12
BÜYÜKBAŞ HAYVAN YETİŞTİRİCİLİĞİ Bu internet sayfasında yer alan temel bilgiler, bölgemizde yaşayan büyükbaş hayvan üreticilerimizin bilmesi gereken, aşağıda yazılı kaynaklardan yararlanarak hazırlanmıştır. Isparta ve çevresinde yapılan büyükbaş hayvan yetiştiriciliği yoğun olarak süt sığırcılığı işletmeciliği şeklindedir. Süt sığırcılığı yapılan işletmelerde doğan erkek buzağılar işletmenin büyüklüğüne ve ekonomik durumuna göre besiye alınarak kesim ağırlığına gelene kadar besi hayvanı olarak yetiştirilmektedir. Bölgede bulunan mera alanları farklılık göstermektedir. Büyükbaş hayvan yetiştiriciliği için uygun çayır-mera arazisinden ziyade bölgede küçükbaş hayvanların otlatılmasına uygun arazi daha fazladır. Büyükbaş hayvanlardan elde edilen ürünler Türkiye’de kırmızı et ve süt ihtiyaçlarının sağlanmasında ilk sırada yer almaktadırlar. Türkiye’de süt tüketimi inek sütü olarak yoğunlaşmıştır ve talep bu yönde olup, koyun ve keçi sütleri peynir ve yoğurt olarak tüketicilere sunulmaktadır. Büyükbaş hayvan yetiştiriciliğinde ekonomik verimliliği etkileyen en önemli unsur yem maliyetidir. Bu sebeple üreticiler, yemden yararlanma kabiliyeti yüksek, daha az tüketerek daha fazla ürün elde verebilecek hayvan türlerini ve bu türler içinde de ırkları seçmek zorundadırlar. Sığır yetiştiriciliğinde verimi etkileyen çeşitli faktörler vardır. Bunlar başlıca: Irk, yaş, canlı ağırlık, mevsim, barınak, laktasyon dönemi ve beslenme olarak sıralanabilir. İneklerden süt sağımı makine ile yapılmalıdır. Çok aysıda hayvana sahip üreticiler tam otomatik sağım makineleri ve süt soğutma tankı tesisi kurmalıdır. Az sayıda ineğe sahip üreticiler ise portatif süt sağım makinesi kullanarak verimli ve sağlıklı süt elde edebilirler.

BÜYÜKBAŞ HAYVAN YETİŞTİRİCİLİĞİ

Embed Size (px)

Citation preview

Page 1: BÜYÜKBAŞ HAYVAN YETİŞTİRİCİLİĞİ

BÜYÜKBAŞ HAYVAN YETİŞTİRİCİLİĞİBu internet sayfasında yer alan temel bilgiler, bölgemizde yaşayan büyükbaş hayvan üreticilerimizin bilmesi gereken, aşağıda yazılı kaynaklardan yararlanarak hazırlanmıştır.

Isparta ve çevresinde yapılan büyükbaş hayvan yetiştiriciliği yoğun olarak süt sığırcılığı işletmeciliği şeklindedir. Süt sığırcılığı yapılan işletmelerde doğan erkek buzağılar işletmenin büyüklüğüne ve ekonomik durumuna göre besiye alınarak kesim ağırlığına gelene kadar besi hayvanı olarak yetiştirilmektedir.

Bölgede bulunan mera alanları farklılık göstermektedir. Büyükbaş hayvan yetiştiriciliği için uygun çayır-mera arazisinden ziyade bölgede küçükbaş hayvanların otlatılmasına uygun arazi daha fazladır.

Büyükbaş hayvanlardan elde edilen ürünler Türkiye’de kırmızı et ve süt ihtiyaçlarının sağlanmasında ilk sırada yer almaktadırlar. Türkiye’de süt tüketimi inek sütü olarak yoğunlaşmıştır ve talep bu yönde olup, koyun ve keçi sütleri peynir ve yoğurt olarak tüketicilere sunulmaktadır.

Büyükbaş hayvan yetiştiriciliğinde ekonomik verimliliği etkileyen en önemli unsur yem maliyetidir. Bu sebeple üreticiler, yemden yararlanma kabiliyeti yüksek, daha az tüketerek daha fazla ürün elde verebilecek hayvan türlerini ve bu türler içinde de ırkları seçmek zorundadırlar.

Sığır yetiştiriciliğinde verimi etkileyen çeşitli faktörler vardır. Bunlar başlıca: Irk, yaş, canlı ağırlık, mevsim, barınak, laktasyon dönemi ve beslenme olarak sıralanabilir.

