250
BERGAMA BELLETEN - 17 BERGAMA SÖYLENCELERÝ EYÜP ERÝÞ 1

BERGAMA SÖYLENCELERÝ · Sahibi : Bergama K[lt[r ve Sanat Vakf^ Genel Yay^n Yönetmeni : Dt. A. G[rb[z BAaANA Sorumlu Yaz^ c`leri Md. : Mustafa DURMAZ Yay^n Kurulu : Dt. A. G[rb[z

  • Upload
    others

  • View
    13

  • Download
    0

Embed Size (px)

Citation preview

Page 1: BERGAMA SÖYLENCELERÝ · Sahibi : Bergama K[lt[r ve Sanat Vakf^ Genel Yay^n Yönetmeni : Dt. A. G[rb[z BAaANA Sorumlu Yaz^ c`leri Md. : Mustafa DURMAZ Yay^n Kurulu : Dt. A. G[rb[z

BERGAMA BELLETEN - 17

BERGAMASÖYLENCELERÝ

EYÜP ERÝÞ

1

Page 2: BERGAMA SÖYLENCELERÝ · Sahibi : Bergama K[lt[r ve Sanat Vakf^ Genel Yay^n Yönetmeni : Dt. A. G[rb[z BAaANA Sorumlu Yaz^ c`leri Md. : Mustafa DURMAZ Yay^n Kurulu : Dt. A. G[rb[z

Sahibi : Bergama Kültür ve Sanat VakfıGenel Yayın Yönetmeni : Dt. A. Gürbüz BAĞANASorumlu Yazı İşleri Md. : Mustafa DURMAZYayın Kurulu : Dt. A. Gürbüz BAĞANA

Mustafa DURMAZAv. Mete MORALNecati KARAÇOBANBerna AVDAN

Yönetim ve Yazışma Adresi : Atatürk Bulv. No: 54 - 35700 Bergama - İZMİRTel : 0 232 631 35 91 Faks : 0 232 631 36 50 Gsm : 0 533 457 67 83Web : www.berksav.orgE-mail : [email protected]Çizimler : Gökçer ALP

Hami KURALEnver BİKE

Fotoðraf Seçki : Necati KARAÇOBANYayýna Hazýrlayan : Mustafa DURMAZKapak ve SayfaTasarým : Hüseyin ÇAĞDAŞBaský : Çaðdaþ Matbaa - Reklam Ltd. Þti.

www.cagdas.web.tr - BergamaBasým Tarihi : Ekim 2009©

Bu kitap, Bergama Kültür ve Sanat Vakfı’nın kültür hizmetidir.Yılda birkez yayınlanır.

ISSN ................. - ISBN ................

2

Page 3: BERGAMA SÖYLENCELERÝ · Sahibi : Bergama K[lt[r ve Sanat Vakf^ Genel Yay^n Yönetmeni : Dt. A. G[rb[z BAaANA Sorumlu Yaz^ c`leri Md. : Mustafa DURMAZ Yay^n Kurulu : Dt. A. G[rb[z

İLKSÖZ

Geçmişi donduranZamanı durduran kentTarihi güncele damıtanKültürü yaşama damlatan kent7 bin yıla tanıklık etmekNe demekBilirseniz tarihini, kültürünü70 yüzyıllık ömür sürmeye denkBergama, hazineleri saklı kentBergama, tıbbın, tebabetin doğduğu yerBergama, farmakolji bahçesiTarihin nirengi noktası AkropolSayrılara sağlık saçmış AsklepionÖyle bir diyar kiGalenos’un Eflatun bilge, lokman hekim olduğu yerSasa Bey’in yurt açtığıYahşi Bey’in pay-i taht seçtiğiDursun Bey’i Kız Türbesinde uyutupOrhan Bey’in baht saçtığı kentYahya Kemal’in Bergama heykellerine bakıp Efsunlandığı diyarSarıca Kemal’in dediği gibi;“Her diyarın bir metaı var durur labüt Kemal Ab-ü hak-i Bergama, mahbup ile şair kokar" Osman Bayatlı’nın Bergama hazinelerini halka arzettiğiMerhum Dr. Hasan Ergül’ün himmeti, tabiplikte en isabetli tanısıBergama kültürünü yaşatıyor anısıHerkes görevini yapar, yapıyorHer mevki, makam hizmet verir, veriyorHayatın rutin devinimi bunlarAma üç şey var ki insanı farklı kılarİlki zamanını sosyal, kültürel ve bilimsel işlere ayırabilmekİkincisi bu işlere madden destek olmak

B E R G A M A S Ö Y L E N C E L E R Ý

3

Page 4: BERGAMA SÖYLENCELERÝ · Sahibi : Bergama K[lt[r ve Sanat Vakf^ Genel Yay^n Yönetmeni : Dt. A. G[rb[z BAaANA Sorumlu Yaz^ c`leri Md. : Mustafa DURMAZ Yay^n Kurulu : Dt. A. G[rb[z

Üçüncüsü bu konuda üretim yapmakYani vakit ayır biraz, varsa nakit ayır biraz ve elin kalem tutuyor-sa, araştırma tutkun varsa, durma yaz, durma yaz, biz de sanaedelim niyaz.Gökten üç elma düştüBiri bu Vakıf çatısını kuranlara, bu mekanda vakit ayıranlaraİkincisi Dr. Hasan Ergül gibi katkı koyanlaraÜçüncüsü emekle, sözle, yazıyla üretim yapanlara

TEŞEKKÜR

Bergama Kültür ve Sanat Vakfı kurucularıYönetim KuruluYayın Kurulu

Mustafa DURMAZBergama Kültür ve Sanat Vakfı Başkanı

B E R G A M A S Ö Y L E N C E L E R Ý

4

Page 5: BERGAMA SÖYLENCELERÝ · Sahibi : Bergama K[lt[r ve Sanat Vakf^ Genel Yay^n Yönetmeni : Dt. A. G[rb[z BAaANA Sorumlu Yaz^ c`leri Md. : Mustafa DURMAZ Yay^n Kurulu : Dt. A. G[rb[z

EYÜP ERİŞ

1946, Kınık doğumlu, ozamanlar Bergama'ya bağlıbir nahiye olan Kınık, şimdibir kazadır. İlk ve ortaokuluKınık'ta bitirdi. Ortaöğreni-mini 1961-64 arası İzmirAtatürk Lise-si’nde sürdür-dü, yüksek öğrenimini de1964-68 arası Ankara Üni-versitesi Dil ve Tarih Coğraf-ya Fakültesinde tamamladı.

Lise tarih öğretmeni olarak Çorum - İskilip'te 5 yıl,Balıkesir'de 5 yıl çalıştıktan sonra 1978'de Bergama Lisesineatandı ve 1994 yılında emekli oldu. Bergama’da Özel Özge FinalDershanesi’nde 12 yıl yönetici olarak görev yaptı, daha sonragünlük yayınlanan yerel Habergama Gazetesi’ni çıkarmayadevam ederek eğitim, tarih ve kültür ağırlıklı araştırma yazıları ileyerel araştırmalarını sürdüregeldi.

İlgi alanı doğrultusunda yerel tarih çalışmaları ile şu yapıtlarıoluşturdu :

"Bergama Uygarlık Tarihi,

Atatürk Döneminde Bergama,

Bergama Söylenceleri,

Çandarlı’nın Öyküsü,

Turanlı Tarihi,

Kozak Tarihi,

Kınık Tarihi,

Dikili Tarihi,

Bergama İnanç Coğrafyası,

Bakırçay Üçlemesi " adıyla yapıtlaştırdı.

B E R G A M A S Ö Y L E N C E L E R Ý

5

Page 6: BERGAMA SÖYLENCELERÝ · Sahibi : Bergama K[lt[r ve Sanat Vakf^ Genel Yay^n Yönetmeni : Dt. A. G[rb[z BAaANA Sorumlu Yaz^ c`leri Md. : Mustafa DURMAZ Yay^n Kurulu : Dt. A. G[rb[z

Araştırmalarında ilk aşamayı 1978'de Milliyet Gazetesi’ninaçtığı "Harf Devriminin 50 Yılı ve Türk Kültürüne Etkileri" konu-lu "Karacan Armağanı"nda birincilik kazanarak göstermiştir.

1981 yılında İstanbul Barosu'nun açtığı "Kamalizm ve HukukDevrimi" konulu yarışmada yaptığı inceleme yazısı ile üçüncülüködülü aldı. Çevre Genel Müdürlüğü ve Milli Eğitim Vakfı yarış-malarında mansiyon kazandı.

AYDAN DÜŞEN KİTAP,

AYVAZALİ MÜZİKALİ,

BERGAMA SEYİRLİK OYUNLARI,

OLMAYA ŞİİR SARAYDA adlı piyesleri vardır.

B E R G A M A S Ö Y L E N C E L E R Ý

6

Page 7: BERGAMA SÖYLENCELERÝ · Sahibi : Bergama K[lt[r ve Sanat Vakf^ Genel Yay^n Yönetmeni : Dt. A. G[rb[z BAaANA Sorumlu Yaz^ c`leri Md. : Mustafa DURMAZ Yay^n Kurulu : Dt. A. G[rb[z

SUNUÞSöylence: yazýdan önceki dönemleri, destan çaðýný anlatýr

genelde. Ancak tarih dönemlerinde de olaðanüstü olaylar; ölet,kýran, göç, savaþ gibi iz býrakan geliþmeler söylence konusuolmuþtur. Örneðin Bergama'da kuraklýk, sel, yangýn gibi acýlýzamanlar dallandýrýlýp-budaklandýrýlýp anlatýlmýþ, aðýzdan aðýza,dilden dile sakýzlaþýp-aðdalaþýp öykü halini almýþtýr.

Söylenceye eski Anadolu dilinde mitos, doðu dillerindeesatir denegelmiþtir. Tarihle baðlantýlarý çok zayýftýr. Söylencelerebakýp tarih yapmak olasý deðildir. Ancak tarihsel kýrýntýlar toplan-abilir; dil, kültür açýsýndan coðrafi tanýmlamalar bakýmýndanzenginliði ise olaðanüstüdür.

Bergama söylencelerini araþtýrdýktan sonra beþ bölüme ayýr-mak gereði doðdu. Birinci bölümde ilahi söylenceler vardý; tan-rýlar, tanrýçalar, olaðandýþý varlýklar ve onlarýn çevresinde geçenmitoslar. Ýkinci bölümde bu insanüstü yaratýklar býrakýlýyor veinsan ön plana çýkýyordu. Ýnsan, kaya oluyor, aðaç oluyor vedoða ile bütünleþiyordu. Üçüncü bölümde ise duygu, aþk, acýgibi psikolojik konular önümüze çýkýyordu. Üstelik bu üç evrezaman çizgisi doðrultusunda oluþmaktaydý. Dördüncü bölümdede efsunlu türbeler ve efsaneleþmiþ dedelerle ilgili hikayelerdikkarinizi çekecek. Beþinci bölümde ise söylence olmuþ efe vemilislerin öyküleri yer alýyor.

Söylenceler tarih deðil ama, tarih sevgisi söylencelerle baþla-malý diyebilirim. Bergama'daki kaleyi, tepeleri, daðlarý, sularý,kuyularý tanýyorsunuz, Bergama insanýný tarih öncesindengünümüze yakalayabiliyorsunuz. Duygular, tepkiler, düþünceler,tiplemeler yeterli ipucu olabiliyor. Bu nedenle çok sevilir söy-lenceler, etkileyicidir, efsunlayýcýdýr. Sözler, açýklamalar ne deuygun düþer. Ýnsanýn inanasý gelir.

Hesiodos'a göre zaman yokken önce kaos vardý. Yani boþlukve karanlýk, Kaostan yer (Gaia) çýktý ve sonra da Aþk (Eros)

B E R G A M A S Ö Y L E N C E L E R Ý

7

Page 8: BERGAMA SÖYLENCELERÝ · Sahibi : Bergama K[lt[r ve Sanat Vakf^ Genel Yay^n Yönetmeni : Dt. A. G[rb[z BAaANA Sorumlu Yaz^ c`leri Md. : Mustafa DURMAZ Yay^n Kurulu : Dt. A. G[rb[z

doðdu. Ardýndan gök (Uranüs) ve deniz (Pontos) oluþtu. Uranüsve Gaia'nýn evliliðinden titanlar ve kikloplar dünyaya geldi. Birtitan olan Kronos'un, Rhea ile evliliðinden Zeus doðdu.

Ýnsan yaratýldýktan sonra Zeus, insan ömrünün 25 yýlolmasýný düþünmüþ. Ýnsan, bu ömrü az görüp Zeus'a yalvarmýþ.O sýrada yanlarýnda týrtýl, kelebek, tavus kuþu, beygir, tilki, may-mun bulunuyormuþ. Zeus, bu hayvanlarýn ömürlerinden alýpinsana vermiþ.

Ýþte bu nedenle,Bebeklik; týrtýl gibi sürünüp emekleyerek, Çocukluk; kelebek gibi uçup koþarak, Gençlik; tavus kuþu gibi süslenip gezerek, Evlilik; beygir gibi yük çekip ezilerek, Orta yaþlýlýk; tilki gibi tecrübe kullanýp kazanarak, Yaþlýlýk; maymun gibi çöküp çirkinleþerek geçermiþ. Eðer okursanýz, okumayý severseniz, yaþamý çözersiniz sizin yaþlýlýðýnýz da güzel olur.

B E R G A M A S Ö Y L E N C E L E R Ý

8

Page 9: BERGAMA SÖYLENCELERÝ · Sahibi : Bergama K[lt[r ve Sanat Vakf^ Genel Yay^n Yönetmeni : Dt. A. G[rb[z BAaANA Sorumlu Yaz^ c`leri Md. : Mustafa DURMAZ Yay^n Kurulu : Dt. A. G[rb[z

ÖNSÖZBir varmýþ, bir yokmuþEvvel zaman içinde, kalbur saman içindePire berber, deve tellal ikenVe ben babamýn beþiðini týngýr mýngýr sallar ikenAman, efendim aman Elime battý bir dikenEee.. hazýr mürekkep, yazayým bari dedimAçalým þimdi tarihin kitabýnýDinleyin bakayým hocanýn hitabýný...Haydi zaman tüneline dalalým Durun önce bir koordinat alalým Üç býyýk bükümü akort Altmýþ, yetmiþ, seksen, doksan olmadý noksan, seksen, yetmiþ, altmýþ Oooo Milattan önceye varmýþ Aman efendim aman neler varmýþBergama'nýn tarihi milattan öncelerde baþlýyorMitos, efsane, esatir dolaþýyorBelgeler, bulgular, daha ötede mitosGerçek mi, essah mý, fiskosEfendim bir varmýþ, bir yokmuþ dedik ya...Bir zamanlar Bergama'nýn çevresi denizmiþVe kale bir ada gibiymiþVay be sayýn BergamadaþlarSöylence dönemindeyiz þimdiDoðru deðil belki çok abartmalýAma yine de anlatmalýÇünkü yalan da deðilAteþ olmayan yerdePeki bu dumana ne demeli

B E R G A M A S Ö Y L E N C E L E R Ý

9

Page 10: BERGAMA SÖYLENCELERÝ · Sahibi : Bergama K[lt[r ve Sanat Vakf^ Genel Yay^n Yönetmeni : Dt. A. G[rb[z BAaANA Sorumlu Yaz^ c`leri Md. : Mustafa DURMAZ Yay^n Kurulu : Dt. A. G[rb[z

Hadin gari baþlýyomNerde kalmýþtýkBir varmýþ, BÝr Bergama varmýþÇok eski zamanlarda adý varmýþ, saný varmýþBu beldede yaþayanlarýn izi kalmýþBen deyvereyim deDinlemek size kalmýþ.

B E R G A M A S Ö Y L E N C E L E R Ý

10

Page 11: BERGAMA SÖYLENCELERÝ · Sahibi : Bergama K[lt[r ve Sanat Vakf^ Genel Yay^n Yönetmeni : Dt. A. G[rb[z BAaANA Sorumlu Yaz^ c`leri Md. : Mustafa DURMAZ Yay^n Kurulu : Dt. A. G[rb[z

GÝRÝÞAnadolu bizim, öncesi de sonrasý da. 1071 çizgi deðil, geriye

gitmesi de var. Hititlere, Luvilere deðin uzanabilirsiniz. Belki bunedenle Atatürk, Etiler bizdendir dedi ve Etibank'ý kurdu,Sümerler bizdendir dedi Sümerbank'ý kurdu. Bu tarihi toplum-larýn, biyolojik olarak bizden olduðu tartýþýlýyor ama kültürbakýmýndan öylesine birlikteliðimiz var ki bence de önemli olanbu..

Bugün Anadolu insanýnýn özünde Hatti, Hitit, Frigya, Luvi,Lidya ve Bergama kültürünün canlýlýðý görülür. Ana, ata, oðulgibi sözcükler Hitit dilinden gelmedir; tanrý, aðý, kuþ gibi sözcük-ler Sümer dilinden Türkçeye geçmiþtir. "Niþanlanma, baþlýk,çeyiz, kan davasý, falcýlýk" gibi adetler Hititlerden kalmadýr.Doðurgan ananýn kutsallýðý, tarýmdan binbir türlü üretim;topraða, nimete saygý Frigya'dan bize geçmiþtir. Bu diyarda halakullandýðýmýz birçok yer adý Luvi dilinden bize yadigardýr.Bergama, suyu kutsal görmüþ, kitabý yaratmýþ ve bizeaþýlamýþtýr.

Þimdi diyebilir misiniz ki Malazgirt'ten öncesi beniilgilendirmez? Öyleyse ben sana bir þey söyleyeyim: TürklerAnadolu'yu fethederken Hýristiyan mezarlarýný, dede mezarýhaline soktular. Bu, yerin altý da bizim, tarih çizgisinin altý da,üstü de demek deðil mi? Yani siyasal fetih, kültürel fetihle bütün-leþtirilmek istenmiþtir. Bakýyorum Kalarga Tepesindeki, Teuthrassöylencesi, taa Ýslam döneminde ayni çizgiler içinde GeyikliDede söylencesine dönüþüvermiþ. Sodom ve Gomore,Kaynarca söylencesine konu oluvermiþ. Nuh Tufaný, Bergamakültüründe yankýlanmýþ.

Daha kestirmeden bir þey söyleyeyim mi? Anadolu'da nevarsa bizimdir, ne olup bitmiþse bizi ilgilendirir. Bergama TarihiAlmanlara mý lazým, bize mi? Ýyonya, Misya, Lidya, Frigya,Kapadokya, Urartu Avrupalýlara, Amerikalýlara ne lazým demesekbile önce bize lazým. Ülkemin geçmiþi benden sorulur.

B E R G A M A S Ö Y L E N C E L E R Ý

11

Page 12: BERGAMA SÖYLENCELERÝ · Sahibi : Bergama K[lt[r ve Sanat Vakf^ Genel Yay^n Yönetmeni : Dt. A. G[rb[z BAaANA Sorumlu Yaz^ c`leri Md. : Mustafa DURMAZ Yay^n Kurulu : Dt. A. G[rb[z

Coðrafyadýr insanýn hamuru. Kim Anadolu'yu daha çoköðrenirse, Anadolu insanýný en iyi bilen olur. Bizi bizden daha iyibilenlerden sakýnmak gerek.

Ýþte bu nedenle Homeros Ýzmirli, Herodot Bodrumlu, TalesMiletli, Pavsaniyas Ýzmirli, Strabon Amasyalý, Heraklit Efesli,Demokrit Trakyalý, Diyojen Sinoplu, Galenos Bergamalý diye okadar çok övünüyorum ki. Bu Anadolu ozanlarý, bilginleri yokmu.. Yaþamý avuçlarýnda tutarlar, tarihi söyleþirler, bilimle seviþir-ler, ilkçaðlarda Anadolu, uygarlýðýn odak noktasýdýr. Bu toprak-larda yaþayanlar bu kültürü emerler, bu kültürle beslenirler.Ýnsan mozaiðidir bu topraklar. El elden üstündür ve en güzelürünler böyle çýkmýþtýr. Bundan ötürü Halikarnas Balýkçýsý, AzraErhat, Ýsmet Zeki Eyüboðlu, Þadan Gökovalý, Yaþar Aksoy nemutlu Anadolu insanýna deyip durmuþlardýr.

Ben böyle söylerken birisi çýkýp dese ki Türklerden öncekiBergama'dan bize ne? Zeus Sunaðý'ymýþ, Eros'un, Nike'ninputuymuþ ne lazým, Galenos kimmiþ, Þeytanýn Tahtý deðil miAkropol.. Kýrýn, yýkýn bunlarý, atýn kireç kuyularýna, bak ne güzelkireç oluyor Bergama mermerlerinden,.. Ne dersiniz böylediyenlere; Anadolu'nun insancýl ozaný Yunus Emre'yiseslendiriveririm hemen:

"Ariflerin sohbeti, arttýrýr marifeti

Cahilleri sohbetten, her dem süresim gelir"

Ve sonra derim ki:

Arkadaþ, sen dört açýk hava tiyatrosu ile 100 bin dolayýndaizleyiciye kapasite yaratan baþka bir yer biliyor musun?

Aman efendim, ne olacakmýþ tiyatrodan?

Ne olacakmýþ ha? Almanlar dünya savaþlarý sonunda yerlebu olup yýkýlýnca, yeniden yaþamý baþlatmak için fabrikadanönce yoldan, köprüden önce çadýrlarda tiyatrolarýný kurdular.Demek ki tiyatro, halk okulu. Tiyatro deyip geçmeyin? Orada

B E R G A M A S Ö Y L E N C E L E R Ý

12

Page 13: BERGAMA SÖYLENCELERÝ · Sahibi : Bergama K[lt[r ve Sanat Vakf^ Genel Yay^n Yönetmeni : Dt. A. G[rb[z BAaANA Sorumlu Yaz^ c`leri Md. : Mustafa DURMAZ Yay^n Kurulu : Dt. A. G[rb[z

birlikte düþünürüz, bir sorunu, olayý, düðümü açarýz; inanç,güvenç, istenç toplarýz.

Ve sonra derim ki:

Arkadaþ, sen modern urbanizm içinde konut üretilen birmimariye nerede rastladýn?

Ya su þebekesi, kanalizasyon, pazaryeri düzenlemesi ve kenthijyeni açýsýndan günümüzde özlem duyduðumuz uygula-malarýn Bergama'da var olduðunu biliyor muydun? Peki..Bergama Heykelcilik okulunu? Asklepiyonda psikoterapi yön-temini? Bin bir türlü þifalý ottan farmakolojinin nasýl doðduðunu?Jimnasyumlarý, kütüphaneleri, kâðýdý, kitabý kimler sundu insan-lýða senin haberin var mý? Üstelik Bergama'da yaþýyorsun ha...Etrafýna bak ve taný. Gelen turistlere ayýp oluyor.

Adem ile Havva'nýn soyundan gelmiyor muyuz? Peki buayrýlýklar, aykýrýlýklar neden? Anadolu, uygarlýklarýn oluþup,buluþup kaynaþtýðý bir yer. Güneþ, hep doðudan doðmuþ tarihboyunca ve son fasýlda Batý toplayýp harmanlamýþ cümlebirikimleri. Doðu da Batý da geride jaldý cancazým. Bir dünya-eviyaratýlýyor zamanýmýzda, insanlýðýn ortak mirasý ile, Geç birkalem eski yazýlanlara. Þimdi yeni þeyler söylemek lazým, yeniþeyler yazmak..

B E R G A M A S Ö Y L E N C E L E R Ý

13

Page 14: BERGAMA SÖYLENCELERÝ · Sahibi : Bergama K[lt[r ve Sanat Vakf^ Genel Yay^n Yönetmeni : Dt. A. G[rb[z BAaANA Sorumlu Yaz^ c`leri Md. : Mustafa DURMAZ Yay^n Kurulu : Dt. A. G[rb[z

BERGAMA'NIN SÖZLÜ TARÝHÝ

Ýlkçaðda baþkent olmuþ, Ege'den Akdeniz'e deðin uzanmýþ,Zeus Sunaðý ile 8. harikayý yaratmýþ, dünyanýn en dik tiyatro-sunu kurmuþ, Anadolu'nun en yüksek antik eseri Kýzýlavlu'yuyapmýþ, birçok uygarlýða beþiklik etmiþ, deðiþik kültür mirasýnýbir potada eritmiþ, dünya markasý Bergama, bizim kentimizsana merhaba !

Mermeri konuþturan, tuncu yoðuran, daðdan aþaðýya alýpkalenin tepesine su çýkartan, minareyi eðri durduran, hanlardayorgunu barýndýran, imaretlerde açý doyuran, sebillerde teþnelerikana kana suya kandýran, taze ev ekmeðini konuklara tattýran,daðlarýndan yað, baðlarýndan bal akýtan diyar Bergama, bizimkentimiz sana merhaba !

Çam fýstýðý dallardan sallanýr gelir, efeler-kýzanlar Kozak'tanþahlanýr gelir. Yediden yetmiþe herkesin eli, bir Daðlýya kalkar, birHarmandalý'ya. Davulun gümbürtüsü, zurnanýn peþrevi ile 300deðil, 500 deðil, hep birlikte hele bir kalkýþsýnlar oyuna, alan yet-mez; efe, zeybek, dadaþ, seymen, civanmert halkýma meydanyetmez.

Sen Bergama'sýn, mermer sunaksýn, anýtsýn, mabetsin,saraysýn, antika bir deðersin. Boynunda Bakýrçay bir kolye,ovalarýn kollarýnda bilezik, mahsulün sarý lira.

Ey gönüller tahtý Bergama, bizim kentimiz sana merhaba !Bir güneþli nisan sabahý, ölümsüz ruhlarýna saygýdadýr

Akropol, Zeus Sunaðýnda büyük bir ayin baþlar, göðe yükselirkurbanlarýn ateþte közlenirken dumaný, gökten iniverirler alanaKibele ve Athena ve Demeter ve Hera ! Hepsi güzele kurban,iyiye hayran. Dokunurlar mermere, taþa, topraða; sanat su gibiaziz, ekmek gibi mübarektir ve kutsal sayýlýr yontucu, saygýnkiþidir mimar ve yere göðe konamaz ozan.

Gözleri kör olduðu halde her þeyi, herkesten çok iyi görenHomeros, ta Ýzmir'den yola çýkýp 15 günde gelir Bergama'daki

B E R G A M A S Ö Y L E N C E L E R Ý

14

Page 15: BERGAMA SÖYLENCELERÝ · Sahibi : Bergama K[lt[r ve Sanat Vakf^ Genel Yay^n Yönetmeni : Dt. A. G[rb[z BAaANA Sorumlu Yaz^ c`leri Md. : Mustafa DURMAZ Yay^n Kurulu : Dt. A. G[rb[z

niþanlýsýný ziyarete, bakmaz ama görürmüþ onun güzelliklerini.Ne dizeler söylemiþtir kim bilir, bu acunda dolanýp durur.Bergama'yý nasýl betimlemiþ olabilir ki: þöyle demiþtir besbelli :

Arý kovaný gibiymiþ sularýn baþý,Þifa saçarmýþ kentin topraðý, taþý.Baðlarýnda neþe içre bülbüller öter,Gönüller mutlu nice, ocaklar tüter.Bu deyiþ gök kubbede asýlý kalmýþ nice zaman. Sonra

Galinos Hekim doðmuþ Bergama'da ve kentin saðlýk vesaðýtýmýnda milat olmuþ. Hekimlerin piri, Asklepion'un amiri,kutsal suyla yýkamýþ hastayý-sayrýyý ve sairi, iyileþtirmiþ garibi,zengini, fakiri. Ýþte saðlýk yurdu Bergama, bizim kentimiz sanamerhaba !

Sen Bergama'sýn saðlýksýn, esenliksin, huzursun, bereketsin;ilkçaðýn gümüþ aydýnlýðýnda, bilgisin, erdemsin, iyiliðe tavýr, tar-ihte sýçrayýþ, bir hareketsin.

Tiyatrolarýn vardý; 4 bin kiþilik Asklepion'da, 15 bin kiþilikAkropolde, 25 bin kiþilik Virankapý yanýnda, 50 bin kiþilikAnfitiyatron vardý Tellidere'de. Dolup taþardý temsil günleri.Aristofanes'ten, Sofokles'ten, Euripides'ten sesler gelir yansýrdý,akustik kemerlerinde. Doðruluk, mertlik, sevgi, erdemlilik baharyaðmuru gibi serpilirdi gönüllere. Kral Oidipus, Antigone,Elektra bahtsýz insanlarýn kara kaderi, buruk bir acýyla sýzlatýrdýyürekleri. Bir beyaz ýþýk harmaný; iyinin, güzelin, doðrununyürüyüþünü izlerken, eþsiz türküsünü söyler dururdu sahnede. Odallar alnýndaki barýþýn simgesi, omuzlarýnda yiðitliðin yeþilçelenkleri, renk renk en güzel meyvalarý oldurur, seranat akþam-larýnda gülümserdi, ilkçaðýn Bergama'sýnda sanatýn ve aþkýnsevgilileri.

Ýþte sanat merkezi Bergama, bizim kentimiz sana merhabaSen Bergama'sýn tarihsin, anýtsýn, kemersin, ulu bir çýnarsýn,

tüm çaðlarýn üzerinde fýsýltýyla esen bir rüzgarsýn. Promete gibikaranlýklara karþý sen ýþýk ýþýk yanarsýn. Bir ince minare, bir ince

B E R G A M A S Ö Y L E N C E L E R Ý

15

Page 16: BERGAMA SÖYLENCELERÝ · Sahibi : Bergama K[lt[r ve Sanat Vakf^ Genel Yay^n Yönetmeni : Dt. A. G[rb[z BAaANA Sorumlu Yaz^ c`leri Md. : Mustafa DURMAZ Yay^n Kurulu : Dt. A. G[rb[z

çið; mihrabýnda mavi nakýþlý çini, Selçuklu, Osmanlý zerafetisüsler içini. Ulu camide diz çökmüþ ulular oturur, ince sesli hafý-zlara nihaventten kur'an okutur. Bergamalý Kadri üstadýmýz, birsihirli kalem almýþ eline, bin bir türlü açýlým getirir Türk diline.

Kýnýk'a yüzünüzü çevirdikte, 40 arþýn yürüdün mü KoyunKöprüsünde bulursun kendini. Bu görkemli taþlar, restoreedilmiþ güzelliði ile yüzyýllardýr geçit verir kervanlara, haramilere,askerlere, efelere. Karþý tepede yorgunluk atan PaþaoðluMahmut Aðamýz, köprünün banisi Murat Hüdavendigar'danselam getirir. Paþaoðlu ne menem terbiye görmüþse atalarýn-dan, tarlasýnda bulduðu üç küp altýný durmayýp Dersaadetehaber verir. Bir tanesine bile dokunmadan Devlet-i Ali Osman'ateslim etmek için huzura çýkar. Padiþah, aklýna ziyan bu kulun-dan kuþku duymaz ama, þaþkýnlýðýný da gizli tutamaz. BreMahmut Aða der, sen iffetli ve izzetli bir ademsin, düþ önüme,varalým tarlana, görelim hele üç küp çil altýnlarý deyüBergama'ya vasýl olurlar. Dediði doðru Paþaoðlu'nun, Padiþahayýtýr -ne dilersin söyle önce dedikte, paþalar paþasý Paþaoðluhemen atýlýp: ömrüne bereket sen çok yaþa, bizde fazlasý ziyanolur, konu-komþu-akraba duyar hezeyan olur, ey hünkarýmbenim dertsiz baþýmý derde koyma deyip çekilir adabýnla. Altýnadoymuþ gönlü, hünkardan ne altýn, ne mülk ister, istemez amacömerttir Padiþah Murat, ihsanda bulunaný nasipsiz kýlmaz. AlýrPaþaoðlunu yedeðine ve çýkarlar Kula Bayýrý karþýsýndaki tepeyeve çevirip yüzünü Kýnýk ovasýna doðru ve þöyle söyler ulupadiþah;

-Mahmut'um sol gözünü kapat, sað gözünle gördüðün yerekadar bak, en son gördüðün yeri söyle, der. Görebildiðince ovamülkü onun týmarý olacaktýr, böyle kavil kýlýnmýþtýr vesselam.Paþaoðlu tek gözle görür ama mesafe belirtmekte güçlük çeker,parmaklarýný aralayýp sol gözünden de bakayým ister. Ýster amasol gözünden olur, gören gözü kararakalýr ve þaþar padiþah, bunasýl paþaoðludur, ama yine de gördüðü menzil boyunca mülkonun olur.

B E R G A M A S Ö Y L E N C E L E R Ý

16

Page 17: BERGAMA SÖYLENCELERÝ · Sahibi : Bergama K[lt[r ve Sanat Vakf^ Genel Yay^n Yönetmeni : Dt. A. G[rb[z BAaANA Sorumlu Yaz^ c`leri Md. : Mustafa DURMAZ Yay^n Kurulu : Dt. A. G[rb[z

Ýþte böyle bir diyardýr Bergama, bizim kentimiz sana merha-ba !

Sen Bergama'sýn, beysin, paþasýn, aðasýn, efesin, üretimsaçan bir nefersin. Madra Daðýnda Türkmen kilimi, KozakYaylasýnda alevi gelinisin. Bazen dört nala giden doru kýsraküstünde, rüzgarda savrulan çevresin. Bazen kalkýn ey ehl-i vatandendikte er meydanlarýndan gelir sesin. Karasi Beyin otaðýkurulmuþ Parmakbatýran'da. Dursun Bey kale eteðinde duran-da, karýndaþý Demirhan tarafýndan vurulmuþ. Taþ gülleler sýzýmsýzým sýzlanýr, çok sürmez ihanetin intikamý erlerimizin. BuyurduOrhan Gazi, ferman eyledi; gayri Bergama, memalik-i aliOsman'a katýldý. Yeni bir dönem baþlar, güler yüzler, açýlýr baþlar,cancazým, saðdýcým, yüz görümlüðü vereyim, ak yüzünü göster,beyaz gülüþünü yansýt, gel içimi ýsýt. Kapý kapý açalým, tarla tarlasaçalým, sanat aþký bereketine, ulular, erenler himmetine hudiyelim, hu.. Nimet daðýtsýn cümlemize Osmanoðlu..

Ýþte böyle bir beldedir Bergama, bizim kentimiz sana mer-haba !

Efeler diyarý Kozak ilinden, kartallar havalanýr mor kanatlý,erliðin, yiðitliðin simgesi. Davul, zurna sesleriyle dað taþ yýkýlýr.Düðün bayram havasý içinde ovaya yayýlýr Bergamalýlar. Baðlaryolunda baðdaþ kurup oturur, sonracýðýma Bakýrçay kýyýsýndasofra kurulur, sarkar sulara salkým salkým üzümler. Cirit, copoynanýr Þeytankýrýnda. Bir türküdür söyler, genç ihtiyar:

"Aman aman Bergama, Bergama, kazan kazan ver bana".Verir Bergamalým, verir gönülden. Cami verir, minaresi gök-

lere yükselir; kemer verir daðlarý aþar gelir. Buðday verir, pamukverir, bal verir, bað verir, yað verir, süt istersen saðverir. AmaBergama bakým ister, sanatta akým ister; bakarsan sana bakar,yakarsan seni yakar.

Ýþte böyle bir has civardýr Bergama, bizim kentimiz sanamerhaba !

B E R G A M A S Ö Y L E N C E L E R Ý

17

Page 18: BERGAMA SÖYLENCELERÝ · Sahibi : Bergama K[lt[r ve Sanat Vakf^ Genel Yay^n Yönetmeni : Dt. A. G[rb[z BAaANA Sorumlu Yaz^ c`leri Md. : Mustafa DURMAZ Yay^n Kurulu : Dt. A. G[rb[z

Sen bindallý allý gelin, sen arbalý ballý gelin, sen üç etekli güllügelin, sen saraylý, ay ýþýklý gelin, sen çiftlik sattýranlý satý gelin, senelleri kýnalý, gözleri sürmeli Kozaklý gelin. Yazmanda fýstýk,görende ýslýk çaldýran caným, ciðerim, güzeller güzeli haným.

Cümbüþü þalvarýnda, dört kollu, yedi daðlý, dokuz canlý Kozakefesi. Dendi çýkýver meydana, kartal kanadý cepkenin rüzgar gibioyununla, dalgalar gibi yükseliver. Kaldýr kollarýný, köpük köpükkabar, nara at haydah diye inlesin, vur dizini bastýðýn yer titresin,duruþun ürperti versin, bakýþýn çarpýntý versin. Fýstýðý çam fýstýðý,dizi fakir yastýðý Bergama, Sofrasý gani, gönlü cömert, kýzý kýzanýmert, havasýný soluyan, suyunu içende kalmaz dert.

Ýþte böyle bir mekandýr Bergama, bizim kentimiz sana mer-haba !

Mayýsýn sonu, Haziranýn baþý geldimiydi ya çift zurnayla yameydan davullarýyla kervan kervan ovadan. yayladan, bengibengi yola koyulursun. Sen Bergama'sýn, yiðitsin, incesin,mertsin, yediden yetmiþe konukseversin. Yediden yetmiþecömertsin. Mayýsýn son haftasý geldi mi davul-zurna sesleri duyul-duðunda Kermes baþlýyor demektir. Dört koldan kente iner KozakYaylasýnda aþk üstüne türkü yakan efeler.

Dengine de deli gönül dengine,

Gençler gelir cirit kalkan cengine,

Baþýna dolamýþ kahramanlýk þalýný,

Hasan Çaký oynuyor harmandalýný

Kartal heybetiyle çýkmýþ meydana,

Binlercesi sýðmaz olmuþ alana.

Yýllarca salýnmýþtý yetmiþlik Sandýk Efe,

Bir ok gibi oyundaki hedefe,

Güvendeye kalkardý haným Güngör Bayatlý, bir kuþ gibiuçardý, türkülerden kanatlý

B E R G A M A S Ö Y L E N C E L E R Ý

18

Page 19: BERGAMA SÖYLENCELERÝ · Sahibi : Bergama K[lt[r ve Sanat Vakf^ Genel Yay^n Yönetmeni : Dt. A. G[rb[z BAaANA Sorumlu Yaz^ c`leri Md. : Mustafa DURMAZ Yay^n Kurulu : Dt. A. G[rb[z

Çaðlaya da deli gönül çaðlaya,

O günleri görmeyenler aðlaya..

Ermesi de o günlere ermesi,

Gör o zamanki þanlý Kermesi,

Deriyi kaðýt yapan, türküyü aðýt yapan, mermeri anýt yapan,

Gelecek nesillere býraktýðý eserleri kanýt, daha güzeliniyapacaklara yanýt veren sen Bergama'sýn, büyüksün, soylusun,býrak seni tanýmayanlar utansýn,

Sönmemiþ ateþ gibisin, açýk hava müzesi misin nesin, senifark etmeyen dövünsün,

Ey yükselen ve gelmekte olan nesil, öðrenip, bakýp, gördükçeBergama'lý olmakla övünsün.

Sularý saðlýk veren, güneþi esenlik getiren, topraðý iþleyenisevindiren,

Binlerce insaný yüzyýllarca devindiren, sayýsýz mal mülkedindiren Bergama.

Anlatýlanlar ne masal, ne hayal; bilimsel veri tek tek, bu yüz-den hepsi gerçek

Elbette sözlü tarih, üstelik doðru sarih;

Böyle derlemiþ bilim, yazarý belli deðil anonim.

Osman Bayatlý demiþ, Haluk Elbe söylemiþ, Ýhsan Dirimanlatmýþ, Rýza Özyurt ünlemiþ, Ali Ýhsan Güngül dillendirmiþ,Gürbüz Baðana aktarmýþ, Eyüp Eriþ destan yapmýþ, çýðýrmýþ,nice gençler unutmamýþ, yaþatmýþ.

Parþömenin icat edildiði, sözün yazýyla, yazýnýn belgeyle, bel-genin tarihle buluþtuðu

Parþömenin kitaba, kitaplarýn ünlü kütüphaneye kavuþtuðudiyar Bergama

B E R G A M A S Ö Y L E N C E L E R Ý

19

Page 20: BERGAMA SÖYLENCELERÝ · Sahibi : Bergama K[lt[r ve Sanat Vakf^ Genel Yay^n Yönetmeni : Dt. A. G[rb[z BAaANA Sorumlu Yaz^ c`leri Md. : Mustafa DURMAZ Yay^n Kurulu : Dt. A. G[rb[z

Suyun ýlýcalara, kaplýcalara, içmelere, þifaya, þýrýldayan suyunmüziðe dönüþtüðü

Suyun hayat olduðu ve kutsandýðý, saðýtýmla özdeþleþtiðidiyar Bergama

Sözün sese, sesin akustik mekana, tiyatrolarýyla yaþamýn kur-guya kavuþtuðu

Tarihe rol, zamana prova, tiratlarýn eyleme, iliþkilerin erdemedönüþtüðü diyar Bergama

Pagan inançlardan, üretken ana Kibeleye, coðrafyanýninançla örtüþtüðü

Kýzýlavlu'da Serapis ve Hýristiyanlýk ve Müsevilik veMüslümanlýðýn kucaklaþtýðý, inancýn gökselle buluþtuðu diyarBergama

Lokman Hekim Galenos'un yaþadýðý, otlarýn otamaya, ilacýneczacýlýða dönüþtüðü yer

Yýlanýn zehire, iksir diye panzehire, yýlanýn týp ve eczacýlýktasembole ulaþtýðý diyar Bergama

Daðlarýnda zeytinin kara altýna

Baðlarýnda üzümün þýraya yatýp kýzýl altýna

Kozak'ta çam fýstýðýnýn açýlýp safran altýna

Tarlalarda, yüzlerce bitkinin yeþil altýna

Seralarda çileðin, domatesin al altýna

Bakýrçay Ovasýnda pamuðun ak altýna

Nice kýr alanlarýnda buðdayýn, tahýlýn sarý baþak altýna

Emeðin ürüne, ürünün berekete

Çalýþkan insanlarý ile zamanýn notalara, Hayatýn ahenkli birmelodiye dönüþtüðü bizim diyar Bergama,

B E R G A M A S Ö Y L E N C E L E R Ý

20

Page 21: BERGAMA SÖYLENCELERÝ · Sahibi : Bergama K[lt[r ve Sanat Vakf^ Genel Yay^n Yönetmeni : Dt. A. G[rb[z BAaANA Sorumlu Yaz^ c`leri Md. : Mustafa DURMAZ Yay^n Kurulu : Dt. A. G[rb[z

Yaþadýðýmýz memleket ve bu memleketin güzel insanlarý mer-haba..

Bulut yaðmura, yaðmur berekete, bereket mutluluða, mutlu-luk bu diyara ve söylence Bergama'ya ne güzel yakýþýr

Su topraða, toprak ürüne, ürün hasada, hasat Bakýrçay'a,ve Bakýrçay Bergama'ya ne güzel yakýþýr

Ürün verime, verim gýdaya, gýda saðlýða, saðlýk Asklepion'a,ve Asklepion Bergama'ya ne güzel yakýþýr

Yaþam tecrübeye, tecrübe bilgiye, bilgi zamana, zaman tariheve tarih Bergama'ya ne güzel yakýþýr

Yayla ormana, orman çama, çam fýstýða, fýstýk Kozak'a,Kozak Bergama'ya ne güzel yakýþýr

Bilgi görgüye, görgü hayata, hayat oyuna, oyun tiytroyave tiyatro Bergama'ya ne güzel yakýþýr

Sevgi geleceðe, gelecek ekime, ekim tohuma, tohum çiçeðeve çiçek Bergama'ya ne güzel yakýþýr

Akropol gökyüzüne, gökyüzü Zeus'a, Zeus görkeme,görkemlilik sunaða, o sunak Bergama'ya ne güzel yakýþýr

Ýnançlar özgürlüðe, özgürlük saygýyý, saygý hoþgörüye,hoþgörü Kýzýlavlu'ya ve Kýzýlavlu Bergama'ya ne güzel yakýþýr

Emek üretime, üretim deðerlere, deðerler kutsanmaya, kut-sanmak sanata ve sanat Bergama'ya ne güzel yakýþýr.

B E R G A M A S Ö Y L E N C E L E R Ý

21

Page 22: BERGAMA SÖYLENCELERÝ · Sahibi : Bergama K[lt[r ve Sanat Vakf^ Genel Yay^n Yönetmeni : Dt. A. G[rb[z BAaANA Sorumlu Yaz^ c`leri Md. : Mustafa DURMAZ Yay^n Kurulu : Dt. A. G[rb[z

Ölümsüz Bergama'da yaþayan

Ey ölümlü insan.!

Kentini tanýdýkça

Kendini tanýyacaksýn

Tarihini bildikçe

Talihini bileceksin

Yazýlanlarý okudukça

Yazgýný okuyacaksýn

Nimeti gördükçe

Velinimeti göreceksin

Bergama'da yaþadýkça

Feyz saçýp yaþatacaksýn

Bu diyar

Sana yadigar

Bilimle beraber

Akýlýný rehber kýlacaksýn.

Kentini bil

Kendini bil

Tarihini oku

Talihini doku

B E R G A M A S Ö Y L E N C E L E R Ý

22

Page 23: BERGAMA SÖYLENCELERÝ · Sahibi : Bergama K[lt[r ve Sanat Vakf^ Genel Yay^n Yönetmeni : Dt. A. G[rb[z BAaANA Sorumlu Yaz^ c`leri Md. : Mustafa DURMAZ Yay^n Kurulu : Dt. A. G[rb[z

BÝRÝNCÝ BÖLÜM

TANRISALSÖYLENCELER

23

Page 24: BERGAMA SÖYLENCELERÝ · Sahibi : Bergama K[lt[r ve Sanat Vakf^ Genel Yay^n Yönetmeni : Dt. A. G[rb[z BAaANA Sorumlu Yaz^ c`leri Md. : Mustafa DURMAZ Yay^n Kurulu : Dt. A. G[rb[z

NEMRUT ÝLE NUH PEYGAMBERÇok eski zamanlarda, belki

de 6 bin yýl önceleyin Ege Denizi,Bergama Akropol eteklerineulaþýyormuþ. Kaikos denilenBakýrçay, Bergama Ovasý'ndadenize dökülürmüþ. KozakYaylasý ise koca bir çanak göl imiþve Kestel ile Selinos gürül gürülakarak Kale'nin eteklerindedenize kavuþurmuþ. Önü deniz,ardý azgýn iki çayla kuþatýlmýþolan Bergama Kalesi bir adagörünümündeymiþ.

Ýþte o zamanlar, yanipeygamberler çaðýnda, BergamaKalesinde Nemrut diye biri otu-

ruyormuþ. Nemrut, insan azmaný bir yaratýk, koca bir devmiþ.Bergama'nýn baþ belasý, köylünün kötü yazgýsý, doðanýn ucube-si sayýlan Nemrut, yöredeki herkesi ezmiþ, korkutmuþ, sindirmiþ.Ondan habersiz bir kayýkçý, þuradan þuraya gidemezmiþ.Köylüler, kayýkçýlar, çobanlar hep onu doyurmak için çalýþýrlar,ürettiklerini ona verir, ellerinde avuçlarýnda hiçbir þey kalmazmýþ.Bu obur Nemrut belki insanlarý da yiyecekmiþ ama, yumurtaveren tavuðu yersem sonrasýnda hepten aç kalýrým diyedüþünür, vazgeçermiþ. Ama az verene, bulamayana öyleiþkenceler yaparmýþ ki inim inim inletirmiþ. Ýþte bu yüzdenNemrut adý zalim, kötü, korkunç sözleriyle özdeþ olmuþ, bugünedeðin böyle gelmiþtir.

Eeee.. Bu denli güçlü olursa Nemrut, her þeyi göze alýr,insanlarý kendine tartýþmasýz boyun eðdirmek için, insanüstü birgüç olmayý da denemez mi? Denemiþ. Tanrýlýk savýnda bulun-muþ. Nemrut'u beslemek, vergi vermek bir ibadet, karþý çýkmak

B E R G A M A S Ö Y L E N C E L E R Ý

24

Page 25: BERGAMA SÖYLENCELERÝ · Sahibi : Bergama K[lt[r ve Sanat Vakf^ Genel Yay^n Yönetmeni : Dt. A. G[rb[z BAaANA Sorumlu Yaz^ c`leri Md. : Mustafa DURMAZ Yay^n Kurulu : Dt. A. G[rb[z

günah' denilmiþ. Nemrut, böylesine nemrut olunca adý saný tümeski dünyada çalkalanmýþ.

Sonunda Nuh Peygamber, tanrýya ortaklýk koþan, halkýsoyup soðana çeviren Nemrut'u yola getirmek için çýkýpBergama'ya gelmiþ. Kalenin üzerine oturmuþ olduðu haldeayaklarýný uzatýp denizi þapýrdattýðýný görünce bu Nemrutdenilen yaratýk onu hiç þaþýrtmamýþ. Çünkü o zamanlar eðrel-tiotlarý çýnar aðacý gibi, insanlar da, çýnar aðacýný ot kabul eder-seniz, o oranda büyük olurmuþ. Sonra bin yýldan çok ömür sür-ermiþ o devrin insanlarý, iþte Nemrut böyle bir ortamda biraz dainsan irisi sayýlýrmýþ. Örneðin Nuh Peygamber ona öðüttebulunurken, Nemrut dizlerini kalenin üstüne koyup, ellerini deyamaca dayadýktan sonra eðilip Selinos'un buz gibi sularýný þapýrþupur içmeye baþlamýþ. Nuh Peygamber ona ne dil döktüyse,sapkýnlýðýndan vazgeçirememiþ,

Mümkünü yok ikna etmenin.

Nemrut baþýný kaldýrýp da bir laf bile etmemiþtir. Hani ozamandan beri söylenen deyiþteki gibi :

"Nuh demiþ, peygamber dememiþ"tir. Nemrut, Nuh'a karþýgelmemiþtir ama sözlerine de pek kulak asmamýþ, ona karþýarkasýný dönüp lark lark su içmeyi yeðlemiþtir.

Nuh Peygamber, Nemrut'u ikna edemeyince Midilli Adasýnageçme düþüncesiyle kayýkçýlardan kendisini götürmelerini ricaetmiþ. Fakat hiçbir kayýkçýdan olumlu yanýt alamamýþ. Yanýt ver-miyorlarmýþ. Çünkü Nemrut'un emri olmadan kayýk dolusu altýnverseniz buna cesaret edemezlermiþ. Bu sözlere kýzan NuhPeygamber, bir kýl torba alýp içine kum doldurmuþ ve boynunaasarak avuç avuç buðday eker gibi denize kum serpmeyebaþlamýþ. Serptikçe deniz doluyor ve Nuh Peygamber de hýzlailerliyormuþ. Böylece Dikili'ye kadar her taraf kara olmuþ ve NuhPeygamber Altýnova'ya varýnca peþi sýra koþan kayýkçýlar ayak-larýna atýlmýþlar, yalvarýp baðýþlanmalarýný dilemiþler. NuhPeygamber onlarý baðýþlamýþ ama, hala kayýk vermediklerini

B E R G A M A S Ö Y L E N C E L E R Ý

25

Page 26: BERGAMA SÖYLENCELERÝ · Sahibi : Bergama K[lt[r ve Sanat Vakf^ Genel Yay^n Yönetmeni : Dt. A. G[rb[z BAaANA Sorumlu Yaz^ c`leri Md. : Mustafa DURMAZ Yay^n Kurulu : Dt. A. G[rb[z

görünce Altýnova'dan itibaren tane tane kumlar atarak, mendi-rek gibi bir yol yaparak ilerlemeye baþlamýþ. Bu kez de denizinikiye ayrýlmasýný istemeyen kayýkçýlar tekrar yalvarýp yakarmayabaþlamýþlar ve Nemrut'un nemrutluðunu unutup, Peygamberikayýklarý ile Midilliye geçireceklerine söz vermiþler.

Nuh Peygamber bu, "Nuh diyene mýh demezmiþ", hemeneyleminden vazgeçip kayýða binmiþ ve Midilliye doðru gözdenkaybolmuþ.

Zalim Nemrut, halkýnýn Nuh Peygamber tarafýna geçtiðinigörünce ne yapmýþ biliyor musunuz?

Hiç bir þey yapamamýþ. Damarlarýndan kaný çekilmiþ; ayak-larýndan, kollarýndan derman çekilmiþ ve sonra koca gövdesin-den caný çekilmiþ, taþlaþmýþ, koca bir kaya yýðýný olmuþ.

Kayýkçýlar da onun bu halini görünce ortak eylemlerininmeyvasýný tatmýþlar, güçbirliðinin erdemine varmýþlar, eþitliðin,birlikteliðin, özgürlüðün þarkýsýný yapýp Kaikos Ovasýnda üret-miþler, paylaþmýþlar, gülüþmüþler.

Söylencemiz burada bitti

Þimdi bir düþünün ne oldu, ne bitti?

Anlatýlanlar tek tek doðru deðildi?

Çünkü tarih deðildi, bu bir mitti.

Tek tek doðru deðildi ama

Tek tük doðrular vardý

Bunlarý ayýklamak bana kaldý

Örneðin Truva Savaþlarý sýrasýnda Truva ve Bergama denizekýyýsý olan kentlerdir.

Kozak yaylasýnýn suyla aþýnmýþ gibi kayalýklarý ve killi, kayaçlýtopraðý bir göl ya da deniz yataðý izlenimini verir.

B E R G A M A S Ö Y L E N C E L E R Ý

26

Page 27: BERGAMA SÖYLENCELERÝ · Sahibi : Bergama K[lt[r ve Sanat Vakf^ Genel Yay^n Yönetmeni : Dt. A. G[rb[z BAaANA Sorumlu Yaz^ c`leri Md. : Mustafa DURMAZ Yay^n Kurulu : Dt. A. G[rb[z

Kalarga Tepesinde iskele babalarý vardýr.

Altýnova karþýsýnda Hasan Bey Ýskelesi denilen denize girmiþburun, sanki Midilliye giden yarým kalmýþ yoldur.

Nuh efsanesi ve Tufan olayý düþünülürse, su baskýnýnedeniyle kale eteklerine kadar denizin gelmesi iliþkisi kurulabilir.

Yapýlan kazýlarda ve açýlan kuyularda rastlanýlan kumsaltabakanýn Nuh zamaný ile eþitlendiðini biliyoruz. Bugün YundDaðý üzerinde bulunan Nemrut Kalesi söylencenin yöremizde enönemli izidir.

Bizden söylemesi, hele bir düþünün..

B E R G A M A S Ö Y L E N C E L E R Ý

27

Page 28: BERGAMA SÖYLENCELERÝ · Sahibi : Bergama K[lt[r ve Sanat Vakf^ Genel Yay^n Yönetmeni : Dt. A. G[rb[z BAaANA Sorumlu Yaz^ c`leri Md. : Mustafa DURMAZ Yay^n Kurulu : Dt. A. G[rb[z

BERGAMA KALESÝNÝN ÖYKÜSÜ

Troya Savaþlarýný duymuþsunuzdur, hani Homeros'un Ýlyada'sýnda uzun uzun anlatýlan, iþte o dönemlerde Troya ve Bergamadeniz kýyýsý olan kentlermiþ.

Troya Savaþlarýnýn tarihi m.ö. XIII.yüzyýl olduðuna göreBergama'nýn kuruluþu da bu sýralara rastlýyor. Þimdi söylencem-ize geçelim ve içinden bilgi kýrýntýlarýný toplayalým:

M.Ö.1270 yýlýnda Troya Kralý Leomedon, biri Troya'da biri deBergama'da olmak üzere iki kale yaptýrmaya karar vermiþ.Çünkü savaþlarda Troya'nýn daha korunaklý olmasýný isterken,Bakýrçay aðzýnda zengin yöreyi denetleyecek bir kale yapýlmasýnýda zorunlu görüyormuþ. Hemen iþe baþlanmýþ. Kaledeki kayalaryontulmuþ, eteklerden yukarýya doðru malzeme çýkmakta vebinlerce iþçi, köle çalýþmakta iken birden ödenek tükenmiþ.Gerçi kale duvarlarýnýn yarýsý örülmüþ ama iþçilere keþkek,soðan ve peksimet gönderilmeyince nerdeyse ayaklanma çýka-cakmýþ. Bu durum karþýsýnda Kral Leomedon bir çýkýþ yoluolarak Deniz Tanrýsý Poseydon (Neptün)un Kuþadasý-DavutlarKöyü yakýnýndaki tapýnaðýnýn ve Güzel Sanatlar-Güneþ Tanrýsý

B E R G A M A S Ö Y L E N C E L E R Ý

28

Page 29: BERGAMA SÖYLENCELERÝ · Sahibi : Bergama K[lt[r ve Sanat Vakf^ Genel Yay^n Yönetmeni : Dt. A. G[rb[z BAaANA Sorumlu Yaz^ c`leri Md. : Mustafa DURMAZ Yay^n Kurulu : Dt. A. G[rb[z

Apollon' un Yeni ÞakranKöyü yakýnýndaki tapý-naðýnýn hazinelerinin kul-lanýlmasýna karar vermiþ.Böylece Troya ve Bergamakaleleri yapýlmýþ ama tan-rýlar tapýnaklarýnýn dokunul-mazlýðý bozulduðu için öyle-sine kýzmýþlar ki Apollongümüþ yayýný germeye,Poseydon üç býçaklý zýp-kýnýný sýyýrmaya baþlamýþ.Güneþ kýzgýn lavlar saça-cak, deniz gýn dalgalarýylakaralarý tokatlayacakmýþ kisuçsuz insanlarý boþ yere cezalandýrmama düþüncesiyle bundanvazgeçen tanrýlar, sadece Troya ve Bergama sahillerinde görü-nen korkunç bir canavarý göndermeyi daha uygun bulmuþlar.Aðzýndan alevler saçan, burnundan dumanlar çýkan yedi baþlýdokuz canlý bu canavar yüzünden kimse denize açýlamaz, sahilevaramaz, kayýklarýna binemez olmuþlar. Kimse bu canavarýnhakkýndan gelemeyince sonunda Didim'deki Apollon tapý-naðýnýn bilicisine baþvurmayý akýl etmiþler. Büyücü müdür, bilicimidir, bilmem necidir, bu kiþi demiþ ki:

- Kral Leomedon' un güzel kýzý Hesiyone' yi bu canavaraverirseniz, bir daha asla semtinize uðramayacaktýr.

Troyalýlar ve Bergamalýlar baþlarý öne eðik, kös kös geri dön-müþler. Varýp Kral Leomedon'a durumu anlatmýþlar. Leomedonyutkunmuþ, gözlerini yummuþ, diþlerini sýkmýþ, olmamýþ, birgüzel aðlamýþ. Sonra halkýný düþünmüþ ve gözünün yaþýna bak-mayýp kýzýný gözünden çýkarmýþ.

Hesiyone, Bakýrçayýn en dilber kýzýymýþ, Ýda' nýn Sarý Kýzý gibisalkým saçak perçemli, ýrmak saçlý, zeytin gözlü, ince belli, kek-lik gibi seke seke yürüyen, bakanlarýn iþini unuttuðu, görenlerin

B E R G A M A S Ö Y L E N C E L E R Ý

29

Page 30: BERGAMA SÖYLENCELERÝ · Sahibi : Bergama K[lt[r ve Sanat Vakf^ Genel Yay^n Yönetmeni : Dt. A. G[rb[z BAaANA Sorumlu Yaz^ c`leri Md. : Mustafa DURMAZ Yay^n Kurulu : Dt. A. G[rb[z

yolunu sapýttýðý bir prensesmiþ. Güzelliði gönlüne, kalbine, aklý-na da yansýmýþ olmalý ki olayý duyunca hiç duraksamadanbabam için, halkým için demiþ ve yürümüþ.

Deniz kýyýsýnda bir kayaya baðlamýþlar Hesiyone'yi. TümTroya halký ve Bergamalýlar saçlarýný yolup yaþýn yaþýn aðlamayabaþlamýþlar. Leomedon iþaret verince herkes geri çekilmiþ, kýzyapayalnýz ve ölümle baþ baþa kalmýþ. Gün, daðlarýn ardýndakaybolurken, canavarýn ortaya çýkma saati gelmiþ, herkesumarsýz beklemekte ve kurban diye sunduklarý prensesicanavarýn kazma diþlerine terk ederken, yarýn güneþle korkusuzyaþayacaklarý düþüncesi ile avunmaya dalmýþlar. Umutsuzluðun,umarsýzlýðýn saðýr ettiði bir sessizlik baþlamýþ. Herkes bununardýndan kopacak çýðlýklarý beklerken sessizliði yýrtan Herkül' ünayak sesleri olmuþ. Olimpiyatlar birincisi, dünyanýn en güçlüadamý Herkül etrafýnda yaslý paslý, suskun puskun, korkak ürkekbu insanlarý görünce insanlýðýndan utanmýþ. Kral Leomedon'aHesiyone' yi kurtarmak için yarýþ hayvanlarýndan 20 tane kýsrakile en uzun ve en kalýnlarýndan 7 tane mýzrak istemiþ.

Sonrasýný söylenceyi anlatanýn gözüyle aktarayým:

"Akþamýn karanlýðý denizle kucaklaþtýðý anda birden denizdalgalandý. Yedi baþlý,dokuz kollu canavar sularýn içinden ayaða kalkýnca öyle birkükredi ki aðzýndan çýkan alevler yalaz yalaz zeytinleri yaladý.Ortalýk gün gibi aðardý. Herkül hedefi gördü, kýsraklarý önünekatýp son hýzýyla denize doðru sürdü. Canavar üzerine hýzla gelenkýsraklarla boðuþup onlarý öldürmeye çalýþýrken Herkül yedimýzrak attý, yedi canlý canavar yedi kez yuvarlandý, yedi kezböðürdü, ayaklarýný aya dikip, kaldý. Ve Herkül koþup,Hesiyone'yi çözdü, kurtardý."

Kral Leomedon kýzýný Herkül'e verdi mi?

Onlar erdi muradýna

Biz çýkalým söylencenin doruðuna

B E R G A M A S Ö Y L E N C E L E R Ý

30

Page 31: BERGAMA SÖYLENCELERÝ · Sahibi : Bergama K[lt[r ve Sanat Vakf^ Genel Yay^n Yönetmeni : Dt. A. G[rb[z BAaANA Sorumlu Yaz^ c`leri Md. : Mustafa DURMAZ Yay^n Kurulu : Dt. A. G[rb[z

Örneðin Troya'da Pergamon surlarý ve tapýnaðý vardýr,Bergama Akropolünün en görkemli surlarý II.Eumenes zamanýn-da yapýlmýþtýr ama Fileteros zamanýnda hatta ondan da öncesurlar vardý, belki de bu söylencede anlatýlan surlar. Gelin görün,bakýn inceleyen, dört tarihi dönemde yapýlan surlarýn en eskisisize bu söylenceyi fýsýldar.

Bergama'yý görmediyseniz, yaþamýnýzda bir eksiklik, görür-seniz zaman avuçlarýnýzdadýr.

TELEPHOSBergama' nýn adý bilinen ilk kurucularýn-

dan Telefos' un öyküsüne geldi sýra:

Herkül, bir gün yine olimpiyat yarýþlarýnagiderken Mora Yarýmadasýnda bulunanArkadya Kralý Aleos' a konuk olmuþ, konuk-luðu sýrasýnda kralýn güzel kýzý Auge iletanýþmýþ ve arkadaþlýklarý o denli ilerlemiþ kigizlice evlenivermiþler. Belki Herkül, Auge'yibabasýndan istemeye hazýrlanýrken, falcýlarAleos'a gidip olabilecekleri þöyle anlat-mýþlar:

- Kýzýn Auge ile Herkül asla evlen-memeli, eðer evlenirlerse bir oðlu olacak vebu çocuk ileride dayýlarýný öldürecek, sonraannesi ile evlenecek.

Bunun üzerine Kral Aleos, derhal kýzýnýçaðmýþ ve beraberliklerini kesin bir dille yasaklamýþ. Ama yazgýderler ya hani, bir örümcek gibi aðlarýný örmüþ bile. Olup biten-leri öðrenen annesi, Auge'nin gebe bile kaldýðýný krala söyle-yince, baþýndan kaynar sular dökülmüþ ve hemen kýzýný bir tapý-naða rahibe olarak göndermiþ. Karnýnýn þiþliði belli olmaya

B E R G A M A S Ö Y L E N C E L E R Ý

31

Page 32: BERGAMA SÖYLENCELERÝ · Sahibi : Bergama K[lt[r ve Sanat Vakf^ Genel Yay^n Yönetmeni : Dt. A. G[rb[z BAaANA Sorumlu Yaz^ c`leri Md. : Mustafa DURMAZ Yay^n Kurulu : Dt. A. G[rb[z

baþlayýnca da kimsenin bilmeyeceði bir yere saklamýþ, doðumuda bu yüzden gizlilik içinde olmuþ.

Kral Alios, torununun kýz olmasýný istemiþ, eðer kýz olsabaðýþlayacak, onlara sarayýný açacakmýþ. Fakat oðlan olmamýþmý?

Aleos bunu duyunca kýzý Auge'yi, Ege Denizinin ortasýnaatmalarýný, torununu da Anadolu sahillerinde daðlara býrak-malarýný emretmiþ.

Auge ile çocuðu bir gemiye bindirilmiþ; denizin ortasýnavardýklarýnda, kapatýldýklarý sandýk içinde denize atýlmýþ. Ýçine sualsýn batsýn diye de sandýðýn altýna da delik açýlmýþ. Auge ayaðýile deliði týkadýðý için denize atýldýðýnda epeyce suyun altýndakaldýðý halde boðulmamýþ ve içindeki hava idare etmiþ, sonra suüstüne çýktýðýnda da sýrtüstüne gelmiþ ve ayaðýný kaldýrarak havagirmesini saðlamýþ.

Çocuk ise Misya sahillerine getirilmiþ, Bergama'da Alyonadenilen yerde, daða býrakýlarak ölüme terk edilmiþ.

B E R G A M A S Ö Y L E N C E L E R Ý

32

Page 33: BERGAMA SÖYLENCELERÝ · Sahibi : Bergama K[lt[r ve Sanat Vakf^ Genel Yay^n Yönetmeni : Dt. A. G[rb[z BAaANA Sorumlu Yaz^ c`leri Md. : Mustafa DURMAZ Yay^n Kurulu : Dt. A. G[rb[z

Artýk anne, denizde balýklara yem olacak, oðlu da daðdakurtlara...

Ne var ki sandýk içine su almadan Misya kýyýlarýna vurmuþ,yörenin kralý Teuthras tarafýndan kurtarýlýp evlatlýk kabul edilmiþ.Teuthras' ýn krallýðý Bakýrçay aðzýnda olduðu için Alyona da aynýkralýn ülkesi içindeymiþ. Ýþte buraya býrakýlan Auge' nin oðlu dadaðda çobanlar tarafýndan bulunup kurtarýlmýþ, adýný Telefoskoymuþlar, koyun-keçi sütü içerek büyümüþ, güçlü bir çobanolmuþ.

Bir gün Arkadya' dan deniz yoluyla gelen avcýlar Ýda denilenKaz Daðlarýna týrmanmýþlar ve avlana avlana Madra'nýn etekle-rine varmýþlar. Burada çobanlara rastlayan avcýlar, onlardan yiye-cek istemiþler. Bu çobanlarýn arasýnda Telefos da varmýþ vekarþýlarýndaki avcýlar da dayýlarýymýþ. Dayýlarý, Telefos'la konuþ-tukça ve yaþam öyküsünü dinledikçe korkunç kaderle karþýkarþýya olduklarýný fark etmiþler. Dayýlarý olacak bu avcýlarýn üze-rine yürümeleri karþýsýnda Telefos atak davranýp, birini okuylavurmuþ, diðerini de yayýnýn kiriþiyle boðmuþ, böylece falcýlarýnanlattýklarý gerçekleþmiþ ve yazgýnýn önüne geçilememiþ.

Öykünün birinci bölümü burada kapanýyor ama Telefos' unalýn yazýsý çizgi çizgi sürecektir. Kendini büyüten çobanlardanayrýlmýþ, baþý bulutlarda, gözü dumanlý daðlarda yollaradüþmüþ. Bakýrçay ovasýnda çobanlýk yapmaya baþlamýþ veburada paralý asker toplanýrken maceraperest duygularýna gemvuramayýp varýp orduya yazýlmýþ, savaþlarda gösterdiði kahra-manlýkla kýsa sürede yükselmiþ ve komutan olmuþtur. Sarayagirip çýkmaya baþladýðý halde annesi Auge ile bir türlü tanýþa-mamýþ. Bir gün büyük bir zafer kazanýnca Kral Teuthras, evlatlýðýAuge'yi Telefos'a vererek onun prens olma yolu açýlmýþtýr. Çünkükralýn yerine geçecek oðlu da yokmuþ.

Böylece kader aðlarýný örerken, anne ile oðlun evlenmesiacaba nasýl engellenecektir? Gerçi falcýlar yasa gibi söyle-memiþlerdi ama kara yazgýnýn adým adým yaklaþmasýna durdemek olasý deðil midir, ancak düðün þenlikleri baþlamýþtýr bile.

B E R G A M A S Ö Y L E N C E L E R Ý

33

Page 34: BERGAMA SÖYLENCELERÝ · Sahibi : Bergama K[lt[r ve Sanat Vakf^ Genel Yay^n Yönetmeni : Dt. A. G[rb[z BAaANA Sorumlu Yaz^ c`leri Md. : Mustafa DURMAZ Yay^n Kurulu : Dt. A. G[rb[z

Telefos ile Auge, anne ile oðul olduklarýný bilmeden el eletutuþup mutluluk evine girmiþler, odalarýnýn kapýsýný açýp, yatak-larýna girip ve tam birbirlerine sarýlacaklarý anda aralarýndankoca bir yýlan geçmez mi? Hemen sýçrayýp kalkmýþlar ve bu olayýkötüye yorumlayýp evlilikten vazgeçmiþler.

Telefos olayý krala olduðu gibi anlatmýþ. Auge ise Teuthras'aolan gizli aþkýný dile getirmiþ. Sessiz sessiz her ikisini de dinleyenTeuthras evlatlýðýný kendine eþ, komutanýný da kendine evlatlýkolarak kabul etmiþ.

Þimdi öykümüzün üçüncü bölümüne geçiyorum, bakalýmdaha neler olacak. :

Truva savaþlarý sýrasýnda bir gün donanmalarý ile yola çýkanAkha' lar yollarýný þaþýrýp Misya kýyýlarýna vurunca, Troya ile akra-balýðý olan Telefos tarafýndan bozguna uðratýlmýþ. Ancak busavaþta Akha'larýn kralý Akhilleus, kargýsýyla Telefos' u yaralamýþ.Yara önemli bir yara deðilmiþ ve Telefos saraya döndükten sonratedavi edilmiþ. Ama iyileþmesi bir yana günden güne yara azmýþ.Bergama'nýn þifalý otlarýndan türlü türlü ilaçlar, merhemler, þer-betler yapýlmýþ ama sonuç alýnmayýnca yine falcýlara danýþýlmýþ.Falcýnýn dediði ise:

"Bu yarayý ancak, yarayý açan iyi edebilir." olmuþ.

