Upload
others
View
13
Download
0
Embed Size (px)
Citation preview
DAVET
Değerli İş Sağlığı Profesyoneli Meslektaşlarımız,
İş ve Meslek Hastalıkları Uzmanları Derneği’mizin kuruluşundan bu yana düzenlediği iki
sempozyumdan sonra düzenleyeceği ilk Meslek Hastalıkları Kongresi 4-6 Ekim 2018’de T.C. Dokuz
Eylül Üniversitesi Devlet Konservatuvarı Sabancı Kültür Sarayı'nda gerçekleştirilecektir.
İş ve Meslek Hastalıkları Uzmanları Derneği, ülkemizde iş sağlığı alanında hem akademik hem de
hizmet bağlamında sürdürülen çalışmaları güçlendirmek ve geliştirmek amacı ile bilimsel toplantılar
düzenlemeyi stratejik bir hedef olarak belirlemiştir.
Bu amaç doğrultusunda iş sağlığı profesyonelleri, işçi ve işverenler ile ilgili Kamu kuruluşları
temsilcilerini bir araya getirmeyi hedefledik. Bu birlikteliğin oluşturacağı sıcak ortamda kuramsal ve
pratik bilginin paylaşımı, sorunların çözümünde işbirliğini öne çıkartan bir kültürün oluşmasında önemli
bir kilometre taşı olacaktır.
Bilimsel ve sosyal açıdan doyurucu olduğu kadar alandaki aktörlerin işbirliğini güçlendirici
bir kongre gerçekleştirmek ümidiyle hep birlikte olmaya davet ediyoruz.
Sevgi ve saygılarımızla,
Prof. Dr. Arif H. Çımrın
KURULLAR
KONGRE BAŞKANI
Prof. Dr. Arif H. Çımrın
DÜZENLEME KURULU
Prof. Dr. Ahmet Uğur Demir
Prof. Dr. Ali Naci Yıldız
Prof. Dr. Alp Ergör
Uzm. Dr. Ayşe Coşkun Beyan
Uzm. Dr. Canan Demir
Uzm. Dr. Cebrail Şimşek
Uzm. Dr. Mehmet Erdem Alagüney
Prof. Dr. Meral Türk
Prof. Dr. Yücel Demiral
BİLİMSEL SEKRETERYA
Prof. Dr. Ali Naci Yıldız
Prof. Dr. Yücel Demiral
EDİTÖRLER
Prof. Dr. Meral Türk
Prof. Dr. Ahmet Uğur Demir
BİLİMSEL KURUL
Dr. Ahmet Can Bilgin
Prof. Dr. Ahmet Uğur Demir
Prof. Dr. Akın Kaya
Prof. Dr. Ali Naci Yıldız
Prof. Dr. Alp Ergör
Prof. Dr. Arif H. Çımrın
Uzm. Dr. Arif Keleşoğlu
Prof. Dr. Arzu Mirici
Doç. Dr. Aylin Özgen Alpaydın
Uzm. Dr. Ayşe Coşkun Beyan
Dr. Ayşe Öztürk
Prof. Dr. Bedia Özyıldırım
Uzm. Dr. Berna Erden
Prof. Dr. Birgül Piyal
Dr. Buhara Önal
Dr. Bülent Piyal
Prof. Dr. Can Sevinç
Uzm. Dr. Canan Demir
Uzm. Dr. Cebrail Şimşek
Prof. Dr. Deniz Çalışkan
Prof. Dr. Deniz Köksal
Prof. Dr. Esen Özkaya
Prof. Dr. Fatoş Önen
Prof. Dr. Filiz Çay Şenler
Prof. Dr. Fuat Kalyoncu
Prof. Dr. Gül Öz
Prof. Dr. Gülay Sain Güven
Doç. Dr. Hakan Baydur
Prof. Dr. Halim İşsever
Prof. Dr. İnci Alacacıoğlu
Prof. Dr. Kenan Ateş
Prof. Dr. Levent Akın
Prof. Dr. Lütfü Çöplü
Prof. Dr. M. Melikşah Ertem
Prof. Dr. Mehmet Bektaş
Uzm. Dr. Mehmet Erdem Alagüney
Prof. Dr. Melih Aktan
Prof. Dr. Meltem Çöl
Prof. Dr. Meral Saygun
Prof. Dr. Meral Türk
Doç. Dr. Metin Pıçakcıefe
Doç. Dr. Mine Esin Ocaktan
Prof. Dr. Mustafa Necmi İlhan
Prof. Dr. Nadi Bakırcı
Prof. Dr. Nazmi Bilir
Dr. Nilüfer Özbek
Prof. Dr. Nuray Özgülnar
Prof. Dr. Nurhan Köksal
Dr. Özkan Kaan Karadağ
Prof. Dr. Recep Akdur
Prof. Dr. Sarper Erdoğan
Doç. Dr. Sebahat Dilek Torun
Prof. Dr. Selma Karabey
Prof. Dr. Sevgi Canbaz
Uzm. Dr. Sevtap Gülgösteren
Doç. Dr. Sibel Kıran
Prof. Dr. Şevkat Bahar Özvarış
Prof. Dr. Şükrü Palandüz
Prof. Dr. Tülin Çağatay
Prof. Dr. Yıldız Pekşen
Prof. Dr. Yücel Demiral
Uzm. Dr. Zehra Hamiyet Rehber
Prof. Dr. Zeki Kılıçaslan
Prof. Dr. Zeynep Aytül Çakmak
Dr. Zeynep Erayman
Dr. Zeynep Sofuoğlu
BİLİMSEL PROGRAM
4 Ekim 2018, Perşembe / Hasan Tahsin Salonu
18.00-19.30 KONGRE AÇILIŞ TÖRENİ
Açılış Protokol Konuşmaları
5 Ekim 2018, Cuma / Hasan Tahsin Salonu
08.00-09.00 KONGRE KAYIT
09.00-09.45 KONFERANS: Meslek Hastalıklarında Tanımlar, Nedensellik ve Uygulamaya
Yansıması
Oturum Başkanları: Prof. Dr. Alp Ergör, Dr. Ahmet Özlü
Uzm. Dr. Cebrail Şimşek
09.45-10.15 Kahve Arası
10.15-11.30 PANEL: Meslek Hastalıklarının Tanı, Tedavi, Kayıt ve Bildirim Sistemi Nasıl
Olmalı?
Oturum Başkanları: Op. Dr. Orhan Koç, Prof. Dr. Yücel Demiral
Sağlık Bakanlığı Görüşü- Dr. Özkan Kaan Karadağ (Süreyyapaşa Göğüs
Hastalıkları ve Göğüs Cerrahisi Eğitim ve Araştırma Hastanesi)
Aile, Çalışma ve Sosyal Hizmetler Bakanlığı Görüşü- Dr. Bülent Gedikli (İSGÜM)
Sosyal Güvenlik Kurumu Görüşü- Uzm. Dr. İlhan Göktay (Sosyal Güvenlik
Kurumu, Maluliyet ve Sağlık Kurulları Daire Başkanlığı)
11.30-12.30 SÖZEL BİLDİRİ OTURUMU 1
Oturum Başkanları: Prof. Dr. Meral Saygun, Prof. Dr. Meral Türk
12.30-13.30 Öğle Yemeği
12.30-13.30 TARTIŞMALI POSTER SUNUMLARI
Oturum Başkanları: Doç. Dr. Özlem Kar Kurt, Doç. Dr. Sibel Kıran, Doç. Dr.
Hakan Baydur, Uzm. Dr. Nur Töreyin, Uzm. Dr. Nejdiye Güngördü Mazıcan, Uzm.
Dr. Mehmet Erdem Alagüney, Uzm. Dr. Ayşe Coşkun Beyan, Uzm. Dr. Nur Şafak
Alıcı, Dr. Ayşe Öztürk, Dr. Buhara Önal
13.30-15.00 PANEL: Meslek Hastalıkları Tanı Süreçlerinde İş Sağlığı ve Güvenliği
Profesyonellerinin Yeri ve Önemi
Oturum Başkanları: Dr. İstemi Oral, Prof. Dr. Arzu Mirici
İş Yeri Hekimi Bakışı ile- Dr. Zühtü Şahin (İşyeri Hekimleri Derneği)
İSG Alanında Güvenlik Kültürü- İSG Uzm. Furkan Kahraman (Aile, Çalışma ve
Sosyal Hizmetler Bakanlığı)
İşyeri Hemşiresi Bakışı ile- Prof. Dr. Nihal Esin (İŞHEMDER)
İş ve Meslek Hastalıkları Uzmanı Bakışı- Uzm. Dr. Mehmet Erdem Alagüney
(Eskişehir Yunus Emre Devlet Hastanesi)
15.00-15.30 Kahve Arası
15.30-16.30 PANEL: Mesleksel Solunum Sistemi Hastalıkları- Mesleksel Cilt Hastalıkları
Oturum Başkanları: Prof. Dr. Eyüp Sabri Uçan, Prof. Dr. Akın Kaya
Mesleki Solunum Sistemi Hastalıkları- Prof. Dr. Ahmet Uğur Demir
Mesleki Dermatozlar- Prof. Dr. Şebnem Aktan
16.30-18.00 PANEL: Tarafların Meslek Hastalıklarına Bakışı
Oturum Başkanları: Prof. Dr. Ali Naci Yıldız, Uzm. Dr. Mevlüt Karataş
İşçi Bakış Açısı- Barış İyiaydın (TÜRK-İŞ)
İşveren Bakış Açısı- Avukat Nagehan Akan (TİSK)
Sağlık Bakanlığı Yaklaşımı- Dr. Ahmet Özlü (Sağlık Bakanlığı Halk Sağlığı Genel
Müdürlüğü Çalışan Sağlığı ve Güvenliği Dairesi)
Sosyal Taraflar ve Meslek Hastalıkları- Prof. Dr. Zeki Erdut (DEÜ İİBF Çalışma
Ekonomisi ve Endüstri İlişkileri Bölümü)
6 Ekim 2018, Cumartesi / Hasan Tahsin Salonu
09.00-09.45 KONFERANS: İş ve Meslek Hastalıkları Uzmanlık Alanında Yapılan
Çalışmalar ve İleriye Yönelik Perspektif
Oturum Başkanları: Prof. Dr. Ahmet Uğur Demir, Prof. Dr. Nuray Özgülnar
Prof. Dr. Arif H. Çımrın
09.45-10.45 PANEL: Meslek Hastalıklarında Surveyans
Oturum Başkanı: Prof. Dr. Gül Ergör
Sağlık Gözetimi Uygulama Örnekleri- Dr. Buhara Önal
Ülke Örnekleri- Uzm. Dr. Sultan Pınar Çetintepe
10.45-11.00 Kahve Arası
11.00-12.00 PANEL: Mesleksel Kas İskelet Sistemi Hastalıkları- Mesleksel Nörolojik
Hastalıklar
Oturum Başkanları: Doç. Dr. Engin Tutkun, Prof. Dr. Yeşim Kirazlı
Mesleki Kas İskelet Sistemi Hastalıkları- Uzm. Dr. Banu Dilek
Mesleki Nörolojik Hastalıklar- Prof. Dr. Fikret Bademkıran
12.00-13.00 Öğle Yemeği
13.00-14.00 SÖZEL BİLDİRİ OTURUMU 2
Oturum Başkanları: Prof. Dr. Gül Ergör, Prof. Dr. Ahmet Uğur Demir
14.00-15.00 PANEL: İşyerinde Sağlık ve Hastalık Yönetimi
Oturum Başkanları: Doç. Dr. Mehtap Türkay, Dr. Hakan Toksöz
İşe Giriş Muayenesinin Önemi- Uzm. Dr. Atınç Kayınova
Erişkinlerde Sağlık Taramaları ve Bağışıklama Önerileri- Dr. Öğr. Üyesi Nursel
Çalık Başaran
İş Yerinde Kronik Hastalıkların Yönetimi- Dr. Didem Terzi
15.00-15.30 Kahve Arası
15.30-16.45 PANEL: Meslek Hastalıklarında Güncel Konular
Oturum Başkanları: Prof. Dr. Bahriye Oya İtil, Prof. Dr. Meral Türk
İSG Alanında Madde Bağımlılığı- Doç. Dr. Tolga Binbay
Psikososyal Riskler ve Mobing- Uzm. Dr. Ceyda Şahan
Çalışma Hayatı ve Kanser- Uzm. Dr. Abdülsamet Sandal
İş Sağlığı Alanında Laboratuvar Temelli Araştırma Örnekleri- Uzm. Dr. Canan
Demir
Nanotoksikoloji ve İş Sağlığı- Doç. Dr. Özlem Kar Kurt
16.45-17.15 KONGRE KAPANIŞI
Meslek Hastalıkları Kongresi
Sözel Bildiri Oturumu-1
5 Ekim 2018 / Hasan Tahsin Salonu - 11.30-12.30
Oturum Başkanları: Prof. Dr. Meral Saygun, Prof. Dr. Meral Türk
NO SÖZEL BİLDİRİ BAŞLIĞI YAZARLAR
S1 Bilgisayar Teknik Servislerinde PBDE
Türdeşlerine Maruziyet ve İlişkili Sağlık Riskleri
Mesut GENİŞOĞLU, Aysun SOFUOĞLU,
Perihan Binnur KURT-KARAKUŞ, Aşkın
BİRGÜL, Sait Cemil SOFUOĞLU
S2 İSG Katip Toz Ölçüm Sonuçlarının Sektörel
Değerlendirilmesi
Ayşe ERİM, Meltem METE KILIÇ, Tuba
EKİNCİOĞLU
S3 İşyerlerinde Ağır Metal Maruziyeti Esra YILMAZ, Meltem METE KILIÇ
S4 İSG-Katip Sistemindeki Termal Konfor Ölçüm
Verilerinin Dağılımı
Hatice SAĞLAM, Mümine YÜKSEL,
Selim ÇAL, Güven GÖKGÖZ, Sadiye Esra
ATACAN, Ali Naci YILDIZ
S5 Bir Üniversite Hastanesindeki İş Kazası Bildirim
Sıklığı ve İlişkili Etmenlerin Belirlenmesi
Mümine YÜKSEL, H. Aslı DAVAS, Meral
TÜRK
S6
İş Sağlığı ve Güvenliği Alanında Kaynak
Taraması ve Doküman Analizi İçin Kelime
Hazinesi Modeli Önerisi
Selçuk YAKIŞTIRAN, Gülşen BARLAS,
Ahmet ÖZLÜ
Meslek Hastalıkları Kongresi
Sözel Bildiri Oturumu-2
6 Ekim 2018 / Hasan Tahsin Salonu - 13.00-14.00
Oturum Başkanları: Prof. Dr. Gül Ergör, Prof. Dr. Ahmet Uğur Demir
NO Sözel Bildiri Başlığı YAZARLAR
S7 İşyeri Hekimlerinin İleri Mesleki Eğitim
İhtiyaçları
Güven GÖKGÖZ, Raziye ERTUĞRUL
UYAR, Ali Naci YILDIZ
