14
Cilt:2 Sayı:12 Aralık 2015

Cilt:2 Sayı:12 Aralık 2015Pasif immünoterapi, amiloid-betaya karı monoklonal veya poliklonal antikorların kullanılması esasına dayanmaktadır. Yeni yayınlanan bir araútırmada,

  • Upload
    others

  • View
    4

  • Download
    0

Embed Size (px)

Citation preview

Page 1: Cilt:2 Sayı:12 Aralık 2015Pasif immünoterapi, amiloid-betaya karı monoklonal veya poliklonal antikorların kullanılması esasına dayanmaktadır. Yeni yayınlanan bir araútırmada,

Cilt:2 Sayı:12 Aralık 2015

Page 2: Cilt:2 Sayı:12 Aralık 2015Pasif immünoterapi, amiloid-betaya karı monoklonal veya poliklonal antikorların kullanılması esasına dayanmaktadır. Yeni yayınlanan bir araútırmada,

EDİTÖR

Uzm. Ecz. Elif SARIGÖL

ÇEVİRİ

Ecz. Emre Umut GÜRPINAR

DÜZELTMEN

Uzm. Dr. Kubilay ORANSAY

Yayın Kurulu

Prof. Dr. Özkan ÜNAL

Uzm. Dr. Muhammet Ali ORUÇ

Dr. Ali ALKAN

Prof. Dr. Ahmet AKICI

Ecz. Mesil AKSOY

Dr. Dyt. Pınar GÖBEL

Uzm. Dr. Fatma İŞLİ

Dr. Ecz. Melda KEÇİK

İLETİŞİM ADRESİ: Türkiye İlaç ve Tıbbi Cihaz Kurumu, Söğütözü Mahallesi 2176. Sok. No:5

PK 06520 Çankaya/ANKARA

Tel:+90 (312) 218 30 00 F:+90 (0312) 218 34 60

Soru ve önerilerinizi [email protected] e-posta adresine gönderebilirsiniz.

1

Türkiye Akılcı İlaç Kullanımı Bülteni

Cilt 2; Sayı 12; Aralık 2015

Page 3: Cilt:2 Sayı:12 Aralık 2015Pasif immünoterapi, amiloid-betaya karı monoklonal veya poliklonal antikorların kullanılması esasına dayanmaktadır. Yeni yayınlanan bir araútırmada,

İçindekiler

Editörün Önsözü ……………………………………......................................................3

Alzheimer hastalığının tedavisi: Değişen bir şey var mı?.....…………………...….…4

Louise M Waite (Aust Prescr 2015;38:60-3)

Çeviren: Ecz. Emre Umut GÜRPINAR

2

Türkiye Akılcı İlaç Kullanımı Bülteni

Cilt 2; Sayı 12; Aralık 2015

Page 4: Cilt:2 Sayı:12 Aralık 2015Pasif immünoterapi, amiloid-betaya karı monoklonal veya poliklonal antikorların kullanılması esasına dayanmaktadır. Yeni yayınlanan bir araútırmada,

3

Editörün Önsözü

Günümüzde mevcut tedaviler, Alzheimer hastalığı için semptomatik rahatlama

sağlamaktadır ancak yararları genel kapsamda geçerli değildir. Son zamanlarda

Alzheimer hastalığında yapılan ilaç araştırmaları göstermektedir ki, kesin tek bir

tedavinin olabileceğini kabul etmek akılcı değildir. Araştırmalar, Alzheimer

hastalığının prodromal ve pre-semptomatik fazlarına yönelmiştir. Akılcı İlaç Kullanımı

Bülteni’nin Aralık 2015 sayısında çevirisi yapılmış olan makalede, Alzheimer

hastalığının mevcut tedavileri ve yeni tedavi yaklaşımları ele alınmıştır.

Türkiye Akılcı İlaç Kullanımı Bülteni

Cilt 2; Sayı 12; Aralık 2015

Page 5: Cilt:2 Sayı:12 Aralık 2015Pasif immünoterapi, amiloid-betaya karı monoklonal veya poliklonal antikorların kullanılması esasına dayanmaktadır. Yeni yayınlanan bir araútırmada,

Alzheimer hastalığının tedavisi: Değişen bir şey var mı?

