27
1 ÖĞRETİM İLKE VE YÖNTEMLERİ BİLGİ NOTU Dr. Oğuz ÇETİN Bölüm I – Öğretim İlkeleri Öğretim ilkeleri; öğretim stratejisinin-yönteminin ve tekniğinin seçiminde ve kullanılmasında rehber niteliği taşır. Öğretim, bu ilkelere göre gerçekleştirilir. 1-Öğrenciye /Çocuğa Görelik (Düzeye Uygunluk) Öğrenciye görelik, öğrencinin tüm ilgi-ihtiyaç ve yeteneklerinin, fizyolojik – psikolojik ihtiyaçlarının dikkate alınarak öğretimin gerçekleştirilmesi demektir. Not: Çağdaş yaklaşımlarda öğrenciye görelik hazır bulunuşluğun dikkate alınarak öğretimin bireyselleştirilmesi olarak da ifade edilir. 2-Etkin Kalıtım (Aktivite-Aktiflik) Çağdaş eğitim anlayışlarına göre öğrenci ne kadar çok duyu organı ile öğrenme sürecine katılırsa öğrenme o derece etkili ve kalıcı olmaktadır. Not: Etkin katılım yaparak – yaşayarak öğrenmeye temel teşkil eder. Okuyarak öğrenme % 20 İşiterek öğrenme % 30 Görerek öğrenme % 40 Hem görerek hem de işiterek öğrenme % 50 Hem görüp hem işitip hem de söyleyerek öğrenme % 80 Görüp-işitip-dokunup-söyleyerek öğrenme % 90 Kaynak: Özcan Demirel , Öğrenme Sanatı – Pegema Yay. – Ankara , 2006 3-Yaşama Yakınlık (Hayatilik) Öğretmenin temel ilkelerinden biri de yaşamda uygulanabilirliğidir. Bilgi ve becerilerin gerçek yaşamda kullanılmasını sağlayacak kazanımlar da öğrenciye aktarılır. Not: John Dewey “Eğitim yaşama hazırlıktan öte yaşamın ta kendisidir” diyerek hayatilik ilkesine vurgu yapmıştır. Yaşama yakınlık; somuttan soyuta, bilinenden bilinmeyene ve yakından uzağa gibi ilkelerin ve açıklık ilkesinin temelini oluşturur. 4-Somuttan Soyuta Somut olanı öğrenmek kolaydır. Özellikle ilköğretimin ilk kademesinde öğretimde somut eşyalar, nesneler ve öğretim materyalleri kullanılmalıdır. Gerçek materyallerin kullanılamadığı durumlarda görsel –işitsel araçlar ve bilgisayar teknolojisi bu ilkenin uygulanmasını sağlamaktadır. Somuttan soyuta ilkesi, araç gereçlerden yararlanılarak yapılabildiği gibi soyut kavramların somutlaştırılması ile de gerçekleştirilebilir. 5- Bilinenden Bilinmeyene Öğretme sürecinin planlanması ve uygulanması esnasında öğrencinin önceki öğrenme yaşantılarında elde ettiği bilgi ve deneyimler dikkate alınmalı, yeni bilgi ve deneyimler mevcutların üzerine inşa edilerek öğretim gerçekleştirilmelidir. Not: Ausubel ‘Anlamlı Öğrenme’ de yeni bilgilerin, eski sistemlerin içine yerleştirildiğinde öğrenmenin kalıcı olduğunu savunmaktır. 6- Aktüalite (Güncellik) İlkesi Öğretilecek konuların güncel olaylar ve sorunlarla ilişkilendirilerek aktarılması bu ilkeye uygun davranıldığını gösterir. 7-Yakından Uzağa Öğretimin, öğrenciye en yakın fiziksel çevre (yaşanılan yer) sosyal çevre (yaşayış) ve zaman (yaşadığı zaman) dan başlanılarak düzenlenmesi öğrenmeyi daha kolay gerçekleştirecektir. Yakın zamandan uzak zamana Yakın fiziksel çevreden uzak fiziksel çevreye (mahalle, kent, ülke, dünya) Yakın sosyal çevreden uzak sosyal çevreye (Aile, sülale, toplum) 8-Ekonomiklik (Tasarruf) İlkesi Ekonomiklik ilkesi öğretimin en az emek, en az zaman ve en az enerji sarf edilerek en yüksek verimin alınması ile ilgilidir. Bu ilkede amaç “bir taşla iki kuş vurmak” tır. Not: Öğretimde doğru bir planlama ekonomiklik ilkesinin etkinliğini arttırır. 9-Açıklık (Ayanilik) Açıklık, öğretmenin iletişim sürecinde, dersi işlerken ve değerlendirme yaparken (sınavlarda)kullandığı dilin anlaşılır, açık, net ve anlamlı olması demektir. Açıklığı arttırmak için öğrenmeyi kolaylaştıran materyaller, görsel-işitsel araç ve gereçler kullanılabilir. Not: Kullanılan dilin açık ve anlaşılır olması yaşama yakınlık somut eşyalar ve öğretim materyallerinin kullanılması da somuttan soyuta ilkelerini gerektirir. 10-Bütünlük Bu ilkeye göre çocuk bedensel ve duygu, düşünce, irade gibi ruhsal kuvvetler bakımından bir bütün olarak ele alınmalı, her yönüyle dengeli biçimde eğitilmelidir. Not: Kerschen Steiner tarafından ortaya atılan bu ilkeye göre bilgilerin birbirine bağlı ve birbirini tamamlar şekilde sunulması gerekir.(ilkenin ikinci-yan anlamı) 11-Sosyallik (Otoriteye İtaat ve Özgürlük) İki boyutu olan bir ilkedir: Toplumsal boyutu ile otoriteye itaat, kendi kararlarını verebilme yeterliliği boyutuyla da özgürlük anlamına gelir. 12-Bilgi ve Becerinin Güvence Altına Alınması Değişmeyen, evrensel bilginin sonraki kuşaklara aktarılması bilgi ve becerinin güvence altına alınması ile sağlanır. Not: Günümüzde bilgiye ulaşmak onu depolamaktan daha önemli hale gelmiş, bu ilkenin de önemi azalmıştır. 13-Tümdengelim Öğretilecek konunun bütünden parçaya, genelden özele evrenden bireye doğru verilmesidir. 14-Transfer Elde edilen bilginin başka bir problemi ya da sorunu çözerken kullanılmasıdır. Not: Daha önce öğrenilen bilginin yeni bir durumda kullanılması transfer ilkesi ile ilgilidir. Bu yönüyle ‘bilinenden bilinmeyene’ ilkesi ile çakışmaktadır. 15-Basitten Karmaşığa (Kolaydan Zora) İçerik hazırlarken verilecek bilgilerin, örneklerin basitten karmaşığa, kolaydan zora doğru sunulmasıdır. Araç gereç kullanımı; Konunun anlaşılır, açık hale gelmesi içinse AÇIKLIK, konunun görerek öğrenilmesi ve somutlaştırılması içinse SOMUTTAN SOYUTA Yaşamdan örnekler; Konunun anlaşılır, açık hale gelmesi içinse AÇIKLIK, yaşamda kullanılır ve yararlanılabilir olduğu içinse YAŞAMA YAKINLIK Mevcut bilgi-beceri; Üzerine yeni bilgiler konulması yönüyle BİLİNENDEN BİLİNMEYENE, Bilginin yakın çevreye dair olduğu vurgulanmışsa YAKINDAN UZAĞA

Bölüm I – Öğretim İlkelerioguzcetin.gen.tr/wp-content/uploads/2016/01/oyt_tumu.pdf · 2 ÖĞretİm İlke ve yÖntemlerİ bİlgİ notu dr. oğuz Çetİn

Embed Size (px)

Citation preview

1 ÖĞRETİM İLKE VE YÖNTEMLERİ BİLGİ NOTU Dr. Oğuz ÇETİN

Bölüm I – Öğretim İlkeleri

Öğretim ilkeleri; öğretim stratejisinin-yönteminin ve tekniğinin seçiminde ve kullanılmasında rehber niteliği taşır. Öğretim, bu ilkelere göre gerçekleştirilir.

1-Öğrenciye /Çocuğa Görelik (Düzeye Uygunluk)

Öğrenciye görelik, öğrencinin tüm ilgi-ihtiyaç ve yeteneklerinin, fizyolojik – psikolojik ihtiyaçlarının dikkate alınarak öğretimin gerçekleştirilmesi demektir.

Not: Çağdaş yaklaşımlarda öğrenciye görelik hazır bulunuşluğun dikkate alınarak öğretimin bireyselleştirilmesi olarak da ifade edilir.

2-Etkin Kalıtım (Aktivite-Aktiflik)

Çağdaş eğitim anlayışlarına göre öğrenci ne kadar çok duyu organı ile öğrenme sürecine katılırsa öğrenme o derece etkili ve kalıcı olmaktadır.

Not: Etkin katılım yaparak – yaşayarak öğrenmeye temel teşkil eder.

Okuyarak öğrenme % 20

İşiterek öğrenme % 30

Görerek öğrenme % 40

Hem görerek hem de işiterek öğrenme % 50

Hem görüp hem işitip hem de söyleyerek öğrenme % 80

Görüp-işitip-dokunup-söyleyerek öğrenme % 90

Kaynak: Özcan Demirel , Öğrenme Sanatı – Pegema Yay. – Ankara , 2006

3-Yaşama Yakınlık (Hayatilik)

Öğretmenin temel ilkelerinden biri de yaşamda uygulanabilirliğidir. Bilgi ve becerilerin gerçek yaşamda kullanılmasını sağlayacak kazanımlar da öğrenciye aktarılır.

Not: John Dewey “Eğitim yaşama hazırlıktan öte yaşamın ta kendisidir” diyerek hayatilik ilkesine vurgu yapmıştır. Yaşama yakınlık; somuttan soyuta, bilinenden bilinmeyene ve yakından uzağa gibi ilkelerin ve açıklık ilkesinin temelini oluşturur.

4-Somuttan Soyuta

Somut olanı öğrenmek kolaydır. Özellikle ilköğretimin ilk kademesinde öğretimde somut eşyalar, nesneler ve öğretim materyalleri kullanılmalıdır. Gerçek materyallerin kullanılamadığı durumlarda görsel –işitsel araçlar ve bilgisayar teknolojisi bu ilkenin uygulanmasını sağlamaktadır.

Somuttan soyuta ilkesi, araç gereçlerden yararlanılarak yapılabildiği gibi soyut kavramların somutlaştırılması ile de gerçekleştirilebilir.

5- Bilinenden Bilinmeyene

Öğretme sürecinin planlanması ve uygulanması esnasında öğrencinin önceki öğrenme yaşantılarında elde ettiği bilgi ve deneyimler dikkate alınmalı, yeni bilgi ve deneyimler mevcutların üzerine inşa edilerek öğretim gerçekleştirilmelidir.

Not: Ausubel ‘Anlamlı Öğrenme’ de yeni bilgilerin, eski sistemlerin içine yerleştirildiğinde öğrenmenin kalıcı olduğunu savunmaktır.

6- Aktüalite (Güncellik) İlkesi

Öğretilecek konuların güncel olaylar ve sorunlarla ilişkilendirilerek aktarılması bu ilkeye uygun davranıldığını gösterir.

7-Yakından Uzağa

Öğretimin, öğrenciye en yakın fiziksel çevre (yaşanılan yer) sosyal çevre (yaşayış) ve zaman (yaşadığı zaman) dan başlanılarak düzenlenmesi öğrenmeyi daha kolay gerçekleştirecektir.

Yakın zamandan uzak zamana

Yakın fiziksel çevreden uzak fiziksel çevreye (mahalle, kent, ülke, dünya)

Yakın sosyal çevreden uzak sosyal çevreye (Aile, sülale, toplum)

8-Ekonomiklik (Tasarruf) İlkesi

Ekonomiklik ilkesi öğretimin en az emek, en az zaman ve en az enerji sarf edilerek en yüksek verimin alınması ile ilgilidir. Bu ilkede amaç “bir taşla iki kuş vurmak” tır.

Not: Öğretimde doğru bir planlama ekonomiklik ilkesinin etkinliğini arttırır.

9-Açıklık (Ayanilik)

Açıklık, öğretmenin iletişim sürecinde, dersi işlerken ve değerlendirme yaparken (sınavlarda)kullandığı dilin anlaşılır, açık, net ve anlamlı olması demektir. Açıklığı arttırmak için öğrenmeyi kolaylaştıran materyaller, görsel-işitsel araç ve gereçler kullanılabilir.

Not: Kullanılan dilin açık ve anlaşılır olması yaşama yakınlık somut eşyalar ve öğretim materyallerinin kullanılması da somuttan soyuta ilkelerini gerektirir.

10-Bütünlük

Bu ilkeye göre çocuk bedensel ve duygu, düşünce, irade gibi ruhsal kuvvetler bakımından bir bütün olarak ele alınmalı, her yönüyle dengeli biçimde eğitilmelidir.

Not: Kerschen Steiner tarafından ortaya atılan bu ilkeye göre bilgilerin birbirine bağlı ve birbirini tamamlar şekilde sunulması gerekir.(ilkenin ikinci-yan anlamı)

11-Sosyallik (Otoriteye İtaat ve Özgürlük)

İki boyutu olan bir ilkedir:

Toplumsal boyutu ile otoriteye itaat, kendi kararlarını verebilme yeterliliği boyutuyla da özgürlük anlamına gelir.

12-Bilgi ve Becerinin Güvence Altına Alınması

Değişmeyen, evrensel bilginin sonraki kuşaklara aktarılması bilgi ve becerinin güvence altına alınması ile sağlanır.

Not: Günümüzde bilgiye ulaşmak onu depolamaktan daha önemli hale gelmiş, bu ilkenin de önemi azalmıştır.

13-Tümdengelim

Öğretilecek konunun bütünden parçaya, genelden özele evrenden bireye doğru verilmesidir.

14-Transfer

Elde edilen bilginin başka bir problemi ya da sorunu çözerken kullanılmasıdır.

Not: Daha önce öğrenilen bilginin yeni bir durumda kullanılması transfer ilkesi ile ilgilidir. Bu yönüyle ‘bilinenden bilinmeyene’ ilkesi ile çakışmaktadır.

15-Basitten Karmaşığa (Kolaydan Zora)

İçerik hazırlarken verilecek bilgilerin, örneklerin basitten karmaşığa, kolaydan zora doğru sunulmasıdır.

Araç gereç kullanımı; Konunun anlaşılır, açık hale gelmesi içinse AÇIKLIK, konunun görerek öğrenilmesi ve somutlaştırılması içinse SOMUTTAN SOYUTA

Yaşamdan örnekler; Konunun anlaşılır, açık hale gelmesi içinse AÇIKLIK, yaşamda kullanılır ve yararlanılabilir olduğu içinse YAŞAMA YAKINLIK

Mevcut bilgi-beceri; Üzerine yeni bilgiler konulması yönüyle BİLİNENDEN BİLİNMEYENE, Bilginin yakın çevreye dair olduğu vurgulanmışsa YAKINDAN UZAĞA

2 ÖĞRETİM İLKE VE YÖNTEMLERİ BİLGİ NOTU Dr. Oğuz ÇETİN

Bölüm II – Öğretim Kuram ve Modelleri

ÖĞRETME-ÖĞRENME SÜRECİ İLE İLGİLİ TEMEL KAVRAMLAR

Öğretme - Öğrenme Kuramları (Modelleri): Öğrenme – öğretme etkinliklerine yön veren temel felsefe ya da bakış açısıdır.

Öğretim Stratejisi (Yaklaşımı) :Hedefe ulaşmak için seçilen en genel yol ya da yollar bütünüdür.

Öğretim Yöntemi (Öğrenme Yolları) : Hedefe ulaşmak için seçilen en kısa ya da en düzenli yoldur.

Öğretim Tekniği (Uygulama Biçimi) :Hedefe ulaşmak için seçilen yöntemi uygulamaya koyma biçimidir.

OKULDA ÖĞRENME MODELİ (Carroll)

Carroll “ 1963 yılında “Okul Öğrenimine İlişkin Bir Model” başlıklı makalesinde her öğrenciye gereksinim duyduğu ek zaman olanağı verildiğinde tüm öğrencilerin belirlenen öğrenme düzeyine ulaşabileceğini savunmuştur.

Carroll’a göre her öğrenci aynı düzeyde öğrenebilir fakat hızlı ve yavaş öğrenen öğrenciler vardır. Öğrenmede belirleyici olan değişken zamandır. Carroll’un “Okulda öğrenme modeli” Bloom’un “Tam öğrenme modeli” ve Slavin’in “Etkili öğrenme modeli”ne esin kaynağı olmuştur.

Kaliteli öğretim, yetenek, fırsat ve sebat önemli değişkenleridir.

TAM ÖĞRENME MODELİ (Bloom)

Bloom tarafından ortaya atılan “Tam öğrenme modeli”, okuldaki başarıya %90’ a çıkaran bir öğretim sürecini gerektirir.(Alt limit %70).

Tam öğrenme modeline göre işin başında olumlu öğrenme koşulları sağlanmış ise (hazır bulunuşluk düzeylerine uygun öğretim hizmeti, ihtiyaç duyulan zaman) herhangi bir kişinin öğrenebileceği her şeyi herkes öğrenebilir

Konuların küçük birimlere ayrılarak aşamalı öğretimi söz konusudur. Yani, bir birim öğrenme gerçekleşmeden bir diğerine geçilmez. Eksikliklerle ilgili gruba ek öğretim yapılır.

Değişkenleri:

Öğrenci niteliği

Bilişsel giriş davranışları: Bilişsel alan düzeyi, hazır bulunuşluk düzeyi, öğrenme stilleri

Duyuşsal giriş özellikleri: Derse karşı ilgi, okula karşı tutum, öğretmene karşı tutum, kendi ile ilgili tutumları

Tüm öğrencilerin bilişsel ve duyuşsal giriş özellikleri istenilen düzeye getirilirse kaliteli, nitelikli bir öğretim ile tam öğrenme gerçekleşebilir.

Öğretim hizmetlerinin niteliği

(Kaliteli öğretim için ipucu, pekiştireç, katılım, dönüt-düzeltme değişkenleri)

Nitelikli öğretim için ise yerinde ve zamanında ipucu, pekiştireç, dönüt ve düzeltme kullanılmalı, öğrencinin katılımı sağlanmalıdır.

Öğrenme ürünleri

(Bilişsel başarı, öğrenme hızı, değişen duyuşsal özellikler ve beceriler) Öğrenmelerin düzeyi, öğrencinin başarısıyla belirlenir. Yani öğretimin sonunda öğrenme hızındaki artış, gelişen duyuşsal özellikler ve beceriler, bilişsel başarı öğrenme ürünlerini oluşturur ve öğrenme ürünü de tam öğrenmenin gerçekleşip gerçekleşmediğinin göstergesidir.

Tam öğrenme modelinde tüm öğrencilerin öğrenebileceği gerekli zaman verilir. Bunun en önemli sınırlılığı hızlı öğrenen öğrencinin diğerlerini beklemek durumunda kalmasıdır.

ETKİLİ ÖĞRETİM MODELİ (Slavin)

Slavin’in etkili öğretim modeli öğrenme düzeyini etkileyen değişkenlerin çözümlenmesi yoluyla öğrenme başarısının artırılabileceği varsayımına dayanır.

Öğretim niteliği, öğretim düzeyine uygun hale getirme, güdülenme ve zaman önemli değişkenleridir.

Not: Carroll ve Slavin’in modelleri birbirine benzemektedir. Her iki modelin ortak varsayımı öğrenme düzeyinin öğretimini düzenlenmesiyle artırılabilir olduğudur.

YAPILANDIRMACILIK (YAPISALCILIK / KURMACILIK / İNŞACILIK/

OLUŞTUMACILIK / CONSTRUCTIVISM) (Piaget)

Öğrencilerin belli bir konuda bir anlayış yaratmak için kendi deneyimlerini kullandıkları bir öğrenme yaklaşımıdır. Öğretmen ise, öğrenenlerin bilgiyi anlamlı bir biçimde yapılandırmasına rehberlik eden kişi olarak kabul edilir.

Öğretimden çok bilgiyi öğrenmeyle ilgili bir kuramdır. Bilginin transferi ve yeniden yapılanması söz konusudur. Bilgi konu alanlarına bağlı olarak değil, bireylerin yarattığı ve ifade ettiği şekilde yapılandırılarak var olur. Bu yüzden bilgi, deneysel, sübjektif ve bireyseldir.

Bilgi, evrensel ‘gerçekler takımı’ olarak değil işleyen hipotezler olarak görülür ve bilginin mutlak anlamda doğru olamayacağı düşünülür.

Yapılandırmacılık, öğrencilere bir takım bilgi ve becerilerin kazandırılması gerektiği görüşünü inkâr etmez. Fakat eğitimde bireylerin daha çok düşünmeyi, anlamayı, kendi öğrenmelerinden sorumlu olmayı ve kendi davranışlarını

3 ÖĞRETİM İLKE VE YÖNTEMLERİ BİLGİ NOTU Dr. Oğuz ÇETİN

kontrol etmeyi öğrenmeleri gerektiğini vurgular. Dolayısıyla yapılandırmacı kuramın temelinde başkalarının bilgilerini yine kendilerinin yapılandırması gerektiği görüşü yatar.

Vico tarafından ortaya atılmıştır. Kant, Hegel, Dewey, Kelly, Vygotsky, Bruner, Ausubel ve Piaget önemli katkılar getirmişlerdir.

Piaget’nin zihinsel gelişim kuramı üzerine kurulmuştur.

Öğrenme-öğretme süreci bağlamında öğrenmeleri değerlendirme (süreç değerlendirmesi) yapılır.

Öğretmenin öğretmekle değil, öğrencilerin öğrenmelerini sağlamakla görevli olduğu düşüncesi hâkimdir.

Yapılandırmacılıkta Bilgi Edinme Kaynakları:

i) Uzun süreli bellekten edinilen bilgi (Önceden zihinsel olarak yapılandırdığı bilgi)

ii) Birincil bilgi kaynakları (kendi yaşantısıyla gözlemlediği, deneyimler yaşayarak bu süreçte elde ettiği bilgi)

iii) İkincil bilgi kaynakları (öğretim sürecinde sunulan ve başkaları tarafından hazırlanmış bilgiler… Kitap, öğretmen, internet vs.)

Not: Yapılandırmacılıkta genellikle birincil (daha önce yapılandırılmamış /yorumlanmamış) kaynaklardan yararlanılır.

Doğrudan bilgi edinme fırsatı tanıyan gözlemler ve görüşmeler birincil veri kaynaklarıdır. Ancak birileri bu görüşmeleri analiz edip yorumlamış ve sunmuş ve öğrenci de o bilgi yapısına ulaşmış ise bu ikincil veri kaynağı olmaktadır.

Yapılandırmacı Yaklaşım Türleri

Bilişsel Yapılandırmacılık: Bilginin nasıl oluşturulduğunu anlamada Piaget’in zihinsel gelişim kuramını kullanır. Öğrenme Piaget’in ortaya attığı özümleme, düzenleme ve bilişsel denge ilkeleri ile açıklanmaktadır.

Radikal Yapılandırmacılık: Öğrenme yaklaşımı geliştirmeye yönelik bir girişim olarak ifade edilebilir. Bilgi, doğru , gerçek gibi kavramların radikal değişimler geçirmesi gerektiğini savunmaktadır.

Sosyal (Toplumsal) Yapılandırmacılık: Öğrenmede kültürün ve dilin önemli bir etkisi olduğunu savunmakta bilginin sosyal etkileşimlerle oluşturulduğunu öne sürmektedir.

5E Modeli

5E modeli öğrencinin sahip olduğu bilgi ve becerileri aktif bir şekilde kullanmasını sağlayan, öğrencinin araştırma merakını arttıran ve öğrencinin beklentilerine cevap veren bir öğretim modelidir. Kpss soruları içinde fazla yer almasa da şıklarda bolca karşımıza çıktığı için bilmemiz gereken bir konudur.

5E modeli süreci adından da anlaşılacağı üzere 5 aşamadan oluşmaktadır.

1) Giriş (Engage): Ön öğrenmelerin değerlendirilmesi, merak uyandırılması, hazırbulunuşluğun ortaya çıkartılması gibi etkinlikleri kapsamaktadır. Öğretmen kavramları, ilkeleri kesinlikle hazır olarak vermez. Sorduğu sorularla öğrencilere hatırlatmaya çalışır.

