2
BOYL E, John A. büyük oldu. Ailesinin Birmingham'a ta- üzerine 1934'te buradaki üni- versitede Alman dili ve tahsi- line üstün bir dereceyle mezun olduktan sonra 1937'de dilleri ve için Almanya'ya gitti. Önce Göttingen'de H. H. Schaeder'- den okudu, daha sonra Berlin Üniversi- tesi'ne geçti. 1939' da ingiltere'ye döndü ve Londra' daki School of Oriental and African Studies'da doktora yapmaya 1941 'de askere ve birkaç ay istihkam eri olarak or- duda 1942 ingiliz özel bir gizli ser- viste buradaki görevi 1950'ye kadar sürdü. 1945'te okul arka- Margaret Elizabeth Dunbar ile evlen- di ve bu evlilikten üç oldu. 1947'- de V. Minorsky'nin yönetiminde doktora- Ölümüne kadar hemen bütün akademik Minorsky'nin yolunda yürüyen Boyle'un doktora tezi Ata Melik Cüveyni tarihinin bir üzerine idi. 1950' de Manches- ter Üniversitesi'nde yeni olan Fars Dili ve Kürsüsü tayin edildi. Misafir profesör olarak git- California'daki (ABD) bir 959- 1960) ikametinin bütün akade- mik Manchester'de geçirdi. 1966 Manchester Üniversitesi Kürsüsü tayin edilen Boyle bir sonra 1978'de öldü: son derecede se- ver, güler yüzlü ve herkesle iyi geçinen bir Boyle, Grekçe ve Latince'den 'Rusça dahil önemli dillerinin da Farsça, Arapça ve Tür kçe'ye Pehlevice. Galce, Eski irce (irlan - da dili), ve Ermenice'yi de bu dillerde okuyup ania- yacak ölçüde biliyordu. Çok cepheli olan Boyle özellikle ömrünün ru folklorla da ve bu konuda düzenli Folklore (Manches- ter) dergisinde birçok makale ilgi içine giren ingiltere'deki bü- tün ilmi üyesi idi. Bu arada yine ingiltere'de Cambrid- ge History of Iran ve Central Asiatic Journal gibi önemli ve dergi- lerin de bir müddet yap- Boyle klasik özellik- le devrinde tarihlere büyük bir ilgi duyuyordu. Cüvey- nf'nin ve Fazlullah tarih- lerindeki özel isimlerle yer isimlerinin Türkçe mi, mesele- sini tükenmez bir enerji ve titiz - likle ve bu çok notlar ekleye- rek tercüme etti. Eserleri . Boyle'un belli eserleri 1. A Practical Dictionary of Persian Language (London 1949). Por- ta Linguarum Orientalium serisinde kan bu küçük sözlük, daha ziyade mo- dern ve kullanmak isteyenler için 2. The His - tory of World Conqueror (1-11. Manches- ter 1958). Alaeddin Ata Melik Cüveyni'- nin Mirza Muhammed Kazvfni dan üç cilt halinde (1. ci lt 1912, ll. cilt 1916, lll. cilt 1937) olan Ta- ril] -i eserinin ingilizce tercümesidir. Sadece cümle de- ihtiva son derece- de güç ve Türkçe özel isimler. yer isimleri ve terimler da bir metin olan böyle bir eserin not ve tercüme edilebilmesi Boyle'un bu sahadaki derin bilgisinin bir neticesidir. 3. Grammar of Modern Per- sian (Wiesbaden 1966) 4. Cambridge History of Iran (1-V London 1968) Edi- bu ciltte "Dynastic and Political History of the il-Khans" bir makalesi s. The Successors of Genghis Khan (London-New York 1971). veziri Fazlul- Cami cu't-tevaril] büyük dün- ya tarihinin Cengiz'in halefieri tercümesidir. Burada da Boyle Cüvey- ni'nin tarihinin tercümesinde takip etti- yolu 6. The Ilahi- name or Book of Gad (Manchester 1976). Ferf- düddin tasawuff mesnevilerin- den biri olan 'nin ingilizce ter- cümesidir. Bu tercümede Boyle, hem kla- sik dili ve edebiyatma hem de ingi- lizce'ye hakimiyetini mükemmel bir kilde 7. The Mangol World Empire 1206-1370 (London 1977) Boy- le'un, ve Türk tarihinin üzerin- de meseleleri ya - ilmi dergilerde yirmi dört makalesinden meydana gel- 8. Persia, History and Heritage (Manchester 1978) tarihi, kültür ve ele bir eserdir. : C. F. Beckingham. "Professor J. A. Boyle", JRAS ( 1979), s. 184-186; "Obituary Dr. John A. Boyle", HI, 11/2 (1979), s. 116; Peter Jack- son, "Boyl e" , Elr., I V, 420-421. Iii ÜRHAN BiLG 1 MEHMED 1 (ö. 1076/1666) L _j Canik'te zaman göre 1576 ilk dönemleri bilgi yoktur. Genç vezir Halil ya intisap etti ve onun yap- IV. seferlerine ve birçok yerinden yaralar Bu se- ferlerden birinde zehirli bir akla boy- nundan da veya bu yüz- dendir. Halil ölümünden sonra Mu- sahib Silahtar Mustafa kethü- oldu. Daha sonra arpa ve birkaç defa getirildi. Ar- Kastamonu sancak bey- Halep, ve 1648'de Anadolu beylerbeyiliklerinde bulundu. Bu görev- de iken Abaza Hasan ve Topa! Mehmed bas- Bu arada zulüm da Fakat Köprülü Mehmed Pa- tavsiyesiyle Valide Turhan Sul- tan'a affedildi. 1650'de kub- be getirildi. Ertesi Kanije gönderildi, ikin- ci defa tayin edil- di. Bu seksen 1656' da Hocazade Mesud Efendi·nin tavsiyesi üzerine sadrazam oldu. Bu tarihte Venedik Ça - nakkale Bozcaada, Limni ve Semadirek da Mehmed ilk devlet memuriyetlerine kendi getirmek oldu. Mehmed getirirken kendisinin vezfriazam ol - Hocazade Mesud Efen- di'ye ve çevirdi. Ve- nedik tehlikesine Çanakkale Bo- geçerek istanbul'a gelmesi ihti- maline istanbul deniz ve gös- termek için badanalatmak oldu. - Yedikule burçlar üzerinde bulunan evleri Bunun üzerine istanbul bir ev- lerini Anadolu geçmeye Çanakkale Venedik da istanbul 'da ve yiyecek yol

