokratik bir toplumda gerekli olmardquo
olgusu gerccedilekleşmemiştir Bu nedenle 10 madde ihlal edilmiştir
Diğer Maddeler
Mahkeme 6 madde kapsamındaki huumlkuumlmleri nedeniyle 13 madde youmlnuumlnden farklı bir sorun
teşkil etmediğini belirtmiştir
104
Başvuru Adı Maacutendli ve DiğerleriMacaristan
Başvuru No 6316416
Başvuru Tarihi 26 Ekim 2016
Karar Tarihi 26 Mayıs 2020
Karar Linki httphudocechrcoeintengi=001-202540
Konu Gazetecilerin akreditasyonlarının Meclisin izin verilmeyen bir
alanında milletvekillerine soru sormaları sebebiyle askıya alınmasının ifade oumlzguumlrluumlğuumlnuuml ihlal etmesi
Olaylar Başvurucular Ivaacuten Szabolcs Maacutendli Ferenc Bakro-Nagy Tamaacutes Fabiaacuten
Norbert Fekete Balaacutezs Kaufmann ve Klaacutera Anikoacute Kovaacutecs sırasıyla 1975 1967 1987 1976 1987 ve
1978 doğumlu Macaristan vatandaşı olup Dunaharasztirsquode yaşayan Bay Maacutendli ve Nyiacuteregyhaacutezarsquoda
yaşayan Bay Fabiaacuten dışında (her ikisi de Macaristanrsquodadır) Budapeştersquode yaşamaktadırlar
2016 yılının Nisan ayında indexhu 24hu hvghu dahil olmak uumlzere ccedileşitli basın kuruluşlarında
ccedilalışan başvurucular meclisin genel kurul toplantısında raporlama yapmak iccedilin akreditasyon
almışlardır
Başvurucular Macaristan Merkez Bankasırsquona ilişkin oumldemeler konusunda yorumlar almak
niyetiyle Parlamento soumlzcuumlsuuml ve Başbakan dahil ccedileşitli Parlamento uumlyelerine soru sormayı
denemişlerdir Meclis binasının kayıt iccedilin belirlenmeyen bir boumlluumlmuumlnde onlara oumln bildirimsiz soru
youmlneltmişlerdir Parlamenterlerin birccediloğu cevaplamayı reddetmiştir
Başvurucular izin verilen bir usulde veya belirlenmiş alanlarda ccedilekim yapılmayacağı hususunda
Başbakanın basın soumlzcuumlsuuml ve Meclisin personelleri tarafından uyarılmıştır Takip eden guumln Meclis
Başkanı ldquoizinsiz kayda alma ve kuralları accedilık ve kasten ihlal etmerdquo hususuna istinaden başvurucuların
Meclis akreditasyonunu askıya almıştır
Başvurucular Macaristan Anayasasırsquonda yapılacak bir değişikliğinin goumlruumlşuumllmesinin
planlandığı Haziran ayının genel kurul toplantısını haberleştirmek iccedilin Meclise erişim talep etmişlerdir
fakat cevap alamamışlardır
Meclis Başkanı 2016 yılının Eyluumll ayında askıya alma kararını geri ccedilekmiştir
İhlal İddiaları Başvurucular Meclise giriş yapmak iccedilin kullandıkları akreditasyonun askıya
alınmasının Soumlzleşmenin 10 maddesini (ifade oumlzguumlrluumlğuumlnuuml) ihlal ettiğinden şikayetccedilidir
105
Başvurucular Soumlzleşmenin 61 maddesi (mahkemeye erişim hakkı) ve 13 maddesi (etkili
başvuru hakkı) uyarınca uygulanan yaptırıma karşı koymak iccedilin iccedil hukukta başvuru yolu
bulunmadığını oumlzellikle Meclis Başkanının kararına mahkemede itiraz edilemediğini ileri suumlrmuumlşlerdir
Karar
Madde 10
Mahkeme iccedilin temel mesele başvurucuların muumldahalenin ldquodemokratik toplumda gereklilikrdquo
hususunda şikayetccedili olup olmadıklarıdır
Mahkeme gazeteciler iccedilin Soumlzleşmenin 10 maddesi uyarınca oumlngoumlruumllen korumanın sorumlu
gazetecilik ilkesi gereğince doğru ve guumlvenilir bilginin sağlanması amacıyla iyi niyetle hareket etme
şartına bağlı olduğuna dair iccediltihadını tekrarlamaktadır
Mahkemersquoye goumlre sorumlu gazetecilik kavramı sadece haber iccedileriğiyle ilgili bir kavram
olmayıp gazetecilerin davranışının yetkili makamlar ile etkileşimleri de dahil olmak uumlzere hukuka
uygunluğunu da kapsamaktadır
Mahkeme başvurucuların milletvekillerinden bilgi talep ederken Mecliste belirli alanlarda
ccedilekim yapılmayacağına dair davranış kurallarını ihlal ettiğini dikkate almıştır Mahkeme başvurucuların
siyasetle ilgili konularda bilgi aktardıkları iccedilin değil daha ziyade bunu yaptıkları yer ve usul sebebiyle
cezalandırıldıklarına ikna olmuştur Ancak tedbir yine de daha sonraki gazetecilik faaliyetlerini yani
parlamento hakkında doğrudan habercilik yapılmasını kısıtlamaktadır
Mahkemersquoye goumlre başvurucular kamu yararını ilgilendiren oumlnemli bir meselede yani Merkez
Bankası ile bağlantılı yasadışı oumldemelere ilişkin iddialar hakkında milletvekillerinin goumlruumlşlerini almayı
amaccedillamışlardır
Mahkeme hali hazırda basın oumlzguumlrluumlğuumlnuumln siyasi liderlerin fikirleri ve davranışları hakkında
halk nezdinde bir goumlruumlşuumln oluşması ve şekillenmesinin en iyi yollarından biri olduğunu belirtmiştir
Oumlzellikle siyasilere kamuoyunun endişelerini yansıtma ve yorumlama fırsatı vermekte boumlylece herkese
demokratik toplum kavramının ccedilok merkezinde olan serbest kamusal tartışmalara katılma olanağı
sağlamaktadır
Ne Mahkeme ne de yerel mahkemeler haberciliğin gerekli teknikleri konusunda basının
goumlruumlşleri yerine kendi goumlruumlşlerini koyamazlar Mahkeme boumlylece bahsi geccedilen davanın konusunun kamu
yararı olduğunu kabul etmiş ve başvurucuların daha fazla habercilik iccedilin Meclise girişlerine izin
verilmesindeki menfaatlerinin kamunun haberdar edilen konuda haklı bir yararının olduğu hususlarıyla
bağlantılı olduğunu değerlendirmiştir
106
Mahkeme ayrıca Meclis işlerinin duumlzenli yuumlruumltuumllmesinin yanı sıra milletvekillerinin haklarının
korunması hususunu da incelemiştir Mahkeme ilke olarak parlamento işlerinde aksamanın oumlnlenmesi
amacıyla Meclislerin binaların iccedilerisinde kayıt yapılan alanların belirlenerek youmlnetilmesini
duumlzenlediklerini ve Mahkemersquonin bu tuumlr duumlzenlemeleri incelemesinin sınırlı olması gerektiğini kabul
etmiştir
Mahkeme boumlylece başvurucuların ifade oumlzguumlrluumlğuuml hakkı uumlzerindeki sınırlamanın koumltuumlye
kullanımına karşı etkili ve yeterli teminatları beraberinde getirip getirmediğine dair incelemesine
odaklanmıştır Mahkeme Meclis Başkanırsquonın başvurucular aleyhindeki kararının yaptırımın olası
etkilerine veya kısıtlamalar iccedilin goumlsterilen sebeplerin gazetecilik faaliyetine uygunluğuna dair herhangi
bir değerlendirmeyi iccedilermediğini dikkate almıştır
Ayrıca karar başvurucuların genel yayın muumlduumlruumlne askıya alındıklarını bildiren bir mektup
goumlnderilmesinden ibaret olan karar verme usuluumlne hakkında yaptırım uygulanan kişilerin dahil edilmesi
imkanını sağlamamıştır Kararda kısıtlamanın periyodu belirlenmemiş ve başvurucuların Meclise girme
yetkisine ilişkin sonraki talepleri cevapsız bırakılmıştır Son olarak Meclis Başkanının kararı
başvurucuların karara karşı koyabilmek iccedilin arguumlmanlarını sunabilecekleri herhangi bir etkili bir araccedil
sunmamıştır
Daha sonra Temmuz 2017rsquode bu usulde yapılan değişiklikler akreditasyonun geccedilici olarak
askıya alınmasına ilişkin kararlara bir zaman sınırı getirmekte yaptırımların değerlendirilmesine dair
unsurlar ve gazetecilere hak arama olanağı sağlamıştır
Mahkeme başvurucuların ifade oumlzguumlrluumlğuumlne yapılan muumldahalenin yeterli usuli guumlvencelerin
sağlanmaması sebebiyle izlenen meşru amaccedilla orantılı olmadığı sonucuna varmıştır Muumldahale
ldquodemokratik toplumda gereklirdquo olmayıp Soumlzleşmenin 10 maddesi ihlal edilmiştir
Diğer Maddeler
Mahkeme Soumlzleşmenin 10 maddesi kapsamındaki bulguları goumlz oumlnuumlne alarak Soumlzleşmenin 6
ve 13 maddelerine ilişkin şikayetlerin kabul edilebilirlik ve esasını ayrıca incelemenin gerekli olmadığı
sonucuna ulaşmıştır
Adil Tazmin (41 Madde)
Mahkeme ihlal tespitinin başvurucuların uğradığı manevi zarar iccedilin yeterli adil tazmin
oluşturduğuna karar vermiştir Mahkeme Macaristanrsquoın yargılama masraf ve giderleri iccedilin 457500-
Euro oumldenmesine karar vermiştir
107
Başvuru Adı PT v Moldova Cumhuriyeti
Başvuru No 112212
Başvuru Tarihi 02112011
Karar Tarihi 26 Mayıs 2020
Karar Linki httphudocechrcoeintengi=001-202520
Konu Başvurucunun kişisel sağlık geccedilmişine dair verilerin gerekli ve
ilgili olmayan yerlerle paylaşılmasının oumlzel yaşama saygı hakkını ihlal ettiği
Olaylar PT ( ldquoBaşvurucurdquo ) 1978 doğumlu Moldova vatandaşıdır ve
Moldovarsquoda yaşamaktadır Başvurucu 2011 yılının haziran ayında askeriye tarafından yapılan
test sonucu HIV+ ccedilıkmış ve bu sebeple askerlikten muaf tutulmuştur Başvurucu 2011 yılının
ağustos ayında kimlik yenilemeye gittiğinde askerlikten muaf tutulmasına sebep olan HIV+
raporunu yetkililere goumlstermek zorunda bırakılmıştır
İhlal İddiaları Başvurucu askerlikten muaf tutulmuş olmasına sebep olan
HIV+ raporunun uumlccediluumlncuuml kişilerle paylaşılması sebebiyle oumlzel ve aile yaşamına saygı hakkının
ihlal edildiğini iddia etmiştir Başvurucu benzer durumdaki Brsquonin iccedil hukukta yapmış olduğu
başvurulardan herhangi bir sonuccedil alamamış olmasını gerekccedile goumlstererek iccedil hukuk yollarını
tuumlketmeden mahkemeye başvurmuştur
Karar
Madde 8
Mahkeme iccedil hukuk yollarının soumlz konusu olayda sadece teoride var olduğunu fakat
aynı yasal dayanaktan ( 864 numaralı huumlkuumlmet kararı ) dolayı mağdur olan Brsquonin yargılama
suumlrecinden de anlaşılacağı uumlzere gerccedilek bir ccediloumlzuumlm sunmadığını belirtmiş ve huumlkuumlmetin iccedil
hukuk yollarının tuumlketilmediği gerekccedilesiyle başvurunun kabul edilemezliğine dair yapmış
olduğu itirazı reddetmiştir Mahkeme başvurucunun kişisel sağlık geccedilmişine dair bilgilerin
gerekli veya alakalı olmayan yerlerle paylaşılmasının oumlzel ve aile yaşamına saygı hakkına
orantısız bir muumldahale oluşturduğuna ve soumlz konusu hakkın ihlal edildiğine karar vermiştir
Soumlzleşmersquonin 41 maddesi kapsamında Mahkeme başvurucuya manevi tazminat olarak 4000
euro ve yargılama giderleri olarak 1500 euro oumldenmesine karar vermiştir
108
Başvuru Adı Mraović v Hırvatistan
Başvuru No 3037313
Başvuru Tarihi 10042013
Karar Tarihi 14 Mayıs 2020
Karar Linki httphudocechrcoeintengi=001-202119
Olaylar Josip Mraović ( ldquoBaşvuranrdquo ) 1948 doğumlu bir Hirvatistan
vatandaşıdır ve Hırvatistanrsquoda yaşamaktadır 2005 yılında bir yerel basketbol oyuncusu
başvuran hakkında kendisine cinsel saldırıda bulunduğu iddiasıyla şikayette bulunmuştur
Bunun uumlzerine yapılan yargılama başvurucunun talebi uumlzerine kapalı şekilde yuumlruumltuumllmuumlş
ve kovuşturma sonucunda başvuran beraat etmiştir Yargılama oumlncesi yuumlruumltuumllen soruşturma
suumlrecinde cinsel saldırıya uğradığını iddia eden kişinin kimliği polis tarafından kamuoyu ile
paylaşılmıştır Bahse konu olay yeniden yargıya konu olmuş ve bu sefer başvuran tecavuumlz
succedilundan huumlkuumlm giymiş ve uumlccedil yıl hapis cezasına mahkum edilmiştir Başvuran tekrar
yargılandığı esnada kovuşturma suumlrecinin accedilık şekilde yuumlruumltuumllmesini iki kez talep etmiş ancak
mahkeme mağdurun oumlzel hayatını gerekccedile goumlstererek bu talepleri reddetmiştir Ayrıca
başvuran mağdurun basına roumlportaj vererek kendisinin itibarını lekelediğini belirtmiştir
Başvurucunun Anayasa Mahkemesirsquone yapmış olduğu başvuru kabul edilemezlik
gerekccedilesiyle reddedilmiştir
İhlal İddiaları Başvuran ikinci kez yapılan yargılama suumlrecinin kapalı şekilde
yuumlruumltuumllduumlğuumlnuuml belirtmiş ve bu sebeple adil yargılanma hakkının ihlal edildiğini iddia etmiştir
Karar
Madde 6
Mahkeme cinsel saldırı mağdurunun haklarının korunması gerektiğini ve adalet
sisteminin halihazırda cinsel saldırı mağduru olan kişinin acılarını arttırmayacak şekilde
işlemesi gerektiğini belirtmiştir Mahkeme iccedil hukuktaki yargılama devam ederken mağdurun
basınla olaya dair bilgileri paylaşmış olmasıyla tuumlm yargılamanın accedilık şekilde yuumlruumltuumllmesinin
aynı şey olmadığını mağdurun bilgi paylaşırken sınır ccedilizebileceğini ama yargılama accedilık
yapıldığı takdirde her şeyin kamuoyu tarafından oumlğrenileceğini belirtmiştir Ayrıca mahkeme
109
soruşturma ilk başladığında mağdurla ilgili bilgilerin polisler tarafından hukuka aykırı şekilde
kamuoyu ile paylaşılmasından dolayı mevcut davada idarenin mağdurun hakkı konusunda daha
hassas davranma zorunluluğu olduğunu belirtmiştir Bu sebeplerle mahkeme iccedil hukukta
yargılama suumlrecinin kapalı şekilde yuumlruumltuumllmesi iccedilin belirtilen mağdurunun haklarının
korunması gerekccedilesini tatmin edici bulmuştur Mahkeme bu tarz bir davada yargılamanın
kapalı yuumlruumltuumllmesi tedbirinin Avrupa Konseyirsquonin standartlarıyla uyumlu olduğunu belirtmiş
ve başvurucunun adil yargılanma hakkının ihlal edilmediğine karar vermiştir
110
Başvuru Adı Csiszer ve CsibiRomanya
Başvuru No 7131413 ve 6802814
Başvuru Tarihi 06112013 ve 06082014
Karar Tarihi 5 Mayıs 2020
Karar Linki
httpshudocechrcoeinttur22itemid22[22001-20245622]
Konu
Romanya Ulusal Bayramırsquonın yapıldığı 1 Aralık 2010 tarihinde Szeacutekely taburunun
kuruluşunu3 anmak iccedilin bir toplantı duumlzenledikleri iccedilin başvuruculara idari para cezası
verilmesinin başvurucuların iccedil hukukta belirtilen kurallara uymayı kasıtlı olarak reddetmesi
ulusal makamların başvurucuların toplanma oumlzguumlrluumlğuuml haklarını kullanmalarını engellemesini
haklı goumlsterebilecek ilgili ve yeterli gerekccedileler sunması nedenleriyle Soumlzleşmersquonin 11
maddesini ihlal etmediği
Olaylar
Başvurucular Loacuteraacutent Csiszer ve Barna Csibi sırasıyla 1978 ve 1979 doğumlu ve
Miercurea Ciucda (Romanya) yaşayan Romanya vatandaşlarıdır Macarca konuşan bir etnik-
dil grubu olan Szekler (Szeacutekely) etnik grubuna ait olduklarını ve Macar halkıyla tarihi bağları
olduğunu belirtmektedir 1 Aralık 2010da Cluj-Napoca belediye meclisi Romanyanın ulusal
bayramını kutlamak iccedilin şehir merkezinde bir askeri geccedilit ve bir dizi accedilık hava konseri de dahil
olmak uumlzere ccedileşitli etkinlikler duumlzenlemiştir
12 Ekim 2010 tarihinde Bay Csibi Cluj-Napoca belediye başkanına 1 Aralık 2010
tarihinde saat 17 00den 18 00e kadar kentin Union Meydanında yapılacak bir anma
toplantısının organize edilmesinde yardım talep eden bir mektup yazmıştır Toplantının amacı
Szeacutekely taburunun kuruluşunu ve faaliyetini anmaktır
3 1 Aralık 1918de Cluj-Napocada Macar askeri birlikleri Transilvanyaya giren Romanya ordusuyla savaşmak iccedilin Szeacutekely taburunu oluşturmak uumlzere birleşmiştir Nisan 1919da tabur Romanya ordusuna teslim olmuştur
111
19 Ekim 2010 tarihinde belediye meclisi Bay Csibiye talebini reddettiğini ccediluumlnkuuml daha
oumlnce onaylanmış olan başka bir olayın aynı yerde gerccedilekleşeceğini bildirmiştir Konsey ayrıca
şehir merkezindeki başka herhangi bir yerde toplanmaya izin vermeyi de reddetmiştir Bay
Csibi Cluj-Napoca Mahkemesirsquonde yerel konsey aleyhine idari dava accedilmış olmasına rağmen
dava reddedilmiştir
1 Aralık 2010 tarihinde saat 1630 sularında bir dizi polis memuru mobil bir jandarma
birimiyle birlikte Bay Csiszer Bay Csibiyi ve diğer altı kişiyi Union Meydanına dik bir
sokakta bir otelden ve restorandan ayrılırken durdurmuştur
Jandarmalar aynı guumln bir idari para cezası tutanağı hazırlayarak Bay Csiszere 10000
Romanya leyi (RON) (yaklaşık 2200 Euro (EUR)) para cezası vermiştir Başvurucu Cluj-
Napoca Boumllge Mahkemesinde para cezasına itiraz etmiştir Mahkeme davayı reddetmiş ve Bay
Csiszer istinaf yoluna başvurmuştur 5 Haziran 2013 tarihli nihai kararında Cluj Mahkemesi
istinaf başvurusunu temelsiz olduğu gerekccedilesiyle reddetmiştir
Aynı guumln 5000 RON (yaklaşık 1100 Euro) para cezası oumldemesine karar verilen Bay
Csibi ile ilgili bir idari para cezası tutanağı duumlzenlenmiştir Başvurucu boumllge mahkemesinde
bu işleme karşı idari dava accedilmıştır Mahkeme para cezası tutanağının hukuka uygun ve haklı
olduğuna huumlkmederek davayı reddetmiş Mahkeme başlangıccedilta Albert Wass adıyla da anılan
Szeacutekely taburunun komuta merkezi Macaristanda Győrde bulunan ve faşist bir ideolojiye
sahip olan Macar Muhafızlarının bir parccedilası olduğunu kaydetmiştir Mahkeme başvurucular
durdurulduğunda grup uumlyelerinden birinin uumlzerinde Szekler amblemi bulunan bir bayrak
taşıdığını ikinci bir kişinin uumlzerinde Wass Albert szov yazan siyah bir ceket giydiğini ve
arkasında Wass Albert Szovetseg semboluuml var olduğunu tespit etmiştir Son olarak
mahkeme Bay Csibinin durdurulduğu sırada 601991 sayılı Kanunrsquoun 9 (a) Maddesi uyarınca
yasaklanan bir toplantı planladığını ve organize ettiğini kaydetmiştir Bay Csibi karara itiraz
etmiş Boumllge Mahkemesi istinaf talebini reddederek ilk derece mahkemesinin kararını
onamıştır
İhlal İddiaları
Başvurucular 11 maddeye (toplanma oumlzguumlrluumlğuuml) dayanarak kendilerine verilen
cezaların toplanma oumlzguumlrluumlğuumlnuuml ihlal ettiğinden şikayetccedili olmuşlardır Birinci başvurucu
ayrıca 10 madde uyarınca ifade oumlzguumlrluumlğuuml hakkının ihlal edildiğini iddia etmiştir14 maddeye
(ayrımcılık yasağı) dayanarak ikinci başvurucu uumllke iccedilindeki bir etnik azınlığa mensup olduğu
112
iccedilin toplanma oumlzguumlrluumlğuumlnden yararlanılırken kendisine karşı ayrımcılık yapıldığını iddia
etmiştir
Karar
Madde 11
Mahkeme başvurucuların yasaklanmış bir toplantı duumlzenlemeleri nedeniyle 601991
sayılı Kanunrsquoun 26 sect 1 (a) maddesince ilan edilmemiş kayıtsız veya halka accedilık olması yasak
toplantıların duumlzenlenmesi ve yuumlruumltuumllmesi şeklindeki bir kabahate dayanılarak
cezalandırıldığını kaydetmiştir Yerel mahkemeler de toplantının 601991 sayılı Kanunun
faşist veveya şovenist fikirleri yaymayı uumllkeyi ve milleti karalamayı ve diğerlerini ulusal
nefrete teşvik etmeyi amaccedillayan toplantılara dair 9 maddesi kapsamında yasaklandığını
belirtmiştir Ulusal makamlar verilen cezaların gerekccedilesi olarak idari succedil raporlarında
başvurucuların aynı yerde başka bir halka accedilık toplantı yapıldığı iccedilin izin verilmemiş olmasına
rağmen bir toplantı duumlzenlediklerinden de bahsetmişlerdir
Bu neden daha sonra yerel mahkemeler tarafından belirtilmiştir Mahkeme demokratik
suumlrecin aktoumlrleri olarak goumlsterileri organize eden ve bunlara katılan kişilerin yuumlruumlrluumlkteki
duumlzenlemelere uyarak bu suumlrecin youmlnetilmesinin oumlnemli olduğunu belirtmiştir
Mahkeme ulusal makamların bir toplantıda karışıklıkları oumlnlemek iccedilin hangi
oumlnlemlerin uygun olduğuna karar verme konusunda geniş bir takdir yetkisine sahip olduğunu
yinelemiştir Bununla birlikte hukuka aykırı bir durumun toplanma oumlzguumlrluumlğuumlnuumln ihlalini haklı
ccedilıkarmadığını goumlzlemlemiştir Ancak yasadışı bir toplantıya resmi hoşgoumlruumlnuumln sınırları somut
olayın oumlzel koşullarına bağlıdır
Mahkeme ulusal mahkemelerin 601991 sayılı Kanunrsquoun 52maddesi uyarınca aynı
yerde iki ayrı toplantının eşzamanlı olarak yapılmasının yasakladığını ve başvurucuların ulusal
makamlar tarafından bu yasal huumlkmuumln uygulanması konusunda uyarılmış olduklarını
belirtmiştir Başvurucular herhangi bir şiddet eylemiyle succedillanmamalarına rağmen Mahkeme
yetkililerin durumun hızla koumltuumlleşmesinden endişe ettiklerinin anlaşılacağını da belirtmiştir
Yasal olarak planlanan etkinliklerin boyutu goumlz oumlnuumlne alındığında ulusal makamların şehrin
aynı boumlluumlmuumlnde aynı anda duumlzenlenen iki halka accedilık toplantının guumlvenliğini sağlaması kolay
olmayacaktır
113
Ulusal mahkemeler soumlz konusu anma toplantısını ldquoyasaklanmışrdquo bir toplantı olarak
nitelendirerek ve boumlylece ilgili kişilere ceza verilmesi gerekliliğini pekiştirirken anma konusu
bakımından 601991 Kanunrsquoun 9 (a) maddesine atıfta bulunmuşlardır Mahkemeler Szeacutekely
taburunun tarihsel oumlnemini ve başvurucuların Szekler uumlyeleri olduğu gerccedileğini dikkate almıştır
Yerel mahkemeler oumlzellikle anma toplantısına katılanlardan birinin Albert Wass adına atıfta
bulunan amblemler taşımasına odaklanmıştır Ulusal mahkemeler Albert Wassa ve onun
Romanyada temsil ettiği şeye atıfta bulunulmasının anma toplantısının amacı konusunda
şuumlpheler uyandırmaya yeterli olduğu ve bu amacı accedilıklığa kavuşturmayı gerekli kıldığı ve hatta
faşist fikirlerin propagandasının amaccedillandığı gerekccedilesiyle toplanmayı yasadışı hale
getirebileceğini kabul etmiştir
Mahkeme daha oumlnce sırf toplum kesimlerinde huzursuzluk duygusu yarattığı veya
saygısızlık olarak goumlruumllduumlğuuml gerekccedilesiyle fikirlerin veya davranışların Soumlzleşme tarafından
sağlanan korumanın dışında bırakılamayacağına karar verdiğini hatırlatmıştır Bununla
birlikte Romanya ulusal bayramının kutlanması bağlamında başvurucuların anma toumlrenlerinin
gerccedilek amacı hakkında şuumlphe uyandıran semboller kullanarak soumlz konusu anma toplantısının
duumlzenlenmesi halihazırda sahnelenmekte olan kamusal olayların altında yatanların aksine
olarak algılanabilecek fikirlerine ilişkin kamuoyunun oumlzel hassasiyeti goumlz oumlnuumlne alındığında
Mahkemersquoye goumlre şiddete yol accedilan toplumsal bir gerilim uumlretme eğilimindeydi Bu nedenle
Mahkeme Romanya mahkemelerinin başvuruculara uygulanan cezaların 601991 sayılı
Kanunrsquoun 9 (a) maddesine aykırı olduğu sonucuna varmasını mantıksız veya keyfi
bulmamıştır
Son olarak Mahkeme soumlz konusu fiillerin cezai succedillar olarak sınıflandırılmamasının
soumlz konusu eylemlerin kamu duumlzenini daha az tehdit ettiği anlamına gelmediğini kaydetmiştir
Gezici jandarma birimi başvuruculara idari para cezası vermiştir Miktarlar her başvurucu iccedilin
farklı olsa da 601991 sayılı Kanunun 26 sect 2 maddesinde belirtilen sınırlar iccedilindedir Ayrıca
başvurucuların ulusal mahkemelerde para cezalarının hukuka uygunluğuna gerekccedilesine ve
miktarlarına itiraz etme hakları da vardır Sonuccedil olarak başvurucular meşru olmayan cezaların
uygulanmasına karşı usuli guumlvencelerden de yararlanmıştır
Mahkeme ulusal makamların takdir yetkilerini aşmadıklarını ve şikayet edilen
cezaların demokratik bir toplumda gerekli ve izlenen amaccedilla orantılı olarak goumlruumllebileceği
kanaatindedir Bu nedenle Soumlzleşmenin 11 maddesi ihlal edilmemiştir
114
Madde 11 ile bağlantılı olarak Madde 14 (Başvuru No 6802814)
İkinci başvurucu uumllke iccedilindeki bir etnik azınlığa mensup olduğu iccedilin Soumlzleşmenin 11
maddesi uyarınca toplanma oumlzguumlrluumlğuumlnden yararlanılırken kendisine karşı ayrımcılık
yapıldığını iddia etmiştir
Mahkeme Soumlzleşmenin 14 maddesi uyarınca bir sorunun ortaya ccedilıkması iccedilin benzer
veya karşılaştırılabilir durumlardaki kişiler arasında muamelede bir farklılık olması gerektiğini
yinelemiştir İlk olarak Mahkeme ikinci başvurucunun yargılamalarda kendisiyle aynı
durumda olan yani 601991 sayılı Kanunun 5 sect 2 maddesine aykırı olarak anma toplantıları
duumlzenlemeye ccedilalışan ve cezalandırılmayan kişilerin bulunduğunu goumlsterememiştir İkinci
olarak başvurucunun ait olduğu grubun uumlyelerinden birinin soumlz konusu yaptırıma yol accedilan bir
bayrak taşımasının değil yukarıda anılan 5 sect 2 maddeye aykırı bir anma toplantısı
duumlzenlemesinin olgusu olduğunu goumlzlemlemiştir
Son olarak yerel mahkemeler tarafından cezayı onaylama gerekccedilelerine ilişkin olarak
Mahkeme kararlarını ikinci başvurucunun etnik koumlkenine dayandırmadıklarını kaydetmiştir
Mahkeme mevcut davadaki muamelede bir farklılık olduğunu varsaysa dahi bu
farklılığın ikinci başvurucunun etnik koumlkenine dayandığının goumlsterilmediğine karar vermiştir
Bu nedenle bu şikayet accedilıkccedila dayanaktan yoksun olduğu iccedilin kabul edilemez bulunmuştur
115
Başvuru Adı Farzaliyev Azerbaycan
Başvuru No 2962007
Başvuru Tarihi 8 Mayıs 2007
Karar Tarihi 28 Mayıs 2020
Karar Linki httphudocechrcoeintengi=001-202532
Konu Azerbaycanda guumlveni koumltuumlye kullanma succedilu ile yargılanan bir
oumlnceki oumlzerk boumllge Başbakanı aleyhine olan tazminat davasında Soumlzleşmenin adil yargılanma
(md 6 sect 1) ve masumiyet karinesi (md 6sect1) maddelerini ihlal etmesi
Olaylar Bay Farzaliyev 1990ların başında Azerbaycan
Cumhuriyetirsquonin oumlzerk bir boumllgesi olan NARrsquoın başbakanı olduğu doumlnemde kamu fonlarını
zimmetine geccedilirme ve goumlrevi koumltuumlye kullanma succedilundan başlatılan ceza yargılamasında asıl
şuumlphelidir Devlet tarafından birccedilok helikopterin satın alınması iccedilin fon tahsis edildiği fakat
helikopterlerin hiccedilbir zaman temin edilmediği iddia edilmiştir Bir soruşturmanın sonucunda
Nakşivan savcılık makamı Bay Farzaliyevrsquoin sorumlu tutulması gerektiğini belirtmiştir Oumlte
yandan succedil zamanaşımına uğradığı iccedilin Ocak 2006da herhangi bir resmi succedillama olmaksızın
ceza yargılaması sona erdirilmiştir
Savcılık makamı daha sonra Nasimi Boumllge Mahkemesirsquonden başvurucunun ve diğer
iki şuumlphelinin isnat edilen zimmet succedilu nedeniyle Devlete tazminat oumldemesine karar verilmesi
talebiyle dava accedilmıştır Başvurucu tazminat davasına ilişkin hukuk yargılaması esnasında
kendisine karşı bir ceza soruşturması yapıldığını fark etmiştir Mayıs 2006rsquoda yerel mahkeme
başvurucunun zimmetine geccedilirdiği yaklaşık 2025000 avroyu tazminat huumlkuumlmleri uyarınca
oumldemesine karar vermiştir Yerel mahkemeye goumlre ceza yargılamasının zamanaşımı nedeniyle
sonlanmış ve davalıların cezai sorumlulukları ortadan kalkmış olsa da succedil nedeniyle verilen
oluşan zararın tazmin edilmesi gerekmektedir
Bunun uumlzerine Bay Farzaliyev bir uumlst mahkemeye başvurmuş ve ortada herhangi bir
mahkumiyet kararı olmadan hukuk mahkemesinin savcılığın iddianamesini delil olarak kabul
ederek kendisinin zimmet succedilunu işlediğine ve bu nedenle zararı tazmin etmesi gerektiğine
karar verdiğini ileri suumlrmuumlştuumlr Ayrıca Medeni Kanunrsquoun ilgili huumlkuumlmleri yerine Ceza
Muhakemesi Kanunursquonun oumlngoumlrduumlğuuml proseduumlrler ccedilerccedilevesinde bir hukuk davası yargılaması
yapıldığını ve bunun hukuka aykırı olduğu iddia etmiştir Oumlzellikle başvurucu eğer yargılama
116
Medeni Kanun huumlkuumlmlerine goumlre yapılmış olsaydı zaman aşımı suumlrelerinin dolmasından dolayı
davanın reddedilmesi gerekeceğini de belirtmiştir Aralık 2006da Yuumlksek Mahkeme
Başvurucunun temyiz başvurularındaki iddialarına yanıt vermeden boumllge mahkemesinin
kararını onaylamıştır Yuumlksek Mahkeme Genel Kurulu ve Anayasa Mahkemesi de
başvurucunun taleplerini reddetmiştir
İhlal İddiaları Başvurucu aleyhine yapılan hukuk yargılamasının hukuka
aykırı olduğunu mahkemenin gerekccedilesinin yetersiz olduğunu ve uumlst mahkemelerin iddialarını
incelemediğinden bahisle Soumlzleşmersquonin 6 sect 1 (adil yargılanma hakkı) ve işlemediği bir succediltan
dolayı tazminat oumldemek zorunda bırakıldığından bahisle 6 sect 2 (masumiyet karinesi) ve 1 Norsquolu
Protokolrsquouumln 1 Maddesinin (muumllkiyet hakkı) ihlal edildiğini iddia etmiştir
Karar
Madde 6sect1 (adil yargılanma)
Mahkeme mahkemelerin ve yuumlksek mahkemelerin kararlarının dayandığı gerekccedilelerin
yeterli bir şekilde accedilıklanması gerektiğini yinelemiştir
Mahkeme Başvurucunun hukuk mahkemesinin kendisi aleyhindeki iddiayı kabul
etmesi iccedilin yasal bir dayanak bulunmadığına ilişkin goumlruumlşuumlnuumln davanın sonucu iccedilin potansiyel
olarak belirleyici olduğunu kaydetmiştir Zira iccedil hukukta Ceza Muhakemesi Kanunursquona goumlre
ceza yargılamasıyla bağlantılı bir tazminat talebi ancak soumlz konusu ceza davasıyla beraber ve
ceza mahkemesi tarafından goumlruumllebilir
Ancak yerel mahkemeler kararlarında başvurucunun iddialarına herhangi bir yanıt
vermemişlerdir Bu nedenle mahkemelerin başvurucunun beyanlarını hiccedil inceleyip
incelemediklerini inceleyerek reddettilerse gerekccedilelerinin ne olduğunu tespit etmek
imkansızdır
Mahkeme bu nedenle başvurucunun gerekccedileli karar hakkının ihlal edildiği sonucuna
varmıştır Buna goumlre Soumlzleşmenin 6 sect 1 maddesi ihlal edilmiştir
Madde 6sect2 (masumiyet karinesi)
Mahkeme sanık daha oumlnceki ceza yargılamalarında mahkum edilmediği halde
kendisiyle ilgili bir yargı kararı kendisinin succedillu olduğu goumlruumlşuumlnuuml yansıtırsa masumiyet
karinesinin ihlal edileceğini yinelemiştir Madde 6 sect 2nin uygulanabilir olması iccedilin bir
117
başvurucunun cezai bir succedilla itham edilmiş olması veya oumlnemli oumllccediluumlde etkilenmiş olması
gerekir
Başvurucu durdurulan ceza yargılamalarında hiccedilbir zaman resmen cezai bir succedilla
itham edilmemiş ve ancak hukuk yargılaması sırasında kendisine youmlneltilen iddialardan
haberdar olmuş olsa da yetkililerin kendisine youmlneltilen şuumlphe sonucunda yuumlruumlttuumlğuuml işlemler
olaydaki oumlzel koşullar ccedilerccedilevesinde kendisini buumlyuumlk oumllccediluumlde etkilemiştir Oumlzellikle yetkililer
diğer şeylerin yanı sıra kendisi hakkında birincil şuumlpheli olarak ceza davası accedilmış ve daha
sonra ceza yargılaması ccedilerccedilevesinde bir hukuk davası accedilmıştır
Bu eylemler ve birbiriyle yakından bağlantılı olayların davaya oumlzguuml sıralaması dikkate
alındığında bu nedenle başvurucunun 6 sect 2 maddesi anlamında cezai bir succedilla itham edilen
bir kişi olarak değerlendirilmesi gerekmektedir
Ayrıca davada yerel makamlar ve mahkemeler tarafından uygulanan ilgili mevzuat ve
uygulama uyarınca hukuk davası cezai soruşturmanın ldquodoğrudan sonucurdquo olmuştur Ayrıca
hukuk yargılamaları sırasında başvurucuya cezai sorumluluk yuumlkleyen ifadeler de ceza
yargılamaları ile bir bağlantı oluşturmuştur Bu nedenlerle Mahkeme 6 sect 2 maddesinin mevcut
davaya uygulanabilir olduğuna karar vermiştir
Başvurucunun şikayetinin esasına gelince Mahkeme Nasimi Boumllge Mahkemesinin
Mayıs 2006 tarihli hukuk davasına ilişkin kararının 2327059 AZNnin (para birimi) zimmete
geccedilirildiğine huumlkmettiğini fakat sanıkların beraat edip ldquocezai succedil nedeniyle oluşan zararrdquo
tazmin edilmediğini belirtmiştir Mahkeme başvurucu ceza davasında savunma haklarını
hiccedilbir zaman kullanma fırsatı bulamamış ve bu succediltan dolayı mahkum edilmemiş olmasına
rağmen bu ifadenin bir succedilun işlendiğine ve başvurucunun succedillu olduğuna dair kesin bir
goumlruumlşuuml yansıttığını belirlemiştir
Mahkeme masumiyet karinesi ilkesinin Soumlzleşmenin 6 sect 2 maddesine aykırı olarak
ihlal edildiği sonucuna varmıştır
1 Norsquolu Protokol Madde 1 (muumllkiyet hakkı)
Yukarıdaki bulgular goumlz oumlnuumlne alındığında Mahkeme başvurucunun 1 Nolu
Protokoluumln 1 maddesi uyarınca yaptığı şikayetin kabul edilebilirliği ve esası hakkında ayrı bir
karar verilmesine gerek olmadığını değerlendirmiştir
118
Başvuru Adı Hirtu ve diğerleri Fransa
Başvuru No 2472013
Başvuru Tarihi 11042013
Karar Tarihi 14 Mayıs 2020
Karar Linki httphudocechrcoeintengi=001-202442
Konu Otoriteler tarafından Roman kampının temizlenmesinin
sonuccedillarını veya Başvurucuların oumlzel koşullarını tam olarak hesaba katmamanın Soumlzleşmersquoyi
ihlal etmesi
Olaylar Başvurucular Laurentiu Constantin Hirtu Stanica Caldaras
Dorina and Paulina Cirpaci Imbrea and Virginia Istfan ve Angelica Latcu uzun yıllar
Fransada yaşamakta ve bir istisna dışında hepsinin Avrupa Birliği vatandaşı olarak on yıllık
oturma izni almış olduklarını belirtmişlerdir Olayların olduğu sırada okul ccedilağındaki ccedilocukların
tamamı okula gitmektedir 1 Ekim 2012rsquode oumlnceki bir kampın dağıtılmasının ardından 50si
ccedilocuk olmak uumlzere 141 kişilik bir grubun parccedilası olan başvurucular 43 karavanla Paris
