Upload
onur-caglar
View
260
Download
4
Embed Size (px)
DESCRIPTION
Din hakkında kim, ne demiş?
Citation preview
Onur Çağlar Din Üstüne Kim, Ne Diyor?
1
Onur Çağlar Din Üstüne Kim, Ne Diyor?
2
Onur Çağlar Din Üstüne Kim, Ne Diyor?
3
Din Üstüne
Kim, Ne Diyor?
Onur Çağlar
Onur Çağlar Din Üstüne Kim, Ne Diyor?
4
Önsöz yerine…
Din Nedir?
Bir Tanımlamanın Yüzeysel Eleştirisi
"Varlıklarının toplumsal üretiminde, insanlar, arala-
rında, zorunlu, kendi iradelerine bağlı olmayan be-
lirli ilişkiler kurarlar; bu üretim ilişkileri, onların
maddi üretici güçlerinin belirli bir gelişme derece-
sine tekabül eder. Bu üretim ilişkilerinin tümü, toplu-
mun iktisadi yapısını, belirli toplumsal bilinç şekille-
rine tekabül eden bir hukuki ve siyasal üstyapının
üzerinde yükseldiği somut temeli oluşturur. Maddi
hayatın üretim tarzı, genel olarak toplumsal, siyasal
ve entelektüel hayat sürecini koşullandırır. İnsanla-
rın varlığını belirleyen şey, bilinçleri değildir; tam
tersine, onların bilincini belirleyen, toplumsal var-
lıklarıdır.” (abç)
Kar Marx, Ekonomi Politiğin Eleştirisine Katkı’nın
"Önsöz”ünden...
Emperyalizm ve ona bağlı gerici devletler ve onların
anlayış biçimleri, talan düzenlerinin devamı için her
şeyi "mubah” görürler ve yaparlar; hiçbir dönemin
etik yasaları ve çoğu kez de kendi koydukları siya-
sal-hukuksal yasalar bile onları ilgilendirmez. Onları
ilgilendiren tek şey, gerçekte, taptıkları paradır.
Onur Çağlar Din Üstüne Kim, Ne Diyor?
5
Her ne kadar gerçekte taptıkları para olsa da, bunu
açıkça ifade edemeyeceklerinden toplumu kandır-
mak için kendi toplumsal yapısındaki egemen dini
öne sürerek o dinin bir "dürüst inanır”ı gibi davranır-
lar: Hıristiyan bir toplumsa "çok Hıristiyan” olurlar,
Müslüman bir toplumsa "çok Müslüman” olurlar ve
fakat bunu yaparken de karşıtların birliği yasası ge-
reği içinde birkaç iyi öğüdü ancak barındıran dinleri-
nin bu iyi yanlarına göndermelerde bulunurlar.
Gerici ve faşist nitelikteki tüm sistemlerin, söylence-
lere akademik kariyer vermesinin ardında yatan ger-
çeğin kökeni, yukarıda okuduğunuz paragrafımdır.
Bu akademik(!) kariyerler, "İlahiyat” kariyerleri-
dir(!). Oysa akademik kariyerliklerin sadece bilimsel
alanlarda olması gerekirken ve ülkemiz Türkiye’de
doçentlik, profesörlük veya ordinaryüslük gibi kari-
yerleri bileğinin hakkı ile alanların üniversitelerden
kapı dışarı edilmesi ve kişi başına neredeyse üçer-
beşer imamın, ilahiyat doçentinin(!) veya profesörü-
nün(!) düşmesi tesadüfle açıklanamayacağı gibi, top-
lumumuzun "dindar” olduğunu da göstermez. Bu,
sadece devletin ne kadar gerici olduğunu gösterir ve
sadece bunu gösterir. Hiçbir bilimsel düşünceleri ol-
madığı ve olamayacağı gibi, bilimin karşısına çıkma
cesaretini de gösteremezler ve, ya ancak "belden
aşağıya” vururlar ya da sırta...
Tıpkı Turan Dursun ve daha nice aydınlara yaptıkları
Onur Çağlar Din Üstüne Kim, Ne Diyor?
6
gibi...
Burjuvazi, sadece ilahiyatçıları kullanmaz; her bir bi-
lim alanında çalışanları da kendisine bağımlı kılar ve
bunlardan kimilerini dönem dönem ileri sürerek din-
lerin bilimsel olduğunu, bilimlerin dini desteklediği
dolayısıyla bilim ve dinin çelişkili olmadıkları(!)
propagandasını yaptırırlar ve kitleleri maniple eder-
ler. Böylece din adamına (ve dinlere) inandırmaya
devam ettirdikleri gibi, doğrudan uşak konumundaki
insanlıktan yoksun "biliminsanları”na da inandırırlar.
Bunların yanlış olduğunu, yalan söylediklerini yü-
reklice belirten biliminsanları ise, eğer çok şansları
varsa üniversitelerden kovulurlar, yeterince şansları
yoksa "susturulmanın” değişik biçimlerine uğrarlar
ve (doğal olarak) basın bundan tek söz etmez. Çünkü
o da devletin önemli sahtekârlık kurumlarındandır.
Yaklaşık 150 sene kadar önce bu durumu oldukça
berrak saptayan Marx ve Engels’in,
"Burjuvazi, onca zamandır onurlu sayılan ve önünde
saygıyla eğilinen her mesleği çevreleyen haleyi sö-
küp atmıştır. Hekimi de, avukatı da, rahibi de, ozanı
da, bilim adamını da kendi ücretli emekçisi yapıp
çıkmıştır.”(Bkz: KP Manifestosu, s. 48)
sözlerini sanırım kimse yadırgayamaz. Bu konuda
hem geçmişten ve hem de içinde bulunduğumuz şu
andan binlerce örnek verilebilir. En basit biyolojik
olgulardı bile "Allah’ın hikmeti işte!”ye bağlayan
Onur Çağlar Din Üstüne Kim, Ne Diyor?
7
biyologlardan, Muhammed’in "mucizesi”(!) olan
ayın ikiye bölünmesi uydurmasını (Bkz: Kamer Su-
resi, Ayet 1-2) "Yüce Rabbim sınırsız bir güce sahip,
görün!” diyen fizikçilere; "Mahremdir!” diyerek ka-
dınları (veya erkekleri) kontrol etmeyen ve onları
olası bir ölüme bırakan doktorlardan "okunmuş” su
ve muska satan eczacılara kadar her şey var...
Sormak gerekiyor: Şu ana kadar ismi-cismi saptanan
20 binin üstündeki din ve sekt ile 300 milyonun üs-
tündeki tanrılar, tanrıçalar, yarı tanrılar ve yarı tanrı-
çalara ne oldu? Zeus nerede, Ra nerede, Ahura Maz-
da nerede, Vayu nerede, Amaterasu-o-mi-kami nere-
de, Nemesis nerede, Tloue Nahuaque nerede? Nere-
de bu (tıpkı İslamiyet’in tanrısı gibi) her şeyi bilen
ve her şeye gücü yeten ölümsüz tanrılar ve tanrı-
çalar?
Yoklar! Zaten bunlara inanıldığı dönemde de yoktu-
lar. O dönemlerdeki bilimin yetersizliğinden oluşan
çaresizliğin getirdiği bir inançla "varlaştırılmışlardı”.
(Doğrudan yetersizliğinden olduğunu söylemek doğ-
ru değil. Egemen kölecilerin engellemeleri sonucu
bilim kitleler arasında tam yer edinemedi. O zaman
da böyleydi, şimdi de... "Yetersizlik”ten kastım bu-
dur.) Tanrıları ve tanrıçaları insanlar yarattı, tanrı ve
tanrıçalar insanları değil...
Yüzeysel bir şekilde eleştirisini yapmaya çalıştığım
bu makalemin "çıkış noktası” olarak Diyanet’in ta-
Onur Çağlar Din Üstüne Kim, Ne Diyor?
8
nımlamasını almam bilinçlidir. Çünkü bu tanımlama,
bir bakıma "resmi din sahibi” devletin de anlayışını
yansıtması bakımından oldukça önemlidir.
Önce TC Diyanet İşleri Başkanlığının "Din Nedir?”
sorusuna ve dine olan yaklaşımını okuyalım:
"Din, ilk insanla birlikte doğal olarak var olmuştur.
İnsan var olduğu sürece de devam edecektir. Çünkü
insanın yaratılışında, kendisini yoktan var edeni bil-
me, O'na inanma, bağlanma, kulluk yapma duygusu
ve ihtiyacı vardır. Fıtratı bozulmamış bir insanda bu
ihtiyaç mutlaka kendisini gösterir ve tıpkı fiziki var-
lığın yeme, içme bilmeye, o'na inanmaya ve bağlan-
maya ihtiyaç duyar. İnsan, fıtratındaki bu duyguyla
aklını kullanarak, yaratanının varlığını ve birliğini
kavrayabilir. Ancak, yaratıcısının, kendisinin mutlu-
luğu için ondan neler istediğini, hangi dav-
ranışlarından razı olup hangilerinden hoşlanmaya-
cağını, kısacası o'nun hoşnutluğunu nasıl elde ede-
ceğini, bunun yanında, sinirli olarak yaratılmış bu-
lunan insan aklının, mücerred düşünmekle ulaşama-
yacağı birtakım soyut meseleleri bilemez. İşte sınırlı
olarak yaratılmış bulunan insan aklının, tek başına
çözemeyeceği bu tür meselelerin cevabini ancak hak
din verebilir.