(Australian Prescriber dergisinin izniyle orijinal metinden çevrilmiştir.)

Orijinal makaleye aşağıdaki bağlantı üzerinden ulaşılabilir.

Louise M Waite, Treatment for Alzheimer’s disease: has anything changed? (Aust

Prescr 2015;38:60-3

http://www.australianprescriber.com/magazine/38/2/article/1560.pdf

Özet

Alzheimer hastalığının güncel tedavileri, hastalığın süreci üzerinde değişiklik yapmamaktadır

ve genel kapsamda faydalı değildir.

Var olan Alzheimer hastalığında, amiloid ve tau proteinlerini hedefleyen ilaçları içeren klinik

çalışmalar başarılı olmamıştır. Bu nedenle ortaya çıkmış bir hastalığın tedavisi için çok geç

kalınmış olunabileceği düşünülmektedir.

Araştırmalar, Alzheimer hastalığının prodromal ve pre-semptomatik fazlarına yönelmiştir. Bu

yaklaşım, vakaların tanısında ve tedaviye yanıtın izlenmesinde biyobelirteçlerin rolünü

belirginleştirmektedir.

Yaşlı nüfusta karışık patolojiler çoğunluktadır. Biyobelirteçler, nöropatoloji ve klinik sendromlar

arasındaki ilişki, yaşlı nüfusta daha zayıftır ve bu da etkili tedavilerin tanımlanmasında daha

büyük bir engel oluşturmaktadır.

Anahtar Kelimeler: Alzheimer hastalığı, kolinesteraz inhibitörleri, demans, memantin

Giriş

Alzheimer hastalığı, demansa yol açan hastalıklar arasında en sık görülenidir. Hastalığı

değiştirebilen bir tedavi seçeneği bulunmamaktadır ve hastalık; bilişsel fonksiyona, işleve,

yaşam süresine ve sağlık hizmeti kullanımına önemli ölçüde etki ederek sürekli ilerlemektedir.

Farmakoterapi düzenleme işlemi, davranışsal semptomları da içeren eşlik eden hastalıkların

4

Türkiye Akılcı İlaç Kullanımı Bülteni

Cilt 2; Sayı 12; Aralık 2015

Page 6: Cilt:2 Sayı:12 Aralık 2015Pasif immünoterapi, amiloid-betaya karı monoklonal veya poliklonal antikorların kullanılması esasına dayanmaktadır. Yeni yayınlanan bir araútırmada,

yönetimi, kullanılan diğer ilaçların rasyonelleştirilmesi, bakıcı ve benzeri ihtiyaçlar hakkında

yeterli bilginin verilmesi gibi hususlar ile bir arada yapılmalıdır.

Mevcut Tedaviler

Alzheimer hastalığıyla ilgili birçok başarısız sonuçlanan tedavi araştırmaları yapılmıştır.

Denenen bu başarısız tedavilerin arasında; antienflamatuvarlar, statinler, hormon tedavileri ve

şelat yapıcılar (anormal amiloid beta agregasyonunu tetiklediği düşünülen metalleri bağlayan

ilaçlar) yer almaktadır.

Kolinesteraz İnhibitörleri

Alzheimer hastalığında kolinerjik nörotransmitter aktivitesi düşüktür. Kolinesteraz

inhibitörlerinin, asetilkolin nörotransmitterinin yıkımını azaltarak çalıştığı düşünülmektedir.

Donepezil, galantamin ve rivastigmin halihazırda hafif ve orta şiddetteki Alzheimer hastalığında

kullanılmak üzere onaylanmış olup, rivastigminin aynı zamanda transdermal yama formu da

bulunmaktadır. Üç ilaç da eşit oranda etkilidir ve geçici süreliğine de olsa bilişsel fonksiyonları

iyileştirebilirler.

