Upload
others
View
8
Download
0
Embed Size (px)
Citation preview
BİRLEŞMİŞ MİLLETLER,
ULUSLARARASI PARA FONU,
EKONOMİK İŞBİRLİĞİ VE KALKINMA ÖRGÜTÜ,
DÜNYA BANKASI GRUBU
“HERKES İÇİN DAHA İYİ BİR DÜNYA” RAPORU*
Hedeflerin Konulması Uluslararası kalkınma hedefleri, insan arzularının en güçlüsü olan yoksulluktan ve onun beslediği sefaletten uzak bir dünya arzusuna yöneliktir. Bu hedefler, niceliksel olarak belirlenmiştir. Bu hedeflerin kaynağı, Birleşmiş Milletler’in 1990’ların ilk yarısında düzenlemiş olduğu dünya konferanslarında varılan anlaşmalar ve alınan kararlardır. (Bu konferanslar, yoksulluğu azaltmak ve sürdürülebilir kalkınmayı sağlamak için gerekli adımlar konusunda uluslararası toplumun anlaşmaya varması için bir fırsat vermiştir).
Raporda benimsenen yedi hedeften her biri yoksulluğun farklı bir yönüne ilişkindir. Karşılıklı olarak birbirlerini etkilediklerinden bu hedefler bir bütün olarak görülmelidir. Özellikle kızlar için, daha yüksek okullaşma oranları, yoksulluğu ve ölüm oranını azaltır. Daha iyi temel sağlık hizmeti, okullaşmayı artırır ve yoksulluğu azaltır. Pek çok yoksul insan, geçimlerini doğal çevreden sağlar. O halde, yedi hedeften her birinde ilerlemeye ihtiyaç vardır.
Hedeflere varmak kolay olmayacaktır. Fakat bazı ülkeler ve bölgelerdeki ilerleme, neler yapılabileceğini göstermektedir. Çin, yoksulluk içinde yaşayan insanlarının sayısını 1990’daki 360 milyondan 1998 yılında 210 milyon civarına indirmiştir. Mauritius, askeri bütçesini azaltmış, eğitim ve sağlık sektörlerine büyük yatırım yapmıştır. Bugün, bütün Mauritius’lular sanitasyona erişim imkanına kavuşmuştur, halkın %98’i güvenli suya sahiptir ve doğumların %97’si eğitilmiş sağlık personeli nezaretinde
* Birleşmiş Milletler, Uluslararası Para Fonu, Ekonomik İşbirliği ve Kalkınma Örgütü, Dünya Bankası Grubu, Herkes İçin Daha İyi Bir Dünya, İstanbul: 2000. Bu rapor isimleri geçen dört uluslararası kuruluş tarafından hazırlanmıştır. Raporun İngilizce orijinali için bkz: www.paris21.org/betterworld.
gerçekleşmektedir. Latin Amerika ülkelerinin pek çoğu, eğitimde cinsiyet eşitliğine çok daha fazla yaklaşmışlardır.
Mesaj: Eğer bazı ülkeler, türlü biçimleriyle yoksulluğun azaltılması yönünde büyük ilerleme sağlayabiliyorlarsa, başka ülkeler de bunu başarabilir. Fakat çatışma, Sahra Güneyi Afrika’nın pek çok ülkesinde toplumsal kalkınma alanındaki kazanımları yok etmektedir. HIV/AIDS’in yayılması, bütün kıtalarda bireyleri, aileleri ve toplulukları yoksullaştırmaktadır. Yoksullukta uzun vadeli azalmaların en önemli şartı olan kalıcı ekonomik büyüme ise, dünya ülkelerinin yarısında hala yoktur. Bu ülkelerin 30’dan çoğunda, kişi başına gerçek gelir son 35 yıl boyunca azalmıştır. Büyümenin olduğu yerlerde ise, bunun daha eşit şekilde yayılması gereklidir.
Hedeflere ulaşmak mümkündür. Fakat bunun için çok çalışmak gerekecektir. Başarı için her şeyden önce, yoksullar lehine daha güçlü sesler, ekonomik istikrar, yoksulları gözeten büyüme, herkes için temel sosyal hizmetler, ticaret ve teknoloji için açık piyasalar ve kalkınma için iyi kullanılan yeterli kaynaklar gerekli olacaktır.
Tablo- 1: Uluslararası Kalkınma Hedefleri (7 Temel Hedef)
Günde 1 dolardan daha azıyla geçinen insanlar (%)
30
20
10
1990 2015
İlerleme 1990-1998
Hedefe giden ortalama
İlköğretim net okullaşma oranı (%) 100
75
İlerleme 1990-1998
Hedefe giden ortalama
Hedef 1: Mutlak yoksulluk içinde yaşayan insanların oranını, 1990 ve 2015 arasında yarı yarıya azaltmak:
1990’ların ortalarında büyüme dünyaçapında arttıkça, yoksulluk oranları düştü – Asya’da hızla, fakat Afrika’da pek az veyahiç. Gelir eşitsizliği, Latin Amerika’da ilerleme önünde bir engeldir.
Hedef 2: 2015 yılına kadar bütün çocukların
ilkokulda olmasını sağlamak.
Okullaşma oranları artmaya devem etmekleberaber, yeterince hızlı artmadı. Şimdikieğilimler sürerse, 100 milyondan fazla okçağında çocuk 2015 yılında okulolmayacak.
Hedef 3: 2005 yılına kadar ilk ve orta öğretimd
cinsiyet eşitsizliklerini ortadan kaldırarak cinsiyet eşitliğin sağlanma
ve kadınların güçlendirilmesi:
Daha fazla kız çocuğunu okulaçok önemlidir fakat yeterli değildir. Cinsiyuçurumu daralmakta olabilir, fakat kızlarokullaşma oranları erkeklerin gerisinkalmaya devam etmektedir.
Hedef 4: Bebek ve çocuk ölüm oranlarını 1990
2015 arasında üçte iki azaltmak:
Bebek ve 5 yaş altı çocukhedefe ulaşmak için yeterinher bir ülkeye karşılık, 10 üve bir ülke geriye gitti. ÇoğAIDS yüzünden.
ul
50
da
1990 2015İlk ve orta öğretimde kızların erkeklere oranı (%)
100
75
İlerleme 1990-1998
Hedefe giden ortalama e
sı
göndermek
50 1990 2005
5 yaş altı ölüm oranı (1.000 canlı doğumda) 100
50
0
2015
1990-1998
a
et ınde
-
1990
İlerleme
Hedefe giden ortalam
ölüm oranlarınıce hızlı azaltanlke geride kaldıu zaman HIV /
Tablo-1 Devamı:Uluslararası Kalkınma Hedefleri (7 Temel Hedef)
Eğitimli sağlık personeli nezaretinde gerçekleşen doğumlar (%)
100
Hedefe giden ortalama yol
50
İlerleme 1988 – 1998 ,
0
1988 2015
Hedef 5: Anne ölüm oranlarını 1990-2015
arasında dörtte üç azaltmak
Gebelik ve doğum esnasında eğitimlisağlık hizmeti, her yıl meydana gelenyarım milyon anne ölümünün pekçoğunu önlemeye büyük katkı yapabilir.Fakat, eğitimli personel nezaretindegerçekleşen doğumların oranı 1990’lardaçok az arttı.