banliyoumllerinden biri olan La Courneuvedeki bir arsaya taşınmışlardır La Courneuve belediye
başkanının talebi uumlzerine Seine Saint-Denis valisi 29 Mart 2013rsquote gezginlerin La Courneuve
Belediyesine bağlı la Preacutevocircteacute sokağı ve Politzer sokağındaki alana yasa dışı bir şekilde
yerleştiklerinden bahisle 48 saat iccedilerisinde alanı boşaltmalarını emrederek aksi takdirde zorla
tahliye edileceklerini bildirmiştir Bay Hirtu Montreuil İdare Mahkemesinde dava accedilabilen
tek başvurucu olup mahkeme başvurunun kabul edilemez olduğuna karar vermiştir Versailles
İstinaf İdare Mahkemesirsquone temyiz başvurusunda bulunmuş ancak bu başvuru da
reddedilmiştir
5 Nisan 2013te Virginia Istfan Dorina Cirpaci Stanica Calderas ve sitenin başka bir
sakini temel oumlzguumlrluumlklerinin korunması iccedilin idare mahkemesine acil bir başvuruda bulunarak
tahliyenin 1 Temmuz 2013 tarihine kadar ertelenmesini ve konaklayacakları bir yer
bulmalarına izin verilmesi talep ettiler Bu başvuru 10 Nisan 2013 tarihli kararında kabul
edilemez bulunmuştur
11 Nisan 2013rsquote başvurucular Mahkemeden İccediltuumlzuumlğuumln 39 maddesi uyarınca ve
Soumlzleşmenin 3 (işkence yasağı) ve 8 maddelerine (oumlzel ve aile hayatına saygı hakkı) ve 1
119
Nolu Protokoluumln 2 maddesine (eğitim hakkı) dayanarak geccedilici tedbir talebinde bulunmuş ve
valinin kararının askıya alınmasını talep etmişlerdir 12 Nisan 2013rsquote temsilcileri Avrupa
Roman Hakları Merkezi (ERRC) Mahkemeye Başvurucuların 11 Nisan gecesi kendi rızaları
ile ayrıldığını ve birkaccedil sokak oumltede Bobignyde kaldıklarını bildirmiştir Başvuruculara hiccedilbir
konaklama teklifi sunulmadığı iccedilin Bobignyde Coquetiers olarak bilinen yerleşim birimine
taşınmadan oumlnce dışarıda ya da arabalarında uyumuşlardır ve orada da başka ailelerle karavanı
paylaşmak ya da yeni bir tane almak zorunda kalmışlardır 19 Ağustos 2014 tarihinde belediye
Coquetiers kampı sakinlerinin 48 saat iccedilinde orayı boşaltmalarını gerektiren bir emir
yayımlamıştır Sakinlerin birccediloğu temel oumlzguumlrluumlklerinin korunması iccedilin idare mahkemesine
acil başvuruda bulunmuştur fakat mahkeme bu başvuruları 25 Ağustos 2014rsquote reddetmiştir
Aynı guumln Başvuruculardan uumlccediluuml belediye kararının askıya alınması iccedilin Mahkemeden
Mahkeme İccedil Tuumlzuumlğuumlnuumln 39 maddesini uygulamasını talep etmişlerdir Goumlrevli yargıccedil 1 Eyluumll
2014 tarihinde Huumlkuumlmet tarafından herhangi bir tahliye oumlncesinde valinin iccedil hukukta
oumlngoumlruumllen tuumlm savunmasız kişilere acil barınma imkacircnı sağlayacağına dair verdiği guumlvenceler
olduğundan bahisle 39 maddeyi uygulamamaya karar vermiştir 16 Nisan 2015 tarihinde
Mahkeme başvuruyu (no 5855314) kabul edilemez bulmuştur
İhlal İddiaları Başvurucular 3 maddeye (insanlık dışı veya aşağılayıcı
muamele yasağı) dayanarak zorla tahliyelerinin koşullarının ve muumlteakip yaşam koşullarının
insanlık dışı ve aşağılayıcı muamele teşkil ettiğini iddia etmişlerdir 8 madde (oumlzel hayata aile
hayatına ve eve saygı hakkı) uyarınca oumlzel hayatlarına aile hayatlarına ve evlerine saygı
haklarının ihlalinden şikayetccedili olmuşlardır 13 maddeye (etkili başvuru hakkı) dayanarak
zorla tahliyelerine itiraz edecek etkili bir hukuk yoluna sahip olmadıklarını iddia etmişlerdir
Karar
Madde 3
Mahkeme başvurucuların oumlncelikle tahliyelerinin koşulları hakkında şikayette
bulunduklarını goumlzlemlemiştir Bununla birlikte vali tarafından boumllgeden ayrılmaları yasal
olarak emredilmiş olsa da başvurucular oumlnce davranıp ve kampı kendi rızalarıyla terk
etmişlerdir Bu nedenle de valinin emri uygulamada aslında gerccedilekleşmemiştir Başvurucular
karavanlarının ccediloğunun ele geccedilirildiğini iddia ederken bu tespit edilmemiş ve bu olayda başka
herhangi bir şiddete maruz kaldıklarını iddia etmemişlerdir
120
Başvurucuların ikinci şikayeti tahliyeden sonraki yaşam koşulları ile ilgilidir Bu
bağlamda Mahkeme kamp temizlendikten sonra başvurucuların birccediloğunun Romanyaya
doumlnduumlğuumlnuuml ve Stanica Caldaras ve ailesine sosyal konut sağlandığını goumlzlemlemiştir
Diğerlerine gelince Coquetiersrsquodeki konaklama şartlarına ilişkin geccedilici tedbir talepleri
Huumlkuumlmet tarafından sağlanan guumlvenceler ışığında reddedilmiş ve AİHMrsquoe yapılacak daha
sonraki başvuruları kabul edilemez olarak beyan edilmiştir Buna goumlre Fransız yetkililerin bu
duruma kayıtsız kaldığı soumlylenemez
Mahkeme madde 3 ihlalinin olmadığına karar vermiştir
Madde 8
Mahkeme başlangıccedilta yaşadıkları yerle başvurucuların yeterli ve suumlrekli bir bağlarının
olmaması nedeniyle başvurucuların konuta saygı haklarına muumldahale iddiasında
bulunmadıklarını belirtmiştir Bununla birlikte daha oumlnceki birkaccedil davada olduğu gibi
Mahkeme bir kampın temizlenmesinin kaccedilınılmaz olarak oumlzel hayat ve aile bağları uumlzerinde
etkileri olduğu kanaatindedir Bu nedenle başvurucuların oumlzel ve aile hayatlarına saygı hakkına
muumldahale edilmiştir
Mevcut davada İstinaf İdare Mahkemesi kendisine sunulan bir polis raporuna goumlre
şantiyedeki karavanların tekerlekler uumlzerinde olduğunu ve onları ccedilekebilecek araccedilların yanına
park ettiklerini goumlzlemlemiştir Mahkeme bundan yukarıda atıfta bulunulan 5 Temmuz 2000
tarihli Kanunun başvurucuların davasına uygulanabilir olduğu sonucuna varmıştır Bu nedenle
muumldahale yasaya uygun olmuştur
Mahkeme valinin kararının hem halk sağlığı risklerine hem de yerel halkın rahatsız
edilmesine dayandığını kaydetmiştir Polis raporunda izinsiz girişler bıccedilak taşıyan insanların
varlığı kavgalar ccedilalılıklarda ccediloumlp ve dışkı da dahil olmak uumlzere yerel işletmelerin maruz kaldığı
bir dizi sorundan bahsedilmektedir Bu nedenle Mahkeme muumldahalenin sağlık ve kamu
guumlvenliğini ve başkalarının hak ve oumlzguumlrluumlklerini koruma anlamında meşru amaccedillarını
izlediğini değerlendirmiştir
Mahkeme tahliyenin kendisi ile tahliyenin gerccedilekleştirilme şekli arasında bir ayrım
yapmıştır Oumlnceki hususla ilgili olarak yetkililer ilke olarak belediye arazisini yasadışı bir
şekilde işgal eden ve orada kalmaya ilişkin meşru bir beklentisi olduğunu iddia edemeyen
başvurucuları tahliye etme hakkına sahiptir
121
Tahliyenin gerccedilekleştirilme şekline gelince Mahkeme tedbirin bir adli karara
dayanmadığını ancak 5 Temmuz 2000 tarihli Kanunun 9 boumlluumlmuuml uyarınca resmi tebligat
proseduumlruumlne uygun olarak gerccedilekleştirildiğini goumlzlemlemiştir Bu proseduumlruuml kullanma
kararının birtakım sonuccedilları doğmuştur
Birincisi valinin emrinin gerccedilekleştirilmesinde tebliğ ve tahliyenin arasındaki kısa
suumlre goumlz oumlnuumlne alındığında 2012 genelgesinde savunulan oumlnlemlerin hiccedilbiri uygulanmamıştır
Huumlkuumlmet karavanlara sahip oldukları iccedilin başvurucuların yeniden yerleştirilmesi
zorunluluğunun olmadığını iddia ederken Mahkeme ilk olarak başvurucuların
karavanlarından biri hariccedil hepsine el konulduğunu ve ikinci olarak genelgenin (ilgili ailelerin
ve bireylerin durumunun değerlendirilmesi ile eğitim sağlık ve barınma yardımı) ilgili kişilerin
karavanı olsun ya da olmasın uygulanması gerekmekteydi Dolayısıyla tahliyenin etkileri veya
Başvurucuların oumlzel koşulları dikkate alınmamıştır
İkinci olarak resmi bildirim usuluuml uygulandığı iccedilin iccedil hukukta oumlngoumlruumllen hukuk yolu
kararın idari makamlarca alınmasından sonra devreye girmişken diğer durumlarda
mahkemeler kararlarını almadan oumlnce tedbirin orantılılığını değerlendirmiştir Başvurucular
tarafından kullanılan hukuk yollardan hiccedilbiri daha sonra iddialarını bir yargı organına
sunmalarına imkan vermemiştir
Sonuccedil olarak muumldahalenin orantılılığına karar verecek ilk yargı organı kamptan
tahliyeden 18 ay sonra Ekim 2014te İstinaf İdare Mahkemesi olmuştur
Mahkeme başvurucuların dezavantajlı bir sosyal gruba ait oldukları gerccedileğini ve bu
nedenle onların oumlzel ihtiyaccedillarının ulusal makamların orantılılık değerlendirmesinde
uumlstlenmekle goumlrevli olduklarını belirtmiştir Bu goumlrevi sadece yasa dışı ccediloumlzuumlmle başa ccedilıkma
yaklaşımlarını değerlendirirken değil aynı zamanda tahliye durumunda tahliyenin
zamanlamasına ve şekline ve muumlmkuumlnse alternatif barınma duumlzenlemelerini de uumlstlenerek
gerccedilekleştirmeleri gerekmektedir 8 maddenin usule ilişkin guumlvencelerinin bir parccedilası olarak
bu huumlkuumlm kapsamındaki haklarına muumldahaleye maruz kalan herhangi bir kişi tedbirin
orantılılığını 8 madde kapsamındaki ilgili ilkeler ışığında bağımsız bir mahkeme tarafından
incelenmesini talep edebilmelidir
Mevcut davada durum boumlyle olmadığından Mahkeme başvurucuların tahliye şeklinin
Soumlzleşmenin 8 maddesini ihlal ettiğine karar vermiştir
122
Madde 3 ve 8 ile bağlantılı olarak Madde 13
Mahkeme iccedil hukukun 5 Temmuz 2000 tarihli Kanunun 9 boumlluumlmuuml uyarınca askıya alma
etkisine sahip oumlzel bir hukuk yolu sağladığını kaydetmiştir
Bu hukuk yolu etkili goumlruumlnmekle birlikte Mahkeme başvurucuların davasında yargıcın
davayı esasa ilişkin olarak incelemediğini ancak Bay Hirtunun boumllgede ikamet ettiğini
kanıtlamadığı gerekccedilesiyle kabul edilemez bulduğunu goumlzlemlemiştir Mahkeme ayrıca diğer
uumlccedil başvuran tarafından yapılan acil bir temel oumlzguumlrluumlğuumln korunması başvurusunun 5 Temmuz
2000 tarihli Kanunun 9 boumlluumlmuumlnde oumlngoumlruumllen oumlzel hukuk yolunun kullanılmadığı gerekccedilesiyle
kabul edilemez olarak ilan edildiğini goumlzlemlemiştir
Buna goumlre Mahkeme Başvurucuların Soumlzleşmenin 3 ve 8 maddeleri kapsamındaki
iddialarının ilk aşamada gerek esasa ilişkin yargılamalarda gerekse acil proseduumlr kapsamındaki
yargısal incelemenin 13 maddenin gereklerine aykırı yapıldığını tespit etmiştir
Bu nedenle 13 madde ihlal edilmiştir
123
Başvuru Adı Koulias v Kıbrıs
Başvuru No 4878112
Başvuru Tarihi 23 Temmuz 2012
Karar Tarihi 26 Mayıs 2020
Karar Linki httphudocechrcoeintengi=001-202521
Konu Başvurucunun tarafı olduğu davaya bakan Yuumlksek Mahkeme
dairesindeki hakimin oğlunun hukuk buumlrosunun aynı zamanda karşı tarafın vekilliğini
yuumlruumltmesinin tarafsızlık ilkesini ihlal etmesi
Olaylar
Başvurucu Zacharias Koulias 1950 doğumlu bir Kıbrıs vatandaşı olup Larnakarsquoda
yaşamakta ve milletvekilliği yapmaktadır
Başvurucu 2006 yılının mayıs ayında katıldığı bir radyo programında aynı zamanda
eski bir bakan ve bir siyasi partinin uumlst duumlzey bir ismi olan başka bir politikacı C Th hakkında
bazı beyanlarda bulunmuştur Bunun uumlzerine C Th başvurucu hakkında iftira iddiasıyla dava
accedilmıştır
C Th başvurucunun radyo programında ileri suumlrduumlğuuml iki iddiayı dava konusu
yapmıştır Bunlardan birincisi C Thrsquonin bir Tuumlrk şirketinden para aldığı iddiasıdır İkinci
iddia ise Kuzey Kıbrıs Tuumlrk Cumhuriyetirsquoni kastederek Kıbrısrsquoın kuzeyindeki devletin bir
ldquosoumlzde devletrdquo olmadığını soumlylediği iddiasıdır
İlk derece mahkemesi davanın reddine karar vermiş temyiz aşamasında 24 Ocak 2012
tarihinde Yuumlksek Mahkemersquonin uumlccedil hakimli bir dairesi başvurucunun beyanlarının iftira
niteliğinde olduğuna karar vermiştir Daha sonra başvurucu soumlz konusu Yuumlksek Mahkeme
dairesindeki bir hakimin (GC) oğlunun C Thrsquonin davasını uumlstlenen hukuk buumlrosunun kurucu
ortağı olduğunu oumlğrenmiştir
Bu konudaki bir gazete haberinin uumlzerine 14 Şubat 2012 yılında Yuumlksek Mahkeme bir
basın accedilıklaması yapmış ve soumlz konusu hakimin yargılamada yer almasının yıllardır suumlren
yargısal uygulama ile tamamen uyumlu olduğunu belirtmiştir
124
İhlal İddiaları Başvurucu dava dosyası hakkında karar veren Yuumlksek
Mahkeme dairesindeki hakimlerden birinin davacının avukatının hukuk buumlrosuyla olan ilişkisi
nedeniyle Soumlzleşmersquonin 61 huumlkmuuml kapsamındaki tarafsızlık ilkesinin hem suumlbjektif hem de
objektif youmlnleriyle ihlal edildiğini iddia etmiştir
Karar
6 Madde
Mahkeme Soumlzleşmersquonin 6 maddesi kapsamında yaptığı incelemede oumlncelikle suumlbjektif
tarafsızlığın ihlal edildiği iddiasını ele almıştır Buna goumlre Mahkeme aksi youmlnde bir delil
olmadığı suumlrece bir hakimin kişisel tarafsızlığının ilkesel olarak varsayılacağını belirtmiştir
Somut olayda Mahkeme hakim GCrsquonin başvurucuya karşı bireysel olarak oumln yargılı veya
taraflı olduğunu goumlsteren herhangi bir bulgu olmadığını goumlzlemlemiştir
İkinci olarak objektif tarafsızlığın ihlal edildiği iddiasını ele alan Mahkeme
başvurucunun şuumlphelerinin objektif olarak gerekccedilelendirilip gerekccedilelendirilmediğini
incelemiştir
Mahkeme Nicholas v Kıbrıs davasında ortaya koyduğu ilkelere atıf yapmış ve bir
yargıcın davadaki bir tarafı temsil eden hukuk buumlrosunun bir ccedilalışanıyla kan bağının
bulunmasının hakimin ccedilekilmesi iccedilin tek başına bir neden olmadığını fakat bu durumun
hakimin tarafsızlığına dair şuumlphelerin oluşmasına neden olabileceğini belirtmiştir
Mahkemersquoye goumlre soumlz konusu şuumlphelerin objektif olarak gerekccedilelendirilip
gerekccedilelendirilmediği her somut olayın kendi koşullarına bağlıdır İncelemede dikkate
alınması gereken etkenler hakimin yakınının soumlz konusu davada rol alıp almadığı yakınının
hukuk buumlrosundaki konumu buumlronun buumlyuumlkluumlğuuml organizasyonel iccedil yapısı davanın hukuk
buumlrosu iccedilin mali accedilıdan ne derece oumlnemli olduğu ve hakimin yakınının davadaki muhtemel
mali ccedilıkarı ya da potansiyel menfaatidir
Mahkeme diğer uumllkelere oranla kuumlccediluumlk bir uumllke olan Kıbrısrsquota aynı oranda daha kuumlccediluumlk
hukuk buumlroları olduğuna ve az sayıda hakimin olduğunu dikkate alarak bu tuumlr durumların daha
sık yaşanabileceğine dikkat ccedilekmiştir Mahkeme genel olarak bu tuumlr tarafsızlık ihlali
şikayetlerinin bir davalı devletin yargı sistemini felce uğratacak duumlzeye gelmemesi gerektiğini
125
ve kuumlccediluumlk yargı ccedilevrelerine sahip uumllkelerde bu iddialara ilişkin aşırı katı standartların olmasının
yargının idaresini gereğinden fazla aksatabileceğini vurgulamıştır
Bununla birlikte Mahkeme goumlruumlnuumlşuumln oumlnemi dikkate alındığında taraflı goumlruumlnuumlme yol
accedilabilecek herhangi bir durumun yargılamanın başında accedilıklanması gerektiği ve ccedilekilmenin
gerekli olup olmadığının tespiti iccedilin bir değerlendirme yapılması gerektiğini belirtmiştir
Mahkemersquoye goumlre objektif ve suumlbjektif tarafsızlık iccedilin uygun teminatların sağlanması iccedilin bu
oumlnemli bir guumlvencedir
Başvurucunun davasında boumlyle bir accedilıklama yapılmamış olup başvurucu soumlz konusu
ilişkiyi davasının temyiz incelemesi yapıldıktan sonra oumlğrenebilmiştir Boumlylelikle başvurucu
hakim GCrsquonin oğlunun hukuk buumlrosunun karşı tarafın davasını yuumlruumlttuumlğuuml ve temyiz
duruşmasında yer aldığı bir durumla karşı karşıya kalmıştır Başvurucu yargılama sırasında
hakimin oğlunun davada yer alıp almadığı ve davanın sonucuna bağlı olarak mali ccedilıkarı olup
olmadığı konusunda bilgi sahibi olmamıştır Mahkemersquoye goumlre bu nedenle yargılamada soumlz
konusu hakim youmlnuumlnden taraflı bir goumlruumlntuuml oluşmuştur Boumlylelikle Mahkeme başvurucunun
hakim GCrsquonin tarafsızlığına dair şuumlphelerinin objektif olarak gerekccedilelendirilmiş olduğunu
ulusal hukukun ve uygulamasının başvurucuya yeterli usucirclicirc guumlvenceleri sağlamadığını
belirlemiştir
Mahkeme yargı usul kanununun daha sonradan değiştirildiğine ve artık boumlyle bir iş
ilişkisinin hakim iccedilin ccedilekilme nedeni teşkil ettiğine dikkat ccedilekmiştir Mahkeme sonuccedil olarak
Soumlzleşmersquonin 6 maddesinin birinci fıkrasının ihlal edildiğine karar vermiştir
10 Madde
Mahkeme Yuumlksek Mahkeme aşamasında davanın kapsamının başvurucunun
beyanlarının iftira niteliğinde olup olmadığı hususuyla sınırlanmasına başvurucunun avukatı
tarafından rıza goumlsterildiğine dikkat ccedilekmiştir Başvurucunun avukatı aynı zamanda radyo
yayınında yapılan yorumun eleştiri sınırları iccedilerisinde olduğu youmlnuumlndeki savunmasını da
Yuumlksek Mahkeme aşamasında geri ccedilekmiştir
Mahkemersquoye goumlre bu kararla başvurucu Yuumlksek Mahkemersquonin incelemesini accedilık bir
şekilde daraltmış ve Yuumlksek Mahkeme aşamasında ileri suumlrmediği ifade oumlzguumlrluumlğuuml
arguumlmanlarını mevcut bireysel başvuru aşamasında ileri suumlrmuumlştuumlr Başvurucunun ilk derece
126
mahkemesi oumlnuumlnde ifade oumlzguumlrluumlğuuml savunmasını ileri suumlrebilmiş olduğu dikkate alındığında
Yuumlksek Mahkemersquonin başvurucu iccedilin başarı şansı sunmadığı soumlylenemez
Mahkeme bu gerekccedilelerle Huumlkuumlmetin iccedil hukuku yollarının tuumlketilmediği youmlnuumlndeki
itirazını kabul ederek Soumlzleşmersquonin 10 maddesine ilişkin şikayet hakkında kabul edilemezlik
kararı vermiştir
Adil Tazmin
Mahkeme Kıbrıs devletinin başvurucuya 9600 euro manevi tazminat ve 19 euro masraf
ve gider oumldemesine karar vermiştir
127
Başvuru Adı Uzbyakov v Rusya
Başvuru No 7116013
Başvuru Tarihi 9 Ekim 2013
Karar Tarihi 5 Mayıs 2020
Karar Linki httphudocechrcoeintengi=001-202416
Konu Başvurucunun ccedilocuğu iccedilin accediltığı babalık davası ile evlat
edindirme kararının iptali talebinin eksik inceleme yapılarak reddedilmesinin aile yaşamına
saygı hakkını ihlal ettiği
Olaylar
Bşavurucu Sergey Stanislavovich Uzbyakov 1976 doğumlu bir Rus vatandaşı olup
Kurganovkarsquoda (Rusya) yaşamaktadır
Başvurucu anneleri OM adındaki bir kadın olan 5 ccedilocuğun babasıdır Ccedilocuklarının
ek kuumlccediluumlğuuml 2009 doğumludur Başvurucu Rusyarsquoda OM ve ccedilocuklarla beraber yaşadığı halde
Rusyarsquoda yasa dışı ikamet ettiğinden ccedilocukların doğum belgelerine baba olarak ismini
yazdıramamıştır
Başvurucu Ocak 2011rsquode yakalanmış ve aynı yılın Nisan ayına kadar tutuklu kalmıştır
Bu suumlreccedilte Şubat ayında OM hayatını kaybetmiş ve Mart ayında ccedilocuklar bakıma alınmıştır
Buumlyuumlk olan 4 ccedilocuk yetimler iccedilin hizmet veren yatılı bir okula yerleştirilmiş ancak 14 aylık
olan D isimli ccedilocuk bakım iccedilin bir ccedilocuk evine alınmıştır
Başvurucu partnerinin oumlluumlmuumlnuuml Mart 2011rsquode oumlğrenmiş ve resmi belgelerde
ccedilocukların babası olarak tanınmak iccedilin kanuni usullere başvurmaya başlamıştır Aynı ay D
evlat edinmek amacıyla bir ailenin korumasına verilmiş ve Tambov boumllgesindeki Morshansk
şehrine goumltuumlruumllmuumlştuumlr Diğer ccedilocuklar ise OMrsquonin kız kardeşi tarafından alınmıştır
Eyluumll 2011rsquode Tambov boumllgesindeki Morshanskiy Boumllge Mahkemesi Drsquonin kendisini
teslim alan aile tarafından evlat edinilmesine onay vermiştir Mahkeme kararın gerekccedilesinde
Drsquonin annesinin hayatını kaybettiğini babasının adının doğum belgelerinde yer almadığını
128
Drsquonin ebeveyn bakımından yoksun kalmış olduğunu ve bir suumlre ccedilocuk evinde kalmış olduğunu
belirtmiştir
Başvurucu babalık davasını kendisi hala tutukluyken accedilmış ve diğer doumlrt ccedilocuğun
babası olarak kaydedilmesine karar verilmiştir Başvurucu D hakkındaki davayı ise evlat
edindirme kararının kaldırılması talebini de ekleyerek ayrı bir dava olarak accedilmıştır
Başvurucu D iccedilin accediltığı davada Drsquonin evlat edinilmesinin hukuka ve ccedilocuğun
menfaatlerine aykırı olduğunu kanuna goumlre kardeşlerin ayrılmasının yasak olduğunu bu
konuda ebeveynin izninin aranması gerektiğini ileri suumlrmuumlştuumlr Kamensky Boumllgesi goumlzetim ve
koruma makamı ve Rusya Federasyonu İnsan Hakları Temsilciliğirsquonden bir temsilci de
başvurucunun talebine destek vermiştir
Bununla birlikte Ekim 2012rsquode mahkeme başvurucunun davasını reddetmiştir
Mahkemeye goumlre başvurucu Drsquonin babasıdır fakat evlat edindirme kararının ortadan
kaldırılması iccedilin herhangi bir neden yokken başvurucunun babalığının tanınmasının bir
mantığı yoktur Mahkeme ayrıca evlat edinen kişilerin kanuni şartları sağladığını ccediliftin Drsquoyi
buumlyuumltebilmek iccedilin gerekli mali guumlce sahip olduğunu suumlrekli işe ve uygun yaşam koşullarına
sahip olduğunu belirtmiştir Başvurucu karara karşı kanun yollarına başvurmuşsa da
başvuruları reddedilmiştir
İhlal İddiaları Başvurucu kızının kendi bilgisi dışında evlat edinilmesinin ve
accediltığı davanın reddedilmesinin Soumlzleşmersquonin 8 maddesine aykırı olduğunu ileri suumlrmuumlştuumlr
Karar
Madde 8
Mahkeme başvurucunun 17 yıl boyunca OM ile birlikte yaşadığını beş ccedilocuğun da
biyolojik babası olduğunu ve onlara baktığını dolayısıyla başvurucu ve D isimli ccedilocuğu
arasında Soumlzleşme anlamında bir aile bağı bulunduğunu tespit etmiştir
Mahkeme dava iccedilin belirleyici olan sorunun yerel makamların Drsquonin doğal babası ve
kardeşleriyle normal bir aile yaşamına sahip olması iccedilin kendilerinden beklenen gerekli ve
uygun buumltuumln adımları atıp atmadığı olduğunu belirtmiştir
129
Evlat Edindirme Suumlreci Accedilısından
Mahkemersquoye goumlre her ne kadar ccedilocuğun bakıma verilmesinin soumlz konusu doumlnemdeki
koşullar ccedilerccedilevesinde gerekli olduğu soumlylenebilecek olsa da yerel makamlar evlat edindirmeye
bir alternatifin olup olmadığı konusunda bir sonuca ulaşılabilmesi iccedilin yeterli bir suumlre sağlayıp
sağlamadığı ya da Drsquonin beraber yaşayabileceği bir yakınının bulunup bulunmadığının uygun
bir şekilde tespit edilip edilmediği hususları şuumlphelidir
Oumlrneğin evlat edindirme kararını veren mahkemenin Drsquonin kardeşleriyle ilgili
bilgilerden haberdar olduğunu fakat bu bulguları dikkate almadığını başvurucu baba ile ilgili
de bilgi edinebilecekken bu araştırmayı yapmadığını belirtmiştir Mahkeme başvurucunun
OMrsquonin oumlluumlmuumlnuuml takiben kanuni usullere başvurmaya başladığını Mart 2011rsquode dava accediltığını
ve ccedilocuklarının ismini mahkemeye bildirdiğini buna rağmen aynı mahkemenin Drsquonin evlat
edinilmesine onay verdiğini vurgulamıştır Mahkemersquoye goumlre yerel mahkeme ccedilok şekilci bir
yaklaşım goumlstermiş yalnızca şekli şartların varlığına odaklanmış dava hakkında başvurucuyu
ne bilgilendirmiş ne de başvurucuyu dinlemiştir
Mahkeme boumlylelikle yerel makamların evlat edindirme suumlrecindeki incelemelerinde
ciddi eksikliklerin olduğunu evlat edindirmenin Drsquonin yuumlksek menfaatlerine uygun olup
olmadığının belirsiz olduğunu bu usuluumln kendisinin ccedilok kuumlccediluumlk yaşta kardeşlerinden ve
babasından ayrılmasına yol accediltığını belirtmiştir
Evlat Edinmenin İptali Talebi ve Babalık Davası
Mahkemersquoye goumlre yerel mahkemenin başvurucunun davasını reddederken tek
gerekccedilesi Drsquonin artık evlat edinilmiş olması ve evlat edinme işlemini ortadan kaldırmak iccedilin
gereken şartların oluşmamış olmasıdır
Mahkeme ccedilocuğun yuumlksek yararının genel kanuni varsayımlarla belirlenemeyeceğini
bireylerin haklarının adil bir şekilde dengelenmesinin her bir somut davanın oumlzel koşullarını
incelemeyi gerekli kıldığını belirtmiştir Mahkemersquoye goumlre başvurucunun karşı karşıya kaldığı
durum yerel makamlar tarafından ciddi inceleme eksikliği iccedileren suumlreccediller sonucu yaratılmıştır
Mahkeme yerel mahkemelerin başvurucunun davasını reddederken oumlne suumlrduumlkleri
gerekccedilelerin yeterli olmadığına dikkat ccedilekmiştir Ayrıca Drsquonin koruyucu aileyle evlat edinme
aşamasına kadar geccedilirdiği 18 aylık suumlrenin de yetersiz olduğunu belirtmiştir Mahkeme yerel
130
mahkemelerin Drsquonin ileride yakınlarıyla kişisel ilişki kurması halinde ortaya ccedilıkabilecek
olumsuz etkileri de dikkate almadığını belirlemiştir Boumlylelikle Mahkeme yerel makamların
soumlz konusu suumlreccedilte pozitif yuumlkuumlmluumlluumlklerini yerine getirmediğine adil bir menfaat dengesi
kurmadığına ve bu nedenle başvurucunun Soumlzleşmersquonin 8 maddesi kapsamındaki aile
yaşamına saygı hakkının ihlal edildiğine karar vermiştir
Adil Tazmin
Mahkeme Rusyarsquonın başvurucuya manevi tazminat olarak 15000 euro masraf ve
giderler iccedilin toplam 1972 euro oumldemesine karar vermiştir
131
HAZİRAN 2020
Başvuru Adı VujnovićHırvatistan
Başvuru No 3234916
Başvuru Tarihi 2 Haziran 2016
Karar Tarihi 11 Haziran 2020
Karar Linki httphudocechrcoeintengi=001-202757
Konu Şikayetin yasal suumlresi iccedilerisinde yapılmaması sebebiyle yapılan
soruşturmanın etkisiz olduğu iddiasının yerinde olmadığı başvurucunun dayanmış olduğu kararlardaki
olguların somut olaydaki olgulardan farklılık goumlstermesi sebebiyle başvurucunun dayandığı
kararlardan farklı youmlnde verilen kararın hukuki kesinlik ilkesinin ihlali olarak değerlendirilemeyeceği
başvurucunun gerekli oumlzeni goumlstermesinin ve bilgi iccedilin yetkililere başvurmasın beklenmesinin makul
olduğu ve bunun mahkemeye erişim hakkına orantısız bir kısıtlama olarak kabul edilemeyeceği
Olaylar
Başvurucu Dušan Vujnović 1963 yılında doğmuş ve Zagrebrsquode yaşamakta olan bir Hırvat
vatandaşıdır
Başvurucunun ailesi 1993 yılındaki savaş doumlneminde ldquoMedak Cebirdquo olarak bilinen alanda
Hırvat ordusunun Sırp guumlccedillerinden kontroluuml geri almak iccedilin askeri bir operasyon duumlzenlerken
oumllduumlruumllmuumlşlerdir
Birkaccedil yıl sonra 51 kişinin oumllduumlruumllduumlğuuml Hırvat ordusu generallerinin Medak Cebi askeri
operasyonundaki roluuml hakkında soruşturmalar başlatılmıştır Eski Yugoslavya Uluslararası Ceza
Mahkemesi (ldquoEYUCMrdquo ndash İngilizce ICTY) ccedilok sayıda general aleyhine soruşturma başlatmış ve
kovuşturma amacıyla davaları Hırvat makamlarına iletmiştir
Oumlzellikle bir Hırvat generali olan RA 2001 yılında EYUCM tarafından ve daha sonra da 2006
yılında Hırvat makamlarınca ldquoCep Operasyonu-93rdquo sırasında insanlığa karşı succedil işlemek ve savaş
hukuku ve geleneklerini ihlal etmekle ve bilhassa Sırp etnik koumlkenine ait sivillerin katledilmesini
oumlnleyememesi nedeniyle succedillanmıştır Her iki iddianamede de başvurucunun ebeveynleri mağdurlar
arasında yer almıştır Hırvat mahkemeleri 2008 yılında General RArsquonın succedilsuz olduğuna huumlkmetmiş
ve bu karar 2009 yılında kesinleşmiştir
Başvurucu 2008 yılında ailesinin Hırvat askerlerince oumllduumlruumllmesi nedeniyle Devlet aleyhine
tazminat davası accedilmıştır Mahkeme ise 2015 yılında başvurucu aleyhine karar vermiştir Oumlzellikle
132
Yuumlksek Mahkeme başvurucunun EYUCMrsquonin General RA aleyhindeki iddianamesinde her iki
ebeveynini de mağdurlar arasında listelediği 2001 yılında ebeveynlerinin oumlluumlmuumlnuuml oumlğrenmesi
noktasında objektif olarak bir ihtimal olduğunu ve bu nedenle beş yıllık yasal zamanaşımı suumlresinin de
bu andan itibaren başlaması gerektiğini belirtmiştir Dolayısıyla başvurucu talebini 2008 yılında oumlne
suumlrduumlğuumlnde talebi zamanaşımına uğramıştır
Başvurucu 2011 yılında ebeveynlerinin oumlluumlmuumlnuumln ilan edilmesi iccedilin mahkemelere
başvurularda bulunmuş ve ilgili mahkemeler de bu doğrultuda 2012 ve 2013 yılında kesinleşmiş
kararlar vermiştir
İhlal İddiaları Başvurucu Madde 2rsquoye (yaşam hakkı) dayanarak ebeveynlerinin
oumlluumlmuumlne ilişkin yuumlruumltuumllen soruşturmaların sorumluların bulunamaması nedeniyle etkisiz olduğunu ileri
suumlrmuumlştuumlr
Ayrıca Başvurucu Madde 6 sect 1rsquoe (adil yargılanma hakkımahkemeye erişim hakkı) de
dayanarak Yuumlksek Mahkemenin yasal zamanaşımı suumlresinin hesaplanması konusundaki uygulamasının
tutarsız olduğunu ve bu yaklaşımın tazminat davalarında uygulanmış olması nedeniyle başvurucuyu
mahkemeye erişim hakkından mahrum bıraktığını iddia etmektedir
Karar
Madde 2 (yaşam hakkısoruşturma)
Devlet her ne kadar Savcılık makamının General RArsquonın 2008 yılında beraat etmesinden
sonra da Cep Operasyonu-93 esnasında işlenen succedilları soruşturmaya devam etse de ilgili tarih itibarıyla
başvurucunun ebeveynlerinin bir succedilun mağduru olarak değerlendirilmediklerini ifade etmiştir Ayrıca
her ne kadar 2015 yılının Eyluumll ayında uumlccedil kişi (başvurucu bu uumlccedil kişi arasında yer almamaktadır) bir succedil
duyurusunda bulunmuş olsa da buguumlne kadar bu durumun aksini işaret eden herhangi bir bilgiye
erişilememiştir
Mahkeme yakın akrabaları oumllduumlruumllen başvurucuların gerekli oumlzeni goumlstermelerinin ve ilgili
soruşturmadaki gelişmeler hakkında bilgi edinmek iccedilin gerektiği kadar inisiyatif kullanmalarının
beklenebileceğini tekrar ifade etmiştir
Ancak başvurucu 2009 yılının Kasım ayında General RA aleyhindeki ceza yargılamasının
sona ermesinden sonra bilgi isteme girişiminde bulunmamış ve sadece 2016 yılının Haziran ayında
yani altı aylık yasal başvuru suumlresinin sona ermesinden ccedilok sonra mahkemeye şikayeti iccedilin
başvurmuştur
Mahkeme bu nedenle başvurucunun ebeveynlerinin oumlluumlmuumlne ilişkin soruşturmanın
etkisizliğine ilişkin yapmış olduğu şikacircyeti soumlz konusu şikacircyet yasal suumlresi iccedilinde yapılmadığı iccedilin
133
kabul edilemez olduğundan reddetmiştir
Madde 6 sect 1
Hukuki Kesinlik
Başvurucu tazminat davası accedilılmasına ilişkin yasal zamanaşımı suumlresinin Yuumlksek
Mahkemenin aile uumlyelerinin oumlluumlmuumlne ilişkin vermiş olduğu diğer birccedilok tazminat kararındakine benzer
şekilde ebeveynlerinin oumllduumlğuumlnuuml belirten kararların kesinleştiği tarihten başlayarak hesaplanması
gerektiğini ileri suumlrmuumlştuumlr
Mahkeme daha oumlnce iki uyuşmazlığın farklı şekilde ele alınmasının farklı olgular soumlz konusu
olduğunda iccediltihat ccedilatışmasına yol accedilmayacağını kabul ettiğini tekrar ifade etmiştir
Mahkeme başvurucunun akıbeti belli olmayan davacıların aile uumlyelerinin kaybolmasına ilişkin
Yuumlksek Mahkeme kararlarına dayandığını ancak başvurucunun ebeveynlerini akıbetinin bilindiğini
belirtmiştir Başvurucunun ebeveynlerinin 1993 yılının Eyluumll ayında oumllduumlruumllduumlğuuml 2008 yılındaki
tazminat davası ve ebeveynlerinin oumlluumlm ilanlarına ilişkin alınan 2011 yılındaki kararlardan oumlnce de
bilinmekteydi Nitekim başvurucu ebeveynlerinin akıbetini General RA aleyhindeki iddianame
Hırvat ceza mahkemelerine geldiği tarih olan 2006 yılında oumlğrendiğini kabul etmiştir
Bu nedenle başvurucunun dayanmış olduğu kararlar başvurucunun ebeveynlerinden farklı
olgular iccedilermektedir Yerel mahkemenin tazminat davası accedilılması hususundaki zamanaşımı suumlresini
başvurucunun ebeveynlerinin oumlluumlm ilanlarının kesinleşmesi tarihinden itibaren hesaplanmamış olması
hususu iccediltihat ccedilatışmasına yol accedilmayacaktır ve hukuki kesinlik ilkesi ihlal edilmemiştir Bu nedenle
Madde 6 sect 1 uyarınca bir ihlal soumlz konusu değildir
Mahkemeye Erişim
Başvurucu Yuumlksek Mahkemenin başvurucunun talepte bulunması iccedilin geccedilerli yasal
zamanaşımı suumlresini başvurucunun ailesinin oumlluumlmuumlnuuml oumlğrenmesi iccedilin objektif olarak bir ihtimale sahip
olduğunu değerlendirdiği 2001 yılından itibaren hesaplamanın kendisini mahkemeye erişimden
mahrum bıraktığını ileri suumlrmuumlştuumlr
İlk olarak Mahkeme davacıların aile uumlyelerinin oumlluumlmuumlnuuml tam olarak oumlğrendikleri guumlnuumln tespit
edilemediği durumlarda yerel mahkemelerin davacıların bunu oumlğrenmek iccedilin objektif bir fırsata sahip