5E modeli giriş bölümünde ön bilgilere erişim sağlanır, merak uyandırılır, öğrencilere ”neden” sorusu sordurulur, öğrenciler motive edilir ve öğrencilerin ilgisi çekilir.

2) Keşfetme (Explore): Öğrenci bir problem durumuyla karşılaştırılır ve bu problemi çözmesi beklenir.

Öğrencinin en aktif olduğu basamaktır.

5E modeli keşfetme bölümünde, öğrencilerle laboratuvar etkinlikleri yapılır ve birlikte çalışılır, öğrenciler kendi kararlarını kendileri verir ve bir problem durumunda soru ve fikir üretir.

3) Açıklama (Explain): Öğrenci problemin nasıl çözüldüğünü, problemi nasıl formüle ettiğini, problemin çözüm yollarının neler olduğunu ve nasıl transfer ettiğini ortaya koyar. Öğrenci bunu tek başına gerçekleştiremeyebilir. Bu yüzden öğretmen ipuçları verir.

5E modeli açıklama bölümünde, öğrencilere ulaştıkları yargıları hakkında sorular sorulur, sınıfta tartışma yürütülür, daha fazla soru üretilir ve yeni tanımlar araştırılır.

4) Derinleştirme (Elaborate): Öğrenci yeni bir problem durumuyla karşılaştırılır. Bu problem çözülürken kavramlara ilişkin alt kavramlara dair yeni formüller elde eder.

5E modeli derinleştirme bölümünde, öğrencilerin kavramsal anlama yetenekleri geliştirilir, öğrencilerin yeni deneyimlerle daha derinlemesine ve geniş anlama yeteneği geliştirilir.

5) Değerlendirme (Evaluate): Kpss öğretim yöntem ve teknikleri dersine ait 5E modelinin son süreci olan değerlendirme sürecini öğrenci ve öğretmen birlikte gerçekleştirir. Süreç yönelimli bir değerlendirme vardır.

Portfolyo, dereceli puanlama anahtarı, rubrik değerlendirme yöntemleri içinde yer alır.

Sürecin sonunda ilk dört basamağı betimleyen bir rapor öğrenciden istenir.

5E modeli değerlendirme bölümünde, öz değerlendirme, öğretmen gözlemi, performans değerlendirme, portfolyo ve rubrik yer almaktadır.

7E Modeli

7E modeli, 5E modelinin daha gelişmiş bir üst modeli olarak karşımıza çıkar.

1) Teşvik Etme (Excite): Öğrenci ön bilgileri ve ne düşündükleri ortaya çıkartılır. Öğrenciler yeni anlatılacak konuyla ilgili düşünmeye sevk edilmektedir.

2) Keşfetme (Explore): Öğrenciler etkinlik dahilinde serbest düşünerek tahminler yapar, hipotez kurarlar. Çözüm yönelik alternatif deneyler yapan öğrenciler buldukları sonuç üzerinde tartışırlar.

Öğrencilerin yeni karşılaştıkları olayı keşfetmek ve gözden geçirmek için sorgulama yöntemi kullanılmaktadır.

3) Açıklama (Explain): Öğrenciler grup tartışmaları ve öğretmenin rehberliğinde seçilen kavramların açıklama ve tanımlamalarını yaparlar. Ayrıca öğretmenin yaptığı açıklamaları dinleyen öğrenciler bu açıklamaları dinleyerek yorumlamaya çalışırlar.

4) Genişletme (Expand): Öğrencilerin kavramları, tanımlamaları ve açıklamaları araştırmaları ve bunları kullanılması istenir. Öğrenciler önceki bilgilerinin yardımıyla yeni soru ve çözüm yolları üretir. Tüm bunları yaparken öğrenci, öğretmenin teşvikine ihtiyaç duyar ve gerekli bilgi ve delillere sahip olduklarının farkına varılması sağlanır.

5) Kapsamına Alma (Extend): Öğretmen mevcut kavramların diğer alanlardaki anlamlarını da hatırlatır, karşılaştırır ve bu yolla yeni kavramlar oluşturur. Bu yönde öğrencilere yeni sorular sorulur. Öğrenciler ise yeni kavramlarla önceki öğrendikleri kavramlar arasındaki ilişkiyi görürler.

6) Değiştirme (Exchange): Grup tartışması yoluyla kavramlar hakkında bilgi paylaşımı yapılır. Grup tartışmasıyla öğrencilerin fikirleri değişebilir. Fikirleri değişen öğrenciler bu yolda yeni plan ve deneyler yapmalıdır.

7) İnceleme – Sınama (Examine): 7E modelinin son aşaması olan inceleme aşamasında öğretmen, öğrencilerin kazandıkları yeni kavram ve becerileri inceler, bunları ölçerek davranış değişikliklerinin sebeplerini açıklamaya çalışır. Öğretmenin açık

4 ÖĞRETİM İLKE VE YÖNTEMLERİ BİLGİ NOTU Dr. Oğuz ÇETİN

uçlu sorularına karşılık öğrenciler delillerini ve açıklamalarını ortaya koyarak açık uçlu cevaplar vermeye çalışır.

İŞBİRLİĞİNE DAYALI ÖĞRENME / ÖĞRETİM

İş birliğine dayalı öğrenme; öğrencilerin kişisel olarak kendi öğrenmelerini ve birbirlerinin öğrenmelerini arttırmaya yönelik, ortak bir hedef doğrultusunda birlikte çalışması için küçük grupların eğitici amaçla kullanılmasıdır.

Oluşturulan gruplar iki-beş/altı kişilik olup heterojendir. Yani grup üyeleri; yetenek, kişilik özellikleri, cinsiyet, akademik başarı, sosyal beceriler gibi alanlarda birbirlerinden farklı özelliktedirler. Bu anlayışla öğrencilerin gruplar halinde (küme düzeninde) oturtulması uygundur.

1935 yılında Kurt Lewin ve 1949 yılında Deutsch işbirliğine dayalı öğrenmenin temelini oluşturan fikirler ortaya koymuşlardır. Daha sonraları Dewey, Slavin, Kagan, Vygotsky, Piaget, Skinner, Bandura ve Sharan gibi araştırmacılar bu modele önemli katkılarda bulunmuşlardır.

Dayandığı temel varsayımlar;

-İşbirliğine dayalı beceriler öğrenilebilir.

-Sınıfın fiziksel düzeni işbirliğine dayalı çalışmayı etkiler.

-Grup üyelerinin birbirlerine katkısı ve grup dinamiği grup çalışmalarında önemlidir.

İşbirliğine dayalı öğrenme modelinde; grubun her bir üyesinin grup başarısı için birbirlerine bağımlı oldukları, grup üyelerinin her birinin grubun tümünün başarısına etki ettiği öğrenciler tarafından öncelikle kavranmalıdır. Buna ‘olumlu bağlılık’ denir.

Öğrencilerin birbiriyle yardımlaşması, öğrendiklerini paylaşarak birbirlerinin başarısını arttırması, desteklemesi, cesaretlendirmesi, güdülemesi, yapılanları tartışarak birbirlerine açıklaması, araç gereçleri değiş-tokuş etmesi, birbirlerini yönlendirmesi ve olumlu yönde teşvik etmesi gereklidir.

İşbirliğine dayalı öğrenme, çok yönlü ve empatik düşünmeyi kazandırır.

İşbirlikli Öğrenme Türleri

1) Öğrenci Takımları – Başarı Grupları Tekniği: 4-5 kişilik heterojen gruplar oluşturulur. Herkes birbirine yardımcı olur ve birbirinin öğrenmesinden sorumludur. Süreç sonunda küçük sınavdan alınan puanlar grup puanı olarak belirlenir ve grup ödüllendirilir.

Grup ödülü ya da bireysel ifadecilik anahtar kelimelerdir.

2) Takım Turnuva Tekniği: Heterojen gruplar oluşturulur. Her takım turnuva için üyelerini hazırlar. Öğretmen grup öğrencilerine konuyu sunar ve malzemeyi verir. Her hafta turnuva sınavı yapılır. Süreç sonunda en yüksek puanı alan grup turnuvayı kazanır.

Turnuva masalarındaki öğrenciler yarışmadan yarışmaya değişir.

3) Takım Destekli Bireyselleştirme: Testlerle öğrencilerin bireysel yetenekleri ölçülür ve geliştirilmeye çalışılır. Takım üyeleri farklı ünitelere çalışır. Her öğrenci diğer öğrencinin cevabını yanıt anahtarı olarak kullanır. Final testi hiçbir şekilde yardımlaşmadan yapılır.

4) Ayrılıp Birleşme Tekniği: Heterojen gruplar oluşturulur. İşlenen konular bölümlere ayrılır. Gruplardaki herkes bir bölümün uzmanı olarak görevlendirilir. Her gruptan bir üye alınır ve yeni bir grup oluşturulur. Aynı bölüm uzmanlarından oluşan bu yeni grup kendi bölümlerine çalışırlar. Bunlar öğrendiklerini döner ve kendi gruplarına anlatırlar. Bütün gruplar tüm konulardan sınav olur. Sonuçlar bireysel olarak puanlanıp grup olarak notlandırılır.

5) Takım Etkinliği: Materyal verilir ve herkes bireysel çalışır. Test yapılır ve bireysel yanıtlanır. Sonra grup üyeleri cevapları tartışılır. Öğretmen yanıtları verir ve grup tekrar tartışır.

6) Karşılıklı Sorgulama: Öğretmen konuyu sunduktan sonra öğrenciler ikili ya da üçlü gruplara ayrılır. Öğretmenler öğrencilere soruların nasıl sorulması gerektiği konusunda bilgi verir. Birbirlerine konuyla ilgili soru sorarlar ve yanıtlarını verirler.

Sorular genellikle öğrenciyi düşünmeye yöneltecek biçimde düzenlenir.

7) İkili Denetim: Dörder kişilik gruplarda önce ikişerli birbirlerini denetleyerek çalışma yapraklarındaki soruları yanıtlarlar. Sonra ikişerli alt gruplarla ikili gruplar yanıtları karşılaştırır.

8) Akran Öğretimi: KPSS eğitim bilimleri öğretim yöntem ve teknikleri içinde yer alan bir başka işbirlikli öğrenme tekniği de akran öğretimidir. Yetişkinlerle iletişim kurmakta ve çalışmakta güçlük çeken öğrencilere verilir. Her ikisi de öğrencidir. Daha iyi bilen öğrenci az bilen öğrenciyi çalıştırır.

9) Dedikodu: İkişerli gruplar oluşturulur, tartışılır. İkişerli gruplar bütün sınıftaki kişilerle eşleşene kadar devam ettirilir.

Kartopundan farkı burada gruplar sürekli iki kişidir. Kartopunda giderek büyüyerek tüm sınıfı kapsar.

ÇOKLU ZEKÂ KURAMI (Gardner)

Zekânın oluşumunda biyolojik ve çevresel etkenler vardır. Bunlar; kaynaklara ulaşım şansı, kültürel etkenler, coğrafi etkenler, ailesel etkenlerdir. Bu etkenlere bağlı olarak zekânın değişik boyutları artabilir veya eksilebilir.

Çoklu zekâya göre sekiz farklı zekâ boyutu vardır ve bireyler bu zekâ boyutları ile dünyaya gelir. Her bireyde bu farklı yetenekler az çok vardır. Bu yetenekler uygun çevresel koşullar, ortamlar ve uyarıcılar ile gelişir. Öğretmen ve ailenin görevi bu uyarıcıları sunmak için uygun ortam ve etkinlikleri hazırlamaktır.

Bedensel-Kinestetik Zekâ

Bedensel hareketlerde iyi olan bireylerin sahip olduğu zekâ alanıdır. Bu tür zekâya sahip olan kişiler; bedenlerinin farkındadırlar.

Sportif hareketlerde başarı gösterirler. Duygularını vücut dilleriyle anlatabilirler. Tiyatro, drama, spor gibi etkinliklerden hoşlanırlar.

Sözel-Dilsel Zekâ

Sözel zekâ, kısaca dili anlama ve kullanma yeteneğidir. Yazılı ve sözlü anlatım, sözel zekâya bağlı yeteneklerdir. Konuşarak kişileri ikna etme kabiliyetleri vardır.

Avukatlık, öğretmenlik gibi meslekler bu alanda yer alır.

5 ÖĞRETİM İLKE VE YÖNTEMLERİ BİLGİ NOTU Dr. Oğuz ÇETİN

Mantıksal – Matematiksel Zekâ

Genellikle analitik ya da bilimsel düşünme diye adlandırılan yetenekleri içerir. Sorunlara analitik yaklaşırlar.

Bu tür zekâya sahip olan kişiler; matematiksel işlemlerde, sebep sonuç ilişkilerini kolayca anlama, bilgiler arasındaki bağı anlama ve hipotezler kurmada başarılıdırlar. Bilim adamları, matematikçiler, muhasebeciler bu zekâ alanındadır.

Görsel - Uzaysal Zekâ

Üç boyutlu düşünme bu zekâ türünü en önemli özelliğidir. Genellikle grafik sanatlarındaki insanlarda görülür. Bu tür zekâya sahip olan kişiler; üç boyutlu düşünebilirler.

Bulmaca çözmekten hoşlanırlar. Resim ve sanat etkinliklerinden zevk alırlar, harita ve tabloları kolayca okuyabilirler. Nesneleri hayal etmede başarılıdırlar. Görsel ayrıntılara dikkat ederler.

Mimarlar, dekoratörler, denizciler, tasarımcılar, avcılar bu alanda yer alırlar.

Müziksel - Ritmik Zekâ

Seslere karşı duyarlılığı yüksek olan bireylerin bulunduğu zekâ alanıdır.

Bu tür zekâya sahip olan kişiler; ses tonlarını tanır, ses farklılıklarını ayırt etme ve şarkıların melodilerini hatırlamada başarılıdırlar.

Ritim tutma, şarkı söyleme, mırıldanma, beste yapma gibi etkinliklerden hoşlanırlar. Müzisyenler bu alanda yer alır.

Sosyal – Kişiler Arası Zekâ

Sosyal becerileri gelişkin kişiler bu zekâ alanındadır. Bu kişiler için sosyal ortamlarda bulunmak zevktir. İletişimde başarılıdırlar.

Bu tür zekâya sahip kişiler empati kurmada, ikna etme kabiliyetinde, paylaşma ve yardım etmede başarılıdırlar.

Danışman, lider, aktör, politikacı ve din adamları bu zekâ alanındadır.

Öze Dönük – İçsel Zekâ

Kendi başlarına karar verirler. Kendi yeteneklerinin farkındadırlar.

Özsaygıları yüksektir. Eleştirilmekten çekinmezler.

Yalnız yaşamaktan hoşlanırlar. Bireysel projeler geliştirmekte başarılıdırlar.

Filozoflar ve yazarlar bu gruptadırlar.

Doğa Zekâsı

Doğal ortamları seven açık havada bulunmaktan zevk alan bireylerin başarılı olduğu zekâ alanıdır.

Bu tür zekâya sahip kişiler; doğa olaylarına meraklıdırlar.

Bitki ve hayvanlarla ilgilidirler. Bahçıvanlar bu zekâ alanına sahip kişilerdir.

AKTİF ÖĞRENME

Aktif öğrenme, öğrenenin öğrenme sürecinin;

-Sorumluluğunu taşıdığı,

-Çeşitli yönleri ile ilgili karar alma öz düzenleme yapılma fırsatlarının verildiği

-Karmaşık öğretimsel işlerle öğrenenin öğrenme sırasında zihinsel yeteneklerini kullanmaya zorlandığı bir öğrenme sürecidir.

Aktif olma süreç ve sonuçla ilgilidir.

Aktif öğrenmede öğrenciler:

-Dinlemekten çok derse katılırlar

-Becerilerinin geliştirilmesi önemlidir

-Daha üst beceri düzeyine çıkarlar

-Okuma, yazma, tartışma gibi etkinliklerle desteklenir

-Tutum ve değerleri dikkate alınır.

Aktif öğrenmenin kullanıldığı sınıfta güven, enerji, özdenetim, gruba ait olma farkındalık göze çarpar. Programda sarmal program, değerlendirmede tümel değerlendirme kullanılır.

ANLAMLI ÖĞRENME (Ausubel)

-Anlamlı öğrenmenin gerçekleşmesi için öğrencinin daha önceki öğrendikleriyle öğrenecekleri arasında bağ kurulması sağlanmalıdır.

-Bu modelde kavram haritaları kullanılır.

-Bu öğrenmede kavram öğrenme ve kavram etrafında öğrenmelerin gerçekleşmesi önemlidir.

-Tümdengelim kullanılır.

-İlk önce temel kavram daha sonra ayrıntılar öğretilir.

-Öğretmen merkezlidir.

PROGRAMLI ÖĞRENME – ÖĞRETİM

Bu öğrenme modeli davranışçı kuramın edimsel koşullanmacılarından Skinner’in programlı öğrenme ilkelerine dayandırılmaktadır.

Bu ilkeler;

Küçük adımlar

Etkin katılım

Başarı

Anında düzeltme

Bireysel hızdır.

Programlı öğrenme, konuların ünitelere ayrılmasını ve önkoşul öğrenmeler dikkate alınarak belli bir sıra içinde işlenmesini (küçük adımlar), pekiştireç kullanılmasını (başarı neticesinde),öğretimin bireyselleştirilmesini (bireysel hızı),hatanın en aza indirgenmesini(anında düzeltme) ve öğrencinin sürece bizzat dâhil edilmesi gerektiğini (etkin katılım) savunur.

Her öğrenciye ihtiyaç duyduğu ek öğrenme zamanı verilerek (bireye ek öğretim yapılmak suretiyle) yüksek nitelikli öğretim hizmetinin sağlanmasına olanak tanıyan bir öğrenme modelidir.

Programlı öğretimin en önemli noktası bireysel farklılıkları dikkate almasıdır.

BİLGİSAYAR DESTEKLİ EĞİTİM/ÖĞRETİM

Bilgisayar destekli öğretimde bilgisayar bir öğretici, bir alıştırma yaptırıcı, bir uygulatıcı veya bir olayın benzerini canlandırıcı olarak kullanılır. Kendi kendine öğrenme ilkelerinin, teknoloji özellikle de bilgisayar teknolojisi ile birleşmesinden oluşmuş bir öğretim yoludur.

Bilgisayar destekli öğretimde öğretim boyunca öğrenciler bilgisayarda programlanan dersle etkileşim halindeyken öğretmen bir rehber, bilgisayar ise öğrenme ortamı rolünü üstlenir. Bunun için de yazılımlar kullanılır.

6 ÖĞRETİM İLKE VE YÖNTEMLERİ BİLGİ NOTU Dr. Oğuz ÇETİN

Bilgisayar Destekli Öğretimin Yararları

1. Öğrenme Hızı

Öğrenci kendi öğrenme hızına uygun olarak konuyu öğrenme, ihtiyaç duyduğunda tekrar etme şansına sahiptir.

2. Katılımcı Öğrenme (Etkin Katılım)

Belirli aralıklarla öğrencilere verilen geri bildirimler (dönütler)ile öğrencinin sürekli aktif olması ve derse katılması sağlanır.

3. Öğretim Etkinliklerinin Çeşitliliği

Görsel ve işitsel öğelerin etkin bir şekilde kullanıldığı alan bilgisayar destekli öğretimdir. Bilgisayar ortamında gerçek hayatta gerçekleşmesi imkânsız olan deneyleri ve aktiviteleri de gerçekleştirmek mümkündür.

4. Öğrenci Performansının İzlenebilmesi

Öğrencinin konu üzerinde harcadığı zaman ve gösterdiği performans kayıt edilir ve istenildiğinde öğretmene sunulur. Buna göre öğrenci ihtiyaçları belirlenir.

5. Zamandan ve Ortamdan Bağımsızlık

Bilgisayar destekli öğretim ortamında öğrenci istediği konuyu istediği zaman öğrenebilir, tekrar edebilir.

Skinner‘in programlı öğrenme modeline uygun olarak kullanılabilecek olan bilgisayar destekli öğretim, programlı öğrenmede dile getirilen bireysel farklılıkların dikkate alınmasını, çeşitli zihinsel becerilerin geliştirilmesini ve sınırsız tekrar olanağını sağlar.

Kalıcılığın artırılmasını, görsel işitsel uyarıcılar açısından zengin yaşantılar sağlanmasını, öğrenme eksiklerinin tespit edilmesini ve giderilmesini sağlaması da önemli yararları arasında sıralanabilir.

Öğretmenlerin, kendi konu alanı ile bilgileri çok iyi bilmeleri, öğrencilerin öğrenmelerini kolaylaştırıcı olmaları, grup çalışmalarını organize etmeleri gerekmektedir, Diğer bir söyleyişle öğretmenin görev ve sorumlulukları daha fazladır.

PROBLEME DAYALI ÖĞRENME (J.Dewey)

Probleme dayalı öğrenme, yapısalcılığa dayanmaktadır ve yapısalcılık gibi Dewey ve Piaget’in çalışmaları doğrultusunda ortaya çıkmıştır.

Probleme dayalı öğrenmede, ortaya atılan problemin ilgi ve merak uyandırıcı olması bir önkoşuldur. Piaget’e göre öğrenme bireylerin şaşkınlık ortamından düşünme ile çıkmalarının sonucunda gerçekleşen bir durumdur. Farklı ve daha önce karşılaşılmayan bir problem, öğrenci ilgisini çekmekte, güdülenmeyi (motivasyonu) artırmaktadır.

İlk bakışta şaşkınlık tüm öğelerin birbirine karıştırılması gibi görülse de esasen sonuca doğru gelindiğinden derleyici ve toparlayıcı bir fonksiyona sahiptir.

Problem çözmeyi temel alan bir öğretim tasarımında, değişmeye açık beceriler, bir takım davranış ve değerler, deneysel bilgiler ve deneysel beceriler, gerçek dünya tecrübesi, disiplinlerarası bilgi önemli değişkenlerdir.

Probleme Dayalı Öğrenmenin Temel Özellikleri

-Öğretime bir problem ile başlanır.

-Problem ile öğrencinin dünyası arasında bağlantı kurulur.

-Problem disiplinler üzerinde değil yalnızca konu üzerinde organize edilir.(sınırlandırılır)

-Öğrencilere probleme şekil vermeleri ve çözümü baştan sona yönetmeleri için tam yetki verilir.

-Öğrencilere performansları ve çözümleri hakkında sürekli bilgi ve açıklamalarda bulunulur.

-Bir problem etrafında öğretimi gerektirdiği için bütüncül bir yapısı vardır ve özellikle bilişsel düzeyleri vurgular.

-Aktif öğrenme süreçlerindeki yaşantıları kolaylaştıran bir yapısı bulunmaktadır.

-Karar verme ve eleştirel düşünme gibi üst düzey düşünme becerilerini ve motivasyonu geliştirir. Yaşam boyu öğrenme yeteneği sağlar.

Probleme dayalı öğrenmede bir takım aşamalar izlenir.

Bu aşamalar sırasıyla:

1.Problemi hissetme, tanıma ve tanımlama

2.Gerekli bilgileri toplama

3.Problemin köküne inme

4.Çözüm yollarını ortaya koyma

5.En iyi çözüm yolunu seçme

6.Problemi çözme

Problemin çözüm yolunun tek olmaması, aktif öğrenmeyi temel alması, işbirliğine açık olması önemli noktalarıdır.

Aynı zamanda problem durumunun sık sık değişmesi öğrencilerin yeni gelişmeleri tekrar gözden geçirmelerine öğrenmeyi dolayısıyla bilgiyi güncelleştirmelerine olanak tanır.

Bütün bu aşamalarda öğretmen öğrencilerin öğrenmesini yönlendiren bilişsel rehber ve danışman konumundadır.

PROJE TABANLI ÖĞRENME

Proje Tabanlı Öğrenme Modeli, eğitim programlarının birbirinden bağımsız küçük bilgiler yığını olarak öğretilmesine karşı geliştirilmiş ve çağdaş ülkelerde uygulanmakta olan bir öğretim ve öğrenim modelidir.

Bu model bir ya da daha fazla alanın temel kavramları ve prensipleri üzerine odaklıdır ve bir ders senaryosu içinde mümkünse birden fazla dersin öğrenme hedeflerini kapsar.