Bunun için Allah, insanlar içinden peygamber görev-
lendirerek onlar aracılığıyla insanları dünya ve
ahirette mutluluğa ulaştıracak esasları insanlara bil-
Onur Çağlar Din Üstüne Kim, Ne Diyor?
9
dirmiştir. İşte Allah’ın Peygamberleri aracılığıyla
akıl sahiplerine gönderdiği, onları kendi irade ve
seçimleriyle doğruya ve mutluluğa ulaştıran bu ha-
yat düzenine din denir.
Dini kuralların koyucusu Yüce Allah'tır. Peygamber-
ler dahil hiç bir kimsenin din koyma yetkisi yoktur.
Peygamberler, dini hükümleri tebliğ etmekle yüküm-
lüdürler. Tarih boyunca insanların din olarak ortaya
koydukları birtakım ilke ve kurallar hiçbir zaman
hak din niteliği taşımaz. Vahye dayanmayan yani bir
peygamber tarafından tebliğ edilmemiş olan bu gibi
sistemler, insanlığı maddi ve manevi bütün yönleriyle
kuşatıcı özelliğe sahip olamaz. Bunun yanında asıl-
ları vahye dayanmakla birlikte, temel ilkeleri korun-
mamış ve zaman içinde asliyetini yitirip bambaşka
şekiller alarak bozulmuş dinler de vardır."
Kaynak: http://www.diyanet.gov.tr/turkish/dy/DiniBilgilerDetay.aspx?ID=20
99
Bu sözlerin değerlendirilmesine gelince... En iyisi sı-
rayla gitmektir:
"Din, ilk insanla birlikte doğal olarak var olmuştur.
İnsan var olduğu sürece de devam edecektir. Çünkü
insanın yaratılışında, kendisini yoktan var edeni bil-
me, O'na inanma, bağlanma, kulluk yapma duygusu
ve ihtiyacı vardır.”
Onur Çağlar Din Üstüne Kim, Ne Diyor?
10
Daha söze başlarken ve hem de birkaç şekilde ge-
miyi karaya oturtan Diyanet eğer "... ilk insanlarla
birlikte” ya da "...insanlığın belli bir aşamasından
sonra” şeklinde bir giriş yapsaydı, bu sözün belli bir
"anlaşılırlığı” olabilirdi ama "... ilk insanla” diyerek,
yani tekil kullanarak giriş yapmakla, hem bilime
hem de kendi inancına ters düştüğünü gör(e)müyor.
Çünkü:
1] "İlk insan” diye bir şey söz konusu olamaz. İnsa-
nın oluşumu dinlerin ve değişik mezheplerin uydur-
duğu gibi "Adem” ile başlamamıştır; yüz binlerce yıl
süren bir evrimleşme sonucu maymundan dönüşmüş-
tür. Bu dönüşüm de (kabaca) "Ön-insansı” dönemi
gibi yine uzun bir süreçten sonra (ki bunların epey
bir alt geçiş forumları var) insan olunmuştur. Bunu
ilkokul çocuğu bile biliyor. "Din, ilk insanla birlikte
doğal olarak varolmuştur.” derken "doğallığı” gereği
insanlığın "Adem” ile başladığına bir gönderme yap-
maktadır. Oysa, gerek çağdaş antropoloji ve gerekse
ilgili diğer bilim dalları ilk insanın "Adem” oldu-
ğunu, ya da genel söylem ile "yaratılış” teorisini çok-
tan silip süpürdü. Çünkü bu "Adem” (kovularak dün-
yaya gönderildiğine göre) nerede yaşamıştır, ne za-
man yaşamıştır, ne zaman ölmüştür; bu her şeyi apa-
çık bildirdiğini söyleyen Kur’an da (Bkz: Yasin Su-
resi, Ayet 12; Yusuf Suresi, Ayet 1-2; ) hiç bir bil-
giye rastlanmaz. Dünyanın çeşitli yerlerinde yapılan
değişik arkeolojik ve antropolojik çalışmalara bu
Onur Çağlar Din Üstüne Kim, Ne Diyor?
11
savın uydurulmuş olduğunu kanıtlayan her gün bir-
çok yeni bulgu eklenmektedir.
Evrim teorisi (ki artık teori filan değil, somut gerçek-
liğin ta kendisidir) farklı bir konu olduğu için geçi-
yorum.
2] Henüz hiçbir "sapkınlık” yokken, "Adem” daha
"yeni yaratılmışken ve tek iken” (ama Tanrı çok geç-
meden "Adem”in yalnız olduğunu her nasılsa "anlar”
ve O’nun "sol kaburga kemiğinden” Havva’yı yara
tır! Neden aynı anda yaratmadığını kimse bilmiyor. -
Bkz: Zümer Suresi, Ayet 6; Secde Suresi, Ayet 7-)
dinin bulunmasının mantığı olamaz.[1] Çünkü bu,
"Adem”in kendi kendini "sapkınlıklardan” koruması
için oluştuğu ya da Tanrı’nın, "Adem”i sapkınlıklar-
dan koruması için gönderdiği anlamına gelir. Kaldı
ki, yine kendi söylemlerine göre (örneğin) insest iliş-
kinin başladığı ve ayyuka çıktığı bir dönemdir bu!
"Adem ile Havva”nın çocuklarının birbirleriyle cin-
Onur Çağlar Din Üstüne Kim, Ne Diyor?
12
sel ilişkiye girerek "zürriyetlerini sürdürdükleri” bir
dönemdir bu dönem. Bunun zeminini de hazırlayan
yine bizzat tanrının kendisi olunca insan "Ne olu-
yor?!” demekten kendini alamıyor.
İnsest ilişkiler apaçık bir şekilde anaerkil rejim döne-
minde, yani İlkel Komünal Toplum’da olmuş, Köleci
Toplum’un belli bir evresinde de "son” bulmuştur.
Sürüler halinde yaşamanın getirdiği bir alışkanlığı bu
iki toplum sisteminde belli bir süre devam ettirmiş-
lerdir ve bu döneme damgasını basan evlilik (ya da
cinsel ilişki biçimi) "Grup Halinde Evlilik” biçimi-
dir. Örneğin "A Grubu”nun üyeleri kendi içlerinde
kesinlikle cinsel ilişkiye girmezler ama "B” ya da bir
başka grup ile sınırsız ilişkiye girmektedirler. "A
Grubu” içinde örneğin annesiyle aynı grupta yer al-
dığı için ilişkiye giremeyen oğul, eğer grup değişti-
rirse yine hiçbir kaygı duymadan ilişkiye girebilirdi.
İlişkiye girenler arasında annelik, babalık gibi kav-
ramlar bulunmamaktadır; herkes herkesin karısı ve
kocasıdırlar. "Adem”in kendi çocuklarıyla cinsel
ilişkiye girdiğine ilişkin bir şey okumadım ama eğer
böyle bir ilişkiye girmişse ve "Adem” ile "Havva”
isimli iki kişi varsa, bu, onların bu toplumda, yani
İlkel Komünal Toplum’un ilk dönemlerinde yani
henüz Grup Halinde Evlilik döneminde yaşadıkla-
rını gösterir.
Bilindiği üzere "Kandaş Aile” döneminde kuşaklar
arası cinsel ilişki yasaklanmıştı: Büyükbabalar ve
Onur Çağlar Din Üstüne Kim, Ne Diyor?
13
büyük anneler kendi aralarında, oğullar ve kızlar
kendi aralarında, torunlar kendi aralarında ilişkiye
girebilmekteydiler. Yani, eğer "Adem”, kendi çocuk-
larıyla cinsel ilişkiye girmemişse ve kardeşler kendi
aralarında girebiliyorsa, bana göre muhtemelen
"Adem”in "yaratılış” dönemi, Kandaş Aile döne-
midir. Bu dönemde, gerek Grup halinde Evlilik ve
gerekse Kandaş Aile döneminde, yani henüz gensler
yeni oluşurken (ve çok az bir hızla da olsa sistemle-
şirken) her birinin birer ismi vardı: Yani her insan
grubu kendisine bir isim veriyordu ve bu, onu di-
ğerlerinden ayırıyordu. Elimde somut bir kanıt ol-
mamakla birlikte, buradan yola çıkarak "Adem” ile
Havva”nın birer insan ismi değil ama birer Grup
İsmi olmasını çok mantıklı bulmaktayım. Çünkü bu
dönemin özellikleri ile "yaratılış” efsanesindeki
"Adem ile Havva ve çocukları”nın özellikleri büyük
bir uyum içindedir. Bu basit denklemin bile "ilk in-
san Adem’dir” efsanesini çürütmesi bir yana, o dö-
nemde "din” diye bir şey olmaması da ayrıca çürüt-
mektedir.