İneklerden süt sağımı makine ile yapılmalıdır. Çok aysıda hayvana sahip üreticiler tam otomatik sağım makineleri ve süt soğutma tankı tesisi kurmalıdır. Az sayıda ineğe sahip üreticiler ise portatif süt sağım makinesi kullanarak verimli ve sağlıklı süt elde edebilirler.

Tam otomatik süt sağım ünitesi (http://tarum.sdu.edu.tr/)

Hayvanların barındırıldığı yerlerde yeterli alan sağlanması yanında havalandırma koşullarının sağlanması da verimde değişimleri önleyecektir.

Sığırlar için en uygun ortam çevre sıcaklığı aralığı 5-25 0C arasında değişmektedir. 50 C’den düşük sıcaklıklarda hayvanlarda hipotermi (vücut ısısının düşmesi) görülebilir ve tüketilen yemden elde edilen enerji vücutta ısı üretiminde kullanılır.

Page 2: BÜYÜKBAŞ HAYVAN YETİŞTİRİCİLİĞİ

250C’den yüksek sıcaklıklarda hayvanlarda sıcaklık stresi oluşabilir ve yem tüketimi düşer ve vücutta ısı üretimi artar ve hayvanlarda stres belirtileri görülebilir.

Sığırlarda Yüksek Sıcaklığa Maruz Kalmanın Belirtileri Huzursuzluk ve hareketsizlik Terlemede artış Solunumda farklılıklar: Ağzı açarak hızlı soluk alışverişi nefes nefese

soluklanarak gerçekleşir. Orta derecede stres koşullarında dakikada 80-120 nefes, Yüksek dereceli stres koşullarında dakikada 120-160 nefes, Şiddetli stres koşularında dakikada 160 nefes alışverişi gerçekleşir.

Rektal sıcaklık yükselmesi Döl verimine etkisi Yem tüketiminde değişimler Su tüketimi artması Süt veriminde azalma Bağırsak ve rumen hareketlerinde azalma

Sığır Yetiştiriciliğinde Yaz Aylarında Alınması Gereken Önlemler Barınak Şartları ve Gölgelik Temini: Gölgelik alanlardan etkili yararlanılabilmesi

için hayvan başına 1.8-3.8 m2 arasında yer olmalıdır.

Fan ve gölgelik (www.egevet.com.tr )

Fan ve Sisleme: Hayvanların bulunduğu yerlerde hava akışının arttırılması yüksek sıcaklıklarda olumlu anlamda etkili olabilmektedir

Page 3: BÜYÜKBAŞ HAYVAN YETİŞTİRİCİLİĞİ

Sisleme ile serinletme (Google görseller)

Besleme ve Yemleme: Sıcaklık stresi yaz aylarında hayvanlarda iştahsızlığa neden olmaktadır. Yem tüketiminin azalmasına bağlı olarak bir takım önlemler alınmalıdır.

Rasyonda genel olarak kesif yem oranı arttırılmalı, kaba yem oranı azaltılmalıdır. Kaba yem oranı rumen fonksiyonları için %30’dan az olmayacak şekilde rasyon hazırlanmalıdır.

Yaz mevsiminde rasyona yağ ilave edilmesi diğer besin maddelerine göre daha fazla enerji sağlaması düşük ısı artışına sebep olması ile avantaj sağlayacaktır. Rasyondaki yağ oranı %5’i geçmemelidir.

SIĞIRLARDA BOYNUZ KÖRELTME TEKNİKLERİ Sığırlarda boynuz görünüm olarak daha iyi olsa da yetiştiricilikte istenmeyen bir

durumdur. Özellikle süt sığırcılığında bölgede yetiştiricilik çoğunlukla kapalı veya yarı açık ahırlarda yapıldığı için dar alanda hayvanlar barındırıldığından boynuz yaralanmalara sebep olmaktadır.

Boynuzlu hayvanlar arasında olması muhtemel liderlik mücadelesi sırasında oluşabilecek yaralanmalar karkas, deri ve memelerde yaralanmalara sebep olmaktadır. Bu yaralanmalar önemli miktarda yaralanmalara sebep olmaktadır.

Üreticiler için boynuzsuz hayvan eldesi iki şekilde mümkün olmaktadır. Bunlar: Genetik olarak boynuzsuz sığırların yetiştirilmesi: Boynuzsuz sığırların

üretilmesi için genetik ve mühendislik eğitimine ihtiyaç olup bu yöntem orta-büyük ölçekli işletme kuracak üreticilerin damızlık hayvan alımında dikkate alması gereken bir husustur.

Boynuz Köreltilmesi: Erkek ve dişi buzağılarda doğumda boynuz henüz çıkmamıştır. Boynuzlar zaman içinde gelişmekte ve sertleşmekte olup tam oluşmadan köreltme yapılması gerekmektedir.

