40
AACHEN, DüREN, HEINSBERG VE EUSKIRCHEN İçİN TüRKçE DERGİ | 11 Bizim Aachen www.bizimaachen.de Bir Konu & Bir Konuk> 21 Bayram Tarakçı İçimizden Biri > 8 Kaan Cevahir Kültür & Sanat > 15 Tiyatro “Alem-i Cümbüş“ Gönüllü Çalışmalar > 25 Yasemin Karakaruk Ücretsİz Şubat / Mart 2015 Gençlik > 19 Burcu Ayvaz Mutluluk nedir? REGION

bizim aachen · “Bize danışmadan karar vermeyin!“ Deutsche-Förder- Pflege: Einfach, unkompliziert und staatlich gefördert. Mit der Deutschen-Förder-P ege der Barmenia sorgen

  • Upload
    others

  • View
    7

  • Download
    0

Embed Size (px)

Citation preview

AAchen, Düren, heınsberg ve euskırchen İçİn türkçe Dergİ | 11bizim aachen

www.bizimaachen.de

bir Konu & bir Konuk> 21 bayram Tarakçı

İçimizden biri > 8Kaan Cevahir

Kültür & Sanat > 15Tiyatro “Alem-i Cümbüş“

Gönüllü Çalışmalar > 25Yasemin Karakaruk

Ücretsİz Şubat / Mart 2015

Gençlik > 19 burcu Ayvaz

Mutluluk nedir?

regıon

“Bize danışmadan karar vermeyin!“

Deutsche-Förder- Pflege:

Einfach, unkompliziert und staatlich gefördert.

Mit der Deutschen-Förder-Pflege der Barmenia sorgen Sie für

den Fall einer Pflegebedürftigkeit vor. Gleichzeitig sichern Sie

sich die staatliche Zulage.

Ihre Vorteile:

• Private Pflege-Ergänzungsversicherung: Pflegemonatsgeld

in allen Pflegestufen, auch bei Demenz

• Staatliche Förderung: 5 Euro pro Monat

• Service aus einer Hand: Die Barmenia übernimmt alle

Formalitäten und beantragt automatisch die staatliche

Zulage für Sie.

• Keine Wartezeit bei Unfällen

• Keine Gesundheitsprüfung und kein Aufnahmehöchstalter

Informieren Sie sich.

Barmenia Krankenversicherung a. G.

Hamdi Ceyhan

Kaiser-Wilhelm-Ring 27-29

50672 Köln

Mobil: (0 15 20) 9 19 19 99

[email protected]

www.barmenia.de

„Sigorta, hizmet ve güven demektir...“

Hamdi Ceyhan

Sigorta alanında 10 yıllık tecrübe Üç yıl sigorta ve finans üzerine meslek yaptıktan sonra, iki yıl sigorta uzmanlığı eğitimi aldım.

Sonrasında ozel bir eğitim alarak işyerlerini sigortalama (ticari sigorta) alanında da uzmanlaştım. 2013 yılında almış olduğum sertifika ile sigorta alanında eğitici (Ausbilder) olmaya hak kazandım. Kurmuş olduğum temsilcilik ile Aachen, Düren, Koln ve Düsseldorf şehirlerinde müşterilerime her türlü sigorta hizmetini sunmaktayım.

Generalagentur Hamdi Ceyhan | Spezialist für gewerbliche Versicherungen

Tel.: 0152 0 91 91 998 | E-Mail: [email protected]

Neden “Bize danışmadan karar vermeyin!“ diyoruz?Almanya‘da bugün yüzün üzerinde sigorta şirketi ve bu şirketlerin yaklaşık olarak 250.000 temsilciliği bulunmaktadır.

Sayıların bu kadar yüksek olması, sigorta işlemlerini herkesin yapabildiğini gostermektedir. Fakat asıl onemli olan, sozleşmeyi imzaladıktan sonra aldığınız kaliteli ve güvenilir hizmettir.

Bir sorunla karşılaştığınızda ne kadar sürede sigorta temsilcinize ulaşabiliyor ve temsilcinizden ihtiyaç duyduğunuz destek ve yardımı alabiliyorsunuz?

Işte, bu noktada bizim farkımız! Ihtiyaç duydugunuz anda, 10 yıllık tecrübemize dayanan hizmetimiz ile hemen yanınızda olmak...Yeni bir sigorta mı yaptıracaksınız veya mevcut sigortanızı alternatifleriyle karsılastırmak mı istiyorsunuz?

Mutlaka bize de sorun. Aynı şartlarda bizden daha uygun fiyata sigorta hizmeti bulmanız durumunda, size 100 € degerinde hediye çeki vermeyi garanti ediyoruz.

KÜNYE

Büro saatleri: Hafta içi hergün saat 10 ile 14 arası.

3

İçİndekİler

Sahibi: FACTOR: G MEDIEN & IDEENG. Günal, Goerdelerstr. 9, 52066 Aachen (Yeni adres)

Tel.: 0241 / 990 78 68 Fax: 0241 / 990 787 44

E-Mail: [email protected]: www.bizimaachen.de

Yayın Yönetmeni: Günal Günal

Yayın Ekibi: Muhsin Ceylan, Serpil Erdemir, Dr. Sıla Yüce-Çıtır, Dr. Murat Kopuk, Üstün Gözler, Funda Şen, Sadık Toraman, Aykut Kurşuntel, Selim Atasever, Musa İrsi, Abdullah Yaşar, Füsun Özdemir (Türkiye temsilcisi).

Baskı: Mainz Druck & Verlag | Aachen

Dergi adeti: 7.000 (yakın gelecekteki hedefimiz 10.000 adet)

Yasal uyarılar: Yayınlanan tüm yazı ve fotoğrafların yasal hakkı firmamıza aittir. Yazılı izin alınmadan hiç-bir yerde kullanılamaz; aksi durumlarda yasal işlem başlatılır. İsim belirtilerek yazılan yazıların, gönderi- len fotoğrafların sorumluluğu o kişilere aittir.

4 FikiR FıRTınAsı | Muhsin Ceylan • Toplumun ürünü sokak çocukları ve meskensizler

5 AkTüel | Üstün Gözler • Çalışan hamile, anne adaylarının hakları nelerdir? • Monschau’da müslümanların defin işlemleri • Aachenlı büfeciler, şehir belediyesi’ne tepkili

6 Genel külTüR • Stadt Aachen, Kreis Aachen, Städteregion Aachen, Region Aachen, Euregio Aachen... Nedir tüm bunlar? Farkları nelerdir?

7 ne? neRede? ne zAMAn? • Şubat ve Mart’ta Aachen ve çevresindeki etkinlikler

8 içiMizden BiRi • Kaan Cevahir: “Bir eğitmen, besteci ve bilimadamı olarak, eserlerimle ve yaptıklarımla, sanat ve bilim toplumunda iz bırakmak istiyorum.”10 çevRe sAyFAsı • Achen şehir merkezine yeni uygulama: „Yeşil Kuşak“11 TAnıTıM sAyFAsı • Simtel Business Communication12 BulMACA sAyFAsı13 Gönüllü çAlışMAlAR • Pelin Şahime Yiğit: “Aydınlık içinde yaşamak”14 külTüR & sAnAT • Turkuaz İlahi Tasavvuf Musiki Grubu • Amatör bir tiyatro: Alem-i Cümbüş17 kApAk kOnusu • Mutluluk nedir?19 Gençlik sAyFAsı • Burcu Ayvaz: Branşında Almanya birincisi20 yAşAMA dAiR | Füsun Özdemir • İnsan gelişiminin evreleri21 BiR kOnu & BiR kOnuk • Bayram Tarakçı & profesyonel fotoğrafçılık22 BilMeCe sAyFAsı23 BAşkA işleR yApAnlAR • Cihangir Bektaş: Dövme (Tattoo) Stüdyosu24 sizden GelenleR • Eğitim | Aynur Karakaruk25 Gönüllü çAlışMAlAR • Yasemin Karakaruk: “Herşeyi değiştiremezsin ama bazı şeyleri değiştirebilirsin” diyerek yola çıkmak26 siz ve BuRCunuz • Burçlara göre renk seçimi nasıl yapılır? • Burçların başlıca korkuları nelerdir?27 kAdın sAyFAsı • Evlenmeden önce damat adayıyla bunları mutlaka konuşun! • Saçlarınız için kış bakımı28 yeMek külTüRü • Bamya çorbası, çibörek, Ankara tava, madımak, kış türlüsü ve İshakiye tatlısı tarifleri29 BiR kOnudA FikRinizi AlAlıM • Fırıncılara ekmek çeşitlerini sorduk30 sudOku sAyFAsı31 yAlnız değilsin • Kumar yüzünden yıkılan bir yuva Hacer .... : ”Artık Dayanamadım.”32 sAğlıklı yAşlAnMA • Zinde kalmak için aletsiz 3 egsersiz • Hasta bakım paraları arttı33 önCe sAğlık | Dr. Murat Kopuk • Şeker hastalığı (diabet) nedir? Çeşitleri nelerdir? • Sağlık için kış önerileri 34 çözüMleR sAyFAsı • Bulmaca, sudoku ve bilmecelerin çözümleri • Bizim Aachen dergisi reklam, ilan, tanıtım fiyatları

Değerli Okurlarımız,Dergimizin onbirinci sayısıyla birlikte adımızı değiştirip, da-ğıtım alanımızı genişletiyoruz. Kreis Düren ve Kreis Heins- berg bölgelerine de dağıtıyoruz artık ve yakında Kreis Eus-kirchen’de de dağıtacağız. Tüm bu alana “Region Aachen” deniyor. Umarız, bu bölgelerde de, dergimiz ilgiyle karşıla-nır. Tabii baskı sayımızı da artırdık bu arada. Fakat reklam fiyatlarımız sabit kaldı. Bizim Region Aachen...

Bu kez kapak konumuz biraz değişik. Çevremizde, mutsuz olmamıza sebep olan onca şey yaşanırken biz “Mutluluk nedir?” sorusunu biraz araştırdık. Bilimsel verileri inceledik sizler için. Hatta bir reçete bile var yazının sonunda. Belki bu bilgilerden faydalanırsınız.

Bu sayıda bir çok insana yer verdik; özellikle de gençlere. Bir okurumuzdan gelen yazı sonucu kızının neler yaptığını duyduğumuzda, ona da yer verdik. “Analı-kızlı” sadece bir yemek adı değilmiş meğerse.

Sağlıklı yaşlanma sayfamıza, bilgilerini kaleme alarak, biz-lerle paylaşan Hasan Erdal dostuma da teşekkür ederim.

Bu sayımızda bir farklılık var. Derginin ortasında Aachen Yunus Emre Camisi’nin bir broşürü yer alıyor. Firmalar, şirketler hedef kitlelerine ulaşmak için afiş, el ilanı vs. da-ğıtma yerine, sunduğumuz bu olanaktan yararlanabilirler. Hem daha hesaplı hem de daha etkili olacaktır. Daha fazla bilgi için bizi aramaları yeterlidir.

Facebook’ta bir profilimiz var: Bizim Aachen. Bizi oradan da takip edebilirsiniz, ekleyin. Buraya sığmayan yenilikleri oradan da paylaşıyoruz.

Önümüz kar, kış, soğuk... Sağlığınıza ve sevdiklerinize dikkat edin. Gelecek sayımız 27 Mart 2015’de çıkacak.

Sağlıcakla kalın... Günal Günal

BAşlARken

4

fİKİr fırtınası

Havaların soğuması ile birlikte sokakta yaşayan evsizleri daha yoğun düşün-memek mümkün mü? Almanya’da, en güncel istatistik rakamlarına göre 16,2 milyon kişi yoksulluk ve toplum dışı-na itilme tehlikesi ile karşı karşıya. Bu insanlar fakirlik ve buna bağlı olarak da toplumsal yaşamdan uzak bir hal-de yaşıyor. Avrupa Birliği rakamlarına bakıldığında da, her 4 kişiden biri yok-sulluk sınırında yaşıyor.

İstatistiklere göre kadınların erkekle-re oranla daha fazla yoksul oldukla-rı görülüyor. 18-64 yaşları arasında-ki kadınlar, % 17,7’lik oranla aynı yaş grubunda oranları % 16 olan erkekle-ri fakirlikte geçmiş gözüküyor. Emekli yoksul kadınların oranı % 17’lerde sey-rederken, bu oran, erkeklerde % 13, tek başına çocuk yetiştirenlerde % 35,6. Yalnız yaşayanlarda fakirlik oranı ise % 33. Almanya’da, 285 bin evsiz barksı-zın % 22’sini 25 yaş altı gençlerin oluş-turduğu göz önüne alınırsa, durum çok ciddiden de öte vahim demektir.

Şehrimiz Aachen’ın çeşitli noktaların-da sizlerin de görüp yaşadığı gibi, so-kaklarda yaşayan insanların sayısının her geçen gün artığı dikkat çekiyor. Bunun sosyopolitik, sosyopsikolojik sebepleri ciddi analizlere muhtaç. Eyaletimiz Kuzey Ren Westfalya’da, meskensizlerin sayısı resmi rakamla-ra göre 20 bin. Bu rakamın dörtte üçü erkek, her on kişiden biri de 18 yaş altı. Almanya genelindeki sokak ço-cuklarımızın sayısı ise 22 bin.

Politik akıl ile bürokrat oligarkın sis-temden beslenen maaşlı ilim insanla-rının da desteğiyle Almanya’nın evsiz-ler sorununun ciddi soyal bir problem olarak algılanmaması için kullandığı yöntem; kelime oyunu. Evsizlik ger-çeği ve tabiatını gizlemek için “Ob-dachlose” kavramı yerine, konut krizi “Wohnungsnotfall” sözcüğü kullanı-lıyor ısrarlı olarak. Kimlerin evsiz sa-yılması tartışmaları yapılırken, belli bir sürenin altında evsiz kalanlar, ar-kadaşlarının yanında, otellerde veya devletin sağladığı odalarda yer bu-labilenler, ‘’evsizler’’ tanımının dışın-da tutulmaya çalışılıyor. Bu karartma girişimleri, Almanya’daki ‘evsizler’ ve ‘sokak çocukları’ gerçeğinin üzerini

rahatsız ettiğinde, kendimizden bir parça görürüz belki onları. O dışarı-daki hayatı yeğleyenlerin varlığın-dan çok, bunu görmezden gelenler, bilip de kafasını kuma gömenler ve uykuları kaçmayanların varlığı korku-tuyor insanı. Bu sorun; kaldırımların, soğuk betonların, kuytu zeminlerle, AVM’lerin havalandırma ızgaraları-nın verdiği sıcaklığı veremeyen bizler, toplumun bireylerinin sorunu. Sizleri bilmem ama sokakları mesken edi-nenlerin hızla artması endişelendiri-yor beni.

Uyuşturucunun, alkolün esiri olup ku-cağında debelenenler, sadece ondan keyif almak istediklerinden mi, yok-sa birşeylerden korktuklarından ona mı sığınıyorlar... Ona alışma süreçle-rinin ilk basamakları geniş analizle-re muhtaç. İrade zayıflığıyla hayallere kanmak, kötü çevreye sahip olmak ve kötü arkadaş edinmek, kaybedeceği bir şeylerin olmamasına mı inanmak... Sokakların ıssız mekanlarını kendile-rine mesken edinenler, karton ve ka-ğıtlardan kurdukları o evlerinde, sı-caklığını bulamadıkları dünyalarını mı yaşıyorlar acaba, ne dersiniz?

Kısaca da olsa, uzun ve soğuk kış gün-lerinde evsizleri hatırlatmak istedim bu yazıyla. Özel dikkate gerek yok onları görmemiz için. Onları karartı bir yerde, bir bankta sere serpe değil, kimsenin bakışına aldırmadan, belki o vakte dönmenin istemiylemidir bi-lemiyorum, anne karnındaymış gibi büzüşmüş uyurken görebiliriz veya kuytu bir yerde elinde şişesiyle, kirli ve kokan bir halde de karşılaşabiliriz. Kabul etsek de etmesek de, onlarla beraberiz gerçekte...

Refah düzeyi yüksek, disiplin ve kural-lar ülkesi her yıl ihracat rekorları kıran Almanya‘da, bu kadar evsizin olması doğrusu çok ama çok düşündürücü. Sahi, neyi yanlış yapıyoruz?. Aile ku-rumunun değersizleştirilmesinin so-nuçlarından biri mi bu yaşadıklarımız? Yoksa, sanayileşirken nesneleştirdiği-miz aslında özne insan mı? Bu evsiz-leri ‘ev’lendirmenin bir yolunu beraberce mut-laka bulmalıyız, buna mahkumuz...

Toplumun ürünü sokak çocukları ve meskensizler...örtemiyor. İster mahalli ister eyalet politikacılarımızın nesnellikten mer-sah fersah uzak laylaylom açıklama-ları, mevcut meskensizlik problemi ve sokaklarda yaşayanlar sıkıntılarımızı çözemiyor. Bu insanların ‘normal’ ha-yata yeniden dönebilmelerini sağla-yacak uygulamalar yok denecek ka-dar az ve etkisiz. Mevcut kanunlar adeta işi daha da zorlaştırıyor. Meske-niniz yoksa iş bulamıyorsunuz, işiniz yoksa ev kiralama imkanınız da ade-ta sıfır. Yani mızrak çuvala sığmıyor...

Muhsin Ceylan

Evet, sokaklarda kaybolan nice haya-tı yazmak tek makalede mümkün de-ğil. Hem tuzu kuru olanların da, böyle bir yazıyı sonuna kadar okuyacaklarını beklemiyorum. Çünkü bizler, bizleri ra-hatsız eden olaylara gerçekte yokmuş gibi yapma alışkanlığı olan bir kültürel havzadan geliyoruz ve bu alışkanlığı-mızı da ısrarla sürdürüyoruz...

Ayrılmış çiftlerin, ana-babanın sorum-suzluğunu çekenlerin, sadece mad-di imkanlar sunmakla görevini yeri-ne getirdiğini sanan biz ebeveynlerin gerçeği: Sokak çocukları... Modernlik adına gittikçe küçülttüğümüz evleri-mizden, algılarımız gibi daralttığımız mekanlarımızdan uzaklaşmak, sıfır noktasına getirdiğimiz komşu akra-ba ilişkilerimizle mevcut hale gelmek zor olmuyor neticede.

Sevgiyi, merhameti yani şefkati, ilgi-yi sokakta arayanların varlığı bizleri

5

aktÜel

Monschau Mezarlığı ve müslümanların

defin işlemleri:

Monschau’da bulunan mezarlıkta müslümanlar için tahsis edilmiş bir bölüm mevcut değildir.

Bir talep olması durumunda bu mezarlıkta kefenle defin işlemine izin verilmektedir.

Monschau mezarlığında cenaze-lerin yıkanması için bir gasilhane bulunmamaktadır. Gerekli du-rumlarda Aachen civarında bulu-nan diğer kasaba camilerinin ga-silhanelerinden istifade edilebilir.

Dergimizin geçmiş sayılarında ga-silhanesi bulunan camileri kasa-ba kasaba tek tek belirtmiştim. Gerekli durumlarda o sayılarımı-za bakabilir veya beni telefonla arayabilirsiniz.

Bu konuda daha ayrıntılı bilgileri almak için başvurulacak yerin ile-tişim bilgileri şöyledir:

Monschau BelediyesiTiefbau, Bauhof (FB. I. 2)

Bernd Steffens Telefon: 02472 / 81 - 252

E-Posta:[email protected]

Okurlarımıza sağlıklı bir yaşam ve huzurlu, imanlı ölüm diliyorum.

Selam ve saygılarımla...

üstün Gözler 0178 / 849 05 25

Sık sık duyarız; çalışan hanımlarımız hamile kaldıklarında işten çıkarılmış veya hamilelik ve annelik süresince haksızlığa uğramıştır.

Çalışma ve Uyum Bakanlığı’nın hazır-ladığı son verilere dayanarak, sizlere yasal düzenlemeler hakkında biraz bilgi vereceğim.

Yeni yasal düzenlemeler şöyle:

Çalışan anne adayı anneyi koruma ya-sası sizi işyerinde tehlikelerden, yıp-ranmalardan ve sağlık problemlerin-den koruma amacıyla çıkarılmıştır.

Hamileliği bildirme zorunluluğu:

İşvereninize mutlaka hamilelik baş-langıcını bildirmelisiniz. Bildirdiğiniz an, işveren çalıştığınız iş kolunda de-ğişiklik yapma hakkına sahiptir. İşve-ren hamilelik durumunuzu bölgeniz-deki ilgili makamlara iletir.

Hamileliğinizin başlangıcından itiba-ren, ilgili makamlar sizin tehlikeli ve ağır işlerde çalıştırılmamanızı sürekli kontrol etmekle yükümlüdürler.

Alman yasalarına göre, bayan işçi ha-milelik süresince ve doğumdan son-raki dördüncü ayın sonuna kadar iş-ten çıkarılamaz. Bu yasa annelik izni döneminde de geçerlidir.

İşveren, sizin özel durumunuz nede-niyle, işyerindeki davranışlarınız de-ğiştiğini öne sürerek çalışma aktinizi iptal edecek teşebbüslerde de bulu-nabilir. İşveren bunu ancak bölgeniz-deki ilgili mercilerin de onayını alarak gerçekleştirebilir.

Hamilelik süresince, daha önceki sü-redeki gibi çalışamasanız dahi, önce aldığınız aynı maaşı alırsınız; ücret kaybı olmaz. Bu durum doğum izni süresince de geçerlidir.

Hamileyi koruma izni, doğumdan altı hafta önce başlayıp, doğumdan sekiz hafta sonra biter.

Daha geniş bilgi veya sorunlarınızı ilet-mek için Arbeitschutz-Telefon-NRW’i arayabilirsiniz. 0221 / 147 - 0 (Köln) veya 0211 / 855 33 11 (Düsseldorf).

Üstün Gözler

Çalışan hamile, anne adaylarının hakları nelerdir?

Şehrimizde faaliyet gösteren 200’e ya-kın kiosk denilen 'gazete bayii', 'büfeci', 'satış kulübesi' işletmecisi, işyerlerinin çalışma saatlerindeki yeni düzenleme-den dolayı şehir Belediyesi'ne olduk-ça tepkili. NRW eyaletinde ilk olarak Aachen’da uygulamaya başlanacak haftasonu çalışma saatleri, işletme sa-hiplerini ciddi şekilde endişelendirir-ken, bir türlü açıklanmayan inandırıcı sebebi merak ediyorlar.

Aachen Asayiş Dairesi (Ordnugsamt) tarafından kiosk işletmecilerine gön-derilen yeni açılış/çalışma saatleri uygulaması, kiosk sahipleri ve işlet-mecilerini ayağa kaldırdı. Kuzey Ren Vestfalya (NRW) eyaletinde geçtiğimiz aylarda yapılan kanun değişikliğinin ilk defa Aachen’da uygulanmak istenmesi

Aachenlı Büfeciler Şehir Belediyesi’ne tepkili

ve uymayanlara da yüklü para cezaları açıklaması işletmecileri tedirgin eder-ken, yeni haftasonu çalışma saatleri uygulamasıyla birçok işletmenin ken-dini finanse edemeyeceğinden kapan-ma tehlikesiyle karşı karşıya kalacağı belirtiliyor. Aachen Büfeciler Dayanış-ma Derneği’nden yapılan açıklama-da, yeni uygulamanın yüzlerce yeni işsiz oluşturacağına dikkat çekilerek, Aachen Belediyesi’nin bu yeni uygu-lamayla ilgili gösterilen tepkilere vere-ceği cevap ve uygulamayla ilgili kara-rı uygulama şekli merakla bekleniyor.