Hedef 6: Üreme sağlığı hizmetle
olan herkesin 2015’ehizmetlere erişimini s
Kontraseptif kullanımı, ühizmetlerine erişimin bir Üreme sağlığı hizmetleartmasıyla, kontraseptif kbütün bölgelerde yükselme
Hedef 7: 2015 yılına kadar ç
kaynakların kaybını geşekilde 2005’e kadar sü
kalkınma için ulusal uygulamak
1992’de Rio Zirvesi’ndtaahhütlere rağmen, dünyarıdan azı ulusal stratejildaha da azı bu uygulamaktadır.
Kontraseptif yaygınlık oranı (%)
80
İlerleme 1993 – 1998
70
60
50
1993 1998
rine ihtiyacı kadar bu ağlamak:
reme sağlığıgöstergesidir.rine erişiminullanım oranıktedir.
Çevresel stratejileri olan ülkeler (%) 50 İlerleme 1984 - 1997
25 0
1984 1997
evresel ri çevirecek rdürülebilir
stratejiler .
e yaptıklarıya ülkelerininer belirledi ve
stratejileri
ULUSLARARASI KALKINMA HEDEFLERİ
HEDEF-1: MUTLAK YOKSULLUK İÇİNDE YAŞAYAN İNSANLARIN ORANINI 2015 YILINA KADAR YARIYA İNDİRMEK
Gelişmekte olan ülkelerin pek çoğunda, yoksullar, formel ekonominin kıyısında mücadele etmektedir. Politik güçten, eğitimden, sağlık hizmetinden, yeterli barınma olanaklarından, kişisel güvenlikten, düzenli gelirden ve yeterince gıdadan mahrumdurlar.
Dünyada mutlak yoksulluk içinde yaşayan insanların sayısı ve oranı 1990’ların ortalarında bir ölçüde azaldı. Bu azalmanın büyük kısmı, başta Çin olmak üzere Doğu Asya’da yaşandı. Fakat ilerleme, 1990’ların sonunda bazı Asya ülkelerinde geçici olarak yavaşladı ve diğerlerinde ise durakladı veya tersine döndü. Dünyanın diğer bölgelerinde ise, yoksulluk oranları azalırken, genel nüfus artışı yoksul sayısında da artış yarattı. Ekonomik ve toplumsal geçiş yaşayan eski Sovyetler Birliği ülkelerinde, yoksulların oranı üç kattan fazla arttı.
Yoksul sayıları Güney Asya’da en büyüktür. Fakat yoksul insanların oranı Sahra Güneyi Afrika’da en yüksektir. Yoksulların çoğu kırsal alanlarda yaşamakta, fakat kentsel yoksulluk daha hızlı büyümektedir. Kadınların, arazi ve diğer varlıklar üzerindeki haklardan yoksun olmaları ihtimali, erkeklere kıyasla daha yüksektir. Ayrıca, kredi imkanlarına erişmekte güçlük çekmekte ve yeterli istihdamdan ve yaşlılıkta ekonomik güvenceden de yoksun bulunmaktadırlar.
Bugün, gelişmekte olan dünyada 150 milyon düşük kilolu çocuk vardır. Fakat kötü beslenen çocukların oranı, Afrika hariç her yerde azalmaktadır. Düşük kilolu olmak, ölüm riskini artırmakta ve zihinsel ve fiziksel gelişmeyi engellemektedir. Kötü beslenen kadınların düşük kilolu bebek sahibi olmaları da daha muhtemeldir. İlerlemeye rağmen, kötü beslenen insanların sayısını 2015 yılına kadar yarıya indirmeyi öngören Dünya Sağlık Zirvesi’nin hedefine varmak için özel çabalar gerekli olacaktır.
Ülkeler, toplumsal ve cinsiyet eşitsizliklerini azaltan ve yoksullar için gelir kazanma fırsatları yaratan politikalar izlerlerse, yoksulluk oranları 2015’e kadar yarıya indirilebilir. Fakat hedefe varmak sadece bir ilk adımdır. Çünkü neredeyse 900 milyon insan hala mutlak yoksulluk içinde kalacaktır. İşte bu nedenle, yoksulluğu ortadan kaldırma çabası artırılmalıdır.
Dünyada Yoksulluk Sorunu (Mevcut Durum ve Hedef)
Bazı bölgelerde ilerleme – başka bölgelerde gerileme ve gecikmeler sözkonusu.
Günde 1 dolardan daha azıyla geçinen insanların oranı (%) 1990 1998 Hedef 2015 Bu güne kadarki ilerleme
50
40
30
20
10
0
22
44
40 50
40
30
20
10
0
24
48 46 50
40
30
20
10
0 14
28
15
50
40
30
20
10
0
1 2 2
50
40
30
20
10
0
1 2 5
50
40
30
20
10
0
8
17 16
Güney Asya Sahra Güneyi Afrika Doğu Asya ve Pasifik
Orta Doğu ve Kuzey Avrupa ve Orta Asya Latin Amerika ve
Mutlak Yoksulluk İçinde Yaşayan 1.2 Milyar İnsan
0 100 200 300 400 500 600
78 Latin Amerika ve Karayipler
291 Sahra Güneyi Afrika
6 Orta Doğu ve K.Afrika Güney Asya 522
Günde 1 dolardan daha azıyla geçinen insanlar (milyon), 1998
0 100 200 300 400 500 600
78 Latin Amerika ve Karayipler
291 Sahra Güneyi Afrika
6 Orta Doğu ve K.Afrika Güney Asya 522
278 Doğu Asya ve Pasifik
Kötü Beslenme – Yoksulluğun Bir Başka Boyutu
5 yaş altındaki düşük kilolu çocukların oranı (%)
0 10 20 30 40
1990
Afrika Asya Latin Amerika
2000
Dünya Nüfusu ve Mutlak Yoksulların Sayısı (Milyar)
HEDEF-2: 2015 YILINA KADAR BÜTÜN ÇOCUKLARIN İLKOKULDA OLMASINI SAĞLAMAK
Evrensel temel eğitim sağlanması, büyük bir görev ve büyük bir fırsat olmaya devam ediyor. Bunda başarı, daha milyonlarca çocuğa yoksulluktan
5.3
7.1
5.9
1990
19
98
2015
Mutlak yoksullar
Dünya nüfusu 1.3
1.2
0.9
kurtulmak için gerekli becerileri kazandıracaktır. Başarısızlık ise, önümüzdeki on yıllık dönemde eğitimsel ve toplumsal bir bunalımı ateşleyecektir.