Telefos yollara düþmüþ ve Aolis' e gidip Akhilleus kendinitanýmasýn diye dilenci kýyafetine bürünmüþ. Akhilleus onu huzu-runa kabul edip ve dileðini sormuþ. Telefos her þeyi olduðu gibianlatmýþ. Akhilleus yarayý ben deðil kargýmýn pastý iyileþtirebilir,fakat bunun karþýlýðýnda Truva yolunu bana göstereceksin diyekoþul ileri sürmüþ. Telefos baþýný öne eðerek kabul etmiþ. Bununüzerine Akhilleus kargýsýnýn pasýndan yarasýna sürmüþ ve tezzamanda yara tamamen kapanmýþ. Böylece Telefos' un sekizyýldýr çektiði acýlar sona ermiþ ama, bunun karþýlýðýnda AkhalaraTroya yolunu göstermiþ. Telefos Troya Savaþlarýna karýþmamýþ,

B E R G A M A S Ö Y L E N C E L E R Ý

34

Page 35: BERGAMA SÖYLENCELERÝ · Sahibi : Bergama K[lt[r ve Sanat Vakf^ Genel Yay^n Yönetmeni : Dt. A. G[rb[z BAaANA Sorumlu Yaz^ c`leri Md. : Mustafa DURMAZ Yay^n Kurulu : Dt. A. G[rb[z

ama oðlu Eurypylos, Misyalý bir bölük askerle Priamos' unyardýmýna gitmiþ. Kendisi de sözünde durmuþ, fakat dostuTroya'ya da yardým ederek gönlünü almýþtýr.

Bundan sonra Telefos, nice yýllar Kaikos vadisindeTeuthrania kralý olarak taht tutmuþ, baht bulmuþ, Bergama'yaþan, Bakýrçay'a nam katmýþtýr.

Burada bitti öykümüz,

Düþünelim hepimiz.

Söylence deyip geçmeyin.

Vardýr doðrularý gösteren birçok iz

Örneðin bu öykü Akropoldeki Zeus Sunaðýnýn alçak frizler-ine iþlenmiþtir. Bu rastgele bir seçim olmasa gerek. Ege'ninkültürü, Bergama'nýn tarih öncesidir Telefos öyküsü çünkü,Kaikos krallýðýnýn yükseliþi ve Bergama tarihinin doðuþunusimgelediði için konu Akropol'ün alnýna çizilmiþtir.

Yine Bergama'daki Maltepe tümülüsü Telefos' un anasý Augeiçin yapýlmýþtýr. Demek ki Bergama, tarihinin alacakaranlýðýnýbetimleyen bu kiþileri unutmamýþtýr. Söylencemizde geçen KralTeuthras, Bakýrçay kralýdýr. Bu krallýðýn merkezi Bergama'dan daeski olan Teuthranion'dur. Dr. Rallis bu kentin þimdiki Karahýdýrlýköyünün yakýnýnda olduðunu söyler. Hausouler ve Pontremoliise Kalarga tepesinde kurulmuþ olduðunu yazarlar. Nitekim1308 tarihli Aydýn Salnamesinde Çandarlý ile Bergama arasýndaKalarga adýnda Rum kasabasý vardýr. Bu da eski TeuthraniaAkropolüdür der ve bu yörede maden devri buluntularýna darastlanmýþtýr.

Görüyor musunuz söylence deyip geçiyoruz ama ne denliyere basan tarihsel ayaklarý var. Bergama kültürünü öncemitoloji içinde süzerek içmek gerek. Dikkat ederseniz olaylarýnbaþlangýcý Yunanistan'dan kaynaklanýyor ama meyvelerini hep

B E R G A M A S Ö Y L E N C E L E R Ý

35

Page 36: BERGAMA SÖYLENCELERÝ · Sahibi : Bergama K[lt[r ve Sanat Vakf^ Genel Yay^n Yönetmeni : Dt. A. G[rb[z BAaANA Sorumlu Yaz^ c`leri Md. : Mustafa DURMAZ Yay^n Kurulu : Dt. A. G[rb[z

Anadolu' veriyor. Halikarnas Balýkçýsý'nýn, Azra Erhat'ýnAnadolu'nun ilk geçmiþ biliminde ayýrt edici, öncü, belirleyicirolü olduðunu söylemeleri ve bu konuda inat etmeleri ne denlihaklýymýþ.

B E R G A M A S Ö Y L E N C E L E R Ý

36

Maltepe Tümülüsü

Page 37: BERGAMA SÖYLENCELERÝ · Sahibi : Bergama K[lt[r ve Sanat Vakf^ Genel Yay^n Yönetmeni : Dt. A. G[rb[z BAaANA Sorumlu Yaz^ c`leri Md. : Mustafa DURMAZ Yay^n Kurulu : Dt. A. G[rb[z

PERGAMOSDestan çaðýnda yolumuza

devam edelim.

Belgesel izler olmadýðý içinmitoloji ýþýk tutsun bize.Ýzmirli ozan Homeros'un anlattýk-larýnda elbet bize de yarar pekçok malzeme olacaktýr.

Neyse, en son Akhilleus üzer-ine konuþuyorduk. Hani Telefos'un mýzraðý ile paçasýndan yara-ladýktan sonra yine mýzraðýnýnpasýyla onu iyi eden Akhilleus.

Homeros'un Ýlyada desta-nýnýn baþkahramaný olanAkhilleus, kollarýndan ve bacak-larýndan kaba kuvvet fýþkýraninsan irisi, üstün savaþçý, hýrslý vezalim olup tanrýlara denk bir insanmýþ haþa. Zaten soyunda ilahibaðlar da olduðu söylenir hani.

Akhilleus, Troya Savaþlarý baþladýðýnda "az yaþa, ama þanlýyaþa; anýtýn dikilsin, adýn yazýlsýn taþa" mantýðýyla Anadolu'yageçmeyi düþünmüþ, fakat anasý, onun genç yaþta ölmesiniistemediðinden Skyros Adasýna göndermiþ ve orada KralLykomedes' in sarayýna konuk olmuþ. Akhilleus, arada bir kýzkýlýðýna girerek sarayda kralýn kýzlarý arasýna karýþmýþ ve en güzeliile seviþmiþ. Kýz gebe kalýnca da onunla evlenmek zorundakalmýþ ve Neoptolemos adýnda bir oðlu olmuþ. Akhilleus, Troyasavaþlarýna katýlmaya karar verince oðlu Neoptolemos' u dedesiLykomedes' e býrakýp gitmiþ. Bu savaþlarda Akhilleus, Hektor'uöldürmüþ, büyük kahramanlýklar göstermiþ, fakat sonundaMemnon tarafýndan yaþamýna son verilmiþtir.

B E R G A M A S Ö Y L E N C E L E R Ý

37

Page 38: BERGAMA SÖYLENCELERÝ · Sahibi : Bergama K[lt[r ve Sanat Vakf^ Genel Yay^n Yönetmeni : Dt. A. G[rb[z BAaANA Sorumlu Yaz^ c`leri Md. : Mustafa DURMAZ Yay^n Kurulu : Dt. A. G[rb[z

Akhilleus' un oðlu Neoptolemos büyüyüpdelikanlý olmuþ ve fakat savaþ hala sürmektedir.Falcýlar, Neoptolemos savaþa katýlýrsa Troya'nün düþeceðini söyleyince, o da savaþa katýlmýþve babasý gibi büyük kahramanlýk göstermiþtir.Hatta Telefos' un oðlu Eurypylos u öldürmüþ.Daha sonra barýþ yapýlýnca Neoptolemos, Misyakralý Eetion' un kýzý, ayni zamanda Hektor' undul karýsý olan Andromakhe ile evlenmiþtir.

Neoptolemos' un ilk karýsý Menelaos' un kýzý Hermiyone' den hiççocuðu olmamýþken, Andromakhe'den üç oðlan, bir kýz çocuðuolmuþ. Ýþte bu üç oðlundan birinin adý Pergamos' tur.

Gençliðini Yunanistan'da geçiren Pergamos, söylenceyegöre þansýný Misya' da denemek üzere annesi ile beraber yollaradüþmüþ ve Bakýrçay yöresine gelmiþ. Askerleri ile birlikteAkropol' u ele geçirmiþ ve Teuthrania krallýðýna karþý büyük birtehlike olmaya baþlamýþtýr. Aralarýnda savaþ kaçýnýlmaz oluncagücüne pek güvenemeyen Pergamos, ordularýn yerine düelloetmeyi yeðlemiþ ve Teuthrania kralý Areios'u aþaðýlayarak ken-disiyle dövüþmeye kýþkýrtmýþtýr. Buna öfkelenen Areios, düelloyukabul etmiþ ve fakat teke tek yapýlan karþýlaþmada Pergamos'ayenilmiþ, acýmasýzca öldürülmüþtür.

Böylece Pergamos, Bakýrçay yöresinin kralý olmuþ ve yer-leþtiði kaleye kendi adýný vererek Pergamon demiþtir.

Söylencemiz burada sona erdi. Böyle biteceðini kim derdi. Kimine þaþtým, kimi masal geldi. Fakat bazý noktalara da aklým erdi.

Telefos, Bergama'nýn ilk kurucu kralý ise Pergamos da adýnýveren kralý deðil mi?

Telefos' un anasý Auge, Pergamos' un anasý Andromakhe vebu iki kadýnýn mezarý Maltepe tümülüsüdür, böyle bilinir.

Destan çaðý, Homeros dönemi, Troya savaþlarý zamaný.

B E R G A M A S Ö Y L E N C E L E R Ý

38

Page 39: BERGAMA SÖYLENCELERÝ · Sahibi : Bergama K[lt[r ve Sanat Vakf^ Genel Yay^n Yönetmeni : Dt. A. G[rb[z BAaANA Sorumlu Yaz^ c`leri Md. : Mustafa DURMAZ Yay^n Kurulu : Dt. A. G[rb[z

Homeros ise Ýzmir'li (Smyrna) kör ozan. Söylediði destanama, o denli bilgiler, bulgular toplanabiliyor ki...

Hatta laf aramýzda Homeros'un Bergama'da bir sevgilisi var-mýþ, onu görmek için demeyeyim de görüþmek için tam bir haf-tada Pergamon'a geldiðini ve yine bir haftada dönebildiðini duy-muþtum. O zamanlar ulaþým ne denli güçmüþ demek ki..

Bergama nýn adýnýn koyduk, anlamýný da söyleyelim :

1- Pergamon: Pergamos' un kenti demektir

2- Berg: kent anlamýna gelir. Bilge Umar Luvi dilinden kay-naklandýðýný söyler,

3- Pergamum: hisar, kale, burç, yüksek yerleþim yeri diye dekarþýlýk bulur.

4- Berk: Berketmek, kapamak. Bu Türkçe karþýlýðý Halikar-nas Balýkçýsý (Cevat Þakir Kabaaðaçlý) ileri sürmektedir.

5- Pergament: deriden yapýlan kaðýt anlamýndadýr ve bukaðýdý Bergama bulmuþtur. Mýsýr Papirüs kaðýdýnýn dýþ satýmýnýkýsýtlayýnca, Bergama kuzu, ceylan, oðlak, keçi derisini inceltipyaprak haline getirerek parþömen kaðýdý yaratmýþtýr. Bu yüzdenBergama kaðýdýna pergament yani perþömen denmiþ,Bergama'ya da kaðýt üreten kent adý uygun düþmüþtür.

B E R G A M A S Ö Y L E N C E L E R Ý

39

Page 40: BERGAMA SÖYLENCELERÝ · Sahibi : Bergama K[lt[r ve Sanat Vakf^ Genel Yay^n Yönetmeni : Dt. A. G[rb[z BAaANA Sorumlu Yaz^ c`leri Md. : Mustafa DURMAZ Yay^n Kurulu : Dt. A. G[rb[z

BERGAMALI ZEUSLatincede deus, tanrý

anlamýna gelir, özne haliZeus diye yazýlýr. Gök tanrý,baþtanrý, tanrýlarýn babasýgibi nitelikler taþýr ve yaðmu-ru yaðdýran, göðü gürleten,þimþek yaratan Zeus'tur.

Zeus, tanrýça Rhea'danBergama Akropolündedünyaya gelmiþtir. Adlarýsöylencelere pek karýþmayan Kabir denilen tanrýsal varlýklar,Zeus'un Akropolde doðuþuna tanýklýk etmiþler ve sonundaRhea'nýn alayýnda bulunan cinlere karýþýp çekilmiþlerdir.

Tanrýça Rhea, Zeus'u doðurduðu zaman, çocuklarýný anakarnýndan çýkar çýkmaz yutan kocasý Kronos' tan kaçýrmak için,Edremit yakýnýnda yer alan Ýda (Kaz) Daðýndaki bir maðarayagizlemiþtir. Amaltheia adlý bir orman perisi, maðarada bir baþýnakalmýþ bu bebeði bulmuþ ve onu bir keçiye emzirterek büyüt-müþtür. Güneþ tanrýsý Helios 'tan doðma olan bu keçi, çokkorkunç bir yaratýkmýþ ve bu yüzden kimse yanýna yaklaþa-mazmýþ, hatta Titan denilen devler bile onu görünce korkudandonakalýrlarmýþ. Neyse Zeus büyümüþ, delikanlý olmuþ ve adýnýduyurmaya, kendini kabul ettirmeye baþlamýþ. Bunun için deegemenlik savaþlarýna giriþmiþ. Sütünü emdiði keçinin derisin-den yaptýðý kalkan sayesinde hiç yenilmemiþ, önce Titanlarý hak-lamýþ, sonra da Gigantlarla savaþa giriþmiþ. Gigantlar da kimmiþdiyeceksiniz' Bunlar da Titanlar gibi dev yaratýklar, Örneðin Otosve Eftaltes denilen Gigantlar, tanrý Poseydon' un Ýfimedya' danolma çocuklarýdýr. Bunlar her yýl bir karýþ enine, bir kulaç boyu-na büyürlermiþ. Sonunda öyle büyümüþler ki tanrýlara savaþaçmýþlar. Olympos' un üstüne Osso daðýný bindirip, tepesine dePelion daðýný oturtmayý bile düþünmüþler. Alkyoneus denilen

B E R G A M A S Ö Y L E N C E L E R Ý

40

Page 41: BERGAMA SÖYLENCELERÝ · Sahibi : Bergama K[lt[r ve Sanat Vakf^ Genel Yay^n Yönetmeni : Dt. A. G[rb[z BAaANA Sorumlu Yaz^ c`leri Md. : Mustafa DURMAZ Yay^n Kurulu : Dt. A. G[rb[z

Gigant ise gök ile toprak tanrýlarýndan olma bir melezmiþ ki dev-lerin en güçlüsüymüþ. Doðduðu topraklarda onu öldürmekolanaksýzmýþ. Bunun üzerine Zeus, tanrýlarý devlere karþý savaþaçaðýrmýþ. Savaþ Tanrýçasý Athena, Güneþ Tanrýsý Apollon, AyTanrýçasý Artemis, Zeus'un karýsý ve Apollon ile Artemis in anasýLeto. Aþk ve Güzellik Tanrýçasý Afrodit, Zeus'un karýsý ve Afroditin anasý olan Dione, Zafer Tanrýçasý Nike ile ecel ve ölümyazgýsýný ellerinde tutan Moiralar denilen üç kýz kardeþ yardýmakoþmuþlar.

Gigantlar ise Otos, Efialtes, Alkyoneus, Eurytos, Enkelados,Porphyrion ve adlarýný bilmediðimiz diðerleri tanrýlara karþý tümgüçleri ile saldýrmýþlar. Tanrýlar, Gigant'larla baþ edemeyecekleri-ni kýsa zamanda anlamýþlar. Çünkü bu dev yaratýklar, daðlarý üstüste yýðarak tanrýlarýn otaðý Olympos' u çökertmeyebaþlamýþlar. Olympos tanrýlarý, bir büyücünün sözünü gururlarý-na yediremedikleri halde uygulamak zorunda kalmýþlar. Yani budevleri, ancak ölümlü bir insanýn yenebileceðini. Ve hemen akýl-larýna Herkül gelmiþ. Herkül, Zeus'un keçi derisinden yapýlmakalkanýný ve diðer tanrýlarýn da kendisine yardým etmesiniistemiþ.

Böylece "Tanrýlarla Devlerin Savaþý" baþlamýþ tekrar. HerkülAlkyoneus adlý Gigantý öldürürken, Apollon Efialtes' i, DiyonizosEurytos' u haklamýþ, Athena ise Enkelados' un peþine takýlmýþ vekaçarken üzerine Sicilya adasýný atmýþ ve yakalayýp derisiniyüzmüþ.

Sonunda devlerin tümünü yok etmiþler ve baþ tanrý Zeustüm evrenin egemeni olmuþ.

Söylencemiz burada bitti

Fakat þimdi aklým Bergama Akropolündeki Zeus Sunaðýnagitti.

Devlerin tanrýlarla savaþý Zeus Sunaðýnýn duvarlarýna yüksekkabartma olarak iþlenmiþtir.

B E R G A M A S Ö Y L E N C E L E R Ý

41

Page 42: BERGAMA SÖYLENCELERÝ · Sahibi : Bergama K[lt[r ve Sanat Vakf^ Genel Yay^n Yönetmeni : Dt. A. G[rb[z BAaANA Sorumlu Yaz^ c`leri Md. : Mustafa DURMAZ Yay^n Kurulu : Dt. A. G[rb[z

Bu bizim söylencemizdir, bu Bergama Akropolünde doðantanrý Zeus'un öyküsüdür.

Bu öyküde, Ege Denizinin iki karþý yöresi konu edilirkensonunda yine doðurgan Anadolu'dur ve Bergama Akropol'ünedünyanýn sekizinci harikasýný kondurur. Olympos ordadýr ama.Zeus Sunaðý Akropoldedir.

II. Abdülhamit zamanýnda Osmanlý maliyesinin kötügidiþinde sinyaller verilirken Almanlar yanýmýza yaklaþmýþ veilginç önerilerde bulunmuþlardýr. Bunun ötesinde Sunaðýnkorunmasý gerekçesi de konu olmuþtur. Bab-ý ali'den iradeistenirken "Memalik-i Osmaniyede taþtan çok ne var, verin gitsinkefereye" denmiþ midir bilmiyorum? Fetihler yapan OsmanlýDevleti, yabancýlarýn kültür fethini hiç mi fark etmemiþ? ZeusSunaðý kaçýrýlýrken, Ýzmir'de de eserin paylaþýmýnda, neler dön-müþ onlarý da biliyorum. Ve þuna inanýyorum, Zeus Sunaðý birsürü oyunlarla kaçýrýlmýþtýr ve bu nedenle yýllar sonra bile olsaeski yerine dönecektir.

Berlin Pergamon Museum'da restore edilen bu ünlü sunak118 kabartma içermektedir.

B E R G A M A S Ö Y L E N C E L E R Ý

42

Page 43: BERGAMA SÖYLENCELERÝ · Sahibi : Bergama K[lt[r ve Sanat Vakf^ Genel Yay^n Yönetmeni : Dt. A. G[rb[z BAaANA Sorumlu Yaz^ c`leri Md. : Mustafa DURMAZ Yay^n Kurulu : Dt. A. G[rb[z

Niçin bu denli önemlidir Zeus Sunaðý?

1- Mitoloji konusu iþlendiðinden, Zeus ve tanrýlarýn, Gigantlarýnsavaþý ile Telefos öyküsünün verilmesinden,

2- Kabartmalarda devlerin, tanrýlarýn gücü karþýsýnda ezildikleri,acýlar içinde kývrandýklarý canlý gibi verilmiþtir. Bu Bergama'yaözgü patetik üsluptur. Bu nedenle sekizinci harika sayýl-masýndan,

3- Bergama heykeltýraþlýk ekolünden Dlonyadas, Menek-rates,Melanippos, Orestes, Theorrhetos gibi Bergamalý yontu usta-larý tarafýndan yapýlmýþ olmasý ve ayrý ayrý ellerden ancak bir-lik ve uyum içinde bütünlük arz etmesinden,

4- Sunaðýn doðusunda Zeus ve Athena kabartmalarý grubu vegüneþin doðuþu ile ilgili Apollon, Artemis ve Leto yer alýrkenkaranlýk düþen kuzeyde Orion, Moiralar ve gece tanrýçasýbetimlemeleri bulunur. Güneyde ise þafak, güneþ tanrýsýHelios, batýda ise deniz tanrýsý Akeanos, Amfitritre, Nereus veTritan'ýn yer almasýndan ve olaðanüstü bir sanatla konununtaþa iþlenmesinden olsa gerektir.

B E R G A M A S Ö Y L E N C E L E R Ý

43

Page 44: BERGAMA SÖYLENCELERÝ · Sahibi : Bergama K[lt[r ve Sanat Vakf^ Genel Yay^n Yönetmeni : Dt. A. G[rb[z BAaANA Sorumlu Yaz^ c`leri Md. : Mustafa DURMAZ Yay^n Kurulu : Dt. A. G[rb[z

LOKMAN HEKÝM ASKLEPÝOS

Teselya Kralý Filegyas'ýn Koronisadlý güzellik üstü bir kýzý vardýr. Bu kýz,tanrý Apollon'la seviþir ve ondan gebekalýr. Ne var ki tanrýnýn çocuðunukarnýnda taþýrken Arkadya'dan gelenbir yabancý ile tanýþýr. Koronis, buyabancýyý sever ve onunla da beraberolur.

Bu olayý Apollon' a kutsal kuþukuzgun, haber verir. Apollon öfkesin-den ne yapacaðýný bilemez vekendine sadýk bu kuþun tüyleriniakpak iken kapkara yapar. Sonra daKoronis' e gereken cezayý verir.

Koronis bir direðe baðlanýr ve altý-na odun yýðýlýr. Çocuðu karnýnda diri

diri yanacaktýr. Alevler içinde kalan Koronis ölmek üzere ikenApollon kendi kanýndan olan çocuðun yok olmasýna katlanamazve ateþi söndürüp çocuðu anasýnýn karnýndan aldýrtýr. Koronisölür, çocuk da -at adam Kheiron' a- verilir. Ýþte bu çocukAsklepios 'tur. Annesinin karnýnda ölmek üzereyken son andakurtulduðu için hekim tanrý olarak da hastalarýný son anda kur-taran bir nitelik kazanacaktýr.

Asklepios, at adam Kheiron' un yanýnda büyür. Kheirondoðanýn içinde yaþayan, doðanýn sýrlarýna ermiþ bir varlýkolduðu için Asklepios' a bu ortamda hekimlik sanatýný kaynaðýn-da öðretmiþtir. Bu nedenle açýk hava, güneþ, termal sular, þifalýotlar ve bunlardan yararlanmayý bilen Asklepios usta bir hekimolur, ayrýca cerrahlýðýn bütün bilgilerini edinir. Bunun ötesindeAsklepios, ölüleri diriltmeye ve ölümsüzlüðü araþtýrmaya baþlar.Nasýl mý?

B E R G A M A S Ö Y L E N C E L E R Ý

44

Page 45: BERGAMA SÖYLENCELERÝ · Sahibi : Bergama K[lt[r ve Sanat Vakf^ Genel Yay^n Yönetmeni : Dt. A. G[rb[z BAaANA Sorumlu Yaz^ c`leri Md. : Mustafa DURMAZ Yay^n Kurulu : Dt. A. G[rb[z

B E R G A M A S Ö Y L E N C E L E R Ý

45

Tanrýça Athena, Gorgo canavarý denilenMedusayý öldürttüðü zaman, bedeninden akankaný toplamýþ ve Asklepios' a vermiþtir. Medusa' nýnsað tarafýndan zehirli kan, sol tarafýndan da þifalýkan akmýþ ve bunlar ayrý ayrý þiþelerde toplanmýþtýr.Þifalý kaný kullanan Asklepios, epey ölü diriltmiþtir.

Bunlarýn baþýnda örneðin Kapaneus, Lykurgos, Minos' un oðluGlaukos ve Thesus un oðlu Hippolitos da vardýr. Zeus, ölümsü-zlüðü araþtýran, ölüleri diriltmeyi baþaran ve böylece doðal den-geleri bozan Asklepios' un bu aþýrý gücünden kuþku duymayabaþlamýþ, ölümsüzlüðü tanrýlarýn tekelinde tutmak istediði içinAsklepios' un üstüne bir yýldýrým salmýþ ve yakmýþ, yok etmiþtir.Apollon da, oðlu Asklepios' un öcünü almak üzere Zeus'ayýldýrýmý baðýþlayan Kikloplarý öldürmüþ ve sonra da oðluAsklepios' u gökte burçlar arasýna yerleþtirmiþtir.

Anadolu'da Asklepios, lokman hekim olarak bilinir. Lokmanhekim de ölümsüzlüðün sýrrýný bulmuþ ve gidip krala söyleyeceðianda yýldýrým çarpýp ölmüþtür. Asklepios ya da lokman hekiminyere düþmesiyle elindeki ilaç yere dökülmüþ ve yerden her derdedeva sarýmsak bitmiþtir. Diðer elindeki ölümsüzlük reçetesi olankâðýtlardan biri çalýya takýlmýþ olarak bulunmuþ ve þu dizelerokunmuþtur:

"Ayaðýný sýcak tut, baþýný serin Gönlünü ferah tut, düþünme derin".

AKROPOLDE YETÝÞEN ÞÝFA KAYNAÐI SARIMSAK

Akropolde yetiþtirilen özel sarýmsaktürünün hastalýklara þifa olarak Asklepion'dakullanýldýðýný ve Bergamalý ünlü hekimGalenos'un Tellidere'deki arenada gladyatör-lerin yaralarýnýn tedavisinde zeytinyaðý kul-landýðýný herkes bilir.

Page 46: BERGAMA SÖYLENCELERÝ · Sahibi : Bergama K[lt[r ve Sanat Vakf^ Genel Yay^n Yönetmeni : Dt. A. G[rb[z BAaANA Sorumlu Yaz^ c`leri Md. : Mustafa DURMAZ Yay^n Kurulu : Dt. A. G[rb[z

Deðiþik kaynaklarý süzerek derlediði bilgilere dayanarak ilaçamaçlý bir tür sarýmsaðýn Bergama Akropolünde yetiþtirildiðisavýnda bulunan Pergamon Gýda kurucularýndan Emin Urgun:

"Sarýmsak, Antikçað Saðlýk Tanrýsý Asklepios'un sembol-lerindendir. Kekiðin yaný sýra Anadolu'da ilaç yapýmýnda kul-lanýlan en önemli bitkilerden birisi de soðan ve sarýmsak olarakadlandýrýlan Allium türleridir. Ülkemizde endemik türleri oldukçazengin olan yabani soðan ve sarýmsaklar ilaç yapýmýnda kul-lanýlýrlar. Örneðin Tunceli yöresine endemik Allium tuncelianumyiyecek amaçlý tüketilmenin yaný sýra, yörede enfeksiyonlara veyüksek tansiyona karþý da kullanýlmaktadýr. Ülkemizde sarýmsakolarak adlandýrýlan Allium türleri de bulunmakta olup, örneðinTunceli dolayýnda yetiþen endemik "kaya sarýmsaðý" Alliummacrochaetum subsp. tuncelianum, dünyada sadeceBursa'daki Uludað'da yetiþebilen endemik "sarý sarýmsak" Alliumflavum subsp. flavum var. minus, dünyada sadece Kazdaðý'ndabulunan lokal endemik ve yok olma tehlikesi altýnda olan"yabani sarýmsak" Allium kurtzianum bunlara örnektir. Sarýmsakbitkisinin binlerce yýldan bu yana ilaç amacýyla kullanýldýðý bilin-mekte, hatta günümüzde bile sarýmsaðýn etkileri popüler yayýn-larda tartýþýlmaktadýr. Antikçað'da da sarýmsak Saðlýk TanrýsýAsklepios'un sembollerinden biridir. Antik Dönem'in en ünlüasklepionlardan birinin kurulu olduðu Pergamon Antik Kenti'nintam ortasýnda endemik bir Allium türü bulunur, hem de antikkentin tam merkezi olan akropolde yetiþir: Allium proponticumsubsp. proponticum bitkisi belki de Bergama Asklepion'undahastalarýn tedavisinde kullanýlan bir bitkiydi" demektedir.

B E R G A M A S Ö Y L E N C E L E R Ý

46

Page 47: BERGAMA SÖYLENCELERÝ · Sahibi : Bergama K[lt[r ve Sanat Vakf^ Genel Yay^n Yönetmeni : Dt. A. G[rb[z BAaANA Sorumlu Yaz^ c`leri Md. : Mustafa DURMAZ Yay^n Kurulu : Dt. A. G[rb[z

ZEYTÝNKENT ELEA

Parþomene adýný veren kentnasýl Bergama ise, zeytine adýnýveren kent de Bergama'nýn antiklimaný Elea'dýr. Üstelik Bergamahem sarýmsak'ýn hem de zeytinin(olea yani elea) anavatanýdýr.Bergama'nýn antik limanýElea'nýn zeytin anlamýna gelmesive Akropol'de yetiþtirilen sarým-sak'ýn ilkçaðda þifa olarak kul-lanýlmasý birçok bitkinin ana-vataný olabileceði fikrinikuvvetlendiriyor.

Zeytin, bilimsel künyesi"olea" familyasýndan olan birmeyva aðacýdýr. "Olea" cinsindendünyada yaklaþýk 30 deðiþik tür saptanmýþtýr. Zeytinin eþsiz mey-vasýndan çýkarýlan yað, ilkçaðda geceleri aydýnlatmada, mabet-leri kutsamada, sonra saçlarýn, cildin güzelleþmesinde, vücudunovulmasý ve temizlenmesinde nihayet yemeklerimizde mut-faðýmýzýn baþ tacý oldu. Ne var ki, kökü tarih öncesine dayananyabani zeytin aðacýnýn kaç bin yaþýnda ve anayurdunun tamneresi olduðu konusunda arkeobotanikçiler, tarihçiler ve arke-ologlar arasýnda bir görüþ birliði yok. De Candolle ve Pelletier'yegöre, Anadolu, Suriye ve Ýran; kimine göre Girit, Yunanistan,belki de Kuzey Afrika, Atlas Daðlarý, Aþaðý Mýsýr. Dahasý, yabanizeytinin ilk kez nerede ve kimler tarafýndan ehlileþtirildiði, nere-den nereye yayýldýðý konusunda da gene farklý görüþler sözkonusu.

Oleaster, dikenli, küçük meyvalý yabani zeytin aðacý; milattan10 bin yýl öncesi Doðu Akdeniz havzasýnýn doðal bitki örtüsününbir parçasýydý. Ancak, Ýtalya'nýn Mongardino yöresinde ortaya

B E R G A M A S Ö Y L E N C E L E R Ý

47

Page 48: BERGAMA SÖYLENCELERÝ · Sahibi : Bergama K[lt[r ve Sanat Vakf^ Genel Yay^n Yönetmeni : Dt. A. G[rb[z BAaANA Sorumlu Yaz^ c`leri Md. : Mustafa DURMAZ Yay^n Kurulu : Dt. A. G[rb[z

çýkarýlan fosilleþmiþ zeytin yapraklarý, ayný þekilde Kuzey Afrika' dapaleolitik dönemden olduðu belirlenen zeytin dallarý fosilleri veÝspanya' da kalkolitik dönemden kalan yabani zeytin aðacý dallarýnedeniyle, bu aðacýn Akdeniz'in batýsýnda da milattan yaklaþýk12 bin yýl önce varalduðu yönünde savlar var... Ege'dekiSantorini Adasý'nda gün yüzüne çýkarýlan fosilleþmiþ zeytintaneleri ve özellikle zeytin yapraklarýnýn ömrü ise, bazý uzmanlaragöre milattan 37 bin yýl önceye kadar gidebiliyor... Dile kolay:Zeytin 39 bin yaþýnda! Ne var ki, yabani zeytin aðacýnýn varlýðýzeytin üretiminin de yapýldýðý anlamýna gelmiyor.

Öte yandan, Güney Kafkasya'dan Ýran'a, buradan da,Akdeniz'de Suriye ve Filistin kýyýlarýna uzanan bölgede zeytinaðacý ve kültürünün varlýðý, bu tartýþmalarý daha da alevlendiri-yor. Zeytinin ve en azýndan olea europea'nýn asýl yurdununGüneydoðu Anadolu ve özellikle, Mardin, Maraþ ve Hatay üçgeniolmasý en güçlü olasýlýk. Anadolu'nun çeþitli bölgelerinde,örneðin güneyde' Akdeniz'de Toroslar'ýn eteklerinde Antalya veÝçel'de, batýda Muðla'da, Aydýn Çine'de kendi kendine yetiþen veçoðalan yabani zeytin aðaçlarý, "delice"lerin bolluðu, Bafa veKuþadasý yörelerinde adeta ormana dönüþmeleri, ÝzmirÇeþme'de daðda taþta karþýmýza çýkmalarý, daha kuzeydeÇanakkale, Balýkesir ve Bursa'ya kadar yer yer kendini göste-rmesi, buna karþýlýk öteki zeytincilik bölgelerinde insan eliyle di-kilmiþ aðaçlarýn dýþýnda nadiren bulunmasý ya da hiç bulunma-masý, zeytin aðacýnýn anayurdunun günümüz Türkiyesi olabile-ceði savýný destekliyor. Nice uygarlýklara ev sahipliði yapmýþAnadolu'nun eþsiz arkeolojik zenginliklerinin, ancak yüzde 10'ubile geçmeyen bölümünün bugüne dek gün ýþýðýna çýkartýla-bildiðini düþünürsek, zeytin aðacý ve zeytincilikle ilgili her yenibuluntunun bu görüþün savunulmasýný kolaylaþtýracaðýortadadýr.

Ama açýk olan bir þey var, o da yabani zeytin oleaster'in aþýy-la "ehlileþtirilmesi" ve bir kültür bitkisine dönüþtürülmesininyeryüzünde ilk kez M.Ö. 4000'lerde Anadolu'da kesin olarak

B E R G A M A S Ö Y L E N C E L E R Ý

48

Page 49: BERGAMA SÖYLENCELERÝ · Sahibi : Bergama K[lt[r ve Sanat Vakf^ Genel Yay^n Yönetmeni : Dt. A. G[rb[z BAaANA Sorumlu Yaz^ c`leri Md. : Mustafa DURMAZ Yay^n Kurulu : Dt. A. G[rb[z

bilindiði ve yaðýnýn kullanýldýðý, özellikle kýyý þeridi ve hinter-landýnda gerçekleþtirildiði ve bu mucizeyi büyük olasýlýklaEleaitikos Körfezinde yaþayanlar ve adýný zeytinle özdeþleþtirenElea'nýn baþardýðý sanýlýyor.

Hititler günümüzden 4 binyýl önce, gen merkezi Anadoluolan zeytin aðacýndan ilaç bile yapmýþlar. O nedenleBergama'da Galenos hekim, anfitiyatroda gladyatörlerinyaralarýný iyileþtirmede kullanmýþ zeytinyaðýný.

ADI BÝLE SÖYLENCE

Dünyanýn en eski alfabelerinin ana harfleri doðal olaraktarým toplumunun izlerini taþýr: "Alfa" (Apis) öküz, "beta" (Beth)ev, "gama" (Gamel) deve ve "zeta" (Zertum) zeytini simgeliyordu.Akadça zertum ya da zeirtum hem zeytin aðacýný hem de mey-vasýný tanýmlýyordu. Dinsel törenlerde meyvasý ve ondan eldeedilen yaðý (zertium) üzüm, incir gibi öteki meyvalarla birliktetanrýlara sunak veriliyordu. Zai, ibranilerde zait oldu, Araplardaise zaitun. Araplar yaþlý ve büyük aðaçlara bugün de zeitun di-yorlar. Anadolu'ya gelen Türkler ise Arapça'nýn etkisiyle öncezeytun, sonra zeytin'de karar kýldýlar.

Zeytine Giritiiter elaiwa dediler, akrabalarý Egeliler elaia.Romalýlar önce oleo, sonra oliva'yý benimsediler, Fransýzlar veingilizler ise olive'i. Yunanca elaia'nýn kökeninde

Samilerin ulu sözcüðü yatar. Ulu, Sami ibranilerde yaðýsimgeliyordu. Zeytinyaðý sözcüðüne gelince, Egelilerin elaion'uRoma'da oleum oldu, Latinler oli'ye çevirdiler; Fransýzlar huile'e,Ýngilizler oil'a, ispanyollar ise Arapça az-zeit, zeytin suyundanesinlenerek aceite'ye dönüþtürdüler.

HÝKAYESÝ PEYGAMBERLER TARÝHÝNDE GÝZLÝ

Adem peygamber, 900 küsür yýl yaþadýktan sonra öleceðinihissettiðinde oðlu Þit'i tüm insanlara baðýþlanmasý dileðiyle

B E R G A M A S Ö Y L E N C E L E R Ý

49

Page 50: BERGAMA SÖYLENCELERÝ · Sahibi : Bergama K[lt[r ve Sanat Vakf^ Genel Yay^n Yönetmeni : Dt. A. G[rb[z BAaANA Sorumlu Yaz^ c`leri Md. : Mustafa DURMAZ Yay^n Kurulu : Dt. A. G[rb[z

cennete gönderdi. Cennet bahçelerinin bekçiliðini yapan melek,Bilgi Aðacý'ndan üç tohum koparýp Þit'e verdi. Babasýöldüðünde bu tohumlarý aðzýna koyarak defnetmesini söyledi.Adem ölüp Tabor Daðý'na gömüldüðünde orada üç aðaç yeþer-di; selvi, sedir ve zeytin. Üçünden ilk yeþereni zeytindir.

Kuran ise zeytinin (incirle birlikte) insanlýða bir hediye olarakSina Daðý'na cennetten indirildiðini yazar. Ýslam'ýn kutsal kitabýçok defa zeytin aðacý üstüne yemin eder. Kuran'a göre zeytinmübarektir ve ne doðuya ne de batýya aittir. Zeytinyaðý ateþedokunmasa bile ýþýk çýkaracak gibi berraktýr þeklinde söz edilir.

Tevrat'a göre Tufan Olayý sonunda Nuh peygamber,gemisinin penceresinden beyaz bir güvercin salar. Güvercingagasýnda zeytin dalýyla döner. Nuh'un gemisi Aðrý Daðýndakaraya oturduðuna göre zeytinin memleketi yine Anadolu'dur.

MÝTOLOJÝDE ZEYTÝN AÐACI

Ege mitojisine göre Deniz Tanrýsý Poseidon ile BilgelikTanrýçasý Athena arasýnda bir þehir üstüne anlaþmazlýk yaþanýr.Baþ tanrý Zeus da bu anlaþmazlýðý gidermek için ikisi arasýndabir yarýþma düzenler. Ýnsanlar hangisinin verdiði hediyeyi seçerseburaya onun ismi verilecektir. Poseidon üç diþli çatalýný kayayavurur ve denizlerden 4 muhteþem at çýkarýr. Bu atlarla dünyanýnher yerine gider, ordular kurar, fetihler yaparsýnýz der. Athena isemýzraðýný yere saplar ve mýzrak yeþererek zeytin aðacýnýn filizleri-ni verir. Bu aðaç yüzyýllarca yaþar, meyvesini yeþilken desiyahken de yersiniz. Meyvesinden yað yapar, yaðýndan ateþyakarsýnýz der. Ýnsanlar Athena'nýn hediyesini seçer. Þehire deonun ismi verilir. Bu þehir Elea olmasýn.!

HAYAT AÐACI

Bolluðun, adaletin, saðlýðýn, barýþýn, zaferin, gururun, bil-geliðin, aklýn, ölümsüzlüðün, arýnmanýn ve yeniden doðuþunsimgesidir. Tüm kutsal kitaplarda, binlerce yýllýk öykülerde,masallarda hep onun adý geçer.

B E R G A M A S Ö Y L E N C E L E R Ý

50

Page 51: BERGAMA SÖYLENCELERÝ · Sahibi : Bergama K[lt[r ve Sanat Vakf^ Genel Yay^n Yönetmeni : Dt. A. G[rb[z BAaANA Sorumlu Yaz^ c`leri Md. : Mustafa DURMAZ Yay^n Kurulu : Dt. A. G[rb[z

Zeytin aðacý çok yavaþ büyür. Týpký bir insan gibi...

Ama zeytin aðacý binlerce yýl yaþayabilir. Gövdesi son derecedayanýklýdýr. Çürüyüp ölse bile dibinden sürgün vererek yenidendirilir. Bu yüzden zeytin aðacý ölümsüzdür, hayat aðacýdýr. Ege'dekara zeytine "kara altýn" denir ama Homeros, zeytinyaðýna sarýsafran renginden ve çok deðerli bir besin kaynaðý olmasýndanötürü "sývý altýn" yakýþtýrmasý yapar. Solon'un kanunlarý zeytinaðacýný kesenleri cezalandýrýr. Bu açýdan her gün gördüðünüz birzeytin aðacý insanlýk kadar eski olabilir.

Yaþý birkaç yüze ulaþýnca muhteþem bir görüntüye kavuþur.Geçen yýllar gövdesini bir kilim gibi örer. Geçen zaman aðacýnkabuðunu öylesine iþler ki, bu görüntü insanda hayranlýkuyandýrýr. Zamanýn izlerini yüzünde taþýyan bir ihtiyar gibibilgedir sanki... Zeytin aðacý adeta konuþur.

Koyu yeþil yapraklarýnýn üstünde parlak yaldýzlar vardýr.Zeytin aðacýna gümüþî rengini veren budur. Rüzgarla birlikteyapraklardaki parlaklýk adeta dalgalanýr. Büyüleyici bir ýþýkoyunudur. Küçük yapraklarý rüzgar vurdukça birbirine çarparaktatlý bir naðme çalar. Yapraklarý çok sýk, dallarý çok geniþtir. Buyüzden gölgesi her zaman serin olur.

Zeytin sýcaðý ve çorak topraklarý sever. Baharda küçük sarý-beyaz çiçekler açar. Yaza doðru beliren meyveleri yeþil üstünebeyaz küçük beneklidir. Bu meyveler sonbaharda yavaþ yavaþmora kýþa doðru da siyaha döner. Öylesine çok meyve verir kibazen dallarý taþýyamayarak kýrýlýr. Fakir topraklarýn zenginaðacýdýr zeytin.

B E R G A M A S Ö Y L E N C E L E R Ý

51

Page 52: BERGAMA SÖYLENCELERÝ · Sahibi : Bergama K[lt[r ve Sanat Vakf^ Genel Yay^n Yönetmeni : Dt. A. G[rb[z BAaANA Sorumlu Yaz^ c`leri Md. : Mustafa DURMAZ Yay^n Kurulu : Dt. A. G[rb[z

Zeytin aðacýnýn serüvenini bir de Sefa Taþkýn'ýn kalemindenizleyelim

Evimizin önü zeytin aðacý…-

Akdeniz, Ege kýyýlarýnda akþamüstüleri güneþe doðru bak-týðýnýzda zeytin aðaçlarý gelin gibidir! Yaþlýsý, olgunu, genci sanki,gelin duvaklarýný bezeyen gümüþ tellerle süslüdür!

Zeytin aðaçlarýnýn koyu yeþil yapraklarý akþam güneþininyorgun ýþýklarýyla birlikte göz alýcý gümüþ rengine dönüþür!..

Belki de bu nedenle kadim zamanlarda Kuzey Ege'nin zeytinaðaçlarýyla kaplý "Midilli Ada"sýna "Gümüþ Ada", çevresi bir zeytinyurdu olan " Edremit Körfezi"ne "Gümüþ Körfez" denirdi!

Yapraðý gün devrilirken gümüþ rengidir ama zeytin aðacýnýn"meyvesinin suyu" doðanýn beslenmek için insana verdiði en seçkinnimetlerden biridir.

"Troya" savaþlarýnýn ölümsüz anlatýcýsý Ýzmirli kör ozan Homeros3.000 yýl önce ona, "zeytin yaðý"na "sývý altýn" diyordu!

Niþanlýsýný görmek için Ýzmir'den yola çýkýp, "Teuthrania"ya,günümüzde altýn-gümüþ çýkarmak için açgözlü çokuluslu þirketlercekirletilen Bergama-Ovacýk yöresine gelen koca ozan, muhakkak"Elaitikos Körfezi"nin, "Zeytindaðý, Çandarlý Körfezi"nin" kýyýsýndabulunan "Elea", "Zeytin" iskelesinde dinlenirdi...

Zeytin aðacý Akdeniz kýyýlarýnýn ecesidir. Lacivert Ege sularýnýnbinlerce yýllýk arkadaþýdýr.

Zeytin tanesinin çekirdeði deniz kýyýlarýna eðimle inen taþlýkyamaçlara düþmeye görsün! Bir fiske toprak bulsa bile hemen onasarýlýr, köklenir. Ýnce filizlerini salar yüce göðe doðru!

Zeytin aðacý gizemli bir aðaçtýr!

Topraða düþen tohumdan üreyen fidan, bildiðimiz zeytin aðacýdeðildir. Egeli'ler doðada kendiliðinden büyüyen yaban zeytin fidan-larýna "delice" derler. Çalýya benzer bu bitki hem yaþamak için ka-yalýk topraða deli gibi saldýrýr, hem de küçücük meyvelerinin yaðýyok denecek kadar azdýr. Yani bu bodur aðaç, yað üretecek kadar"akýllý" deðildir!

B E R G A M A S Ö Y L E N C E L E R Ý

52

Page 53: BERGAMA SÖYLENCELERÝ · Sahibi : Bergama K[lt[r ve Sanat Vakf^ Genel Yay^n Yönetmeni : Dt. A. G[rb[z BAaANA Sorumlu Yaz^ c`leri Md. : Mustafa DURMAZ Yay^n Kurulu : Dt. A. G[rb[z

"Deliceler", Ege'nin bu deliþmen makileri bilgili çifçiler tarafýn-dan aþýlanýr, "akýllý" hale dönüþtürülür. Bugün bizim "zeytin aðacý"olarak bildiðimiz aðaçlar bu "akýllý" aðaçlardýr!

Kendi tohumundan üremediði, ancak çelikle, aþýyla çoðaldýðýiçin zeytin aðacýna kimileri "kýsýr aðaç" der, kimileri de "akýllýzeytin"in var oluþunu ilahi güçlere baðlar!

Ege Denizi'nin ortasýndaki Kiklad adalarýndan biri olan, 3.600yýl önceki patlamasýyla Girit adasýndaki yüksek Minos uygarlýðýnýyok eden "Thira" yanardaðýyla ünlü "Santorini", "Kutsal Barýþ"adasýnda bulunan fosilleþmiþ "yabani, delice" zeytin çekirdekleri veyapraklarý 39.000 yýl önce de bu topraklarda, yaban da olsa zeytinaðaçlarýnýn yetiþtiðini gösterir.

Günümüz zeytincilik bilgisinin en önemli isimlerinden Jose M.Blazquez, zeytin yetiþtiriciliðinin yaklaþýk 6.000 yýl önce Anadolu'dabaþladýðýný söylüyor.

Ýlk "akýllý" zeytin aðaçlarýnýn; insanlýk tarihinde ilk çiftçi toplu-luklarýnýn görüldüðü: Mezapotamya'dan kuzeye, Güney Anadoludaðlarýna uzanan, oradan Filistin'e inen "Bereketli Hilal" denen;"ekin"in ilk ekilip, buðdayýn biriktirildiði, birçok meyva aðacýnýn ilkkez yetiþtirildiði bölgede ortaya çýktýðý düþünülüyor.

O yýldýr, bu yýldýr "zeytin aðacý" Akdeniz, Ege insanýnýn günlükyaþamýnýn bir parçasýdýr. Yeþil, alaca, siyah tanesi ekmeðine katýk-týr! Suyu, yani yaðý yeryüzünün en saðlýklý, doyurucu besinlerindenbiridir! Odunu kýþýn ocaklarda insaný üþütmez! Ýstenirse yaðýkandilde çevreyi aydýnlatýr! Dallarý, yapraklarý kýzgýn yaz güneþinegölgedir!

Bu kadim aðaç giderek Akdeniz-Ege kültürünü belirleyen temelöðelerden bir haline gelir.

Sevinçte, acýda, türküde, þiirde "o" vardýr!

Zeytin aðacý ve çevresi insaný insan yapan "sevgi"nin mekaný,birbirine kavuþamayan sevenlerin çektikleri acýnýn tanýðýdýr!

Anadolu insanýnýn motiflerini tuvaline, halkýn deyiþlerini þiirle-rine yansýtan, "Karadut'um, çatal karam'ýn þairi" Bedri RahmiEyüpoðlu yüreðindeki sevda yangýnýný "Sitem" adlý þiirinde zeytin

B E R G A M A S Ö Y L E N C E L E R Ý

53

Page 54: BERGAMA SÖYLENCELERÝ · Sahibi : Bergama K[lt[r ve Sanat Vakf^ Genel Yay^n Yönetmeni : Dt. A. G[rb[z BAaANA Sorumlu Yaz^ c`leri Md. : Mustafa DURMAZ Yay^n Kurulu : Dt. A. G[rb[z

aðaçlarýyla paylaþýr:

"Önde zeytin aðaçlarý arkasýnda yarSene 1946Mevsim sonbaharÖnde zeytin aðaçlarý neyleyim neyleyimYar yar..Seni kara saplý bir býçak gibi sineme sapladýlar…."

Sonra gür soluklu Ruhi Su alýr sazý eline! "Sol" dünya görüþünedeniyle yýllarca hapis yatan, Türk halk müziðini sazýyla evrenselboyutlarda yorumlayan 1940'larýn Opera sanatçýsý, "basbariton"Ruhi Su, o görkemli sesiyle Anadolu insanýna olan sevdasýný bir Egetürküsünde bir garip zeytin aðacýna anlatýr:

"Evlerinin önü zeytin aðacýDökülmüþ yapraðý kalmýþ siyeciEðer gönlün bende yok iseSen bana kardaþ de caným ben sana bacý".

Zeytin aðacý Anadolu'nun aynasýdýr!Baktýðýnýzda yurdunuzu göreceksiniz!

* * *

Burada bitti söylencemiz

Yorum yapalým mý ne dersiniz?

Ayvazali hastanesinin gizini nasýl izah edersiniz?

Efendim, Asklepios' un tapýnaklarýna Asklepion denir. Saðlýkyurdu iþlevini gören bu sitelerin en ünlüsü, en büyüðü, terapideen çok yönlüsü Bergama Asklepion' udur. Anadolu nun en eskihekim tanrýsý Telesforos' un tapýnaðýný, kültünü, bilimini de içinealmýþtýr.

Asklepios ölünce kýzý Hygieia (hiji diye okunur ve hijyen sözüsaðlýk anlamýna gelir) hekimlik yükünü taþýr ve Asklepiad denilen(hekimler) aracýlýðý ile lonca düzeni içinde ilkçað boyuncaAsklepion'u yaþatýrlar.

B E R G A M A S Ö Y L E N C E L E R Ý

54

Page 55: BERGAMA SÖYLENCELERÝ · Sahibi : Bergama K[lt[r ve Sanat Vakf^ Genel Yay^n Yönetmeni : Dt. A. G[rb[z BAaANA Sorumlu Yaz^ c`leri Md. : Mustafa DURMAZ Yay^n Kurulu : Dt. A. G[rb[z

Ýlkçaðda Bergama Asklepion' u dünyanýn en büyük ve enünlü hastanesi olmuþtur. Karakalla, Hadriyanus gibi imparator-lar, Aristides gibi bilginler burada tedavi olmuþlardýr. Þifalý sularý,ilaç maddesi otlarý, havasý, güneþi, çamur banyosu, fiziktedavisi, spor, müzik, tiyatro ve eðlence ile iyileþtirme yöntemleriBergama ya özgüdür. Psikoterapi burada ilk kez denendi, far-makoloji burada doðdu.

Asklepios, Bergama eski paralarýnda sakallý, elinde yýlanlý birasa, yanýnda kýzý Hiji ya da Telesfor olduðu halde görülmektedir.

Asklepion dediðimiz hastanenin kuruluþ söylencesi de vardýr.Ýlkçað Anadolu'sunun ünlü yazarý Pausanias der ki Arkaias adlýzengin bir kiþi Madra (Pindasus) Daðýnda karaca avýna çýkar.Yalçýn kayalar, dik yamaçlar, geçit vermez ormanýn içindehoplaya zýplaya ilerlerken, atýnýn ayaðý seker ve Arkaias yuvarla-narak yere düþer, bacaðý kýrýlýr. Arkadaþlarý onu baygýn bir haldeBergama'ya getirirler, fakat bacaðýný tedavi edecek bir doktorbulunmaz. Hasta, Ýstanköy (Kos) de bulunan Asklepion' agötürülür. Ýstanköy Adasýnýn ünlü hastanesinde þifa bulanArkaias, zenginliðinin Bergama'da iþe yaramadýðýný unutmaz veburaya bir Asklepion yapýlmasý için servetini harcamayý göze alýr.Ýnþaat sitesi tamamlanýnca buraya Ýstanköy ve Epidor' dan ünlühekimler getirerek hizmete açar.

Rüzgarlardan korunmuþ, kuytuluða kurulmuþ,

Havasý bir hoþ, suyu bir hoþ, pek hoþmuþ

Bayýrýn eteðinde kekik kokulu yamaç

Asklepion demiþler þifa daðýtmak amaç

Asklepion' lu Bergama dünyanýn týp merkezi,

Üç kýtadan gelmiþler, iyi etmiþ herkesi.

B E R G A M A S Ö Y L E N C E L E R Ý

55

Page 56: BERGAMA SÖYLENCELERÝ · Sahibi : Bergama K[lt[r ve Sanat Vakf^ Genel Yay^n Yönetmeni : Dt. A. G[rb[z BAaANA Sorumlu Yaz^ c`leri Md. : Mustafa DURMAZ Yay^n Kurulu : Dt. A. G[rb[z

SELÝNOSBergama Kalesinin iki yanýndan iki ayrý çay akar. Biri kale

ardýndan inen Kestel olup eski adý Ketios' dur, Diðeri ise KozakYaylasýndan inen Selinos'tur. Bu iki dere Bakýrçay'ýn çocuklarýdýr.

Bir söylenceye göre Selinos, Misya denilen bölgemizde ege-men olan ilkçað kralýnýn adýdýr. Bir baþka söylencede iseSelinos'un, yaban kerevizi anlamýna geldiði dile getirilir.Bergama yöresine ilk yerleþen Kiti'lerden de Kestel çayýnýnadýnýn geldiði ileri sürülür. Bu ikiz derelerin öyküleri gibi adlarýnýnda dillerde dolaþtýðý, belleklere ulaþtýðý, çok eski zamanlardangünümüze kavuþtuðu anlaþýlmaktadýr.

Bergama Kalesinin baþýndaki bulutlarý bir duvaða; kývrýlakývrýla, düðüm düðüm akan Selinos ve Kestel'i de iki belik saçabenzetirseniz karþýnýza bir gelin çýkar ve size gelin diye seslenir.Kale tepesindeki tapýnaklar, saraylar, Zeus Sunaðý ise takýlarýdýrbu güzel gelinin.

Selinos' un Diyonizos (Baküs) ün oðlu olduðunu biliyormuydunuz? Bergama'da yapýlan kazýlarda ellerinde üzüm, kol-unda Selinos' u kucaklamýþ þekilde Baðcýlýk ve Þarap TanrýsýDiyonizos 'u canlandýran bir seramik bulunmuþtur. Üzümleri ileünlü Kozak'tan gelen çayýn adý rastlantý olarak doðmamýþtýr bes-belli. Diyonizos ise Zeus'un oðludur ve yine çekinmedendeyivereyim Zeus Bergamalýdýr. Bergamalýdýr ama doðduktansonra babasý Kronos' tan kaçýrýlmak için Girit'e götürüldüðüsöylenmektedir. Ve çünkü Zeus, Akropol'de dünyaya gelmiþtir.Zeus Sunaðý da bunun için Bergama Kalesine yapýlmýþtýr.Anadolu'da 20 dolayýnda Olimpos Tepesi var. Belki Akropol'e deeskiden Olimpos Tepesi diyorlardý.

Diyonizos adýna, asmalar yeþerirken ve üzümler sýkýlýrkenolmak üzere iki kez þenlik yapýlýrdý. Biri ilkbahara giriþte, diðerisonbahara giriþte. Mayýs'ta yapýlan Diyonizos törenleri beþ günsürermiþ. Bergama'da yaz baþýnda kutlanan Kermes Þenliklerine

B E R G A M A S Ö Y L E N C E L E R Ý

56

Page 57: BERGAMA SÖYLENCELERÝ · Sahibi : Bergama K[lt[r ve Sanat Vakf^ Genel Yay^n Yönetmeni : Dt. A. G[rb[z BAaANA Sorumlu Yaz^ c`leri Md. : Mustafa DURMAZ Yay^n Kurulu : Dt. A. G[rb[z

ne kadar benziyor deðil mi? Çünkü 1937'de Kermes plan-lanýrken bu söylenceden de esinlenilmiþtir. Diyonizos törenlerisýrasýnda barýþ ve kardeþlik havasý eser, kimse cezalandýrýlmaz,tutsaklar baðýþlanýr, özgürlük kapýlarý açýlýrdý. Halk yaban orman-larda, daðlarda kanlý þölenleri býrakýr, açýk havada tiyatrolardatoplanýrdý. Özellikle trajedi gösterileri aðýr basar, bazen dekomediyle insanlar güldürülürdü. Oyun yazarlarýna, oyunculara,þarkýcýlara tanrýnýn gözdeleri diye bakýlýr, saygý duyulur, ödül-lendirilirdi. Halikarnas Balýkçýsý, Diyonizos tapýnmalarý ve törengösterilerinden zeybek oyunlarýnýn doðduðunu ileri sürer. HattaÝbakus denilen topluluklarýn tiplemeleri zeybek görünümüçizmektedir.

Serin sularýnda Selinos' un

Kozak üzümlerine bastýrýp

Kibele kýzlarýnýn ayaklarýndan

Sýzan þýradan iksir yaptým

Ýçer misin?

Canýný yongalayan Attis'ten olma

Çamlarýn ve söðütlerin altýnda

Þýrýldayan Selinos' u

Diyonizos sofrasýna çaðýrýp

Baðdaþ kurdukta

Sunulan içit;

Bergamalý konuklara Kevser gibidir

Bergama da iz býrakana Nektar gibidir.

B E R G A M A S Ö Y L E N C E L E R Ý

57

Page 58: BERGAMA SÖYLENCELERÝ · Sahibi : Bergama K[lt[r ve Sanat Vakf^ Genel Yay^n Yönetmeni : Dt. A. G[rb[z BAaANA Sorumlu Yaz^ c`leri Md. : Mustafa DURMAZ Yay^n Kurulu : Dt. A. G[rb[z

KESTEL (KETÝOS)

Bergama Kalesinin iki yakasýndan iki çay akar. Kozak tarafýn-dan geleni Selinos, Kale ardýndan geleni Kestel'dir. KestelÇayýnýn eski adý Ketios' tur. Ketios sözcüðünün kökenini araþtýr-mak isterseniz mitolojinin gizemli yollarýna dalmak zorundakalýrsýnýz.

Gaia (Yer) ve Pontos (Deniz)unbirleþmesinden Keto doðmuþtur.Keto: Kiti, Ketos gibi adlar daalmýþtýr ve deniz yaratýðý, balinaanlamýna gelmektedir.

Keto'nun Bergama kültüründeönemli bir yeri olduðu görülmekte-dir. Gorgo kardeþler ve onlarabekçilik eden ihtiyarlar Keto'nunçocuklarýdýr.

Keto adýndan ötürü Bergamayöresinde oturanlara Kitos, akançaya da Ketios denmesi bir rast-lantý deðildir.

Keto, kardeþi Phorkys ile evlenmiþ ve bu evlilikten üç güzelkýz Gorgo'lar ve üç koca karý dediðimiz Graia'lar olmak üzere altýkýzý olmuþtur. Bu olaðandýþý yaratýklardan Graia'lar, Gorgokardeþleri ve özellikle Medusa'yý korumakla görevlendirilmiþtir.Medusa söylencesinde anlatacaðýmýz üzre bu kocakarýlarýn birtek gözü, bir tek kulaðý, bir tek diþi varmýþ ve deðiþ tokuþyaparak kullanýrlarmýþ. Ancak Perseus bu koca karýlarý kandýrmýþve Medusa'yý öldürmüþtür.

Çocuklarýnýn baþýna gelenlerden ötürü denizden çýkýp Madra(Pindasus) Daðýna yaslanan Keto' nun gözyaþlarýndan KetiosÇayý meydana gelmiþtir.

B E R G A M A S Ö Y L E N C E L E R Ý

58

Page 59: BERGAMA SÖYLENCELERÝ · Sahibi : Bergama K[lt[r ve Sanat Vakf^ Genel Yay^n Yönetmeni : Dt. A. G[rb[z BAaANA Sorumlu Yaz^ c`leri Md. : Mustafa DURMAZ Yay^n Kurulu : Dt. A. G[rb[z

Ne zaman gök gürlese Bergama'da, Medusa' nýn baþýnayýlanlar dolanýr. Deniz kabarýr ve Keto, Pindasos'tadýr. Püskürtürsularýný bulutlarýn ardýndan, sel basar kale ardýný ve kudururKestel. Önce homurdana homurdana akar, akar; Keto çekilipgidince durgunlaþýr. Bir hýrýltý, bir þýrýltý olur ve söylence söylenirdurur.

Akan sular gibidir zaman

Göçmen kuþlarý geri döner ama

Kestel Çayýnda bir kez yýkanýr insan

Dün ne çabuk geçti

Bugün hýzla tükeniyor aman

Yarýnsa koca bir meçhul

Eðer zaptedersek geçmiþi

Düþer tarih,

Durgun denizlere akarlar

Kestel ki adý bakidir

Alýmlý bir sakidir

Selinos ile birlikte

Zamaný sýmsýký tutarlar

B E R G A M A S Ö Y L E N C E L E R Ý

59

Page 60: BERGAMA SÖYLENCELERÝ · Sahibi : Bergama K[lt[r ve Sanat Vakf^ Genel Yay^n Yönetmeni : Dt. A. G[rb[z BAaANA Sorumlu Yaz^ c`leri Md. : Mustafa DURMAZ Yay^n Kurulu : Dt. A. G[rb[z

BAKIRÇAY (KAÝKOS)

Bakýrçay'ýn eski adý Kaikos'tur. Buadýn nasýl doðduðuna iliþkin söy-lenceyi Plutarcos'tan esinlenerek sizeanlatayým.

Çok daha önceleri Bakýrçay'aAstros denirmiþ. Denizler veOkyanuslar Tanrýsý Poseydon, oðluAstros'a tanrýlýk erki olarak sunmuþ buýrmaðý. Astros, adýný verdiði bu ýrmaðýhoyratça kullanmýþ. Selinden, suyun-dan insanlar korkar olmuþ. Daha ötesiher yýl bir can, bir kurban almaya

baþlamýþ. Böyle olunca da Bakýrçay insanlarý, Astros adýnýsilmiþler defterlerinden.

Bu yörede Erneis ve Kirois adýnda saygýn bir aile yaþarmýþ.Bu ailenin Kaikos diye ünlenen yiðit bir oðullarý varmýþ. Kaikos,Misya beylerinden birinin oðlu ile Pindasos Daðýnda geyik avýnaçýkmýþ. Avlanýrlarken kaza ile arkadaþýný öldürmüþ. Buna öylesineüzülmüþ ki olayýn þoku ile kendisini Bakýrçay'a atýp canýna kýymýþ.Bunu duyan Bergamalýlar karalara bürünmüþ. Can alýcý Astrosyerine ýrmaðýn adýna bundan böyle Kaikos demiþler. Eski adýunutulmuþ, konuþan diller, yazan kalemler hep Kaikos, Kaikosdiye yazagelmiþ, söyleyegelmiþ.

Bir gün Amazon Kraliçesi Myrina çýkýp gelmiþ Kaikos ovasý-na. Bergama Kalesine yerleþen kraliçe yöremizdeki ünlü Pitane(Çandarlý), Kyme (Nemrut),Gryneion (Çýfýtkale-Þakran), Smyrna(Ýzmir), Ephesos (Efes), Priene (Güllübahçe) gibi Ege kentlerinikurmuþ. Bakýrçay ovasý, böylesi kültür merkezleri ile ýþýl ýþýl olmuþMyrina sayesinde. Amazon kadýnlarýnýn savaþçýlýðý yöreninyiðitliðine damga vurmuþ ve Kaikos bir baþka akmaya baþlamýþgayri.

B E R G A M A S Ö Y L E N C E L E R Ý

60

Page 61: BERGAMA SÖYLENCELERÝ · Sahibi : Bergama K[lt[r ve Sanat Vakf^ Genel Yay^n Yönetmeni : Dt. A. G[rb[z BAaANA Sorumlu Yaz^ c`leri Md. : Mustafa DURMAZ Yay^n Kurulu : Dt. A. G[rb[z

Ýlkçaðda Bakýrçay'ýn Bergama yakýnýndan denize döküldüðü,giderek dolgu yapmasý ve Boðazasar (Sarýazmak) Çayýnýn önünütýkamasý nedeniyle Çandarlý'ya yöneldiði sanýlmaktadýr.Strabon'un ileri sürdüðü bu tezi Prof. W. Dörpfeld de destekle-mektedir. Gerçekten Ovidius, Metamorfoz (Dönüþümler) adlýyapýtýnda :

"Kaikos eski yataðýný deðiþtirmiþ, þimdi baþka kýyýlar boyuncaakmakladýr" demektedir ki Dörpfeld de yatak deðiþtirmenin milattakvimi baþlarýnda olduðunu, hatta Ýmparator Augustus tarafýn-dan yapay olarak gerçekleþtirildiðini bile vurgular.

Suyu tutmak gibidir zaman

Bu yüzden boz bulanýk akar Bakýrçay

Akan su mudur yoksa insanýn hayatý mý

Tarihin þýrýltýsý kalýr kulaðýmýzda

Astros, Kaikos ve Bakýr

Yer bakýr, çay bakýr

Boðuluyorum dersen

Ýmdada tarihi çaðýr

B E R G A M A S Ö Y L E N C E L E R Ý

61

Page 62: BERGAMA SÖYLENCELERÝ · Sahibi : Bergama K[lt[r ve Sanat Vakf^ Genel Yay^n Yönetmeni : Dt. A. G[rb[z BAaANA Sorumlu Yaz^ c`leri Md. : Mustafa DURMAZ Yay^n Kurulu : Dt. A. G[rb[z

KALARGA KRALI

Bergama ile Dikili arasýndaki Ovacýk Köyünün karþýsýnda,diz çökmüþ yorgun bir savaþçý gibi duran Kalarga Tepesi vardýr.Anadolu dilinde Kalarga, ay ýþýðý tepesi anlamýna gelmektedir.Tarih öncesi dönemde Ege Denizi, Bergama Kalesine deðinuzandýðýnda Eðrigöl Tepesi, Kalarga Tepesi, DeðirmendereTepesi, Tatar Tepe, Bakla Tepe, Reis Tepe, Memeli Tepe, YaylaTepe ve Pamuk Tepe adacýklar halinde Karadað'a doðru uzananbir zincir oluþtururmuþ. Nitekim Kalarga Tepesine çýkýldýðýndasahile çýkmak için oyulmuþ kay a merdivenleri, tepede kayaüzerinde gemi baðlamaya yarayan iskele babasý izleri, maðara,tuðla tünel ve çanak çömlek parçalarý ile daha ilk bakýþta tarihöncesi bir yerleþim alaný olduðu izlenimini hemen vermektedir.Anlaþýlan Bergama Akropolünden de eski, çünkü bizi Misya-Kaikos krallýðý dönemine götüren söylencesi vardýr.

Telefos söylencesinde de adý geçen Kaikos Kralý Teuthras birgün ava çýkmýþ. Geze dolaþa Kalarga tepesine yaklaþmýþ veçalýlarýn, aðaçlarýn, kayalarýn arasýndan yukarýya doðru týrman-maya baþlamýþ. Tepenin ilk düzlüðüne vardýðýnda birdenbirekarþýsýna bir yabandomuzu çýkývermiþ. Teuthras yayýný germiþ,tam atacaðý sýrada domuz, insan sesi çýkararak yalvarmaya veaðlamaya baþlamýþ. Teuthras duraksamasýna karþýn av düþkünüolmasýnýn etkisiyle oku fýrlatmýþ ve vurulan yabandomuzu kan-larýný akýta akýta, Artemis tapýnaðýna sýðýnmýþ. Artemis de bukutsal hayvanýný öldürdü diye Teuthras'ýn aklýný baþýndan almýþ.

B E R G A M A S Ö Y L E N C E L E R Ý

62

Page 63: BERGAMA SÖYLENCELERÝ · Sahibi : Bergama K[lt[r ve Sanat Vakf^ Genel Yay^n Yönetmeni : Dt. A. G[rb[z BAaANA Sorumlu Yaz^ c`leri Md. : Mustafa DURMAZ Yay^n Kurulu : Dt. A. G[rb[z

Yani kral çýlgýn biri olmuþ. Teuthras' ýn annesi Lysippe çare ara-maya baþlamýþ ve bilici Polyidos'un yardýmýyla Artemis'tenbaðýþlanmasý için yalvarmýþ yakarmýþ. Sonunda Artemis, KralTeuthras'ýn aklýný baþýna devþirmesine yardýmcý olmuþ. ÝyileþenTeuthras da bu tepeye bir tapýnak yaptýrmýþ ve daðýn adýna daTeuthranion koymuþ.

Kalarga Tepesinden Bergama Akropolü de görülür, Çandar-lý (Pitane ) Kalesi de. Kuzeye doðru baktýðýmýzda da GeyikliTepesi dikkatimizi çeker.

Geyikli Tepesinin, Kalarga'ya benzer söylencesi de þöyle;

Bergama'yý ele geçiren Türk komutanlarýndan biri, bu daðdageyik avýna çýkmýþ. Bir ara karþýsýna yavrularýyla gezen bir anaçgeyik gelivermiþ. Yavrularýný kaçýramayan koca geyik sýçrayýpçalýlarýn arasýnda kaybolmak varken analýk duygusu ile siperolup beklemiþ; avcýlýkta bir kural vardýr hani "ya kaçana yauçana" diye ama komutan bu kuralý çiðnemiþ, yayýný geripmasum masum bakan geyiði oklamýþ. Ala geyik yarasýndan kan-lar, gözünden yaþlar akarken, derin derin inlemiþ ve yavrularýylabakýþýp söyleþerek can çekiþe çekiþe ölmüþ. Bu durumundançok etkilenen avcý da dayanamamýþ, oraya yýðýlýp kalmýþ.Askerleri, komutanlarýný geyikle birlikte ölü olarak bulmuþlar vetepenin doruðuna mezar yapýp geyikle birlikte gömmüþler. Bunedenle tepenin adý Geyikli, mezara da Geyikli Dede denmiþtir.

Yüzyýllar sonra Bergama'ya içme suyu gerekli olmuþ. NeMadra'dan getirilen Açöldüren Suyu ne de Soma-Aksu'dangetirilen su yetmeyince Geyikli Tepesinin buz gibi berrak suyunugetirmek için kazma-kürek çalýþmaya baþlamýþlar. BergamaVoyvodasý Arapoðlu Hacý Mehmet Aða'nýn da yardýmý ile bu iþibaþarmýþlar. Ala geyikin gözyaþlarýndan oluþan pýnar nice yýllarsonra bu kez Bergama'nýn yanan yüreklerini serinletmiþ.Bergama'lýlar, Geyikli Dede suyunu hayrat yapmýþlar, her sokaðaçeþme çeþme akýtmýþlar ve bu suyun satýlmasýný yasaklamýþlar.Geyikli suyunun geliþi nedeniyle Tellidere yanýndaki Musalla

B E R G A M A S Ö Y L E N C E L E R Ý

63

Page 64: BERGAMA SÖYLENCELERÝ · Sahibi : Bergama K[lt[r ve Sanat Vakf^ Genel Yay^n Yönetmeni : Dt. A. G[rb[z BAaANA Sorumlu Yaz^ c`leri Md. : Mustafa DURMAZ Yay^n Kurulu : Dt. A. G[rb[z

Mezarlýðý karþýsýndaki Anfitiyatro avlusunda kurbanlar kesip,kazan kazan yemekler piþirmiþler ve þölen havasýnda yiyipiçmiþler. Tekke Boðazýndaki Arapoðlu Deðirmeni, Geyikli suyu-nun bakýmý, kanallarýn onarýmý, korunmasý amacýyla vak-fedilmiþ. Bergama Voyvodasý Koca Arapoðlu ferman eyleyipdemiþ ki;

"Merhum ve maðfirunle

Koca Arapoðlu evkafýndan olupmedine-i Bergama'da vaki ma-ileziz-i kebir".