6

Genel kÜltÜr

Almanya’daki idari yapı sistemi federal bir yapı olduğundan eyaletler ve onlara bağlı olan şehirlerin idari yönetimleri de biraz farklıdır bizlerin bildiği il, ilçe, köy yapısına göre. Farklılık burada başlıyor. Biraz açacak olursak konuyu, yaşadığı-mız eyaletten başlamamız gerekir.

Yaşamış olduğumuz Kuzey Ren Ves-falya Eyaleti (NRW) 2. Dünya Savaşından sonra işgal edilen Almanya’nın yeniden yapılandırılması sırasında 1946 yılında kurulmuş bir “eyalet devlet”dir ve baş-kenti Düsseldorf’tur. Yönetim olarak e- yalet 5 bölgeye (vilayet-Bezirk) ayrılmış-tır. Bunlar Arnsberg, Detmond, Düssel-dorf, Köln ve Münster’dir. Eyaletteki di-ğer tüm şehirler, idari olarak, bunlardan birine ve bu şehirlerdeki bölge valiliklere bağlıdır. Şimdi geçelim şu farklı Aachen kavramlarına...

stadt AachenStadt Aachen, 300.000’e yaklaşan nüfusu ile Almanya’nın en batısın-daki büyük şehir ünvanına sahip bir şehirdir. Almanların tarihteki bilinen ilk başkenti olma özelliğiyle ve Ro-malılardan beri bilinen kaplıcalarıy-la ünlüdür.

Kreisfreie Stadt (başka bir şehir ve ilçeyle idari bağı olmayan, tek başı-na, bağımsız bir şehir) olma özelliği ile övünür Aachen şehri.

kreis AachenTürkçe olarak Aachen’ın ilçeleri (Aac-hen şehri hariç) olarak tanımladığımız bölgenin adıdır. Alsdorf, Baesweiler, Eschweiler, Herzogenrath, Monschau, Stolberg ve Würselen şehirleri (Stadt) ile Roetgen ve Simmerath toplulukla-rından (Gemeinde) oluşan 9 yerleşim birimini içine alan bir yapıdır. Bunların ortak yönetimi Aachen’daki Kreishaus olarak tanımlanan binadaydı. Fakat 21 Ekim 2009 tarihinde bu idari yapı gelişti ve adını değiştirdi.

städteregion AachenStadt Aachen ve Kreis Aachen’ı oluş-turan şehirler ve topluluklar, Avrupa Birliği’nden ekonomik anlamda (top-lam nüfusa göre yardım yapıldığı için) daha fazla pay alabilmek için 21 Ekim 2009 tarihinde Aachen Antlaşması’nı imzalayarak birleştiler ve bu kavram

ortaya çıktı. Aachen Şehirler Birli-ği... Yönetimini de seçimle işbaşına gelen bir vali üstlendi. Yeni bir idari yapı oluşturularak, şehirler üstlendik-leri bazı görev ve yükümlülükleri bu yeni yapıya devrettiler.

Aachen şehrinin kendini bağımsız bir şehir olarak görmesi ve elindeki bazı yetkileri yeni yapıya devretmek istememesi bazı sorunlar oluşturdu ve hala bazı alanlarda kimin yetkili ol-duğu sorunu tam olarak kesinlik ka-zanmadı diyebiliriz.

Yönetim binası Aachen’daki eski Kreishaus oldu. 550.000’e yaklaşan bir nüfusa sahip olan bölge, 707,1 km2lik bir alanı oluşturmaktadır.

Stadt Aachen, Kreis Aachen, Städteregion Aachen, Region Aachen, Euregio Aachen... Nedir tüm bunlar? Farkları nelerdir?

Merzenich, Niederzier, Nörvenich, Titz ve Vettweiß topluluklarından oluşur ve 260.000 nüfusa sahiptir.

kreis euskirchen bölgesi Eus-kirchen, Bad Münstereifel, Mecher-nich, Scheiden ve Zülpich şehirleriy-le, Blankeinheim, Dahlem, Hellenthal, Kall, Nettersheim ve Weilerswirt top-luluklarından oluşur ve 190.000 nü-fusa sahiptir.

kreis Heinsberg bölgesi Heins-berg, Erkelenz, Geilenkirchen, Hüc-kelhoven, Übach-Pallenberg, Was-serberg ve Wegberg şehirleriyle, Galgent, Selfkant ve Waldfeucht top-luluklarından oluşur ve 250.000 nüfu-sa sahiptir.

Region AachenYazımızın başında eyalet idari siste-minin beş bölgeye ayrıldığından bah-setmiştik. Bu beş bölgeden birisi Köln idari bölgesidir (Regierungsbezirk Köln).

Köln idari bölgesi de kendi alanı-na giren şehir ve bölgeleri idari yapısı içinde ayırmıştır. Bunlardan birisinin adı Region Aachen’dır.

Region Aachen, Stadt ve Kreis Aachen’ın (hepsi birlikte Städteregion Aachen) yanısıra üç şehri ve onlara bağlı ilçeleri de içine alır. Yani dört şehir ve ilçelerinden oluşan bir idari bölgedir. Bu şehirler Aachen, Düren, Euskirchen ve Heinsberg şehirleri ve onlara bağlı olan ilçeleridir. Aslında bu ilçeler de, belirttiğimiz gibi kendi-lerini şehir (Stadt) veya topluluk (Ge-meinde) olarak tanımlamaktadırlar.

Aachen dışındaki bu üç şehrin illa da bağımsız bir şehir olma takıntıları olmadığından, Kreis Düren, Kreis Eus-kirchen, Kreis Heinsberg olarak anıl-dıklarında kendileri de bu tanımın içi-ne girerler.

kreis düren bölgesi Düren, He-imbach, Jülich, Linnich ve Niedegen şehirleriyle, Aldenhoven, Hürtgen-wald, Inden, Kreuzau, Langerwehe,

Region Aachen olarak adlandırılan bu idari bölge, 1.250.000’lık nüfusa sahiptir ve bu bölgede Türkiye köken-li yaklaşık 30.000 insan yaşamaktadır.

euregio AachenEuregio Maas-Rhein adıyla da bilinir. Üç ülke köşesinde bulunan şehirleri ekonomik ve ticari işbirliği anlamında geliştirmek üzere 1976 yılında bir ça-lışma grubu kurulmuş ve 1991’de bir vakıf oluşturulmuştur.

Almanya’dan Region Aachen, Hol-landa’dan Güney Limburg, Belçika’dan Limburg, Liège ve Lüttich (Doğu Belçi-ka olarak da tanımlanan Almanca Ko-nuşulan Bölge)’den oluşan bir bölge-dir. Bir ülkede çalışıp, diğerinde ikamet eden kişilerin haklarını da düzenlemek görevleri arasındadır.

Bizim Aachen Dergisi olarak, bu sa-yımızdan itibaren dağıtımımızı, Aachen ve çevresi olarak tanımladığımız alan-dan “Region Aachen” olarak bilinen alana taşımaya karar verdik. İlk etapta Kreis Düren ve Kreis Heinsberg’de dağı-tıma başlayacağız ve çok yakında da Euskirchen’i alanımıza dahil edeceğiz. Birgün Euregio Aachen bölgesini hedef alırız... Kim bilir!

Belçika: LimburgHollanda: Güney Limburg

Almanya: Region Aachen

Belçika: Lüttich (Doğu Belçika)

Belçika: Liège

7

Tel.: 0241-18 95 400Her an size yardima haziriz

www.melan.de

Am Gut Wolf, Aachen

15.02.

22.03.

22.02.

29.03.

Breslauerstr., Aachen

Schumanstr., Würselen

01.02.

01.03.

internet üzerinden de basvurabilirsiniz

Pauwelsstr., Aachen

08.02.

08.03.

Uniklinik APAG P2

01.02.

01.03.

Heerweg, Düren

01.03.Humboldtstr., HeinsbergWeisweiler, Eschweiler

22.02.

29.03.

Am KraftwerkSchumanstr., Würselen

15.03.

toom

08.02.

08.03.

Bahnhofstr., Alsdorf

ne? nerede? ne zaman?

Tel.: 0241-18 95 400Her an size yardima haziriz

www.melan.de

Am Gut Wolf, Aachen

13.04.18.05.

27.04.01.06.

Breslauerstr., Aachen

Schumanstr., Würselen

25.05.22.06.

toomSchumanstr., Würselen

20./21.04.11.05.

internet üzerinden de basvurabilirsiniz

Debyestr., Aachen

06.04.01.05.

Tel.: 0241-18 95 400Her an size yardima haziriz

www.melan.de

Am Gut Wolf, Aachen

13.04.18.05.

27.04.01.06.

Breslauerstr., Aachen

Schumanstr., Würselen

25.05.22.06.

toomSchumanstr., Würselen

20./21.04.11.05.

internet üzerinden de basvurabilirsiniz

Debyestr., Aachen

06.04.01.05.

Tel.: 0241-18 95 400Her an size yardima haziriz

www.melan.de

Am Gut Wolf, Aachen

13.04.18.05.

27.04.01.06.

Breslauerstr., Aachen

Schumanstr., Würselen

25.05.22.06.

toomSchumanstr., Würselen

20./21.04.11.05.

internet üzerinden de basvurabilirsiniz

Debyestr., Aachen

06.04.01.05.

ŞubAT ve mArT AYlArındA AAchen ve ÇevreSİndeKİ eTKİnlİKler

AACHen’dA 2015’de sATış yApılABileCek

pAzAR GünleRi

Almanya’da belli branşlar (imbiss, lokanta, vb.) dışındaki dükkanların pazar günleri açılması sadece şehir meclislerinin belirlediği belli günler-de mümkün.

Aachen Belediye Meclisi, 2015 yılı için şehir merkezinde ve bazı semtlerde satış yapılabilecek pazar günlerini (Verkaufsoffene Sontage) tespit etti.

şehir merkezinde 29 Mart, 27 Eylül, 8 Kasım ve 13 Aralık; Brand’ta 15 Mart, 3 Mayıs, 25 Ekim ve 6 Aralık; Burtscheid’ta 3 Mayıs, 21 Haziran, 9 Ağustos ve 6 Aralık; eilendorf’ta 21 Haziran, 25 Ekim ve 6 Aralık; Haaren’de 6 Aralık; laurensberg’te 29 Mart ve 13 Aralık; Walheim’da ise 4 Ekim tarihlerinde dükkanlar saat 13-18 arası açık olabilecek ve satış yapabilecekler.

euReGıO ekOnOMi FuARı 14 - 22 Mart 2015

Bu yıl 29. kez düzenlenen fuarın yeri geçen yıl değiştirilmişti. Bu yıl yine Ti-voli’deki CHIO at yarışlarının düzen-lendiği alanda yapılacak olan fuarı hergün 10 ile 18 saatleri arasında zi- yaret edebilirsiniz. Girişler ücretli.

kARnAvAl GeçiT TöRenleRi Bu yıl 28 Şubat tarihine kadar sürecek Karnaval kutlamalarında iki önemli tarih: 15 Şubat pazar günü kostümlü Çocuk Karnavalı geçit töreni ve 16 Şubat pazartesi günü büyük Karna-val geçit töreni. Oche! Alaaf!

8

İÇİmİzden bİrİ:

kaan Bey, bize biraz kendinizi tanıtabilir misiniz?İsmim Kaan Cevahir. 25 yaşındayım. 17.11.1989 tarihinde Almanya’nın Erke-lenz şehrinde doğdum. Aachen şeh- rine çok yakın olan Heinsberg’in Hüc-kelhoven kasabasında yaşıyorum. Kü-çüklüğümden beri klasik ve roman-tik müziğe olan ilgimi ve merakımı fark eden annem ve babam sayesin-de, 9 yaşından itibaren piyano eğiti-mi, daha sonra gitar eğitimi almaya başladım. Aynı zamanda okul haya-tıma devam ederek, 2009 senesin-de Gymnasium Hückelhoven lisesini Abitur diploması ile bitirdim. Piyano eğitimim paralel şekilde devam edi-yordu, fakat büyük bir değişiklikle. Li-seyi bitirmeme iki yıl kala, yani 2007 senesinde, Belçika’nın Lanaken şeh-rinde bulunan „Gemeentelijke Acade-mie voor Muziek en Woord“ Müzik ve Dans akademisine başvurdum, giriş sınavını kazanıp, Piyano, Müzik teori ve kompozisyon dallarında eğitimimi sürdürdüm. 2009 senesinde askerlik görevimi toplum hizmeti olarak 9 ay yaptım ve sonradan 2010 senesinde Düsseldorf’da bulunan Heinrich-Hei-ne Üniversitesi’nde Tarih ve Müzikolo-ji okumaya başladım. 2011 senesinde, önceden bahsettiğim müzik akade-misini diplomayla bitirip, piyano da-lında birincilikle ödüllendirildim. O yıldan itibaren önce bir özel müzik okulunda, sonra da 2013 senesinde Hückelhoven’da kendi müzik okulu-mu kurarak, piyano ve müzik eğiti-mi vermeye başladım. Ek olarak en-gelliler okulunda ve ilkokulda proje şeklinde müzik eğitimi verdim. Bu yıl

üniversiteyi Tarih ve Müzikoloji bö-lümünde Bachelor of Arts diploma-sıyla bitirip, Düsseldorf’da bulunan Robert-Schumann konservatuarında Müzikoloji ve Müzik tarihi bölümün-de yüksek lisans (Master of Arts) eğiti-mine başladım. Allah’ın izniyle, iki yıl sonra “Müzik ve Tıp”, “Müzik ve Sos-yoloji” ve müzik tarihine yakın olan bir konuda doktora tezimi yazmaya başlayacağım.

Müzikle ilgilenmeye kaç yaşında ve nasıl başladınız? Biraz bahsedebilir misiniz?Müzikle, müziği duyduğum an tanış-tım ve o andan itibaren ilgi gösterdim. Klasik müzik ve piyano müziğinden bahsedersek, küçük yaşta televizyon-da yayınlanan değişik piyano konser-lerinden etkilendiğimi söyleyebilirim. Üç yaşlarındayken medyada gördü-ğüm ve duyduğum piyano sanatına ilgi gösterdiğimi aileme belirtmişim. Şansıma bu yaşlarımda ablam piyano eğitimi almaya başlamıştı ve dersle-rine sürekli ilk elektro piyanomuzda çalışıyordu. Bu fırsatı değerlendirip, ablamın yanında durdum, el ve par-mak hareketlerini takip ederek, basit piyano parçalarını ilginç bir şekilde tekrarlayabildim. Piyanoyla özel ola-rak tanışmam, otodidakt bir eğitim-le gerçekleşmişti yani. 9 yaşındayken ailem beni devlet müzik okuluna ka-yıt ettirerek, ciddi piyano eğitimimin başlangıç noktasını koymuştu. Yavaş yavaş, fazlasıyla var olan pop müzik-ten ve popüler müzikten uzaklaşıp, kendimi klasik ve romantik müziğe çok daha yakın hissetmeye başladım.

peki neden klasik müzik?Yanlış anlaşılmaları önlemek için, kla-sik müziği terminus technicus (teknik terim) olarak kısaca ve kaba bir şekilde açıklamak istiyorum. Klasik müzikten bahsedildiğinde, insanlarımızın çoğu maalesef Türk ve Osmanlı müziğin-den farklı olan, Batı Avrupa’da kök sa-lan tüm eski enstrümantal müzikleri kast ediyor. Fakat bu kategorizasyon hem yanlış, hem çok kabadır. Klasik müzik Batı Avrupa’da sadece 18. yüz-yıldan 19. yüzyılın ortasına kadar sü-ren bir çağın yer aldığı değişik müzik tarzlarıdır. Bu Klasik Çağ’da tanınan en meşhur besteciler belki de Haydn, Mozart ve sonra da Beethoven’dır. Evet, ben klasik müziğe çok ilgi gös-teriyorum, fakat kendimi ondan son-raki, yani 19. yüzyılın romantik par-çalarına daha yakın hissediyorum. Neden klasik veya romantik müzik sorusuna dönünce, basit ve kısa bir cevap vermek istiyorum. Benim dü-şünceme göre her müziğin, ki dünya-mızda bulunan tüm müziklerin belki de yüzde birini tanıyoruz, bir fonksi-yonu vardır. Bir müziğin fonksiyonu eğlendirmek olmalıysa, her insanın müzik tarzını ve seçeneğini ona göre yönlendirmesi lazım. Düğün salonla-rında veya diskolarda hoplayıp, zıpla-yıp onu eğlendiriyorsa, o seviyeyi terk etmeden ve o eğlenceyi destekleyen bir müziği seçmesi mantıklıdır. Başka bir insan ruhunu hafif, basit ve kolay anlaşılır müziklerle eğlendirebiliyorsa, kendisini bu zamanın pop ve popüler müziklerinde çok rahat hisseder. Bir insan olarak ben de ruhumu eğlen-dirmek isterim ve ona göre seçimi-mi yaparım. Ne pop, ne de popüler müziğin hafifliği ve basitliği ruhuma ulaşabiliyor ki, ben bunun çok erken farkına vardım. Bir müzik veya müzik tarzı beni düşündürüyorsa, kompleks harmonik yapısıyla ve derin felsefe-siyle entellektüel anlamda dikkatimi çekiyorsa, bu bana bestecinin eme-ğini, müziğinin değerini ve bu müzi-ğin ruhumu eğlendirebileceğini ispat eder. Kısaca, ruhum sırf klasik müziği değil, tüm ciddi ve entelektüel sanat-tan oluşan müzikleri kabul ediyor. Bu

“Bir eğitmen, besteci ve bilimadamı olarak, eserlerimle ve yaptıklarımla, sanat ve bilim toplumunda iz bırakmak istiyorum.”

9

kaan cevahİrseçeneğimin içinde, değerli Osmanlı müziğimiz, ebedi olan eski türküleri-miz ve beş büyük klasik bestecilerimi-zin eserleri de bulunmaktadır.

şu an müzik yaşamınız nasıl gidiyor? neler yapıyorsunuz?Müzik sanatıyla ilgilendiğim zamanı-mın çoğunu öğrencilerime, bestele-rime ve bilime ayırdığımı söyleyebili-rim. Aynı zamanda kendi repertuarımı geliştiriyorum. 2009 yılından itibaren etrafımda bulunan değişik ressam-ların eserlerini yorumlayarak, beste şeklinde fikirlerimi ve düşüncelerimi insanlarımızla paylaşıyorum. Aynı za-manda okullarla ve belediyemizle or-tak çalıştığım değişik müzikal ve kül-türel projelerimi gerçekleştiriyorum. Şuan ki „take (p)art, be (p)art“ ismini taşıyan projem için „The rising piano“

müzisyenin kaç albümü olduğunu veya özel hayatında neler olup bitti-ğini sorsanız, anlamı büyük olmayan cevaplar mutlaka önünüze akar. Ben bu perdeleri açmak için çaba gösteri-yorum. Almanya’da yaşayan bir Türk olarak, Avrupa kültürünü ve sanatı-nı sahiplendim. Bu beni kendi kültü-rümden asla koparmadı veya uzaklaş-tırmadı. Tam tersine, beni insanca ve bilgi anlamında zenginleştirdi. Büyük-lerimiz Almanya’da yıllarca misafir işçi olarak beceriksiz Alman integration (uyum) politikasının sonucunda dış-landılar, bir köşeye itildiler. Bizim ve sonraki neslin bundan en kısa zaman-da çıkıp, ön sıralara ilerlemesi lazım. Bu ilerlemeyi ciddi sanatın gücüyle desteklemek istiyorum.

kendi bestelerinizi yaparken nelerden etkileniyorsunuz?Bestelerim doğadan, tarihsel olay-lardan ve insan toplumunda dikka-timi çeken fenomenlerden etkileni-yor. Bestelerimin özelliğiyse, klasik ve romantik müziği eski türkülerimizde bulduğumuz ritim ve motiflerle bir-leştirmemdir. Çoğunlukla virtüöz olan bestelerim, piyano, oda müziği, ve or-kestra için yazılmıştırlar. Şu an yazıl-mış 15 bestem ve belki de 8 bitmeyen çalışmam var.

Geleceğiniz için müzikle neler yapmayı düşünüyorsunuz?Geleceğim için temellerimi şimdiden attığımı söyleyebilirim. Az önceki say-dığım hedeflerime ulaşmak için hem kendi okulumu büyütmek, hem de düşüncelerimi paylaşan kültürel ve sanatsal enstitü ve kurumlarla bera-ber çalışmak istiyorum. Ayrıca ileride konservatuarda doçent olarak çalış-ma imkanım var. Bir eğitmen, beste-ci ve bilim adamı olarak eserlerimle ve yaptıklarımla sanat ve bilim toplu-munda iz bırakmak en büyük hayalim.

size ulaşmak, bazı sorular sormak isteyenler nasıl ulaşabilirler?Bana mail yolu ile ulaşabilirler. E-posta adresim: [email protected]. Hak-kımda daha fazla bilgiyi internet si-temde bulabilirler: www.all-unison.de

Görüşme için teşekkür eder, gelecekteki çalışmalarınızda başarılar dilerim.

Selim Atasever

diye bir bale besteliyorum. Hazırlıkları ise başladı bile. Belki de bu cümleden sonra bir sanatçı ve bilim adamı ola-rak takip ettiğim hedeflerimi açıkla-mam doğru olur.

Hedeflerinizi sormamızda bir sakınca yok o zaman. nedir hedefleriniz?İlk olarak, insanlarımızda, özellikle de Almanya’da yaşayan Türklerde, genel olarak fark ettiğim modern bir gö-rünümü açıklamak isterim. Hele ki, gençlerimizin özellikle popüler müzi-ğe sarıldığını vurgulamak isterim. Cid-di müziğe veya ciddi ve gerçek sanata yaklaşmaktansa, ışık geçirmeyen per-deleri çekip, kendilerini geliştirmeye ne yazık ki engel oluyorlar. Sorun ba-kalım insanımıza, dünyaca tanınan „Türk beşleri“ kimdir diye; genel ola-rak suskunluktan başka bir beklenti-niz olmasın. Fakat herhangi bir pop

Zurich Generalvertretung Necmi Çetir

Wilhelmstr. 38 52070 Aachen

Tel.: 0241 / 99 77 04 04 Fax: 0241 / 99 77 04 07

E-Mail: [email protected] www.zurich.de

• Kraftfahrt > PKW

• MultiPlus > Unfall > Haftpflicht> Hausrat > Wohngebäude > Rechtsschutz

• Düşük faizli ev kredisi• Özel ihtiyaç kredisi

Alles aus einer Hand!

Herşey tek elden ve sadece tek kişi muhatabınız!

MultiPlus Paketimizle rahat uyku uyuyabilirsiniz!

Bize sormadan araba sigortası yaptırmayın veya değiştirmeyin.

Tekliflerimizden yararlanın!