Okullaşma oranları çoğu bölgede artmaktadır, fakat eğitim kalitesi
bozulmaktadır ve çok fazla sayıda çocuk hala okulsuzdur. Okullaşma oranlarını artırmak ve daha iyi eğitim sunmak için, okul sistemleri, öğretmen yetiştirmeye ve tesislerin ıslah edilmesine yatırım yapmalıdırlar. Ayrıca, aile ve toplum katılımını artırmalı ve kızların eğitimini kısıtlayan cinsiyet ayrımını yok etmelidirler.Çoğu ülkede, zenginler ve yoksullar arasındaki okullaşma oranı eşitsizlikleri devam etmektedir. Bazı ülkeler için, temel eğitim hemen hemen evrenseldir – diğerleri ise bu hedefin çok uzağındadır. Yetersiz okullar, yetersiz erişim ve yoksul aileler için çocuklarını okulda tutmanın maliyeti, düşük devam oranlarına yol açmaktadır.
Azalan doğum oranları nedeniyle, dünyada okul çağındaki çocuk nüfusu, önümüzdeki 15 yılda sadece 9 milyon artacaktır. Fakat büyük bölgesel farklar vardır. Doğu Asya’da azalan doğurganlık oranlarının bir sonucu olarak, okul çağı nüfus, bu bölgede 22 milyon azalacaktır. Sahra Güneyi Afrika’da ise 34 milyon artacaktır. 1998 yılında okula gitmeyen 46 milyon çocuk buna eklendiğinde, gelecek 15 yılda fazladan 80 milyon çocuk için okul binaları yapılması, öğretmen yetiştirilmesi ve ders kitapları hazırlanması gerekecektir.
Dünya Okullaşma Oranı (Mevcut Durum ve Hedef)
Artan okullaşma – fakat çok sayıda çocuk hala okulsuz Net temel eğitim okullaşma oranı (%)
1990
1998
Bu güne kadarki ilerleme
Hedefe varmak için gereken ilerleme temposu
100
80
60
40
20
0
1990 2015
73
Güney Asya
100
80
60
40
20
0
1990 2015
54 60
Sahra Güneyi Afrika
100
80
60
40
20
0
1990 2015
96
Doğu Asya ve Pasifik
100
60
40
20
0
1990 2015
82
86
Orta Doğu ve Kuzey Afrika
100
80
60
40
20
0
1990 2015
86
93
Avrupa ve Orta Asya
100
80
60
40
20
0
1990 2015
Latin Amerika ve Karayipler
100
80
60
40
20
0
1990 2015
97 98
Yüksek Gelirli Ülkeler
84
94
97
Hedef 20
80
15 66
İlkokul çağındaki çocuklar (milyon), 19
0
50
100
150
200
Okulda Okul dışında
60 71
68
124
198
36 35
2 5
46
46
3 6
6
Yüksek gelirli ülkeler
Latin Amerika ve Karayipler
Sahra Güney Afrika
Orta Doğu ve
K,Af a
Güney Asya
Doğu Asya ve Pasifik
Avrupa ve Orta Asya
34,4
İlkokul çağındaki nüfusun değişimi (milyon), 2000-15 İhtiyacı karşılayabilir miyiz?
İlkokul çağındaki çocuklar (milyon), 1998
Okulda Okul dışında
Okula gitmeyen 113 milyon çocuk
-0,3
Güney Asya
-22,5
Sahra Güneyi Afrika
Doğu Asve Pasif
6,1
ya ik
Orta Doğve Kuze
Afrika
rik
-3,4
u y
AvrupaOrta A
ve sya
-5,6
0,4
Latin Amerika ve Karayipler
Yüksek Gelirli Ülkeler
HEDEF-3: KADINLARI GÜÇLENDİRMEK VE 2005 YILINA KADAR İLK VE ORTA ÖĞRETİMDE CİNSİYET EŞİTSİZLİKLERİNİ ORTADAN KALDIRMAK
Eğitimli kız çocukları çok daha fazla tercih imkanına sahiptirler: Evlilikte, çocuk doğurmada, çalışma dünyasında, hayatta. Onlar daha çok sayıda ekonomik olanak yakalayabilir. İçinde yaşadıkları toplumun siyasal, sosyal, ekonomik ve çevresel gelişimine daha etkin bir şekilde katılabilirler Kızların okullaşma oranları, erkeklere göre daha hızlı artmıştır. Ermenistan, Moğolistan, Güney Afrika, Sri Lanka ve Venezuela gibi ülkelerde, kızların okullaşma oranları erkeklerin okullaşma oranlarının üstüne bile çıkmıştır. Küresel düzeyde, ilk ve orta öğretimde cinsiyet uçurumu daralmaktadır. Fakat şimdiki ilerleme seyri, eğitimdeki cinsiyet uçurumunu 2005’e kadar kapatmaya yetecek kadar hızlı değildir.
Son yıllarda, orta öğretimde okullaşma oranı bakımından kızlar ve erkekler arasındaki fark daralmıştır. Bu durum, kızların daha yüksek okullaşma oranlarını ve erkeklerin okulu erken terk etme eğilimini yansıtmaktadır. Eğitimde cinsiyet farkları azalsa da, ekonomik ve politik hayatta sürmektedir.
Pek çok yerde, en varlıklı ailelerin çocuklarının eğitimlerini tamamlama ihtimali, yüksek gelirli ülkelerdeki çocukların düzeyindedir. Bu aileler için, okula giden kızların oranı, okula giden erkeklerin oranına kabaca eşittir. Fakat yoksul ailelerin çocuklarının daha azı okula gitmekte ve bunlar içinde kızların payı erkeklerden çok daha küçük olmaktadır. Pek çok yoksul aile için, kız çocuklarının emeğinin değeri, onların eğitim almasından bekledikleri getiriyi aşmaktadır. Böylece, kız çocuklar okula gönderilmemektedir.
Kızlar ve erkekler arasında okullaşma farkı İlk ve orta öğretime kayıtlı kızların erkeklere oranı (%)
1990
1998
Bu güne kadarki ilerleme
Hedefe varmak için
gereken ilerleme oranı
100
80
0
40
20
0
1990 2005
65
Güney Asya
100
80
60
40
20
0
1990 2005
80
83 100
80
60
40
20
0
1990 2005
85
93
100
60
40
20
0
1990 2005
90 100
0
60
40
20
0
1990 2005
96 94 100
80
60
40
20
0
1990 2005
99 102 100
80
60
40
20
0
1990 2005
94 97
Sahra Güneyi Afrika Doğu Asya ve Pasifik
Orta Doğu ve Kuzey Afrika Avrupa ve Orta Asya Latin Amerika ve Karayipler Yüksek Gelirli Ülkeler
79
Hedef 20
80 8
05 677
40
60
80
100
120
140
160
Okula giden kızların sayısı erkeklere göre daha az... İlk ve orta öğretimde okullaşma sayıları (milyon), 1998.
