5
69 BD EKİM 2016 S arayın yönetimde sınırsız gücünü kır- ma döneminin gelip çattığını görenler arasındaydı. Tek adama / Padişaha bağlı hükümet biçimini artık çağdışı bulanlar- dandı. Dönemin başka aydınları gibi o da seçilmiş bir meclisin sorumluluk alacağı meşrutiyet yönetimini zorunlu sayıyordu. Siyasal görüşlerini, yönetime eleş- tirilerini dile getiren yazıları nedeniyle Ali Suavi sürgüne gönderildi. Ardından mücadelesini 9 yıl boyunca yurtdışında yönettiği, yayınladığı yayın organlarıyla sürdürdü. Büyük Yapıtlarımız Konur Ertop Abdülhamit Döneminde Bir Devrim Şehidi: Ali Suavi Ali Suavi 19. Yüzyılın devrimci yazarlarından biriydi. Osmanlı devletinin Ortaçağdan kalma yapısını yenilemeye çalışanlardandı.

Büyük Yapıtlarımız B EKıM 2016 Konur ErtopFalih Rıfkı Atay, sözde din ilkelerini öne sürerek bilginin, düşüncenin önünü kesen anlayışın 1920’lerde yazdıklarını,

  • Upload
    others

  • View
    8

  • Download
    0

Embed Size (px)

Citation preview

Page 1: Büyük Yapıtlarımız B EKıM 2016 Konur ErtopFalih Rıfkı Atay, sözde din ilkelerini öne sürerek bilginin, düşüncenin önünü kesen anlayışın 1920’lerde yazdıklarını,

69

BD EKİM 2016

Sarayın yönetimde sınırsız gücünü kır-ma döneminin gelip çattığını görenler

arasındaydı. Tek adama / Padişaha bağlı hükümet biçimini artık çağdışı bulanlar-dandı. Dönemin başka aydınları gibi o da seçilmiş bir meclisin sorumluluk alacağı meşrutiyet yönetimini zorunlu sayıyordu.

Siyasal görüşlerini, yönetime eleş-tirilerini dile getiren yazıları nedeniyle Ali Suavi sürgüne gönderildi. Ardından mücadelesini 9 yıl boyunca yurtdışında yönettiği, yayınladığı yayın organlarıyla sürdürdü.

Büyük YapıtlarımızKonur Ertop

Abdülhamit Döneminde Bir Devrim Şehidi:

Ali SuaviAli Suavi 19. Yüzyılın devrimci yazarlarından biriydi. Osmanlı

devletinin Ortaçağdan kalma yapısını yenilemeye

çalışanlardandı.

Page 2: Büyük Yapıtlarımız B EKıM 2016 Konur ErtopFalih Rıfkı Atay, sözde din ilkelerini öne sürerek bilginin, düşüncenin önünü kesen anlayışın 1920’lerde yazdıklarını,

70

BD EKİM 2016

cına elbette ulaşamadı. Beşiktaş muhafızı kara cahil Yedi-Sekiz Hasan Paşa’nın sopası altında can verdi.

Ali Suavi’nin ülkesindeki gazetelerde ve yurtdışında çıkardı-ğı yayın organlarında savunduğu devrimci görüşlere Cumhuriyet dönemi aydınlarının yakınlık duyması ola-ğan sayılmalıdır. Na-mık Kemal’le ilgili çok geniş çok ayrıntılı bir incelemenin sahibi olan Mithat Cemal Kun-tay, Namık Kemal’in çağdaşı olan, onunla birlikte Yeni Osmanlı-lar hareketi içinde yer almış Ali Suavi için de “Sarıklı İhtilalci: Ali Suavi” kitabını kaleme aldı. Konuyla ilgili “Baş Veren Bir İnkılapçı” kitabıysa

Falih Rıfkı Atay’ındır.Atay 1940’larda hazırlamaya

başladığı kitabını, DP yönetimi sırasında yayınlamıştır. Kitap dönemin siyasal görüş çatışmalar ortamında Cumhuriyetin değerlerine sahip çıkan “Türkiye Milli Talebe Federasyonu”nun bir yayınıdır.

Yazar Ali Suavi’nin devrimci düşüncelerini DP döneminin tutucu görüşleriyle karşılaştırmaktadır:

“Ali Suavi’nin bundan 80 yıl önce o kapkara taassup devrinde

Ülkesine döndüğün-de devletin ba-

şında yeni bir padişah vardı. Anayasa yürürlü-ğe girmişti. Ali Suavi Galatasaray Lisesi müdürlüğüne atandı. Burada köklü değişik-likler uyguladı. Gazete yazılarını sürdürüyor, aklın, bilimin gerektir-diği öneriler sıralıyor-du. Siyasal yönetimde-ki bozuklukları sayıp döküyordu. Bu tutumu elbette hoş görülmedi. Galatasaray’daki gö-revinden alındıktan bir süre sonra silahlı bir kalkışmanın başında yer aldı:

1877-1878 Türk-Rus savaşı yenilgiyle sonuçlanmış, Rus as-keri İstanbul’a dayan-mış, ordu ağır koşullar altında silah bırakmıştı. Köylerinden, kentle-rinden kopan Balkan göçmenleri Osmanlı başkentini doldurmuştu. Meşrutiyeti ilan eden 2. Abdülha-mit, kısa bir süre sonra anayasayı rafa kaldırarak Millet Meclisi’ni kapattı.