Bu içimi hoþ güzelim su,1980'liyýllara deðin eski Bergama Lisesibahçe duvarýnýn caddeye bakan

köþesinde akan son çeþmeydi, o da tarihe karýþtý ve söylenceolup gitti.

2004 yýlýnda Belediye Baþkaný olan Raþit Ürper ile efsanegeri döndü. Geyikli suyunu tekrar kente kazandýrdý. Bazý mahal-lelerin evlerinden ve bazý sokak çeþmelerinden akmayabaþlamýþ, cümleyi ziyade memnun etmeyle biz de diyelim ki suhayrattýr, sebildir, her kimesne su ile hizmet sunarsa su gibi azizolsun.

Su akar seyirtir, yarýðýný bulur

Akaç boþanýr oluk gibi karýðýný bulur

Zaman çöke kalmýþ Kalarga'da

Hu diyecek derviþ sarýðýný bulur.

B E R G A M A S Ö Y L E N C E L E R Ý

64

Page 65: BERGAMA SÖYLENCELERÝ · Sahibi : Bergama K[lt[r ve Sanat Vakf^ Genel Yay^n Yönetmeni : Dt. A. G[rb[z BAaANA Sorumlu Yaz^ c`leri Md. : Mustafa DURMAZ Yay^n Kurulu : Dt. A. G[rb[z

MEDUSAForkis ve Keton'dan doðma Gorgo

denilen dünya güzeli üç kýz kardeþ varmýþ.Bu üç güzel kardeþlerin adý Stheno, Buryalave Medusa imiþ.

Söylenceye göre Tanrýça Athena, bun-larý kýskandýðý için ya da Poseydon ile iþbir-liði yapýp da Athena Tapýnaðýný yýktýðý içinsaçlarýný yýlanlarla örülü, alýnlarýnda yaban-domuzu diþleri olan, tunç elli ve uçmak için

altýn kanatlarý bulunan yaratýklar haline sokmuþ. Üç kardeþe buçirkin yaratýk görünümünden ötürü Gorgo canavarlarý denmiþtir.

Ýþte bunlardan sadece Medusa söylencemize konu edilmiþtir.

Söylenceye göre baþtanrý Zeus'un, Argos Kralýnýn kýzýDanae'den Perseus adýnda bir oðlu dünyaya gelmiþ. Buna öfke-lenen Argos Kralý, kýzý Danae ile torunu Perseus'u bir sandýðakoyup denize attýrmýþ, Zeus onlarý korumuþ ve sað salimSeriphos Adasýna çýkmalarýný saðlamýþ. Yýllar sonra SeriphosAdasýnýn Kralý Polidektes, Danae'ye göz koymuþ ve onu eldeedebilmek için genç bir savaþçý olan Perseus'u yanýndan uzak-laþtýrmak istemiþ. Bu amaçla da ona baþaramayacaðý veölümüne neden olabileceði bir formül bulmuþ ve Medusa'yý toketme görevini vermiþ. Perseus yollara düþmüþ, Tanrýça Athenave Hermes'ten de yardým görmüþ. Athena, Perseus'u Gorgolarabekçilik yapan Graia denilen yaþlý üç kocakarýnýn yanýna kadargötürmüþ. Bu üç kocakarýnýn bir tek diþi, bir tek gözü ve bir tekkulaðý varmýþ ve aralarýnda deðiþerek kullanýrlarmýþ. Perseus,bekçilik eden kocakarýlarýn birinin ortak kullandýklarý gözü alnýnatakýp gözcü kaldýðýný, diðerlerinin uyuduðunu fark etmiþ ve yan-larýna yaklaþarak, dost görünerek, içtenlikle kendisinin bekçilikyapabileceðini söylemiþ. Böylece nöbet tutan bu kocakarýnýn dagüven içinde uyumasýný saðlamýþ. Üçü de uyuyunca kocakarýnýnalnýndan gözü alýp göle atývermiþ.

B E R G A M A S Ö Y L E N C E L E R Ý

65

Page 66: BERGAMA SÖYLENCELERÝ · Sahibi : Bergama K[lt[r ve Sanat Vakf^ Genel Yay^n Yönetmeni : Dt. A. G[rb[z BAaANA Sorumlu Yaz^ c`leri Md. : Mustafa DURMAZ Yay^n Kurulu : Dt. A. G[rb[z

Perseus, hemen tanrýlarýn ona verdiði kanatlý sandallarýgiymiþ, baþýna da Hades baþlýðý takarak görünmez hale gelmiþ,eline de Hermes'in verdiði keskin çelikten bir orak almýþ,Gorgolardan ölümlü olan Medusa'yý ayýrt edebilmek için kanatlýsandallarýyla havaya uçmuþ ve Athena'nýn kalkanýný Medusa'nýnüstüne ayna gibi tutmasý sayesinde hedefi görmüþ ve Hermes'inverdiði orak biçimindeki bir kýlýçla bir vuruþta Medusa'nýnkafasýný uçurmuþ.

Medusa nýn gövdesinden kanatlý at Pegasus fýþkýrýp uçarken,Perseus, elinde Medusa'nýn kesik baþý olduðu halde SeriphosAdasýna dönmüþ ve annesini baþtan çýkaran kral Polidektes' inhuzuruna varmýþ. Medusa' nýn yýlanlý baþýný önüne atmýþ, bunugören kral korkudan taþ haline gelmiþ.

B E R G A M A S Ö Y L E N C E L E R Ý

66

Page 67: BERGAMA SÖYLENCELERÝ · Sahibi : Bergama K[lt[r ve Sanat Vakf^ Genel Yay^n Yönetmeni : Dt. A. G[rb[z BAaANA Sorumlu Yaz^ c`leri Md. : Mustafa DURMAZ Yay^n Kurulu : Dt. A. G[rb[z

Ýþte Bergama Müzesinde iç mekanda yer alan Medusamozayiði bizim söylencemizin cansýz, ama tarihsel tanýðýdýr.

Burada bitti tiradýmýz

Neydi acaba muradýmýz

Bergama'da bir Medusa

Müzeye gir susa pusa

Belki yalan bu Medusa

Hayýr hayýr deðil yalan

Deðil cancazým deðil

Git Müzeye, yere eðil

Bu topraklarda olan, kalan bizimdir

Bunlarý bilirsen bu topraklar bizimdir.

Bergama Arkeoloji Müzesinin iç salonunda büyük boy yermozayýðýnýn olduðu alana gelirseniz, bu söylencemizin fýsýltýlarýnýduyar gibi olursunuz. Eðilip iyice baktýðýnýzda yýlan saçlarý ileMedusa' nýn baþý görülür. Polidektes bu baþý gördüðünde taþkesildiði için bakarken dikkatli olunmasý rica olunur.

B E R G A M A S Ö Y L E N C E L E R Ý

67

Page 68: BERGAMA SÖYLENCELERÝ · Sahibi : Bergama K[lt[r ve Sanat Vakf^ Genel Yay^n Yönetmeni : Dt. A. G[rb[z BAaANA Sorumlu Yaz^ c`leri Md. : Mustafa DURMAZ Yay^n Kurulu : Dt. A. G[rb[z

PHÝLEMON ÝLE BAUKÝS

Çok çok eski zamanlarda, destanlarçaðýnda Bergama denilen kentin bulun-duðu yerde, Pindasos yani Madra Daðýnýneteklerinde ulu bir aðaç varmýþ. Bu aðaçne çýnar aðacýna benzermiþ ne de ýhla-mur aðacýna. Benzemezmiþ çünkü hemýhlamur, hem de çýnar aðacýymýþ. Ýrigövdesinden fýþkýran iki dal birbirine

dolanýr, düðüm olup kenetlendikten sonra biri bir yana ýhlamuryapraklarý, öbürü bir yana çýnar yapraklarý salarmýþ kucaklaþanküçük dallarýyla. Bu aðacýn ne aðacý olduðunu ancak öyküsünüduyanlar bilirmiþ.

Bir zamanlar bu aðacýnolduðu yerde küçük bir kulübevarmýþ, burada Filomen ileBaukis adýnda iki yaþlý karý kocayaþarmýþ. Bunca yýllýk karý kocaolduklarý halde evlendikleri ilkgünkü kadar seviþirler, gülüþür-ler, saygý dolu konuþurlarmýþ.Gövdelerini aðýrlaþtýran, yüzleri-ni kýrýþ kýrýþ eden yaþlýlýk, gönül-lerinin tazeliðini alamamýþ,

sevgilerinin ateþini söndürmemiþ. Yoksul evceðizlerinde mutlu-luk, hiç solmayan bir çiçek gibi açar, serpilirmiþ. GündüzleriFilemon, kulübelerinin önündeki bahçede çalýþýr, sebzeyetiþtirmekle uðraþýrken, Baukis de ocak baþýnda bazlamayapar, sebze haþlarmýþ. Günlük ekmeklerini çýkarýrlar, ufak var-lýklarýnýn hem efendileri hem uþaklarý olup, baþlarýna buyrukyaþarlarmýþ. Baukis, komþularýnýn katý yürekli, para canlýsýolmalarýna aldýrýþ etmez, kendi ocaklarýnýn cömert ateþindeýsýnýp sevgi ve mutlulukla dokurlarmýþ ömürlerini.

B E R G A M A S Ö Y L E N C E L E R Ý

68

Page 69: BERGAMA SÖYLENCELERÝ · Sahibi : Bergama K[lt[r ve Sanat Vakf^ Genel Yay^n Yönetmeni : Dt. A. G[rb[z BAaANA Sorumlu Yaz^ c`leri Md. : Mustafa DURMAZ Yay^n Kurulu : Dt. A. G[rb[z

Günün birinde tanrýlar tanrýsýZeus, Olimpos Daðýnda ha bireambrosia (çiçek balý) yiyip nektar(ölümsüzlük þarabý) içmekten veApollon'un kutsal lirinin zým-býrtýsýný dinlemekten, dokuz zari-flik perisinin hoplaya zýplayadanslarýný izlemekten býkýp usan-mýþ, oðlu kýlavuz tanrý Hermes'e:

"Gel þu Misya Ovasýna gidelim de ölümlü insanlarýn nasýlyaþadýklarýný bir görelim, kesilen kurbanlarýn dumanlarý çok-tandýr göðe yükselmiyor, insanlarda tanrý sevgisi saygýsý kalmadýmý ne? " demiþ. Zeus elindeki þimþekleri, Hermes de iki yýlanlýdeðneðini kutsal dolaplarýna kapayýp, eski püskü urbalar giyerekyollara düþmüþler. Bergama Ovasýna gelince tanrý misafiriyizdiye birçok evin kapýsýný çalmýþlar. Ama ev sahipleri :

"Gidin bre moruklar, eðlencemizi bozmayýn, tanrýkonuðuysanýz tanrýlar versin rýzkýnýzý, defolun pis herifler " gibisözler sarfedip kovmuþlar.

Sonunda Filemon ile Bukis'in fukara kulübelerineuðramýþlar. Gezip dolaþmaktan, kötü söz iþitmekten býkmýþ olantanrýlar: "Galiba buradan da palas pandýras kovulacaðýz " diyebeklerlerken yoksul barýnaðýn kapýsýný Filemon adlý ihtiyarla yaþlýkarýsý Bukis birlikte açmýþlar. Eski püskü giysilerine karþýn tatlýdilleri, güler yüzleri ile çok üstün bir görüntü konuklarýn gözleri-ni kamaþtýrmýþ. Sevgi ile içtenlikle buyur etmiþler içeriye. Zeusile Hermes baþlarýný eðerek girdikleri yoksul kulübede iki alçaksandalyeye, saman dolu iki torba koyarak oturtulduklarýndahayretler içinde kalmýþlar. Yol yorgunu konuklarý sýcak su ileayaklarýný yýkamýþ, kekik kokan havlularla kurulamýþlar. Bukisocaktaki külleri eþeleyip kuru zeytin dallarý atmýþ. Çýtýr çýtýryanarken odayý gölge gölge ýþýklar sarmýþ. Bu sýrada kocasýFilemon, bahçeden bir lahana ile biricik kazlarýnýn yumurtasýn-dan alýp getirmiþ. Yemek piþerken, karý-koca masa örtüleri

B E R G A M A S Ö Y L E N C E L E R Ý

69

Page 70: BERGAMA SÖYLENCELERÝ · Sahibi : Bergama K[lt[r ve Sanat Vakf^ Genel Yay^n Yönetmeni : Dt. A. G[rb[z BAaANA Sorumlu Yaz^ c`leri Md. : Mustafa DURMAZ Yay^n Kurulu : Dt. A. G[rb[z

olmadýðý için masanýn üstünü misgibi koksun diye yaban naneleriyleovmuþlar ve geceleri uyuduklarýderme çatma sediri masanýn yanýnaçekmiþler. Masanýn bir ayaðý dakýsaymýþ, Filemon bu aksaklýðý kýrýkbir kase parçasýyla düzeltmiþ.Masanýn üzerine de karýnca kararýncaneleri varsa dizmiþler. Kara ve yeþilzeytinler, kýrmýzý turplar, dev yeþilgüller gibi topan marullar, salatalýklar,külde piþmiþ yumurtalar koymuþlar.Konuklar sedirlere yan gelip masadayer alýnca Filemon, bir tahta testidendaha çok sirkeyi andýran þaraplarýndan bardaklara doldurarakkonuklarýna buyur etmiþ.

Filemon ile Bukis'in topu topu bir kazlarý varmýþ. Onu yemekiçin deðil ama kulübelerine bekçilik etsin diye beslerlermiþ. Kazýkesip piþirmek üzere tutmaya çalýþmýþlar. Ama yaþlý karý kocahýzlý koþamadýklarýndan, kaz gidip Zeus'un bacaklarý arasýnasýðýnmýþ. Zeus, "býrakýn kesmeyin zavallý hayvaný" demiþ ve testi-den iki bardak þarap doldurup yaþlý karý kocaya sunmuþ. Hepbirlikte içmiþler. Oylesine içmiþler ki testideki þarap bir türlü bit-memiþ. Filemon ile Baukis konuklardan kuþku duymayabaþlamýþlar. Üstelik içtikleri o sirkeye dönüþmüþ þarap deðilkevser tadýnda nektar imiþ. Bu mucize karþýsýnda konuklarýnýntanrý olduðunu anlamýþlar ve hemen diz çöküp yalvarmayabaþlamýþlar. Zeus onlara :

"kalkýn" demiþ ve kapýya götürmüþ. Ýhtiyarlar kapýdan bakýn-ca bütün kentin sular altýnda kaldýðýný ama, kendi kulübelerinindurduðu yerde, tam önlerinde, apak mermer bir tapýnaðýn yük-seldiðini görmüþler. Tanrýlar ihtiyarlara,

"Ey iyi insanlar, elbette konukseverliðiniz karþýlýksýz kalamaz.Dileyin ne dilersiniz" demiþler.

B E R G A M A S Ö Y L E N C E L E R Ý

70

Page 71: BERGAMA SÖYLENCELERÝ · Sahibi : Bergama K[lt[r ve Sanat Vakf^ Genel Yay^n Yönetmeni : Dt. A. G[rb[z BAaANA Sorumlu Yaz^ c`leri Md. : Mustafa DURMAZ Yay^n Kurulu : Dt. A. G[rb[z

Yaþlý karý koca, birbirlerinefýsýldaþarak danýþmýþlar, sonraFilemon;

"Biz bu yaþýmýza dek birliktemutlu yaþadýk, bir yastýktakocadýk. Yediðimiz aþ, içtiðimizsu ayrý gitmedi. Bundan sonradabizi ayýrma. Birimiz önce ölüp,ötekinin kollarýyla mezara taþý-mak acýsýný çektirme. Daha nekadar yaþayacaksak yan yana yaþayalým, sonra da birlikte canverip ölelim" demiþ.

Zeus bu dileði kabul etmiþ. Filemonla Bukis'i kulübelerininyerinde oluþan tapýnaða bekçi yapmýþ. Aradan bir kaç yýl dahageçmiþ ayni mutlulukta. Bir ilkyaz günü, tapýnaðýn önündegüneþleyip, Kaikos ýrmaðýnýn kývrýla kývrýla Bergama varoþunadökülüþünü seyrederlerken bir ürperti düþmüþ içlerine. Baþlarýdönmüþ, ayaða kalkýp birbirlerine tutunmuþlar ve yüz yüze gelipbirbirlerine baktýklarýnda Baukis :

Filemon, yaþam yoldaþým benim, sen, sen yapraklanýyorsunbir çýnar oluyorsun.

Filemon coþkulu titrek sesiyle :

Baukis, senin de kollarýn dal oluyor, dallarýn yaprak yaprak,bir ýhlamur aðacý oluyorsun.

Ýhtiyar olunca insanBahtiyar olurBahtiyar olunca insanKehribar olurTesbih gibidir yýllarÇeker, bir bir çekerErdem sahibi deðilse eðerÝhtiyar olmadan yaþlanýr çöker

B E R G A M A S Ö Y L E N C E L E R Ý

71

Page 72: BERGAMA SÖYLENCELERÝ · Sahibi : Bergama K[lt[r ve Sanat Vakf^ Genel Yay^n Yönetmeni : Dt. A. G[rb[z BAaANA Sorumlu Yaz^ c`leri Md. : Mustafa DURMAZ Yay^n Kurulu : Dt. A. G[rb[z

72

Page 73: BERGAMA SÖYLENCELERÝ · Sahibi : Bergama K[lt[r ve Sanat Vakf^ Genel Yay^n Yönetmeni : Dt. A. G[rb[z BAaANA Sorumlu Yaz^ c`leri Md. : Mustafa DURMAZ Yay^n Kurulu : Dt. A. G[rb[z

ÝKÝNCÝ BÖLÜM

DOÐASALSÖYLENCELELER

73

Page 74: BERGAMA SÖYLENCELERÝ · Sahibi : Bergama K[lt[r ve Sanat Vakf^ Genel Yay^n Yönetmeni : Dt. A. G[rb[z BAaANA Sorumlu Yaz^ c`leri Md. : Mustafa DURMAZ Yay^n Kurulu : Dt. A. G[rb[z

BERGAMA'DA SÖZ EGEMENDÝRGünümüzden binlerce yýl önce, yani güneþ takviminin

baþlangýcýndan 334 yýl geriye gittiðimizde, Makedonya Kralý Ýsk-ender batý ile doðuyu birleþtirme projesi baðlamýnda Anadolu'yageçmiþti.

Doðunun gizemli dünyasý, olaðanüstü zenginliði, ünlüdüþünür Aristonun öðrencisi Ýskender'i büyülemiþti. Büyükordular hazýrlayýp Gelibolu'dan Biga yakasýna vardýðýnda, Ýran veAnadolu'nun egemeni Pers Kralý Darius, bu dünyayý dar etmekiçin karþýsýna çýkmýþtý. Granikos Savaþýnda utku kazanan Ýsk-ender, Daryüz'ü tersyüz etmek için Batý Anadolu'ya doðru iler-lemeye baþlamýþtý.

Geri çekilen Darius da Bergama-Kýnýk arasýnda konaklamýþ,bugünkü Poyracýk kasabasýnýn ardýndaki eski yerleþim yeri olanGambrion'da karargah kurmuþtu. Kaikos (Bakýrçay) Ovasýnýn enverimli noktasýnda, yamaçlarý zeytinli, düzlükleri salkým salkýmbað, þeftali, nar aðaçlý bu diyara "daðlarýndan yað, baðlarýndanbal akar" deniyordu. Konakladýðý Gambrion, Pergamon'a(Bergama) 15 kilometre mesafede olup daha yaný baþýndaDündarlý köyü civarý büyük bir çiftlikler ve meralarla çevriliydi.Ordusunun hayvanlarý burada yayýlýyordu.

Karþýda Bergama'nýn ünlü kalesi görünüyor, yöre halký Persaskerlerini görmeye geliyor, onlara heybeyle çörek, çýkýnlapeynir, peksimet, sepet sepet üzüm, sele sele þeftali, armutarmaðan ediyorlardý. Güzel hediyelerle yaklaþýp, sempati yaratanBergamalýlar, asker içine dedikodu yayýp, arý gibi sokuyorlardý.Bir süre sonra Pers askerleri arasýnda bir dalgalanma, bir kar-gaþa, bir kaþýntý yayýlmaya baþlamýþtý; dedikodu aldý baþýnýbüyüdü, fitne-fesat aldý yolunu yürüdü. Ne huzur kaldý, ne birlik-bütünlük; ne emir-komuta kaldý, ne güven-cesaret. Darius bilekomutanlarýna söz geçiremez oldu. Ne emir verse duraksýyorlar,ne iþaret verse donuk donuk davranýyorlardý. Sonunda dayana-madý, bu bilinmezliði çözmek için gitti bilicilere (kahin) sual eyledi.

B E R G A M A S Ö Y L E N C E L E R Ý

74

Page 75: BERGAMA SÖYLENCELERÝ · Sahibi : Bergama K[lt[r ve Sanat Vakf^ Genel Yay^n Yönetmeni : Dt. A. G[rb[z BAaANA Sorumlu Yaz^ c`leri Md. : Mustafa DURMAZ Yay^n Kurulu : Dt. A. G[rb[z

Biliciler fal açtýlar, yeni kesilen kurbanýn ciðerine baktýlar,çakýl taþlarýný toplayýp serdiler ve dediler ki;

"Bergama'da söz egemendir, ol diyarda söz her kapýyý açananahtardýr, ol beldede söz sihirli kutudur, ol çevrede söz enbüyük erktir, ol þehirde söz eðriyken doðru, aykýrýyken gerçekgibi gösterilebilir. Söz, fýsýltý olup eser, rüzgara dönüþür, kentidolaþýr, fýrtýna olur vadiye ulaþýr. Sonra kasýrga olup yakýp yýkar"dediler.

Darius söz'ün en güçlü silah olduðunu güç belledi önce-leyin, sonra ayýttý, eðerçi kente girerse ordunun bölüneceðini,iþbirlikçilerin türeyeceðini sezdi. Bilicilerin öngörüsünü kabullen-di, kente girmeden, Bergama'ya zarar vermeden, savaþa tutuþ-madan bir yýlan gibi sýyrýlýp geçmeyi yeðledi. Doðunun egemeni,savaþkan, sahipkýran, cengaver ve vuruþkan bir kral olan Darius,korkusuz imparator ilk kez korktu, hem de korktuðu þey 'söz'dü,sözden korktu. Doruatýna bindi, doðruldu; askerlerini þahin bakýþýyla süzdü; sertkonuþtu, hepsini üzdü. Komutanlar arlandý, subaylarý darlandý,askerleri darýldý. Yutulmaz sözler karþýsýnda söylendiler, krallarýnaünlenip Bergama'yý gösterip

" urun ha !" dediler.,

Pers Kralý Darius kükreyip

" durun ha"

demek zorunda kaldý. Biliciler de söz uçurup

"Dön Dara"

diye yeniden uyardýlar.

Ýþte derler ki Dündarlý sözü (Döndar) denilen noktada dahasonra kurulan yerleþim biriminin adý oldu çýktý bu bir. 600 yýlönce Timur yine Gambrion'un eteðinde kurulan kasabaya varýpkonaklama yerini iþaret ederek "Buracýk" dediði yer olmuþ

B E R G A M A S Ö Y L E N C E L E R Ý

75

Page 76: BERGAMA SÖYLENCELERÝ · Sahibi : Bergama K[lt[r ve Sanat Vakf^ Genel Yay^n Yönetmeni : Dt. A. G[rb[z BAaANA Sorumlu Yaz^ c`leri Md. : Mustafa DURMAZ Yay^n Kurulu : Dt. A. G[rb[z

Poyracýk ve Bergama'ya yine söz silahýndan yaklaþamayýp"Durun ha" dediði yer olmuþ Dündarlý bu iki, Türkmen göçlerive iskan politikasý gereði yerleþime zorlandýklarý 250 yýl önce deDündar Bey ile Dündarlý aþireti'nin konakladýðý, yurt tuttuklarýyerin adý olmuþ Dündarlý bu üç.

Her neyse sözün özü þu idi, Bergama'da en büyük erk, enbüyük güç, en büyük silah söz'dü. Bu kentte söz egemendi.Bergama saldýrýlarý sözle savdý, sözün üstünlüðü sav deðilgerçekti. Bergama Pers saldýrýlarýnda söz gücü ile yöreninsözcüsü oldu. Yazýlý kaynaklarýn kýt olduðu bu dönemde sözlükültür adýna bizim söyleyeceklerimiz de böyle oldu, sözüyakalayýp yüzyýllar öncesinden, kaleme verip yazýya döküp sun-dum size. Sözüm söz olsun, ama sakýn uçmasýn yazýyla tarihedüþsün. Ýþte sözün yazýlý hali :

Bergama'da söz egemendirErk, kiþide deðil sözdedirSöze temsil verilirseBu demokrasi demektir.

Bergama'da kitap egemendirParþömeni icad edenlerSözü kaðýtta sakladýlarSöz iþlevli ise bilim demektir

Bergama'da tiyatro egemendirAkustik küpedir burada sözYaþamý irdelemektirSöz, söylem yüklü ise sanat demektir

Tarihte Bergama'da krallar egemendiMonarklarýn tahtlarýný, taçlarýnýAristonikos bir söz ile yýktý

B E R G A M A S Ö Y L E N C E L E R Ý

76

Page 77: BERGAMA SÖYLENCELERÝ · Sahibi : Bergama K[lt[r ve Sanat Vakf^ Genel Yay^n Yönetmeni : Dt. A. G[rb[z BAaANA Sorumlu Yaz^ c`leri Md. : Mustafa DURMAZ Yay^n Kurulu : Dt. A. G[rb[z

Örgütlenirse söz, hak demektir.

Bergama'da mücadele egemendirYok edildi Aristonikos amaOkundu Bergama kütüphanelerindeSöze engellenirse, istibdat demektir

Bergama'da utkular egemendirHektor'un öcünü nasýl aldýysa M. KemalBiz de Aristonikos'unBergama'da söz tarih demektir

Meþveret kuruldukta Bergama'daSöz geldi dilimizin ucunaKonuþursa çalýþanlar ordusuBu gerçek demokrasi demektir

Bergama'da uygarlýk egemendirBergama'da bilim egemendirYanlýþlýklarý ayýklar tarihSöz, zamanda sýçrayýþ demektir

B E R G A M A S Ö Y L E N C E L E R Ý

77

Page 78: BERGAMA SÖYLENCELERÝ · Sahibi : Bergama K[lt[r ve Sanat Vakf^ Genel Yay^n Yönetmeni : Dt. A. G[rb[z BAaANA Sorumlu Yaz^ c`leri Md. : Mustafa DURMAZ Yay^n Kurulu : Dt. A. G[rb[z

BAKACAK DAÐI EFSANESÝBu söylence ile anlatmak istediðim binlerce yýl önce

Bergama' nýn baþýna konan dünyanýn en büyük talih kuþununhikayesidir. M.Ö. 330 tarihlerinde Büyük Ýskender, savaþlardatopladýðý ganimetin de içinde bulunduðu devlet hazinesini, iler-leyiþini devam ettirirken korunmasý için Bergama Akroplüne birkomutanýna emaneten býrakmýþ ve ilerleyen zamanlarda BüyükÝskender ölünce, bu hazineden çok büyük bir pay Bergama' yakalmýþtýr. Meraklýsý için ayrýntý vermem gerekirse BergamaUygarlýk Tarihi kitabýmýzda konuyla ilgili satýrlar aynen þöyle;

"....Büyük Ýskender, hazinelerini kalede korumasý içingüvendiði komutanlarýndan Lysimachos'a býrakýrken,Bergama'yý da sevgilisi Barsine'ye vermiþtir, .............Lysimachos, Antigonos'un komutanlarýndan olup, kendine sýðý-nan, becerikli ve baþarýlý çalýþmalarý ile gözüne girenPhiletairos'u Bergama kale komutanlýðýna atamýþ, ayrýca Ýsk-ender, hazinesinden payýna düþen 9000 talent altýndan oluþanservetin koruyuculuðunu da ona býrakmýþtýr. Lysimachos,ülkesinin büyümesi ....... " þeklinde devam eder. Geri kalanýnýkýsaca özetlemek gerekirse bu maddi güç sayesinde Bergama,Batý Anadolu' yu içine alan bir krallýk kurmuþ ve uzun yýllarmedeniyet alanýnda önemli yeniliklere yuva olmuþtur. Zatenbizler de bugün bu parlak dönemden kalan tarih ve kültürmirasýnýn ekmeðini yiyoruz sayýlýr. Bu arada hazinenintamamýnýn ne olduðu konusunda çok açýk bilgiler yok elimizde.Belki Roma' ya geçiþ sýrasýnda bu hazinede elden çýkmýþ olabilir.

Ýþte iþin burasýnda eski öðrencilerimden SezginSarýcaoðlu'ndan duyduðum bir hikaye ile konuyu baðlamakistiyorum. Þöyle aktarmýþtý :

"Küçükken babam, ovada geçirdiðimiz bazý akþamlarda yýl-lardýr bize doðru bakan Bakacak Burnunun hikayesini anlatýrdý.Önce nerededir burasý, onu tarif edeyim. Bergama'nýn Sindelköyüne giderken Bakýrçay üzerindeki köprüyü geçince sola yani

B E R G A M A S Ö Y L E N C E L E R Ý

78

Page 79: BERGAMA SÖYLENCELERÝ · Sahibi : Bergama K[lt[r ve Sanat Vakf^ Genel Yay^n Yönetmeni : Dt. A. G[rb[z BAaANA Sorumlu Yaz^ c`leri Md. : Mustafa DURMAZ Yay^n Kurulu : Dt. A. G[rb[z

Kaþýkçý köyüne doðru dönüp, 3-4 km devam ederseniz, yolundaðla beraber bittiðini ve saða doðru keskin bir þekildedöndüðünü göreceksiniz. Bu dönüþ sýrasýnda dikkat ederseniz,daðýn burnunu Gümüþova'nýn içine sokmuþ gibi durduðunufark edeceksiniz. Ýþte burasý "Bakacak" denilen yerdir. Ýsmininneden böyle tuhaf olduðunu size anlatayým. Az önce de bahset-tiðim gibi babamýn anlattýðý hikayede gizli hepsi.

Zamanýn birinde buralarda çok zengin ve güçlü bir kral var-mýþ. Halkýný refah ve güven içinde yaþatmýþ. Fakat devlete aithazineyi kimsenin olmadýðý bir yere gizlermiþ. Bir gün kral ölümyataðýna düþmüþ. Son nefesini vermeden önce etrafýndakileresýrrýný açýklamýþ;

" merak ettiðiniz büyük hazineyi iki kutsal suyun birleþtiði veyüce daðýn son bulduðu bir yamaca gizledim, o hazineyi kimsebulamayacak. Ta ki bu topraklarda yaþayan insanlar gününbirinde açlýk ve sefalete düþtüklerinde hazinem kendiliðindengörünecek ve bu maddiyat, o halka bakacak" demiþ. O zaman-dan sonra bu meçhul daða "Bakacak Daðý" denmiþ. Hazineninyeri tam olarak hiç bir zaman bulunamamýþ. Kralýn tarifine ençok bu bölge benzediði için Yund Daðýnýn bir kolunun baþladýðýveya son bulduðu bu yer "Bakacak Daðý veya Burnu" olarakisimlendirilmiþtir.

B E R G A M A S Ö Y L E N C E L E R Ý

79

Page 80: BERGAMA SÖYLENCELERÝ · Sahibi : Bergama K[lt[r ve Sanat Vakf^ Genel Yay^n Yönetmeni : Dt. A. G[rb[z BAaANA Sorumlu Yaz^ c`leri Md. : Mustafa DURMAZ Yay^n Kurulu : Dt. A. G[rb[z

Bakacak Burnu karþýsýnda yer alan Gümüþova adýný bu söy-lenceden almýþ olmasýn? Bu ovada çift sürenler, bel ya da çapayapanlar, altýn ve gümüþlere ulaþmýþ olmasýnlar? Hazýr hazinebulup yan gelip yatmamýþlar ama belli ki burada yaþayanlar bugümüþ topraklardan hazineye bedel verim elde etmiþler.Söylence içinde bir söylence de þöyle :

"Yaþlý çiftçi ölüm döþeðinde yatarken, tembel oðullarýný tektek çaðýrmýþ ve onlara nasihatta bulunmuþ. En büyük oðlunademiþ ki; eðer ben ölürsem tarlanýn doðu cephesinde altýngümüþ dolu bir sanduka var, yarým metre derinlikte kazacaksýn,ikincisini çaðýrmýþ ona da batý yakasýný kazacaksýn demiþ,üçüncüsüne güneyini, dördüncüsüne de kuzeyini kazacaksýndemiþ. Dört kardeþ kazma kürek tarlayý hallaç pamuðu gibi attýr-mýþlar ve günler sonra tarlanýn orta yerinde kan ter içindebuluþup çöke kalmýþlar. Ne altýn var ne gümüþ.. Sadece gümüþrengi toprak yýðýnlarý. Analarýna demiþler ki; babamýz son nefesi-ni verirken bizi yanýlttý, besbelli tembelliðimizin intikamýný aldý.Koca çiftlikte bir uçtan bir uca kazmadýðýmýz yer kalmadý, nehazine var, ne bir sanduka. Annesi içten içe gülümseyerek "gidinþimdi o araziyi týmar edin gelin, doðusuna pamuk, batýsýna, buð-day, kuzeyine bakla, güneyine sebze ekin" demiþ. Dört delikanlýistemeye istemeye anasýnýn dediklerini yapmýþlar. Yapmýþlarama ölmüþ bitmiþler, hayatlarýndan bezmiþler, iþler bitince deaylarca yatmýþlar. Anasý ses çýkarmamýþ bu süre. Ama buðday-lar baþak verince, baklalar kabarýnca, pamuklar aðarýnca, zerze-vat yeþerince dürtmüþ yine oðullarýný ve hiç aman vermemiþ.Öylesine bereket, öylesine üretim, öylesine pazarlama, öylesinepara ettirmiþler ki tembel oðlanlar gülmeye, þýkýr þýkýr oynamayabaþlamýþlar ve analarýna teþekkür etmiþler. Analarý bana deðilrahmetli babanýza þükredin, size hazine diye tarlayý kazdýrdý,toprak iyi iþlenince de bol verim getirdi. Ýþte babanýzýn hazinedediði buydu demiþ ve vasiyetini açmýþ, iþte dinleyin:

B E R G A M A S Ö Y L E N C E L E R Ý

80

Page 81: BERGAMA SÖYLENCELERÝ · Sahibi : Bergama K[lt[r ve Sanat Vakf^ Genel Yay^n Yönetmeni : Dt. A. G[rb[z BAaANA Sorumlu Yaz^ c`leri Md. : Mustafa DURMAZ Yay^n Kurulu : Dt. A. G[rb[z

Deh deyince yürümezse at Bir bardak su vermezse avrat Hayýrsýz çýkarsa evlat Ölü evinde ne iþin var Gir aðla, çýk aðla

Deh deyince yürürse at Bir bardak su verirse avrat Hayýrlý çýkarsa evlat Düðün evinde ne iþin var Gir oyna, çýk oyna

Erken oðul veren arýdan Erinden geç kalkan karýdan Vakitsiz tohur veren darýdan Hayýr gelmez..

Çobansýz giden davardanEðri duran duvardan Yasaya aykýrý imardan Zamansýz yapýlan týmardan sakýn

Kendini beðenmiþ zübbeden Zampara geçinen ibneden Namuslu görünen kahbeden Telvesi olmayan kahveden sakýn

Gönülsüz yürüyen eþekten Avda korkan köpekten Darý vermeyen söbekten Ýçi çatlak dibekten sakýn.

B E R G A M A S Ö Y L E N C E L E R Ý

81

Page 82: BERGAMA SÖYLENCELERÝ · Sahibi : Bergama K[lt[r ve Sanat Vakf^ Genel Yay^n Yönetmeni : Dt. A. G[rb[z BAaANA Sorumlu Yaz^ c`leri Md. : Mustafa DURMAZ Yay^n Kurulu : Dt. A. G[rb[z

Kendine sahip olmayan baþtan Duvara uymayan taþtan Eðri dokunan kumaþtanGereksiz ve yararsýz uðraþtanKaranlýkta yapýlan traþtan sakýn

Eðersiz binilen attanMerdiveni çürük kattanAkrebi olmayan saattenMasatý olmayan kasaptanBozuk makinayla hesaptanKarný kurtlu fesattan sakýn

Yayý bozuk yataktanAkýllý geçinen salaktanBukalemun kýlýklý yalaktan Sözünü sakýnmayan dangalaktanKýrýk çizik plaktanSofrayý düz tutmayan kasnaktan sakýn

Kel ilacý satan keldenZamansýz esen yeldenUyku vaktindeki seldenVerirken alan eldenSapý çürümüþ belden sakýn

Sakýn ha sakýn sakýn ha sakýn.

Bakacak, baban size bakacakMiras diye hazine býrakacak

B E R G A M A S Ö Y L E N C E L E R Ý

82

Page 83: BERGAMA SÖYLENCELERÝ · Sahibi : Bergama K[lt[r ve Sanat Vakf^ Genel Yay^n Yönetmeni : Dt. A. G[rb[z BAaANA Sorumlu Yaz^ c`leri Md. : Mustafa DURMAZ Yay^n Kurulu : Dt. A. G[rb[z

Tarlaya ektim umutÜrünü olmaz somut

Bakacak, baban size bakacakMiras diye hazine býrakacakTarlaya ektim bulutBu yýl meyvayý unutBakacak, baban size bakacakMiras diye hazineler kalacak

Beygire vurdum hamutTarlaya ektim nohutEmek verince buldumYakut sanki altýn yahut

B E R G A M A S Ö Y L E N C E L E R Ý

83

Page 84: BERGAMA SÖYLENCELERÝ · Sahibi : Bergama K[lt[r ve Sanat Vakf^ Genel Yay^n Yönetmeni : Dt. A. G[rb[z BAaANA Sorumlu Yaz^ c`leri Md. : Mustafa DURMAZ Yay^n Kurulu : Dt. A. G[rb[z

YILANLI SÜTUNAsklepion ya da halk

dilinde Ayvazali denilenBergama Saðlýk Yurdunda,Galenos (Galen) adýndaçok ünlü bir hekimyaþamýþtýr. Derler ki týptaHipokrates'i geçmiþ,yüzlerce kitap yazmýþ, ozaman ki dünyada krallarý,imparatorlarý tedavietmiþtir.

Ýþte bu Galen hekimzamanýnda, belki de 130tarihinde Asklepion'a birhasta gelmiþ. Virankapýdaniçeri almýþlar, Asklepiadlar

(Asklepion hekimleri) tarafýndan giysileri çýkarýlmýþ, yýkanýpyuðunmuþ, beyaz harmaniler giydirildikten sonra kutsal yoldangeçirilip uyku odasýna alýnmýþ. Sayýklamasýna, rüyasýnabakýlmýþ, fakat bir türlü hastalýðýnýn kökenine varýlamamýþ.Hastalýðýnýn nedeni çözülünceye deðin bekletilecekmiþ amabirkaç gün içinde çok aðýrlaþmýþ, titremeler, kasýlmalargörülünce zehirlenme olduðu anlaþýlmýþ ama iþ iþten geçmiþ.Durumu Galen hekime aktarmýþlar, hastayý gördükten sonratapýnaðýnýn giriþ kapýsýnýn önüne çýkarýlmasýný ve ölmeden akra-balarýnýn alýp gitmesini buyurmuþ. Biliyorsunuz belki,Asklepion'un kapýsýnýn üstünde "Bu kapýdan ölüm giremez"yazýlmýþtýr.

Neyse hasta, dönüþ yolunun aðaçlý giriþinde býrakýlmýþ veakrabalarýna içeriye girmeleri için kapýya haber gönderilmiþ.Burada umarsýz bir þekilde çýrpýnan hasta, ayný kaseden içtiklerisütü kusan iki yýlan görmüþ, yýlanlar birbirlerine dalaþmýþlar, süt

B E R G A M A S Ö Y L E N C E L E R Ý

84

Page 85: BERGAMA SÖYLENCELERÝ · Sahibi : Bergama K[lt[r ve Sanat Vakf^ Genel Yay^n Yönetmeni : Dt. A. G[rb[z BAaANA Sorumlu Yaz^ c`leri Md. : Mustafa DURMAZ Yay^n Kurulu : Dt. A. G[rb[z

baþýnda kavga yaparlarken, birbirlerini ýsýrdýkça süte zehirlerinisaçmýþlar. Ümitsiz hasta, canýna kýymak düþüncesiylegayretlenip sürüne sürüne süt kasesine yaklaþmýþ ve bir dikiþteiçmiþ.

Zehirli sütü içtikten sonra olduðu yere yýkýlýp kalmýþ ve derinbir uykuya dalmýþ. Hastanýn oðullarý, babalarýný almak içiniçeriye girdiklerinde önce onu görmemiþler, sonra çamlarýnaltýnda yüzü koyun yatarken bulmuþlar. Öldüðünü sanýp, yüzünüçevirdiklerinde uykudan uyanan babalarý zýplayýp ayaða kalk-mamýþ mý? Birisi hemen koþup Galen'e babasýnýn iyi olduðunumüjdelemiþ. Doktor Galen, zehire panzehir bulmanýn sevinciylecoþarken iyilrþrn hastasýna da adak olarak bir sütun üzerine aynikaptan içtikleri sütü kusan iki yýlan kabartmasý yaptýrýp dik-tirmesini söylemiþ.

Söylencemiz burada bitti

Gördünüz mü ne olup ne bitti

Týbbýn tebabetin beþiðidir Bergama

Hekimliðin, lokmanlýðýn eþiðidir Bergama

Söylediklerimizde zerrece yoktur yalan

Týbbýn simgesi deðil mi öykümüzdeki yýlan.

B E R G A M A S Ö Y L E N C E L E R Ý

85

Page 86: BERGAMA SÖYLENCELERÝ · Sahibi : Bergama K[lt[r ve Sanat Vakf^ Genel Yay^n Yönetmeni : Dt. A. G[rb[z BAaANA Sorumlu Yaz^ c`leri Md. : Mustafa DURMAZ Yay^n Kurulu : Dt. A. G[rb[z

Bergama Asklepionu ilkçað dünyasýnýn en ünlü saðlýkmerkezlerinden biriydi. Tedavi yöntemlerinde olaðanüstü uygu-lamalar, bulgular, ilaçlarla dikkati çekmiþti. Ýþte saðaltým yön-temlerinden bazýlarý :

1- Psikoterapi : Telkin yoluyla tedavi2- Anditoterapi : Panzehir yöntemiyle tedavi

3- Fizikoterapi : Fizik tedavi

4- Hidroterapi : Su ile tedavi

5- Musicoterapi : Müzik yoluyla tedavi

6- Teatroterapi : Tiyatro yoluyla tedavi

7- Biblioterapi : Kitap okuma yoluyla tedavi

8- Terroterapi : Çamur,toprak,, kumla tedavi

9- Farmokoterapi : Ýlaçla tedavi

10- Klimoterapi : Sýcak ve soðukla tedavi

11- Caproterapi : Boþaltým yoluyla tedavi

12- Helioterapi : Güneþleme ile tedavi

13- Jimnoterapi : Sporla tedavi

14- Teoterapi : Dinsel tedavi

15- Aromaterapi : Meyve özü ile

16- Fitoterapi : Otlarýn özü ile

17- Hipnoterapi : Uyutma ile

18- Etnoterapi : Doðal kaynaklarla

19- Apiterapi : Arý ve ürünleri ile

20- Thalassoterapi : Deniz suyunu ýsýtarak tedavi

B E R G A M A S Ö Y L E N C E L E R Ý

86

Page 87: BERGAMA SÖYLENCELERÝ · Sahibi : Bergama K[lt[r ve Sanat Vakf^ Genel Yay^n Yönetmeni : Dt. A. G[rb[z BAaANA Sorumlu Yaz^ c`leri Md. : Mustafa DURMAZ Yay^n Kurulu : Dt. A. G[rb[z

KÝBELE TAÞIKibele, Anadolu'nun bereket tanrýçasýdýr. Bu tanrýçaya

Hititçe Kubaba, Grekçe Kübele, Latince Cybele, Frigçe Kubile,Lidçe Kybele, Fransýzca Sibel dendiði gibi Arabistan'da Hubel,Giritte Rhea, Ýda Daðýnda Ýdea, Ýtalyada Vesta, Anna, Marianna,Suriye'de Atergatis, Karadeniz Bölgesinde Ma ve Manisa'daSipylene adý verilmiþtir.

Kibele'nin Bergama Krallýðý topraklarýnda ünlü bir tapýnaðývarmýþ ve bu tapýnakta gökten düþmüþ olduðu sanýlan birkarataþ bulunurmuþ. Karaymýþ ama ýþýl, ýþýl yanarmýþ; sular gibiberrak, Kozak çamlarý gibi yeþil, Bakýrçay güneþi gibi parlakmýþ.Bergama halkýna baht, Bergama krallarýna taht vermiþ bu taþ.Böyle olduðu halde I. Attalos zamanýnda çalýnmýþ nasýlsa...Buna niçin Izin vermis Attalos ! Topraðýný, taþýný verir mi insan?Zeus Sunaðýn verdikleri gibi bunu da mý kaptýrmýþýz zamanýndaha? O kadar zengin ki Anadolu, iþte bu yüzden sahiplenmek,kýskanmak, sakýnmak zayýflamýþ besbelli.

Kibele'nin sevgilisi yine bir Anadolu tanrýsý olan Attis'tir. OAttis ki, Kibele adýna kendini kanlar içinde kurban etmiþ ve çamaðacýna dönüþmüþken Attalos ise Kibele taþýný kurban etmeyanlýþýna düþmüþtür.

Attis ve Attalos...

Attis ata tanrý, Attalos ata kral gibi bir anlam içermektedir.

M.Ö. 205 yýlýnda Romalý beþ senatör, Delphoi kentindekiApollon Tapýnaðýna giderek biliciden Pessinus taþýný nasýl eldeedebileceklerini sormuþlar. Bilici onlara "Bergama'ya gidin"demiþ. Bunun üzerine beþ senatör, beþ kürekli beþ gemi ileBergama limaný olan Elaia'ya gelmiþler. Bergama Kralý Attalos,konuklarýný büyük törenle ve saygý ile karþýlamýþ. Senatörler,Bergama kralýndan Frigya'nýn Dindymos Daðý (Murat) eteðindebulunan Pessinus kentindeki Büyük Ana Agdistis'in tapýnaðýnda-ki kutsal kara taþýn Roma'ya armaðan edilmesi için ricada bulun-

B E R G A M A S Ö Y L E N C E L E R Ý

87

Page 88: BERGAMA SÖYLENCELERÝ · Sahibi : Bergama K[lt[r ve Sanat Vakf^ Genel Yay^n Yönetmeni : Dt. A. G[rb[z BAaANA Sorumlu Yaz^ c`leri Md. : Mustafa DURMAZ Yay^n Kurulu : Dt. A. G[rb[z

muþlar. Gerekçe olarak da Roma'nýn Kartaca Savaþlarýndabaþarýsýz duruma düþtüðünü ve ancak bu taþýn götürülmesiningetireceði uður ile zafer yolunun açýlacaðýný, bilicilerin böylesöylediðini ileri sürmüþler.

Attalos, siyasal dengeleri gözeten bir kral olduðundan mýdýrnedir Roma ile iyi iliþkiler içinde görünmeyi yeðlemiþ ve sen-atörlerle birlikte Pessinus' a kadar gitmiþ, Bergamalýlarýn yaptýðýbeyaz mermerli tapýnaðýn rahipleri ile görüþmüþ, Ýdalý ana tan-rýçayý simgeleyen kutsal taþýn Roma'ya verilmesi için aracýlýketmiþtir. Kral ister de rahipler karþý duracak deðiller ya .. ÜstelikAttalos'un baþrahip Attis ile dostluðu vardýr. Attalos, Attis'e"Hannibal'i yenmeleri için baþka umarlarý yokmuþ, üstelik kutluSibel kitaplarý da böyle yazmýyor muymuþ, Kibele böyle buyur-muyor muymuþ" diye neler neler anlatmýþ.

Sonuçta kutsal kara taþ yerinden koparýlmýþ, önceBergama'ya getirilmiþ, Attalos burada bir tören yaptýktan sonraAtarneus yoluyla Dikili limanýndan mavi yollara uðurlanmýþ.Gidiþ o gidiþ.

Uzun bir yolculuktan sonra taþý götüren gemiler Tiber nehriaðzýna gelmiþ, fakat taþý taþýyan gemi nehrin kenarýna saplan-mýþ. Anlatýldýðýna göre Cladia Quinta adýnda yüksek mevkili birkadýn, kuþaðý ile gemiyi yedeðe almýþ ve saplandýðý yerden sö-kerek çekip götürmüþ. Kara taþ büyük bir törenle gemiden alýn-mýþ ve zafer tanrýçasý Victoria'nýn Palatinus Tepesindeki tapý-naðýna yerleþtirildiðinde tarih, M. Ö. 4.4.204 imiþ.

Ýþin olacaðýna bak demiþler, gerçekten Roma, Kartaca'yakarþý büyük bir utku kazandý ve Kibele taþý için özel bir tapmakyaparak ödüllendirmiþ oldu.

Bu öyküyü bir de Ýsmet Zeki Eyüboðlu'nun kaleminden din-lemek ister misiniz?

"Zamanýn caný sýkýldý günün birinde. Bir iþ yapacaðý belliyditutumundan, kýzgýn davranýþlarýndan. Bergama'ya uðradý yolu.

B E R G A M A S Ö Y L E N C E L E R Ý

88

Page 89: BERGAMA SÖYLENCELERÝ · Sahibi : Bergama K[lt[r ve Sanat Vakf^ Genel Yay^n Yönetmeni : Dt. A. G[rb[z BAaANA Sorumlu Yaz^ c`leri Md. : Mustafa DURMAZ Yay^n Kurulu : Dt. A. G[rb[z

Gördü ki, ünlü Kibele'nin adýna dikilen kara taþa bir kutsallýk ver-meye baþlayanlar, ona Kibele'den daha çok önem verenlertüremiþ, Kibele'nin kara taþý neredeyse bir tanrý olmuþ... Bütünputlar ona dönmeye baþlamýþlar yüzünü...

Zaman bütün alýmlýlýðý ile yürüdü Bergama'ya ve kentinkapýlarýndan içeri girdi sessizce. Ayak seslerini bile duyanolmadý, derin bir uykuya dalmýþ gibiydi Anadolu. Uyuþmuþlukvardý elinde ayaðýnda. Kocaman, kocaman ellerini oðuþturdu.Gitti doðruca Kibelenin tapýnaðýna. Gerilmiþ bir yay çevikliðiyleyakaladý Kibelenintaþýný, þu adý sýk sýkevrenin dört bucaðýn-da geçmeye baþlayankara taþý, sýktý sýktýavuçlarýnda, sonrabütün gücüyle gün-eye doðru iyice niþan-layarak. Taþ az gitti uzgitti, bir yerde insan-larý baþtan çýkarmakiçin sapýk düþünceler düzenleyen Elaoh'ýn baþýna çarptý. Yereyýktý onu. Ortasýndan yardý kafasýný. Kanlar aktý. Bir de baktýlarki yarýlan, kanlar akan kafanýn içi bomboþ. Boþ kafalý tanrýlarýolduðu için düðün, bayram yaptýlar, ziller takýndýlar, çaldýlar,oynadýlar. Koyunlar, develer kestiler. Bütün hayvanlarý büyükþölene çaðýrdýlar. Kertenkeleden develere deðin bütün hayvanlarkoþa oynaya geldiler bu boþ kafalý tanrýnýn þölenine. Yalnýziçlerinden irice bir hayvan gitmedi, inanmadý boþ kafalý tanrýya.Kýzdýlar ona, kötü insanlara ad olarak verdiler onun adýný.Gördünüz mü þu insanlarýn domuzluðunu?".

Bugün bile Ýtalya Devletinin simgesi, kuleli Kibele tepesidir.

Týlsýmlý Kibele taþý Bergama'nýn hediyesidir.

B E R G A M A S Ö Y L E N C E L E R Ý

89

Page 90: BERGAMA SÖYLENCELERÝ · Sahibi : Bergama K[lt[r ve Sanat Vakf^ Genel Yay^n Yönetmeni : Dt. A. G[rb[z BAaANA Sorumlu Yaz^ c`leri Md. : Mustafa DURMAZ Yay^n Kurulu : Dt. A. G[rb[z

KUTSAL KIRKLARBergama'nýn poyraz yönün-

de bulunan yüce doruklu MadraDaðý'nýn eteðinde sessiz bir köyvardýr. Bu sevimli yerleþim yeribol otlu meralarýn kucaðýnda,ayaklarý altýndaki yemyeþilBakýrçay Ovasýný, yüzlerce yýl-dan beri gülümseyerek seyre-der. Kýrklar Köyü, dik taþ yol-

larýyla, yorgun sütunlu, giz saklayan konutlarýyla; kýrmýzý kilkiremitleriyle ilginç bir yerdir.

Köy nice zamandýr, nice canlara yurt olmuþtur. Aðýrbaþlý veyaþlý çitlembik aðaçlarýnýn geniþ dallarý altýnda serinlemeyi,boylu poslu kýzýlçam aðaçlarýnýn gölgesinde uyumayý, zeytinaðacýnýn özünü damýtmayý, bekletilmiþ üzümün suyu ileesrimeyi iyi bilir bu yörenin insanlarý. Bu köyün adýyla ilgili söy-lenceyi Bergamalý Sefa Taþkýn'dan izleyelim :

Bergama Akropolünün kuzeyinden "Madra Daðý"na týr-manan "Kestel" vadisini "Bakýrçay Ovasý"ndan ayýran yüksek sýrt-lar, ovanýn düzlüðüne, "Mahmudiye" köyü yakýnlarýnda, "Kýrklar"köyünün sýrtýnda geçit bulur. "Kýrklar"ýn dalgalý yamaçlarý,bereket veren Bakýrçay'a kývrýla kývrýla iner.

Bugünkü Bergama'dan, Ývrindi kasabasý üzerindenBalýkesir'e giden yol, Bakýrçay Ovasý'ndan Madra Daðýna çýkanara yollardan ilkine sapýnca, melengiç, kýzýlçam ve zeytinaðaçlarýnýn süslediði engebeli topraklarý aþarak "Kýrklar" köyünevarýr.

Iþýðýn yapraklarla oynaþtýðý, rüzgarýn dallarla söyleþtiði"Kýrklar" çevresi kutlu bir yöredir. Topraðý kutlu yapan, yaþamýanlamlý kýlan, hep insan deðil midir?

B E R G A M A S Ö Y L E N C E L E R Ý

90

Page 91: BERGAMA SÖYLENCELERÝ · Sahibi : Bergama K[lt[r ve Sanat Vakf^ Genel Yay^n Yönetmeni : Dt. A. G[rb[z BAaANA Sorumlu Yaz^ c`leri Md. : Mustafa DURMAZ Yay^n Kurulu : Dt. A. G[rb[z

Köye adýný veren "kýrk" sayýsý insanlar için yüzlerce yýldýr kut-sal sayýlýyor.

Konuþmayý becermenin ardýndan "saymak" eylemi "ilkinsan" için müthiþ bir buluþ olmalý ! Sayýlar ve onlarýn yardýmýy-la yapýlan saptamalar, kim bilir ne kadar kolaylaþtýrmýþ vedeðiþtirmiþti yaþamý.

Uzun yýllar "sayýlarý" kutsal bildi insanlýk. Saygý duydu " üçler,beþler, yediler,... kýrklar" !

Her ayrý çaðda, ayrý anlamlar yükledi onlara, Antik çaðýnmatematikçisi "Pisagor" döneminde, sayýlara yüklenen anlamlarneredeyse dinsel öðelere dönüþmüþtü. Her sayýda gizli bir bilgivardý ! Her bilinmeyen, sayýlarla açýklanmaya çalýþýlýyordu!Sayýlar tanýmlýyordu herþeyi..

Ortaçað Anadolu'sunun her karýþ topraðýnda ayak izi olanYunus Emre, derviþ olabilmek , "hak'kýn" gizine erebilmek için,sýrtýnda, tarikat tekkesine kýrk yýl boyunca her gün kýrk oduntaþýmamýþ mýydý?

Bugün, kývrýmlý tarlalarýnda yepyeni ve gür zeytinbahçelerinin geliþtiði "Kýrklar" köyünün "kýrk"ý Anadolu tarihininsessiz derinliklerinden kök buluyor. Ovaya inen köy yolununkenarýna saçýlmýþ iri pembe andezit taþlar yörede var olmuþ saklýgeçmiþe tanýklýk ediyor.

Hýristiyanlýk, Filistin'de doðdu ama, asýl geliþtiði, kökleþtiðiyer Anadolu'dur. Topraðýnda var olmuþ kültürleri koruyan, yeniyaklaþýmlarý ona katan, atýlan her adýmý daha ileri taþýyan toprak-týr Anadolu.

Hz. Ýsa'nýn dinini insanlýða aktarýrken bilinen dünyanýn ege-meni Romalýlardý. Çok tanrýlý Romalýlar, Ýsa'nýn tek tanrý inancýnýve yaydýðý düþünceleri kendi egemenliklerine tehdit saydýlar.Baþlangýçta Hýristiyanlýðýn yok edilmesi için her türlü þiddeti kul-landýlar. Yeni inanç, zulüm altýnda ve çok yavaþ yayýldý.

B E R G A M A S Ö Y L E N C E L E R Ý

91

Page 92: BERGAMA SÖYLENCELERÝ · Sahibi : Bergama K[lt[r ve Sanat Vakf^ Genel Yay^n Yönetmeni : Dt. A. G[rb[z BAaANA Sorumlu Yaz^ c`leri Md. : Mustafa DURMAZ Yay^n Kurulu : Dt. A. G[rb[z

Ýsa'nýn doðumundan 316 yýl sonra Romalý komutan"Lucinius" un Sivas yakýnlarýnda bir grup Hýristiyaný yok ediþi,Hýristiyan dünyasýnda çok büyük yanký buldu. Ýzleri ve anýsýgünümüze kadar sürdü. Lucinius, ordusuna baðlý "kýrk" Romalýaskere, Hýristiyanlýk dinine geçmiþ olmalarý nedeniyle çok aðýrbir ceza verdi. Onlarý, çok soðuk bir gece, çýplak olarak, Sivasyakýnlarýndaki donmuþ bir gölün üzerine býraktý. Baþlarýna da birnöbetçi dikti. Gölün biraz ilerisine sýcak su dolu kaplar koydurt-tu. Hýristiyanlýkta ýsrar edenler soðuktan donacak, ölecek;vazgeçenler sýcak suya koþacak, donmaktan kurtulacak, yaþa-yacaktý.

Gecenin ortasýnda, askerlerden biri, inançlarýnda direnen vedonmakta olan otuzdokuz askeri, yoldaþlarýný terketti. Onlardanayrýldý, ölmemek için sýcak suyla dolu kaplara koþtu. Kalandirençli Hýristiyanlar, donuk gözlerle ayrýlan arkadaþlarýnýnarkasýndan bakarken, onlarýn inançlý direniþinden etkilenennöbetçi Romalý asker çýrýlçýplak soyundu, gölün üstüne koþtu,soðuktan donmakta olan Hýristiyanlara katýldý. Böylece otuz-dokuza inmiþ yoldaþlarýn sayýsý yine kýrka çýkmýþ oldu. Bu sýra-da, gökyüzünden gölün üstüne parlak bir ýþýk indi, inançlarýnasýký sýkýya sarýlmýþ askerleri örttü. Acý çekmelerini engelledi.

Romalý Komutan Lucinius, ertesi sabah donmuþ göle geldi.Kimi soðuktan kaskatý kesilip ölmüþ, kimi hala yaþamakta olanaskerlerin üzerine bol odun yýðarak onlarý yaktý. Küllerini bir de-reye attý. Zalim Romalýnýn düþüncesi, bu eziyetin Hýristiyanolmak isteyenlere ders olmasý, yeni dinin yayýlmasýný engelle-mek idi. Ama tam tersi oldu. Kýrk askerin yakýldýðý yere gelenSivaslý Hýristiyanlar onlardan arda kalan kül ve kemikleritopladýlar, kaplara koydular ve Anadolu'nun dört bir yanýnadaðýttýlar. Öyküleri dilden dile dolaþtý, söylence oldu. Onurlarýna,Anadolu'nun dört bir yanýnda sayýsýz kilise kuruldu.

Olayýn 60 yýl ardýndan, Ýsa'dan sonra 379 yýlýnda, Kayserilidin adamý piskopos St. Basil, egemen düzenin inancýna yaþam-larý pahasýna karþý çýkan "kýrk" askeri kutsadý, onlar "ermiþ",

B E R G A M A S Ö Y L E N C E L E R Ý

92

Page 93: BERGAMA SÖYLENCELERÝ · Sahibi : Bergama K[lt[r ve Sanat Vakf^ Genel Yay^n Yönetmeni : Dt. A. G[rb[z BAaANA Sorumlu Yaz^ c`leri Md. : Mustafa DURMAZ Yay^n Kurulu : Dt. A. G[rb[z

"aziz", "saint", "hagia" ünvaný verdi. Anýlarý yaþatýldý. O zamandanbu zamana, Rum ve Latin kiliselerinde, her yýl 9 Mart'ta "kýrkermiþler" adýna ayinler düzenlenir, anma günü yapýlýr.

Bergama'da biri düzde, biri yamaçta, kýrýklar adýný taþýyan 2köy vardýr; Aþaðý Kýrýklar, Yukarý Kýrýklar. Aþaðý Kýrýklar Köyü,Kalarga'nýn karþýsýnda ve Kaikos denilen Bakýrçay vadisinde,öteki Pindasus denilen Madra eteklerindedir.

1922'den önce, Türklerin ve Rumlarýn bugünkü "Kýrklar"köylerinde birlikte yaþadýklarýný biliyoruz. Günler deðil, yýllardeðil, yüzyýllar boyunca.. Kimbilir ne kadar çok ortak anýlarý vardý! Rumlarýn dilinde bu köyün adý "Hagia Saranta" veya "AigoiSaranta" yani "Aziz Kýrklar"idi. Köyün yakýnlarýnda, eski zaman-larda var olmuþ büyük bir kilisenin izleri vardý. Kýrklar köyündenBakýrçay Ovasýna inen yolun kýyýsýna saçýlmýþ iri ve pembe,insan eliyle iþlenmiþ andezit taþlar bu yapýnýn kalýntýlarý olmalý.Bu yörenin topraðý kim bilir daha ne gizler, ne bildiriler saklýyor?

Ve sonrasýnda Roma egemenliði baþladý

Þeytanýn tahtý dendi, yürekleri haþladý

Hýristiyanlýðýn kalesi, yedi kiliseden biri

Arenalarda insanlar parçalandý diri diri

Bergama, Bergama þanlý Bergama

Göðsüne saplandý kanlý bir kama

încilde yazýyor Bergama, Þeytanýn tahtý

Uðursuz vasiyetname sana bu adý taktý

Þimdi baþýn eðip yaþýn yaþýn aðlarmýsýn

Ne oldu Bergama, sayrý mýsýn saðlar mýsýn ..

B E R G A M A S Ö Y L E N C E L E R Ý

93

Page 94: BERGAMA SÖYLENCELERÝ · Sahibi : Bergama K[lt[r ve Sanat Vakf^ Genel Yay^n Yönetmeni : Dt. A. G[rb[z BAaANA Sorumlu Yaz^ c`leri Md. : Mustafa DURMAZ Yay^n Kurulu : Dt. A. G[rb[z

TAÞ GELÝNBergama ile Dikil arasýnda Kaynarca denilen bataklýk bir yer

vardýr. Çamuru þifadýr ama kaynak sularý insaný haþlar. Kýþýngeçerseniz buradan, hani Zeytindalý Tesislerine vardýðýnýzda, iþteorasýdýr Kaynarca. Yamaca doðru kayalýklara dikkatli bakarsanýztaþ gelini, düðün alayýný görürsünüz. Karþý tarafa baktýðýnýzdasazlýk alan, yükselen buhar ve fokur fokur kaynayan sularý ileKaynarca'dýr.

Ýþte burasý eskiden bir yerleþim alanýymýþ. Topraklarýnýn çokverimli olmasý yüzünden hayvancýlýk ve tarýmla uðraþan insanlarýda çok zenginmiþ. Giderek o denli zenginleþmiþler ki tarlalarýndaçalýþtýrmak, hayvanlarýný güttürmek ve kendi özel iþlerine hizmetettirmek amacýyla dýþarýdan iþçi, çoban ve hizmetçi toplayýpgetirmiþler. Getirmiþler ama bu yeni gelenlerle, yörenin örf veadetleri bozulmuþ. Her türlü kötülük sýzmýþ aralarýna. Üstelik yenigelenleri her iþte çalýþtýrdýklarý için iyice tembelliðe alýþmýþlar, içkive eðlenceden kendilerini alamaz olmuþlar. Ahlak deðerleri yokolmuþ, Kaynarca, Sodom ve Gomore'nin ülkesine dönmüþ.

Günlerden bir gün Kaynarca'ya aksakallý, aktöreli bir bilgegelmiþ. Konuk olarak kendisine hiç ilgi gösterilmediði haldehalkýn durumunu gözledikten sonra onlarý uyarmak istemiþ.Bilge kiþi bir süre kendi söylemiþ, kendi dinlemiþ. Daha sonraeðlence ve sapkýnlýklarýna engel olacak diye adamý iki kuyununarasýna baðlamýþlar. Kuyularýn birini altýnla, birini de gümüþledoldurarak sözüm ona kendi güçlerini, üstünlüklerini kanýtla-maya çalýþmýþlar. Ýhtiyarý geri kafalýlýkla, modasý geçmiþ fikirleriileri sürmekle, yoksulluðunun savunmasýný yapmaklasuçlamýþlar.

Koca Bilge, iki kuyunun arasýnda günlerce aç susuz kalmýþ,sonunda haline acýyan bir kýz çýkmýþ ve ona gizlice yiyecek ve içe-cek getirmiþ. Bu tür gelip gitmelerde genç kýz, yavaþ yavaþ bilgekiþinin etkisinde kalmaya baþlamýþ. Zaten içinde var olanerdemlilik ateþi parlamaya ve etrafýna ýþýk saçmaya baþlamýþ.

B E R G A M A S Ö Y L E N C E L E R Ý

94

Page 95: BERGAMA SÖYLENCELERÝ · Sahibi : Bergama K[lt[r ve Sanat Vakf^ Genel Yay^n Yönetmeni : Dt. A. G[rb[z BAaANA Sorumlu Yaz^ c`leri Md. : Mustafa DURMAZ Yay^n Kurulu : Dt. A. G[rb[z

Kaynarcanýn genç kýzý, güzelliði ile alýmlýlýðý ile çevresini çokkolay etkilediðinden Dede'nin görüþlerini kendine yakýn olanlaraaçmaya, ikna etmeye giriþmiþ. Derken Kaynarca halkýndanönemli sayýlabilecek bir kesim doðruya, töreye, deðer yargýlarý-na yeniden dönmüþ.

Güzelliðin ve erdemliliðin simgesi haline gelen genç kýzýn,özellikle delikanlýlarý etkilemiþ olacak ki son zamanlarda kapýsýsýk sýk çalýnýr olmuþ. Ýsteyenin yüzü bir kara vermeyenin bin karadeyip niceleri gelip gitmiþ evlerine. Kaynarcanýn dilberi, hayatarkadaþlýðý önerenlere "gerdek gecesi dedenin zincirleriniçözmeyi göze alýyor musun?" diye sorarmýþ. Kaynarcanýnaðalarýndan, beylerinden korkan delikanlýlar, korkudan kýpkýrmýzýolup kös kös geri dönerlermiþ. Sonunda kimsenin umutetmediði, okuyup yazmaktan baþka bir tutkusu olmayan, serve-tini bu uðurda harcamýþ, sessiz, sakin bir delikanlý evet demiþ.

Tam kýrk gün, kýrk gece Kaynarca'da düðün olmuþ. Bilgekiþiye inananlar dýþýnda herkes küplerce içmiþ, sokaklara sýzýpkalmýþ. Damat bu fýrsatý deðerlendirmiþ ve dedeyi çözmüþ. Bilgeadam doðrulmuþ ve Kaynarcanýn ayýk insanlarýna:

- Herkes peþim sýra yürüsün, sakýn ola arkanýza bakmayýn.

Gelin alayý, en önde dede, arkasýnda at üzerinde gelin, atýndizgininde damat olmak üzere kuyunun etrafýnda dönmüþler,geline üç yudum su içirip tepeye doðru çýkmaya baþlamýþlar.

Dede- "bir kez daha uyarýyorum, þu andan itibarenKaynarca'dan çýktýk, tepeyi aþýncaya deðin kimse geriye bak-mayacak" demiþ.

Demiþ ama ilerledikçe geriden gürültüler, patlamalar, kayna-malar, sarsýntýlar olduðunu duyuyorlarmýþ. Ne olup bittiðinimerak ediyorlar, fakat dönüp bakmaya cesaret edemiyorlarmýþ.Tepenin doruðuna öylesine yaklaþmýþlar ki bir süre sonra zatenKaynarca'yý görmek, seçmek dahi olanaksýzlaþacakmýþ.

B E R G A M A S Ö Y L E N C E L E R Ý

95

Page 96: BERGAMA SÖYLENCELERÝ · Sahibi : Bergama K[lt[r ve Sanat Vakf^ Genel Yay^n Yönetmeni : Dt. A. G[rb[z BAaANA Sorumlu Yaz^ c`leri Md. : Mustafa DURMAZ Yay^n Kurulu : Dt. A. G[rb[z

Siz de merak etmeye baþladýnýz sanýyorum. Ýnsanlarda þumerak kaygýsý olmasaydý, hiçbir þey yapýlmazdý gerçi. Buluþlar,araþtýrmalar, deneyler olmazdý, bilim olmazdý.

Geriye dönüp bakmayýn demiþ bilgedede. Ama geriye dönüp bakmasalardý,herhalde bu söylence de olmazdý.

Araya girdim, merak duygularýnýzýtaþýrdým, neyse nerede kalmýþtýk, önce benbir geriye dönüp bakayým neredekaldýðýmýza.

Ha... Tam tepenin doruðuna yaklaþmýþlarken büyük bir pat-lama olmuþ, sanki yanardað patlamýþ da etrafa toz duman, lavsaçmaya baþlamýþ. Kaynarcadan, uzaklardan acý acý sesler, fer-yatlar yükselmiþ. Atýn ardýnda giden biri dönüp geriye bakmýþ.Kaynarca kaynýyor, sular, çamurlar fýþkýrýyor, evleri kara çamurlarkaplamýþ, dumanlar, buharlar gökyüzünü sarmýþ.