Bu modelin ana öğeleri esnek bir yapısı olan bir örnek olay ya da diğer konularla bağlantılı bir problem/senaryo, öğrenci merkezli öğrenme ve küçük gruplarda birlikte öğrenmedir.

Öğrenci gerçek problemlerin çözümüne yönelik ders senaryolarının içerisinde ağırlıklı olarak, düşünme, problem çözme, yaratıcılık, bilgiye erişim, yeniden harmanlama, sorgulama, uzlaşma gibi aktiviteler yapar ve hem de ekip (grup) çalışması için zaman ayırır.

Bu modelde öğretmen, yardımcı ve yönlendirici, öğrenci ise özerk ve kurgulayıcıdır. Her senaryonun sonunda öğrenci tarafından geliştirilmiş ve gerçekçi bir ürün ortaya çıkar.

Ayrıca Proje Tabanlı Öğrenme Modeli öğrencinin aktif katılımını güdüler ve üst düzey bilişsel aktiviteler içerir.Çok çeşitli araç ve kaynak kullanımını destekler.

Proje tabanlı öğrenme, projeyi bir hedef değil alt yapı olarak ele almakta ve öğrenmenin ürün değil süreç boyutu üzerinde durmaktadır.

Proje tabanlı öğrenme modelinin uygulanmasına ilişkin öğrenci, proje ve öğretmen faktörleriyle ilgili aşağıdaki noktalara dikkat edilmelidir.

1-Öğrenciler

Genellikle kendi ilgi alanlarına göre bir konu/proje seçerler (öğrencilerin projelerinin kendi seçtikleri ilgi alanlarına uygun konulardan oluşması güdülenmeyi arttırır), kendi kaynak

7 ÖĞRETİM İLKE VE YÖNTEMLERİ BİLGİ NOTU Dr. Oğuz ÇETİN

materyallerini kendileri bulurlar, ortaya bir sonuç ürün koyarlar (genellikle bir rapor aracılığıyla).

Bunları yaparken kendi başlarına ya da çoğu zaman gruplar halinde çalışırlar.

2-Projeler

Belirli bir süre devam eder (zaman gerektirir) ve girdiler (daha önceki öğrenmeleri)gerektirir.

3-Öğretmenler

Yönetici ve kolaylaştırıcı bir rol üstlenerek rehber olurlar.

BİREYSELLEŞTİRİLMİŞ ÖĞRETİM (KELLER PLANI)

Sınıftaki öğrenci sayısı arttıkça, her öğrenciye düşen öğrenme zamanı ve hizmeti azalmaktadır. Aynı zamanda bir sınıftaki öğrenciler arasında bireysel farklılıklar bulunmaktadır. Bu durumda öğrencilerin tamamı aynı etkinliklerle öğrenemezler.

Öğrenme düzeyi farklı öğrencilerin öğrenmesi ancak öğretimin bireyselleşmesi ile mümkün olabilmektedir.

Öğretmen sınıfın tümüne değil 3-4 öğrenciden oluşan küçük gruplara (homojen gruplar) açıklama yapar. Sınıfta farklı nedenlerden dolayı öğrenme güçlüğü yaşayan ve sınıf içerisinde özel olarak ilgilenilemeyen öğrenciler için kullanılan bir tekniktir. Her öğrenci kendine özgü düzeylerde öğrenir.

Bireysel gereksinimlere dönük grup çalışmalarında değişik etkinliklere yer verilerek öğrencilerin değişik çalışmalar yapmaları sağlanabilir.

Bunun için yapılacak çalışmalar

Dönüşümlü günlük çalışmalar

(sınıf gruplar halinde çalışır, grubun başında iyi bilen lider öğrenci bulunur, değişik etkinlikler üzerinde çalışma yapılır.) Beceri geliştirme çalışmaları

(öğrenciler arasında beş grup oluşturulur bir grup öğrencileri yönlendirmek amaçlıdır, diğer dört grup etkinliklerde bulunur, bir öğrenci farklı kümelerde bulunarak kendini geliştirebilir.)

Planlı grup çalışmaları

(Öğrencilerin bir yarıyılda kazanması gereken beceriler planlı bir şekilde gruplar üzerinde gerçekleştirilir.)

Düzey geliştirme çalışmaları

(Öğrencilerin hazır bulunuşluk düzeylerine uygun yönetim etkinlikleri gerçekleştirilir.)

ÖĞRETİM DURUMLARI MODELİ (GAGNE)

Öğrenme sürecinde kazanılan beş temel davranıştan söz edilir.

1.Zihinsel beceriler

2.Sözel beceriler

3.Psiko-motor beceriler

4.Tutumlar

5.Bilişsel stratejiler

Zihinsel beceriler önemlidir.

Öğrenme türü olarak basitten karmaşığa giden bir yol izlenir.

Basitten karmaşığa doğru öğrenme türleri

(Gagne hem davranışçı hem de bilişsel kuramcıların getirdiği bir çok ilkeyi modelinde kullanmıştır.)

TEMEL ÖĞRETME MODELİ (Glaser)

Glasser, okulda etkili öğretimi gerçekleştirmede dört öğeden oluşan bir model geliştirmiştir.

1.Hedefler saptanır.

2.Gerekli giriş davranışları belirlenir.

3.Öğretme öğrenme ortamı seçilir ve düzenlenir.

4.Değerlendirme yapılır.

Bu modele göre öğretme işi öğretmen tarafından yapılır.

YAŞAM BOYU ÖĞRENME MODELİ

-Yaşam boyu öğrenme; öğrenmeyi öğrenmenin bir ürünüdür.Yaşam boyu öğrenmede birey neyi öğrenmesi gerektiğine kendisi karar verir, öğrenme sürecini kendisi yönlendirir, yaygın ve örgün öğrenme olanaklarından kendi tercihi ile yararlanır.

-Yaşam boyu öğrenmenin 7 tane ilkesi vardır:

Süreklilik, Değişim, Kendi kendine öğrenme, Araştırmacılık, Özdeğerlendirme, Sınıf dışında öğrenme, Eğitimi yönetme

-Yaşam boyu öğrenme öğretme-öğrenme sürecine yeni bir boyut kazandırmış, eğitim-öğretimi kurumsal yapının dışına çıkartmıştır.

BEYİN TEMELLİ ÖĞRENME MODELİ (Caine&Caine)

Beyin temelli öğrenme; öğretime gelişimsel sosyo-kültürel açıdan bakan insan beyni ve fonksiyonları üzerine temellendirilmiştir.

Beyin Temelli Öğrenmenin İlkeleri

-Her beyin tektir. Öğrenme ortamları bireysel farklılıklara yanıt verecek nitelikte düzenlenmelidir.

-Beyin birçok işlevi aynı anda yapar.

-Öğrenci için bilgi anlamlı olmalıdır.

-Öğrenme fizyoloji ile ilgilidir.

-Öğrenme teşvikle artar korku ile azalır.

-Beyin bilgileri anlamlaştırır ve ilişkilendirilerek örüntüler oluşturulur.

-Beyin parça ve bütünleri eş zamanlı işler.

-Beyin dikkat ettiği bilgiyi ve bilginin dışındaki çevreyi algılar.

MODEL ALARAK (SOSYAL) ÖĞRENME (Bandura)

Bandura’ya göre öğrenmede temel kavramlar taklit, gözlem ve model almadır.

Bu konuyu deneysel olarak açıklamaya çalışan ilk psikolog ise Thorndike’tır. Thorndike dışında Miller, Dollard ve Watson da çeşitli araştırmalar yapmışlardır.

Ancak Bandura “Düşünme ve Etkinliğin Sosyal Temelleri” adlı yapıtıyla gözlem yollu öğrenmeyi sistematik bir bütünlüğe ulaştıran ilk psikolog olarak bilinmektedir.

8 ÖĞRETİM İLKE VE YÖNTEMLERİ BİLGİ NOTU Dr. Oğuz ÇETİN

Bu modele göre gözlem ve taklit yoluyla yeni beceriler öğrenilebilir. Deneyim kazanarak yeni inanç ve değerler oluşturulabilir.

ÖĞRENME STİLİ MODELİ (Dunn)

Bireyin iç dinamiklerine ve yeteneğine etki eden dış faktörler önemlidir.

Öğrenme biçimleri çevresel – duygusal – fiziksel – sosyal ve psikolojik olmak üzere 5 temel iç ve dış etmenden etkilenerek oluşur.

KAYNAŞTIRMA YETENEĞİ MODELİ (Gregorc)

Bireydeki güçler ve iç öğrenmeler üzerine tesis edilmiş bir modeldir. Zekâ ve algılama yeteneğine önem verir. Algılama somut ve soyut olarak iki türlüdür.

BASAMAKLI ÖĞRETİM MODELİ (Nunley)

Bu yaklaşım bireysel farklılıklara göre öğretimin planlanması gerektiğini savunur.

Öğrencilerin farklı ilgi ve yetenek alanlarına, farklı öğrenme yollarına sahip olduğu düşüncesi ile uygun etkinliklerin basamaklar halinde belirlenerek görevlerin belirlenmesine ve bu görevleri yerine getirirken öğrenme esasına dayanan bir öğretim yaklaşımıdır.Bu basamaklar C, B, A olarak belirlenmiştir. A seviyesi üst düzey öğrenmeyi ifade eder. (Bazı üniversitelerde bu sisteme göre değerlendirme yapılır.)

C Basamağı Öğrenme: (Bilgi, Kavrama)

Öğrencilerin temel bilgileri öğrenmeleri, ilgi ve yeteneklerine uygun görevlerin belirlenmesi

B Basamağı Öğrenme: (Uygulama, Analiz)

Kazanılan temel bilgilerin uygulanması, seçilmesi, farklı örnekler üzerinde kullanılması / Öğrencilerin belirlediği görevleri yerine getirmesi

A Basamağı Öğrenme: (Sentez, Değerlendirme)

Yaratıcı düşünme, etkin düşünme, eleştirisel düşünme gibi üst düzey yolların kullanılması / Öğrencilerin başardıkları görevlerin sonuçlarını tartışması

YAŞANTISAL ÖĞRENME MODELİ (Kolb)

Kolb; Kurt Lewin, Jean Piaget ve John Dewey’den etkilenerek yaşantısal öğrenme modelini önermiştir.

-Kolb’a göre bireyler kendi yaşantılarından, deneyimlerinden öğrenirler ve öğrenmelerinin sonuçları güvenli bir şekilde değerlendirilebilir.

-Öğrenme, bir süreçtir. Kolb, öğrenme ile bilgiyi birbirinden ayırmış ve farklı tanımlamıştır. Kolb öğrenmeyi bir süreç olarak kabul edip bilgiyi ise, yaşantının dönüştürülmesi şeklinde tanımlamıştır.

Kolb’un öğrenme stili modelinde temelde 4 öğrenme stili vardır. Bu öğrenme stilleri ve özellikleri şunlardır:

1.Somut yaşantı (Hissetmeye dayalı )

-Problemlerle bireysel olarak ilgilenmek ve hissetmek, düşünmekten daha önemlidir.

2.Soyut kavramsallaştırma (Düşünmeye dayalı)

-Duygular yerine mantık, kavram ve düşünceler önemlidir

3.Yansıtıcı gözlem (İzlemeye dayalı)

-Düşünce ve olayları ayrıntılı bir şekilde gözlemleyerek, farklı bakış açılarından değerlendirme süreci önemlidir.

4.Aktif yaşantı (Yapma ve yaşamaya dayalı)

- İzlemek yerine pratik uygulama yapar.

KUANTUM ÖĞRENME

Öğrencilere öğrenmeyi öğretme stratejisinden oluşmaktadır.

Stratejinin bir kısmı şöyledir:

1- Öğrenmeyi tekrar etme, 2- Aktif Öğrenme, 3- Not Alma Teknikleri, 4- Uygun Yazma Teknikleri, 5- Hafıza Geliştirme Stratejileri, 6- Mantıklı / Yaratıcı düşünme

- Bu modelde “hata” kaçınılmazdır. Dolayısıyla hatalar öğrenciyi başarıya götürecektir. Yapılan hatalar (kaçınılmaz olarak), bize başarı için neler yapmamız gerektiği hususunda bilgiler verir. (Ders alabilmek adına hata yapılmalıdır).

- Tam anlamıyla öğrenmenin gerçekleşebilmesi için her türlü yaklaşım ve değişmelere açık olmak gerekir. Öğrenen kişiyi sınırlandıracak birtakım harici koşullar ortadan kaldırılmalıdır. Öğrenme, dengeli gerçekleşmek zorundadır. Bu dengeli öğrenmenin içerisinde ise bireylerin farklı zeka alanlarına sahip olmaları, fiziksel ve ruhsal gelişimlerinin beraberce geliştirilmesi yatmaktadır. Bu açıdan bakıldığı zaman bu öğrenme modeli modern çağın özelliklerine, gelişim hızına daha uygun olabilecek bir model olarak gözükmektedir. Fakat her coğrafyada uygulanabilmesi için birtakım zorluklar da kaçınılmazdır.

DÜŞÜNME BİÇİMLERİ

Eğitim süreci düşünen, yargılayan, yaratıcı, sorgulayıcı bireyler yetiştirmeyi hedeflemektedir

-Öğretme-öğrenme sürecinde bireyler hem düşünme becerilerini geliştirir hem de yeni düşünme becerisi kazanırlar

-Düşünme becerileri üç başlık altında incelenmektedir.

1.Yaratıcı Düşünme

Yaratıcı düşünme bireyin yeni, farklı, orijinal, özgün (sentez düzeyi), ayrıştırıcı düşünme, alternatifli düşünme ve ürünler ortaya koymasıdır. Hazırlık, kuluçka, aydınlanma ve değerlendirme olmak üzere 4 aşamadan oluşur.

Yaratıcı Düşünmenin Özellikleri

Esnek Düşünme: Farklı yollar düşünebilme ve bunları deneme

Orijinal Düşünme: Ortaya atılan yolun yeni ve mevcutlardan farklı olması

Akılcı Düşünme: Zihinsel süreçlerin çok yönlü ve üst düzey olması

Ayrıştırıcı Düşünme: Benzerlikleri ve farklılıkları ayrıştırabilme

9 ÖĞRETİM İLKE VE YÖNTEMLERİ BİLGİ NOTU Dr. Oğuz ÇETİN

Yaratıcı Düşünme Yolları

Sentezleme (Hipotez kurma, plan yapma, analojik düşünme, başka araştırma sonuçlarından yararlanma)

Eklemleme (Büyük düşünme, düşünceyi hızla değiştirme, somutlaştırma ve geniş düşünme)

İmgelemek (Akılcılık, kestirimde bulunma, kuramsal düşünme, hayal etme, sezgileme)

2.Eleştirel Düşünme

Eleştirel düşünce sorgulayan bir yaklaşımla olayları ve durumları ele alma irdeleyici bir bakış açısıyla yorum yapma ve karar verme becerilerini içerir.

Yaratıcı ve Eleştirel Düşünme Becerilerinin Karşılaştırılması

Eleştirel Düşünme Yaratıcı Düşünme

Analitik Dikey

Odaklama Nesnel

Birleştirici Sol Beyin

Sözel

Üretici Yatay Yayma Öznel Ayırıcı

Sağ Beyin Görsel

3.Yansıtıcı Düşünme

İlerlemeci eğitim yaklaşımına bağlı bir düşünme yoludur ve yapılandırmacı öğrenme, buluş yolu, tartışma, araştırma – inceleme, proje temelli öğrenme, işbirlikli öğrenme, problem çözme, mikro öğretim, kavram haritası, beyin fırtınası, rol yapma, drama, soru-cevap, günlük yazma, gözlem gibi yaklaşım ve yöntemlerle geliştirilir.

Öğrenciyi merkeze alan, öğrencinin düşünerek ve araştırarak öğreneceği bilgi üzerinde durmasına olanak sağlar.

Yansıtıcı düşünmenin oluşumunda iki temel nokta vardır.

Düşünmenin oluşması için içine girilen merak, kuşku ve duraksama durumu

Bu kuşku merak ve duraksama durumunu ve oluşan şüpheyi açıklığa kavuşturacak araştırma ve sorgulama eğilimi.

Analitik Düşünme:

“Sol beyin yarımküresi baskın”, sözel, ardıl ve analitik becerileri gelişmiştir.

Analitikler adım adım öğrenirler, öğrenmeleri sırasında detaya önem verirler.

Sessiz, aydınlatmanın yoğun olduğu, oturma düzeninin kurallara uygun olduğu öğrenme ortamlarını tercih ederler ve işlerini bitirene kadar devam ederler.

Global Düşünme:

“Sağ beyin yarımküresi baskın”, bütüncül, global, müzikal, sanata yatkın, görsel-uzamsal öğrenirler.

İlk önce ana fikri anlamaya çalışırlar daha sonra ise detaylara konsantre olurlar. Müzik dinleyerek, karşılıklı konuşarak, rahat çalışma ortamında öğrenirler.

Anlayana kadar tek bir şeye odaklanmak onların yolu değildir, dağınık düşüncelerle çalışırlar.

Eğer bir şey ilgilerini çekerse detayları araştırırlar, kolay bir şekilde sıkılabilirler ve sık aralara ihtiyaçları vardır.

Tek bir iş üzerinde çalışmak yerine aynı anda birden çok iş yapmayı tercih ederler.

Analitik Global

Sol yarı küre Sağ yarı küre Tümevarımcı Bütüncül

Küçük adımlarla öğr. Tümdengelimci Ardıl Eş zamanlı

Küçük yaşlardaki çocukların sağ beyinleri daha baskındır bu yüzden daha çok bütünsel, sağ beyine yönelik öğrenme tekniklerine ihtiyaç duyarlar; çünkü analitik öğrenme becerileri daha gelişmemiştir.

Analitik ve Global Öğrenenlerin Tercihleri

Analitikler

• Öğrenirken sessizliği tercih ederler • Parlak ışık • Formal oturma düzeni • Tamamlayana kadar tek bir görev üzerinde çalışmak, bitirdikten sonra yenisine geçmek • Çalışmasını tamamladıktan sonra bir şeyler atıştırmak • Kendi başına ya da bir otorite figürü ile çalışmak • İşleri kendi yollarıyla yapmak

Globaller

• Çalışırken sesli ortamı tercih ederler • İnformal oturma düzeni • Birkaç görev üzerinde ara vererek çalışmak • Çalışma esnasında bir şeyler atıştırma • Akranlarıyla çalışmak • Standart yönlendirmeleri takip eder.

ÜSTBİLİŞ (Metacognition)

Üstbiliş kavramı 1970’li yıllarda bilişsel psikoloji alanına John Flavel’in çalışmalarıyla girmiştir. Bireyin kendi düşüncelerinin, görüşünün farkındalığıyla ilgili olan bu kavram, bireyin kendi bilişsel süreçlerinin nasıl işlediğini anlayarak bu süreçleri denetim altına alabileceği ve daha nitelikli bir öğrenme için bu süreçleri yeniden düzenleyerek daha etkili bir biçimde kullanabileceği sayıltısına dayanarak geliştirilmiştir.

Üstbiliş, en kısa tanımıyla kişinin kendi düşünme süreçlerinin farkında olması ve bu süreçleri kontrol edebilmesi anlamına gelir.

Üstbiliş Davranışları Geliştirmek İçin Stratejiler

Ne bildiğini ve ne bilmediğini belirlemek

Düşündükleri hakkında konuşmak

Düşünme günlüğü tutma

Planlama ve öz düzenleme

Düşünme sürecinden bilgi edinmek

Öz değerlendirme

10 ÖĞRETİM İLKE VE YÖNTEMLERİ BİLGİ NOTU Dr. Oğuz ÇETİN

Bölüm III – Öğrenme Stilleri

DUNN’IN ÖĞRENME STİLİ MODELİ

Bu model, bilgiyi yönlendirmede bireyin iç dinamiklerine-yeteneklerine etki eden dış etkenleri tanımlamaya çalışır.

Bilişsel tercih ile içsel-dışsal etmenlerden oluşan değişkenler arasındaki ilişkiyi belirlemeye çalışır.

Eğer öğrenme ortamı öğrencinin öğrenme özelliklerine göre düzenlenirse, öğrenmenin kalitesi ve miktarı da artacaktır. Yani sınıf ortamı (gürültü, aydınlatma, oturma düzeni, hareket ve gruplama) öğrencilerin gereksinimlerine (biyolojik ve gelişimsel özelliklerden kaynaklanan farklılıklara) göre düzenlenmelidir.

Her bireyin kendisine has ve biricik biyolojik gelişimsel özellikleri vardır. Bu da bireyin öğrenme yollarını etkiler. Yani her öğrenci birbirinden farklı yollarla öğrenir.

Öğrenme stilleri öğrencilerin duyarak mı, konuşarak mı, yaparak-yaşayarak mı yoksa bunların birleşmesiyle mi daha iyi öğrendiğini belirler.

Öğrenme Stilini Etkileyen Değişkenler

1. Dış faktörler: Ses, ışık, ısı, ortam düzeni gibi.

2. Duygusal faktörler: Motivasyon, azim, sorumluluk

3. Sosyal faktörler: Grupla veya yalnız çalışma arzusunu ifade eder.

4. Fiziksel faktörler: Öğrenenin fiziksel fonksiyonlarıyla bağlantılıdır. Sezgi gücü, bilgiyi alma kapasitesi, bireyin hareketliliği, ders yapma zamanı, yeme-içmesi

5. Psikolojik faktörler: Öğrenenin bilgiye verdiği tepki ve öğrenme süreçleridir. Bu faktörde bireyin hangi beyin lobunu daha çok kullandığı, analitik, global düşünmesi de yer alır.

GREGORC’UN ÖĞRENME STİLİ MODELİ

Her bireyin zekâsı farklıdır.

Bireyin kişisel özelliklerinin belirlenmesinde zekâ ve bireyin algılama yeteneği en önemli iki etmendir.

Fenomenolojik yaklaşıma dayalıdır ve insan beyni bu yaklaşımla incelenmiştir.

Kişiler algılama yeteneklerine göre Somut (duyulara) ve Soyut (sezgi, hayal gücüne dayalı), algıladıkları verileri düzenleme yeteneklerine göre de Ardışık (sıralı) ve Random (rastgele) olmak üzere ikiye ayrılır.

Bu nedenle Gregorc’a göre 4 öğrenme stili vardır.

1. Somut Ardışık: Yaparak-yaşarak öğrenme. Somut materyalleri sıralama. Proje, deneylerle çalışma.

2. Soyut Ardışık: Fikir ve kavramlara önem verme, yeni fikirler üretme. Anlatım, sunuş.

3. Somut Random: Bağımsız çalışma, problem çözme ve nedenleri araştırma. Gezi, gözlem.

4. Soyut Random: Olay ve şekilleri karışık algılama. Kuralları sevmeme. Tartışma, soru-cevap

Bireylerde bu öğrenme biçimlerinin biri ya da birkaçı bulunabilir.

Etkili öğrenmenin sağlanabilmesi için öğretim sürecinde tüm öğrenme biçimlerinin dikkate alınması gerektiği savunulur.

KOLB’UN ÖĞRENME STİLLERİ

(YAŞANTISAL ÖĞRENME MODELİ)

Kolb’a göre bireyler kendi yaşantılarından, deneyimlerinden öğrenirler ve bu öğrenmenin sonuçları güvenli bir şekilde değerlendirilebilir.

Her bireyin öğrenme stili farklıdır. Öğrenme stilleri yaşa, cinsiyete ve kültüre göre farklılık gösterir.

Öğrencinin öğrenme stili kendi kişilik özellikleriyle benzerlik gösterir.

Öğrenme bir süreçtir, bilgi ise yaşantıların dönüştürülmesidir.

Kolb’a göre yeni bilgiler, beceriler veya tutumlar yaşantısal öğrenmenin 4 biçimi içinde yer almasıyla gerçekleştirilebilir.

Öğrencilerin etkin olabilmeleri için 4 farklı yeteneğe (yaşantıya) ihtiyaçları vardır.

Yaşantısal Öğrenme Modeli Öğrenme Biçimleri

1. Aktif yaşantı (Yaparak-yaşayarak öğrenme): Birey problemleri çözerek, uygulama ve etkinlik yaparak, karar alarak bilgiyi oluşturur. Birey risk alır, sabırsızdır ve kolay uyum sağlar (Duyu-motor dönem)

2. Somut yaşantı (Hislere dayalı öğrenme): Bireyin önyargı oluşturmaksızın yeni yaşantılara açık olmasıdır. Birey hissederek ve sezerek, yeni deneyimlere girişebilir (İşlem öncesi dönem).