Gençliğinde bir süre Filibe’de bulunmuş olan Ali Suavi buradan gelme göçmenleri başına toplaya-rak akıl almaz bir girişime kalkıştı. Çırağan sarayını basarak Sultan Murad’ı yeniden başa geçirecekti. Gerçekleşmesi çok güç olan ama-

Page 3: Büyük Yapıtlarımız B EKıM 2016 Konur ErtopFalih Rıfkı Atay, sözde din ilkelerini öne sürerek bilginin, düşüncenin önünü kesen anlayışın 1920’lerde yazdıklarını,

71

BD EKİM 2016

ticaret, iktisat ve imarca geri bırak-tığını söyler.”

“Bugün bile değme fikir kah-ramanlarının dokunamayacağı ileri görüşler ortaya atmıştır. 1870 sularında Halifeliğin dinde yeri olmadığını söylemek, eğer Latin alfabesi dilimize uygun düşerse yazıyı değiştirmenin şeriatla hiç bir ilgisi olmadığını ileri sürmek, kitabına resim koyduğu için kendi-sine zındık diyenlere karşı Peygam-

ber’in dahi resmi yapılabileceğini ortaya atmak, üstelik bütün bun-ları pek iyi bildiği din esaslarına göre açıklayarak bütün şeriatçıları kapkara yobazlar olmakla suçla-mak kolay bir şey değildi.”

Ali Suavi’nin, hazırladığı resim-li ansiklopedi yüzünden 1870’lerde ağır eleştiriler aldığını hatırlatan Falih Rıfkı Atay, sözde din ilkelerini öne sürerek bilginin, düşüncenin önünü kesen anlayışın 1920’lerde

yazdıklarını, 1950 Türkiye’sinde özel toplantılarda söylemek bile medeni cesaret sayılabilir. Keş-ke Batı kültürü ile daha sistemli kaynaşabilseydi ve bazan şaşırtıcı sezişlerin adamı olmak yerine, sentezci ve tezatsız bir düşünce adamı olabilseydi... Ama bugün-kü üniversite Türkiye’sinde bile bulamadığımızı 19. Yüzyılın medre-sesinde nasıl arayabiliriz?

Ancak şimdi de onun fikirlerine ihtiyacımız var.”

Atay kitabında, Ali Suavi’nin ya-şadığı çağı aşan düşüncelerinin

1950’ler Türkiye’sinde ne büyük önem taşıdığına sık sık değinir:

“Kuran’ın her ulusun dilinde okunabileceği hakkındaki İmam-ı Azam fetvasını hatırlatan Suavi, hutbelerin Arapça okunmasıy-la alay eder. Her tarafta Türkçe okunan ezanın 1950 politikacıları tarafından Arapçaya çevrildiğini görseydi 19. Yüzyılın bu uyanık sarıklı milliyetçisi kim bilir nasıl isyan ederdi.”

“Din işlerini dünya işlerinden ayırmak düşüncesini galiba ilk defa ortaya atmıştır. Türkçülüğün ve Türkçeciliğin ilkelerini koy-muştur. Boş inançları kırmak ve düşünce özgürlüğünü kurmak için akıl erdirebildiği kadar savaşıp durmuştur.”

“Hilafetin hiçbir dini temeli olmadığını bin kanıt getirerek ispat eden odur.”

“Tekkeciliğin ve dervişliğin İslam ülkelerini uygarlıkça, sanat,

Ali Suavi, bugün bile değme fikir kahramanlarının dokunamayacağı

ileri görüşler ortaya atmıştır.

Page 4: Büyük Yapıtlarımız B EKıM 2016 Konur ErtopFalih Rıfkı Atay, sözde din ilkelerini öne sürerek bilginin, düşüncenin önünü kesen anlayışın 1920’lerde yazdıklarını,

72

BD EKİM 2016

lumsal ve siyasal öneriler getiren bir devrimciydi. 26 yaşında Şehza-de Camiinde ders okuturken Filip Efendinin yayınladığı “Muhbir” ga-zetesine yazılar yazması istenmişti. Böyle başladığı gazetecilik mesleği, sonunda sürgüne gönderilmesine yol açtı. Abdülaziz yönetimine karşı çıkan, bilgi ve düşünce ışığıyla kitleleri aydınlatan yazılarını yurt dışında kendi çıkardığı gazetelerle sürdürdü.

Onun gönlünde yatan, düşünce gazeteciliğidir:

“Bir gazete bir düşünceye bağlı olmalıdır. (…) Gördüğünü, işittiğini derleyip toparlayıp, ya-bancılardan çevirip beyaz kâğıt-ları karalayan İstanbul gazeteleri amaçsızdırlar, yaşayamazlar.”

