1
GÜNDEM 14 SALI 5 Ocak 2016 Editör: Nurhan FIRATLI TSK’dan Şırnak ve Silopi bilançosu Genelkurmay Başkanlığı, Cizre ve Silopi’de 8 terö- rist öldürüldüğünü açıkladı. Açıklamaya göre Sur, Cizre ve Silopi’de, 15 Aralık’ta başlayan operasyon- larda öldürülen terörist sayısı 269’a ulaştı. Drone’u düşüren MLKP’liler yakalandı İstanbul Gaziosmanpaşa’da operasyonda öldürülen 2 kadın teröristin cenazesinde uzun namlulu silah- larla polise ait drone’u düşüren 3 MLKP’li Kobani’ye geçmeye hazırlanırken Şanlıurfa’da yakalandı. Sur’da dün el yapımı patlayıcının infilak etmesiyle Uzman Çavuş Karabacaklı ve silahlı çatışmada öğretmenlik için ataması yapılmayınca polis olan, özel harekâtçı Musa Yüce şehit oldu. Bir asker de Kanas’la şehit edildi D IYARBAKIR’ın Sur Ilçesi’nde önceki gece şiddetli çatışmaların yaşandığı Hasırlı Mahallesi Yıkıkkaya Sokak’ta, 28 yaşın- daki Uzman Çavuş Kenan Kara- bacaklı, PKK’lı teröristlerin tuzakladıkları el yapımı patla- yıcıyı infilak ettirmesi sonucu ağır yaralandı. Karabacaklı kal- dırıldığı Dicle Üniversitesi Has- tanesi’nde şehit oldu. Sur’dan dün sabah bir acı haber daha geldi. Saat 06.30 sularında örgüt üyeleriyle çıkan çatışmada 32 yaşındaki Özel Harekât polisi Musa Yüce’nin başına mermi isabet etti. Kaldırıldığı Diyarba- kır Asker Hastanesi’nde bir süre uyutulan Yüce de tüm çabalara rağmen kurtarılamayarak şehit oldu. ‘SANA NASIL KIYDILAR’ Şehit Yüce için Diyar- bakır Emniyet Müdür- lüğü bahçesinde düzenlenen törene eşi Hatice Yüce ile 2 çocuğu da katıldı. Kadın polislerin tes- kin etmeye çalıştığı Yüce, eşi- nin bayrağa sarılı tabutuna sarılarak “Ayağa kalk aşkım, sen yaşıyorsun. Ben sensiz ne yaparım. Beni de tabuta koyun, sana nasıl kıydılar” diye ağıt yaktı. Yüce, tabutun arkasından “Baba” diye seslenen bebeğine “Baba uyuyor. Bizi bıraktı” diyerek göz- yaşı döktü. Yüce’nin, Kayseri’nin Bünyan Ilçesi’ndeki baba evine de ateş düştü. Halis ve Şerife Yüce gün boyu taziyeleri kabul etti. Şehit Yüce’nin atama bekleyen öğret- menlerden olduğu, ataması yapılmayınca polisliği seçtiği öğre- nildi. Yüce’nin, Hak- kâri’de göreve başladığı ve burada evlendiği, kısa bir süre önce Diyarbakır’a gönderildiği kaydedildi. Şehit polis bugün son yolculuğuna uğurlanacak. Sur’da terör örgütüne yöne- lik operasyonlarda gece Uzman Çavuş Karabacaklı’nın patla- mada, sabah saatlerinde Özel Harekât polisi Yüce’nin çatış- mada şehit düşmesinin ardın- dan bir şehit haberi de yine operasyonların yoğunlaştığı Hasırlı Mahallesi Yıkıkkaya Sokak’tan geldi. ACI ÜSTÜNE ACI Teröristlerin Kanas ile açtığı ateş sonucu yaralanan Uzman Çavuş Nuh Özdemir Diyarbakır Asker Hastanesi’nde tüm müda- halelere rağmen kurtarılama- yarak şehit oldu. Ordulu şehit askerin, 2014 yılında mesleğe başladığı ve Diyarbakır’ın Kulp Ilçesi’nde görevliyken geçici görevle Sur’a gittiği öğrenildi. Özdemir’in 1.5 yıl önce Leyla Özdemir ile evlendiği belirtildi. Ahmet YUKUŞ- Mehmet KAYAHAN/DİYARBAKIR-Durmuş Ali KILIÇ/AYDIN-Necmettin ÇUHADAROĞLU/KAYSERİ BURASI benzemiyor bizim oralara. Hiçbir şeyi ama... Ne suyu, ne havası, ne insanı, ne hayvanı, ne ağacı, ne otu, ne böceği... Birkaç günden beri bulundu- ğum İsveç’ten bahsediyorum. Ülkeye ayak