BOYNUEGRİ PAŞA - TDV İslam Ansiklopedisi

  • Upload
    others

  • View
    13

  • Download
    0

Embed Size (px)

Citation preview

Page 1: BOYNUEGRİ PAŞA - TDV İslam Ansiklopedisi

BOYLE, John A.

büyük oldu. Ailesinin Birmingham'a ta­şınması üzerine 1934'te buradaki üni­versitede Alman dili ve edebiyatı tahsi­line başladı. üstün bir dereceyle mezun olduktan sonra 1937'de Doğu dilleri ve edebiyatları öğrenimi için Almanya'ya gitti. Önce Göttingen'de H. H. Schaeder'­den okudu, daha sonra Berlin Üniversi­tesi'ne geçti. 1939'da ingiltere'ye döndü ve Londra' daki School of Oriental and African Studies'da doktora yapmaya baş­

ladı. 1941 'de savaş dolayısıyla askere alındı ve birkaç ay istihkam eri olarak or­duda kaldı. 1942 yılında ingiliz Dışişleri Bakanlığı'nda kurulmuş özel bir gizli ser­viste çalışmaya başladı: buradaki görevi 1950'ye kadar sürdü. 1945'te okul arka­daşı Margaret Elizabeth Dunbar ile evlen­di ve bu evlilikten üç kızları oldu. 1947'­de V. Minorsky'nin yönetiminde doktora­sını tamamladı. Ölümüne kadar hemen bütün akademik çalışmalarında hacası Minorsky'nin yolunda yürüyen Boyle'un doktora tezi Ata M elik Cüveyni tarihinin bir kısmı üzerine idi. 1950' de Manches­ter Üniversitesi'nde yeni açılmış olan Fars Dili ve Edebiyatı Kürsüsü doçentliğine

tayin edildi. Misafir profesör olarak git­tiği California'daki (ABD) bir yıllık (ı 959-

1960) ikametinin dışında bütün akade­mik hayatını Manchester'de geçirdi. 1966 yılında Manchester Üniversitesi İran Araş­tırmaları Kürsüsü profesörlüğüne tayin edilen Boyle kısa bir hastalıktan sonra 1978'de öldü: son derecede yardım se­ver, güler yüzlü ve herkesle iyi geçinen bir insandı.

