197
T.C İstanbul Üniversitesi Sosyal Bilimler Enstitüsü Uluslararası İlişkiler Anabilim Dalı Doktora Tezi Birleşmiş Milletler Müdahaleleri: Barışıkoruma ve Barışa Zorlama Operasyonlarının İncelenmesi Hakan Kurunç 2502020133 Tez Danışmanı Prof. Dr. Faruk Sönmezoğlu İstanbul 2012

Birleşmiş Milletler Müdahaleleri: Bar şkoruma ve Barışa Zorlama …nek.istanbul.edu.tr:4444/ekos/TEZ/49640.pdf · 2016. 3. 25. · ve sabrıyla her zaman destek veren değerli

  • Upload
    others

  • View
    4

  • Download
    0

Embed Size (px)

Citation preview

Page 1: Birleşmiş Milletler Müdahaleleri: Bar şkoruma ve Barışa Zorlama …nek.istanbul.edu.tr:4444/ekos/TEZ/49640.pdf · 2016. 3. 25. · ve sabrıyla her zaman destek veren değerli

T.C İstanbul Üniversitesi

Sosyal Bilimler Enstitüsü Uluslararası İlişkiler Anabilim Dalı

Doktora Tezi

Birleşmiş Milletler Müdahaleleri: Barışıkoruma ve Barışa Zorlama Operasyonlarının İncelenmesi

Hakan Kurunç

2502020133

Tez Danışmanı

Prof. Dr. Faruk Sönmezoğlu

İstanbul 2012

Page 2: Birleşmiş Milletler Müdahaleleri: Bar şkoruma ve Barışa Zorlama …nek.istanbul.edu.tr:4444/ekos/TEZ/49640.pdf · 2016. 3. 25. · ve sabrıyla her zaman destek veren değerli
Page 3: Birleşmiş Milletler Müdahaleleri: Bar şkoruma ve Barışa Zorlama …nek.istanbul.edu.tr:4444/ekos/TEZ/49640.pdf · 2016. 3. 25. · ve sabrıyla her zaman destek veren değerli

iii

ÖZ

Tezin Adı: Birleşmiş Milletler Müdahaleleri: Barışı Koruma ve Barışa Zorlama

Operasyonlarının İncelenmesi

Tezi Yazan: Hakan Kurunç

Bu çalışmada, Birleşmiş Milletlerin Soğuk Savaş dönemi sonrası muharip güç

gönderdiği müdahaleler geliştirilen başarı tanımı çerçevesinde incelenmiştir.

Müdahale ve başarı kavramları tanımlanarak, başarının neye bağlı olduğunu

anlamak için farklı değişkenlerin başarıya ulaşmadaki etkisi hipotezlerle ortaya

koyulup test edilmiştir. Bu anlamda, operasyon bütçesinin, operasyon bölgesindeki

nüfusun ve yine operasyon bölgesinin alan büyüklüğünün, ortak paydada

operasyona katılan muharip güçteki asker sayısı kullanılarak, müdahalenin başarısı

üstündeki etkisi ve bu değişkenlerle başarı arasındaki ilişkinin anlamlılığı parametrik

olmayan istatistik yöntemler kullanılarak analiz edilmiştir.

Sonuç olarak müdahale bölgesi nüfusunun ve alanının bölgeye gönderilen askeri

güce olan oranının, müdahalelerdeki başarıyı etkilemediği ancak müdahale

bütçesinin asker sayısına olan oranının başarıyı önemli sayılacak ölçüde etkilediği

saptanmıştır.

Page 4: Birleşmiş Milletler Müdahaleleri: Bar şkoruma ve Barışa Zorlama …nek.istanbul.edu.tr:4444/ekos/TEZ/49640.pdf · 2016. 3. 25. · ve sabrıyla her zaman destek veren değerli

iv

ABSTRACT

Title of Dissertation: United Nations Interventions: An Examination of

Peacekeeping and Peace Enforcement Operations

Author: Hakan Kurunç

This dissertation examines Post-Cold War United Nations interventions within the

perspective of a developed success definition. Subsequent to defining the concepts

of intervention and success, the impact of various variables on achieving success is

analyzed forming hypotheses to comprehend what success is related to. The effect

of the operations budget, the population of the operations zone and the

geographical size of the operations region - all relative to the number of troops- on

success of the operation and the significance of this hypothesized relationship are

studied using nonparametric statistical methods.

Consequently, the findings recommend that the intervention area population and

land area size do not have an effect on the success of the interventions; however

the ratio of the operations budget relative to the number of the troops affects the

success significantly.

Page 5: Birleşmiş Milletler Müdahaleleri: Bar şkoruma ve Barışa Zorlama …nek.istanbul.edu.tr:4444/ekos/TEZ/49640.pdf · 2016. 3. 25. · ve sabrıyla her zaman destek veren değerli

v

ÖNSÖZ

Birleşmiş Milletlerin, kuruluş amacına ve Antlaşması’nın ilk maddesine bağlı olarak,

Soğuk Savaş dönemi sonrası artan iç savaşların dünya barış ve güvenliğini tehdit

etmesine izin vermeyerek bu coğrafyalara müdahalelerde bulunması ve yaptığı

müdahaleler sonucunda amacına ulaşıp ulaşmadığı oldukça tartışmalıdır.

Gerçekleştirilen müdahalelerin hukuki, siyasi ve etik açılardan incelenmeleri, son

zamanlara kadar müdahalelerin neden başarılı veya başarısız olduklarını ve bunun

sebeplerini araştıran çalışmaları gölgede bırakmıştır. Bunun nedeni genellikle bu

başarı araştırması çalışmalarının sınırlı sayıda vaka üzerinde yapılmış ve

sonuçlarının farklılık göstermiş olmasıdır. Soğuk Savaşın sonundan itibaren ikinci on

senenin geride kalması ve artan müdahale sayısı, artık bu tip çalışmaların tüm

müdahaleleri kapsayarak bir sonuca varacak şekilde, gerek zaman gerek veri

açısından daha etkin yapılabilmesine izin vermektedir.

Bu çalışmada Soğuk Savaş dönemi sonrası Birleşmiş Milletlerin yürüttüğü, muharip

güç gönderilen tüm müdahaleler başarı açısından sorgulanmış ve müdahalelerin

başarılı veya başarısız olarak sonuçlanmasında ortak faktörlerin rol alıp almadığı

istatistiki yöntemler kullanılarak araştırılmıştır. Çalışmanın nihai amacı bu

müdahalelerin başarılı olmasındaki faktörlerin belirlenip ilerideki olası Birleşmiş

Milletler müdahalelerinin verimliliğinin ve başarısının arttırılmasına bir katkı

sağlamaktır.

Page 6: Birleşmiş Milletler Müdahaleleri: Bar şkoruma ve Barışa Zorlama …nek.istanbul.edu.tr:4444/ekos/TEZ/49640.pdf · 2016. 3. 25. · ve sabrıyla her zaman destek veren değerli

vi

Bu tezin oluşmasında ve tamamlanmasında önerileriyle bana yol gösteren, iyi niyeti

ve sabrıyla her zaman destek veren değerli tez danışmanım Sayın Prof. Dr. Faruk

Sönmezoğlu’na, eleştiri ve yönlendirmesiyle tezin biçimlenmesinde her daim

yardımını ve zamanını esirgemeyen değerli hocam Sayın Prof. Dr. Gülay Günlük

Şenesen’e, ve değerli katkılarından dolayı Sayın Prof. Dr. Birsen Örs’e içtenlikle

teşekkür ederim.

Page 7: Birleşmiş Milletler Müdahaleleri: Bar şkoruma ve Barışa Zorlama …nek.istanbul.edu.tr:4444/ekos/TEZ/49640.pdf · 2016. 3. 25. · ve sabrıyla her zaman destek veren değerli

vii

İÇİNDEKİLER

Öz ııı

Abstract ıv

Önsöz v

İçindekiler vıı

Tablo ve Şekil Listesi ıx

Kısaltmalar listesi x

Giriş 1

Bölüm I : Müdahale 7

A. Kavramın Tanımı ve Müdahale-Ekol İlişkisi 9

1. Liberal Yaklaşımda Müdahale 11

2. Realist Yaklaşımda Müdahale 14

3. Davranışçılıkta Müdahale 18

4. Yapısalcılıkta Müdahale 19

5. Hukuk ve Etiksel açıdan Müdahale 22

B. Müdahale: Çerçevesi ve Uygulayanları 25

1. Müdahale ve Kapsama Alanı 26

a) Müdahale Örnekleri ve Sınıflandırılmaları 28

b ) Savaş ve Müdahale 31

c ) Müdahalelerde Meşruiyet 38

2. Müdahale ve Uygulayanları 50

Bölüm II : Birleşmiş Milletler’de Müdahale 58

A. Birleşmiş Milletler’in Amacı ve Müdahale Araçları 59

B. Birleşmiş Milletler Müdahalelerinde Hukuki Altyapı 61

Page 8: Birleşmiş Milletler Müdahaleleri: Bar şkoruma ve Barışa Zorlama …nek.istanbul.edu.tr:4444/ekos/TEZ/49640.pdf · 2016. 3. 25. · ve sabrıyla her zaman destek veren değerli

viii

C. Birleşmiş Milletler Müdahalelelrinde Görev Dağılımı 65

1. Güvenlik Konseyi 66

2. Birleşmiş Milletler Genel Sekreterliği 67

a) Sekreterlik 67

b) Genel Sekreter 72

3. Müdahalelere Katkıda Bulunan Devletler 77

D. Birleşmiş Milletler’de Müdahale Kavramının Gelişimi 78

E. Birleşmiş Milletler’de Müdahale Hazırlığı 84

1. Bütçe Hazırlığı 87

2. Askeri Güç Hazırlığı 90

F. Birleşmiş Milletler’de Müdahale Tarihi ve Örnekleri 92

Bölüm III : Müdahale ve Başarı 95

Bölüm IV : Müdahaleler ve Analizleri 103

A. Analize Dahil Olan Müdahalelerin Sınırları 103

B. Vaka İncelemeleri 105

C. Hipotezlerin Formülasyonu 134

D. Karşilaşılan Kısıtlar ve Çözümlenmeleri 137

E. Analizde Kullanılan Veriler 139

F. Yöntemler ve Uygulama 141

1. Ki Kare Bağımsızlık Testi 141

2. Fisher’in Kesin Testi 148

3. Mann Whitney U Testi 151

Sonuç 155

Ek 1: BM Müdahaleleriyle İlgili Sayısal Veriler 159

Ek 2: Müdahalelerle İlgili BM Şartnamesi Maddeleri 162

Kaynakça 169

Page 9: Birleşmiş Milletler Müdahaleleri: Bar şkoruma ve Barışa Zorlama …nek.istanbul.edu.tr:4444/ekos/TEZ/49640.pdf · 2016. 3. 25. · ve sabrıyla her zaman destek veren değerli

ix

Tablo ve Şekil Listesi

Şekil 1 Yıllar itibariyle BM Barışı Koruma amaçlı operasyon sayısı 2

Şekil 2 1995-2000 yılları arası BM Barışı Koruma personel sayısı 81

Şekil 3 2001-2010 yılları arası BM Barışı Koruma personel sayısı 83

Şekil 4 Yıllar itibariyle BM müdahalelerinde muharip güç 101

Tablo 1 Müdahalede bulunan organizasyonlara örnekler 57

Tablo 2 BM onaylı müdahaleler 94

Tablo 3 Başarı karşılaştırmaları 102

Tablo 4 Soğuk Savaş ertesi başlayıp sona eren operasyonların dağılımı 105

Tablo 5 Tüm müdahalelere ait sayısal veriler 140

Tablo 6 1. Hipotez 2x3 lük Ki Kare Kontenjans Tablosu 142

Tablo 7 1. Hipotez 2x2 lik Ki Kare Kontenjans Tablosu 143

Tablo 8 1. Hipotez Ki Kare sonucu 143

Tablo 9 2. Hipotez 2x3 lük Ki Kare Kontenjans Tablosu 144

Tablo 10 2. Hipotez 2x2 lik Ki Kare Kontenjans Tablosu 145

Tablo 11 2. Hipotez Ki Kare sonucu 145

Tablo 12 3. Hipotez 2x3 lük Ki Kare Kontenjans Tablosu 146

Tablo 13 3. Hipotez 2x2 lik Ki Kare Kontenjans Tablosu 147

Tablo 14 3. Hipotez Ki Kare sonucu 147

Tablo 15 1. Hipotez Mann Whitney sonucu 152

Tablo 16 2. Hipotez Mann Whitney sonucu 153

Tablo 17 3. Hipotez Mann Whitney sonucu 154

Page 10: Birleşmiş Milletler Müdahaleleri: Bar şkoruma ve Barışa Zorlama …nek.istanbul.edu.tr:4444/ekos/TEZ/49640.pdf · 2016. 3. 25. · ve sabrıyla her zaman destek veren değerli

x

KISALTMALAR LİSTESİ

DOMREP Mision of the Representative of the SG in the Dominican Republic

MINUGUA United Nations Verification Mission in Guatemala

MINURCA United Nations Mission in Central African Republic

MINURSO United Nations Mission for the Referendum in Western Sahara

MINUSTAH United Nations Stabilization Mission in Haiti

MIPONUH United Nations Civilian Police Mission in Haiti

MONUA United Nations Observer Mission in Angola

MONUC United Nations Organization Mission in the Democratic Republic of the Congo

ONUB United Nations Operation in Burundi

ONUC United Nations Operation in the Congo

ONUCA United Nations Observer Group in Central America

ONUMOZ United Nations Operation in Mozambique

ONUSAL United Nations Observer Mission in El Salvador

UNAMIC United Nations Advance Mission in Cambodia

UNAMIR United Nations Assistance Mission for Rwanda

UNAMSIL United Nations Mission in Sierra Leone

MINUCI United Nations Operation in Côte d'Ivoire

UNASOG United Nations Aouzou Strip Observer Group

UNAVEM I United Nations Angola Verification Mission I

UNAVEM II United Nations Angola Verification Mission II

UNAVEM III United Nations Angola Verification Mission III

UNCRO United Nations Confidence Restoration Operation

UNDOF United Nations Disengagement Observer Force

UNEF I United Nations Emergency Force I

UNEF II United Nations Emergency Force II

UNFICYP United Nations Peacekeeping Force in Cyprus

Page 11: Birleşmiş Milletler Müdahaleleri: Bar şkoruma ve Barışa Zorlama …nek.istanbul.edu.tr:4444/ekos/TEZ/49640.pdf · 2016. 3. 25. · ve sabrıyla her zaman destek veren değerli

xi

UNGOMAP United Nations Good Offices Mission in Afghanistan and Pakistan

UNIFIL United Nations Interim Force in Lebanon

UNIIMOG United Nations Iran-Iraq Military Observer Group

UNIKOM United Nations Iraq-Kuwait Observation Mission

UNIPOM United Nations India-Pakistan Observation Mission

UNMEE United Nations Mission in Ethiopia and Eritrea

UNMIBH United Nations Mission in Bosnia and Herzegovina

UNMIH United Nations Mission in Haiti

UNMIK United Nations Interim Administration Mission in Kosovo

UNMIL United Nations Missions in Liberia

UNMIS United Nations Mission in the Sudan

UNMISET United Nations Missions of Support in East Timor

MINURCAT United Nations Mission in the Central African Republic and Chad

UNMIT United Nations Integrated Mission in Timor-Leste

UNMOGIP United Nations Military Observer Group in India and Pakistan

UNMOP United Nations Mission of Observers in Prevlaka

UNMOT United Nations Mission of observers in Tajikistan

UNOCI United Nations Operation in Cote d'Ivoire

UNOGIL United Nations Observation Group in Lebanon

UNOMIG United Nations Observer Mission in Georgia

UNOMIL United Nations Observer Mission in Liberia

UNOMSIL United nations Observer Mission in Sierra Leone

UNOMUR United Nations Observer Mission Rwanda-Uganda

UNOSOM I United Nations Operation in Somalia I

UNOSOM II United Nations Operation in Somalia II

UNPREDEP United Nations Preventive Deployment Force

UNPROFOR United Nations Protection Force

UNPSG United Nations Civilian Police Support Group

Page 12: Birleşmiş Milletler Müdahaleleri: Bar şkoruma ve Barışa Zorlama …nek.istanbul.edu.tr:4444/ekos/TEZ/49640.pdf · 2016. 3. 25. · ve sabrıyla her zaman destek veren değerli

xii

UNSF United Nations Security Force in West New Guinea

UNSMIH United Nations Support Mission in Haiti

UNTAC United Nations Transitional Authority in Cambodia

UNTAES United Nations Transitional Authority in Eastern Slovenia, Baranja and Sirmium

UNTAET United Nations Transitional Administration in east Timor

UNTAG United Nations Transition Assistance Group

UNTMIH United Nations Transition Mission in Haiti

UNTSO United Nations Truce Supervision Organization

UNYOM United Nations Yemen Observation Mission

UNSMISS United Nations Mission in the Republic of South Sudan

Page 13: Birleşmiş Milletler Müdahaleleri: Bar şkoruma ve Barışa Zorlama …nek.istanbul.edu.tr:4444/ekos/TEZ/49640.pdf · 2016. 3. 25. · ve sabrıyla her zaman destek veren değerli

1

Giriş Bu çalışmada hedeflenen, Uluslararası Askeri Müdahale kavramının açıklanması,

Birleşmiş Milletler Güvenlik Konseyi tarafından onay verilmiş olan Soğuk Savaş

dönemi sonrası müdahalelerin öncekilere kıyasla amaç ve değişim gerekçelerinin

kavranması, verimlilik ve başarılarının incelenmesi ve bunların sonucunda da bu

askeri müdahalelerin olası iç savaşları, insan hakları ihlallerini ve savaş suçlarını

önlemedeki, varsa, katkısı ve bu katkının nasıl arttırılabileceğinin araştırılmasıdır.

Dünya üzerindeki iki kutuplu sistemin 80li yıllar ile birlikte sona erip blokların

ortadan kalkmasıyla, dönemin uluslararası sisteminin sağladığı merkezi siyasi

kontrol de ortadan kalkmış, müttefikliklerin gevşemesi ile çok uluslu devletlerin

erozyonu oluşarak milliyetçi akımlar sahneye çıkmıştır. Devletlerin kutup merkezli

ideolojik yapıları, yerini çoğunlukla etnik köken merkezli siyasete bırakarak

ülkelerde iç savaşlara sebebiyet vermiştir. İşte bu noktada gerek barış ve güvenlik

kaynaklı, gerek son yıllarda sıkça duyulan ve aynı oranda tartışmalara sebebiyet

veren insani kaynaklı Birleşmiş Milletler müdahaleleri artan bir oranda gündemi

işgal etmeye başlamıştır.

Dünya barış ve güvenliğini tehdit ettiği, topraklarında geniş insani acılar çekildiği

saptanan ülkelere rızaları ile veya rızaları dışı, diğer devlet veya devlet toplulukları

tarafından barış ve güvenliğin korunması/tesisi ve insani yardım gereği

uluslararası askeri müdahaleler gündeme gelmiştir. Müdahaleler de bu iki kutuplu

dönem sonrası farklılaşan sistem gereği özünde değişime uğramış, Soğuk Savaş

öncesi ve sonrası itibarıyla keskin farklılıklar göstermeye başlamıştır. Değişen

yapıları ve artan sayıları ile Birleşmiş Milletler kaynaklı müdahaleler zaman zaman

övgüyle zaman zaman ise yergiyle gündeme tartışmalı şekilde konu olur hale

gelmiştir. Aşağıda, (bkz. şekil 1) Birleşmiş Milletler tarafından gerçekleştirilen

müdahalelerin senelere göre sayısal dağılımı bulunmaktadır. Bu şekil, 1948 den

itibaren, başlayan-biten ayırımı yapmadan, her yıl için, o sene içinde devam eden

müdahalelerin adetini göstermektedir. 1980 lerin sonundan itibaren keskin bir

şekilde sayısal olarak artan operasyonlar, Soğuk Savaş öncesi ve sonrası

konjektürel değişimi gözler önüne sermektedir. Kimi zaman yalnızca yapılan değil

yapılmayan müdahalelerin de tartışıldığı bu dönemde, yapılan müdahalelerin ne

Page 14: Birleşmiş Milletler Müdahaleleri: Bar şkoruma ve Barışa Zorlama …nek.istanbul.edu.tr:4444/ekos/TEZ/49640.pdf · 2016. 3. 25. · ve sabrıyla her zaman destek veren değerli

2

kadar başarılı olduğu, çatışmaları ne derece önlediği ve insan acılarına ne kadar

son verdiği ise ayrı bir problem teşkil etmeye başlamıştır. Şekil 1.Yıllar itibarıyla BM Barışı Koruma Amaçlı Operasyon Sayısı

Kaynak : “U.N. Department of Peacekeeping Operations” web sitesindeki verilere göre düzenlenmiştir. (www.un.org/Depts/dpko/dpko) Bir müdahalenin etik açıdan incelenmesi, hukuksal olarak haklılığının müdafaası

veya müdahalelere siyasal perspektiften bakarak değerlendirilmesi bu alandaki

hemen tüm çalışmaların yaklaşımı olmuştur. Oysa bu tezde ortaya konmaya

çalışılacak olan, Soğuk Savaş’ın sona ermesinden günümüze kadar yapılmış BM

onaylı askeri müdahalelerin başarıya ulaşmasında rol oynayan faktörlerin incelenip

değerlendirilerek, hangilerinin daha etkili olduğunun araştırılmasıdır. Böylelikle

müdahaleler henüz başlangıç yada karar aşamasında iken dahi amaçlarına uygun

olarak düzenlenip düzenlenmedikleri sorgulanabilecek ve en azından bu konuda

bir öngörü ortaya konabilecektir. Diğer taraftan bu çalışma aynı konuda yapılan çalışmalardan bir farklılık

Page 15: Birleşmiş Milletler Müdahaleleri: Bar şkoruma ve Barışa Zorlama …nek.istanbul.edu.tr:4444/ekos/TEZ/49640.pdf · 2016. 3. 25. · ve sabrıyla her zaman destek veren değerli

3

göstermektedir. Sosyal bilimlerin farklı alanlarında uzun senelere dayanarak

yapılan çalışmalar ve bunların sonucunda elde edilen geniş verilerle

kıyaslandığında, Soğuk Savaş süresince Birleşmiş Milletler müdahalelerinin

sayısal azlığı, bu konuda yapılan çalışmaların ancak vaka düzeyinde

incelenmelerine izin vermiştir. Oysa 90lı yıllarla beraber artan ve bir şekilde

(başarılı veya başarısız) sonuçlanan müdahalelerin başarıları ve barışa katkıları,

örnekleme sayısının artması ve kantitatif yöntemlerin uygulanabilmesiyle farklı

yöntemlerle de araştırılabilir bir hale gelmektedir. Bu çalışmayı farklı kılan, tarihteki

müdahalelerin araştırılması veya Birleşmiş Milletler müdahalelerinin incelenmesi

değildir. Burda farklı ve yeni olan, ampirik verilere dayanarak bu tip

müdahalelerdeki başarı araştırmasının yapılmasıdır. Böylelikle, bu çalışma, örnek

sayısı çok geniş olmasa da, bu iddia ile alandaki özgün çalışmalardan biri olarak

yerini almaktadır. Bu çalışmanın ortaya çıkmasının temel nedeni, Birleşmiş Milletler’in

müdahalelerinin neden bir kısmının başarılı, bir kısmının ise başarısız olduğu

sorusudur. Literatürde yapılan başarı tanımları oldukça özneldir ve bu çalışmada

ayrı bir bölüm altında incelenmiştir. Çalışma kendi başarı tanımını ortaya

koymasının ardından müdahalelerde başarı sağlayan faktörler üzerine ileri

sürdüğü iddia, “B.M. müdahalelerine ayrılan bütçe miktarı ve asker sayısı

müdahalelerin başarıya ulaşmalarındaki en önemli faktörlerdir” şeklindedir. Bu

bağlamda, çalişmanın ortaya koyduğu üç hipotezi vardır. Bu hipotezler parametrik

olmayan bir yöntemle, ilgili faktörlerin müdahalelelerin başarısı üzerinde bir rol

oynayıp oynamadıkları, veya aralarında bağımlılık olup olmadıkları konusunda

teste tabii tutulacaklardır. İleri sürülen iddialarda salt bütçe ve asker sayısının

çokluğundan ziyade, bunların birbirine ve müdahale edilen bölgelerdeki nüfusa ve

yüzölçümüne oranlarına dikkat edilmektedir. Bu bağlamda, çalışmanın birinci

hipotezi müdahalelerde “bütçe / asker oranı arttıkça, başarı artar”, ikinci hipotezi

“nüfus / asker oranı düştükçe, başarı artar”, ve üçüncü hipotezi ise “alan / asker

oranı düştükçe, başarı artar” şeklindedir.

Yöntemin uygulanmasında, hipotezlerde iddia edildiği üzere, başarı getirdiği ileri

sürülen faktörler bağımsız değişkenler olarak analizde yerini alıcaktır. Yapılan

müdahalelerin hangi kriterlere göre, başarılı, kısmi başarılı ve başarısız olarak

Page 16: Birleşmiş Milletler Müdahaleleri: Bar şkoruma ve Barışa Zorlama …nek.istanbul.edu.tr:4444/ekos/TEZ/49640.pdf · 2016. 3. 25. · ve sabrıyla her zaman destek veren değerli

4

kabul edileceği belirlenecek ve bu farklı üç sonuç bağımlı değişkenler olarak

analizde yerlerini alacaktır. Bağımlı olarak nitelendirilen bu değişkenler kodlanarak

analize tabii tutulacak ve sonuçta bağımsız değişkenlerle aralarında ilişki olup

olmadığı ve bu ilişkinin gücü sorgulanacaktır.

Ayrıca müdahale kavramı, çok geniş bir çerçeve içinde yer alması dolayısıyla,

literatürde kendine hem bir ülkenin kendi askeri gücünün yine aynı ülkenin

yönetimine müdahalesi ile ulusal olarak, hem farklı ülkelere yönelerek uluslararası

olarak, hem de diplomatik, ekonomik, siyasi veya tehdit, yaptırım, blokaj, ambargo

gibi diğer katmanlarda kendine çok çeşitli ve faklı alanlarda yer bulabilmektedir.

Fakat bu çalışmanın kapsamına dahil edilecek müdahaleler, bir devletin sınırları

dahiline, hedef devletin rızası olsun veya olmasın, diğer devlet veya devletlerce

yapılan görev emri açık ve limitli askeri operasyonlar olacaktır. Ayrıca

müdahalelerin gerçekleştiği zaman çerçevesi de kısıtlanarak Soğuk Savaş sonrası

operasyonlar incelenecek ve uluslararası meşruluğun sağlanması açısından da

yapılan müdahalelerde Birleşmiş Milletler Güvenlik Konseyi nin onayının olması

göz önünde bulundurulacaktır. 1 ) B.M. müdahalelerine odaklanılacaktır: Kapsamın Birleşmiş Milletler ile sınırlı tutulmasının nedeni Güvenlik Konseyi

kararlarının müdahalelere nispeten uluslararası bir meşruiyet kazandırmasından

kaynaklanmaktadır. B.M.’in hem kendisinin hem de kararlarının meşruluğu ve

haklılığı mutlak değildir. Fakat özellikle Soğuk Savaşın sona ermesi ve kutupların

baskısının yok olmasıyla Birleşmiş Milletlerin daha aktif bir rol oynamaya

başlaması, hemen tüm devletlerin seslerini duyurma imkanı olması sebebiyle

göreceli olarak dahi olsa bir meşruiyet merkezi olarak algılanması ve son olarak

90lı yıllarla beraber artan BM kaynaklı müdahale sayısı bu çalışmanın sınırlarını

belirlemede etkili olmuştur. 2 ) Uluslararası askeri müdahaleler incelenecektir. Askeri müdahaleleri uluslararası olarak çerçevelendirmenin temel amacı

müdahaleleri, ulusal olandan ve asker kullanılmayanından ayırmaktır. Gerek

askerin ait olduğu devletin yönetimini ele geçirmesi gibi darbesel nitelikli olan,

gerekse iç savaşlarda olduğu üzere askerlerin çatışmaya taraf olduğu müdahaleler

Page 17: Birleşmiş Milletler Müdahaleleri: Bar şkoruma ve Barışa Zorlama …nek.istanbul.edu.tr:4444/ekos/TEZ/49640.pdf · 2016. 3. 25. · ve sabrıyla her zaman destek veren değerli

5

uluslararası nitelik taşımamaktadır. Diğer taraftan, Birleşmiş Milletler’in

müdahaleleri, organın kendi şartnamesinde de belirtildiği üzere altıncı veya yedinci

bölüm maddelerine göre, yani sırasıyla çatışmaların barışçıl çözümlenmelerine

veya çatışanların barışa zorlanmalarına göre düzenlenmektedir. Birleşmiş Milletler

Siyasal İlişkiler Bölümü problemlerin barışçıl, önleyici, diplomatik, ve rehabilitasyon

türü çözümlerinden sorumludur ki bunlar bu çalışmanın alanı dışındadır. Bu

çalışmanın dahilinde olanlar, Birleşmiş Milletler Güvenlik Konseyi tarafından

onaylanmış Barışıkoruma Bölümü (Peacekeeping Department) tarafından

yürütülen müdahalelerdir. Ne var ki, bu bölüm tarafından yürütülse dahi, sivil

ve/veya polislerin yer aldığı, seçimlerin gözlemlenmesi, veya sadece askeri

gözlemcilerin yer aldığı izleme, soruşturma, onaylama misyonlu görevlerin

üstlenildiği müdahaleler kapsam dışı bırakılmıştır.

3 ) Soğuk Savaş sonrası müdahaleler incelenecektir; Müdahalelerin incelenmesinde seksenli yılların sonrasına odaklanılmasının sebebi

Soğuk Savaş öncesi ve sonrasında olan müdahalelerin özündeki değişimdir.

Soğuk Savaş döneminde bölgesel çatışmalardan doğabilecek süper güç

karşılaşmalarını önleme amaçlı müdahalelerin günümüzdeki rasyonalitesi,

ülkelerdeki iç savaşların dünya barış ve güvenliğini tehdit edecek hale gelmesini

önlemek ve geniş insan kitlelerinin acı çekmesini engellemek olmuştur. Soğuk

Savaş dönemi bitimiyle Birleşmiş Milletler Barışıkoruma Gücü (Peacekeeping Force) görev anlayışı değişime uğramış, hafif silahlı, devletlerarası çatışmalarda

kullanılan tampon bölge veya sınırda görevli devriye askerlerinin ateşkes izleme

görevi artık çok boyutlu hale gelerek, hedef devlet toprakları içinde sivil ve siyasi

işlere müdahil olmayı ve insan haklarının tesisinden, savaşan tarafların elinden

silah toplamaya kadar varan geniş bir yelpazeyi kapsamaya başlamıştır. Bunun

yanı sıra, Soğuk Savaş dönemi boyunca olmayan, dönem sonrası ortaya çıkan

Barışa Zorlama (Peace Enforcement) misyonları gelişerek B.M. müdahalelerinde

Soğuk Savaş dönem öncesi ve sonrası farklılıklarını belirginleştirmiştir.

Dolayısıyla, bu çalışmada Soğuk Savaş dönemi sayıca az ve genellikle durağan

BM müdahaleleri yerine, Soğuk Savaş dönemi sonrası evrilmiş, değişmiş, sayıca

fazla, aktif görevli müdahaleler incelenecektir.

Bu çalışmada yer alacak olan Birleşmiş Milletler müdahaleleri şunlardır:

Page 18: Birleşmiş Milletler Müdahaleleri: Bar şkoruma ve Barışa Zorlama …nek.istanbul.edu.tr:4444/ekos/TEZ/49640.pdf · 2016. 3. 25. · ve sabrıyla her zaman destek veren değerli

6

• Namibya’da UNTAG;

• Orta Amerika’da ONUCA;

• Kamboçya’da UNAMIC ve UNTAC;

• Irak-Kuveyt’te UNIKOM;

• Mozambik’te ONUMOZ;

• Somali’de UNOSOM I ve UNOSOM II;

• Bosna Hersek’te UNPROFOR;

• Haiti’de UNMIH ve UNSMIH;

• Ruanda’da UNAMIR;

• Makedonya’da UNPREDEP;

• Hırvatistan’da UNCRO ve UNTAES;

• Angola’da UNAVEM III ve MONUA;

• Orta Afrika’da MINURCA;

• Sierra Leone’de UNAMSIL;

• DoğuTimor’da UNTAET ve UNMISET.

• Eritre ve Etopya’da UNMEE

• Burundi’de ONUB Çalışmanın müdahalelerde başarıyı incelemeyi ve başarıyı sağlayacak hipotezler

geliştirmeyi hedeflemesi, öncelikle müdahale kavramının açıklanmasını ve

tanımının yapılmasını gerektirmektedir. Birinci bölüm, müdahalenin literatürdeki

tanımlarının uluslararası yaklaşımlar açısından incelenmesine, kavramın

çerçevesinin çizilip müdahale aktörlerinin belirlenmesine ve bu çalışmada

kullanılacak tanımının geliştirilmesine ayrılmıştır. İkinci bölüm, Birleşmiş Milletler’in

müdahaleleri ne şekilde gerçekleştirdiğinin detaylı bir çalışmasına ayrılmıştır. Aynı

zamanda bu müdahaleler kendi içlerinde, BM şartnamesinin hangi bölümüne

(altıncı ve yedinci bölüme veya barışsal ve zorlayıcı olmalarına) ve yürütülmesinin

ne şekilde hangi organizasyon veya devlet tarafından üstlenildiğine göre

sınıflandırılmıştır. Üçüncü bölümde, müdahalelerde “başarı” tanımı yapılmış,

yapılan müdahalelerin başarı veya başarısızlıklarının, genellikle öznel bir

değerlendirmeye tabi olduğunun, bunları getiren faktörlerin de değerlendirmeyi

yapan kişi ve kuruma bağlı olarak farklılık gösterdiğinin belirlenmesinden sonra,

çalışma kendi başarı kriterlerini ortaya koymuştur. Dördüncü bölüm ise, kullanılan

yöntemin detaylı olarak açıklanmasını, verilerin ve iddiaların teste uygun hale

Page 19: Birleşmiş Milletler Müdahaleleri: Bar şkoruma ve Barışa Zorlama …nek.istanbul.edu.tr:4444/ekos/TEZ/49640.pdf · 2016. 3. 25. · ve sabrıyla her zaman destek veren değerli

7

getirilmesini, operasyonelleştirilmesini, bu konuda karşılaşılan zorlukları ve

nihayetinde teste tabi tutulmasını içermektedir. Sonuç bölümü ise hipotezlerin

sonuçlarını, başarı ile ilgili faktörler arasındaki ilişkiyi, ilişki yoksa nedenlerini

açıklamaktadır.

Bölüm I : Müdahale

İnsan, doğası gereği etrafında var olan karışık olgu ve olayları anlama ve açıklama

ihtiyacı içinde olup, bu manada kendine yardımcı olacak, çerçevesi belirli bir

disiplin içinde var olan teorilere başvurma, - ya da oluşturma - gereksinimini

duymaktadır. İçinde insanı barındıran sosyal bilimlerin konuları, belirli modeller

yardımı ile basitleştirilerek anlaşılabilir kılınmaktadır. Fakat diğer alanlarda olduğu

gibi, bu çalışmanın içinde bulunduğu saha olarak uluslararası siyasette de,

evrensel olarak kabul görmüş, herkesin üzerinde anlaştığı ve her olgu ve olayı

açıklayabildiği iddiasına sahip bir teoriden söz etmek pek mümkün değildir.

Dolayısıyla, birbirlerinden farklı olarak, zaman içinde ortaya konulan ve gelişen

teorilerin olgu ve olayları inceleme, anlama ve açıklamaları da birbirlerinden

nispeten farklı olmaktadır.

Bu çalışmanın temel kavramı, Birleşmiş Milletler’in, kuruluşunun temel amacı

olarak dünya barış ve güvenliğinin korunmasına tehdit oluşturan veya

oluşturabileceğini öngördüğü coğrafyalara, Antlaşması’nın gereği, müdahale

etmesi üzerine oluşmuştur. Bu bağlamda önce müdahale tanımı yapılması

gerekmekteyse de, kavram üzerinde, yukarıda bahsedilen gerekçeler ışığında,

betimlenilmesinde farklılıklardan kaçınılamamış, evrensel bir tanım

oluşturulamamıştır. Kavramın literatürde farklılık gösteren, evrensel kabul görmüş

tek bir betimlemesinin olmayışının sebebi ise, kavramın farklı ekoller tarafından

yapılan tanımlarında aranmış, var olan ekollerin farklı bakış açılarının bu tanım

çeşitliliğine sebep olduğu görülmüştür.

Müdahale uluslararası politikada oldukça tartışmalı bir kavramdır ve özellikle 50 li

ve 60 lı yıllarda uluslararası sistemin özelliği olmasına rağmen, bu konudaki

araştırmalar 80 li yıllara kadar sınırlı sayıda kalmıştır. Kavram belirtildiği gibi

evrensel olarak kabul görmüş bir tanıma sahip olmamakla beraber oldukça da

Page 20: Birleşmiş Milletler Müdahaleleri: Bar şkoruma ve Barışa Zorlama …nek.istanbul.edu.tr:4444/ekos/TEZ/49640.pdf · 2016. 3. 25. · ve sabrıyla her zaman destek veren değerli

8

geniş bir sahayı kapsamaktadır. Çalışmanın bu bölümünde, ilk olarak, kavramın

literatürde geçen tanımları örneklenirken, neden evrensel bir tanıma sahip

olmadığının gerekçesi de uluslararası ilişkilere yaklaşımların gösterdiği çeşitlilikle

örtüşmesinde aranmıştır. Ayrıca şu da belirtilmelidir ki; yapılan tanımlarda, etik

olarak, müdahale kavramı devletin egemenliğinin ihlali şeklinde olduğunda,

literatürün bir kısmında, bu tanım negatif bir yük taşımakta, sorunlu bir devletin

problemlerini çözümlemesine yardımcı olma şeklindeki bir tanımlamada ise pozitif

bir anlam ifade etmektedir. Negatif ve pozitif tanımları ortaya koyanların, yukarıda

belirtildiği üzere, hangi açıdan bu tanımı yaptıkları, hangi geleneğe veya yaklaşıma

kendilerini yakın hissettikleri önem taşımaktadır. Bu sebeple, uluslararası

ilişkilerde, realist yaklaşımın ve liberal söylemin, ya da yapısalcı ve davranışçı

savların ortaya koydukları tanımlar incelenmiş ve dolayısıyla bu çalışmada

müdahale kavramına, yaklaşımlarla, ekollerle birlikte bakmanın, kavramın

üstlendiği farklı betimlemelerin sebebinin anlaşılmasına yarar sağlayacağı

düşünülmüştür.

Çalışmada geneli itibarıyla, siyasi, etik, ve hukuki sorgulamadan ziyade, meydana

gelen müdahalelerin somut-ampirik verilerine dayanarak analitik bir

değerlendirmeyle müdahalelerin başarısını, barışa katkısını ve etkisini inceleme

iddiasıyla hareket edilse de, bu bölümde, müdahalenin tanımı gereği yukarda

sayılan sorgulamalara asgari seviyede değinilmek zorunda kalınmıştır. Çünkü, bir

örnekle, uygulaması ve etkisi tartışmalı da olsa uluslararası hukukta ve/veya

uluslarası toplum geleneğinde “müdahale” kavramı, “egemenlik ihlali” şeklinde de

tarif edilmektedir.1 Bu şekilde dile getirilen bir tanımlama, egemenlik analizine,

müdahale-etmeme konseptine (non-intervention) değinilmesine, bu bağlamda

yeri geldiğinde etik, hukuksal ve siyasal katmanlardan da bahsedilmesine mecbur

bırakmaktadır. Bu bölümde ayrıca incelenecek olan, kavramın çok geniş bir sahayı kapsaması

sorunsalıdır. Müdahale, siyasi, ekonomik, diplomatik, askeri alanların birini,

birkaçını veya tümünü kapsayacak şekilde olabileceği gibi, bu alanların kendi

çerçeveleri içinde, örnekle siyasi olarak, iç çatışma öncesi “danışmanlık” tan,

1 L. Oppenheim, International Law : A Treatise, London, Longmans and Green Co., 1948 s. 272-248.

Page 21: Birleşmiş Milletler Müdahaleleri: Bar şkoruma ve Barışa Zorlama …nek.istanbul.edu.tr:4444/ekos/TEZ/49640.pdf · 2016. 3. 25. · ve sabrıyla her zaman destek veren değerli

9

çatışma sonrası siyasi kurumların yeniden yapılandırılmasına, veya askeri olarak

kuvvet kullanma tehtidinden, müdahale eden gücün çatışanların arasına

yerleştirilmesine, silahların toplanmasına, çatışan tarafların önderlerinin

yakalanması çalışmalarına ve hatta tarafların kendilerinin gerektiğinde müdahale

güçlerince tüm gerekli araçların kullanılarak barışa zorla boyun eğdirilmelerine

kadar geniş bir yelpaze içinde yer alabilir. Kapsam sorununun haricinde kavrama

farklı bir boyut ise müdahalede bulunacak olan tarafların çeşitliliği ile gelmektedir.

Müdahaleler bağımsız olarak bir devlet veya bir kaç devletten oluşan koalisyon

güçler tarafından gerçekleştirilebilirken, aynı zamanda uluslararası, bölgesel veya

alt-bölgesel organizasyonlar tarafından veya üyelerine delege edilerek de

oluşturulabilmektedir. Bu bağlamda, çalışma, kavramın bu çok boyutluluğunda,

gerek zaman olarak, gerek kapsam olarak ve gerekse yürütmesi doğrultusunda

daraltarak, özellikle kırılma noktası olarak gördüğü Soğuk Savaş ertesi itibarıyla

oluşturulan, askeri birliklerin (özellikle muharip gücün) müdahil olduğu ve Birleşmiş

Milletler tarafından yürütülen müdahaleleri inceleme altına almıştır.

A. Kavramın Tanımı ve Müdahale- Ekol İlişkisi

Uluslararası ilişkiler teori veya yaklaşımları, literatürde kendi içlerinde farklı şekilde

normatif-pozitivist, indirgemeci-sistemci gibi sınıflandırılabilirken, ayrıca, alanı ve

çerçevesi geniş tutularak genellikle üçleme sınıflandırmalarıyla da; örnek olarak

Realizm, İdealizm, Marksizm veya klasik geleneksel teori, global toplum teorisi,

yapısalcı teori veya konservatizm, liberalizm, radikalizm şeklinde

adlandırılmaktadırlar. Arı, yukarıda üçlemeler şeklinde sayılan ekollerin veya ana

okulların farklı adlarla da olsa, (alt alta koyulduklarında) hepsinin aynı şeyi değişik

şekilde kavramsallaştırdıklarını söylemektedir.2 Sönmezoğlu ise ekolleri idealizm,

realizm (klasik-yeni), davranışçı, çoğulcu, yapısalcı olarak, farklılıklarını, neo-

liberalizm ve eleştirel yaklaşımlar gibi son dönem gelişmeleri de katarak, daha

düzlemsel bir boyutta açıklamaktadır.3 Diğer taraftan bu konuda unutulmaması gereken, etiğin uluslararası ilişkilerde

üstlendiği rol ve ekollerle olan ilişkisidir. Etik değerlerin, iç politikaya kıyasla 2 Tayyar Arı, Uluslararası İlişkiler Teorileri, İstanbul, alfa yayım, 2002, s. 41. 3 Faruk Sönmezoğlu. Uluslararası Politika ve Dış Politika Analizi, İstanbul, Filiz kitabevi, 2000, s. 96-135.

Page 22: Birleşmiş Milletler Müdahaleleri: Bar şkoruma ve Barışa Zorlama …nek.istanbul.edu.tr:4444/ekos/TEZ/49640.pdf · 2016. 3. 25. · ve sabrıyla her zaman destek veren değerli

10

uluslararası politikadaki rolü daha düşük olsa da, varlığı yadsınamamaktadır. Nye,

etiğe bu alanda en az üç farklı bakış açısının olduğunu belirtmekte; - şüpheci

(skeptics), devlet ahlakçı (state moralists), ve kosmopolitan (cosmopolitans), -

ve yukarıda bahsi geçen ekollerle ilişkileri açısından ise, realistlerin, dünya

politikası analizlerinde, şüpheci veya devlet ahlakçı, liberallerin ise yine devlet

ahlakçılıkla birlikte genellikle kosmopolitan ahlaki görüşlere yatkın olduklarını

vurgulamaktadır.4 Bu bağlamda, şüpheciler, uluslararası ilişkilerde moral

kategorinin anlamsız olduğunu, çünkü düzen sağlayacak bir kurumun olmadığını,

ayrıca uluslararası toplum duygusu olmadığından ahlaki hak ve görevlerin de

olamayacağını savunmaktadırlar. Diğer taraftan devlet ahlakçılar, uluslararası

politikanın, belirli kurallar çerçevesinde bir devletler topluluğuna dayandığını,

egemenliğin müdahaleleri yasaklayan en önemli kural olduğunu, çünkü devlet

sınırlarının ahlaki anlam taşıdığını belirtmektedirler. Son olarak, kozmopolitanlar

ise uluslararası politikayı bir devletler topluluğu olarak değil, bireyler topluluğu

olarak görmekte, ahlaki öneme ait olan birimin devlet değil birey olduğunu

savunmakta, bireyin yaşam ve özgürlüğünün ön planda tutulması gerektiğini

savunmaktadırlar. Dolayısıyla, aşağıda, bu çok boyutlu “müdahale” kavramına,

uluslararası ilişkiler ekollerinin ve açıklayıcı rol üstlenen etik ve hukuk gibi

birimlerin tarihsel, güncel (kronolojik) destekleriyle bakılarak, kavramın daha

detaylı ve derin anlaşılması sağlanmış, açıklaması yapılmıştır.

Uluslararası İlişkiler disiplininin başlangıcı Birinci Dünya Savaşının ertesi, modern

veya ulus devletlerin başlangıcı da Westphalia antlaşması veya Fransız ihtilali

sonrası olarak alınsa da, aslında Realizm ve Liberalizm gibi klasik yaklaşımların

kökleri tarihte çok daha derinde yer almaktadır. İlki, Hobbes, Macchiavelli ve hatta

Thucydides’e varmakta, ikincisi ise, Rousseau’dan Dante Alighieri’ye kadar

uzanmaktadır. Ondokuzuncu yüzyılda Avrupa’da yaşanılan nisbi barış halinin

Birinci Dünya Savaşı ile sona ermesi, bir yandan, böyle yıkıcı bir olayın tekrar

yaşanmaması için liberal söylemlere ağırlık verilmesine sebebiyet verirken, diğer

yandan, bunların henüz İkinci Dünya Savaşı başlamadan ekonomik buhranla

beraber realistler tarafından sorgulanmasını, ve İkinci Dünya Savaşının ardından

da, Realizm’in Liberalizm karşısında belirgin bir öne çıkışını getirmiştir. 1960 larla

4 Joseph S. Nye, Jr. Understanding International Conflict, New York, Longman, 2000, s. 21-26.

Page 23: Birleşmiş Milletler Müdahaleleri: Bar şkoruma ve Barışa Zorlama …nek.istanbul.edu.tr:4444/ekos/TEZ/49640.pdf · 2016. 3. 25. · ve sabrıyla her zaman destek veren değerli

11

birlikte Sosyal bilimlerde yapısalcılığın Marksizm ile buluşması Uluslararası ilişkiler

disiplinine yeni bir ekol getirirken, aynı dönemde Realizm’i büyük bir sorgulamanın

ve tartışmanın içine çeken ise davranışçılık yaklaşımı olmuştur. 70 lerle birlikte

neo-realizm ve neo-liberalism, klasik yaklaşımlarından farklılık gösterirken, 90 larla

birlikte ise kimi düşünürler “tarihin sonu” nun geldiğini belirtmişlerdir. Müdahalenin, siyasi tarih boyunca, müzakere, diplomasi veya savaş gibi bir dış

politika enstrümanı olduğu ileri sürülmüştür. Müdahalenin meşruiyetinin

sorgulanması ise Fransız devrimi ve ulus-devletlerin yükselişi ile başlamıştır. 1793

Fransız anayasası, Fransızların diğer ulusların ülke içi meselelerine

karışmayacaklarını ve başkalarının da kendi işlerine karışmalarına tolere

etmeyeceklerini deklere etmektedir. Morgenthau, bu tarihten sonra gelen bir buçuk

asrı aşan bir süre boyunca devlet adamları, hukukçular ve siyasi düşünür-

yazarların meşru olan ve olmayan müdahaleleri ayırmak için nesnel kriterler

geliştirmek ve formüle etmek için uğraştıklarını belirtmektedir.5 Her ne kadar İkinci

Dünya Savaşından sonra Birleşmiş Milletler bu konuda bir meşruiyet merkezi

konumunu nispeten üstlenmiş olsa da, kavramın tanımı üzerinde halen bir

konsensüs oluşmamıştır.

1. Liberal Yaklaşımda Müdahale

Uluslararası iİişkilerde Liberal yaklaşım, devlet-toplum ilişkilerine, devletlerin dünya

politikasındaki davranışlarında kökten bir etkisi olması sebebiyle özel bir önem

atfetmektedir. Bu ilişki sadece devletlerin kendi iç toplumlarıyla sınırlı kalmamakta

uluslaraşırı toplumsal ilişkileride kapsamaktadır. Bireysel özgürlüklere de özel bir

önem atfeden bu yaklaşım, uluslararası ilişkilerde devletlerin davranışlarını, güç ve

kapasiteden ziyade, tercih ve önceliklerin belirlediğini vurgulamaktadır. Bu

bağlamda, toplumsal fikirler, çıkarlar ve kurumlar devletlerin önceliklerini

şekillemekte, dolayısıyla devletlerin davranış şekillerini etkilemektedirler.6 Bu

bağlamda, Liberal ve/veya (etik olarak) cosmopolitan yaklaşım müdahalenin

etiksel haklılığını insani ihtiyaçlar ve adalet üzerinden yapmaktadır. Temel olarak

5 Hans Morgenthau, “To Intervene or not to Intervene”, Foreign Affairs, V.45, Nisan, 1967 s. 425. 6 Andrew Moravcsik, “Liberal Theory of International Relations”, International Organizations. V. 51, Iss.4, 1997, s. 513.

Page 24: Birleşmiş Milletler Müdahaleleri: Bar şkoruma ve Barışa Zorlama …nek.istanbul.edu.tr:4444/ekos/TEZ/49640.pdf · 2016. 3. 25. · ve sabrıyla her zaman destek veren değerli

12

dünya toplumunu değiştirmeyi hedefleyen bu görüş, insanların hangi ırk ve devlete

mensup olduklarını önemsemeden temel insani ihtiyaçların karşılanması

konusundaki hassasiyetini ve vurgusunu ön plana çıkartmaktadır.

Bu noktadan hareketle, Liberal yaklaşım açısından, “müdahale”, sivil savaşlardan

veya doğal felaketlerden dolayı türlü acılar içinde olanlara insani cevap teşkil

etmekte, cevap niteliğindeki müdahaleyi gerçekleştirecek olanlar ise uluslararası

organizasyonlar veya içlerinden en önemlisi Birleşmiş Milletler olmaktadır. Tabii bu

yaklaşımda, diğerlerinde olduğu gibi ve hatta kıyaslandığında daha fazla olmak

üzere, müdahale kavramı açısından moral normlara atıf daha ön planda

gözükmekte ve etik değerler daha fazla göze çarpmaktadır. Özellikle çatışmaların

etnik temizliğe ve hatta soykırıma vardığı durumlar gözönüne alındığında, Thakur,

insanların artık müdahalenin gerçekleşmeyip soykırımın oluştuğu yerde “daha

fazla Ruanda istemiyoruz” opsiyonunu, B.M.’in onayı dışı gerçekleşen “daha fazla

Kosova istemiyoruz” alternatifine tercih ettiğini belirtmektedir.7 Diğer bir ifade ile,

katliamların ve etnik temizliklerin gerçekleştiği yerlerdeki masum insanların

korunması için dışardakilerin silahlı askeri güç ile müdahalesi tercih edilmektedir. Günümüzde bir uluslararası organizasyonun kararı ve meşruiyet şemsiyesi altında

gerekli görülen coğrafyalara müdahale edilmesi fazla yadsınmazken, ya da liberal

görüş insani değerleri öne çıkararak normatif bir yaklaşımla müdahalenin önünü

açarken, Nye’nin yukarıda bahsettiğimiz ekol - etik ilişkisini hatırlamak ve liberal

yaklaşımın uluslararası ilişkilerde – çoğu zaman olsa da - her zaman kozmopolitan

değil, moralist (devlet-ahlakçı) bakışı kapsadığını da tekrar vurgulamak

gerekmektedir. Farklı bir ifade ile, liberal yaklaşım içinde yer alanların tümü her

surette müdahalenin gerekliliğini savunmamaktadırlar. Örnek olarak Liberalizm’in

önderlerinden sayılan J. S. Mill, “Müdahale etmeme üzerine bir kaç kelime” adlı

makalesinde, devletlerin baskıcı rejimlerinin veya yöneticilerinin halk üzerindeki

eziyetlerine, verdikleri acılara, dış güçlerin her ne olursa olsun bunları engellemek

amacıyla müdahale etmemesi gerektiğini, yapılacak bir şey varsa bunun o ülkenin

halkı tarafından yapılması gerektiğini söylemektedir.8 Halkın mücadelesinin

başarısız olması üzerine sonuçlarına yine kendilerinin katlanması gerektiğini

7 Ramesh Thakur, The United Nations, Peace and Security, Cambridge, Cambridge University Press, 2006, s. 284. 8 J.S. Mill, Dissertations and Discussions, London, New York, Forum Books, 1958.

Page 25: Birleşmiş Milletler Müdahaleleri: Bar şkoruma ve Barışa Zorlama …nek.istanbul.edu.tr:4444/ekos/TEZ/49640.pdf · 2016. 3. 25. · ve sabrıyla her zaman destek veren değerli

13

belirtirken, gerekçelendirmesinde ileri sürdüğü, halkın çektiklerine son vermek ve

özgürlüğünü kazanmak adına yaptıkları yetersiz ve buna ulaşmadaki azimleri

eksik ise, dış bir müdahale ile gelecek olan yardımın ve özgürlüğün onlar için

gerçek ve sürekli olmayacağıdır.

Her ne kadar Mill gibi müdahale etmeme konseptini benimseyenler olsa da,

sonuçta, liberal yaklaşımın içinde ağırlıklı görüş insani ihtiyaçlara cevap için

müdahalenin gerekliliği görüşüdür. Liberalizm, Birinci Dünya Savaşından sonra bu

denli büyük çaptaki bir savaşın tekrarlanmaması için devletlerin diyaloglarını

sürdürebilecekleri, sorunlarını barışçıl yönden çözüm bulacakları bir ortamın

yaratılması adına uluslararası kurumsallaşmayı ön plana çıkarmıştır. Bu çabalar,

İkinci Dünya Savaşının çıkmasına engel olamasa da ve sonucunda liberal görüşe

desteğin ve inancın realist yaklaşım karşısında azalmasına neden olsa da, bu

konudaki ümitlerin tamamen yok olmadığı İkinci Dünya Savaşı ertesinde Birleşmiş

Milletler’in oluşturulmasıyla kendini göstermiştir.

90lı yıllara kadar, Soğuk Savaş süresince, Birleşmiş Milletler’in kuruluş amacına

yönelik “kollektif güvenlik sistemi”nin çalışmaması iki kutuplu sistemin taraflarının

kendi “kollektif savunma” anlayışını benimsemesinden kaynaklanmış, Sovyetler’in

çökmesiyle B.M. kaynaklı güvenlik sistemi tekrar devreye sokulmaya çalışılmıştır.

Yine aynı dönemde, akademik çevrelerce “demokratik barış teorisi” ortaya atılarak,

realist yaklaşıma bir alternatif sunulmuş, devletlerin iç siyasal uyarlama ve

uygulamalarının kalitesi üzerine kurulu uluslararası savaş ve barış açıklamaları

getirilmiştir. Kalite normallikle, normallik ise demokrasi ile tanımlanmış, ülke içi

demokrasiye tehdit ise uluslararası barışa tehdit olarak algılanmaya başlamıştır.9

Bu bağlamda uluslararası müdahaleler, uluslararası güvenlik rejiminin bir uzantısı

haline gelerek, tehditlere karşı gerekli cevap olmuşlardır. Dolayısıyla müdahalelere

Soğuk Savaş süresince karşı çıkan idealist yaklaşım, farklı bir açıdan da olsa artık,

ulusal çıkar temelli realist yaklaşım kadar, müdahalelere gerektiğinde dahil olmayı

benimsemiştir. Soğuk Savaş sonrası ilginç olan gelişme aslında, daha önce bulundukları

9 Laura Zanotti. “Taming Chaos: A Foucauldian View of UN Peacekeeping, Democracy and Normalization”, International Peacekeeping, V. 13, No: 2, June 2006, s. 151.

Page 26: Birleşmiş Milletler Müdahaleleri: Bar şkoruma ve Barışa Zorlama …nek.istanbul.edu.tr:4444/ekos/TEZ/49640.pdf · 2016. 3. 25. · ve sabrıyla her zaman destek veren değerli

14

konumlarını birbirleriyle değiştiren Liberal ve Realist yaklaşımların, müdahale

konusunda 180 derecelik bir dönüşle birbirlerinden farklı görüş öne sürerek yine

farklı iki uçta bulunmalarıdır. Tüm Soğuk Savaş sürecinde müdahalelere siyasi

olarak yaklaşan realist görüş, (özellikle, iki kutuplu sistemde, bulunduğu kutbun

lideri olan ABD ve SSCB nin uygulamalarında olduğu gibi) egemen devletlerin

gerek topraklarına gerek iç işlerine karışılmasını yadsımazken, idealist bakış

açısına sahip olanlar ise aynı dönem boyunca devletlerin bağımsız ve

egemenliklerini sınırsızca savunmuş ve siyasi çıkarlar doğrultusunda devletlerin iç

işlerine müdahalenin hukuksuzluğunu tüm güçleriyle vurgulamışlardır. Oysa 90

sonrası uluslararası sistemde yeralan kutuplardan birinin liderinin dağılması diğer

kutbun sıkılığının da gevşemesiyle, hem yeni devletler ortaya çıkmış, hem de bir

çok devlet iç savaşa maruz kalmıştır. Özellikle milliyetçi ve etnik kökenli sebeplere

bağlı çatışmalar o denli çoğalmış ve yoğunluk kazanmıştır ki, bu ülkelerde

yaşayan insanların maruz kaldıkları insanlık dışı muameleler iletişim teknolojisinin

gelişimiyle bütün dünyanın dikkatini her zamankinden daha fazla çekmiştir. İşte bu

noktada, idealistler, bulundukları cepheyi değiştirerek, bu ülkelerdeki iç savaşlarda

direk veya dolaylı hedef haline gelen sivil halkların uğradıkları acıların önüne

geçmek için müdahalelere meşru zemin aramaya başlamışlar, bunun içinde

uluslararası organizasyonları, özellikle Birleşmiş Milletler’i bu konuda en doğru

zemin olarak kabul etmişlerdir.

2. Realist Yaklaşımda Müdahale

Realist yaklaşımın öncüsü olarak kabul gören Thucydides, açıklamalarında,

Peloponnes savaşı süresince, devletlerin içindeki karşıt görüşlülerin, demokrasi

yanlılarının Atina’yı, oligarşi yanlılarının Sparta’yı çağırması gibi, savaş anında dış

bir ittifaka güvenmesinin ve yönetim değişikliği için kendilerini güçlendirecek,

karşıtlarını zarara uğratacak bir arayışa girmelerinin normal ve doğal bir şey

olduğunu belirtmiştir. Müdahale tanımını siyasi tarihin derinliklerinden günümüze

doğru çekerken Morgenthau da tanımında Thucydides’i destekler biçimde,

devletlerin kadim Yunan’dan bu yana kendi çıkarları açısından diğer devletlerin

işlerine ve ilişkilerine müdahil olmayı avantajlı bulduklarını ifade etmektedir.10 Her

10 Richard Little, Intervention: External Involvement in Civil Wars, London, Martin

Page 27: Birleşmiş Milletler Müdahaleleri: Bar şkoruma ve Barışa Zorlama …nek.istanbul.edu.tr:4444/ekos/TEZ/49640.pdf · 2016. 3. 25. · ve sabrıyla her zaman destek veren değerli

15

iki düşünür-yazar da müdahale edilmeyi ve etmeyi reel politik yaklaşımlarıyla

ortaya koysalar veya bu kavramın uygulamasında amacın güç ve çıkar üzerine

kurulu olduğunu belirtseler dahi, realizm aslında etik kurallardan tamamiyle

bağımsız değildir.

Realizmin etik değerler üzerine kurulmadığına ya da ahlaki değerlere önem

vermediğine dair vurgular yapılsa da, gerçekte, bu yaklaşım etik çerçeve ile etkili

siyasal hareket arasındaki ilişkiyi çok uzun süredir inceleyen bir felsefi gelenekten

doğmaktadır. Hobbes ve Hume çalışmalarında politik bir toplumda yaşayan

rasyonel bireylerin moral değerlere göre hareket etmelerinin kendi çıkarları

doğrultusunda olduğunu göstermeye çalışmışlardır. Rosenthal ise realizmin moral-

ilkesiz olması iddiaları hakkındaki görüşünü şu şekilde dile getirmektedir,

“Eleştiriler ve eleştirmenler, realistlerin siyaset ve etik arasındaki ayrılığın

muhafazası üstündeki ısrarını, realistlerin uluslararası ilişkilerde ahlakı standart-

yargı olarak görmediği şeklinde almışlardır. Gerçek bundan daha uzak olamaz”.11

Bu bağlamda, Wesley, etkili siyasal oluşum ve hareketlerin en iyi şekilde ancak

ortak değerlere sahip toplumlar içinde izlenebileceği sonucuna varmıştır. Ya da

farklı bir ifade ile belirtilirse, etkili bir siyasal birliktelik için toplumda bireylerin ortak

ahlaki değerlere bağlı kalarak hareket etmeleri gerekmektedir.12 Ortak değerlerden hareketle tekrar Morgenthau’nun yazdıklarına dönüldüğünde

görülen, dünyanın çatışan çıkarlar ve çatışmalarla ve farklı ahlaki ve kültürel

prensiplerle dolu olduğudur. Dolayısıyla herhangi tek bir prensipte, bu prensibi

destekleyenler ne kadar ahlaklı, rasyonel ve erdemli olursa olsun uyum

sağlanamayacaktır. Sonuç olarak ise böyle bir yerde sadece geçici çıkar

dengeleri beklentisi olacaktır.13 Bu açıyla dünyaya genel bir bakışla bakıldığında,

insanlığın farklı moral değerlere sahip toplumlara bölünmeleri sonucunda sınırlı

kaynaklar rekabet ortamı yaratmakta, realist etiğin esası da siyasi liderlerin böyle

bir ortamda kendi toplumunun çıkarlarını kollayacak ve yükseltecek bir ahlaki

Robertson and Company Ltd. 1975, s. 4. 11 Joel H. Rosenthal, Righteous Realists: Political Realism, Responsible Power, and American Culture in the Nuclear Age, Baton Rouge, Louisiana State U. Press, 1991, s. 47. 12 Michael Wesley, “Toward a Realist Ethics of Intervention”, Ethics and International Affairs, New York. V. 19, Iss 2, 2005. s. 55. 13 Barry Cooper, International Intervention: Sovereignty versus Responsibility, ed.: Michael Keren ve Donald A.Sylvan, London, Frank Cass Press, 2002, s. 127.

Page 28: Birleşmiş Milletler Müdahaleleri: Bar şkoruma ve Barışa Zorlama …nek.istanbul.edu.tr:4444/ekos/TEZ/49640.pdf · 2016. 3. 25. · ve sabrıyla her zaman destek veren değerli

16

zorunluluğa sahip olması gerektiği gerçeğine dayanmaktadır. Diğer bir ifadeyle, bir

devlet ya da yönetimin genel moral değerler çıkarı doğrultusunda değil ulusal veya

devlet çıkarı doğrultusunda hareket etmesi gerekmektedir. Realist yaklaşımın

moral değerlerinin genelden farklılık göstermesi, kendine has olması ve belirli bir

toplumdaki ortak değerlerle çıkarları doğrultusunda hareket etmeyi temel alması,

böylece, kendisini uluslararası alanda çıkarlarına ulaşmak için güç ve tehdit ile

evrensel genel moral-kural tanımaz bir yere konulmasının kabulünü

gerektirmemektedir.

Realist yaklaşıma göre, uluslararası sistemde egemen bir otoritenin eksikliği,

aktörlerde güvensizlik hali yaratmasına, sürekli tehdit algılama psikolojisi halinde

olmalarına ve dolayısıyla sistemde güç politikalarını hakim kılmasına sebebiyet

verse de, uluslararası ilişkiler tabanı tam bir kaos ortamı üzerine kurulu değildir.

Devletlerin çıkar üzerine kurulu eylemleri de, diğer aktörlerce, özellikle etkilenecek

olanlarca en düşük ortak payda üzerine kurulu bir normatif prensipler çatısı altında

olmaktadır. Dolayısıyla, realist moral çerçevenin birinci ilkesi, ulusal çıkarın

gözetilmesi ise de, ikincil ilkesi, bir hareketin haklı gerekçesinin düşünülmesi veya

meşru olarak anlaşılmasının sağlanması şeklinde belirtilir. Üçüncü olarak ise,

Wesley’e göre, dış politika kararları ve operasyonlarının, uluslararası prensiplere

uygun olarak alınması ve yapılması gerekliliğidir. Çünkü bu prensipler devletlerin,

içinde aksiyonlarının oluştuğu bir çerçeveyi temsil etmekte ve dış politikaların

doğrulanması ve motivasyonu için hayati öneme sahip olan normatif bir yapıyı

teşkil etmektedir.14 Bu bağlamda örneklendirildiğinde, Soğuk Savaş dönemi boyunca kutuplarca

yapılan müdahaleler, realist yaklaşım tarafından benimsenmiş, dış politikasını

değiştiren ve bir bloktan diğerine doğru sapma yapan bir devlete müdahale

nerdeyse kaçınılmaz olmuştur. Batı devletleri tarafından müdahale edilen

devletlerin rejiminin, demokrasi olsun olmasın, konuyla ilgisiz olduğuna kanaat

getirilmiş, diktatörlükle yönetilen ülkeler komünist olmadıkça muhatab kabul

edilmiş, çünkü eninde sonunda demokrasiye geçişlerinin çok daha kolay olacağına

inanılmış, bunun da ulusal çıkarlar ile örtüştüğü kabul edilmiştir. Soğuk Savaş

sonrasında ise müdahaleler, Wesley’in yukarıda belirttiği gibi realist moral

14 Wesley, a.g.e., s. 55.

Page 29: Birleşmiş Milletler Müdahaleleri: Bar şkoruma ve Barışa Zorlama …nek.istanbul.edu.tr:4444/ekos/TEZ/49640.pdf · 2016. 3. 25. · ve sabrıyla her zaman destek veren değerli

17

çerçevede değil de, sadece genel moral değerlere göre yapıldığında, Ruanda ve

Somali’de olduğu gibi başarısızlığa uğramış, ya da, meşruluğuna ve uluslarası

prensiplere uygunluğuna aldırmaksızın yalnız ulusal çıkar doğrultusunda

gerçekleştirildiğinde ise Irak gibi, geniş bir dirençle karşılaşıp oldukça fazla

diplomatik, finansal, materyal ve insani kayba malolmuş ve olmaktadır.15 Burada

verilen örneklerin başarısızlıklarını Wesley’in ileri sürdüğü ilkeler doğrultusunda

farklı birer ifade ile açıklamak gerekirse görülen şudur ki; Ruanda ve Somali

müdahalelerinin amacı, ulusal çıkar doğrultusundan ziyade, farklı ülkelerin farklı

ahlaki ve kültürel prensiplerinin sanki evrensel bir genellemesi yapılabilirmiş gibi,

(olmayan) uluslararası moral değerler doğrultusunda temellendirildiğinde, yapılan

müdahaleler yukarda açıklanan birinci ilke ile çelişmekte ve başarısızlıkla

sonuçlanmaktadır. Aynı şekilde Irak müdahalesi ise üçüncü ilke ile çatışarak,

uluslararası aksiyom prensiplerinin gözardı edilmesi, tamamen ulusal çıkar

kaynaklı operasyonla diğer devletlerin içinde bulunduğu ve bu prensiplerin

oluşturduğu çerçevenin dışına çıkıldığı sebebiyle, müdahil gücü gereğinden daha

fazla kayba uğratmıştır.