Devam edelim: Din madem ki "...ilk insanla (Adem
ile yani) birlikte doğal olarak varolmuş”, öyleyse
bana "Adem”in hangi dine ait olduğunu ve
"Adem”în bu dini nasıl seçtiğini bir "Profesörünüz”
açıklasın lütfen.
3] Kendi kendisinin hem peygamberi ve hem de mü-
mini (inanırı) olmanın mantığını değil ki Diyanet,
Onur Çağlar Din Üstüne Kim, Ne Diyor?
14
dinin kendisi de, dini "gönderen” Tanrı da açıklaya-
maz. Ancak dogmatiklikten muzdarip olanlar "Allah
böyle emretmiş, böyle olmuş. Hikmetinden sual et-
mek bize mi düşer? Vardır bir bildiği!” nakaratını
tekrarlayıp dururlar.
4] Tanrı, dinleri, "...seçimleriyle doğruya ve mutlu-
luğa ulaştırmak” için gönderdiğine ve "yasak mey-
ve”yi yediği için "Havva” ile birlikte cennetten kov-
duğuna göre, Tanrı, geleceği bilmiyor demektir ki,
bu da tanrının sıfatlarıyla uyuşmazlık halindedir.
Eğer Tanrı geleceği bilmiyorsa, bilemiyorsa o zaman
niye onun her şeye kadir olduğu ve her şeyi bildiği
yalanlarını yineleyip durursunuz? Yok eğer geleceği
(her şeyi) biliyorsa "Adem”in "yasak meyve”yi yiye-
ceğini de, bu yüzden kendisinin onu kovacağını da
biliyor demektir. Bu durumda yine de "din” gönderip
O’nu "Peygamber” yapması mantık ile, bilim ile
açıklanabilecek bir şey değildir. Dahası, Tanrı ve
gönderdiği "din” de "Adem”i "sapkınlıktan” kurtara-
madığına göre, yani "yasağa rağmen” meyveyi yedi-
ğine göre din(ler) hakkında "güllük – gülistanlık” bir
tablo çizmenin ancak din bezirgânlığı sayesinde kit-
leleri kandırmanın ilişkisi olabilir.
"Fıtratı bozulmamış bir insanda bu ihtiyaç mutlaka
kendisini gösterir ve tıpkı fiziki varlığın yeme, içme
bilmeye, o'na inanmaya ve bağlanmaya ihtiyaç du-
yar.”
Onur Çağlar Din Üstüne Kim, Ne Diyor?
15
Fıtrat, Arapça bir sözcüktür ve "Yaratılış” anlamın-
dadır. Yukarıdaki "fıtratı bozuk” tümceyi düzenleye-
lim:
"Yaratılışı bozulmamış insanlar, nasıl ki yemeye, iç-
meye, bilmeye ihtiyaç duyarlarsa, aynı şekilde din-
lere inanmaya ve Allah’a bağlanmaya da ihtiyaç du-
yarlar.”
Diyanet bunu demek istiyor sanırım...
Diyanet, "Fıtratı bozulmamış insanlar” derken, sa-
dece inanırları kastetmektedir. Başta diyalektik ma-
teryalistler olmak üzere ateistleri ilgilendirmeyen bu
saçma totolojik tümce, kendi içinde "doğru”dur ama
bilim karşısında değil.
"İnsan, fıtratındaki bu duyguyla aklını kullanarak,
yaratanının varlığını ve birliğini kavrayabilir.”
Daha önceleri, diyalektik materyalizmin kuramcıları
tarafından bilimsel olarak "Felsefe Müzesi”ne gön-
derilen felsefi idealizm, burada "duygu” ile yine kar-
şımıza çıkmıştır. Bilindiği üzere felsefi idealizm,
düşünceye (duyguya) öncelik tanır. Yukarıdaki yazı-
sında Diyanet, "Duygu”ya öncelik vererek aklımızı
duygumuz ile kullanmamızı öğütlüyor.
Düşünce (ya da duyum, duygu, vb. ) maddenin bey-
nimizdeki yansımasıdır, o "şey”in imgesidir. Hiçbir
Onur Çağlar Din Üstüne Kim, Ne Diyor?
16
duygu veya duyum, düşünce (artık adına ne derseniz
deyin) maddesiz olamaz. Ya da şöyle bir soru yön-
lendireyim: Bana maddesiz bir düşünce ya da duygu
(duyum) örneği verebilir misiniz? Tek bir örnek ye-
terlidir benim için.
Akıl; düşünceleri mantıksal bir biçimde ortaya koy-
ma yeteneğidir. Önce bunun altını çizeyim. Mantık
ise, objektif dünyanın (yani insanlar da içre, tüm ev-
renin) gelişiminin ve değişiminin zihnimizdeki yan-
sıması olan biçim ile yasalarının arasındaki köprü-
dür, bunlar arasında bir birlik (ilişki) kurar. Şu ana
kadar bu formatı çalıştıran insanların teolojik inanç-
tan günbegün uzaklaşmalarının nedeni budur. Sonra
da bunun altını çizerek devam edeyim: İnanç, bir
şeyin kanıt-dışı kabulü demektir. Bir (soyut veya
somut) "şey” olduğu söylenmektedir. Bu söylenilen
"şey”i kanıtsız, deneysiz ve duyumsuz kabul etmek
demektir. Şu ana kadar tanrının varlığına ilişkin zerre
kadar kanıtın bulunamaması bir yana, dinlerin ortaya
çıkışı ve yok oluşu da bu "inanç” anlayışının gerek-
sizliğini gösterir, başka bir şeyi değil.
Peki, bu mantıklı mı?
"Yaratanın varlığını kavramak” için duygu merkezli
bir inanç zaten yeterlidir. İnanınca da mantığımızı
veya (hem de "sınırlı” yaratılan) aklımızı kullanma-
mız mümkün değildir; çünkü dinsel inanç ile mantık
(ya da akıl) birbirlerini dıştalar, yan yana veya zincir-
Onur Çağlar Din Üstüne Kim, Ne Diyor?
17
leme format içinde olamazlar: Ya biri, ya diğeri! Bu
da demektir ki, Diyanet’in önerisi baş aşağıdır; ayak-
larımızın üstüne doğrulmak için kurgularla veya aslı-
astarı olmayan inançlarla değil; bakarak, görerek,
analizler ederek, deneyerek hareket etmeliyiz.
"Ancak, yaratıcısının, kendisinin mutluluğu için on-
dan neler istediğini, hangi davranışlarından razı
olup hangilerinden hoşlanmayacağını, kısacası o'-
nun hoşnutluğunu nasıl elde edeceğini, bunun ya-
nında, sinirli olarak yaratılmış bulunan insan aklı-
nın, mücerred düşünmekle ulaşamayacağı birtakım
soyut meseleleri bilemez. İşte sınırlı olarak yaratıl-
mış bulunan insan aklının, tek başına çözemeyeceği
bu tür meselelerin cevabini ancak hak din verebilir”.
Bu kadar laf yığını iki şey söylüyor:
1] İnsan, Allah’ın nelerden hoşlanıp nelerden hoşlan-
madığını kendi başına bilemez;
2] İnsan, sadece düşünmekle Allah’ı da anlayamaz,
doğayı da... Bunların cevabını sadece "hak dini vere-
bilir.”
Gerekçe: İnsan aklı sınırlı yaratılmıştır!
Alıntısını yaptığımız bu pasajda ise "arı” felsefi idea-
lizmden "Bilinemezcilik”e yapılan geçiş, aslında fel-
sefi idealizmi güçlendirme adına yapılmıştır, çünkü
Onur Çağlar Din Üstüne Kim, Ne Diyor?
18
tepeden tırnağa dogmatizmden muzdarip olan teolo-
ji, doğrudan felsefi idealizm ile beslenir ve şekillenir.
Felsefi ismiyle "Agnostisizm” denilen "Bilinemezci-
lik” terimini ilk kullanan Thomas Huxley olmuştur.
Eski Yunan felsefesinde ise "Şüphecilik” olarak or-
taya çıkmıştı. Çıkış noktaları ise bilimi sınırlandır-
mak, mantıksal düşünce zincirinin halkalarını kopar-
mak ama asıl önemlisi, toplumun nesnel yasalarının
bilinmesinin önüne set çekmektir. Bu da demektir ki,
"Egemen sömürücüleri rahat bırakın!” Öz olarak
"Duyumlar dışında otantik olarak hiçbir şeyi kabul
etmiyoruz! "Şeyler” daima "kendinde-şey” olarak
kalırlar, "bizim için-şey”e dönüşmezler!”, diyorlar.