oldukları ana dayanmalarını mantıksız bulmamıştır
Mahkeme ayrıca Eyluumll 1993te Medak Cebinde işlenen succedillardan dolayı EYUCM nezdinde
Hırvat ordusu generalleri aleyhine accedilılan iddianamelerin Hırvatistan medyasında geniş yer bulduğunu
da not etmiştir Başvurucunun 1993 askeri harekatı sırasında kaybolan kişilerin oğlu olarak bu
134
yayımlardan habersiz kalmış olması muumlmkuumln değildir Başvurucunun gerekli oumlzeni goumlstermesini ve
bilgi almak iccedilin Hırvat yetkililerine başvurmasını beklemek de mantıksız olmamıştır
Ancak Başvurucu 2007deki tazminat davası bağlamı dışında ebeveynlerinin akıbetiyle ilgili
olarak polisle veya Eyalet Savcılığı ile iletişime geccedilmemiştir Başvurucu 2011 yılına kadar
(kaybolmalarından yaklaşık 18 sene sonra) ebeveynlerinin oumlluuml ilan edilmesi amacıyla dava accedilmamıştır
Başvurucu General RA aleyhine EYUCM iddianamesinin duumlzenlendiği Kasım 2001den
sonra herhangi bir noktada ebeveynlerinin akıbeti hakkında bilgi almak iccedilin Devlet yetkililerine
başvurmuş olsaydı onların Hırvat askerleri tarafından oumllduumlruumllduumlğuumlnuuml oumlğrenebilecek ve dolayısıyla
Devletrsquoten tazminat talep etmek iccedilin gerekli tuumlm bilgileri elde edilebilecekti
Bu nedenle Mahkeme Yuumlksek Mahkemenin başvurucunun tazminat talebinde bulunması iccedilin
yasal zamanaşımı suumlresini hesaplama şeklinin mahkemeye erişim hakkına orantısız bir kısıtlama teşkil
etmediği sonucuna varmıştır
Dolayısıyla Soumlzleşmenin 6sect1 maddesi bu bakımdan da ihlal edilmemiştir
135
Başvuru Adı Vladimir KharitonoRusya OOO Flavus ve DiğerleriRusya
BulgakovRusya EngelsRusya
Başvuru No 1079514 1246815 2348915 ve 1907416 2015915 6191916
Başvuru Tarihi 2013 - 2015
Karar Tarihi 23 Haziran 2020
Karar Linki httphudocechrcoeintengi=001-203177
Konu Soumlzleşmersquoye uygun bir incelemenin ve keyfi muumldahaleye karşı
guumlvencelerin yokluğunda internet sitelerinin tamamının erişime engellenmesinin ifade oumlzguumlrluumlğuumlnuumln
ihlali başvurucuların yararlanabileceği hukuk yollarının hiccedilbirinin etkili olmamış olmasının ifade
oumlzguumlrluumlğuuml ile bağlantılı olarak etkili başvuru hakkının ihlali olduğu
Olaylar
Vladimir KharitonoRusya
Başvurucu 2012rsquonin sonlarında internet sitesinin ndash Elektronik Yayımcılık Haberleri
(Electronic Publishing News) (wwwdigital-booksru) ndash IP adresinin telekom duumlzenleyici
Roskomnadzor tarafından engellendiğini fark etmiştir Tedbir başvurunun internet sitesiyle aynı yer
sağlayıcı şirket ve IP adrese sahip başka bir internet sitesine rastamantalesru ndash kenevir temalı halk
hikayelerinin koleksiyonu ndash erişimi engellemek isteyen Federal Uyuşturucu Kontrol Servisinin
(Federal Drug Control Service) kararından sonra alınmıştır
Başvurucu IP adresinin engellenmesinin yasadışı bilgi iccedilermeyen kendi internert sitesine
erişimi de engellediğini ileri suumlrerek bir mahkemeye başvurmuştur Mahkemeler Roskomnadzorun
eyleminin başvurucunun internet sitesi uumlzerindeki etkisini değerlendirmeksizin hukuka uygun
olduğunu onamıştır
OOO Flavus ve DiğerleriRusya
Başvucurular muhalefet medya kuruluşlarının sahibidir birinci başvurucu OOO Flavus
granirunun sahibidir ikinci başvurucu Garry Kasparov bağımsız bir web yayını olan
wwwkasparovrunun kurucusudur ve uumlccediluumlncuuml başvurucu OOO Mediafokus ejru adresindeki Daily
Newspaperın (Ezhednevnyy Zhurnal) sahibidir ve Rusya Huumlkuumlmeti hakkında eleştirel araştırma ve
analizler yayımlamaktadır
Mart 2014te Roskomnadzor kitlesel duumlzensizlik veya aşırılık yanlısı soumlylemleri teşvik ettiği
136
iddia edilen iccedileriklere istinaden Bilgilendirme Kanunursquonun 153 boumlluumlmuuml uyarınca hareket eden
Başsavcının talebi uumlzerine başvurucuların internet sitelerine erişimi engellemiştir Herhangi bir
mahkeme kararı aranmamıştır
Başvurucular engelleme tedbirinin yargı denetiminden geccedilmesi iccedilin sonucunda başarılı
olamadıkları bir başvuruda bulunmuş internet sitelerine erişimin toptan engellenmesinden ve ilgili succedil
teşkil eden materyalin kendilerine bildirilmemesinden (ki bu durum tekrar erişim sağlamak iccedilin
materyalin kaldırılamamasına sebep olmuştur) şikayetccedili olmuşlardır
BulgakovRusya
Kasım 2013te başvurucu yerel internet hizmet sağlayıcısının haberdar olmadığı Nisan 2012
tarihli bir mahkeme kararına dayanarak internet sitesine ndash Worldview of the Russian Civilization
(wwwrazumeiru) ndash erişimi engellediğini oumlğrenmiştir Bilgilendirme Kanunursquonun 10(6) boumlluumlmuuml
kapsamında verilen bu karar internet sitesinin dosyalar boumlluumlmuumlnde yer alan ve daha oumlnce aşırılık yanlısı
bir yayım olarak kategorize edilen elektronik bir kitabı hedef almıştır Mahkeme engellemenin
başvurucunun internet sitesinin IP adresine sağlayıcı duumlzeyinde erişimi engelleyerek uygulanmasına
karar vermiştir
Başvurucu mahkemenin kararından haberdar olur olmaz e-kitabı silmiştir Ancak mahkemeler
mahkemenin başlangıccedilta sadece succedil teşkil eden materyale değil IP adresinden tuumlm web sitesine
erişimin engellenmesine karar verdiği gerekccedilesiyle engelleme tedbirini kaldırmayı reddetmiştir
EngelsRusya
Nisan 2015te bir mahkeme yerel internet hizmet sağlayıcısının bir savcının şikayetine
dayanarak başvurucunun ifade oumlzguumlrluumlğuuml ve gizlilik konularına ilişkin internet sitesine ndash
RosKomSvoboda (rublacklistnet) ndash erişimi engellemesine karar vermiştir Savcı iccedilerik filtrelerinin
atlanmasına ilişkin bilgilerin ndash bu bilgilere başvurucunun internet sitesinden erişilebilirdi ndash
kullanıcıların başka alakasız bir internet sitesindeki aşırılık yanlısı materyallere erişmesine olanak
sağlaması nedeniyle Rusyada yayılmasının yasaklanması gerektiğini ileri suumlrmuumlştuumlr Başvurucu
yargılama hakkında bilgilendirilmemiştir
Mahkeme kararından sonra Roskomnadzor başvurucudan succedil teşkil eden iccedileriği kaldırmasını
istemiştir kaldırmadığı takdirde internet sitesi engellenecektir Başvurucu talebe uymuştur
Mahkemeler başvurucunun gezinmenin gizliliğinin korunması iccedilin araccedillar ve yazılımlar hakkında bilgi
sağlamanın herhangi bir Rus yasasına aykırı olmadığı youmlnuumlndeki temel iddiasına değinmeksizin
başvurucunun şikayetini reddetmiştir
İhlal İddiaları Başvurucuların tuumlmuuml Madde 10 (ifade oumlzguumlrluumlğuuml) uyarınca internet
137
sitelerine erişimin engellenmesinin hukuka aykırı ve orantısız olduğundan ve doğrudan veya oumlzuumlnde
Madde 13 kapsamında (etkili başvuru) Rus mahkemelerinin şikayetlerinin esasını dikkate almadığından
şikayetccedili olmuşlardır
Karar
Madde 10
Mahkeme doumlrt davanın hepsinde de 10 maddenin ihlal edildiğine oybirliğiyle karar vermiştir
Mahkeme genel olarak internetin ifade ve bilgi oumlzguumlrluumlğuuml hakkını dışa vurmaktaki oumlnemini
vurgulayarak internet sitelerine erişimi engelleyen tedbirlerin başvurucuların bilgi verme hakkına ve
halkın bilgi alma hakkına muumldahale teşkil ettiğini tespit etmiştir
Soumlzleşme bu tuumlr bir muumldahalenin ldquokanunda oumlngoumlruumllmerdquo de dahil olmak uumlzere koşulları
karşılamasını gerektirmektedir Soumlz konusu kanun diğer şeylerin yanı sıra accedilık ve oumlngoumlruumllebilir olmalı
yetkililere izin verilen takdir yetkisini sınırlamalı ve keyfi muumldahalelere karşı koruma sağlamalıydı
Ancak Mahkemenin 10 maddenin ihlal edildiğine karar vermesine buumlyuumlk oumllccediluumlde yol accedilan tam olarak
huumlkuumlmlerdeki eksiklikler olmuştur
Bay Kharitonovrsquoun internet sitesi Bilgilendirme Kanunursquonun yasa dışı internet iccedileriği
kategorilerini listeleyen 151 boumlluumlmuuml uyarınca engellenmiştir Ancak başvurucunun internet sitesinin
kendisinde herhangi bir yasa dışı materyal bulunmama olup bu site yalnızca boumlyle bir materyal
bulunduran bir internet sitesiyle aynı IP adresine sahip olduğu iccedilin engellenmiştir Bu nedenle Bay
Kharitonovun olayındaki muumldahale herhangi bir kanuna dayanmamaktadır Mahkeme ayrıca davaya
muumldahil olan uumlccediluumlncuuml şahısların Rusyada milyonlarca internet sitesinin yalnızca yasa dışı iccedilerik
barındıran başka internet siteleriyle aynı IP adresini paylaşmaları sebebiyle engellenmiş olduğuna işaret
ettiklerini kaydetmiştir
OOO Flavus ve Diğerlerindeki internet siteleri Başsavcılığın kitlesel duumlzensizlik ccedilağrıları
veya izinsiz halka accedilık etkinliklere katılmak dahil olmak uumlzere ccedileşitli iccedilerik tuumlrlerinin engellenmesini
talep etmesine izin veren Bilgilendirme Kanunursquonun 153 boumlluumlmuuml uyarınca engellenmiştir
Roskomnadzorrsquoun ağ yer sağlayıcılığı hizmetine youmlnelik bildirimlerinin belirli internet
sayfalarından ziyade tuumlm internet sitelerine atıfta bulunmasından dolayı yasanın usul gereklilikleri
sağlanmamıştır Yetkililer URLleri belirtemeyerek başvurucuların iccedileriği kaldırmalarını ya da belirli
internet sayfalarına atıfta bulunarak Başsavcının talebine itiraz etmelerini engellemişlerdir
Ayrıca Başsavcının soumlz konusu materyalin izinsiz kamuya accedilık etkinliklere katılma ccedilağrıları
teşkil ettiği youmlnuumlndeki bulgusu bu materyalin iccedileriğinin gerccedilekte hiccedilbir dayanağı olmayan keyfi ve
accedilıkccedila mantıksız bir yorumudur
138
Ayrıca wwwkasparovru aleyhindeki kararda Kırımdaki insanları yasa dışı eylemlerde
bulunmaya teşvik ettiği iddia edilen bir broşuumlruumln goumlruumlntuumlsuumlnuumln yeniden uumlretilmesi iccedilin yasal bir
dayanak bulunmamaktadır Başsavcı Rus yargı yetkisi dışında neyin hukuka aykırı olduğu ve neyin
hukuka aykırı olmadığı konusunda yasal yetkiye sahip değildir Her haluumlkarda yasa dışı eylemler
kavramı boumlluumlm 153teki engellemeye accedilık iccedilerik kategorilerinin dışında kalmıştır
Mahkeme ayrıca bu uumlccedil başvurucunun davasında internet sitelerinin tuumlmuumlne erişimin
engellenmesinin ldquodemokratik bir toplumda gereklirdquo olup olmadığını incelemiştir Mahkeme boumlylesine
kapsamlı bir engellemenin bir gazete veya televizyon kanalını engellemekle kıyaslandığında aşırı bir
oumlnlem olduğunu ve ayrı gerekccedilelendirme gerektirdiğini vurgulamıştır Yalnızca yasa dışı iccedileriğe
youmlnelik bir oumlnlemin yan etkisi olarak yasal iccedileriğe veya internet sitelerine herhangi bir ayrım
goumlzetmeksizin muumldahale eden engelleme bu tuumlr internet sitelerinin sahiplerinin haklarına keyfi bir
muumldahale teşkil etmiştir
Bununla birlikte Huumlkuumlmet toptan engelleme kararı iccedilin herhangi bir gerekccedile sunmamış veya
herhangi bir meşru amaccedil veya baskın toplumsal ihtiyacı detaylandırmamıştır Ayrıca başvurucuların
asıl amacın muhalif medyaya erişimi engellemek olduğu iddiası ciddi endişelere yol accedilmıştır
Başvurucuların internet sitelerine youmlnelik engelleme tedbirleri herhangi bir gerekccedileden yoksundur ve
Mahkeme bu tedbirlerin herhangi bir meşru amaccedil guumltmediklerine karar vermiştir
Bay Bulgakovun olayındaki soumlz konusu yasal huumlkuumlm yetkililerin internet sitesindeki e-kitap
da dahil olmak uumlzere belirli iccedilerikleri engellemesine izin veren Bilgilendirme Kanunursquonun 10(6)
boumlluumlmuumlduumlr E-kitabın aşırılık yanlısı bir materyal olduğu ise tartışmalı değildir ve Bay Bulgakov bu e-
kitabı hemen kaldırmıştır
Ancak yerel mahkemenin kararı bu tuumlr bir youmlntem herhangi bir birincil mevzuatta veya
uygulama kurallarında yer almasa da yalnızca yasa dışı iccedileriğin değil internet sitesinin bir buumltuumln olarak
engellenmesine yol accedilmıştır İlaveten engelleme başvurucu succedil teşkil eden dolayısıyla hukuka aykırı
olan iccedileriği kaldırdıktan sonra bile korunmuştur
Mahkeme Bilgilendirme Kanunursquonun 10(6) boumlluumlmuuml kapsamındaki proseduumlruumln
uygulanmasından kaynaklanan muumldahalenin aşırı ve keyfi sonuccedillar doğurduğu sonucuna varmıştır
Son olarak Almanyadan gelen bir ccedilevrimiccedili oumlzguumlrluumlk aktivisti olan Bay Engelsrsquoin davasında
yapılan muumldahale Bilgilendirme Kanunursquonun 151 maddesine oumlzellikle de internet sitelerinin ldquobelirli
internet iccedileriğini Rusyada yayılması yasaklanması gereken bilgiler olarak tanımlayan yargı kararınardquo
dayanarak engellenmesine cevaz veren 5 alt boumlluumlmuumln ikinci boumlluumlmuumlne dayanmaktaydı
Mahkeme ilgili huumlkmuumln engellenmeye accedilık iccedilerik kategorilerini listelememesinden oumltuumlruuml aşırı
derecede belirsiz ve aşırı kapsamlı olduğunu ve Soumlzleşmenin oumlngoumlruumllebilirlik şartını karşılamadığını
139
tespit etmiştir Oumlzellikle Engels gibi internet sitesi sahipleri hangi iccedileriğin yasaklanabileceğini ve bir
internet sitesi engellenmesine yol accedilabileceğini bilemedikleri iccedilin bu kişilerin davranışlarını uygun
şekilde duumlzenlemeleri muumlmkuumln olmamıştır
Nitekim Bay Engelsin olayı huumlkmuumln nasıl keyfi etkiler yaratabileceğini goumlstermiştir
mahkeme filtre atlama araccedillarının ve bu tuumlr diğer yazılımların ya da bunlar hakkında bilgi sağlamanın
yasa dışı olduğunu tespit etmemiş olmasına rağmen Bay Engelsrsquoin internet sitesi engellenmiştir
Mahkeme başvurucunun internet sayfasında aşırılık yanlısı bir konuşma veya başka yasaklanmış iccedilerik
bulmamış ancak teknolojinin başka yerlerde aşırılık yanlısı iccedileriğe erişmek iccedilin kullanılabileceği
olasılığına atıfta bulunmuştur
Mahkeme tesaduumlfen aşırılık yanlısı materyallere erişime yardımcı olabileceği iccedilin ccedilevrimiccedili
bilgiye erişim teknolojisi hakkındaki bilgileri gizlemenin bu tuumlr materyalleri ccediloğaltmak iccedilin
kullanılabilecekleri gerekccedilesiyle yazıcılara ve fotokopi makinelerine erişimi kısıtlamaya ccedilalışmaktan
farklı olmadığını tespit etmiştir Dar bir şekilde tanımlanmış ve spesifik bir yasal dayanağın
yokluğunda Mahkeme bu tuumlr kapsamlı bir tedbirin keyfi olduğuna huumlkmetmiştir
Kanundaki guumlvenceler
Mahkemenin başvurucuların davalarında 10 maddenin ihlal edildiğine dair bulgusu keyfi
muumldahaleye karşı guumlvencelerin olmamasına da dayanmaktadır
Tuumlm olaylarda engelleme tedbirine ilişkin oumlnceden bildirimde bulunulmamış ve Bilgilendirme
Kanunu internet sitesi sahiplerinin engellenme yargılamalarına herhangi bir şekilde katılmasını
gerektirmemiştir Kharitonov ve OOO Flavus ve Diğerlerinde engelleyici tedbirler ilgili tarafların
dinlenebileceği bir alan sağlayan bir mahkeme veya başka bir bağımsız yargılama organı tarafından
uygulanmamıştır
Engelleme tedbiri ayrıca şeffaflıktan yoksundur Engelleme kararlarını ve engellenen internet
sitelerini kontrol etmek iccedilin duumlzenleyicinin internet sitesine başvurmak muumlmkuumln olsa da boumlyle bir
oumlnlemin nedenlerine veya nasıl itiraz edileceğine ilişkin bilgilere erişim sağlanmamıştır
Engelleme tedbirini incelemeye youmlnelik yargılamalarda mahkemeler yalnızca duumlzenleyicinin
yasaya uyup uymadığını incelemiştir Ancak tedbirin etkisine ilişkin Soumlzleşmeye uygun bir
değerlendirme yapmamışlardır
Kanun ilgili taraflara yasa dışı iccedileriği kaldırma veya yargı denetimi başvurusunda bulunma
fırsatı vermeden yetkililerin engelleme tedbirlerinin uygulanmasından oumlnce bir etki değerlendirmesi
yapmasını veya derhal uygulanmalarının acilliğini gerekccedilelendirmesini gerektirmemiştir
Mahkeme başvurucuların şikayetlerini değerlendiren hakimlerin oumlzellikle internet sitelerinin
140
tuumlmuumlnuumln erişime engellenmesine youmlnuumlndeki gerekliliği değerlendirerek eldeki ccedileşitli menfaatleri
tartmaya ccedilalıştıklarına dair hiccedilbir belirti bulamamıştır
Soumlzleşmeye uygun bir goumlzden geccedilirme diğer unsurların yanı sıra bu tuumlr bir engelleme
tedbirinin buumlyuumlk miktarlarda bilgiyi erişilemez hale getirerek internet kullanıcılarının haklarını buumlyuumlk
oumllccediluumlde kısıtladığı ve oumlnemli bir yan etkiye sahip olduğu gerccedileğini dikkate almış olmalıdır
Mahkeme oumlzellikle doumlrt davanın hiccedilbirinde mahkemelerin Yuumlksek Mahkeme Genel
Kurulunun 27 Haziran 2013 tarih ve 21 sayılı kararında belirlenen mahkemeler tarafından Soumlzleşmenin
yorumlanmasında dikkate alınması gereken kriterleri uygulamadığını not etmiştir
Mahkeme ayrıca Bulgakov ve Engels davalarında yerel bir internet servis sağlayıcının davalı
olarak belirlenmesinin bu tuumlr yargılamalara muhalif bir karakter vermek iccedilin yetersiz olduğunu
kaydetmiştir
Madde 10 ile bağlantılı olarak Madde 13
Mahkeme başvurucuların olaylarında mahkemelerden hiccedilbirinin başvurucuların haklarının
ihlaline ilişkin tartışmalı şikayetlerin esasına ilişkin inceleme yapmadığını tespit etmiştir
Kharitonov davasında engelleme kararının başvurucunun internet sitesindeki etkilerinin
hukuka uygunluğunu veya orantılılığını incelenmemiştir OOO Flavus ve Diğerleri davasında ise
yetkililerin internet sayfalarının belirtilmesine ve engelleme tedbirlerinin gerekliliğinin ve
orantılılığının veya bunların aşırı kapsamının incelenmesine youmlnelik yasal gerekliliğe uymamış
olduklarına bakılmamıştır
Bulgakov davasında yuumlksek mahkeme bir internet sayfası ile bir internet sitesi arasındaki
hukuki ayrımı ele almamış veya engelleme tedbirinin gerekliliği ve orantılılığını ve uygulanmasında
seccedililen youmlntemin aşırı etkilerini incelememiştir Engels davasında yuumlksek mahkeme belirli teknolojiler
hakkındaki bilgilerin oumlzguumll doğası ile ilgilenmemiş veya engelleme tedbirinin gerekliliği ve
orantılılığını incelememiştir
Başvurucuların yararlanabileceği hukuk yollarının hiccedilbiri bu koşullar altında etkili olmamıştır
ve davaların tuumlmuumlnde 10 madde ile bağlantılı olarak 13 madde ihlal edilmiştir
141
Başvuru Adı Moustahi v Fransa
Başvuru No 934714
Başvuru Tarihi 20 Ocak 2014
Karar Tarihi 25 Haziran 2020
Karar Link httphudocechrcoeintengi=001-203163
Konu Comorosrsquotan Fransız boumllgesi olan Mayottersquoa yasa dışı yolla
geccedilen iki ccedilocuk ve bir babanın idari goumlzetime alınarak hızlı bir şekilde geri goumlnderilmesinin
Soumlzleşmersquonin 3 5 8 ve 13maddeleri ile Ek Protokol 4rsquouumln 4 maddesini ihlal ettiği
Olaylar Uumlccedil başvurucu Mohamed Moustahi ve onun ccedilocukları Nadjima
Moustahi ve Nofili Moustahi 1982 2008 ve 2010 doğumludur Başvurucular Afrikarsquonın
doğusundaki Fransız boumllgesi olan Mayottersquota yaşamaktadır Mohamed Moustahi 1994
yılından beri Mayottersquota yaşamaktadır ancak Mohamedrsquoin eşi (ldquoannerdquo) Mayottersquota kaccedilak
yaşayan bir Comoros vatandaşıdır Anne kaccedilak yaşadığı iccedilin 2011 yılında Comorosrsquoa geri
goumlnderilmiştir Comorosrsquoa goumlnderilen anne ccedilocuklarını anneanne ve dedesine emanet edip
eşinin yanına Mayottersquoa geri doumlnmuumlştuumlr 13 Kasım 2013 guumlnuuml ccedilocuklar (Nadjima Moustahi
ve Nofili Moustahi) Mayottersquoa giden bir botta 17 kişiyle birlikte Fransız yetkililer tarafından
yakalanmıştır 14 Kasım 2013 sabah saat 9rsquoda botta yakalanan kişilerin oumlnce sahilde kimlik
kontroluuml yapılmış sonrasında ise hastanede sağlık kontrolleri yapılmıştır Yine aynı guumln geri
goumlnderme işlemlere başlatılmıştır Ccedilocuklar geri goumlnderme işleminden oumlnce yaklaşık 1 saat 45
dakika MA isimli goumlccedilmenin goumlzetimine verilerek jandarma merkezinde tutulmuştur Fakat
ccedilocukların jandarma merkezinde tutulmuş olduklarına dair herhangi bir kayıt sisteme
girilmemiştir Bu esnada Mohamed Moustahi jandarma merkeziyle iletişim kurmuş fakat
ccedilocuklarıyla konuşmasına izin verilmemiştir Aynı guumln Mohamed Moustahi Mayotte İdare
Mahkemesirsquone ccedilocukları iccedilin başvuruda bulunmuş ancak ccedilocuklar yine aynı guumln Comorosrsquoa
geri goumlnderilmiştir 18 Kasım 2103 tarihinde İdare Mahkemesi Mohamed Moustahirsquonin
yapmış olduğu başvuruyu reddetmiştir 3 Aralık 2013rsquote Fransız Danıştayrsquoına yapılan temyiz
başvurusu da reddedilmiştir Mohamed Moustahi 2014 yılında ailesini tekrar birleştirmek
adına ccedilocukları iccedilin vize başvurusu yapmış ve başvurusu kabul edilmiştir O doumlnemden beri
tuumlm aile birlikte yaşamaktadır
142
İhlal İddiaları Nadjima Moustahi ve Nofili Moustahi hukuksuz şekilde
tutuldukları iccedilin kişi oumlzguumlrluumlğuuml ve guumlvenliği haklarının ihlal edildiğini tutulduktan sonra
mahkeme oumlnuumlne ccedilıkarılmadıkları iccedilin kişi oumlzguumlrluumlğuuml ve guumlvenliği haklarının ihlal edildiğini
hukuksuz şekilde tanımadıkları bir goumlccedilmene emanet edilerek tutulduklarını geri goumlnderme
sırasında ccedilocuk olmalarına rağmen herhangi bir oumlzel tedbirin alınmadığı sebebiyle insanlık dışı
ve aşağılayıcı muamele yasağının ihlal edildiğini ileri suumlrmuumlştuumlr
Mohamed Moustahi ise ccedilocuklarına yapılanlardan dolayı bir baba olarak korku endişe
ve ccedilaresizlik hissettiğini ve bu sebeple insanlık dışı ve aşağılayıcı muamele yasağının ihlal
edildiğini ileri suumlrmuumlştuumlr
Ayrıca tuumlm başvurucular yaşananlardan dolayı oumlzel ve aile yaşamına saygı haklarının
ihlal edildiğini iddia etmiştir
Karar
Madde 3
Mahkeme ccedilocuk olan başvurucuların ( Nadjima Moustahi ve Nofili Moustahi )
yetkililer tarafından herhangi bir bağları olamayan MArsquonın goumlzetimine verilmesi tuumlm goumlzaltı
suumlresince ccedilocukların yararının değil en hızlı şekilde geri goumlndermenin oumlncelendiği ccedilocukların
goumlzaltında tutulan yetişkinlerden farklı bir muamele goumlrmediğini belirtmiş ve sebeplerden
dolayı başvurucu ccedilocuklar accedilısından insanlık dışı ve aşağılayıcı muamele yasağının ihlal
edildiğine karar vermiştir
Mahkeme ilk başvurucunun ( Mohamed Mooustahi ) yaşadığı uumlzuumlntuuml ve endişeyi
anlamakla birlikte ccedilocukların kısa suumlre tutulması yasadışı yollarla gelmiş oldukları uumllkeden
yasal yollarla goumlnderilmiş olmaları ve gittikleri yer olan Comorosrsquota anneleri tarafından
karşılanacak olmaları sebebiyle ilk başvuran accedilısından insanlık dışı ve aşağılayıcı muamele
yasağının ihlal edilmediğine karar vermiştir
Madde 51
Mahkeme ccedilocuk olan başvurucuların herhangi bir akraba ile birlikte tutulmadıklarına
aksine kanunda yasak olmasına rağmen bir bağları bulunmayan kişiye emanet edildiklerine
143
vurgu yapmış ve bu durumun başvurucular accedilısından kişi oumlzguumlrluumlğuuml ve guumlvenliği hakkını ihlal
ettiğine karar vermiştir
Madde 54
Mahkeme ccedilocuk olan başvurucuların yasal temsilcisi olamayacak birinin goumlzetimine
verildiği iccedilin yasal haklarını kullanamadıklarını ve mahkemeye başvuramadıklarını belirterek
bu sebeple tutulan kişinin kişi oumlzguumlrluumlğuuml ve guumlvenliği hakkı kapsamındaki hakim oumlnuumlne
ccedilıkarılma hakkının ihlal edilmiş olduğuna karar vermiştir
Madde 8
Mahkeme ccedilocukların hukuksuz ve ailelerinden ayrı şekilde goumlzaltında tutulmasının
dahi oumlzel ve aile yaşamına saygı hakkının ihlal edilmiş olması iccedilin yeterli olduğunu belirtmiştir
Mahkeme yetkililerin ccedilocukları hukuksuz şekilde tutmanın yanı sıra herhangi bağı olmayan
bir kişiye emanet etmiş olmasının ve ccedilocukların yararı goumlzetilmeden bir an oumlnce geri
goumlndermeye ccedilalışılmasının oumlzel ve aile yaşamına saygı hakkını ihlal ettiğine karar vermiştir
4 Ek Protokol 4 Madde
Mahkeme olay esnasında uumlccedil ve beş yaşlarında olan ccedilocukların akraba olan bir yetişkin
eşlik etmeden uumllkeden geri goumlnderilmesinin geri goumlnderme yasağını ihlal ettiğine karar
vermiştir
Madde 13
Mahkeme ivedi başvuru usullerinin teorik olarak var olduğunu ve bu usullerde gerekli
goumlruumllduumlğuuml takdirde geri goumlndermenin durdurulacağının duumlzenlenmiş olduğunu belirtmiştir
Ancak olayda yaşananlar ccedilok kısa suumlrede gerccedilekleştiği iccedilin ivedi başvuru usulleri
uygulanamamıştır Bu sebeple mahkeme etkili başvuru hakkının oumlzel ve aile yaşamına saygı
hakkı ve geri goumlnderme yasağı bağlamında ihlal edilmiş olduğuna karar vermiştir
Mahkeme insanlık dışı ve aşağılayıcı muamele yasağı accedilısından olayda etkili bir
başvuru yolu olmadığına dair herhangi bir kanıt olmadığına karar vermiştir
Madde 41
Mahkeme Mohamed Moustahirsquoye 2500 euro Nadjima Moustahirsquoye 10000 euro ve
Nofili Moustahirsquoye de 10000 euro manevi tazminat verilmesine karar vermiştir
144
Başvuru Adı CimbersekSlovenya
Başvuru No 5851216
Başvuru Tarihi 29072015
Karar Tarihi 30 Haziran 2020
Karar Linki CimbersekSlovenya
Konu
Başvurucunun yerel mahkemede bilirkişi olma başvurusunun reddedilmesiyle ilgili
davada başvurucunun tanık beyanları sunmak amacıyla yaptığı soumlzluuml duruşma talebinin accedilık
nedenlerle gerekccedilelendirilmeksizin reddedilmesinin adil yargılanma hakkını ihlal ettiği blog
ve e-posta yorumlarının başvurucunun bilirkişilik başvurusunun reddedilmesine dayanak
goumlsterilmesinin Soumlzleşmersquonin 10 maddesini ihlal ettiği
Olaylar
Başvurucu Jernej Cimperšek 1960 doğumlu ve Ptujda (Slovenya) yaşayan bir
Slovenya vatandaşıdır
İnşaat alanında yuumlksek lisans derecesine sahip olan başvurucu 2013 yılında doğal
afetler ile diğer afetlerin etkilerinin değerlendirilmesi iccedilin mahkeme bilirkişisi unvanına
başvurmuştur
2014 yılında sınavı geccedilip goumlreve başlamayı beklediği suumlreccedilte Adalet Bakanı Mahkeme
Kanunu uyarınca bilirkişi olmak iccedilin gerekli kişisel niteliklere sahip olmadığı iccedilin başvurusunu
reddetmiştir Bakan başvurucunun sosyal ve siyasi konularla ilgili bloğunda bulunan yazıları
ve yemin toumlrenindeki gecikmelerle ilgili diğer adaylara goumlnderilen e-postaların saldırgan ve bir
mahkeme bilirkişisinin ccedilalışmasıyla uyumsuz olduğunu tespit etmiştir
Bay Cimperšek ifade oumlzguumlrluumlğuumlnuuml ihlal ettiğini iddia ederek bu karara karşı dava
accedilmıştır Ayrıca kişisel niteliklerinin değerlendirilmesinin e-postaları ve bloguyla sınırlı
kalmaması gerektiğini savunarak mahkemeden ahlaki karakteri ve sadece arkadaşları
tarafından okunan blog hakkında tanık dinlemesini talep etmiştir
145
İdare Mahkemesi 2015 yılında Bakanın mahkeme bilirkişisi olmaya uygunluğuna
ilişkin Bakanlık kararını onaylayarak başvurucunun talebini reddetmiştir Başvurucunun
temyiz başvurusu ve bireysel başvurusu da reddedilmiştir
İhlal İddiaları
Bay Cimperšek Soumlzleşmersquonin 6 sect 1 maddesine (adil yargılanma hakkı) dayanarak
davasında soumlzluuml duruşma yapılmamasından şikayetccedili olmuştur Soumlzleşmersquonin 10 maddesi
(ifade oumlzguumlrluumlğuuml) kapsamında bloğunda eleştirel bir goumlruumlş ifade ettiği ve Bakanlığın
ccedilalışmaları hakkında şikayette bulunduğu iccedilin cezalandırıldığını iddia etmiştir
Karar
6Madde
Mahkeme Soumlzleşmenin 6 maddesinin Bay Cimperšekrsquoin şikayetine uygulanabilir
olduğunu ve dolayısıyla kabul edilebilir olduğunu tespit etmiştir Slovenyarsquonın hukuk
sisteminde mahkemede bilirkişi unvanını alma hakkı gibi bir hak bulunmamakla birlikte
Cimperšek bu goumlrev iccedilin yaptığı başvurunun incelenmesi iccedilin yasal bir usule tabi olma hakkına
ve yargı oumlnuumlnde Bakanlığın kararına itiraz etme hakkına sahiptir Dahası unvanı almış olsaydı
uumlcretli bir kamu goumlrevini yerine getirebilecekti
Mahkeme esasa ilişkin olarak ilk derece mahkemesi olan idare mahkemesinin soumlz
konusu olayları ve hukuku değerlendirme yetkisine sahip tek mercii olduğuna karar vermiştir
Ancak Mahkeme atıfta bulunulan tek delilin Bakanlığırsquonın kararı olduğuna ve başvurucunun
duruşma talebinin reddedildiğine dikkat ccedilekmiştir
Bu talep başvurucunun tanıkların ifadeleri aracılığıyla bir mahkeme bilirkişisi olmak
iccedilin gerekli nitelikleri taşıdığına dair olgusal bilgiler sunmak istemesi nedeniyle yapılmıştır
Ayrıca blogda yazdığı yazı ile mahkeme bilirkişisi olarak yaptığı işin kalitesi arasındaki
nedensel bağlantıya da itiraz etmiştir Mahkemersquoye goumlre idare mahkemesinin oumlnuumlndeki bu
sorunlar yargılamanın sonucuyla ve tarafların tartıştığı olaylarla ilgilidir
İdare mahkemesinin başvurucunun talebini reddetmesi İdari Anlaşmazlıklar Yasasına
dayanmaktadır Bununla birlikte mahkeme başvurucunun oumlne suumlrmek istediği hangi delil veya
olguları dikkate aldığını ve bunların neden ilgisiz bulduğunu belirtmemiştir Mahkemersquonin
146
idare mahkemesinin talebi reddetme gerekccedilelerinin davanın olgusal geccedilmişine goumlre nasıl
yorumlandığını tespit etmesi bu nedenle zor olmuştur
Mahkeme idare mahkemesinin yargılamasında soumlzluuml duruşma yapılmaması nedeniyle
6 maddenin 1 fıkrasının ihlal edildiği sonucuna varmıştır
10 Madde
Mahkeme başvurucunun Soumlzleşmenin bu maddesi ile korunan haklarına muumldahale
edildiğine karar vermiştir Başvurucunun talebinin bakan tarafından reddinden oumlnce
başvurucunun bir mahkeme bilirkişisi olmak iccedilin girdiği incelemede başarılı olması ve yemine
davet edilmiş olmasına rağmen bakanın kararında blog ve e-postalara değinilmesinin soumlz
konusu kararın esas olarak ifade oumlzguumlrluumlğuumlnuumln kullanılmasıyla ilgili olduğunu ve kamu
hizmetlerine erişimle ilgili olmadığını goumlsterdiğini belirtmiştir
Mahkeme muumldahaleye ilişkin Soumlzleşmeye uygun herhangi bir gerekccedile olup olmadığını
incelerken Bakanın herhangi bir blog yazısına veya e-posta pasajına atıfta bulunmadığını veya
saldırgan olduğunu duumlşuumlnduumlğuuml yazılarda başvurucunun kullandığı dili oumlzel olarak
belirtmediğini kaydetmiştir
Mahkemersquoye goumlre başvurucunun bilirkişi olması oumlnuumlnde herhangi bir engel olmadığına
oumlnceden karar verilmiş olması goumlz oumlnuumlne alındığında Bakanrsquoın bu tuumlr bir gerekccedilesinin de
bulunmaması oumlzellikle dikkate değerdir Bakan ayrıca başvurunun reddedilmesinin ifade
oumlzguumlrluumlğuuml hakkını sınırlamadığını duumlşuumlnmuumlştuumlr
Mahkeme idare mahkemesinin de başvurucunun ifade oumlzguumlrluumlğuuml hakkında sessiz
kaldığını ve bu konudaki iddialarına değinmediğini belirtmiştir Bakanın kararıyla iddia edilen
kamu menfaatine karşı bu hak hiccedilbir şekilde dengelenmemiştir ve bu nedenle soumlz konusu
muumldahaleye ilişkin etkili ve yeterli bir adli inceleme yapılmamıştır
Mahkeme Huumlkuumlmetrsquoin Bakanrsquoın kararının ahlaki değerleri ve mahkeme bilirkişilerinin
itibarını guumlvence altına almak iccedilin gerekli olduğuna dair iddiasını da reddetmiştir Buna goumlre
Bakanrsquoın kararında veya idare mahkemesinin kararında başvurucunun ifade oumlzguumlrluumlğuumlnuuml
kullanmasının saldırganlığı ve bu tutumun bilirkişinin ccedilalışmasına aykırı olduğuna dair
ayrıntılı bir neden bulunmamıştır
147
Mahkemersquoye goumlre ne Bakan ne de idare mahkemesi soumlz konusu ccedilatışan menfaatler
arasında adil bir dengenin kurulup kurulmadığına dair bir değerlendirme yapmıştır Bu nedenle
Mahkemenin yerel makamların bu tuumlr ccedilıkarların dengelenmesine ilişkin iccediltihadı da
kullanılamamıştır
Sonuccedil olarak Mahkeme başvurucunun ifade oumlzguumlrluumlğuumlne youmlnelik muumldahalenin
demokratik bir toplumda gerekli olmadığına ve 10 maddenin ihlal edildiğine karar vermiştir
Adil tazmin (Madde 41)
Mahkeme Slovenyanın başvurucuya manevi tazminat olarak 15600 Euro (EUR) ve
masraf ve giderler iccedilin 2812 Euro oumldemesine karar vermiştir
148
Başvuru Adı NT v Rusya
Başvuru No 1472711
Başvuru Tarihi 09022011
Karar Tarihi 2 Haziran 2020
Karar Linki httphudocechrcoeintengi=001-202633
Olaylar N T ( ldquoBaşvurucurdquo ) oumlmuumlr boyu hapis cezasına ccedilarptırılmış