B E R G A M A S Ö Y L E N C E L E R Ý

96

Page 97: BERGAMA SÖYLENCELERÝ · Sahibi : Bergama K[lt[r ve Sanat Vakf^ Genel Yay^n Yönetmeni : Dt. A. G[rb[z BAaANA Sorumlu Yaz^ c`leri Md. : Mustafa DURMAZ Yay^n Kurulu : Dt. A. G[rb[z

Geriye bakan bunlarý görmüþ mü görememiþ mi bilmiyo-rum. Çünkü bakar bakmaz taþ kesilmiþ. Biri baktý diye diðerleride ayný anda dönüp bakmýþlar ve hepsi sivri sivri kayalar halinedönüþüvermiþ. Arkadan gelenlerin ayak sesleri kesilince en songelin de geri dönmüþ oracýkta dona kalmýþ.

Bilge kiþi üzgün, bitkin, yorgun, yýlgýn tepenin doruðunakadar týrmanmýþ ve oraya yýðýlýp kalmýþ.

Ýþte bu tepeye "Dede Tepesi" , kayalýklara da "Gelin Taþý"denmiþ.

Taþ Gelin söylencesi de burada bitmiþ.

Nedir bize düþen hisse bu kýssadan,

Anlatayým bir kaç sözle kýsadan.

Zengin olmak mý, erdemli olmak mý?

Hangisini seçersin?

Erdemli zengin olmak mümkün mü acaba?

Ne dersin?

B E R G A M A S Ö Y L E N C E L E R Ý

97

Page 98: BERGAMA SÖYLENCELERÝ · Sahibi : Bergama K[lt[r ve Sanat Vakf^ Genel Yay^n Yönetmeni : Dt. A. G[rb[z BAaANA Sorumlu Yaz^ c`leri Md. : Mustafa DURMAZ Yay^n Kurulu : Dt. A. G[rb[z

KALEYE ÇIKAN SUBergama Krallýðý döneminde, aþaðý-yukarý M.Ö. 2. yüzyýlda

üst üste kuraklýk yýllarý yaþanmýþ. Irmaklar kurumuþ, kuyularýnsuyu çekilmiþ, çeþmeler akmaz olmuþ. Hele bir de düþmansaldýrýlarý buna eklenince, kaleye sýðýnýp kaldýklarýnda, susuzluk-tan kuruyan dilleri bir karýþ dýþarýda gezerlermiþ. Kaleden kaçan-lar, düþmana gönüllü tutsak olanlar, ülkeyi terk edenler artmayabaþlamýþ.

Kral, saldýrganlarla istekleri doðrultusunda bir barýþ yapýphemen soruna bir çözüm aramaya baþlamýþ. Karþýki daðlardanþehre su getirmenin olasý olup olmadýðýný düþünmüþ vemühendisleriyle bu konuyu tartýþmýþ. Kral demiþ ki Pindasus(Madra) Daðlarýnýn bir ucunda Açöldüren Suyu vardýr, gerçi bizaç karnýna içmeyiz, yeter ki o suyu kaleye getirelim ne dersiniz?demiþ.

Demiþ demesine ama kimse cesaret edememiþ. Olacak iþdeðil diyorlarmýþ. 40-50 km öteden su gelecek, daðlarý dele deleakacak, kalenin eteðine varacak, oradan da kalenin tepesineçýkacak. Güldürme bizi kral, demiþler mi dememiþler mi bilmemama akýllarý hafzalalarý almamýþ.

Bunun üzerine kral, bu iþi kim baþarýrsa dünya güzeli kýzýnývereceðini söylemiþ. Hem prensese sahip olmak hem de sarayadamat olup tahta aday olmak az ödül deðilmiþ. Yine demühendislerin aðzýný býçak açmamýþ. Ancak içlerinden en gençolanýn ise böyle bir öneri karþýsýnda heyecandan nutku tutulmuþöylece kalakalmýþ, tam toplantý daðýlýrken Kralýn yanýna yak-laþmýþ,

"efendim, ne dediniz, bir kez daha söyleyin de þu saðýrkulaðým duysun" demiþ. Kral, öneriyi yineleyince þaþýrýp kalmýþ.Hemen kabul etmiþ. Meðer bu genç mühendis, Bakus törenindeprensesle tanýþmýþ ve o günden beri umarsýz bir aþka tutulmuþ-muþ. Mýþmýþ diyorum ama, ister inanýn, ister inanmayýn pren-ses de bu mühendise gönlünü kaptýrmýþmýþ.

B E R G A M A S Ö Y L E N C E L E R Ý

98

Page 99: BERGAMA SÖYLENCELERÝ · Sahibi : Bergama K[lt[r ve Sanat Vakf^ Genel Yay^n Yönetmeni : Dt. A. G[rb[z BAaANA Sorumlu Yaz^ c`leri Md. : Mustafa DURMAZ Yay^n Kurulu : Dt. A. G[rb[z

Sonracýðýma mühendis hazýrlýklara baþlamýþ. Paraysa para,adamsa adam, araç gereçse araç gereç hepsinden istediðinceverilmiþ. Törenlerle, adaklarla, lir, arp sesleriyle uðurlamýþlarPindasus yolcularýný.

Gidiþ o gidiþ, aylar mý geçmemiþ, yýllar mý geçmemiþ, belkide unutulmuþ gidenler. Kalenin surlarýnda daðlarý gözetleyenprenses, deyim yerindeyse aðaç olmuþ.

Hey yaradan yaradan,

tam yedi yýl geçmiþ aradan.

Yedi yitik yýl mý,

yedi bitik yýl mý?

Uzu gitti, azý kaldý derken sonunda güzel haberler ulaþmýþkente. Bir kaç ay içinde su, Bergama'ya ulaþacakmýþ. Geçenzaman içinde nice bentler, tüneller, kemerler yapýlmýþ; binlercekünk öpüþtürülmüþ. Su bir uçurumun kýyýsýna kadar getirilmiþ,karþý taraf bentlerinin tamamlanmasý için orada bekletilmeyebaþlanmýþ.

Onurlanan mühendis, eseriyle gururlanan bay aþýk, türküçýðýrarak bentlerin üstünde geziyor, kaleden kendini izleyenprensese kur yapmaya baþlamýþ.

Ýþte son gün,

son dakika,

son iþaret...

Mühendis kemerlerin üzerine çýkmýþ, uçurumun kenarýndakibaðlantýlar da atýlmýþ, su o noktadan býrakýlýverecek. Mühendisiniþareti bekleniyor. Ay çok heyecanlandým.

Biraz sonra iþaret verecek ve bent kapaklan açýlacak, suyukarýdan aþaðýya inecek ve aþaðýdan kaleye doðru künkleriniçinde bileþik kaplar yöntemiyle çýkacak.

B E R G A M A S Ö Y L E N C E L E R Ý

99

Page 100: BERGAMA SÖYLENCELERÝ · Sahibi : Bergama K[lt[r ve Sanat Vakf^ Genel Yay^n Yönetmeni : Dt. A. G[rb[z BAaANA Sorumlu Yaz^ c`leri Md. : Mustafa DURMAZ Yay^n Kurulu : Dt. A. G[rb[z

Olaðanüstü bir þey, insanýn kalbi duracak.

Þu anda mühendis iþaret vermek üzere,

prenses kalenin burçlarýndan el sallýyor,

yýllarýn özlemi bitecek, birbirlerine kavuþacaklar, coþkularýn-dan durduklarý yerde duramýyorlar.

Evet mühendis kollarýný kaldýrýp iþaret verecek diye bekleniyor.

Telli Dere ile Kale arasýnda Tekke Boðazý denilen yerdebütün gözler.

Biliyorsunuz Teke Boðazý Bergama'ya rüzgarýn taksimedildiði yerdir.

Mühendisin sesi yayýlýyor rüzgarla.

Ve mühendis kollarýný kaldýrdý

Ve Tekke Boðazýnýn azgýn rüzgarý

Ve gürüldeyen su sesleri

Ve Tekke Boðazýnýn azgýn rüzgarý

Ve sonra ne olmuþ biliyor musunuz?

Mühendis sendelemiþ, dengesini yitirmiþ, aþaðýya düþmüþ,kayalara çarparak ölmüþ.

Ve sonra ne olmuþ biliyor musunuz?

Olayý burçlardan izleyen, prenses kendini aþaðýya atmýþ,kayalara çarparak ölmüþ.

Kaleye sel gibi su gelmiþ ama kimse sevinememiþ.

Kötü yazgýyý görenler, duyanlar sel gibi gözyaþý dökmüþler.

Telli Dere'ye iki sevgilinin mezarýný yapmýþlar, mühendisinbaþucuna kýrmýzý, prensesin baþucuna da beyaz gül dikmiþler,gözyaþlarý ile sulamýþlar, yitik aþký

ve ama anýsýný yaþatmýþlar

ve ama suya kutsallýk katmýþlar bu kentte

ve su þifa olmuþ her derde.

B E R G A M A S Ö Y L E N C E L E R Ý

100

Page 101: BERGAMA SÖYLENCELERÝ · Sahibi : Bergama K[lt[r ve Sanat Vakf^ Genel Yay^n Yönetmeni : Dt. A. G[rb[z BAaANA Sorumlu Yaz^ c`leri Md. : Mustafa DURMAZ Yay^n Kurulu : Dt. A. G[rb[z

Burada bitti sözümüz

Sulandý hep gözümüz

Geyikliden gelen su

Yüreðimizi hoplattý doðrusu

Söylence mi, masal mý?

Nedir iþin doðrusu?

Gerçekten Bergama Krallýk döneminde M.Ö. 2. yüzyýldaMadra Daðýndan kaleye su çýkarýlmýþtýr. 50 ile 75 cm. arasýndadeðiþen künklerden tam 240.000 adet kullanýlmýþtýr. Künkler üçkol halinde döþenmiþtir, 45-50 km. lik bir mesafedir bu. Kalekarþýsýndaki bir tepede su depolanmakta ve bronz borularla ka-leye gönderilmekteymiþ. Bu yükseliþ için 20 Atü dolayýndabasýnç uygulandýðý sanýlmaktadýr. Bronz su yollarý çökmüþolduðundan suyun kaleye nereden girdiði belli deðildir. Belliolan ise sularýn, ýrmaklarýn terse de akabileceði.

B E R G A M A S Ö Y L E N C E L E R Ý

101

Page 102: BERGAMA SÖYLENCELERÝ · Sahibi : Bergama K[lt[r ve Sanat Vakf^ Genel Yay^n Yönetmeni : Dt. A. G[rb[z BAaANA Sorumlu Yaz^ c`leri Md. : Mustafa DURMAZ Yay^n Kurulu : Dt. A. G[rb[z

SU ŞEHRÝ BERGAMABergama'nýn su ihtiyacý Madra Daðýndaki Açöldüren suyu ile

Soma tarafýndan getirilen Aksu olup zamanla bozulunca sýkýntýbaþlamýþtý. Bu durum karþýsýnda Kocaarapoðlu diye anýlan HacýMehmet Aða Geyikli Daðýndan Bergama'ya su getirmeye kararverdi.

Günün birinde Bergama sokaklarýnda tellallar baðýrýyordu;

"Geyikli'den su getirilecek, eli kazma-kürek tutan su hayrýnagelsin.

Bir kaç gün sonra Bergama voyvodasý da kaynaklarýn GeyikliDaðýna çýkmýþtý. Su hayrýna koþan Bergama ve civar köylerdengelenler kanallarý açýyorlardý. Bunlarýn gönüllerini alan voyvoda,bu arada Bergama Müftüsünün de çalýþtýðýný görünce:

- Sizin duanýz, himmetiniz var olsun, býrakýn der

Müftü, 15 km uzaktan gelecek bu su iþinin güçlüðünü veuzun zamana baðlý olduðunu anladýðý için halk ile birlikte çalýþ-maya gitmiþti.

- Aðam ! gerçek söylerim, fakat yarýn halk "Aða, hayýrlarý bizeyaptýrdý, kendi hayýrý deðildir" derlerse bu hayýrdan ve bu halktanuzak kalmamak için benim de çalýþmam lazýmdýr. Bu söz aðayadokunmuþtu. Çalýþanlara duyurulmak üzere þu emri verdi:

- Herkes yerli yerine gitsin. Þu an için baþka çare bulu-nacaktýr.

Ertesi günü Bergama sokaklarýnda tellallar baðýrýyordu:

"Geyikli'den Bergama'ya su getirilecek, gündelikle çalýþmakisteyenler gelsin"

Aða kendi parasýyla bir yýl içinde suyu Bergama'ya getirmiþti.Asklepion baþýndaki harlaktan bir þelale gibi düþen suyu halk,büyük heyecanla seyrediyordu.

B E R G A M A S Ö Y L E N C E L E R Ý

102

Page 103: BERGAMA SÖYLENCELERÝ · Sahibi : Bergama K[lt[r ve Sanat Vakf^ Genel Yay^n Yönetmeni : Dt. A. G[rb[z BAaANA Sorumlu Yaz^ c`leri Md. : Mustafa DURMAZ Yay^n Kurulu : Dt. A. G[rb[z

Bergama'lýlar bu büyük su hayrýndan dolayý aðaya karþýderin bir minnet duymuþlardý. Bütün halk, Koca Avlu'da (MusallaMezarlýðý karþýsýnda Telli Dere tarafý) toplanmýþlar, kurbanlarkesilerek kazanlarla piþirilen yemekleri yemiþlerdi.

Suyun idaresi için, bir su mütevellisi tayin edilmiþ ve yanýnabir kaç yardýmcý verilmiþti. Münasip yerlerde çeþmeler yapýlýyor,isteyenlerin evlerine su veriliyordu.

Söylendiðine göre Arapoðlu'da Demirciler'deki þimdikiGazhane- Mustafa Yazýcý Caddesi arkasý) bahçesi ve belediyeyanýndaki konaklarý için parasý ile su istemiþti.

- Aðam bu hayýr senindir diyenlere;

- Bu su hayýrýdýr. Benim de para ile almam gerekir.

Mütevellinin ve eþrafýn yalvarmalarý üzerine bahçe ve ko-naðýna parasýz su verilmiþ, aða da buna karþýlýk TekkeBoðazýndaki Arapoðlu Deðirmenini suya vakfetmiþtir.

Bu vakýf örnek olmuþ, Kozalan ve Yayla semtlerindeki 53kaynaktan çýkan su, yýllarca kanal ve künklerden geçerekBergama'ya akmýþtýr. Bu su fond borularla Bergama'ya gelmek-te ve Bergama içinde de borularla çeþmelere verilmektedir.

1256 tarihli bir fermanda "merhum ve maðfürünle KocaArapoðlu evkafýndan oýlup Medine-i Bergama'da vaki ma'i leziz-i kebirin.." idaresi Halil aða'ya býrakýldýðý kaydedilmektedir.

Su vakfý 1925 tarihinde Belediyeye devredilmiþtir. 12 bin liraile 80'den fazla dükkan, 7 bahçe, 2 binden fazla zeytin aðacý, 4su deðirmeni (Arapolu, Tekke, Alan, Ulucami), 3 hamam (Küplü,Çýnarlý, Patýrna ), Mesluh Hanýnýn yarýsý (Bu han kapalý çarþýnýnolduðu yerde idi) bunlar arasýndaydý.

B E R G A M A S Ö Y L E N C E L E R Ý

103

Page 104: BERGAMA SÖYLENCELERÝ · Sahibi : Bergama K[lt[r ve Sanat Vakf^ Genel Yay^n Yönetmeni : Dt. A. G[rb[z BAaANA Sorumlu Yaz^ c`leri Md. : Mustafa DURMAZ Yay^n Kurulu : Dt. A. G[rb[z

ÞÝFALI SULAR

Bugün, çözümlenerek henüz bileþimleri anlaþýlmamýþolmakla birlikte þifalarý dillerde destan sular vardýr. Bu sularýyazýyoruz:

Sarýlýk Suyu: Esenli köyünde bulunan bir çeþmenin suyun-dan sarýlýk olanlar içerler ve yýkanýrlardý.

Ilýcak Pýnar: Vücudunda sivilce ve çýban olanlar cumartesigünü güneþ doðmadan Kozluca altýnda bulunan bir pýnarýnçamurundan sürünürler, suyu ile yýkanýrlar ve arkaya bakmadandönerlerdi.

Çoban Ilýcasý: Üçtepe ile Çürükbaðlar arasýnda ve örenolmuþ Uþaklý köyünde bulunan bu sudan çýbanlýlar yýkanýrlar,çamurundan sürünürlerdi.

Uyuz Pýnarý: Madra'nýn Pirekozu mevkiindeki bu sudan uyuzolanlar yýkanýrlar ve içerlerdi.

Konuk Suyu: Terzi Haliller köyü tarafýnda bulunan bu su ilegöze gelen misafiri gidermek için, göz yýkanýrdý.

Dalak Çeþmesi: Ýbrahimaða köyünde bulunan Dalakçeþmesinin suyunu dalak üstünde tutarlardý.

Bu çeþme maðara gibidir. Su iki metre kadar yüksektenakmaktadýr. Dalaklý olanlar buraya girerler, delik bir karpuzkabuðunu dalak üstüne koyarlar, suyu buraya akýtýrlardý.

Dalak Suyu: Madra Daðýnýn Çavdarlýk mevkiinde bulunandalak suyunun, buz gibi soðuk suyu altýnda dayanýncaya kadardururlardý. Koyunlarýn dalaklarýný eritmek için de hayvanlarý suyatutarlardý.

Sýzý Çamuru: Kaynarca yanýnda bulunan çamur ýlýcasýnda-ki çamurdan sýzýsý olanlar sürünürdü.

B E R G A M A S Ö Y L E N C E L E R Ý

104

Page 105: BERGAMA SÖYLENCELERÝ · Sahibi : Bergama K[lt[r ve Sanat Vakf^ Genel Yay^n Yönetmeni : Dt. A. G[rb[z BAaANA Sorumlu Yaz^ c`leri Md. : Mustafa DURMAZ Yay^n Kurulu : Dt. A. G[rb[z

GÜZELLÝK ILICASI

Bergama'da yaþanmýþ bir öykü daha size...

Kraliçeleri kýskandýran dünya güzeli çoban kýzýnýn dilleredestan gizemli öyküsü..

Bu çoban kýzý önceleri çirkin mi çirkin; sümüklü, pasaklýbirisiymiþ.

Yüzü sivilceli, burnu çilli, yaralý bereli bir cildi varmýþ.

Öyleyse bu kýzý, Mýsýr kraliçesi ve kainat güzeli, bütün zaman-larýn en dilber kadýný Kleopatra neden kýskanmýþ acaba, þu bizimBergamalý sümüklü, çilli, çapar kýzýn neyini kýskanmýþ diye-ceksiniz?

Çünkü bu çoban kýzý koyun güderken, çalýlarýn arasýnda kay-bolur, bir pýnarýn oluþturduðu gölcükte sýcacýk sularda yýkanýr,yuðunur; aklanýr paklanýr; çýrpýnýp çimermiþ.

Günler günleri kovalarken bu çilli, çapar, çirkin kýz gide gidedeðiþmeye baþlamýþ; sivilceleri kaybolmuþ, çilleri yok olmuþ;teni pek, cildi ipek gibi;

kaþý gözü yerine düþmüþ, bakanlar bayýlýp yerlere düþmüþ. Ayýn ondördü, ýrmak saçlý, kara kaþlý, ela bakýþlý, kirpikleri

nakýþlý güzeller güzeli bir kýz olup çýkmýþ.

Çoban kýzýnýn dillere destan güzelliði dalga dalga yayýlmýþ;bir efsane gibi her diyarda anýlmýþ ve tabii önceleyin Bergama'dakasýp kavurmuþ, hatta Bergama Kralýnýn kýzýný güzellikte geçtidiye tiz getirin saraya buyruklarý savrulmuþ; durmayýp gitmiþler,çoban kýzýný saraya getirmiþler.

Kraliçe, gerçekten ay parçasý gibi güzel bir kýzla karþýlaþýncagüzelliðinin sýrrýný sormuþ, azýcýk da kýskanarak.

B E R G A M A S Ö Y L E N C E L E R Ý

105

Page 106: BERGAMA SÖYLENCELERÝ · Sahibi : Bergama K[lt[r ve Sanat Vakf^ Genel Yay^n Yönetmeni : Dt. A. G[rb[z BAaANA Sorumlu Yaz^ c`leri Md. : Mustafa DURMAZ Yay^n Kurulu : Dt. A. G[rb[z

Utangaç çoban kýzý, daha dasýkýlmýþ bu sorudan ve hiç demiþ, benkuzularýmý çok seviyorum da onlarýn akýtaký yansýdý bana demiþ. Demiþ ama birtürlü kraliçeyi ikna edememiþ.

Bunun üzerine kraliçe, çobankýzýnýn aðzýndan öðrenmediðini onuizleterek çözmek üzere uðurlamýþ sarayýndan. Adamlarý gizlicepeþine düþmüþler, bir deðil iki deðil onlarcasý çevresineüþüþmüþler.

Sorup durmuþlar, birçok plan kurmuþlar; ne yer, ne içer; ne sürür, ne sürünür; nerede yýkanýr, nerede taranýr;

nerede kalkar, nerede yatar tek tek araþtýrmýþlar. Þunu özel-likle fark etmiþler ki çoban kýzý sabah, öðle, akþam kuzularýnýgüttüðü yamacýn eteðindeki çalýlarýn içine giriyor, sisli dumanlý,kaynar pýnar sularýnda aklanýp paklanýyor, yýkanýp dökünüyor,buharlarýn içinden ýþýldayýp çýkýyor. Yazmýþlar notlarýný, tutmuþlarraporlarýný, iletmiþler Bergama sarayýna.

Öðrenmiþ böylece sarayýn ecesi,

çoban kýzýnýn çözülmüþ güzellik bilmecesi.

Bergama ecesi, bunu duyar duymaz çýkýp gelmiþ ýlýcayamacýna, ulaþmýþ nihayet amacýna; adamlarý büyük bir çadýrkurmuþ ve kýraliçe günde üç kez olmak üzere bir hafta bu sular-da yýkanýp durmuþ. Aynalara bakýnmýþ, kendine Ýnanamamýþ;cildi pýrýl pýrýl, yüzü gözü ýþýl ýþýl olmuþ. Üstelik saðlýk esenlikkazanmýþ; yanaklarý al al, dudaklarý bal bal, eli kolu dal dalolmuþ. Saraya dönünce babasý kral, kýzýný tanýyamamýþ, þaþkýnþaþkýn baka kalmýþ.

Sonracýðýma buraya ýlýca yapýlmasýný saðlayýp herkesinyararýna açmýþlar.

B E R G A M A S Ö Y L E N C E L E R Ý

106

Page 107: BERGAMA SÖYLENCELERÝ · Sahibi : Bergama K[lt[r ve Sanat Vakf^ Genel Yay^n Yönetmeni : Dt. A. G[rb[z BAaANA Sorumlu Yaz^ c`leri Md. : Mustafa DURMAZ Yay^n Kurulu : Dt. A. G[rb[z

Adýna Güzellik Ilýcasý demiþler.

Gel zaman git zaman hani derler ya Mýsýr'da saðýr sultan bileduymuþ sanki. Nil kýyýsýnda konuþulmuþ çoban kýzýnýn güzel-liðinin sýrrý.. Mýsýr kraliçesi Kleopatra olaðanüstü güzelliðinekarþýn bu cazibeye kaptýrmýþ kendini. Mýsýr'dan Anadolu'ya,Bergama'ya gelmiþ. Güzeller güzeli olduðu halde hem daha dagüzel olmak hem de güzelliðinin kalýcý olmasýný saðlamak içinbu ýlýcada kalmýþ günlerce. Eskiden de güzelmiþ ama burayagelip gittikten sonra o kadar güzelleþmiþ ki Sezar ve Antoniusonun için büyük bir rekabete girmiþler.

Kleopatra'nýn gelmesinden sonra ýlýcanýn adý KleopatraGüzellik Ilýcasý adýný almýþ.

Duymuþ olmalýsýnýz hani, dilediðini yaptýran güzelliðiyleKleopatra, Antonius'ten

yanan Ýskenderiye Kütüphanesi yerine

Bergama Kütüphanesini getirmesini istemiþ.

Kleopatra, Bergama kütüphanesinin ününü ýlýcaya geldiðizaman mý duydu dersiniz?

Kaðýdýn icad edildiði, Mýsýr'ýn papirus'un dýþ satýmýný kesince,ceylan ve oðlak derisinden yapýlan parþomenin kullanýldýðýBergama'nýn kalesinde, Atena Tapýnaðý ile Trayan Tapýnaðýarasýnda yer alan ünlü kütüphane, o zamanlar dünyanýn en zen-gin kütüphanesiydi.

Neyse olanlar bize oldu, 200.000 ciltlik BergamaKütüphanesi Antonius tarafýndan Mýsýra kaçýrýldý. Zeus Sunaðýgibi sürgüne giden kütüphanenin yine temelleri kaldý bize,

bize hüsran kaldý ve size dinlemek bu öyküyü.

Hisse ne düþer bakalým bu kýssadanAnlatayým özetle, uzatmadan, kýsadan

B E R G A M A S Ö Y L E N C E L E R Ý

107

Page 108: BERGAMA SÖYLENCELERÝ · Sahibi : Bergama K[lt[r ve Sanat Vakf^ Genel Yay^n Yönetmeni : Dt. A. G[rb[z BAaANA Sorumlu Yaz^ c`leri Md. : Mustafa DURMAZ Yay^n Kurulu : Dt. A. G[rb[z

Bergama'nýn sularý, hatta çamuru

Bir baþka biçim alýr insan hamuru

Özlüce derim ki Bergama için özellik

Suyundan mý huyundan mý bu güzellik

Kýzlarý alýmlý, erkekleri çalýmlý neden

Çünkü bu suda yýkanmýþ nenenle deden

Bergamalýyýz biz, huyumuz belli suyumuz bellidir .

Bize Geyikli suyu içme, ýlýca suyu çimme içindir

Biz Selinos deresinde bir ayaðýmýzý

Kestel'de öteki ayaðýmýzý yýkarýz

Su kutsaldýr bizde

Biz gözyaþýmýzý bile þiþede saklarýz.

Kaðýdý bulan Bergama,

Kutsadý yazýyý, kitabý

Kitap kutsaldýr bu yüzden bizde

Yazýlý bir kaðýt görsek yerde

Alýp duvar kovuðuna sokarýz.

B E R G A M A S Ö Y L E N C E L E R Ý

108

Page 109: BERGAMA SÖYLENCELERÝ · Sahibi : Bergama K[lt[r ve Sanat Vakf^ Genel Yay^n Yönetmeni : Dt. A. G[rb[z BAaANA Sorumlu Yaz^ c`leri Md. : Mustafa DURMAZ Yay^n Kurulu : Dt. A. G[rb[z

HAYLAZLAR KAYASI

Bergama'nýn Kozak Yaylasýna giden yolun baþýnda, rüzgarýntaksim edildiði Tekke Boðazýna girerken Haylazlar Kayasý diyeanýlan bir yer vardýr. Tembellerin, iþsizlerin, baþýboþ gençlerinuðrak yeri olduðu için Haylazlar Kayasý denmiþ olsa gerek. Oysakimileri merak edip çýkarmýþ bu kayalara, kimileri hava almakiçin. Çünkü oldukça yüksek, ýssýz bir görünümü, gizemli birhavasý varmýþ.

Fakat asýl önemi ne hayla-zlarýn uðrak yeri olmasý, ne demeraklýlarýn gezinti tepesiolmasýndan geliyormuþ. Bukayalarýn asıl ünü, kýsmetikapananlara umut kapýsý açanözelliðinden kaynaklanýyormuþ.Evde kalan kýzlar, tohuma kaçanerkekler bu kayalara çýkýp içinidökerlermiþ. Sevdiðine kavuþa-

B E R G A M A S Ö Y L E N C E L E R Ý

109

Page 110: BERGAMA SÖYLENCELERÝ · Sahibi : Bergama K[lt[r ve Sanat Vakf^ Genel Yay^n Yönetmeni : Dt. A. G[rb[z BAaANA Sorumlu Yaz^ c`leri Md. : Mustafa DURMAZ Yay^n Kurulu : Dt. A. G[rb[z

mayan, aþkýna karþýlýk bulmayan fakir aþýklarýn, zengin dullarýn,pýsýrýk delikanlýlarýn da aðlama duvarý sayýlýrmýþ.

Kýsmet Kayasý da denilen bu kayalýklara çýkan kiþi, özlem-lerini, tutkularýný, beklentilerini baðýra baðýra anlatýrmýþ.Kayalarýn üzerindeki kiþinin sesi asla aþaðýdan duyulmaz, oysaaþaðýdan biri ses etse çok rahat duyulurmuþ. Bu nedenle garipâþýklar burada içine attýðý, kimseye diyemediði, çekindiði,utandýðý gizli duygularýný, emellerini, sevgilerini avaz avaz anlatýr-mýþ. Genellikle dilekleri olur, kýsmetleri çýkar, özlemlerinekavuþurlarmýþ ve bu kayalýklar þans ibrelerinin deðiþtiði birmanyetik alan olurmuþ.

Ýþte bu kayalarýn týlsýmýný ilk sezen, Bergama Kralýnýn kýzýolmuþ. Bu kral kýzý, ordu komutanlarýndan birine gönlünü kap-týrmýþ. Fakat aþkýný kimseye anlatamaz; gülerler, alay ederlerdiye söyleyemezmiþ. Çünkü kral kýzý, kral oðluyla evlenir diyekestirip atacaklarýný biliyormuþ. Nitekim bir gün komþu kralýnoðluna istemiþler bizim prensesi ve hemencecik söz kesiliver-miþ, oldubittiye getirmiþler, sormamýþlar bile kendisine. Prensessaraydan dýþarý çýkmaz, iki gözü iki çeþme aðlar olmuþ. Onun buhalini gören halayýklar, kýrlara çýkýp gezmeyi önermiþler. Bir günKozak yolunda çamlýklarda gezmeye çýkmýþlar. Selinos kýyýsýndasepetlerinden çýkýnlarýný açmýþlar, yiyip içmeye baþlamýþlar.Genç kýz iki lokma alýp kalkmýþ, içindeki sýkýntýyý bir türlü atamýy-ormuþ. Halayýklarýndan izin isteyip biraz dolaþacaðýný söylemiþ.Niyeti kayalarýn üzerine çýkýp kral babasýna aðzýna geleni söyle-mek, baðýrmak çaðýrmak, içinde biriken öfkeyi atmakmýþ.

Ne bilsin çýktýðý kayalann kýsmet kayasý olduðunu.

Kayalýklarýn tepesinde önce anasýna, babasýna aklýndangeçen her þeyi söylemiþ, derdini aþkýný, baðýra baðýra anlatmýþ.Sonra da hüngür hüngür aðlamýþ, aðlamýþ. Baðýrdýktan,aðladýktan sonra açýlmýþ, deðiþmiþ ve bir hoþ olmuþ içi. Büyükaþkýný, umarsýz sevgisini içine atmanýn anlamsýz olduðunudüþünmüþ, cesaret gelmiþ kendisine ve herþeyi çekinmedenbabasý krala, anasý kraliçeye anlatabileceðini, eðer uygun

B E R G A M A S Ö Y L E N C E L E R Ý

110

Page 111: BERGAMA SÖYLENCELERÝ · Sahibi : Bergama K[lt[r ve Sanat Vakf^ Genel Yay^n Yönetmeni : Dt. A. G[rb[z BAaANA Sorumlu Yaz^ c`leri Md. : Mustafa DURMAZ Yay^n Kurulu : Dt. A. G[rb[z

görmezlerse sevdiði komutaný kýþkýrtacaðýný, sarayý baþlarýnayýkacaðýný bile aklýna getirir olmuþ. Olmak ya da olmamak mýdemiþ yoksa olmak ve mutlaka olmak mý ne demiþse davranýpinmiþ aþaðýya.

Kayalardan aþaðýya iner inmez," kalkýn bre uyuþuk halayýk-lar" diye baðýrýp gürlemiþ.

Þaþýrmýþ kadýnlar, prensesi hiç böyle görmemiþler. Hemenarabaya binmiþler, dizginleri eline alan prenses hýzla kale yolunasapmýþ ve yýldýrým hýzýyla evine varmýþ.

Saraya geldiðinde kral babasý, komutanlarýyla toplantýhalindeymiþ. Komþu kral, prensesle evlilik karþýlýðýnda çeyizolarak Bakýrçay'ýn öte yakasýný istemekteymiþ. Bu toplantýdabulunan prensesin sevdiði komutan, kralýnýn umarsýz ve korkuiçinde olduðunu görünce ayaða kalkmýþ, tartýþmýþlar, olaybüyümüþ, gerginlik artmýþ ve bu sýrada genç bir subay, kralahançerini çekip vurmuþ. Kendiliðinden oluþan bu darbe sonun-da prensesin sevdiði genç komutan yönetimi ele almýþ. Sarayagelen prenses ise babasýnýn ölümüne üzülmüþ ama sevgilisinede sarýlmaktan geri durmamýþ.

Nice yýllar mutlu mutlu yaþamýþlar.

Onlar ermiþ muradýna biz çýkalým kerevetine derler ya yüzyýl-larca kýsmet kayalarý, dilek tutanlara, kýsmet arayanlara uðurgetirmiþ.

Uðurlu kayanýn bu gizemli özelliðinden binlerce yýl, binlercekiþi yararlanmýþ, gönül iþi olanlara çöpçatan gibi iþlev görmüþ.

Þimdiki gençler bu konularda çok becerikli olduklarýndanmýdýr nedir pek uðramaz olmuþlar bu kayalýklara ve kaya kahrýn-dan çatlamýþ, daðýlmýþ, eski özelliðini yitirmiþ.

Söylencemiz bitti burada .

Evde kalýklar ermiþ murada

Masal tarafýný býrakýp yorumunu yapalým þurada.

B E R G A M A S Ö Y L E N C E L E R Ý

111

Page 112: BERGAMA SÖYLENCELERÝ · Sahibi : Bergama K[lt[r ve Sanat Vakf^ Genel Yay^n Yönetmeni : Dt. A. G[rb[z BAaANA Sorumlu Yaz^ c`leri Md. : Mustafa DURMAZ Yay^n Kurulu : Dt. A. G[rb[z

Efendim, bu kayalýklarda dikilitaþ (stel) bulunmuþ ve küçükniþlere rastlanmýþtýr.

Buradaki tapýnaðýn Kibele kültü ile baðlantýlý olabileceðiyorumu çýkmaktadýr.

Bergama'da telkinle tedavinin (psikoterapi) ne denli önemliolduðunu bu söylencede çok iyi görebilmekteyiz.

Sesin duyulmamasýnýn verdiði güvence içinde özlemleri,tutkularý, gizli kalmýþ arzularý olanlar ve umarsýzlýk, korku vepýsýrýklýktan sýyrýlamayanlar burada öncelikle kendi kendileriyleyüksek sesle konuþmaktadýrlar. Bu kiþiyi rahatlatýr, bir boþalmasaðlar. Sonrasýnda cesaret, yükler güven ve inanç depolar. Bunudüþünmek ve inanmak, yapmanýn yarýsýdýr. Nasýl kayalardabaðýra baðýra söylemiþse, gidip anasýna ya da kýzýn kendisinesevgisini, ilgisini dobra dobra söylemeyi kurar kafasýnda, bununprovasýný yapmýþtýr zaten.

Her türlü derdi, sorunu olanlar kendi kafalarýnda en uygunolan uzlaþý arayýþýný oluþturduktan sonra dedikodu yapacakadreslere deðil sorunun kilitli olduðu adrese gitmesi gerekmezmi?

B E R G A M A S Ö Y L E N C E L E R Ý

112

Page 113: BERGAMA SÖYLENCELERÝ · Sahibi : Bergama K[lt[r ve Sanat Vakf^ Genel Yay^n Yönetmeni : Dt. A. G[rb[z BAaANA Sorumlu Yaz^ c`leri Md. : Mustafa DURMAZ Yay^n Kurulu : Dt. A. G[rb[z

KEÇÝLERÝ KAÇIRMA ÜZERÝNEBergama Kalesinin þimdiki

yýkýk surlarý eskiden çok yük-sek ve çok saðlammýþ. Kaleyetýrmanmanýn güçlüðü yanýndahele surlarý aþmak büsbütünolanaksýzmýþ. Bu nedenle zen-gin Kaikos (Bakýrçay) Ovasýnýnbekçiliðini yapan bu kartalyuvasý, düþman saldýrýlarýkarþýsýnda çok güvenilir birsýðýnak görevini yerine getiriyormuþ. Kaleyi kuþatanlar, aylarcabekledikleri halde asla kaleyi çökertmeyi baþaramazlar, kaledüþmedikçe de açýk ovada yerleþmek tehlikeli olacaðýndan kýþbasmadan geri dönmek zorunda kalýrlarmýþ.

Þimdi öyküsünü anlatacaðým olayda kaleyi kuþatanlar,Galatlar mýdýr kimlerdir pek seçemiyorum ama son derecesaldýrgan, savaþçý ve üstelik zeki komutanlarý olan bir orduymuþ.Bakýrçay Ovasýný gözlerine kestiren bu saldýrganlar, tüm güçleri-ni ortaya koyarak kaleyi çembere almýþlar. Tam kale duvarlarýnatýrmanacaklarý sýrada yukarýdan ok yaðmuru, taþ dolusu gel-meye baþlamýþ, kalkanlarýný siper yapýp yine yüklenmiþler. Bukez kaynar sular, ardýndan alev alev ot demetleri atmýþlar vehiçbir düþman askerinin burçlara týrmanmasýna izin ver-memiþler.

Ertesi yýl ayný düþman yeniden çýkýp gelmiþ. Kaledekiler pektasalanmamýþlar bu kez. Nasýl olsa onlarý püskürtürüz; bekleyip,daha sonra da kös kös geri dönerler diye düþünmüþler. Ancakbu kez çok kalabalýk olduklarý görülüyormuþ. Yukarýdan kuþbakýþý izlendiðinde Bakýrçay Ovasý toz bulutlarý ile örtülügibiymiþ. Bir ucu kale eteðindeyse bir ucu Yund Daðýnýneteðindeymiþ. Ertesi sabah kaleden aþaðýya bakanlar bembeyazüç yýðýn görmüþler ve dað gibi un yýðýnlarýnýn bulunduðunu san-

B E R G A M A S Ö Y L E N C E L E R Ý

113

Page 114: BERGAMA SÖYLENCELERÝ · Sahibi : Bergama K[lt[r ve Sanat Vakf^ Genel Yay^n Yönetmeni : Dt. A. G[rb[z BAaANA Sorumlu Yaz^ c`leri Md. : Mustafa DURMAZ Yay^n Kurulu : Dt. A. G[rb[z

mýþlar. Oysa tepeleri kireç tozlarý ile bu hale getirdiklerini bileanlayamamýþlar, demek ki korku daðlarý sarmýþ, sonra butepeleri.

Aylar geçmiþ saldýrmamýþlar, bir ok bile atmamýþlar. Sadecekuþatmayý sürdürerek kalenin açlýk ve susuzluk içinde düþmesinibeklemiþler. Aylarca dýþarýya çýkamayan, tarla ve bahçelerindekiürünü toplayamayýp kaptýran, vadideki hayvanlarýný yitirenBergama halký, kýþý kýtlýk içinde geçirmenin korkusuna kapýlmýþ.Üstelik kalede de pek bir þey kalmamýþ. Açlýk, düþ kýrýklýðý, kaledekapanýp kalmak iyice bunaltmýþ insanlarý.

Kaledekilerin morallerinin bozulduðu günün gecesindekuþatma komutaný tüm Bakýrçay ovasýnýn keçilerini toplamýþ,boynuzlarýna yaðlý fitiller, çýralar baðlayýp yakarak kaleye doðrukovalanmasýný emretmiþ. Kale üç taraftan binlerce ýþýkla sarýlýn-ca, kaledekiler yüzbinlerce askerin üzerlerine geldiðini sanarakbunlara karþý koymanýn olanaksýzlýðýný da düþünerek paniðekapýlmýþlar. Canlarýný kurtarmalarý için tek bir yol varmýþ ve bunokta kale ardýndaki kapý olup, kaçmalarýna olanak doðmuþ.Meðer kuþatma komutaný bilerek bu kesime keçilerini sürmemiþve bu oyunun farkýnda olmayan kale halkýnýn buradan kaçmasýnýkolaylaþtýrmak istemiþ.

Öylesine korku içinde kaçmýþlar ki kaleyi tamamen terketmiþler, sadece çocuklar ve yaþlý insanlar kalmýþ.

Ertesi gün kaledeki yaþlýlar ve çocuklar da kovulmuþlar.Bunlarýn bir kýsmý Madra, bir kýsmý Yund Daðlarýna týrmanmýþ.Sýðýndýklarý yerlerde iþin gerçeðini öðrenmiþler, keçilerin hücu-muyla bozgun yediklerinin farkýna varýnca da "demek bizi keçilerkaçýrdý, öyle mi" diye þaþkýn þaþkýn söyleþtikleri olmuþ. Üstelikkeçilerden kaçanlar düþündükçe keçileri kaçýrmýþ, aklýna ziyanvermiþ; böyle bir oyuna geldiklerini çok acý bir þekilde anlamýþlar.

Belki keçileri kaçýrma sözü buradan gelen bir deyiþ oldu çýktýkim bilir?

B E R G A M A S Ö Y L E N C E L E R Ý

114

Page 115: BERGAMA SÖYLENCELERÝ · Sahibi : Bergama K[lt[r ve Sanat Vakf^ Genel Yay^n Yönetmeni : Dt. A. G[rb[z BAaANA Sorumlu Yaz^ c`leri Md. : Mustafa DURMAZ Yay^n Kurulu : Dt. A. G[rb[z

Hatta yoksul gençler arasýnda da komþudan, dosttan,arkadaþtan mertlik görmeyip hileyle, oyunla karþýlaþtýklarýnda"ülen keçilik etme" sözünü öylesine kullanmýþlar ki belkigünümüze deðin buralarda söylenen bir hitap olarak karþýmýzaçýktý, kim bilir?

Bergama kurulalý beri, böyle bir þey olmuþ deðil

Mahcup Bergamalýlara sor, böyle bir þey olmuþ deðil

Olmuþ olmuþ, olmaz mý?

Böylesi bir olayda Ýnsanýn yüzü solmaz mý?

Bize oyun oynayana,

Biz de çifte telli oynarýz.

Biz Bergamalýyýz

Biz iþimizi biliriz dedik ve çifte oyuna girdik.

Bu kez gündüz gözüyle keçi postu, koyun postu sýrtlananTürkler kaleye doðru ilerlemeye baþlamýþlar.

Kaledekiler bunlarý görüyorlarmýþ ama kendi oyunlarýnýdüþünerek kýkýr kýkýr gülüyorlar, akýllarýnýn ucundan bir saldýnolabileceði hiç mi ama hiç geçmiyormuþ.

Oysa kale eteðinde otlayan, koyun keçi sürüleri artmýþ mýartmýþ.

Bunlar kaleye çýkmýþ mý çýkmýþ.

Surlara týrmanmýþ mý týrmanmýþ.

Akþamýn karanlýðý çökerken kalenin içinde kuzular gezin-meye baþlamýþ.

Hiç bir direnme görmeden kaleyi tekrar ele geçirmiþler.

Gidenler gelmiþ.

Gelenler gitmiþ

Söylencenin sonu iþte böyle bitmiþ.

B E R G A M A S Ö Y L E N C E L E R Ý

115

Page 116: BERGAMA SÖYLENCELERÝ · Sahibi : Bergama K[lt[r ve Sanat Vakf^ Genel Yay^n Yönetmeni : Dt. A. G[rb[z BAaANA Sorumlu Yaz^ c`leri Md. : Mustafa DURMAZ Yay^n Kurulu : Dt. A. G[rb[z

116

Page 117: BERGAMA SÖYLENCELERÝ · Sahibi : Bergama K[lt[r ve Sanat Vakf^ Genel Yay^n Yönetmeni : Dt. A. G[rb[z BAaANA Sorumlu Yaz^ c`leri Md. : Mustafa DURMAZ Yay^n Kurulu : Dt. A. G[rb[z

ÜÇÜNCÜ BÖLÜM

BERGAMA’DATÜRK

SÖYLENCELERÝ

117

Page 118: BERGAMA SÖYLENCELERÝ · Sahibi : Bergama K[lt[r ve Sanat Vakf^ Genel Yay^n Yönetmeni : Dt. A. G[rb[z BAaANA Sorumlu Yaz^ c`leri Md. : Mustafa DURMAZ Yay^n Kurulu : Dt. A. G[rb[z

YUKARIBEY - AÞAÐIBEY

Göçerlik döneminde yaylak zamaný,

Yörükler, çadýrlarýný kurmuþlar, kadýnlar ekmek piþirmeye,erkekler hayvanlarý daðdan aþýrmaya çalýþýrlarken obaya, aksakal,elinde asa, gök gözlü, ýþýk yüzlü bir dede gelmiþ, kadýnlarýn yanýn-dan geçerken bir parça taze ekmek istemiþ, fakat piþmedi diyemazeret uydurup boþlamýþlar ve dedeyi avare dilenci diye hoþt-lamýþlar.

Bunun üzerine dedenin gönlü burkulmuþ, öfkelenmiþ, kaþlarýgözlerinin üzerine düþmüþ, þöylece mýrýldanarak "taþ taþ üstündedurmasýn, çadýrýnýzýn ipi tutmasýn" demiþ, ilenerek çamlarýnarasýndan kaybolup gitmiþ.

Sonrasýnda obada havalar bozmuþ, fýrtýnalar esip tozmuþ.

Yaylada ayrýlýklar, aykýrýlýklar doðmuþ, aþiret halký birbiriylebozuþmuþ, sürüdeki hayvanlar birbiriyle tosuþmuþ.

Deveci yörükleri, sýðýr sürüleri olan kandaþlarýna darýlmýþlar,sýðýrcý yörükler devecilere demediðini komamýþ.

Develer sýðýrlarý ürkütmüþ, sýðýrlar develeri boynuzlayýp berkit-miþ. Gayri birliktelik olmaz olasýca demiþler, ikiye bölünüp ayrýlýpgitmiþler.

B E R G A M A S Ö Y L E N C E L E R Ý

118

Page 119: BERGAMA SÖYLENCELERÝ · Sahibi : Bergama K[lt[r ve Sanat Vakf^ Genel Yay^n Yönetmeni : Dt. A. G[rb[z BAaANA Sorumlu Yaz^ c`leri Md. : Mustafa DURMAZ Yay^n Kurulu : Dt. A. G[rb[z

Sýðýrlarýný alýp yürüyenler yukarýya, develerini çekip götürenleraþaðýya doðru davranmýþlar.

Baþlarýndaki bey, burada duralým hey, deyince beyin biriaþaðýbey, öteki yukarýbey diye ünlenir olmuþlar.

Sürülerce sýðýrlarý çeken yörükler Yukarýbey'de, katar katardeveleri çeken yörükler Aþaðýbey'de konaklamýþlar.

Üç-beþ zaman sonra dede yine görünmüþ, yörük karýlarý etrafý-na üþüþmüþ, üzerine fýstýk batýrýlmýþ taze mýsýr ekmeði, ayran,armut, alfat, kuzu kulaðý getirip vermiþler. Koca ihtiyar,olmuþ bahtiyar ve bereket okumuþ ve barýþ dilemiþ.

Ertesi zaman Yukarýbey ileri gelenleri atlarla Aþaðýbey yörük-lerini ziyarete varmýþ, hal-hatýr sormuþ ve "iki bokunuz bir arayadüþmesin" diyerek gezgin otlaklar ve yayla zenginliði dilemiþler.

Öteki zaman Aþaðýbey halký önderleri, develerle Yukarýbeyyörüklerini ziyarete varmýþ, hal-hatýr sormuþ ve yükseltili yerleþim-lerinden ötürü "ihtiþamýn çok olsun" diyerek mutlu, görkemliyaþam dilemiþler.

Aþaðýbey deveci yörükleri nice yýllar ol diyarda çadýr kurup yay-lak yaþamý süredurmuþ, bir bey iken iki, sonra üç bey halký öbek-lenip yaylaþýrken içlerinden biri ev kurmaya, daha sonra ötekidavranmaya baþlamýþ, Hacýahmetler yerleþmiþ, Abdülganiler yer-leþmiþ, öteki yer beðenmeyip Ferhatbey'e konup çökmüþ,Yukarýbeyliler ise Koca Mahalle yamacýnda taþ taþ üstüne koyupbarýnmýþlar yýllardan beri.

Þimdi Bergama Ýlçesine baðlý Kozak yaylasýna çýkarsanýz, yeþilþemsiye gibi kabaran fýstýk çamlarý arasýnda bu öykünün izlerinetanýk olursunuz. Yayla çanaðý içindeki 19 köyün merkezindeYukarýbey Köyü, Ayvalýk'a doðru deniz kokusunu çeken ucunda iseAþaðýbey Köyü sizi karþýlar.

Yaylaya doðru yükseldikçe kýzýlçamlar kol kola girmiþ selamdururlar size, dorukta birden kaybolur kýzýlçamlar ve bu kez yelpazegibi dallarýný açmýþ fýstýk çamlarý vaziyet alýrlar. 16 milyon fýstýkçamý yeþil deniz yaratýr ve nimet saçar kozalaklarýndan künerküner.

B E R G A M A S Ö Y L E N C E L E R Ý

119

Page 120: BERGAMA SÖYLENCELERÝ · Sahibi : Bergama K[lt[r ve Sanat Vakf^ Genel Yay^n Yönetmeni : Dt. A. G[rb[z BAaANA Sorumlu Yaz^ c`leri Md. : Mustafa DURMAZ Yay^n Kurulu : Dt. A. G[rb[z

Fýstýk çamý, Kozak halkýnýn baþat geçim kaynaðýdýr.Sürmesi, sulamasý, gübresi, týmarý pek yoktur, zahmeti azdýrama 25-30 metre yüksekliðindeki ulu aðaçlarýn dal uçlarýndakikozalaklarý düþürmek cesaret ister, maharet ister, canbazlýkgerektirir. Alt dallarý kesildiðinden minare gibi gövdesine týrman-mak, daldan dala geçmek için ucu çengel-çatallý keye kullanýlýr.Keye kullanmak tümüyle ustalýk iþidir. Çektiðin dal kýrýlýrsa ya dakayarsa yani "keye þaþarsa" ölüm aðacýn altýnda bekleyip durur.Ýþte bu yüzden Kozaklýlar varsýl ve mutlu insanlardýr ama yaþam-larý keyenin ucuna baðlýdýr.

ÇAMAVLU SÖYLENCESÝÇamavlu Köyü önceleri Gökmen Deresi denilen yerde kuru-

lu iken nice zaman sonra bu yerleþim yerinde bulaþýcý birhastalýk ortaya çýkmýþ. Bu öyle bir ölet imiþ ki köy halkýný kýrýpgeçirmiþ. Allahtan reva mýdýr, dað baþýnda, geçim telaþýnda birde onulmaz hastalýk? Naçar kalmýþ köylü, otlardan, tohumlar-dan yaptýklarý ilaçlar bana mýsýn dememiþ. Yakarýp yaradana dizüstü, bildikleri tüm dualarý okumuþlar.

Nafile, elleri havada kalmýþ. Ya bu diyardan gitcen, yatopraða düþüp ölcen.

Hastalýk, Gökmen Deresinin taþýna topraðýna sindiðinden,köylüler yýkanýp yuðunup ve tüm eþyalarýný, çulunu, çuvalýný,çaputunu o yerde býrakýp topluca yürüyüþe kalkýþmýþlar.Bugünkü Çamavlu'nun bulunduðu yere vardýklarýnda bir çobanarastlamýþlar. Geniþ bir alaný çitle çevirmiþ, hayvanlarýna aðýl yap-mýþ, ölet kýrýmýndan habersiz huzur içinde yaþýyormuþ. Varýpçobana destur demiþler ve iþ, uðraþ, hizmet, emek, yer, yurtönermiþler. Çoban bakmýþ bunlarý yanýna alsa beylik sürecek,yalnýzlýðý bitip þenlik sürecek, kabul etmiþ. Çoðu hastalýktankýrýlmýþ ve bir grupçuk kalmýþ yörükler kocaman bir çamaðacýnýn kol-kanat gerdiði büyük bir avlu içinde konaklamayabaþlamýþlar.

B E R G A M A S Ö Y L E N C E L E R Ý

120

Page 121: BERGAMA SÖYLENCELERÝ · Sahibi : Bergama K[lt[r ve Sanat Vakf^ Genel Yay^n Yönetmeni : Dt. A. G[rb[z BAaANA Sorumlu Yaz^ c`leri Md. : Mustafa DURMAZ Yay^n Kurulu : Dt. A. G[rb[z

Gel zaman, git zaman köy büyümüþ, köylü çoðalmýþ amaadý kalmýþ yadigar, diyegelmiþler Çamavlu.

KAPLAN SÖYLENCESÝKaplan köyünün güneyindeki daðlýk-ormanlýk alanda eski-

den vahþi hayvanlar, özellikle kaplan, aslan çokça bulunurmuþ.

Kaya oyuklarýnda inleri,

kaya doruklarýnda irileri,

orman içinde kimileri,

ölü gibi uyuklayan dirileri,

bunlarý görse birileri o yakaya adým atamazlarmýþ.

Kaplan Pýnarý denilen yerde yalak yalak su içerler; oðlak,malak ne bulursa yerlermiþ.

Ýçlerinde bir arslan varmýþ ki pençeleri çanak gibi,

bir kaplan varmýþ ki diþleri parmak gibi.

Günlerden bir gün bu aslanla kaplan kapýþmýþlar,

gök gürültüsü gibi böðürmüþler,

birbirlerini ýsýrýp söðürmüþler.

Aslan boðuþma sonunda ölekalmýþ,

kaplan kan revan içinde sönekalmýþ.

Çevre halký koþup gelmiþler, aslanýn leþini sürümüþler,

kaplanýn yaralarýna ilaç sürmüþler.

Ýyileþen kaplan insana alýþmýþ,

o yanlarýnda durdukça cümle vahþi hayvan kaçýþmýþ

ve Kaplan Pýnar'ýn olduðu yerde yerleþme baþlamýþ,

adý kalmýþ yadigar ve

diyegelmiþler Kaplan Pýnar ya da Kaplan.

B E R G A M A S Ö Y L E N C E L E R Ý

121

Page 122: BERGAMA SÖYLENCELERÝ · Sahibi : Bergama K[lt[r ve Sanat Vakf^ Genel Yay^n Yönetmeni : Dt. A. G[rb[z BAaANA Sorumlu Yaz^ c`leri Md. : Mustafa DURMAZ Yay^n Kurulu : Dt. A. G[rb[z

TEKKEDERE SÖYLENCESÝ

Güneþli (Tekke) köyde bir dede mezarý vardýr. Aslýnda Tekkedenilen bu türbede Karasi komutanlarýndan Mehmedü'l-ins diyebir þehit yatmaktadýr. Fakat halk, kendi yaþantýsý, kültürü içindebir söylence üretmiþ ve bu mezarý Çoban Dede diye birine maletmiþtir.

Kozak'ta asýl yayla burasýdýr, aðacý az, otlaðý çok, yeri yüksek,kýþý sert, yaðýþý karlý, yazýn pýnarlarý buzludur. Yörükler buranýnkonumunu yeðledikleri için yayla obasý olarak buraya geldik-lerinde, otlak, sulak diye bildikleri bu yer ol zaman içre kurak,çorak oluvermiþ. Kýþýn karý eksik mi düþtü, yazýn sýcaðý baskýnmý çýktý neyse, sýkýntý baþ göstermiþ.

Hayvanlar kaþýnmaya, insanlar düþünüp taþýnmayabaþlamýþlar.

Otlar sararakalmýþ, insanlar kararakalmýþ.

Hastalýk yayýlmaya, susuzluktan hayvanlar bayýlmaya, ölen-ler sayýlmaya durunca

Çoban Dede'yi arayýp bulmuþlar, el aman ya meded deyipayaðýna kapanmýþlar.

B E R G A M A S Ö Y L E N C E L E R Ý

122

Page 123: BERGAMA SÖYLENCELERÝ · Sahibi : Bergama K[lt[r ve Sanat Vakf^ Genel Yay^n Yönetmeni : Dt. A. G[rb[z BAaANA Sorumlu Yaz^ c`leri Md. : Mustafa DURMAZ Yay^n Kurulu : Dt. A. G[rb[z

Çoban Dede üç gün beklemiþ, kulaðýný yere koymuþ,deðneði ile daire çizmiþ, akþam üzeri güneþi arkasýna alýpdeðneðini savurup atmýþ.

Deðneðin yere saplandýðý noktaya koþan yörükler gürülgürül su kaynadýðýný görünce bayram yapmýþlar, dönüp dedeyeteþekkür için geldiklerinde onu ölmüþ görünce de yasa bürün-müþler.

Þimdi dedenin mezarý olduðu yer türbedir, karþý yamaçtakaynayan su þifadýr.

KANLI KAYALARBergama'nýn Kozak Yaylasýnda, Kaplan Köyü vardýr. Yaylanýn

en güzel köyünün asýrlýk çýnar aðaçlarýnýn altýnda çay içerken yada fýstýk helvasý yerken size Üç Kayalar söylencesini anlatmakisteyeceklerdir. Bu köyden Dikili'ye inerken Büveller Köyü gi-riþinde, karþýdan bakýldýðýnda insan kýlýklý, yiðit tavýrlý görüntüveren üç kayanýn öyküsüdür bu. Baþlarý kesilmiþ vegövdelerinden kan sýzan üç yiðidin taþ yontu fotoðrafýdýr sanki.

Günlerden bir gün Midilli Adasýndan gemiler gelip sahileasker yýðmýþlar. Dikili ve Altýnova'yý iþgal eden düþman, KozakYaylasýna doðru ilerlemeye baþlamýþ. Büveller köyüne vardýk-larýnda bir tepeye konuþlanan üç yiðit kardeþin amansýz direniþiile karþýlaþmýþlar. Bunu duyan Kozak Beyi, tüm köyleri hareketegeçirerek üç kardeþe yardýma koþmuþ. Böylece düþman bozgu-na uðratýlmýþ ve Kozak Daðlarýndan temizlendiði gibi önlerinekatýp denize deðin sürmeyi baþarmýþlar, büyük bir utku kazan-mýþlar özlücesi.

Bu olaydan sonra üç kardeþ, yörede nam salmýþ, ilgininolaðanüstüsünü, saygýnýn içtenliðini görmeye baþlamýþ. Yaþlýlarkahvede onlarý anlatýr, genç kýzlar obada onlarý söyleþirmiþ;býyýðý terleyenler onlara özenir, sokak çocuklarý onlarýnöyküsünde savaþ oyunlarý oynarlarmýþ.

B E R G A M A S Ö Y L E N C E L E R Ý

123

Page 124: BERGAMA SÖYLENCELERÝ · Sahibi : Bergama K[lt[r ve Sanat Vakf^ Genel Yay^n Yönetmeni : Dt. A. G[rb[z BAaANA Sorumlu Yaz^ c`leri Md. : Mustafa DURMAZ Yay^n Kurulu : Dt. A. G[rb[z

Bu durumdan Kozak Beyi rahatsýz olmaya baþlamýþ; Beyinbeyliði unutulmuþ çünkü, adý saný eskisi gibi iz býrakmaz olmuþ.Kozak Beyi çam aðaçlarýnýn gölgesinde kaybolurken, üçkardeþler keçilerin bile ulaþmayacaðý yükseklere, doruklara otur-muþlar.

Gözler üzerinde göze gelebilir, sözler üzerinde dedikodu çýk-abilir, közler üzerinde yangýn yalazlanabilir. Saçmalýk, dar-kafalýlýk, baðnazlýk dirhemle satýlmýyor ki isteyene kilo ile ton ile,üstelik bedava..

Kozak Beyi pirelenmeye baþlamýþ; bunlar benim tahtýma,bunlar benim bahtýma bunlar benim, beyliðime, benim dirliðimediye düþünüp taþýnmaya, uyuz gibi kaþýnmaya baþlamýþ.

Gece kalkar pencereden mýrýldandýðý duyulur:

Taht taht demeyin, Ýmamýn tahtýravellisine binmeyin,Beylik beylik demeyin ,Beylik tabancamýn dom domunu yemeyin, Ak yazgýmý, kara bahtlý kýlmayýn,Bu diyar Kozak, buna kurmayýn tuzak, dermiþ.

Anlaþýlan Kozak Beyine görünmeye baþlamýþlar. Ortada folyok, yumurta yokken tavuk gibi gýdaklamaya, yalan yanlýþyumurtlamaya heveslenmiþ.

Toplamýþ askerlerini, gün çamlarýn üzerinden baþýný çýkar-madan Büvellere girmiþ, hayvanlarýný otlatan üç genci ayný tepeüzerinde oturur bulmuþ.

Kuruntulardan, vesveselerden habersiz olan üç kardeþ,Kozak Beyini görünce hemen ayaða kalkmýþlar, yanýna koþupellerine sarýlmýþlar. Obamýzý onurlandýrdýn, konukluðunuzbaþýmýz üzere, istekleriniz emriniz olur, size uygun düþmese deen iyisi layýk deyip tüm saygý, tüm baðlýlýk sözlerini söylemiþler.Kozak beyi onlarýn bu davranýþlarýný yapmacýk gibi görüyor, tilkikurnazlýðýna yorumluyormuþ. Sonra gerine gerine en büyük kim

B E R G A M A S Ö Y L E N C E L E R Ý

124

Page 125: BERGAMA SÖYLENCELERÝ · Sahibi : Bergama K[lt[r ve Sanat Vakf^ Genel Yay^n Yönetmeni : Dt. A. G[rb[z BAaANA Sorumlu Yaz^ c`leri Md. : Mustafa DURMAZ Yay^n Kurulu : Dt. A. G[rb[z

söyleyin, benden büyük var mý? diye sorunca büyük kardeþYunus olgunluðu içinde;

"Sende sen yok, sende ben yok

Bende ben var ki benden içeru" diye bir dize ile karþýlýk ver-miþ.

Silahlarý çekince ortanca kardeþ delikan tavrý içinde:Evet büyüksün sen, büyükBüyüklüðünün adý kötülük"deyince aðzýndan çýkan gerginliðe kývýlcým saçmýþKüçük kardeþ ise kabýna sýðmaz civanmertlik içinde:Ben sizin büyüklüðünüzü onaylýyorum.Yýlanlarýn, çýyanlarýn en büyüðüÝnsanlarýn üzerinde gezendir, Sömürgenlerin, sürüngenlerin en büyüðüÝnsanlarýn haklarýný ezendir."

diye baðýrýnca Kozak Beyi iþaret etmiþ ve üçünün debaþlarýný uçurmuþlar. Kanlar içinde baþlarý yere yuvarlanmýþ,ama gövdeleri yere düþmemiþ ve ne denli uðraþtýlarsa da onlarýyere yýkamamýþlar. Askerler korkuya kapýlýp kaçýþmýþlar. Halaöfkesi dinmeyen Kozak Beyi bu soylu ve yiðit insanlarýngövdelerini parça parça etmek amacýyla kýlýcýný çekip üzerlerineyürümüþ ve kayalaþan vücutlarýna kýlýcýný vurunca kýlýç tersdönüp kendisine saplanmýþ, tökezlemiþ kalkmýþ, hançerini fýrlat-mýþ, yine çarpýp sekip kendi göðsüne saplanmýþ, tepedenaþaðýya yuvarlanan leþini kurtlar yemiþ.

Ýþte þimdi buradan gelip geçenler, baþý kesik insan görün-tüsündeki bu üç kayalara bakarlar ve kayalardan çýkan suyunkanlý kanlý aktýðýný görünce söylenceyi hiç unutmazlar.

Unutmazlar çünkü Kozak yiðitlerin yataðýdýr,

B E R G A M A S Ö Y L E N C E L E R Ý

125

Page 126: BERGAMA SÖYLENCELERÝ · Sahibi : Bergama K[lt[r ve Sanat Vakf^ Genel Yay^n Yönetmeni : Dt. A. G[rb[z BAaANA Sorumlu Yaz^ c`leri Md. : Mustafa DURMAZ Yay^n Kurulu : Dt. A. G[rb[z

efelerin otaðýdýr, kýzanlarýn ocaðýdýr.Üç kayalar öyküsünü kaleme almak bana düþtü Tam bitirmiþken gökten üç elma düþtü. Biri okuyana, biri dinleyene, biri yazana.

KALEDEKÝ GEBE KADIN

Malazgirt Savaþýndan sonraAnadolu kapýlarýný açan Türklerbaþlangýçta yöreyi tanýma, bilgitoplama, ortam hazýrlama ve gelecekfetihlere deneyim, birikim saðlamaamacýyla gitgel akýnlarý yaparlarmýþ.Anadolu'yu bir uçtan bir uca kat edip

Ege Denizi'nde atlarýný yýkarlar,baykuþ yuvalarýna ot týkarlar, taaMadra'ya, Yund Daðýna deðin çýkar-lar, Bakýrçay vadisine hayranlýklabakarlarmýþ.

Hey gidi günler, hey .. Ayraným kabardý yine...

Diyeceksiniz ki yaðma ve saldýrý hareketi deðil mi busöyledikleriniz?

Pek öyle deðil. Bizans yönetimindeki tekfurlarýn baskýsý, halkýsömürmesi, vergilerle ezmesi yanýnda bizim geliþimiz zalimleretanrýnýn kýrbacý gibi yorumlanýrmýþ.

B E R G A M A S Ö Y L E N C E L E R Ý

126

Page 127: BERGAMA SÖYLENCELERÝ · Sahibi : Bergama K[lt[r ve Sanat Vakf^ Genel Yay^n Yönetmeni : Dt. A. G[rb[z BAaANA Sorumlu Yaz^ c`leri Md. : Mustafa DURMAZ Yay^n Kurulu : Dt. A. G[rb[z

Bu yüzden Anadolu'nun fethi için Türklere çaðrý yapýlmýþtýrdesem doðrudur.

Türkler Anadolu'da Bizans'a göre daha eþitlikçi, daha özgür,daha hakça bir düzen kurduklarý için de yerli halk tarafýndanbenimsenmiþ ve çaðrýlar, davetler uçurulmuþtur.

Efendim, bu akýnlar dalga dalga estikçe Bergama'ya da tam13 kez gelmiþler,

kaleyi kuþatmýþlar ama, kaleyi almak deðilmiþ amaçlarý, geridönmüþler.

Ancak Kutalmýþoðullarý Anadolu'yu fethettikten sonra

Bergama'nýn Bizans'ýn elinde kalmasý olur mu?

Bu þirin belde yad ellerde durur mu?

Hemen hemen her sultan burayý almak için ordular gönder-miþ aslýna bakýlýrsa.

Bir türlü kapýlarýný açýp içeri girmek nasip olmuyormuþ.

Olmuyormuþ çünkü sarp yamaçlarý, çok saðlam surlarý, helehele gümüþten kapýlarý,

altýn anahtarlarý olan kale, kirpi gibi büzülünce kimse yanýna,eteðine bile yaklaþamýyormuþ.

Onca asker kalabalýðý iþe varamamýþ, sýra sýra mancýnýklarise yaramamýþ, bunun üzerine 13. kuþatmada Türk KomutanýSasa Bey deðiþik bir öneride bulunmuþ. Demiþ ki kim kaleninaltýn anahtarýný getirirse kaledeki gümüþ köþkle kralýn kýzýný onavereceðim. Bunun üzerine Sasa Beyin yanýna gelip gidenlerolmuþ, planlarýný anlatanlar çýkmýþ. Fakat içlerinden birisininplanýný çok beðenmiþ. Bu bir sihirbazýn oðluymuþ. Her kýlýðagirer, her þeyi taklit edebilirmiþ. Sasa Beyin huzurunda askerlerinkarþýsýnda ortaoyunu oynamýþ, kýlýktan kýlýða girip herkesi þaþýrt-mýþ. Büyücünün oðlu demiþ ki iþte hünerimi gördün, ben sizealtýn anahtarlarý getiririm, bunun karþýlýðýnda bana fazladan nevereceksiniz?

B E R G A M A S Ö Y L E N C E L E R Ý

127

Page 128: BERGAMA SÖYLENCELERÝ · Sahibi : Bergama K[lt[r ve Sanat Vakf^ Genel Yay^n Yönetmeni : Dt. A. G[rb[z BAaANA Sorumlu Yaz^ c`leri Md. : Mustafa DURMAZ Yay^n Kurulu : Dt. A. G[rb[z

Sasa Bey, köþk ile prenses vereceðimi söylemiþtim deyincetýlsýmcýnýn oðlu köþk var, kýz var ama ne yiyip ne içeceðim dey-ince, Sasa Bey de muþtu olarak 100 altýn florin, utku olarak daher gün bir tek çil altýn deyince anlaþmýþlar.

Hazýrlýklara baþlanmýþ, genç oðlan kendine yardýmcý olacakaskerleri özel olarak eðitmiþ ve bir köþeye çekilip üç gün, üçgece kadýn sesi çýkarmaya, kadýn tavrý yapmaya giriþmiþ.Kendine bol entariler diktirmiþ, baþýna baþlýk, beline kuþak,ayaðýna çarýk bulmuþ. Göbeðine bir yastýk baðlamýþ, güzelcesarmýþ, sarmalamýþ. Süslenmiþ, boyanmýþ. Genç, güzel tatlýsesli, narin, zarif ve fakat yüklüce bir kadýn olup çýkmýþ.

Bir gece vakti sine sine kale kapýsýna deðin yaklaþmýþlar,askerler çepeçevre pusuya yatmýþ, el ayak çekildikten sonrakalede yalnýz nöbetçiler kalmýþ. Tam bu sýrada gebe kadýn düþekalka kapýya doðru koþmaya, avaz avaz baðýrmaya baþlamýþ:

- Ne olur bana yardým edin.

- Ölüyorum, hiç olmazsa çocuðum kurtulsun, ne olur beniiçeri alýn. diye yanýk yanýk inleyince askerler, kendi dilleriylekonuþan bu kadýný içeri almayý düþünmüþler. Zaten ortalýkta sesseda yokmuþ. Kadýna;

- kapýya kadar iyice yaklaþ, anahtarý sana atar atmaz, kapýyýaç ve gir demiþler. En heye-canlý yerine geldik, bundan sonrasýný aðýr çekim izleyelim:

Kale muhafýzlarýndan biri, Eðilmiþ aþaðýya ve uzatarak eliniAtmýþ anahtarý usulca, Atmýþ ama, küçük bir kayaya seken anahtarTüngeyip çalýlarýn arasýna düþmüþ, Kayboldu kaybolacak derken,Çalýlara saklanmýþ bekleyen yardýmcýlarý, Sezdirmeden uzatývermiþler ve de Gebe kadýn eðilip almýþ

B E R G A M A S Ö Y L E N C E L E R Ý

128

Page 129: BERGAMA SÖYLENCELERÝ · Sahibi : Bergama K[lt[r ve Sanat Vakf^ Genel Yay^n Yönetmeni : Dt. A. G[rb[z BAaANA Sorumlu Yaz^ c`leri Md. : Mustafa DURMAZ Yay^n Kurulu : Dt. A. G[rb[z

Altýn anahtarla gümüþ kapýyý açarkenBayýlýp kalmýþ kapýnýn önündeMuhafýzlar býrakýp nöbeti koþuþmuþlarBizimkiler de üzerlerindeki çalýlarý atýpYüz metre finalini koþmaya baþlamamýþlar mý?Gebe kadýn kapýlarý ardýna kadar açmýþNöbetçiler korkudan kaçmýþ,Türkler kaleye neþe saçmýþ.Burada bitti söylence, Türkler kaleye girince,Doðru mu yalan mý bilemem,

Ama yaþanmýyaný ben söylememKurtuluþ Savaþý öncesinde

Bergama'da yaþayan Rumlardan Sofiyanus, Bergama Tarihiüzerine yaptýðý araþtýrmalarda

kültür konularýna da deðinmiþ ve anlattýðýmýz bu söy-lencenin eski Bergamalýlar tarafýndan bir þarký olarakyaþatýldýðýný saptamýþ.