Getirilen tanımlardan, bir tarafta, realist yaklaşımın sadece siyaset ve güç

politikalarıyla tanımlanmaması gerektiği, moral değerlerlere ne kadar önem verdiği

ileri sürülürken, diğer taraftan, bu değerlerin realistler tarafından nasıl algılandığı

ve tanımlandığı iyi anlaşılmalıdır. Bu yaklaşımı benimseyenlerce, İkinci Dünya

Savaşı itibarı ile realist teorinin uluslararası ilişkiler çalışmalarını normatif

vurgulardan arındırarak varolan dünyanın betimlemelerine ve analizlerine

yönlendiğinin ileri sürülmesi de bu bağlamda ele alınmalıdır. Sonuçta, realizmin

eleştirileri iki temel sebebe dayanmaktadır. Birincisi uluslararası ilişkilerde güce

merkezi bir element olarak gereğinden fazla önem atfedilmesi, ikincisi ise güç, güç

dengesi, ulusal çıkar gibi konseptlerin tanımlarının açık ve net şekilde

yapılamaması ve bu gibi konseptlerin ölçümleme ile analiz birimleri haline

getirilememesidir.16

Tüm yukarıda belirtilenlerin sonucunda realist yaklaşımda müdahale, temel aktör

15 Wesley, a.g.e., s. 55-74. 16 Robert L. Pfaltzgraff Jr. “International Relations Theory: Retrospect and Prospect”, International Affairs, V. 50, No.1 Jan. 1974, s. 28-48

Page 30: Birleşmiş Milletler Müdahaleleri: Bar şkoruma ve Barışa Zorlama …nek.istanbul.edu.tr:4444/ekos/TEZ/49640.pdf · 2016. 3. 25. · ve sabrıyla her zaman destek veren değerli

18

olarak bir devletin, çıkarları doğrultusunda hareket ederek gerçekleştirdiği bir

eylem olarak anlaşılmalıdır. Soğuk Savaş’ın sona ermesine kadar geçen süre

içinde bir devletin çıkarı doğrultusunda hareket ederek uluslararası yarı kaotik

ortamda kendine avantaj sağlaması ve bunu gerçekleştirirken nispeten kaba veya

cesur, ya da, kural tanımaz veya kuralına uydurarak hareket etmesi 90 lardan

itibaren nispeten farklılaşmıştır. Aşağıdaki bölümlerde daha detaylı analizlerinin

yapılacağı gibi, bu davranış biçimi artık tek taraflı yapılmaktan daha ziyade

uluslararası organizasyonların meşruiyet şemsiyesi altında hareket ederek

gerçekleştirilmeye çalışılmaktadır. Diğer bir ifade ile, müdahale, eğer bir avantaj

sağlıyacaksa, idealist ve/veya liberal çatılar araçsallaştırılarak yapılmaktadır.

3. Davranışçılıkta Müdahale

Pozitivizmden etkilenen davranışçılık yaklaşımı, 1950 lerden itibaren sosyal

bilimlerde, 60 lardan itibaren ise uluslararası ilişkilerde kendini hissettirmeye

başlamıştır. Özellikle Soğuk Savaşın o yıllarda detant dönemiyle yoğunluğunun

düşmesi, akademik iklimin değişmesi, uluslararası ilişkilerin bir disiplin olarak

belirmesi, realist okulun kabullerinin daha dikkatli incelenmesine, eleştirilmesine ve

geniş, detaylı analizler yapılmasının talep edilmesine sebebiyet vermiştir. Birleşik

Devletlerde hemen tüm sosyal bilimler dallarını etkileyen “davranışçı” hareketin

ortaya çıkışı, uluslararası ilişkiler çalışmalarına da daha bilimsel yaklaşımın

temellerini hazırlamıştır. Bu anlamda tanımı, siyaset çalışmalarını, doğa

bilimlerinin yöntemleri üzerine modellenmiş, daha katı bir bilimsel disipline

dönüştürme çabaları olarak ta yapılabilmektedir.17

Yaklaşımın sadece gözlemlediğimiz ve ölçebildiğimizi bilebiliriz temeli üzerine

kurulmuş olması, tarih, tecrübe, ortak akıl, ve mantığın kendi başlarına delil

üretemeyeceğini belirtmektedir. Davranışçı ekolün önde gelen düşünürlerinden

Singer, sayılanların sadece birer fikir olduğunu ve bunların deliller altında

incelenerek yapılan işlemin açık, görülebilir, sistematik ve diğer araştırmacılar

tarafından tekrarlanabilir olması halinde devam edebileceğini açıklamıştır.

Davranışçılar bu sebeplerle oy verimi, ticari istatistik, savaş kayıpları, gibi 17 Kendall L. Baker. “ A Note on Behavioralists and Post-Behavioralists in Contemporary Political Science” PS: Political Science and Politics, V. 5 N. 3, Summer 1972, s. 271.

Page 31: Birleşmiş Milletler Müdahaleleri: Bar şkoruma ve Barışa Zorlama …nek.istanbul.edu.tr:4444/ekos/TEZ/49640.pdf · 2016. 3. 25. · ve sabrıyla her zaman destek veren değerli

19

örneklenebilecek, gözlemlenebilen olayların üzerine yoğunlaşmışlardır. Direk

ölçülmesi pek mümkün olamayan yerlerde ise, ya bireylerin, organizasyonların,

veya devletlerin eylemlerine kodlama ile kurallar koyarak ya da durum

simülasyonu yaparak ölçülebilir veri yaratmayı hedeflemişler, bu metotlar sonucu

ortaya çıkan kütlenin analizinde ise matematik teknikleri kullanmışlardır.18

Davranışçı yaklaşıma göre, “müdahale” kendi içinde iyi veya kötü değildir.

Tarihteki birçok müdahale yine birçok sebepten dolayı arzu edilmeyebilirken, bir

kısmı da aynı derecede arzu edilebilmektedir. Kavramın tanımı hakkında,

Rosenau, üzerinde bir uzlaşma olmadığını ve çok az sayıda kişinin aynı tür bir

betimleme çerçevesinde buluşabildiğini vurgulamakta ve bu sebepten dolayı da

literatürün askeri, ekonomik, propagandaya yönelik, diplomatik ve ideolojik

tartışmalarla istila edildiğini belirtmektedir. Kendisine göre, müdahalelerin bazıları

bir taraftan toplumların haklarını ihlal edip, uluslararası sistemin dengesini

bozarken, diğer taraftan bazıları da, uluslararası düzeni muhafaza edip insan

haklarını da koruyabilmektedirler. Bu bağlamda, müdahaleler bir eylem enstrümanı

olmakta, böylelikle müdahalesel davranışın ahlaksallığı da yönlenilen amaca bağlı

kalmaktadır. Rosenau, Halpern’den yaptığı “müdahaleler ile moralite arasında

açık bir sentez yoktur...” alıntısı ile müdahalelerin ahlaki zorunluluk olarak

gözüktüğü durumlarda bile istisnaların olabileceğini savunarak, 1956 Macaristan

örneği ile de müdahalenin ahlaki gereklilik teşkil ettiği bir durumda bile global

savaş çıkma tehlikesi varsa bundan vazgeçilebileceğini vurgulamaktadır.19

Sonuçta, yine Rosenau’ ya göre, müdahalenin bilimsel analizi ile moralite arasında

direk bir bağ kurulamazken, bilim, ahlaki problemleri çözememekte ve ampirik

olguyu açıklarken değer alternatifleri arasından birini seçmek için bir temel

sunmamaktadır.

4. Yapısalcılıkta Müdahale

Tarihsel olarak yapısalcılık – Structuralism – 19 yy. sonları 20 yy. başlarında

kurucusu veya büyükbabası olarak tanımlanabilecek İsviçreli dilbilimci Sausurre

18 John Lewis Gaddis. “Theory and the End of the Cold War”, International Security, V17, No.3 Winter 1992-93, s.13 19 James N. Rosenau. “Intervention as a Scientific Concept”, The Journal of Conflict Resolutions, V.13, No.2, June 1969, s.149-171.

Page 32: Birleşmiş Milletler Müdahaleleri: Bar şkoruma ve Barışa Zorlama …nek.istanbul.edu.tr:4444/ekos/TEZ/49640.pdf · 2016. 3. 25. · ve sabrıyla her zaman destek veren değerli

20

tarafından ortaya konmuştur. Kendisinden sonra gelen ve yapısalcılığın babası

olarak kabul edilen Fransız kültürel antropolog Levi-Strauss’un çalışması ise bu

modelin insan olgu ve olaylarına en geniş kapsamda uygulanması olarak kabul

edilmektedir. Yapısalcılığa bir ideoloji veya felsefe olarak bakıldığında, insanın bir

diğeri veya madde ile olan ilişkisini açıklayan inanç ve değerler sistemi olarak

tanımlanır. Yapısalcılık, bir yaklaşım biçimi olarak, 60larda ve 70lerde birçok

disiplinde etkin olmuştur. Felsefe, dil, edebiyat, psikanaliz, antropoloji ve bilim

felsefesi gibi sosyal bilim dallarını etkileyen bu düşünce okulu, Fransa’da ortaya

çıkıp, İngiltere ve A.B.D. de oldukça taraftar bulmuştur. Bu dönemde, Marksistler

için en önemli entelektüel olaylardan biri ise Marksizm’in yapısalcılık ile

karşılaşmasıdır.20

Yapısalcı yaklaşım davranışçılıktan, gözlenemeze odaklanarak ayrılmaktadır.

Böylece ölçülemez bir yapı her şeye rağmen uluslararası ilişkilere gözlemlenebilir

ve ölçülebilir bir şekilde etki etmektedir. Yapısalcıların işaret ettiği, gözlemlenemez

yapıların gözlenebilir etkileri olmasıdır ki; bu manada bir uluslararası sistemi

kimsenin görmemiş, ölçmemiş olmasına rağmen dünya politikasında devlet

gruplarının, bütünün sadece parçaları veya birimleri olmaktan daha fazla

karakteristiğe sahip olduğu gerçeğidir. Hiçbir devletin bilinçli olarak yaratmamasına

rağmen, çok kutupluluk veya iki kutupluluğun uluslararası ilişkilerde gerçek bir

durumu belirlemesi bu duruma iyi bir örnek teşkil etmektedir.21

Yapısalcı yaklaşıma göre, ekonomik yapı politikayı belirlemekte ve dünya politikası

dünyanın ekonomik organizasyonuna göre şekillenmektedir. Yapısalcılar dünyayı

sahip olanlar ve olmayanlar şeklinde ikiye bölerek, sahip olanların diğerlerini

sömürmek için zayıf tuttuklarını ileri sürmektedir. Bunun değiştirilmesi, güç ve

refah dağılımının eşitsizliğinin sona erdirilmesi için ise ekonomik sistemin radikal

bir biçimde tekrar yapılandırılması gerekmektedir. Uluslararası ilişkiler ekollerinin

içinde politik-ekonomik bir model ve/veya yaklaşım olarak yapısalcılık iki ana

kampa bölünmekte, Marksist ve bağımlılık teorileri olarak ayrılmaktadırlar.

20 Marc Zimmerman.”Polarities and Conradictions: Theoretical Basis of the Marxist- Structuralist Encounter”, New German Critique, No:7, Winter, 1976, s. 69-90. 21 Gaddis, a.g.e. 14

Page 33: Birleşmiş Milletler Müdahaleleri: Bar şkoruma ve Barışa Zorlama …nek.istanbul.edu.tr:4444/ekos/TEZ/49640.pdf · 2016. 3. 25. · ve sabrıyla her zaman destek veren değerli

21

Bu teorinin ayrılan kamplarının kısa bir tanımının yapılmasından önce dikkat

çekilmesi gereken bir husus, Uluslararası İlişkilerde klasik realizmin iki yapısalcı

yaklaşımın eleştirisine maruz kalmış olmasıdır. Birincisi, gerek realizmin kendi

içinde gelişen ve Waltz gibi sonucu Neoralizme varan olguları sistem seviyesinde

inceleyen yapısalcılık, gerek Keohane, Nye gibi düşünürler tarafından yapılan,

devlet haricinde yeni aktörlerin ortaya çıktığını savunan ve devletlerin karşılıklı

bağımlılığının arttığını ileri süren işlevselci bir yapısalcılıktır. İkincisi ve burada ele

alınan ise, üretim ilişkileri, devlet ve Uluslararası İlişkiler arasındaki bağlantıları

inceleyen ve politika ile ekonomi arasındaki ayırımın kapitalist üretim biçiminin bir

özelliği olduğunu ileri sürerek bunu reddeden bir yapısalcılıktır.22 Bu bağlamda,

ileri sürdükleri, görünenin altındakine bakıp görülmesi gerekenlerdir ki bunlar,

devletlerin üzerinde kontrol sahibi olamadıkları ve kendilerinin üzerinde hâkimiyet

kurduklarına inandıkları yapı ve yapısal güçlerdir.23

Marksistler, dünya düzeninin, kapitalistler tarafından, bilinçli olarak kapital birikimin

kendi ellerinde toplanması amacıyla kurulduğunu ve kolonyal dönemde ham

maddeleri ele geçirmek ve dış pazarları kendi üretimlerine açmak üzere

yapılandırıldığını iddia etmektedirler. Dekolonizasyon ise yeni fırsatlar getirerek

bağımlılık yaratmaktadır. Bağımlılık teorisine göre ise, gelişmiş ülkeler, kendi

güçlerini arttırmak için, gelişmekte olan ülkeleri siyasi ve ekonomik danışmanlar ve

çok uluslu şirketler vasıtasıyla kapitalist sisteme dahil etmekte ve kendilerine

bağımlı hale getirmektedirler. Dünya düzenine, bu bağlamda, siyasal ekonomik bir

gözle bakıldığında, uluslararası görüntü yaşayan bir piramit şeklindedir. Şu andaki

yüksek gelirli ülkelerin geçmişte izlediği gelişmeci süreç, bugün dünyanın geri

kalanına açık değildir. Aslında, yüksek gelirli olanların gelişmesindeki başarı,

onların geriye kalanları sömürme kabiliyetinde gizlidir. Piramidin üstünde yer alan

ülkeler, kendi altlarında yer alan diğerlerinin omuzlarına bastıklarından daha

yükseğe tırmanmaya devam etmektedirler. Piramit canlı olduğundan hareket hali

devam etmekte, alttakiler kaçmaya çalışırken yukarıdakiler şartlama, yönlendirme,

tehdit ve çeşitli güç birleşimleriyle aşağıdakileri bulundukları yere bağlamaya

çalışmaktadırlar.

22 Faruk Yalvaç. “Uluslararası İlişkiler Kuramında Yapısalcı Yaklaşımlar”, Devlet Sistem ve Kimlik. Der. Atilla Eralp, İstanbul, İletişim yayınları, 3. Baskı, 2000, s. 133-166. 23 Vendulka Kubalkova, Nicholas Onuf. International Relations in a Constructed World. New York, M.E.Sharpe, 1998, s. 35

Page 34: Birleşmiş Milletler Müdahaleleri: Bar şkoruma ve Barışa Zorlama …nek.istanbul.edu.tr:4444/ekos/TEZ/49640.pdf · 2016. 3. 25. · ve sabrıyla her zaman destek veren değerli

22

Müdahaleler de, piramit yapıda altta kalıp kaçmak isteyenleri oldukları yere

bağlamak adına yapılan güç uygulamaları sınıfında yer almaktadır. Marksist

teoride bütün uluslararası olaylar ekonomik kazanç sağlamaya yönelik

uygulamalar olarak indirgenebildiğinden, müdahaleler de özellikle kapitalist

sistemde yer alan gelişmiş ekonomiye sahip ülkelerin diğerlerini sömürmesinde

kullandığı veya başvurduğu bir araç olarak görülmektedir. Uluslararası sistemde

var olan kapitalist yapı gereği yukarıda yer alanların gerek kuvvet kullanarak

gerekse tehdit veya gerekse sömürülen ülkelerdeki ahlaksız yöneticilerin satın

alınması yöntemleriyle devletlerin siyasi yapılarının kontrolü sağlanmakta, ham

maddeleri, ucuz işçileri sömürülmekte, pazarları açılmaktadır. Sonuçta

müdahaleler, üçüncü dünya ülkelerinin kapitalist sisteme entegre olmuş

yapısından kurtulmaya çalıştıkça, gelişmiş ülkelerin başvurduğu bir araç olarak

tanımlanmaktadır.

5. Hukuk ve Etiksel Açıdan Müdahale

Müdahale kavramına Uluslararası Hukuk geleneğine göre bakıldığında,

yaklaşımlarında tarihsel olarak bir farklılaşma gözden kaçmamaktadır. Kimilerince

uluslararası hukuğun kurucusu sayılan, Grotius, devletlerin kendilerinden daha

büyük bir ahlaki düzenin elementleri olarak görüldüğünü, bu anlamda sınırlarının

moral değerlere bağlı olarak dış siyasal müdahalelere engel teşkil etmediğini ileri

sürmüştür. Bu bağlamda, Grotius uluslararası sistemi ahlaki bir düzen olarak da

yorumlamış, bu düzene uymayanların devlet sınırlarının, diğerlerince engel olarak

kabul görmeyeceğini ve müdahaleye gidecek olan yolun açık olduğunu belirtmiştir.

Zaman içinde bu anlayış değişmiş, devletleri egemen ve otonom birer yapı olarak

gören ve bu anlamda müdahalelerin yasaklanmasını dile getirenler, egemen

devletlerin haklarının uluslararası ilişkilerde sınırsız toleransa gereksiniminin

olduğunu ortaya koyarak bu anlayışın yerleşmesine öncülük etmişlerdir.24

Uluslararası hukuğun devletlerin sınırlarına nerdeyse kutsallık atfetmesi, egemen

devletlerin sınırları içine yapılacak müdahalelere tüm kapıların kapatılması gibi

görüşler, Grotius sonrasında gelişerek, devletlerin sınırları içinde yaptıklarına

24 P.H. Winfield, “The History of Intervention in International Law”, 3. British Year Book of International Law, 1922-1923, s.130-160.

Page 35: Birleşmiş Milletler Müdahaleleri: Bar şkoruma ve Barışa Zorlama …nek.istanbul.edu.tr:4444/ekos/TEZ/49640.pdf · 2016. 3. 25. · ve sabrıyla her zaman destek veren değerli

23

sınırsız tolerans gösterilmesi gerektiğini ileri sürmüşlerdir.

Diğer taraftan, gerek yukarıda Birinci Bölümün girişinde, gerekse burada, konunun

etik tarafı incelenirken daha önceden bahsedildiği üzere yapılan açıklamalar

ağırlıklı olarak negatif veya pozitif olarak belirtilmektedir. Bunun daha iyi

kavranmasını sağlamak için etik veya ahlaki görevlerin özü ile değil fakat tipleri

itibarı ile düşünüldüğünün vurgulanması gerekmektedir. Uluslararası etikte, etik

görev veya zorunluluklar pozitif ve negatif görevler olarak ele alınmaktadır. Pozitif

görevler aktif olarak bir eylem yapmak, ortaya bir şey koymak olarak anlaşılırken,

negatif görevler ise, tersine, hiçbir şey yapmamak veya yapılıyorsa da onu

durdurmak, anlamı taşımaktadır. Bu bağlamda, bir devletin pozitif zorunluluğu,

etiksel anlamda, vatandaşlarının refahını sağlamak ve onları korumak olarak aktif

olmayı gerektirirken, diğer taraftan, negatif zorunluluğu, vatandaşlarını haklarından

mahrum bırakacak veya eziyet verecek eylemlerden kaçınmasını, bunları

yapmamasını gerektirmektedir.25 Geleneksel olarak, uluslararası alanda ahlaki ve

normatif düşünce negatif görev veya zorunluluk ilkesi ile baskındır. Diğer bir ifade

ile ve açıkçası, devletler diğer devletlerin işlerine müdahale etmemeli, ediyorlarsa

da bundan vezgeçmeli, bu konuda hiçbir eylemde bulunmamalı şeklinde

anlaşılmalıdır.

Yukarıdaki bu uluslararası etik tiplemesinin açıklaması altında tekrar müdahale

kavramına dönüldüğünde, kavram, genel olarak egemen bir devletin işlerini

etkilemek için, o devletin haricindeki bir birim tarafından uygulanan siyasetlerin ve

yapılan hareketlerin tümü olarak oldukça geniş bir şekilde alınmaktadır. Kavrama

negatif anlam veren Louis Henkin, tanımını “devlet egemenliğinin ihlali” olarak

ortaya koymakta, müdahalenin aslında normatif yapının ihlali olarak algılanması

gerektiğini belirtmektedir. Aynı zamanda hukuki anlamdaki bu tanımın etik bir

çerçevenin içinde yer aldığını da vurgulamaktadır. Bu tanımlama yukarıda

Grotius’un yaptığı ile karşılaştırıldığında, aslında her ikisinin de moral değerlere

atıf yaptığı görülmekte, fakat uluslararası hukuk açısından zaman içinde oluşan

paradigma değişikliği de gözler önüne serilmektedir.

25 Richard Shapcott. International Ethic: A Critical Introduction, Cambridge, Polity Press, 2010. s, 5.

Page 36: Birleşmiş Milletler Müdahaleleri: Bar şkoruma ve Barışa Zorlama …nek.istanbul.edu.tr:4444/ekos/TEZ/49640.pdf · 2016. 3. 25. · ve sabrıyla her zaman destek veren değerli

24

Henkin’in yaklaşımındaki gibi, hemen tüm uluslararası hukuki betimlemeler bu

kavrama negatif bir anlam yüklemektedir.26 Diprizio’nun tanımlamasında ise

müdahale “Egemen bir devletin iç işlerini etkileyecek bir dış eylem” şekliyle negatif

ve yine oldukça geniş haliyle yer almaktadır.27 Müdahalenin diğer bir negatif tanımı

Ortega tarafından “bu terim bir devlet yönetiminin politikasını hatta yönetimin

kendisini dahi değiştirmeyi hedefleyen spesifik zorlayıcı aksiyomları tanımlamakta

kullanılırdı” şeklinde belirtilmiştir. Fakat daha sonra, bu kavramın, özellikle askeri

müdahalelerin, 90 lar itibarı ile her şeye rağmen gerekli ve kabul edilebilir

olduğunu, son senelerde uygulanan müdahale örneklerinin, Soğuk Savaş

süresince ve daha önceki yüzyıllarda olduğu gibi güçlü olanların zayıf olan

devletleri etki altına alma aracı olarak değil, tersine insani acıların önlenmesi ve

uluslararası barış ve güvenliğin tesisi amaçlarına ulaşmada bir enstruman olarak

görülmeye başlandığını belirtmiş, dolayısıyla önceki negatif yükün kalktığını da

vurgulamıştır.28

Yukarıda bahsedilenlerin ardından belirtilmesi gereken önemli bir nokta, ileride

daha detaylı olarak değinileceği gibi, henüz birkaç sene önce oluşturulan ve

Birleşmiş Milletler tarafından kabul edilen Koruma Sorumluluğu - Responsibility to Protect – isimli raporda ortaya konulan pozitif etiksel zorunluluktur. Burda

belirtilen, eğer herhangi bir devletin vatandaşları insani haklarından mahrum

ediliyor, acı içinde bırakılıyorlarsa ve kendi devletleri bu konuda bir şey yapmıyor

veya yapamıyorsa diğer devletlerin bu insanlara yardım etmek için pozitif

zorunlulukta olduğudur. Bu bir pozitif görevdir, çünkü devletler bu insanlara yardım

etmek için harekete geçmek üzere, ortaya bir eylem koymak üzere çağrılmışlardır.

Bu “Koruma Sorumluluğu” doktrini, devletlerin diğer devletlere müdahale etmeme

geleneğinin, yani negatif zorunluluğunun yerini almak üzere hazırlanmıştır.29

Böylece hemen yukarıda Ortega’nın sözünü ettiği negatif yükün kalkmak üzere

olduğu vurgusu böylece daha bir anlam kazanmaktadır.

26 Anthony F. Lang. Just Intervention, Washington D.C., Georgetown University Press, 2003, s.3. 27 Robert C. DiPrizio. Armed Humanitarians: US Interventions from Northern Iraq to Kosova, Baltimore, The Johns Hopkins Press, 2002, s. 4. 28 Martin Ortega. “Military Intervention and the E.U”, Chaillot Papers, Paris, Institute for Security Studies, V.45, Mart. 2001, s. 2. 29 Shapcott. a.g.e. s, 5.

Page 37: Birleşmiş Milletler Müdahaleleri: Bar şkoruma ve Barışa Zorlama …nek.istanbul.edu.tr:4444/ekos/TEZ/49640.pdf · 2016. 3. 25. · ve sabrıyla her zaman destek veren değerli

25

Diğer taraftan, konuya farklı bir açıdan yaklaşan fakat aynı sonuca varabilenler

şüpheciler – skeptics - olmuştur. Daha önceden bahsedildiği gibi, genellikle realist

ekole yakın düşen uluslararası etiğe şüpheci bakış açısı, uluslararası hukuk

alanında çalışanların ve kültürel antropologların dünya kültürlerinin rasyonelliğe

bakış açısında çok geniş farklılıklar olduğunu ortaya koyduğunu ileri sürmektedir.30

Dolayısıyla bu anlamda bir şüpheci, evrensel kabul görebilecek bir sosyal etik

anlayışı için ortak rasyonel alanın olmadığını ileri sürmektedir. Bu bağlamda

uluslararası siyasi teorilere normatif yaklaşım mümkün olmadığından, yapılacak

olan müdahalelerin de hangi ahlaki anlayış çerçevesinde yapılacağının ciddi

şekilde sorgulanması gerekmektedir. Sonuç itibarıyla, çalışmada, müdahale kavramının tanımı üzerinde evrensel bir

kabul olamaması, uluslararası ilişkilerde ekollerin ve hukuk, ahlak gibi açıklayıcı

birim veya araçların olay ve olgulara yaklaşımlarındaki farklılıklarla açıklanmıştır.

Kavramın tanımı üzerine yapılan tüm bu farklı yaklaşım ve açıklamaların ardından

bir eleştiri getirilmesi gerekirse; tarafların sadece bulundukları yerin bakış açılarıyla

kavrama tek düze yaklaşımlar getirerek çok boyutlu olarak anlaşılması ve

incelenmesi gereken bu kavramı indirgedikleri rahatlıkla ileri sürülebilir. Bu

bağlamda, realist ve liberal yaklaşımların destekçilerinin, birinin ulusal çıkara

hizmet eden müdahaleleri destekleyerek kendilerine has etik anlayışlarıyla

davranış sergilemesi, diğerinin ise siyaseti gözardı etmesi, bir uluslararası hukuk

taraftarının ise “müdahale etmeme (non-intervention) normu, devletleri veya

devletler topluluğunu birarada tutan en önemli normdur” diyerek, devletlerin güç

politikaları ya da ulusal çıkar doğrultusunda yaptıkları müdahalelerle, ahlaki ve

insani amaçlarla yaptıkları müdahaleler arasındaki farkı ayırtedememesi veya aynı

doğrultuda değerlendirmesi bu indirgeyici yaklaşıma birer örnek teşkil etmektedir.

B. Müdahale: Çerçevesi ve Uygulayanları Kavramın pozitif veya negatif anlam taşıyan farklı tanımları, yapılan çalışmayı

geneli açısından etkilemese de, tanımların ortaya çıkardığı genişlik, çerçevesi

30 Charles R. Beitz, Political Theory and International Relations, N.J. Princeton U. Press, 1999 s. 17.

Page 38: Birleşmiş Milletler Müdahaleleri: Bar şkoruma ve Barışa Zorlama …nek.istanbul.edu.tr:4444/ekos/TEZ/49640.pdf · 2016. 3. 25. · ve sabrıyla her zaman destek veren değerli

26

açısından etkilemektedir. Günümüzde müdahaleleri gerek kolaylaştıran gerekse

teşvik edebilen şartlar, geçmişe kıyasla, daha belirgin hale gelmiştir. Gelişmiş

teknolojinin ve bununla ilgili olarak iletişim araçlarının, bir ülkenin ulusal sınırlarının

dışından o ülkeye yapılacak propagandaya ve etkiye açık hale getirmesini

yadsımak mümkün gözükmemektedir. Bu tabii ki sadece propaganda ile sınırlı

kalmamakta, yanlız haberleşmenin değil bu alandaki farklı iletişim ve ulaşım

araçlarının gelişmesi ile de, egemen devletlerin dışardan finansal, ekonomik

müdahalelere maruz kalmasını beraberinde getirmekte, bu konuda merkezi veya

direnişçi güçlere destek veya engellemeler söz konusu olmaktadır. Diğer taraftan,

bu müdahaleleri gerçekleştiren aktörlerin çeşitliliği de, konuya farklı bir boyut

getirmektedir. Bir devletin, devletler koalisyonunun, askeri müttefikliklerin,

uluslararası organizasyonların müdahalelerde bulunmaları, bu konuda örnekler

sunmaları durumunda, alanın kapsamının genişliği kadar, uygulayanlarının

farklılığı da dikkat çekmekte, bu konuya değinilmesini zorunlu kılmaktadır.

1. Müdahale ve Kapsama Alanı

Genellikle müdahale, literatürde, diplomatik-siyasi olarak, (bir ülkeye asilerle nasıl

başedeceği konusunda danışma vermek gibi) ekonomik olarak, (varolan yönetimi

devirmeye çalışan karşıt gruba finansal yardım gibi) ve askeri olarak, (sınır

ötesine asker göndermek gibi) kategorize edilse de31, Joseph Nye, “müdahale” nin

bazen bir ülkenin iç işlerine bilinçli olarak çok geniş bir yelpazede dışarıdan

yapılan karışma olarak nitelendirilebildiğini belirterek, bu yelpazeyi düşük

zorlamadan yüksek zorlamaya giden düz bir çizgi üzerinde sekize ayırmaktadır.

Bir ucunda, bir ülkenin diğer bir ülke hakkında iç işlerine müdahil konuşmalar

yapmasıyla başlayan bu çizgi sırasıyla, radyo ve televizyonlarla yayın, ekonomik

yardım, askeri danışman, muhalefet desteği, blokaj, limitli askeri harekat ve son

olarak askeri istilayı içinde barındırmaktadır.32 Fakat “müdahale”, yine kendisinin

de söylediği gibi uluslararası hukuk ve diplomasi geleneğinde genellikle çok daha

dar bir şekilde, yelpazenin yüksek zorlama ucundaki araçlarla ifade bulmaktadır.

Bu çalışma da, kavramın genellikle kullanılan dar anlamını, yelpazenin bu yüksek 31 Frederick S. Pearson, J. Martin Rochester. Intervention. New York, Random House, 1998, s. 110 32 Joseph S. Nye. Power in the Global Information Age: From Realism to Globalization, London, Routledge, 2004, s. 137.

Page 39: Birleşmiş Milletler Müdahaleleri: Bar şkoruma ve Barışa Zorlama …nek.istanbul.edu.tr:4444/ekos/TEZ/49640.pdf · 2016. 3. 25. · ve sabrıyla her zaman destek veren değerli

27

zorlama ucundaki araçlarla ifade edildiği şekli, diğer bir ifade ile, silahlı askerlerin

kullanıldığı alanı kapsamaktadır.

Çalışmanın amacında, müdahaleler oluşurken elde edilen verilerden yola çıkılarak,

sonuçları ve başarısı arasındaki ilişki aranacağından bahsedilmiş, fakat aynı

zamanda bu bölümün başında da, literatürün hemen tümünü kapsayan hukuki,

etik ve siyasal tartışmalara değinilmesinin ne kadar sakınılsa da kaçınılmaz olduğu

belirtilmiştir. Kavramın tanımı, yukarıda, uluslararası ilişkiler yaklaşımlarının

farklılıklarıyla ortaya koyulurken hukuk ve etiksel yaklaşımların da bakış açıları

sunulmuştur. Çünkü, müdahale kavramı, Joseph Nye’nin de belirttiği gibi, özünde

sadece olan bir olayı tariften öte, değer yargısında da bulunmakta, böylelikle

sadece hukuk ve siyasi değil, moral değerler alanına da girmektedir.33 Bu çalışma

da bunu kabul etmekle birlikte, Nye’nin bu açıklamasını, aslında kendisinin de

bulunduğu kampın gözlüğü ile bakarak yaptığını da unutmamaktadır. Bu

bağlamda, bu çalışma kendi tanımını ortaya koyarken, tanımın taşıdığı değer

yüküne de nötr durmaya mümkün olduğunca dikkat etmektedir. Diğer bir ifade ile,

kavramı betimleme aşamasında kullanılan ifadelere özen gösterilmeye çalışılmış,

tanım aşamasında “müdahale” ye iyi, gerekli ve olması gereken, veya kötü,

gereksiz, ve kaçınılması gereken gibi bir anlam yüklenilmesine izin verilmemiştir.

Kavramın değer yükü ve kapsadığı alan açısından Connaughton’ın, “bir veya daha

fazla devletin başka bir devletin işlerine savaş harici olarak güçle müdahale

etmesidir” tanımı, 34 müdahaleyi genel anlamda daha dar bir hale getirmekte, bu

çalışmada kullanılıcak olan kavramın betimlemesine yakın düşmekte ve

üstlenilmesinden kaçınılan bir değer yükünü de nispeten hafifletmektedir. Veya

Lyons’un belirttiği gibi, müdahale belirli bir amaç doğrultusunda fiziksel olarak

sınırların geçilmesidir tanımı da oldukça yakın durmaktadır bu çalışmaya. Kendisi

müdahalenin yukarıda çeşitli görüşlerle verilen bu geniş alanını aslında üçe

bölmüş ve herbirini farklı bir şekilde adlandırmıştır. İnsani yardım götürmek için

egemen bir devletin topraklarına yardım kuruluşlarının çalışanlarını götürmek veya

onlara eşlik etmekten, toplu katliam silahlarının üretildiği kimyasal veya nükleer

33 Nye, a.g.e., s. 148 34 Richard Connaughton, Military Intervention in the 1990s : A New Logic of War, London, Routledge Press, 1992, s. 3.

Page 40: Birleşmiş Milletler Müdahaleleri: Bar şkoruma ve Barışa Zorlama …nek.istanbul.edu.tr:4444/ekos/TEZ/49640.pdf · 2016. 3. 25. · ve sabrıyla her zaman destek veren değerli

28

tesislerin bombalanmasına kadar varan yelpazedeki, savaş harici fiziksel güç

kullanımını müdahalenin içine dahil etmektedir, Lyons. Fakat, devlet sınırlarını

aşmadan ve fiziksel güç kullanmadan, diplomatik ve ekonomik bağlantıları

kesmeye “isolasyon”, diğer devlet veya devletlerin davranışlarını değiştirmek için

yapılan müzakere, veya ödül ve ceza tehditleri yöntemlerine ise “etki”

demektedir.35

Bu bağlamda, “müdahale” kavramının çerçevesi bu çalışmanın kendi tanımında,

“bir devlete rızasıyla veya rızası olmadan diğer bir devlet, devletler topluluğu veya

organizasyon tarafından önceden belirlenmiş bir amaç doğrultusunda yapılan

savaş harici askeri sevkiyat ve/veya operasyonlardır” şeklinde çizilmiş, böylece

“müdahale” ye bir ön kabulle yaklaşılmamış ve bu bağlamda nötr bir tutum

izlenilmiş, tanımın kapsadığı geniş alan ise yukarıda da belirtildiği gibi silahlı

askerlerin müdahil olduğu alana indirgenmiştir.

Müdahale kavramının çok boyutlu olan yapısının daha iyi anlaşılması açısından,

çalışmanın kendi tanımını ortaya koymasından sonra, bu betimlemede yer alan

terimlerin ve/veya unsurların da detaylandırılması gerekmektedir. Bu bağlamda,

müdahalenin diplomatik, siyasal, ekonomik, askeri gibi sınıflandırılmasının

ardından ilk olarak askeri olan, askeri güç kullanılan kısmının da açılması, kendi

içinde detaylandırılması gerekmekte, ardından ise, müdahale – savaş faklılığı,

daha sonra, müdahalede bulunanların incelenmesi, ve rıza ve meşruiyet

sorunlarına değinilmesi kaçınılmazdır.

a. Müdahale Örnekleri ve Sınıflandırılmaları Müdahalenin ya da genellikle kullanılan ve zorlama kısmının kapsandığı askeri

olan tarafının tanımının ardından bu kısmın da içinin açılması ve derinleştirilmesi

önemlidir. Bir çok farklı askeri müdahalenin örneklendirilmesinde ve

sınıflandırılmasında, kullanılan gücün ölçeği, kapsadığı birimler, yoğunluğu,

yönetim yetkisi ve herşeyden önemlisi amacı birer unsur olarak ortaya

35 Gene M. Lyons and Michael Mastanduno, “International Intervention, State Sovereignty and the Future of International Society”, Beyond Westphalia, 1995, Baltimore, John Hopkins University P. s. 11.

Page 41: Birleşmiş Milletler Müdahaleleri: Bar şkoruma ve Barışa Zorlama …nek.istanbul.edu.tr:4444/ekos/TEZ/49640.pdf · 2016. 3. 25. · ve sabrıyla her zaman destek veren değerli

29

çıkmaktadır. Bu anlamda askeri müdahaleleri de kendi içlerinde bu kriterler

gözönünde bulundurularak detaylandırmak ve tasnif etmek olanağı doğmaktadır.

Geçtiğimiz yüzyılda herbirinin fazlaca örneğinin görülebildiği bu askeri müdahalele

şekillerini, kapsam olarak geniş, ve bu aşamada uygulayanını da (bir veya birçok

devlet, koalisyon, organizasyon gibi) daraltmadan incelemekte yarar

gözükmektedir. Literatürde bazıları farklı şekilde adlandırılsalar da genel olarak, bir

örnekle Haas’ın yaptığı gibi, askerin kullanıldığı müdahale tiplerini sınıflandırılırken

caydırıcı olan, önleyici olan, yönlendirici olan, cezalandırıcı olan, barışı koruyucu

ve yapıcı olan, ulus inşaa eden, insani yardım amaçlı olan, kurtarma amaçlı olan,

menedici (yasaklayıcı) olan, gücün dolaylı kullanıldığı ve son olarak savaş hali

olanlar sayılmaktadır.36 Veya Connaughton’un ki gibi, aynı müdahaleler için, klinik,

cerrahi ataklar, blokaj gibi isimler de verilmektedir.37

Bu askeri müdahale tiplerinin kısa tanımları ve birer örnekleri şu şekilde verilebilir.

- Amerika Birleşik Devletleri’nin bir kısım askeri gücünün Soğuk Savaş

boyunca Kore’de ya da Avrupa topraklarında bulunması veya

Yugoslavya’nın dağılma sürecinde çıkan olaylarda B.M. gücünün

Makedonya topraklarında konuşlanması, “caydırıcı” harekete – deterrence

– örnekler teşkil etmektedir. Kısaca bu tip müdahalleler, karşı tarafın

atacağı adımların veya yapacaklarının getireceği maliyetin sonuçta

alacağını düşündüğü faydadan daha fazla olacağına ikna olmasını

sağlamaya yönelik olmaktadır.

- 1981 de İsrail’in Irak’ın Osirak nükleer reaktörüne harekat düzenlemesi,

veya Irak’a düzenlenen Çöl Fırtınası harekatı ise “önleyici” – preventive -

olan müdahalelere, karşı tarafın askeri kapasitesinin gelişmesinden önce

durdurma veya yok etme amaçlı olanlara verilen örneklerdir.

- “Yönlendirici” (zorlayıcı) – compellence - müdahalede ise karşı tarafın

gözünde değerli olan belirli hedefler vurulurak veya bunları yok etme

kapasitesine sahip olunduğu belirtilirek, karşı tarafın herhangi bir harekata

girişmeden önce tekrar bir fayda maliyet hesabı yapması amaçlanır. Bunun

örnekleri ise yine Birleşik Devletler’in 1983 Suriye’de ve 1994 Belgrat’ta

36 Richard N. Haas. Intervention, Washington D.C., Brooking Institution Press, 1999, s. 49-65. 37 Connaughton, a.g.e. s.1-2.

Page 42: Birleşmiş Milletler Müdahaleleri: Bar şkoruma ve Barışa Zorlama …nek.istanbul.edu.tr:4444/ekos/TEZ/49640.pdf · 2016. 3. 25. · ve sabrıyla her zaman destek veren değerli

30

belirli hedefleri havadan bombalamasıyla verilebilir.

- Diğer bir müdahale türü olan “cezalandırıcı” – punitive -harekat ise karşı

tarafın atttığı adımın veya yaptığının bir bedeli olduğuna yöneliktir. 1993’te

Irak’ın ABD Başkanı (G.H.) Bush’a suikast teşebbüsünde rol aldığına, ya

da yardımcı olduğuna kanaat getiren Clinton yönetiminin uyguladığı

harekat ile Libya’nın Berlin’de terorist bir ataktan sorumlu olduğu

gerekçesiyle ABD Reagan yönetiminin Libya’yı bombalaması cezalandırıcı

olanlara örneklerdir.

- Barışıkoruma, barış yapma ve ulus inşaası – peacekeeping, peacemaking, nation building – gibi müdahale türleri daha sonra,

aşağıda Birleşmiş Milletler ve Müdahale bölümünde üzerinde ağırlıklı

olarak durulacak ve detaylandırılacak olan harekat tipleridir. Dolayısıyla bu

kısımda açıklanmayacak ve örneklenmeyecek olsalar da, burada

belirtilmesi gereken, bu çalışma Haas’ın müdahale tiplemelerinde yer alan

“barış yapma” yı farklı bir tanımla açıklamakta ve ayrıca “savaş” yapmayı

da bir müdahale tipi olarak kabul etmemektedir.

- “Menedici” veya yasaklayıcı – interdiction – müdahale, belirli ekipmanı,

kaynağı, kişiyi karşı tarafın lehinde kullanacağı istediği bir yere, liman,

terminal veya cephe gibi, varmasını engelleyici bir nitelik taşımaktadır.

Uyuşturucu ve sınırlardan yasadışı insan girişini engelleme, ayrıca ülkelere

uygulanan zorlayıcı yaptırımlar bu sınıfa girmektedir.

- İnsan hayatını kurtarma amaçlı güç kullanma harekatları ise “insani yardım”

amaçlı – humanitarian – olan müdahaleler olup, bununla aynı sınıfta

sayılabilecek fakat küçük farklılık gösteren diğer bir müdahale tipi ise

“kurtarma” – rescue – müdahaleleridir. 1980 de İran’da bulunan Amerikan

rehinlerinin kurtarılması için Carter yönetimi tarafından düzenlenen

operasyon buna iyi bir örnek teşkil etmektedir.

Diğer taraftan, yukarıda da belirtildiği üzere, konuyla ilgili araştırmacılar,

Connaughton gibi, aynı müdahale örneklerine farklı isimler vermekte, İsrail’in Irak

nükleer reaktörünü vurması veya ABD’nin Libya’yı bombalaması gibi

operasyonlara klinik ve/veya cerrahi – clinical, surgical – operasyonlar

demektedir. Başka bir örnekse, blokaj – blockade – dır. Genellikle bu tip

örneklerde amaç, deniz kuvvetlerine bağlı savaş gemilerle belli bir bölgeyi, değeri,

Page 43: Birleşmiş Milletler Müdahaleleri: Bar şkoruma ve Barışa Zorlama …nek.istanbul.edu.tr:4444/ekos/TEZ/49640.pdf · 2016. 3. 25. · ve sabrıyla her zaman destek veren değerli

31

aracı korumaya almak, karşı tarafa bağlı kuvvetleri, korunan her ne ise onun

yanına yaklaştırılmamasını sağlamaktır. İran Irak savaşında ve Iraq Kuwait

savaşında körfezde, Soğuk Savaş döneminde ise Küba’da Amerikan deniz

kuvvetlerince uygulanmıştır.

Farklı isimlerle sınıflandırılabilen bu askeri müdahalelerin örneklerini çoğaltmak

oldukça kolaydır. İkinci Dünya Savaşının ardından sonra Soğuk Savaş dönemi ve

ertesinde Sovyetler’in doğu Avrupa ülkelerine, ABD’nin kendi arka bahçesi saydığı

orta ve güney Amerika ülkelerine veya bu iki kutup lideri ülkenin hemen tüm

kıtalardaki ülkelere, Hindistan’ın Sri Lanka’ya, İngiltere’nin Folkland adasına, BM’in

Kamboçya, Mozambik, Bosna’ya , NATO’nun Kosova, Afganistan’a, Batı Afrika

Ülkeleri Ekonomik Birliği’nin – ECOWAS – Liberia, Sierra Leone’ye yaptıkları

müdahalelerle örnekler çoğaltılabilir. Her ne kadar müdahaleler askeri olanlarla

sınırlansa da henüz uygulayanları ve amaçları doğrultusunda daraltılmamıştır.

Uygulayanları açısından da amaçları açısından da yelpaze oldukça geniştir.

Üzerinde durulmaya değer olan diğer bir nokta, yukarıda verilen örneklerde veya

literatür içinde, müdahaleler ile savaşların arasında keskin bir çizgi çekmek yerine

arada biraz gri alanın bırakılmasının gerekliliğidir. Müdahalelerin savaşları

kapsayıp kapsamadığı veya kapsamıyorsa müdahalelerin nerde bitip savaşların

nerde başladığına dair farklı yaklaşımlar bulunmaktadır.

b. Savaş ve Müdahale Savaş ve müdahale kavramlarını, çok keskin bir çizgi çizerek değil ama yukarıda

bahsedildiği üzere arada bir gri alan bırakmak suretiyle, birbirinden ayırmak

gerekmektedir. Fakat savaş, bu çalışmanın temelinde yer almadığından ve detaylı

analizi bu çalışmada, başka hiç bir şeye yer verilmesine müsaade etmeyecek

kadar geniş olacağından, bu bölümde evrensel olarak kabul görmüş temel

çalışmalar üzerinden yüzeysel olarak açıklanmıştır. Dolayısıyla burada savaş

kavramına, yukarıda müdahale kavramının farklı betimlemelerinin defalarca detaylı

olarak yapılmasından dolayı müdahaleye değinmeden, ikisi arasındaki farkın

anlaşılmasına yetecek kadar yer verilmiştir.

Page 44: Birleşmiş Milletler Müdahaleleri: Bar şkoruma ve Barışa Zorlama …nek.istanbul.edu.tr:4444/ekos/TEZ/49640.pdf · 2016. 3. 25. · ve sabrıyla her zaman destek veren değerli

32

Savaş kavramı ile ilgilenen hemen herkesin ortak payda da buluştuğu fikirlerden

biri, tarih boyunca askeri konularla ilgili yazılmış en önemli ve etkili eserlerden

birinin, belki de en etkilisinin, Clausewitz’in “Savaş Üzerine” adlı kitabı olduğudur.

Prusya’nın 19. yy, ikinci yarısından itibaren kazandığı askeri başarılar bütün

Avrupa’nın dikkatini çekerken, daha sonra bir çok farklı ülkeye giderek dış ordulara

eğitim veren Moltke, Goltz, Blume, Meckel gibi ünlü askeri liderler ve yazarlar

kendilerini Clausewitz’in öğrencileri olarak kabul etmişlerdir. Clausewitz’in savaş

hakkında geniş ve detaylı anlatımının yer aldığı eseri, savaşın hemen basit bir

tanımı ile başlamaktadır: “Savaş, düşmanımızı irademize boyun eğdirecek bir güç

– force – eylemidir.” Burada güç, fiziki güç olarak bir araç, düşmanın iradeye

boyun eğdirilecek olması ise amaç halindedir. Amaca ulaşmak için düşmanın

silahsızlandırılması lazım gelmekte, silahsızlandırmak için ise askeri eylem

gerekmektedir.38 Bu yaklaşım tabiki düşman olarak çatışan her iki taraf için de

geçerli olunca, bu karşılıklı eylemde limitler ortadan kalkmaktadır.39 Askeri eylemin

sonucunda düşmanın silahsızlandırılması, yenilmesi, yok edilmesi beklenmektedir.

Bunun daha açık bir ifadesi savaşılan ordunun tekrar savaşamayacak hale

getirilmesidir.40 Clausewitz’in konuyla ilgili hemen herkes tarafından bilinen

cümlesinden önce, savaşın orijinal motivasyonu olarak, kendisinin ileri sürdüğü

üzere, politik bir hedefinin olduğunun belirtilmesi gerekmektedir. Yukarıda

sayılanlar sonuçta savaşın gerekliliklerini belirtmekte, fakat savaşın kendisinin ise

sonuçta siyasi bir karar olduğu kendisince vurgulanmaktadır. Bu bağlamda savaş,

hemen yukarıda bahsedilen ve oldukça bilinen ve kullanılan açıklamasıyla, bir

enstruman olarak, “siyasetin farklı araçlarla bir devamı” niteliğindedir.41

Clousewitz 19.yüzyılın ilk yarısında, tankların, savaş uçaklarının, kitle imha

silahlarının henüz olmadığı bir dönemde öldüğünde, 20. yüzyıl topyekün

savaşlarının yıkıcılığının ne kadarını öngörebildiğini kestirmek tam olarak mümkün

değildir. Fakat, betimlemesinde vurguladığı “limitlerin ortadan kalkması”, 2. Dünya

Savaşının tam ortasında Young’ın makalesinde belirttiği “askeri taktik açıdan

savaş cephesi yeniden tanımlanarak, ham maddeler, üretim alanları, fabrikalar,

arz depoları, gemi, tren, botu hatları, altyapılar da, artık askeri hedefler haline

38 Karl Von Clausewitz. On War, New York, Random House, 1943, s.3. 39 Clausewitz a.g.e s.5 40 Clausewitz a.g.e. s.8 41 Clausewitz, a.g.e. s.16

Page 45: Birleşmiş Milletler Müdahaleleri: Bar şkoruma ve Barışa Zorlama …nek.istanbul.edu.tr:4444/ekos/TEZ/49640.pdf · 2016. 3. 25. · ve sabrıyla her zaman destek veren değerli

33

gelmiştir.”42 tanımına isabet ettiği rahatlıkla iddia edilebilir.

Aynı dönemde Malinowski, bir antropolog olarak kültürel açıdan ve tarihsel olarak

savaşın tanımını “kabilesel veya ulusal politika takibi için, organize askeri güç

aracıyla iki bağımsız siyasi birim arasındaki silahlı yarış”43 olarak yapmaktadır ki,

bu aşağıda müdahale ile fark yaratacak katmanlardan birisini daha

oluşturmaktadır. Wright ise, yine disiplinle ilgili hemen herkesin bilebileceği gibi,

tanımlarından birini; iki veya daha fazla düşman gruba eşit olarak silahlı güç ile

çatışma izni veren bir hal olarak yaparken, bir diğerini, bir devlet tarafından bir

diğerine veya devletler arasında şiddet eylemleri serisi olarak ortaya koymuştur.44

Yine bunlara yakın olarak, savaş, tarihsel olarak bakıldığında ve genel bir tanımla

egemen bir devletin diğer egemen bir devlet ile silahlı çatışmaya girme halidir

diyen Walzer, ayrıca savaşı en iyi ve en basit şekilde tanımlamak için limitlerinin

olmadığını söylemek gerekir demektedir.45 20. yy. ile birlikte gelişen silah sanayi

ve teknoloji, kitle olarak üretim, politikalar ve kitle iletişim, sonuçta kitle imhasını

da yanında getirmektedir. Özellikle nükleer silahlarla birlikte total yıkım

denebilecek şiddet eylemi gerçekleştirmek çokta akılların almayacağı bir eylem

gibi durmamaktadır. Bu total ya da topyekün denilen modern savaşların özelliği,

kamu ve özel farkını eritmekte, askerle sivili, savaşanla savaşmayanı, iç içe

geçirmektedir.46

Sosyal bilimlerdeki nerdeyse hemen her kavramın farklı şekillerde

tanımlanabilmesi gibi savaş da farklı tanımlara sahiptir. Bu bağlamda, yapılan bu

betimlemeleri eksik ve/veya yanlış bulan farklı kişiler de vardır. Hatta bundan

Clousewitz de nasibini almaktadır. Mesela Levy, savaşın ulusal politika takibi,

dolayısıyla politikanın bir diğer aracı olması halini benimsememekte, kavramın

tamamen, motivasyonlardan bağımsız olarak, hatta sebep ve sonuçlarından da

ayrıştırılarak betimlenmesi gerektiğini bildirmiştir. Aynı zamanda kendisi her ne

42 Kimball Young, “The Psychology of War”, War as a Social Institution, ed: Jesse D. Clarcson, Thomas C. Cochran, New York, Columbia U. P. 1941, s.11. 43 B. Malinowski, “War – Past, Present and Future” War as a Social Institution, ed: Jesse D. Clarcson, Thomas C. Cochran, New York, Columbia U. P. 1941, s.22. 44 Quincy Wright, A Study of War, Chicago, University of Chicago Press, 1965, s.8. 45 Bernardo Contens, “Francisco De Vittoria’s Just Intervention Theory and the Iraq War”, APA – American Philosophical Association, 2005, V. 4. No:2 s.2. 46 Mary Kaldor, New and Old Wars: Organized Violance in a Global Era, Stanford, Stanford U. P. 1999 s.25.

Page 46: Birleşmiş Milletler Müdahaleleri: Bar şkoruma ve Barışa Zorlama …nek.istanbul.edu.tr:4444/ekos/TEZ/49640.pdf · 2016. 3. 25. · ve sabrıyla her zaman destek veren değerli

34

kadar Malinowski’nin yukarıda yapılan tanımına katıldığını belirtse de, onun da

minimum çatışma veya şiddet eşiğini belirtmediği için nerden itibaren bunların

savaş sayılabileceğinin anlaşılamadığından dolayı eksik kaldığını ifade etmiştir.47

Örnek olaraksa, sınır ihlallerinde oluşan sıradan olaylar veya kısıtlı cezalandırıcı

vuruşların savaş sayılabilmesi için yeterli gerekliliği sağlayamadığını ileri sürerken,

aslında bu çalışmanın bu bölümünde yapılan savaş - müdahale farkını da fazla

gerekçelendirmeden kendisi ortaya koymaktadır ki, aşağıda bunlar daha geniş

olarak detaylandırılmıştır. Levy’nin kendi savaş betimlemesi ise, bağımsız siyasi

birimlerin organize askeri güçleri arasındaki oldukça geniş bir silahlı çatışma

şeklindedir.48

Levy’nin diğer tanımlara itirazı, savaşın hangi noktadan sonra çatışma eşiğini

aştığını belirtememiş olmalarından kaynaklanmaktadır. Kendi tanımında yaptığı

“oldukça geniş, önemli – substantial – silahlı çatışma” kısmını, açıp, içini

doldururken ise, farklı çalışmalarda da kullanılan bir kriter olarak, bu çatışmaların

sonucunda verilen kayıpların sayısından yola çıkmaktadır. Wright, mesela,

yukarıda kendinden betimlemesini aldığımız savaşın savaş olabilmesi için 50.000

kişilik bir silahlı birliğin olaya dahil olması gerektiğini belirtirken, Bodart, birbirine

düşman olan tarafların 2000 kişilik bir kayıp, ölü, yaralı toplamına erişmesi

gerektiğini belirtmektedir.49 Singer ve Small ise olayın devletler arası bir savaş

olabilmesi için en azından her taraftan en az bir aktif katılımcının olması gerektiğini

belirtirken, burda hem savaşan gücün boyutunun hem de çatışmada ölenlerin

sayısının önemli olduğunu vurgulamaktadırlar. Bu konuda detaylı tanımlamalar

yapan Singer ve Small’ın çalışmalarına daha derin girmeden, sadece, çatışmanın

savaş boyutuna gelmesi için katılanlardan toplam 1000 kişilik bir zaiyatın oluşması

gerektiğini belirttiklerini söylemek yeterli olacaktır.50

Sonuçta, genel olarak yapılan tanımlara bakıldığında, savaşın bir politikanın

devamı olup olmadığının kabulü veya reddi, sebep ve sonuçlarının betimlemeye

47 Jack S. Levy, War in the Modern Great Power System, 1945-1975, Lexington, University Press of Kentucy, 1983, s.51. 48 Levy, a.g.e. s.51-52. 49 Gaston Bodart, Losses of Life in Moder Wars, London, Oxford University Press, 1916, s.79 50 J. David Singer, Melvin Small, , The Wages of War 1816-1965: A Statistical Handbook, New York, John Wiley & Suns. 1972, s. 38

Page 47: Birleşmiş Milletler Müdahaleleri: Bar şkoruma ve Barışa Zorlama …nek.istanbul.edu.tr:4444/ekos/TEZ/49640.pdf · 2016. 3. 25. · ve sabrıyla her zaman destek veren değerli

35

dahil edilmesi veya ayrıştırılması, ve bunların kavramın tanımında yer bulup

bulmamaları herhangi temel bir eksikliğe veya yanlışlığa sebebiyet vermemektedir.

Diğer taraftan, kabile, devlet veya devletler topluluğu tarafından olmasında,

bunlara bağlı organize askeri gücün kullanılmasında, ve bu güçlerin karşılıklı

olarak çatışmaya girmesi gerektiğinde de, savaşın savaş olarak tanımlanması

açısından temel olarak ortak bir kanının varlığı açığa çıkmaktadır. Ayrıca, yapılan

tanımların hemen hepsinde vurgulanan ortak olan bir nokta daha vardır ki, burası

eksik bırakıldığında, tanımlamanın yanlışlığına sebebiyet verecek ciddiyettedir.

Fakat bu nokta tanımda ortak olarak yer alan ve temel kabul edilen kısım kadar bir

kesinlikle de ifade edilememektedir. Wright’ın 50.000 kişilik bir silahlı birliğin dahil

olmasını istemesi, Levy’nin bunu eksik bularak kaçının zaiyat olduğunun

vurgulanması gerektiğini belirtmesi, Bodart’ın 2000 kişilik kayıp, ölü, yaralı

toplamına erişmesi gerektiğini vurgulaması, Singer ve Small’ın katılanlardan 1000

kişilik bir zaiyatın oluşmasını beklemesi, aslında tam olarak bu bölümde

yapılmakta olan savaş – müdahale ayrımının temelini oluşturmaktadır. Argumanın

daha iyi anlaşılması açısından bir örnek olarak ve Levy’nin söylediğini daha da

basite indirgeyerek, herhangi iki devlet arasındaki sınırda, bu bağımsız politik

birimlere bağlı olan organize silahlı gücün birer üyesi (asker) birbirlerine ateş açsa

ve biri ölse, bu bir savaş olarak tanımlanabilir mi sorusuna olumlu cevap vermek

mümkün gözükmemektedir.

Bir üst bölümde detaylıca sayılan ve açıklamaları yapılan müdahale çeşitleri,

hemen yukarıda savaşla ilgili sorulan basit soruya genel olarak olumsuz cevap

verildiğinin aslında bir göstergesidir. Öyledir, çünkü yapılan bu operasyon ve

çatışmalara savaştan farklı isimler verilmesi, zaten bunların savaştan farklı

olduğunun kabul edildiğinin bir belirtisidir. Ayrıca, her ne kadar tek tek birer isme

sahip olsalar da, yine farkı belli edecek bir şekilde, çoğu zaman tümüne “savaştan

aşağı” gibi – short of war – veya “savaş harici askeri operasyonlar” gibi – military operations other than war - genel kabul görmüş isimler verilmektedir ki, bu da

savaş kavramı çerçevesi içine girmediklerini göstermekte, veya tümünü sonuçta

yine genel olarak müdahale kapsamına sokmaktadır. Bu noktadan hareketle,

savaş – müdahale farkını ortaya koyan, ve bu iki kavramı ayıran en önemli fark,

savaşın topyekünlüğünün, limitsizliğinin burada kendini müdahalelerin limitli

hedeflerine indirgemiş olmasıdır. Ayrıca, her ne kadar tarihte deklarasyonu ilan

Page 48: Birleşmiş Milletler Müdahaleleri: Bar şkoruma ve Barışa Zorlama …nek.istanbul.edu.tr:4444/ekos/TEZ/49640.pdf · 2016. 3. 25. · ve sabrıyla her zaman destek veren değerli

36

edilmemiş savaş olsa da, savaş öncesi bir savaş deklarasyonunun olması

gerektiği, küçük bir ayrıntı olarak farkların arasına eklenebilir. Bunun karşıtında

ise müdahalenin gerekçelendirilmesinin belirtilmesi yatmaktadır ki, aşağıda bu

konu detaylandırılmıştır.

Genel olarak müdahalelerin, fakat özellikle bu çalışmada ortaya konan Birleşmiş

Milletler müdahalelerinin savaştan farkını derinleştirmek için biraz daha detaylara

inmek gerekmektedir. Bu amaçla genel olarak savaş - müdahale farkının, tarihsel

olarak nispeten gri alanını taşıyan topyekünlük farkından çok daha fazla

zenginleştirilebilecek savaş – Birleşmiş Milletler müdahaleleri farklarına değinmek

yukarıda belirtilen derinliğin daha iyi anlaşılmasını sağlamaktadır. Hatta, bu

bağlamda, BM müdahaleleri kendi içinde ayrıştırıldıklarında bu fark çok daha

netleşmektedir. Diğer bir ifade ile burada yapılan, önce, savaş ve genel olarak

müdahale farkını ortaya koymak, sonra savaş ve BM müdahaleleri farkını ortaya

koymaktır. Tabi bunu yaparken aslında yatayına kesen farklar da açığa

çıkmaktadır. Yani BM müdahalalerinin hepsinde yer alan fakat genel ve tarihsel

boyutuyla tüm müdahalelerin hepsinde yer almayan, topyekünlük harici, farkların

da gözükmesi sağlanmaktadır.

Birleşmiş Milletler müdahalelerinin gerçekleştirilmesinden önce, bu yapılacak

müdahalelerin gerekçesinin ve sonuçta ulaşılması planlanan hedeflerin açıkça

ilanı, ayrıca müdahale tarihinin başlangıcının açıklanması ve hedeflenen

coğrafyada kalınılacak sürenin belirtilmesi, savaş ile farkın en detaylı bir şekilde

ortaya çıkmasını sağlamaktadır. Burada belirtilen farklar sadece Birleşmiş Milletler

müdahalelerinde değil genel olarak tarihsel klasik müdahalelerde de

gözükmektedir ki, bu hemen yukarıdaki paragrafta bahsedilen yatayına kesen

farklardan biridir. Fakat ayrıştıran detay, bu farkların tümünün, her zaman, sadece

BM müdahalelerinde olmasıdır. Diğer bir savaş – müdahale farkı ise, gerekçe,

hedef, süre belirtilmesi haricinde, sevkedilecek gücün, BM tarafından

detaylandırılmasıdır. Konuşlanacak olan gücün, kara, deniz veya hava

kuvvetlerinin yapacağı katkının, sayısal olduğu kadar, zırhlı, hafif zırhlı gibi

kalitesel detaylarının açıklanması savaş – müdahale farkını iyice

keskinleştirmektedir.

Page 49: Birleşmiş Milletler Müdahaleleri: Bar şkoruma ve Barışa Zorlama …nek.istanbul.edu.tr:4444/ekos/TEZ/49640.pdf · 2016. 3. 25. · ve sabrıyla her zaman destek veren değerli

37

Bu çalışmanın ortaya koyduğu yukarıda sayılan farkların haricinde, değinilmesine

değer bulduğu ve gerek klasik tarihsel müdahale tiplerinde görülebilecek, gerekse

(tüm) BM müdahalelerinde görülebilecek, yani yatayına kesen, savaş – müdahale

farkları ise (tartışmaya oldukça açık olduğunu kabul ederek) ulusal politika takibi

ve psikolojik düşman algısıdır. Her ne kadar savaşın (Levy gibi) nedeninden ve

sonuçlarından bağımsız olarak düşünülmesini öne sürenler olsa da, bu ancak,

sadece savaş kavramının çerçevesini çizmek itibarıyla kabul edilebilir bir

yaklaşımdır, oysa sonuçta savaş (Clousewitz’in de belirttiği gibi) bir politik tercih

veya onun farklı araçla devamıdır. Bu bağlamda BM müdahalelerin bir ulusal

politika devamı olduğunu kabul etmek oldukça zor gözükmektedir.

Diğer fark ise psikolojik açıdan, BM tarafından yapılan müdahalelerde sevkedilen

kuvvetlerde bulunan askerlerin karşı tarafı ne şekilde algıladığıdır. Savaş için

gönderilen bir kuvvette bulunan askerlerin karşı taraf için algıladığı “elimine

edilmesi gereken düşman” duygusuna, bir BM müdahalesinde bulunan güçteki

askerin sahip olması asla beklenmemektedir. Fakat burada belirtilmesi gereken bir

detay ve bir derinlik katmanı daha şudur ki; BM müdahalelerinin kendi içindeki

sınıflandırmasında barışa zorlama – peace enforcement –, çalışmanın bir sonraki

bölümünde detaylıca açıklanacağı gibi, BM şartnamesinin VII. Bölümüne göre

düzenlenerek, hedef coğrafyada belirlenen amaca ulaşmak için, askeri güçte dahil

olmak üzere bütün gerekli araçların kullanılmasına kapı açmaktadır. Bu bağlamda,

BM Şartnamesinin belirtilen bölümüne göre yapılan zorlama operasyonlarında, bu

kuvvete katılan askerlerin “diğer tarafı” algısı, BM’in diğer kategorik

operasyonlarına katılan kuvvetlerde yer alan askerlerin “diğer taraf” algısından

farklı olduğunu kabul etmek kaçınılmazdır. Fakat bunun, bireysel değil ama genel

olarak kuvvet veya operasyon bazında, hangi dereceye kadar asker üzerinde

savaş nitelikli olarak algılandığı tartışması spekülatif kalacaktır.

Sonuçta, bu alt bölümün başında belirtildiği gibi bu konuda bir gri alanın varlığı

kabul edilebilir gözükmektedir. Genellikle bu gri alan üzerinde yapılan

örneklemelerde öne sürülen Kore veya Irak savaşının sonuçta bir BM müdahalesi

olduğu spekülasyonu, bu çalışmada, hem bütçelerinin hem yönetimlerinin BM

tarafından üstlenilmediği gerekçesiyle reddedilse de, farklı ülke, ülkeler veya

organizasyonlar tarafından yapılan müdahalelerin, savaş mı müdahale mi olduğu

Page 50: Birleşmiş Milletler Müdahaleleri: Bar şkoruma ve Barışa Zorlama …nek.istanbul.edu.tr:4444/ekos/TEZ/49640.pdf · 2016. 3. 25. · ve sabrıyla her zaman destek veren değerli

38

tartışmalarının devam edeceği de kabul edilmektedir. Fakat, yapılan

müdahalelerin, kim tarafından hangi amaçla yapıldığına bakılmaksızın, savaş ile

olan farkları gittikçe daralan bir şekilde burada ortaya konulmuştur. Ortaya çıkan

en geçerli ayrımın ise savaşta görülen, modern zamanların isimlendirmesiyle

topyekünlük, klasik tarihsel isimlendirme ile limitsizlik, olduğu aşikardır.

c. Müdahalelerde Meşruiyet

Bu bölüm yukarıda daha önce yapılan müdahale ve yaklaşımlar kısmıyla (1A)

oldukça yakından ilgilidir. Çünkü, yaklaşımların müdahale kavramına olan

farklılıklarının kökeninde egemenlik ve meşruiyet anlayışlarının da etkisi vardır. Bu

bağlamda, burada, ayrı bir bölüm açılmasının nedeni, egemenlik ve meşruiyet

kavramlarının kendilerini, hemen savaş ve müdahalenin altında tanımlamak

düşüncesiyledir.

Uluslararası ilişkiler disiplininin hemen hemen en önemli, genel ve geniş çalışma

alanları içinde yer alan savaş kavramı gibi bir alana, yukarıda, bu çalışmanın

amacına hizmet edecek kadar değindikten sonra, yine ona yakın bir geniş alanı

kapsayan egemenlik ve meşruiyetin kavramsal ve pratik uygulamalarının

oluşturduğu alana da gerektiği kadar değinilerek, tanımlarının yapılması ve

müdahale kavramı ile ilişkilerinin değerlendirilmesi gerekmektedir. Kavramlara

değinilmelidir, çünkü, yaklaşımların bir kısmında (aslında Soğuk Savaş öncesi ve

sonrasında yaklaşımlarda konuya bakışın yer değiştirdiğini gördüğümüzde

nerdeysa tümünde) görüldüğü üzere, konu egemenlik ihlali olarak gözükmektedir.

Bu bağlamda, burada, yukarıda etik yaklaşımlara değinilerek yapılan açıklamalar

göz önünde tutularak, ve etik ile aynı başlık altındaki bölümde yer alan uluslararası

hukuk konusu biraz daha genişletilerek, bu ihlalin konusu açıklanmıştır.

Kavramın kısa bir literatür taramasını, en iyi şekliyle, orta çağın sona ermesinden

itibaren gelişen olayların basit kronolojik sıralaması şekliyle yapmak, egemenlik ve

meşruiyet kavramlarının anlaşılmasına yardım edecektir. Kavramın tam olarak

yerine oturması ve modern devletlerin önce mutlaki formla ortaya çıkması bu

dönemden sonra olmuştur. Daha öncesinde, Hristiyanlık dünyasında papa ile

Page 51: Birleşmiş Milletler Müdahaleleri: Bar şkoruma ve Barışa Zorlama …nek.istanbul.edu.tr:4444/ekos/TEZ/49640.pdf · 2016. 3. 25. · ve sabrıyla her zaman destek veren değerli

39

çekişen kral, prens veya dünyevi siyasal yönetici, yönetim gücünün tanrıdan

geldiğine inanarak, onun ancak dini liderle paylaşımı üzerinden hareket etmiştir.