bir Rusya vatandaşıdır Başvuran hapis cezasına Aralık 2010 tarihinde ldquoIK 56rdquo numaralı oumlzel
guumlvenlik rejimine tabi olan bir cezaevinde başlamıştır Başvuran cezasını ccedilekmeye başlar
başlamaz Rusyarsquoda 10 yıl uumlzeri hapis cezası alan herkes gibi katı bir cezaevi rejimine tabi
tutulmuştur Bu sıkı rejim ldquoIK6rdquo numaralı cezaevine geccedilene kadar ki 7 yıl boyunca devam
etmiştir Bu suumlre boyunca ya tek başına ya da başka bir mahkumla huumlcrede kalmıştır Cezaevine
ilk girdiği guumlnden Aralık 2015rsquoe kadar huumlcresinden her dışarı ccedilıktığında bileğine kelepccedile
takılmıştır Cezaevinin kanalizasyon sistemi olmadığı iccedilin 30 litrelik lavabo kovalarını
mahkumlar taşımaktadır Bu kovaları taşırken dahi başvurucunun kelepccedilesi ccedilıkarılmamıştır
Başvuran Mart 2018rsquode ldquoIK6rdquo numaralı cezaevine geccedilmiştir Ancak orada da gardiyanlar
yeniden kelepccedile takma uygulamasına başlamışlardır Ayrıca başvurucunun IK6rsquodaki huumlcre
arkadaşları cezaevi kaccedilakları rehine kaccedilırmış kişiler ve kendine zarar verenler gibi tehlikeli
mahkumlardan oluşmaktadır
İhlal İddiaları Başvuran bahse konu olan cezaevi rejiminden dolayı insanlık
dışı ve aşğılayıcı muamele yasağının ihlal edildiğini iddia etmiştir
Karar
Madde 3
Mahkeme başvurucunun oumlmuumlr boyu hapis cezasından dolayı diğer mahkumlardan
ayrılıp guumlnuumln 22 buccediluk saatini tek başına ya da iki kişilik huumlcrede herhangi bir aktivite
yapmadan kendini geliştirmek iccedilin herhangi bir eğitim almadan geccedilirmesinin ve huumlcreden
dışarı her ccedilıktığında kendisine kelepccedile takılmış olmasının insan onurunu zedelediğini
belirtmiştir Mahkeme başvurucuya uygulanan kısıtlamaların muumlebbet hapis cezasının
149
doğasında olan ıstıraptan daha ağır bir acıya yol accediltığını ifade etmiş insanlık dışı ve aşağılayıcı
muamele yasağının ihlal edildiğine karar vermiştir
Madde 46
Mahkeme yaşanan ihlalin yapısal bir sorun olduğunu ve iccedil hukuktaki Ceza İnfaz
Kanunursquondan kaynaklandığını belirtmiştir İnfaz Kanunursquona goumlre muumlebbet hapis cezası alan
her kişiye bireysel değerlendirme yapılmaksızın olaydaki kısıtlamalar uygulanmaktadır
Mahkeme İnfaz Kanunursquonun soumlzleşmeye uygun şekilde değiştirilmesi gerektiğini belirtmiştir
Madde 41
Mahkeme başvurucuya 3000 euro manevi tazminat ve 1000 euro masraf ve gider
uumlcreti oumldenmesine karar vermiştir
150
Başvuru Adı Omorefe v İspanya
Başvuru No 6933916
Başvuru Tarihi 16112016
Karar Tarihi 23 Haziran 2020
Karar Linki httphudocechrcoeintengi=001-203179
Konu Ccedilocuğunu bakılması iccedilin bıraktığı bakım merkezinin
başvurucunun ccedilocukla yeterli kişisel ilişki kurmadığı gerekccedilesiyle ccedilocuğu oumlnce koruyucu
aileye vermesi sonra da evlat edindirmesinin Soumlzleşmersquonin 8 maddesini ihlal ettiği
Olaylar Başvurucu 1976 doğumlu bir Nijerya vatandaşıdır
Pamplonaİspanyarsquoda yaşamaktadır Dava konusu olay yaşandığı sırada İspanyarsquoda kaccedilak
şekilde ikamet etmektedir Başvuran ekonomik ve sosyal koşulları yeterli olmadığı iccedilin iki
aylık olan ccedilocuğunun bakım merkezi tarafından bakılmasını talep etmiş ve ccedilocuğu yetkililer
tarafından koruyucu bakım merkezine alınmıştır Daha sonrasında ccedilocuk yetkililer tarafından
bakım merkezinden alınıp koruyucu aileye verilmek iccedilin kabul merkezine alınmıştır Mart
2009rsquoda kabul merkezindeki değerlendirme kurulu başvurucunun her ziyarete gelmediğini ve
ccedilocukla istikrarsız bir ilişkisinin olduğunu ve ccedilocuğun koruyucu aileye verilmesini gerektiğini
belirtmiştir Başvuran ccedilocuğunun koruyucu aileye verilmesine karşı değildir ama koruyucu
aileye verilse dahi ccedilocuğuyla iletişiminin kopmamasını istemektedir Mayıs 2009rsquoda Ccedilocuk ve
Aile Genel Direktoumlrluumlğuuml ziyaretlere duumlzguumln gelmediği ve ccedilocukla sağlıklı bir duygusal bağ
kuramadığı gerekccedileleriyle başvurucunun ccedilocuğuyla olan ilişkisini kesmiştir ve ccedilocuğu
koruyucu ailenin yanına vermiştir Haziran 2009rsquoda başvuran bu karara karşı itirazda
bulunmuş fakat itirazı reddedilmiştir Daha sonrasında başvuran Navarra İl Mahkemesirsquone
başvurmuş ve mahkeme ccedilocukla ilgili verilecek kararın biyolojik annenin izni olmadan
alınamayacağını belirterek itirazı kabul etmiş ve başvuran ile ccedilocuğunun ayda bir saat
yetkililerin kontroluumlnde goumlruumlşebileceğine karar vermiştir Bunun uumlzerine yetkililer mahkeme
kararına karşı temyiz yoluna başvurmuştur
Bu esnada yetkiler tarafından duumlzenlenen rapora goumlre yargılama suumlrecindeki geccedilen 5
sene boyunca ccedilocuk koruyucu aileyle kalmış ve bu suumlreccedilte tatmin edici derecede olumlu
gelişme goumlstermiştir Ayrıca yetkilerin ilk derece mahkemesinin kararına karşı yapmış
151
oldukları temyiz başvurusu kabul edilmiş ve Boumllge Mahkemesi ccedilocuğun yararı olan
durumlarda biyolojik ailenin izni bulunmasa dahi kuumlccediluumlğuumln koruyucu aileye verilebileceğini
belirtmiştir Boumllge Mahkemesi kararına karşı başvurucu Anayasa Mahkemesirsquone başvurmuş
fakat başvurusu kabul edilemez bulunmuştur
İhlal İddiaları Başvurucu ccedilocuğuyla iletişimin idare tarafından korunmaması
sebebiyle oumlzel ve aile yaşamına saygı hakkının ihlal edildiğini iddia etmiştir
Karar
Madde 8
Mahkeme başvurucunun ccedilocuğunun koruyucu aile yanına verilmiş olmasının oumlzel ve
aile yaşamına saygı hakkına youmlnelik yasal dayanağı ve meşru amacı olan bir muumldahale
olduğunu belirtmiştir Mahkeme ccedilocuğun vesayet altına alınmasının annesi tarafından talep
edilmiş olduğu iccedilin anlaşılabilir olduğunu belirtmiştir Oumlte yandan vesayet altındaki
ccedilocuğunun biyolojik ailesiyle kurulacak ilişkinin ciddi şekilde irdelenerek duumlzenlenmesi
gerektiğini ve buna uygun olan gerekli oumlnlemlerin ccedilocuğun yaşı ve yararı goumlz oumlnuumlnde tutularak
alınması gerektiğini belirtmiştir Mahkeme başvurucunun ccedilocuğunun evlat edinilmesine
kadarki tuumlm suumlreci dikkate almış evlat edinme gibi ciddi bir proseduumlruumln biyolojik aileyle
iletişim kurma gibi yeterli guumlvenceleri sağlamadan yapıldığına evlat edinmeden daha hafif
tedbirlerin de alınabileceğine dikkat ccedilekmiştir Ayrıca Mahkeme zaten kişisel ve ailevi
zorluklar yaşamakta olduğu iccedilin ccedilocuğunu kuruma teslim eden annenin goumlruumlşleri dikkate
alınmadan evlat edindirme usuluumlnuumln uygulandığını belirtmiştir Bu gerekccedilelerle Mahkeme
başvurucunun oumlzel ve aile yaşamına saygı hakkının ihlal edildiğine karar vermiştir
Madde 46
Mahkeme vermiş olduğunu kararın ışığında ccedilocuğun yararı goumlzetilerek anne ve ccedilocuk
arasında iletişimin kurulması iccedilin yerel yetkililere ccedilağrıda bulunmuştur Son olarak Mahkeme
benzer durumdaki olaylarda ccedilocuğun yetkililer tarafından koruyucu aileye verilme suumlrecinde
biyolojik aile ile ccedilocuğun iletişiminin oumlzel ve aile yaşamına saygı hakkını ihlal etmeyecek
şekilde duumlzenlenmesi gerektiğini belirtmiştir
Madde 41 Başvuran herhangi bir tazminat talebinde bulunmadığı iccedilin tazminata
huumlkmedilmemiştir
152
Başvuru Adı SMHırvatistan (Buumlyuumlk Daire)
Başvuru No 6056114
Başvuru Tarihi 27 Ağustos 2014
Karar Tarihi 25 Haziran 2020
Karar Linki httphudocechrcoeintengi=001-203503
Konu Hırvatistan vatandaşı bir kadının insan ticareti ve zorla fuhuş
şikayeti sonucu Soumlzleşme madde 4rsquouumln (koumllelik ve zorla ccedilalıştırma yasağı) ihlali
Olaylar Başvurucu SM 1990 doğumlu ve Zrsquode yaşayan bir Hırvatistan
vatandaşıdır
Başvurucu Eyluumll 2012rsquode TM adlı erkeğin kendisini 2011rsquoin ortalarından itibaren
birkaccedil ay fuhşa zorladığına ilişkin succedil duyurusunda bulunmuştur İddialarına goumlre polis
memuru olan TM kendisiyle oumlnce ailesinin arkadaşı olarak Facebook aracılığıyla iletişime
geccedilmiş ve SMrsquoye iş bulmasında yardımcı olacağına dair soumlz vermiştir Bununla birlikte ilk
buluşmalarında başvurucuyu para karşılığı cinsel ilişkide bulunması iccedilin birinin evine
goumltuumlrmuumlş ve bunun yalnızca iş buluncaya kadar olacağını soumlylemiştir Bu durum TMrsquonin
onlara yaşamak iccedilin apartman dairesi ayarlaması ya da SMrsquoyi onlarla buluşmaya zorlaması ile
duumlzenli muumlşterilerinin olmasına sebep olmuştur SM TMrsquonin kontroluuml altında olduğunu bu
hizmet karşılığında kazandığı paranın yarısına TM tarafından el konulduğunu ve eğer
isteklerine uymazsa tehdit edildiğini ve cezalandırıldığını iddia etmiştir SM arkadaşına
telefon etmiş ve arkadaşının erkek arkadaşı SMrsquoye kaccedilmasında yardım etmiştir Sonrasında
SM sonraki altı ay boyunca arkadaşı ve arkadaşının annesiyle kalmıştır TMrsquonin Facebook
uumlzerinden tehdit mesajları atmaya başlaması uumlzerine polise başvurmaya karar vermiştir
Polisin hazırlık soruşturmasında TMrsquonin daha oumlnce zorla fuhuş yaptırma ve tecavuumlzden
succedillu olduğu saptanmıştır TMrsquonin muumllkleri ve arabası aranmış kondomlar iki otomatik tuumlfek
bir el bombası ve birkaccedil cep telefonu bulunmuştur
2012 sonunda TM aleyhine dava accedilılmış başvurucuya resmi olarak insan ticareti
mağduru sıfatı verilmiştir
153
Soruşturma sonrasında TM 2013rsquote mahkemeye ccedilıkarılmıştır Bununla birlikte
başvurucuyu fuhşa zorlama succedilundan beraat etmiştir Mahkeme başvurucunun beyanını
kaccedilmasına yardım eden arkadaşının ileri suumlrduumlğuuml deliller ile ccedilelişmesi sebebiyle tutarsız ve
guumlvenilmez bulmuştur Bu sebeple mahkeme succedil iccedilin yeterli delil sağlanamadığına ve
başvurucunun cinsel hizmetleri goumlnuumllluuml olarak sağladığına karar vermiştir
Yapılan savcılık itirazı Ocak 2014rsquote reddedilmiş yine aynı yılın Haziran ayında
başvurucunun Anayasa Mahkemesirsquone bireysel başvurusu da kabul edilemez bulunmuştur
İhlal İddiaları Başvurucu Soumlzleşme madde 4 (koumllelik yasağı zorla ccedilalıştırma
yasağı) kapsamında iddialar hakkında yuumlruumltuumllen soruşturmanın yetersiz olduğunu ileri
suumlrmuumlştuumlr
Karar Oumlncelikle Mahkeme başvurucunun davası aracılığıyla cinsel
soumlmuumlruuml (fuhuş) amacıyla insan ticareti hakkındaki iccediltihadının daha iyi anlaşılmasını sağlama
fırsatını elde etmiştir
Mahkeme insan ticaretinin Soumlzleşme madde 4 kapsamında olduğunu vurgulamıştır
Bununla birlikte Mahkeme bu maddede ticaret kavramının veya koumllelik kulluk ya da zorla
ccedilalıştırma kavramlarının tanımlanmadığını belirtmiştir
Bu sebeple Mahkeme bu kavramları oumlncelikle uluslararası hukukun rehberliğinde ele
alacaktır Uluslararası hukuk ticaret succedilunu tanımlarken oumlzellikle uumlccedil unsuru birlikte arar fiil
(işe alma ulaştırma aktarma barındırma ya da kişilerin seccedilimialımı vb) araccedillar (tehdit veya
guumlccedil kullanımına başvurma ya da diğer cebir yolları kaccedilırma hile yanıltma kırılgan durumdan
istifade ya da guumlccedilten istifade bir kimse uumlzerinde kontrol kazanmak iccedilin para veya başka kazanccedil
alıp verme) ve amaccedil (başkalarını fuhşa zorlama veya cinsel soumlmuumlruumlnuumln farklı şekilleri vb)
Bu uluslararası tanımın uumlccedil unsuru mevcut olmadığı takdirde Mahkeme bir hareket veya
durumun Soumlzleşme madde 4rsquote duumlzenlenen insan ticareti succedilunun oumlzelliklerinden olduğunu
kabul etmenin muumlmkuumln olmadığına huumlkmetmiştir
Mahkeme daha sonra insan ticareti kavramının oumlrguumltluuml bir succedilla bağlantılı olup
olmamasına bakılmaksızın hem ulusal hem de sınıraşan insan ticaretini kapsadığını
accedilıklamıştır Ayrıca Madde 4rsquote duumlzenlenen ldquocebren ve zorunlu ccedilalıştırma (zorla ccedilalıştırma)rdquo
154
kavramının amacı bir davanın oumlzel şartlarının insan ticareti bağlamı oumlzelinde oluşup
oluşmadığına bakılmaksızın zorla fuhuş gibi ciddi soumlmuumlruuml olaylarına karşı korumaktır
Belirli bir durumun ldquoinsan ticaretininrdquo tuumlm unsurlarını iccedilerip iccedilermediği veveya ayrı
bir zorla fuhuş konusu olup olmadığı davayla alakalı tuumlm hususlar ışığında incelenmesi
gereken olgusal bir sorundur
Huumlkuumlmet savunmasında SMrsquonin tehdit edilmediğini zor kullanımına veya farklı bir
cebre maruz kalmadığını yani uluslararası tanımdaki ldquoaraccedilrdquo unsurunun olmadığını bu sebeple
başvurucunun davasında insan ticareti bulunmadığını ileri suumlrmuumlştuumlr Ayrıca diğer unsurların
da eksik olduğunu eklemiştir Şoumlyle ki TM başvurucunun belgelerine el koymamıştır onu
oumlzguumlrluumlğuumlnden mahrum bırakmamıştır başvurucunun cep telefonu yanındadır ve başkalarıyla
iletişime geccedilme imkanı hep vardır kazancını TM ile paylaştığına goumlre bir geliri vardır Bu
sebeplerle Huumlkuumlmet başvurucunun davasına madde 4rsquouumln uygulanamayacağını savunmuştur
Diğer yandan Mahkeme TMrsquonin iddiaya goumlre başvurucuyla ilk olarak Facebook
aracılığıyla iletişim kurduğunu ki bunun da insan tacirlerinin mağdur toplarken kullandığı
bilinen ldquoaraccedillardanrdquo biri olduğunu kaydetmiştir Bu durum başvurucunun kaygılanması iccedilin
bir neden olmadığı inancıyla beraber iş vaadi iddiası iccedilin de geccedilerlidir Ayrıca başvurucunun
TMrsquonin ona cinsel hizmet sağlayabilmesi iccedilin yer ayarladığı iddiası barındırma unsurunu
yerine getirir ki bu da insan ticaretinin ldquofiillerindenrdquo birini oluşturur Dahası başvurucunun
kişisel durumu şuumlphesiz onun kırılgan bir gruptan olduğu izlenimi verirken TMrsquonin konumu
ve geccedilmişi başvurucu uumlzerinde baskın bir pozisyonda olduğu ve onun kırılganlığını suistimal
edebileceği anlamına gelmektedir
Oumlzetle başvurucu tartışılabilir bir iddiada bulunmuştur ve Soumlzleşme madde 4rsquoe aykırı
bir muamelenin (insan ticareti veveya zorla fuhuş) mağduru olduğuna youmlnelik prima facie (ilk
bakışta) deliller mevcuttur Bu sebeple Mahkeme Huumlkuumlmetin madde 4rsquouumln uygulanabilirliğine
youmlnelik savını reddetmiştir
Mahkeme Soumlzleşme sebebiyle yerel makamların başvurucunun iddialarını soruşturma
yuumlkuumlmluumlluumlklerinin olduğu kanaatindedir Mahkeme iccediltihadında accedilıklandığı uumlzere bu olayların
tespiti ve kimliğin saptanması ile -şartlar oluşmuşsa- sorumlunun cezalandırılması iccedilin etkili
bir soruşturma accedilılması ve yuumlruumltuumllmesi anlamına gelmektedir Bunu gerccedilekleştirmek iccedilin
yetkili merciler delillere ulaşmalarını sağlayacak her tuumlrluuml makul adımı atmak zorundadır
155
Soruşturma mercileri (polis ve ilgili Savcılık) başvurucunun TM aleyhindeki
iddialarıyla gecikmeden harekete geccedilmişse de soruşturmaları esnasında bazı bariz soruşturma
yollarını izlememiştir
Facebook uumlzerinden iletişim şekli insan tacirlerinin mağdurları seccedilerken başvurduğu
youmlntemlerden biri olarak bilinse de soruşturma mercileri başvurucu ve TMrsquonin Facebook
iletişimlerini soruşturmak uumlzere ccedilaba sarf etmemiştir Başvurucunun ailesine oumlzellikle de daha
oumlnce TM ile iletişime geccedilip sorun yaşamış annesine başvurulmamıştır Başvurucu ve TMrsquonin
yaşadığı apartman dairesinin sahibinin veya komşularının kimliğini tespit etmek veya
sorgulamak denenmemiştir Başvurucu ve arkadaşının beyanları arasındaki tutarsızlıkları
aydınlatmak uumlzere ne başvurucunun yardım iccedilin aradığı arkadaşının annesi ne de erkek
arkadaşı sorgulanmıştır
Boumlylelikle soruşturma mercileri bariz soruşturma yollarını izlemektense buumlyuumlk oumllccediluumlde
başvurucunun beyanına dayanmış ve takip eden yargılamalarda aslında TMrsquonin inkarına
karşılık basitccedile başvurucunun iddialarının karşılaştığı daha fazla delil sunulmayan bir durum
yaratılmıştır
GRETA ve diğer uluslararası kurumlar insan ticareti succedilunun etkili soruşturulmasının
gereklerinden birinin de yalnızca mağdurun ifadesine aşırı dayanılmaması gerektiği bunun
başka delillerle de aydınlatılması ve desteklenmesi olduğunu vurgulamaktadır Ayrıca bir
mağdurun yaşadığı psikolojik travma ve yetkililerle işbirliği yapmadaki isteksizliğinin
sebepleri de dikkate alınmalıdır
Mahkeme soruşturma mercilerinin dosyayı yuumlruumltmedeki eksikliklerinin ilgili
mahkemeler dahil yerel mercilerin başvurucu ile TM arasındaki ilişkinin doğasını ve
başvurucunun iddia ettiği gibi TM tarafından soumlmuumlruumlluumlp soumlmuumlruumllmediğini tespit etmesini
zorlaştırdığına huumlkmetmiştir
Dolayısıyla ceza hukuku sisteminin davaya uygulanış şekli bozuktur Huumlkuumlmet
Soumlzleşme madde 4rsquoteki soruşturma yuumlkuumlmluumlluumlğuumlnuuml ihlal etmiştir
Adil Tazmin (Madde 41)
Mahkeme Hırvatistanrsquoın başvurucuya 5000 euro manevi tazminat oumldemesine
huumlkmetmiştir
156
Karşı Oy Yargıccedil Turkovic Pastor Vilanova ve Serghides her biri farklı
gerekccedileler sunarken Yargıccedil OrsquoLeary ve Ravarani ortak bir farklı gerekccedile sunmuşlardır Bu
goumlruumlşler karara eklenmiştir
157
Başvuru Adı Baldassi ve DiğerleriFransa
Başvuru No 1527116
Başvuru Tarihi 16032016-18032016-21032016
Karar Tarihi 11 Haziran 2020
Karar Linki httphudocechrcoeintengi=001-202756
Konu Filistin aktivistlerinin ldquoBoykot Elden Ccedilıkarma ve Yaptırımlar
(Boycott Divestment and Sanctions)rdquo kampanyasının bir parccedilası olarak İsrailrsquoden ithal edilen
uumlruumlnlerin boykot edilmesini amaccedillayan eylemlere katılmaları nedeniyle ekonomik ayrımcılığa
teşvik gerekccedilesiyle cezalandırılmalarının Soumlzleşme md 7rsquoyi (kanunsuz ceza olmaz) ihlal
etmediği ancak Soumlzleşme md 10rsquoun (ifade oumlzguumlrluumlğuuml) ihlal edilmiş olduğu
Olaylar On bir başvurucu Jean-Michel Baldassi Henri Eichholtzer
Aline Parmentier Sylviane Mure Nohammad Akbar Maxime Roll Laila Assakali Yahya
Assakali Jacques Ballouey Habiba El Jarroudi ve Farida Sarr-Trichinersquodir Nohammad Akbar
(Afganistan vatandaşı) ve Habiba Al Jarroudi (Fas vatandaşı) hariccedil tuumlm başvurucular Fransa
vatandaşıdır Eichholtzer Habsheimrsquode Parmentier Zillisheimrsquode ikamet etmektedir Jacques
Ballouey diğer başvurucular gibi Mullhousersquoda ikamet etmektedir
Başvurucular uluslararası BDS (Boykot Elden Ccedilıkarma ve Yaptırımlar) kampanyasını
yerel olarak aktaran ldquoFilistin Kolektifi 68rdquo uumlyesidir Bu kampanya 9 Temmuz 2005 tarihinde
Filistin sivil toplum oumlrguumltlerinin ccedilağrısıyla başlatılmış bir yıl sonra Uluslararası Adalet Divanı
şu goumlruumlşuuml yayımlamıştır ldquoİşgalci guumlccedil İsrail tarafından işgal edilen Filistin topraklarında Doğu
Kuduumls ve ccedilevresi dahil olmak uumlzere inşa edilmekte olan duvar uluslararası hukuka aykırıdırrdquo
26 Eyluumll 2009 tarihinde başvuruculardan beşi Illzachrsquotaki C marketi iccedilinde Filistin
Kolektifi 68 tarafından duumlzenlenen ve İsrail uumlruumlnlerini boykota davet eden bir eyleme
katılmışlardır Uumlccedil sepete İsrail menşeli olduğunu tahmin ettikleri uumlruumlnleri muumlşterilerin
goumlrebileceği şekilde koymuş ve boykota davet eden bildiri dağıtmışlardır
22 Mayıs 2010 tarihinde aynı markette Filistin Kolektifi 68 tarafından duumlzenlenen ve
başvuruculardan sekizinin katıldığı bir eylem daha olmuştur Ayrıca marketi İsrailrsquoden ithal
158
edilen uumlruumlnleri satmamaya davet eden bir dilekccedileyi market muumlşterilerinin imzasına
sunmuşlardır
Colmar savcısı 29 Temmuz 1881 tarihli kanun madde 24 (8)rsquode oumlngoumlruumllen ayrımcılığa
teşvik succedilu nedeniyle başvurucuları Mullhouse Ceza Mahkemesine davet etmiştir
15 Aralık 2011 tarihindeki 2 yargılama sonucunda Mullhouse Ceza Mahkemesi
başvurucuları succedilsuz bulmuştur 27 Kasım 2013 tarihinde 2 yargılama sonucunda Colmar
İstinaf Mahkemesi başvurucuların beraat ettiği oumlnceki mahkeme kararını bozmuş ve
başvurucuların ayrımcılığa teşvik sebebiyle succedillu bulmuştur
Bu sebeple 26 Eyluumll 2009 tarihli olay iccedilin İstinaf Mahkemesi beş sanığın her biri iccedilin
1000 Euro para cezasını ertelemiş ve sanıkların davacı Irkccedilılık ve Antisemitizmle Uluslararası
Muumlcadele Birliği Sınır tanımayan Avukatlar Derneği Fransa-İsrail İşbirliği Derneği ve
BNVCArsquoya manevi tazminat olarak 1000 Euro oumldemesine ve Ceza Muhakemeleri Kanunu
madde 475-1 kapsamında devlet tarafından karşılanmayan davacı masrafları iccedilin 3000 euro
oumldemesine karar vermiştir
22 Mayıs 2010 tarihli olayları incelerken İstinaf Mahkemesi dokuz sanığın 1000
euroluk para cezalarını ertelemiş ve uumlccedil davacının [Irkccedilılık ve Antisemitizmle Uluslararası
Muumlcadele Birliği Sınırtanımayan Avukatlar Derneği Fransa-İsrail İşbirliği Derneği] her birine
1000 euro manevi tazminat ve Ceza Muhakemeleri Kanunu madde 475-1 [Devlet tarafından
karşılanmayan davacı masrafları] uyarınca 3000 euro oumldenmesine karar vermiştir
20 Ekim 2015 tarihli iki yargılamada Yargıtay Ceza Dairesi başvurucuların oumlzellikle
Soumlzleşmenin 7 ve 10 maddelerinin ihlal edildiğine ilişkin şikayetlerini reddetmiştir Oumlzellikle
İstinaf Mahkemesinin 29 Temmuz 1881 tarihli kanun madde 24(8)rsquode belirtilen succedil unsurlarını
belirterek kararını gerekccedilelendirdiğine ve Soumlzleşme madde 102rsquode ifade oumlzguumlrluumlğuumlnuumln
kısıtlama veya yaptırımların konusu olabileceğine ve mevcut olayda da muumldahalenin
başkalarının haklarını koruma ve kamu duumlzeni sebebiyle demokratik toplumda gerekli
olduğuna huumlkmetmiştir
İhlal İddiaları Soumlzleşme madde 7rsquoye (Kanunsuz ceza olmaz) dayanarak
başvurucular basın oumlzguumlrluumlğuumlne ilişkin 29 Temmuz 1881 tarihli Kanun madde 24(8) temelinde
ekonomik ayrımcılığa teşvik nedeniyle succedillandıklarını oysa metnin ekonomik ayrımcılığı
kapsamadığını ileri suumlrmuumlşlerdir Soumlzleşme madde 10rsquoa (ifade oumlzguumlrluumlğuuml) dayanarak BDS
159
kampanyası bağlamında İsrailrsquode uumlretilen uumlruumlnlerin boykotuna ccedilağrı yapan eylemlere
katıldıkları gerekccedilesiyle succedillandıklarını ileri suumlrmuumlşlerdir
Karar
Madde 7
Mevcut davada Mahkeme başvurucuların lsquo9 Temmuz 1881 tarihli Kanun md 24 (8)
uyarınca succedillu bulunduklarını goumlrmuumlştuumlr İlgili maddeye goumlre ldquoher kim madde 23rsquote
duumlzenlenen anlamlardan herhangi biriyle koumlkenleri etnik bir gruba mensubiyeti ulusu ırkı
veya dini sebebiyle bir kişi veya bir grup insana karşı ayrımcılık nefret veya şiddete teşvik
ederse bir yıl hapis veveya 45000 euro para cezası ile cezalandırılırrdquo
İlk derece mahkemesinde oumlzellikle eylemlerin muumlşterileri yalnızca İsrail uumlruumlnlerini
almaktan vazgeccedilirmeyi hedeflediği ve madde 24(8)rsquode ldquoekonomikrdquo ayrımcılık yer almadığı
son olarak ekonomik ayrımcılık succediluna oumlzellikle aynı madde (9)rsquoda oumlngoumlruumllduumlğuumlne ve
ekonomik ayrımcılık succedilunu oluşturan eylemlerin oumlngoumlruumllduumlğuuml ve tanımlandığı Ceza Kanunu
md225-2rsquoye atıf yaptığı sebepleriyle başvurucuları succedilsuz bulmuştur Buna karşılık Colmar
İstinaf Mahkemesi uumlreticiler belirli bir ldquoulusardquo [İsrail] mensup ldquobir grup insandırrdquo şeklinde bir
değerlendirme yapmış başvurucuların muumlşterileri İsrailrsquode uumlretilmiş uumlruumlnleri almaktan
vazgeccedilirmesini ldquoİsrailrsquoden gelen uumlruumlnlere karşı halkı ayrımcılığa teşvik olarak dikkate almış ve
ilk derece mahkemesi kararını bozmuştur
Mahkeme 29 Temmuz 1881 tarihli Kanun madde 24(8)rsquode ekonomik ayrımcılığa teşvik
ibaresinin accedilıkccedila yer almadığını goumlrmuumlştuumlr Madde 24 (9) accedilıkccedila bu tip ayrımcılığa teşvike
değinmiş ancak muumlnhasıran kasten oumllduumlrme cinsel youmlnelim ve engellilik accedilısından duumlzenlemiş
ve koumlken ya da ulusa değinmemiştir
Buna karşılık Mahkeme İsrailrsquoden ithal edilen uumlruumlnlere boykot ccedilağrılarına ilişkin
davalarda Yargıtayrsquoın 29 Temmuz 1881 tarihli Kanun madde 24(8)rsquoi mevcut davadan oumlnce de
uyguladığı youmlnuumlnde Huumlkuumlmetle hemfikirdir
Bu nedenle zamanın yerleşik iccediltihadı uyarınca başvurucular İsrailrsquoden ithal edilen
uumlruumlnleri boykot ccedilağrısının 29 Temmuz 1881 tarihli Kanun madde 24(8) uyarınca succedil
oluşturacağını bilmelidirler
Soumlzleşme madde 7 ihlal edilmemiştir [Oyccedilokluğu]
160
Madde 10
Mahkeme boykot ccedilağrısı ile farklı muameleye teşvike youmlnelik protestonun birleştiğini
goumlzlemlemiştir mevcut durumun koşullarına bağlı olarak boumlylesi bir ccedilağrı başkalarına karşı
ayrımcılığı teşvik anlamına gelebilir Ayrımcılığa teşvik hoşgoumlruumlsuumlzluumlğe teşvikin bir şeklidir
ki bu da ifade oumlzguumlrluumlğuumlnuuml gerccedilekleştirirken aşılmaması gereken şiddet ve nefret soumlylemi
dışındaki bir diğer sınırdır Bununla birlikte farklı muameleye teşvik ayrımcılığa teşvikle aynı
şey olmayabilir
Mahkeme mevcut dava ile WillemFransa davası arasındaki farklılık konusunda
başvurucular ve uumlccediluumlncuuml taraf olan muumldahillerle hemfikirdir Bay Willem belediyeye ait yiyecek
iccedilecek hizmetlerinde İsrail uumlruumlnlerinin boykot edilmesi kararını accedilıkladığında başkan sıfatıyla
bundan aldığı guumlcuuml kullanarak ve bunun gerektirdiği tarafsızlık ve takdir yetkisine dikkat
etmeksizin hareket etmiştir belediye konseyinde bu konuyu oumlnce tartışmadan veya oylamaya
sunmadan accedilıklamayı yapmıştır bu sebeple kamu yararına olan bir konunun tartışılmasını
desteklediğini iddia edememiştir Son davadan farklı olarak buradaki başvurucular belediye
başkanına ait yetkilerden doğan sorumluluk ve goumlrevler ile kısıtlanmamış ve muumlşteriler
uumlzerindeki etkileri belediye başkanının belediye hizmetlerindeki etkisi ile
karşılaştırılamayacak olan sıradan vatandaşlardır Dahası başvurucuların yaptıkları ceza
yargılamasına sebep olan boykot ccedilağrıları suumlpermarket muumlşterileri arasında bir tartışma ortamı
yaratma amacıyladır
Mahkeme başvurucuların ırkccedilılık veya antisemitik goumlruumlşleri ya da nefret veya şiddete
teşvik sebebiyle succedillanmadığını goumlrmuumlştuumlr Aynı şekilde kendilerine zarar vermemiş veya 26
Eyluumll 2009rsquoda ve 22 Mayıs 2010rsquoda gerccedilekleşen eylemler suumlresince bir zarara sebep
olmamışlardır Dava dosyasından anlaşılmaktadır ki ortada sebep olunan bir şiddet ve zarar
yoktur Başvurucuların eylemlerini gerccedilekleştirdiği market yerel mahkemelerde davacı olarak
zarar iddiasında bulunmamıştır
Başvurucular İsrailrsquoden gelen uumlruumlnleri boykot ccedilağrıları ile ldquoayrımcılığa teşvikrdquo ettikleri
gerekccedilesiyle 29 Temmuz 1881 basın oumlzguumlrluumlğuuml uumlzerine Kanun md 24(8) uyarınca succedillu
bulunmuştur
Colmar İstinaf Mahkemesi market muumlşterilerini İsrail uumlruumlnlerini almamaya davet
ederek başvurucuların muumlşterileri uumlreticilerin veya tedarikccedililerin koumlkenlerine goumlre ayrımcılık
yapmaya ittiğine huumlkmetmiştir Devamında ayrımcılığa teşvikin duumlşuumlnce ve ifade oumlzguumlrluumlğuuml
161
kapsamında olmadığı ccediluumlnkuuml bu hareketin farklı muamele etmeye teşvik şeklinde gerccedilekleşerek
bir grup insan bakımından olumlu bir reddetme eylemi iccedilerdiği sonucuna varmıştır İstinaf
mahkemesine goumlre uumlreticiler veya tedarikccedililer arasında İsrailli olanları reddetmeye youmlnelik
ayrımcılığı teşvik 29 Temmuz 1881 tarihli basın oumlzguumlrluumlğuuml uumlzerine Kanun md24(8)rsquode
oumlngoumlruumllen ayrımcılığı şiddeti ya da nefreti teşvik etme succedilunun maddi unsurlarını yeterince
iccedilermektedir Ayrıca İstinaf Mahkemesi ifade oumlzguumlrluumlğuumlnuumln hak kullanıcısına kanunen
cezalandırılabilir bir succedil işleme izni vermediğini eklemiştir
Mahkeme mahkumiyet kararına sebep olan kanun maddesini yorumlamadığını bunu
yapacak olan makamların yerel kanunları uygulamak ve yorumlamakla yuumlkuumlmluuml olan yerel
mahkemeler olduğunu belirtmiştir Buna karşılık Mahkeme başvurucuların mahkumiyetinin
demokratik bir toplumda gerekli olup olmadığını inceleyecektir Bununla birlikte Mahkeme
Fransa hukukunda mevcut davada yorumlandığı ve uygulandığı uumlzere ccedilağrının cereyanı
koşulları ve sebepleri ne olursa olsun uumlruumlnlerin menşelerine youmlnelik boykot ccedilağrılarının
yasaklandığını goumlrmuumlştuumlr
Ayrıca Mahkeme Colmar İstinaf Mahkemesinin bu hukuki temele dayanarak
kovuşturulan eylemleri ve amacı bu faktoumlrler ışığında analiz etmediği kaydetmiştir İstinaf
Mahkemesi boykot ccedilağrısını genel olarak başvurucuların kovuşturulduğu zemin olan 29
Temmuz 1881 Kanun md24(8) anlamında ayrımcılığa teşvik olarak kabul etmiş ve bu ccedilağrının
ldquoifade oumlzguumlrluumlğuuml hakkı altında korunamayacağınardquo karar vermiştir
Başka bir deyişle yerel mahkeme başvurucuların Soumlzleşme md102 anlamında
başkasının haklarını korumak meşru amacı doğrultusunda demokratik bir toplumda zorunlu
olduğunu duumlşuumlnduumlkleri bir boykot ccedilağrısında bulunmalarının succedil olduğuna huumlkmederken
durumun koşullarına goumlre karar vermemiştir
Yerel mahkeme oumlzellikle ifade oumlzguumlrluumlğuumlnuumln Soumlzleşme md10rsquoda yuumlksek koruma
gerektirmesi ve mevcut durumun bu madde ile ilgili olması sebebiyle kararını detaylandırmakla
yuumlkuumlmluumlduumlr Aslında başvurucuların eylemleri ve soumlzleri bir youmlnuumlyle kamu yararı konusunu
oluştururken bir youmlnuumlyle de siyasi veya saldırgan alanda değerlendirilebilir
Mahkeme birccedilok durumda 10 Maddenin 2 Fıkrası kapsamında siyasi soumlylemlerde
veya kamuyu ilgilendiren konularda ifade oumlzguumlrluumlğuumlne getirilen kısıtlamaların kapsamının dar
olduğunu vurgulamıştır
162
Mahkemenin Perinccedilek kararında (Perinccedilekİsviccedilre 15102015) da işaret edildiği uumlzere
siyasi soumlylemlerin tartışma yaratması ve sıklıkla duumlşmanca olması doğası gereğidir Şiddete
nefrete veya hoşgoumlruumlsuumlzluumlğe ccedilağrı haline doumlnuumlşmediği suumlrece bu durum soumlylemin kamu
yararını azaltmaz
Mahkeme başvurucuların cezasının uygun ve yeterli bir temeli bulunmadığı
kanaatindedir Yerel mahkemenin madde 10rsquoda belirtilen ilkelere uygun kuralları uyguladığına
ya da olayların uygun bir şekilde değerlendirildiğine ikna olmamıştır
Soumlzleşme madde 10 ihlal edilmiştir (Oybirliği)
Adil Tazmin (Madde 41)
Mahkeme Fransarsquonın her bir başvurucuya maddi tazminat olarak 380 euro manevi
tazminat olarak 7000 euro ve masrafları iccedilin toplamda 20000 euro oumldemesine karar vermiştir
Karşı Oy Yargıccedil OrsquoLeary Soumlzleşme madde 7 (Kanunsuz ceza olmaz)
incelemesinde muhalefet şerhi koymuştur
Başvurucular Mahkeme oumlnuumlnde yerel mahkemelerde de yaptıkları uumlzere Mahkeme
iccediltihadı anlamında goumlstericilere uygulanan ve yorumlanan fransız mevzuatı ccedilerccedilevesinde ciddi
oumlngoumlruumllebilirlik sorunları ileri suumlrmuumlşlerdir Bu sorular madde 7 veyahut madde 102rsquode ortaya
konan ldquokanunilikrdquo altında incelenebilirdi
163
Başvuru Adı Ghoumid ve diğerleri Fransa
Başvuru No 5227316 5228516 5229016 5229416 ve 5230216
Başvuru Tarihi 02092016
Karar Tarihi 25 Haziran 2020
Karar Linki httphudocechrcoeintengi=001-203164
Konu Başvurucuların teroumlrle ilgili succedillar nedeniyle vatandaşlıktan
ccedilıkarılmalarının oumllccediluumlluuml olması ve usuluuml guumlvencelerin bulunması nedeniyle Soumlzleşmersquonin ihlal
edilmediği
Olaylar Fransız vatandaşlığının yanı sıra biri Tuumlrkiye diğer doumlrduuml ise
Fas vatandaşlığına sahip olan beş başvurucu Bachir Ghoumid Fouad Charouali Attila Tuumlrk
Redouane Aberbri ve Rachid Ait El Haj Paris Ceza Mahkemesinin 11 Temmuz 2007 tarihli