Toplu klinik çalışmalarda, kolinesteraz inhibitörlerinin altı ay üzerinde kullanımının, Mini-Mental

Durum Muayenesi’nde (Mini-Mental State Examination/MMSE) 1,4 puanlık bir ilerlemeye yol

açtığı belirlenmiştir. Bu çalışmalarda ayrıca günlük yaşam aktiviteleri ve apati (ilgisizlik) gibi

davranışsal semptomlarda küçük ama istatistiksel olarak anlamlı düzeyde iyileşmeler tespit

edilmiştir. Ancak bu iyileşmeler, binlerce kişinin katıldığı klinik araştırmalardan çıkarılan

ortalama sonuçlardır ve hastaların vereceği bireysel tepkiler değişebilmektedir.1 Hastaların

sadece üçte biri klinik olarak ölçülebilen bir yarar göstermiştir. Bu hastaların diğer üçte birinde

ise tedavinin ilk altı ayında klinik olarak kötüye gidiş gözlenmiştir. Ayrıca advers etkilere bağlı

olarak ilacı bırakmak zorunda kalanların oranı ise % 29’dur. Kolinesteraz inhibitörü kullanımıyla

ilişkilendirilen yaygın advers etkiler; mide bulantısı, kusma, diyare, abdominal ağrı, iştah kaybı,

kas krampları, uykusuzluk ve kâbus görmedir. Bunların kullanımındaki göreceli

kontrendikasyonlar ise; kalp bloğu, bradiaritmiler, epilepsi, aktif peptik ülser hastalığı,

obstrüktif idrar yolu hastalıkları ve önemli solunum yolu hastalıklarıdır.

5

Türkiye Akılcı İlaç Kullanımı Bülteni

Cilt 2; Sayı 12; Aralık 2015

Page 7: Cilt:2 Sayı:12 Aralık 2015Pasif immünoterapi, amiloid-betaya karı monoklonal veya poliklonal antikorların kullanılması esasına dayanmaktadır. Yeni yayınlanan bir araútırmada,

Kolinesteraz inhibitörlerine ait fayda-maliyet çalışmaları sınırlı sayıda da olsa yapılmış ve

herhangi bir ekonomik fayda gösterilememiştir. Kolinesteraz inhibitörlerinin, yatan hasta

bakımına geçişi geciktirdiğini gösteren randomize çift kör plasebo kontrollü herhangi bir

çalışma bulunmamaktadır. Geciktirme olduğunu gösteren zayıf kanıtlar, gücü daha düşük olan

açık uçlu çalışmalara ve kısa süreli çalışmalardan elde edilen veriler ışığında yapılan

tahminlere dayanmaktadır. Her ne kadar kolinesteraz inhibitörleri, Alzheimer hastalığının

tedavisinin şu anki dayanak noktası olsa da, çoğu hastada objektif ve ölçülebilir bir yarar

gözlenmemektedir. Bu ilaçlar, hastalığı değiştirmemektedir ve ilaçların ekonomik yararları da

kesin değildir.

Memantin

Memantin, bir glutaminerjik N-metil-D-aspartat (NMDA) reseptör antagonistidir ve

günümüzde NMDA-reseptör aracılı nörotoksisiteyi azalttığı düşünülmektedir. İlacın, orta ve

şiddetli düzey Alzheimer hastalığında kullanımı onaylanmıştır.

Memantin, bilişsel fonksiyon, davranış ve günlük yaşam aktivitelerini gerçekleştirme yeteneği

üzerinde istatistiksel olarak anlamlı bir etkiye sahiptir.2 Ajitasyonda küçük bir azalma sürekli

olarak saptanmıştır. Ancak, memantini inceleyen çalışmalarda, araştırmalardan ayrılan hasta

sayısının yüksek oranda olması ve gözlenen faydaların istatistiksel olarak anlamlı düzeye

ulaşmasına rağmen küçük değerlerde kalması etki güçlerini sınırlamaktadır. Yakın zamanlarda

yapılan iki yıllık bir klinik araştırma, memantinin, hastalığın ilerlemesini değiştirmediğini ve

hafif derecede Alzheimer hastalığı olanlarda etkili olmadığını gösteren kanıtlar ortaya

koymuştur. 3

Ekonomik fayda gösteren veriler de sınırlıdır. Klinik olarak küçük faydalar göstermesine

rağmen hastalığın ilerlemesine etkisinin olmaması, memantinin de, kolinesteraz inhibitörleri

gibi bazı hastalara kısmi semptomatik bir rahatlama sağladığı ancak Alzheimer hastalığında

genel kapsamda bir faydasının olmadığı sonucunu doğurmuştur.