Diğer bir ifade ile, “güç” ün Tanrıdan bağımsız olarak, atanmışlık haricinde,

kullanılabileceği kimsece pek düşünülememiştir. Bu manada, egemenlik

kavramının dünyevi ve siyasal olarak kullanımı mutlaki yönetimlerle de bağımlıdır.

Dönemde, ortaya çıkan gerek din boyutlu olan, gerek siyasal veya düşünsel,

gerekse ekonomik ve teknolojik gelişmeler devletlerin bugünkü hallerine

bürünmesinde önemli roller aynamıştır. Mesela, protestanlığın ortaya çıkarak

Hıristiyanlığı bölmesi, devletlerin siyasi olarak bunu kullanması, Macchiavelli, ve

Hobbes gibi düşünürlerin bu konuda öncü eserler bırakması, tacirlerin merkezi

desteklemesi, tüfek ve top kullanımının merkezin feodal yapıda üstünlük

sağlaması, hep bu dönemin farklı gelişmeleri olarak ortaya çıkmıştır. Tabi ki, bu

arada kavramın ilk ve en önemli tanımlarından birini de Bodin “Bir devlette

egemenlik, yurttaşlar ve tabi ler üzerindeki en üst, mutlak ve sürekli güçtür” diyerek

ortaya koymuştur.51

Bodin’in betimlemesinde kullandığı terimlerin detaylı analizini, bu çalışmaya bir

katkıda bulunmayacağı için yapmaya, ve egemenlik nedir tanımından sonra çokça

yapılan egemen kimdir tartışmasına dahil olmaya, gerek görülmemiştir. Bu konuda

literatürde ikna edici en kısa cümlelerden biri; “kavram olarak egemenlik kaynağını

toplumda bulsa da, yerini devlette almıştır” cümlesidir. Çünkü, (tarihsel olarak)

prenslerin karşı konamaz egemenliği konusunda ısrar edenler dahi genellikle

egemeliğin kaynağının toplumsal iradede yattığını kabul etmişlerdir.52 Bu

bağlamda, uluslararası politika açısından, 30 yıl savaşlarının Westphalia barışı ile

biterek devletlerin egemenliklerini kazanmaları, uluslararası yapıda da, aşağıda

açıklanacağı üzere, köklü değişikliklere sebebiyet vermiştir.

Hıristiyanlığın bölünmesiyle gerçekleşen ve 1618-1648 yılları arasında, 30 yıl

süren savaşa, sadece din savaşı demek mümkün değildir. Siyasi olarak, iradenin,

yukarıda bahsedildiği üzere, kiliseden bağımsızlığı anlamına da gelmektedir.

51 J. Bodin, Six Books of the Commonwealth, çev. M.J. Tooley, Oxford, Blackwell’s Pub. 1955, s.23 52 Jo-Anne Pemberton, Sovereignty: Interpretations, Hampshire, Palgrave Macmillan, 2009, s.19,

Page 52: Birleşmiş Milletler Müdahaleleri: Bar şkoruma ve Barışa Zorlama …nek.istanbul.edu.tr:4444/ekos/TEZ/49640.pdf · 2016. 3. 25. · ve sabrıyla her zaman destek veren değerli

40

Herşeyden önce, uluslararası alanda Protestanlığın tanınmasıyla kilise-devlet

ayrımına izin vermesi, ikinci olarak, bazı küçük devletlerin konumunu uluslararası

toplumun üyeleri haline yükseltmesi, üçüncü olarak ise Avrupa’da yeni bir siyasi

güç dengesi yaratması, (Kutsal Roma İmparatorluğunun de facto sonunu

getirererek) Westphalia anlaşmasının getirdiği çok önemli değişiklikler olarak

sayılabilir.53 Eğer, egemenliğin bir betimlemesi, “belli bir toprak parçası üzerindeki

süprem – en üst - meşru otorite” ise ve bu barıştan daha önce toprakları üzerinde

hiçbir meşru otorite süprem olamadıysa, ancak bu savaşın sonunda oluşan barışla

birlikte bunun yolu açılmıştır.54 Bu sayede, 17 yy. dan itibaren devletler sınırları

belirlenmiş topraklar üzerinde en üst otorite olarak tanınmaya başlanmıştır. Bu da,

hem kilisenin siyasi irade olarak uluslararası ve uluslar ötesi iddialarının, hem de

feodal beylerin ve/veya asillerin siyasi, hukuki yetki alanlarındaki karmaşanın

sonunu getirmiştir.55

Nispeten iyimser bir bakışla, yaklaşık 150 yıl önce yapılan bir saptama olan “bir

çok şekilde, gerek büyüklük gerek kaynaklar bakımından farklı olanlar arasında,

legal anlamda bir eşitlik teorisinin ortaya konması toplumların ilerlemesi açısından

oldukça önemlidir”56 cümlesi, aslında uluslararası planda egemenlik kavramının ne

anlama geldiğini, ya da en azından gelmesi gerektiğini oldukça başarılı bir şekilde

ortaya koymaktadır. Kısaca , Avrupa’daki bu yeni siyasi yapı, egemenlik doktrinin

ortaya çıkışının temel nedenidir demek doğru bir saptama olacaktır.

Her ne kadar uluslararası siyasette Westphalia anlaşması bir kırılma noktası

olarak görülse de, aslında o dönemde bu yaklaşım, pratik anlamda, tüm devletler

tarafından hemen ve sorunsuzca tabi ki kucaklanmamıştır. Anlaşmayı imzalayan

tarafların içinde de yer alsalar, kendileri için istediklerini - ki bu, toprakları üzerinde

dış müdahale olmadan tek ve en üst siyasi irade olmak demektir - komşu devletler

için istemediklerini davranışlarıyla belirtmişlerdir. Dolayısıyla, bir egemen devlet

53 J.L. Brierly, The Law of Nations: An Introduction to the International Law of Peace, New York, Oxford University P. 1963, s.5 54 Daniel Philpott, “Sovereignty: An Introduction and Brief History”, Journal of International Affairs, 48:2 1995, Winter, s.357-360. 55 J. Samuel Barkin, ve Bruce Cronin, “The State and the Nation: changing norms and the rules of sovereignty in international relations”, International Organization, V.48, I.1, 1994, s.111 56 Pemberton, a.g.e. s 54.

Page 53: Birleşmiş Milletler Müdahaleleri: Bar şkoruma ve Barışa Zorlama …nek.istanbul.edu.tr:4444/ekos/TEZ/49640.pdf · 2016. 3. 25. · ve sabrıyla her zaman destek veren değerli

41

sistemi, ancak, devletlerin egemenlik prensibini diğer devletlere de uygulamaya

istekli oldukları zaman gerçekleşmiştir. Bu bağlamda, geleneksel görüşe

katılmayanlarında gerekçesi tam bu noktada yatabilir.

Mesela, Osiander, egemenlik, kelime olarak eski olsa da, içeriğini Westphalia dan

daha çok 19. ve 20. yy. uluslararası hukukçularına boçludur demekte, çünkü,

kavramın içinin dolduruluşu, 30 yıl savaşlarından sonra değil, aslında Napolyonik

savaşlardan ve endüstrileşmeden sonra gerçekleştiğini belirtmektedir.57 Veya

Krasner, tanımı, Westphalia ile kurulan egemenliğin basit mantığı, dış aktörlerin,

herhangi bir iç otoritenin yönetim yapısından dışlanmasıdır58 şeklinde yapsa da,

kendisi aslında Wesphalia’nın müdahale etmeme normuyla bir alakası olmadığını,

terminolojiye bu şekliyle çok fazla kullanıldığı için girdiğini de belirtmektedir.

Kendisi, müdahale etmeme prensibinin ilk olarak açık bir şekilde Wolff ve Vattel

tarafından 18. yy.ın ikinci yarısında ortaya konduğunu belirtmektedir.59 Krasner,

egemenlik kavramını, dört alt başlıkta inceleyerek, - İç egemenlik, karşılıklı bağımlı

egemenlik, uluslararası legal egemenlik ve Westphalia egemenliği gibi60 - herbirine

farklı anlamlar yüklemektedir. Gerçi, yaklaşık 10 sene kadar sonra yazdığı başka

bir kitabında karşılıklı bağımlı egemenliği, iç egemenliğe dahil ettiğini

açıklamıştır.61 Fakat, daha önce de üstünde durulduğu gibi, bu çalışmanın boyutu

açısından, kavramla ilgili tartışmalara dahil olmak yerine, tanımların, farklı

görüşleri de belirterek, genel olarak anlaşılmasının sağlanması yeterli

görülmektedir.

İtirazlara katılıp katılmamak bir yana, sonuçta, tarihsel olarak, bu Westphalia tipi

egemenlik anlayışının ilk aşınması veya buna ilk karşı geliş, ağırlıklı olarak, 1789

Fransız devrimi ile gerçekleşmiştir. Veya farklı bir ifade ile, itirazlar da göz önüne

alındığında, sistemde Westphalia ile en azından kurulan egemenlik anlayışı,

aslında Fransanın kendi, ulus, cumhuriyet, özgürlük anlayışlarını diğer devletlere

57 Anreas Osiander, “Sovereignty, International Relations, and the Westphalian Myth”, International Organization, V55, I.2, 2001, s.281 58 Stephen D. Krasner, Sovereignty: Organized Hypocracy, New Jersey, Princeton University P. 1999, s.20. 59 Krasner, a.g.e., s 21. 60 Krasner, a.g.e., 10-25. 61 Stephen D. Krasner, Power, The State and Sovereignty, New York, Routledge P., 2009, s.15.

Page 54: Birleşmiş Milletler Müdahaleleri: Bar şkoruma ve Barışa Zorlama …nek.istanbul.edu.tr:4444/ekos/TEZ/49640.pdf · 2016. 3. 25. · ve sabrıyla her zaman destek veren değerli

42

ihraç etmeye çalişması ve bunlara bağlı olarak gerçekleşen Napolyonik savaşlar

sonrasında daha farklı bir düzenin kurulmasıyla, daha bir yerli yerine oturmuştur.

Fakat, burda dikkat edilmesi gereken, yine bu çalışmanın konusu açısından,

Fransa, diğer devletlerin iç işlerine, ve/veya egemenliklerine, belirtilen

gerekçelerle, müdahaleyi meşru görürken, karşısında yer alan diğer güçlü Avrupa

devletleri bunu meşru olarak görmemişlerdir. Diğer taraftan, Napolyonik savaşların

sonucunda oluşturulan mevcut sistemin korunması için ise, müdahale bu defa

Napolyon’un karşısında yer alan Avrupa devletleri tarafından meşru görülmüştür.

Dolayısıyla, ortada müdahalelerin kimler tarafından hangi durumda meşru

görüldüğü konusunda tarihsel bir problem vardır. Aynı problemler ve düzenlemeler

1. Dünya savaşına giderken ve ertesinde, ve 2. Dünya Savaşı öncesi ve

sonrasında da ortaya çıkmıştır.

Burada, konuya kavramsal olarak yaklaşılırken, aynı zamanda bir parantez

açarak, tarihsel süreç içinde devletlerin müdahale uygulamalarına da örneklemeler

getirmenin faydalı olabileceği düşünülmüştür. Bu bağlamda, ilk örneklerden birini

oluşturabilecek olan, bahsedildiği üzere, Napolyonik savaşlar ertesinde oluşturulan

Avrupa Uyumu müttefikliğinin, mevcut yapıyı (monarşik) ve barışı korumak adına

müdahaleyi hak olarak kullanmasıdır. Veya, hemen aynı dönemde ise İspanya’nın

Güney Amerika kolonileri ayaklandığında ABD’nin Avrupa’nın herhangi bir

müdahalesine izin vermeyeceğini açıklaması, ki bu politika Monroe doktrini olarak

bilinmektedir, Winfield’a göre, kavramın ya da terimin ilk kez disiplinin jargonuna

bir sanat olarak 19. yy. da girdiğini göstermektedir.62 Fakat buna rağmen terim

kullanım alanı açısından tam olarak yerine oturmamıştır, çünkü, 1849 yılında

Avusturya ve Macaristan arasındaki savaşa, barış için arabulucu rolü

üstlenebileceği açıklaması yapan İngiltere’nin bu fikir beyanı bile bir müdahale

örneği olarak algılanmıştır.

Örneklemeler müdahalenin tiplemesine göre, tek taraflı veya çok taraflı olmasına

göre, alanı geniş tutulursa diplomatik, askeri, vs. olmasına göre, (hatta dönemine

göre) genişletilebilir ve kategorize edilebilir. Yukarıda ki “Müdahale Örnekleri ve

Sınıflandırmaları” bölümünde bunun örnekleri verilmiştir, fakat, burada egemenlik,

meşruiyet gibi kavramların tarihsel başlangıç noktaları ve gelişimleri incelenirken, 62 Winfield, a.g.e. s. 134-135.

Page 55: Birleşmiş Milletler Müdahaleleri: Bar şkoruma ve Barışa Zorlama …nek.istanbul.edu.tr:4444/ekos/TEZ/49640.pdf · 2016. 3. 25. · ve sabrıyla her zaman destek veren değerli

43

burada yapılacak birkaç tarihsel örneklemenin, konuya paralellik ve derinlik

katacağı düşünülmüştür. Mesela, her ne kadar, insani müdahale – humanitarian intervention - teriminin ilk olarak 19. yy sonlarında, William E. Hall tarafından

kullanıldığı kabul edilse de, benzer terimler, insanlık adına müdahale gibi –

intervention on the ground of humanity – daha önceki dönemlerde İngiliz ve

daha eski olarak Fransız literatüründe bulunmaktadır.63 Uygulamalarına verilen

örnekler ise, Osmanlı’nın bünyesindeki Hristiyan topluluğa (Girit ve Makedonya

gibi) muameleleri sonucu, Avrupa güçleri ve Rusya’nın diplomatik müdahalelerine

maruz kalması, belirli bedel ödemek zorunda bırakılmasıdır. Veya, Rusya’nın

kendi toprakları üzerindeki Polonya asıllılara karşı yaklaşımı, Avrupa’nın güçlü

devletlerinin diplomatik müdahalesini getirmiştir.

Zorlama yöntemlerin, veya farklı ifade ile askeri gücün kullanıldığı fakat insani

olduğu ileri sürülen müdahalelere tarihsel örnekler olarak, İngiltere Fransa ve

Rusya’nın 1827 Yunanistan ayaklanmasına müdahaleleri, Almanya’nın 2. Dünya

Savaşı başlamadan hemen önce gerçekleştirdiği Bohemia ve Moravia’yı istilası,

veya aynı gerekçe ile Japonya’nın Mançurya istilası verilebilir. Sömürge yarışının

haricinde, 2. Dünya Savaşı sonrası Soğuk Savaş döneminde ise zaten iki kutuplu

sistemin kutup liderlerinin ve burada yer alan diğer aktörlerin müdahalelerinin

örnekleri ise daha önceden verilmiştir. Bu kısa fakat tarihsel örnekler ile

uygulamalar parantezini kapatarak tekrar egemenlik kavramına ve bununla ilgili,

diğer bir ifade ile, müdahale etmeme veya kimin, hangi gerekçeyle, nasıl

müdahele edebilmesiyle ilgili, evrensel standartlar geliştirme incelemelerine

dönüldüğünde ise, bir taraftan egemenliklere müdahalenin olmaması, diğer

taraftan bu müdahalelerin ortadan kalkması için oluşturulan evrensel

organizasyonlar ve ilkeler yapılandırıldığı görülmektedir.

Özellikle 2. Dünya savaşı sonrasından günümüze kadar ve halen günümüzde de

devam etmekte olan yoğun bir entelektüel üretim bu sahada yapılmaktadır. Gerek

daha önce bahsedildiği üzere yaklaşımlarla, realist veya liberal, gerekse mesleki

olarak, siyaset bilimi, uluslararası hukuk, veya uluslararası ilişkiler düşünürleri,

hatta felsefeciler, modernist, post modernist, kavramın tarihsel hareketlerini ve

63 Simon Chesterman, Just War or Just Peace?: Humanitarian Intervention and International Law, Oxford, Oxford University P. 2001, s.24.

Page 56: Birleşmiş Milletler Müdahaleleri: Bar şkoruma ve Barışa Zorlama …nek.istanbul.edu.tr:4444/ekos/TEZ/49640.pdf · 2016. 3. 25. · ve sabrıyla her zaman destek veren değerli

44

temel prensiplerini çerçeve içine almaya çalışmışlardır. Sonuçta ise, Vale’in dediği

gibi, katılmaması hemen hemen mümkün olmayan bir “entelektüel Somali” ortaya

çıkmıştır ki, “rekabet içindeki teoriler temelinde savaşan akademik kabilelerin

parçacıklara ayırdığı bir disiplin” vardır ortada.64 Aslında bu konuya son

zamanlarda çokça değinenler, sadece bireyler, akademisyenler değildir. Özellikle

Soğuk Savaş sonrasında uluslararası organizasyonların da bu konuya ağırlıklı

olarak eğildiği görülmekte, egemenlik ve müdahale konusunda bir standart

saptamaya çalıştıkları gözlemlenmektedir. Özellikle aşağıda ayrı bir bölüm altında

incelenecek olan Birleşmiş Milletler bu konuda öne çıkarken, örnek olarak 2001

yılında bu konuda belli standartları getirmek için yapılan bağımsız bir çalışma olan

“Koruma Sorumluluğu” – Responsibility to Protect – 2004 yılında, kurumun

reform raporuna katılmıştır.65 Bu aslında bir manada, tüm yukarıda farklı yönleriyle

değinilen, yaklaşık 350 yıllık bir tarihe sahip olan egemenlik kavramının, en ciddi

şekilde erozyona uğraması durumudur.

Görüldüğü üzere egemenlik, uluslararası siyasette ortaya çıkış anından itibaren

dışardan müdahalelere izin verilmemesi anlamında nerdeyse kutsallık içerse de,

“o halde, kimin, ne zaman, hangi şartlarda müdahale etmesi meşru olarak

görülebilir veya uluslararası hukuğa uygundur” sorusu cevap gerektiren bir soru

olarak ortaya çıkmaktadır. Dolayısıyla, müdahalelerin yapıldığında veya

yapılabilmesi için, “uluslararası hukuk”a uygunluğu, “meşru” kabul edilmesi gibi

terimlerin de kısıtlı bir alanda, savaş ve egemenlik kavramlarında yapıldığı gibi,

çalışmanın amacına uygun hale getirilmesi adına, doyurucu bir şekilde

tanımlanmaları gerekmektedir. Zira, sonuçta, devletlerin egemenliğine dokunan bir

müdahaledir sözkonusu olan. Yapılan müdahalelerin de hangi şartla, veya

uluslararası hukuğa uygunluğu açısından, meşru görülüp, görülmediği sorunsalı

vardır ortada.

Aslında, modern anlamda uluslararası hukuğun da, egemenlik kavramıyla aynı

dönemde başlayıp geliştiği rahatlıkla ileri sürülebilir. Her ne kadar bir yandan,

64 Peter Vale, “75 Years on: Rewriting the Subject’s Past”, S, Smith, K. Booth, M. Zalewski ed.s, International Theory: Positivism and Beyond, Cambridge, Cambridge University P. 1996, s. 331 65 United Nations, “A More Secure World: Our Shared Responsibility”, New York, UN, s. 66-67.

Page 57: Birleşmiş Milletler Müdahaleleri: Bar şkoruma ve Barışa Zorlama …nek.istanbul.edu.tr:4444/ekos/TEZ/49640.pdf · 2016. 3. 25. · ve sabrıyla her zaman destek veren değerli

45

kökleri itibarıyla Roma döneminin, “ius gentium”, uluslararası hukuğun başlangıcı

olarak kabul edildiği iddiası kendine taraftar bulsa da, aslında 19-20. yüzyıla kadar

çalışılacak ayrı bir disiplin sahası olmadığı, takip edilenin bir devletin dış hukuğu

olduğu iddiası da diğer yandan ileri sürülmüştür.66 Literatürde genel eğilim,

Westphalia ‘ya kadar hukuğun ağırlıklı olarak “doğal hukuk” temelli olduğu,

teolojinin, geleneksel hukuk yazıcılarında baskın olduğu şeklindedir. Grotius’ın öne

çıkmasının en önemli nedenlerinden biri ise, her ne kadar doğal hukuğun varlığını

kabul etsede, insanın rasyonel bir hüküm verici olma özelliğine vurgu yaparak

uluslararası hukuğu dünyevileştirmesinden kaynaklanmaktadır.67 Diğer bir görüş

ise, uluslararası hukukta skolastik düşünce hakimiyetinin pozitivist yaklaşımla sona

ermesiyle ve Avrupa’da güç dengesinin hüküm sürmeye başlamasıyla, egemenlik

kavramının meydana çıktığını belirtmektedir. Fakat burada ana rol, müdahalenin

kesinlikle yasaklanmasını, uluslararası hukuk prensiplerini, pozitivist anlayışla

doğal hukuktan ayıran Christian Wolff’ a verilmektedir.68 Bunun sebebi ise,

Wolff’un haklı savaş veya müdahale gerekçelendirmesini, bir devletin Tanrı’ya

karşı gelmesine veya doğal hukuğu ihlal etmesine dayamaktansa , ancak zararının

bedelini başka şekilde karşılayamayacaksa bu yola başvurması gerektiğine

yaslamasından kaynaklanmaktadır. Aslında tersten okunduğunda da, bu şartlar

oluşmazsa müdahale edilmemesi gerektiği de anlaşılmaktadır.

Wolff, ve onun izlerini takip eden Vattel’de, yukarıda egemenlik konusunda

değinildiği gibi, bir devletin iç yönetimine yapılacak bir dış müdahalenin, kendini

savunma hariç, kabul edilemeyeceğini belirlemiş, her ikisi de Grotius’u

eleştirmekten kendilerini alamamışlardır. Literatürün önemli bir bölümü de aslında

bu konuda Wolff ve Vattel’i öne çıkararak, onların Grotius’u doğal hukuktan bir

türlü vazgeçememesinden dolayı kınadıklarını belirlemektedir. Wolff ve Vattel’in

demek istedikleri şudur aslında; eğer bir devlet başka bir devlete müdahale

edecekse, ki bunun yolu Grotius ta teolojik ve ahlaki değerlere dayanılarak açık

bırakılmıştır, bu kesinlikle ya kendisinin belirli bir devlet tarafından haksız olarak

zarara uğratılmasının bedelini başka türlü çıkaramayacağından, ya da kendi

66 Olga V. Butkevych. “History of Ancient International Law: Challenges and Prospects”, Journal of the History of International Law, V.5, No.2, 2003, s.191. 67 Craig J.:Barker, International law and International Relations, London, Biddles P. 2000, s.4. 68 Chesterman, a.g.e. s.17.

Page 58: Birleşmiş Milletler Müdahaleleri: Bar şkoruma ve Barışa Zorlama …nek.istanbul.edu.tr:4444/ekos/TEZ/49640.pdf · 2016. 3. 25. · ve sabrıyla her zaman destek veren değerli

46

güvenliğini sağlamak zorunda kalmasından dolayı olmalıdır. Yukarıdaki bölümde,

müdahalelerin hukuk ve etik açıdan değerlendirilmesinde, Grotius’un devletlerin

kendilerinden daha büyük bir ahlaki düzenin elementleri olarak görülmesi

gerektiğinden bahsedilmişti. İşte kopuş tam bu dönemde başlamaktadır. Hem

kendisi pozitif hukuğa geçişte önemli rol oynamıştır, hem de kendinden hemen

sonra gelenlerce (17-18.yy.) bu kopuşu tam gerçekleştiremediği için eleştiriye

uğramıştır. Bu noktadan sonra ise pozitif hukuğun hakimiyeti ile devletler artık

belirli bir ivme ile dokunulamaz, müdahale edilemez bir konuma yükselmişlerdir.

19. yy. da ise, müdahale etmeme normu, özellikle Hegel’den sonra, artık

uluslararası hukuk teorisinde dominant bir pozisyona gelmiştir. Üstelik Hegel

devleti, ahlaki fikrin gerçekleşmesi, ahlaki zihnin kendisi şeklinde tarif ederek, bu

rasyonel birimin, içinde özgürlüğün en üst düzeyde kendini bulduğu bir son, bir

amaç – end - olduğunu belirtmektedir.69 Diğer taraftan, yine kendisine göre

devletin, yani bu üstün amacın, bireye karşı en üst seviyede, süprem bir üstünlüğe

sahip olduğunun, bireyin de zaten süprem görevinin devletin bir üyesi olmaktan

ibaret olduğunun burada vurgulanması gerekmektedir. Her ne kadar uluslararası

hukukta müdahale veya müdahale etmeme normunun başlangıcı ve gelişimi bu

şekilde olsa da, yukarıda ekoller ile müdahaleye bakışta anlaşıldığı üzere,

uygulamada hiç te bu norma bu kadar keskin bir şekilde uyulduğunu söylemek

mümkün gözükmemektedir.

Güç politikalarının hakimiyeti altında geçen 19. ve 20. yüzyıllar, 2 adet dünya

savaşı ve ertesinde Soğuk Savaş, bir taraftan devletlerin birbirlerine olan güvenini

törpülerken, aslında diğer taraftan bu denli kanlı ve topyekün savaşların

tekrarlanmaması için verilen uğraşların artmasına, yapılan yanlışlardan ders

alınmasına sebebiyet vermiştir. Bu bağlamda, tarihsel olarak bakıldığında, artık

uluslararası organizasyonların global düzeyde kayda değer roller üstlenmek adına

hem rakamsal olarak arttığı, hem kapsadıkları alanların genişlediği, hem de

devletlerin bu organizasyonlar tarafından oluşturulan kurallara uymaya daha

gönüllü olduğu rahatlıkla ileri sürülebilir. Soğuk Savaş sonrasında uluslararası

organizasyonların, özellikle Birleşmiş Milletler’in, karar ve kuralları, ve bu

69 G. W. F. Hegel, Outlines of the Philosophy of Right, trans. by T. M. Knox. New York, Oxford University P. 2008, s 228.

Page 59: Birleşmiş Milletler Müdahaleleri: Bar şkoruma ve Barışa Zorlama …nek.istanbul.edu.tr:4444/ekos/TEZ/49640.pdf · 2016. 3. 25. · ve sabrıyla her zaman destek veren değerli

47

organizasyonların şemsiyesinde oluşturulan yapıların ve/veya eylemlerin çok daha

fazla meşruiyet taşıdığı aşikardır. Bir devlet veya belirli devletlerin tek taraflı olarak

aldıkları kararlara veya uyguladıkları eylemlere, her ne kadar iyi niyetli olsa da,

geçmişten gelen güvensizlikler sebebiyle, diğer devletler tarafından günümüzde

şüphe ile yaklaşılmaktadır. Oysa, uluslararası organizasyonların bu konudaki

inandırıcılıkları nispeten artık çok daha yüksekte olduğundan, büyük güçler olarak

tarif edebileceğimiz devletlerin dahi artık böyle bir şemsiye altında hareket etmek

zorunda hissetikleri bir ortamda, organizasyonlar tarafından alınan karar ve atılan

adımların, diğer devletler tarafından meşru gözükmesine sebebiyet vermektedir.

Bunlar “fazla iyimser” de bulunabilir, “iyimser” de. Farklı ekollerin bakış açısıyla,

ortada bir anarşinin veya yarı anarşinin olduğu iddia edilebileceği gibi, üst düzey

bir kurumsallaşmadan doğan, devletlerin birbirlerine her zamankinden daha fazla

bağlandığı, uluslararası organizasyonların temel rol üstlendiği ve devletlerin artık

gönüllü olarak buna uydukları bir ortamın varlığından da bahsedilebilir. Yukarıda

yazılanlara itirazlar farklı bakış açısı veya sebeplerden dolayı oluşabilir, fakat,

burada vurgulanan, bu çeşitli iddia ve spekülasyonlar (içinde gerçek barındırsa

da), bu organizasyonların devletler tarafından, göreceli olarak meşruiyet

anlamında en üstte yer aldıkları gerçeğini değiştiremez. Çünkü ortada bu kurallar

düzeyinde hareket eden bir sistem bulunmaktadır.

Hurd’un ifadesiyle, “kurallara uymaya zorlayacak ve onları cezalandıracak,

kendilerinden daha üstün bir siyasi iradenin bulunmadığı (ama sonuçta yine de)∗

bir uluslararası sistem vardır artık ortada”.70 Hatta, bununla ilintili olarak daha

iddialı bir açıklamayı, “uluslararası hukuğun gerektirdiğini yaptırım haline

dönüştürecek bir uluslararası hükümetin olmamasından dolayı, varolan

uluslararası sistem aslında normatif sosyal düzenin en berrak bir şekilde

gözlemlendiği en iyi sosyal düzendir”, şeklinde Thomas Franck ileri sürmektedir71.

Daha farklı bir ifadeyle ama aynı sonuca ulaşan bir yaklaşımla Buchanan’da

desteklemektedir bu iddiayı. Ona göre de, uluslararası hukukta kural veya

kanunların meşruiyeti, onu yapan kurumun meşruiyetine bağlanmakta, kurumun

∗ Parantez içindeki ekleme cümlenin ters anlaşılmaması ve vurgu için eklenmiştir. 70 Ian Hurd, “Legitimacy and Authority in International Politics”, International Organization, V.53, No:2, Spring 1999, s.379. 71 Hurd, a.g.e. s.381.

Page 60: Birleşmiş Milletler Müdahaleleri: Bar şkoruma ve Barışa Zorlama …nek.istanbul.edu.tr:4444/ekos/TEZ/49640.pdf · 2016. 3. 25. · ve sabrıyla her zaman destek veren değerli

48

meşruiyeti ise legal gerçeklere değil, moral değerlere bağlanmaktadır. Dolayısıyla

meşruiyet normatif bir anlam taşımaktadir72

Bu noktadan itibaren devam edildiğinde, uluslararası bir kural ya da kanunun

devletler tarafından meşru kabul edilme oranı, onu yapan kurumla yakından

ilgiliyse, bu bağlamda, uluslararası organizasyonların meşru olarak görülmesi çok

daha anlam kazanmakta ve kabul edilebilir olarak ortaya çıkmaktadır. Çünkü,

mevcut sistem, sonuçta gönüllülük üzerine kurulu bir bağlantı-katılım ortamı

üzerine yürümektedir. Christiano’nun da belirttiği üzere, uluslararası

organizasyonların ve kuralların meşruiyeti, uluslararası hukuk ve kurumlar

sisteminin devletler arasında bir gönüllülük sistemine dayanmasından

çıkmaktadır.73 Aslında açıklama “aktörlerin sisteme uyma nedeni, sistemi meşru

görmeleri sebebiyledir” şeklinde yapıldığında, meşruluk ta Coleman’ın belirttiği

gibi, “bir aktör veya hareketin, diğerlerince, iyi, uygun, kabul ve tercih edilebilir

olma halidir”74 şeklinde tanımlandığında, aktörün normatif inancına atıf yapılmakta,

ve bu sebeple de aktör o kural ve/veya kuruma uymaktadır.

Diğer taraftan tabi ki, Franck, Buchanan, Christiano ve diğerlerinin ileri sürdüğü,

devletlerin sisteme katılıp gönüllü olarak kurallara uymaya sebep veren nedenin

onun meşru olarak algılanmasıdır şeklindeki görüş, ortada varolan tek görüş

değildir. Halen literatürde tartışılmaya devam eden üç görüş vardır bununla ilgili ve

herbiri bunun, yani, neden kurallara uyulduğunun, gerekçelendirmesini basitçe şu

şekilde yapmaktadır; aktör kurallara uyar çünkü, birincisi, kuralları koyan ve

uygulatanın cezalandırmasından korkar, ikincisi, ulusal çıkarı bunu icap

etmektedir, üçüncüsü kuralı ve/veya yapanı meşru görür ve uyar.75 Bu çalışma, bu

“tartışmanın içinde yer almasa da, yukarıda tarihsel süreç içinde açıklanan

gelişmeler sebebiyle, ve aşağıda bu konuyla ilgili daha detaylı yapılan analiz

nedeniyle ortada meşru görülen bir yapının varlığını, ve aktörlerin buna, ağırlıklı

72 Allen Buchanan, “The Legitimacy of International Law”, The Philosophy of International Law, Oxford, Oxford University P. 2010, s. 79-80. 73 Thomas Christiano, “Democratic Legitimacy and International Institutions”, The Philosophy of International Law, Oxford, Oxford University P. 2010, s.122. 74 Katharina P. Coleman. International Organizations and Peace Enforcement, New York, Cambridge U. Press, 2007, s. 6. 75 Hurd, a.g.e. 379.

Page 61: Birleşmiş Milletler Müdahaleleri: Bar şkoruma ve Barışa Zorlama …nek.istanbul.edu.tr:4444/ekos/TEZ/49640.pdf · 2016. 3. 25. · ve sabrıyla her zaman destek veren değerli

49

şekilde gönüllü olarak katıldığını kabul etmektedir. Fakat, sonuçta aktörün sisteme

uyma sebebi hangisi olusa olsun, bu çalışmanın özüyle direk bir ilintisi

bulunmamaktadır.

Egemenlik, uluslararası hukuk, müdahale ve meşruluk kavramlarını birbirlerinin

ardı sıra getirmek, hem çalışmanın, anılan kavramlar ile ilişkisini belirlemek, hem

de mudahale kavramının daha iyi kavranmasını sağlamak sebebi iledir. Soğuk

Savaş’ın bitişi bu çalışmanın temeli olan müdahale konusu için gerçek bir kırılma

noktasını oluşturmaktadır. Uluslararası organizasyonların desteğini almadan

yapılan müdahaleler artık günümüzde gittikçe artan bir şekilde tepki çekmektedir

ki, artık büyük güçler veya aktörler dahi, bu yolu seçmek durumunda

kalmaktadırlar. Fakat burada gözden kaçan bir detay daha vardır; o da meşruluk

konusunun çok kaygan bir zeminde yer almasıdır. Burada üstünde durulan,

müdahalelerdeki meşruluk algılayışıdır ki, sadece devletler tarafında değil, global

toplumda, gerek sivil toplum kuruluşları, sosyal hareketler ve ağlar, gerek katkı

sağlayan, ilgi duyan, etki edebilen bireyler de dahil olmak üzere, yanlışlıklara

sebebiyet verebilmektedir. O da, müdahalenin pratik uygulamalarında ortaya çıkan

eylemin meşruiyeti ile, eylemi gerçekleştirenin meşruiyeti farkıdır.

Müdahalelerin yapılıp yapılmaması, yapılacaksa gerekçelendirilmesi, kim

tarafından yapılacağı, nasıl yapılacağı günümüzde oldukça tartışılmalı konulardır.

Burada, vurgu yapılan nokta, özellikle moral gerekçelendirmeler doğrultusunda,

fakat uluslararası organizasyonlar (özellikle B.M.) haricinde veya onaysız yapılan

müdahalelerin yarattığı bulanıklıktır. Tek taraflı, veya bir grup devlet birlikteliğinde

hatta uluslararası askeri organizasyonlar tarafından yapılan müdahalelerin

gerekçelendirmesi, gerek iç savaş ortasında kalsın, gerekse kendi devlet

yönetiminin kötü davranışına maruz kalsın, acı çeken sivil halkı işaret ederek

“yapılması doğru olan neyse o uygulanmalıdır” şeklinde ortaya çıkmaktadır. Diğer

bir ifade ile bu, “ahlaki olarak doğru olan yapılmalıdır” şeklinde basitleştirilebilir. Bu

yaklaşım yukarıda bahsedilen global toplum tarafından oldukça vicdani bulunarak

ta zaman zaman desteklenmektedir. Fakat ahlaki olan ile hukuki olanın kesiştiği

nokta tam burada başlamaktadır. Yanlış anlaşılmasını engellemek için burada

hukuki anlamda bahsedilenin, yukarıda bahsedilen katı pozitif hukuk kaynaklı

Page 62: Birleşmiş Milletler Müdahaleleri: Bar şkoruma ve Barışa Zorlama …nek.istanbul.edu.tr:4444/ekos/TEZ/49640.pdf · 2016. 3. 25. · ve sabrıyla her zaman destek veren değerli

50

devlet egemenliğinin dokunulmazlığı olmadığını vurgulamak gerekmekte, hatta

tam tersine insan temelli ahlaki değerlerle donatılmış bir hukuki müdahalenin

yapılmasına inanılmaktadır. Fakat “ahlaki olarak ne yapılması gerekiyorsa

yapılmalıdır” ile “ahlaki olarak ne yapılması gerekeni hukuki olarak kim yapmalıdır”

arasında bir çizgi vardır ki bu da tekrar meşruluk düzeyi nispeten en yukarıda olan

uluslararası organizasyonları, ve içlerinden de Birleşmiş Milletler’i ön plana

çıkarmaktadır. Bu bağlamda aşağıdaki bölüm, özellikle Birleşmiş Milletler’e

geçmeden önce fakat onu da kapsayacak bir şekilde uluslararası organizasyonları

incelemekte, müdahale ile olan ilişkilerini belirlemektedir.

2. Müdahale ve Uygulayanları Yukarıda müdahalenin tanım ve kapsamı, savaş ile farkı, ekol, etik, hukuk ilişkileri,

bu manada egemenlik ihlali olup olmadığı ve hangi şartlarda (varsa) meşru

görülebileceği detaylı olarak işlenmiştir. Bu bağlamda, müdahalenin, hangi

gerekçe ile kim ya da hangi güç tarafından, ne şekilde yapılacağının ayrı bir

problem teşkil etmekte olduğu belirtilirken meşruluk çıtasının en yukarıda

bulunduğu uluslararası organizasyonların ve bunların içinden Birleşmiş Milletler’in

öne çıktığı ileri sürülmüştür. Bu bölüm, savaşların çıkar amaçlı bir devlet politikası

olarak kullanılmaması, geçmişte olan iki dünya savaşında olduğu gibi büyük

yıkımların tekrar yaşanmaması için atılan adımların sonucu olarak ortaya çıkan

Birleşmiş Milletler, ve diğer uluslararası organizasyonları müdahale açısından

incelemektedir.

Savaşların oluşmaması, veya evrensel ve sürekli bir barış halinin

gerçekleştirilmesi ve sürdürülebilir olması fikri gerçekten tarihin derinliklerine kadar

uzanmaktadır. Veya diğer taraftan bakıldığında, eğer savaş olursa, önlenebilmesi

için yapılacak olanların aranması da en az o kadar eskilere dayanmaktadır.

Hristiyanlık dünyası bu konuda oldukça geniş eserler barındırmaktadır. Özellikle

Mesih’in gelmesiyle kurt ile kuzunun birlikte yaşayacak olması, bir milletin diğerine

kılıç kaldırmayacak olması ve bunların kutsal kitapta yer almaları, insanları dünya

üzerinde bir barış idealizmine yönlendirmiş, 15. yy. sonlarından itibaren ise barış

üzerine ahlaki ve dini argümanların oldukça çoğalmasına sebebiyet vermiştir.

Page 63: Birleşmiş Milletler Müdahaleleri: Bar şkoruma ve Barışa Zorlama …nek.istanbul.edu.tr:4444/ekos/TEZ/49640.pdf · 2016. 3. 25. · ve sabrıyla her zaman destek veren değerli

51

Temel amaç evrensel barış olsa da, özellikle Hristiyanlık dünyası içinde bir

savaşın gerçekleşmemesinin yolları aranmıştır bütün bu dönemler boyunca. Doğal

olarak, bu çerçevede de Hristiyanlık dünyasının merkezi sayılan Papalık en önde

gelen aktör olmuştur. Bir anlamda, devletler tarafından nispeten tarihsel olarak

meşru bir merkez olarak algılanması, onu bu konumuyla öne çıkarmıştır.

Russel, o döneme ait olarak Papalığın, verilen örneklerle, günümüzde B.M.’in

oynadığı rollere uygun düşen görevler üstlendiğini belirtmektedir. Her şeyden

önce, Papalığın, her ne kadar dini bir merkez olsa da, tarihte kutsal savaş

başlatabilen, savaş durdurabilen bir güç olarak siyasetteki yerini yadsımak zaten

pek mümkün değildir. Ayrıca, İngiltere ve Fransa arasında bir çatışma hali

oluşturan Normandiya meselesinde Papa Innocent III’ün, daha 13.yy başında, bu

ve bunun gibi meselelere müdahale edeceğini açıklaması bu konuda güzel bir

örnek oluşturmaktadır. Bunun gerekçelendirilmesi ise şu şekilde yapılmaktadır;

barışa tehdit Hristiyanlık dünyasında günah olarak algılanmakta, barış bu

bağlamda onun (Papa) meselesi olmakta, sonuç olarak ise Papalık barış yapma –

Peacemaking – işlevine soyunmaktadır. Bu bağlamda, devletler arasında çatışma

yaratabilecek tartışmalı konulara Papa’nın kendi veya kendisinin göndereceği

elçiler (barış melekleri) çözüm ve barış getirme amacıyla müdahil olabilmişlerdir.76

Yine tarihsel olarak aynı çizgiden devam edildiğinde, Russel’e göre, Papalığın

çatışma çözümlemelerinin günümüz organizasyonlarının çözümlemeleri ve

müdahale seçenekleriyle örtüşen benzerlikleri ilgi çekmektedir. 1298 de Papa VIII.

Boniface, 1344 te ise VI. Clement yine İngiltere ve Fransa arasında arabuluculuk –

mediating - görevi yapmışlar, (terimler aşağıda B.M. bölümünde detaylıca

açıklanmıştır) fakat sonucun bağlayıcı olduğu karar verici bir hakemlik –

arbitration - yapmadıklarını da belirtmeye zorlanmışlardır. Başka bir örnekte ise,

1479 da Kardinal Giuliano della Rovere, zamanın güçlü Papasının yeğeni ve bir

sonraki Papa olarak, XI. Lui ve Burgundy’li Mary arasındaki çatışmayı son karar

verici olarak sonlandırdığını açıklamıştır.77

76 Joycelyne G. Russel. Peacemaking in the Renaissance, Philadelphia, University of Pennsylvania Press, 1986, s.21. 77 Russel a.g.e. s.22

Page 64: Birleşmiş Milletler Müdahaleleri: Bar şkoruma ve Barışa Zorlama …nek.istanbul.edu.tr:4444/ekos/TEZ/49640.pdf · 2016. 3. 25. · ve sabrıyla her zaman destek veren değerli

52

Russel’in verdiği bu örnekler, aslında devletler arasında yine nispeten meşru

olarak algılanan devletüstü bir merkezin müdahalelerine, aktörlerin rıza

göstermeleri açısından oldukça ilginç ve güzel örneklerdir. Tarihsel olarakta örneği

çok azdır. Günümüzde, ya da çağdaş uluslararası siyasal sistemde, uluslararası

organizasyonlar, bu tip görevleri yerine getirmektedir, fakat yapısı itibarı ile tabi ki

oldukça farklıdırlar.

Çalışmanın daha iyi anlaşılabilmesi için, bu bölümde de, terimlerin anlamlarını ve

hangi manada kullanıldıklarını detaylı olarak açıklamakta fayda görülmüştür.

Herşeyden önce sürekli olarak kullanılan uluslararası örgütler ile neyin kastedildiği

önem taşımaktadır. Uluslararası örgütlerin – international organizations -

çerçevesini geniş tutarak yapılabilecek basit bir tanımı, Coleman’da, ‘’üç veya

daha fazla devletin biraraya gelerek kurdukları, uluslararası bir antlaşma ile

oluşturdukları, sürekli bir sekreterya ile destekli, üyelerin düzenli olarak

toplandıkları formal birlikteliklerdir”78 şeklindedir. Fakat, Schechter, yukarıda,

Coleman’ın yaptığı tanımı devletlerarası (veya yönetimler arası) örgütler –

intergovernmental organizations - için kullanmakta olup, bunları uluslararası

örgütlerin bir alt kümesi olarak görmektedir. İçlerinde evrensel olanlar, üyeliklerini

tüm devletlere (yönetimlere) açarken, bazı örgütler sadece bölgede olanları

kapsayarak, devletlerarası (yönetimler arası) bölgesel örgütler gibi - regional intergovernmental organizations - üyelikleri sınırlı kalmaktadır.79 Kendi içlerinde

amaç, üyelik yapısı ve gereklilikleri, sahip oldukları kaynak ve çalışanları açısından

oldukça büyük farklılıklar gösteren bu örgütler sonuçta devletlerin karşılıklı olarak

diyalog imkanı bulabildikleri birlikteliklerdir.

Diğer taraftan devletlerarası (yönetimler arası) örgütlerin içinde yer aldığı kümenin

diğer elemanları ise devletlerarası (yönetimler arası) olmayan, hükümetlerin temsil

edilmediği örgütler – nongovernmental organizations - veya sivil toplum

kuruluşları, çok uluslu şirketler vs. gibidir. Bu sivil kuruluşlar sayısal olarak çok

daha fazla olup, onlar da kendi içlerinde amaç, yapı, kapsam olarak farklılık

78 Coleman, a.g.e. s 20 79 Michael G. Schechter, “Systemic Change, International Organizations, and the Evolution of Multilateralism”, Dynamics of Multilateralism, James P. Muldoon and others ed.s.Boulder, Westview P. 2011, s. 24

Page 65: Birleşmiş Milletler Müdahaleleri: Bar şkoruma ve Barışa Zorlama …nek.istanbul.edu.tr:4444/ekos/TEZ/49640.pdf · 2016. 3. 25. · ve sabrıyla her zaman destek veren değerli

53

göstermektedirler. Schechter, sonuçta, bu iki alt kümeyi, uluslararası örgütler

altında görürken, bu kümeyi de, uluslararası kuruluşların – international institutions – bir alt kümesi olarak kabul etmektedir. En son bahsedilen kümenin

en geniş küme olma sebebi ise, yukarıda sayılanlar ile birlikte, içinde yerleşilen bir

bina veya resmi ilişkilerin olmayabileceği, antetli kağıtların veya resmi

çalışanlarının bulunmayabileceği yapıları da kapsaması gerekçesiyledir.80 Aynı

şekilde, fakat farklı bir yaklaşımla, uluslararası toplum – international society –

terimi, Junne tarafından, devletlerin oluşturduğu birliktelik olarak anlaşılabileceği

şeklinde ileri sürülürken, global toplum – global society - teriminin ise daha

kapsamlı olarak uluslararası toplumu da içine alacak ama onun haricinde çok

uluslu şirketler, sivil toplum kuruluşları, etkili bireyler vs. yi de kapsayacak şekilde

anlaşılması gerektiğini belirtmektedir.81

Bu çalışmada ise kullanılan uluslararası örgütler terimi, yukarıda Coleman’ın

yaptığı açıklamaya uygun olan şekilde, veya Schechter’in devletlerlerarası

(yönetimler arası) tanımına denk düşecek anlamda kullanılmaktadır. Diğer bir ifade

ile, müdahalelerin uygulamalarında devletlerin üyeleri olduğu örgütlerin askeri

güçlerine odaklanıldığından, ve müdahale yapabilecek askeri güce sahip devlerin

oluşturduğu örgütlerin haricinde bu yetki ve fiziksel güce sahip sivil örgüt

bulunmadığından, kullanılan terim bunu kastetmektedir. Kullanılan terimlerin açıklanmasından sonra, tekrar uluslararası örgütlere

dönüldüğünde, uluslararası barış ve güvenliğin sağlanması açısından, geçmişe

kıyasla, uluslararası askeri müdahaleler, bu örgütler tarafından yapıldığı sürece

(özellikle B.M.), gittikçe artan bir oranda uluslararası toplum tarafından, kabul

görmektedirler. Eğer müdahaleler, tek taraflı gerçekleştirilirse ve hatta koalisyon

devletler tarafından gerçekleştirilse bile, diğer devletler tarafından, niyetlerinin

açıkladıklarından farklı olabileceği şüphesiyle karşılaşmaktadırlar. Bu bağlamda,

bu problemin aşılmasında, şu anki uluslararası sistem, uluslarası örgütlerin,

yapılan bu müdahalelerle bir şekilde ilişkilendirilmelerini gerektirmekte, nispeten

80 Schechter, a.g.e. s. 25 81 G. C. A. Junne, “International organizations in a period of globalization: New (problems of) legitimacy”, The Legitimacy of International Organizations, Coicaud ve Heiskanen ed.s, Tokyo, United Nations University P. 2001, s. 192.

Page 66: Birleşmiş Milletler Müdahaleleri: Bar şkoruma ve Barışa Zorlama …nek.istanbul.edu.tr:4444/ekos/TEZ/49640.pdf · 2016. 3. 25. · ve sabrıyla her zaman destek veren değerli

54

rahatlatıcı bulmaktadır. Bu uluslararası örgütlerin kısıtlı ve problemli yapı ve/veya

olanaklarına rağmen, müdahalelerin onların denetimi altında yapılması,

uluslararası toplumun gözünde, nispeten, müdahalelerin daha tarafsız olarak

yapıldığı izlenimini vermektedir. Bunun sebebi ise yukarıda da bahsedildiği üzere,

uluslararası örgütlerin çok taraflılığı barındırmaları, bu bağlamda aldıkları

kararların üye devletlerin bireysel anlamda çıkarlarının üstünde bir yerde olduğu

ve kollektif görüşlerini yansıttığı inancındadır. Hatta, müdahaleleri yapan

uluslararası bir örgüt olsa dahi, eğer Birleşmiş Milletler’in onayı dahilinde

gerçekleştirmemişse, Kosova örneğinde olduğu gibi tepkiyi çekebilmektedir.

Yine hem bu çalışmanın ilgi alanında olmasa, ve hatta bu çalışma tartışmanın

içine dahil olmayacak olsa da, belirtilmelidir ki, literatürde uluslararası örgütlere

bakış açısı tabi ki tek tip değildir. Burada da, uluslararası ilişkiler disiplininin

ekolleri farklı bakış açıları sunmaktadır. İleri sürülenler aslında oldukça

enstrumental yaklaşımlar içermektedir, çünkü, bu örgütlerin aslında belirli üye

devletlerin yap dediğini yapan, istemediklerini de yapmayan veya yapamayan bir

araç işlevi gördüğü düşünülmektedir.82 Veya Birleşmiş Milletler gibi bir örgütün

genel bütçesinin ve kendi içinde yer alan diğer bir çok örgüt, bölüm, komite, fon

gibi yapıların bir çoğunun bütçesinin yaklaşık dörtte birini tek bir ülkenin

karşılaması (ABD), ya da, alınacak kararlarda veto gücü ile tek bir ülkenin (sürekli

beş içinde yer alan) kararı etkilemesi, örgütün uluslararası olduğu inancını

etkilemektedir. Bunlar doğruluk payı barındıran argümanlar olsa da, sonuçta içinde

190 küsur devletin üye olarak bulunduğu ve alınan karar ve uygulamaların

psikolojik açıdan bu üyeler tarafından (çoğunlukla ve göreceli olarak) doğru

görülerek, kabul edilmesi, meşruluk çıtasını en üste koymaktadır. Konuya diğer

taraftan bir bakış açısı ile bakıldığında ise, David Kennedy’nin bu konuda

tartışmayı etkileyebilecek cümlesi şu şekildedir: “uluslararası olan her şey güzeldir,

uluslararası olduğu ve kaldığı müddetçe”. 83

Çalışmanın doğrultusunda çerçeveyi daraltırken, tekrar ve dikkat edilmesinde

yarar sağlayacak husus, bahsedilen uluslararası örgütlerin, var olan tüm konularda

82 Jan Klabbers, “The Changing Image of International Organizations”, The Legitimacy of International Organizations, Coicaud ve Heiskanen ed.s, Tokyo, University of United Nations, 2001, s. 224. 83 Klabbers, a.g.e. s. 225

Page 67: Birleşmiş Milletler Müdahaleleri: Bar şkoruma ve Barışa Zorlama …nek.istanbul.edu.tr:4444/ekos/TEZ/49640.pdf · 2016. 3. 25. · ve sabrıyla her zaman destek veren değerli

55

çalışma gösteren tüm örgütlerin değil, askeri bir müdahaleyi gerçekleştirecek

kapasiteye sahip olanların burada incelendiğidir. Sonuçta, müdahaleler, belirli

uluslararası örgütler altında uluslararası kurallar gözetilerek gerçekleştirilmeye

çalışılmakta ve bu kurallar da uluslararası ilişkilerde meşruiyetten bahsedilmesine

izin vermektedir. Bu örgütlerin de, kendi içlerinde, kapasitelerine ve coğrafyalarına

göre sınıflandırmaları basitçe şu şekilde yapılmaktadır:

Burada bir fark, aşağıdaki bölümde daha detaylı şekilde açıklanacak olan askeri

müdahalelerin içinde ayrı bir bölüm olan barışa zorlama – Peace Enforcement –

operasyonlarının zamanımızda gerçekleşmiş olanlarının hemen tümünün

“yürütülmesi” devletler tarafından yapılsa da, bir uluslararası organizasyonun

şemsiyesi altında oluşturulduğu ve/veya desteğini aldığı da dikkatten

kaçmamalıdır. Müdahalelerde, eğer kendisi doğrudan rol almamışsa, aktörlerin meşruiyet

bulduğu bu örgütler, global veya uluslararası, bölgesel, alt-bölgesel, askeri

ittifaklıklar şeklinde sıralanabilir. Bu bağlamda, bahsi geçen şemsiyeyi sağlamakta

en fazla adı geçen örgütlerse şunlardır:

• Birleşmiş Milletler (BM) – United Nations (UN)

• Avrupa Birliği (AB) – European Union (EU)

• Avrupa Güvenlik ve İşbirliği Teşkilatı (AGİT) – Organization for Security

and Cooperation in Europe (OSCE)

• Bağımsız Devletler Topluluğu (BDT) – Commonwealth of Indipendent

States (CIS)

• Amerikan Devletler Birliği (ADB) – Organization of American States (OAS)

• Afrika Birliği (AB) – African Union (AU) – (daha önce Afrika Birliği Teşkilatı, Organization of African Unity) (OAU)

• Batı Afrika Devletleri Ekonomik Topluluğu – Economic Community of West African State (ECOWAS-ECOMOG)

• Güney Afrika Gelişim Toplumu (GAGT) - Southern African Development Community (SADC)

• Kuzey Atlantik Anlaşması (NATO) North Atlantic Treaty Organization

Page 68: Birleşmiş Milletler Müdahaleleri: Bar şkoruma ve Barışa Zorlama …nek.istanbul.edu.tr:4444/ekos/TEZ/49640.pdf · 2016. 3. 25. · ve sabrıyla her zaman destek veren değerli

56

Aslında yapılan müdahaleler dikkatlice incelendiğinde, yukarıda sayılan örgütlere

iki farklı açıdan yaklaşıldığı anlaşılmaktadır. Birincisinde, Birleşmiş Milletler

haricinde kalan bölgesel, alt-bölgesel ve askeri ittifaklıklar artık kendi kararlarının

ve buna bağlı olarak hareketlerinin, gerekli gördükleri müdahaleler için uluslararası

sistemde yeterli meşruiyete sahip olduğunu iddia etmektedirler. Dolayısıyla bu

açıdan yaklaşım bir şekilde, farklı kıtalardaki aktörlerin - gerek dünya gücü gerek

bölgesel güç olan devletlerin oluşturdukları örgütler – B.M.’e alternatif

mekanizmalar oluşturdukları şeklinde okunabilir. İkincisi ise, zaten Birleşmiş

Milletler’in, konuyla ilgili olarak, taşıyabileceğinden daha fazla görev

üstlenmesinden doğan bütçe, personel, ekipman gibi kaynaklarının limitlerine

ulaştığı hatta aştığı gerekçesiyle, müdahale gerektiren kararları onaylayarak,

bunları, yardımlarının ihtiyacını hissettiği bölgesel örgütlere devretmesidir.

Aşağıdaki Tablo 1 de bu gibi örgütlerce çeşitli zamanlarda üstlenilmiş olan

görevler bulunmaktadır. Genel olarak hazırlanan bu tablo, operasyonların ne

türden olduklarını belirtmekten, detaylandırmaktan ziyade bir fikir vermek amacı

taşımaktadır. Dolayısıyla bunların içinde sivil, polis ve askeri personelden biri, bir

kısmı veya hepsi bulunabilirken, izleme, onaylama, barışı koruma, oluşturma, ve

barışa zorlama gibi farklı misyonlar da örgütler tarafından üstlenilmiştir. Bu

terimlerin tanımları, farklılıkları, Birleşmiş Milletler çerçevesi içinde, II. Bölümde

detaylandırılmıştır.

Page 69: Birleşmiş Milletler Müdahaleleri: Bar şkoruma ve Barışa Zorlama …nek.istanbul.edu.tr:4444/ekos/TEZ/49640.pdf · 2016. 3. 25. · ve sabrıyla her zaman destek veren değerli

57

Tablo 1 : Müdahalede bulunan örgütlere örnekler

Üstlenen Örgüt Hedef Coğrafya Başlangıç Tarihi İsim

Birleşmiş Milletler (U.N.) Batı Sahra 1991

MINURSO - UN Misson for the Referendum in Western Sahara

Yugoslavya 1992 UNPROFOR - UN Protection Force

Doğu Timor 2002 UNMISET - UN Mission of Support in East Timor

Bağımsız Devletler Topluluğu (CIS)

Gürcistan (Güney Osetya) 1992 South Ossetia Joint Force

Moldova 1992 Joint Control Commission Peacekeeping Force

Tacikistan 1993 Tajikistan Buffer Force Afrika Biriği (A.U.)-(eski OAU) Burundi 1993 OAU Mission in Burundi

Burundi 2003 AMIB - African Mission in Burundi

Sudan (Darfur) 2004 AMIS - Afrikan Mission in Sudan

Avrupa Güvenlik ve İşbirliği Teşkilatı (OSCE) Hırvatistan 1996 OSCE Mission to Croatia

Arnavutluk 1997 OSCE presence in Albania

Sırbistan – Kosova 1999 OSCE Mission in Kosovo Kuzey Atlantik Anlaşması (NATO) Bosna Hersek 1996 NATO Stabilization Force

Sırbistan – Kosova 1999 NATO Kosovo Force

Afganistan 2001 ISAF - International Security Assistance Force

Batı Afrika Devletleri Ekonomik Topluluğu (ECOWAS-ECOMOG) Liberya 1990

ECOWAS Monitoring Group

Sierra Leone 1997 ECOWAS Monitoring Group

Gine Bise 1998 ECOWAS Cease-Fire Monitoring Group

Amerikan Devletler Birliği (OAS) Kolombiya 2004

Mission to Support the Peace Process in Colombia

Haiti 2004 OAS Special Mission for Strenghtening Democracy

Avrupa Birliği (E.U.) / Batı Avrupa Birliği Arnavutluk 1997

Multinational Advisory Police Element

Hırvatistan 1999 Western European Union Demining Assistance

Kaynak: New York University; Center on International Cooperation (http://www.cic.nyu.edu/peacekeeping/docs/gpo_2012_map.pdf )

Page 70: Birleşmiş Milletler Müdahaleleri: Bar şkoruma ve Barışa Zorlama …nek.istanbul.edu.tr:4444/ekos/TEZ/49640.pdf · 2016. 3. 25. · ve sabrıyla her zaman destek veren değerli

58

Tüm uluslararası örgütlerin içinde, yine diğerlerine kıyasla, Birleşmiş Milletler’in

meşruiyet çıtasını en yükseğe koyduğunu yadsımak mümkün gözükmemektedir.

Sheehan’ın deyimiyle, Birleşmiş Milletler, dünya barış müzakereleri için, açıkça,

varolan en meşru örgüttür.84 Dolayısıyla, müdahalede bulunan veya bulunacak

olan devletlerin de, genellikle uluslararası bir örgütün altında, fakat özellikle

Birleşmiş Milletler’in onayını almış bir şekilde, hareket etmelerinin kendilerine

meşruiyet sağlayacağını düşünmeleri olağan gözükmektedir. Sonuç itibarıyla, ilk

olarak, gerçekleştirilen askeri müdahalelerin hemen hepsinin bir uluslararası

örgütün altında olması ve genellikle bunları ya Birleşmiş Milletler’in üstlendiği, ya

da onaylayarak yürütmesini bir alt örgüte devrettiği gerçeği sebebiyle, ikinci olarak

ise, bölgesel, alt-bölgesel, veya askeri ittifaklar tarafından yürütülen müdahalelere

birinci kaynaktan ulaşılmasının zorluğu ve ulaşılanların ise istenilen yeterli ve

detaylı verileri sunmadıkları veya sunamadıkları gerekçeleriyle, bu çalışma,

yalnızca Birleşmiş Milletler tarafında üstlenilen operasyonları çalışmasına dahil

etmiştir. Bir alt bölüme geçerken, genelde uluslararası örgütlere, ve özelde

çalışmanın konusu olan Birleşmiş Milletler’e mesafeli veya şüpheli yaklaşabilecek

olanlara, örgütün önceki Genel Sekreterlerinden Dag Hammarskjöld’un, bir yandan

hak veren, bir yandan da neden örgütün desteklenmesi gerektiğini belirten bir

cümlesi tartışmaya ilginç bir boyut katmaktadır: “Birleşmiş Milletler, bizleri cennete

götürmesi için kurulmamıştır, bizleri cehennemden koruması için kurulmuştur”.85

Bölüm II : Birleşmiş Milletler’de Müdahale

Fransız Devriminden itibaren müdahalelerin meşruiyetinin sorgulanmaya

başlandığından ve Fransız anayasasının diğer devletlerin içişlerine

karışmayacağına dair bir deklarasyon içerdiğinden, yukarıda da bahsedilmiştir;

Morganthau da bundan bahsetmektedir. Morganthau’ya göre, tarih kısa sürede

bunun tam aksinin gerçekleştiğini, müdahale ve savaşın bir dış politika aracı

olarak kullanılmaya devam edildiğini ve Napolyon Fransasının Avrupa’da fetih

yoluyla geçici bir düzen ve birlik empozesinde bulunduğunu açıkça

84 Nadege Sheehan, The Economics of UN Peacekeeping, New York, Routledge, 2011, s.4. 85 Jan Klabbers, a.g.e. s. 221.

Page 71: Birleşmiş Milletler Müdahaleleri: Bar şkoruma ve Barışa Zorlama …nek.istanbul.edu.tr:4444/ekos/TEZ/49640.pdf · 2016. 3. 25. · ve sabrıyla her zaman destek veren değerli

59

göstermektedir. Bu durum karşısında diğer Avrupa devletleri alternatif bir uyum

sistemi oluşturmuşlardır. Napolyon’u yenmek amacı ile oluşturulmuş bu Avrupa

uyumu veya Avrupa askeri müttefikliği, gelecekte buna benzer, bir tek ülke

başatlığının önüne geçilmesi ve büyük devletler arasında barışın korunması

misyonunun da üstlenilmesiyle o ana kadarki en büyük, en bütünsel teşebbüs

haline gelmiştir. Napolyon’un karşısında yer alan Kutsal İttifağın da, “müdahale” yi, bir siyasi araç

olarak, statükoyu korumak ve liberal gelişmeleri bastırmak amacıyla kullandığını

ileri süren Morgethau, 20. yüzyıl boyunca, gerek iki savaş arası dönem gerekse

Soğuk Savaş dönemi süresince geçerli olan sistemin, 19. yüzyılda iyice kurulmuş

ve yerleşmiş olan düzenin devamından başka bir şey olmadığını da belirtir.86 Diğer

taraftan 20. yüzyıla girerken Hague konferansları uluslararası ilişkilerin katılımcılık

anlamında genişleme sinyallerini vermekte ve Avrupa dışı bir uluslararası sistemin

de ortaya çıkışını belirlemektedir. Milletler Cemiyeti ise tüm uluslararası toplumu

kucaklamaya yönelik, genel amaçlı ilk sürekli uluslararası örgüt olmuş, İkinci

Dünya Savaşı ile sona eren Milletler Cemiyeti’nin yerine oluşturulan Birleşmiş

Milletler de selefi gibi saldırgan savaşların bir insanlık suçu olduğu doktrinini

benimsemiştir.87 Görülen odur ki, bir taraftan “müdahale”, reel politik

uygulamalarında devletlerin vazgeçilmez bir aracı olarak kullanılırken, diğer

taraftan bu uygulamanın meşruiyeti sorgulanmakta, ya da uygulaması

konusundaki nesnel kriterler geliştirilmeye formüle edilmeye çalışılmaktadır. Aynı

zamanda dikkat çekilmesi gereken bir diğer nokta, siyaset, etik ve hukuğun,

“müdahale”nin bu tarihsel sürecinde, kavramın açıklama birimleri veya seviyeleri

olmaya devam ettikleri gerçeğidir.

A. Birleşmiş Milletler’in Amacı ve Müdahale Araçları Her ne kadar Milletler Cemiyeti İkinci Dünya Savaşının çıkmasını engelleyememiş

olsa da Birleşmiş Milletler’in model olarak Milletler Cemiyetini nerdeyse aynen

kullanması aslında insanların ve devletlerin hala savaşların yıkıcılığından

86 Morgenthau, a.g.e. s.425 87 Ramesh Chandra Thakur. International Peacekeeping in Lebanon: United Nations Authority and Multinational Force, Boulder and London: Westview Press, 1987, s. 10.

Page 72: Birleşmiş Milletler Müdahaleleri: Bar şkoruma ve Barışa Zorlama …nek.istanbul.edu.tr:4444/ekos/TEZ/49640.pdf · 2016. 3. 25. · ve sabrıyla her zaman destek veren değerli

60

korunmak ve işbirliği yapmak için bir uluslararası örgüte ihtiyaçlarına, inançlarına

işaret etmektedir. Bu bağlamda, Birleşmiş Milletler’in birincil görevi insanlığı dünya

savaşlarının yıkıcılığından korumak ve uluslararası barış ve güvenliği sağlamaktır.

Temel olarak güç kullanımına, silahlı saldırı karşısında devletlerin bireysel ve

kollektif meşru müdafa hakkı hariç olmak üzere, bütünsel bir yasak getirme

çabasını şartnamesinde belirterek somutlaştırmıştır.88 Bu örgüt belirtilen amaca

ulaşmak için, yine şartnamesinin VI. ve VII. Bölümlerinde belirtildiği gibi, iki farklı

yöntem kullanmaktadır. Bunlardan birincisi, anlaşmazlıkların veya çatışmaların

barışçıl yollarla çözüme ulaştırılmaları, ikincisi ise bu dünya barış ve güvenliğine

tehdit oluşturan olayların kollektif zorlama yöntemleriyle çözümlenmeleridir. Birleşmiş Milletler Şartnamesine göre VI. ve VII. bölümler ve bunlara ait maddeler

çatışma çözümlenmelerinin barışçıl veya zorlama yöntemlerine göre ne şekilde

olabileceğini belirlemektedir. Altıncı bölüm ve içerisinde yer alan maddeler,

Birleşmiş Milletler Güvenlik Konseyi, uluslararası güvenliğe tehdit boyutunda sorun

yaşayan tarafları, problemlerini tartışarak çözmeleri konusunda biraraya getirmek

suretiyle müzakere – negotiation - yollarını açarak katkı yapmasının yanı sıra,

yine tartışmalı konuyla ilgili soruşturma – enquiry - yaparak, arabuluculuk -

mediation - yaparak, danışmanlık – conciliation - görevi üstlenerek, hakemlik –

arbitration - rolü oynayarak ya da hukuksal – judicial settlements - çözümleri

göstererek, tarafları, barışa katkı sağlayan yollara çağırır.89 Diğer taraftan yedinci

bölüm ise, neyin uluslararası barış ve güvenliğe tehdit oluşturduğuna karar

verecek olan Güvenlik Konseyi’nin, altıncı bölümdeki barışçıl çözümlemelerinin

yetmediği, işe yaramadığı durumlarda, ne şekilde zorlayıcı yollara, şartnamenin

ilgili bölümündeki hangi maddelere göre başvuracağını düzenler. Bunlarda, önce

askeri gücün dahil olmadığı, kısmi veya tamamı ekonomik ilişkilerin, kara, deniz,

hava, posta, telegraf, radyo, ve diğer komünikasyon araçlarının, ayrıca diplomatik

ilişkilerin askıya alınmasından başlamakta ve güç gösterisi, blokajla devam ederek

deniz, hava ve kara güçlerinin harekatına kadar genişlemektedir. 90 Ne var ki, Soğuk Savaş dönemi, şartnamenin yedinci bölümünde yer alan bu

kollektif güvenlik sisteminin uygulanmasını pek mümkün kılmamıştır. Sistemin iki 88 Peter Malanczuk. Akehurtst’s Modern Introduction to International Law, London, New York, Routledge, 1997, s. 27. 89 BM Şartnamesi article 34. 90 BM Şartnamesi article 42.