kararıyla 1995 ile 2004 yılları arasında teroumlr eylemi gerccedilekleştirmek iccedilin gizli bir succedil planına
katılmaktan mahkum edilmişlerdir Bay Tuumlrk ve Bay Aberbri istinaf başvurusunda
bulunmuşlardır fakat 1 Temmuz 2008 tarihinde Paris İstinaf Mahkemesi mahkumiyet kararını
onamıştır Nisan 2015rsquote 11 Temmuz 2007 tarihli karar sonucunda teroumlr eylemi teşkil eden bir
succediltan dolayı mahkum edilen Başvurucuların Fransız vatandaşlıklarının iptali amacıyla İccedilişleri
Bakanı Medeni Kanunrsquoun 25 ve 25-1 maddelerindeki usuluuml başlatmaya karar vermiştir 1
Eyluumll 2015rsquote Danıştay Bakanlığı bu usuluumln uygulanmasını onaylamıştır 7 Ekim 2015rsquote
Başbakanlık kararnameleri ile beş Başvurucu Fransız vatandaşlığından ccedilıkarılmışlardır
Başvurucular 7 Ekim 2015 tarihli kararnamelerin geccedilici tedbir olarak uygulanmasının
durdurulması ve yetkinin koumltuumlye kullanılması gerekccedilesiyle iptal edilmesi iccedilin Danıştaya
başvurmuşlardır Danıştay başvuruları reddetmiştir Polis tarafından 26 Ekim 2016da ccedilağrılan
başvuruculara herhangi bir sınır dışı edilme emri tebliğ edilmemiştir
İhlal İddiaları Başvurucular vatandaşlıktan ccedilıkarılmalarının oumlzel hayatlarına
saygı haklarının yani Soumlzleşmersquonin 8 Maddesinin (aile ve oumlzel hayata saygı hakkı) ihlal ettiğini
ileri suumlrmuumlşlerdir Ayrıca Paris mahkemeleri tarafından 2007rsquode mahkum edilmiş olmalarına
rağmen vatandaşlıktan ccedilıkarılmalarının da ldquogizli cezardquo goumlruumlnuumlmuumlnde uygulanmış olduğunu
iddia etmiş ve Soumlzleşmersquonin 7 Norsquolu Protokoluumlnuumln 4 (aynı succediltan iki kez yargılanmama ve
cezalandırılmama hakkı) Maddesinin ihlal edildiğini iddia etmişlerdir
164
Karar
Madde 8
Mahkeme bir yabancının akrabalarının yaşadığı bir uumllkeden ccedilıkarılmasının aile
hayatına saygı hakkına muumldahale oluşturabileceğini belirtmiştir Ancak başvurucuların
Fransız vatandaşlığından mahrum bırakılmasının Fransız topraklarında bulunmalarına hiccedilbir
etkisi olmamıştır Başvurucular oumlzel hayat ve aile hayatı iccedilin oturma iznine başvurmuş ve
Başvurucuların başvuruları kabul ederek Fransada yaşamalarına izin verilmiştir Eğer
başvuruları reddedilseydi muumlteakip sınır dışı edilme tedbirlerine idare mahkemelerinde itiraz
edebileceklerdi Başvurucuların vatandaşlıktan ccedilıkarılmalarının aile yaşamlarına saygı
haklarına muumldahale oluşturmadığının sonucuna varılmıştır
Bununla birlikte Mahkemersquoye goumlre keyfi olarak vatandaşlıktan ccedilıkarılma ilgili kişinin
oumlzel hayatı uumlzerindeki etkisi nedeniyle Soumlzleşmenin 8 maddesini ilgilendirebilir Mahkeme de
davayı bu accedilıdan değerlendirmiş ve iki noktada incelemiştir 1- Başvuruculara karşı alınan
tedbirlerin keyfi olup olmadığını (tedbirlerin hukuka uygun olup olmadıklarını Başvuruculara
yerinde adli incelemeye erişim dahil olmak uumlzere usul guumlvencelerinin sağlanıp sağlanmadığını
ve yetkililerin oumlzenle ve derhal hareket edip etmediklerini) 2- vatandaşlıktan ccedilıkarılmanın
Başvurucuların oumlzel hayatı uumlzerindeki sonuccedillarını incelemiştir
Mahkeme idari makamların Başvurucuların mahkumiyetlerinden sonra vatandaşlıktan
ccedilıkarılma davasını derhal başlatmadıklarını belirtmiştir Bununla birlikte bu tuumlr olaylarla karşı
karşıya kaldığında bir Devletin teroumlr eylemi teşkil eden bir succediltan mahkum edilmiş kişilerin
hala Devlete olan sadakat ve dayanışma bağını suumlrduumlruumlp suumlrduumlrmediğini yeniden
değerlendirebileceğini kabul etmiştir Bu nedenle Devletlerin katı bir orantılılık testi ile
başlangıccedilta almadığı oumlnlemleri almaya karar verebileceklerini belirtmiştir Buna goumlre
Mahkeme davanın oumlzel koşullarında başvurucuların mahkumiyet kararları arasında geccedilen
suumlrenin Fransız hukukuna goumlre vatandaşlıktan ccedilıkarma proseduumlruumlnuumln başlatılmasına olanak
tanıdığı ve Başvuruculara karşı uygulanmış olan proseduumlruumln nihai olarak başlatıldığı tarihin bu
mahrumiyeti (vatandaşlıktan ccedilıkarılmayı) keyfi kılmak iccedilin kendi başına yeterli olmadığı
goumlruumlşuumlne varmıştır
Tedbirin hukuka uygunluğuna ilişkin olarak Mahkeme olayların meydana geldiği
tarihte Medeni Kanunrsquoun 25-1 maddesinin vatandaşlıktan ccedilıkarılmanın ancak ceza kanunu
165
uyarınca succedil olarak kabul edilen eylemlerin işlenmesinden itibaren 10 yıl iccedilinde
verilebileceğini belirtmiştir
Ancak başvurucuların Fransız vatandaşlığından ccedilıkarılmasına youmlnelik kararlar 2015
yılında alınmışken en son olaylar 2004 yılında gerccedilekleşmiştir Mahkeme Yasama Meclisinde
bu suumlrenin Ocak 2006da 15 yıla uzatılmasına ve Danıştayrsquoın iccediltihatlarına uygun olarak usul
kapsamındaki idari ve duumlzenleyici huumlkuumlmlerinin derhal yuumlruumlrluumlğe girmesine karar verilmiştir
Mahkeme bu nedenle Başvuruculara karşı alınan tedbirlerin hukuka uygun olduğuna karar
vermiştir
Mahkeme Başvurucuların oumlnemli usuli guumlvencelerden yararlandıkları sonucuna
varmıştır 30 Aralık 1993 tarihli ve 93-1362 sayılı Kararnamenin 61 maddesi uyarınca ulusal
makamlar kendilerini Fransız vatandaşlığından ccedilıkarılma niyetlerini Başvuruculara oumlnceden
bildirmiş ve bu tedbirin dayandırılacağı hukuki ve gerccedileklere dayalı nedenleri onlara
accedilıklamışlardır Daha sonra Başvuruculara savunmalarını yapmaları iccedilin bir ay suumlre
verilmiştir
Konu daha sonra vatandaşlıktan ccedilıkarılma konusunda onay ve goumlruumlş vermesi iccedilin
Danıştayrsquoa havale edilmiştir Bu onayı dikkate alarak Başvurucuların vatandaşlıktan
ccedilıkarılmalarına youmlnelik emirler gerccedileklere dayalı ve hukuki gerekccedileler iccedilerecek şekilde
duumlzenlenmiştir Ve başvuruculara -kullanmış oldukları- acil başvuru hacirckimine başvurma ve
yetkinin koumltuumlye kullanılması gerekccedilesiyle tedbirin iptalini istemek iccedilin Danıştayrsquoa başvurma
fırsatı verilmiştir Mahkemersquoye goumlre boumlylelikle başvurucular Soumlzleşme haklarını
savunabilmişler ve iptal istemlerine karşılık Danıştay orantılılık incelemesi yapmış ve
gerekccedileli bir karar vermiştir
Mahkeme Başvurucuların Fransız vatandaşlığından ccedilıkarılmasına youmlnelik kararların
bu nedenle keyfi olarak değerlendirilemeyeceği sonucuna varmıştır
Bu kararların Başvurucuların oumlzel hayatları uumlzerindeki sonuccedillarına gelince sonuccedil
olarak Fransada kalma olasılıklarının Fransız topraklarındaki yabancılar olarak artık sınır dışı
edildikleri iccedilin daha belirsiz hale geldiği doğrudur Bu tuumlr bir oumlnlemin iş kaybına aileden
ayrılmaya ve Fransada kurdukları herhangi bir sosyal bağın bozulmasına neden
olabileceğinden oumlzel hayatları uumlzerinde bir etkisi olması muhtemeldir Bununla birlikte sınır
dışı etme emri ccedilıkmadığından Mahkeme vatandaşlıktan ccedilıkarılmalarının oumlzel yaşamları
uumlzerindeki sonuccedillardan birinin de kimliklerinin kaybına yol accedilacağı goumlruumlşuumlndedir
166
Bununla birlikte Mahkeme Huumlkuumlmetin iddialarını kabul etmiştir Oumlnceki davalarda da
defalarca vurgulandığı gibi teroumlr şiddeti başlı başına insan haklarına ciddi bir tehdit
oluşturmaktadır Bu nedenle Fransız makamlarının 2015 yılında Fransada meydana gelen
saldırıların ardından bir teroumlr succedilundan mahkum olan kişilere daha katı karar vermeleri
anlaşılabilir olmaktadır Başvurucuların ayrıca teroumlr eylemi gerccedilekleştirmeye youmlnelik bir succedil
oumlrguumltuumlne katılmaları arka arkaya 10 yıl boyunca devam etmiştir
Mahkeme ayrıca Başvuruculardan bazılarının soumlz konusu succedilu işledikleri sırada
Fransız vatandaşlığını yeni kazandıklarını ve diğerlerinin de succedilu işledikleri doumlnemde
vatandaşlıklarını kazandıklarını kaydetmiştir Ayrıca tuumlm Başvurucuların halihazırda başka bir
vatandaşlığa sahip olduklarını goumlzlemlemiştir bu nedenle onları Fransız vatandaşlığından
ccedilıkarma kararı onları vatansız kılma sonucunu doğurmamıştır
Buna ek olarak Fransız vatandaşlığının kaybı otomatik olarak Fransadan sınır dışı
edilmeyi gerektirmiyordu ancak eğer onlara karşı boumlyle bir tedbir kararlaştırılırsa yine yargı
yolu accedilıktır
Mahkeme buna goumlre Başvurucuların Fransız vatandaşlığından ccedilıkarılma kararının oumlzel
hayatları iccedilin orantısız sonuccedillara yol accedilmadığına karar vermiştir Bu nedenle Soumlzleşmenin 8
maddesi ihlal edilmemiştir
7 Norsquolu Protokol Madde 4
7 Nolu Protokoluumln 4 maddesinin devreye girebilmesi iccedilin oumlzellikle Başvurucunun
halihazırda işlediği bir succedil nedeniyle yargılanması veya cezalandırılması gerekmektedir
Mahkemersquoye goumlre başvurucuların teroumlr eylemi gerccedilekleştirmek iccedilin oumlrguumlt kurmak
succedilundan huumlkuumlm giyip cezalandırıldıkları iccedilin 7 Numaralı Protokoluumln 4 maddesi anlamında
ldquohuumlkuumlm giydiklerirdquo accedilıktır 2007 tarihli bu mahkumiyet aslında 2015te Fransız
vatandaşlığından ccedilıkarıldıklarında kesinleşmişti
Medeni Kanunun 25 maddesi uyarınca vatandaşlıktan ccedilıkarma tedbirinin doğası gereği
ldquocezairdquo olup olmadığına gelince Mahkeme ilk olarak Fransız hukukuna goumlre vatandaşlıktan
ccedilıkarmanın cezai kapsamda sınıflandırılmadığını kaydetmiştir Bu uygulama Ceza
Kanunursquonda değil Medeni Kanunda oumlngoumlruumllmuumlştuumlr ve ceza mahkemeleri yerine idare
167
mahkemelerinin yetki alanına girmiştir Ve Danıştay bunu bir ldquoidari yaptırımrdquo olarak
nitelendirmiştir
İkinci olarak Mahkeme cezai incelemenin oumltesine geccedilerek Medeni Kanunun 25
maddesi uyarınca vatandaşlıktan ccedilıkarılmanın Fransız vatandaşlığı verilen bir bireyin
sonradan ciddi bir succedil işleyerek Fransarsquoya olan sadakat bağını bozduğu iccedilin belirli bir amaca
hizmet ettiğini tespit etmiştir Bu nedenle oumlnlem birey ile Fransa arasındaki bağın koptuğunun
ciddi bir teyidi olmuştur
Uumlccediluumlncuuml olarak Mahkeme Devletin bu nedenle ilgililere youmlnelttiği mesajın ciddiyetini
veya bunların kimlikleri uumlzerindeki olası etkisini kuumlccediluumlmsememiştir Bununla birlikte tedbirin
ciddiyet derecesi Medeni Kanunrsquoun 25 maddesi uyarınca vatandaşlıktan ccedilıkarılmanın
demokrasiye bir saldırı teşkil eden teroumlrizme karşılık olduğu gerccedileğiyle bağlantılı olarak
goumlruumllmelidir Ayrıca bu tedbir kendi başına ilgililerin Fransadan sınır dışı edilmesini
gerektirmiyordu
Sonuccedil olarak Mahkemersquoye goumlre Medeni Kanunrsquoun 25 maddesi uyarınca
vatandaşlıktan ccedilıkarma 7 Nolu Protokoluumln 4 maddesi anlamında cezai bir yaptırım değildir
ve soumlz konusu madde ihlal edilmemiştir
168
Başvuru Adı Petro Carbo Chem SE v Romanya
Başvuru No 2176812
Başvuru Tarihi 9 Nisan 2012
Karar Tarihi 30 Haziran 2020
Karar Linki httphudocechrcoeintfrei=001-203312
Konu Oltchim şirketinde azınlık pay sahibi olan başvurucunun
CEOrsquoyu basın oumlnuumlnde eleştirmesi nedeniyle tazminat oumldemesine karar verilmesinin ifade
oumlzguumlrluumlğuumlnuuml ihlal etmesi
Olaylar
Başvurucu şirket 2007 yılında kurulmuş olup merkezi Duisburgrsquodur Şirket Avruparsquoda
ccedilok sayıda enduumlstriyel siteye sahiptir
2007 yılında başvurucu şirket ccediloğunluk hisseleri devlete ait olan Oltchim SA
Ramnicu Valcea isimli Romanyalı şirketinin ana hissedarı olmuştur
Dava 2008 ve 2009 yıllarında medyaya yansıyan accedilıklamalarla başlayan husumet
ccedilerccedilevesinde başvurucu şirket tarafından Oltchimrsquoin CEOrsquosuna karşı ldquoşeref ve itibara zarar
vermerdquo iddiasıyla accedilılan hukuk davasıyla ilgilidir
2009 yılında medyaya yansıyan karşılıklı accedilıklamaları takiben başvurucu şirket
Romanya mahkemeleri nezdinde Oltchim şirketinin CEOrsquosu hakkında tazminat davası
accedilmıştır Başvurucu şirket CEOrsquonun yerel ve ulusal basına yaptığı accedilıklamalarda şirketin
tehlikeli durumundan başvurucu şirketin sorumlu olduğunu başvurucu şirketin borccedilların devlet
hissesine doumlnuumlştuumlruumllmesini engellemeye ccedilalıştığını ve şirketin faaliyetlerini koumltuumllemeye
ccedilalıştığını soumlylediğini iddia ermiştir Başvurucu şirket CEOrsquonun iddialarının yalan ve iftira
olduğunu şirketin imajına ve itibarına zarar verdiğini iddia etmiştir
CEO başvurucu şirketin temsilcilerinin bazı beyanlarının kendisinin şeref ve
saygınlığına zarar verdiği iddiasıyla başvurucu şirkete karşı dava accedilmıştır 2010 yılında boumllge
mahkemesi başvurucu şirketin davasını reddetmiş buna karşın CEOrsquonun davasını kabul
etmiştir Mahkeme başvurucu şirketin CEOrsquoya manevi tazminat olarak sembolik 1 Romanya
169
leursquosu oumldemesine karar vermiştir Mahkeme aynı zamanda kararın ulusal bir gazetede iki guumln
yayımlanmasına karar vermiştir
Yerel mahkemeye goumlre başvurucu şirket iş duumlnyasında bilinen bir isim olan CEOrsquosunu
zımnen hedef alarak Oltchim şirketinin menfaatlerine karşı bir medya savaşı yuumlruumltmuumlştuumlr
Mahkeme aynı zamanda başvurucu şirketin faaliyetlerinin sadakate aykırı olduğuna ve şirketin
haksız rekabet niyeti taşıdığına karar vermiştir Mahkeme başvurucu şirketin temsilcilerinin
beyanlarının kamuoyunda Oltchim ve CEOrsquosu hakkında negatif bir imaj yarattığına dahası
şirketin iş ortakları arasında tedirginliğe neden olduğuna karar vermiştir Son olarak mahkeme
CEOrsquonun accedilıklamalarının iş ortaklarını yatıştırıcı ve rahatlatıcı nitelikte onların guumlvenini
yeniden tesis etmeye youmlnelik olduğunu belirtmiştir
Daha sonra başvurucu şirket bu karara karşı kanun yollarına başvurmuş ancak
başvurular reddedilmiştir
İhlal İddiaları
Başvurucu şirket Soumlzleşmersquonin 10 maddesi kapsamında CEO hakkındaki accedilıklamalar
nedeniyle tazminat oumldemesine huumlkmedilmesinin ifade oumlzguumlrluumlğuumlnuuml ihlal ettiğini iddia etmiştir
Şirket Soumlzleşmersquonin 8 maddesi kapsamında Romanya mahkemelerinin kendisinin
itibarını korumadığını iddia etmiştir
Karar
Madde 10
Mahkeme hukuk mahkemesinin başvuru şirketin Oltchim CEOrsquosunun şeref ve
itibarına zarar verdiği youmlnuumlndeki kararının başvurucu şirketin ifade oumlzguumlrluumlğuumlne youmlnelik bir
muumldahale oluşturduğunu belirlemiştir Mahkemersquoye goumlre muumldahale hukuken oumlngoumlruumllmuumlş ve
CEOrsquonun itibarını koruma amacını guumltmuumlştuumlr
Muumldahalenin demokratik toplumda gerekliliği accedilısından Mahkeme başvurucu şirketin
yorumlarının CEOrsquonun Oltchim şirketinin faaliyetlerini youmlnetme şekliyle ilgili olduğunu oumlzel
hayatıyla ilgili olmadığını goumlzlemlemiştir Bu bağlamda Romanya devletinin ccediloğunluk
hissesine sahip olduğu Romanyarsquodaki oumlnde gelen şirketin geleceği hakkında azınlık hissedar
tarafından yapılan yorumlara ilişkin olarak Mahkeme soumlz konusu accedilıklamaların guumlccedilluuml
170
şirketlerin faaliyetleriyle ilgili bilgi ve fikirlerin oumlzguumlrce dolaşması şirket youmlneticilerinin
sorumluluklarını uumlstlenmesini sağlama ve şirketin uzun vadedeki ccedilıkarlarını dikkate alması iccedilin
youmlneticileri teşvik etme hususlarındaki kamu yararıyla ilişkilendirilmesi gerektiğini
belirlemiştir Bu ise ifade oumlzguumlrluumlğuumlne dair koruma duumlzeyinin yuumlkselmesini ve dolayısıyla
devletin takdir marjının daralmasını gerektirir
Mahkeme CEOrsquonun soumlz konusu doumlnemde Romanyarsquonın en oumlnde gelen şirketlerinden
birini youmlnettiğini hareketlerinin yakından incelenmesinin olağan olduğunu ve kabul edilebilir
eleştiri sınırlarının daha geniş olduğunu belirtmiştir
Mahkeme aynı zamanda Romanya mahkemelerinin başvurucu şirketin
accedilıklamalarının kamusal tartışmaya katkı sağlayıp sağlamadığını dikkate almadığına karar
vermiştir Mahkemersquoye goumlre yerel mahkemeler CEOrsquonun tartışmalara aktif olarak katılıp
katılmadığını onun accedilıklamalarının doğru olup olmadığını ve accedilıklamaların şeklini yeterince
incelememiştir Dahası konuşulan bilgilerin ccediloğu başvurucu şirketin varlıkları uumlzerinde etkisi
olabilecek mali konulardır ve başvurucu şirketin asıl amacı kendisinin hisse sahibi olduğu
şirketin youmlnetimi hakkında bir tartışma başlatmaktır
Accedilıklamaların biccedilimi accedilısından yaptığı incelemede Mahkeme başvurucu şirketin
yorumlarının hem gazetecilerin yaptıkları haberler hem de başvurucu şirketin duumlzenlediği basın
toplantıları aracılığıyla yayıldığını belirlemiştir Accedilıklamalarda kullanılan ifadeler ne CEOrsquonun
oumlzel hayatını hedef almıştır ne de aşağılayıcı ifadeler veya olgusal temelden yoksun succedillamalar
iccedilermektedir Başvurucu şirketin accedilıklamaları CEOrsquonun Oltchimrsquoin faaliyetlerini youmlnetme
şekliyle ilgili goumlruumlşler iccedilermektedir
Her ne kadar tazminatın miktarı sembolik olsa da Mahkeme tazminata
huumlkmedilmesinin caydırıcı bir etki yaratacağı goumlruumlşuumlndedir
Sonuccedil olarak yerel mahkemeler CEOrsquonun itibarını koruma gerekliliği ile Soumlzleşmersquoye
utumu sağlama gerekliliği arasında uygun bir denge kurmamıştır Zira buumlyuumlk bir şirkete dair
kamusal menfaatleri ilgilendiren sorunların tartışılması kapsamındaki ifadelerin sınırlanması
iccedilin ccedilok guumlccedilluuml gerekccedileler gerekmektedir Bu nedenle Soumlzleşmersquonin 10 maddesi ihlal edilmiştir
171
Madde 8
Başvurucu şirket CEOrsquonun başvurucu şirket ile ilgili ifadelerinin şirketin itibarına zarar
verdiğini ileri suumlrmuumlştuumlr
Mahkeme bu şikayeti accedilıkccedila dayanaktan yoksunluk nedeniyle kabul edilemez
bulmuştur Oumlncelikle Mahkeme CEOrsquonun yorumlarının guumlccedilluuml şirketlerin faaliyetlerine dair
bilgi ve fikirlerin serbest dolaşımı konusunda bir kamusal yararla ilgili olduğuna dikkat
ccedilekmiştir
Dahası başvurucu şirket Avruparsquoda birccedilok yerde enduumlstriyel sitelere sahip buumlyuumlk bir
şirket olup Oltchimrsquoin hissedarıdır Bu nedenle başvurucu şirkete youmlnelik kabul edilebilir
eleştiri sınırları geniş olmalıdır İkinci olarak Oltchim CEOrsquosunun yorumları Oltchim ve
başvurucu şirket arasındaki muhtemel bir rekabet karşılaşmasıyla bağlantılı konulara ilişkindir
Boumlylelikle CEOrsquonun ifadeleri bir derecede abartı iccedilermiş olsa da bu ifadeler değer yargısıdır
Son olarak yorumların etkisini kanıtlayacak somut bir zarar bulgusunun olmaması nedeniyle
Mahkeme muhtemel bir zararın varlığı konusunda bir spekuumllasyonda da bulunamayacağını
belirtmiştir Bu doğrultuda Mahkeme yerel makamların takdir marjlarını aşmadığını belirterek
başvurunun kabul edilemez olduğuna karar vermiştir
Adil Tazmin
Mahkeme ihlal kararının yeterli bir giderim sağladığı gerekccedilesiyle tazminata
huumlkmetmemiştir
172
Başvuru Adı Popovic ve diğerleri v Sırbistan
Başvuru No 2694413 1461616 1461916 and 2223316
Başvuru Tarihi 1 Nisan 2013 ve 9 Mart 2013
Karar Tarihi 30 Haziran 2020
Karar Linki httphudocechrcoeintfrei=001-203314
Konu Omurilik felccedillileri iccedilin engellilik desteği hakkındaki mevzuatın
ayrımcılık yasağını ihlal etmediği
Olaylar
Başvurucular Dejan Popovic Josip Vicek Miroslav Homa ve Zvonko Nikolic 1983
1947 1959 ve 1977 doğumlu Sırp vatandaşlarıdır Başvurucular omurilik felccedillisi olup
tekerlekli sandalye kullanmaktadır
Başvurucular bir kaza sonrası omurilik felci geccedilirmiştir Başvurucular yuumlzde yuumlz
engelli tanısına sahip olup oumlzellikle başka bir kişiden yardım almaları iccedilin sağlanan oumldenekler
gibi bazı desteklerden faydalanmaktadır
Başvurucular kendileri gibi omurilik felccedillisi kişilerin aynı engele sahip savaş gazisi
statuumlsuumlndeki kişilerden daha az sosyal destek aldıkları ve ayrımcılığa uğradıkları iddiasıyla
Ccedilalışma Bakanlığırsquona karşı dava accedilmıştır Bay Popovic davasını 2008 yılında diğer
başvurucular ise 2007 yılında accedilmıştır
Başvurucuların davaları yerel mahkemeler tarafından reddedilmiştir Mahkemeler
devletin sosyal politikaları belirlemede takdir yetkisinin olduğunu aynı tuumlr engelliliğe sahip
farklı kategorideki bireylere farklı desteklerin sunulmasının ayrımcılık anlamına
gelmeyeceğini belirtmiştir
İhlal İddiaları Başvurucular Soumlzleşmersquoye ek 1 Nolu Protokolrsquouumln 1
maddesiyle bağlantılı olarak Soumlzleşmersquonin 14 maddesinin ihlal edildiğini iddia etmiştir
173
Karar
Mahkeme başvurucuların engelli sivil bireyler olarak engelli savaş gazileriyle
kıyaslanabilir veya goumlrece benzer durumda olup olmadıklarını inceleyeceğini ancak somut
olayda bu incelemenin gerekmediğin belirtmiştir Zira her durumda iki grup arasındaki farklı
muamele objektif ve makul bir gerekccedileye sahiptir
İlk olarak Mahkeme Huumlkuumlmetin her iki grubu engelli hale getiren şartların farklılığı
konusundaki gerekccedilelendirmesini kabul etmiştir Savaş gazileri yuumlksek riskli kamu goumlrevleri
sırasında engelli hale gelmişken diğer başvurucular kaza veya hastalık yoluyla engelli hale
gelmiştir Mevzuattaki sosyal desteklerin farklılaşmasının nedeni de başvurucuların bu farklı
durumlarıdır Dahası ulusal makamlar kamu yararının neyi gerektirdiği konusunda daha iyi bir
konumda olduğundan Mahkeme makul bir temelden accedilıkccedila yoksun olmadığı suumlrece Sırbistan
yasama organının sosyal politika seccedilimlerine genel olarak saygı duyacağını belirtmiştir
Bu nedenle Mahkeme oyccedilokluğuyla Soumlzleşmersquonin ihlal edilmediğine karar vermiştir
174
Başvuru Adı Stravopooulos ve diğerleri v Yunanistan
Başvuru No 5248418
Başvuru Tarihi 31 Ekim 2018
Karar Tarihi 25 Haziran 2020
Karar Linki httphudocechrcoeintengi=001-203165
Konu Doğum belgesinde yer alan ve ccedilocuğun isminin vaftiz yoluyla
verilmediğini goumlsteren ibarenin Soumlzleşmersquonin 9 maddesi kapsamındaki inancını accedilıklamaya
zorlanmama hakkını ihlal ettiği
Olaylar
Başvurucular Nikolaos Stavropoulos Ioanna Kravari ve kız ccedilocukları Stavroula-
Dorothea Yunan vatandaşı olup Birleşik Krallıkrsquota ikamet etmektedir Başvurucu ccediliftin kızları
2007 yılında doğmuş ve doğum belgesi Amarousio kayıt merkezinde kaydettirilmiştir Kayıt
belgesinde ccedilocuğun adı yanında parantez iccedilinde ldquoisim koymardquo şeklindeki el yazısıyla yazılmış
bir notla beraber kaydedilmiştir
Ekim 2007rsquode başvurucular kaydın soumlz konusu notu iccedilermesi nedeniyle iptal edilmesi
iccedilin Yuumlksek İdare Mahkemesirsquone dava accedilmıştır Başvurucular bu kaydın ccedilocuğun vaftiz
edilmediğini goumlsterdiğini ve bu şekilde dini inanccedillarını accedilıkladığını ileri suumlrmuumlştuumlr
Başvurucuların davaları soumlz konusu notun ilgili kanundaki (3441976 sayılı Kanunun
25 maddesi) ibarenin tekrarından ibaret olduğu bu huumlkme goumlre ldquoisim koymardquo işleminin bir
isme sahip olmanın tek kanuni yolu olduğu gerekccedileleriyle reddedilmiştir
İhlal İddiaları Başvurucular Soumlzleşmersquonin 9 maddesi kapsamındaki dini
inanccedillarını accedilıklamama haklarının ihlal edildiğini ayrıca Soumlzleşmersquonin 8 maddesinin de ihlal
edildiğini iddia etmiştir Başvurucular ldquoisim koymardquo (naming) ibaresinin vaftiz edilen
ccedilocuklarının belgelerine yazılmadığını ancak kendi ccedilocuklarının bebeğinin vaftiz edilmediğini
goumlstermek amacıyla bu ibarenin koyulduğunu belirtmiştir
175
Karar
Madde 9
Mahkeme oumlncelikle tarafların belgeye el yazısıyla işlenen ibarenin başvurucuların
Soumlzleşmersquonin 9 maddesi kapsamındaki haklarına bir muumldahale oluşturup oluşturmadığı
konusunda ayrıştıklarını tespit etmiştir Başvurucular ibarenin ccedilocuklarının vaftiz edilmediğini
ifade ettiğini ileri suumlrerken Huumlkuumlmet ibarenin hatayla eklendiğini belirtmiştir
Mahkeme notun tek başına bir dini anlam iccedileren atıf olarak değerlendirilemeyecek
olmasına karşın somut olayın bağlamı uumlccediluumlncuuml başvurucu olan ccedilocuğun vaftiz edilmediğini
goumlsterdiğini belirtmiştir
Uumlccediluumlncuuml taraf olarak Yunan Ombudsmanı tarafından Mahkemersquoye sunulan goumlruumlşte
Yunan makamlarının suumlregelen uygulaması ve yaklaşımına goumlre ccedilocuğun bir isme sahip
olmasının ldquovaftizrdquo ve ldquoisim koymardquo şeklinde iki yolu vardır ve vaftiz edilmemiş ccedilocuklar isim
koyma yoluyla kaydedilir
Huumlkuumlmet her ne kadar aksini iddia etse de Mahkeme Huumlkuumlmet tarafından sunulan
savunmaya ekli resmi belgelerin birccediloğunda resmi kayıt ofisinin bu ibareyi kullandığını
goumlzlemlemiştir Dahası Mahkeme uumlccediluumlncuuml başvurucu olan ccedilocuğun doğum belgesinin sağ
boumlluumlmuumlnde vaftiz edilmeyle ilgili ayrı bir boumlluumlmuumln olduğunu ve başvurucunun belgesinde bu
boumlluumlmuumln boş bırakıldığını tespit etmiştir Boumlylelikle Mahkeme başvurucuların arguumlmanını
haklı bulmuş ve Amarousio kayıt ofisinin eklediği ibarenin hatayla yazılmadığına uumlccediluumlncuuml
başvurucunun isminin nasıl verildiğini goumlsteren bir ibare olarak belgeye eklendiğine karar
vermiştir
Mahkeme başvurucunun soumlz konusu kaydı iccedileren resmi doğum belgesini yaşamı
boyunca oumlrneğin okul kayıtlarında sıklıkla kullanmak durumunda kalacağını bunun da 9
maddenin koruması altındaki inancını accedilıklamaya zorlanmama hakkına muumldahale
oluşturacağını ve dahası idari makamlar nezdinde ayrımcılıkla karşılaşma riski taşıyacağını
vurgulamıştır Mahkeme ayrıca muumldahalenin hukuken oumlngoumlruumllebilir olmadığına 3441976
sayılı kanunun 25 maddesinin kayıt ofislerine bu tuumlr bir ibare ekleme yuumlkuumlmluumlluumlğuuml
getirmediğine ve doğum belgelerine bu ibarenin işlenmesinin kayıt ofislerinin yaygın
176
pratiğinden kaynaklandığına dikkat ccedilekmiştir Bu gerekccedilelerle Mahkeme Soumlzleşmersquonin 9
maddesinin ihlal edildiğine karar vermiştir
Mahkeme başvurucuların 8 madde kapsamındaki şikayetlerinin ayrıca incelenmesine
gerek olmadığına karar vermiştir
Adil Tazmin
Mahkeme Yunanistanrsquoın başvuruculara manevi tazminat olarak muumlştereken 10000
euro masraf ve giderler iccedilin de 1800 euro oumldemesine karar vermiştir
177
Başvuru Adı A ve B Romanya
Başvuru No 4844216
Başvuru Tarihi 11 Ağustos 2016
Karar Tarihi 2 Haziran 2020
Karar Linki httphudocechrcoeintengi=002-12842
Konu Tanık koruma programı kapsamında gerccedilekleştirilen
yuumlkuumlmluumlluumlklerin yerine getirilmesinde birtakım gecikmeler ve ihlaller yaşanmış olsa da
yetkililer pozitif yuumlkuumlmluumlluumlklerini yerine getirmiş olduğundan Soumlzleşmersquonin 2 maddesinin
(yaşam hakkı) ihlalinin gerccedilekleşmemesi
Olaylar Başvurucular Bayan A ve Bay B sırasıyla 1981 ve 1978
doğumlu Romanya vatandaşlarıdır ve ccedilift olarak Rrsquode yaşamaktadırlar
Ağustos 2015rsquote Yargıtayrsquoa bağlı yolsuzlukla muumlcadele savcılığı başvurucuları ldquotehdit
altındaki tanıklarrdquo olarak ilan etti başvurucular başka bir uumlst duumlzey yetkili D ile beraber
yolsuzluk eylemleri iddiasıyla soruşturulan C iccedilin ccedilalışmışlardı Başvurucuların C ve D
arasındaki şuumlpheli işlemlere tanık olduklarına inanılıyordu
Acil koruma Brsquodeki Emniyet Genel Muumlduumlrluumlğuuml tarafından Oumlzel Harekat Servisi ve
yerel polis karakolu aracılığıyla sağlandı Oumlzel Harekat Servisi ivedilikle işe koyulmuş Şubat
2016rsquodan itibaren ikinci bir ekip başvurucuları korumak iccedilin goumlrevlendirilmiştir Ulusal Tanık
Koruma Ofisi başvurucularla goumlruumlşerek Aralık 2015rsquote katılmayı kabul ettikleri program iccedilin
koşullar ve gereklilikleri accedilıklamıştır
Akabinde polis memurlarının goumlrevlerini ve başvurucularının yuumlkuumlmluumlluumlklerini
belirleyen ve başvurucuların imzalamayı reddettiği koruma protokoluumlnuumln EGM tarafından
kullanılması uumlzerine tartışmalar yaşanmıştır Haziran 2016rsquoda Savcılık Yargıtayrsquodan koruma
oumlnlemlerinin kaldırılması ve başvurucuların artık tehlike altında bulunmaması gerekccedilesiyle
tanık koruma programından ccedilıkarılmaları talebinde bulunmuş ancak Yargıtay talebi Ağustos
ayında reddetmiştir
Başvurucular nihayetinde Ulusal Tanık Koruma Ofisi tarafından yuumlruumltuumllen tanık
koruma programına polis tarafından sağlanan koruma ile Ocak 2017rsquode resmen dahil
edilmişlerdir Aynı ay iccedilerisinde koruma protokoluumlnuuml imzalamışlar ve Ulusal Tanık Koruma
178
Ofisinden kimlik bilgilerini değiştirmelerini yurtdışına taşındırılmayı ve kendilerine maddi
yardım sağlanmasını istemiştir Mart 2017rsquode Yargıtay başvurucuların taleplerini reddetmiştir
Başvuruculara goumlre korunmaları iccedilin alınan polis tedbirleri etkisizdir Oumlrneğin polis
memurları tuumlruumlnuumln ilk oumlrneği olduğunu soumlyledikleri goumlrevleri iccedilin herhangi bir talimat
almadıklarını itiraf etmişlerdi Bay B polislerle koruma goumlrevini icra etme youmlntemlerinden
memnun olmadığı iccedilin tartışmalar yaşamış ve bu tartışmalar uumlzerinden birccedilok kez ceza almıştır
Koruma suumlrecinde başvurucular aynı zamanda tehditlerle karşı karşıya kalmıştır
Oumlrneğin iki mermi kapı oumlnlerine bırakılmış ve araba lastikleri yarılmıştır Başvurucular
korumayla ilgili şikayette bulunmuş ancak bu şikayetler ccediloğunlukla reddedilmiştir
Başvurucular 2017rsquode Romanyarsquoyı terk etmiştir
İhlal İddiaları Başvurucular Soumlzleşmenin ccedileşitli maddelerine dayanarak
verimsiz olduğunu iddia ederek tanık koruma programının duumlzenlenmesi konusunda şikayette
bulunmuşlardır
Karar
Madde 2
Mahkeme başvurucuların şikayetlerini yalnızca 2 madde (yaşam hakkı) uumlzerinden
değerlendirmeye karar vermiştir İccediltihadını yineleyerek (oumlzellikle Osman Birleşik Krallık ve
RR ve diğerleri Macaristan) Soumlzleşmersquonin 2 maddesinin yaşam hakkı ihlal edildiği iddia
edilen kişi hayatını kaybetmemiş olsa bile guumlndeme gelebileceğini belirtmiştir
Başvurucular tehdit altındaki tanıklar olarak sınıflandırılmış ve savcılık onların
tehlikede olduğu kanısına varmıştır Tanık koruma kurallarını uygularken yetkililer
başvurucular iccedilin hukukun anlamı dahilinde bir risk olduğunu kabul etmişlerdir Bu nedenle
yetkililer başvurucuların hayatına youmlnelik gerccedilek ve yakın bir risk olduğunu biliyordu veya
bilmesi gerekiyordu İncelenmesi gereken husus yetkililerin kendilerinden bu riskten
kaccedilınmaları iccedilin makul olarak beklenebilecek her şeyi yapıp yapmadıklarıydı
Mahkeme yetkililerin risk tespit edilir edilmez başvurucuları koruma altına aldığını
ancak devamındaki suumlreccedilte birtakım gecikmeler olduğunu belirlemiştir yetkililerin koruma
protokoluumlnuuml hazırlaması ve başvuruculara sunması altı ay başvurucuların programda yer
almaları konusundaki onaylarını temin altına alması uumlccedil aydan fazla savcılığın ilgili kanun
179
kapsamında başvurucuları tanık koruma programı kapsamına almak iccedilin uygun proseduumlruuml
başlatması ise iki ay suumlrmuumlştuumlr
Mahkeme boumlylelikle riskin ilk tespit edildiği Ağustos 2015rsquoten başvurucuların resmi
olarak tanık koruma programına alındığı Ocak 2017rsquoye kadar bir yıl doumlrt aydan fazla zaman
geccedilirildiği konusundaki endişesini ifade etmiştir
Bununla birlikte bu zaman zarfı iccedilerisinde her ne kadar en azından başlangıccedilta ancak
Temmuz 2016rsquoda geccedilerli hale gelen eksik duumlzenlemeler sebebiyle doğaccedillamaya dayalı olsa
bile korunmasız bırakılmamışlardır Ortaya ccedilıkan eksiklikler yetkililer tarafından giderilmiş ve
başvuruculara doğrudan saldırı vuku bulmamıştır
Başvurucuların polis memurlarının deneyim eksikliğini ileri suumlrmuumlş olsa da Mahkeme