3. Yansıtıcı gözlem (İzleyerek-gözlemleyerek öğrenme): Birey başkalarını ve kendini izleyerek gözlem yapar ve edindiklerini yaşantısına aktarır. Birey sabırlı ve tarafsızdır. Dikkatli düşünerek karar verir ve olaylara değişik açılardan bakabilir. Ne, nasıl, neden? Sorularına yanıt aranır (Somut işlemler dönem)

4. Soyut kavramsallaştırma (Düşünerek öğrenme): Birey daha önceki gözlemleri üzerinde mantıklı olarak düşünür ve bunları açıklamak için kuramlar kullanır, teoriler geliştirir (Soyut işlemler dönemi).

Yaşantısal öğrenme modeli iki boyutludur: Somut yaşantı ve soyut kavramsallaştırma bireyin bilgiyi nasıl algıladığını, aktif yaşantı ve yansıtıcı gözlem ise bireyin bilgiyi nasıl işlediğini açıklar. Yani Kolb’un yaşantısal öğrenme modeline göre bireyler bilgiyi hissederek veya düşünerek algılar, izleyerek veya yaparak işlerler.

Herkes bu 4 öğrenme yaşantısının bileşeni olan bir öğrenme stiline sahiptir. Bu öğrenme stilleri 4 tanedir.

Yaşantısal Öğrenme Modeline Göre 4 Öğrenme Stili

1. Yerleştiren (uyumsayan): Somut yaşantı + aktif yaşantı

Ana özellikleri: Planlar yapma, kararları uygulama ve yeni yaşantılar geçirme. Bu stile sahip bireyler değişime kolayca ayak uydurabilen, pragmatik, açık fikirli, girişimci, araştırmacı, keşfeden ve fevri hareket edebilen kişilerdir.

2. Ayrıştıran: Soyut kavramsallaştırma + aktif yaşantı

Ana özellikleri: Problem çözme, karar verme, fikirlerin sistematik ve mantıksal planlanması ve analizi, parçadan bütüne gitme. Detaylara önem verilir. Nasıl? sorusu sorulur.

3. Değiştiren: Somut yaşantı + yansıtıcı gözlem

Ana özellikleri: Düşünme yeteneği, değer ve anlamların farkında olma, görüşleri anlamlı ilişkilendirme. Yargıları güzeldir fakat eylemi yoktur. Görüş ve düşünceleri biçimlendirirken kendi duygu ve düşünceleri ön plandadır.

4. Özümseyen: Soyut kavramsallaştırma + yansıtıcı gözlem

Ana özellikleri: Duygular yerine soyut kavram ve düşünce üzerinde durma, kavramsal modeller üretme. Mantıklı ve sistematiktirler. Bilimsel kariyer açısından bu stil önem taşımaktadır. Nedir? sorusu sorulur.

11 ÖĞRETİM İLKE VE YÖNTEMLERİ BİLGİ NOTU Dr. Oğuz ÇETİN

4MAT ÖĞRENME STİLİ (MC CARTHY MODELİ)

Bernice McCarthy’nin öğrenme stili kuramı, özellikle Kolb’un geliştirdiği öğrenme stillerinin sağ-sol beyin yarımküreleri ile ilişkisini ve her bir öğrenme stiline sahip bireylerin öğrenirken cevap aradıkları “niçin, ne, nasıl ve ise” sorularının önemini ortaya koyan bir kuramdır. McCarthy’ye göre bireylerin öğrenmesinde bilgileri algılama ve düzenleme yetenekleri çok önemlidir.

Özellikleri

Bireyler algılama yeteneğine göre hissederek ve düşünerek algılayanlar, düzenleme yeteneğine göre ise, yaparak ve gözlemleyerek düzenleyenler olmak üzere farklılıklar gösterir.

McCarthy’e göre öğrenme sürecinde dört farklı öğrenme stiline sahip birey bulunur:

1. Yaratıcı Öğrenen: Öğrenme için bir içerik oluştururken geçmiş deneyimlerini kolayca paylaşırlar. Yaratıcı öğrenenler, diğer bireylerle ilişki halinde olan ve onların diğer bireylerle irtibat halinde olmasına imkân veren ortamlar sağlandığında en iyi şekilde öğrenebilen bireylerdir. Bu meraklı, sorgulayıcı öğrenenler, dinleyerek ve fikirleri paylaşarak öğrenirler.

2. Çözümleyici Öğrenen: Her zaman yeni bir şeyler öğrenme ihtiyacındadır. Çözümleyici öğrenenler, izleyerek ve dinleyerek öğrenirler. Stratejik planlamacı ve idealisttirler. Bu öğrenenler, bir karara varmadan önce bütün verilere sahip olmak isterler. Düşünceleri kesin ve nettir, genelde “sadece gerçeklerle” ilgilenirler.

3. Sağ Duyulu Öğrenen: Öğrendiklerinin o an için bir anlamı olup olmadığını bilmesi gereklidir. Sağduyulu öğrenenler, mantıklı ve işe yarar olup olmadıklarını görebilmek için fikirlerle oynarlar. Bu öğrenciler, teoriyi gerçek dünyada test etmek ve öğrendiklerini uygulamak isterler. İşin bitirilmesinden hoşlanırlar. Kendi fikirlerini kullanan, problemleri analiz edip, çözebilen, uygulama yanlısı kişilerdir. İsminden anlaşılacağı gibi sağduyulu öğrenenler, uygulanabilecek ve kendileri için önemi olan şeylerle ilgilenirken gelişirler.

4. Dinamik Öğrenen: Öğrendiklerini kullanmak için yaratıcı yollar geliştirir. Dinamik öğrenenler de öğrenme sürecinin bir parçası olarak hareketten hoşlanırlar. Projeler üzerinde düşünmek yerine, önsezilerini takip etmek, yeni istikamet ve olasılıklar bulmak suretiyle ilerlerler.

4MAT öğretim modeli bir öğrenme döngüsü olarak tanımlanabilir.

Öğrenme döngüsünde; somut yaşantı, yansıtıcı gözlem, soyut kavramsallaştırma, aktif yaşantı yetenekleri bireylerin öğrenme stillerini belirleyen yeteneklerdir.

Bölüm IV – Öğretim Stratejileri

Hedefler, seçilebilecek stratejinin türünü belirlemede kaynaklık eder. Stratejileri belirlemede en önemli ölçüt, ulaşılacak hedeftir.

Öğretmen merkezli stratejilerde öğretim, öğrenmeyi sağlama; öğrenci merkezli stratejilerde ise öğrenmeye kılavuzluk etme olarak ifade edilir.

Öğretim stratejileri 3 ana başlık altında gruplanmaktadır.

1-Sunuş (Alış) Stratejisi

2-Buluş (Keşfetme) Stratejisi

3-Araştırma – İnceleme Stratejisi

1-SUNUŞ STRATEJİSİ:

Bilişsel kurama dayalı olarak Ausubel tarafından ortaya atılmıştır. Tüm bilgilerin öğretmen tarafından aktarılmasıyla kavram ve genellemelerin öğretildiği bir öğretme yoludur.

Bu stratejide öğretmen bilgiyi düzenler, organize eder ve öğrenciye hazır olarak alacağı içerikte sunar.

Dersin giriş ya da açıklamaların gerekli olduğu kısımlarında kullanılır.

Ausubel’e göre bilgilerin yaşama aktarılması için öğrenmenin anlamlı ve kalıcı olması gerekir.

Açıklanmanın gerektiği her durumda kullanılır. Daha çok kavram, ilke ve genellemelerin öğretiminde uygundur.

Bütünden parçaya (genelden özele) doğru bilgi sunumu olduğundan tümdengelim kullanılır.

Bilişsel alanın bilgi basamağındaki davranışların kazandırılması amacı ile kullanılır. Öğretmen merkezlidir.

Öğrenmeyi kolaylaştırıcı görsel-işitsel öğelerin kullanılması, bol örnek verilmesi, karşılaştırmaların yapılması öğrencilerin öğrenmelerini kolaylaştıracaktır.

Fazla zaman almaz, maliyeti düşüktür. Kalabalık sınıflarda uygulanır. İlköğretim 5. sınıftan sonraki eğitim kademeleri içine uygundur. (soyut düşünebilme gerekli)

Planlanması

Öğrenciden beklenen davranışlar belirlenir.

İşlenecek konu belirlenir.

Hedef ve içeriğe uygun biçimde örnekler seçilir ve hazırlanır.

Örgütleyiciler

Konu başında mutlaka ön örgütleyiciler(organize ediciler) kullanılmalıdır. Örgütleyiciler dersin genel yapısını öğrencilere gösterdiği için anlamlı öğrenmeyi sağlar.

i) Açıklayıcı Örgütleyiciler: Dersin genel yapısını gösteren, sonradan öğrenilecek konuların içine yerleştirileceği genel yapılardır.

Öğrenciler karşılaştıkları bu yapı sayesinde önceki bilgilerini organize ederler, sonradan öğreneceklerini ise doğru yerlere kaydeder.

ii) Karşılaştırıcı Örgütleyiciler: Öğrenilenler arasındaki benzerlik ve farklılıkların anlaşılmasını sağlamak amacıyla kullanılır. Bu örgütleyiciler, daha önce öğrenilmiş(bilinen) bir konuyu, bilinmeyen bir konuyla karşılaştırır, ilişki kurar.

Kavram Haritaları:

Novak ve Gowin tarafından, Ausubel’in anlamlı öğrenme kuramından yola çıkarak geliştirilmiştir.

Daha geniş bir başlık altındaki kavramların birbirleriyle ilişkilerini gösteren iki boyutlu şemalardır. Kavramlar arasındaki

12 ÖĞRETİM İLKE VE YÖNTEMLERİ BİLGİ NOTU Dr. Oğuz ÇETİN

ilişkilerin şematize edilmesiyle bilgilerin zihinde somut ve görsel olarak düzenlenmesini sağlar.

En yaygınları balık kılçığı – örümcek ağı – sınıflama ve olaylar zinciri kavram haritalarıdır.

Sunuş Yoluyla Öğretim Stratejisinde Kullanılan Öğretim İlke ve Yöntemleri

Anlatım

Soru-cevap

Gösteri

Sempozyum

Panel

Seminer Anahtar Kelimeler: Tümdengelim, anlamlı öğrenme, öğretmen merkezli, kavram haritaları, soyut konuların öğretimi, dersin giriş kısmı, anlatım, aktarım, açıklama

2-BULUŞ (KEŞFETME) STRATEJİSİ:

Bruner tarafından ortaya atılmıştır. Öğretme bir problemle başlar. Öğretmen bu probleme ilişkin kaynak önerir, ön bilgiler ve örnekler verir. Öğrenci ise problemle ilgili verileri toplayıp, analiz ederek soyutlamalara, ilke-kavram ve genellemelere ulaşır. Öğrenci aktif bir role sahiptir.

Geleneksel öğretim yöntemlerinde öğrenciye bilgi, tanım ve genellemeler hazır olarak verildiği için öğrenci pasiftir. Buluş yoluyla öğrenme yaklaşımında ise, öğrenci çözebileceği ve üstesinden gelebileceği problemlerle karşı karşıya getirilir. Güdüleyici bir öğretme yoktur.

Düşünce yeteneğini geliştirmede kullanılır. Öğrenci merkezlidir. Dersin etkinlikler (gelişme) kısmında kullanmak için uygun bir stratejidir.

Problem çözme becerisini, aşağıdaki problem çözme aşamalarını izleyerek bu öğretim stratejisi ile kazanır.

Problemi hissetme

Problemi tanımlama

Çözüm seçeneklerini belirleme

Bilgi (veri) toplama

Bilgilerin (verilerin)analizi (çözümleme-değerlendirme)

Genellemelere ulaşma

Buluş Stratejisinin Uygulanması

Öğretmen bu süreçte gerekli gördüğü, yerlerde, sorularla öğrencilerin buluşuna rehberlik eder.

Öğrenciyi yönlendirirken merakı canlandırmak olayın en önemli basamağıdır. Ancak öğrenci tam bir belirsizliğin içine itilmemeli, gerilim arttırılmamalıdır.

Somut konuların öğretiminde, özellikle okul öncesi eğitim kademesinde sıklıkla kullanılabilir. Çok kalabalık sınıflar için uygun olmayabilir. Fazla zaman alabilen maliyeti yüksek bir stratejidir.

Bireysel farklılıklar süreci olumsuz etkileyebilir. Bilişsel alanın kavrama düzeyindeki davranışların kazandırılmasında kullanılır.

Buluş Stratejisinde Kullanılan Öğretim İlke-Yöntemleri

Tartışma

Örnek olay

Deney

Soru-cevap

Bilgisayar Destekli Öğretim

Yansıtıcı düşünme

Anahtar kelimeler: Merak, keşif, sezgi, tümevarım, örneklerden hareket etme, ilke-tanım ve genellemelere ulaşma, somut konuların öğretimi

3-ARAŞTIRMA-İNCELEME STRATEJİSİ:

Dewey tarafından geliştirilen bu stratejide öğrencinin problem çözme becerisini kullanarak, araştırma-inceleme yoluyla öğrenmesi söz konusudur.

Bu stratejide öğretmen ön bilgi ve örnekler vermez. Öğrenci tümüyle etkin, öğretmen yol gösterici ve rehberdir.

Öğrenci üst düzey beceriler kazanır ve alternatif düşünceyi öğrenir. Öğrenci bu stratejiyi kullanırken bilimsel problem çözme basamaklarını öğrenir ve uygular. Bu yüzden bilimsellik ön plandadır.

Bu tür çalışmalar okul ile gerçek yaşam arasında ilişki kurulmasını sağlar. Bu strateji sınıf dışında uzun süreli araştırma çalışmaları şeklinde olabileceği gibi, öğretmenin gerçek bir problemi sınıfa getirerek öğrencilerin katılımıyla çözüme ulaşması şeklinde de olabilir.

Uygulaması zaman alabilen masraflı bir stratejidir. Aynı zamanda farklı bakış açıları ile bakma becerisini de kazandırmakla beraber, problemin sınırları iyi çizilmezse öğretim etkinliği amacından sapabilir. Bilişsel alanın uygulama ve daha üst düzeydeki davranışlarının kazandırılmasında yararlanılır.

Araştırma-İnceleme Yoluyla Öğretim Stratejisinde Kullanılan Öğretim İlke ve Yöntemleri

Problem çözme

Laboratuvar

Örnek olay

Gezi- gözlem

Deney, benzetim

Yaratıcı, eleştirel düşünme

Gösterip yaptırma

Anahtar kelimeler: Problem çözme, bilimsellik, tümevarım ve tümdengelim, üst düzey beceriler, araştırma, inceleme

Buluş-Araştırma

Hem buluş hem de araştırma-inceleme stratejisi problem çözme içerdiğinden zaman zaman karıştırılmaktadır. Buluş yoluyla öğretimde öğrencinin var olan bir bilgiye öğretmenin rehberliğinde ulaşarak problem çözmeyi öğrenmesi beklenir. (Tümevarım)

Araştırma yoluyla öğretimde ise problem çözme becerisini kullanarak araştırma, sorgulama, rapor hazırlama becerilerini öğrenmesi yani bilimsel yöntemi benimsemesi önemsenir. (Hem tümevarım hem tümdengelim)

13 ÖĞRETİM İLKE VE YÖNTEMLERİ BİLGİ NOTU Dr. Oğuz ÇETİN

Bölüm V – Öğretim Yöntemleri

ANLATMA (ANLATIM) YÖNTEMİ

Öğretmenin olay, olgu ve ilkeleri sözel olarak sunduğu, daha çok sunuş yoluyla öğretim stratejisinde kullanılan bir yöntemdir. Soyut kavramların aktarılmasında etkilidir. Daha çok dersin başlangıç ve bitiş kısımlarında öğrencilere ortak altyapı oluşturmada kullanılır. Öğrencilerin pasif olduğu, öğretmen merkezli bir yöntemdir. İşiterek öğrenme temellidir.

Not alma becerisini ve dinleme alışkanlığını kazandırır. Laf salatasını (verbalizm) önlemek için planlama iyi yapılmalıdır. Anlatım süresi iyi ayarlanmalı, beden dili ve ses tonu etkili kullanmalıdır.

Sınırlılıkları

Öğrencilerin öğretmenle fikir alışverişi yapma şansı yoktur.

Ezbere teşvik eder. Sadece bilgi düzeyindeki hedef davranışların kazanılmasında etkilidir.

Derli toplu yapılmazsa; öğretmen ortama hâkim olmazsa hedeften sapılır, konu dağılır.

İyi anlaşılmayan noktalar açığa çıkarılamaz.

Bireysel farklılıkları dikkate almaz.

Dönüt-düzeltme yapmak için uygun değildir, her zaman yapılamayabilir.

İşiterek öğrenme güçlüğü çekenler için uygun değildir.

Anlatım ve sunuş stratejisi çoğu zaman aynı kavrammış gibi algılanır. Anlatım, bilgilerin sözel sembollerle ifade edildiği bir yöntemdir. Sunuş stratejisi ise anlatımda içine almakla beraber araç-gereç ve kavramların haritalarının da kullanılabildiği, farklı teknikleri de içeren bir stratejidir.

2012 KPSS: Metin Öğretmen öğrencilerinin, konuyla ilgili organize bilgilere sahip olması gerektiğini, ön hazırlık açısından bunun önemli olduğunu ve öğrencilerin karmaşa yaşamaları hâlinde kavram yanılgıları gibi bazı sorunlarla karşılaşabileceklerini düşünmektedir. Bu durumda Metin Öğretmen’in, hangi yöntem veya tekniği kullanması daha uygundur? Cevap: Anlatım

TARTIŞMA YÖNTEMİ

Bir konu ya da problemle ilgili olarak öğrencileri düşünmeye yönlendirmek, anlaşılması güç olan konuları açıklamak verilen bilgileri pekiştirmek amacı ile kullanılan bir yöntemdir.

Tartışma yöntemi öğrenci merkezli bir sınıf ortamının oluştuğu, öğrencilerin kendilerini rahatça ifade edebildikleri, düşünme, eleştirme, başkalarının görüşlerine saygı duyma (demokratik tutum), iletişim kurma becerilerinin geliştiği bir yöntemdir.

Bu yönteminin kullanılması öğrenmenin kalıcılığı açısından önemlidir. Çünkü öğrendiklerini konuşarak uygulamaya dönüştüren öğrenciler daha kalıcı bir öğrenme elde ederler.

Buluş yoluyla öğretim stratejisinde ve kavrama düzeyindeki davranışların kazandırılmasında kullanılabilir.

Öğrenci merkezlidir.

Etkileşim önemlidir. Öğrenci öğretmenden öğretmen öğrenciden etkilenir.

Temel bilgiye sahip olunmalıdır. Anlaşılmayan noktaları ortaya çıkarmak ve bilgiyi pekiştirmek için kullanılır. İşiterek ve söyleyerek öğrenme temellidir. Arkadaşlarının görüşlerine saygı duymayı öğretir. (demokratik tutum)

Tartışma Teknikleri

Büyük Grup Tartışması: Tüm sınıfın katıldığı, tüm sınıfın etkin olarak öğrenme sürecine katılmasına olanak sağlayan yöntemdir. Tek başına kullanılabileceği gibi diğer yöntemlerle de kullanılabilir. Katılım ve etkileşim azdır. 10-12 kişilik sınıfarda…

Küçük Grup Tartışması: Büyük grupların küçük gruplara bölünmesi ile oluşturulur. 2-6 kişilik gruplar. Bir başkan yönetiminde konuların gruplarca tartışılması. Liderlik yeteneği. Üst düzey düşünme ve iletişim becerileri.

Panel: Küçük bir grubun belli bir konuyu izleyicilerin karşısında tartıştıkları bir tekniktir. Toplumu ilgilendiren konu, uzmanlar, samimi bir hava, konunun derinlemesine incelenmesi…

Zıt Panel: Konuları tekrar etme gözden geçirme amacı ile kullanılan bir tekniktir. Yeterince açıklığa kavuşmamış konular, soru soran grup-cevaplayan grup…

Sempozyum: Bir konu ile ilgili iki ya da daha fazla kişinin katıldığı grup tartışma tekniğidir. Sempozyuma katılan konuşmacılar konularına hâkim olmalıdır. Akademik bir konu, bildiri, tebliğ, ilmi ve ciddi bir hava…

Oturumlar şeklinde gerçekleşir. Bildiri ya da tebliğ sunulur. Resmi bir havada gerçekleşir. Bilimsellik son derece önemlidir.

Kollegyum: Panele oldukça benzeyen ancak paneldekinin aksine 2 farklı panel grubunun yer aldığı tekniktir. Birinci grup uzmanlardan ikinci grup ise öğrencilerden oluşur. Öğrenci grubu konuyu sunar ve uzman gruba sorularını yöneltir.

Münazara: İki farklı düşünceyi savunan grubun diğer öğrenciler karşısında konuyu savunmalarına dayalı olarak uygulanan tekniktir. Söz Ustalığı, Kendi görüşleri doğru...

Beyin Fırtınası:

Eleştiri ve yargılama olmaksızın bir konu üzerinde düşüncelerin söylenmesine, yaratıcı düşüncelerin ortaya çıkarılmasına yarayan bir tekniktir.

Bir grup insanın kısa zamanda, bir probleme çözüm getirmek ve karar vermek amacıyla hayal güçlerini ve yaratıcılıklarını kullanarak çözüm ve fikir üretmeleridir.

Beyin fırtınası hem bir problem çözme yolu hem de bir tartışma çeşididir. Bu nedenle problem çözme ve yaratıcı düşünme becerisi gerektirir.

Öğrenci merkezlidir.

Dikkat edilecekler:

Beyin fırtınası oturumlarına izleyici alınmamalıdır.

Süreç herhangi bir kayıt cihazına kayıt edilmemelidir.

Fikirler söylendiği sırada eleştirilmemeli, alay edilmemeli, değerlendirme ve yönlendirme yapılmamalıdır.

Ancak görüşlerin toplanması tamamlandıktan sonra değerlendirme yapılmalıdır.

Değerlendirmeyi öğretmen sınıfla beraber yapmalı.

Serbest, rahat ve demokratik bir ortam yaratılmalı.

Her türlü ilginç ve farklı fikirlerin ifade edilmesine izin verilmelidir (üretilen görüş niceliği önemlidir).

Öğretmen kendi fikirlerini de söyleyerek katılımcıları (öğrencileri) yüreklendirmeli.

Uygulanması:

Lider (öğretmen) tarafından önce problem sunulur ve bu problem tahtaya yazılır.

Öğrencilerden, kendilerine tanınan kısa süre içinde (bu süre esnek olmalı) görüşlerini belirtmeleri istenir ve bu görüşler ayırt edilmeksizin tahtaya yazılır.

Süre bitince tahtaya yazılan fikirleri öğretmen, sınıfla beraber analiz edip değerlendirmeye alır (benzer fikirler birleştirilerek numaralandırılır, sıraya konulur ve

14 ÖĞRETİM İLKE VE YÖNTEMLERİ BİLGİ NOTU Dr. Oğuz ÇETİN

gruplandırılır). Ortak bir sonuç çıkarılır (en etkili fikir veya çözüm yolu belirlenir).

2012 KPSS: “Deniz kirliliğini nasıl engelleriz?” sorusuna öğrencilerinin çözüm üretmesini isteyen bir öğretmenin, beyin fırtınası uygulama ilkelerine göre aşağıdakilerden hangisini yapması yanlıştır?

A) Rahat bir konuşma ortamı oluşturması B) Yeni fikirler üretmeye cesaretlendirmesi C) Doğru sonucu bulmaya özendirmesi D) Öne sürülen düşüncelerin eleştirilmesini engellemesi E) Fikirlerin değerlendirilmesini en sona bırakması 2013 KPSS: Bir öğretmen öğrencilerine “Nehirler tuzlu olsaydı ne olurdu?” sorusunu yönelterek 10 dakika boyunca öğrencilerden gelen fikirleri tahtaya yazıp bu fikirlerin tartışılıp değerlendirilmesini sağlamıştır. Bu öğretmen, aşağıdaki yöntem veya tekniklerden hangisini kullanmıştır? A) Soru-cevap B) Çember C) Forum D) Açık oturum E) Beyin fırtınası Görüş Geliştirme Tekniği:

Eleştirel düşünmeyi, başka görüşlere saygıyı, ikna yeteneğini geliştirmeyi, görüşlerini değiştirebilme becerilerini kazandırmayı amaçlar.