Page 73: Birleşmiş Milletler Müdahaleleri: Bar şkoruma ve Barışa Zorlama …nek.istanbul.edu.tr:4444/ekos/TEZ/49640.pdf · 2016. 3. 25. · ve sabrıyla her zaman destek veren değerli

61

kutuplu olması ve kutup liderlerinin direk bir çatışma içine çekilmemesi amacıyla

bu süreçte Birleşmiş Milletler’in genellikle sistem dışında yer alan, kutup

ittifaklarında direk yer almayıp nispeten bağlantısız kalan bölgelerdeki çatışmaları

kontrol altında tutmak için müdahalelerde bulunduğu görülmektedir. Diğer bir

gelişme ise, bu bölgelerde gerçekleştirilen ve altıncı bölüme göre hareket eden

barışçıl cözümlemelerde hafif silahlı askeri birliklerin kullanılması olmuştur.

Dolayısıyla, altıncı bölümdeki barışçıl yolların kullanılması temel alınması

gerekirken ilginç bir gelişme oluşarak, Barışıkoruma – UN Peacekeeping -

konsepti, barışçıl çözümlemelerle, askeri zorlamaların arasındaki gri bölgede

gelişmiş,91 ve bu uygulama BM eski Genel Sekreteri Hammarskjöld tarafından,

aslında B.M. Şartnamesinde yer almayan, “Bölüm 6,5” olarak isimlendirilmiştir. 92

B. BM Müdahalelerinde Hukuki Altyapı Daha önceki bölümlerde uluslararası hukuğun tarihsel olarak müdahale

anlayışına, egemenlik ve meşruiyet açısından bakışı incelenmiştir. Burada ise,

Birleşmiş Milletler’in devlet egemenliğine müdahale etme ve/veya etmeme

yaklaşımına, dayandığı hukuki noktalar itibarıyla bakılmıştır. Diğer bir ifade ile, BM

müdahalelerinin hukuki altyapısı incelenmiştir. Herşeyden önce vurgulanması

gereken, tarihsel olarak gelişen, devletlerin egemenlik alanlarına müdahale

edilmemesi prensibi burada da geçerlidir. B.M.’in bu konuya temel yaklaşımı,

müdahale kavramının genişliğinde ve derinliğinde kaybolmadan, aslında hem

muğlak hem de basittir: bir devletin diğer bir devlete müdahale etmesi, ki bu gayri

kanuni sayılmaktadır, devlet egemenliği prensibiyle her devletin özgürce seçim

yapabileceği konularla ilgili olmalıdır. Uluslararası Adalet Divanı, bunu şu şekilde

açıklamıştır: “Yasak kabul edilen müdahale, her devletin, devlet egemenliği

prensibiyle, özgürce seçim yapabileceği konuları içeren müdahaledir. Bunlardan

biri, politik ekonomik, sosyal, ve kültürel sistemin seçimi ve dış politikanın

formülasyonudur. Müdahale, bu seçimlerle ilgili zorlama yöntemleri kullandığında

yanlıştır…”93

91 Thakur, a.g.e. s. 21 92 Abiodun Williams. Preventing War: the United Nations and Macedonia, LanhamMd.: Rowman & Littlefield, 2000, s. 5. 93 Maziar Jamnejad, Michael Wood, “The Principle of Non-intervention”, Leiden Journal

Page 74: Birleşmiş Milletler Müdahaleleri: Bar şkoruma ve Barışa Zorlama …nek.istanbul.edu.tr:4444/ekos/TEZ/49640.pdf · 2016. 3. 25. · ve sabrıyla her zaman destek veren değerli

62

Diğer taraftan, müdahalenin özünün, yukarıdaki son cümlede de görüldüğü gibi,

zorlama ile ilgili olduğu açıktır. B.M.’in 1970 yılında yayınlanan “Dostça İlişkiler

Deklarasyonu” – Friendly Relation Declaration∗ - ise bu konuya şu şekilde

açıklık getirmiştir. “Hiçbir devlet, başka bir devleti egemenlik haklarının

kullanımından yoksun bırakarak, çıkar sağlamak adına, ekonomik, politik veya

farklı tedbirleri, zorlamak için kullanamaz, kullanmaya teşvik edemez”.94

Dolayısıyla, belirli temel konularla ilgili, belirli bir derecenin üzerindeki eylemler

zorlama ve müdahale olarak kabul edilmektedir. Genel Meclis tarafından

1950’lerin sonundan itibaren yaklaşık 35 civarında özellikle müdahale (etmeme) ile

ilgili deklarasyon yayınlanmıştır. Jamnejad’a göre, içlerinde en önemli olarak 1965,

1970 ve 1981 deklarasyonları görünmektedir. 1965 “Müdahalenin Kabul

Edilemezliği”95 – Decleration on the Inadmissibility of Intervention - üzerine

olan deklarasyon da dahil olmak üzere, en detaylı müdahale konusu 1970 yılı

deklarasyonunda incelenmiştir. Diğer taraftan Jamnejad ve Wood ise, 1976

deklarasyonunu daha geniş olarak belirtmişlerse de96, müdahale etmeme prensibi,

aslında odukça kısa olan 1976 “Müdahale Etmeme Deklarasyonu” nda değil –

Non-interference Declaration -, ama, 1981 B.M. “Devletlerin İç İşlerinde,

Müdahalenin Kabul Edilemezliği Üzerine Deklarasyon” unda - Declaration on the Inadmissibility of Intervention and Interference in the Internal Affairs of States – yüzeysel olarak nispeten daha geniş işlenmiş sayılabilir.

Müdahalelerin Birleşmiş Milletler’de hukuki alt yapısını incelemeye devam

ederken, burada, iki farklı kelimenin üstünde bir parantez açarak, kısaca durmaya

gerek görülmüştür, çünkü, bir, yukarıda adları verilen iki deklarasyonda da, hem

intervention hem de interference terimleri, müdahale kelimesi için kullanılmıştır.

Tüm literatür taramasında bu iki kelimenin birbirlerinin yerine kullanıldığı görülmüş,

ve ikincisi için ayrıca bir tanım getirildiğine rastlanmamıştır. Bu deklarasyonlarda

of International Law, No:22, 2009, s.348, ∗ Declaration on Principles of International Law concerning Friendly Relations and Cooperation among States 94 B.M. Friendly Relations, General Assembly resolution 2625 (XXV), 1970, (Çevrimiçi, 28 Ekim 2011) http://www.un.org/Depts/dhl/resguide/r25.htm 95 B.M. Declaration on the Inadmissibility of Intervention in the Domestic Affairs of States 1965, (Çevrimiçi 29 Ekim 2011) http://www.un.org/depts/dhl/resguide/r20.htm A/RES/2131(XX) 96 Jamnejad ve Wood, a.g.e. s. 355.

Page 75: Birleşmiş Milletler Müdahaleleri: Bar şkoruma ve Barışa Zorlama …nek.istanbul.edu.tr:4444/ekos/TEZ/49640.pdf · 2016. 3. 25. · ve sabrıyla her zaman destek veren değerli

63

da, bu iki terimin farkını ortaya koyacak bir açıklama getirilmediği gibi, farklı

olduklarına dair herhangi bir ipucu da yoktur. 97 Hatta tam tersine, fıkralardaki

kullanış şekilleri eş anlamlı olarak durmaktadır.

Müdahale üzerine yapılan deklarasyonlar, Birleşmiş Milletler ile sınırlı değildir tabi

ki. Mesela en önemlilerinden, 1975 Helsinki Nihai Senedi de (AGİK), 1970 Dostça

İlişkiler Deklarasyonu’na benzer bir şekilde, müdahale (etmeme) üzerine

prensiplerini açıklamıştır. Fakat, bu çalışma nihayetinde bir uluslararası hukuk

çalışması olmadığından, çerçevesini B.M. ile kısıtlamiş, geniş ve derin hukuki

çalışmalardan kaçınmıştır. Tekrar B.M. deklerasyonlarına dönüldüğünde, bunların

içinde, fiziki güçle yapılacak zorlama haricindeki müdahalelerden de

bahsedilmekte , özellikle bu kısım da Dostça İlişkiler kısmında detaylandırıldığı gibi

81 deklarasyonunda da yer almaktadır. Kısaca değinmek günümüz olaylarını

anlamak için de gerekli görülmektedir. Deklarasyonlar zor kullanılmayan

müdahaleleri, özetlemek gerekirse, üç bölümde incelemiştir. Birinci olarak

devletlerin, zorlama harici olarak da, diğer devletlere müdahaleden kaçınmasını

gerektiren eylem, daha açıkçası yapması yasaklanan eylem, illegal grup

örgütlemeleridir. Bunlar bir devletin egemenliğini, toprak bütünlüğünü tehlikeye

sokacak, paralı asker veya silahlı karşıt görüşlü vs. grupların örgütlenmesini

içermektedir. İkinci olarak, bu gruplara destek gelmektedir ki, bu tür grupların

herhangi bir şekilde, silah, ekipman, finansal desteklenmesini kapsamaktadır.

Üçüncü grupta ise bu tür örgütleri tolere etmek, onlara göz yummak gelmektedir,

bu da diğer bir devletin içinde örgüt evlerinin, eğitim kamplarının bulunması gibi

faaliyetleri görmemezlikten gelmeyi içermektedir.98

Diğer yandan, B.M. deklarasyon, ve Şartnamelerinde bulunan müdahale

etmemenin hukuki altyapıları, sadece devletleri bağlamamakta, devletlerin birbirine

yapmaktan kaçınmaları gereken eylemleri belirtmemekte, aynı zamanda, B.M.in

kendisini de bağlamaktadır. Birinci Bölümün yukarıda daha önce bahsedilen ikinci

maddesinin son fıkrası, 2(7), Birleşmiş Milletlerin Şartnamesinde var olan hiçbir 97 B.M. “Declaration on the Inadmissibility of Intervention and Interference in the Internal Affairs of States” 1981, (Çevrimiçi 28 Ekim 2011) http://www.un.org/documents/ga/res/36/a36r103.htm ve “Non-interference in the internal affairs of States” 1976, (Çevrimiçi 28 Ekim 2011) http://www.un.org/Depts/dhl/resguide/r31.htm A/RES/31/91 98 B.M. Friendly Relations a.g.e.

Page 76: Birleşmiş Milletler Müdahaleleri: Bar şkoruma ve Barışa Zorlama …nek.istanbul.edu.tr:4444/ekos/TEZ/49640.pdf · 2016. 3. 25. · ve sabrıyla her zaman destek veren değerli

64

şeyin, örgütün kendisine, herhangi bir devletin kendi iç yetki alanına giren konulara

müdahale yetkisi vermediğini belirtmektedir. Dolayısıyla, yukarıda çözümlemelerde

sayılan hukuki gelişmelerin haricinde, Birleşmiş Milletler Şartnamesi içinde yer

alan, müdahale etmeme ile ilgili olan ve kendisi içinde geçerli olan kısımlar,

üstünde mutlaka durulması gereken noktalardan birini teşkil etmektedir.

Şartnamenin hemen birinci bölümünde yer alan, 2(4), ikinci madde ve içindeki

fıkralar99, ki özellikle, bütün üyelerin uluslararası ilişkilerinde herhangi bir devletin

siyasi bağımsızlığına ve topraksal bütünselliğine karşı şiddet uygulanmasından

veya tehditinden kaçınılması gerektiğini belirtir, geleneksel uluslararası hukuk ve

müdahale etmeme normu ile birleştiğinde, müdahale etmeme prensibinin en

önemli verisini teşkil ederken, aslında günümüz müdahalelerindeki tartışmaların da

temelini teşkil etmektedir. Çünkü, bir taraftan, genel yerleşik bir müdahale etmeme

anlayışı, egemenliğin kutsallığı, ve yanısıra aynı paralellikteki B.M. Şartnamesinde

yer alan hukuki altyapı varken, diğer tarafta, Soğuk Savaş ertesi aynı B.M.’in

gittikçe artan sayıda müdahaleleri ve müdahale kapısını aralayan bir “koruma

sorumluluğu” – Responsibility to Protect - gerekçelendirmesi vardır, ve bunlar

tam bir zıtlık içermektedir. Hatta oldukça ilginçtir ki, Brownly, 19. yüzyılın sonuna

kadar egemenliği suistimal ederek, kendi gücü altındakileri ezen devletlere karşı

diğer devletlerin (insani) müdahalede bulunması kabul edilirken, pek az kişi bu

geleneğin Birleşmiş Milletler Şartnamesi oluşturulduktan sonra sürdürülebilir

olduğunu kabul etmektedir diyerek tam bu noktaya dikkat çekmektedir.100 Demek

istediği kısaca bu Şartname aslında bu tip insani müdahalelerin de önünü

kesmektedir. Aslında kendisinin bahsettiği, çalışmanın yukarıdaki “Müdahalelerde

Meşruiyet” bölümünde değinilen Osmanlı ve Rusya’nın kendi tebasına yaklaşımı

sonucu Batılı güçlerin müdahalelerine sebebiyet vermesi örnekleri ile paralellik

göstermektedir.

Fakat aslında BM için en önemli olan ve bu tartışmalara genellikle cevap olarak

kullanılan, Şartnamede, ikinci madde yedinci fıkranın 2(7), hemen arkasından

gelen tamamlayıcı kısımdır. Bahsi geçen madde ve fıkranın tamamlayıcı kısmı,

devam eden bu ilkenin, yani devletlerin içişlerine müdahale etmeme ilkesinin,

99 B.M. Charter I: Purposes and Principles,(Çevrimiçi 29 Ekim 2011) http://www.un.org/en/documents/charter/chapter1.shtml 100 Ian Brownlie, “International Law and the Use of Force by States”, Chinese Journal of International Law, 2002, No:1, s. 1-19.

Page 77: Birleşmiş Milletler Müdahaleleri: Bar şkoruma ve Barışa Zorlama …nek.istanbul.edu.tr:4444/ekos/TEZ/49640.pdf · 2016. 3. 25. · ve sabrıyla her zaman destek veren değerli

65

Birleşmiş Milletler Güvenlik Konseyi’nce, VII. Bölüm'de öngörülmüş olan zorlayıcı

önlemlerin uygulanmasını hiçbir biçimde engelleyemeyeceğini vurgulamaktadır.

Ya da, Hurd’un ifadesiyle, B.M. Güvenlik Konseyi’nce onaylanıp yetki verilen

müdahaleler, ancak böylelikle, hiçbir karışıklığa meydan vermeyecek şekilde

legaldir.101 Bu bağlamda ve sonuçta, Birleşmiş Milletler kendi müdahalelerinin

kapısını, kendi şartnamesinde bulunan bu fıkraya dayanarak ve aynı zamanda,

altıncı ve özellikle yedinci bölümlere uygun olarak açmaktadır. ∗

C. BM Müdahalelerinde Görev Dağılımı BM müdahalelerinde temel aktörler Güvenlik Konseyi, Genel Sekreterlik, BM

Barışı Koruma Bölümü (Departmanı), asker sağlayan devletler ve sahada bulunan

askeri personeldir. Güvenlik Konseyi, içinde veto hakkı bulunan en güçlü ülkeleri

barındırması, müdahalelerin oluşmasına, olanların devamına veya sona

erdirilmesine ve çatışmaların barışçıl yollardan mı yoksa güç kullanarak mı

çözüleceğine karar vermesi açısından birinci derecede önemli bir aktördür.

Genel sekreterlik ise, Genel Sekretere bağlı olmak üzere, içinde Barışı Koruma

Bölümü gibi bir çok farlı bölümü de barındırarak, çatışmaların çözümünde oldukça

aktif bir rol oynamaktadır. Çatışmaları, Güvenlik Konseyi’nin gündemine getirmesi,

Genel Sekreterin ve kendisine bağlı görevlilerin anlaşmazlıkların çatışmaya, bir iç

savaşa dönüşmeden çözümlemede üstlendikleri görevler, gerçekleştirilmesine

karar verilen müdahalelerin hazırlanması, yürütülmesi aşamalarında oynadığı

roller itibarıyla, Genel Sekreter (lik) temel aktörler arasında yer almaktadır. Katkı

sağlayan devletlerse, Genel Sekreter’in gündeme getirmesi ve tavsiyeleri

doğrultusunda, müdahalenin yapılmasına karar veren Güvenlik Konseyi’nin,

oluşturulacak bu güce asker, ekipman, finansal, konuşlanma gibi yardımları

gönüllü olarak sağlayan aktörlerdir. 102

101 Ian Hurd, “Is Humanitarian Intervention Legal?: The Rule of Law in an Incoherent World”, Ethics and International Affairs, V. 25, Iss: 3. 2011, s.296. ∗ Ek 2 de, Birleşmiş Milletler Şartnamesinin konuyla ilgili olan kısımları bulunabilir. 102 Andrzej Sitkowski, UN Peacekeeping: Myth and Reality, Westport: Praeger Security, 2006 s. 21

Page 78: Birleşmiş Milletler Müdahaleleri: Bar şkoruma ve Barışa Zorlama …nek.istanbul.edu.tr:4444/ekos/TEZ/49640.pdf · 2016. 3. 25. · ve sabrıyla her zaman destek veren değerli

66

1. Güvenlik Konseyi İkinci Dünya Savaşı sonrası galip devletlere göre dizayn edilmiş olan Güvenlik

Konseyi, Soğuk Savaş süresince kutuplar arası rekabet dolayısıyla oldukça pasif

bir organ olmuştur. 80 lerin sonu 90 ların başı itibarıyla Konsey, artan müdahale

sayısından da anlaşıldığı gibi, daha aktif bir konuma gelmiştir. Güvenlik Konseyi,

ABD, İngiltere, Fransa, Rusya ve Çin ile beş sürekli, her iki yılda bir değişen on

geçici üye ile toplam onbeş üyeden meydana gelmektedir.

Konseydeki sürekli üyelerin siyasi, ideolojik ayrılmışlıkları göz önünde

tutulduğunda, acil hareket edilmesi gereken durumlarda yavaş, zayıf, isteksiz

olmaları (Ruanda gibi), ya da görev emirlerinin –mandate – net ve gerçekçi

olmamaları sebebiyle yetersiz kalmaları (Somali gibi), genel olarak BM üyelerinde

hoşnutsuzluk yaratmıştır. Çalışma açısından bu manada ve genelde ayrıca farklı

sebeplerden Güvenlik Konseyi için reform istenmesi geçtiğimiz yıllarda gündeme

gelmiş ve değişik alternatifler ileri sürülmüştür. Üzerinde tartışılan alternatiflerden

dikkat çekeni, sürekli üyelerin sayısını onbire çıkararak Konsey üye toplam

sayısını da yirmidörde getirmektir.103 Genişletilmiş bir Konsey Genel Kurulu

temsiliyet açısından yararlı olabilir; fakat, bu geniş Konseyin, ülke veya ulusal

çıkarların peşinde koşan güçlü üyelerinin önünde, ve siyasetin ön planda olduğu

bir reel politik ortamda nasıl bir farklılık yaratacağı tabii ki belirsizdir.

BM’in kurulduğu yıllardaki meclis üye sayısının 50ler civarında olması ve

Konsey’in ise yaklaşık bu sayının 30% larına denk düşücek şekilde (önce 11) 15

üyeden oluşmasının ardından, günümüzde B.M. üye sayısının 200 e yaklaşması

sebebiyle Konsey üye sayısının da meclisin genelinin yüzdesel temsili açısından

artması gerektiği yaklaşımı, veto gücüne sahip olan ülkelerce kolayca

benimsenecek bir yaklaşım da değildir. Sonuçta, hiç biri bulundukları, sahip

oldukları pozisyonlarını veya avantajlarını tehlikeye sokacak bir gelişmeyi, ne

moral değerler, ne salt demokratik yüzdesel temsiliyet, ne de müdahaleleri

gerektiği şekilde yapabilmek dürtüleriyle kabul edebilirler. Üstelik acil müdahale

durumlarında, hızlı, doğru ve dengeli adımların atılması gerektiği anlarda bu

103 Sitkowski, a.g.e. s. 24.

Page 79: Birleşmiş Milletler Müdahaleleri: Bar şkoruma ve Barışa Zorlama …nek.istanbul.edu.tr:4444/ekos/TEZ/49640.pdf · 2016. 3. 25. · ve sabrıyla her zaman destek veren değerli

67

kalabalık Konseyin eskisinden daha kolay bir şekilde bunları başarabileceği kanısı

da oldukça yersizdir. Farklı bir ifade ile, bu çalışmada, Konsey ile ilgili bu

reformların, müdahalelerde başarı sağlayacak bir etkiye sahip olması

beklenmemektedir.

Güvenlik Konseyi, yapısından sonra, konuyla ilgili olarak, işlevselliği açısından

incelenecek olursa, güvenliği ve barışı sağlamak amacıyla iki temel yetkisinin

olduğu görülmektedir. Bunlar yorumlama ve karar verme yetkileridir.104 Basitçe,

birincisi, Konseyin önüne gelen konuları, tehlikeli, barışı tehdit edici veya adım

atılmasını gerektirmeyen şeklinde yorumlamasıyla ilgiliyken, ikincisi, nasıl bir

eylem yapılacağı ile ilgilidir.

2. BM Genel Sekreterliği Bu alt bölüm ve başlık altında değinilmesi gereken 2 farklı unsur vardır. Bunlardan

birincisi Genel Sekreter(ler)in kendisi, ikincisi ise Sekreterlik adı altında yapılaşmış

olan kurum ve/veya birimlerdir, çünkü, her ikisi birbirine bağımlı olsa da, biri

örgütün süregelen, veya devamını simgeleyen bürokrasisini temsil ederken, diğeri

kişilerin karakterlerinin oynadığı rolü de, pozitif veya negatif, ortaya koyabileceği

bir makamı temsil etmektedir. Fakat genelde ve çalışmanın konusuyla ilgili olarak,

Birleşmiş Milletler Genel Sekreteri ve Sekreterlik, Güvenlik Konseyi’nin

oluşturduğu görev emrini – mandate – gerçekleştirilecek operasyona katkı

sağlayacak olan ülkelerle birlikte direktiflere dönüştürmekle yükümlüdürler.

a. Sekreterlik Çatışmaları çözümleme amacıyla gerçekleştirilen operasyonlar örgütün gerekli

birimi tarafından hazırlanır ve yürütülür. Soğuk Savaş dönemi boyunca Birleşmiş

104 Jean-Marc Coicaud, “International democratic culture and its sources: The case of collective security and peacekeeping operations in the 1990’s, The Legitimacy of International Organizations, Coicaud ve Heiskanen ed.s, 2001, Tokyo, University of United Nations P. s. 263.

Page 80: Birleşmiş Milletler Müdahaleleri: Bar şkoruma ve Barışa Zorlama …nek.istanbul.edu.tr:4444/ekos/TEZ/49640.pdf · 2016. 3. 25. · ve sabrıyla her zaman destek veren değerli

68

Milletler’in güvenlik ve barışın korunması gerekçesi ile geleneksel olarak

gerçekleştirdiği operasyonlarda Barışı Koruma görevinden sorumlu olan ve BM

bünyesinde Genel Sekretere bu konularla ilgili olarak tavsiyelerde bulunan bölüm

Özel Siyasi İlişkiler - SPA, Office for Special Political Affairs - birimi olmuştur. Yaklaşık kırk sene kadar küçük bir çalışma grubu olarak kalan bu bölüm artan

müdahale sayısıyla birlikte 1992 de Saha Operasyonları Birimini de, – FOD, Field Operation Division - kendi bünyesine katarak ismini Barışı koruma Operasyonları

Bölümü, – DPKO, Department of Peacekeeping Operations - şeklinde

değiştirmiştir. Bir sene içinde, bölüm içyapısını genişleterek ve tekrar organize

ederek Operasyon Birimi – Office of Operations –, Planlama ve Destek Birimi –

the Office Planning and Support -, ve 24 saat durum merkezi gibi yeni birimleri

de bünyesine katmıştır.105 Bütün bu yeniden yapılanmanın sonucunda Barışı

koruma bölümü, müdahale planlaması, stratejik ve operasyonel destek, sivil polis

eğitim ve planlaması, askeri tavsiye, barışıkoruma eğitimi, ve devam eden

operasyonlar gibi farklı görevlerin oluşturulmasını tek bir çatı altında toplamayı

gerçekleştirmiştir.106

Birleşmiş Milletler Barışıkoruma Bölümü, B.M. tarafından gerçekleştirilen tüm

Barışıkoruma Operasyonlarının planlanmasından, hazırlığından, yönetim ve

idaresinden sorumludur. Her bir operasyon spesifik bir görev üstlense de, tümü

ortak bir hedef gözetmektedir ki bu; hedef bölgedeki insanlık dışı uygulamaların

sona erdirilmesi ve kalıcı bir barış için gerekli ortamın ve kurumların yaratılmasıdır.

Bu çerçevede yürütülen operasyonlar askeri ve/veya sivil birlik ve guruplardan

oluşarak bu birimlerin;

i Olası bir çatışmanın oluşumunu veya sınır dışına taşmasını önleme amaçlı

sevkini;

ii Ateşkes sonrası ortamın stabilizesini;

iii Barış anlaşmalarının uygulanmasında yardımını;

iv Ekonomik gelişimin, iyi yönetimin, demokratik prensiplerin yerleşmesinde

devletlere önderliğini gerektirebilir.

Çalışmanın bundan sonraki bölümlerinde kullanılan terimlerin daha iyi anlaşılması 105 Ramesh Thakur ve Albrecht Schnabel. United Nations Peacekeeping Operations: Ad Hoc Missions, Permanent Engagement, Tokyo, UN University Press, 2001, s. 49. 106 Christian Harleman. An Introduction to the UN System: Orientation for Serving on a UN Field Mission, New York, Dag Hammarskjold Center, 2003, s. 33.

Page 81: Birleşmiş Milletler Müdahaleleri: Bar şkoruma ve Barışa Zorlama …nek.istanbul.edu.tr:4444/ekos/TEZ/49640.pdf · 2016. 3. 25. · ve sabrıyla her zaman destek veren değerli

69

açısından, ve operasyonlardan sorumlu birimin gelişiminin anlatıldığı bu kısımda

yine bu birimin adının da yol açtığı karışıklığı gidermek bakımından, terimlerin

tanımlarının yapılması faydalı olacaktır.

Herşeyden önce Barışıkoruma - Peacekeeping –, hem B.M. de operasyonlardan

sorumlu birimin (departmanın) adıdır, hem de bu birimin gerçekleştirdiği

operasyonlardan bir tipin, bir türün adıdır. Geleneksel olarak bu birimin görevleri

arasında yer alanlar, çatışma bölgesinde ulaşılan ateş-kes anlaşmalarını izlemek

ve yapılan anlaşmalara uyulduğunu onaylamak için silahsız gözlemciler

göndermek, bir anlaşma sağlandıktan sonra (her zaman olmasa da) çatışmaların

tekrar başlamasını engellemek amacıyla tarafların arasına kendilerini

koruyabilecek şekilde silahlanarak yerleşmek, ve son olarakda, anlaşma

sağlansın sağlanmasın, taraflar razı olsun olmasın, alınan kararları zorlama

yöntemlerle uygulatmaktır. Bu bağlamda, sırasıyla, tanımı yapılması gereken İlk

tip, “İzleme” – Observation – dir ki, bu görevler silahsız asker gerektiren

görevlerin üstlenilmesi halinde oluşturulan birimlerdir ve tanımı gereği de

çalışmanın kapsamı dışında bırakılmışlardır.

İkinci tip silahlı askerlerin – muharip güç - konuşlandırıldığı görevlerin üstlenilmesi

halinde ise sorumlu birimin adını da taşıyan Barışıkoruma - Peacekeeping - ismi

verilmektedir. Bu geleneksel biçimdeki operasyonlar, Soğuk Savaş dönemi

sonrasında çok boyutlu hale gelerek hem farklı görevlerin gelişmesine hem de

aynı anda bir çok görevin üstlenilmesine sebebiyet vermiş ve ikinci, üçüncü

jenerasyon Barışıkoruma gibi isimler almışlardır. Bu görevler, seçimlerin izlenmesi,

çatışan silahlı güçlerin rehabilitesi, insani yardım yürütülmesi, mayın temizlenmesi,

sivil polis yetiştirilmesi, mültecilerin geri dönmesi ve yerleştirilmesi gibi çok geniş

bir yelpazeyi kapsamaktadır.

Her ne kadar Birleşmiş Milletler’in “Barışıkoruma” konseptinin, bu organizasyon

tarafından yapılmış resmi bir tanımı olmasa da, Uluslararası Barış Akademisi’nin

1984 yılı yayımında derlenmiş olan Barışı Koruyanların El Kitabı – Peacekeeper’s Handbook - bu konsept için bir tanımlama getirmiş olup, bu tanım B.M. tarafından

da yıllarca kullanılmıştır. Buna göre Barışıkoruma - Peacekeeping - “Uluslararası

organizesi ve yönetimi olan ve yine uluslararası barışın tesisi ve muhafazası

Page 82: Birleşmiş Milletler Müdahaleleri: Bar şkoruma ve Barışa Zorlama …nek.istanbul.edu.tr:4444/ekos/TEZ/49640.pdf · 2016. 3. 25. · ve sabrıyla her zaman destek veren değerli

70

amacıyla hareket eden barışçıl bir üçüncü tarafın çok uluslu güç kullanarak

müdahalesi ile devletler arası veya devlet içi düşmanlıkların önlenmesi,

çevrelenmesi, yumuşatılması ve sonlandırılması” olarak tanımlanmıştır.107

Diğer bir tanım da gene, 1992 yılında Birleşmiş Milletler dökümanlarına girmiş,

“Barış için Gündem” – An Agenda for Peace – adlı raporda şu şekilde yer

almıştır: “Gerekli görülen tarafların uyumuyla, Birleşmiş Milletler asker ve/veya

polis gücünün hatta sivillerin dahil olduğu Birleşmiş Milletler varlığının sahaya

konuşlanmasıdır.”108 Burada problem teşkil eden, terimin tanımının

organizasyonun şartnamesinde açıkça yer almamasının, betimlemenin diğer

taraflarca (organizasyonlar, kişiler, hatta devletlerin katılımıyla) farklı şekilde

yapılmasına kapıyı açmasıdır. Sheehan, bu konuyla ilgili olarak yaptığı

çalışmasında, dikkate değer bulduğu, yaklaşık 17 farklı tanımı tek tek

açıklamaktadır.109 Bu tanımları ve/veya kendisinin çalışmasına katmadığı tanımları

bu çalışmaya katmaktansa dikkate değer ortak noktaları ve temel bir ayrılığı ortaya

koymak daha faydalı olacaktır.

Ortak noktalardan hareketle, her şeyden önce temel hedefin, çatışmanın durması,

veya tekrar başlamasının engellenmesi, ya da yayılmasının önüne geçilmesi

olduğu açıktır. İkinci ortak nokta, bunun gerçekleştirilmesi için uluslararası olarak

hazırlanmış üçüncü bir barışçıl tarafın hafif silahlı olarak sahada varolmasıdır.

Kısmi bir ortak nokta ise, aslında bazılarında açıkça yazılmasa da kendisini belli

eden, çatışan tarafların yerleşecek güce rızası ve gücün tarafsızlığı şeklinde

sayılabilir. Fakat, burada, yapılan tanımların arasında, bilinçli olarak yapılan bir

ayrım vardır ki, büyük bir fark yarattığı şüphesizdir. Bu da, bu oluşturulan gücün,

Barışıkoruma gücünün, - Peacekeeping – Birleşmiş Milletler’in altında

olmayabileceğidir. Bu çalışma B.M. harici bir uluslararası gücün betimlemesinde

terimin (Barışıkoruma) kullanılmasını pek doğru bulmamaktadır. Dolayısıyla bu

ayrılıkta, yerini, tanımda bu uluslararası organizasyonun adını kullanan ve onun

şemsiyesi altında hazırlanan gücü Barışıkoruma gücü olarak kabul eden tarafta 107 Wolfgang Biermann ve Martin Vadset Ed.s. UN Peacekeeping in Trouble: Lessons Learned fron the Former Yugoslavia, Aldershot, England, Ashgate Press, 1998, s. 17. 108 B.M. Agenda for Peace, A/47/277-S/24/111, Haziran 1992. 109 Sheehan, a.g.e. s.10-16.

Page 83: Birleşmiş Milletler Müdahaleleri: Bar şkoruma ve Barışa Zorlama …nek.istanbul.edu.tr:4444/ekos/TEZ/49640.pdf · 2016. 3. 25. · ve sabrıyla her zaman destek veren değerli

71

almaktadır. Farklı tarafların, kollektif hareketlerin, veya başka organizasyonların,

yukarıdaki organizasyonlar bölümünde örnekleri verildiği gibi, bu tip katkılarına

farklı isimler bulunabilmekte, genellikle kollektif olarak barış operasyonları adı

verilmektedir. Bu bağlamda, bu çalışmada, adı geçen her Barışıkoruma gücü, B.M.

şemsiyesi altında hazırlanan bir gücü kastetmektedir.

Yukarıda bahsedilenler veya gerek geleneksel olanlar gerekse Soğuk Savaş

sonrası gelişen ve çok boyutlu hale gelerek bir çok görevi aynı anda üstlenen

operasyonlar, Birleşmiş Milletler şartnamesinin altıncı bölümü içinde yer alan,

diğer bir ifade ile, çatışmaların barışçıl çözümlenmelerini gerektiren

operasyonlardır. Bu tip operasyonlarda üç temel şartın yerine getirilmesi zaruridir.

Müdahalede bulunan Birleşmiş Milletlere bağlı askeri birliklerin nefsi müdafa

haricinde silaha başvurmamaları ve zor kullanmamaları birinci, aynı birliğin

çatışanlara mutlaka tarafsız yaklaşmaları gerekliliği ikinci, tarafların rızasını alarak

orada bulunmaları üçüncü şarttır.

Üçüncü tip olarak ise, şartnamenin yedinci bölümüyle oluşturulan, yani

çatışmaların dünya güvenlik ve barışını tehdit ettiği hallerde ve bunların barışçıl

yollardan çözülemeyip güç kullanmanın mecburi hale geldiği durumlarda

oluşturulan görevler, Birleşmiş Milletler Genel Sekreterlerinden olan B. Boutros

Ghali tarafından Barışa Zorlama - Peace Enforcement - olarak adlandırılarak,

diğerlerinden daha güçlü bir formu ortaya çıkartmıştır.110 Barışa Zorlama

operasyonlarının konumu ise ilk ikisine göre daha farklıdır, çünkü burda artık

tarafların rızasına fazla gerek duyulmaz ve askerler, sadece kendileri çok zor

durumda kaldıkları ve son çare olarak kullandıkları durumlardakinden farklı olarak

da silahlarına baş vurmak durumunda veya zorunda kalmaktadırlar. Bu üç temel ve farklı operasyonların tümüne, yani silahsız askerlerin gözlemci

olarak, muharip gücün çatışanların rızasıyla ve tarafsız olarak, ve yine muharip

gücün tarafların rızasına gerek duymadan zor kullanarak bulundukları

operasyonlara, farklı kaynaklarca, Barışıkoruma Misyonları veya Barış Destek

Operasyonları da denmektedir. Kimi kaynaklar da, Barışa Zorlama – Peace

110 James S. Sutterlin. “Understanding Peacekeeping”, Political Science Quarterly, New York V.120, Iss. 1, Spring 2005. s. 151

Page 84: Birleşmiş Milletler Müdahaleleri: Bar şkoruma ve Barışa Zorlama …nek.istanbul.edu.tr:4444/ekos/TEZ/49640.pdf · 2016. 3. 25. · ve sabrıyla her zaman destek veren değerli

72

Enforcement – operasyonlarını, güvenlik ve barışa tehdit olarak görülen

çatışmaların çözümleri için kullanılan ve içinde her türlü aracın kullanıldığı,

diplomasi de dahil olmak üzere, Barış Yapma – Peace Making – konsepti içine

yerleştirmektedir. Oysa, yine bu çalışmada, Barışıkoruma, Birleşmiş Milletlerin

uyguladığı şekilde, şartnamenin altıncı bölümüne uygun olarak Genel Sekreterin

iyi niyet elçisi rolünü üstlendiği ve taraflara anlaşabilecekleri ortamı sağladığı,

diplomatik yollara başvurulan bir zemini yansıtmaktadır. Bu görev de zaten

“Barışıkoruma Operasyonları Bölümü” tarafından değil “Siyasal İşler Bölümü“

tarafından yürütülmektedir.

Bu konuda genellikle kullanılan farklı terimleri tanımladıktan sonra belirtilmelidir ki,

burda tümünü kapsayıcı olarak kullanılan terim “müdahale” dir. Zamanın Genel

Sekreteri Kofi Annan Birleşmiş Milletler’in Soğuk Savaş sonrası yeni rolünü

“Yapabildiğimiz yerde çatışmaları önlemek, oluştuğu yerde durdurmak, ya da en

azından etrafını çevreleyerek, yayılmasını engellemek için yapacağımız şey

müdahil – intervene – olmaktır” şeklinde tarif etmiştir.111 Sonuçta, bu çalışmada,

tarafların rızası olsun olmasın, zor ve güç kullanılsın kullanılmasın, hangi devlet

veya organizasyon, hangi görevi üstlenirse üstlensin, tüm operasyonların içine

düştüğü havuz, ya da tümü için yapılan genelleme için kullanılan terim, daha önce

bu çalışma için (Birinci Bölümde) tanımı yapılmış ve sınırları daraltılmış olan,

müdahale – intervention – terimidir.

b. Genel Sekreter Genel Sekreterin tanımı, BM Şartnamesinin 97. ve 99. maddelerinde, kendi

düşüncesine göre, uluslararası barış ve güvenliği tehdit edecek meseleleri

Güvenlik Konseyinin dikkatine getiren ve Organizasyonun en üst düzey yöneticisi

olarak geçmektedir.112 Bir taraftan, kendine bağlı olarak çalışan sivillerin yöneticisi,

aktörler arasında iyi niyet elçisi, aracı, ve dünyanın en üst düzey bürokratı iken,

diğer taraftan şu an itibarı ile süren çeşitli operasyonlarda yer alan 100.000 kadar

111 Kofi Annan, “Reflection on Interventions”, The Question of Intervention, New York, United Nations, 1999, s.4 112 B.M.Şartnamesi (Çevrimiçi Kasım 2011) http://www.un.org/en/documents/charter/chapter15.shtml

Page 85: Birleşmiş Milletler Müdahaleleri: Bar şkoruma ve Barışa Zorlama …nek.istanbul.edu.tr:4444/ekos/TEZ/49640.pdf · 2016. 3. 25. · ve sabrıyla her zaman destek veren değerli

73

askeri kuvvetin baş komutanı sıfatını taşımaktadır. Chesterman’ın kitabında Genel

Sekreter için – Secretary General - terimin ingilizcesinden türeterek sorduğu

“Sekreter mi, General mi?” – Secretery or General? -sorusu tam bu rol için

sorulmuş güzel bir soru olarak durmaktadır.113 Fakat aynı zamanda ironiktir; çünkü

BM in işleyebilmesi ve kendi rolünü oynayabilmesi için aynı zamanda üye

devletlerin yapacağı her türlü yardım ve desteğe ihtiyacı vardır. Dolayısıyla

sekreterle kastedilen sadece dünyanın en üst düzey bürokratlığı değildir.

Genel Sekreteri, B.M. sekreterliğinden ayrı olarak incelemek gerekmektedir. Eğer

gerçekten Genel Sekreterlerin her biri yukarıdaki ironik anlamda sekreterlik yapmış

olsalardı, bu alt başlığı bu çalışmaya koymaya gerek olmazdı. Fakat aynı

zamanda her birinin karakteri, bir çok olguya rağmen, (aslında oldukça bilinen bir

söylemdir ve sadece Birleşmiş Milletler Sekreterliği için geçerli değildir) kendi

dönemine, diğer Genel Sekreterlerden daha farklı manada damgasını vurmuştur.

Şimdiye kadar geçen zaman içinde bu organizasyona yedi kişi liderlik yapmışken,

sekizincisi halen göreve devam etmektedir.

Genel Sekreterlik, Birleşmiş Milletler Şartnamesinde belirtildiği gibi, Genel Kurul

tarafından seçilmektedir, fakat, seçileceklerin tavsiyesi Güvenlik Konseyi

tarafından yapılmaktadır. Bu anlamda, zaten güçlü devletlerin tavsiyeleri, siyasi

olarak gelecekte kendi başlarını ağrıtmayacak, denileni yapacak kişilerden oluşan

isimlerden oluşturulurken, veya oluşturulmaya çalışılırken, seçilenlerin bağımsız

olarak hareket edip gerektiğinde kendini tavsiye edenlere hayır diyebilecek

kapasitede olması ise diğer devletlerin beklentisini oluşturmaktadır. Bu cümlenin

daha açık ifadesi, fakat aynı zamanda yukarıda söylenen Sekreterlerin karakter

olgusuyla birleştirildiğinde, Birleşik Devletler elçisi Vernon Walter’ın dönemin

Genel Sekreteri hakkındaki ifadesinde kendini bulmaktadır: kendisi Javier Perez

de Cuellar’ı kastederek, “Genel Sekreter tekneden suya düşse, etrafa su

sıçramaz”114 diyerek, aslında bir anlamda kendisinin sade diplomatlığına vurgu

yaparken, aynı zamanda makamdaki kişinin bir nevi etkisizliğini de dile

getirmektedir.

113 Simon Chesterman, Secretary or General?: The UN Secretary-General in World Politics, Cambridge, University of Cambridge P. 2007 s.1. 114 James Traub, “The Secretary-General’s political space”, Secretary or General?, 2007, Cambridge, Cambridge University P. s. 189.

Page 86: Birleşmiş Milletler Müdahaleleri: Bar şkoruma ve Barışa Zorlama …nek.istanbul.edu.tr:4444/ekos/TEZ/49640.pdf · 2016. 3. 25. · ve sabrıyla her zaman destek veren değerli

74

Diğer taraftan, her ne kadar atanmış∗ da olsalar, Genel Sekreterlerin karakterlerini

ortaya koyabilecekleri geniş bir manevra alanları da vardır. Organizasyonun ilk

lideri olan, Norveçli Trygve Lie, hatıralarında kendisinin neden ya da nasıl oldu da

seçildiğini tam olarak anlamadığını belirtmektedir.115 Aslında, gerek Soğuk Savaş

döneminde, gerek sonrasında, özellikle Güvenlik Konseyinde yer alan daimi

üyelerin hepsinin tek bir isim üstünde hemfikir olmaları çok zor olmuştur. Urquhart

da aslında aynı anlama gelecek şekilde, ilk Genel Sekreter’in atanma döneminde

ideolojik olarak ayrılmış her iki tarafın öne sürdüğü ve dünyaca tanınmış isimlerin,

karşı taraflarca hemen reddedildiğini belirtmektedir.116 Dolayısıyla, tam bu nokta

aslında Konsey üyelerinin tamamiyle kendine bağlı, kendi isteklerini yerine

getirecek sekreterlerini, karşı tarafın vetosu sebebiyle atayamadıklarını

belirtmekte, dolayısıyla, atananların aslında her iki tarafın da asgari müşterekte

razı olabileceği isimlerin oluşturduğunu öne çıkarmaktadır. Bu da, bir anlamda bu

isimlerin aslında birer kukla olmadıklarını, nispeten bağımsız olarak, eğer

karakterleri de buna uygunsa, geniş bir manevra alanına sahip olabildiklerini

belirtmektedir.

Bu konudaki bütün kaynakların hemfikir olduğu nokta, organizasyonun en etkili ve

karizmatik liderinin ikinci Genel Sekreter Dag Hammarskjöld olmasıdır. Ve tam da

yukarıda belirtilen sebeplerle seçildiği anlaşılmaktadır. Adayların, Güvenlik

Konseyi taraflarınca vetosu sebebiyle geçen uzun bir süreç sonunda ortak olarak

uzlaşılacak kişi olarak kendisi bulunmuş, ve karakteri gereği bu boşluğu iyi

değerlendirip, oldukça bağımsız hareket ederek hem kendine hem kurumuna

saygınlık kazandırmıştır. Oysa bir önceki ve ilk Genel Sekreter olan Trygve Lie

kurumun kurulduğu dönemde umutların yüksek olmasına rağmen Soğuk Savaş

ayrımının konseye yansıyan keskin politikalarından kendini arındıramamıştır.

Hammarskjöld ise kişiliğinin etkisiyle konseydeki bölünmede zaman zaman hem iki

tarafın övgüsünü almış, hem de yine her iki tarafın aynı anda yergisini almış

olmasına rağmen politikalarını kendi inandığı şekilde yürütmekten vaz ∗ Genel Kurul tarafından seçilmeleri Güvenlik Konseyi’nce aday gösterilmelerini, dolayısıyla atanmışlık iddiasını değiştirmemektedir. 115 Trygve Lie, In the Cause of Peace: Seven Years with the United Nations, New York, Macmillan, 1954, s.17. 116 Brian E. Urquhart, “The Evolution of the Secretary General”, Secretary or General?, Cambridge, Cambridge University P. 2007, s. 17.

Page 87: Birleşmiş Milletler Müdahaleleri: Bar şkoruma ve Barışa Zorlama …nek.istanbul.edu.tr:4444/ekos/TEZ/49640.pdf · 2016. 3. 25. · ve sabrıyla her zaman destek veren değerli

75

geçmemiştir.∗ Birleşmiş Milletler Genel Sekreterliği’ne kazandırdığı saygınlık ise

halen kurum içinde eşi görülmemiş olarak nitelendirilmekte ve hatta bulunduğu

mevkiyi ve yaptığı işi icat eden kişi olarak anılmaktadır.117

Hammarskjöld’ün görevdeyken ölümü ile kendisinden sonra Genel Sekreterlik

koltuğuna oturanların aynı eylem özgürlüğü içinde hareket etmemesi için Güvenlik

Konseyi’nin sürekli üyeleri arasında hemen hemen gizli bir konsensüs oluşmuştur.

U Thant, Kurt Waldheim, ve Javier Perez de Cuellar’ın, sırasıyla, siyasi alanları

bilinçli olarak oldukça daraltılmış, fakat aynı zamanda kendileri de bu alanı

genişletmek için önemli bir efor harcamamışlardır. Thant’ın Vietnam savaşı için

çözüm arayışına, zamanın ABD dışişleri bakanı olan Rusk’ın, “kendini ne

sanıyorsun, devlet mi?” sorusu aslında büyük resmi görmek açısından oldukça

açıklayıcıdır.118 Susmak yerine konuşmayı, akıl almak yerine vermeyi, geri

çekilmek yerine direnmeyi tercih eden bir karaktere sahip119, Konsey’in sürekli

üyelerini kızdırmaktan kaçınmayan bir Genel Sekreter’in ardından gelerek koltuğa

oturan bu üç kişinin kişilikleri de Hammarskjöld’den oldukça farklılık göstermiştir.

Bu sebeple de, kazanılan siyasi özgürlük alanı sekreterlik adına zemin kaybına

uğramıştır.

Soğuk Savaş ertesinin ilk Genel Sekreteri olan Boutros Boutros-Ghali ise aslında

başlangıçta Birleşmiş Milletler’in tekrar kuruluş amacına uygun hareket edebileceği

bir döneme rastlamasına rağmen Bosna, Ruanda, Somali gibi büyük problemlerin

ortaya çıkması ve bunların çözülememesi veya çözüm çabalarının başarısızlığa

uğraması sebebiyle oldukça ağır eleştirilere maruz kalmıştır. Aslında, Birleşmiş

Milletler’in çatışma önleme ve çözümleme konularıyla ilgili olarak daha büyük bir

rol oynaması gerektiğini ortaya koyan “Barış İçin Gündem”i – An agenda for Peace - hazırlayarak, ve “egemenliğin mutlak ve benzersiz zamanları artık

geçmişte kalmıştır”120 gibi belki boyu ve maksadı aşan bir cümleyle dikkatleri

∗ Kongo iç savaşında hem Sovyetler Birliği’ni hem ABD’yi, ve aynı zamanda Tunus için Fransa’yı kızdırmayı başaran Hammarskjöld, Khrushchev tarafından istifaya davet edildiyse de Genel Kurul’da yaptığı karşı konuşma ile Birleşmiş Milletler tarihinin en kalabalık ve en uzun süreli ayakta alkışına nail olmuştur. 117 James Traub, a.g.e. s. 186. 118 James Traub, a.g.e. s. 189. 119 Brian E. Urquhart, a.g.e. s. 17. 120 James Cockayne and David M Malone, “Relations with the Security Council”, Secretery

Page 88: Birleşmiş Milletler Müdahaleleri: Bar şkoruma ve Barışa Zorlama …nek.istanbul.edu.tr:4444/ekos/TEZ/49640.pdf · 2016. 3. 25. · ve sabrıyla her zaman destek veren değerli

76

toplayarak bir farklılık yaratmışsa da, bahsi geçen operasyonların başarısızlıkları

sebebiyle haksız olarak hem kendisi hem de organizasyon günah keçisi durumuna

getirilmiştir. Aslında bunda 1994 ABD ara seçimlerini Cumhuriyetçilerin kazanarak

hem senato hem temsilciler meclisinde çoğunluğu ele geçirmelerinin ve ideolojik

olarak Birleşmiş Milletler’e kuşkuyla yaklaşmalarının rol oynadığını yadsımak ta

pek mümkün gözükmemektedir.

Literatürde Hammarskjöld’den sonra en etkin ve siyasi bağımsızlık ve eylem

çıtasını en yukarıya taşıyan isim olarak organizasyonun 7. Genel Sekreteri Kofi

Annan ortaya çıkmaktadır. Henüz başlangıçta, Soğuk Savaş ertesinde ABD’nin

dünya üzerindeki konumu ve organizasyondaki nüfuzu gereği, kendisinin bu

ülkenin adayı olarak sunulması ve kabul edilmesi onun kukla başkan olarak

nitelendirilmesine yol açmıştır. Fakat kısa zamanda hem organizasyona üye

ülkelerin hem de dünya kamu oyunun sevgi ve saygısını kazanan Annan,

beklentilerin aksine evrensel bir söylemle dünya çıkarının bir savunucusu olarak

Genel Sekreterliğin siyasi alanını tekrar genişletebilmeyi başaran kişi olarak kabul

edilmektedir. Karakteri, Hammarskjöld’ün yukarıda bahsedilen özelliklerinden

oldukça farklılık göstermesine rağmen bunu başarabilmiş, ve onun kişisel duruşu

ile karşılaştırılan tek kişi olabilmiştir.121

Birleşmiş Milletler’de reform çabaları, kurumsal yapılanmadaki değişiklik önerileri,

özellikle Güvenlik Konseyi’nin üye sayısının arttırılması talepleri, fakat herşeyden

önce Irak savaşında ABD ile görüş ayrılığına düşmesi yine bu ülke tarafından

Annan’ın gözden çıkarılmasının temel nedenleri olarak görülebilir. Kendisinin tüm

Genel Sekreterler içindeki en ahlaki kişiliğe sahip olabileceği görüşü, “Petrol

karşılığında Gıda” – Oil for Food – programında ortaya atılan skandal iddialarına

etrafındakilerce inanılmasında zorluk çekilmesine sebebiyet vermiştir.122

Sonuçta, genelde Birleşmiş Milletler Güvenlik Konseyi sürekli üyeleri, fakat Soğuk

Savaş ertesinde özelde Amerika Birleşik Devletleri ile mümkün olduğunca

or General? Cambridge, Cambridge University P. 2007, s.80. 121 Shashi Tharoor, “The Most Impossible Job Description”, Secretary or General?, Cambridge, Cambridge University P. 2007, s. 44. 122 Edward C. Luck, “ The Secretery-General in a Unipolar World”, Secretary or General? Cambridge, Cambridge University P. 2007, s. 44

Page 89: Birleşmiş Milletler Müdahaleleri: Bar şkoruma ve Barışa Zorlama …nek.istanbul.edu.tr:4444/ekos/TEZ/49640.pdf · 2016. 3. 25. · ve sabrıyla her zaman destek veren değerli

77

politikalarında ters düşmemeye çalışacak bir Genel Sekreter’in Organizasyonun

en üst makamını işgal edeceği gerçeği pek yadsınamamaktadır. Fakat sürekli

üyelerin veto hakları Genel Sekreter önerimlerinde asgari müşterekte

buluşulmasına yol açtığından, ayrıca Şartnamenin 99. Maddesi Genel Sekreter’e

barış ve güvenlik konularında belirli bir yetki tanımasından, bu koltuğa gelenlerin

karakterleri müsaitse fark yaratabilmelerinin yolunu da açmaktadır. Sürekli üyelerle

ters düşmemek, ya da bunu göze alabilmek ve aynı zamanda Sekreterliğin siyasi

manevra alanını muhafaza etmek hatta geliştirmek ip üstünde yürümekle eşdeğer

görülebilir. Bunu yapabilenler olarak isimleri öne çıkan Hammersjhöld ve Annan

ayrıca Nobel Barış ödülüne de layık görülen Genel Sekreterlerdir. Bu manada

Genel Sekreterler, müdahalelerde katkı yapan, etkin rol oynayabilen temel

aktörlerin içinde yer almaktadırlar.

3. Müdahalelere Katkıda Bulunan Devletler

Güvenlik Konseyi ve Sekreterlikle beraber yapılacak operasyonlara katkı

sağlayacak devletler, temel aktörlerin bir diğerini teşkil etmektedirler. Birleşmiş

Milletler’e üye devletler gerçekleştirilecek olan müdahalelere bulunacakları katkıyı

çeşitli sebeplerden dolayı yapmaktadırlar. Bunların arasında; kendilerinin

uluslararası meselelere ve dayanışmaya ne kadar önem verdiklerini göstermeleri,

ulusal çıkar hesapları, silahlı kuvvetleri için tatbikat ötesi ciddi bir deneme, yoğun

nüfusa sahip fakir ülkeler için B.M.’in asker başına ödediği ücret düşünülürse para

kazanma olanağı, oldukça sık rastlanan motivasyonlardır.123 Aynı şekilde, ülkelerin

yaptıkları katkılar da nitelik ve nicelik açısından farklılıklar göstermektedir. Kimi

ülkeler düşük sayıda askerle fakat yüksek teknolojileri ile ulaşım, iletişim gibi

ekipman veya güçlü ekonomileriyle ek finansal kaynak sağlarken, kimileri ise

teçhizat bakımından fazla ağırlıklı olmayan ama bunların yanında yüksek miktarda

sivil, askeri personel veya kendi ülke sınırları içinden geçme veya orada

konuşlanma hakkını tanımalarıyla katkı yapmaktadırlar. Bir çok farklı ülkenin bir

araya gelerek belirli bir amaç doğrultusunda çalışması ve bunu başarıyla

sonuçlandırmaları pek de kolay olmamıştır, olmamaktadır. Özellikle 90 larla birlikte

artan sayıdaki müdahalelerde yer alan devletlerin farklı dil, din, ve geleneklere

sahip olması, ekipman standardizasyonunun olmaması önemli problemler 123 Sitkowski, a.g.e., s. 29.

Page 90: Birleşmiş Milletler Müdahaleleri: Bar şkoruma ve Barışa Zorlama …nek.istanbul.edu.tr:4444/ekos/TEZ/49640.pdf · 2016. 3. 25. · ve sabrıyla her zaman destek veren değerli

78

arasında yeralmaktadır. Halen bu farklılıkları aşacak çalışmalar gerek B.M.

bünyesinde, gerekse ülkeler bazında devam etmektedir.

D. B.M. de Müdahale Kavramının Gelişimi Birleşmiş Milletler, 1945 yılında kurulduğunda tüm üyeler tarafından ortak olarak

kabul edilen müdahale etmeme prensibinin ve devlet egemenliğinin ihlalinin

önlenmesinin uluslararası bir garantörü olarak görülmüştür. Aksi bir durum

oluştuğu takdirde ise, Şartnamenin VII. Bölümü gereği kolektif zorlama ile

uluslararası barışın tesisinin sağlanacağı karara bağlanmıştır. Fakat aynı

zamanda, kolektif zorlamanın yerine getirilmesi, Güvenlik Konseyi beş daimi

temsilcisinin oybirliği ile hareket etmesini gerektirmektedir. Oysa Soğuk Savaş

süresince oluşan iki kutuplu sistem veya Güvenlik Kurulu üyelerinin, içinde farklı

taraflarda yer aldığı Doğu – Batı çatışması, Şartnamenin kolektif güvenlik sistemini

işlemez hale getirmiştir. İşte bu durumda, Barışı koruma uygulaması, tarafsız ve

alternatif bir araç olarak, düşük seviyeli çatışmaları bir süper güç karşılaşmasına

dönüşmeden engelleyici olacak şekilde ortaya çıkarak gelişmiştir.

Diğer taraftan Birleşmiş Milletler Şartnamesinin VI. Bölümünde yer alan, ulusal ve

uluslararası nitelikte çatışmaya varabilecek anlaşmazlıkların, barışçıl yollara

başvurarak çözülmesi uygulaması ise yetersiz kalmıştır. Dönem boyunca, daha

sert uygulamalara ihtiyacın olduğu anlaşılsa da, Barışı koruma operasyonlarının

ancak oldukça kısıtlı seviyede ve kısıtlı bir görev emri ile gerçekleştirilmeleri

mümkün olabilmiştir. Soğuk Savaş’ın bitiminin hemen ardından ise Barışı koruma

kavramı, küresel güvenlik ve insani meseleler açısından uluslararası işbirliğinin

oluştuğu yeni dönemde çok büyük bir ümit kaynağı olarak görülmeye başlanmıştır.

Aldığı destek sadece ahlaki anlayışla sınırlı kalmamış, aynı zamanda uluslararası

toplumun siyasal ve finansal desteğini de arkasına almıştır.124

Bu değişen sistem ve iyi niyet ortamı sürerken, Birleşmiş Milletler’in 1992 yılının

başında devlet ve hükümet liderlerinin katılımı ile yaptığı Güvenlik Konseyi

toplantısında zamanın Genel Sekreteri Boutros-Ghali’den, BM’in bu konudaki

124 Thakur ve Schnabel. United Nations Peacekeeping Operations s. 239

Page 91: Birleşmiş Milletler Müdahaleleri: Bar şkoruma ve Barışa Zorlama …nek.istanbul.edu.tr:4444/ekos/TEZ/49640.pdf · 2016. 3. 25. · ve sabrıyla her zaman destek veren değerli

79

kapasitesini daha güçlü ve verimli olarak kullanması konusunda analiz ve

tavsiyelerini içeren bir rapor hazırlaması istenmiştir. Aynı yılın ortalarına doğru

raporunu (Barış için Gündem – An Agenda for Peace) tamamlayan Genel

Sekreter, Soğuk Savaş’ın sona ermesinden hemen sonraki dönemin daha önce

oluşmamış bir iyi niyet ve işbirliği ortamı yarattığını, bu fırsatın kaçırılmaması

gerektiğini, fakat bu yeni dönemde milliyetçi, etnik, dini çatışmaların öne

çıkmasıyla devletlerin içyapılarında aşınmaya uğramak gibi sorunlarının ortaya

çıktığını, bunların çözümlerinde insan hak ve özgürlüklerine azami safhada dikkat

edilmesinin gerekliliğini belirtmiştir.125

Genel Sekreter’in hazırladığı raporda, yukarıdaki gerekçelerden dolayı daha önce

limitli şekilde uygulanabilen geleneksel Barışı koruma operasyonlarının artık farklı

formlara bürünerek gelişebileceği, önleyici diplomasi – preventive diplomacy -

ile taraflar arasındaki ihtilafların henüz büyümeden önlenebilme imkanı belirirken,

önleyici askeri konuşlandırma – preventive deployment - ile taraflar arasındaki

ihtilafların çatışmaya dönüşmeden, bölgeye gönderilen askeri gücün caydırıcı etki

oluşturulabileceği belirtilmiştir. Ghali, Barışı koruma operasyonlarının artık değişen

ihtiyaçlar doğrultusunda esneklikler göstermeye başladığını, insan hakları

izleyicilerinden, seçim memurlarına, mülteci yardım uzmanlarından polise kadar

farklı personele ihtiyaç duyulduğunu vurgularken bu göreve geleceklerin ve de

askerlerin (muharip güç) eğitilmesi gerektiği tavsiyesinde bulunmuştur. Barışa

zorlama – Peace Enforcement – operasyonlarının BM’ in VII. bölümünün 42.

Maddesi uyarınca BM’in kendisi tarafından, o güne dek, henüz kullanılmadığını

(üye devletlere belli konularda kendi seçimlerini yapma hakkını vermesi

müstesna), kullanılması gerektiğini, bunun organizasyonun kredibilitesi açısından

önemli olduğunu belirten Genel Sekreter, üye devletlerin bu operasyonlar için

yardımlarını ad hoc temelinde değil, kalıcı olarak hazır hale getirmeleri gerektiği

tavsiyesini de yapmıştır. Şartnamenin VI. Bölümünde yer alan ve muhalif tarafları

anlaşmaya yönelten barışçıl yolların - Peacemaking – denenmesi, veya tarafların

rızası ile Birleşmiş Milletler Barışı koruma Gücünün – Peacekeeping - gerekli

coğrafyaya sevkinin sonucunda oluşan barış ortamının kalıcı olabilmesi için

mutlaka çatışma sonrası barış inşası – Post-conflict peace building –

125 Boutros Boutros-Ghali, “An Agenda for Peace”, June 17, 1992, (çevrimiçi), http://www.un-documents.net/a47-277.htm, 27 Ekim 2010.

Page 92: Birleşmiş Milletler Müdahaleleri: Bar şkoruma ve Barışa Zorlama …nek.istanbul.edu.tr:4444/ekos/TEZ/49640.pdf · 2016. 3. 25. · ve sabrıyla her zaman destek veren değerli

80

çalışmalarının yerine getirilmesi tavsiyelerini de içeren rapor, bu konuda atılması

gereken adımları da sıralamaktadır.

Yukarıda kısaca önemli görülen kısımlarına değinilen Boutros-Ghali’nin raporunun

geneli, gereğinden fazla iyimser olarak nitelendirilebilir. Reformun süreklilik

göstermesi gerektiğini, beklentilerin bulunduğunu, kendisinin bunların sonuca

ulaştığını göreceğini, 1995 yılına kadar 86 maddelik raporunda belirtilenlerin

aşamalı olarak tamamlanacağını umduğunu kendisi belirtmiştir. Fakat bu

değişiklikler gerçekleşmemiş, Birleşmiş Milletlerin reformu için var olan istek ve

heyecan da zaman içinde solmuştur. Bu kadar üst seviyede bulunan değişim

arzusunun yitirilmesinin, geçiş dönemindeki barış ve güvenlik işbirliği isteğinin bu

kadar kısa sürede azalmasının farklı gerekçeleri vardır. Yugoslavya dağıldığında

Bosna’da oluşan dramda BM’ in yetersizliği, Somali ve Angola’daki başarısızlığı,

Ruanda’daki soykırımı engellemedeki çaresizliği genel anlamda dünya

kamuoyunda Barışı koruma olgusunun algılanmasını tamamen negatif yönde

etkilemiştir. 1995 yılında, Birleşmiş Milletler’ in 50. Yıldönümünde Boutros-Ghali,

daha öncekine kıyasla kullandığı dilin çok daha az iyimser olduğu başka bir ek

rapor hazırlamış*; burada ilk raporun bir umut döneminde yazıldığını söylemiştir.

Aşağıda Şekil 2 de yer alan veriler, 1995 ve 2000 yılları arasında Barışı koruma

Bölümüne güvenlik amaçlı müdahalelerde kullanılmak üzere Birleşmiş Milletler’e

üye ülkeler tarafından yapılan personel katkısını göstermektedir. Yukarıda sayılan

gerekçeler altında 1995 yılından itibaren hayal kırıklığına uğrayan ve Birleşmiş

Milletler’ in küresel düzeydeki güvenlik sorunlarını işbirliği içinde başarıyla

aşabileceği beklentilerini azaltan devletler, takip eden yıllarda Barışı koruma

misyonlarına yaptıkları personel katkısını oldukça aşağıya çekmişlerdir. Dikkat

edilmesi gereken nokta, açıkça görülen bu sayısal düşüşün yapılan operasyon

sayısının azalmamasına rağmen gerçekleşen bir düşüş olmasıdır; ve ancak 2000

li yıllarla tekrar eski personel sayısı yakalanabilmiş ve aşılmıştır.

* Supplement to An Agenda for Peace.

Page 93: Birleşmiş Milletler Müdahaleleri: Bar şkoruma ve Barışa Zorlama …nek.istanbul.edu.tr:4444/ekos/TEZ/49640.pdf · 2016. 3. 25. · ve sabrıyla her zaman destek veren değerli

81

Şekil 2 1995-2000 yılları arası BM Barışı koruma Personel Sayısı

Kaynak: http://www.un.org/en/peacekeeping/contributors/documents/Yearly_Summary.pdf

B.M. sitesindeki verilere göre düzenlenmiştir. Her yılın Ocak ayı verileri kullanılmıştır.

90lı yılların başındaki umutların solmasının ve dolayısıyla personel sayısının

azalmasının gerekçeleri, BM Barışı koruma operasyonlarının başarısızlıkları ile

kısmi fakat tatmin edici ölçüde ortaya konsa da, operasyonların başarısızlıklarının

gerekçeleri aynı tatminlik derecesinde ortaya konamamıştır. Başarısızlığın

gerekçelerini sadece Birleşmiş Milletlerin beceriksizliğine bağlamak genişçe bir

kitlenin en kısa yoldan organizasyonu günah keçisi ilan etme çabası ve belki de

çabadan öte başarısı olarak gözükse de, Güvenlik Konseyi’nin her atılan adımda

karar merci olduğu, buradaki veto hakkına sahip sürekli beş ülkenin çözümlerdeki

tutumları göz ardı edilmemelidir.

Boutros-Ghali’ den bir sonraki Birleşmiş Milletler Genel Sekreteri Kofi Annan, 1999

yılında Genel Sekreter Yardımcısı ve Cezayir dışişleri eski bakanı Lakhdar

Brahimi’nin başkanlığını yaptığı ve on üst düzey diplomat ve askerin katıldığı bir

çalışma grubunun oluşturulmasına karar vermiştir. Bu grup Barışı koruma

operasyonlarının tüm taraflarıyla incelenerek en kapsamlı biçimde gözden

geçirilmesi görevini üstlenmiş ve rapor olarak bir sene sonra Ağustos ayında

Page 94: Birleşmiş Milletler Müdahaleleri: Bar şkoruma ve Barışa Zorlama …nek.istanbul.edu.tr:4444/ekos/TEZ/49640.pdf · 2016. 3. 25. · ve sabrıyla her zaman destek veren değerli

82

hazırlanıp sunulmasını gerçekleştirmiştir.126 Brahimi raporu – the Brahimi Report - olarak bilinen rapor, Ghali’nin nispeten çerçevesi geniş tutulmuş prensiplerden

oluşan raporuna kıyasla daha detaylı ve spesifik tavsiyelerin bulunduğu bir

çalışmadır. Raporun ertesinde ve doğrultusunda, hem Birleşmiş Milletler Genel

Sekreterliği hem de üye devletler Barışı koruma kapasitesini geliştirecek

değişikliklerin çalışmasını başlatmışlardır.127

Rapor 6 bölüm 280 madde halinde yazılmış olup özellikle dört ana temaya ağırlık

vermiştir: Bunlar, “Barış operasyonları için karar verme ve strateji”, “BM gücünün

operasyon bölgesine hızlı ve etkili bir şekilde konuşlanması”, “Barışı koruma

Operasyonlarını planlama ve destekleme için ana merkezler ve kaynakları”, “Barış

Operasyonları ve Enformasyon” şeklinde sayılabilir. Bu geniş raporun önemli

tavsiyeleri arasında “Önleyici Diplomasi” nin yerini “Çatışma Önleme” nin alması

gelse de, ve her ne kadar MacQueen, aslında bunlarına aralarında pek fark yok

dese de, rapor bu kısma sadece BM’i değil tüm uluslararası kurumlar, devletler ve

hükümetleri, sivil toplum kuruluşlarını da dahil ederek cepheyi oldukça geniş

tutmuştur. Diğer bir tavsiyesi, “Genel Sekreterlik, Güvenlik Konseyi’ne duymak

istediğini değil, bilmesi gerekeni söylemelidir” şeklinde öne çıkmaktadır. Genel

Sekreterliğin Enformasyon ve Stratejik Analiz Sekretaryası adı ile bir birim

kurması, BM gücünün Güvenlik Kurulu’nun onayından itibaren 30 gün içinde –

karmaşık operasyonlarda 90 gün - hızlı ve etkili bir şekilde operasyon sahasına

intikal etmesi, global lojistik destek stratejisi hazırlanması, belirli birimlerin tekrar

yapılanması gereklilikleri, bu kapsamlı raporun birkaç öne çıkan ve örnek

verilebilecek detaylarıdır.

2000 li yıllarla birlikte Birleşmiş Milletler’in güvenlik ve Barışı koruma

çalışmalarına, 90 lı yılların ortalarında yok olan, küresel inanç ve destek tekrar

yükselmeye başlamıştır. Aşağıdaki Şekil 3 te üye ülkelerin Barışı koruma gücüne

yaptıkları katkı yıllara göre personel sayısı olarak görülmektedir.

126 Norrie MacQueen, Peacekeeping and the International System, Routledge, London and New York, 2006, s. 240. 127 Sunil Ram, The History of United Nations Peacekeeping Operations from Retrenchment to Resurgence: 1997 to 2006, NY, Hammarskjold Center, 2007, s.132.