10

çevre SAYfASı

Yeşil kuşak uygulaması Almanya’nın 48 şehrinde uygulanıyor. Yaşadığımız eyalet NRW’de bulunan Ruhr bölgesi, hava kirliliğinin yoğun yaşandığı böl-gelerin başında geliyor ve burada tam 13 şehirde uygulanıyor.

yeşil kuşak nedir?Herhangi bir bölgede veya şehirde hava kirliğinin, Avrupa Birliği tarafın-dan belirlenen en üst değerleri aştı-ğında, başvurulan bir trafik uygula-masıdır. Belirlenen bölge içine sadece

potentielles Gebiet zur Einrichtungeiner Umweltzone im Aachener Talkessel(ca. 25 km²), falls die anderen Maßnahmennicht greifen

städt. Gesamtfläche ca. 160 km²

Alleenring

L U F T R E I N H A L T E P L A N A A C H E N- G E P L A N T E U M W E L T Z O N E

Stadt Aachen - Fachbereich Umwelt (FB36/40) - M = 1:40.000

Achen şehir merkezine yeni uygulama geliyor: „Yeşil Kuşak“ (Umweltzone)

© Stadt Aachen

yeni ve daha az egzos dumanı yayan motorlu araçların girmesine izin ve-rilir. Eski, çok egzos dumanı salan motorlu araçların girmesi yasaktır. Böylece o bölgedeki hava kirliliğinin nispeten önüne geçilmeye çalışılır. O bölgeye girme hakkı olan motorlu araçların satın aldıkları belli renkteki etiketleri araçlarının ön camına yapış-tırmaları gerekmektedir. Kurallara uy-mayan araçlar, yüksek miktarda para cezası ödemek zorunda kalırlar.

Bölge Valiliğinin almış olduğu kararı NRW Çevre Bakanlığı da desteklerken, başta Aachen Belediye Başkanı Marcel Philipp olmak üzere ticaret odası, es-naf ve zanaatkarlar birliği gibi kuruşlar alınan bu karara sert tepki gösterdiler.

İlk tepki belediye başkanından geldi. Aachen Belediyesinin hava kirliliğine karşı çeşitli önlemler aldığını belirten Philipp, çevre dostu otobüsler, bisik-let kullanımının teşviki, ev ve iş yer-lerinde az duman çıkaran yakıtların kullanılmasını bunlara örnek gösterdi. Alınan kararın Aachen şehrine büyük bir darbe vuracağını belirten beledi-ye başkanı, şehre gelecek turistlerin rahat edemeyeceklerini ve turist sa-yısının azalabileceğini söyledi.

Karara tepki gösteren ticaret oda-sı ve zanaatkarlar birliğinin itirazı ise başka. Artık onlara bağlı olan firma-lar eski olan arabalarını değiştirmek zorunda kalacaklar ve bu bölgeye giremeyecekler.

Yukarıdaki şehir planında siyah çizgi-ler Aachen şehrinin sınırlarını, kırmızı çizgili alan ise Bölge Valiliğinin uygula-ma alanını gösteriyor. Noktalı çizgiyle belirtilen alan ise, uygulamanın belki daha dar bir alanda yapılabilmesi için bir alternatif olarak sunuluyor. Bölge valiliği, Aachen Belediyesine 1 Aralık ta-rihine kadar süre vererek, gerekli iyileş-tirmelerin yapılması için alternatif uy-gulamaların hayata geçirilmesini istedi.

Gelişmeleri ileride sizlere bildireceğiz.

Köln Bölge Valiliği, 1 Aralık 2015 tari-hinden itibaren Aachen’da “Yeşil Ku-şak” (Umweltzone) uygulamasına baş-lanması kararı aldı.

Aachen’da bulunan araç parkevlerin-deki boş yerleri gösteren dijital tabe-lalar bakıma alınarak modernleştir-me çalışması yapılacak. Bu nedenle de gelecek 5 ile 6 hafta arası devre dışı kalacaklar ve rakamlar gözükme-yecek. Bu durum sizi yanıltmasın. Par-kevleri hizmete devam edecekler.

11

TAnıTım: sımtel buSıneSS CommunıCATıon

Telekominikasyon Sektöründe 10. Yılımız!

3 Ekim 1963 tarihinde, Gaziantep’te, dört çocuklu bir ailenin en büyük ço-cuğu olarak dünyaya geldim.

1972’de Almanya’ya ailemin yanına ge-lerek, eğitimime burada devam ettim. 30 yıllık evli ve üç çocuk babasıyım.

1980 yılında meslek öğrenimine başla-dım ve 24 Ocak 1984 tarihinde “nitelikli elektirikçi” (gelernte Elektroinstallateur) ünvanıyla öğrenimimi tamamladım.

Mezuniyetden sonra mesleği öğren-diğim firmada, kalfa (Geselle) olarak altı ay kadar çalışmaya devam ettim.

Daha sonra, küçük bir firmada en-düstri elektroniker olarak başladım. 1986’da o firmadan da ayrılarak, uzun süre çalışacağım Siemens firmasında işe başladım. 1997 yılında firmanın kominikasyon bölümüne geçtim ve 2005 yılının başına kadar bu bölüm-de çalıştım.

2005 yılı başında, Siemens firmasının, çalışanlarına yaptığı “siz kendi işyeri-nizi kurun, biz sizi her alanda destek-leriz” önerisi üzerine, 23 Ocak 2005 ta-rihinde bir girişimde bulunarak kendi firmamı kurdum.

İlk yıllar, Siemens’te çalışırken tanıdı-ğım, işlerini yaptığım şirketlere kendi işyerimi açtığımı söylediğimde, yarı-dan fazlası benim firmamla çalışma-ya devam etmek istediklerini belirtti-ler ve böylece ilk müşterilerim olmuş oldular.

Bu ilk dönemde müşterilerimiz daha çok Aachen ve çevresindeki bazı bele-diyeler ve tanınmış şirketlerdi. Aradan geçen yıllarla birlikte daha uzak bölge-lerden yine tanınmış şirketler müşte-rimiz oldu. Hatta Türkiye’de dahi bazı büyük call-centerlara iş yapıyoruz.

Bu yıldan itibaren firmamız, eski adı Siemens, yeni adıyla da unify olan şirketin ürünleri yanı sıra, DeWete, AASTRA, Avaya ve Ericsson gibi şirket-leri bünyesine katan Mitel deutsc-hland firmasının iletişim teknolojisi ürünlerinin de satış ve bakım işlerini bünyesine almıştır.

Bu geçen 10 yıl içerisinde, gösterdikleri sabır ve destekten dolayı, başta ailem olmak üzere, dostlarıma, eski ve yeni tüm çalışma arkadaşlarıma; firmamı-za duydukları güvenden dolayı tüm müşterilerimize, bu vesile ile sonsuz teşekkürlerimi ve şükranlarımı sunmak isterim. Teşekkürler! Danke!

Mehmet İstanbulluoğlu | SIMTEL

Reutershagwinkel 17 52074 Aachen

Tel: + 49 (0) 241 888 00 88 Faks: + 49 (0) 241 888 00 87

Mobil: + 49 (0) 178 888 00 48E-Mail: [email protected]

www. simtel-online.de

Stadt Herzogenrath

Yaptığım işlerin % 60’ını servis, % 40’ını ise satış oluşturuyor. Haberleşme sis-temleri alım-satımı ve tamirini yapı-yoruz. Genelde işimizin % 95’lik gibi büyük bir bölümünü büyük şirketlerin (aşağıda bunlardan sadece bazılarının logoları görülebilir) telefon sistemlerini kurmak, bakımını yapmak, yedek par-ça sağlamak gibi konular oluşturuyor.

12

bulmaca SAYfASı

13

GönÜllÜ ÇAlışmAlAr

pelin Hanım, bize biraz kendinizi tanıtır mısınız?1971 yılında Hatay’ın Kırıkhan ilçesinde dünyaya geldim. 9 kardeşim var. İlko-kulu İskenderun’da okudum. Babam öğretmen olduğu için bir çok şehir dolaştık. Daha sonra Almanya’ya ge-len ailemin yanına geldim 10 yaşımda. O dönem, ilk bir yıl Türkler için açılan bir sınıfa devam ettim okulda ve son-ra Hauptschule Aretzstrasse’i bitirdim. Daha sonra 2 yıllık “çocuk bakıcılığı” (Kinderpflege) stajı (Ausbildung) yap-tım. Henüz 17 yaşımdayken Aachen Belediyesine bağlı bir kreşte çalışmaya başladım. Çalışırken, aynı zamanda lise diplomasını (Abitür) aldım ve “çocuk ve gençlik eğitmenliği” (Anerkannte Er-zieherin) stajı da yaptım. Daha sonra, şimdi sayamayacağım bir çok konuda kurslar aldım. Bu arada hep insanlarla ilişki içinde oldum; aile eğitim vakıfla-rında çalıştım, aileler için danışmanlık yaptım ve kurslar verdim. Tüm bu işle-rimin yanısıra, 1,5 yıldır Aachen Kato-lik Yüksekokulu’nda (Katholiche Hoch-schule) sosyal pedagoji okuyorum. 23 yıllık evliyim ve iki oğlum var.

mayan bu insanların hakları için, ha-yat koşullarının iyileştirilmesi, gelişti-rilmesi için çalışmış değerli bir isim.

Ölümünden sonra, onun adını taşı-yan bir vakıf kurulmuş; onun değer-lerine, çalışmalarına uygun faaliyetler yürütüyorlar. Onun adına geçtiğimiz yıl ilk kez bir ödül verme kararı almış-lar ve günümüzde onun çalışma pren-siplerine uygun bir kişi aramışlar. So-nunda tüm adaylar içinden beni layık görmüşler ve 21 Kasım 2014 tarihinde Aachen Şehir Kilisesi’nde (Citykirche) bir ödül töreni düzenlediler. Çalışma yaptığım kurumlar, ailem, arkadaşla-rım oradaydı. O kadar aday arasından beni seçmiş olmaları beni ilk başta şa-şırttı açıkçası ama çok gurur duydum.

Burada sadece geçiminizi sağlamak için yaptığınız bir iş söz konusu değil o zaman. Başka faktörler de olmalı kriter olarak.Sanırım öyle. Yaşamımızı sürdürmek için mutlaka para kazanmalıyız. Fakat benim işimde, hatta her iş dalında para kazanmanın yanında başka insani değerler de önemli. İşinizi severek yap- mak ve yardımcı olabilmenin hazzını duymak. Ben işimi yaparken çok mut-lu oluyorum. Bazen iş saatim dışında da maddi bir beklentim olmadan gö- nüllü çalışmalarım var. Yardım etme-nin, edebilmemin getirdiği bir mut-luluk bu. Aydınlık bir dünyada yaşı-yorum. Müthiş güzel bir duygu bu.

Benim bu noktaya gelmemde bir çok kişinin katkısı oldu geçmişte. So-runları aşmamda inanılmaz destek-ler gördüm. Benim şimdi yaptığım şey, aslında geçmişte bana yapılan-ları, başkalarına yapmak; onları biraz daha ileri taşıyabilmek, geliştirebil-mek. Umarım bir gün benden bunu öğrenenler de, bu yolda aynı şekilde

sürdürürler bunu. Yardım edebilme-nin getirdiği mutluluğu.

şu an üniversiteye gitme dışında nelerle uğraşıyorsunuz?Hangisini sayayım ki... Aachen’daki bütün ebeveyn okullarında (Familien-bildungshäuser) eğitim ve bilgilen-dirme uzmanı olarak çalışıyorum. Yine Aachen’da, Çocukları Koruma Birliği‘nde (Kinderschutzbund), çocuk ve gençlere yönelik çalişma yapan In-tegra Kurumunda ve Aachen Şehirler Birliği’nde (Städteregion Aachen) Eği-tim ve Kültür Bürosu’nda (Bildungsbü-ro) görevlerim var.

Tüm bu işleri yaparken nasıl bir tablo görüyorsunuz?Genel olarak, sosyal fırsatları olmayan, haklarını tam olarak bilmeyen, sistemi tanımayan kişileri görüyorum. Genel-de uyum, iki kültürlülük, sosyal hak-lar ve olanaklar hakkında bilgiler ve- rip, bu insanların kendilerini geliştir-melerini hedefliyorum. Değişik neden- lerle (işsizlik, dil sorunu vs.) zor koşul- larda yaşamak zorunda olan insanla- ra yardım edip, içinde yaşadığımız toplumdaki şanslarını kullanabilme-lerine yardımcı oluyoruz. Kendilerini yetiştirebildikleri ölçüde çocuklarına da yardımcı olabilecekler. Bu adı taşı- yan bir projede de çalışıyorum: “Güçlü ana-baba, güçlü çocuk.” Buradaki ana hedefim, ebeynlere çocuklarının eğitimlerinde destek ve en iyi şekilde yardımcı olabilmek.

Gelecekteki planlarınız neler?Tabii öncelikle üniversiteyi bitirmek ve bugüne kadar yaptığım işi daha iyi yapmak. İnsanlarımız, toplumuz ve özellikle de çocuklarımız için çalış- malar yapmayı hedefliyorum. Gerekir- se de bu çalışmaları bir dernek çatısı altında sürdürmek istiyorum. Politika-da aktif olmak gibi bir düşüncem var. Çocuklarımı iyi yetiştirmek, onları iyi yerlerde görmek istiyorum. Her ana-babanın çocuklarını iyi yerlerde gö- rebilme isteklerini ve arzularını ger-çekleştirmelerini sağlamak için de on-lara destek olmak istiyorum.

pelin Hanım, sizi, bildiklerinizi paylaşmak için yayın ekibimize katılmaya davet etmek benim için bir onur olacak. Gelecekte de başarılarınızın devamını dilerim.

Günal Günal

Geçtiğimiz kasım ayında bir Alman vakfının ilk kez verdiği bir ödüle layık görülen ilk kişisiniz. Bize bu vakıf ve ödül hakkında biraz bilgi verir misiniz?Vakfın adı “Maria Grönefeld Stiftung”. Vakfa adı verilen bayan, bilim ve eği-tim alanında uzmanlık eğitimi almış ve politikada aktif çalışmış biri ve tüm yaşamı boyunca, olanakları yeterli olmayan insanların sosyal hakları ve gelişimleriyle ilgilenmiş ve mücadele etmiş. Yeterli eğitim olanakları bula-

Pelin Şahime Yiğitbir Alman vakfının ilk kez verdiği “Kadınlar İçin Mutlak Eşit Eğitim ve Yaşam Olanağı” onur ödünü almaya hak kazanan kişi: “Aydınlık içinde yaşamak.”

14

kÜltÜr & SAnAT

savaş Bey, böyle bir müzik topluluğu oluşturma fikri ilk ne zaman ortaya çıktı?Baesweiler DİTİB Camii din görevlisi sayın Murat Güven hoca bu bölgede böyle bir ilahi grubunun eksikliğini görmüş. Bu düşüncesini profesyonel müzikle uğraşan koro şefimiz sayın Neşet Şener’le paylaşmış. Neşet kar-deşimiz Murat hocanın bu teklifine tam destek verince, böyle güzel, geç-mişine, kültürüne ve atalarına saygıyı esas almış, Baesweiler’in gençlerin-den oluşan bir grup ortaya çıktı.

Grubun adı ve sembolü neyi temsil ediyor? Grubumuzun adı “Turkuaz”. Türk ma-visini temsil ediyor ve sembolümüz de Mevlana’yı temsil ediyor.

Bu konuda bilgisi olan, uzman kişilerden destek aldınız mı?Yok. Dışarıdan ayrıca bir yardım alma-dık. Çünkü başımızdaki koro şefimiz sayın Neşet Şener profesyonel olarak müzikle uğraşmaktaydı. Onun için başka bir destek alma ihtiyacı duy-madık.

Gruba kaç kişi ile başladınız? Bugün bu sayı ne kadar oldu?Yedi kişi ile başladık. Daha sonra katı- lanlarla beraber şu an 15 kişiyiz.

provalarınızı ne zaman ve nerede yapıyorsunuz?Baesweiler Belediyesi’nin bize tah-

sis ettigi Haus Setterich’de haftasonu cuma ya da pazar günleri yapıyoruz.

Repertuarınızdaki parçaları nasıl seçiyorsunuz?Gruptaki arkadaşlarla beraber, toplu-mumuzun aşina olduğu eserleri se-çiyor ve onları değişik versiyonlarda halkımıza sunmaya çalışıyoruz.

Grubunuza katılmak isteyenlere açık mısınız? Belli kriterleriniz var mı? size nasıl ulaşabilirler?Evet bize katılmak isteyen herkese ka-pımız sonuna kadar açıktır. Gruba ka-tılacaklardan istediğimiz bu işe gönül vermeleri, istikrarlı olmaları ve bu işi severek yapmaları. Bu iş, bir gönül işi; insanın bu işden haz alabilmesi için bu işe gönül vermesi lazım, yoksa pek verimli olamıyor. Bize katılmak isteyen arkadaşlar telefon ve E-Posta yoluyla bize ulaşabilirler.Telefon: 0160 / 770 06 08E-Posta: [email protected]: “turkuaz ilahi” ve “tasavvuf musiki grubu”. Grup olarak geleceğe yönelik planlarınız neler?Aslında, grup olarak, hedeflerimiz çok ama hepsini gerçekleştirebilir miyiz, onu bize zaman gösterecek. Kaybol-maya yüz tutmuş birlik ve beraberli-ğimizi tekrar canlandırmak ve bunu bölgemize yaymak için millet olarak hepimizin ortak olduğu çok önemli gün ve gecelerde program yapmak ilk öncelikli hedeflerimizden biri. İn-şallah bu konuda başarılı oluruz .

Bize zaman ayırdığınız için size teşekkür eder, çalışmalarınızda başarılar dileriz.

Günal Günal

daha çok ne tür etkinliklerde sahneye çıkıyorsunuz?Aslında şu ana kadar, yeni bir ilahi grubu olduğumuz için, fazla prog-ramlara çıkma şansı bulamadık ama değişik milli ve dini kültürel etkinlik-lerde sahne alıyoruz.

katıldığınız etkinliklerden maddi bir beklentiniz var mı? yoksa gönüllü mü yapıyorsunuz?Yapılan etkinliğin içeriğine göre de-ğerlendiriyoruz. Mesela bir yardım kampanyası programına, bizim de bir katkımız olsun amacıyla, gönüllü olarak çıkıp sahne alıyoruz.

Provada ailece yemekProvaProva

Turkuaz İlahi Tasavvuf Musiki Grubu,Aachen ve çevresinde bu alandabir ilk. Grup hakkında dahafazla bilgi almak için, grubunkurucularından olan Savaş ÇevikBey ile bir söyleşi yaptık.

15

KÜlTÜr & sanat

emrah Bey, öncelikle bize biraz kendinizden bahseder misiniz?Merhabalar. Adım Emrah Güngör. 1985 yılında Ardahan’ın Posof ilçesinde doğ-dum. 4 yaşındayken ailemle İstanbul’a taşındık. 2006’dan beri de Alsdorf’ta yaşıyorum. Evliyim ve bir oğlum var.

Grubun yönetmenisiniz.Bu konuda tecrübeniz var mı?Tiyatro yönetmenliği yapmak için çok iyi bir eğitime sahip olmak gere-kir. Daha önce bir yönetmenlik tecrü-bem olmadı ama İstanbul’da bir dö-nem tiyatro oyunculuğu yaptım. Şu an, kurmuş olduğumuz amatör tiyat-ro grubuna yönetmenlik yapmaya ça-lışıyorum diyebilirim.

Böyle bir tiyatro grubu kurma fikri ne zaman ve nasıl oluştu?Almanya’ya geldigimden beri tiyat-roda oynamak istiyorum. Çevremiz-de Türk Tiyatrosu olmadığından bu grubu kurmaya karar verdim. Önder Günay kardeşime bu yüzden çok te-şekkür ediyorum. Onunla beraber gençlerimize örnek olmak adına bu grubu kurduk.

Grupta şu an kaç kişi var? Hangi aşamalardan geçti grup?Grubun ilk etaptaki sayısı 7 idi ve şu anda 17 kişiyiz ve halen de katılmak is-teyenler var. Bu da bizi çok sevindiriyor.

üzerinde çalıştığınız oyunun adı ne ve nasıl seçtiniz?Oyunumuz adı “Kadınlık bizde kalsın”. Bu bir komedi ve insanlarımızın izledi-ğinde keyif alacağını umut ettigimiz bir oyun. Kadınların ülkemizde yaşa-dığı problemleri komediyle anlatan, güldürürken de düşündüren bir oyun olduğu için seçtik.

provalarınızı nerede ve zaman yapıyorsunuz? Provalarımızı Alsdorf Gesamtschule de yapıyoruz. Salı ve çarsamba akşamları toplanıyoruz provalar için.

Hazırlandığınız oyunu ne zaman sahneleyeceksiniz?Oyunun sahneleneceği tarih maa-lesef tam belli değil. Grubumuzdaki çoğu arkadaşımızın hiç tiyatro tecrü-besi olmadığından çok iyi hazırlan-mamız gerekiyor. Bu da biraz zaman

alacak tabii ki ama umuyorum gele-cek yazdan önce sahneye çıkarız.

Bu gruba katılmak isteyenler olursa, belli bir kriteriniz var mı? size nasıl ulaşabilirler?Grubumuza katılmak isteyen herkesi bekliyoruz. Herhangi bir kriter aramı-yoruz. Bizimle iletişime geçmek iste-yenler, internet üzerinden facebo-ok’taki “Alem-i Cümbüş” sayfamızdan ulaşabilirler.

Grubunuzun geleceğe yönelik projeleri de var mı? Tabiiki projelerimiz devam edecek.Bu projelerin devam etmesi, bizi iz-lemeye gelenlerin verecekleri tep-kiyle orantılı. Eğer büyük bir talep ve ilgi gelirse, bu bizi cesaretlendirir ve projelerimiz de devam eder. Bu arada bize zaman ayırıp derginizde bize de yer ayırdığınız için, grubumdaki tüm arkadaşlarım adına size de çok teşek-kür ederim. Umarım en yakın zaman-da oyunumuzu sahneleriz. Sizleri şim-diden oyunumuza davet ediyorum.

Asıl biz, sizleri böylesi güzel bir faaliyetde bulunduğunuz için kutlar, çalışmalarınızda başarılar dileriz. Oyununuzu mutlaka izlemek isteriz.

Günal Günal

Emrah

Önder

Betül

Kübra

Yunus

Tunahan

Hatice

Emine

Elif

Büşra

Oğuzhan

Taşkın

Melike

Tuba

Gülşah

Canan

Çoğunun täzatro alaninda hiç bir deneyimi yok henüz ama yolun başındalar ve çok heyecanlılar. İlk oyunlarını sahneye koymak için düzenli olarak prova yapıyorlar. Grubun yönetmeni Emrah Beyle ile sizler için görüştük.

Genç ve amatör bir tiyatro grubu: Alem-i Cümbüş

16

kapak KonuSu

Mutlulukla ilgili en temel gerçekler

Mutluluğun ortalama % 50’si (her in-sanda az çok değişiklik göstermekle birlikte) genetikle ilgili, yani kalıtım-saldır (ırsi). Dolayısıyla mutluluğumuz üstünde tamamen kendi kontrolü-müzün olması mümkün değil gibi. Ancak bu durum, diğer % 50’sinde çeşitli müdahaleler yapmanın müm-kün olabileceğini göstererek, olumlu bir tablo da çizmiş oluyor.

Düşünün, sahip olmayı çok istediğiniz bir evi, arabayı, telefonu aldığınızda ne kadar sevinmiştiniz değil mi? Bir süre sonra ne oldu? Her şey büyüsü-nü yitirdi. Peki neden? Sebebi “Hedo-nik Adaptasyon” denen bir kavram.

Hedonik adaptasyon nedir?

İnsanoğlunun yaşadığı ortama uyum sağlayabilmesi, işlevsel olabilmesi ve hayatta kalabilmesi için adaptasyon çok önemlidir. Hepimiz günlük ya-şamımızda farkına varmadan birçok şeye uyum sağlıyoruz.