S8
İstanbul Meslek Hastalıkları Hastanesi’nde
Takipli Pnömokonyoz Tanısı Almış Diş
Teknisyeni Olguları
Bahar TÜZÜN, Elif ALTUNDAŞ
HATMAN
S9 Kaynakçılarda El ve El Bileği Şikayetleri ve
Ganglion Yaygınlığının Değerlendirilmesi Güray TOĞRAL
S10
Mersin Örtü Altı Üretim Çalışanları Araştırması:
İşle İlişkili Cilt, Solunum Sistemi ve Kas-İskelet
Sistemi Hastalıkları
Aydın NURAYDIN, Özgür BİLEK, Ali
Koray KENZİMAN, Mehmet Ali
KORKUSUZ, Ali İhsan ATAGÜN,
Nezaket ÖZPOLAT ÇAKAR, Naci ÖZER,
Serdar DENİZ, Mustafa Kemal
BAŞARALI, Ahmet ÖZLÜ, Abdulsamet
SANDAL, Gert VAN DER LAAN, Ali Naci
YILDIZ
S11
Yeşil Enerji Üretimi İçin Çalışan İşçilerin
Ödediği Sağlık Bedeli
Ayşe COŞKUN BEYAN, Hande
BAHADIR, Arif ÇIMRIN, Yücel
DEMİRAL
S12
İş ve Meslek Hastalıkları Yan Dal Uzmanlık
Eğitimi ve Meslek Hastalıkları Tanı Sürecinin
Değerlendirilmesi
Ayşe COŞKUN BEYAN, Yücel
DEMİRAL, Arif ÇIMRIN
S13
Türkiye'de İşyerinde İş Sağlığı Uygulamalarının
Kalite Göstergesi Olarak Hasta Sevkleri; Üçüncü
Basamak Klinik Deneyimimiz
Esra AYDIN ÖZGÜR, Arif Hikmet
ÇIMRIN
SÖZEL BİLDİRİ OTURUMU 1
05.10.2018 / 11.30-12.30
Oturum Başkanları: Prof. Dr. Meral Saygun, Prof. Dr. Meral Türk
S1
BİLGİSAYAR TEKNİK SERVİSLERİNDE PBDE TÜRDEŞLERİNE MARUZİYET
VE İLİŞKİLİ SAĞLIK RİSKLERİ
Mesut GENİŞOĞLU1, Aysun SOFUOĞLU2, Perihan Binnur KURT-KARAKUŞ3, Aşkın BİRGÜL3,
Sait Cemil SOFUOĞLU1
1İzmir Yüksek Teknoloji Enstitüsü Çevre Mühendisliği Bölümü
2İzmir Yüksek Teknoloji Enstitüsü Kimya Mühendisliği Bölümü
3Bursa Teknik Üniversitesi Çevre Mühendisliği Bölümü
Televizyon, bilgisayar, kablo vs. elektrik/elektronik cihazların üretiminde alevlenme geciktirici
kimyasallar yoğun bir şekilde kullanılmaktadır. Ticari ürünlerde kullanımları yasaklanmadan önce
çokbromlu difenil eterler (PBDE) en sık kullanılan kimyasal gruplarından biriydi. Ancak, üretim ve
kullanımının yasaklanmasına rağmen, daha önce üretilmiş ekipmanlarla ilgilenen bilgisayar teknik
servis çalışanları bu maddelere ciddi derecelerde maruz kalıyor olabilirler.
Bir üniversitenin bilgisayar teknik servisinde PBDE konsantrasyonlarını belirlemek için Mart – Haziran
2016 tarihleri arasında gaz ve partikül (PM1 and PM10) faz (n=12) ile çökelmiş toz (n=3) örneklemesi
yapılmıştır. Hedeflenen sekiz PBDE türdeşinin analizi için GC-NCI-MS kullanılmıştır. Solunum, kaza
ile toz yutulması, ve dermal temas ile maruziyet (ortanca ve (25-75. yüzdelik)) ve ilişkili kronik-toksik
ve karsinojenik risk hesabı USEPA yöntemine göre yapılmıştır. Tüm ortamlarda BDE-209’un baskın
türdeş olduğu belirlenmiştir. En yüksek maruziyet seviyeleri 240 (172-425) pg/kg-gün ile çökelmiş
tozun kaza ile yutulması sonucu oluşmaktadır. Diğer türdeşlere bu yolla maruziyet 75. yüzdelikte bile
19,0 pg/kg-gün seviyesinden düşüktür. Ortanca değerleri sırasıyla 109; 54,7; ve 48.1 pg/kg-gün olan
PM10, PM1, ve gaz fazlarından solunum yoluyla BDE-209 maruziyeti sırasıyla 109 (82,8-145); 54,7
(41,3-72,9); ve 48,1 (40,4-57,9) pg/kg-gün düzeylerindedir. PM10, PM1, ve gaz fazlarında bulunan diğer
türdeşlere solunum yoluyla maruziyet <7,6 pg/kg-gün iken dermal maruziyet <10-13 pg/kg-gün’dür.
İlişkili kronik-toksik risk seviyeleri eşik düzey olan ‘1’ değerinin altındadır. BDE-209 karsinojenik riski
(1.28×10-10 olan 75. yüzdelikte dahi) kabul edilebilir risk olan milyonda bir değerinden epey düşüktür.
Sonuç olarak dikkate alınan PBDE türdeşlerinden en yüksek mesleki maruziyet, BDE-209’a çökelmiş
tozları kazayla yutma yoluyla oluşmaktadır. Ancak, PBDE ile alakalı kronik-toksik ve karsinojenik
risklerin endişe yaratacak seviyelerde olmadığı belirlenmiştir.
Anahtar Kelimeler: bilgisayar teknik servisleri, maruziyet ve risk analizi, PBDE
S2
İSG KATİP TOZ ÖLÇÜM SONUÇLARININ SEKTÖREL DEĞERLENDİRİLMESİ
Ayşe ERİM, Meltem METE KILIÇ, Tuba EKİNCİOĞLU
1AÇSHB
Bu çalışmada, 24 Ocak 2017 tarihinde yayımlanmış olan “İş Hijyeni Ölçüm, Test ve Analiz
Laboratuvarları Hakkında Yönetmelik” uyarınca yetkilendirilen özel kurum ve kuruluşlar tarafından
6331 sayılı İş Sağlığı ve Güvenliği Kanunu kapsamında yer alan işyerlerindeki iş hijyeni ölçüm, test ve
analiz sonuçlarının toz parametresi üzerinden sektörel değerlendirilmesinin yapılması amaçlanmıştır.
Bakanlık olarak kanunen zorunlu olan İş Sağlığı ve Güvenliği (İSG) hizmetlerinin elektronik
ortamda takibi için İş Sağlığı Güvenliği Kayıt, Takip ve İzleme Programı (İSG Katip) geliştirilmiştir.
Bu sistem üzerinden İSG hizmetleri içinde yer alan tüm kişi, kurum ve kuruluşların aldıkları ve
verdikleri İSG hizmetlerinin takipleri yapılmaktadır. Bunun yanı sıra Bakanlık olarak yetkilendirilmiş
İSG Laboratuvarları hizmet verdikleri işyerlerinde yaptıkları Kişisel ve Ortam ölçüm sonuçlarını İSG
Katip sistemine girmekle yükümlüdürler. Bu kişisel ve ortam ölçüm sonuçları işyerlerinde yapılan risk
değerlendirilmesinde veri olarak kullanılarak alınacak önlemlerin belirlenmesinde büyük rol
oynamaktadır. Bu veriler kullanılarak çalışanların risk altında olma durumlarının belirlenmesi, erken
tanı, teşhis ve tedavi süreçlerinin yönetilmesi için önemli bir kaynaktır.
Kişisel ve ortam toz ölçümleri yetkilendirilmiş laboratuvarlar tarafından yapılan ve İSG-Katip sistemine
girilen parametreler arasında yer almaktadır.
Bu çalışmada, İSG-Katip sistemine 14 Temmuz 2015- 23 Kasım 2017 tarihleri arasında girilmiş kişisel
ve ortam toz ölçüm sonuçlarının sektörel incelemesi yapılacak ve çözüm önerileri sunulacaktır. Bu tarih
aralığında İSG-Katip sistemine girilen 68905 kayıtın 7064 tanesi sahada yapılmış olan toz ölçüm
sonuçlarından oluşmaktadır. İş yerlerinin tehlike sınıflarına göre bakıldığında 7064 kayıtın 2979 tanesi
çok tehlikeli, 2245 tanesi tehlikeli ve 1930 tanesi az tehlikeli sınıfta yer almaktadır. 3474 tanesi
havalandırması olan işyerinde, 199 tanesi havalandırması olmayan işyerinde ortam ölçümü olarak
alınmış ve 3391 tanesi de kişisel toz ölçümü olarak alınmıştır. Tozla Mücadele Yönetmeliği’nde
tanımları yer alan solunabilir ve toplam toz (inert ve istenmeyen toz) için belirlenen yasal sınır değerler
sırasıyla; 5 ve 15 mg/m3’tür. Sonuçların 6373 tanesi 5 mg/m3 ten küçük, 688 tanesi 5 mg/m3 ten büyük
değerlerdir. 427 tanesi ise 5 ile 10 mg/m3 arasında yer alan değerlerden oluşmaktadır.
Tozlu işyerlerinde çalışanlarda yaygın olarak görülen Pnömokonyoz (Akciğer Toz Hastalığı) hastalığı
Tozla Mücadele Yönetmeliği’nde “Akciğerlerde tozun birikmesi sonucu ortaya çıkan doku reaksiyonu
ile oluşan hastalık” olarak tanımlandırılmıştır. İşveren yönetmelik uyarınca her türlü tozun meydana
geldiği işyerlerinde çalışanların toz maruziyetini önlemek ve çalışanların toz ile ilgili tehlikelerden
korunması için gerekli tüm koruyucu ve önleyici tedbirleri almakla yükümlüdür. Bu nedenle yapılacak
olan bu çalışmada sisteme girilen veriler
ışığında sınır değerleri aşan iş kollarının tespiti iyileştirici önlemlerin alınması açısından faydalı bir
kaynak oluşturacaktır.
Anahtar Kelimeler: toz, iş hijyeni, solunabilir toz, toplam toz
S3
İŞYERLERİNDE AĞIR METAL MARUZİYETİ
Esra YILMAZ1, Meltem METE KILIÇ2
1T.C. Aile, Çalışma ve Sosyal Hizmetler Bakanlığı, İSGÜM İstanbul Bölge Laboratuvar Müdürlüğü
2T.C. Aile, Çalışma ve Sosyal Hizmetler Bakanlığı, İş Sağlığı ve Güvenliği Araştırma ve Geliştirme
Enstitüsü Başkanlığı (İSGÜM)
Çalışanların metal maruziyeti, meslek hastalığına neden olabilecek etkenler arasında yer almaktadır. İş
hijyeni ölçüm, test ve analizleri ile çalışanların maruziyet düzeyinin tespit edilmesi, meslek hastalıkları
ile mücadelede çok önemli bir basamaktır.
Bu çalışmada, işyerlerinde havadaki ağır metal konsantrasyon değerlerinin tespitine yönelik
gerçekleştirilen iş hijyeni analiz sonuçlarının verileri değerlendirilmiştir. Veri tabanı olarak yetkili
laboratuarların sonuç girişiyaptığı İSG KATİP sistemi kullanılmıştır. Veri tabanına Temmuz 2015-
Kasım 2017 tarihleri arasında girilen 67526 sonucun 5066’sının havadaki ağır metal konsantrasyonuna
yönelik ölçümlerle ilgili olduğu görülmüştür. Ağır metalverileri 1’i az tehlikeli, 45’i tehlikeli, 28’i çok
tehlikeli sınıfta yer alan 74 farklı işyerinden elde edilmiştir. İnsan sağlığına önemli etkileri olabilecek
bazı metallerin kişisel maruziyet konsantrasyonlarının; sınır değere eşit veya sınır değerin üstünde
olduğu görülmüş, değerlendirmede bu metallerin verileri üzerinde durulmuştur. Elde edilen 386 kurşun
değerinin11’i, her bir metal başına elde edilen 254'er sonuçtan; arsenik değerinin 25’i, nikel değerinin
15’i, mangan değerinin 9’u, gümüş değerinin 7’si, kadmiyum değerinin 3’ü, baryum değerinin 3’ü, bakır
değerinin 3’ü, demir değerinin 2’si, fosfor değerinin 2’si mesleki maruziyet sınır değerlerine eşit veya
yüksektir. İşyerlerinin ek olarak farklı metaller açısından da tarandığı ve ilgili sonuçların genelde analiz
tayin limiti seviyelerinde veya sınır değere kıyasla eser miktarda olduğu görülmüştür.