Bu kısa açıklamadan sonra konumuza devam edelim:
İnsanların, Allah’ın nelerden hoşlanıp nelerden hoş-
lanmadığını bilememeleri ve dolayısıyla buna uygun
davranamamaları -Diyanet’in sözüne bakarsak- doğ-
rudan Allah’ın suçudur, çünkü "O”, nedeni bilin-
memekle birlikte (vardır elbet bir bildiği!) insan ak-
lını "sınırlı” yaratmıştır. Hem "sınırlı” bir akıl verip
hem de "Sen niye benim hoşlandıklarımı yapmıyor-
sun? Gel cehenneme de gör gününü!” demek ne ka-
dar "ilahi”, ne kadar "doğal” ve ne kadar "insani”,
varın düşünün artık. Yine bu sözlerden anlaşıldığı
kadarıyla Allah insanları sırf kendi zevki için, kendi-
sini hoşnut kılsın diye yaratmış ve tüm tepkileri in-
sani!
Şimdi bir tanrı düşünün:
Onur Çağlar Din Üstüne Kim, Ne Diyor?
19
Küfür ediyor (Bakara Suresi, Ayet: 65-66; Araf
Suresi, Ayet: 166)!
Şimdi bir tanrı düşünün:
Kendi üstüne bile yemin ediyor (Meryem Suresi,
Ayet 68; Hicr Suresi, Ayet:92; Miaric Suresi,
Ayet:40)!
Şimdi bir tanrı düşünün
"Gönderdiği peygamberi adına” yemin ediyor (Hicr
Suresi, Ayet: 72)
Şimdi bir tanrı düşünün:
"Vahiy” ile "indirdiği” Kur’an adına yemin ediyor
(Sad Suresi, Ayet: 1; Kaf Suresi, Ayet: 1)
Şimdi bir tanrı düşünün:
İntikam peşinde (Ali İmran Suresi, Ayet:4; Maide
Suresi, Ayet: 95; İbrahim Suresi, Ayet: 47)!
Şimdi bir tanrı düşünün:
Kendi "kulları” arasında insan ayrımı yapıyor:
(Maide Suresi, Ayet: 51)
Şimdi bir tanrı düşünün:
Kızıyor (Abese Suresi, Ayet 17; Zariyat Suresi,
Ayet:10-11)”
Şimdi bir tanrı düşünün: Yemek yemekten söz ede-
biliyor (Zariyat Suresi, Ayet: 57)!
Onur Çağlar Din Üstüne Kim, Ne Diyor?
20
Bu ve benzeri örnekleri daha fazla uzatmak istemi-
yorum. Bu kadar yeterlidir.
Buradaki ifadelerden de anlaşıldığı üzere, tanrı, ta-
mamen "insani” reaksiyonlar göstermektedir. Bir
şeyden "hoşlanmak” ya da "hoşlanmamak” da insani
bir reaksiyondur ama bunların hiç biri sizlerin uydu-
rup söylediği gibi "tanrısal” reaksiyonlar değillerdir.
Ya da tanrınız çok mutsuz! Hoşnutsuz! Mutlu olmak
istiyor, övülmek istiyor ve bunu da kendi tekeline
alıyor (Bkz: Fatiha Suresi, Ayet 2) Bu surelere rağ-
men halâ Allah’ın bir şeye ihtiyacı olmadığı, çok
bağışlayan olduğu yalanlarını uydurup duruyorsunuz
ve ekliyorsunuz: Allah’ı hoşnut kılın!
Hem aklımızı sınırlı yaratacak, hem kötülükleri yara-
tacak, hem "istemezse kainatta yaprak bile kımıl-
damayacak” (Bkz: İnsan Suresi, Ayet: 30; Tekvir
Suresi, Ayet: 29) ve sonra da bizden "kulluk” bekle-
yecek; bunu yerine getir(e)meyince de "Buyrun; ce-
henneme hoş geldiniz ey inkar edenler!” diyecek!
Olur!
Gelelim ikinci maddemize, "...bu tür meselelerin
cevabını ancak hak din verebilir”e...
Buradaki "hak dini”nden kasıt, tabi ki İslamiyet’tir.
Şu ana kadar kendi içindeki çelişkileri cevaplayama-
yan ve düzinelerce farklı "ulema” yaratan İslami-
yet’in kendi dışındaki bir şeyi cevaplayabileceğini
Onur Çağlar Din Üstüne Kim, Ne Diyor?
21
düşünmemek gerekir. Bunun bilimsel bir cevabı yok-
tur ama dinsel cevabı var. O da, "Yüce Allah öyle
istediği için öyle oldu. Hikmetinden sual olunmaz!”
“Point finale!”
Var mı bunun dışında bir cevap?
Yok...
"Bunun için Allah, insanlar içinden peygamber gö-
revlendirerek onlar aracılığıyla insanları dünya ve
ahirette mutluluğa ulaştıracak esasları insanlara bil-
dirmiştir. İşte Allah’ın Peygamberleri aracılığıyla
akıl sahiplerine gönderdiği, onları kendi irade ve
seçimleriyle doğruya ve mutluluğa ulaştıran bu ha-
yat düzenine din denir.”
Hemen sormak istiyorum: Eğer peygamberler insan-
lar arasından seçiliyorsa, "İlk insan ve ilk peygam-
ber” dediğiniz "Adem” hangi insan grubundan (top-
lumundan) gelmiştir? Buna cevabınız, "Adem, ilk
insandır, o hiçbir insan toplumundan gelmemiştir”
derseniz, peygamberlerin insanlar içinden "Allah
tarafından seçildiği” sözünüzü nasıl açıklayacaksı-
nız?
Diyelim ki sizin bu söylediğiniz doğru... Yani Allah,
gerek bu dünyada ve gerekse "ahirette” mutluluğa
eriştirmek için bizlere peygamberler göndermiş ol-
sun.
Onur Çağlar Din Üstüne Kim, Ne Diyor?
22
Kabul!
İyi ama sayın Diyanet, siz insan aklının "sınırlı” ya-
ratıldığını söylüyorsunuz. Biz bu "sınırlı aklımızla”
sıradan bir açıklama bile değil, hem bu dünyanın ve
hem de "ahiretin” mutluluğunu açıklayan "esasları”
anlamamız mümkün değil ki! Üstelik de Arapça!
Örneğin Arapça’yı bilmeyen, bırakalım Kur’an’ın
"indirildiği” Muhammed dönemini, İslamiyet’i gü-
nümüzde bile duymayan değişik coğrafyalardaki
ilkel insan toplulukları var. Örneğin Pigmeler... Bu
insanlar cennete mi yoksa cehenneme mi gidecekler?
Ne olacak bu insanlar? Bu "sınırlı yaratılan” aklımız-
la neyi ne kadar anlayabileceğiz?
Son paragrafa gelelim:
"Dini kuralların koyucusu Yüce Allah'tır. Peygam-
berler dahil hiç bir kimsenin din koyma yetkisi yok-
tur. Peygamberler, dini hükümleri tebliğ etmekle yü-
kümlüdürler. Tarih boyunca insanların din olarak
ortaya koydukları birtakım ilke ve kurallar hiçbir
zaman hak din niteliği taşımaz. Vahye dayanmayan
yani bir peygamber tarafından tebliğ edilmemiş olan
bu gibi sistemler, insanlığı maddi ve manevi bütün
yönleriyle kuşatıcı özelliğe sahip olamaz. Bunun ya-
nında asılları vahye dayanmakla birlikte, temel ilke-
leri korunmamış ve zaman içinde asliyetini yitirip
bambaşka şekiller alarak bozulmuş dinler de var-
dır.”
Onur Çağlar Din Üstüne Kim, Ne Diyor?
23
Mirac "döneminde, Musa ile Muhammed göğün bir
katında karşılaşırlar. Musa, Muhammed ile sohbete
başlar ve tanrının 50 vakit namazı farz kıldığını söy-
ler. Musa bu kadar namazın çok olduğunu, insanların
bunu kaldıramayacağını, bunu azaltması için tanrıyla
konuşmasını kendisine öğütler. Tanrıyla konuşa ko-
nuşa, gide-gele namaz vakitlerini 5’e indirmeyi başa-
rır Muhammed.
Sayın Diyanet, lütfen söyleyin şimdi: Kuralları kim
koyuyor?
Aslında bu örnek bile sizin bu sözünüzün doğru ol-
madığını, Kur’an’ın bizzat Muhammed tarafından
yazdırıldığının (ki çok kanıt var, siz daha iyi biliyor-
sunuz) açık bir kanıtıdır.
Tarih boyunca insanların din olarak ortaya koydukla-
rını "hak dini” olarak görmemeniz, sizin de Allah’ı
ve onun eserlerini inkar ettiğiniz anlamına gelir ki,
tövbe demeniz gerekir, "çarpılırsınız”!
Yahudilik "hak dini” midir, değil midir?
Hıristiyanlık "hak dini” midir, değil midir?
Eğer bunlar "hak dini” değilse, nedir?
Diyorsunuz ki, "...asliyetini yitirip bambaşka şekiller
alarak bozulmuş dinler de vardır.” Yukarıdaki dinler
böyle dinler midir?
Ve ayrıca...
Onur Çağlar Din Üstüne Kim, Ne Diyor?
24
Kur’an’ın "vahiy” sırasıyla da değil, rasgele yazıldı-
ğını (Örneğin birinci sırada olması gereken "Alak”
suresinin doksan altıncı sırada olması gibi); orijinali-
nin bulunmadığını, sadece tek bir kavime "indi-
rildi”ğini ve bu yüzden de "Arapça” olduğunu, dola-
yısıyla insanlığın genelini ilgilendirmediğini de bili-
yorsunuz. Bu konuda yeterince ayet ve hadis bu-
lunmaktadır.