Hele türkü, þarký yakýlmýþsa o söylencenin yaþanmýþlýðý negüzel kanýtlanmýþ olur.

Türkü dedik de acaba hangisi :

Kalenin bedenleri

Çevirin gidenleri

Bergama'nýn kalesi, taþtandýr yýkýlmýyor

Bugün ben yari gördüm, hiç caným sýkýlmýyor

B E R G A M A S Ö Y L E N C E L E R Ý

129

Page 130: BERGAMA SÖYLENCELERÝ · Sahibi : Bergama K[lt[r ve Sanat Vakf^ Genel Yay^n Yönetmeni : Dt. A. G[rb[z BAaANA Sorumlu Yaz^ c`leri Md. : Mustafa DURMAZ Yay^n Kurulu : Dt. A. G[rb[z

DÝLEK KUYUSU

Bergama'da çok eskiden, bugün Zafer Mahallesi denilen yer,Dikili Sultan Bayýrý diye anýlýrdý. Çalýlar, kayalar, incir aðaçlarý,çam aðaçlarý ile dolu olan bu bayýrýn eteðinde, þimdiki 14 EylülStadyumunun karþýsýnda bir yerde kayalar, söðütler arasýnda birkuyu bulunurdu. Her dileði olan bu kuyunun baþýna gider, dilek-te bulunur, niyet tutar, suyundan içerdi. Genellikle beklentilerinekavuþtuklarý için olsa gerek kuyunun adýna Dilek Kuyusu, kuyu-nun çevresine de Bahtiyarlýk denmiþti.

Demek ki bu diyar bahtiyarlýk, dilek kuyusu da mutluluksaçýyormuþ yörenin insanlarýna.

Kuyu baþýnda:"Karacaoðlan ile akçakýzýn dileði Murat tuttuk yardýmýnla ey su meleði Bizi bir yastýkta bahtiyar kýl Bizi bir yuvada ihtiyar kýl" diyenlerin dilekleri su gibi berraklaþýr, su gibi kabýna uygun düþermiþ; su gibi akýcý,

B E R G A M A S Ö Y L E N C E L E R Ý

130

Page 131: BERGAMA SÖYLENCELERÝ · Sahibi : Bergama K[lt[r ve Sanat Vakf^ Genel Yay^n Yönetmeni : Dt. A. G[rb[z BAaANA Sorumlu Yaz^ c`leri Md. : Mustafa DURMAZ Yay^n Kurulu : Dt. A. G[rb[z

su gibi gediðini bulur, su gibi aziz kýlarmýþ insaný; içenlerde ferahlýk açarmýþ, serinliði ile ürperti saçarmýþ, hele bu su ile yýkanýp yuðunanlarý esenlik sararmýþ.

Söylenceye göre bu yörede harman döven bir delikanlý ter-lemiþ, susamýþ ve kuyu baþýna varýp buz gibi su içtikten sonrasöðüt aðacýnýn altýna þöyle bir uzanmýþ. Þekerleme yaparkenuykusunda bir düþ görmüþ. Anlatýldýðýna göre önünde bir kuyuaçýlmýþ, kuyunun içinden güzeller güzeli bir peri kýzý çýkmýþ.Delikanlý kýzýn yüzüne bakmaya kýyamamýþ, içinden bu kýzbenim yavuklum olsa diye geçirirken, bir ses :

"Bu kýz senin nasibindir" dememiþ mi?

Sevincinden öyle bir zýplamýþ ki kafasý aðaca çarpýp uyanmýþ.

Delikanlý eve dönünce, annesine rüyasýný tek tek anlatmýþ,annesi de babasýna yetiþtirmiþ. Babasý:

"evlenme zamaný geldi hýnzýrýn' diye kestirip atmýþ amaannesi, biricik oðlum diye diye onu izlemeye koyulmuþ. O gün-den sonra delikanlýnýn keyfi kaçmýþ, yemeden içmeden kesilmiþ.Bu halini gören annesi, nice güzel kýzlarýn adýný andýysa da oðluhep "ýýh" demiþ. Bir türlü rüyanýn etkisinden kurtulamadýðýndanbabasý varýp bir biliciye rüyayý tabir ettirmiþ. Biliciler demiþ ki,"oðlunun su içtiði çukur yere çok büyük bir kuyu yaptýr,

içini taþ ile döþe, o kuyudan size nasip fýþkýracak".

Babasý o küçük kuyunun etrafýný açtýrmýþ, içini geniþçekazdýrýp taþlarla döþetmiþ, çýkrýðýný, kovasýný, yalaklarýna deðinyaptýrmýþ. Bergama'ya gelenler, kervanlar, yolcular burada serin-ler, hayvanlarýný sular, mola yeri gibi kullanýr olmuþlar.

Çiftçinin oðlu da nasibim gelecek diye kuyunun baþýndanayrýlmýyormuþ.

B E R G A M A S Ö Y L E N C E L E R Ý

131

Page 132: BERGAMA SÖYLENCELERÝ · Sahibi : Bergama K[lt[r ve Sanat Vakf^ Genel Yay^n Yönetmeni : Dt. A. G[rb[z BAaANA Sorumlu Yaz^ c`leri Md. : Mustafa DURMAZ Yay^n Kurulu : Dt. A. G[rb[z

Günün birinde eðilmiþ kuyuya bakarken. suyun dibinde pýrýlpýrýl bir ýþýldama fark etmiþ ve dikkatlice baktýðýnda ay yüzlü,ýrmak saçlý bir kýzýn yüzünü görür gibi olmuþ,

iþte o peri kýzý diye haykýrmýþ, yüreði pýr pýr atýyor, nefesinizor tutuyor halde yýðýlmýþ kuyunun baþýna. Sesi kýsýlmýþ, yüzükýzarmýþ, donakalmýþ. Bakmaya doyamýyor, olup biteni yoramýy-ormuþ. Peri kýzý, kuyunun dibinden süzülerek yükseliyor, kendi-sine doðru gelirken kayboluyormuþ. Çekip çýkarayým diye eliniuzatmýþ, yalvarýp ikna edeyim diye dilini dillendirmiþ, ama nafile.Elinle çekmeye çalýþýnca kayboluyor, dilinle en alýcý sözleri söy-leyince süzülüp geliyormuþ. Akþamýn karanlýðý çöküp, su uykuyadalýnca dalgýn dalgýn dönmüþ evine delikanlý. Yemeden içmedenkesilmiþ, sadece kuyunun suyunu içiyormuþ. Üç gün böylegeçmiþ, sonra buraya bir kervan gelip konaklamýþ. Delikanlýaptal gibi bakýnýrken kuyuya bir kýz gelmiþ, kervancýnýn kýzýrüyasýnda gördüðü, kuyu suyunda baktýðý kýz deðil miymiþ?

Hemen koþa koþa eve gidip, annesine haykýrmýþ, kervan göçetmeden o kýzý istemeleri için yalvarmýþ. Annesi babasýnaseslenmiþ,

"Kalk herif, blzim oðlan mecnunlaþtý " demiþ. Oðlan öndenseðirtmiþ, hoplaya zýplaya anasý babasý peþi sýra kuyu baþýna var-mýþlar. Anasý karþýda kervaný görünce þaþýrmýþ, kervancýnýn kýzýnýgörünce ise aðzý açýk kalmýþ. Hemen baðdaþ kurup oturmuþlar,lafý döndürüp dolaþtýrmýþlar, Allahýn emri peygamberin kavli diyesöze baþlýk atýp, yalvar yakar olmuþlar ve de kýzýn babasýný razýetmiþler.

Oradan kalkýp evlerine varmýþlar, hazýrlýklara baþlamýþlar.

Tam kýrk gün kýrk gece düðün olmuþ, onlar ermiþ muradý-na, biz çýkalým kerevetine...

Eeee sonra ne olmuþ?

Ne olacak?

Kuyunun baþýnda kuyruk olmuþ.

B E R G A M A S Ö Y L E N C E L E R Ý

132

Page 133: BERGAMA SÖYLENCELERÝ · Sahibi : Bergama K[lt[r ve Sanat Vakf^ Genel Yay^n Yönetmeni : Dt. A. G[rb[z BAaANA Sorumlu Yaz^ c`leri Md. : Mustafa DURMAZ Yay^n Kurulu : Dt. A. G[rb[z

Kuyunun baþýna oturan herkes gördüklerini kendine göreyorumlamaya baþlamýþ.

Yaya yolcu geçerse fakirlik, boþ araba geçerse yuvasýzlýk,eþekli biri geçerse dünyalýk, deve katarý geçerse zenginlik, koyunsürüsü geçerse bolluk, atlý geçerse beylik diye gelecekleriniokurlarmýþ.

Söylencemizi ilginç bir olayla kapatalým:

Evde kalmýþ bir kýz kuyunun baþýna oturmuþ, kýsmetinin negöstereceðini kestirmeye çalýþýrken çuval yüklü biri yaklaþmýþ.Kýz, adama sormuþ:

-Kara dayý, eþeðin üstündeki çuvallarda ne ola?

-Kara Memedin, kara eþeðinin yükü kara zeytindir yanýtýnalýnca zeytin yaðlýdýr, demek ki yaðlý bir kýsmetim çýkacak diyeumutlanmýþ.

Haftasýna varmadan kýzýn nasibi çýkmýþ; bir zenci ile evlen-miþ.

Bitirdik söylenceyi

Dolaþtýk dönenceyi

Anlatýlanlar eðri mi doðru mu bakalým

Hani kuyu nerede, ya adet sürüyor mu, ýþýk yakalým

Þimdi bu kuyunun yerinde apartmanlar yükseliyor.

Fakat uyanýk Bergamalýlar, kaledeki bir kuyuyu, dilek kuyusudiye turistlere gösteriyorlar ve söylenceye benzer para attýrýyor-lar, atýlan paralardan bir kýsmý ortadaki sütunun üzerinde kalýn-ca dileklerini yerine geleceði söyleniyor.

Gerçekten güzel düþünülmüþ bir uygulama.

Haydi siz de Akropole çýkýn ve kuyuya metal para atýn.

Belki güleceksiniz, önce gülmek bile yeterli.

Hele inanmak, sonra istemek ve olmasýna çalýþmak

iþte her þeyin formülü burada.

B E R G A M A S Ö Y L E N C E L E R Ý

133

Page 134: BERGAMA SÖYLENCELERÝ · Sahibi : Bergama K[lt[r ve Sanat Vakf^ Genel Yay^n Yönetmeni : Dt. A. G[rb[z BAaANA Sorumlu Yaz^ c`leri Md. : Mustafa DURMAZ Yay^n Kurulu : Dt. A. G[rb[z

GÝZEMLÝ IÞIKLARBergama ile Kýnýk arasýnda ilk adý Gambrion olan Poyracýk

kasabasý vardýr. Eskiden burada küçük bir kale ve darphane var-mýþ. Bergama Krallýðýnýn paralarý, elektron denilen madenden,altýn ve gümüþten sikkeler iþte burada dökülürmüþ. Hatta þöylebir þey duymuþtum: Poyracýkta yaðmurlu havalardan sonragüneþ doðunca tepede pýrýltýlar olur ve para toplamaya çýkýlýr-mýþ.

Neyse bu kasabanýn yakýnýnda,kalenin ardýnda Iþýklar diye bir köyvardýr. Çamlýklar arasýnda YundDaðýnýn eteklerinde þirin bir köydür.Sözüm o köy üstüne, söylence ise aþküstünedir.

Iþýklar köyünde, adý üstündegeceleri bir ýþýk görülürmüþ. Bazýgeceler köyün yamacýndaki ilk evde,sanki avlusunda parlamaya baþlar,lamba ýþýðý görünümünden bir nurtopuna dönüþür, yükselmeye baþlarve bir minare boyu çýktýktan sonraþelale gibi akýp gidermiþ. Öyle bir ýþýk

ki uzaktan semti belli iken yaklaþýldýkça küçülür, tam o noktayavarýldýðýnda hiç görülmezmiþ.

Iþýðýn doðduðu ev halkýnýn anlattýðýna göre yattýklarý yatak-larýn bile yerlerinin deðiþtiði, evin daðýnýk hale geldiði olurmuþ,belki de bu yüzden ev boþaltýlmýþ ve yýkýlýp gitmiþtir.

Nedir bu ýþýk?

Gizemi nedir?

Öyküsü nedir?

Bir zamanlar bu köyün zengin bir beyi ve bu beyin de söðüt

B E R G A M A S Ö Y L E N C E L E R Ý

134

Page 135: BERGAMA SÖYLENCELERÝ · Sahibi : Bergama K[lt[r ve Sanat Vakf^ Genel Yay^n Yönetmeni : Dt. A. G[rb[z BAaANA Sorumlu Yaz^ c`leri Md. : Mustafa DURMAZ Yay^n Kurulu : Dt. A. G[rb[z

dalý gibi ince, narin, güzel bir kýzý varmýþ. Yine bu köyde yiðit miyiðit, alýmlý. karayaðýz fakat fakir mi fakir bir çoban varmýþ. Boyuboyuna denk ama soyu soyuna denk olmadýðý için kimseleronlarý birbirine yakýþtýrmazmýþ. Oysa bu iki genç çocukluktanberi birbirlerine tutkun, can evinden vurgun ve dahi yürek-lerindeki köz yangýn gibi imiþ.

Bu aþk gönüllerinde kilitlenmiþ. Olmayasýya bir aþk bu.

Negatif bir ozanýn uyduruk dizesindeki gibi:

"Ömrümde görmedim senin gibisini

Kendisi sevdi kendimi

Kendim sevdim kendisini"

Kime söylersin, kime açarsýn?

Gülen olur, söven olur. döven olur, kimseye eh denmez,dememiþler de. Ne demiþler peki?

"Dengi dengine vur davula.

Tencere düþtü kapaðýný bula" demiþler,

Zart demiþler, zurt demiþler, iyi nane yemiþler.

Gençlere de yazýk etmiþler.

Günün birinde kýzý Bergama Beyinin oðluna baþ gözetmiþler.

Kýz oturmuþ imamýn karþýsýna, üç kez evet diyor musun diyeyinelemiþler. Üçüncüsünde kýz, nikahý kýyýlýrken yüreði dekýyýlmýþ olmalý ki düþekalmýþ ve düþtüðü yerde kalmýþ. Düðünalayý cenaze alayýna dönmüþ, güzel kýz yaþamýna doymadanmezara konmuþ.

Aðlaþýp sýzlamýþlar. Karalar giyinip kara kara kaynaþmýþlar.Ne ola, neden ola, bu kýzýn sonu niçin böyle ola?

B E R G A M A S Ö Y L E N C E L E R Ý

135

Page 136: BERGAMA SÖYLENCELERÝ · Sahibi : Bergama K[lt[r ve Sanat Vakf^ Genel Yay^n Yönetmeni : Dt. A. G[rb[z BAaANA Sorumlu Yaz^ c`leri Md. : Mustafa DURMAZ Yay^n Kurulu : Dt. A. G[rb[z

Ertesi gün sorulan bu sorularýn yanýtý belli olmuþ. Köyünfakir genci kýzýn mezarýna kapanmýþ halde ölüsü bulunmuþ.Köylünün yüreði daðlanmýþ ama ne çare? Olanlar olmuþ,göçenler göçmüþ. Kýzýn yaný baþýna mezarýný yapmýþlar, üç gün,beþ gün aðlaþmýþlar, sonra unutulup gitmiþler.

Öylesine unutulup gitmiþ ki ev yeri, avlu yeri diyerekçevirivermiþ çitlerle köylünün biri, taþýný itelemiþ, mezarýdüzelemiþ geçmiþ.

Olur mu? Bu denli saygýsýzlýk olur mu? Öldükten sonra bilerahat ettirmemiþler, bu gençlerin ruhlarýný. Ýki sevgilinin arasýnagirmiþler, ahýr yapmýþlar, gübrelerini yýðývermiþler.

Ýþte bu yüzden topraktan süzülüp gökyüzünde buluþurlar-mýþ, bir ýþýk yumaðý halinde her gece, gelinin duvaðý parýldayýpdururmuþ.

Söylencemin sözü bitti,

Iþýklarýn közü bitti

Artýk Iþýklar Köyünde söylencedeki gibi ýþýk görülmüyor.

Çünkü o evi, aðýlý yýkmýþlar.

Sarý kýza kayalardan mezar yapmýþlar.

Kayalar arasýnda huzur içinde uyumuþlar, köylüler de onlarýhiç unutmamýþ.

B E R G A M A S Ö Y L E N C E L E R Ý

136

Page 137: BERGAMA SÖYLENCELERÝ · Sahibi : Bergama K[lt[r ve Sanat Vakf^ Genel Yay^n Yönetmeni : Dt. A. G[rb[z BAaANA Sorumlu Yaz^ c`leri Md. : Mustafa DURMAZ Yay^n Kurulu : Dt. A. G[rb[z

YAÐMUR DEDEBir zamanlar Bergama'da baba erenlerden biri yaþarmýþ. Ak

saçlý, ak baþlý, nur yüzlü bir ihtiyarmýþ. Herkesin derdine Hýzýrgibi yetiþir, hastalara þifalý otlar getirir, kimisine suyunu kaynatýpiçirir, kimisine merhemyapýp sürermiþ. Bu yüz-den Lokman Dedediyenler olduðu gibiHýzýr Dede hatta sýk sýkdaðlarda gezinmesin-den ötürü Kaf Dede bilederlermiþ. Fakat yað-mur yaðdýrmasýndanötürü ona en çokyakýþtýrýlan isim YaðmurDede olmuþ.

Bir ara Bergama'da uzun süre kuraklýk olmuþ. Öyle uzunsürmüþ ki yeraltý sularý bile çekilmiþ, topraklar çatlamýþ, otlar,ekinler boy atmadan kavrulup gitmiþ.

Sonrasýnda hastalýklar baþ göstermiþ, hayvanlara kýran girmiþ.

Yaðmur dualarýndan eli boþ dönenler Baba Erene rast-lamýþlar, etrafýný sarýp :

"Dede, senin tanrýya nazýn geçer. Gökyüzü kurudu, ekinlerkavruldu, periþanýz. Himmet et de aracý ol. Bize rahmet etsin vedahi gökten rahmet yaðdýrsýn. Tanrý görsün gözyaþlarýmýzý vebize yaðmur versin" diye yakarmýþlar.

Dede, dinlemiþ ama hiçbir yanýt vermemiþ. Sokaða, kazan-larý koyayým da evinde çokça olan herkes yað getirsin, deyipgeçmiþ. Kimi tenekelerle, kimi ibriklerle, kimi damacanalarla,kimi testilerle, kimi de kaselerle mis gibi yaprak kokan, altýnsarýsý zeytinyaðlarýný yalap yalap dökmüþler alandaki kazanlara.

B E R G A M A S Ö Y L E N C E L E R Ý

137

Page 138: BERGAMA SÖYLENCELERÝ · Sahibi : Bergama K[lt[r ve Sanat Vakf^ Genel Yay^n Yönetmeni : Dt. A. G[rb[z BAaANA Sorumlu Yaz^ c`leri Md. : Mustafa DURMAZ Yay^n Kurulu : Dt. A. G[rb[z

Kazanlar dolunca yoksullarý çaðýrmýþ Akça Dede,"yað, yað"diyerek daðýtmaya baþlamýþ. O, yað dedikçe baþýna toplananyoksullarý güldürmüþ, derken hava gürüldemiþ, yaðmur yað-maya baþlamýþ. Yað dedikçe yaðmýþ, yað dedikçe yaðmýþ, bukez rahmet yollarý kesmiþ, ortalýðý sel basmýþ.

Korkmaya baþlayanBergamalýlar, Dedenin yaný-na varýp "dur de, þumübareðe ne olur dur de"demiþler. Yine hiç yanýtla-madan sepetleri çýkarýnsokaða da evinde çokçaolanlar üzüm, ceviz, incir,ekmek, peksimet ne varsagetirsin demiþ. Bunun üzer-ine kimi selelerle, kimi tep-silerle, kimi çömleklerle, kimide avucuyla üzüm, incir,ceviz, badem, fýstýk, pestil,peksimet ne varsa toparlayýpgetirmiþler. Sepetler doluncayoksullarý çaðýran Dede;

"yaðma, yaðma" diye ne toplanmýþsa daðýtmýþ, yaðmalat-mýþ. Fakat o yaðma dedikçe yaðmur birden kesilmiþ, sular çek-ilmiþ ve ortalýk günlük güneþlik olmuþ.

Gördünüz ne yaptý dede

Zenginden fazlasýný alýp

Yoksullara daðýttýðý yerde

Gökten bereket yaðdý

Dede, dede akça dede

Senin gibiler þimdi nerde

B E R G A M A S Ö Y L E N C E L E R Ý

138

Page 139: BERGAMA SÖYLENCELERÝ · Sahibi : Bergama K[lt[r ve Sanat Vakf^ Genel Yay^n Yönetmeni : Dt. A. G[rb[z BAaANA Sorumlu Yaz^ c`leri Md. : Mustafa DURMAZ Yay^n Kurulu : Dt. A. G[rb[z

Yaðmur Dede kendisine pek bakmazmýþ, miskinliði biranlamda saçý sakalý karýþmýþ, kirli pasaklý haline de denirmiþ. Birgün, o zamanlar güvenlik gücü sayýlan Kapýaltý Zeybekleridedenin saçýný sakalýný kesip bir güzel yýkayýp yuðmuþlar. Fakatzorla yapýldýðý için dede, buna çok içerlemiþ. Þadýrvan'dakiTekkesine döndüðünde tahta parçalarýndan bir kafes gibi bir þeyyapmýþ ve Selçuk Minaresinin dibinde içine çöp çomak doldu-rup ateþe vermiþ. Sonra da yanýndaki öðrencisine : "minareyeçýk da bak, nereden duman çýkýyor " diye seslenmiþ.

Minareye çýkan çocuk, Hoca Sinan Mescidi yanýndaki kon-aklardan biri yanýyor diye baðýrmýþ. Bergama'da hala YanýkKonak diye söylenir ki iþte bu bina, Kapýaltý Aðasýnýn oturduðubinaymýþ.

Hey gidi dede, heyyy

Erenlerin saðý solu belli olmaz

dememiþler boþ yere.

Dedeyi beðenmeyenler eyyy

Kendi içinizdeki pislikleri niye yýkamazsýnýz...

Çok olaný saklar, kokutur çürütürsünüz de neden

Yoksula, düþküne, yetime vermezsiniz,

Þimdi cezalandýrýr seni elbet deden

Niye tok iken açýn halinden anlamaz,

Ýyi günde ve varlýkta kimseyi týnmaz,

Konu-komþu, eþ-dost tanýmaz

Ve sonra el aman,

El mi yaman, bey mi yaman.

B E R G A M A S Ö Y L E N C E L E R Ý

139

Page 140: BERGAMA SÖYLENCELERÝ · Sahibi : Bergama K[lt[r ve Sanat Vakf^ Genel Yay^n Yönetmeni : Dt. A. G[rb[z BAaANA Sorumlu Yaz^ c`leri Md. : Mustafa DURMAZ Yay^n Kurulu : Dt. A. G[rb[z

SARI KIZBergama'nýn Tahtacý -Türkmen köylerinde çokça anlatýlan

bir öyküdür Sarý Kýz.

Çanakkale yakýn-larýndaki Kaz daðýnýndoruðuna Sarý Kýzdendiðini ve Kazayaðýnýn Türkmenlerdedamga olarak kul-lanýldýðýný belki duymuþ-sunuzdur. Aðaçeri dedenilen bu TahtacýYörükleri arasýnda aleviinancý doðrultusundadile getirilen Sarý Kýzöyküsü þöyledir :

Hazreti Ali, KanKalesini kuþatmýþ cenkederken kale sultanýnýnkýzý, burçlardan Ali'yi gör-müþ ve ona aþýk olmuþ.Bu sýrada Hazreti Fatýmaçýkagelmiþ ve kocasý

Hazreti Ali'nin boynuna sarýlmýþ. Bu olayý burçlardan izleyenprenses kýskançlýktan çatlayýp ölmüþ.

Hz. Fatýma, Hz. Ali'ye

"iki oðlumuz var, bir de kýz isterim " diye tutturmuþ.

Hz. Ali de "Git kabeye, kýzýmýzý orada bulursun" demiþ.

O anda kendisini dünya güzeli bir kýz bebekle Kabe içindebulan Hz. Fatýma anamýz nur topu gibi yavruyu Hz.Muhammed'e gösterip :

B E R G A M A S Ö Y L E N C E L E R Ý

140

Page 141: BERGAMA SÖYLENCELERÝ · Sahibi : Bergama K[lt[r ve Sanat Vakf^ Genel Yay^n Yönetmeni : Dt. A. G[rb[z BAaANA Sorumlu Yaz^ c`leri Md. : Mustafa DURMAZ Yay^n Kurulu : Dt. A. G[rb[z

"Gör bak, iyem Ali ne verdi " demiþ.

Hz. Muhammed de "iyi yavrum ama, bu çok güzel kýzýgörmek için benim üçüncü gözüm yok. Gözüm Hasan ileHüseyin'dir. Var bunu Ali'ye götür, Tanrýya emanet etsin"demiþ.

Hz. Fatýma da "Ben istedim, geri almaz " deyince Hz.Muhammed "Öyleyse götür Kabeye býrak. Tanrý kendisini bilir"diye karþýlýk vermiþ.

Hz. Fatima da Kabeye býrakmaya giderken Kabe kapýsýndayan yatmakta olan Selman-ý Pak'a rastlamýþ. "Ya Selman-ý Farisiburada ne iþin var?" diye sorunca o da "Sahibim Ali'nin banaemri, emanetini almaya geldim" demiþ ve Fatýma tüzzehra'nýnkucaðýndaki çocuðu almýþ ve kaybolmuþ.

Kaf Daðýnda elmas ve yakuttan bir köþkte kýzý büyütenSelman; ara sýra gidip onu yoklarmýþ. Fakat her gidiþinde kýzýnbüyüdüðünü, büyüdükçe serpilip güzelleþtiðini görür veyaþlýlýðýný unutup gönlünle hesaplaþýrmýþ. Sonunda dayana-mamýþ ve tanrýya yalvarýp yakararak, Hz. Ali'nin karþýsýna çýk-mýþ. Göbeðine düþen kar beyaz sakallý Selman'a Hz. Ali acýmýþve onu genç, delikanlý yapmýþ. Sarý Kýz'ý da Kaf Daðýndan alýpgetirmiþ Kaz Daðýnýn Sarý Kýz tepesine. Sarý Kýz Tepesinde birdünya sarayý yapmýþlar. bu dünya sarayýnda Sarý Kýz yirmi birgün yaþamýþ, çünkü bu daðýn tepesinde yalnýzlýk duygusu aðýrbasmýþ. Selman'a bir gün "annemi, babamý, dedemi, kardeþler-imi göreceðim geldi. Onlarý bana göster" diye yalvarmýþ.Selman da durumu Hz. Ali'ye bildirmiþ, Fatma anamýz için izinalmýþ. Hz. Fatýma, kýzýný görmüþ ama bu görüþme Sarý Kýz'ýnsonu olmuþ. Sarý Kýz ölünce Selman tekrar yaþlý haline dön-müþ.

Fatma anamýzýn Sarý Kýzý görmeye geldiði mevsim sonba-harýn ilk günleri olduðu için, Türkmenler bu aylarda Kaz Daðýnaçýkarlar ve þölenler, eðlenceler düzenleyerek Sarý Kýzý anarlar.Sarý Kýz türküsünü ilahi gibi çýðýrýlar:

B E R G A M A S Ö Y L E N C E L E R Ý

141

Page 142: BERGAMA SÖYLENCELERÝ · Sahibi : Bergama K[lt[r ve Sanat Vakf^ Genel Yay^n Yönetmeni : Dt. A. G[rb[z BAaANA Sorumlu Yaz^ c`leri Md. : Mustafa DURMAZ Yay^n Kurulu : Dt. A. G[rb[z

Hey kurbanýn olam Zülfikar Ali

Sen yarattýn yeri, göðü, ezeli

Dünya görmemiþ böyle güzeli

Hey kurbanýn olam Zülfikar Ali

Fatýma nurundan kabeye düþen

Mevla nefesinden süzülüp geçen

Sarý Kýz elinden doldurup içen

Hey kurbanýn olam Zülfikar Ali

Eþiðinin yanýnda yan yatan sultan

Sarý Kýz divanýnda kurulan aslan

Sýrrý, esrarý bilendir Selman

Hey kurbanýn olam Zülfikar Ali

Malýmý, canýmý helal aldýn mý

Irzýmý, kanýmý helal aldýn mý

Sarý sultanýmý helal aldýn mý

Hey kurbanýn olam Zülfikar Ali

B E R G A M A S Ö Y L E N C E L E R Ý

142

Page 143: BERGAMA SÖYLENCELERÝ · Sahibi : Bergama K[lt[r ve Sanat Vakf^ Genel Yay^n Yönetmeni : Dt. A. G[rb[z BAaANA Sorumlu Yaz^ c`leri Md. : Mustafa DURMAZ Yay^n Kurulu : Dt. A. G[rb[z

BÝR AÞK ÖYKÜSÜ KIZ BERGAMAYaðcýbedir Aþiretinin,

Bergama - Dikili arasýndakonakladýðý dönemde aþiretbeyinin oðlu, obanýn güzelkýzýna abayý yakmýþ, yaðýzoðlan iyice yanmýþ, yorgunkoyunlar gibi düþünmeyebaþlamýþ ki, olay gerçek,anlatýmý günümüze sarkansöylence olmuþtur.

Yaðdý bedir de denilen ayýþýðý anlamýna gelen aþiretinsakýz tenli kýzý, yüreðinde birsýzý hissetmiþtir sözün evveli.Yaycý soyunun yay kaþlýsý,bedirlerin ay yüzlüsü de sev-

dalara karmýþtýr. Obanýn, kocataþlý kuyusuna gittikçe, süzmebakýþlarla, ceylani kaçýþlarla kalp atýþlarýný gönderip durmuþ,oðlanýn tez davranmasýný fýsýldaya koymuþtur.

Beyoðlu, derdini anasýna açmýþ, anasý durmamýþ kocasýnayetiþtirmiþ, evetlemesini de eklemeyi unutmamýþtýr. Oba beyi,yaþlýlardan bir kurul derleyip kýzý istemeye oturmuþlar. Adet üzreönsöz edilip meram dile getirilmiþ. Fakat kýzýn atasý olmaz diyekestirip atmýþ, közün üstüne kül koyup sýrtýný dönüvermiþtir. Akbaþlý daniþ kiþiler elçi olmaðla irezil ve þaþkýn ve suskun vebaþlarý önde kös kös dönmüþler emme, karabulutlar obayý sar-mýþtýr.

Oba beyi, bu bana yapýlmaz, ben denli birine kýz mý verilmezdiye çöke kalmýþ; oðlunun ise nutku tutulmuþ ve yassýlakalmýþtýr. Kýz ise efsunlaþmýþ, bir köþede kýpýrdamadan veKaynarca'nýn sularý baþýndan dökülürcesine kendindengeçmiþ, oba halký iki bölük olmuþ, bakýþlarýný biribirlerine ok

B E R G A M A S Ö Y L E N C E L E R Ý

143

Page 144: BERGAMA SÖYLENCELERÝ · Sahibi : Bergama K[lt[r ve Sanat Vakf^ Genel Yay^n Yönetmeni : Dt. A. G[rb[z BAaANA Sorumlu Yaz^ c`leri Md. : Mustafa DURMAZ Yay^n Kurulu : Dt. A. G[rb[z

eylemiþlerdir. Herkesin konuþtuðu, konuþup paylaþtýðý, yumakolup kaynaþtýðý aþk serüveni arapsaçý gibi dolaþmaya yüz tutun-ca, kimse tiftikleyip çözememiþ, aracýlar arada kalmýþ, görücülergörünmez, dünürcüler dönemez, biliciler bilemez olmuþtur. Biryörük inadý kabarmýþ ki, depreþip göðermiþ, Madra Daðýný sarýpsarmalamýþtýr. Kaþýkçý beyi varýp ortalýðý aralamak istemiþ, tersyüzü dönerken:

"De gidi anasýný sattýðýmý de... Kýz evi, naz evi de ötesi ne...Kýz bubasý saygýnlýk mý areyo ! Gücünü mü sýneyo? Bey ile bey-lik kavgasý mý edeyo? Anlayan vasa beri gelsin" diye söylene söy-lene ayrýlmýþtýr.

Kýz tarafý ile oðlan yakasý kem laf, dedikodu, husumet ileiyice gerilmiþler, iki taraf birbirlerine diken saçmaya baþlayýncasonunda beklenen kýzýlca kýyamet kopmuþtur. Oba önünde lafsýçratmýþlar, kývýlcým yalazýya dönmüþ, delikanlýlar efelenmiþler,býçak çekip, hançer savurmuþlar, birçok yiðit kýrýlmýþ, kandökülüp akýnca da ateþi söndürmüþtür.

Þimdi bilmezliðin, baðnazlýðýn, tutuculuðun, yobazlýðýn karagünüdür. Oturup da yaþýn yaþýn aðlar mýsýn? Aðlayýp da aðýdöküp, zehri ile aðýt yakýp yanar mýsýn?

Demedim daha en kötüsünü, cansýz yatanlar arasýnda bey-oðlunun da görmüþler ölüsünü. Anlatacak bir þey kaldý mý,

diretenler öfkesini aldý mý,

biri varýp kýza haber saldý mý,

ýssýz acun baþýnýza kaldý mý?

Kýz tarafý kapandý çadýrlarýna ve insan yüzüne bakamaz oldu.Oðlan tarafý söktü çadýrlarýný, sardý denklerini, katýr katýr yüklerikoyup, katar katar yollara salýndýlar.

Yaðcýbedir' in kýz tarafý bizim yakada kaldý, oðlan tarafý daSýndýrgý diyarýnda yurt tuttu. Bu öykü, Kocaoba, Kýroba, Mazýlý,Çaðlan, Yenice, Samanlýk, Demirci ve Ýslamlar köyünün sözlütarihidir. Yazýlýsýný görmek isterseniz, halýlarýna bakmanýz yeter.

B E R G A M A S Ö Y L E N C E L E R Ý

144

Page 145: BERGAMA SÖYLENCELERÝ · Sahibi : Bergama K[lt[r ve Sanat Vakf^ Genel Yay^n Yönetmeni : Dt. A. G[rb[z BAaANA Sorumlu Yaz^ c`leri Md. : Mustafa DURMAZ Yay^n Kurulu : Dt. A. G[rb[z

KIZ BERGAMA HALISIBu olaydan sonra Yaðcý-

bedir'in umarsýz kýzý, oturmuþtezgahýn baþýna, baþlamýþ halýdokumaya. Ýçindeki acýyý,özlemi, tutkuyu, sýkýntýyý, geril-imi böylesi bir uðraþla yenm-eye çalýþmýþ ve tüm duygu-larýný, istemlerini, hayallerini,beklentilerini, sevgilerini, umut ve umutsuzluk, varlýk ve yokluk,hayat ve ölüm, aþk ve yaratýcý ikilemi içinde desenlerle, þekiller-le, ilmiklerle, renklerle imge imge iþlemiþ ve Yaðcýbedir KýzBergama Halýsýný simgeleþtirmiþtir.

Bir þiir, bir öykü daha da geniþ bir romandýr Yaðcýbedir halýsý,bakana, okuyana, anlayana.

iþte renklerin ve desenlerin anlamý:

Kýrmýzý renk - Ayrýlýðý (egemen renktir)

Beyaz renk - Sevgiyi ve umudu (pek az vardýr)

Mavi renk - Sonsuzluk ye tükenmeyen umudu,

Dört ok - Aþký engelleyen aile bireylerini,

Süleyman Yýldýzý - Beyin oðlunu- sevgiliyi,

Elmalar - istem ve beklentiyi,

Kýrýk kalp - genç kýzýn acýsýný,

Burgular - gönül kilitlenmesini,

Çapalar - engelleme araçlarýný,

Pembe renk - evlenme isteðini,

Siyah renk - yas ve üzüntüyü,

Yeþil renk - dinsel morali,

Beþ nokta - beþ vakit namazý,

Hayat Merdiveni - yaþamýn zorluðunu ifade eder..

B E R G A M A S Ö Y L E N C E L E R Ý

145

Page 146: BERGAMA SÖYLENCELERÝ · Sahibi : Bergama K[lt[r ve Sanat Vakf^ Genel Yay^n Yönetmeni : Dt. A. G[rb[z BAaANA Sorumlu Yaz^ c`leri Md. : Mustafa DURMAZ Yay^n Kurulu : Dt. A. G[rb[z

Kýz Bergama Halýsý ile Sýndýrgý Yaðcýbedir halýsý genel olarakbirbirine benzer, ikisi de büyükçe seccade boyutunda, kýrmýzýrenk egemen, desenler ortak sayýlýr. Farký ise, Kýz Bergamahalýsýndaki Süleyman yýldýzýna atýlan dört ok yerine, dýþa doðruuçan þahinlerdir ki, Bergama' dan Sýndýrgý'ya göçü simgeler.

PAÞAOÐLU'NUN ÖYKÜSÜNe Yerde Ne Gökte Mahallesi civarýnda Paþaoðullarýnýn kon-

aklarý vardý. 1842 yýlýndaki büyük selde çok büyük bir çam aðacýsürüklenip çifte bodrumlarý týkayýnca bölgeyi su basmýþ, anigelen felaket karþýsýnda herkes canýný kurtarma pahasýna neyivar neyi yoksa sele býrakýp kaçýþmýþlardý. Ýþte bu sýrada zengin-liði ile tanýnan Paþaoðlu sülalesinden Ethem Paþaoðlu'nunannesi Ümmühan Kadýn deðerli eþyalarýný, ferman ve beratlarýbir torbaya doldurup, evlerinin kulesinde oturan paþa ninesineatmýþ, tutturamayýnca sele karýþýp gitmiþti. Diðer kadýnlarmücevherlerini bohçalara, erkekler ise altýnlarýný, akçelerinikeselere doldurup kaçarlarken azgýn sulara karþý direnemeyipsendelemiþler ve ellerinde ne varsa atýp, selle boðuþup canlarýnýzor kurtarmýþlardý. Nitekim bu olayýn ardýndan, sel geçip, ortalýkdurulunca sel zenginleri ortaya çýkmýþtý.

Paþaoðlu'nun dillere destan zenginliði ise apayrý bir öyküdür.

Bir gün Haylazlar Kayasý yakýnýndaki bahçesinde hizmetkarýile çift sürerken pulluk bir nesneye takýlýr. Oflaya puflaya, ökü-zlere sýrt verip taþ mýdýr, topaç mýdýr neyse o nesneyi çýkarmakiçin uðraþýr. Koca bir taþ sanduka kapak kaldýrýlýnca altýnda üçküp, üçü de aðzýna kadar çil altýn dolu küp karþýsýna çýkar.Sonrasýný merak ettiyseniz hemen bir solukta aktaralým :

"Kaleye karþý Haylazlar Tepesinde yakýnýnda öküzleri ile çiftsüren, sonradan Paþaoðlu nam ile ünlenegelen Mahmut Aðasýcaktan bunalýp söðüt aðacýnýn gölgesine kendini atar.Yorgunluk geçiþtirirken Paþaoðlu Mahmut Aðamýza, hizmetkarý

B E R G A M A S Ö Y L E N C E L E R Ý

146

Page 147: BERGAMA SÖYLENCELERÝ · Sahibi : Bergama K[lt[r ve Sanat Vakf^ Genel Yay^n Yönetmeni : Dt. A. G[rb[z BAaANA Sorumlu Yaz^ c`leri Md. : Mustafa DURMAZ Yay^n Kurulu : Dt. A. G[rb[z

ünlenir; pulluðu bir taþa ya da aðaç köküne takýlmýþ, el amandemiþtir. Yardým sesine kulak verir ve pulluðun takýldýðý aðaç, taþneyse çýkarmak için kazma ve balta alýp yanýna seðirtir. Birazkazdýktan sonra mermer bir kapak ve onu da aralayýnca büyükve yassý, iþlemeli üç küp meydana çýkar. Birine telaþla ve heye-canla kazmanýn ucu ile vurup açýp bakarlar ki içi çil çil altýnladoludur. Aðzý hafif kýrýlmýþ bu küpten Paþaoðlu, bir avuç altýnalýp koynuna atar. Diðerlerini de usuletle açýp lebalep altýnla doluolduðunu gören Mahmut Aða üzerlerini kapatýr ve hizmetkarýnada sýký sýký tembih eder.

Paþaoðlu ne menem terbiye görmüþse atalarýndan, tarlasýn-da bulduðu üç küp altýný durmayýp Padiþahýn oturduðu baþkentBursa'ya gidip bildirmeye karar verir. Altýnlarýn bir tanesine biledokunmadan Devlet-i Ali Osman'a teslim etmek için huzuraçýkar ve inanmasý için koynunda getirdiði altýnlarý gösterir.Padiþah Murat Hüdavendigar, aklýna ziyan bu kulundan kuþkuduymaz ama, þaþkýnlýðýný da gizli tutamaz.

Bre Mahmut Aða der, sen iffetli ve izzetli bir ademsin, dedik-lerin doðruysa üç küpten biri senin ola deyü tembih edip hasadamýný yanýna verip Bergama'ya yollar. Müsahip Aða düþönüme, varalým tarlana, görelim hele üç küp çil altýnlarý deyüMahmut Aðanýn yedeðinde Bergama'ya vasýl olurlar. Dediðidoðrudur Paþaoðlu'nun, Padiþah'ýn has adamý ayýtýr :

Devletlü, haþmetlü, adaletlü, hamiyetlü padiþahýmýn iradesioldur ki üç küpten biri seninidir dedikte Hatýbim Mahmut,padiþahým küpün biri demiþtir ama içindeki altýnlardan sözetmemiþtir. Sadece boþ küpü hatýra olarak verseniz her þeydenevladýr. Koca Hatýp " buðday mý, nefes mi" misali padiþahýngönül hoþluðunu kazanmayý yeðlemiþtir.

Döner Bursa'ya Müsahip, çýkar huzur-u hümayuna ve 3küpün altýnlarýný döker önüne ve boþ küpün birini HatýpMahmut'a isteði üzere býraktýðýný anlatýr. Anlattýkça padiþahýngözleri dolar. Var git Bergamaya, o kuluma gözünün kestirdiðiarazimi týmar eyle, ol bereketli topraklarda rýzk toplaya der.

B E R G A M A S Ö Y L E N C E L E R Ý

147

Page 148: BERGAMA SÖYLENCELERÝ · Sahibi : Bergama K[lt[r ve Sanat Vakf^ Genel Yay^n Yönetmeni : Dt. A. G[rb[z BAaANA Sorumlu Yaz^ c`leri Md. : Mustafa DURMAZ Yay^n Kurulu : Dt. A. G[rb[z

Padiþahýn has adamý Bergama'ya vardýkta ve;

-ne dilersin söyle önce dedikte,

garibim Hatýp hemen atýlýp :

"ömrüne bereket sen çok yaþa, bizde fazlasý ziyan olur, konu-komþu-akraba duyar hezeyan olur, ey hünkarýmýn müsahibi,bize her þey emanet, yukardadýr asýl sahibi, benim dertsiz baþýmýderde koyma" deyip çekilir adabýnla. Altýna doymuþ gönlü,hünkardan ne altýn ne mülk istemez ama cömerttir PadiþahMurat, ihsanda bulunaný nasipsiz kýlmaz.

Tutar kolundan Hatýbý ve çeker kuvvetle, alýr yedeðine veçýkarlar Kula Bayýrý karþýsýndaki tepeye ve çevirip yüzlerini Kýnýkovasýna doðru ve þöyle söyler ulu padiþahýn baþ mabeyncisi;

"Mahmut'um sol gözünü kapat, sað gözünle gördüðün yerekadar bak, en son gördüðün yeri söyle" der.

Görebildiðince ova mülkü onun týmarý olacaktýr, böyle kavilkýlýnmýþtýr vesselam.

Hatýbým Mahmut sað gözünü kapatýp bakar ama mesafebelirtmekte güçlük çeker, parmaklarýný aralayýp sol gözünden debakayým ister. Ýster ama sol gözünden olur, gören gözükararakalýr ve þaþar padiþahýn has adamý, bu nasýl paþaoðludur,ama yine de gördüðü menzil boyunca mülk onun olur.Paþaoðlu'na Hatip saný ve paþa ünvaný verilir, bir tuð takýlýr ve adýkalýr Paþa Hatip Mahmut, çocuklarýna, torunlarýna da hepPaþaoðullarý denegelmiþtir.

Hatip Paþa üç küpün altýnlarýný hazine-i hümayun'a teslimeder ve boþ küpü de yaptýrdýðý Küplü Hamamýn salonuna koyar.Bu küpteki resimler, iþçilik ve süsleme tekniði çok önemli birsanat þaheseridir. Yani içindeki altýnlardan da deðerli.

B E R G A M A S Ö Y L E N C E L E R Ý

148

Page 149: BERGAMA SÖYLENCELERÝ · Sahibi : Bergama K[lt[r ve Sanat Vakf^ Genel Yay^n Yönetmeni : Dt. A. G[rb[z BAaANA Sorumlu Yaz^ c`leri Md. : Mustafa DURMAZ Yay^n Kurulu : Dt. A. G[rb[z

Küpün Bulunuþu

Küplerin öyküsünü özetledikten sonra þimdi ayrýntýya girebiliriz.Mermer küplerin bulunuþu hakkýnda Bergama'da masala benzerbirçok sözler söylenmiþtir. Bunlarýn içinden doðrusunu ayýrt ede-bilmek için, Osman Bayatlý'nýn yazdýklarýna bakalým. Hatip Paþasülalesinin bugün en büyük kýz evladý olan KocapaþaoðullarýndanHacý Halil Aðanýn torunu Vahide Kadýn, kardeþi Ýbrahim Ak ve yinebu sülalenin en büyük erkek evladý olan -Hacý Halil Aðanýn kardeþi-Hacý Ýsmail Bey torunu Ethem Paþaoðlu ile görüþülmüþ, nine vededelerinden duyduklarýný þöylece anlatmýþtýr.

Vahide kadýn, Karaosmanlardan küçük Mehmet AðanýnBergama'da 1229 ve 1231 tarihlerinde býraktýðý vakýflarýn (enbüyük evladý sýfatý ile) mütevellisi bulunmaktadýr.

Bu sülaleye babasý, hafýz Mükerrem tarafýndan girmektedir.

Küplü Hamam'ý ve Taþhan'ý yaptýran ve vakfeden Hibetullah'ýnbabasý Bedrüddin Mahmud okumuþ, sözü dinlenir, kendisi saygýnbir kimse imiþ.

Þimdiki Selçuk minaresi yanýnda bulunan ve bir zamanlar ArapCamii diye anýlan Caminin hatibi diye anýlýyormuþ. (Bu Camii1930'da yýkýlmýþtýr)

Bir Cuma günü namazdan çýktýktan sonra, Tekke Boðazý'ndakiHaylazlar Kayasýnýn arkasýnda (Paþabahçesi denilen yerde) bulu-nan bahçesine gider, orada çift sürmekte olan kölesinin yaptýðýiþlere bakar. Hatip Mahmud, Tellidere'den sulanan bahçesinin suy-olunu týkayan taþlarý ve kumlarý temizlerken arkasýndan kölesininsesi gelir.

- Efendi sapan takýldý çýkmýyor.

Ýkisi birden uðraþýrlar, sapaný çýkaramazlar. Çok defa kuvvetliaðaç köklerine takýlan sapanlarýn zorlandýðý zaman kýrýldýðýnýbilen Hatip, burasýný kazdýrýr, kökü kestirmek ister.

B E R G A M A S Ö Y L E N C E L E R Ý

149

Page 150: BERGAMA SÖYLENCELERÝ · Sahibi : Bergama K[lt[r ve Sanat Vakf^ Genel Yay^n Yönetmeni : Dt. A. G[rb[z BAaANA Sorumlu Yaz^ c`leri Md. : Mustafa DURMAZ Yay^n Kurulu : Dt. A. G[rb[z

Biraz kazdýktan sonra beyaz bir þey görünür ve bunun mer-mer olduðu anlaþýlýr, etrafýný açarlar, iþlemeli bir mermer kapakgibi bir þey. Meðerse sapan buraya takýlýr imiþ.

Sapaný çýkarýrlar, mermeri biraz daha açarlar. Kapak birazoynatýlýnca bir yýðýn altýnla karþýlaþýrlar. Hatibe büyük bir meraksarar, küpün büyüklüðünü anlamak için bir tarafýný kazarlar,hemen yanýnda bir mermer küp daha, onun da kapaðýný iterler,o da altýn doludur!

Hatip aklýný baþýna toplar ve burasýný kralýn hazinesi olduðu-na hükmeder. Biraz daha açarlar, dibinde bir mermer küp daha,o da aðzýna kadar altýn doludur!

Akýllý ve bilgili bir adam olan Hatip Mahmud, küplerden biravuç altýn alarak koynuna sokar. Küpleri gömdürür üstünü belir-tisiz bir halde örttürür.

Kölesine de;

- Sakýn ha, bu altýnlardan kimseye söz açma, bunlarPadiþahýn paralarýdýr. Eðer duyulursa kendi canýna kýymýþ olur-sun!.. diye tembih eder. Kölesinin yemin etmesi üzerine Hatip,öküzleri önüne katar, Bergama'nýn yolunu tutar.

Eve dönünce yol hazýrlýðý baþlar, ertesi sabah Hatip kervanakatýlarak Balýkesir'e yollanýr. O zaman Bergama, Balýkesir'e baðlýolduðundan Hatibin Bergama'dan ayrýlýþý göze batmaz.

Hatip Mahmud Balýkesir'de eylenmeden baþka bir kervanladoðru Padiþahýn oturduðu Bursa'ya gider.

Bursa'ya varýnca hemen vezirin yanýna çýkar. Olaný bitenianlatýr ve altýnlarý önüne döker.

iþin doðru olduðuna kanaat getiren vezir, bu uðurlu haberiderhal Murad Hüdavendigar'a duyurur ve kendisine altýnlarý gös-terir.

B E R G A M A S Ö Y L E N C E L E R Ý

150

Page 151: BERGAMA SÖYLENCELERÝ · Sahibi : Bergama K[lt[r ve Sanat Vakf^ Genel Yay^n Yönetmeni : Dt. A. G[rb[z BAaANA Sorumlu Yaz^ c`leri Md. : Mustafa DURMAZ Yay^n Kurulu : Dt. A. G[rb[z

Padiþahýn buyruðu üzerine, vezir yanýna bir bölük asker alýr.Hatip Mahmud ile Balýkesir'e gelirler. Oradan da bir bölük askerdaha alarak Bergama'ya yollanýrlar.

Hatibin, böyle baþta bir vezir olduðu halde bir sürü askerleBergama'ya geliþi, ahali arasýnda bir þaþkýnlýk uyandýrýr, herkesimerakla düþündürür.

Askerler þimdiki Ulu Caminin olduðu yerde konaklar, halkýnkazanlarla piþirdiði yemeklerle aðýrlanýrlar.

Sabah erkenden vezirle Hatip, küplerin olduðu HaylazlarKayasýnýn yanýndaki bahçeye giderler, vezirin emin olduðu birkaç kiþi küplerin olduðu yeri kazarlar, hemen karýn karýna duranüç mermer küpün üstünü açarlar. Kapaklar biraz itilir, altýnladolu olduðu görülür. Bundan sonra, bahçenin her tarafý kazdýrýl-sa da baþka bir þey bulunamaz.

Herkes yerlerine gönderilir, beþ on kiþi ile küpler ortayaçýkarýlýr.

Bunun üzerine vezir, Hatip Mahmud'a dönerek;

- Padiþahýmýzýn buyruðu üzerine iki küp bizim, biri senindir.Hangisini istersen ayýrdet

Demesi üzerine Hatip;

Küpün biri bizim ama, altýnlar için buyruk yoktur. Ýstersenizþu aðzý kýrýk küp bize kalsýn!

Hatibin bu temiz düþüncesine hayran kalan vezir, küpün altýndolu olarak býrakýlmasý için açýk bir buyruk olmadýðýný dadüþünerek, bu sözü yerinde bulur

Altýnlar daðarcýklara doldurularak, aðýzlarý mühürlenir, katýr-lara yüklenir. Vezir, Mahmud efendiyi de birlikte alýr. Bursa'ya yol-lanýrlar.

Bu iþler yapýlýrken, Bergama'da ahali heyecandan hezeyanadüþmüþ, dedikoduya baþlamýþtýr;

B E R G A M A S Ö Y L E N C E L E R Ý

151

Page 152: BERGAMA SÖYLENCELERÝ · Sahibi : Bergama K[lt[r ve Sanat Vakf^ Genel Yay^n Yönetmeni : Dt. A. G[rb[z BAaANA Sorumlu Yaz^ c`leri Md. : Mustafa DURMAZ Yay^n Kurulu : Dt. A. G[rb[z

- Bergama Kralýnýn hazinesi bulunmuþ, Kýsmet Kayasýndaaltýnlar harman gibi yýðýlmýþ. Murad zamanýnda herkes muradaerecek.

Aþkolsun Hatibe, namuslu insana yakýþan da budur. Bazýkimseler de;

- Devletin sözü geçkin olsun, ünü yüksek olsun ama bualtýnlarda Bergamalýlarýn da payý vardýr, bize de verilmelidir.

Bir takýmý da;

- Yazýklar olsun Hatibe! Küplerle altýn ayaðýna geldi debeceremedi. Gitti eliyle verdi. Kendisine boþ bir küp býrak-mýþlar, kýrýk aðzýna baksýn baksýn da onunla övünsün! gibi sözleralmýþ yürümüþtü.

Þüphesiz ki, iþin doðrusu Hatip Mahmud'un yaptýðý gibi idi.Vatanýný, milletini seven her insanýn yapmasý gereken büyüklüðügöstermiþtir. Bulduðu define bir insanýn deðil, bütün milletinhakký idi.

Bergama'dan ayrýlan kafile durmadan, eylenmeden doðruBursa'nýn yolunu tutarlar ve günün birinde sabaha karþý sarayagirerler, yüklerini indirirler.

Murad Hüdavendigar torba torba altýnlarý görünce, gözününönünde (Anadolu ve Rumeli'de geniþlemekte olan sýnýrlarýnötesinde) yeni ufuklar belirmiþti. Bunda haklý idi. Çünkü budaðarcýklardaki altýnlar, o zamana göre bir devlet hazinesi kadaryükte ve pahada da aðýr idi.

Vezirle Hatip, Sultan Murad'ýn karþýsýna çýktýklarý zaman,vezir olayý anlatýr;

Ve Hatibin "Padiþahýmýzýn buyruðu üzerine bir küp bize kala-caktý. Altýnlarý boþaltýn" sözünü tekrarlar.

Temiz yürekli, ince düþünceli olan Hatibin bu son hareketinide takdirle karþýlayan Sultan Murad, paþalýk alameti olarak Hatip

B E R G A M A S Ö Y L E N C E L E R Ý

152

Page 153: BERGAMA SÖYLENCELERÝ · Sahibi : Bergama K[lt[r ve Sanat Vakf^ Genel Yay^n Yönetmeni : Dt. A. G[rb[z BAaANA Sorumlu Yaz^ c`leri Md. : Mustafa DURMAZ Yay^n Kurulu : Dt. A. G[rb[z

Mahmud'a bir tuð takar ve;

- Hatip Paþa! hizmetin büyüktür. Kýymetin bilinecektir! der,bir de týmar baðýþlar.

Birkaç gün sonra yine ayný vezirle yola çýkan Hatip PaþaBergama'ya gelirler.

Bergama'nýn doðu kenarýnda bulunan Kula Bayýrýna çýkarlar.Vezir, iþin uðurlu, akkýn gitmesini düþünerek;

- Sol gözünü yum, sað gözünle görebildiðin yerleri söyle,der!

Bu suretle büyük bir arazi parçasý sýnýrlanmýþ olur. (1)

(1) Bu týmarýn 831 H. tarihli bir vakfiyesi vardýr ve 1152 tar-ihinde de sýnýrlarý bir ilamla tespit olunmuþtur. EthemPaþaoðlu'nun söylediðine göre, bu çiftlik arazisi 30-40 bindönüm kadarmýþ. Bu sahaya bugün Hatippaþa Týmarýdenilmektedir.

Bu týmarda Paþaoðullarýnýn iki ufak çiftliði vardýr. Bugün bugeniþ topraðýn ancak pek az bir kýsmý ellerinde bulunmaktadýr.

1294 tarihlerine kadar bu týmarýn aþarýný bu sülaletoplamýþtýr. Bundan sonra kesme bir hesaba baðlanmýþtýr.Bunun da yýlda 550 altýn lira tuttuðu bilinmektedir.

Hatip Paþa týmarýnda bir tarla satýlýrken tapu feraðýndaPaþaoðlullarý mütevellisinin de bulunmasý þart imiþ.

En son bu iþte, Hacý Ýsmail Aðanýn vefatýndan sonra 1293yýlýna kadar Hacý Halil Aða bulunmuþtur.

Öteden beri hatýrý sayýlýr, sözü dinlenir bir kimse olan HatipMahmud, bundan sonra yalnýz Bergama'da deðil Padiþahakadar bütün ülkede sayýlan Hatip Mahmud Paþa olmuþtur.

Hatip olmak onun için en büyük zevk, en büyük ödevolduðundan ünü de Hatip Paþa kalýr.

B E R G A M A S Ö Y L E N C E L E R Ý

153

Page 154: BERGAMA SÖYLENCELERÝ · Sahibi : Bergama K[lt[r ve Sanat Vakf^ Genel Yay^n Yönetmeni : Dt. A. G[rb[z BAaANA Sorumlu Yaz^ c`leri Md. : Mustafa DURMAZ Yay^n Kurulu : Dt. A. G[rb[z

Hatip Paþa adýný bugün dahi hem týmarý, hem de sülalesitaþýmaktadýr.

Not:

Üç mermer küp içinde çýkan altýnlardan beþ altý tanesi HatipPaþa sülalesinin elinde ata armaðaný olarak uzun zamarý muhafazaedilmiþtir.

1258 H. tarihinde Bergama sel baskýnýnda, diðer ziynet eþyasý,ferman ve beratlarla birlikte konduðu bir torba ile sele kaptýrýlmýþtýr.

Þimdiki Paþaoðlu hanýnýn karþýsýnda paþalarýn bir kulesi varmýþ,sel basmaya baþladýðý zaman Ethem Paþaoðlu'nun annesiUmmühan kadýn, bu kulede oturan paþa ninesine,

- Aman paþanine alýn bunlarý diye bir torba atmýþ ise de tuttura-mamýþ, suya düþmüþtür.

Ethem Paþaoðlu 'nun anlattýðýna göre, bu altýnlar beþibirliktenbüyükçe ve o kadar kalýnlýkta imiþ. Bir taraftan da tasvir varmýþ,bunlarýn tam ayarda Bizans altýný olduðu da söylenmektedir.

Bizansýn son asýrlarýnda düzen bozulmuþ, birçok akýnlar ve yað-malar olmuþtur. Anlaþýldýðýna göre, düþman eline geçmemesi için bualtýnlar, mabedlerden alýnan mermer küplere konarak gömülmüþ vebir müddet orada kalmýþtýr.

B E R G A M A S Ö Y L E N C E L E R Ý

154

Page 155: BERGAMA SÖYLENCELERÝ · Sahibi : Bergama K[lt[r ve Sanat Vakf^ Genel Yay^n Yönetmeni : Dt. A. G[rb[z BAaANA Sorumlu Yaz^ c`leri Md. : Mustafa DURMAZ Yay^n Kurulu : Dt. A. G[rb[z

KÜPLÜ HAMAMIN KÜPLERÝ

Ýki yüzyýldýr küpsüz kalan hamam, küpün gizemsel duru-mundan kendini kurtaramamýþ olacak ki, bugün dahi KüplüHamam adýný taþýmaktadýr. 400 yýl gibi uzun zaman hamamýnbüyük salonunda yerleþip kalmýþ olan mermer küp, ikiarkadaþýyla birlikte, içlerinde sakladýklarý altýnlarý vermektendoðan bir gurur içinde bolluk ve rahatlýðýn sembolü gibi dur-maktaydý.

En son XIX. yüzyýlda yabancý gezginlerin gözüne de girenmermer küp, günün birinde kendi bucaðýndan zorla alýnarak yadillere sürüklenip götürülmüþtür.

Önce Fransa'nýn Ýstanbul konsolosu Bergama'ya geldiðizaman bu küpü görmüþ yüz bin kuruþ vermiþtir. SonraBergama'yý gezen Charles Teksiye de 12.500 Fransýz Frangý ver-miþ ise de yine de sahipleri bu atalar yadigarýný satmaya kýya-mamýþlardýr.

En son, Fransa Kralý Lui Filip'in gönlünü hoþ etmek isteyenSultan II. Mahmud tarafýndan, bu mermer küp Fransa'yabaðýþlanmýþtýr.

Bu suretle 400 yýldýr bir aile timsali gibi hamamda duran veMurad Hüdavendigar'ýn buyruðu ile bu sülaleye býrakýlan mer-mer küp, II. Mahmud'un bir fermaný ile alýnmýþ ve ne yazýk ki,devletin sýnýrlarý dýþýna yollanmýþtýr.

Zamanýna göre büyük bir para verilmesine karþý,Paþaoðullarýnýn bir uður, bir onur saydýklarý mermer küp gününbirinde pamuklara sarýlmýþ olduðu halde bir arabaya konmuþ,Hatip Paþa evlatlarýnýn gözyaþlarý arasýnda Dikili'ye oradan da birvapura konarak Fransa'ya götürülmüþtür.

Küp Paris'teki Luvr Müzesi'ne konmuþ, büyük salonlardanbirinde ona muhteþem bir yer verilmiþtir.

B E R G A M A S Ö Y L E N C E L E R Ý

155

Page 156: BERGAMA SÖYLENCELERÝ · Sahibi : Bergama K[lt[r ve Sanat Vakf^ Genel Yay^n Yönetmeni : Dt. A. G[rb[z BAaANA Sorumlu Yaz^ c`leri Md. : Mustafa DURMAZ Yay^n Kurulu : Dt. A. G[rb[z

Bu küpün iki arkadaþý da bugün Ýstanbul AyasofyaMüzesindedir. Ýstanbul'un alýnmasýndan sonra AyasofyaCamisine abdest almak için konan bu küpler, bugün dahi eskiyerlerinde olduðu gibi durmaktadýr.

Küplü Hamam'dan Paris'e götürülen mermer küp ileAyasofya'daki iki mermer küp arasýnda baþlýca þu ayrýlýklarvardýr,

Hamamdaki küpün üstünde kabartma süvariler vardýr. Küpüsaran kabartma kuþakta 15 süvarinin bir bayram veya zaferi kut-lamak için ellerinde meþ'ale koþtuklarý görülmektedir,

Ayasofya Müzesi'nde bulunan iki küp ise düzdür.

Bu küpler arasýndaki diðer bir fark da boylarýnda, görkem-liðindedir; Küplü Hamam'dan kaldýrýlan mermer küpün yüksek-liði 0.974 metre, geniþliði 1.677 metre olup biraz yassý ve þiþkarýnlýdýr.

Ayasofya'dakîler ise bu ölçüye yakýn iseler de onlar yassýdeðil söbücedirler.

Charles Texier, Asia Minör (Küçük Asya) adýndaki gezikitabýnda Küplü Hamam'dan söz eder. 1832 tarihindeAnadolu'da bir seyahat yaptýktan sonra, kitaplar üzerinde de 30yýl çalýþmak suretiyle 1862 yýlýnda büyük bir tarih kitabý vücudagetirmiþtir.

Bugün dahi Anadolu hakkýnda tarihi bilgi edinmek için bukitap, baþvuru eseridir.

1832-1837 yýllarýnda Bergama'da hafriyat yapmýþ olanTeksiye, Küçük Asya kitabýnda Bergama tarihini yazarken mer-mer küp hakkýnda da iki sayfalýk bilgi vermiþtir.

"Mermer desti veya küp' baþlýðý altýnda yazdýklarýný okuyalýmþimdi:

B E R G A M A S Ö Y L E N C E L E R Ý

156

Page 157: BERGAMA SÖYLENCELERÝ · Sahibi : Bergama K[lt[r ve Sanat Vakf^ Genel Yay^n Yönetmeni : Dt. A. G[rb[z BAaANA Sorumlu Yaz^ c`leri Md. : Mustafa DURMAZ Yay^n Kurulu : Dt. A. G[rb[z

Bergama'da Türk hamamlarýndan birinin büyük salonundamermerden yapýlmýþ büyük bir mermer küp bulunmaktadýr. Buküpün üzerindeki oyma resimler, seyyahlarýn dikkat gözünü çek-mekte idi.

Bu mermer küpten söz açanlarýn birincisi Spon'dur,

1837 tarihinde bu mermer küp Sultan Mahmud tarafýndanFransýz hükümetine hediye edildi. Bu armaðan þimdi LouvreMüzesi salonlarýndan birindedir.

Mermer küp kaidesiz, yani altý yassý olmayan yuvarlak veboynu yok, yumurta þeklinde bir kaptýr.

Gövdedeki sür'atle koþan 12 süvari resmini taþýyan birkuþakla çevrilmiþtir Oluklar ve nakýþ çizgileri zarif bir tarzda süs-leri tamamlamaktadýr".

Padiþaha takdim edildikleri vakit Sultan bunlardan ikisiniAyasofya Camiinin içine koydurdu. Bunlar bugün dahi AyasofyaMüzesinde durmaktadýr.

Diðerinin üzerindeki resimler camiye konmasýna maniolduðundan o da bir hamama konarak 1837 yýlýna kadar oradakaldý.

Not:

Hamamda bulunan aðzý kýrýk mermer ne þekilde olduðu ve niçinkullanýldýðý hakkýnda da þu görüþler öne sürülmektedir.

Bergama'nýn bazý madalyalarý ürerinde yuvarlaða yakýn þekilde,galip gelen oyunculara verilecek defne dallarý olan küp resimleri vardýr.

Bazýlarý da bu küpün eksik olduðunu, her halde altýnda bir kaidesiile boynu ve kulplarý olacaðýný ileri sürdüler.

Kýsaca bu küp eskilerin adeti üzere bir tapýnaða adak edilmiþ, yahutiki taraf dostluðunun anýlmasý için armaðan edilmiþ deðerli bir eserdir..

Bu gibi mermer küpler törenlerde, þölenlerle suyla karýþtýrýlmýþþarap daðýtmak için kullanýlmaktaydý.

B E R G A M A S Ö Y L E N C E L E R Ý

157

Page 158: BERGAMA SÖYLENCELERÝ · Sahibi : Bergama K[lt[r ve Sanat Vakf^ Genel Yay^n Yönetmeni : Dt. A. G[rb[z BAaANA Sorumlu Yaz^ c`leri Md. : Mustafa DURMAZ Yay^n Kurulu : Dt. A. G[rb[z

Bu gibi iþlerde kullanýlan kaplarýn büyüklüðü hemen ayný gibidir.Daha eski zamanlarda kullanýlan ve amfora denilen yumurta biçimin-deki iki kulplu destilerin 6 defa büyüklüðünde yapýlýrdý.

Yalnýz olarak madalyalar üzerine oyulmuþ yumurta þeklindekikaplar için ayný biçimde Rodos adasýnda bulunmuþ ve Münih Müzesi'nekonmuþ bir eseri misal vermek mümkündür. Bunun kuþaðý üzerindeyunus balýklarý ile Akdeniz Perisi (Nereide)'lerin resimleri oyulmuþtur.

Bu vazo, Bergama'da Roma zamanýnýn en seçkin bir eseridir.

Üzerinde bir at koþusu müsabakasý kabartma olarak iþlenmiþtir.

1784'de Ýstanbul'da Fransa'nýn sefiri olarak Choiseu GouffýerBergama'yý gezmiþ, hamamda bu küpü de görmüþ. Sefir bu küpe yüzbin kuruþ vermiþti.

Teksiye ise 12.500 Fransýz Frangý'na pazarlýk etmiþ, fakat sahibi ver-memiþtir.

1828 yýlýnda Ýzmir-Bergama-Manisa bölgesinde bir seyahat yapanÝngiliz gezgin Mr. Charles Mac Farlane, bu gezi için yazdýðý kitabýndaBergama'dan bahsederken Küplü Hamamý da þöyle anlatmaktadýr;

Bergama'nýn Meþhur Hamamý

Bergama'da hamamlar, insan sayýsýna göre az olsa gerek.Meþhur mermer küpün bulunduðu hamama girebilmek için üçgün beklemek zorunda kaldým. Her giriþimizde hamam Türkkadýnlarýyla doluydu. Nihayet hamama girdim ve þöhretini uzak-lardan iþittiðim bu mermer küpü gördüm.

Söylendiði gibi bu küp estetik bir eser deðildi. Her ne kadar,büyüklüðü mermerden oyulmuþ ve iþlenmiþ olmasý itibariylesade bir þey sayýlamazdý.

Antik eþya arasýnda bu küpten çok daha güzel ve uyumluküpler müzelerde yok deðildir.

Sonra da küpün durumu acýnacak bir halde idi. Aðzý vealtlýðý kýrýlmýþ, kabartma ve nakýþlarý da fena halde bozulmuþtu.

B E R G A M A S Ö Y L E N C E L E R Ý

158

Page 159: BERGAMA SÖYLENCELERÝ · Sahibi : Bergama K[lt[r ve Sanat Vakf^ Genel Yay^n Yönetmeni : Dt. A. G[rb[z BAaANA Sorumlu Yaz^ c`leri Md. : Mustafa DURMAZ Yay^n Kurulu : Dt. A. G[rb[z

Denebilir ki bu küp, sanatýn ileri bulunduðu bir devirde veyayüksek bir sanatkar eliyle yapýlmýþtýr.

Nakýþlar arasýnda on beþ süvariden mürekkep bir guruphemen göze çarpmaktadýr. Bunlarýn bazýlarýnýn ellerinde birermeþale vardýr.

Atlarýn yapýlýþ ve biçiminde oldukça güzellik ve düzgünlükdikkat çeker. Fakat duruþ ve gidiþleri hep birbirine benzemekte-dir.

Ýnsan ve hayvanlarýn baþlarý zedelenmiþ, bozulmuþtur. Bütünbunlara karþý bu küpün Avrupalýlarca deðeri pek yüksektir.Bunun da nedeni 300 yýldan beri babadan evlada gelen bu küpüsahiplerinin Avrupalýlara satmamakta ayak diretmeleridir.

Bu küpü, sahipleri neden satmýyorlardý? Bunu bize yinekendileri þöylece anlattýlar;

Ailemiz arasýnda söylenen sözlere göre, ecdadýmýz topraktagömülü ve içleri altýn, gümüþ dolu olarak altý küp bulmuþtur.Devletin kanunlarýna göre toprak altýnda gizli olan gömüler, hazi-nenin malýdýr. Atamýz namuslu bir insana yakýþacak surettedavranarak bulduðu definelerin yerini hemen hükümetebildirmiþtir.