Öğrenci merkezli olup zıtlıkların iki ucunda ya da aralarında bir yerlerde olan öğrencilerin, eğilimlerini gerekçelendirdikleri bir tartışma çeşididir.

Kullanımı

İki zıt kutup seçilir. Evet ya da hayır cevabını alacak şekilde sorular hazırlanır. İkiden fazla seçenek de sunulabilir. Öğrencinin farklı görüşlerini ifade edebileceği konuya ilişkin sorular sorulur. Öğrenci soruya ilişkin seçtiği seçeneği söyler ve neden bu seçimi yaptığını açıklar. Diğer öğrenciler saygıyla dinleyerek katılıp katılmadıklarını ifade ederler ve fikirlerini değiştirebilirler.

Seçenekler ara seçenekleri de içermeli evet ve hayır yok…

2012 KPSS: Bir coğrafya öğretmeni “Türkiye’de su kaynaklarının verimli kullanımı için hidroelektrik santrallerinin kurulması doğru bir uygulama mıdır?” sorusuyla derse başlayarak konuyu, öğrencilerinin tartışmasını ister. Tartışma, sınıfa asılan bir görsel tutum formu kullanılarak gerçekleşir. Öğrenciler tutumlarını bu görsel tutum formunun önünde gerekçeleriyle açıklar. Öğretmen bu yolla öğrencilerine kanıt bulma, dinleme, eleştiriye açık olma gibi özellikleri kazandırmayı hedefler. Öğretmenin bu uygulaması aşağıdakilerden hangisine uygun bir örnek oluşturur?

Cevap: Görüş geliştirme

Görüş Geliştirme ile Münazara Tekniklerinin Karşılaştırması

İki metotta da zıtlık ve çelişki içeren konu vardır.

Görüş geliştirme de zıtlık içeren iki fikir arasında ara fikirler varken, münazara tekniğinde bu iki zıt fikrin arasında orta (ara) bir fikir yoktur.

Görüş geliştirmede seyirciler ve jüri yoktur (tüm sınıf tekniği uygular), fakat münazara da vardır.

Görüş geliştirmede fikirler değiştirilebilirken münazara da fikirler değiştirilemez.

Görüş geliştirme bireysel bir tekniktir ve tüm sınıf katılır, münazara ise grupsaldır ve sadece 2 grup tekniği uygular.

Görüş geliştirmede kazanan-kaybeden yoktur, oysa münazara da kazanan-kaybeden vardır.

Görüş Geliştirme ile Beyin Fırtınası Tekniklerinin Karşılaştırılması

Görüş geliştirme zıtlıklar içeren konuların öğretimine (eleştirel) uygunken, beyin fırtınası özgün (yaratıcı) düşünce bulmak için uygulanır.

Görüş geliştirmede fikir sayısı bellidir (genelde 5 ile sınırlıdır), oysa beyin fırtınasında birçok fikir vardır ve fikir sayısı belli değildir.

Görüş geliştirmede fikirlerin gerekçelendirmesi gerekirken beyin fırtınasında bu gerekçelendirme aranmaz.

İki metotta bireyseldir, öğrenciler fikirlerini değiştirebilir ve öğrenciler bir konuya farklı açıdan bakmayı öğrenirler.

Forum: Değişik görüşlere sahip iki ya da daha fazla konuşmacının belli bir konuda geniş bir kitleye uzman bilgisi aktarması ve daha sonra da dinleyicilerden gelecek sorulara cevap vermesidir. Panel, açık oturum ve sempozyumdan sonra gerçekleşebileceği gibi ayrı bir süreç olarak da düzenlenebilir. Forumun sonunda ortak bir karar metnine ulaşılır.

Açık Oturum: 3-5 kişilik bir grubun bir başkan yönetiminde belli konularda fikir ve görüşlerini sırayla dinleyicilere aktardıkları tekniktir. Güncel bir konunun uzmanlarınca bir başkan başkanlığında sunulması… Ör: Siyaset Meydanı

Vızıltı Grupları: Vızıltı grupları çeşitli şekillerde oluşturulur. Örneğin vızıltı 22’de iki öğrenci bir konu üzerinde ikişer dakika konuşur. Vızıltı 66’da ise, altı öğrenci aynı konu üzerinde altışar dakika tartışır.

Vızıltı gruplarında önemli olan belli bir öğrencinin belirli bir süre bir konu üzerinde tartışması ve sonunda varılan kararların açıklanmasıdır. Bu tür grup tartışması 4’le 36 dakika arasında sürebileceği için vızıltı gruplarına “kısa süreli tartışma grupları” da denilmektedir. Amaç yaratıcılığı geliştirme, Öğrenci sayısı kadar konuşma süresi…

Fikir Taraması: Kısa süreli tartışma grupları türünden olan fikir taramasında 4-9 kişiden oluşan gruplarda belli bir konu üzerinde 5- 10 dakika konuşulur. Burada önemli olan husus, yaratıcı düşünce ve soruna değişik çözümler getirmektir. Sınıfa canlılık getirmek, ilgi-dikkati toparlamak amacı…

Brifing: Resmi ya da özel kurumlarda yöneticilere ya da dinleyicilere kurum ve işletme ile ilgili verdikleri özel bilgi sunumudur.

Workshop (Çalıştay yönetimi): Küçük bir grubun belli bir yerde kısa bir sürede toplanarak belli konular üzerinde çalışarak, tartışarak problemlere çözüm ürettikleri veya ortak karar aldıkları bir tekniktir. Kısa sürede (hızlı) ortak çözüm yollarını bulma…

Çember: Bir başkan, bir sekreter ve bir süre ayarlayıcısı belirlendikten sonra herkese 1 dakika süre verilerek çember şeklinde oturtulmuş 15 kişinin sırayla söz alması esasına dayanır.

Akvaryum: Çember tekniğinin iç içe iki çemberle uygulanmasıdır. İçteki çemberdekiler tartışır, dıştakiler onları izler. Zaman zaman dıştakiler içtekilere soru da sorar. Bu teknik dıştaki öğrencilerle içtekilerin yer değiştirmesine de olanak tanır.

Argümantasyon: Bir fikri, hipotezi veya düşünceyi deliller ve ispatlar kullanarak savunma ve açıklamaya çalışmadır. Eleştirel düşünme…

Bir grubun samimi havada derinlemesine bilgi verdikten sonra dinleyicilerin sorunlarını yanıtlaması paneldir. Sadece soru sorulan kısmı sorulacak olursa bu forumdur. Bazı kaynaklara göre ise kollegyum ile zıt panel aynı şeydir. Aslında ortak noktalar çoktur. Her ikisinde de iki grup vardır. Kollegyumda sınıfın önündeki gruplardan biri öğrencilerden diğeri uzmanlardan oluşur, öğrencilerden oluşan grup uzmanlardan oluşan gruba soru sorar. Zıt panelde sınıf ikiye ayrılır. Bir grup soru sorar diğeri yanıt verir.

15 ÖĞRETİM İLKE VE YÖNTEMLERİ BİLGİ NOTU Dr. Oğuz ÇETİN

ÖRNEK OLAY YÖNTEMİ

Kullanımı

Örnek olay, gerçek yaşamda karşılaşılan bir olay, durum ya da konunun içindeki problemlerin sınıf ortamında tartışılarak çözülmesi yoluyla öğrenimin sağlanması ve problem çözme becerisinin kazandırılmasında kullanılır. Öğrencilere bir konuyu ya da beceriyi kazandırmak ve o konuda uygulama yaptırmak amacıyla kullanılır. Böylelikle önceki öğrenmelerin transferi de sağlanır. Bu yöntem, daha çok buluş yoluyla öğretmede ve kavrama düzeyindeki davranışların kazandırılmasında kullanılır.

Bütün sınıf ya da küçük gruplar olarak çalışmaya başlamadan önce, olayın herkes tarafından doğru anlaşılması sağlanmalıdır. Olayın nedeni, nasıl olduğu ve sonuçları tartışılmalı, daha sonra alternatif çözüm önerileri üzerinde durulmalıdır.

Sınıf mevcudunun fazla olmadığı durumlarda bütün sınıfın katılımı ile yapılacak örnek olay incelemesinde;

Örnek olay yazılı olarak öğrencilere sunulur. Öğrencilere çoğaltılmış materyal olarak verebileceği gibi, tepegöz ya da projeksiyon ile öğrencilerin görmeleri sağlanabilir.

Öğrencilerin soruları varsa yanıtlanır.

Yönlendirici sorular sorulur.

Alternatif çözümleri üretilir.

Yeni çözüm önerileri dikkate alınarak örnek olayın öğrenciler tarafından yeniden yazılması istenir.

Tek çözüm yolu olan olaylar sınıfa getirilmelidir. Çünkü öğrencilerden alternatif çözümler üretmesi beklenir. Örnek olay öğretmen tarafından sınıfa getirilebileceği gibi, öğrencilerin çevrelerinde yaptıkları gözlemler sonucunda da düzenlenebilir.

Özellikleri

Öğrenci merkezlidir.

Öğrenciler, öğrendiklerini, bildiklerini ve kavradıklarını gerçek bir durumda kullanma ve uygulama şansı bulurlar.

Bir problem çözmeyi öğretir(Bir sorunu çözmeyi, analiz edip sonuca ulaşmayı öğretir.)

Görerek, işiterek ve söyleyerek öğrenmeye olanak tanır.

Yararları

Öğrencilerin konuyla ilgili olarak bilgileri uygulamada kullanabilme yeterliliği geliştirmelerini sağlar.

Öğrencilerde eleştirel düşünme, problem çözme ve karar verme becerisi gelişir.

Öğrencilerin çevrelerinde süregelen olaylara karşı duyarlılıkları da gelişir.

Öğrencilere öğrendiklerini kullanma ve bir problemi çözmeyi öğretir.

Sınırlılıkları

Dersin hedefleri çerçevesi dışına çıkılabilir (Böyle bir durumda öğretmen hedeften sapılması önlemeli ve konunun dışına çıkılmamasına özen göstermelidir).

Öğrenciler temel bilgilere sahip değilse çözüm üretemezler.

Kalabalık gruplarda etkili olarak kullanılamaz.(Kalabalık sınıflarda öğrenciler gruplara ayrılmalıdır).

Öğrenci mevcudunun fazla olduğu durumlarda tüm sınıfın katılımıyla örnek olay yöntemini uygulamak zordur. Böyle bir durumda öğrenciler dört ya da beş kişilik gruplara ayrılarak örnek olay uygulaması yapılır.

Gruplarda Yapılan Örnek Olaylarda İzlenen Aşamalar

Her gruba aynı ya da farklı örnek olay yazılı olarak sunulur.

Grupların çalışmaları sırasında öğrenci soruları yanıtlanır.

Yönlendirici sorular sorulur.

Grup olarak alternatif çözümler üretmeleri istenir.

Her gurubun çözüm yollarının bütün sınıfa sunulması sağlanır.

Büyük grup tartışması yapılır. Tartışma sonunda önerilen çözüm yolları tahtaya yazılır.

2012 KPSS: Öğretmen, bir trafik kazası sonrası yaşanan kavgayla ilgili olarak beş dakikalık video görüntüsünü sınıfla birlikte izler ve öğrencilerin, olayın nedenlerini ve sonuçlarını tartışmalarını isteyerek bu süreçte onlara rehberlik eder. Bu etkinlikte kullanılan yöntem/teknik ve beceri aşağıdakilerin hangisinde doğru olarak verilmiştir?

Cevap: Örnek olay – Analiz etme

GÖSTERİP (ÖRNEĞİNİ GÖSTEREK) YAPTIRMA

Öğrenciye ne yapılacağının söylenmesinin yetersiz kaldığı, nasıl yapılacağının da gösterilmesi gerektiği durumlarda kullanılır.

Bir işlemin uygulanmasını, bir sürecin işleyişini, bir araç gerecin çalıştırılmasını önce gösterip açıklama (açıklayarak gösterme) sonra da öğrenciye alıştırma ve uygulama yaptırarak öğretme yoludur.

Kullanımı

Bu yöntem daha çok uygulama düzeyindeki davranışların ve psikomotor becerilerin kazandırılmasında kullanılır. Öğrenci katılımının zorunlu olduğu durumlarda kullanılır.

Gösterip yaptırma yönteminde kazandırılacak beceriler öncelikle öğretmen tarafından gösterilip açıklanmalıdır.

Bu aşamadan sonra öğrenciye yeterli zaman ve tekrar olanağı verilmelidir. Kullanılacak araç-gereçler ve materyaller önceden öğretmen tarafından hazırlanmalıdır. Öğrencilerin hepsinin gösteriyi görüp izleyebilecekleri bir ortam hazırlanmalıdır.

Gösteriler sırayla ve aşamalı olarak gerçekleştirilmeli, bir beceri tam anlaşılmadan diğerine geçilmemelidir. Öğretmen öğrenciye alıştırma ve uygulama yaptırarak öğretirken öğrencilerin hataları anında düzeltilmelidir.

Özellikleri

İşlemin uygulanmasını, bir araç gerecin çalıştırılmasını gösterme ve açıklama öğretmen merkezli; alıştırma ve uygulama yapma işlemi öğrenci merkezlidir(Hem öğretmen hem öğrenci merkezlidir.

Tıp fakültesinde yaraya dikiş atma hedefine ulaşmak isteyen bir öğretim üyesinin sınıfa bir kadavra getirip bir yarayı kendisi öğrencilerin önünde dikerken öğrencilere nasıl dikiş atıldığını anlatarak açıklaması ardından da öğrencilerden diğer yaraları dikmelerini istemesi bu yöntemin uygulanmasına örnektir.

Yararları Yaparak yaşayarak öğrenme temelli olduğu için kalıcı

öğrenmeler gerçekleşir.

Öğrenciler birçok duyu organını kullanma olanağı bulur. Bu nedenle etkili öğrenmeler gerçekleşir.

Psikomotor (devinişsel) becerilerin ve uygulama düzeyindeki davranışların kazanılmasında en uygun yöntemdir.

Sınırlılıkları Çoğu zaman araç-gereç kullanımı zorunludur.

Maliyetlidir.

Zaman alıcıdır.

Her bir öğrencinin uygulama yapması gerekliliğinden kalabalık gruplarda etkili olarak kullanılamaz.

2010 KPSS: Metin Öğretmen beden eğitimi dersinde öğrencilerine “halk danslarını” öğretmektedir. Kazandırmak istediği becerileri önce kendisi kolaydan zora doğru öğrencilerine gösterir. Her öğrenciye, istenilen beceriyi kazanması için yeterli zaman ve tekrar etme şansı verir. Metin Öğretmen hangi öğretim yöntem, tekniğini kullanmıştır? Cevap: Gösterip yaptırma

16 ÖĞRETİM İLKE VE YÖNTEMLERİ BİLGİ NOTU Dr. Oğuz ÇETİN

2013 KPSS: Esra Öğretmen, bir dersinde aşağıdaki işlemlere yer vermiştir:

I. Öğrencilerin tüm duyu organlarına yönelik etkinlikler kullanmıştır. II. Yaparak, yaşayarak öğrenme amaçlı alıştırmalar yaptırmıştır. III. Uygulamalarda öğrenci katılımını serbest bırakmıştır. IV. Öğrencilerinde, üst düzey düşünme becerilerini geliştirmeye çalışmıştır. Esra Öğretmen’in bu dersinde yaptıklarından hangileri, gösterip yaptırma tekniğine uygundur? Cevap: I ve II

PROBLEM ÇÖZME YÖNTEMİ

Bir problemin öğrenciler tarafından çözümüyle gerçekleşir. Problem çözme bir yandan kuramsal bilgilerin uygulanmasını gerektirirken, diğer yandan öğrencilerde problem çözme becerilerinin gelişmesini sağlayan öğrenci merkezli bir yöntemdir.(Probleme dayalı öğrenme yaklaşımına dayanır.)

Kullanımı

Problem çözme yöntemi bir problemin çözümünde, genelleme ve sentez yapmada kullanılır. Araştırma yoluyla ve buluş yoluyla öğretim yaklaşımlarında, bilişsel alanın uygulama, analiz, sentez ve değerlendirme düzeyindeki davranışların kazandırılmasında kullanılır. Uygulama zaman alıcıdır.

PROJE YÖNTEMİ

Kullanımı

Araştırma yoluyla öğretimde ve üst düzey davranışların kazandırılmasında

Bir konunun öğretiminde doğrudan bir uygulama olarak değil ancak bu öğretime destek amacıyla

Bireysel ve grupla öğrenmeye ve okul ile gerçek hayat arasında bağ kurulmasına önem verildiğinde

Disiplinler arası çalışmalarda

Süreç boyunca çalışmalar önemli görüldüğünde (Süreç)

Özellikleri

Sınıf içinde ve dışında yürütülür.

Öğrenciler bireysel ya da gruplar halinde kendi ilgi ve isteklerine göre konu seçerler.

Öğretmenin rehberliğinde serbest çalışmalar yapılır.

Araştırma, iş birliği içinde çalışma ve üst düzey düşünme becerilerini geliştirir.

Problem çözme sürecini ve bilimsel yöntemi kullanarak konular üzerinde çalışılır

2012 KPSS: Elif Öğretmen, sınıfındaki öğrencilerden bir grubun gribe yakalanması üzerine “Sağlığını koruma sorumluluğunu üstlenir.” Kazanımını gerçekleştirmek için bir çalışma yapmaya karar verir. Öğrencilerinden gribin sebepleri, yayılması, tedavisi ve gripten korunma yolları hakkında araştırma yapmalarını, bulgularına eleştirel düşüncelerini de katarak sınıfta paylaşmalarını ister. Elif Öğretmen’in, öğrencilerden yapmasını istediği çalışma aşağıdakilerden hangisine örnektir? Cevap: Proje

BİREYSEL ÇALIŞMA YÖNTEMİ

Kullanımı

Araştırma yoluyla öğretime uygun durumlarda

Bilişsel alanın uygulama, analiz ve sentez basamaklarındaki davranışların kazandırılmasında

Öğrenci kendi başına bir konuyu öğrenmek istediğinde veya kendi başına çalışma yapmak istediğinde

Bireyin konuyu yaparak yaşayarak öğrenmesinde

Özellikleri

Öğrenci merkezlidir.

Öğrenci, yaparak ve yaşayarak öğrenir.

Öğrenciler öğrenme durumlarını kendilerine göre ayarlar.

Öğretim, öğrencinin ilgi, ihtiyaç ve yeteneklerine uygun olarak gerçekleşir.

Bölüm VI – Öğretim Teknikleri

A- GRUPLA ÖĞRETİM TEKNİKLERİ

ALTI ŞAPKALI DÜŞÜNCE

Sistematik düşünme, farklı yönleri görme, düşünme ve doğru karar verme becerilerini geliştirmek adına gerçekleştirilen bir tekniktir. Lateral (Yanal) düşünce…

Özellikleri

-Öğrencilerin aynı konuya farklı açılardan bakmalarını sağlar.

-Öğrenciler düşüncelerini, duygularını, mantığını, bilgisini, yaratıcılığını şapkanın rengine göre biçimlendirirler.

-Tekniğin uygulanmasından önce şapkaların anlamları ve tekniğin nasıl uygulanacağının somut örneklerle sınıfa anlatılması gerekmektedir.

1.Beyaz Şapka: Tarafsızlığı ve objektifliği anlatır. Objektiflik bilgiler ve sayılar ile ilgilidir.

2.Kırmızı Şapka: Tutkuları, duyguları, sezgileri temsil eder. Kırmızı şapka düşünceye duygusallık katar.

3.Siyah Şapka: Siyah renk, olumsuzlukları ve karamsarlıkları çağrıştırır. Bir kararın alınması durumunda tehlikeleri temsil eder.

4.Sarı şapka: Sarı renk güneşi çağrıştırır, aydınlıktır. Olumlulukları, avantajları, o kararın alınması durumunda sağlanacak yararları ve fırsatları temsil eder.

5.Yeşil Şapka: Yeni fikirler, yaratıcılık ve üretkenliği temsil eder. Bir kararın alınması durumunda daha farklı nelerin yapılacağını temsil eder.

6.Mavi Şapka: Mavi, tarafsızlığı, sakinliği ve hâkim olmayı akla getirir. Mavi şapka düşünme sürecinin düzenlenmesi ve kontrolüyle ilgilidir. Serinkanlı bir biçimde karar vermeyi temsil eder.

Altı Şapkalı Düşünme Tekniğinin Uygulanması

Konu belirlenir. Öğrenciler “U” yarım daire ya da çember biçiminde oturtulur.

Şapkalar öğrencilere temsil ettiği fikirlerle belirtilerek dağıtılır ya da tahtaya yazılır. Öğrenciler şapkanın temsil ettiği fikir doğrultusunda konuyu işler. Her öğrencinin her şapkaya göre görüş belirtmesi gerekir.

Altı Şapkalı Düşünme Tekniğinin Yararları

-Öğrencilerin bilimsel düşünme ve problem çözme becerilerini geliştirir. -Yaratıcı düşüncelerin ortaya çıkmasını sağlar. -Etkili bir iletişim ortamı yaratır. -Çok yönlü düşünmeyi sağlar. -Konuşma ve dinlenme becerisini geliştirir. -Öğrencilerin etkin katılımını ve etkin öğrenmelerini sağlar. -Öğrenci giydiği şapkanın gerektirdiği biçimde düşünce üretmeye çalıştığı için düşünceleri sadeleştirebilir. -Uygulanma sırasında şapkaların değiştirilmesi başka bir düşünce biçimine geçişi sağlar. -Empatiyi geliştirir.

17 ÖĞRETİM İLKE VE YÖNTEMLERİ BİLGİ NOTU Dr. Oğuz ÇETİN

Altı Şapkalı Düşünme Tekniğinin Sınırlılıkları

-Konu iyi seçilmezse yöntem etkin kullanılamaz. -Öğrenci ve öğretmen tarafından iyi anlaşılmaz ise, amacına ulaşamaz. -Kalabalık sınıflarda uygulanması zordur.

2011 KPSS: Aşırı yağmurun olduğu, sellerin büyük çevresel zararlara yol açtığı günlerde, Mustafa Öğretmen, “Yağmurlar sayesinde bu yıl kurak geçmeyecek.” der. Mustafa Öğretmen’in yukarıdaki davranışından yola çıkarak altı şapkalı düşünme tekniğinden hangi şapka rengine uygun davrandığını bulan öğrenciler, ders boyunca aynı şapka rengine uygun tepkiler vereceğini bilmektedirler. Buna göre, Mustafa Öğretmen’in ders boyunca aynı şapka rengine uygun olarak aşağıdaki davranışlardan hangisini göstermesi beklenmez?

A) Sanayileşmenin öneminden ve bunun doğanın yararına olduğundan bahsetmesi B) Yaşanmış nükleer santral kazalarını örnek göstererek olası riskler üzerinde durması C) Okunan hikâyedeki kötü adamın iyi yönlerinin de olduğunu söylemesi D) Buzulların erimesiyle yeni petrol rezervlerine ulaşılacağını ve bunun enerji kaynakları açısından yararlı olacağını belirtmesi E) Sera gazlarının salınımına sınırlama getirilmemesinin ekonomik kalkınmaya katkı getireceğini ifade etmesi Cevap: Sürekli takılan şapka iyimserlik ve olumlu şapka olan “sarı” şapkadır. Oysa B şıkkında risk, tehlikeleri ön plana alan, karamsarlık ve olumsuz şapka olan “siyah” şapkadır. Cevap B

2013 KPSS: Öğretmen, sınıfında altı düşünce şapkası tekniğini uygulamak istemektedir. Bu amaçla sınıfa getirdiği yarısı dolu bir su bardağını masasına koyar. Düşünce şapkalarını da öğrencilere dağıtarak öğrencilerinden şapkaların rengine uygun yorumlar yapmalarını ister. Buna göre, aşağıdaki öğrenci yorumu–şapka rengi eşleştirmelerinden hangisi yanlıştır?