Bu çalışma ile yapılan mevcut durum tespitinin, ağır metal maruziyeti nedenli meslek hastalığına
yakalanmasının önlenmesi çalışmalarına katkı sağlayacağı düşünülmektedir. Çalışma sonucunda,
sektörel bazda yapılan değerlendirmebulgularının, iş kolu- ağır metal maruziyeti ilişkisi konusundaki
farkındalığı güçlendirecektir.
Anahtar Kelimeler: ağır metal iş hijyeni meslek hastalığı toksik kanserojen isg katip
S4
İSG-KATİP SİSTEMİNDEKİ TERMAL KONFOR ÖLÇÜM VERİLERİNİN
DAĞILIMI
Hatice SAĞLAM1, Uzm. Dr. Mümine YÜKSEL2, Selim ÇAL1, Dr. Güven GÖKGÖZ3, Sadiye Esra
ATACAN1, Prof. Dr. Ali Naci YILDIZ3
1T.C. Aile, Çalışma ve Sosyal Hizmetler Bakanlığı İSGGM İş Sağlığı ve Güvenliği Araştırma ve
Geliştirme Enstitüsü Başkanlığı (İSGÜM)
2Hacettepe Üniversitesi Tıp Fakültesi Halk Sağlığı Anabilim Dalı İş ve Meslek Hastalıkları
3Hacettepe Üniversitesi Tıp Fakültesi Halk Sağlığı Anabilim Dalı
Giriş: İlgili Yönetmelikle iş hijyeni ölçümlerinin yapılması zorunlu hale gelmiştir. İSG-KATİP
sistemine kaydedilen termal konfor verilerinin dağılımının saptanması, İSG hizmetlerinin işyeri ve
ulusal düzeyde planlamasına katkı sağlaması amaçlanmıştır. Termal konfor koşullarının
değerlendirilmesinde İSGÜM tarafından TS-EN-ISO 7730 ve 7243 kullanılmakta, Tahmini Ortalama
Karar (PMV) İndeksi ve Tahmini Memnuniyetsizlik Yüzdesi (PPD) İndeksi değerleri esas alınmaktadır.
Yöntem: Tanımlayıcı tipteki çalışmada, 14.07.2015 ile 22.11.2017 tarihleri arasındaki veriler
değerlendirilmiş, analiz SPSS 23.0 programı ile yapılmıştır. Verilerin kullanımı için İSG Genel
Müdürlüğü’nden izin alınmıştır. İşyerlerinin unvanı gibi bilgiler kullanılmamıştır.
Bulgular: 69 ilde, 1011 işyerinde yapılan 4879 ölçümün %58,8’i ortam, %41,2’si kişisel ölçümlerdir.
%49,0’u üç ildedir (%31,2 İstanbul, %9,1 Kocaeli, %8,7 Ankara), 41 laboratuvar tarafından, 13 farklı
meslek grubunca yapılmıştır (ilk üç: kimyagerler %29,9, çevre mühendisleri %26,0, iş sağlığı ve
güvenliği teknikerleri %9,8). İşyerleri 460 farklı ekonomik faaliyet sürdürmektedir (ilk üç: %3,1 özel
öğretim kurumları tarafından verilen genel orta öğretim, %2,5 dış giyim eşyası imalatı, %2,4 metallerin
makinede işlenmesi). İşyerlerinin çoğunluğunda işyeri hekimi (%87,5), iş güvenliği uzmanı (%89,2)
çalışmaktadır. PMV indeksi değerleri: (+0,5) ile (-0,5) %34,7; (+0,5)≤ ile <(+1) ve (-1)< ile ≤(-0,5)
%26,2; ≥(+1) ve ≤(-1) %39,1. PPD indeksi: ortalama:27,54±24,83 ortanca:17,49 en yüksek değer:100
en düşük değer:5 tepe değeri:7,13.
Sonuç ve Öneriler: İSG alanında iş hijyeni uygulamalarının çok önemli yeri vardır. Buna karşın termal
konfor ölçümleri değerlendirildiğinde, ülkemizde uygulamaların sayı, kapsam, işkolu gibi bütün
başlıklarda bu ölçümlerin yaygınlaştırılması gerektiği büyük önem arz etmektedir. Bu verilerle yapılan
değerlendirmede ölçümlerin %34,7’sinde koşullar uygun düzeydedir ve %90’nı konforlu çalışma
ortamını (PPD değeri) ifade etmektedir. Uluslararası standartlar doğrultusunda iş hijyeni çalışmaları
yaygınlaştırılmalıdır.
Anahtar Kelimeler: iş hijyeni, termal konfor, işyeri ortam ölçümleri, kişisel ölçümler
S5
BİR ÜNİVERSİTE HASTANESİNDEKİ İŞ KAZASI BİLDİRİM SIKLIĞI VE
İLİŞKİLİ ETMENLERİN BELİRLENMESİ
Mümine YÜKSEL1, H. Aslı DAVAS2, Meral TÜRK3
1Hacettepe Üniversitesi Tıp Fakültesi Halk Sağlığı Anabilim Dalı İş ve Meslek Hastalıkları
2Türkiye İnsan Hakları Vakfı
3Ege Üniversitesi Tıp Fakültesi Halk Sağlığı Anabilim Dalı
Giriş-Amaç: Kazaların önlenmesi açısından, iş kazalarının kaydı büyük önem taşımaktadır. Bu
araştırmanın amacı; bir üniversite hastanesinde Çalışan Sağlığı ve Güvenliği Birimi’nde(ÇASAGÜB)
uygulanan iş kazası sürveyans sisteminin etkinliğini, 2015 yılındaki periyodik muayene formlarındaki
iş kazası bilgileri ile karşılaştırarak değerlendirmek ve iş kazası bildirimi ile ilişkili etmenleri
belirlemektir.
Gereç-Yöntem: Kesitsel tipteki bu çalışmada; 2015 yılı periyodik muayene iş kazası kayıtlarında, iş
kazası geçirdiğini belirtenlerin ne kadarının iş kazasını sürveyans sistemine bildirdiği
değerlendirilmiştir. 2015 yılında 3905 çalışanın %65.3’ünün periyodik muayenesi yapılmıştır. İş kazası
bildirim sıklığı ve ilişkili etmenler incelenirken, analizde periyodik muayenesinde son bir yılda iş kazası
geçirdiğini ifade eden 700 çalışanın kayıtları kullanılmıştır. Araştırmanın bağımlı değişkeni 2015 yılı
içerisinde bir iş kazası geçirmiş olmaktır. Periyodik muayene formundan; yaş, cinsiyet, çalıştığı bölüm,
meslek, istihdam tipi, ortalama aylık çalışma saati, gece çalışma durumuyla ilgili veriler veri tabanına
aktarılmış ve analizde Mc Nemar ve ki-kare testlerinden yararlanılmış, p<0,05 anlamlı kabul edilmiştir.
Bulgular: Periyodik muayenesinde son bir yılda iş kazası geçirdiğini ifade edenlerin sadece %24’ü bunu
ÇASAGÜB’ e bildirmiştir. Kaza tiplerine göre bildirim sıklıkları incelendiğinde ilk üç sırada; ampül
kesisi hariç kesici yaralanmalar (%35,7), iğne batması (%29,2) ve fiziksel şiddet (%26,9) yer almaktadır.
30 yaşın altındakiler (%32,9) (p<0,001), acil servis çalışanları (%57,7) (p<0,001), hemşireler (%27,5)
(p=0,001), ayda 160 saatin üzerinde çalışanlar (%28,6) (p=0,001) ve daha çok gece çalışması yapanlar
(%27,5) (p=0,011) istatistiksel olarak anlamlı biçimde daha çok iş kazası bildirimi yapmışlardır.
Tartışma-Sonuç: Bu araştırmada iş kazası bildirim düzeyleri, gerçek kaza geçirme düzeylerini
yansıtmadığı ortaya konmuştur. Bildirimi arttırmak için çalışanların eğitim gereksinimleri belirlenmeli,
iş kazası bildirim sistemi kolaylık açısından gözden geçirilmelidir.
Anahtar Kelimeler: sağlık çalışanları, iş kazası bildirim
S6
İŞ SAĞLIĞI VE GÜVENLİĞİ ALANINDA KAYNAK TARAMASI VE DÖKÜMAN
ANALİZİ İÇİN KELİME HAZİNESİ MODELİ ÖNERİSİ
Selçuk YAKIŞTIRAN1, Gülşen BARLAS2, Ahmet ÖZLÜ2
1Sağlık Bakanlığı Ankara İl Sağlık Müdürlüğü
2Sağlık Bakanlığı Halk Sağlığı Genel Müdürlüğü
Giriş: Çalışma hayatında sağlıklı, güvenli ve huzurlu çalışma ortamı sağlamak temel hedeftir. Bunu
sağlayacak İSG (İş Sağlığı ve Güvenliği) profesyonelleri, mesleki uygulamalarında karşılaştığı sorunları
çözebilmek için bilimsel ve kanıta dayalı bilgi kaynaklarını araştırabilmeli ve uygun arama terimleri ile
bilimsel alanyazınında (literatürde) arama yapabilmelidirler.
Amaç: Çalışmamızın amacı İSG profesyonellerinin sorunlarının çözümünde yüksek nitelikli çevrimiçi
sitelerinden kanıta dayalı ve etkin biçimde yararlanabilmeleri ve geçerli arama terimlerini yerinde
kullanabilme yeteneği geliştirebilmeleri için "kelime hazinesi (thesaurus) modeli"mizi ortaya
koymaktır.
Yöntem: Çalışmamızda kavram/terim dizini yaklaşımına dayalı çevrimiçi kaynakları ve sözlükçeleri
tespit etmek için kaynak taraması ve doküman analizi yapılmıştır.
Bulgular: İSG profesyoneli, güncel bilgiyi, arama motorlarını (google vb.) kullanarak bulmaktadır. Veri
tabanlarında kanıt ararken genellikle alfabetik sıralamaya göre düzenlenen kavram ve terimler için
geliştirilen İSG terim(ler) listesi kullanılmaktadır. Diğer yöntem ise İSG Terimleri Sözlüğü’dür.
Önerdiğimiz modelde, öncelikle kavramlar sınıflandırılır, her sınıf içinde yer alan kavramın
anlamdaşları ve çağrıştırdığı bütün terimler tanımlanır. Kelimeler arasındaki genel-özel ilişkisi ve
bütün-parça ilişkisi belirlenir. Tanımlamanın ikinci adımında kelimelerin bağlantı ilişkisi (çağrışım
ilişkisi) kurulur.
Sonuç: Kurguladığımız "kelime hazinesi (thesaurus) modeli" kavramlar arası bağlantılar ve alan bilgileri
belli bir sistematik ve bütünlük içinde sunulmaktadır. Ayrıca bilgi erişim araçlarını etkili ve verimli
kullanmak için kavram/terim taramasına dayalı bilgi/belge yönetimi yaklaşımında da yol gösterecektir.
İSG profesyonellerinin ve\veya örgütlerinin temsilcilerinin katılımıyla bir "kelime hazinesi (thesaurus)
modeli" oluşturulması önem taşımaktadır.
Anahtar Kelimeler:: İSG literatür tarama, kelime hazinesi (thesaurus) modeli, İSG terimleri sözlüğü,
çevrimiçi arama
SÖZEL BİLDİRİ OTURUMU 2
06.10.2018 / 13.00-14.00
Oturum Başkanları: Prof. Dr. Gül Ergör, Prof. Dr. Ahmet Uğur Demir
S7
İŞYERİ HEKİMLERİNİN İLERİ MESLEKİ EĞİTİM İHTİYAÇLARI
Güven GÖKGÖZ1, Raziye ERTUĞRUL UYAR2, Ali Naci YILDIZ1
1Hacettepe Üniversitesi Tıp Fakültesi
2T.C. Aile, Çalışma ve Sosyal Hizmetler Bakanlığı İş Sağlığı ve Güvenliği Genel Müdürlüğü
Giriş-Amaç: İş sağlığı ve güvenliği (İSG) alanındaki bilimsel gelişmeler, mevzuat ve standartlarda
güncellemeler ülkemizde yenileme eğitimlerinin zorunluluğunu tekrar gündeme getirmektedir.
Araştırma, işyeri hekimlerinin ihtiyaç duydukları eğitim konularının saptanması amacıyla yapılmıştır.
Gereç-Yöntem: Araştırma tanımlayıcı tiptedir, İSG-KATİP üzerinden, e-anket yöntemi ile Nisan-
Temmuz 2018 tarihleri arasında yapılmıştır. Anket, bazı sosyodemografik bilgiler ve ileri mesleki
eğitimlere ilişkin öncelikli önerilen konulara dair sorulardan oluşmaktadır, yanıtlayan 561 kişi araştırma
grubunu oluşturmaktadır. İSG Genel Müdürlüğü’nden izin alınmıştır.