"Din Nedir?” sorusuna Diyanet’in verdiği kısa cevap
ise şöyle:
"Hür iradeleriyle inanan akıl sahibi insanları, en
iyiye, en doğruya, en güzele ve ebedî mutluluğa ulaş-
tıran ilahî kanunlar bütünüdür.”
Bkz: http://www.diyanet.gov.tr/turkish/biliyormuyuzoku.asp?id=27&harf
=D Eğer yukarıdaki tanımlamayı "Külli İrade” ve "Cüz-i
İrade” bağlamında inceleyecek olursak ne Diyanet
bunun altından kalkabilir, ne de diğer "ulema”lar...
Zaten farklı bir konu olduğu için ben de bunu geçi-
yor ve sözlüksel / kavramsal anlamlarını irdelemek
istiyorum.
"Din” kavramının en büyük özelliği, "konulan” ku-
ralların her zaman geçerli olduğu inak bütünlüğünde
ve tamamen inanca dayalı olmasında yatmaktadır.
Eleştiri kabul etmez, ne kural varsa o geçerlidir ve o
Onur Çağlar Din Üstüne Kim, Ne Diyor?
25
haliyle inanmak zorundasınız. Sorgulamada bilimsel
normlar harekete geçeceği için sorgulayamazsınız,
yasaktır bu.
Dinlerden önce tek tek şeylere "inanç” başladı. Bi-
linci gittikçe yükselen insan, doğa karşısında soru-
lara yöneldi. Cevap bulamayınca "kendisinin dışına”
(doğa dışına) taştı; soruların cevabının doğaüstünde
olduğu kanısı güçlenmeye başladı. Gök nasıl gür-
lerdi? Bilmiyordu, demek bir "Gök Tanrısı” vardı.
Yağmur nasıl yağardı? Bilmiyordu, demek ki bir
"Yağmur Tanrısı” vardı. Toprağı üst üste ekince ye-
terli ürün alamıyordu ama bazen iyi ürün alıyordu.
Nedenini bilmiyordu. Demek ki bir "Bereket Tanrısı”
vardı. Güneş olmadığı zaman üşüyordu, etraf kararı-
yordu; doğaya da kendisine de yaşam veriyordu; öy-
leyse Güneş, bir tanrı olmalıydı.
Sonraları bu tek tek inançlar bir bütünlük içinde alın-
maya başlandı ve dinler böyle ortaya çıktı. Uzunca
bir dönem çok tanrılı dinler damgasını vurdu adına
"din” denilen sosyal bilinç formuna. Birbirlerinden
kopya çektiler, birbirlerine yansıttılar, birbirlerinden
etkilendiler doğal tarihsel kültürel formasyon içinde
ve örneğin Ur hanedanının krallarından olan Şulgi ve
oğlu gibi Köleci Toplum’un kralları kendilerini "Tan-
rı” ilân ettiler. Sonraları insanlık, bu kadar çok fazla
tanrıyı "gereksiz” bulduğu için azaltmaya girişti.
Babil’de yaklaşık yüz civarında tanrı vardı.
Sumerlerin baş tanrısı olan Yer Tanrısı Enlil;
Onur Çağlar Din Üstüne Kim, Ne Diyor?
26
Uruk’un tanrısı Anum ve Eridu’nun tanrısı Ea İ.Ö 3
bin yıllarında rahipler tarafından yeniden düzenlendi
ve Anum’a göklerin efendiliğini, Ea’ya da denizlerin
ve yer altındaki suların egemenliğini verdiler ve di-
ğer dinleri bu "Üç Baş tanrı” içine aldılar.
Çoktanrılı Dinlerden Tek Tanrılı Dinlere Geçiş
Mısır, insanlığı ilgilendiren birçok alanda oldukça
önemli merkezlerden biri olduğu gibi, ayrıca dinsel
konularda da önemli merkezlerden biridir. Çok deği-
şik çatışmalara ve uygarlıklara yer vermiş olan Mı-
sır’da dinsel çatışmanın, dinsel hareketlerin yoğun-
luk yaşaması, aslında iktidar çatışmalardan kaynak-
lanmıştır. Sorunun özünde iktidar kavgası bulunmak-
tadır ki, zaten din de iktidar kavgalarının günümüzde
bile önemli araçlarından biri olma niteliğini sürdür-
mektedir ve tek tanrılı dinlere geçişin en önemli
olaylarından biri de burada olmuştur.
Nasıl olduğunu anlayabilmemiz için (bilmeyenlere
yönelik) Mısır hakkında küçük birkaç küçük anım-
satma yapmak istiyorum:
İlk Çağ uygarlıkları içinde çok da önemli özelliklere
sahip olmayan Afrika kıtasının kuzeyinde yer alan
Mısır’ı, gösterdiği birçok özellik nedeniyle farklı ele
almak gerekiyor. "Mısır, Nil’in bir armağanıdır.” di-
yor Herodotos. Buradan da anlaşıldığı gibi Nil, Mısır
için oldukça önemlidir.
Onur Çağlar Din Üstüne Kim, Ne Diyor?
27
Çağlayanlar, güney kesimde Nil’i sık sık kestiği için
epey bir ulaşım güçlüğü var. Kuzeyde ise genişleyen
vadi, bir delta ile son buluyor. Ulaşımın güçlükle ya-
pıldığı güney bölgesine "Yukarı Mısır”, diğerine de
"Aşağı Mısır” deniliyor.
İ.Ö 4. bin yıllarında kurulan Mısır, 525 yılında Pers-
ler tarafından ele geçirilinceye kadar yaşayan köleci
bir devlet idi ve tarihçiler tarafından (bazı ara dö-
nemler olsa da) beş döneme ayrılıyor: Tinit İmpa-
ratorluğu, Eski İmparatorluk, Orta İmparatorluk, Ye-
ni İmparatorluk ve Aşağı İmparatorluk.
Devletin yöneticisi, eski Mısır dilinde "Büyük Ev”
anlamına gelen "Firavun”lardı. "Aşağı Mısır” ile
"Yukarı Mısır” sonraları birleştirildi. Bu dönemde
yapılan savaşlardan iki grup kârlı çıkıyordu: Birin-
cisi saray soyluları, ikincisi de ruhban gruplardı.
Ruhban gruplar fethedilen topraklardan ve halkın
sırtından akıl almaz servet elde ediyorlardı ki, bun-
lardan biri de fethedilen yerdeki halkın da ruhban-
ların birer malı olmasıydı. Mülkiyeti genişleyen ruh-
banların da iktidardaki yerleri de genişliyordu. Öyle
ki, köle ve köle sahibi arasındaki çelişkinin yanı sıra,
köle sahiplerinin de kendi aralarındaki çelişki çok üst
düzeye çıkabiliyordu. Bu 3. Tutmes zamanında zir-
veye çıktı. Fethedilen değişik krallık ve "kral-
cık”ların da kendi tanrı ve tanrıçaların bulunması bu
çelişkileri güçlendirmekteydi.
Onur Çağlar Din Üstüne Kim, Ne Diyor?
28
Amon rahiplerinin dizginsizliğinin oluşturduğu genel
hoşnutsuzluğu iyi değerlendiren 4.cü Amenofis, din-
de bir yeniliğe gitmenin gerekli olduğunu düşünü-
yordu ve bu fırsatı iyi yakaladı: Amon Tanrı Kül-
tü’nün karşısına halk tarafından sevilen Ra ile çık-
mayı denedi. Bunun için önce kendisini Tanrı Ra’nın
rahibi olarak ilân etti ama bunun kökeni, yani Tanrı
Ra kültü iktidarı yönettiği yerde değil de, Heliopolis
bölgesine bağlı olduğu için etkin olamadı ve kaybet-
ti. Mücadeleci ruha sahip olan 4.cü Amenofis yılma-
dı ve öyle ileri gitti ki, varolan tüm inançları bir tara-
fa bıraktı ve Tanrı Güneş olan Aton’u artık Mısır’ın
tek tanrısı olarak yüceltti ve ilân etti. Gerekçesi çok
basitti: Güneş tüm dünyayı aydınlatıyor ve ısıtıyor-
du.
Ve böylece Mısır’da tek tanrılı dönem başlamış olu-
yordu.
Bitirirken...
Sorulara yanıt bulamayınca "yanıt” olarak ortaya
çıka(rıla)n din, doğal güç ve reaksiyonların doğaüstü
haline getirilmesidir. Her ne kadar insanın manevi
birtakım özelliklerinin bazı "ilkeler”e bağlı olduğunu
iddia etse de, bunun gerçeklikle ilişkisi yoktur, çünkü
"İlke” konusunda da ciddi yanlışlar içindedir din...
Ona göre ilke(ler) sadece ve sadece "yaratandan”
gelir ve buna kayıtsız koşulsuz uyuması gerekir. Biz
diyalektik materyalistlere göre ise ilke, temel davra-
Onur Çağlar Din Üstüne Kim, Ne Diyor?