Boyle, Grekçe ve Latince'den başka 'Rusça dahil önemli Batı dillerinin yanın­da Farsça, Arapça ve Türkçe'ye hakkıyla vakıftı: Pehlevice. Galce, Eski irce (irlan­da dili), Moğolca ve Ermenice'yi de bu dillerde yazılmış kitapları okuyup ania­yacak ölçüde biliyordu. Çok cepheli olan Boyle özellikle ömrünün sonlarına doğ­ru folklorla da uğraşmış ve bu konuda düzenli yayımlanan Folklore (Manches­ter) dergisinde birçok makale yazmıştır.

ilgi alanı içine giren ingiltere'deki bü­tün ilmi kurumların üyesi idi. Bu arada yine ingiltere'de yayımlanan Cambrid­ge History of Iran ve Central Asiatic Journal gibi bazı önemli yayın ve dergi­lerin de bir müddet editörlüğünü yap­mıştır.

Boyle klasik İran edebiyatına, özellik­le ilhanlılar devrinde yazılmış tarihlere karşı büyük bir ilgi duyuyordu. Cüvey­nf'nin ve Reşfdüddin Fazlullah 'ın tarih­lerindeki özel isimlerle yer isimlerinin

3~6

Türkçe mi, Moğolca mı olduğu mesele­sini tükenmez bir sabır. enerji ve titiz­likle aydınlığa kavuşturmaya çalıştı ve bu kitapları çok değerli notlar ekleye­rek tercüme etti.

Eserleri. Boyle'un belli başlı eserleri şunlardır: 1. A Practical Dictionary of Persian Language (London 1949). Por­ta Linguarum Orientalium serisinde çı ­

kan bu küçük sözlük, daha ziyade mo­dern Farsça'yı öğrenmek ve kullanmak isteyenler için hazırlanmıştır. 2. The His­tory of World Conqueror (1-11. Manches­ter 1958). Alaeddin Ata Melik Cüveyni'­nin Mirza Muhammed Kazvfni tarafın­dan üç cilt halinde (1. ci lt 1912, ll. cilt 1916, lll. cilt 1937) yayımianmış olan Ta­ril] -i Cihilngüşa adlı eserinin ingilizce tercümesidir. Sadece cümle yapısıyla de­ğil ihtiva ettiği anlaşılması son derece­de güç Moğolca ve Türkçe özel isimler. yer isimleri ve terimler bakımından da ağır bir metin olan böyle bir eserin not ve açıklamalarla tercüme edilebilmesi Boyle'un bu sahadaki derin bilgisinin bir neticesidir. 3. Grammar of Modern Per­sian (Wiesbaden 1966) 4. Cambridge History of Iran (1-V London 1968) Edi­törlüğünü yaptığı bu ciltte "Dynastic and Political History of the il -Khans" adlı bir makalesi vardır. s. The Successors of Genghis Khan (London-New York 1971).

Meşhur ilhanlı veziri Reşidüddin Fazlul­lah'ın Cami cu't-tevaril] adlı büyük dün­ya tarihinin Cengiz'in halefieri kısmının tercümesidir. Burada da Boyle Cüvey­ni'nin tarihinin tercümesinde takip etti­ği yolu izlemiştir. 6. The Ilahi- name or Book of Gad (Manchester 1976). Ferf­düddin Attar'ın tasawuff mesnevilerin­den biri olan İlahiname 'nin ingilizce ter­cümesidir. Bu tercümede Boyle, hem kla­sik İran dili ve edebiyatma hem de ingi­lizce'ye hakimiyetini mükemmel bir şe­kilde göstermiştir. 7. The Mangol World Empire 1206-1370 (London 1977) Boy­le'un, Moğol ve Türk tarihinin üzerin­de durulmamış meseleleri hakkında ya­zıp Batı'daki ilmi dergilerde yayımladığı yirmi dört makalesinden meydana gel­miştir. 8. Persia, History and Heritage (Manchester 1978) iran ' ın tarihi, kültür mirası ve edebiyatının kısaca ele alındı­ğı bir eserdir.

BİBLİYOGRAFYA :

C. F. Beckingham. "Professor J. A. Boyle", JRAS ( 1979), s. 184-186; "Obituary Dr. John A. Boyle", HI, 11/2 (1979), s. 116; Peter Jack­son, "Boyle" , Elr., IV, 420-421.