buna geccedilmişte benzer yuumlksek riskli goumlrevlendirmelerde yer aldıklarına dikkat ccedilekerek
katılmamıştır Mahkemersquoye goumlre yine de boumlylesi bir deneyim accedilık talimatların eksikliğini ve
yeterli hazırlıkların yapılmasını telafi etmez Polis memurlarının bazen silahsız ve uumlniformasız
oldukları ve yerlerini diğer ekip gelmeden bıraktığı belirlenmiştir Bahsi geccedilen ihmaller
soruşturma yapan ve gerektiğinde kınama cezası veren yetkililer tarafından ciddiye alınmasına
rağmen başvurucuların korunmasından taviz verme riski taşımaktadır
Mahkeme boumlyle bir durumun başvurucularla polis arasındaki uyuşmazlığın ve
guumlvensizliğin artmasına katkıda bulunduğunu kabul ederken bunun başvurucuların kışkırtıcı
davranışlarını ve korunmalarına youmlnelik sorumluluklarını goumlz ardı etmelerini haklı
goumlstermeyeceğini belirtmiştir
Başvurucular yasalar tarafından duumlzenlenmiş ve nihayetinde imzaladıkları koruma
protokollerine de dahil edilen yetkililerle işbirliği yapmaya youmlnelik yuumlkuumlmluumlluumlklerinin
tamamıyla farkındaydılar Uygulamada ise yuumlkuumlmluumlluumlklerini yerine getirmede defalarca
başarısız olmuş ve protokolleri ihlal etmişlerdir
Diğer hususların yanı sıra işbirliği sağlamamışlar ve polis memurlarına uygunsuz hal
ve hareketlerde bulunmuşlardır Koruma tedbirlerinden kaccedilınmaya ccedilalışmış polis
memurlarının işlerini yapmalarını zorlaştırmış ve iddiaya goumlre kendilerine yeni iş bulma
yuumlkuumlmluumlluumlğuuml ile ilgili olarak yetkililere ulaşılamaz taleplerde bulunmuş ve uzlaşmayı
reddetmişlerdir
180
Dahası başvurucular koruma altındaki tanık statuumllerini riske atacak şekilde sosyal
medya ve televizyonda mevcudiyet goumlstermişlerdir Başvurucular ayrıca Romanya iccedilinde
başka bir yere yerleştirilme teklifini reddetmiş Yargıtay ise dikkatli bir inceleme yaptıktan ve
gerekccedileler sunduktan kimliklerinin değiştirilmesi ve yurtdışına taşınma taleplerini
reddetmiştir
Başvurucular Yargıtayrsquoın kararını ve koruma protokollerine uyma yuumlkuumlmluumlluumlklerini
goumlrmezden gelerek yurtdışına taşınmaya karar vererek uygulamada koruma statuumllerini
sonlandırmış ve potansiyel olarak kendilerini ciddi risk altına sokmuşlardır Bu durumda bile
yetkililer korumayı geri ccedilekmemiş ve hatta iletişimi suumlrduumlruumlp maddi yardım sunmaya devam
etmişlerdir
Mahkeme yasanın oumlngoumlrduumlğuuml bir seccedilenek olan tanık koruma programından geri ccedilekme
yerine başvurucuların işbirliğine yanaşmamalarına rağmen korumayı suumlrduumlrme ccedilabalarından
dolayı yetkililere takdirini sunmuştur Boumlylelikle Mahkeme yetkililerin başvurucuların
hayatlarına youmlnelik iddia edilen riskten kendilerinden makul surette beklenebilecek şekilde
korumak iccedilin gerekeni yaptığını hesaba katarak Soumlzleşmersquonin 2 maddesindeki gerekliliklere
uyulduğuna ve huumlkmuumln ihlal edilmediğine karar vermiştir
181
Başvuru Adı Boljević Sırbistan
Başvuru No 4744314
Başvuru Tarihi 20062014
Karar Tarihi 16 Haziran 2020
Karar Linki httphudocechrcoeintengi=001-203052
Konu Başvurucunun zamanaşımına uğramış soybağı davasıyla ilgili
modern DNA testi youmlntemlerini kullanmasına izin verilmeden koumlkenini kanıtlama hakkından
mahrum bırakılmasının Soumlzleşmersquonin 8 maddesini (oumlzel ve aile hayatına saygı hakkı) ihlal
ettiği
Olaylar Başvurucu Peđa Boljević 1969 doğumlu bir Sırp vatandaşıdır
ve Ečkarsquoda (Sırbistan) yaşamaktadır 20112012 yılına kadar başvurucu Bay Arsquonın tartışmasız
şekilde biyolojik babası olduğunu duumlşuumlnmektedir Bununla birlikte Bay Arsquonın oumlluumlmuumlnuuml
izleyen miras davasında 1970 yılında verilen Bay Arsquonın biyolojik babası olamayacağına dair
kesinleşmiş mahkeme kararından haberdar olmuştur Mahkeme bu sonuca temelde
başvurucunun annesi ve Bay Arsquonın tanışmasıyla ilgili tanık ifadesine dayanarak ulaşmıştır
Ocak 2012rsquode başvurucu ve annesi soybağı davasının yeniden accedilılmasını talep
etmişlerdir Başvurucunun 1970 yılında verilen karardan daha yeni haberdar olduğunu kararın
verildiği doumlnemde DNA testi yaptırmanın muumlmkuumln olmadığını ancak guumlnuumlmuumlzde testin
mahkeme kararıyla yaptırılabileceğini savunmuşlardır Dahası Bay A resmi doğum
kayıtlarında her zaman başvurucunun babası olarak geccedilmiştir
İlk ve ikinci derece mahkemeleri zamanaşımı gerekccedilesiyle başvurucunun talebini
reddetmiştir Bilhassa yeni olgu ve delillere dayanan davanın yeniden accedilılması başvurusunun
nihai karar verildikten sonraki 5 yıl iccedilinde mevcut olayda 1977 yılında yapılması gerekiyordu
Temyiz Mahkemesi ayrıca başvurucunun 1970 kararlarından yeni haberdar olduğu iddiasını
ise geccedilmişteki dava suumlrecinde başvurucunun hakları yasal vasisi tarafından teminat altına
alındığı gerekccedilesi ile yersiz bulmuştur
Anayasa Mahkemesi de 2014 yılında başvurucunun bireysel başvurusunu reddetmiştir
182
İhlal İddiaları Bay Boljević Bay Arsquonın biyolojik babası olduğunu
kanıtlayabilmek iccedilin DNA testi yaptırma fırsatından mahrum bırakıldığından hareketle
Soumlzleşmersquonin 8 maddesinin (oumlzel ve aile hayatına saygı hakkı) ihlal edildiğini ileri suumlrmuumlştuumlr
Karar Mahkeme Sırp yargı makamlarının 1970rsquode tamamlanmış
hukuk yargılamasının yenilenme talebini reddetmesinin hukuka uygun olduğunu tespit
etmiştir İlk ve ikinci derece mahkemelerinin muhakemesinde keyfiliğe dair hiccedilbir kanıt
goumlruumllmemektedir
Buna ek olarak ret kararı hukuki guumlvenlik ve başkalarının haklarının korunması meşru
amaccedillarına youmlnelik olarak verilmiştir Oumlzellikle soybağı ile ilgili yargılamalarda konulan
zaman sınırlaması baba olarak goumlruumlnen kişileri eskimiş iddialardan korumak ve mahkemelerin
uzun yıllar oumlncesine dayanan esasa ilişkin tespitler yapması gerektiğinde olası adaletsizliği
oumlnlemeyi amaccedillamaktaydı
Ancak başvurucunun davasıyla ilgili oumlzel koşullar ve şahsi kimliğinin oumlnemli bir
kısmını keşfetmesinin mevzubahis olduğu goumlz oumlnuumlnde bulundurulduğunda Mahkemeye goumlre
hukuki guumlvenliğin sağlanması tek başına başvurucuyu koumlklerini oumlğrenme hakkından mahrum
etmek iccedilin yeterli bir gerekccedile değildir
Nitekim Huumlkuumlmetin de kabul ettiği uumlzere başvurucunun yargılamanın yenilenmesi iccedilin
son başvuru tarihini uzatmasının yasal bir yolu bulunmamaktadır Bu nedenle onun oumlzel
durumu dikkate alınarak ilgili menfaatler arasında herhangi bir denge sağlanamamıştır
Mahkeme oumlzellikle başvurucunun bildiği kadarıyla 20112012rsquode miras davasının
accedilılmasına kadar Bay Arsquonın başvurucunun biyolojik babası olduğunu kaydetmiştir Dahası
Bay A 2014 ve 2019rsquoda ccedilıkarılan doğum sertifikalarında da hala başvurucunun babası olarak
geccedilmektedir
Her haluumlkarda oumllen bir kişinin olayda Bay Arsquonın oumlzel hayatının DNA oumlrneği talebi
sebebiyle koumltuuml youmlnde etkilenemez Ayrıca dava dosyasında merhumun ailesinin DNA testine
nasıl tepki verecekleri yer almamıştır
Mahkemenin taraf devletlere başvurucunun davasında olduğu gibi hassas konularda
tanıdığı takdir marjına bakılmaksızın buumltuumln bu sebeplerden oumltuumlruuml Mahkeme Sırp yetkili
makamlarının başvurucunun Soumlzleşme ile korunan oumlzel hayata saygı hakkını teminat
almadığını tespit etmiştir
183
Dolayısıyla somut olayın tuumlm oumlzellikleri dikkate alındığında Soumlzleşmersquonin 8 maddesi
ihlal edilmiştir
Adil tazmin (Madde 41)
Mahkeme ihlal tespitinin başvurucunun uğradığı herhangi bir manevi zarar iccedilin kendi
başına yeterli adil tazmin olduğuna karar vermiştir
184
Başvuru Adı Association Innocence en Danger ve Association Enfance et
Partage Fransa
Başvuru No 1534315 ve 1680615
Başvuru Tarihi 26032015 ve 07042015
Karar Tarihi 04 Haziran 2020
Karar Linki httphudocechrcoeintengi=001-202716
Konu Okul muumlduumlruuml tarafından bir ccedilocuğa youmlnelik hazırlanan koumltuuml
muamele raporu devletin soruşturma yuumlkuumlmluumlluumlğuumlnuuml etkin hale getirmişken yetkili
makamların gerekli oumlnlemleri almayarak ccedilocuğun oumlluumlmuumlne engel olamamasının Soumlzleşmersquonin
3 maddesini (işkence yasağı) ihlal etmesi
Olaylar Başvurucular Paris merkezli iki Fransız ccedilocuk koruma
derneğidir 2001 doğumlu M başta isminin bilinmesini istemeyen ve bebeğini terk eden annesi
tarafından bir ay sonrasında geri alınmıştır Sonrasında iki ebeveyni ve kardeşleriyle birlikte
yaşamış ve okula ilk kez 6 yaşında Nisan 2007rsquode gitmiştir Ailesi her taşındığında
kaydettirildiği ccedileşitli okullarda pek ccedilok guumln devamsızlık yapmıştır İlk okul doumlnemi olan 2007-
2008 doumlneminden itibaren Mrsquonin oumlğretmenleri ccedilocuğun vuumlcudunda duumlzenli olarak ccedileşitli yara
izleri olduğunu kaydetmiştir
Haziran 2008rsquode okul muumlduumlruuml Le Mans savcılığına ve boumllge konseyi başkanına (yetkili
yerel makam) ldquoccedilocuk koruma raporurdquo goumlndermiştir Taşındıktan sonra Mrsquonin kız kardeşi ve
erkek kardeşlerinin aksine yeni okuluna gelmemesi muumlduumlruuml kaygılandırmıştır Muumlduumlr oumlnceki
okul muumlduumlruumlnuumln kendisini şuumlpheli koumltuuml muamele hakkında bilgilendirmesi ve yine aynı okulun
oumlğretmenlerinin Mrsquonin vuumlcudunda fark edilen yaralardan bahseden okul dosyasını teslim
almasından sonra ccedilocuğun okuldaki yokluğundan endişe duymuştur
Aynı guumln savcılık jandarmadan olayı soruşturmasını istemiştir Temmuz 2008rsquode
sosyal hizmetler son zamanlarda oluşan morarmalarla ilgili savcılığı bilgilendirmesinin
uumlzerine adli tabip goumlrevlendirilmiştir Birkaccedil guumln sonrasında M babasının goumlzuuml oumlnuumlnde
muayene edilmiştir Doktor daha oumlnceden oluşan lezyonları tespit etmiş ve şiddet veya koumltuuml
muamele seccedileneklerini tespit edemediğini belirtmiştir Ertesi hafta M ccedilocuk succedillarını oumlnleme
birimi binasında sorgulanmıştır ve sorgu kayda alınmıştır
185
Eyluumll 2008rsquode goumlrevli kıdemli polis memuru Mrsquonin istismar mağduru olduğunu
goumlsteren herhangi bir kanıt olmadığı sonucuna vardığı bir rapor hazırlamıştır 2008rsquoin ekim
ayının başlarında savcılık succedil iddiasının yetersiz şekilde dile getirilmesi sebebiyle dosyayı
kapatmıştır
Nisan 2009rsquoda o zamanın okul muumlduumlruuml ve okul doktoru Mrsquonin babasının ccedilocuğu ccedilocuk
acil servisine goumltuumlrmesini istemişler ve Ms bir ay hastanede yatmıştır Bu sırada okul muumlduumlruuml
Mrsquonin oumlğrenim yılının başından beri 33 guumln okula gelmediğini ve okula sıklıkla bariz
accedilıklaması olmayan ufak yaralanmalar ile geldiğini belirterek endişelerini boumllge konseyi
başkanına bildirmiştir Haziran 2009rsquoda iki sosyal hizmetler ccedilalışanı farklı tarihlerde ccedilocuğun
evini ziyaret etmiştir Oumlzel olarak endişelenmeyi gerektirecek herhangi bir sebep olmadığını
belirtmişlerdir
Eyluumll 2009rsquoda Mrsquonin babası kızının bir fast-food restoranının otoparkında
kaybolduğunu polise bildirmiştir Ccedilocuğun bulunması iccedilin buumlyuumlk bir arama ekibi
oluşturulmuştur Ertesi guumln baba nihayetinde soruşturmacıları ccedilocuğun cansız bedeninin
bulunduğu noktaya youmlnlendirmiştir Oumlluumlm tahmini olarak 6 Ağustosrsquou 7 Ağustosrsquoa bağlayan
gece gerccedilekleşmiştir
Haziran 2012rsquode ebeveynler Sarthe Ağır Ceza Mahkemesi tarafından oumlluumlme yol accedilan
işkence ve vahşice eylemlerin ebeveyn tarafından kuumlccediluumlğe işlenmesi succedilundan 30 yıl hapis
cezasına ccedilarptırılmıştır İki başvurucu dernek kovuşturma aşamasına muumldahil olmuşlardır ve
ebeveynlerin başvuruculara tazminat olarak sembolik bir miktar Euro oumldemesine karar
verilmiştir
Ekim 2012rsquode başvurucu dernekler oumlzellikle Haziran-Ekim 2008 tarihlerinde
soruşturma ekiplerinin ve savcılığın ihmalkacircr hatalarından dolayı ağır kusurlu oldukları
iddiasıyla adalet sistemindeki hatalı işleyişten oumltuumlruuml devletin hukuki sorumluluğuna gidilmesi
iccedilin dava accedilmışlardır Başvurucuların tuumlm iddiaları reddedilmiştir
İhlal İddiaları Başvurucu dernekler oumlzellikle Soumlzleşmersquonin 2 maddesi
(yaşam hakkı) ile 3 maddesine (işkence yasağı) dayanarak Fransız yetkililerinin Mrsquoyi
ebeveyn istismarından koruyamadıklarından şikayetccedili olmuşlardır
Innocence en Danger Derneği 13 madde (etkili başvuru hakkı) uyarınca devletin
adalet sisteminin hatalı işleyişinden doğan sorumluluğunu uumlstlenmesi iccedilin ağır ihmalin
varlığını iddia etmiştir
186
Karar
Başvurucu derneklerin taraf ehliyeti
Huumlkuumlmet başvurucu derneklerin Mrsquoyi temsilen Mahkeme oumlnuumlnde dava accedilma
ehliyetlerinin olmadığını ileri suumlrmuumlştuumlr
Ancak Mahkeme istisnai koşullar ccedilerccedilevesinde asıl amacı ccedilocukların korunması olan
ve yerel dava suumlrecinde de usuli bir statuumlye sahip bir şekilde aktif rol almış başvurucu
derneklerin Mrsquonin fiili temsilcileri olarak değerlendirilebileceği goumlruumlşuumlndedir
Mahkeme uyuşmazlığın yerel makamların koumltuuml muameleyi fark edip bu eylemlerin
ccedilocuğun nihayetinde oumlluumlmuumlne sebebiyet vermesinden koruyup koruyamayacağı sorusuyla ilgili
olduğunu tespit ederek dava dilekccedilesini yalnızca 3 madde kapsamında incelemeye karar
vermiştir
Madde 3 (İşkence ve insanlık dışı veya aşağılayıcı muamele yasağı)
Mahkeme okul muumlduumlruumlnuumln 19 Haziran 2008 tarihli raporu ile yetkililerin Mrsquonin koumltuuml
muamele ve daha ileri duumlzeyde istismar ile karşı karşıya olabileceği riskinden haberdar
edildiğini kaydetmiştir Rapor devletin olayı araştırma pozitif yuumlkuumlmluumlluumlğuumlnuuml gerekli
kılmıştır
Mahkeme yerel makamların tehlikeyi goumlz ardı etmemek ile aile hayatına saygı duyma
arasında adil denge kurmak gibi hassas bir konuda yaşadığı zorlukların farkındadır Mahkeme
ayrıca raporun ulaştığı guumln savcılığın jandarmaya soruşturma başlatması talimatını verme
konusunda duyarlı olduğunu da kaydetmiştir Dahası ccedilocuğun ifadesinin kayıt altına alınması
ve adli tabip tarafından muayene edilmesi gibi faydalı tedbirler de alınmıştır Ancak Mahkeme
bazı diğer unsurların bu bulguların oumlnemini zayıflattığı goumlruumlşuumlndedir
İlk olarak savcılığın derhal harekete geccedilmesine cevaben durum 13 guumln geccedilene kadar
polise soruşturulması iccedilin bildirilmemiştir İkinci olarak ccedileşitli işaretler ve belirtiler rapor 19
Haziran 2008rsquode goumlnderilir goumlnderilmez yetkililerin ilgisine sunulmuştur Ccedilocuğun
vuumlcudundaki yaralar ortaya ccedilıktığında goumlsterdiği tepkiler ve olayın perde arkasında geccedilenlerle
ilgili bilgi toplamak uumlzere oumlğretmenlerle goumlruumlşmek faydalı olabilirdi Oumlğretmenler ccedilocukları
guumlnluumlk olarak yakından goumlzlemledikleri ve bazen ccedilocuğun guumlvendiği yegane insanlar oldukları
iccedilin ccedilocuk istismarını oumlnlemede oumlnemli rol oynamaktadırlar
187
Oumlzellikle aile pek ccedilok kez taşındığından Mrsquonin aile ccedilevresini accedilıklığa kavuşturmak
iccedilin araştırma yapılması faydalı olabilirdi Soruşturmanın başındaki polis memuru tarafından
anne polis karakolunda değil kendi evinde kısa ve oumlz bir şekilde sorgulanmıştır Dahası Mrsquonin
adli tıp muayenesi esnasında babasının orada olması sebebiyle bu goumlruumlşme hedefle youmlnelik
sorular sormayı iccedileren bir soruşturma bağlamında ccedilocukla gerccedilek bir goumlruumlşme olarak kabul
edilemez
M ile goumlruumlşme sırasında her ne kadar bir şikayette bulunmamış olsa da goumlruumlşme bir
psikolog olmadan gerccedilekleştirilmiştir Boumlyle bir koşul zorunlu olmasa da boumlyle bir uzmanın
varlığı rapor ve adli tıp muayenesinden sonra doğan kaygıları accedilıklığa kovuşturmak iccedilin uygun
olabilirdi
Soruşturmanın takipsizlikle sonuccedillanmasını sorgulamak Mahkemersquoye duumlşmemekte
ancak diğer taraftan yetkililerin takipsizlik kararından sonra olayı tamamen guumlndemden
ccedilıkarmak yerine belirli tedbirleri alması gerekmekte idi Eğer savcılık kendi kararını sosyal
hizmetlere bildirerek sosyal hizmetler tarafından yapılacak bir araştırmanın ya da ccedilocuğun
goumlzetim altına alınmasının gerekliliğini vurgulasaydı soruşturmanın sonlandırılmasından
sonra sosyal hizmetlerin uygun bir eylemde bulunma ihtimalini arttırmış olurdu
Ek olarak olayların geccediltiği doumlnemde ilgili boumllgede bilgilerin merkezileştirilebileceği
bir mekanizma (oumlrneğin ldquoCRIPrdquo bilgi toplama birimi) bulunmamaktadır Buumltuumln bu unsurların
bir araya gelmesi sonucunda ccedilocuğun goumlzlem altında tutulması ve yargı mensupları ile sosyal
hizmetler yetkililerin arasında herhangi bir etkili bilgi alışverişinin gerccedilekleşmesi ihtimalini
azalmıştır
Takipsizlik kararından nihayetinde haberdar olan sosyal hizmetler iddiaya goumlre 27
Nisan 2009 tarihli endişe verici rapordan sonra ev ziyaretleri dahil olmak uumlzere harekete
geccedilmiştir Bununla birlikte raporla aynı tarihlerde Mrsquonin hastanede bir ay yattığı ve bunun
sonucunda ccedilocuk sağlığı biriminin sosyal hizmetlerle iletişime geccediltiği goumlruumllduumlğuumlnde sosyal
hizmetlerin ccedilocuğun durumu konusunda daha tedbirli davranmasının gerektiği ortaya
ccedilıkmaktadır Ancak takipsizlik kararının ardından ccedilocuğun iccedilinde bulunduğu asıl durumu
tespit edebilecek etkin eylemlerde bulunulmamıştır
Buumltuumln bu sebeplerden oumltuumlruuml Mahkeme mevcut sistemin Mrsquoyi kendisinin oumlluumlmuumlne yol
accedilan ailesinin istismarından koruyamadığı sonucuna ulaşmıştır Dolayısıyla Soumlzleşmersquonin 3
maddesi ihlal edilmiştir
188
13 Madde (Etkili başvuru hakkı)
Mahkeme Fransız kanun koyucunun devletin hukuki sorumluluğuna gidilebilmesi
iccedilin adalet sisteminin hatalı işleyişine sebebiyet veren ihmali davranışların ardı ardına
meydana gelmesi gibi ağır ihmalin varlığının ortaya konmasını aramasını mantıklı bulmuştur
Ayrıca bu kuralların sınırlı bir bağlamda uygulanmasının adalet sisteminin karmaşıklığını
dikkate alan ve soruşturma ile yargı guumlccedillerinin sistemli bir şekilde işlemesini teminat altına
almaya ccedilalışan bir yasama tercihine karşılık geldiğini de kabul etmiştir
Mahkeme mevcut davada Innocence en Danger derneğinin polis ve savcılığın
hizmetlerine atfettiği eksikliklerle ilgili şikayetlerini incelettirmek uumlzere adli mahkemelerde
dava accedilma yetkisi olduğunu kaydetmiştir İlgili mahkeme bu şikayetler hakkında karar verme
yetkisine sahiptir ve gerccedilekten de başvurucu derneğin tuumlm iddialarını ve gerekccedilelerini
sunabildiği yargılamada kendisini yalnızca ciddi ihmal eylemleriyle sınırlamaksızın davayı
incelemiştir
Mahkemersquonin goumlruumlşuumlne goumlre başvurucu derneğin iddialarının reddedilmesi kanun
yolunun etkili olup olmadığına karar verilebilmesi iccedilin tek başına yeterli değildir Soumlzleşmersquonin
13 maddesi kapsamındaki etkililik yargılamanın başvurucu lehine sonuccedillanmasına bağlı
değildir Dolayısıyla Soumlzleşmersquonin 3 maddesi ile bağlantılı olarak 13 madde ihlal
edilmemiştir
Madde 41 (Adil tazmin)
Mahkeme Fransarsquonın başvurucu Innocence en Danger Derneğirsquone manevi tazminat
iccedilin 1 Euro tutarında sembolik tazminat ve masraf ve giderler iccedilin 15000 Euro oumldemesine
huumlkmetmiştir Diğer başvurucu derneğin adil tazmin kapsamında herhangi bir talep ve iddiası
bulunmamaktadır
189
Başvuru Adı Draskovic Karadağ
Başvuru No 4059717
Başvuru Tarihi 31052017
Karar Tarihi 09 Haziran 2020
Karar Linki httphudocechrcoeintengi=001-202763
Konu Otoritelerin dul bir kadının kocasının cenazesinin yerini
değiştirme hakkını ihlal etmesi
Olaylar Başvurucunun eşi 1995 yılında Belgradrsquoda vefat etmiştir Eski
Yugoslavyarsquodaki savaş nedeniyle eşinin cenazesi Karadağrsquoda yeğenine ait bir aile arsasına
goumlmuumllmuumlştuumlr Haziran 2014rsquote başvurucu eşinin cesedini Trebinjersquode sahibi olduğu bir mezara
taşımak istemiş fakat yeğeni reddetmiştir Başvurucu Şubat 2015 yılında Herceg Novi ilk
derece mahkemesine bu talebini sunmuş mahkeme tarafından reddedilmiştir Mahkeme eşinin
cenazesi uumlzerine veya goumlmuumllduumlğuuml yerden doğan herhangi bir hakkı olmadığı gibi yasal bir
menfaatinin de bulunmadığına karar vermiştir Daha sonra Nisan 2015rsquote Yuumlksek Mahkeme
ilk derece mahkemesinin kararını onamıştır Haziran 2015rsquote başvurucu Anayasa
Mahkemesirsquone başvurarak yeğeninin rızası olmadan cenazenin mezarını accedilmak veya nakil
etmek iccedilin resmi bir izin alamamasının anayasal haklarına aykırı olduğunu ileri suumlrmuumlştuumlr
Yerel mahkemelerin de başvurucunun talebini reddedip ccediloumlzuumlmuuml davalı tarafın iradesine
bırakmış olmakla başvurucunun adil yargılanma ve aile hayatı hakkının ihlal edildiği iddia
edilmiştir Şubat 2017rsquode Anayasa Mahkemesi başvurucunun itirazını reddetmiştir Ağustos
2019da sıhhi muumlfettişlik başvurucuya sıhhi muumlfettişin mezar accedilma ve nakil izinlerini
vermekle sorumlu olduğunu mektupla bildirmiştir
İhlal İddiaları Başvurucu yerel mahkemelerin esasa ilişkin kararı
vermemesinin Soumlzleşmersquonin 8 maddesinin (aile ve oumlzel hayata saygı hakkı) ve 6 sect 1 (adil
yargılanma hakkı) maddesinin ihlali olduğunu iddia etmiştir
Karar
Madde 8
190
Mahkeme ilk olarak Huumlkuumlmetin başvurucunun etkili iccedil hukuk yollarını tuumlketmediğine
ilişkin itirazını reddetmiştir Oumlzellikle Başvurucunun sıhhi muumlfettişliğe veya belediye cenaze
şirketine kocasının cenazesinin kazılarak nakledilmesi iccedilin hiccedilbir zaman talepte bulunmamıştır
Mahkeme bir mezarlık arsası sahibinin mezar accedilmak iccedilin izin vermeyi reddetmesi
uumlzerine accedilılabilecek davalarda hiccedilbir usul bulunmadığını kaydetmiştir Nitekim sağlık
muumlfettişliği başvurucuya bu tuumlr anlaşmazlıkları ccediloumlzme yetkisi olmadığını bildirmiştir Bu
nedenle soumlz konusu hukuk yolunun varlığı teoride ve pratikte yeterince kesin olmayıp bu
nedenle erişilebilirlik ve etkililikten yoksun olmaktaydı
Mahkeme yeni bir defin yerine nakledilmek uumlzere bir akrabanın mezarının ortaya
ccedilıkarılması talebinin 8 madde kapsamına girip girmediğine dair daha oumlnce accedilık bir tutum
benimsemediğini kaydetmiştir Oumlte yandan Mahkeme Elli Poluhas Doumldsbo İsveccedil davasında
eşinin cenaze kuumlllerinin yeni bir mezar yerine goumltuumlruumllmesine izin verilmemesinin dul eşin oumlzel
hayatına bir muumldahale olduğu varsayımında bulunmuştur
Mahkeme şimdi başvurucunun olayında olduğu gibi yakın bir akrabanın mezar accedilma
ve nakil talebinin aslında ilke olarak oumlzel ve aile hayatı huumlkmuumlnuumln her iki youmlnuuml altında
incelenebileceğini tespit etmiştir Hakkın niteliği ve kapsamı ile devletin yuumlkuumlmluumlluumlklerinin
kapsamı olayın oumlzel koşullarına ve gerccedileklerine bağlıdır
Elli Poluhas Doumldsbonun aksine başvurucunun şikayetinin kilit youmlnuuml mahkemelerin
uumlccediluumlncuuml bir taraf aleyhindeki iddiasına ilişkin esaslı bir inceleme yapmamış olmasıdır
Dolayısıyla başvurucunun olayı Devletler ldquooumlzel ya da aile hayatına saygırdquo hakkını
nasıl guumlvence altına alacaklarını seccedilerken bireyler arasındaki ilişkiler kapsamındaki
goumlrevleriyle ilgili bir miktar takdir yetkisine (ldquotakdir payırdquo) sahip olmaktadırlar Devletin
yuumlkuumlmluumlluumlkleri soumlz konusu olduğunda bireyin ve toplumun birbiriyle ccedilatışan ccedilıkarları arasında
adil bir denge kurulmasına oumlzen goumlsterilmelidir
Bayan Draškovićin davasında tartılması gereken şey mezarların kutsallığını
sağlamada toplumun roluuml ve yeğenin haklarına karşı kocasının kalıntılarını ccedilıkarmak ve
nakletmekle ilgilidir Mahkeme Elli Poluhas Doumldsbo davasında ulusal makamların bu tuumlr
konularda kendilerine tanınan geniş takdir yetkisi dahilinde hareket ettiklerini tespit ettiğini
kaydetmiştir Şoumlyle ki ulusal makamlar ilgili tuumlm koşulları dikkate almış ve yerel mahkeme
kararları iccedilin ilgili ve yeterli gerekccedileler sunmuşlardır
191
Oumlte yandan Bayan Draškovićin olayında mahkemeler mezar accedilma ve kaldırmanın
pratik accedilıdan muumlmkuumln veya kolay olup olmadığını ve herhangi bir halk sağlığı ccedilıkarının soumlz
konusu olup olmadığını değerlendirmekte başarısız olmakla kalmamış aynı zamanda diğer
konuları da accedilıklığa kavuşturmamıştır Oumlrneğin kocanın Karadağda goumlmuumllmek isteyip
istemediği araştırılmamış Bosna Hersekte mi ya da Belgradrsquota mı yaşadığı incelenmemesinin
yanında kendisi ile Bayan Draškovićin Bosna Hersekteki arsayı birlikte goumlmuumllmek iccedilin alıp
almadıkları da dikkate alınmamıştır
Mahkeme ayrıca Devletin herhangi bir menfaat ccedilatışmasını dengelemek iccedilin uygun bir
yasal ccedilerccedileve oluşturup oluşturmadığını ve bu menfaatleri belirleyip uygun şekilde dengeleyip
dengelemediğini incelemiştir
İlk olarak yerel mevzuatın başvurucununki gibi olayları duumlzenlemekte goumlruumlnmediğini
dolayısıyla başvurucunun 8 madde haklarına getirilen kısıtlamaların orantılılığını goumlzden
geccedilirmek iccedilin bir mekanizma sağlamadığını kaydetmiştir Nitekim aile uumlyeleri arasında
mezardan ccedilıkarma veya bir akrabanın son mezar yeri ile ilgili bir anlaşmazlığı ccediloumlzecek
mekanizmalar iccedilin herhangi bir mevzuat oumlngoumlruumllmemiştir
Kazılardan sorumlu idari makam da bu tuumlr anlaşmazlıkları ccediloumlzme yetkisine sahip
değildi Aksine taraflara meseleyi ccediloumlzduumlkten sonra mezar accedilma talebinde bulunma talimatı
verdi Bu tuumlr menfaat ccedilatışmalarının dengeleme beceresinin olmadığı davalarda ccedilekişmeli
yargı yolu başarılı olabilirdi
Ancak hukuk mahkemeleri başvurucunun ldquomuumllkiyetle ilgili statuumlyle ilgili ve
iddiasında başka herhangi bir menfaatirdquo bulunmadığına huumlkmetmiştir
Dolayısıyla yerel mahkemeler Başvurucu iccedilin 8 madde kapsamında herhangi bir
hakkın varlığını tanımamış veya bunları kocasının yeğeninin menfaat ccedilatışmalarında dengeyi
sağlayamamışlardır Mahkeme Soumlzleşmenin bu huumlkmuumlnuumln ihlal edildiği sonucuna varmıştır
Diğer maddeler iccedilin Mahkeme inceleme gerekliliğinin olmadığına karar vermiştir
192
Başvuru Adı Erlich ve Kastro Romanya
Başvuru No 2373516 ve 2374016
Başvuru Tarihi 20042016
Karar Tarihi 09 Haziran 2020
Karar Linki httphudocechrcoeintengi=001-203114
Konu Romanya Cezaevindeki iki Yahudi mahpusun koşer yemekleri
ihtiyaccedillarının karşılanması iccedilin ulusal makamların yeterli imkanı sağladığı gerekccedilesiyle
Soumlzleşmersquonin 9 maddesinin ihlal edilmediği
Olaylar Rahova Cezaevirsquonde mahpus olan iki İsrail vatandaşı
tutuklulukları suumlrecinde meydana gelen olaylar uumlzerine şikayette bulunmuşlardır Her iki
Başvurucu da belirtilmemiş tarihlerde Rahova Cezaevirsquonde dini gerekliliklerine uygun olarak
koşer yemeklerinin bulunmadığından şikayet etmiştir Temmuz 2015rsquote hapis cezalarının
denetiminden sorumlu yargıccedil başvurucuların şikayetlerini reddetmiştir Kararın gerekccedilesine
goumlre başvurucular kendi ailelerinden gelen gıda maddelerini alabilir veya cezaevi
duumlkkanından koşer uumlruumlnlerini satın alabilirlerdi fakat bunu yapmak istememişlerdir
Başvurucular ise bu karara itiraz etmişlerdir Ekim 2015te Buumlkreş İlk Derece Mahkemesi
Rahova Cezaevirsquonin koşer yemek hazırlamak iccedilin gerekli tesislerden yoksun olduğunu ve bu
tuumlr yemeklerin dışarıdan bir tedarikccediliden satın alınmasının gerektiğini ve bu tedarik iccedilin belirli
bir buumltccedile ve satın alma proseduumlruuml gerektiğini belirterek itirazları kabul etmiştir Mahkeme bu
tuumlr yeni tedbirlerin uygulanmasının zaman alacağını oumlngoumlrerek Rahova Cezaevirsquonin
Başvurucular iccedilin kişisel ihtiyaccedillarını karşılamaya yetecek miktarda ve bir oumldeme karşılığında
guumlnluumlk koşer yemek almalarına izin vermesine huumlkmetmiştir Mahkeme ayrıca Cezaevinin
diğer mahpuslarla aynı koşullarda yemek dağıtımını sağlamasını ve tedarik edemeyecekleri
guumlnlerde yemeklerin depolanmasının kolaylaştırılması gerektiğine işaret etmiştir Yemeklerin
maliyeti ile ilgili olarak mahkeme başvurucuların bu tuumlr konularda yetkili olan olağan hukuk
mahkemelerine başvurarak mahkumlara uygulanan yemek yeme kurallarında belirtilen sınırlar
dahilinde tazminat talep edebileceklerini belirtmiştir Dava dosyasından başvurucuların hukuk
mahkemelerinden tazminat talep etmedikleri anlaşılmaktadır
193
İhlal İddiaları Başvurucu yerel mahkemelerin esasa ilişkin kararı
vermemesinin Soumlzleşmersquonin 8 maddesinin (aile ve oumlzel hayata saygı hakkı) ve 6 sect 1 (adil
yargılanma hakkı) maddesinin ihlali olduğunu iddia etmiştir
Karar
Madde 9
Mahkeme Romanya devletinin din oumlzguumlrluumlğuuml hakkını hem Anayasa hem de mevzuatta
accedilıkccedila koruduğunu ve resmi olarak tanınan inanccedillar arasında Yahudi dininin olduğunu
goumlzlemlemiştir Ayrıca bir mevzuatın (2542013 sayılı Kanun ve uygulama youmlnetmelikleri)
cezaevinde din oumlzguumlrluumlğuuml hakkının kullanılması konusunda yeterince oumlngoumlruumllebilir ve ayrıntılı
bir genel kural ccedilerccedilevesi oluşturduğunu kaydetmiştir
Mahkeme ayrıca belirli bir dinin cezaevinde pratikte uygulanmasına ilişkin ayrıntılı
yerel durumlara ve ihtiyaccedillara goumlre en iyi şekilde ifade edilebilecek duumlzenlemeler oluşturmanın
devlet makamlarının takdir yetkisi dahilinde olduğunu değerlendirmiştir Bu bağlamda
başvuruculara goumlre soumlz konusu tarihte Romanya cezaevlerinde Yahudi inancına sahip yalnızca
sekiz kişinin tutuklandığı kaydedilmiştir
Buumlkreş İlk Derece Mahkemesi başvurucuların oumlzel ihtiyaccedillarına goumlre oumlzelleştirilmiş bir
ccediloumlzuumlmden yana olmuştur Boumlylelikle Yahudi inancına sahip tutuklular iccedilin belirli bir yasal
ccedilerccedilevenin eksikliğini telafi edilmiş ve hemen uygulanabilecek bir ccediloumlzuumlm sağlanmıştır
Mahkeme Rahova Cezaevi yetkililerinin bunu hemen uygulayabilme avantajına sahip olan
pratik bir ccediloumlzuumlmuuml benimsediği suumlrece boumlyle bir yaklaşım yetki ikamesi ilkesine uygun
olmaktadır Bu yetkililer koşer yemeklerini pişirmek iccedilin ayrı bir mutfak tesis etmişlerdir bu
mutfağın hazırlanması suumlreccedil sırasında danışılan ve başvuruculara oumlzel yiyecekler sağlayan bir
Yahudi dini vakıf tarafından da onaylanmıştır
İlk Derece Mahkemesi ayrıca başvurucuların uygulanabilen kurallara istisna olarak
yerinde pişirilebilen ve hazırlanabilen uumlruumlnleri temin etmelerine izin vermiştir Mahkeme
başvurucuların bu uumlruumlnleri kendi imkanlarıyla edindiklerini dikkate almıştır Bir mahpusun
kendi imkacircnlarıyla dininin huumlkuumlmlerine uygun yiyecekleri almasına izin veren bir
duumlzenlemenin kişiye objektif olarak kabul edilemez bir mali yuumlk getirmemesi gerektiğini
belirtmiştir
194
Bu bağlamda Mahkeme İlk Derece Mahkemesinin başvuruculara yaptıkları her tuumlrluuml
yargılama masrafının geri oumldenmesi iccedilin başvurabilecekleri konusunda bilgi verdiğini
kaydetmiştir Ancak ne yetkili mahkemelere başvurmuşlar ne de bu tuumlr bir dava accedilmaktan
kendilerini alıkoyan nesnel gerekccedileler olduğunu Mahkemersquode iddia etmişlerdir Ayrıca
cezaevi yetkililerine kendi imkanlarıyla temin ettikleri ve taleplerinin reddedildiği yiyecek
masraflarının geri oumldenmesi iccedilin oumlzel ayrıntılı bir talep sunduklarını hiccedilbir aşamada iddia
etmemişlerdir Mahkeme yetki ikamesi ilkesine saygı goumlsterme konusunda her zaman dikkatli