İlk başlarda haz duyduğumuz şeyle-re giderek alışmanın sonucunda, artık hoşlandığımız şeylerden haz alama-maya başlıyoruz. Hazzın giderek azal-ması aslında bizim beklemediğimiz bir durumdur. Bu durum çoğu zaman hayal kırıklığına ve pişmanlığa neden olur. İnsanların iyi ya da kötü, yaşam-larındaki her türlü değişikliğe uyum sağlama sürecine hedonik adaptas-yon (hazza doyum) denir.

1970’lerde mutlulukla ilgili yapılan ça-lışmalarda ortaya atılan hedonik adap-tasyon kavramı, mutluluk konusunda yapılan araştırmalara yön verdi. Brick-man ve Campbell’in tanımına göre he-donik uyum, insanların hem iyi hem kötü olaylara uyum gösterme (adapte olma) eğilimini ve bu sayede bir süre

sonra aynı mutluluk seviyelerine geri dönmelerini ifade eder.

Örneğin Brickman, yaptığı çalışmalar-da piyango kazanan insanların diğer-leri ile karşılaştırıldığında, sadece bir miktar daha fazla mutlu olduklarını göstermiş. Yaşamlarında onları mutlu edecek olaylar yaşayan kişilerin, belli bir zaman sonra eski mutluluk sevi-yelerine geri döndüklerini belirtmiş-tir. Aynı şekilde kayıp veya hastalık gibi olumsuz olaylar yaşayan kişilerin de bir süre sonra bu gibi durumlara adapte olduğunu ve mutluluk seviye-lerinin bu olaylardan öncekine benzer seviyeye geldiğini söylemiştir.

Yani Brickman, kişinin duygusal sis-teminin mevcut yaşam koşullarına ayak uydurduğu, mutluluk ve mut-suzluğun insanların yaşamlarındaki değişikliklere verdiği kısa süreli tep-kiler olduğu görüşünü savunmuştur. Daha da önemlisi, insanların bir bakı-ma ‘boşu boşuna’ mutluluğu aramaya devam ettiğini öne sürmüştür.

Hedonik adaptasyon için aynı zaman-da koşu bandı benzetmesini kullan-mıştır. Buna göre, hedonik adaptas-yon ile, yürüyüş veya koşu hızımızı bantın hızına uydurduğumuz gibi, duygu durumumuzu da yaşamın ko-şullarına göre ayarlıyoruz.

yıllar sonraki mutluluk seviyesini tahmin edebilir miyiz?

Hedonik adaptasyona göre, insanla-rın mutluluk hissi, günden güne ve bazı koşullara ve yaşantılara bağlı ola-rak değişse de, herkesin nispeten sa-bit ve ortalama bir mutluluk seviyesi olduğu, bu nedenle anlık ve durum-sal duygu değişikliklerinden sonra bu seviyeye geri döndükleri görülüyor. Böylece bir insanın 10 sene sonraki mutluluk seviyesini, bugunkü seviye-sine bakarak tahmin edebileceğimiz düşünülüyor. Yani fazla bir değişiklik olmayacak.

"Kendimi her zaman mutlu hissederim. Neden biliyor musunuz? Çünkü kimseden bir şey ummam. Beklentiler daima yaralar.”

William Shakespeare

Dünyada ve çevremizde mutsuz olma-mıza neden olan olaylar o kadar arttı ki. Savaşlar, cinayetler, kamplaşmalar, ya-bancı düşmanlığı, işsizlik, geçim sıkıntı-sı, gelecek kaygısı vs. saymakla bitmez.

Almanların karnaval dönemi şu sıralar. Maskeler takıp eğlenerek, günlük yaşa-mın stresinden kurtulmaya çalıştıkları, kendilerini mutlu hissettikleri, hissetme-ye çalıştıkları bir döneme girdiler.

Biz de şu mutluluğu bir araştıralım iste-dik. Burada yazılanlar bilim adamlarının ortaya koyduğu sonuçlar. Yorumsuz...

mutluluk nedir?

17

kapak KonuSuGelir seviyesi, fiziksel güzellik,

eğitim seviyesi ve sağlığın mutluluğa etkileri birer masal mı?

Bu önemli ve hayli iddialı görüşlerden sonra, psikoloji alanındaki araştırma-cılar, elbette hedonik adaptasyonun gerçekten var olup olmadığını incele-meye başladı. Öyle ya, eğer hepimiz yaşadıklarımızdan sonra aynı mutlu-luk seviyemize döneceksek, o zaman bu yaşantıların ve mutluluğu arama-nın ne anlamı vardı?

1980’lerde başlayan çalışmalar, dış ko-şulların ve olayların mutluluk seviye-mizi çok az etkilediğini gösterdi. Ör-neğin gelir seviyesi, fiziksel güzellik, eğitim seviyesi, sağlık durumu gibi koşulların mutluluğa olan katkısının pek fazla olmadığı ortaya çıktı.

Bazı çalışmalar evli insanları inceleye-rek, çiftlerin ilk 1 senede hızla artan mutluluk seviyelerinin bir süre son-ra azalmaya ve kişinin önceki mut-luluk seviyesine yaklaşmaya başla-dığını ortaya koydu. Yani hedonik adaptosyonla ilgili görüşler kısmen doğrulandı.

dışadönük kişiler daha mutlu

Bazı kişilik özelliklerimiz mutluluğu belirlemede oldukça önemli. Aslın-da bu özellikleri belirttiğimiz “gene-tik faktörler” içine koymak mümkün; çünkü kişilik özellikleri oldukça sabit ve kalıtımsal kökleri olan özellikler. Bunlar arasında en belirleyici olanlar-sa ‘dışadönüklük’ ve ‘duygusal denge veya dengesizlik’.

Dışadönük kişilik özelliğine sahip in-sanlar, içedönüklerle karşılaştırıldı-ğında daha mutlular. Dışadönük kişi-ler daha pozitif, daha sosyal ve daha girişkendir; hoşa giden şeyleri algıla-maya daha eğilimlidir. Bu nedenle de mutluluk için programlandıkları düşü-nülür. Öte yandan duygusal denge-sizlik yaşayan kişilerin mutluluk sevi-yelerinin düşük olduğu görülür.

duygusal açıdan dengesiz kişiler mutsuz

Nevrotik kişilik özelliği denen ‘duygu-sal dengesizlik’; kaygı, depresif duy-gular, öfke gibi pek çok olumsuz duy-guyu da beraberinde getiriyor.

Dolayısıyla ‘Kim daha mutlu?’ sorusu-na verilebilecek önemli yanıtlardan biri ‘dışadönükler’; ‘Kim mutsuz olma-ya eğilimli?’ sorusuna verilecek yanıt-lardan biri ise ‘duygusal açıdan den-gesiz kişiler’ oluyor. Pek iç açıcı gibi görünmese de durum bu: Bazı insan-lar, diğerlerinden daha mutlu olmaya doğuştan eğilimli.

sosyal ilişkiler mutluluğu etkiliyor

Tatmin edici yakın ilişkiler yaşamak, mutluluk seviyemizi etkileyen önemli faktörlerdendir. Arkadaş ilişkileri, aile ilişkileri, romantik ilişkiler... Yoğun ve keyifli yakın ilişkiler sürdüren insan-ların daha mutlu olduğu görülüyor.

Aachen’daki Yeminli Mali Müsaviriniz

Tecrübeli Güvenilir Profesyonelbir anlayıs ile sizlere hizmet vermeye hazırız!

Korrektur2-RukiyeAlper-Kanzleischild.indd 1 17.04.14 13:24

Dipl.-Kauffrau (FH)RukIye AlpeR SteuerberaterinHeinrichsallee 6852062 Aachen

Tel: +49 241 990 215-0 Fax: +49 241 990 [email protected]

www.steuerkanzlei-alper.de

.

.

para, bir yere kadar mutluluğu etkiliyor

Klasik bir sorudur paranın mutluluk getirip getirmeyeceği? Belirli bir ge-lir seviyesine sahip olmak, çeşitli ihti-yaçlarımızı karşılamamıza, yaşamdan daha fazla keyif almamıza yardımcı olur. Bu nedenle de ‘para’ mutluluğu-muzu (belirli seviyede de olsa) etkiler.

Ancak belli bir gelir seviyesinden son-ra maddiyatın mutluluğu etkilemediği bilimsel bir gerçek. Zaten araştırmacı-lar, maddiyatın mutluluğu açıklamada çok yetersiz kaldığını bildiğinden, baş-ka etkenleri araştırmaya devam ediyor.

piyango, lotto mutluluk getirir mi?

Yapılan araştırmalar piyango kazanan-ların, en fazla birkaç ay süren neşeden sonra, başlangıçtaki mutluluk seviyele-rine geri geldiğini göstermiş. Bu duru-mun nedeni de yine şu hedonik adap-tasyon olgu denen doyum hazzı.

Piyangodan 20 milyon € kazansanız, ilk birkaç gün ya da hafta hariç, bugün-künden daha mutlu olmayacaksınız. Dahası, bu para, hayatınıza, inanın ki, aklınıza bile gelmeyecek yığınla yeni sorunları birlikte getirecektir.

18

kapak KonuSu

Piyango kazananlara ‘talihli’ denme-si ironiktir. Çünkü istatistikler büyük ikramiye vurmasının aslında çoğun-lukla büyük bir talihsizlik olduğunu gösteriyor. İlk bakışta kulağa hoş gel-meyecek ama maalesef bir gerçek.

duygu durumları, sürekli değişse de, genelde istikrarlıdır

Sevinme ve üzülme gibi duyguları-mız sürekli değişse de, bir süre son-ra tekrar istikrarlı seviyemize döne-riz. Uzun döneme bakıldığında, her insanın ortalama duygu seviyesinde (olumlu veya olumsuz) belirli bir is-tikrar olduğunu söylüyor uzmanlar.

Mutluluğa verilen anlam herkes için farklı olabilir

Mutluluk hemen herkes için önemli olsa da, insanlar sadece mutlu olmak değil, değer ve önem verdikleri şey-ler için mutlu olmak isterler. Araştırma sonuçlarına göre, insanların amacı sa-dece mutluluğa ulaşmak değil; değer-leriyle örtüşen nedenlere bağlı olarak mutlu olmak.

kısır döngüye nasıl giriyoruz?

Psikolog P. Brickman ve D. Campbell, insanın yanlış yollardaki bu nafile mut- luluk arayışını şu şekilde özetliyor:"Dış dünyada mutluluk ve haz arayışı-na çıktığımız her zaman aslında kısır döngüye girmiş oluyoruz. Sahip oldu-ğumuz bir şeyin, örneğin para ya da makam, daha fazlasını elde ettiğimiz zaman, önce kendimizi mutlu hissedi-yoruz. Ancak çok kısa süre sonra, elde ettiğimize alışmaya başlıyoruz. Önce-den ‘talih’ olarak gördüğümüz şimdiki seviyemiz yeniden ‘yetersiz’ gelmeye başlıyor ve tattığımız mutluluk hissini sürdürebilmek veya yeniden kazana-bilmek için yeniden, bu kez daha faz-lasının peşine düşüyoruz. Alıştığımız için, artık mutluluk için çok daha faz-la şeye ihtiyaç duyar hale geliyoruz."

satın aldıklarınız mutlu etmiyor

Bu, maddiyat kökenli mutlulukların ta-mamı için geçerli. Birçoğumuz, büyük bir yanılgı ile, hayatımızda, sonrasında çok mutlu olacağımızı sandığımız bir eşik (an, durum) olduğu yanılgısı ya-şarız. O eşiğe varınca sonsuz mutluluk bizim olacak sanısına kapılırız.

Bu, çok istediğimiz bir iş, eş, eşya, sos-yal konum ya da egomuzu okşayacak başka bir şey de olabilir. ‘Şu arabayı al-sam başka bir şey istemem’, ‘şu kişi be-nimle evlense başka bir şey istemem’ gibi yanılgılar dünyasında yaşarız.

Dış dünyamızda bu mutluluğu ne ka-dar gerçekleşebilir bulsak da, insanın iç dünyasında bunun gerçekleşmesi imkansızdır. Yeni evinize taşındığınız ilk günleri, yeni tablet bilgisayarınızı ya da yeni otomobilinizi aldığınız ilk günleri ya da eşinizle yeni evlendiğiniz ‘cicim aylarını’ bir düşünün. Tatminsizlik kuşu, gelir yuvasına geri konar.

mı yaşayacağım? Beklentilerim neler ve bunlar ne kadar gerçekçi?

• Hedonik adaptasyonun varlığını bil-mek, aşırı mutluluk arayışlarını, üto-pik mutluluk reçetelerini engelleme-ye yardımcı olabilir.

Mutluluk konusunda uzman isimler olan Diener, Oishi ve Lucas şöyle söy-lüyorlar: “Mutluluk, iyi yaşam için ge-rekli, ama yeterli değildir!”

Mutluluk seviyesi arttırılabilir

Eğer son 50 yılda dünyada boy, zeka, dışadönüklük gibi genetik ve değiş-mesi zor olduğu düşünülen şeyler de-ğiştiyse (ki artış gösterdiler), mutluluk da arttırılabilir görünüyor.

peki neler yapabiliriz?

• Olumsuz duyguları, olumlu duygu-larımız gibi, örneğin mutluluğumuzu kabul ettiğimiz gibi kabul etmedik-çe gelişim göstermemiz zor olacaktır. ‘Sürekli’ mutlu olmak, aynı duygu se-viyesinde kalmak ve devamlı bunları amaçlamak gerçekçi değildir.

• Hangi müdahalelerin ve değişiklik-lerin mutluluğumuzda etkisi oldu-ğunu bilmek önemlidir. Bu nedenle kendimizi yakından tanımak gerekir. Kendimize soracağımız bazı sorular, mutluluğumuzu kontrol etmede yol gösterebilir: Uyum hangi alanlarda meydana geliyor? Geldiğinde buna hazırlıklı mıyım, yoksa hayal kırıklığı

Tüm araştırmaların ortak noktaları: Mutluluk Reçetesi

1. para Ne kadar paraya ihtiyacınız ol-duğunu siz belirlersiniz. Artı 1 € fazla-dan mutluluk getirmez. Evleriniz, ban-kadaki paralarınız mutluluk getirmiyor.2. inanç Birşeye inanın. Allah’a, Buda’ ya, insana, puta veya herhangi başka bir şeye. Bildiğiniz biçimde dua edin veya meditasyon yapın. İçinize kulak verin. Kendinizi mutlu hissedersiniz.3. Gönüllü çalışma Araya maddi iliş-kiler katmadan birileri için birşeyler yapın. Yaşlılara, çocuklara, fakirlere vs. yardım edin; çevreyle ilgilenin.4. Hobi Kendinize bir hobi edinin. Boş zamanlarınızı bu hobilerle ve kendiniz için değerlendirin. Resim yapmak, fo-toğraf çekmek, pul biriktirmek vs. gibi şeylerle ilgilenin.5. pozitiflik Hep olumlu düşünme-yi deneyin, huzurlu ortamlarda ve positif düşünen kişilerle ilişki kurun. Karamsar, olumsuz düşünen kişiler-den, negatif enerji yayan ortamlardan uzak durmaya bakın. Unutmayın, bar-dağın yarısı dolu...5. kıyas? Kendinizi başkasıyla kıyasla-mayın. Mutlu sandığınız o, daha zen-gin, daha mutlu kişilerin ne dertleri olduğunu tahmin bile edemezsiniz.6. çocuk? Çocukların hep mutluluk kaynağı olduğunu düşünürüz. Çocu-ğu olanlar daha mutlu sanırız. Öyle değil. Çocuğu olmayanlar da, olanlar kadar mutlu olabiliyorlar. Hatta ba-zen, çocuk sahibi olmak mutsuz ol-mamıza da sebep olabiliyormuş.

Derleyen: Günal Günal

DITIB Türkisch-Islamische Amtsgericht Aachen Bankverbindung: Gemeinde zu Aachen e.V. Reg.-Nr: 2339 Sparkasse Aachen Yunus Emre Moschee Steuer-Nr: 201/5907/4172 IBAN: DE86 3905 0000 0006 0705 02 Stolberger Straße 209 Telefon: 0241 / 542692 BIC: AACSDE33XXX 52058 Aachen Telefax: 0241 / 5153440 Web: www.yunusemre-aachen.de E-mail: [email protected]

ÜYELİK İÇİN MÜRACAAT FORMU Antrag auf Mitgliedschaft Müracaat edenin/Antragsteller Adı ve Soyadı Vorname und Nachname

Doğum Yeri ve Tarihi Geburtsort und–Datum

Mesleği/Beruf

İkamet Adresı / Adresse Cadde ve No / Straße und Nr. Posta kodu ve Şehir / PLZ und Stadt

Telefon / Telefon

E-Mail / E-Mail

Yönetim Kurulu Başkanlığına Cemiyetinizin tüzüğünü okudum, tüzükte yeralan hükümlerle yetkili kurullarınızın alacağı kararları kabul ediyorum ve her ay en az ………/Euro aidat ödemeyi taahhüt ediyorum. Üyeliğimin kabulünü arz ederim. Ich habe die Satzung Ihrer Gemeinde gelesen und erkläre hiermit mein Einverständnis zu den darin befindlichen-Bedingungen u. den Beschlüssen des Vorstandes u. verpflichte mich mindestens ……… /Euro Mitgliedsbeitrag/ monatlich zu zahlen und beantrage die Mitgliedschaft. Tarih / Datum İmza / Unterschrift

19

Gençlİk SAYfASı

Bize biraz kendini tanıtır mısın?Adım Burcu Ayvaz. 1992 yılında doğ-dum, yani 22 yaşındayım. Aachen’ın kasabası Baesweiler’de annem, ba-bam ve iki kardeşimle birlikte yaşı-yorum. Aslen Zonguldaklıyım.

şu an stajını (Ausbildung) bitirdin? Bize stajın ve mesleğin hakkında biraz bilgi verir misin? özellikle bu mesleği isteyerek mi seçtin?Lise diplamasını (Abitur) aldıktan son-ra direk üniversiteye gitmek yerine önce meslek yapmayı seçtim. Daha sonra o alanda üniversitede öğre-nim görmek istedim. Babam da gıda sektöründe çalıştığı için, bana da bu yönde gitmemi önerdi. Bu nedenle Aachen çevresindeki tüm gıda firma-larına yazılı başvuru (Bewerbung) yap-tım ve 2011 yılında çikolata fabrikası Lindt’e şekerli gıda teknikeri (Fach-kraft für Süßwarentechnik) olarak staj yapmak üzere alındım.

şekerli gıda teknikeri ne yapar? Gıda maddelerinin sağlık koşulları-na uygun olarak üretilmesi, ambalaj-lanması, depolanması ve tüketiciye ulaştırılmasını sağlayan, kimyasal ve mikrobiyolojik analizlerini yapan, yo-rumlayan ara meslek elemanıdır.

Üniversite yerine, önce meslek yapmayı seçti. NRW’de en iyi 50 stajyer arasına girdi. Alanında Almanya’nın en iyi stajyeri seçildi. Şimdi “üniversite” diyor.

Berlin’de ödül töreni: Burcu, kızlarıyla gurur duyan anne ve babası

Mürvet ve Yüksel Ayvaz’ın arasında.

Burcu AyvazStajını kendi branşında tüm Almanya çapında 1. olarak tamamladı...

çok büyük bir ödül aldın geçen ay. Bize biraz bu ödülden bahseder misin? kimlere ve hangi kriterlere göre veriliyor bu ödül?Üç senelik staj sonrasında sınavlara gir-dim ve mesleğimde en iyi notu alarak Almanya birincisi oldum. Değişik mes-lek gruplarından en iyi olan bütün Al-manya birincilerine geçen Aralık ayın-da Berlin’de bir tören hazırladılar ve hepimize bir onur ödülü verdiler. Ora-da bir üniversite bursu da (Stipendium) verdiler bana. Bu ödülü alabilmek çok aşamalı oldu diyebilirim. Önce Aachen ve çevresinde en iyi olarak seçildim. Daha sonra eyaletimiz NRW’de en iyi 50 stajyer arasına girdim. Dortmund’ta bir ödül töreni yapılmıştı. Sonrasında Almanya çapında alanımın en iyisi ola-rak seçildim.

Bu ödülü almak sende ve çevrendeki insanlarda nasıl bir duygu oluşturdu?Annem, babam ve ailem çok sevindi-ler ve tabiiki gurur duydular. İş yerin-

deki şeflerim de aynı şekilde. Onların firmasını temsil ettiğim için, onlar bir başka gururlandılar.

şu an stajın bitti. Bundan sonra neler yapacaksın?Stajımı yaptığım Lindt firmasında işe başladım. Piyasaya yeni sunulacak ürünlerin, üretim aşamasında nasıl ve hangi makinelerde üretileceği, ta-dının, paketlemesinin, vs. nasıl yapı-lacağına karar verebileceğim bir iş diyebilirim.

Almanya çapında başarılı bir staj yapan birisi olarak gençlerimize verebileceğin önerilerin var mı?Bence ailenin desteği çok önemli. Ben bu desteği hem ailemden hem de fir-madaki şeflerimden ve iş arkadaşla-rımdan aldım. Biraz da kendi çabanız gerekiyor; bu çok önemli. Eğer istek varsa, herşeyi yapabilir bir insan ve ta-biiki en önemlisi Allah’a dua ve şükür.

Geleceğe yönelik planların ve düşüncelerin neler?Ben çok hırslı biri olduğum için, mes-leğimde yükselmek istiyorum. Bu yıl Bielefeld yakınlarında bulunan Lem-go şehrinde bir üniversitenin gıda mühendisliği bölümüne kayıt oldum. Dualstudium denen bir öğrenim gö-receğim. Haftada 1 gün işe, 4 gün ise üniversiteye gideceğim. Hafta sonla-rı da ailemin yanına geleceğim. Uma-rım üniversiteyi de en iyi dereceyle bitirebilirim.

Bize zaman ayırdığın için sana teşekkür eder ve gelecekte basarılarının devamını dileriz.

Funda Şen

für Frauen, Männer,Jugendliche und Kinder

Avci EscrimaAvci EscrimaStock- und Waffenkampf zur Selbstverteidigung mit und gegen Hieb-, Stich- und Schnittwaffen – übertragbar auf diverse Alltagsgegenstände.

Avci WingTsunAvci WingTsunAvci WingTsunAvci WingTsunAvci WingTsunAvci WingTsunAvci WingTsunAvci WingTsunAvci WingTsunAvci WingTsunAvci WingTsunAvci WingTsunAvci WingTsunAvci WingTsunAvci WingTsunAvci WingTsunAvci WingTsunAvci WingTsunAvci WingTsunAvci WingTsunAvci WingTsunAvci WingTsunWaffenlose Selbstverteidigung in allen fünf Kampfdistanzen – direkt, effektiv, realistisch und funktionell.

www.aachen.wteo.org

ZweiW

ochen

kostenloses

Probetraining!