Iii ÜRHAN BiLG İN

1 BOYNUEGRİ MEHMED PAŞA 1

(ö. 1076/1666)

Osmanlı sadrazamı. L _j

Canik'te doğdu. Öldüğü zaman yaşı­nın daksanı geçtiği bilindiğine göre 1 576 yılı civarında doğmuş olmalıdır. Hayatı­

nın ilk dönemleri hakkında bilgi yoktur. Genç yaşta vezir Demirkazık Halil Paşa' ­

ya intisap etti ve onun kethüdalığını yap­tı. IV. Murad'ın doğu seferlerine katıldı ve birçok yerinden yaralar aldı. Bu se­ferlerden birinde zehirli bir akla boy­nundan da yaralandı. "Boynueğri" veya "Boynuyaralı" lakabını alması bu yüz­dendir.

Halil Paşa'nın ölümünden sonra Mu­sahib Silahtar Mustafa Paşa'nın kethü­dası oldu. Daha sonra arpa eminliğine ve birkaç defa çavuşbaşılığa getirildi. Ar­dından sırasıyla Kastamonu sancak bey­liği , Halep, Şam ve 1648'de Anadolu beylerbeyiliklerinde bulundu. Bu görev­de iken ipşir Paşa , Abaza Hasan Ağa ve Topa! Mehmed Paşa'nın isyanlarını bas­tı rdı. Bu arada adı bazı zulüm olayiarına da karıştı. Fakat Köprülü Mehmed Pa­şa'nın tavsiyesiyle Valide Turhan Sul­tan'a sığınarak affedildi. 1650'de kub­be vezirliğine getirildi. Ertesi yıl Kanije muhafızlığına gönderildi, ardından ikin­ci defa Şam beylerbeyiliğine tayin edil­di. Bu sırada yaşı seksen civarındaydı. 1656' da şeyhülislam Hocazade Mesud Efendi · nin tavsiyesi üzerine sadrazam oldu. Bu tarihte Venedik donanınası Ça­nakkale Bağazı'nı kapatmış, Bozcaada, Limni ve Semadirek ada larını da işgal

etmişti. Mehmed Paşa'nın ilk işi bazı

devlet memuriyetlerine kendi adamları­nı getirmek oldu. Yakın adamlarından Saçbağı Mehmed Paşa'yı başdefterdar­

lığa getirirken kendisinin vezfriazam ol­masını sağlayan Hocazade Mesud Efen­di'ye ve Kadızadeliler'e sırt çevirdi. Ve­nedik tehlikesine karşı başlıca icraatı ,

düşman donanmasının Çanakkale Bo­ğazı 'nı geçerek istanbul'a gelmesi ihti­maline karşı istanbul surlarının deniz tarafındakilerini sağlam ve bakımlı gös­termek için badanalatmak oldu. Ayrıca Ahırkapı - Yedikule arasındaki burçlar üzerinde bulunan evleri yıktırdı. Bunun üzerine istanbul halkının bir kısmı ev­lerini satıp Anadolu yakasına geçmeye başladı. Çanakkale Bağazı'nın Venedik donanınası tarafından kapanmış olması

da istanbul 'da eşya ve yiyecek fiyatları­nın artmasına yol açtı.

Page 2: BOYNUEGRİ PAŞA - TDV İslam Ansiklopedisi

Kadızadeliler vaazlarında Mehmed Pa­şa'yı rüşvet yiyici ve zalim biri olarak ni­telerken Mesud Efendi de Valide Sul­tan'a başvurarak onun görevden alınma­sının uygun olacağını belirtiyordu. Bu­nun üzerine Mesud Efendi çocuk yaşta­ki padişah IV. Mehmed'i tahttan indire­rek ll. Süleyman'ın tahta geçmesi için bir komplo hazırladı. Ancak durum an­laşılınca Bursa'ya sürüldü ve idam edil­di. Böylece Boynueğri Mehmed Paşa bir düşmanından kurtulmuş oldu. istanbul'­da bu hadiseler olurken Osmanlı - Ve­nedik savaşı vahim bir hal almıştı. Ve­ziriazam ise acz içindeydi, ayrıca adı

rüşvet ve yolsuzluk olayiarına da karış­mıştı.