basar basmaz çok güzel bir kahve kokusu karşılar insanı.. Sonrası sonsuz bir düzen!.. Belki de bizim için “sinir bozu- cu” denebilecek kadar... Hatta yer yer can sıkıcı, “Bu kadar düzen de şu düzensizliği ken- disine alışkanlık haline getirmiş insanoğluna çok” dedirtecek kadar kusursuz bir düzen... Benzemiyor dedim ya hiçbir şeyi hiçbir şeyimize, tuhaflığa bakın ki, bu garip memlekete ayak basan kim olursa olsun, Türk olsun, İranlı olsun, Şilili olsun, Asyalı olsun, Afrikalı olsun çok kısa bir süre içinde hemen bu muhteşem düzene uyum sağla- yıp çok kısa bir süre zarfında bu ülkenin tecrübeli bir yurttaşı olup çıkıyor... Kendi memleketindeyken önemsemediği misal kahve alma, yemek alma kuyruğunu, sanki kırk yıldan beri o kuyruktaymış gibi hemen benimsiyor. Kendi memleketindeyken karısına kızı- na karşı yaptığı kötü muameleyi burada anında kesiyor, vergisini düzenli ödüyor, yere tükürmüyor, arabanın klaksonuna asılmı- yor, hatalı sollama yapmıyor, hız sınırını aşmıyor, yanlış yere park etmiyor, park ettiği yerde hemen parasını otomata yatırıyor, dışarıda süren o büyük uyumun bir parçası oluyor, anında kırk yıllık buralıymış gibi buranın bir vatandaşı olup çıkıyor. Uç bir örnek ama, eğer namus cinayeti işleyecekse bile, cezalan- dıracağı kişiyi memleketi- ne götürüp orada yapıyor yapacağını... “Bu uyumu, kısa süre içinde buralı olma haline bürünmeyi sağlayan şey nedir?” diye sormuşum- dur her defasında kendime, hâlâ doğru düzgün bir cevap bulmuş değilim soruma. Devlet hiçbir yerde çıkmaz yoluna. Yok gibi... Kolay kolay polise rastlayamazsın, hele asker zaten yok... Ama bir suç işlemeye gör, anında tepene biniyorlar. “Büyük Birader” hiçbir yerde sana rahatsızlık vermiyor ama her yerde seni, senin gölgenmiş gibi takip ediyor. Çocuk ve kadın cenneti bir ülkedir burası. Her şeyi özellikle kadınlar biraz daha rahat etsin, çocuklar özgür ruhlu, yaratıcı bireyler olarak büyüsün diye dizayn etmişler. Dünyanın en ağır suçu kadına şiddet, bir de vergi kaçırmaktır. Bu iki büyük suçun dışında her şeyin bir kolayı vardır kanunlarında. Aslında buraya kolay gelme- mişler. Belki de, hâlâ aydınlatıl- mayan bir siyasi suikast sonucu yıllar önce öldürülen başba- kanları Olof Palme’nin getirdiği “yabancılar yasası” olmasay- dı, belki de kendi ırkçılarının deyimiyle “kara kafalılara”, yani “ötekilere” karşı bu kadar “mer- hametli” olamayacak, sorunlarını kısa süre içinde halledemeyecek- lerdi. Aslında bugünkü refah düzeylerini İkinci Dünya Sava- şı’na borçlu olmaları da ayrı bir tuhaflık. Savaş bütün dünyaya büyük bir yıkım getirirken, o sıra- larda keşfettikleri “demir made- ni” onların imdadına yetişmiş, Almanlara satmışlar, Almanlar o demirden kurşun yapıp sağa sola atarken, onlar da zenginleşmiş. Yoksa çok değil, yüzyılın başında açlığın pençesinde kıvranıyorlar. Üç milyon civarında olan ülke nüfusunun bir milyonu Ame- rika’ya kaçmış, geride kalanlar hızarla kesilen ağacın tortusun- dan çorba yapıp yemişler, ta ki Amerika’dan getirilen patates imdatlarına yetişinceye kadar. Dünyanın dört bir yanında askeri darbelerden kaçanların ilk sığındığı ülke oldu burası. Her durumda yaratıcı bir buluş yap- mada üstlerine yok. Misal, şu