Doğumdan sonraki 2 ay içinde buzağıların boynuz çıkıntısı köreltilmeli, sütten kesimden 3 hafta önce sürüde işlemin tamamlanması gerekmektedir.

Page 4: BÜYÜKBAŞ HAYVAN YETİŞTİRİCİLİĞİ

Sığırlarda köreltme elektrikli aletlerle, özel kızdırılmış dağlama aletleri ve kimyasal yöntemlerle yapılmaktadır.

Boynuz koparma pensi (Kaynak: http://www.modernciftlik.com/urun/boynuz-koparma-pensi/ )

En az acı verici ve sağlıklı olanı kimyasal yöntemlerdir. 1-3 haftalık yaşlar arası kimyasal yöntemler uygulanmalıdır. Bu yöntem için ticari ismi kostik (KOH veya NaOH) kullanılır. Boynuz çıkacak yerlerdeki kıllar kesilmeli, sabunlu su ile temizlenmelidir. Daha sonra hayvanın gözüne gelmemesine dikkat edilerek boynuz çıkacak bölgeye kostik bir çubuk vasıtasıyla sürülür. Boynuz çıkacak bölgedeki deri aşındıktan sonra biraz daha işleme devam edilir. Çok fazla sürülürse kanama meydana gelebilir. Bu durumun oluşmamasına dikkat edilmelidir.

Boynuz köreltme jeli (Kaynak: http://www.modernciftlik.com/urun/boynuz-koreltme-jeli/ )

Page 5: BÜYÜKBAŞ HAYVAN YETİŞTİRİCİLİĞİ

SAĞMAL İNEKLERİN BESLENMESİSüt sığırcılığında yılda bir yavru alınacak şekilde planlama yapılması ekonomik işletmecilik için esastır. Sağmal ineklerden maksimum verim alabilmek için beslenmelerine özen göstermek gerekmektedir.

İneklerde besleme doğumdan kuruya çıkan döneme kadar değişiklik göstermektedir. Bu sebeple doğumdan sonra (laktasyon başı) inekler gruplandırılmalı ve ihtiyaçlarına göre beslenmelidirler.

Laktasyondaki ineklerin karma yemle beslenmesi (http://tarum.sdu.edu.tr/)

İneklerin süt verimleri ve protein, yağ içerikleri laktasyon döneminde değişmektedir. Doğumdan sonra laktasyon ve sonraki gebelik 5 döneme ayrılır.

Doğumdan sonra ilk 70 gün süt verimi artış gösterir. Vücut süt rezervi için kullanılır ve canlı ağırlık kaybı gözlenebilir.

Kesif (yoğun) yem hayvanlara dengeli ve yavaş biçimde arttırılarak verilmelidir. Kesif yem artışı 0,5-0,7 kg/gün olacak şekilde olabilir.

Hayvanın protein ihtiyacı muhakkak yemle karşılanmalıdır. Bu dönemde hayvanlara 2-3 kg civarında kuru ot verilmesi

gerekmektedir. Kesif yem tüketimi canlı ağırlığın %2,5’ini aşmamalıdır. Laktasyonun ilk döneminde yemlere 500-750 gram yağ katılması

hayvan sağlığı ve canlı ağırlığı koruması için önerilebilir. Yemlerine piyasada satılan vitamin-mineral karışımlarının verilmesi

önemlidir. Doğumdan sonraki 70-140. günler arası pik yem tüketimi dönemi olarak

adlandırılır ve laktasyonun ortasını ifade eder. Bu dönemde süt verimini en yüksek seviyede tutabilmek önemlidir ve

süt verimine oranla yem tüketiminin arttığı gözlenir. Hayvanlar bu dönemde gebe kalmak için uygundur ve ekonomik bir

üretim için kızgınlık takibi yapılmalı, hayvan gebe bırakılmalıdır.

Page 6: BÜYÜKBAŞ HAYVAN YETİŞTİRİCİLİĞİ

Bu dönemde de kesif yem tüketimi canlı ağırlığın %2,5’ini aşmamalıdır. Örnek olarak 400 kg canlı ağırlıktaki bir ineğe 10 kg kesif yem verilmelidir. Kaba yem miktarı da canlı ağırlığın en az %1,5’i oranında verilmelidir. Yine 400 kg canlı ağırlıktaki inek için örnek vermek gerekirse en az 6 kg kaba yem verilmelidir.

Doğumdan sonraki 140-305. günler arası 3. dönem olup laktasyon ortası ile sonu arasındaki dönemi ifade eder.