Nihayet ordu ve donanmayı zamanın­da sefere hazırlayamaması yüzünden sadrazamlıktan alındı (14 Eylül 1656). ye­rine Köprülü Mehmed Paşa getirildi. Bir süre Yedikule Zindam'nda hapsedilen Mehmed Paşa ardından Malkara'ya sü­rüldü, fakat daha sonra istanbul'a dön­mesine izin verildi. Eyüp'teki Şah Sultan Zaviyesi civarındaki yalısında on yıl ka­dar daha yaşadı ve Receb 1 076'da (Ocak

"' ~Lr'J

,/

~.: c;', ~: '...VJ '• -·· 'r t ..... '1 -· ..,,

1666) öldü. Silahtar Fındıklılı Mehmed Ağa'ya göre mezarı Eyüp'te (Tarih, ı. 411 l. Ayvansarayi'ye göre ise (Hadikatü ' l · ce·

uami ', ı. 150) Divanyolu'ndaki Atik Ali Pa­şa Camii haziresindedir. Bunlardan ikin­ci ihtimal daha kuwetlidir. Mehmed Pa­şa'nın Halep'te gayri menkulleri ve va­kıfları vardır.

Gençliğinde özellikle savaşlardaki ce­sareti ve yiğitliğiyle tanınan Boynueğri

Mehmed Paşa'nın yaşlılığında geti rildiği

sadrazamlık makamında başarılı olma­dığı kaydedilmektedir. Ölümüne "şeref yafte" ifadesiyle tarih düşürülmüştür.

BİBLİYOGRAFYA :

TSMA, E, nr. 7446; Veclhi Hüseyin, Tarih, TSMK, Emanet Hazinesi, nr. 1425, vr. 52b, 54'; Naima. Tarih, N, 459·460; VI, 167-169, 193-195, 217-219; Silahdar. Tarih, ı , 410-411; Ha­dikatü 'l-uüzera, s. 103-104; Ayvansarayi. Ha­dikatü'l-ceuami', I, 150; a.mlf., Ve{eyat- ı Se­latin, s. 19 ; Sicill-i Osmanf, IV, 175-176; Da­nişmend. Kronoloji, lll, 421-422; Uzunçarşı lı,

Osmanlı Tarihi, lll/1, s. 294-302; 111 / 2, s. 412-414; Canan Doruk, Boynuyara/ı Mehmed Paşa (lisans tezi, 1968). İÜ Ed. Fak. Tarih Seminer Kitaplığı, nr. 1645; TA, XXlll, 414-415.

liJ ABDÜLKADi R ÖzcAN

" d

;]"!~· .___-uıı.o...:.~ı~

'45.ı) J ~"\.l0 ·~ / r /

r;; /.ı;; .ıi,..Jr 1.tı A7~ı ~~ ~-~· .. w~ '"1 2 ı~, i"'.l · ~ ~...ıJ\ ;~

( "

" ~ -"• ,ft..J:;'J -' ...... w _..~'.,1 ıt; ... ,,.,,~ ~~·...,..}~'!. . ., "' ''1 VJJı {~1 (t.u.....:ı ,Jt_ .. , ... '11} -/ı,l. lb r-:. /o(IL (~ ~ _io._:;~

Mı "" J.•l -'0-··ıSt- ~ ı -' ·~ .,. ' /"1 ., t / '

~ j'j ~~~ -'d ...i d/ı _..,.:: ... J~, ~1i; r:.lı.7U",.~ -...)P\>j~d ./'' ~l!.u..ıj '""-t) '-',;:,··":'H"S _......~J)

t ( <''J • '• db --- Jtt- ~· -~ ~·t !w \lı..-.aı _):',~ . ~..ıhti:J .. J ~ ~;· ~ ... ~ "'!' '1" "'!• t...~ _.....,\.ı>.~ -_.;l.JJ, '' r J_,....ı ,

" ~'l.,J ~"~:XJo,,~ ~ -•;;--:,: " '"i -'>-..~~J-' · \ı.\-..ı~_,JD JJ;;~

--~ 'o • \• ~

\-----. 6t'1~f1} 'S_ ... 2; ~~y l'; /

~,, _ı}_,p.J / tl.ı-J -::-'.JJ1

~~ --;ı;q-::<,: -<.:·~ı:~;;; ~ ..