sıralar Suriye’den, Afganistan’dan, Afrika’dan kaçan mültecilerden buraya kapağı atanlar için ilginç “buralı yapma” yöntemlerinden birisini devreye sokmuşlar. Ülkeye ulaşmış mülteci çocuk- lar için kamplar kurulmuş. O kamplarda yaşayan çocuklardan birisini alan her aileye yaklaşık 40 bin kron, bizim paramızla yakla- şık 12 bin lira aylık bağlıyorlar. Çocuğu alıyorsun, kendi aile- nin bir ferdi gibi bakıyorsun, dev- let sana 12 bin lira maaş veriyor. Başka bir iş yapmana gerek yok! Şimdi çoluk çocuğu büyütmüş olan birçok Türk, Kürt, İranlı, Iraklı yani vakti zamanında bura vatandaşı olmuş aileler sıraya girmiş, mülteci çocukları alıp bak- mak için birbirleriyle yarışıyorlar. Alan memnun, veren devlet! Sinir bozucu uyum! ŞEHİT DÜŞEN EŞİNE YALVARDI: Ayağa kalk aşkım ben sensiz ne yaparım Şehit Karabacaklı dün Dicle Üniversitesi Hastanesi’nde düzen- lenen törenin ardından Aydın’a uğurlandı. Ankara’da görevli olan ve Diyarbakır’a 40 günlük geçici görevle gönderilen şehit Uzman Çavuş’un 5 ay önce evlendiği belirtildi. Askerlik görevini Şırnak Uludere’de yapan ve 2008 yılındaki Güneş Operasyo- nu’ndaki başarısı nedeniyle TSK’da kalması sağlanan şehit Karaba- caklı’nın cenazesi bugün Karaca- su’da toprağa verilecek. GEÇİCİ GÖREVDEYDİ Şehit Yüce’nin çocukları da cenazedeydi. DAEŞ’in canlı bombaları Rakka’da eğitim almışlar YILBAŞINDA Ankara’yı kana bulamak isterken yaka- lanan terör örgütü DAEŞ üyesi canlı bombalar Adnan Yıldırım ve Musa Canöz’ün mahke- medeki ifadelerinin detayına HABERTÜRK ulaştı. Canlı bomba Canöz’ün, 2011 yılında ailesiyle birlikte Suriye’ye göç ettiğini, DAEŞ’e katılan ve Kobani’de hayatlarını kaybeden kardeşi ve amcasının intikamını almak için örgüte katıldığını söylediği öğrenildi. Diğer şüpheli Yıldırım ise, bir belediyenin fen işlerinde memur olarak çalıştığı sırada camide tanıştığı bir şahıs aracılığıyla örgüte sempati duymaya başladığını ve Suriye’ye gitme kararı aldığını anlattı. Belediyedeki görevinden istifa ettiğini, kendisiyle gelmeye ikna edemediği eşinden boşandıktan sonra tek başına Suriye’ye gittiğini söylediği aktarıldı. EYLEMDEN VAZGEÇMİŞLER Canöz’ün Rakka’da 20 gün bomba yapımı konusunda eğitim aldığı ve Yıldırım ile bu eğitim sırasında tanıştığı öğrenildi. Ankara’ya 2.5 ay önce gelen teröristlerden, Canöz’ün patlayıcıyı hazırladığı Yıldırım’ın ise içerisi patlayıcı ile dolu çantayı eylem yapacakları yere bırakacağı öğrenildi. Iki eylemci Kızılay’da barlarda keşif yaparken Suriye’deki sözde DAEŞ emirinden kamu kurumlarına yönelik eylem talimatı geldi. Iki eylemci, ifadelerinde, amaçlarının PKK’yı vurmak olduğunu vurgulayarak, bu nedenle Ebu Enes’in, Ankara Adliyesi, Emniyet ve Meclis’e kadar olan kamu kurumlarına yönelik eylem talimatını muhasebe ederek eylemden vazgeçtiklerini söyledikleri belirtildi. ‘SUÇTAN KURTULMAK İÇİN’ Canöz ve Yıldırım bombayı imha edecek yer ararken yakalandıklarını söylerken, emniyet ve savcılık kaynakları ise şüphelilerin ‘suçtan kurtulmak amacıyla bu şekilde ifade verdiğini, kamu kurumlarından vazgeçtiklerini söylemelerine rağmen en rahat eylem yeri olarak Caferilere ait olan camiyi hedef seçtikleri bilgisini’ paylaştı. Fevzi ÇAKIR / ANKARA Nuh Özdemir