Süt veriminin düşüşte olduğu günlerdir. Bu dönemde yem tüketimi yeterli olacağı için hayvanda canlı ağırlık

artışı da gözlenmektedir. Rasyondaki kaba yem oranı %60 olabilir. Düşük kaliteli kaba yemler hayvana yedirilebilir. Bu dönemde üre vb. NPN protein kaynakları yeme karıştırılabilir.

Doğumdan sonra 305. günden sonraki döneme kuru dönem denir. Bu duruma da kuruya çıkarma denmektedir. Bu dönem ayrıca doğum öncesi 60-14. günleri ifade etmektedir.

İnekler verimlerine göre 300-305. günlerde sağım işlemi sonlandırılarak süt salgılanması sonlandırılmalıdır.

Doğuma 8 hafta kala süt verimi 10 kg/gün olan ineklerde son sağımda süt tamamen sağılır, hayvanın memesi boşaltılır. Meme başlarına antibiyotik uygulanarak meme mühürlenir.

Doğuma 8 hafta kala süt verimi halen 10 kg/gün üzerindeyse rasyonlarındaki kesif yem gerekirse tamamen kesilir ve su tüketimi azaltılabilir. Meme temizliği ve sağlığına dikkat edilmelidir.

Yem tüketimi canlı ağırlığın %2’si düzeyinde sınırlandırılmalı ve yaklaşık kesif yem oranı %30, kaba yem oranı %70 olacak şekilde rasyon hazırlanmalıdır. Örnek olarak; 400 kg canlı ağırlığa sahip ineklere 8 kg civarı yem verilmeli, bunun 5,5 kg civarı kaba yem, 2,5 kg civarı yoğun yem verilebilir.

Hayvanların yemlerine vitamin-mineral karışımı ilave edilmelidir. Doğumun yaklaştığı dönem doğumdan önceki 2 haftayı kapsamaktadır.

Adaptasyon dönemi olarak adlandırılan bu dönemde laktasyonla beraber yoğun kesif yem tüketimine hazırlık yapılmalıdır. Rasyonda kesif yem oranı düzenli biçimde arttırılmalıdır.

Süt hummasını önlemek için Kalsiyum (Ca) tüketimi günlük 15-20 gr seviyesinde olmalıdır.

Rasyon protein oranı %14-15 civarında olmalıdır. Bu dönemde yavru hızlı gelişeceği için proteine ihtiyaç vardır.

BESİ SIĞIRCILIĞI YAPACAK ÜRETİCİLERİN DİKKAT EDİLMESİ GEREKEN HUSUSLAR Besi sığırcılığını süt sığırcılığından ayrı yapacak üreticiler yerli ırklarda 2 yaşında, kültür

ve melez ırklarda 1-1,5 yaşında hayvanlarla besiye başlamalıdır. Besi işletmelerinde en önemli husus besiye uygun hayvan seçimidir. Bu konuda eğitim

almış mühendis ve teknikerlerden yardım alınmalı, tecrübeli kişilerden destek

Page 7: BÜYÜKBAŞ HAYVAN YETİŞTİRİCİLİĞİ

istenmelidir. Besiye uygun hayvan seçilmezse hayvanların tükettiği yeme karşılık elde edilen canlı ağırlık artışı düşük olacaktır.

Beside üretim dönemi boyunca süt sığırcılığındaki gibi düzenli gelir kaynağı olan süt gelirleri olmadığı için üreticinin yatırım sermayesinin besi başında yeterli olması gerekmektedir.

Ülkemizde iki şekilde besi sığırcılığı yapılmaktadır. 250-300 kg canlı ağırlığa sahip hayvanların 5-8 ay beside günlük 1200-1300

gram canlı ağırlık artışı alabileceği şekilde beslenerek 500-550 kg olduklarında kesime gönderilmesi,

100-150 kg canlı ağırlığa sahip genç hayvanların günlük 600-800 gram canlı ağırlık alabileceği maliyeti düşük yemlerle beslenerek 250-300 kg canlı ağırlığa düşük maliyetlerle ulaştırılması ve sonra yukarda yazılı şekilde yoğun yemle ırkına göre 550-700 kg canlı ağırlığa ulaşana kadar beslenmeleridir.

Beside esas husus canlı ağırlık ve/veya karkas fiyatlarının artış veya azalışlarıdır. Üretici yoğun yemle ve haliyle yüksek maliyetle beslediği hayvanları yüksek fiyata satabileceği durumlarda elden çıkardığında üretim maliyetini kurtarmanın yanı sıra karlı bir üretim yapmış olmaktadır.