Bulgular: Katılımcıların %79,0’u erkek, %39,2’si 45-54 yaş grubundadır, %36,5’i 20-29 yıl önce mezun
olmuştur. %44,3’ü 10 yıldan kısa süre önce, %54,6’sı TTB’den sertifika eğitimi almıştır. %94,1’i halen,
%56,2’si OSGB bünyesinde çalışmaktadır. %28,4’ü “İşyeri hekimliği sertifika eğitimi içerik
bakımından yeterlidir”, %47,4’ü “İşyeri hekimliği sertifika eğitimi, sahada çalışırken ihtiyaç duyulan
bilgi ve beceriler bakımından yeterlidir” önermelerine katılmadığını ya da hiç katılmadığını belirtmiştir.
İleri mesleki eğitim için önerilen ilk 5 konu (sırası ile kişi sayısına-561, yanıt sayısına-1671 göre): İşyeri
hekimlerinin görev yetki, sorumluluklarının hukuksal boyutu (%37,3-%12,5), Sağlık gözetimi
uygulamaları (%30,7-%10,3), Sektörlere özel konular (%29,9-%10,0), İşle ilişkili hastalıklardan
hipertansiyon ve diabetes mellitus, risk faktörleri, tanı ve izlem çalışmaları, EKG yorumlama (%27,6-
%9,3), SFT uygulama prensipleri ve temel değerlendirme (%25,8-%8,8).
Tartışma-Sonuç: İşyeri hekimlerinin ileri mesleki eğitimleri planlanmalı, sertifika eğitimi müfredatı
yeniden düzenlenmelidir. Eğitim kapsam ve süresinin belirlenmesinde sahada çalışan işyeri
hekimlerinin ihtiyaç ve talepleri dikkate alınmalıdır. Pratik uygulamalara yönelik beceri eğitimleri ve
sektörel konular önemsenmelidir. Eğitimler bilimsel bilgi birikimi ve deneyimi olan, kar amacı
gütmeyen kurum ve kuruluşlarca, başlıca üniversiteler, kamu kurumları ve meslek örgütlerince
sürdürülmelidir.
Anahtar Kelimeler: işyeri hekimi, ileri mesleki eğitim, yenileme eğitimi
S8
İSTANBUL MESLEK HASTALIKLARI HASTANESİ’NDE TAKİPLİ
PNÖMOKONYOZ TANISI ALMIŞ DİŞ TEKNİSYENİ OLGULARI
Bahar TÜZÜN1, Elif ALTUNDAŞ HATMAN2
1Süreyyapaşa Göğüs Hastalıkları ve Göğüs Cerrahisi Eğitim ve Araştırma Hastanesi
2İstanbul Üniversitesi, İstanbul Tıp Fakültesi
Giriş-Amaç: Pnömokonyoz, mesleksel ve/veya çevresel kökenli olarak akciğerlerde organik veya
inorganik toz birikmesi sonucu gelişen doku reaksiyonu olarak tanımlanır ve önlenebilir bir akciğer
hastalığıdır. Diş teknisyenleri de yaptıkları işlemler sırasında toza maruz kalmakta ve pnömokonyoz
gelişimi açısından risk grubunda yer almaktadırlar.
Yöntem-Gereçler: 2009-2016 yılları arasında hastanemizde pnömokonyoz tanısı alan diş
teknisyenlerinden en az bir kez kontrol muayesine gelen 21 olguya ait veri hastane kayıtlarından elde
edilmiştir. Hastaların demografik özellikleri, çalışma süreleri, maruziyet süreleri, çalıştıkları bölüm,
sigara öyküleri, yakınmaları, solunum fonksiyon testleri (SFT), ILO sınıflaması ve kontrol
muayenelerindeki SFT ve ILO sınıflaması değerlendirilmiştir. BULGULAR Olguların yaş ortalaması
36.7± 7.9 ve %95.2 (n=20) erkekti. Olguların maruziyet süreleri 16.6± 8.9 yıl, haftalık çalışma saatleri
ise 58.0 ±9.0 saat idi. Olguların % 38.1’i (n= 8) semptomatik ve en sık görülen semptom % 23.8 ( n= 5)
ile öksürük ve nefes darlığı idi. Olguların % 42.9’u ( n= 9 ) sigara içiyordu Olguların % 81’i ( n= 17 )
metal tesfiye bölümünde çalışmıştı. SFT % 81.0 ( n= 17 ) olguda normal olarak değerlendirildi. Kontrol
muayeneleri süreleri 3.0 ± 1.3 yıl olan olguların % 66.7 (n=14) halen diş teknisyenliği yapmakta olduğu,
SFT’de FEV1 % değerinde % 57.1 (n=12) , FVC % değerinde % 42.9 (n= 9) olguda azalma ve ILO
sınıflamasında %38.1 (n=8) olguda ilerleme tespit edildi.
Sonuçlar: Tanı anında çalıştığı bölüm en sık tefsiye (kumlama işlemi) olan olguların, diş teknisyeni
olarak çalışmaya devam etmeleri ve kontrol muayenelerinde solunum fonksiyonlarında kayıp ve
radyolojik progresyon tespit edilmiş olması, tanı sonrası uygun işe yerleştirmenin ve kontrol
muayenelerinin önemini göstermektedir.
Anahtar Kelimeler: diş teknisyenleri, pnömokonyoz, ILO sınıflaması
S9
KAYNAKÇILARDA EL VE EL BİLEĞİ ŞİKAYETLERİ VE GANGLİON
YAYGINLIĞININ DEĞERLENDİRİLMESİ
Güray TOĞRAL
Ankara Abdurrahman Yurtaslan Onkoloji Eğitim ve Araştırma Hastanesi
Giriş ve Amaç: Tekrarlayıcı el postür ve hareketleri el ve el bileğinde bazı kas iskelet sistemi
hastalıklarına yol açabilir. Kaynakçılar yaptıkları işin doğası nedeniyle bu hastalıklar için risk taşırlar.
Kaynakçılarda Karpal Tünel Sendromu (KTS), Dupuytren Kontraktürü (DK), Tetik parmak (TP) ve
DeQuervein Tendiniti (DQT) ve ganglion sıklığının araştırılması planlandı.
Yöntem ve Gereçler: Hastanemize başvuran 20 kaynakçının yaş, çalışma süresi, çalışırken dominant
kullandıkları elleri kaydedildi. Kaynakçılar KTS, DK, TP, DQT semptomları ve bu semptomların şiddeti
açısından sorgulandı. Tüm hastalar bir ortopedi uzmanı tarafından muayene edildi. Fizik muayene
bulgusu olan hastalar elektromiyografi (EMG) ile nörofizyolojik olarak da değerlendirildi.
Bulgular: Yaşları 30-54 arasında değişen, tümü erkek, 20 kaynakçı çalışmaya dahil edildi. Hastaların
yaş ortalaması 45,7±6.5, kaynakçı olarak ortalama çalışma süresi ise 24.7± 8.3 yıl idi. On altı hasta
(%80) başvuru da subjektif el ve el bileği şikâyeti belirtirken, 4(%20) hastanın şikayeti yoktu. Ortalama
şikâyet süresi 2.3±1(1-5) yıldı. 8 hasta şikayetlerinin kaynak yaparken arttığını belirtiyordu. Ortopedik
muayenede aynı hastada bir ya da daha fazla bulgu olmak üzere 5 hastada tenar atrofi, 10 hastada Tinel,
5 hastada Phalen Testi pozitiflikleri saptandı. 1 hastada TP,1 hastada DK ve 2 hastada DQT ve 3 hastada
ganglion kisti saptandı. EMG ile değerlendirilen 16 hastanın 3’ünde hafif, 2'inde orta, 1 hastada şiddetli
tek taraflı KTS bulguları, bilateral şikâyeti olan bir hastada aktif olan elde orta diğer elde hafif KTS
bulgusu saptandı.
Tartışma ve Sonuç: KTS kaynakçılarda önemli bir iş gücü kaybı nedenidir. Bu meslek grubunda
hastalığın belirtileri hakkında bilinç düzeyinin arttırılması yoluyla hastalığın erken tanı ve tedavisinin
sağlanması hastalığın neden olduğu iş gücü kaybını azaltacaktır.
Anahtar Kelimeler: kaynakçı, el bileği, ganglion
S10
MERSİN ÖRTÜ ALTI ÜRETİM ÇALIŞANLARI ARAŞTIRMASI: İŞLE İLİŞKİLİ
CİLT, SOLUNUM SİSTEMİ VE KAS-İSKELET SİSTEMİ HASTALIKLARI
Aydın NURAYDIN1, Özgür BİLEK2, Ali Koray KENZİMAN1, Mehmet Ali KORKUSUZ3, Ali İhsan
ATAGÜN1, Nezaket ÖZPOLAT ÇAKAR1, Naci ÖZER1, Serdar DENİZ1, Mustafa Kemal
BAŞARALI4, Ahmet ÖZLÜ4, Abdulsamet SANDAL5, Gert VAN DER LAAN6, Ali Naci YILDIZ7
1Sağlık Bakanlığı, Mersin Halk Sağlığı Müdürlüğü, Mersin, Türkiye 2Sağlık Bakanlığı, Mardin Halk Sağlığı Müdürlüğü, Mardin, Türkiye 3Sağlık Bakanlığı, Manisa Halk Sağlığı Müdürlüğü, Manisa, Türkiye
4Sağlık Bakanlığı, Türkiye Halk Sağlığı Kurumu, Ankara, Türkiye 5Hacettepe Üniversitesi Tıp Fakültesi, İç Hastalıkları Anabilim Dalı, İş ve Meslek Hastalıkları Bilim
Dalı, Ankara, Türkiye 6Vrije Universiteit, VU Tıp Merkezi, Amsterdam, Hollanda
7Hacettepe Üniversitesi Tıp Fakültesi, Halk Sağlığı Anabilim Dalı, Ankara, Türkiye
Giriş-Amaç: Sera çalışanlarının, kapalı ortamda pestisitlere maruz kalımı ve ergonomik olmayan
çalışma koşulları gibi önemli iş sağlığı ve güvenliği sorunlarına bağlı çok sayıda meslek hastalıkları ve
işle ilişkili hastalıkları olmasına karşın konuya ilişkin çalışmalar sınırlıdır. Bu çalışmada, sera
çalışanlarının cilt, solunum ve kas-iskelet hastalıklarının işleriyle ilişkisinin değerlendirilmesi
amaçlanmıştır.
Gereç-Yöntem: Tanımlayıcı tipteki araştırmaya, Erdemli ilçesinde, 12 Haziran-14 Temmuz 2017
arasında aile hekimlerine başvuran, cilt, solunum ve kas-iskelet hastalıkları tanısı alan sera çalışanları
dahil edilmiştir. Ardından, araştırmacılar sosyodemografik özellikler, meslek öyküsü, maruz kalımlar
ve yakınmaların işle ilişkisine ilişkin soruları içeren anket formunu katılımcılara yüz yüze görüşme
yöntemiyle uygulamıştır.
Bulgular: Araştırmaya katılan 423 kişinin çalışmaya başlama yaşı ortalaması 15,5±3,6 dır. Toplam 555
hastalık tanısı vardır: deri %30,1, solunum %21,6 ve kas-iskelet sistemi %48,3. Katılımcıların yaklaşık
yarısı bu hastalıklardan dolayı iş günü kaybı yaşadığını belirtmiştir. Neredeyse bütün katılımcıların
(%96,2) kimyasal teması vardır, maske kullanımı düşük düzeydedir (%17,3). Pestisitler, cilt ve solunum
sistemi hastalığı olan çalışanların sırasıyla %61,1 ve %66,7’si; aşırı fiziksel iş yükü ise kas-iskelet
hastalıkları olan çalışanların %46,6’sı tarafından risk faktörü olarak belirtilmiştir. Hastalığın işle
ilişkisini değerlendiren beş soruya da “Evet” yanıtı verenlerin dağılımı şöyledir: Kas iskelet 153 kişi
%57,1, cilt 85 kişi %50,9, solunum sitemi 46 kişi %38,3.
Tartışma-Sonuç: 423 çalışanın cilt, solunum ve kas-iskelet sistemi hastalıklarının yaklaşık yarısının işle
ilişkisini destekleyen bulgulara ulaşılmasına karşın kesin tanı için işlem yapılmamıştır. Bulgular sera
çalışanlarında iş sağlığını geliştirmeyi ve meslek hastalıklarını önlemeyi sağlayacak programlar ve
meslek hastalıkları tanı, kayıt, bildirim sistemi geliştirilme ihtiyacını ortaya koymaktadır.
Bu araştırma Annals of Global Health dergisinin Ağustos 2018 sayısında yayınlanmıştır
(DOI:10.29024/aogh.2315).
Anahtar Kelimeler: örtü altı üretim çalışanları, meslek hastalığı, işle ilişkili hastalık
S11
YEŞİL ENERJİ ÜRETİMİ İÇİN ÇALIŞAN İŞÇİLERİN ÖDEDİĞİ SAĞLIK BEDELİ
Ayşe COŞKUN BEYAN, Hande BAHADIR, Arif ÇIMRIN, Yücel DEMİRAL
Dokuz Eylül Üniversitesi
Giriş-Amaç: Doğadaki kaynaklardan elde edilebilen, kendini sürekli yenileyen kaynaklara, yenilenebilir
enerji kaynakları adı verilir. Bunların en önemlileri güneş, rüzgâr ve su enerjileridir. Rüzgâr tribünlerinin
temel yapısı olan kanat bölgesinin üretimi sırasında epoksiler, reçine, sertleştiriciler, metal taşlama ve
zımparalama işleri, boya işleri, cam elyaf döşeme işleri yapıldığı ve yapılan işlerin ve kullanılan
maddelerin meslek astımı (MA) açısından riskli olduğu bilinmektedir. Bu çalışmada rüzgâr tribünleri
üretim tesislerinde çalışanlarda gelişen solunumsal problemler sunularak, yeni ve büyümekte olan bu
sektörde ortaya çıkabilecek meslek hastalıklarına dikkat çekmek amaçlanmıştır.