Ayağa kalk aşkım ben sensiz ne yaparımim.haberturk.com/images/others/2016/01/05/htgzt_20160105_14.pdf · işleyecekse bile, cezalan-dıracağı kişiyi memleketi-ne götürüp

  • Upload
    others

  • View
    1

  • Download
    0

Embed Size (px)

Citation preview

Page 1: Ayağa kalk aşkım ben sensiz ne yaparımim.haberturk.com/images/others/2016/01/05/htgzt_20160105_14.pdf · işleyecekse bile, cezalan-dıracağı kişiyi memleketi-ne götürüp

GÜNDEM

GÜNDEM

14 SALI 5 Ocak 2016 Editör: Nurhan FIRATLI

TSK’dan Şırnak ve Silopi bilançosuGenelkurmay Başkanlığı, Cizre ve Silopi’de 8 terö-rist öldürüldüğünü açıkladı. Açıklamaya göre Sur, Cizre ve Silopi’de, 15 Aralık’ta başlayan operasyon-larda öldürülen terörist sayısı 269’a ulaştı.

Drone’u düşüren MLKP’liler yakalandıİstanbul Gaziosmanpaşa’da operasyonda öldürülen 2 kadın teröristin cenazesinde uzun namlulu silah-larla polise ait drone’u düşüren 3 MLKP’li Kobani’ye geçmeye hazırlanırken Şanlıurfa’da yakalandı.

Sur’da dün el yapımı patlayıcının infilak etmesiyle Uzman Çavuş Karabacaklı ve silahlı çatışmada öğretmenlik için ataması yapılmayınca polis olan, özel harekâtçı Musa Yüce şehit oldu. Bir asker de Kanas’la şehit edildi

DIYARBAKIR’ın Sur Ilçesi’nde önceki gece şiddetli çatışmaların

yaşandığı Hasırlı Mahallesi Yıkıkkaya Sokak’ta, 28 yaşın-daki Uzman Çavuş Kenan Kara-bacaklı, PKK’lı teröristlerin tuzakladıkları el yapımı patla-yıcıyı infilak ettirmesi sonucu ağır yaralandı. Karabacaklı kal-dırıldığı Dicle Üniversitesi Has-tanesi’nde şehit oldu.