A) Bardağın yarısı boştur. – Siyah B) Bu güzel bardağın içindeki su, hayatı temsil etmektedir. – Kırmızı C) Bu su temiz değildir. – Yeşil D) Bardağın yarısı doludur. – Sarı E) Bardağın yarısı dolu, yarısı boştur. – Mavi

ALTI AYAKKABILI UYGULAMA

Uygulama becerisi ve analitik düşünme yeteneği kazandırmayı amaçlayan tekniktir. Öğrenci merkezlidir. Yaratıcılığı geliştirir. Ayakkabıların renklerine göre anlamları şöyledir:

Lacivert (Resmi) Ayakkabı: Resmiyeti temsil eder. Rutin işler mümkün olduğunca mükemmel biçimde uygulanır.

Gri (Spor) Ayakkabı: Gri renk net olamayan durumları, spor ayakkabı da resmi olmamayı ve rahatlığı simgeler. Bilgi toplarken rahat bir biçimde çok yönlü olmayı ve tarafsız davranmayı gerektirir.

Kahverengi (Yürüyüş) Ayakkabı: Karmaşık durumları temsil eder. Pratikliği gerektirir. Uygulamaya dönük davranış ve esneklikten faydalanılarak sonuca varılır.

Turuncu (Lastik) Çizmeler: Tehlike, aciliyet ve krizi ifade eder. Odaklanma ve öncelik oluşturma duygusu en önemli özelliğidir.

Pembe (Ev) Terlikler: İnsancıllığı, duyarlılığı ve sıcaklığı temsil eder. Korumayı, acımayı, insanların duygu ve hassasiyetlerine karşı duyarlı olmayı çağrıştırır.

Mor (Binici) Çizmeler: Yetkiyi ifade eder. Kişi kendi yeteneği ile değil otoriteden aldığı resmi yetki ile hareket eder.

GÖSTERİ (GÖSTERİM / DEMONSTRASYON)

Anlatım tekniğini daha etkili bir şekilde gerçekleştirmek amacıyla görsel materyallerden faydalanma durumudur. Ayrıca büyük gruplara kısa sürede çok bilgi aktarmak ve uygulamaları göstermek için de faydalıdır.

Gösteri tekniği uygun araç gereçlerle bizzat uygulamanın gerçekleştirilmesi ile kullanılabildiği gibi önceden yapılmış bir uygulamanın video görüntülerinin izletilmesi ile de gerçekleştirilebilir.

Özellikleri

Öğretmen merkezlidir.

Duyarak ve görerek öğrenme temellidir.

Becerilerin öğretiminde etkilidir.

Kısa zamanda çok kişiye eğitim vermede kolaylık sağlar.

Yararları

Öğrenme süresini kısaltır.

Öğretimin verimliliğini artırır.

Öğrenmeye güdüler.

Konuyla ilgili bilgiyi ya da olguyu gerçek durumu ile görmeye yarar.

Sınırlılıkları

İyi planlanmazsa etkili olmaz.

Tüm öğrencilerin gösterimi görmesi mümkün olmayabilir.

Katılım olmadığı için gösterip yaptırma ya da benzetim kadar kalıcı öğrenme gerçekleşmeyebilir.

SORU-CEVAP

Soru – cevap tekniği;

Öğrencilerin bildiklerini ve bilmediklerini ortaya çıkarmak,

Düşünme ve konuşma alışkanlığı kazandırmak, Karşılıklı etkileşim sürecini başlatmak,

Öğrencilerin derse katılımı sağlamak,

Önemli olan noktayı vurgulamak,

Pekiştireç vermek,

Konuyu tekrar etmek ve

Anlaşılmayan noktaları ortaya çıkarmak için kullanılır.

Bilişsel Alan Sınıflama Yöntemine Göre Kullanılabilecek Soru Tipleri

Bilişsel Bellek Soruları: En alt düşünce düzeyinde çağrışım ve hatırlama ile sınırlı olan sorulardır.

Örnek: Hayvancılığın en yoğun olduğu bölge hangisidir?

Birleştirme Soruları: Kişinin düşüncelerini birleştirici ya da birbirine yakınlaştırıcı nitelikte sorular içerir.

Örnek: Yunanistan ve Türk kültürlerinin benzer ve farklı olan özelliklerini karşılaştırın.

Genişletme Soruları: Tahmin etme etkinliklerini içeren, genelde öğrencileri düşünmeye zorlayarak cevap vermede özgürlük tanıyan soru tipidir.

Örnek: Ülkemizin istihdamla ilgili sorunları hangileridir?

Değerlendirme Soruları: Kişisel düşüncelerin ortaya konmasını sağlayan öğrencileri içsel düşünce ve mevcut bilgilerini organize etme doğrultusunda zorlayan soru tipidir.

Örnek: Küresel ısınmanın zararlı etkilerini sizce nasıl azaltabiliriz?

Bu yöntemin sözlü sınavlarla hiçbir ilişkisi yoktur. Birinde amaç değerlendirmek diğerinde ise düşündürmektir.

2013 KPSS: Derste soru-cevap yöntem veya tekniğinin kullanılmasında uyulması gereken en temel kural: Kazandırılacak niteliklerle tutarlı sorular sorma’dır.

18 ÖĞRETİM İLKE VE YÖNTEMLERİ BİLGİ NOTU Dr. Oğuz ÇETİN

ROL OYNAMA

Görüşleri, duyguları anlamaya yardımcı olmak ve empati duygusunu geliştirmek amacıyla kullanılır.

Özellikleri

Bütün öğretim kademelerinde kullanılabilir.

Öğrenci merkezlidir.

Öğrencilerin gerçek yaşamdaki insan rollerini yaparak yaşayarak öğrenmelerini sağlar.

Yaparak yaşayarak öğrenme temellidir.

Yararları

Öğrencilerin sosyalleşmesine katkı sağlar.

Öğrenme ortamını eğlenceli kılar.

Öğrencileri tanıma fırsatı verir.

Etkin katılımı üst düzeye çıkarır.

Bireyin kendi duygularını keşfetmesini sağlar.

Problem çözme becerilerini geliştirir.

Farklı çözümleri görmelerini sağlar.

Empati ve grup iletişimi gibi becerileri geliştirir.

Sınırlılıkları

Zaman alıcıdır. Bazen sınıf kontrolü zor olabilir. Aynı öğrenciler gönüllü olabilir, bazı öğrencilerin isteksizliği söz konusu olabilir.

DRAMA

Sosyal hayat içinde ortaya çıkabilecek çeşitli durumları öğrencilerin oyuncu olarak katıldıkları çeşitli sahneler ile ortaya koydukları bir yöntemdir. Yaratıcılığı geliştirmek için uygulanır.

Drama tekniği doğal ve biçimsel olmak üzere ikiye ayrılır.

1) Doğal Drama: Doğal olmayı vurgulayan oyuncuların dilediği gibi davranabildiği serbest konuşma şeklinde gerçekleşen dramadır. En belirgin örneği yaratıcı dramadır.

2) Biçimsel Drama: Oynanacak oyun ya da hikâye oyuncular tarafından daha önce paylaşılmış, ezberlenmiş ve muhtemelen provası yapılmıştır. Yetişkin eğitiminde kullanılır.

Özellikleri

Bu teknik tek taraflı olmayıp hem izleyiciye hem de oyuncuya yöneliktir.

Drama tekniği ile öğrenciler hangi durumda nasıl davranmaları gerektiğini yaşayarak öğrenirler.

Bir olayı ya da durumu canlandırma esasına dayanır.

Öğrenci merkezlidir.

Yararları

Sosyalleşmeyi artırır. Yaratıcılığı, problem çözme ve iletişim kurma yeteneğini artırır.

Özgüveni geliştirir, dile hâkim olmayı, akıcı konuşmayı sağlar.

Bilgileri eğlenceli bir biçimde öğrenme fırsatı sunar.

İzleyici açısından etkili ve dikkatli dinleme yeteneğini geliştirir.

Sınırlılıkları

Hedeften sapma ve kontrolü sağlayamama söz konusu olabilir.

Sosyal becerileri gelişmemiş öğrencileri öğretime katmak zor olur ve bu durum dramanın etkinliğini azaltır.

Rol oynamada bireyin başka birinin kimliğine bürünerek başkasının penceresinden bakmaya çalışması söz konusu iken dramada bireyin gelecekte ya da başka ortamlarda karşılaşabileceği durumlara, oynayarak, muhtemel çözüm yollarını bulması söz konusudur.

BENZETİM (SİMÜLASYON / BENZETİŞİM)

Gerçeğinin tehlikeli veya imkânsız olduğu durumlarda yapay ortamlar düzenleyerek öğrenciye deneyim kazandırmak ve öğrenmeyi soyutluktan kurtarmak için kullanılır.

Özellikleri Benzetim bir olayı gerçekmiş gibi ortam düzenleyip

öğrencilerin üzerinde çalışma yapmalarını sağlayan bir öğretim tekniğidir.

Tehlikeli ya da maliyetli durumlar için kullanılır.

Paraşütçü, astronot, dalgıç, sürücü ve pilot eğitiminde kullanılır.

Öğrenci merkezlidir.

Beceri öğretiminde (psikomotor) kullanımı uygundur.

Yararları Kavramları ve ilkeleri yaşama geçirebilmeyi kolaylaştırır.

Güdüyü artırır, analiz ve sentez gücünü geliştirir.

Bireyin kendine güven duygusunu geliştirmesine katkı sağlar.

Maliyetli olmakla birlikte gerçek ortama göre maliyeti azdır.

Sınırlılıkları Teknik olarak maliyetli bir tekniktir.

İyi hazırlanmayan benzetim ortamları gerçeğini yansıtmayabilir.

2011 KPSS: Olası bir savaşta hava bombardıman birliklerinde görev alacak askerler için sanal savaş ortamları oluşturulmuş ve savaş anında ne zaman ne yapmaları gerektiğine ilişkin bilgi ve beceri kazanmaları için eğitim verilmiştir. Bu örnekte askerlere eğitim verilirken hangi öğretim yöntem ya da tekniğinin kullanıldığı söylenebilir? Cevap: Benzetim

ANALOJİ

Analoji, bilinmeyen bir olayı bilinen bir olayın koşullarında düşünerek, iki olay arasında karşılaştırma yaparak ve ilişkiler kurarak, bilinmeyen olayı anlama sürecidir. Bilinen durum “kaynak”, bilinmeyen durum ise ”hedef”tir. Hedefe ulaşmak için var olan kaynaklardan çağrışım yapılır.

Anoloji ile öğretme modeli 6 aşamadan oluşur:

1. Hedef kavram tanıtılır(Büyük kan dolaşımı). 2. Kaynak kavram hedef kavrama göre düzenlenir(Şehir su

şebekesi). 3. Hedef ve kaynak kavram arasındaki benzerlikler

tanımlanır(Damar ve su borusu). 4. Benzerlikler ayrıntılı olarak belirtilir. 5. Analojinin nerede geçersiz olduğunun gösterilmesi(Damar

daha esnek iken su borusu serttir). 6. Sonuç bir çizelge ile belirtilir.

Yararları

Öğrencilerin eğitim ortamına aktif katılımını sağlar, bilimsel düşünme ve problem çözme yeteneklerini geliştirir.

Bilimsel kavramların öğrenilmesini sağlar.

Kavram yanılgılarını düzeltmede etkilidir. Benzetim tekniği zaman zaman analog (analoji) tekniği ile de karıştırılmaktadır. Analoji tekniğinde daha önce öğrenilenlere benzetme varken (beynin cevize, kan hücrelerinin nar tanelerine benzemesi vb.) benzetim tekniğinde ortamı gerçeğine benzetmek ve gerçeğine uygun bir ortam yaratmak söz konusudur.

2010 KPSS: Türkçe dersinde kompozisyon yazarken giriş bölümünün önemini vurgulamak isteyen bir öğretmen öğrencilerine “Kompozisyonumuzun giriş paragrafı bel kemiğimiz gibidir; bel kemiğinde problem olan bir insan nasıl yürüyemezse, giriş paragrafı yeterince ilgi çekici olmayan bir kompozisyonu da kimse okumak istemez.” der.

Bu derste öğretmen Analoji tekniğini kullanmıştır.

19 ÖĞRETİM İLKE VE YÖNTEMLERİ BİLGİ NOTU Dr. Oğuz ÇETİN

2013 KPSS: Fen ve teknoloji dersinde Bahar Öğretmen, beynin görevlerini anlatırken Türkiye haritası üzerinde Ankara’yı beynin yerine koyarak anlatmaya çalışmıştır. Bahar Öğretmen’in bu uygulaması metafor (analoji, benzeşim) tekniğidir.

MİKRO ÖĞRETİM

Deneyim kazandırmak, eleştirel ve yansıtıcı düşünme becerileri geliştirmek, özellikle öğretmen adaylarına hizmet öncesi eğitimde uygulama yapma olanağı sağlamak için kullanılır.

Uygulanışı

Bir mikro ders planlanır / hazırlanır.

Mikro ders gerçekleştirilirken kayda alınır. ( 5-20 dk.)

Alınan kayıtlar tüm sınıfın katılımıyla izlenip, incelenir. Böylelikle deşifre edilip dönüt elde edilir.

Dönütler ışığında mikro ders yeniden düzenlenir ve tekrar mikro ders gerçekleşir.

Düzeltme ve iyileştirmelerle birlikte mikro dersin son biçimi kaydedilerek tekrar dönüt alınır.

Bilinmesi Gerekenler

Öğrenci merkezlidir.

Mesleki deneyim kazandırma ve uygulama olanağı sağlar.

Uygulamayı yapan hem yansıtıcı hem de eleştirel düşünme becerilerini geliştirir.

Uygulamayı değerlendiren ise ölçüte göre değerlendirme yaparak eleştirel düşünme becerisi kazanır.

2010 KPSS: Mikro öğretim yöntem ya da tekniğinin kullanıldığı bir sınıfta, Meral sınıf arkadaşlarına örnek bir ders anlatımı yapacaktır. Aşağıdakilerden hangisi Meral’in mikro öğretim uygulamasında en fazla öneme sahiptir? Cevap: Örnek ders anlatımının görüntülü kayıt edilmesini sağlama

EĞİTSEL OYUN

Öğrenilen bilgileri pekiştirmek ve bu bilgilerin rahat ve neşeli bir ortamda tekrarını sağlamak amacıyla kullanılır. Bu sayede sınıf içi çalışmalar monotonluktan kurtarılarak daha ilgi çekici hale getirilir.

Bilinmesi Gerekenler Öğrenci merkezlidir.

Öğretmenin ortamı değiştirmesi ve neşeli hale getirmesi esastır.

Öğretmen öğrencilere danışma hizmeti verir, gerekirse hakem olur.

2011 KPSS: Cemil Öğretmen, sınıfın zeminine bir üçgen çizer ve bu üçgenin köşelerini mutluluk köşesi, mutsuzluk köşesi ve kızgınlık köşesi şeklinde isimlendirir. Daha sonra öğrencilere birkaç örnek durum verir. Verilen durumlarda hangi duyguyu hissederlerse üçgenin o köşesine gitmelerini ve hissettikleri duyguyu ifade eden bir cümleyi yüksek sesle söylemelerini ister. Bu örnekte Cemil Öğretmenin kullandığı yöntem veya teknik nedir? Cevap: Eğitsel oyun

DENEY

Bilimsel bir gerçeği kanıtlamak veya öğrencilere göstermek amacıyla kullanılmaktadır. Bir varsayımı sınamak amacıyla yapılan eyleme deney denir.

Bilinmesi Gerekenler

Bilimsel düşünceyi kazandırmak amaçlanır.

Öğrenci merkezlidir.

Deney öğrenciler tarafından bireysel olarak, mümkün değilse gruplar halinde yapılmalıdır.

Araştırma uygulama becerilerini geliştirir.

Gerekli tedbirler alınmazsa tehlikeli olabilir.

İyi bir planlama yapılmazsa amacına ulaşmaz.

İSTASYON

Yarım bırakılan bir işi tamamlamak, önceden yapılan işleri ileri götürmek, etkinlik zenginliği sağlamak ve bir ürün oraya çıkarmayı öğretmek için kullanılır.

Kullanımı

Sınıfın önünde üç ila beş masa aralıklı biçimde yerleştirilir. Her masa bir istasyondur. Yapılacak etkinliğe göre istasyonlara isim verilir. Afiş hazırlama, öykü, şiir, slogan vb.

Oluşturulan gruplar bu masalara geçerek belirlenen işi yapmaya başlar. Yaklaşık 10 dakika sonra o masadaki işi yarım bırakarak sıraya göre diğer masaya geçerler ve orada yarım bırakılan işe devam ederler.

En sonunda her grup her masayı dolaştıktan sonra en son geldikleri masadaki işi tamamlarlar.

2013 KPSS: Öğrencilerini dört gruba ayıran bir öğretmen, sınıfında dört köşeye yerleştirdiği masalara sürüngenlere, balıklara, kuşlara ve memelilere ait resimler koymuştur. Her bir grubun, masaları dolaşarak her bir masada belirtilen hayvan grubuna yönelik bir pano hazırlamalarını istemiştir. Gruplar daha önceden belirlenen plana göre tüm masalardaki çalışmaları tamamlamıştır. Öğretmenin bu uygulaması istasyon tekniğidir.

Özellikleri

Öğrenci merkezlidir. Tüm sınıfın katılımını gerektirir. Öğrencilere birlikte çalışma olanağı tanır.

Yararları

Öğrencilere birbirlerini tanıma fırsatı verir.

Başlanmış bir işe katkı getirmeyi ve yarım kalan bir işi bitirmeyi öğretir.

İlgi ve güdülenmeyi artırır.

Çekingen öğrencilerin de öğretim sürecine aktif katılmasını sağlar.

Özgüven duygusunu geliştirir.

Sınırlılıkları

Tüm grupla uygulanması zordur.

Gürültü ve kargaşaya meydan verebilir.

KONUŞMA HALKASI

Empati, iletişim, kendini ifade etme, farklı görüşlere saygı gösterme, duygularla düşünceleri ayırt etme becerilerini kazandırmak amacıyla uygulanır.

Kullanımı

Öğrencilerin bir konu, durum, olay ya da öyküdeki bir kişinin (kahramanın) yerine kendilerini koyması durumudur. Öğrenciler bir daire şeklinde oturarak kahramanın ne düşündüğü, ne hissettiği gibi konularda herkes sırayla görüşlerini dile getirir.

SOKRAT TEKNİĞİ

I.AŞAMA ALAYSI (İRONİ)

II.AŞAMA DOĞURTMACA

Bildiklerinden emin oldukları konuyla ilgili öğrencilere sorular sorulur. Buradaki amaç sorulan sorularla öğrencilerin aslında emin oldukları bilgilerin güvenilir olmadığını hissettirmektir. Bu, tümdengelim yoluyla sağlanır.

Öğretmen konuyla ilgili ipucu içeren sorular sorarak öğrencilere bilgileri buldurur. Kendisi kesinlikle söylemez. Akıllarını kullanarak doğru önermeleri öğrencilerin bulmasını sağlar. Bu süreç, akla uygun bilgileri öğrenciler bulana kadara sürer.

20 ÖĞRETİM İLKE VE YÖNTEMLERİ BİLGİ NOTU Dr. Oğuz ÇETİN

Bilinmesi Gerekenler

Öğrenci merkezlidir.

Dikkatli dinleme, grup içinde konuşma ve kendini ifade etme gibi becerileri geliştirir.

Empati kurma becerisini ve başkalarının görüşlerine saygı duymayı geliştirir.

Duyguları ve düşünceleri ayırt etmeyi öğretir.

SOKRAT TARTIŞMASI (BULDURMA)

Sokrat tekniğinde amaç, insanların bildiklerinden hareketle önceden hazırlanmış sorular yardımıyla yeni bilgileri öğretmektir. Sokrates’in felsefi tartışmalarda uyguladığı yöntemin öğretime uyarlanmış şeklidir.

Sokrat tartışması ile soru-cevap tekniği aynı değildir.

Sokrates’e göre insanda tüm bilgiler vardır; ancak uyur, üstü kapalıdır. Bunu uyanık hale getirmek eğitimin görevidir. Öğretme ise sadece soru sorarak yapılır.

Uygulanması

Yöntemin birinci aşamasında evet hayır sorularıyla öğrenci önceki öğrenmelerinden şüphe eder hale getirilir.

Öğretmen öğrenciye meydan okuyarak sorularla onu sıkıştırır. Ardından öğrencilerin yanlış bilgilerini fark etmelerine yardımcı olur. (ironi oluşturma)

İkinci aşamada öğrenci yanlışını fark etmiştir ve önceden planlanmış sorularla doğru bilgi buldurulur.

Bilinmesi Gerekenler

Öğrenci merkezlidir.

Buluş yoluyla öğretim yaklaşımına temel oluşturur.

Eleştirel düşünme, tartışma yeterliliği gibi becerilerin kazanılmasını sağlar.

Öğrenci bu teknikle öğrenmeyi öğrenir.

Çok iyi uygulanabilmesi için soru-cevap yönteminin bilinmesi gerekir.

SOKRAT SEMİNERİ

İçeriği öğretmek, eleştirel düşünme ve tartışma becerileri kazandırmak esastır.

Öğrencilere ağır bir metnin inceletilmesi esasına dayanır. Daha sonra öğrencilere düşünme biçimlerini geliştirici sorular sorulur.

Sokrat tartışması, Sokrat semineri ve sokratik yöntem (metod) birbirinden farklı kavramlardır. Sokrat tartışması buldurma tekniği olarak da ifade edilen iki aşamalı bir tekniktir. Sokrat semineri ağır bir metnin incelenmesine dayanır. Sokratik yöntem veya sokratik metod olarak ifade edilen kavramsa genel anlamda soru-cevap tekniği yerine kullanılan bir kavramdır.

BALIK KILÇIĞI

Özellikleri

Bir problemin nedenlerini ve alt nedenlerini tanımlama sürecini yapılandırmaya yardım eden tekniktir.

Tüm öğrencilerin derin ve nesnel bir görüş kazanmalarını ve problemin çeşitli bölümleri arasında ki önemli ilişkileri görmesini, öğrencilerin daha derin bir şekilde bir problem üzerinde yoğunlaşmasını sağlar.

Problem çözme tekniklerinden biri olan bu teknik, öğrencilerin düşüncelerini organize etmeye yardım eder; ancak, problem için çözümler sağlamaz.

Belirli bir sorunun ya da durumun olası nedenlerini belirlemek için kullanılır.

Öğrenmesi ve uygulanması kolaydır.

Balık kılçığı tekniğinin adımları;

1. Problemi tanımlama: Ele alınacak problem hakkında kısa bir bilgi verilir. 2. Nedenler üretme: Yapılandırılmamış beyin fırtınası tekniğini kullanma (bu probleme neden olan faktörler nelerdir? Bu nedenler arasındaki ilişkiler nelerdir?). Yapılandırılmış beyin fırtınası tekniğini kullanma: (Round Robin 6-3-5,6 kişi 5 dakikada 3 fikir sunması). 3. Diyagramın oluşturulması: - Sorun, balık kılçığının omurgasına veya başına yazılır. - Sorunun olmasına sebep olan nedenler önem sırasına göre tek tek balık kılçığının yan kılçığına yazılır. - Yazılan nedenler için bu neden oluştu? sorusu sorulur ve altına alt nedenler olarak sıralanır, incelenir.

Balık kılçığı tekniğinin etkili kullanılabilmesi için;

1. Tekniğe başlamadan önce herkesin problem üzerinde hem fikir olduğundan emin olun. 2. Kısa ve öz sözcükler kullanın. 3. Nedenlerin ne olabileceğini düşünün ve onu okların üzerine ekleyin. 4. Nedenlerin ayrıntılarını üzerine ekleyin. 5. Herkesin birbirinin görüşüne saygılı olmasını sağlayın.

BİLİŞSEL ÇIRAKLIK

Özellikleri

Öğrencinin bir uzmanı gözlemleyerek başladığı ve uzmanın giderek azalan desteği ile o işi kendi başına, hatta kendi biçemiyle yapar duruma geldiği öğrenme sürecidir.

Bilişsel çıraklık, öğrenciye bilgiye nasıl ulaşılacağını, onu nasıl kullanabileceğini ve uygulayabileceğini yol gösterici bir uzman rehberliğinde kazandırma sürecidir.