Gereç-Yöntem: Tanımlayıcı tipteki bu çalışmada Kasım 2016-Haziran 2018 tarihleri arasında iki ayrı
işletmeden MA ön tanısıyla sevk edilen olgular değerlendirilmiştir. Olguların iş öyküleri, kullandıkları
maddeler ve maruz kalım değerlendirmesi yapılmıştır.
Bulgular: 2 ayrı işletmeden başvuran ve değerlendirilen tamamı erkek 8 olgunun ortalama yaşı
34.2±2.7’dür.Olguların %62.5’i görüşme anında sigara kullanıyor iken, %25’i hiç sigara kullanmamıştı.
Olguların %71.4’üne MA, %37.5’ine olası MA tanısı konuldu. Olguların %87.5’inin nefes darlığı,
%62.5’inin öksürük ve %12.5’inin göğüs ağrısı şikayeti olduğu belirlenmiştir. Ortalama çalışma
süresinin 78.8±18.8 ay olduğu grupta çalışmaya başlama ile yakınmaların ortaya çıkışı arasındaki süre
42.7±15.01’dir. Olguların %25’inin oskültasyonunda ronküs saptanmıştır.
Tartışma-Sonuç: Rüzgâr tribünü üretim sektörü giderek artan üretim hacmiyle önümüzdeki dönemde
olası mesleki riskler açısından dikkat çekmektedir. Değerlendirilen küme olgular az bilinen sektörün ve
yapılan işin uzun dönem etkilerini izlemek ve yeni gelişecek MH önlemek için önemlidir. Bir yandan
doğayı ve çevreyi korumak adına yenilenebilir kaynaklardan faydalanılarak enerji üretimi yapan duyarlı
girişimcilerin çalışan sağlığı için de duyarlılık göstererek işyerine iyileştirici girişimler yapılması
gereklidir.
Anahtar Kelimeler: yeşil enerji, rüzgar tribünü, meslek astımı
S12
İŞ VE MESLEK HASTALIKLARI YAN DAL UZMANLIK EĞİTİMİ VE MESLEK
HASTALIKLARI TANI SÜRECİNİN DEĞERLENDİRİLMESİ
Ayşe COŞKUN BEYAN, Yücel DEMİRAL, Arif ÇIMRIN
Dokuz Eylül Üniversitesi
Giriş ve Amaç: Uluslararası Çalışma Örgütünün tahminlerine göre her yıl 2,3 milyon çalışan iş ile ilişkili
hastalıklar ve iş kazaları nedeniyle ölmektedir. SGK istatistik yıllığı 2016 verilerine göre Türkiye’de
tazmin edilen MH sayısı 579 dur. Bu durum meslek hastalığı (MH) tanı ve bildiriminde sorun olduğunu
göstermektedir.
Gereç Yöntem : Bu çalışmada Türkiye’deki MH verileri, MH yan dal eğitim programı ve tanı koymak
üzere yetkilendirilmiş bir hastane örneği üzerinden MH tanı süreci tartışılacaktır.
Bulgular: Ülkemizdeki meslek hastalığı tanısı hakkındaki kısıtlılıklar nedeniyle 2012 yılında İş ve
Meslek Hastalıkları yan dal uzmanlığı (İMHU) kurulmuştur. Yan dal uzmanlık eğitimi süresi 3 yıldır.
Kliniğimiz hem MH uzmanlık eğitimi verici hem de sahaya hizmet sunucu olarak çalışmaktadır. Eğitim
programında halen 5 yan dal asistanı eğitimini sürdürmektedir ve şu ana kadar programdan 2 uzman
hekim yetişmiştir.2013-2018 tarihleri arasında toplam 1752 olgu değerlendirilmiştir. Kliniğimize SGK
ya da bir hekim tarafından sevk ile başvuran olgular kabul edilmektedir. Olgular kapsamlı bir iş ve
çevresel maruz kalım öyküsünü de kapsayan klinik değerlendirmelerini takiben, ilgili branşlarla
konsülte edilmektedir.
Tartışma ve Sonuç: MH tanı ve bildirim sistemi tüm tarafların aktif rol oynayacağı ve korunmanın
öncelenmesi gereken bir sistem olmalıdır. İMHU’nın kayıt ve izlem sisteminin kurulması ve
geliştirilmesinde önemli adımlar atması beklenen uzmanlardır.
Anahtar Kelimeler: meslek hastalıkları, yandal eğitimi, iş ve meslek hastalıkları uzmanlığı
S13
TÜRKİYE'DE İŞYERİNDE İŞ SAĞLIĞI UYGULAMALARININ KALİTE
GÖSTERGESİ OLARAK HASTA SEVKLERİ; ÜÇÜNCÜ BASAMAK KLİNİK
DENEYİMİMİZ
Esra AYDIN ÖZGÜR, Arif Hikmet ÇIMRIN
Dokuz Eylül Üniversitesi Tıp Fakültesi İş ve Meslek Hastalıkları Bilim Dalı
Giriş: İşyeri Sağlık ve Güvenlik yönetim sisteminin etkinliğinin belirlenmesinde, meslek hastalıkları,
kazalar veya işle ilgili hastalıkların oranları en sık kullanılan sonuç göstergeleridir. İş yeri hekimleri
meslek hastalığı teşhisi dahil olmak üzere çeşitli endikasyonlarla konsültasyona karar verebilirler.
İşyerinden yapılan sevk belgelerinin içeriği, yapılacak istişarenin doğruluğunu etkiler.
Yöntem: Bu çalışma kliniğimize başvuran hastaların sevk belgelerinin içeriğini değerlendirmekte ve
işyeri hekimlerinin işyerinde sevk sürecine ve sağlık sürveyansına yaklaşımını analiz etmektedir.
Bulgular: 1288 olgudan işyeri hekimi tarafından sevk edilen 412 (%32) olgu değerlendirildi. Sevk için
en sık nedenler anormal tanısal test sonuçları (% 43) ve olası mesleki hastalık tanısı için değerlendirme
(%35) idi. Meslek hastalıklarının ön tanısı, sevk belgelerinin %55.3' ünde mevcuttu. Sevklerin çoğu
(%82.5) şikayetler, medikal ve meslek geçmişi, fizik muayene bulguları ve hastaların özgeçmişleri
hakkında bilgi içermiyordu. İşyeri ortamı ölçümleri (% 93.4) bulunmamakta ve sevk belgelerinin
çoğunda işyerinde (% 74) maruz kalınan tehlikelerle ilgili bir açıklama yapılmamıştı.
Sonuç: Bulgularımız, işyeri hekimlerinin çalışanların sağlık gözetimi sırasındaki verilerin
toplanmasında ve değerlendirilmesinde eksikliklere sahip olduğunu ve işyeri sağlığı ve güvenliği
yönetim sisteminin etkinliğini artırma işlevini geliştirmesi gerektiğini ortaya koymaktadır.
Anahtar Kelimeler: mesleksel sevk, işyeri hekimi
MESLEK HASTALIKLARI KONGRESİ
TARTIŞMALI POSTER SUNUMLARI
5 EKİM 2018 / POSTER ALANI – 12.30-13.30
NO POSTER BİLDİRİ BAŞLIĞI YAZARLAR
P1 Laboratuvarlarda İş Sağlığı ve Güvenliği Yönetim
Sistemi Mehmet Burçin ÖNAY, Işıl ÖNAY
P2 Silikozis Olgusunda Gelişen Diplopi: Siliko-
Sistemik Lupus Eritematozus Olgusu
Duygu ACAR KARAGÜL, Elif
ALTUNDAŞ HATMAN
P3 Metal Döküm İşçisinde Gelişen Çoklu Romatolojik
Hastalık Tablosu
Elif ALTUNDAŞ HATMAN, Duygu
ACAR KARAGÜL
P4 Pnömokonyoz Radyografileri Sınıflandırması
Standartları ve Ülkemizdeki Durum Defne KALAYCI
P5 Ülkemizde Mesleki Kanserlerin Tahmini Sayısı Defne KALAYCI, Mehmet Erdem
ALAGÜNEY, Ali Naci YILDIZ
P6
Bir Major Depresyon Olgusunda Çalışma
Ortamında Mobing ve Diğer Psikososyal Risklerin
İncelenmesi
Ceyda SAHAN, Esra AYDIN
ÖZGÜR, Yücel DEMİRAL, Arif
Hikmet ÇIMRIN
P7
Aile Hekimliği Sisteminde Denetim Kaynaklı
Gelişen Stresle Örgütsel Başka Çıkma Yöntemi
Örneği
Özgür BİLEK, Hidayet BAKAÇ,
Fatih GÜMÜŞ, Saffet YAVUZ
P8 İnsan Hakları Temelinde İş Sağlığı Eşitsizliklerine
Yaklaşım Özgür BİLEK, Ali Naci YILDIZ
P9 Meslek Hastalıkları 2016-2017 Klinik Tanı
Dosyalarının Değerlendirilmesi Füsun TÜNAY
P10 Mesleki Maruziyet Sorgulama Ekranı Çalışması Ahmet ÖZLÜ
P11 Çağrı Merkezi Çalışanları ve Mesleki İşitme
Kayıpları
Hande BAHADIR, Ayşe COŞKUN
BEYAN, Arif Hikmet ÇIMRIN
P12 Birinci Basamakta Beyaz Kod İşleyişi ve Sorunları Mehmet Akif SEZEROL, Çağrı
Emin ŞAHİN
P13 Meslek Hastalıkları Bildirim Sistemi Model
Önerisi Özgür BİLEK, Ali Naci YILDIZ
P14 Öğretmenlerin Mesleki Sağlık Sorunlarının
Değerlendirilmesi -Nevşehir Ölçeği- Ali Kemal ERİM, Nazım ÖZBAKIR
P15 Cnc Makine Operatöründe İşin Şiddetlendirdiği
Depresyon: Olgu Sunumu
Gökçen ARKAN ERDOĞAN,
Yücel DEMİRAL, Arif ÇIMRIN
P1
LABORATUVARLARDA İŞ SAĞLIĞI VE GÜVENLİĞİ YÖNETİM SİSTEMİ
Mehmet Burçin ÖNAY1, Işıl ÖNAY2
1Kilis 7 Aralık Üniversitesi
2Gaziantep Üniversitesi
Giriş-Amaç: Laboratuvarlarda yapılan deneylerde, hazırlanan çalışmalarda; araç ve gereçlere, makine
ve donanımlara, çalışanın kendisine yönelik olarak meydana gelebilecek tehlikelere karşı, önlemler
alma, aksayan durumları belirleme, iyiye yönelik düzenlemeler adına sorunlara bilimsel yöntemlerle
yaklaşma sürecine laboratuvar güvenliği denir. Bizim bu çalışmadaki amacımız bütün bunları
kapsayacak temel soruları tespit ederek bunun üzerine bir yönetim sistemi kurmaktır.
Gereç-Yöntem: Bu çalışmada bir laboratuvarda yaşanan iş kazaları kayıt altına alınmıştır. Daha sonra
kayıtlar pareto diyagramına aktarılarak en çok yaşanan kazaların kök nedenleri tespit edilmiştir. Son
olarak tespit edilen kök nedenleri öngörebilmek için sorulması gereken temel sorular tespit edilerek
sıralanmıştır.
Bulgular: Laboratuvarlarda ISG çalışmalarına başlarken şu sorulara cevap aranması gerektiği
gözlenmiştir
1. Çalışmada tehlikeli kimyasal kullanılıyor mu? Eğer cevap evet ise, ne çeşit kimyasal (toksik
kanserojen, tutuşabilen, reaktif, aşındırıcı) kullanılıyor?
2. Hangi kişisel koruyucu ekipmanı kullanmalıyım (Koruyucu gözlük daima takılmalıdır, unutmayın!)?
3. Kimyasalların kullanımı için en güvenli yol nedir?
4. Yere kimyasal dökülürse ne yapmam gerekir?
5. Üzerime kimyasal dökülürse ne yapmalıyım?
6. Güvenlik duşu ve göz yıkama duşu nerededir?
7. Laboratuvarda gerekli ekipmanı kullanmadan önce bilmeniz gereken belirli talimatlar var mı?
8. Laboratuvarda oluşan herhangi bir atık malzeme ile ne yaparsınız?
Tartışma-Sonuç: Laboratuvarların güvenliği, emniyeti ve çalışanların sağlıklı olmasının başında
personel bilincinin oluşturulması önemlidir. İş sağlığı ve güvenliği ile ilgili kuralların eksiksiz
uygulanması gerekir. 6331 numaralı İş Sağlığı ve Güvenliği Kanunu laboratuvar ve tüm işletmeler için
önemli bir rehberdir. Yapılan uygulamaların etkinliğinin kontrolü de ancak periyodik denetimlerin
yapılması ve İş Sağlığı ve Güvenliği eğitimlerine önem verilmesi ile mümkün olabilecektir. Bunun
sürekliliğinin sağlanması ise ancak iş güvenliğini bir yönetim sistemi formatında uygulayarak sistematik
hale getirilmesiyle olacaktır.