Sur’dan dün sabah bir acı haber daha geldi. Saat 06.30 sularında örgüt üyeleriyle çıkan çatışmada 32 yaşındaki Özel Harekât polisi Musa Yüce’nin başına mermi isabet etti. Kaldırıldığı Diyarba-kır Asker Hastanesi’nde bir süre uyutulan Yüce de tüm çabalara rağmen kurtarılamayarak şehit oldu.

‘SANA NASIL KIYDILAR’Şehit Yüce için Diyar-

bakır Emniyet Müdür-lüğü bahçesinde düzenlenen törene eşi Hatice Yüce ile 2 çocuğu da katıldı. Kadın polislerin tes-kin etmeye çalıştığı Yüce, eşi-nin bayrağa sarılı tabutuna sarılarak “Ayağa kalk aşkım, sen yaşıyorsun. Ben sensiz ne yaparım. Beni de tabuta koyun, sana nasıl kıydılar” diye ağıt yaktı. Yüce, tabutun arkasından “Baba” diye seslenen bebeğine

“Baba uyuyor. Bizi bıraktı” diyerek göz-yaşı döktü. Yüce’nin, Kayseri’nin Bünyan Ilçesi’ndeki baba evine de ateş düştü. Halis ve Şerife Yüce gün boyu taziyeleri kabul etti.

Şehit Yüce’nin atama bekleyen öğret-menlerden olduğu, ataması yapılmayınca polisliği seçtiği öğre-nildi. Yüce’nin, Hak-

kâri’de göreve başladığı ve burada evlendiği, kısa bir süre önce Diyarbakır’a gönderildiği kaydedildi. Şehit polis bugün son yolculuğuna uğurlanacak.

Sur’da terör örgütüne yöne-lik operasyonlarda gece Uzman Çavuş Karabacaklı’nın patla-mada, sabah saatlerinde Özel Harekât polisi Yüce’nin çatış-

mada şehit düşmesinin ardın-dan bir şehit haberi de yine operasyonların yoğunlaştığı Hasırlı Mahallesi Yıkıkkaya Sokak’tan geldi.

ACI ÜSTÜNE ACITeröristlerin Kanas ile açtığı

ateş sonucu yaralanan Uzman Çavuş Nuh Özdemir Diyarbakır Asker Hastanesi’nde tüm müda-halelere rağmen kurtarılama-yarak şehit oldu. Ordulu şehit askerin, 2014 yılında mesleğe başladığı ve Diyarbakır’ın Kulp Ilçesi’nde görevliyken geçici görevle Sur’a gittiği öğrenildi. Özdemir’in 1.5 yıl önce Leyla Özdemir ile evlendiği belirtildi.

■ Ahmet YUKUŞ- Mehmet KAYAHAN/DİYARBAKIR-Durmuş Ali KILIÇ/AYDIN-Necmettin ÇUHADAROĞLU/KAYSERİ

BURASI benzemiyor bizim oralara. Hiçbir şeyi ama... Ne suyu, ne havası, ne insanı, ne hayvanı, ne ağacı, ne otu, ne böceği...

Birkaç günden beri bulundu-ğum İsveç’ten bahsediyorum.

Ülkeye ayak basar basmaz çok güzel bir kahve kokusu karşılar insanı..

Sonrası sonsuz bir düzen!.. Belki de bizim için “sinir bozu-cu” denebilecek kadar... Hatta yer yer can sıkıcı, “Bu kadar düzen de şu düzensizliği ken-disine alışkanlık haline getirmiş insanoğluna çok” dedirtecek kadar kusursuz bir düzen...

Benzemiyor dedim ya hiçbir şeyi hiçbir şeyimize, tuhaflığa bakın ki, bu garip memlekete ayak basan kim olursa olsun, Türk olsun, İranlı olsun, Şilili olsun, Asyalı olsun, Afrikalı olsun çok kısa bir süre içinde hemen bu muhteşem düzene uyum sağla-yıp çok kısa bir süre zarfında bu ülkenin tecrübeli bir yurttaşı olup çıkıyor...