6

Türkiye Akılcı İlaç Kullanımı Bülteni

Cilt 2; Sayı 12; Aralık 2015

Page 8: Cilt:2 Sayı:12 Aralık 2015Pasif immünoterapi, amiloid-betaya karı monoklonal veya poliklonal antikorların kullanılması esasına dayanmaktadır. Yeni yayınlanan bir araútırmada,

7

Diğer Tedaviler

Souvenaid,* vitamin ve lipidleri birleştiren bir besin takviyesidir. *(Ç.N. Souvenaid, Alzheimer

hastalığının erken dönemlerindeki diyet yönetiminde, potansiyel kullanımı hakkında

araştırmaların yapıldığı bir tıbbi besin desteği ürünüdür). Hafif Alzheimer hastalığı olan

kişilerle yapılan (MMSE ≥20), 12 ve 24 hafta süren iki pozitif faz II çalışmasında, souvenaid,

kolinesteraz inhibitörü almayan kişilere verilmiştir. 12 haftalık çalışma gecikmiş sözel

hatırlama işlevi üzerinde istatistiksel olarak anlamlı bir fayda bulmuştur ancak diğer

değerlendirilen bilişsel, davranışsal ya da işlevsel ölçütlerde hiçbir faydası bulunmamıştır. 24

haftalık çalışmada, Nöropsikolojik Test bataryası istatistiksel olarak anlamlı bir gelişme

gösterme açısından başarısız olmuştur. Ancak nöropsikolojik test içerisindeki hafıza testi alt

puanı değerlendirilmiş ve ağırlıklı olarak çalışmanın 12. ve 24. haftaları arasında ilerleme ile

seyreden istatistiki olarak anlamlı fayda gösterdiği bulunmuştur.

24 haftalık üçüncü bir çalışmada, Alzheimer hastalığı hafif ve orta derecede (MMSE 14-24)

olan kişilerde Souvenaid, bir kolinesteraz inhibitörü, memantin veya her ikisi ile kombinasyon

halinde kullanılmıştır. Bilişsel veya fonksiyonel yarara ilişkin hiçbir kanıt bulunamamıştır.

Her üç çalışmada da, Souvenaid iyi tolere edilmiştir ama bilişsel veya fonksiyonel bozuklukları

yavaşlattığına dair hiçbir kanıt bulunamamıştır. Bununla birlikte, daha önce kolinesteraz

inhibitörleri almamış olanlarda, hastalığın erken aşamalarında hafızaya olumlu etkileri

olabilmektedir.4 Potansiyel küçük faydaların, tedavinin maliyeti ile (yaklaşık günlük 4 Dolar)

dengelenmesi gerekmektedir.

Ginkgo biloba, asetil-L-karnitin, zerdeçal ve hindistan cevizi yağı da dahil olmak üzere çok

sayıda tamamlayıcı ve alternatif tedavi, Alzheimer hastalığı olan hastalar tarafından

kullanılmaktadır. Bu bileşiklerin birçoğunun akla uygun varsayımsal etkileri ve basit

araştırmalardan cesaret verici sonuçları olsa da, randomize klinik araştırma verileri yararlarını

desteklememektedir.

Terapötik Yönelimler

Mevcut araştırmalar hastalığın ilerlemesini önleyebilecek veya yavaşlatacak ilaçlar üzerine

odaklanmaktadır (Tablo). Alzheimer hastalığı gibi nörodejeneratif durumların, birer

proteinopati olduğu düşünülmektedir. Bunlar, hücre ölümüne yol açan anormal katlanmış

Türkiye Akılcı İlaç Kullanımı Bülteni

Cilt 2; Sayı 12; Aralık 2015

Page 9: Cilt:2 Sayı:12 Aralık 2015Pasif immünoterapi, amiloid-betaya karı monoklonal veya poliklonal antikorların kullanılması esasına dayanmaktadır. Yeni yayınlanan bir araútırmada,

8

veya işlenmiş proteinlerin deposizyonunun neden olduğu hastalıklardır. Enflamasyon,

eksitotoksisite (nöronal ölümle sonuçlanan uyarıcı nörotransmitterlerin aşırı salınımı),

mitokondriyal fonksiyon bozukluğu ve serbest radikal hasarı gibi faktörler belki de bu

proteinler tarafından indüklenmektedir ve bunların nörodejenaratif süreci hızlandırdığı

düşünülmektedir.