Erkek Kız
73 71
148
114
56 57 52
44 40 36 41 40
158 146
0
20
1
2
3
4
5
60
70
80
90
Yüksek Gelirli Ülkeler
Latin Amerika
ve
Sahra Güneyi Afrika
Orta Doğu ve K.Afrika
Avrupa ve Orta Asya
Güney Asya
Doğu Asya ve Pasifik
Cinsiyet farkları, yoksullar için çoğu zaman daha büyük... Dokuzuncu sınıfı bitiren 15-19 yaş grubundaki kişilerin oranı (%)
Erkek Kız
Fildişi Sahili 1994
Peru 1996
Pakistan 1990-91
Mısır 1995-96
81 79
47
31
61
49
60 61
0
036
0
0
0
0
Zengin Yoksul Zengin Yoksul Zengin Yoksul Zengin Yoksul
20
7 1
11
2
19 16
HEDEF-4: BEBEK VE ÇOCUK ÖLÜM ORANLARINI 2015’E KADAR ÜÇTE İKİ AZALTMAK
Bebek ve 5 yaş altı çocuk ölüm oranları, 1960-1990 yılları arasında yüzde elliden daha fazla azaldı. Çin, Sri Lanka ve Vietnam’da bebek ölüm oranının dörtte üç azalması bu başarının başka yoksul ülkelerde tekrar edilebileceğini ummak için iyi bir nedendir. Fakat ilerleme 1990’larda yavaşladı. Çoğu bölgede, 2015 yılına kadar üçte ikilik bir azalma sağlamak için büyük bir gayret yeterli olacaktır.
Bu hedefe ulaşılması önündeki engeller nelerdir? Sağlıksız su. Yetersiz bağışıklama, savaş ve iç çatışma. Yüksek yoksulluk düzeyleri ve kötü beslenme. Özellikle kızlar için, temel eğitime yetersiz erişim. HIV / AIDS’in yayılması, sıtma ve veremin hortlaması.
Bebek ölümleri, çoğu zaman, doğum sırasındaki sağlıksız koşulların sonucudur. Akciğer iltihabı, ishal, sıtma ve kızamık, genellikle küçük çocukların ve bilhassa kronik kötü beslenmeye maruz kalan çocukların ölümüne yol açmaktadır.
5 yaş altı ölüm oranları, en yoksullar arasında en yüksektir, fakat görece varlıklılar arasında bile oldukça yüksektir. Bebek ve çocuk ölümlerini azaltmak, temel sosyal hizmetlere daha çok yatırım yapılmasına ve özellikle yoksullar için, ailelerin eğitilmesine ve beslenmenin iyileştirilmesine bağlıdır.
Eğitim, kadınlara daha küçük ailelere sahip olma, çocuklarına daha iyi annelik etme ve onların çocuklarının yaşamlarını iyileştirecek bilgileri aktarma olanağını kazandırır.
5 Yaş Altı Ölüm Oranları (Her 1000 Canlı Doğumda Ölümler)
1990
1998
Bu güne kadarki ilerleme
Hedefe varmak için gereken ilerleme oranı
73
Güney Asya 150
125
100
50
25
0
1990 2015
121 150
125
100
75
50
25
0
1990 2015
151 150
125
100
75
50
25
0
1990 2015
55
150
125
75
50
25
0
1990 2015
71
150
125
75
50
25
0
1990 2015
34
150
125
100
75
50
25
0
1990 2015
49
150
125
100
75
50
25
0
1990 2015
9
89
40
155
52 43
18
55
24
26 11
37 16 6
3
Sahra Güneyi Afrika Doğu Asya ve Pasifik
Orta Doğu ve Kuzey Afrika Avrupa ve Orta Asya Latin Amerika ve Karayipler Yüksek Gelirli Ülkeler
100
Hedef 2015
100
66 75
Küçük yaşta ölümler
Bebek ölümleri (milyon), 1998
0.1
0.4
2.3
0.3
2.7
1.2
0.1
0
0.5
1
1.5
2
2.5
3
Yüksek Gelirli Ülkeler
Latin Amerika ve Karayipler
Sahra Güneyi Afrika
Orta Doğu ve K.Afrika
Avrupa ve Orta Asya
Güney Asya
Doğu Asya ve Pasifik
Daha fazla sayıda yoksul çocuk ölmektedir... 5 yaş altı ölüm oranları (her 1.000 canlı doğumda ölümler) ailelerin mali durumları itibariyle
155
109
168
120
70
154
54
29
97Togo 1998
Hindistan 1992-93
Endonezya 1994
Haiti 1994-95
163137
106
0 50 100 150 200
En yoksul Orta En zengin
HEDEF-5: ANNE ÖLÜM ORANLARINI 2015’E KADAR DÖRTTE ÜÇ AZALTMAK
Anne ölümlerinin yüzde doksan dokuzu, gelişmekte olan ülkelerde meydana gelir ve bunların çoğu önlenebilir niteliktedir. Enfeksiyonlar, kan kaybı ve sağlıksız kürtaj bu ölümlerin çoğunun nedenidir. Anne ölüm oranını azaltmak için, doğum hizmetlerinin kalitesini ve kapsamını iyileştirmek ve yoksullar için doğum öncesi ve sonrası bakım sağlamak amacıyla sağlık sistemlerine daha çok yatırım yapılmasına gerek vardır.
Anne ölümlerinin ölçülmesi zordur. Eğitilmiş personel nezaretinde gerçekleşen doğumların oranı, anne ölüm oranının azaltılmasında kaydedilen ilerlemeyi izlemeye yardım eder. Eğitilmiş doğum personelinin genelde mevcut olmadığı bölgelerde hedef, 2015 yılına kadar doğumların % 90’ında bu tür personel bulunmasını sağlamaktır.
Anne ölüm oranları, dünyada geniş farklar gösterir. Bu oranlar Latin Amerika’da düşük, fakat Afrika’da çok yüksektir. Pek çok yoksul Afrika ülkesinde, her 100 canlı doğumdan birinde anne, gebelik ve doğum komplikasyonları yüzünden ölmektedir.
Ebe niteliklerine sahip sağlık görevlileri, anne ölüm oranlarını azaltmada çok önemlidir. Bu görevliler, doğumlarda bulunmak yanında, annelere, kendileri ve çocukları için doğum öncesi ve sonrası bakım hakkında temel bilgi verirler. Kadınların sosyal statüsünü iyileştirmek ve sağlık hizmetinde cinsiyet eşitliğini sağlamak bu hedefe varılmasında önemlidir.
Doğumda eğitilmiş sağlık hizmeti çoğu yerde hala yok...
1988
1998
Hedef 2005
Bu günekadarkiilerleme
Hedefe varmak
için gereken ilerleme oranı
Eğitilmiş sağlık personeli nezaretindeki doğumların oranı (%)
100
80
60
40
20
0
1988 2005
29
90
Çin ve Hindistan Hariç Asya 100
80
60
40
20
0
1988 2005
50
46
Sahra Güneyi Afrika
100 u ve Kuzey Afrika
32
90
100 90
Latin Amerika ve Karayipler Orta Doğ80
60
40
20
0
1988 2005
70
80
60
40
20
0
1988 2005
48 61
90
514.000 anne ölümü
2210
50
100
150
200
250
300
Yüksek Gelirli
LatiAmerikKarayip
77 70
Anne ölümleri (bin), 1
7
65
20
155
n a ve ler
Sahra Güneyi Afrika
Orta Doğu ve K.Afrika
Güney Asya
995
3
7
2
48
Avrupa ve Orta Asya
Doğu Asya ve Pasifik
ÜlkelerHEDEF-6: ÜREME SAĞLIĞI HİZMETLERİNE İHTİYACI OLAN HERKESİN 2015 YILINA KADAR BU HİZMETLERE ERİŞMESİNİ SAĞLAMAK
Üreme sağlığı hizmetleri, erkeklere ve kadınlara, kendi sağlıklarını ve ailelerin sağlığını korumak için gereken desteği verir. Aile planlaması yöntemleri, HIV / AIDS dahil cinsel yoldan bulaşan hastalıkların önlenmesi ve tedavi edilmesi ile kadınlara karşı zararlı uygulamaların caydırılması buna dahildir.