Kendi memleketindeyken önemsemediği misal kahve alma, yemek alma kuyruğunu, sanki kırk yıldan beri o kuyruktaymış gibi hemen benimsiyor. Kendi memleketindeyken karısına kızı-na karşı yaptığı kötü muameleyi burada anında kesiyor, vergisini düzenli ödüyor, yere tükürmüyor, arabanın klaksonuna asılmı-yor, hatalı sollama yapmıyor, hız sınırını aşmıyor, yanlış yere park etmiyor, park ettiği yerde hemen parasını otomata yatırıyor, dışarıda süren o büyük uyumun bir parçası oluyor, anında kırk yıllık buralıymış gibi buranın bir vatandaşı olup çıkıyor. Uç bir örnek ama, eğer namus cinayeti

işleyecekse bile, cezalan-dıracağı kişiyi memleketi-ne götürüp orada yapıyor yapacağını...

“Bu uyumu, kısa süre içinde buralı olma haline bürünmeyi sağlayan şey nedir?” diye sormuşum-dur her defasında kendime, hâlâ doğru düzgün bir cevap bulmuş değilim soruma.

Devlet hiçbir yerde çıkmaz yoluna. Yok gibi... Kolay kolay polise rastlayamazsın, hele asker zaten yok... Ama bir suç işlemeye gör, anında tepene biniyorlar.

“Büyük Birader” hiçbir yerde sana rahatsızlık vermiyor ama her yerde seni, senin gölgenmiş gibi takip ediyor.

Çocuk ve kadın cenneti bir ülkedir burası. Her şeyi özellikle kadınlar biraz daha rahat etsin, çocuklar özgür ruhlu, yaratıcı bireyler olarak büyüsün diye dizayn etmişler. Dünyanın en ağır suçu kadına şiddet, bir de vergi kaçırmaktır. Bu iki büyük suçun dışında her şeyin bir kolayı vardır kanunlarında.

Aslında buraya kolay gelme-mişler. Belki de, hâlâ aydınlatıl-mayan bir siyasi suikast sonucu yıllar önce öldürülen başba-kanları Olof Palme’nin getirdiği “yabancılar yasası” olmasay-dı, belki de kendi ırkçılarının deyimiyle “kara kafalılara”, yani “ötekilere” karşı bu kadar “mer-hametli” olamayacak, sorunlarını kısa süre içinde halledemeyecek-lerdi.

Aslında bugünkü refah düzeylerini İkinci Dünya Sava-şı’na borçlu olmaları da ayrı bir tuhaflık. Savaş bütün dünyaya büyük bir yıkım getirirken, o sıra-larda keşfettikleri “demir made-

ni” onların imdadına yetişmiş, Almanlara satmışlar, Almanlar o demirden kurşun yapıp sağa sola atarken, onlar da zenginleşmiş. Yoksa çok değil, yüzyılın başında açlığın pençesinde kıvranıyorlar. Üç milyon civarında olan ülke nüfusunun bir milyonu Ame-rika’ya kaçmış, geride kalanlar hızarla kesilen ağacın tortusun-dan çorba yapıp yemişler, ta ki Amerika’dan getirilen patates imdatlarına yetişinceye kadar.

Dünyanın dört bir yanında askeri darbelerden kaçanların ilk sığındığı ülke oldu burası. Her durumda yaratıcı bir buluş yap-mada üstlerine yok.

Misal, şu sıralar Suriye’den, Afganistan’dan, Afrika’dan kaçan mültecilerden buraya kapağı atanlar için ilginç “buralı yapma” yöntemlerinden birisini devreye sokmuşlar.

Ülkeye ulaşmış mülteci çocuk-lar için kamplar kurulmuş. O kamplarda yaşayan çocuklardan birisini alan her aileye yaklaşık 40 bin kron, bizim paramızla yakla-şık 12 bin lira aylık bağlıyorlar.

Çocuğu alıyorsun, kendi aile-nin bir ferdi gibi bakıyorsun, dev-let sana 12 bin lira maaş veriyor. Başka bir iş yapmana gerek yok!