Anahtar Kelimeler: laboratuvar, İSG tedbirleri, iş sağlığı ve güvenliği yönetim sistemi
P2
SİLİKOZİS OLGUSUNDA GELİŞEN DİPLOPİ: SİLİKO-SİSTEMİK LUPUS
ERİTEMATOZUS OLGUSU
Duygu ACAR KARAGÜL, Elif ALTUNDAŞ HATMAN
İstanbul Üniversitesi İstanbul Tıp Fakültesi
Giriş-Amaç: Özellikle yoğun etkilenimin varolduğu durumlarda, otoimmün hastalıklarların silika
inhalasyonu ile ilişkili olduğu bilinmektedir. Yine silika etkilenimi yüksek düzeyde otoantikor ve
immünglobulin üretimi, immün kompleks birikimi gibi farklı immünolojik hastalıklara ait klinik
özellikler ile de ilişkilendirilmektedir.
Olgu: 2002-2005 yılları arasında havalandırmanın yetersiz olduğu bir alanda kot kumlama (rodeo)
yapan, 35 yaşında erkek hasta, 2008 yılında PA akciğer grafisinde ILO q 3/3 A opasite ile silikozis tanısı
almıştır. Şubat 2016’dan beri polkliniğimizde takipli olup, Şubat 2018’de dispne (mMRC :3), öksürük,
halsizlik yakınmalarında artış ile başvurduğunda SFT de FEV1: 2670 ml (%63), FVC: 3690 ml (%74),
FEV1/FVC:72 görüldü. PA akciğer grafisi bulguları tanı ile benzerdi. Toraks BT’de bilateral üst ve orta
zonlarda büyük konglomeratlar, tüm zonlarda multipl nodüler görüntüler, mediastende yaygın, kalsifiye
lenadenopatiler izlendi. Serolojik incelemelerde hemogram normal iken LDH:551, Sed:91, CRP:9,17
görüldü. Romatolojiye konsülte edildiği, ön planda romatolojik hastalık düşünülmedi. Hasta 1 ay sonra
diplopi yakınması ile kliniğimize tekrar başvurdu. Nöroloji konsültasyonunda kranial görüntülemede
kitle, infarkt ve kanama bulguları saptanmaması, yüksek doz steroid tedavisine yanıt alınması üzerine
hasta yeniden tarafımıza yönlendirildi. Yapılan tetkiklerde ANA ve kuvvetli Anti-dsDNA pozitifliği
görülen hasta tekrar Romatoloji’ye konsülte edildi. Hastada nörolojik ve vizüel semptomlarla ortaya
çıkan Sistemik Lupus Eritematozis düşünüldü. Tedavi sonrası nörolojik yakınmalarında tama yakın
düzelme saptandı.
Tartışma- Sonuç: Silikozis olgularında gelişen artrit, sabah tutukluğu, ağız –göz kuruluğu,
fotosensitivite, deride kalınlaşma, dermatit, nörolojik bulgular gibi semtomların ortaya çıkması
romatolojik hastalık başlangıcı açısından uyarıcı olmalı, silika etkileniminin immünolojik süreçler
açısından tetikleyici olabileceği akılda tutulmalıdır.
Anahtar Kelimeler: kot kumlama, silikozis, sistemik lupus eritematozus
P3
METAL DÖKÜM İŞÇİSİNDE GELİŞEN ÇOKLU ROMATOLOJİK HASTALIK
TABLOSU
Elif ALTUNDAŞ HATMAN, Duygu ACAR KARAGÜL
İstanbul Üniversitesi İstanbul Tıp Fakültesi
Giriş-Amaç: Silikozis ile birlikte seyreden, Erasmus Sendromu ve Kaplan Sendromu gibi romatolojik
hastalıklar iyi tanımlanmış olduğu gibi silika etkileniminin farklı otoimmün hastalıklarda inflamazom
yolu üzerinden tetikleyici olabileceği de tartışılmaktadır.
Olgu Sunumu: 2007 yılında nefes darlığı (mMRC:1), diz ve dirseklerde ağrı, parmaklarda morarma
yakınmaları başlayan 36 yaşında erkek hasta, 2009 yılında romatoid artrit tanısı almıştır. Bir yıl sonra
parmak uçlarında yaralar (skleroz), ağız ve göz kuruluğu da gelişen hastanın ileri serolojik
değerlendirmesinde ANA Pozitif, Anti CCP Pozitif, Anti U1-RNP Pozitif , Anti-SM Pozitif, Anti SSA
Pozitif, Anti SCL Pozitif, Anti-ds-DNA Negatif , Anti La Negatif saptanarak, tanılarına sistemik
sklerozis ve sjögren de eklenmiştir. 2014 yılında nefes darlığında artış yakınması ile dış merkezde göğüs
hastalıkları polikliniğine başvuran hastanın çekilen toraks bilgisayarlı tomografi sonucu, yaygın nodüler
görünüm ve mediastinal lenfadenopatiler olarak görülmesi üzerine hasta, tüberküloz olarak kabul
edilerek 5 ay tüberküloz tedavisi almış ancak yakınmalarında gerileme ve radyolojik düzelme olmaması
üzerine kliniğimize yönlendirilmiştir.1993-2014 yılları arasında metal dökümü yapan işyerinde çalıştığı;
günün yarısında metal taşlama, diğer yarısında ise metal döküm yaparken, metal tozlarına maruz
kaldığını ifade eden hasta, 2014 yılında (43 yaş) slikozis tanısı almıştır. Tanı sırasında SFT FEV1: 2250
ml (%60), FVC: 2740 ml (%60) FEV1/FVC: 82 PA Akciğer Grafisinde pq 3/2 olarak tespit edilmiştir.
Halen 47 yaşında olup nefes darlığı ve halsizlik yakınmaları olan hasta, silikozis, romatoid artrit
(mesleki), skleroderma (mesleki), sjögren (mesleki) tanılarıyla kliniğimiz ve romatoloji polikliniğinin
takibi altındadır.
Sonuç: Otoimmün hastalıkların etyolojisinde slika etkileniminin rol oynayabileceği ve diğer sistemik
hastalıklar açısından da tanı ve takipte meslek öyküsünün önemi bu örnekle tekrar ortaya konulmuştur.
Anahtar Kelimeler: metal döküm işçisi, romatoid artrit, silikozis, sistemik skleroz, sjögren sendromu
P4
PNÖMOKONYOZ RADYOGRAFİLERİ SINIFLANDIRMASI STANDARTLARI VE
ÜLKEMİZDEKİ DURUM
Defne KALAYCI
Hacettepe Üniversitesi Tıp Fakültesi, Halk Sağlığı Anabilim Dalı, İş ve Meslek Hastalıkları Yan Dal
Eğitim Programı, Ankara
Giriş-Amaç: Pnömokonyoz akciğerde toz birikimi ve buna karşı gelişen doku reaksiyonunu tanımlamak
için kullanılan genel bir terimdir. Pnömokonyozlu kişilerin radyolojik değerlendirmesinde ILO
(Uluslararası Çalışma Örgütü) ‘nun PAAG (posteroanterior akciğer grafisi) için geliştirdiği
sınıflandırmadan yararlanılmaktadır.
Bu bildiride ILO Uluslararası Pnömokonyoz Radyografileri Sınıflandırması standartları ve ülkemizdeki
durum tartışılmıştır.
Gereç ve Yöntem: Pnömokonyoz radyografileri sınıflandırması standartları konusunda ILO’nun rehber
dizileri incelenmiştir. Ülkemizdeki uygulamalara Tozla Mücadele Yönetmeliği doğrultusunda
değinilmiştir.
Ülkemizde maden sektöründeki kayıtlı işyeri sayısı ve bu işyerlerinde çalışan sayısına SGK (Sosyal
Güvenlik Kurumu) istatistiklerinden, pnömokonyoz radyografileri okuyucu sayısına İSGÜM (İş Sağlığı
ve Güvenliği Araştırma ve Geliştirme Enstitüsü Başkanlığı) verilerinden ulaşılmıştır.
Bulgular: Ülkemizde tozlu işyeri sayısı bilinmemekle birlikte sadece maden sektöründe, kayıtlı 6.777
işyeri ve 129.657 sigortalı çalışan bulunmaktadır. Okuyucu eğitimi İSGÜM tarafından düzenlenir.
Radyografiler bu eğitimi almış en az iki okuyucu tarafından değerlendirilir. Halen 259’u pratisyen
hekim, 131’i göğüs hastalıkları uzmanı, 44’ü radyoloji uzmanı olmak üzere 505 okuyucu bulunmaktadır.
ILO pnömokonyozlu kişilerin göğüs radyografilerinin nasıl yorumlanacağı üzerine bir dizi rehber
yayınlamıştır. 1950, 1958, 1968, 1971, 1980, 2000 ve son olarak 2011 yılında baskılar revize edilerek
sınıflandırma yöntemleri standardize edilmeye çalışılmıştır. Fakat hem okuyucudan okuyucuya hem de
aynı okuyucunun farklı zamanlardaki okumaları arasında değişkenlik fark edilmiştir.
Literatürde pnömokonyoz tanısında YRBT (Yüksek rezolüsyonlu bilgisayarlı tomografi)’nin CXR
(Göğüs röntgeni)’den daha duyarlı olduğuna ve okuyucular arası farklılıklara sıklıkla değinilmiştir.
Tartışma ve Sonuç: Ortak bir dil oluşturmak amacıyla geliştirilen ILO sınıflandırması gerek ülkeler arası
mevzuat farkı gerekse subjektif özelliklerin ağır basması yönüyle bu amaçtan uzak kalabilmektedir.
Standardizasyonun artırılmasına ilişkin çalışmalar yapılmalıdır.
Anahtar kelimeler: ILO, pnömokonyoz, radyografi
P5
ÜLKEMİZDE MESLEKİ KANSERLERİN TAHMİNİ SAYISI
Defne KALAYCI1, Mehmet Erdem ALAGÜNEY2, Ali Naci YILDIZ3
1Hacettepe Üniversitesi Tıp Fakültesi, Halk Sağlığı Anabilim Dalı, İş ve Meslek Hastalıkları Eğitim
Programı, Ankara
2Eskişehir Yunus Emre Devlet Hastanesi, Eskişehir
3Hacettepe Üniversitesi Tıp Fakültesi, Halk Sağlığı Anabilim Dalı, Ankara
Giriş-Amaç: Kanser ülkemizde kardiyovasküler hastalıklardan sonra en sık görülen ikinci ölüm
sebebidir. Türkiye’de kayıtlı kanser verilerinden yola çıkarak olması beklenen mesleki kanser
sayılarının hesaplanması amaçlanmıştır.
Gereç ve Yöntem: Kanser sayılarına ilişkin veriler Türkiye Halk Sağlığı Kurumu’nun Türkiye Kanser
İstatistiklerinden, kansere bağlı ölüm verileri Türkiye İstatistik Kurumu İstatistiklerinden alınmıştır.
Atfedilen risk değerleri ise literatürden derlenmiştir.
Bulgular: Türkiye kanser istatistiklerine göre 2014 yılında 163.417 kişiye yeni kanser tanısı
konulmuştur. Kanser vakalarında mesleki maruz kalıma atfedilen risk %3-10’dur. Buna göre aynı yıl
Türkiye’de 4.902 ila 16.341 mesleki kanser olması beklenmektedir.
2016 yılında 51.296’sı erkek olmak üzere 78.931 kişi kötü huylu tümörler nedeniyle hayatını
kaybetmiştir. Kötü huylu tümörler nedeniyle olan ölümlerde mesleğe atfedilen risk Rushton ve ark.
çalışmasında erkeklerde %8, kadınlarda %1,5; Steenland ve ark. çalışmasında erkeklerde %3,3-7,3,
kadınlarda 0,8-1,0 olarak belirtilmiştir. Bu verilerden hareketle kötü huylu tümörlerde mesleki nedenlere
bağlı ölüm sayısı 1.692 erkek, 221 kadın olarak tahmin edilmiştir.
Tartışma ve Sonuç: Mesleki etkenler, önemli bir halk sağlığı sorunu olan kanserlerin önlenebilir risk
faktörleri arasındadır. Fakat bu hastalıkların tanı ve bildiriminde yetersizlikler vardır. Bu etkenlerin
tanınması ve bildirilmesi, sorunun çözümü için kritik bir adım olacaktır.
Anahtar Kelimeler: atfedilen risk, mesleki kanserler, meslek hastalığı
P6
BİR MAJOR DEPRESYON OLGUSUNDA ÇALIŞMA ORTAMINDA MOBİNG VE
DİĞER PSİKOSOSYAL RİSKLERİN İNCELENMESİ
Ceyda SAHAN1, Esra AYDIN ÖZGÜR1, Yücel DEMİRAL2, Arif Hikmet ÇIMRIN3
1Dokuz Eylül Üniversitesi, İş ve Meslek Hastalıkları Bilim Dalı
2Dokuz Eylül Üniversitesi, Halk Sağlığı Anabilim Dalı, İş ve Meslek Hastalıkları Bilim Dalı
3Dokuz Eylül Üniversitesi, Göğüs Hastalıkları Anabilim Dalı, İş ve Meslek Hastalıkları Bilim Dalı
Giriş-Amaç: Önemli psikososyal risklerden biri olan mobing, iş hayatında, bir veya birden fazla kişi
tarafından bir kişi üzerine sistematik olarak uygulanan düşmanca tavırlardır. Kişinin bu şekilde
düşmanca davranışlara uzun süre maruz kalması ruhsal ve fiziksel sorunlara yol açmaktadır. Bunun
yanında çalışma ortamından kaynaklı diğer psikososyal riskler de zihinsel sağlık sorunlarının oluşma
riskini artırmaktadır. Türkiye’de çalışma ortamından kaynaklı psikososyal risklerin önlenmesi için
yeterli yasal düzenleme ve denetim mekanizması bulunmamaktadır. Bu olgu sunumunda meslek
hastalığı kliniğimize başvuran 34 yaşında majör depresyon tanısı alan bir olgunun mobing ve diğer
çalışma ortamı kaynaklı psikososyal risklerinin majör depresyon hastalığına etkisi tartışılarak
sunulmuştur. Tüm değerlendirmeler sonucunda olgunun mevcut durumunda çalışma koşullarının major
depresif bozukluk oluşmasına etki edebileceği düşünülmüştür. Ülkemizde psikososyal risklerden
kaynaklanan meslek hastalıklarının da olduğu göz önünde bulundurulmalı, iş kaynaklı psikososyal
sorunların tanımlanması için işyerinde psikososyal risk değerlendirmesi ve mental sağlık gözetimi de
yapılmalıdır.