Ýstanbul'dan gelen emirde, beþ küpün ve altýnlarýn gönder-ilmesi, birinin de bulana verilmesi yazýlýymýþ. Atamýz küpünbirisini almýþ -fakat içinde para ile birlikte bulanýn olsun diyeyazýlmadýðý için- paralarý kabul etmemiþtir. Dedemizin buhareketi padiþahýn hoþuna gitmiþ ve kendisine büyük bir çiftlikbaðýþlamýþtýr.

Ýþte Avrupalýlarýn gözünde büyüyen meþhur Bergamaküpünün masalý budur.

Gezginlerin verdiði bilgilerde üç noktada yanlýþlýk dikkatiçekmektedir:

1- Küpler, Küplerin bulunuþu bölümünde de yazýldýðý gibiKaraosman tarafýndan bulunmuþ deðildir.

B E R G A M A S Ö Y L E N C E L E R Ý

159

Page 160: BERGAMA SÖYLENCELERÝ · Sahibi : Bergama K[lt[r ve Sanat Vakf^ Genel Yay^n Yönetmeni : Dt. A. G[rb[z BAaANA Sorumlu Yaz^ c`leri Md. : Mustafa DURMAZ Yay^n Kurulu : Dt. A. G[rb[z

Muradý Hüdavendigar'ýn fermaný ile paþalýk ve týmar olarakHatip Bedrüttin Mahmud'a verilmiþtir. Eldeki vakýfname veberatlara göre, küpleri bulanýn bu zat olduðu kati olaraksöylenebilir.

Nitekin Küplü Hamam'dan Luvr Müzesi'ne kaldýrýlan MermerKüpün mermer kapaðý paþalar sülalesinin evinde bulunarakBergama Müzesine alýnmýþtýr. Bu da, küplerin bu sülale ile olaniliþkisini kanýtlamaktadýr.

2- Ýki mermer küpün önce Bursa'ya, Ýstanbul alýndýktansonra da Ayasofya'ya konduðu söylenir.

Bergama'da kalan oymalý küpün ise, Karaosmanoðullarý'nýnyaptýrdýðý hamam ile hizmetçilerinden birine verilmiþ olmasýnýkabul ettirecek hiç bir ipucu yoktur.

Esas olarak Bergama'da Karaosmanoðullarý kendi kon-aklarýndan baþka bir yere hamam yaptýrmamýþlardýr.

Küp, Fransa'ya götürülünceye kadar küplü hamamdakalmýþtýr. Küplü Hamam'ýn ise H. 830 tarihli bir vakfiyesi vardýr.Bu vakýfname Hatip Mahmud Paþa'nýn oðlu Hibetullah'ýndýr.Vakfiye'de "kendi malý olan hamamý vakfetti" denilmektedir.

3- 1336 tarihinde Selçuk Türkleri Bergama'yý Karesiemirinden almýþ deðillerdir. Bergama Karesi beyliðinde ikenKaresi beyi Aclan beyin ölümü üzerine yerine büyük oðluDemirhan geçmiþtir.

Bu sýrada Bergama'da vali olarak ortanca oðlu Yahþihanbulunuyordu. Küçük oðlu Dursun bey de eðitim ve güvenlikbakýmýndan Orhan Gazi'nin yanýnda Bursa'daydý.

Demir Hanýn zulmünden býkan vezirler ve halk, Dursun bey'iistediler.

Orhan Gazi'nin askerleri Balýkesir'e yürüdü. DemirhanBergama kalesine kaçtý. Arkasýndan geldiler. Kaleyi kuþattýlar.Dursun bey'in bir okla ölümü üzerine bütün Karasi BeyliðiOrhan Gaziye geçmiþ oldu.

B E R G A M A S Ö Y L E N C E L E R Ý

160

Page 161: BERGAMA SÖYLENCELERÝ · Sahibi : Bergama K[lt[r ve Sanat Vakf^ Genel Yay^n Yönetmeni : Dt. A. G[rb[z BAaANA Sorumlu Yaz^ c`leri Md. : Mustafa DURMAZ Yay^n Kurulu : Dt. A. G[rb[z

Lozan Üniversitesi Profesörlerinden Arkeolog ve Mimar Dr.Schazmann 1932 yýlýnýn sonlarýnda Bergama'da bulunduðusýrada kapaðýn müzeye alýndýðýný gördüðü zaman þu sözlerisöylemiþtir;

"Küplü Hamamdan Luvr Müzesi1ne giden mermer küpHelenistik devrin yüksek sanat eserlerinden biridir. Tarihi deðeriolan küpün kapaksýz oluþu mühim bir noksanlýktý. Bu bakýmdanda kapaðýn Bergama Müzesi'ne alýnmasý ayrý bir önem ve deðertaþýmaktadýr,"

Küplerin öyküsü halk dilinde sakýza dönmüþ 3 iken 5, 6hatta 7'ye çýkarýlmýþtýr.

Yabancý tarihler 1350 diye yazmaktadýrlar. Paþalýk fermanýelde bulunmadýðýndan bu tarihi kesin olarak söylemek zordur.

Fakat eldeki beratlara göre Hatip Mahmud'a paþalýk, MuradýHüdavendigar tarafýndan verilmiþtir.

H. 1182 tarihli bir beratta bu cihet açýkça yazýlmýþ bulun-maktadýr.

Merhum Gazi Hüdavendigar'dan ve Sultan Murad HanHüdavendigardan niþan þerifleri var deyu kaydolunmuþtur.

Murad Hüdavendigar 1361-1389 tarihlerinde padiþahlýkyaptýðýna göre 1350 tarihi Orhan Gazi zamanýna düþmektedir.Bu itibarla 1350 tarihini deðil, 1361 tarihinden sonraki zaman-larý hesaplamak lazýmdýr.

Murad'ýn otuz yýllýk saltanatýnýn ilk yýllarýndan sayarakbugüne kadar küplerin bulunuþu üzerinden altý yüz elli yýla yakýnuzun bir zamanýn geçtiðini görürüz.

Yüz elli yýl önce Paris'e götürülen küpün 830-1426 tarihlivakfiyesi olan hamama ayni tarihte konduðunu kabul edersek,küpün hamamda 430 yýl kadar kaldýðýný anlamýþ oluruz.

Bütün bunlar, üç küp altýnýn Murad Hüdavendigar zamanýn-da Hatib Mahmud tarafýndan bulunduðunu ve hamamý oðluHibetullah'ýn yaptýrdýðýný anlatmaktadýr. Paris'e giden küp de o

B E R G A M A S Ö Y L E N C E L E R Ý

161

Page 162: BERGAMA SÖYLENCELERÝ · Sahibi : Bergama K[lt[r ve Sanat Vakf^ Genel Yay^n Yönetmeni : Dt. A. G[rb[z BAaANA Sorumlu Yaz^ c`leri Md. : Mustafa DURMAZ Yay^n Kurulu : Dt. A. G[rb[z

hamamdan alýnmýþtýr. Küpün tarihi durumu kadar sanatbakýmýndan da deðeri bilginler tarafýndan belirtilmiþ bulunmak-tadýr.

Küpler ve hamamýn esas durumunu eldeki vesikalar açýkçaanlatmaktadýr.

Küplü Hamamýn vakfedilmesi H. 830 tarihi ikinci Muradzamanýna düþmektedir. Saltanatý (H. 824-855) 142l-1451 tarih-leridir.

1832-1837 tarihlerinde Bergama'da hafriyat yapan CharlesTeksiye, hamamda mermer küpü görmüþtür. Daha sonraParis'in Luvr Müzesi'ne gönderildi.

Belgeler

Hatip Paþa sülalesinin elinde vakýfname, berat, ilam gibibirçok belgeler vardýr.

Ece (Atmaca) Mahallesindeki hamamýn, Hacý Fakihmahallesinin Paþmakçýlar çarþýsý tarafýndaki medresenin, Hatippaþa arazisinin, Hacý Hasan Camii ile Tahýl pazarýndaki birçokdükkan ve Ece Mahallesindeki hanýn vakfiyeleri bu kabildendir.

Hamamýn H. 830 tarihlî vakýfnamesine göre, Bergama'nýnEce Mahallesinde yapýlan bu hamamýn Küplü Hamam olduðu,Taþ Han'ýn kapýsý üstündeki kitabeden de anlaþýlmaktadýr.

Taþ Han'ýn vakfiyesinde de, hanýn Ece Mahallesinde olduðuyazýlýdýr.

500 yýl önce, bu mahallenin adý Ece iken sonradan Atmacadenilmiþtir. Öztürkçe ve çok güzel olan Ece'nin Atmaca'yaçevrilmesi herhalde bir bilgiye dayanmasa gerek!..

Hamamý yaptýran Hatip Paþaoðlu Hibetullah, evlatlarýna vak-fettiði bu hamamýn kýyamete kadar durmasýný candan dilemek-tedir. Bunun için de, bunu bozmak veya deðiþtirmek isteyenleriAllahýn, meleklerin ve insanlarýn lanetine uðratmaktadýr.

B E R G A M A S Ö Y L E N C E L E R Ý

162

Page 163: BERGAMA SÖYLENCELERÝ · Sahibi : Bergama K[lt[r ve Sanat Vakf^ Genel Yay^n Yönetmeni : Dt. A. G[rb[z BAaANA Sorumlu Yaz^ c`leri Md. : Mustafa DURMAZ Yay^n Kurulu : Dt. A. G[rb[z

Bütün bunlara karþý en son hamam, Su Vakfýna geçmiþ vebugün de Belediyenin eline girmiþ bulunmaktadýr.

Hamamýn vakýfnamesini arapça aslýndan dualarýný kýsaltarakburaya yazýyoruz.

Hacý Fakih Mahallesindeki medrese; þimdiki ParmaklýMescid karþýsýndaki fýrýn ve evlerin olduðu yerde olup KavaklýMedrese derlermiþ.

Paþmak pazarý da, Selçuk hamamlarý civarýnda ve çayboyunca büyük bir çarþýymýþ. Buna da Kavaklý Çarþý denirmiþ.

Hatip Paþanýn oðlu, yaptýrdýðý bu medresenin talebesine,imamýna, müezzinine para baðlamýþ, hatta medresenin hasýrýna,kandillerinin yaðýna, kuyusunun kovasýna, kapýsýnýn kilidinekadar para ayýrmýþtýr.

Hacý Hasan Camii, þimdiki Þadýrvanlý Camidir. Tahýl pazarýda þimdiki Zahire Loncasýdýr.

Küplü Hamam'ın Vakýfnamesi

Ahlah'a hamdü sena ederim ki alemi þeriatla aydýnlattý.Helali ve haramý ayýrdý. Ýslamý ulu kýldý. Dünya gurur yeridir sürüryeri deðildir.

Bir Hadiste denilmiþtir ki; Ýnsan öldüðünde iþi biter ancak üçkimsenin bitmez.

1- Ýlminden fayda görülen kimse,

2- Hayýrlý evladý olan kimse,

3- Hayýr ve iyilik yapan kimse.

Güzel huylu, temiz yürekli kendisini herkese sevdirmiþ melikve sultanlarýn teveccühünü kazanmýþ, din ve milletin gözbebeðiolan Hatip Paþa þöhretiyle anýlan merhum BedrüddinMahmud'un oðlu Hibetullah; Bildi ki, her insanýn malý yok olur,ancak iþlediði hayýrlar baki kalýr.

Kendi malý olan hamamý Allah'ýn rýzasýný almak için vakfetti.

B E R G A M A S Ö Y L E N C E L E R Ý

163

Page 164: BERGAMA SÖYLENCELERÝ · Sahibi : Bergama K[lt[r ve Sanat Vakf^ Genel Yay^n Yönetmeni : Dt. A. G[rb[z BAaANA Sorumlu Yaz^ c`leri Md. : Mustafa DURMAZ Yay^n Kurulu : Dt. A. G[rb[z

Bergama'da Ece Mahallesinde doðusu yol, kuzeyinde Ecemülkü, batýsýnda Devlet oðlu Ahmed mülkü, güneyinde Yunusoðlu Ali mülkü ile sýnýrlanan hamamý, bütün sýnýr ve hukuku ile yol-larý, akar suyu, avlusu, havuzlarý, kapýlarýn kilitleri, odalarý ve bütüneþyalarýyla vakfetti*

Þu þartla ki; kendi sað olduðu müddetçe hamamýn idare vegeliri kendisinin olacaktýr.

Ölümünden sonra hamamýn geliri; kendi sulbünden olanoðlanlarý Ali paþa, Ýbrahim, Yakup, Yusuf ve Mustafa üzerine; bun-larýn ölümlerinden sonra oðullarýna, oðullarýnýn da ölümündensonra oðullarýnýn oðullarýna, bu batýndaki oðullar tükeninceyekadar.

Bu beþ evlattan birisi ölürse ölenin hissesi ölenin oðullarýna, buölenin oðullarý da kesilirse bu hisse birinci batýndaki sað olanagider.

Bu birinci batýn ve oðullarý ve oðullarýnýn oðullarý tükenirsekýzýnýn oðullarýna ve kýzlarýnýn oðullarýnýn oðlanlarýna, oðlan veoðlanlardaki þart üzerine verilecektir.

Bunlardan da bir kimse kalmazsa; en yakýn akrabasýnýn yoksu-luna, bunlardan da kimse bulunmazsa azadlý kölelerine, bunlarölünce bunlarýn oðullarý arasýnda eþit olarak paylaþýlýr.

Akraba köle ve oðullarýndan kimse kalmazsa Bergama'daki bil-ginlerin fakirlerine verilecektir.

Vakfa mütevelli olmak þartýna gelince; ilk olarak iki oðlu Yakupve Yusuf mütevelli olacaktýr. Bunlarýn ölümünden sonra, diðerevlatlarýnýn en doðru olanýdýr. Bunlarýn da ölümünden sonra,oðlanlarý oðlanlarýnýn en doðru olanýdýr.

Hamamýn gelirinin onda biri tevliyet hakkýdýr.

Bu gelirden her gün iki dirhemi amcasýnýn oðlu Ahmed oðluÝshak sað oldukça alacaktýr.

Her gün bir dirhem de, vakfedenin ruhuna baðýþlanmak üzereKuran'dan bir cüz okumak þartýyla Abdullah oðlu Kasým alacaktýr.

B E R G A M A S Ö Y L E N C E L E R Ý

164

Page 165: BERGAMA SÖYLENCELERÝ · Sahibi : Bergama K[lt[r ve Sanat Vakf^ Genel Yay^n Yönetmeni : Dt. A. G[rb[z BAaANA Sorumlu Yaz^ c`leri Md. : Mustafa DURMAZ Yay^n Kurulu : Dt. A. G[rb[z

Bu vakfýn tamir ve termimi her masrafýn önündedir.

Bu vakýfta; kadýlarýn ve zengin ulemanýn hak ve nasibi yok-tur. Eðer bunlar bir þey alýrlarsa haramdýr.

Bu vakýf, vakfý sahibi þer'i

ve hepsi sarihi mer'i

ve þeraiti lazimeyi cami,

bütün zabýtlarý havi,

her manialardan hali olarak vakfedilmiþtir.

Satýlmaz, hibe edilmez, rehin býrakýlmaz, deðiþtirilmez, ýrseninsaz etmez ta kýyamete kadar, Allah yeri ve yer yüzünde bulu-nanlara mirasçý oluncaya kadar.

Eðer bir kimse bunun vakfolduðunu iþiterek deðiþtirirseonun günahý tebdil edenlerin üzerinedir. Muhakkak diyebilirimki, Cenabý Hak yakýndan iþitir ve bilir.

Bir kimse bunun iptaline çalýþýr ve harap olmasýna sebepolursa veya þartlarýndan bir þartýný, kayýdlarýndan bir kaydýnýbozarsa Allahýn, meleklerin ve bütün insanlarýn lanetine uðrasýn!

10 Þaban 830

Manisa Kadýsý : Abdullah bin Mehmed Fenari

Bergama Müftüsü ve Mollasý : Yusuf Ziyaeddin

Bergama ve nevahisi Mollasý : Sadrüddin Mustafa

Bergama Mollasý : Hüseyin oðlu Ahmed

Bergama Mollasý : Mehmed bin Hakim

Þahidler Fakihlerden : llyas oðlu Mustafa

Ýlyas oðlu Veli

Yaþayýþ oðlu Hacý Ahmed

B E R G A M A S Ö Y L E N C E L E R Ý

165

Page 166: BERGAMA SÖYLENCELERÝ · Sahibi : Bergama K[lt[r ve Sanat Vakf^ Genel Yay^n Yönetmeni : Dt. A. G[rb[z BAaANA Sorumlu Yaz^ c`leri Md. : Mustafa DURMAZ Yay^n Kurulu : Dt. A. G[rb[z

KIZ TÜRBESÝ Karasi lideri Aclan Beyin

ikinci oðlu Yahþi Bey, aðabeyiDemirhan'dan koparak Mem-leket-i Marmara denilen kes-imde yönetimi üstlendi vebaþkent olarak da Bergama'yýseçti. Küçük kardeþleriDursun Bey ise, Osmanlýsarayýnda bulunuyordu. Yahþi Bey, egemen olduðu kesimde 15kadar þehre ve bir o kadar da kaleye ve 20 000 atlý kuvvete, hattadonanmaya sahipti.

Yahþi Bey, Bergama' da oturur ve buradan beyliði yönetirdi.Ülkesi denizlere açýktý. Ancak Demirhan' a göre kent ve kasa-balarý daha azdý. Bizans' a karþý denizlerden yaptýðý saldýrýlardaoldukça baþarýlý olduðu görülmektedir.

Ýbni Batuta adlý Arap gezgini 1333 yýlýnda Bergama' ya dauðramýþ ve þu izlenimleri yazmýþtýr:

"Ertesi günü yola çýkarak Bergama' ya vardýk. Harap bir kentolmakla birlikte, daðýn üzerindeki kalesi sapasaðlamdý. Eflatunbilgenin (Galenos olacak) bu belde halkýndan olduðu ve otur-duðu evin hala tanýndýðý söylentisi vardýr. Burada Ahmediyederviþlerinden birinin tekkesine indik. Sonra kentin ileri gelen-lerinden biri bize gereðinden fazla ikramda bulunmak üzerekendi konaðýna götürdü.

Kentin egemeninin adý Yahþi Handýr. Han sözü bunlaraarasýnda sultan anlamýný taþýr. Yahþi ise güzel, iyi demektir.Buraya geldiðimiz zaman yaylada (Kozak) idi. Geliþimizi haberalýnca bize yemekler ve ipekten yapýlma bir kat giysi gönder-miþti.

Sonra yolu göstermek üzere bir kýlavuz tutup, pek yüksek vesarp daðlarý aþarak Balýkesir' e ulaþtýk ki, burasý da kalabalýknüfuslu, zengin ve renkli çarþýlarý olan bir kentti."

B E R G A M A S Ö Y L E N C E L E R Ý

166

Page 167: BERGAMA SÖYLENCELERÝ · Sahibi : Bergama K[lt[r ve Sanat Vakf^ Genel Yay^n Yönetmeni : Dt. A. G[rb[z BAaANA Sorumlu Yaz^ c`leri Md. : Mustafa DURMAZ Yay^n Kurulu : Dt. A. G[rb[z

Ýbni Batuta, Bergama'dan sonra gittiði Balýkesir'i anlatýrkenDemirhan' ýn halk tarafýndan sevilmeyen, zalim bir adamolduðunu söyler.

Karasi beylerinden Yahþi Beyin saný Þuca-al-din'dir. Büyükkardeþi Demirhan'ý Ýbni Batuta, hýrsýz ve zalim olarak taným-larken, Dursun Bey'in payýna düþen topraklarý vermeyipgüdümüne çektiði için halk tarafýndan beðenilmediðini belirtir.Buna karþýn Yahþi Bey için sevilen ve baþarýlý bir kiþi olarak sözedilmektedir. Yahþi Bey, 1341-42 yýllarýnda, ilk kez donanma ileGelibolu yarýmadasýna asker çýkarmýþ ise de baþarýlý olamayarakimparator Kantakuzen ile anlaþmaya zorunlu kalmýþtýr. Buseferinden sonra Yahþi Bey ile ilgili bilgilerimiz sona ermektedirve ne zaman öldüðünü de öðrenemiyoruz.

Demirhan'ýn zalimliði ve hýrsýzlýðý nedeniyle, halk ve ilerigelen devlet adamlarý, Vezir Hacý Ýlbey ile görüþerek,Demirhan'ýn yerine Orhan Gazi'nin yanýnda bulunan ve kendipayýna düþen arazinin verilmemesinden ötürü aðabeyine kýrgýnolan Dursun Beyin geçmesini uygun gördüler. Bu toplantýdaEvrenos, Ece veFazýl beyler bulunmuþlardý.

Dursun Bey'e aldýklarý kararý bildirmek üzere, bazý emin kim-seleri gizlice Bursa'ya gönderdiler. Böylece sorunu öðrenenOrhan Gazi, Dursun Beyi yanýna çaðýrarak, geliþmeleri kendisineanlattý.

Orhan Bey, Dursun Beye demiþti ki :

"Erkân-ý Devlet ve mütte'inan, seni babanýn hükümetineistiyorlar ve biraderinden nefret ediyorlar. Bütün memleketteayân ve eþrâfýn ittifaký böyledir ki; Bergama hisarýna git, biraderi-ni gör ve görüþ, aranýzda barýþýklýk yapýn. Kardeþini serkeþliðin-den vazgeçir, güzel söz ve nasihat eyle, onu yolla getir. Memleketikinizin arasýnda taksim edilsin. Herkes kendi hakkýna razýolarak, ortadan fitne ve fesat kalksýn. Halk, reaya ve fukara rahatyüzü görsün".

B E R G A M A S Ö Y L E N C E L E R Ý

167

Page 168: BERGAMA SÖYLENCELERÝ · Sahibi : Bergama K[lt[r ve Sanat Vakf^ Genel Yay^n Yönetmeni : Dt. A. G[rb[z BAaANA Sorumlu Yaz^ c`leri Md. : Mustafa DURMAZ Yay^n Kurulu : Dt. A. G[rb[z

Bir kýsým halkýn istemi üzerine, hiçbir kuvvete dayanmadan vesalt çaðrý ile Karasi tahtýný elde edemeyeceðini düþünen DursunBey, Orhan Gazi'den yardým istedi. Balýkesir, Edincik, Manyas,Edremit taraflarýný bu yardýma karþý Orhan Gazi'ye vereceðini bildir-di. Kendisinin de Peyker Hisar, Kýzýlca Tuzla, Ayazmend, Bayramiçile yetineceðini söyledi.

Orhan Gazi tarafýndan bu öneri benimsenerek, hazýrlýk üzereharekete geçildi. Yol boyunca Rumlara baðlý olan Kirmastý, Mihaliçkaleleri alýndý. Demirhan, Orhan Beyin yaklaþtýðýný haber alýnca,yaptýðý zulümden dolayý, karþý koymak için kendine taraftar bula-madýðýndan olacak ki bazý taþýnýr malý, ailesi ve özel koruyucu güç-leriyle Balýkesir'den kaçarak, daha güvenilir ve savunma olanaðýolan Bergama'ya çekildi. Her türlü gereksinmesini saðlamýþ olarakkaleye kapandý.

Balýkesir'e yaklaþmýþ olan Orhan Gazi'yi Hacý Ýlbey, Evrenos,Ece Halil ve Gazi Fazýl beyler karþýladýlar. Kendisine armaðanlar sun-dular. Orhan Gazi, söylendiðine göre iki kardeþi barýþtýrmak içinHacý Ýlbeyi ile birlikte Dursun Bey'i, Bergama kalesine gönderdi.Bergama kalesinin son derece savunmaya elveriþli olduðunu bilenOrhan Gazi, kan dökülmeden sorunun çözümlenmesi için KarasiBeyliðini iki kardeþ arasýnda paylaþtýrmayý uygun görmüþtü. Belkide siyaseten bu yolu izliyordu.

Dursun Bey, kardeþi ile görüþmek üzere Bergama'ya geldi. Hiçsakýnmadan kaleye doðru ilerlemeye, týrmanmaya baþladý.Aðabeyinin kendisini karþýlayacaðýný, görüþmesinin bir engellemeyapýlmayacaðýný sanýyordu. Kendinden emim ve umut içinde HacýÝlbey ve diðer ileri gelenlerle iyice yaklaþmýþtý. Yanýnda oklu, mýzrak-lý savaþçýlar da yoktu. Barýþ amaçlý bir grup olduklarý belliydi. Kaleyevarmaya doðru, burçlardan ansýzýn ok yaðmuru baþladý ve atýlanoklardan biriyle Dursun Bey vurularak düþtü. Hatta okun, kardeþiDemirhan tarafýndan atýldýðý kayýtlarda geçmektedir. Orhan Gazi,oðlu gibi yanýnda büyüttüðü Dursun Beyin ölümünden büyük üzün-tü duydu, aðladý. Bu ölüm, Karasi ileri gelenlerini Demirhan'daniyice nefret ettirdi. Orhan Beyin egemenliðine girmek istediler.

B E R G A M A S Ö Y L E N C E L E R Ý

168

Page 169: BERGAMA SÖYLENCELERÝ · Sahibi : Bergama K[lt[r ve Sanat Vakf^ Genel Yay^n Yönetmeni : Dt. A. G[rb[z BAaANA Sorumlu Yaz^ c`leri Md. : Mustafa DURMAZ Yay^n Kurulu : Dt. A. G[rb[z

Eðer Demirhan ile Orhan Bey uzlaþacak olursa, Demirhanakarþý olan devlet adamlarýnýn durumu sorun olacaktý. Halk da bugeliþmelerden ötürü üzgündü ve Orhan Beyi bir kurtarýcý gibigörmeye baþlamýþlardý. Orhan bey bu fýrsattan yararlanarak,tüm Karasi eyaletini Osmanlý Devletine kattýðýný ve devletgörevlilerini deðiþtirmeyeceðini, Demirhan yanlýsý olanlarýnöldürüleceklerini duyurdu.

Demirhan ise Bergama kalesinde hala dayanýyordu. Bununüzerine Orhan Bey, Bergama üzerine yürüyüp kaleyi kuþattý.Bergama halký kendi kalelerinden baþka tüm köy, kale vebeldelerin Orhan Bey'e baðlanmasý ve fakat tek direnen kaleninBergama olmasýndan korkmuþlardý. Bu nedenle Demirhan'ýnyanýna varýp, Bergama'dan baþka her tarafýn alýndýðýný, bu yüz-den buradaki karþý koymanýn anlamsýzlýðýný kendisine anlattýlar.Baðýþlanmasý için Orhan Gazi'ye yalvaracaklarýný, ancakdirenirse kendisini yakalayýp teslim edeceklerini tehdit ederce-sine söylediler. Kale halkýnýn direncinin kaybolduðunu görenDemirhan, çaresiz önerilerini benimsedi. Kaleden inerek, OrhanGazi'ye teslim olmak zorunda kaldý.

Orhan Gazi, bu tutumundan ötürü Demirhan'ý baðýþladý,ancak elinde bulunan Karasi eyaletini aldýðýný bildirdi. Canýnýkurtaran Demirhan, Bursa'ya gönderildi ve iki yýl buradayaþadýktan sonra vebaya yakalanarak öldü.

KIZ TÜRBESÝ

Bugün Gazi Ýlköðretim Okulunun karþýsýnda yer alan türbeKarasi beylerinden Dursun Bey'e aittir. Hemen Kale eteðinde,bugün Kýz Türbesi denilen yerdir. Geçen yüzyýlda Bergamalý var-lýklý bir kadýn tarafýndan mezarý onarýlýp bugünkü türbegörünümüne sokulduðu için Kýz Türbesi adý verilmiþtir.

B E R G A M A S Ö Y L E N C E L E R Ý

169

Page 170: BERGAMA SÖYLENCELERÝ · Sahibi : Bergama K[lt[r ve Sanat Vakf^ Genel Yay^n Yönetmeni : Dt. A. G[rb[z BAaANA Sorumlu Yaz^ c`leri Md. : Mustafa DURMAZ Yay^n Kurulu : Dt. A. G[rb[z

SAÐANCILI VELÝ

Bergama Voyvodasý olan Koca Arapoðlu Elhac Ýsmail Aða,1759 yýlýnda ölünce, yerine oðlu Mehmet Aða ayan olur. Ancako da altý yýl sonra hayata veda edince kardeþi Ýbrahim Aða ayan-lýða geçer. Ne var ki Ýbrahim Aða, zayýf ruhlu bir adamdýr. Bunedenle görevini, babasýnýn kahyasý olan Veli Aða'ya býrakarakkonaðýna çekilir.

Ýbrahim Aða, babasýnýn ve kardeþinin zamanýnda huzur verahat içinde yaþamaya alýþmýþ olduðundan, ülke yönetiminiüzerine aldýðýnda, yine zevk ve sefadan ayrý duramamýþtýr. Tümyönetim yetkilerini, kendine ve ailesine son derece baðlý olanSaðancýlý Veli Aða'ya býrakmýþtýr.

Ýbrahim Aða, güvendiði Veli sayesinde istediði gibi yaþamaolanaðý bulmuþtu. Veli Aða ise, eyaletin düzenini güçlendirmiþ,çevre beylerle de dost iliþkiler kurmuþtu. Bu sýrada bazý aþiret-lerin Bergama üzerine bir baskýn yapacaklarý sözü, halký korkuyasürüklemiþ, Veli Aða, Bergamalýlarý korumak amacýyla dostuKýrkaðaçlý Ýlyaslar yöresi ayaný Sümenoðlu'nu Bergama'ya çaðýr-mýþtýr. Sümenoðlu, kýzanlarýyla Bergamaya gelmiþse de hiçbiryerden baskýn söz konusu olmadýðý için, bir süre konuk kalýp,Bergama'dan ayrýlmýþtýr.

Veli Aða, ayan Ýbrahim Aða'ya verdiði güven ve halka karþýyolsuzluða asla yönelmeden gösterdiði saygý ve becerikli yöneti-mi dolayýsýyla kendine karþý kamuda bir özgüven oluþturdu.Böylece 8 yýl baþarýyla iþinin baþýnda kaldý.

Veli Aða, Bergama'nýn Saðancý köyünde yetiþmiþ, cesaret vesilahþörlüðü ile nam salmýþ bir delikanlýdýr. Ancak Veli Aða,Arapoðlu soyundan bir kýzý istiyordu. Ýleri gelen yakýnlarýna bututkusunu açýklamýþtý. Büyük yetkiler taþýyan Veli Aða, kendisinibu soya karþý küçük görmüyordu. Durum Ýbrahim Aða'ya açýlýn-ca "kapýmýzda beslenen adam için bu ne cürettir" demiþti.

B E R G A M A S Ö Y L E N C E L E R Ý

170

Page 171: BERGAMA SÖYLENCELERÝ · Sahibi : Bergama K[lt[r ve Sanat Vakf^ Genel Yay^n Yönetmeni : Dt. A. G[rb[z BAaANA Sorumlu Yaz^ c`leri Md. : Mustafa DURMAZ Yay^n Kurulu : Dt. A. G[rb[z

Ancak içten içe çaresiz bir derde düþer. Gönlünü Ayan'ýn kýzý-na kaptýrýr. Kýzý kendisine münasip görmekte ve sürekli hayalkurmaktadýr. Ancak güzel kýz Abdülfettah adýnda biriyleevlendirilir. Veli Aða, can evinden vurulmuþa döner. Üzün-tüsünden ne yaptýðýný bilmez bir hale gelir. Bu sýkýntý yönetiminede yansýr ve düzgün giden iþlerin bozulmakta olduðu ayanÝbrahim Aða'ya bildirilir. Veli Aða'yý yanýna çaðýran Ýbrahim Aðabazý öðütlerde bulunur. Ancak bunlar Veli Aða'nýn bir kulaðýndangirer, diðerinden çýkar. Bu arada Bergama'da da düzen gittikçebozulmaktadýr. Veli Aða, olumsuz haberi alýnca derin bir üzün-tüye kapýlmýþ olmasýna karþýn, emelinden de vazgeçmeyecek birsinsi politika izlemeye koyulacaktýr.

Sonunda olan olur Veli Aða'nýn fitilini ateþlediði bir isyan patlar.

Öncelikle Ýbrahim Aða'nýn halledilmesi planlandýðýndan kon-aðý basýlýr ve orada savunma yapan 18 bölükbaþýnýn canýnakýyýldýktan sonra Ýbrahim Aða da gözünün yaþýna bakmadankatledilir ve tüm malýna da el konulur.

Veli Aða, adamlarýyla birlikte asýl hedefi olan eve yönelir.Ancak aradýklarý Bergama'yý çoktan terk etmiþtir.

Abdülfettah, Veli'nin çýkardýðý isyaný bir rastlantý sonucuöðrenip, karýsýný atýnýn terkisine attýðý gibi dörtnala Ýzmir yolunadüþer.

Veli Aða onlarý bulamayýnca Bergama'ya dýþarýdan gelenlerisorguya çekmeye baþlar. Ýzmir yönünden gelenlerin verdiði bil-giyle iþi anlar.. Þimdi tüm düþüncesi, Ýzmir'e gelin giden sevgilisi-ni kurtarmaktýr. Bir yandan kendi hazýrlýklarýný sürdürüyor, öteyandan da dostu Karaburun voyvodasý Ývaz Aða'yý deðerliarmaðanlar göndererek, kýsa bir zamanda Ýzmir'i basmak üzerehazýrlanmasýný rica eder.

Buyruk verip, çevreye adamlar salarak köylerden askerlikçaðýna gelmiþ gençleri de Bergama'ya getirtir ve birliðine katar.Öte yandan dostu olan Karaburun Voyvodasý Ývaz Aða'ya da

B E R G A M A S Ö Y L E N C E L E R Ý

171

Page 172: BERGAMA SÖYLENCELERÝ · Sahibi : Bergama K[lt[r ve Sanat Vakf^ Genel Yay^n Yönetmeni : Dt. A. G[rb[z BAaANA Sorumlu Yaz^ c`leri Md. : Mustafa DURMAZ Yay^n Kurulu : Dt. A. G[rb[z

haber salarak, asker toplayýp Ýzmir'e, birlikte baskýna çaðýrýr. Buhazýrlýklar yaklaþýk bir ay sürer.

Anlaþtýklarý bir günde iki alay da baþlarýnda derebeyleri ileÝzmir'e doðru yola koyulur.

Ýzmir o dönemlerde henüz fazla geliþmemiþ, küçük birþehirdir.

Halkapýnar yöresinde karargah kurup, Ýzmir kadýsýna habergönderir ve kan dökülmeden istemlerini yerine getirmesini öner-ir. Kadýnýn Ýzmir'in ileri gelenleri ile yaptýðý bir toplantý sonucun-da Veli Aða'ya karþý koyacak güçlerinin olmadýðý anlaþýlýr. Bunedenle kentin boþ yere yýkýlmasýna engel olmak için, VeliAða'ya bir elçi gönderirler. Elçiler : "nikah üstüne nikah caizmidir?" diyerek bu iþten vazgeçmesini rica ederlerse de dinlete-mezler.

Bergama Voyvodasý'nýn Kervan Köprüsü (GünümüzdeKemer Köprüsü) önünde kurduðu yerde on iki atlý, Ýzmirkadýsýnýn konaðý önüne gelir ve kendisiyle görüþmek için habergönderir.

Kadý, süvarileri huzuruna kabul eder. Cengaverler, VeliAðanýn mektubunu ona verirler. Mektupta özetle "Ya istediðimkadýný teslim edersiniz, yahut Ýzmir'i yakar, insanlarý kýlýçtangeçiririm"

Dehþet içinde kalan kadý derhal çevreye adamlar salar.

Aramalar sonucu, genç kadýnýn Tilkilik'te, Dönerdirek olarakbilinen sebilin karþýsýndaki evde kaldýðý anlaþýlýr.

Apar topar Kadý'nýn huzuruna çýkarýlan kadýna Ýzmir'in karþýkarþýya olduðu büyük felaket anlatýlýr. Kendisine durumu anlatankelli felli adamlarýn nasýl bir acz ve beceriksizlik içinde olduklarýnýgören kadýn boynunu bükerek, çaresizlik içinde hüngür hüngüraðlar.

B E R G A M A S Ö Y L E N C E L E R Ý

172

Page 173: BERGAMA SÖYLENCELERÝ · Sahibi : Bergama K[lt[r ve Sanat Vakf^ Genel Yay^n Yönetmeni : Dt. A. G[rb[z BAaANA Sorumlu Yaz^ c`leri Md. : Mustafa DURMAZ Yay^n Kurulu : Dt. A. G[rb[z

Bir zaman sonra kadýn, Veli Aða'nýn çadýrýna getirilir. Onunlabirlikte gelen Ýzmir Kadýsý, dönemin ayaný ve eþraftan kiþiler deçadýra alýnýr ve hepsi voyvadanýn ayaklarýna kapanýr. Kadýnýalmamasýný rica ederler ama Veli Aða'nýn ne kadar kararlýolduðunu anlayýnca biçare kadýný kendisine teslim ederek þehredönerler. Korkusundan Kütahya taraflarýna kaçan AbdülfettahAðanýn Ýzmir'de býraktýðý karýsýný boþ düþürmek yoluyla þeriatauygun olarak Veli Aða'ya teslim ederler.

Peki sonra ne oldu?

Veli Aða özlemine ulaþtý mý?

Ýsyanlara varan kalkýþmasý sonunda aþkýna kavuþtu mu?

Vuslat nasýl oldu?

Mürüvvet buldu mu?

Oldu mu da Veli Aðam oldu mu

Yaðcýbedir dilberi saçlarýný yoldu mu

Ah Veli aðam ah hiç böyle oldu mu?

Sevdiceðin gelinin gül yüzü soldu mu?

Veli Aða, Bergama'ya döndüðü zaman, bir hafta sürendüðünle evlendi.

Düðüne çaðýrdýðý çevre bey ve voyvodalarý aðýrladý, onlarladostluðunu pekiþtirdi.

Muradýna erdi,

Emme velakin ortalýðý fena gerdi,

Bundan geri tadý tuzu kalmadý her bir þeyin

Ve Veli Aða'nýn voyvodalýðý pek uzun sürmedi.

Kast ettiði voyvodasýndan ötürü ortalýðý kastý,

Birkaç yýl içinde voyvodalýðýný koruyabilecek gücü dekalmadý,

Adý asi, kendi þaki, hakkýnda ferman vaki oldu,

Ýstanbul'da büyük tepki rüzgarlarý, kara bulutlar ördüBergama'nýn üstüne,

B E R G A M A S Ö Y L E N C E L E R Ý

173

Page 174: BERGAMA SÖYLENCELERÝ · Sahibi : Bergama K[lt[r ve Sanat Vakf^ Genel Yay^n Yönetmeni : Dt. A. G[rb[z BAaANA Sorumlu Yaz^ c`leri Md. : Mustafa DURMAZ Yay^n Kurulu : Dt. A. G[rb[z

Padiþah I.Abdülhamit (1774-1789) in istenciyle Veli Aða'nýn tes-lim olmasý bildirildi.

Elçileri geri çeviren Veli Aðaama, gözüne görünecek vardý bes-belli

Sekbanlarý, has adamlarý da yanýndan kaçarak padiþahýngönderdiði Abdi Paþa'ya sýðýndýlar, Yanýna en sadýk kýzanlarýnýalýp kaçmaya karar verdi.

Önce çok sevdiði ve uðruna Ýzmir baskýnýný yaptýðý karýsýný,baþkasýna yar olmasýn diye öldürdü. Gece karanlýðýndaBergama'dan çýkarak Kozak ormanlarýnda izini kaybettirdi.

Veli Aða, önce yakýn dostu Kepsut kazasý voyvodasýSancaklýoðlu Süleyman Aða'nýn yanýna sýðýndý. Burada da ken-dini güvenlik içinde görmeyip Avunya (Ünye) taraflarýna geçti,ancak sekbanlarýyla birlikte, onlarý izleyen Abdi Paþa'nýn elinedüþtü. Veli Aða idam edilerek, baþý saraya gönderildi.

NE YERDE NE GÖKTE MAHALLESÝDillere destandýr Bergama, gizemli bodrumlarý, efsunlu

dehlizleri ve "Ne Yerde Ne Gökte" dedikleri mahallesiyle.Osmanlý Devleti döneminde Bergama'nýn Kale Mahallesindeoturan Rum vatandaþlar o yükseltiden görürlerdi Kýzýlavluyu vebodrum üstünü. Kýnýk Garajý dediðimiz yer sinagog ve karþýsýn-da da havra bulunur, buradan da üç kemer boyunca OsmanlýMüsevileri yani Yahudi mahallesi yer alýr, ötesinde o geniþ yer-leþim alanýnda, eski Bergama'da Ýslam ahali ve Türk nüfus,Ýplikçi Yunus, Kadý Hayrettin, Divan-ý Hisar, Sofular, Hoca Sinan,Turabey, Eyik Hasan, Timurtaþ mahallerinde mutlu ve birlikteyaþarlardý.

B E R G A M A S Ö Y L E N C E L E R Ý

174

Page 175: BERGAMA SÖYLENCELERÝ · Sahibi : Bergama K[lt[r ve Sanat Vakf^ Genel Yay^n Yönetmeni : Dt. A. G[rb[z BAaANA Sorumlu Yaz^ c`leri Md. : Mustafa DURMAZ Yay^n Kurulu : Dt. A. G[rb[z

XVII. yüzyýlýn ünlü bilginlerinden Katip Çelebi, Cihanümmaadlý iki ciltlik yapýtýnýn birinci cildinde o zamanlarýnBergama'sýndan söz ederken;

"buranýn bir mahallesi vardýr ki adýna 'Ne yerde ne göktemahallesi' adý verilmektedir" der.

Sonradan Bergama'yý ziyarete gelen Charles Texier adlý gez-gin de "Asia Minor (Küçük Asya) adlý yapýtýnda yine ayný isimlebu yerden söz etmiþtir.

Bodrumlarýn üzerindeki evlerin arasýna girdiðinizde havayabaksanýz gökyüzü, yere baksanýz zemin ise taþ döþeme oluptoprak belli belirsizdir. Ayrýca Selinos Çayý'nýn tam anlamýylakabardýðý kýþ ve bahar aylarýnda, karþýdan bakýldýðýnda evlersularýn üstünde izlenimi vermektedir. Bu yüzden kimi zaman"hem yerde hem suda" kimi zaman da "ne yerde ne gökte"görünümüne bürünmektedir.

Þimdi; Ne Yerde Ne Gökte Mahallesinde yer alan yapýlarýinceleyelim:

Roma dönemi'nde Bergama, Akropol'den düzlüðe doðru biryerleþim evresi geçirmiþti. Selinos Deresi kale daðý etekleriniuzunca bir süre takip ettiði için kent yerleþimini özellikle batý kýs-mýnda ikiye bölüyordu. Dere üzerinde yapýlan 5 köprü (Üçke-mer, Musluk, Tabaklar, Kazancý ve Tekke köprüleri) desteklenenyerleþimin bugün en dikkat çeken yönü þehrin iki yakasý arasýn-da tam bir bütünlük saðlayan bodrum üstü yerleþim idi. Öteyandan imparatorluk dönemi Roma anlayýþýna göre yeni kentinsembolü olacak bir tapýnak ve forum meydaný gerekliydi.Ýþte bu ihtiyaçlar için gerekli olan alan; Selinos deresi üzerine194 m uzunluðunda yan yana iki tonoz yapýlýp üzeri dolduruluptesviye edilerek elde edilmiþtir. Kesme taþtan yapýlmýþ bu tono-zlar (çifte tonozlar) halen saðlam bir þekilde görev yapmaktadýr.

Etekle düzlük arasýnda tam bir bütünlük temin eden bu alanüzerine Roma kent ýzgarasýna uygun olarak m.s. II. yüzyýlda

B E R G A M A S Ö Y L E N C E L E R Ý

175

Page 176: BERGAMA SÖYLENCELERÝ · Sahibi : Bergama K[lt[r ve Sanat Vakf^ Genel Yay^n Yönetmeni : Dt. A. G[rb[z BAaANA Sorumlu Yaz^ c`leri Md. : Mustafa DURMAZ Yay^n Kurulu : Dt. A. G[rb[z

100x260 m boyutunda yüksek bir bahçe duvarý yapýldý. Kesmetaþ örgülü bahçe duvarýnýn doðu cephesinde üç yapýdan oluþanSerapion tapýnaðý inþa edildi. Mýsýr tanrýsý Serapis'e adananyapýlarýn önünde 14.5 m yüksekliðinde korint stili sütunlardanoluþmuþ bir galeri vardý. Bu galeri; kenarlarda bahçe duvarýnýçepeçevre dolaþan avlu etrafýnda dolaþýyordu. Tapýnak giriþi,batý cephesinde ikisi galeriye açýlan diðeri orta eksende yeralmýþ üç kapýyla mümkündü. Bu kapýlarýn önüne yerleþtirilmiþsütun sýralarý ile tapýnak, hemen bitiþiðinde forum meydanýnaaçýlýyordu.

1914 yýlýnda ÝstiklalMeydaný'nýn rahatlamasý içinyýktýrýlan bu duvarýn batýdaki35-40 metrelik bir parçasý,bina aralarýnda kaldýðý içinkurtulmuþtur. Bu mermerdireklerden bir tanesisaðlam, diðer ikisi yarýmdýr.Ayrýca o dönemde buduvara sabit bir çarþý yeralmaktaydý. Þehrin en büyük pazarlarýndan biri olarak bilinmek-tedir.

Tapýnak yapýlarýnýn ekseninde 62x26 m boyutunda ve 19 myüksekliðinde (çatý hariç) ana yapý yer almaktadýr. Tuðla duvar-larýn üzeri ve tabanlar mermer kaplýydý. Binanýn üstü tek açýklýk-lý iki eðimli ahþap bir çatý ile kapatýlmýþtý. Örtü malzemesi mer-mer kiremitti. Doðu galerisi geçildikten sonra mermer söveyleçevrili büyük bir kapýdan binaya giriliyordu. Binanýn iki uzunkenarýnda iki sýra halinde beþer pencere vardý. Doðu kenarý; dýþ-taki apsis boþluðunun önü içten düzeltilerek yapýlmýþtý. Buduvarýn önünde 10x12 m boyutunda yerden 1.5 m yüksekliktebir platform bulunuyordu. Yan duvarlarla arasýnda dörder sütunbulunan bu platformun üstüne bir kült kaidesi, onun da üzerinebüyük bir heykel yerleþtirilmiþti.

B E R G A M A S Ö Y L E N C E L E R Ý

176

Page 177: BERGAMA SÖYLENCELERÝ · Sahibi : Bergama K[lt[r ve Sanat Vakf^ Genel Yay^n Yönetmeni : Dt. A. G[rb[z BAaANA Sorumlu Yaz^ c`leri Md. : Mustafa DURMAZ Yay^n Kurulu : Dt. A. G[rb[z

Ana binanýn iki yanýnda15 m çaplý, 19 m yüksek-liðinde silindir gövdeli bireryapý daha yapýlmýþtý. Buyapýlar bodrum kattakigaleriler yardýmýyla anabinadaki platformun altýnabaðlanýyordu. Ýç ve dýþýkesme taþla örülmüþ, aralarýdökme metoduyla adi taþ vekireç harcýyla yapýlmýþ duvarlarýn üzeri kubbe ile kapatýlmýþtý.Yukarýdan ýþýk alabilmesi için ortasýnda boþluk býrakýlankubbelerin üzeri mermer kiremitle kaplanmýþtý. Ýçi ve tabanýmermer kaplý bu silo yapýlarýnýn önünde, doðu galerisi ve anayapý arasýnda kalan 40x40 m boyutlarýnda birer iç avlu bulun-maktaydý. Bu avlular, üç tarafta baþka bir galeri ile çevrilmiþ vearadaki boþluða birer süs havuzu yapýlmýþtý. Galeri sütunlarý iseMýsýr'a özgü çift taraflý insan figürlü sütunlardý.

Bizans döneminde ana yapý içinde önemli tadilat yapýlarakbina kiliseye çevrilmiþ ve apostel johannes'e sunulmuþtur. Önce-likle dipteki platform iptal edilfrek içine iki sýra sütun ilavesiyleyapý üç nefli bazalikal plana çevrilmiþtir. Orta nefin doðu kenarýy-la birleþtiði bölüm içten örülen yeni bir duvarla apsis haline getir-ilmiþ, apsisin iki yanýndaki merdivenlerle üst kata çýkýlmasýnaolanak saðlanmýþtý.

Ana binanýn kuzeyinde kalan silindirik gövdeli yapý, Türklertarafýndan camiye çevrilmiþtir. Bu eski tapýnak, 1946 yýlýndamahallenin camisi olmadýðýndan tarihi iþlevini böylecesürdüregeldi.

Ve 1950 yýlýndan itibaren adý Kurtuluþ Camii olarak kaydageçmiþtir.

Kilisenin (Kýzýlavlu'nun) alt kýsmýndan geçen Selinos Çayýiçin köprüler yapýlmýþtýr. Bunlardan biri üç kemerdir. Bir köprü

B E R G A M A S Ö Y L E N C E L E R Ý

177

Page 178: BERGAMA SÖYLENCELERÝ · Sahibi : Bergama K[lt[r ve Sanat Vakf^ Genel Yay^n Yönetmeni : Dt. A. G[rb[z BAaANA Sorumlu Yaz^ c`leri Md. : Mustafa DURMAZ Yay^n Kurulu : Dt. A. G[rb[z

görevinde, iki bölümü geçiþle birbirine baðlanan yerden 20 myüksekliðinde 46 m uzunluðunda 3 boðumdan oluþmaktadýr.

Üç kemerin üzerinde desenli taþlarbulunmaktadýr. Bu taþlar üç kemerinKýzýlavlu'ya doðru giden iniþindenitibaren sað ve sol tarafta yaklaþýk beþadet kadeh deseni bulunmaktadýr. Üçkemerin sað tarafýnda bulunandabakhanenin yan tarafýnda da aynýdesen taþa iþlenmiþtir. Ýþlemeli taþlarýnaslýnda ayrý bir esrarengizliði de vardýr. Çok fazla bilinmese de birnoktada birleþen ýrmaklarýn kollarý diþi ve erkek olarak ikiye ayrýl-maktadýr. Üç kemerin üzerindeki kadeh deseni ise SelinosÇayýnýn bir erkek kol olduðunu belirtmektedir. Bu ikisiBakýrçay'da birleþir.

Bergama halký tarafýndan üç kemer için bir çok türküyazýlmýþtýr. Bunlardan biri de:

Üçkemerin taþlarý

aman yarim yarelelellim ninanay nom

keman olmuþ kaþlarý

aman da yarim ninna ninni nom

Oradan uzanýyoruz çiftebodrumlara. Selinos çayý,Kozak yükseltisinin pýnarlarýnýve karlý sularýný Bargama'nýngöbeðinden geçireyim dey-ince, kent insaný taa Romadöneminde, olaðanüstü birönlem alarak hem suyun

akýþýný denetlemiþ, hem de sosyal yaþamýn kesintisiz sürmesinisaðlamýþtýr.

B E R G A M A S Ö Y L E N C E L E R Ý

178

Page 179: BERGAMA SÖYLENCELERÝ · Sahibi : Bergama K[lt[r ve Sanat Vakf^ Genel Yay^n Yönetmeni : Dt. A. G[rb[z BAaANA Sorumlu Yaz^ c`leri Md. : Mustafa DURMAZ Yay^n Kurulu : Dt. A. G[rb[z

Kozak'ýn köpüklü aksularý Bergama'ya yak-laþýnca Musalla Bayýrý'ndanSelçukbey Ýlköðretim Oku-lunun dibinden inipSelinosla buluþan Tellidereile kirleniverir. yaðlý, ziftli,çöplü, pasaklý bir hal alýr.Ayrýca ev atýklarý da bunaeklenince hem görüntü,hem koku, hem saðlýk açýsýndan sýkýntý yaratýr. Eskiden bubölgede dabaklar bulunur ve deri temizleme nedeniyle çayýpisletirlerdi. Tabaklar-Patýrna Hamamý da eskiden kirli sabunlusularýný býrakýrdý. Þimdi ne dabak kaldý ne bu hamamlar amaSelinos yine de iyi bir görüntü vermez nedense…

Ayrýca çifte bodrumlar yaklaþýk 5 m yüksekliðinde 6-7 meninde 194 m uzunluðundadýr. Çifte bodrumlarýn kemerleribüyük kesme taþlardan yapýlýrken kemerlerin ortalarý ise harçlakiremitle örülmüþtür. Çifte bodrumlarýn özelliði de doðaya zararvermeden suyun akýþýný kontrol etmesidir. Çünkü bodrumlarýnbaþlangýcýndaki taþlar suyu yaracak þekilde düzenlenmiþtir.Hatta eski insanlar, selden önce bu taþlara geceleyin meþalelertutturup, sandal sefasý yaparlarmýþ.

Mermer Direkler semtinden, Kýzýlavluya, oradan Üçkemeregeçip çevreyi kolaçan edince tarihle yüzyüze geliyoruz. Bubodrumdan ne sular aktý. Sularla akýp giden zaman içinde neolaylar yaþandý. Sel felaketi, yangýnlar kanlý fabrika baskýnlarý …Bu ne yerde ne gökte mahallesinin sakladýðý öyküleri bodrum-larýn içinden çekip çýkaralým, sunalým þimdi:

1842 yýlýnda gün boyu yaðan ekim yagmuru, akþamüstübardaktan boþanýrcasýna yoðunlaþýnca her sokaktan oluk oluksel akmaya baþladý. Kozak dereleri Selinos'un taþmasýna nedenoldu ve köprüleri aþan sel sularý önüne kattýklarý kütüklerle setyaratarak þiþmelere yol açtý. Gece yarýsýna doðru ise Kozak

B E R G A M A S Ö Y L E N C E L E R Ý

179

Page 180: BERGAMA SÖYLENCELERÝ · Sahibi : Bergama K[lt[r ve Sanat Vakf^ Genel Yay^n Yönetmeni : Dt. A. G[rb[z BAaANA Sorumlu Yaz^ c`leri Md. : Mustafa DURMAZ Yay^n Kurulu : Dt. A. G[rb[z

yönünden gelen dereler patlarcasýna büyük gürültülerle dev seldalgalarý Ulucami önünde gölleþip etrafý basmaya baþladý. Ýþte budurumda fazla basýnca dayanamayan Kazancý Köprüsü yýkýldý.Yýkýlmakla da kalmayýp azgýn sularýn önüne kattýðý aðaç, kütük,dal parçalarý vs ile köprü taþlarý yuvarlanarak çifte bodrumlarýngiriþini týkadý. Sel sularý Ne Yerde Ne Gökte Mahallesini aþýpevlere hücum etti. Dükkkanlar battý. 200 m. uzunluðundakibodrum üstünde tam orta yerinde çatlama ve su fýþkýrmasýolurken yer yer de çökmeler görüldü. Öte yandan Çukurbaðlar'-dan gelen sel sularý da Þadýrvanlý Cami'ye ve Belediye önünekadar yayýlmýþtý. Evleri iki katlý olanlar üst katlara çýkmýþ, kimiaðaçlara týrmanmýþ, ahýrlardaki hayvanlarý çözenler çözmüþ,çözemeyenler telef olmasýna seyirci kslmýþtý. Ne Yerde Ne GökteMahallesinde selde yüzen beþikler, kundakdaki ciyak ciyakbaðýran bebeler kurtarýlmaya çalýþýlmýþ, birçok can yitimine engelolunamamýþtý. Mermer Direklerin olduðu yerde bulunanKaraosmanoðlu konaklarýnda oturan kadýnlar sele karþý mermerdireklere çýkarýlmýþ, kimi de ata bindirilerek ve adeta yüzerek kon-aktan çýkarýlmýþtý. Paþaoðlu Haný yanýndaki Paþaoðlu konaklarýn-da bir kadýnýn çocuðu ise, konaðýn kule tavanýna çýkarýlarakancak kurtarýlabilmiþti.

Yataðý ile birlikte sele kapýlan Kaygýsýz Hüseyin diye anýlan birmahalle sakini ise yatarken yataðý ile birlikte selde yüzmeyebaþlamýþ, eski yaðhanenin yanýndaki erkek sanat okulununbacasýna takýlarak ancak kurtarýlabilmiþtir.

Sel geçer, kum kalýr derler, ertesi gün baðlara yýðýlan sel sularýçekilince bodrumlardan geçen 70 beþikten kimi anýnda kur-tarýlýrken kimi de baðlarda hala sað olarak bulunmuþ, ama pekçok can kaybýnýn önüne geçilememiþti. Ne Yerde Ne GökteMahallesi denilen Çifte bodrumlarýn üstündeki evler ve Ulu Camiiyönünde Selinos kýyýsýndaki dabakhanelerin çoðu çökmüþtü.

Sel baskýnýndan hasar almadan kurtulan evler, aç ve açýktakalanlara kapýlarýný açmýþ, hali vakti yerinde olanlar yardým yarýþý-na giriþmiþlerdir.

B E R G A M A S Ö Y L E N C E L E R Ý

180

Page 181: BERGAMA SÖYLENCELERÝ · Sahibi : Bergama K[lt[r ve Sanat Vakf^ Genel Yay^n Yönetmeni : Dt. A. G[rb[z BAaANA Sorumlu Yaz^ c`leri Md. : Mustafa DURMAZ Yay^n Kurulu : Dt. A. G[rb[z

Seller cennetyaðý, karabilezik, deðirmenyolu semtlerindeyýðýnla eþya býrakmýþtýr. Bu eþyalarý toplayanlara iyi gözle bakýl-mamýþ, hatta Katýrcýoðlu gibi bazý insanlara biraz önce de belirt-tiðimiz gibi sel zengini adýný takmýþlardý.

Ebced yöntemiyle çözülen tarih düþme, þu üç satýrlýk dize iledabakhanedeki bir kitabeye kazýnmýþtýr:

"cihane gelmemiþ bunun misalü

ve illa geldiyse Nuh'un tufaný

Ramazan-ý þerifin onuncu günü" (1258)

Bu sel felaketi öylesine derin yaralar açmýþ ve belleklerdeunutulmaz bir yer iþgal etmiþtir ki bu acýyý aktarmak, anlatmakiçin uyaklý bir destan bile yazýlmýþtýr.

1853 yýlýnýn sonbaharýnda Ne Yerde Ne Gökte Mahallesindeyangýn çýktý. Karaosmanoðullarý vakfý olan Türkocaðý karþýsýnda-ki Abacýlar Hanýnda çýkan yangýn kýsa zamanda rüzgarýn da et-kisiyle bir kaç koldan hýzla yayýlmýþ mahalleyi aþarak þehri tehditetmiþti. Abacýlar Haný çifte bodrumlarýn üzerinden Paþaoðlu

B E R G A M A S Ö Y L E N C E L E R Ý

181

Page 182: BERGAMA SÖYLENCELERÝ · Sahibi : Bergama K[lt[r ve Sanat Vakf^ Genel Yay^n Yönetmeni : Dt. A. G[rb[z BAaANA Sorumlu Yaz^ c`leri Md. : Mustafa DURMAZ Yay^n Kurulu : Dt. A. G[rb[z

mezarlýðýna deðin uzanýyordu. Buradan kaynaklanan yangýnKatýr Han'ýndan Mermer Direklere, oradan Býçakçýlara ve BakýrHanýndan da arastaya sýçramýþtý. Giderek Çukur Han, Bedestenve Çýnarlý Hamama deðin varmýþtý. Yangýnýn bir kolu da AcemHan'dan çarþý içine oradan da Hacý Hakim Camii yanýndanPamuk Han'a ve Karadut dibinden Yeni Cami'ye yönelmiþti.Kulaksýz Camii yanýndaki Karadut, Býçakçýlar giriþindeki çýnaraðacý bu yangýnda yok olmuþtur. Hala Kulaksýz Camii çevresine"karadut dibi" denegelmektedir.

Bu yangýnda "Ne Yerde Ne Gökte Mahallesi " çok hasar gör-müþ, Karaosmanoðlu konaklarý, Abacýlar Haný, Türk Ocaðý-postane binasý ahþaplarý kül olmuþtur. Mermer Direkler,Kýzýlavlu, Çukurhan, Acemhan, Pamukhan, Çýnarlý Hamam veBedesten de yangýnýn çok zararý olmuþ, 400 kadar dükkan, 200kadar ev ile 5 han cayýr cayýr yanmýþtýr.

Bütün bu afetlerden sonra Selinos'un üzerinde bulunanKazancý Köprüsü yýkýldýðýný söylemiþtik. Kazancý Köprüsününkalýntýlarýnýn Musluk Köprüsü ve Ulucamii Köprüsü arasýnda

B E R G A M A S Ö Y L E N C E L E R Ý

182

Page 183: BERGAMA SÖYLENCELERÝ · Sahibi : Bergama K[lt[r ve Sanat Vakf^ Genel Yay^n Yönetmeni : Dt. A. G[rb[z BAaANA Sorumlu Yaz^ c`leri Md. : Mustafa DURMAZ Yay^n Kurulu : Dt. A. G[rb[z

bulunduðu tespit edilmiþtir. Ancak köprünün ayaklarý tam olarakbulunamamaktadýr.

Musluk Köprüsü çifte bodrumlardan sonraki MermerDirekler Caddesinin tam karþýsýna düþen köprüdür. Bu köprü selsularýndan Kazancý Köprüsü kadar zarar görmemiþ, günümüzekadar da gelmiþtir.

Ulu Cami'ye giderken, bir hamam vardýr ki 'Patýrna Hamamý'derler, Musluk Köprüsü karþýsýndaydý ve þimdilerde yerinde yelleresmektedir. Camiye yaklaþtýðýmýzda Barbaros Çýrçýr Fabrýkasýbitiþiðinde Tabaklar Hamamý dikkatimizi çeker. Hamamýn içiharika oymalarla süslenmiþtir.

B E R G A M A S Ö Y L E N C E L E R Ý

183

Page 184: BERGAMA SÖYLENCELERÝ · Sahibi : Bergama K[lt[r ve Sanat Vakf^ Genel Yay^n Yönetmeni : Dt. A. G[rb[z BAaANA Sorumlu Yaz^ c`leri Md. : Mustafa DURMAZ Yay^n Kurulu : Dt. A. G[rb[z

Bu bölümün sonunu sel felaketini anlatan destanla nokta-layalým:

DESTAN-I ÞEHR-Ý BERGAMA

Elli sekiz tarih olunca ey can!Satan cevahir-i dürr-ü mercan,Sel derdine idelim,bir miktar beyanBu emr-i hüdadýr,sabýra muhtaç

Bilmezdi bu iþi, Bergama þehriAðlaþalým daim,idelim fikriArttýralým þükrükýlalým zikri,Ruz-uþeb durmayýp,dergaha el aç

Terk etmez kulunu yaradan MevlaEder evvel kendin,sad hezar,evlaBaþýna dar olup, sýkarsa yalvarGider usür gelir,vesrüne göz aç

Senalar ettiler,dört köþe halkýNe deðirmen kodu,ne akar arkýBunda hilaf yoktur,mahüvel vakiGezüp seyreyleyip, seyrana muhtaç

Çoðaldý dereler,akýttý selinKimi azad oldu,öldürdü kiminBazý zengin oldu, bazýsý miskin Oluptur dünyada gayriye muhtaç

Hesanet ettiler, vücuhu beldeVerdikleri akça, dayandý derdeYazasýdýr Mevla,aný defterde Verir bir akçenin yoluna bir harç

B E R G A M A S Ö Y L E N C E L E R Ý

184

Page 185: BERGAMA SÖYLENCELERÝ · Sahibi : Bergama K[lt[r ve Sanat Vakf^ Genel Yay^n Yönetmeni : Dt. A. G[rb[z BAaANA Sorumlu Yaz^ c`leri Md. : Mustafa DURMAZ Yay^n Kurulu : Dt. A. G[rb[z

Habersiz yürüdü, görünmez kazaÖnüne geleni,eyledi vefaBazýsýna yazýk,bazýsýna seza Dür olup tarikten,eyledi ihraç

Devir döndü gayri, kýyamet yakýnTarik-i zulmetten,kendini sakýnSel önünden aldý,birbirin hakkýnSanki devþirdiler, gümrüðüyle baç

Zelil oldu bunda,nice kimselerZelillik derdinde,deam serselerIraktan gelenler,seni görselerHAvf düþer kalbine,olur namizaç

Ramazan ayýnýn onuncu günüGeldi bir kaza ki,çevirdi bunuAsumana çýktý,fakirler günüSanki pek urdular,zahrýna kýrbaç

Zar ile aðladý,ahali-i BergamYýktý köprüleri,ne kodu hamamOnbeþ dakkada, eyledi tamamBulunmaz bu selin, derdine ilaç

Sel suyucuþ edip, evlerin bodrumÞehrin üstüne hem,eyledi hücumHazreti hýzýrý,,yetiþti gördümEtti siper selin,önüne binaç

Þehrimiz kurtuldu,edelim namdýKimi güler kimi,aðlayýp yandýKimi sel suyunun, dibinde kaldýKimi üzerinde, volar sakal saç

B E R G A M A S Ö Y L E N C E L E R Ý

185

Page 186: BERGAMA SÖYLENCELERÝ · Sahibi : Bergama K[lt[r ve Sanat Vakf^ Genel Yay^n Yönetmeni : Dt. A. G[rb[z BAaANA Sorumlu Yaz^ c`leri Md. : Mustafa DURMAZ Yay^n Kurulu : Dt. A. G[rb[z

GÝTTÝ NÝCE

Sýðýr gitti nice, at ile merkepNice nice mallar gümüste zehepNiceler aldýrdý, külli malýn hepNiceler oldu, niceye muhtaçDar-halat kurtuldu, selden nicelerSiyanet ettiler, hacý hocalarBu iþe aðladý, gençler kocalarDüþtü merak ile kalplerine maçTabaklar dükkanýn, eyledi viranNice nice mallar, önünde ceyranYüksekten urumlar, eyledi seyranDediler bazýna, sel önünden kaçZulüm demek bu ne, hikmet-i hüdaZemine yayýldý, semadan sedaÇok canlar öldürdü, eyledi cugaKimi oðul kýzarýr,kimisi ezvaçÖmer efendinin gördün gayrettinToplandý þehitler, sarýldý kefenHüda versin anýn, makam ýn adenDünyada hüccaca, etsin emir hacGayretler edelim, namaz kýlalýmTövbeler eyleyip, niyaz edelimKalbi siyahýmýz, beyaz idelimFena feyli kalpten, idelim ,ihraçFettah felah ider, böyle oluncaPek yürüyüp geçmek, pirler önünceBeþ vakitte ezan, vakti gelinceGidip camilerin, kapýsýný açKaza gelmez kula, hak yazmayýncaBela gelmez kula,kul azmayýncaCila gelmez sele, el yýkamayýncaTýktý,kül eyledi, kimini ihraçGürledi asuman, akýttý selin

B E R G A M A S Ö Y L E N C E L E R Ý

186

Page 187: BERGAMA SÖYLENCELERÝ · Sahibi : Bergama K[lt[r ve Sanat Vakf^ Genel Yay^n Yönetmeni : Dt. A. G[rb[z BAaANA Sorumlu Yaz^ c`leri Md. : Mustafa DURMAZ Yay^n Kurulu : Dt. A. G[rb[z

Harap etti seyrek saatte hem inHancýzade tabak,mýuhammed eminÇekti bayragýný, þehirde sertaçLütuf ýssý, zengin hacýlar nerdeKurbanlar kesseler, anlar tekkede Belki himmet ede, ol hasan dedeÖyle devletinin, yoluna var saçMihnelere daldý, bu nice insanTekke köprüsünün, bir gözü ahsanKazancý köprüsü, yer ile yeksanTabaklan köprüsü sim-ü zere muhtaçNihayet bu destan erdi hitamaVaktimiz kalmadý,gayrý kelamaHikmet-i piranla durup selamaYarap sen bizleri, eyleme muhtaç

B E R G A M A S Ö Y L E N C E L E R Ý

187

Page 188: BERGAMA SÖYLENCELERÝ · Sahibi : Bergama K[lt[r ve Sanat Vakf^ Genel Yay^n Yönetmeni : Dt. A. G[rb[z BAaANA Sorumlu Yaz^ c`leri Md. : Mustafa DURMAZ Yay^n Kurulu : Dt. A. G[rb[z

188

Page 189: BERGAMA SÖYLENCELERÝ · Sahibi : Bergama K[lt[r ve Sanat Vakf^ Genel Yay^n Yönetmeni : Dt. A. G[rb[z BAaANA Sorumlu Yaz^ c`leri Md. : Mustafa DURMAZ Yay^n Kurulu : Dt. A. G[rb[z

DÖRDÜNCÜ BÖLÜM

EFSUNLU TÜRBELEREFSANE DEDELER

189

Page 190: BERGAMA SÖYLENCELERÝ · Sahibi : Bergama K[lt[r ve Sanat Vakf^ Genel Yay^n Yönetmeni : Dt. A. G[rb[z BAaANA Sorumlu Yaz^ c`leri Md. : Mustafa DURMAZ Yay^n Kurulu : Dt. A. G[rb[z

YATIRLAR, TÜRBELER, DEDE ÝNANÇLARI

Türbeler, yatýrlar, dede mezarlarý ziyaret edilen, dilekte bulu-nan adak yerleridir. Hemen her türbede dedeye mum yakma,çaput baðlama ve dilekte bulunup dua okuma inancýsürdürülmektedir. Kýz Türbesi, Ecik Dede Türbesi, Geyikli DedeTürbesi gibi büyük türbelerde lokma hayýrý, helva hayýrý, yemekziyafetleri düzenlenerek fakir-fukara yedirip içirilir. Evde kalankýzlar, çocuðu olmayan gelinler, askere giden gençler anne veyayavuklusu, hastalýða düþen aileler umut yolu için dedelerdenmedet umarlar. Dinimize göre ölülerden medet ummak,dedelere mum yakmak, türbelerden deva aramak yoktur. Amabunlar bir Anadolu geleneði, çaput baðlamak Orta-Asya'dangetirdiðimiz bir adettir. Ayrýca eskiden türbedarlýk da vardý ve tür-beyi temizleyen, bakým yapan kiþiler bulunur ve para ile türbeziyareti yaptýrýlýrdý. Tekke-türbe ve zaviyelerle ilgili Cumhuriyetkanunu gereðince bu gibi kurumlar kapatýlmýþtýr. Eskiye göreyatýrlardan derde derman aramak azalmýþtýr. Yatýrlardan medetummak, çare beklemek eskiye göre azalsa da halk arasýnda yer-leþmiþ bir inançtýr. Bu ulu kilerin mezarlarýna adaklar verilmiþ,onlardan hayýrlý kýsmetler, dirlik, düzenlikler, saðlýk ve esenlikleristenilmiþtir.

Bazý insanlarýn hep ayný þey üzerinde durmalarý ve bütünzihinlerini oraya vermeleri yüzünden birçok olmayan þeyler devar olarak kabul edilmiþ ve yüzyýllarca bu etki içimize kadariþlemiþtir. Bunun içindir ki ateþler yakýlmýþ, heykeller dikilmiþ,manastýrlar, ayazmalar kurulmuþ, yatýrlar yaratýlmýþtýr. Yeni itikat,yeni inançlar getirmiþse de zamanla bunlar da ilgisizlik veeðlence düþkünlüðü içinde boðulmuþ, bu yüzden boþ inançlarayol açýlmýþtýr.