Alzheimer hastalığı, plakların baskın bileşeni olan amiloid-beta ve hiperfosforile tau proteini

olmak üzere iki proteinin birikimi ile karakterizedir. İşaretlenmiş pozitron emisyon tomografisi

(PET) ve kantitatif değerlendirme yoluyla, beyin ve beyin-omurilik sıvısında bu proteinlerin

konsantrasyonlarının ölçülmesi artık mümkün bir hale gelmiştir ve tedavi çalışmalarının

ayrılmaz bir bileşeni olmuştur.

Tablo. Alzheimer Hastalığının Tedavisinde Terapötik Yaklaşımlar

Alzheimer Hastalığında Proteinopati-Tabanlı Tedaviler

Anti-amiloid İlaçlar

Alzheimer hastalığının otozomal dominant formları, anormal amiloid öncü proteinlerin

üretilmesi ve birikmesine yol açan mutasyonlar nedeniyle oluşur. Bu bulgular, amiloid

hipotezinin gelişmesine yol açmış ve bu hipoteze göre bir transmembran proteini olan amiloid

öncü proteinin beta ve gama sekretazlar tarafından anormal şekilde parçalandığı varsayılmıştır.

Bunun sonucunda da Alzheimer hastalığının karakteristiği olan amiloid plaklar oluşturmak

Türkiye Akılcı İlaç Kullanımı Bülteni

Cilt 2; Sayı 12; Aralık 2015

Hedef Yaklaşımlar

Amiloid

- Amiloid beta üretiminin azaltılması: beta ve gama sekretaz

inhibitörleri, alfa sekretaz indükleyicileri

- Amiloidlerin uzaklaştırılması

- Aşılarla aktif immünizasyon

- Spesifik antikorlarla, intravenöz gama globülinlerle pasif

immünizasyon

- Amiloid-beta sinyallerinin bloke edilmesi

- Amiloid-beta agregasyonunun inhibisyonu

Tau

- Fosforilasyonun inhibisyonu

- Aktif immünizasyon

- Agregasyonun engellenmesi

Diğer

- İnsülin sensitizasyonu örneğin: intranazal insülin

- Büyüme faktörleri

- Anti-aging örneğin: resveratrol

Page 10: Cilt:2 Sayı:12 Aralık 2015Pasif immünoterapi, amiloid-betaya karı monoklonal veya poliklonal antikorların kullanılması esasına dayanmaktadır. Yeni yayınlanan bir araútırmada,

9

Türkiye Akılcı İlaç Kullanımı Bülteni

Cilt 2; Sayı 12; Aralık 2015

üzere amiloid-beta peptidlerin aşırı üretimi meydana gelir. Anormal amiloid-beta

fragmanlarının toksik olduğu ve bunların nörodejeneratif ilerlemeyi arttırdığı düşünülmektedir.

Anti-amiloid ilaçlar, amiloid beta üretimini azaltmayı, onun klirensini artırmayı ya da proteinin

agregasyonunu azaltmayı hedeflemektedirler. Amiloid-beta üretimi, amiloid ön proteinini

parçalayan beta ve gama sekretaz enzim aktivitesinin değiştirilmesi ile engellenebilir. In vitro

ortamda ve fareler üzerinde bu ilaçların etkinlikleri kanıtlanmış olmasına karşın, beta ve

gama sekretazları inhibe eden ilaçlar, klinik çalışmalarda halihazırda oluşmuş olan hastalık

üzerine kanıtlanmış herhangi bir yarar göstermede başarısız olmuştur.

İmmünoterapi, aktif (aşılama) veya pasif (monoklonal antikorlar, gamma globulin)

immünizasyon yoluyla amiloid-betanın klirensinin arttırılmasında kullanılmıştır. İlk aşı

denemeleri meningoensefalit nedeni ile durdurulmuştur ve bilişsel bir yarar bulunamamıştır.