olmuştur ve bu nedenle Mahkemersquonin yerel makamların ilgili bir kararı olmadan koşer gıda
temin etmek iccedilin başvurucular tarafından fiilen harcanan miktar hakkında tahminde bulunma
olanağı olmamıştır
Tuumlm bu etkenlerin ışığında ve davalı Devletin bu alanda sahip olduğu takdir yetkisini
goumlz oumlnuumlnde bulundurarak Mahkeme mevcut davada yerel makamların Soumlzleşmenin 9 maddesi
kapsamındaki pozitif yuumlkuumlmluumlluumlklerini makul oumllccediluumlde yerine getirdiklerine karar vermiştir Bu
nedenle Soumlzleşmenin 9 maddesi ihlal edilmemiştir
195
TEMMUZ 2020
Başvuru Adı Chong CoronadoAndorra
Başvuru No 3736815
Başvuru Tarihi 29072015
Karar Tarihi 23 Temmuz 2020
Karar Linki Chong Coronado v Andorra
Konu
Başvurucunun gıyabında mahkum edilmesi ve yeniden yargılama başvurusunda
bulunamamasının mahkeme kararlarının uygulanması ve mahkemeye erişim hakkı arasında
adil bir denge kurulmuş olduğu gerekccedilesiyle Soumlzleşmersquonin 6 maddesini ihlal etmediği
Olaylar
Başvurucu Ernesto Emilio Chong Coronado 1978 doğumlu Panama vatandaşıdır
Panamada yaşamaktadır
2014 yılının Nisan ayında Tribunal de Corts başvurucuyu organize bir succedil oumlrguumltuumlnuumln
parccedilası olarak kara para aklamaktan gıyaben mahkum ederek beş yıl hapis (bunlar askıya
alınmıştır) ve 600000 Euro para cezasına ccedilarptırmıştır Mahkeme ayrıca başvurucunun
Andorrarsquodan sınır dışı edilmesine ve uumllkeye yeniden girişinin 20 yıl suumlreyle yasaklanmasına
karar vermiştir
Başvurucunun temyiz talebi Yuumlksek Adalet Mahkemesi tarafından bu aşamada
başvuruyu değerlendirme yetkisi bulunmadığı gerekccedilesiyle reddedilmiştir Başvurucu ilk
derece mahkemesinde gıyaben mahkum edildiğinden Yuumlksek Adalet Mahkemesi ilk olarak
kendisini mahkum eden Tribunal de Cortsa yeniden yargılama başvurusu yapması gerektiğine
karar vermiştir Başvurucu daha sonra Tribunal de Corts huzuruna şahsen ccedilıkması halinde
oumlzguumlrluumlğuumlnden derhal mahrum kalma riskiyle karşı karşıya kalacağını iddia ederek bu kararın
kaldırılması iccedilin başvurmuştur Bu başvuru reddedilmiştir
Son olarak başvurucu Anayasa Mahkemesirsquone bireysel başvuruda bulunarak temel
haklarının ihlal edildiğinden şikayetccedili olmuştur Ocak 2015te Anayasa Mahkemesi Yuumlksek
196
Adalet Mahkemesirsquonin daha oumlnce yeniden yargılama başvurusu yapılmadığı gerekccedilesiyle
temyizi kabul edilemez ilan ederek kanunu doğru uyguladığını tespit etmiş ve başvuruyu
reddetmiştir Mahkeme ayrıca başvurucunun Tribunal de Corts huzuruna ccedilıkması durumunda
oumlzguumlrluumlğuumlnden mahrum bırakılma riskinin yalnızca potansiyel bir risk olduğuna karar
vermiştir
İhlal İddiaları
Başvurucu Soumlzleşmenin 6 Maddesirsquone (Adil Yargılanma Hakkı) dayanarak
mahkemeye erişim hakkının ihlal edildiğini ileri suumlrmuumlştuumlr ve mahkumiyetine itiraz etmek iccedilin
ilk olarak kendisinin aynı mahkemeye şahsen ccedilıkmak zorunda olduğunu belirtmiştir Bu
nedenle kendisini savunma hakkının ve temyiz hakkının Tribunal de Corts huzuruna ccedilıkmış
olsaydı oumlzguumlrluumlğuumlnden mahrum kalacağı oumllccediluumlde ihlal edildiğini ileri suumlrmuumlştuumlr Ona goumlre
yerel mahkemenin şahsen ccedilıkmasını talep etmemesi veya goumlzaltına alınmayacağına dair garanti
vermesi gerekirdi
Karar
Madde 6 (Adil Yargılanma Hakkı Mahkemeye Erişim Hakkı)
Andorra mevzuatı ilk derece mahkemesinde gıyaben huumlkuumlm giymiş herhangi bir
kişiye aynı mahkeme tarafından hem fiilen hem de hukuken kişinin savunmasını duyduktan
sonra davanın esasına ilişkin yeni bir karar verme imkanı sağlamıştır Bu yol gıyaben huumlkuumlm
giymiş şahıs ortaya ccedilıkma ve savunma yapma hakkından feragat etmiş veya isteyerek kaccedilmış
olsa bile accedilıktır İlgili kişinin mahkeme huzuruna ccedilıkması boumlyle bir yeniden yargılama iccedilin tek
şarttır Recurs daudiegravencia (ldquodinlenilme talebirdquo) olarak bilinen başvuruyu yaptıktan sonra esasa
ilişkin yeni bir inceleme yaptırmak iccedilin kişinin yetkili yargı organı (Tribunal de Corts)
huzuruna ccedilıkması veya Andorrada kalması gerekiyordu
Mahkeme gıyaben mahkum edilen bir kişiye getirilen şahsen ortaya ccedilıkma
yuumlkuumlmluumlluumlğuumlnuumln adil yargılanma hakkı accedilısından orantısız bir yuumlk oluşturup oluşturmadığını
belirlemesi gerektiği goumlruumlşuumlndedir
Başvurucu oumlzguumlrluumlğuuml risk altında olduğu iccedilin Andorraya seyahat etmediğini iddia
etmesine rağmen Mahkeme Devletrsquoin sanıkların duruşmalarında fiziksel olarak bulunmalarını
197
sağlamadaki ccedilıkarının bu olayda tutuklanma korkularından daha ağır basabileceğini tespit
etmiştir
Ayrıca bir recurs daudiegravencia bağlamında mahkum mahkeme dava hakkında karar
verene kadar herhangi bir goumlzaltı tedbirinin yuumlruumltuumllmesinin durdurulmasını talep etme hakkına
sahiptir Bu tuumlr talepler birccedilok durumda ulusal makamlar tarafından kabul edilmiştir (yaklaşık
80 oranında) Bu uygulama başvurucunun gıyaben mahkumiyetini takiben hem gerccedilekte
hem de hukuken yeniden incelenmesi iccedilin başvurucunun muhakkak goumlzaltına alınacağını
goumlstermemektedir Ancak gıyaben mahkumiyetin bir kenara bırakılması ve davanın tamamen
yeniden incelenmesi iccedilin huumlkuumlmluumlnuumln bizzat ccedilıkması gerekmektedir Ayrıca huumlkuumlmluuml kişinin
oumlzguumlrluumlğuumlnden mahrum bırakılmasına youmlnelik ancak mahkeme (Tribunal de Corts) tarafından
alınabilen bir karar Yuumlksek Adalet Mahkemesi oumlnuumlnde temyiz edilebilir
Ayrıca soruşturma yargıcı başvurucunun ceza yargılamasının başlangıcında kaccediltıktan
sonra tutuklanmasına karar vermiştir Başvurucu temyiz edilebilir olmasına rağmen bu karara
itiraz etmemiştir
Başvurucu ulusal yargı makamları huzuruna ccedilıkmayı sistematik olarak reddetmiştir Bu
nedenle adalet sisteminden kendi isteğiyle kaccedilmıştır Andorralı bir soruşturma yargıcı
tarafından verilen uluslararası talep mektubunun ardından Panamalı bir yargıccedil huzurunda ifade
vermeyi dahi reddetmiştir Mahkemersquoye goumlre bu durumu kendisi aleyhindeki ceza
yargılamasında mahkemelerle tam iş birliği yapma iddiasıyla bağdaştırmak zordur Kendisine
karşı uluslararası yakalama emri ccedilıkarılmadığı goumlz oumlnuumlne alındığında (Andorra ile Panama
arasında uluslararası iade anlaşması yoktur) Mahkeme başvurucunun Panama adli
makamlarının huzuruna ccedilıkmaması iccedilin herhangi bir zorlayıcı sebep goumlremedi
Mahkeme başvurucunun Andora mahkemelerinde tabiri caizse goumlruumlnme veya işbirliği
yapma niyetinde olmadığı ve sonuccedil olarak adalet sisteminden kaccediltığı goumlruumlşuumlne varmıştır Bu
nedenle davranışı goumlz oumlnuumlne alındığında kendisi iccedilin yasal sonuccedilları oumlzellikle de ilk
duruşmada kasıtlı yokluğu nedeniyle davasının yeniden goumlruumllmesi iccedilin Andoraya seyahat etme
yuumlkuumlmluumlluumlğuumlnuuml tıpkı basiretli bir insan gibi makul bir şekilde oumlngoumlrebilirdi
Ayrıca başvurucu temyiz iccedilin hukuki hususları değil yalnızca maddi koşullar ve
delillerin ilk derece mahkemesi tarafından değerlendirilmesiyle ilgili bir savunma sunmayı
amaccedillamıştır Doğrudanlık ilkesiyle guumlccedilluuml bir şekilde bağlantılı olan bu tuumlr bir savunma temyiz
edenin fiziksel varlığı olmaksızın buumlyuumlk ihtimalle boşuna olacaktır
198
Son olarak Mahkemersquoye goumlre başvurucu ilk derece mahkemesi kararını tebliğ almak
iccedilin hala şahsen Andorraya seyahat etmediğinden davanın yeniden incelenmesi hacirclacirc
muumlmkuumlnduuml
Sonuccedil olarak ve bu tuumlr konularda ulusal makamlara tanınan takdir yetkisini goumlz oumlnuumlnde
bulundurarak Mahkeme başvurucunun mahkeme huzuruna ccedilıkma yuumlkuumlmluumlluumlğuumlnuumln recurs
daudiegravencia ile bağlantılı olarak yargı kararların uygulanmasını sağlamaya youmlnelik meşru amaccedil
ile mahkemeye erişim hakkı arasındaki adil dengeyi bozabilecek orantısız bir yuumlk olmadığına
karar vermiştir Boumlyle bir sistem soumlz konusu menfaatler arasında adil bir denge kurmaya
ccedilalışmakta olup adaletten yoksun olarak değerlendirilmesi de muumlmkuumln değildir
Bu nedenle Soumlzleşmenin 6 maddesi ihlal edilmemiştir
199
Başvuru Adı Veljkovic-Jukicİsviccedilre
Başvuru No 5953414
Başvuru Tarihi 26 Ağustos 2014
Karar Tarihi 21 Temmuz 2020
Karar Linki httphudocechrcoeintengi=001-203805
Konu İsviccedilrersquode on doumlrt yaşından beri yaşayan Sırbistan vatandaşının
uyuşturucu ticareti succedilu sebebiyle oturma izninin iptal edilmesinin ve İsviccedilrersquoden sınırdışı
edilme ihtimalinin Soumlzleşme madde 8 (oumlzel ve aile hayatına saygı) ihlali olmaması (oyccedilokluğu)
Olaylar Başvurucu Renata Veljkovic-Jukic 1980 doğumlu bir Sırbistan
vatandaşıdır Sırbistan vatandaşı kocası ve uumlccedil ccedilocuğu (2007 2008 ve 2012 doğumlu) ile
Gerlafingen İsviccedilrersquode yaşamaktadır İsviccedilrersquode oturma izni Veljkovic-Jukicrsquoe 14 yaşındayken
(1995) kocasına ise 8 yaşındayken (1991) verilmiştir
Haziran 2012rsquode Zuumlrih Kantonu Yuumlksek Mahkemesi istinaf aşamasında uyuşturucu
ile ilgili kanunları ihlalden ve ehliyetsiz araccedil kullanmaktan başvurucu aleyhine 30 ayı
ertelenmiş olmak uumlzere 3 yıl hapis cezasına huumlkmetmiştir Oumlzellikle Nisan 2010rsquoda 6000
İsviccedilre Frangı kendisi iccedilin olmak uumlzere toplamda 126000 İsviccedilre Frangı değerinde yaklaşık 1
kg eroin ve 56 kg kokain ticareti yapmaktan ve kokain kullandıktan sonra araccedil kullanmaktan
dolayı succedillu bulunmuştur Cezasını yarı accedilık cezaevinde ccedilekmiş ve Temmuz 2013rsquote serbest
bırakılmıştır
Eyluumll 2013rsquote Solothurn Kantonu Goumlccedilmen Buumlrosu başvurucunun succediluna ve uzun
doumlnem hapis cezasına dayanarak daimi oturma iznini iptal etmiş ve İsviccedilrersquoden ccedilıkmasını
emretmiştir Başvurucu buna itiraz etmiş ancak talebi ilk derece mahkemesinde ve istinafta
reddedilmiştir Federal Yuumlksek Mahkeme oumlzellikle sınır dışı konusunda başvurucunun kişisel
menfaatindense kamu guumlvenliğini oumlncelemiş ve bu yaklaşımın başvurucu gibi 15 yıldan
fazladır hukuka uygun olarak devamlı İsviccedilrersquode ikamet eden kişiler iccedilin de geccedilerli olduğunu
belirtmiştir Mahkeme ayrıca başvurucunun Bosna Hersekrsquoe (14 yaşına kadar burada
yaşamıştır) Sırbistanrsquoa ya da Hırvatistanrsquoa doumlnmesinin herhangi bir sebeple
olanıksızlaşmadığına karar vermiştir Mahkeme daha sonra kocanın veya ccedilocukların
başvurucuyu takip edebilecekleri ya da eğer aile İsviccedilrersquode kalacaksa iletişimin ziyaretlerle ve
200
ccedileşitli uygun iletişim araccedillarıyla suumlrduumlruumllebileceğini dikkate almıştır Ayrıca Mahkeme
başvurucunun yeni bir oturma izni başvurusunda bulunma imkanına da dikkat ccedilekmiştir
Ağustos 2014rsquote Solothurn Kantonu Goumlccedilmen Buumlrosu 31 Ağustos 2014-30 Ağustos
2021 suumlresince İsviccedilrersquoye giriş yasağı koyarak başvurucuya sınır dışı emri vermiştir Bununla
birlikte başvurucuya karşı sınır dışı emri AİHM oumlnuumlndeki suumlreccedil tamamlanana kadar
uygulanmamıştır
İhlal İddiaları Başvurucu Madde 8rsquoe (oumlzel ve aile hayatına saygı) dayanarak
aldığı ceza sebebiyle daimi oturma izninin iptal edilmesini şikayet etmiştir
Karar Madde 8 (oumlzel ve aile hayatına saygı hakkı)
Mahkeme başvurucunun daimi oturma izninin iptali ve İsviccedilrersquoyi terk etmesine youmlnelik
emrin oumlzellikle uzun suumlredir İsviccedilrersquode ikamet ettiği ve ailesiyle birlikte burada yaşadığı
hesaba katıldığında başvurucunun ldquooumlzelrdquo ve ldquoailerdquo hayatına muumldahale anlamına geldiği
kanaatindedir Bu muumldahale Federal Yabancılar Kanunu ile ilişkili ve meşru bir amaccedil
doğrultusundadır kamu duumlzeninin korunması veya succedilun oumlnlenmesi Bu tedbirin demokratik
toplumda gerekli olup olmadığı konusunda Mahkeme aşağıdakileri kaydetmiştir
Bu tedbir başvurucunun uyuşturucu ticareti sebebiyle ceza almasını takiben
uygulamaya konmuştur Mahkeme incelemesinde mahkumiyetin ağır olduğunu belirtmiştir
uyuşturucunun insanların hayatları uumlzerindeki yıkıcı etkisini goumlz oumlnuumlnde bulundurduğunda
Mahkeme yetkililerin bu belanın yayılmasına aktif olarak katkı sağlayanlara neden sertlik
goumlsterdiğini her zaman anlamaktadır
Federal Yuumlksek Mahkeme kararının alındığı tarihte başvurucu 19 yıldır İsviccedilrersquode
ikamet etmektedir ve serbest bırakıldıktan sonraki tutumu hatasızdır Bu olumlu gelişme
oumlzellikle cezasının bir kısmını ccedilektikten sonra şartlı tahliye edilmesi soumlz konusu menfaatlerin
tartılmasında dikkate alınabilir
Menşe uumllkesi ile olan bağları dikkate alındığında başvurucunun genccedilliğinin bir kısmını
Bosna Hersekrsquote geccedilirdiği ve annesinin hala orada yaşadığı goumlruumllmektedir 1991rsquoden beri
İsviccedilrersquode yerleşik olan kocası Sırbistan vatandaşıdır Boumlylelikle ailenin entegrasyonu iccedilin
Bosna Hersek Hırvatistan veya Sırbistan zor olmasına rağmen imkansız goumlruumlnmeyen olası
hedef uumllkelerdir Ccedilocuklar (7 11 ve 13) hala yeni bir ccedilevreye adapte olabilecekleri yaştadırlar
201
Yerel yetkililer olguların incelemesini elverişli ve inandırıcı bir şekilde gerccedilekleştirmiş
ve başvurucunun kişisel ccedilıkarları ile genel kamu yararını dengelemeye ccedilalışarak uygun
goumlzlemlerde bulunmuştur Federal Yuumlksek Mahkeme kuşkusuz başvurucu tarafından işlenen
uyuşturucu ticareti succedilunun ciddiyetini belirtmiş fakat buna ek olarak Uumlner kararında konulan
kriterleri de dikkate almıştır Oumlzellikle başvurucunun kişisel durumunu onun İsviccedilre hayatına
uyumunun kapsamını ve menşe uumllkesine doumlnduumlğuumlnde onun ve ailesinin karşılaşacağı
potansiyel zorlukları Boumlylelikle Federal Yuumlksek Mahkeme başvurucunun 18 yıl İsviccedilrersquode
yaşadıktan sonra burayı terk etmesinin sert bir tedbir olduğunu kabullenmiştir bununla birlikte
tuumlm ccedilocukluğunu ve genccedilliğinin bir kısmını Bosna Hersekrsquote geccedilirdikten sonra İsviccedilrersquoye 15
yaşında gelmesi ve genccedil yaşı arasında az bir fark vardır Bu sebeple Bosna Hersekrsquoe
Hırvatistanrsquoa ya da Sırbistanrsquoa doumlnmesi oumlnuumlnde engel yoktur Federal Yuumlksek Mahkeme
ccedilocukların durumunu da incelemiş ve anneden ayrılmanın aile yaşamına ciddi muumldahale
anlamına geleceğini tespit etmiştir Buna karşılık Sırbistan vatandaşı olan kocanın
başvurucuya menşe uumllkesine doumlnerken eşlik edebileceğini ccedilocukların uyum sağlamada sorun
yaşamayacağını ccediluumlnkuuml yaşlarının bunun iccedilin yeterince kuumlccediluumlk olduğunu belirtmiştir
Boumlylelikle Mahkeme ulusal makamların oumlzellikle de Federal Yuumlksek Mahkemenin
olguları yeterli incelemesi uygun goumlruumlşler sunması ve menfaatleri tartması konusunda tatmin
olmuştur Ayrıca başvurucunun İsviccedilre topraklarına girişi yedi yıl suumlreyle yasaklandığı (30
Ağustos 2021rsquoe kadar) ve Federal Yabancılar Kanununun başvurucuya bu emrin
uygulanmasının geccedilici olarak ertelenmesini talep etme imkanı sağladığı boumlylece ailesini
İsviccedilrersquode ziyaret edebildiği kaydedilmiştir
Sonuccedil olarak oumlzellikle başvurucunun uyuşturucuya ilişkin succediltan mahkumiyetinin
ciddiyeti ve başvurucu ile ailesinin Federal Yuumlksek Mahkeme tarafından oumlnerilen uumllkelere
uyum sağlarken buumlyuumlk zorluklarla karşılaşmayacakları dikkate alındığında Mahkeme
İsviccedilrersquonin takdir yetkisini aşmadığına karar vermiştir
Soumlzleşme madde 8 ihlali bulunmamaktadır
Bununla birlikte Mahkeme yerel makamların tedbirleri uygulayıp uygulamamaya
karar vermeden oumlnce başvurucunun durumunu Federal Yuumlksek Mahkemenin kararından
itibaren oumlzellikle başvurucunun yargılamalar sırasındaki tutumunu ve yeni bir ikamet iznine
başvurma imkanını goumlz oumlnuumlnde bulundurarak yeni gelişmeler ışığında tekrar değerlendirmesini
arzu etmektedir
202
Karşı Oy Yargıccedil Felici ve Yargıccedil Guerra Martins ortak bir karşı oy yazısı
yayınlamıştır Buna goumlre 2 nokta yargıccedilları ayrık duumlşuumlnmeye itmiştir
1- Yerel mahkemede Uumlner kriterlerine goumlre olayların somut olarak ele alınması hem
fazla şekilcidir hem de ilk kritere fazla odaklanmıştır (başvurucu tarafından işlenen succedilun
ağırlığı ve doğası)
2- Kararın 61paragrafının sonunda obiter dictum (yeri gelmişken) olarak Mahkeme
ulusal makamları 2014 tarihli Federal Mahkeme kararından sonra gerccedilekleşen gelişmeler
ışığında durumu yeniden değerlendirmeye davet etmiştir Bu durum Yargıccedillara goumlre
başvurucunun aile yaşamının korunmasını guumlvence altına almamakta ayrıca ulusal
makamların buna saygı duyacağına ilişkin Mahkemenin de bir garantisi yoktur
203
Başvuru Adı KAİsviccedilre
Başvuru No 6213015
Başvuru Tarihi 14122015
Karar Tarihi 07072020
Karar Linki httphudocechrcoeintfrei=001-203487
Konu Başvurucunun oturma izni suumlresini uzatma talebinin
reddedilmesi ve uyuşturucu ile ilgili bir succediltan dolayı ceza almasını takiben İsviccedilrersquoye giriş ve
ccedilıkışlarının geccedilici suumlre yasaklanması ile karısı ve ccedilocuğunun yaşadığı İsviccedilrersquoden sınırdışı
edilmesinin işlediği succedillar ve ailesiyle olan bağlarının zayıflığı nedeniyle Soumlzleşme md8rsquoi
(oumlzel ve aile hayatına saygı hakkı) ihlal etmediği (oybirliği)
Olaylar Başvurucu KA 1976 doğumlu bir Kosova vatandaşıdır bundan
oumlnce Luumltzelfluumlhrsquote (İsviccedilre) yaşamaktadır
KA İsviccedilrersquoye taşınmadan ve Eyluumll 1996rsquoda sığınma başvurusunda bulunmadan oumlnce
Kosovarsquoda yaşamış ve eğitim almıştır Sığınma talebi 20 Aralık 1996rsquoda reddedilmiştir
Yasadışı ikametini takiben 30 Nisan 1999rsquoda İsviccedilrersquode ikamet izni olan bir Bangladeş
vatandaşı ile evlenmiştir Bu evlilik sayesinde KA aile birleşimi yoluyla oturma izni almıştır
2002rsquode ccediliftin bir oğlu olmuştur Ccedilocuk 2010rsquodan beri koruyucu aile bakımındadır
19 Kasım 2010rsquoda KA Tehlikeli Uyuşturucu Federal Yasasını ağır ihlalden succedillu
bulunmuş altı ayı hemen yirmi ayı iki yıl ertelemeli olmak uumlzere yirmi altı ay hapis cezasına
ccedilarptırılmıştır Ayrıca aleyhine 1999-2012 arasında on sekiz ayrı ceza kararı verilmiş oumlzel
hukuk borccedilları oluşmuştur
6 Ekim 2008rsquode KA oturma izninin uzatılması iccedilin başvurmuştur Halihazırda iznin
suumlresi dolduğu iccedilin kanton idaresi bu başvuruyu yeni bir ikamet talebi olarak ele almış 31 Ekim
2012rsquode de reddetmiştir Bu sebeple KA aleyhine sınırdışı emri verilmiştir
22 Haziran 2015rsquote Federal Yuumlksek Mahkemesi KArsquonın Soumlzleşme madde 8rsquoin dikkate
alınmasını isteyen dava talebini reddetmiştir Başvurucunun ikisi de hasta olan karısı ve
oğlundan oluşan ailenin işlerini yuumlruumlten kişi ve bu sebeple ccedilok oumlnemli olduğunun ayırdında
204
olarak KArsquonın onlara gerekli bakımı sağlayan kişi olmadığını kaydetmiştir Uzun hapis cezası
oturma izni alma hakkını kaybettiği anlamına gelmiştir
22 Haziran 2015rsquote kanton idaresi 31 Aralık 2012rsquodeki karar ve buna itirazların
reddedilmesi sonucu KArsquoyı İsviccedilrersquoyi 22 Temmuz 2015rsquoe kadar terk etmesi gerektiği
konusunda bilgilendirmiştir
8 Temmuz 2015rsquote KArsquonın İsviccedilrersquoye girişi yedi yıl suumlreyle yasaklanmıştır Kararın
sebebi işlediği succedilların sonucu olarak oluşturduğu tehdittir
29 Temmuz 2015rsquote başvurucu İsviccedilrersquoye giriş yasağına karşı Federal İdare
Mahkemesine itirazda bulunmuştur
13 Ekim 2015rsquote Federal İdare Mahkemesi bu itirazı nihai olarak reddetmiştir
İhlal İddiaları Başvurucu mahkumiyetini takiben sınırdışı kararı verilmesinin ve
İsviccedilrersquoye giriş yasağı konulmasının Soumlzleşme madde 8 (oumlzel ve aile hayatına saygı) oumlzel
hayata ve aile hayatına saygı hakkını ihlal ettiğini ileri suumlrmuumlştuumlr
Karar
Madde 8
Mahkeme başvurucunun İsviccedilrersquoden sınırdışı edildiğini ve adı belirtilmeyen bir
uumllkedeki erkek kardeşinin yanına gittiğini kaydetmiştir Karısı ve oğlundan ayrılması sebebiyle
aile hayatına saygı hakkına bir muumldahalede bulunulmuştur
Mahkeme başvurucuya uygulanan sınırdışı kararının ve ulusal sınırlara giriş yasağının
Yabancıların Entegrasyonu Kanunursquondaki ilgili huumlkuumlmlere dayandırıldığını kaydetmiştir
Oumlzellikle ldquokamu duumlzeninin bozulmasını oumlnlemerdquo ve ldquosuccedilu oumlnlemerdquo gibi meşru amaccedillar iccedilin
yapılan bu muumldahalenin Soumlzleşmeye tamamen uygun olduğu konusunda Mahkemenin şuumlphesi
bulunmamaktadır
22 Haziran 2015rsquoteki Federal Yuumlksek Mahkeme kararı esnasında başvurucu İsviccedilrersquode
yaklaşık on dokuz yıldır ikamet etmekte ve on altı yıldır evli bulunmaktadır Bununla birlikte
başvurucu iş yaşamına uyum sağlayamamıştır Ayrıca sadece kesintili olarak karısıyla birlikte
yaşamakta 2010rsquoda koruyucu aileye verildiğinden beri ise oğluyla hiccedil yaşamamaktadır
205
Mahkeme başvurucunun şizofreni hastası olan karısı ve otizmli oğlu iccedilin yanlarında
bulunmasının oumlnemli olduğunun ve aile işlerini yuumlruumlttuumlğuumlnuumln farkındadır Buna karşılık KA
onların guumlnluumlk bakımına katkıda bulunmamış ve mahpus olduğu suumlre boyunca hiccedil kuşkusuz
onlarla seyrek olarak iletişime geccedilmiştir Bununla birlikte başvurucunun oğluyla ilişkisini
modern iletişim yollarıyla ya da İsviccedilre ziyaretleriyle suumlrduumlrebilmesi muumlmkuumlnduumlr
Mahkeme ulusal makamların oumlzellikle Federal Yuumlksek Mahkemenin menfaatler
dengesini goumlzeterek ilgili olayların yeterli ve ikna edici incelemesini yaptığını goumlzlemlemiştir
Bunun iccedilin başvurucunun İsviccedilre ile olan kişisel bağlarının kuvvetine rağmen İsviccedilre idaresi
başvurucunun tutumunu ve soumlz konusu succedilların ciddiyetini de goumlz oumlnuumlnde bulundurarak kamu
duumlzenini korumak ve succedilun oumlnlenmesi amacıyla oturma izni suumlresini uzatmamak ve yedi yıl
suumlresince İsviccedilrersquoye giriş yasağı koymanın gerekli olduğunu meşru bir şekilde goumlstermiştir
Bu sebeplerle Mahkeme itiraz edilen tedbirlerin meşru amaca uygun ve orantılı
olduğuna huumlkmetmiştir
206
Başvuru Adı NH ve Diğerleri v Fransa
Başvuru No 2282013 7554713 ve 1311415
Başvuru Tarihi 16012014 27052015
Karar Tarihi 02 Temmuz 2020
Karar Linki httphudocechrcoeintengi=001-203295
Konu Asgari geccedilim şartlarından yoksun evsiz sığınmacılara
youmlnelik insanlık dışı ve aşağılayıcı muamelenin Soumlzleşmersquonin 3 maddesini ihlal etmesi
Olaylar Başvuran NH 1993 doğumlu Afganistan vatandaşıdır
ve Parisrsquote yaşamaktadır Mart 2013rsquote Fransarsquoya gelmiş ve Fransa Sığınma Merkezi
aracılığıyla bir posta adresine sahip olmuştur Sonrasında sığınmacı statuumlsuumlnuumln incelenmesi ve
geccedilici oturma izni verilmesi talebiyle Paris İdare Mahkemesirsquone ve Paris Boumllge Polis
Muumlduumlrluumlğuumlne başvurmuştur Başvurucunun İdare Mahkemesirsquone yapmış olduğu başvuru
reddedilmiş bunun uumlzerine NH Fransız Danıştayırsquona temyiz başvurusunda bulunmuş ancak
temyiz talebi de reddedilmiştir 03102013 tarihinde ise NHrsquonin Paris Boumllge Polis Merkezirsquone
yapmış olduğu başvuru Fransız Muumllteci ve Vatansızları Koruma Dairesi tarafından incelenmiş
ve NHrsquonin Danimarkarsquoda da sığınmacı statuumlsuuml talebi olduğu gerekccedilesiyle başvuru
reddedilmiştir Aynı guumln başvuran geccedilici oumldenek iccedilin meslek edindirme merkezine başvurmuş
fakat başvurucunun sığınmacı talebi Fransız Muumllteci ve Vatansızları Koruma Dairesi
tarafından kabul edilmemiş olduğu iccedilin geccedilici oumldenek başvurusu da reddedilmiştir NH
başvurularının reddedilmesi uumlzerine herhangi bir geliri ve guumlvencesi olmadan sokaklarda
yaşamaya başlamıştır Kasım 2013 tarihinde Fransız Muumllteci ve Vatansızları Koruma Dairesi
başvurucunun sığınmacı statuumlsuuml talebini reddetmiş olmasına rağmen başvurucunun idare
tarafından desteklenen bir yan kuruluşta konaklamasını sağlamıştır
SG 1987 doğumlu Rusya vatandaşıdır ve 15072013 tarihinde Fransarsquoya gelmiş ve
ertesi guumln sığınma başvurusunda bulunmuştur Sığınmacıların kabul merkezinde kalması iccedilin
başvurucuya teklif yapılmış ancak merkezde boş yer olmadığı iccedilin başvuran ccediladırda yaşamak
zorunda kalmıştır Başvurucunun sığınma yeri iccedilin yapmış olduğu başvuru Fransız Muumllteci ve
Vatansızları Koruma Dairesi tarafından 02082013 tarihinde kaydedilmiştir Başvuran
07102013 tarihinde sığınmacı olarak kendisine kalacak yer bulunması iccedilin Montpellier İdare
207
Mahkemesirsquone ivedi başvuruda bulunmuş ancak başvurusu reddedilmiştir Kalacak yer
bulunması iccedilin Fransız Muumllteci ve Vatansızları Koruma Dairesirsquone yapmış olduğu başvuru da
reddedilmiştir Başvurucuya uumllkeden ayrılması iccedilin yetkililer tarafından uumlccedil kere tebligat
yapılmış ve başvuran uumllkeden ayrılma emrini kaldırmak iccedilin mahkemeye başvurmuştur
Diğer başvurucular KT ve GI da SG ile tamamen aynı suumlreccedilleri yaşamışlardır GI
sığınma başvurusunu geri ccedilekmiş ve uumllkesine geri doumlnmek iccedilin yardım istemiştir
Başvurucu AJ 1974 doğumlu İran vatandaşı bir gazetecidir ve ParisFransarsquoda
yaşamaktadır 09092014 tarihinde Fransarsquoya gelmiş ve 14102014 tarihinde Fransa Sığınma
Merkezi aracılığıyla bir posta adresine sahip olmuştur 23102014 tarihinde AJ sığınmacı
statuumlsuuml iccedilin Paris Boumllge Polis Merkezirsquone başvurmuş ancak başvurusu kaydedilmemiştir ve
kendisine 07012015 tarihi iccedilin randevu verilmiştir AJrsquonin 04112014 tarihinde konaklama
iccedilin yapmış olduğu başvuru boumllge valiliği tarafında sığınmacılar iccedilin olan konaklama merkezi
dolu olduğu gerekccedilesiyle reddedilmiştir 13112014 tarihinde başvurucu Paris İdare
mahkemesine sığınmacı statuumlsuumlnuumln incelenmesi ve konaklama yeri ayarlanması iccedilin
başvurmuş ancak başvurusu mahkeme tarafından reddedilmiştir Bu karara karşı Fransız
Danıştayrsquoına yapmış olduğu temyiz talebi de reddedilmiştir 07012015 tarihli randevusunda
başvurucuya sığınmacı statuumlsuumlne başvurması iccedilin form verilmiş ve başvuran bu formu
22012015 tarihinde yani kendisine geccedilici oturma izninin ccedilıkmış olduğu guumln teslim etmiştir
28012015 tarihinde AJ geccedilici oumldenek almak iccedilin başvurmuş fakat sığınma talebinin kabul
edildiğine dair bir belgeyi sunmadığı iccedilin talebi reddedilmiştir 05022015 tarihinde Fransız
Muumllteci ve Vatansızları Koruma Dairesi AJrsquonin sığınmacı statuumlsuuml iccedilin yapmış olduğu
başvuruyu kabul etmiş ve 12022015 tarihinde AJrsquoye geccedilici oumldenek verilmeye başlanmıştır
1204215 tarihinde başvuran otele yerleştirilmiş ve 2304215 tarihinde Fransız Muumllteci ve
Vatansızları Koruma Dairesi başvurucuya muumllteci statuumlsuuml vermiştir Ayrıca başvuran gazeteci
olduğu iccedilin Parisrsquoteki ldquogazeteci evinerdquo yerleştirilmiş kendisine tek kişilik oda verilmiştir
Bunun yanı sıra başvurucuya guumlnluumlk yemek ve ulaşım bileti verilmektedir
İhlal İddiaları Tuumlm başvurucular insanlık dışı ve aşağılayıcı muamele
yasağını ihlal edildiğini ileri suumlrmuumlştuumlr NH ve AJ 3 maddeyle bağlantılı olarak etkili
başvuru haklarının da ihlal edildiğini ileri suumlrmuumlştuumlr
NH ayrıca oumlzel ve aile yaşamına saygı hakkının ve bu hak bağlamında etkili başvuru
hakkının ihlal edildiğini iddia etmiştir
208
Karar
3 Madde
GIrsquonın avukatı tuumlm girişimlerine rağmen muumlvekkili ile iletişime geccedilemediğini
GIrsquonın başvurusunu suumlrduumlrme niyetinde olmadığını ve dava listesinde ccedilıkarılması gerektiğini
Mahkemersquoye ifade etmiştir
Başvurucular Fransarsquoya geldiklerinde kendilerini maddi yoksunluk iccedilinde
bulmuşlardır Temel ihtiyaccedillarını karşılamak iccedilin Fransarsquoda sığınmacılar iccedilin yasal olarak
duumlzenlenmiş olan yardımlara muhtaccedillardır Yabancıların Giriş ve İkamet ve İltica Hakkı
Kanununun R 742-1 maddesine goumlre uumllkeye kaccedilak giren kişiler 15 guumln iccedilinde sığınma
talebiyle valiliğe başvurmak zorundadır Yetkililerin başvuruları karara bağlamaları 3-5 ay
arası vakit almaktadır NH KT ve AJ bu değerlendirme suumlrecinde kendilerine sığınmacı
statuumlsuuml verilmediği iccedilin kalacak yer ve geccedilici oumldenek talep edemediklerini belirtmişlerdir
Mahkeme sığınmacı başvurularının kabul edilmesinden oumlnce başvurucuların sığınmacı
statuumllerini kanıtlayamadıklarını ifade etmiştir Mahkeme NH KT ve AJrsquonin sığınmacı
statuumllerini kanıtlayamadıkları iccedilin tutuklanma ve uumllkeden goumlnderilme korkusuyla 100 guumln
civarı sokaklarda yaşadığını belirtmiştir Mahkeme sığınmacı statuumlsuumlnuumln değerlendirildiği
suumlre boyunca başvurucuların sokaklarda banklarda ve koumlpruuml altlarında yaşadığına dikkat
ccedilekmiştir Mahkeme 2007 yılından beri sığınmacı statuumlsuuml iccedilin taleplerin arttığını ve yetkili
makamların yoğun olduğunu farkında olduğunu belirtmiştir Ayrıca yetkili makamların
sığınmacı statuumlsuuml iccedilin yapılan değerlendirmenin suumlresini azaltmak iccedilin ccedilabaladığını ve bu
kişilerin konaklamaları iccedilin yeni yerler inşaa ettiğini vurgulamış ama bu olumlu gelişmelerin
insanlık dışı ve aşağılayıcı muamele yasağının ihlal edilmeyeceğini anlamına gelmediğini ifade
etmiştir
Mahkeme NH KT ve AJrsquonin aylarca sokaklarda saldırı ve soyulma korkusu iccedilinde
hijyenik olmayan koşullarda yaşadığını bunlara ek olarak Fransız makamlarının da sistematik
şekilde bu başvurucuların taleplerini reddettiğini belirtmiş ve bu durumun insanlık dışı ve
aşağılayıc muamele yasağını ihlal ettiğine karar vermiştir
Mahkeme SGrsquonin ilk başvurusundan 28 guumln sonra kabul aldığını ve 63 guumln sonra ise
geccedilici oumldenek almaya başladığını bu sebeple başvuran accedilısından insanlık dışı ve aşağılayıcı
muamele yasağı iccedilin gerekli olan eşiğin aşılmadığına karar vermiştir
209
8 Madde
Mahkeme yapılan muumldahalelerin insanlık ve aşağılayıcı muamele yasağını ihlal
ettiğine karar verdiği iccedilin bu muumldahaleler hakkında oumlzel ve aile yaşamına saygı hakkı
bağlamında bir değerlendirme yapmayacağını belirtmiştir
41 Madde
Mahkeme NH ve KTrsquoye 10000 euro AJrsquoye 12000 euro manevi tazminat bunun
yanı sıra NHrsquoye 2396 euro maddi tazminat verilmesine karar vermiştir
210
Başvuru Adı Macovei Romanya
Başvuru No 5302814
Başvuru Tarihi 11072014
Karar Tarihi 28072020
Karar Linki httpshudocechrcoeintengi=001-203837
Konu Bir politikacının başka politikacılarla ilgili olarak aynı anda
hem avukat hem de parlamento uumlyesi olarak ccedilalışmayı bir yolsuzluk oumlrneği olarak
değerlendirmesinin uumlzerine tazminat oumldemeye mahkum edilmesinin Soumlzleşmersquonin 10
maddesinin (ifade oumlzguumlrluumlğuuml) ihlalini oluşturması
Olaylar Başvurucu Monica Luisa Macovei 1959 doğumlu bir Romanya
vatandaşı olup Buumlkreşrsquote yaşamaktadır 7 Eyluumll 2009rsquoda iki gazete Bayan Macovei tarafından
biri eski adalet bakanı diğeri ise Avrupa Parlamentosu uumlyesi iki politikacı hakkında yapılan
yorumları yayımlamıştır
Başvurucu uumlyesi olduğu Demokratik Liberal Partirsquonin bir yaz kampında konuşurken
iki Sosyal Demokrat politikacının Temsilciler Meclisi uumlyesi VP ile Senatoumlr DŞrsquonin avukat
olarak yaptıkları goumlrevde tipik bir politik etki altında yolsuzluk eylemi olarak nitelendirdiği