Makul fiyatlı ve kaliteli üreme sağlığı hizmetlerine erişim ve bu konuda bilgi başta olmak üzere, pek çok faktör, kontraseptif kullanımını etkilemektedir. Toplumsal cinsiyet ilişkileri de üreme sağlığını etkilemektedir. Bu nedenle erkekler, eşlerinin haklarını ve sağlığını saymalı, desteklemeli ve kendi cinsel davranışları için daha fazla sorumluluk almalıdırlar.
1990’larda kontraseptif kullanımı bütün bölgelerde arttı. Fakat Afrika geride kaldı. Yoksul ülkelerde doğurma çağındaki insan sayısının artışı kazanımlarında önümüzdeki on yıllık dönemde sürdürülmesini gerektirmektedir. Bunun yapılması, yoksulluğu daha hızlı bir biçimde azaltacaktır.
Her yıl 14 milyondan fazla ergenlik çağındaki kız doğum yapmaktadır. Bu gebeliklerin büyük bir bölümü istenmeyen gebelikler olup, ergenlik çağındaki kızlar tarafından her yıl tahminen 4.4 milyon kürtaj yaptırılmaktadır. Pek çok ergen, HIV / AIDS dahil cinsel yoldan bulaşan hastalıklara yakalanmak riskiyle ciddi şekilde karşı karşıyadır.
1999 sonunda, yüzde 95’i gelişmekte olan ülkelerde olmak üzere 33.6 milyon erkek, kadın ve çocuk HIV / AIDS ile yaşamaktaydı. 13 milyondan çoğu Afrika’da olmak üzere 16 milyondan fazla insan bu salgında ölmüştür. Geride parçalanmış aileler kalmış, kalkınma umutları felç olmuştur. Etkili ulusal programlar ve büyük uluslararası destek olmazsa, bu salgın gelişmekte olan ülkelerde yayılmaya devam edecek, zengin ve yoksul ülkeler arasındaki uçurumlar daha da büyüyecektir.
Kontraseptif kullanımı bütün bölgelerde artıyor
Kontraseptif kullanan evli kadınlar (%)
1993 2000 (tahmin) 80
60
20
0
1993 2000
51
41
80
60
40
20
0
1993 2000
26 15
80
60
40
20
0
1993 2000
76 73
80
60
20
0
1993 2000
51
42
80
60
40
20
0
1993 2000
72 70
80
60
40
20
0
1993 2000
55
50
80
60
40
20
0
1993 2000
70 66
Güney Asya
Orta Doğu ve Kuzey Afrika
Sahra Güneyi Afrika Doğu Asya ve Pasifik
Avrupa ve Orta Asya Latin Amerika ve Karayipler Yüksek Gelirli Ülkeler
40
40
������������������������������������������������������������������������������������������������������������������������
HIV / AIDS ile yaşayanlar, 1999
(Milyon)
33.6
14.8
1.2
17.6
0
5
10
15
20
25
30
35
40
������������������������������������������������������������������������������������������������
Yeni HIV enfeksiyonları, 1999
(Milyon)
5,6
2,3
0,6
2,7
0
1
2
3
4
5
6������������������������������������������������������������������������������������������������
1999'da AIDS ölümleri(Milyon)
2.6
1.1
0.5
1.0
0
0.5
1
1.5
2
2.5
3
Toplam Yetişkin erkekler Yetişkin kadınlar 15 yaşından küçük çocuklar
���������������������������������������������������������������������������������������������������
Y e n i H I V e n f e k s i y o n l a r ı , 1 9 9 9
( M i l y o n )
5 , 6
2 , 3
0 , 6
2 , 7
0
1
2
3
4
5
6
Ergenlerin, üreme sağlığı bilgisine ihtiyaçları vardır. 15-19 yaş aralığında her 1000 kadın başına doğumlar, 1998.
HEDEF-7: 2015’E KADAR ÇEVRESEL KAYNAKLARIN KAYBINI GERİ ÇEVİRMEK ÜZERE 2005’E KADAR SÜRDÜRÜLEBİLİR KALKINMA İÇİN ULUSAL STRATEJİLER UYGULAMAYA KOYMAK
Dünya yoksullarının pek çoğu, tarım, ormancılık ve balıkçılık yaparak geçinebilmeleri için doğrudan doğruya çevreye bağımlıdırlar. Yoksullar, aynı zamanda, hava ve su kirliliğinden ve besin üretimi için sürdürülemez uygulamalardan daha fazla etkilenirler. Daha iyi çevresel yönetim, onların hayatlarını iyileştirebilir, üretkenliklerini artırabilir ve sürdürülebilir kalkınma yönünde ivme yaratabilir.
Dünya insanlarının yüzde 20’ye yakını, günlük ihtiyaçlarını karşılamak için, geliştirilmemiş su kaynağına bağımlıdır. Kentsel nüfus, kırsal nüfusa göre daha iyi hizmet almaktadır, fakat belediyelerce temin edilen şebeke suyu bile, hastalık taşıyan organizmalar ve endüstriyel atıklar tarafından kirletilmektedir. Sağlıklı suya erişim imkanından yoksun olanlar, ihtiyaçlarını karşılamak için her gün mücadele vermek ve sürekli olarak, suyla taşınan hastalık tehlikesiyle karşı karşıya olmak durumundadırlar.
İnsan müdahalesi olmasaydı, dünyanın geniş parçaları ormanlarla kaplı olurdu. Sürdürülemez tarım ve bozulma nedeniyle dünya milyonlarca dönüm ormanlık alanı kaybetti ve onlarla birlikte, ormanların sağladığı ekonomik bakımdan önemli kereste ve diğer ürünleri de kaybetti. Kaybedilen ormanlar, artık toprağı ve su kaynaklarını koruyamaz, biyolojik çeşitliliği muhafaza edemez, iklim değişikliğinin etkilerini hafifletemez veya doğal ve kültürel mirası koruyamaz.
Daha yüksek gelirli ülkeler enerjiyi daha verimli kullanıyor, fakat daha büyük toplam emisyonlar üretiyorlar. Yoksul ülkeler kalkındıkça, onların da enerji verimliliği artıyor, aynı miktarda enerji kullanarak, daha fazla mal ve hizmet üretebiliyorlar. Fakat, verimlilik artışlarından sağlanan toplam enerji tasarrufları, toplam tüketimdeki büyüme tarafından fazlasıyla giderilmektedir. Bu nedenle, yoksul ülkeler, bugünkü yüksek gelirli ülkelerin modelini takip ederlerse, toplam enerji kullanımları büyümeye devam edecek ve bununla birlikte sera gazı emisyonları da artacaktır. İyi ki, küresel sera gazlarını azaltmaya yönelik politikalar, yerel kirliliği azaltmaya ve enerji verimliliğini arttırmaya yönelik politikalar ile çakışmaktadır. Bu durum, hem en büyük karbondioksit yayıcıları olan zengin ülkeler hem de kalkınmakta olan ülkeler için geçerlidir.