Page 95: Birleşmiş Milletler Müdahaleleri: Bar şkoruma ve Barışa Zorlama …nek.istanbul.edu.tr:4444/ekos/TEZ/49640.pdf · 2016. 3. 25. · ve sabrıyla her zaman destek veren değerli

83

Şekil 3. 2001-2010 yılları arası BM Barışı koruma Personel Sayısı

Kaynak: http://www.un.org/en/peacekeeping/contributors/documents/Yearly_Summary.pdf B.M. sitesindeki verilere göre düzenlenmiştir. Her yılın Ocak ayı verileri kullanılmıştır.

BM Barışı koruma anlayışının sonu olarak da nitelendirilen krizin ardından, üye

devletlerin desteğinin ve artan personel sayısının – abartılı olarak BM’ in tekrar

dirilişi olarak nitelendirilse de – çeşitli sebepleri sayılabilir. Zaman olarak yaklaşık

Brahimi raporunun ardından bu canlanmanın oluşması, BM tarafından rapordaki

tavsiyelere uyulabildiği kadar uyulması, aralarında bir etkileşim olduğu kanısını

akla getirse de, kuvvetli bir ilişkinin olmadığı söylenmelidir. Hatta kimilerince tam

tersi doğrultuda dahi görüşler belirtilmektedir. Burada katkının artmasına

gösterilebilecek en doğru gerekçe 90ların sonları ile 2000lerin başında Barışı

koruma operasyonlarından bazılarının nispeten başarılı olmuş olmasıdır. Bu kısmi

başarı ve geçen zaman tekrar güven tazelemiştir. Diğer taraftan oldukça önemli bir

nokta, 9 Eylül 2001 ABD terör olayından sonra Batı’nın BM güvenlik misyonlarına

gittikçe düşen bir oranda personel katkı sağlamasıdır. Diğer bir ifade ile yukarıdaki

tablo ile aralarında ters bir orantı oluşmakta, 2000 den itibaren Barışı koruma

gücüne, Birleşmiş Milletler’e üye ülkelerin yaptığı katkı artarken, özellikle OECD

ülkelerinin yaptığı personel katkı sürekli ve hızlı bir düşüş göstermiştir. Bu

Page 96: Birleşmiş Milletler Müdahaleleri: Bar şkoruma ve Barışa Zorlama …nek.istanbul.edu.tr:4444/ekos/TEZ/49640.pdf · 2016. 3. 25. · ve sabrıyla her zaman destek veren değerli

84

bağlamda, burada öne çıkan, gelişmekte olan ülkelerin yaptığı katkının oldukça

arttığı şeklindeyken, sebebinin ise terör olayından itibaren, genellikle büyük

güçlerin fakat özellikle ABD’nin tek taraflı hareket etmeyi tercih etmesine tepki

olarak geriye kalan büyük kütlenin meşruiyetin merkezi olarak algılanan BM’ e

desteği olarak görülebilir.

Birleşmiş Milletler’ in kurulduğu dönemde, bugünkü küresel problemlerin birçoğu

ortada olmadığı gibi bunların çözümlerinin de her zamankinden daha fazla kolektif

bir uğraş gerektirdiği düşünülememiştir. Örnek olarak; uluslararası organize suçlar,

nükleer, biyolojik ve kimyasal silahlar ve bu silahların elde edileceği materyallerin

ticareti veya kaçakçılığı, terörizm sayılabilir. Her ne kadar Batı – ve büyük güçler –

tek taraflı adımlar atsa da yukarıda sayılan problemler onları da konjonktür gereği

çok taraflı hareket etmeye zorlamaktadır. Özellikle zayıf ve/veya çökmüş

devletlerde görülen otorite boşluğunun ve buna bağlı olarak oluşan illegal veya

terörist örgütlenmelerin, yasak materyallerin ticaretinin önüne geçmek yine o

bölgelerin sisteme çekilmesiyle mümkün gözükmektedir. Bu bağlamda, BM’ in

Barışı koruma misyonları ve çatışma sonrası barış inşası aktiviteleri zayıf ve

çökmüş devletlerin sisteme dahil edilmesini sağlayabilirken, bu da bu devletleri bir

otorite altında tekrar kontrol altında tutulabilir hale getirmekte ve büyük güçlerin

BM’ e bu konuda sırtlarını dönememelerini de sağlayabilmektedir.

E. BM’de Müdahale Hazırlığı

Güvenlik Konseyi, Sekreterlik ve katkı sağlayan devletlerin yukarıda temel aktörler

olarak yapılan kısa birer tanımının ardından, bir müdahalenin hazırlanmasında,

Birleşmiş Milletler’de prosedürün ne şekilde yürüdüğü, bu aktörlerin ne şekilde

rollerini yerine getirdikleri, bir fikir oluşturması açısından, kısaca şu şekilde

özetlenebilir. Birleşmiş Milletler tarafından güvenlik ve barışı korumaya yönelik bir

operasyon düzenleneceği zaman, ilk olarak, Güvenlik Konseyi’nce prensip olarak

böyle bir adımın atılacağına dair bir karar alınmaktadır. Bu karar alma

mekanizmasının işlemesi ya da başlaması için ise birkaç şekilde talep gelebilir.

Bunlardan birincisi, çatışmanın yeraldığı coğrafyadaki devlet, veya devletlerin,

hükümetlerin ya da çatışan taraflardan birinin başvurusu üzerinedir. İkinci olarak

çatışma tarafları içinde yer almayan fakat problemin çözülmesi için uğraşan,

Page 97: Birleşmiş Milletler Müdahaleleri: Bar şkoruma ve Barışa Zorlama …nek.istanbul.edu.tr:4444/ekos/TEZ/49640.pdf · 2016. 3. 25. · ve sabrıyla her zaman destek veren değerli

85

çözümden yarar göreceğini düşünen ya da en azından problemin devamından

zarar geleceğini öngeren üçüncü tarafların başvurusu üzerinedir. Üçüncü olarak

ise Güvenlik Konseyi’ nin veya Genel Sekreterliğin kendi girişimleri ile başlattığı ve

bu şekilde mekanizmanın çalışmasının başlatıldığı taleplerdir.128

Güvenlik Konseyi bu taleplerin ardından kararını vererek operasyon kararını alır

(veya reddeder). Ardından, Birleşmiş Milletler Genel Sekreteri’nden kısa sürede,

içinde tavsiyelerinin de yer aldığı detaylı bir planın hazırlanması ve sunulması

istenir. Bu çalışma, Genel Sekreter ve ona bağlı konuyla ilgili birimler tarafından

yürütülürken, yapılanlar arasında, hedef coğrafyada oluşturulacak muhtemel

ateşkes hattı belirlenmesi, askerden arındırılacak bölgelere karar verilmesi,

müdahalede bulunacak gücün giriş ve çıkış zamanlamalarının ayarlanması

bulunmaktadır. Bunların ve bir çok detayın üzerinde çalışılırken, mümkünse, gerek

hedef coğrafyadaki çatışma taraflarıyla, gerekse katkı yapacak ülkelerle

anlaşmalara varılır. Bu çalışmanın sonucunda Genel Sekreter, Güvenlik

Konseyi’ne, küçük, silahsız ve yalnız askeri gözlemcilerden oluşacak bir grubun

mu, daha geniş silahlı bir kuvvetin mi, ya da daha büyük daha farklı kompleks

yapıdaki bir gücün mü oluşturulması gerektiği üzerine, gücün ihtiyaç duyduğu sayı,

ekipman ve detaylarını da – piyade, mekanize vs. gibi – kapsayacak şekilde,

yaptığı çalışmayı sunar. Genellikle, bu çalışmalar yürütülürken, Güvenlik

Konseyi’nin beş daimi ülkesine danışılmakta, fikirleri alınmaktadır. Sonuçta,

Konsey bu rapora göre ikinci bir karar çıkararak operasyonu gerçekleştirecek

gücün oluşturulmasına ve yürütülmesine giden yolu başlatır.129

Müdahale edecek olan gücün askeri lideri genellikle asker sağlayan ülkelerin

içinden birinin üst rütbeli bir komutanı olurken, çok amaçlı operasyonlarda Genel

Sekreter Özel Temsilcisi bir sivil olarak bölgede en üst kademede rol almaktadır.

Artık ortaya çıkan müdahale gücünün, Konsey’in ikinci onayıyla birlikte, karışık ve

zaman alıcı bir şekilde bütçesi hazırlanır ve operasyon başlar. Gücün günlük

yürütülmesi süreci, bölgedeki yöneticilerle yakın iletişimleriyle, Genel Sekreter’in

ve Sekreterliğin elindedir. Konsey ve katkı sağlayan devletler bu süreç içinde

128 Frederick H. Fleitz, Jr. Peacekeeping Fiascoes of the 1990s: Causes, Solutions, And U.S. Interests, Wesport, CT, Praeger Publishers, 2002, s 73. 129 Ramesh Thakur ve Albrecht Schnabel. United Nations Peacekeeping Operations:Ad Hoc Missions, Permanent Engagement, Tokyo, UN University Press, 2001, s. 48-51

Page 98: Birleşmiş Milletler Müdahaleleri: Bar şkoruma ve Barışa Zorlama …nek.istanbul.edu.tr:4444/ekos/TEZ/49640.pdf · 2016. 3. 25. · ve sabrıyla her zaman destek veren değerli

86

sürekli bilgilendirilmekte ve kendilerine danışılmaktadır. Genellikle verilen görev

emri – mandate – altı aylık bir süreyi kapsamakta, ihtiyaç duyulduğunda da

yenilenmektedir. Her süre bitiminde veya yenilenme öncesinde Genel Sekreter’in

kapsayıcı raporu süreç veya sonuçla ilgili tavsiyeleriyle Güvenlik Konseyi’nin

önüne gelmekte ve Konsey operasyonun nihayetine veya yenilenmesine karar

vermektedir.

Oluşturulan güç için gerekli olan legal ayrıcalık ve dokunulmazlık BM

Şartnamesiyle (105. Madde; Ayrıcalık ve Dokunulmazlık Anlaşması – Convention on Privileges and Immunities) sağlanırken buna ek olarak operasyonların

kolaylaştırılması amacıyla, bir taraftan BM ile katkı yapan devletler arasında, diğer

taraftan ise BM ile müdahale edilecek devlet arasında hukuki ilişkiler kurulur.

Oluşturulan gücün müdahale edilecek devletle olan ilişkileri, Gücün Durumu

Anlaşması (SOFA - Status of Forces Agreement veya SOMA – Status of Missions Agreement) adlı, gücün yetkisini, vergilendirilmesini, BM personelinin

durumunu, hareket alanı ve özgürlüğünü, alan ve yapıların kullanılmasını vs.

içeren bir kurallar bütününe bağlanır. Benzer bir anlaşma ise BM ile katkı yapan

devletler arasında, Gücün Modeli Anlaşması (MOFA – Model of Force Agreement) adıyla yapılarak ülkelerin sorumluluklarını ve gücün ebadını, tipini,

süresini, ekipmanı, yönetim, bütçe meselelerini vs. kapsar.130

Bu müdahaleye giden yolun her safhası geniş ve titiz bir çalışma gerektirmekte ve

her biri burada detaylıca incelenmeyi haketse de, bu tezin iddiaları gereğince,

bütçe ve asker sayısı özel öneme sahip olmakta ve üzerinde daha fazla

durulmasını gerektirmektedir. Dolayısıyla müdahaleye giden yolda başlangıçtan

itibaren, güçlü ülkelerin politikalarının en önemli rolü üstlendiği kabul edilmekle

birlikte, çalışmada mercek altına alınan, araştırılması yapılan kısmın,

operasyonların gerçekleşmesinden önce olanların, (siyasi, diplomatik, ulusal çıkar

vs.) ya da olması gerekenlerin (etik, hukuk vs.) değil, gerçekleştirilmelerinden

sonraki başarılarının araştırılması olduğu unutulmamalıdır. Fakat başarıyı

sağlayan faktörlerin asker sayısı ve bütçeyle bağlantılı olması bu tezin iddiasıdır.

Bu bağlamda, bütçe ve asker sayısına karar verme aşamaları ayrıca

130 Harleman. a.g.e., s. 47

Page 99: Birleşmiş Milletler Müdahaleleri: Bar şkoruma ve Barışa Zorlama …nek.istanbul.edu.tr:4444/ekos/TEZ/49640.pdf · 2016. 3. 25. · ve sabrıyla her zaman destek veren değerli

87

incelenmelidir; çünkü, bütçe ve asker sayısı, siyasetin ön planda olduğu Güvenlik

Konseyi’nin dünya güçlerinin, veto hakkına sahip devletlerinin bahsedilen

coğrafyada barış ve güvenliği ne kadar istediklerinin, bu konuda ortaya koydukları

veya koyacakları siyasi iradenin ve samimiyetlerinin, bir nevi cisimleşmiş, ete

kemiğe bürünmüş hali olmaktadır. En iyi ancak bu şekilde, kendilerini ne kadar

çatışmaların çözümlemelerine adadıkları, barış ve güvenliği sağlamak için ne

kadar kaynak ve insan gücü sağladıkları veya sağlanmasına destek oldukları ya

da en azından buna izin verdikleri belli olmaktadır.

1. Bütçe Hazırlığı Birleşmiş Milletler müdahalelerinin tarihsel olarak hangi tür zorlukları aşarak

günümüze ulaştığınının belki de en önemli izlerini bütçeleme konusu taşımaktadır.

Her bir operasyonun zorluklarını analiz etmeye çalışmanın boyutu yeterli

olmayacağından Süveyş Kanalı krizinde oluşturulan Birleşmiş Milletler ilk

Barışıkoruma Gücünün (UNEF I) bütçelemesinin organizasyonda yarattığı krizi

örnek olarak vermek bir fikir oluşturulmasına yardımcı olacaktır. Çünkü o güne dek

Barışıkoruma operasyonlarının bütçelemesine katılımın nasıl olacağına dair resmi

bir yöntem oluşturulmamıştır. Dolayısıyla, daha önceden örnek teşkil eden bir vaka

bulunmadığından ve yaklaşık maliyet hesapları yapılamadığından, ilk oluşturulan

yöntemler üyeler arasında derin tartışmalara yol açmıştır. Hatta, Sheehan’a göre,

Genel Kurulda, Süveyş krizi boyutunda bir krizin, operasyonun nasıl bütçeleneceği

konusunda da yaşandığı ileri sürülmektedir.131 Ayrıca, oluşan maliyetin,

organizasyonun genel bütçesinden ödenmesi de kabul edilmemiştir. Geçici olarak

krizin aşılması açısından verilen karar ise askeri güç katkısında bulunan ülkelerin

personel ve ekipman maliyetlerini tamamen kendilerinin üstlenmesi şeklinde

olmuştur. Daha sonradan tüm üyeler kabul etmese de, yapılan harcamaların,

üyelerin genel bütçeye yaptıkları katkı oranında operasyon bütçelemesine

yansıması kararlaştırılmıştır.

Yukarıdaki karar tabi ki, nihai karar olmamıştır. Çünkü gelişmiş bir takım ülkeler,

maliyetin tüm ülkelere eşit dağıtılmasının hakkaniyet içereceğini ileri sürerken,

131 Sheehan, a.g.e. s.53-54.

Page 100: Birleşmiş Milletler Müdahaleleri: Bar şkoruma ve Barışa Zorlama …nek.istanbul.edu.tr:4444/ekos/TEZ/49640.pdf · 2016. 3. 25. · ve sabrıyla her zaman destek veren değerli

88

komünist veya az gelişmiş ülkeler, kim saldırıyı gerçekleştirdi ve krizi çıkardıysa

yükün tamamını da onların karşılaması gerektiğini ileri sürmüşlerdir. Bir takım

ülkeler ise farklı oranlarda maliyetin paylaşılması gerektiğini, sürekli üyelerin ve

ekonomik olarak gelişmiş ülkelerin, ağırlıklı olarak yükü taşımalarını talep

etmişlerdir.132 Bu da aslında bugün uygulanan yöntemin belirlenmesinde temel

olmuştur. Fakat yaşanan tüm bu zorluklara ve anlaşmazlıklara, ilk Barışıkoruma

Gücünün hazırlanmasından birkaç sene sonra çıkan Kongo krizi de eklenince, ki

bu sırada birincisi devam etmektedir, organizasyon finansal anlamda iflas

noktasına gelmiştir. Güvenlik Konseyi borç alabilmek için son çareyi bono

çıkarmakta bulmuş, ve üye ülkelere 2% faizle satmak durumunda kalarak maliyeti

karşılayabilmiştir. Dolayısıyla, Organizasyonun temel görevi uluslararası barış ve

güvenliği korumak iken, üyelerinin neden bu görevler için gerekli olan giderleri

kendilerinin karşılaması gerektiğini anlayamadıkları bir süreçten geçilerek, bu

günlere kadar gelinmiştir. O dönemden itibaren ise, operasyonların maliyetlerinin

karşılanması için, yapılan bütçe katılım öneri, prensip, ve anlaşmalar 1963, 1973,

2001, 2003, 2009 yıllarında değişikliklere uğrayarak günümüze kadar gelmiştir.133

Sonuçta, Bileşmiş Milletler’e üye olan her devlet B.M. operasyonlarının maliyetini

Barışıkoruma Bölümü – Peacekeeping Departmant - bütçesinde paylaşmaktadır.

Genel Kurul bu harcamaları belirli bir ölçeğe veya sisteme göre tahsis etmektedir.

Konseyin sürekli üyelerinin özel sorumluluklarından dolayı genellikle daha büyük

bir hisseyi üstlendikleri bu maliyet paylaşım ölçeğinde, üye ülkelerin göreceli

ekonomik refah seviyeleri göz önünde bulundurulmaktadır. Fakat, ilk sırayı

Amerika Birleşik Devletleri’nin aldığı bu maliyet dağıtım sisteminde Japonya ve

Almanya diğer sürekli üyelerin önünde yer almaktadır.134 Operasyon bütçesinin hazırlanmasında ilk adım, müdahale edilecek coğrafyaya,

operasyon planının ve bütçe analizlerinin yapılabilmesi için soruşturma misyonu

yüklenmiş bir grubun gönderilmesidir. Yukarıda da bahsi geçtiği gibi Genel

Sekreter, Konsey’e planını sunarken ön finansal ayarlamalar ve birincil tahmini

maliyetler, burada soruşturma misyonu raporu çerçevesinde yerlerini alırlar. 132 Sheehan, The Economics of UN Peacekeepings,s. 56. 133 Sheehan, The Economics of UN Peacekeepings, s. 95-96. 134 UN. Financing of UN Peacekeeping Operations. www.un.org/Depts/dpko/dpko/contributors/financing.html

Page 101: Birleşmiş Milletler Müdahaleleri: Bar şkoruma ve Barışa Zorlama …nek.istanbul.edu.tr:4444/ekos/TEZ/49640.pdf · 2016. 3. 25. · ve sabrıyla her zaman destek veren değerli

89

Güvenlik Konseyi’nin genellikle 6 aylık görev emrini onaylayan bildirisiyle, ilk

tahmini maliyetler gözönünde bulundurularak başlangıç olarak 50 milyon dolar ilk

etapta Yönetim ve Bütçe Soruları Tavsiye Komitesi – Advisory Committee on Administrative and Budgetary Question, ACABQ – tarafından karşılanır. Daha

sonraki harcamalar, detaylı bütçenin yine soruşturma misyonunun raporu

sonucuna bağlı olarak ortaya çıkmasıyla, bir yıllık olarak belirlenir. Bu belirlenen

bütçe tekrar yukarıda bahsi geçen tavsiye komitesi ve Genel Kurul tarafından

gözden geçirilerek Genel Kurul’un oylamasına sunulur ve onaylanır.135 Daha önce

süresi belirlenen operasyonların bütçesi de bu şekilde belirginleşmiş olur. Görev

emrinin – mandate – süresinin bitmesinde ise Genel Sekreter, Güvenlik

Konseyi’ne tekrar bir rapor hazırlayarak yapılması gerekenleri ve yapılanları

bildirir, ardından görevin nihayetini veya uzatılmasını talep eder. Sonuçta,

operasyonun süresi uzatıldığında ve seyrinde bir sıradandışılık oluşmadığı sürece,

bütçe üzerinde de fazla bir değişikllik olmamakta, üye devletlere hisselerine düşen

pay bildirilmektedir.

Özellikle son dönemdeki müdahaleler, içinde bir çok askeri ve sivil görevi yerine

getirecek şekilde; insani, siyasi, siyasi-ekonomik, yönetimsel, polisle ilgili faktörleri

içeren ve sivil kurumları oluşturucu, geliştirici, sürekliliği sağlayıcı olması gibi, çok

boyutlu bir halde hazırlanmakta ve sevk edilmekte, dolayısıyla maliyetleri

inanılmaz boyutlara varmaktadır. Bu yüksek maliyetler sebebiyle de, çok boyutlu

müdahalelerin finansmanı yukarıda bahsedilen şekilde sadece B.M.’deki ilgili

bölümün bütçesinden karşılanamamakta, diğer B.M. ihtisas bölümlerinden,

uluslararası organizasyonlardan (sivil veya sivil olmayan) ve hatta bazen

operasyonun gerçekleştiği ülkenin gelirlerinden, operasyonlara finansal destek

sağlanmaktadır. 136 Yine de tüm bu destekler oluşan geniş bütçe açığını

kapatamamakta, ekonomisi güçlü üye ülkelerin yaptığı gönüllü yardımlara büyük

ihtiyaç duyulmaktadır. Sorunun temel noktalarından belki de en önemlisi işte

burada oluşmakta, yetersiz finansman kaynakları, hem gerek duyulan güvenlik ve

barışı korumaya yönelik çatışmaların çıkmasını ya da yayılmasını önleme amaçlı

135 UN. Peace-keeping Budget. www.un.org/ga/61/fifth/peacekeepingfinance.pps#257,1,Slayt1 136 Len Hawley, Dennis Skocz. “Advance Political-Military Planning”, The Quest for Viable Peace, Ed.s: Jock Covey, M.J. Dziedzic, L. R. Hawley. Washington DC.,US Institute of Peace Press, 2006 s. 61.

Page 102: Birleşmiş Milletler Müdahaleleri: Bar şkoruma ve Barışa Zorlama …nek.istanbul.edu.tr:4444/ekos/TEZ/49640.pdf · 2016. 3. 25. · ve sabrıyla her zaman destek veren değerli

90

müdahalelerin oluşturulmasını (sayısal anlamda) engellemekte, hem de o sırada

süre gelenlerin daha etkili bir şekilde yapılmalarını kısıtlamaktadır. Bu noktada,

daha önce de bahsi geçen güçlü ülkelerin (veya güçlü ekonomilerin) samimi bir

şekilde üstlerine düşeni yapıp yapmayacakları veya siyasal olarak ortaya ne kadar

irade ve samimiyet koyacaklarının önemi oldukça artmaktadır.

2. Askeri Güç Hazırlığı

Operasyonların hazırlıkları da yukarda değinilen bütçe hazırlıkları gibi Genel

Sekreter’in Konsey’e sunduğu araştırma raporuyla birlikte başlamakta, Konsey’in

prensip olarak müdahalenin yapılmasını kabul etmesinden itibaren Sekreterliğin

üye devletlerin ne tür katkı sağlayacakları konusunda görüşlerini almasıyla devam

etmektedir.

Genellikle ileri sürülen iddialar, bir operasyonda başarı sağlayacak olan etmenin,

asker sayısından, onun rakamsal ifadesinden ziyade, operasyonu yapacak

olanların ağırlıklı olarak nitelikli, eğitimli ve tecrübeli askerlerden, süper güç değilse

bile global bir güç olan devletlerden birinden gelen birliklerden oluşması gerektiği

üzerinde yoğunlaşmaktadır. Fakat az da olsa, bu konuyla yakından ilgili bir kısım

profesyonel ve akademisyen ise, bu nitelikli askerlerin de operasyonlarda yer

aldıklarına, büyük güçlere ait olan askerlerin de buralarda bulunduklarına ve

bunlardan en etkili olan ABD’nin bile Somali’de başarısızlığa uğrayarak, Birleşmiş

Milletler gücünden askerini çekmesine, verdiği kayıpların ardından bulundukları

coğrafyayı terkedip gitmesine özellikle değinmektedirler. Diğer taraftan, aynı

paralellikte, 90 lı yıllarda Afrika’nın içindeki diğer problemlerin, çatışmaların, iç

savaşların yine Afrika devletleri tarafından çözümlenmesine ya da en azından

durdurulmasına, yayılmasının engellenmesine çalışıldığının ve bunda da başarılı

olunduğunun vurgusu yapılmaktadır. Aslında yapılan, her problemin bu süper veya

dünya gücü olan ülkelerin askerlerinin oraya gelmesiyle son bulmadığı, onların da

başarısız olabildiği, olabileceği ve bunun yanında bölgesel güçlerin askerleriyle de

başarıların kazanılabilindiğinin ve kazanılabilineceğinin vurgusudur. Bu çalışma ise

bunu kabul etmekle birlikte, güçlü devletlerin askerlerinin müdahalelere katılımının

büyük bir avantaj sağladığını da kabul etmektedir. Fakat bunlardan ayrı olarak,

askeri gücün sayısal ifadesi ve onun başarıdaki katkısı ve önemi, bu çalışmanın

Page 103: Birleşmiş Milletler Müdahaleleri: Bar şkoruma ve Barışa Zorlama …nek.istanbul.edu.tr:4444/ekos/TEZ/49640.pdf · 2016. 3. 25. · ve sabrıyla her zaman destek veren değerli

91

temel iddialarından biridir. Müdahalelerde başarıyı sağlayan temel unsurlardan biri olarak askeri gücün

rakamsal ifadesi iddiasının altında yatan dayanaklar açısından unutulmaması

gereken noktalardan biri, müdahalelerin topyekün savaşlar olmadığıdır.

Savaşlarda gerektiğinde karşı tarafın toptan imhasına gidilebilecek olan bu yol,

burada genellikle oldukça daraltılmıştır ve operasyona sevkedilen askerler

çoğunlukla hafif silahlarla donatılarak, kendilerini koruma amacı dışında silahlarına

başvuramamaktadırlar. Dolayısıyla bir süper gücün askeri kuvvetinin bile bu şartlar

altında yukarıda bahsedildiği gibi başarısız olma ihtimali vardır. İkinci olarak, zayıf

olarak nitelenebilen devletlerin askeri kuvvetlerinin çatışma bölgesine sevkinde, bu

kuvvetler her ne kadar kendi ülkelerinin resmi elbiselerini giyseler de, sonuçta

simgesel bir B.M. miğferi takmakta, varlıkları, sevk eden organizasyonu, buna

karar veren Güvenlik Konseyi’ni ve onun üyelerini ayrıca simgelemektedir.

Dolayısıyla, gelen askeri kuvvetin güçlü ülkeler tarafından gönderilmesi tercih

edilebilir olsa da, BM kimliği altında farklı ülkelerden oluşturulan güçte yer alanların

da simgesel gücü bulunmaktadır. Üçüncü olarak, genellikle, müdahale gücü

(barışa zorlama misyonları hariç) zaten çatışan taraflardan en azından birinin

onayı ile orda bulunmaktadır, ve askeri sayısal fazlalık, müdahale gücünün

konuşlandığı coğrafyada, çatışan taraflar üzerinde psikolojik bir baskı

yaratabilmektedir. Son, fakat oldukça önemli olarak, sayısal fazlalık, aynı

zamanda, BM tarafından katkı yapan ülkelere kişi başına ödenen para miktarı

düşünüldüğünde, müdahale bütçesinin genişliğini de ifade etmekte, güvenliğin

sağlanması, barışın tesisi için uğraşan Güvenlik Konseyi’nin ya da üyelerinin

(özellikle veto gücüne sahip olanların) soruna ilişkin siyasi iradelerinin,

samimiyetlerinin, daha önce belirtildiği gibi, ölçülebildiği bir ortam yaratmaktadır.

Burada yukarıda sayılan ve pozitif olarak adlandırılabilecek gerekçelere karşı

olarak ileri sürülebilecek olan, aynı zamanda bu alt bölümün ilk paragrafında

kısaca değinilmiş olan, askerin sayısının değil kalitesinin önemli olduğu iddiası

tartışmalarda kendine oldukça yandaş bulan bir argümandır. Bu anlamda bu kısmı

biraz daha açmakta fayda görülmektedir. Genel olarak literatürün hemen tümünde

bulunabilecek askerin nicel – niteliksel kıyası ve karşıtlığı, bu konuda art niyet

aratacak kadar, Birleşmiş Milletler‘in barışı koruma yükümlülüğünü yeterince

Page 104: Birleşmiş Milletler Müdahaleleri: Bar şkoruma ve Barışa Zorlama …nek.istanbul.edu.tr:4444/ekos/TEZ/49640.pdf · 2016. 3. 25. · ve sabrıyla her zaman destek veren değerli

92

yerine getiremediğini ileri sürenlerce ortaya atılmaktadır. Oysa nitellik ve nicellik bir

karşıtlık değildir. Diğer bir ifade ile biri diğerinin alternatifi olmamakta ve asker

sayısı arttıkça da mutlaka kalitesinden ödün verilmesi gerekmemektedir. Sayı

artışının karşıtlığı sayı azlığı, kalitenin karşıtı ise kalitesizliktir. Kaliteli bir çokluk

olabileceği gibi kalitesiz bir azlıkta olabilir. Bu bağlamda, Güvenlik Konseyi’nin

önünde mutlaka ya askerin sayısı artacak fakat kalitesi düşük olacak, ya da sayıca

az fakat kapasitesi yüksek bir birlik oluşturulacak şeklinde bir seçenek

bulunmamaktadır. Operasyona gidecek olan muharip gücün hem sayısı hem de

kalitesi yeterli olabilir. Bu bağlamda, ya öyle olmalı ya da böyle, iddiası manasız

kalmaktadır. Diğer taraftan bu tezin, askeri, salt nicelik olarak almak yerine,

sayısını bütçe ile orantılaması yine daha önce bahsedildiği gibi askerin

olanaklarını, kapasitesini ve Güvenlik Konseyi üyelerinin samimiyetini nispeten

ölçebilme imkanını vermekte olduğu unutulmamalıdır.

F. BM de Müdahale Tarihi ve Örnekleri

Birleşmiş Milletler’den ilk olarak 1948 yılında Orta Doğu savaşının ardından ateş-

kes anlaşmasının gözlemlenilmesi göreviyle ilgili bir birliğin oluşturulması

istenmiştir. Daha sonraları ise, geleneksel formu Dag Hammarskjold tarafından

tanımlanmış olan Barışıkoruma –Peacekeeping- konsepti, 1956 yılında Süveyş

savaşında geliştirilmiş olup, anlaşmazlığa taraf olanların, pozisyonlarına, haklarına

ve iddialarına önyargısız olarak uygulanan bir harekat olarak belirlenmiştir.

Hammarskjold’un BM Barışıkoruma prensiplerine göre;

i - BM, birliklerini ancak ilgili ülkenin rızası ile o ülkenin topraklarına

yerleştirebilecek;

ii - Majör güçler, devletler, BM gücüne askeri birlik sağlamayacak;

iii - Gücün oluşumu hakkında kararı yalnız BM verecek;

iv - BM personeli tarafsızlığını kesin olarak koruyacak;

v - BM gücü, tansiyon düşürücü, yatıştırıcı bir araç olarak bulunacak ve

zorlamaya veya çatışmaya girmeyecektir.

Soğuk Savaş dönemi boyunca (1945 – 1989 arası) BM sadece 13 operasyonu

onaylamış olup, ilk Barış Gözlemleme Misyonu – Peace Observation Mission -

Page 105: Birleşmiş Milletler Müdahaleleri: Bar şkoruma ve Barışa Zorlama …nek.istanbul.edu.tr:4444/ekos/TEZ/49640.pdf · 2016. 3. 25. · ve sabrıyla her zaman destek veren değerli

93

1946 da Yunan İç Savaşında üstlenilse de, resmi olarak ilk kayıtlara geçen 1948

yılındaki Orta Doğu Savaşının ardından oluşturulan, ateş-kes izleme görevi olan

operasyon UNTSO olmuştur. Daha sonra farklı bir görev olarak ,1947-1950 yılları

arasında Endonezya’nın bağımsızlığı için yardım üstlenilirken, ilk Barışıkoruma –

Peacekeeping – görevleri ise; 1956 yılında Süveyş Krizinde UNEF I operasyonu

adıyla, 1960 yılında ise Kongo’da ONUC adı altında gerçekleşmiştir. Olası

görevleri arasında ateşkesin gözlemlenmesi, çatışan taraflar arasında tampon

bölge oluşturulması, politik ve diplomatik müzakerelerin yolunun açılması olan bu

geleneksel veya birinci jenerasyon Barışıkoruma Operasyonları genellikle küçük

ve tarafsız ülkelerin askerleri tarafından oluşturulmuştur. 137

Genel bir rehber olarak, aşağıdaki Tablo 2 şimdiye kadar olan tüm operasyonları

kapsayacak şekilde hazırlanmıştır. Birleşmiş Milletler Güvenlik Konseyince (UNEF

I hariç) onaylanmış olan operasyonlar önce ikiye ayrılarak B.M.’in kendi –

Barışıkoruma Bölümü tarafından – yönettiği ve B.M.’in onay verdiği fakat

kendisinin yürütmediği operasyonlar olarak gösterilmiştir. Daha sonra B.M.

tarafından yürütülen operasyonlar üçe ayrılmış, ilk sütunda muharip güç

bulunmayan, izleme, soruşturma, onaylama gibi görevler içeren operasyonlar yer

alırken, ikinci ve üçüncü sütunda ise muharip gücün yer aldığı müdahaleler

belirtilmiştir. İkinci ve üçüncü sütunlar arasındaki fark ise; ikinci sütunun B.M.

antlaşmasının VI. Bölümüne, ya da operasyonlarda muharip gücün yer aldığı

barışçıl çözümlenmelerine göre, üçüncü sütun ise B.M. antlaşmasının VII.

Bölümüne, barışın gerekirse zorla tesisinin sağlanmasına göre düzenlenmiş

olmasındadır. Diğer taraftan, B.M.’in onay verdiği fakat kendisinin yönetmediği

kısımda VII. Bölüm ile asker gönderilen barışa zorlama – peace enforcement –

operasyonları kendi içinde üstlenilmesine ve yürütmesine göre üçe ayrılmıştır.

Birinci sütunda yer alanlar, tek bir devlet tarafından gerçekleştirilen veya ağırlıklı

olarak onun liderliğinde gerçekleşen operasyonlar (Fransa’nın Ruanda’ya veya

Avustralya’nın Doğu Timor’a yaptığı gibi), ikinci sütundakiler; bölgesel

organizasyonlar tarafından yürütülen operasyonlar (NATO’nun Bosna’da örneğini

sergilediği gibi), son sütunda olanlar ise birden fazla devletle oluşturulan (birkaç

Afrika ülkesinin Orta Afrika Cumhuriyeti’nde oluşturduğu gibi), operasyonlardır.

137 Williams, a.g.e., s. 6

Page 106: Birleşmiş Milletler Müdahaleleri: Bar şkoruma ve Barışa Zorlama …nek.istanbul.edu.tr:4444/ekos/TEZ/49640.pdf · 2016. 3. 25. · ve sabrıyla her zaman destek veren değerli

94

Tablo 2: BM Onaylı Müdahaleler

Birleşmiş Milletler Güvenlik

Konseyi

B.M. Barışıkoruma

Birimi Operasyonları

B.M. Onaylı Operasyonlar

Muharip Güç bulunmayan

Muharip Güç bulunan

B. VII ile Muharip Güç

bulunan

B. VII ile Muharip Güç

bulunan

Bir devlet

liderliğinde

Bölgesel organizasyon liderliğinde

Çok uluslu

1 - UNOGIL UNSF UNYOM UNEF I* DOMREP ONUC UNIPOM UNEF II 2 - UNAVEM I UNTAG UNPROFOR UNITAF IFOR MISAB UNIIMOG ONUCA UNOSOM II O. TURKUAZ SFOR UNGOMAP UNAMIC UNCRO O. ARTEMİS XFOR** UNAVEM II UNTAC UNTAES MNF TFF ONUSAL UNOSOM I UNAMSIL INTERFET EUFOR UNOMUR ONUMOZ UNTAET MPF UNOMIL UNMIH UNIKOM UNASOG UNAMIR ONUB UNMOT UNAVEM III MINURCAT UNMIBH UNPREDEP UNMIS UNMOP UNSMIH MONUC MINUGUA MONUA UNTMIH MINURCA MIPONUH UNMISET UNPSG UNMEE UNOMSIL MINUCI UNOMIG 3 - UNTSO UNFICYP UNMOGIP UNDOF UNIFIL 4 - MINURSO UNISFA O. UNICORN KFOR UNMIT UNMIL ISAF UNSMISS MONUSCO OCEAN SHIELD UNMIK UNAMID UNAMA*** UNMISS UNOCI MINUSTAH

Kaynak: a) BM web sitesi b) SIPRI yearbooks c)BMGK (Malone, 2004) den derlenerek hazırlanmıştır. 1 - 1988 öncesi başlayıp biten operasyonlar * Genel meclis kararı ile gerçekleştirilmiştir. 2 - 1988 sonrası başlayıp biten opearasyonlar **Kosova için Makedonya'da konuşlanmıştır 3 - 1988 öncesi başlayıp devam eden operasyonlar kullanılmamıştır. 4 - 1988 sonrası başlayıp devam eden opearasyonlar ***Politik misyon

Page 107: Birleşmiş Milletler Müdahaleleri: Bar şkoruma ve Barışa Zorlama …nek.istanbul.edu.tr:4444/ekos/TEZ/49640.pdf · 2016. 3. 25. · ve sabrıyla her zaman destek veren değerli

95

Bölüm III : Müdahale ve Başarı

Yapılan uluslararası askeri müdahalelerin sonuç itibarı ile “başarılı”

değerlendirilmelerinin, evrensel olarak kabul görmüş bir tanımı ve şablonu

günümüz itibariyle yoktur. Başarı, yukarıda da belirtildiği üzere genellikle yorumu

yapan kişi ve kurumların sayısı ve çeşitliliği ile farklılık göstermektedir. Diğer

taraftan, operasyonları teorik açıdan bir takım objektif standartlara göre ölçmeden,

başarılı ya da başarısız olarak sınıflandırmak da oldukça yanlış bir yaklaşım

olacaktır. Bir çok analist “başarılı” ve “başarısız” terimlerinin uygulamalarını

tanımlamadan, veya kriter oluşturmadan, sadece operasyonların “görünüş

geçerliliği” itibariyle, “zaten belli” yaklaşımını kullanarak analizlerini yapmaktadırlar.

Başarı tanımı üzerinde ortak bir noktada buluşmak veya ortak kriterlere sahip

olmak adına farklı birimlerin (asker, akademisyen, sivil toplum örgütleri gibi)

çabaları sürerken, bu tanımların literatürde en fazla kullanılan ve dikkat

çekenlerinin açıklanması ve pozitif veya negatif kritiklerinin de ortaya konması

gerekmektedir.

Müdahalelerin başarısı ve başarı kriterleri konusunda farklı tanımların yapılması,

Soğuk Savaş dönemi sonrasında ne kadar farklı kurumun bu konuya ilgi

duyduğunun bir göstergesi, ikinci, üçüncü jenerasyon gibi deyimlerle belirlenen

müdahalelerin de kendi içinde evriminin birer kanıtı olmaktadır. Doksanlı yılların

öncesinde kutupların baskısıyla sadece ülkeler arasında tampon bölge oluşturmak

gibi sınırlı bir görev anlayışından, artık çok daha kapsamlı, ülke içinde sivil savaş

önlenmesinden silah toplanmasına, göçmenlerin rehabilitasyonuna kadar varan

görev anlayışına gelinmiştir. Tabi bu arada “başarı” da tampon bölgede çatışan

tarafların arasında beklemekten, bu kadar geniş bir alana yayılan görevlerin

tamamlanmasına kadar yayılmıştır. Diğer bir deyişle müdahalelerde verilen

görevler artmış, beklentiler fazlalaşmış, dolayısıyla başarı çıtası da yükselmiştir.

Başarı bu anlamda, problemli bölgelere sevkedilen güçlerin, orada sadece çatışan

grupların arasında beklemesi, tarafları birbirlerine yaklaştırmamaya çalışmaları

değildir. Artık başarı demek, yukarıda bahsedilen ve bu konuya ilgi duyan tüm

Page 108: Birleşmiş Milletler Müdahaleleri: Bar şkoruma ve Barışa Zorlama …nek.istanbul.edu.tr:4444/ekos/TEZ/49640.pdf · 2016. 3. 25. · ve sabrıyla her zaman destek veren değerli

96

tarafların bu konudaki beklentileri biraraya getirildiğinde, akan kanın müdahale

bölgesinde durması, en azından diğer bölgelere sıçramasının engellenmesi, bu

arada sivil halkın korunması, iç ve dış göçlerin tersine çevrilmesi, hak ve

özgürlüklerin sağlanması, karınlarının doyurulup yaralarının sarılması,

rehabilitasyonları ve hatta ülkeye demokrasinin bile yerleştirilmesidir. Bunlar ve

bunların benzeri beklentiler bahsedildiği gibi farklı tarafların beklentilerinin

tümünün biraraya getirilmesi olduğundan, kimin için bunların ne kadarının

karşılandığı, başarının hem tanımlanmasında, hem de dolayısıyla, müdahale

sonucunda adının konması bağlamında problemler oluşturmaktadır.

Müdahalelerde başarıyı tanımlarken Crocker, müdahaleye karar verenlerin kendi

başarı tanımlarını geliştirme zorunluluklarının olduğunu belirlemekte ve başarının

operasyondan önce kendilerine koydukları hedeflere ulaşıp ulaşmadıkları ile

alakalı olduğunu söylemektedir.138 Bu tanım zaten hemen hemen en geçerli olan

tanıma, özellikle askeri olanlarına çok yakındır. Diğer bir deyişle başarı, eldeki

görev neyse (ki bu Birleşmiş Milletler Güvenlik Konseyinin belirttiği ve ulaşılması

istenen “mandate” tir) onu yerine getirmektir. Bu genellikle son zamanlara kadar

kullanılan en yaygın başarı ölçüm kriteri olmuştur. Fakat, başarı, sadece verilen

görevin yerine getirilmesi veya getirilememesi ile sınırlandırıldığında bir takım

problemleri de beraberinde getirmektedir. Örneğin, görevi, seçim izleme olan bir

B.M. Barışıkoruma Misyonunun, bulunduğu bölgede sivil insanların katledilmesini

görmezden gelerek engellememesi fakat kendisine verilen görevi yerine

getirmesiyle başarılı addedilip edilemeyeceği sorusuna cevap vermek oldukça

zordur. Bu yaklaşıma problem teşkil edebilecek diğer bir soru ise, eğer, çok

boyutlu bir barışıkoruma görevini yüklenen birlik, yani çatışmaların durmasını,

silahların toplanmasını, istikrar için gerekli kurumların oluşturulmasını, seçimlerin

izlenmesini, insani yardımın yapılmasını ve diğerlerini üstlenen bir birlik, yüklendiği

görevlerin ne kadarını yerine getirirse başarılı addedilecektir, sorusudur.

Başarının diğer bir tanımı, Diehl ve Dixon tarafından yapılmıştır. 139 Onlara göre bir

misyonun başarısı, birincil olarak, harekatın olduğu bölgedeki silahlı çatışmanın

138 Chester Crocker. "Lessons on Intervention in Managing Conflict in the Post-Cold War World: The Role of Intervention”, Report of the Aspen Institute Conference, August 2-6, 1995, Aspen, Colorado, Aspen Institute s.77-88. 139 Paul F. Diehl, International Peacekeeping: With a new Epilogue on Somalia,

Page 109: Birleşmiş Milletler Müdahaleleri: Bar şkoruma ve Barışa Zorlama …nek.istanbul.edu.tr:4444/ekos/TEZ/49640.pdf · 2016. 3. 25. · ve sabrıyla her zaman destek veren değerli

97

yayılmasının engellenmesi, ikincil olarak ise, çatışma çözümleme politikalarının

uygulanması ile örtüşmektedir. Dobbins’e göre ise başarının kriteri olarak

müdahalelerin sonunda iki soru sormak gerekmektedir; birincisi, “müdahale edilen

yerde bugün barış var mıdır”, ya da savaş durmuş mudur?, ikincisi ise “müdahale

edilen yer demokratikleşmiş midir?”.140 Kendisine göre bu iki soruya verilecek olan

evet cevabı başarının tanımını ortaya koyacaktır. Mutlak surette müdahale edilen

coğrafyaya barışın gelmesi, savaşın ya da çatışmanın durdurulması başarının en

büyük simgesidir. Fakat demokrasinin yerleştirilmesinin, müdahalenin başarılı

olarak tanımlanması açısından fazla bir değeri yoktur. Aksi halde, çatışmanın ve

akan kanın durdurulduğu, tarafların anlaşarak barışın tesisi ile sonuçlanmış

operasyonları, demokrasiyi yerleştirememekten dolayı başarısız saymak

gerekecektir ki, bu da oldukça haksızlık olacaktır.

Literatürde sıkça karşılaşmaya başlanılan ve yukarıda da bahsedildiği üzere

başarı kriterleri arasında demokrasinin de yer alması gerektiğini ileri süren bu

görüşün burada biraz daha üzerinde durulmasında fayda görülmektedir. Müdahale

edilen – ki bu artık büyük bir çoğunlukla tek bir ülke olmaktadır – coğrafyaya

demokrasinin getirilmesi, bunun müdahalenin başarılı addedilmesi için gerekli

sayılması, içinden çıkılması oldukça güç olan bir takım problemleri de beraberinde

getirecektir. Konu bu çalışmanın dışında olduğu için, aşağıda buna, müdahaleler

ile ilgili kısmını ilgilendirdiği ölçüde, kısıtlı bir çerçevede değinilecektir.

Bu konunun tartışılması gereken birden fazla katmanı olduğu açıktır. Bu katmanlar

içinde ilk bahsedilmesi gerekenlerden biri demokrasinin bir birikim olduğu

iddiasıdır ki, bu çalışma da bunu desteklemektedir. Soğuk Savaş sonrası

Sovyetler Birliği ve Doğu Blok’unda yer alan ülkelerin demokrasiye geçiş

aşamalarının farklılığı, bunların içinden kiminin daha önce bu deneyimi yaşamış

olmaları sebebiyle adaptasyonda zorlanmamaları gerekçesiyle ile

açıklanabilmektedir. Daha evvel var olan bir demokrasi kültürü bu geçişi

kolaylaştırmakta, daha önce bu deneyimi yaşamamış olmaksa farklı destekleri

gerektirmektedir. Hiç deneyimi olmamış bir topluma demokrasi kültürünün

Bosnia, and Canbodia, Baltimore, The Johns Hopkins Press, 1994, s. 34-37 140 James Dobbins,: “The U.S. and U.N. Roles in Nation-Building: A comparative Analysis” The Brooking Institution, A Brookings Briefing. 2005. s. 5.

Page 110: Birleşmiş Milletler Müdahaleleri: Bar şkoruma ve Barışa Zorlama …nek.istanbul.edu.tr:4444/ekos/TEZ/49640.pdf · 2016. 3. 25. · ve sabrıyla her zaman destek veren değerli

98

yerleştirilmesi her şeyden önce bir zaman işidir. Gerçekleştirdikten sonra

içselleştirmesi ise ayrıca bir zaman ve birikim işidir. Ön koşullardan, toplanma,

seyahat, düşünce ve ifade, muhalif olabilme özgürlüklerinin yanı sıra parti

kurabilme, seçme ve seçilebilme, tarafsız ve bağımsız gerekli kurumları

oluşturabilme hemen sayılabilecekler arasındadır. Bunların haricinde de literatürde

demokrasinin yerleşmesi ve kalıcı olabilmesi için çok geniş ve farklı yaklaşımlar

mevcuttur. Sosyal, siyasal, kültürel boyutun dışında ekonomik yaklaşımlar da –

örnek olarak, demokrasinin yerleşmesi için minimum kişi başı gelirin 6.000 dolar

olması gerekir iddiası gibi – yer almaktadır. Bu bağlamda, demokratik bir ulus

inşası programı uzun soluklu, işbirliği ve kaynak gerektiren çok taraflı bir projedir.

Yukarıdakilerin ışığında, günümüzde ABD nin tek taraflı veya küçük koalisyonlarla

gerçekleştirdiği müdahalelerin meşruiyetini, kendilerinin ileri sürdüğü gibi,

demokrasi getirmek şeklinde nitelendirmek ve buna inanılmasını beklemek

oldukça güçtür. Zamanın ABD Başkanı G.W.Bush’ un, demokrasinin tek taraflı bir

güçle empoze edilebileceği iddiası karşılığında zamanın Fransa Başkanı J.Chirac

bunun ancak demokratik ülkelerin geniş katılımı ile çok taraflı bir proje şeklinde

gerçekleştirilebileceğini belirtmiştir.141 Konu tekrar BM müdahaleleriyle

ilişkilendirildiğinde, yukarıda sayılanların haricinde tekrar farklı bir boyutun daha

ortaya çıktığı görülmektedir; bu da BM’ in müdahalede bulunan Barışı koruma

Gücünü katkı yaparak oluşturan ülkelerin demokratik birikimleridir.

Bir çok Asya ve Afrika devletinden gelen personelin müdahale yapılan coğrafyada

demokratik ortam, kurum, ve gelenek yerleştirebilmesi, toplumu bu doğrultuda

eğitebilmesi ne kadar gerçekçi olabilir, çok tartışmalıdır. Ayrıca bu süreç BM

tarafından ne kadar devam ettirilebilir, bu sürede ne kadar kaynak aktarılabilir gibi

sorular cevabı oldukça zor verilebilecek sorulardır. Diğer taraftan, bunu yapmaya

çalışan (BM şemsiyesi altında) büyük bir Batı gücü olsa bile, hangi coğrafyada,

hangi kültüre hangi kültürün geleneklerini kabul ettirmeye çalışacak olması da ayrı

bir sorun yaratacaktır. Örnek olarak, zamanında Somali’de yapılan müdahalede

Müslüman bölgede şeriat isteyen topluma Batı hukuku dayatmak, tecrübeyle

141 Bruce Bueno de Mesquita and George W. Downs, “Intervention and Democracy” International Organization, Cambridge University Press, Vol. 60, No. 3 (Summer, 2006), s.627

Page 111: Birleşmiş Milletler Müdahaleleri: Bar şkoruma ve Barışa Zorlama …nek.istanbul.edu.tr:4444/ekos/TEZ/49640.pdf · 2016. 3. 25. · ve sabrıyla her zaman destek veren değerli

99

sabittir ki işe yaramamaktadır. Sonuçta, demokrasi yerleştirmek veya demokratik

ulus inşası projesi, bu çalışmada, BM müdahalelerinin bir başarı kriteri olarak,

sayılan gerekçeler sebebiyle, ele alınmamıştır.

BM operasyonlarında başarı tanımı üzerine bir başka araştırmada konuyla ilgili

beş farklı araştırmacı-akademisyen tarafından yapılan tanımlamalarda ise, Diehl

bu kez, birinci olarak “mandate”, yani görev emrinde yazılanlara ulaşılıp

ulaşılmadığına, ikinci olarak, özellikli ve belirli bir takım görevlerin yerine getirilip,

getirilmediğine - felaketlerden kaçınılıp, barışın ulaşılıp, insanların açlıklarının

giderilebildiği gibi-, üçüncü olarak da, operasyonun bölge halkı üzerindeki etkisinin

ne olduğuna bakılıp, başarı konusunda bunlara göre karar verilmelidir, demektedir.

Durch’un, Deihl ile hemfikir olup ek olarak sunduğu faktör, operasyonun efektif bir

şekilde planlanıp, uygulandığının sorgulanmasıdır. Ratner ise ilk ikisiyle yine

hemfikir olmakla beraber, bir noktada ayrılmaktadır; o da operasyonların faydası

ve fırsat maliyetleridir. Diğer iki araştırmacı, Johansen ve Fetherston’ın tanımları

ise farklıdır. Görev emrinin yerine getirilmesi gibi dar tanımlardan daha çok

operasyonların başarı ölçümü için dünya barış ve adaletine katkısının

sorgulanması gibi daha geniş ve kapsamlı değerlerle sorgulanması gerektiğini

vurgulamaktadırlar.

İleri sürülen diğer bir başarı ölçüm kriteri “karşıolgusal karşılaştırma analizleri” dir

(counterfactual comparison analysis). Bu çeşit analizlerde yapılan

operasyonların sonuçları, bu operasyonların hiç gerçekleşmediği varsayılarak şu

an ve gelecek dönemdeki beklentisel etkileriyle karşılaştırılır. Diğer bir ifade ile,

yapılan bir operasyonun sonuçları -çatışmanın elimine edilip edilemediği, ne kadar

sürdüğü, finansmanı, bu dönemde ne kadar insan kaybı gerçekleştiği, ne kadar

mülteci olduğu ve bunların gittikleri bölge üstündeki etkileri gibi- bu operasyon

gerçekleşmeseydi ne olurdu varsayımı sonuçları ile karşılaştırılarak bir sonuca

varılır. Böyle bir ölçümün tamamen spekülasyon ötesine geçemeyeceğini, çünkü

operasyon olmasaydı ne olacağını bilme imkanının bilimselliğe dayanamayacağını

belirtmek gerekirken, aslında bu tip analizlerin iki taraflı olduğuna da dikkat

çekilmelidir. Gerçekleştirilen operasyonların gerçekleşmeseydi ne olurdu analizinin

yanı sıra, gerçekleşmeyen operasyonların da aslında gerçekleşseydi ne olurdu

spekülasyonu unutulmamalıdır. Ruanda gibi bir örnek bununla mükemmel bir

Page 112: Birleşmiş Milletler Müdahaleleri: Bar şkoruma ve Barışa Zorlama …nek.istanbul.edu.tr:4444/ekos/TEZ/49640.pdf · 2016. 3. 25. · ve sabrıyla her zaman destek veren değerli

100

örtüşme göstermektedir. Gerçekleşmeyen bir operasyon sonucunda ölen

yüzbinlerin, operasyona izin verilseydi ne kadarı kurtarılabilirdi spekülasyonu

daha gerçekçi gözükmektedir.

Anlaşıldığı üzere müdahalelerde başarının evrensel bir tanımı olmadığı gibi, tanımı

yapanlar arasında da yaptıkları tanımlar kadar farklılıklar vardır. Tanımların bir

kısmı akademisyenlerden, bir kısmı askerlerden, bir kısmı devletlere bağlı,

diğerleri ise devletlerden bağımsız organizasyonlardan gelmektedir. Başarının

tanımı kadar, başarıyı getiren faktörler de yine bu faktörleri ortaya koyan kişi ve

kuruluşların çeşitliliği kadar çeşitlilik göstermektedir. Yukarıda başarı tanımını

yapanların tüm yaklaşımlarını bir potada eriterek, bunların tümüne ulaşmayı

denemeye kalkıldığında ise, bundan sonraki müdahale kararlarını alacak ne kurum

ne de müdahaleyi yapacak kuvvet bulmak mümkün gözükmektedir. Bazı

araştırmacı ve akademisyenlerin ise Soğuk Savaş sonrası müdahalelerin tür veya

tipleri farklılık göstermeye başladıkça, operasyonları kıyaslamak için ortak bir kriter

oluşturma konusunda kuşkuları oluşmaktadır. Oysa, yapılan müdahalelerin analizi

için bir “başarı kriteri geliştirilmemesinin ve/veya başarı değerlendirmeyi yapanın

bakış açısına bağlıdır” 142 denmesinin önemli bir negatif etkisi, devam eden veya

ilerideki müdahalelerde katkı yapanların ya hedef farklılığı gözetmelerine, ya da

hiç katkı yapmamalarına sebebiyet verebilecek olmasıdır.

Operasyonların başarılarını etkileyen faktörler ve başarı kriteri analizleri farklılık

gösterse de somut olan bir gerçek, hemen yukarıda belirtildiği gibi, katkı

sağlayanların müdahalelere gönderdiği asker sayısıdır. Aşağıdaki grafikte (Şekil 4)

farklı müdahalelerin farklı yorumlanan başarı analizleri sonucuna göre yıllara bağlı

olarak operasyonlardaki değişen asker sayısı belirtilmektedir. Soğuk Savaş’ın

hemen ertesinde, dünyada yeni bir düzen anlayışıyla çıkılan yolda 1994 lere kadar

operasyonlara yapılan katkı, grafikte, somut asker sayısı olarak görülmekte ve

sonrasında Angola, Kamboçya, Ruanda ve eski Yugoslavya gibi coğrafyalara

düzenlenen müdahalelerin başarıları tartışma konusu olmasıyla farklılık

görülmektedir.143 Dikkat edilmesi gereken bir nokta, bu yıllar arasında toplam

142 George F. Oliver. “Why Peacekeeping Fails” Parameters, Carlisle Barracks, V.32, Iss.2. Summer 2002, s. 131-133 143 Michael C. Williams. “ Civil-Military Relations and Peacekeeping”, Adelphi Paper, Iss. 321, Oxford University Press, IISS, 1998, s.15.

Page 113: Birleşmiş Milletler Müdahaleleri: Bar şkoruma ve Barışa Zorlama …nek.istanbul.edu.tr:4444/ekos/TEZ/49640.pdf · 2016. 3. 25. · ve sabrıyla her zaman destek veren değerli

101

müdahalelerin adedinde (Giriş Bölümü s.3 de yer alan şekil 1 de de görüldüğü

üzere) sayısal bir düşüş gözükmemektedir. Tamamen operasyonların başarısına

bağlı olarak, toplam yürütülen operasyon sayısı değişmemekle birlikte, katkı

sağlayan devletlerin gönderdikleri askeri-sivil (özellikle muharip güç) personelde

azalma gözlemlenmektedir. Şekil 4. Yıllar itibarıyla BM Müdahalelerindeki Asker Sayısı

0

10000

20000

30000

40000

50000

60000

70000

80000

1991 1992 1993 1994 1995 1996 1997 1998

Muharip Güç

Askeri Gözlemci

Polis

Kaynak : “U.N. Department of Peacekeeping Operations” web sitesindeki verilere göre düzenlenmiştir. (www.un.org/Depts/dpko/dpko)

Yapılan başarı tanımlarından, tanımların oldukça sübjektif oldukları, ve belirli bir

standarda henüz kavuşmadıkları açıktır. Sonuçlanan müdahalelerin, yukarıdaki

veya bu çalışmaya dahil edilmeyen tanımların kıstaslarına göre başarılı veya

başarısızlıklarının farklılıklar gösterebileceğine yukarıda dikkat çekilmiştir. Literatür

taramasında karşılaşılan bu farklılıkları örneklemek, konuya dikkat çekmek ve

daha iyi anlaşılmasını sağlamak açısından oldukça önemlidir. Aşağıda verilen

örnekler 1990 lı yıllarda Birleşmiş Milletler Barışı koruma Bölümü tarafından

gerçekleştirilen ve sonuçları (başarılı – başarısız olarak) yine aynı bölüm

tarafından yorumlanan müdahalelerdir. Aynı zamanda bu yorumlar farklı

araştırmacı akademisyenlerin yorumlarıyla karşılaştırılmıştır.

1992-1993 yılları arasında Kamboçya’ da gerçekleştirilen BM müdahalesi

(UNTAC) için Pushkina ve Fiedler’in değerlendirmesi kısmi başarılı bir operasyon

Page 114: Birleşmiş Milletler Müdahaleleri: Bar şkoruma ve Barışa Zorlama …nek.istanbul.edu.tr:4444/ekos/TEZ/49640.pdf · 2016. 3. 25. · ve sabrıyla her zaman destek veren değerli

102

şeklinde olurken, BM kendisini bu operasyon için başarılı bulmuştur.144 Doyle ve

Sambanis ’te BM ile aynı görüşü paylaşarak müdahale için başarılı sonucunu

benimsemişlerdir.145 Aynı yere, Kamboçya’ya, yukarıda belirtilen tarihten bir sene

önce (1991-1992 yıllarında) yapılan bir başka müdahale (UNAMIC) için ise BM

yine kendini başarılı bulurken, Fiedler bu kez tam ters bir görüş belirterek

operasyonu başarısız olarak nitelendirmiştir.146 Müdahaleleri düzenleyen BM’ in

kendine olumlu bir pay çıkarabilmek için tam objektif yaklaşamadığı akıllara

gelebilir; fakat durum bu gerekçeyle de izah edilecek gibi değildir. 1993-1996

yıllarında Haiti’de gerçekleştirilen bir diğer BM müdahalesi (UNMIH) için Pushkina

ve Fiedler birbirlerine tam ters bir görüş belirterek, ilki operasyon için başarılı

derken, diğeri operasyonu başarısız olarak nitelendirmiştir. En çarpıcı örnek olarak

ise yine Haiti’ye 1996-1997 yıllarında yapılan BM müdahalesi (UNSMIH)

gösterilebilir. Bu operasyon için Pushkina başarılı tanımı yaparken, Fiedler ve BM

gerçekleştirilen operasyonu başarısız bulmuşlardır. Diğer bir ifade ile operasyonu

yapmaya karar veren, üstlenen, gerçekleştiren organizasyon olan Birleşmiş

Milletler Barışı koruma Bölümü kendi müdahalesi için başarısızdır derken, bir

araştırmacı, ortada buluşulabilecek bir görüşü de değil (kısmi başarı gibi), tam tersi

olarak, müdahalenin sonucu için başarılıdır demiştir. Aşağıda Tablo III, yukarıda

verilen örnekleri 1= başarılı, 0= kısmi başarılı, -1= başarısız olmak üzere daha

belirgin bir şekilde özetlemektedir.

Tablo 3 : Başarı Karşılaştırmaları

   Pushkina  UNDPKO   Doyle‐Samb.  Fiedler 

              

UNMIH  1  ‐1     ‐1 

UNSMIH  1        ‐1 

UNAMIC     1     ‐1 

UNTAC  0  1  1  0  Kaynak: UNDPKO, Doyle-Sambanis, Pushkina, Fiedler

144 Darya Pushkina, “United Nations in Civil Wars: Conditions for Success”, y.y., 2002 (Dissertation) 145 Michael W. Doyle, Nicholas Sambanis, Making War&Building Peace, New Jersey, Princeton U.P., 2006, s.21. 146 Michael R. Fiedler, “UN Peace Operations: Conditions for Success”, y.y., 2000 (Dissertation)

Page 115: Birleşmiş Milletler Müdahaleleri: Bar şkoruma ve Barışa Zorlama …nek.istanbul.edu.tr:4444/ekos/TEZ/49640.pdf · 2016. 3. 25. · ve sabrıyla her zaman destek veren değerli

103

Sonuçta, bir taraftan müdahalelerin başarı tanımındaki tüm problemleri çözmek

pek mümkün gözükmese de, diğer taraftan, nesnel bir takım kriterlerin ortaya

konmasının gerekliliği ortadır. Bu bağlamda, bu çalışma, yukardaki tartışmaların

ışığında kendi kriterlerini geliştirerek bunları şu şekilde ortaya koymaktadır:

Çatışmanın yayılmasının engellenmesi ve dereceli olarak elimine edilmesi bu

çalışmanın başarı tanımının birincil kriteri olmakla beraber, verilen görev emrinin

de – mandate - karşılanması başarı tanımı açısından kaçınılmaz olarak kabul

edilmiştir. Silahlı askeri birliklerin sevkiyle gerçekleşen operasyonların verilen

görevi yerine getirmek yerine ya da onu başaramayıp sadece çatışmaların

durmasını sağlaması nasıl ki tam bir başarı olarak görülemezse, aynı şekilde

yalnız verilen görevi yerine getirip çatışmanın durması için çaba harcamamak,

insani acıların devam etmesine seyirci kalmakta o derecede eksikliktir. Bu

sebeple, başarının tam olabilmesi açısından, bu çalışma her ikisini birden gerekli

başarı kriteri olarak kullanmakta, hem çatışmaların yayılmasını engellemek ve

kontrol altına almak, hem de verilen görev emrini yerine getirmek bir operasyonun

başarılı sayılmasının en gerekli kriterleridir, anlayışını kabul etmektedir. Diğer

taraftan müdahalenin dünya barışına etkisi, demokrasiyi yerleştirip yerleştirmediği,

veya operasyon yapılmasaydı daha mı iyi olurdu spekülasyonu ile yapılan fırsat

maliyetleri konuları dışarıda bırakılmıştır.

Bölüm IV : Müdahaleler ve Analizleri A. Analize Dahil Olan Müdahalelerin Sınırları

Birleşmiş Milletler kaynaklı müdahaleler, bu çalışmada Birleşmiş Milletler kararıyla

silahlı asker (troop) gönderilen misyonları kapsamaktadır. Yukarıda da belirtildiği

gibi bunlar savaş harici uluslararası askeri operasyonları kapsamakta, fakat

çerçevesi Birleşmiş Milletler Barışıkoruma Bölümü’ nün gerçekleştirdiği tüm

uygulamalar ile birebir örtüşmemektedir. Çünkü, Barışıkoruma Bölümü

operasyonları, her ne kadar Birleşmiş Milletler kaynaklı olsalar da, silahlı

askerlerden oluşan misyonların haricinde hem silahsız askerlerin (military) yer

aldığı gözlem, hem de sivil polislerin yer aldığı yerel polis eğitimi gibi misyonları da

kapsamaktadır. Bu bağlamda, bu tip silahlı askeri birliklerin yer almadığı

Page 116: Birleşmiş Milletler Müdahaleleri: Bar şkoruma ve Barışa Zorlama …nek.istanbul.edu.tr:4444/ekos/TEZ/49640.pdf · 2016. 3. 25. · ve sabrıyla her zaman destek veren değerli

104

operasyonlar çalışmaya dahil edilmezken, aynı zamanda, Birleşmiş Milletler

tarafından görev verilmiş ve silahlı askerlerin dahil olduğu fakat Barışıkoruma

Bölümü’nün dahil olmadığı, diğer bir ifade ile oluşturulmasını ve yürütmesini

üstlenmediği, bunun yerine çokuluslu güçler tarafından oluşturulup görevi

üstlenmeyi kabul etmiş istekliler veya gönüllüler koalisyonunun (coalition of willings), bir devlet veya bir devlet liderliğindeki güçlerin (one-nation-led force),

ya da bölgesel organizasyonların (NATO – AU) silahlı askeri birliklerinin katıldığı

operasyonlar da, daha önce açıklanan gerekçeler sebebiyle çalışmanın çerçevesi

içine alınmamışlardır.

Çalışmanın analizine dahil olacak müdahaleler açısından, Birleşmiş Milletler

kaynaklı bir müdahale olup da bu çalışmada hariç bırakılan, fakat anlaşılması ve

üstünde önemle durulması gereken bir başka konu şudur ki; Birleşmiş Milletler VII.

Bölüm kararlarının, zorlayıcı kararlar olsa da (peace enforcement), tümü muharip

güç gerektiren operasyonlardan oluşmamaktadırlar. Her ne kadar Birleşmiş

Milletler, verdiği çatışma çözüm kararlarının bir kısmını barışçıl yolları öneren

altıncı başlık altında alıp, zaman zaman bu başlık altında muharip gücün bölgeye

sevkini gerçekleştirdiği gibi, yedinci başlık altında zorlayıcı kararlar alıp muharip

gücün sevkini gerçekleştirmeyebilir. Çünkü bu bölüm zorlayıcı tedbir olarak,

sadece silahlı kuvvetlerin sevkini değil, aynı zamanda bundan ayrı olarak,

ekonomi, iletişim, ulaşımla ilişkili araçlarının kesintisini de gerektirebilir. VII. Bölüm

kararı ile, zorlayıcı olarak, çeşitli ambargolara maruz bırakılmayı gerektiren fakat

asker gönderilmeyen 70 in üzerinde vaka bulunmaktadır ki, bu da aynı bölümdeki

41. ve 42. madde arasındaki farkı ortaya koymaktadır. Böylelikle VII. Bölümün 42.

Maddesine istinaden asker gönderilen operasyonlar burada işlenmektedir.