6 aşaması vardır:

- Model Olma: Uzmanın, öğrenilecek işi öğrencilerin gözleyebileceği biçimde yapması - Çalıştırma: Uzmanın gözetiminde öğrencinin beceriyi sergilemesi - Destekleme: Uzmanın öğrenciye yardım etmesi (İpucu verme, araç önerme, yapamadığı kısımları yapma) - İfade Etme: Öğrencilerin yaptıkları etkinliğin, akıl yürütmenin ya da çözdüğü problemin aşamalarını anlatması - Yansıtma: Öğrencinin sergilediği beceriyi uzmanın ya da diğer öğrencilerin sergiledikleri ile karşılaştırması - Öteleme: Gitgide azalan desteğin kalkması. Öğrencinin beceriyi kendine özgü şekilde sergilemesi

21 ÖĞRETİM İLKE VE YÖNTEMLERİ BİLGİ NOTU Dr. Oğuz ÇETİN

Yararları Bilişsel çıraklık uygulamaları motive edici ve öğrenciler için

ilgi çekici bulunmaktadır.

Öğrencilerin uzmanlar gibi düşünmelerini sağlar ve onları aktif hale getirir.

Öğrencilerin doğal görevleri üstlenmesini sağlar.

Öğrenilen bilgilerin kalıcı olmasını sağlar.

İşbirliği içerisinde çalışma becerilerini geliştirir.

Yansıtıcı ve eleştirel düşünme becerilerini geliştirir. Sınırlılıkları Uzun zaman alabilir. Bu nedenle de öğrencilerin süreçte

sabırlı olmasını gerektirebilir.

Araç gereç ve kaynak bulmada sıkıntılar yaşanabilir.

Yetenekli ve tecrübeli uzman öğreticilerin bulunmasında çeşitli zorluklar yaşanabilir.

Öğrencilerde başarısız olma durumunda daha üst düzeyde kaygı ve hayal kırıklığına sebep olabilir.

2012 KPSS: Okuma yazma öğretmeye çalışan 1. sınıf öğretmeni, yazma güçlüğü çeken iki öğrencisine her gün öğrettiği iki harfin yazılışını önce izletir, sonra yardım ederek parmaklarıyla havada, masada ve defterde bu harfleri yazmalarını sağlar. Öğretmen öğrencilere, yapamadıkları durumda yardımcı olur. Daha sonra öğrencilerin yazma becerisi ilerledikçe verdiği desteği yavaş yavaş çeker. Öğretmenin bu uygulaması aşağıdakilerden hangisine en uygun örnektir? Cevap: Bilişsel çıraklık

B- ANLATIM TEKNİKLERİ

SUNU (BRİFİNG)

Farklı konularda bir üst kurula veya yöneticiye kısa, öz ve doğru bilgiler vermek amacıyla kullanılan bir sözel iletişim türüdür. Bilgiler sunulurken eğitim teknolojisi araç-gereçlerinden faydalanılır.

KONFERANS

Sanatsal, bilimsel-toplumsal, eğitsel konularda uzmanlarca açıklama yapmak amacıyla yapılan bir konuşma türüdür. Konferanslarda bilişsel yön ağır basar. Amaç; dinleyicilere bilgi vermektir.

SÖYLEV (NUTUK)

Herhangi bir konuda, duygusal yönü baskın ve dinleyicileri coşturmak için yapılan bir konuşma türüdür. Örnek: Atatürk’ün 10.Yıl Nutku

DEMEÇ

Genelde yetkili makam ya da kişilerin basın yayın organlarına verdikleri kısa açıklamalardır.

DÜZ ANLATIM

Öğretmenin herhangi bir konuda öğrencilere bilgi aktarmasını içeren geleneksel öğretim tekniğidir.

C- TARTIŞMA TEKNİKLERİ

Bölüm V- Öğretim Yöntemleri, Tartışma Yöntemi başlığı altında incelenmiştir.

D- AKTİF ÖĞRENME VE AKTİF ÖĞRENME TEKNİKLERİ

AKTİF ÖĞRENME NEDİR?

Aktif öğrenme; öğrencinin kendi öğrenmesinin yönetim ve sorumluluğunu üzerine aldığı, zihinsel yeteneklerini kullanmaya zorlandığı bir öğrenme biçimi olarak tanımlanabilir.

Aktif öğrenme bireyin ilgi, ihtiyaç ve yeteneklerini dikkate alan, bireye çoklu öğrenme ve değerlendirme fırsatları sunan bir yaklaşımdır.

Kısacası aktif öğrenme öğrencilere öğrenme deneyimleri kazanmaları için fırsat sağlar.

RULMAN

Uygulamanın iç içe oluşturulmuş dönen çemberlerden oluşması rulmana benzediğinden bu adı almaktadır.

Uygulamasında bütün sınıf iç içe iki çember oluşturulacak şekilde düzenlenir. Sandalyelerde oturulan dış çemberde yer alanlar içe, iç çemberde yer alanlar dışa bakacak şekilde otururlar.

Öğretmen tarafından verilen bir konu veya anlatılan bir senaryodan sonra karşılıklı gelen iç ve dış çember öğrencileri birbirlerine düşünce ve çözümlerini anlatırlar. Belirlenen süre dolduğunda dış çemberdeki öğrenciler sandalyelerinden kalkarak bir yandaki sandalyeye otururlar. Karşısına yeni bir arkadaşı gelen öğrenciler yine düşünce ve çözümlerini paylaşırlar.

Bu uygulama 3 – 4 kere tekrarlanabilir. Böylece öğrenciler farklı kişilerin değişik düşüncelerini ve çözümlerini öğrenerek zengin bir bakış açısı kazanabilirler.

KÖŞELENME

Öğrencilere yöneltilen bir soru veya sorun karşısında çok kısa alternatifler alınır. Daha sonra her bir alternatif için bir köşe(masa) oluşturulur. Aynı alternatifi savunan öğrenciler köşeye toplanır ve kendi içlerinde konuyu tartışırlar. Düşüncelerini ve gerekçelerini savunan bir rapor hazırlarlar. Her gruptan bir temsilci çıkarak grubun tezini sınıfa açıklar.

Bu aktif öğrenme tekniğinin uygulanışı görüş geliştirmeye benzemektedir. Görüş geliştirmede, köşelenmeden farklı olarak öğrenciler kendi fikirlerini değiştirebilmektedir.

KARTOPU (PİRAMİT)

Kartopu, önce bireysel sonra iki kişilik gruplar ardından çiftlerin oluşturduğu dörtlü gruplar, dörtlülerin birleşiminden oluşan sekizli gruplar şeklinde kademeli olarak ilerleyen ve finalde herkesin karşısında sunum yapılan bir tartışma tekniğidir.

AKVARYUM

İnsanlar akvaryuma bakmayı ve içindeki canlıları izlemeyi severler. Aynı şekilde akvaryum tekniğinde de sınıfın ortasına 2 – 4 öğrenci çıkarılır ve diğer öğrenciler bu öğrencilerin etrafında bir daire oluşturacak şekilde otururlar.

Yaklaşık 10 dakika kendi aralarında konuşmaları istenir. Bu sırada sınıftakiler aynı bir akvaryumu izler gibi konuşan arkadaşlarını izler ve gözlem yaparlar.

Literatürde farklılıklar gösteren bazı akvaryum uygulamaları görülebilmektedir. Rastlanan diğer bir akvaryum uygulaması da şöyledir:

Öğrencilerden bir grup daire oluşturulur. Geri kalan öğrenciler bu daireyi çevreleyen bir diğer daire oluşturur.

Ortadaki dairede bulunan öğrenciler bir konu hakkında tartışır veya deneyimlerini paylaşırlar. Herkesin düşüncelerini ifade

22 ÖĞRETİM İLKE VE YÖNTEMLERİ BİLGİ NOTU Dr. Oğuz ÇETİN

etmesi önemlidir. Bu arada dış dairedekiler gözlem yapar ve ek olarak not tutabilirler.

Tartışma sürecinde dış dairedekiler iç dairedekilere sorularını yöneltebilirler.

TEREYAĞI EKMEK

Öğretmen tarafından verilen bir problem, soru ya da konu öğrencilere verildikten sonra öğrencilerden önce tek başlarına düşünmeleri, daha sonra arkadaşları ile bir araya gelerek düşüncelerini tartışmaları istenir. Birinci aşamanın üzerine tekrar konuşma fırsatı verdiği için bu tekniğe tereyağı ekmek denmiştir.

SANDVİÇ

Öğrencilere bir süre kuramsal bilgi, sonra kuramsal bilgi ile ilgili deneyim kazandırmak üzere uygulamalı ve işbaşında eğitim verilmesi esasına dayanır.

Bir süre kuramsal, bir süre de uygulama yapıldığı için bu eğitim anlayışı sandviçe benzetilmiştir.

ŞİİR YAZMA

Bu uygulamada öğrenciler küçük gruplar halinde otururlar. Her bir öğrencide kâğıt bulunur. Verilen konu ile ilgili bir dize yazmaları söylenir.

Öğrenciler bir dize yazdıktan sonra kâğıtlar değiştirilir. Yeni kâğıda ikinci dize yazılır. Belirlenen süre tamamlanana kadar uygulama devam eder. Grupların elinde üye sayısı kadar şiir yazılmış olur. Uygulamanın sonunda oluşturulan şiirler sınıfa sunulur.

DEDİKODU

Dedikodu, öğrencilerin konuyu kavramaya çalışmasını, o konuda düşünmesini ve değerlendirmesini sağlamaya yöneliktir. Dedikodu uygulamasında aşağıdaki işlemler izlenir:

1. Öğrenciler ikişerli grup oluşturur. 2. Verilen konu ya da soru ile ilgili düşüncelerini birbirlerine

aktarırlar. 3. Başlangıçta oluşturulan çiftler birbirinden ayrılıp yeni

ikililer oluştururlar. 4. Yeni eşlerine düşüncelerini ve önceki eşlerinin

düşüncelerini iletirler. Katılıp katılmadıkları noktaları söylerler.

5. Uygulama sonunda ortaya çıkan düşünceler sınıf ortamında tartışılır.

KONUŞMA BİLETLERİ

Bir tartışma tekniği olan konuşma biletlerinde öğrencilerin eşit konuşma sürelerine sahip olmasına önem verilir. Bunu sağlayabilmek için her bir öğrenciye üç bilet verilir. Her bir biletin belirli konuşma süresi (yolculuk süresi) vardır. Öğrenciler biletleri bitene kadar konuşabilirler. Bileti biten öğrencilerin konuşma hakkı sona erer.

KUM SAATİ

Ön öğrenmelerin hatırlatılması amacıyla gerçekleştirilir.

Tahtaya ya da kâğıtlara boş kum saati çizilir. Kum saatinin ortasına konu (Ne öğretilecek?) yazılır.

Öğrenme malzemesi ile ilgili ön öğrenmeler kum saatinin üst tarafına, öğrenme malzemelerinin ana temaları alt kısma yazılır. Daha sonra oluşturulan kum saatleri açıklanarak sınıfla paylaşılır.

BEYİN ESERİ / ÜRÜNÜ

Öğrencilerin bireysel ve grup olarak görüş geliştirebilmelerini teşvik etmek için kullanılan; beyin fırtınasına benzer bir tekniktir.

Bir konu ya da problem belirlendikten sonra sınıftaki öğrenciler 6 – 7 kişilik gruplara ayrılır ve her öğrenciye bir konunun, farklı yönleriyle ilgili 3 kart verilir.

Öğrenciler bu kartlara konuyla ilgili düşüncelerini yazar ve kartlarını masalarının üzerine koyarlar. Ardından her öğrenci sırayla kart çeker ve o kartı sesli bir şekilde okur. Daha sonra kartını herkesin göreceği biçimde masasına koyar. Benzer fikirler gruplanır. Tüm gruplar görüşleri okuduktan sonra, görüşler sınıfla paylaşılır ve tahtaya yazılır.

Tekniğin etkili olarak kullanılabilmesi için;

Öğrencilerin bu tekniği kullanmadan önce konu ile ilgili ön bilgilere sahip olması gerekir.

Tekniğin amacı belirtilmeli ve teknik başka örnekler üzerinde öğretilmelidir.

Öğrencilerin görüşlerini sıkılmadan belirte bilmeleri için rahat bir sınıf ortamı oluşturulmalıdır.

Görüşler asla eleştirilmemelidir.

FİKİR TARAMASI

Tartışma teknikleri arasında yer alan fikir taramasında, belli bir konuda dört – dokuz kişilik gruplar oluşturularak grup üyeleri arasında bir fikir taraması yapılır.

Fikir taraması, öğrencilerin herhangi bir konuyla ilgili görüşlerini özgürce söylemesiyle gerçekleşir. Bu konunun beyin fırtınasında olduğu gibi sorunsal bir konu olmasına gerek yoktur.

GÜÇ ALANI ANALİZİ

Güç alanı analizi, mühendislik alanı ile ilgili bir kavram olarak literatürde karşılaşılır. Zıt kutuplar arasındaki farkın belirlenmesi esasına dayanır.

Uygulama sırasında öğrencilerin bir probleme ilişkin engelleyici ve destekleyici gördükleri noktaları bulması gerekir. Daha sonra öğrenciler, bu iki gücün belirlenmesini ve bu iki aksi yöndeki faktörlerin önceliği hakkında fikir birliği sağlar.

Güç alanı analizi, istenen değişiklik için öğrencileri tüm faktörleri bir arada düşünmeye zorlar. Yaratıcı çözümlerin üretilmesi desteklenir.

SİZ OLSAYDINIZ NE YAPARDINIZ?

Öğrencilerin günlük hayatta karşılaşabilecekleri durumlar kartlara yazılarak hazırlanır.

Bu kartlarda olayla ilgili soru veya sorular hazırlanır ve ifadelerin sonuna “Siz olsaydınız ne yapardınız?” soruları yazılır. Sonrasında kartların hepsine numara verilerek öğrencilerden bu kartlardan bir tanesini seçmeleri beklenir ve öğrenci seçmiş olduğu karttaki soruları cevaplandırır. En son olarak da öğrenci seçmiş olduğu karttaki soruyu cevapladıktan sonra diğer öğrencilerin de açıklanan duruma ilişkin görüşleri alınarak küçük bir tartışma yapılır.

KAVRAM KONTROLÜ

Sınıfta öğrenilen kavram, ilke, genelleme, kural ve kuramların öğrenilip öğrenilmediğini kontrol etmek için kullanılan bir kart oyunudur. Bu oyun sürecinde kartlardan bir grubuna tanımlar ve açıklamalar yazılarak numaralar verilir. Diğer kartlarda ise kavram, ilke, kural ve kuram vardır. Sonrasında öğrencilere kartlar dağıtılarak kartlar numara sırasına göre buna karşılık gelen kavram veya özellikler arasında uygun eşleştirmeler yapılarak bu işlem kartlar bitinceye kadar devam eder. Sonuç olarak derste öğrenilen tüm kavramlar tekrar edilmiş ve öğrencilerin konuya ilişkin olan eksiklikleri tamamlanmış olur.

23 ÖĞRETİM İLKE VE YÖNTEMLERİ BİLGİ NOTU Dr. Oğuz ÇETİN

SORU TURU

Soru turu bir konunun netleşmesinde ve gözden geçirilmesinde kullanılabilir. Öğrenciler yazma, anahtar kavram ve soru çıkarma, açıklama yapma, değerlendirme gibi üst düzey işlere katılma fırsatı bulurlar. Bununla birlikte sınıfın öğrenme düzeyi hakkında da fikir verir. Soru turu uygulamasında sırasıyla şu aşamalar izlenir.

SENDİKA (SYNDICATE METHOD)

4 – 6 kişilik öğrenci gruplarının bilgiyi araması ve bulduğu bilgiyi organize etmesiyle, grupla çalışma, karar verme ve sunum becerilerini geliştirir.

KAVRAMSAL KARİKATÜR

Biri biçimsel açıdan doğru kabul edilen düşünce biçimini, diğerleri ise bilimsel olarak doğru olmayanları ifade eden konuşma balonlu karikatürlerin tartışmaya açılmasıyla görüşleri gerekçelendirmeyi öğretir ve yaratıcılığı geliştirir.

NESİ VAR?

Oyun sınıftaki öğrencilerden birinin dışarı çıkarılması ile başlar. Sınıftaki öğrenciler aralarında olay ya da kavramı belirlerler. Hangi ipuçlarını vereceklerini kararlaştırırlar.

Dışarıdaki öğrenci sınıfa çağrılır. Dışarıdan gelen öğrenci değişik öğrencilere “Nesi var?” sorusunu yöneltir. Öğrenciler ipuçlarını verirler. İpuçları sayısı ve tahminde bulunma hakkını öğrenciler belirler.

Bu oyun öğrencilere bildiklerini eğlenceli bir şekilde gözden geçirme fırsatı verir.

MEKTUP YA DA TELGRAF OYUNU

Bu uygulamada sınıf 6 veya 8 kişilik gruplara ayrılır ve bu gruplar da kendi aralarında ikiye ayrılır. Gruplardan biri tartışmalı olan konunun seçmiş olduğu bir yönünü diğer gruba telgraf veya mektup olarak yazar, belirlenen süre içerisinde grubun cevabı okuması beklenir ve okunan açıklama grup tarafından tartışılarak tartışma özetlenir.

TOMBALA

Tombala uygulamasında şu aşamalar izlenir:

1. Konunun temel kavram veya düşünceleri maddeler halinde çıkarılır.

2. Bu maddeler tombala kartlarına dağınık olarak yazılır veya bazı kutular boş bırakılır.

3. Hazırlanan kartlar öğrencilere dağıtılır. 4. Öğretmen konuyu anlatırken bu maddelerden biri geçerse

tombala kartında o maddenin üzerinin kapatılması istenir. 5. Yatay, dikey ya da çapraz çizgilerde yan yana üç kutu

kapatan öğrenciler tombala yapmış olurlar.

Aynı orijinal tombala oyununda olduğu gibi ilk sırayı dolduranlar birinci çinko, ikinci sırayı dolduranlar ikinci çinko ve üçüncü sırayı dolduranlar da tombala yapmış olurlar.

PAZAR YERİ

Aktif öğrenme tekniği olan pazar yeri, aynı sınıftaki öğrencilerin birbirini tanıması, birbirleriyle görüşlerini paylaşması ve soruna ilişkin çözümlerini karşılaştırmaları amacıyla kullanılır. Öğrencilerden, onlara dağıtılan küçük kâğıt parçalarına bir soruna ilişkin kendi çözümü, ilgili konuya ilişkin bir değeri, kendi deneyimlerini, kafasına takılan bir soruyu, görüşü veya bildikleri olguları yazmaları istenir. Daha sonra her bir öğrencinin bu yazdıklarını yakalarına takmaları ve sınıfta dolaşmaları istenir.

Öğrenciler birbirlerinin yakalarındakini okuyarak sınıfta dolaşırken arkadaşının kâğıdı ile ilgili soruları o arkadaşa sormaları, beğendikleri kâğıtları karşılıklı değişmeleri sağlanır. Daha sonra kâğıtları değiştirilenlerin neden değiştirdiklerini sınıfa açıklamalarıyla bu aktif öğrenme tekniği tamamlanmış olur.

KESE KÂĞIDI

Öğrencilere birer kese kâğıdı dağıtılarak başlanan bu teknikte, işlenecek olan konunun önemli bilgi ve kavramları çıkarılır ve öğrenciler için bunlar tahtaya listelenir.

Öğrenciler bu kavram ve bilgilerle ilgili bildiklerini ellerindeki kese kâğıdının üzerine yazarlar. Bildikleri ya da hatırladıkları bir nokta yoksa kese kâğıdına yazı yazmazlar. Daha sonra ikişerli, üçerli ya da dörderli grup oluştururlar ve aynı gruba düşen öğrenciler yazdıklarını birbirleriyle paylaşırlar.

Daha sonra öğretmen öğrencilere küçük kartlar ya da kâğıtlar dağıtır, öğrenciler bu kartlara (ya da kâğıtlara) grup çalışması sonrası öğrendikleri yeni bilgi ve kavramları yazıp kendi kese kâğıdının içine atar. Daha sonra küçük gruplar kese kâğıdının içine yazılanları tartışır.

Böylelikle grup çalışmasından önceki bilgilerle yani kese kâğıdının üzerine yazılanlarla grup çalışması sonrası bilgiler yani kese kâğıdının içindeki bilgiler ilişkilendirilmiş olur.

MAHKEME

1. Dava (tartışma) konusu belirlenir. 2. İki tarafın avukatları, araştırmacıları, tanıkları, hakim ve

katip belirlenir ve geriye kalanların jüri üyesi olması önerilir. 3. Bütün öğrencilere konu ile ilgili araştırma yapma ve

malzeme toplama, grupların avukat, tanık, jüri üyesi, araştırmacı rolündeki üyelerinin bir araya gelerek bulduklarını tartışmaları ve hazırlık yapmaları sağlanır.

4. Mahkeme başlatılır. 5. Avukatlar savunma yaparlar. 6. Tanıklar kanıtlarını mahkemeye sunarlar. Avukatlara

sorular sorulur ve yapılan açıklamaların kendi savlarını destekleyen yönlerini ortaya çıkarmaları istenir.

7. Hakim olarak belirlenen öğrenci ya da öğretmen, yanlışları ve eksiklikleri belirler.

8. Geriye kalanlardan oluşan jüri üyeleri kimin haklı olduğuna karar verir.

ÖĞRENME GALERİSİ

Öğrenciler 2-4 kişilik gruplara ayrılır. Gruplar öğrenmelerini gözden geçirir ve listeler. Listeler duvarlara asılır. Öğrenciler listeleri gezer ve kendilerinin de öğrendiği fakat listelerine yazmayı unuttukları maddelere işaret koyar.

Hangi öğrenmenin kaç kişi tarafından öğrenilebildiğini değerlendirmeye yarayan bir tekniktir.

OTOBÜS

Özellikle matematik ve hayat bilgisi gibi derslerde kullanımı uygundur. Bilgilerin paylaşılmasını, pekiştirilmesini ve değerlendirilmesini sağlar. Örnek bir otobüs oyununun aşamaları şunlardır:

1. Sınıf, ideali 10 kişi olmak üzere iki gruba bölünür. 2. Her gruba rol dağılımı yapmaları için süre verilir. 3. Durakları hesaplamaları, indi bindilere dikkat etmeleri

istenir. 4. Uygulama sırasında otobüste uyulması gereken kurallar

işlenir. Bunun yanında indi bindilerle öğrencilerin zihninden hızlı toplama ve çıkarma yapmaları sağlanır.

Bu uygulama ile birlikte disiplinler arası bir etkinlik sağlanarak bütüncül bir öğrenme – öğretme süreci sağlanabilir. Etkinliğin

24 ÖĞRETİM İLKE VE YÖNTEMLERİ BİLGİ NOTU Dr. Oğuz ÇETİN

oyun yönüyle beden eğitimi dersi, matematiksel işlemler olan bölüm sayesinde matematik dersi ve sosyal yönü ile hayat bilgisi derslerine yönelik kazanımlar elde edilebilir.

AT NALI

At nalı uygulaması normal veya grupla işlenen dersler için alternatif ve rahat bir sınıf düzenleme yoludur.

Öğrenciler, öğretmen karşısında sıralanmış seriler halinde oturmaktansa şekildeki gibi sıra düzeninin at nalı formatında olduğu, yüz yüze ve açık bir ortamda otururlar. At nalı oturma formatı, ders başında problem durumlarının verildiği, ardından öğretmenin gruplar arasında dolaştığı, dinlediği, soru sorduğu veya cevapladığı bir düzeni ifade eder.

ARKASI YARIN

Arkası yarın tekniğinde öğretmen bir hikâye okurken, okuturken veya bir film izletirken daha önceden belirlediği bir noktada hikâyeyi durdurur. Daha sonra öğrencilerden hikâyenin veya filmin devamında neler olabileceğine dair tahminlerini alır. Öğrenci görüşleri veya tahminleri tahtaya yazılabilir. Görüşler alındıktan sonra hikâye veya film devam ettirilir ve öğrenci tahminleri ile karşılaştırılır. Böylece öğrencilerin yaratıcılığı geliştirilmeye çalışılır.

ÖYKÜ OLUŞTURMA

Bu teknik herhangi bir konu çerçevesinde gruplar halindeki öğrencilerin bir araya gelip; giriş, gelişme ve sonuç bölümlerini oluşturarak yazılı çalışmalar yapmasıyla gerçekleşen bir tekniktir.