29
nış kuralı olarak: doğa + doğayı (şeyleri) gözlem +
düşünce + deney + tez + antitez=sentez sonucu
oluşur. Böylece, ilke, mantıksal açıdan herhangi bir
konunun (durumun, vb) merkez kavramı olarak ken-
dini gösterir.
Eğer sorun, tek başına "inanç” ya da "iyi niyet” so-
runu olsaydı, insanlığın oluşumundan bugüne kadar
geçen süre içindeki çarpıklıkların bir anda bıçakla
kesilir gibi kesilmesi ve tüm dünyanın "mutlu kar-
deşler birliği” halinde yaşaması gerekirdi. Çünkü her
dinden, her inançtan, her ulustan, her ırktan, her cin-
siyetten... tam da bu ölçülere uyan oldukça dürüst,
iyi niyetliler var ama gerçeklik, herkesin binlerce
yıldan beri tanıklık ettiği ve edeceği gibi, bunları
dıştalamıştır. Oysa, hiç değilse yaşamın bu dürüst
insanların "yüzü suyu hürmetine” güzelleşmesi gere-
kirdi, güzelleşmiyor, güzelleşemiyor...
Güzelleştirme çabasında olanlar var ama... Yarınlara
umutla bakmamızı sağlayan bu insanlar sosyalist
devrimcilerden başkaları değildir; söz yerindeyse
yaşam, işte bu sosyalist devrimcilerin "yüzü suyu
hürmetine” sürmektedir. Sosyalist devrimciler, bu
satırların yazıldığı günümüz koşullarında emperya-
lizm ve ona bağlı gerici güçler tarafından katliam-
larla (geçici) yenilgiye uğratıldılar. Hiç sorun değil...
Her akşamın bir sabahı olduğu gibi, her yenilginin de
bir zaferi vardır!
Onur Çağlar Din Üstüne Kim, Ne Diyor?
30
Bakışlarımızı Gökyüzü’nden, umutlarımızı yarından,
bilincimizi ve yüreğimizi bu onurlu kavgadan ayır-
mayalım.
Dipnot:
[1] Kur’an, Havva’nın Adem’in kaburgasından yara-
tıldığını açıkça yazmaz ama O’nun vücudundan ol-
duğunu yazar. Kaburga kemiğinden yaratıldığı söy-
lencesi hadislerde bulunmaktadır. Bkz: Nisa Suresi,
Ayet 1; Araf Suresi, Ayet 189
Hadisler: Bu mesele hadis-i şeriflerde açıkça beyan edilir. Bu
hususta rivayet edilen iki hadis-i şerifin meali şöyle-
dir:
Ebû Hüreyre (r.a.) rivayet ediyor. Resul-i Ekrem
Efendimiz (a.s.m.) şöyle buyurmuşlardır: "Kadın
kaburga kemiğinden yaratılmıştır. O, memnun olaca-
ğın bir tarzda dosdoğru devam edemez. Eğer ondan
faydalanmak istiyorsan bu eğri haliyle birlikte fayda-
lanırsın. Tam arzuna göre düzeltmeye kalkarsan onu
kırarsın. Onun kırılması da boşanmasıdır."
Hz. Ebû Hüreyre'nin başka bir rivayetinde de Pey-
gamber Efendimiz (a.s.m.) şöyle buyururlar:
"Allah'a ve Ahiret gününe iman eden, bir meseleye
şahit olduğu, gördüğü zaman ya hayır konuşsun veya
Onur Çağlar Din Üstüne Kim, Ne Diyor?
31
sussun. Kadınlar hakkında iyilik ve hayır tavsiye edi-
niz. Çünkü onlar kaburga kemiğinden yaratılmışlar-
dır. Kaburga kemiğinin en eğri tarafı da üst tarafı, uç
kısmıdır. Eğer onu doğrultup düzeltmeye kalkışırsa-
nız, onu kırarsınız. Kendi halinde bırakırsanız daima
eğri kalır. Öyle ise birbirinize, kadınlara iyi davran-
mayı tavsiye ediniz" (1)
Hadis-i şerif, ilk kadın olması itibariyle Hz. Havva'
nın, dolayısıyla bütün kadın sınıfının hem maddi ba-
kımdan yaratılışına, hem de huy, karakter, tabiat,
mizaç ve bünyesine işaret etmektedir. Hz. Havva ilk
kadındı. Cenab-ı Hak onu bir hikmet eseri olarak Hz.
Adem'in bir parçasından yaratmıştı. Daha sonraki
bütün kadın ve erkekler bu iki insandan türemiş, ço-
ğalmıştır.
Gerek Hz. Adem'in yaratılışında, gerekse daha sonra
Havva validemizin yaratılışında nasıl bir yaratılış ka-
nunu, hangi hikmete binaen cereyan etmiştir, bilemi-
yoruz. Bu, kudret-i İlahiyeyi göstermesi yanında,
aynı zamanda insan yaratılışına babayı birinci dere-
cede, anneyi de tali, ikinci derecede gösteriyor. Yani
çocuğun teşekkülüne sebep olan sperm erkekten gel-
diğinden, bu durumda baba birinci derecede rol oy-
namaktadır. Elmalılı merhumun ifadesiyle "Telkihi
yapan erkek ve alan kadın olmak haysiyetiyle erkek
mukaddem, kadın tali bulunuyor."(2)
Kaynak:
Onur Çağlar Din Üstüne Kim, Ne Diyor?
32
http://www.sorularlaislamiyet.com/subpage.php?s=article&aid=2466
İbn Abbas(r.a), İbn Mesut(r.a.) ve sahabeden bir
topluluktan rivayet edildiğine göre:
"İblis cennetten çıkarıldı. Allah, Adem'i cennette is-
kan etti. Adem, alışmadan ve ülfet etmeden cennette
dolaşıyordu. Kalbinin ülfet edeceği eşi yoktu. Adem,
uykuya dalmıştı, uykusundan kalktığında bir kadının
başı ucunda oturduğunu gördü. Allah onu, Adem'in
kaburga kemiğinden yaratmıştı. Adem, ondan:
"Sen kimsin?" diye sordu. O:
"Ben bir kadınım" diye cevap verdi. Adem:
"Niçin yaratıldın?" diye sorduğunda, kadın:
"Bana ülfet edesin" diye, cevap verdi.
Melekler, Adem'in ilminin ne derece olduğunu anla-
mak maksadıyla:
"Ey Adem! Kadına, neden dolayı bu ad (Havva) ve-
rilmiştir?" diye sordular. Adem:
"Çünkü o, canlı bir maddeden yaratılmıştır" dedi.
Kaynak: http://www.yaklasansaat.com/havvalink.asp
15 Ağustos 2007
Onur Çağlar Din Üstüne Kim, Ne Diyor?
33
01 Abraham Lincoln
02 Abu’l-AlaAl-Ma’arri
03 Adolf Hitler
04 Ahmet Altan
05 Aiskhylos
06 Alan Cromer
07 Albert Caroco
08 Albert Einstein
09 Aldous Huxley
10 Alphonse Capone
11 Ambrose Bierce
12 Anatole France
13 Anonim
14 Anselmus
15 Anthony Clifford Grayling
16 Arthur Charles Clarke
17 Arthur Schopenhauer
18 Ashley Montagu
19 Augsburg Din Barışı Bildirgesi
20 Auguste Comte
21 Ayn Rand
22 Aziz Nesin
Onur Çağlar Din Üstüne Kim, Ne Diyor?
34
Onur Çağlar Din Üstüne Kim, Ne Diyor?
35
Onur Çağlar Din Üstüne Kim, Ne Diyor?
36
Onur Çağlar Din Üstüne Kim, Ne Diyor?
37
Onur Çağlar Din Üstüne Kim, Ne Diyor?
38
Onur Çağlar Din Üstüne Kim, Ne Diyor?
39
Onur Çağlar Din Üstüne Kim, Ne Diyor?
40
Onur Çağlar Din Üstüne Kim, Ne Diyor?
41
Onur Çağlar Din Üstüne Kim, Ne Diyor?
42
Onur Çağlar Din Üstüne Kim, Ne Diyor?
43
Onur Çağlar Din Üstüne Kim, Ne Diyor?
44
Onur Çağlar Din Üstüne Kim, Ne Diyor?
45
Onur Çağlar Din Üstüne Kim, Ne Diyor?
46
Onur Çağlar Din Üstüne Kim, Ne Diyor?
47
Onur Çağlar Din Üstüne Kim, Ne Diyor?
48
Onur Çağlar Din Üstüne Kim, Ne Diyor?
49
Onur Çağlar Din Üstüne Kim, Ne Diyor?
50
Onur Çağlar Din Üstüne Kim, Ne Diyor?
51
Onur Çağlar Din Üstüne Kim, Ne Diyor?
52
Onur Çağlar Din Üstüne Kim, Ne Diyor?
53
Onur Çağlar Din Üstüne Kim, Ne Diyor?