Anahtar Kelimeler: psikososyal, mobing, risk değerlendirme
P7
AİLE HEKİMLİĞİ SİSTEMİNDE DENETİM KAYNAKLI GELİŞEN STRESLE
ÖRGÜTSEL BAŞKA ÇIKMA YÖNTEMİ ÖRNEĞİ
Özgür BİLEK, Hidayet BAKAÇ, Fatih GÜMÜŞ, Saffet YAVUZ
Mardin İl Sağlık Müdürlüğü
Sağlık çalışanları beceri eksikliği ve örgütsel faktörler nedeniyle iş stresine maruz kalabilmektedirler.
Adaletsiz veya saygısız deneticiler, adaletsiz veya yetersiz performans değerlendirmesi, cezalandırılma
korkusu, rol belirsizliği, çalışanlar arasındaki yetersiz iletişim ve çatışmalar gibi durumlar örgütsel stres
kaynağı olabilmektedir.
Mardin İl Sağlık Müdürlüğü tarafından verilen İSG eğitimlerinde çalışanlardan gelen geri bildirimler
sonucunda; denetim için görevlendirilen personellerin mevzuat, denetimin usul ve esasları gibi
konularda yeterli teknik bilgi ve deneyime sahip olmadıkları, rol belirsizliği yaşadıkları, bu durumun
çalışanlar arasında iletişim problemine ve ayrıca standardizasyon eksikliğinden kaynaklı adaletsiz
performans değerlendirmelerinin sahadaki çalışanlarda haksız yere cezalandırma korkusuna neden
olduğu tespit edilmiştir. Çalışanlar arasında strese neden olan durumları zarar vermeyecek en düşük
seviyeye indirmek amacıyla Saha Denetimi Eğitim Modülü (SADEM) geliştirilmiştir
Üst yöneticilerin de dâhil edildiği altmış (60) kişi iki (2) grup halinde üçer günlük eğitim programına
tabi tutulmuştur. Katılımcılara eğitim programının içeriği dâhilinde 18 sorudan oluşan ön test/son test
uygulanmış ve ön test puan ortalaması 12 (%67), son test puan ortalaması 16 (%89) bulunmuştur. Ayrıca
katılımcıların %92'si eğitimin görevlerini daha iyi bir şekilde yerine getirmelerine yardımcı olacağını
ve %94'ü eğitimde öğrendiklerini işinde kullanabileceğini belirtmiştir. SADEM sonrası yapılan
denetimlerde aile hekimliği birimleri çalışanlarından ve denetimde görevli personellerden sözlü ya da
yazılı olumsuz bir geri bildirim alınmamıştır.
Modülün Türkiye genelinde yaygınlaştırılması için Sağlık Bakanlığı'na yapılan çalışma ile ilgili rapor
sunulmuş ve ilgili daire başkanlığı tarafından konu ile ilgili yapılan çalıştaya destek amaçlı katılım
sağlanmıştır. İş sağlığı ve iş verimliliği üzerinde olumsuz etkileri olan iş stresinin önlenmesine yönelik
çalışmalar yapılmalı ve yaygınlaştırılmalıdır.
Anahtar Kelimeler: iş stresi, denetim, aile hekimliği sistemi
P8
İNSAN HAKLARI TEMELİNDE İŞ SAĞLIĞI EŞİTSİZLİKLERİNE YAKLAŞIM
Özgür BİLEK1, Ali Naci YILDIZ2
1Mardin İl Sağlık Müdürlüğü
2Hacettepe Üniversitesi Tıp Fakültesi, Halk Sağlığı Anabilim Dalı
''Eşitsizliğin tüm biçimlerinden, sağlıktaki eşitsizlik en şok edici ve insanlık dışı olanıdır'' demiş Martin
Luther King, Jr. Sağlıkta eşitlik kırsal alanda yaşayanlar; kadınlar; din, ırk ve etnik köken nedeniyle
haklarından mahrum bırakılanlar; fakir insanlar gibi azınlık gruplarının sağlıklı olma konusundaki fırsat
eşitsizliklerini azaltmayı ifade eden ve adaletin dağıtılmasına dayanan etik bir kavramdır.
İşe bağlı sağlık eşitsizliklerinin; ırk ve etnik olarak azınlık olan işçilerin en tehlikeli meslek ve
sektörlerde aşırı istihdam edilmelerinden ve dil, okuryazarlık, düşük ekonomik durumlar gibi engeller
nedeniyle belirli işçilere iş sağlığı ve güvenliği hizmetlerinin eksik bir şekilde verilmesinden
kaynaklandığı ileri sürülmektedir. Bu işçiler daha fazla mesleki risklere maruz kalmakta ve bu da işle
ilgili yaralanma ve hastalık risklerini arttırmakadır. Sağlık hakkı, yani ulaşılabilir en yüksek sağlık
standardı hakkı, hükümetlerin hastalıkların önlenmesi, tedavisi ve kontrolünden sorumlu olmasını;
sağlık tesislerine ve hizmetlerine erişim için gerekli koşulların oluşturulmasını şart koşmaktadır. İnsan
Hakları Evrensel Beyannemesi, Ekonomik, Sosyal ve Kültürel Haklar Uluslararası Sözleşmesi,
Uluslararası Çalışma Örgütü (ILO) Anayasası, Philadelphia Bildirgesi, 42, 155 ve 161 nolu ILO
Sözleşmeleri gibi uluslararası insan hakları hukukuna dair anlatlaşma ve sözleşmelerde, ülkelerin
''işçiler arasında cinsiyet, din, ırk, vatandaşlık durumu açısından ayırım yapmadan herkese adil ve
elverişli şartlarda çalışma hakkı tanıması; güvenli ve sağlıklı çalışma şartlarını sağlaması; meslek
hastalıklarının önlenmesi, tedavi ve kontrolü hususunda gerekli tedbirleri alması ve iş sağlığı hizmetleri
ile ilgili bir politika geliştirmesi'' gerektiği belirtilmiştir. İşçilerin doğuştan sahip olduğu özellikler
nedeniyle işyerlerinde uğradıkları ayrımcılığa karşı insan hakları yaklaşımıyla mücadele edilmeli ve
dezavantajlı kabul edilen gruplar için özel politika geliştirilerek iş sağlığında görülen eşitsizlikler
ortadan kaldırılmalıdır.
Anahtar Kelimeler: iş sağlığı, sağlıkta eşitsizlik, insan hakları
P9
MESLEK HASTALIKLARI 2016-2017 KLİNİK TANI DOSYALARININ
DEĞERLENDİRİLMESİ
Füsun TÜNAY
Halk Sağlığı Genel Müdürlüğü
Giriş: Ülkemizde 80.820.525 toplam nüfus içinde (2016 TÜİK verileri) zorunlu sigortalı olarak
18.726.639 çalışan kişi bulunmaktadır. (2017 SGK verileri) Dünyada her yıl, her bin çalışanda 4-12
oranında yeni meslek hastalığı vakası beklenmektedir. Ülkemizde de bu bilgiye göre 74.904 -224.712
arasında yeni meslek hastalığı vakası beklenmektedir. DSÖ verilerine göre meslek hastalığı oranı
ülkemizde 2008 yılında yüz binde 6.1, 2009 yılında yüz binde 4.8, 2010 yılında yüz binde 5,3 olarak
gerçekleşmiştir.
Amaç: Sağlık Bakanlığı tarafından toplanan meslek hastalığı klinik tanı dosyalarının değerlendirilmesi.
Yöntem: Meslek hastalığı klinik tanısı koyma ve sağlık kurulu raporu düzenleme yetkisi Devlet
Üniversite Hastaneleri, Meslek Hastalıkları Hastaneleri İle Eğitim ve Araştırma Hastanelerindedir.
Meslek hastalığı klinik tanıları 2016 yılından itibaren aylık olarak toplanmaya başlanmıştır. 2016-2017
yılında toplanan dosyalar üzerinde yaşa göre, klinik tanı gruplarına göre, vakaların yaptıkları işe ve
sektöre göre, klinik tanı dağılımlarına göre çalışılarak istatistikleri elde edilmiştir.
Bulgu: Yetkilendirilmiş 22 hastaneden SGK sağlık kurullarına gönderilen 4855 meslek hastalığı klinik
tanı dosyası incelendiğinde; Klinik tanı dosyalarının en çok 36-45 yaş aralığında yoğunlaştığı (Grafik1),
mesleki solunum ve mesleki kas iskelet sistemi hastalıklarının toplam tanıların %72 sini oluşturduğu
(Grafik2), 2016-2017 yılına ait klinik tanılar karşılaştırıldığında solumun sistemi hastalıklarında artış
gözlendiği (Grafik3), ofis, maden işlerinde çalışan, kimyasal madde-ağır metalle çalışan ve depolama-
taşıma işlerinde çalışanların toplam tanıların % 41 ini oluşturduğu (Grafik4) tespit edilmiştir.
Sonuç: 2016 yılı klinik tanı dosya sayısı 4316 ve meslek hastalığı klinik tanı sıklığı yüz binde 23, 2017
yılı klinik tanı dosya sayısı 4855 adet ve meslek hastalığı klinik tanı sıklığı yüz binde 25,55 olarak
gerçekleşmiştir.
Anahtar Kelimeler: meslek hastalığı, klinik tanı dosyası, istatistiki veriler
P10
MESLEKİ MARUZİYET SORGULAMA EKRANI ÇALIŞMASI
Ahmet ÖZLÜ
Halk Sağlığı Genel Müdürlüğü
Giriş: Çalışma hayatında çalışanın yaptığı işten dolayı maruz kaldığı risk faktörleri, işle ilgili
hastalıkların ve meslek hastalıklarının ortaya çıkmasına sebep olmaktadır. Daha sağlıklı ve güvenli
işyerlerinde mesleki riskleri kontrol altında tutarak, çalışanın mesleki maruziyetler sonucunda
oluşabilecek meslek hastalıklarına yakalanmasını önlemek ve toplam nüfusun kronik hastalık yükünü
azaltmak mümkün olacaktır.
Amaç: Mesleki maruziyet ile ilişkili hastalıkların istatistiki verilerini ortaya çıkarmak, meslek ve
hastalık ilişkilerini belirleyerek alınacak koruma ve önleme tedbirlerini planlamak üzere politika
geliştirmek.
Yöntem: 13.02.2018 tarihinde 269 numaralı SKRS kodlu mesleki maruziyet sorgulama ekranı, Sağlık
Bakanlığı tarafından yayımlanmıştır. Sorgu ekranında önceden belirlenen ve meslekle ilişkili olduğu
düşünülen 525 alt kırılımlı ICD-10 kodundan herhangi biri seçildiğinde, hekimlere mesleki maruziyet
düşünüp düşünmediklerini soran bir ekran açılarak verilen “evet” ve “hayır” cevapları toplanmakta,
veriler Saglik.NET’e gönderilmektedir. Süzme işleminde 15-65 yaş aralığı ve çalışan-çalışmayan tüm
vakalar dikkate alınmıştır.
Bulgu: Meslek hastalıklarının oluşmasına sebep olan mesleki maruziyetlerin, meslek hastalığı ortaya
çıkmadan önce tespit edilmesi ve maruziyeti azaltan önlemlerin alınmasını sağlamak amacıyla, mesleki
maruziyet sorgulama ekranını kullanan hekimlerce konulan mesleki maruziyet düşünülen tanıların
verileri toplanmıştır. Şubat-Ağustos 2018 tarihleri arasında Sağlık.NET’e ulaşan toplam 1.603.108
tanıdan 266.892 tanının mesleki maruziyet ile ilişkili olduğu düşünülmüştür.
Sonuç: Mesleki maruziyet sorgulama ekranından gelen verilerle hazırlanacak istatistikler ve raporlar
saha kullanıcıları ve karar vericilere meslek ve hastalık ilişkileri eğilimlerini düzenli olarak takip etme
fırsatı verecektir.
Anahtar Kelimeler: meslek hastalığı, mesleki maruziyet, istatistiki veriler
18% 14% 18% 18% 14% 19% 13%
61%
5%20% 16% 14% 17% 17%
32%
82% 86% 82% 82% 86% 81% 87%
39%
95%80% 84% 86% 83% 83%
68%
0%
10%
20%
30%
40%
50%
60%
70%
80%
90%
100%
Mesleki Maruziyet Düşünülen Tanı Grupları Oranları (2018 Şubat-Ağustos)
Evet % Hayır %
266.892; 17%
1.336.216; 83%
Mesleki Maruziyet Sorgu Ekranı Evet-Hayır Dağılımı
Evet cevabı verilen tanı sayısı Hayır cevabı verilen tanı sayısı
P11
ÇAĞRI MERKEZİ ÇALIŞANLARI VE MESLEKİ İŞİTME KAYIPLARI
Hande BAHADIR, Ayşe COŞKUN BEYAN, Arif Hikmet ÇIMRIN
Dokuz Eylül Üniversitesi, İş ve Meslek Hastalıkları Bilim Dalı
Giriş-Amaç: Çağrı merkezlerindeki gürültü düzeyi zaman zaman 148 desibele kadar çıkabilmektedir.