İyileştirilmiş bir su kaynağına erişebilen nüfus (%)
Su kaynaklarının iyileştirilmesinde çok az ilerleme sözkonusudur...
100
80
60
20
0
Kentsel Afrika 100
80
60
40
20
0
Kentsel Latin Amerika 100
80
60
40
20
0
Kentsel Asya
100
80
60
40
20
Kırsal Afrika 100
80
60
40
20
0
Kırsal Asya 100
80
60
40
20
0
Kırsal Latin Amerika
85 85
1990 1999
94 93
1990 1999
90 90
1990 1999
37 46
1990 1999
66 74
1990 1999
56 58
1990 1999
040
Enerji verimliliği, ekonomik büyümeyle artıyor...
GSYH birimi başına enerji kullanımı (kg olarak petrol eşdeğeri) (1995 fiyatları, dolar), 1998
3,0 3,0
2,5
2,0
1,5 Avrupa ve Orta Asya
Doğu Asya ve
1,0 Pasifik
0,5
0
Güney Asya
Yüksek Gelirli Ülkeler Latin Amerika
ve Karayipler Sahra Güneyi Afrika
Orta Doğu ve K.Afrika
Yüksek Gelir Düşük Gelir
30
25
20
...Fakat sera gazları da artıyor.
Endüstriyel CO2 emisyonları (kişi başına metrik ton), 1998
15
Güne
Sahra Güneyi Afrika
Düşük Gelir
Yüksek Gelirli Ülkeler
10
5
0
y Asya
Latin Amer ve Karayip
Orta Doğu ve K.Afrika
Avrupa ve Orta Asya
Pasifik
Yüksek Gelir
ikaler
Doğu Asya ve
Ormanlar – kaybolan bir kaynak
Bin kilometrekare, 1997
14.3
00
11.4
00 13.3
00
10.0
00
14.4
00
8.70
0
00 8.80
0
10.00012.00014.00016.000
Potansiyel orman alanı Mevcut orman alanı
HEDEFLERE VARMAK İÇİN YAPILMASI GEREKENLER
Yoksullar için sesler ve tercihler
Yoksul insanların güçlendirilmesi başlangıç noktasıdır: Kadınlar için fırsatlar sağlanması, yoksul insanların örgütlenmesi için politik alan açılması. Demokratikleşme, sadece çoğunluk yönetiminin ötesine geçerek, azınlıkları politik katılımın tüm veçhelerine, kabineye, yasama organına, kamu görevlerine ve yerel yönetimlere dahil etmelidir. Böyle bir kapsayıcı demokrasi, bağımsız bir yargıyı, açık bir sivil toplumu ve özgür bir medyayı geliştirir. Bunların hepsi, insan haklarına saygı gösterilmesini sağlayabilir ve hükümetleri vaat ve eylemlerinden sorumlu kılabilir.
Yoksulları gözeten büyüme
Ekonomik büyüme, yoksulluğu azaltmanın bir garantisi olmamakla beraber uzun dönemde yoksulluğun kalıcı biçimde azaltılması için kesinlikle gereklidir. Büyümenin yoksulları gözetmesi de gerekir. Nasıl? Yoksul insanların üretken ve iyi ücretli işlere girebilmesi için büyüme; daha fazla gelir getirici fırsatlar yaratmalıdır.
Yoksul insanlara, üretken potansiyellerini açığa çıkarmakta yardım etmek ve onlara kendilerini besleyebilme olanağını vermek için, ekonomik varlıklara erişimlerini artırmalıdır. Ayrıca, yoksul kadınlar için daha iyi fırsatlar
Yüksek Gelirli Ülkeler
Latin Amerika ve Karayipler
Sahra Güneyi Afrika
Orta Doğu ve K.Afrika
Avrupa ve Orta Asya
Güney Asya
Doğu Asya ve Pasifik
600 3.
000
7.3
4.90
0
80 700
3.20
0
02.0004.0006.0008.000
Daha fazla ülke demokratik oluyor
Demokratik yönetimlere sahip ülkelerin oranı (%)
28
40
58 61
010203040506070
1974 1988 1993 1998
İyi, dürüst yönetim, sağlam, hukuksal ve ekonomik kurumları güçlendirir, hatta içerir.Yozlaşmış yargıçlar, zayıf bankacılık mevzuatı, düzensiz kamu hizmetleri, sınırlı toplum
ynakların israfına yol açar. İdari kapasite yeterliyse,
katılımı kalkınma için kullanılabilecek kasosyal hizmetlerin yönetiminde daha fazla yerel katılım bu hizmetlerin etkinliğini büyükölçüde arttırabilir. İş kurallarının basitleştirilmesi ise yolsuzluk fırsatlarını azaltabilir ve dahahızlı büyümeyi ve yoksulluğun sınırlanmasını teşvik edebilir.
Daha fazla insan hakları sözleşmesi onaylandı...
Sözleşmeleri onaylayan ülkelerin sayısı
12796 91 102
53 62
155 142 144 165118
191
Irk AyrımcılığınınBütün
BiçimlerininKaldırılması
ÜzerineUluslararası
Sözleşme (1965)
Ekonomik, Sosyolve Kültürel Haklar
ÜzerineUluslararası
Antlaşma (1996)
Medeni ve SiyasiHaklar Üzerine
UluslararasıAntlaşma (1996)
Kadınlara KarşıAyrımcılığınKaldırılmasıSözleşmesi
(1979)
İşkenceye KarşıSözleşme (1984)
Çocuk HaklarıSözleşmesi
(1989)
1990 1999
Temel insan haklarına ve hukukun üstünlüğüne saygılı olma taahhüdü, sürdürülebilirkalkınma için kritik bir ön koşuldur. Dünya ülkelerinin yarısı, söz konusu insan haklarısözleşmelerinin altısını da onaylamış bulunuyor. On yıl önce bu oran onda birdi. Bu anlamlıbir gelişmedir. Çünkü, sözleşmeleri onaylayarak, ülkeler kendi hareketlerinden sorumlututulmayı kabul ediyorlar.
yaratılmasında adil olmalıdır. Bu, kadınların mülkiyet haklarını güçlendirmeye, pazarlık güçlerini çoğaltmaya ve kredi, eğitim ve yeni teknoloji imkanlarına erişimlerini genişletmeye yönelik tedbirler gerektirecektir. Bugün pek çok ülkenin, yoksulları gözeten daha hızlı büyümeye ihtiyacı vardır. Bunlar arasında, kişi başına gerçek gelirleri 35 yıl öncesine kıyasla bugün daha düşük olan 30 gelişmekte olan ülke bulunuyor. Sözkonusu büyüme, yoksulların kendi aralarında artan üretime dayalı olacaktır. Küçük çiftçiler arasında üretkenlik artışları yoluyla; enformel üreticiler yoluyla ve çok çeşitli küçük hizmetler sunan çok sayıda kadın ve erkek yoluyla.