Üçüncü önemli nokta, diğer çerçeve dışında bırakılan bazı operasyonların bu

çalışma hazırlanırken süregelen operasyonlar olmasıdır. Bunun nedeni, her ne

kadar silahlı asker bulunan ve senelerdir değişmeyen bir çizgi izleyerek kısmi

başarı sahibi B.M. misyonları olsa da, bu operasyonların verilerinin halen

değişkenlik gösterebilme ihtimaline sahip olmalarıdır. Devam eden operasyonlar

hakkında sona ermeden gerek verileri açısından, silahlı asker sayısı ve bütçe gibi,

gerek başarı değerlendirmesi açısından kesin sonuçlara vararak değerlendirme

yapmak olanaksızdır. Her ne kadar Soğuk Savaş dönemi yıllarından kalsa da,

Page 117: Birleşmiş Milletler Müdahaleleri: Bar şkoruma ve Barışa Zorlama …nek.istanbul.edu.tr:4444/ekos/TEZ/49640.pdf · 2016. 3. 25. · ve sabrıyla her zaman destek veren değerli

105

UNIFIL buna iyi bir örnek teşkil etmektedir. Bu çalışmanın hazırlandığı dönemde

Lübnan’da artan tansiyon, orada bulunan birliğin B.M. kararları ile silahlı kuvvetler

ve bütçe açısından takviye edilmesini gerektirmiştir. Uzun senelerdir durağan bir

çizgi izlemiş olan operasyon önceki senelerle kıyaslandığında durumundan

oldukça önemli bir sapma göstermiştir. Bu sebeple, devam eden değil sadece

sona ermiş olan operasyonlar çalışmanın içinde yer bulmaktadır. Daha önce Tablo

2 de tümü gösterilen operasyonların içinden, yukarıda bahsedilen gerekçelerle,

çalışmanın çerçevesi içine alınanları aşağıdaki Tablo 4 te gösterilmektedir. Tablo 4: B.M. onaylı, Soğuk Savaş ertesi başlayıp, sona ermiş askeri operasyonların dağılımı BM’nin Yürüttüğü Operasyonlar

VI. Bölüm ile Muharip Güç Bulunan

• UNTAG • UNTAC • UNMISET • ONUCA • UNOSOM I • UNAMIR • UNAMIC • ONUMOZ • UNAVEM III • MINURCA • UNMIH • UNPREDEP • UNSMIH • MONUA • UNMEE

VII. Bölüm ile Muharip Güç Bulunan

• UNPROFOR • UNCRO • UNOSOM II • UNTAES • UNIKOM • UNTAET • UNAMSIL • ONUB

Kaynak: a) BM web sitesi b) SIPRI Yearbooks c) BMGK (Malone, 2004) den yararlanılarak hazırlanmıştır. B. Vaka İncelemeleri Birleşmiş Milletler’in bu çalışmaya konu olan müdahaleleri bu kısımda oldukça kısa

olarak ele alınmış, genel bir bilgi vermek amacıyla her bir vaka kısaca

özetlenmiştir. Tekrar etmek gerekir ki, burada vakalar derin bir analize tabi

tutulmamış, çatışma sebepleri, çatışmaların beslenmeleri, gelişmeleri, uluslararası

toplumun yaklaşımı gibi konular ele alınmamış ve alternatif arayışlar içine

girilmemiş ya da öneriler sunulmamıştır. Bunların her biri, her bir ülke için vaka

analizi olarak ayrı ve tam bir çalışmayı gerektireceğinden, burada sadece konu

Page 118: Birleşmiş Milletler Müdahaleleri: Bar şkoruma ve Barışa Zorlama …nek.istanbul.edu.tr:4444/ekos/TEZ/49640.pdf · 2016. 3. 25. · ve sabrıyla her zaman destek veren değerli

106

hakkındaki oluşum, gelişim, ve B.M.’in konuya dahil olması sürecinin çok kısa bir

özeti verilmiştir. Çalışmada öne sürülen hipotezlerin bir sonraki bölümdeki

testinden sonra bu konudaki öneriler ele alınmıştır.

1. UNTAG

Daha önceki adı Güney Batı Afrika, (GBA) olan Namibya, 19. yüzyılın sonlarından

Birinci Dünya Savaşı’na kadar Alman sömürgesi olarak kalmış; 1915 yılında

Güney Afrika Cumhuriyeti’nin işgaline uğrayarak, bu ülke adına (İngiltere’nin

kefaletinde) manda sistemi altına girmiştir. GBA, Birleşmiş Milletler’in

kurulmasından hemen sonra Güney Afrika Cumhuriyeti tarafından aynı ülkenin

topraklarına katılma isteğine maruz kalsa da, BM bu isteği reddederek, GBA’ nın

yönetiminin mütevelli komitesine – trusteeship – bırakılmasına karar vermiştir.

Fakat Güney Afrika ne bu kararı, ne de BM’ in bu konuda sonraki kararlarını

uygulayarak, kararların sembolik düzeyde kalmasına neden olmuştur. 1970 te

alınan bir kararla Güvenlik Konseyi, Güney Afrika Cumhuriyeti’nin Namibya’ da

bulunmasını illegal ilan etmiştir. Öne sürülen anlaşma metinleri, (ki hemen tümü

Namibya’ nın bağımsızlığı ile ilgili olmak üzere) ABD destekli Güney Afrika

tarafından, komşu devlet Angola’ daki Küba askerlerinin çekilmesi ön koşuluna

bağlanmak süretiyle reddedilmiştir.147 Bu davranış tabi ki ancak Soğuk Savaş

döneminin özellikleri göz önüne alınarak bakıldığında ve bu şekilde analiz

yapıldığında anlam kazanmaktadır. Bu bağlamda Soğuk Savaşın son yılında

taraflar arasında anlaşma sağlanmış, şartlar yerine getirilmiş ve Güney Afrika

tarafından Birleşmiş Milletler ile işbirliği içinde Namibya’ da adil bir seçim yapılarak

özgürlüğüne kavuşmasına yardım edileceği açıklanmıştır.

Birleşmiş Milletler’ in Namibya Geçiş Dönemi Destek Grubu, - UNTAG, United Nations Transition Assistance Group - daha önceki senelerde hazırlanmış olsa

da, ancak 1989 yılında işlevselliğe kavuşarak 4493 ü muharip güç olmak üzere

toplam 7000 personel ile göreve başlayabilmiştir. Bu klasik Barışıkoruma

Operasyonunun temel görevleri arasında; Güney Afrika güçleri ile Namibya halk

örgütü arasındaki ateşkesin korunması, Güney Afrika askeri gücünün ülkeden 147 United Nations, Peacekeeping, Past Operations, UNTAG, Background (Çevrimiçi) http://www.un.org/en/peacekeeping/missions/past/untagS.htm , 22 Mart 2010.

Page 119: Birleşmiş Milletler Müdahaleleri: Bar şkoruma ve Barışa Zorlama …nek.istanbul.edu.tr:4444/ekos/TEZ/49640.pdf · 2016. 3. 25. · ve sabrıyla her zaman destek veren değerli

107

ayrılmasının izlenmesi, mültecilerin tekrar Namibya ’ya dönüşlerinin

kolaylaştırılması ve seçimlerin özgür ve adil bir şekilde yapılmasının sağlanması

sayılabilir.148 Yaklaşık olarak bir sene süren bu Birleşmiş Milletler müdahalesi

görevini başarıyla yerine getirebilmiştir.

2. ONUCA

Soğuk Savaş boyunca gerek kendi yönetimleri, gerekse birbirleri ile çatışan Orta

Amerika üilkelerinden Kosta Rika, El Salvador, Guetamala, Honduras ve

Nikaragua ortak bir anlaşmaya varmış, ve bu anlaşma şartlarının yerine

getirilmesinin sağlanması amacıyla Birleşmiş Milletler’ den destek talep etmişlerdir.

Kasım 1989 tarihinde Güvenlik Konseyi bu talebin yerine getirilmesi amacıyla

müdahale kararı almıştır. Bahsi geçen ülkeler arasında yapılan bu anlaşmada,

uzlaşma, düşmanlıkları sona erdirme, demokratikleşme, özgür seçimler, illegal

güçlere ve ayaklanmalara yardımcı olmama, bir devletin topraklarını diğer devlete

saldırı için kullanmama gibi maddeler yer almış ve bunların uygulanması için BM

tüm desteğini vererek bir Barışıkoruma Operasyonu oluşturmuştur. Oluşturulan

gücün – ONUCA, United Nations Observer Group in Central America –

yanısıra, B.M.’ in oluşturduğu farklı mekanizmalar da her bir ülkede ayrıca yerini

almıştır.149

ONUCA’ nın görevi, bu ülkelerin aralarında yaptıkları anlaşmanın şartlarına uyup

uymadıklarını sahada kontrol etmek, ve onaylamak şeklinde belirlenmiştir. Ayrıca

bu gücün görevi bir çok kez uzatıldığı gibi, kapsamı da genişletilmiştir. Ülkelerin

ulusal güçleri oluşturulurken, direniş güçlerinin dağıtılması, kontrolü, ve onayı,

güvenlik bölgelerinin oluşturulması ve buralarda silahların toplanması, anlaşmalara

uyulmadığına veya ihlallerin oluştuğuna dair şikayetlerin soruşturulması, B.M.

gücünün genişleyen görevlerinin örneklerini oluşturmaktadır. Birleşmiş Milletler’in

en kompleks fakat en başarılı müdahalelerinden biri olarak ONUCA’nın, tüm görev

süresince bünyesindeki muharip güç sayısı 1.200 leri aşmamıştır. Tarafların

148 Harvey J. Langholtz, ed. The History of United Nations Peacekeeping Operations Following the Cold War: 1988 to 1996, New York, UNITAR POCI, 2006, s. 38. 149 United Nations, Peacekeeping, Past Operations, ONUCA, Background (Çevrimiçi) http://www.un.org/en/peacekeeping/missions/past/onucabackgr.html, 23 Mart 2010.

Page 120: Birleşmiş Milletler Müdahaleleri: Bar şkoruma ve Barışa Zorlama …nek.istanbul.edu.tr:4444/ekos/TEZ/49640.pdf · 2016. 3. 25. · ve sabrıyla her zaman destek veren değerli

108

anlaşmalara uymada gösterdikleri gayret neticesinde, büyük problemlerin

yaşanmadığı bu operasyon, Genel Sekreter’in teklifi ve Güvenlik Konseyi’nin

kabulüyle Ocak 1992 de sona erdirilmiş, yerine kısa süreli bir gözlemleme misyonu

oluşturulmuştur.150

3. UNIKOM Irak’ın 1990 Ağustos’unda Kuveyt’i işgal etmesiyle beraber aynı gün Birleşmiş

Milletler Güvenlik Konseyi Irak’ın derhal ve şartsız olarak Kuveyt’ten çıkmasını

gerektiren kararı almıştır. Takip eden üç ay içinde ise 12 karar daha alarak,

(özellikle 678 nolu karar) Irak’ın 15 Ocak 1991 tarihine kadar Kuveyt’ten çıkmadığı

takdirde, Birleşmiş Milletler üye devletler tarafından gerekli tüm yöntemlerle

Kuveyt’in işgaline son verilerek uluslararası barış ve güvenliğin sağlanacağını

açıklamıştır. Verilen tarihin geçmesi ve Irak’ın bu karara uymamasıyla, ABD

liderliğindeki koalisyon güçleri önce hava, ardından kara harekatıyla birkaç hafta

içinde Kuveyt’i işgal kuvvetlerinden kurtarmış; Irak’ın Güvenlik Konseyi kararlarına

tamamiyle uyacağını belirtmesiyle de, operasyon Irak sınırında durdurulmuştur.

Nisan 1991 deki 687 nolu karar ise, Birleşmiş Milletler tarafından kontrol edilecek

olan, Irak ile Kuveyt arasında silahlardan arındırılmış bir bölgenin oluşturulmasını

içermiştir. 689 nolu Güvenlik Konseyi’nin aldığı karar neticesinde ise “Birleşmiş

Milletler Irak Kuveyt Gözlem Misyonu” – UNIKOM – oluşturularak, Nisan 1991

tarihi itibarıyla iki ülkenin yaklaşık 200 kilometrelik sınırında 10 kilometre Irak’ın

topraklarına 5 kilometre de Kuveyt’in topraklarına uzanacak şekilde silahtan

arındırılmış bölgenin kontrolü bu güce verilmiştir. İki ülkenin birbirlerine olabilecek

düşmanca hareketlerinin gözlemlenmesi ve sınır ihlallerinde de caydırıcı bir rol

üstlenmesi Güvenlik Konseyi tarafından verilen “görev emri” - mandate – nin

içinde yer almıştır.151

Birleşmiş Milletler tarafından oluşturulan ve yürütülen bu operasyonun, üzerinde

daha önce pek durulmamış, fazlaca dikkat çekmemiş bir açısını, bu çalışma biraz

150 Langholtz, The History of United Nations Peacekeeping Operations: 1988 to 1996, s. 29.. 151 Langholtz, a.g.e., s. 55-58

Page 121: Birleşmiş Milletler Müdahaleleri: Bar şkoruma ve Barışa Zorlama …nek.istanbul.edu.tr:4444/ekos/TEZ/49640.pdf · 2016. 3. 25. · ve sabrıyla her zaman destek veren değerli

109

daha derinlemesine analiz etmeye kayda değer bulmaktadır. Gerekçesi ise, Soğuk

Savaş bitiminden bu ana kadar geçen süre içinde oluşturulan ve yürütülen BM

operasyonlarının bir çoğunun, kusuru BM’de bulunarak, literatürde genellikle

başarısız olarak nitelendirilmesidir. Oysa akılda tutulması gereken bu uluslararası

organizasyonun önemli nihai kararlarının Güvenlik Konseyi tarafından alınıyor

olmasıdır. Organizasyonun üstlendiği rollerin başarısızlığı sadece bu

organizasyonun başarısızlığı olarak addedilmemelidir. Operasyonların

oluşturulmasında, görev emirlerinin belirlenmesinde, operasyonların süresinin

kararlaştırılmasında nihai merci Güvenlik Konseyi’dir. Ellerindeki imkanlar ile

yürütmesini ve kontrolünü ise organizasyon kendi bünyesinde yapmaktadır. Bütün

bunlar göz önüne alınarak tekrar bu operasyona baktığımızda dikkatlerin

toplanması gereken yer, bu operasyonun BM şartnamesinin VII. Bölümüne göre

düzenlendiğidir. Diğer bir ifade ile “görev emri” nin yerine getirilmesi için “tüm

gerekli yöntemler”in kullanılması gerektiğidir. Oysa 300 kişilik askeri gözlemciden

oluşan bir grubun böyle bir caydırıcı etki yaratması mümkün değildir. Nitekim Irak

iki sene içinde daha önce Kuveyt’te bıraktığı silah ve mühimmatı geri alabilmek

için sınır ihlallerini gerçekleştirmeye başlamıştır. Ancak bundan sonra buraya

gerekli güç yeni bir Güvenlik Konseyi kararıyla gelebilmiştir.

BM’in başarısızlıktan sorumlu tek merci olduğunu savunan konuyla ilgili

kaynaklarda genel yaklaşım sanki bir bahaneler dizisi verilir gibi sunulmaktadır;

örneğin görev emrinin daha açık, veya daha anlaşılır olması gerektiği gibi, ya da

gücün zamanında hazırlanması ve zamanında gerekli yere intikal etmesi gibi.

Ancak bu örneklerin hangi zamanda ve operasyonda, nerede, kimin

sorumluluğunda olduğu kısmına ağırlık verilmemekte, açıklık getirilmemektedir.

Oysaki, bu kısım daha detaylı incelendiği ve analiz edildiğinde BM başarısızdır

demek ve sadece bu organizasyonu beceriksizlik ve yetersizlikle itham etmek pek

inandırıcı gözükmemektedir.

Sonuçta BM’in bu operasyonu 2003 yılında ABD liderliğindeki güçlerin Irak’ı

işgaline kadar yaklaşık 12 yıl sürmüştür. Devam eden tüm süre boyunca

operasyon için gönderilmesi gereken personel sayısı 1993 yılındaki Güvenlik

Konseyi kararından sonra 3645 olarak belirlenmiş, gerçekte ulaştığı sayı 1187

Page 122: Birleşmiş Milletler Müdahaleleri: Bar şkoruma ve Barışa Zorlama …nek.istanbul.edu.tr:4444/ekos/TEZ/49640.pdf · 2016. 3. 25. · ve sabrıyla her zaman destek veren değerli

110

olup,152 muharip asker bakımından ise 933 olmuştur.153 Fakat nihayetinde,

UNIKOM’un görevi başarılı bir şekilde tamamlanarak, sona erdirilmiştir.

4. UNAMIC - UNTAC

Kamboçya’da gerçekleştirilen bu iki operasyon, birincisinin oldukça kısa sürmesi,

gene birincisinin aslında ikincisi için zemin oluşturması gerekçesiyle hazırlandığı

ve ikisi tek bütçe altında organize edildiği için, birlikte ele alınmışlardır. Birleşmiş

Milletler’in bu iki operasyonu oluşturmasının, yukarıdaki diğer örneklerde olduğu

gibi, kısa bir açıklaması yine Soğuk Savaş dönemine bir bağlantı ile yapılabilir.

Kamboçya, 1953 yılında Fransızlardan bağımsızlığını kazandıktan sonra 1970e

kadar farklı partilerin koalisyonunda geleneksel krallık anlayışlarını bozmadan

yönetilmiştir. 1970 de ise, ülkede, askeri bir darbe gerçekleşerek, ABD’nin Vietnam

savaşı ile ilişkili olarak Batı yanlısı anti komünist bir politika izlenmeye

başlanmıştır. Çin’e kaçmak zorunda kalan ülke lideri Prens Sihanouk, kendi

ülkesindeki Komünist Partisi ve gerillaları Kızıl Kmerler ile, yönetimde bulunan

general Nol’a karşı taktiksel bir ittifak kurmuştur. Yaklaşık beş sene kadar süren iç

savaşın sonunda Kızıl Kmerler daha sonra bütün dünyanın, uyguladığı vahşet

dolayısıyla yakından tanıyacağı Pol Pot liderliğinde ülke yönetimini ele

geçirmiştir.154

Her ne kadar iki bloğun aynı tarafında yer alsalarda, Çin ve Sovyetler Birliği

rekabeti farklı etki sahalarına uyguladıkları ağırlıklarıyla bir denge oluşturmaktadır.

Kamboçya’nın Kızıl Kmerler tarafından ele geçirilmesinden üç sene sonra, 1978

yılında, Vietnam bu ülkeyi işgal etmiştir. Kuzey Vietnam’ın ABD zaferi, arkasından

Güney ile birleşmesi, büyük ve güçlü bir orduya sahip olması ve Sovyetler ile yakın

ilişkisi ve nihayetinde Kamboçya işgali Çin tarafından endişeyle karşılanmış ve bir

tehdit olarak algılanmıştır.155 Sonuçta Çin ve ABD, ülkedeki Kızıl Kmerlerin de

içinde olduğu üç direniş cephesini Sovyet destekli Vietnam’ın kurduğu yönetime 152 United Nations, Peacekeeping, Past Operations, UNIKOM, facts and figures (Çevrimiçi) http://www.un.org/en/peacekeeping/missions/past/unikom/facts.html, 10 Nisan 2010. 153 David Malone, The U.N. Security Council: From the Cold War to 21th Century, Boulder, Colorado, Lyenne Rienner, 2004. Appendix 1. s.658. 154 Norrie MacQueen, Peacekeeping and the International System, Routledge, London and New York, 2006, s. 145-146. 155 Peter Calvocoressi, World Politics 1945-2000, Longman, London, 8. Ed.,2001, s. 543.

Page 123: Birleşmiş Milletler Müdahaleleri: Bar şkoruma ve Barışa Zorlama …nek.istanbul.edu.tr:4444/ekos/TEZ/49640.pdf · 2016. 3. 25. · ve sabrıyla her zaman destek veren değerli

111

karşı desteklemiş, yaklaşık 10 yıl sonra Vietnam’ın ülkeden çekilmesiyle de tüm

taraflar 1991 yılında bir barış anlaşması imzalayabilmişlerdir.

Genel Sekreter’in, Kamboçya’daki barışın sürdürülebilmesi için derhal öncü bir

B.M. varlığının bölgeye gönderilmesini, bunun, hemen ertesinde oluşturulacak

güçlü bir B.M. operasyonuna öncüluk edeceğini tavsiye etmesiyle, Güvenlik

Kurulu, Ekim 1991 de Kamboçya Öncü Misyonu’nun – UNAMIC – bölgeye

gönderilmesine karar vermiştir.156 Önceleri birkaç askeri personel ve irtibat

subaylarından oluşan birlik, bölgede güvenliği tehdit edici olaylar sebebiyle 1.000

kadar ek personel ve muharip güçle desteklenmiştir. Kırılganlık devam ederken,

Mart 1992 de B.M. vakit geçirmeden, öncü misyonunun ardından hazırladığı

Kamboçya Geçiş Yönetimi’ni – UNTAC – daha güçlü bir şekilde devreye

sokmuştur.

UNTAC’ın görevleri arasında sayılabilecekler; ulusal uzlaşı, insan haklarının

korunması, özgür ve adil bir seçim sonucunda self determinasyonun sağlanması

için yardım edilmesi, taraflar arasında imzalanan barış anlaşmasının şartlarına

uyumun ve işbirliğinin denetlenmesi, tarafların askeri güçlerinin sivil hayata

entegrasyonuna yardımcı olunması şeklinde sıralanabilir.157 Tüm görev süresi

boyunca sayısal olarak en yüksek düzeye ulaştığında yaklaşık 16.000 i muharip

güç olmak üzere toplam 21.000 personelin görev aldığı bu B.M. misyonu, özellikle

1993 Mayısında seçimlerle birlikte bölgenin normalleşmesiyle, görevini başarıyla

tamamlayarak sona erdirilmiştir.

5. UNPROFOR Yugoslavya’nın parçalanması Slovenya ve Hırvatistan’ın kendilerini 1991 yılında

bağımsız ilan etmeleriyle başlamış; Hırvatistan’da yaşayan Sırpların ordu

desteğiyle buna itiraz etmeleri ve direnmeleri ise iç savaşın oluşmasına sebebiyet

vermiştir. Birleşmiş Milletler’in Eylül 1991 de silah ambargosu uygulama kararının

156 United Nations, Peacekeeping, Past Operations, UNAMIC, background (Çevrimiçi) http://www.un.org/en/peacekeeping/missions/past/unamicbackgr.html, 19.01.2011 157 United Nations, Security Council, Resolutions 1992, resolution no:745 (Çevrimiçi) http://www.un.org/documents/sc/res/1992/scres92.htm, 19.01.2012

Page 124: Birleşmiş Milletler Müdahaleleri: Bar şkoruma ve Barışa Zorlama …nek.istanbul.edu.tr:4444/ekos/TEZ/49640.pdf · 2016. 3. 25. · ve sabrıyla her zaman destek veren değerli

112

ardından, Ekim ayında Cyrus Vance (ABD eski Dışişleri Bakanı), Genel Sekreter’in

Yugoslavya temsilcisi olarak atanmış ve taraflarla temaslarda bulunmaya

başlamıştır. Aynı senenin sonuna kadar yapılan çeşitli müzakereler sonucunda

tarafların bir barış gücü konuşlanmasını kabul etmelerine rağmen sahada gerekli

ortam sağlanamadığı için bu yerleşme gerçekleşememiştir. Şubat 1992 de

Güvenlik Konseyi’nin aldığı karar sonucu, Birleşmiş Milletler Koruma Gücü

UNPROFOR – UN Protection Force -, Hırvatistan’ın Eski Yugoslavya’dan

kopmasıyla Şubat 1992 de önce buraya yerleşmiştir. Haziran 1992 de iç savaş

Bosna’ya yayılınca, BM Güvenlik Konseyi görev emrini genişleterek aynı gücün

buraya ve ardından çatışmanın yayılmasını engellemek amacıyla aynı güce bağlı

bir birimin Makedonya’ya da yerleşmesine karar vermiştir.158

Bosna’ya yerleşen Koruma Gücünün başlangıçtaki görevi Saraybosna

havaalanının ve çevrede yapılan insani yardımın korunması olsa da, artan

çatışmaların sonucunda görev emri genişletilerek insani yardımın tüm Bosna’ya

yayılmasının sağlanmasına karar verilmiştir. Hemen ardından ise Güvenlik

Konseyi Bosna üzerindeki tüm askeri uçuşları, B.M. operasyonuna destek verenler

hariç olmak üzere, yasaklamış, NATO ise bu yasağın korunması için

görevlendirilmiştir.159 Alınan önlemlerin yetersiz kalması, Sırp güçlerinin 1992 nin

sonlarına doğru toprakların yaklaşık üçte ikisine hakim olması, sivilleri hedef

alması, uçuş yasağının sıkça ihlal edilmesi, aslında geleneksel Barışıkoruma

görevinin temel ilkelerinin bu operasyon gibi kompleks müdahaleler karşısında

yeniden gözden geçirilmesinin gerekliliğini de ortaya koymuştur. 1956 da ilk kez

gerçekleştirilen Barışıkoruma operasyonunun, yukarıda daha önce belirtilen,

çatışan tarafların rızasını, müdahalede bulunanların tarafsızlığını ve nefsi müdafa

hariç güç kullanmamasını içeren temel ilkeleri, artık Soğuk Savaş ertesi iç çatışma

ve savaşlar farklı yaklaşımları gerektirdiğinden, oldukça yetersiz kalmaya

başlamıştır. Bu sebepledir ki, aynı sene, zamanın Genel Sekreteri Boutros-Ghali,

yukarıda daha önce açıklaması yapılan, Barışa Zorlama – Peace Enforcement –

seçeneğini Güvenlik Konseyine tavsiye etmiştir.

158 Richard N. Haas. a.g.e. s.38 159 Langholtz, The History of United Nations Peacekeeping Operations: 1988 to 1996, s. 142.

Page 125: Birleşmiş Milletler Müdahaleleri: Bar şkoruma ve Barışa Zorlama …nek.istanbul.edu.tr:4444/ekos/TEZ/49640.pdf · 2016. 3. 25. · ve sabrıyla her zaman destek veren değerli

113

Barışa Zorlama, zamanın oldukça yeni bir kavramı olarak Somali ve Bosna’da

uygulamaya konulmuştur. Fakat her iki coğrafyada da başarı sağlayamamıştır.

Başarı sağlanamamasının farklı nedenleri ileri sürülmüş; B.M. ise bu yaklaşımın

birinde sert diğerinde ise oldukça yumuşak davrandığı için suçlanmıştır. Oysa,

Bosna’da Şartnamenin VII. Bölümü altında genişletilen görev emri sadece uçuşa

yasak olan bölgeyi ele almıştır. Diğer bir ifade ile, burada Barışa Zorlama kavramı

sadece uçuşa yasak olan bölgelerde bu yasağa uyulmasının sağlanması üzerine

alınmış bir karardır.160 Daha sonra Bosna’da altı bölgenin “güvenli alan” ilan

edilmesiyle ayrı bir karar alan Güvenlik Konseyi, yine VII. Bölüm altında yeni

uygulamaya başladığı Barışa Zorlama ile buraların korunmasına karar vermiştir.

Fakat buradaki tutarsızlık şudur ki; Güvenlik Konseyi’nin 816 nolu kararı her ne

kadar “tüm gerekli araçlarla” şeklindeki ifadesiyle Bölüm VII yi işleme koysa da,

aynı çözümlemenin 9. fıkrası, görev emrinin yerine getirilirken UNPROFOR’ un

nefsi müdafa – self defence – ile hareket etmesi talimatını da buraya eklemiştir.161

Kısaca bu karar oldukça kafaları karıştıran, sahadaki gücü de kararsızlıkta bırakan

bir çözümleme örneği olarak yerini almıştır.

Sonuçta bu süreç içinde yapılan farklı anlaşmalar ve ateşkesler başarısızlığa

uğramış; Birleşmiş Milletler çözümü sağlamada başarısız olarak kabul edilmiştir.

Koruma altındaki güvenli bölgelere, toplanmış ağır silahları BM gücünün elinden

alarak saldırılar düzenleyen Sırplar nihayetinde Srebrenica ve Zepa’yı ele

geçirmiş; katliamlar gerçekleştirmiş; Güvenlik Konseyi’nden ise oldukça cılız

cevaplar gelmiştir. Saraybosna’yı da ele geçirmek üzereyken Amerika Birleşik

Devletleri’ nin NATO komutası altındaki uçakları, karşı saldırı ile bu gidişata bir son

vererek, diplomatik alanda da gelişmelerle Sırp tarafı masaya oturtulmuş, ve tüm

taraflar 1995 sonunda Dayton anlaşmasını kabul etmişlerdir.

6. UNOSOM I

Somali’de 1991 yılında tamamen çöken siyasi yönetim, ve başlayan iç savaş

160 United Nations, Security Council, Resolutions 1993, resolution no:816 (Çevrimiçi) http://www.un.org/Docs/scres/1993/scres93.htm, 22.12.2011 161 United Nations, Security Council, Resolutions 1993, resolution no:836 (Çevrimiçi) http://www.un.org/Docs/scres/1993/scres93.htm, 04.01.2012

Page 126: Birleşmiş Milletler Müdahaleleri: Bar şkoruma ve Barışa Zorlama …nek.istanbul.edu.tr:4444/ekos/TEZ/49640.pdf · 2016. 3. 25. · ve sabrıyla her zaman destek veren değerli

114

kuraklık ve kıtlık ile birleştiğinde oldukça büyük boyutlarda bir insani krizin ortaya

çıkmasına sebebiyet vermiştir. Gerek Birleşmiş Milletler’in gerekse sivil toplum

kuruluşlarının krizi hafifletecek yardımlarının ise, ülkenin zaten zayıf olan alt

yapısının yok edilmiş olması, yardımların çatışan tarafların güçlerinin veya yerel

milislerin eline geçmesi gibi farklı sebeplerle, ihtiyaç sahiplerinin eline ulaştırılması

engellenmiştir. Ülke nüfusunun yaklaşık bir milyonu komşu ülkelere kaçarken, aynı

yılın sonuna kadar yarım milyonu ise açlıktan ölmüştür. Zamanın yeni seçilen

B.M. Genel Sekreteri Boutros-Ghali, 1992 yılının başlarında, diğer bazı bölgesel

organizasyonların yardımıyla da, Somali’de çatışan iki büyük tarafın liderlerinden

bir ateşkes anlaşması onayını almış; hemen ardından ise Güvenlik Konseyi bu

anlaşmanın korunması için Somali operasyonunun – UNOSOM I - oluşturulmasına

karar vermiştir.162

Oluşturulmasına Nisan 1992 de çatışan tarafların çok büyük uğraşlar sonucu

iknasıyla karar verilen bu B.M. müdahale gücünün ilk kısmı ancak aynı senenin

Eylül ayı gibi Somali topraklarına ayak basabilmiştir. Hem geç kalan, hem kuvvet

açısından yetersiz olan bu operasyonun takviyesi için Ağustos ayında Güvenlik

Konseyi’nden ayrı bir karar daha çıksa da, aslında aynı Bosna’da ki gibi, hafif

silahlı geleneksel anlayışla müdahale etmeye çalışan Barışıkoruma gücü dönemin

farklılaşan gelişmelerine cevap vermekte zorlanmıştır.163 Somali’de çatışan

tarafların liderlerinin onayı alınmadan ve sahada bulunan UNOSOM

delegasyonunun haberi olmadan bu ikinci kararın alınması, hele bu sırada daha ilk

parti muharip gücün henüz konuşlandırılmamış oluşu, sahada durumu daha zor

hale getirmiş, çatışmaların artmasına sebebiyet vermiştir.164

Somali’de kötüleşen duruma bir cevap olarak, insani yardımların korunması

amacıyla, Birleşmiş Milletler Güvenlik Konseyi tarafından, Amerika Birleşik

Devletleri’nin liderliğinde (oldukça ağırlıklı olarak aynı devletin askerlerinin yer

162 Langholtz, The History of United Nations Peacekeeping Operations: 1988 to 1996, s. 139. 163 Langholtz, The History of United Nations Peacekeeping Operations: 1988 to 1996, s. 140. 164 Nicholas J. Wheeler, Saving Strangers: Humanitarian Interventions in International Society, Oxford, Oxford University Press. 2002, s. 177.

Page 127: Birleşmiş Milletler Müdahaleleri: Bar şkoruma ve Barışa Zorlama …nek.istanbul.edu.tr:4444/ekos/TEZ/49640.pdf · 2016. 3. 25. · ve sabrıyla her zaman destek veren değerli

115

aldığı) güçlü bir muharip gücün oluşturulmasına karar verilmiştir.∗ 1992 yılının

Aralık ayında alınan bu karar yine Şartnamenin VII. Bölümü uyarınca Barışa

Zorlama Operasyonu – UNITAF - olarak yaklaşık 38.000 askerin bölgeye

konuşlanmasıyla Aralık ayında başlamış olup, Mayıs’a kadar güvenliğin

sağlanmasını ve insani yardımların gerçekleştirilmesini başarmıştır. Bu

operasyonun sona erdirilmesiyle, hemen aynı zamanda da, kumanda ve kontrol

yine bir B.M. operasyonu olan UNOSOM II ye tranfer edilmiştir.

7. UNOSOM II Somali’de ki ikinci Birleşmiş Milletler operasyonu, Güvenlik Konseyi’nin onayı ile,

1993 Mart ayında Şartnamenin VII. Bölümüne uygun olarak sahadaki askeri gücün

ve görev emrinin genişletilmesiyle başlatılmış ve aynı senenin Mayıs ayında

UNOSOM II sorumluluğu UNITAF’ tan alınmıştır. Her ne kadar bir Türk general

olan Çevik Bir komutasındaki bu ikinci operasyon için çatışan tarafların onayı

alınmış; çöken devlet organizasyonlarının yerine yenisinin yapılandırılması ve

sosyo-ekonomik hayatın normale dönüşü için her bölgeden temsilcilerin katıldığı

geçici bir Ulusal Konseyin oluşumuna karar verilmişse de, uygulama sırasında ana

taraflardan bir tanesi işbirliğine pek yanaşmamıştır. Görevin, silahsızlandırma

bacağında anlaşmaya uymaya yanaşmayan General Aidid ve taraftarları

Mogadişu’da B.M. gücüne saldırarak 25 askeri öldürmüş; tansiyonun tekrar

yükselmesine, durumun daha da kötüye gitmesine sebebiyet vermiştir.165

Kendisine yapılan bu saldırılara aynı şekilde askeri olarak kara ve hava kuvvetleri

ile sert bir cevap veren B.M. gücü, milis ekipman ve silahlarını ortadan kaldırmış;

ayrıca lider general Aidid’in tüm bu gelişmelerden sorumlu olarak teslim olmasını

veya edilmesini talep etmiştir. 1993 Haziran ayında gelişen bu olayların

neticesinde, UNOSOM II sahadaki davranışını daha fazla zorlama kavramı altında

geliştirerek, daha aktif bir şekilde arama, silahsızlandırma, el koyma, ve nokta

operasyonları gerçekleştirmeye başlamıştır. Diğer taraftan, Amerika Birleşik

∗ Oluşturulan bu güç – UNITAF – B.M. onaylı ise de, B.M. tarafından yürütülen bir operasyon değildir. 165 Langholtz, The History of United Nations Peacekeeping Operations: 1988 to 1996, s.152

Page 128: Birleşmiş Milletler Müdahaleleri: Bar şkoruma ve Barışa Zorlama …nek.istanbul.edu.tr:4444/ekos/TEZ/49640.pdf · 2016. 3. 25. · ve sabrıyla her zaman destek veren değerli

116

Devletleri’nin B.M. gücüne destek olma amacıyla, fakat bu gücün komuta ve

kontrolü altında olmayan farklı askeri birimleri de Somali’de 1993 Ağustos ayından

itibaren yerini almıştır.

A.B.D. güçlerinin kimi zaman B.M.’den, kimi zaman katkı sağlayan devletlerden

bağımsız olarak gerçekleştirdikleri operasyonlar, ve sonucunda meydana

getirdikleri zararlar, genelde yerel halk arasında fakat özellikle General Aidid

taraftarlarında artık sorun çözmekten ziyade A.B.D.’nin ve hatta B.M. gücünün

sorunun kendisi olduğu kanaatini uyandırmıştır. Son olarak Ekim ayında A.B.D.

güçlerince gerçekleştirilen bir operasyonun sonucunda, işlerin ters gitmesiyle 18

askerinin ölmesi, 75 inin yaralanması, iki helikopterinin düşürülmesi ve ölen

askerlerin sokaklarda sürüklenirken çekilen görüntülerin televizyonlarda

yayınlanması bu coğrafyadaki müdahalenin sonunun başlangıcını hazırlamıştır.166

Somali’de yaklaşık iki milyona yakın insan, 1993 yılı sonu itibarı ile, kıtlık ve

savaştan dolayı iç ve dış göçe maruz kalmışken, istenildiği gibi gelişmeyen

olayların neticesinde, B.M. 1994 Şubatında UNOSOM II nin artık zorlama

yöntemini kullanmasından vazgeçmesine; bunun yerine tarafların işbirliğine

güvenerek görevlerinin yerine getirilmesine ve gücün dereceli olarak askeri

sayısının düşürülmesine karar vermiştir.167 Aynı senenin Mart ayında, çatışmada

yer alan iki büyük ve temel grubun liderlerinin biraraya getirilerek anlaşma ve

uzlaşmasına görüşme esnasında ulaşılmışsa da, yine bu anlaşmanın uygulaması

sahada mümkün olamamış, çatışmalar yeni ve daha küçük grup-kabilelerin de

katılımıyla devam etmiştir. Sonuçta UNOSOM II’ nin oynayacağı bir rolün

kalmaması ve daha derinde A.B.D. dahil katkı sağlayan devletlerin askerlerini

çekme isteği, Güvenlik Konseyi’nin, B.M. gücünün varlığına Mart 1995 yılı itibariyle

son verecek olan kararı almasına sebebiyet vermiştir.

166 Wheeler, Saving Strangers: Humanitarian Interventions in International Society, s. 200. 167 United Nations, Security Council, Resolutions 1994, resolution no:897 (Çevrimiçi) http://www.un.org/Docs/scres/1994/scres94.htm, 05.01.2012.

Page 129: Birleşmiş Milletler Müdahaleleri: Bar şkoruma ve Barışa Zorlama …nek.istanbul.edu.tr:4444/ekos/TEZ/49640.pdf · 2016. 3. 25. · ve sabrıyla her zaman destek veren değerli

117

8. ONUMOZ

Portekiz’den bağımsızlığını 1975 yılında kazanan Mozambik, 1992 yılına kadar

geçen 17 senenin ilk yılları hariç son 14 senesini iç savaşla geçirmiş bir ülkedir.

Soğuk Savaş yılları boyunca Mozambik yönetimi ve Güney Afrika Cumhuriyeti’nin

dışarıdan desteklediği direniş hareketi arasındaki bu uzun mücadelenin

sonucunda taraflar Genel Barış Anlaşması’ nı imzalayarak, anlaşmanın şartlarının

uygulanabilmesi ve denetlenmesi için Birleşmiş Milletler yardımını kabul

etmişlerdir. Birleşmiş Milletler sağlanan ateşkesin korunmasının haricinde, insani

yardım, seçimlerin gerçekleşmesi için teknik yardım ve seçimlerin denetlenmesi

gibi farklı görevleri de üstlenmiştir.

Güvenlik Konseyi’nin 1992 Ekim ayında aldığı bir kararla 25 kadar askeri

gözlemcinin yapılan barış anlaşmasına uyumun izlenmesi amacıyla

gönderilmesinin ardından, bir çok anlaşmanın sonucunda olduğu gibi, sahadaki

uygulamada şartların ihlalleriyle karşılaşıldığı ve ülkenin farklı kesimlerinde

çatışmaların oluştuğu belirlenmiştir. Bunun üzerine Aralık ayında, Güvenlik

Konseyi, Genel Sekreter’in tavsiyesi ve raporu doğrultusunda yeni bir karar daha

alarak bir Birleşmiş Milletler gücü olan ONUMOZ’ u oluşturmuştur. ONUMOZ’ un

görevi, siyasi olarak Genel Barış Anlaşması’nın şartlarının uygulanmasına

yardımcı olmak, askeri olarak silahları toplamak, muhafaza ve imha etmek, ayrıca

ateşkese uyumu ve dışgüçlerin çekilmesini izlemek ve bunlara uyulduğunu

onaylamak, insani olarak yerlerinden olan insanların tekrar güven içinde yerlerine

dönmelerini ve tarafların sosyal yaşamda uzlaşmasını sağlamak ve son olarak

meclis ve başkanlık seçim sürecini izleyerek onaylamak şeklinde

kararlaştırılmıştır.168

Genel olarak Güvenlik Konseyi’nde alınan kararların uygulamaya konmasındaki

gecikme her zaman yeni problemlerin oluşmasına ya da var olan durumun daha

önce çözülebilecekken en azından bir süre daha olduğu gibi sürmesine sebebiyet

vermektedir. Gerek müdahale edilecek coğrafyada çatışan tarafların anlaşmalara

168 United Nations, Peacekeeping, Past Operations, ONUMOZ, background (Çevrimiçi) http://www.un.org/en/peacekeeping/missions/past/onumozFT.htm 06.01.2012

Page 130: Birleşmiş Milletler Müdahaleleri: Bar şkoruma ve Barışa Zorlama …nek.istanbul.edu.tr:4444/ekos/TEZ/49640.pdf · 2016. 3. 25. · ve sabrıyla her zaman destek veren değerli

118

uymada çekingenlikleri, gerekse B.M. de katkı sağlayacaklarca vaadedilen

sözlerin oldukça gecikmesi ya da verilen sözlere uyulmaması bu gecikmelerin

temel sebeplerini oluşturmaktadır. Bu anlamda, aynı gecikmeler ONUMOZ’da da

yaşanmış, gücün bir kısmı 1993 Şubat’tan itibaren gelmeye başlamışsa da tamamı

ile konuşlanarak göreve başlaması yaklaşık dört hatta beş ay gecikmeyle Mayıs’ı

bulmuştur.

Muharip gücü, sayısal anlamda en üst seviyesinin yaklaşık olarak 6.600 civarı olan

ONUMOZ, tüm Mozambik’te yoğun operasyonel faaliyetlerde bulunarak güvenlik

açısından başarılı olduğu gibi, görev emrinde yer alan diğer faaliyetleri de

başarıyla yerine getirmiştir. Özellikle insani yardım faaliyetleri, gerek içeride

yerlerinden olanların gerekse mülteci olanların tekrar kendi topraklarına dönmeleri

ve mülklerini elde etmeleri, ve rehabilitasyonları biraz gecikmeyle yaşansa da

nispeten sorunsuz olarak gerçekleştirilmiştir. Aynı şekilde meclis ve başkanlık

seçimleri de sorunsuz olarak 1994 yılının sonlarına doğru yapılmış, 900 ü B.M.

olmak üzere toplam 2.300 uluslararası gözlemci tarafından izlenmiş ve aynı

senenin Aralık ayı itibarıyla ONUMOZ’ un görevi tamamlanmıştır.169

9. UNMIH Haiti’de uzun seneler süren otokratik bir başkanlığın ve peşinden gelen kısa süreli

birkaç yönetimin sona ermesinin ardından, Aralık 1990’ da Birleşmiş Milletler’den

gözlemci talep ederek yapılan seçimlerin sonucunda, Değişim ve Demokrasi

Ulusal Cephesi lideri Aristide zafer kazanmış ve ülkeye başkan olmuştur. Fakat

hemen 1991 yılında gerçekleşen bir askeri darbeyle yeni kurulan demokratik rejim

sekteye uğramış, Aristide sürgüne gönderilmiştir. Ülkede kötüleşen durum ve

sürgündeki başkanın talebi üzerine Birleşmiş Milletler ve Amerika Devletler Örgütü

– OAS -, görevi insan haklarının durumunu ve ihlallerini izlemek olan – MICIVIH -,

ortak bir çalışma ile bölgeye 1993 yılında gözlemciler göndermişlerdir. Diğer

taraftan, Genel Sekreter tarafından atanan B.M. özel temsilcisinin ise darbe

liderlerine getirdiği yönetimi bırakmaları halindeki af teklifi ise reddedilmiştir.

169 Langholtz, The History of United Nations Peacekeeping Operations: 1988 to 1996, s.93.

Page 131: Birleşmiş Milletler Müdahaleleri: Bar şkoruma ve Barışa Zorlama …nek.istanbul.edu.tr:4444/ekos/TEZ/49640.pdf · 2016. 3. 25. · ve sabrıyla her zaman destek veren değerli

119

Güvenlik Konseyi’nin VII. Bölüm altında petrol ve silah ambargosu uygulama

kararının ardından yapılan görüşmelerde darbe lideri general Cedras sürgündeki

başkan Aristide’ın dönmesini kabul etmiş; B.M. ise ambargoyu kaldırarak,

görüşmelerde varılan anlaşmaların uygulanması için Haiti misyonunu – UNMIH –

oluşturmuştur. Ne varki, Eylül-Ekim aylarında B.M. gücünün ilk bölümü olan askeri

gözlemciler ve polis birliğinin ardından gelen bir kısım muharip birliği taşıyan gemi,

Haiti limanına yanaştırılmamış ve yapılan anlaşmalara uymayan darbe yönetimine

karşı ambargo tekrar uygulanarak adadaki gerek UNMIH gerekse daha önceden

gelen MICIVIH personeli ayrılmıştır.170 Geçen zaman içinde, devam eden askeri

darbe yönetiminin hiçbir şekilde alınan kararlara uymaması ve B.M. gücünün

konuşlanmasına izin vermemesi üzerine, Genel Sekreter’in teklifi ve Güvenlik

Konseyi’nin kabulüyle Temmuz 1994 te VII. Bölüm altında çok uluslu bir gücün

oluşturulmasına, işleri yoluna koyduktan sonra ise VI. Bölüm altında hareket eden

UNMIH’ in süresinin uzatılarak kontrolü ele almasına karar verilmiştir.

Burada zorlayıcı bir kararın çıkmasında etkili olan, kaldı ki, bu zorlayıcı güçte

liderlik edecek olan A.B.D. olmuştur, Haiti’den kaçarak A.B.D. sahillerine mülteci

olarak gelen insanların sayısının gittikçe artması, gerek 90ların başında Başkan

Bush gerekse hemen kendinden sonra gelen Clinton yönetimlerini oldukça

rahatsız etmiş olmasıdır. Zaten bu zorlayıcı kararın alınmasının ertesinde son bir

diplomatik çabayla adaya giden A.B.D. eski başkanlarından Carter’ın, darbe

yönetimine, adanın A.B.D. tarafından tamamen istila edileceği haberini veya

tehdidini iletmesi etkili olmuş; darbeyle yönetime gelen askerler anlaşmaya razı

olmuşlardır171. Çok uluslu güce katkı yapan 28 ülkenin oluşturduğu ve A.B.D.’nin

liderliğini yaptığı 20.000 kişilik bir muharip gücün adaya Eylül 1994’te inmesinden

sonra, yaklaşık 6.000 kişilk bir güç olan UNMIH’ te adaya ayak basabilmiş; 1995

den itibaren ise kontrolü çok uluslu güçten ele alarak göreve Haziran 1996’ya

kadar devam etmiştir.

170 United Nations, Peacekeeping, Past Operations, UNMIH,background (Çevrimiçi) http://www.un.org/en/peacekeeping/missions/past/unmihbackgr2.html 07.01.2012 171 Haas. Intervention, s. 48

Page 132: Birleşmiş Milletler Müdahaleleri: Bar şkoruma ve Barışa Zorlama …nek.istanbul.edu.tr:4444/ekos/TEZ/49640.pdf · 2016. 3. 25. · ve sabrıyla her zaman destek veren değerli

120

10. UNSMIH

Haiti’de görevi sona eren UNMIH’ten sonra, Genel Sekreter’in Güvenlik

Konseyi’ne yaptığı öneride, bölgede durumun iyi olduğu, hayatın normalleştiği,

yönetimin hukuğun üstünlüğü ve insan haklarını önemsediği bildirilmiş, ayrıca,

herşeye rağmen sahada var olan tüm askeri gücün bir anda çekilmesinin

güvenlik açısından bir boşluk yaratacağı uyarısı yer almıştır. Bu uyarının dikkate

alınmasıyla yeni bir operasyonun – UNSMIH – Temmuz 1996 itibarıyla

oluşturulmasına, görevinin ise; a) Ulusal polisin profesyonelleşmesi amacıyla

yetkililere yardımcı olmak, b) Gerekli kurumları oluşturmak ve geliştirmek, c) Ulusal

uzlaşmayı sağlamak ve d) Ekonomik rehabilitasyonu gerçekleştirmek, şeklinde

belirlenmesine ve sınırlanmasına karar verilmiştir.172

UNSMIH’te başlangıç itibariyle yer alması gerektiği öngörülen 300 polis ve 600

asker sayısı, görevin bir çok kez uzatılmasıyla farklılıklar göstermiş; askeri gücün

rakamsal olarak en üst seviyesi toplamda 1200 civarlarında oluşmuştur. Özellikle

ulusal polisin oluşturulması ve geliştirilmesinin üzerinde durulmuş, ülke içinde az

da olsa devam eden rahatsızlık verici ayaklanmaların önü de B.M. gücüyle hızlı bir

şekilde kesilmiştir. Bu bağlamda, süreçte bir çok seçim olaysızca

gerçekleştirilirken, aynı şekilde ilk kez bir başkanlık da barışçıl bir şekilde el

değiştirmiştir.

Sonuçta UNSMIH görev emrini başarıyla gerçekleştirse de, Genel Sekreter, görevi

Temmuz 1997 de biten bu gücün ardından dikkatli olarak bir geçiş yapılması

gerektiğini, kırılganlığın halen devam ettiğini belirterek, Birleşmiş Milletler’in

Haiti’den tamamen çekilmemesini önermiştir. Önerinin kabul edilmesiyle, UNSMIH

sona erdirilmiş; yerine adada Birleşmiş Milletler Haiti Geçiş Misyonu – UNTMIH -

adlı, görev emri oldukça kısıtlı, dört ay süreli, muharip gücü yok denecek kadar

düşürülmüş, polis sayısı azaltılmış bir B.M. varlığı bırakılmıştır.173

172 United Nations, Security Council, Resolutions 1996, resolution no:1063 (Çevrimiçi) http://www.un.org/Docs/scres/1996/scres96.htm, 08,01,2012. 173 United Nations, Peacekeeping, Past Operations, UNSMIH,background (Çevrimiçi) http://www.un.org/en/peacekeeping/missions/past/unsmihbackgr.html, 09.01.2012.

Page 133: Birleşmiş Milletler Müdahaleleri: Bar şkoruma ve Barışa Zorlama …nek.istanbul.edu.tr:4444/ekos/TEZ/49640.pdf · 2016. 3. 25. · ve sabrıyla her zaman destek veren değerli

121

11. UNAMIR

Tüm B.M. müdahaleleri arasında, başarısızlığı en fazla can kaybına, hatta

soykırıma neden olan UNAMIR operasyonu, Ruanda’da yaptıkları kadar

yapmadıklarıyla da beşeri hafızalarda yer etmiştir. Bölgedeki halkın, Hutu ve Tutsi

olarak ayrılmasının kökeninde hangi kriterlerin yattığı konusunda bir fikir birliği

olmadığı halde, iç savaşa sürüklenerek, katliama ve soykırıma varan şiddete

başvurmaları oldukça fazla araştırma konusu olmuştur. Aynı bölgede, aynı renk ve

aynı dilden olan, evlilik kuran insanların, Belçikalı sömürgecilerce, bazılarının

hayvancılıkla uğraşırken diğerlerinin toprak sürmesi sebebiyle, öncekinin medeni

diğerinin ise aşağı sınıf olarak görülmesi, bölgenin yönetimine yardımcı olarak bu

medeni olan grubun tercih edilmesine sebebiyet vermiştir. Soykırım sürecinin

başlamasında bu tercih edilenler ve edilmeyenlerin, henüz 1933-34 lerde yine

Belçikalılarca, kimlik kartlarına Tutsi ve Hutu yazılmasının önemli bir etken olduğu,

çünkü böylece birinin diğerine karışamadığı bir sistemin yaratıldığı önemli bir iddia

olarak yerini almaktadır.174

Hutuların 1959’da ayaklanması, Belçika’nın bölgeden ayrılması, şiddet ve

çatışmaları beraberinde getirmiş, sonucunda Hutular yönetimi ele geçirirken

Uganda’ya kaçan ve sürgüne giden bir çok Tutsi, direnişi örgütleyerek – RPF - iç

savaşı sürdürmüşlerdir. Birleşmiş Milletler’in 1993’ te Ruanda ve Uganda sınırında

oluşturduğu izleme misyonunun ardından, taraflar Afrika Birliği Organizasyonunun

arabulucuğuyla barış anlaşmasını imzalamış ve tekrar B.M.’den anlaşma

şartlarının uygulanmasında yardımcı olması amacıyla yeni bir misyon talep

etmişlerdir. Ekim 1993’te bu talep doğrultusunda Güvenlik Kurulu kararıyla

Ruanda Yardım Misyonu – UNAMIR – , bölgede kamu güvenliğinin sağlanması ve

izlenmesi, barış anlaşmasının şartlarına uyulmamasının soruşturulması, insani

yardım koordinasyonlarına yardım edilmesi gibi görevler yüklenerek

oluşturulmuştur.175

174 Nicholas J. Wheeler, Saving Strangers: Humanitarian Interventions in International Society, Oxford, Oxford University Press. 2002, s. 210. 175 United Nations, Security Council, Resolutions 1993, resolution no:872 (Çevrimiçi) http://www.un.org/Docs/scres/1993/scres93.htm, 17.01.2012.

Page 134: Birleşmiş Milletler Müdahaleleri: Bar şkoruma ve Barışa Zorlama …nek.istanbul.edu.tr:4444/ekos/TEZ/49640.pdf · 2016. 3. 25. · ve sabrıyla her zaman destek veren değerli

122

UNAMIR’ın oluşturulurken öngörülen 2.548 kişilik güce ulaşması tam beş ay

alırken, diğer taraftan, tarafların kendi aralarında çözümleyemedikleri meseleler

sebebiyle, anlaşma şartlarının yerine getirilmesi de oldukça gecikmiştir. Şubat

1994’te Ruanda Başkanı’nın, uçağının düşmesi sonucu ölmesi, katliamların

başlangıcının da tetikleyicisi olmuştur. Nisan ayında başlayan Tutsi katliamları

sırasında Güvenlik Konseyi kararıyla B.M. gücü 270e düşürülmüş, fakat Kuzeyden

Tutsi direniş hareketi – RPF – güneye doğru harekete geçerek toprakların yaklaşık

yarısını kontrol altına almayı başarmıştır. Aynı zamanda Güvenlik Konseyi Mayıs

ayında yeni bir kararla muharip gücün sayısını 5.500e çıkarmışsa da, üye

devletlerin bu gücü karşılaması bu defa yaklaşık altı ayı bulmuştur.176

Haziran ayında katliamların durdurulması amacıyla B.M.’in VII. Bölüm altında,

Fransa’nın üstleneceği Ruanda müdahalesini onaylamasına ve RPF’nin başkent

Kigali’yi kontrol altına almasına kadar geçen zaman içinde 500.000 in üzerinde

Tutsi öldürülürken, milyonlarca Hutu ise Ruanda’dan kaçmıştır. Fransızlar’ın “

Operation Turquoise” ı, Ağustos ayında sona erdikten, ve ülke Tutsi kontrolüne

geçtikten sonra UNAMIR kontrolü tekrar devralmıştır. Birleşmiş Milletler’in tüm

müdahaleleri arasında yapmadıklarıyla en fazla tepki toplayanı UNAMIR’ in görevi

Mart 1996 tarihi itibarıyla sona erdirilmiştir.

12. UNPREDEP

Birleşmiş Milletler’in Makedonya’da oluşturduğu bu gücün en önemli özelliği

organizasyon tarihinde gerçekleştirilen ilk “önleyici konuşlandırma” olmasıdır. Bu

Bunun başlangıcı aslında, dağılan Yugoslavya’da oluşan iç savaşın ayrılan

Makedonya’ya da sıçramaması amacıyla 1992 yılının sonunda B.M.’den askeri

gözlemci talep edilmesine dayanmaktadır. Talep üzerine yapılan ilk hamleyle o

sırada Hırvatistan ve Bosna’da görev yapan UNPROFOR’un bu bölgede de

varlığının oluşturulmasına karar verilmiş; birkaç polis ve gözlemcinin yanı sıra 700

civarı asker Üsküp’e yerleşmiştir. Bu güce ek olarak 1993 yılının ortalarında A.B.D.

ayrıca 300 kadar muharip gücü de destek amaçlı olarak bölgeye yollamıştır.

Oluşturulan gücün ilk andan itibaren görevi, Arnavutluk ve Sırbistan-Karadağ ile 176 United Nations, Peacekeeping, Past Operations, UNAMIR, background (Çevrimiçi) http://www.un.org/en/peacekeeping/missions/past/unamirS.htm, 18.01.2012.

Page 135: Birleşmiş Milletler Müdahaleleri: Bar şkoruma ve Barışa Zorlama …nek.istanbul.edu.tr:4444/ekos/TEZ/49640.pdf · 2016. 3. 25. · ve sabrıyla her zaman destek veren değerli

123

olan sınırları izlemek, varlığıyla ülkenin güvenliğini ve istikrarını korumak, bunlara

tehdit oluşturabilecek gelişmeleri rapor etmek, olmuştur.177

Güvenlik Konseyi’nin 1995 yılında UNPROFOR’un üç ayrı fakat bağlantılı

operasyon olmasına karar vermesinin ardından, Makedonya’da bulunan güç,

bundan sonra Birleşmiş Milletler Önleyici Konuşlandırma Gücü – UNPREDEP –

olarak tanımlanmaya başlamış, niteliği, sorumluluğu, ve görevi aynı şekilde

kalmıştır. Daha sonra ise, Genel Sekreter’in tavsiyesi Güvenlik Konseyi’nin

kabulüyle, Şubat 1996’da, bölgedeki misyon bağımsız hale getirilmiş, aynı ayın

içerisinde ayrı bir kararla da güce takviye yapılmasına karar verilmiştir. Güvenlik

ve istikrarın sağlanması konusunda sorunsuz bir dönem yaşanmasıyla, 1997

Nisan sonunda 300 civarı askeri personel azaltılmasına gidilmiştir.

Diğer taraftan Kosova’da gelişen olaylar, özellikle 1998’in yaz ve kışında oluşan

etnik şiddet hareketleri, Makedonya’daki UNPREDEP’in yapısını etkilemiş ve

Temmuz ayında Güvenlik Konseyi’nin aldığı yeni bir kararla hem görevi uzatılmış

hem de muharip güç sayısı tekrar arttırılarak, 1050 ye çıkarılmıştır.178 Fakat

korkulan olmamış, çatışmalar Makedonya’ya sıçramamıştır. UNPREDEP’in görevi,

Şubat 99’da, Güvenlik Konseyi’ndeki uzatma kararına, bölgede durumun istikrara

kavuştuğu gerekçesiyle Çin vetosunun gelmesi sonucu, sona ermiştir. Her ne

kadar, Kosova’da durum kötüye giderken Çin’in veto motivi Makedonya’nın

Tayvan’ı tanımış olmasına bağlansa da, organizasyon tarihinin ilk önleyici

konuşlandırma operasyonu amacına ve başarıya ulaşmıştır.

13. UNAVEM III

UNAVEM III, Angola’daki 1989-91 yılları arasında 70 gözlemcinin yer aldığı birinci,

ve 1991-95 yılları arasında 350 gözlemciyle birlikte 126 sivil poisin bulunduğu

ikinci B.M. misyonundan sonraki üçüncü operasyondur. İlk misyonu, Soğuk Savaş

rekabeti içinde Angola yönetimine destek veren Küba güçlerinin Angola’dan 177 Langholtz, The History of United Nations Peacekeeping Operations: 1988 to 1996, s.197 178 United Nations, Security Council, Resolutions 1998, resolution no:1186 (Çevrimiçi) http://www.un.org/Docs/scres/1998/scres98.htm, 10.01.2012.

Page 136: Birleşmiş Milletler Müdahaleleri: Bar şkoruma ve Barışa Zorlama …nek.istanbul.edu.tr:4444/ekos/TEZ/49640.pdf · 2016. 3. 25. · ve sabrıyla her zaman destek veren değerli

124

çekilişini onaylamak olan bu operasyonun ardından, misyonu, Güney Afrika

Cumhuriyeti ve A.B.D. destekli Angola Bağımsızlığı Ulusal Birliği’nin – UNITA -

Angola yönetimi ile yaptığı ateşkesin ve anlaşmanın şartlarının yerine getirilmesini

izlemek ve onaylamak olan ikincisi gelmiştir. Fakat bu süreçte problemlerin

yaşanması sonucu, ulusal uzlaşmanın sağlanması ve barışın korunması amacı

güden bir raporla Güvenlik Konseyi’ne başvuran Genel Sekreter’in teklifi kabul

edilmiş; üçüncü kez oluşturulan güç ikincisinin kontrol ve kumandasını üstlenerek

kaldığı yerden devam etmiştir.

UNAVEM III Şubat 1995’te, 260 polis, 350 askeri gözlemci, ve 7000 askeri

personel, ve birkaç yüz yerel ve uluslararası görevli ile, çatışan taraflar arasında

aracılık yapma, insani yardımların serbestçe ulaşımını sağlama, tarafların

güçlerinin çekilmesini izleme ve onaylama, ulusal uzlaşmaya katkı yapma ve

seçim sürecini izleme, onaylama, ve destekleme amacıyla oluşturulmuştur.179

Yaklaşık beş ay sonra, gerekli görülenin üçte birinden daha az sayıda askeri

gücün ulaştırıldığı bölgede, hem anlaşmada sağlanan şartların uygulanma

takviminde oldukça geç kalınmış, hem de ağır insani hak ihlallerinin oluştuğu

belirlenmiştir. Temel sebep tarafların birbirlerine olan güvensizliği olsa da, B.M.

gücünün, İngilizlerin kullandığı bir deyimle “çok az, çok geç” oluşu bu güvensizliğin

artmasına da katkı yapmıştır.

Güvenlik Konseyi’nin Ekim 1996’ da aldığı kararla, tarafların, ama özellikle UNITA’

nın sözlerini tutmamasının, verilen tarihlere uymamasının kabul edilemez olduğu

vurgulanmış, taraflardan yeni sözler alınmış, fakat bunlarda zamanında yerine

getirilmemiştir. Sonuçta, B.M. operasyonuyla bölgede oldukça kırılgan bir barış

sağlanmışsa da, bölge dışında gelişen olaylar sebebiyle ülkenin kuzey bölgesinde

tekrar çatışmalar başlamıştır. Kongo Demokratik Cumhuriyeti’nde (KDC) gelişen

olaylar neticesinde kuzey Angola’nın mülteci akınına uğraması, bölgede stratejik

durumu değiştirmiş, çatışmaların başlamasına sebebiyet vermiştir. Bölgedeki

güçlerini kademeli olarak azaltan UNAVEM III’ ün görevi Haziran 1997 itibarıyla

sona erdirilmiştir. Her ne kadar KDC’deki gelişmeler nedeniyle bu operasyon

179 United Nations, Security Council, Resolutions 1995, resolution no:976 (Çevrimiçi) http://www.un.org/Docs/scres/1995/scres95.htm, 11.01.2012.

Page 137: Birleşmiş Milletler Müdahaleleri: Bar şkoruma ve Barışa Zorlama …nek.istanbul.edu.tr:4444/ekos/TEZ/49640.pdf · 2016. 3. 25. · ve sabrıyla her zaman destek veren değerli

125

amacına ulaşamasa da, bölgedeki gelişmelere bağlı olarak Angola’da yeni bir B.M.

operasyonunun – MONUA -oluşturulmasına karar verilmiştir.

14. MONUA

Güvenlik Konseyi’nce, Angola’da yeni bir B.M. gücünün tekrar oluşturulmasına

karar verilmiş, bölgedeki taraflarca da, UNAVEM III’ün kaldığı yerden devam

edilmesi üzerinde mutabık kalınmıştır. Bu bağlamda, Haziran 1997’de alınan 1118

nolu Güvenlik Kurulu kararına göre yeni bir B.M. operasyonu olan MONUA’nın

görevleri arasında; ulusal uzlaşı ve barışın güçlendirilmesi, tarafların MONUA ile

işbirliğinin ve B.M. personelinin tam bir şekilde hareket özgürlüğünün ve

güvenliğinin sağlanması, çatışanların entegrasyonunun ve yerinden olan sivil

halkın geri dönmesi, rehabilitasyonu, ekonominin tekrar yapılandırılması, tüm

askeri elementlerin kayıt altına alınarak, UNITA’nın askeri personelinin bildirilmesi,

birliklerin tahkiki, onayı, silahsızlandırılması ve demobilizasyonlarının sağlanması

sayılabilir.180

Başlangıçta, Ekim sonu itibariyle görev süresi sona erecek olan operasyonun,

görevini tamamlayarak personelinin kademeli olarak azaltılacağı, tamamiyle

bölgeden çekilmesinin 1998 Şubat ayında olacağı öngörülmüştür. Ne var ki,

anlaşmalara taraflarca, özellikle UNİTA tarafınca, uyulmada isteksiz kalınması,

çalışmaların ön görülen tarihte bitmeyeceğini ortaya çıkarmış ve görev süresi bir

çok kez uzatılmıştır. Ayrıca Haziran 1998’de B.M. şartnamesinin VII. Bölümü

altında, UNITA’nın ikinci ülkelerdeki varlıklarının dondurulması, liderleri ile resmi

iletişimin kesilmesi gibi yaptırımların uygulanmasına karar verilmiştir. Buna rağmen

Angola’da güvenlik sorunu gittikçe kötüleşmiş; UNITA güçlerince silahlı saldırılar

yoğunlaştırılmış, hemen hemen tam bir savaş durumuna doğru gidiş ortaya

çıkmıştır.

B.M. operasyonu MONUA’nın çeşitli kereler gerek sivil, gerek askeri gözlemci,

gerekse muharip güç sayısı artıp azalsa da, muharip gücün seviyesi en fazla

180 United Nations, Security Council, Resolutions 1997, resolution no:1118 (Çevrimiçi) http://www.un.org/Docs/scres/1997/scres97.htm, 12.01.2012.

Page 138: Birleşmiş Milletler Müdahaleleri: Bar şkoruma ve Barışa Zorlama …nek.istanbul.edu.tr:4444/ekos/TEZ/49640.pdf · 2016. 3. 25. · ve sabrıyla her zaman destek veren değerli

126

yaklaşık 3.000 civarına varabilmiştir. Kaldı ki, bu da, Ocak 1999 dan itibaren

tamamen iç savaşa dönen Angola’da, üstelik bölge yönetiminin de B.M. gücünün

kalmasına artık rıza göstermemesiyle, misyonun tamamlanmasına pek katkı

sağlayamamıştır.181 Şubat sonu itibarıyla görevi sona eren MONUA’nın süresi

tekrar uzatılmayarak Mart ortalarına kadar personelinin ülkeyi terketmesi

sağlanmış, görev başarısız olarak sonlanmıştır.

15. UNCRO

Dağılan Yugoslavya’da oluşturulan B.M. gücü UNPROFOR 1995 yılında üçe

bölünmüş; Makedonya’daki kısmı UNPREDEP olarak ayrı bir operasyona

dönüştürüldüğü gibi, Hırvatistan’da bulunan kısmı da Mayıs’ta, B.M. Güven Tesisi

Operasyonu adı altında – UNCRO – ayrı bir operasyon haline getirilmiştir. Her ne

kadar bölgede Nisan ayına kadar 8750 muharip güçle birlikte polis ve askeri

gözlemcilerin bulunması gerektiğine karar verilse de, tüm UNCRO varlığı boyunca

muharip gücün en üst sayısı 6500 leri aşmamıştır. Dönüştürülen B.M. gücünün

görevi, 1994 Mart’ında kabul edilen ateşkes anlaşmasını işlevsel hale getirmek,

ekonomik anlaşmanın uygulanmasını kolaylaştırmak, Hırvatistan – Bosna ve

Hırvatistan – Sırbistan sınırlarını aşan askeri personelin, ekipman ve silahların

kontrolünü yapmak ve raporlamak, Bosna’ya insani yardımın Hırvatistan’dan

ulaşımını sağlamak şeklinde belirlenmiştir.182

Hırvatistan ordusu, Mayıs ayında ateşkes anlaşmasını bozup Sırp Hırvatlara

saldırarak Batı Slovenya’daki mevzileri ele geçirmiş; ardından Ağustos’ta ise

Bosna güçleri ile Krajina’ya saldırarak, hemen tüm Sırpları bölgeden sürmüşlerdir.

Aynı zamanda B.M. güçleri de çatışmalardan nasibini almış; 100e yakın

operasyon noktasını kaybetmiş, 16 yaralı ile birlikte 4 ölü vermiştir. Bölgenin

Hırvatlarca ele geçirilip Sırp Hırvatların kaçmasıyla da, B.M. gücünün bölgedeki

varlığı anlamını kaybetmiştir. Hırvatistan yönetimi ile, Sırp Hırvat güçlerininin

Kasım ayında, meseleleri müzakereler yoluyla çözmek üzere anlaşmalarıyla,

181 Harvey J. Langholtz, The History of United Nations Peacekeeping Operations from Retrenchment to resurgence: 1997 to 2006, New York, UNITAR POCI, 2006, s. 21. 182 United Nations, Security Council, Resolutions 1995, resolution no:981 (Çevrimiçi) http://www.un.org/Docs/scres/1995/scres95.htm, 10,01,2012

Page 139: Birleşmiş Milletler Müdahaleleri: Bar şkoruma ve Barışa Zorlama …nek.istanbul.edu.tr:4444/ekos/TEZ/49640.pdf · 2016. 3. 25. · ve sabrıyla her zaman destek veren değerli

127

Hırvatistan içinde çatışmalara konu olan bölgelerin Hırvatistan’a barışçıl şekilde

entegrasyonu sağlanmıştır. Aynı zamanda, Birleşmiş Milletler’den bölgeyi geçiş

dönemi boyunca idare edecek bir geçici yönetim kurması talep edilmiştir. Bu geçiş

dönemi yönetiminin Ocak 1996’ da kurulmasıyla da UNCRO sona erdirilmiştir.