seccedilim boumllgelerindeki kamu şirketleri ile milyonlarca Euro değerinde soumlzleşmeler
imzaladıklarını belirtmiştir
Bir makalesinde aynı anda hem avukat olarak ccedilalışmanın hem de meclis uumlyesi olmanın
muumlmkuumln olamayacağını ve bu youmlnde bir yasa ccedilıkarılması gerektiğini belirtmiştir Aynı yılın
Ekim ayında DŞ başvurucunun yorumlarının kendisini kamuoyu ile profesyonel ve siyasal
ortaklarının goumlzuumlndeki itibarını sarstığını ileri suumlrerek haksız fiile dayanan hukuki suumlreci
başlatmıştır
Ekim 2010rsquoda ilk derece mahkemesi DŞrsquonin iddialarını başvurucunun ifade
oumlzguumlrluumlğuumlnden faydalandığını tespit ederek reddetmiştir İstinaf aşamasında Buumlkreş İstinaf
Mahkemesi hakaret iddiasını haklı bularak başvurucunun 2300 Euro civarındaki tazminatı
oumldemesine ve kendisinin masrafları karşılayarak huumlkmuumln ulusal gazetelerde yayımlanmasına
huumlkmetmiştir 2013 Kasım ayında Yargıtay başvurucu ve DŞrsquonin hukuki hususlara ilişkin
itirazlarını reddetmiştir
211
Diğer hususlarının yanı sıra mahkeme başvurucunun DŞrsquoyi avukat ve parlamento
uumlyesi olarak yolsuzlukla ilgili doğru olmayan iddialar ile succedilladığında DŞrsquonin itibarının zarar
goumlrduumlğuumlnuuml politikacılar yuumlksek seviyede eleştirilere katlanma kuumllfeti altında olsa bile
başvurucunun kabul edilebilir eleştiri sınırını aştığını tespit etmiştir Ayrıca mahkeme
başvurucuya yuumlklenen tazminatın başvurucuyu benzer eylemlerden caydırmayacağı fakat
huumlkmuuml gazetede yayımlanmasının caydırıcı etkisi olduğuna karar vermiştir
İhlal İddiaları Başvurucu Yargıtayrsquoın huumlkmuumlnuumln Soumlzleşmersquonin 10 maddesi
ile korunan ifade oumlzguumlrluumlğuumlnuuml ihlal ettiğini iddia etmiştir
Karar Mahkeme başvurucuya youmlnelik huumlkmuumln onun 10 madde
kapsamındaki haklarına muumldahale iccedilerdiğine ve ldquodemokratik bir toplumda gereklirdquo olup
olmadığı hususunda kanıya varabilmek iccedilin incelemeye devam etmeye karar vermiştir
Mahkeme iccediltihadını yineleyerek diğer hususların yanı sıra ifadelerin ya kanıtlanması
beklenemeyecek değer yargılarının ifadesi ya da maddi olguların ifadesi olarak iki şekilde
nitelendirilebileceğini belirtmiştir Başvurucunun ifadeleri DŞrsquonin kişisel yaşamındansa
politik kapasitesi iccedilindeki eyleme youmlnelik olduğundan Mahkeme yetkili otoritelerin
muumldahaleye gerek olup olmadığını incelerken sınırlı takdir yetkisi olduğunu tespit etmiştir
Mahkeme ulusal mahkemelerin farklı sonuccedillara vardığını goumlzlemlemiştir ilk derece
mahkemesi başvurucunun yorumlarını uumlstuuml kapalı soumlzler olarak değerlendirmişken temyiz
mahkemeleri DŞrsquonin meclis uumlyesi ve bir avukat olarak yolsuz eylemlere karışmasını gerccedilek
dışı beyan olarak nitelendirmiştir
Bununla birlikte Mahkeme temyiz mahkemelerinin sınırlı gerekccedilelendirmelerine atıfta
bulunarak onların vardığı sonuca varamayacağını başvurucunun ifadelerinin değer yargısı ve
maddi olgu karışımı olduğunu belirtmiştir Başvurucu iki politikacının davranışını daha geniş
bir ccedilıkar ccedilatışması bağlamında meclis uumlyesi ve avukat rollerini kombine etmeyi oumlnleyen bir
yasa oumlnerdiği bir fikri desteklerken ldquosiyasal etki altındaki tipik bir yolsuzluk eylemirdquo oumlrneği
olarak değerlendirmiştir
Buradaki asıl soru başvurucunun ifadelerinin ve iddialarının niteliği ve derecesiyle
orantılı yeterince doğru ve guumlvenilir bir olgusal dayanağın olup olmadığıdır Bu noktada
Mahkeme başvurucunun ifadelerinin bir kısmının oumlrneğin DŞrsquonin avukat ve meclis uumlyesi
olarak kendi seccedilim boumllgesindeki kamu şirketleriyle buumlyuumlk soumlzleşmelere imza atması veya
bahsedilen soumlzleşmeleri hukuki işleme koyması gibi olgusal temelden yoksun olduğunu tespit
212
etmiştir Aslında başvurucunun sunduğu belgelerde soumlzuuml geccedilen olayla ilgili herhangi bir
bilgiye rastlanmamıştır
Ancak başvurucunun ifadeleri kolektif nitelikli olup DŞ ile VPrsquoyi birlikte
ilgilendirmekte ve politik bir yolsuzluk oumlrneği tasvir etmektedir İki politikacıyı gerccedilek bir
yolsuzluk ile succedillama niyeti taşımamaktadır Dahası mevcut bilgiler ışığında VPrsquonin aynı
anda hem meclis uumlyesi hem de kendi seccedilim boumllgesindeki devlete ait şirketlerle karlı hukuki
danışmanlık soumlzleşmeleri imzalandığında DŞrsquonin hukuki ortağı olduğu goumlruumllmektedir
Boumlylelikle Mahkeme iddiaların ve oumlzellikle kullanılan ifadelerin belki de uygunsuz bir
şekilde sert olsa da polemik ve bir miktar abartılı olarak goumlruumllebileceği goumlruumlşuumlne varmıştır
Koşullar goumlz oumlnuumlne alındığında ifadelerin DŞrsquoye karşılıksız kişisel saldırı boyutuna
varmadığını tespit etmiştir Gerccedilekten siyasi tahkir ccediloklukla kişisel alana taşsa da bu
demokratik toplumun guumlvenceleri olan politika ve oumlzguumlr fikir tartışmasının rizikolarındandır
Tazminatın boyutu ve nihai kararın yayınlanması iccedilin belli bir tutarın oumldenmesine
huumlkmedilmesi de başvurucunun ifade oumlzguumlrluumlğuuml hakkını kullanması uumlzerinde caydırıcı bir
etkiye sahip olmuştur
Mahkeme temyiz mahkemelerinin gerekccedilelerindeki eksiklikleri başvurucunun
ifadelerini ifade edildiği genel bağlam accedilısından doğası gereği kolektif olarak sınıflandırmanın
olası sonuccedillarını ve cezanın caydırıcı etkisini dikkate alma hususundaki belirgin
başarısızlıklarını belirterek sonuca ulaşmıştır
Yerel mahkemeler soumlz konusu menfaatler arasında adil bir denge kuramamış ve
DŞnin haklarını başvurucunun haklarından uumlstuumln tutabilmek iccedilin ldquobaskın bir sosyal ihtiyaccedilrdquo
olduğunu kanıtlayamamıştır Başvurucunun haklarına yapılan muumldahale demokratik bir
toplumda gerekli değildir ve Soumlzleşmersquonin 10 maddesi ihlal edilmiştir
Adil Tazmin (Madde 41)
Mahkeme beşe iki oyla Romanyarsquonın başvurucuya 4505 Euro maddi tazminat 2000
Euro manevi tazminat ile masraf ve giderler iccedilin 3000 Euro oumldemesine huumlkmetmiştir
213
Başvuru Adı Mugemangango v Belccedilika
Başvuru No 31015
Başvuru Tarihi 22 Aralık 2014
Karar Tarihi 10 Temmuz 2020
Karar Linki httphudocechrcoeintengi=001-203885
Konu Mayıs 2014 seccedilim sonuccedilları hakkındaki bir şikayetin incelenme
usuluumlnuumln Soumlzleşmersquonin gerektirdiği etkililik şartlarını sağlamadığı
Olaylar
Başvurucu Germain Mugemangango 1973 doğumlu bir Belccedilika vatandaşı olup
Charleroirsquoda (Belccedilika) yaşamaktadır
25 Mayıs 2014 tarihinde başvurucu Walloon Boumllge Parlamentosu seccedilimlerinde 16554
oy alan ve Charleroirsquodaki seccedilim ccedilevresindeki 5 barajı aşan PTG-GO listesinin ilk sırasından
aday olmuştur Başvurucu Walloon Parlamentosursquona seccedililememiştir
6 Haziran 2014 tarihinde başvurucu boş geccedilersiz veya tartışmalı olarak ilan edilen
21385 oyun tekrar incelenmesi iccedilin Walloon Parlamentosursquona başvurmuştur Talebini
desteklemesi iccedilin oy sayımı işlemleri sırasında birccedilok sorunun ortaya ccedilıktığını belirtmiştir
Walloon Parlamentosu Danışma Komitesi başvurucunun talebini kabul etmiş ve soumlz konusu
seccedilim ccedilevresinde (Hainaut şehri) seccedililen adayların seccedilim belgelerinin onaylanmamasını ve boş
geccedilersiz veya tartışmalı oyların tekrar sayılmasını Parlamentorsquoya oumlnermiştir
13 Haziran 2014 tarihinde 28 oya karşı 43 oyla Walloon Parlamentosu oy sayımında
sorun duumlzensizliklerin olduğunu goumlsteren ikna edici bir delilin olmadığı gerekccedilesiyle
başvurucunun talebini dayanaktan yoksun bulmuştur Aynı tarihte Walloon Parlamentosu
oyları yeniden saymaksızın seccedililen adayların seccedilim belgelerinin onaylanmasına karar vemiştir
Karar başvurucuya 24 Haziran 2014 tarihinde tebliğ edilmiştir
İhlal İddiaları Başvurucu Soumlzleşmersquoye ek 1 Nolu Protokolrsquouumln 3 maddesi (Ek
Protokol madde 3) kapsamında Walloon Parlamentosursquonun itiraz suumlrecinde hem bir taraf olarak
214
hem de yargılama makamı olarak yer almasının ve başvurusunu reddetmesinin seccedilimlerde aday
olma hakkını ihlal ettiğini ileri suumlrmuumlştuumlr
Başvurucu Ek Protokol madde 3 ile bağlantılı olarak Soumlzleşmersquonin 13 maddesi
kapsamında Walloon Parlamentosursquona başvuru yolunun etkili bir hukuk yolu olmadığını ileri
suumlrmuumlştuumlr
Karar
11 Haziran 2019 tarihinde başvurunun sunulduğu AİHM dairesi başvuruyu Buumlyuumlk
Dairersquoye tevdi etmiştir Başvuru Buumlyuumlk Daire tarafından karara bağlanmıştır
Ek Protokol Madde 3
Mahkeme başvurucunun iddialarının yeterince ciddi ve tartışılabilir olduğunu
goumlzlemlemiştir Zira soumlz konusu iddialar Charleroi ve Hainaut şehri seccedilim ccedilevresindeki
parlamento sandalye dağılımını etkileyebilecektir Dolayısıyla soumlz konusu itiraz etkili bir
incelemeye tabi tutulmalıdır
Boumlylelikle Mahkeme somut olayda ulusal hukukta keyfiliğe yol accedilmayacak şekilde
yeterli ve uygun usucirclicirc guumlvenceleri iccedileren bir itiraz mekanizmasının olup olmadığını
incelemiştir
Mahkeme Walloon Parlamentosursquonun başvurucunun itirazıyla ilgili karar vermeye
yetkili tek mercii olduğunu goumlzlemlemiştir Seccedilim belgelerinin incelenmesi sırasında yeni
seccedililen ve seccedilim belgeleri onaylanacak uumlyelerin hepsi başvurucuyla aynı seccedilim ccedilevresindekiler
dahil itiraza ilişkin oylamada yer almıştır Boumlylelikle Venedik Komisyonursquonun tavsiyelerine
(Seccedilimsel Konularda İyi Uygulamalar Kodu) aykırı olarak başvurucunun doğrudan rakibi olan
ve oyların yeniden sayılıp başvurucunun haklı bulunduğu varsayımında sandalyelerini
kazanamama olasılığı bulunan kişiler Walloon Parlamentosursquondaki oylamaya katılmıştır
Dahası itirazın oylanmasın basit ccediloğunluğun yeterli olması başvurucuyu partizan bir kararla
karşılaşma riskiyle karşı karşıya bırakmıştır Dolayısıyla başvurucunun itirazı yeterli tarafsızlık
teminatlarından yoksun bir makam tarafından incelenmiştir
Mahkeme Walloon Parlamentosursquonun sahip olduğu takdir yetkisinin iccedil hukuk
tarafından yeterli belirliliklerle ccedilerccedilevelenmediğine dikkat ccedilekmiştir Ne kanun ne de
Parlamento iccediltuumlzuumlğuuml bu tuumlr itirazların inceleneceği bir usucirclicirc duumlzenleme iccedilermektedir Bu
215
nedenle Mahkeme Walloon Parlamentosu tarafından itiraz karara bağlanırken hangi kriterlerin
uygulandığının belirsiz olduğunu vurgulamıştır
Mahkeme aynı zamanda seccedilimsel uyuşmazlıkların incelenme usuluumlnuumln adil objektif
ve yeterli gerekccedileye sahip bir kararı sağlaması gerektiğini belirtmiştir İtiraz eden kişiler
goumlruumlşlerini beyan etme ve gerekli goumlrduumlkleri buumltuumln arguumlmanları soumlzluuml veya yazılı olarak sunma
imkanlarına sahip olmalıdır Ek olarak karar veren organ tarafından beyan edilen
gerekccedilelerden itiraz eden kişinin arguumlmanlarının uygun bir şekilde incelendiği ve cevaplandığı
anlaşılmalıdır Mahkeme bu davada ne Anayasa ne kanun ne de parlamento iccediltuumlzuumlğuuml seccedilim
belgelerinin incelenmesinde bu tuumlr guumlvenceler getirmektedir Başvurucu yine de Danışma
Komitesi nezdinde belli usucirclicirc guumlvencelerden faydalanmıştır Walloon Parlamentosursquonun kararı
da aynı şekilde gerekccedile iccedilermiş ve tebliğ edilmiştir
Bununla birlikte Mahkeme başvurucuya itiraz suumlrecinde sağlanan guumlvencelerin yeterli
olmadığını belirtmiştir İccedil hukuktaki duumlzenlemelerde itiraz mekanizmasına ilişkin bir usuluumln
yer almaması karşısında bu guumlvenceler Danışma Kurulu ve Walloon Parlamentosu genel
kurulu tarafından ad hoc olarak takdiren alınan kararların bir sonucudur Aynı zamanda bu
guumlvenceler uygulamada ulaşılabilir ve oumlngoumlruumllebilir değildir
Mahkeme ayrıca usucirclicirc guumlvencelerin ccediloğunun başvurucuya bağlayıcı karar verme
yetkisi olmayan Danışma Komitesi nezdinde sunulduğuna dikkat ccedilekmiştir Walloon
Parlamentosursquonun kararında gerekccedilelere yer verdiğini kabul eden Mahkeme bununla birlikte
Parlamentorsquonun Danışma Komitesirsquonin ulaştığı sonuccedilla neden ayrıştığını ortaya koymadığını
vurgulamıştır
Sonuccedil olarak Mahkeme başvurucunun itirazının tarafsızlık guumlvencesine sahip olmayan
ve takdir yetkisi herhangi bir duumlzenlemeyle belirli bir şekilde ccedilerccedilevelenmemiş olan bir organ
tarafından incelenmiş olduğunu başvurucuya sağlanan sınırlı sayıdaki guumlvencenin de takdiren
ad hoc şekilde sağlandığı iccedilin yetersiz olduğunu tespit etmiştir Mahkeme bu nedenle Ek
Protokol madde 3rsquouumln ihlal edildiğine karar vermiştir
Madde 13
Mahkeme ilk olarak başvurucunun şikayetlerini Walloon Parlamentosursquona sunabilme
imkanını bulduğunu goumlzlemlemiştir Belccedilika hukukuna goumlre Parlamento kararına karşı yargısal
veya başka bir tuumlrden herhangi bir başvuru yolu bulunmamaktadır Mahkeme Walloon
216
Parlamentosursquondaki usuldeki guumlvence eksikliklerinin Ek Protokol madde 3 ile bağlantılı olarak
Soumlzleşmersquonin 13 maddesini de ihlal ettiğine karar vermiştir Mahkeme bu konuda taraf
devletlerde yer alan mekanizmaların ccedileşitliliğini ve ikincillik ilkesini dikkate alarak herhangi
bir spesifik mekanizma belirleme yetkisinin kendisinde olmadığını hatırlatmış yine de ndashldquoilk
derece merciirdquo şeklinde veya ldquoyargısal olmayan bir organın kararına karşı başvurulabilecek
itiraz merciirdquo şeklinde- yargısal bir başvuru yolunun Ek Protokol madde 3rsquouumln gerekliliklerini
ilkesel olarak sağlayacağını belirtmiştir
Adil Tazmin
Mahkeme Belccedilikarsquonın başvurucuya manevi tazminat olarak 2000 euro masraf ve
giderler iccedilin toplam 1291514 euro oumldemesine karar vermiştir
217
Başvuru Adı D v Fransa
Başvuru No 1128818
Başvuru Tarihi 2 Mart 2018
Karar Tarihi 16 Temmuz 2020
Karar Linki httpshudocechrcoeinteng22itemid22[22001-
20356522]
Konu Yurt dışında taşıyıcı annelik yoluyla doğan ccedilocuğun doğum
ayrıntılarının resmi kayda geccedilirilmesinin ebeveyn-ccedilocuk ilişkisi evlat edinme yoluyla da
kurulabileceği iccedilin Soumlzleşmersquonin 8 maddesini ihlal etmediği
Olaylar
Başvurucular Bayan D Bay D ve Ccedilocuk D sırasıyla 1972 1957 ve 2012 doğumludur
ve Canet en Roussillonda yaşamaktadır Uumlccediluumlncuuml başvurucu bir taşıyıcı annelik anlaşmasıyla
Ukraynada doğmuştur 3 Ekim 2012 tarihinde Kievde verilen doğum belgesi birinci
başvurucunun anne ikincisinin baba olduğunu belirtmektedir
Bay ve Bayan D 2008 yılında Fransada evlenmiştir Ccedilocuk 2012 yılının Eyluumll ayında
Ukraynada taşıyıcı annenin ccedilocuğu olarak duumlnyaya gelmiştir Kievde verilen doğum belgesi
ccedilocuğu doğuran kadından bahsetmeden birinci başvurucuyu anne ikinci başvurucuyu da baba
olarak belirtmektedir
20 Eyluumll 2014 tarihinde ilk iki başvurucuya doğum belgesinin ayrıntılarının Fransız
doğum evlilik ve oumlluumlm siciline kaydedilmesi iccedilin Kievdeki Fransız buumlyuumlkelccedililiğine
başvurmuştur Konsolos yardımcısı durumun oumlzel niteliği nedeniyle ayrıntıları kaydetmeyi ve
aile kayıt defterini (livret de famille) duumlzenlemeyi ertelemeye ve konuyu Nantesdaki savcılığa
havale etmeye karar verdiğini soumlylemiştir Sonrasında ccedilifte Adalet Bakanlığırsquondan
Mahkemenin Mennesson Fransa ve Labassee Fransa davasındaki kararlarının takibiyle ilgili
bekleyen talimatlarının taşıyıcı annelik duumlzenlemelerine ilişkin tuumlm başvuruların askıya
alındığını bildirmiştir
27 Ocak 2016da Bay ve Bayan D ccedilocuğun doğum belgesinin ayrıntılarının Fransız
siciline kaydedilmesi iccedilin Nantes savcılığı aleyhine dava accedilmıştır
218
12 Ocak 2017de Nantes Mahkemesi başvuruyu kabul etmiştir Diğer hususların yanı
sıra doğum belgesinin birinci başvurucuyu doğum yapmamış olmasına rağmen anne olarak
belirlemesinin Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi tarafından belirlenen ccedilocuğun yuumlksek yararı
goumlz oumlnuumlnde bulundurularak yapılamayacağını vurgulamıştır Doğum hakkı ldquodoğduğu uumllkede
yasal olarak kurulan tek ilişkirdquo olan ve bu nedenle yasal gerccedilekliğe karşılık gelen yasal anne-
ccedilocuk ilişkisinin tanınmasının reddedilmesini haklı kılmaktadır
18 Aralık 2017de Rennes İstinaf Mahkemesi 12 Ocak 2017 tarihli kararı doğum
belgesinin baba-ccedilocuk ilişkisine ilişkin ayrıntılarını kaydetme youmlnuumlnden onamış ancak anne-
ccedilocuk ilişkisi ile ilgili olarak bozma kararı vermiştir Kararda oumlzellikle ldquo doğum belgesinde
annenin atanması ile ilgili olarak Medeni Kanunun 47 maddesinin aradığı şart doğum yapma
gerccedileğidir Yalnızca Medeni Kanun md 3561 istisnai olarak ldquoevlat edinen doğum yapmamış
annenin usuluumlne uygun olarak anne olarak kaydedilmesi şeklinde buna ccedilok sınırlı istisnalar
getirmiştir Başvurucular Yargıtaya itiraz etmemişlerdir 12 Eyluumll 2019 tarihinde Daire
Başkanının bilgi talebine cevaben başvurucular Mahkemeye Bayan Dnin genetik annesi
olduğunu bildirmişlerdir
Başvurucular Yargıtaya gitmemişlerdir 12 Eyluumll 2019 tarihinde Daire Başkanının
bilgi talebine cevaben başvurucular Mahkemeye Bayan Dnin genetik anne olduğunu
bildirmişlerdir
İhlal İddiaları
Başvurucular hem 14 madde (ayrımcılık yasağı) ile bağlantılı hem de bağımsız olarak
8 maddeye (aile hayatına saygı hakkı) dayanarak ccedilocuğun oumlzel hayatına saygı hakkının ihlal
edildiğinden ve doğum temelinde ayrımcılıktan şikayet etmiştir
Karar
Madde 8
Mahkeme Rennes İstinaf Mahkemesirsquonin uumlccediluumlncuuml başvurucunun Ukrayna doğum
belgesinin ayrıntılarının ikinci başvurucunun baba olarak Fransız doğum kayıt defterine
kaydedilme talebini kabul edildiğine ve biyolojik kişi olan ilk başvurucunun anne olarak
Fransız doğum kayıt defterine kaydedilme talebinin reddedildiğine dikkat ccedilekmiştir Ancak
219
İstinaf Mahkemesi anne-ccedilocuk ilişkisinin yasal olarak evlat edinme yoluyla kurulabileceğini
vurgulamıştır
Mahkeme başvurucuların esasen uumlccediluumlncuuml başvurucunun Ukraynarsquodaki doğum
belgesinde genetik anne olan birinci başvurucunun ldquoannerdquo olarak kaydedilmesi taleplerinin
reddedilmesinin ccedilocuğun oumlzel hayatına orantısız bir muumldahale olduğunu iddia ettiklerini
goumlzlemlemiştir
Mahkeme daha oumlnce ccedilocuğun biyolojik baba olduğu durumlarda baba ile ccedilocuk
arasındaki yasal ebeveyn-ccedilocuk ilişkisi konusunda kararlar vermiştir (bkz Mennesson Fransa
ve Labassee Fransa) İccediltihatlara goumlre genetik bağ yabancı uumllkedeki doğum belgesinde baba
olarak kaydedilmeyi gerekli kılmamaktadır Mahkeme mevcut davanın koşullarında aynı
zamanda genetik anne olan muumlstakbel anne ile yasal ilişkinin tanınmasına ilişkin olarak farklı
bir karara varmak iccedilin hiccedilbir neden goumlrmemiştir
Bu kapsamda Mahkeme yasal anne-ccedilocuk ilişkisinin başka yollarla da kurulabileceği
gerekccedilesiyle sırf birinci başvurucunun kendisinin genetik anne olması nedeniyle uumlccediluumlncuuml
başvurucunun Ukrayna doğum belgesinin ayrıntılarının birinci başvurucuyla ilgili bir kayıt
yazılması talebinin reddedilmesinin ccedilocuğun oumlzel hayatına saygı hakkına orantısız bir
muumldahale teşkil etmediğini belirtmiştir
Uumlccediluumlncuuml başvurucunun oumlzel hayatına saygı hakkına yapılan muumldahalenin orantılılığına
ilişkin olarak Mahkeme Ukrayna doğum belgesi detaylarının tescil talebinin birinci
başvurucuya yasal anne-ccedilocuk ilişkisinin kurulmasını engellemediği şekilde reddedilmesinin
belirleyici olduğu kanaatine varmıştır Nitekim Rennes İstinaf Mahkemesi Yargıtay
iccediltihadıyla da teyit edilen bir goumlruumlş olarak evlat edinme olasılığının mevcut olduğunu
vurgulama konusunda dikkatli davranmıştır
Uumlccediluumlncuuml başvurucunun oumlzel hayatına saygı hakkı soumlz konusu olduğunda birinci
başvurucu olan hukuki ilişkisinin tanınmasını sağlayacak etkili ve yeterince hızlı bir
mekanizmaya erişmesi gerekiyordu
Huumlkuumlmetin vurguladığı gibi birinci ve ikinci başvurucular evli olduğundan ve Ukrayna
doğum belgesinde ccedilocuğu duumlnyaya getiren kadından soumlz edilmediğinden eşinin ccedilocuğunu
evlat edinme şeklinde almak iccedilin mahkemelere başvurma yolu accedilıktır
220
Mahkemenin tavsiye kararı no P16-2018-001rsquodeki gibi evlat edinme ccedilocuk ile
muumlstakbel anne arasındaki yasal ilişkinin tanınması soumlz konusu olduğunda yabancı doğum
ayrıntılarının kaydedilmesi benzer etkiler yaratacaktır
Mahkeme tam evlat edinme kararının alınması iccedilin geccedilen ortalama suumlrenin yalnızca
41 ay olduğu Huumlkuumlmet tarafından verilen bilgilerden kaynaklandığını goumlzlemlemiştir
Dolayısıyla Rennes İstinaf Mahkemesinin 18 Aralık 2017 tarihli kararını takiben evlat
edinme proseduumlruuml başlatılmış olsaydı uumlccediluumlncuuml başvurucunun yasal anne-ccedilocuk ilişkisine ilişkin
durumu buumlyuumlk olasılıkla altı yaşına gelmeden yani başvurucuların da Mahkemeye
başvurdukları tarihlerde ccediloumlzuumllmuumlş olacaktı
Bu nedenle Mahkeme mevcut davada eşin ccedilocuğunun evlat edinilmesinin birinci ve
ikinci kişi arasındaki yasal ilişkiyi muumlmkuumln kılan etkili ve yeterince hızlı bir mekanizma
oluşturduğu sonucuna varmıştır
Buna goumlre uumlccediluumlncuuml başvurucunun Ukrayna doğum belgesinin ayrıntılarını birinci
başvurucuyu ccedilocuğun annesi olarak belirlediği oumllccediluumlde Fransız doğum kayıt defterine
kaydetmeyi reddederek davalı devlet başvurucunun somut olayında takdir yetkisini
aşmamıştır
Bu nedenle Mahkeme Soumlzleşmenin 8 maddesinin ihlal edilmediğine karar vermiştir
Madde 8 ile bağlantılı olarak Madde 14
Başvurucular 11 Şubat 2020 tarihli diğer beyanlarında yurtdışında taşıyıcı annelik
yoluyla doğan bir ccedilocuğun doğum belgesinin ayrıntılarında ccedilocuğun biyolojik babası olan
muumlstakbel babaya ilişkin ayrıntıları kaydederken muumlstakbel anneye karşı belgede genetik
anne başka olduğundan kaydetmeyi reddettikleri iccedilin ayrımcılık yasağının ihlal edildiğini ileri
suumlrmuumlştuumlr
Mahkeme başvurucuların iddiasının birinci başvurucu accedilısından Soumlzleşmenin 14
maddesi anlamında bir ayrımcılık şikayeti olduğunu kaydetmiştir Bu şikayetin 2 Mart 2018
tarihinde başlatıldığı ve 12 Eyluumll 2019 tarihinde accedilıklandığı yalnızca uumlccediluumlncuuml başvurucunun
haklarını ilgilendiren diğer şikayetlerden ayrı olduğunu ve başvurucuların bahsetmeyi ihmal
ettiği bir olguyu - ilk başvurucunun ccedilocuğun genetik annesi olması şartına - dayandığını
goumlzlemlemiştir Başvurucular benzer şekilde yerel makamlara ve mahkemelere bu gerccedileği
221
bildirmeyi ihmal etmişlerdir bu nedenle yerel yargılamalarda incelenmemiştir Mahkeme bu
yeni şikayetin Soumlzleşmenin 35 sect 1 maddesi kapsamındaki altı aylık suumlre sınırına uymadığına
karar vermiş ve bu nedenle Soumlzleşmenin 35 sectsect 1 ve 4 maddeleri uyarınca reddetmiştir
Bununla birlikte Mahkeme uumlccediluumlncuuml başvurucunun oumlzel hayatına saygı hakkından
yararlanarak Soumlzleşmenin35maddesine dayanarak maruz kaldığı iddia edilen ayrımcılığa
ilişkin şikayetin accedilıkccedila temelsiz olmadığını belirtmiştir Bu nedenle kabul edilebilir olduğunu
beyan etmiştir
Mahkemenin goumlruumlşuumlne goumlre taşıyıcı annelikle yurtdışında doğan Fransız ccedilocukları ile
uumllke dışında doğan diğer Fransız ccedilocukları arasında muamele farklılığı ilkinin -ikincisinden
farklı olarak - yabancı doğum belgesinde adı geccedilen kişi ile yasal bir anne-ccedilocuk ilişkisinin iccedil
hukukta tanınmasının muumlmkuumln olmadığıdır Daha ziyade soumlz konusu olayda doğum belgesinin
tuumlm ayrıntılarının kayıt defterine girememesi ve ccedilocuğa sahip olmak iccedilin yasal olarak kurulmuş
ccedilocuk ilişkisiyle evlat edinme başvurusunda bulunulması gerekmesinden oluşuyordu
Mahkemenin daha oumlnce vurguladığı gibi mevcut davada eşin ccedilocuğunun evlat edinilmesi
birinci ve uumlccediluumlncuuml başvurucular arasındaki hukuki ilişkinin tanınması iccedilin etkili bir mekanizma
oluşturmuştur
Huumlkuumlmet yasal anne-ccedilocuk ilişkisini kurmanın yollarına ilişkin bu muameledeki
farklılığın her vakanın oumlzel koşullarında boumlyle bir ilişki iccedilin taşıyıcı annelik yoluyla doğan
ccedilocuğun yuumlksek yararını sağlamak iccedilin tasarlandığını accedilıklamıştır Mahkeme bu nedenle
başvurucuların bu tuumlr ccedilocuklar ile genetik anneleri arasındaki yasal ilişkinin tanınmasının
yollarına ilişkin olarak şikayet ettikleri muamele farklılığının nesnel ve makul bir gerekccedileye
sahip olduğunu beyan ederek ayrımcılık yasağına aykırı bir husus saptamamıştır
Dolayısıyla Mahkeme 8 madde ile bağlantılı olarak 14 maddenin ihlal edilmediğine
karar vermiştir
222
Başvuru Adı Adana TAYAD Tuumlrkiye
Başvuru No 5983510
Başvuru Tarihi 20092010
Karar Tarihi 21 Temmuz 2020
Karar Linki httphudocechrcoeintengi=001-204123
Konu Adana TAYADrsquoın youmlneticilerinin ve bazı uumlyelerinin yasadışı
eylemlerde bulunduğu iddiasıyla henuumlz kesinleşen bir yargı kararı olmamasına rağmen
yetkililer tarafından kapatılması ile Soumlzleşmersquonin 11 maddesinde duumlzenlenen oumlrguumltlenme ve
oumlrguumltlenme oumlzguumlrluumlğuumlnuumln ihlal edilmesi
Olaylar Başvurucu Adana Tutuklu ve Huumlkuumlmluuml Aileleriyle
Yardımlaşma ve Dayanışma Derneği (TAYAD) Tuumlrk kanunlarına goumlre kurulmuş bir dernektir
Derneğin kurucularının beyan ettiği kurulma amacı tutuklu ve huumlkuumlmluumllere yardım ve destek
sağlamaktır 18 Ocak 2008rsquode Adana İl Emniyet Muumlduumlrluumlğuuml uumlccedil veya doumlrt guumln boyunca
Abdullah Oumlcalanrsquoı desteklemek amacıyla şehrin bir ilccedilesinde imza toplandığı ve imzalı
dilekccedilelerin Adana TAYADrsquoa teslim edildiği konusunda gizli bilgi edinmiştir Bu bilgileri
doğrulayabilmek iccedilin yetkililer dernek binasında arama yapmıştır
21 Nisan ve 13 Mayıs 2008 tarihleri arasında 31 Ocak 2008rsquode Adana valisinin onayı
ile kurulmuş bir komisyon dernekle ilgili teftiş gerccedilekleştirmiştir Derneğin gelirinin aslını
veya bir kopyasını ibraz edemediği ve 24 Aralık 2006 tarihli genel kurul katılımcılar listesi ile
8 Temmuz 2007 tarihli genel kurul katılımcılar listesinin karşılaştırılması sonucu imzalarda
farklılık olduğu ortaya ccedilıkmıştır
Bundan oumlnce 7 Nisan 2006rsquoda Dernekler Kanunursquonun ihlali dolayısıyla dernek
youmlneticilerine youmlnelik Adana Asliye Ceza Mahkemesirsquonde ceza davası başlatılmıştır 10 Nisan
2006rsquoda Asliye Ceza Mahkemesi sanığı devamında para cezasına ccedilevrilen 6 aylık hapis
cezasına ccedilarptırmıştır Yargıtay bu kararı 27 Mart 2012rsquode onamıştır
Arama sonucunda dernek youmlneticilerinden bazıları hakkında teroumlr oumlrguumltuuml lehine
propaganda yaptıkları gerekccedilesiyle Adana Ağır Ceza Mahkemesinde ceza davası accedilılmıştır
31 Mart 2009rsquoda Ağır Ceza Mahkemesi sanıkları iki yıl hapis cezasına ccedilarptırmıştır
223
19 Kasım 2012rsquode ise Yargıtay soumlz konusu succedilun 5 Temmuz 2012 tarihinde yuumlruumlrluumlğe
giren 6352 sayılı Kanun kapsamına girdiğini ve ilgili ldquosoruşturma aşamasında kovuşturma
askıya alınırrdquo maddesini belirtmiş ve huumlkmuuml bozarak dosyayı Ağır Ceza Mahkemesine yeniden
değerlendirilmesi iccedilin iade etmiştir 24 Ekim 2013 tarihinde Ağır Ceza Mahkemesi dosyayı
geri almış ve ardından kamu davasının accedilılmasını erteleyerek Yargıtayın bozma kararına
uymuştur
12 Ağustos 2008rsquode Adana savcılığı derneğin kapatılması iccedilin iddianame sunmuştur
17 Eyluumll 2009rsquoda mahkemece savcılığın talebi kabul edilerek derneğin kapatılmasına karar
verilmiştir Mahkeme derneğin artık tuumlzuumlğuumlnde tanımlanan amaccedillara uygun faaliyetlerde
bulunmadığını yasadışı teroumlr oumlrguumltlerinin propagandasını yaptıklarını ve bunun bir sonucu
olarak amaccedillarının ve varlığının Medeni Kanunrsquoun 89 maddesi uyarınca ldquokanuna ve ahlaka
aykırı hale geldiğinirdquo belirtmiştir
Derneğin 7 Ekim 2009 tarihli Yargıtayrsquoa temyiz başvurusu 3 Aralık 2009 tarihinde
reddedilmiş ve karar kesinleşmiştir
İhlal İddiaları Başvurucu yetkililer tarafından derneğin kapatılmasının
Soumlzleşmersquonin 11 maddesinin ihlali (oumlrguumltlenme oumlzguumlrluumlğuuml) olduğunu iddia etmiştir
Karar
11 Madde
Mahkeme yerel mahkemelerin başvurucu derneğin kapatılmasına huumlkmedip bir dernek
olarak herhangi bir faaliyet suumlrduumlrmesini engelleyerek varlığını sona erdirdiğini belirtmiştir
Bu tedbir derneğin Soumlzleşmersquonin 11 maddesi ile korunan oumlrguumltlenme oumlzguumlrluumlğuumlne muumldahale
boyutuna ulaşmıştır Muumldahale Medeni Kanunrsquoun 89 maddesi ccedilerccedilevesinde ldquokanun ile
oumlngoumlruumllmekterdquo ve duumlzenin bozulmaması meşru amacını taşımaktadır Mahkemeye kalan ise
muumldahalenin ldquodemokratik bir toplumda gereklirdquo olup olmadığına karar vermektir
Derneğin kapatılması suumlreci Adana savcılığının talebi uumlzerine başlatılmıştır Yerel
mahkeme savcılığın talebini kabul ederek derneğin kapatılmasına huumlkmetmiştir
Mahkeme yerel mahkemenin kararının Adana Ağır Ceza Mahkemesirsquonin 31 Mart 2009
tarihli kesinleşmeyen kararına dayandığını feshe huumlkmedilmesinde dava dosyasında bulunan
bilgiye ve derneğin bazı youmlneticilerine para cezası verildiği ceza mahkemesi kararına atıf
yapıldığını goumlzlemlemiştir
224
Mahkeme Adana savcılığı tarafından bazı dernek uumlyeleri ve youmlneticilerine isnat edilen
succedilların ciddiyetinin farkında olmasına rağmen hukuk mahkemelerinin ceza mahkemeleri
tarafından başvurucunun bağımsız uumlyelerine youmlnelik verilen ve kesinleşmeyen huumlkmuuml yeniden
uumlretmek yerine bağımsız bir değerlendirme yapması gerektiği goumlruumlşuumlndedir
Mahkeme bir derneğin buumltuumlnuumlyle kapatılmasının uumlyeleri uumlzerinde oumlnemli sonuccedillara yol
accedilan ccedilok ağır bir tedbir olduğunu ve sadece ccedilok ciddi bir durumda boumlyle bir tedbire
başvurulması gerektiğini vurgulamıştır Soumlzleşmersquonin 11 maddesi uyarınca devletler boumlyle bir
tedbire neden başvurduklarını goumlsteren meşru sebeplerini ortaya koyma yuumlkuumlmluumlluumlğuuml
altındadır
Mahkemersquonin kanaatine goumlre yerel mahkemenin huumlkmuumlnuuml dayandırdığı bazı bulgular
kendi başlarına teroumlrizme teşvik anlamına gelmemektedir Davadaki oumlrguumlt propagandası yapma
boyutuna ulaşabilecek tek eylem Sope Roje gazetesinin dağıtımıdır ki kararda gazetenin
iccedileriğinin nasıl teroumlrizme teşvik ettiğini ikna edici şekilde accedilıklanmamıştır
Boumlylelikle Mahkeme yerel mahkemenin fesih kararını kabul edilebilir ve ikna edici
gerekccedilelere dayanmadığı sonucuna varmıştır Bu başvurucu dernek ve uumlyeleri uumlzerinde ve
ayrıca genel olarak insan hakları oumlrguumltleri uumlzerinde caydırıcı bir etki yaratmaktadır
Son olarak iddiaların kanıtlandığı varsayımında bile Mahkeme yerel mahkemelerin
daha az katı tedbirlere başvurmayı duumlşuumlnmediklerini ve Huumlkuumlmetin derneğin feshinin
yetkililerin amaccedillarını gerccedilekleştirmek iccedilin tek ccedilare olduğunu kanıtlamak iccedilin yeterli delil
goumlstermediğini goumlzlemlemiştir
Yerel makamlar derneğin feshi kararını ikna edici gerekccedilelere dayandıramadığı iccedilin
alınan tedbiri meşrulaştıramamış ve bu da oumlrguumltlenme oumlzguumlrluumlğuumlnuumln oumlzuumlnuuml zedelemiştir
Dolayısıyla Mahkeme muumldahalenin demokratik bir toplumda gerekli olmadığına ve bu dava
oumlzelinde Soumlzleşmersquonin 11 maddesinin ihlal edildiğine karar vermiştir