Dertliler derman aramýþlar, baþvuracak yer bulamayýnca,þundan bundan medet ummaða baþlamýþlar. Ayazmalar, kutsalkaynaklar, kutlu yerler ziyarete baþlanmýþ, dertlere derman aran-mýþ. Bugün ayazmalarýn izleri, manastýrlarýn temelleri kaldý,

B E R G A M A S Ö Y L E N C E L E R Ý

190

Page 191: BERGAMA SÖYLENCELERÝ · Sahibi : Bergama K[lt[r ve Sanat Vakf^ Genel Yay^n Yönetmeni : Dt. A. G[rb[z BAaANA Sorumlu Yaz^ c`leri Md. : Mustafa DURMAZ Yay^n Kurulu : Dt. A. G[rb[z

tekkeler yýkýldý gitti. Artýk dertliler dermanlarý için baþvuracakyerleri kolayca bulabiliyorlar: klinikler, revirler, hastaneler, saðlýkocaklarý her türlü derde deva kapýlardýr.

Bergama'daki bu gibi inançlara gelince:

Ayazma ve manastýr gibi yerler Hýristiyanlara, yatýrlar Ýslam-lara ait olduðu halde, ortak ziyaret edilen yerler de bulunmak-tadýr- Parmakbatýran Ayazmasý, Miskinler Dedesi gibi.

AÐLAYICI DEDE

Aðlayýcý Dede, Laleli'deydi. Çok aðlayan çocuklarý, camiduvarýnýn köþesinde bulunan delik taþtan üç defa geçirirlerdi.

Býçakçýlar'da da Aðlayýcý Dede yatýrý vardý. Çok aðlayançocuklarýn baþý üç defa, hiç durmadan baðýran çocuklarýn baþýyedi defa dedenin taþýna vurulurdu. Ayný zamanda peynirli pidedaðýtýlýrdý.

ALACAATLI DEDE

Alacaatlý Dede, eski mezarlýk yanýndadýr. Kuraklýkta burayagidilir, yaðmur istenirdi. Kucaktaki çocuklarýn burnu sýkýlýr,aðlatýlýr, yürüyen çocuklarýn üstüne de su serpilir, yaðmur yaðýy-or-diye baðýrtýlýrdý.

ARAP DEDE

Arap Dede yatýrý Kýzýlavlu'dan alýnýp eski mezarlýðakaldýrýlmýþtýr. Bu zencilerin dedesi idi. Orak zamanýnda, baþaktoplamaða çýkmazdan önce süslenmiþ bir dananýn etrafýndakabak çalarlar, oynarlardý. Üçüncü günü çalgýlar, oyunlar,baðrýþmalar arasýnda danayý keserlerdi.

Bir Arap Dedesi de, Emirsultan Camii karþýsýnda vardý.

B E R G A M A S Ö Y L E N C E L E R Ý

191

Page 192: BERGAMA SÖYLENCELERÝ · Sahibi : Bergama K[lt[r ve Sanat Vakf^ Genel Yay^n Yönetmeni : Dt. A. G[rb[z BAaANA Sorumlu Yaz^ c`leri Md. : Mustafa DURMAZ Yay^n Kurulu : Dt. A. G[rb[z

ARAPLI DEDE MEZARI

Emir Sultan Camii karþýsýnda yol kýyýsýnda ve evin duvarýnabitiþik haldedir. Bergama'daki Voyvoda Arapoðullarý ile ilgili birkiþi olduðu söylenmektedir.

BOZERENLER DEDESÝ

Bozerenler Tepesinde bulunan bu yatýra muradý olanlar adakadarlardý. Çok defa horoz keserler, erenler çorbasý piþirirlerdi.

Sonralarý helva adaðý yapýlmaya baþlandý. Burada helvakararlar, kiremitler üstünde yatýrýn etrafýna koyarlar, kalanýnýdaðýtýrlardý.

Yaðmur istenildiði zaman, kadýnlar burada naneli çorbayaparlar, herkese verirlerdi.

Bu yatýrdan umulan en önemli beklenti, çocuk olmasý dileðiidi. Bunun için oradaki taþlarý kaldýrýrlar, karýnca gibi temiz hay-vanlardan ilk çýkaný bir üzümün içine koyup yutarlardý.

Dileði olanlar cumartesi, çarþamba günleri güneþ doð-madan bu tepeye giderler, adaklarýný verirlerdi.

BUNGUN DEDE

Çakýldak'ta bulunan Bungun Dede yatýrý, iþinde bunalan, ailehayatýnda çýkmaza girenler için bir hacet kapýsýydý. Bunalýmadüþmüþ insanlar Bungun Dede'ye giderler, mezarýna adaktabulunurlardý. Feraha çýktýklarýnda da adaklarýný yerine getirirlerdi.Bu adak çoðu kez erenler çorbasý yapýp daðýtmak olurdu

ÇIBAN DEDE

Çýban Dede, eski Sofular Mahallesindeydi. Çýbaný olanlaroradaki kayaya giderler, bir metal para, biraz helva, çiviye geçirilmiþ

B E R G A M A S Ö Y L E N C E L E R Ý

192

Page 193: BERGAMA SÖYLENCELERÝ · Sahibi : Bergama K[lt[r ve Sanat Vakf^ Genel Yay^n Yönetmeni : Dt. A. G[rb[z BAaANA Sorumlu Yaz^ c`leri Md. : Mustafa DURMAZ Yay^n Kurulu : Dt. A. G[rb[z

soðan elinde olduðu halde kayanýn etrafýnda üç defa dönerlerdi.Elindekileri kayanýn üstüne býrakýr, bir parça topraðýndan alýr,yarasýna sürmek üzere arkasýna bakmadan oradan uzaklaþýrdý.

ÇÝFTLÝK DEDESÝ

Çiftlik Dedesi, Çiftlik Köyündedir. Çiftlik yaylasýnda bir gün,bir gece içinde yapýlmýþ bir bina görülmüþ. Bu týlsýmlý bina son-radan cuma günleri toplanmak ve namaz kýlmak için camiyapýlmýþ.

Fakat yine bir gün, bu binanýn içinde bir yatýr meydanagelmiþ. Hatta mezarýn eþiðinde bulunan mermer, buraya girendedenin ayak basmasýndan çukurlaþmýþ.

Bu dedeye daha çok çocuk için adak verilirdi. Dedeninüstünden alýnan bir parça topraðýn suyunu içenlerin çocuðuolurmuþ!..

DEMÝRCÝ BOÐAZI MANASTIRI

Bergama ile Dikili arasýnda Demirci Boðazý'nda idi. Yalnýz 27Aðustos'ta yýlda bir defa burada toplanýlýr, kurbanlar kesilir, hayýr-lar yapýlýrdý.

Her taraftan gelenlerle burasý bir panayýr halini alýr. Harmansonu bayram burada yapýlýrdý.

Bu manastýrdan çocuðu olmayanlar çocuk isterler, hastalýk-lardan kurtulmak ve korunmak için de buradaki kaynaktan beþkova su dökünürlerdi.

DELEZ TEPE MEZARI

Kýnýk'ta Delez denilen tepenin doruðunda bulunan mezarDelez yani Deli Ýlyas adýna olup,söylencesi olan ulu bir kiþidir.

B E R G A M A S Ö Y L E N C E L E R Ý

193

Page 194: BERGAMA SÖYLENCELERÝ · Sahibi : Bergama K[lt[r ve Sanat Vakf^ Genel Yay^n Yönetmeni : Dt. A. G[rb[z BAaANA Sorumlu Yaz^ c`leri Md. : Mustafa DURMAZ Yay^n Kurulu : Dt. A. G[rb[z

DÝKÝLÝ SULTAN

Dikili Sultankýz Dedediye anýlan bu yatýr, ZaferMahallesi Dikili SultanBayýrýndaydý. Bir dilek içinniyet edilerek oradanküçük bir taþ alýnýr,mezarýn taþýna deðdirilirdi.Eðer taþ yapýþýrsa isteðiyerine gelir, yapýþmazsaolmaz anlamýna gelirdi.Burada lokma hayrý yapýlýr,gelen geçene verilirdi.

Zafer Mahallesi DikiliSultan Bayýrý'nda yamaçtakalan I. ve II. Dikili Sultanadý verilmesi bu inancýnbir yansýmasýdýr.Tepedekiaskeri bölgesi içinde veGarnizon Komutanlýðý

binasý yanýnda yer alan mezar koruma altýna alýnmýþtýr. Mezarýnyaný baþýna dikilen yazýtta:

"Bu kabir, Dikili Sultan Baba ismiyle anýlan ünlü bir kuman-dana aittir.1290 yýllarýnda Bergama'yý düþman istilasýndan kur-tarmak için büyük çaba göstermiþ, bu savaþlar sýrasýnda düþ-man tarafýndan atýlan bir okla þehit edilmiþtir. Daha sonraki yýl-larda Bergama halký tarafýndan ulu bir kiþi olarak anýlmýþtýr.Kabri, Albay Selçuk Doðu tarafýndan korumaya alýnmýþ, AlbayHidayet Aksoy'un nezaretinde 1984 yýlýnda restore edilmiþ olup,Tank Kur.Kd.Albay S.Nuri Karayunus tarafýndan 1991 yýlýndayeniden restore edilip gerekli bilgiler toplatýlýp bu kitabe hazýr-latýlmýþtýr.

B E R G A M A S Ö Y L E N C E L E R Ý

194

Page 195: BERGAMA SÖYLENCELERÝ · Sahibi : Bergama K[lt[r ve Sanat Vakf^ Genel Yay^n Yönetmeni : Dt. A. G[rb[z BAaANA Sorumlu Yaz^ c`leri Md. : Mustafa DURMAZ Yay^n Kurulu : Dt. A. G[rb[z

ECÝK DEDE TÜRBESÝ

Göçbeyli'ye baðlý Alibeyli Köyü yakýnlarýndadýr. Türbeninyönü kýbleye dönük olmadýðýndan bir Hýristiyan aziz mezarý ola-bilir. Halkýmýz sahiplenmiþ ve dede mertebesinde görmüþtür.Yanýnda sýcak su kaynayan ve iri balýklarý olan havuz kurumuþ-tur. Balýklarýn dedenin kahraman askerleri olduðu inancý vardý.

FERÝZLERLÝ DEDE MEZARI

Ferizler Köyü mezarlýðýnda bulunan dede mezarý karþýdanfark edilmektedir. Ýki önemli mezardan biri Muallim Dede'ye ait-tir. Köyün imamý olan Muallim Dede aydýn ve ileri görüþlü birinsandýr. Menemen olayýnda Kubilay yanlýsý tavýrlarýyla dikkatiçekmiþtir. Diðer mezar ise Bodur Dede'ye ait olup, bu kiþi iseKubilay karþýtý olarak bilinmektedir.

GEYÝKLÝ DEDE TÜRBESÝ

Geyikli Daðýnýn tepesinde bir yatýr vardýr. Buna Geyikli Dedederler. Söylentiye göre eski zamanlarda Bergama'yý alan komu-tan bu daða geyik avýna gitmiþ, yavrularýyla gezen bir geyik vur-muþ, yaralý geyik, yavrularýna bakarak gözlerinden kanlý yaþlarakýtmýþ ve derin iniltiler içinde ölmüþ. Avcý dayanamamýþ, o dadüþüp ölmüþtür. Geyikli Daðýnýn doruðundaki mezara geyiklebirlikte gömülmüþtür.

Bu daðlarda bir zamanlar sürülerle yaþayan geyiklerden,karacalardan ne yazýk ki eser kalmamýþtýr. Bu cana yakýn hay-vanlarý korumak için Geyikli Dede efsanesi yaratýlmýþ ise de yinekorumak mümkün olmamýþtýr.

Geyikli Daðýna çýkýldýðýnda, yol tam tepeye varmadan sonbir yokuþ vardýr. O yokuþun baþlangýcýnda, yolun altýnda çevresiçakýlla çevrili Geyikli Baba mezarý görülür.

B E R G A M A S Ö Y L E N C E L E R Ý

195

Page 196: BERGAMA SÖYLENCELERÝ · Sahibi : Bergama K[lt[r ve Sanat Vakf^ Genel Yay^n Yönetmeni : Dt. A. G[rb[z BAaANA Sorumlu Yaz^ c`leri Md. : Mustafa DURMAZ Yay^n Kurulu : Dt. A. G[rb[z

Mahmut Yýldýz'ýn (Sulu Mahmut, 1924-2005) oðlu VeliYýldýz'a anlatýmýna göre Geyikli Baba söylencesi þöyledir:Eskiden tek baþýna daðda geyik avlayarak yaþayan bir ulu kiþivarmýþ. Elinden sazý eksik olmazmýþ. Gel zaman, git zaman buulu kiþi daðda ölmüþ. Öldüðü yere gömmüþler ve dede mezarýgünümüze deðin unutulmamýþ.

Bu söylencenin deðiþik bir versiyonu da þöyledir: Bir avcýdaðda geyik avlarmýþ. Bir gün yavru bir geyik vurmuþ. Birazsonra yavru geyiðin anasý gelmiþ. Yavrunun baþýnda durmuþ.Gözlerinden yaþlar akmaya baþlamýþ. Günlerce yavrusununyanýndan ayrýlmamýþ. Bu gören avcý da bu acýya dayanama-yarak orada ölmüþ. Öldüðü yere geyikle birlikte gömülmüþ.Þükür Dedenin muhtarlýðý sýrasýnda mezarýn bakýmý yapýlmýþ,çevresi çakýlla çevrilmiþtir. Eskiden köylüler zaman zamanGeyikli Babaya adak götürürlerdi. Ýnsanlar da kamyonlarlataþýnýrdý. Þimdilerde götürülmüyor. Geyikli Babaya özellikle Çet-miler adak götürürler.

Bir Anadolu öyküsüdür aslýnda Geyikli Baba; OsmanlýDevletinin kuruluþ devrinde, Orhan Gazi zamanýnda yaþamýþ birgeyikli Baba vardýr. Uludað eteklerinde geyiklerle haþýr neþirolup, istediði yere geyiðe binerek gittiði için, Geyikli Baba diyemeþhur olmuþtur. Geyikli Baba Ýran'da Hoy þehrinde doðdu.Bursa'nýn fethi sýrasýnda bir geyiðe binmiþ, elinde kýlýç, ön saflar-da çarpýþtý. Fetihten sonra Uludað'ýn doðu eteklerinde Ýnegölyakýnlarýnda yerleþti. Ölünce oraya gömüldü.

Geyikli Daðý'nýn tepesinde yer alýr. Alevi dedesidir. Türkiyeninbaþka yerlerinde de Geyikli dede vardýr. Alevi inancýna göre heryýl baharda topluca ziyarete gidilir, adaklarda bulunulur ve þölen-ler verilirdi.

B E R G A M A S Ö Y L E N C E L E R Ý

196

Page 197: BERGAMA SÖYLENCELERÝ · Sahibi : Bergama K[lt[r ve Sanat Vakf^ Genel Yay^n Yönetmeni : Dt. A. G[rb[z BAaANA Sorumlu Yaz^ c`leri Md. : Mustafa DURMAZ Yay^n Kurulu : Dt. A. G[rb[z

HASAN DEDE

Hasan Dede, Tekke Boðazý'ndadýr. Burada eskiden bir tekkevardý. O tekkenin Hasan Dedesi ölmüþ, buraya gömülmüþ; son-radan ziyaret edilir bir yer olmuþtur. Geç yürüyen çocuklarýburaya götürürler, cebine koyduklarý kumlarý dedenin üstünebýrakýrlar ve üstündeki kumdan cebine koyarlardý.

HELVACI DEDE

Musalla bayýrý denilen yörede, Anfitiyatro yakýnýnda yer alýr.Dedeyi ziyaret edenler.

dilek tutup yerine gelirse sevinirler, helva hayrý yaparlardý.Helvacý Dede'nin mezarý, Öztüreler tarafýndan onarýlmýþ, yanýnada bir çeþme yapýlmýþtýr.

ÝPLÝKÇÝ YUNUS DEDE

Mahalleye de adýný veren ulu bir kiþidir. Harputlu Mescitbahçesindeki hazirede yatmaktadýr.

Ýplikçi Yunus Dede, kendi adýyla anýlan Mahallenin ilk yer-leþenidir. Burada yalnýz Ýplikçi Dedenin tek bir kulübesi varmýþ.Pamuktan kirmanla iplik eðirir satarmýþ. Ýplikçiyi sevenler bura-da toplaþmýþlar, kýsa bir zamanda bu alan evlerle dolmuþ, büyükbir mahalle meydana gelmiþtir.

Bu yerleþim artýnca dede rahatsýz olmuþ, ortadan kaybol-muþtur. Bu yüzden görülmez alemden dileði olanlar ona adakverirlerdi.

KARACAAHMET DEDE

Küplü Hamam, Taþhan, Ýncirli Mescid ve KaracaahmetMedresesi bir külliye idi. Karacaahmet Dede yatýrý da ZiraatOdasý arka bahçesinde Karacaahmet Medresesi avlusundaydý.Buradan kaldýrýldý ve bugün eski mezarlýðýn giriþinde solda

B E R G A M A S Ö Y L E N C E L E R Ý

197

Page 198: BERGAMA SÖYLENCELERÝ · Sahibi : Bergama K[lt[r ve Sanat Vakf^ Genel Yay^n Yönetmeni : Dt. A. G[rb[z BAaANA Sorumlu Yaz^ c`leri Md. : Mustafa DURMAZ Yay^n Kurulu : Dt. A. G[rb[z

büyük bir mezardýr. Karacaahmet yatýrýna bez, yaþmak baðlanýr,herhangi bir dilek için kandil, mum yakýlýrdý.

Karacaahmet kültürü Balkanlarda ve Anadolu'da pekyaygýndýr. Bergama'da Karaca aþireti en eski yerleþik halklar-dandýr. Karacaahmet þifa daðýtan bir dededir. Asklepionda eskiçaðlarda baþlayan saðlýk ocaðý geleneði Galenos HekimdenKaracaahmet'e kadar uzanan bir kültür baðýný gösterir. MiskinlerTekkesi ile psikolojik hastalara terapi bunun en güzel örneðidir.

KARAKOÇ DEDE

Karakoç Dede, Karakoç mevkiindedir. Bu, çobanlarýn dede-sidir. Çok sevdiði kara koçunun ölümüyle dertlenen çobanýnmezarýdýr. Sýkýlan çobanlar buradan yardým umarlardý.

KILKÖPRÜLER AYAZMASI

Kalenin arkasýndaki eski su kemerlerinin olduðu yerde idi.Burada yalnýz Hýdrellezde panayýr yapýlýrdý. Bu ayazmagümüþten hoþlandýðý için gümüþ takýmlarla süslenmiþ atlarabinilir, evlerde ne kadar gümüþ eþya varsa hepsi orayagötürülürdü. Bunu yapmakla ayazmadan zenginlik ve bollukumulurdu.

KIZ TÜRBESÝ

Bilindiði gibi bu türbe; Karasi beyi Aclan Beyin oðlu DursunBeyin mezarýdýr. Taþtandýr ve bir kubbelidir.

Aclan Bey ölmüþ, yerine büyük oðlu Demirhan geçmiþti.Zulmünden halk býkmýþtý. Onun yerine Orhan Gazi'nin yanýndabulunan kardeþi Dursun Beyi istediler. Orhan Bey asker ileBalýkesir'e yürüdü. Demirhan Bergama kalesine kaçtý. OrhanBey de Bergama'ya geldi, kale çok saðlamdý, iki tarafýn kaný

B E R G A M A S Ö Y L E N C E L E R Ý

198

Page 199: BERGAMA SÖYLENCELERÝ · Sahibi : Bergama K[lt[r ve Sanat Vakf^ Genel Yay^n Yönetmeni : Dt. A. G[rb[z BAaANA Sorumlu Yaz^ c`leri Md. : Mustafa DURMAZ Yay^n Kurulu : Dt. A. G[rb[z

dökülmeden barýþtýrmak istedi. Fakat Dursun Bey bir oklaöldürüldü. Orhan Bey çok kýzdý. Bütün Karasi Beyliðini Osmanlýülkesine kattý. Dursun Bey bu türbeye gömüldü. Bergama daOsmanlý Türklerine geçmiþ oldu.

Bergama tarihinin önemli bir dönüm noktasýný göstermesinedeniyle Dursun Bey Türbesinin tarihi önemi büyüktür.

Gazipaþa Ýlköðretim Okulunun karþýsýnda bulunan KýzTürbesinde hastanýn eþyasýndan bir parça yýrtýlýr, buradakiçitlembik aðacýna baðlanýrdý. Yine hastalýðýn orada kalmasý içinbir davarýn baþýný veya boynuzunu bu aðaca çakarlardý.

LOKMAN DEDE

Bir zamanlar Bergama'nýn bir Lokman dedesi varmýþ.Bunun keramet sahibi olduðuna inananlar da bulunurmuþ. Buyüzden onun hakkýnda söylenen sözler adeta birer söylenceyebenzetilmiþtir.

Bunlardan bir kaçýný yazýyoruz:

Lokman öðrenciliðinde çok þen bir gençmiþ. Yüzünebakanýn güleceði gelirmiþ, tatlý dilli, güler yüzlüymüþ.

Lokman Ýstanbul'da okumuþ. Sonra üç arkadaþý ile Mýsýr'agitmiþ ve 18 yýl sonra izin alýp dönmüþler.

Bir gün Lokman arkadaþlarýna, durup dururken:

- Benim evrene amacýmý anlatma zamaným yok, nerede isedeli oluvereceðim! demiþ ve bundan sonra kendisini Tanrý aþkýy-la aklýný yitirmiþ olarak göstermiþtir.

Lokman, Bergama'nýn eski Müftü medresesinde (SelçukMinaresi yanýnda) yerleþmiþ, ölünceye kadar bu medresenin birodasýnda oturmuþtur.

B E R G A M A S Ö Y L E N C E L E R Ý

199

Page 200: BERGAMA SÖYLENCELERÝ · Sahibi : Bergama K[lt[r ve Sanat Vakf^ Genel Yay^n Yönetmeni : Dt. A. G[rb[z BAaANA Sorumlu Yaz^ c`leri Md. : Mustafa DURMAZ Yay^n Kurulu : Dt. A. G[rb[z

Gelen geçen, penceresinden baktýðý zaman Lokman dedeyiodanýn ortasýnda yaktýðý ateþin baþýnda saç döverken görürler,"dede yine kimya yapýyor" derlermiþ.

O, adeta oduncularýn piri olmuþ. Hemen her oduncu odanýnkapýsý önüne bir odun býrakýr ve bunu bir uður sayarmýþ.

Lokman dedeyi bir gün, saçý sakalý birblrine karýþmýþ,korkunç bir hal almýþ olduðu sýralarda kapýaltý zeybeðiyakalamýþ, kapýaltýna götürüp saçýný sakalýný kestirmiþ.

Lokman, ateþ saçarak doðru odasýna gelmiþ, tahtaparçalarýndan bir kafes yapmýþ ve minarenin dibine yerleþtirerekiçine bir ateþ yakmýþ.

Bu sýrada yanýna gelen izdeþl Hacý Aliye;

- Ali, çýk minareye bak, nereden duman çýkýyor, demiþ.

Ali Selçuk Minaresine çýktýðý zaman, Hükümet Konaðý olanyerden - Þimdiki Hoca Sinan Mescidi yanýndaki yanýk konaklar-dan- ateþ parladýðýný görmüþ.

Bu öykü Lokman dedenin nasýl ulu bir insan olduðunuanlatmak için söylenmiþtir.

Yine bir gün Hacý Ali, çok sevdiði dededen izin istemiþ.

- Ali, beni çok mu seviyorsun, öyleyse çýk þu minareden ken-dini yere at, demiþ.

Hacý Ali hiç durmadan minareye çýkmýþ ve kendini atmýþ.Ayak üstü duran Aliye Lokman Dede göz uciyle bakmýþ:

- Beni sevdiðini þimdi anladým, demiþ.

Günün birinde Lokman dede bir evin kapýsýný çalarak,HIcaz'da bulunan kocasýnýn helva istediðini söylemiþ.Kadýncaðýz dedenin canýnýn helva istemiþ olacaðýný düþünerekbir tencere helva yapýp dedeye göndermiþ.

B E R G A M A S Ö Y L E N C E L E R Ý

200

Page 201: BERGAMA SÖYLENCELERÝ · Sahibi : Bergama K[lt[r ve Sanat Vakf^ Genel Yay^n Yönetmeni : Dt. A. G[rb[z BAaANA Sorumlu Yaz^ c`leri Md. : Mustafa DURMAZ Yay^n Kurulu : Dt. A. G[rb[z

Lokman, Mekke'de kocasýný bulmuþ, sana Bergama hel-vasýný getirdim, diyerek sýcaðý sýcaðýna vermiþ. Bu helvayý nere-den bulduðunu sormuþlarsa da Lokman söylememiþ ve birdaha görünmemiþtlr.

Sonunda tencere Bergama'da hacýnýn eþyalarý arasýndançýkýnca karýsý bu öyküyü anlatmýþ ve bu iþe herkes þaþýrmýþ.

Çok yaðmur yaðdýðý zamanlarda, Lokman dededen yaðmu-run dinmesini isterlermiþ. O da çocuklarý toplar, üzerlerineyaðma yaðma diye avuç avuç leblebi saçarmýþ.

Bir gün Lokman dede, o zamanýn müftüsü Hacý OsmanEfendinin yanýna gidip;

- Kendimden umudum yok, ölürsem medresenin avlusunabir çadýr kurun, onun içinde beni Poyracýklý müderris HasbiEfendi ile Müftüzade Hasan Efendi yýkasýn, der ve helalaþýr, gider.

Gece müftünün aklýna gelir, lokman dedenin hatýrýný sordur-mak için çömezini gönderir.

Tam o sýrada Lokman Dede ruhunu vermiþ bulunuyormuþ.

Akþamdan baþlayan yaðmur gece o kadar þiddetlenmiþ kiovalara su basmýþ, yollar geçilmez bir hale girmiþti.

Lokman Dedenin vasiyetini yerine getirmek Ýçin 15 kilome-tre uzakta ve sular altýnda bulunan Poyracýk'a haber salmakmümkün olmamýþ.

Çadýr kurulmuþ, hazýrlýk yapýlmýþ. Cenaze tam teneþirekaldýrýlacaðý sýrada Poyracýklý Hasbi efendi çýka gelmiþ.

Bu hali gören Hasbi Efendi, hayretini gizleyememiþ ve:

- A mübarek, beni bu gece çok korkuttun, bunun için miydi?demiþtir.

Lokman Dedenin 1260 tarihlerinde öldüðü ve Kýz Türbesiyanýnda bulunan küçük mezarlýða gömüldüðü söylenmektedir.

B E R G A M A S Ö Y L E N C E L E R Ý

201

Page 202: BERGAMA SÖYLENCELERÝ · Sahibi : Bergama K[lt[r ve Sanat Vakf^ Genel Yay^n Yönetmeni : Dt. A. G[rb[z BAaANA Sorumlu Yaz^ c`leri Md. : Mustafa DURMAZ Yay^n Kurulu : Dt. A. G[rb[z

MEMÝ DEDE

Ýstanbul'da, Unkapýnýn iç yüzünde Araplar Camii ÇarþýsýndaBergamalý "Memi Dede" isminde birinin bir nalýncý dükkaný var-mýþ.

Memi Dede, þeyhlerden biriymiþ. Kýþ yaz nalýn giyer, baþýaçýk ötede beride dolaþýrmýþ. Halk onu Tanrý aþkýyla aklýný yitir-miþ bir adam bildiði halde, sözlerinde baþtan aþaðý simgelerbulurmuþ. Kerametli veli sayýlan Memi Dede, temiz ruhlu, iyiahlaklý bir adammýþ.

Nalýncý dede, postuna geçtikten sonra ömründe bir keserbile vurmamýþken birden bire usta bir nalýncý olmuþ ve senelercedükkanýnda çalýþmýþ durmuþ.

Dede öldükten sonra yerine türbedan Hüseyin Çelebigeçmiþ. O da nalýncýlýkla hayatýný kazanmaða baþlamýþ.

300 sene önce bir gün Unkapanýnda Sultan Süðlüm musal-la sarayýnda bir yangýn çýkmýþ. Bir sürü dükkanlarý ve evleri yakýpkül ettikten sonra ta eski odalarda söndürülmüþtü.

Bu yangýn sýrasýnda Çelebinin dükkaný da ateþ ortasýndakalmýþ.

Feryatlar, baðrýþmalar, çýðlýklar arasýnda Hüseyin Çelebininkýlý bile kýpýrdamýyormuþ. Elinde bir keser, durmadan nalýnyaparmýþ. Ateþ yaklaþtýkça yaklaþmýþ ve sonunda dükkanýna ikiev kalmýþ.

Unkapaný'nýn sayýlý adamlarý Çelebiye koþmuþlar, zavallýnýnaklýný bozduðuna inanarak dükkandan çýkarmak istemiþler.Hüseyin Çelebi kýlýný bile kýpýrdatmamýþ:

- Burasý benim dedemin dükkanýdýr. Beraber yanarým, yineçýkmam, diye tutturmuþ.

Halk yaklaþan ateþten Çelebiyi býrakýp kaçýnca. Memidedenin torunu yine iþine devam etmiþ, ateþ ortasýnda kalmýþ.

B E R G A M A S Ö Y L E N C E L E R Ý

202

Page 203: BERGAMA SÖYLENCELERÝ · Sahibi : Bergama K[lt[r ve Sanat Vakf^ Genel Yay^n Yönetmeni : Dt. A. G[rb[z BAaANA Sorumlu Yaz^ c`leri Md. : Mustafa DURMAZ Yay^n Kurulu : Dt. A. G[rb[z

Yangýn, Unkapaný'ndan Vefa Meydanýna kadar uzadýðý haldeHüseyin Çelebinin dükkanýna bir þey olmamýþ.

Yangýn bittikten sonra, Memi dedenin torununun dükkanýnbir levhasýnýn bile kararmadýðý görülmüþtür.

MÝSKÝNLER DEDESÝ

Telli Derede bulunan bir sudan miskin hastalýðýna tutulanlaryýkanýrlardý.

Söylendiðine göre, günün birinde kralýn kýzý hastalanmýþ,gittikçe miskinleþmiþ, kendisinden herkes umudu kesmiþ, birgün düþünde kýza; Güngörmezlerdeki Miskinler Dedesinin suyuile yýkanýrsan kurtulursun demiþler. Yýkanmýþ, hastalýktan kurtul-muþ.

Bundan sonra Miskinler Dedesi her dertlinin uðraðý olmuþ,ünü her tarafa yayýlmýþ.

Yine bundan olacak, dileði olanlar bu suya bir taþ atarlar,balýk, kurbaða gibi bir hayvan çýkarsa dileklerinin yerine gele-ceðini sanýrlarmýþ.

Sonradan buraya bir ayazma yapýldýðý söylenmektedir.

PARMAKBATIRAN AYAZMASI

Kalenin kuzey tarafýnda ve Avunduruk köyü yolu üzerindedir.Binalarýn bir kýsmý hala durmaktadýr. Buradaki küçük bir odanýniçinde bir duvarýn oyuðunda bulunan durgun bir suya niyet tutu-larak para atýlýr ve parmak batýrýlýp çýkarýlýrdý. Su çabuk kaynarsamuradýnýn çabuk, geç kaynarsa geç olacaðý ve kaynamazsaolmayacaðý sanýlýrdý.

B E R G A M A S Ö Y L E N C E L E R Ý

203

Page 204: BERGAMA SÖYLENCELERÝ · Sahibi : Bergama K[lt[r ve Sanat Vakf^ Genel Yay^n Yönetmeni : Dt. A. G[rb[z BAaANA Sorumlu Yaz^ c`leri Md. : Mustafa DURMAZ Yay^n Kurulu : Dt. A. G[rb[z

SAZKOLAN DEDE MEZARI

Kýnýk'ta Sazkolan ya da Sazkovan denilen yerdedir.Þimdilerde yanýnda Burcu salça fabrikasý bulunmaktadýr. Dedemezarý tam kýbleye dönük deðildir.

TEKKE TÜRBESÝ

Sarý Dede denilen Tekke Türbesi Zeytindað'ýna iki kilometreyakýn bir tepededir. Türbe iki kubbeli saðlam olup eskiden kalmabir binadýr. Duvar ve kubbeleri gibi pencerelerin demir parmak-lýklarý da iyi bir iþçilikle yapýlmýþtýr.

Ýçinde üç mezar bulunmaktadýr.

Ýlkbaharda özellikle dað köylerinden gelen halk burada kur-banlar keser, bayram yaparlardý.

Buradan üç þey umulurdu.

1-Çocuðu olmayanlar buradan çocuk isterlerdi.

2-Kuduz için ocak sahibi olanlar yýlda bir gün burada kurbankeserler, hayýr yaparlardý. Bundan sonra, türbenin içindekiçukurdan toprak alýrlar kuduz köpek ýsýrdýðý zaman bu topraktaniçirirler ve dil altýna atarlardý.

3-Kýsmetinin açýlmasýný isteyenler ve gönlünden geçeninkendisinin olmasýný dileyenler burada adak verirlerdi.

TEKKE DEDE TÜRBESÝ

Kozak Güneþli köyünün eski adý Tekkedere idi. Yani burada-ki türbeden ötürü böyle anýlýyordu.Karesi komutanlarýndanMehmet'ül Ýns askerleriyle burada þehit düþmüþ ve daha sonramezarý türbe haline getirilmiþtir. Dede mezarýný ziyaret edenlerbez, yaþmak baðlarlar, su dolu testi, tesbih býrakýrlar.

B E R G A M A S Ö Y L E N C E L E R Ý

204

Page 205: BERGAMA SÖYLENCELERÝ · Sahibi : Bergama K[lt[r ve Sanat Vakf^ Genel Yay^n Yönetmeni : Dt. A. G[rb[z BAaANA Sorumlu Yaz^ c`leri Md. : Mustafa DURMAZ Yay^n Kurulu : Dt. A. G[rb[z

YALINAYAK DEDE

Yalýnayak Dede Çandarlý'dadýr. Babasý çiftçi imiþ, onu tarlayaotlarý yolmaya göndermiþ.

Otlar;

- Bizi koparma, diye yalvarmýþlar, o da býrakmýþ. Babasýdarýlmýþ eve almamýþ. Bir gün temiz bir dayak atmýþ, sonundayalýnayak baþý kabak otlarýn;

- Aman bize kýyma, iniltileri arasýnda otlarý yolarken canýnýteslim etmiþ. Oraya gömülmüþ.

Her yýl Çandarlý'lar bunun baþýnda eðlence yaparlar, kurban-lar keserlerdi. Dünyada gülmediði için eðlenceden, özelliklekadýnlý erkekli toplanmalardan zevk aldýðý söylenir, üzgünlereneþ'e, fakirlere dünyalýk verir, derlerdi.

ZEYTÝNLÝ DEDE

Zeytinli Dede, Yenl Konaklar denilen mevkideydi. Eski YýldýzSinemasý bitiþiðinde yer almakta ve yoldan oldukça yüksektedir.Derisinde hastalýk olanlar, topraðýndan bir parça alýr sürünürler-di. Adak için burada zeytinyaðý yakarlarmýþ. Türbe kule gibiörülmüþ ve tepesinde zeytin aðacý büyümüþtür. Belki de bu yüz-den kitabesi, kimliði bilinmeyen mezara, Zeytinli Dede adý ver-ilmiþtir. Eski Yahudi Mahallesinde yer almasý nedeniyle azizmezarý da olabilir.

BUNALAN DEDE

Pamukçu Ýlköðretim Okuluna giden yoldan eski Hal cadde-sine doðru ilerlendiðinde Çakýldak denilen mevkide KenanEðrigöllü'ye ait arsanýn sol iç köþesinde yer alýr.

B E R G A M A S Ö Y L E N C E L E R Ý

205

Page 206: BERGAMA SÖYLENCELERÝ · Sahibi : Bergama K[lt[r ve Sanat Vakf^ Genel Yay^n Yönetmeni : Dt. A. G[rb[z BAaANA Sorumlu Yaz^ c`leri Md. : Mustafa DURMAZ Yay^n Kurulu : Dt. A. G[rb[z

Bunalým geçiren, iþi bozulan, kiþiler dilek diliyor, dilekleri yer-ine geldiðinde de hayýr yapýyorlar.

Bunlardan baþka Madra'da Yumaklý Dede, Yukarý Kýrýklar'daBalkaz Dede, Mahmudiye'de Demirtaþ Dede, Avunduruk'taIþýklar Dede, Paþaköyünde Beþe Dede, Poyracýk'ta ÇomaklýDede, Kýzýlbey Dede, Kýnýk'ta Yaran Dede gibi daha bazý dedelerde bulunmaktadýr.

B E R G A M A S Ö Y L E N C E L E R Ý

206

Page 207: BERGAMA SÖYLENCELERÝ · Sahibi : Bergama K[lt[r ve Sanat Vakf^ Genel Yay^n Yönetmeni : Dt. A. G[rb[z BAaANA Sorumlu Yaz^ c`leri Md. : Mustafa DURMAZ Yay^n Kurulu : Dt. A. G[rb[z

BEÞÝNCÝ BÖLÜM

SÖYLENCE GÝBÝYAKIN TARÝH

BERGAMA EFELERÝMÝLÝS BEYLERÝ

207

Page 208: BERGAMA SÖYLENCELERÝ · Sahibi : Bergama K[lt[r ve Sanat Vakf^ Genel Yay^n Yönetmeni : Dt. A. G[rb[z BAaANA Sorumlu Yaz^ c`leri Md. : Mustafa DURMAZ Yay^n Kurulu : Dt. A. G[rb[z

ARAP ALÝ OSMAN EFE (MAVRO)

Arap olduðu için Yunanlýlar ona, Rumca kara anlamýndaMavro demiþlerdir. Hatta yardýmcýsý da zenci bir efeydi. 12 kiþi-den oluþan çetesi, Yunanlýlar arasýnda mavrolar diye korkusalmýþtý. Çünkü çok cesur olan Ali Osman Efe, umulmadýk yer-lere ve beklenmedik zamanlarda baskýnlar yapardý. Önüne çýkanyunan müfrezelerini daðýtýr, subaylarýný izleyip yok ederdi. Bunedenle Yunan komutanlýðý baþýna 300.000 drahmi ödül koy-muþtu. Ali Osman Efe, baðýmsýz dolaþmaya alýþmýþtý ve yiyecek,cephane gibi gereksinmelerini, koruyup-kolladýðý köylerdensaðlýyordu. Ancak Soma'daki kuva-i milliye karargahýndan,öneriler almakta ve kendilerine katýlmalarý istenmekteydi. Bununüzerine Soma'ya gelen Ali Osman Efe, koþul ileri sürerek katýla-caðýný belirtti.

Komuta altýna girecek ve fakat baðýmsýzlýðýný da koruyacak-tý. Uygun görülünce Cinge cephesinde görevlendirildi.

Arap Ali Osman Efe, birgün Bölcek köyüne gitmek istedi.Burasý sýnýr sayýlýrdý ve köyde Yunan askerleri vardý. Hattauyarýlmýþ ve tehlikeli olacaðý söylenmiþti. Dinlemedi ve kýzan-larýný yanýna alýp yola koyuldu. Gözetici bir Yunan eri, minaredenizliyordu ve kendilerinin yaklaþtýðýný komutanýna haber verdi.Oysa bizim efeler, minaredeki adamý müezzin sanmýþlardý.Köydeki Yunan askerleri, Sarý Yüzbaþý diye bilinen Giritli komu-tanlarýnýn emriyle pusu kurmuþlardý. Onlar da Mavrolardan öçalmayý ve hepsini yok etmeyi düþünüyorlardý. Fakat Mavrokorkusu, telaþ ve acelecilik getirmiþ olacak ki vakitsiz ateþ ettilerve önlem almalarýna fýrsat vermiþ oldular. Ne var ki Ali OsmanEfe vurulmuþtu. Bunun üzerine karþýlýklý kurþun yaðmurubaþlamýþ ve Ali Osman Efe iki yerinden daha yaralanmýþtý. AliOsman Efe yere düþmüþ ve iki kýzaný da yanýnda þehit olmuþtu.Efenin öldüðünü sanan Yunan askerleri geri çekilince, kýzanlar-dan Ali Efe de sað olanlarla birlikte çekildi. Aðýr yaralý Ali Osman

B E R G A M A S Ö Y L E N C E L E R Ý

208

Page 209: BERGAMA SÖYLENCELERÝ · Sahibi : Bergama K[lt[r ve Sanat Vakf^ Genel Yay^n Yönetmeni : Dt. A. G[rb[z BAaANA Sorumlu Yaz^ c`leri Md. : Mustafa DURMAZ Yay^n Kurulu : Dt. A. G[rb[z

Efe, sürünerek bir mýsýr tarlasý içine girdi. Kan izinden Yunanlýlarfark etmiþ ve tarlada aramaya baþlamýþlardý. Nitekim SarýYüzbaþý onu bulmakta güçlük çekmedi. Tabancasýný boþaltýpöldürmek istedi. Aðzý, yüzü kan içinde, dili parçalanmýþ ve beþkurþun daha yiyip ölmeyen Ali Osman Efe, can havliyle davranýpparabellumunu ateþlemiþ, baþýna dikilen Sarý Yüzbaþý ile üçYunan erini öldürmüþtür. Bu haliyle sürüne sürüne, düþe kalkayola çýkmýþ ve kurtulmuþtur.

Ali Osman Efe, iyileþtikten sonra 200 kiþilik bir kuvvet topla-yarak Balýkesir'de bulunan Yüzbaþý Kemal'in emrine girmiþtir.Kuva-i Milliye müfreze komutaný olarak baþlangýçta verdiðihizmetler, daha sonra düzenli ordu kurulunca da sürmüþ veKurtuluþ Sayasý zaferle bitince Atatürk tarafýndan gazilikmadalyasý ve Alibeyli köyünde yaklaþýk 60 dekarlýk arazi ile ödül-lendirilmiþtir.

Kuva-yý Milliye'ye bir þartla girdi; Komuta altýna girecekancak baðýmsýzlýðýný da koruyacaktý. Somadaki Kuva-yý Milliyeliderleri ile görüþmesi böylece olumlu sonuçlandý. Yunan ordusuonun baþýna 300.000 Drahmi ödül koymuþtu. Çünkü bir özelliðide özellikle Yunan subaylarýn iþini bitirmesi idi. Hedefe kilitlenirve istediðini sonunda elde ederdi. Gözüpek ve çok cesurdu.Ýnternet bilgilerinde onun bir yaralama nedeniyle Manisa'dahapiste yattýðý ve orada gardiyan olan ve iri yarý yapýlý ve gerçek-ten de bir pehlivan olan, Kurtuluþ savaþýnýn ünlü efelerindenParti Pehlivan ile tanýþtýðý söylenir. Yunan ordusu Menemendeakýl almaz zalimlikler yapmýþtýr. Bunu duyan Ali Osman Efe budurum karþýsýnda bir çete kurar, Bergama yakýnýnda PartiPehlivan'ýn kurduðu çete ile buluþup, birleþirler. Menemen ileBergama arasýndaki Dumanlý dað saklanmak için çok uygun-dur. Burada yerleþip Menemen köylerinden adam toplamayaçalýþtýklarý söylenir. Gittikleri köylerde bazý köylülerin soðukdavrandýklarýný görürler. Sorduklarýnda "þeyhimize sormamýzgerekir" der. Akýncýlar hýzla Sümbüller Köyü'ne varýp, halký köymeydanýna çaðýrýrlar. Köylüler meydanda toplanýr; Þeyhleri de

B E R G A M A S Ö Y L E N C E L E R Ý

209

Page 210: BERGAMA SÖYLENCELERÝ · Sahibi : Bergama K[lt[r ve Sanat Vakf^ Genel Yay^n Yönetmeni : Dt. A. G[rb[z BAaANA Sorumlu Yaz^ c`leri Md. : Mustafa DURMAZ Yay^n Kurulu : Dt. A. G[rb[z

gelir. Parti Pehlivan Þeyhi görünce þaþýrýr, çünkü Manisa merkez-den çok iyi tanýdýðý Giritli Derviþ Mehmettir. Yeþil sarýklý, cübbeli,saçý sakalý birbirine karýþmýþ, bildiði Derviþ Mehmet.. PartiPehlivan hemen söze baþlar:"Menemen'i Yunan vurdu,ezansustu; mala, cana, ýrza tecavüz ediyorlar. Buralara da gelirlerseayný þeyleri yapacaklardýr." diyerek bir dayanýþma sözü almayaçalýþýr...Derviþ Mehmet akýncýlarý imalý ve alaycý bakýþlarla haincesüzerek, aç mýsýnýz tok musunuz demeden, "ayaðýnýzý denk alýn"der gibi bir tavýrla diklenerek:"Ben Yunt Daðý'na kadar bu köy-lerin tarikat Þeyh'iyim, bizim tarikatýmýz kurþunatmayacak..Mehdi gelmeden caiz deðildir..." gibi, bir þeylersöyler......Ama der demez milisler sert tepki verirler, bazýlarý dasilahlarýna davranýr. Arap Osman Efe sert mizaçlýdýr, gýrtlarýný yýr-tarak baðýrýr:- Bunlardan baþlayalým, gavurla anlaþmýþ gibil-er!...Parti Pehlivan, silahlarý indirin iþareti yaparak, DerviþMehmet'e döner ve sorar:"Sizin tarikatýnýz Gavur Tarikatý mýdýr kigavura kurþun atmaz, ne biçim laf edersiniz?..." diyerekçýkýþýr.Sonra "lanetler okuyarak!" oradan uzaklaþýrlar. Ýþte o günoracýkta Ali Osman Efe ve adamlarýnýn vurmadýklarý o GiritliDerviþ Mehmet yýllar sonra Menemen'de Kubilay'ý þehit edenlerinen önünde yer alacaktý. 21 Mayýs 1919...Menemen Ovasýndarastladýklarý ilk Yunan devriyesine saldýrýrlar; düþman bu çatýþ-mada epeyce zaiyat vermiþtir ama Arap Osman Efe de yaralan-mýþtýr. Parti Pehlivan bir doksan boyunda, üstelik tam bir baþpehlivandýr. Osman Efe'yi sýrtýna vurduðu gibi çatýþma alanýndankaçýrýr. Arap Ali Osman Efe Balýkesir'e varýnca bir kadýn tarafýn-dan çok iyi bakýlýr. Tedavi olduktan sonra yeniden daðlara çýkarve kurtuluþa kadar savaþarak, Kurtuluþ Savaþý'nda çok büyükararlýlýklar gösterir.Bu arada Arap Osman Efe, aðýr yaralý ikenkendisine iyi bakarak hayatýný kurtaran kadýnla evlenerek çolukçocuða karýþmýþtýr.... Bu mücadele esnasýnda Köseler köyündenSüleyman Aðanýn kýzý Fatma haným ile evlenmiþtir. Harbin sonaermesi ile Bergama Alibeyli köyüne yerleþmiþtir.

B E R G A M A S Ö Y L E N C E L E R Ý

210

Page 211: BERGAMA SÖYLENCELERÝ · Sahibi : Bergama K[lt[r ve Sanat Vakf^ Genel Yay^n Yönetmeni : Dt. A. G[rb[z BAaANA Sorumlu Yaz^ c`leri Md. : Mustafa DURMAZ Yay^n Kurulu : Dt. A. G[rb[z

EFELERÝN ÖLÜMÜ

Arap Ali Osman Efe, 1950'yi 1951'e baðlayan yýlbaþý akþamýarkadaþý Adalý Mehmet Efe'yi evinde konuk eder. Ýki eski tüfek,Bakýrçay'ýn nam salmýþ efeleri, adlarý bile dosta güven, düþmanaürperti saçan, yeleðini giydiðinde dört kollu, hayda bre deyipkalkýþtý mý dokuz canlý yiðitler buluþunca ne konuþulur? Tariholan hatýralar, sayfa sayfa canlanýr dillerinde. Bu öyle bir heye-can, öyle bir elektiriktir ki ýþýnlanýrlar adeta 30 yýl önceye. Yaþlýbedenleri gerilir, kalp atýþlarý deðiþir, coþku ile gururu, efelikleonuru harman edip söyleþirler geç vakitlere kadar. Zamanda yol-culuk, hatýralarda gezinti, eskileri yad etme bir çýrpýntý, birçarpýntý, kalp kapakçýklarýnda bir kanat vurmadýr ki yükseliþegeçerler, doruklarda duraklayýp tarihin orta yerinde baðdaþkurup otururlar öylece. Sözün önü var, sonu yoktur. Zamandaasýlý kalýr her þey. Vakit geç olmuþtur, helalleþir iki efe, kucak-laþýrlar.

Adalý Mehmet Efe:"Köhnedi zaman, döndü devran, hak bildiðimiz yolda düþsek de kýrýlmadýk, yorulmadýk.

Emme kocadýk be efe.Arap Ali Osman Efe:"Zamanda asýlý kaldý her þey " Adalý Mehmet Efe:"Kimseye vermedik aman, lakin avucumuzda tükendi

zaman"Ve "biz görevimizi yaptýk, hak bildik, hakka yürüdük" der Ali

Osman Efe. Vedalaþýrlar, iki efe de geç vakit yatarlar.Sabah üst üste sela verilir. Ýki efe de hakka yürümüþtür.1951 yýlýnýn ilk gününde efeler topraða, hatýralarý tarihe

düþer. Ali Osman Efe, Alibeyli'li olmasýna karþýn Bergama'da

mezara konmuþtur.

B E R G A M A S Ö Y L E N C E L E R Ý

211

Page 212: BERGAMA SÖYLENCELERÝ · Sahibi : Bergama K[lt[r ve Sanat Vakf^ Genel Yay^n Yönetmeni : Dt. A. G[rb[z BAaANA Sorumlu Yaz^ c`leri Md. : Mustafa DURMAZ Yay^n Kurulu : Dt. A. G[rb[z

ARDINDAN TÜRKÜLERLE SÖYLENDÝ KAHRAMANLIÐI

Ali Osman Efe için Göçbeyli-Bölcek arasýnda geçen çatýþ-madan sonra bir türkü yakýldýðýný ve bu türküyü duymayan yok-tur. Ünlü halk eðitimci Ali Ýhsan Güngül'ün derlediði bilgileregöre türkünün hikayesi þöyle:

"Göçbeyli ile Bölcek arasýndaki Sarýcalar deresinde yaþanano tarihi olaya aittir. Yunan iþgali sýrasýnda Bergama'nýn ova köy-lerinin hasadýna el koyan Yunan karakollarý, köylümüze ancaktohumluk kadar tahýl býrakýrmýþ. Halk harman yerlerini süpürür,tarlalardan topladýðý baþaklardan avucuna taneleyip onlarýöðütürmüþ. Yine bir gün Bölcek köyünden ihtiyar bir kadýn,heybesine topladýðý tozlu topraklý buðdaylarý evine getirirkenyolda Alibeyli köyünden Arap Ali Osman Efe ile karþýlaþýr. Efe,ihtiyar kadýnýn haline acýyýp "Ben taþýyayým" diyerek heybeyi alýr.Ancak biraz ileride kendisine pusu kuran Yunan devriyesinintuzaðýna düþer. Bir kaç tane yara almasýna raðmen, mýsýr tar-lalarýnýn içerisinden kaçýp kurtulur.

Ýþte Efe'nin kanýyla boyanmýþ bu buðdaylar için yapýlan güftedaha sonra Ayasköy Medresesi hafýzý Ali tarafýndan bestelenmiþolup, hatta Zeybek oyunu müziði olarak da söylenmiþtir. Yýllarcaçalýndý, söylendi. Benzer acýyý yaþamýþ Batý Anadolu kent vekasabalarýnda da benimsendi. Olayýn en üzücü tarafý da, sek-senli yýllarda Ýzmir de yapýlan Halk Oyunlarý yarýþmasýnda,komþu ilçelerden Menemen, kendilerine ait olduðu iddiasýyla,bir de araþtýrma ödülü bile aldý. Ali Osman Efe Bergama Bölcekyakýnlarýnda çarpýþýp yaralanýyor. Belki de Menemen'de ayrý biryaralanma olmuþtur, ondan emin deðiliz. Ýþte o türkü bugünManisa türküsü olarak biliniyor. Kubat, Zara, Nuray Hafiftaþ gibisanatçýlar çok da güzel söylüyorlar ama, türkünün sözleri ilkhalinden tamamen farklý. Beste ise ayný. Ýþte aslý;

B E R G A M A S Ö Y L E N C E L E R Ý

212

Page 213: BERGAMA SÖYLENCELERÝ · Sahibi : Bergama K[lt[r ve Sanat Vakf^ Genel Yay^n Yönetmeni : Dt. A. G[rb[z BAaANA Sorumlu Yaz^ c`leri Md. : Mustafa DURMAZ Yay^n Kurulu : Dt. A. G[rb[z

KIRMIZI BUÐDAY

Yöremizde söylenen türkülerden "Kýrmýzý Buðday" AliOsman Efe'nin baþýndan geçen öyküyü konu etmektedir. Öncesözel bir giriþ, özel bir sunum yapalým:

Ýþgal yýllarý, zor günler.

Baský, kýyým, sýkýntý.

Savaþ, direnme, mücadele var her alanda.

Güç, kuvvet cepheye akýnca, tarla-saban boþ kalmýþ.

Ekenin de elinden alýyor iþgal güçleri.

N'apsak, n'itsek ki dert çok derman kýt.

Yunanlýlar depolara dolduruyor tahýlý, ürünü;

Köylüye yiyecek kadar deðil, ekecek kadar býrakýyor.

Eksin ki yeniden elinden alýrýk diyorlar.

Ama neyle yaþasýn köylü, çiftçi.

Harman yerini süpürüyor yaþlý bir kadýn.

Heybesine bir iki kürek atýyor.

Kaptýrmasa da deðirmene gitse bari.

Bebelere çörek yapsa, bazlama yapsa deðirmendendöndüðünde.

Korkarak, ürkerek gidiyor deðirmene doðru.

Ali Osman Efe görüyor yaþlý kadýný.

Alibeyli Köyünden, Bölcek'e gitmektedir Arap Ali OsmanEfe.

Yaþlý kadýna sesleniyor;

" Teyze ver hele ben taþýyayým, ayný köye gittiðimiz belli, sanayardým edeyim, kapýna kadar götüreyim" diyor.

Yaþlý kadýn " Allah razý olsun oðlum, saðol yavrum" diyor veefe omuzluyor heybeyi birlikte yola koyuluyorlar.

Arap Ali Osman Efe, sýk sýk köyü olduðu için Alibeyli'ye gidipgelmektedir.

B E R G A M A S Ö Y L E N C E L E R Ý

213

Page 214: BERGAMA SÖYLENCELERÝ · Sahibi : Bergama K[lt[r ve Sanat Vakf^ Genel Yay^n Yönetmeni : Dt. A. G[rb[z BAaANA Sorumlu Yaz^ c`leri Md. : Mustafa DURMAZ Yay^n Kurulu : Dt. A. G[rb[z

Çünkü tarlasý, bahçesi, hayvanlarý vardýr, kolaçan etmekdurumundadýr.

Ama Yunanlýlar bunu fark eder.

Bir gün geldikleri ihbar edildiðinde köyü didik dik ederler,bulamazlar, oysa dama gizlenmiþ, otlarýn içinde saklanmýþtýr.

Samanlýða giren Yunan erleri ot yýðýnlarýný süngülemiþler, 3yerinden yara alan efe, gýkýný çýkartmamýþtýr.

Bu kez Sarýcalar deresi kýyýsýnda sazlýk içinde pusudadýrYunan askeri ve efe ergeç köyden çýkacaktýr. Erketeci palikaryaminareden görüp iþaret verir.

Ýþte yaþlý kadýnla yaklaþtýklarý noktada hep birden ateþebaþlarlar. Yaralanan Ali Osman Efe kendini mýsýr tarlasýnýn içineatar.

Yaþlý kadýn yere çöker saçýný baþýný yolar.

Lakin Yunan eratý mýsýr tarlasýna dalýp efenin izini sürmecesaretini gösteremez.

Namýný bilmeyen yoktur efenin. 9 canlýdýr o ve mangalyüreklidir.

Ýþte seri ateþ ortasýnda kaldýðý halde "uf anam" demiþ amayaralý da olsa seyirtip kaybolmuþtur. Oysa heybe ona siperolmuþ, kalkan gibi, çelik yelek gibi korumuþtur.

Kurþunlarýn hýzýný kesmiþ, yaralarý derin deðildir.

Ama heybe kana bulanmýþ, buðdaylar kýrmýzýya boyanmýþtýr.

Efe heybeyi býrakýp sürüne sürüne, süzüle süzüle Cingeþoþesine çýkmýþ ve kurtulmuþtur.

Yaþlý kadýn, ortalýk yatýþýnca mýsýr tarlasýnda iz sürmüþ, efeyideðil ama heybesini bulmuþtur. Hatýra kalsýn bana diye heybeyihayatýn sövenine asmýþ, nice sonra savaþýn kýtlýk yaratmasýndanötürü kýrmýzý buðdaylarý varýp tarlaya ekmek zorunda kalmýþtýr.

B E R G A M A S Ö Y L E N C E L E R Ý

214

Page 215: BERGAMA SÖYLENCELERÝ · Sahibi : Bergama K[lt[r ve Sanat Vakf^ Genel Yay^n Yönetmeni : Dt. A. G[rb[z BAaANA Sorumlu Yaz^ c`leri Md. : Mustafa DURMAZ Yay^n Kurulu : Dt. A. G[rb[z

Hasat günü geldiðinde,

oraðý alýp tarlaya daldýðýnda

yaþlý kadýn þaþýrakalmýþ,

buðdaylar Kozak fýstýðý gibi iri iri,

üstelik kýzýl renkliymiþ.

Kýrmýzý buðday diye ünlenmiþ bizim diyarda ve

Ayasköylü medrese hocasý Ali Efendi güfte yazmýþ,

beste yakmýþ ki günümüze deðin okunagelmiþtir bu türkü.

KIRMIZI BUÐDAYKýrmýzý buðday ayrýlmýyor, hadi ülen kanýndan

Kan bulaþmýþ, Ali Osman Efenin hadi ülen canýndan

Kurþun girmiþ efemizin, hadi ülen dört bir yanýndan

Yürü, serbest yürü beyaz Aþem, hadi ülen sinen görünsün

Açýver ak gerdanýný Aþem, hadi ülen sinen görünsün

Göçbeyli altýndan selamet geçtim, hadi ülen sað geçtim

Sarýcalar Deresinde pusuya düþüp kendimden geçtim

Aklýmý zor toplayýp hadi ülen Cinge'ye dar kaçtým

Yiðitler yiðidi Ali Osman Efem yerde yatýyor

Heybesinde buðdaylar, hadi ülen kanýyla batýyor

Kýrmýzý buðday ayrýlmýyor, hadi ülen aman saçýndan

Mevlam bana versin beyaz Aþem, güzellerin gencinden

Kim ayrýlmýþ ki hadi ülen ben ayrýlem Aþem, eþinden

Serbest yürü beyaz Aþem, örme saçlarýn sürünsün

Aç beyaz gerdaný da Aþem, hadi ülen sinen görünsün.

B E R G A M A S Ö Y L E N C E L E R Ý

215

Page 216: BERGAMA SÖYLENCELERÝ · Sahibi : Bergama K[lt[r ve Sanat Vakf^ Genel Yay^n Yönetmeni : Dt. A. G[rb[z BAaANA Sorumlu Yaz^ c`leri Md. : Mustafa DURMAZ Yay^n Kurulu : Dt. A. G[rb[z

KIRMIZI BUÐDAY AYRILMIYOR SEZÝNDEN(Manisa türküsü olarak geçen)

Kýrmýzý buðday ayrýlmýyor sezindenMevlam Mevlam versin güzellerin gencindenKim ayrýlmýþ ben ayrýlem eþimden

Yörü yörü dilber, salma saçýn sürünsünAçýver açýver cepkenini elmas gerdan görünsün

Yol üstüne kurakurmuþ ilyeniBen istemem mavi þalvar giyeniBen isterim setre pantol giyeni

Yörü yörü dilber, salma saçýn sürünsünAçýver açýver cepkenini elmas gerdan görünsün

Çok hayret verici deðil mi? Aslý "Kýrmýzý buðday ayrýlmýyorkanýndan" iken türkünün ruhunu da deðiþtirmiþler "Kýrmýzý buð-day ayrýlmýyor sezinden" demiþler. Niye "sezin", hani diyorlar ya"ne alaka" diye, "Kurtuluþ Savaþý'nda akan kaný unutmamak için,o dönemin yiðidini yad etmek için söylenen türküde art niyet"sezin"lememek elde deðil.

B E R G A M A S Ö Y L E N C E L E R Ý

216

Page 217: BERGAMA SÖYLENCELERÝ · Sahibi : Bergama K[lt[r ve Sanat Vakf^ Genel Yay^n Yönetmeni : Dt. A. G[rb[z BAaANA Sorumlu Yaz^ c`leri Md. : Mustafa DURMAZ Yay^n Kurulu : Dt. A. G[rb[z

YÜZBAÞI KEMAL

Bergama'nýn iþgal edileceði duyulunca çevreden yardýmistenmiþ 188. Piyade Alayý'na baðlý Balýkesir'den YüzbaþýMustafa Aþir komutasýnda 20 kiþilik bir müfreze yola çýkmaküzereyken Reþadiye'nin (Zeytindað) iþgali üzerine Yüzbaþý Kemalmüfreze komutanlýðýna getirilerek acilen yollanmýþtý.

Yüzbaþý Kemal, daðýlan bu müfrezeyi toparlamaya çalýþtýysada ancak 6 kiþi ile Bergama' ya gelmiþtir. 11 Haziran gecesi Saat12.00' de Bergama'ya ulaþtýðýnda, minarelerden selat-ü selamokutup duyuru yaptýrmýþ ve uyandýrýlan halk, hükümet önündesilahlý olarak toplanmaya çaðrýlmýþtýr. Gece Kemal Bey'e katýlan-lar arasýnda Abdurrahman Çavuþ, Laz Afacan, Al Oðlu Þerif,Ethem Efe, Kara Mehmet, Arnavut Cemal vardý.

Diðer katýlýmlarla birlikte gece geç vakit Eðrigöl köprüsünehareket ettiler. 12 Haziran sabahý sayýlarý 30'u bulan direniþçilerpusuda beklerken, bir grup geride daha fazla kuvvet saðlamakamacýyla çekilmeyi düþündüler. Yolda Küçükkaya mezarlýðýnýnyanýnda Abdurrahman Çavuþ'un ifadesine göre, Çeçen HamitÇavuþ, Bektaþ Aða ve Tuzcu Efe'ye rastladýlar. Mezarlýðýn yanýn-da bekleþen Hamit Çavuþ ve arkadaþlarý, direniþçiler arasýnavesvese soktular, padiþaha karþý çýktýklarýný dile getirdiler ve yan-larýna çaðýrdýklarý Yüzbaþý Kemal'i ormana kaçýrdýlar. HamitÇavuþ, Yüzbaþý Kemal'in üniformalarýný söküp, ellerini taþlaezdikten sonra kollarýný baðlamýþ ve köprüye gelen Yunan öncümüfrezesine teslim etmiþti.

Olaylarý Yuzbaþý Kemal'in anýlarýndan dinleyelim :

"11 Haziran 1919 günü Kýrkaðaç, Balýkesir, Kozak veSoma'dan temin etmiþ olduðum bu kuvvetlerimin Bergamaetrafýnda toplanmalarý için gerekli emirleri Soma'da telgrafbaþýnda vermiþ ve kendim de ayný günde Balýkesir'den yanýmaalmýþ olduðum Raþit adýnda Kuvayý Milliyeci arkadaþýmla bukuvvetlerimden önce Bergama'ya vararak hem bu kuvvetlerimingeliþlerini saðlamak ve hem de Bergama'mýzýn düþman tarafýn-

B E R G A M A S Ö Y L E N C E L E R Ý

217

Page 218: BERGAMA SÖYLENCELERÝ · Sahibi : Bergama K[lt[r ve Sanat Vakf^ Genel Yay^n Yönetmeni : Dt. A. G[rb[z BAaANA Sorumlu Yaz^ c`leri Md. : Mustafa DURMAZ Yay^n Kurulu : Dt. A. G[rb[z

dan iþgaline mani olmaya çalýþmak amacýyla Bergama'yahareketimi hýzlandýrmýþtým. (Bilahare bu kuvvetlerim deBergama etrafýnda toplanmýþlar ve 15 -16 Haziran gecesi deyaptýklarý 2 inci bir baskýnla Yunanlýlara 7, 8 yüz kadar zayiatverdirerek ve düþmandan makinalý tüfek, top zaptederekBergama þehrimizi de geri almýþlardý.

O devirde umulmadýk, azimli ve cesurane bu baþarýlarýmýzyörede maneviyatý arttýrmýþ, heyecan yaratmýþ ve bütün bumuhit halkýný da Kuvayi Milliye'ye katmýþtý.

Bu heyecan Ýzmir güneyine kadar taþarak o bölgede decesaret uyandýrmýþ ve Ýzmir güneyinde de Kuvayi Milliye harekâtýbaþlamýþtý.)

Ben 11 Haziran 1919 günü Bergama etrafýna kuvvetlerimiyola çýkardýðým vakit, ayný günde Bergama'ya hareket etmiþ ve12 Haziran sabah ezanýna yakýn bir zamanda Bergama þehrinevarmýþ ve derhal þehirde bir ihtilâl yapmaða koyulmuþtum. Busayede Bergama halkýndan çýkardýðým 70-80 silâhlý kuvvetleþehrin Ýzmir çýkýþ noktasýnda Yunanlýlarýn Bergama'ya girmesiniönlemek için bu 70-80 kiþilik kuvvetime muharebe nizamý aldýr-makla uðraþýrken halktan 4 silâhlýnýn daha bana katýlmak içinyaklaþmakta olduklarýný görünce bunlarla tatlý tatlý selâmlaþtýk-tan sonra ayný tatlýlýkla ve bana gayet samîmi görünerek ve "düþ-man þuradan da arkamýzý alabilir, orayý da bir kere görsek, iyiolur" gibi sözlerle beni avutarak muharebe nizamý aldýrmaðaçalýþtýðým bu kuvvetlerimden epeyce mesafe uzaklaþtýðýmýz birsýrada bu adamlarýn dördü birden bir anda üzerime atýlmýþlar vetabancama davranmama imkân vermeden beni yakalayýp elimikollarýmý baðlayarak yüzü koyun yere yatýrmýþlardý.

Bu alçaklar Padiþah taraflarý bulunup bunlarýn baþý ÇerkezHamit Çavuþ adýnda bir Bergama'lýydý. Yanýndakiler ise yineBergama'dan halis Türk olup meþhurlardan Tuzcu Efe ve HacýBektaþ ve Hacý Rýza beyler olup hepsi dört kiþiydi. BunlardanTuzcu Efe en cüsseli ve kuvvetlisiydi. Ellerim ve kollarým baðlý

B E R G A M A S Ö Y L E N C E L E R Ý

218

Page 219: BERGAMA SÖYLENCELERÝ · Sahibi : Bergama K[lt[r ve Sanat Vakf^ Genel Yay^n Yönetmeni : Dt. A. G[rb[z BAaANA Sorumlu Yaz^ c`leri Md. : Mustafa DURMAZ Yay^n Kurulu : Dt. A. G[rb[z

yerde uzanmýþ olarak yatmakta bulunduðum sýrada HamitÇavuþ, Tuzcu Efe'ye benim için, (Efe þunun beynine bir kurþunsýk da, kafasýný kesip Yunan kumandanýna götürelim, mükâfatýnýda alýrýz) demiþti, ben ise "vakurane bir surette alýn yazýmý bek-liyordum"...

Fakat Tuzcu Efe "Ben eli kolu baðlý, bana, silâh çekmeyen biradama silâh kullanmam ve kýyamam da" sitemli cevabýndabulununca bu sefer Hamit Çavuþ "sen kýyamazsan ben kýyarým"diyerek beni imiklemiþ ve Çerkez kamasýna davrandýðý sýradaTuzcu Efe benim iki bacaðýmdan kavrayarak anýnda vücudumuçok kuvvetli bir suretle çekmiþ ve beni Hamit Çavuþ'un býçaðýn-dan kurtarmýþ ve kollarým da çözülmüþ olarak kendimi Efe'ninönünde çökmüþ ve oturmuþ bir halde bulmuþtum.

Bundan istifade ederek, "Padiþahýmýz milletin düþmanlarateslim olmasýný ister mi hiç" diye söze baþlamamla beraberHamit Çavuþ hemen sözümü keserek "arkadaþlar, bu adamKuvayý Milliye kumandanýdýr. Padiþahýmýza da ayaklananlar-dandýr. Padiþahýmýz bunlarýn rastlandýðý yerde öldürülmeleriniirade buyurmuþlardýr". Beni göstererek: "Keranacý, gýk biledemiyor görmüyor musunuz?" diyerek beni tekrar imiklemiþti.

Bu sefer de aniden karþýmýza Yunan süvarileri çýkývermiþti.Bu düþman süvarilerini

Hamit Çavuþ görür görmez beni býrakarak büyük birçeviklikle bu düþman süvarilerini karþýlamak üzere atýna atla-yarak koþturmuþtu..

Bu sefer de Hamit Çavuþ'un býçaðýndan beni Yunan süvari-leri kurtarmýþlardý... Alýn yazýsýna bak...

Tuzcu Efe de, bundan istifade ederek bana "Bu herifin nebok adam olduðu anlaþýldý. Bir müslüman hiç gâvura teslimedilir mi" diye bana "kaç... kaç... oðul kaç..." diyerek kendisi deatýna atlamýþ ve diðer arkadaþlarý gibi bu suretle Tuzcu Efe deyanýmdan yok olmuþtu.

B E R G A M A S Ö Y L E N C E L E R Ý

219

Page 220: BERGAMA SÖYLENCELERÝ · Sahibi : Bergama K[lt[r ve Sanat Vakf^ Genel Yay^n Yönetmeni : Dt. A. G[rb[z BAaANA Sorumlu Yaz^ c`leri Md. : Mustafa DURMAZ Yay^n Kurulu : Dt. A. G[rb[z

Ben, yalnýz kalýnca kaçmak yolunu tutmuþtum. Fakatetrafým açýktý, önümde geniþ ve açýk bir kuru dere vadisi vardý.Bu vadinin içinde de adacýklar halinde dere çalýlýklarý vardý.Süvarilerin takibinden ancak bu çalýlarýn içinde gizlenmeklebelki kurtulabilirim ümidiyle selâmeti bu çalýlardan birisinin içinesaklanmakta bulmuþtum.

Fakat Hamit Çavuþ'un düþman süvarilerinin önüne düþerekbeni aramaða baþlamýþtý. Ben çalý dibinde gözetlemekte ikennihayet Hamit Çavuþ burada da üzerime çökmüþ ve beni çalýdibinden çýkarýp Yunan süvarilerine teslim etmiþti.

Bu süvariler beni linç etmeye kalkmýþlarsa da ben kendiler-ine hiç bir cevap vermeyerek "ben sizin kumandanýnýzla görüþe-bilirim" demiþ ve kestirip atmýþ ve susmuþtum. Süvariler de beniöldürmeden götürüp kumandanlarýna teslim etmiþlerdi.

Esasen bu numarayý burada pisi pisine beni düþman süvar-ilerinin harcamamalarý için yapmýþtým. Sonradan öðrendim ki,Hamit Çavuþ daha evvel Yunanlýlarla görüþerek Ýtilaf Partisinamýna, Bergama þehrini Yunanlýlara selametle teslim etmeyisöz vermiþ imiþ...