Ekonomik politikalar, aynı zamanda, sağlam, dengeli ve sürdürülebilir olmalıdır. Bu, doğru ekonomik ve sosyal politikaları uygulama kapasitesini geliştirecek ulusal kurumların güçlendirilmesini gerektirir.
Bu bağlamda toplumdaki bütün grupların gelişebilmesi için, bir eşitlik kaygısı vardır. Fakat eşitlik kaygısı gelecek kuşaklara da uzanır. Bunun anlamı, ekonomik büyümenin sürdürülebilir olmasıdır. Bugün çevreyle olan ilişkimizi öyle düzenlemeliyiz ki gelecek kuşaklar için gezegenimizde yaşamı destekleyecek doğal kaynaklar mevcut olsun.
Herkes için sosyal hizmetler
Asgari sosyal standartlar ve temel sosyal hizmetlere evrensel erişim sağlamak için, politikalar, salt ekonomik olmanın ötesine geçerek yoksulların ihtiyaçları üzerinde yoğunlaşmalıdır. Ülkeler, eğitime ve özellikle kızların eğitimine yatırım yapmalıdır. Çünkü eğitim, kalkınmada en yüksek getirilerden birini üretir. Ayrıca, yoksullara sağlık hizmeti, su, sanitasyon ve diğer temel kaliteli ve maliyet etkin hizmetler sunulmalıdır. Bu kapsamda, çocuk doğurma çağındaki kadınlar ve küçük çocuklar üzerinde özellikle durarak, kötü beslenmeyi azaltmaya yönelik düzenlemeler yapılması vardır. Ülkeler, bunalım zamanlarında güçsüz kesimler için güvenlik ağları da sağlamalıdırlar.
Ticaret, teknoloji ve fikirler için açık pazarlar
Küreselleşme, dünyadaki bilgiden yararlanmanın daha iyi yolları, ürün ve hizmet üretimi, daha iyi teknoloji, dünya pazarlarına daha iyi erişim gibi gelişmekte olan ülkelere muazzam fırsatlar sunmaktadır. Fakat bu fırsatlardan yararlanmak için eylem gerekir. Ülkeler, tarifelerini ve diğer ticaret engellerini indirmeli ve sistemlerini, ithalat, ihracat ve finans akışına göre daha rasyonel hale getirmelidirler. Ayrıca, iş yapmak için iyi ortamlar olarak görülmek amacıyla, enflasyon, faiz ve kambiyo oranlarını düzeltmelidirler. Hem yerli hem de yabancı yatırımcılar nezdinde inandırıcı olmak için, tutarlı politikalar takip etmelidirler. Yüksek gelirli ülkelerin de yapmaları gerekenler vardır: Gelişmekte olan ülkelerden gelen ithalatın önündeki tarifeleri ve diğer ticaret engellerini azaltmak ve etkin biçimde
ticaret yapma kapasitesini geliştirmeye yönelik yardım sağlamak. Ancak, bütün ülkelerin mümkün olan avantajlardan yararlandıkları söylenemez. Geçmişin mirası olan kötü politikalar ve yetersiz performans sonucunda, haddinden fazla sayıda ülke, ticarette, finansta, teknolojide, fikirlerde, yani tam da büyümelerine ve yoksulluğu azaltmalarına yardım edebilecek alanlarda geri kalmaktadırlar.
Kaynakların kalkınma için etkili ve adil kullanımı
Kalkınmanın parasal maliyeti vardır. Bunun büyük kısmı, insanların yaptıkları yatırımlardan gelir. Büyük bir kısmı ise, devletin yaptığı yatırımlardan. Pek çok Doğu Asya ülkesinin büyümesine ivme veren şey, gayri safi milli hasılanın genelde % 30’undan fazla olan yüksek tasarruf oranları olmuştur. Bu sayede, altyapıya ve sosyal hizmetlere yatırım yapabilmişlerdir. Afrika ülkeleri arasında pek çoğu ise, milli gelirin sadece %10 ile 15’i düzeyinde tasarruf oranlarına sahip olmuşlardır. Bu oranlar, insanları yoksulluktan çıkarmak için yeterince hızlı bir büyümeye destek olmayacak kadar düşüktür.
Ülkelerin akıllıca harcama yapmaları önemlidir. Zenginler için sübvansiyonlu hizmetlere değil yoksullar için temel hizmetlere ve gelecekte kalkınma için sağlam yatırımlara harcama yapmaları gerekir. Hükümetlerin, paralarını nasıl harcadıkları, onu neye harcadıkları kadar önem taşır. Hükümet harcamalarında istikrarsızlık ve belirsizlik, yoksulluğun azaltılmasında ilerleme kaydetmeyi zorlaştırır. Hükümetlerin işe aldığı insanların kalitesi de önemlidir. Liyakat temelinde insan istihdam eden ve istihdam ettiği insanları liyakat temelinde terfi ettiren hükümetler, en iyi işleri dostlara ve siyasi müttefiklere veren hükümetlere kıyasla daha iyi performans gösterirler.
Dış yardım, özellikle yoksul ülkelerde, kalkınmanın desteklenmesinde önemli bir rol oynar. Kalkınma politikalarında ülke sahipliği ve öncülüğünün başarı için gerekli olduğu ve donör prosedürleri ve raporlamasının, idari yükleri azaltmak üzere eşgüdümlenmesi ve uyumlulaştırılması gereği üzerinde büyüyen bir uzlaşma vardır. Donörler ve uluslararası finans kurumları, şimdi, katılımcı bir süreç yoluyla biçimlendirilen ve ülkelerce öncülük edilen yoksulluk azaltma stratejileri konusunda, gelişmekte olan ülkeler ile daha yakın işbirliği yapıyorlar. Ayrıca, bir ülkeye verilen yardımın o ülkenin önceliklerine ve yerel ihtiyaçlara göre biçimlenmesini sağlayarak, yardımın türü konusunda daha seçici davranıyorlar.
Donörler, her bir partnerin bünyesel üstünlüklerinden yararlanan, ortak hedef ve amaçları yansıtan ve mevcut başarıları daha ileriye götürmeye çalışan stratejik ortaklıklar kurma ihtiyacının bilincindedirler. Gelişmekte olan ülkeler ile ortaklık içinde çalışarak, yüksek gelirli ülkeler daha fazla yardım temin etmelidirler. Ayrıca, daha çok ve daha hızlı borç hafifletme imkanı sağlamalıdırlar. Yoksul ülkeler için gümrüksüz ve kotasız erişim dahil, kendi pazarlarına daha kolay giriş sunmalıdırlar. Ayrıca, tropikal hastalıklar için
aşılar konusunda araştırma çalışmaları gibi, pek çok ülke için faydası olacak programları finanse etmelidirler. Bütün bunlar en yoksul ve en az gelişmiş ülkelerde büyümeyi teşvik etmenin ve yoksulluğu azaltmanın temel unsurlarıdır. Bunlar, aynı zamanda, insani ıstırapları ve şiddetli çatışmaların sayısını azaltmak, çevreyi korumak ve HIV / AIDS gibi küresel tehditlerin yayılmasını durdurmak için de gereklidir.