SELBST-VERTEIDIGUNGpur

AachenRoermonder Str. 7752072 AachenTraining: Di./Do. 18.30 Sa. 13.30

StolbergPrämienstr. 24952223 StolbergTraining: Mo./Mi. 18.30

EschweilerRöthgener Str. 57(Eingang Mittelstr.)52249 EschweilerTraining: Mi./Fr. 18.30

Tel.: 0177/4552191

20

yaşama dAİr

Hepimiz çocuklarımızı yetiştirirken aile-mizden gördüklerimiz, çevremiz, aldığı-mız eğitim veya okuduğumuz kitaplar-dan yararlanarak, onlar için elbetteki en doğrusu, en iyisi olduğunu düşündü-ğümüz davranışları, eğitimi uyguluyor ve onlardan bunları içselleştirmelerini bekliyoruz.Psikolog Erik Erikson’un, “insanın 8 ev-resi” kuramı çocuğumuzun gelişim ev-relerinde neleri doğru yaparsak sağlıklı, neleri yanlış yaparsak sağlıksız bir ço-cuk yetiştireceğimizi son derece çarpı-cı bir şekilde ortaya koymaktadır. Her evrede, bizim davranışımıza göre bir olumlu benlik, bir de bunun karşıtı olan olumsuz benlik gelişmektedir. Elbetteki, bir sonraki evrede hatalar telafi edile-bilir, ancak çocuğumuza kalıcı hasar-lar verebilmemiz de pekala mümkün. Bu evrelere kısaca göz atalım istedim.

1. Güven veya Güvensizlik0-1 yaş arasında çocuğun en faz-la ilişki kurduğu kişi anne veya anne yerine geçen kişidir. Anne-çocuk ilişkisinde süreklilik, tutar-lılık ve aynılık sağlanabilirse, yani çocuk annesinin kendisini hep seve-ceğinden, onu terk etmeyeceğinden, onu istediğinden emin olma duygu-sunu geliştirebilirse, onda temel gü-ven duygusunun çekirdeği oluşmuş olur. Bunun belirtisini de düzenli ve rahat uykusuyla, bağırsaklarının ra-hat çalışmasıyla, beslenmesinin tabii hale gelmesiyle belli eder bebek. Bu dönemde annenin tutarsız davranış-ları, çocuğun temel güven duygusu-nun sağlıksız gelişmesine neden olur. Annenin çocuğuna, onu sevdiği ni ve istediğini mümkün olan her yolla ilet-mesi son derece önemlidir.

2. Özerklik veya Utanç-Kararsızlık 2-3 yaşındaki çocukta karşıt iki eğilim arasında seçim yapabilme yeteneği gelişir. Örneğin, çocuk önce annesine sarılır, sonra onu iter; oyuncağını önce alır, sonra atar gibi. Bu yeni bir durum-dur. Özerklik iki zıt istek ve eğilim ara-sında seçim yapabilme gücüdür. Ço-cuk içinde bulunduğu toplumun beklentilerine göre neyi ne zaman yapması ya da yapmaması gerekti-ğini öğrenir. Örneğin, kakasını, çişini uygun zaman ve yerde yapmak üzere tutabilmeyi öğrenir. Bu evrede çocu-ğumuzu ağır utandırma ve cezalarla karşılaştırırsak, çocuğumuzda utanç,

seçim yapabilme ve irade yetilerinin gelişimini kösteklemiş, utanç ve kuş-kuculuk duygularını aşırı geliştirmiş oluruz. Onu kendi iradesiyle karar ver-mekten korkacak bir bireye dönüştür-meye başlarız. Oysa çocuğun seçim-lerine saygı duyar, toplumsal kuralları baskı uygulamadan anlatmaya çalışır-sak bu yeteneklerini sağlıklı geliştiririz.

3. Girişim veya Suçluluk3-5 yaş döneminde, çevreyi keşfet-me ve ona egemen olma amacıyla gi-rişim duygusunun temelleri atılmak-tadır. Çevrenin tutumu çok önemlidir. Çevre tutumları hep baskılı, engelle-yici, suçlayıcı olduğu sürece çocukta merak etme, yarışmadan hoşlanma, amaçta ısrar etme, başarmaktan zevk alma duyguları sağlıklı gelişemez. Bu dönemde çocuğun motor gelişmesi hızla olgunlaşırken, cinsel organlara yönelik ilgileri de artmıştır. Bu merak onu mastürbasyona, çocuklar arası cinsel oyunlara, büyüklerin cinsel ya-şantısına aşırı ilgiye götürebilir. Aşırı

ve cinsel kimliğini tanımaya, yerine oturtmaya çalıştığı bir dönemdir. Bu çabaya kimlik bunalımı denir. Kimlik bunalımı ile kimlik karmaşasını birbi-rine karıştırmamalıyız. Kimlik bunalı-mı her gencin kendi kimlik duygusunu kazanabilmesi için bilinçli ya da bilinç dışı olarak verdiği bir savaşımdır ve do-ğal bir süreçtir. Oysaki, kimlik karmaşa-sı, bu bunalımın ağırlaşması, geçici de olsa uyumun oldukça ağır bir biçimde bozulmasıdır. Kimlik karmaşası, ruh-sal çökkünlük, aşırı taşkınlık, antisos-yal davranışlar vs. ile ortaya çıkabilir. Danışma ve tedavi gerektirebilir, kimi çocukta ise bu yıllarca sürebilir. Bu evre de çocuğumuzun destekçisi olduğu-muzu ona hissettirebilirsek, yetenekle-ri ve cinsel kimliği doğrultusunda ona seçenekler sunabilirsek, kimlik bunalı-mını sorunsuz halledecektir.

6. Yakın İlişkiler veya SoyutlanmaGenç yetişkinlik döneminde çocu-ğumuz kendi kimliğini bir başkası ya da başkalarının kimliği ile birleştire-

bilmeye hazırdır. Bu yakın ilişkiler kurma evresidir. Burada yakınlaş-madan, bireyin somut birleşme-lere, eşleşmelere kendini bıraka-bilmesi, özveri ya da ödünlerde

bulunabilmesi anlaşılır. Kimlik boca-laması içindeki gençler için bu döne-min tehlikesi yalnızlık duygusudur.

7. Üretkenlik veya KısırlıkYetişkinlik döneminde artık bir ye-tişkin olan çocuğumuzun yeni bir ku-şağı oluşturmak ve ona rehberlik et-mek istediğini gözlemleriz. Benliğin en önemli işlevi üretme, yaratma ve üreti-len, yaratılan şeylere sevgiyle bağlan-madır. Bu döneme kadar sağlıklı gele-memişse çocuğumuz, onu bekleyen tehlike kısırlık, verimsizlik, durağan ve benliğin yoksullaşması olacaktır.8. Benlik Bütünleşimi veya Umutsuzluk Benlik bütünlüğü, olumlu olumsuz; acı tatlı yönleriyle bütün yaşamın ol-duğu gibi kabullenilişidir. Sonucu belli olan gelecekten, yani ölümden kork-mamaktır. Bu duygudan yoksun olan kişi, yaşamını yeni baştan yaşama öz-lemi duyar ve ölümden korkar. Daha önceki evreler sağlıklı yaşanmışsa, kişi yaşlılığı ve ölümü yaşamın doğal bir parçası olarak görür ve huzurludur.Sağlıklı bireyler yetiştirebilmemiz dileğiyle, hoşçakalın…

Füsun Özdemir

İnsan gelişiminin evreleri

tepkiler verir, çocuğumuzu korkutma, suçlama, ceza verme yolunu seçersek, ileriki yıllarda cinsel sorunlar yaşaması-na yol açabiliriz. Bunun doğal bir süreç olduğunu bilerek, merak ettiklerini an-layabileceği bir dille, bilmesi gerektiği kadar anlatarak, dikkatini belki fark-lı konulara yöneldirerek, onu utandır-madan davranışlarına yön verebiliriz.

4. Beceri veya Aşağılık Duygusu6-11 yaş arası çocuğumuz başkaları ile işbirliği kurmaktan ve birlikte ça-lışmaktan haz almaya başlar. Bu dö-nemde artık araç gereçler yaşamına girmeye başlar, (çekiçle çivi çakmak, oyuncakların içini açıp bakmak, sö-küp yeniden yapmaya çalışmak gibi). Çocuğumuz artık ortaya çıkardığı şey-lerle başkaları tarafından tanınmak is-ter. Başarılarından gurur ve zevk alma duygusu gelişmiştir. Yaptıklarını aile bireyleriyle veya yakın dostlarla pay-laşarak, onunla ne kadar gurur duy-duğumuzu belirten söz ve davranışlar sergilememiz, çocuğumuzda aşağılık duygusunun ve yetersizliğin gelişme-sini engeller.5. Benlik Kimliği veya Rol Karmaşası

11-20 yaş evresi, çocukluk ve yetişkinlik arasında bir geçiş dönemidir. Çocuğun toplumsal yerini, mesleksel konumunu

21

bİr konu & bİr konuk

Bayram Tarakçı kimdir? Bize biraz kendinizi tanıtır mısınız? Benim ailem Aachen’da yaşıyormuş ama 1982 yılında bir yaz tatilinde Türkiye’de oldukları sırada Rize’nin Hemşin ilçesinde doğmuşum. Lise diplomamı (Abitur) alana kadar hep Aachen’da okudum. Sonra askerlik yerine bir sosyal kurumda toplum hizmeti (Zivildienst) görevimi tamam-ladım. Daha sonra üniversitede İtal-yanca ve kimya öğretmenliği okumak için Münster’e taşındım. 2 yıla yakın okuduktan sonra, kararımı değiştirip, medya tasarımı (Media Design) oku-dum ve diplomamı aldım. Şimdi ço-ğunlukla hafta sonları ailemi ziyarete geliyorum Aachen’a.

Fotoğrafçılığa olan ilginiz nedeniyle mi bölüm değiştirdiniz? Denebilir. Design okurken fotoğrafa ilgim daha da arttı. Daha öğrenciy-ken kendi atölyemi kurmuştum bile. 2012 yılında da tam olarak profesyo-nel meslek hayatıma başladım.

Birçok ünlünün fotoğrafçılığını yapıyorsunuz. Bu süreç nasıl gelişti?Okulda diploma tezimi Münster Ti-yatrosu hakkında yaptım. Tez olarak

bir fotoğraf sergisi ve bir belgesel film gösterisi hazırladım. O sırada Münster’e Paris’ten gelen sanatçı-larla tanışmaya başladım. Sonradan daha ünlü olan violinist Nemanja Ra-dulovic, fotoğraflarını çekmemi iste-di ve yaptığım işi çok beğendi. Hala da tüm fotoğraflarını ben çekerim. Onun işleri nedeniyle Paris’e gittiğim-de, diğer sanatçılarla tanışma olanak-larım oldu ve böylelikle oradan yeni işler almaya başladım. Şu an Paris’te epey bir müşterim var. İnternet üze-rinden veya beni tanıyan müşterile-rimin beni önermeleri sebebiyle sayı sürekli artıyor.

işinizi sadece paris’te mi yapıyorsunuz?Hayır. Almanya’da ve başka ülkelerde de iş yapıyorum. Fakat Almanya’da Al-man olmayan sanatçılara karşı sanki gizli bir ayrımcılık var gibi; Paris’te ise tam tersi. İlginç bulunuyor ve destek görüyorsunuz.

sadece müzik sanatçılarının mı fotoğrafları çekiyorsunuz?Müzikle başladım denebilir; sadece sanatçıların kendileri için çekim yap-mıyorum. Deutsche Gramafon fir-ması için de Paris’te çalışıp CD kapak

bayram Tarakçı ve profesyonel fotoğrafçılık

Boudoir de Lubies Moda Giovanni Bellucci Piyanist Beatrice Berrut

Nemanja RadulovicCamille Thomas

fotoğrafları çekiyorum. Bunun ya-nında moda fotoğrafları da çekmeye başladım. Daha çok modaevleri için çekimler yapıyorum: Elbise, çanta, ayakkabı ve akseuar kreasyonlarının tanıtımı için çekimler oluyor bunlar.

Amatör olarak fotoğraf çekenlere veya bu konuda profesyonel olmak isteyenlere neler önerirsiniz?Öncelikle, satın aldıkları kameranın kullanım kılavuzunu mutlaka okusun-lar. Çekim yaparken severek, isteyerek yapmalılar. Düşünmek, ışığı ve gölge-leri tanımak gerek; bir anı bir karede dondurmak kolay değil. Profesyonel-liğin yolu ise sürekli çekim yapmak-tan ve kendini geliştirmekten geçiyor.

Geleceğe yönelik planlarınız neler?

Gelecek için, sanat yoluna devam di-yorum. İleride Paris’te oturmayı ve ça-lışmayı düşünüyorum. Arada bir de Aachen da ailemin yanında kalmak. Mesafe o kadar uzak değil nasılsa.

Başarılarınızın devamını dileriz.

Günal Günal

22

bİlmece SAYfASı

Aşağıda görülen harfler 0 ile 12 ara-sında bir sayıyı temsil ediyor. İşlem-lerin doğru olması için hangi harfin hangi sayıyı temsil ettiğini bulmanız gerekiyor.

Aşağıda verilen sayıları doğru olarak kutulara koymanız gerekiyor ki, tüm işlemler doğru sonuçları versin.

Dört adet kibrit çöpünün yerini de-ğiştirerek, aynı büyüklükte beş adet üçgen oluşturabilir misiniz?

Aşağıda boş olan yerlere gelen ortak harfler sizce ne olabilir?

Matematik ödevi

çarpma işlemleri

kibrit çöpü sorusu

Ortak harfler

dört işlemle eşitlik

Ortadaki sayılar

Aşağıdaki işlemlerde ortaya öyle sayı-lar gelmelidir ki iki taraftaki sayılarla belirtilen işlemler yapıldığında aynı sonuç çıkmalıdır.

Resimdekiler ne olabilir? Aşağıda nesnelerin sadece küçük bir bölümleri görülmektedir. Bunlar sizce ne olabilir?

b d ea c

A x A x A = BA x C = BD x C = FD x A = EE x A = FA x A = CD x D = GA x H = KA x M = MD x L = DL x K = KM x B = M

üçgen işlemi

Aşağıdaki sayıları dairelerin içine öyle yerleştirmelisiniz ki, her kenardaki sa-yıların toplamı 31 olsun.

1 2 4 4 57 15 18 23

42 : - 19

72 : - 34

12 + + 12

50 - x 4

9 x + 64

14 + x 8

5 x + 52

2 5 8 11 12 14 17 18 20

x x = 374

x x x

x = 1080

x x x

x x = 2240

= = =

720 770 1632

� �� �� �� � �� � �

���������������������������������� � ��

������������������������������� ���������

� �� � � �

� � �

� �� � �� � �� � �� � �

�� �� � �� � �� � �

�� �� �� � �� � � �

� �� �� �� � �

� � �� � � � �� � � �

����������������������

� �� �� �� � �� � �

���������������������������������� � ��

������������������������������� ���������

� �� � � �

� � �

� �� � �� � �� � �� � �

�� �� � �� � �� � �

�� �� �� � �� � � �

� �� �� �� � �

� � �� � � � �� � � �

����������������������

� �� �� �� � �� � �

���������������������������������� � ��

������������������������������� ���������

� �� � � �

� � �

� �� � �� � �� � �� � �

�� �� � �� � �� � �

�� �� �� � �� � � �

� �� �� �� � �

� � �� � � � �� � � �

����������������������

� �� �� �� � �� � �

���������������������������������� � ��

������������������������������� ���������

� �� � � �

� � �

� �� � �� � �� � �� � �

�� �� � �� � �� � �

�� �� �� � �� � � �

� �� �� �� � �

� � �� � � � �� � � �

����������������������

� �� �� �� � �� � �

���������������������������������� � ��

������������������������������� ���������

� �� � � �

� � �

� �� � �� � �� � �� � �

�� �� � �� � �� � �

�� �� �� � �� � � �

� �� �� �� � �

� � �� � � � �� � � �

����������������������

� �� �� �� � �� � �

���������������������������������� � ��

������������������������������� ���������

� �� � � �

� � �

� �� � �� � �� � �� � �

�� �� � �� � �� � �

�� �� �� � �� � � �

� �� �� �� � �

� � �� � � � �� � � �

����������������������

Aşağıdaki boş yerlere toplama, çıkar-ma, çarpma ve bölme işlem sembol-lerini yerleştirmeniz gerekiyor. So-nuçta eşitlikler de sağlanmış olsun.

1 + 5 = 2 x 36 _ 2 = 12 _ 43 _ 5 = 19 _ 4

11 _ 9 _ 6 = 2 _ 796 _ 4 = 2 _ 3 _ 4

23

bAşKA İşler YApAnlAr: cİhanGİr bektaş

sohbetimize sizi tanıyarak başlayalım. Biraz kendinizden bahseder misiniz?Adım Cihangir Bektaş. 1992’de Berlin’ de doğdum. Aslen Trabzonluyum. 2007’den bu yana babamın işi gere-ği, ailece Aachen’a taşındık. Bekarım ve ailemle birlikte yaşıyorum.

sizinle röportaj yapmamızdaki öncelik, anladığınız bir iş değil de, anlamadığınız bir iş kurmaktaki cesaretiniz. neler söylemek istersiniz bu konuda?Aslında bir arkadaşımla birlikte ortak fikrimizdi bu. O, benden önce dav-ranıp bir yer açınca, bana da cesaret vermiş oldu ve daha sonra aynı isimde yani “Berlin Tattoo” adında bu yeri ben de Aachen’da açtım. Bu işle ilgili bilgim ve merakım var aslında ama uygula-ma aşamasında pratiğim yok. Bundan dolayı profesyonel bir ekip kurdum ve onlarla yoluma devam etmek istedim.

Tepkiyle karşılaştınız mı?Başta ailem ve çevremden çok olum-suz eleştıriler almama rağmen, şu an beklentilerimin üzerinde bir talep var. Henüz altı ay oldu burayı açalı fakat gayet memnunum.

dövme (Tattoo) yaptırmak isteyenlere bilgi olması açısından soruyorum, kaç aşamalı bir işlem ve sanıldığı kadar pahalı mı?Bize gelen her müşterimize, iş hayat-larında ileriye yönelik bir sorun teşkil etmemesi açısından, uyarı ve bilgilen-dirme yapıp, kararlı olduklarına emin olduktan sonra, dövme yapıyoruz.

Biraz ilgi, biraz bilgi ve biraz da cesaretle işyeri açmak...

Amacımız para kazanırken, müşterile-rimizin daha sonra pişmanlık duyma-malarını ve memnun olmalarını sağla-mak. Dövme üç aşamalı bir işlem; ilk önce müşteriyle birlikte uygulanacak olan vücut bölgesi belirleniyor, ikinci işlem büyüklüğü ve uygulanacak böl-gedeki görünümü etüt ediliyor, üçün-cü ve son işlemse uygulama ve renk seçimine göre bir ila üç saatlik bir iş-lemden sonra bitiyor.

Müşterileriniz daha çok gençler sanırım. Herkes dövme yaptırabilir mi? Gençler çoğunlukta ama her yaştan müşterimiz var. 18 yaşından gün alan herkes tattoo yaptırabiliyor. 17 yaşın-dakiler ise velilerinin izniyle yaptırabi-liyorlar. Tattoo bir vücut süsüdür; nasıl arabalarda, evlerde aksesuar varsa, in-sanlar da vücutlarına tattoo yaptıra-rak mutlu oluyorlar.

Bizim insanlarımızın dövmeye olan ilgisi nasıl? Bir de günah olduğuna inanıp, yaptırmayanlar var. neler söylersiniz bu konuda?İnsanlarımızın ilgisi iyi aslında; daha çok siyasi semboller ve isim yaptırı-yorlar. Günah mı, değil mi konusuna gelince; kendi okuduğum ve dinledi-ğim ve konuyla ilgili bilgisi olanlardan duyduğumu söylüyorum, abdest alı-nıp, namaz kılınabiliniyor ama yine de günah olduğunu söyleyenlerde var; normal karşılayanlar da var. Tamamen insanlara kalmış bir durum aslında, biz işimizi yapıyoruz sadece.

Bize zaman ayırıp bu güzel sohbeti yaptığımız için size teşekkür etmek düşer bize de. çalışmalarınızda başarılar diliyorum.

Sadık Toraman

20 €‘dan başlayan fİyatlarla!

Kamuran Işık, linnicherstr. 75, 52477 alsdorftel: 02404 / 55 89 666 Mobil: 0178 / 349 76 22

IşIk TransporTEv taşıma ve mobilya nakliyatı yapılır.Uygun fiyatlarımızla hizmetinizdeyiz...

Resmi kurumlar için (Sozialamt, Jobcenter, Krankenkassen) yazılı fiyat önerisi yapabiliriz.

24

sİzden Gelenler

Eğitim denince anlatacak çok şey gelir aklıma. Eğitim görmüş, başarı-lı, kariyer yapmış insanlar ya da okul-da eğitimde başarılı olmuş çocuklar...Karşımda üniversite öğrencisi ya da okulunda başarılı olmuş birini gördü-ğüm zaman inanılmaz mutlu oluyor ve gururlanıyorum.

İki kültür arasında yaşıyor olmamıza rağmen, bu başarıya ulaştıklarını gör-mek ayrı bir mutluluk veriyor. Alman-ya istatistiklerine bakarsak, yabancılar eğitimde ve meslek hayatında daha çok başarı göstermişlerdir ve bu ba-şarıyı hala göstermektedirler.

Tabiiki bu başarı bizler için çok gurur verici bir tablodur. Hani her zaman deriz ya "Eğitim şart!" diye. Evet "Eği-tim şart!". Bu eğitimi çocuklarımıza biz ebeveynler olarak çok kücük yaşta kitap okuyarak verebiliriz ve verme-liyiz diye düşünüyorum. Masal ya da hikaye kitapları okuyarak başlayabili-riz. Onlara zaman ayırıp kitap okuma-lıyız; kitabı sevdirmeliyiz. Kitap oku-mayı aşılamalıyız diye düşünüyorum...

Ben kitap okumayı çok seviyorum. Küçük kızıma da Türkçe ve Almanca masal ya da hikaye kitapları okurum elimden geldigince. Herşeyin yolu eği-timden geçiyor. Çocuk kitap okuduk-ça ya da ebeveynler çocuklarına kitap okudukça, cocukların kelime hazinesi güçleniyor, kitap okuma sevgisi aşıla-nıyor, toplum içinde anlamak ve de an-latmak gücünü kazanıyor ve özgüveni güçlenmiş oluyor diye düşünüyorum. Tabii ben böyle düşünüyorken, bizle-rin eğitim alanında kitap almaya ya da çocuklarımızın eğitimini karşılamaya gücümüzün yeterli olduğunu ve kar-şılayabildiğimizi biliyor ama Türkiye-mizde maddi yetersizliklerden dolayı

bu imkana sahip olamayanları da her zaman hatırlatıyorum kendime.

İçimde her zaman bir ukde kalmıştır. Ya bu imkanlara sahip olamayanlar. Ya onlar? Bunları düşündükçe kah- roluyorum.

Bir gün öğrenci olan kızımın aklına muhteşem bir proje geldi. Hiç düsün-meden karar aldık ve bu projeyi ger-çekleştirdik.Tabiiki kolay olmadı bir okul bulmak ve de irtibata geçmek.Bu proje bir okulda bir kütüphane ve bir bilgisayardı.

Bu projede destek veren herkese çok teşekkür ediyorum. Bizleri Şanlıurfa’da en iyi şekilde karşılayan ve her konuda yardımcı olan, orada tanıdığım yüre-ği güzel insanlara çok teşekkür ediyo-rum. İnanılmaz misafirperver ve say-gıdeğer insanlar. Orada herkes benim için tek tek çok değerli. Yüreğimden gelerek söylüyorum ki doğunun insa-ni, Şanlıurfa insanı bambaşka. Yüreği güzel insanlar. Tarihi ve kültürü hiç tar-tışılmaz muhteşem. Ömrümde ilk defa Şanlıurfa’ya gittim ve her zaman da gi-deceğim inşaallah. Bize gösterilen bü-yük ilgiden dolayı özellikle müdür ve-kili Mehmet Aslan, müdür yardımcıları Mahmut Mengüç, Hasan Kılıçoğlu, Ah-met Kılıç, Ali Ziro, Seray Demirdöven ve öğretmenler Vehbi Çiftçi, Gözde Müjde ile Urfa bize tanıtılırken zengin tarihi bilgisiyle bize her daim eşlik et-miş olan Nuri Yeşilnacar’a buradan bir kez daha teşekkür ederim.