Bu çalışmada işitme kaybı yakınması ile kliniğimize başvuran çağrı merkezi çalışanlarının verisinin
sunulması ve giderek büyüyen çağrı merkezi sektörüne dikkat çekmek amaçlanmıştır.
Gereç-Yöntem: Kliniğimize kuruluşundan bu yana başvuran, mesleğinin çağrı merkezi operatörü
olduğunu bildiren 14 olgunun sonuçları değerlendirildi. Hastanemiz Kulak Burun Boğaz Anabilim
Dalı’na konsülte edilen olguların işe giriş ve periyodik muayeneleri incelemeye alındı.İşitme kaybı
tanısı konulan yedi olgu, işitme kaybının tipi (mesleksel değil, mesleksel, işin şiddetlendirdiği)açısından
ileri incelemeye alındı.
Bulgular: Kliniğimizde işitme kaybı tanısı alan yedi çağrı merkezi operatörünün sektörde çalışma
sürelerinin ortancası 27 aydır.Olguların ikisinin işitme kaybı mesleksel,birinin işitme kaybı işin
şiddetlendirdiği, dördünün ise mesleksel değil olarak değerlendirildi.İşitme kaybının mesleksel
olduğuna karar verilen ilk iki olgunun işe giriş odyometreleri normal sınırdaydı.İlk olgunun tüm
periyodik muayenelerine ulaşılabilmiş ve seri muayenelerde artan işitme kaybının olduğu
görülmüştü.İkinci olgunun ise yalnızca işe giriş muayenesine ulaşılabilmiş ve odyometresinin ilk olguda
olduğu gibi normal sınırlarda olduğu görülmüştü. Kliniğimize yönlendirilen üçüncü olgunun işe giriş
odyometresi değerlendirildiğinde işitme eşiği normal olmasına rağmen özellikle sağ kulakta işitme
konfigürasyonu düşüş göstermekteydi. Periyodik muayene odyometresinde sağ kulaktaki düşüşün pes
seslerde de devam ettiği ve sol kulakta da konfigürasyon bozukluğu görüldü. Odyometrelerdeki düşüşün
tipik gürültüye bağlı işitme kaybı ile uyumlu değil, altta yatan otoimmun işitme kaybı ile ilgili
olabileceği ancak gürültülü ortamın kaybın hızlanmasına neden olduğu düşünüldü.
Tartışma-Sonuç: Türkiye’de çağrı merkezi sektörünün hızla yükseldiği ve gelecek için de bu büyümenin
devam edeceği düşünülmektedir. Çağrı merkezi çalışanları tanımlanmış ve henüz tanımlanmamış
riskleriyle meslek hastalıkları açısından buzdağının görünmeyen kısmı gibi gözükmektedir.
Anahtar Kelimeler: çağrı merkezleri, meslek hastalıkları, işitme kaybı
P12
BİRİNCİ BASAMAKTA BEYAZ KOD İŞLEYİŞİ VE SORUNLARI
Mehmet Akif SEZEROL, Çağrı Emin ŞAHİN
Halk Sağlığı Genel Müdürlüğü
Giriş-Amaç: Bakanlık ve bağlı kuruluşlarında; sağlık hizmeti sunumu sırasında veya bu görevlerden
dolayı personele karşı işlenen suçlar sebebiyle ceza hukuku kapsamında yürütülmekte olan işlemler ve
davalarda personelin talebi üzerine Bakanlık ve bağlı kuruluşlarınca hukukî yardım yapılır hükmü ile
sağlık çalışanlarına hukuki yardım verilmesi konusunda kanuni bir düzenleme mevcuttur. Sahada
yaşanan aksaklıklar birinci basamakta beyaz kodun işleyişi ile ilgili değerlendirme yapma ihtiyacını
gündeme getirmiştir.
Gereç-Yöntem: Konuyla ilgili farklı mevzuatlar taranmış, iş akış şeması ortaya dökülerek; sahadaki
işleyişle karşılaştırılmış ve işlemlerin aksaklıkları değerlendirilmiştir.
Bulgular: Şiddete maruz kalan sağlık çalışanları aşağıdaki yollardan biriyle beyaz kod sürecini
başlatabilmektedir.
a. “http://www.beyazkod2.saglik.gov.tr” adresinden kendisi başvurarak,
b. 113 numaralı çağrı merkezini arayarak,
c. Çalışan Hakları ve Güvenliği Biriminde görevli personele(ÇGP) müracaat ederek,d. İletişim kanalları
aracılığıyla şiddet içeriği tespitinde ÇGP tarafından başlatılır. Sonrasında olay tutanağı, hukuki yardım
talep formu, ihbar dilekçesi, kişisel veri onam formu ve olayı doğrulayan diğer kanıtlar ÇGP tarafından
yazılıma yüklenir ve il sağlık müdürlüğüne iletilir. Adli süreçte iletişim doğrudan mağdurla
sağlanmaktadır. Yazılımdan veya ilden iletilen her bilgiyi ÇGP, resmi mail yoluyla mağdura iletir.
Tartışma-Sonuç: Sahada görev alan ÇGP, yönetici ve mağdurlarla yapılan görüşmeler neticesinde sık
görülen sorunlar: mağdur ve müdürlük arasındaki koordinasyonsuzluk, mağdurların süreç ve evrak
işlerindeki bilgi eksikliği ve angarya olarak görmeleri, ÇGP’lerin farklı iş yüklerinden dolayı sürecin
yetersiz takibi, mahkemelerin mağduru muhatap alması sonucu ilin süreçten kopması, niceliksel ve
niteliksel anlamda dava takibinde personel ve avukat yetersizlikleri olarak tespit edilmiştir. Araştırmalar
beyaz kod bilindiği halde, şiddet vakalarının önemli oranda bildirilmediği göstermektedir. Sistemin daha
iyi işlemesi için, öncelikle çalışanlarla iletişimin güçlendirilmesi gerekmektedir.
Anahtar Kelimeler: birinci basamak, beyaz kod, şiddet
P13
MESLEK HASTALIKLARI BİLDİRİM SİSTEMİ MODEL ÖNERİSİ
Özgür BİLEK1, Ali Naci YILDIZ2
1Mardin İl Sağlık Müdürlüğü
2Hacettepe Üniversitesi Tıp Fakültesi, Halk Sağlığı Anabilim Dalı
İşle ilgili sağlık sorunlarının bu kapsamda meslek hastalıklarının önlenmesinde önemli husus,
hastalıkların yükü ve riskleri ile ilgili uygun kapsam ve kalitede verilerin bulunmasıdır. Meslek
hastalıklarının tanısı, kayıt ve bildiriminde önemli eksikliklerin yaşandığı ülkemizde diğer ülke
örnekleri ve ülkemizdeki mevcut sağlık bilgi sistemleri dikkate alınarak düzenleme yapılması
gerekmektedir.
Sağlık hizmet sunucularında üretilen sağlık verileri, Anında Veri Aktarımı, Kuyruğa Alma Politikası,
Web servis arabirimi ve minimum iş kuralları ile Ulusal Sağlık Sistemi'ne (USS) gönderilmektedir.
USS’ye veri gönderimleri Ulusal Sağlık Veri Standartları (USVS) 2.2 ve Sağlık Kodlama Referans
Sunucusu (SKRS) kodlama standartlarına göre yapılmaktadır. Ülkemizde Halk Sağlığı Yönetim Sistemi
(HSYS), Sporcu Sağlığı Bilgi Sistemi (SSBS) gibi USS ile entegrasyonu sağlanan birçok bilgi sistemi
bulunmaktadır. Meslek hastalıkları tanı, kayıt ve bildirim sistemi olarak önerdiğimiz İşçi Sağlığı Bilgi
Sistemi (İSBS), internet tabanlı bir web servisi olarak USS'ye bir bileşen olarak entegre edilebilir.
Kullanıcıların (Hekimlerin) meslek hastalığı kayıt ve bildirimi için İSBS web sitesine giriş yapmaları
durumunda kayıt etmeleri gereken bilgiler, hastaya ait TC kimlik numarası, tanı, meslek, maruz kalınan
etken, maruz kalma süresi ve işyeri faaliyet alanı veri elemanlarını içeren ve İş Sağlığı Veri Paketi olarak
isimlendirilecek bir Minimum Sağlık Veri Seti'nin (MSVS) Ulusal Sağlık Veri Sözlüğü (USVS)
veritabanına eklenmesi ile sağlanmalıdır. İngiltere'deki Sağlık ve Meslek Araştırması (The Health and
Occupation Research-THOR) örneğinde olduğu gibi; İSBS'ye giriş yetkisinin tüm hekimlere verilmesi
ve meslek hastalıklarının bildiriminin gönüllülük esasında olması gerekmektedir. Tazminat esaslı
bildirim sistemine sahip olan ülkemizde tazminat esaslı olmayan bir meslek hastalıkları bildirim
sisteminin de oluşturulması meslek hastalıklarının saptanamaması sorununun çözümüne katkı
sağlayacaktır.
Anahtar Kelimeler: meslek hastalıkları, kayıt ve bildirim sistemi, işçi sağlığı, minimum veri seti
P14
ÖĞRETMENLERİN MESLEKİ SAĞLIK SORUNLARININ DEĞERLENDİRİLMESİ
-NEVŞEHİR ÖLÇEĞİ-
Ali Kemal ERİM, Nazım ÖZBAKIR
Nevşehir İl Milli Eğitim Müdürlüğü
Türkiye'de öğretmenlerin mesleki yaşamları boyunca karşılaşabilecekleri meslek hastalıkları ile ilgili
çalışmalar oldukça düşük düzeyde kalmaktadır. Ayrıca bu meslek grubunda sağlık kayıtlarının
tutulmaması nedeniyle sağlıklı veriler alınamamaktadır. Bu çalışma ile öğretmenlerin meslek
hastalıklarının neler olduğu hakkında genel bir kanı oluşturulması amaçlanmıştır. Araştırmanın çalışma
grubunu Nevşehir il merkezinde görev yapan 150 öğretmen oluşturmaktadır. Araştırma nitel araştırma
yöntemine göre desenlenmiş olup araştırma verileri anket ve görüşme formuyla elde edilecektir. Elde
edilen veriler betimsel analiz yöntemiyle analiz edilecektir. Süreç devam ettiği için bulgu ve sonuç
bölümüne yer verilmemiştir.
Anahtar Kelimeler: okul, öğretmen, meslek hastalıkları
P15
CNC MAKİNE OPERATÖRÜNDE İŞİN ŞİDDETLENDİRDİĞİ DEPRESYON: OLGU
SUNUMU
Gökçen ARKAN ERDOĞAN1, Yücel DEMİRAL2, Arif Hikmet ÇIMRIN2
1DEÜTF, İş ve Meslek Hastalıkları Bilim Dalı
2DEÜTF
Giriş: Çalışanların yaşamındaki köklü değişimlerin sonucu iş yükleri artmakta, iş kontrolleri ve karar
verme süreçlerine katılmaları azalmaktadır. Bu olgu işle ilişkili mental hastalıklar için örnek oluşturması
ve tartışma amacı ile irdelenmiştir.
Olgu tanımı: 28 yaşındaki erkek hastanın üç yıldır boyun ağrısı, bel ağrısı, sol kolda daha fazla olmak
üzere kollarda güçsüzlük ve ağrı yakınmaları, 3.5 yıldır devam eden nefes darlığı ve 1.5 yıldır duygu
durumunda çökkünlük, içe kapanma, hayattan zevk alamama yakınmaları vardı. İş yoğunluğunun ve
süresinin artmasıyla yakınmalarının şiddetlendiğini belirtti. Olgunun özgeçmişinde sol kol kas yırtığı,
2013 yılında depresyon, 2013 de intihar teşebbüsü vardı. Fizik muayenesinde; boyun hareketleri ve bel
hareketleri ağrılı, bacak germe testleri pozitif idi, diğer sistem bakıları olağan değerlendirildi.
Laboratuar:Lomber MR ında L4-L5, L5-S1 seviyelerinde protrüzyon, dural keseye bası, Omuz MR
ında bisipital tendinit ile uyumlu efüzyonPA Akciğer grafisi normal Bronş provakasyon testlerinin
çalışırken ve istirahatte pozitifPEF takiplerinde çalışırken ve istirahtte anlamlı fark izlenmedi.İş
öyküsünde; 2012 den beri buzdolabı rafı üreten bir işletmede 15-20 kg ağırlığındaki demir çubukları
yerden 1.5 yükseklikteki CNC makinesine yüklemektedir.Riskler: Ağır kaldırma, Belden eğilme,
Kimyasal kullanımı İş yoğunluğunda yoğunluk artışı Mesayi saatlerinde uzama Ailesine zaman
ayıramama.
Tanı: Lomber disk bozukluğu (mesleksel)Sol omuz impigment sendromu (mesleksel) Miyofasiyal ağrı
sendromu (mesleksel) Depresyon (işin şiddetlendirdiği) Astım
Sonuç-Tartışma: Mesleki psikolojik hastalıkları tanısı koymak zordur çünkü hastalık ile çalışma veya
çalışma ortamı arasında nedensellik bağını kurmak, mesleki kökenli olup olmadığını anlamak diğer
hastalıklara nazaran daha zor bir süreçtir. Mental hastalıkların işle bağlantılı ilişkilerin saptanarak
klavuzlarda yer alması önem arz etmektedir.
Anahtar Kelimeler: mental hastalıklar, meslek hastalıkları, nedensellik