Besi sığırcılığında kaba ve yoğun yemi kendi üreten çiftlik sahipleri maliyeti düşürmekle beraber karlı bir iş yapmış olacaktır.

Türkiye’de yem bitkilerine destek verildiği göz önüne alındığında üreticiler yemlerini kendileri üretmelidirler.

Isparta ve çevre iller göz önüne alındığında açıkta besi sığırcılığı yapmak uygundur. Açıkta beside gölgelik Antalya gibi 40 0 C gibi sıcak bölgelerde tavsiye

edilmekle beraber yemliklerin üzerinde yapılması hayvanların sıcaktan etkilenmesini önlemenin yanı sıra yemlerin yağmurlu havalarda ıslanmasına da engel olacaktır.

Padoklara (bölmelere) ayrılmış açıkta besi işletmesi planı (http://www.cakirtarim.com.tr/faydalibilgiler_15.html)

Page 8: BÜYÜKBAŞ HAYVAN YETİŞTİRİCİLİĞİ

Açıkta beside hayvan başına 25-30 cm yemlik alanı hesaplanmalı, her daim taze su içebilme imkanı sunulmalıdır.

Örnek yemlik kesiti (http://www.cakirtarim.com.tr/faydalibilgiler_15.html)

Besiye alınan hayvanlar canlı ağırlıklarına göre gruplandırılmalı ve ihtiyaçlarını karşılayacak şekilde beslenmelidirler.

Besiye alınan hayvanlar için yem hazırlanırken canlı ağırlıklarının %2-2,5’i kadar kuru madde tüketecekleri dikkate alınmalıdır.

Hayvanlar yoğun besiye alındıklarında %80-90 oranında yoğun (kesif) yem ile beslenmedir. Besiye alınan genç hayvanlar ilk etapta %40-50 oranında kaba yem ile beslenirken 400 kg ve üstü canlı ağırlığa ulaştıklarında rasyon kaba yem oranı %10-20 oranlarına çekilmelidir.

Erkek hayvanların dişilere göre daha hızlı canlı ağırlık kazanacakları unutulmamalıdır. Daha az yemle daha yüksek canlı ağırlığa ulaşabilirler. Sağmal inekler sürünün yönetim planı da göz önüne alındığında 5. laktasyondan sonra besiye alınabilirler. Yaşlı hayvanların vücutlarında yağ miktarının arttığı, su miktarının azaldığı ve canlı ağırlık artışının genç hayvanlara göre yavaşladığı dikkate alınarak besleme yapılmalıdır.

Bölgemizdeki kesimhanelerde karkas ağırlığı yanında karkasın yağlılık durumu da dikkate alınarak fiyatlandırma yapılmaktadır. Bu sebeple besi sığırcılığı yapan üreticiler daha yüksek canlı ağırlık için yoğun beslemeden elde edilecek yağlı karkas üretiminden ziyade düşük yağ içeriğine sahip karkas elde etmelerini sağlayacak yemleme programları yapmalıdır.

KaynaklarA. Alper Babalık, Koray Sönmez, 2010. Isparta İli Bozanönü Köyü Kırtepe Merasında

Botanik Kompozisyonun Belirlenmesi Üzerine Bir Araştırma. Bartın Orman Fakültesi Dergisi, Cilt: 12, Sayı: 17, 27-35.

Murat Görgülü, 2009. Büyük ve Küçükbaş Hayvan Besleme. İnternet Adresi: http://www.zootekni.org.tr/upload/File/ruminantbesleme.pdf

Page 9: BÜYÜKBAŞ HAYVAN YETİŞTİRİCİLİĞİ

Murat Görgülü. Sağmal İneklerin Beslenmesi, İnternet Adresi: http://traglor.cu.edu.tr/objects/objectFile/17_11_2011_16_59_25_sagmalinekbesleme.pdf

Murat Görgülü. Sığır Besiciliği, İnternet Adresi: http://www.muratgorgulu.com.tr/altekran.asp?id=49

Serap Göncü Karakök. Sığırda Boynuz Köreltme Teknikleri, İnternet Adresi: http://traglor.cu.edu.tr/objects/objectFile/2Zd4inHg-1612013-23.pdf

Turgay Akünal, Hayati Köknaroğlu, Hakan Sağlam, 2012. Sığır Yetiştiriciliğinde Yaz Mevsiminde Dikkat Edilmesi Gereken Noktalar. Tarım Türk Dergisi, 36:154-161.

Turgay Akünal, Hayati Köknaroğlu, 2014. Yerli Sığır Irkları ve Özellikleri. Tarım Türk Dergisi, 47: 35-42.

http://www.volkanderinbay.com/tarimnet/buyukbas.asp?konuno=10