Bu proje artık Allah’ın izniyle bize güç kuvvet verdiği sürece hep ola-caktır. Henüz işimiz bitmiş değildir; daha çok işimiz var yapacak diyorum. Bana ya da bu eğitim projesine des-tek vermek isteyen olursa, ki eminim

Eğitim!

Kızım Türkiye’nin Güneydoğu bölgesi-ni ve şehir olarak Şanlıurfayı seçti.Biz-ler de bu projeyi gerçekleştirmek için yola koyulduk. Hani demiştim ya otu-rup düşündükçe kahroluyorum diye. “Oturmayacaksın, üzülmeyeceksin ve Rabbim güç kuvvet verdiği sürece yar-dım edeceksin“ dedim kendime ve kı-zımın bu projesini gerçekleştirdik çok şükür. Şanlıurfa’da okula gittiğimizde, o çocukların güzelliği, o gözlerinde-ki mutluluğu dünyanın hiç bir yerine değişmem. O kadar mutlu oldular ki anlatılmaz, yaşanır. Kızım ve ben çok çok mutlu olduk ve bir o kadar da çok duygulandık. O gün kütüphane’de kü-çük bir erkek öğrenci geldi yanıma ve „hocam, bu kitaplar satılık mı?“ diye sordu. Ben şakadan „evet“ dediğimde, bu güzel çocuk bana „ama benim pa-ram yokki“ yanıtını verdi ve bu durum benim içimi çok acıttı.

olacaktır, bana e-mail adresimden de ulaşabilir. Beni değil oradaki birbirin-den güzel çocuklarımızı mutlu etmiş, destek vermiş olursunuz. Sizlerin bu desteğinden dolayı, şimdiden orada-ki çocukların o gözlerindeki ışıltıyı, o mutluluğu hissedebiliyorum, göre-biliyorum. Ben kendi çapımda bunu yardım olarak görmüyorum. Bu im-kansızlıklardan dolayı, imkanı olma-yan çocuklara, bir tür eğitim desteği olarak görüyorum, ki bu destek de-nizde bir damla bile olamaz.

Son olarak şöyle bitirmek isterim:İnsan fırsatların gelmesini bekler, Fırsatlar bekler,İnsanlar bekler,Kazanan hep mazeret olur...

Aynur Karakaruk [email protected]

25

GönÜllÜ ÇAlışmAlAr

Bize biraz kendini tanıtır mısın? yasemin karakaruk kimdir?1990’da Aachen’ın ilçesi olan Eschwei-ler’de dünyaya geldim. Darmstadt Üniversitesi’nde mimarlık bölümünde okuyan ve ayrıca Türk ve Alman sen-tezinden kendine özgü bir kültür oluş-turmuş Avrupalı gençlerden biriyim.

Bu fikir nasıl ve ne zaman oluştu?Bir çoğumuz gibi, ben de, Türkiye’nin bir çok bölgelerinde ama özellikle do-ğusunda hakim olan yetersiz eğitim durumundan etkilenenlerdenim. Eği-timine devam edemeyen öğrencilerin ve sınırız okul eksikliklerinin baş et-keni olan yetersiz maddiyatın buna sebep olduğunu biliyordum ve bun-dan yaklaşık beş yıl önce de bu du-rum beni mütemadiyen düşündüren bir konuydu. Bu sorunların bilincinde olup, çok küçük de olsa, kendi çapım-da birşeyler yapmak istedim.

yardım yerini nasıl belirledin?O dönem TRT’de Tayfun Talipoğlu’nun sunduğu “Bamteli” adlı programı iz-liyordum. Birgün merakımdan ötürü programın websitesine girdim. “Okul-lar“ bölümüne tıkladığımda onlarca öğretmenin yardım duyurularıyla kar- şılaştım ve her birini okuduktan son-ra, öğretmenlerin bir tanesiyle irti-bata geçtim. Ne yazıkki bir süre son-ra öğretmenle irtibatı kaybettim. Bu yüzden bu küçük projenin gerçekleş-mesi biraz zaman aldı. Annemin yar-dımı ile yine Urfa’da bir okul bulundu ve bu proje tamamlanmış oldu.

neden orasını seçtin? Annem ve babam eğitimin ne kadar önemli olduğunu bana her zaman söylerlerdi ve ben sorunsuz bir şekil-de eğitimimi alabiliyorum. Ama ora-da bir çoğu farklı sebeplerden dola-yı bu imkandan faydalanamıyor. Ben keyfle kitap okurken, küçük öğrenciler tarlalarda mevsimlik tarım işçiliği yapı-yor. Ben okul eğitiminin insan hayatın-da ne kadar büyük bir rol oynadığını

öğrenmiş bir birey olarak, bu düzen-den rahatsızlık duydum ve seyirci kal-mak istemedim. Urfa’yı seçmemin nedeni ise, Güneydoğu’da Eğitim So-runları Raporu’nda belgelendiği üzere, genelde Türkiye’de, özelde ise Güney-doğu’daki birçok sorunun temelinde “eğitim eksikliği“ yatmakta olması ve dolayısıyla ekonomik sorunu listenin başlarında yeralıyor olmasıydı.

Bu süreçte neler oldu? kimler ne tür destekler sundular sana?Lise öğrencisiydim ve gelirim yok-tu. Aileme bu konudan bahsettim ve bana kesinlikle destek olabileceklerini söylediler. Ben birşeyler yapmak ve bu yardıma başkalarının da dahil olmasını istiyordum. Bu nedenle, küçük kutular tasarlayıp satışa sundum. Akrabalarım ve arkadaş çevrem de destekte bulun-du ve toplam meblağın dörtte biri ta-mamlanmış oldu. Bize destek olan her-kese çok teşekkür ediyorum.

şıma ya da grup halinde de olabilir. Orada tamamlanması gereken çok şeyler var ve bu sebepten ötürü ya-pılan en küçük yardım bile bir şeyle-rin değişmesine katkı sağlayacaktır.

„sizler de birşeyler yapabilirsiniz!“anlamında, özellikle gençlerimize, hatta herkese önerebileceğin şeyler nelerdir bu konuda?Her insan mutlaka bir katkıda buluna-bilir. Bu bir kitap bağışı olabilir ya da gerek duyulan herhangi bir malzeme. En küçük yardım dahi birşeyleri ha-rekete geçirmek için yeterli. Yardıma ihtiyaç duyan bir çok okul var. Eğer herkes kendi çapında bir yardımda bulunursa oradaki öğrencilerin öğ-renim hayatları bir nebze iyileşir. Her çocuk normal şartlar altında okuma hakkına sahiptir ve bu haklar onların ellerinden alınıyor. Bir takım üzücü şeylere tanık oldum. Herkese seslen-mek istiyorum; insan herşeyi değişti-remez ama bazı şeyleri değiştirebilir.

Bu konuda bir grup oluşturmayı düşünür müsün?Bir grup oluşturmayı isterim. Çünkü bu küçük proje sadece bir başlangıç-tı ve devam etmesini hedefliyorum. „Karşılaştığım herkes en az bir konuda benden daha yetenekli, öyleki her in-sandan öğreneceğim bir şey var“ de-mişler. Bu yüzden dilerim destekte bulunmak isteyenler bana maille ula-şırlar ([email protected]) ve paylaşarak birlikte bir şeyleri de-ğiştirme yolunda ilerleriz.

Geleceğin için planların neler?Öncelikle mimarlık bölümünü tamam-layıp, daha sonra Türkiye’ye dönmek istiyorum. Hedefim orada mesleğimi icra etmek. Tabii aynı zamanda bu tür projelerle ilgilenmeyi sürdüreceğim. 1970li yılların bir duvar yazısı vardır: “ Bugün, hayatınızın geri kalanının ilk gü-nüdür“ diye ve ben hayatımı buna göre şekillendirmek istiyorum.

yeni projelerinde başarılar dileriz.

“Herşeyi değiştiremezsin ama bazı şeyleri değiştirebilirsin” diyerek yola çıkmak.

ve Türkiye’desin… Ondan sonrası?İlk üç gün öğretmenin yardımı ile ki-taplar sipariş edildi ve okul için dizüs-tü bilgisayar alındı. Daha sonra okula gidildi ve öğretmenlerle, okul müdürü ile ve öğrencilerle içiçe olabilme fırsa-tını yakaladık ve her biriyle çok güzel sohbetler edildi. Büyük bir misafirper-verlikle karşılandık ki, bu durum anne-mi ve beni çok duygulandırdı. Bu hu-susta okul idaresine ve öğretmenlere teşekkür etmek isterim.

Gelecekte de bu tür yardımlarda bulunmayı düşünüyor musun? Tek başına veya bir grup olarak?Elbette bu tür yardımlarda bulunma-ya devam etmek istiyorum. Tek ba-

26

Sİz Ve burcunuz

koç (21 Mart / 20 Nisan)

Hedef bulamama, tartışacak kişi yada konu bulamama korkusu.

Boğa (21 Nisan / 21 Mayıs)

Huzur bulamama korkusu. Huzurun bozulması korkusu.

ikizler (22 Mayıs / 21 Haziran)

Bilgi verme ve bilgi alma işlevini sürdürememek. Ellerini ve konuşma yeteneğini kaybetme korkusu.

yengeç (22 Haziran / 23 Temmuz)

Başına bela gelme korkusu. Başına her şey gelebilme ihtimali korkusu.

Aslan (24 Temmuz / 23 Ağustos)

İzleyici bulamama korkusu. Kendini alkışlamak zorunda kalma korkusu.

Başak (24 Ağustos / 23 Eylül)

Belaya bulaşma, hastalığa bulaşma, hastalığın bulaşması korkusu.

Terazi (24 Eylül / 22 Ekim)

Popüler olamama ve bir partner bulamama korkusu. Tartışma korkusu.

Akrep (23 Ekim / 22 Kasım)

Güçsüz kalma korkusu. Gücünü kaybetme korkusu.

yay (23 Kasım / 20 Aralık)

Bilgi bulamama, duygu ve düşüncelerini aktaracak kişi bulamama korkusu.

Oğlak (21 Aralık / 18 Ocak)

Başkaları ne der korkusu. Parasız kalma korkusu.

kova (19 Ocak / 20 Şubat)

Yalnız kalma korkusu. Sıradanlaşma korkusu.

Balık (20 Şubat / 21 Mart)

Partner olmadan yalnız kalma korkusu. Duygusal ifadeyi aktaramama korkusu.

Burçların başlıca korkuları nelerdir?

Ali Imdat Akkaya

AUTOWÄSCHE • INNENPFLEGE • POLITUR • AUFBEREITUNG.

Burçlara göre korku sıralaması şöyleymiş: Korkuyor olmaktan korkan burç: kOç; en korkak burç: yenGeç;

en çekingen burç: BAşAk; korkmadığını ifade eden burç: AkRep.

Başak (24 Ağustos / 23 Eylül)

Yeşil ve toprak tonları. Motivasyon için kırmızı ve turuncunun tonlarını kullanabilirler.

Terazi (24 Eylül / 22 Ekim)

Onlar zaten şıktır, kendine yakışanı bilir. Ekstrem şeyleri sevmez, zarafeti tercih eder. Evinde seçeceği objeler pastel tonlarında olur.

Akrep (23 Ekim / 22 Kasım)

Kırmızı ve siyah. Tutkulu ve iddialı renkleri sever. Bunu dengelemek için yeşil ve toprak tonlarında rahat eder. Kolaylıkla uçlara kaçabilir.

yay (23 Kasım / 20 Aralık)

Turuncu ve turkuaz. Özgürlüğü çağ-rıştırıcı maviler Yay’ın ihtiyaçlarına ce-vap verir.

Oğlak (21 Aralık / 18 Ocak)

Koyu renkler. Gri takım elbiseden hoşlanabilirler

. kova (19 Ocak / 20 Şubat)

Metalik renkler. Klasikten ziyade mo-dern şeylere ilgi duyar.

Balık (20 Şubat / 21 Mart)

Mor, mavi ve yeşil. Toprak tonlarında rahat eder, evinde ahşap malzemeler kullanabilir.

Burçlara göre renk seçimi

nasıl yapılır?

koç (21 Mart / 20 Nisan)

Kırmızı. Koç çocukları kırmızı araba delisi olabilirler. Koç kadını da can-lı renklerle iddialı görünmeyi sever.

Boğa (21 Nisan / 21 Mayıs)

Yeşil ve toprak tonları. Doğayı hatır-latacak ahşap ürünleri sever.

ikizler (22 Mayıs / 21 Haziran)

Pastel tonlar ve sarı. Fazla renkten yo-rulduklarında sakin renklere ihtiyaç-ları olabilir.

yengeç (22 Haziran / 23 Temmuz)

Gümüş rengi. Eski ve klasik şeyleri se-ver. Antikalara ilgi duyar. Kır evlerin-den hoşlanır.

Aslan (24 Temmuz / 23 Ağustos)

Sarı. Yükseleni Aslan olanlar parıltı-ya bayılır.

27

kadın SAYfASı

Kış aylarının soğuğunda saçlarınızı bekleyen koşullar mükemmel sayıl-maz. Kış havasından yalnızca cildiniz değil, saçlarınız da etkilenir. Hele bir de saçlarınız sağlıklı değilse, o zaman işiniz var demektir. Sonbaharda baş-layan saç sorunları, kışın gelmesi ile birlikte giderek artar. Örneğin; yağ-lı saçlardaki yağ oranı yükselir, kuru saçlarsa daha da kurur. Mevsim de-ğişikliğinin saç dökülmesini hızlan-dırdığı unutulmamalıdır. Kış ayların-da saçlarınızı yıkadıktan sonra iyice kurutmadan dışarı çıkmazsınız ve do-ğal olarak yoğun fön ısısı da saçlarını-za zarar verir. Peki, saçlarınızı bütün bu olumsuz etkenlerden korumak için neler yapabilirsiniz? İşte bazı ipuçları...• Saçlarınızı daima az şampuan kul-

lanarak yıkayın; çok fazla şampuan kullanıldığında saçlarınız daha temiz veya bakımlı olmuyor. Aksine, faz-la miktarda kullanılan şampuan iyi durulanmadığı takdirde kepek so-runuyla karşı karşıya kalıyorsunuz.Avucunuza aldığınız şampuanı önce bir miktar ılık suyla sulandırıp, saç-larınıza yayın.

• Saçınızı yıkadıktan sonra mutlaka ba-kım yapan bir saç kremi uygulayın. Kremi henüz nemli saçlarınıza yay-dıktan sonra, yumuşak bir havlu yar-dımıyla tampon yapın. Etkisini gös-termesi için birkaç dakika bekleyin.

• Nemini kaybetmiş her boyda saça, özellikle uç kısımlara özen göstere-rek maske uygulayabilirsiniz.

• Maskenin etkisini artırmak için, saçı-nızda beklettiğiniz süre içinde neler yapabilirsiniz? Başınıza bir bone gi-yin. Sıcak bir ortamda, örneğin kalo-rifer yanında oturarak bekleme sü-resini doldurun.

• Konsantre ürünler veya ampul kul-lanıyorsanız, kutu üzerinde belirti-len doza mutlaka uyun. Saç derisine parmak uçlarınızla uzun uzun masaj yaparak iyice nüfuz etmesini sağla-yın. Böylece saçınız kısa süre içinde yaz aylarında kaybettiği eski güç ve yumuşaklığına kavuşacaktır.

Evlenmeden önce damat adayıyla bunları mutlaka konuşun!Her evlilik yeni bir başlangıçtır. Ancak yaptığınız pembe başlangıcın bir kabusa dönüşmemesi için, eşinizle bazı konuları önceden konuşmalısınız...

Evleneceğiniz kişiyle tıpatıp aynı olma-nıza imkan yoktur. Yıllardır belli alış-kanlıklarla yaşamış bir insandan birden bire değişmesini, sizin istediğiniz gibi hareket etmesini bekleyemezsiniz. Bu gerçeği evlenmeden önce kabul edin. Bu yüzden karşınızdaki insanı iyice in-celeyin ve ancak onun size uymayan huylarını kabul edip, bunlarla yaşaya-bileceğinizi düşünüyorsanız “evet” de-yin. Öte yandan, onunla tartışmanız gereken diğer konular olacaktır:

olduklarını, her zaman kendi işlerini üstlendiklerini söylerler. Ancak iş ger-çeğe döküldüğünde, durumun san-dığınız gibi olmadığını görebilirsiniz. Bu konuyu önceden konuşmalı, sizin ütü yapıp, yemek hazırlamak için de-ğil bir yuva kurmak için onunla evlen-diğinizin altını çizmelisiniz. Şüphesiz çalışmayıp, ev kadını olmayı tercih et-tiğiniz takdirde ev işlerinin büyük so-rumluluğu sizde olacaktır. Ama bu, müstakbel eşinizin size kesinlikle yar-dım etmeyeceği anlamına gelmez.

çocuklar: Bu da evlilikte önemli so-runlardan biridir. Henüz çocuk doğur-maya hazır olmadığınızı düşünebilir, bu yüzden beklemek isteyebilirsiniz. Öte yandan, eşiniz sizinle hemfikir olmayabilir. Bu durumu da önceden çözmeniz gerekir. Çocuk yapacağınız zamanı birlikte kararlaştırmalı, bu ko-nuda size baskı yapmamasını önce-den sağlamalısınız.

Aile: Aileler ve çevreler, ilişkinin yürü-yüp yürümemesindeki en büyük et-kendir. Eğer taraflardan biri ailesine fazlasıyla bağlıysa, diğeri bu durum-dan rahatsız olabilir. Örneğin, eşinizin annesi sürekli gelip, sizin ortak yaşa-mınıza müdahele ediyorsa, ikilemler yaşanacaktır. Bu yüzden, evlenmeden önce bu konuya değinmeli, ikinizin de hoşlanacağı bir yol bulmalısınız. Bunu önceden konuşmanız, ilerideki pürüz-leri de silecektir.

çalışmak: Bu, kadınların en büyük so-runu. Birçok kadın, eşi izin vermediği için, istediği halde çalışamıyor. Bu yüz-den bu konuyu da evlenmeden önce netleştirmelisiniz. Eğer çalışıyorsanız, evlendikten ve çocuklarınız doğduk-tan sonra da iş hayatınızı sürdürebile-ceğinizi eşinize net bir biçimde anlat-malısınız. Çalışma hayatınız yoksa bile, ona istediğiniz takdirde çalışabileceği-nizi belirtmelisiniz.

Burada yazılanlar size şu an önemsiz gibi gelebilir ama ilerideki yaşantınız-da nelerle karşılaşabileceğinizi bilme-diğinizi de unutmayın.

para: Evlendikten sonra artık ortak bir bütçeniz olacaktır. Ancak para har-cama alışkanlıklarınız birbirinizinkine uymayabilir. Bu yüzden dikkat etme-niz gereken noktalar vardır. Eğer ça-lışmayacaksanız, eşiniz size günlük ev harcamalarının dışında da para bırak-malıdır. Ayrıca çalışmamanız paranın kontrolünün eşinizde olmasını gerek-tirmez. İleriki planlarınız için, örneğin ev almak, taksit ödemek gibi, sizin de paranızın ne durumda olduğundan haberdar olmanız gerekir. Eğer siz de çalışacaksanız, her ikiniz de kazandı-ğınız parayı ortak bir hesaba yatıra-bilirsiniz. Ancak kendiniz için para bi-riktirmek gibi bir niyetiniz varsa, her ikiniz için özel bir hesap açtırıp, her ay buraya belli bir miktarda para yatıra-bilir ve kalanı, ortak hesaba aktarabi-lirsiniz. Ortak hesaptan yapacağınız harcamalarıysa birbirinize haber ver-menizde fayda vardır.

iş bölümü: Bütün erkekler ev işle-rinde annelerine ne kadar yardımcı

Saçlarınız için kış bakımı

28

yemek KÜlTÜrÜ

Malzemeler: 50 gr kuru çiçek bamya, 200 gr küçük doğranmış et, 3 su bar-dağı et suyu, 2 soğan, 2 ÇK tereyağı,

Malzemeler: 1 tane kereviz, 2 tane bi-ber, 2 tane kırmızı biber, 1 tane havuç, 1 tane patates, 1 avuç dolusu mantar, 1 çay fincanı haşlanmış bezelye, 1 tane soğan, 1 diş sarımsak, 1 tutam dereo-tu, 1 YK domates salçası, 1 YK biber sal-çası, tuz, karabiber ve zeytinyağı.Hazırlanışı: Önce kerevizi, havuçu, soğanı, patates ve biberleri ayıklayıp yıkayın. Sonra istediğiniz boyutlarda doğrayın ve çelik tencereye koyun. Küçük doğranmış mantarları, minik doğranmış sarımsakları ve haşlanmış bezelyeyi de ekleyin. Salçaları ve di-ğer malzemeyi izice karıştırıp, bu sosu sebzelerin üzerine gezdirerek dökün. Önce harlı ateşte, kaynamaya başlayın-ca da çok kısık ateşte 40 dakika kadar pişirin. Servise sunarken üzerine ince kıyılmış dereotunu serpebilirsiniz.

Malzemeler: 2 su bardağı sıcak süt, 1 kahve fincanı margarin, 1 kahve finca-nı tereyağı, 1,5 su bardağı pirinç unu, 1 çay bardağı badem veya 1/2 çay bar-dağı çam fıstığı, 2 su bardağı tozşeker.Hazırlanışı: Tereyağı ve margarini geniş bir tavada eritip pirinç ununu ilave ederek tahta kaşıkla sürekli ka-rıştırın. Tozşekeri süte ilave edip eritin. Sürekli karıştırarak kavrulmakta olan pirinç ununa ilave edin. Ateşti azaltıp pişirmeye devam edin. Kıvama gelin-ce ateşten alıp soğumaya bırakın. Ilı-yınca derin ve çukur bir kaseye bo-şaltıp bastırarak sıkıştırın. Kaseyi ters çevirip servis tabağına alın. Badem veya yeşil fıstıkla süsleyip servis yapın.

Malzemeler: 350 gr parça et, 1 soğan, 2 orta boy domates, 2 adet sivri biber, 2 salçalık kırmızıbiber, 1 YK domates salçası, ayçiçeği yağı, 1 kase arpa şeh-riye, sıcak su ve tuz .

1 ÇK domates salçası, 2 limon, 6 bar-dak su, tuz ve pulbiber.Hazırlanışı: Kuru bamyaları ovalaya-rak küçük tüylerinden arındırın. Kay-nar suya atıp bir kaç dilim limon par-çasıyla birlikte yumuşayana kadar haşlayın ve sonra suyunu süzün. Eti bir tencerede suyunu çekene kadar kavurun ve ince doğranmış soğanla-rı ve yağı ilave edin ve kavurun. Suyu ilave edip kaynatın. Bamya, limon suyu, tuz ve biberi ekleyip kısık ateş-te 10 dakika daha pişirin. Bekletme-den servis yapın.