U .r-J u:J ___.r., , ~ ( ~. l ' (__

~,~ / /

~/.,., ~ -'ft _3~. tl,..J ~ ':t/;2!~ ı,ıjJ ( t

-~...,J ----~ ~ ıJ;~}.ıb .l,JJ ''-J O.J~ ~~~!~~ -J o ..ı~ "1

. ..:r_ ~s tl ttl ./ ~ ~_,' '

ft...t ---'' :~i; ~~ ..:.~ 'f6 "-~ .><-J~,t: .. -;-; . ., ,..,

"" e·ı....ı, (,,ı_Ay . ..ı,

' ""~ı-}{.; _.. -ff~ -t~ """

-.4 '"" "i!u-t - ııı.. "-• ,/ 6. -tr rJ "\ı.)J(J>_:ı: -& / :::Jr! ~ ~J h[/ ~ 'i11 _, .. • J 1..-/"'t:-j l >-)

-~- '~· t'...;, !~ - ~/ıf~ --Jı ~ ~ --{~l '->JJ t" '1.-<A.ıJ ~ı: '7' ll l. Mehmed

~!J -i..: ~ ~ -3J_ dönemine /

J~t: D~iı ait Bozcaada '"' .... )

/ Tahrir :H / / ·::::;:::t-:ı"-;:;;;r;;-;T._::j~"'

Defteri'nden ·'

.. ..ı.-.ı

iki sayfa

2!, ~J ~f: / (j, (,(r -~)'· (BA, TO,

""- "1"}[ nr. 702, s. 98-99)

L

BOZCAADA

BOZCAADA

Ege denizinin Çanakkale Boğazı'na

ve Anadolu kıyılarına yakın kesiminde ada.

_j

Çanakkale Bağazı'na hakim bir mev­kide yer alan Bozcaada. tarih boyunca devamlı olarak bağazın her iki yakasına sahip olan milletierin elinde bulunmuş­tur. Adanın Türk devrinden önceki adı Tenedos'tur. Türkçe ismin ne zaman ve ne sebeple verildiği bugüne kadar açık­lanmamıştır. Yalnız Piri Reis eserinde adada bugün Göztepe denilen yüksek sivri bir boz tepe bulunduğunu, bunun üzerinden denizin 40 mil mesafesinin kontrol edilebildiğini, aynı şekilde deniz­den de o mesafe içinde gemilerin ada­nın alameti olan boz tepeyi farkedebil­diklerini ifade etmektedir ki Türk de­nizcileri tarafından buraya "Boz ada" ve­ya "Bozca ada" denmesi bu sebebe da­yanmaktadır.

Piri Reis, bugün dahi poyraz havalar­da küçük gemilerin sığındıkları Poyraz Limanı'ndan da bahsetmekte ve o za­man buranın adının Yardım Limanı oldu­ğunu. poyraz havalarda buraya ancak küçük gemilerin sığınabildiklerini belirt­mektedir. Ege adaları hakkında küçük bir eser yazmış olan Ber Randolph Türk­ler'in buraya "Boş adası" dediklerini kay­detmektedir ki bu şekil Bozcaada veya Bozada isminin yanlış anlaşılmasından ileri gelmiş olabilir.

Bozcaada ismi ile ilgili diğer bir söy­leyiş tarzı da "Bohça ada" şeklindedir.

Adadaki Alaybey Camii haziresinde bu­lunan hicri 1250 ve 1272 tarihli iki me­zar kitabesiyle Aburga Ahmed Dede Me­zarlığı'nda bulunan diğer bir mezar ki­tabesi üzerinde ada Bohçaada şeklinde geçmektedir. ilk bakışta, kitabeyi yazan sanatkarın hatasının diğer iki l'itabede de tekrar edildiği gibi bir kanaat uyan­makta ise de XVIII. yüzyıl yazarlarından inciciyan'ın da adaya halk arasında Boh­çaada dendiğini ifade etmesi, Bohçaada isminin Bozcaada ile beraber kullanıldı­

ğını göstermektedir. Anı::ak bugün halk adaya Bozada veya Bozcaada demekte­dir.

Türkler'in ada ile ilgilenmeleri XIV. yüzyıl başlarında olmuştur. Meşhur de­nizci Aydınoğlu Umur Bey izmir'i fethet­tikten sonra 1328 veya 1329 yılında se­kiz gemi ile Bizans'a tabi olan Bozca-

317