Gazete yazılarının konuşulduğu gibi yazılmasını istiyordu.

Düşüncelerini geniş çevrelere en doğru biçimde açıklayabilmek için hedefi, dilin ve anlatımın sadeleşti-rilmesiydi:

“Amacım, vatanımız gazete-lerinin eskimiş anlatım biçimini bozmaktı. Hem o dili bozdum, hem memleketimize hürriyeti soktum.”

Falih Rıfkı’ya göre, “üslubu is-ter istemez dönemin terimlerini ve söz kalıplarını kullanmakla birlikte bugünkü Türkçemizin hazırlayıcı-sıdır.”

Kastamonu’da sürgündeyken Türk dilinin, alfabenin, yazım ku-rallarının düzenlenmesi için öneriler geliştirdi. Tarih boyunca Türk uy-garlığının, Türk dilinin gelişmeleri

de etkili olabildiğine tanık olmuştu:“İlk Kuva-yı Milliye Meclisi,

Anadolu’da yüzlerce medrese açmıştır ve resim dersini yasak etmiştir.”

Sözde din adına Ali Suavi’ye eleştiriler yöneltilirken o,

toplumsal bozukluklara direnmenin kaynağını dinde buluyor, devrim yolunda ilerlerken dinden güç alıyordu:

“Muhammed Hazretin zulüm aleyhine o derece şiddet gösterişi-nin, en büyük ve birinci mucizesi olduğuna inanırım. Bu hadisler (Peygamber’in sözleri) beni zulüm aleyhine öyle besledi ki her tüyümü zalime karşı bir kahraman bulur-dum.(…) Zalime hücum etmeye ve yenilirsem öldürülmeye razı olurdum.”

Ali Suavi bir din adamı, top-

Ali Suavi’ye göre kurtulmanın

ve ilerlemenin temeli, eğitimi

düzenlemekte ve bütün halka yeni eğitimi vermektir.

Page 5: Büyük Yapıtlarımız B EKıM 2016 Konur ErtopFalih Rıfkı Atay, sözde din ilkelerini öne sürerek bilginin, düşüncenin önünü kesen anlayışın 1920’lerde yazdıklarını,

73

BD EKİM 2016

Siyasete gelince, tam bağımsız-lıktan yanadır:

“Eğer Osmanlı İmparatorluğu büyük olmak istiyorsa, zengin ve kuvvetli ve kendi kudretinden ha-berdar olmalıdır. Kendi kuvvetine dayanmalıdır. Avrupa devletlerinin himayelerine son vermelidir.”

Kitapta, Suavi’nin “teokrasiye karşı laisizmi, mutlakiyete

karşı halkçılığı, saltanata karşı cumhuriyetçiliği savunduğu” aktarılır. “Başveren bir İnkılap-çı” kitabı, Ali Suavi’nin yazılarına dayanarak onun düşüncelerini sergilerken geçen zaman boyunca toplumca o düşüncelerin gerisine de itildiğimizi yineler:

“Ali Suavi’yi Hasan Paşa’nın sopası değil bizim düşünce adam-larımızın kayıtsızlığı ve tenkit siste-mimizin bozukluğu öldürmüştür.”

Falih Rıfkı Atay, Ali Suavi port-resini şöyle tamamlamıştır:

“Ali Suavi, bir davayı sonuna kadar güden ve onun uğruna telaş-sız, gurur ve imanla başını vermiş bir devrimcidir. Ali Suavi Türk devrim tarihinde eşsiz bir fikir kahramanlığı örneği bırakmıştır. Mezarı yoktur: Gönüllerimizde bir yeri olmalıdır.” •

[email protected]

üzerinde derinlemesine durmuştur:“Türklük gururunu bu kadar

derinden duyan, frenk tenkitçileri karşısına dar İslamlık-Hristiyan-lık çerçevesini kırarak, ırkının İslam’dan önce ve sonraki kültür davası ile çıkan ilk devrimcimiz şüphesiz Ali Suavi’dir.”

Falih Rıfkı, onun eğitimle ilgili görüşleri üzerinde de durmaktadır:

“Devrimlerimiz arasında ‘eğitim birliği’ yasası ile övünürüz. Bu yasayla bütün gençlik tek bir eğitim sistemi altına alınmıştır. Eski kafayı yetiştiren ve gericiliği beslemekten başka bir işe yarama-yan medreseler kapatılmıştır. Yarım yüzyıldan fazla gecikmiş olduğu-muzu Ali Suavi’nin o zamanki tenkitlerinden anlıyoruz.

Ali Suavi’ye göre kurtulma-nın ve ilerlemenin temeli, eğitimi düzenlemekte ve bütün halka yeni eğitimi vermektedir.”

Falih Rıfkı Atay

Johann Wolfgang von Goethe

“İnsanların kötü olduğunu görmek beni şaşırtmıyor; ama bu yüzden hiç utanmadıklarını görünce hayretler içinde kalıyorum.''