Şimdi çoluk çocuğu büyütmüş olan birçok Türk, Kürt, İranlı, Iraklı yani vakti zamanında bura vatandaşı olmuş aileler sıraya girmiş, mülteci çocukları alıp bak-mak için birbirleriyle yarışıyorlar.

Alan memnun, veren devlet!

Sinir bozucu uyum!

ŞEHİT DÜŞEN EŞİNE

YALVARDI: Ayağa kalk aşkım ben sensiz ne yaparım

Şehit Karabacaklı dün Dicle Üniversitesi Hastanesi’nde düzen-lenen törenin ardından Aydın’a uğurlandı. Ankara’da görevli olan ve Diyarbakır’a 40 günlük geçici görevle gönderilen şehit Uzman Çavuş’un 5 ay önce evlendiği belirtildi. Askerlik görevini Şırnak

Uludere’de yapan ve 2008 yılındaki Güneş Operasyo-nu’ndaki başarısı nedeniyle TSK’da kalması sağlanan şehit Karaba-caklı’nın cenazesi bugün Karaca-su’da toprağa verilecek.

GEÇİCİ GÖREVDEYDİ

Şehit Yüce’nin çocukları da cenazedeydi.

DAEŞ’in canlı bombaları Rakka’da eğitim almışlar

YILBAŞINDA Ankara’yı kana bulamak isterken yaka-lanan terör örgütü DAEŞ üyesi canlı bombalar Adnan Yıldırım ve Musa Canöz’ün mahke-medeki ifadelerinin detayına HABERTÜRK ulaştı.

Canlı bomba Canöz’ün, 2011 yılında ailesiyle birlikte Suriye’ye göç ettiğini, DAEŞ’e katılan ve Kobani’de hayatlarını kaybeden kardeşi ve amcasının intikamını almak için örgüte katıldığını söylediği öğrenildi. Diğer şüpheli Yıldırım ise, bir belediyenin fen işlerinde memur olarak çalıştığı sırada camide tanıştığı bir şahıs aracılığıyla örgüte sempati duymaya başladığını ve Suriye’ye gitme kararı aldığını anlattı.

Belediyedeki görevinden istifa ettiğini, kendisiyle gelmeye ikna edemediği eşinden boşandıktan sonra tek başına Suriye’ye gittiğini

söylediği aktarıldı.

EYLEMDEN VAZGEÇMİŞLERCanöz’ün Rakka’da 20 gün

bomba yapımı konusunda eğitim aldığı ve Yıldırım ile bu eğitim sırasında tanıştığı öğrenildi. Ankara’ya 2.5 ay önce gelen teröristlerden, Canöz’ün patlayıcıyı hazırladığı Yıldırım’ın ise içerisi patlayıcı ile dolu çantayı eylem yapacakları yere bırakacağı öğrenildi. Iki eylemci Kızılay’da barlarda keşif yaparken Suriye’deki sözde DAEŞ emirinden kamu kurumlarına

yönelik eylem talimatı geldi. Iki eylemci, ifadelerinde, amaçlarının PKK’yı vurmak olduğunu vurgulayarak, bu nedenle Ebu Enes’in, Ankara Adliyesi, Emniyet ve Meclis’e kadar olan kamu kurumlarına yönelik eylem talimatını muhasebe ederek eylemden vazgeçtiklerini söyledikleri belirtildi.

‘SUÇTAN KURTULMAK İÇİN’ Canöz ve Yıldırım bombayı

imha edecek yer ararken yakalandıklarını söylerken, emniyet ve savcılık kaynakları ise şüphelilerin ‘suçtan kurtulmak amacıyla bu şekilde ifade verdiğini, kamu kurumlarından vazgeçtiklerini söylemelerine rağmen en rahat eylem yeri olarak Caferilere ait olan camiyi hedef seçtikleri bilgisini’ paylaştı.

■ Fevzi ÇAKIR / ANKARA

Nuh Özdemir