1. Öğrenciler 3 – 5 kişilik gruplara ayrılır. 2. Öğrencilere öykünün bir kısmı okunarak yarım bırakılır ve

öğrencilerden yarım bırakılan öykünün kalan kısmının verilen süre (15 – 20 dk) içerisinde tamamlanması istenir.

3. Oluşturulan öyküler her gruptan bire kişi tarafından okunur ve diğer öğrencilerden öyküler üzerine değerlendirmeleri alınır.

Son olarak da oluşturulan öyküler, konunun daha iyi anlaşılması için doğaçlama (drama) ile tekniklerinden faydalanılarak öğrenciler tarafından görselleştirilebilir.

BURADA HERKES ÖĞRETMEN

Temeli işbirlikçi öğrenme modeline dayanır. Öğrenci hem öğrenir, hem öğretir. Öğretmen yönlendirir.

E- SINIF DIŞI ÖĞRETİM TEKNİKLERİ

Sınıf dışı öğretim teknikleri, gezi gözlem, görüşme, ödev ve sergi olmak üzere beş başlıkta ele alınmıştır.

GEZİ

Sınıftaki konularla ilgili olarak yapılan planlı ziyaretlerdir.

Dikkat Edilecek Noktalar:

-Öğrenciye kazandırılacak davranışlar öğrencilerle birlikte belirlenmelidir.

-Gezi yapılacak yer bu hedef davranışlara göre önceden belirlenmelidir.

-İzinler alınmalı, gezi yapılacak yerde sorulacak sorular önceden belirlenmelidir.

-Öğrencilerle birlikte (hedefe ve belirlenen yere göre)gezi planı hazırlanmalıdır.

-Gezi plana göre yapılmalıdır.

-Geziden sonra, yapılan etkinlikler ve sonuçlar gezinin amaçları doğrultusunda sınıfta tartışılmalıdır.

GÖZLEM

Gerçek yaşamdaki olayların, nesnelerin, insanların, bir plan dâhilinde izlenmesi ile gerçekleşen bir tekniktir. Gözlem tekniği öğrencilere inceleme olanağı tanımasının yanı sıra gözlem yapılan konuyu kavramayı sağlar.

Dikkat Edilecek Noktalar:

-Sistematik olmalı ve bir formatı (gözlem formu ve fişi) olmalıdır. Gözleme başlamadan önce hedefler önceden belirlenmelidir. Öğrencilere gözlenecek durum ya da olay ile ilgili önceden bilgi verilmelidir.

-Farklı öğrenciler aynı durum ya da olayı gözlemeli sonuçlar karşılaştırılmalıdır.

-Gözlemci gözlemi yaparken doğal ortamı bozmamalı, böyle bir durum söz konusu olursa gözlem gizli gerçekleştirilmelidir.

Gözlem sonuçları vakit kaybetmeden kaydedilmelidir.

Tabiatta var olan bir şeyin kendi şartlarında incelenmesine “gözlem” denir. Tabiattaki bir olay, durum ya da varlık araştırmacının oluşturacağı şartlarda incelenirse bu “deney”dir.

2012 KPSS: Kütahya’da görev yapan bir sınıf öğretmeni öğrencileriyle birlikte “Beylikten Devlete” ünitesi kapsamında Bilecik’in Söğüt ilçesine bir gezi planı yapar. Gerekli ön hazırlıkları tamamladıktan sonra ilgili izinleri alarak geziye giderler. Geziden sonraki ilk derste öğretmen geziyle ilgili gözlemlerini paylaşır ve sınıfça bir değerlendirme yapılır. Bu etkinlikte yapılan en önemli hata aşağıdakilerden hangisidir?

Cevap: Gözlem faaliyetlerinin değerlendirilmesinin gezi sonrasına bırakılması

GÖRÜŞME

Sınıfta işlenen konularla ilgili bilgileri genellikle uzmanlardan elde ederek öğrenmeyi sağlar.

Bu teknik öğrencinin uzmanlarla dışarıda görüşmesiyle gerçekleşeceği gibi, sınıfa uzman getirerek de gerçekleşebilir.

Sınıfa uzman getirilerek gerçekleşen görüşme tekniğine kaynak kişiden yararlanma ismi de verilir.

Görüşme tekniğinde amaçlar (hedefler) doğrultusunda sorulacak sorular önceden belirlenir ve bir zaman sınırı konulur.

ÖDEV

Ödev, öğretmenler tarafından çocukların ders dışı zamanlarda hazırlamaları için verilen; bazen derse hazırlık ve çoğu kez de derste öğrenilenleri pekiştirme, tekrar, genişletme ve tamamlamayı bazen de değerlendirmeyi amaçlayan çalışmalardır.

Yazılı olmakla beraber sözlü ev ödevleri de bulunabileceği gibi, bireysel olmakla beraber grup halinde yapılan ev ödevleri de bulunabilir. Ödevler kullanımına göre bağımsız ve grupla çalışma alışkanlığı kazandırabilir. Grup ödevleri hem bağımsız hem de grupla çalışma alışkanlığı kazandırır.

Faydaları:

-Öğrencilere öğrendiklerini pekiştirme ve çeşitli durumlara uygulama olanağı sağlar. İşlenen konuları sağlamlaştırır ve genişletir.

-Öğrencinin yaratıcılığını, görev yapma bilincini, kendini kontrol etme duygusunu yani sorumluluk duygusunu geliştirir.

-Bireysel farkları ve hızı dikkate almayı sağlar (öğretimi ve öğrenme hızını bireyselleştirir).

-Öğrencilerin boş zamanlarını eğitsel ve yararlı çalışmalarla geçirmelerini sağlar (boş zamanların değerlendirilmesi için ödev

25 ÖĞRETİM İLKE VE YÖNTEMLERİ BİLGİ NOTU Dr. Oğuz ÇETİN

verilmez. Eğitsel amaçlarla verilir. Böylelikle boş zaman verimli geçirilmiş olur. Bu amaç değil yarardır).

-Öğrenciye bağımsız çalışma alışkanlığı kazandırır.

-Öğretmen açısından derse iyi bir öğrenci hazırlığı sağladığı gibi, aynı zamanda iyi bir öğrenmeyi kontrol etme aracı olur.(Ödev yoluyla değerlendirme de yapılabilir.)

SERGİ

Yazı, şiir, heykel, resim gibi ürünlerin uygun şekilde yerleştirilerek gözler önüne konulması, incelemeye sunulmasıdır. Öğrenciler, hem ürünleri hazırlarken hem de ürünleri incelerken öğrene bilme fırsatı bulurlar. Öğrenicinin öğrenme sürecindeki etkinliklerini paylaşma amacıyla yapılır.

Sergiler, grup bilincini ve grupla çalışma alışkanlığını geliştirir. Motivasyonu arttırır. Ürün ve süreç değerlendirmeye olanak tanır.

Bölüm VII – Sınıf Yönetimi

SINIF YÖNETİMİNİN ÖZELLİKLERİ

Her bir bireyin farklı olması gibi hiçbir sınıf da diğerinin aynı değildir. Her sınıf bulunduğu ülke, çevre, okul, öğrenciler vb. etkenlerin özelliklerine göre yapısal özellikler kazanır. Bu ayrılıkların yanında sınıfların çoğunda görülebilecek özelliklerde bulunmaktadır.

1.Çok Boyutluluk

2.Yakınlık

3.Tahmin Edememe

4.Açıklık

5.Ortak Tarih

SINIF YÖNETİMİ

Sınıf yaşamının bir orkestra gibi yönetilmesidir. Eğitim programlarının hazırlanması, kaynak ve işlemlerin organizasyonu, çevrenin maksimum verim için düzenlenmesi öğrencilerdeki gelişimin izlenmesi, olası sorunların önlenmesidir.

Olumlu ve verimli öğrenme ortamı sağlamak amacıyla kullanılan tekniklerdir.

Sınıf içi etkinliklerin düzgün olarak yürütülmesini sağlama ve sınıftaki kesintileri en aza indirme tekniklerini içerir.

Öğretmen ve öğrencilerin çalışma engellerinin en aza indirilmesi, öğretim zamanının etkin kullanılması, etkinliklere öğrencilerin katılımının sağlanmasıdır.

Sınıftaki kaynakların insanların, zamanın yönetilmesidir.

Öğretme ve öğrenmenin meydana geldiği bir çevre yaratmak ve bu çevreyi korumak için gerekli işlemler ve önermelerdir.

Karmaşık bir süreç olan eğitim-öğretim sürecinin gerçekleştiği sınıfın yönetimini etkileyen etmenler şunlardır;

Öğrencilerin özellikleri ve gereksinimleri

Okul yapısı

Öğretmenlerin sahip olduğu kişisel geçmiş

Öğretmenin okul amaçlarına ilişkin inançları

Öğretmenin sınıf yönetimi konusunda hizmet öncesi eğitimi

Okulca benimsenen kurallar Sınıf yönetiminin en etkili öğesi, öğretmendir.

Etkili bir sınıf yöneticisi olarak öğretmenden;

--Sınıfı eğitim için hazırlaması --Sınıfın kurallarını öğrencilerle belirleyip öğrencilere benimsetmesi --Öğretimi düzenleyip sürdürmesi --Öğrencilerin uygun davranmasını sağlaması beklenmektedir. (Ağaoğlu,2006)

Sınıf yönetiminin bu özellikleri şöyle sıralanabilir:

1.Sınıf yönetimi okul yönetimi içinde bir alandır. Sınıf yönetimini okul yönetiminden soyutlamak ve ayrı düşünmek doğru değildir.

2.Öğretmenin yönetim yaklaşımı, sınıf yönetimini etkiler. Öğretmenin eğitim felsefesi, yönetim anlayışı, kişiliği sınıfı nasıl yöneteceğini etkiler.

3.Sınıf yönetimi, öğretim ve sınıf düzeni temelleri üzerine kurulur.

4.Toplumsal kültür, sınıf yönetimini etkiler.

5.Sınıf yönetim biçimi, öğrencilerin ihtiyaçlarına, gelişim özelliklerine, sınıfın düzeyine göre farklılık göstermektedir.

6.Her ortamda geçerli olabilecek tek ve en etkili bir sınıf yönetim yaklaşımı yoktur. Sınıf yönetimi pek çok iç ve dış faktörden etkilenmektedir.

SINIF YÖNETİMİNİN AMAÇLARI

Sınıf yönetiminin temel amacı; olumlu ve verimli öğrenme çevresi oluşturarak, öğrencilerin öğretim hedeflerine ulaşmasını sağlamaktır. Bu amaca ulaşmak için etkili sınıf yönetimi zamanın etkili kullanılması, sınıf yaşamının düzenli bir biçimde yürütülmesini ve öğrencilerin kendi kendilerini yönetmelerini sağlar.

ZAMANIN ETKİLİ KULLANILMASINI SAĞLAMA

Okullarda ders süresi 45-50 dk arasındadır. Bu süre öğrencilerin dikkat süreleri göz önünde bulundurularak belirlenmiştir. Öğretimin etkinliği ders süresinin uzunluğundan çok, bu sürenin öğretmen tarafından kullanılma biçimine göre değişir. Öğrenci öğrenme işi ile ne kadar çok zaman harcarsa ve ne kadar az akademik olmayan işlerle uğraşırsa o kadar çok öğrenir. Bu nedenle sınıf yönetiminde zamanın etkili kullanımı çok önemli rol oynar.

1970’li yıllarda birçok araştırma sınıf içinde geçen zamanın farklı biçimlerde tanımlanmasını getirmiştir. Bunlar:

1.Planlı Zaman: Öğretmen ders planı hazırlarken değişik konular ve etkinlikler için belli zaman belirler. Bu planlanmış zamandır.

2.Ayrılmış Zaman: Öğretmenin belli bir konu, iş ya da etkinlik için uygulamada ayırdığı zamandır.

3.Meşgul Olunan Zaman: Öğrencinin etkinlik ya da işe gerçekten ayırdığı zamandır.

4.Akademik Öğrenme Zamanı: Öğrencinin iş ya da etkinlikle meşgul olduğu ve işi başardığı zamandır.

Bu dört zaman kavramı birbirinden oldukça farklıdır ve planlı zamandan akademik öğrenme zamanına doğru süre giderek azalmaktadır.

Sınıfta zaman kaybını önlemenin en etkili yolu sınıfta öğretimi engelleyici etmenleri en aza indirmektir. Bu da etkili sınıf yönetimiyle mümkündür.

SINIF YÖNETİMİNİN BOYUTLARI

Sınıf yönetimi, sınıf yaşamının öğrenme amaçları doğrultusunda bir orkestra uyumu içinde yönetilmesidir.

26 ÖĞRETİM İLKE VE YÖNTEMLERİ BİLGİ NOTU Dr. Oğuz ÇETİN

1.Sınıfın Fiziksel Ortamının Yönetimi: Sınıf ortamının genişliği, ısı, ışık, gürültü, temizlik, estetik, eğitsel araçlar, oturma düzeni gibi öğretmenin amaçlar doğrultusunda örgütleyebileceği sınıf ortamına ait faktörler bu grupta yer alır.

2.Plan-Program Etkinliklerinin Yönetimi: Yıllık, ünite ve günlük planların yapılması, iş, işlem süreçlerinin belirlenmesi, öğretim materyallerinin sağlanması, yöntem seçme, öğrenci katılımını düzenleme, öğrenci özelliklerini izleme ve değerlendirme bu grupta yer alır.

3.Zaman Yönetimi: Öğretimsel zamanın iyi planlanması ve yönetilmesi önemlidir. Çünkü etkili bir öğretim, öğrenme sürecinde geçen zamanın çokluğuna ve etkili kullanımına bağlıdır. Sınıf içinde geçirilen zamanın çeşitli etkenler arasında dağılımı, ders dışı ve bozucu etkinlerle zamanın harcanmaması, öğrencinin gönüllü olarak keyifle sınıfta öğretim içinde tutulabilmesi, devamsızlık ve okuldan ayrılmaların önlenmesi bu kapsam içinde düşünülebilir.

4.Sınıfta İlişki Yönetimi: Sınıf kurallarının öğrencilerle birlikte benimsenerek uygulanması, sınıfta öğrenci-öğrenci, öğrenci-öğretmen iletişim ve ilişkilerinin yönetimi bu boyutta yer alır.

5.Davranış Yönetimi: Sınıf liderliği bu boyutta önce çıkan kavramdır. Sınıfta olumlu iklimin oluşturulması, eğitim ortamının istenen davranışı sağlayabilir hale getirilmesi; sorunların ortaya çıkmadan önlenmesi ya da ortaya çıkmışsa uygun bir biçimde çözülmesi bu kapsam içinde düşünülebilir.

SINIF YÖNETİMİ İLE İLGİLİ ETKİNLİKLER

Etkili bir öğretim lideri olarak öğretmenin bu çalışmaları istenen düzeyde gerçekleştirebilmesi, sınıf yönetimi etkinlikleri konusunda bilgi sahibi olması ve bildiklerini doğru biçimde uygulayabilmesine bağlıdır. Sınıf yönetimi etkinlikleri beş boyutta ele alınmaktadır:

--Sınıf ortamının fiziksel düzenine ilişkin etkinlikler

--Plan –program etkinlikleri

--Sınıf içi ilişkilerin düzenlenmesine ilişkin etkinlikler

--Zaman yönetimine ilişkin etkinlikler

SINIF YÖNETİMİNDE BAŞLICA YAKLAŞIMLAR

1)Rehberlik (Danışmanlık) Yaklaşımı

Bu yaklaşım ABD ‘de 1960’lı ve 1979’li yıllarda etkili olmuştur. Rehberlik yaklaşımında öğrencilerin olumsuz davranışlarının düzeltilmesinde öğretmen önemli rol oynar. Öğretmen olumsuz davranışlarının düzeltilmesinde öğrenciye psikolojik rehberlik yapar. Bu amaçla, öğretmenler kısa bir eğitim alarak, sınıf ortamında istenmeyen davranışta bulunan öğrencilerin sorununu anlamaya çalışır, onlara kendilerini daha iyi anlamaları, yetişkinlerle işbirliği yapmaları ve daha üretici olmaları için yardımcı olurlar.

2)Davranışçı Yaklaşım

Bu yaklaşımda sınıf ortamında olumsuz öğrenci davranışlarının davranışçı yöntemlerle değiştirilmesi temel alınmaktadır. Davranışçı yaklaşımda olumsuz öğrenci davranışları, pekiştirme model olma ve ceza gibi tekniklerle değiştirilmeye çalışılır.

3)Etkili Öğretmenlik Yaklaşımı

Bu yaklaşım 1970’li yıllarda ortaya çıkmıştır. Rehberlik ve Davranışçı yaklaşımda ‘Öğrencinin olumsuz davranışı karşısında öğretmen ne yapmalı?’ sorusuna yanıt aranırken, etkili öğretmenlik yaklaşımında ‘Öğrencilerin olumsuz davranışları

nasıl önlenir?’ sorusu önem kazanmaktadır. Etkili öğretmenlik kavramı eğitimciler tarafından çokça incelenen konulardan biridir. Medly (1979) etkili öğretmenlikle ilgili beş özellik tanımlamıştır. Medly ‘ e göre etkili öğretmen:

1. İstendik kişilik özelliklerine sahip, 2. Etkili yöntemler kullanan, 3. İyi sınıf atmosferi yaratan , 4. Konusunda yeterli ve 5. Profesyonel karar vericidir.

Etkili öğretmenlik yaklaşımına göre, öğretmenler etkili öğretmenlik davranışları sergilerlerse o öğretmenin sınıfında disiplin problemi yaşanmaz.

SINIF YÖNETİM MODELLERİ

1)Geleneksel Model: Öğretmenin önceden tek başına belirlediği sınıf kurallarına öğrencilerin sorgulamadan uymaları beklenir.

Uzun yıllar eğitim kurumlarında uygulana gelen bu yaklaşımda öğretmenlerden bilgi aktarmaları, öğrencilerden ise, öğretmenin aktardığı bilgileri sorgulamadan doğru kabul ederek ezberlemeleri beklenir.

2)Tepkisel Model: Bu yaklaşımda, sınıf içinde oluşan istenmeyen durum ya da davranışların değiştirilmesi amaçlanır. Bunun için, sınıfta istenmeyen bir durum ya da davranış ortaya çıktığında hemen tepki verilmesi söz konusudur. Gruptan çok bireye yönelik tepkileri içeren bu yaklaşımın sınıfta çok sık kullanılması, öğretmenin sınıf yönetimi yeterliklerinin azlığının göstergesi olarak kabul edilir.

3)Önlemsel Model: Öğretmenin sınıfta ortaya çıkabilecek istenmeyen durum ya da davranışları önceden kestirerek önlemler almasını içerir. Bu yaklaşımda, sınıfta öğretimi aksatacak sorunların ortaya çıkmasına olanak vermeyen düzenlemeler yapmak amaçlanır.

4)Gelişimsel Model: Öğrencilerin fiziksel ve ruhsal gelişim düzeyleri göz önünde bulundurularak gerçekleştirilen sınıf yönetimi yaklaşımdır. Bu yaklaşımda, sınıf içindeki öğretim etkinlikleri ve oluşturulacak kurallarda öğrencilerin gelişim evrelerine uygun seçimler yapılması söz konusudur.

5)Bütünsel Model: Bütünsel sınıf yönetimi modeli önceki dört modelin bir sentezi olarak görülebilir. Bu modelde önlemsel sınıf yönetimi modeline öncelik verme, gruba olduğu kadar bireye de yönelme, istenen davranışa ulaşabilmek için istenmeyen davranışın nedenlerini ortadan kaldırma, öğrenci özelliklerini dikkate alma vardır. İstenen davranışın uygun ortamlarda gerçekleşeceği bilincine dayanarak ortam düzenlemeye, bütün önlemsel yönetim çabalarına karşın oluşabilecek istenmeyen davranışları düzeltmek amacıyla tepkisel yönetim araçlarından yararlanılmaya çalışılır.

ÖĞRETMEN NİTELİKLERİ

2005 Programları ve Öğretmen

Türkiye’de öğretmen niteliklerinin belirlenmesine ilişkin olarak MEB Öğretmen Yetiştirme ve Eğitimi Genel Müdürlüğü tarafından,1998 yılında “Öğretmen Yeterlilikleri” isimli bir çalışma yapılmıştır.

Bu çalışmada öğretmen nitelikleri, yeterlilik alanları olarak ifade dilmiş ve bu alanlar 1739 Sayılı Milli Eğitim Temel Kanunu’na uygun olarak genel kültür, özel alan ve eğitme-öğretme yeterlilikleri olarak ele alınmıştır.

Öğretmenlerde olması gereken üç özellik; özel alan bilgisi, meslek bilgisi(pedagojik formasyon) ve genel kültürdür.

27 ÖĞRETİM İLKE VE YÖNTEMLERİ BİLGİ NOTU Dr. Oğuz ÇETİN

Özel alan bilgisi: Öğretmenin kendi alanı yani branşı ile ilgili bilgilere sahip olmasıdır. Örneğin, bir tarih öğretmeninin tarih bilgisi bu özellik ile ilgilidir.

Meslek bilgisi (pedagojik formasyon): Öğretmenin öğretmenlik mesleğini iyi biliyor ve icra ediyor olması ile ilgilidir.

Genel Kültür: Öğretmenin öğretmenlik mesleği ve kendi alanı dışında, içinde yaşadığı topluma ve dünyaya ilişkin gelişmelerden haberdar olması ve bunlara ilişkin bilgilere sahip olmasıdır.

Bölüm VIII – Öğretim Araç-Gereçleri

1.GENEL TANIMLAR

Öğretim Materyali

Eğitim – öğretimde kullanılan araç-gereçlerin tümüdür.

Eğitim Ortamı

Eğitsel iletişim ve etkileşimin yer aldığı, öğrencileri etkileşimde bulunduğu ve eğitim etkinliklerinin meydana geldiği çevredir.

Öğretim Aracı

Kaynakla alıcı arasında bilgi taşıyan, mekanik veya elektronik, yazılı-çizili tüm materyalleri kapsar.

Öğretim Gereci

Daha çok basılı ve yazılı öğretme-öğrenme ortamı anlamında, ucuz-geçici nitelikte ve yaşantı içeriğinin düzenini ifade eder.

2. ARAÇ VE GEREÇLERİN TÜRLERİ

2.1 Göze Hitap Eden Araçlar

-Sınıf tahtası

-Çok amaçlı tahtalar

-Teşhir tahtaları

-Grafik materyalleri

-Hareketsiz resimler

-Harita ve küreler

-Gerçek obje ve nesneler

-Modeller ve örnekler

-Sergiler

-Tepegöz, film şeridi

-Slayt ve projektör

2.2 Kulağa Hitap Eden Araçlar

-Plak ve plakçalar

-Kaset ve kasetçalar

-CD ve CD çalar

-Radyo

2.3 Göze ve Kulağa Hitap Eden Araçlar

-Multimedya (iletişim araçlarının birlikte kullanılması), öğretim paketleri, öğrenme merkezleri, ses-slayt bileşeni, etkileşimli video

-Film ve videolar

-Elektronik dağıtım sistemleri

-VCD

-Bilgisayar temeline dayalı öğretim araçları

-Televizyon

2.4 Kitaplar ve Teksirler

Ders kitapları, kaynak materyaller, yardımcı kitaplar, teksir edilmiş materyallerdir.

3. ÖĞRETİM ARAÇLARI İLE DESTEKLENEN BİR DERSİN YARARLARI

-Öğretim daha ilgi çekici hale gelir.

-Öğretim için gerekli süre kısalır.

-Öğrenmenin niteliği yükselir.(Öğrenmeler etkili ve kalıcı olur.)

-Öğrencilerin öğrendikleri konulara ve öğrenme sürecine yönelik olumlu tutumları artabilir.

4. ARAÇ-GEREÇLERİN ÖĞRENME SÜRECİNDEKİ ÖNEMİ

Araç gereçler ilgi uyandırırlar.

Araç gereçler zamandan tasarruf sağlarlar.

Güvenli gözlem yapma olanağı sağlarlar.

İçeriğin kendi içinde tutarlı ve anlamlı olmasını sağlar.

Öğrencilerin bireysel ihtiyaçlarını karşılamasına yardımcı olabilir.

Tekrar tekrar kullanabilirler.

İçeriği basitleştirerek anlaşılmasını kolaylaştırırlar.

Soyut kavramları ve konuları somutlaştırır.