54
Onur Çağlar Din Üstüne Kim, Ne Diyor?
55
Onur Çağlar Din Üstüne Kim, Ne Diyor?
56
Onur Çağlar Din Üstüne Kim, Ne Diyor?
57
01 Baruch Spinoza
02 Bertrand Russell
03 Bir Kadın Doktor
04 Blaise Pascal
05 Bruce Calvert
06 Buenaventura Durruti
Onur Çağlar Din Üstüne Kim, Ne Diyor?
58
Onur Çağlar Din Üstüne Kim, Ne Diyor?
59
Onur Çağlar Din Üstüne Kim, Ne Diyor?
60
Onur Çağlar Din Üstüne Kim, Ne Diyor?
61
Onur Çağlar Din Üstüne Kim, Ne Diyor?
62
Onur Çağlar Din Üstüne Kim, Ne Diyor?
63
Onur Çağlar Din Üstüne Kim, Ne Diyor?
64
Onur Çağlar Din Üstüne Kim, Ne Diyor?
65
Onur Çağlar Din Üstüne Kim, Ne Diyor?
66
01 Carl Edward Sagan
02 Charles Eliot Norton
03 Charles Kimball
04 Charles Templeton
05 Christopher Hitchens
06 Clinton Richard Dawkins
Onur Çağlar Din Üstüne Kim, Ne Diyor?
67
Onur Çağlar Din Üstüne Kim, Ne Diyor?
68
Onur Çağlar Din Üstüne Kim, Ne Diyor?
69
Onur Çağlar Din Üstüne Kim, Ne Diyor?
70
Onur Çağlar Din Üstüne Kim, Ne Diyor?
71
Onur Çağlar Din Üstüne Kim, Ne Diyor?
72
Onur Çağlar Din Üstüne Kim, Ne Diyor?
73
Onur Çağlar Din Üstüne Kim, Ne Diyor?
74
01 Daniel Radcliff
02 David Brooks
03 David Hume
04 David Jon Gilmour
05 Desmond Tutu
06 Diogenes
07 Don Marquis
Onur Çağlar Din Üstüne Kim, Ne Diyor?
75
Onur Çağlar Din Üstüne Kim, Ne Diyor?
76
Onur Çağlar Din Üstüne Kim, Ne Diyor?
77
Onur Çağlar Din Üstüne Kim, Ne Diyor?
78
Onur Çağlar Din Üstüne Kim, Ne Diyor?
79
Onur Çağlar Din Üstüne Kim, Ne Diyor?
80
01 Edgar Watson Howe
02 Edward Herbert
03 Emanuel Haldeman Julius
04 Emma Goldman
05 Epiküros
06 Erich Fromm
07 Ernest Hewingway
08 Ernesto Che Guevara
Onur Çağlar Din Üstüne Kim, Ne Diyor?
81
Onur Çağlar Din Üstüne Kim, Ne Diyor?
82
Onur Çağlar Din Üstüne Kim, Ne Diyor?
83
Onur Çağlar Din Üstüne Kim, Ne Diyor?
84
Onur Çağlar Din Üstüne Kim, Ne Diyor?
85
Onur Çağlar Din Üstüne Kim, Ne Diyor?
86
01 Francis Bacon
02 Francis Harry Compton Crick
03 François Marie Arouet (Voltaire)
04 Frank J. Sulloway
05 Franz Kafka
06 Frederick II
07 Friedrich Wilhelm Nietzsche
08 Fyodor Mihayloviç Dostoyevski
Onur Çağlar Din Üstüne Kim, Ne Diyor?
87
Onur Çağlar Din Üstüne Kim, Ne Diyor?
88
Onur Çağlar Din Üstüne Kim, Ne Diyor?
89
Onur Çağlar Din Üstüne Kim, Ne Diyor?
90
Onur Çağlar Din Üstüne Kim, Ne Diyor?
91
Onur Çağlar Din Üstüne Kim, Ne Diyor?
92
Onur Çağlar Din Üstüne Kim, Ne Diyor?
93
Onur Çağlar Din Üstüne Kim, Ne Diyor?
94
Onur Çağlar Din Üstüne Kim, Ne Diyor?
95
Onur Çağlar Din Üstüne Kim, Ne Diyor?
96
Onur Çağlar Din Üstüne Kim, Ne Diyor?
97
Onur Çağlar Din Üstüne Kim, Ne Diyor?
98
Onur Çağlar Din Üstüne Kim, Ne Diyor?
99
Onur Çağlar Din Üstüne Kim, Ne Diyor?
100
Onur Çağlar Din Üstüne Kim, Ne Diyor?
101
Onur Çağlar Din Üstüne Kim, Ne Diyor?
102
Onur Çağlar Din Üstüne Kim, Ne Diyor?
103
Onur Çağlar Din Üstüne Kim, Ne Diyor?
104
Onur Çağlar Din Üstüne Kim, Ne Diyor?
105
Onur Çağlar Din Üstüne Kim, Ne Diyor?
106
Onur Çağlar Din Üstüne Kim, Ne Diyor?
107
Onur Çağlar Din Üstüne Kim, Ne Diyor?
108
Onur Çağlar Din Üstüne Kim, Ne Diyor?
109
01 Gene Roddenberry
02 George Bernard Shaw
03 George Denis Patrick Carlin
04 George Smith
05 Gerry Duggan
06 Gore Vidal
07 Gorgias
08 Gotama Buda
Onur Çağlar Din Üstüne Kim, Ne Diyor?
110
Onur Çağlar Din Üstüne Kim, Ne Diyor?
111
Onur Çağlar Din Üstüne Kim, Ne Diyor?
112
Onur Çağlar Din Üstüne Kim, Ne Diyor?
113
Onur Çağlar Din Üstüne Kim, Ne Diyor?
114
Onur Çağlar Din Üstüne Kim, Ne Diyor?
115
Onur Çağlar Din Üstüne Kim, Ne Diyor?
116
01 Henry Bergson
02 Henry Louis Mencken
03 Howard Stern
Onur Çağlar Din Üstüne Kim, Ne Diyor?
117
Onur Çağlar Din Üstüne Kim, Ne Diyor?
118
Onur Çağlar Din Üstüne Kim, Ne Diyor?
119
Onur Çağlar Din Üstüne Kim, Ne Diyor?
120
Onur Çağlar Din Üstüne Kim, Ne Diyor?
121
Onur Çağlar Din Üstüne Kim, Ne Diyor?
122
Onur Çağlar Din Üstüne Kim, Ne Diyor?
123
Onur Çağlar Din Üstüne Kim, Ne Diyor?
124
01 Immanuel Kant
02 Isaac Asimov
Onur Çağlar Din Üstüne Kim, Ne Diyor?
125
Onur Çağlar Din Üstüne Kim, Ne Diyor?
126
Onur Çağlar Din Üstüne Kim, Ne Diyor?
127
Onur Çağlar Din Üstüne Kim, Ne Diyor?
128
01 J. Benbasset
02 Jean Bodin
03 Jean Jacques Rousseau
04 Jean Paul Sartre
05 Johann Wolfgang von Goethe
06 John Bledsoe
07 John Locke
08 John Stuart Mill
09 Jül Sezar
Onur Çağlar Din Üstüne Kim, Ne Diyor?
129
Onur Çağlar Din Üstüne Kim, Ne Diyor?
130
Onur Çağlar Din Üstüne Kim, Ne Diyor?
131
Onur Çağlar Din Üstüne Kim, Ne Diyor?
132
Onur Çağlar Din Üstüne Kim, Ne Diyor?
133
Onur Çağlar Din Üstüne Kim, Ne Diyor?
134
Onur Çağlar Din Üstüne Kim, Ne Diyor?
135
Onur Çağlar Din Üstüne Kim, Ne Diyor?
136
Onur Çağlar Din Üstüne Kim, Ne Diyor?
137
Onur Çağlar Din Üstüne Kim, Ne Diyor?
138
01 Karl Heinrich Marx
02 Katharine Houghton Hepburn
03 Katolik Kilisesi
04 Kenneth Humphreys
05 Ksenofanes
Onur Çağlar Din Üstüne Kim, Ne Diyor?
139
Onur Çağlar Din Üstüne Kim, Ne Diyor?
140
Onur Çağlar Din Üstüne Kim, Ne Diyor?
141
Onur Çağlar Din Üstüne Kim, Ne Diyor?
142
Onur Çağlar Din Üstüne Kim, Ne Diyor?
143
01 Lactantius
02 Louis Armstrong
03 Lucius Annaeus Seneca
Onur Çağlar Din Üstüne Kim, Ne Diyor?
144
Onur Çağlar Din Üstüne Kim, Ne Diyor?
145
Onur Çağlar Din Üstüne Kim, Ne Diyor?
146
01 Mahatma Gandi
02
03
04
05
06
07
08
09
10
11
12
Onur Çağlar Din Üstüne Kim, Ne Diyor?
147
Onur Çağlar Din Üstüne Kim, Ne Diyor?
148
Onur Çağlar Din Üstüne Kim, Ne Diyor?
149
Onur Çağlar Din Üstüne Kim, Ne Diyor?