Yeni bir aşının faz II çalışmalarından çıkacak sonuçlar beklenmektedir.

Pasif immünoterapi, amiloid-betaya karşı monoklonal veya poliklonal antikorların kullanılması

esasına dayanmaktadır. Yeni yayınlanan bir araştırmada, iki monoklonal antikorun faz III

incelemesinin herhangi bir yarar sağlamada başarısız olduğu aksine vazojenik ödem ve

mikrohemorajiler gibi potansiyel ciddi advers etkilere yol açtığı gösterilmiştir.5 İntravenöz

immünoglobulinler de herhangi bir yarar göstermede başarısız olmuşlardır. Amiloid

agregasyonunu inhibe eden ilaçların sınırlı klinik araştırmalarının hiçbirinden, bugüne kadar

olumlu bir sonuç elde edilememiştir.

Anti-tau İlaçlar

Amiloid hipotezi, Alzheimer hastalığı için etkili tedavilerin araştırılmasında odak noktası

olmuştur. Ancak, son zamanlarda gözlenen amiloid temelli tedavilerin başarısızlıkları, amiloid-

betanın hastalığın nedeninden çok, Alzheimer hastalığının sonucu olup olmadığını

sorgulatmaya başlamıştır.

Tau, mikrotübülleri stabilize eden bir proteindir. Bu molekül, nöronlarda bol miktarda bulunur

ancak Alzheimer hastalığında yumaklar halinde hiperfosforile olur. Anti-tau tedaviler, tau

agregasyonunun ve fosforilasyonunun inhibisyonu üzerine odaklanmıştır. Anti-tau tedavisi

hakkındaki ilaç araştırmaları, yerleşmiş olan Alzheimer hastalığında henüz başarı

gösterememiştir.

Page 11: Cilt:2 Sayı:12 Aralık 2015Pasif immünoterapi, amiloid-betaya karı monoklonal veya poliklonal antikorların kullanılması esasına dayanmaktadır. Yeni yayınlanan bir araútırmada,

10

Türkiye Akılcı İlaç Kullanımı Bülteni

Cilt 2; Sayı 12; Aralık 2015

Diğer İlaçlar

Günümüzde, tanı konmuş Alzheimer hastalığında denenen intranazal insülin ve resveratrol

gibi birçok ilaç bulunmaktadır. Resveratrol, sirtuin yolağını uyarır. Sirtuin proteinlerin, bir anti-

aging etkiye sahip olduğu düşünülmektedir ve alfa sekretaz aktivitesini artırdığı bulunmuştur.

Beta ve gama sekretazın tersine alfa sekretaz, amiloid öncü proteini, agrege olmayan

peptidlere parçalar. Sirtuin yolağı aracılığıyla alfa sekretazın uyarılması, potansiyel olarak

amiloid plaklarının oluşmasını azaltabilir. Sinir büyüme faktörünü uyardığı düşünülen bir gen

tedavisinin faz II çalışması da halen devam etmektedir.

Mevcut Araştırmaların Yönelimi

Bugüne kadarki çalışmalar ile hafif ve orta şiddetteki Alzheimer hastalığında anti-amiloid

ilaçlarla tedavi edilerek amiloid birikiminin engellenebileceği gösterilmiş ancak bu durumun

hastalığın yol açtığı bilişsel bozukluklarda bir fayda sağlamadığı görülmüştür. Mevcut hipoteze

göre, demans başladığında, anti-amiloid tedavisi için çok geç kalınmış demektir, çünkü

amiloid birikintilerinin bilişsel değişikliklerden 10-15 yıl önce birikmeye başladığı bilinmektedir.

Bu nedenle araştırmalar, Alzheimer hastalığının iki öncü durumu olduğuna inanılan alana

kaydırılmıştır. Prodromal Alzheimer hastalığı ya da hafif bilişsel bozukluk olarak adlandırılan

prodromal faz, eşlik eden biyobelirteç olsun ya da olmasın, henüz demans bulguları tam

gelişmeden var olan hafif bilişsel bozukluk olarak tanımlanmaktadır. Alzheimer hastalığının

hipoteze dayandırılan en erken evresi pre-semptomatik faz olarak bilinir. Bu faz, biyobelirteç

olarak tespit edilen veya bilinen bir genetik kalıtıma dayandırılan amiloid depolanmasının eşlik

ettiği sağlam bilişsel durum ile karakterizedir.