16. UNTAES

Hırvatistan’da bir önceki operasyon – UNCRO – Güvenlik Konseyi tarafından

sona erdirilip ülkeden ayrıldıktan sonra, Hırvat yönetimi ile Hırvat Sırpları güçleri

arasında yapılan anlaşmaya göre, uluslararası gücün bölgede barındırılmasına

dair bir maddenin olmasından dolayı yeni bir B.M. operasyonunun hazırlığına

gidilmiştir. Bu bağlamda, Güvenlik Konseyi tarafından Ocak 1996’da başlangıçta

süresi 12 ay olarak tasarlanmış Şartnamenin VII. Bölümü altında hareket edecek

5.000 kişilik muharip güce sahip bir B.M. operasyonunun – UNTAES -

oluşturulmasına karar verilmiştir.

Mayıs 1996’da bölgeye tamamen konuşlanan gücün görevi, çatışan taraflarca

yapılmış olan anlaşmanın şartlarına uygun olarak; çatışmaya konu olan bölgelerin

silahsızlandırma çalışmalarını yönetmek, topraklarından ayrılanların, mültecilerin

dönüşlerini izlemek, lokal yönetimler için seçim organize etmek, tarafların insan

haklarına ve temel özgürlüklerine saygınlıklarını gözlemlemek, genel barış ve

güvenliğin korunmasına katkıda bulunmak, şeklinde belirlenmiştir.183 Ayrıca tüm

üye ülkelere bireysel olarak veya bölgesel organizasyonlarca, gerekli gördükleri

tüm şekillerde, UNTAES’e, kendi talebi üzerine, yardım etme izni verilmiştir.

Toplam iki kez görev süresi uzatılan UNTAES, gerek insani yardımlarda, gerek

güvenliğin ve barışın tesisinde, gerekse seçimlerin hazırlanışı, yapılışı ve

ertesinde problemlerle karşılaşmamış; sorunlu bölgelerin Hırvatistan’a

entegrasyonunu başarıyla sağlamıştır. Ekim 1997’den itibaren güçlerini ve

personelini kademeli olarak azaltmaya başlayan B.M. misyonu 1998 Ocak’ında

sona erdirilmiş, yerine Güvenlik Konseyi’nin aldığı kararla, dokuz aylık bir izleme

183 United Nations, Security Council, Resolutions 1996, resolution no:1037 (Çevrimiçi) http://www.un.org/Docs/scres/1996/scres96.htm, 11.01.2012.

Page 140: Birleşmiş Milletler Müdahaleleri: Bar şkoruma ve Barışa Zorlama …nek.istanbul.edu.tr:4444/ekos/TEZ/49640.pdf · 2016. 3. 25. · ve sabrıyla her zaman destek veren değerli

128

görevi için 180 sivil polisin yer aldığı bir destek grubu oluşturulmuştur.184

17. MINURCA

Orta Afrika Cumhuriyeti’nde yaşanan krizin temel çıkış sebebi aslında sosyal ve

ekonomik problemler neticesinde oluşan yaygın bir halk memnuniyetsizliği

olmuştur. Durumdan ve bölgeye etkisinden kaygı duyulması sebebiyle, Aralık

1996’ da yapılan Fransa ve Afrika devletleri zirvesinde, Gabon, Burkina Faso, Çad

ve Mali başkanlarına, hükümet ve isyancılar arasında arabuluculuk yapma görevi

teklif edilmiş; sonucunda Ocak 1997’de taraflar arasında Bangui anlaşması

imzalanmıştır. Anlaşma neticesinde ve arabulucuların kabulüyle bölgede Orta

Afrika Cumhuriyeti Afrika Gücü – MISAB – oluşturularak, anlaşmanın şartlarının

uygulanmasını izleyerek barış ve güvenliğin tesisini sağlaması görevi kendisine

verilmiştir.

Bölgede göreve başlayan MISAB Ağustos 1997’de B.M. Güvenlik Kararı ile

desteklenmiş, ayrıca Afrika gücünün personelinin özgür hareketinin sağlanması

için Şartnamenin VII. Bölümü altında hareket etme hakkı kendisine tanınmıştır.185

Nisan 1998 gibi Fransa’nın Afrika gücüne verdiği lojistik desteği çekmesi üzerine,

Güvenlik Konseyi, B.M. Orta Afrika Cumhuriyeti Misyonu’nu – MINURCA –

oluşturmaya karar vermiştir. Sahadaki gücün görevini ise; güvenliğin sürdürülmesi

ve arttırılmasını sağlamak, ulusal güvenlik güçlerine kanun ve düzenin

sürdürülmesinde yardımcı olmak, toplanan silahların muhafazası ve kontrolünü

idare etmek, B.M. personelinin hareket özgürlüğünü ve güvenini sağlamak

şeklinde belirlemiştir.186

En yüksek seviyesinde 1350 kadar bir muharip güce sahip olan MINURCA, 1998’

den itibaren bir seri görev süresi uzatmalarını yaşarken, aynı zamanda görev

184 United Nations, Peacekeeping, Past Operations, UNTAES,Brief Chronology (Çevrimiçi) http://www.un.org/Depts/DPKO/Missions/untaes_e.htm, 12.01.2012 185 United Nations, Security Council, Resolutions 1997, resolution no:1125 (Çevrimiçi) http://www.un.org/Docs/scres/1997/scres97.htm 17.01.2012 186 United Nations, Security Council, Resolutions 1998, resolution no:1159 (Çevrimiçi) http://www.un.org/Docs/scres/1998/scres98.htm 18.01.2012

Page 141: Birleşmiş Milletler Müdahaleleri: Bar şkoruma ve Barışa Zorlama …nek.istanbul.edu.tr:4444/ekos/TEZ/49640.pdf · 2016. 3. 25. · ve sabrıyla her zaman destek veren değerli

129

değişikliği uygulamalarına da maruz kalmıştır. Örneğin, önce seçim materyal ve

ekipmanlarının sağlanarak meclis seçimlerinin desteklenmesi gibi bir görevin

kendisine eklenmesinin ardından başkanlık seçimlerine de destek sağlaması

istenmiş, daha sonra ise varlığının temel amacından sıyrılacak bir dönüşümle

“çatışma sonrası barış inşası” misyonunu üstlenmesi gerekmiştir. Sonuçta

MINURCA’nın varlığı güvenlik ve istikrarın oluşmasında katkı yapmış, fakat

entegrasyonun sağlanmasını tamamlayamamıştır. Kaldı ki bu görev kendinden

hemen sonra kurulan B.M. Barış İnşası Destek Birimi adlı ayrı bir operasyon

tarafından üstlenilmiştir. Görevi devreden B.M. gücünün bölgedeki görevi de Şubat

2000’de sona erdirilmiştir.

18. UNAMSIL Birleşmiş Milletler’in Sierra Leone müdahalesi 90ların sonunda gerçekleşmişse de,

bu coğrafyadaki iç savaş aslında 90ların başında başlamıştır. Devrimci Birleşik

Cephe – RUF - adlı grubun Sierra Leone yönetimine karşı yürüttüğü savaş, Batı

Afrika Devletleri Ekonomi Topluluğu’nun – ECOWAS - müdahalelerine ya da

arabuluculuğuna rağmen devam etmiş, fakat yönetim kendi ordusunun

müdahalesiyle devrilmiştir. 1996’da seçimler yapılıp sivil yönetime geçildiğinde,

RUF, seçimlere katılmayıp, sonuçları da tanımayınca çatışmalar tekrar devam

etmiş, bu kez ordu 1997’de ikinci bir darbeyi bu grupla birlikte gerçekleştirmiştir.

Bütün çabalara rağmen cunta liderleri geri çekilmeye ikna edilememiş; ECOWAS

güçleri tekrar devreye girerek bir ateşkes anlaşması sağlanmıştır.

ECOMOG güçlerinin 1998’de cuntayı devirerek sürgündeki başkanın geri

gelmesini sağlamasıyla, B.M. bölgede bir gözlem misyonu oluşturmuştur. Fakat

RUF’un savaşa devam ederek, aynı senenin sonuna doğru ülkenin yarısından

fazlasını ele geçirmesi, ve ardından ittifak güçlerinin tekrar kontrolü kazanması,

her iki tarafı da bir barış anlaşması yapılması kararına doğru itmiştir. Temmuz

1999’da her iki tarafın çatışmaları sona erdirip, ulusal birlik yönetimi kurmak

istemesi, B.M.’ den daha geniş katılımlı bir gücün bölgeye konuşlanması talebini

Page 142: Birleşmiş Milletler Müdahaleleri: Bar şkoruma ve Barışa Zorlama …nek.istanbul.edu.tr:4444/ekos/TEZ/49640.pdf · 2016. 3. 25. · ve sabrıyla her zaman destek veren değerli

130

birlikte getirmiş, Güvenlik Konseyi kararınca Sierra Leone operasyonu –

UNAMSIL – oluşturulmuştur.187

Ekim 1999’da alınan karar neticesinde bölgeye gönderilmesine karar verilen bu

B.M. gücünün görevleri arasında; kabul edilen barış anlaşmasının şartlarının

uygulanmasına yardımcı olmak, bölgeyi silahsızlandırmak, B.M. personelinin

güvenliğini ve hareket özgürlüğünü sağlamak, güven oluşturucu mekanizmaları

sağlamak, sayılabilir.188 Oluşturulmasında önce 260 askeri gözlemci, 6.000 askeri

personel öngörülen operasyonda arka arkaya revizyona gidilerek 3 karar daha

alınmış ve her birinde askeri güç arttırılarak en son 17.500 muharip güç seviyesine

varılmıştır.

19. UNTAET – UNMISET Doğu Timor, Asya kıtasında, daha önceden bugünkü Endonezya toprakları içinde

bulunan ve Birleşmiş Milletlerin müdahalede bulunduğu, oldukça küçük bir ülkedir.

1960-74 yılları arasında Portekiz tarafından yönetilen bölge, Portekiz’in geçici bir

yerel meclis ve yönetim oluşturarak Doğu Timor’un durumunu belirleyecek bir

adım atmasıyla, kendini, bağımsızlık taraftarlarıyla, Endonezya ile birleşmek

isteyenler arasında bir iç savaşın içinde bulmuştur. Durumu kontrol edemeyen

Portekiz çekilmiş; Endonezya ise bölgeyi işgal ederek kendi topraklarına katsa da,

bu durum ne B.M. tarafından tanınmış ne de yıllar boyunca yerel halkın direnişi

bitmiştir. 1998’de uluslararası ağır baskılar neticesinde, Endonezya’nın Doğu

Timor’a kısıtlı otonomi verme teklifinin halka sunulmasına karar verilmiştir.

Halkın müzakeresine sunulan teklifin hayata geçmesi için Birleşmiş Milletler, Doğu

Timor Yardımcı Misyonu’nu 1999 yılında oluşturarak, bölgedeki seçmenlerin

kaydına ve seçimlere yardımcı olmuştur. Ne var ki çıkan sonuç, otonomi teklifinin

reddi ve tam bağımsızlık yönünde olmuş, birleşme yanlısı milislerin şiddet

uygulaması sonucu ise binlerce kişi hayatını kaybederken 500.000 kişi ise

187 Harvey J. Langholtz, The History of United Nations Peacekeeping Operations from Retrenchment to Resurgence: 1997 to 2006, New York, UNITAR POCI, 2006, s.88. 188 United Nations, Security Council, Resolutions 1999, resolution no:1270 (Çevrimiçi) http://www.un.org/Docs/scres/1999/sc99.htm, 14.01.2012.

Page 143: Birleşmiş Milletler Müdahaleleri: Bar şkoruma ve Barışa Zorlama …nek.istanbul.edu.tr:4444/ekos/TEZ/49640.pdf · 2016. 3. 25. · ve sabrıyla her zaman destek veren değerli

131

topraklarından uzaklaşmak zorunda kalmıştır. Güvenlik Konseyi bu durum

karşısında, Avustralya liderliğinde çok uluslu bir gücün oluşturularak bölgede barış

ve güvenliğin tesisine, durumun kontrol altına alınmasına dair karar almıştır. Eylül

ayında bölgeye konuşlanan çok uluslu güç durumu kısa zamanda kontrol altına

alırken, Güvenlik Konseyi Ekim ayında ayrı bir kararla çok uluslu gücün yerini

alacak, bir B.M. gücünün oluşturulmasını da kararlaştırmıştır.189

Bağımsızlığa geçiş için Doğu Timor’un yönetiminden sorumlu olacak bu “Geçiş

Yönetimi” operasyonu – UNTAET – çok boyutlu bir görev ile; güvenliği sağlamak,

etkili bir yönetim kurmak, sivil ve sosyal hizmetlerin geliştirilmesine yardımcı

olmak, insani yardım sağlamak, sürdürülebilir bir gelişmenin şartlarını oluşturmak

gibi sorumluluklar üstlenmiştir.190 Şubat 2000’de sorumluğu çok uluslu güçten

kendi üstüne alan UNTAET, 9.000 e yaklaşan muharip güç ve 1.500 ün üstünde

sivil polis ile, özellikle ülkenin Batı bölgesinde çıkan çatışmalar ve kendilerini hedef

alan saldırılarda sıkıntılı zamanlar yaşasa da, hedeflerine ulaşmıştır. 2001 yılı

ortasında Doğu Timor’da tekrar seçimlere gidilerek meclis üyeleri seçilmiş, tam

bağımsızlığa geçiş hazırlıkları bu dönemde tamamlanmıştır. Aynı zamanda bu

dönemde UNTAET’ in yerini alacak ve bağımsızlık sonrası dönemde bölgede yer

alacak ayrı bir B.M. misyonu da hazırlanmıştır.

2002 yılında ülkede yapılan ilk parlamento toplantısında, Genel Sekreter Annan

tarafından, Birleşmiş Milletler’e katılmaya davet edilen Doğu Timor’da yeni bir B.M.

gücü oluşturulmasına karar verilmiştir. Mayıs 2002’de Güvenlik Konseyi tarafından

B.M. Destek Misyonu – UNMISET - adı altında oluşturulan bu gücün görevi ise,

temel yönetim yapısına yardımcı olmak, kolluk gücü ve kamu güvenliği sağlamak,

lokal polis gücünü geliştirmek, iç ve dış güvenliğin devamını sağlamak şeklinde

belirlenmiştir.191 Kendi içinde yaklaşık, 4.000 civarı muharip güç, 1.250 kadar da

sivil polis barındıran bu güç, toplam üç sene görevini sürdürmüş, ilk iki seneden

sonra kademeli olarak iç ve dış güvenlik sorumluluğunu Timor devletine

189 United Nations, Peacekeeping, Past Operations, UNTAET, Background (Çevrimiçi) http://www.un.org/en/peacekeeping/missions/past/etimor/UntaetB.htm, 14.01.2012. 190 United Nations, Security Council, Resolutions 1999, resolution no:1272 (Çevrimiçi) http://www.un.org/Docs/scres/1999/sc99.htm, 13.01.2012. 191 United Nations, Security Council, Resolutions 2002, resolution no:1410 (Çevrimiçi) http://www.un.org/Docs/scres/2002/sc2002.htm, 14.10.2012.

Page 144: Birleşmiş Milletler Müdahaleleri: Bar şkoruma ve Barışa Zorlama …nek.istanbul.edu.tr:4444/ekos/TEZ/49640.pdf · 2016. 3. 25. · ve sabrıyla her zaman destek veren değerli

132

devretmiştir. Son dokuz ayını da kendi gücünü kademeli olarak azaltan bu B.M.

misyonu, Mayıs 2005 yılı itibarı ile sona erdirilmiştir.

20. UNMEE Eritre 30 sene süren bir iç savaştan sonra 1993 yılında yapılan bir referandum ile

Etiyopya’dan ayrılmış, fakat sınır anlaşmazlıkları sebebiyle iki ülke arasında 1998

de yeni bir savaş başlamıştır. Her ne kadar, Afrika Birliği Organizasyonu ve B.M.

Genel Sekreter özel elçisinin çabalarıyla bir süre için durum sakinleşse de, 2000

yılının ortalarına doğru çarpışmalar tekrar alevlenmiş, Güvenlik Konseyi kararı ile

iki ülkeye silah akışı durmuştur. Bu sürede 70.000 insan ölmüş, her iki taraftan

yaklaşık 350.000 er kişi savaştan etkilenmiş, fakat Etiyopya aynı dönemde çok

sert bir kuraklıkla karşılaşarak, sonucunda oluşan kıtlıktan da son derece zarar

görmüştür. Haziran 2000’de iki ülkenin savaş sona ermesi üzerine yaptıkları

anlaşma neticesinde, Birleşmiş Milletler, Afrika Birliği Organizasyonu işbirliği ile,

bölgede bir güç konuşlandırması için bölgeye davet edilmiştir.

Genel Sekreter’in tavsiyesi ile Güvenlik Kurulu Haziran ayında Etiyopya-Eritre

Misyonu’nu – UNMEE – kurmuş; Eylül’de ise gücün yaklaşık 220 askeri gözlemci

ve 4.000 civarı muharip güçten oluşturulması kararını almıştır. Bu gücün görevleri

arasında sayılabilecekler; çatışmaların durup durmadığını, Etiyopya güçlerinin

savaş öncesi konumuna çekilmesini ve Eritre güçlerinin konumunu izlemek,

taraflarca mutabık kalınmış güvenlik taahhütlerine uyulduğunu onaylamak, geçici

güvenlik bölgelerinde mayın temizlemelerini koordine etmek ve teknik yardımda

bulunmaktır.192 Ayrıca Aralık 2000’de her iki taraf daha geniş ve ayrıntılı bir barış

planı üzerinde çalışarak, Cezayir’de yeni bir anlaşmaya imza atmışlardır.

“Etiyopya-Eritre Barış Anlaşması”’nın maddeleri arasında, savaşın temel sebebi

sayılabilecek sınır anlaşmazlığını gidermek üzere her iki tarafında eşit sayıda üye

vereceği bir sınır komisyonu kurulması yer almış, fakat 2003 yılında komisyonun

nihai kararı Etiyopya tarafından reddedilmiştir. Başlangıç itibarı ve gelişmelerin

seyri süresince B.M. operasyonunun başarılı olması ve görevini yerine getirmesine 192 United Nations, Security Council, Resolutions 2000, resolution no:1320 (Çevrimiçi) http://www.un.org/Docs/scres/2000/sc2000.htm, 16.01.2012

Page 145: Birleşmiş Milletler Müdahaleleri: Bar şkoruma ve Barışa Zorlama …nek.istanbul.edu.tr:4444/ekos/TEZ/49640.pdf · 2016. 3. 25. · ve sabrıyla her zaman destek veren değerli

133

rağmen, Eritre’nin bölgedeki güce kısıtlamalar getirmesi ve personelin güvenliğini

riske edecek uygulamalarda bulunulması neticesinde görev Temmuz 2008’de

sona erdirilmiştir.193

21. ONUB

Burundi aslında aynı Ruanda’da olduğu gibi çoğunluk Hutu ve azınlık Tutsiler

arasında oluşan bir iç savaşın içine düşmüş; 1993 ten 2000 e kadar yapılmaya

çalışılan barış görüşmeleri bir işe yaramamıştır. Ağustos ayında Nelson Mandela’

nın arabuluculuğu ve gayretiyle Arusha anlaşması imzalanmış, fakat çok taraflı

olan bu iç savaşta tarafların tümünün anlaşmaya katılmaması sebebiyle B.M.

bölgeye bir güç göndermekten kaçınmıştır. Fakat aynı bölgede 2003 yılında Afrika

Birliği, Burundi Afrika Misyonu’ nu – AMIB – oluşturmuştur.

Tarafların 2003 yılında ateşkes yapma anlaşması üzerine, Mayıs 2004’te Afrika

Misyonu sona erdirilmiş, Güvenlik Konseyi kararı ile Şartnamenin VII. Bölümü

altında hareket edecek bir B.M. gücünün oluşturulmasına karar verilmiştir.

Birleşmiş Milletler Burundi Operasyonu – ONUB – 200 askeri gözlemci, 120 polis

ve 5.650 muharip güç gerekliliği öngörülerek hazırlanmış; Haziran’da bölgeye

konuşlanmaya başlamıştır. Gücün üstlenecekleri arasında; tüm gerekli görülen

araçların kullanılarak ateşkes anlaşmasına uyulmasını sağlamak, çatışanların

silahsızlandırılması ve sivil hayata entegrasyonunu sağlamak, sınırlardaki

kanunsuz silah akışını izlemek gibi görevler sayılabilir.194 B.M. gücünün bölgedeki görevi süresince gelişen önemli olaylardan biri, ülkede

çatışmaya taraf olan Hutu güçlerinden FNL’nin, başkent Bujumbura yakınlarında

bir mülteci kampında Tutsi olan çoğu kadın ve çocuk 150 Kongolu sivili katledip,

100 kadarını yaralaması olmuştur. ONUB güçlerinin ancak olay olduktan sonra

haber alması, diğer taraftan Burundu polis ve askerinin olacakları bildiği halde bir

şey yapmaması bu acı olayın yaşanmasına sebebiyet vermiştir.195 Bu olayın

193 United Nations, Peacekeeping, Missions, UNMEE, (Çevrimiçi) http://www.un.org/en/peacekeeping/missions/past/unmee/index.html, 16.01.2012 194 United Nations, Security Council, Resolutions 2004, resolution no:1545 (Çevrimiçi) http://www.un.org/Docs/sc/unsc_resolutions04.html, 17.01.2012 195 Harvey J. Langholtz, The History of United Nations Peacekeeping Operations from

Page 146: Birleşmiş Milletler Müdahaleleri: Bar şkoruma ve Barışa Zorlama …nek.istanbul.edu.tr:4444/ekos/TEZ/49640.pdf · 2016. 3. 25. · ve sabrıyla her zaman destek veren değerli

134

arkasından B.M. güçleri silahsızlandırma çalışmalarına başlamış, bunun gibi bir

olayın bir daha yaşanmaması için gayret sarf etmişlerdir.

Burundi Halkı, 2005 yılının Şubat ve Eylül aylarında yapılan, içlerinde daha önce

silahlı çatışmalarda yer almış hareketlerin de partileşerek katıldığı (NFL hariç)

seçimler sonucunda demokratik bir hükümet kurmayı başarmıştır. Bölgedeki B.M.

operasyonu 2006 Aralık’ta sona erdirilirken, gayet başarılı bir seçim süreci

geçirilmiş, kırılganlık FNL’nin çatışmalara devam etmesi sebebiyle sürmekteyse

de, nispeten barış ve güvenlik sağlanmış, ihtiyaç duyulan siyasi altyapı

kurulmuştur. ONUB’un arkasından bir sene süreyle oluşturulan BINUB ise ulusal

kurumların kapasitesini güçlendirmek, topraklarına dönen sivil halkın

entegrasyonunu sağlamak, güvenlik sektörünün reformunu planlamak gibi

görevlerle Burundi yönetimine yardımcı olmuştur.

Yukarıda bahsedilen 23 adet Birleşmiş Milletler operasyonunda, gerekli görülen

bölgelerde müdahale sürecinin başlamasına ait gerekçeler ve gelişim süreci

kısaca anlatılmış, B.M. müdahalelerinin gelişimi ve (başarılı veya başarısız) nasıl

sonuçlandığı belirtilmiştir. Diğer taraftan bu operasyonlara ait sayısal veriler de bu

çalışmanın istatistiki anlamda özünü oluşturacağından, önce hipotez testleri, daha

sonra kullanılacak verilerin toplanması ve düzenlenmesine ait açıklamalar

aşağıdaki bölümde yer almaktadır.

C. Hipotezlerin Formülasyonu Çalışmanın önceki bölümlerinde, literatürde bu konuda farklı geleneklerin ve

yaklaşımların ortaya koyduğu, bir çok araştırmacının, askeri ve sivil kurumun,

akademisyenin yaptığı “müdahalede başarı tanımları” incelendikten ve

değerlendirildikten sonra, bu çalışma da kendi tanımını yapmış, kendi iddiasını

hazırlayarak müdahalelerin verimliliğine ve başarısına en fazla etkisi olduğuna

kanaat getirdiği hipotezleri ileri sürmüştür.

Bunlar aşağıda belirtilmiştir:

Retrenchment to Resurgence: 1997 to 2006, New York, UNITAR POCI, 2006, s.209.

Page 147: Birleşmiş Milletler Müdahaleleri: Bar şkoruma ve Barışa Zorlama …nek.istanbul.edu.tr:4444/ekos/TEZ/49640.pdf · 2016. 3. 25. · ve sabrıyla her zaman destek veren değerli

135

1 ) Bütçe – Asker Oranı:

Müdahale konusunu işleyen çalışmaların ve araştırılan hemen tüm kaynakların

birleştiği ortak noktalarından biri olan operasyonların başarısı için yeterli bütçe ve

gerekli askerin sağlanması, bu çalışmanın da hipotezlerinden birini

oluşturmaktadır. Bir müdahalenin bütçesi gerekli komisyon ve komiteden çıkıp

genel mecliste onaylanmasıyla oluşmakta, askeri ve sivil personelin maliyetiyle

birlikte geri kalan tüm operasyonel gereklilikleri de kapsamaktadır. Bu gereklilikler

süregelen operasyon için ek danışmanları, geçici yardımcıları, bölgede altyapıların

oluşturulmasını, iletişimi, tıbbi gereklilikleri, informasyon teknolojilerini, özel

ekipmanları ve bunlar gibi bir çok unsuru içinde barındırmaktadır. Dolayısıyla

yüksek bütçeli operasyonlarda askerlerin yararlanacağı olanaklar da artmakta, bu

da sonuçta müdahalelerin başarısına katkıda bulunmaktadır. Bu sebeple bu

çalışmanın birinci hipotezi “müdahalelerde asker başına düşen bütçe oranı

arttıkça, müdahalelerdeki başarı artmaktadır” şeklindedir. 2 ) Nüfus – Asker Oranı:

Güvenlik Konseyi’nin sevk emrini vereceği asker sayısının kararında rol oynayan

faktörler burda da aynı şekilde rol oynamakta, asker sayısı farklı sebeplerden

değişkenlik göstermektedir. Bu anlamda müdahale edilecek olan bölge, ülke

ve/veya ülkelerin nüfusları önemli bir etken olmaktadır. Bu çıkarımdan hareketle,

operasyonlara bakıldığında eş görev emrine sahip müdahalelerde eşit sayıda

asker sevki değil, hedef ülkelerin nüfuslarının asker sayısının kararında etkin

olması ve farklı sayıda asker sevki gerekmektedir. Örnekle, Doğu Timor’a yapılan

müdahalelerde asker sayısı, ülkenin nüfusu göz önüne alındığında ve aynı amaç

için Kamboçya’ya yapılan müdahalelerdeki asker sayısı da bu ülkenin nüfusu göz

önüne alınarak kıyaslandığında, oranların farklılık göstermesi kaçınılmazdır; çünkü

göreceli olarak her iki ülkenin nüfusu – örnek olarak Türkiye’ye kıyasla – oldukça

düşük olsa da birbirbirleriyle orantılandıklarında aralarındaki fark birinin diğerine on

misli civarındadır. Dolayısıyla operasyonlardaki asker sayısı hedef ülkenin nüfusu

ile orantılı olmalıdır. Böylelikle, bu çalışmanın ikinci hipotezi de “müdahalelerde

hedef ülke nüfusu ile bu ülkede operasyona katılan asker sayısı arasındaki oran

Page 148: Birleşmiş Milletler Müdahaleleri: Bar şkoruma ve Barışa Zorlama …nek.istanbul.edu.tr:4444/ekos/TEZ/49640.pdf · 2016. 3. 25. · ve sabrıyla her zaman destek veren değerli

136

düştükçe, müdahalelerde başarı artmaktadır” şeklindedir.

3 ) Alan - Asker Oranı:

Birleşmiş Milletler Güvenlik Konseyi tarafından alınan müdahale kararıyla hedef

ülke ve/veya coğrafyaya gönderilecek askerler, görev emriyle birlikte bölgeye

sevkedilmektedir. Sevk edilmesi gereken asker sayısı (sevk edilen gerçek sayı

değil) çeşitli faktörlere göre karar aşamasında değişkenlik gösterir. Bu faktörler,

müdahale edilen bölgedeki çatışan tarafların sahip olduğu silahların

toplanmasından, uygulanması gereken göreceli-basit, seçimlerin güvenli ortamda

yapılmasının sağlanması gibi, görev emirlerine kadar geniş bir yelpazede yer

almaktadır. Bu bağlamda, operasyon için farklı coğrafyalara gönderilen asker

sayısı aynı amaç, aynı görev emri ile sevkedilse dahi bölgenin büyüklüğüne,

yüzölçümüne göre farklılık göstermesi gerekmektedir. Müdahalede bulunulacak

coğrafyanın Slovenya veya Makedonya gibi yüzölçümü açısından göreceli olarak

küçük olmasıyla, Angola veya Somali gibi yine göreceli olarak geniş ülkeler olması

arasında önemli farklar gözükmektedir. Salt asker sayısının çoğaltılması tek

başına yeterli olmamakta, asker sayısının bölgenin büyüklüğü ile orantılı artması

gerekmektedir. Aynı zamanda gerçekleştirilmesi gereken görev emrinin zorluğu,

çatışmanın müdahale edilen bölgede yaygınlık göstermesi ve yoğunluğu gibi

problemler de alan/asker oranına göre ele alınmalıdır. Sonuç olarak, sayılan

gerekçeler nedeniyle, çalışmanın üçüncü hipotezi “müdahalelerde hedeflenen

ülkenin yüzölçümü ile operasyona katılan asker sayısı arasındaki oran azaldıkça

müdahalelerde başarı oranı artmaktadır” şeklinde ileri sürülmüştür.

Tüm hipotezlerin yukarıda ortaya konup açıklanmasından sonra, (ki ortak noktaları

asker sayısıdır), değinilmesi mecburi gözüken konu ya da sorulmayı bekleyen soru

“eğer müdahalelerdeki asker sayısı hipotezlerdeki gibi düzenlenmeliyse (ya da

düzenlenmediyse) şu ana kadar gerçekleşenlerde bu sayı nasıl belirleniyordu?”

olmalıdır. Bu sorunun basitçe verilebilecek cevabı, Birleşmiş Milletler Genel

Sekreterliği’nin yaptığı öneri doğrultusunda Güvenlik Konseyi’nin onayı ile, üyelerin

katkısı belirlenir şeklinde olsa da, daha gerçekçi bir yanıt için aslında daha

derinlere inilmesi gerekmektedir. Yukarıda da belirtildiği gibi asker sayısı için bir

takım faktörler rol oynamaktadır. Bunlar geçmiş müdahalelerde yaşanmış

Page 149: Birleşmiş Milletler Müdahaleleri: Bar şkoruma ve Barışa Zorlama …nek.istanbul.edu.tr:4444/ekos/TEZ/49640.pdf · 2016. 3. 25. · ve sabrıyla her zaman destek veren değerli

137

tecrübelerden BM’in askeri danışmanlarının önerilerine, farklı istatistiki verilerin

kullanımından, katkı yapacak ülkelerin vaadettiklerine kadar geniş bir yelpaze

içinde yer almaktadırlar. Bunların ötesinde, unutulmamalıdır ki Birleşmiş Milletler’in

kendine ait bir ordusu veya askeri birliği yoktur ve üye ülkelerin katkıları sayesinde

bu operasyonlar gerçekleşmektedir. Fakat, operasyon öncesi verilen katkı sözleri

her zaman (hatta pek çok zaman) yerine getirilmemekte, bu yüzden belirlenen ve

onaylanan asker adedi ile gerçekleşen ve sevkedilen asker adedi arasında önemli

farklar oluşmaktadır. Bununla birlikte, gönderilen askerlerin sayısı da geçen süre

içinde aylık bazda farklılık gösterebilmektedir. Ama tüm bunların hiç biri, bölgede

meydana gelen olayların müdahaleyi gerektirecek şekilde güvenliğe ve barışa

tehdit oluşturup oluşturmadığı kararını Güvenlik Konseyi’nde yer alan daimi

üyelerin, dış siyaset çekişmelerine bağlı olarak verecekleri gerçeği kadar önemli

değildir. Çünkü bu, sorunların halli ve insani acıların giderilmesi açısından atılması

gereken ilk adımdır. Bu çalışma ise gerçekleşen müdahalelerin başarısı üzerinedir.

Müdahale kararı verildikten sonra amaçlanan hedeflere ulaşılmasında yarar

sağlayacak faktörlerin öne çıkarılması konusundadır. Bu bağlamda, unutulmaması

gereken, bu aşamalara gelmek için atılacak olan ilk adımın önemidir. Farklı bir

ifade ile, Konseyin ortak bir zeminde buluşarak problemi gerçekten çözmek

istemesi ve bunun için samimi bir irade ortaya koyması, atılması gereken ilk ve en

önemli adımı teşkil etmektedir.

D. Karşılaşılan Kısıtlar ve Çözümlenmeleri Çalışmanın başında, bu tür araştırmaların az olduğundan, bu tip metodlara

başvurunun zaman geçtikçe, yeni verilerin eklenmesi ve kullanılabilecek hale

gelmesi ile arttığından ve artacağından bahsedilmiştir. Kimi akademisyen ve

araştırmacı kendi pencerelerinden önemli saydıkları çalışmaları yaparken kendileri

için önemli olan verileri zaman içinde biriktirmiş ve kendi veri bankalarını

oluşturmuşlardır. Bu çalışma da kendisi için önemli saydığı, kendi amacı

doğrultusunda verileri biriktirmiş, bağımsız değişkenleri için kendi gerekli veri

deposunu oluşturmuştur.

Çalışmanın verileri kaynaklardan derlenirken karşılaşılan bir zorluk, özellikle

değişkenlerin rakamsal çalışmalarında görülmüştür. Veri toplamada mümkün

Page 150: Birleşmiş Milletler Müdahaleleri: Bar şkoruma ve Barışa Zorlama …nek.istanbul.edu.tr:4444/ekos/TEZ/49640.pdf · 2016. 3. 25. · ve sabrıyla her zaman destek veren değerli

138

olduğunca birincil kaynaklara yönelinmiş -BM Barışıkoruma Bölümü verileri gibi –

ender olarak da ikincil kaynaklardan faydalanılmıştır. Sayısal verilere ulaşmanın

haricinde, değişkenlerin verilerini analiz ederken bu verilerin testleme kurgusunda

da problemler yaşanmıştır.

Bunlardan ilki operasyonlara gönderilen asker sayısında oluşmuştur. Birleşmiş

Milletler’in bir operasyon için uygun gördüğü asker sayısı ile aynı operasyona

giden askerlerin gerçek sayısı arasında hemen her zaman fark olmaktadır; çünkü

her operasyon için ihtiyaç duyulan asker sayısı katkıyı yapacak olan ülkelerle

Birleşmiş Milletler Sekreterliği tarafından karşılıklı olarak, Güvenlik Konseyi’nin

görev emrinde belirtilen süre için, aylık olarak belirlenmektedir. Güvenlik Konseyi

görev emrini genellikle altı ay, kimi zaman ise daha kısa veya uzun olarak üç veya

oniki ay gibi bir süre olarak belirlemektedir. Bu arada Sekreterlik bu operasyonda

görev alacak bir çok ülke ile temasa geçerek her biri ile yapacakları katkılar

üzerinde anlaşma yapmaktadır. Ülkelerin operasyonlara gönderecekleri asker

adedi ise aylık olarak değişim göstermektedir. Dolayısıyla ortalama otuz ay

sürecek bir operasyonda katkı yapan onlarca ülkenin asker sayılarının aylık bazda

değişim göstermesi, temel veri olarak alınıp teste tabi tutulacak olan değişken

sayısının sabitlenmesi konusunda problem oluşturmaktadır. Literatürde de çok az

sayıda kaynak bir operasyonun tüm zamanı için veri olarak asker sayısını

vermektedir. Verilenler, ya yapılan operasyonlarda müdahale edilen coğrafyada

belirli bir tarihte yer alan askerlerin sayısı ya da müdahale edilen bölgede tüm

görev emri veya operasyon süresince en fazla asker adedinin ulaşıldığı andaki

asker sayısı olmaktatır. Bu çalışmada da tercih edilen ikinci seçenek olmuş, bir

operasyonda tüm operasyon süresi boyunca ulaşılan en fazla asker sayısı temel

veri olarak alınmıştır.

Diğer bir problem müdahale edilen ülke yüzölçümünün, bazı operasyonlar için

kullanımında ortaya çıkmıştır. Müdahale edilen coğrafyaya giden silahlı güçler

kendi güvenliğini azami ölçüde sağlayabileceği bir veya birkaç bölgede

konuşlanarak, kendi uygulayacakları parametrelere göre görevlerine başlayıp,

güvenli geçişler, hatlar, bölgeler yaratmakta ve bu güvenli ortamı bir çok

değişkene bağlı olarak mümkün olduğunca ülke geneline taşımaya

çalışmaktadırlar. Fakat bazı operasyonlar için gönderilen askerler tüm bir bölgenin

Page 151: Birleşmiş Milletler Müdahaleleri: Bar şkoruma ve Barışa Zorlama …nek.istanbul.edu.tr:4444/ekos/TEZ/49640.pdf · 2016. 3. 25. · ve sabrıyla her zaman destek veren değerli

139

değil, sadece belirli bir hattın veya sınırın, (UNIKOM’da olduğu gibi), korunup

savunulmasını üstlenmektedir. Bu şekilde oluşan müdahalelerde de yöntem

diğerleriyle aynı kalmakta tüm ülkenin genel yüzölçümü temel alınarak analize

dahil edilmektedir.

Karşılaşılan diğer problemler ve bunların çözümleri şu şekilde olmuştur: Analizde

kullanılan nüfus verileri, operasyonların gerçekleştiği ülkelerdeki ve operasyon

tarihindeki ulaşılabilir ve/veya varsayılan nüfuslardır. Ayrıca yine analizde

kullanılan bütçe rakamları enflasyon hesabına tabii tutulmadan, kendi

zamanlarındaki gerçek rakamsal verilerle kullanılmıştır. Diğer taraftan bağımlı

değişkenler için gerekli olan verilerde ağırlıklı olarak Pushkina’nın çalışmasından∗

faydalanılmıştır.196 Ne var ki o çalışmada kullanılan veriler Soğuk Savaş öncesi

Birleşmiş Milletler müdahalelerini de kapsadığı gibi son bir kaç yılda

gerçekleştirilen ve sona eren bir çoğunu da dışarıda bırakmıştır. Ayrıca kendi

çalışmasında başarı için kullandığı diğer bir kaç değişken de bu çalışmanın özüne

uymadığından dolayı bu çalışmaya dahil edilmemiştir.

E. Analizde Kullanılan Veriler

Hipotez testlerinin uygulanmasında aşağıda Tablo 5 de yer alan 23 operasyona ait

veriler esas alınmıştır. Tezin 3. Bölümünde açıklanan “başarı” kriteri

değerlemesine göre başarılı müdahaleler “1” , kısmi başarılı müdahaleler “0” ve

başarısız müdahaleler “-1” olarak kodlanmıştır. 23 operasyon içinde 4 tanesi kısmi

başarılı, 10 tanesi başarılı ve 9 tanesi başarısız olarak analize dahil edilimiştir.

Tüm oranların ortak paydası olan asker sayısı, bir operasyonda tüm operasyon

süresi boyunca ulaşılan en fazla asker sayısıdır. “Bütçe/Asker” oranındaki bütçe

rakamları ABD doları bazında döneme ait rakamlardır. “Nüfus/Asker” oranındaki

nüfus rakamı operasyon tarihindeki ülke nüfusudur. Sonuncu olarak “Alan/Asker”

oranında kullanılan alan tüm ülkenin genel yüzölçümünü kilometre kare olarak

∗ Darya Pushkina, “United Nations in Civil Wars: Conditions for Success”, y.y., 2002 (Dissertation) Yayınlanmış kısmının künyesi aşağıdadır. 196 Darya Pushkina, “A Recipe for Success? Ingrediants of a Successful Peacekeeping Mission”, International Peacekeeping, June 2006, s. 133-149.

Page 152: Birleşmiş Milletler Müdahaleleri: Bar şkoruma ve Barışa Zorlama …nek.istanbul.edu.tr:4444/ekos/TEZ/49640.pdf · 2016. 3. 25. · ve sabrıyla her zaman destek veren değerli

140

ifade etmektedir.

Tablo 5: Tüm Müdahalelere ait sayısal veriler

ORANLAR

($) (KİŞİ) (Km2)

MÜDAHALELER BAŞARI DURUMU

BÜTÇE / ASKER

NÜFUS / ASKER ALAN / ASKER

1 ONUCA 1 4.442 31.921 515 2 UNMIH -1 1.616 1.233 5 3 UNSMIH 1 4.015 6.015 21 4 UNAMIC 1 5.173 8.906 162 5 UNTAC 0 5.173 634 11 6 UNTAET 1 5.140 101 2 7 UNMISET 1 4.198 273 4 8 UNOSOM I -1 4.367 6.849 702 9 UNOSOM II -1 2.589 243 24

10 UNTAG 1 7.458 314 184 11 ONUMOZ 1 3.121 2.246 119 12 UNAMIR -1 3.041 1.063 5 13 UNAVEM III -1 4.867 1.884 207 14 MONUA -1 4.048 3.970 412 15 MINURCA 1 3.408 2.887 463 16 UNAMSIL 0 2.212 248 4 17 ONUB 0 4.187 1.511 5 18 UNMEE -1 3.490 19.715 315 19 UNPROFOR -1 3.412 319 4 20 UNPREDEP 1 3.874 1.892 24 21 UNCRO -1 3.799 683 9 22 UNTAES 1 4.001 928 12 23 UNIKOM 0 4.287 24.238 484

Page 153: Birleşmiş Milletler Müdahaleleri: Bar şkoruma ve Barışa Zorlama …nek.istanbul.edu.tr:4444/ekos/TEZ/49640.pdf · 2016. 3. 25. · ve sabrıyla her zaman destek veren değerli

141

F. Yöntemler ve Uygulama

Araştırmalarda kullanılan hipotez testleri uygulanacak veri türlerine göre

“parametrik” ve ”parametrik olmayan” yöntemler olmak üzere ikiye ayrılır.

Parametrik yöntemler nicel değişkenlere uygun yöntemlerdir, araştırma konusu

olan birimler topluluğu yani ana kütle dağılımlarının bilinmesini öngörürler ve

örnek birim sayısının da belli bir düzeyde olması gerekmektedir. Parametrik

olmayan yöntemler ise özellikle nitel değişkenlere uygundurlar, ana kütle hakkında

belli varsayımlara dayanmazlar ve küçük örneklere de uygulanabilirler. Bu

özelliklerinden dolayı Sosyal Bilimler alanındaki çalışmalarda çoğunlukla

parametrik olmayan testler geniş ve önemli bir uygulama alanı bulmaktadırlar. Bu

araştırmada da parametrik olmayan hipotez testleri arasında yer alan Ki-Kare

Bağımsızlık Testi, Fisher’in Kesin testi ve Mann-Whitney U teknikleri

uygulanmıştır.

1. Ki-Kare Bağımsızlık Testi

Ki-Kare bağımsızlık testi nicel veya nitel değişkenler arasında bağımsızlık olup

olmadığının araştırılmasında kullanılır. Değişkenlerin her ikisi nitel, her ikisi nicel

veya biri nitel diğeri nicel olabilir. Bu tezde yapılan üç uygulamada biri nitel diğeri

nicel olan iki özelliğin bağımlı olup olmadığı araştırılmaktadır. Buna göre nitel

özellik askeri müdahalelerin başarısız, kısmi başarılı ve başarılı olarak

sınıflandırılmasıdır. Nicel özellik ise 1. uygulamada bütçe/asker oranı, 2.

uygulamada nüfus/asker oranı ve 3. uygulamada ise alan/asker oranıdır. Her üç

uygulamada sırasıyla nitel özellik içeren değişkenle nicel özellik içeren değişken

arasındaki bağımsızlık iddiası araştırılmıştır. Bu anlamda hipotezler sırasıyla 1.

uygulamada “askeri müdahalelerin başarısı ile bütçe/asker oranı birbirinden

bağımsızdır”; 2. uygulamada “askeri müdahalelerin başarısı ile nüfus/asker oranı

birbirinden bağımsızdır” ve 3. uygulamada da “askeri müdahalelerin başarısı ile

alan/asker oranı birbirinden bağımsızdır” şeklinde düzenlenmiştir.

1. Hipotezin Testi : Askeri müdahalelerin başarısı ile asker başına düşen bütçenin

birbirinden bağımsız olup olmadığının incelenmesi.

Page 154: Birleşmiş Milletler Müdahaleleri: Bar şkoruma ve Barışa Zorlama …nek.istanbul.edu.tr:4444/ekos/TEZ/49640.pdf · 2016. 3. 25. · ve sabrıyla her zaman destek veren değerli

142

Hipotezler:

Ho: Askeri müdahalelerin başarısı ile bütçe/asker oranı birbirine bağımlı değildir.

H1: Askeri müdahalelerin başarısı ile bütçe/asker oranı birbirine bağımlıdır.

şeklindedir.

Yöntemin uygulanabilmesi için nicel özelliğe ait şıkların satırlarda, nitel özelliğe ait

şıkların ise sütunlarda gösterildiği kontenjans tabloları hazırlanmıştır.

Tablo 6: 2x3 lük Kontenjans Tablosu

Başarısız Başarılı Kısmi Başarılı Toplam

Büyük Bütçe 3 7 3 13

Küçük Bütçe 6 3 1 10

Toplam 9 10 4 23

Tablo 5 de yer alan bütçe/asker oranına ait olan değerlerin ortalaması – mean –

alınmış; operasyonlar bu değere göre büyük ve küçük bütçeli olarak ayrılmıştır. Bu

bağlamda ilgili kontenjans tablosunun (Tablo 6) satırlarında, ortalama olan 3996 $

a kadar olanlar küçük bütçeli operasyonların sayısı, 3996 $ ın üzerinde olanlar ise

büyük bütçeli operasyonların sayısı olarak yerleştirilmiştir. Müdahalelerin 10 tanesi

küçük bütçeli, 13 tanesi büyük bütçeli olarak ortaya çıkmıştır. Tablonun

sütunlarında ise operasyon sayıları 10 başarılı, 4 kısmi başarılı, ve 9 başarısız

olarak yer almıştır. Bu durumda oluşan yukarıdaki 2x3 lük tabloya göre ki-kare

hesaplaması yapılmıştır.

Ancak Ki-Kare testleriyle ile ilgili literatürde bazı kaynaklar kontenjans tablolarına

ait frekansların 5 ve üstü olması gerektiğini belirtmişlerdir.197 Bu görüş dikkate

alınarak verilerimiz arasındaki kısmi başarılı operasyonlar (UNTAC, UNAMSIL,

ONUB, UNIKOM), başarılı operasyonlar olarak ele alınıp, başarılı operasyon

sayısı 14, başarısız operasyon sayısı 9 olmak üzere, 2x2 lik kontanjans tablosu

hazırlanmıştır (bkz. tablo 7). Kontenjans tablosunda 5 in altında kalmaya devam

197 Neyran Orhunbilge, Örnekleme Yöntemleri ve Hipotez Testleri, İstanbul, Avcıol Basım, 2000, s.249.

Page 155: Birleşmiş Milletler Müdahaleleri: Bar şkoruma ve Barışa Zorlama …nek.istanbul.edu.tr:4444/ekos/TEZ/49640.pdf · 2016. 3. 25. · ve sabrıyla her zaman destek veren değerli

143

eden frekans görüldüğünden süreklilik düzeltme faktörü kullanılarak ayrıca 3. bir

hesaplama yapılmıştır. Tüm bu uygulama sırasıyla 2. ve 3. hipotezlerin test

edilmesinde de aynı şekilde devam ettirilmiştir.

Tablo 7: 2x2 lik kontenjans tablosu

Başarısız Başarılı Toplam

Büyük Bütçe 3 10 3

Küçük Bütçe 6 4 10

Toplam 9 14 23

Yapılan 2x3 lük Ki-Kare, 2x2 lik Ki-Kare, ve Düzeltme Faktörlü Ki-Kare bağımsızlık

testlerinde 5% ve 10% olmak üzere iki anlamlılık düzeyi belirlenmiştir. Elde edilen

test sonuçlarının Ki-Kare dağılım tablosu değerleriyle karşılaştırılmasıyla da

hipotezlerin kabul/red durumu belli olmuştur.

Tablo 8 Test sonuçları

2x3 lük Ki-Kare 2x2 lik Ki-Kare Düzeltme Faktörlü

Ki-Kare

Sonuç 3,264 3,235* 1,871

*10% düzeyinde anlamlı Sonuçların Yorumlanması:

İlk yapılan 2x3 lük Ki-Kare bağımsızlık testinin sonucu 5% anlamlılık düzeyinde

değerlendirildiğinde Ho hipotezi reddedilememekte; yani iki değişken arasında bir

bağımlılık olmadığı görülmektedir. Aynı sonucu 10% anlamlılık düzeyinde

değerlendirdiğimizde de iki değişken arasında istatistiksel olarak anlamlı bir

bağımlılık olmadığı görülmektedir.

Yapılan müdahaleleri sadece başarılı ve başarısız olarak ayırdığımız 2x2 lik Ki-

Kare testinde 5% anlamlılık düzeyinde, asker başına düşen bütçe rakamı ile

müdahalelerin başarısı arasında bir bağımlılık olmadığı görülmektedir. Ancak aynı

test 10% anlamlılık düzeyinde değerlendirildiğinde iki değişken arasında bağımlılık

Page 156: Birleşmiş Milletler Müdahaleleri: Bar şkoruma ve Barışa Zorlama …nek.istanbul.edu.tr:4444/ekos/TEZ/49640.pdf · 2016. 3. 25. · ve sabrıyla her zaman destek veren değerli

144

olduğu, Ho hipotezinin reddedildiği görülmektedir. Düzeltme faktörlü olarak yapılan

Ki-Kare testinde ise iki değişken arasındaki bağımlılığın her iki anlamlılık

düzeyinde de önemli olmadığı tespit edilmiştir.

2. Hipotezin Testi: Askeri müdahalelerin başarısı ile nüfus/asker oranının

birbirinden bağımsız olup olmadığının incelenmesi.

Hipotezler:

Ho: Askeri müdahalelerin başarısı ile nüfus/asker oranı birbirine bağımlı değildir.

H1: Askeri müdahalelerin başarısı ile nüfus/asker oranı birbirine bağımlıdır.

şeklindedir.

Yine aynı şekilde Tablo 5 de yer alan nüfus/asker oranına ait olan değerlerin

ortalaması – mean – alınmış; operasyonlar bu değere göre az nüfus ve çok nüfus

olarak ayrılmıştır. Bu bağlamda ilgili kontenjans tablosunun (Tablo 9) satırlarında,

ortalama olan 5.131 kişiye kadar olanlar az nüfuslu operasyonların sayısı, 5.131

kişininin üzerinde olanlar ise çok nüfuslu operasyonların sayısı olarak

yerleştirilmiştir. Müdahalelerin 17 tanesi az nüfuslu, 6 tanesi çok nüfuslu olarak

ortaya çıkmıştır. Tablonun sütunlarında ise operasyon sayıları 10 başarılı, 4 kısmi

başarılı, ve 9 başarısız olarak yer almıştır.

Tablo 9 2x3 lük kontenjans tablosu

Başarısız Başarılı Kısmi Başarılı Toplam

Çok Nüfus 2 3 1 6

Az Nüfus 7 7 3 17

Toplam 9 10 4 23

Bu durumda oluşan yukarıdaki 2x3 lük tabloya göre ki-kare hesaplaması yapılmış,

daha sonra ise kısmi başarılı operasyon sayısının, başarılılara eklendiği aşağıdaki

tablo 10 a göre sırasıyla önce düzeltme faktörsüz, sonra düzeltme faktörlü olarak 2

ayrı Ki-Kare hesaplaması daha yapılmıştır.

Page 157: Birleşmiş Milletler Müdahaleleri: Bar şkoruma ve Barışa Zorlama …nek.istanbul.edu.tr:4444/ekos/TEZ/49640.pdf · 2016. 3. 25. · ve sabrıyla her zaman destek veren değerli

145

Tablo 10 2x2 lik Kontenjans Tablosu

Başarısız Başarılı Toplam

Çok Nüfus 2 4 6

Az Nüfus 7 10 17

Toplam 9 14 23

Yapılan Ki-Kare, 2x2 lik Kontenjans Tablolu Ki-Kare, ve Düzeltme Faktörlü Ki-Kare

bağımsızlık testlerinde 5% ve 10% olmak üzere iki anlamlılık düzeyi belirlenmiştir.

2. Hipotezin test edilmesiyle elde edilen sonuçlar Ki-Kare dağılım tablosu

değerleriyle karşılaştırılarak hipotezlerin kabul/red durumu belli olmuştur.

Tablo 11 Test sonuçları

2x3 lük Ki- Kare 2x2 lik Ki-Kare Düzeltme Faktörlü

2x2 lik Ki-Kare

Test İstatistiği 0,152 0,115 0,022

Sonuçların Yorumlanması:

İlk yapılan 2x3 lük Ki-Kare bağımsızlık testinin sonucunda 5% ve 10% anlamlılık

düzeyinde Ho hipotezi reddedilememekte; yani iki değişken arasında bir bağımlılık

olmadığı görülmektedir. Yapılan müdahaleleri sadece başarılı ve başarısız olarak

ayırdığımız 2*2 lik Ki-Kare testinde de 5% ve 10% anlamlılık düzeyinde asker

başına düşen nüfus rakamı ile müdahalelerin başarısı arasında bir bağımlılık

olmadığı görülmektedir. Ho hipotezi, düzeltme faktörlü olarak yapılan Ki-Kare

testinin sonucunda da reddedilmemiş; iki değişken arasındaki bağımlılığın her iki

anlamlılık seviyesinde önemli olmadığı tespit edilmiştir.

Sonuç olarak, yapılan üç uygulamada askeri müdahalelerdeki başarı durumunun

asker başına düşen nüfus rakamından bağımsız olduğu söylenebilir. Askeri

müdahalelerde asker başına düşen nüfus miktarının az veya çok olması ile

Page 158: Birleşmiş Milletler Müdahaleleri: Bar şkoruma ve Barışa Zorlama …nek.istanbul.edu.tr:4444/ekos/TEZ/49640.pdf · 2016. 3. 25. · ve sabrıyla her zaman destek veren değerli

146

operasyonun başarılı, başarısız veya kısmi başarılı olması arasında anlamlı bir

ilişki yoktur.

3. Hipotezin Testi: Askeri müdahalelerin başarısı ile alan/asker oranının

birbirinden bağımsız olup olmadığının araştırılması.

Hipotezler :

Ho: Askeri müdahalelerin başarısı ile alan/asker oranı birbirine bağımlı değildir.

H1: Askeri müdahalelerin başarısı ile alan/asker oranı birbirine bağımlıdır.

şeklindedir.

Uygulamada tablo 5 de yer alan alan/asker oranına ait olan değerlerin ortalaması

– mean – alınmış; operasyonlar bu değere göre küçük alan ve büyük alan olarak

ayrılmıştır. Bu bağlamda ilgili kontenjans tablosunun (Tablo 12) satırlarında,

ortalama olan 160 km2 ye kadar olanlar küçük alanlı operasyonların sayısı, 160

km2 nin üzerinde olanlar ise büyük alanlı operasyonların sayısı olarak

yerleştirilmiştir. Müdahalelerin 14 tanesi küçük alan, 9 tanesi büyük alan olarak

ortaya çıkmıştır. Tablonun sütunlarında ise operasyon sayıları 10 başarılı, 4 kısmi

başarılı ve 9 başarısız olarak yer almıştır.

Tablo 12 2x3 lük Kontenjans tablosu

Başarısız Başarılı Kısmi Başarılı Toplam

Büyük Alan 4 4 1 9

Küçük alan 5 6 3 14

Toplam 9 10 4 23

Daha sonra kısmi başarılı operasyonlar, başarılı operasyonlara eklenerek 13

başarılı, 10 başarısız şeklinde ayrılıp aşağıdaki 2x2 lik kontenjans tablosuyla önce

düzeltme faktörsüz, sonra düzeltme faktörlü olarak diğer Ki-Kare hesaplamaları

yapılmıştır.

Page 159: Birleşmiş Milletler Müdahaleleri: Bar şkoruma ve Barışa Zorlama …nek.istanbul.edu.tr:4444/ekos/TEZ/49640.pdf · 2016. 3. 25. · ve sabrıyla her zaman destek veren değerli

147

Tablo 13 2x2 lik Kontenjans Tablosu

Başarısız Başarılı Toplam

Büyük Alan 4 5 9

Küçük Alan 5 9 14

Toplam 9 14 23

Tüm bağımsızlık testleri yine 5% ve 10% olmak üzere iki anlamlılık düzeyi

kullanılarak yapılmıştır. 3. Hipotezin test sonuçlarıyla Ki-Kare dağılım tablosu

değerleriyle karşılaştırılmış ve hipotezlerin kabul/red durumuna karar verilmiştir.

Tablo 14 Test sonuçları.

2x3 lük Ki- Kare 2x2 lik Ki-Kare Düzeltme Faktörlü

Ki-Kare

Test İstatistiği 0,445 0,175 0

Sonuçların Yorumlanması:

Tablo 14 incelendiğinde yapılan Ki-Kare bağımsızlık testlerinin hepsinde, 5% ve

10% anlamlılık düzeylerinde Ho hipotezinin redddedilemediği; iki değişken

arasında istatistiki olarak anlamlı sayılabilecek bir bağımlılık olmadığı

görülmektedir. Her üç testte sonuçlar yapılan askeri müdahalelerdeki başarı

durumunun asker başına düşen alan büyüklüğünden bağımsız olduğunu

göstermiştir. Askeri müdahalelerde asker başına düşen alanın büyüklüğüyle ile

operasyonun başarılı, başarısız veya kısmi başarılı olması arasında anlamlı bir

bağ gözlenmemiştir.

SONUÇ

Yukarıda yapılan Ki-Kare bağımsızlık testleriyle ulaşılmak istenen nihai hedef, BM

müdahalelerinin başarılı, kısmi başarılı veya başarısız olmasında ilgili Bütçe/Asker,

Nüfus/Asker, ve Alan/Asker oranlarının istatiski olarak önemli sayılacak düzeyde

bir etkisinin olup olmadığının belirlenmesidir. Asker başına düşen nüfus miktarı ve

Page 160: Birleşmiş Milletler Müdahaleleri: Bar şkoruma ve Barışa Zorlama …nek.istanbul.edu.tr:4444/ekos/TEZ/49640.pdf · 2016. 3. 25. · ve sabrıyla her zaman destek veren değerli

148

alan büyüklüğü ile müdahalelerin başarısı arasındaki bağımsızlığın test edildiği 2.

ve 3. uygulama sonuçlarına göre Ho, “bağımlı değildir” hipotezleri

reddedilememiştir. Böylece askeri müdahalelerin başarılı olup olmamasının, asker

başına düşen nüfus miktarının az veya çok olmasıyla ve asker başına düşen

alanın büyük olup olmamasıyla, istatistiki olarak önemli sayılacak bir bağlantısı

olmadığı görülmektedir. Ancak başarı ile asker başına düşen bütçe miktarı

arasındaki bağımlılık test edildiğinde biraz daha farklı bir sonuca ulaşılmıştır. Bu

durumda 2x2 lik kontenjans tablosuna göre düzenlendiğinde Ho hipotezi

reddedilmiş ve her iki değişken arasında bir bağımlılık olduğu gözlemlenmiştir.

Test sonucu 10% anlamlılık düzeyinde askeri müdahalelerdeki başarı ile asker

başına düşen bütçe miktarı arasında bir bağ olduğuna işaret etmektedir.

Ulaşılan bu sonuçlarla her ne kadar istatistiki olarak önemli sayılacak kuvvetli bir

ilişki gözlemlenmemiş olsa da, beklentilerin yüksek olması sebebiyle, analize

devam edilmiştir. Bu durum, çalışmayı değişkenler arasındaki ilişkinin daha farklı

istatistik yöntemleriyle analiz edileceği testler kullanılmasına doğru yönlendirmiştir.

Bu anlamda seçilen yöntemler Fisher’in Kesin testi – Fisher’s Exact Test – ve

Mann-Whitney U Testi olmuştur.

2. Fisher’in Kesin Testi

Fisher’in Kesin Testi 2x2 lik kontenjans tablolarının kullanıldığı ve frekansların

küçük olduğu durumlarda uygulanan oldukça kullanışlı bir teknik olarak

görülmektedir. Testin amacı herhangi iki bağımsız gruba ait özelliğin oranları

arasında fark olup olmadığını belirlemektir. Diğer bir ifadeyle, bu teknik ile gruplara

atfedilen özelliklerin (Başarı – Başarısızlık) oranlanmasında yine bu grupların

birbirlerinden önemli ölçüde bir farklılık gösterip göstermediğine olasılık hesapları

kullanılarak karar verilir.198

1. Hipotezin Testi: Hipotezler, 198 Sidney Siegel, N. John Castellan, Jr., Nonparametric Statistics fort he Behavioral Sciences, 2nd Ed. New York, McGraw-Hill, 1988, s. 103-105.

Page 161: Birleşmiş Milletler Müdahaleleri: Bar şkoruma ve Barışa Zorlama …nek.istanbul.edu.tr:4444/ekos/TEZ/49640.pdf · 2016. 3. 25. · ve sabrıyla her zaman destek veren değerli

149

Ho: Büyük ve küçük bütçeli operasyonlar başarı oranı açısından eşittir

H1:Büyük bütçeli operasyonlarda başarı oranı daha yüksektir

şeklindedir.

Yöntemde kullanılan 2x2 lik kontenjans tabloları, ki kare testlerinde kullanılan

tablolar ile aynıdır. Dolayısıyla bu hipotezin testinde yukarıdaki tablo 7 deki veriler

kullanılmıştır. Yapılan hesaplamalarda en küçük frekansın bulunduğu kutudaki

gözlem değerinden başlayarak, 0 a kadar tüm olasılıklar hesaplanmış ve bu

olasılıkların toplamı, seçilen 5% ve 10% düzeyinde karşılaştırılarak iki grup oranı

arasındaki farkın anlamlı olup olmadığı saptanmıştır.

Test sonucu: Elde edilen P değeri 0.0857 ile 10% düzeyinin altında kaldığı için

Ho hipotezi bu anlam düzeyinde reddedilmekte, diğer bir ifade ile büyük bütçeli

operasyonların başarı oranının daha yüksek olduğu kabul edilmektedir. Bu sonuç

iddianın desteklenmesine, operasyonların bütçelerinin yüksek olmasının,

operasyonların başarılı olma olasılıklarını arttırdığını işaret etmektedir.

2. Hipotezin Testi: Hipotezler,

Ho: Çok nüfus ve az nüfuslu operasyonlar başarı oranı açısından eşittir

H1: Az nüfuslu operasyonlarda başarı oranı daha yüksektir

şeklindedir.

Kullanılan 2x2 lik kontenjans tabloları, ki kare testlerinde kullanılan tabloları ile

aynı olduğundan bu hipotezin testinde tablo 10 deki veriler kullanılmıştır. Yapılan

hesaplamalarda en küçük frekansın bulunduğu kutudaki gözlem değerinden

başlayarak, 0 a kadar tüm olasılıklar hesaplanmış ve bu olasılıkların toplamı,

seçilen 5% ve 10% düzeyinde karşılaştırılarak iki grup oranı arasındaki farkın

anlamlı olup olmadığı saptanmıştır.

Page 162: Birleşmiş Milletler Müdahaleleri: Bar şkoruma ve Barışa Zorlama …nek.istanbul.edu.tr:4444/ekos/TEZ/49640.pdf · 2016. 3. 25. · ve sabrıyla her zaman destek veren değerli

150

Test sonucu: Elde edilen P değeri 0.565 ile 10% düzeyinin çok üstünde kaldığı

için Ho hipotezi reddedilememekte, diğer bir ifade ile az ve çok nüfuslu

operasyonların başarı oranının farklı olmadığı söylenebilmektedir

3. Hipotezin Testi: Hipotezler,

Ho: Büyük ve küçük alanlı operasyonlar başarı oranı açısından eşittir

H1: Küçük alanlı operasyonlarda başarı oranı daha yüksektir

şeklindedir.

Yöntemde kullanılan 2x2 lik kontenjans tablosu yukarıdaki tablo 13 deki verileri

içermektedir. Aynı şekilde olasılıklar hesaplanmış ve bu olasılıkların toplamı,

seçilen 5% ve 10% düzeyinde karşılaştırılarak iki grup oranı arasındaki farkın

anlamlı olup olmadığı saptanmıştır.

Test sonucu: Elde edilen P değeri 0.504 ile 10% düzeyinin üstünde kaldığı için

Ho hipotezi bu anlam düzeyinde reddedilememekte, diğer bir ifade ile küçük alanlı

operasyonlarının başarı oranı ile büyük alanlı operasyonların başarı oranları

arasında anlamlı bir fark olmadığı görülmektedir.

SONUÇ

Yapılan Fisher’in kesin testi sonucunda da, ki-kare bağımsızlık testlerinin

sonuçlarına benzer bir sonuç elde edilmiştir. Burada da test edilen 3 hipotez

arasında sadece büyük ve küçük bütçeli operasyonların başarı oranları arasındaki

farkın incelendiği 1. Hipotez testinde anlamlı bir sonuca ulaşılmıştır. Buna göre 10

% anlam düzeyinde, büyük bütçeli operasyonlarda başarı elde etme oranı küçük

bütçeli operasyonlara göre daha fazladır. Diğer hipotez testleri sonuçlarına göre

ise, gerek az ve çok nüfuslu operasyonların, gerekse büyük ve küçük alanlı

operasyonların başarılılık oranlarında bir faklılık görülmemektedir.

Page 163: Birleşmiş Milletler Müdahaleleri: Bar şkoruma ve Barışa Zorlama …nek.istanbul.edu.tr:4444/ekos/TEZ/49640.pdf · 2016. 3. 25. · ve sabrıyla her zaman destek veren değerli

151

3. Mann-Whitney U Testi:

Mann-Whitney U testi parametrik olmayan ve bu çalışmanın verilerinin

kullanılmasına olanak veren bir testtir. Bu testde iki bağımsız örneğin aynı

anakütleden gelip gelmediği; diğer bir ifadeyle iki örneğin merkezi konumlarının

– central location - eşit olup olmadığı araştırılır. Testin iki önemli özelliği bu

çalışmada kullanılmasını uygun kılmıştır. Mann-Whitney U testi, anakütle

dağılımları hakkında herhangi bir varsayıma dayanmaz. İkinci olarak da küçük

örneklere rahatlıkla uygulanabilen bir testtir. Ho hipotezi “iki örnek merkezi

konumları eşittir” ve H1 hipotezi “iki örnek merkezi konumları eşit değildir” şeklinde

kurulur. Bu hipotezleri test etmek için, örnek değerler sıralanarak yapılan

hesaplamalardan sonra ulaşılan Z değeri, belli bir anlamlılık düzeyinde

değerlendirilerek hipotezler hakkında ilgili kabul/red kararı verilir.199

Mann-Whitney U çift taraflı testi iki anakütle merkezi konumlarının birbirine eşit

olup olmadığını test etmek için kullanılmaktadır. Mann-Whitney U tek taraflı

testlerde ise bir anakütle merkezi konumunun diğer anakütle merkezi konumundan

küçük veya büyük olduğu öngörülmekte ve ilgili hipotezler buna göre

kurulmaktadır. Bu çalışmada öne sürülen iddialar gereği Mann-Whitney U testi tek

taraflı olarak kullanılmış ve hipotezler buna göre oluşturulmuştur. Tablo 5 de yer

alan veriler esas alınarak yapılan uygulamada, müdahalelerin başarılı ve başarısız

olarak iki gruba ayrılması gerektiğinden, kısmi başarılı olarak değerlendirilen

operasyonlar, başarılı operasyonlar grubunun içine alınmıştır.

1. Hipotezin Testi : Başarılı operasyonlarda asker başına düşen bütçe miktarının,

başarısız operasyonlarda asker başına düşen bütçe miktarından daha fazla olup

olmadığının araştırılması.

Hipotezler:

Ho: Bütçe/Asker oranı her iki grupta da (başarılı ve başarısız) aynıdır.

H1: Bütçe/Asker oranı başarılı olan grupta daha büyüktür.

199 Neyran Orhunbilge, a.g.e. s.291.

Page 164: Birleşmiş Milletler Müdahaleleri: Bar şkoruma ve Barışa Zorlama …nek.istanbul.edu.tr:4444/ekos/TEZ/49640.pdf · 2016. 3. 25. · ve sabrıyla her zaman destek veren değerli

152

şeklindedir.