Hazırlanışı: Orta büyüklükte parçalar halinde doğranmış eti tencereye alıp biraz yağ ilavesiyle soteleyin. İnce doğ-ranmış soğanı ekleyip sotelemeye de-vam edin. Etin büyüklüğünde kesilmiş biberleri ekleyip sotelemeye devam edin. Yine aynı büyüklükte kesilmiş domatesi ilave edip pişirmeye devam edin. Domates salçası ve tuzu ekleyip malzeme yumuşayana kadar pişirin. Tuzla tatlandırın. Arpa şehriyeyi ayçi-çeği yağında kavurun ve üzerini geçe-cek kadar sıcak su ekleyip yumuşayana kadar kısık ateşte pişirin. Tuzla tatlandı-rın. Arpa şehriyeyi servis tabağına alın. üzerine eti ekleyip servis yapın.

Bamya Çorbası

Kış Türlüsü

İshakiye TatlısıAnkara Tava

Malzemeler: (hamuru için) 4 su bar-dağı un, 1 TK tuz, 1 su bardağı su, 1 ÇK sirke, (içinin harcı için) 1 soğan, 250 kg kıyma, 1 ÇK tuz, 1 ÇK karabi-

ber, 1/2 çay bardağı su ve kızartmak için ayçiçeği yağı.Hazırlanışı: Un, tuz, sirke ve suyu bir kapta karıştırıp yumuşak bir hamur hazırlayın. Soğanın kabuğunu soyup rendeleyin. Kıyma, tuz, karabiber ve su ekleyip karıştırın. Hamuru ceviz büyüklüğünde bezelere ayırın. Yak-laşık 20 cm çapında açın. Hamurun yarısına kıymalı harcı ince bir tabaka halinde olacak şekilde yayın. Diğer tarafını üzerine kapatıp kenarlarına parmak uçlarınızla bastırın. Kızgın ay-çiçeği yağında her iki yüzlerini kızar-tın ve sıcak servis yapın.

Çibörek

Malzemeler: 1/2 kg madımak, 2 so-ğan, 1/2 çay bardağı bulgur, sıvı yağ, su, tuz, pulbiber, 3 diş sarımsak ve yoğurt.Hazırlanışı: İnce kıyılmış soğanları sıvı yağda kavurun. Salça, tuz ve bibe-ri ilave edin. Sonra da yıkanmış, ince ince kıyılmış madımakları ekleyin. Az daha kavurup bulguru ilave edin. Bol-ca su ekleyerek pişirin. Üzerine sarım-saklı yoğurt koyarak servis edin.

Madımak

Şehirlerin patentli yemeklerini sıralamıştık sizlere. Bu sayı-mızdan itibaren, yapımı kolay olan orjinal yemek tarifleri vereceğiz sizlere. Umarız dener ve beğenirsiniz.

29

bİr KonudA fİkrİnİzİ alalım

Dergimizin hemen her sayısında farklı bir konuda bir soru sorarak, sizlerin fikir-lerini alıyoruz. Ya konuyla ilgili insanlar olduğunuz için ya da o konudaki düşün-cenizi merak ettiğimiz için. Bunu yaparken hiç bir maddi beklentimiz yok. Bir gün size de gelip soracak olursak, aklınızda olsun diye belirtelim istedik. Sizlerin düşünceleri, talepleri, merak ettikleri önemli bizler için. Bizim Aachen Dergisi

Anadolu Ekmek Fırını Fatih kara

Aachen’da hizmet vermekte olan 6 adet ekmek fırınımız var. Türk ve diğer yabancı-ların yanı sıra, Alman müşterilere de hizmet vermekteler. Almanya ve Avrupa’da fı-rınlar 300’den fazla çeşit ekmek üretmekteler. Türk fırınları Aachen’daki Türklerin % 50’sinden fazlasına hizmet vermelerine rağmen, 10 ila 15 çeşit ekmek ve börek çeşi-ti yapmaktalar. Almanya’da fırıncıların bir birliği olmadığı için, bu sektör hakkında detaylı bilgiye ulaşmak da mümkün olmamakta. Biz de bu nedenle Aachen’daki fı-rın sahipleriyle görüştük. Maalesef sadece üç kişi görüşme talebimize olumlu cevap verdi. Diğer üçü ise görüşmeyi istemedi. Abdullah Yaşar

Mete Simit Sarayı Mehtap saat

Demet Pastanesi ve Ekmek Fırını enver Bektaş

15 senedir Aachen’da fırıncılıkla uğ-raşmaktayım. 37 yaşındayım, evliyim ve kızım var. Yedi sene, şimdi sahi-bi olduğum fırında işçi olarak çalış-tım. Ustam yaşlandığı için işi bırakın-ca dükkanı ben devraldım ve 8 yıldır ben işletmekteyim. Biz bu çevrede so-mun ekmeği ve pidemizle tanındık. Bunların yanı sıra tava ekmeği, pa-patya ekmeği, döner ekmeği, baget ekmek, simit, lahmacun ve börek çe-şitlerimizle hizmet vermekteyiz. Türk müşterilerimizin yanı sıra, Alman, balkan ülkeleri ve diğer yabancı mil-letlerden çok sayıda müşterimiz var. Bu zamana kadar müşterilerimizden daha değişik lezzetler isteği gelme-di. Biz de, bu nedenle, bir değişiklik yapmıyoruz. Burada farklı ekmek çe-şitleri yapabilecek ekmek ustaları bul-mak da zor. Almanya’da ve Aachen’da ekmek fırınları arasında bir birlik ve dernek olmadığı için, herkes kendi çapında mücadele vermekte. Bu se-beple, biz fırıncılar olarak sorunlarımı-zı, eksiklerimizi ve bu pazarda ayak-ta kalmak için neler yapabileceğimizi bilemiyoruz. Küçük işletmeler oldu-ğumuz için çıraklık eğitimi de vere-miyoruz. Kendi elemanlarımızı yetiş-tiremediğimiz için eleman bulmakta da zorlanıyoruz.

Biz bu sektörde yeniyiz. Bu dükka-nı devralalı 2 ay gibi bir zaman oldu. Daha önce gastronomide babamla beraber çalıştık ama fırıncılık ve ek-mek üretmek daha başka bir branş. Burada Türk ekmek çeşitlerinin yanı sıra Fas (Marokan) pidesi, baget, su-samlı ve peynirli simit, börek, poğa-çalar, lahmacun , kol böreği, Yunan böreği, açmalar, tavuklu role börek, krosan çeşitlerinin yanı sıra, sabah-ları kahvaltı vermekteyiz. Alman ve diğer yabancı müşterilerimize parti ve özel toplantılarda siparişler alarak hizmet vermekteyiz. Kendim fırıncılık-tan anlamasam da ustalarımız bu işle-ri yapmakta. Burada iyi bir isim yapa-rak kendimi ve işletmemi geliştirmek istiyorum. Simit sarayı olarak ileride olmamız gereken yerde olacağız.

7 sene önce Berlin’den Aachen’a gel-dik ve bu dükkanı devraldık. Ekmek çeşitlerinin yanı sıra börek, açma-lar, poğaçalar, Trabzon ekmeği, kü-çük ekmekler (Brötchen), krosan, si-mit ve kuru pasta çeşitleriyle hizmet vermekteyiz. Almanya’da rekabet et-mek ve ayakta kalmak için tabiiki çeşit sayısını artırmak gerekiyor. Biz de bu nedenle, ekmek ürünlerinin yanı sıra kuru ve yaş pasta çeşitleri, düğün, ni-şan ve partiler için pastalar yapmakta-yız. Dükkanımızda kahvaltı vermekte-yız. Bu meslekte eleman bulmak çok zor. Bizler küçük işletmeler olduğu-muz için çıraklık eğitimi verememek-teyiz. Bu meslekte yetişmiş, kalifiye eleman bulmak da zor. Ancak, bizim yaptığımız gibi, babadan oğula geçen bir meslek oldu fırıncılık.

30

sudoku SAYfASı

8

4

2

3

5

9

6

4

9

1

3

1

8

6

9

7

2

5

6

2

8

4

4

2

3C o n c e p t i s P u z z l e s 06010014500

7

9

71

52

9

5

7

3

2

8

1

4

4

2

5

6

6

8

2

1

54

69

3

7

C o n c e p t i s P u z z l e s 06010015000

68

5

94

36

27

8

8

4

9

3

2

7

5

4

4

2

5

1

2

45

71

51

6

82

C o n c e p t i s P u z z l e s 06010016200

zornormalbasit

4

9

1

7

6

9

5

8

28

54

83

27

4

1

3

2

9

6

7

1

C o n c e p t i s P u z z l e s 06010014501

6

9

1

5

7

8

6

8

1

5

3

9

4

1

3

8

4

6

1

4

5

6

3

7

3

8

7

9C o n c e p t i s P u z z l e s 06010015001

1

87

9

2

7

3

6

9

5

8

6

1

3

8

1

4

5

5

4

9

7

3

6

9

4

4

2

2

45

1C o n c e p t i s P u z z l e s 06010016201

Sudokuda boş kareler 1 ile 9 arasındaki rakamlarla doldurulur. Bu rakamları yerleştirirken dikkat etmeniz gerekenler: 1’den 9’a kadar her rakam her sütunda, her satırda ve her bölgede sadece bir kez kullanılabilir.

13

85

7

4

9

2

8

4

79142

6

3

7

3

6

8

57

93

C o n c e p t i s P u z z l e s 06010014502

7

3

89

6

1

5

4

3

5

658

1

2

9

3

1

5

76

9

4

C o n c e p t i s P u z z l e s 06010014503

79241

1

5

8

3

5

8

4

4

5

3

1

2

1

9

1

7

3

6

53479

C o n c e p t i s P u z z l e s 06010015002

9

7

7

6

1

85

4

96

3

8

31

85

2

1

97

2

41

6

3

2

8

6

C o n c e p t i s P u z z l e s 06010015003

8

6

2

3

8

7

639

63

4

5

1

4

8

9

6

8

53

524

7

1

7

5

4

7

C o n c e p t i s P u z z l e s 06010016202

8

275

3

9

5

8

1

9

62

8

6

4

3

73

5

9

1

5

3

4

286

7

C o n c e p t i s P u z z l e s 06010016203

31

YAlnız değİlsİn!

Hacer Hanım, öncelikle bize biraz kendinizi tanıtır mısınız?

20 Ekim 1984 yılında Ordu’da dünya-ya geldim. İlkokulu orada okudum. 19 yaşıma kadar da Ordu’da yaşadık-tan sonra, evlenip Almanya’ya gel-dim. 7 ve 9 yaşlarında iki kız çocuk annesiyim.

Almanya’ya hangi tarihte geldiniz?

Almanya’ya 2004 yılında eşimle tanı-şıp evlendikten sonra geldim. Geldi-ğim ilk günden itibaren sorunlar ve dertler başladı.

ne tür sorunlar?

Hiç huzurlu bir hayatım ol-madı. Evlendiğimde hiçbir şeyden habersiz bir şekil-de mutlu bir hayat hayal ederken, kendimi karanlı-ğın içinde buldum. Eşimin kumar oynaması ve yalan söylemesi hayatımızı alt üst etti.

Çok mücadele ettim ama çoğu zaman başarısız ol-dum. Eşimin ilk dönem-lerde çok iyi bir işi vardı ve iyi para kazanıyordu ama kumar oynadığı için elimizde ne varsa gidiyordu. Maddi yönden çok çökün-tü yasadım, ama benim maddiyattan çok en büyük çöküntüm manevi oldu. İki çocuğuma gereken imkanları su-namadım. Onlara manevi yönden ne kadar destek olmaya çalıştıysam da, ne kadar başarılı oldum bilmiyorum. Elimden geldiği kadar onlar için mü-cadele ettim.

Diğer taraftan, eşimin borçları yüzün-den eve telefonlar gelmeye başladı; ra-hatsız ediliyorduk. Çocuklarım ve ben çok sıkıntılar çektik. Öyle anlar oldu ki, çocuklarımın ihtiyaçlarını karşılayamaz duruma geldim. Çok zaman çocukla-rımla aç yattığımızı bilirim.

Boşanma kararı almanıza sebep olan olay kumar mıydı?

Evet. En büyük neden kumar ve ya-lan. Kimse, kumar oynayan biri sadece

kendine zarar veriyor falan demesin. Buna itiraz ediyorum. O kişi kumar oy-nayarak, kendine de, eşine de, çocuk-larına da; kısaca herkese zarar veriyor. Yalanlar, kavgalar başlıyor.

Boşanma kararı almanız nasıl oldu?

Ailemle görüşmeyeyim diye pasapor-tumu alıp sakladı mesela. Hele bir-gün, hiç unutmuyorum, ehliyetimi al-dığım gün, sebepsiz yere, çok şiddetli bir dayak yedim ve kulağımdan kan-lar gelmeye basladı. İşte o anda, artık yapamayacağımı anladım. O gün ka-rarımı verdim... Kesin ayrılmalıydım.

Bir işte çalıştınız mı veya Almanca kursuna gittiniz mi?

Ben ev kadınıydım. Al-manca bilmediğimi ilk kez çocuğumu kreşe götürdü-ğümde fark ettim. Söyle-nenleri anlamamak çok ağ- rıma gitmişti. Daha sonra tesadüfen VHS’de bir dil kursu gördüm ve kaydol-dum. Kendimi daha güçlü hissediyorum şimdi.

Bundan sonrası için hedefleriniz neler?

Şu an haftada bir gün çalışıyorum. Dil kursunun yanısıra temel eğitim diplo-ması (Hauptschulabschluß) aldım ve hemen bir meslek öğrenmek istiyorum.

Benim yaşadığım olayları kızlarımın yaşamaması için mücadele verece- ğim; onların daha düzgün ve normal bir hayat yaşamalarını istiyorum. Bu-nu boşanmadan yapamayacağımı an-ladım ve şimdi çocuklarımın geleceği için elimden geleni yapacağım.

Dilerim benim yaşadığım olayları hiç-bir kadın yaşamaz. Kumar kaç aileyi perişan etti, ayırdı. Umarım hiç kimse böyle bir olaya maruz kalmaz.

yaşadıklarınız gerçekten de kolay değil. Gelecekte mutlu bir yaşam kurmanızı dileriz.

Serpil Erdemir

Kumar Yüzünden Yıkılan bir Yuva: ”Artık Dayanamadım.”

Dergimizin geçen sayısında “Bir Konu & Bir Konuk” başlığı altında, “Kumar Bağımlılığı” konusunu ele almış ve bu konuda bir uzmanla görüşmek yerine; yaşamını kumarın yönlerdirdiği bir kişi ile görüşerek, onun ağzından bakmıştık olaya. Bu nedenle de onun kim olduğundan daha çok, ne yaşadığını ele almışdık. O kişinin resmini ve adını yayınlamadık. Sadece ad ve soyadını C. C. olarak belirtmekle yetinmiştik.

Dergimizin dağıtımından bir süre sonra, bürodaki telefonumuz çaldı ve bir bayan: “Benim sesim olur musunuz? Anlatmak istediklerim var. Ben derginizin tamamını okudum, fakat o kumar konusundaki röportaja itiraz etmek istiyorum. Her kumarbazın eşi, ne yazıkki, o adamın karısı kadar dayanamıyor. Ben dayanamayıp sonunda eşimden ayrıldım. İsterseniz size anlatırım. Bu durumda olan başka bayanlara ve ailelere belki bir katkısı olur.” dedi.

Kendisiyle buluşup, anlattıklarını dinledik. Resmini ve adını yayınlayabileceğimizi, bunun onun için sorun olmayacağını belirtmesine rağmen, biz doğabilecek tatsız sonuçları önlemek adına resimde (o kişinin tanınmaması için) gözlerini bantlamayı ve sadece adını kullanmayı uygun bulduk.

Dergimiz yazarı Psikiyatrist Doktor Sıla Yüce Çıtır, işlerinin yoğunluğu nedeniyle bu sayıda yazamadı. Konuyla uygun olması nedeniyle, biz de onun sayfa adı ”Yalnız değilsin”i ödünç aldık.

Bizim Aachen

24

bİr konu & bİr konuk:

sayın C. C. Bey bize biraz kendinizi tanıtır mısınız? Almanya’ya nasıl geldiniz?

54 yaşındayım. 1990 senesinde büyük bir mücadele vererek Almanya’nın Aachen şehrine çok yakın olan Hüc-kelhoven kasabasına, amcamın ya-nına geldim. O zamanlarda, herke-sin olduğu gibi, benim de hayallerim ve hedeflerim çok yüksekti. Para ka-zanıp, memleketime dönecektim ve Türkiye’de ailemle birlikte rahat bir hayat geçirecektim. İlk işim, çalışma iznim olmadığı için bir Türk kahve-sinde garsonluktu ve her şey böyle başladı.

peki kumara nasıl başladınız, hayatınızı nasıl değiştirdi?

Türk kahvesinde garsonluk yaptığım dönemde başladı. O dönemlerde günlük 25 DM kazanıyordum. Bir ak-şam amcam bana sigara al demişti. Si-gara otomatiği sadece bozuk para ka-bul ediyordu ve paketi 4 DM’di, fakat bende 5 DM olduğu için oyun otoma-tiğinde parayı bozdurup, otomatikten sigara almaya karar verdim. 4DM si-gara aldıktan sonra bir mark kalmıştı, onu da otomatikte oynayayım dedim. Zaten kahvedeki otomatikler her za-man ilgimi çekmişti.

İşte acemi şansı denir ya, ilk oyunum-da 1 DM ile tam 122 DM kazandım ve çok sevindim. Dediğim gibi, gün-lük yevmiyem sadece 25 DM ve ben bir anda daha fazlasını kazanmıştım.

Daha sonra kahvede tanıştığım kişi-lerle Spielhallelere, Casinolara gitme-ye başladım. Bir hafta boyunca şan-sım iyi gitti. Her oyunda kar ederek çıkıyordum. Oynadığım paranın 4-5 katını kazanıp, evime dönüyordum. Kolay yoldan para kazandığım için çok mutluydum.

Bu otomatik işinde çok para var diye kendimce düşünüyordum. Za-ten düğün yapma zamanım yakla-şıyordu ve paraya ihtiyacım vardı. Hückelhoven’da ev bulamadığım için Alsdorf’da ev tuttum. Yavaş yavaş evi-me eşyalar almaya başladım. 500 DM ile bir halı almaya karar verdim. Fakat

aklımdan “otomatik oyna ve o para-yı iyi değerlendir” diye düşündüm ve 500 DM’lik halı yerine belki 1000 DM’lık halı alırım dedim. Spielhalleye gittim, 500 DM’ın hepsini oynadım ve kaybettim. Daha sonra ne yapıp edip 300 DM daha buldum ve aynı otoma-tikte oynamaya devam ettim. Oyna-dığım 800 Mark’ın sadece 200 DM’ını geri alabildim. Sonuç olarak ancak 200 DMlık bir halı alabildim. O gün bir daha kumar oynamamaya karar verdim. Alsdorf’da arkadaş çevrem olmadığı için, evden işe, işten eve bir hayat ya-şıyordum; çok sıkıcı bir yaşamdı benim için. Daha sonra bir aileyle tanıştık. O ailenin beyi de çok kumar oynuyordu ve beni ikna etti. Bir gün birlikte oyuna gittik; ben sadece izliyordum, bir daha oynamayacaktım, fakat, izledikçe, oy-namak istiyordum.

Çalıştığım yer beni işten çıkardı. Bü-yük bir para sıkıntısına girdim. Evim kiraydı, kredi borcum vardı ve bunları karşılamaya işsizlik maaşım yetmiyor-du. Para kazanmalıydım... Yeniden ku-mar oynamaya başladım. Bazı günler kazanıp, bazı günler kaybettim.

kumar oynamanız nasıl kontrolden çıktı, niye vazgeçemediniz?

Küçük bir sıkıntı yaşadığımda bile ken-dimi kumar ile avutmaya başladım. İnanır mısınız başım ağrıdığı zaman bile kendimi Spielhallede buluyordum. Kumarhanede olmadığım zamanlarda, aklımda sadece oyunları nasıl ve hangi yöntemlerle kazanabilirim gibi düşün-celer vardı. İnsanların hobisi futbol iz-lemek, balık tutmakken, benim hobim kumar oynamak oldu.

Çok kötü bir alışkanlık, otomatiği gör-düğüm zaman para atmadan dura-mıyor, atmam gerektiğini düşünü-yorum. Kumar oynamak uyuşturucu kullanmak gibi; uyuşturucu bağım-lısı uyuşturucuyu gördüğü zaman nasıl dayanamıyorsa, kumar oyna-yanlar da oyun makinesini görünce dayanamıyor.

işiniz yoktu ve parasızdınız. peki kumar için parayı nereden buluyordunuz?

İşsizken, hem devletten para alıyor-dum hem de sigortasız iş yapıyordum.

Sonu Olmayan Bir Yol: KumarDergimizin hemen hemen her sayısında “Bir Konu & Bir Konuk” başlığı altında, değişik konularda uzmanların görüşlerini yansıtıyoruz sayfalarımıza. Bu sayıda biraz farklı bir şey yaptık. Konumuz “Kumar Bağımlılığı” ve bu konuda bir uzmanla görüşmek yerine; yaşamını kumarın yönlerdirdiği bir kişi ile görüşerek, onun ağzından baktık olaya. Bu nedenle onun kim olduğundan daha çok ne yaşadığını ele aldık. Resmini ve adını yayınlamıyoruz bu nedenle. Adı ve soyadı C. C. Kumar son dönemlerde ailelerin dağılmalarına sebep olacak kadar önemli ve yaygınlaşmış bir sorun oldu. Umarız bu ropörtajı okuyan birilerine faydamız olur. Bizim Aachen

25

kumAr bAğıMlılığıHückelhoven’da arkadaş çevrem var-dı ve herkes benim duvar kâğıdı ve boya işini iyi yaptığımı biliyordu. Bu işten günlük 300 DM kazandığım dahi oldu ama hepsini aynı gün için-de kumarda harcadım. Bu durum 4 sene böyle devam etti. Bir kazanıyor 10 kaybediyordum. Helal yoldan ka-zandığım parayı, haram para için kay-betmeye başlamıştım.

Başımı yastığıma koyduğum zaman çok üzülüyordum, “niye yaptın?” diye kendime kızıyordum. Hala öyle-yim ama elimden hiçbir şey gelmiyor. Kumar gerçekten çok tehlikeli bir şey, otomatik oynanabilecek neresi olur-sa, şeytan tırmalıyor ve irademe yenik düşüyorum.

turnuvaları da kumar. Ben senelerdir bu işin içindeyim ve hiç kimsenin zen-gin olduğunu görmedim. Aileler yıkıl-dı, hapishaneye girenler hatta intihar edenler bile var.

çok şey yaşamış biri olarak gençlere öneriniz ne olacak?

Oynadığım dönem boyunca bir şeyi fark ettim; otomatik, oddset veya po-ker gibi kumar oyunlarını en çok oy-nayan Türk ve Arap gençleri. Artık çaresizlikten mi kaynaklanıyor bile-miyorum. Benim tavsiyem bu oyun-lardan uzak dursunlar.

25 senedir Almanya’da çalışıyorum ve elimde hiçbir şey yok. Güzel bir arabam ve evim olabilirdi. Bundan utanıyorum, çünkü çalışıp çabalayıp hiçbir şey kuramadım. Benim neslim-den çoğu kişinin en azından bir daire-si veya evi var, benimse hiçbir şeyim yok. 1990 senesinden farkım yok, hala kirada oturuyorum ve eski, külüstür bir araba sürüyorum.