Prodromal (veya hafif bilişsel bozukluk) ve pre-semptomatik Alzheimer hastalığına yönelik

araştırmalar, amiloidin ana hedef olduğu düşünülerek sürdürülmektedir. Pre-semptomatik

Alzheimer hastalığında yapılan araştırmalar, amiloidi hedefleyen monoklonal ilaçları6

kullanmaktadır ve bunlar:

• PET taramaları ile belirlenen anormal amiloid birikimi olup, bilişsel fonksiyonları normal olan

65-85 yaşındaki hastalarda yapılan A4 çalışması [Asemptomatik Alzheimer Hastalığında Anti-

Amiloid Tedavisi (Anti-Amyloid Treatment in Asymptomatic Alzheimer’s)]

Page 12: Cilt:2 Sayı:12 Aralık 2015Pasif immünoterapi, amiloid-betaya karı monoklonal veya poliklonal antikorların kullanılması esasına dayanmaktadır. Yeni yayınlanan bir araútırmada,

11

Türkiye Akılcı İlaç Kullanımı Bülteni

Cilt 2; Sayı 12; Aralık 2015

• Dominant kalıtım paternine sahip pre-semptomatik Alzheimer hastalarında yapılan

Dominant Kalıtım Gösteren Alzheimer Network çalışması (Dominantly Inherited Alzheimer’s

Network study)

• Bilinen bir otozomal dominant Alzheimer hastalığı mutasyonu bulunan büyük bir aile

grubunda yapılan ve bir kohort çalışması olan Alzheimer’s Prevention Initiative’dir.

Bu çalışmalar, Alzheimer hastalığı patogenezinde amiloidin rolünü anlamak için çok önemli

olacaktır. A4 çalışması, geç başlangıçlı sporadik Alzheimer hastalığının, kalıtsal erken

başlangıçlı Alzheimer hastalığına biyolojik olarak benzer şekilde davranıp davranmadığı

konusuna ışık tutacaktır.

Uyarılar ve Gelecekteki Zorluklar

Birçok kişi, Alzheimer hastalığının tedavisi için tek bir yöntemin mümkün olmayacağına

inanmaktadır ve gelecekteki tedavilerin Alzheimer hastalığının patogenezinde çoklu yaklaşımı

hedeflemesi gerektiğini düşünmektedir. Çalışmaların karşılaştığı temel sorunlardan biri

demans spektrumu içerisinde yer alan hastalıkların benzer semptomlara yol açmasının içinde

saklıdır. Aynı klinik özelliklere sahip demans belirtileri, aslında farklı patolojilerden

kaynaklanıyor olabilir. Biyobelirteç çalışmaları, ilişkili proteinopatilerin tanımlanmasında

yardımcı olsa da, bu çalışmalar bugüne kadar hep iyi tanımlanmış ve klinik olarak

değerlendirilmiş popülasyonlara odaklanmıştır. Bu durumun karışık patolojileri barındıran

toplumdaki hastalara nasıl yansıyacağı ise bilinmemektedir.

Gelecekte karşılaşacağımız en büyük zorluklardan biri, Alzheimer hastalığının

epidemiyolojisidir. Yaş, hastalığın en güçlü belirleyicisidir ve büyük ölçüde diğer tüm risk

faktörlerine ve biyobelirteçlere göre daha ağır basmaktadır. Yaşlı insanlar, eşlik eden

hastalıklarla daha sık karşılaşmaktadırlar. Bu hastalar daha hassastır ve duyu kaybı, psikoaktif

ilaç kullanımı açısından yüksek oranlara sahiptirler. Bu faktörler, bilişsel fonksiyon üzerinde

önemli bir etkiye sahip olabilirler ve bu da çoklu patolojinin bir arada bulunduğu gösterilen

”yaşlı-yaşlı” bireylerde demans olduğunun varsayılmasına neden olur. 80 yaşın üzerindeki

insanların yaklaşık % 65’inde amiloid taramaları pozitiftir, ancak bu, bilişsel fonksiyon

hakkında bir öngörü sağlamaz.