150
Onur Çağlar Din Üstüne Kim, Ne Diyor?
151
Onur Çağlar Din Üstüne Kim, Ne Diyor?
152
Onur Çağlar Din Üstüne Kim, Ne Diyor?
153
Onur Çağlar Din Üstüne Kim, Ne Diyor?
154
Onur Çağlar Din Üstüne Kim, Ne Diyor?
155
Onur Çağlar Din Üstüne Kim, Ne Diyor?
156
Onur Çağlar Din Üstüne Kim, Ne Diyor?
157
Onur Çağlar Din Üstüne Kim, Ne Diyor?
158
Onur Çağlar Din Üstüne Kim, Ne Diyor?
159
Onur Çağlar Din Üstüne Kim, Ne Diyor?
160
Onur Çağlar Din Üstüne Kim, Ne Diyor?
161
Onur Çağlar Din Üstüne Kim, Ne Diyor?
162
Onur Çağlar Din Üstüne Kim, Ne Diyor?
163
Onur Çağlar Din Üstüne Kim, Ne Diyor?
164
Onur Çağlar Din Üstüne Kim, Ne Diyor?
165
Onur Çağlar Din Üstüne Kim, Ne Diyor?
166
Onur Çağlar Din Üstüne Kim, Ne Diyor?
167
Onur Çağlar Din Üstüne Kim, Ne Diyor?
168
Onur Çağlar Din Üstüne Kim, Ne Diyor?
169
Onur Çağlar Din Üstüne Kim, Ne Diyor?
170
Onur Çağlar Din Üstüne Kim, Ne Diyor?
171
Onur Çağlar Din Üstüne Kim, Ne Diyor?
172
Onur Çağlar Din Üstüne Kim, Ne Diyor?
173
01 Onur Çağlar
Onur Çağlar Din Üstüne Kim, Ne Diyor?
174
Onur Çağlar Din Üstüne Kim, Ne Diyor?
175
Onur Çağlar Din Üstüne Kim, Ne Diyor?
176
Onur Çağlar Din Üstüne Kim, Ne Diyor?
177
Onur Çağlar Din Üstüne Kim, Ne Diyor?
178
Onur Çağlar Din Üstüne Kim, Ne Diyor?
179
Onur Çağlar Din Üstüne Kim, Ne Diyor?
180
Onur Çağlar Din Üstüne Kim, Ne Diyor?
181
Onur Çağlar Din Üstüne Kim, Ne Diyor?
182
Onur Çağlar Din Üstüne Kim, Ne Diyor?
183
Onur Çağlar Din Üstüne Kim, Ne Diyor?
184
01 Papa 5ci Leo
02 Paul Lafargue
03 Percy Bysshe Shelley
04 Peter Llyod
05 Peter Ustinov
06 Platon
07 Pyotr Alekseyeviç Kropotkin
Onur Çağlar Din Üstüne Kim, Ne Diyor?
185
Onur Çağlar Din Üstüne Kim, Ne Diyor?
186
Onur Çağlar Din Üstüne Kim, Ne Diyor?
187
Onur Çağlar Din Üstüne Kim, Ne Diyor?
188
Onur Çağlar Din Üstüne Kim, Ne Diyor?
189
Onur Çağlar Din Üstüne Kim, Ne Diyor?
190
01 Quentin Crisp
Onur Çağlar Din Üstüne Kim, Ne Diyor?
191
Onur Çağlar Din Üstüne Kim, Ne Diyor?
192
01 Richard Feymann
02 Ricky Gervais
03 Robert Anson Heinlein
04 Robert G. Ingersoll
05 Robert McNair Price
06 Robert Owen
07 Ruth Hurmence Green
Onur Çağlar Din Üstüne Kim, Ne Diyor?
193
Onur Çağlar Din Üstüne Kim, Ne Diyor?
194
Onur Çağlar Din Üstüne Kim, Ne Diyor?
195
Onur Çağlar Din Üstüne Kim, Ne Diyor?
196
Onur Çağlar Din Üstüne Kim, Ne Diyor?
197
Onur Çağlar Din Üstüne Kim, Ne Diyor?
198
Onur Çağlar Din Üstüne Kim, Ne Diyor?
199
Onur Çağlar Din Üstüne Kim, Ne Diyor?
200
Onur Çağlar Din Üstüne Kim, Ne Diyor?
201
Onur Çağlar Din Üstüne Kim, Ne Diyor?
202
Onur Çağlar Din Üstüne Kim, Ne Diyor?
203
01 Salman Rüşdü
02 Sigmund Freud
03 Stephen F. Roberts
04 Stephen Hawking
05 Steven Weinberg
06 Swaim Vivekananda
07 Sydney Smith
Onur Çağlar Din Üstüne Kim, Ne Diyor?
204
Onur Çağlar Din Üstüne Kim, Ne Diyor?
205
Onur Çağlar Din Üstüne Kim, Ne Diyor?
206
Onur Çağlar Din Üstüne Kim, Ne Diyor?
207
Onur Çağlar Din Üstüne Kim, Ne Diyor?
208
Onur Çağlar Din Üstüne Kim, Ne Diyor?
209
01 Tertullianus
02 Teslime Nesrin
03 Thomas Edison
04 Thomas Jefferson
05 Thomas Paine
06 Tom Waits
Onur Çağlar Din Üstüne Kim, Ne Diyor?
210
Onur Çağlar Din Üstüne Kim, Ne Diyor?
211
Onur Çağlar Din Üstüne Kim, Ne Diyor?
212
Onur Çağlar Din Üstüne Kim, Ne Diyor?
213
Onur Çağlar Din Üstüne Kim, Ne Diyor?
214
Onur Çağlar Din Üstüne Kim, Ne Diyor?
215
01 Umberto Eco
Onur Çağlar Din Üstüne Kim, Ne Diyor?
216
Onur Çağlar Din Üstüne Kim, Ne Diyor?
217
01 Victor Marie Hugo
Onur Çağlar Din Üstüne Kim, Ne Diyor?
218
Onur Çağlar Din Üstüne Kim, Ne Diyor?
219
01 Walt Whitman
02 William Hawells
03 William James
04 William Shakespaire
05 William Thomas Cummings
06 Woody Allen
Onur Çağlar Din Üstüne Kim, Ne Diyor?
220
Onur Çağlar Din Üstüne Kim, Ne Diyor?
221
Onur Çağlar Din Üstüne Kim, Ne Diyor?
222
Onur Çağlar Din Üstüne Kim, Ne Diyor?
223
Onur Çağlar Din Üstüne Kim, Ne Diyor?
224
01 Yuri Gagarin
Onur Çağlar Din Üstüne Kim, Ne Diyor?
225
Hakkımda
Savaşların alıp başını gittiği, ya-
şam koşullarının dayanılmaz bir
noktaya ulaştığı bir dönemde, be-
nim Sivas'ta doğup İstanbul'da
büyümüş olmamı bilmenin kim-
seye yarar sağlayacağını düşün-
müyorum. Henüz lise öğrencisiy-
ken evlendirildiğim(iz)de, ya-
şım(ız) tutmadığı için "resmi nikâh”ı birkaç sene
beklediğimiz de kimsenin işine yaramaz. Birkaç kez
gözaltına alınmam, izleyen günlerde tutuklanmam da
kimsenin...
Henüz minicik bir ilkokul öğrencisiyken mahallemiz
birden bire ıssızlaşmaya, insansızlaşmaya başladı.
Sonradan bunun nedeninin "Sıkıyönetim" oldu-
ğunu, asker ve polis "amcalarımın" köşe-bucak
"anarşit-şaki" aradığını öğrenmiştim babamdan.
Tren istasyonlarında bu "anarşit-şaki"lerin "Aranı-
yor!" afişinde resimlerini gördüğüm zaman, "Demek
ki 'anarşit' bunlarmış!" diye düşündüm "anarşit"in ne
anlama geldiğini bilmeden.
Devrimci önderlerden Deniz Gezmiş'in ismini sık sık
duyuyordum ama Mahir Çayan'ın ismini ilk kez İs-
tanbul-Maltepe'de Sibel Erkan'ı rehine alma eylemi
Onur Çağlar Din Üstüne Kim, Ne Diyor?
226
sırasında duydum. Çocuktum; ne olup bittiğini bil-
miyor, anlayamıyordum. İbrahim Kaypakkaya'yı ise,
çok sonraları duydum.
Devrimci mücadele ile tanıştıktan sonra her şey
"puzzle" gibi yerine oturmaya başladı: Resim git-
tikçe netleşiyor, netleşen resim beni yeni alanlara
yönlendiriyor, dur-durak bilmeden ne bulursam
okumamı ve araştırmamı hızlandırıyordu. Önceleri
faşizmi teorik olarak "ezberledim", sonra da aktif
pratiğin içinde yaşayarak öğrendim!
İşçi olarak başlayan çalışma hayatım, yine bir işçi
olarak devam ediyor.
Eşim ve çocuklarımla birlikte İsviçre'de yaşıyorum.
Onur Çağlar Din Üstüne Kim, Ne Diyor?
227