Ülkeler sosyal hizmetlere daha çok yatırım yapmalıdır, 1994-97
Temel sosyal hizmetlere harcanan hükümet bütçesinin payı (%)
Temel Eğitim Temel sağlık ve beslenme
Düşük maliyetli su ve sanitasyon
Latin Amerika veKarayipler
14
Sahra GüneyiAfrika
14
12 9 6 3 0 15
Asya 12
Bir ülkenin temel sağlık ve eğitim hizmetlerine ne kadar yatırım yaptığı, o ülkenin uzunvadeli kalkınma konusundaki kararlığının işaretidir. 1995 yılındaki Kopenhag SosyalZirvesi’nde, dünya önderleri, kaba bir ölçü olarak, bütçe harcamalarının %20’sinin veyardım akışlarının %20’sinin temel sosyal hizmetlere tahsis edilmesini önerdiler. Buradaamaç, ülkelerin, küresel ekonomide rekabet edebilecek, sağlıklı ve iyi eğitimli bir işgücünesahip olmalarıydı. Dominik Cumhuriyeti, Guatemala, Malawi ve Namibya gibi bazıülkelerde, son yıllarda temel sosyal hizmetlere ayrılan bütçe kaynakları artmış olmaklaberaber, pek az sayıda gelişmekte olan ülke ve donör yukarıdaki ölçüye uymaktadır.
Pek çok ülke, kendi kaynaklarını harekete geçirmek için daha fazla şey yapabilir
GSYH’nin yüzdesi olarak vergiler (%), 1994-98
26
19
9
0 5 10 15 20 25 30
Yüksek gelirli ülkeler
Orta gelirli ülkeler
Düşük gelirli ülkeler
Kalkınma için para bulmak üzere ülkelerin yapabileceği şeylerden biri, vergi toplamakapasitelerini geliştirmektir. Kaynak tahsisinde etkinliği azaltan tarifeler ve lisanslar gibikolay yollardan değil, geniş tabanlı bir adil vergileme sistemi yoluyla. Ayrıca, vergi sistemide, yolsuzluğu teşvik etmeyecek biçimlerde kurulmalıdır.
1990’larda azalma içinde olan dış yardımlar, özellikle en yoksul ülkeler için, büyük ölçüde artırılmalıdır.
Bölgeler itibariyle dış yardım (1997, milyar dolar) İki taraflı Çok taraflı
19901998
7
5
19
13
9
9
7
5
4
7
5
4
Güney Asya
19901998
Sahra Güneyi Afrika
19901998
Doğu Asya ve Pasifik
19901998
Orta Doğu ve Kuzey Afrika
19901998
Avrupa ve Orta Asya
1990Latin
1998Amerika ve Karayipler
20 15 10 5 0
OECD ülkelerinin çoğu, Gnimsediler. Fakat sad
aha da kötüsü, gelişme1997’ye kadar, sadece b
rileme 1998 ve 1999kin biçimde kullananlar
yönelik hızlandırılmış bratejilerin desteklenme
SMH’larının %0.7’sini dış yardım olarak vermeyi bir hedef olarakece Danimarka, Hollanda, Norveç ve sveç bu hedefe uydular.kte olan ülkelere yardım etme eğilimi 1eş yıl içinde OECD yardımları, GSMH’n yıllarınd durdu. Donörler, yoksul ülka daha ok yardım temin etmelidir. Enorç hafifletilmesi, yoksulluğun azaltısine yardım edecektir.
İ
990’larda azaldı. 1992’den ın %0.22’sine geriledi. Buelere, özellikle bu yardımı a ağır borçlu yoksul ülkelere ç lmasını amaçlayan ulusalbeD
geet
st
Ek- Uluslararası Kalkınma Göstergeleri ve Hedefler
Hedefler Göstergeler Ekonomik refah Mutlak yoksulluğu azaltmak
Kalkınmakta olan ülkelerde mutlak yoksulluk içinde yaşayan insanların oranı, 1990 ve 2015 arasında en az yüzde elli azaltılmalıdır.
Mutlak yoksulluğun varlığı: 1 dolardan azıyla geçinen insanlar Yoksulluk uçurum oranı: Varlık çarpı yoksulluğun derinliği Eşitsizlik: En yoksul yüzde yirminin ulusal tüketimdeki payı Çocuk Beslenmesi: 5 yaş altı düşük kilolu çocukların oranı
Evrensel eşitliği 2015 yılına kadar bütün ülkelerde evrensel ilköğretim olmalıdır.
İlköğretimde net okullaşma İlk öğretim dördüncü sınıfın bitirilmesi 15-24 yaş grubunda okuryazarlık oranı
Cinsiyet eşitliği 2005 yılına kadar ilk ve orta öğretimde cinsiyet dengesizliğini yok ederek cinsiyet eşitliği ve kadınların güçlendirilmesi yönünde ilerleme gösterilmelidir.
İlk ve orta öğretimde kızların erkeklere oranı Okuryazar kadınların erkeklere oranı (15-24 yaş grubunda)
Bebek ve çocuk ölümlerini azaltmak Bebekler ve beş yaş altındaki çocuklar için ölüm oranları, 1990 ve 2015 arasında her gelişmekte olan ülkede üçte iki oranında azaltılmalıdır.
Bebek ölüm oranı 5 yaş altı çocuk ölüm oranı
Anne ölümlerini azaltmak Anne ölüm oranı, 1990 ve 2015 arasında dörtte üç oranında azaltılmalıdır.
Anne ölüm oranı Eğitilmiş sağlık personeli nezaretinde gerçekleşen doğumlar
Sosyal kalkınma
Üreme sağlığı En geç 2015 yılına kadar, ilgili yaşlardaki bütün bireyler için, temel sağlık sistemi yoluyla üreme sağlığı hizmetlerine erişim sağlanmalıdır.
Kontraseptif yaygınlık oranı 15-24 yaş arasındaki gebe kadınlarda HIV yaygınlığı
Çevresel sürdürülebilirlik ve canlandırma
Çevre Çevresel kaynakların kaybında mevcut trendlerin hem küresel hem de ulusal düzeylerde 2015 yılına kadar geri çevrilmesini sağlamak üzere, 2005 yılına kadar her ülkede, sürdürülebilir kalkınma için bir ulusal strateji uygulama konulmuş olmalıdır.
Sürdürülebilir kalkınma için etkili süreçlere sahip ülkeler İyileştirilmiş bir su kaynağına erişim imkanına sahip nüfus Ülke yüzölçümünün yüzdesi olarak orman alanı Biyolojik çeşitlilik: Korunan arazi alanı Enerji verimliliği: Enerji kullanım birimi başına GSYH Kişi başına karbondioksit emisyonları