Page 13: Cilt:2 Sayı:12 Aralık 2015Pasif immünoterapi, amiloid-betaya karı monoklonal veya poliklonal antikorların kullanılması esasına dayanmaktadır. Yeni yayınlanan bir araútırmada,

12

Türkiye Akılcı İlaç Kullanımı Bülteni

Cilt 2; Sayı 12; Aralık 2015

Beyin dokuları üzerinde yapılan nöropatolojik otopsi çalışmaları, 85 yaşın üzerindeki kişilerde

patolojik Alzheimer hastalığının prevalansının, demansı olan veya olmayan hastalarla benzer

olduğunu göstermiştir ve klinik demansı olan 90 yaşın üzerindeki bireylerin yarısında,

hastaların demansından sorumlu olabilecek yeterli düzeyde nöropatoloji bulunmamaktadır. Bu

nedenle, fenotipik olarak genç hastalarla benzer olsa da, yaşlı insanlar daha kapsamlı bir

patoloji ile karşı karşıyadırlar ve proteinopati-temelli tek tip tedavilere yanıt verme olasılıkları

çok daha düşüktür.

Sonuç

Günümüzde mevcut tedaviler, Alzheimer hastalığı için semptomatik rahatlama sağlamaktadır

ancak yararları genel kapsamda geçerli değildir. Son zamanlarda Alzheimer hastalığında

yapılan ilaç araştırmaları göstermektedir ki, kesin tek bir tedavinin olabileceğini kabul etmek

akılcı değildir. In vitro çalışmalarda ve hayvan çalışmalarında elde edilen başarılı sonuçları,

insan çalışmalarına uyarlamadaki başarısızlık, Alzheimer hastalığı araştırmalarındaki sıkıntıyı

ve hastalığın patogenezindeki karmaşıklığı göstermektedir. Akla yatkın bilimsel temelden yola

çıkılarak yapılan tedavi seçeneklerinin büyük bir kısmı ve pozitif faz II araştırmaları, faz III

araştırmalara geçildiğinde başarısızlıkla sonuçlanmıştır.

Proteinopati-tabanlı tedaviler, oluşmuş Alzheimer hastalığında başarısız olmuştur ve

çalışmalar artık biyobelirteçler veya genetik miras yoluyla tanımlanan pre-semptomatik

bireylere odaklanmaktadır. Tarama, sağlık bakım giderlerindeki artış ve bunun yaşlı demans

hastalarına yansımasının yaratacağı sıkıntıların, bu araştırmaların başarılı olması açısından

yeni zorluklara yol açması olasıdır.

Page 14: Cilt:2 Sayı:12 Aralık 2015Pasif immünoterapi, amiloid-betaya karı monoklonal veya poliklonal antikorların kullanılması esasına dayanmaktadır. Yeni yayınlanan bir araútırmada,

Kaynaklar

1. Birks J. Cholinesterase inhibitors for Alzheimer’s disease. Cochrane Database Syst Rev 2006. CD005593.

2. McShane R, Areosa Sastre A, Minakaran N. Memantine for dementia. Cochrane Database Syst Rev 2006. CD003154.

3. Dysken MW, Sano M, Asthana S, Vertrees JE, Pallaki M, Llorente M, et al. Effect of vitamin E and memantine on functional

decline in Alzheimer disease: the TEAM-AD VA co-operative randomized trial. JAMA 2014;311:33-44.

4. NPS MedicineWise. 2014. Souvenaid: Help for people with Alzheimer’s disease? www.nps.org.au/publications/health-

professional/health-news-evidence/2014/souvenaid [cited 2015 Mar 3]

5. Karran R, Hardy J. Antiamyloid therapy for Alzheimer’s disease - are we on the right road? N Engl J Med 2014;370:377-8.

6. Friedrich MJ. Researchers test strategies to prevent Alzheimer disease. JAMA 2014;311:1596-8.

13

Türkiye Akılcı İlaç Kullanımı Bülteni

Cilt 2; Sayı 12; Aralık 2015