Bergama'da ben, Yunanlýlarýn elinde tutsak olarak bulun-duðum sýralarda Yunan komutaný, bana, bir ara "bizim Eskiþehirve Ankara'ya kadar yolumuz açýktýr. Bunu bilin..." sözünü fiyakalýbir gururla söylediðini hiç unutamam.

Ve yine bu sýrada bir pundunu bularak kaçmak amacýylaBergama þehrinde bir evde gizlenmiþ ve derin bir uykuyadalmýþtým. Bu anda bir bölük kadar Yunan piyadeleri gelip benibulmuþ süngüler arasýnda olarak Bergama halkýnýn gözleriönünde çarþýdan geçirerek kýþlada bulunan Yunan komutanýnagötürüp beni teslim ettikleri vakit: Yunan komutaný bana, "Artýksenin durumun anlaþýlmýþtýr... hak ettin..." diyerek kurþuna dize-cek bir manga askeri önümde görür görmez artýk son anlarýmýyaþadýðýma kani olarak Yunan komutanýna karþý olanca þiddet,azim ve cesaretle çok yüksek bir sesle kolumla da göstererek:

B E R G A M A S Ö Y L E N C E L E R Ý

220

Page 221: BERGAMA SÖYLENCELERÝ · Sahibi : Bergama K[lt[r ve Sanat Vakf^ Genel Yay^n Yönetmeni : Dt. A. G[rb[z BAaANA Sorumlu Yaz^ c`leri Md. : Mustafa DURMAZ Yay^n Kurulu : Dt. A. G[rb[z

"Þu gördüðün ovada bulunan 80 000 kiþinin ben komutanýyýmbenim kanýmýn ilk damlasý yere damlar damlamaz senin þah-sýnýn da ayný sonuca varacaðýný sana ihtar ederim." dîye per-vasýzca haykýrmam üzerine, zaten Bergama'ya baskýn için gön-derdiðim kuvvetlerimin Bergama'nýn yakýnma kadar gelerekþehri sarmaða baþladýðýný da haber alýnýþ bulunan Yunan komu-tanýnýn çehresi temelli sararmýþ morarmýþ bir halde mangayýderhal yok etmiþ ve beni de acele olarak Dikiliye yollamýþ,oradan da bir savaþ gemisiyle Ýzmir'i boylamýþtým.

Ýzmir hapishanesine vardýðýmýn ertesi günü de Bergamaetrafýnda toplanmýþ bulunun bu kuvvetlerin 15 -16 Haziran 1919gecesi yaptýklarý baskýnla da Yunanlýlardan yukarda söylediðimgibi Bergama'yý da geri almýþlardý.

Bergama'da baþýma gelen bu olayý bana duyuracak bîradamýn çýkmamasýný çok acý bîr þanssýzlýk saymaktayým. Çünkübununla kuvvetlerimden önce Bergama'yý düþman kuvvetlerininiþgal etmeleri baþarýsýzlýðý olmuþ. Ayrýca da bu kuvvetleriminBergama'yý basmalarý sýrasýnda benim baþlarýnda bulunmamamda büyük bir zarar olmuþtu. Çünkü ben kuvvetlerimin baþýndabulunsaydým bu baskýn baþarýsýný deðerlendirmek tamamenmümkün olur ve belki Soma cephesi yerine Bergama þehri bizdeolmak þartýyla Bergama önünde cephe kurulmuþ olabilirdi.

Nitekim Bergama baþarýsýndan sonra Balýkesir'de bulunantümen ve kolordu komutanlarý Bergamaya kadar gelmiþlerse debu mücahitlere hiç bir söz dinletemeden dönmüþler. Halbuki bubaskýný yapan arkadaþlarýn baþýnda ben bulunsaydým mutlakasözümü ve emirlerimi dinletirdim...

Kýsmet böyleymiþ demekle teselli bulmaktan baþka çaremizyok. Beni kesemediklerlni ve firarýmla da artýk idamdan kurtu-larak yine de savaþ iþime devam etmemi bir nimet sayarakAllaha þükürler etmekten baþka elden bir þey gelmez.

Hiç unutmam, Ýzmir hapishanesinde bulunduðum vakitteaskerî mahkemede mahkemem görüldüðü bir sýrada seyirci

B E R G A M A S Ö Y L E N C E L E R Ý

221

Page 222: BERGAMA SÖYLENCELERÝ · Sahibi : Bergama K[lt[r ve Sanat Vakf^ Genel Yay^n Yönetmeni : Dt. A. G[rb[z BAaANA Sorumlu Yaz^ c`leri Md. : Mustafa DURMAZ Yay^n Kurulu : Dt. A. G[rb[z

olarak bulunan madam ve matmazeller tarafýndan bir alkýþtufanýdýr kopmuþtu. Tercümana ne oluyoruz diye sorduðumvakit, cevaben bana, savcýmýz kral namýna sizin idamýnýzý istediðiiçin halk alkýþlýyor demiþti.

Ýdam edilmek için götürülen idam mahkûmlarý Türklerinyolda götürülürken önlerine Rum madam ve matmazelleri çýkar,bunlarýn yanlarýnda bulunan erkeklerin tabancalarýnýn tetikleribu kadýnlar tarafýndan çekilerek çýkan kurþunlarla yaralanan buTürk mahkûmlarýnýn kanlarýný akýta akýta götürüp idam edildik-lerini öðrenmiþtim. Bu hal bana ya daha evvel ölmeyi veya kaç-mayý bir daha göze aldýrmýþtý.

Bir fýrsatýný bulup Yunanlýlarýn ellerinden mahpushanedenüçüncü defa olarak kaçmayý baþarýp idamdan kurtulduktansonra yine savaþa devam etmiþ ve cephem mýntýkasýnda bulu-nan on yedi kazada hemen seferberlik ilân etmiþtim. Bu sayedeteþkil ettiðim ihtiyat ve muvazzaf taburlarým ciddi bir talim-i ter-biyeden geçirerek bunlarla Soma cephesini kurmuþ ve gayetciddi bir disiplin altýnda bu taburlar büyük kahramanlýklargöstererek oturaklý muharebeler vermiþ ve bu sayede Yunanlýlarýon dört aya yakýn bir zaman durdurmuþtuk".

BERGAMA'NIN ÝÞGALÝ

12 Haziran 1919' da Yunan öncü kuvvetleri EðrigölKöprüsü'ne gelince Çeçen Hamit, Tuzcu Efe, Dabbak Bektaþ,Dabbak Hüseyin ve Hoca Ali Rýza tarafýndan karþýlandýlar. Sýcakev ekmeði ve tuz ikram edip boyun eðdiklerini bildirdiler.

Yunan iþgal Kuvvetleri bir tabur piyade, bir bölük süvari, birbatarya cebel topçusu halinde Çeçen Hamit Çavuþ önlerindeolarak Bergama'ya girdiler. Bu sýrada Yüzbaþý Mustafa Aþir,Üsteðmen Hüseyin Halet (Aksubay) yanýndaki 3-5 erle tepeler-den ateþ altýna aldýlarsa da, Yunanlýlarýn sayýsal üstünlüðükarþýsýnda geriye çekildiler.

B E R G A M A S Ö Y L E N C E L E R Ý

222

Page 223: BERGAMA SÖYLENCELERÝ · Sahibi : Bergama K[lt[r ve Sanat Vakf^ Genel Yay^n Yönetmeni : Dt. A. G[rb[z BAaANA Sorumlu Yaz^ c`leri Md. : Mustafa DURMAZ Yay^n Kurulu : Dt. A. G[rb[z

Saat 10'00 da Yunan þehre girince, Kaymakam Rasim Bey,iþgali protesto etmek istedi, ancak Yunan tabur komutaný,Çeçen Hamit baþta olmak üzere 50 kiþinin imzaladýðý çaðrý mek-tubunu gösterip geçti.

Ellerinde tutsak kalan Yüzbaþý Kemal'i önce BergamaKýþlasý'na getirdiler ve daha sonra her nedense salýverdiler.Yüzbaþý Kemal gece saat 2'00 de Adalý Ýsmet Haným'ýn evinesýðýndý. Ancak sabah tekrar yakalanýp Dikili'den Ýzmir'e Divan-ýHarb' e götürüldü.

ÜNLÜ KUVVA-Ý MÝLLÝYECÝLER

Yunana karþý direniþe katýlanlar, cephelere koþanlar ve iþgalsüresince çevre kolluk gücü gibi koruyucu destek veren efelerþunlardýr:

Tuzcu Efe(Mustafa Efe) Ali Osman Efe (Mavro)Abdurrahman Çavuþ Hafýz MustafaLaz Afacan Niyazi ArabacýLaz Mahmut Þerif Ali Efe

Köprülü Þerif EfeAloðlu Þerif Efe Kara Ali EfeKara Mehmet Kiraz HasanEthem Efe Merkez Ýbrahim EfeArnavut Cemali Hancý Halil ÇavuþAdalý Saim Bidecik HasanHacý Niyazi Efe Manifaturacý Hasan BasriBankacý Hadi Gedik Saðancýlý DerviþBölcekli Mehmet Bey Arap AliKara Ýsmail

B E R G A M A S Ö Y L E N C E L E R Ý

223

Page 224: BERGAMA SÖYLENCELERÝ · Sahibi : Bergama K[lt[r ve Sanat Vakf^ Genel Yay^n Yönetmeni : Dt. A. G[rb[z BAaANA Sorumlu Yaz^ c`leri Md. : Mustafa DURMAZ Yay^n Kurulu : Dt. A. G[rb[z

Mahmut Celal Avdan, Tuzcu Efe ve Adalý Efe

B E R G A M A S Ö Y L E N C E L E R Ý

224

Page 225: BERGAMA SÖYLENCELERÝ · Sahibi : Bergama K[lt[r ve Sanat Vakf^ Genel Yay^n Yönetmeni : Dt. A. G[rb[z BAaANA Sorumlu Yaz^ c`leri Md. : Mustafa DURMAZ Yay^n Kurulu : Dt. A. G[rb[z

MÝLÝS KOMUTANLARI

Yüzbaþý Kemal (General Kemal Balýkesir) Mahmut Celal (Avdan), Hüseyin Halet (Aksubay) Üsteðmen Nuri ve Halit Bey

KOZAK EFELERÝ

Çakýcý Rahmi, Dalkýran Mehmet Efe, Ýbiþoðlu Ýsmail Efe,Molla Halil, Elekçi Efe, Hasan Çaký Efe

DÝKÝLÝ EFELERÝ

Edremitli Akça Mehmet Efe, Sabri Efe, Tavlýoðlu, HalilÝbrahim Efe, Arap Cemal, Þevki ve Þevket beyler, Halil Ýbrahim(Zeyrek)ve Müslüm (Ersavaþ) gibi milis beyleri saygý ile anmakgerekir.

KINIK EFELERÝ

Denizlili Tevfik Hoca, Ürkütlerli Mahmut Efe, KozlucalýMehmet Efe, Ispartalý Hafýz Mustafa, Saçlý Mustafa Efe, AnkaralýAkif Çavuþ, Çakýrlarlý Mehmet Þen Çavuþ, Bakýrlý Efe unutul-mamalýdýr.

TUZCU MUSTAFA EFE

Bergama'nýn tanýnmýþ efelerinden olan Tuzcu saný ileanýlan Mustafa Efe, cahil olmakla birlikte mangal yürekli biradamdý. Cahildi ama, zeki ve iradesi güçlü, vatan sevgisi iledolu ve Ege' nin hamuru-çamuru onu yiðitlikte eþsiz kýlmýþtý.

Bergama'nýn iþgali duyulunca Balýkesir'den gelen YüzbaþýKemal, þehirde bir direniþ gücü oluþturmaya çalýþýnca, yanýn-da ilk yer alanlardan biri Tuzcu Efe oldu. Tuzcu Efe'ye ermeni

B E R G A M A S Ö Y L E N C E L E R Ý

225

Page 226: BERGAMA SÖYLENCELERÝ · Sahibi : Bergama K[lt[r ve Sanat Vakf^ Genel Yay^n Yönetmeni : Dt. A. G[rb[z BAaANA Sorumlu Yaz^ c`leri Md. : Mustafa DURMAZ Yay^n Kurulu : Dt. A. G[rb[z

diye karþý propaganda yapanlarainanmamýþ, Eðrigöl Köprüsü’negiden 30 kiþilik direniþçileriniçinde yer alýnýþ, burada bazý eþ-rafýn engellemesi sonucu YüzbaþýKemal yakalanýp öldürülecekkenyine Tuzcu Efe tarafýndan kur-tarýlmýþtýr. Tuzcu Efe,YüzbaþýKemal'i bir taraftan Çeçen Hamit'inbir taraftan düþman süvarilerininelinden kurtarmak için uðraþmýþ vehatta kaçýrmýþtýr. Ancak ÇerkezHamit, Yüzbaþý Kemal'in peþinibýrakmamýþ ve Bakýrçay civarýndatekrar yakalamýþtýr. Bunun üzerineTuzcu Efe geri çekilmiþ ve bir dahagözükmemiþtir. Ne var ki Eðrigöl

Köprüsünde, Yüzbaþý Kemal' i ilk defa kendisinin tutmasý kötüetki yaratmýþtý. Bu davranýþ deðiþikliði cahilliðinin, dolduruþagelmenin bir sonucuydu. Bu yüzden bir süre ortada görünmedi,Daha sonra Soma Cephesinde Yüzbaþý Kemal ile karþýlaþmýþ,Deðirmentepe mýntýkasýnda kendisine bir cephe verilmiþ, düþ-man kuvvetleriyle çarpýþmýþ, böylece hakkýndaki kötü izlerisilmiþtir.

Tuzcu Mustafa Efe, 30 kiþiden oluþan müfrezesi ileDeðirmentepe, Çerkezköy, Kocaömerli ve Kýnýk cephelerindebaþarýyla savaþmýþ ve halkýmýzý Yunan baskýsýndan korumuþtur.

Bergama'da Þadýrvan Camisi yakýnýnda kahve çalýþtýrmýþ ve14- Nisan 1935' te ölmüþtür.

SARISAKAL ALÝ EFE

Alibeyli köyünden olan efe, Balkan ve I.Dünya Savaþý sýrasýn-da, seferberlik ve göçmenlik yýllarýnýn sýkýntýsý, kýtlýktan kay-

B E R G A M A S Ö Y L E N C E L E R Ý

226

Page 227: BERGAMA SÖYLENCELERÝ · Sahibi : Bergama K[lt[r ve Sanat Vakf^ Genel Yay^n Yönetmeni : Dt. A. G[rb[z BAaANA Sorumlu Yaz^ c`leri Md. : Mustafa DURMAZ Yay^n Kurulu : Dt. A. G[rb[z

naklanan soygun ve çapulculuða karþý halký koruyucu kimliði ileortaya çýkmýþtýr. Böylece Bergama, Soma, Savaþtepe yönlerinehayvan, ürün, mal taþýyanlarý, eþkýyadan sakýndýran bir gücüolduðu anlaþýlmaktadýr.

Bergama ikinci kez iþgal edildikten sonra, geri güvenliðinidaðlarda üstlenen bu efeler yüklenmiþ olduðundan, SarýsakalEfe de 15 kýzaný ile Yunan baskýsý ve kýyýmýnýn yoðunlaþtýðýköylerde düþmaný uyarma, korkutma, misilleme ile pasifizeederek halkýmýzý rahatlatýyordu.

Kýnýk-Poyracýk müfreze komutaný Mülazým Kemal Beyinpusuya düþürülüp yaralý olarak Poyracýkta tutsak edilmesi üzer-ine Poyracýk'a bir baskýn düzenleyen Sarýsakal Efe, eli kolu kýrýkkomutaný kurtarýp kaçýrmýþ ve Cinge Cephesine getirmiþtir.Daha sonra Zaðnos Köyünde bir rumun fabrikasý ile Kadýkoy(çoðunluðu rum olduðu için Gavurköy denirdi) de bir rumundemirci atelyesine gece vakti, Bergama'dan silah ve cephanedepolandýðýný öðrenmiþti. Bu silahlar yerli rumlara daðýtýlacak veYunan askerinin yönetiminde Türklerin elinde kalan Dereköy,Sarýcalar, Deðirmentepe, Çaldað ve Ývrindi yolu milis direnmemerkezleri çökertilecek ve böylece Cinge Cephesinin çökmesisaðlanacaktý. Sarýsakal Efe, ertesi gece ansýzýn baskýn yapmýþ,depolanmýþ tüm silah ve cephaneyi kaldýrarak, Sarýcalar veIlgýndere köylerine çektirmiþ, daha sonra at ve katýrlarla SomaKaraçam Köyüne geçirip Karazade Adem Beye teslim etmiþtir.Bu destek Cinge Cephesi kuva-i milliye komutanlarýný sevin-dirirken, Bergama iþgal komutanlýðýný da son derece kýzdýrmýþtý,Yunanlýlar tarafýndan baþýna ödül konan Sarýsakal Efe CingeCephesine, Sarýcalar Köyü yönünden destek vermiþ, Cepheöncüsü olarak ve iþgal altýndaki köyleri de gözeterek ikiyönlü yarar saðlamýþtýr. Sarýsakal Ali Efe, 1920 yýlý baþýnda,cuma namazý için Poyracýk' a indiðinde Yunan iþbirlikçileritarafýndan ispiyon edilip, camide sýrtýndan vurulmuþ vePoyracýk' lý Koca Ali'nin evinde ölmüþtür.

B E R G A M A S Ö Y L E N C E L E R Ý

227

Page 228: BERGAMA SÖYLENCELERÝ · Sahibi : Bergama K[lt[r ve Sanat Vakf^ Genel Yay^n Yönetmeni : Dt. A. G[rb[z BAaANA Sorumlu Yaz^ c`leri Md. : Mustafa DURMAZ Yay^n Kurulu : Dt. A. G[rb[z

ÇAKICI RAHMÝ EFE

Kozak yöresinin bu ünlü efesi, Aþaðýbey Köyü AbdülganiMahallesinden olup Çakýcý diye nam salmýþtýr. Baðyüzü aþiret-lerinden seçtiði 20 kadar kýzanýyla kurduðu çekirdek kuvvet,yörenin güvenlik kaynaðý olmuþtur. Rahmi Efenin biri kürt, biriçingene iki baþ kýzaný olduðu da söylenir.

Rahmi Efe, Ayvalýk' ta mýntýka komutaný Yarbay Ali(Çetinkaya) Beye baðlý olarak hareket ederken, Balýkesir veÝvrindi kesimine de baþta Yaðcýbedir aþireti olmak üzerekuva-i milliye desteði saðlardý. Özellikle Ali Çetinkaya' nýnisteði doðrultusunda Soma kesimindeki Karazade Adem Bey'eyardýmcý olmuþ, büyük katký vermiþtir. Yine Adem Bey tarafýn-dan görevlendirilerek Yunan iþgali altýndaki Bergama'ya giripcephaneliði ateþleyip imha etmiþtir. Yukarý kýþlada bulunanYunan birliðinin cephaneliðine yaklaþýrken Ýncecikler Köyünügeçip Aladeðirmen yakýnýnda bir Yunan müfrezesini tuzaðadüþürüp yok etmiþtir. Daha sonra Yunan askerlerinin giysileri-ni giyerek Bergama'ya dalan Çakýcý Efenin kýzanlarý, akþamýnkaranlýðýnda kolayca Yunan alayýnýn içine sýzmýþlar vecephaneliði ateþleyip gözden kaybolmuþlardýr. O gece saba-ha kadar patlamalar sürmüþ ve patlayýcýlar çevrede tehlikeyarattýðý için kimse yaklaþamamýþ, Yunan Birliði o geceyiVakýflar Ovasýna çekilerek geçirmek zorunda kalmýþtýr.

Buna benzer diðer bir olay, Bergama Kale Mahallesinde14 Eylül Ýlkokulunun olduðu yerdeki kilisenin arka depolarýn-da yine Yunan silah ve cephaneliðinin bulunduðunu öðren-meleri üzerine gerçekleþmiþtir. Yine gece vakti Çakýcý RahmiEfe, Bergama'ya süzülmüþ, kýzanlarý ve bir çok gönüllüdesteði ile depoyu soyup götürmüþtür. Bu silah ve cephaneyiBurhaniye'ye kadar ileterek, Batý Cephesine aktarýlmasýnýsaðlamýþtýr.

Çakýcý Rahmi Efe, 15 Haziran 1919'da Bergama Baskýnýnakatýlmýþ ve þehri Yunandan kurtardýktan sonra Çeçen Hamit,

B E R G A M A S Ö Y L E N C E L E R Ý

228

Page 229: BERGAMA SÖYLENCELERÝ · Sahibi : Bergama K[lt[r ve Sanat Vakf^ Genel Yay^n Yönetmeni : Dt. A. G[rb[z BAaANA Sorumlu Yaz^ c`leri Md. : Mustafa DURMAZ Yay^n Kurulu : Dt. A. G[rb[z

Dabbak Bektaþ ve Hacý Ali Rýza gibi iþbirlikçilerin ev vedükkanlarýný bazý çetelerin yaðmalamalarý üzerine geliþenolaylarda engelleyici, caydýrýcý olmaya çalýþmýþ, çapulculuðakarþý çýkmýþtýr.

Kýzanlarýndan biri de pabuçcu arastasýndan bir çift çizmeçalmaya kalkýþýnca, kendi ayaðýndaki delik çizmeleri gösterip" Ben bu çizmelerle mücadele verdim, ordumuzun kahramanaskerleri çarýkla, çýplak ayaklarýna bez baðlayarak, yaralý ayak-larýyla zafere koþtular. Biz soygun, vurgun için mi mücadeleverdik, býrak o çizmeleri elinden. Böyle baþladýk, böyle bitire-lim" demiþ ve bir çöp bile almalarýna izin vermemiþtir.

Ölümüne yol açan olay da bu arada geliþti. Arapoðlu adlýeþkýya, ortamdan yararlanarak, linç edilen iþbirlikçi Hacý Ali Rýza'nýn maðazasýný yaðmaya giriþmiþti.

O sýrada yakýnýnda bir handa dinlenmekte olan ÇakýcýRahmi Efe' ye haber verilmiþ, o da olay mahalline gelipçeteleri uyardýktan sonra Afacan Aziz Efeye giderken ÞadýrvanCamisi ardýnda kalleþçe ve sýrtýndan vurulmuþ, yere düþtüðühalde kendisini vuraný haklamýþ, daha sonra götürüldüðü AzizEfe'nin evinde kan kaybýndan ölmüþtür. Çakýcý Rahmi ile bir-likte ölenler arasýnda müfreze komutaný Karaçepiçli MehmetBey de vardý. Çakýcý Rahmi Efe' nin adý unutulmamalýdýr.

HASAN ÇAKI (SANDIK) EFE

Bu efe de Kozak Aþaðýbey' den ve Çakýcý Rahmi Efe' ninyeni yetme kýzanlarýndandýr. Sandýk Efe diye nam salmýþ ve 15yaþýnda bu mücadeleye atýlmýþtýr. Gözü pek, dinamik, duyarlýbir efedir. Bu korkusuz efe, her yere girip çýkmasý nedeniylebir kez Yunanlýlar tarafýndan yakalanmýþ, arkadaþlarýný da elevermesi istenmiþ, saklandýklarý yeri göstermek için kendisineYunan askeri giysileri giydirilmiþ ve öne sürülmüþ,arkadaþlarýnýn bulunduðu yere iyice yaklaþtýklarýnda ýslýk çalýp

B E R G A M A S Ö Y L E N C E L E R Ý

229

Page 230: BERGAMA SÖYLENCELERÝ · Sahibi : Bergama K[lt[r ve Sanat Vakf^ Genel Yay^n Yönetmeni : Dt. A. G[rb[z BAaANA Sorumlu Yaz^ c`leri Md. : Mustafa DURMAZ Yay^n Kurulu : Dt. A. G[rb[z

kendisini dereye atmýþ, arkadaþlarý Yunan askerlerinitararken, efe de kolu kýrýk, dereden çýkmýþtýr.

Kurtuluþtan sonra Cumhuriyet Döneminde efeliði, folkloriçinde sürdürmüþ, özellikle Kermeslerde, zeybek oyunlarýnýngeliþtirilmesinde, yaþatýlmasýnda katkýsý olmuþtur. Atatürk veÝsmet Paþa Bergama'ya geldiklerinde onun zeybek oyunlarýnýzevkle izlemiþ ve ödüllendirmiþlerdir.

ÝBÝÞOÐLU ÝSMAÝL EFE

Kozak-Okçular Köyünden olan Ýbiþoðlu Ýsmail Efe, iþgalinilk günlerinde, Yunanlýlarla giriþtiði bir çatýþma sonundayaralanmýþ, arkadaþlarý kendisini önce Burhaniye' ye, oranýnda iþgal edilmesi üzerine Edremit'e götürmüþlerdir. AncakEdremit'e de Yunanlýlar girince Ýbiþoðlu Ýsmail Efe'yi kýlýkdeðiþtirip bir arabayla kaçýrmak isterlerken yakalanmýþ ve oda Ýzmir'de Yunan Askeri Mahkemesine çýkarýlmýþtý.

Bu olaydan bir kaç gün sonra da Akça Mehmet Efe,babasýný görmek isterken yakalanmýþ ve o da Ýzmir'de aynýmahkemeye çýkarýlmýþtý. Yine o yörenin üçüncü bir efesiDalkýran Mehmet Efe ele geçirilip yanlarýna getirilince üçü deölüm cezasýna çarptýrýlmýþ ve infaz için günlerini beklemeyebaþlamýþlardý..

Ýbiþoðlu, Dalkýran ve Akça efeler kurnazlýklarý, kýzanlarýnýnda dýþ yardýmý sonucu hapishaneden kaçtýlar. Bundan sonrasonuna kadar Yunan'a rahat yüzü göstermediler. Karakolbastýlar, cephane trenlerini uçurdular, köylere baskýn düzen-leyip Yunan askerlerini etkisiz, güçsüz duruma düþürdüler.Düþmanla iþbirliði yapanlara ve düþmana karþý çýkmayanlarýuyardýlar. Örneðin Baðyüzü Köyünden, Siyare adlý bir kadýnýniþgalci subay ve erlerle düþüp kalkmasý, iþbirliði içinde olmasý,hatta onlardan hamile kalmasý duyulunca Ýbiþoðlu hareketegeçmiþ, Siyare' yi daða kaldýrýp öldürmüþtü. Bu olay Kozak'ta büyük yanký yapmýþ ve þöyle bir melodili mani yakýlmýþtý:

B E R G A M A S Ö Y L E N C E L E R Ý

230

Page 231: BERGAMA SÖYLENCELERÝ · Sahibi : Bergama K[lt[r ve Sanat Vakf^ Genel Yay^n Yönetmeni : Dt. A. G[rb[z BAaANA Sorumlu Yaz^ c`leri Md. : Mustafa DURMAZ Yay^n Kurulu : Dt. A. G[rb[z

"Rafýktaki kediler Mýrav mýrav dediler Ýki yiðit bir oldu Siyare'yi yediler".

Çok keskin niþancý olduðu, mavzerini makinalý tüfek gibi kul-landýðý söylenen Ýbiþoðlu Ýsmail Efe' yi, yine yörede iþbirlikçiolarak bilinen ve Deli Hasan diye anýlan biri sinsice vurupöldürdüðü, Okçulardaki akrabalarýnca da doðrulanmýþtýr.

MEHMET KIRAÐA

Baðyüzü Köyünden varlýklý, cesur, giriþken bir kiþi olupYukarýbey' de nahiye müdürü kaçýnca bu görevi üstlenmiþ,kuva-i milliye oluþumuna katkýda bulunmuþ, Yunan' a karþýörgütlü mücadelenin içinde ve önünde yer almýþtýr.

Bergama Baskýný öncesi oduncu bir köylü ile Bergama ÝþgalKomutanýna bir ültimatom göndererek: "Bergama'da rum yok-tur. Ne için Bergama'yý iþgal ettiniz. Biz Türkler, bu iþgalikabul etmiyoruz. Bu mektubumuzu alýr almaz hemenBergama'yý boþaltýnýz, aksi taktirde hiçbirinizin sað kurtulamay-acaðýný hatýrlatýrýz" demiþtir.

Gerçekten dediðini yapmýþ, tüm efe ve milisleri Yukarýbey' detoplayýp Bergama üzerine baskýna yönlendirmiþ, sonundaYunanlýlar, bir çok kayýp vererek Bergama'yý terk etmiþlerdir.

MERKEZ ÝBRAHÝM EFE :

Arap Merkez Ýbrahim Efe diye anýlýr ama asýl adý Ýbrahim,kuva-i milliye döneminde ise Merkez Efe olarak bilinir. Kýnýk,Cinge ve Soma çevresinde kýzanlarýyla Yunan'a göz açtýr-mamýþtýr.

B E R G A M A S Ö Y L E N C E L E R Ý

231

Page 232: BERGAMA SÖYLENCELERÝ · Sahibi : Bergama K[lt[r ve Sanat Vakf^ Genel Yay^n Yönetmeni : Dt. A. G[rb[z BAaANA Sorumlu Yaz^ c`leri Md. : Mustafa DURMAZ Yay^n Kurulu : Dt. A. G[rb[z

Merkez Efe bir gün, kaldýðý köyün apansýz Yunanlýlar tarafýn-dan basýldýðýný görünce ve 7-8 kýzanýyla karþý koyamayacaðýnýanladýðýndan gerideki yamaçlara çekilmiþ ve yanýna katýlanköylülerle karþý harekete geçmiþtir. Akþam olunca öbek öbekateþler yakýp, arkasýnda siluet görüntüler, gölgeler ve aralýksýzsilah sesleri ile yürüyüþe geçmiþler, ne olduðunu sezemeyenYunanlýlar büyük bir ordunun üzerlerine geldiðini sanýpkaçmýþlar, bir kýsmý da tutsak edilmiþ, köy de hiç bir zarargörmeden kurtulmuþtur.

ÞERÝF ALÝ EFE

1888 yýlýnda Bergama'da doð-muþ, bir meslek sahibi olacak ortambulamamýþ, en verimli çaðý savaþlar-da, cephelerde geçmiþtir. ÖnceBalkan Davasý, sonra I.Dünya Savaþýve de Kurtuluþ Savaþý. Bergama'nýnYunanlýlar tarafýndan iþgali dolayýsýy-la daða çýkmýþ ve arkadaþlarý ile birlik-te bir çete kurmuþtur. Cinge Cephesioluþunca, kendilerine yapýlan çaðrýüzerine kuva-i milliye içine girmiþ veyörede Yunan saldýrýlarýnýn kýrýlmasý vedurulmasýný saðlamýþtýr. Þerif Ali Efe,süvari eðitimi bildiðinden akýncýmüfreze içinde yer almýþ, hatta soy-adýný bu yüzden Akýncý olarakseçmiþtir.

B E R G A M A S Ö Y L E N C E L E R Ý

232

Page 233: BERGAMA SÖYLENCELERÝ · Sahibi : Bergama K[lt[r ve Sanat Vakf^ Genel Yay^n Yönetmeni : Dt. A. G[rb[z BAaANA Sorumlu Yaz^ c`leri Md. : Mustafa DURMAZ Yay^n Kurulu : Dt. A. G[rb[z

AZÝZ AFACAN EFE

Aslen Karadenizli olan Efe, aile-siyle birlikte Bergama' ya yer-leþmiþler ve Yunanlýlarýn iþgalinedeniyle baský ve kýyým artýncadaða çýkarak efeliðe baþlamýþtýr.Ýþgal haberleri baþladýðý sýradaþýmaran Rumlar, namaz çýkýþý efeyesaldýrýrlar, son derece asabi ve yiðitbir kiþi olan Aziz efe orada gördüðükül kabýný saldýrgan Rumun kafasý-na geçirir. Artýk her an baþý belayagirecek bir kiþidir. Kýzanlarýyla birçete kurup mücadeleye çekilir.Yanýnda has adamý, can yoldaþý Koca Mehmet vardýr. Çetesiylebirlikte Bergama ve Kýnýk köylerinde Yunan zulmünü engellemiþ,soygun ve talana karþý çýkmýþtýr. Çoðu kez kýlýk deðiþtirerek,hatta kadýn giysileri ile iþgal altýndaki köylere girip çýkmasý onunsýnýrsýz cesaretine örnek gösterilmektedir. Bir keresindeDoðancý Köyüne, kýz kardeþinin evine saklanmaya gider. Yunanbirlikleri tarafýndan her yer aranýr, ancak bulunamaz. Fakat bir anönce köyden çýkmasý da gerekmektedir. Köyün muhtarý, kadýnkýyafetine giren Aziz Efe'yi eþi olduðunu söyleyerek tutulan yol-lardan çýkarýr. Bir çatýþma aný gelmiþtir ki 15 Yunan askerinekarþý Aziz efe ile Koca Mehmet kalýr. Bir çay kýyýsýnda çatýþmayagirerler. Aziz Afacan efe, çok iyi bir niþancýdýr ve attýðýný vurur.Ancak çok ateþ etmekten mavzer ýsýnýr. Bunun üzerine KocaMehmet Aziz Efe'nin mavzerini çaya atar ve soðutmayabýrakýrken kendi mavzerini ona verir. Böylece çatýþma sürerkenAziz Efe, kulaðýnýn memesinden kurþun yarasý almýþtýr. Ýlginç birrastlantý, torunu olan öðrencim Aziz Afacan' ýn da doðuþtan aynýkulak memesi yoktur. Aziz Efe, arkadaþlarýna tek tek madalyaverilmediði için kendisine sunulan Ýstiklal Madalyasýnýalmamýþtýr.

B E R G A M A S Ö Y L E N C E L E R Ý

233

Page 234: BERGAMA SÖYLENCELERÝ · Sahibi : Bergama K[lt[r ve Sanat Vakf^ Genel Yay^n Yönetmeni : Dt. A. G[rb[z BAaANA Sorumlu Yaz^ c`leri Md. : Mustafa DURMAZ Yay^n Kurulu : Dt. A. G[rb[z

NÝYAZÝ AKINCI :

Bergama'nýn iþgalinde tüm servetini feda ederek, topladýðýmüfreze ile Bergama'ya gelmiþ süvari yedek üsteðmenidir.Aslen Somalýdýr. Soma Cephesinde akýncý müfrezesini yönet-miþ, Bergama içlerine akýn ederek büyük yararlýklar göstermiþtir.Düzenli ordu kurulunca Batý Cephesi emrinde akýncý müfrezesikomutaný olarak çalýþmýþtýr. Tüm bu olaðanüstü emeði karþýlýðýdeðeri büyük Ýstiklal Madalyasý ile onurlandýrýlmýþtýr.

KÖPRÜLÜ ÞERÝF EFE

Soyluluðu ve yürekliliði ile tanýnmýþ Bergama efelerindendir.Aldýðý görevleri büyük bir dirayet ve titizlikle baþarmýþ, milliorduyla birlikte Bergama'ya girmiþtir. Hizmetleri karþýlýðýndaÝstiklal Madalyasý ile ödüllendirilmiþtir.

KARA ALÝ EFE

Aslen Bergama' lýdýr. Bergama' nýn iþgali sýrasýnda yarar-lýklar göstermiþ, ordu kurulunca akýncý müfrezesinde hizmetvermiþ ünlü efelerimizdendir. Ýstiklal Madalyasý ile onur-landýrýlmýþtýr.

ADALI MEHMET EFE :

Reji örgütünün, tütün üreticisinin elinden yok pahasýnaürünü aldýðý dönemlerde, tütün kaçakçýlýðý yaparak, köylününürününü deðerlendirmek için daðdan deniz kýyýlarýna aþýrmýþlarve böylece efelik doðmuþtur. Adalý Efe, daha sonra iþgal yýl-larýnda efelik yapmýþ, Yunan baský ve kýyýmýndan halký korumuþ,zenginden katký alýrken, yoksulu koruyup kollamýþtýr. Cephekurulunca kuva-i milliye katkýsý yapmýþ, üstün hizmetlerikarþýlýðýnda Ýstiklal Madalyasý ile onurlandýrýlmýþtýr.

B E R G A M A S Ö Y L E N C E L E R Ý

234

Page 235: BERGAMA SÖYLENCELERÝ · Sahibi : Bergama K[lt[r ve Sanat Vakf^ Genel Yay^n Yönetmeni : Dt. A. G[rb[z BAaANA Sorumlu Yaz^ c`leri Md. : Mustafa DURMAZ Yay^n Kurulu : Dt. A. G[rb[z

Adalý Mehmet Efe'nin baba-sý Þerif Efe ve iki amcasýAydýn'dan gelip Bergama'yayerleþmiþlerdir. Þerif efe bir araMidilli'ye gitmiþ ve orada evlen-miþ, bir süre sonra da 93 Harbi(1877) çýkýnca orduya katýlmaküzere eþini Bergama'da akra-balarýnýn yanýna býrakmýþtýr. Eþiise bu sýrada Adalý Mehmetefe'ye hamiledir.

Þerif Efe, bu savaþlardaþehit düþer. Adalý Mehmet efedelikanlý olunca cesareti vebýçkýnlýðý ile tanýnýr. Ýþgal yýl-larýnda bir müfreze oluþturur ve Bergama'dan Balýkesir'e kadardeðiþik görevler alýr. Bu arada oðlu Saim efe 17 yaþýnda olupbabasýnýn yanýndan ayrýlmaz. Adalý Efe oðlunu müfrezesininöncü kuvvetinde görevlendirir. Bir gün Saim efe, müfrezeninönünde bir köye varýr. Yunan kuvvetleri köyü yeni terk etmiþtir.Hemen muhtarý çaðýrýr ve bilgi almak ister. Muhtar, fazla konuþ-maz ve Yunan taraftarý olduðu anlaþýlýr. Kendine hakim ola-mayan Saim Efe, muhtarý döver. Misafirperverliðe kalkýþan vetepsilerle yemek getiren muhtarýn elinden tepsileri alýp baþýndanaþaðý döker.

Adalý Mehmet Efe, Kurtuluþ Savaþýndaki baþarýlarýndanötürü TBMM tarafýndan Ýstiklal Madalyasý ile onurlandýrýlýrken,Cangaroðlu Çiftliðinin kendisine verilmesi ile de ödüllendirilir.Ancak kendisine maaþ baðlanmasýný kabul etmez.

83 yaþýndayken 1950 yýlýný 1951'e baðlayan yýlbaþý akþamýarkadaþý Arap Ali Osman Efe'yi evinde ziyarete gider. Geçmiþgünlerden söz edip geç vakit evine döner. Sabah iki ünlü efeninselasý verilir.

B E R G A M A S Ö Y L E N C E L E R Ý

235

Page 236: BERGAMA SÖYLENCELERÝ · Sahibi : Bergama K[lt[r ve Sanat Vakf^ Genel Yay^n Yönetmeni : Dt. A. G[rb[z BAaANA Sorumlu Yaz^ c`leri Md. : Mustafa DURMAZ Yay^n Kurulu : Dt. A. G[rb[z

ABDURRAHMAN ÇAVUÞ

Milli Mücadelede hizmet etmiþ, yaþlý olmasýna karþýn ken-disinden hiç beklenmeyen yararlýklar göstermiþ cesur bir efedir.Kurtuluþ Savaþý boyunca çarpýþmýþ ve milli ordu ile birlikteBergama'ya girmiþtir. Ýstiklal Madalyasý ile ödüllendirilenAbdurrahman Çavuþ 1942 yýlýnda ölmüþtür.

HIFZI BEY

Aslen Manastýrlý olan Hýfzý Bey, yedek subaydýr. SomaCephesinin kuruluþunda bölgeye gelerek görev almýþ ve millitabur komutanlýðý yapmýþtýr. Okur yazar bir insan olup yönetimiile etkin ve yetkin birisidir. Cephenin daðýlýþýndan sonra DüzenliOrdu ile içlere çekilmiþ, Batý Cephesinde akýncý müfrezesikomutanlýðýnda bulunmuþtur. Kurtuluþta, ordu ile Bergama' yagirenlerdendir. Bergama, Kýnýk ve Soma'nýn ünlü efeleri bu ünlükomutanýn yanýnda yer almýþlardý.

SAÇLI MUSTAFA EFE

Kýrkaðaç'ýn Bakýr köyündendir. Cinge Cephesinde büyükyararlýklarý dokunmuþtur. Cinge Cephe Komutaný Yüzbaþý Kemal(Balýkesir), cephe bozulduktan sonra kendisinin burada görevliolarak kalmasýný istemiþtir. Düþman içinde kalan Kýnýk ve Somaçevresindeki Türk halkýnýn güvenliðini saðlamak ve haklarýnýkorumak adýna büyük baþarýlar saðlamýþtýr.

BULGURCU MEHMET EFE

Savaþtepe (Kiresun) dolaylarýndandýr. Milli Mücadeledekatkýlarý olmasýna karþýn eþkýya hareketlerine de yöneldiðigörülmüþtür. Hatta Ala Süleyman gibi eþkýyalarla iþbirliði yap-masý nedeniyle gözden düþmüþtür.

B E R G A M A S Ö Y L E N C E L E R Ý

236

Page 237: BERGAMA SÖYLENCELERÝ · Sahibi : Bergama K[lt[r ve Sanat Vakf^ Genel Yay^n Yönetmeni : Dt. A. G[rb[z BAaANA Sorumlu Yaz^ c`leri Md. : Mustafa DURMAZ Yay^n Kurulu : Dt. A. G[rb[z

PÝÇ OSMAN EFE

Soma, Kýrkaðaç, Kýnýk, Bergama, Çandarlý' ya kadar olanalanda zeybeklik etmiþtir. Yunana karþý iki yüzlü davranmasý veTürk köylerine de zarar vermesi nedeniyle sevilmemiþ, PiçOsman adý takýlmýþtýr. Bu yaptýklarý yüzünden izlenmeye alýn-mýþ, Aydýn Daðlarýnda gizlenmiþ, fakat Vali Naþit Paþa tarafýndanpusuya düþürülüp giderilmiþtir.

HAFIZ MUSTAFA :

Soma Cephesinin kuruluþunda görev almýþtýr. Kendisi yedekpiyade teðmenidir. Memleketi Isparta olmasýna karþýn yedeksubaylýktan terhis olurken burada görev istemiþtir. Çal Daðýndamilli bölük komutanlýðý yapmýþ bir çok baskýn hareketlerindekendini tanýtmýþtýr. Bir karýþ saç sakalla, çapraz fiþenklik,ayaðýnda çarýkla ilginç bir görüntü çizmiþtir. Cinge Cephesinindüþmesinden sonra Çal Daðý yöresinde akýncýlýkla vakit geçir-miþtir.

14 Eylül 1922 Bergama' nýn Kurtuluþunda ordu ile Bergama'ya girenlerdendir. Daha sonra Kozluca Köyünde evlenerek oradakalmýþ, son yýllarda cami imamlýðý yapmýþtýr.

HACI NÝYAZÝ

Bergama'nýn eski ailelerinden, vatansever bir kiþidir. MilliMücadelede büyük yararlýklar göstermiþ ve Ývrindi Cephesinikurarak cephe komutanlýðý, yapmýþtýr. 1920 yýlýnda bu cepheninçekilmesi ile Yunanlýlarýn eline tutsak düþmüþ ve feci bir þekildeþehit edilmiþtir.

Hacý Niyazi' nin büyük oðlu Fahrettin Efendi de Türk ordusuBergama'ya gelinceye kadar þehrin korunmasýna memuredilmiþ ve büyük hizmetleri olmuþtur.

B E R G A M A S Ö Y L E N C E L E R Ý

237

Page 238: BERGAMA SÖYLENCELERÝ · Sahibi : Bergama K[lt[r ve Sanat Vakf^ Genel Yay^n Yönetmeni : Dt. A. G[rb[z BAaANA Sorumlu Yaz^ c`leri Md. : Mustafa DURMAZ Yay^n Kurulu : Dt. A. G[rb[z

KARAZADE ADEM

Babasý öþür memuru olarak Bergama'ya gelen ve kendisi demedrese hocalýðý yapan Karazade Adem, vatanseverliði iletanýnmýþ bir kiþidir. Bu konudaki tavrý, iþgallere karþý tepkisi, hür-riyet ve baðýmsýzlýða tutkusu ile dikkat çeker ve konuþmalarýndahalký da bilinçlendirmeye gayret ederdi. Hatta ortaya çýkýþý daetki-tepki kuralýna göre geliþmiþ, bir kiþinin cesaretin varsa senyap demesi üzerine Yunan Garnizon Komutanlýðýna tek baþýnadalýp bir subayý öldürdükten sonra kaçýp gelmesiyle baþlamýþtýr.Gerçi bunun yansýmasý Bergama'da acý olmuþ, baskýnýnda sub-ayýn öldürülmesi nedeniyle Yunanlýlar saldýrganlýklarýný artýr-mýþlar, kimse mecbur kalmadýkça sokaða çýkamaz olmuþtur.

Karazade, Bergama'da kuvay-ý milliyenin örgütlenmesinderol oynamýþ, milis güçlerin artmasýna çalýþmýþ, daha sonramedreseyi býrakarak Soma, Akhisar ve nihayet Ývrindi ceph-esinde bulunmuþ, baþarýsý yüzünden mevki komutaný olarakönemli görevler almýþtýr.

MAHMUT CELAL ( AVDAN)

Bergamalý olan Mahmut Celal, Bergama Ýdadisi (Lise) ndeokurken, 17 yaþlarýnda bir gençti ve fakat savaþ baþlamýþtý.Mahmut Celal, yedek subay olarak askere alýndý ve FilistinCephesine gönderildi.

Mahmut Celal, Bergama Redif Taburu katibi Bekir Sýtký'nýnoðludur. Bugün Bergamalý Avdan soyadlý ailenin atasýdýr.

Mahmut Celal Bey, I.Dünya Savaþýnýn içinde FilistinCephesinde büyük yararlýklar göstermiþ, 8.Mýzraklý SüvariAlayýnýn sancaðýný alarak tutsaklýktan kaçmýþtýr.

Ýzmir' in iþgalinden sonra milli mücadeleye atýlmýþ, Bergamadüþtükten sonra Cinge Cephesinde görev almýþ, SomaCephesinin yaver ve komutanlýklarýnda bulunmuþ, Yunan' a karþý

B E R G A M A S Ö Y L E N C E L E R Ý

238

Page 239: BERGAMA SÖYLENCELERÝ · Sahibi : Bergama K[lt[r ve Sanat Vakf^ Genel Yay^n Yönetmeni : Dt. A. G[rb[z BAaANA Sorumlu Yaz^ c`leri Md. : Mustafa DURMAZ Yay^n Kurulu : Dt. A. G[rb[z

Avdan Muharebesindeki üstünbaþarýsýndan dolayý soyadýný Avdanolarak seçmiþtir. Yöremizin iþgalgünlerindeki ünlülerinden biri olanMahmut Celal, Atatürk'ün kurduðudüzenli ordu ile Kurtuluþ SavaþýndaBatý Cephesinde çarpýþmýþ, 9Eylül'de Ýzmir'e ilk giren süvarikýtasýnýn baþýnda kýþlaya TürkBayraðýný çekmiþtir.

Kýdemli Yüzbaþý olarak ordudanayrýlan Mahmut Celal, liyakat veÝstiklal madalyalarýna sahiptir.

Albay Þerif Güralp, Ýstiklal Savaþýnýn içyüzü adlý yapýtýndaMahmut Celal Bey için þöyle yazmýþtýr: "Çerkez Ethemhareketinden Kütahya'ya doðru dönerken yanýmdan askerleçete arasý kýyafette bir süvari bölüðü geçiyordu. Bunlar da kiminnesi diye dikkatle bakarken birden gözlerim parladý. Bu bölükteuzun boylu, narin yapýlý, temiz yüzlü genç bir yedek teðmen gör-müþtüm. 1918 yýlý Filistin'de, Bahrilut Ovasýnda 3.süvaritümeninin 8.alayýnýn 2.bölüðünde Celal adýnda genç bir subayvekili (astsubay) atanmýþtý. Burada tümen, çok sarsýlmýþolduðundan tümende kahraman olarak tanýnmýþ subaylarýndahi moralleri sýfýra düþtüðünden, tümenin iki bölüðü dýþýndatüm kuvvetleri Ýngilizlere teslim olmuþtu. Ben bölüðümleHumus' a geldiðim gün, Celal de bana tek baþýna gelipkatýlmýþtý. Yani tutsaklýðý kabul etmeyerek tümenin yanýndanayrýlmýþ, dört gün dört gece Arabistan çöllerinde Veysel Karanigibi yürüyerek canýný kurtarmýþtý. Ancak pek hasta ve bitkindi.Ben de onu bu kahramanca hareketinden ötürü çok sevmiþtim.Aslýnda benim deðersiz asteðmenim de hastalandýðýndan, hastaerlerimle alay sancaðýný da onlara vererek gerilere göndermiþ-tim. Adana' da sancaðý bana teslim ettiler. Oradan da terhisolarak memleketlerine dönmüþlerdi. Ýki yýl sonra yine onu görev

B E R G A M A S Ö Y L E N C E L E R Ý

239

Page 240: BERGAMA SÖYLENCELERÝ · Sahibi : Bergama K[lt[r ve Sanat Vakf^ Genel Yay^n Yönetmeni : Dt. A. G[rb[z BAaANA Sorumlu Yaz^ c`leri Md. : Mustafa DURMAZ Yay^n Kurulu : Dt. A. G[rb[z

baþýnda bulmuþtum. O bölüðün, grup komutanýmýz DerviþBeyin kardeþi Þehit Ali Beyin bölüðü olduðunu öðrenince,hemen komutanýna baþvurarak, Teðmen Celal'i kendilerinden,alayýmda emir subaylýðýmý yapmak üzere istedim. MerhumDerviþ Paþa da onu, bana derhal lütfettiler.

Batý vilayetlerinde nice yüz binlerce palabýyýk delikanlýlar,Yunan zulmü ve sancaðý altýnda boyun eðerlerken, genç, tüysüzteðmen Bergamalý Celal, memleketini ve ailesini Allah'a ýsmar-layarak mücadeleye giriþiyor, nihayet bana emir subayý oluyor.Ýstiklal Savaþýnýn sonuna kadar da bu alayda azimle çalýþýyor".

HÜSEYÝN HALET (AKSUBAY)

Aslen Diyarbakýrlý olan Hüseyin Halet, Harp Okulunubitirdikten sonra Balkan Savaþýna, daha sonra Çanakkale veKafkas Cephesine katýlmýþ, Mondros Ateþkesinin ardýndanailesinin Bergama' da olmasý nedeniyle buraya gelmiþtir.

Hüseyin Halet Bey, Bergama'ya geldiðinde kendisindenyörenin ayrýntýlý bir haritasýnýn çýkarýlmasý ve Bergama MilisÖrgütünü kurmasý istenmiþtir. Bu amaçla komutasý altýndatopladýðý milisler :

1- Kozaktan Çakýcý Efe ve milis bölüðü

2- Ayvalýktan Derbelizade Hulusi ve milis bölüðü

3- Balýkesirden Talat Ocak ve kuvvetleri

4- Balýkesirden Müftü Abdülgafur ve kuvvetleri

5- Kýnýktan Tuzcu Efe ve kýzanlarý

6- Savaþtepe' den Bulgurcu Mehmet Efe ve oðlu Osman'dýr.

Bergama Baskýnýnda gösterdiði üstün baþarý 14. kolordutarafýndan takdirle karþýlandý. Bergama'nýn ikinci iþgalindeþehri, Eðrigöl Tepelerinde sonuna kadar savunan tek isimlerdenbiri olarak görüldü. Baþarýsý nedeniyle 183.Alay makinalý tüfekkomutanlýðý ile Soma Cephesi ileri mevzi müfreze komutanlýðýna

B E R G A M A S Ö Y L E N C E L E R Ý

240

Page 241: BERGAMA SÖYLENCELERÝ · Sahibi : Bergama K[lt[r ve Sanat Vakf^ Genel Yay^n Yönetmeni : Dt. A. G[rb[z BAaANA Sorumlu Yaz^ c`leri Md. : Mustafa DURMAZ Yay^n Kurulu : Dt. A. G[rb[z

atandý. Balýkesir'den gelen gönüllü dal-galarýyla, Cinge savunma hattýný oluþ-turdu.

18 Temmuz 1919' da Bergama'nýnKýnýk nahiyesi, Arpaseki köyündekiazimli savunma ve çarpýþmada solayaðýnýn yukarý kýsmýndan domdomkurþunu ile yaralandý. Bergama'dan yal-nýz baþlarýna ve periþan bir þekildegelmiþ olan ailesini yanýna alýp kýyafetdeðiþtirerek Balýkesir'e, oradan daÝstanbul'a giden Hüseyin Halet Bey,Gülhane Hastanesinde 1,5 yýl kaldý. Alçýlý ayaðý ile fizik tedavigörmekte iken Ýstanbul Hukuk Fakültesine koltuk deðnekleri iledevam etti ve 1926 yýlýnda mezun oldu. Bir süre askeri savcýolarak çalýþtýktan sonra 1932' de emekli oldu. 1939'da tekrarorduya çaðrýldý ve 1944 yýlýna kadar görev yaptý. Hüseyin HaletBeyin Çanakkale ve Ýstiklal madalyalarý ile TBMM ve M. Kemalimzalý takdirnamesi vardýr.

NE OLAYDI EFEM AMAN

Ne olaydý efem aman gitmeðeydin baðlara

Rasim oðlan aman aldý kaçtý daðlara

Ne incedir efem aman yüzlerinin peçesi

Daðda kalmýþ efem gerdeðinin gecesi

Kendisi varmýþ efem aman evde haným nenesi

Amanýn aðalar beyler sizde insaf yok mudur

Harbiler de efem barut kursun çok mudur

B E R G A M A S Ö Y L E N C E L E R Ý

241

Page 242: BERGAMA SÖYLENCELERÝ · Sahibi : Bergama K[lt[r ve Sanat Vakf^ Genel Yay^n Yönetmeni : Dt. A. G[rb[z BAaANA Sorumlu Yaz^ c`leri Md. : Mustafa DURMAZ Yay^n Kurulu : Dt. A. G[rb[z

242

B E R G A M A S Ö Y L E N C E L E R Ý

SANDIK ÜSTÜNDE SANDIK

Sandýk üstünde sandýk

Aman efeler yandýk

Düþünmeden söz verdik

Biz sizi adam sandýk

Çevresi saçaklý

Ýþte geliyor elleri býçaklý

Saman dolu saman

Aman efeler aman

Ellerimiz kýnalý

Düðünümüz ne zaman

Çevresi saçaklý

Ýþte geliyor elleri býçaklý

Dudu'n Dudu baþlarý

Dudu'nun hilal kaþlarý

Saat beþte geliyor

Dudu'nun oynaþlarý

Gel Dudu 'm gel

Haydi yallah sar Dudu 'm sar

Page 243: BERGAMA SÖYLENCELERÝ · Sahibi : Bergama K[lt[r ve Sanat Vakf^ Genel Yay^n Yönetmeni : Dt. A. G[rb[z BAaANA Sorumlu Yaz^ c`leri Md. : Mustafa DURMAZ Yay^n Kurulu : Dt. A. G[rb[z

SUCAHLIYI BASTILAR (SARGIN HABÝBE'M)

Sucahlý'yý bastýlarÇalýya da martin astýlarAl(i) Efe'nin ölüsünü Ýzzet'imBergama'da astýlar

Yandým Allah yandým yanýlmýþým ben Yedi senelik arkadaþým Ýzzet'ten ayrýlmýþým ben

Sucahlý'nýn alt yanmda Ýnden aman evim var Alýverin martinimi Ýzzet'im Senden baþka kimim var

Yandým Allah yandým yanýlmýþým ben Yedi senelik arkadaþým Ýzzet'ten ayrýlmýþým ben

Sucahlý'nýn ortasýndaHalý aman yayýlýrHalý deðil kýz kardeþim Ýzzet'imKaným yere yayýlýr

Yandým Allah yandým yanýlmýþým ben Yedi senelik arkadaþým Ýzzet'ten ayrýlmýþým ben

Sucahlý'nýn çeþmeleriHani hani harleyorAnnem ile kýz kardeþim Ýzzet'imMerak etmiþ aðleyor

Yandým Allah yandým yanýlmýþým ben Yedi senelik arkadaþým Ýzzet'ten ayrýlmýþým ben

B E R G A M A S Ö Y L E N C E L E R Ý

243

Page 244: BERGAMA SÖYLENCELERÝ · Sahibi : Bergama K[lt[r ve Sanat Vakf^ Genel Yay^n Yönetmeni : Dt. A. G[rb[z BAaANA Sorumlu Yaz^ c`leri Md. : Mustafa DURMAZ Yay^n Kurulu : Dt. A. G[rb[z

BERGAMA ZEYBEÐÝ

(Aman da yallah) Çaktým çaktým yanmadý,

(Yosmanýn kýzý) Sözlerime kanmadý

(Aman da yallah) Aman aman Bergama

(Bergama) Kazan kazan ver bana

(Aman da yallah) Tabancasý belinde

(Belinde) Cümle âlem dilinde

(Aman da yallah) Kaldýr bezi bak camdan

(Yosmanýn kýzý) Ben usandým bu candan

(Aman da aman) Bir metelik üç mangýr

(Üç mangýr) Kollarýný sen kaldýr

(of) Çýra koydum yanmadý

(Gavurun kýzý) Sözlerime kanmadý

(of) Yarime de maþallah

(Maþallah) Kavuþuruz inþallah.

B E R G A M A S Ö Y L E N C E L E R Ý

244

Page 245: BERGAMA SÖYLENCELERÝ · Sahibi : Bergama K[lt[r ve Sanat Vakf^ Genel Yay^n Yönetmeni : Dt. A. G[rb[z BAaANA Sorumlu Yaz^ c`leri Md. : Mustafa DURMAZ Yay^n Kurulu : Dt. A. G[rb[z

HIDRELLEZ MARTAVALI

Hýzýr (Hýdýr) ile Ýlyas peygamberlerin buluþma günü sayýlan 5Mayýs gecesi ve 6 Mayýs günü Hýdrellez olarak kutlanýr. Çokgeniþ bir coðrafya içinde geçerli olan bu söylencenin Bergamaiçin kendine özel çizgileri vardýr.

Arkadaþ ya da kardeþ olduklarý ileri sürülen Hýzýr ve Ýlyas,Ýbrani peygamberleridir. Ölümsüzlüðe ermiþ Gýlgamýþ,Asklepios, Lokman Hekim gibi varlýðýn gizemini çözmüþ olduk-larý söylenir. Hýzýr karalarda, Ýlyas denizlerde insanlarýn yardým-cýsýdýr. Hýzýr gerektiðinde görünmez olur, hatta uçar ve her baþýdertte olanýn imdadýna koþar. Bu nedenle yardýma gelen birine,halk aðzýnda "Hýzýr gibi yetiþti" denegelmiþtir. Ýlyas ise ÝbraniceEliya, Ýlya diye de anýlýr. Doða güçlerine egemendir.5 Mayýsý 6 Mayýsa baðlayan gece Hýzýr ile Ýlyas þu makamlardabuluþurlarmýþ:

Kudüs, Hýzýr - Ýlyas Köyü

Amasya, Hýzýr - Ýlyas Camii

Sakýz, Hýzýr - Ýlyas Makamý

Tirebolu, Hýzýr - Ýlyas Yöresi

Kýnýk - Delez Tepesi

Bergama - Kalarga Tepesi

B E R G A M A S Ö Y L E N C E L E R Ý

245

Page 246: BERGAMA SÖYLENCELERÝ · Sahibi : Bergama K[lt[r ve Sanat Vakf^ Genel Yay^n Yönetmeni : Dt. A. G[rb[z BAaANA Sorumlu Yaz^ c`leri Md. : Mustafa DURMAZ Yay^n Kurulu : Dt. A. G[rb[z

Bergama Dikili yolu üzerinde, Ovacýk Köyünün karþýsýndakiKalarga Tepesine bu yüzden Hegias Elias yani Hýzýr - Ýlyas Tepesidenir.

Hýdrellez bir bahar bayramý niteliðini taþýmakla birlikte Hýzýr'ýnolaðanüstü gücünden yardým saðlama inancýyla kaynaþmýþtýr.Türlü eðlenceler yanýnda büyü özelliði de dikkati çeker. Niyet çöm-lekleri, var-yok hamuru, kaþýk uðuru, soðan yapraðý örnek olarakgösterilebilir. Ayrýca Hýzýr'ýn bastýðý, dokunduðu, sürtündüðü yerlerhayat iksirine bulaþmýþtýr düþüncesiyle gül dibine para gömmek, evmaketi koymak, hastalýðý atmak için çimende yuvarlanmak, sabahçiðini yalamak, çiçek toplayýp suyunu içmek, ateþin üzerinde sýray-la atlamak zenginlik, mal-mülk, para, saðlýk, evlenme, çocuk iste-mek anlamýna gelen büyülü davranýþlardýr.

Bergama yöresinde en ilginç Hýdrellez karþýlamasý MartavalÇömleðidir. Akþamdan köyün ya da mahallenin genç kýzlarý biraraya gelir ve kimin evinde kýrmýzý gül varsa onun evine gidilir. Birçömlek alýnarak yarýya kadar su doldurulur. Her kýz niyet tutarakiçine yüzük, yüksük, küpe, toka, boncuk, düðme, para gibi nesnel-er atar. Sonra gül yapraklarý atýlýr ve üzerine de su serpilir. Çömleðinaðzý gelin baþý gibi süslenir, al kreple örtülür ve zincirle baðlanýp kil-itlenir. Çömlek bir gül fidanýnýn dibine býrakýlýr.

Ertesi sabah kýzlar, çömleðin baþýnda toplanýrlar. En güzel giysi-lerini giydikleri halde çömleði yerinden alýrlar. Avluya kilimler serilirve orta yere çömlek konur. Küçük bir kýz çocuðu çömleðin baþýnagetirilir, önce þu mani söylenir:

"Martýval martýval

Ýçindedir her bi hal'

Sonra çömleðin süsleri alýnýr, üzerindeki al krep küçük kýzýnbaþýna örtülür ve çömleði alýp halka olan genç kýzlarýn etrafýndadönmesi söylenir. Kýz bir süre dönüp durduðunda hangi kýzýn yanýn-da kalmýþsa o kýzýn, yýlýna varmadan evleneceðine inanýlýr. Kilit açýlýrve buna martaval açma denir. Küçük kýz aynaya baktýrýlarak çöm-leðin içindeki eþyalardan tek tek çýkarmaya baþlar. Bu arada herçekimde maniler okunur. Çýkan eþya hangi kýza aitse o sýrada oku-nan mani sözlerine göre anlam ve yorum yapýlýr.

B E R G A M A S Ö Y L E N C E L E R Ý

246

Page 247: BERGAMA SÖYLENCELERÝ · Sahibi : Bergama K[lt[r ve Sanat Vakf^ Genel Yay^n Yönetmeni : Dt. A. G[rb[z BAaANA Sorumlu Yaz^ c`leri Md. : Mustafa DURMAZ Yay^n Kurulu : Dt. A. G[rb[z

Bazen anlatmak yetersiz kalýyor, görmek ya da yaþamakgerekiyor. Ýsterseniz sizi bir Hýdrellez gecesine ve martaval çöm-leðinin baþýna götüreyim. Ne dersiniz?

I. Kýz - Hadin gýzlar davranýn, böön Hýdrillez... Aha þu martýfalçömleðin ortý yere goyuyom . Gýz Hatçe yarýsý gada su dök bakemþu çömlee..

II. Kýz - Hinci dökverem suyu Urgiye Aba, yeter ki sen buyur, lafýmý olu amanin...

I.Kýz - Eee gýzla niyet tutun, martýval çömlene atýn dendibakem. Gýrmýzý gül dibinde gýzarsýn niyetleniz, sabalen gül gibiaçýlvesin.

II. Kýz- Niyet tuttum bu geceAþkýmýz bir bilmeceYüzük bizi baðlarsaÖmür boyu gülmece (yüzük atar)

III. Kýz- Kulaðýmda küpe varDünya artýk bana darDevran gelip geçiyorDön sýlaya nazlý yar (küpe atar)

IV.Kýz- Halayýklar solumdaHizmetçiler yolumdaBir bebek bekliyorum Tez zamanda kolumda (gül dibine bebek kor)

V. Kýz- Ne katýk var aþýmdaNe dirlik var baþýmdaBýktým bu yoksulluktanParalar gözyaþýmda ( para atar)

VI.Kýz- Kollarým çýplak dururTuttuðum hemen kururBilezik istiyorumHemi de þangur þungur (bilezik atar)

VII. Kýz- Damýn var üstü açýkEþyalar açýk saçýkBir ev hayal ediyorumBari Hýdrellezde çýk (gül dibine ev maketi)

B E R G A M A S Ö Y L E N C E L E R Ý

247

Page 248: BERGAMA SÖYLENCELERÝ · Sahibi : Bergama K[lt[r ve Sanat Vakf^ Genel Yay^n Yönetmeni : Dt. A. G[rb[z BAaANA Sorumlu Yaz^ c`leri Md. : Mustafa DURMAZ Yay^n Kurulu : Dt. A. G[rb[z

VIII. Kýz- Merhaba ey merhabaTrafik çok kalabaPek bi þey istemiyomMercedes bi araba (Araba maketi koyar)

I. Kýz-Eeee niyetiniz bitti herhal. Hinci gül dibine martýfal çöm-leni goyam bakem. Sona da sabaha dek oynayam, eðlenem.Niyetiniz asýl, kýsmetiniz nasýl görem.

Hak bile, Hak getireDert veren, derman vereKýt yeren, harman vereGece veren, gün vereGün veren, devran vereDevran veren, derman vere.Gör ki mevlam neylemiþNeylerse güzel eylemiþ

Efendiim, efendim martýval çömlende niyetiniz. tutagörsün. Bioyun oynuyam da tüm Bergamalýla görsün

Ertesi sabah

I. Kýz- Açýyom gýzla , çömlen etrafýnda halka olun oturunbakem. Aman benim küçük güzel kýzým, þöyle bi dön de kilidibirisinin ardýnda açýve.

IH. Kýz- Amanin, kilit benim baþýmda açýldý.

II.Kýz- Bir yýla vamadan evlencen , hadi gari hadi..

I.Kýz- Hinci, gelsin bakem küçük kýzým, elini sok güzelim çömlen içine, bire bire çýkacen içindekileri ha...

II. Kýz- Karpuz kestim soðumuþYar çardakta uyumuþYari çoktan görmedimNe de çabuk büyümüþ (ev maketi çýkar)(manide çardak lafý geçiyor-Niyet tuttu sayýlýr)

B E R G A M A S Ö Y L E N C E L E R Ý

248

Page 249: BERGAMA SÖYLENCELERÝ · Sahibi : Bergama K[lt[r ve Sanat Vakf^ Genel Yay^n Yönetmeni : Dt. A. G[rb[z BAaANA Sorumlu Yaz^ c`leri Md. : Mustafa DURMAZ Yay^n Kurulu : Dt. A. G[rb[z

III. Kýz- Sarý kavun dilimiTadý yaktý dilimiGözümden sakýnýrýmGül yüzlü sevgilimi (yüzük çýkar)(Sevgili lafý geçiyor-niþanlanma olacak)

IV. Kýz- Bu derenin söðüdüÇocuk gibi büyüdüGönder paþa yarimiÇiçek suda çürüdü (Bebek çýkar)(Çocuk lafý geçiyor-niyet tuttu)

V. Kýz- Kalenin ardýndayýmSaatin dördündeyimTüm Bergama uykudaBen yarin derdindeyim (küpe çýkar)(niyet tutmadý, nafile, kýzým sen bu yýl hava alcen)

VI. Kýz- Kalenin ardý baraj Sulara olmuþ garajAl beraber þu parayýYap damatlýk bir traþ (para çýkar)(Manide de para vardýr, niyet tuttu)

VII. Kýz- Tiyatro halka halkaAþkýmýzý hep saklaHerkes duymuþ gördün müAðzýnda durmaz bakla (bilezik çýkar)

(manide de halka sözü vardýr, niyet tuttu)

VIII. Kýz- Havuz baþýnda taksi Suya düþüyor aksi Kýzýn gönlü var ama Aðabeysi çok aksi (araba çýkar)

(Manide de taksi sözü geçti, niyet tuttu demektir)

I.Kýz- Hinci martýfal niyetiniz belli olduna göre, dendi bi oyunçevirem. Çalýn söylein gýzla, hadi durmain.

B E R G A M A S Ö Y L E N C E L E R Ý

249

Page 250: BERGAMA SÖYLENCELERÝ · Sahibi : Bergama K[lt[r ve Sanat Vakf^ Genel Yay^n Yönetmeni : Dt. A. G[rb[z BAaANA Sorumlu Yaz^ c`leri Md. : Mustafa DURMAZ Yay^n Kurulu : Dt. A. G[rb[z

K A Y N A K Ç A

1- Abdurrahman Yýlmaz : Tahtacýlarda Gelenekler.Ank. 19842- Azra Erhat: Mitoloji Sözlüðü- Ýst. 19723- Azra Erhat: Mavi Anadolu - ist. 19794- Anadolu Halý - Broþür5- Ana Britannica Ansiklopedisi6- Arif Müfit Mansel - Ege ve Yunan Tarihi - Ank. 19637- C.W. Ceram: Tanrýlarýn Vataný Anadolu - Ýst. 19798- Kaynak Kişiler: Sefa Taşkın, Emin Urgun, Sezgin Sarıcaoğlu 9- Eyüp Eriþ: Bergama Uygarlýk Tarihi, Ýzmir - 197910- Eyüp Eriþ : Ayvazali Müzikali - Piyes - Basýlý deðil.11- Edith Hamilton : Mitologya - Varlýk Yay. 1968 12- George Thomsen : Tarih Öncesi Ege "c. l, 11-ist 1983 13- Halikarnas Balýkçýsý: Anadolu Efsaneleri - îst. 1984 14- Halikarnas Balýkçýsý : Anadolu Tanrýlarý - Arik. 1985 15- Halikarnas Balýkçýsý: Hey Koca Yurt - Ýst. 1977 16- Halikarnas Balýkçýsý: Merhaba Anadolu - Ýst. 1982 17- Halikamas Balýkçýsý : Anadolunun Sesi - Ýst. 1984 18- Halikarnas Balýkçýsý : Altýncý Kýta Akdeniz - Ýst. 1982 19- Heredot Tarihi - Hürriyet Yay. Ýst. 1979 20- Homeros : Ýliada - Varlýk Yay. Ýst. 197121- Ýsmet Zeki Eyüboðlu: Tanrý Yaratan Toprak . Ýst. 199022- Ýsmet Zeki Eyüboðlu: Anadolu Ýnançlarý - Anadolu Mitolojisi-Ýst.1987

23- Muhsin Yenim: Pergama -A Travers Les Ages-Ýzmir 197224- Naima Tarihi: c. 11125- Osman Bayatlý: Bergamada Efsaneler ve Adetler -Ýz. 194626- Osman Bayatlý: Bergama Tarihinde Sikkeler-Ýz. 195327- Osman Çalýþkan: Güldü Evet, Ýz. 199028- Þadan Gökovalý: Mythologia ve Anadolu Söylenceleri Ýzmir-1990

29- Þefik Can: Klasik Yunan Mitolojisi -Ýst. 196330- Teoman Ergül: Mitolojide Manisa -Man. 198831- Yaþar Aksoy: Halikarnas Kadýrgasý-Ýst. 198432- Yurt Ansiklopedisi

250