Uygulamada öncelikle toplam operasyonlar başarılı ve başarısız gruplar olarak

ayrılmış ve bütçe/asker oranının büyüklük sırasına göre sıralanmıştır. İddiamız

başarılı olan operasyonlarda asker başına düşen bütçe miktarının başarısız

operasyonlara ait oranlardan daha büyük olduğu şeklindedir.

Tablo 15. Hipotez Test Sonuçları

U 90

MEAN_U 63

VAR_U 252

STD_U 15,9

Z 1,70**

P 0,04

**5% düzeyinde anlamlı

Tablo 15 de görüldüğü üzere 5% anlamlılık düzeyinde test istatistiği sonucu olan Z

değeri 1.70 dir ve 0.0446 olan tablo değeriyle karşılaştırıldığında Ho hipotezinin

reddedildiği görülmektedir. Diğer bir ifadeyle, bütçe/asker oranı başarıyı

etkilemektedir ve bütçe/asker oranı, başarılı olan operasyonlarda, başarısız

operasyonların bütçe/asker oranından istatistiki olarak önemli sayılacak bir

düzeyde fazladır.

2. Hipotezin Testi : Başarılı operasyonlarda asker başına düşen nüfus sayısının,

başarısız operasyonlarda asker başına düşen nüfus sayısından daha az olup

olmadığının araştırılması.

Hipotezler,

Ho: Nüfus/Asker oranı her iki grupta da (başarılı ve başarısız) aynıdır.

H1: Nüfus/Asker oranı başarılı olan grupta daha küçüktür.

Şeklindedir.

Page 165: Birleşmiş Milletler Müdahaleleri: Bar şkoruma ve Barışa Zorlama …nek.istanbul.edu.tr:4444/ekos/TEZ/49640.pdf · 2016. 3. 25. · ve sabrıyla her zaman destek veren değerli

153

Müdahaleler, başarılı ve başarısız operasyon grupları olarak ayrılmış ve

nüfus/asker oranına göre sıralanmıştır. İddiamız başarılı olan operasyonlarda

asker başına düşen nüfus sayısının, başarısız operasyonlardaki asker başına

düşen nüfus sayısından daha az olduğu şeklindedir.

Tablo 16 Hipotez Test Sonuçları

U 64

MEAN_U 63

VAR_U 252

STAN_U 15,9

Z 0,06

P 0,48

Yıkarıdaki tabloda görüldüğü gibi 5% anlamlılık düzeyi kullanıldığında test

istatistiği sonucu olan Z değeri 0.06 olarak bulunmuştur. Bu değer Ho hipotezinin

kabul alanı içinde yer almaktadır; dolayısıyla hipotez reddedilememiştir. Sonuç

olarak nüfus/asker oranının başarıyı etkilemediği görülmekte ve böylece başarılı

olan operasyonlarda nüfus/asker oranının daha düşük olduğu hipotezi kabul

görmemektedir.

3. Hipotezin Testi: Başarılı operasyonlarda asker başına düşen alan

büyüklüğünün, başarısız operasyonlarda asker başına düşen alan büyüklüğünden

daha az olup olmadığının araştırılması.

Hipotezler,

Ho: Alan/Asker oranı her iki grupta da (başarılı ve başarısız) aynıdır.

H1: Alan/Asker oranı başarılı olan grupta daha küçüktür.

şeklindedir.

Başarılı ve başarısız operasyonlar bu sefer alan/asker oranı büyüklüğüne göre

sıralanmıştır. Hipotezde öne sürülen, başarılı olan operasyonlarda asker başına

Page 166: Birleşmiş Milletler Müdahaleleri: Bar şkoruma ve Barışa Zorlama …nek.istanbul.edu.tr:4444/ekos/TEZ/49640.pdf · 2016. 3. 25. · ve sabrıyla her zaman destek veren değerli

154

düşen alan büyüklüğünün, başarısız operasyonlardaki asker başına düşen alan

büyüklüğünden daha az olduğudur.

Tablo 17. Hipotez Test Sonuçları

U 58,5

MEAN_U 63

VAR_U 252

STAN_U 15,9

Z 0,28

P 0,39

SONUÇ

Tablo 17 deki sonuçlar incelendiğinde yine 5% anlamlılık düzeyinde, Z değeri 0.28

bulunmuştur. Bu değer 0.39 olan tablo değeriyle karşılaştırıldığında Ho hipotezi

yine reddedilememektedir. Dolayısıyla, alan/asker oranı müdahalelerin başarısını

etkilememektedir ve alan/asker oranının başarılı olan operasyonlarda, başarısız

operasyonlardakine göre daha küçük olduğunu iddia etmek mümkün değildir.

GENEL SONUÇ

Çalışmada hipotezlerin test edilebilmesi için eldeki verilerin uygulanmasına imkan

veren testler belirlenmiş, bu bağlamda Ki-Kare bağımsızlık testi, Fisher’in Kesin

Testi ve Mann-Withney U Testlerinin kullanılmasına karar verilmiştir. Her bir test

ileri sürülen üç hipotez için de kullanılarak sonuçlar değerlendirilmiştir.

Ki-Kare bağımsızlık testleri sonuçlarına göre, askeri müdahalelerdeki başarı ile

askerbaşına düşen bütçe miktarı arasında zayıf da olsa bir bağ gözükmektedir;

ancak başarı ile asker başına düşen nüfus sayısı ve alan büyüklüğü arasında bir

bağımlılıktan söz etmek mümkün değildir. Aynı sonuçlara biraz daha kuvvetli

Page 167: Birleşmiş Milletler Müdahaleleri: Bar şkoruma ve Barışa Zorlama …nek.istanbul.edu.tr:4444/ekos/TEZ/49640.pdf · 2016. 3. 25. · ve sabrıyla her zaman destek veren değerli

155

olarak Fisher’in Kesin Testinde de ulaşılmıştır. Fisher’in testi, Ki-Kare bağımsızlık

testinin işaret ettiği, askeri müdahalelerdeki başarı ile askerbaşına düşen bütçe

miktarı arasındaki düşük bağımlılığı nispeten kuvvetlendiren bir sonuç vermiştir.

Diğer taraftan Fisher’in test sonucunda da Ki Kare de olduğu gibi askeri

müdahalelerin başarısı ile asker başına düşen nüfus miktarı ve alan arasında bir

bağlantı bulunmamıştır.

Mann-Whitney U testinin kullanılmasının amacı, çalışmada ilk olarak uygulanan Ki-

Kare Bağımsızlık ve Fisher’in Kesin testleri sonucunda ulaşılan çıkarımları, başka

bir istatistik teknikle daha test edebilmek ve böylece daha sağlıklı bir analiz

yapabilmektir. Mann-Whitney U testi uygulandığında da Ki-Kare ve Fisher testleri

sonuçlarını destekleyen daha kuvvetli sonuçlara ulaşılmıştır. Birinci hipotezde

başarılı olan operasyonlarda asker başına düşen bütçe miktarının, başarısız

operasyonlardaki asker başına düşen bütçe miktarından daha fazla olduğu iddia

edilmiş ve istatistiki olarak önemli sayılacak bir güven aralığında bu çıkarım

doğrulanmıştır.

Diğer taraftan Mann-Whitney U testinde doğruluğu araştırılan diğer iki hipotez,

başarılı olan operasyonlarda asker başına düşen nüfus sayısının, başarısız

operasyonlardaki asker başına düşen nüfus sayısından daha az ve yine başarılı

olan operasyonlarda asker başına düşen alan büyüklüğünün, başarısız

operasyonlardaki asker başına düşen alan büyüklüğünden daha küçük olup

olmadığıdır. Her iki hipotez test edildiğinde, başarıyla sonuçlanmış operasyonlar

arasında asker başına düşen nüfus sayısının ve alan büyüklüğünün, başarısız

operasyonlardakine göre daha az olduğuna dair bir bulguya rastlanmamıştır. Bu

anlamda her üç testin sonuçlarının tüm hipotezlerde örtüştüğünden bahsetmek

mümkündür.

SONUÇ

Müdahaleler tarih boyunca devletlerin başvurduğu bir dış politika aracı olarak

günümüze kadar uzanmaktadır. Müdahalelerin uygulama alanındaki yelpaze ne

kadar genişse, kavramın betimlemesinde de o denli farklılıklar yer almaktadır.

Çalışmada bu farklılıkların gerekçelendirilmesi uluslararası ilişkilerin ekolleri

Page 168: Birleşmiş Milletler Müdahaleleri: Bar şkoruma ve Barışa Zorlama …nek.istanbul.edu.tr:4444/ekos/TEZ/49640.pdf · 2016. 3. 25. · ve sabrıyla her zaman destek veren değerli

156

penceresinden bakılarak yapılmıştır. Diğer bir ifade ile disiplindeki her yaklaşımın

kendi bakış açısından kavramın betimlemesi ortaya konarak faklılıkların gerekçesi

temellendirilmiştir. Fakat günümüzde, özellikle Soğuk Savaş ertesinde, kavramın

uygulamalarına ve çok boyutluluğuna dikkatlice bakıldığında, disiplindeki

yaklaşımlarca yapılan tanımların tek boyutluluğu ya da cüceliği daha fazla

meydana çıkmaktadır.

Uluslararası organizasyonların içinde meşruiyet çıtası nispeten en yüksekte olan

Birleşmiş Milletler müdahaleleri bu çalışmanın araştırma konusu olduğundan,

kavramın tanımlamalarında yukarıda bahsi geçen cücelik daha da

belirginleşmektedir. Yaklaşık son 20 sene içinde gerçekleştirilen müdahalelerin,

önce sayısal olarak artışı, daha sonra ise, operasyonel açıdan belirgin gelişimi

kadar net bir değişiklik, literatürde kavramın tanımlamasında kendini

gösterememiştir. Bunun bir nedeninin, 90lardan sonra oluşan uluslararası sistemin

henüz disiplince netleştirilmemiş olmasından kaynaklandığı söylenebilir.

Dolayısıyla, bu değişikliklere bağlı olarak, bu konuda çalışılacak yeni bir boşluk

doğmuş veya bir alan meydana çıkmıştır.

Bu çalışmanın ortaya çıkmasının temel dürtüsü, Birleşmiş Milletler müdahalelerinin

bir kısmı başarıya ulaşırken bir kısmının başarısız olmalarının nedenlerinin merakı

olmuştur. Literatürde müdahale konusunda şimdiye kadar yapılan incelemelerin

genellikle vaka temelinde ele alınması ise, 1990lara kadar geçen süre içinde

istatistiksel yöntemlerin kullanılarak vakaların tümünde hipotez testini mümkün

kılacak müdahale adedi bulunmamasından kaynaklanmıştır. Soğuk Savaş sonrası

artan müdahale sayısı ile birlikte, bu çalışma, B.M müdahalelerinde başarının

incelenmesini istatistiksel yöntemler kullanarak hipotez testleriyle yapmıştır. Bu

bağlamda, müdahalelerin başarısında önemli rol oynadığı iddiası ile üç hipotez ileri

sürülmüştür. Bu hipotezlerden birincisi, müdahale bütçesi ile müdahalede görev

alan muharip gücün oranıdır ki, “asker başına düşen bütçe arttıkça müdahalelerde

başarı artar” şeklinde çalışmada yerini almıştır. İkincisi, müdahale bölgesindeki

nüfusun, aynı şekilde, müdahale için konuşlandırılan muharip güce oranıdır, bu da,

“nüfus-asker oranı düştükçe, müdahalelerde başarı oranı artar” olarak ileri

sürülmüştür. Üçüncü ve son hipotez ise, müdahalede bulunulan bölgenin

yüzölçümü ile yine bölgeye sevk edilen muharip gücün oranıdır. Böylelikle, üçüncü

Page 169: Birleşmiş Milletler Müdahaleleri: Bar şkoruma ve Barışa Zorlama …nek.istanbul.edu.tr:4444/ekos/TEZ/49640.pdf · 2016. 3. 25. · ve sabrıyla her zaman destek veren değerli

157

hipotez de “alan-asker oranı düştükçe müdahalelerde başarı artar” olarak

düzenlenmiştir.

İleri sürülen iddiaların her biri önce Ki Kare bağımsızlık testine tabi tutulmuştur.

Çalışmanın ilk iddiası kullanılan yöntem sonucunda doğrulanmış, diğer bir ifade ile

başarı ile bütçe asker oranı arasında zayıf da olsa bir bağımlılık olduğu ortaya

çıkmıştır. İkinci iddia, aynı yöntemin sonucunda reddedilmiştir. Nüfus/Asker

oranının düşmesinin, ya da asker başına düşen nüfusun azalmasının başarı ile

bağımlılığının olmadığı anlaşılmıştır. Son olarak da, Alan/Asker oranının düşmesi,

veya asker başına düşen alanın azalması ile müdahalelerin başarısı arasında bir

bağımlılığın olmadığı görülmüştür. Kullanılan bağımsızlık testinin ardından,

faktörlerden birinin başarı ile bağımlılık göstermesi, çalışmayı, ikinci bir yöntemin

daha kullanılmasına yöneltmiştir.

İkinci olarak uygulanan Fisher’in Kesin testinin sonuçları da, Ki kare bağımsızlık

testi sonuçlarını destekler şekilde ortaya çıkmıştır. İlk iddia kabul edilmiş; büyük

bütçeli operasyonlarda başarılı olma olasılığının daha yüksek olduğu tespit

edilmiştir. Çalışmanın diğer iki iddiasında yer alan nüfus/asker ve alan/asker

faktörlerinin operasyonların başarılı olma olasılığında bir etkisi olmadığı

anlaşılmıştır.

Diğer bir parametrik olmayan test Mann Whitney’in kullanımı sonucunda ise yine

aynı şekilde, ilk hipotez olan Bütçe/Asker oranının artması ile başarı arasında

kuvvetli bir ilişkinin olduğu tekrar görülmüştür. Bu bağlamda, asker başına düşen

bütçenin belirli bir oranın üstünde olması, Birleşmiş Milletler müdahalelerinde

başarının sağlanması açısından oldukça fazla bir öneme sahiptir. İkinci ve üçüncü

hipotezlerde, Nüfus/Asker ve Alan/Asker oranlarının ise başarı ile bir ilişkisi yine

gözlemlenememiştir. Diğer bir ifade ile, ne asker başına düşen alanın daralması,

ne de, yine asker başına bölgedeki nüfusun azalması ile müdahalelerdeki

başarının arasında anlamlı bir ilişki, uygulanan testin sonucuna göre

bulunamamıştır.

Sonuç olarak bu çalışmadaki istatistiksel anlamda gerçek ana kütle aslında

Birleşmiş Milletlerin gelecekte uygulayacağı müdahaleler olduğundan, ileriye

Page 170: Birleşmiş Milletler Müdahaleleri: Bar şkoruma ve Barışa Zorlama …nek.istanbul.edu.tr:4444/ekos/TEZ/49640.pdf · 2016. 3. 25. · ve sabrıyla her zaman destek veren değerli

158

dönük alınacak kararlarda, bu çalışmada elde edilen sonuçlar göz önüne alınırsa

müdahalelerde başarı sağlanacağı olası gözükmektedir. Bu bağlamda, gelecekte

organizasyonun hazırlayacağı müdahalelerde, operasyon bölgesinin

büyüklüğünün ve yine bölgenin nüfusunun operasyona katılacak muharip gücün

sayısına oranlanmasının operasyonun başarısıyla ilişkisinin bulunamaması

sebebiyle, bu tip yaklaşımların göz ardı edilebileceği, fakat bütçeye özel önem

verilmesinin ger ektiği anlaşılmıştır. Asker başına düşen bütçenin artmasının veya

en azından belirli bir oranın üstünde kalmasının müdahalelerin başarısı açısından

önemli bir etken olabileceği görünmektedir. Çalışmanın süregeldiği zaman dilimi

içinde dahi B.M. kontrolünde devam eden ve oluşturulması düşünülen birçok

operasyonun kendisi ve hazırlığı vardır. Bunların ve bundan sonra yapılacak

Birleşmiş Milletler müdahalelerinin başarılı olabilmesi ihtimali açısından bu konuya

özellikle dikkat edilmesi gerekmektedir.

Diğer taraftan ise, bu çalışmanın kapsamına giren B.M. müdahalelerinin tümü için

ileri sürülen başarı hipotezlerinin ötesinde, operasyon gerçekleştirilen bölgelerdeki

çatışmaların her birinin oluşumunun, gelişiminin, sürekliliğinin ve bir şekilde sona

ermesinin/erdirilmesinin veya başarısızlığının kendine has biricikliğinin olduğu

reddedilmemektedir. Bu gerçekleşen çatışma veya savaşların farklı nedenleri,

gelişmeleri, farklı yerlerden beslenmeleri, dolayısıyla, bu bağlamda, her birinin

farklı çözümlere ihtiyaçları olduğu da göz ardı edilmemektedir. Fakat bu tip

çalışmalar zaten literatürün hemen tümünü kapsamaktadır. Oysa artan sayıdaki

müdahale adedi, farklı yöntemler kullanılarak, çatışma olan bölgelerdeki

müdahalelerin başarısında ortak bir noktanın olup olmadığının sorgulanmasının ve

varsa bunları yakalamaya çalışmanın kapılarını açmaktadır. İşte bu çalışma da, bu

yeni açılan kapılardan birine girerek ve başarı açısından ortak olabilecek noktaları

kullanarak farklı bir bakış açısı sunmuştur.

Page 171: Birleşmiş Milletler Müdahaleleri: Bar şkoruma ve Barışa Zorlama …nek.istanbul.edu.tr:4444/ekos/TEZ/49640.pdf · 2016. 3. 25. · ve sabrıyla her zaman destek veren değerli

159

KAYNAKÇA Annan, Kofi: 1999 The Question of Intervention, New York, United Nations Press. Arı, Tayyar: 2002 Uluslararası İlişkiler Teorileri: Çatışma, Hegemonya, İşbirliği. İstanbul: Alfa yayınları. Bailey, Sydney D. ve Sam Daws: 1998 The Procedure of the UN Security Council, Oxford: Clarendon Press. Baker, Kendall L., Sami G. Hajjar, Alan Evan Schenker: 1972 “A Note on Behaviralists and Post-Behavioralist in Contemporary Political Science”. PS: Political Science and Politics. V. 5 N. 3 Baldwin, David A.:1969 “ Foreign Aid, Intervention and Influence”, World Politics, V.21 No:3 s. 425-447 Barker, Craig J.:2000 International law and International Relations, London, Biddles P. Barkin, J. Samuel. Cronin, Bruce: 1994 “The State and the Nation: changing Norms and the rules of sovereigntyin international relations”, International Organization, V.48, I.1, Bartelson, Jens.: 1995 A Geneology of Sovereignty, Smith, Steve ed., New York, Cambridge University P. Beitz, Charles R.: 1999 Political Theory and International Relations. New Jersey, Princeton U. Press. Beloff, Max : 1968 “Reflections on Intervention”, Journals of International Affairs, V.22, No:2 s.198. Besson, Samantha and Tasioulas, John: 2010 The Philosophy of International Law, Oxford, Oxford University P.

Page 172: Birleşmiş Milletler Müdahaleleri: Bar şkoruma ve Barışa Zorlama …nek.istanbul.edu.tr:4444/ekos/TEZ/49640.pdf · 2016. 3. 25. · ve sabrıyla her zaman destek veren değerli

160

Bhatia, Michael V.: 2003 War and Intervention: Issues for Contemporary Peace Operations, Bloomfield, CT, Kumarian Press. Bickerton, Christopher J., Phili Cunliffe, Alexander Gourevitch ed.s: 2007 Politics without Sovereignty: A Critique of Contemporary International Relations, New York, University College London P. Biermann, Wolfgang, Martin Vadset Ed.s: 1998 UN Peacekeeping in Trouble: Lessons Learned from the Former Yugoslavia, Aldershot, England, Ashgate Press. Blum, William: 2004 Killing Hope: U.S. Military and CIA Interventions since WWII, Monroe, Maine, Common Courage Press. Bodart, Gaston: 1916 Losses of Life in Moder Wars, London, Oxford University Press, Bodin, J.:1955 Six Books of the Commonwealth, çev. M.J. Tooley, Oxford, Blackwell’s Pub. Bradbury, Mark.: 1994 The Somali Conflict: Prospects for Peace, Oxford, Oxfam Press. Brierly J.L.:1963 The Law of Nations: An Introduction to the International Law of Peace, New York, Oxford University P. Brownlie, Ian: 2002 “International Law and the Use of Force by States”, Chinese Journal of International Law, No:1. Buchanan, Allen: 2010 “The Legitimacy of International Law”, The Philosophy of International Law, Oxford, Oxford University P Bull, Hedley : 1984 Intervention in World Politics, Oxford, Clarendon Press. Butkevych, Olga V.: 2003 “History of Ancient International Law: Challenges and Prospects”, Journal of the History of International Law, V.5, No.2,

Page 173: Birleşmiş Milletler Müdahaleleri: Bar şkoruma ve Barışa Zorlama …nek.istanbul.edu.tr:4444/ekos/TEZ/49640.pdf · 2016. 3. 25. · ve sabrıyla her zaman destek veren değerli

161

Calvocoressi, Peter: 2001 World Politics 1945-2000, 8. Ed. London, Longman. Chandler, David: 2007 “Deconstructing Sovereignty: Constructing Global Civil Society”, Politics without Sovreignty, C. J. Bickerton, P. Cunliffe, A. Gourevitch ed.s, New York, University College London P. Chatterjee, Deen K. ve Don E. Scheid. Ed.: 2003 Ethics and Foreign Intervention. Cambridge, Cambridge University Press. Chesterman, Simon: 2001 Just War or Just Peace?: Humanitarian Intervention and International Law, Oxford, Oxford University P. ------------------------: 2007 Secretary or General?: The UN Secretary-General in World Politics, Cambridge, University of Cambridge P. Christiano, Thomas: 2010 “Democratic Legitimacy and International Institutions”, The Philosophy of International Law, Oxford, Oxford University P. Clarke, Walter and Jeffrey Herbst. ed.: 1997 Learning from Somalia: The Lessons of Armed Humanitarian Intervention. Colorado, Westview Press. Clausewitz, Karl Von: 1943 On War, çev. O.J. Matthijs Jolles, New York, Random House. Cockayne, James and Malone, David M.: 2007 “Relations with the Security Council”, Secretery or General? Cambridge, Cambridge University P. Coicaud, Jean-Marc and Heiskanen,Veijo: 2001 The Legitimacy of International Organizations, Tokyo, United Nations University P. Coicaud, Jean-Marc: 2001 “International Democratic Culture and its Sources: The Case of Collective Security and Peacekeeping Operations In The 1990’s”, The Legitimacy of International Organizations, Coicaud ve Heiskanen ed.s, Tokyo, University of United Nations P.

Page 174: Birleşmiş Milletler Müdahaleleri: Bar şkoruma ve Barışa Zorlama …nek.istanbul.edu.tr:4444/ekos/TEZ/49640.pdf · 2016. 3. 25. · ve sabrıyla her zaman destek veren değerli

162

Coleman, Katharina P.: 2007 International Organizations and Peace Enforcement. New York, Cambridge University Press. Connaughton, Richard: 1992 Military Intervention in the 1990s : A New Logic of War, London, Routledge Press. Contens, Bernardo: 2005 “Francisco de Vittoria’s Just Intervention Theory and the Iraq War”, APA – American Philosophical Association, Spring, V. 4. No:2 Crocker, Chester: 1995 "Lessons on Intervention, in Managing Conflict in the Post- Cold War World: The Role of Intervention”, Report of The Aspen Institute Conference, August 2-6, 1995, Aspen, Colorado: Aspen Institute pp.77-88. Diehl, Paul F.: 1994 International Peacekeeping: With a new Epilogue on Somalia, Bosnia, and Canbodia, Baltimore, The Johns Hopkins Press. Diehl, Paul F., Jennifer Reifschneider, and Paul R. Hensel: 1996 “United Nations Intervention and Recurring Conflict” International Organization, V.50 Autumn. D,iehl, Paul F., and Druckman, Daniel: 2010 Evaluating Peace Operations, Boulder, Lynee Rienner P. DiPrizio, Robert C.: 2002 Armed Humanitarians: US Interventions from Northern Iraq to Kosova, Baltimore, The Johns Hopkins Press. Dobbins, James: 2005 “The U.S. and U.N. Roles in Nation-Building: A Comparative Analysis” The Brooking Institution, A Brookings Briefing. Doyle, Michael W. Sambanis, Nicholas: 2006 Making War&Building Peace, New Jersey, Princeton University Press. Druckman, Daniel. Stern, Paul: 1999 Perspectives on Evaluating Peacekeeping Missions The International Journal of Peace Studies, Volume 4, No 1.

Page 175: Birleşmiş Milletler Müdahaleleri: Bar şkoruma ve Barışa Zorlama …nek.istanbul.edu.tr:4444/ekos/TEZ/49640.pdf · 2016. 3. 25. · ve sabrıyla her zaman destek veren değerli

163

Durch, William J.: 1996 UN Peacekeeping, American Policy, and the Uncivil Wars of the 1990s, New York, St. Martin’s Press ----------------, ed.: 2006 Twenty-First-Century Peace Operations, Washington, U.S. Istitute of Peace, Eralp, Atilla: 2000 Devlet Sistem ve Kimlik, İstanbul, İletişim Yayınları, 3. Baskı. Fiedler, Michael R.:2000 “UN Peace Operations: Conditions for Success”, y.y., (Dissertation) Findlay, Trevor: 2002 The Use of Force in UN Peace Operations, Oxford, Oxford University Press Finnemore, Martha: 2004 The Purpose of Intervention. New York, Cornell University Press. Fleitz, Frederick H. Jr.: 2002 Peacekeeping Fiascoes of the 1990s: Causes, Solutions, and U.S. Interests, Wesport, CT, Praeger Publishers. Franck, Thomas M.: 1988 “Legitimacy in International System”, The American Journal of International Law, V. 82, No:4. ----------------------- : 1990 The Power of Legitimacy Among Nations. New York: Oxford University Press. Freedman, Lawrance: 1994 Military Intervention in European Conflicts, Oxford, UK., Cambridge, USA., Blackwell Publishers. Gaddis, John Lewis: 1992-93 “International Relations Theory and the End of the Cold War”, International Security, V.17, No:3, MIT Press Haass, Richard N.: 1999 Intervention. Washington, D.C., Brookings Institution Press.

Page 176: Birleşmiş Milletler Müdahaleleri: Bar şkoruma ve Barışa Zorlama …nek.istanbul.edu.tr:4444/ekos/TEZ/49640.pdf · 2016. 3. 25. · ve sabrıyla her zaman destek veren değerli

164

Hansen, Annica S.: 2002 “From Congo to Cosovo: Civilian Police in Peace Operations”, Adelphi Papers, Oxford, Oxford University Press, May, No:343 Harleman, Christian: 2003 An Introduction to U.N. System: Orientation for Serving on a U.N. Field Mission, New York, The United Nations Institute for Training and Research. Hawley, Len. Dennis Skocz: 2006 “Advance Political-Military Planning”, The Quest for Viable Peace, Ed.s: Jock Covey, M.J. Dziedzic, L. R. Hawley. Washington DC. US Institute of Peace Press Hearn, Roger: 1999 UN Peacekeeping in Action, Commarck, Nova Science Press. Hegel, G. W. F.: 2008 Outlines of the Philosophy of Right, trans. by T. M. Knox. New York, Oxford University P. Higgins, Rosalyn: 1969 United Nations Peacekeeping, 1946-1967: documents and commentary, London, Oxford University Press. Hillen, J.: 1998 Blue Helmets: The Strategyof UN Military Operations, London, Brassey’s. Hinsley, F.H.: 1986 Sovereignty, 2. Ed., Cambridge, Cambridge University Press. Hoffman, Stanley: 1995 “The Politics and Ethics of Military Intervention”, Survival, 37, No: 4. ---------------------: 1961 “International Systems and International Law”, World Politics, V.14, No:1. Howard, Lise Morje: 2008 UN Peacekeeping in Civil Wars, Cambridge, Cambridge University P. Hurd, Ian: 1999, “Legitimacy and Authority in International Politics”, International Organizations, Spring V. 53, No:2.

Page 177: Birleşmiş Milletler Müdahaleleri: Bar şkoruma ve Barışa Zorlama …nek.istanbul.edu.tr:4444/ekos/TEZ/49640.pdf · 2016. 3. 25. · ve sabrıyla her zaman destek veren değerli

165

--------------------: 2011 “Is Humanitarian Intervention Legal?: The Rule of Law in an Incoherent World”, Ethics and International Affairs, V.25, No: 3. Jamnejad, Maziar ve Wood, Michael: 2009 “The Principle of Non-intervention”, Leiden Journal of International Law, No:22, Junne, G. C. A.: 2001 “International organizations in a period of globalization: New (problems of) legitimacy”, The Legitimacy of International Organizations, Coicaud ve Heiskanen, ed.s, Tokyo, United Nations University P. Kagan, Donald: 1995 On the Origins of the War, New York, Doubleday Publishing. Kaldor, Mary: 1999 New and old Wars: Organized Violance in a Global Era, Stanford, Stanford U. P. Kelsen, Hans: 1969 “Sovereignty and International Law”, In Defence of Sovereignty, ed. Stankiewicz, W.J., London, Oxford University Press. Keren, Michael ve Donald A.Sylvan. ed.: 2002 International Intervention: Sovereignty versus Responsibility, London, Frank Cass Press. Klabbers, Jan: 2001 “The Changing Image of International Organizations”, The Legitimacy of International Organizations, Coicaud ve Heiskanen ed.s, Tokyo, University of United Nations. Krasner, Stephen D.: 2009 Power, the State, and Sovereignty, London, Routledge P. -------------------------: 1999, Sovereignty: Organized Hypocracy, New Jersey, Princeton University P. Kubalkova, Vendulka. Nicholas Onuf, Paul Kowert. Ed.s.:1998 International Relations in a Constructed World, New York, M.E. Sharpe.

Page 178: Birleşmiş Milletler Müdahaleleri: Bar şkoruma ve Barışa Zorlama …nek.istanbul.edu.tr:4444/ekos/TEZ/49640.pdf · 2016. 3. 25. · ve sabrıyla her zaman destek veren değerli

166

Kuperman, Alan J.: 2001 The Limits of Humanitarian Intervention, Washington, D.C., Brookings Instıtution Press. Lahneman, William J.. ed.:2004 Military Intervention. New York, Rowman & Littlefield Press. Lang, Anthony F. Ed.: 2003 Just Intervention. Washington, D.C., Georgetown University Press. Langholtz, Harvey J. ed.: 2006 The History of U.N. Peacekeeping Operations During the Cold War: 1945 to 1987, New York, The United Nations Institute for Training and Research --------------: 2006 The History of U.N. Peacekeeping Operations following The Cold War: 1988 to 1996, New York, The United Nations Institute for Training and Research --------------: 2006 The History of U.N. Peacekeeping Operations from retrenchment to Resurgence: 1997 to 2006, New York, The United Nations Institute for Training and Research Levy Jack S.: 1983 War in the Modern Great Power System, 1945-1975, Lexington, University Press of Kentucy. Lie, Trygve: 1954 In the Cause of Peace: Seven Years with the United Nations, New York, Macmillan. Lipsey, Roderick K. Von Ed.: 1997 Breaking the Cycle. New York, St. Martin’s Press. Little, Richard:1975 Intervention; External Involvement in Civil Wars. London, Martin Robertson and Company Ltd. Luck, Edward C. 2007: “ The Secretery-General in a Unipolar World”, Secretary or General? Cambridge, Cambridge University P. Lyons, Gene M., Mastanduno, Michael ed.s: 1995 Beyond Westphalia?: State Sovereignty and International Intervention, Baltimore, John Hopkins University P.

Page 179: Birleşmiş Milletler Müdahaleleri: Bar şkoruma ve Barışa Zorlama …nek.istanbul.edu.tr:4444/ekos/TEZ/49640.pdf · 2016. 3. 25. · ve sabrıyla her zaman destek veren değerli

167

Macfarlane, Neil: 1985 “Intervention and Regional Security”, Adelphi Papers, Spring, No:196 MacQueen, Norrie: 2006 Peacekeeping and the International System. London, New York, Routledge. Malanczuk, Peter: 1997 Akehurtst’s Modern Introduction to International Law, London, New York, Routledge. Malone, David: 2004 The U.N. Security Council: From the Cold War to 21th Century, Boulder, Colorado, Lyenne Rienner. Malinowski, B.: 1941 “War – Past, Present and Future”, War as a Social Institution, ed: Jesse D. Clarcson, Thomas C. Cochran, New York, Columbia U. P. Mamdani, Mahmud: 2001 When Victims Become Killers: Colonialism, Nativism, and the Genocide in Rwanda, Princeton and Oxford, Princeton University Press. Martin, Lisa L., and Simmons, Beth A. ed.s: 2001 International Institutions, Cambridge MA, M.I.T. Press. Mesquit, Bruce Bueno, George W. Downs: 2006 “Intervention and Democracy”, International Organization, Vol. 60, No. 3, s. 627-649 Mill, J. S.: 1958 “Dissertations and Discussions”, London, New York, Forum Books,. Moravcsik, Andrew: 1997 “Liberal Theory of International Relations”, International Organization, V.51. Iss.4 Morgenthau, Hans: 1967 “To Intervene or not to Intervene”, Foreign Affairs, V. 45 April. Moskos, Charles C.:1976 Peace Soldiers: the Sociology of a United Nations Military Force, Chicago, Universitiy of Chicago Press

Page 180: Birleşmiş Milletler Müdahaleleri: Bar şkoruma ve Barışa Zorlama …nek.istanbul.edu.tr:4444/ekos/TEZ/49640.pdf · 2016. 3. 25. · ve sabrıyla her zaman destek veren değerli

168

Muldoon, James P., and others ed.s: 2011 The New Dynamics of Multiliteralism: Diplomacy, International Organizations, and Global Governance, Boulder, Westview P. Nevins, Joseph: 2005 A Not-So-Distant Horror: Mass Violence in East Timor, London, Cornell University Press. Nye, Joseph S. Jr.: 2000 Understanding International Conflicts: An Introduction to Theory and History, New York, Longman. ------------- 2004 Power in the Global Information Age. From Realism to Globalization, London, Routledge. O’Hanlon, Michael: 1997 Saving Lives with Force: Military Criteria for Humanitarian Intervention, Washington D.C., Brookings Institution Press. O’Hanlon, Michael E.: 2003 Expending Global Military Capacity for Humanitarian Intervention, Washington, D.C., Brookings Institution Press. Oliver, George F.: 2002 “Why Peacekeeping Fails”, Parameters, Carlisle Barracks, Summer 2002, V.32, Iss.2. p. 131-133 Onuf, Nicholas G.: 1971 The Principle of non Intervention, the United Nations, and the International System, International Organization, Spring, V.25, Issue 2. Oppenheim, L.: 1948 International Law: A Treatise, London, Longmans and Green Co. Orhunbilge, Neyran: 2000 Örnekleme Yöntemleri ve Hipotez Testleri, İstanbul, Avcıol Basım. Ortega, Martin: 2001 “Military Intervention and the E.U”. Chaillot Papers V.45, March. Paris, Institute for Security Studies Osiander, Anreas: 2001 “Sovereignty, International Relations, and the Westphalian Myth”, International Organization, V55, I.2.

Page 181: Birleşmiş Milletler Müdahaleleri: Bar şkoruma ve Barışa Zorlama …nek.istanbul.edu.tr:4444/ekos/TEZ/49640.pdf · 2016. 3. 25. · ve sabrıyla her zaman destek veren değerli

169

Palin, R.H.: 1995 Multinational Military Forces: Problems and Prospects., London, Oxford University Press. Pearson, Frederick S., Rochester, J. Martin: 1988 Intervention, New York, Random House. Pemberton, Jo-Anne: 2009 Sovereignty: Interpretations, Hampshire, Palgrave Macmillan P. Pevehouse, Jon and Russett, Bruce: 2006 “International Governmental Organizations Promote Peace”, International Organization, Vol. 60, No. 4 Pfaltzgarff, Robert L. Jr.: 1974 “International Relations Theory: Retrospect and Prospect”, International Affairs, V.50 No.1. Philpott, Daniel: 1995 “Sovereignty: An Introduction and Brief History”, Journal of International Affairs, 48:2 Winter, Pushkina, Darya: 2002 “United Nations in Civil Wars: Conditions for Success”, y.y.,(Dissertation) Ratner, Steven: 1995 The New UN Peacekeeping: Building Peace in Lands of Conflict after the Cold War, New York, St. Martin’s Press. Report of the International Commission on Intervention and State Sovereignty: 2001 The Responsibility to Protect, Ottawa, International Development Research Center. Robert, Adam: 1993 “The United Nations and International Security”, Survival V.35 N.2 s.3-31. Rosenau, James N.: 1969 “Intervention as a Scientific Concept”. The Journal of Conflict Resolutions, V. 13 No:2. ------------------- : 1968 “The Concept of Intervention”, Journals of International Affairs, V.22, No:2 s.165.

Page 182: Birleşmiş Milletler Müdahaleleri: Bar şkoruma ve Barışa Zorlama …nek.istanbul.edu.tr:4444/ekos/TEZ/49640.pdf · 2016. 3. 25. · ve sabrıyla her zaman destek veren değerli

170

Rosenthal, Joel H.: 1991 Righteous Realists: Political Realism, Responsible Power, and American Culture in the Nuclear Age, Baton Rouge, Louisiana State U. Press. Rourke, Jonn T.: 1999 International Politics on the World Stage, U.S., Dushkin/McGraw-Hill. 7th ed. Russel, Joycelyne G.: 1986 Peacemaking in the Renaissance, Philadelphia, University of Pennsylvenia Press. Schechter, Michael G.: 2011 “Systemic Change, International Organizations, and the Evolution of Multilateralism”, Dynamics of Multilateralism, James P. Muldoon and others ed.s.Boulder, Westview P. Scott, Andrew M.: 1968 “Nonintervention and Conditional Intervention”, Journals of International Affairs, V.22, No:2 s.208. Shapcott, Richard : 2010 International Ethics: A Critical Introduction, Cambridge, Polity Press. Sheehan, Nadege: 2011 The Economics of UN Peacekeeping, New York. Routledge. Shimizu, Hirofumi. Sandler, Todd: Mar. 2003 “NATO Peacekeeping and Burden Sharing: 1994-2000”, Public Finance Review, Thousand Oaks Press Vol.31, Iss.2. p.123-144. Singer, J. David. Small, Melvin: 1972 The Wages of War 1816-1965: A Statistical Handbook, New York, John Wiley & Suns. Sitkowski, Andrzej: 2006 UN Peacekeeping: Myth and Reality, Wesport, Praeger Security International. Sönmezoğlu, Faruk: 2000 Uluslararası Politika ve Dış Politika Analizi, İstanbul, Filiz Kitabevi. Sutterlin, James S.: 2005 “Understanding Peacekeeping”, Political Science Quarterly, Spring. V.120. Issue 1. NY

Page 183: Birleşmiş Milletler Müdahaleleri: Bar şkoruma ve Barışa Zorlama …nek.istanbul.edu.tr:4444/ekos/TEZ/49640.pdf · 2016. 3. 25. · ve sabrıyla her zaman destek veren değerli

171

Thakur, Ramesh Chandra: 1987 International Peacekeeping in Lebanon: United Nations Authority and Multinational Force, Boulder And London, Westview Press. Thakur, Ramesh. Albrecht Schnabel: 2001 United Nations Peacekeeping Operations: Ad Hoc Missions, Permanent Engagement, Tokyo, UN University Press. Thakur, Ramesh: 2006 The United Nations, Peace and Security. Cambridge,Cambridge University Press. Tharoor, Shashi: 2007 “The Most Impossible Job Description”, Secretary or General?, Cambridge, Cambridge University P. Touval, Saadia: 1994 “Why the UN Fails” Foreign Affairs, V. 73. N. 5. s.44-57. United Nations: 2004 “A More Secure World: Our Shared Responsibility”, New York, UN. Urquhart, Brian E.: 2007 “The Evolution of the Secretary General”, Secretary or General? Cambridge, Cambridge University P. Traub, James: 2007 “The Secretary-General’s political space”, Secretary or General, Cambridge, Cambridge University P. Vale, Peter: 1996 “75 Years on: Rewriting the Subject’s Past”, S, Smith, K. Booth, M. Zalewski ed.s, International Theory: Positivism and Beyond, Cambridge, Cambridge University P. Voeten, Erik: 2005 “The Political Origins of the UN Security Council’s Ability to Legitimize the Use of Force”, International Organization, Summer, V.59, Issue 3, Walter, Barbara,and J. Snyder, eds.. 1999 Civil Wars, Insecurty and Intervention, New York, Colombia University Press. Wesley, Michael: 2005 “Toward a Realist Ethics of Intervention”, Ethics and International Affairs, New York, Vol 19, Iss 2, Pg. 55-74.

Page 184: Birleşmiş Milletler Müdahaleleri: Bar şkoruma ve Barışa Zorlama …nek.istanbul.edu.tr:4444/ekos/TEZ/49640.pdf · 2016. 3. 25. · ve sabrıyla her zaman destek veren değerli

172

Westra, Joel H.: 2007 International Law and the Use of Armed Force, New York, Routledge Wheeler, Nicholas J.: 2002 Saving Strangers: Humanitarian Interventions in International Society. Oxford, Oxford University Press. Williams, Abiodun: 2000 Preventing War: the United Nations and Macedonia, LanhamMd., Rowman & Littlefield. Williams, C. Michael: 1996 “Hobbes and International Relations: A Reconsideration” International Organizations, Spring, V.50 No:2. Winfield, P. H.: 1922 “The History of Intervention in International Law”, 3. British Yearbook of International Law. Woods, Ngaire. Eds: 1996 Explainin International Relations since 1945. London, Oxford University Press. Wright, Quincy: 1965 A Study of War, Chicago, University of Chicago Press. Young, Kimball: 1941 “The Psychology of War”, War as a Social Institution, ed: Jesse D. Clarcson, Thomas C. Cochran, New York, Columbia U. P. Young, Oran R. : 1968 “Intervention and International System”, Journals of International Affairs, V.22, No:2 s.177. Zanotti, Laura: 2006 “Taming Chaos: A Foucauldian View of UN Peacekeeping, Democracy and Normalization”, International Peacekeeping, V. 13. No: 2 p. 150-167. June 2006 Zartman, I. William: 1968 “Intervention Among Developing States”, Journals of International Affairs, V.22, No:2 s.188. Zimmerman, Marc: 1976 “Polarities and Contradictions: Theoritical Basis of the Marxist-Structuralist Encounter”, New German Critic, No.7 (winter) p. 69-90.

Page 185: Birleşmiş Milletler Müdahaleleri: Bar şkoruma ve Barışa Zorlama …nek.istanbul.edu.tr:4444/ekos/TEZ/49640.pdf · 2016. 3. 25. · ve sabrıyla her zaman destek veren değerli

173

Birleşmiş Milletler, U.N. Department of Peacekeeping Operations (Çevrimiçi 01.Nisan.2008 ) http://www.un.org/Depts/dpko/dpko/index.asp, . Birleşmiş Milletler, U.N. Financing of UN Peacekeeping Operations. (Çevrimiçi 01. Nisan.2008) http://www.un.org/Depts/dpko/dpko/contributors/financing.html Birleşmiş Milletler, U.N. General Assambly, fifth committee, Peacekeeping budget (Çevrimiçi 01.Nisan.2008) www.un.org/ga/61/fifth/peacekeepingfinance.pps#257,1,Slayt1 Birleşmiş Milletler, Charter of the United Nations, (çevrimiçi 27 Ekim 2010) http://www.un.org/en/documents/charter/index.shtml Birleşmiş Milletler, General Assembly resolution 2625 (XXV), 1970, Friendly Relations Declaration (Çevrimiçi, 28 Ekim 2011) http://www.un.org/Depts/dhl/resguide/r25.htm Birleşmiş Milletler, “Declaration on the Inadmissibility of Intervention and Interference in the Internal Affairs of States” 1981, (Çevrimiçi 28 Ekim 2011) http://www.un.org/documents/ga/res/36/a36r103.htm Birleşmiş Milletler, “Non-interference in the internal affairs of States” 1976, (Çevrimiçi 28 Ekim 2011) http://www.un.org/Depts/dhl/resguide/r31.htm A/RES/31/91 Birleşmiş Milletler, “ Declaration on the Inadmissibility of Intervention in the Domestic Affairs of States”, 1965, (Çevrimiçi 29 Ekim 2011) http://www.un.org/depts/dhl/resguide/r20.htm A/RES/2131(XX) Birleşmiş Milletler, Security Council resolutions 1993, (Çevrimiçi 22 Aralık 2011) http://www.un.org/Docs/scres/1993/scres93.htm Boutros-Gali, Boutros: “An Agenda for Peace”, June 17, 1992 (Çevrimiçi 27 Ekim 2010) http://www.un-documents.net/a47-277.htm,.

Page 186: Birleşmiş Milletler Müdahaleleri: Bar şkoruma ve Barışa Zorlama …nek.istanbul.edu.tr:4444/ekos/TEZ/49640.pdf · 2016. 3. 25. · ve sabrıyla her zaman destek veren değerli

174

Ek 1: BM Müdahaleleriyle İlgili Sayısal Veriler

      ÜLKE  BAŞARI  ALAN (KM2)  NÜFUS 

1 ONUCA ORTA AMERİKA 1 411.954 25.537

2 UNMIH HAİTİ -1 27.560 7.400

3 UNSMIH HAİTİ 1 27.560 7.741

4 UNAMIC KAMBOÇYA 1 176.500 9.707

5 UNTAC KAMBOÇYA 0 176.500 10.143

6 UNTAET DOĞU TİMOR 1 14.609 900

7 UNMISET DOĞU TİMOR 1 14.609 1.020

8 UNOSOM I SOMALİ -1 627.000 6.116

9 UNOSOM II SOMALİ -1 627.000 6.264

10 UNTAG NAMIBYA 1 825.000 1.409

11 ONUMOZ MOZAMBİK 1 784.000 14.771

12 UNAMIR RUANDA -1 24.950 5.473

13 UNAVEM III ANGOLA -1 1.247.000 11.337

14 MONUA ANGOLA -1 1.247.000 12.013

15 MINURCA ORTA AFRİKA 1 623.000 3.889

16 UNAMSIL SIERRA LEONE 0 71.620 4.236

17 ONUB BURUNDİ 0 25.650 8.162

18 UNMEE ETİYOPYA-ERİTRE -1 1.240.000 77.676

19 UNPROFOR

HIRVT.+ BOSNA + MAKED. -1 133.060 10.359

20 UNPREDEP MAKEDONYA 1 25.000 1.985

21 UNCRO HIRVATİSTAN -1 56.500 4.497

22 UNTAES HIRVATİSTAN 1 56.500 4.445

23 UNIKOM IRAK + KUVEYT 0 451.700 22.614

Page 187: Birleşmiş Milletler Müdahaleleri: Bar şkoruma ve Barışa Zorlama …nek.istanbul.edu.tr:4444/ekos/TEZ/49640.pdf · 2016. 3. 25. · ve sabrıyla her zaman destek veren değerli

175

ÜLKE TOPLAM

BÜTÇE (BİN $)

AYLIK BÜTÇE (BİN

$) SÜRE (AY)

MUHARİP GÜÇ

1 ONUCA ORTA AMERİKA 92.400 3.554 26 800

2 UNMIH HAİTİ 320.000 9.697 33 6.000

3 UNSMIH HAİTİ 62.000 5.167 12 1.287

4 UNAMIC KAMBOÇYA 1.600.000 66.667 5 1.090

5 UNTAC KAMBOÇYA 1.600.000 66.667 19 15.991

6 UNTAET DOĞU TİMOR 1.426.000 46.000 31 8.950

7 UNMISET DOĞU TİMOR 565.500 15.708 36 3.742

8 UNOSOM I SOMALİ 42.900 3.900 11 893

9 UNOSOM II SOMALİ 1.600.000 66.667 24 25.747

10 UNTAG NAMIBYA 368.600 33.509 11 4.493

11 ONUMOZ MOZAMBİK 492.600 20.525 24 6.576

12 UNAMIR RUANDA 453.900 15.652 29 5.147

13 UNAVEM III ANGOLA 820.000 29.286 28 6.017

14 MONUA ANGOLA 245.000 12.250 20 3.026

15 MINURCA ORTA AFRİKA 101.000 4.591 22 1.347

16 UNAMSIL SIERRA LEONE 2.800.000 37.838 74 17.105

17 ONUB BURUNDİ 678.300 22.610 30 5.400

18 UNMEE ETİYOPYA-ERİTRE 1.320.000 13.750 96 3.940

19 UNPROFOR HIRVT.+ BOSNA + MAKED. 4.100.000 110.811 37 32.480

20 UNPREDEP MAKEDONYA 191.000 4.064 47 1.049

21 UNCRO HIRVATİSTAN 250.000 25.000 10 6.581

22 UNTAES HIRVATİSTAN 460.000 19.167 24 4.791

23 UNIKOM IRAK + KUVEYT 600.000 4.000 150 933

Page 188: Birleşmiş Milletler Müdahaleleri: Bar şkoruma ve Barışa Zorlama …nek.istanbul.edu.tr:4444/ekos/TEZ/49640.pdf · 2016. 3. 25. · ve sabrıyla her zaman destek veren değerli

176

ORANLAR ÜLKE BÜTCE/ASKER NÜFUS/ASKER ALAN/ASKER

1 ONUCA ORTA AMERİKA 4.442 31.921 515

2 UNMIH HAİTİ 1.616 1.233 5

3 UNSMIH HAİTİ 4.015 6.015 21

4 UNAMIC KAMBOÇYA 5.173 8.906 162

5 UNTAC KAMBOÇYA 5.173 634 11

6 UNTAET DOĞU TİMOR 5.140 101 2

7 UNMISET DOĞU TİMOR 4.198 273 4

8 UNOSOM I SOMALİ 4.367 6.849 702

9 UNOSOM II SOMALİ 2.589 243 24

10 UNTAG NAMIBYA 7.458 314 184

11 ONUMOZ MOZAMBİK 3.121 2.246 119

12 UNAMIR RUANDA 3.041 1.063 5

13 UNAVEM III ANGOLA 4.867 1.884 207

14 MONUA ANGOLA 4.048 3.970 412

15 MINURCA ORTA AFRİKA 3.408 2.887 463

16 UNAMSIL SIERRA LEONE 2.212 248 4

17 ONUB BURUNDİ 4.187 1.511 5

18 UNMEE ETİYOPYA-ERİTRE 3.490 19.715 315

19 UNPROFOR HIRVT.+ BOSNA + MAKED. 3.412 319 4

20 UNPREDEP MAKEDONYA 3.874 1.892 24

21 UNCRO HIRVATİSTAN 3.799 683 9

22 UNTAES HIRVATİSTAN 4.001 928 12

23 UNIKOM IRAK + KUVEYT 4.287 24.238 484

Page 189: Birleşmiş Milletler Müdahaleleri: Bar şkoruma ve Barışa Zorlama …nek.istanbul.edu.tr:4444/ekos/TEZ/49640.pdf · 2016. 3. 25. · ve sabrıyla her zaman destek veren değerli

177

EK 2: Müdahalelerle ilgili BM Şartnamesi Maddeleri

I. BÖLÜM: Amaçlar ve İlkeler

1. Madde

Birleşmiş Milletler'in amaçları şunlardır:

1- Uluslararası barış ve güvenliği korumak ve bu amaçla: barışın uğrayacağı

tehditleri önlemek ve bunları boşa çıkarmak, saldırı ya da barışın başka yollarla

bozulması eylemlerini bastırmak üzere etkin ortak önlemler almak; ve barışın

bozulmasına yol açabilecek nitelikteki uluslararası uyuşmazlık veya durumların

düzeltilmesini ya da çözümlenmesini barışçı yollarla, adalet ve uluslararası hukuk

ilkelerine uygun olarak gerçekleştirmek;

2- Uluslar arasında, halkların hak eşitliği ve kendi geleceklerini kendilerinin

belirlemesi ilkesine saygı üzerine kurulmuş dostça ilişkiler geliştirmek, ve dünya

barışını güçlendirmek için diğer uygun önlemleri almak;

3- Ekonomik, sosyal, kültürel ve insancıl nitelikteki uluslararası sorunları çözmede,

ve ırk, cinsiyet, dil ya da din ayrımı gözetmeksizin herkesin insan haklarına ve

temel özgürlüklerine saygının geliştirilip güçlendirilmesinde uluslararası işbirliğini

sağlamak; ve

4- Bu ereklere ulaşılması yolunda ulusların giriştikleri eylemlerin uyumlaştığı bir

odak olmak.

2. Madde

Birleşmiş Milletler örgütü ve üyeleri, 1. Maddede belirtilen amaçlara ulaşmak üzere

aşağıdaki ilkelere uygun biçimde hareket edeceklerdir:

1. Örgüt, tüm üyelerinin egemen eşitliği ilkesi üzerine kurulmuştur.

Page 190: Birleşmiş Milletler Müdahaleleri: Bar şkoruma ve Barışa Zorlama …nek.istanbul.edu.tr:4444/ekos/TEZ/49640.pdf · 2016. 3. 25. · ve sabrıyla her zaman destek veren değerli

178

2. Tüm üyeler, üyelik sıfatından doğan hak ve çıkarlardan tümünün yararlanmasını

sağlamak için, işbu Antlaşma'ya uygun olarak üstlendikleri yükümlülükleri iyi

niyetle yerine getirirler.

3. Tüm üyeler, uluslararası nitelikteki uyuşmazlıklarını, uluslararası barış ve

güvenliği ve adaleti tehlikeye düşürmeyecek biçimde, barışçı yollarla çözerler.

4. Tüm üyeler, uluslararası ilişkilerinde gerek herhangi bir başka devletin toprak

bütünlüğüne ya da siyasal bağımsızlığa karşı, gerek Birleşmiş Milletler'in Amaçları

ile bağdaşmayacak herhangi bir biçimde kuvvet kullanma tehdidine ya da kuvvet

kullanılmasına başvurmaktan kaçınırlar.

5. Tüm üyeler, örgütün işbu Antlaşma gereği giriştiği tüm eylemlerde örgüte her

türlü yardımı yaparlar ve Birleşmiş Milletler tarafından aleyhinde önleme ya da

zorlama eylemine girişilen herhangi bir devlete yardım etmekten kaçınırlar.

6. Örgüt, Birleşmiş Milletler üyesi olmayan devletlerin de, uluslararası barış ve

güvenliğin korunmasının gerektirdiği ölçüde bu ilkelere uygun biçimde hareket

etmesini sağlar.

7. İşbu Antlaşma'nın hiçbir hükmü, Birleşmiş Milletler'e herhangi bir devletin kendi

iç yetki alanına giren konulara müdahale yetkisi vermediği gibi, üyeleri de bu

türden konuları işbu Antla ma uyarınca bir çözüme bağlamaya zorlayamaz; ancak,

bu ilke, VII. Bölüm'de öngörülmüş olan zorlayıcı önlemlerin uygulanmasını hiçbir

biçimde engellemez.

VI. BÖLÜM: Uyuşmazlıkların Barışçı Yollarla Çözülmesi

33. Madde

1. Süregitmesi uluslararası barış ve güvenliğin korunmasını tehlikeye

düşürebilecek nitelikte bir uyuşmazlığa taraf olanlar, her şeyden önce görüşme,

soruşturma, arabuluculuk, uzlaşma, hakemlik ve yargısal çözüm yolları ile,

Page 191: Birleşmiş Milletler Müdahaleleri: Bar şkoruma ve Barışa Zorlama …nek.istanbul.edu.tr:4444/ekos/TEZ/49640.pdf · 2016. 3. 25. · ve sabrıyla her zaman destek veren değerli

179

bölgesel kurulu ya da anlaşmalara başvurarak veya kendi seçecekleri başka

yollarla buna çözüm aramalıdırlar.

2. Güvenlik Konseyi, gerekli gördüğünde, tarafları aralarındaki uyuşmazlığı bu gibi

yollarla çözmeye çağırır.

34. Madde

Güvenlik Konseyi, herhangi bir uyuşmazlık veya uluslarararası bir anlaşmazlığa

yol açabilecek ya da uyuşmazlık doğurabilecek bir durum konusunda, bu

uyuşmazlık ya da durumun süregitmesinin uluslararası barış ve güvenliğin

korunmasını tehlikeye düşürme eğiliminde olup olmadığını saptamak için

soruşturmada bulunabilir.

35. Madde

1. Birleşmiş Milletler'in her üyesi herhangi bir uyuşmazlık ya da 34. Maddede

öngörülen nitelikte bir duruma Güvenlik Konseyi'nin ya da Genel Kurul'un dikkatini

çekebilir.

2. Birleşmiş Milletler üyesi olmayan bir devlet, taraf olduğu herhangi bir uyuşmazlık

konusunda, işbu Antlaşma'da öngörülen barışçı yollarla çözme yükümlülüğünü bu

uyuşmazlık için önceden kabul etmek koşuluyla, Güvenlik Konseyi'nin ya da Genel

Kurul'un dikkatini çekebilir.

3. Bu madde uyarınca dikkatine sunulan işlere ilişkin olarak Genel Kurul'un

girişeceği işlemler, 11 . ve 12. Maddelerin hükümlerine bağlı olacaktır.

36. Madde

1. Güvenlik Konseyi, 33. Madde'de belirtilen nitelikte bir uyuşmazlığın ya da

benzeri bir durumun herhangi bir evresinde, uygun düzeltme yöntem ya da

yollarını tavsiye edebilir.

2. Güvenlik Konseyi, bu uyuşmazlığın çözülmesi için taraflarca önceden kabul

edilmiş olan tüm yöntemleri gözönünde tutacaktır.

Page 192: Birleşmiş Milletler Müdahaleleri: Bar şkoruma ve Barışa Zorlama …nek.istanbul.edu.tr:4444/ekos/TEZ/49640.pdf · 2016. 3. 25. · ve sabrıyla her zaman destek veren değerli

180

3. Güvenlik Konseyi bu Madde'de öngörülen tavsiyelerde bulunurken, genel kural

olarak, hukuksal nitelikteki uyuşmazlıkların taraflarca Uluslararası Adalet Divanı

Statüsü hükümlerine göre Divan'a sunulması gerektiğini de gözönünde tutacaktır.

37. Madde

1. 33. Madde'de belirtilen nitelikte bir uyuşmazlığa taraf olanlar sözkonusu

uyuşmazlığı anılan maddede gösterilen yollarla çözmeyi başaramazlarsa,

Güvenlik Konseyi'ne sunarlar.

2. Güvenlik Konseyi bir uyuşmazlığın süregitmesinin gerçekten uluslararası barış

ve güvenliğin korunmasını tehlikeye soktuğu kanısına varırsa, 36. Madde uyarınca

mı hareket edeceğini yoksa uygun gördüğü başka çözüm yolları mı tavsiye

edeceğini kendisi kararlaştırır.

38. Madde

Güvenlik Konseyi, 33-37. Maddeler hükümlerini zedelemeksizin, bir uyuşmazlığa

taraf olanların tümünün istemesi halinde bu uyuşmazlığın barışçı yollarla

çözülmesi için taraflara tavsiyelerde bulunabilir.

VII. BÖLÜM: Barışın Tehdidi, Bozulması ve Saldırı Eylemi Durumunda Alınacak Önlemler

39. Madde

Güvenlik Konseyi, barışın tehdit edildiğini, bozulduğunu ya da bir saldırı eylemi

olduğunu saptar ve uluslararası barış ve güvenliğin korunması ya da yeniden

kurulması için tavsiyelerde bulunur veya 41 ve 42. Maddeler uyarınca hangi

önlemler alınacağını kararlaştırır.

40. Madde

Güvenlik Konseyi, durumun ağırlaşmasını önlemek üzere, 39. Madde uyarınca

tavsiyelerde bulunmadan ya da önlemleri kararlaştırmadan önce, ilgili tarafları

gerekli ya da uygun gördü ü geçici önlemlere uymaya çağırabilir. Bu geçici

önlemler tarafların haklarını, iddialarını ya da konumlarını hiçbir biçimde

Page 193: Birleşmiş Milletler Müdahaleleri: Bar şkoruma ve Barışa Zorlama …nek.istanbul.edu.tr:4444/ekos/TEZ/49640.pdf · 2016. 3. 25. · ve sabrıyla her zaman destek veren değerli

181

zedelemez. Bu geçici önlemlerin yerine getirilmemesi halinde Güvenlik Konseyi

bunu gereğince dikkate alacaktır.

41. Madde

Güvenlik Konseyi, kararlarını yürütmek için silahlı kuvvet kullanımını içermeyen ne

gibi önlemler alınması gerektiğini kararlaştırabilir ve Birleşmiş Milletler üyelerini bu

önlemleri uygulamaya çağırabilir. Bu önlemler, ekonomik ilişkilerin ve demiryolu,

deniz, hava, posta, telgraf, radyo ve diğer iletişim ve ulaştırma araçlarının tümüyle

ya da bir bölümüyle kesintiye uğratılmasını, diplomatik ili kilerin kesilmesini

içerebilir.

42. Madde

Güvenlik Konseyi, 4. Madde'de öngörülen önlemlerin yetersiz kalacağı ya da

kaldığı kanısına varırsa, uluslararası barış ve güvenliğin korunması ya da yeniden

kurulması için, hava, deniz ya da kara kuvvetleri aracılığıyla, gerekli saydığı her

türlü girişimde bulunabilir. Bu girişimler gösterileri, ablukayı ve Birleşmiş Milletler

üyelerinin hava, deniz ya da kara kuvvetlerince yapılacak başka operasyonları

içerebilir.

43. Madde

1. Birleşmiş Milletler'in tüm üyeleri, uluslararası barış ve güvenliğin korunmasına

katkıda bulunmak üzere, Güvenlik Konseyi'nin çağrısı ile özel anlaşma ya da

anlaşmalar uyarınca, uluslararası barış ve güvenliğin korunması için gerekli silahlı

kuvvetleri ve geçit hakkını da içine almak üzere her türlü yardım ve kolaylığı

Konsey'in hizmetine sunmayı yüklenirler.

2. Bu anlaşma ya da anlaşmalarda, sözkonusu kuvvetlerin sayısı, niteliği hazırlık

derecesi ve genel mevkileri ile, sağlanacak kolaylık ve yardımın niteliği

belirlenecektir.

3. Anlaşma ya da anlaşmalar, Güvenlik Konseyi'nin girişimi ile, mümkün olan en

kısa zamanda görüşülecektir. Anlaşmalar, Güvenlik Konseyi ile örgüt üyeleri

Page 194: Birleşmiş Milletler Müdahaleleri: Bar şkoruma ve Barışa Zorlama …nek.istanbul.edu.tr:4444/ekos/TEZ/49640.pdf · 2016. 3. 25. · ve sabrıyla her zaman destek veren değerli

182

arasında ya da Güvenlik Konseyi ile ülke grupları arasında yapılacak ve imzalayan

devletlerce, herbirinin anayasası gereğince, onaylanacaktır.

44. Madde

Güvenlik Konseyi kuvvet kullanmaya karar verdiği zaman, Konsey'de temsil

edilmeyen bir üyeyi, 43. Madde uyarınca üstlenilen yükümlülüklerin yerine

getirilmesi için silahlı kuvvet vermeye çağırmadan önce, o üyeyi, dilerse, o üyenin

kendi silahlı kuvvetlerine bağlı birliklerin kullanılmasına ilişkin Güvenlik Konseyi

kararlarına katılmaya çağıracaktır.

45. Madde

Birleşmiş Milletler'in ivedi askeri önlemler alabilmesini sağlayabilmek üzere üyeler,

birleşik uluslararası zorlayıcı önlemleri yürütmek için derhal kullanılabilecek ulusal

hava kuvveti birlikleri bulunduracaklardır. Bu birliklerin gücü ve hazırlık derecesi

ile, bunların birlikte hareketini düzenleyen planlar, 43. Madde'de belirtilen özel

anlaşmanın ya da anlaşmaların öngördüğü sınırlar içinde, Askeri Kurmay

Komitesi'nin yardımı ile Güvenlik Konseyi'nce belirlenecektir.

46. Madde

Silahlı kuvvet kullanılması için planları, Askeri Kurmay Komitesi'nin yardımı ile

Güvenlik Konseyi hazırlar.

47. Madde

1. Uluslararası barış ve güvenliğin korunması, Güvenlik Konseyi'nin buyruğu altına

konulan kuvvetlerin kullanılması ve yönetilmesi, silahsızlanmanın düzenlenmesi ve

muhtemel bir silahsızlanmanın gerçekleştirilmesi için Konsey'e gerekli olan askeri

ihtiyaçlara ilişkin her konuda Güvenlik Konseyi'ne danışmanlık yapacak ve ona

yardımcı olacak bir Askeri Kurmay Komitesi kurulacaktır.

2. Askeri Kurmay Komitesi, Güvenlik Konseyi'nin sürekli üyelerinin Kurmay

Başkanları'ndan ya da onların temsilcilerinden olu ur. Kurmay Komitesi'nde sürekli

olarak temsil edilmeyen herhangi bir Birleşmiş Milletler üyesinin Komite

Page 195: Birleşmiş Milletler Müdahaleleri: Bar şkoruma ve Barışa Zorlama …nek.istanbul.edu.tr:4444/ekos/TEZ/49640.pdf · 2016. 3. 25. · ve sabrıyla her zaman destek veren değerli

183

çalışmalarına katılması Komite'nin görevini iyi yapabilmesi için gerekli olduğu

zaman, Komite bu üyeyi kendisiyle işbirliği yapmaya çağırır.

3. Askeri Kurmay Komitesi, Güvenlik Konseyi ‘nin yetkisi altında Konsey'in emrine

verilen tüm silahlı kuvvetlerin stratejik açıdan yönetilmesinden sorumludur. Bu

kuvvetlerin komutasına ilişkin sorunlar daha sonra çözülecektir.

4. Askeri Kurmay Komitesi, Güvenlik Konseyi'nin izniyle ve uygun bölgesel

kuruluşlara danıştıktan sonra, bölge alt komiteleri kurabilir.

48. Madde

1. Güvenlik Konseyi'nin uluslararası barış ve güvenliğin korunması konusundaki

kararlarının yürütülmesi için gerekli önlemler, Birleşmiş Milletler'in tüm üyeleri ya

da bunlardan bazıları tarafından alınır.

2. Bu kararlar, Birleşmiş Milletler üyeleri tarafından doğrudan doğruya ve üyesi

bulundukları uluslararası kuruluşlar içindeki eylemleriyle yürütülürler.

49. Madde

Birleşmiş Milletler üyeleri, Güvenlik Konseyi'nin kararlaştırdığı önlemlerin

yürütülmesinde birbirlerine karşılıklı yardımcı olmak için işbirliği yaparlar.

50. Madde

Güvenlik Konseyi tarafından bir devlet aleyhine önleyici ya da zorlayıcı önlemler

alındığında, Birleşmiş Milletler üyesi olsun ya da olmasın başka herhangi bir

devlet, bu önlemlerin yürütülmesi yüzünden özel ekonomik sorunlarla karşı karşıya

kalırsa, bu devletin, söz konusu sorunların çözümü için Güvenlik Konseyi'ne

danışma hakkı vardır.

51. Madde

Bu Antlaşma'nın hiçbir hükmü, Birleşmiş Milletler üyelerinden birinin silahlı bir

saldırıya hedef olması halinde, Güvenlik Konseyi uluslararası barış ve güvenliğin

korunması için gerekli önlemleri alıncaya dek, bu üyenin do al olan bireysel ya da

Page 196: Birleşmiş Milletler Müdahaleleri: Bar şkoruma ve Barışa Zorlama …nek.istanbul.edu.tr:4444/ekos/TEZ/49640.pdf · 2016. 3. 25. · ve sabrıyla her zaman destek veren değerli

184

ortak meşru savunma hakkına halel getirmez. Üyelerin bu meşru savunma hakkını

kullanırken aldıkları önlemler hemen Güvenlik Konseyi'ne bildirilir ve Konsey'in

işbu Antlaşma gereğince uluslararası barış ve güvenliğin korunması ya da yeniden

kurulması için gerekli göreceği biçimde her an hareket etme yetki ve görevini hiçbir

biçimde etkilemez.

Page 197: Birleşmiş Milletler Müdahaleleri: Bar şkoruma ve Barışa Zorlama …nek.istanbul.edu.tr:4444/ekos/TEZ/49640.pdf · 2016. 3. 25. · ve sabrıyla her zaman destek veren değerli

185

ÖZGEÇMİŞ

Hakan Kurunç İstanbul’da doğdu. Lisans eğitimini Amerika Birleşik Devletleri’nde

Siyaset Bilimi üzerine yaptı. Yükseklisans eğitimini yine aynı ülkede Siyaset Bilimi

dalında tamamladı. Bir süre Yıldız Teknik Üniversitesi’nde öğretim görevlisi olarak

bulunan Hakan Kurunç evli ve iki çocuk babasıdır. İngilizce ve İtalyanca

bilmektedir.