Sonuç olarak şunu söyleyebilirim, ku-mar oynayan bir kişinin hiçbir zaman hayati güvencesi yoktur.

Bu işin sonu yok! Başladığınızda, ken-dinizi sonu olmayan bir yol içerisinde buluyorsunuz. İstediğin arabaya bine-mez, ev alamaz ve hayatınız boyunca maddi sorunlar yaşarsınız.

uzmanlardan kumar bağımlılığınız ile ilgili yardım istediniz mi?

Yıllardır, hasta değilim diye kendimi kandırdım ve hiçbir zaman yardım al-mayı düşünmedim. Fakat bu röpor-tajdan sonra bağımlı olduğumun daha da farkına vardım. 25 senedir oynuyorum, artık yeter deme zama-nı geldi. Yardım almayı düşüneceğim.

söylemek istediğiniz son bir şey var mı?

Bu röportajı okuyup, bundan dolayı da kumar oynamaktan vazgeçen bi-rileri olursa ne mutlu bana!

Bize zaman ayırdığınız için biz de size çok teşekkür ederiz.

Selim Atasever

Anladığım kadarıyla hayatınızda kumar olduğu için maddi kaybınız çok fazla olmuş. Bu durum ailenizi etkiledi mi?

Etkilemez mi! Ama eşime çok teşek-kür ediyorum. Yıllardır yanımda ve destek olmaya çalışıyor. Çoğu kadın çoktan terk etmişti.

Çok sıkıntı çektik... Kumarda yakla-şık 200.000 Euro para kaybetmişim-dir. O parayla ev alma imkanım var-dı. Çok çalıştım ve o parayı kumarda harcamasaydım, çok rahat bir hayat yaşayabilirdik.

son dönemlerde Oddset pokeri çok revaçta. Bu konuda neler düşüyorsunuz?

Aynısı, hiçbir farkı yok. Kazanırsın ve sevinirsin. Fakat, bir kazanıp, on kez kaybedersen kumar olur bu.

Olan gençlerimize oluyor. Yeni moda oddset pokeri iyi bir şey gibi göste-riyorlar televizyonlarda, fakat poker

32

SAĞlıKlı yaşlanma

Zinde kalmak için aletsiz 3 egsersiz

hasta bakım paraları arttı

Älter werden in AachenHackländerstr. 1, Aachen

Tel.: 0241 / 432-50 28pflegestützpunkt / städteRegion

Zollernstr. 10, 52070 AachenTel.: 0241 / 51 98-50 67

pflegestützpunkt / AOkKarlshof am Markt, Aachen

Tel.: 0241 / 46 41 18pflegestützpunkt / AOkFrankentalstr. 16, Stolberg

Tel.: 02402 / 10 41 25

demenz-servicezentrumRegio Aachen/eifel

Bahnhofstr. 36-38, AlsdorfTel.: 02404 / 94 83 47

demenznetz städteRegion Aachen e. v.

Löhergraben 2, AachenTel.: 0241 / 51 00 21 21

yaşlılık, bunama, yardım ve bakım sigortası gibi

konularda bilgi almak için başvurabileceğiniz yerler:

1 Ocak 2015 tarihinden itibaren evde bakıma ihtiyaç duyan ve bu kişilerin bakımını üstlenen yakınlarına ödenen paralar arttırıldı.

Aachen ve çevresinde bakıma ihtiyaç duyan kişilerin % 75’i evlerinde yaşı-yor ve mümkün olduğunca da bunu sürdürmek ve bir bakım veya yaşlılar yurduna gitmek istemiyorlar.

Yeni çıkarılan yasa ile bu kişilere öde-nen paralarda artış yapıldı. Evde ba-kım, günlük işlerini yaptırabilmek için gerekli olan paralarda yapılan artış ya-nında, bu kişilere bakan yakınlarına da yapılan ödemeler arttı. Hatta bu kişilere senede 6 haftaya kadar tatil yapmaları durumunda, yerlerine bakı-ma ihtiyaç duyan kişiye bakacak kişi-lere yapılan ödemelere de artış geldi.Ayrıca bu kişilerin yaşadıkları ortamları daha uygun hale getirecek tamirat ve düzenlemeler için dahi para yardımı almak mümkün. Aşağıdaki adresler-den daha detaylı bilgi alabilirsiniz.

Her insanın, salonlara ve aletlere bağımlı kalmadan, heryerde kısa sürede yapabi-leceği pratik egzersizler ile günde 30 da-kika harcayarak, formda olarak yaşlılık sürecini ve yaşlılığın getirdiği psikolojik ve fizyolojik sorunları en aza indirme-si mümkündür. Yapmanız gereken bu egzersiz türlerini, alışkanlık halinde ya-şamınızın bir parçası haline getirmeniz.

Güne nasıl başlarsınız? Sizi pozitif yönde motive edecek şeyleri düşünerek yatak-tan kalkın ve günde iki defa 15er daki-kadan şu üç egzersizi yapmaya çalışın.

ısınma-Gerdirme-esnetmeGüne vücudu hazırlamak, gün için-deki küçük sakatlıklardan korunmak için yapılan bir dizi basit hareketlerdir. • Hafif yürüyüş temposuyla başlayıp, yerinde koşu şeklinde 5 dakika sürey-le vücudu ısıtabilirsiniz. • Vücut genel olarak ısındıktan sonra, ayak uçlarından başlayarak, boynu-nuza ve başınıza kadar bütün eklem ve kaslarınızı gerdirip esnetebilirsiniz.• Bütün yapılan egzersizlerde doğru nefes alıp vermenin önemi çok büyük-tür. Gerdirme hareketlerinde nefes alır-ken gerdirip, en az 10 saniye süreyle gergin hali muhafaza ediniz.(Toplam gerdirme süresini 3 dakika olarak kendi-niz ayarlamaya çalışın. Kasları kesinlikle zorlamayın! Daha sonra kası rahatlatıp, diğer kas ve eklemlere geçin. Nefesi ağız-dan tempolu vermeye gayret edin.)

• Nefes alın. Nefesinizi verirken başını-zı omzunuzla birlikte ileri doğru hare-ket ettirin. Bunu yaparken ellerinizle başınızı ya da boynunuzu çekmeden tüm kuvveti karın kaslarınızdan aldı-ğınızdan emin olun. • Vücudunuzun belden yukarısını, kar-nınızda bir yanma hissedecek kadar yerden yükselmesine izin verin. Ör-neğin omuzlarınızı yerden 15-20 cm kadar kaldırmanız sizin için yeterli ola-bilir, ideal olanı siz belirleyin.• Başınızı ve omuzlarınızı tekrar yere koyarak hareketi tamamlayın. • Bu hareketi çok hızlı yapmanız size bir şey kazandırmaz. Nefesinizle uyum-lu şekilde hareketi tekrarlamalısınız veya farklı olarak, iki bacağınızı kal-çadan olabildiğince yukarıya kaldırıp, yere 2 cm kalana kadar nefes alarak indirin. Tekrar nefes vererek yukarıya kaldırın. Tekrar sayısını siz belirleyin. (Toplam egzersiz süresi 3 dakika; 3 set halinde yapın ve her set arasında 30 sa-niye dinlenin.)

Mekik çekme• Yumuşak ve düz bir yere, varsa eg-zersiz minderinize sırt üstü uzanın. • Belinizin altında hiç boşluk kalmaya-na kadar ayaklarınızı kendinize doğru çekin. Ayaklarınızın ucu karşıya bakar durumda ve dizleriniz yaklaşık 90 de-rece bükülü durumda olmalıdır. • Her iki elinizi de başınızın arkasına gö-türün. İki eliniz birbirine değmeyecek şekilde, ellerinizle başınıza hafifçe des-tek olacağınız bir pozisyonda durun.

şınav çekmeŞınav çekerek vücudun 9 farklı kasını aynı anda çalıştırabilirsiniz. Doğru ya-pıldığı taktirde, genel vücut kaslarının sağlıklı ve formda kalmasını sağlayan mükemmel bir egzersizdir.• Şınav çekmek için kollar ve ayak uç-ları üzerinde (yeni başlayanlar için diz-ler üzerinde) duracak şekilde yüzüstü yere uzanılır. El uçları karşıya bakacak şekilde omuz genişliğinde açılır.• Harekete konsantre olun. Burundan nefes alınarak kollar dirseklerden kırı-lır, göğüs ve karın yere değdirilmeden asağıya inilir. Ağızdan tempolu nefes verilerek, kollar tekrar dik hale getirilir.• Kafanın pozisyonu ve gözler yere değil karşıya bakmalıdır. Tekrar sayısı önemli değildir. Hareketi doğru yap-manız önemlidir. Zamanla gücünüzle birlikte tekrar sayısı kendiliğinden ar-tacaktır. (Toplam egzersiz süresi 3 daki-kadır, üç set halinde yapınız ve her set arasında 30 saniye dinlenin.)

Hasan Erdal

33

önCe sağlık

niçin şeker hastası oluruz?

Şeker hastalığı kandaki şeker oranı-nın yükselmesi olarak açıklanabilir. Vücudumuzda midenin arka kısmın-da pankreas adında bir bez bulunur. Bu bez kan şekerini düzenleyen hor-monlar salgılar. Bu hormonlardan biri insülindir. İnsülinin salgılanamaması ya da etkisiz kalması sonucu hücrenin enerjisini karşılamak gibi çok önemli bir görevi olan şeker (glukoz) hücre-ye giremez. Hücreye giremeyen bu şeker kanda birikir. Kanda normalde bulunması gereken miktardan daha fazla bulunur. Bu da bütün hücrelere zarar verir. Şeker hastalığı aileden ge-len (kalıtsal) veya çevresel faktörlere bağlı olarak ortaya çıkabilir.

Hastalığın belirtileri nelerdir?

Çok fazla su içme isteği, iştahın açılması ve fazla yemek yeme, sık idrara çıkmak, ciltte kuruma, sürekli halsizlik ve yor-gunluk, çabuk yorulmak, yaraların geç iyileşmesi gibi belirtileri vardır.

şeker hastalarında hangi hastalıklar veya rahatsızlıklar görülebilir?

Başta kalp, beyin, böbrek gibi haya-ti işlev gören organlarda olmak üze-re, ayaklarda ve gözlerde tahribat ve doku hasarı meydana getirir. Glukoz miktarı çok arttığında idrarla kayıp olur ve günlük atılan idrar miktarı artar.

Dr. Murat KopukPsychosomatische Medizin

Ameos Klinikum Inntal

azalır. Başlama yaşı 20’den küçüktür. İnsülin üretilemez veya az üretilir. Has-talarda aşikar kilo kaybı vardır.

Tip 2 şeker hastalığıBu tip şeker hastalığında sorun, insüli-nin eksikliğinden ziyade insülinin etki gösterememesidir. İnsülinin bağlan-ma yerinde sorun vardır ya da bağlan-ma yeri sayısı azdır. Tip 1’e oranla çok daha fazla görülen bu hastalık yetiş-kinlerde görülür. Başlama yaşı genel-de 40 lı yaşlardan sonradır. Bu neden-le erişkin tipi diabet de denir. Obesite önemli bir risk faktörüdür.

Şeker Hastalığı (Diabet) Nedir?

Çeşitleri nelerdir?

Damarlarda hasar sonucu yeterli mik-tarda kan dokulara gidemezse kalp krizi, felç, böbrek hastalıkları, körlük, ekstremitelerde kangren, görme bo-zukluğu riski artar. Ayrıca bu damar-lardaki hasar sonucu damar tıkanık-lığı, böbreklerdeki hasar sonucu da hipertansiyon meydana gelir.

Glukoz kullanılamadığı için vücut, yağları ve proteinleri kullanmaya baş-layacaktır. Bu yüzden hem kilo kaybı hem de vücutta asit fazlalığı ortaya çıkar ve hasta ölümle sonuçlanabile-cek şeker komasına girebilir.

şeker hastalığı çeşitleri nelerdir?

Genel olarak iki tip şeker hastalığı var-dır. Bu sınıflama nedenlerine ve baş-langıç yaşına göre yapılır.

Tip 1 şeker hastalığıPankreasta insülin yapan beta hüc-relerin hasarlanması ya da insülin ya-pımını engelleyecek hastalıklar ne-deniyle Tip 1 Diabet ortaya çıkar. Hastalığın ortaya çıkması çocukluk veya erken erişkinlik döneminde olur.

Önemli üç tane bulgusu mevcuttur: 1. Kandaki glukoz miktarı artar, 2. Kara-ciğerde enerji ve kolesterol yapımı için yağ kullanımı artar, 3. Vücut proteinleri

•Hasta kişilere yakın olmayın. Öksüren, burnu akan ziyaretçileri kabul etmeyin.•Bol sıvı için, taze meyve-sebze yiyin. Sağlıklılığınızı devam ettirmek için ye-diğinize, içtiğinize dikkat edin.•Mevsim yiyecekleri yemeye özen gös-terin. Tüm sene aynı yiyecekleri yeme-ğe çalışmak yerine mevsiminde bol olan, o bölgede kolaylıkla yetişen mey-ve-sebzeleri yemek daha doğrudur.

•Kalabalık, kapalı alanlarda vakit ge-çirmek yerine açık havada olma im-kânlarını zorlayın. Yazın olduğu kadar dışarıda koşup oynamak, kışın kolay olmasa da vakit geçirmek, eğlenmek için karı, yağmuru da kullanabilirsiniz.•Kış ishallerine dikkat edin. Viral et-kenler bu mevsimde de sık ve kolay bulaşan mide bağırsak enfeksiyonla-rına yol açar. Her zamanki gibi temiz-lik kurallarına uymak önemlidir. Ha-zırlanışına güvenmediğiniz gıdaları yemeyin, yedirmeyin. Ortak kullanım eşyalarını kullanırken temizliğe mak-simum özen gösterin.

kimlerde hastalığın görülme ihtimali daha fazladır?

Şeker hastalarının çoğunda erişkin tipi diabet (Tip 2 Diabet) görülür. Bu has-talığa yakalanma risk faktörleri şun-lardır: Ailesinde şeker hastası olanlar, fazla kilolu insanlar (bunu beden kütle indeksi (BKİ) ile anlayabiliriz. BKİ’si 25’in üzerinde olan kişiler risk altındadır), ha-reketsiz bir yaşam tarzı sürenler, yaş ilerledikçe hastalık riski artar.

Bütün bu faktörlerle birlikte yağları vücudun bel bölgesinde toplananlar (şişman olmasalar bile); bel çevresi er-keklerde 102 cm.’i, kadınlarda 88 cm.’i geçenler risk altındadır. Buna yakın değerleri olanlar ise dikkat etmelidir.

Hastalık tanısı nasıl konulur?

Tanı için idrar ve kanda çeşitli kimya-sal testler yapılır. Bunlar, idrarda şeker bulunması, açlık kan şekeri düzeyi ve glukoz toleransını anlamak için yapı-lan testlerdir.

Sizlerde yukarıda tarif ettiğimiz belirtiler-den eğer birkaçı var ise en kısa sürede bir doktora gitmenizi ve uygulaması çok ba-sit olan açlık kan şekerinizi ölçtürmenizi tavsiye ediyoruz. Bir sonraki sayıda yine ilginizi çekecek farklı bir konuyla karşı-nıza çıkabilmek dileğiyle sağlıcakla kalın.

Sağlık İçin Kış Önerileri

34

çözÜmler SAYfASı

12 BulMACA sAyFAsı

30 sudOku sAyFAsı

22 BilMeCe sAyFAsı

168753942

593642781

472981356

685419237

217836594

349275618

936128475

824597163

751364829

06010016200

154876239

928534176

376192548

492651783

861327495

537489612

713268954

645913827

289745361

06010016201

143982576

269754138

857163924

638495217

524317869

791628453

385246791

972831645

416579382

06010016202

684127539

315489627

297536418

451793862

829614753

736258941

173945286

568372194

942861375

06010016203

324759618

716483952

985612743

269871534

853946127

471235896

638594271

547128369

192367485

06010015000

624971385

137584692

985263417

562319874

419728536

873456921

748692153

296135748

351847269

06010015001

357924186

916738452

842165793

571289634

469573821

283416579

198652347

734891265

625347918

06010015002

169583724

347962185

852147396

695378412

231694857

784251963

973826541

516439278

428715639

06010015003

659743281

723581946

841296357

476139825

392658714

185427639

934875162

517362498

268914573

06010014503

958276431

641398527

273145698

529687143

387914256

164532879

732461985

815729364

496853712

06010014502

387256149

245981673

619734528

962875431

734169285

158342796

471598362

593627814

826413957

06010014501

851649372

264375819

739218645

642951738

175483926

398762451

916537284

523894167

487126593

06010014500

Bizim Aachen dergisi Reklam / ilan Fiyatları *

1.000 €600 €350 €250 €200 €150 €120 €

900 €540 €315 €225 €180 €135 €108 €

750 €450 €262 €187 €150 €112 €

90 €

Arka Kapak 1/1 Sayfa1/2 Sayfa1/3 Sayfa1/4 Sayfa1/6 Sayfa1/8 Sayfa

1 kez 3 kez 6 kez

* Bütün fiyatlar baskıya hazır haldeki reklamlar içindir ve üstüne yasal geçerli vergi (% 19 MwSt.) eklenir.

(% 10 indirim) (% 25 indirim)

TAnıTıM: Firma, işyeri, hizmet veya ürün tanıtımları (bir kez olmak kaydıyla) 1 veya 1/2 sayfa olarak (yukarıdaki fi-yatlarla) yapılır. Bize göndereceğiniz yazı, logo, resimler ve iletişim bilgilerinizle (Telefon, faks, E-Mail, internet vb.) sizin için sayfa tasarımını ücretsiz yapıyoruz. Daha fazla bilgi için bizi arayabilirsiniz.

Matematik ödevi A=2; B=8; C=4; D=3; E=6; F=12; G=9; H=5; K=10; L=1; M=0.

üçgen işlemi / 2 / 4, 18 / 7 / 15, 4 / 5 / 23, 1 /(ve tekrar 2)

Ortadaki sayılar

42 : 21 - 19

72 : 36 - 34

12 + 48 + 12

50 - 10 x 4

9 x 8 + 64

14 + 2 x 8

5 x 13 + 52

2 x 11 x 17 = 374

x x x

18 x 5 x 12 = 1080

x x x

20 x 14 x 8 = 2240

= = =

720 770 1632

çarpma işlemleri

kibrit çöpü sorusu6 + 2 = 12 - 4

3 x 5 = 19 - 4 11 + 9- 6 = 2 x 796 : 4 = 2 x 3 x 4

dört işlemle eşitlik

Ortak harflerönCÜ önEMönDERönLEMönLÜK

şuT şuBEşuRAşuURşuRUP

döRT döKÜMdöNERdöNÜŞdöVİZ

pAsO pAsAJpAsTApAsPASpAsTIRMA

vAAT vADİvALİvAGONvAPUR

sATEN sATIŞsATÜRNsATILIKsATRANÇ

Resimdekiler ne olabilir? a) Jaluzi, b) Mandal, c) Nar, d) USB Bellek, e) Fermuar

SCHNELLUNKOMPLIZIERTPROFESSIONELLINDIVIDUELL

NACHHILFE......die HILFT!

www.nachhilfezentrum-aachen.de

NACHHILFE...

alle Fächer

alle Klassen

alle Schulformen

TAG DER

OFFENEN TÜR

Samstag,

von 10.00-17.00 Uhr

Peterstr. 81/83 • 52062 Aachen

0241/46829014

NachhilfezentrumAachen

* gilt nur im ersten Monat bei Anmeldung am Veranstaltungstag (7.02.2015).

Keine Anmeldegebühr.

Jetzt nur

49,-*

7.02.2015

SCHNELLUNKOMPLIZIERTPROFESSIONELLINDIVIDUELL

NACHHILFE......die HILFT!

www.nachhilfezentrum-aachen.de

NACHHILFE...

alle Fächer

alle Klassen

alle Schulformen

TAG DER

OFFENEN TÜR

Samstag,

von 10.00-17.00 Uhr

Peterstr. 81/83 • 52062 Aachen

0241/46829014

NachhilfezentrumAachen

* gilt nur im ersten Monat bei Anmeldung am Veranstaltungstag (7.02.2015).

Keine Anmeldegebühr.

Jetzt nur

49,-*

7.02.2015

Von der Grundschule...

...bis zum Abitur

Kleingruppen, 2-5 Schüler

Geschulte Lehrkräfte

Individueller Förderunterricht in der GruppeIndividuelle Förderung im EinzelunterrichtPrüfungsvorbereitungenFerienkurse

Für bessere Zeugnisnoten

NachhilfezentrumAachen

...bis zum Abitur

Individueller Förderunterricht in der GruppeIndividuelle Förderung im Einzelunterricht

Zeugnisnoten

12

Beginn 11.00 uhr

Ende12.30 Uhr

Mit einem

Vortrag über

Weiterführende

Schulen

Was können Eltern heutzutage von unseren Schulen erwarten?

Hilfestellungen zu Fragen der Schulauswahl.

Mit anschließender Frage - und Diskussionsrunde.

Den Vortrag hält Johannes Papst 1. Vorsitzender der Landeselternschaft der Realschulen in NRW.

In Zusammenarbeit mit EUROTÜRK Deutsch-Türkische Gesellschaft e.V.

Bildung und Teilhabe:Staatliche Förderung

möglich!Wir bieten Hilfe beim

Ausfüllen der Anträge.

SCHNELLUNKOMPLIZIERTPROFESSIONELLINDIVIDUELL

www.nachhilfezentrum-aachen.de

alle Fächer

alle Klassen

JETZT AUCH IN...

...GEILENKIRCHEN

Konrad-Adenauerstr. 156, 1.OG • 52511 Geilenkirchen

alle Schulformen

Konrad-Adenauerstr. 156 52511 Geilenkirchen

02451/9061184

NachhilfezentrumGeilenkirchen

Neu-

eröffnungs-

aktion

vom 2.02.2015

bis 11.02.2015

* gilt nur im ersten Monat bei Anmeldung im Aktionszeitraum

vom 2.02.2015 bis11.02.2015

Keine Anmeldegebühr.

Jetzt nur

49,-*

Beratungszeiten von 9.00-12.00 uhr

sowie nach vereinbarung

JETZT AUCH IN

GEILENKIRCHEN

pIzzERIApONTpASCHA

AB 4,00 € GROSSE STUDENTENPIzzEN

ImmER dauer- & menüANGEBOTE

PONTSTRASSE 114-116, 52062 AACHEN, TEL.: 0241 / 40 25 57ÖFFNUNGSzEITEN: SO.-DO. 11:00-01:00, FR. & SA. 11:00-03:00

www.pontpascha.de

türkisch - italienische küche

GRıll • ResTAuRAnT • CAFé

zengin salata çeşitleri Taşfırın‘da pizza çeşitleri

Roermonder Strasse 33552072 Aachen-Laurensberg

Telefon: 0241 / 170 11www.marmarisgrill.de

Tereyağlı baklava Taşfırın‘da künefe

zengin mutfağımız ve güleryüzlü personelimizle siz sayın müşterilerimizin her zaman hizmetinizdeyiz!

Mangalda ağzınıza layık taze balık ve kebap çeşitleri

Taşfırın‘da pide ve lahmacun

Ücretsiz Otopark

Çocuk Oyun Alanı

Şark Köşesi

Şelale

süt danası ve hindi döner Meşhur dövme yayık ayran

Özel toplantı ve eğlencelerinizi kutlayabileceğiniz 80 kişilik özel bölümümüz mevcuttur.

Tüm etlerimiz helal kesimdir!